You are on page 1of 282

Altay Tuvalar - Altaylarda Unutulmu Bir Trk Halk

brahim Ahmet Aydemir*


zet: Bir disiplin olarak Trkoloji, sadece Trk dillerin aratrlmasn deil, ayn zamanda Trk halklarnn tarihini, meneini, dini inanlarn, maddi-manevi kltrn ve sosyoekonomik yapsn aratrmay da kapsamaktadr. Bu balamda byk kk btn Trk halklarnn tarihleri ve maddi kltr varlklar bilimsel veriler ve ltler dikkate alnarak aratrlmal ve irdelenmelidir. te biz bu makalede, Dou Altaylarda bugnk Moolistann batsnda yaayan kk bir Tuva grubunu konu edindik. Altay Tuvalar olarak da adlandrlan bu grup, bata Tuva Cumhuriyeti Tuvalar olmak zere dier Tuva gruplarndan ok uzun yllar ayr kalmlardr. Bu ayr kaln ve isole bir hayat srn de neticesi olarak Altay Tuvalarnn bugn kendine has dili, tarihi, ve kltr olumutur. Bu makalede ncelikle Altay Tuvalarnn tarihi, kkeni, dili, dini ve maddi kltr n plana karlmtr. Bunlar ortaya konulurken bir taraftan da Altay Tuvalarnn halihazrdaki durumlar da en son bilimsel veriler dikkate alnarak betimlenmeye allmtr. Anahtar Kelimeler: Tuvalar, Altay Tuvalar, Moolistan Tuvalar, Gney Sibirya Trk Halklar.

Giri Tuvalar, Gney Sibiryada yaayan ve kendilerini Tva/Dva olarak adlandran kk bir Trk halkdr. Tuvalarn byk ounluu, bugnk Rusya Federasyonuna bal zerk Tuva Cumhuriyetinde1 yaamaktadr ve en son verilere gre saylar yaklak 200.000dir (Boeschoten 1998: 14). Daha nceki birok kaynakta Soyon, Soyot, Uryankay, Urjanhajci olarak tanmlanan Tuvalarn etnik oluumunda, Trk olduu kadar Samoyed, Kett ve Mool unsurlarnn katks vardr (Golden 2006: 496). Mengese gre bugnk Tuvalar, inde 581-618 yllar arasnda hkm sren Su hanedan zamannda Krgzlarn dousunda, Baykal glnn gneyinde ve Uygurlarn kuzeyinde yaam olan ve in kaynaklarnda Du-bo (Tuba) olarak geen halkn torunlardr (Menges 1959b: 90). Trklerin Gney Sibiryaya ilk gelileri, Mool hkmdar Timuin (Temcin) zamannda, yani 12. yzyln ikinci yarsndadr (Menges 1963: 75). Etnik kken itibariyle Gney Samoyed*

Uluda niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm / BURSA aydemirahmet@aol.com

bilig K / 2009 say 48: 1-12 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

lerden (Sd-Samojeden) olduklar tahmin edilen Tuvalarn kesin olarak Trklemeleri ise, 19. yzyln ortalarna rastlamaktadr (Menges 1959b: 91, 1963: 79). Bu dnem, ayn zamanda blgede Rus istilalarnn ve Ruslatrma politikalarnn balad bir dnemdir. Bugn Tuvalarn arlkl olarak yaad Tuva Cumhuriyeti, Yenisey rma ile onun yan kollar olan Biy-Hem ve Kaa-Hem rmaklarnn kavutuklar havzada yer almaktadr. Bu blge, gneyde Tannu-Ola, batda Altay Dalar, kuzeybatda ve kuzeydouda ise Sayan Sradalarnca evrilidir. Tuva Cumhuriyeti dnda Tuvalara, Moolistann bats ile kuzeybatsnda ve inin kuzeybatsndaki incan (Xinjiang) blgesinde rastlanmaktadr (Menges 1959b: 91-92). Moolistanda saylar yaklak 6.000 olan Tuvalarn byk bir blm, lkenin en batsndaki Bayan lgiy, Hovd ve Uvs illerinde yaamaktadr. Bayan lgiy iline bal Sengel (Cengel) kasabasnda yaayan Tuvalar, Altay Tuvalar olarak adlandrlmaktadr (Taube 1981a: 35, 1996: 213). 1960l yllarda yaklak 2.400 olan Altay Tuvalarnn says, 1970li yllarda deiik nedenlerle yaanan gler yznden 1980li yllarn banda 1.300e kadar dmtr (Taube 1987: 100). Bu glerin sebepleri arasnda, Kazaklarla yaanan sorunlar, blgedeki ekonomik skntlar ve isizlik saylabilir. Sengelden Moolistann i blgelerine doru yaanan g, 1985ten itibaren durmutur. G eden ailelerin zamanla geri dnmeleriyle, blgedeki Tuvalarn says tekrar artmaya balamtr. 1994 ylnda, zellikle blgede ilk Tuvaca eitim veren bir okulun almasndan sonra 30 aile btn srleriyle birlikte Sengele geri dnmtr. Yine 1995 ylnn balarnda 30 aile daha blgeye geri dnmtr. Taubeye gre bu dnn esas sebebi, Moolistanda da kendini hissettiren Perestroika politikasdr (1996: 223). En son verilere gre gnmzde Sengelde yaayan Tuvalarn says, yaklak olarak 2.400dr (Johanson 2001: 26). Moolistann kuzeyindeki Hvsgl blgesinin kuzeybatsnda yaayan, kendilerini Duha (Ducha) olarak adlandran ve komular Moollarca Tsaatan (geyik yetitiricisi) olarak nitelendirilen kk bir Tuva grubu daha vardr ki bunlarn says yaklak olarak 200-250dir. Bunlarn dnda Tuvalarn yaad bir baka lke de indir. inin kuzeybatsndaki incan (Xinjiang) zerk Uygur Cumhuriyetinde yaayan ve saylar en son verilere gre yaklak 3.000 olan Tuvalar, bilimsel evrelerde genelde Cungar Tuvalar (JungarTuwiner) olarak bilinmektedir. Ayn zamanda Kazakistann dousundaki Altay blgesinde de baz kk Tuva gruplar yaamaktadr. Sengel kasabas, Moolistann en batsnda Hovd rma ile onun yan kollar olan Godan, Xara: t/Xarangt ve Aq-Hem rmaklarnn kavutuu bir havza2

Aydemir, Altay Tuvalar Altaylarda Unutulmu Bir Trk Halk

da yer almaktadr. Burada yaayan Altay Tuvalarn, gerek kltr gerekse folkloru ve etnografik yapsyla etraflca bilim alemine tantan, Leipzig niversitesi Mool Dili ve Edebiyat uzman Dr. Erika Taube olmutur. Taubenin bu bilimsel serveni, 1960l yllarda Leipzig niversitesi Alman Dili Edebiyat Blmnde okuyan ve ayn zamanda kendisi de bir Altay Tuvas olan Galsan inagla bir tesadf sonucu tanmasyla balar.2 Daha sonralar Taube, Galsan inagn da yardm ve rehberliinde folklorik ve etnografik malzeme derlemek zere Sengel blgesine gitmi, deiik aralklarla o blgede kalm, Tuvalar arasnda yaam, dostluklar edinmi, Tuvaca renmitir. 1966, 1967, 1969 ve 1982 yllarnda blgede yapm olduu drt ayr saha aratrmasnda, Altay Tuvalarnn etnografya ve folkloruna ilikin ok hacimli saylabilecek bir malzeme derlemitir. Derlenen bu malzemeler, ounlukla masallardan olumakta olup, bunlar arasnda ayn zamanda szl gelenek rn birok halk iiri (bilmece, ark, at vb.) de yer almaktadr. Bayan Taube tarafndan yazya geirilen ve transkripsiyonu yaplan metinlerin ilk blm, Tuwinische Folkloretexte aus dem Altai (Cengel /Westmongolei): Kleine Formen adyla tek ciltlik bir kitap olarak ubat 2008de Harrassowitz yaynevinde baslmtr. Tamamen etnografik ve folklorik amalarla derlenen bu malzemeler, ayn zamanda gerek Trkenin ve gerekse Tuvacann fonetik, morfolojik ve szdizimsel adan betimlenmesinde mutlaka deerlendirilmesi gereken metinler olmas hasebiyle de byk bir nem tamaktadr. Bunun yannda bu metinler, Gney Sibiryadaki deiik diller balamnda gndeme gelen ikidillilik ve dil etkileimi asndan da deerlendirilmesi gereken esiz bir malzeme niteliindedir. Zira Sengeldeki Altay Tuvalar, kendi anadilleri Tuvacann yan sra, eitim dili ve resmi dil olarak Kazaka (veya Moolca) ve devlet dili olarak da Moolca kullanmak durumundadrlar. Altay Tuvalar, kendi aralarnda iki gruba ayrlrlar: Moncak veya Gk Moncak (Boncuk/Gk Boncuk) ve Soyot (Soyon); ikinci grup da kendi arasnda Ak Soyot ve Xara Soyot olmak zere yine iki alt gruba ayrlr (Taube 1978: 318). Moollar tarafndan genelde Uryanhay (Urjanchaj) olarak adlandrlan Altay Tuvalar, her ne kadar kendilerini Uryanhaylarla akraba hissetseler ve kltrel alanda byk bir benzerlik gsterseler de, Moolcann belli bir lehesini konuan Uryanhaylardan kendilerini kesin olarak ayrrlar ve bu ayrm konusunda da kesin olarak srarcdrlar. Sengeldeki Tuvalar, ayn zamanda yine bir Trk halk olan ve saylar blgedeki toplam nfusun te ikisini oluturan Kazaklarla dorudan bir komu3

bilig, K / 2009, say 48

luk ilikisi iinde yaamaktadrlar.3 Ancak bu Tuvalarn Kazaklarla olan ilikileri pek de iyi deildir. Bunun sebepleri arasnda, Kazaklarn Mslman olmalar, Tuvalarn blgede aznlk durumunda olmalar, Tuvacann ve Tuva kltrnn Kazaka ve Kazak kltrne gre ikinci planda kalmas saylabilir (bkz. Taube 1996).

Altay Tuvalarnn Tarihine Dair Salam ve gvenilir verilere ulamann zor olmasndan ve eldeki verilerin ok kstl kalmasndan dolay Altay Tuvalarnn tarihi, byk lde hl karanlktadr. Eldeki verilerin byk ounluu, ya Rus seyyahlarn yazdklarna ya da Altay Tuvalarnn kendi kkenleriyle ilgili szl anlatlarna dayanmaktadr. Mesela Potapov sz konusu bu Tuvalarn, Moolistann batsndaki Hovd (Chovd) rma havzasnda yaayan Altay Tuvalar ya da Altay Uryanhaylar olduklarn belirttikten sonra, bunlarn Altay Uryanhaylar arasnda yaayan kk bir Tuva grubu olduunu, civarda yaayan dier halklar tarafndan Uryanhay Moncak olarak adlandrldklarn ve kendi z dilleri olan Tuvacay byk lde muhafaza ettiklerini belirtmektedir (1969).
Bununla birlikte Altay Tuvalarnn kkenlerine ilikin kesin ve salam bilgiler yok denecek kadar azdr. rnein hangi tarihlerde bugn yaadklar Sengel blgesine geldikleri konusunda kesin bir ey sylemek mmkn deildir.4 Ancak Taubenin verdii bilgiler gz nne alndnda, Altay Tuvalarnn 19. yzyln ikinci yarsnda sz konusu blgede otlaklar mevcuttu (1978: 320). Rus seyyahlarn vermi olduu bilgiler esas alndnda da, Tuvalarn bu yreye en ge 19. yzyln balarnda gelmi olmalar gerekir (1981a: 35). Yine eldeki baz verilerde, Altay Tuvalarnn 1921 Moolistan Halk Devrimi srasnda dalk blgelerde gebe olarak yaayan ve obanlkla uraan halklardan biri olduu, 20. yzyln ortalarna kadar inin batsndaki Uygur zerk Blgesindeki Cungar Tuvalaryla irtibatlarnn devam ettii ileri srlmektedir (Taube 1994). Bu bilgi ve verilerin yan sra, yukarda da ksmen bahsetmi olduumuz Tuvalarn kendi tarihlerine ve kkenlerine ilikin szl gelenek rn hikayeleri vardr. Bu hikayeler her ne kadar bilimsel olmasalar da, Altay Tuvalarnn yakn tarihine, diline, kltrne, gelenek ve grenekleriyle sosyal hayatlarna dair birok ipucu vermektedir. Mesela bu tarihi hikayelerin bazlarnda ve Taubenin derledii szl gelenek rn iirlerde, tarihi Cungarlarn hkmdar Amursanann Tuvalarn bir beyi olduu bilgisine ulalmtr (Taube 1994).

Aydemir, Altay Tuvalar Altaylarda Unutulmu Bir Trk Halk

Sosyo-ekonomik Durum Bayan lgiy iline 45 km uzaklktaki Sengel kasabas, Altay Dalarnn dousunda, en yksek tepesinin denizden ykseklii 4.355 m olan bir havzada yer almaktadr (Taube 1977: 38). Bu en yksek nokta, ayn zamanda Altaylarn merkezi olarak da kabul edilmektedir. Bu blgede Tuvalar, yksek dalardaki bozkrlarda veya ormanlarda gebe ve yar gebe olarak yaayagelmilerdir. Gebelikten ksmi yerleik hayata gei, Taubeye gre 1970li yllarda balamtr (1981a). Yerleik hayata gei, zaman ierisinde ok hzl olmasa da devam edegelmitir. 1970li yllar boyunca nfusun yarya yakn kee adrlarda yaamaktayd.
Bu blgedeki ar iklim ve tabiat artlar, Altay Tuvalarnn geleneksel hayat biimlerini ve sosyoekonomik durumlarn byk oranda etkilemi ve belirlemitir (Taube 1981a: 39). Ylda sadece ay scakln grlmesi ve klar snn eksi 50 derecelere kadar dmesi, blge insann ekonomik anlamda byk oranda snrlamakta ve kstlamaktadr. Blgenin zor corafi yapsndan ve ar doa artlarndan tr, hayvanclk ve avclk, gebe ve yar gebe hayat sren Altay Tuvalarnn tek ekonomik geim kaynan oluturmaktadr. Bunun yannda ok snrl olmakla birlikte, rmak kenarlarndaki sulak arazilere tahl da ekmektedirler (Taube 1981a: 39).

Din ve Kltr Altay Tuvalarnn geleneksel dini olan amanizm, kendine zg kurallar ve ilkeleri konusunda kesin ve kat bir inan sistemi deil, aksine yayld ve yaand toplumlarn yerel kltrlerine, gelenek ve grenekleriyle deer yarglarna gre farkllklar gsteren bir inan biimidir (Taube 1981c: 43). Bu bilimsel tespit, Sibirya Trk Halklarnn inan sistemlerini irdelerken ve betimlerken mutlaka gz nne alnmas gereken bir ilkedir.
Sibirya Trk halklarndan biri saylan Tuvalarda amanizm inan, olduka nemlidir. Bu ok eski inan sisteminin blgede yayl, Tuvalarn da yaad corafyada ekonomi kltr anlamnda ormanlk alanlardan geni bozkrlara bir geiin yaand ve bunun sonucu olarak da hayvanclk ve avcln n plana kt bir dneme denk gelmitir. Taubeye gre, bu ilk dnemde blgedeki corafi artlara da uygun den deiik ekonomi kltr tipi mevcuttu: 1) Yksek dalarn ormanlk alanlardaki avclar ve geyik obanlar, 2) yksek dalarn bozkrlarndaki gebe obanlar ve 3) yksek dalarn ormanlk alanlardaki ve bozkrlarndaki gebe ve yar gebe avclar ve obanlar (Taube 1981c: 43).

bilig, K / 2009, say 48

amanizm inanc, 20. yzyln ortalarndan itibaren Dou Altaylardaki Tuvalarn hayatlarnda artk nemli bir rol oynamamaktadr (Taube 1981c: 45). Bununla birlikte gnlk hayata ait birok gelenek ve grenekte hl eski aman inannn ve dnce sisteminin etkilerini grmek mmkndr. Bayan Taube Sengel kasabasndaki saha aratrmalar esnasnda, eskiden aman olarak alm Tuvalara (ki bunlar arasnda kadnlar da vardr) rastladn, onlarla sohbet ettiini ve onlara eitli seanslar verdirerek amanizm hakknda hem teorik hem de uygulamaya ynelik bilgiler elde ettiini belirtmektedir. Bu bilgilere gre, amanlarda aranan nitelikler yle sralanabilir: 1) Belirli bir iir kabiliyeti olmal, 2) iyi bir anlatc olmal ve 3) mutlaka uratklar bir meslekleri olmal (mesela demircilik).5 Geleneksel din amanizm bir tarafa brakldnda, Altay Tuvalarnn bugn esas ve arlkl dini Budizmdir. Bu inan sistemi, Tibet Budizminin kuzeyde gelien ekli olan ve bu ekliyle Moolistana giren Lamaizmdir. Tuvalar bu Budist inan sistemini nisbeten ge yani yaklak olarak 19. yzyln balarnda benimsemilerdir (Taube 1981a: 39). lk nceleri Lamaizm, Altay Tuvalarnn inan sisteminde yzeysel bir etki yarattysa da, eski aman inannn ve kltrnn izlerini tamamen ortadan kaldramamtr. Bundan dolaydr ki Lamaizm, bu topraklarda gl bir pozisyon kazanamamtr (Taube 1981c: 44). Altay Tuvalar, belki de inan sitemlerinin bir gerei olarak tabiata ok byk bir sayg duyarlar. Bu sayg balamnda, bir taraftan tabiata ve tabiat olaylarna, baz hayvanlara, dalara, rmaklara ve su kaynaklarna bir kutsallk atfedilirken, dier yandan da bata Altay Da olmak zere tabiatn ruhu olduuna inanlmaktadr (Taube 1981a: 39). Mesela Altay Da adeta tanrlatrlmakta ve ona eitli adaklar sunulmak suretiyle bir takm kt ruhlarn etkisinden korunulduuna inanlmaktadr. Altay Da aslnda onlar iin her eydir, yani neleri var neleri yoksa hepsi Altay Dann onlara bir hediyesidir. Bylece Altay onlar iin tpk bir baba, onlara her eyini veren ve onlarn yaamalarn salayan bir baba (Taube 1972: 120). Bunun iindir ki onlar kr ve memnuniyetlerini, ona sunduklar adaklarla ifade ederler. Bunun yannda ate de, tpk dier Sibirya halklarnda olduu gibi Altay Tuvalarnda da en kutsal varlklardan biridir. Btn bu motifler, bata masallar olmak zere Altay Tuvalarnn birok szl gelenek rn iirlerinde bariz bir ekilde grlmektedir.

Dil ve Edebiyat Tuvaca, Trk dilleri ailesinin kuzeydou koluna mensup olup, bu kol ierisinde bata Karagasa olmak zere Hakasa, orca, ulm Trkesi ve Al6

Aydemir, Altay Tuvalar Altaylarda Unutulmu Bir Trk Halk

tayca gibi dillerle beraber Gney Sibirya Trk Dilleri alt grubunu oluturmaktadr. Bu diller arasnda Tuvacann en yakn olduu dil ise Karagasadr. Bu yaknla dikkat eken Menges, bu iki dilin Gney Sibirya Trk Dilleri ierisinde zel bir grup oluturduundan bahseder (1959a: 640). Altay Tuvalarnn diline gelince, bu dil Tuvacann bir az olarak deerlendirilmekte ve bu makalede Altay Tuvacas olarak ifade edilmektedir. Altay Tuvalarnn yaadklar Sengelde 1991 ylna kadar Moolca devlet dili ve ayn zamanda eitim dili, Kazaka ise resmi dil konumundayd. Dolaysyla buradaki Tuvalar, resmi dairelerde ve birok resmi kuruluta yabanc bir dil kullanmak zorundaydlar (Taube 1996: 216). 1989a kadar Tuva ocuklar okullarda kendi ana dillerinde deil, Kazaka veya (ounlukla da) Moolca eitim gryorlard. lk defa 1989 ylnda Sengel kasabasndaki okullarda Tuvaca dersi verilmeye baland ve 1991 ylnda da Tuvaca eitim veren ilk okul ald. Bu okulda, Tuva Cumhuriyetinin eitim programlar uygulanm, eitim dili ise Standart Tuvaca olmutur. Altay Tuvalar, bulunduklar lkenin corafi konumu itibariyle ok uzun zamandan beri bata Tuva Cumhuriyetindeki Tuvalar olmak zere dier Tuva gruplarndan ayr ve kopuk yaamlardr. Bu durum inin kuzeybatsndaki Cungar Tuvalar iin ok geerli deildir. Zira 20. asrn ortalarna kadar Altay Tuvalar snrn br yanndaki Cungar Tuvalaryla devaml bir iliki iindeydiler. Bu iki grubun irtibat, 1950lerde balayan sk snr kontrolleriyle byk lde kopmutur. Dolaysyla Altay Tuvalar, bu kopukluk ve dier Tuva gruplarndan ayr kaln da bir sonucu olarak, gerek dilde, gerekse madd kltr ve folklorda birok eski ge ve zellii koruyabilmilerdir. Tabii burada Altay Tuvalarnn bata Ruslar olmak zere, dier halklarla hemen hemen hi irtibata girmeden izole olarak yaamalarnn da rol olduunu vurgulamak gerekir. Altay Tuvacasnda, Trk dnyasnn dier blgelerinde hemen hemen hi grlmeyen birtakm arkaik zellikler grlebilmektedir. Mesela bu Tuvaca az, bir ada-dilidir, yani Eski Trkedeki //sesi bugn baz Trk dillerinde /y/ sesine, bazlarnda ise /z/ sesine dnt halde, Altay Tuvacasnda (ve Standart Tuvacada) /d/ sesine dnmtr. Bir dier arkaik zellik ise, zarffiil ekleriyle kurulan baml sral cmlelerin (periodische Kettenstze)6 Altay Tuvalarnn dilinde ok yaygn olarak kullanlmasdr. Bu cmle tipi, bugnk modern Trk dillerinin birounda, Hint-Avrupa dilleriyle olan etkileimin bir sonucu olarak, hemen hemen hi kullanlmamaktadr. Altay Tuvacasnda GA ve ksmen de -(X)p zarf-fiil ekleriyle kurulan bu tip baml sral cmleler ok yaygn olmasna ramen, Standart Tuvacada hemen hemen hi g7

bilig, K / 2009, say 48

rlmez. Bu fark, Altay Tuvacasnn Rusa gibi Hint-Avrupa dilleriyle etkileimde bulunmamasyla izah edilebilir. Zira Hint-Avrupa dilleriyle etkileimde olan Trk dillerinde, birden ok zarf cmlesinin deiik bir szdizimsel teknikle birbirine zincirleme balanmasyla oluan bu cmle tipi, hemen hemen hi grlmez. Ancak elit aydn dili olarak Osmanlcada -(y)Ip zarf-fiil ekinin yardmyla kurulan bu tip cmleler, olduka yaygn olarak kullanlmtr. Blgedeki birok halk gibi Altay Tuvalarnn yazl bir edebiyat gelenei olmadndan, onlardan derlenen metinler sadece szl gelenek rndr. Taubenin sadece folklorik ve etnografik amalarla derledii metinler dikkate alndnda, zellikle masallar ok dikkat ekmektedir. Masallardaki dilin yaps, ifade kabiliyeti, gelimilii, anlatm teknii olduka ileri dzeydedir. Uzun ve karmak yapl cmlelerin varl, zellikle zarf-fiil cmlelerinin kurulu teknikleri, masallardaki dilin ulat seviyeyi ortaya koymak asndan da nemli bir gstergedir. Taubenin derledii metinler arasnda, masallarn yan sra halk iiri trnde de birok ark, bilmece, at vb. iirler de vardr. Bu tr iirler dikkate alndnda, her eyden nce szl de olsa Altay Tuvalarnda gl bir halk iiri geleneinin varlndan sz edilebilir. Bu iirler, gerek teknik adan ve gerekse dil ve anlatm ynnden belli bir seviyeye ulaldn gstermektedir. lenen konular arasnda, bata Altay Da olmak zere tabiate ve tabiat olaylarna gsterilen kutsallk, onlarn ruhlarn kutsama ve vme yer almaktadr. Genel olarak bakldnda, Altay Tuvalarnn gerek halk hikayesi trnde gerekse halk iiri geleneinde belli bir dzeye ulatklar sylenebilir.

Aklamalar
1. 21 Ekim 1993 tarihinde kabul edilen Yeni Anayasa ile Tuva Cumhuriyeti (Respublik Tuva) adn almtr. 2. Kendisi bir Altay Tuvas olan Galsan inag, 1960l yllarda Leipzig niversitesi Alman Dili ve Edebiyat Blmndeki lisans eitimini tamamladktan sonra, bir ara lkesine geri dnm ve ksa sureli memuriyetlerde bulunmutur. Ancak yaz yazmaya ok yetenekli olan inag, daha niversite yllarnda balad kk hikaye tr yazlarn daha da gelitirmi, Almanca yazd birok hikaye ve romanda, iinden kt toplumu, yetitii toplumsal evreyi, yani Altay Tuvalarn anlatmtr. 3. 1960l yllarda Sengeldeki Kazaklarn nfusu yaklak 3.600 olarak verilmektedir (Taube 1996). 4. Goldenn da iaret ettii gibi, Gney Sibiryadaki Trk nfusun bu blgeye erken dnemde mi geldii yoksa bu topraklarn Trke konuanlarn anavatanlar m olduu sorusu hl akla kavumu deildir (2006).
8

Aydemir, Altay Tuvalar Altaylarda Unutulmu Bir Trk Halk

5. Altay Tuvalarnn amanizm inan hakknda geni bilgi iin bk. Taube 1981ceye. 6. Periodische Kettenstze terimi iin bk. Johanson 1992. Bu tr cmlelerin en nemli zellii, birbirine balanan yancmleler (zarf cmleleri) arasnda bir belirtme/tamlama (Modifikation) ilikisinin deil, sadece bir sralama (Koordination) bantsnn bulunmasdr.

Kaynaka
Boeschoten, Hendrik (1998). The speakers of Turkic languages. L. Johanson ve . . Csat (Haz.) The Turkic Languages, London, New York: Routledge. 1-15. Golden. Peter B. (2006). Trk Halklar Tarihine Giri. ev. Osman Karatay. orum: Karadeniz Aratrmalar Merkezi (KaraM). Johanson, Lars (1992). Periodische Kettenstze im Trkischen. Wiener Zeitschrift fr Kunde des Morgenlandes 80. 201-211. (2001). Discoveries on the Turkic linguistic map. Stockholm: Swedish Research Institute in Istanbul. Menges, K. Heinrich (1959a). Das Sojonische und Karagassische. J. Deny (Haz.) PhTF I. 640-670. (1959b). Die trkischen Sprachen Sd-Sibiriens III, Tuba (Sojon und Karagas) 1. Central Asiatic Journal (CAJ) 4. 90-118. (1963). Die sibirischen Trksprachen, Handbuch der Orientalistik 5,1 (Turkologie), 72-137. Potapov, Leonid P. (1969). Oerki narodnogo byta tuvincev Akademi March, Moskva. Taube, Erika (1972). Die Widerspiegelung religiser Vorstellungen im Alltagsbrauchtum der Tuwiner der Westmongolei. Parareligieuses des peuples altaique. Strasbourg. 119-138. (1977). Zur Jagd bei den Tuwinern des Cengel-sum in der Westmongolei. Jahrbuch des Museums fr Vlkerkunde zu Leipzig 31. 37-50. (1978). Tuwinische Volksmrchen. Berlin: Akademie Verlag. (1981a). Die Tuwiner im Altai (MVR). Kleine Beitrge des Museums fr Vlkerkunde Dresden 4. 34-40. (1981b). Anfnge der Sehaftwerdung bei den Tuwinern im Westen der Mongolischen Volksrepublik. Die Nomaden in Geschichte und Gegenwart. Berlin. 97-108.
9

bilig, K / 2009, say 48

(1981c). Notizen zum Schamanismus bei den Tuwinern des Cengel-sum (Westmongo). Kleine Beitrge des Museums fr Vlkerkunde Dresden 33. 43-69. (1987). Zur traditionellen Kleidung der Tuwiner des Cengel-sum. Jahrbuch des Museums fr Vlkerkunde zu Leipzig 37. 99-128. (1994). berlieferungen zur Geschichte der Tuwiner im Altai. D. Schorkowitz (Haz.). Ethnohistorische Wege und Lehrjahre eines Philosophen. Festschrift fr Lawrence Krader zum 75. Geburtstag iinde, Frankfurt/M.Peter Lang. 279-292. (1996). Zur gegenwrtigen Situation der Tuwiner im west-mongolischen Altai, A. Berta & B. Brendemoen, C. Schnig (Haz.). Symbolae Turcologicae. Gedenkschrift fr Lars Johanson zum 60. Geburtstag, Istanbul, Uppsala: Swedish Research Insttut in Istanbul. 213-226.

10

The Altai Tuvas: A Forgotten Turkish People in the Altai Region


brahim Ahmet Aydemir*
Abstract: Turkology as a discipline engages in research on not only Turkish languages but also the history, origins, religious beliefs, material and moral cultural aspects as well as the socioeconomic composition of Turkish peoples. In this regard, the history and cultural heritage of all small and large Turkish communities need to be researched thoroughly in line with scientific data and criteria. In this study we focus on a small group of Tuvas, a people living in the west of todays Mongolia, in the Eastern Altai region. These people, who are also referred to as the Altai Tuvas, have lived apart from other Tuva groups, especially from the inhabitants of the Tuva Republic. As an outcome of this separation and isolated way of life, the Altai Tuvas have developed a language, history and culture peculiar to themselves. This article concentrates primarily on the history, origin, language, religion, and material culture of the Altai Tuvas. In doing so, it also attempts to describe the current situation of the Altai Tuvas in line with the latest scientific data in this regard. Key Words: Tuvas, Altai Tuvas, Tuvas in Mongolia, Turkish peoples of Southern Siberia.

Uluda University, Faculty of Science and Letters, Department of Turkish Language and Literature / BURSA aydemirahmet@aol.com

bilig Winter / 2009 Number 48: 1-12 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

:
*
: , , , , - . , - . , . , . , . , e, , . , , . : T, , , .

, , / . aydemirahmet@aol.com

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 1-12 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Krgzistanda niversite Genlii ve nternet: Bir Kullanmlar ve Doyumlar Aratrmas


Bnyamin Ayhan* kr Balc*
zet: Bilgi a olarak tanmlanan bu ada yeni iletiim arac olarak internetin, hzla byyerek gelitii dikkat ekmektedir. yle ki internet, bir medya arac olmaktan te, toplumu rgtleyen ve bireylerin gndelik hayatn epeevre saran bir olgu olmaya balamtr. nternet, bireyin sosyal aktiviteleri ve geliiminden devlet gvenliine, akademik almalardan aznlk topluluklarn kendini ifade ettikleri bir platform olmaya kadar farkl alanlarda insanla hizmet etmektedir. Bu alma, kullanmlar ve doyumlar perspektifinden hareket ederek, Krgzistann Bakenti Bikekte eitimlerine devam eden niversite rencilerinin, internet kullanm alkanlklarn ve motivasyon dzeylerini belirlemeyi amalamaktadr. Drt farkl niversiteden basit tesadf rneklem yoluyla seilen 308 denek zerinde yaplan aratrmada, niversite rencilerinin internet kullanmnda etkili olan drt faktr tespit edilmitir. Bu faktrler nem srasna gre; bilgilenme/etkileim, sosyal ka, ekonomik fayda ve elencedir. Bununla birlikte deneklerin internet kullanma becerisi, internet kullanm sreleri, internete duyulan gven, deneklerin okuduklar niversite, internete balanlan yer, deneklerin ulusu ve cinsiyeti, internet kullanm ve doyum motivasyonlarna verilen nem dzeyini etkileyen temel deikenler olarak ortaya kmaktadr. Anahtar Kelimeler: Krgzistan, internet, niversite rencileri, kullanmlar ve doyumlar, motivasyon.

Giri Yirminci yzyln son eyreinde bilgisayar ve yeni iletiim teknolojilerinde yaanan gelimeler, ortaya kan yeni bilgisayar alarnn baka alarla birleerek yeni alar oluturmasyla alarn a olarak adlandrlan interneti ortaya karmtr. Bu sistemin gelimesiyle her trl hareketli ve sabit grntnn, mzik ve sesin yannda metinsel verilerin bir bilgisayardan dier bilgisayara aktarm mmkn hale gelmitir (Geray 2003: 20).
Seluk niversitesi letiim Fakltesi Gazetecilik Blm / KONYA bayhan@selcuk.edu.tr sukrubalci@selcuk.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 13-40 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

Saklama, deitirme, etkileim, yeniden retim ve iletiim kanallarnn deitirilmesi gibi iletiim srelerinin ok sayda aamasn bir araya getirerek birletiren, kullanclarna zaman ve mekanla snrl olmayan kresel bir iletiim imkan salayan internet (Akta 2007: 110); (1) bireysel, grupsal ve oklu iletiimi bir arada barndrmas, (2) yaynclk iin dk tamamlanm maliyet ve dk marjinal maliyet yaratmas, (3) maliyeti az, kresel oklu iletiime olanak tanmas ve (4) dk maliyetli, kresel metin temelli, kiileraras iletiime izin vermesi gibi zellikleriyle dier iletiim aralarndan farkllk arz etmektedir (Bonchek 1997: 10, aktaran, Timisi 2003: 126). Benzer bir deerlendirmede bulunan Atabeke (2003: 63-77) gre de internet; ucuzlayan bir teknoloji haline gelmesi, sansr edilememesi, birleik bir medyum olmas, hem e anda hem de baka anlarda kullanlabilmesi, insanolunun bildii anlamdaki sahiplik kurumunu ortadan kaldrmas ve bireylere alternatif kullanm olanaklar sunmasyla geleneksel medyaya oranla bir takm avantajlar bnyesinde barndrmaktadr. Ayrca internet; (a) yksek oranda bilgi depolama ve gnderme kapasitesine sahiptir, (b) verilerin aktarlmasnda gereken zaman byk lde azaltmaktadr, (c) farkl formattaki verilerin gerek grsel gerekse de sesli olarak tanmasn salamaktadr, (d) etkileimli yaps sayesinde e zamanl ve karlkl iletiimi mmkn klmaktadr ve (e) mesajlarn alnmas ve gnderilmesinde bireysel kontroln n plana kmas gcn belli merkezde toplanmasn engellemektedir (Gibson ve Ward 2000: 304). nternet araclyla insanlar ihtiya duyduu her trl bilgiye hzl bir ekilde ulaabilmekte, dnyada meydana gelen gelimelerden annda haberdar olabilmekte, elenceli ve hoa vakitler geirebilmekte, sevdikleriyle ve tandklaryla sohbet edebilmekte, bankaclk ilemlerini yerine getirebilmekte ve hatta al-veri yapabilmektedirler (Balc ve Ayhan 2007: 175). Bu haliyle internet bir kitle iletiim arac olmann tesinde, toplumu rgtleyen ve bireylerin gndelik hayatn epeevre saran bir olgu haline gelmeye balamtr. Bireyin sosyal aktiviteleri ve geliiminden devlet gvenliine, akademik almalardan aznlk topluluklarn kendini ifade ettikleri bir platform oluncaya kadar farkl alanlarda internet insanolunun hizmetine devam etmektedir. Tarihsel adan deerlendirildiinde Krgzistanda internet uygulamalar, Sovyetler Birliinin dalmas ve beraberinde liberal ekonomi politikalarnn hkim olmaya balad 1990 yllarn ikinci yarsna rastlar. 1995 ylnda serbest piyasa koullarnn oturmaya balamasyla birlikte zel servis salayclar devreye girmi; lke 19951997 yllar arasnda Batl devletlerin ekonomik destei ve ardndan telekomnikasyon sisteminin yenilenmesiyle dnya internet sistemine entegre olmutur. Krgzistanda 2007 yl itibariyle

14

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

ou gen kesim olmak zere nfusun % 5.5i (298.100 kii) internet kullanmaktadr (Internet World Stats 2007).

Kullanmlar ve Doyumlar Yaklam Kullanmlar ve doyumlar, izleyiciyi merkeze alan yaklamlarn banda gelmektedir. zleyici, merkeze alan yaklamlarn temel iddias; izleyicinin kitle iletiim gnderilerine kar seici olduu, ileti ve kanallar seerken de bireysel durumundan hareketle beenisinin, dncelerinin ve gereksinimlerinin uygunluuna gre tercihte bulunduudur (McQuail ve Windahl 1997: 153154). Kullanmlar ve doyumlar yaklam, insanlarn medyadan gidermeye altklar birtakm sosyolojik ve psikolojik gereksinimleri bulunduu iddiasnda olsa da (McQuail 2005: 426); daha ok kitle iletiim srecini aklamak iin gelitirilmi bir kuramdr. Bu iletiim modeli ayn zamanda iletinin gndericinin niyet ettii eyi deil, izleyicinin ona ykledii anlam n plana karr (Fiske 1990: 151). Bu balamda izleyicinin edilgen deil, aksine srece aktif olarak katlan bilgi ilemcileri olduunu savunan kullanmlar ve doyumlar yaklam (Katz vd. 1995: 164; Rosengren 2003: 21; McQuail 1994: 318); iletiim srecinin merkezine bireylerin durumu anlama etkinliini yerletirir (Erdoan ve Alemdar 2002: 188-189).
Sz konusu yaklamn ana bileenleri, birok aratrmaclarca, zellikle Katz, Blumler ve Gurevitch (1974) ile Rosengren (1974) tarafndan tanmlanmtr. Katz, Blumler ve Gurevitch (1974: 510), kullanmlar ve doyumlar yaklamnn ilgi alann yle ifade etmektedir: (1) Toplumsal ve psikolojik temelli (2) ihtiyalarn (3) meydana getirdii beklentiler (4), kitle iletiim aralarnda ve baka kaynaklarda (5) farkl medya kullanm kalplarna veya dier faaliyetlere gtrmekte, bunlar da (6) ihtiyalarn doyumuna ve (7) ou niyet edilmeyen dier sonulara yol amaktadr. Benzer biimde Rosengren (1974) de kullanmlar ve doyumlar yaklamnn birok unsur ve bunlar arasndaki ilikileri ele aldn ileri srmtr: Bunlar; (a) temel biyolojik ve psikolojik insan ihtiyalar; (b) bireylerin kiilik ve toplumsal zellikleri; (c) toplumun yaps; (d) kiisel sorunlar; (e) akla gelen sorun zmleri; (f) problem zmnde veya tatmin aramadaki gdler; (g) medya tketimi; (h) dier davranlar; (i) tatmin kalplar ve tatmin d kalplar; (j) bireysel zellikler zerindeki etkiler ve (k) toplumun yaps zerindeki etkilerdir (rnein; medya yaplar, toplumsal yaplar, siyasal, kltrel ve ekonomik yaplar) (aktaran, Rubin 1986: 285). Yukardaki tanmlamalar nda genel bir deerlendirme yapacak olursak; izleyici tepkilerinin aratrlmasnda temel tekil edecek yaplar sunan kullanmlar ve doyumlar aratrmalar (Watson 2003: 64-65); zellikle bireylerin medya tketimi zerinde odaklanmaktadr. yle ki; insanlar medyann sun15

bilig, K / 2009, say 48

duu iletileri kendi amacna ynelik seer ve kullanrlar (Katz vd. 1995: 164). Bu yaklam medyann insanlara ne yapt sorusu yerine, insanlarn medya ile ne yapt ynnde bir aratrma sorunsalna kaymasnda aktif rol oynamtr (Severin ve Tankard 1984: 250). te yandan kullanmlar ve doyumlar yaklam, yeni iletiim teknolojilerinin roln incelemeye uygulandnda, nemli bir teorik perspektif sunmaktadr. zellikle internetin en yeniliki iletiim aralarnn banda geldiini kabul edersek; birok aratrmacnn internet kullanclarnn psikolojik ve davransal eilimlerini kullanmlar ve doyumlar perspektifi altnda incelemi olmalar doaldr (Papacharissi ve Rubin 2000: 180-182). nternetin gl ynlerinden birinin onun etkileimlilii olmas nedeniyle izleyici aktifliini/etkinliini temel kavram olarak alan kullanmlar ve doyumlar yaklam, sz konusu aracn incelenmesinde en etkili kavramsal temellerden birisi olarak kabul edilmektedir (Siraj 2007: 403). Sonu olarak birok aratrmac kullanmlar ve doyumlar yaklamn, insanlarn interneti neden kullandklar ve bu kullanmdan elde ettikleri doyumlarn saysn anlamak iin nermilerdir. Bu balamda Tablo 1de 1996-2007 yllar arasnda internet kullanmlar ve doyumlar zerine yaplm baz aratrmalardan seilmi bir tipoloji yer almaktadr. Aadaki tabloda geen 11 senede yaplan aratrmalarn sonular incelendiinde, insanlarn birok faktr dorultusunda internete yneldikleri ortaya kmaktadr. zellikle bilgileme ve elence btn aratrma sonularnda ortak olan iki motivasyon durumundadr. te kullanmlar ve doyumlar yaklamn temel almak suretiyle Krgzistann Bakenti Bikekteki drt farkl niversitede eitim gren renciler zerinde yrtlen bu alma; niversite rencilerini internet kullanmaya ynelten motivasyonlarn neler olduunu, bu motivasyonlarla rencilerin internet kullanm becerisi, gnlk internet kullanm sresi, internete duyulan gven, katlmclarn internete baland yer, bal olunan uluslar, eitim alnan niversite ve internet kullanclarn cinsiyet arasnda ne tr ilikilerin bulunduunu ortaya koymay ve ayrca internetin geleneksel medya kullanm zerinde ne etkiler meydana getirdiini tespit etmeyi amalamaktadr.

16

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Tablo 1. nternet zerine Yaplan Kullanmlar ve Doyumlar Aratrmas Bulgular


Yazar(lar) Charney, T.R. Kaye, B.K. Armstrong, M.H. Korgaonkar, K.P. & Wolin, L.D. Parker, B.J. & Plank, R.E. Papacharissi, Z. & Rubin, A.M. Ebersole, S. Yl 1996 1998 1999 1999 2000 2000 2000 nternet Kullanmlar ve Doyumlar Tipolojisi 8 Faktr: Bilgilenme, elence, stat kazanma, bo zamanlar deerlendirme, sosyal etkileim, grsel ve iitsel tasarm, mesleki i arama ve rahatlama. 6 Faktr: Elence, sosyal etkileim, ba zamanlar deerlendirme, sosyal ka, bilgilenme, web sitesi tercihi. 5 Faktr: Elence, tketici bilgi ilemi, sosyal etkileim, bilgilenme, toplumsal gzetim/aratrma. 7 Faktr: Sosyal ka, bilgi gvenlii/zel ilgi, bilgilenme, karlkl etkileim, sosyalleme, ilem d bilgi gvenlii, ekonomik fayda. 3 Faktr: arkadalk/ sosyal ilikiler, gzetim, rahatlama/ sosyal ka. 5 Faktr: Kiileraras fayda, bo zamanlar deerlendirme, bilgi arama, uygunluk/ kolaylk, elence. 8 Faktr: Aratrma/ renme, elence, iletiim/ sosyal etkileim, vakit geirme, baka trl ulalamayan malzemelere kolay ulama, rn bilgisi/ teknik destek, oyun/ erotik/ seksel ihtiyalar, tketici ilemleri. 8 Faktr: Elence, fantezi arama, aratrma/ bilgilenme, cinsellik, online ilemler, sosyal ka, yalnz hissetme, sosyal etkileim. 4 Faktr: Rehberlik, bilgi arama, elence, sosyal fayda. 4 Faktr: Bilgilenme, sosyal ka, sosyal etkileim/ chat, elence. 5 Faktr: Kiisel fayda, sosyal etkileim, elence, toplumsal gzetim, bilgilenme. 7 Faktr: Sosyal iletiim, bilgilenme, bo zamanlar deerlendirme/ ka, elence, kiisel iletiim, aratrma, online ilemler (ABDli renciler). 6 Faktr: Bo zamanlar deerlendirme/ ka, elence, bilgilenme, sosyal ve kiisel iletiim, yenilikleri takip etme, aratrma yapmak (Koreli renciler). 7 Faktr: Sanal topluluk ihtiyalar, bilgi arama, estetik deneyimler, ticari/ ekonomik fayda arama, elence, kiisel pozisyon, iliki srdrme. 3 Faktr: Bilgilenme, chat/ elence, alveri-seyahatinternet teknolojisi. 6 Faktr: Sosyal ka, bilgilenme, bo zamanlar deerlendirme, ekonomik fayda, sosyal etkileim/ chat, elence. 9 Faktr: Sohbet/ etkileim, gnlk gerilimden kama, bilgi arama, arkadalk/ yenilik aray, fantezi/ cinsellik, zaman geirme, oyun/ elence, gerekten ka/ zgrlk aray, ykleme/ download. 4 Faktr: Bilgilenme/ rehberlik, sosyal ka, bo zamanlar deerlendirme/ elence, sosyal fayda.

Choi, Y.J.

2001

Kaye B.K. & Johnson, 2002 T.J. Koak, A. & zcan, 2002 Y.Z. Abdulla, R.A. 2003

Park, I.

2004

Song, I.; Larose, R., 2004 Eastin, M. & Lin, C.A. eker, T.B. Balc, . & Ayhan, B. Ik, U. Balc, . & Tarhan, A. 2005 2007 2007 2007

17

bilig, K / 2009, say 48

Yntem rneklem Seimi Krgzistandaki niversite rencilerinin internet kullanm ve doyumlarn tespit etmek amacyla Bakent Bikekte faaliyet gsteren drt farkl niversitede (Orta Asya Amerikan niversitesi, Manas niversitesi, Krgz Milli niversitesi ve Atatrk Alatoo niversitesi) renim gren renciler zerinde bir saha aratrmas yaplmtr. Bu kurumlar iinde Amerikan niversitesi sosyo-ekonomik stat olarak st seviyede ve zellikle Batyla ilikili olan aile bireylerinin ocuklarnn eitim grd bir eitim kurumudur. Manas niversitesi Trkiye ile Krgzistan arasnda imzalanan bir anlama sonucunda yaama geirilmi; Trke ve Krgzcann yan sra ngilizce ve Rusa eitim veren, renci profili olarak alt tabakaya mensup rencilerin arlkta olduu bir okuldur. Krgz Milli niversitesi ise, Krgz geleneinin devam olarak cretsiz ve Krgzlarn daha ok younlukta olduu bir kurumdur. Atatrk Alatoo niversitesi de orta tabakaya mensup ailelerinin ocuklarnn eitim grd; Orta Asyann deiik blgelerinden (10 ayr lkeden) rencilerin rabet gsterdii ve retim dili ngilizce olan bir Trk zel teebbsdr. Aratrma evreninden basit tesadf rneklem yoluyla seilen 350 renciye yz yze anket uygulanm, n inceleme sonucunda 308 anket analiz iin uygun grlmtr. Eksik gnderilen anketler analize tabi tutulmamtr. Geri dnmeyen, gnderildii halde eksik doldurulduu belirlenen anket says 42 olup anketlerin geri dnme oran %88dir. Aratrma Sorular alma; aada sralanan 8 temel aratrma sorusuna cevap aramtr:
1. niversite rencilerinin internet kullanma motivasyonlar nelerdir? 2 nternet kullanma motivasyonlar ile deneklerin internet kullanma becerisi arasnda ne tr bir iliki vardr? 3. nternet kullanma motivasyonlar ile deneklerin gnlk internet kullanma alkanlklar arasnda ne tr bir iliki vardr? 4. Toplumsal yaamda internete duyulan gven ile internet kullanma motivasyonlar arasnda ne tr bir iliki vardr? 5. Deneklerin internete baland yer ile internet kullanm motivasyonlar arasnda ne tr bir iliki vardr? 6. Deneklerin bal olduu niversitelere gre internet kullanm motivasyonlar farkllamakta mdr? 7. Deneklerin uluslarna gre internet kullanm motivasyonlar farkllamakta mdr?
18

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

8. Deneklerin internet kullanmaya baladktan sonra dier medya kullanmnda ne tr deiimler meydana gelmitir? nternetin dier medya kullanm zerindeki etkileri nelerdir?

Veri Toplama Aralar Katlmclarn internet kullanm zellikleri ve motivasyonlarn belirlemek amacyla 4 aamal anket formu hazrlanmtr. Anket formu renciler tarafndan anlalabilecek ekilde, konu ile ilgili yaplm aratrmalardan yararlanlarak dzenlenmitir. Formun ilk blmndeki 36 soru ile rencilerin internet kullanm motivasyonlar tespit edilmeye allrken; ikinci blmdeki alt soru ile rencilerin internet alkanlklar, kullanm sreleri, becerileri ve tecrbeleri ile internete duyduklar gven derecesi saptanmak istenilmitir. nc blmdeki yedi soruyla internetin geleneksel medya kullanm zerindeki etkilerini ortaya koymak amalanrken; geri 6 soru ile de deneklerin demografik zellikleri belirlenmeye allmtr.
Aratrmaya katlan niversite rencilerinin internet kullanmlarnda etkili olan temel faktrleri belirlemek amacyla hazrlanan lekte 36 madde bulunmaktadr. Deneklerin sz konusu maddelere katlma derecelerini belirlemek iin beli Likert tipi lek kullanlmtr. Bu lekle de; Tamamen Katlmyorum (1), Katlmyorum (2), Fikrim Yok (3), Katlyorum (4) ve Tamamen Katlyorum (5) aralklarnda yantlar alnmtr. Yine katlmclardan puanlk bir lekte (bu lek; Azald (1), Etkilemedi (2) ve Artt (3) eklinde oluturulmutur), internet kullanm nedeniyle geleneksel medya kullanmnda bir azalma veya artmay alglayp alglamadklarn puanlamalar istenmitir.

Verilerin Analizi Anketler 2007 yl Mart aynn ikinci yarsnda Krgzca, Rusa, Trke ve ngilizce gibi drt farkl dile evrilerek uygulanm (saha aratrmasna balamadan nce hazrlanan 4 farkl anket formu, yirmier niversite renci zerinde n teste tabi tutulmu; son kontroller yapldktan sonra da uygulamaya hazr hale getirilmitir) ve tamamlanmtr. Elde edilen veriler, SPSS 15.0 istatistik program kullanlarak elektronik ortamda ilenmitir. Verilerin analizinde srasyla; anket sorularn cevaplayanlarn internet kullanm motivasyonlarn tespit etmek amacyla faktr analizi, motivasyonlar arasndaki ilikinin gcn saptamak iin korelasyon analizi; motivasyonlarla eitli deikenler arasndaki ilikinin anlamlln ortaya koymak iin de oklu Varyans Analizi (MANOVA) kullanlmtr. oklu karlatrmalarda da Scheffe testi esas alnmtr. Cinsiyet ile motivasyonlar arasndaki iliki ise Bamsz rneklem T-testi (Independent Samples T-Test) ile ortaya konulmutur.

19

bilig, K / 2009, say 48

Bulgular Aadaki ksmda Krgzistann drt farkl niversitesinde eitim gren niversite rencileri zerinde yaplan internet kullanmlar ve doyumlar aratrmasnn bulgular yer almaktadr. ncelikle deneklerin baz zellikleriyle internet kullanm alkanlklarna ilikin sonular verilmekte; daha sonra internet kullanm motivasyonlar sunulmakta ve sz konusu motivasyonlarn deikenlerle olan ilikisi tanmlanmaktadr. En sonunda ise niversite rencilerinin internet kullanmaya baladktan sonra dier medya kullanmlar zerinde ne tr deiimler meydana geldii tartlmaktadr. Deneklerin Baz zellikleri Katlmclarn demografik zellikleri ile internet kullanm alkanlklarna ilikin baz bulgular u ekildedir:
Ankete katlan deneklerin cinsiyet bakmndan % 56.5i erkek, % 43.5i kadndr. Bal bulunulan niversiteye gre % 22.4 Manas, % 26s Amerikan, % 27.6s Krgz Milli ve % 24 Atatrk Alatoo niversitesi rencisidir. Bal olunan ulusa gre deneklerin % 13.6s Rus, % 61.7si Krgz, % 4.2si Trk ve % 19.2si Dier Orta Asyallardr. Bal olunan ulusla ilgili soruyu kii (% 1.3) cevapsz brakmtr. u anki ikamet etme ekliniz nedir? eklindeki soruya aratrmaya katlanlarn % 7.1i evde yalnz, % 21.4 evde arkadalarmla, % 41.9u ailemle, % 12.3 akrabalarmla, % 15.3 yurtta, % 1.9u otel ya da pansiyon cevabnda bulunmulardr. Aratrmaya katlanlarn % 3.9u 6 aydan az, % 8.8i 6-12 ay, % 34.7si 1-3 yl, 39.3 4-6 yl ve % 13.3 ise 7 yl ve zeri bir zamandan beri internet kullanmaktadrlar. Dolaysyla internet, sorulara cevap veren rencilerin yaklak % 87.7sinin 1 ile 6 yl arasnda bir zamandan beri (deien oranlarla birlikte) yaamlarnn bir parasn oluturmaktadr. nternet kullanm becerisi bakmndan sorulara cevap veren rencilerin % 6.2si yeni balayan, % 60.1i orta dzey ve % 33.8i uzman snfnda kendini tanmlamaktadr. Bu saysal verilere bakldnda, aratrmaya katlan rencilerin byk bir ksm orta dzeyde internet kullanm becerisine sahiptir. Deneklerin % 25.6s her gn dzenli, % 41.9u haftada 4-5 gn, % 21.8i haftada 2-3 gn ve % 10.7si haftada bir gn internete balandn ifade etmektedir. Yine renci deneklerin % 18.3 bir saatten az, % 33.3 bir saat, % 23.8i iki saat, % 12.7si saat, % 6s drt saat ve yine % 6s 5 saat ve zeri bir zamanda gnlk olarak internet kullanmaktadr.

20

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Aratrmaya katlanlarn % 7.5i evden, % 38.3 bal olduklar faklte ya da meslek yksek okulundan, % 34.7si internet cafeden, % 2.6s ktphaneden, % 1.9u tandklarn iyeri veya evinden, % 11.4 ev ve okuldan, % 3.6s yurttan internete balandklarn vurgulamaktadrlar. te yandan anket formunda toplumsal yaamda internet duyulan gveni belirlemek zere katlmclarn 1 ile 10 arasnda puan vermelerine ynelik bir skala oluturulmu, daha sonra elde edilen veriler likert tipinde gruplandrlmtr. Betimleyici istatistik sonularna gre sorulara cevap veren rencilerin % 4.5i internete hi gvenmemekte, % 10.7si gvenmemekte, % 29.9u biraz gvenmekte, % 40.3 gvenmekte, % 14.6s ok gvenmektedir. Katlmclarn internete duyduu gven puanlamasnda ortalama 6.51, ortanca 7.00 olarak saptanmtr. Dalmn standart sapmas ise 2.08dir. Bunun anlam deneklerin gznde internet, orta derecede bir gvenilirlie sahiptir denilebilir.

Deneklerin nternet Kullanm Motivasyonlar Deneklerin internet kullanm motivasyonlarn belirlemek amacyla hazrlanan likert tipi lekteki 36 maddeye verilen yantlar dorultusunda faktr analizi uygulanm; z deer (evigen value) ve yama eim grafii (scree plot) incelemesi sonucunda 4 faktr grubunun ele alnabilecei grlmtr. Faktr gruplarnn snflandrlma ve deerlendirilmesinde Varimax rotasyonlu tablo dikkate alnmtr. Faktr analizine sokulan maddelerin zdeeri 1den daha byk ve minimum ykleme bykl 0.45 kriteri kullanlmtr.
Faktr analizine dhil edilen 28 maddenin gvenilirlik katsays (Cronbachs = .876) genel olarak yksek bulunmutur. Analiz sonucu ortaya kan drt faktr, deneklerin internet kullanma motivasyonlarndaki toplam varyansn % 47.90n aklamaktadr. Analizde 8 madde ykleme deeri tamad ya da minimum ykleme byklnn ok altnda olduundan inceleme d tutulmutur. Rotasyona uram (Varimax) bileen matrisi incelendiinde, faktrlere atanan deikenler, faktr ykleri, aritmetik ortalama ve standart sapmalar ile her bir faktrn gvenilirlik katsays Tablo 2de ayrntl olarak gsterilmektedir.

21

bilig, K / 2009, say 48

Tablo 2. nternet Kullanm ve Doyumlarna likin Faktr Analizi Sonular (Principal Component Analysis, Varimax Rotation, N= 308)
NTERNET kullanyorum nk Bilgilenme/ Etkileim Motivasyonu nternetten bir konu hakknda bilgi edinmek zahmetsiz ve kolay Derslerime yardmc kaynak olmas asndan Pek ok konuyu dier medyada yer almadan nce rendiim iin nternet kullanmay seviyorum Baka bir yerde ulaamadm bilgilere ulamak iin nsanlar adreslerinde bulunmasalar bile elektronik posta alabildikleri iin Kullanm olduka kolay olduu iin lgin eyler bulmak iin Tandm insanlarla iletiimde bulunmak iin Sosyal Ka Motivasyonu Kendimi daha az yalnz hissetmemi salad iin Bir an olsun problemlerimden uzaklamak iin Skldmda beni rahatlatt iin Kafam boaltmaya yardmc olduu iin Ev, okul ve arkada evremdeki dertlerimi unutturuyor Bakalaryla nasl anlaabileceimi gsterdii iin Romantik ilikiler kurmak iin Ortak ilgilere sahip insanlarla tanabilmek iin Dinlenmeme yardmc olduu iin Ekonomik Fayda Motivasyonu ubesiz bankaclk ilemlerini gerekletirmek iin rn ve hizmetler hakknda yararl bilgiler edinmek iin Karl mali bilgiler elde etmek iin Uygun istihdam imknlarn aratrmak ve bulmak iin Daha ok para kazanma yollar bulmak iin rn ve hizmetlerin indirimli olanlarn bulmak iin Elence Motivasyonu Oyun oynamak iin Beni skan insanlardan kurtulmam salad iin nternet elence ihtiyacm karlyor eitli mzik paralar dinlemek ve MP3 vb. download etmek iin 2.33 2.29 3.47 3.50 1.30 1.20 1.22 1.26 .682 .639 .537 .494 2.56 3.23 3.05 3.21 2.69 2.75 1.21 1.24 1.22 1.15 1.23 1.23 .692 .648 .631 .619 .589 .579 1.42 7.46 64 2.92 2.94 3.41 3.00 2.92 2.87 2.65 3.31 3.10 1.23 1.23 1.27 1.19 1.39 1.14 1.32 1.18 1.21 .741 .712 .654 .644 .633 .613 .607 .514 .487 1.97 9.52 73

X
4.01 4.13 3.77 3.95 4.16 3.86 3.84 4.01 3.86

SD

z Yk. Deer 6.66 .720 .710 .679 .673 .668 .632 .626 .625 .569 3.34

Vary. 16.37

84

1.05 1.04 1.09 1.05 0.96 1.10 1.03 1.12 1.07

14.54

82

Aklanan Toplam Varyans: % 47.90 Cronbachs = .8761 KMO Measure of Sampling Adequacy: .872 Barletts Test of Sphericity: X2= 2724; p= .000

22

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Yukardaki tabloda da grld gibi Krgzistandaki niversite rencilerini internet kullanmaya ynelten en temel faktr bilgilenme/etkileimdir. Faktr analizi sonucunda bilgilenme/etkileim motivasyonunu aklayan ve ykleme deerleri 0.580.79 aralnda deien oranlara sahip dokuz madde bulunmaktadr. Bu faktr aklayan maddelerin yksek standart sapmalara sahip olmas, bizlere bilgilenme/etkileim motivasyonuna nem veren deneklerin son derece heterojen bir dalm gsterdiklerine iaret etmektedir. Tek bana toplam varyansn % 16.37sini aklayan bilgilenme/etkileim faktrnn gvenilirlik deeri (Cronbachs = .84) ve zdeeri 6.66 gibi olduka tatmin edici bir dzeydedir. Sosyal ka olarak adlandrlan ikinci faktr, gnn skc ve bunaltc temposundan bunalan insanlarn farkl kimlik ve kiilik tiplerine brnmek suretiyle internet ortamnda yer aldklarn ortaya koymaktadr. yle ki; cinsiyet, rk, ya, fiziksel durum bakmndan kullanclarna gizlenme imkn sunan internette insanlar, farkl kimliklere brnmek suretiyle karlarndaki insanlarla rahat bir ortamda iletiim kurabilmektedirler. Gvenilirlik deeri olarak Cronbachs = .82 ve zdeeri 3.34 olan sosyal ka faktr, toplam varyansn % 14.54n aklamaktadr. Analiz sonucunda ortaya kan nc faktr ise ekonomik fayda motivasyonudur. Sz konusu faktre atanan maddeler; bu tipe dhil olan kullanclarn interneti; bankaclk ilemlerini gerekletirmek, rn ve hizmetler hakknda krl mli bilgiler elde etmek, uygun istihdam imkanlarn aratrmak ve ok para kazanma yollarn bulmak amacyla kullandklarn ortaya koymaktadr. Toplam varyansn % 9.52sini aklayan ekonomik fayda motivasyonunun gvenilirlik deeri (Cronbachs = .73) ve zdeeri 1.97dir. Drdnc ve son srada da elence motivasyonu bulunmaktadr. Deikenler incelendiinde internet kullanmndaki bu motivasyon kaynann; oyun oynamak, elenmek, eitli mzik paralar dinlemek ve MP3 vb. dosyalar indirme ihtiyacndan olutuuna iaret etmektedir. Ykleme deerleri bakmndan minimum 0.494 ve maksimum 0.682 oranna sahip 4 maddenin oluturduu elence faktr toplam varyansn % 7.46sn aklarken; gvenilirlik deeri (Cronbachs = .64) ve zdeerinin kabul edilebilir snrn stnde ve kullanlabilir olduu grlmektedir. te yandan faktrler aras ilikinin dzeyini tanmlamak bakmndan korelasyon analizinin sonular incelendiinde; en gl ilikinin sosyal ka ve elence motivasyonlar arasnda (r= .53, p< .01) olduu grlmektedir. Bir baka anlatmla sosyal ka iin internete ynelen denekler, ayn zamanda elenmek amacyla da interneti kullanmaktadrlar. Bilgilenme/etkileim ile ekonomik fayda (r= .23, p< .01); ve yine elence ile bilgilenme/etkileim

23

bilig, K / 2009, say 48

(r= .26, p< .01) motivasyonlar arasnda nispeten dk dzeyde pozitif anlaml iliki sz konusudur (bk Tablo 3).
Tablo 3. nternet Kullanm Motivasyonlar Arasndaki Korelasyon Analizi Bulgular (Pearson r)
Bilgilenme/ Etkileim Bilgilenme/ Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence Aritmetik Ortalama ( 1 .316** .231** .262** 3.95 0.71 1 .390** .531** 2.98 0.82 1 .305** 2.91 0.79 1 2.90 0.86 Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence

Standart Sapma (SD)

Not: **p< .01

Motivasyonlar ve Deikenler Arasndaki likiler Krgzistandaki niversite rencilerinin internet kullanma becerileri, gnlk internet kullanma sreleri, internete duyduklar gvenin derecesi, bal olduklar niversite ve ulus, internete balandklar yer bakmndan internet kullanma motivasyonlarna verdikleri nemin farkllk gsterip gstermediini belirlemek amacyla ok deikenli analiz trlerinden oklu Varyans Analizi (MANOVA) uygulanmtr. MANOVA bir ya da daha ok faktre gre oluan gruplarn birden fazla baml deiken bakmndan anlaml farkllk gsterip gstermediini test etmek amacyla tercih edilen bir analiz trdr (Bykztrk 2004: 131). Analizde bir btn olarak modelin geerliliini lmek iin Hotellings T2 testine bavurulmutur. Deneklerin nternet Kullanma Becerisi Krgzistandaki niversite rencilerinin internet kullanm becerileriyle bilgilenme/etkileim (F= 5.846; p< .01) ve elence (F= 5.013; p< .01) motivasyonlar arasnda anlaml iliki tespit edilmi; sosyal ka (F= 2.033; p> .05) ve ekonomik fayda (F= 0.910; p> .05) motivasyonlar arasnda anlaml bir farkllamaya rastlanmamtr (bk Tablo 4).

24

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Tablo 4. nternet Kullanm Becerisiyle Motivasyonlar Arasndaki liki


Aritmetik Ortalamalar Motivasyonlar Bilgilenme/ Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence
2

Yeni Balayan 3.690 3.321 2.736 3.328

Orta Dzey 3.885 2.930 2.961 2.790

Uzman 4.140 3.009 2.875 3.024

F 5.846 2.033 0.910 5.013

Sig. .003 .133 .404 .007

Hotellings T testinin F Deeri= 3.970 Anlamllk Dzeyi: 0.000

Farkl internet kullanma becerisine sahip denekler arasnda, faktrler itibariyle ortaya kan farklln kaynan belirlemek iin % 5 anlamllk dzeyinde yaplan Scheffe testi sonular incelendiinde; bilgilenme/etkileim faktrne verilen nem bakmndan uzmanlarla; yeni balayan ve ortay dzey kullanclar arasnda anlaml fark sz konusudur. Uzman ve orta dzey internet kullanclar katlyorum ifadesinde ya da ifadesine yakn cevap verirken; yeni balayanlar kararsz kalmaktadr. Bir baka anlatmla Krgzistandaki niversite rencilerinin internet kullanma becerileri arttka; bilgilenme/ etkileim motivasyonuna verdikleri nemde de bir art yaanmaktadr (Spearmans Rho = .23, p< .01). Yine % 5 anlam dzeyinde elence faktr itibariyle yaplan Scheffe testi sonucu, anlaml farklla iaret etmektedir. Sz konusu farkllk, yeni balayan internet kullanclar ile orta dzeyde internet kullanma becerisine sahip deneklerin farkl deerlendirmesinden kaynaklanmaktadr.

Deneklerin Gnlk nternet Kullanma Sreleri Deneklerin gnlk internet kullanm srelerine gre internet kullanma motivasyonlarna verdikleri nemin farkllap farkllamad incelendiinde; deneklerin gnlk internet kullanm sreleriyle sosyal ka (F= 2.361; p< .05) ve elence (F= 4.813; p< .001) motivasyonlar arasnda anlaml iliki tespit edilmi; bilgilenme/etkileim (F= 0.583; p> .05) ve ekonomik fayda (F= 1.526; p> .05) motivasyonlar arasnda anlaml bir farkllamaya rastlanmamtr (bk Tablo 5).

25

bilig, K / 2009, say 48

Tablo 5. Deneklerin Gnlk nternet Kullanma Sreleriyle Motivasyonlar Arasndaki liki


Aritmetik Ortalamalar Motivasyon-lar Bilgilenme/ Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence 1 Saatten az 3.929 2.888 2.671 2.828 1 Saat 3.920 2.864 2.935 2.779 2 Saat 3.942 2.972 2.930 2.772 3 Saat 4.093 3.298 3.013 3.407 4 Saat 3.876 3.000 2.666 3.277 5 Saat+ 4.138 3.347 3.229 3.296 F Sig.

0.583 2.361 1.526 4.813

.713 .040 .181 .000

Hotellings T2 testinin F Deeri= 1.711 Anlamllk Dzeyi: 0.026

Scheffe testi sonucunda % 5 anlam dzeyinde deneklerin gnlk internet kullanm ile sosyal ka faktr arasnda anlaml bir iliki tespit edilmi, ancak gruplar arasnda ortaya kan farkn kayna belirlenememitir. Aritmetik ortalama deerleri bakmndan gnlk 5 saat ve zeri bir sre internet kullananlar dier gruplara gre interneti sosyal ka arac olarak daha fazla grmekte ve kullanmaktadrlar. Elence faktrne verilen nem bakmndan gnlk saat internet kullananlarla; bir saat ve iki saat internet kullananlar arasnda anlaml fark ortaya kmaktadr. Yine tablo 5de grld gibi elence motivasyonuna en fazla nem verenler gnlk saat internet kullanan denekler olurken; en az nem verenler gnlk iki saat internet kullanan niversite rencileridir.

Deneklerin nternete Duyduu Gven Krgzistandaki niversite rencilerinin internete duyduklar gven derecesiyle internet kullanmnda bilgilenme/etkileim (F= 3.086; p< .05), sosyal ka (F= 2.582; p< .05) ve elence (F= 2.522; p< .05) motivasyonlarna verdikleri nem arasnda anlaml iliki tespit edilmitir. nternete duyulan gven ile ekonomik fayda (F= 2.164; p> .05) motivasyonu arasnda anlaml bir ilikinin olmad dikkat ekmektedir (bk Tablo 6).

26

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Tablo 6. Deneklerin nternete Duyduu Gven Derecesiyle Motivasyonlar Arasndaki liki


Aritmetik Ortalamalar Hi Gvenilmez Biraz Gvenilir ok Gvenilir

Gvenilmez

Motivasyonlar

Sig.

Bilgilenme/ Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence

Gvenilir

3.738 3.222 3.083 3.035

3.750 2.771 2.727 2.833

3.884 3.030 2.788 2.850

3.998 2.878 2.971 2.814

4.229 3.244 3.125 3.261

3.086 2.582 2.164 2.522

.016 .037 .073 .041

Hotellings T2 testinin F Deeri= 1.985 Anlamllk Dzeyi: 0.012

Scheffe testi sonucunda % 5 anlam dzeyinde deneklerin internete olan gven dzeyleri ile bilgilenme/etkileim faktr arasnda ortaya kan anlaml farkllamann kaynann, interneti ok gvenilir bulanlarla gvenilmez bulanlar arasnda olduu grlmektedir. Ayrca internete duyulan gven dzeyi arttka, internetin bilgilenme/etkileim amacyla kullanmna verilen nem de art gstermektedir (Spearmans Rho = .19, p< .01). Bir baka adan deneklerin internete olan gven dzeyleri ile sosyal ka faktr arasnda da anlaml bir iliki sz konusudur. Ancak gruplar arasnda ortaya kan farkn kayna belirlenememitir. Aritmetik ortalama deerleri bakmndan interneti ok gvenilir bulanlar, dier gruplara nazaran interneti sosyal ka arac olarak daha fazla grmekte ve kullanmaktadrlar. Yine benzer ekilde Scheffe testi sonucunda ve % 5 anlam dzeyinde internete olan gven dzeyleri ile elence faktr arasnda da anlaml bir iliki tespit edilmi, ancak gruplar arasnda ortaya kan farkn kayna belirgin deildir. Aritmetik ortalama deerine baktmzda; interneti ok gvenilir bulanlar elence motivasyonuna en fazla nem veren denek grubunu olutururken; elence motivasyonuna en az verenler ise interneti gvenilmez bulanlardr.

Deneklerin nternete Baland Yer Deneklerin internete baland yere gre internet kullanma motivasyonlarna verdikleri nemin farkllap farkllamadna bakldnda; deneklerin internete baland yer ile sosyal ka (F= 4.781; p< .001) ve elence (F= 2.661; p<
27

bilig, K / 2009, say 48

.05) motivasyonlar arasnda anlaml iliki tespit edilmi; bilgilenme/etkileim (F= 0.998; p> .05) ve ekonomik fayda (F= 0.808; p> .05) motivasyonlar arasnda anlaml bir farkllamaya rastlanmamtr (bk Tablo 7).
Tablo 7. Deneklerin nternete Baland Yer ile Motivasyonlar Arasndaki liki
Motivasyonlar Bilgilenme/ Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence Aritmetik Ortalamalar nterKtp yeri net hane Cafe 3.969 3.211 2.967 3.095 3.513 2.902 2.812 2.781 3.777 2.481 2.750 2.875 Ev/ Okul 4.092 2.939 3.047 3.050

Ev 3.980 3.410 3.079 3.054

Okul 3.926 2.756 2.812 2.682

Yurt 4.171 2.717 3.000 2.704

F 0.998 4.781 0.808 2.661

Sig. .427 .000 .564 .016

Hotellings T2 testinin F Deeri= 1.840 Anlamllk Dzeyi: 0.008

Scheffe testi sonucunda % 5 anlam dzeyinde deneklerin internete baland yer ile sosyal ka faktr arasnda ortaya kan anlaml farkllamann kayna, ev ile okul ve internet cafe ile okuldan balananlar arasnda olduu grlmektedir. Aritmetik ortalama bakmndan evden ve internet cafeden internete balanan niversite rencileri; dier gruplara nazaran sosyal ka ihtiyacn doyurmak amacyla interneti daha ok tercih etmektedir. Elence faktr itibariyle ortaya kan farkn kayna internet cafe ile okuldan balanan renciler arasndadr. Aritmetik ortalama bakmndan Krgzistanda eitim gren niversite rencileri arasnda internete internet cafeden balanan denekler; dier balant gruplarna kyasla interneti elence amal daha ok kullanmaktadrlar.

Deneklerin Bal Olduu niversite Krgzistanda eitim gren niversite rencilerinin eitim aldklar niversitelere gre internete ynelme motivasyonlarna verdikleri nemin farkllap farkllamad incelendiinde; deneklerin bal bulunduu niversite bakmndan internet kullanmnda bilgilenme/etkileim (F= 9.695; p< .001), sosyal ka (F= 13.574; p< .001), ekonomik fayda (F= 7.842; p< .001) ve elence (F= 20.949; p< .001) motivasyonlarna verdikleri nem anlaml bir ekilde farkllamaktadr (bk Tablo 8).

28

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Tablo 8. Deneklerin Bal Olduu niversite ile Motivasyonlar Arasndaki liki


Aritmetik Ortalamalar Motivasyonlar Bilgilenme/Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence Manas 4.085 2.872 3.132 2.641 Amerikan 4.000 2.719 2.568 2.793 Krgz Milli 4.135 3.431 3.013 3.470 Atatrk Alatoo 3.596 2.848 2.986 2.611 F 9.695 13.574 7.842 20.949 Sig. .000 .000 .000 .000

Hotellings T2 testinin F Deeri= 10.988 Anlamllk Dzeyi: 0.000

Scheffe testi sonucunda % 5 anlam dzeyinde bilgilenme/etkileim motivasyonu itibariyle gruplar arasnda anlaml farklar olduu anlalmaktadr. kili karlatrmalarda u gruplar arasnda farklar bulunduu grlmektedir. Bunlar; Manas ile Atatrk Alatoo, Amerikan niversitesi ile Atatrk Alatoo ve Krgz Milli niversitesi ile Atatrk Alatoo niversitesi rencileridir. Bilgilenme/etkileim motivasyonuna gruplarn farkl dzeylerde nem verdii aritmetik ortalamalara dayanarak sylenebilir. Manas, Amerikan ve Krgz Milli niversiteli renciler katlyorum ifadesine yakn cevaplar verirken; Atatrk Alatoo niversitesine mensup renciler, internet kullanmnda bilgilenme/etkileim motivasyonuna verdikleri nem bakmndan kararsz durumdadrlar. Sosyal ka faktr itibariyle ortaya kan farkn kayna Krgz Milli ile Manas, Krgz Milli ile Amerikan, Krgz Milli ile Atatrk Alatoo niversiteli renciler arasndadr. Aritmetik ortalama bakmndan Krgz Milli niversitesinde okuyan renciler, dier niversitelere bal renci deneklere kyasla interneti sosyal ka mekanizmas olarak daha ok kullanmaktadrlar. Ekonomik fayda faktr itibariyle ortaya kan farkn kayna ise Manas ile Amerikan, Krgz Milli ile Amerikan, ve Atatrk Alatoo ile Amerikan niversiteli renciler arasnda kendini gstermektedir. Aritmetik ortalama bakmndan Amerikan niversitesinde eitim gren renciler, dier niversite rencilerine nazaran interneti ekonomik fayda amal daha az tercih etmektedirler. Son olarak elence motivasyonuna verilen nem konusunda da niversitelere gre deneklerin deerlendirmelerinde farkllklar sz konusudur. Bu farklln kayna; Krgz Milli ile Manas, Krgz Milli ile Amerikan ve Krgz Milli ile Atatrk Alatoolu rencilerin farkl dnme ve deerlendirmesinden domaktadr. Aritmetik ortalama bakmndan Krgz Milli niversiteli renciler,
29

bilig, K / 2009, say 48

dier niversite rencilerine gre interneti elence ihtiyacn karlamak iin daha fazla kullanmaktadrlar.

Deneklerin Bal Olduu Uluslar Aratrmaya katlan niversite rencilerinin bal olduklar uluslara gre internet kullanmnda sosyal ka (F= 6.282; p< .001), ekonomik fayda (F= 3.805; p< .01) ve elence (F= 6.620; p< .01) motivasyonlar arasnda anlaml iliki tespit edilmi; bilgilenme/etkileim (F= 0.705; p> .05) motivasyonu ile anlaml bir farkllamaya rastlanmamtr (bk Tablo 9).
Tablo 9. Deneklerin Bal Olduu Uluslar ve Motivasyonlar Arasndaki liki
Aritmetik Ortalamalar Motivasyonlar Rus Krgz Trk Dier Orta Asyallar 3.939 2.983 2.816 2.847 F Sig.

Bilgilenme/Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence

4.097 3.476 3.261 3.410

3.926 2.840 2.840 2.800

3.982 3.333 3.359 3.019

0.705 6.282 3.805 4.620

.589 .000 .005 .001

Hotellings T2 testinin F Deeri= 2.305 Anlamllk Dzeyi: 0.002

Sosyal ka motivasyonuna verilen nem, katlmclarn bal olduu uluslara gre farkllk gstermektedir. Bu konuda Ruslarla Krgzlar arasnda anlaml fark olduu % 5 anlamllk dzeyinde Scheffe testi sonularna dayanlarak sylenebilir. Sosyal ka motivasyonuna Ruslar, Krgzistanl niversite rencilerine gre daha fazla nem vermektedirler. Ekonomik fayda motivasyonu itibariyle ortaya kan farkn kayna, yine Ruslarla Krgzlarn farkl dnmesidir. Aritmetik ortalama bakmndan Rus renciler, Krgz rencilere kyasla interneti ekonomik fayda amal daha ok tercih etmekte ve kullanmaktadrlar. Elence motivasyonu itibariyle ortaya kan farkll incelediimizde; ikili karlatrmalarda u gruplar arasnda anlaml farklar olduu grlmektedir. Bunlar; Ruslar ile Krgzlar ve Ruslar ile Dier Orta Asyallardr. Elence motivasyonuna, farkl uluslara ait deneklerin farkl dzeylerde nem verdii ortalamalara dayanlarak izah edilebilir. Aratrmaya katlan Ruslar dier milletlere gre interneti elence ihtiyacn tatmin etmede daha fazla kullanmaktadrlar.
30

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Deneklerin Cinsiyeti almann bu blmnde deneklerin cinsiyeti ile internet kullanma motivasyonlar arasnda anlaml bir farkllamann olup olmad, tespit etmek amacyla Bamsz rneklem T-testi (Independent Samples T-Test) uygulanmtr. Analiz sonularna gre; ekonomik fayda motivasyonu ile deneklerin cinsiyeti arasnda anlaml bir farkllama tespit edilirken (t= -2.573; p< .05), bilgilenme/etkileim (t= 0.429; p> .05), sosyal ka (t= -1.222; p> .05) ve elence (t= -0.868; p> .05) motivasyonuyla cinsiyet arasnda anlaml bir farkllk bulgulanamamtr. Yani hem erkekler hem de kadnlar; bilgilenme/ etkileim, sosyal ka ve elence motivasyonlarna verdikleri nem bakmndan birbirlerine yakn ortalamalara sahiptir (bk Tablo 10).
Tablo 10. Deneklerin Cinsiyetine Gre nternet Motivasyonlarna Verdikleri nem Dzeyi
Motivasyonlar Bilgilenme/Etkileim Sosyal Ka Ekonomik Fayda Elence Aritmetik Ortalamalar Erkek Kadn 3.975 2.931 2.818 2.864 3.939 3.046 3.048 2.951 t 0.429 -1.222 -2.573 -0.868 Df 306 306 306 306 Sig. .668 .223 .011 .386

Ekonomik fayda motivasyonu, verilen nem asndan cinsiyetler arasndaki farklla baktmzda, erkeklerin ortalamas 2.81, kadnlarnki ise 3.04dr. Bu sonulara gre; internet kullanmnda kadn denekler, erkeklerden daha fazla ekonomik fayda motivasyonunu nemli grmektedirler.

nternetin Dier Medya Kullanm zerindeki Etkileri Bu balk altnda katlmclardan 3 puanlk bir lekte, internet kullanm nedeniyle geleneksel medya alkanlklarnda bir azalma veya artmay alglayp alglamadklarn puanlamalar istenmitir. Tablo 11 genel olarak deerlendirildiinde; internetin, dier medya kullanm alkanlklar zerinde ok byk etkisinin olmad sonucu ortaya kmaktadr. Aratrmaya katlanlarn % 70.8i internet kullanmaya baladktan sonra telefonla grme alkanlklarnda bir deiim yaanmadn ifade ederken; anketi cevaplayanlarn % 64.6s radyo dinleme ve % 62.3 DVD-VCD izleme aktivitelerinde bir deiiklik olmadn vurgulamlardr. Denek grubunun % 50nin zerindeki bir ksm ise; gazete, dergi ve kitap okuma ile televizyon izleme alkanlklarnda bir deiiklik yaanmadn aklamlardr. Bu sonular ayn zamanda

31

bilig, K / 2009, say 48

Abdulla (2003: 156) ile Balc ve Ayhann (2007: 192) elde ettii bulgularla rtmektedir. Gazete ve dergi okuma ile televizyon izleme alkanlklar zerinde internetin ksmen de olsa negatif ynde bir etkisinin olduu, bu aratrmann ulat bir dier bulgudur. Deneklerin % 38i, internetin hayatlarna girmesiyle birlikte gazete okuma alkanlklarnda bir azalma yaandn ifade ederken; % 32.1i televizyon izleme alkanlklarnn azaldn dile getirmektedir. Yine aratrmaya katlan rencilerin % 31.5i, dergi okuma alkanl zerinde internetin olumsuz ynde etki yarattna iaret etmektedir.
Tablo 11. nternetin Dier Medya Kullanm zerindeki Etkilerine likin Bulgular
AZALDI (-) DER MEDYA Say (%) Say (%) Say (%) ETKLEMED ARTTI (+)

Televizyon zleme (internet ortam d.) Gazete Okuma (internet ortam dnda) Dergi Okuma (internet ortam dnda) Telefonla Grme (internet ortam d.) Ders Kitaplar Dnda Kitap Okuma Radyo Dinleme (internet ortam dnda)

99

32.1

180

58.4

29

9.4

117

38.0

158

51.3

33

10.7

97

31.5

181

58.8

30

9.7

56

18.2

218

70.8

34

11.0

68

22.1

182

59.1

58

18.8

70

22.7

199

64.6

39

12.7

DVD- VCD Film zleme

38

12.3

198

62.3

78

25.3

32

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Tartma ve Sonu Bu alma kullanm ve doyumlar perspektifinden hareketle Krgzistandaki niversite rencilerinin internet kullanm zelliklerini aklamaya almtr. Bununla birlikte faktr analizi altnda ayrtrlan motivasyonlarn internet kullanm becerisi, gnlk internet kullanm sresi, internete duyulan gven, internete balanlan yer, deneklerin bal olduu uluslar, eitim aldklar niversite ve sosyo demografik zellikleriyle ilikisi tanmlanmak istenmitir.
Aratrma sonularna gre deneklerin internet kullanmnda etkili olan 4 faktr ortaya kmtr. Faktrler, aratrmaya katlan deneklerin genel internet kullanmnn % 47.90 gibi neredeyse yarsn aklamaktadr. Analiz sonucunda ortaya kan ilk ve en nemli motivasyon bilgilenme/etkileimdir. Krgzistandaki mevcut durum, yani kapal Sovyet sisteminden liberal sisteme geiin temel belirleyicisi olan bilginin paylam, serbest piyasann bilgi zerine odaklanmas, niversite sisteminin gelimi lkelere entegre olma srecinde internetin bir ara olarak kullanlmas ve ayn zamanda Batl lkelerin bunu desteklemesi bilgi ve etkileim unsurunu n plana karmaktadr. Eitim sistemindeki farkllk ve dnyadaki bilgi birikimine eriimde internet, renciler iin vazgeilmez bir ara olarak alglanmaktadr. yle ki Sovyet eitim sisteminden kopula birlikte, demokratik toplum yapsnda serbest piyasa artlarna gre eitim yaplmas, bilgiyi zorunlu hale getirmitir. Dier taraftan deneklerin zellikleri ve Krgz eitim sistemindeki ok etnikli yap, deiim olgusunda bilgilenmeyi ve elde edilen bilginin paylamn n planda tutmutur. statistik olarak hizmet sektrnn gelimesi bilginin toplumda geliimini, bunun da rencilere yansmasn gstermektedir. Bilgi toplumu olma yolunda aba harcayan bir lke iin internet yoluyla bilgi edinme ve edinilen bilginin geni alanlarda dolama sokulmas gayet nemlidir. Bir baka nokta da Krgzistandaki niversite rencileri iin internet, nemli bir sosyal ka mekanizmas olarak alglanmakta ve kullanlmaktadr. Bilindii gibi internet, kullanclarna zgr bir iletiim ortam salamakta, farkl isim ve kiilik rolleri ierisinde onlarn bu ortamlarda bulunmalarn; gerek kimliklerinden syrlarak eitli sitelere ye olmalarn; sohbet gruplarna katlmak suretiyle dncelerini zgrce dile getirmelerini olanakl hale getirmektedir (Balc ve Tarhan 2007: 329). Yine Krgz toplumsal yapsnda 90dan fazla milletin yer almas, sz konusu uluslarn farkl kltrel ve dilsel zellikleri, btnletirmeden te farkllatrmay derinletirmektedir. Deiim olgusunda btnlemeyi salayacak ideolojik ve sosyal alt yapnn olmamas, genler iin toplumsal ve psikolojik problemler ortaya karabilmektedir. Ayrca Krgzistandaki ekonomik ve siyasal istikrarszlklar bireylerin toplumsal olgulardan kan hzlandrmakta ve gndelik hayatn problemlerinden kamada denekler iin internet bir alternatif olarak grlmektedir. Devlet sisteminde herhangi bir yere gelmek iin rvet ve iltimasn geerli yol olarak alglanma33

bilig, K / 2009, say 48

s (okgezen 2004: 80-81), rencilerin toplumsal sorunlar olduu gibi kanksamasna, siyasal bir gelenek kodlar olmad iin de toplumsal bir muhalefet oluturamamasna neden olmakta, sz konusu durum sosyal ka hzlandrmaktadr. te yandan Krgzistandaki ekonomik sistem, yani retim-tketim ilikileri d lkelere baml olarak gelimektedir. zellikle bankaclk sektrnde yabanclarn etkisi byktr. Giriimciler iin ak pazar olan blge, para transferlerindeki kolaylk ve internet bankaclnn gelimesiyle dier Orta Asya lkelerinden farkllamaktadr. Orta Asyann sviresi olma yolunda hzla ilerleyen Krgzistan, bankaclk ve dier ekonomik faaliyetlerde de ayn zellikleri sergilemektedir. Krgzistanda eitim gren yabanc rencilerin dardan gelecek paralar iin interneti tercih etmeleri, niversite rencileri arasnda internetin ekonomik fayda amal kullanmnn temelini oluturmaktadr. nternet ayn zamanda Krgzistanda eitim yaamlarn srdren niversite rencileri iin nemli bir elence arac konumundadr. yle ki, niversite genlii internete ynelmek suretiyle farkl elence ihtiyacn karlamaktadr. zellikle elence amal oluturulmu web siteleri, sohbet odalar veya forumlar zengin ierikleriyle kullancy -gerek ye olarak gerekse tesadf olarak- kendisine ekebilmektedir. Ika (2007: 211) gre bu artlar altnda "evrensel" bir iletiim arac olarak internet, hibir snr tanmamakta; kltrleri, yasal sistemleri, deer yarglar ve inanlar gerei bu tr uygulama ve ilemlere kaplarn kapatan toplumlarda sorunlara neden olabilmektedir. Aratrmada ortaya kan bir baka bulguya gre; deneklerin internet kullanm becerisi, gnlk internet kullanm sresi, internete duyulan gven, internete balanlan yer, deneklerin bal olduu uluslar ve eitim aldklar niversite gibi bamsz deikenler, internet kullanm ve doyum motivasyonlarna verilen nem dzeyini farkl dzeylerde de olsa etkilemektedir. Dier taraftan bu aratrmada, internetin dier medya kullanma alkanlklar zerinde ok byk etkisinin olmad sonucu ortaya kmaktadr. Denekler internet kullanmaya baladktan sonra telefonla grme alkanlklarnda bir deiim yaanmadn ifade etmilerdir. Aratrmaya katlanlarn yarsndan fazlas internet kullanmaya baladktan sonra telefonla grme, radyo dinleme, DVD-VCD izleme, gazete, dergi ve kitap okuma ile televizyon izleme alkanlklarnda ok da fazla bir deiim yaanmadn ifade etmektedirler. Sonu olarak, bu aratrma Krgzistann bakenti Bikekte eitim gren niversite rencileri zerinde yaplmtr. Krgzistanda bu konuda, gelecekte yaplacak aratrmalar daha geni bir rneklemeye giderek toplumun farkl kesimlerini hedef alabilirler. Kukusuz yaplacak bylesi aratrmalarda elde edilecek bulgular; bir taraftan kullanc profilinin daha ayrntl biimde ortaya
34

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

konulmasna hizmet ederken, dier yandan da aratrmaclara toplumun farkl kesimleri arasnda internet kullanm bakmndan benzerlik veya farkllk bulunup bulunmadn belirlemek ve tartmak bakmndan nemli ipular salayacaktr. Ayrca sosyal bilim aratrmaclarnn, internetin daha istikrarl bir sivil toplum oluturmaya ve demokratiklemeye nasl katkda bulunabilecei konusunda bilgi edinmelerine yardmc olacaktr. Bilindii gibi internet gnden gne deien ve gelien bir iletiim teknolojisidir. Buna bal olarak insanlarn internet kullanma alkanlklar ve motivasyonlar da zaman iinde farkllk gsterebilme potansiyeline sahiptir. Gelecekteki aratrmalarn bu durumu gz nnde bulundurmas gerekmektedir. Bir baka adan gelecekteki almalar, dier kitle iletiim aralarnn kullanm ve doyumlarna ilikin aratrma bulgularn dikkate almak ve karlatrmalar yapmak zorundadr. Toplum ierisinde internet kullanmna ynelen kiiler olduu kadar, internet kullanmaktan kanan kimseler de bulunabilmektedir. nternet kullanmnn gelitirilmesi asndan gelecekte yaplacak almalarda, sz konusu insanlarn internetten kanma nedenleri ve motivasyonlar da aratrlmaldr. lave olarak anket uygulamasnda telefon ve elektronik posta gibi farkl teknikler kullanlabilir. nk katlmclar anketi doldurduklarnda otomatik veri girii yaplacak, bylelikle de sz konusu ilemler iin zaman harcanmasnn nne geilebilecektir.

Kaynaka
Abdulla, Rasha A. (2003). The Uses and Gratifications of the Internet Among Arab Students in Egypt. Unpublished Doctoral Dissertation. University of Miami, UMI Dissertation Information Service. Akta, Celalettin (2007). Yeni Medyann Geleneksel Medya le Karlatrlmas. Glbu Erol (Ed.). Medya zerine almalar, stanbul: Beta Basm Yaym Datm. 107-120. Armstrong, Malcolm H. (1999). The Gratification Dimensions of the nternets World Wide Web: An Exploratory Study. Unpublished Doctoral Dissertation, The Florida State University, UMI Dissertation Information Service. Atabek, mit (2003). letiim Teknolojileri ve Yerel Medya in Olanaklar, Sevda Alanku (Der.). Yeni letiim Teknolojileri ve Medya, Habercinin El Kitab Dizisi: 3, stanbul: IPS letiim Vakf Yaynlar. 55-84. Balc, kr ve Bnyamin Ayhan (2007). niversite rencilerinin nternet Kullanm ve Doyumlar zerine Bir Saha Aratrmas. Seluk letiim 5 (1). 174-197. Balc, kr ve Ahmet Tarhan (2007). Siyasal Bilgilenme ve nternet: 22 Temmuz 2007 Genel Seimlerinde Bir Kullanmlar ve Doyumlar Aratrmas. Medya

35

bilig, K / 2009, say 48

ve Siyaset Uluslararas Sempozyumu. Cilt 1. Ege niversitesi letiim Fakltesi. 1517 Kasm. zmir. 322-335. Bykztrk, ener (2004). Sosyal Bilimler in Veri Analizi El Kitab: statistik. Aratrma Deseni. SPSS Uygulamalar ve Yorum. Ankara: Pegem A Yaynclk. Charney, Tamar Rachel (1996). Uses and Gratifications of the Internet. Unpublished Master of Arts Dissertation. Michigan State University. UMI Dissertation Information Service. Choi, Yong Jun (2001). Invertigating Koreans Internet Use Patterns and Motivations and Exploring Vulnerability of Internet Dependency. Unpublished Doctoral Dissertation. The University of Southern Mississippi. UMI Dissertation Information Service. okgezen, Murat (2004). Corruption in Krgyzstan: The Facts, Causes and Consequences. Central Asian Survey, 23 (1): 79-94. Ebersole, Samuel (2000). "Uses and Gratifications of the Web among Students". Journal of Computer-Mediated Communication. 6 (1). [Online: http://www.ascusc.org/jcmc/vol6/issue1/ ebersole.html. Eriim: 05.07.2007] Erdoan, rfan ve Korkmaz Alemdar (2002). teki Kuram: Kitle letiime Yaklamlarn Tarihsel ve Eletirel Bir Deerlendirmesi. Ankara: Erk Yaynlar. Fiske, John (1990). Introduction to Communication Studies. Second Edition. London: Routledge. Geray, Haluk (2003). letiim ve Teknoloji: Uluslar aras Birikim Dzeninde Yeni Medya Politikalar. Ankara: topya Yaynevi. Gibson, Rachel and Stephen Ward (2000). A Proposed Methodology for Studying the Function and Effectiveness of Party and Candidate Web Sites. Social Science Computer Review. 18 (3): 301-319. Ik, Umur (2007). Medya Bamll Teorisi Dorultusunda nternet Kullanmnn Etkileri ve nternet Bamll. Yaynlanmam Doktora Tezi. Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. Konya. Katz, Elihu, Jay G. Blumler and Michael Gurevitch (1974). Uses and Gratifications Research. Public Opinion Quarterly. 37 (4): 509-523. (1995). Utilization of Mass Communication by the ndividual. Oliver Boyd-Barrett and Chris Newbold (Eds.). Approaches to Media: A Reader. London: Arnold Published. 164-173. Kaye, Barbara K. (1998). Uses and Gratifications of the World Wide Web: From Couch Potato to Web Potato. The New Jersey Journal of Communication. 6 (1): 21-40.

36

Ayhan - Balc, Krgzistanda niversite Genlii ve nternet:

Kaye, Barbara K. and Thomas J. Johnson (2002). Online and in the Know: Uses and Gratifications of the Web for Political Information. Journal of Broadcasting & Electronic Media 46 (1): 54-71. Koak, Abdullah ve Yusuf Ziya zcan (2002). Information or Entertainment?: Use of Internet Among University Students in Turkey. International Conference on Media and Communication in the E-Society of the Century: Access and Participation. Moscow. October 17-19. Korgaonkar, Pradeep K. and Lori D. Wolin (1999). A Multivariate Analysis of Web Usage. Journal of Advertising Research 39. March-April: 53-68. Mcquail, Denis (1994). Mass Communicaion Theory: An Introduction. London: Sage Publications. Mcquail, Denis ve Sven Windahl (1997). Kitle letiim Modelleri. ev. Konca Yumlu. Ankara: mge Kitapevi. Mcquail, Denis (2005). McQuails Mass Communication Theory. London: Sage Publications. Papacharissi, Zizi and Alan M. Rubin (2000). Predictors of Internet Use. Journal of Broadcasting & Electronic Media 44 (2): 175-196. Park, Inkon (2004). Internet Usage of Korean and American Students: A Uses and Gratifications Approach. Unpublished Doctoral Dissertation. The Faculty of Southern Mississippi. UMI Dissertation Information Service. Parker, Betty J and Richard E. Plank (2000). A Uses and Gratifications Perspective on the Internet As a New Information Source. American Business Review 18 (2): 43-49. Rosengren, Karl Erik (2003). Communication: An Introduction. London: Sage Publications. Rubin, Alan M. (1986). Uses, Gratifications and Media Effects Research. Jennings Bryant and Dolf Zillmann (Eds.). Perspectives on Media Effects. New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates Publishers. 281-301 Severin, Werner J. ve James W. Tankard (1984). Communication Theories: Origins, Methods and Uses. New York: Hastings House Publishers. Siraj, Syed Abdul (2007). Synthesis of the Structure and Functions of the Uses and Gratifications Model. European Journal of Scientific Research 17 (3): 399408. Song, Indeok et al. (2004). Internet Gratifications and Internet Addiction: On the Uses and Abuses of New Media. CyberPsychology & Behavior 7 (4): 384394. eker, Tlay Bekta (2005). nternet ve Bilgi A. Konya: izgi Kitabevi Yaynlar.
37

bilig, K / 2009, say 48

Timisi, Nilfer (2003). Yeni letiim Teknolojileri ve Demokrasi. Ankara: Dost Kitabevi Yaynlar. Watson, James (2003). Media Communication: An Introduction to Theory and Process. New York: Palgrave Macmillan. Internet World Stats (2007, August). Usage and Population Statistics. Retrieved November 11 2007 from http://www.internetworldstats.com/asia/kg.htm

38

University Students and the Internet in Kyrgyzstan: A Study on Uses and Satisfactions
Bnyamin Ayhan* kr Balci*
Abstract: In this age of communication, the internet as a new tool for communication is continuing to grow and develop with astonishing speed. The internet, therefore, has become more than just a tool, turning into a phenomenon contributing to social organization and surrounding the daily life of individuals. The internet serves humanity in many regards, from the social activities and development of the individual to public security, from academic studies to providing minority communities with a platform for expression. This study aims to assess the internet usage habits and motives of university students in Bishkek, the capital of Kyrgyzstan, from the perspective of the uses and gratifications approach. On a randomly chosen sample of 308 students from four universities, four factors have been found as mainly effective on students internet usage habits. These factors are, in order of importance, information/interaction seeking, social escape, economic benefits, and entertainment. Besides these, it has also been found out that the basic variables affecting the level of importance attached to the uses and gratifications sought over the internet are skills in internet use, time spent over the internet, trust for the internet, the universities the participants study at, the place of access to the internet, and the participants nationality and gender. Key Words: Kyrgyzstan, internet, university students, uses and gratifications, motivation.

* Seluk University, Faculty of Communication, Department of Journalism / KONYA bayhan@selcuk.edu.tr sukrubalci@selcuk.edu.tr

bilig Winter / 2009 Number 48: 13-40 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

:
* *
: , . - , . , , . , - . 308 4- . 4 , : /, , . , , , , , , , , . : , , , , .

, , / bayhan@selcuk.edu.tr sukrubalci@selcuk.edu.tr

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 13-40 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Ana Dili Eitiminde Paralarst Birimlerin nemi ve Teknoloji Destekli Olarak Kavratlmas
M. Volkan Cokun*
zet: Konuma becerisinin kazandrlmas ile ilgili almalara bakldnda, iletiimin temelini oluturan paralarst birimlerle ilgili beceriler zerinde yeteri kadar durulmad grlmektedir. Temel dil becerilerinden biri olan konumann temelinde, duygu ve dncelerin fonetik-sentaks ilikisi iinde aktarlmas yatmaktadr. Konuma esnasnda fonetik-sentaks ilikisinin salkl yanstlabilmesi, ncelikle, sz dizimini oluturan kelime ve kelime gruplarnn duygu ve dnce anlamlarnn alglanm olmasna baldr. Sz diziminin duygu ve dnce anlamna uygun seslendirmelerin yaplabilmesi ve szn ezgisinin hissettirilebilmesi iin, vurgu, ton, durak gibi paralarst birimlerin retimiyle ilgili beceriye sahip olmak gerekir. Bu ynleriyle ele alndnda, ses-sz dizimi ilikisi ve paralarst birimlerin retimiyle ilgili beceriler, ana dili eitiminde, zellikle ilkretim ve ortaretim kurumlarndaki rencilere konuma becerisi kazandrlrken zerinde hassasiyetle durulmas gereken konulardandr. Anahtar Kelimeler: Ana dili, ses dizimi, sz dizimi, paralarst birimler.

Giri Gemiten gnmze, dilin pek ok tanm yaplmtr. Hepsinde vurgulanan ortak nokta, dilin iletiimi ve anlamay salayan en gl ara olmasdr. Dilin temel ilevi iletiimi salamak olduundan, dil eitiminin temel amalarndan biri de bireye iletiim becerilerini kazandrmaktr. nsanlar arasnda salkl iletiimin kurulabilmesi, dilin etkili ve bilinli kullanlmasna; dilin etkili ve bilinli kullanm ise, iyi bir dil eitimine baldr.
Temel dil becerilerinden biri olan konuma, en nemli iletiim etkinliidir. nsann kendisini ifade etmesini salayan konumann temelinde, duygu ve dncelerin ses-sz dizimi ilikisi iinde aktarlmas yatmaktadr. Bu sebeple, sz konusu becerinin ilkretim ve ortaretim kurumlarndaki rencilere
*Mula niversitesi Eitim Fakltesi Trke Eitimi Blm / MULA vcoskun@mu.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 41-52 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

kazandrlmasnda, ncelikle dilin kurallar erevesinde, dili oluturan btnlerdeki ses-sz dizimi ilikilerinin alglatlmas gerekir. Konumann sz dizimi; anlaml cmle unsurlarndan, cmle unsurlarnn her biri, anlaml kelime grubu veya kelime gruplarndan meydana gelir (Aksan 1997: 13). Ses dizimi ise, sz dizimi iinde yer alan anlaml birlikteliklerin, konuma organlaryla seslendirilmesi ile ortaya kan vurgu, ton, ezgi gibi paralarst birimlerin oluturduu btnl ifade etmektedir. Sz diziminin oluturulabilmesi iin, yeterli bir kelime, deyim, atasz hazinesine ve kelimeler arasnda doru ilikiler kurarak doru kelime gruplaryla doru cmle unsurlar tekil etme bilgisine sahip olmak; ses diziminin oluturulabilmesi ve kurallara uygun olarak aksettirilebilmesi iin, dilin cmle birimlerinin duygu ve dnce dnyasn alglam, kavram olmak ve buna bal olarak vurgu, ton ve snrlar hissettirebilmek gerekir (Cokun ve Erdem 2007). Konumada duygu ve dncelerin doru aksettirilebilmesi iin, ses-sz dizimi ilikisinin salkl kurulmas hayat bir neme sahiptir. Dilin kurallar erevesinde oluturulan sz dizimi, derinliine ve geniliine duygu ve dnce anlam tayan kelimelerden ve kelime gruplarndan olumaktadr. Ses dizimi oluturulurken, sz diziminin tad anlama uygun seslendirmelerin yaplmas, konumay sradan bir ses dizisi olmaktan karr. Sz diziminin duygu ve dnce anlamna uygun seslendirilebilmesi ve szn ezgisinin hissettirilebilmesi iin, vurgu, ton ve durak gibi paralarst birimlerin alglanm olunmas ve retilmesi gerekir. Bu almada, konuma becerisinin kazandrlmasnda gz ard edilen paralarst birimlerin nemi zerinde durulmu ve teknoloji destekli eitime dikkat ekilmitir.

Paralarst Birimler Paralarst birimler; sesin sre, iddet, frekans gibi akustik zelliklerine bal olarak ortaya kan ve dilin hece, kelime, cmle gibi paralardan olumu birimleriyle ilgili olan vurgu, ton, ezgi, sre, snr, durak gibi birimlerdir (etin 2008: 8). Prosodik unsurlar olarak da adlandrlan paralarst birimler, sese duygu deeri kazandran ve anlam ykleyen, ifade edilmek istenen anlam ile sylenen arasndaki uyumu gsteren, bu ynleriyle de anlam ayrc zellie sahip olan unsurlardr. Cokun, Ak ve Arzu (2005: 298), prosodik unsurlarn, insann rettii sesleri duygulara brndren, dolaysyla insann psikolojisini, duygu dnyasn ifade eden psikolojik zellikli unsurlar olduunu; fertler arasnda salkl ve dengeli iletiimin temelinde vurgu,
42

Cokun, Ana Dili Eitiminde Paralarst Birimlerin nemi ve Teknoloji Destekli Olarak Kavratlmas

ton, durak gibi prosodik unsurlarn, bek-anlam ilikisi erevesinde doru yanstlmasnn yattn belirtmilerdir. Paralarst birimler, bulunduklar kelimeye zel ifadeler kazandrarak, szn maksada uygun bir ekilde sylenmesini ve anlalmasn salar. Bu nedenle -konuurken veya yazl bir metni okurken- szlerde bulunan kelimeleri, tad paralarst ses birimleri asndan ciddi bir deerlendirmeye tabi tutmak ve syleyii byle bir ilemden sonra icra etmek byk bir nem tamaktadr (Gne 2003: 151). Paralarst birimlerin tespitinde, konumann akustik zellikleri olan perde, frekans, sre, iddet gibi birimlerden faydalanlr. Birimi hertz (Hz.) olan frekans (sklk, ykseklik), bir varln saniyedeki titreim saysdr (Cokun 2000a). almamzda ele aldmz vurgu ve ton, paralarst birimlerin temel frekansl boyutunu oluturmaktadr.

Vurgu Konumay meydana getiren ses dalgalarnn her biri, ayr birer frekansa, ayn zamanda ayr birer vurguya sahiptir. Frekansn alak ya da yksek olmas, vurgunun derecesini belirlemektedir. En yksek (baskn) frekansl ses, ana (birincil) vurguyu zerinde tamakta ve vurgulu ses olarak adlandrlmaktadr.
Ercilasuna (2005: 98) gre vurgu, bir hecenin dierine gre daha kuvvetle, daha iddetli olarak sylenmesi; Bilgegile (1984: 306) gre, insanlarn konuma amacyla kardklar bir ses dizisinde, hecelerden birinin dierlerinden kuvvetli olmasdr. Bu iki tanmda geen kuvvetli ifadesi ile kastedilen, frekans yksekliidir. Aksan (1995: 58), bir szcn birinci hecesinin vurgulu sylenii ile ikinci hecesinin vurgulu syleniinin, onu iki ayr szck, dolaysyla dil iinde iki ayr unsur durumuna getirmeye yeterli olduunu belirtmitir.

43

bilig, K / 2009, say 48

BAS MA BAS MA Birinci rnekte, basma elbise ifadesinden alnan basma kelimesinde, ma hecesi, 261.2 Hzdir ve birincil vurguyu zerinde tamaktadr. kinci rnekte, emir ifadesi tayan ve Damarma basma! ifadesinden alnan basma kelimesinde ise, bas hecesi, 302.6 Hzdir ve birincil vurguyu zerinde tamaktadr.

BEK LE ME BEK LE ME Birinci rnekte, bekleme salonu ifadesinden alnan bekleme kelimesinde, me hecesi, 266.6 Hzdir ve birincil vurguyu zerinde tamaktadr. kinci rnekte, emir ifadesi tayan ve Beni bekleme! ifadesinden alnan bekleme kelimesinde ise, le hecesi, 322.3 Hzdir ve birincil vurguyu zerinde tamaktadr.
rneklerde grld gibi, vurgunun farkl hecelerde olmas, ayn paralara sahip bir kelimeye iki farkl anlam kazandrabilmektedir. Vurgu, kelimelerin anlamlarnda farkllk yaratmasnn yannda, konuann nem verdii ve dinleyenin zellikle nem vermesini istedii kelime ya da kelime grubunu belirgin hle getirir. Bir yandan konuann iletmek istedii mesajn doru olmasn salarken, dier yandan iletilen mesajn dinleyen tarafndan doru anlalmasna yardmc olur. Bir baka deyile vurgu, konuan ve dinleyen arasndaki iletiimin doru kurulmasn salayan anahtar unsurlardan biridir.

44

Cokun, Ana Dili Eitiminde Paralarst Birimlerin nemi ve Teknoloji Destekli Olarak Kavratlmas

Ton Konumada anlam ayrc zellie sahip olan dier nemli unsur da tondur. Cokun (2000b: 127), hece ve kelimelerdeki vurgular toplamnn, yani vurgularn bir araya gelerek art arda birlemelerinin tonu; cmledeki tonlarn toplamnn ise, ezgiyi meydana getirdiini belirtmitir. Gnee (2003: 154) gre de ton, bir kelimedeki ana vurgu, yan vurgu ve teki normal vurgularn toplamndan olumaktadr.
Paralarst birimlerin temel frekansla ilgili boyutlarndan biri olan ton, anlam ayrc zellie sahip olmasnn yannda, sesin duygu ynn ortaya koymas bakmndan da konumann temelini oluturmaktadr. Konuma srasnda aktarlan duygularn incelenmesi, son yllarda fonetik alannda yaplan pek ok aratrmaya konu olmu; konuma seslerinin akustik adan incelendii sz konusu almalarda, konumadaki duygu ile temel frekans arasnda anlaml ilikilerin var olduu ortaya konmutur. Mozziconacci ve Hermes (1999), tonlamann duygu ifadesindeki nemini ele alan almalarnda, kiiye, ayr ayr yedi duyguyu ya da tutumu ifade edecek ekilde cmleler okutmular ve bu okumalar, tonlama aratrmalarnda uzman iki kiiye dinletip ifadelerin temel frekans erilerini (tonlamalarn) tanmlamalarn istemilerdir. Yaplan analizler ile uzman tanmlarnn ayn sonular destekledii grlmtr. Bu alma sonucunda, tonlama ile iletilen duygu arasnda doru bir orant olduu ortaya konmutur. Haroon, Rehan ve Touquer; Pencap dilinde, konumada tonlama ve duygu arasndaki ilikiyi incelemi; be konumacya, drt farkl duyguyu (fke, znt, nee, doal) ifade edecek ekilde beer cmle okutmu; temel frekans erileri ve ele alnan drt duygu arasnda bir ilikinin var olduu sonucuna ulam; tonlamann, konumada tanan duyguyu belirlemede, anahtar unsurlardan biri olduunu belirtmilerdir. Meral, Ekener ve zsoy (2003), Trkede konuma srasnda aktarlan duygular ile temel frekans erileri arasndaki ilikiyi aratran almalarnda; amatr oyunculara, kzgn, sevinli, zntl ve duygusuz okumalar yaptrm ve elde edilen ses kaytlarnn temel frekans erileriyle ifade edilen duygular arasnda ilikiler olduu sonucuna ulamlardr. Farkl frekanslara sahip vurgularn birleimi, tonlarn niteliini de birbirinden farkl klmaktadr. Yan yana gelen vurgularn frekanslarnn giderek alalmas, alalan tonu; giderek ykselmesi, ykselen tonu; eit ekilde seyretmesi ise, dz tonu meydana getirir.
45

bilig, K / 2009, say 48

BU

NU

NA

SIL

U NU

TUR

SUN?

BU NU NA SIL UNU TUR SUN? Yukarda, Bunu nasl unutursun? cmlesine ait iki farkl syleyiin ses dizimi yanstlmtr. Birinci cmle, Ak olsun! Bunu nasl unutursun? anlamna gelen sitem ifadesini; ikinci cmle ise, Kahretsin! Bunu nasl unutursun? anlamna gelen fke ifadesini tamaktadr. Her iki ifadede de birincil vurgu, na hecesi zerindedir. Heceleri oluturan tonlarn alalan, ykselen ve dzlk bakmndan da birbiriyle hemen hemen ayn olduu grlmektedir. Ancak cmlenin sonunda bulunan sun hecesi, fke ifadesi tayan cmlede alalan, sitem ifadesi tayan cmlede ykselen tondan olumutur. fke ifadesinin bulunduu cmlede, kardaki ahsa ynelik bir sulama sz konusuyken, sitem ifadesi tayan cmlede affedici bir krgnlk sz konusudur. kinci teklik ahs eki olan -sun hecesi, unutma eylemini gerekletiren kiiyi belirtmekte; dolaysyla bu hecenin alalan veya ykselen tondan olumas, kardaki ahsa hissedilen duyguyu ifade etmektedir.
Yukardaki rnekte grld gibi, temel frekans erilerinin farkl olmas, ayn cmleye iki farkl duygu ve anlam ifadesi kazandrabilmektedir. Bireyler arasnda salkl bir iletiimin kurulabilmesi, temel frekansla ilgili olan vurgu
46

Cokun, Ana Dili Eitiminde Paralarst Birimlerin nemi ve Teknoloji Destekli Olarak Kavratlmas

ve ton gibi paralarst birimlerin, iletilmek istenen mesaja uygun bir ekilde retilmesine baldr. Baka bir deyile, ses ve szn birliktelii ile meydana gelen iletiimin beceri olarak kazanlmasnn temelinde, ses-sz dizimi ilikisinin kavranmas ve paralarst birimlerin, sz konusu iliki erevesinde retilmesi yatmaktadr. Ana dili konuanlarn, konumalarn anlaml ve akc hle getirebilmeleri iin, eitim-retim kurumlarnda, paralarst birimleri doru reten, sentaks ve semantik bilgisine sahip retmenler elinde yetimeleri gerekir. Sentaks bilgisi, sz diziminin dilin kurallarna uygun bir ekilde oluturulmasna yardmc olurken; semantik bilgisi, sz diziminde yer alan kelime ve kelime gruplarnn duygu ve dnce anlamlarnn kavranmasna, bylece, kavranan duygu ve dnce anlamlarn yanstacak vurgu ve tonlarn retilmesine yardmc olmaktadr. Paralarst birimlerin doru retilmesiyle ilgili becerilerin bireye kazandrlmas, eitim kurumlarnda gerekletirilecek ana dili eitimiyle mmkndr. Ana dili eitiminde konuma becerisi kazandrlrken, zellikle ana dili eitimi verenlerin konuurken, okurken doru ses-sz dizimi oluturabilmeleri ve bunun iin de bilinli bir sentaks-semantik-fonetik bilgisine sahip olmalar gerekir. Batl lkelerde, konuma sesleri oluum ve akustik bakmndan fonetik lboratuvarlarnda, teknik cihazlar yardmyla incelenebilmekte; paralarst birimlerin tespiti, gze dayal olarak salkl bir ekilde yaplabilmektedir. Gze dayal almalarda renme daha hzl ve kalc olacandan, paralarst birimlerin grnr hle getirilmesi, bylece vurgu ve ton gibi unsurlarn doru olarak tespit edilebilmesi, tespit edilen unsurlar ile kelime ve bek anlamlarnn uyuup uyumadnn karlatrmal olarak belirlenebilmesi, paralarst birimlerin retimiyle ilgili becerilerin kazandrlmas yolunda ok nemli imknlar salamaktadr. Levis ve Pickering e (2004) gre, grntleme teknolojisi, tonlamay retmede ok nemli bir avantajdr.

47

bilig, K / 2009, say 48

Yukardaki rneklerde, yle sevindim ki anlatamam cmlesinin iki farkl ifadeyle sylenii grntlenmitir. Bilgisayar ortamnda yaplan bu almalarda; temel frekans deerleri incelenerek birincil vurgu ve yan vurgular tespit edilebilmekte, vurgulardan oluan tonlarn frekans erileri grlebilmektedir. Birinci rnekteki yle sevindim ki anlatamam cmlesinde, mutluluk anlam varken; ikinci rnekteki yle sevindim ki anlatamam cmlesinde, Hi sevinmedim anlam vardr. Bireye, paralarst birimlerin alglanmas ve retimiyle ilgili beceriler kazandrlrken, farkl anlam ve farkl duygu ifade eden cmlelerin grntl olarak karlatrlmas, renmeyi daha anlaml hle getirecektir.

Sonu ve neriler Bireyler arasnda salkl iletiimin kurulabilmesi, dilin kurallar erevesinde oluturulan ses-sz dizimi ilikisine baldr. Ses-sz dizimi ilikisinin salkl kurulabilmesi ise, sese duygu ve anlam kazandran vurgu ve ton gibi paralarst birimlerin, sz dizimini oluturan kelimelerin duygu ve dnce dnyasna uygun ekilde retilmesiyle mmkndr.
Ana dili eitiminin temel amalarndan biri, bireye iletiim becerisi kazandrmak olduundan, ses-sz dizimi ilikisinin kurulmas ve salkl bir iletiimin temelini oluturan paralarst birimlerin alglanmas ve retimiyle ilgili beceriler, zerinde hassasiyetle durulmas gereken konulardandr. Paralarst birimlerin bilgisayar ortamnda grnr hle getirilmesi, sz konusu birimlerle ilgili becerilerin daha hzl ve kalc olarak kazanlmasna yardmc olmaktadr. Gze dayal bir eitimle bireyler, konumann vurgu ve tonlamalarn grerek, kulakla duyulan gzle pekitirebilir; konumadaki anlam ve duygu farkllklarnn sebeplerini, grntlenen vurgu ve tonlarla daha iyi alglayabilir; farkl vurgu ve tonlara sahip cmleleri birbiriyle karlatrarak, anlam ayrc unsurlar tespit edebilir; kendilerinin rettikleri paralarst birimlerin, konumalarndaki duygu ve dnceleri yanstp yanstmadn, ses-sz dizimi ilikisini salkl kurup kuramadklarn daha iyi belirleyebilirler. Paralarst birimlerin alglanmas ve retimiyle ilgili becerileri kazanan bireyler, konumay sradan bir ses dizisi olmaktan karan sessz dizimi ilikisini dilin kurallar erevesinde oluturabilecek ve birbirleriyle salkl iletiim kurabileceklerdir. Tm bu sebeplerle, ana dili eitiminde paralarst birimlerle ilgili becerilerin kazandrlmasnda ve ses-sz-anlam birlikteliindeki ilikinin kavratlmasnda, grnt teknolojisinden faydalanlmaldr.
48

Cokun, Ana Dili Eitiminde Paralarst Birimlerin nemi ve Teknoloji Destekli Olarak Kavratlmas

Anlam ayrc unsurlardan olan vurgu ve tonu alglama ve retme becerisini kazandrmak iin, bilgisayar ortamnda u almalar yaplabilir: 1. rencilere cmleler dinletilerek vurgulu hece ya da kelimeyi tespit etmeleri istenebilir. Cmlede alalan, ykselen ve dz tonlarn nerelerde bulunduu sorulabilir. Cmleye ait grntler incelenerek tespitlerin doru olup olmad sebepleriyle aklanabilir. 2. Bir kelime tekrarlatlarak her defasnda farkl heceyi vurgulamalar; bir cmle tekrarlatlarak her defasnda farkl unsuru vurgulamalar istenebilir. Vurgulara ait grntler karlatrlarak vurgulamann istenilen ekilde yaplp yaplamad tespit edilebilir. 3. Bir cmle farkl ezgilerle syletilir ve cmlelere ait grntler karlatrlarak ezgilerle ilgili anlam farkllklarnn aklamalar yaptrlabilir. Bu almalardan nce, ezginin ne anlama geldiini aklayc bilgisayarl almalar yapmak yerinde olur.

Kaynaka
Aksan, Doan (1997). Anlambilim. Anlambilim Konular ve Trkenin Anlambilimi. Ankara: Engin Yay. Bilgegil, M. Kaya (1984). Trke Dilbilgisi. stanbul: Dergh Yay. Cokun, Volkan; Nilgn Ak, F. Zehra Arzu (2005). Trke Eitiminde Sesli Okuma Becerisinin Psikolojik Temelleri. XVI. Ulusal Eitim Bilimleri Kongresi Pamukkale niversitesi Eitim Fakltesi 28-30 Eyll 2005. Denizli. , Gnl Erdem (2007). Sz-Ses Dizimi likisi Ana Haber Bltenleri rnei. stanbul Kltr niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Uluslararas Trk Dili ve Edebiyat Kongresi. 28.08.2007. stanbul. Cokun, M. Volkan (2000a). Fonetik ve Fonetik laboratuarlar. Trk Dili. Say: 81. s. 387-402. (2000b). Trkiye Trkesinde Vurgu. Ton ve Ezgi. Trk Dili Aratrmalar. Say: 584. s. 126-130. etin, Didem (2007). Trke Eitimi Blm Mezunu renciler ile Birinci Snf rencilerinin Sesli Okuma Becerilerinin Paralarst Birimler Asndan Karlatrlmas. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi. Mula niversitesi. Mula. Gne, Sezai (2003). Trk Dili Bilgisi. zmir.

49

bilig, K / 2009, say 48

Haroon, Dawood, Shahid Rehan, Ahmed Touqeer (2008). Intonation Patterns in Punjabi. http://www.crulp.org/Publication/Crulp_report/CR04_05E.pdf eriim: 26.03.2008 Ercilasun, A. Bican (2005). Vurgu. Trk Dili ve Kompozisyon 98-103. Ekin Kitabevi. Ankara. Levis, John, Lucy Pickering (2004). Teaching Intonation in Discourse Using Speech Visualization Technology. eriim: 31.03.2008. http://www.sciencedirect.com Meral, H. Mesut, Hazm K. Ekenel, A. Sumru zsoy (2003). Trkede Duygu zmlemesi. eriim: 19.07.2006. www.linguistics.boun.edu.tr/bildiri.pdf Mozziconacci, S.J., D.J. Hermes (1999). Role of Intonation Patterns in Conveying Emotion in Speech.

50

The Significance of Supra-Segmental Units in First Language Education and The Teaching of Supra-Segmental Units through Technology-Aided Instruction
M. Volkan Cokun*
Abstract: Studies on teaching speaking do not focus adequately on skills concerning supra-segmental units, which constitute the basis of communication. Speaking, one of the basic language skills, consists in the communication of feelings and thoughts while observing the relationship between phonetics and syntax. During speech, the accurate reflection of the relationship between phonetics and syntax depends primarily on the ability to perceive the emotional meaning of the words and phrases constituting the syntax. In order to utter sound strings appropriate to expressing the intended thoughts and emotions and to convey the rhythm of the utterances, it is necessary to have skills in perceiving and producing supra-segmental units such as stress, tone, and pause. Considered in this respect, the relationship between phonetics and syntax and the skills required for the production of supra-segmental units are major issues to be emphasized in first language education. Key Words: First language, phonetics, syntax, supra-segmental units.

Mula University, Faculty of Education, Department of Turkish Education / MULA vcoskun@mu.edu.tr

bilig Winter / 2009 Number 48: 41-52 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


M. *
: , , , , . , , . , . , , . , . : . , , ,

* , , / . vcoskun@mu.edu.tr

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 41-52 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar


Ltfiye Gkta Kaya*
zet: 14. yzyl sonlarndan 16. yzyl balarna kadar randa hakimiyeti ellerinde bulunduran Timurlular, tarihsel adan bakldnda ksa bir dnem varlk gsterseler de, ekonomik, sosyal, kltrel ve sanatsal anlamda nemli deiiklik ve gelimeler yaratmlardr. Bu dnemden gnmze gelebilen maden eser says fazla olmamakla birlikte, var olanlar, nceki dnemlerde randa retilen maden ilerinden farkl olduklarn ilk bakta ortaya koymaktadr. 14. yzyl sonuna ve 16. yzyl bana tarihlenen birka rnek ayr tutulursa, Timurlular madenle birlikte tm el sanatlarnda karlalan ortak bir anlayla, slam sanat iinde Timurlu beenisi olarak adlandrlan yeni bir slup yaratmlardr. almada rneklerle birlikte Timurlu maden sanat deerlendirilmi, deien ve incelen yeni beeninin ortaya kmasnda etkili olan kltrel, siyasi ve ekonomik etkenler aklanmtr. Anahtar Kelimeler: slam maden sanat, Timurlular, ran, Herat.

Giri Maden sanat, Trk ve slam sanat tarihi aratrmalarnda yeterince allmayan bir alandr. El sanatlarn oluturan btnn paralarndan olan maden sanatna ynelik ayrntl aratrmalarn yaplmas ve yaygnlamas gereklidir. Bu almada slam sanat iinde nemli bir yere sahip olan Timurlularn maden sanat incelenmitir. Ad geen siyasi sre iinde farkl dnemlere ait farkl rnekler ele alnarak, eserler; malzeme, teknik, biim, ssleme teknii ve ssleme program asndan deerlendirilmitir. Dnemin ksa olmas ve gnmze gelebilen maden eser saysnn azl deerlendirme yapmay zorlatrmaktadr. Ancak dnemin minyatr rnekleri maden sanatna ilikin nemli bilgiler iermektedir. Dier yandan maden rnekler stnde karlalan ssleme programnn benzerleri tezhip, ini ve ahap gibi dier el sanat rneklerinde de izlenebilmektedir. Bu ortak ssleme programnn nemli bir nedeni sarayda var olan ktphane ya da kitaphanedir. zelde kitaphane, genelde kitaphaneyle balantl sosyal, kltrel, siyasi ve ekonomik etkenler Timurlu maden eserlerinin biimlenmesinde nemli rol
*

Karabk niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Sanat Tarihi Blm / KARABK lgoktaskaya@hotmail.com

bilig K / 2009 say 48: 53-74 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

oynamtr. alma, sz edilen bu konular erevesinde gelimekte ve slam maden sanat iinde Timurlularn yerinin belirlenmesi amalanmaktadr.

randa Timurlu ncesi Maden Sanat Timurlu dnemi maden eserlerini ayrt edebilmek ve slam maden sanat iindeki yerlerini belirleyebilmek, ncelikle Timurlu ncesi ran maden sanat rnekleri ile zelliklerini bilmek ve iinde bulunulan sanat ortamn deerlendirmekle mmkn olacaktr.
Bu noktadan hareketle 13. yzyl ortasndan itibaren Timurlu ncesi ran maden sanat incelendiinde, 1281 tarihli tek bir rnekle karlalmaktadr. Bugn Londra British Mzesinde bulunan ve Mahmud bn Sungur imzal eser, pirinten yaplm, altn ve gm kakmalarla sslenmitir (Barrett 1949: fig. 32; Mayer 1959: 60). Marco Polo, Seyahatnamesinde randa grm olduu, deerli madenlerden yaplm eitli kaplardan ve mcevherlerden sz etmektedir. lkede Mool saldrlarna ramen devam eden bir maden eser retimi vardr. Ancak bu retimin lkenin hangi blgesinde yapld kesin olarak bilinmemektedir. 1220-1252 yllar arasndaki Mool saldrlarndan dolay, dou ran ehirlerinde, zellikle de Horasanda retim olmas uzak bir ihtimal gibi grnmektedir. Bu dnemde lkenin dousundaki sanatlar batya doru kaarak Irak, Suriye ve Anadoluya girmiler ve buralarda atlyelerini yeniden kurarak retime devam etmilerdir (Fehervari 1976: 107). Hatta, saldr srecinde maden eser retim merkezleri lkenin kuzeybatsna, lhanl ynetimindeki Kafkas blgesine doru da tanmaya balamtr (Atl 1972: 2). Bu dnemde Azerbaycanda yaplm olan kre biiminde, altn ve gm kakmal bir eser bulunmaktadr. Eser stnde atl bir figr ve figrn elinde bir ahin vardr. Figr, banda tipik bir lhanl bal tamaktadr. Eser hakknda bilinenler, stnde Sultan Olcaytonun adnn gemesinden teye gitmemektedir (Harari 1967: 2505, pl.1357A; Fehervari 1976: 107, fig. 132). 13. yzyl sonu ile 14. yzyl balar arasna tarihlenen, ancak yapm yerleri konusunda farkl grler olan bir grup amdandan da burada sz etmek yerinde olacaktr. Belirleyebildiim kadaryla dnya mze ve zel koleksiyonlarnda yaklak 70 tane olan bu amdanlarn yapm yerleri farkl yaynlarda Musul, Azerbaycan, ran ya da kuzeybat ran ve Anadolu olarak gemektedir. Bir baka deyile, ayn amdan farkl aratrmaclar tarafndan farkl blgeye yerletirilmektedir. Gruptan birka rnein, Glck vd. (1906: 588) ve Fehervari (1976: 107) tarafndan rana yerletirilmesinden dolay burada sz konusu edilmi, ancak tarafmdan yaplan almalar sonucunda eserlerin yapm yerlerinin Anadolu ve Konya olduu dnldnden (Gkta Kaya
54

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

2001, 2005: 157-191), dolaysyla, ran rnei olarak kabul edilmediinden alma kapsamna alnmamtr.

14. yzyln balarna tarihlenen, yalnzca gvde ksmlarnn dokuz cepheden olumas ile yukarda sz edilen amdanlardan ayrlan ve bir aratrmac tarafndan kuzeybat rana atfedilen (Fehervari 1976: kat.no.137-138) iki amdan daha bulunmaktadr. Keir Koleksiyonunda bulunan, tuntan ve pirinten yaplp, gm kakmalarla bezenen eserlerin kuzeybat rana ait olduklar yukarda sz edilen amdanlardan yola klarak tartlabilir. randa 1330lara kadar gerilemi durumda olan maden ii retimi 13561393 yllar arasnda lkenin gneyindeki iraz bakent edinen Muzafferilerle birlikte gelimeye balamtr. Muhtemelen bu blgeye ait olan tuntan yaplm bir tas bulunmaktadr 14. yzyl balarna tarihlenen, pirinten yaplan, altn ve gm kakmalarla sslenen Muzafferi taslar ile ilgili ayrntl bilgi iin bk. (Atl vd. 1985: 155-166). Gm kakmal olan eser 1971 ylnda Kirman yaknlarndaki kazlar srasnda ortaya karlmtr. 13.yzyl sonlarndan 14. yzyl sonlarna kadar geen yaklak yzyllk dnemde randan gnmze gelebilen maden eserler yukarda sz edilenlerdir. 14. yzyl sonlarnda ise randa Timurlular hakimiyeti ele geirmitir.

Timurlu Maden Sanat 14. yzyl sonlarnda gl bir grup olarak karmza kan Timurlular, kendilerine ilk olarak Semerkant bakent semilerdir. Timurun olu ahruh dneminde ise Herat bakent olmutur. Dolaysyla, Semerkant ve Herat, Timurlu dneminde iki nemli bilim, sanat ve kltr merkezi olarak geliim gstermitir. Dnemin tarihsel adan ok uzun olmamasna ve gnmze gelebilen maden rneklerin azlna karn, Timurlu maden sanat rnekleri daha ilk bakta kendinden nceki dnemlerde randa yaplan rneklerden farkl olduunu ortaya koymaktadr. Timurlu maden sanat, erken dnem (14. yzyl sonlar ile 15. yzyl balar), klasik dnem (15. yzyln ikinci yars) ve ge dnem (16. yzyl balar) eklinde dneme ayrlarak incelenebilir. Erken Dnem Maden Sanat: 14. yzyl sonuna tarihlenen Timurlu maden rneklerinin ilk grubunu, farkl mze ve koleksiyonlarda bulunan alt tane amdan oluturmaktadr. rneklerde o gne kadar ki amdan biimlerinin deimi olduu grlmektedir. Boyun ksmlar kademeli ekilde ykselen rneklerin ssleme anlaylar da farkldr. stlerinde emse ve salbek motiflerine benzeyen kitap sanat etkili dzenlemeler grlmektedir. Bazlarnn stnde Timurun ad kaytldr (resim 1). Bazlar ise sanat imzas tamaktadr.

55

bilig, K / 2009, say 48

Uzun boyunlu bu amdanlardan biri, Izz al-Din b. Tac al Din Isfahani tarafndan 1396-1397 tarihinde Ahmet Yesevi Cami iin yaplmtr (Grube 1974: 248-249, fig. 94-96; Harari 1967: pl.1373). Timur tarafndan smarlanan bu amdan ile New York Parish Watson Koleksiyonunda bulunan ve stnde Abu al Nasr Hasan Sultan Beg Bahadr ad geen amdan (ayrntl bilgi iin bk. Sothebys Sat Katalogu, London Nisan 1994, s. 52-60.) dzenlenileri asndan benzerlik gstermektedir (Grube 1974: 249). Bahadr Bey amdan, Melikian-Chirvani (1987: 117-147) tarafndan 1470ten sonraya tarihlendirilerek Akkoyunlu dnemine yerletirilmitir. 14. yzyl sonuna tarihlendirilen Timurlu maden rneklerinin ikinci grubunu iki byk boyutlu su tas oluturmaktadr. Taslardan ilki, Ahmet Yesevi Cami iin Abd al Aziz Sharaf al Din al Tebrizi tarafndan Timurun emri ile 1399da yaplmtr (Grube 1974: 249, fig. 97-98; Lentz vd. 1989: 29; Mayer 1959: 20-21). Dieri ise, Hasan b. Ali b. Hasan b. Ali sfahaninin, Sultan Giyath al Dunya wal-din Muhammed Abu Bakr Kart emri ile 1374-1375 yllarnda, yani bir nceki rnekten ortalama 20 yl nce, Herattaki cami iin yapt byk su tasdr (Mayer 1959: 43-44). Tas randa antsal maden iilii okulunun varln gstermesi asndan nemlidir. 1399 tarihli tas ile yalnz ssleme asndan benzemektedir. Biim asndan ise Timurun tas antsal bir ayaa sahip olmas ile farkllk gstermektedir. Bu adan ilgintir, nk 12. ve 13. yzyllarda bu ekilde yksek ayakl ok sayda tas vardr. Klasik Dnem Maden Sanat: 15. yzyln ikinci yarsna gelindiinde, kaplarn biimleri, boyutlar, kakma tekniinin uygulan ekli ve ssleme program deimekte ve erken Timurlu rneklerinden tamamen ayrlmaktadr. Bu dnemden gnmze ok fazla rnek gelmemitir. Ancak gelebilen rnekler deien beeniyi gstermeye ve dnemin neden klasik Timurlu olarak tanmlandn anlamaya yeterlidir.

Biim ve Boyut: Bu dnem eserlerinde dikkat eken ilk zellik, kaplarn biimlerinin deimesi ve boyutlarnn klmesidir. Gnmze gelebilen eserler iinde kalem kutusu (resim 2), amdan (resim 3), kase (resim 4), kekl (resim 5) gibi rnekler olmakla birlikte, ounluunu marapalar oluturmakta ve rnekler ortak zellikler gstermektedir (Fehervari 1976: 109; Grube 1974: 245-246). Marapalar genellikle pirinten yaplm, altn ve gm kakmal, kk boyutlu rneklerdir. Yksek olmayan bir kaide zerinde kre eklinde bir gvde, gvdenin zerinde silindirik dar bir boyun ksm, gvde ile boynun birletii yerde bir bilezikten olumaktadrlar. Bir ksmnda ejder eklinde dzenlenen bir kulp bulunmaktadr. Bu kulp genellikle S biimlidir. Ejderlerin balar olduka gereki ilenmitir. Kuyruklar ise delik ii tekniinde yaplan bitki motifleriyle son bulmaktadr.

56

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

Bu biimdeki kaplarn en erken rnei beyaz yeim tandan yaplm bir marapadr. 1417-1449 yllar arasnda muhtemelen Semerkantta yapld dnlen (Grube 1966: 136, fig. 75) eser, 14.5 cm. yksekliindedir ve bugn Lizbon Glbenkian Koleksiyonunda bulunmaktadr. stnde Ulu Beye ithaf edildii yazldr. Ulu Beyin 1445 ylnda Ming Sarayndan byle yeim kaplar ve bir de ejder bal mzrak ald bilinmektedir (Lentz vd. 1989: 143). Eserin stnde Ulu Beye ithaf edilmesinden baka bilgi olmamas ve muhtemelen Semerkantta yapldn belirten yalnzca bir aratrmac olmas marapann Ming Sarayndan alnanlardan olabileceini dndrtmektedir. Sz edilen marapa dnda, 15. yzyl bana ait bir de porselen rnei vardr. inden getirtilen kap, kk boyutlu, sr alt mavi renkli ve ejder kulpludur. Kap ile Ulu Beyin marapas dikkate alndnda, Timurlu maden ustalarnn, gerek biim gerekse ssleme anlay asndan inden etkilendiklerini sylemek mmkndr. Yapm malzemesi ve teknii, ssleme teknii ve ssleme program asndan ayn zellikleri gsteren kk marapalar grubunun erken tarihli iki rnei Berlin slam Eserleri Mzesindeki 1456-57 tarihli rnek (Lentz vd. 1989: kat.no. 109, Komaroff 1992b: 153-154) (resim 6) ile Londra Victoria ve Albert Mzesindeki 1461-62 tarihli rnektir (resim 7a-b). Her ikisi de Herat yapm olan marapalarn bir dier ortak zellii Habib Allah bn Ali Barzani tarafndan yaplm olmalardr (Harari 1967: 1376B, Grube 1974: 245, fig. 72, Melikian Chirvani 1982: no.109, Lentz vd. 1989: kat.no. 110, Komaroff 19992: 156-159).

Ssleme Teknii: Biim ve boyuttan sonra klasik Timurlu maden eserlerinde karlalan bir dier farkllk ssleme tekniidir. Bu dnemde kakma tekniinin uygulan ekli deimitir. Madene bir baka cins maden kaklarak yaplan ssleme teknii Erken slam Dneminde ok az kullanlm, asl olarak 12. yzyl ortalarnda Horasanda gelime gstermitir. 13. yzyl balarnda randan Mezopotamyaya, oradan Kuzey Afrika ve spanya hari dier slam lkelerine yaylm, 14. yzyl boyunca Irak, Suriye ve Msr Memlkllerinde devam ederek balca maden ssleme teknii olmutur (Grube 1966: 136, Erginsoy 1978: 501).
slam maden sanatnda kakma teknii ile sslenmi eserler, dierlerine oranla deerli paralardr. Bu rnekler hangi dneme ve blgeye ait olurlarsa olsunlar, daima yneticiler, asil kiiler ya da zengin tccarlar iin yaplmlardr (Grabar 1959: 17). Bu nedenle, kakma tekniini belirli bir dnem ya da blgenin teknii olarak tanmlamak yerine, sekin bir snfn teknii olarak tanmlamak daha dorudur.

57

bilig, K / 2009, say 48

nce levhalar halinde yaplan, bir anlamda yzey kakmacl olarak adlandrlabilecek kakma teknii 15. yzyl Timurlu maden eserlerinde ortadan kalkmtr. nce bir izgi halinde soyut bitkisel sslemenin kendisinde yer alan ya da sslemenin zemininde kk noktacklar eklinde yaplan kakma teknii kullanlmaya balanmtr (Grube 1974: 245-246).

Ssleme Program: Biim, boyut ve kakma tekniinin uygulan eklinden baka, bu dnem maden eserlerindeki son deiiklik ssleme programnda grlmektedir. O dneme kadar randa var olan figrl ve hikayeci anlatm ortadan kalkm, yerini soyut, iki boyutlu bitki motiflerinin tekrarndan oluan bir anlatm almtr. Tm motifler kaplarn boyutlaryla orantl bir ekilde klp incelmitir. Ayrca kabn yzeyinin eritler halinde blnmesi ve kitabe kuaklar ile evrilmesi de bu dnemde karlalmayan bir zelliktir.
Erken slam Dneminden itibaren maden eserler stnde kitabe yer almas, bu kitabelerin kiminde iyi dilek ve bereket dualar yer alrken, kimilerinde patron, usta ve tarih, nadir olarak da ehir isimlerinin bulunmas var olan bir gelenekti. Ancak Timurlular dneminde maden eserler stnde allagelmi kitabe anlaynn dnda bir beeni gelitii grlmektedir. O da, nesih ya da nestalik tarzda Farsa iirlerden alnan beyitlerin birer yzey ssleme eleman olarak kullanlmaya balanmasdr. 11. ve 14. yzyllar arasnda birok kitabe iin kullanlan dil Arapadr. Farsa kitabeler de vardr. Ancak ok yaygn deildir (Seluklu dnemindeki Farsa kitabe kullanm ile ilgili ayrntl bilgi iin bk. Ettinghausen 1970: 113131). Byle Farsa bir kitabe 1181-1182 tarihli bir ibrik stnde yer almakta ve Farsa iirin en erken tarihli rneini oluturmaktadr (Komaroff 1992a: 144). 15. yzyl balar ile birlikte maden eya stne yazlm Farsa beyitlerin konular ve kullanl alan byk bir art gstermitir. Timurlu maden eserleri stnde youn ekilde kullanlan bu Farsa yazlar, yalnz nesnenin kendisi hakknda bilgi vermekle kalmayp ayn zamanda ran edebiyat ve edebi kiilikleri hakknda da nemli bilgiler iermektedir. Eserler stndeki kitabelerde ad geen airler, Sadi, Dagigi, Hafz, Kasm elEnvar, Salihi ve Camidir (Komaroff 1992a: 144). Beyitler tek bir aire ait olabilecei gibi, iki ya da airin benzer beyitleri de ayn nesne stnde yer alabilmektedir. eitli mze ve zel koleksiyonlarda stnde Farsa beyitlerin yer ald Timurlu maden rneklerini bulmak mmkndr. Bunlardan biri Paristeki bir marapadr. Hseyin bn Mbarek ah imzasn tayan eser 1484 tarihlidir. stnde Kasm el- Envara ait bir beyit vardr. Beyit yledir: Ebedi hayatn arap iesi daima temizdir, ancak o benim kalp kasemle daha saf hale geldi (Komaroff 1992a: 148) (resim 8).
58

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

Eserler stne yazlan beyitlerin nesnenin ilevine uygunluunu gstermesi asndan iki amdan stnde yer alan Salihinin beyitleri dikkate deerdir: Eer kandilsen baz geceler benim arkadam ol, bana elik et, hangi dua birinden daha iyi olabilir, sen yln her aynda scaklk verebilirsin (Komaroff 1992a: 146, Komaroff 1992b: 187, 230) (resim 9). Maden eyalar stndeki bu kitabeler genellikle nce bir hattat tarafndan yazlmakta, sonra maden ustalar tarafndan kopya edilmektedir. Ancak maden ustalarnn kendilerinin yazd kitabe rnekleri de vardr (Komaroff 1992: 152). Kitabe tayan ve kitabesinde sanat ad ieren klasik dnem maden rnekleri fazla olmamakla birlikte, kitabesinde sanat adnn yan sra bani ad ve yapm yeri yazl bir marapa rnei bu dnem iin olduka nemlidir. Eserin kitabesinde 1447 tarihinde Muhammed bn brahim el Cohori tarafndan Hseyin Baykara iin Heratta yapld gemektedir (Grube 1974: 245, fig. 76-77). Bu bilgi ile 15. yzyln ikinci yarsnda Heratta atlyeler olduuna ve retim yapldna dair kant elde edilmektedir. zellikle Heratta, 15. yzyln ikinci yarsnda var olan bu ssleme programnn nereden geldiini ve nasl bu kadar beenilerek yaygnlatn syleyebilmek ok zordur. Ancak baz grler bulunmaktadr. Bu grlerden biri, bir kalem kutusuna dayanlarak ileri srlmtr. 14. yzyla ait olduu bilinen Suriye kkenli kalem kutusu stnde Timurlu maden eserlerindeki ssleme anlaynn benzeri ile karlalmaktadr. Melikian-Chirvani kalem kutusunun ran kkenli olabileceini belirtirken, James Allan ise daha batl bir kkenden, Anadoludan olabileceini sylemektedir. Bir dier yandan kalem kutusu stndeki Arapa kitabe kullanm Suriye etkili olarak deerlendirilmektedir. Bu da, maden ii ustalarnn amdan gelmi olabileceini gstermektedir. lgin bir dier nokta am Emeviye Caminin kapsndaki metal levhalardan kuzey giriteki 1406 tarihli kapnn, Timurlu dneminde Heratta, 1484 tarihinde, Hseyin bn Mbarek ah tarafndan yaplan marapann bezemesi ile benzerlik gstermesidir (Allan 1982: 112). Bu verilerden yola karak klasik Timurlu maden ii ssleme programnn Suriye etkili olduu sylenebilir. Ancak, Timurlu maden rnekleri stnde karlalan ssleme programnn benzerlerinin dnemin dier el sanat rneklerinde grld de gz ard edilmemelidir. 1420-1449 arasna tarihlendirilen Ulu Beyin sandal aacndan yaplm sandk eklindeki kutusu bunun gzel bir gstergesidir (Lentz vd. 1989: kat.no.49). Ahabn dnda tezhipte de grlebilen ayn ssleme programna, Heratta 1430larda Baysungur iin kopya edilen ve bugn Dublin Chester Beatty Ktphanesinde bulunan el yazmasnn takdim sayfas rnek olarak verilebilir (Lentz vd. 1989: fig. 43). Hseyin Baykara iin
59

bilig, K / 2009, say 48

hattat Sultan Ali Mehedi tarafndan yine Heratta, ancak 1500 yllarnda kopya edilen Divandaki bir sayfann tezhibi, Londra Victoria ve Albert Mzesinde bulunan 1510-1511 tarihli pirin kase (resim 10a-b) ile ayn ssleme programn paylamaktadr (Komaroff 1992a: 154, fig. 11-12, Komaroff 1992b: 266-267). Dolaysyla, kken Suriye ya da bir baka blge olsun, kesin olan Timurlularn bu ssleme programn ok severek, tm el sanat rnlerinde kullandklardr. Ge Dnem Maden Sanat: Ge Timurlu dneminde klasik dnemin uzantlar devam etmekle birlikte farkl bir eser grubu ile karlalmaktadr. rnekler, klasik dnemden ayrlan, gemiteki rneklere de benzemeyen ve yalnzca ge Timurlu dneminde yaayan bir gelenek gibi grnmektedir. Bunlar an gvdeli ve ejderli amdanlardr (Allan vd. 1982: res.15e, Lentz vd. 1989: kat.no.122). Dikkat eken yanlar boyun ksmlarnn birbirine dolanm iki ejder gvdesi eklinde olmasdr (resim11). amdanlarn mumluk ksmlar ise ejderlerin balardr Bu ejder balar ile Hseyin Baykara marapasnn kulpundaki ejder dzenlemesi birbirine ok benzemektedir. Ayrca dnemin mcevher paralarnda da ayn tarzda ejder balar ile karlalmaktadr.

Timurlu Minyatrlerinde Maden Eserlere likin Veriler Timurlu minyatrleri incelendiinde maden eya betimlemelerinin ok fazla olduu ve eitlilik gsterdii izlenebilmektedir. Sk sk betimlenen eyalar, genellikle an gvdeli, boyun ksmlar eitli ykseklik ve ekillerde olan amdanlardr. Bunlarn yivli gvdeleri genellikle sslenmemitir. Eer ssleme var ise kazma teknii ile yaplm ve basit bitki motiflerinden meydana gelmitir. zellikle kabul ya da ziyafet sahnelerinde ibrik ve eitli ieler canlandrlmtr. Bu ieler armudi gvdeli, yksek boyunlu ve seramikten yaplan rneklere ok benzeyen madeni kaplardr. Bunlarn dnda tepsiler, marapalar ve anaklar ok basit sslemeleri ile minyatrlerde yer almaktadr. Bu betimlemelerin ounun kk olmasndan dolay ssleme motiflerini ve baz paralarn ilevlerini anlayabilmek ok zordur. Ancak kubbe eklinde yaplan kk silindirik baz maden rnekleri vardr ki, bunlar yksek yivli kapaklar ile Timurlu mimarisindeki antsal kubbeleri hatrlatmaktadr. Delik ii tekniindeki sslemeleri grlebilen bu paralarn buhurdan ya da mangal olabilecei dnlmektedir (Grube 1974: 250).
Minyatrlerdeki malzemeler henz sistemli bir ekilde toplanp, analiz edilmemitir. Ancak biimler ve zellikleri ksmen ortaya karlmtr (Grube 1974: 251). Buna gre, kabartma teknii ile sslenen antsal maden ilerinin yeni biimleri 14. yzyln sonunda gelimi, 15. yzyln ortalarnda sona ermitir. Biimleri, kakma tekniinin uygulan ekli ve ssleme anlay asndan nceki dnemlerden farkl olan maden ii rneklerinin ise 15. yzyln
60

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

ikinci yarsnda Heratta gelitiini ve 16. yzyln balarnda sona erdiini syleyebilmek mmkndr.

Timurlu Maden Sanatnn Oluumuna Etki Eden Etkenler Sosyal, Kltrel, Siyasi Etkenler: Timurlu maden sanatnn oluumunda baz sosyal, kltrel ve siyasi etkenler rol oynamtr. Bu etkenlerle birlikte iinde yaanlan sanat ortam deerlendirilecek olursa, ncelikle Timurlu idarecilerinin ve yaknlarnn sanata olan destek ve koruyuculuundan sz etmek gerekir. Timur farkl blgelerde alan her alandaki sanaty Semerkantta toplayarak buray dnyann en gzel ehri haline getirmeyi amalamtr (OKane 1987: 79). Timurun eleri, kz kardeleri, ahruhun kars Gevherah sarayn kadn banilerindendir. Semerkantta birok yap yaptrmlardr. Hseyin Baykarann annesi, eleri ve kz kardeleri de ayn ekilde Heratta yaplar yaptran kadn banilerdir (OKane 1987: 82-84, Golombek vd 1988: 62).
Sanat tevik eden ve destekleyen sultanlar, ayn zamanda iir ve edebiyat ile de ilgilidirler. rnein, Hseyin Baykara ile Ali ir Nevainin ok yakn iki dost olduu bilinmektedir. Bilinen bir baka ey ise, sultanlarn ve ynetimde sz sahibi olan kiilerin maden eya retimi ile bizzat ilgilendikleridir (Subtelyn 1988: 489-492). Ssleme Program blmnde ayrntl olarak sz edilen, Hseyin Baykarann bani olarak adnn yazl olduu iki marapa bunun gzel bir rneidir. Baysungur Mirzann, Herattaki saraynda kurdurttuu ktphane ya da kitaphane, sanatn her dalndaki gelimede nemli bir etkendir. Baysungur Mirza kk yalardan itibaren kitap sanatna yakn ilgi duymu ve 1420 yln izleyen ilk yllarda saraynda bir sanat atlyesi kurmutur. Kitaphane adndaki bu atlyede birok sanaty toplamtr (zergin 1976: 482). Kitaphanenin idarecisi olan Tebrizli Cafer Baysunguri yalnz kitap ilerinden deil, ayn zamanda yap ilerinden ve eya sslemesinden de sorumludur. Caferin arza-datndan anlaldna gre, kitaphanede kitap ve eya sslemesinden sorumlu 24 usta ile 75 yardmcs birlikte almaktadr (zergin 1976: 479-483). Saraydaki bu ortak alma dnemin el sanat rnlerinin, zellikle de maden eya ile kitap sanat rnlerinin birbirine benzer ekilde sslenmesine neden olmutur. randa kitaphaneden nce 14. yzylda da, kitap sanat ustalar ile maden ustalar birlikte, kimi zaman ayn i yapmnda almlardr. Kimi zaman, maden eyalar stnde yer alan kitabeler nce bir hattat tarafndan yazlmakta, sonra maden ustas tarafndan stnden geilerek kopya edilmektedir (Komaroff 1992: 152). Bu durum Timurlu dnemi sonuna kadar devam etmitir. Kitaphanedeki sanat ortam, kabul gren beeniler, bu beenilere
61

bilig, K / 2009, say 48

gre ekillenen kalplar ve sanatlarn ortak almalar, 15. yzyln ikinci yars ve 16. yzyl balarnda maden rnekler stnde karlalan ssleme programnn benzerlerinin, tezhip, ini ve ahap gibi dier el sanat rneklerinde izlenebilmesine neden olmutur. Kitaphanede retilen eyalar Timurlu devletinin ileri gelenleri iin yaplmtr (Komaroff 1992: 155). Dolaysyla sanata yn verenler bu siyasi baniler olmutur. Bir baka deyile, baniler sanat eserlerinin malzeme, teknik, biim ve ssleme sluplarnn da belirleyicisidir. rnein, sslemede istenenler sanatya dorudan sylenmektedir. Sultanlarn sipari ettikleri maden eser grubundan olan, stnde isim ve nvanlarn yazl olduu amdanlarda olduu gibi baniler, isim, unvan, iir, dua ya da vermek istedikleri herhangi bir mesajn en gzel yaz rnei ile eser stne yazlmasn isteyebilmektedir. Sanatlarn, eya siparii veren sultanlarn saray ya da evlerinde atlye kurarak alt bilinmektedir (Ward 1993: 25-25). Bylece retimin kalitesi de kontrol altna alnmaktadr. Bu da, dnem eserlerinde var olan ince beeninin nedenlerindendir.

Ekonomik Etkenler: Timurlu maden eserlerinin oluumunda etkili olan bir baka unsur ekonomidir. Daha 12. yzyllarda randa ekonomik kalknmaya bal olarak zengin bir tccar snfnn olumas, kltr ve sanat hayatn olumlu ynde etkilemitir. 12. yzyl ortalarndan itibaren maden ustalar sultan, emir ya da bey gibi devletin ileri gelenlerinden baka, zengin tccar aileleri emrinde almaya balamlardr. Bu ekilde sanat patronlarnn saylarnn artmas, maden eya yapmndaki arta neden olmutur. Ayn zamanda malzeme, teknik, biim ve kompozisyonlar da eitlilik gstermitir.
15. yzyln ikinci yarsna gelindiinde ise suyurgal sistemi ve sisteme bal olarak vergi muafiyetinin yaygnlamas, sanatsal ve kltrel etkinliklerin artmasna yol amtr. Uygurca suyurgamak sznden gelen suyurgal, hkmdarn bir kimseye bata bulunmas, hediye vermesidir (ayrntl bilgi iin bk. Payda 2006: 195-218). Bu uygulama Moollarn ran ele geirmesinden sonra yaygnlam ve giderek sistemlemitir (Deny 1957: 265). Timurlular dneminde ilk defa ahruh dneminde bu sistemi ile karlalmakta ve yalnz askerlere deil, sivillere (Roemer 1993: 131) ve airlere de (Fragner 1993: 507) suyurgal verildii grlmektedir. Suyurgal sahipleri gelirlerinin byk bir ksmn ticarete ya da sanata aktarmlardr (Subtelyn 1988: 489). Bu dnemdeki ekonomik dzey ykseklii mimarinin, el sanatlarnn, iir ve edebiyatn gelimesine neden olmu ve bylece kltrel ve sanatsal faaliyetler Heratta toplanmtr.

62

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

Sonu 1370-1505 tarihleri arasnda randa hkm sren Timurlu devleti tarihsel adan bakldnda aslnda ksa bir dnem varlk gstermitir. Timur tarafndan kurulan, son hkmdar olan Hseyin Baykarann lmnden sonra dalan bu siyasi topluluun, sanatn her alannda gerekletirmi olduu atlm, ksa varlk sresiyle badatrlamayacak ldedir. ncelikle Semerkant ve Horasanda etkili olan Timurlular, Hseyin Baykara dneminde Heratta etkili olmu, Onun dneminde Timurlu devleti en gelimi dnemini yaamtr. Bu gelimilikten maden sanat da payna deni almtr. Heratta retilen maden eyalar o gn dnyada o kadar ilgi grmtr ki, benzerleri Kuzey talyada zellikle Venedikte de retilmitir (Atl vd. 1985: 178, res.24, 63, Grube 1974: 247). Bir baka deyile 15. yzyl sonlar ile 16. yzyl balarnda talyada, ayn malzeme, teknik ve biimde maden ileri yaplm, slam sslemeciliine benzer sslenmi ve dorudan Timurlu maden eserlerinden esinlenilmitir.
Bu noktada, Timurlular dneminde Timur ile balayan ve sonraki yneticiler tarafndan srdrlen ticaret politikalarnn da kalknmaya ve sanata etkisinden sz etmek gerekir. Devlet iin en byk gelir kaynann ticaret olduunu bilen Timur, tccarlara zorluk kartmayarak onlar koruyan bir siyaset izlemitir. Ceneviz ve Venedikliler, lhanl ynetimindeki lkelerle ticari ilikileri sonucunda, Tebriz ve Sultaniyede ticaret kolonileri kurmulardr. Bu iki ticaret merkezi Timurlular dneminde de nemini korumutur. Ancak Mool saldrlar srasnda kimi ehirlerin tahrip edilmesi, Ceneviz ve Venediklilerin in, Dou Trkistan, Hindistan, Karadeniz ve Akdenizdeki dier ticaret kolonileri ile ulamn salamada, Tebriz ve Sultaniye yannda Herat da kullanmalarn beraberinde getirmitir (Aka 1991: 123-133). Bu da Ceneviz ve Venediklilerin Heratla ilikisini dourmutur. Heratta retilen maden eyalarn benzerlerinin Venedikte retilmi olmasnn aklamas bu sre olabilir. nk, tarihin her dneminde ticaret, eserlerin, sluplarn ve beenilerin dolamnda nemli etkenlerden biri olmutur. Maden sanat yannda mimari ve tm el sanat rnlerinde ortaklk gsteren bu slubun yaratlmasnda sosyal, kltrel, siyasi ve ekonomik baz etkenler rol oynamtr. Timurlu sultanlarnn bizzat sanatn herhangi bir dalyla ilgilenmeleri, sanat desteklemeleri ve kontrol etmeleri retimin kaliteli olmasn beraberinde getirmitir. Sarayda bir kitabhanenin varl, burada alan sanatlarn saraya bal birer memur olmas ve retimin genellikle devletin ileri gelenleri ya da soylu ve zenginler iin yaplmas kalitenin ve ince beeninin nedenlerindendir. Var olan ekonomik g de nemli bir belirleyendir. Maden sanat asndan, kendinden nce randa ve dier blgelerde var olmayan rnekler veren Timurlular gnmze braktklar tm eserlerle, slam
63

bilig, K / 2009, say 48

sanat iinde Timurlu slubu ya da Timurlu beenisi olarak adlandrlan bir sluba imza atmlardr. Bu o kadar yeni ve nemlidir ki, batl aratrmaclar tarafndan Timurlu rnesans olarak da adlandrlmaktadr. 15. yzyln ikinci yarsnda ortaya karak 16. yzyl balarnda sona eren bu ksa dnem slup izlerini kendinden sonraki Safavi ve Osmanl sanatlarnda bulmak mmkndr.

Kaynaka
Aka, smail (1991). Timur ve Devleti. Ankara. Trk Tarih Kurumu Basmevi. Allan, James (1982). Islamic Metalwork. The Nuhad Es-Said Collection. London. London Sothebys Publications. Allan, J. ve Julian Raby (1982). Metalwork. Tulips. Arabesques and Turbans Decorative Arts From the Otoman Empire. 17-21. Atl, Esin (1972). Two Il-Hanid Candlesticks at the University of Michigan. Kunst Des Orient VIII. 1-33. Atl, E. W.T. Chase ve P. Jett (1985). Islamic Metalwork in the Freer Gallery of Art. Washington. Barrett, Daugles (1949). Islamic Metalwork in the British Museum. London. Denny, J. (1957). Un Soyurgal Du Timuride Sahruh. Journal Asiatique XLV. Paris. Erginsoy, lker (1978). slam Maden Sanatnn Gelimesi. stanbul. Milli Eitim Basmevi. Ettinghausen, Richard (1970). The Flowering of Seljuq Art. Metropolitan Museum Journal 3. 113-131. Fehervari, Geza (1976). Islamic Metalwork of the Eighth to the Fifteenth Century in the Keir Collection. London. Fragner, Bert (1993). "Social and Internal Economic Affairs". The Cambridge History of Iran VI. Cambridge. Glck, H. Ve E. Diez (1906). Die Kunst des Islam. Berlin. Golombek, L. ve Wlber D. (1988). The Timurid Architecture of Iran and Turan. 1. New Jersey. Gkta Kaya, Ltfiye (2001). 13.-14. Yzyllara Ait an Gvdeli amdanlarn ncelenmesi. Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Sanat Tarihi Anabilim Dal Yaymlanmam Doktora Tezi. Ankara. Kaya, Ltfiye (2005). "Taht ve Elence Sahneli Anadolu amdanlar". Sanat Tarihi Dergisi XIV/1. 157-191. Grube, Ernst (1966). The World of Islam. New York and Toronto. Mc. Graw-Hill Book Company.

64

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

(1974). Notes on Decorative Arts of the Timurid Period. Gururajamanjarika. Studi in Onore di Guiseppe Tucci Naples. 233-269. (1988). Notes on Decorative Arts of the Timurid Period II. Islamic Art III. 175-208. Harari, Ralph (1967). Metalwork After the Early Islamic Period. A Survey of Persian Art 6. 2466-2529. 12. 1276-1396. Hartman, Joan (1976). Islamic Galleries at the Metropolitan Museum of Art. Oriental Art 22. 104-105. Komaroff, Linda (1992a). Persian Verses of Gold and Silver. The Inscriptions on Timurid Metalwork. Timurid Art and Culture. Iran and Central Asia in the Fifteenth Century. Leiden-New York-Kln. 144-157. Komaroff, Linda (1992b). The Golden Disk of Heaven: Metalwork of Timurid Iran. New York. Lentz, T.W. ve G.D. Lowry (1989). Timur and the Pricely Vision. Persian Art and Culture in the Fifteenth Century. Los Angeles. Mayer, L.A. (1959). Islamic Metalworkers and Their Works. Geneva Albert Kunding. Melikian-Chirvani. A.S. (1987). The Lights of Sufi Shrines. Islamic Art II. 117-147. Okane, Bernard (1987). Timurid Architecture in Khurasan. California. zergin, M.K. (1976). Temrl Sanatna Ait Eski Bir Belge. Tebrizli Caferin Bir Arz. Sanat Tarihi Yll VI. 471-520. Payda, Kazm (2006). Mool ve Trk-slam Devletlerinde Suyurgal Uygulamas. bilig 39: 195-218. Rice, D.S. (1954). The Seasons and the Labors of the Months in Islamic Art. Ars Orientalis I. 1-39. Romer, H.R. (1993). Timur and Iran. The Cambridge History of Iran VI. Cambridge. Subtelyn, Maria Eva (1988). Socioeconomic Bases of Cultural Patronage Under Later Timurids. International Journal of Middle East Studies 20. 479-505. Ward, Rachel (1993). Islamic Metalwork. London.

65

bilig, K / 2009, say 48

Resim 1. stnde Timurun adnn yazl olduu amdanlardan bir rnek Leningrad St. Petersburg Mzesi (Lentz vd. 1989)

Resim 2. Kalem kutusu rnei. New York Metropolitan Sanat Mzesi (Komaroff 1992b)

66

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

Resim 3. amdan rnei. u an yeri bilinmiyor (Harari 1967)

Resim 4. Kase rnei. New York Metropolitan Mzesi (Harari 1967)

67

bilig, K / 2009, say 48

Resim 5. Kekl rnei. Paris Baron M. de Rothschild Koleksiyonu (Harari 1967)

Resim 6. 1456-57 tarihli marapa. Berlin slam Eserleri Mzesi (Lentz vd. 1989)

68

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

Resim 7 a-b. 1461-62 tarihli marapa. Londra Victoria ve Albert Mzesi (Lentz vd. 1989 )

b. (Harari 1967)
69

bilig, K / 2009, say 48

Resim 8. stnde Kasm el Envara ait beyit yazl 1484 tarihli marapa. Nuhad Es-Said Koleksiyonu (Komaroff 1992b).

Resim 9. stnde Salihinin beyiti yazl amdan. Kahire slam Mzesi (Harari 1967)

70

Kaya, Timurlularn slam Maden Sanatna Katklar

Resim 10 a-b. 1510-11 tarihli kase. Londra Victoria ve Albert Mzesi (Komaroff 1992b)

b. (Komaroff 1992b)

71

bilig, K / 2009, say 48

Resim 11. Ejderli amdanlara bir rnek. Leningrad St. Petersburg Mzesi (Harari 1967)

72

The Contribution of the Timurids to Islamic Metalwork


Ltfiye Gkta Kaya*
Abstract: From a historical perspective, the Timurid rule in Persia from the late 14th to the early 16th century may be regarded as a short one. In this relatively short time, however, the Timurids have introduced significant economic, social, cultural and artistic changes and developments. The number of extant metalworks belonging to this era is few, but the ones that have remained make it obvious that they are highly different from examples produced earlier in Persia. Except for a few examples dating back to the late 14th and early 16th centuries, the Timurids may be said to have created a new artistic style in Islamic art. This style, which has come to be called the Timurid taste, may be observed in all kinds of handicrafts including metalworks. This study evaluates Timurid metalwork through example artifacts and looks into the cultural, political and economic factors causing the emergence of this new and refined artistic taste. Key Words: Islamic metalwork, the Timurids, Persia, Heart.

Karabk University, Faculty of Science and Letters, Department of the History of Art / KARABK lgoktaskaya@hotmail.com

bilig Winter / 2009 Number 48: 53-74 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: XIV- XVI- . , , , . , , , , . , , . , , . : , , , .

* , , / . lgoktaskaya@hotmail.com

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 53-74 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler


Galip Gner*
zet: Divn Lugtit-Trk, Trk dili Trk kltrnn en nemli eserlerinden biridir. Onu ayrcalkl klan temel zellii, aratrmaclara zerinde hassasiyetle durulmas, ayrntl olarak incelenip gzden geirilmesi gereken pek ok bilgiyi ortaya koymasdr. Bu bilgilerin en deerlilerinden biri de Kgarl Mahmudun eitli Trk topluluklar hakknda derledii verilerdir. Bu topluluklardan biri de adlarna sadece Divnda rastlanan Keneklerdir. Makalede Keneklerin kkenleri ve tarihleri hakknda ortaya atlan grlere ksaca deinildikten sonra Kgarlnn Keneke olarak zikrettii kendk, togrl, yudug, kenpe, krke, aha, ulman, awl, owl, ekel, enbuy, kewli ve dnge kelimelerinin etimolojileri zerinde deerlendirmeler yaplacaktr. Anahtar Kelimeler: Orta Trke, Divn Lugtit-Trk, Kenekler, Keneke, etimoloji.

Divn Lugtit-Trkte Kenekler Divn Lugtit-Trk, Trk dilinin olduu kadar edebiyatnn, tarihinin, sanatnn; ksacas Trk kltrnn en kymetli eserlerinden biridir. Onu deerli klan en nemli yn, bizlere zerinde durulmas, ayrntl olarak incelenmesi gereken pek ok veriyi sunuyor olmasdr. Bunu yaparken Kgarl Mahmud baz konulara ayrntl olarak eilip onlar hakknda geni malumat verir. Bazlarna da fazla deinmeden yzeysel bir biimde aktarma yolunu seer. Ancak onun sunduu bu veriler ksmi bile olsa ok nemli bilgileri ihtiva etmektedir. te Kenekler ve Keneke de adna ilk defa Divnda rastlanlan ve Kgarlnn Trk boylarn anlatrken zerinde durduu bir topluluktur. Bu topluluk ve dilleri hakknda Trkiyede yaplan almalar yok denecek kadar azdr. Yakn zamanda Bilgehan Atsz Gkda tarafndan yaymlanan alma, denilebilir ki Keneklerin tarihi ve dilleri hakknda ortaya konulmu nemli bir aratrmadr (Gkda 2007). Gkda, bu almasnda, kaynaklarda zikredilen Kang-ch, Kao-e, Keng, Kenger gibi yer ve boy adlarn Kenek kelimesiyle ilikilendirmeye alm ve bu kelimeye Trk dnyasnn deiik blgelerinde rastlanldn belirterek kelimenin kken olarak gen,
*

Erciyes niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm / KAYSER gunerg@erciyes.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 75-90 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

kk anlamndaki kence ile topluluk isimleri yapan -(A)k ekinden olutuu sonucuna varmtr (2007: 106). Biz, bu almann esasn oluturan ve Divnda Keneke olarak zikredilen kendk, togrl, yudug, kenpe, krke, aha, ulman, awl, owl, ekel, enbuy, kewli ve dnge kelimelerinin kkenleri hakkndaki grlerimize gemeden nce, bata Kgarl Mahmud olmak zere aratrmaclarn Kenekler ve Keneke ile ilgili ortaya koyduklar bilgilerin gzden geirilmesinin faydal olaca kanaatindeyiz. Kgarl Divnda Kenekler hakknda u bilgileri verir: En ak ve doru dil ancak bir dil bilip Farslarla karmayan ve yabanc lkelere gidip gelmeyen kimselerin dilidir. ki dil bilen ehirlilerle dp kalkan kimselerin dilleri bozuktur. ki dil bilenler Sodak, Kenek, Argu boylardr. Gezginci olarak yabanclarla karanlar Xotan ve Tbt halk ile Tangutlarn bir ksmdr (DLT I29). Kgarn Keneke konuan kyleri vardr. ehrin iindeki halk Hakanl Trkesiyle konuurlar (DLT I-30). Xotanllarla Kenekliler kelimenin nnde bulunan elifleri heye evirirler. Trk dilinde bulunmayan bir harfi kattklar iin biz onlar Trk saymyoruz. Trkler babaya ata, Xotanllarla Kenekliler hata, Trkler anaya ana, onlar hana derler (DLT I-32). Asl olan he harfine gelince, o z Trk dilinde bulunmaz. Yalnz er ahlad sz vardr; adamcaz gsn geirdi, ah dedi, ahlad. demektir. Bu sz, gsten bir sesin kmasn anlatr. Bayku iin hi denirse de z Trkler buna gi derler. Xotan ve Kenek dillerinde he bulunursa da bunlar asl Trk ilinden olmayp Trk lkesine g etmi kimselerdir (DLT III-119). Bundan baka he harfi duraklamak iin kullanlan kelimelerin sonuna gelir; nitekim ahini armak iin tah tah, tay armak iin kurrh kurrh derler; fakat bir ey anlatmak iin sylenilen szlerde (he) yoktur. Xotan dilinde bu harf bulunur; nk bu dilde Hint dillerinin izi grlmektedir. Kenek dilinde dahi he harfi bulunursa da bu dil iyi bir Trke deildir (DLT I-9). Bu veriler bata Barthold (2004: 75) olmak zere Gen (1997: 40), zgi (1974), Golden (2002: 134) ve son olarak da Tremblayin (2007: 63-65) Keneklerin aslnda Trk olmayp ya sonradan Trk illerine g ettikleri veya balangtan beri burada yaayp sonradan Trkletikleri, zamanla da kendi rani dillerini unutup Trke konumaya baladklar; ancak eski dillerinin kalntlarn da koruduklar ynnde grler ileri srmelerine sebep olmutur. Bailey de Kgarlnn Divnda verdii Keneke kelimelerden yola karak Kgar adn Tibet kaynaklaryla karlatrmtr. Buradan hareketle Keneke bu kelimelerin yerli Kgar dilinin kalntlar olduu ynnde gr
76

Gner, Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler

belirtmitir. Ayrca Kgarn Hotan ve Tumuk blgelerine olan corafi yaknlndan ve eski in raporlarnda burann Say (*Sek < Saka) halknn yaad blge olarak gsterilmesinden hareketle Kenekenin ran dil ailesinden Sakacann bir kolu olduu sonucunu karmtr (Bailey 1939: 89, 1950: 404; Tremblay 2007: 64). Kafesolu, Kgar-Balasagun-Talas-Fergane arasnda yaayan Argu, Yabaku, omul, Irak, aruk, Ezgi, Kenek gibi topluluklarn hep Dou Trk kollar olduunu ve Gk-Trklerle balantl bulunduklarn ifade etmektedir (1996: 147). Togan, eski Bakurt rivayetlerinde Bakurtlarn atalarnn eskiden Buhara taraflarnda yaadklarn ve kavm isimlerinin de Kence olduunu belirterek bu rivayetin kenara atlamayacan, zira Aral Gl etrafnda Kence ve Kencek isminde kabilelerin yaadn, Bakurtlar arasnda da Kencek eklinde aile isimleri grldn belirtir. Bu rivayetlere dayanarak Togan, Bakurtlarn Orta Asyadan ve Aral Gl mntkasndan gelmi olabileceklerini, Kgarlnn bugnk Talas civarnda Kencek Sinizi isminde bir yer zikrettiini syler. Buradan hareketle Kenceklerin Kangl ve Gurlarla da akraba kavim, Hala ve Karluklarla birlikte ise Eftalit birliine dahil olduklarn ifade eder ki, bu grler kanaatimizce son derece nemlidir (Togan 2003: 4-5). Kenek kelimesinin, blgenin tarihi ile ilgili yaplan almalar dikkate alndnda esasnda bir yer ad olduu grlmektedir. The Cambridge History of Iran adl eserde Maralbai blgesinin yaknnda ve Murtukun dousunda bulunan Tumuk belgelerinde kcako eklinde bir kelimenin tespit edildii belirtilmekte ve bu kelimenin Kgarlnn daha sonralar szn ettii Kenek olduu vurgulanmaktadr. Ayrca Kenek kelimesinin Tibete kitaplarda Ga-hjag (okunuu Ganjag) biiminde bulunduu da ortaya konulmaktadr (Shater, Fisher, Gershevitch 1983: 1232). Bu veriler nda diyebiliriz ki, Kenek kelimesi zaman ierisinde yer ad olarak o blgede yaayan insanlar iin de kullanlm ve bu durum onlarn dillerinin de adn belirlemitir. Bu sonu ayn zamanda Keneklerin kimlii meselesini de zorlatrmaktadr; zira yer adndan hareketle bir topluluun kimliini tam olarak ortaya koyabilmek gtr. Blgenin ad hangi dilden gelirse gelsin o blgenin insannn da blgenin adn ald dile ait topluluktan olduunu sylemek onlara kar yaplabilecek en byk hakszlktr. Bu balamda yer ad olarak Kenek kelimesinin kkeninin, ancak ve ancak eski Asya dillerinin ayrntl olarak incelenmesiyle ortaya karlabileceini dnyoruz.

77

bilig, K / 2009, say 48

Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler


(1) kendk kp gibi, topraktan yaplan byke bir kaptr. erisine un ve una benzer eyler konulur (DLT I-480, II-129). Clauson, kelimenin Farsa (Orta Farsa kandg) tahl depolamaya yarayan topraktan yaplm byk kap anlamna gelen kandudan alnt olduunu belirtir ve tarih Trk lehelerindeki kend:g ve kndk biimlerini rnek gsterir (1972: 729a). Tremblay de Clauson gibi dnr ve kelimenin Orta Farsa kndwg veya Yeni Farsa kand biimlerinden alnt veya bu kelimelerle balantl olduunu ifade eder (2007: 73). Gkda, kelimenin Azeri ve Trkmen Trkelerinde de DLTdeki anlamyla bulunduunu belirtmekle yetinmitir (2007: 105). Starostin vd., Clausonun grlerinin aksine kelimenin Altay dillerindeki biimlerini ortaya koyarlar: Proto-Trke *kendk (*kentk) 1. un depolamak iin kullanlan (topraktan yaplm) byk kp; 2. kap; tahl veya un ambar; Karahanlca kendk; 1; Azer Trkesi kndi 2; Halaa kndi sepet; Orta Trke kndg testi, srahi; zbeke kandik 2; Krgzca kendik ya veya tahl konulan oda; uvaa kandi yuvarlak ahap kse. ProtoMoolca *kundaga kk kap, tas; Yazl Moolca qundaa(n); Halha xundaga; Buryat xundaga; Ordos xundaga. Moolcadan Manucaya kelime xuntaxa olarak gemitir. Proto-Tunguzca *kondi byk kepe; kutu; Negidal konaxan; Ola konoko; Oroki xondoqqo; Nanay kuni, kunu; Oroi kndi; Udehe koni. Proto-Japonca *knt boru; Eski Japonca kuda; Orta Japonca kd; Tokyo kda; Kyoto kd; Kagoima kud. Btn bu veriler nda Starostin vd. kelimenin Altay dillerindeki trevlerinin ProtoAltayca *kint-kV bir eit kap ortak biiminden tremi olduunu ileri srerler (2003-I: 688-689). Usmanova ise kendk kelimesi hakknda ortaya konulan grleri ve kelimenin Altay dillerindeki biimlerini gstererek onun Altayca < / kin / delik, oyuktan gelimi olabileceini syler. Kelimenin yapsndaki /tk/ gesinin ise Altay dneminde topraktan yaplm anlamn ifade ettiine inandn belirterek bu balanty u unsurlarla karlatrarak desteklemeye alr: Korece soya sosu, pirin arab, kimi [Kore turusu] vs. saklamaya yarayan toprak kap anlamnda tok (< tk) kelimesi. Bundan baka Kgarnin anak yaplan amur olarak aklad Trke toy kelimesi [gibi]. Bu [kelimelerin] benzerleri olarak: Evenki tksa; Even tk; Negidal tksa; Udehe take, Ula toaqsa, Oroki tqso, Nanay toaqsa topraktan yaplm; ayrca Yazl Moolca tousu(n), Moolca tooso(n), Buryat tooho(n) toz. Bu deerlendirmelerin ardnda kentk kelimesinin etimolojisi hakknda yle bir varsa78

Gner, Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler

ymda bulunur: kentk < ken < kin delik, oyuk ve + tk (tk ~ tok~ toj~ to) < tk topraktan yaplm kap ki bu kap topraktan yaplm oyuk, derin bir kaptr (Usmanova 2008: 125). kendk kelimesinin yapsnda bulunduunu dndmz ken gesiyle ilgili olarak Hamiltonun da ilgi ekici tespitleri vardr. O, *ki/*keden tretilmi kelimelerde ite, ierde, ierlek anlamlarnn n plana ktn syler. rnek olarak da kiz kutu, misk kutusu, kasa, kizle- saklamak, gizlemek, ki-/ke- sadak, okluk, kin gbek, misk kesesi ve Moolca ki gbek, gbekba, akrabalk kelimelerini gsterir. ki-n kelimesindeki szsonu nsinin byk olaslkla boyun, beyin, karn, egin, burun, erin, aln, yagrn gibi birok vcut blmnde ve organ adnda rastlanan ve Moolca n nszne tekabl eden sesbirim olduunu vurgular. Ayrca kin gbekten de kent/kend kindi, kendisi kelimelerinin tremi olabileceini, bu kelimelerin sonundaki t/-d eklerinin de Poppenin Introduction Comparative Altaic Studies (s. 196-197) de betimledii ortak Altayca bulunma/yaklama hli eki -du/-tu ile karlatrlabileceini ifade eder (Hamilton 1998: 92). Kelime, Altay dillerinin yan sra baka dillerde de grlmektedir: Pehlevice kndwg (> Ermenice kandouk); Farsa kand, kandk tahl depolamaya yarayan topraktan yaplm byk kap (> Suriye Arapas kndwk- ve Arapa kand); Osete xaendyg salamura peynir saklamaya yarayan kap (Starostin vd. 2003-I: 689). Rekonstrksiyona tbi tutulmu btn bu veriler (bilhassa Altay dillerindeki ve onlarn alt kollarndaki biimlerinin zenginlii, yaygnl, ses ve anlam bakmndan birbirleriyle uyumluluu) dikkate alndnda kelimenin Altay dil ailesine ait olduunu sylemek bizce yanl olmaz. Bu duruma bal olarak kelimenin Trke veya Trkenin ilikili olduu baka bir dil araclyla Farsaya, buradan da dier Hint-Avrupa dillerine getiini syleyebiliriz. Ancak yine de sanlann aksine diller arasnda devlet snrlarna benzeyen kesin snrlarn olmad, farkl ailelerden dillerin birbirlerinin iine gemi durumda varlklarn srdrebildikleri, gei blgelerinde yaayan insanlarn bir ksmnn iki, hatta ok dilli olabilecei ve dillerin sadece bu blgelere zg varyantlarnn geliebilecei gereklerinin de gz ard edilmemesi gerektiini belirtmekte fayda olduunu dnyoruz (Demir-Ylmaz 2003: 19). (2) togrl et ve baharatla doldurulan barsak (DLT I-482). Clauson, Keneke bu kelimenin okunuunun net olmadn sylemekle yetinir; alnt olup olmad veya kkeni zerinde herhangi bir aklama yapmaz (1972: 472a).

79

bilig, K / 2009, say 48

Gkda, et ve baharatla doldurulan barsakn dorulmas anlamna gelen togrln togru- fiili ile anlam yaknlnn dikkat ektiini ayrca kelimenin tok a olmayan kelimesiyle balantsnn da dnlebileceini belirtir (2007: 105). Biz, kelimenin ifade ettii kavramn ortaya kmas iin yaplan eylemi de dikkate alarak togra- fiiliyle ilikili olduu kanaatini tayoruz. togrl bugnk bumbar dolmasdr. Bumbar dolmasnn ii baharatl etle doldurulur. Bu etin doldurulmadan nce iyice doranmas ya da kylmas gerekmektedir. Bu durumdan hareketle togrl kelimesi iin togra-l+ biiminde bir alm yapabiliriz. a > deimesi iin de Kgarlnn; Kenek dilinde kelimeler ok kere esreye uyarlar; esre olur. nk onlarn dili ktdr. Yukar ine dek iil, Yama, Toxs dillerinde tre olur. Rum lkesine dek Ouzlar, Suvarlar ve Kpaklar stn kullanrlar. Bu, Trklerin te harfinin esresiyle tiwi, Ouzlarn te harfinin stnyle teve demeleri gibidir (DLT III-139) izahyla aklanabilecei fikrindeyiz. (3) yuu ocuklara svmek iin kullanlan bir kelime (DLT III-13): Kelimeyi bu ekliyle veren Gkda, onun yod- oymak, silmek, bozmak, mahvetmek fiilinden geldiini sylemektedir (2007: 106). Onun bu aklamas dorudur; ancak kelimenin yuu biimi bir okuma hatasdr. Atalay yanl okumutur. Kelimenin doru biimi youtur (Dankoff, Kelly 1985-III: 228). Kkeni Gkdan da belirttii gibi *yo- yok olmak anlamnda bir fiildir (kr. yod- yok olmak, yok kaybolmu ey, *yo-z yoz; Gkda 2007: 106). youg < *yo-d-u-g+. Kelime iftira, iftira edilen anlamlaryla Kutadgu Biligde de gemektedir (KB 408, 1400 vd.) ve bu ynyle anlam bakmndan DLTdeki kullanmyla da rtmektedir. (4) kenpe bir ot ad (DLT I-416). Clauson kelimenin ran kkenli olma ihtimalini belirtmekle yetinmitir (1972: 727b). Hotanca kumb, Souta kynp keten (Tremblay 2007: 73). Bu duruma gre kelimenin Soutadan getii anlalyor. (5) krke aatan yaplm tabak (DLT I-430). Keneke olduunu ifade ettii bu kelime hakknda Clauson daha temkinlidir. Kelimenin alnt olduunu syler, fakat ran kkenli olup olmadnn tam olarak kantlanmadn belirtir (1972: 741b). Tremblay, kelimenin Krm Trkesindeki krege aa tabak ile balantl olduunu sylemesine ramen Pasto kra byk aa kap ve yidga krg aa tabaklar yapan kimse ile karlatrmay ihmal etmez; ancak aklamalarnn sonuna soru iareti koyarak teredddn de belli eder (2007: 73). Oysa bu kelime hakknda Starostin ve arkadalarnn ortaya koyduu veriler,
80

Gner, Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler

kelimenin Altay dillerine ait ortak bir kk olduunu aka gstermektedir: Proto-Tunguzca *kurke hu aacnn kabuundan yaplm kap: Evenki kurken, Ola kurke, Oroki kurke, Nanay kurke, Oroi kukke, Udehe kuku; Proto-Moolca *korgu bir eit kap: Yazl Moolca qoru, Halha xorgo, Dagur xorgo; Proto-Trke *krke aa tabak, kse: Karahanl Trkesi krge, Orta Trke krge, krege, Krm Trkesi krege, Oyrot krg hu aacndan yaplm f, uva Trkesi korga kepe; Proto-Korece *kk kap, kepe, bir arlk ls birimi: Orta Korece kk, Modern Korece kugi < Altayca krke bir eit kap (Starostin vd. 2003-I: 725). (6) aha akmak (DLT I-9). Clauson, kelimenin aha veya ehe biimlerinde okunup okunamayaca konusunda phe duymaktadr. Gerekesi de Keneke kelimelerin ounun alnt olmasdr. Ona gre kelime eer art nllyse Trke ak- fiilinden bozulmutur; zira Trke kelimeler h sesini ihtiva etmezler (1972: 406b). Gkda, bu kelimedeki hnin kden dntnn anlaldn belirterek Kgarlnn bunu gzel he ile izah etmesinin bir yanlg olabilecei dncesindedir (2007: 104). Bize gre bu bir yanlg deil, tespittir. Tremblay ise aha kelimesinin Trke ak- ate yakmakn yresel telaffuz biimi olma durumunun Eski ranca a- grmekten daha muhtemel olduunu sylemektedir (2007: 72). Clausonun kelimenin Keneke olmasndan duyduu phe bizce yersizdir. Kgarlnn ifade ettii zere Keneklerin gzel he hakkndaki tutumlar gz nne alndnda aha kelimesinin yapsnn ak- ate yakmak a+ biiminde olduunu sylemekte fazla tereddt etmemek gerektii kanaatindeyiz. Tek sknt kelimenin gzel he ile yazlm olmasdr. Bu durum ise bize gre Kgarlnn zel tercihidir; zira o, Kenekler hakknda verdii bilgilerin arkasnda durabilmek iin bu kelimenin yazmnda gzel heyi tercih etmi olabilir. Byle bir tercih kelimenin h(a) veya h()/x ile telaffuz edilmedii anlamna gelmez. Hakeza biz kelimenin axa olarak telaffuz edildii dncesindeyiz. Art damak k nsznn szclaarak x (h)ya dnmesi olayna, Divnda baka rneklerde de rastlamak mmkndr (Gner 2003: 40-41): axsak aksak (DLT I-262), axtar- aktarmak (DLT I-219), kr. aktar- (EUTS 6), oxag benzeri (DLT I-118), kr. okagu (EUTS 94), sxta- alamak (DLT II-211), kr. skta- (EUTS 133). (7) ulman 1. su birikintisi 2. iinden klmayan i, epreik i (DLT I448). Clauson, Keneke bu kelimenin kesinlikle alnt olduunu dnmektedir; ancak hangi dilden getii ynnde hibir fikir beyan etmemektedir (1972: 420b).
81

bilig, K / 2009, say 48

Gkda, kelimeyi um insann suya dalmas ve Trkiye Trkesinde kullanlan cvk kelimesinin suvk > svk > cvk eklinde gelitii ynndeki dnceyi (Kara 2003) de dikkate alarak kkeninde su anlam tayan bir kelimenin olduunu varsaymaktadr (2007: 105-106). Tremblay, bu kelimenin bir bat ran diyalektinden slam fetihleri sonucunda dou rana gemi l amurlu su kelimesine dayandn syler ve dier rani dillerdeki al amur, al-va bulank su, l idrar, il, ilik, irk kir ve chil su biimlerini de kant olarak getirerek ulman kelimesinin yapsn bir < *almn amurlu su birikintisi biimine balar; mn eki iin de Yeni Farsann kitmn ekili arazi kelimesini tank gsterir (2007: 72). Bizce, kelimenin kkeninde sulu olma anlamn ifade eden yansma bir Trke *ul mevcuttur. Hakeza, Tremblayn ran kkenine dayandrd ve sulu olma anlam tayan pek ok kkn Trkede de bulunduu grlmektedir: l su ve benzeri akkan maddelerin dkln anlatan kk (TS I-962), llan alayan (TS I-963), ld suyun azar azar akn anlatan kk (TS I-963), clk, lk, lx bozuk, rm, kokmu (TS I964, 965), lk evlerden pis sular dar aktmak iin yaplm uzun oluk (TS I-964), lmk szlmeden yenen peynir (TS I-965), il slatlm ttn tohumu (TS I-993), ulb su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alkalanma gibi hareketler sonucunda oluan, ya da el ve ayakla oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan kk (TS I 1057), ullama (< ul+la-ma)topran alt don iken stnn zlmesi ile meydana gelen yapkan ve kaygan amur (TS I-1057) vs. Bu rneklerden hareketle ulman kelimesinin *ul+ kknn zerine +man ekinin getirilmesiyle kurulmu olduunu ifade edebiliriz. Ayrca kelimenin Tataristann gneyinde akan ulman (Kama) ve Altay blgesinin kuzeyinde yer alan ulm rmann adyla da karlatrlmas gerektiini dnyoruz. (8) awl kendisiyle ate yaklan kays ve ceviz kabuklar (DLT III-442) (9) owl taze dallardan kepe gibi rlerek yaplan tutma szgeci (DLT III-442). Clauson, awl kelimesinin kesinlikle rani bir dilden alnt olduunu sylemektedir (1972: 397a). Steingassta chvl (vl) yelpazelemeye yarayan kam, saz anlamnda Farsa bir kelime bulunmaktadr (1975: 387). Clauson, o:wl taze dallardan kepe gibi rlerek yaplan tutma szgeci maddesini aklarken DLTde geen awl kelimesinin kkn de buna balamakta ve byk ihtimalle iki kelimenin ayn ya da wl ile balantl olduunu ifade etmektedir (1972: 397a).

82

Gner, Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler

Gkda, awlnn awar ate yakmaya yarayacak nesne, bk ubuk, p ince ve yumuak dal, Trkmence avla- ubukla vurmak; tmek ile ilikili olduunu dnmekte, fakat ayrntya girmemektedir (2007: 105). Doerfer, avl kelimesinin Trkeden Yeni Farsaya getiini sylemekte ve owl ile birletirmektedir (1967-III: 38). erite kesen alet anlamyla avl Kpak Trkesinde de bulunmaktadr (Toparl vd. 2003: 47). Tremblay, awly olarak okuduu kelimenin muhtemelen yanmak anlamndaki *f- kknden trediini belirttikten sonra kelimenin son ekline gelinceye kadar u aamalar geirmi olabileceini ifade etmektedir: *f-tala(ka)- ya da lka- > Ge Hotanca *ttaudalka-, Kgarca *au(a)li. awly kelimesinde nsznn bulunmayn ise Trkede bir kelimenin ortasndaki bir ya da birka sesin atlanmas kuralna balayarak -lynn da au- kkne dorudan eklenmi bir kltme eki olduunu iddia eder; ancak kltme ekinin bir fiil kkne nasl geldiini izah etmez (Tremblay 2007: 71-72). uwly olarak okuduu owl kelimesinin de (muhtemelen Steingassn grlerine dayanarak) Yeni Farsa wliden yelpazelemeye yarayan kam, saz geldiini sylemektedir (Tremblay 2007: 72). Bize gre her iki kelime de Trke o eya konan heybe, boha (DLT III128/4) ile ilgilidir. Bu ilgiyi salayan da kelimeler arasndaki anlam balantsdr. Zira her iki kelime de kavram alan temelinde taze dal, aa kabuu anlamlarn ihtiva etmektedir. awl kelimesini owlyla anlamca ilikilendiren de kanaatimizce bu durumdur. Tietze, Anadolu azlarnda (sadece Erci-Van) ottan rlm urgan anlamndaki avn Krteden getiini sylemektedir (2002: 484). Oysa owl ve awl kelimelerinin Anadolu azlarnda (sadece Dou Anadolu azlarnda deil) yaayan biimleri, bu kelimelerin Trke dnda bir dille ilikilendirilemeyeceini apak ortaya koymaktadr. yle ki: avlu meyve toplamak iin bezden yaplm sepet (Elaz-Malatya, DS III1094), avn baston (Polatl-Ankara, DS III-1094), olu ve olu ( erimesiyle) 1. Kepe eklinde balk a (Aya-Ankara; Fethiye-Mula); 2. Uzun sapl szge (Tosya-Kastamonu; ankr) (DS III-1257). Btn bu verilerden hareketle owl ve awl kelimeleri iin yle bir etimolojik alm yapabiliriz: ol > owl > owl/awl. nn szclaarak w olmas ve birden ok heceli kelimelerin sonundaki larn dmesi Trkede grlen ses olaylarndandr. Karahanl Trkesinde birden ok heceli kelimelerin sonundaki larn dmesi meselesi zerinde itirazlar olabilir. Ancak az da olsa KB ve DLTde grlen yparl biligli (KB 311), etli trakl (DLT I-177) vb. kelimeler bizde bu olayn Trkede henz balam olduu kanaatini dourmaktadr.

83

bilig, K / 2009, say 48

(10) ekel anak, mlek; anak, mlek paralar (DLT I-482). Clauson, Jarringe dayanarak kelimenin Afgan Trkistannda axal mlek, tava anlamnda yaadn ve Keneke ekel biiminin de rani bir dilden alnt olduunu sylemektedir (1972: 431a). Tremblay ise Clausona ek olarak kelimenin, Ermenice aak kap ve Sanskrite casaka kap ile karlatrlabileceini ve Keneke biiminin ran kkenli bir dilden alnt olduunu ifade etmektedir (2007: 72). Bu grlere ek olarak biz, Slav dillerinde grlen u biimlerin de dikkate alnmas gerektii kanaatini tayoruz: Rusa a tabak, kadeh, bardak (aka fincan, bardak), Ukraynca a, Bulgarca a, Slovence a, Srpa aa, eke e, Slovaka aa, Lehe czasza bardak (Alinei 2003: 46). (11) enbuy baka bir davetten sonra geceleyin gidilen iki ziyafeti (DLT II239). Clauson, bu kelimenin muhtemelen rani bir dilden alndn, enbuy okunmasna ramen byk ihtimalle de *abnuy kelimesinin metatezli biimi olduunu savunmakta ve Farsa abnin akam sefas ile de e anlaml olduunu dile getirmektedir (1972 868a). Ancak deerlendirmenin de izaha ihtiyac vardr. Bu konuda Steingassn yapt bir aklamann dikkate alnabileceini dnyoruz. O ab-noy biiminin muhtemelen bir okuma hatas olduunu kelimenin orijinal eklinin yava yava yrrken ayan kard ses anlamna gelen ab-py olabileceini sylemektedir (Steingass 1975: 730-732). Bu ikinci anlam aslnda geceleyin gizlice gidilen iki ziyafetleri dnldnde uygun dyor gibi grnmektedir. Tremblay ise enbuy kelimesinin dzeltilerek +bbwy *wi < *ava-bhi gece kalnacak yer okunmas gerektiini Brockelmannn bahsettii abpui kelimesine ise Yeni Farsada rastlamadn ifade etmektedir (2007: 73). Ancak Burhn- Katdaki u bilgiler ab-py/eb-py kelimesinin, hatta onun eb-ny biiminin Farsada bulunduunu aka ortaya koymaktadr: eb-py: P-y Frisyle aheste mei halinde zuhur eden ayak sedasna denir ki ayak tav tabir olunur. eb-rev ve mukbir bil-leyl manasnadr. P-y Fris yerine nunla da reside-i nazardr. Lkin mushaf olmak galiptir (ztrk/rs 2000: 715). (12) kewli rmak az (DLT III-442-10). Clauson, muhtemelen rani bir dilden alndn belirtmektedir (1972 689a). Gkda, kewlinin kapak su kollarnn birbirine kavutuu yer ve kavuz araptaki r p, tortu ile karlatrlabileceini savunmaktadr (2007: 106). Tremblay da kelimenin kesin bir etimolojik almnn olmadn syledikten sonra u ihtimal zerinde durur: Hotanca *iaz- > gvays- blnmek ve bu fiilin tremi biimi olan iara- > *gveilann daha sonra Trkede
84

Gner, Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler

*kvl biimini aldn belirtir. kly (kewli)nin ise muhtemelen *ibaxdatmak, gruplara ayrmak > Hotanca *gvss-tan treyerek *ibaxra> *gvl- biimini aldn syler (Tremblay 2007: 73). Bize gre kelimenin Dravid kkenli bir dilden Kenekeye gemi olma ihtimali yksektir (Trke-Dravidce ilikileri iin bk. Ercilasun 2007: 41-63). yle ki: Proto-Gney Dravidce: *kl kanal; Tamil: kl, kl-vy, vy-kkl sulama kanal; Malayalam: kl-v(y) rmak az, sulama kanal; Malayalamcadan tremi biimleri: vy-kkl kk veya dar kanal; Kannada: kl, klive, kluve, klve, kvale su kanal, dere; Tulu: klive sulama kanal (http://starling.rinet.ru). Bu verilerden hareketle kewli kelimesinin kl-v(y) rmak az, sulama kanal, klive, kluve, klve, kvale, su kanal, dere, klive sulama kanal biimlerinin birinden metatez yoluyla olumu olduu ynnde bir karmda bulunabiliriz. rnein klve > *kvle > *kvli > kwli > kewli. (13) dnge slkl pancar denilen sebze (DLT I-490). Clauson dnge kelimesinin de dier Keneke kelimeler gibi muhtemelen rani bir dilden alndn ifade eder (1972: 527a). Tremblay, birleik bir isim olabilecei ihtimali zerinde durarak u iki deerlendirmeyi ortaya koyar: 1. Yeni Farsa wuk-dna ard ilei; 2. *dna-huskakuru tohum (2007: 72). Ancak Trkede kk morfemlerin aratrlmasnda GA yapm ekinin kullanm skl gzden geirildiinde dnge < dn+ge (Karasoy 2001: 216) biiminde bir almn yaplmas da bizce muhtemeldir.

Sonu
Kken yaplarn incelediimiz bu kelimelerin dnda Divnda Kgarlnn Keneke olarak gsterdii birka kelime daha vardr. Bunlar: binek zm salkm (I-506), banz ba bozulduktan sonra asmalarn zerindeki zm kalntlar, neferneme (I-422), lnt imece (I-451), rapat angarya, beyin halkn glklerini alp zerine parasz olarak yk ykletmesi gibi (I-451), buldun ierisine ya ya da kuru zm konan homerim (I-492), sin sen (III-139), hana anne (I-32), hata baba (I-32). Bu kelimelerden sin sen, hana anne ve hata babann Trke kelimelerin deiik telaffuz biimleri olduu aikrdr. Dier kelimeler hakknda Clauson, Tremblay ve Gkda gibi aratrmaclarn grleri mevcuttur. Ancak unu belirtmek gerekir ki bu aratrmaclarn kelimelere bak alar farkldr. Clauson ve Tremblay onlar rani bir kke dayandrmay tercih ederken Gkda, Trke kkenli olduklar ynnde bir aray ierisindedir.

85

bilig, K / 2009, say 48

Biz bu kelimelerin kkenlerini aydnlatacak tatmin edici bilgilere ulaamadmz iin onlar imdilik almamzn dnda brakmay uygun grdk. Ortaya konulan btn bu bilgiler nda denilebilir ki Kenekler ve Keneke hakknda hl sylenecek ok ey vardr. Srf Kgarlnn ifadelerinden yola karak onlarn Trk olmadklarn belirtmek doru olmaz. Zira Kenekleri Trklerden bir blk olarak tanmlayan da Kgarlnn bizzat kendisidir (DLT I-480). Ayrca bu kadar az sz varlyla bir topluluun etnik kkeni hakknda kesin bilgiler ortaya koymak da doru deildir. Bize gre Keneklerin yaadklar blge onlarn dilini de dorudan etkilemitir. Soutlarla, Hotanllarla i ie yaayan Kenekler ister istemez onlarn dillerinden de etkilenmilerdir. Bu etkilenme hem kelime alveriini beraberinde getirmi hem de Trkelerinde kimi bozulmalara yol aarak Kgarly onlarn dili hakknda yanltmtr. Unutulmamaldr ki Kgarlnn Keneklerle beraber dilleri bozuk dedii Argularn, Halalar olduu yzyllar sonra ispatlanabilmitir (Doerfer 1987).

Ksaltmalar
DLT: Divn Lugtit-Trk DS: Derleme Szl EUTS: Eski Uygur Trkesi Szl KB: Kutadgu Bilig kr.: karlatrnz TS: tken Trke Szlk vd.: ve dierleri.

Kaynaka
Alinei, Mario (2003). Interdisciplinary and linguistic evidence for Palaeolithic continuity of Indo-European, Uralic and Altaic populations in Eurasia, with an excursus on Slavic ethnogenesis. Conference Ancient Settlers in Europe. Kobarid. 29-30 May. (http://www.continuitas.com/interdisciplinary.pdf). Arat, R. Rahmeti (2006). Kutadgu Bilig-Yusuf Has Hacib. Metin-eviri-Dizin. stanbul: Kabalc Yay. Atalay, Besim (1999). Divan Lgat-it-Trk-Kgarl Mahmud. IV c. Ankara: TDK Yay. Bailey, H. W. (1939). Turks in Khotanese texts. The Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and Ireland (JRAS) 1. 85-91. _______ (1950). Irano-Indica III. Bulletin of thi School of Oriental (and African) Studies (BSOAS) 13. 389-409.

86

Gner, Divn Lugtit-Trkte Kenekler ve Baz Keneke Kelimeler zerine Dnceler

Barthold, V. V (2004). Orta Asya Trk Tarihi Dersleri. (Yay. haz.) Hseyin Da. Ankara: alar Yay. Caferolu, Ahmet (1993). Eski Uygur Trkesi Szl. stanbul: Enderun Yay. Clauson, S. Gerard (1972). An Etymological Dictionary of Pre-thirteenth Century Turkish. Oxford: University Press. abayr, Yaar (2007). tken Trke Szlk-5 Cilt. stanbul: tken Yay. Dankoff, R., James Kelly (1982, 1984, 1985). Mahmd al-Ksar- Compendium of the Turkic Dialects (Dwn Lut at-Turk). III part. Harvard University Printing Office. Demir, Nurettin, Emine Ylmaz (2003). Trk Dili El Kitab. Ankara: Grafiker Yay Derleme Szl (1963-1982). C. I-XII. Ankara: TDK Yay. Doerfer, Gerhard (1987). Mahmd al-Kar, Aru, Chaladsch. Ural-Altaische Jahrbcher (UAJB). Neue Folge. Band 7. 105-114. ______ (1967). Trkische und Mongolische Elemente im Neupersischen-Band III. Wiesbaden: Franz Steiner Verlag Gmbh. Ercilasun, A. Bican (2007). Trkenin En Eski Komular. Makaleler (Dil-DestanTarih-Edebiyat). Ankara: Aka Yay. 41-63. Gen, Reat (1997). Kagarl Mahmuda Gre XI. Yzylda Trk Dnyas. Ankara: Trk Kltrn Aratrma Enstits Yay. Golden, Peter B. (2002). Trk Halklar Tarihine Giri. Ankara: Karam Yay. Gkda, Bilgehan A. (2007). Kenekler ve Keneke. Dil Aratrmalar 1/1, Ankara. 97-108. Gner, Galip (2003). Trk Dilinde nsz Deimeleri. Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. Yksek Lisans Tezi. Kayseri. Hamilton, James Russell (1998). Budac yi ve Kt Kalpli Prens Masalnn Uygurcas-Kalyanamkara ve Papamkara. ev. Ece Korkut, smet Birkan. Ankara: Simurg Yay. zgi, zkan (1974). Central Asia After the Mongol Invasion-Islam and Sedentray Life as a Consequence. Hacettepe Bulletin of Social Sciences and Humanities. Vol. 5/1. Ankara. (http://www.history.hacettepe.edu.tr/archive/oimakale.html) Kafesolu, brahim (1996). Trk Mill Kltr. 14. bask. stanbul: Boazii Yay. Kara, Mehmet (2003). Mzk Kelimesinin Kkeni zerine. Trkiyat Aratrmalar Dergisi 13. Konya. 381-388. Karasoy, Yakup (2001). Trkede Kk Morfemlerin Aratrlmasnda GA Yapm Ekinin Yeri. Manas niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2. Bikek. 210-220.

87

bilig, K / 2009, say 48

ztrk, Mrsel, Derya rs (2000). Burhn- Kat-Mtercim sm Efendi. Ankara: TDK Yay. Yar-Shater, Ehsan, William Bayne Fisher, Ilya Gershevitch (1983). Khotanese Saka Literature. The Cambridge History of Iran. Volume 3(2). The Seleucid. Parthian and Sasanian Periods Cambridge University Press. Starostin, Sergei, Anna Dybo, Oleg Mudrak (2003). Etymological Dictionary of the Altaic Languages. Part One (A-K). Part Two (L-Z). Part Three (Indices). Leiden-Boston: Brill. Steingass, F. (1975). A Comprehensive Persian-English Dictionary. Beirut. Togan, Zeki Velidi (2003). Bakurtlarn Tarihi. Ankara: Trksoy Yay. Toparl, Recep, Hanifi Vural, Recep Karaatl (2003). Kpak Trkesi Szl. Ankara: TDK Yay. Tremblay, Xavier (2007). Kanjaki and Karian Sakan Contributions towards a Comparative Grammar of Iranian Languages XI. Central Asiatic Journal (CAJ) 51/1. 63-77. Usmanova, Shoira (2008). Notes on Some Altaic Household Words. Manas niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 19. 123-128. http://starling.rinet.ru

88

Knks in Divn Lugt At-Turk and Notes On Some Knkian Words


Galip Gner*
Abstract: Divn Lugt at-Turk is one of the most important works of the whole Turkish culture in general and of Turkish language in specific. What distinguishes this work is its presentation of a lot of information that requires meticulous research, analysis, and evaluation. A most valuable aspect of the work, for instance, is the information collected by Mahmd al-Kgar about various Turkish communities. One of these communities is the Knks, who are mentioned only in Divn. This article briefly dwells on the opinions about the origins and history of the Knks. It then makes evaluations about the etymology of Knk words such as kendk, togrl, yudug, kenpe, krke, aha, ulman, awl, owl, ekel, enbuy, kewli and dnge, which are cited by Mahmd alKgar in his Divn. Key Words: Middle Turkic, Divn Lugt at-Turk, Knks, Knkian, etymology.

* Erciyes University, Faculty of Science and Letters, Department of Turkish Language and Literature / KAYSER gunerg@erciyes.edu.tr

bilig Winter / 2009 Number 48: 75-90 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

-
*
: - - , . , , . , . , - . , : , , , , , , , , , , , . : , , , , .

* , , / . gunerg@erciyes.edu.tr

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 75-90 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi


Ferhat Karabulut*
zet: Dnyada konuulan dillerin temelde tek bir sisteme dayandn, sz dizimindeki farkllklarn dnmler sonucunda meydana geldiini ileri sren Amerikal dilbilimci Noam Chomsky, Derin Yap ve Yzey Yap kavramlar ile dillerin gizli kalan ynlerini aydnlatmaya almtr. Bu makalede, Chomskynin 1950lerde gelitirdii retkenDnml Dilbilgisi Kuram ve 1980lerde gelitirdii Ynetim ve Balama Kuram ana hatlaryla tantlacak ve sfat fiil tipolojisi Kktrke balamnda analiz edilecektir. Bilindii zere, Trkiyede, sfat fiil konusu genelde bir morfolojik olgu olarak deerlendirilmekte ve ekil bilgisi bal altnda incelenmektedir. Bu almada sfat fiil bir yap olarak ele alnacak ve ekil-sz dizimi-anlam (morfosentaktik-semantik) boyutuyla incelenecektir. Yani sfat fiil, sadece bir kelime olarak deil, hem kendi ynetim alannda (alt cmle) hem de st cmlenin ynetim alannda rol stlenen morfolojiksz dizimsel bir unsur olarak ele alnacaktr. Derin yapdan yzey yapya tanan baadn (nitelenen ad), alt cmledeki grevi ve tanma sonucunda geride brakt boluun pozisyonu tespit edilecek ve ortaya kan sfat fiilli yapnn eidi belirlenecektir. Anahtar Kelimeler: Sfat fiilli yap, Kktrke, derin yap, yzey yap, dnm, Trke, ynetim, balama.

Giri Bu almada, Trk dilini pek ok dilden ayran ve kendine has kurallar ile zgn bir oluum gsteren sfat fiilli1 yaplar incelenecektir. Bunu yaparken de Noam Chomsky tarafndan gelitirilen ve Evrensel Dilbilgisi (Uzun 2000) ad altnda toplanan dilbilimsel kuramlar, deiik ynleri ile Kktrkedeki sfat fiilli yaplar zerinde uygulanacaktr. Trk dili aratrmaclar tarafndan, genellikle ekil bilgisi bal altnda ele alnan ve cmledeki grevi bakmndan snflandrlan bu nemli yap, bu almada, sz dizimindeki dier unsurlarla kurduu ilikiler ynnden, ynetim ve balama ekseninde deerlendirilecektir. Baadn, derin yapdaki grevinden hareketle, sfat fiilli yaplarn eitleri tespit edilecek ve bir snflama yaplacaktr.
*

Celal Bayar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi TDE Blm / MANSA ferhatkarabulut@yahoo.com

bilig K / 2009 say 48: 91-118 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

Bugne kadar, Trkiye Trkesindeki ve tarihi/ada Trk lehelerindeki fiilimsilerle ilgili pek ok alma yaplm, sfat fiillerin tanm, yaps ve ilevleri zerinde nemli tespitlerde bulunulmutur. Kktrkedeki isim fiiller konusunda ilk ve en nemli almay Kemal Eraslan yapmtr. Eraslan, sfat fiilleri daha ok bir morfolojik unsur olarak ele alm ve e olarak cmledeki grevleri zerinde ayrntl olarak durmutur. Eraslan, sfat fiili, fiilden isim yapan eklerle tredii iin isim fiil olarak deerlendirmitir. Gkda (1993), doktora almasnda, Ouz Trkesindeki sfat fiilleri, kelime ve kelime gruplar bakmndan ele almtr. Gkda da Eraslan gibi, salt morfolojik bir unsur olarak deerlendirdii sfat fiilleri, cmledeki ilevlerine gre incelemi, tadklar zaman ve aldklar ekler balamnda bir snflama yapmtr. Fiilden tredii iin zaman eklerini, isim zellii tad iin isim ekim eklerini alabilen sfat fiiller, bu zellikleri ile hem Eraslann hem de Gkdan almalarnda ayrntl olarak ilenmitir. Bu almann asl amac, sfat fiilleri yeniden tanmlamak ve aldklar eklerle yklendikleri zamanlar zerinde yorumlar yapmak deildir. Ancak bir fikir vermesi ve aklayc olmas noktasnda, Gencan ve Erginin tanmlar ile Haig ve Mosel & Hovdhaugenn konuya baklarn ele almakta yarar olduu kansndayz. Gencana gre, sfat fiiller, varlklar niteledikleri veya belirttikleri iin sfat; nesne, tmle olarak yan nerme kurduklar iin de eylem saylan szcklerdir (1979: 380). Sfat fiilin niteliinin belirlenmesinde ve ilevinin tespitinde Muharrem Erginin ileri srd grler daha sonraki almalara da yol gstermitir. Ergine gre, sfat fiiller, nesnelerin hareket vasflarn karlayan fiil ekilleridir Partisiplerin asl isimlerden fark, nesneyi hareketine gre adlandrmas, onu asl varl ile, u veya bu kalc vasf ile deil, hareketi ile ifade etmesidir. Partisipler zaman ve hareket ifadesi tayarak nesneleri karlayan fiil ekilleridir. Demek ki, partisiplerin bir taraf isim, bir taraf fiildir. Onun iin bunlara isim-fiil adn veriyoruz. Partisip zaman ve hareket mazmununu muhafaza eden, fakat isim gibi kullanlan, isim gibi ekilen fiil eklidir (1972: 570). Morfolojik dzeyde yaplan bu iki tanmlamaya karn, Haig ve Mosel & Hovdhaugen, sfat fiili, bir yapnn nemli bir paras olarak grrler. Onlara gre, tek bana bir morfoloji sz konusu deildir. Sfat fiil, dier unsurlarla birlikte sfat fiilli bir yap oluturur. Bylece, sfat fiilin iinde bulunduu ad bei (kelime grubu) ve bu bein alt ve st cmledeki dier unsurlarla kurduu iliki ve yerine getirdii ilev ne km olur. Bu iki aratrmac srasyla u tespitleri yaparlar: sfat fiilli yap, baad ieren bir ad beidir ve bir niteleyicidir. Niteleyici unsur bir nermeyi ifade eder ve bir cmlecik olarak kabul edilebilir. Ben bu cmlesel niteleyiciyi, sfat fiilli yap olarak adlandryorum (Haig 1998: 10). Haigin tespitlerine temel tekil edecek ekilde bir tanmlama yapan Mosel ve Hovdhaugena gre, Sfat fiilli yap, baada iki eit cmlesel iliki ile balanr: bir yandan sfat
92

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

fiilli yap baad nitelerken; dier yandan, baad, her ne kadar gerekte iinde yer almasa da, sfat fiilli yap iinde cmlesel bir rol oynar (1992: 631). Tarihi ve ada Trk lehelerini sfat fiiller asndan inceleyen Nesrin Bayraktar ise, artzamanl ve ezamanl karlatrmal bir alma yapm, sfat fiil eklerinin zaman ilevi yklenmeleri ve isim yapma zellikleri zerinde ayrntl olarak durmutur. Sfat fiili yapsal (sz dizimsel) balamda da deerlendiren Bayraktar, karlatrmal bir yntemle alm, Eraslan ve Gkdaa yakn nermelerde bulunmutur. Trke sfat fiilli yaplarn inceleyen bir dier nemli aratrmac da Goeffry Haigdr. Haig, konuyu, Christian Lehmann tarafndan gelitirilen ilevsel-tipolojik erevede ele alr ve onun gibi sfat fiilli yapy boyutta deerlendirir: isimleme, niteleme ve boluk oluumu (1998: 3). Trkedeki sfat fiilli yan cmleleri dilbilimsel metotlarla ele alan nemli bir alma da Erkman-Akerson ve Ozil (1998) tarafndan yaplmtr. Sfat fiilli yapnn yan cmle olarak kabul edildii bu almada, levsel Dilbilgisi Kuram verilerinden de faydalanlarak zgn bir bak as gelitirilmitir. Alman dili ve edebiyat alannda almalar yapan ErmanAkerson ve Ozil, kitabn 1. blmnde Trkenin sfat fiili zerinde yaplan geleneksel, yapsalc, ilevselci ve karlatrmal almalar hakknda zet niteliinde bilgiler verirler. Bylece onlar, klasik ve kuramsal bak arasndaki fark da ortaya koymu olurlar. Sfat fiil konusundaki bir dier alma ise Ulutan baslmam doktora tezidir (2002). Tarafmzdan Wisconsin niversitesinde doktora tezi olarak hazrlanan ve Kazak Trkesinin sfat fiilli yaplarn Chomsky kuramlar nda inceleyen almadan da (2003) burada bahsedelim. Bu makalede, zellikle snflama konusunda, Chomskynin kuramlarndan byk lde etkilenmi olan ve Trk dilindeki Sfat Fiilli Yaplar yapsalc erevede ele alan Robert Underhillin (1972) grleri de yol gsterici olacaktr. Underhill, sz konusu almasnda, Sfat Fiilli Yaplar, baadn, derin yapdaki yerine ve ilevine gre snflar ve iki ana gruba ayrr. Bu snflama zerinde aada ayrntl olarak durulacaktr. Benzer ekilde, Trkenin sfat fiillerini inceleyen Hovdhaugen de (1975), Underhillin grlerine benzer saptamalarda bulunur. Batda, Underhill ile balayan Trke sfat fiil almalar, onun takipileri ve kartlar tarafndan uzun yllar devam ettirilir ve birbirini takip eden kabuller ve itirazlarla sfat fiil konusu (bu almalarn ou evrilmedii iin Trkiyede bilinmemektedir) etraflca ilenir. Bu arada, va Csatnun (1996), Trk lehelerindeki sfat fiilli yaplar tipolojik olarak inceleyen ve leheleri sfat fiilli yaplara gre snflayan makalesini anmak gerekir. Csat, bu almasnda, Claus Schnigin Trke tipi sfat fiil konusunda yazd makaleyi (1992/93) temel almtr. Schnig de sfat fiili salt bir morfoloji olarak deil, dier elerle kurduu iliki ve bu ilikiden doan cmlesel
93

bilig, K / 2009, say 48

oluumlar balamnda deerlendirmitir. Sfat fiilli yaplar konusunda u isimler de nemli almalar yapmlardr: Dede (1978), Knecht (1979), Ardal (1981), Csat (1985), Zimmer (1987, 1996). alma konumuz Kktrke olduu iin, Kktrkenin grameri zerinde kapsaml bir alma yapm olan Talat Tekini ve Muharrem Ergini de burada zikretmeliyiz. Kktrkedeki sfat fiilli yaplarn tespitinde Talat Tekinin almas (2000), cmlelerin Trkiye Trkesine aktarlmasnda Muharrem Erginin almas (1988) esas alnmtr.

Evrensel Gramer ve Teorik Yaklamlar Amerikal dilbilimci Noam Chomsky, 1957de dilin yaps zerinde durmu, retken-Dnml Dilbilgisi (generative-transformational grammar) adyla gelitirdii teori ile Saussureden sonra dil incelemelerinde bir devrim yapmtr (bk. Radford 1986, 1992). Daha sonra bu anlay biraz deitirerek gelitirmi, cmle incelemelerine yeni bir boyut kazandrmtr (1965). Chomsky, 1981de Pizza dersleri adyla verdii bir dizi dersler sonucunda gelitirdii Ynetim ve Balama Kuram (Government and Binding Theory)1 ile dilbiliminde yeni bir devrim daha yapmtr. O, bu son kuram, sonradan Minimalist Program (1995) adyla yenilemi, kavram ve bak asnda yeni almlar da yapmtr. Elbette biz burada Chomsky ve onun kuramlarn enine boyuna tartmayacaz, ancak Kktrke sfat fiilli yaplarn daha iyi anlalabilmesi ve aklanabilmesi iin baz kavram ve kurallarn ana hatlar ile szkonusu edilmesi gerekmektedir.
Chomskynin evrensel gramer anlayna gre, yeryznde konuulan btn dillerin belli bir sistemi vardr. Gerekte ise btn diller, tek bir sisteme dayanmaktadr.2 Sistemden kast en basit hali ile yapdr ve yap ile de sz dizimi kastedilmektedir. Bu, u demektir. Bugn, farkl ailelere mensup diller, yzeyde birbirlerinden ok uzak olsalar da temelde ayn yaplara sahiptirler. Birtakm sosyo-psikolojik ve ekonomik etkenler nedeniyle topluluklar, benzer dilleri, sadece szlksel olarak deil, yapsal olarak da farkl hale getirmi, karlkl anlalabilirlik orann drmlerdir. Bu farkllamay Chomsky, 1957de yazd kitaptan itibaren, dillerin i yaplarnda (sz dizimi ve kelime gruplarnda) meydana gelen birtakm dnmler ile aklamtr. Bu dnmlerin ne olduu ve nasl gerekletii zerinde daha sonra duracaz. Dillerdeki farkllklarn ve benzerliklerin ortaya konmas baz sorular da gndeme getirmitir. Kafalar megul eden bu sorulardan bazlar unlar olmutur: Bugn yeryznde neden bu kadar ok dil vardr ve neden bu dillerin doal konuurlar birbirini anlamamaktadr? Neden diller birbirinden farkl sz dizimlerine sahiptir? Bu farkllklar, dilin douunda m yoksa daha sonra m ortaya kmtr? Eer dnyada snrl sayda dil ailesi (8 kadar byk, yaklak 150 kadar kk aile) mevcut ise, neden bugn -be bin civarnda
94

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

dil konuulmaktadr? Herhangi bir dilin btn kelimelerini bilmek, o dili anlamak veya konumak iin yeterli midir? Chomsky, btn bu sorular, cmlesel yapdaki temsil seviyeleri (Levels of Representation) ve ilkeler ve parametreler (principles and parameters) ile aklar (Chomsky 1986: Chapter 3). Yani yeryzndeki btn diller soyut olarak alglanan bir Derin Yapya ve konuma srasnda gerekleen bir de Yzey Yapya sahiptir. Bu iki seviye arasnda ise bir tanm-dnm (ad bei tanm) sz konusudur. Yani, yzey yap, derin yapdaki bir unsurun tanmas sonucu oluur. Chomsky, bunu daha sonra alfa tanm (move ) olarak adlandracaktr. Yani alfa tanm kuralna gre, bir yzey yapy elde etmek iin sadece ad bei deil herhangi bir e de tanabilir/tanmaldr (Haegeman 1995: 306, 487, 492). Eer her hangi bir dilin derin yap ve yzey yap gibi birden fazla temsil seviyesi varsa, Trk dilinin de olabilir mi? Trk dilinin baz yaplarn bu balamda inceleyebilir miyiz? Yaptmz almalar sonucunda Trk dilinin de tanm ve dnm sonucunda yeni yaplar trettiini grdk. Bu yaplarn banda ise sfat fiilli yaplar ve edilgen atl yaplar gelmektedir.

Sfat Fiilli Yap Tipolojisi ve Kktrkedeki Oluumu Yukarda, evrensel dilbilgisine gre temelde btn dillerin tek bir yapya sahip olduunu vurgulamtk. Yani hem kelime gruplar (phrases) oluturmada, hem de cmle yaplarnda btn dnya dilleri iin ortak bir yap sz konusudur. Bugn, her dilin kendine ait farkl yaplara sahip olmas, Tanm-Dnm (transformation) ile aklanabilir. Dnm ne demektir? Dnm, cmle gelerinin zaman ierisinde hem kalc yer deitirmelerini, hem de geici yer deitirmelerini ifade etmektedir. Yani her dil, temelde ortak bir yapya sahipken, ihtiyalara gre yeni yaplar oluturur, bu yeni oluumlar bir dnm ve tanm sonucunda gerekleir. Bu da her dilin iki seviyeli bir yapya sahip olduu varsaymn glendirir. Trk dilinde, basit yapl ve yklemi ekimli bir cmle iken, e tanm ve dnm sonucunda yeni bir yapya kavuan sfat fiilli cmlecikler (relative clauses) dnya dilleri arasnda zgn bir nitelik tar. Bu nedenle dilbilimciler ve Trk dili aratrmaclar, bu yapya trke tipi sfat fiilli yaplar (turkic type relative clauses) adn vermektedirler. Kktrke, isimletirme (bk. Lehmann 1986: 675) (nominalization) ve baad (bk. Crystal 1992: 162-163, Trask 1999: 116-117) tanm olayn gerekletirdikten sonra sfat fiilli nitelemeli yapy tamamlar. Bu durumda sfat fiiller, ekil, sz dizimi ve semantik geni ierisinde incelenmeli ve deerlendirilmelidir. Bu boyutlu bak as ok nemlidir, nk sfat fiiller kullanm esnasnda, kelime dzeyinden cmle dzeyine kar, sonra da anlamsal adan deer kazanr. Soyut derin yapdan, ad bei tanm sonucu treyen sfat fiilli yzey yap, baadn tanmadan nceki ilevine gre adlandrlr. ngilizce, Arapa ve Farsa gibi dillerin aksine, Kktrkedeki sfat fiilli bir yap, bitimli (ekimli) bir fiile sahip bir cmlecik deil, sfat fiil yapan eklerden birini alm bitimsiz (ekimsiz) yklemli bir alt cmleciktir.
95

bilig, K / 2009, say 48

Bilindii gibi ngilizce, relative pronoun (who, which, that) olarak adlandrlan ve znenin veya nesnenin yerine geen kelimelerin yardmyla ve ekimli fiili olan bir yan cmle ile yapy oluturur. Farsa sfat fiilli yaplar ise Trkeye de gemi olan kili yap ile ekimli fiilli cmleden oluur. rnek (1) ve (2)de ngilizcenin relative clause olarak adlandrlan yapy nasl oluturduunu grebiliriz. rnekleri incelerken italik yazdmz unsurlarn, yan cmlede (derin yap) hangi unsuru karladklarna dikkat etmek gerekir. (1) I saw the man [who ______ was coming] gelen adam grdm zne I saw the book [which you wrote______] yazdn kitab grdm Nesne

(2)

Bu iki rnekte grld zere, italik yazlm olan kelimeler, sfat fiilli yaplarda grev alan ve nitelenen geyi baada balayan unsurlardr. Cmle (1)de keli parantez iinde yer alan alt cmlenin znesi durumunda olan unsur, who ile karlanm ve alt cmle bitimli bir fiile (was coming), sahip olmutur. Cmle (2)de ise, derin yapda keli parantez iinde yer alan alt cmlenin nesnesi olan unsur (the book), which ile karlanm ve cmle sonunda olmas gerekirken (yerini izgi ile gsterdik) alt cmlenin banda yer almtr. Bu cmle I saw the book you wrote whichten treyerek I saw the book which you wrote___ ekline dnmtr. Ayrca st cmle ekimli bir fiil alarak ynetici grevini stlenmitir. Tanm ve dnm sonucunda meydana gelen bu yapnn temel zellikleri, alma alanmza girmedii iin tartlmayacaktr, ancak dnmden nce derin yapda yer alan alt cmlenin nasl olduunu srasyla cmle (3) ve (4)te gsterebiliriz. (3)a. I saw the man (st cmle- matrix sentence) nesne b.The man was coming (alt cmle-subordinate clause) zne (4)a. I saw the book (st cmle- matrix sentence) nesne b.You wrote the book (alt cmle- subordinate clause) nesne Burada grld zere, cmle (3)te yer alan ve italik yazlm olan unsurlar ortaktr ve sfat fiilli cmleciin yzey yapda niteledii unsur olan the man, cmle (3b)de, yani derin yapda, zne grevinde kullanlmtr. Yine cmle (4)te italik yazlm olan ve sfat fiilli yap tarafndan nitelenen unsurlar ortaktr
96

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

ve baad olarak tanan-dnen unsur olan the book, derin yapda alt cmlenin nesnesi konumundadr. Tanan ve dnen baadn derin yapdaki ilevi, oluturulan sfat fiilli yaplarn eidini belirlemektedir. Trkede Robert Underhill tarafndan zne partisipler (Subject Participles) ve zne dndaki geler anlamnda kullanacamz Tmle11 Partisipler (Object Participles) olarak adlandrlan bu eit bir snflamaya, Kktrkeden rneklerle aada deineceiz. ngilzcenin, Arapann ve Frasann tersine, Kktrkede nitelenen baad, sfat fiile dnm olan unsurun sanda yer alr. rnein, adam geldi > ___ gelen adam ekline dnr. Yani tanm sonucunda Derin Yapnn znesi, nesnesi veya tmleci grevinde bulunan unsur, derin yapda bitimli bir ynetici fiil olan kendi yklemini de aar ve onun sana yerleir. ngilizce ve dier benzer dillerde ise durum tersine doru gerekleir. Yani cmle (5)te grld gibi, baad olarak nitelenen unsur (srasyla the man ve the book) relative pronouna dnerek sadan sola doru tanr ve aslnda cmle nitelii tayan ekimli bir yapy da isme veya ad beine (A) (ngilizce NP = noun phrase) dntrr. 5 a. I saw [A the man [Twho[ was coming]]] 5 b. I saw [ A the book [Twhich [ you wrote]]] Burada A ile gsterilen ve keli parantez ierisinde yer alan italik yazlm unsur, sfat fiilli yapy (relative clause) oluturur ve ad bei olarak st cmlede (matrix sentence) ilev grr. T ile tamla yc (complementizer), (ekim bei) ile ekimli fiili olan alt cmle kastedilmi ve ngilizcedeki Inflectinal Pharse (IP) yerine kullanlmtr. Her ne kadar ad bei (noun phrase) tanmnn yn ngilizcenin aksine soldan saa doru olsa da, Kktrkede de oluum benzer ekilde gerekleir. Ad veya Ad bei (derin yapnn znesi veya herhangi bir unsuru), sfat fiilli yapy olutururken, asl yerini (kaynan) terkederek sfat fiilin sana (hedef nokta) yerleir. Bunu yaparken asl yerinde mutlak surette bir iz (trace) ve bir boluk (gap/empty position) brakr. Bu tanm sonucunda, tanan unsurun izi veya brakt boluk ile tanan unsurun bizzat kendisi (baad) arasnda bir zincir oluur. Bu zincir, e-dizinleme (co-indexation) ile boluu ve ad beini birbirine balar. Kktrkeye gemeden nce, konunun daha iyi anlalmas iin, Trkiye Trkesinden de rnekler verebiliriz. Yukarda ngilizceden verdiimiz cmlelerin Trke karlklar yledir.

97

bilig, K / 2009, say 48

(6) a. Ben gelen adam grdm b. Ben senin yazdn kitab grdm. Cmle (6a) ve (6b)de verilen rnekler gerekte ikier cmleden olumaktadr. Bir st cmle (matrix sentence) ve bir de alt cmle (subordinate clause)den oluan sfat fiilli yaplar, tanm-dnm sonucunda yzey yapda kullanma girmilerdir. Buna gre cmle (6a) ve (6b)nin sfat fiilli yapy oluturmadan nceki durumlar srasyla yledir. (7) a. Ben adam grdm. (st cmle- matrix sentence) b. Adam geldi. (alt cmle-subordinate clause) (8) a. Ben kitab grdm. (st cmle- matrix sentence) b. Sen kitab yazdn. (alt cmle- subordinate clause) Grld gibi (7a) ve (7b)deki cmlelerde ortak geler yer almtr. st cmlenin nesnesi konumunda olan adam kelimesi, alt cmlenin znesi konumundadr ve (6a)daki sfat fiilli yapda bu ge baad pozisyonuna ykselerek sfat fiil tarafndan nitelenmitir. Cmle (8a) ve (8b)de yer alan cmlelerde ise nesneler (kitap) ortaktr ve sfat fiilli yapda bu nesnelerden (8b)deki baad olmu ve sfat fiil tarafndan nitelenmitir. Peki bu durum nasl gereklemitir? Yukarda deindiimiz ve ngilizce rneklerinde gsterdiimiz gibi, cmle (7b)nin znesi ile cmle (8b)nin nesnesi tanarak sfat fiile dnm olan unsurun (srasyla gelen ve yazdn) sana yerlemi ve bunu yaparken de derin yapda bir boluk/iz brakmlardr. Byle olunca da tanan unsur ile geride brakt boluk arasnda e-dizinleme (co-indexation) meyda gelmitir. imdi bu durumu, zne tanm yaparak yzey yapdaki haliyle yeniden grelim. (9) a. Ben adam grdm, adam geldi (9) b. Ben adam grdm > [SF ___(iz)i___gelen adami ] (9) c. Ben [SF___(iz)i___ gelen adami] grdm. (9) d. [C Ben [SF [C _ (adam)__geldien] adam] grdm.] Yukardaki rneklerde gsterilen tanm ve dnm ve ortaya kan sfat fiilli yapnn izah ise yledir. Gerekte en az iki ortak geye sahip iki cmlenin ortak gelerinden birinin nitelenmesi ile oluan sfat fiilli yaplar, derin yapdan yzey yapya doru ynelen bir tanmn ve dnmn sonucudur. Tanm ve dnm srecinde ncelikle ortak unsurlar kavramsal olarak beyinde tespit edilmekte ve ayn iki eden biri silinmektedir. ekimli bir fiil iken ekimsiz (veya yar ekimli) bir fiile dnen derin yapnn yklemi,
98

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

gerekli olan sfat fiil ekini aldktan sonra sana yerleen baad bir sfat gibi nitelemekte veya tanmlamaktadr. Bu srete, ad tanmndan sonra meydana gelen ikinci nemli tanm da derin yapda ekimli bir basit cmle iken, sfat fiile dnen alt cmledir (embedded sentence). (9b)de SF ile sembolize edilen ve keli parantez ierisinde gsterilen unsur, st cmlede bir ge olarak grev alan sfat fiilli cmleciktir, iz ile kastedilen ise baadn tanm sonucunda geride brakt boluktur. Yn gsteren ok ( ) iareti ile tanm olay ve tanmn yn sembolize edilmektedir. Okun balang noktas tanmn kayna ve baadn asl yeridir, okun ucunun gsterdii unsur baaddr ve bulunduu yer hedef noktadr (target position). z ve baadn (adam) yannda yer alan kk iler ise iaret kelimesinin ba harfidir (ayn zamanda ngilizce indexin ba harfi) ve bizim e-dizinleme olarak tanmladmz baa iaret eder. Tek bir sz diziminde her iki unsurun i ile gsterilmi olmas, boluun (gap) ve baadn ayn varlk olmasndan dolaydr. Yani sfat fiilli yapda baad olan isim adam, hem derin yapda zne olarak yer alm, hem de yzey yapda sfat fiilli yapnn bir paras olarak st cmlenin bir unsuru gibi grev yapmtr. Bu da bize sfat fiilli yaplarn iki seviyeli bir dzlemden olutuunu gstermektedir. Cmle (9)da gsterilen ve derin yapnn znesinin tanm sonucunda oluan sfat fiilli yapnn bir benzeri de, derin yapnn nesnesinin tanm sonucunda gerekleir. Bunu da cmle (10) ile gsterebiliriz. (10) a. Ben kitabi grdm, [C sen kitabi yazdn ____ ]. b. Ben [SF sen-in __(iz)i___yazdn kitabi] grdm

Grld gibi rnek (10a)da keli parantez ierisinde yer alan cmle, alt cmledir ve italik ile yazlm olan unsur da (kitap) yaz- fiilinin nesnesi konumundadr. rnek bde gsterildii gibi alt cmlenin nesnesi olan kitap arkasnda bir iz brakarak yaz- fiilinin sana yerlemitir. Bu arada yaz- fiili, sen znesinin tamlama eki olan nn ilgi ekini almasndan dolay, Tmle Sfat Fiili yapan dk ekini ve iyelik ekini yzey yapya tamtr. Baka bir deyile tmle sfat fiilli yapda dk sfat fiil eki ve onu takip eden iyelik eki yer almaktadr. Bu durum elbette sfat fiilin niteledii baadn, aka ifade edildii durumlar iin geerlidir. Aksi halde eer baad hedef noktadan da (sfat fiilin sandan) silinirse ortaya kan yap Basz Sfat Fiilli Yap (Headless Relative Clause Constructions) veya Serbest Sfat Fiilli Yap (Free Relative Clause Constructions) olur (bk. Haig 1998) Trkede, baadsz kullanlan sfat fiil iin adlam sfat fiil kavram kullanlmaktadr. Byle kabul edilmesinin nedeni, baad yzey yapdan silinirken, onun btn ilevlerini sfat fiilin yklenebilmesi ve bu sfat fiilin isim gibi ekimlenebilmesidir. Sfat
99

bilig, K / 2009, say 48

Fiilli Yaplarn tipolojilerini ve Trk dilindeki oluumlarn genel bir ekilde verdikten sonra, imdi Kktrkedeki yaplan zerinde durabiliriz. Tanm ve dnm, Trkiye Trkesinde olduu gibi, Kktrke iin de geerlidir ve Trke Tipi sfat filli yapnn zgn rneklerini o dnemden bugne takip edebiliriz. Kktrkede de baad, kendi ykleminin ynetim blgesinden karak alt cmlenin (AC) dna yerleir ve ahs, iyelik, hal ve okluk eklerini alarak st fiilin (matriks fiil) ynetimi altna girer.
(11)[SF [ AC (iz)i__bdke kr-gme] begleri] Bu zamanda (tahta) itaat eden beyler (KT, G-11) zne

Yukarda grld zere, rnek (11)de de, derin yapda alt cmlenin znesi olan unsur begler, tanm sonucunda krgme sfat fiilinin sana yerleerek baad olmutur. Keli parantez ile gsterdiimiz ve AC ile iaretlediimiz ksm alt cmledir ve iindeki (iz) ile sembolize ettiimiz pozisyon da begler kelimesinin geride brakt boluktur. Boluun ve tanan unsur olan baadn ayn varlk olduunu gstermek iin de i e-dizinleme iaretini kullandk. Bu durumda boluk ve onun ncl (antecedent) bir zincir ile birbirine balanmaktadr. rnek (11)de, ok iareti ile bu zinciri ve okun yn ile de tanmn saa (cmlenin sonuna) doru olduunu gsterdiimizi bir kez daha vurgulayalm Sfat fiilli yap olarak Kktrkede kullanlan bu cmlecii ekimli bir fiil ile yeniden kurarsak ortaya yle bir nerme kacaktr. (12) [ACbegler bdke krdi.] beyler bu zamanda (tahta) itaat etti Grld gibi begler kelimesi ekimli ykleme sahip olan cmlenin znesi durumundadr ve rnek (11)deki sfat fiil olan kr--gme fiili, gme ekini almadan ekimli halde (krdi) kullanlmtr. Bu arada, Kktrkede sfat fiil yapmnda kullanlan eklere bir gz atalm. Bunlar srasyla (X)gmA, -r/ -Ar/-Ur/ -Ir (geni zaman olumlu), -mAz (geni zaman olumsuz), -DIK, -mIS, -DAI, -erkli ve gUIdr. Dnm ve isimleme sonucunda meydana geldii iin sfat fiil, tam ekimli fiil gibi kabul edilmez. Bu nedenle sfat fiil, asl fiilin ald ekleri deil, ismin ald ekleri alarak kullanlr. Az da olsa zaman zellii tadklar iin yar ekimli fiil olarak adlandrlabilirler. Yine de fiilden ok isme yakn olup baadsz kullanld zaman isim gibi ekimlenebilirler. Fiil olma zelliini kaybettii iin isme yakndr, zaman zellii tad iin ise fiile yakndr, bu nedenle Trk dili aratrmaclar, sfat fiilleri fiil ile isim arasnda bir yere koyarlar ve geici hareket ad olarak nitelerler.

100

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

Zaman, kii ve kip asndan DIK ve r /Ar/-Ur/-Ir gibi baz ekler daha genel bir kullanma sahiptir. rnein Kr-r [kz] ve bar-duq [yir] yklemlerinde olduu gibi, anlam, kullanm yerine gre deiebilir: grr/gren/grm [gz] ve gidecein/gittiin/gitmi olduun [yer]gibi. Eer sfat fiilleen/isimleen unsur, iyelik-kii ekini almazsa, baad (hal eki olmadan), sfat fiilli yapnn znesi ile e-dizinleme ilikisi ierisinde bulunur. rnein: a. [_(iz)i__bilig bilmez] kiii, bilgi bilmez kii. b. [ Kiii bilig bilmez] kii bilgi bilmez. (bu nermeyi yeniden oluturduk) rnek (a)da, bil-mez sfat fiilinin sanda yer alan baad (kii), rnek (b)deki gibi bir yapda iken zne pozisyonundadr. Yani (b)de bilmez ekimli fiilinin znesi olan kii, tanm ve dnm sonucu (a)da bilmez sfat fiilinin znesi olmaktan km ve st cmlenin fiilinin ynetimi altna girerek onun nesnesi veya znesi olmutur. Bylece, e-dizinleme ile boluk ve kii arasnda bir ba olumutur. Yukarda, Robert Underhillden bahsetmi ve Trke tipi sfat fiilli yaplarn incelenmesinde her ne kadar tanm ve dnmden bahsetmese de zgn bir terminoloji gelitirdiini, zne sfat fiilli yap ve nesne sfat fiilli yap olmak zere, sfat fiilli yaplar iki gruba ayrdn belirtmitik. Onun sfat fiilli yaplar snflamadaki grlerini benimseyen fakat adlandrmada ve snflamada farkl kriterler gelitiren Hankhamer ve Knecht de nemli almalar yapmlardr (1973). Trk dilindeki sfat fiilli yaplar en detayl tartan Trkolog ise Goeffry Haig olmutur (1998). O da ilk iki Trkolog gibi sfat fiilli yaplar snflama yolunu seerek temelde benzer noktalardan bahsetmitir. Buna gre Kktrkedeki sfat fiilli yaplar da iki ekilde karmza kmaktadr.

zne Sfat Fiilli Yap ve Tmle Sfat Fiilli Yap Yukarda belirttiimiz gibi, genel olarak, Kktrke sfat fiilli yaplar da a) zne sfat fiilli yaplar, b) tmle sfat fiilli yaplar olmak zere ncelikle ikiye ayrabiliriz. Underhill, Trkiye Trkesi (dolaysyla Trk dili) iin yapt almada u ekilde bir tanmlamaya ve snflamaya gitmiti: Baad, derin yapnn znesi olduu zaman, -En tipi sfat fiilli yap oluur; baadn derin yapda zne olmad durumlarda ise -DIK tipi sfat fiilli yap ortaya kar. Underhillin En ile kastettii yap zne sfat fiiller ve DIK ile kastettii yap da nesne (tmle) sfat fiillerdir (1972,bk. Hanghamel 1976).
Kktrkede de, -gmA ve Ar/Ur/-Ir ekleri ile oluturulan yaplar, zne sfat fiilli yap olarak kabul ederken, -DIK eki ile oluturulan yapy ise tmle sfat fiilli yap olarak kabul edebiliriz. Sfat fiil yapan mIS ekini alm olan yaplar iki durumda da kullanlmaktadr. Yani mIS, kullanm yerine ve kullanm amacna gre, hem zne sfat fiilli yaplarda hem de tmle sfat fiilli yaplar101

bilig, K / 2009, say 48

da kullanlmaktadr (bk. Gabain 1988: 51-58). Bir bakma bu eki, ntrlemi ift ilevli sfat fiil eki olarak adlandrabiliriz.3 (13). Emz apamz tut-m yir sub idisiz bolmazun tiyin...(KT, D-19) Burada gemi zaman sfat fiil eki olan m, Trkiye Trkesindeki DIK ekinin ilevini stlenmitir. Eer bu cmle Trkiye Trkesinde sylenmi olsayd nerme yle olurdu: (13)a. Babamz-n ve amcamz-n tut-tu-u yer su sahipsiz olmasn diye.. Bu Sfat fiilin ilevini tartmadan nce, Kktrkede gmA ve DIK ekleri yardmyla nitelenen baadlar, derin yapnn znesi ve nesnesi olmalar ynnden tartp bir ayrma gitmemiz gerekmektedir. Kktrkedeki sfat fiilli alt cmlede-DIKl yapnn znesi, ilgi hal ekini almadan kullanlrken, (Trk Bodun- ille-dk ilin) Trkiye Trkesinde sfat fiilli yapnn znesi ilgi hal ekini alarak kullanlr. kinci olarak, Kktrkede sfat fiil, iyelik ekini almazken (Eraslan 1980: 83), Trkiye Trkesinde zne ilgi ekini ald iin sfat fiili ynetir ve ona iyelik ekini alma grevini verir. Bylece Tmle Partisipli Yaplarda, zne, ilgi ekini alarak iyelik eki alm olan sfat fiil ile yneten-ynetilen ilikisine girer. Bu durumu daha ak bir ekilde aadaki cmlelerde grebiliriz. Cmle (14)de Trkiye Trkesinden bir tmle sfat fiilli yap rnei verilmitir. zne (14) [SF ___(iz)i____kedi-nin ye-dik-i] farei < fare kediyi yedi Burada grld gibi baad olan fare sfat fiilli yapnn ynetim alan dna karak sfat fiilin sana yerleir ve geride brakt boluk ile e-dizinleme yaparak balanr. Derin yapnn znesi olan kedi kelimesi nin ilgi hal ekini alrken, sfat fiile dnen ye- fiili dik sfat ekini ve i iyelik ekini almtr. Kktrkede ise oluum byle deildir. Cmle (15)te tmle sfat fiilli yapdaki bu bu farkl oluumu grebiliriz. Nesne (15)[A [SFTrk bodun (kent-)__(iz)i__ille-dk- ] il-ini ] gnu dm. [A [SF(Trk bodun) (kent-) _ (iz)j_qaganla-duq- ] kagan-nj]4 yitir itmi. (K, D-6)

102

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

Grld gibi derin yapnn nesnesi olan il ve kagan kelimeleri baad olarak sfat fiilin sana tanmtr. Ancak bugn kullandmzn aksine, sfat fiilli yapnn znesi, ilgi hal ekini, sfat fiilin kendisi de iyelik ekini almamtr. Tmle sfat fiilli yapnn aksine, bu bitig biti-gme atisi Yollug Tigin (K, G-13) cmlesinde grldu gibi gmA ile kurulan zne sfat fiilli yaplarda derin yapdaki alt cmlenin znesi, baad olarak tand iin, sfat fiilin oluumunda ilgi hal ekini alan bir unsur bulunmaz, ilgi hal ekini alm olan bir ynetici olmad iin de sfat fiilin kendisi iyelik ekini almadan kullanlr. Bu durum An yapl Trkiye Trkesi iin de benzer ekilde gerekleir. Cmle (15)in derin yaps, tanm-dnmden nce, cmle (16)daki gibi olmaldr. Aadaki rnei biz, basit yapl ve ekimli yklemi olan bir cmle olarak yeniden oluturduk. (16). Trk bodun ilin(-i) illedi, (Trk bodun) qagann(-) qaganlad. Trk halk kendi z devletini kurdu, Trk halk kendi z kaann talandrd Derin yapda nesne olarak grev alan isim, tanarak yzey yapda baad pozisyonuna ykselir demitik. Burada, nesne olan ad bekleri il ve kagan yan cmlenin sonuna doru kaymtr. Bylece basit yapl ve yklemi ekimli olan bu cmleler, aadaki gibi bir yzey yapda kullanma sunulmutur. (17)[YY [DYTrk bodun ___ (nesne)___ille-dik] il-in]. (il derin yapda nesne) (18) [YY[DYTrk bodun __(nesne) __ qaganla-dk] qagan-n]. (qagan derin yapda nesne) Yukarda keli parantez sistemi ile verdiimiz sfat fiilli yaplarn daha iyi anlalabilmesi iin Chomskynin de sk sk bavurduu bir yntem olan aa modeline bavurmakta fayda vardr. Bu yntemle hem tanm ve dnm stratejilerini daha net grebiliriz, hem de ynetim balama ilikisini daha ak tespit edebiliriz. Cmle (19)da verilmi olan sfat fiilli yapnn, aa modelinde nasl gzktne bir bakalm.

103

bilig, K / 2009, say 48

(19 ) a.[A [CTrk bodun __(iz)i___ille-dik] ilini] gnu dm (K, D-6) ema I AO (Tmle Sfat Fiilli Yap) C A Trk bodun F ek.-DIK Ai(iz) F illeNesne, ilin, tanm AOi ilin

(19) b. Trk budun illedik ilini < (nerme:[CTrk budunu ilinii illedi]) Grld gibi, sfat fiil eki dk, zaman (gemi) ifade etmesi nedeniyle ekimin () altnda yer almaktadr. Bu durumda, sfat fiilli yap (alt cmle) bir zneye sahiptir (Trk Bodun veya kent) ve boluk (iz) de, fiil beinin (F) altnda yer almaktadr. Yani, tmle sfat fiilli yaplar alt cmlede znesi olan yaplardr. Bu nedenle buarada zne, Trk bodun olarak aka ifade edilmitir. Aadaki rnek de ilgi hal eki ve iyelik ekini alma konusunda benzer bir yap ortaya koyar. (20) Bar-duq- yir-de edgg ol erin. lgi hal ekinin ve iyelik ekinin eksikliinden dolay, bu ve benzeri rneklerdeki alt cmlenin znesini tespit etmek g olur. Trkiye Trkesinde ayn yap bir nerme olarak sunulmu olsayd var-d-n yer eklinde olurdu. Burada grldu gibi fiil dk ekini aldktan sonra iyelik ve ah ifade eden n ekini de almtr. Kktrkede zneyi sen olarak tespit etmek iin metin tamiri yapmak veya bir karmda bulunmak gerekmektedir. rnein; ?(senin) vardn yerde kazancn uydu. nermesi, rnek (20) iin doru bir nerme mi olur zerinde dnmek gerekir.
104

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

Bir dier sfat fiilli yap olan zne sfat fiilli yapya rnek, aada cmle (21)de verilmitir. (21) Qam qagang gm qatunug ktr--gme Teri. (BK, D- 20-21) Babam Kaan annem hatunu ykselten Tanr Bu yzey yapnn derin yapdaki soyut oluumu cmle (22)de olduu gibi nerilebilir. (22)Teri, qam kagang gm qatunug ktrdi. (Derin Yap) Tanr, babam kaan annem hatunu ykseltti. Cmle (21)i incelemden nce, cmle (22)ye baklrsa derin yapnn znesinin (d unsur =external argument) Teri olduu grlr. Cmle (21)de nitelenen unsur olan Teri, tanm-dnm sonucunda asli yerinde bir iz brakarak sfat fiilin sana yerlemitir. Derin yapnn ekimli fiili (ktr-di) zne sfat fiilli yapnn eki olan gmAy alarak dnm ve baad nitelemeye balamtr. DIK sfat fiil eki alan bir yapnn aksine, gmA sfat fiilli bir yapda zaman kavram belirsizlemektedir. Underhillin bak asndan olay tahlil edilirse, zne tand ve baada dnt iin burada gmAl yap tercih edilmitir denebilir. Kktrkede dikkati eken noktalaradan biri de gmAl yaplarn tamam iaretsizdir (unmarked), yani ekim eki almaz, iyelik ilikisi ile baka bir isme balanmazlar. Eer gmA ile oluturulmu bir sfat fiilli yapnn ii incelenirse derin yapnn znesinin yerinin bo olduu ve bu boluun bir zincirle baada baland grlr. [A [C __(bo)i___ktrgme] Terii]. Keli parantezin iinde zne, zaman ve grn yoktur, ancak zne olan Teri, sfat fiilin sanda ve derin yapnn dnda ortaya kmtr. Eer gmAl sfat fiillerde bir zaman szkonusu ise bu zaman, gelecek zaman olmayan baka bir zamandr diyebiliriz. Ancak, sfat fiilli yaplarda cmlenin asl zamann, zaman zarflarnn ve/veya st fiilin zamannn belirlediini de burada vurgulamakta fayda vardr (bk. Alylmaz 1994: 85-96). zne tanm (23) [C[SF____(iz)i____qam qagang gm qatunug ktr-()gme] Terii] Baad, tanarak kendi ynetim alann terk ettii ve st cmlenin bir gesi haline geldii iin, yzey yapda st cmlenin fiilinin emri ile gerekli isim ekim eklerini alabilir. Bu eklerden biri de okluk ekidir. (24) _____bdke kr-gme beg-ler.[?keldiler] (KT, G-11) Bu zamanda (tahta) itaat eden beyler [?geldiler]
105

bilig, K / 2009, say 48

zne sfat fiilli yaplarn meydana geliini daha ak grebilmek iin aa modelini burada da uygulayabiliriz ve balama metodunun ileyiini daha net grebiliriz. imdi de aa modelini cmle (26) iin izelim. Bu cmle derin yapda, znesi ve dier unsurlar yerinde olan bir yapdadr ve aadaki gibi nerilebilir. (25) [CTeri il birdi.] imdi aa modeliyle, bu derin yapdan tanm ve dnm sonucunda yzey yapnn nasl trediini grelim. (26) [A [C ____ l bir-igme] Teri.] ema II A zne Sfat Fiilli Yap Ai terii C (iz)i F ek. -(i)gme A l F birzne, teri, tanm

Yukarda grld gibi derin yapnn znesi olan teri, kendi yneticisi olan bir- fiilini geride brakarak ykselmi ve baad olarak st cmlede ad beine dnen sfat fiilli yap ile kullanma girmitir. Baad olarak geride bir iz brakan teri, sfat fiilli yapnn dna karak bir zincir ile alt cmlede bulunan bolua balanm ve e-dizinleme ile ayn varlk olduunun iaretini vermitir. Bu nedenle boluun ynetim alan, tanmdan nce ekimli bir fiile sahip olan derin yapdaki cmledir. zne sfat fiilli yap kuran bir dier Kktrke sfat fiil eki de DAIdr. ncelemelerimiz sonucu, bu ekin, tmle sfat fiilli yap kurmadn grdk. Her ne kadar bir gelecek zaman eki olarak fiilleri ekime soksa da, sfat fiil szkonusu olunca, asl zaman bu eke deil, cmlede bulunan zarflara ve st
106

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

cmlenin sahip olduu zamana bal olarak deimektedir. Bu balamda gelecek zaman sfat fiili, iki farkl zaman araln karlamak zere kullanlabilir. Birisi, gemite szkonusu olan ve st cmlenin zamanna bal olarak gelecei ifade eden zaman; ikincisi, konumann getii zamana gre gelecekte gerekleecek hareketi ifade eden zamandr. Bu bir lde grn (aspect) ile ilgilidir ve baka bir almann konusuna girer. Bu balamda aadaki rneklerle yetinebiliriz. (27) [SF l-tei bodunug] tirgr igit-ti-m (SF).(KT, D-29) (?DerinYap: Bodun ltei bolt) l-ecek olan kavmi hayata ykselt-ti-m Grld gibi asli grevi gelecek zaman yapmak olan tei eki, st cmlenin grlen gemi zaman ekine bal olarak gelecekte olacak bir olay deil, gemite olma ihtimali bulunan bir olay ifade etmektedir. (28) k l-tei (?baad) anta tirilti. (BK, D-31) lecek olann (lmek zere olan) pek ou (pek ok insan) orada hayat buldu. Burada da birleik cmlenin asl zaman, grlen gemi zamandr ve sfat fiilli yapnn zaman asl zamana bir grn kazandrmtr. Baka bir rnekte ise DAI asl ilevi olan gelecek zaman yapma ilevini stlenir ve st cmlenin zaman da bu ynde ekillenir. Konuucu, gelecek zamanda olacak veya gerekleecek bir olay hakknda tahmin yrtebilir. Konuucu sahip olduu n bilgi, dnce veya kansna gre bir tahminde bulunabilir. Aadaki rnekte byle bir durum szkonusudur. (29) Eki bi smiz kel-teimiz bar mu ne. (SF) (TO, G-7) iki bin askerimiz geleceimiz var m acaba? Burada konuucu ne kadar askerin geleceini bilmemekte, fakat kendi bilgisi ve tahmini dorultusunda sonraki bir zamanda bir miktar askerin ya da insann geleceini ifade etmektedir. Olay henz gereklememitir. Bu yapy baadn durumunu szkonusu ettiimiz aadaki blmde (basz yaplarda) yeniden ele alacaz.

Basz Sfat Fiilli Yaplar Yukardaki rneklerde grld zere sfat fiilli yapnn (cmlecik) meydana gelmesi iin zne sfat fiilli yaplarda en az iki unsura (r: ltei(1) bodun(2) = lecek halk), tmle sfat fiilli yaplarda ise en az unsura (Trk budun(1) illedk(2) ilin(3) =Trk halknn illedii ilini) ihtiya vardr. Sfat fiil yapmnda adlama (nominlization) szkonusu olduu iin ve adlaan sfat fiil, bir adn
107

bilig, K / 2009, say 48

sahip olduu zellik ve ilevlere sahip olabildii iin, baz durumlarda (baadn nemli olmad veya geneli ifade ettii durumlarda) baad sfat fiilin sandan silinir ve yerini bir iz brakarak boaltr. Bu, bir bakma sfat fiilin adlamas olaydr ve bu ekilde olumu sfat fiile adlam sfat kavramndan hareketle adlam sfat fiil denilmektedir. Biz burada basz sfat fiilli yap terimini kullanacaz. Bu yapya serbest sfat fiilli yap adn verenler de vardr. Bu konuda ayrntl bilgi iin Haign ve Akerson-zilin almalarna baklabilir. Bal (baadl) ve basz sfat fiilli yaplar ema ile gsterirsek aadaki gibi bir durum ortaya kar. emalarda gsterilen yapnn yer ald bal ve basz sfat fiilli cmleler srasyla (30) ve (31)de gsterildii gibidir. (30) [AKrr kzm] krmez teg [A bilir biligim] bilmez teg bolt (K, K-10) Sfatfiil baad (31) Ida tada [A kalm adlamsfatfiil ema III A (Bal Ad bei) A (SF) Krr A (baad) kzm sfatfiil baad (iz) ] kubranp yiti yz bolt. (TO, B-4) baad ema IV A (Basz Ad bei) A (SF) kalm A (iz) (bo)

Bal sfat fiilli yap

Basz sfat fiilli yap

ema IVde grld gibi baadn yeri botur ve geride bir iz brakmtr. Yzey yapda bu ekilde iken gerekte derin yapda bu boluk her zaman doludur ve baad sfat fiil tarafndan nitelenir. Yukarda da belirttiimiz gibi baadn nemsiz olduu durumlarda dil en az aba yasasn benimsedii iin baad yzey yapdan siler. Bu durumda st cmlenin fiili tarafndan baada yklenen grevler dorudan sfat fiilin kendisine yneldii iin sfat fiil, okluk ekini, hal ekini, kii ekini alabilir ve kendisi dorudan st fiilin bir gesi (ynetileni) olur. Bu durumda d unsur zne (external argument) veya i unsur tmle (internal argument) olup olmamasna gre hal eklerinden uygun olan birini alr. Ynetim ve Balama Kuramnn Hal Szgeci (Case Filter) kuralna gre, ynetici unsur, her bir geye bir hal eki ykler, bylece her ad bir hal ekine sahip olur. Cmlede yer alan her ad (ad bei) hal ekini alarak kullanlmak zorundadr (Valin 2001: 196). Eer basz sfat fiil, st (matriks) cmlenin znesi konumuna ykselirse, matriks fiilin zaman tarafndan yaln hal eki almakla grevlendirilir. Eer st cmlenin i unsuru (tmle) olursa, matriks fiil tarafndan yaln halin dnda kalan dier hal eklerinden uygun olan almakla grevlendirilir. Ynetim ve Balama Kura108

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

mnn hal eki kuralna gre5 cmlenin d unsuru (external argument= zne) yklemin zaman tarafndan yaln hal eki almak zere grevlendirilir. Ayrca, d unsur, fiilin bizzat kendisi tarafndan (theta role) ile grevlendirilir. Cmlenin zne haricindeki unsurlar, fiil beinin altnda kaldklar iin, bizzat fiilin kendisi tarafndan yaln hal dnda kalan dier hal eklerinden uygun olanlar grevlendirilirler (Haegman 1995: 159-164 vd.). Ayn yklem, bu i unsurlara yapan/eden rol (theta role) olarak nesne veya tmle (patient veya theme) grevlerinden birini de ykler. Ksaca sylemek gerekirse, eer baad, tanm ve dnm sonucunda meydana gelen yzey yapdan da silinir ve bunun sonucunda meydana gelen boluk, baadn kayna (asl yeri) ile bir ba kurarsa ortaya kan sfat fiilli yapya basz sfat fiilli yap denir. Bu durumu Kktrkeden vereceimiz dier nemli yaplarda da aka grebiliriz. ncelememiz sonucunda vardmz nemli bir sonucu burada zikretmekte fayda var kansndayz. Elimizdeki veriler dorultusunda baktmzda, Kktrkede, tmle sfat fiilli yaplarn, basz sfat fiilli yapnn olumasna izin vermediini gryoruz. DIK sfat fiil ekini alm olan tmle sfat fiilli yap, her zaman baad ister ve baadsz kullanma girmez. Ayn durum, bir zne sfat fiilli yap oluturan geni zaman olumlu eki Ir/ Ur ve olumusuzu mAz iin de geerlidir. Bu istisnalar dnda dier btn zne sfat fiilli yaplarda basz kullanmlar mmkn olmaktadr. rnein zne tanml yaplarda, GmA sfat fiil eki ile kullanma giren sfat fiil, baadsz kullanlabilmektedir: kurgaru bargma_ _ bardg: Batya giden__ gittin. (KT D 24); iikigme__ iikdi bodun bolt lgme_ _ lti: Teslim olanlar___ teslim oldu; (bizim) halkmz oldu; lenler___ ld (BK, D 37). Trkiye Trkesinin sfat fiilli yaplar hususunda Goeffry Haigin tespitlerini Kktrke iin de yapabiliriz. Ona gre, zne sfat fiiller nitelemeli olarak kullanlabildikleri gibi, adlam ba (nominal heads) olarak da kullanlabilirler. Nitelemede mutlak surette bir baadn bulunmas gerekir. Baadn olmad yerlede yzey yapda nitelemeden aka bahsetmek biraz zor olmaktadr. Basz sfat fiilli yaplarda ise dorudan bir isimle muhatap olur gibiyizdir. Haige gre, baadsz bir sfat fiilli yapda, fiil ilkel isimlerin (prototypical nouns) tad ortak zellikleri tamaktadr (Haig 1998: 39). Yukarda deindiimiz gibi basz sfat fiiller ilkel bir isim gibi iyelik, kii veya okluk ekini alabilmektedir. Aada cmle (32)de bu duruma uygun bir rnek verilmitir. Cmlede sfat fiil mz okluk birinci ahs iyelik ekini alarak baadn grevini stlenmitir. (32) Eki bi smiz,[SF [C __(iz)i__keltei -miz] __(iz)i_ ]bar mu ne. (TO, G-7) iki bin askerimiz geleceimiz var m acaba? Grld gibi, burada derin yapnn znesi iken tanp yzey yapda baad olan unsur tekrar silinerek yerini bo brakm, almas gereken oul birinci
109

bilig, K / 2009, say 48

ahs iyelik ekini sfat fiilin zerine brakmtr: keltei -miz_____. Her ne kadar tanan isim tarafndan geride braklan iki boluun e-dizinleme (i) ile birbirine balandn kabul etsek de biz, ynetim ve balama kuramna gre, gerekte bu balamay yapamayz, nk elimizde tanan unsurun ne olduu ile ilgili somut deliller yoktur. Ayn zamanda sfat fiile getirilen iyelik eki mz bizim byle bir yeniden kurgulama ilemini yapmamza engel olmaktadr. Yani biz, cmle (33)te yaptmz gibi basz olarak kullanlan cmle (32)yi yeniden oluturamayz. Burada matriks (*) iareti bu yapnn sorunlu olduuna iaret etmektedir. (33) Eki bi smiz, kelteimiz (bodun) bar mu ne? Fakat, varsaym yaparak, sfat fiilden sonra gelen unsurun bir isim olduunu, gelme ilemini yapacak olann [+canl, +insan, +grup] olduunu kabul ederek, boluu cmle (33)te olduu gibi bodun ad bei ile doldurabiliriz. Fakat yine de tanan asl unsurun bodun olduundan emin olmayabiliriz. Burada dikkat etmemiz gereken bir dier nokta ise, cmle yeniden yaplandrlrken (33)te izlenen yolun Trk dili balamnda dil bilgisel olmayabileceidir. Yani bugnk Trke dilbilgisi kurallar noktasndan bakldnda, sfat fiil miz iyelik-kii ekini almken, arkasndan yaln hal eki alm bir baad gelemez. Bu yap Kktrkede belki de mmkndr, ancak elimizde bunu gsterecek bir kant imdilik yoktur. Baad konumundan silinen varlk, yzey yapda tekrar grnr hale gelince sfat fiile dn olarak verdii grevleri geri almak zorundadr. Yani burada eer miz iyelik ekini szde baad tekrar zerine alabilirse cmle dil bilgisel olur. Bu durum cmle (34)te bir nerme ile gsterilmitir. (34) Eki bi smiz, keltei- bodun-umuz bar mu ne? -GmA ile oluturulan sfat fiilli yaplarda, sfat fiilleen unsur yukardaki rneklerin aksine kii ve iyelik eklerini almaz. Bu nedenle bu ekle oluturulan sfat fiilli yaplar basz kullanm iin ok fazla ilek olamamtr diyebiliriz. yle gzkyor ki, biz bu ekin zerine isim ekim eklerinden birini getirsek gereksiz ve yanl bir i yapm oluruz. Gerekte, zne sfat fiilli yaplar, sfat fiilin ynetimi altnda zne brakmad iin (bizzat zneyi tayp sfat fiilin ynetimi altndan kard iin) sfatlama esnasnda ve yzey yapda zneye sahip olmazlar. rnein: (35) [_____ qam qagang gm qatunug ktrgme ] teri.6 Babam hakan annem hatunu ykselten tanr Grld gibi, ismin derin yapdan silinmesinden sonra, geride bir iz (boluk) kalmtr. Derin yapdaki boluk yardmyla biz, burada bir unsurun (is110

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

min) var olduunu, sfatlama esnasnda bu unsurun tanarak ve edizilenerek, ekimin (ktr- fiilinin etki alannn) dna ktn anlarz. Keli parantez iinde izgi ile gsterdiimiz yer, baadn asl yeridir ve baad bu bolua bir zincirle balanr, ancak sfat fiil gme yapl olduu iin, iyelik-kii ekini alamaz, byle olunca da biz derin yapnn znesini tespit etmekte zorlanrz. Bu durum basz sfat fiilli yaplar iin de sz konudusur. Aadaki rneklere bu balamda baklabilir. (36) lger bar-gma _____ bardg, qurgaru bar-gma ______ bardg. (BK, D-19-20) Douya giden___, gittin! Batya giden____, gittin i-gme_______ iigdi, bodun bolt, l-gme________ lti. (BK, D- 37) (bana) Teslim olan teslim oldu, millet oldu, len ld Yukardaki rneklerde grld gibi, sfat fiilli yaplar baadsz (basz) oluturulmulardr. Derin yapnn yapan/edeni (agent) cmlenin gidiinden karlmaktadr. Kim geldi teslim oldu, kim ld, tam olarak bilemeyiz, ama balamdan szkonusu edilen kii ya da kiilerin tekil veya oul nc ahslar olduu karmnda bulunabiliriz. Benzer ekilde, bu rneklerde, yapan/edenin yerini dolduran varln, Bilge Kaana itaat eden halklar olduu karmnda da bulunabiliriz. Sfatlaan fiiller; bargma, iigme ve lgme, zaman, kii ve say ifade eden ekleri almamlardr. Yine saynn tekil mi, oul mu olduu ynnde herhangi bir ipucu da yoktur. Baadn silinmesi nedeniyle, yukarda, tmle sfat fiilli yaplarda deindiimiz gibi yzey yapdaki boluk ile derin yapdaki boluk e-dizinleme ile birbirine balanmaz. Bir dier sfat fiil eki olan mISa gelince, grrz ki, -gmAnn tersine, bu ekle kurulan basz sfat fiiller iyelik-kii ekini alabilmektedir. Kktrkede mIS yapm ekini alm olan sfat fiiller, ekim ekli veya ekim eksiz kullanlabilmektedir. Grebildiimiz kadaryla, -mIS eki, zne ve tmle sfat fiilli yaplarn ikisinde de kullanlan ilek bir ektir. Makalenin banda da vurguladmz gibi, bu eki ieren sfat fiilli yap hem zne sfat fiillerde hem de tmle sfat fiillerde karmza kabilmektedir. Bu balamda bu ek ift ilevli veya duraan olmayan bir yapya sahip bir ektir denebilir. Konuucu bu eki baadl yap ierisinde -DIK tmle sfat fiil eki ile dnml kullanabilir. Dier bir deyile, her ne kadar asl ilevi zne sfat fiilli yaplar oluturmaksa da bazan tmle sfat fiilli yaplar da oluturur. Bu durum u rnekle gsterilebilir. (37) [SF Eimiz kazgan -m bodun] at ksi yok bolmazun tiyin (BK, D- 22) [babamzn kazan-d- halkn] ad san yok olmasn diye.
111

bilig, K / 2009, say 48

Burada oluum tmle sfat fiilli yapda szkonusu olmutur. Biz bu cmleyi yeniden kurmak istersek aadaki gibi bir deiim karmza kabilecektir. (38) [SFEimiz kazgan-dk budun.] Bunun yannda, -mIS eki, basz sfat fiilli yap oluturmada da ileklik gsterir. Bu durumda, bu eki takip eden bir iyelik-kii eki szkonusu olabilmektedir. Basz sfat fiiller iin yukarda sylediimiz durumlar bu ekle oluturulan yaplar iin de geerlidir. Aada, benzer yaplar, basz sfat fiilli yaplarn bu ekle nasl kurluduunu daha ak gstermektedir. (39) Anta qal-m- ______ yir sayu qop toru l yoryur ertig. (KT, G- 9) geri kalan(nla) ______ her yere hep zayflayarak, lerek yryordun. (40) yag-m- ______ben ertim. (TO, B- 5) katlan- ______ ben idim. Cmle (40) yeniden kurarsak aadaki gibi bir yap karmza kar. Bu tr kullanmlarda sfat fiil ekinden sonra bir iyelik eki kullanm szkonusu olduu iin derin yapda var olan iye yzey yapdan silinse de gizli olarak varln devam ettirir. Bu yzden cmle (40)n yeniden kurulmasnda parantez iinde isim tamlamasnn tamlayan olan ve ilgi ekini alm olan iyeyi gstermeyi uygun grdk. Sfat fiil ekinden sonra gelen ve silinen baadn yeri ise bo olarak gsterilmitir. Buna gre yap yle oluur. (41) (bodun-ug) yagm- (bo)_ben ertim. Baad tarafndan boaltlan pozisyonu da doldurmak istersek nerme cmle (42)daki gibi olur. (42) Bodun-ug yagm kii-si ben ertim.

Sonu Bu almada, Trke tipi sfat fiilli yaplar konusunu klasik yaklamlarn dnda, ekil-sz dizimi-anlam (morphosyntactic-semantic) ilikisi ierisinde ele almaya altk. Sfat fiili, szdizimsel bir yap olarak ele alrken, Chomsky tarafndan ortaya atlan ve gelitirilen retken-dnml dilbilgisinden ve ynetim ve balama kuramndan faydalandk. nemli alt kuramlardan oluan Chomskynin evrensel gramer kuram, temelde btn dillerin tek bir sisteme sahip olduunu ve bu sistemin soyut olarak derin yapda yer aldn, yeni oluumlarn tanm ve dnm sonucunda ortaya ktn ve bu ortaya kan yapnn yzey yapy oluturduunu iddia eder. Bu adan bakldnda dnya dilleri yzeysel olarak birbirinden ayrlr. Ayrca her dil tanm ve dnmler sonucunda yeni ve sonsuz yaplar retir. Chomsky, bu du112

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

rumu, ilkeler ve parametreler adyla gndeme tar ve milli olanla evrensel olan bu adan analiz eder. Biz de bu bak asn benimseyerek, Kktrke sfat fiilli yaplar (alt cmlecikleri) ele aldk. Tanm ve dnmn, bu tarihi Trk lehesi iin de geerli olduunu gstermeye ve aklamaya altk. Underhill, Hankhamer & Knecht gibi Trkologlarn, Trke sfat fiilli yaplarla ilgili grlerinden hareketle, Kktrke sfat fiilli yaplar, zne Sfat Fiilli yaplar ve tmle sfat fiilli yaplar olmak zere ikiye ayrdk ve bunlara ilave olarak basz sfat fiilli yaplar da inceledik. Ayrca, partisiplerin, sfat fiilli yaplardaki yerini/pozisyonunu tespit ederek, dnya dilleri arasndaki tipolojisini analiz ettik. Bu balamda, Lehmann tarafndan yaplan kapsaml almalardaki modele uygun olarak, Kktrke sfat fiilli yaplar, isimleme (nominalization) etrafnda ekillenirken grdk. Bylece, sfat fiilin, niteledii unsurun solunda yer almas dolaysyla (saa dallanan ngilizce, Farsa gibi dillerin aksine), Kktrkenin sola dallanan bir dil tipolojisine sahip olduu gereini kuramsal olarak da gstermi olduk.

Aklamalar
1. Chomsky bu teoriyi 1981den 1999a kadar geen sre ierisinde baz deiikliklerle yeniden yorumlamtr. Gerekte ise 1957de balayan sre, zaman zaman baz nemli deiikliklerle bugne gelmitir. Temelde sylemlerini deitirmeyen Chomsky, yzeyde baz modelleri yeniden deerlendirmi ve yeni modeller gelitirmitir. Bunlarn banda Derin Yap (Deep Structure) ve Yzey Yap (Surface Structure) kavramlarn ve bunlarn kapsam alanlarn deitirmesi gelir. Buna gre Deep Structure, D-Structure eklinde, Surface Structure, S-Structure eklinde ksaltlarak, S-Structure, Phonetic Form (sound=ses) ve Logical Form (meaning=anlam) olmak zere iki kola ayrlmtr. Ayrnt iin bk, (Maher & Groves, 2001: 5). Ynetim ve Balama Kuram zerinde en kapsaml almay Liliane Haegeman (1991, 1995) yapmtr. Teorinin ileri srd modelleri en basit yapdan en karmak yapya kadar ele alan bu alma, bizim bu almamzda temel kaynak olarak kullanlm, Chomsky kuramlarnn Kktrkeye uyarlanmasnda bu almann ileri srd grlerden byk lde faydalanlmtr. Bu konuda ayrntl bilgi iin bk, (Haegeman, 1995, 12-16), (Trask, 1999: 32930) ve (Crystal, 1992: 396-97). Bugn zellikle Kpak grubu Trk lehelerinde (Kazak, Krgz) ve nadiren zbek, Trkmen ve Yeni Uygur Trkelerinde GAn sfat fiil eki hem zne hem de tmle sfat fiilli yaplarda kullanlmaktadr. Trkiye Trkesi ise bu ikisini kesin izgilerle ayrm, zne iin An, tmle iin DIK sfat fiil ekini kullanmay semitir. rnein Kazak Trkesinde Kel-gen adam gelen adam cmlesi ile Sen jaz-an kitap senin yazdn kitap ayn sfat fiil an eki ile kullanlrken, Trkiye Trkesinde Gel-en adam ve Sen-in yaz-d-n kitap eklinde farkl ekler tercih edil-

2. 3.

113

bilig, K / 2009, say 48

mektedir. Bu durumda Kktrkede bulunan bir yapy Trkiye Trkesi deitirmi olmaktadr. 4. Bu cmlede e-dizinlemeyi j ile gsterdik. Bunun nedeni e-dizinleme ile birbirine balanan unsurlar, farkl e-kodlamalardan ayrmaktr. Yani e-dizinleme, i ile gsterildii zaman i iaretine sahip olanlar bir zinciri, j iaretine sahip olanlar bir dier zinciri oluturur. Cmle (15)te boluk ile il kelimesi e-dizinleme ile balanrken, cmle (16)da boluk ile kagan e-dizinleme ile balanr. il ile kagan birbirinden farkl varlklar olduklar iin il iin iyi, kagan iin jyi kullanrz. Chomsky, dillerde bulunan hal ekini (case) morfolojik hal eki ve soyut hal eki (morphological case and asbstarct case) olmak zere ikiye ayrr. Hal eki kuralna gre (Case Theory), zne yaln hal eki ile grevlendirilirken, her e tek bir hal ekini almak artyla uygun olan hal eklerinden birini alr. Hal eki kural ve hal eklerinin ynetilmesi konusunda ayrntl bilgi iin bk, (Haegeman, 1995 :155-200). Bu cmleyi [Teri qam qagang gm qatunug ktrdi] eklinde yeniden kurarz ve grrz ki derin yapdaki bu cmlenin znesi Teri kelimesidir ve tanarak cmlenin dna (yani ktr- fiilinin ynetimi dna) km, sfat fiilin ynetimi altndaki znenin yerinde bir iz ve boluk brakmtr. Bu durumda cmle (35)teki yapda keli parantez ile gsterilen derin yapnn iinde zne yer almamtr.

5.

6.

Kaynaka
Alylmaz, Cengiz (1994). Orhun Yaztlarnn Sz Dizimi. Erzurum: Atatrk niversitesi Yay. Ardal, R. (1981). ada Dilbilim Asndan Ortalar. Seluk niversitesi FenEdebiyat Fak. Dergisi 1. Konya. Bayraktar, Nesrin (2004). Trkede Fiilimsiler. Ankara: TDK yay. Chomsky, Noam (1957). Syntactic Structure. London: The Hague. Paris: Mouton & Co. ____ (1965). Aspects of the Theory of Syntax. Massachusetts: M.I.T press. ____ (1981). Lectures on Government and Binding. Dordrecht: Foris. ____ (1986). Knowledge of Language: Its Nature. Origin and Use. New York: Praeger Publisher. ____ (1995). The Minimalist Program. Cambridge: MIT Press. Croft, William (1993). Typology and Universal. Cambridge: University of Cambridge Press. Crystal, David (1992). A Dictionary of Linguistics and Phonetics. Massachusetts: Blackwell Publish. Csat, va (1985). A syntactic Analysis of Participle Constructions in Modern Turkish, Beinci Milletleraras Trkoloji Kongresi. Istanbul: Istanbul Edebiyat Fakltesi Yaynlar. 39-56.

114

Karabulut, Kktrkenin Sfat Fiilli Yap Tipolojisi

____ (1996). A Typological Review of relative clause Constructions in Some Turkic Languages. Proceedings of 5th International Conference on Turkish Linguistics. August 15-17 (1990) (ed.). Bengisu Rona. Ankara: Hitit Yaynevi. 28-32. Dede, Merref (1978). Why Should Turkish Relativization Distinguish Between Subject and Non-Subject Head Nouns? Proceedings of the 4th Annual Meeting of the Berkeley Linguistics Society 4. 67-77. Eraslan, Kemal (1980). Eski Trkede sim-Filler. stanbul: EF yay. Erkman-Akerson, Fatma ve eyda zil (1998). Trkede Niteleme Sfat levli Yan Tmceler. stanbul: Simurg Yaynlar. Ergin, Muharrem (1972). Trk Dilbilgisi. stanbul: Boazii yay. ____ (1988). Orhun Abideleri. stanbul: Boazii yay. Gabain, A.M. (1974). Altturkische Grammatik. Wiesbaden: Otto Harrassowitz. ev. Mehmet Akaln 1988. Eski Trkenin Grameri. Ankara: TDK. Gencan, Tahir Necat (1979). Dilbilgisi. Ankara: TDK. Gkta, Bilgehan Atsz (1993). Ouz Grubu Trk ivelerinde Sfat-Fiiller, yaynlanmam Doktora Tezi. Erciyes niversitesi . Haegeman, Liliane (1995). Introduction to Government and Binding Theory, 2nd Ed., Oxford & Cambridge: Blackwell Publish. Haig, Goeffry (1998). Relative Constructions in Turkish. Wiesbaden: Harrassowitz Verlag. Hankhamer, J. (1973). Unacceptable Ambiguity. Linguitic Inquiry 4. 17-68. Hovdhaugen, E. (1975). Relative Clauses in Turkish. Bilimsel Bildiriler. Ankara: TDK. Karabulut, Ferhat (2003). Relative Clause Constructions in Kazakh. University of Wisconsin, unpublished Ph.D. Dissertation. Knecht, Laura and Jorge Hankhamer (1979). The Role of Subject/Non-Subject Distinction in Determining the Choice of relative clause Participle in Turkish. in Harvard Studies in Syntax and Semantics V. II, (ed) J. Aissen and J. Hankamer. Lehmann, Christian (1984). Der Relativsatz. Language Universal series III. Tubingen: Narr ____ (1986). On the Typology of relative clauses. Linguistics V. 24. Maher, John and Judy Groves (2001). Introducing Chomsky. Cambridge: Icon Books & Totem Books. Mosel, U. and E.Hovhaugen. (1992). Samoan Reference Grammar. Oslo: Scandinavisan Universiry Press. Radford, Andrew (1986). Trnasformational Syntax. London. New York & Sydney: Cambridge University Press.
115

bilig, K / 2009, say 48

____ (1992). Transformational Grammar. Cambridge: University of Cambridge Press. Schnig, Claus (1992/93). Relativsatzbautypen in den Sogenannten Altaischen Sprachen. Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hung. Tomus XLVI (2-2). Tekin, Talat (2000). Orhun Trkesi Grameri. Sanat Kitabevi. Ankara. ____ (1988). Orhun Yaztlar. Ankara: TDK. Trask, R.L. (1999). Key Concepts in Language and Linguistics. London & New York: Routledge. Uluta, smail (2002), Relative Clause Constructions in Gagavuz. unpublished, University of Wisconsin, Ph.D. Dissertation. Underhill, Robert (1972). Turkish Participle. Linguistic Inquiry. Vol. III. ev. Ferhat Karabulut. Trke Sfat Fiiller Celal Bayar niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi. Cilt 3. Say 2. 2005 Uzun, Nadir Engin (2000). Anaizgileriyle Evrensel Dilbilgisi ve Trke. stanbul: Multilingual. Valin, Robert Van(2001). An Introduction to Syntax. Cambridge: Cambridege University Press. Zimmer, Karl (1987). Turkish Relativization Revisited. Studies on Modern Turkish Proceeding of the Third Annual Conference on Turkish Linguistics. Hendrik Boeschoten & Luda Verhoeven. Tilburg: Tilburg University Press. ____ (1996). Overlapping Strategies in Turkish Relativization. Current Issues in Turkish Linguistics. Fifth International Conference on Turkish Linguistics 1990, Ankara: Hitit Yaynevi.

116

The Typology of Relative Clause Constructions in Orkhon Turkic


Ferhat Karabulut*
Abstract: The American linguist, Noam Chomsky, made significant contributions to linguistic research by arguing that all languages in the world derive from a universal grammar and that syntactic differences in languages have emerged through certain transformations. His understanding of deep and surface structures in language has shed light on how languages work. This article first introduces Chomskys theory of tranformational-generative grammar, which he developed in the 1950s as well as his government and binding theory developed in the 1980s. It then analyzes the typology of relative clauses within the context of Orkhon Turkic. In Turkey studies on relative clauses often employ a morphological approach. This study considers the relative clause as a structure instead and analyzes it from a morphosyntactic-semantic perspective. In other words, the study regards the relative clause not only as a word but also as a morphosyntactic element that plays a role both in its own governing domain and in the governing domain of the independent clause. The study looks into the role played by the modified noun transferred from the deep to the surface structure and attempts to determine the typology of the relative clause structure that emerges as a result of this process. Key Words: Relative clause constructions, Orkhon Turkic, deep structure, surface structure, transformation, Turkish, government, binding, Chomsky.

Celal Bayar University, Faculty of Science and Letters / MANSA ferhatkarabulut@yahoo.com

bilig Winter / 2009 Number 48: 91-118 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: , , , , . . , (1950) (1980), , . , . , , - , . , , . : , , , , , , , .

* . , / . ferhatkarabulut@yahoo.com

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 91-118 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Tark Burann ykleri ve ykcl


Turan Karata*
zet: Trk romanclarnn iyileri arasnda yer alan Tark Bura (19181994), yazarlnn ilk dneminde yk trndeki eserleriyle de ilgi uyandrmtr. Yazdklarndan kazand parayla hayatn srdren yazar, yk telifine verilen parann az oluu nedeniyle, bir sre sonra yk yazmaktan vazgemitir. Burann ykleri, ilkinden sonuncusuna kadar, belli bir edebi kymeti haiz metinlerdir. eitli dergi ve gazetelerde yaymlanan 82 yksnden ancak 56s kitaplaabilmitir. Bugn hlihazrda okur huzuruna kan tek yk kitabnda (Yarn Diye Bir ey Yoktur) Burann kendi setii 34 yk yer almaktadr. Tark Bura, daha ok durum ykleri yazmtr. Hemen btn yklerinde deien ve durmadan yenilenen bir hayatn skntlarn anlatan yazar, her halkrda bu yeni dnyann dnda kalanlar da sevebileceimizi syler. Burann yk kiileri birbirine benzer. Bu dar kadroda huzursuz, skntl ve yalnz insanlar okluktadr. Anahtar Kelimeler: Tark Bura, yk, yk yazarl, Burann ykleri.

rakl Olmayan usta


Romanlar, roman trndeki n Tark Burann kimi ynlerini ya da uralarn glgelemitir denebilir. Edebiyat tarihimizi gzden geirdiimizde benzer durumda olan yazar veya airlerle karlaabiliriz. Tark Bura ok ynl bir yazardr. Gazete spor muhabirlii, fkra muharrirlii, senaristlii, tiyatro yazarl ve eletirmenlii gibi fazlaca bilinmeyen kalem uralar ve bunun sonucunda ortaya konan yaz mahsulleri vardr. Ama onu mehur eden, edebiyatmz iinde ona nemli bir mevki kazandran yn, kukusuz romancldr. Byle olunca, Tark Burann bilhassa yazarlnn ilk dneminde emek verdii, ou vasatn stnde, dahas ilerinde iyi rnekler bulunan ykleri, romanlarnn glgesinde kalmtr. Bu, ok zaman, yknn maruz kald bir talihsizliktir. Tark Bura, genel duruma bakldnda, bilhassa yk balamnda, ilk kalem mahsullerini yazmakta ve yaymlamakta ge kalm, yani edebiyat lemine gecikmeli olarak dahil olmutur. Onun yk yazma serveni, stanbul
* Gaziosmanpaa niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi / TOKAT tkaratas@gop.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 119-136 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

niversitesi Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blmnde renci olarak kaytl bulunduu yllarda (1947-1950) balar. Adn andmz blmde kmakta olan Zeytin Dal iin dergi yneticisi Do. Dr. Mehmet Kaplan, evvelden tantklar Buradan bir hikye ister. Byk romanlar hayal eden gen yazar iin hikye yazmaktan kolay ne vardr (Ayvazolu 1995: 44). Bu trdeki ilk rnn, yazarn kendi tabiriyle gedik doldurmak iin yazlan ve tuhaf bir yayla hikyesi olan bu ilk tecrbenin yks yledir: Hikye yazmak da bir ey mi? Geiyorum denize bakan bir bo odaya [Edebiyat Fakltesinin o zaman Fndkldaki binasnda] ve balyorum arpac kumrusu gibi dnmeye!/ Anlyorum ki, daha hikyenin ne olduundan bile haberim yok: Eserim meserim bulunmasa da, ben romancym tiyatro yazarym ben! Kafamda, hlyalarmda yleyim ben.. ve, ne kadar vzlt saysam da hikye nanay!.. Dan diye anlyorum bunu; yediremiyorum ama: Iknyor, sknyor ve saat sonra Kekik Kokusu diye bir aheser yumurtluyorum. Gzel mi, irkin mi, sama m sapan m? Bakmadan.. bitti ya.. koturuyorum Kaplan beye. Tablo hla gzmn nndedir:/ K ikindisinin loluundan, tepedeki ampulle pek kurtulamayan odada, daha o gnlerde bana arkadaa davranan Kaplan, aheserimi kendine has sabrla okuyor, bitirince de; Ih diyor ve ekliyor: Sen hikye yazamazsn! (Bura 1979: 379-380). Tark Burann, baarsz bu ilk deneyimden sonra, hayal krkl yaamak yerine, aksine daha bir istekle, biraz da Kaplana inat, sanki onun iddiasn yanl karmak iin yk yazmaa oturduunu grmekteyiz. Hikyeci Tark Burann douu da bu hrslanmak sayesinde olur. ykdeki ilk kalem tecrbesi olan Kekik Kokusundan hemen sonra, phesiz Kaplann da kkrtmasyla yazlan Olum (sonra Olumuz, Cumhuriyet, 18 ubat 1948), Cumhuriyet gazetesinin am olduu yarmada hem yazarna ikincilik dl kazandrm hem de bir i kaps aralamtr ona. Denebilir ki, bylece Bura, raklk/ acemilik dnemi yaamadan ustalar arasna katlan bir yazar olmutur. Tark Bura, Olumuzla tabir yerindeyse byk bir skse yapmtr. Basnda geni yanklar bulmutur bu yeni imzal yk. Yazarn, birdenbire bir ykyle edebiyatmzdaki yldz parlamtr denebilir. Yusuf Ziya Orta, yeniden karaca naralt dergisi iin Buradan her hafta bir hikye ister. Olumuz mellifi balangta bu teklife kaamak cevaplar verir. nk, Aslnda gen yazarn hl hikyecilikte gz yoktur (Ayvazolu 1995: 48,49). Ama arnaar raz olur. yi ki olur, edebiyatmz yeni, iyi eserler ka120

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

zanacak, yazar da her yk iin o zamann parasyla 15 lira telif creti alacaktr. Usta yazar Sait Faikin Varlktan yk bana 7,5 lira ald bir zamanda, byk paradr 15 lira. Bundan byle (ubat 1948den sonra) Tark Burann ykleri Zeytin Dal (3), naralt (6), Hisar (14), Milliyet (60), Be Sanat (3), stanbul (3), Nokta (2), Kk Dergi (2), Yenilik (2) gibi yayn organlarnda grnr. Yazarn birer yks de Dost, Seilmi Hikyeler, Yeditepe, Ycel dergilerinde kmtr.

Hikyeden Ekmek kmaz m?


Tark Burann elimizde bulunan (yaymlanan) toplam 82 yks 1948 ile 1969 yllar arasnda dergi ve gazetelerde kmtr. lk yk: Kekik Kokusu (Zeytin Dal, sy. 2, ubat 1948), son yaymlanan yk ise Bir Genel Mdr (Hisar, sy. 61, Ocak 1969) adn tar1. uras nemlidir, bu toplamn yaklak te ikisinden fazlasnn 1948, 1949, 1950, 1951 ve 1952 yllarnda yaymland2 dnlrse Tark Burann yk yazarl ksa bir dneme mnhasr kalmtr. Bu tarihten 1969a kadar geen sre iinde yazarn telif ettii yk says toplam on sekizdir. Baka bir deyile, yk yazarlnn son 17 ylnda da 18 rn yaymlamtr. Neredeyse her yla bir yk dmektedir. Bunlar bir yere varmak iin sylyoruz; kalemiyle geinen Tark Bura, ilk be yldan sonra, tabir yerindeyse hikyeden kendisine ekmek kmayacan anlam olmal ki bu trde srar etmemitir. Maietini yazdklaryla salamam olsayd, durumun farkl olacan var saymak, Burann yk trnde daha da srarc davranacan ve iyi yklerinin saysnn oalacan sylemek yanl olmaz. Yoksa, Selim lerinin bakyla, Tark Bura bireycilikten yana bir yazar olduu iin, ok erken bir dnem doldurma mdr bu diyeceiz? (1975: 21). Tark Burann 18 yks Sleyman Ycel, 3 yks Jale Baysal imzasyla, yks ise imzasz yaymlanmtr (Tuncer 1992: 7). Yazarmzn, daha ziyade, baz yklerini yeniden yaymlama gerei duyduunda mstear bir imza kullandn grmekteyiz. kinci kez yaymlanmasnda birok yknn ad da deitirilmitir. Bu arada, Burann, para kazanmak iin yklerini yeniden yaymlad kaydn da dmek gereklidir.

Kitaplara Girenler ve Darda Kalan ykler


Tark Bura, yaymlanm olan 82 yksnden ancak 56sn kitaplarna almtr. 26 yks ise hl dergi ve gazete sayfalarndadr. Burann kitap121

bilig, K / 2009, say 48

larna almad bu 26 yknn hangileri olduu ve hangi mevkutelerde bulunduu Hseyin Tuncerin almasnda kaytldr (1992: 7; 2. dipnot). Kolaylkla bir kitap hacmini dolduracak sz konusu rnler, bir araya getirilip bir kitapta buluacaklar/ toplanacaklar gn beklemektedir. Ortalama, sradan yazlarn, dahas edeb kymet tamadklar aikr olan nice yazlarn kitaplap okuyucuya sunulduu, daha dorusu pazara karld gnmzde, deerleri ne olursa olsun Tark Bura gibi, birinci snf bir yazarn kaleminden km metinlerin her hlkrda kitap olarak yaymlanmasnda fayda vardr. inde 13 yk bulunan ilk kitab Olumuz (1949), adn ald rnn yaymlannda grd itibar kitap olarak knca da grm, edebiyat dnyasnn ve yazl basnn youn ilgisiyle karlamtr. Olumuz kitap olarak 1949da kt zaman, btn dergilerde ve btn gnlk gazetelerde, hepsinde, akam gazeteleri dhil, hakknda yazlar, byk vgler kt. ok beenildi (Bura 2004: 178). Yazar, Kk Aadan sonra, ilk basksnda en fazla paray Olumuz kitabndan kazanmtr. Bu kck kitaptan elde edilen para, o zamann artlarna gre bir servettir. Dier kitaplar, ilkinin grd rabet sebebiyle olmal, ksa aralklarla yaymlanr. 15 yk bulunan ve daha iyi rnlerin yer ald Yarn Diye Bir ey Yoktur (1952) yaymlandnda, ilk kitabn grd ilgiyi grmez. Kitap hakknda be vgye kar de yergi yazs kmtr. nc kitap ki Uyku Arasnda 1954 ylnda yaymlanr ve iinde 13 yk vardr. Tark Bura, bu kitaptaki on yky, sonraki kitaplarna koymayarak adeta unutulmaya terk etmitir.3 1964 ylnda yaymlanan Hikyelerde, ilk kitaptan yaplm semelerden baka be yeni yk vardr. Ayn isimle 1969 ylnda yaymlanan beinci kitapta (Hikyeler) 39 yk yer almaktadr. Bunlarn 10u ilk drt kitapta bulunmayan yeni yklerdir.

Yazarn Setikleri ya da Tek Kitaba Mecburiyet


Bugn elimizde Tark Burann ykler toplam diye okura takdim edilen bir kitap mevcuttur. Baka bir deyile Bura, sonradan beendii yklerini Yarn Diye Bir ey Yoktur adyla tek kitapta toplamtr. Ne var ki, bu kitapta yazarn sadece 34 yks bulunmaktadr. Bu say, 1969da yaymlanan Hikyeler semesinden de azdr. Bahsettiimiz bugnk toplama Olumuzdan 8, Yarn Diye Bir ey Yokturun ilk basmndan 12, sonrakilerden ise 14 yk alnmtr. Yarn Diye Bir ey Yoktura alnmayan 48 yk, bugnn okurunun kolayca ulaamayaca yerlerdedir.
122

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

Yazarmzn Yarn Diye Bir ey Yoktura setii yklerde ne gibi ltleri esas aldn doruca bilebilmek g, ama tahmin edilebilir baz endielerden sz etmek mmkndr. phesiz bunlarn banda yknn estetik ve edeb deeri gelmektedir. Sonra, yazarn ahlak bir kaygyla beenmedikleri. Yani, konusu edeb ve ahlak snrlarn aan, bu snrlar zorlayan, armlarla zihni tai eden yklerin bilhassa elendii grlmektedir. Mesel, Kel Melhat kiilerin baarl takdimi, tatl anlatmndan doan edeb kymetine ramen ieriindeki savrukluk yani bir nevi gayri ahlaklik nedeniyle yazarnn gzne girememi olmaldr. Ayrca, yazarn sonradan romanlarnda kulland ykleri var (ok Sonra), onlar da hliyle elenmitir.4 Bura, phesiz yk trnde yazdklar iinden en beendiklerini sz konusu kitabna almtr. Bylesi bir durumda okurun tercihi, beenisi, eser zerindeki hakk ne kertede bir kymet ifade eder? Bu, yllardr tartlan bir meseledir. uras da var ki, byle bir seme daha tarafsz bir bakla yaplsayd, Tark Burann beenmeyip sz konusu kitabna almad Ata Binmi Ali Aa, Kr, Piyano ve Keman in, Malb, Kel Melhat ve daha bakalar darda braklmazd. Bugnk okuyucunun da bu rnleri okumaya hakk vardr diye dnlmeliydi. Tark Bura, sonradan Yarn Diye Bir ey Yokturda bir araya getirdii yklerinde baz deitirmeler yapm, kendince baz tasarruflarda bulunmutur. Sz gelimi, yknn yazld yllarda kullanlr olmasna ramen bugn fazlaca ortalkta grnmeyen kelimeler yenileriyle deitirilmitir. Baz yklerin ad deitirilmi; metindeki konumalar trnak iareti iine alnm, yeni yazm kurallarna uyum salanm, yeni paragraflar tekil edilmitir. Yer yer fazladan ya da gereksiz telakki edilen baz kelimeler, kelime gruplar atlm, bazen yeni tabirler eklenmitir. Bir fikir vermesi iin ilk yaymlandnda ad Kompartmanda olan Beinci yksnn kk bir ksmndaki deimeleri gsterelim: lk biimi: Hikye bitti. Krde oynanan oyuna biraz daha gldler. Sonra rak iesi karld, portakallar soyuldu, beyaz peynirle sucuk da vard. Adanal gzel olann adn artk biliyordum: Celldi. ieyi nce bana buyur etti, bir yudum al diye. medim. Cell, baka biri var m ikram edecek diye sana doru bakd ve aalar gibi oldu. Gerekten de alacak eydi: Beinci yolcuyu hepimiz de yeni fark ediyorduk. Bununla beraber, Cellin aknl pek fazla srmedi ve yarm azla da olsa, ona da buyur aa dedi.
123

bilig, K / 2009, say 48

Adam, hafif yollu bir eyvallah ekerek ieyi ald ve esasl bir yudum iti. Bundan sonra ie Adanallar dolat. Yutkunmalar, gevi getirmeler balamt. br iki delikanl bir eyler sylyorlard; fakat sohbet bir trl sardrlamyordu. Celle bir durgunluk kmt. (Bura, 1954: 39). Sonraki biimi: Hikaye bitti. Krde oynanan oyuna biraz daha gldler. Sonra rak iesine el atld. Portakallar soyuldu. Beyaz peynirle sucuk da vard. Adanal gzel olann adn artk biliyordum: Celldi. ieyi nce bana buyur etti; bi yudum al, bey diye. medim. Cell, baka biri var m gibilerden sana doru baknd ve aalad. Gerekten de alacak eydi: Beinci yolcuyu hepimiz de yeni fark ediyorduk. Bununla beraber, Cell abuk toparland ve, yarm azla, ona da, buyur aa dedi. Adam, pesden bir eyvallah ekerek ieyi ald ve esasl bir yudum iti.. bundan sonra da ie elden ele dolat. Yutkunmalar, gevi getirmeler balamt. teki delikanllar bir eyler sylyordu; ama sohbet sardrlamyordu. Celle bir durgunluk kmt. (YDBY, s. 171)5

yklerde Anlatlan
Tark Bura, bir nn yorumlan, bir duruun yahut fotorafn yanstlmas, ya da bir durumun anlatm olan yklerinin merkezine insan kor.6 nsann somut ve soyut btn hllerini, moral deerlerini, s yann deil salt, daha ziyade yce ve duygulu yann, yapp etmelerini, kllarn, tavrlarn, duygu ve dnn anlatmay hedefleyen bir yk anlayna sahiptir. Sanatnn merkezine insan koyan, tek birim olarak insan kabul eden, insann mutluluu, zgrl ve problemlerine eilen, insandan yola karak topluma ulamaya alan7 Burann tutumunu yk insan iindir ifadesiyle zetlemek mmkndr. Ya da yazarn deyiiyle hikye insana dair bir eyler zmektir. Bununla birlikte, yazara gre yk, zaman zaman insana rehberlik de edebilmelidir. nk Bura trelere, ahlak deerlere baldr. Bir syleisinde, asl abasnn insan karartmak, bedbinletirmek ve mitsizlie drmek deil, ona bykln, yapcln anlatmak olduunu sylemektedir (Bura 2004: 21). Burann yklerinde insann d dnya ile olan mnasebetinden doan atmalar ve durumlar yerine, i dnyada olup bitenlerin anlatmna doru
124

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

bir eilim grlmektedir. Baka bir syleyile yaamann d grntlerinden ok insann ruh dnyasnn yansmalarna daha fazla yer verilir. Deien yaama artlarnn, toplum dzeni alt st olmu bir an nesiller arasna koyduu almaz duvarlarn ruhlara ileyen etkileri, ie oturan yanklar, bir ucu toplumda olan kntlerin ailelere doru yaylmalar (Alangu 1965: 800) anlatlr yklerde.8 Burann ykleri uzun evre ve eya tasvirlerine iltifat etmez ve arka arkaya ylm olay halkalaryla ilerlemez. Baz yklerde d olaylarndan yola klp insann i derinliklerine inilir. Kiiler aras ilikilerin iimizde geliip dmza yansyan, hareket hlinde d atmalar yapan oluumuna (Alangu 1965: 801) fazlasyla dikkat ekilmek istenir. Tark Bura, kiinin iinden dna doru zayflayarak, deierek, terse dnerek yryen dncelerin ifadesi olan hareketlerin yorumlanmas zerinde anlatmn younlatrr. Bir baka syleyile, yazar amzn yaamasnda, ile d davranlar arasnda beliren, gittike oalp yaylan uyumazl, hareketin ruhumuzdan doarken tad soylu anlamla aksiyondaki soysuzluu zerinde durur daha ok (Alangu 1965: 801). Tark Burann yklerinin bekte younlat sylenebilir.9 Aklar ve d krklklar zerine kurulanlar ya da yle aka susam genlerin tutkularndan bahsedenler, orta halli ailelerin yaamalarndan yansyan skntlar anlatanlar, krsal kesim yaantsnn kimi anlklarn vermeye alanlar. uras da var ki, Tark Burann asl kiilii, () toplumda yerlerini bulamam, duyu dn ve yaamada bir slup tutturamam yalnz adam anlatrken belirir (Alangu 1965: 802). unu sylemek yanl olmaz, Burann birok yksnde hkim tema ak ve yalnzlktr. Tark Burann yklerinin ounda genel atmosfere bir hzn egemendir. Hzn, tatl ve dost bir duygudur onun iin. Bu his halesinin yer yer kedere ve karamsarla dnt olur. Grnr plandaki karamsarln gerisinde ise insandan umudunu kesmeyen, ona gven duygusunu ima eden bir iyimserlik damar vardr.10 Her eye ramen, insana duyduu gveni kaybedemeyeceini anlatmaya alr yazarmz. nk ok ey onun yani zbde-i lem olan insann elindedir. Bu arada, sz konusu hzn grnr klan etmenlerden biri de, yklerde ska vurgulanan merhamet duygusudur. Bura merhametli bir anlatcdr. nsanolunun nemli sermayelerinden birinin de merhamet olduuna inanr. Onun kayb, insann tkenii olabilir.
125

bilig, K / 2009, say 48

Huzur, saadet ve btnlk gnleri nasl geri gelir? Derinde, ok derinde, kuytu ve ancak korkun dnemelerden sonra varlabilecek olan irinli blge nasl skp atlabilir? Tark Bura, insandaki ya da onun yaamndaki ite bu blgeyi skp atmak, yerine huzuru yerletirmek iin anlatr yklerini. Ve bu i lemi evreleyen yaanas, ltl bir d dnya ikame etmek iin. Koyu lacivert renkli gkyznde sakin kl yldzlar, akasya dallarnda yumuack fsltlar, havuzun dallarnda rperiler bu atmosferi tamamlamaldr. Bu, bir bakma, insann arnna giden yoldur. Burann yklerine, kendi hayatndan epeyce motif, durum, anlk yansm, baka bir ifadeyle yazar, hayatndan szd birtakm malzemeleri anlattklarnn iine katmtr. Sz gelimi, taradaki hayatndan kimi sahneler, niversite yllarnda ektii yoksulluklar (Piyano ve Keman in), tutkulu genlik aklar (Pazar Nbetine ve Snrlara Dair)11 yklerine serpilmi biimde karmza kar. Bor otobiyografik bir yk olarak okunabilir. Yine, 087956nn Sfr, yazarn hayatndan mlhemdir. yklerde grdmz evreden yoksun olduu iin bolukta kalan insan, hikyecinin kendisinden bakas deildir denebilir.12 Bir de, Burann yaarken grdklerinden zihninde, uuraltnda yer eden hayat anlar, gzlenmi durumlar (Ata Binmi Ali Aa), ahsen tand kiiler ya da kiilikler vardr. Bunlar da gereki bir tutumla yklerde yer alr. Baz ykleri okurken, ayet yazarn hayatndan haberdarsanz, yaadklarn yazyor, dersiniz. Neredeyse olduu gibi, yaznn perdahn ekip servis yapyor gibi.

yk Kiileri
Tark Burann ykleri zerine imdiye kadar en kuatc deerlendirmeyi yazan Tahir Alangu, isabetli bir tespitle Burann yk kiilerinin snrl kaldn ve hemen birok hikyesinde bu belli kadroyu kullandn syler. Bunlar ok yerde bilgi, grg, dn itibariyle pek farkllk gstermeyen insanlardr. Bu belirleme, bilhassa yazarn ilk dnem ykleri iin ok daha yerindedir. uras da var ki, dar bir erevede de olsa yk kiileri ireti deildir, d dnyadan zoraki getirilip hikyeye konmamtr. Hibiri yerini yadsmaz. nsan olan zaaflar ama daha ok iyilik ve gzellikler bu kiilerde bir ekilde tezahr eder. unu da belirtmek gerekir, yk kiilerinin fiziki zelliklerinden ok ruhi yanlar ne karlr. Bilhassa erkeklerin fiziki portresi ihmal edilmitir. Kadnlarn d grnleri, daha ziyade gzellikleri okura hissettirilir: Ona baktm. Sokak fenerinin altnda idi. Hafife bana doru eilmiti. Simsiyah bir fonda yalnz salar, siyah bir alev gibi salar,
126

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

gzel aln ile bana ferahlk veren yz, omuzlar ve gs, yalnz bu kadar grnyor, masallardaki gen ehzadelerin sihirli aynada grdkleri dnya gzeli gibi bir hayal eklinde, fakat net olarak grnyordu. Sanki btn dnyada bu portreden baka bir ey yoktu, hatta dnya bile yoktu. (Sihirli Ayna, Bura 1949: 31) . Bu snrl kadroda bilhassa huzursuz, skntl ve yalnz sfatlaryla niteleyebileceimiz bir insan tipinin grnr planda olduu ve anlatmn bu tipin etrafnda younlat grlmektedir.13 Bu vasflardan bazen biri, bazen ikisi bazen de birden ayn kahraman zerinde toplanabilmektedir. Genel itibariyle akta aradn bulamam, d krklna uram, romantik, zaman zaman hrn ve tedirgin, duygu, dnce ve yaayna belli bir yn verememi (nertoy 1984: 256) kararsz kiilikler, yazarn zel hayatndan alnan karakter zellikleriyle ve davran kalplaryla karmza karlar. Umumiyetle i skntlar olan, toplumda arzu ettikleri yerlerde olamayan, bir nevi bolukta olan bu insanlar, ok yerde yaadklar bunalmdan kurtulma gayreti iinde grnrler.14 Ne olursa olsun, her hlkrda bu insanlarn hepsi arkadalk nedir, ak nedir, analk nedir, Allah nedir, bilirler. nsann i dnyasna ynelen bir bak hkim olduu iin Burann yklerinde kapal meknlar fazladr. zellikle meyhaneler15 ya da iki imeye msait benzeri yerler dikkati eker. D lem ve dolaysyla tabiat yklerde fazlaca yer tutmaz. Daha ziyade i meknda konulandrlmtr yk kiileri. Tabiat da, dier dekoratif unsurlar gibi, yk kiisinin yani insann hayatna karan ve ona gizlice tesir eden bir unsur olarak kullanlr okluk. Kahramann ve durumun ruhuna uygun bir atmosferi tamamlamak, bir hareketin, olgunun sebebini ortaya koymak yahut kiinin i dnyasna yol bulmak iin tabiata yer verilir. htimal ilk defa gzel bir ubat ylesi oturdunuz o amlklarn altnda. Gkyz bulutsuzdu ve mavilii ite ancak o kadar gzel olabilirdi. Sanki bu mavilik son deildi; ardnda mutlaka, mutlaka bir eyler olmalyd, bir ey olmalyd: Kopup gidenlerin ardndan, omuz silkecek kuvveti veren bir ey olmalyd. Gne aylardan beri ilk defa styordu. Toprakta ve aalarda bir uyanma vard ve kolayca seziliyordu. Her ey, yeni bir mevsimin eiindeydi, her ey kendi payna deni bekliyordu. Btn mzi bu gelecei, gelmesi ne olduu bilinmeden beklenileni hazrlamak iin var olmutu ve artk ok uzaktayd, ok uzakta ve beyhudeydi. (Hayat Byledir te, YDBY, s. 25).
127

bilig, K / 2009, say 48

yklerde, iki ve sigara bir leitmotif gibi kullanlr. zellikle iki, fazlasyla anlatma giren bir motiftir (Mehul Kahraman, ehir Kulbnde vd.). Yazar, kiilerinin straplarn dindirmek iin ikiyi teskin edici bir unsur olarak kullanr. Boluktaki insan, ak krgnlar, hayat ksknleri hemen ok defa ikiye sarlrlar. Yarn Diye Bir ey Yoktur yksnden yle anlalyor ki, yazarn kendisi de mthi bir sigara tiryakisidir.

Yap, Atmosfer; slp, Dil


Tark Bura yklerinin ou durum yk diye nitelenen kmede yer almaktadr. nk ounda kayda deer bir olay anlatlmaz, hatta olayn izine de rastlanmaz, bir mekn bir insan resmedilir (Martda olduu gibi); bir durum anlatlr ya da bir durumun, bir ann muahezesi yaplr, bir pencereden grlen bir anlk fotorafn artrdklar anlatlr (Hayat Byledir te). yklerdeki yap, soyut tahlilci yk anlayna uygundur. Burann bir yerde balayp bir yerde tamamen biten ve bir aksiyonun yryne bal olan yklerinin says ok azdr. O, yeniden syleyelim, bilinen tabirle bir durum ykcsdr. Durumlar, anlar anlatrken de yer yer olup bitenler zerinde dnr, aklamalar yapar; davranlar zerinde durur, sebeplere ynelir, bazen uyarc olma gerei duyar. Bu tavr, yazarca, ykye (daha geni planda sanatkra) yklenen rehberlik etme ilkesi gereidir. Burann Sait Faikvari bir itenlii vardr; onun gibi insana candan, yakndan bir bak hemen fark edilir. Sz gelimi, Kuyruklu Yldz, Beinci Sait Faik yklerinin iine konsa hi ayrks durmaz. lki, kurgusu ve anlatm biimiyle bilhassa Tneldeki ocuk yksne ok benzer. Ne var ki, her iki yazarn insan ele allarnda ayrmlar da gzlenir. Bura, insann yce tarafna, mspet niteliklerine, olumlu davranlarna daha ziyade vurgu yapar. Denebilir ki, Bura, Allaha ve mide yakndr. ki yazar arasndaki temel fark yle ortaya konabilir; Sait Faik bohem, Bura rinddir. te tm durumlar, olay ve olgular, hayat tezahrlerini bu iki farkl kiilik perspektifinden grp anlatyorlar. Bir de, Tark Burann yklerinde insan sevgisi akla i iedir. yklerin bir kanda (Dostluk) bir deneme tad vardr; sorular sorulur ve bilindii hlde cevaplar verilir. Fikir yazs yapsna/ karakterine yaklaan bir iki yk (Corafya Dersi, Yarda Kalan Ak) dikkati eker. stadla Konutum, ykden ziyade rportaja yakndr. Sevginin Bedeline ise masalms bir atmosfer hkimdir. Belediye Bakanmza Dileke ak mektup
128

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

biiminde yazlmtr. Bu sylediklerimizden u yargya varlabilir; Bura, zaman zaman yknn bilinen kurallarna bal kalmaz, snrlarna riayet etmez. Tark Bura kitaplarna ald yklerden 26snda yazar anlatcy (o anlatc), 29unda da kahraman anlatcy (ben anlatc) tercih etmitir. Kahraman anlatcnn kullanld yklerde Tark Burann beni aikrdr. Fal da ise bataki ve sondaki iki kk ksm hari tutulursa yeni bir teknik olan sen anlatma biimi kullanlmtr. yknn kahraman sen pozisyonundadr ve anlatm onun zerinde yrr. Bu anlatma formu edebiyatmzda ok nadir bavurulan bir biimdir. Tark Burann iten, ikna edici, okurda ireti intiba uyandrmayan bir anlatm vardr. Sz gelimi, bilhassa ilk yklerinin bir ksm ev ve evlilik zerinedir: Olumuz, Havulu Pilav Meselesi, Buhran, mer Sz konusu ykler, Minicik evlerin, mehul insanlarn dnyaya bedel mutluluklarn ve dnya kadar ar dertlerini, meselelerini anlatr (Bura 1979: 358). Bu ykleri yazdnda evli olmayan yazarn, anlattklarnda bu kadar sahici, bu derece gereki ve inandrc oluu, Tanpnar ve Yusuf Ziyay olduka artm; bu iki edebiyat adam, yazarn o yllarda bekr olduunu bir trl kabul edememilerdir. Tark Burann ykleri gcn ve gzelliini ziyadesiyle anlatmn gcnden alr.16 Titiz bir anlatcdr Bura. Yazdklarna ahsiyetinin mhrn koyabilen bir slp sahibidir. Bir slup endiesi tm yklerinde hissedilir. Anlatmnda savruk deildir. Titizlikle seer kelimelerini ve cmlelerini ayn zenle kurar.17 okluk, metin ksa cmlelerle ilerler. Ne ki, ilk bakta basit diyebileceimiz bu cmlelerin sehl-i mmteni tarznda bir sanatkrlkla ina edildiini anlamak g deildir. Renksiz, sessiz ve serin kuluk vakti: Yatan lkl, belirsiz duygular, dnceden ka (Olumuz, YDBY, s. 9) Ve darda aalar, ay altnda, damarlarnda usare yerine nur dolarm gibi, prl prldlar (Buhran, YDBY, s. 37). u nokta da belirtilmeli, Burann kendine mahsus klie cmleleri az deildir. Her hlkrda, o, anlatmann btn lezzetini, farkl tatlarn damamza bulatrr. Bunu yaparken herhangi bir olaydan g ve destek almaz. Burann yklerinde iirsel bir slup, yer yer iire mahsus kapal bir anlatm dikkati eker. Onun yklerinin ou muhtevasyla olduu kadar slbu ile de iire yaklar (Kaplan 1979: 258). u, her akam bu saatte gelen ve bir dakika durduktan sonra; deli gibi sevilen, fakat sevmeyen bir erkek gibi,
129

bilig, K / 2009, say 48

vahi, kaba ve kaytsz; fakat vaheti, kabal, kaytszl arttka daha ok sevilen, brakp gittike daha ok balayan bir erkek gibi ekip giden tren. (Hayat Byledir te, YDBY, s. 23). Baz rnlerin anlatmndaki mphemiyet, yani bulutsuluk hli ykdeki lirizmi yer yer glendirir. armlara ak, anlam zengin kelimelerin tercih edilii iiriyeti younlatrr. Tark Bura, dilde tutucu deildir; kendi kanunlar iinde deien, gelien canl bir dilden yanadr. Bu dnceye gecikerek varm olsa da, bunda karar klmas nemlidir. Kelime kadrosu genitir.18 Yazarmz, yklerinin sonraki basmlarnda, zellikle kelimelerin tercihi hususunda birtakm yeni tasarruflarda bulunmutur. Bir fikir versin diye, Yarn Diye Bir ey Yoktur yksnn son biiminde hangi kelimelerin (yenileriyle) deitirildiini gsterelim: Syleyi=>sylei, fakat=>ama, ait=>bal, farkna varmak=>grmek, mit=>umut, fena=>kt, derhal=>hemen, hesap etmek=>gzetmek, taraf=>yan, noksanlk=>eksiklik, usl=>yntem, netice=>sonu, sefer=>deneni, hl=>durum, kaybolmak=>eriyip gitmek, bir ksm=>pek ok, kutu=>paket, ayrlmak=>kalkmak, yeniden=>yine, daha demin=>az nce, rakam=>say, devam etmek=>srdrmek, kafa=>beyin, mektep=>okul, ehir=>il, imtihan=>snav, nazariye=>teori, her eit=>bin bir. Bura, ive taklidine birka yksnde mracaat eder. Sz gelimi, kyde yaayan iki bacanan bir miras iini anlatan Bacanakta, kiiler yresel azlaryla konuturulur. Yazar bu uygulamada da baarldr.

Son Sz Yerine
ncelememizi bitirirken unu syleyebiliriz: Bitmemi Senfoni rnei, byk ve geni planda, Tark Burann yklerindeki ana dnce ve duyguyu, kahramanlarnn hayat anlayn ortaya koymaktadr. Sanata, akn gcne ve saadete inanan bir yazar olarak Bura, bitmemi senfoniyi yani hayat yeniden yazmak iktidarn kendinde grecek kadar cesurdur; hatta mide, yani zamana meydan okuyacak kadar... O, ayn inanla hayata atlan, zamann zincire vuruluunu, mutluluun bulank suyun stne kn gren fakat bir zaman sonra bu ferahlatc gc yitirerek ylgn ve kederli bir insana dnen demolunun her eye ramen yedeindeki umudu unutmamas gerektiini anlatmaktadr. Yazarn bir yksnde dile getirdii karaborsaclk, sosyal yaralar, sefalet, yokluk bir yanda; ehvet, sefahat te yanda ila parasnn bulunmad yerlere karlk, metres sigarasnn binlikle yakld yerler filan falan deme130

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

ye kalem gcmz yetmez. (Ayakkab Gcrts, Hoparlr ve hrete Dair, YDBY, s. 120) dn, onun yazarlk gayesini ortaya koymaktadr. Grnen o ki, Tark Bura, hemen btn yklerinde, her eyin deimekte olduunu ve dahas deieceini; insanlaryla, kelimeleriyle, mnasebetleriyle yepyeni bir dnyann domak zere olduunu haber veriyor ve her eye ramen bu yeni dnyann dnda kalacak eyleri de sevebileceimizi anlatyor.

Aklamalar
1. Tark Burann yklerinin kronolojik bibliyografyas (yllara gre dalm, saym, dkm) hususunda Tuncer (1992)den yararlandk. Verilen rakamlarn, belirtilen tarihlerin kayna ad geen almadr. 2. Burann 59 yks 1948, 1950, 1951 ve 1952 yllarnda dergi ve gazetelerde km, bu yllarda yazlan be yks de dergi ve gazetelerde yaymlanmadan dorudan ilk kitab Olumuzda (1949) yer almtr. 3. Hlbuki anlan kitapta iyi ykler vardr. Bir adm daha ileri giderek Mehmet H. Doan bence der, Tark Burann en iyi yk rneklerini ki Uyku Arasndada bulabiliriz (Doan 1985: 190). 4. Bir de, birka yknn baz paragraf ve cmleleri, baka bir ykde kk bir deiiklikle tekraren kullanlmtr. Mesel, Olumuz kitabndaki Sihirli Ayna yksnn Ona baktm. hatta dnya bile yoktu. paragraf (s. 31), ayn kitaptaki ok Sonra yksnde birka kelime deiikliiyle tekrarlanmtr (s. 47). Bu tutum, ilk rnn gzden karldnn bir iareti gibidir. 5. Metnin bu yeni biimini, Burann salnda yaymlanan ykler toplam olan Yarn Diye Bir ey Yoktur kitabnn u basmndan aldk: stanbul: tken Neriyat, 1989. Bundan sonra YDBY ksaltmasyla gsterilen alntlar da ayn nshadan yaplmtr. 6. Hikyelerde Hiddeti, neesi, korkusu, sevinci, sevgisi, isyan, alay, hzn, kahramanl ve bozgunluu ile insan, canl insan var. Her eye ramen, yaamak iin kendisinde darda deil, kendi varlnda- daima gizli bir kuvvet bulan, hayata meydan okuyan insanlar var. (Kaplan 1953: 5). 7. yklerde beliren ekonomik ve sosyal meseleler de insann psikolojisine bal olarak zmlenir (Tuncer 1992: 123). 8. Tahir Alangunun, Tark Burann ykleri dolaymndaki Toplumdaki byk sorunlara deil, kiilerinin yaamalarndaki dzensizliklere, uygunsuzluklardan gelen dertlere, sosyal adaletsizliklere deil, kiiler arasndaki ruh ztlamalara, bulunmu ve yitirilmi mutluluklarn peine deceklerine birbirine kar horozlanan insanlarn yarattklar bir kemekein zerine eiliyordu (1965: 803) tespitinin italik yazdmz son cz, hikyelerin bir ksm iin doru kabul edilebilir.
131

bilig, K / 2009, say 48

9. Tark Burann kitaplarna giren 56 hikyeyi konu ve vaka bakmndan balk altnda mtala eden Hseyin Tuncer, izah g hatalara dmtr. Mesel, aile hayatn anlatan hikyeler kmesi iine ald Sihirli Ayna, ok Sonra, Fal, Kel Melahat gibi yklerde aile hayat erevesine dhil edilebilecek ne bir vaka, ne bir konu ne de bir durum bulunur. Zaten ou vaka zerine kurulmayan, bir durumu, anlk bir grn, bir duygu younlamasn ve bir dn anlatan ykleri byle skntl balklar altnda (aile hayatn anlatan hikyeler, sosyal konulu hikyeler, psikolojik hikyeler) toplamak ya da kestirmeden bir tasnife tabi tutmak doru deildir. te yandan, hikyelerin tek tek zerinde durulurken yk zetlenmeye allm ve akl almaz anlama, alglama hatalarna dlmtr. Bir rnek olsun diye Mavi-Do ve Belediye Bakanmza Dileke yklerinin zetine/ incelemesine baklmaldr (Tuncer 1992: 36, 55). 10. Buradaki iyimserlii ve umudu, sisin dalp aydnla dnvermesini baka bir adan yorumlayan bir alnt: 1947-1948 seneleriydi, ortaokulun ilk snflarndaydm. Hkmet ve halk arasndaki mnasebetin 1940dan o tarihe kadarki durumunu deimeleriyle beraber yaayarak biliyordum ve Sabahattin Alinin Kan hikyesini okumutum. imde hayata kar bir rknt rekleniyordu. Havulu Pilav Meselesini ve Karaolan o gnlerde okudum. rkmek, nefret etmek benim iim deildi. Hurremde, onun o krpecik sesinde havulu pilavn oluunda bir takm yersiz ve haksz i skntlarnn zln buluyordum. Karaolan yumruu talihe, kt artlara atyordu. syana, kudurganla yer yoktu; kbus dalnca, bir garsonun (dostun) yumuak sesiyle insanlaveriyordu (avuolu 1981: 131-132). 11. Gerek yaantsndaki muallim muavinlii, yukarda adn zikrettiimiz yksnde u ekilde yer alr: imden pek memnunum. Muallim muavinlii deyip getiim, hele omuz silktiim yok: Yiyip iiyorum, yatyorum, amarlarm ykanyor, iki kat elbisem olsa ceketim, pantolonum daima tl olacak. Daha ne isterim. Kald ki, btn bunlardan sonra, ayda on iki buuk lira, u kadar kuru da cret alyorum. Geri insan yirmi yanda daha baka eyler de isteyebilir ve arada srada kr talihe veya sosyal dzene kfr sallayabilir ama ben kendi hesabma ikyeti arkadamz air Recep kadar ileri hibir zaman- gtrmemiimdir (Bura 1954: 66). 12. Tahir Alangu, bu durumu farkl ekilde yorumluyor: Gnmz hikyecileri gibi geree kendinden geerek bir yol amaa alyor. Kiilerinin olsun, toplumun kalabalnn olsun yaamalarnda kendi bahtna bal ilintiler buluyor. () Hepsi de [dnemin yazarlar] kendi kiiliklerine arpan, tayamadklar kmazlar, hikyelerine aktarmak suretiyle boaldlar (Alangu 1965: 806). 13. yk kiilerinin doktor, eczac, veteriner, hkim, savc, retmen, yazar, ressam, mdr, memur, ii, esnaf, kyl, renci, hayat kadn gibi meslek gruplarna ya da toplumsal statlere mensup olduklarn da belirtmekte fayda var.
132

Karata, Tark Burann ykleri ve ykcl

14. ok zaman yklerinde huzursuz ve bo insana ynelen Bura, onlar kazanmak gayesi tar. Onlarn yapc taraflarn benimser. () insann bir takm ktlklerine ve aldanlarna (Tuncer 1992: 123) fazla ehemmiyet vermez. 15. Burann yklerinin deimez meknlar olan meyhane vb. yerler, bedbin ve hrn kiilerin boalmalarna ve huzur bulmalarna vesile olurlar (Tuncer 1992: 98). 16. Akc m akc bir dili, salam m salam bir syleyii var Tark Burann; kk insann dnyasna sessiz ama dikkatli bir girii ve ok sradan grlen olgular azami sra dlkla sunuu (Lekesiz 1998: 349). 17. brahim Erseyrekin Yarn Diye Bir ey Yokturun ilk basm iin syledii belirlemeyi, Burann btn ykleri iin kabullenebiliriz: Kitap bo yere satr harcyan tasvirler yerine kesin ve ak hkm cmleleri ile prl prldr, yayan insann en zengin duygulanlar ile bir tek msra bile atlanlmamas gereken bir iir kitab gibi doludur. (Erseyrek 1953: 6). 18. yklerde insan psikolojisine degin soyut kelimelerin daha ok kullanldn grmekteyiz. Hzn bata olmak zere hrn, vahi, tela, endie, marur, baht, tedirgin, cesur, cesaret, ferah, i burukluu, buhran, heyecan, korku, endie, mjde (Tuncer, 1992: 109) yazarn ok sevdii kelimelerdir.

Kaynaka
Alangu, Tahir (1965). Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman. 3. cilt. stanbul: stanbul Matbaas. Ayvazolu, Beir (1995). Tark Bura -Gne Rengi Bir Yn Yaprak-. stanbul: tken Neriyat. Bura, Tark (1949). Olumuz. stanbul: Ege Basmevi. (1952). Yarn Diye Bir ey Yoktur. stanbul: Yenilik Yaynevi; [ilavelerle ve yeni bir tertiple yeni basm] 1979. (1954). ki Uyku Arasnda. stanbul: Yeditepe Yay. (1969). Hikyeler. Ankara: Milli Eitim Basmevi. (1979). Dman Kazanmak Sanat. stanbul: tken Neriyat. (2004). Syleiler. Hazrlayan: Mehmet Tekin. Konya: izgi Kitabevi. avuolu, Mehmet (1981). Hikyeler. Divanlar Arasnda. Ankara: Umran Yay. s. 130-133. Dizdarolu, Hikmet (1954). Tark Bura ve Hikyecilii. Hisar. sy. 52. Austos. Doan, Mehmet H. (1985). Tark Bura. Hrriyet Gsteri. 59. Erseyrek, brahim (1953). Yarn Diye Bir ey Yoktur. Yenilik. 2. 15 Ocak leri, Selim (1975). Trk ykclnn Genel izgileri. Trk Dili. 286. Temmuz.
133

bilig, K / 2009, say 48

Kaplan, Mehmet (1953). Yarn Diye Bir ey Yoktur. Hisar. 35. Mart. (1979) Hikye Tahlilleri. stanbul: Dergh Yay. (1953). Yarn Diye Bir ey Yoktur. Varlk. 393. 1 Nisan. Lekesiz, mer (1998). Yeni Trk Edebiyatnda yk. C. 2. stanbul: Kakns Yay. Oktay, Ahmet (1954). ki Uyku Arasnda. Mavi. 21. 1 Temmuz. nertoy, Olcay (1984). Cumhuriyet Dnemi Trk Roman ve yks. Ankara: Trkiye Bankas Kltr Yay. ztrk, Hasan (2006). Tark Burann yklerinde Edebiyat evresi. Dergh. 201. Kasm. Smanolu, Gltekin (1964). Tark Burann Hikyeleri. Hisar. 6. Haziran. Tuncer, Hseyin (1992). Tark Burann Hikyeleri zerine Bir nceleme. Milli Eitim Bakanl Yay. stanbul. Uzer, Suat (1954). ki Uyku Arasnda ve Trk Klsikleri. Hisar. 51. Temmuz.

134

The Short Stories and the Short Story Technique of Tark Bura
Turan Karata*
Abstract: Considered as one of the best Turkish novelists, Tark Bura (1918-1994) was also remarkable for the short stories he wrote at the early stages of his writing career. Bura made his living through writing, and after a while he had to stop writing short stories because of the low income it brought. From the first to the last, Buras short stories may be said to have a considerable literary value. Only 56 of his 82 stories published in various journals and newspapers have been compiled and published in book form. Today the only available collection of his short stories is a book titled There Is Nothing Called Tomorrow, which includes 34 stories selected by Bura himself. Tark Bura more often wrote short stories about situations. In almost all of his stories, Bura deals with the problems of a continuously changing life in constant renewal and suggests that we can also get to love the outsiders of this renewed world. The protagonists of Buras stories are often alike, and restless, troubled and lonely people constitute the majority of his characters. Key Words: Tark Bura, short story, short story writing, Buras short stories.

Gaziosmanpaa University, Faculty of Science and Letters / TOKAT tkaratas@gop.edu.tr

bilig Winter / 2009 Number 48: 119-136 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: (1918-1994) . , , . , , , . , . 86 , 56 . 34 , . . , , a . . , . : , , , .

* , / . tkaratas@gop.edu.tr

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 119-136 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas


Mehmet Akif Okur*
zet: Bu almada Suriyenin Fransz manda ynetimi altnda yaad tarihsel dnem incelenmektedir. Sz konusu dnem, bata snrlarnn tespiti ve devlet yapsnn temellerinin ekillenii olmak zere lkeyi gnmzde de ok boyutlu olarak etkileyen nemli gelimelere tanklk etmitir. Makalede bu zaman diliminde yaanan siyasi gelimeler analiz edilirken, Trkiye ile Suriye arasndaki tarihi balarn olaylar ve kiiler dzeyinde alt izilmi, manda ynetiminin sosyal ve ekonomik hayat zerindeki etkilerine de iaret edilmeye allmtr. Makalenin sonu ksmnda da, Franszlarn Suriyede uygulamaya geirdikleri baz politika ve stratejilerin, Irakta yaanan gncel gelimelerin anlamlandrlmasna katkda bulunabileceine dikkat ekilmektedir. Anahtar Kelimeler: Ortadou, Emperyalizm, Suriyede Fransz Mandas, Arap milliyetilii, Trkiye-Suriye likileri.

Giri Irakn igaliyle birlikte Ortadouda meydana gelen gelimelerin nda bakldnda, Suriye tarihinin Fransz manda ynetimi altnda yaanan blmne dair yaplacak deerlendirmeler, dne ait bir siyasi tarih aratrmas olmann tesinde anlamlar kazanmaktadr.
1946 ylnda Suriyede Fransz manda ynetiminin sona ermesinden yaklak altm yl sonra Trkiye, benzer bir misyonla blgede bulunan bir Batl gle, ABD ile komu olmutur. Amerikann Irak igalinin ardndan hz kazanan Trkiye ile Suriye arasndaki blgesel ibirlii araylar, iki lkenin ilikilerini I. Dnya Savann ardndan Hatay meselesinin gndeme geldii tarihe kadar geen zaman dilimindekine benzer bir atmosfere tama eilimi iindedir. Nitekim bu dnemde, dmanln ilk nce Osmanl Devletine ynelten Suriye merkezli ayrlk Arap milliyetilii, blgeye dardan bir igalci g dorudan mdahil olduunda ise destek aray iin yzn Ankaraya evirmitir. ok yakn bir tarihe kadar Trkiye-Suriye ilikilerinde etkisini hissettiren sorun ve gerilimlerin, Suriyeli karar alclar nezdinde birden nemsizlemesi zerinde dnlrken bu tarihsel dnemde yaananlarn incelenmesi, ciddi katklar salayabilecektir.
* Gazi niversitesi, BF, Uluslararas likiler Blm / ANKARA mehmetakifo@yahoo.com

bilig K / 2009 say 48: 137-156 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

ABDnin sava sonrasnda Irakta uygulamaya soktuu ulus ins projesi, kalc bir dzen ve anayasa iin sarf edilen abalar, uluslararas toplumla ilikileri, karlat direni ve aznlklara yaklamnn anlamlandrlmas asndan da ele alnan dnem iyi bir tarihi laboratuar zelliine sahiptir. Resmi hedef ve gerekeleri asndan Manda sisteminin doasyla ABDnin Irakta yklendii misyon arasndaki paralellikler, gelecekte blgede etkinliini hissettirecek muhtemel dinamiklere dair bir lde de olsa fikir sahibi olmamza imkan verecek dzeydedir. Bu almada, ana hatlaryla Suriyedeki Fransz manda ynetimi ele alnrken, Trkiyeyi yakndan ilgilendiren Hatay meselesi, inceleme sahas dnda braklmtr. nk konunun Trkiye-Suriye ilikileri asndan nemi, genel bir incelemenin alt bal halinde aratrma konusu yaplmasn imkansz klmaktadr. Makalede sz konusu dnemde yaanan siyasi gelimelerle birlikte, Trkiye ile Suriye arasndaki tarihi balarn olaylar ve kiiler baznda alt izilirken, manda ynetiminin sosyal ve ekonomik gelimelerle olan ilikisine de iaret edilmeye allmtr.

I. Suriyede Fransz Manda Ynetimini Hazrlayan Gelimeler I. Dnya Savann balad 1914ten Milletler Cemiyetinin Fransaya Suriye zerinde mandaterlik yetkisi verdii 1922ye kadar geen zaman dilimi ierisinde blge birok gelimeye sahne olmu, Suriyeli Araplar, ok ksa bir sre iin de olsa bamszlklarn kazanmlardr (bk. Longrigg 1972: 109).
Bamszla giden yolda en nemli itici gcn Arap milliyetiliinin uyan olduu grlmektedir. 19. yzyldan itibaren Avrupallar ya da Amerikallar tarafndan idare edilen niversitelerde eitimlerini tamamlayan Suriyeli entelekteller, Arap tarihi, dili ve edebiyat zerine yaptklar almalarla Arap milliyetiliinin fikri zemininin oluumuna katkda bulunmulardr. Ayrca baz Suriyeliler aka idar reform isteyip, Osmanl idaresinin adem-i merkeziyeti bir yapya brnmesini talep ederek siyasi faaliyetlere de girimilerdir. Daha sonra bu guruplarn bir ksm yer altna inerek bamszlk iin almaya balamlardr. lk gizli cemiyetlerden birisi Mekke erifi Hseyinin oullarndan Faysaln da yesi olduu el-Cemiyye el-Arabiyye el-Fetattr. smi zikredilmesi gereken bir dier nemli gizli cemiyet ise Osmanl ordusundaki Arap subaylarnn bir araya gelerek kurduklar el-Ahd isimli rgttr. Ancak uyan dneminde tekisini Osmanllarn oluturduu Arap milliyetilii, Suriyede en keskin ve kitlesel haline Fransz idaresi altnda erimitir (Khoury 1987: 19). Daha sonra yaananlarla birlikte dnldnde, hem Hristiyan Araplardan mteekkil olan Lbnan hareketinin, hem de Hristiyanlarla Mslmanlarn bir arada yer aldklar Suriye Arap hareketinin, I. Dnya Sava ncesinde
138

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

Osmanl Devletinden daha fazla zerklik koparmak iin sk sk Fransann kapsn almalar olduka anlamldr. Cemal Paa, ayrlk Arap hareketine kar dzenlenen liye Divan- Harbi rfsi zerine yazd kitabnda, Fransann Msrdaki siyasi memurunun azndan u cmlelere yer vermektedir: ayet Suriye bir gn ecnebi himayesi altna girecek ise Suriyeli Hristiyanlar hemen mttefiken bu himayenin Fransa himayesi olmasn arzu edeceklerdir. Mslmanlar arasnda ise gayet mteneffiz bir ksm ngiltere himayesini tercih, dier bir ksm da Fransa himayesini kabul edip mtebkisi kendilerinin gyabnda takarrr edecek herhangi bir himayeyi lakaydne kabul ederler" (Cemal Paa 1993: 13). Geri Araplar, Fransann Suriye zerindeki emellerinden rahatszlk duymuyor deillerdi. Ancak Batllarn desteinin stanbuldan taviz koparmakta olduka yararl olduunu dnyorlard (Khalidi 1980: 5-16). Franszlar da bir yandan blgeyle olan balarn milliyetilere verdikleri destekle glendiriyorlar, dier yandan da milliyetiliin dozunu ayarlamaya alyorlard. Suriyedeki Arap milliyetilii ayrlk bir karaktere brnr, hedeflerine de ularsa, blgenin ngilterenin eline geeceinden endieliydiler. Bu yzden daha ok idari reform ve adem-i merkeziyet taleplerini tevik ederken rgtler araclyla halkta Fransaya ynelik sempatiyi arttrmaya alyorlard (Cemal Paa 1993: 40-41). Suriyenin geici bamszlna imkan verecek gelimeler ise ngilizler tarafndan Arap yarmadasnda balatlmtr. I. Dnya Sava esnasnda Osmanl Devletine kar Araplarn desteini almak ve Ortadouda Franszlar karsndaki konumlarn glendirmek isteyen ngilizler, Osmanllar tarafndan Hicazn idaresi kendisine verilen Haimi slalesinin lideri erif Hseyinle irtibata gemitiler. Destei karsnda ngilizler, erif Hseyine baz garantiler verdiler. Temmuz 1915te Arabistan, Suriye ve Mezopotamya dahil olmak zere Arap topraklarnn hepsinin bamszln isteyen erif Hseyine ngilizler, kendisiyle btn Araplarn temsilcisi olarak iliki kurduklarn sylemitiler. Hseyinin ngilizlerle yapt grmeler sonunda vard sonu da kendisinin Araplarn kral olarak kabul edildii eklindeydi (bk. Kedourie 2000: 141-158). Araplara, isyan karlnda bamszlk sz veren ngilizler, savatan sonra ise Hseyinin kendilerini yanl anladn ileri sreceklerdir (Zeine 1977: 10-11). Araplar, Sykes-Picot Anlamasyla Ortadounun nasl ekilleneceinin karara balandn ok daha sonra reneceklerdir (bk. Helmreich 1974: 8). erif Hseyin, ngilizlerin arsn kabul edip 5 Haziran 1916da oullarnn liderliindeki Hicaz kabileleriyle birlikte Trklere kar isyan etmitir. Ekim 1918de Trk ordusunun ehri boaltmasnn ardndan da erif Hseyinin olu Faysal, emrindeki kuvvetlerle ama girmitir (Zeine 1977: 25).
139

bilig, K / 2009, say 48

Faysaln ama girmesiyle birlikte Suriyede yaklak iki yl srecek fiil bamszlk dnemi balam oluyordu. Askeri bir ynetici olarak Faysal, Fransz birliklerinin bulunduu sahil eridi hari, btn Suriyeyi ksa zamanda kontrol altna alm, Temmuz 1919da Byk Suriye Kongresini toplayarak Suriyenin egemen ve zgr bir lke olduunu tescil etmitir. Kongre, 1920 yl Mart aynda ald kararla Faysaln Suriye Kral olduunu dnyaya duyurmutur (Zeine 1977: 25-43, 128-129). Faysal ve Suriyeli destekileri ksa sreli bamszlk dneminde lkeyi yeniden ina etmek iin ilk admlar atmlardr. Arapay resmi dil ilan etmiler, aralarnda Suriye niversitesine bal bir Hukuk Fakltesi ile amdaki Arap Akademisinin de yer ald okullar amlardr. Ayrca Faysal, anayasa hazrlanmas iin bir komite oluturmutur (Zeine 1977: 118-137). Faysal ynetimi altnda Suriyede btn i ve d zorluklara ramen yeni bir idari yaplanmann inas iin alld, deiik seviyelerde birok memurun kamu hizmetine alnd grlmektedir. Ancak bamsz Arap devleti ok fazla yaamayacaktr (Longrigg 1972: 105). Bu dnemde balca kuvvet, Arap milliyetilii ve Faysaln gen Arap Krallnn aleyhine almtr. Bunlardan ilki, ngilizlerin hem kuzeydeki Rus nfuzunun yaylmasn durdurmak, hem de blgedeki petrol karlarn korumak iin Dou Mezopotamyay kontrol altnda tutma isteidir. kincisini de Siyonizm ve Filistindeki Yahudi emelleri oluturmaktadr. Her ne kadar ngiltere, 16 Mays 1916da imzalanan Sykes-Picot Antlamasnda bamsz bir Arap Devleti ya da Arap Devletleri Federasyonunu tanyacan ifade etmise de, 1917deki Belfour Deklarasyonuyla Siyonistlere de Filistinde bir milli yurt vadetmiti. Bu iki taahht, birbirleriyle atmaktayd. nc kuvvet ise, Franszlarn Ortadouda bir g olarak kalmaktaki kararllklaryd (Bey 1994: 7-8). Yukarda da iaret edilen Sykes-Picot Antlamas, Fransz mandas ynnde atlan en nemli admlardan birini tekil etmektedir. Savan balarnda gizlice bir araya gelen Franszlar, ngilizler, talyanlar ve Ruslar, Arap topraklarnn kaderiyle ilgili nemli kararlar almlardr. Dnya kamuoyu, bu gelimelerden ancak 1917den sonra haberdar olmutur. Rus Devrimini takiben Bolevikler, aralarnda Sykes-Picot Antlamasnn da yer ald gizli diplomatik belgeleri yaynlamlardr. Bu anlama, ngilizlerin erif Hseyine belirsiz bir ekilde Arap Krall sz vermelerinden alt ay sonra imzalanmt. Bylece ngiltere ile Fransa, Suriye ve Lbnann Fransz, Irak ve rdnn ise ngiliz nfuzuna braklmas hususunda anlam oluyorlard (Blake 1985: 356-366). Bir dier nemli dnm noktasn I. Dnya Savann ardndan dzenlenen konferanslar oluturmutur. 1919daki Versay Bar Konferans srasnda
140

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

ABD Bakan Woodrow Wilson, Araplarn bamszlk taleplerini gndeme getirmi ve Faysal Arap tezlerinin dayanaklarn aklamak iin konferansa davet edilmitir. Ancak Faysal, taleplerine karlk bulamamtr. Oysa, ayn dnemde blgeyi gezen Amerikal heyet tarafndan hazrlanan raporda Suriyenin Faysal ynetiminde bamsz olmas ya da Amerikan mandasna braklmas tavsiye ediliyordu. Versaydaki baarszl sebebiyle hayal krklna urayan Faysal, ama dnerek her eye ramen Suriyenin bamszln srdrebilmek iin almalarna devam etmitir (Zeine 1977: 99-118). Ancak Fransa ve ngiltere, Suriyenin bamszln tanmay reddetmilerdir. talyann San Remo ehrinde 1920 yl Nisan aynda toplanan Yksek ttifak Konseyi, Sykes-Picot Antlamasna uygun olarak Arap topraklarn manda ynetimlerine blmtr (Zeine 1977: 138, Khoury 2003: 8 9-91). Suriyenin Fransz mandas olarak kabul edilmesinin ardndan Fransz ordular Beyruttan hareket ederek ama doru ilerlemeye balamlardr. Zaten zayf olan Arap direnii kolayca krlm ve 25 Temmuz 1920de Franszlar ama girmilerdir. Kral Faysal Avrupaya kamak zorunda kalm (Zeine 1977: 153-171) ve ngilizler 1921de onu Irak Kral yapana kadar da Ortadouya geri dnmemitir. Daha sonra Haimi ailesinden bir baka prens, Faysaln kardei Abdullah da ngilizler tarafndan rdn Kral olarak tannmtr (Haimi ailesinin ngilizlerle ilikileri iin bk. Monroe, 1963, Kedourie 1987). II. Suriyede Fransz Manda Ynetimi Ortadounun San Remo Konferansyla nfuz alanlarna blnnn blge zerindeki Fransz-ngiliz rekabetini sona erdirmedii grlmektedir. Bazen aktan aa, bazen de gizli kapakl bir ekilde devam eden ekime, Fransann Suriyeye ilikin politikalarnda gz nnde bulundurduu temel bir deiken olma vasfn daima korumutur. Nitekim, II. Dnya Savann ardndan Franszlar Suriyeden tamamen karan gcn ngiltere oluu, bu tedirginliin hakl gerekelere dayandn ispatlamaktadr.

A. Manda Ynetiminin Devlet Modeli Sz konusu tedirginlik, Franszlarn Suriyede uyguladklar aznlk politikalarnda da kendisini gstermitir. Franszlar, Suriyede dini ve etnik aznlklar desteklemek suretiyle Arap milliyetiliini zayflatmak ve konumlarn glendirmek iin gayret sarf etmilerdir. Zira, bir yandan ngilizlerin Arap milliyetiliini kendilerine kar kullanabileceinden endie etmekte, dier yandan da Suriyede alevlenebilecek milliyetilik ateinin Kuzey Afrikadaki smrgelerine srayarak bir yangna dnmesinden korkmaktaydlar(Khoury 1987: 53-54).
Franszlarn bu endielerle ekillenen Suriyeye ynelik orijinal planlarnda mezheplere dayal tane devlet ngrlmekteydi. Bunlar, kuzeyde bir Alevi devleti, merkezde bir Snni devleti ve gneyde bir Drzi devletidir. Bu
141

bilig, K / 2009, say 48

devlet, federal Suriye ats altnda birletirileceklerdi. Ayrca Fransa, manda idaresi snrlar ierisinde bulunan Lbnan evresinde bir Hristiyan devleti ina etmi, ayr bir Mslman devletinin teekklne ise izin vermemitir. Maruni liderlerle ibirlii yapan Franszlar, bunun yerine 1926 ylnda Lbnan devletini kurmak iin mevcut Hristiyan devletinin snrlarn geniletmilerdir. Douda ezici ounluunu Mslmanlarn oluturduu Beka ile batda sahil blgelerini, Beyrut, Trablusam, Tire ve Sayday iine alan topraklar Hristiyan devletinin snrlar iine dahil edilmilerdir (Acar 1989: 26). Suriyenin geri kalan ksm, dini ve blgesel farkllklar esasnda be ayr otonom blgeye ayrlmtr. Bunlar, Cebel-i Drzi, Halep, Lazkiye, am ve skenderundur. Bylece Arap birliini arzulayan milliyeti duygularn zayflatlmas hedeflenmitir. Drzilere youn olarak yaadklar Cebel-i Drzi blgesinin idaresi verilmi, Suriyedeki en byk dini aznlk olan Alevi nfusun topland Kuzey sahili ve Cebel-i Nusayriye blgesi de Lazkiye devletinin ats altnda birletirilmitir. Byk bir Trk nfusu barndran skenderun blgesi de ayr bir idari yapya sahipti (Dawisha 1980: 18). Paralama siyaseti, smrgecilerin snrlar belirlenirken corafya zerinde yaayan toplumlarn istek ve beklentilerini deil, kendi hedef ve karlarn nceleyen yaklamlarnn tipik bir rneini tekil etmektedir (zcan 2003: 47). Manda ynetiminin sonuna kadar da Franszlar, yerel otonomi taleplerini desteklemeye devam etmilerdir. Bu politikann sebepleri arasnda yukarda iaret edilen Suriye milliyetiliine dayal daha byk arzularn nne geilmesi ihtiyacnn yan sra, blgenin kk siyasi birimlere ayrlmasyla guruplar birbirlerine kar oynamann, dllendirmenin ya da cezalandrmann kolaylamas da yer almaktayd (Watenpaugh 1996: 367).

B. Ekonomi ve Fransz Mandas Fransz ynetiminin baskc karakteri, ekonomik yaplanmada da kendisini gstermekteydi. Fransz Frank, Suriye ekonomisinin merkezine yerletirilmi, para mekanizmasnn ynetimi de Suriyelilerin deil, Fransz bankerlerinin ellerine braklmt. Smrge idarecileri Kuzey Afrikada uygulayarak gelitirdikleri ynetim tekniklerini daha yksek bir hayat seviyesine sahip olan Suriye Araplar zerinde tatbik etmeye alyorlard. Suriyede hayatn neredeyse her cephesi Fransz kontrol altna alnmt (Khoury 1987: 5).
Ekonomik adan blgenin iki nemli merkezi olan Halep ve am, Osmanl devletinin kmesiyle beraber tabii ekonomik ard alanlarn yitirmilerdi. Ekonomik parametreler asndan bakldnda amn en nemli ticari balantlar Filistin ve Beyrutla iken, Halepin ekonomik ard alan kuzeye ve douya, Irak ve gneydou Anadoluya doru uzanmaktayd. skenderun liman, Halepin Akdenize alan kaps konumundayd. Ekonomik ard alan142

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

lar arasndaki farkllk, kullanlan llere, para birimlerine ve fiyatlara kadar yansmaktayd. Osmanl Devleti dneminde, ekonomik ve siyasi nemleri dolaysyla bu iki ehrin stanbulla dorudan kurduklar ilikiler, kendi aralarndaki balantlarn zayf kalmasnda da etkili olmutu (Khoury 1987: 1718). Gemii yzyllara dayanan ekonomik ilikiler a, blgede Trkiyenin tesirinin manda ynetiminin kurulmasnn ardndan da uzun sre devam etmesini salamtr. rnein 1930da Suriyede Fransz idaresine kar patlak veren isyann gerekesini, maalarn denmesinde kullanlan gm Osmanl mecidiyelerinin ayarnn drlmesi oluturmutur (Khoury 1987: 349). Franszlar Suriye zerinde hakimiyet kurmaya sevk eden sebepler arasnda ekonomik faktrlerin nemli bir yeri bulunmaktayd. ncelikle Fransa, blgede Osmanl idaresi zamanndan kalma yatrmlara sahipti. pek ve ttn endstrilerindeki bu yatrmlarn yan sra Beyrut limann, Beyrut-am demiryolu ile am ve Halepi birbirine balayan yolu Franszlar ina etmilerdi. Bu yollar zerinden gerekletirilen tamaclk faaliyeti de Franszlarn tekelindeydi. Ayrca Franszlar, blgede retilen pamuk ve ipek gibi hammaddelerle de ilgilenmekteydiler (Khoury 1987: 30-31, Fulton 1996: 160-161). Fransada smrgecilii destekleyen guruplar, ekonomik kar beklentilerini baka argmanlarla da birletirerek savunmaktaydlar. Bunlarn en nemlileri, Kuzey Afrikann igalinin ardndan Fransann karlar asndan hayati bir nem kazanan Akdenizin dousunda da smrge edinmenin zorunlu hale geldiini savunan jeopolitik tezlerdir. Jeopolitik bak as ekonomiyle eklemlenmekte; Kuzey Afrikayla yaplan ticaretten salanan krlar, smrgelerin geniletilmesinin ticari adan ne kadar hayat olduunun gstergesi saylmaktayd. Bu yaklam, imparatorluun bymesinin getirecei mill prestij ya da Fransann medeniyet gtrme misyonu gibi ideolojik gerekelerle de desteklenmekteydi (Khoury 1987: 42-43).

C. Manda Ynetimi Dneminde Suriyedeki Siyasi Elitler Manda ynetimi dneminde i siyasetin yapsna bakldnda, yerel dzeyde siyasi gcn kullanm asndan Osmanl Devleti zamanyla Fransz idaresi arasnda bir devamllk bulunduundan sz etmek mmkndr. Her iki dnemde de gc ellerinde toplayanlar ayn kiiler ya da aileler olmulardr. Osmanl idaresinde siyasi gcn merkezinde ehirler yer almaktayd, g merkezden evreye doru yaylyordu. Bu durum Fransz ynetimi srasnda da devam etmitir (Khoury 1987: 3).
Devamllk yapsal zelliklerin yan sra kadrolar asndan da sz konusudur. Nitekim, Manda ynetiminin ardndan n plana kan siyasi figrler arasnda birok eski Osmanl idarecisi de yer almaktayd. rnein yeni kurulan Halep
143

bilig, K / 2009, say 48

Devletinin bana getirilen Kamil Paa el-Kudsi, eski bir Osmanl paasyd (Longrigg 1972: 127). Franszlar, kurduklar be devleti ats altnda toplayan bir Suriye Federal Konseyi oluturmulard. Her devletten bir yenin yer ald konseyin ilk toplantsnda yaplan seimde Bakanlk grevine getirilen Subhi Bey Berekat, kkeni, kariyeri ve kulland dil itibariyle Araptan daha ok Trk olarak tarif edilmekteydi (Longrigg 1972: 129). 1925 yl Aralk ayna kadar vazifesine devam eden Berakat, devlet makamlarna Trk dostlarn getirmekle sulanmt (Longrigg 1972: 173). Berekatn ardndan geici devlet bakan olarak atanan Ahmed Nami Bey de Halife Abdlmecid Efendinin damadyd (Longrigg 1972: 174). Bu devamllk baka alanlarda da gzlenmekteydi. rnein, Suriyede Trklerin arkalarnda braktklar yarg sistemi, hem Faysal idaresi hem de Manda ynetimi dneminde baz deiikliklerle kullanlmaya devam edilmitir (Longrigg 1972: 135). Suriyedeki Fransz idaresi siyasi hayatn temel karakterini deitirememiti, ancak ynetilenlerin nazarnda yeni emperyal otoriteyle eskisi arasnda ok nemli bir fark bulunmaktayd. Franszlar, halife sfatn tayan Osmanl sultanlar gibi meru bir otorite olarak kabul edilmemilerdir. lkedeki Fransz varl, halk tarafndan ne olduu pek fazla anlalamayan Manda sistemine dayanmaktayd. Franszlarn tarihi olarak blgedeki Hristiyanlarn koruyuculuu roln oynamalar, Mslman ounluun kendilerine gven duymalarn imkanszlatrmaktayd. I. Dnya Savandan ok nce Franszlar tarafndan alan okullar ve Marunilere ynelik misyonerlik faaliyetleri, zellikle Suriye ve Lbnana odaklanmt (Shorrock 1976: 63-64).

D. Manda Ynetiminin Hukuki Yaps Ksmen bu meruiyet problemleri yznden, ksmen de manda sisteminin (Olson 1991: 388-389) getirdii uluslararas ve ahlaki snrlamalar ile Fransann sava sonrasndaki krlgan ekonomik ve siyasi yapsnn neticesi olarak, Franszlarn Suriyedeki varl bandan itibaren istikrarsz bir karaktere sahip olmutur (Khoury 1987: 4-5). Manda idaresi, tanm itibariyle geici bir ynetimdi ve mandac devlete nemli snrlamalar getirmekteydi. rnein, Milletler Cemiyetinin Suriyedeki Fransz mandasyla ilgili kabul ettii belgede, Fransann kendi karlarn kollamamas talep edilmekteydi. Mandac devlet, dier byk devletlere kar ayrcalkl gmrk tarifeleri uygulayamayacakt (Hourani 1946: 308-314). Mandac devlet, yl ierisinde bir anayasa hazrlanmas, manda ynetimi altnda yaayanlarn haklar, karlar ve arzularnn gzetilmesi, bamsz bir devlet olma ynnde ilerlemelerinin salanmas, artlar elverdii lde de yerel otonominin tevik edilmesi gibi sorumluluklar zerine almaktayd. D ilikiler ve Suriyede bulunan yabanc misyonla kurulacak mnasebetler tamamen Fransann yetkisi
144

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

dahilindeydi. lkenin hibir paras blnerek baka bir devlete verilemeyecekti. Yabanc dini misyonlar, faaliyetleri dini alanla snrl kalmak kaydyla tam bir zgrle sahip olacaklard. Resmi diller ise Franszca ve Arapa olarak belirlenmiti (Longrigg 1972: 111). Suriye ve Lbnana ilikin Manda belgesinin beinci maddesi, kapitlasyonlarn manda dnemi boyunca uygulanmayacan, ancak manda idaresi sona erdiinde yeniden yrrle konulacan belirtmekteydi (Bey 1994: 6-7). Her ne kadar kat zerinde yazlanlara harfiyen bal kalmak durumunda olmasalar da zamanla hukuki taahhtler byk devletlerin kendi aralarndaki ilikilerinde birbirlerine kar kullandklar nemli kozlar haline dnmlerdir. Byk devletler arasndaki rekabet, sz konusu dnem boyunca blge politikalarnn belirlenmesinde ok nemli roller oynamtr. Mttefikler, aralarndaki rekabet yznden zaman zaman birbirlerine kar blgesel aktrlerle ibirlii iine girmekten ekinmemilerdir (Sz konusu ekimelere rnek olarak bk. Kent, 1993: 110).

E. Milliyetilik, Muhalefet ve Direni Manda ynetiminin hukuki erevesinden de yararlanarak ehirli elitler, Osmanl idaresi zamannda devlet ynetimiyle tebaa arasnda yerine getirdikleri araclk grevi yerine, bu kez muhalefet roln stlenmilerdir. Yeni rejim tarafndan ciddiye alnabilmek iin de, hem toplumdaki aktif gleri harekete geirmek hem de daha nce olmad kadar geni siyasi ittifaklar iine girmek ihtiyacn hissetmilerdir. Yeni dayanmay ifade edecek ideolojik dil olarak milliyetilik, iki sava aras dnemde Suriyedeki siyasi hayatn eksenini oluturmutur (Khoury 1987: 5).
Milliyetilik kentli bir ideoloji olarak drt ehirde, am, Halep, Hama ve Humusta daimi bir taban bulmu, bamszlk hareketinin krsal kesimle ve dier blgelerle olan ilikileri ise kesintilerle devam etmitir (Khoury 1987: 10-11). Franszlar, milliyetiliin yaygn olduu ehir merkezleriyle krsal kesimler arasndaki ayrlklar krkleyerek bamszlk hareketinin yaylmasnn nne gemeye almlardr. Bu amala birok giriimde bulunulduunu grmekteyiz. Bunlar arasnda phesiz en nemlisi baarszlkla sonulanan toprak reformu giriimidir (Khoury 1987: 61-63). Manda dnemi boyunca yaplan seimlerde Fransz idaresi, ehirlerdeki milliyeti elitlerle taral kyller arasndaki ilikinin en alt seviyede kalmas iin aba sarf etmitir. Uygulanacak seim sistemleri belirlenirken bile bu durum gz nnde bulundurulmutur (Shambrook 1998: 14-15). Suriyedeki siyasi mcadele, her zaman mandac devletin izdii hukuki yap ierisinde cereyan etmemitir. Blgesel ayaklanmalar, 1925le 1927 arasn-

145

bilig, K / 2009, say 48

daki byk isyan, Franszlar karsndaki direniin nemli dnm noktalar arasnda yer almaktadr. Ayaklanmalar srasnda Trk-Fransz ilikilerinin seyrine gre arl deimekle birlikte Trkiyenin blgedeki varlnn kendisini her zaman hissettirdii grlmektedir. rnein Suriyeli liderlerden eyh Salih ibn Alinin liderlik ettii, Alevi blgelerinde faslalarla devam eden isyann Ankara hkmeti tarafndan desteklendii bilinmektedir. Franszlarn isyan bastrabilmeleri ancak Ankara Anlamasnn imzalanmasyla birlikte yardmn kesilmesi sayesinde mmkn olmutur (Khoury 1987: 99-102). Milliyeti lider brahim Hannanunin Halep civarnda Franszlara kar verdii mcadeleyi de neredeyse Trkiyedeki mill mcadelenin bir uzants gibi deerlendirmek mmkndr. Halep ve civar Suriyenin dier blgelerine nazaran Trk kltrnn ok youn etkisi altndadr. Blgeden I. Dnya Savandaki Arap isyanna katlanlarn bile Fransz igaliyle birlikte yzlerini Trkiyeye dndklerini grmekteyiz. Trkiye ile birleme fikri, 1920lerin banda Halepte hakim dnce haline gelmitir. Hatta bu yaklamn yalnzca Kuzey Suriyede taraftar bulmad, Kral Faysaln bile Trkiye ile federasyon fikrini destekledii ileri srlmektedir (Umar 2003: 375). Ankara hkmeti, blgedeki Trklerin tpk Anadoludaki gibi Mdafay- Hukuk Cemiyetleri kurmalarna n ayak olmutur. Anadoludaki stikll Sava ve Suriyedeki Trklerin rgtlenmeleri, Franszlara kar verdikleri mcadelede Suriyelilere rnek tekil etmitir (Umar 2003: 375-376). zellikle Halepteki direni Ankara hkmeti tarafndan desteklenmi, zaman zaman kuvy- milliye birlikleri blgede Franszlarla dorudan atmalara girmilerdir (Khoury 1987: 103-110). Hatta brahim Hannanu, yakalandktan sonra karld mahkemede askeri operasyonlarn dorudan Ankaradaki Mustafa Kemal hkmetinin emrinde yapldn sylemitir (Khoury 1987: 110). Ankara Anlamasnn ardndan yardmn kesilmesi ise Halepte byk infial uyandrm, direnie katlan milliyeti evreler ihanete uradklar hissine kaplmlardr. Bu tarihten sonra Halep yzn ama dnmeye balayacak, Trkiye ile birleme fikrinin yerini de Birleik Suriye hedefi alacaktr (Khoury 1987: 111-112). Ayaklanmalar Suriyenin kuzeyiyle snrl kalmamtr. eyh smail, Havran ve Cebel-i Drzi blgelerinde isyan etmi, Drzilerin nde gelen kabile reislerinden Sultan Paa el-Atra da ayn blgede, zellikle 1925te direni hareketinin liderliini yapmtr. Ancak 1920lerdeki isyanlarn temel hedefinin, birleik bir Suriyenin bamszlnn kazanlmas olduunu sylemek zordur. Bunlar Aleviler, Drziler ya da Bedeviler gibi tek tek guruplarn yabanc mdahalesine kar ayaklanmalar eklinde yorumlamak daha doru olacaktr (Bey 1994: 11).
146

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

Gney Suriyede ise bamszlk hareketinin merkezinde amn yer ald grlmektedir. amda Arap milliyetiliinin liderliini daha nce Faysal destekleyen eitimli zengin mslmanlar yapmaktayd. Franszlara kar yrtlen siyasi muhalefetin temel gndem maddeleri arasnda gazetelerin, siyasi faaliyetlerin ve medeni haklarn bask altna alnmas ile Byk Suriyenin paralanmas yer almaktayd. Ayrca Milletler Cemiyetine bal bir manda ynetimi olmann gerei olarak nihayetinde Suriyeyi bamszla gtrecek anayasann yaplmasna Franszlarn bir trl yanamaylar da mcadelenin iddetini arttrmaktayd. zellikle Irakllarn 1924 ylnn Mart aynda ngilizlerden seilmi bir parlamento oluturma hakkn almalaryla birlikte Suriyeli Araplarn Fransz idaresinden duyduklar rahatszlk daha da artmtr. Ykselen talepleri bastrmak iin Franszlar, 9 ubat 1925te milliyetilerin, Fransann Suriyenin nihai bamszl ile lke btnln tanmasn ve medeni haklarn garanti altna alnmasn talep eden Faris el-Huri liderliindeki Halk Partisini kurmalarna izin vermilerdir (Longrigg 1972: 151). Franszlar lkeyi alt ayr paraya bldkleri iin bu dnemde milliyetiler asndan en acil ve temel meselenin Suriyenin btnlnn salanmas olduu grlmektedir. Nihayetinde 1925te Halep ve am vilayetleri birletirilmi, ancak 1926da Lbnan Fransz kontrol altnda bamsz bir cumhuriyet haline getirilmitir. amdaki milliyetiler, blgesel gerginliklere ve isyanlara Fransaya kar milli direni karakteri kazandrmay zaman zaman baarabilmilerdir. Yukarda ksaca bahsedilen 1925teki Drzi isyan bu durumun nemli bir rneini tekil etmektedir. ilerine yaplan mdahalelerden rahatsz olan Drziler, aralarndaki ihtilaflar bir kenara brakarak yabanc idaresine kar direnmek iin bir araya gelmilerdir. Daha sonra ise Sultan Paa el-Atran liderliinde 20 Temmuz 1925te Selahdi, 2 Austosta da Drzi blgesinin bakenti konumunda bulunan Sveyday ele geirmilerdir (Longrigg 1972: 153). Drzi isyanna dair haberlerin Suriyede yaylmasyla birlikte Suriyeli milliyetiler tarafndan Halep ve amda da isyanlar balatlmtr. Milliyetiler ama saldrmas iin Atra ile anlamlar, ekim aynda milliyetilerin yaptklar gsteriler eliinde Atra, am igal etmitir. Bunun zerine Franszlarn youn bombardmanna maruz kalan amda be bin kii hayatn kaybetmitir (Provence 2005: 128-130). am bombardman yznden Fransay eletiren Amerika ve ngilterenin harap olan tarihi ve arkeolojik eserlerden bahsetmeleri, ancak can kaybna hi deinmemeleri olduka anlamldr (Khoury 1987: 179). Yl sonunda ayaklanma bastrlm ve zoraki dzen ak isyann yerini almtr.

147

bilig, K / 2009, say 48

F. syandan Siyasete (1927-1939) Dzenin yeniden salanmasnn ardndan Fransz askeri ynetimi, Milletler Cemiyeti tarafndan Fransadan talep edilen bir ykmllk olan kendi kendini idare ynnde admlar atmaya balamtr. 1927de Franszlar, amdaki deiik milliyeti guruplardan oluan Vatan Kitlesi/el-Kitle elVataniyye / National Blocknin kurulmasna izin vermilerdir. Milliyeti ittifakn banda brahim Hannanu ve Haim el-Atasi bulunmaktayd. Ayrca byk toprak sahibi ailelerin ileri gelen yeleri de ittifak saflarndaydlar. Vatan Kitlesi iinde yer alan en radikal unsur, kri el-Kuvvetlinin liderliini yapt gizli bir cemiyet olan el-Fetatn devam mahiyetindeki stiklal Partisiydi.
Ayn yl kurucu meclis iin yaplan seimler Vatan Kitlesini iktidara tam ve Hannanu bir anayasa yazma iine girimiti. Hazrlanan anayasa Suriyenin btnlemesini ngrmekte ve Fransz otoritesini yok saymaktayd. Fransz Yksek Komiseri, parlamentodan ya anayasaya dorudan Manda ynetimine atf yapan bir maddenin konulmasn ya da Manda ynetiminin ileyiini etkileyen maddelerin karlmasn talep etmitir. Bu istek reddedilence Suriye parlamentosunun kabul ettii anayasa metni yrrle girememi, manda ynetimi meclis almalarn sresiz tatil etmitir. Franszlar Suriye parlamentosunu benzer sebepler yznden 1933 yl Kasm aynda bir kez daha kapatacaklardr (Shambrook 1998: 20-23, 248). Suriyeli milliyetiler, Franszlarla en azndan Fransann Suriyedeki hedeflerini ortaya koyan bir anlama imzalamak iin srarl taleplerde bulunmaya devam etmilerdir. Benzer bir anlama ngilizlerle Irakllar arasnda daha 1922de yaplmt. 1935de Hannaunin lmnn ardndan meydana gelen karklklar ve 1936daki genel grev, anlamayla ilgili tartmalarn canl bir ekilde lke gndemine oturduu dnemlerdir. Nihayet, 22 Aralk 1936da Fransada Leon Blumn liberal-sosyalist hkmeti dneminde Suriye-Fransa ttifak Anlamas imzalanabilmitir. Bu gelimeler srasnda Suriyede Haim el-Atainin bakanlnda milliyeti bir hkmet kurulmu, ancak Fransz parlamentosu anlamay onaylamamtr (Longrigg 1972: 221). Bundan sonra anlamann onaylanmas ynndeki talepler, artarak ykselmeye devam etmitir. Anlama metninin, ngiliz-Irak Anlamas model alnarak hazrland grlmektedir. Anlamaya gre, Suriye ve Lbnan bamsz devletler olarak Milletler Cemiyetine katlrken, Fransa da blgedeki baz ayrcalklarn korumaya devam edecekti. Belge, iinde savunma, bar zamannda danma, sava zamannda ise karlkl dayanma gibi unsurlar barndran bir ittifak, bar ve dostluk anlamas mahiyetindeydi. Suriye, sava dnemlerinde deniz, hava ve kara sahas ile imkanlarn Fransaya aarak yardmc olacakt. Fransa, anlama yrrlkte kald mddete ku148

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

zeydeki iki hava ssn kullanacak, be yllk bir sre iin de baz blgelerde kara birlikleri bulundurmay srdrecekti. Suriye, Fransz askeri misyonunun yardm ve Fransz ekipmanlar kullanlmak suretiyle milli bir ordu kuracakt. Btn danmanlarn ve teknisyenlerin Fransadan getirtilmeleri zorunluydu. Fransz diplomatik misyonlar Suriye vatandalarnn haklarn kollayacak, Suriyedeki Fransz Bykelilii dierlerinin zerinde yer alacak, Fransa ile Suriye para birimleri arasndaki parite korunacakt. Ayrca lkedeki yabanc kurumlar, daha nceki imtiyazlarn muhafaza edeceklerdi. Yirmi be yl sreli anlamayla kapitlasyonlarn yeniden yrrle konulmayaca taahht altna alnyordu. Fransa, Alevi ve Drzi blgelerinin zel bir idari yaplanma erevesinde Suriye ile btnlemelerini kabul ediyordu (Longrigg 1972: 223-224). 1937 yl boyunca da Suriyenin bamszlk mcadelesinde Vatan Kitlesinin liderliinde nemli ilerlemeler kaydedilmitir. Franszlar Cebel-i Drzi ve Lazkiyenin merkezi Suriye hkmetine balanmasn kabul etmi ve yerel ynetimlere ait birok yetkinin Suriye hkmetine devredilmesini onaylamlardr (Longrigg 1972: 230-233). Hatay meselesi, Filistindeki Arap isyan ve Fransz Franknn deer kaybetmesi yznden meydana gelen ekonomik krizler ile Suriyelilerin kendi aralarndaki ayrlklar, bu dnemde Suriye hkmetini istikrarszlatran ana unsurlar olarak gze arpmaktadr. Nitekim Vatan Kitlesi rekabet yznden blnmtr. leri gelen milliyeti liderlerden Abdurrahman ehbender, 1939da rakip bir tekilat kurmu, ancak bir sene sonra suikasta kurban gitmitir. Cebel-i Drzideki ayrlk hareket de Franszlarn desteiyle milliyetilere kar dmanlk yapmaya balamtr. Ayrca Hatay meselesinin kzt dnemlerde Trkiyenin faaliyetleriyle Cezirede karklklar km, blgenin Trkiyeye balanmas ynnde talepler ykselmeye balamtr (Khoury 1987: 531-533). Manda dnemi Suriyesinde siyasi hayatn eksenini oluturan milliyetiler arasndaki blnmelerin baka yapsal sebepleri de bulunmaktadr. Vatan Kitlesi, Franszlarla birlikte lke ynetiminde sz sahibi olduktan sonra yetersizlik belirtileri gstermeye balamtr. Fransz idaresine kar muhalefetle hkmet etme sorumluluunu yklenmek arasnda ciddi farklar bulunmaktayd. Nitekim Suriye halkn etkileyen somut, sosyal ve ekonomik sorunlarla ilgili olarak ok az ey yapabilmilerdir. lkede bulunun dini aznlklarn arzularna cevap vermek konusunda da yetersiz kalmlardr. Ayrca Manda dneminde gelitirilen daha geni siyasi rgtlenme ekillerine ramen birok milliyeti lider, tabanlarn ehirlerin dnda yeterince geniletememilerdir. Vizyon eksiklikleri kendisini hissettirmi, milliyetilere destek veren drt ehir dnda kalc arlk salayamamlardr. Eski ayrlklar da, deien siyasi corafyaya ve artlara ramen varlklarn srdrmlerdir. Khoury, aml milliyeti liderlerin kendilerini Kuds ya da Beyrutta Halepten daha rahat
149

bilig, K / 2009, say 48

hissettiklerini, ayn ekilde Halepli liderlerin de am kadar Irak ve Trkiyeye yzlerini dndklerini ifade etmektedir (Khoury 1987: 622). am ile Halep arasndaki siyasi rekabet, Manda dneminde yaanan gelimeler zerinde etkileyici olmutur. Her ne kadar Halep, bamszlk mcadelesinde hayat bir rol oynam olsa da, siyasi hayatn hemen her cephesinde amn glgesi altnda kalmtr. Vatan Kitlesinin Halep kolu, bir yandan am koluyla rekabet ierisindeyken, dier yandan da kendi iinde blnm bir vaziyetteydi. Nitekim 1940larda Vatan Kitlesinden kopular Halep merkezli yeni bir partinin domasna yol amtr (Khoury 1987: 623). Bu dnemde Hatay meselesi, gerek Suriyedeki siyasi oluumlar gerekse de Suriye-Fransa ilikileri asndan nemli sonular dourmutur. SuriyeFransa Anlamasnn 1936daki mzakereleri esnasnda Trkiye, Hataydaki durumun yeniden gzden geirilmesi talebinde bulunmutur. Konu Milletler Cemiyetine gtrlm, Cemiyet de 1937de Hatayn ayr, kendi kendini idare eden bir devlet olmasna karar vermitir. Trkiye ile Fransa arasndaki dorudan grmeler, Fransann Hatayn Trkiyeye ilhakn kabul ediiyle 13 Temmuz 1939da sona ermitir (Frat 2001: 279-287). Bunun zerine, Suriyede Fransay ve milli karlar iyi kollayamad iin hkmeti hedef alan gsteriler yaplm, lkedeki kargaa artmtr. Suriye devlet bakan Atai istifa etmi, parlamento feshedilmi ve Fransa Suriyeyi Yneticiler Konseyi araclyla idare etmeye balamtr. Lazkiye ve Cebel-i Drzi yeniden ayr birimler haline getirilmilerdir. Suriye hkmeti, SuriyeFransa Anlamasn onaylanmak zere Bakanlar Kuruluna getirmeyeceklerini resmen ilan etmitir (Khoury 1987: 485-534).

G. Manda Ynetiminin Sona Ermesi II. Dnya Savanda Fransann Haziran 1940ta teslim olmasnn ardndan iktidara gelen Vichy hkmeti, Suriyeye yeni bir yksek komiser atam ve toprak zengini kkl bir aml aileye mensup olan Halid Azm liderliinde bir hkmeti ibana getirmitir. Baka cephelerde devam eden Alman askeri, baarlarna ramen rdndeki Arap Lejyonu tarafndan da desteklenen ngiliz ve zgr Fransa birlikleri, Vichy kuvvetlerini hem Suriyede hem de Lbnanda yenilgiye uratmlardr. Bunun ardndan kontrol zgr Fransa otoritelerine gemitir (Longrigg 1972: 311-314). Suriyenin mttefikler tarafndan igalinin ncesinde, zellikle ngilizlerin bir blge gc olarak Trkiyenin devreye sokulmas iin planlar yaptklarn grmekteyiz. Askeri kuvvetlerinin ok fazla yayldn dnen ngilizler, kendileri blgeye gneyden girerlerken Trkiyenin de Halep dahil olmak zere Kuzey Suriyeyi igal etmesinin ilerini kolaylatracan dnmlerdir. Bu plan, mttefiklerin Haziran 1941de Suriyeyi igallerine kadar gndemde kalm, hatta Ankaradaki ngiliz bykelisi igalden birka gn nce

150

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

Trkiyeyi, Suriyeye girmesi iin tevik etme amacyla Trk makamlaryla baz temaslarda bulunmutur (Longrigg 1972: 37-38). ttifak kuvvetlerinin blgeye giriiyle De Gaulle, nihai bamszlk iin sz vermi, ancak manda ynetiminin Fransz hkmeti tarafndan resmen sona erdirilinceye kadar devam edeceini de eklemitir (Shambrook 1998: 262-263). Suriyedeki 1943 seimlerinde Vatan Kitlesi iktidara gelmi ve el-Kuvvetli Suriye devlet bakan olmutur. 1944 yl boyunca Suriye hkmeti, 1920den bu yana Franszlarn kontrolnde olan 14 idari daireyi kendi bnyesine almtr. Bunlar arasnda gmrkler, sosyal iler, emtia vergileri, irket imtiyazlarnn kontrol ve kabilelerin denetimi de yer almaktayd. Fransaya da sosyal, kltrel iler, eitim hizmetleri ve gvenlik ilerinde kullanlan Levant zel Kuvvetlerinin sorumluluu kalmtr. Fransann muhalefetine ramen Temmuz 1944te Sovyetler Birlii, Eyllde ABD, ertesi yl da ngiltere Suriye ile Lbnan artsz bir ekilde egemen devletler olarak tanmlar, Fransaya da Suriyeyi boaltmas iin bask yapmaya balamlardr (blgedeki ngiliz-Fransz rekabeti iin bk. Gaunson, 1987). Yeni Suriye hkmeti Levant zel Kuvvetlerinin derhal ve koulsuz bir ekilde ya Suriyeye devredilmesini ya da datlmasn talep etmi, aksi takdirde mill bir ordu oluturulacan ilan etmitir. Ancak Fransa, birliklerin ekiliini kendisine Suriyede imtiyazl bir konum salayacak olan anlamann imzalanmasna balamtr (Khoury 1987: 616). Levant zel Kuvvetleri, Suriyelilerden oluan birliklerdi. Franszlarn aznlklar politikasnn etkisini en derin ekilde hissettirdii alanlardan birisini de bu askeri yaplanma oluturmaktayd. Franszlar, arlkl bir ekilde krsal kesim ve aznlk kkenlilerden oluan bir ordu kurmulard. Bu dalm zellikle rtbeli subaylar asndan geerliydi. Manda ynetimi sona erdiinde Suriye ordusunun ekirdeini oluturacak bu birliklerin bazlar tamamen aznlklardan mteekkildi. Bu durum Suriye rejiminin yaps zerinde, etkileri gnmze kadar devam eden belirleyici bir rol oynamtr. Sre ierisinde Baaslk, ordudaki Alevi, Drzi ve krsal kkenli Snni subaylar birletiren bir ideoloji olarak doacaktr (Khoury 1987: 629-630). 1945 yl Ocak aynda Suriye hkmeti milli ordu kurma karar alm, ubat aynda da ittifak devletlerine sava ilan etmitir. Bu gelimelerin ardndan Mart aynda Suriye, egemenliinin bir gstergesi olmak zere kurucu ye sfatyla BMye kabul edilmitir. Nisan aynda da Arap Ligi anlamasn imzalayarak Arap Birlii fikrine olan sadakatini teyid etmitir. Ayn dnemde Franszlarn Suriyelilere sunduklar anlamann mandac devlete kar duyulan nefret hissini alevlendirdii grlmektedir. Fransa ise kuvvetlerini ekmeden evvel kltrel, ekonomik ve stratejik karlarnn bir anlama ile korunmaya alnmas hususunda tavizsiz davranmtr. Mays 1945te am ve Halepte gsteriler yaplmaya balanm, Franszlar da am bir kez daha ar
151

bilig, K / 2009, say 48

silahlarla bombardmana tutmulardr. Hama ve Humusta da ciddi arpmalar yaanmtr (Longrigg 1972: 345-353). Ancak ngiltere Babakan Winston Churcillin ama kuvvet gnderme tehdidinin ardndan General De Gaulle atekes ilan etmi ve 15 Nisan 1946ya kadar btn Fransz kuvvetleri Suriye topraklarn terk etmilerdir. Manda dneminin sona erdii tarih olan 17 Nisanda da Suriyede halen mill tatil olan Kurtulu gn kutlanmtr (Longrigg 1972: 354-355).

Sonu Suriyede Fransz manda ynetimi, bata snrlarnn tespiti olmak zere lkeyi gnmzde de ok boyutlu olarak etkileyen birok nemli gelimenin yaand, devlet yapsnn temellerinin ekillendii bir dnem olma zelliini tamaktadr (Hinnebusch 2002: 18-23). Manda idaresi altnda ekonomik, sosyal ve siyasi hayat Osmanl Devletinin brakt miras zerinde yeniden ina edilmitir. Trkiyenin blgeyle olan tarihi balarnn Suriyedeki gelimeler zerinde yalnzca Hatay meselesiyle snrlanamayacak bir yelpazede etkili olduu grlmektedir. Franszlarn Suriyede karlatklar zorluklar ile uygulamaya geirdikleri politika ve stratejiler baz alardan gncel gelimeler aklanrken de yararlanlabilecek niteliktedirler. Fransann Suriyeyi mezhep ve etnik kken esasnda devletiklere blerek bir federasyon halinde rgtleme abasyla, Iraktaki tartmalar arasnda ciddi benzerlikler bulunmaktadr. Suriyenin geleceinin ekillenmesi asndan hayati bir nitelie sahip iki hukuki metin, Suriye anayasas ve Suriye-Fransa Anlamas zerinde yaplan mcadele ve tartmalarn tahlili, bugn benzer bir srecin yaand Iraktaki gelimelerin yorumlanmas asndan da nem tamaktadr. Mandac devletin arkasnda brakt kurumlar arasnda lkenin geleceinin ekillenmesindeki etkinlii asndan ordunun zel bir yeri bulunmaktadr. Manda ynetimi altnda arlkl olarak aznlklara dayanlarak ina edilen Suriye ordusunun bu nitelii, bamszlk sonrasnda lkedeki siyasi hayatn gelecei zerinde belirleyici olmutur. Bu noktada, Irak ordusunun kurulmas aamasnda da benzer tartmalarn yaanm olmas dikkat ekicidir. Ortadoudaki yeni gelimelerin harekete geirdii dinamikler erevesinde meydana gelen Trkiye-Suriye yaknlamasnn bnyesinde barndrd risk, imkan ve potansiyellerin deerlendirilmesi bakmndan sz konusu dneme ilikin daha fazla almann yaplmas, phesiz daha yeni ve ufuk ac bak alarnn ortaya kmasna imkan verecektir.

152

Okur, Emperyalizmin Ortadou Tecrbesinden Bir Kesit: Suriyede Fransz Mandas

Kaynaka
Acar, rfan C. (1989). Lbnan Bunalm ve Filistin Sorunu. Ankara: TK. Bey, Salma Mardam (1994). Syrias Quest For Independence. Beyrut: Ithaca Press. Blake, Gerald H., Alasdair Drysdale (1985). The Middle East and North Africa a Political Geography. New York: Oxford University Press. Cemal Paa (1993). Osmanl mparatorluunda Ayrlk Arap rgtleri. liye Divn- Harb-i rfsi. Yay. Haz. Aye H. Aydn. stanbul: Arba. Dawisha, Adeed I. (1980). Syria And The Lebanese Crisis. Hong Kong: Macmillan. Frat, Melek (2001). Sancak (Hatay) Sorunu. Trk D Politikas. Baskn Oran (Der.). C.I. stanbul: letiim. Fulton, L. Bruce (1996). France and the End of the Ottoman Empire. Marian Kent (ed.). The Great Powers and the End of the Ottoman Empire. London: Routledge. Helmreich, Paul C. (1974). From Paris to Sevres: The Partition of the Ottoman Empire at the Peace Conference of 1919-1920 Columbus: Ohio State University Press. Hinnebusch, Raymond (2002). Syria: Revolution from Above. New York: Routledge. Hourani, Albert (1946). Syria and Lebanon. A Political Essay. London: Oxford University Press. Kedourie, Elie (1987). England and the Middle East. The Destruction of the Otoman Empire, 1914-1921. Boulder: Westview Press. Kedourie, Elie (2000). In the Anglo-Arab Labyrinth: The McMahon-Husayn Correspondence and Its Interpretations. 1914-1939. London: Routledge. Kent, Marian (1993). Moguls and Mandarins: Oil. Imperialism, and the Middle East in British Foreign Policy. 1900-1940. Routledge Khalidi, Rashid I. (1980). British Policy Towards Syria and Palestine. 1906-1914. London: Ithaca Press. Khoury, Philip S. (1987). Syria and the French Mandate. The Politics of Arap Nationalism 1920-1945. London: I.B.Tauris&Co Ltd Publishers. Khoury, Philip S. (2003). Urban Notables and Arab Nationalism: The Politics of Damascus 1860-1920. London: Cambridge University Press Longrigg, Stephen Hemsley (1972). Syria and Lebanon Under French Mandate. Beyrut: Oxford University Press. Monroe, Elizabeth (1963). Britains Moment in the Middle East. 1914-1956. Baltimore: John Hopkins. Olson, James S. (Der.) (1991). Historical Dictionary of European Imperialism. New York: Greenwood Press. zcan, Mesut (2003). Sorunlu Miras Irak. stanbul: Kre Yaynlar.

153

bilig, K / 2009, say 48

Provence, Michael (2005). The Great Syrian Revolt and the Rise of Arab Nationalism. USA: University of Texas Pres. Shambrook, Peter A. (1998). French Imperialism in Syria 1927-1936. Lebanon: Ithaca Press. Shorrock, William I. (1976). French Imperialism in the Middle East. Madison: University of Wisconsin Press. Umar, mer Osman (2003). Trkiye-Suriye likileri 1918-1940. Elaz. Watenpaugh, Keith D. (1996). Creating Phantoms, Zaki Al-Arsuzi, the Alexandretta Crisis, and the Formation of Modern Arab Nationalism in Syria. International Journal of Middle East Studies. No.28. 363-389. Zeine, Zeine N. (1977). The Struggle for Arab Independence. Western Diplomacy and the Rise and Fall of Faisals Kingdom in Syria. New York: Caravan Books.

154

A View of The Middle East Experience of Imperialism: French Mandate in Syria


M. Akif Okur
Abstract: In this article, the historical period covering the years of French Mandate in Syria is examined. This period witnessed many important developments such as the drawing of Syrias boundaries and the shaping of the foundations of the state structure. These developments continue to affect the country in a variety of ways even today. As this article analyzes the political developments of the period, it also focuses on the historical ties between Turkey and Syria in terms of both events and persons, and looks into the effects of Mandate regime on the social and economic life of the country. In the final part of the article, it is pointed out that understanding some of the policies and strategies implemented in Syria by the French can help to make meaningful interpretations of current affairs in Iraq. Key Words: Middle East, Imperialism, French Mandate in Syria, Arab nationalism, Turkey-Syria Relations.

Gazi University, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of International Relations/ ANKARA mehmetakifo@yahoo.com

bilig Winter / 2009 Number 48: 137-156 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

:
*
: , , . , , . , , . , , , , . : , , , , .

* , , / . mehmetakifo@yahoo.com

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 137-156 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi


Emin zdemir*
zet: Orta Asyann geni bozkrlar ile Trklerin anayurdu Altaylara kadar geni bir corafyada yaayan Kazaklar, 15. yzylda Kazak Hanlnn kurulmasyla birlikte tarih sahnesine ktlar. 18. yzylda Kazak bozkrlarna doru balayan Rus istilas, 19. Yzyln banda Kazakistann Rus hkimiyeti altna girmesiyle sonuland. Rus istilasyla birlikte gebe ve yar gebe olarak yaayan Kazaklarn kltrel hayatnda Tatar etkisi gzkmeye balad. Bu etki, ncelikle Kazakistana gelen Tatar din adamlar ve tccarlar vastasyla gerekleti. dil-Ural blgesinde alan Tatar medreselerinde Kazak rencilerin eitime balamalar ile birlikte Kazak kltrel hayatndaki Tatar etkisi daha youn hissedildi. zellikle bu medreselerde etkili olan Cediti dnceler, Kazak kltrel hayatnda da kendini gsterdi. almamzn amac tarihi sre iinde Tatarlarn, Kazaklar zerindeki kltrel etkisini ve bu srete gelien Cediti dncelerin kltrel hayattaki yansmalarn ortaya koymaktr. Anahtar Kelimeler: Tatar, Ceditilik, dil-Ural, Kazakistan, Kazak kltrel hayat.

Giri Orta Asyann bozkrlar ile Trklerin anayurdu Altaylara kadar geni bir corafyada yaayan Kazaklar, Trklerin Kpak koluna dahildir. Kazaklar, uzun sre Moollar ve dier Trk devletlerinin hkimiyeti altnda yaadktan sonra 15. yzylda Kazak Hanlnn kurulmasyla tarih sahnesine ktlar. 18. yzylda Kazak bozkrlarna doru balayan Rus istilas sonucunda ise bamszlklarn kaybederek Rusyann hkimiyeti altna girdiler. Kazaklarn Rusyann hkimiyeti altna girmesi sadece siyasal deiimlere deil, ayn zamanda kltrel anlamda da nemli etkileimlere zemin hazrlad.
Hanlk dneminde Kazaklarn kltrel hayatnn kendisine zg nitelikleri vard. Kazaklarn sahip olduklar gebe ve yar gebe hayat tarz Kazak kltrel hayatnn ekillenmesinde etkili olmutu. Kazaklarn, Rusyann hkimiyetine girmesinden sonra, Kazak kltrel hayat d etkilerle ak hale
*

Nevehir niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Tarih Blm / NEVEHR ozdemiremin71@yahoo.com

bilig K / 2009 say 48: 157-176 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

geldi. Kazak kltrel hayat zerinde ncelikle Tatarlarn etkisi grlmeye balad. Bu etki, nce din alanda kendini gsterse de sonraki dnemlerde daha da gelierek eitim faaliyetlerinde, basn hayatna kadar kltrel hayatn btn alanlarnda kendisini hissettirdi. Kltrel hayattaki Tatar etkisi, dil-Ural blgesinde gelien Cediti dncelerin de Kazak bozkrlarnda etkili olmasna sebep oldu. zellikle bu blgede alan Cediti medreselerde Kazak rencilerin eitim almaya balamasyla birlikte, Kazakistanda Ceditilii savunan bir zmre olutu. Tatar Ceditilerinden etkilenen Kazak aydnlar, bir taraftan Kazakistann muhtelif yerlerinde Usl- Cedd okullar aarak yeni usl eitimi uygularken, dier taraftan da yeni gelien Kazak basn vastasyla Cediti eitim faaliyetlerini desteklemilerdir.

Tatarlarn Kazak Bozkrlarnda lk Temaslar Kazakistanda kltr hayatnn gelimesinde etkili olan Tatarlarn, Kazaklarla ilk temaslar Rusyann 1552 ylnda Kazan Hanln ele geirmesinden sonraki dnemlere rastlamaktadr. Rus igaliyle birlikte din, kltrel ve ekonomik bask altnda kalan Tatarlar, ekonomik faaliyetlerini devam ettirmek, mill ve din karlarn korumak gayesiyle Kazak bozkrlarna g etmek zorunda kaldlar. Basklar neticesinde g eden Tatarlar ile Kazaklar arasnda ilk kltrel temaslar bylece kurulmaya balad. Rusya, kurulan ikili mnasebetleri, kendi lehine kullanmak ve kontrol etmek amacyla bir takm giriimlerde bulundu (Adilcanov 2004: 33). Bu amala II. Katerina, 1787de Rusyada, Mslmanlarn ounlukta olduklar eyaletlerden biri olan Orenburga bal Ufa ehrinde, Mslmanlara eri haklar konusunda bavurmalar iin bir din idare merkezi amaya karar verdi. 1788 ylnda senato kararyla Orenburg Mftlnn kurulma karar kesinleti.1 lk mft olarak Muhammetcan Hseyinov atand. Mftln kurulmasndan sonra Akmola, Yedisu, Semey, Turgay ve Ural blgelerinde yaayan bir ksm Kazaklar da bu mftle balanmak istediklerini hkmete bildirdiler. Fakat halk mftlk konusunda ikiye blnmt; birinci taraf kendi mstakil mftlerinin olmasn arzu ederken, ikinci taraf Orenburg Mftlne balanmak istiyordu. Hkmete yaplan bavurular neticesinde yukardaki blgelerde yaayan Kazaklar 1789 ylnda Orenburg Mftlne balandlar (Frank 2001: 103-105). Kazaklarn mftle balanmasndan sonra mft bir ferman yaymlayarak Kazak bozkrlarna Tatar imamlar gnderdi. Bu dnemden sonra, Tatar din adamlarnn tesiri altnda slamiyet Kazak bozkrlarnda hzl bir ekilde yayld. Tatarlar, ksa zaman ierisinde Rusya mpara-

158

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

torluunun etki alannda slami tebli ve dncenin kayna olan Buhara ulemasnn yerini aldlar (Roy 2000: 64). Rusya, I. Nikola zamanna kadar Tatar hocalarn bulunduu Kazak okullarnn yalnz inas iin tahsst vermekle kalmayp Tatar din adamlar vastasyla Kurann yaylmas iin de aba harcad (Zenkovsky 1978: 52). Hkmetin tevikleriyle 18. yzyln ikinci yarsndan itibaren Kazan Tatarlar ile Mierlerin2 bir ksm Orenburg blgesine gtler. zellikle Kazaklarla ticaret yapan Tatarlar buraya memurluk yapmak iin yerleiyorlard. Hkmet, bu gleri tevik ediyor, hatta Tatar tccarlarn Kazak blgelerine yerlemeye zorluyordu. Mesela, Orenburg ehri kurulduktan sonra hkmet, 200 zengin Tatar ailesinin yeni ehrin yaknndaki Kargal ve Seyid kasabalarna yerletirilmelerini emretti. Bu dnemde birok Kazanl Tatar tccar Orta Asyada ticari faaliyetlere baladlar (Devlet 1999: 9). Ticaret maksadyla Kazak bozkrlarna dalan Tatar tccarlar, gittikleri blgelere yerleerek yerli halkn eitim ve din faaliyetlerine destek veriyorlard. Radloff, bu dnemde Kazak bozkrlarnda, Tatar tccarlarn yerli halkn evlerinde atklar okullarda verdikleri eitimle onlar zerinde derin bir din etkide bulunduklarn sylemektedir (Algar 1992: 122-124). 19. yzyln sonuna gelindiinde Kazakistann btn blgelerinde Tatar nfusa rastlamak mmknd. Tatar nfusun en youn olduu blge ise Semey ehriydi. 1897 ylnda bu blgedeki Tatar nfusu 700 bine ulamt.3 Kazak bozkrlarnda etkili olan dier bir grup ise dil-Ural blgesinde medreselerde okuyan Tatar talebeleridir. Bu dnemde medrese eitimi alan Tatar talebeler hem geimlerini salamak hem staj amac ile yaz aylarnda medreselerin tatil olmasyla birlikte Kazak bozkrlarna giderek Kazak ocuklar okutuyorlard. nl Tatar yazar Galimcan brahimov da birka yl Kazak ocuklarn okutmutur. Onun Kazak Kz isimli roman bu gnlerin mahsuldr. Dier bir Tatar yazar Zarif Beiri de hatralarnda Kazak bozkrlarnda geen retmenlik yllarndan bahsetmektedir. nl Tatar air Mecit Gafuri ve Abdurreit brahim de Kazak bozkrlarna gelerek eitim faaliyetlerine katkda bulunmulardr. Abdrreit brahim, Kazaklar arasnda geirdii gnleri Kazak Ahvali isimli eserinde anlatmtr (Trkolu 2000: 100). 19. yzyln ilk yarsnda Kazaklar zerindeki Tatar etkisi o kadar artmtr ki; idarede memurlar ve tercmanlar tamamen Tatarlardan seilmeye balanm, Tatar dili Kazaklarla Rus hkmeti arasndaki ilikilerde olduu kadar yerli Kazak okullarnda da resmi dil olmutur (Zenkovsky 1978: 52). Tatarlarn Kazakistandaki eitim faaliyetleri ksa srede netice vermi, bunun sonucunda slmiyetin ve Tatar kltrnn Kazaklar zerindeki etkisi olduka
159

bilig, K / 2009, say 48

youn bir ekilde hissedilmeye balanmtr. Fakat Krm savandan sonra slam siyaseti deien Rusya, Tatarlarn faaliyetlerini Kazaklarn Ruslatrlmasnn nnde engel olarak grd iin bu faaliyetlere kar tedbirler almaya balad. Rus tccarlarn Kazakistana gelmesi ile birlikte Tatar tccarlara rakip olmalar da bu tedbirlerin alnmasnda etkili oldu. Bu dnemde Rusyada gelien milliyetilik dncesi sonucu Rus aydnlar da Orta Asyadaki Tatar etkisinin snrlandrlmas iin hkmete bask uygulamlardr. Milliyeti Rus aydnlarna gre: dil-Ural blgesinde ok sayda Usl- Cedd okulunun almas blgedeki baka halklarn da Tatarlamasna sebep olmaktayd. Rus milliyetileri, Orenburg Mftln II. Katerina dnemi siyasetilerinin baarsz fikirlerinin neticesi olarak dnmekteydiler. Onlara gre Mftln kontrol altndaki Kazak halk Tatar din adamlar tarafndan kandrlyorlard. Mftle bal alan Tatar mollalar Kazak bozkrlarnda kylere dalp Tatar nfuzunu ve sava Panislamizm dncesini yayyorlard (Trkolu 2000: 80). Kazakistanda Tatarlarn faaliyetlerine kar ilk ciddi adm, 1818 ylnda Kazakistan idari blgelerinde Tatarca konuulmasnn ve Tatar tercmanlarn almasnn yasaklanmas oldu. 1870 ylnda Rus olmayan milletlerin eitiminin dzenlenmesi kanunu ile geleneksel Kazak okullarnda ve Kazak-Rus okullarnda Rusa eitim kalitesinin artrlmasna karar verilmesi ise dier bir admd. Bylelikle Rusya hkmetinin ihtiyac olan Rusa bilen memur ve tercmanlar Kazaklar arasndan yetitirilerek Tatarlara ihtiya kalmayacakt (Ceksenbayeva 1996: 56). Bu konuda olduka titiz davranld. Kazak tercmanlarn yetimesi iin Rus okullarnda okuyan Kazak rencilere ekonomik destek saland. 1882 ylnda kanun kartlarak hkmet merkezlerinde Tatar tercmanlarn yerine Kazak tercmanlar yerletirilmeye baland (Prmanov vd. 1997: 65). Rus yneticiler, Kazakistanda eitim alannda Tatar etkisini nlemek iin 1871 ylnda mfettilik sistemini kurarak Tatar okullarnn kontroln salamaya altlar (Prmanov vd. 1997: 164). Bunlarn dnda Orta Asyaya gelen Tatarlarn, dier Trk boylar arasnda retmenlik yapmalar nlenmeye alld. Rusyann ald bu tedbirler, yerli halkn arasndan retmenlerin kmasna yardmc olmutur. Rusya Kazakistandaki Tatar etkisine kar sadece eitim alannda tedbirler almayp din, idari ve basn alanlarnda da baz snrlandrmalar getirdi. Rus aydnlarn basklar sonucu Rusya hkmeti, 1868 ylnda kartt bir kanunla Orenburg Mftlnn yetki alann snrlandrarak Kazaklar bu mftln kontrolnden kartt. Din ilerin yrtlmesi ise yerel ynetimlere brakld (Rustemov 2004: 84-85). 1886 ylnda Tatarlarn Orta Asyada
160

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

geni arazi edinme hakk snrlandrld. 1907 ylnda ise Genel Valilik, Tatar propagandasn durdurmak iin sansr uygulanmasna balayarak cediti yaymlar yasaklad (Egamberdiyev 2002: 67). Rusya, Kazakistandaki Tatar etkisini bir taraftan ald tedbirlerle snrlandrmaya alrken dier taraftan da Dala Vilayeti gibi resmi nitelikli gazetelerde Tatarlar aleyhinde olumsuz haberler yaparak halkn Tatarlara olan itimadn yok etmeye alt. Bu nevi yaynlarda Tatar tccarlarn Kazak halkna ynelik yaptklar hakszlklardan rnekler verilerek, Tatarlarn Kazakistanda yaptklar ticari faaliyetler cahil Kazak kyllerinin smrlmesi eklinde deerlendirildi. Bylelikle, hem Tatarlarn Kazakistandaki sosyal ve kltrel etkisi engellenmek istendi hem de Rus tccarlarn Kazakistandaki ekonomik faaliyetlerinin n almaya alld.4

Kazak Genlerinin Eitim Aldklar Tatar Medreseleri Kazak rencilerin Ufa, Troisk, Kazan ve Orenburg gibi yerleim yerlerinde alan Tatar medreselerinde eitim almalar 18. yzyln sonlarnda balad. Orenburg Mfts Muhammetcan Hseyinin kz Fatma Hanmn Kazak Han ile evlenmesinden sonra, Hana Kazak genlerini Tatar medreselerine gndermesi ynnde telkinlerde bulunmu; bu telkinler sonucu birok Kazak genci sterlitamaktaki medreselere eitim almak iin gelmilerdi. sterlitamak 19. yzyln banda, Kazaklarn eitim hayatnda en nemli yerlerden biriydi. Yllk yaklak 150 Kazak rencinin en az 10 yl boyunca eitim ald bu ehir, ayn zamanda Nakibendi tarikatnn da merkezi durumundayd (Algar 1992: 124-125).
Bu dnemde dil-Ural blgesindeki Mslman din adamlarnn kontrolnde olan eitim-retim Rus hkmetinin hibir katks olmadan kendi kendine gelimiti. Ruslar, Hristiyanlatramadklar Tatar-Bakrtlar serbest brakmay tercih etmiler; dolaysyla eitim ileri din adamlarnn kontrolnde kalmt. Bu durum 19. yzyln sonuna kadar devam etmi, hemen her caminin yannda medreseler almt (Devlet 1999:179). Alan bu medreselerde Kazak renciler de eitim almlardr. 20. yzyln ba itibariyle dil-Ural blgesindeki medreselerin ve bu medreselerde eitim alan rencilerin Kazak kltr hayatndaki etkileri o kadar artmtr ki bu durum ileri Bakanlnn dikkatini ekmi; valiliklere bu konu hakknda ikaz mektubu gndererek onlar uyarmtr: nl bir Tatar mollann Panislamist propaganda yapt grlmektedir. Kazak rencilerin eitim aldklar din merkezlerin takip edilmesi gerekmektedir. zellikle Rusya Mslmanlarndan olmayan ve d lkelerde eitim alm olanlarn din hizmetler yapmalarna msaade edilmemelidir. Bununla
161

bilig, K / 2009, say 48

beraber Rusyadaki baz Mslman din merkezleri mesela yeni usulle eitim veren Orenburgda Hseyinov Medresesi ve Ufa ehrindeki liye Medresesinin ok fazla gvenilir mollalar yetitirmedii tecrbeyle sabittir (Prmanov vd. 1997: 66-67). Hkmete gre yeni metotla eitim veren medreseler halk arasnda Pantrkizm ve Panislamizm propagandas yaptklar iin bu okullarn faaliyetleri engellenmeliydi (Prmanov vd. 1997: 47). Rusya ileri Bakanlnn dikkatini eken bu medreseler arasnda Medrese-i Resliye, Medrese-i Hseyniye ve Medrese-i liye gibi Kazak rencilerin rabet ettikleri medreseler bulunmaktadr. Bu medreselerden olan Resliye Medresesi, Troisk ehrinde ald. Mdr tannm din limi eyh Zeynullah Reslidir. Troiskta doan Resli, kendi kynde bir sre okuduktan sonra Moynakta eyh Yakup Hazretin medresesinde eitim ald. 1848de hocasyla birlikte Ahund kyne giderek orada eitimine devam etti. 1851 ylnda Troiskta Ahmet Halit Mengerinin medresesinde yksek din ilimler okudu. 1869 ylnda hac ziyaretinde iki kez stanbula geldi. 1884 ylnda Troiskta at ve kendi adyla anlacak olan medrese hzl bir ekilde Tatarlar, Bakrtlar ve Kazaklar arasnda n kazand (Algar 1992: 122). Dneminin nemli cediti aydnlarndan kabul edilen Resli, medresede uygulam olduu yeni pedagojik eitim sistemiyle baar salad. Medresenin program medreseyi materyallerle destekleyen brahim Altnsar ve Rus dilinin hkimiyetinden ekinen ve geleneksel eitimi modern eitim metotlaryla veren okullar arayan zengin Kazak tccarlar tarafndan da beenildi. Resuliye Medresesinde okuyan Kazak rencilerin kesin says hakknda bilgi mevcut deildir. Aratrmac Cemaladdin Velidov, bu dnemde Resliye medresesinin rencilerinden yzde 10unun Kazak ve Bakrt rencilerinden olutuunu bildirmektedir (Algar 1992: 122-125). 20. yzyln banda Kazakistann fikir hayatnda nemli yere sahip olan Aykap dergisinin nairi Muhammetcan Seralin ve ba editr Ekrem Alimov bu medresede eitim almlardr (Subhanberdina vd. 1993: 301). Medresede yetitirdii rencilerini Kazak bozkrlarna gndererek Kazaklar arasnda slam kltrn yaymaya alan Resli, Rusyann Kazaklar Hristiyanlatrma politikasna kar karak Rus misyonerlerin almalarna kar halk uyandrmak iin mcadele etti. Reslinin faaliyetleri Rus yneticilerinin Kazakistanda Tatar etkisini snrlandrmak iin aldklar tedbirlerde etkili olmutur (Algar 1992: 125).

162

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

Bu dnemde, Kazak kltrel hayatnda etkili olan dier bir medrese ise 1890 ylnda tccar Ahmet Hseyinov tarafndan Orenburgda alan Hseyniye Medresesidir. dil-Ural blgesinde gelien Cediti dncenin tesiri altnda kalan medresenin (Devletin 1981: 62) kurulu amac 1906 ylnda okulun yeni binaya tanma treninde Ahmet Hseyin tarafndan yle dile getirilmitir: Milletimizin ocuklar Mslman ve Rus dillerinde ylesine bilgi sahibi olmal ki hayata atldklarnda her trl ite rekabet edebilsinler. Mesela idareci, retmen, muhasebeci ve din adam olabilsinler. Bilimsel konularla urama arzusunda olan genler Rus okullarna daha kolay girebilsinler. Hseyniye Medresesi slami aratrmalarda yksek eitim grmek isteyenlere ak fikirli slam bilgini veya din retmeni olmalarn salayacak yeterli eitimi de vermelidir (Rorlich 1986: 94). Hseyniye Medresesinde sadece din dersler deil, ayrca tarih, corafya, kimya, zooloji, Trke ve Rus dili gibi dersler de okutuldu (Devlet 1999:182). Rus okullaryla yar edebilecek seviyeye ulamay hedefleyen Ahmet Hseyinov, dnemin nde gelen aydnlarn medreseye ders vermek zere davet ederek medreseyi ksa zamanda dneminin nemli modern eitim kurumlarndan biri haline getirdi. Medresede renci says 160 yatl ve 150 gndzl olmak zere 300 gemitir (Kurat 1965: 116). Medresede Kazan blgesinde yetimi Ceditilerinin en nemlilerinden olan Musa Carullah Bigi (1875-1939), 1909-1910 yllar arasnda dinler tarihi; dnemin dier Ceditilerinden, Zakir Karidi 1907-1917 yllar arasnda felsefe, psikoloji, mantk; Cemaleddin Velidi (1887-1932), 1911-1917 yllar arasnda Trke dersleri verdiler. Bir baka cediti aydn Ayaz shakide (1878-1954), 1902 ylnda bu medresede farkl alanlarda dersler vermitir. Medresede Tatar rencilerin yannda bir hayli Kazak renci de eitim grd. Bunlar arasnda Kudaybergen Cubanov, amgali Sarbayev, Gabit Sarbayev, Cumabay Orazalin, Bilal Suleyev, Elemes Kermenov, Hayrettin Balgnbayev, zamannn nemli edebiyatlarndan olan Kencegali Gabdullin5 ve Abdlkerim Mecidul bulunmaktadr. Mecidulnn medresede eitim grd dnemde Kazak rencilere ynelik yazd kitab 1910 ylnda yaymlanmtr (Ahmetov 1996: 145-146). Bu dnemde Kazak rencilerin en ok rabet ettikleri dier bir medrese ise liye Medresesidir. Bu medrese dil-Ural blgesinin cediti din limlerinden Ziyaeddin Kemali (1873-1942) tarafndan Ufada 10 Ekim 1906 tarihinde Medrese-i liye-i Dinye adyla resmen ald. Kemali, medresede bir taraftan mdrlk yaparken dier taraftan tefsir, hadis, siyer ve psikoloji dersleri
163

bilig, K / 2009, say 48

okuttu. Ayn zamanda Hseyniye Medresesinde ders veren Zakir Kadiri, liye Medresesinde de mderrislik yapt. Din ilimlerin yannda matematik, fizik, kimya gibi fen dersleri de okutulan medresede, (Rorlich 1986: 94) balangta 70 renci, 1909-1910 eitim ylnda ise 226 renci renim grmekteydi (Mara 2002: 181). Cediti ekoln temsilcisi olan medresede 1909 ile 1916 yllar arasnda 154 Kazak renci eitim ald. Bunlar arasnda Tahir Comartbayev, Macan Cumabayev, angali Arabayev, Mustakm Maldbayev, Mustafa Orazayev, Bekmuhammet Serkebayev, Beyimbet Maylin, Zakir Gaysin gibi Kazak gazetesi ve Aykap dergisinde yazlar yaymlanm Kazak aydnlar yannda Abdulla Berikov, Cumagali Bisenbayul, Sadvakkas Candosul, Zeynel mamcanov, Gabdirahman Mustafin ve Abdolla okayev gibi eitimcilerde bulunmaktayd.6 Bu medreselerin dnda Kazak genlerinin eitim aldklar Kzlyarda Hsniddin Halfe, Veli Ahund, Aziz Molla medreseleri, Arif Toymat tarafndan kurularak Seyit Abdlcelil ile kardei Hasan Panamar tarafndan idare edilen 150 talebelik medrese (Arat: 502), Orenburgda Muhammediye Medresesi ve Ufadaki Osmaniye Medresesi de vard (Devlet 1999: 183-184).

Kazakistanda Tatarlarn Etkisi Altnda Ceditiliin Gelimesi Balangta din dncenin yeniden deerlendirilmesi olarak dil-Ural blgesinde Abdunnasr Kursavi ve ahabettin Mercaninin nclnde gelien Ceditilik, sonradan Rusyada yaayan Mslman Trk gruplarda toplumsal reform ve deiim taleplerini yanstan bir deyim olarak kullanlmaya baland (Andican 2003: 25). smail Gaspralnn7, dilde,fikirde, ite birlik slogan ile birlikte Ceditilik, Panslavizm kart ve Trk dnyasn asgari mtereklerde birletirmeyi amalayan bir akm haline dnt. arlk Rusyasnn btn Mslman Trklerini kuatan yeni bir kimlik oluturma siyasetine kar Ceditilik hareketi, ortak bir Trk dili etrafnda Trk mill kimliinin korunmasn esas ald (Kovaltskaya 2002: 645). Eitimde yenileme veya dier bir tabirle eitim reformu ile ilgili bir kavram olarak gelien Usl- Cedd ise, nceleri Osmanl slahat hareketleri erevesinde kullanlp daha sonra Gaspral ile birlikte nce Krmda daha sonra tm Rusya Mslmanlar arasnda birok taraftar kazand (Muhammeddin 1998: 35).
Ceditilik dncesi Rusya Trklerinin tamamnda olduu gibi Tatarlar yoluyla Kazakistanda da etkisini gsterdi. Bu dnce ilk olarak Kazakistanda 19. yzyln sonlarna doru muhafazakar Kazak airleri ve ozanlar tarafndan ifade edildi. Ceditilik dncesi ile birlikte gelien yeni usul eitimden etkilenen ozanlar, yazm olduklar iirlerle Usl- Cedd eitimi vdler. Bu ozanlarn banda Ebubekir Kerderi gelmektedir. Kerderi, Tatar Ceditilerin
164

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

at Usl- Cedd okullarn takdirle karlayarak bu tr okullarn Kazakistanda da almas iin aba gsterdi. Kerderiye gre Kazak bozkrnn arlaan ekonomik artlar altnda geleneksel eitim metotlaryla Rus smrsne ve asimilasyonuna kar koymak imkanszd. Bu sebeple bir an nce eitim alannda reformlar yaplmalyd (Olcott 1987: 108). Ceditilik dncesinden etkilenen baka bir halk ozan da Miftaheddin Muhammetyaroluydu (Akmolla). Akmolla gen yata yetim kalp zor artlar altnda Orenburgda eitim ald. Eitim dneminde Ceditilik dncesinden etkilendi. Eserlerinde Ceditilii ven ozan, Bakrt Nurgali Mollaya yazd bir mektubunda dil-Ural blgesinde Cedidizmin sembol olmu din limi Mercaniye8 olan sevgisini dile getirdi.9 Kadimcilere kar olan ozan, yazd iirlerinde kadimci din adamlarn eletirdi ve slam din iin cann verebilecek gerek din adamlarnn zor bulunduunu belirtti.10 Tesiri altnda kald Cediti dncelerden dolay Akmolla her frsatta modern eitimi savundu. iirlerinde Kazak genlerine Rusa da dahil olmak zere bat dillerini renmeyi tavsiye etti.11 20.yzyln banda dil-Ural blgesinde Cediti medreselerde Kazak rencilerin eitim almaya balamasyla birlikte Kazakistanda Ceditilii benimsemi bir aydn snf da olumaya balad. Macan Cumabayev, angali Arabayev, Mustafa Orazayev, Bekmuhammet Serkebayev, Beyimbet Maylin, Ciyengali Tilevbergenov ve Muhammetcan Seralin gibi aydnlar daha rencilik yllarnda tesiri altnda kaldklar Ceditilik dncesini yaymak iin fikri almalara baladlar. liye Medresesinde okuyan Kazak renciler 1916 ylnda Kazak bozkrlarnda Usl- Cedd okullarn almasn tevik etmek amacyla Sadak dergisini elyazmas olarak yaymladlar. Derginin yaymlanmasnda Kazak gazetesinde de yaz ve iirleri yaymlanan Beyimbet Maylin ve Ciyengali Tilevbergenov grev ald (Allabergen vd. 1996: 63). Derginin yaymlanma amac Tilevbergenov tarafndan yazlan retmenlik Hakknda adl makalede u ekilde izah edildi; Medreseyi bitiren Kazak rencilere ilk olarak sahtekr mollalarn peinden gitmemeli, kinci olarak da Kazakistann deiik yerlerinde Usl- Cedd ile eitim vermeli ve bu yntemi yaygnlatrmaldrlar (Allabergen vd. 1996: 64). Cediti medreselerde eitim alan Kazak rencilerin almalar Rus polis tekilatnn dikkatini ekmi bu rencilerin faaliyetleri takip edilmeye balanmtr. O dnemin polis raporlarnda bu rencilerin faaliyetleri ile alakal u bilgiler bulunmaktadr: Cediti renciler Kazak-Rus okullarna Kazakistanda gerek olmadn, Rus dilinin Tatar medreselerinden de renilebileceini, medreselerde dersle165

bilig, K / 2009, say 48

rin de Trk dilinde okutulmakta olduunu sylyorlar. Ayn zamanda Rus hkmetinin Kazaklara kar uygulad smr siyaseti sonucu olarak Kazaklarn iinde bulunduu ar durumu dile getiren ve Kazaklar arasnda infial uyandran Uyan Kazak, Tur Kazak, Masa gibi kitaplar Ufada bastrp halka datmaktalar (Pmanov vd.1997: 65-66). Cediti Medreselerde eitim alan Kazak rencileri mezun olmalaryla birlikte Kazakistann eitim hayatnda da etkili oldular. Kazakistann muhtelif yerlerinde ya yeni uslde eitim veren okullar atlar ya da var olan okullarda yeni usl eitim verdiler. Kazak bozkrlarnda yaygn olarak Usl- Cedd okullar ncelikle Semey eyaletinde ald. Bu dnemde Semey blgesinin nemli bir sanayi ve ticaret merkezi olmasndan dolay eitim faaliyetlerine destek veren bir zmrenin olumas ve bu blgede Tatar tccarlarn ve Tatar retmenlerin youn faaliyetleri Semeyi yeni usl eitimin merkezi durumuna getirdi. Kazakistann deiik ehirlerinde alan Usl- Cedd okullar hakknda Kazak gazetesi ve Aykap dergisi okuyuculara bilgiler verdi. Kazakistan genelinde 1912 ylnda yeni usl eitim veren okul says 121e renci says ise 1810a ykselmitir (Prmanov vd. 1997: 45). 20. yzyln bandan itibaren yetien cediti aydnlar da geleneksel eitim metodunu eletirmeye ve yeni eitim metodunu desteklemeye devam ettiler. Bu dnemde Usl- Ceddin takipilerinden olan Muhammet Salim Keimov, Kazaklara Nasihatler, Nezaket ve Kitaplar Anlamak adl eserlerinde Usl- Ceddi savunup yeni usl eitim hakknda retmenler ve rencilere rehber olabilecek bilgiler verdi. Keimov, Propaganda adl kitabnda Kazaklara tka basa yemek yemekten vazgemeyi nerirken ocuklarn ilgilerini derslerine younlatrmalarn istedi. Keimov, kadnlarn eitilmesine zel bir nem verdi. Ancak Keimov, Kazak ailelerin ocuklarn Rus okullarna gndermelerine kar km; Rusa eitim alan ocuklarn mill kimliklerini kaybedeceklerini iddia etmitir. Kazaklar uyanmaya davet eden Keimova gre artk uyanmann ve gelimi lkeler gibi bilime sarlmann zaman gelmitir. Ona gre: Bilim ne altnla ne de inciyle kyaslanamayacak kadar deerli olan bir hazine ve asla tkenmeyen, kullanldka artan bir deerdi (Kovaltskaya 2002: 646). Keimov, Aykap dergisine gnderdii makale ve haberlerle de Usl- Cedd eitimi desteklemi; eski usulde eitim veren kadimci mollalar iddetli bir ekilde eletirmitir. Bu trden yazd makalelerden birinde Keimov, Evliyaata ehrindeki eitim faaliyetlerini u ekilde deerlendirmitir: Evliyaata ehrinde 2-3 mahallede mescit olsa da, kz ve erkek ocuklar iin hazrlanm dzgn bir okul ya da medrese yok, var olan medresenin ii bo.
166

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

inde bulunan an yiyip iip yatmakta. anlarn iinde 7 kadnla bile evlenenleri grlmekte. Eviliyaata'da eitim sadece Tatar mahallesinde var diyebiliriz. Bu okullarda 70'ten fazla renci okumakta. Okulun bir geliri yok. Buradaki halkn yardmlamasyla eitim faaliyetleri devam etmekte (Keimov 1913). Bu dnem Kazak Ceditileri arasnda Muhammetcan Seralinin ismi olduka nemli bir yer tutmaktadr. 1872 ylnda Turgay eyaletinin Kostanay ehrinde dnyaya gelen Seralinin daha yandayken kaybettii babas Serali, tannm bir halk ozan idi. Babasnn lmnden sonra aslen Tatar olan annesi ile birlikte Troiska g etti. Troiskta kendilerine maddi destek salayan tannm Tatar tccar Molla Ahmet Yauevle kurmu olduu yakn mnasebetler Seralinin fikir dnyasnda etkili oldu. Bu dnemde Yauevin evi tannm yeniliki aydnlarn topland bir yerdi. Seralin, Tatarlar arasnda gelien yenilikilik dnceleri ile ilk kez bu evde tant (Sabol 2003: 88). Seralin ilk eitimini tamamladktan sonra Troisktaki Resliye medresesinde eitimine devam etti. Cediti dncelerin onun fikir dnyasna yer etmesinde medresede ald eitimin byk rol oldu. nk Seralin, bu dnemde yeniliki Tatar aydnlarn zellikle de ehabettin Mercaninin eserlerini okudu. Sosyal, din ve kltrel kimlii koruyarak Batda gelien ilim ve fennin alnabileceini, bunun da en gzel yolunun Rusa renmekten getiini savunan cediti aydn Mercaninin eserlerinin (Rorlich 1986: 88) Seralin zerinde byk etkisi oldu. Seralin medresede eitimini tamamladktan sonra Kostanaydaki Kazak-Rus okulunda eitimine devam etti. Bu okulu da bitirdikten sonra Turgay eyaletinin Irgz ehrinin uzak kylerinin birinde kendi okulunu aarak Kazak ocuklarna yeni usulde eitim vermeye balad (Avezov 1991: 152-155). Eitim dneminde yeniliki dncelerin tesirinde kalan Seralin, sadece eitimci kimliiyle deil ayn zamanda da gazeteci olarak da alarak etkisi altnda kald Cediti dncenin savunucusu oldu. dil-Ural blgesinde basn-yayn hayatndaki gelimelerden etkilenen Seralin, Kazak basn hayatnda nemli bir yere sahip olan Aykap dergisin kartlmas iin Rus yetkililerden izin alarak 1911 ylnda dergiyi yaymlamaya balad (Allabergen vd. 1996: 47). 1915 ylna kadar yaymlanan dergide tarih, edebiyat ve dil zerine birok makale yaymlad. Kazaklarn Trk Dnyas ile olan bana nem veren Seralin, yazd makalelerle Kazaklarn kltrel kalknmasn Rusyada yaayan dier Trk halklar ile birlikte gerekletirmesini savundu (Sabol 2003: 130).

167

bilig, K / 2009, say 48

Gaspralnn dilde, fikirde, ite birlik sloganyla ortaya att Trk dnyasnn kltrel birliinin salanmas projesi ile ekillenen Trklk dncesi etkisini dier Kazak Ceditileri gibi Seralin zerinde de gsterdi. Seralin, Kazak tarihi ile alakal yaplan almalarda Kazak soyunun kklerinin Trk tarihinin dnda baka yerlerde aranmasn iddetle eletirdi. Seralin, bu amala Aykap dergisinde bir makale yaymlayarak Kazaklarn Trk neslinden geldiini, Trk tarihinin de byk cihangirler ve byk ilim adamlar kardn gururla u ekilde dile getirdi: Bizim neslimiz Trktr. Tarihilerin dediklerine gre atalarmzn hi kimseden eksik taraf yoktur. Onlar bir zamanlar btn dnyay titretmiler ve gemite ok byk medeniyetler kurmulardr. Cengiz Han ve Timur Han gibi byk cihangirler, bni- Sina ve Cevheri gibi byk limler karmlardr. Bylesine yce atann ocuklarnn Trklkten kamasnn sebebi anlalmamaktadr (1912). Gaspral nclnde gelien Ceditiliin Kazaklar zerinde ne denli etkili olduunu Muhammetcan Seralinin smail Gaspralnn lm ile alakal yazd bayazda grmek mmkndr. Seralin, Gaspralnn yapt faaliyetleri takip ettiini ve onun eserlerini okuduunu, onun lmnn Trk Dnyas iin byk bir kayp olduunu Yeri Dolmayacak lm adl yazsnda Aykap okuyucularna duyurmutur: Bu eyll aynn 11. gn Bahesaray ehrinde slam lemince tannan Tercman gazetesinin yazar ve nairi smail Gaspral 65 yanda vefat etmitir. Otuz be yldan beri slam dnyasna nclk yapm olan, ilim yolunda alan bir bymz kaybettik. Altn elde iken kadri yoktur demi atalarmz. Biz de hayatta iken birok kiinin kymetini bilmeyiz. Ama Gaspral byle bir altn deildi. nk onun kymeti salnda milleti tarafndan bilinmekteydi. Gaspralnn bu denli sevilmesinin sebebi ne idi? O ok zengin bir adam deildi. Onun bylesine sevilmesinin sebebi yurduna olan sevgisi idi. Bundan 35 yl nce o Rusya Mslmanlarnn karanlk iinde olduklar dnemde Tercman gazetesini kararak Rusya Mslmanlarn uyandrmt. Rusya Mslmanlar birbirlerini tanmayan, kendilerinden habersiz, ilimden yoksun bir halkt. Gaspral, halk uyandrarak kendine getirdi. Onlara okuma-yazmay retti. Misyonerlerin slam ktledikleri dnemde onun verdii Medeniyet-i slam adl kitapla rahatladm. Ondan sonra stadn Frengistan Mektuplar adl kitabn okudum. Bu kitap benim gelecee umutlu bakmam salad. Allah rahmet eylesin (1914). 20. yzyln banda Ceditilik ile birlikte gelien Trklk dncesinin sembol ismi Macan Cumabayevdir. Cumabayev ilk eitimini 1905 ylnda
168

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

Kzlyar ehrinin nde gelen zenginlerinden olan ve stanbulda niversite eitimi alm olan Muhammetcan Berievin am olduu medreseden ald. Bu medrese Kuzey Kazakistann o dnemdeki en nemli eitim kurumlarndan birisi olup medresede Arapa, Farsa ve Trk dilinde eitim verilmekte, Trk tarihi ise teferruatl olarak retilmekte idi (Abdullin vd. 1993: 33). iirlerinde Trk tarihinin zenginliini ileyen Macan, tarih bilincini Kzlyardaki bu medreseden almtr. Onun edebiyata olan ilgisinin artmasnda Kazak airi Abay ve Tatarlarn nl airi Zakir Sadkul Ramiyevin eserlerinin yannda, medrese eitimi srasnda tant Sadi, Firdevs, mer Hayyam gibi ark edebiyatnn nde gelen isimlerinin eserlerinin de byk etkisi oldu (Abdullin vd.1993: 30). Macan Cumabayev, medresedeki eitimini tamamladktan sonra 1910 ylnda medreseden arkada Bekmuhambet Serkebayev ile birlikte Ufa ehrindeki liye Medresesinde eitimine devam etti. Bu dnemde liye Medresesinde nde gelen hocalar arasnda Selimgerey Canturin ve Alimcan brahimovda bulunmaktayd. Macan, liye Medresesinde Kazak siyasi ve dnce hayatnda ileriki yllarda sz sahibi olacak olan Suleyev, Kudiyarov, mancanov, Orazayev, Maylin, Ekeyev gibi Kazak genleri ile tanmtr (Cumabayev 1992: 6). Abay Kunanbaya kar byk ilgi duyan Macann Abayla alakal iirleri 1912 ylnda olpan adl iir kitabnda yaymland. Macann kitabn yaymlamasnda onun airlik ynnn ne kadar gl olduunu fark eden Tatar air Alimcan brahimovun byk destei oldu. brahimov, bir Kazak kznn hayatnn anlatan Kazak Kz adl romann giri sayfasna gen Macann yazd iiri koymutur (Cumabayev 1995: 9). Dneminde Trklk ve Ceditilik dncelerinin temsil edildii liye Medresesinde ald eitim Macann fikir dnyas zerinde etkili olmutur (Cumabayev 1995:9). Cediti aydnlarla Ufadaki liye Medresesinde tanan Macan Cumabayev, eserlerinde Kazakistanda gelime gsteren Trklk dncesinin Kazak anlayna gre snrlarn izmeye alt. Cumabayev, bir taraftan Kazak dilinin iirsel gcn ustaca kullanarak Kazaklarn tarih uurunu ekillendirmeye alrken dier taraftan da umumi Trk dnyasyla Kazaklarn ballk derecesini gstermek istedi. Cumabayevin iirlerinde 1910 ve 1920ler itibariyle Trk dnyas kavram olduka geni bir alan kapsamaktayd. Yirminci yzyln banda Kazaklarn rkda ve dilda grdkleri halklarn yaad corafi saha; Anadolu Trklerinin yuvas Osmanl mparatorluundan, Orta Asyann kalbine kadar uzanan genilii kapsyordu. Cumabayevin iirlerinde ilenen tarihi semboller Farabiden bn-i Sinaya,
169

bilig, K / 2009, say 48

Cengizden Timura kadar olan politik kltrel sahalar iine alyordu. Cumabayev, Turan kavramnn zellikle Orta Asyadaki Trkler iin ne kadar birletirici bir unsura sahip olduunu Trkistan12 iirinde dile getirdi. (Krml 2002: 365). Zaten lml Mslmanlar olan Kazaklar arasndan, az da olsa, slam Ceditiler gibi yorumlayan Kazak aydnlar da yetiti. zellikle 19. yzyln ikinci yarsndan sonra Kazak din adamlarnn slam Kazaka anlatmak ve Kuran Kazak dilinde okuma isteklerinden dolay Kazakann edebi bir dil haline gelmesiyle birlikte Kazaka din kitaplar yazlmaya baland. Bu alanda Trk dnyasnda gelien din yenileme hareketinden etkilenen ekerim Kudayberdiyev, Muslmandk art isimli almasnda slam Ceditiler gibi yorumlad. Kurandan slamn temel esaslarn ieren baz blmleri Kazak diline tercme etti. Kazak halknn yaamnda yer almaya balayan slam dinnin kurallarn, herkesin anlayaca bir lisanla anlatt. ekerim, kitabnda neden sade ve akc bir lisan kullandn u ekilde izah etti: Okumay bilenleriniz kitaplardan, bilmeyenleriniz ise mollalardan renmisinizdir. Bizim Kazak halknn anlayabilecei bir kitap olmadndan, ahlak- ibadet konularn Kazak dilinde yazmaya karar verdim (Sahipova 2005: 157). Bir ilahiyat olarak slamn Kazaklarn eski inanlarna gre ok ileri olduunu, halka ok ey kazandrdn belirten ekerim, Ank- ( Malum) adl felsefi eserinde hakikati, gerek iman, yani insanlk, adalet ve merhamet olarak anlatt (Kovaltskaya 2002: 646). Bu dnemde yetimi bir ok Kazak aydn gibi Sekerimin de fikir dnyasnn gelimesinde de Gaspral smailin etkisi oldu. ekerim, Gaspralnn kendisi zerindeki etkisini u szlerle aklamtr: Eitiminden getiim Abaydan sonraki stadm Tercman gazatesinin sahibi smail Bey Gaspral desem yeridir. Onun gazetesini okudum, ondan ok faydalandm. Allah onu iki dnyada maksadna erdirsin. Amin (Mektep 2004: 649).

Sonu Tatarlarn Kazak bozkrlarna gelmeleriyle birlikte balayan Tatar-Kazak mnasebetleri etkisini ncelikle dini alanda gstermi, daha sonraki dnemlerde dil-Ural blgesindeki medreselerde Kazak rencilerin eitim almaya balamalar ile birlikte bu etki kendisini kltrel hayatn btn alanlarnda hissettirmitir. zellikle dil-Ural blgesinde gelien Ceditilik dncesi, Kazak genleri vastasyla Kazak bozkrlarnda da etkili olmaya balamtr.
Ceditilikle birlikte gelien Usl- Cedd okullar, medrese mezunu genlerin tevikiyle Kazak bozkrlarnda da almaya balanm, Kazak gazetesi ve Aykap dergisi vastasyla ise yeni usl eitim tevik edilmitir. Kazak aydnlar arasnda Ceditilik, ayn zamanda Gaspralnn dilde, fikirde, ite birlik
170

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

sloganyla ekillendirdii Trklk dncesiyle de kendini gstermitir. Kazak Ceditileri, yapm olduklar ilmi ve edebi almalarda Kazaklarn, Trk dnyasyla olan balarn vurgulayarak, Kazaklarn modernlemesinin Trk dnyasnda gelien cediti dncelerle gerekleebileceini savunmulardr.

Aklamalar
1. Merkezi Ufada olan, fakat Orenburg Mslman Ruhani Meclisi adn tayan bu messesenin vazifesi mollalar ve baka Mslman ruhanilerini tayin etmek ve Rusyada Mslman ruhani mansb sahiplerini idare etmekti. Bk. (Kurat 1993: 285). Bugn Uraln gneyinde yaayan takriben 80 bin kiilik bir Tatar boyudur. Tatar halknn teekklnde rol almlardr bk. (Zekiyev 2006). http://www.iie.freenet.kz/indexnews.php?subaction=showfull&id=1179209634 &archive=&start_from=&ucat=13& (29-11-2007). Nogaydarn Kr Caynda Turmuu Kazak Halktarna Timi Cnderi, Dala Valayatnn Gazeti, Nu.12-13 (1900). Kencegali Gabadulin, 1913 ylnda Kazan ehrinde harfleri resimlerle tantan nege ad verilen bir kraat kitab hazrlad. Kazakistan SSC kurulduktan sonra Saken Seyflin ile birlikte Enbeki Kazak gazetesinde almtr. bk. (Ahmetov 1996: 40). Aratrmac Galm Ahmetov, Moskovada yaymlanan Temirgazk gazetesine dayanarak liye medresesinde okuyan Kazak rencilerin listesini vermitir. bk. (Ahmetov 1996: 143-145). Gaspral hakknda bk. (Devlet 1984: 154, Lazzereni 1984: 77-86). Rusya Mslmanlar arasnda gelien Ceditiliin nclerinden olan ehabettin Mercani (1818-1889), Kazan yaknlarnda Mercan kynde dnyaya gelmitir. Eitimine babasnn medresesinde balayan Mercani, sonra Buharaya daha sonra da Semerkanda giderek eitimine devam etmitir. Semerkandda fikirlerinde byk deiiklikler olan Mercanide din ilimlerde slah fikri olumutur. lk kez selef kitaplaryla sonradan yazlan eserler arasnda kyaslamaya giden Mercanide Kuran ve hadisten, selefin yolundan uzaklald kanaati olumutur. Bk. (Mara 2002: 73-78). Muhakkk Mercanga avzn akan - Muhakak ki Mercaniye kar azn aan Iblayday zehrin akan molda sizbe?- Iblay denen molla sizmisiniz? Mnnn ayaymn biraderm- Dncene acrm biraderim Kutrsan da Uralday tavd. szme. Ural da gibi kudursanda; (Ahmetov 1996: 187).

2. 3. 4. 5.

6.

7. 8.

9.

171

bilig, K / 2009, say 48

10. Herkimni molda deymiz aldaganda- Herkesi molla gibi dndmzde n molda az tablar tandaganda Gerek molla zor bulunur aradnda; (Ahmetov 1996: 187). 11. Han kelse trli fandi krgen yah- Han gelse eitli fenleri renmek iyi Kamildar katarna kirgen yah Kamiller srasna girmek iyi Orsa okp kana tgil bilmek Rusa okumak tamamn bilmek Hal kelse Fransuza bilgen yah - Yeri geldiinde Franszca bilmek iyi.; (Ahmetov 1996: 188). 12. Trkistan eki dniye esii goy, - Trkistan ki dnyann (dnya ve ahretin) kapsdr Trkistan er Trktin besii goy,- Trkistan -er Trkn beiidir Tamaa Trkistanday cerde tuvgan - Muhteem Trkistan gibi yerde domak Trktin Tenri bergen nesibi goy - Trke Tanrnn verdii nasibidi bk. (Cumabayev 1995: 186-188)

Kaynaka
Abdullin, H. ve K. Kesenov (1993). Mustafa men Macan- Turan Elinin Danalar. Almat: Ana Tili Yay. Adilcanov, Galimcan (2004). Islam as part of the Kazak Identity and Chokan Valikhanov. Ankara: Bilkent niversitesi (Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi). Ahmetov, Galm (1996). Ala Ala Bolganda. Almat: Jaln Yay. Algar, Hamid (1992). The Last Great Naqshbandi Shaykh on the Volga-Urals Region. Muslim in the Central Asia Experissions on Idientity and Change. Der. Johann Gross. London. Allabergen, Krkbay ve Fezolla Orazev (1996). Kazak Curnalistikasnn Tarih. Almat: Jaln Yay. Andican, Ahad (2003). Cedidizmden Bamszla Harite Trkistan Mcadelesi. stanbul: Emre Yay. Arat, Reit Rahmeti: Kazan Hanl. .A. VI: 5005-552. Avezov, Muhtar (1991). Adebiyat Tarih. Almat: Sanat Yay. Beysenov, B (1911). Omb Vezindeki Medrese Cvarye. Aykap. VIII. Ceksenbayeva, G. (1996). Ors-Kazak cene Otarlav Sayasat. Kazak Tarih (1): 53-56 Cumabayev, Macan (1992). Tandamal. Haz. D. Berimbetov. Almat: Glm Yay. (1995). garmalar. (I) Haz. M. Bazarbayev. Almat: Bilim Yay. Devletin, Timurbek (1981). Sovyet Tataristan. Ankara: Kltr Bakanl Yay.

172

zdemir, Kazak Kltrel Hayatnda Tatarlarn Etkisi ve Kazak Ceditiliinin Geliimi

Devlet, Nadir (1984). Rusya Trklerinde Milliyetilik (Trklk) uurunun Gelimesi. Trk Dnyas Aratrmalar XIV: 148-160 (1999). Rusya Trklerinin Mill Mcadele Tarihi (1905-1917). Ankara: TTK Yay. Egamberdiyev, Mirzahan (2002). Turkistanskiye Vedomosti Gazetesine gre Trkistanda Ruslatrma Siyaseti. Ankara: (Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi) Frank, Allen J. (1998). Islam and Ethnik Reletions in the Kazakh Inner Horde. Muslim Culture in Russia and Central Asia. Berlin: Klaus Schwarz Verlag. (2001). Russian Muslim Institions in Imperial Russia. Boston: Brill Pres. Keimov, M. (1913). Evliyaata. Aykap. I. Krml, Meryem (2002). Kazakistanda Milliyetilik. Trkler XIX Ankara. Kovaltskaya, Svetlena (2002). Kazakistanda Ceditilik. Trkler. ev. Hatica Babavatan XVIII Ankara: 644-651. Kurat, A.Nimet (1965). Kazan Trklerinin Medeni Uyan Devri (1917 Ylna kadar) D.T.C.F. Dergisi XXIII. (3-4): 95-194. (1993). Rusya Tarihi. Ankara: TTK Yay. Lazzereni, Edward J. (1984). From Bakhchisarai to Bukhara in 1893 smail Bey Gasprinskiis Journey to Central Asia. Central Asian Survey I-III. (4): 77-88. Mara, brahim (2002). Trk Dnyasnda Din Yenileme. stanbul: tken Yay. Mektep, Amankos (2004). smail Bey Gaspral ve Kazaklar. smail Bey Gaspral in. Ankara : Krm Vakf Yay. Muhammeddin, Rafael (1998). Trkln Douu ve Geliimi. stanbul: TDAV Yay. Prmanov, Adilcan ve Aycan Kapeyeva (1997). Kazak nteligetsiyas. Almat: Atamura Yay. Rorlich, Aye. A. (1986). The Volga Tatars. California: Stanford. Roy, Oliver (2000). Yeni Orta Asyada Uluslarn mal Edilii. stanbul: Melis Yay. Rustemov, Savlebek (2004). Ornbor Mftiligi cene Kazaktar. Kazak Tarihi. 4 Almat: 82-88. Sabol, Steven (2003). Russian Colonization and The Genesis of Kazak National Consciousness. New York: Palgrave Macmillan. Sahipova, Feride Baktbaykz (2005). Kazak Aydn ekerim Kudayberdiul: Hayat ve Eserleri (1858-1931). Modern Trklk Aratrmalar Dergisi II (1): 150161. Seralin, Muhammetcan (1912). Kazakka Tarih Kerekpe?. Aykap VII. (1914) Ornu Tolmastay lm. Aykap XVII.
173

bilig, K / 2009, say 48

Subhanberdina, Ukiltay Ansiklopediyas.

ve

S.

Damirov

(1993).

Aykap.

Almat:

Kazak

Trkolu, smail (2000). Rzaeddin Fahreddin. stanbul: tken Yay. Zenkovsky, A. Serge (1978). Rusyada Pantrkizim ve Mslmanlk. ev. . Kantemir. stanbul: pek Matb. Zekiyev, M. Z (2006). Mierler, Bakurtlar ve dilleri. Trkiyat Aratrmalar Dergisi. Akt. Mustafa Toker. Bahar XIX. Nogaydarn Kr Caynda Turmuu Kazak Halktarna Timi Cnderi. (1900). Dala Valayatnn Gazeti XII-XIII http://www.iie.freenet.kz (29-11-2007).

174

The Influence of the Tatars on Kazakh Cultural Life and the Development of Kazakh Jadidism
Emin zdemir*
Abstract: The Kazakhs lived in a large area stretching from the vast steppes of Central Asia to the Altai region, the homeland of the Turks.The Kazakh Khanate was founded in the 15th century. The Russian invasion directed towards the Kazakh steppe began in the 18th century and continued until the beginning of the 19th century when Kazakhstan came under Russian rule. The Russian invasion caused a Tatar influence on the cultural life of the Kazakhs, who were leading nomadic and partially nomadic lives. This influence first appeared through the Tatar mullahs and merchants who came to Kazakhstan. The influence became even more effective when Kazakh students began to study at Tatar medreses which were opened in the Volga-Ural region. Jadidist thoughts, which were widespread especially in these medreses, also began to be observed in Kazakh cultural life. This study aims to discuss the Tatar cultural influence on the Kazakhs throughout history and to look into the ways in which Jadidist ideas were reflected in Kazakh cultural life. Key Words: Tatar, Jadidizm, Volga-Ural, Kazakhstan, Kazakh cultural life.

Nevehir University, Faculty of Science and Letters, Department of History / NEVEHR ozdemiremin71@yahoo.com

bilig Winter / 2009 Number 48: 157-176 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: , , XV- . XVIII- XIX- . , . . - , . , . . : , , -, , .

* , , / . ozdemiremin71@yahoo.com

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 157-176 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

ktisad Adamdan Toplum Adamna


smail zsoy*
zet: Ortodoks iktisad dncenin temelini oluturan iktisad adam modeli, sosyal normlar gz ard etmesi; piyasa aksakl, dsallklar ve istikrarszlklara yol amas, bylece bir paradoks olarak, modelin bizzat kendisi tarafndan reddedilen devlet mdahalesine davetiye karmas sebebiyle eletirilmitir. Heterodoks iktisad ekoller, genel olarak daha dengeli bir iktisat modeli gelitirmek ve ekonomiyi toplumla btnletirmek amacyla ortodoks yaklamdan ayrlrlar. Bu ekoller insan ve davranlarna daha gereki bir yaklam temsil etmelerine ramen yine de her biri insan tabiatnn baz elemanlarn gz ard etmektedir. ktisad adam modelinin kritie tabi tutulduu bu almada, toplum adam adn verdiimiz bir insan modeli nerilmitir. Bireysellikle toplumsall dengeleyen ve Yaa ve Yaat zdeyiiyle zetlenebilecek toplum adam modeli, ortodoks ve heterodoks ekolleri bartrarak, insan ve onun hayatn btncl bir yaklamla ele almakta ve insan toplumsal kayglar tayan sorumlu bir birey olarak deerlendirmektedir. almada, modelin Grc toplumuna uygulanabilirliini lmek amacyla Grcistanda uygulanan anket almasndan elde edilen bulgulara da yer verilmitir. Anahtar Kelimeler: ktisad/ekonomik ortodoks iktisat, heterodoks iktisat. adam, toplum adam,

Giri Evrenin, bilinmezleri en fazla varl olan insan tanma ve anlamaya ynelik olarak insanlkla yat denebilecek gr ve teoriler ortaya konmu, bilim dallar ortaya km ve birok model gelitirilmitir. Adam Smithin iktisad adam (homo economicus) modeli, insann iktisad davranlarn aklamaya ynelik en etkili ve baarl olduu kadar en ok eletirilen bir model olarak gze arpmaktadr. Geleneksel iktisadn temel ald bu model, insann pazaryerindeki davranlarn olduka ikna edici bir ekilde aklamakla birlikte, onun sosyal hayattaki, iktisad olmayan -veya olmad dnlen- davranlarn aklamakta yetersiz kalmtr. Bu model, insann davranlarnda belirleyici rol oynayan sosyal ve kltrel normlar gz ard etmesi; piyasa aksakl, dsallklar ve istikrarszlklara engel olamamas, bylece bir paradoks
*

Fatih niversitesi, BF Ekonomi Blm / STANBUL iozsoy@fatih.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 177-206 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

olarak, modelin bizzat kendisi tarafndan reddedilen devlet mdahalesine davetiye karmas gibi gerekelerle youn eletirilere uramtr. Bu sebeple, geleneksel iktisadn dnda kalan heterodoks iktisat okullarnn yan sra bata sosyoloji olmak zere dier sosyal ve beeri bilimler tarafndan iktisad adam modeline alternatif ve insann sosyal hayattaki davranlarn da aklamaya ynelik modeller gelitirilmitir. Her birinin u veya bu ekilde eletirildii bu modellerin de insan btncl bir yaklamla ele almay baaramadklar grlmektedir. nsan tanmlamada yanl deil ama eksik kald anlalan iktisad adam modelinin yan sra ona alternatif gelitirilen modellerin de ksaca kritie tabi tutulduu bu almada, toplum adam adn verdiimiz yeni bir insan modeli ele alnmtr. Eklektik bir yaklamn rn olan toplum adam modelinin ayaklarn esas itibariyle, iktisad adamnn etkinlik ve retkenlii; Neoklasik iktisadn, birey ve firmalarn rasyonel tercihlerle daima fayda ve kr maksimizasyonu peinde kotuklar varsaym; azalan marjinal fayda yasasna dayanan marjinalist okulun kaynaklarn optimal dalmna bakan yn ve Ken Wilberin insan geliimi ile Abraham Maslowun insan ihtiyalarnn hiyerarisi modelleri oluturmaktadr. nsan, yaamak kadar yaatmaktan da haz alan btn ve stn bir varlk olarak deerlendiren modelin Grcistanda Grc toplumu zerinde bir uygulamas yaplm ve almada bu uygulamann sonularna ve deerlendirilmesine yer verilmitir.

ktisad Adam ve Eletirisi


Adam Smithe gre, i blm tamamen tesis edildiinde, her insan mbadele ederek yaar ve toplum ticar, gelimi ve meden bir toplum olmak zere geliir. blmnn tamamland toplumun duraan hali deierek en yksek zenginlik dzeyine ular. Bylece millet zengin ve varlkl, toplum ise olgun ve meden olur. Smith, hem firmalar hem de tketiciler arasnda rekabetin var olmas halinde, fiyat sisteminin bireyleri toplum iin en iyi olan yapmaya ynlendireceini savunur. Smith (2004) Her birey muhakkak toplumun yllk gelirini arttrmak iin yapabildii kadar emek harcar. Kendi karnn peinden koarken ounlukla, gerekten katkda bulunmay amalad vakitten daha etkili olarak toplumun karna katkda bulunur demektedir. Smithin meden toplum iin ald esas, insan tabiat ve davrannn bu bencil, rasyonel, ince hesapl ve agzl yndr. Smithin oluturduu grnmeyen el hipotezinin, bireylerin kendi karlarn gzeten eylemlerini ortak servette ve retkenlik kapasitesinde dramatik bir arta ynlendirdii genel olarak kabul grmtr. Yine de, bu art ekonomilerin sahip olduu potansiyellerin gerisinde kalm, stelik baz cidd problemleri berabe178

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

rinde getirmitir. Dolaysyla, Smith tarafndan gelitirilen ve iktisad adam (homo economicus) ad verilen insan tipi birok eletiriye maruz kalmtr. Aslnda iktisad adamn net bir eletirisi ilk olarak bu modeli ortaya koyan Smithten gelmitir. O, snf kimlikleri oluumunda ortaya kan kiisel karn serbest ticaret olaslklarn etkin olarak snrladn ve demokratik devletin kurumlarn bozduunu fark etmitir. Gagniere (1993) gre Smith, ekonomik bymenin, kendi karlarn pazarn etkin ileyiinden fazla nemseyen birey, snf veya milletler tarafndan engellenebileceini itiraf etmitir. rnein, tekel durumunda, kiisel kar herkesin bymesini engelleyen gruplarn olumasna yol aar. Bu yzden, bazlar snf pozisyonlaryla snrlandrldndan btn insanlar rasyonel iktisad adam deildir; piyasalar da gllerin gdmne konu olduundan serbest deildir. Bu yzden, bireylerin karna olan bir eyin toplumun da karna olaca kesin deildir. Bunun sebebi, fiyat sisteminin, gl taraflarna karlk belirli temel eksikliklerinin bulunmasdr. Nitekim, piyasalar ancak rekabeti olduunda iyi alr ve iyi altklar zaman bile kamu mallar ve dsallklar sz konusu olduunda toplumca optimal miktarda kt retmekte baarl olamazlar. Kamu mallar, -salkl bir evre veya gvenli bir lke vs. gibi- bir kez salandnda herkesin yararland mallardr. nsanlar onlardan faydalanmaktan dlanamaz ve her birey dier bireylerin faydasn drmeksizin onlardan faydalanabilir. Kamu mallarnn zellii, bu mallarn arz edilen miktarn toplum dzeyinde arzulanan miktardan az olmasdr. Herkes serbeste faydalandndan kimse kamu mallarna para vermek istemez. Bu yzden zel giriimciler, gerekli olmalarna ramen kamu mallarn retmek istemezler. Benzer sorunlar, bir insann eylemlerinin nc bir tarafa zarar veya fayda salad dsallklar ile ilgili olarak da ortaya kar. evreyi kirletmek bu konuda en gzel rnektir. Kamu mallar ve dsallklar, rekabeti piyasalarn kaynaklarn verimli dalmn baaramad piyasa baarszlnn rnekleridir. Eer kaynak dalm etkin deilse, bu, kaynaklarn daha uygun bir dalm ihtimalinin bulunmas anlamna gelir; yani en azndan bir kii, bakalar zarar grmeden daha iyi bir duruma gelebilir. Bu durum iktisatlar tarafndan Pareto etkinlii (Pareto efficiency/optimality) olarak adlandrlr. Fiyat sistemi, ayrca btn tketiciler iin temel yaam standartlarn garantileyemediinden, gelirin yksek derecede eitsiz dalmna neden olur. Dahas, fiyat sistemine dayanan ekonomiler hatr saylr derecede ekonomik istikrarszlklarla da karakterize edilir. Bu tartmalar, devlet mdahalesinin doruluunu kantlamak amacyla birok kii tarafndan kullanlmtr. Bu erevede, devletin, piyasada yeterli
179

bilig, K / 2009, say 48

miktarda arz edilmeyen mallar salamak ve piyasa mekanizmasndaki aksaklklar dzeltmek iin vergilendirme gcn kullanma sorumluluunun bulunduu ileri srlmtr (Backhouse 2002). Bu yzden 1960lardan 1970lere kadar devletler, grnmez elin yerine geerek, piyasa sonularn bundan byle grnen elleriyle deitirmeye almlardr. Bylece, makroekonomiyi dengelemek, geliri yeniden datmak ve tam istihdam temin ederek btn tketiciler iin temel yaam standartlarn garantilemek amacyla piyasaya mdahale etmilerdir. Bu noktada, 1960larda Batl lkelerdeki devlet mdahalesi trendinin, devlet mdahalesini destekleyen ve onu karar verme/politika gelitirme srecinin merkezine koyan Sovyet sosyalist sisteminin nispeten parlak dnemiyle ayn zamana rastladn kaydetmekte yarar vardr. Dolaysyla, 20. yzyln son on ylnda Sovyet sosyalist sistemindeki devlet baarszlnn da Batl lkelerdeki piyasa baarszlyla ayn zamana rastladn syleyebiliriz. Grnmez elden grnen el (devlet)e doru gelien bu sre, geldii bu noktada da durmam, devleti anlay da gz ard edilemeyecek eletirilere uramtr. Devlet mdahalesi topluma yarar salama konusunda bir dereceye kadar potansiyel sunmasna ramen, semen, devlet ve brokrasi lsnn nasl davranmas gerektii konusunda yeni teorilerin ortaya kmasyla bu devleti eilime de kar klm ve ilerleyen yllarda devletin rol konusundaki geleneksel gr deimitir. James Buchanan, Gordon Tullock, Mancur Olson ve Anthony Downs gibi iktisatlar tarafndan gelitirilen bu teoriler, devletin kamu yararna hareket eden ve kar olmayan bir organizasyon olduu grn terk ederek; devletin, kendi karlarna ulamay amalayan bireylerden olutuu gryle deitirmilerdir. Bir baka deyile, devlet politikas; iyi, her eyi bilen bir Tanr tarafndan deil, kar peinde olmamas ok zor olan, kiisel duygular ve nyarglardan ya da kendileri iin avantaj salama frsatlarndan etkilenen politikaclar tarafndan yaplmaktadr. stelik bu politikaclar zel kar gruplarndan gelen basklara yenilip boyun eerlerse; bundan daha kts, yozlamlarsa, devlet mdahalesi faydadan ok fiilen topluma zarar verecek hale gelebilir. Bylece, vergi ve kamu harcama politikalar, birbiriyle rekabet eden karlarn ifade edildii siyas srelerin sonucu ve yansmas olarak grlmeye balanm, bunun sonucunda da, devlet baarszl kavram ile piyasa baarszl kavram bir grlmeye balanmtr (Backhouse 2002). Bu nedenle, fiyat sisteminin zayflklarna ramen, devletin her zaman toplumca tercih edilen sonular dourduu sonucuna ulalmamas gerektii dnlmtr. ktisad adam modelini salkl deerlendirmenin etkin bir yolu da onun fiilen yaanm ekonomik ve sosyal sonularn izlemektir. Bu balamda, 18. yz180

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

yldan itibaren Bat medeniyetinin ekonomik hayatnda bu modelin baskn bir figr olduu iktisat tarihi evresine bakmak ok yardmc olabilir. Ben-Ner ve Puttermana (1997: 8) gre, 19. yzyl eitsizliklere, insanlk d muamelelere ve sna kapitalizmin toplumu atomlarna ayrc eilimlerine kar mcadele etmek iin saysz sosyal hareketlerin ve felsefelerin douuna tanklk etmitir. 20. yzyl ise piyasa sistemi d ekonomide ok byk bir deneye ve bu deneyi kabul eden ve kar kanlar arasnda kresel bir yarmaya sahne olmutur. 1980lerin sonunda Sovyet sisteminin kyle, bu yarma aa yukar sona ermitir. Kiisel kar veri olarak kabul eden ve siyas demokrasiye ve bireysel zgrlklere kar greceli bir konukseverlik gsteren sistem, istenen refah ve zgrln en iyi ekilde serbest ticaret ve zel mlkiyetin kurumlar araclyla gerekletirilebilecei inancn destekleyerek yartan galip kmtr. Yine de, galip gelen sistemin srdrlebilirlii giderek daha ok sorgulanmaktadr. nk endstriyel piyasa toplumlarnn isel honutsuzluklar her zamankinden daha byk ve korkun olarak ortaya kmaktadr. Bu sorunlar, Ben-Ner ve Putterman tarafndan sraland zere, yksek oranda su ve iddeti, aile istikrarszln, rk gerilimleri ve yabanc dmanln, ba edilmesi zor grnen fakirlik ve isizlii, madde kullanm ve intihar dhil kiinin kendi kendine zarar veren davranlar, sosyal ayrl ve depresyonu ve genler arasndaki geni aptaki yabanclamay iermektedir. Bu meseleleri medya ve dnce platformlarnda srekli tartan ada siyas yelpazenin her renkteki politikaclarndan duyulan feryatlar, endielerin gerek temelleri olduunu gstermek iin yeterlidir. ktisad Adamn Sonu: Herhangi Bir Gelecek Ekonomisinin lkeleri adl kitabnda George P. Brockway (1991), insan deerlerin bugn temel ama olarak grlen rn ve kr gibi ekonomik terimlerin zerinde tutulduu bir ekonomiyi savunur. Birok yazar gibi Brockway de iktisad adamn retkenliini bir noktaya kadar kabul etmektedir. Ancak, bu art ykc sosyal problemler ve datmdaki eitsizlikler ile birlikte gelmektedir. Ona gre, iktisad adam egemenliinin daha fazla ekonomik bymeye engel olduu bir noktaya gelmi bulunmaktayz. Smithin grnmez elinin yerine, Brockwaye gre, zenginlik yerine ekonomik durgunluk reten bir insan gemitir. Laissez-faire kapitalizminin bu aamasnda speklasyon/vurgunculuk retken yatrmdan nce gelmekte ve isizlik piyasay ilemez hale getirmektedir. Bugn ihtiya duyulan, gerek bir tam istihdam politikas, daha dk faiz oranlar ve maksimum kra karlk makul kra vurgu yaplmasdr. Bu yar fedakrane tedbirler gelimi bireysel zenginlie yol aacaktr. ktisad Adamn Sonu mevcut siyas ve iktisad kurumlar gz nnde tutulduunda bir gelecek ekonomisinin nasl ileyecei konusunda zayf ipular sunuyor. Yine
181

bilig, K / 2009, say 48

de, Brocwaye gre, iktisad adam yetersiz bir model olabilir, ama iyi ifade edilmi bir alternatifin yokluunda onu tamamen reddetmek zordur.

Alternatif nsan Modelleri


Grld zere, sosyal bilimciler arasnda iktisad adam kavramna kar nemli tartmalar ortaya km ve insan hem iktisad hem de sosyal hayatta iktisad adamdan daha gereki olarak tanmlayan yeni bir insan kavramna ihtiya olduu ynnde kuvvetli grler ileri srlmtr. Bu sebeple sosyal bilimler, davran bilimleri ve birok heterodoks iktisat okulu, iktisad adam yerine baka insan modelleri nermilerdir. ktisad adam davran bilimlerinin nda ele almaya gelince, onun insan motivasyonunu tanmlamas modern davran bilimleriyle nadiren ayn dorultuda bulunmaktadr. Nitekim bu durum, daha 1927 gibi erken bir zamanda, Gunnar Myrdaln (1927) ekonominin bir dinozor psikolojisi zerine kurulduundan ikyet etmesine neden olmutur. Ben-Ner ve Putterman (1997) sadece insan davranlarnn iktisad adam modelinin ngrlerine kar kmadn, daha nemlisi, bilimin aksini beklemek iin hibir neden ne srmediine dikkati ekiyor. ktisad adam modeline kar sosyoloji bilimi, kendi insan modeli olarak eylemleri, sadece saf ve kltrden bamsz bireysel kar hesaplar deil, kltrel deerler tarafndan ynlendirilen bir sosyolojik adam (homo sociologicus) modelini (Hirsch and Friedman 1990) oluturmutur. Ayn ekilde her bir heterodoks iktisat okulu, birka istisnas dnda, en azndan iktisad adamdan ve birbirinden biraz farkl bir insan doas kavram ve insan modeli gelitirmitir. Bu balamda, kurumsal ekonomi kurumsal iktisad adam (homo institutional economicus) (Hodgson 1998 ve Tomer 2001), sosyal ekonomi sosyal iktisad adam (homo socio-economicus) (O'Boyle 1994, Waters 1988, Etzioni 1988) ve insancl ekonomi insancl iktisad adam (homo humanistic economicus) (Tomer 2001) gelitirmitir. Farkl insan modelleriyle bile olsa, bu iktisat okullarnn, genelde insann iktisad ve sosyal hayattaki yerini ve ilevlerini tanmlamay, daha dengeli bir iktisat bilimi gelitirmeyi, toplum ve ekonomi btnln salamay ve amzn karmak soyut meselelerini daha iyi anlama yeteneini gelitirmeyi amaladklar grlr. Yine de, btn bu modellerin bireysel inisiyatif ile toplumsal sorumluluk ve kayglar arasnda bir denge kuramamaktan kaynaklanan eksikliklerden kurtulduklarn sylemek zordur. ktisad adam modeli sosyal kayglar ve deerleri ihmal ederken, neredeyse btn alternatif heterodoks modeller iktisad adama gerektiinden az deer vermektedir. Her biri genel kavrama olduka katkda bulunmu olsa da bir182

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

birleriyle uyumlu deildirler. Gerek u ki, her model insan gereinin bir ya da birka ynn ele almakta ve neredeyse hibiri onu olduu gibi ya da btn olarak anlayamamakta, hatta zaman zaman bazlar insan yanl deerlendirmektedir. Mesel, sosyolojinin insan modeli insan olan sosyolojik adam, kanlmaz olarak toplumsal bir grupta temsil ederken, onun pazaryerindeki davranlarn aklayamamaktadr. Kurumsal iktisad adam kendi karn dnebilmekle birlikte, istedii eyler ounlukla kurumlar ve toplumsal evrimle belirlenir (Whalen 1996). ktisad adam tarznda rasyonel deildir; iyi bir fayda hesaplaycs deildir ve fayday maksimize etmeye almaz (Hodgson 1998). Oysa onun bu tarz tutumlar ekonomik kaynaklarn etkin kullanlmamasyla sonulanabilir. Ayn eksiklik sosyal iktisad adamda da grlebilir. Sosyal iktisad adam, zaman zaman iktisad adam kadar rasyonel olsa da, daha ok hem alkanlklarn hem de nyarglarn yanstarak rasyonel olmayan davranlar sergiler (Waters 1988). Rasyonel bir karar verici olmayan bu adam modeli, ounlukla duygular ve deer yarglar temelinde ve ancak ikincil olarak mantksal-deneysel dnceler temelinde seim yapar (Etzioni 1988). O; pazaryerinde, i yerinde, basketbol oyununda ve tabii ki mabedde sosyal bir ekilde davranmal, yani sosyal sorumluluk bilinci iinde ve gerekten insanlarla i ie yaamaldr (Nitsch 1982). Sosyal iktisad adamn sosyal paras dier merkezli, toplumsal, baml ve kltrne sadktr. Toplumsal bir varlk olarak, bir gl birlikte yapma esini, kolej ruhu esini (bir grup emeinde sorumluluu paylamak) ve rekabetilikle beraber yardmsever eyi birletirir. Karakterinin daha yksek ve idealist bir yan vardr; vicdan vardr ve adalet, insan saygnl, grev, ballk ve birok baka ahlak ve etik dncelerden kaynaklanan endielerle hareket eder. Elinden alnamayacak haklar olan kutsal bir kiidir. Dahas, daha yksek kiisel potansiyelini gerekletirmek iin karakterini gelitirmek ihtiyacn hisseder. Dini referans alan sosyal iktisatlar sosyal iktisad adam Allaha kavuarak mkemmellie ulama kapasitesine sahip bir varlk olarak grrler. Daha sekler sosyal iktisatlar ise, btn toplumun refahn arttrmak iin elbirliiyle yaplan bir aba yoluyla sosyal mkemmellie ulama imknn kabul ederler (Samuels 1990, Tomer 2001). Toplumsal alandaki btn erdemlere ve kaliteli kiisel zelliklere sahip olmasna ramen, sosyal iktisad adam bireysel inisiyatif ve kiisel kar ile sosyal sorumluluklar ve ballk arasnda dengeyi kuramaz. Rasyonel davran asndan zaafnn yannda, sosyal iktisad adam kendisinin Ben ve Biz paralar arasndaki elikiyi zemez. En yksek insan potansiyelini gerekletirecei dnlen insan modeli olarak, hmanistik iktisad adam modeli ounlukla sosyal iktisad adamn
183

bilig, K / 2009, say 48

zelliklerini paylar. Ek olarak, Mark Lutzun belirttii gibi (Lutz 1985, Lutz 1988 Kenneth Lux ile birlikte), dier heterodoks insanlardan daha anlaml ve kapsaml bir insan imaj ortaya koyar. Bu model Tomer tarafndan, temel ihtiyalar Maslowun hiyerarisinde gsterilmi olan, insann btncl anlay olarak kabul edilmitir (Maslow 1971). Bu, insann daha yksek insan doas, baka eylerin yannda, diergmlk kapasitesi, iten bir ballkla inanlan deerler ve gerekler dorultusunda i tefekkr, yaratclk, doallk, sadakat ve g peinde olmamay kapsar. Wilberin bak asndan hmanistik iktisad adam, kurumsal iktisad adam veya sosyal iktisad adama kyasla insan doasnn daha tamamlanm bir grnmn oluturur. nk bu adam modeli, iktisad adamn zaaflarn dier heterodoks adam modellerinin yaptndan daha ok tedavi eder (Tomer 2001). Ancak bu yksek insan potansiyelinin varl onun gerekleecei anlamna gelmez ve neredeyse asla bu potansiyele uygun yaamay beceremez. Lutz, hmanistik iktisad adamn dk/baya (sfl) ve yksek (ulv) olmak zere ikili ya da blnm kiilii olduunu yazar. Baya kiilik, hiyerarinin aa ucundaki madd ihtiyalar yanstan kiiliktir. Yksek kiilik ise kiiliin mantkl, ideal ve ahlak ynlerini yanstr. Hmanistik iktisad adam kendisinin bu iki farkl paras arasndaki atma ve elikiyi yaar (Lutz ve Lux 1988). Sosyal iktisad adamda olduu gibi, kiisel kar ve sosyal kayglar arasndaki ikilik, eliki ve denge eksiklii bu insan modelinde grlen ana eksikliklerdir. Grld zere, Tomerin de yazd gibi (2001), kiisel karlarla sosyal sorumluluk ve kayglar dengeleyen ve ekonomiyi hem moral deerler hem de insan tabiatnn gz ard edilen dier ynleriyle birletiren bir adam modeline imdi ok byk bir ihtiya vardr. Ayn ekilde, kiisel kayglar ile bakalar iin de kayglar duyma arasndaki dengeyi salama ihtiyacnn farknda olan yazarlar olarak Ben-Ner ve Putterman (1997), kstl maksimizasyon problemlerini zen insan modellerinin, rasyonellie getirilen makul snrlamalarla birlikte iktisat metodolojisinin merkezinde kalmasn nermekle birlikte; bireylerin peinden kotuu varsaylan amalarn -onlarn tanmylabakalarn ve davran srecini dikkate alan kayglar (other- and processregarding concerns) da iermesini nermektedirler. Aksi halde, Ben-Ner ve Puttermana gre, ister din ahslar olsun, ister siyas liderler, hayrseverler veya sosyal bilimciler olsun- baz bireyler toplumun btn olarak karn dnmedikleri ve erdemli bir ahlak denge ile uyumlu, retim ve datmla ilgili birinci snf dzenlemeler yapma areleri bulamadklar takdirde; mevcut sistem bir btn olarak srdrlemeyebilir veya hayat kalitesi ile madd karlar arasnda kabul edilemez taviz ve bedeller talep edilebilir.

184

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

ktisad adam modeline getirilen hemen hemen btn alternatiflerin ortak hatasndan saknmak dncesiyle, amac, fayday veya kr maksimize etmek olan iktisad adam fikri zerine disiplini kuran geleneksel iktisat teorisinin doru yapt gereine gzmz kapatmyoruz. nk fayda ve kr maksimizasyonu ekonomik hayattaki baarnn ls olup, fayda ya da kr maksimize etme abalar, kt kaynaklarn etkin kullanlmasnn hem tketici hem de retici asndan nkoullardr. Nitekim imdi ele alacamz toplum adam kavramnn iktisad adamn pozitif ve yapc ynlerini yok saymad, bununla beraber onun eksik yanlarn tamamlayarak insan btncl bir yaklamla ele ald grlecektir.

Toplum Adam Modeli


Buraya kadarki tartmalardan, insan ve onun hayatna tam, btncl ve kapsaml bir yaklamda bulunabilmek iin, herhangi bir okulun dnceleriyle snrl kalmakszn, farkl iktisad dnce okullaryla dier sosyal bilimlerin ve davran bilimlerinin en doru tespitlerini bnyesine alan entegre bir insan modeline ulamann gerekli olduu sonucu ortaya kmaktadr. Her dnce okulu insan bulmacasnda nemli bir boluk doldurmakla birlikte bnyesinde kabul kabil olmayan baz yarglar da barndrabilir. Bundan dolay, herhangi bir dnce okulu ne tamamyla reddedilebilir ne de tamamyla kabul edilebilir. Faberin de belirttii gibi (1997) her insan modeli gr insan davrannn baz boyutlarn temsil etmekle birlikte hibiri saf haliyle ampirik olarak gzlemlenemez. te toplum adam modeli, geleneksel iktisat okulunu heterodoks iktisat okullarnn yan sra dier sosyal ve davran bilimleriyle uzlatrmakta, bu okul ve bilimlerin bulgularnn ouyla rtmek suretiyle, gelitirilen insan modellerinin hemen hemen hepsinin ortak ve/veya doru olduunu dndmz noktalarn kapsamaktadr.1 nsan davrannn kapsaml yeni bir kavramla ifade edilmesi demek olan toplum adam (homo societius) modeli u drt temele dayanr ve onlar tarafndan desteklenir: (1) A. Smithin iktisad adamnn retken yn (2) Neo-klasik iktisadn, insanlarn daima rasyonel tercihlerde bulunduu ve bu balamda bireylerin faydalarn, firmalarn da krlarn maksimize ettikleri varsaym (3) Azalan marjinal fayda yasasna dayanan marjinalist okulun kaynaklarn optimal tahsis ve dalmna bakan yn; (4) Ken Wilberin insan geliimi ve Abraham Maslowun insan ihtiyalarnn hiyerarisi modelleri.
185

bilig, K / 2009, say 48

Bu ynyle toplum adam modeli, dier insan modellerine kar onlar dlayan bir alternatif deil; tersine, her birinin insan doru tanmlayan ynlerini birletiren, bir bakma eklektik, yeni bir yaklamdr.

Toplum Adam Kavramnn Temelleri


Toplum adam modeline gre insann iki yn vardr. lki, bireysel bir kiilie sahip olmas, ikincisi ise toplumun bir yesi olmasdr. Kavramda yer alan adam (homo/man) terimi insann bireysel bir varlk olma ynn temsil ederken; toplum (societius/of society) terimi de onun toplumun bir yesi olduunu, daha geni ifadesiyle, onun, bir btn olarak, dier insanlarn yan sra hayvanlar ve bitkilerden oluan d evresiyle olan balantsna, ksacas, iinde yaad dnyaya iaret eder. nsan madd bir bedenin yan sra bir ruha ve manev zelliklere de sahiptir. Bu sebeple, insann ihtiyalar ve bu ihtiyalar karladnda elde ettii hazlar, dolaysyla onun d dnya ile ilikileri madd-fizik olduu kadar manev-ruh zellikler de tar. Erkek veya kadn, siyah veya beyaz, fakir ya da zengin olsun, bir birey olarak insan, kendine has ayr bir dnyadr. nsan, dnya zerindeki en stn ve deerli, en mkemmel, saygn ve yce varlktr. O, bir varlk olarak evrenin btnnden daha deerlidir. Maslowun (1971) da insan ihtiyalar hiyerarisi modelinde ksmen savunduu gibi, insan, her birisi farkl grn, talep ve tatmin yollar olan sfl (baya) ve ulv (yce) duygu ve ihtiyalarla donatlmtr. Bununla beraber insann deeri ve rtbesi, onun bu duygularn ve kendisine verilen potansiyeli nasl, hangi istikamette ve hangi amaca ynelik olarak kullandna baklarak llr. Bu anlamda, bu duygulardan hibirisi, sfl-aa olanlar da dhil, mutlak manada iyi veya kt olarak deerlendirilemez. rnein, bencillik duygusu, insann kendi varln korumas ve toplumun eksiksiz bir paras olarak kalabilmesi iin ok nemlidir. Nefret duygusu, kabul edilemez davranlar reddetmek, korku ise tehlikeler karsnda insann kendi varln korumak iin gerekli ve nemlidirler. Ayn ekilde, yce duygular da kt kullanldnda veya yanl ynlendirildiinde zarar verici bir duruma dnebilir. Mesel, yanl geleneklere kr krne sadakat, insan yoksullua gtren ar cmertlik bu noktada rnek olarak gsterilebilir. nsann, toplum adam kavramnda yer alan adam terimiyle ifade edilen bir birey oluunu daha yakndan ele almak gerekirse, insan ncelikle bencildir; bakalarndan ziyade kendisini dnr ve kendi karlarnn peinden koar. Sonuta bir toplum teker teker bireylerin toplamndan olutuu ve kendine faydas olmayann bakalarna da hayr olmayaca iin, kendi varln ve btnln koruma lsnde bu bencillik gereklidir. Dahas, ister
186

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

tketici ister retici olarak, piyasada kaynaklarn etkin kullanmn salayan ey, insann ite bu bencil, rasyonel ve kr ve/ya faydasn hesaplayarak ortaya koyduu davran tarzdr. Bu anlamda A. Smith, insan tabiatn iyi kefetmi ve onun kaynaklarn etkin kullanm yoluyla topluma yapt katky grmtr. Toplum adamnn bu bireyci yn, onun yaama ve yaatma zelliklerinden yaamay temsil eder. Bakalarn yaatmak iin ncelikle kiinin kendisinin ayakta durmay baarmas ve yaayarak varln srmesi n kouldur. Ayrca biz, Milton Friedmann iletmelerin sosyal sorumluluuna kar olan grne de katlyoruz. Friedmana gre (1970) iletmelere sosyal maliyetleri de yklemek iletmeleri daha az etkin hale getirir. letmelerin ncelii, oyunun kurallar iinde kalmak artyla, kaynaklar en etkin biimde kullanarak krn artracak faaliyetlere girimektir.2 nsann sosyal hayatla olan ilikisi onu kendisi dndaki dnyaya balar. nsan yaratl, duygular, ihtiyalar, hayalleri, umutlar ve korkularyla evrenin bir parasdr. Bu yzden, insanolunda bakalaryla empati (duygudalk) kurabilme yetenei vardr. Bu yetenek, insann bakalarn dnmesine, onlar hakknda endielenmesine ve onlara kar sorumluluk duymasna yol aar. nsann d dnya ile olan ba, iinde yaad toplum bireyleri ile en st dzeydedir. Bununla beraber o, varln doal temeli olan canl-cansz btn varlklarla da iliki iindedir. Bu yzden, en yakn aile bireyinden balayarak, insann akrabasna, dost ve arkadalarna, komularna, hemerilerine ve hatta hayvanlara, dier canllara ve tabiata kar sorumluluklar vardr. Yalnz kendisinin deil, bakalarnn sevin ve kederlerinden de etkilenir. nsanlarn aclaryla dertlenmesinin yan sra dnyann en cra kesindeki hayvanlarn bile aclarn duyar ve onlar iin ne yapabileceini aratrr. Toplum adamnn bu sosyal yn onun kendi yaamnn asgar artlarn saladktan sonra bakalarn da yaatma zelliini temsil eder. Btn anlan zellikler, istisnalaryla beraber btn insanlar iin geerlidir. Bununla beraber, bakalarna duyulan bu alakann derecesi, Wilberin (1996) de ortaya koyduu zere, bireyin kiisel geliim dzeyine ve iinde yaad toplumun bu anlamdaki gelimilik seviyesine gre deiir. Nitekim bakalarnn derdiyle ilgilenmede duyarllk nisbeti, Bat toplumlarndan Dou toplumlarna gittike deitii gibi, ayn toplum iinde kiiden kiiye gre de deiir. Toplum adam kavramndaki toplum terimi insann tm d dnyasn ifade etmekle beraber, her eyden nce ve en nemlisi insann iinde yaad topluma iaret eder. nsan doutan sosyal bir varlktr ve insan tabiat,
187

bilig, K / 2009, say 48

yalnz yaamaya elverili deildir. Doal olarak insanlar topluluk halinde yaar. Toplum kavram, toplum yelerinin ortak ve karlkl ilgi, kayg ve karlar paylatklar anlamn da ierir. Toplum bireye genellikle zor zamanlarnda yardm eder. Tarihsel olarak, ne zaman birey yardma ihtiya duysa, mesel doum, lm, hastalk veya felaket annda toplumun dier fertleri ona yardma koar. Bu yardm sembolik, szl, fiziksel, zihn, duygusal, finansal, tbb, din olmak zere ok farkl ekillerde olabilir. ster ilkel ister gelimi olsun, btn toplumlar, ortak eylem, cmertlik ve riskdl paylama zelliklerini sergiler.

Toplum Adam ve Bakalarnn Derdiyle Dertlenme


Normatif bir yaklam olmakla birlikte, etik deerler ve din gnlk hayatta iktisad veya gayri iktisad btn kararlarnda insann davranlarn etkilediinden toplum adamnn tavrlarn destekler. Bu sebeple, toplum adam kavram hem pozitif hem de normatif unsurlar ierir. nsann bakalarna kar empati yapmasndaki bir ok sebepten bir tanesi, ahlakl olmann (morality) ahlakl insandan sosyal kayglar olan bir toplumsal varlk olmasn istemesi gereidir (Dingley 1997). Yani ahlakl insan toplumun dertleriyle dertlenmelidir. Bu nedenle, Campbellin (1983) de savunduu gibi, ahlak; bakalarndan istediimiz davran tarzna ve bakalarnn bizim istediimiz gibi davranmalarnn bir maliyeti olarak bizim de ayn snrlamalar kabul ederek, ayn davranlar sergilememize denir. Bu maliyeti, bakalarnn bizi nasl deerlendirdiine dikkat ettiimiz lde kendimizi ahlak sahibi bireyler olarak dndmz gerei sebebiyle kabulleniriz. Ben-Ner and Puttermann (1997) belirttikleri zere, insan doas tamamyla bencil olmayp diergmla (bakalarn dnme) da meyillidir ve zaman ierisinde evresel faktrlerle ekillenen ahlak duyarllklara kar da aktr. Kurumlar, bireylerin davranlar ve ahlak duyarllklar zerinde olduka etkilidir. Kurumlarla deerler arasndaki iliki iki ynl bir caddeye benzetilebilir. Bireylerin tercihleri hangi kurumun/organizasyonun devam edeceine karar vermeye yardmc olurken; buna karlk, kurumlar da bireysel tercihleri etkiler. Ben-Ner ve Putterman, kurumlarn iktisad olan/olmayan eklinde net bir ayrmlarnn olmadn ve kurumlarn, firmalar ve pazarlar da dhil olmak zere, deerleri etkilediini ve onlardan etkilendiini savunurlar. Ben-Ner and Putterman, zellikle evrimci biyoloji olmak zere, tabi bilimler ile dier sosyal ve davran bilimlerinin bireylerin genetik olarak sadece kendi baarlaryla dei,l ayn zamanda ocuklarnn ve yaknlarnn baarlaryla da ilgilendiini yazarlar. Dahas, onlara gre, insan, artl olarak, bakalaryla ibirlii yapmaya, kendisinin bakalar tarafndan nasl alglandyla ilgilen188

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

meye ve bu ve dier eilimlerle uyumlu olan bir etik muhakemeyi kabule doru eilim gsterir. Bu eilimler kltrel, sosyal ve ekonomik faktrlerin etkileri altnda karakteristik biim kazanr. Bu yzden, Ben-Ner and Puttermana gre, gerek olgun insanlar bakalaryla ibirlii yapmaya, koordineli sosyal davranlara, davran ve ahlak kurallarn gzetmeye yeteneklidirler. Toplumsal kural ve normlara bal kalmalar ve hrszlktan, aldatmaktan -bakalarnn maln almaktan, bozuk mal retmekten, verdii sz ve szleme hkmlerini inemekten- kanmalar artyla, kiisel kar evkiyle retip erefiyle ticaret yapan bireyleri toplum ekillendirebilirse toplumdaki herkes daha mreffeh olabilir. Gnmzde Smith tarz maksimum bir refah dzeyine ulaabilmek iin gerekli olan eyin, tek bana kiisel kar deil, bilakis bir kiisel kar-normatif snrlandrma karmas olduu ortaya kmaktadr (Ben-Ner and Putterman 1997). Grld gibi, Ben-Ner ve Putterman, bu aklamalaryla kiisel kar ile toplum karn birletiren toplum adamnn zelliklerini tanmlamaktadrlar.

Toplum Adam ve ktisad Olmayan Kararlar nsann fizik bedeninin yan sra ruh gibi manev bir eye de sahip olmas onun iktisad olmayan kararlarn aklamada yardmc olmaktadr. nsan, etkin iktisad kararlaryla madd kr veya faydasn maksimize ettii gibi, iktisad olmayan veya iktisad gibi gzkmeyen kararlaryla da manev faydasn maksimize eder. Aslnda, toplum adam bakalar iin bir eyler sarf ettiinde, hatta kendi lkesi iin cann bile feda ettiinde, iktisad adam gibi faydasn maksimize eder. Fakat bu fayda madd deil, manevdir. Toplum adam, ailesinin, toplumun, insanln bir yesi ve ierisinde yaad evrenin bir paras olduu iin, bunlar zerinde yapt harcamalar ona fiziksel ihtiyalarn karlarken yapt harcamalarla ayn derecede mutluluk, tatmin ve fayda salar.
Nitekim, Reutersden Maggie Foxun (2008) haberine gre, University of British Columbia ve Harvard Business Schoolda, aralarnda psikolog Elizabeth Dunnn da bulunduu bir grup bilim adam tarafndan yrtlen ve 630 Amerikaly kapsayan bir aratrma sonucunda, kk de olsa bakalarna yaplan harcamalarn insanlar kendilerine yaptklar harcamalardan daha fazla mutlu ettii tespit edilmitir. Bal, Ancak bakalarna harcamanz halinde para mutluluu satn alr eklinde konulan haberde, Elizabeth Dunn, insanlarn ne kadar kazandklar kadar gelirlerini nasl harcadklarnn da nemli olduu hipotezini test ettiklerini belirtiyor. Katlmclara srasyla nce ne kadar mutlu olduklarn, yllk gelirlerini; faturalar, kendilerine ve bakalarna aldklar hediyeler ve hayr kurulularna yaptklar balar dhil
189

bilig, K / 2009, say 48

olmak zere aylk harcamalarn ayrntlarn sorduklarn belirten Dunn, ne kadar kazandna baklmaszn, bakasna harcamada bulunanlarn parasn kendisine harcayanlardan daha fazla mutluluk yaadklarn ifade ettiklerini bildirmitir. Dunn, elde ettikleri bulgulardan, insanlarn 5 dolar gibi kk bir miktar paray bakalarna harcama gibi gnlk gider kalemlerinde yaptklar kk deiiklerle gnlk mutluluklarn arttrabilecekleri sonucuna vardklarn belirtmitir. Bryantn Cost-Benefit Accounting and the Piety Business: Is Homo Religiosus, At Bottom, A Homo Economicus? (Maliyet-Fayda Muhasebesi ve Din Ticareti: Dindar Adam Aslnda Bir ktisad Adam mdr?) (2000) sorusunu ieren ve bu soruya olumlu cevap imasnda bulunan makalesinde belirttii gibi, kii eer bu harcamay din inanlarndan dolay yapyorsa, sonrasnda din bir beklenti ierisinde olarak, Allahn rzasn kazanmak, cennete girmek, onun manev tatmini olacaktr. Din adan bakldnda bunlar yksek manev kazanlar sayldna gre aslnda iktisad olmad zannedilen bir kararn son derece iktisad olduu anlalr. Din inan olmayan biri bile ailesi ve lkesi iin kendi cann ailesindeki ve lkesindeki birok insann can yerine verdii iin bu onun manev mutluluunu arttrr. Feda edilen bir cana karlk kurtarlan birok can; bu basit, zor fakat kazanl bir alveri deil midir? O halde, canlarn bile lkeleri iin feda eden/etmeye hazr olan insanlar, neden kazanlarnn ihtiyalarndan artan miktarndan bir ksmn alktan lmek zere olanlarla paylamasnlar? Neden yksek manev kazanlar uruna kk, nemsiz, madd-fizik faydalardan vazgemesinler?

ktisad Adam ve Toplum Adam Toplum adamnn zelliklerine gelince; onun iktisad adamn btn pozitif zelliklerine sahip olmasnn yan sra ok daha fazlasna sahip olduu da grlr. ktisad adamn gl ynleri toplum adamnda da vardr. Buna karlk, iktisad adamn zayf ynleri toplum adamnda yoktur. Toplum adam pazaryerinde iktisad adam gibi davranp ekonominin kurallarna uygun hareket eder. Tketici olarak faydasn, giriimci olarak da krn maksimize eder. Bylelikle, elinden geldii kadaryla topluma katkda bulunur. Onun iktisad adamdan daha az toplumun gelirine katk salamas iin herhangi bir sebep yoktur. O serbest piyasada alr; retim faktrlerine sahiptir, kendi irketini kurar, retir ve satar. Kendi karna olduundan oyunun kurallarna uyar. Grld gibi, bir tane istisna hari iktisad adamn u ana kadarki zellikleri toplum adamnnkiyle ayndr: iktisad adam, satc veya alc olarak, bazan muhatabnn zararna bile olsa, her zaman ve sadece kendi menfaatlerini gzetirken, toplum adam alc olduu durumlarda satcy, satc
190

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

olduu durumlarda alcy empati yapmak suretiyle dnr ve onlarn haklarn da dikkate alr. Fakat tam bu noktadan sonra ikisinin yollar ayrlr, iktisad adam hl kendi karnn peinden koarken, toplum adam yzn topluma evirir; eer asgar yaam standardn veya geinme snrn aayukar yakalayabilmise artk dier a olan insanlar dnmeye balar. Kendisini dnd derecede ihtiya sahibi olanlar da hi bir ayrm gzetmeksizin dnr. O iktisad adam kadar ferdiyeti, bir sosyalist/komnist kadar da toplumcudur. O kazancnn fazla olan ksmn toplumun geri kalanyla paylar. Pazarda daha dk fiyatlar iin sk pazarlk yapan bir alcnn, parasnn nemli bir ksmn bir ihtiya sahibine vermesi hemen her toplumda ok da nadir grlen bir olay deildir. Ksacas, toplum adam; kazancndan veya sahip olduundan yahut kendisine bahedilmi/verilmi olan eylerden, kendisi ve aile fertlerine yapt gibi, akraba ve komular dhil, ihtiyac olanlara harcama yapan yahut bu ii yapan organizasyonlara bata bulunan kiidir. Onun bakalar iin yapabilecei eyler bir hastane veya okul ina etmek gibi byk harcamalardan, yal veya grme zrl bir kiiyi caddede geirmeye veya zntl bir adam gzel ve tatl szlerle teselli etmeye kadar eitlilik arz edebilir. Bu demektir ki, herkes potansiyel olarak bir toplum adamdr. nk herkesin, varlkl veya yoksul, bakalarna verebilecek madd veya manev bir eyi vardr. Hatta bazan manev, ruh ve moral katklar madd olanlardan daha fazla anlam tayabilir. Anlald zere, toplum adamnn temel prensibi, Yaa ve Yaat tr. Toplum adamn bakalaryla ilgilenmeye gtren temel motif, iktisat biliminin temel esaslarndan olan azalan marjinal fayda yasasnda bulunabilir. Mesel, on lokma yemi olan bir adam, on birinci lokmay kendisi yemek yerine a bir ocua baladnda3 onu kendisi yediinde alaca madd/fizik faydadan daha fazla manev haz almaz m? Aslnda bunu yaparken kii hem kendi manev-ruh faydasn maksimize eder hem de toplumun toplam madd refahna nemli bir katkda bulunur. nk, a bir adamn ilk lokmadan alaca marjinal fayda, zaten doymu/doyma noktasna gelmi olan adamn on birinci lokmadan alaca marjinal faydadan ok daha fazladr. Toplumda herkesin byle yaptn, yani tketimin marjinal faydas dk sonraki birimlerini bakalarna transfer ettiklerini varsayacak olursak, bu toplumun hayat standard bunun yaplmad durumdan ok daha yksek olacaktr. nk yksek marjinal faydalarn toplam daha yksek toplam fayda demektir. Bu konuyu daha ayrntl ele almakta yarar vardr.

191

bilig, K / 2009, say 48

Toplum Adam, Marjinalizm ve Faydaclk (Utilitarianism) Toplum adam modelinde fayda, hem madd/fizik hem manev/ruh olarak ele alnmaktadr. nsan, hem beden hem ruhtan mteekkil olduundan, onun ihtiyalar ve bu ihtiyalarn tatmin edilmesinden elde ettii hazlar da hem fizik hem ruhdir. Ancak bu hazlar kiide ayn anda tezahr etmeyebilir. Nitekim tketimin ilk aamalarnda madd/fizik tatmin en st dzeyde iken, manev/ruh tatmin henz sz konusu deildir. Bir maldan daha fazla tketildike marjinal fayda gittike azalr, hatta sona erer ve manev fayda ihtiyac ortaya kar. Madd tatminin sona erdii ite bu noktada, kendisinden baka hi kimsenin ihtiyac ile ilgilenmeyen ve manev tatmin nedir bilmeyen bir iktisad adam iin yaamann anlam ortadan kalkar. Bu durum, varlkl toplumlarda grlen yksek orandaki intihar vakalarnn bir sebebi olarak grlebilir. Halbuki, ayn durumdaki toplum adam bakalarna harcamada bulunmak suretiyle faydasn maksimize etmeye devam eder; fakat bu madd deil, manev tatmindir.
Aslnda beden snrl ve lml, ruh ise snrsz ve lmsz olduundan, bize gre, insanda doyumsuz olan beden/baya ihtiyalar deil, manev/ulv ihtiyalardr. Tatmin edilmeyen manev ihtiyalar genellikle beden ihtiyalardan daha byk sknt, stres ve acya sebep olur ve insana beden ihtiyalarnn snrsz ve doyumsuz olduu zannn verir. Buna mukabil, manev/ruh ihtiyalar bir kez tatmin edilmeye balandnda beden tatminden daha byk haz, doyum ve mutluluk verir. Dahas, manev tatminin bir snr da yoktur. Bu snrszlk, daha fazla isteyen fakat karlnda daha fazlasn veren retken bir sre olup, ok isteyip az veren fsit/ksr bir dng deildir. Bu ksr dng, tatmin edilmeyen manev ihtiyalar sebebiyle, gerek haz ve manev huzuru retemeyen beden/madd tatminin sebep olduu bir durumdur. Baka bir ifadeyle, azalan marjinal fayda yasas, manev tatmine deil, yalnz madd/beden tatmine uyar. nsann fizik fayda kadar ruh faydasn da maksimize etmeye altn ve daha fazla manev fayday daha azna tercih ettiini varsayarsak, bu durumda bile iktisad adam modeli insann tm hayatna, yani ekonomik hayat kadar sosyal hayatna da uygulanabilir. u halde, insan bakalar iin harcama yaptnda, manev tatmin ihtiyac madd olan at lde, hlihazrda tatmin edilmi olan beden ihtiyalarna yapt harcamadan alaca ek madd tatminden daha fazla manev tatmin elde eder. Bu sebeple, madd ihtiyalar tatmin edilmi olup, bakalarnn ihtiyalar iin harcama yapan bir kiinin davrann iktisad adam gibi rasyonel bir davran olarak tanmlayabiliriz. yle ki, madd/beden hazlar snrl, manev hazlar ise snrsz oldu192

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

undan, toplum adamn iktisad adamdan daha rasyonel olarak deerlendirmek mmkndr. Bu yaklam, fayda maksimizasyonunu toplum organizasyonu iin moral kriter olarak gren Faydaclk (Utilitarianism) doktrini ile de uyum iindedir. Jeremy Bentham (1748-1832) ve John Stuart Mill (1806-1876) gibi faydaclara gre, toplum, en fazla insana en byk mutluluu salamak amacyla bireylerin toplam faydasn maksimize etmeyi amalamaldr. Buna gre, insan bakalarnn ihtiyac iin harcama yaptnda, onlar madd tatmin salarken kendisi manev haz alr. htiyalarn snrsz olduu dnldnden, bakalarna harcama yapmaktan elde edilen manev haz sonsuz olacak, bu da toplumun toplam faydasn maksimize etmekle sonulanacaktr. Baka bir ifadeyle, geleneksel iktisat tarafndan kabul edildii zere, fayday maksimize etmek insann amac olduundan; u aktr ki, toplum adam kendi faydasyla birlikte toplumun karn maksimize etmeye, ancak kendi madd tatmininin artk daha fazla marjinal fayda elde etmedii belli seviyesinden (bu seviye kiiden kiiye deiir4) itibaren gelir fazlasnn bir ksmn bakalarna harcad takdirde devam edebilir. Bir taraftan kendisinin daha nce maksimize edilmi olan fizik faydasna ek olarak manev faydasn maksimize etmeye devam ederken, dier taraftan da bakalarna yapt (ve artk kendisine daha fazla fizik fayda salamayan) harcama ile henz tketimin ilk aamalarnda bulunanlarn mmkn olan en yksek fizik fayday elde etmelerine vesile olmak suretiyle toplumun karna katkda bulunmu olur. Toplum adam, bylece rnn hem ona daha az ihtiyac olandan daha fazla ihtiyac olana transfer edilmesini salamas hem onun madd ve manev ihtiyalar arasnda en uygun ve etkin dalmna yol amas suretiyle toplumun refah ve mutluluunu maksimize etmesine yardmc olur. Bu demektir ki, bir toplum, madd ve manev fayda anlamnda en st refah dzeyine ancak gelir fazlas olanlarn gelirlerinin bir ksmn geim sknts olan muhtalara harcamalar halinde ulaabilir. Toplum adam retim ve deiimde ekonomik anlamda etkin ve en yakn aile bireylerinden ve akrabasndan balayarak toplumdaki ihtiya sahiplerine, hatta dnyann en uzak kesindeki muhta insanlara kadar etrafndaki insanlara harcama konusunda da eli ak davranr. Birinci durumda etkinlik ekonomik kaynaklarn en uygun kullanm iin gerekli iken, ikinci durumda toplum adam toplumdaki gelir dengesizliklerini azaltmada nemli rol oynar. deal toplum, devlet mdahalesinin en az olduu ve devlete den baz kamu hizmetlerinin fertler ve sivil toplum kurulular tarafndan yrtld topluluklardr. Fertlerin topluma kar grevleri vatandalarn vergi sorumlu193

bilig, K / 2009, say 48

luu eklinde ortaya kar. Devlet, ancak brakt boluklar fertler ve sivil toplum kurulular tarafndan doldurulduu takdirde klebilir. Gerekten gnmzde devletler fertleri ve sivil toplum kurulularn vergi muafiyetleri salamak suretiyle birok kamu hizmetini yrtme konusunda tevik etmektedir. Bylece, devlet kldke, finansal kaynaklarla kamu hizmetleri arasndaki mesafe ksald ve brokrasi de azaldndan, kamu hizmetleri devletin vergi toplayp harcamada bulunduu durumdan daha ucuza ve daha kolay salanr. Dahas, bu fonksiyon byk oranda toplum adamlar tarafndan ifa edilir. Toplum adam sadece teorik bir kavram deildir. Bu fenomenin en nemli delili, modern toplumlarda birok nemli kamu hizmetini sunmada devletin yerini alan ve toplum adamlarnn katklaryla varln srdren vakflar ve dier sivil toplum kurululardr. nsanln ortak moral deerlerinin gelitirilmesi ve sosyal projelere yaplan harcamalarda vergi muafiyetlerinin salanmas bu tip adam modelini tevik eder.

Toplum Adam Modeli: Grcistan rnei Grcistan ve Gei Dnemi Problemleri Karadenizin dou kysnda ve Gney Kafkasyada yer alan Grcistan, Trkiyenin kuzey dou snr komusudur. Grc dilinde Sakartvelo olarak geen ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Grcistan'n kuzeyinde Rusya, gney dousunda Azerbaycan, gneyinde Ermenistan yer alr. 1991 ylnda bamszln kazanan Grcistan, 69,7 bin kilometrekare yzlmne ve 4 milyon 693 bin nfusa (2004 saym) sahiptir. Tipik bir Kafkasya lkesi olarak Grcistan, etnik yapsnn eitlilii ile dikkat eker. Nfusun yaklak %83,8ini Grcler (Acaralar, Lazlar, Megreller, Svanlar dhil) oluturur. Dier byk etnik guruplar Azeriler (% 6,5), Ermeniler (% 5,7), Ruslar (% 1,5), Abhazlar ve Osetlerdir. lkede, eenler, Kabardeyler, Krtler, Tatarlar, Yahudiler, Rumlar, Trkler, Ukraynallar, Asurler ve inliler gibi daha kk gruplar da yaar. Grcistan nfusunun byk ounluu Ortodoks Hristiyandr ve nfusun %81,9u Grcistan Ortodoks Kilisesine baldr. Din aznlklar banda Mslmanlar (% 9,9), Ermeni Apostolikler (% 3,9), Rus Ortodokslar (% 2), Katolikler (% 0,8) gelir. Ayrca baka dinlere mensup kk gruplar vardr.5
Sovyet dnemi boyunca Grcistan, Sovyetler Birliindeki en yksek hayat standardna sahip lkelerden biri olmutur. Sovyet Sistemin k, dier Sovyet Cumhuriyetler gibi Grcistan da politik, ekonomik ve sosyal yapsn yeniden yaplandrmaya itmitir. 1991deki ksa mrl diktatrce rejimden
194

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

sonra, Eduard Shevardnadze uluslararas ilikileri ve ekonomik balar yeniden kurmutur. Grcistan, planl ekonomiden demokratik ve serbest piyasa ekonomisine geerken ekonomik bymeye giden bir yol olarak, serbest piyasa ekonomisini ve hukuk devleti olmay semitir. IMF ve Dnya Bankas gibi uluslararas kurulularn da desteiyle, piyasa ekonomisinin temelleri atlmtr. Rekabeti bir ekonomiye ulama baars, devlet mlkiyetinin zelletirilerek ekonominin tekelci yapdan kurtulmas, iktisad faaliyetlerin serbestletirilmesi, d ticaret ve fiyatlarn serbest braklmas vs. gibi reformlar ieren belirli politik admlarn atlmasn gerektirmitir. Grcistann gei dnemindeki temel sorunlar zayf mal yap, fakirlik, isizlik, yaygn rvet, yasa ve dzenlemelerin fiyat sistemindeki kstlamalarla birlikte keyfi uygulanmas olarak sralanabilir. Aile kurumunun ekonomik hayatta pasif kal dilencilik, fuhu, uyuturucu kullanm, uyuturucu ticareti, yasad bebek ticareti vb anormalliklerin ortaya kn beslemitir (Sulabaridze 2004). Nfuzlu kimselerle yaknl olan bireyler vergi yasalarnn adaletsiz uygulanmasna yol amtr. Bunun yan sra, iletmelerin kimi zaman vergi mfettilerine rvet vermek suretiyle vergiden kanmas, vergi hslatnn ok dk seviyelerde kalmasn sonu vermitir. lke ekonomik problemlerle birlikte maddeten daha parlak olan eski gnlere duyulan zlemin bymesi ve yasallaan reformlarn sonularndaki bariz eksikliklerin dourduu d krklndan ok etkilenmitir. Gei dnemi boyunca devlet brokrasisi ounlukla, piyasa ekonomisi hakknda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan, komnizm dneminden kalma eski devlet brokratlar tarafndan temsil edilmitir. Bu yzden, kendileri tarafndan denetlenen sektrlerdeki bamsz giriimciler zerindeki nfuzlarn muhafaza etmeye almlardr. Bunda, birounun denetlenen bu giriimlerde zel karlarnn bulunmas da etkili olmutur. Eski zihniyeti temsil eden bu brokratlar, reformlar karsndaki en direnli kuvvetler olarak ortaya kmtr. zel faaliyetler iin yasal ereve olduka uygun olmasna ramen, yasalarn uygulan ve Devlet Bakanlk kararlar nispeten etkisiz kalmtr. Memurlarn yasad faaliyetleri Grcistann bir gei ekonomisi olarak performansn zayflatmtr. Yeni piyasa sistemini ynetmek iin gereken kadronun eksiklii, kronik ve yaygn yolsuzlukla mcadelenin nn kapatmtr. Yolsuzluk ve rvetin esas kaynaklarnn, geleneksel yasa kltrnn eksiklii ve ortamn caydrc cezalardan yoksunluundan beslendii sylenebilir (Liluashvili 2002). Tm bu artlar, dk cretlerle birleip, birok sivil memuru, pozisyonlarnn sunduu imkn ve frsatlar deerlendirerek ek gelir salamaya sevk etmitir. Bu durum, devleti ve zel sektr saran yolsuzluk iin ok uygun bir ortam

195

bilig, K / 2009, say 48

hazrlamtr. Sonu olarak Grcistan, Uluslararas effaflk rgt Yolsuzluu Alglama Endeksi aratrmasnda 159 lke ierisinde 133. sray almtr.6 2003 sonlarndaki Gl Devrimi, yolsuzluk probleminin nne gemek iin azimli ve kararl bir ynetim tarzn ortaya koymutur. Vergi reformu, mevcut vergilerin 2/3nden fazlasn ortadan kaldrm ve vergi oranlarn nemli lde azaltmtr. Sistemin basitletirilmesi ynetimin ykn azaltm, yolsuzluk ve rvet frsatlarn azaltmtr. Vergi kaaklyla mcadeleye giren devlet, vergi tahsiltn arttrarak bte an azaltm ve 2005 sonunda tamamen ortadan kaldrma yoluna girmitir. Dorudan yabanc yatrmlarn nndeki engeller kaldrlm, lke altyaps yeniden ina edilmeye ve salk ve eitim yatrmlar yenilenmeye balamtr. Memur says azaltlarak toplam istihdamn %60n salayan devlet kltlm, kamu faaliyet alan daraltlmtr. Bylece mevcut memurlarn maan artrmak ve yolsuzluk kanallarn kapatmak mmkn olmutur. zelletirmede atlan ileri admlar, sermayenin ve i alanlar amann piyasa tabanl tahsisini desteklemitir (Taylor 2004). Grcistanda yasama sreci, lkedeki kltrel ve insan deiimi srekli desteklemitir. Demokratik ve piyasa tabanl bir topluma geii hedefleyen ve bamszln ilk yllarndan itibaren balayan bu sre, Gl Devrimi ile birlikte hz kazanmtr. Grcistan da dhil hibir Sovyet sonras lkenin, Sovyet kltrnden piyasa sistemine kolayca getii sylenemez. Kltr ve davran deiikliklerinin gereklemesi on yllar alacandan, Sovyet i kltr, ahlak ve gelenekleri terkedilmi olsa bile etkilerini hl srdrmektedir. Eski politik kltrden ve Grcistann geleneksel klan yapsndan miras kalan eski alkanlklar, kiisel balant ve dostluklarn i hayatnda etkili olmas, makam sahiplerinin kiisel otoritelerini kullanmalar, her trl grevde kiisel grev ve sorumluluklardan kama vs. eilimlerin zaman iinde zayflad gzlemlenmektedir. Ataerkil ynetme tarz sadece Sovyet dneminde deil, lke tarihinin ilk dnemlerinden beri hl Grc ailesinde sk bir ekilde varln srdrmektedir (Zurabishvili 2004). Ailenin ekonomik davranlarnn hzl deiimi, aile bireylerindeki eski Sovyet adam zihniyeti tarafndan engellenmektedir. Sosyolojik bir aratrmann sonucuna gre, ok sayda ferdin (60,2% ), ailenin madd gvenlik sorumluluunu, geleneksel anlaya paralel olarak hl aile reisine, yani babaya verdii grlmektedir (Sulabaridze, 2004: 84). Bununla beraber Grc kltr ve insanlarn davran tarz, politik ve yapsal deiikliklere paralel bir deiim gsterme eilimindedir. Bat kltr ve ahlakna intibak, piyasa ekonomisi ve Bat ile artan ilikiler sonucu hz kazanmtr. hayat iinde yer alan ailelerin piyasa sistemine ve yeni kltre adaptasyon oran dierlerine nazaran daha yksek olarak tespit edil196

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

mitir. Gelirinin ounu kamu kaynaklarndan salayan ailelerin deiime en az uyum salayan grup olduu grlmektedir. Adaptasyon oran gstergeleri ya gruplarna gre de deiim gstermektedir. Gen ya grubundakiler (1835) yksek adaptasyon oranlaryla dierlerinden ayrlmaktadr (Orloff 2001).

Toplum Adam Anketi ve Elde Edilen Bulgular Gnmz Grc yazarlarndan bazlar Grcistann ekonomik alanda ada bir lke haline gelmesini Grc iadamlarnn iktisad adam modeline dnmesine balamlardr (Papava ve Chikovani 1997). Buna karlk, tarafmzdan yrtlen ve Grc halkndan 200 kiinin katld bir aratrma, Grc toplumunun iktisad adam yerine toplum adam modelini sergileme eiliminde olduunu gsteren bulgular ortaya koymutur. Elde ettiimiz bulgulardan balcalar yledir: 200 katlmcnn %34 para kazanma amacnn ocuklarna gelecek salamak, %23 ailesini desteklemek, %17si i kurmak olduunu sylerken, yalnzca %12si paray kiisel ihtiya ve refahlar iin kazandn, %1i de bakalarna yardm etmek iin para kazanmak istediklerini belirtmitir. Cevaplar, Grc halknn ocuklara ve aileye olan ilgisini ve Grclerin kendi dillerinde de zdeyi olarak yer alan nce can sonra canan anlayn aka yanstmaktadr.
u ana kadar hi hayr amal para harcadnz m? sorusunu %96s olumlu cevaplarken, soruya yalnzca %2si olumsuz karlk vermitir. Katlmclarn neredeyse yars (%44) maalarnn %1-5ini, %36s maann %610unu, %12si maalarnn %10-20sini, %2si maalarnn %20sinden fazlasn hayr amacyla harcamaktadr. %6s ise soruyu cevapsz brakmtr. Bu sonular, Grc insannn hayr ilerinde pasif kalmadn ve dier insanlar da nemsediini gstermek iin gzel bir kant olarak deerlendirilebilir. Katlmclarn %39una gre bakalarna da yardm etmeye balayabilmek iin aylk gelir olarak 200-500 Grcistan larisine (GEL) (4 Haz 2006 itibariyle 1$=1.80 GEL) sahip olmak yeterli grlmtr. Katlmclarn %31i 5001000 GEL aylk gelire sahip olmalar gerektiini aklarken, %15i 200 GEL e kadar maa sahibi olmann, ihtiya duyanlara yardm iin yeterli olduu cevabn vermitir. %2si ise gelirin nemli olmad ve tm gelir dzeylerinde yoksunlara yardm edebilecekleri ve destek olabilecekleri konusunda kiisel fikir beyan etmilerdir. Grclerin %2si soruyu cevapsz brakmtr. Katlmclarn %68inin genellikle dk maala yaad da gz nnde tutulursa, Grclerin gelir seviyelerinden bamsz olarak birbirlerine yardm etmeye hazr olduklar grlmektedir. Katlmclarn %70i, kendi ihtiyalar olsa bile, bakalarna yardm etmek ve sahip olduklarn paylamak konusunda istekli olduklarn belirtmilerdir.
197

bilig, K / 2009, say 48

%19u kendi fiziksel ihtiyalarn karladktan sonra destek vereceklerini sylerken; %6s sosyal ihtiyalar ve %5i kiisel geliim ihtiyalar karlandktan sonra yardm edeceklerini belirtmitir. Katlmclarn %70inin bakalarna yardm etmek istedii ve kendileri ihtiya halinde olsalar bile ellerindekini bakalaryla paylamaya hazr olduklarn gsteren sonu, Grcistanda toplum adamlarna sahip olunduunun en nemli kant olarak ele alnabilir. Katlmclarn %62si iin hayr yapma sebebi olarak kiisel duygularn ne karrken, %33 bunun din motiflerle olduunu dnmektedir. %3 aktivitelerinde tm listelenen sebeplerin dnda baz faktrlerin rol oynadn aklamtr. Yalnzca %1i bunu, insanlarn kabuln almak ve birileri tarafndan tevik edildii iin yaptn dnmektedir. Bu bulgular, insan tabiatnn bakalarna yardm etmeye eilimi tadn ve bunun, din tarafndan da desteklenip tevik edildiini gstermektedir. Bu durum, katlmclarn %64nn hayr ilerini insanlarla ilgilenmek ve onlara yardm etmek amacyla yaptklarn sylemeleriyle de dorulanmtr. Onlar hayrsever yapan, ihtiya sahiplerine duyduklar sempati ve merhamet duygusudur. Ankete katlanlarn %71i, hayr iledikten sonra byk bir mutluluk ve tatmin duyduklarn belirtirken, %8i derun bir huzur hissettiklerini ve sadece bu yolla kendilerini insan olarak grdklerini aklamlardr. Bu ise, insan tabiatnn ruhsal fayday, baka bir ifadeyle mutluluu, bakalarnn ihtiyalarn karlayarak bulmaya altn gsteren bir kant olarak grlebilir. Grc toplumunun toplum adam modelini ne oranda sergilediini belirleme istikametinde yrtlen anket almasnn yan sra daha baka kantlar da elde edilmeye allmtr. Yedi yl grev yaptmz ve yzlerce rencisine dersler verdiimiz Tiflisteki Uluslararas Karadeniz niversitesinin, Grcistann hemen her blgesinden gelen rencilerinin tandk evrelerini ve sosyal balantlarn gzlemlemek, bizlere bu konuda kayda deer miktarda malzeme sunmutur. Toplum adam modelinin gerek rnekleri olarak grlebilecek ok sayda insan ve bunlar tarafndan desteklenip finanse edilen ve sosyal hizmetler sunan birok vakf tespit edilmitir. Ksaca deinmek adna, toplum adam olmak iin yaplabilecek ne varsa yapan tipik bir toplum adam rnei vereceiz. Bu kii, kendi aile kklerinin bulunduu yredeki insanlar iin yllardr eitli hayr ileri ve harcamalar yapan Bidzina Ivanishvilidir. Bu toplum adam prototipinin yapt almalarn bazlar yledir: Yaad evredeki yallara emekli maa gibi her ay 100 GEL demek; rencilere burs vermek; Grcistandaki en byk tapnaklardan birini yaptrmak; herkesin cretsiz yararlanabilecei byk bir hastane ina ettirmek; yollar onarmak; kprler yaptrmak; doalgazla alan ve evresindeki tm aileler iin
198

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

demesini kendisinin yapt stma sistemleri kurdurmak; yre insan iin evler ina ettirmek; her yeni evli ifte dn hediyesi olarak bir ev vermek vs... Bu toplum adam rneinin en nemli zellii ise, yapt hizmetleri asla kamuya duyurma abas iinde olmamasdr. Yaptklarn duyurmak iin halka ak bir konuma yapmamas ya da herhangi bir televizyon kanalnda ortaya kmam olmas, bunlar gsteri iin ya da uzun vadeli bir politik ama iin yapmadn gstermektedir. Tespit ettiimiz ok saydaki dier toplum adam rnekleri arasndan u kiiler de anlabilir: Sade bir mlk ile evsiz yetim ve kszlere yardm eden Batumlu 29 yandaki arkc Nino Katamadze; bakmakla ykml olduu bir ailesi olduu halde tablolar yapp satarak kazand parann byk blmn ihtiyac olanlara veren, mzisyen, air ve ressam Teimuraz Sikharulidze; hastaneleri ziyaret edip fakir hastalara ila alan, tm ihtiya sahibi akrabasna yardm eden, iki ocuklu, mal analist Konstantine Latsabidze; ihtiyac olan tm akrabasna, komularna, engellilere ve yal evsizlere yardm eden Maersk ulam irketinde ynetici olarak alan 35 yandaki ikadn Irina Kovaliova. Bunlar dier biroklar arasndan yalnzca birka rnek olarak zikredilmitir. Tm bu insanlarn esas ve ortak zellikleri; ekingen ve ok tannmam olmalar, yaptklar hakknda konuup vnmeyi sevmemeleri, bakalar iin yaptklarn duyurma arzu ve eiliminde olmamalardr. Az sayda istisna dnda, verilen rneklerdeki kiiler, bu tarz davranlardan servet kazanan veya bu davranlarn kendi ikballeri iin bir tantm faaliyeti olarak deerlendiren tannm insanlar olarak ortaya km deillerdir. Yer darl sebebiyle burada bahsedemeyeceimiz bu tarz birok iadam ve sradan insan rnei bulunmaktadr. Bu satrlarn yazar, vakflar araclyla lise ve niversitelerde okuyan rencilere burs veren birok gen niversite mezunu tanmaktadr. Bu mezunlarn birou burs verdiklerinin insanlar tarafndan bilinmesinden holanmamaktadr. Yalnzca bu iadamlar deil, arkclar ve ressamlar gibi serbest alan insanlar da gelirlerinin byk bir ksmn hayr ilerine harcamaktadr. Grcistanda, bir ksmna yer verdiimiz bu iten, samimi, gsteriten uzak ve gerek toplum adam rneklerine paralel olarak, her biri ayr bir kamu hizmeti sunan birok vakf ve dier sivil toplum rgtleri hem sayca artmakta hem bymektedir.

Sonu Adam Smithin gelitirdii iktisad adam modelinin Bat toplumlarnda bireylerin kiisel kar temelli davranlarn bu toplumlarn retim kapasitelerini artrma istikametinde ynlendirdii genel olarak kabul grmtr. Bununla
199

bilig, K / 2009, say 48

birlikte, bu artn birok ciddi problemi de beraberinde getirdii bilinmektedir. Ekonomik temelleri iktisad adam modeli zerine kurulmu olan Bat uygarlnn bugn rettii balca sonular; dnya apndaki yoksulluk, yalnzca farkl ekonomiler arasnda deil, ayn ekonomi ierisinde bile grlen gelir eitsizlii, gelimi lkelerde de yaygn olan huzursuzluk ve mutsuzluk olarak gze arpmaktadr. Bu durum, insan doas ve sosyo-ekonomik gereklerle uyum iinde olan ve insann yalnzca ekonomik davranlarn deil ayn zamanda onun ekonomik olmayan davranlarn da aklayabilen daha kapsaml bir insan modeli ihtiyacn ortaya koymaktadr. Bu almada, ortodoks ve heterodoks iktisat okullarnn ortak noktalarn bir araya getirmek suretiyle, sosyal bilimler ve davran bilimlerinin bulgularn da dikkate alarak toplum adam modeli gelitirilmitir. nsann yalnz iktisad deil, iktisad olmayan davranlarn da aklayan bu model, sosyo-ekonomik refah iin gerekli olan ekonomi ve toplum btnln esas almaktadr. Toplum adam modeli, azalan marjinal fizik fayda yasas gerei, temel fizik ihtiyalar karlanan ve madd doyumun zirvesine ulat iin marjinal fizik faydas den bireyin, elinde bulunan gelir fazlasn bakalarna harcama eilimi gsterdii, bylece bakalarnn madd/fizik faydalarn arttrrken kendisinin de manev faydasn maksimize ederek mutluluu yakalad hipotezi zerine oturtulmutur. Bylece bu modelin, bireyin fizik ve manev fayda maksimizasyonu ile birlikte toplumun toplam fayda maksimizasyonunu da gerekletirdii dnlmektedir. Yaa ve Yaat ilkesine dayanan ve insandaki empati/duygudalk yeteneinin insan davranlarndaki etkisini gz ard etmeyen toplum adam modeli, insann hem bireysellik hem toplumsallk ynlerine dengeli bir vurgu yapmakta ve insann bu iki ynnn birbirini tamamladn kabul etmektedir. ktisad adam modelini reddetmemekle birlikte onu eksik bulan ve bu eksii tamamlamas iin gelitirilen toplum adam modelinin, madd kar temeline dayanan iktisad adam modelini, iktisad olmad dnlen kararlarn temel motifi olan manev fayda (spiritual utility) kavramyla bir btnle kavuturduu grlmektedir. Yaa ve Yaat ilkesiyle hareket eden ve insandaki empati/duygudalk yeteneinin insan davranlarndaki etkisini gz ard etmeyen toplum adam modelinin, piyasa sisteminin temel zaaflar olan kamu mallar, gelir eitsizlii, dsallklar ve ekonomik istikrarszllar gibi sorunlara zm bulmay vaat ettii sylenebilir. Grc toplumuna uygulanan anket almasnn ortaya koyduu ve toplum adam modeliyle uyumlu olduunu dndmz bulgularn balcalarn yle sralamak mmkndr: Grcler,
200

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

nce can sonra canan anlay ile hareket etmektedirler; Buna ramen, ellerindekini bakalaryla paylamaya hazr durumdadrlar; Hayr ilerinde pasif kalmamakta ve dier insanlar da nemsemektedirler; Gelir seviyelerinden bamsz olarak birbirlerine yardm etmeye hazrdrlar; htiya sahiplerine kar sempati ve merhamet duygusu tamaktadrlar; ok doal bir ekilde, yani bir insan olarak, bakalarna yardm etme eilimi tamaktalar ve bu eilimleri din inanlar tarafndan da desteklenmektedir. Bu bulgularn yan sra, Grc toplumunda, elindeki gelir fazlasn sosyal projelerde deerlendiren azmsanmayacak sayda insan bulunmaktadr. Bu durumun, Sovyet sisteminin k ile zoraki Sovyet adam olmaktan kurtulan bu toplumun, piyasa sistemine getikleri bu sre iinde, saf iktisad adam yerine, genellikle kiisel kar sosyal sorumlulukla birletiren toplum adam modelinin temsilcileri olma eiliminde bulunduunu gstermektedir, denilebilir. Toplum adam modelinin dier toplumlarda yrtlecek almalarla desteklenmesi gerektiini ayrca belirtmeye gerek yoktur.

Aklamalar
1. Burada adam terimi, kadn-erkek her iki cinsi de ieren birey anlamnda kullanlmaktadr. 2. Bize gre, iletmeler sosyal sorumluluklarn sosyal projelerle veya iktisad olmayan kararlaryla deil, ncelikle faaliyetlerini toplum aleyhine dsallklara sebep olmadan yrterek ve iktisad kaynaklar en etkin bir ekilde deerlendirerek gerekletirebilirler. Bir ortan, sosyal sorumluluu olan bir kii olarak, irketten adna tahakkuk eden kiisel kr payndan bir sosyal projeye yapt ve kendisine manev haz veren bir harcama ise tam anlamyla bir toplum adam davrandr. Bu sosyal sorumluluk, iletme tarafndan, onun bnyesinde ortaklarn kendi kr paylarndan oluturulan bir fon tarafndan da yerine getirilebilir. Baka bir ifadeyle, bize gre, firmalarn sosyal sorumluluundan ziyade, firma sahip veya ortaklarnn bireysel sosyal sorumluluklar n plana kmal ve bu sorumluluk firma dnda bireysel giriimlerle veya firma dnda ayrca oluturulan sivil toplum kurulular araclyla yrtlmelidir. Aksi halde firmalarn ekonomik etkinliklerini deerlendirme zorluklar sz konusu olabilir. Kr amal iktisad faaliyetlerle kamu yararn amalayan sosyal projelerin ayr yrtlmesinin daha yararl olacan dnmekteyiz. 3. Bu yaklam, sokaktaki evsiz bir kadnn m yoksa varlkl bir iadamnn m bir dolardan, daha fazla fayda salad ile ilgili olan neoklasik phecilikle tezat olu201

bilig, K / 2009, say 48

turur. Neoklasik iktisatlara gre, bireyler arasnda karlatrma yapabilmek iin ortak bir l bulunmamaktadr. Eer faydadaki eitsizliklere deer bimek iin bir zemin yoksa yeniden dalm savunmak iin de bir zemin olamaz. Bir dolarn yukardaki rnekte evsiz kadna aktarlp aktarlamayaca sorulduunda, alk sayklamas annda kadnn bu bir dolar kaybedip kaybetmeyecei veya iadamnn parayla yatrm yaparak bymeye katkda bulunup bulunmayaca konusunun ak olmadn tartrlar. Malthusu ilk eletirenlerden biri olarak George Ensor, onun fakirlere yardm kabul etmeyen yaklamyla Bu adamn malnn bir paras, bakasnn hayatndan daha kutsaldr (Gagnier 1993: 138-9) imasnda bulunduunu belirterek, Malthusun bu yaklamn ahlak adan eletirmitir. Kanaatimizce neoklasik iktisatlarn ve Maltusun bu yaklamlarnn sebebi, bu iktisatlarn ihtiya sahibi insanlarla empati/duygudalk yapamamalardr. Aklmza, neoklasik iktisatlar ya da Malthus, kendilerinin evsiz ya da a bir adam olduklarn varsaysalar ve kendilerini ihtiya sahibi insanlarn yerine koysalar ayn ekilde dnrler miydi diye bir soru taklyor. 4. Diergmlkta ileri gitmi olan fedakr insanlar, kendileri a iken de bakalarn tercih edebilirler. Bylelerinin bakalar iin harcamaya balamalar iin kendi madd marjinal faydalarnn sfrlanmas hatta azalmas bile gerekmez. Buna en gzel rnek yavrular iin her eyini feda eden annelerdir. Her toplumda toplum iin fedakrlikta bulunan anne karakterinde insanlar bulunabilir. 5. http://en.wikipedia.org/wiki/Georgia, (07.07.2008) 6. http://www.infoplease.com/ipa/A0781359.html, 4 Haziran 2006.

Kaynaka
Backhouse, Roger E. (2002). The Ordinary Business of Life: A History of Economics from the Ancient World to the Twenty-First Century. Princeton and Oxford: Princeton University Press. Ben-Ner, Avner and Louis Putterman (1997). Values and Institutions in Economic Analysis 1. 27 Jan 1997 version. http://www.brown.edu (16.08.2005). Brockway, George P. (1991). The End of Economic Man: Principles of Any Future Economics. HarperCollins/Cornelia & Michael Bessie Books. http://search.epnet.com (25.04.2004). Bryant, Joseph M. (2000). Cost-Benefit Accounting and the Piety Business: Is Homo Religiosus, At Bottom, A Homo Economicus?. Method & Theory in the Study of Religion. 09433058. 12(4). Campbell, Donald T. (1983). The Two Distinct Routes beyond Kin Selection to Ultrasociality: Implications for the Humanities and the Social Sciences. The Nature of Prosocial Development: Interdisciplinary Theories and Strategies. Ed. Diane Bridgeman. New York: Academic Press. Dingley, James C. (1997). Durkheim, Mayo, Morality and Management. Journal of Business Ethics. Augustos 97. 16(11): 1117-29. http://search.epnet.com (04.06.2004).
202

zsoy, ktisad Adamdan Toplum Adamna

Etzioni, Amitai (1988). The Moral Dimension: Toward a New Economics. New York: Free Press. Faber, Malte, Reiner Manstetten and Thomas Petersen (1997). Homo Oeconomicus and Homo Politicus. Political Economy. Constitutional Interest and Ecological Interest. Kyklos. 50 (4): 457-83. Item: 318968. Fox, Maggie (2008). Money Buys Happiness If You Spend on Someone Else. http://www.reuters.com/article. March 20. (06.07.2008) Friedman, Milton (1970). The Social Responsibility of Business is to Increase its Profits. The New York Times Magazine. September 13. http://www.colorado.edu/studentgroups/ libertarians/issues/friedman-soc-respbusiness.html. (06.07.2008) Gagnier, Regenia (1993). On the Insatiability of Human Wants: Economic and Aesthetic Man. Victorian Studies 36 (2): 125-53. Hirsch, P., S. Michaels and R. Friedman (1990). Clean models vs. dirty hands: Why economics is different from sociology Structures of Capital: The Social Organization of the Economy. Ed. S. Zukin and P. DiMaggio. Cambridge: Cambridge University Press. 39-56. Hodgson, Geoffrey M. (1998). The Approach of Institutional Economics. Journal of Economic Literature. March. 36:166-192. Liluashvili, Gia (2002). Legal Culture, Problems and Some Solutions. Khidi. 7: 5-7. Lutz, Mark A. (1985). Beyond Economic Man: Humanistic Economics. Economics and Philosophy. Ed. Peter Koslowski. Tubingen: J. C. B. Mohr. and Kenneth Lux (1988). Humanistic Economics: The New Challenge. New York: Bootstrap Press. Maslow, Abraham H. (1971). The Farther Reaches of Human Nature. New York: Penguin. Nitsch, Thomas O. (1982). Economic Man, Socio-economic Man and Homo-economicus Humanus. International Journal of Social Economics 9 (6/7): 20-49. O'boyle, Edward J. (1994). Homo Socio-Economicus: Foundational to Social Economics and the Social Economy. Review of Social Economy. Fall. 52:286-313. Orloff, Pierre (2001). Business Culture. Doing Business with Georgia. Ed. Marat Terterov. London: Kogan Page Ltd. Papava, Vladimer and Elene Chikovani (Ed.) (1997). Georgia: Economic and Social Challenges of the Transition (GESCT). Problems of Economic Transition. November/December. Parker, R. A. C. (1989). The Second World War: A Short History. London: Oxford University Press. Samuels, Warren J. (1990). Four Strands of Social Economics: A Comparative Interpretation. Social Economics: Retrospect and Prospect. Ed. Mark A. Lutz. Boston: Kluwer Academic.
203

bilig, K / 2009, say 48

Smith, Adam (2004). An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations: Part 10. Harvard Classics. Kessinger Publishing. Sulaberidze, A. (2004). On Certain Factors That Determine the Present Transformation of Society and the Family in Georgia. Sociological Research. NovemberDecember. 43(6): 7586. Taylor, John B. (2004). Economic Freedom and Georgias Rose Revolution. November 22. Tbilisi. http://www.treasury.gov (03.06.2006). Tomer, John F. (1996). Good habits and bad habits: A new age socio-economic model of preference formation. Journal of Socio-Economics 25 (6). 619-38. (2001). Economic man vs. hetedox men: The concepts of human nature in schools of economic thought. Journal of Socio-Economics 30 (4): 281-94. Waters, William R. (1988). Social Economics: A Solidarist Perspective. Review of Social Economy. October. 46: 113-143. Whalen, Charles J. (1996). The Institutional Approach to Political Economy. Beyond Neoclassical Economics: Heterodox Approaches to Economic Theory. Ed. Fred E. Foldvary. Brookfield: Edward Elgar. Wilber, Ken (1996). The Atman Project: A Transpersonal View of Human Development. Quest Books. Wheaton. IL. Zurabishvili, Tamara and Tinatin Zurabishvili (2004). Georgia: Persistent Paternalism. Sociological Research. November-December 43 (6): 87-97.

204

From Economic Man To Social Man


smail zsoy*
Abstract: The model of economic man, which constitutes the basis of orthodox economics, has been criticized for overlooking social norms, for causing market failure, externalities and instabilities, hence paradoxically calling for government intervention, which is a move rejected by the model itself. Heterodox economic schools diverge from the orthodox approach in order to develop a more balanced economic model in general and to integrate the economy with the society. Although these represent a more realistic approach to man and his behaviors, they still ignore some significant elements of human nature. Criticizing economic man and other alternative models, this paper introduces another model titled social man. The social man model, which balances individualism and social norms and which can be summed up with the epigram Live and Let Live, employs a holistic approach towards man and his life, reconciling orthodox and heterodox schools, and regards man as a responsible individual with social concerns. The study also includes the findings of a survey held in Georgia to test the applicability of the model to Georgian society. Key Words: Economic man/homo economicus, social man/homo socialis, orthodox economics, heterodox economics.

Fatih University, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of Economics / STANBUL iozsoy@fatih.edu.tr

bilig Winter / 2009 Number 48: 177-206 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: , , , , , . . , , . , , . , . , . : , , , .

* , , / . iozsoy@fatih.edu.tr

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 177-206 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol


Selahattin Togay*
zet: Kazakistan, 1991 ylnda bamszln kazandktan sonra, 1998 ylna kadar piyasa ekonomisi koullarna geiin sanclarn yaamtr. 2000 ylndan itibaren petrol fiyatlarndaki ykselmeyle birlikte, reel gayri safi yurt ii hasla nemli lde artarken; retim, istihdam ve d ticaret asndan petrol sektrne baml bir yap ortaya kmtr. Kazakistan ekonomisinin petrole bamll nasl azaltlabilir? sorusu hem ksa vadeli, hem de uzun vadeli iktisat politikas zmlerinin retilmesi asndan kritik bir sorudur. Bu almada, Kazakistan ekonomisinin iktisadi dinamiklerinin petrol sektrne bal olarak ekillenmesine yol aan faktrlerin, d kaynak kullanmndaki sorunlar ile reform abalarndaki yetersizlik olduu ortaya konmakta ve petrol sektrne bamlln azaltlmas asndan, ksa dnemde, para politikasnn rolnn ne olabilecei tartlmaktadr. Kazakistan Merkez Bankasnn Tengenin reel deerinin petrol fiyatlarna bal olarak istikrarszlamasn nleyebilecek bir sisteme ynelmesi gerektii vurgulanmaktadr. Anahtar Kelimeler: Kazakistan, D Kaynak Kullanm, Doal Kaynak Gazab, Dviz Kuru Politikas, Enflasyon Hedeflemesi.

Giri Petrol fiyatlarnn artmaya balad 2000 yl sonras dnem, Kazakistan ekonomisinin, uzun vadeli kalknma-byme perspektifi asndan, kritik bir dnemi temsil etmektedir. lgili literatrdeki tartmalar itibaryla ele alndnda, Kazakistan ekonomisi doal kaynak zenginliinin gazabna1 urama olasl yksek bir ekonomi grnmndedir. Kazakistanda dinamik bir ekonomik yap yaratlabilmesi iin, imalat sanayinin retim yaps iindeki greli byklnn arttrlmasna ynelik sanayi politikalarnn hayata geirilmesi byk bir nem tamaktadr. Bu almada, doal kaynak gazabnn azaltlmasn salayacak sanayi politikalar neler olmaldr? sorusunun cevab aratrlmamakta; doal kaynak gazabnn azaltlmasna para politikasnn katksnn ne olabilecei incelenmektedir. Bu erevede, hali hazrda ara enflasyon hedeflemesi uygulayan, Kazakistan Merkez Bankasnn, Tengenin reel deerinin petrol fiyatlarna bal olarak istikrarszlamasn nleyebilecek bir sisteme ynelmesi gerektii vurgulanmaktadr. Byle bir parasal yapnn
*Gazi niversitesi, ktisadi dari Bilimler Fakltesi, ktisat Blm / ANKARA stogay@gazi.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 207-240 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

yaratlmas, doal kaynak gazab sorununu azaltmaya ynelik, uzun vadeli politikalarn formlasyonunu kolaylatracaktr. almann birinci blmnde, Kazakistan ekonomisinin balang koullar ortaya konulmakta; ikinci blmde, Kazakistan ekonomisinin retim, istihdam ve d ticaret asndan petrol sektrne baml yapsnn genel bir fotoraf verilmektedir. nc blmde ise, bu yapy yaratan faktrler analiz edilmektedir. Bu analizin amac, doal kaynak gazabna yol aan faktrler iinde para politikas erevesinin dizayn ile ilgili olabilecek faktrlerin ortaya konulmasdr. Drdnc blmde, petrole dayal bir retim yapsnn sorun yaratmasnn nedeni incelenmekte ve doal kaynak gazabndan kurtulmak iin nasl bir bak as gelitirilebilir? sorusuna cevap aranmaktadr. Beinci blmde, para politikasnn rolnn ne olabilecei incelenmektedir.

Kazakistan Ekonomisinin Balang Koullar ve 1999 Sonras Dnemde Makro Ekonomik Performans Kazakistan ekonomisinin piyasa ekonomisine gei srecinde balang koullarnn ortaya konmas asndan referans noktas, 1991-1995 dnemidir. Bu dnemde, Kazakistan Hkmetleri, fiyat kontrollerinin kaldrlmas; devlet iletmelerine yardmlarn azaltlmas; zelletirme gibi alanlarda dzenlemeler yaparak, piyasa ekonomisine geiin alt yapsn oluturmaya almtr. Makro ekonomik istikrarszln derinletii bu dnemde reel byme oran, srasyla, -%11, -%5,-%9,-%13,-%8 olarak gerekleirken, gayrisafi yurt ii haslas (GSYH) reel olarak, yaklak %39 dmtr. Yllk enflasyon oran ise, %79, %1381, %1662, %1892 ve %176 dzeylerine ulamtr. Baka biimde ifade edilirse, sz konusu yllarda Kazakistan ekonomisi bir stagflasyon sreci yaamtr. Bu srecin ortaya kmasnda olgu ok nemli rol oynamtr. Birincisi, gerekli kurumlar yaratlmadan fiyatlarn serbest braklmasdr. kincisi, Kazakistanda nfusun yaklak olarak 17 milyondan 15 milyona dmesidir. G eden nfusun nemli bir kesiminin eitim dzeyi yksek insanlardan olumas Kazakistandan Rusyaya doru ortaya kan nfus akmn bir beyin g haline getirmitir (Pomfret 2005: 861). ncs ise, Kazakistann, zelikle mineral sektrnn retim zinciri asndan, bata Rusya olmak zere, eski Sovyetler Birlii ekonomileriyle entegrasyon dzeyi son derece yksek olduu iin, bamszlk sonras dnemde, COMECON ve Ruble Blgesinin ortadan kalkmas, Sovyet dnyasnn kendisine zg koullar erevesinde tasarlanm olan ticaret ve retim zincirinin byk hasar grmesine neden olmutur (Bevan vd. 2001: 113).
1996-1997 yllar, zelletirme programlarnn byk lde tamamland ve stagflasyon koullarndan k yllardr. 2000 ylnda ok nemli bir mali reform yaplarak, tasarruf fonu ve stabilizasyon fonu zelliklerine sahip olan, ulusal petrol fonu kurulmutur. Ortaya kan byme dinamizmiyle birlikte,
208

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

2001 ylnda Avrupa Birlii ve 2002 ylnda ABD, Kazakistana, piyasa ekonomisi stats vermilerdir. Kazakistan, CIS2 lkeleri iinde piyasa ekonomisi stats verilen ilk lke olmutur. Bununla birlikte, Kazakistan, 2002 ylnda, Moodys tarafndan, yatrm yaplabilir (investment grade) lke statsne ykseltilmitir (UniCredit Group 2007: 14). Tablo-1 araclyla, Kazakistann temel makro ekonomik gstergelerine bakldnda, 1999 sonras dnemde enflasyon orannn greli olarak dt; reel byme performansnn olaanst yksek olduu; isizlik oran derken, reel cretlerin artt; cari ak ve bte ann nemli sorun oluturmad grlmektedir.
Tablo 1: Kazakistann Temel Makroekonomik Gstergeleri (%) Enflasyon Oran 17.8 9.8 6.4 6.6 6.8 6.7 7.5 8.4 Reel Byme Oran 2.7 9.8 13.5 9.8 9.3 9.6 9.7 10.6 sizlik Oran 13.5 12.8 10.4 9.3 8.8 8.4 8.1 7.8 Nominal cret Art Oran 12.6 33.9 25.5 15.1 15.6 15.8 37.7 19.1 Cari Ak / GSYH -0.1 3.1 -5.3 -4.1 -0.9 0.8 -1.9 -2.2 Bte A / GSYH -5 -0.8 2.7 1.4 2.9 2.7 5.8 7.5

Yllar 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006

Kaynak: IMF (2005), IMF (2006), IMF (2007) ve NBK Web sitesi www.nationalbank.kz).

Ancak, sz konusu makro gstergeler itibaryla ortaya kan byme srecinin salkl bir byme sreci olup olmad; rekabet gc yksek bir ekonomik yap yaratp yaratmad, son derece nemlidir.

Kazakistanda retim, stihdam ve D Ticaret Yapsnn Deiimi Bir ekonominin istihdam ve d ticaret yaps, temel olarak, retim yapsna bal olarak ekillenmektedir. Bu nedenle, retim yapsnn nasl bir deiim gsterdii byk nem tamaktadr. Kazakistan ekonomisinin retim yapsyla ilgili bilgiler Tablo-2de verilmektedir.

209

bilig, K / 2009, say 48

Tablo 2: Kazakistanda retim Yapsnn Deiimi 1993 GSYH Tarm Sektr Sanayi Sektr Hizmetler Sektr SANAY SEKTR malat Sanayi Tarmsal Mal leme Sektr Metalurji Sektr Madencilik Petrol Sektr Elektrik, Gaz ve Su 100 16,4 28,7 54,9 100 69,9 11,4 23,9 15,7 Veri yok 14,4 1998 100 8,6 24,4 67,0 100 49,6 15,8 15,4 31,6 Veri yok 18,8 2000 100 8,1 32,6 59,3 100 46,5 13,3 20,3 44,5 38,0 9,0 2004 100 7,9 31,1 61,0 100 40,4 9,5 16,1 52,5 43,1 7,1 2005 100 6,5 30 63,5 100 35,8 9,2 14,2 58,6 54,0 5,6

Kaynak: IMF (2003) IMF (2005), IMF (2006) ve IMF (2007).

Tarm sektrnn GSYH iindeki pay 1993de %16,4 iken, 2005 ylnda %6.5e dmtr. Sanayi sektrnn yapsna bakldnda, imalat sanayinin GSYH iindeki pay 1993de %69,09 iken, 2005te %35,8e dmtr. malat sanayi iinde iki nemli alt sektr bulunmaktadr. Bunlar, metalurji sektr (ar sanayi) ve tarmsal mal ileme sektrdr. Bu iki alt sektrn imalat sanayi iindeki pay azalmaktadr. Madencilik sektrnn GSYH iindeki pay iddetli bir art gstermi; 1993te %15.7 iken, 2005 ylnda %58,6ya ykselmitir. Madencilik sektr iinde en byk pay, petrol sektrne aittir. Petrol sektrnn madencilik sektr iindeki pay 2000 ylnda %85.4 iken 2005 ylnda %92,1e ykselmitir. Bu nokta son derece nemlidir. nk Sanayi sektrnn GSYH iindeki pay 2000 ylnda %32,6dan 2005 ylnda %30a derken; Tablo-2 araclyla yaplacak basit bir hesaplama ile petrol sektrnn GSYH iindeki paynn 2000 ylnda %12,4 dzeyinden 2005 ylnda %16,2ye ykseldii grlmektedir. Baka biimde ifade edilecek olursa sanayi sektrnn GSYH iindeki pay azalrken petrol sektrnn GSYH iindeki pay artmtr.

210

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

Tablo 3: Ana Sektrn stihdam indeki Paylar ve Greli gc Verimlilikleri


stihdamdaki Pay (%) Yllar 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Tarm 22 31 35 35 35 33 32 31 Sanayi 15 14 12 12 12 12 12 12 Hizmetler 63 55 52 52 53 55 56 57 Greli gc Verimlilii (%) Tarm/ Sanayi 23.5 11.0 10.0 9.4 9.4 8.9 8.2 7.1 Tarm / Hizmet 51.0 46.1 46.8 49.7 50.3 48.1 47.4 47.2 Hizmet/ Sanayi 46.1 23.8 21.3 19.0 18.8 18.4 17.2 15.0

Kaynak: ADB (2007) verilerinden hesaplanmtr.

Petrol sektrnn sanayi sektr retimi ve GSYH iindeki pay artarken, Tablo-3de grld gibi, sanayi sektrnn toplam istihdam iindeki pay azalmakta; hizmetler sektrnn pay ise, artmaktadr. Tarm sektrnn retim iindeki paynn dmesine ramen, istihdam iinde yksek bir paya sahip olmas, iddetli bir verimlilik dklne iaret etmektedir. 1999 sonras dnemde tarm sektrndeki verimliliin hizmetler sektrndeki verimlilie oran nemli bir deiim gstermemitir. Ancak, Tarm sektrndeki verimliliin sanayi sektrndeki verimlilie oran 1999da %23,5 iken hzl biimde dm ve 2006 ylnda %7,1 olarak gereklemitir. Hizmet sektrnn istihdam iindeki pay artmakla birlikte, hizmet sektrndeki verimliliin sanayi sektrndeki verimlilie oran da nemli lde azalm; 1999 ylnda %46,1 iken, 2006 ylnda %15 olarak gereklemitir.
Tablo 4: D Ticaret Dengesinin Sektrel Yaps(milyar dolar)
Yllar 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Petrol ve madencilik 3,3 5,6 5,5 6,5 8,7 14,0 21,1 28,9 malat sanayi -1,4 -2,2 -3,4 -3,5 -4,5 -6,9 -10,2 -14,2 D ticaret dengesi 2,2 3,8 2,2 3,1 4,5 7,3 10,5 15,5

Kaynak: WTO (2007).


211

bilig, K / 2009, say 48

Kazakistanda retim yapsnda ortaya kan deiim istihdam yapsna yansmazken, d ticaret yapsna bire bir yansmaktadr. Tablo-4den izlenebilecei gibi 2000 yl sonras dnemde d ticaret fazlas hzl biimde artarken d ticaret fazlasnn petrol ve madencilik sektrnden kaynakland grlmektedir. Petrol ve madencilik sektrnde d ticaret fazlas hzl biimde artarken, imalat sanayinde d ticaret ann hzl biimde artmas son derece dikkat ekicidir.

Petrole Baml Bir retim ve D Ticaret Yaps ile Dk Verimlilie Sahip Bir Yapy Yaratan Faktrler: Arka Plan. Kazakistan ekonomisinde retim, istihdam ve d ticaret asndan petrole baml bir yapnn ortaya kt grlmektedir. Bu yapy yaratan faktrler nelerdir? sorusuna farkl alardan cevap vermek mmkndr. Bu almada, sz konusu yapy yaratan iki temel faktr olduu dnlmektedir. Bunlardan ilki, d kaynak kullanmndaki sorunlar, dieri ise, reform abalarnn yetersizliidir. Kazakistan Ekonomisinde D Kaynak Kullanm: Kazakistann demeler dengesine bakldnda, zellikle 2000 sonras dnemde, ksa vadeli sermaye hareketleri nedeniyle net kaynak k sz konusudur. Dorudan yatrmlar ve orta/uzun vadeli d krediler itibaryla net kaynak girii olduu grlmektedir. Dorudan yatrmlar ve orta/uzun vadeli krediler nedeniyle ortaya kan net kaynak girii, ksa vadeli sermaye hareketlerinin yaratt net kaynak kndan daha byktr. Bu adan bakldnda, Kazakistan ekonomisi, birok gelimekte olan lke ya da yeni gelien piyasa ekonomisinin tersine scak para sorunu ile yz yze olan bir ekonomi deildir. D kaynak kullanm, yap itibaryla, salam finansman kaynaklarna dayanmaktadr. Ancak, dorudan yatrmlarn ve bankaclk sektrnn yurt dndan salad orta ve uzun vadeli fonlarn tahsis edildii sektrlere bakldnda, d kaynak kullanmnn bir yandan petrol sektrn bytc etki yaparken, dier yandan imalat sanayini greli olarak kltc etki yapt grlmektedir. Dorudan Yatrmlar: Kazakistan Merkez Bankas verilerine gre, imalat sanayine ynelen dorudan yatrmlarn toplam dorudan yatrmlara oran 2000 ylnda %9 iken 2003te %22ye ulam, 2006 ylnda ise %5e dmtr. Petrol ve madencilik sektrne ynelik dorudan yatrmlarn toplam dorudan yatrmlara oran ise 2000 ylnda %82 iken 2003te %68e dm ve 2006 ylnda ise %75 olarak gereklemitir. Kazakistan ekonomisinde dorudan yatrmlarn ok byk bir ksm petrol ve madencilik sektrne

212

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

ynelmekte ve bu anlamda petrole baml yapy besleyici etki yapmaktadr (NBK Web sitesi). Kazakistan hkmeti, Petrole bamll azaltmak ve petrol d sektrlerin gelitirilmesini salamak amacyla, 2003 ylnda, endstriyel kalknma ve yenilik stratejisini uygulamaya balad. Ancak, Kazakistann stesinden gelmesi son derece zor olan iki temel dezavantaj bulunmaktadr. Bunlar, uluslararas piyasalara uzaklk ve i pazarn kkldr. Uluslararas piyasalara uzaklk, petrol dnda retilebilecek olan mallarn ulam maliyetlerini arttrc etki yapmakta; nfusun az olmas ise, i pazar kltc etki yapmaktadr. pazarn kkl petrol d sektrlere ynelik dorudan yatrmlarn artmasn nleyen bir unsurdur (Brauer 2007: 193). Bu iki olguya ek olarak, dorudan yatrmlarn byk lde petrol arama ve madencilik sektrne gelii, zelletirme uygulamalaryla dorudan doruya ilikilidir. Dorudan yatrmlarn petrol sektrne ynelmesi, petrol retim hzndaki art belirleyici bir faktr olarak, byk nem tamaktadr. Bu adan bakldnda, Kazakistan ekonomisinin enerji stratejisinin ne olduu ve bu stratejinin petrol retim hzna nasl yansd incelenmelidir. nk, petrol reticisi olan bir lkede, makro politikalarn formlasyonu asndan, petrol kaynaklarnn karlma hz byk nem tamaktadr (Stiglitz 2005: 14).

Petrol Kaynaklarnn Ynetilmesini Zorlatran Bir Olgu Olarak Dorudan Yatrmlar: Rusya haricinde, Hazar blgesinde yer alan lkeler (Trkmenistan, zbekistan, Azerbaycan, Kazakistan), ekonomik, sosyal ve politik adan benzer mirasa sahip olmalarna ramen, enerji sektrnn geliimine ynelik farkl stratejiler uygulamlardr (Luong ve Weinthal 2001: 369). Bir uta, petrol ve gaz rezervlerini tamamen devletletiren ve uluslararas aktrlerin mdahalesine izin vermeyen Trkmenistan ve zbekistan yer alrken; dier uta, enerji sektrn neredeyse tamamen zelletiren, Kazakistan yer almaktadr. Bu ikisinin arasnda ise, Rusya ve Azerbaycan yer almaktadr.
Tablo 5: Rusya ve Hazar Blgesindeki lkelerde Enerji Gelitirme Stratejileri lkeler Trkmenistan zbekistan Azerbaycan Rusya Kazakistan Enerji Gelitirme Stratejisi N1 N1 N2 P1 P2 Alternatif hra Mallar retme Olanaklar Yksek Yksek Dk Yksek Dk Politik atma Dzeyi Dk Dk Dk Yksek Yksek

Kaynak: Luong ve Weinthal (200: 378).


213

bilig, K / 2009, say 48

Luong ve Weinthal (2001: 373), Devletletirme ve dolayl uluslararas mdahale (N1); Devletletirme ve dorudan uluslararas mdahale (N2) Devletletirme ve dorudan uluslararas mdahale (P1); zelletirme ve dorudan uluslararas mdahale (P2) olmak zere, drt tr enerji gelitirme stratejisi tanmlamakta ve bu tanmlamadan hareketle, enerji gelitirme stratejisinde uluslararas faktrlerin ne derecede rol oynayacan ulusal faktrlerin (petrol dnda alternatif ihra mallarna ynelebilme olana ve politik atma dzeyi) ekillendirdiini iddia etmektedir. Buna gre, alternatif ihra mallar retme olanaklarnn dk ve politik atma dzeyinin yksek olmas, Tablo-5de grld gibi, Kazakistann P2 startejisine ynelmesine yol amtr.
Tablo 6: Rusya ve Hazar Blgesindeki lkelerde Petrol retiminin Art Hz (%) Yllar 2000 2001 2002 2003 2004 2005 Trkmenistan 1.5 7.2 14.7 3.8 7.0 -8.0 zbekistan -2.7 1.5 2.1 -0.6 1.1 1.9 1.2 Kazakistan 20.0 15.2 15.7 9.8 17.3 7.4 3.7 Rusya 6.5 6.5 7.0 11.4 8.7 2.6 1.7 Azerbaycan 1.8 7.0 2.1 3.1 -2.3 38.8 46.9

2006 -9.9 Kaynak: IEA (2007).

Bu analiz basit biimde geniletilerek, Farkl enerji stratejilerine sahip olan lkelerde petrol retiminin art hz nasl bir deiim gstermitir? sorusu sorulabilir. Tablo-6da grld gibi, 2004 sonras dnemde, Azerbaycanda ortaya kan gelime bir yana braklrsa, Kazakistanda petrol retim hz, blgesindeki lkelerin hepsinden daha byktr. Bu ise, petrol gelirlerindeki artn hem ksa dnemde hem de uzun dnemde ortaya karaca makro ekonomik etkilerin ynetimini zorlatrc bir faktrdr.

Dorudan Yatrmlar ve Yurt Dna Kaynak Transferi Daha nceki blmde, dorudan yatrmlarn hem petrol sektrn bytc etki yapt, hem de petrol retim hznn ok ykselmesine yol at eklinde iki temel tespit yaplmt. Bunlara ek olarak, dorudan yatrmlarla ilgili bir dier unsur, dorudan yatrmlarn art srecinde yurt dna kaynak transferinin bymesidir. Kaynak transferi olgusu, Tablo-7deki iki gsterge araclyla ortaya konulabilir.

214

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

Tablo 7: Yurt Dna Kaynak Transferi le lgili Gstergeler Yllar DKYT/DY (%) NKT/NX (%) 43.0 -7.0 3.3 32.6 43.7 44.2 48.5 2000 81.6 2001 40.3 2002 38.9 2003 68.4 2004 56.5 2005 235.0 2006 122.8 DYKT = Dorudan yatrmlardan kaynaklanan kar transferlerinin Kazakistana yaplan dorudan yatrmlara oran NKT/NX = Net kaynak transferinin net ihracata oran NKT = Cari ak ile net kar ve faiz demelerinin farkna eittir.

Kaynak: Kazakistan Merkez Bankas ( www.nationalbank.kz ) verilerinden hesaplanmtr.

Dorudan yatrmlardan kaynaklanan kar transferlerinin Kazakistana yaplan dorudan yatrmlara oranna (DKTY/DY) bakldnda, 2000-2006 dneminin tm iin net bir eilim sz konusu deildir. Bu oran, yllar itibaryla istikrarsz biimde dalgalanmakla birlikte, olduka yksektir. 2000-2004 dneminde bu orann yllk ortalamas %57.3dr. Kazakistana gelen 100 Dolarlk dorudan yatrma kar, bu yatrmlarn kar transferi olarak lkeden ortalama 57.1 dolar dviz k olmutur. 2005- 2006 dneminde ise, bu orann yllk ortalamas %179dur. Kazakistana gelen 100 Dolarlk dorudan yatrma kar, bu yatrmlarn kar transferi olarak, lkeden ortalama 179 dolar dviz k olmutur. Net kaynak transferinin net ihracata oran (NKT/NX) ise, 2000-2002, dneminde dmekle birlikte, 2002 sonras dnemde srekli olarak artmtr. Bu dnemin yllk ortalamas, %42.3dr. Kazakistan ekonomisi, rnein, 100 dolarlk d ticaret fazlas verdiinde, yurt dna net kaynak transferi, 42.3 dolar olmutur.

Bankalarn D Kaynak Kullanm ve Yurt i Kredi Tahsisi: Kazakistanda, d bor stokunun yapsna bakldnda, kamu kesiminin d bor stoku iindeki paynn azald, zel sektrn paynn artt grlmektedir. zel sektr iinde ise, reel sektrn toplam d bor stoku iindeki pay azalmakta, bankaclk sektrnn pay artmaktadr. Kazakistan Merkez Bankas verilerine gre, 2002 ylnn banda toplam bor stoku iinde kamu kesiminin, bankaclk sektrnn ve reel sektrn paylar srasyla %20,4, %3,75 ve % 75,9 iken; 2006 ylnn sonu itibaryla srasyla %2,6, %48.8 ve %48.6 olarak gereklemitir. Bu veriler, bankaclk sektrnn d kaynak kullanmnn iddetli biimde arttn ortaya koymaktadr.
215

bilig, K / 2009, say 48

2000 yl sonrasnda, bankaclk sektrnn d kaynak kullanm hzl biimde artarken, netlik kazanan ana eilim Tablo-8 araclyla, ortaya konulabilir: Bankalarn dviz pozisyonu a iddetli biimde artmaktadr. Bankalarn d ykmllklerinin d varlklarna oran 2000 ylnda %99 iken, 2006 ylnda %191e ykselmitir. Ticari bankalarn dviz pozisyonu ann merkez bankasnn dviz pozisyonu fazlasna oran ok hzl bir art gstermitir. Bu oran, 2000 ylnda %0 iken; 2006 ylnda -%46 olmutur. Bu orann geliimi, bankaclk sektrnde sz konusu olan krlganln ekonominin btnne yaylma potansiyelinin yksek olduunu gstermektedir. Kredi hacmi iddetli biimde bymektedir. 2006 yl itibaryla yllk kredi hacmi byme oran %80e ulamtr.
Tablo 8: Dviz Pozisyonu A, Dolarizasyon ve Kredi Gstergeleri (%) Yllar 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 BDPA/ MBDPF -4 22 0 -11 -9 -23 -29 -41 BDY/B DV 113 41 99 177 135 193 194 169 DM/TM 37 47.2 51 60.5 59.9 47.1 43 41.9 DK/TK 43.2 53.9 51 71.2 68.5 55.5 51.9 51.5 KBO 20 49 88 79 36 45 54 74 SK/TK 25.4 23.2 30.5 34.1 31.3 28 19.5 16.7 K/TK 2.3 4.1 4.3 4.7 6.4 7.7 10.7 12.1

2006 -46 191 34.9 48.1 80 11.1 14.1 BDPA/MBDPF= Bankalarn dviz pozisyonu ann merkez bankasnn dviz pozisyonu fazlasna oran BDY/BDV = Bankalarn dviz ykmllklerinin dviz varlklarna oran KBO = Ticari bankalarn kredi hacminin byme oran DM/TM = Dviz mevduatlarnn toplam mevduatlara oran DK/TK = Dviz kredilerinin toplam kredilere oran SK/TK= Sanayi sektrne alan kredilerin toplam kredilere oran K/TK= naat sektrne alan kredilerin toplam kredilere oran Kaynak: Kazakistan Merkez Bankas (www.www.nationalbank.kz), IMF (2005), IMF (2006) ve IMF (2007) verilerinden hesaplanmtr.

Bu eilimlerin ortaya kt dnemin bir baka zellii, Kazakistan Merkez Bankasnn mali sistem iindeki greli neminin giderek azalmasdr. Kazakistan Merkez Bankasnn toplam aktiflerinin bankaclk sektr toplam aktifleri216

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

ne oran, 2001 ylnda %76 iken, 2006 ylnda %49a dmtr (IMF-IFS 2008). Baka biimde ifade edilirse, Kazakistan Merkez Bankasnn mali sistemi etkileme gc azalmaktadr. Bankalarn dviz pozisyonu aklarnn Kazakistan ekonomisinin btn asndan oluturduu sorun potansiyeli, Tablo-8in drdnc ve beinci stunlarnda yer alan, dolarizasyon gstergeleri ile birlikte deerlendirildiinde, daha ak biimde ortaya kmaktadr. Tablodan izlenebilecei gibi, Kazakistanda gerek mevduatlarn gerekse kredilerin dolarizasyon derecesi dmekle birlikte, dzey olarak yksektir. Feige (2003: 370), dier gei ekonomileriyle (Orta ve Dou Avrupa) eski Sovyetler Birlii lkelerini karlatrmakta ve eski Sovyetler Birlii lkelerinde dolarizasyon dzeyinin daha yksek olduunu belirtmektedir. Bu lkeler iinde dolarizasyonun en yksek olduu lke ise, Kazakistandr. Feige (2003: 374), farkl varsaymlar yaparak, dolamdaki dviz miktarn hesaplam ve farkl lkeler itibaryla para ikamesini dolamdaki dviz miktarnn dolamdaki toplam nakit paraya oran biiminde lmtr. Buna gre, dolamdaki dviz miktarnn toplam nakit paraya orannn en yksek olduu lke Kazakistandr (%95). Bu oran, Rusyada %87, Azerbaycanda %82, Trkmenistanda %51 ve zbekistanda ise, %44 dzeyindedir. Kazakistann hiperenflasyon gemiine sahip olduu ve finansal sisteminin gelimemilii dikkate alndnda, dolarizasyonun yksek ve srekli bir olgu olarak ortaya kmas tek bana olumsuz bir olgu olarak ele alnmamaldr. nk, sermaye piyasalarnn gelimedii, alternatif finansal aralarn olmad bir ekonomide, ekonomik birimlerin portfy eitlendirme kararlar asndan, dolarizasyon doal bir yol olarak ortaya kmaktadr. Bu anlamda dolarizasyon bankalarn finansal araclk hacminin artmasn salamaktadr. (Havrylyshyn ve Beddies 2003: 339). Bununla birlikte, dolarizasyon derecesinin ykseklii potansiyel bir tehlike yaratmaktadr. Tablo-8deki drt ve beinci stundaki veriler, Kazakistanda, ykmllklerin dolarizasyon dzeyinin yksek olduunu ortaya koymaktadr. Ykmllklerin dolarizasyon derecesinin yksek olduu bir ekonomide para birimi uyumsuzluu, gerek reel sektr gerekse finansal sektr asndan en nemli sorun haline gelmektedir. Para birimi uyumsuzluu, ekonomik birimlerin varlklar (bilanolarnn aktif taraf) ile borlarnn (bilanolarnn pasif taraf), para birimi asndan farkllamasn ve bu nedenle de ekonomik birimlerin bilanolarnn dviz kuru deiimlerine duyarllnn artmasn ifade eder. Ykmllklerin dolarizasyon dzeyinin ykseklii, bir yandan bankaclk sektrnn krlganlk derecesini arttrrken; dier yandan, para talebini istikrarsz hale getirerek, Merkez Bankasnn para politikas uygulamalarnda oyun alann daraltmaktadr. Merkez Bankasn, fiilen, dviz kuruna odakl bir politika izlemeye zorlamaktadr. Kazakistan asndan parasal
217

bilig, K / 2009, say 48

anlamda en nemli sorun para birimi uyumsuzluu sorunudur. Bu erevede, bankalarn d kaynak kullanm ve dviz pozisyon a artarken ve bu art para birimi uyumsuzluu sorununu bytrken; bankalar yurt dndan elde ettikleri dviz kaynaklarn yurt iinde dviz retme yetenei olan alanlara tahsis edebiliyorlar m? sorusu, son derece nemli hale gelmektedir. Bu adan, Kazakistan bankaclk sektrne bakldnda, dramatik bir grnt ortaya kmaktadr. Tablo-8in son iki stunundan izlenebilecei gibi, 1998 sonras dnemde, bankalarn d kaynak kullanm artarken, yurt iinde sanayi sektrne verdii kredilerin oran hzl biimde dmekte; inaat sektrne verdii kredilerin pay ise, hzl biimde artmaktadr. Sanayi sektrne verilen kredilerin, imalat-maden ve petrol sektrleri itibaryla, kompozisyonuna ait veriler bulunabilseydi, bu dramatik grntnn ok daha arpc biimde vurgulanmas mmkn olacakt. Ancak, Kazakistan Merkez Bankasnn yaynlad istatistiklerde, bankalarn sanayi sektrne verdii kredilerin kompozisyonuyla ilgili olarak, 2005 ncesi dneme ait, bilgi bulunmamaktadr. 2005 ylnda, bankaclk sektrnn sanayi sektrne at kredilerin %33 madencilik sektrne %67si imalat sanayine kullandrlrken; 2006da %32,5i madencilik sektrne ve %67,5i imalat sanayine tahsis edilmektedir. Bu veriler u adan nemlidir. Yurt ii kredilerin de yaklak 1/3 madencilik sektrne ynelmekte, yani petrol sektrn bytc etki yapmaktadr. Buna ek olarak, Tablo-8in son iki stunundaki bilgiler araclyla, bankalarn kredi tahsisatnn dramatik boyutu baka biimde de ortaya konulabilir. Bankaclk sektrnn inaat sektrne verdii kredilerin sanayi sektrne verdii kredilere oran giderek artmaktadr. 1998 ylnda imalat sanayine verilen 100 Tenge krediye kar inaat sektrne 9,1 Tenge kredi verilirken; 2002de 20,45 Tenge; 2006da ise, 126,40 Tenge kredi verilmitir. Banka kredileri iinde inaat sektrnn paynn artmasnn anlam udur: Kazakistanda bankaclk sektr youn biimde d kaynak kullanmasna ramen, d kaynak kullanarak elde ettii fonlar yurt iinde, giderek artan biimde, dviz retme yetenei olmayan alanlara tahsis etmektedir. Uluslararas piyasalardan elde edilen dviz kaynaklarnn, giderek artan lde, ticarete konu olmayan alanlara tahsis edilmesi, Tengenin ABD dolar karsnda ar deerlenmesine yol aan en nemli faktrlerden birisidir. Tenge-Dolar Reel dviz kuru endeksine (2000=100 bazl) bakldnda bu durum aka grlmektedir. Reel dviz kuru endeksinin deeri Ocak aylar itibaryla 20002003 dneminde ortalama 101 iken, 2004-2007 yllarnda srasyla 117,8; 133,2; 135,3 ve 152,6 olarak gereklemitir. Ulusal parann ar deerlenmesi, imalat sanayinin uluslararas rekabet gcn azaltmaktadr. Reform abalarnn Yetersizlii: Petrole bamll yaratan nedenlerin ortadan kaldrlmas ya da etkilerinin azaltlmas, Kazakistan eko218

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

nomisi iin, en nemli gndem maddesidir. Byle bir dnmn salanmas, bir dizi yapsal ve kurumsal reformu gerekli klmaktadr. Auty (2001: 26), Hazar kysnda yer alan lkelerdeki reform srecinin, Orta ve Dou Avrupadaki gei ekonomileriyle kyaslandnda, ok yava ilediini; Orta ve Dou Avrupadaki gei ekonomilerinde sosyal sermaye dzeyinin yksek olduunu ve Avrupa Birliine yelik perspektifinin, hzl bir reform sreci iin, bal bana itici g oluturduunu vurgulamaktadr.
Tablo 9: Kazakistan Ekonomisiyle lgili Gei Gstergeleri kincil Nesil Reformlar Bankaclk Reformu Byk lekli zelletirmeler Firmalarn Yeniden Yaplandrlmas Rekabet Politikas Birinci Nesil Reformlar Kk lekli zelletirmeler Fiyat Liberasyonu 2,6 4,0 4,0

Altyap Reformu

Dnem Ortalamalar

1991-1995 1996 -1999 2000-2006

1,0 2,0 2,0

1,4 2,0 2,0

1,2 2,2 2,8

1,1 2,0 2,3

1,6 3,0 3,0

2,1 3,8 4,0

Kaynak: EBRD (2007)den hesaplanmtr. EBRD tanmlad gei gstergelerini 1 ile 4+ arasnda puanlandrmaktadr. Buna gre herhangi bir reform alann 1 puanna sahip olmas, o alanda ihmal edilecek kadar az ya da hi reform yaplmadn; o alanda kat merkezi planlamann bak asnn geerli olduunu gstermektedir. 4+ ise sanayilemi piyasa ekonomilerinin standartlarn temsil etmektedir.

Rousso (2006: 4-5) ise, CIS lkelerinin, gerek kalknma dzeyi gerekse sosyal sermaye asndan benzer balang koullarna sahip olmalarna ramen, doal kaynak zengini olmayan lkelerin yapsal ve kurumsal reformlar asndan, doal kaynak zengini olan lkelerden daha ileri durumda olduunu belirtmektedir. Roussoya (2006: 4-5) gre, doal kaynak zengini olan ekonomilerde reform yapma isteklilii petrol fiyatlarnn ykseldii dnemlerde azalmakta ve petrol fiyatlarnn dt dnemlerde ise, artmaktadr. Bu yaklam biiminden hareketle, Kazakistan ekonomisi iin, EBRDnin gei gstergelerine bakldnda, Tablo-9dan hareketle, u saptamalar yaplabilir: Kazakistanda makro ekonomik istikrarszln derinletii 1991-1995 dneminde birinci nesil reformlarda byk bir ivmenin ortaya kt;19961999 dneminde bu ivmenin daha da hzland ve 2000-2006 dneminin btn itibaryla ele alndnda, ticaret ve dviz sistemi reformlarnda bir
219

Ticaret ve Dviz Sistemi 1,8 3,8 3,5

bilig, K / 2009, say 48

miktar gerileme olsa da, birincil nesil reformlar asndan gelimi lke standartlarna yaklald grlmektedir. Kazakistan asndan sorun ikinci nesil reformlarn gerekletirilme iradesindeki dklktr. kincil nesil reformlarda byk lekli zelletirmeler asndan nemli bir gelime kaydedilmekle birlikte bankaclk reformu ve altyap reformunda salanan gelime son derece yetersizdir. Buna ek olarak, petrol d sanayi sektrnn uluslararas ekonomiye intibak asndan son derece nemli olan iki alanda (firmalarn yeniden yaplandrlmas ve rekabet politikas) yaplan reformlarda Kazakistann notu 1996dan 2006ya kadar her yl iin 2dir. Yani bu iki alanda yaplan reformlarda yllar itibaryla da hibir gelime salanamamtr.

Petrole Dayal Bir retim Yapsnn Sorun Yaratmasnn Nedeni: Doal Kaynak Gazab D kaynak kullanmndaki sorunlar ve reform abalarndaki yetersizlik, Kazakistan ekonomisinin, petrol sektrne baml yapsn yaratan olgular olarak ortaya kmaktadr. Petrol sektrne baml bir yapnn sorun olmasnn ana nedeni, doal kaynak gazabna yol amasdr. IMFnin (2007), 2012 yln kapsayacak biimde yapt projeksiyonlara gre, 2007-2012 dneminde, petrol gelirlerinin kamu gelirleri iindeki paynn, ortalama %30, petrol ihracatnn toplam ihracat iindeki paynn ise, ortalama olarak %60 olaca ngrlmektedir. Bu iki olgu, yakn gelecekte, hem kamu gelirleri asndan hem de ihracat asndan Kazakistann petrole baml yapsnn devam edeceini ortaya koymaktadr ki, bu projeksiyonlar 2007 sonras iin petrol fiyatnn ortalama 63 dolar olduu varsaymyla yaplmtr. Kazakistan ekonomisi, doal kaynak gazab ile yz yze gelme olasl yksek olan bir ekonomi olduu iin, doal kaynak gazabnn hangi mekanizmalar aracl ile ortaya kt ve bu mekanizmalardan hangisinin Kazakistandaki durumu aklad son derece nem kazanmaktadr.
Literatrde, doal kaynak zengini lkelerdeki uzun dnem byme orannn, doal kaynak fakiri lkelerdeki byme oranndan daha dk olduu; makro ekonomik oynakln ise, daha yksek olduu vurgulanmaktadr. Gylfasonun (2001) yapt analize gre, 1965-1998 dneminde, OPEC lkelerinin btnnde kii bana gelir yllk ortalama %1.3 azalrken, doal kaynak asndan zengin olmayan dk ve orta gelirli lkelerin btn iin, sz konusu dnemde, kii bana gelir %2,2 artmtr. Sachs ve Warnerin (2001) yapt analize gre, doal kaynak zengini lkelerin neredeyse hibiri, 1970den sonraki 20 yllk dnemde, hzl ve srdrlebilir bir byme srecini yakalayamamtr. Literatrdeki tartmalarda, bu olgu doal kaynak zenginliinin gazab olarak nitelendirilmekte ve doal kaynak zengini lkelerin uzun dnem byme performans niin dk? sorusunun cevab aranmaktadr.
220

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

Bu soruya cevap aranrken genel yaklam biimi u biimdedir: Doal kaynak zenginlii, ekonomide, rnein X faaliyetini dlyorsa ve X faaliyeti de byme sreci asndan nemliyse, doal kaynak zenginlii byme orann drecektir (Krononberg 2004). Doal kaynak zenginliinin byme orann drc etkileri aratrlrken, iktisatlar arasnda ortaya kan gr farkll, X faaliyetinin ne olduu konusunda ortaya kmaktadr. Sachs ve Warnere (2001: 833) gre, X faaliyeti imalat sanayidir. Doal kaynak zenginlii, imalat sanayinin klmesine yol aarak, byme orann drmektedir. Bu anlamda doal kaynak gazabna yol aan temel olgu Hollanda hastaldr3. Krononberge (2004) gre, X faaliyeti kurumsal kalite dkl ve eitim dzeyinin yetersizliidir. Doal kaynak zenginlii, kurumsal kaliteyi drerek (rant kollama faaliyetlerini yaygnlatrarak) ve eitime yaplan yatrmlar azaltarak, yasal olarak faaliyette bulunma eilimini ve yksek beeri sermayeyi dlamaktadr. Eitime yaplan yatrmlarn azalmas ve rant kollama faaliyetleri sonucunda rvetin artmas byme orann drmektedir. Autye (2001) gre, X faaliyeti devletin yaplanma biimidir. Doal kaynak zenginlii, demokratik mekanizmalarn ilemesini dlamakta; otoriter ynetim sistemlerinin varln uzun sre devam ettirebilmesine olanak salamakta ve otoriter ynetim sistemi uzun dnemde ekonomide etkinlii azaltarak, byme orannn dmesine neden olmaktadr. Doal kaynak gazabyla ilgili bu yaklam biimlerinden hangisinin Kazakistan ekonomisindeki durumu aklad hususunda net saptamalar yaplmasnn mmkn olmad sylenebilir. rnein, Kazakistan ekonomisi iin, Hollanda hastal konusunda yaplan deerlendirmelerde bile iktisatlarn ayn fikre sahip olmadklar grlmektedir. Egert ve Leonard (2007: 18), petrol fiyatlarndaki artn devam etmesi durumunda Tengenin hem nominal hem de reel olarak deerlenmeye devam edeceini; ulusal parann ar deerlenmesinin, petrol d sanayi zerinde ciddi tahribat yapacan; bu nedenle, hkmetin yapsal nlemleri devreye sokmas gerektiini vurgulamaktadr. Kutan ve Wyzan (2005: 253), Kazakistan ekonomisinin hali hazrdaki durumu itibaryla Hollanda hastalnn semptomlarn gsterdiini; orta ve uzun dnemde bu hastala yakalanabileceini ve reel dviz kurundaki deerlenmenin sadece piyasa ekonomisine geiin yansmalar olarak ele alnamayacan vurgulamaktadrlar. Sz konusu edilen iki almada, Kazakistann Hollanda hastal ile yz yze olduu vurgulanrken; Pomfret (2005: 871), Kazakistan asndan Hollanda hastalnn sz konusu edilemeyeceini; doal kaynak gazab ile ilgili en nemli unsurun kurumsal kalite dkl olduunu ne srmektedir. Kalyuzhnova vdye (2006: 434-435) gre, Hollanda hastalndan sz edilebilmesi iin, bir lkede, petrol fiyatlarndaki art ncesi dnemde rekabet gc yksek bir imalat sanayinin var olmas ve petrol fiyatlarnn artmasyla birlikte, petrol sektrndeki bymenin imalat
221

bilig, K / 2009, say 48

sanayini greli olarak kltc etki yapmas gerekir. Kalyuzhnova vd. (2006: 434-435) bu bak asndan hareketle, Kazakistann, petrol fiyatlarndaki art ncesi dnemde de, rekabet gc yksek bir imalat sanayine sahip olmadn ve bu nedenle Hollanda hastalnn varlndan sz edilemeyeceini vurgulamaktadr. Hollanda Hastal konusunda bile iktisatlar arasnda bir gr birlii bulunmad dikkate alnarak, doal kaynak gazabn aklayan mekanizmalarn (Hollanda hastal, eitim sistemine gereken nemi vermeme, kurumsal kalite dkl ve devletin yaplanma biimi) birbirinin ikamesi olarak deil, tamamlaycs olarak irdelenmesi gerektii sylenebilir. Bu balamda ele alndnda, doal kaynak gazab ile mcadele etme konusunda temel bir bak asnn gelitirilmesi son derece nemlidir.

Doal Kaynak Gazabndan Kurtulmak in Nasl Bir Bak As Gereklidir?: Doal kaynak gazab sorunu ile yz yze olan ve d borcu giderek artan bir lkenin (rnein X lkesi) doal kaynak gazab sorunundan kurtulabilmesi, temel bir bak as deiimini gerektirmektedir. nk, X lkesi, petrol kaynaklarn bir varlk olarak grdnde, iktisat politikas uygulaycs asndan temel soru u olacaktr: Bu varlm bugnk refah dzeyini maksimize etmek iin nasl kullanmalym?. Oysa ki, X lkesi, petrol kaynaklarn bir varlk olarak deil, bir bor olarak grmelidir. Petrol gelirleri gelecek kuaklardan yaplan bir borlanma olarak ele alndnda, ekonominin bilanosuna bak as da deiecek ve bu gnk d borlanma deerlendirilirken gelecek nesiller adna yaplan borlanma karlnda bu gn d dnyadan borlanma yapm olmuyor muyuz? sorusu sorulacaktr. Yurt iinde kaynak tahsisi srecine baklrken, soru, nihai olarak u hale gelecektir: Gelecek nesiller adna yaplan borlanmaya kar, dnya finansal sisteminden bu gn yaplan borlanmalarla elde edilen kaynaklar, gelecek nesillerin varlklarn arttracak biimde kullanabiliyor muyuz?. Daha nceki blmlerde yaplan tartmalardan hatrlanabilecei gibi, petrol nedeniyle ortaya kan zenginleme sreci, Kazakistan ekonomisinin d borlanma olanaklarn geniletmektedir. Bu haliyle ele alndnda, Kazakistan, bu son sorunun dorudan muhatab durumundadr.
Petrol kaynaklarna bir varlk olarak deil, bir bor olarak bakldnda ve bugnk teknolojik koullarda bu doal kaynan tkenecei gz nne alndnda, petrol zenginliinin bugnk nesillerle gelecekteki nesiller arasnda optimal dalmnn nasl salanaca, petrol reticisi bir ekonomi asndan, temel sorun olarak ortaya kmaktadr. Optimal dalmn salanmas, zamanlar aras bak asn ve dolaysyla bugnk tketimin cari gelire gre deil, srekli gelire gre ayarlanmas gerekmektedir. Bugnk tketimi cari gelir yerine srekli gelire gre ayarlamann ana mant, hi kuku yok ki, bu iki gelir arasndaki fark yatrmlara ynlendirmek ve zaman iinde lkenin doal kaynak
222

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

zenginlii azalrken, doal kaynak servetinin yerine beeri serveti (nitelik dzeyi yksek bir igc yaps) ve beeri olmayan serveti (makine-tehizat) ikame etmektir. Petroln tkenmesi nedeniyle, gelecekte petrol araclyla yaratlamayacak olan gelir akmn beeri ve beeri olmayan sermaye araclyla yaratmaktadr (Kalyuzhnova vd. 2006: 427-429). Bugnk tketimin cari gelire gre deil, petrol zenginliinin tkenecei varsaymyla, srekli gelire gre ayarlanabilmesi iin, gelecekteki petrol rezervlerinin, petrol fiyatlarnn ve muhtemel teknolojik deimelerin salkl biimde analiz edilebilmesi gerekir. Ancak, bunlarla ilgili olarak salkl analizler yapmak kolay deildir.4 Petrol zenginliine sahip bir lkenin bu gnk tketimini cari gelir yerine, srekli gelirine gre ayarlamas, ana fikir olarak doru olmakla birlikte, srekli gelirin neye gre hesaplanaca belirsizlikler iermektedir. Bu nedenle, salam bir kurumsal yap geleneinden gelmeyen ve Dnya ticaretine alrken, karlatrmal stnle sahip olduu tek alan petrol retimi olan Kazakistan ekonomisinde, iktisat politikas uygulayclarnn, zamanlar aras bak asn net biimde formle etmesi son derece zordur.

Kazakistanda ve Petrol reticisi Dier lkerlerde Para ve Dviz Kuru Rejimi Tercihleri Dviz kuru tercihiyle ilgili tartmalarda, bavurulacak ana teorik ereve, optimum para blgeleri (OCA) teorisidir. Ekonomilerin byklk derecesi, aklk derecesi ve retim yapsna odaklanan geleneksel OCA teorisi, zaman iinde, yeni kriterlerle (faktr mobilitesinin dzeyi, cret ve fiyat esneklii, finansal entegrasyon derecesi, mali entegrasyon derecesi, reel dviz kuru oynaklklarnn benzerlii, politik entegrasyon derecesinin ykseklii) geniletilmitir. Yeni OCA kriterlerinin ortaya k srecinde oklarn nitelii ve benzerlii ilave kriterler olarak tartlmaya balanmtr. Ancak, kriter saysnn artmas, bir lkenin bu kriterlerden bir ksmn salarken dierlerini salayamamas durumuna yol amaktadr. Bu anlamda da, hangi lke iin hangi kriterin greli nemi ne olmaldr? sorusu, ok temel bir soru olarak ortaya kmaktadr.
Bu haliyle ele alndnda, OCA kriterleri, bir lkenin tercih etmesi gereken dviz kuru sistemiyle ilgili olarak, her zaman, ak ve net saptamalarn yaplmasn mmkn klmamaktadr. Bu konuda iki nemli alma rnek olarak verilebilir. Frankel ve Rose (1998: 1014), lkelerin ticari entegrasyon dzeyi ykseldike, gelir dzeyleri arasndaki korelasyonun artacan ne srmektedir. OCA teorisinin isellii olarak nitelendirilen bu yaklama gre, bir lke, ex ante olarak OCA kriterlerini salayamasa bile, expost olarak kriterleri salar hale gelebilecektir. Krugman (1993: 257), lkeler aras ticari entegrasyon arttka lkelerin belli mallarda ihtisaslama dzeyinin ykseleceini; gelir dzeyleri arasndaki korelasyonun azalacan
223

bilig, K / 2009, say 48

vurgulamaktadr. htisaslama hipotezi olarak bilinen bu yaklama gre, bir lke, exante olarak, OCA kriterlerini salasa bile, expost olarak kriterleri salayamaz hale gelebilir. Geleneksel OCA kriterlerine gre, bir lkede cret ve fiyatlar esnek deilse, retim faktrlerinin mobilite derecesi dkse, retim yaps eitli deilse; lkeler arasnda mali, finansal ve ekonomik entegrasyon derecesi dkse esnek kur sistemi tercih edilmeli; yani bu lke, bamsz para politikas uygulamaldr. Geleneksel OCA kriterleri, reel entegrasyonun nemine vurgu yaparak bu sonuca ulamakta, fakat Merkez Bankasnn bamsz para politikasn etkin biimde yrtecek bir kredibiliteye sahip olup olmadn tartmaya amamaktadr (Winkler vd. 2004: 13) Oysa ki, Asya Krizi sonras dnemde, kredibilite vurgusu n plana km ve dviz kuru tercihi ke zm hipotezinden hareketle tartlmaya balanmtr. Buna gre, sermaye hareketlerinin serbest olduu gnmz dnyasnda, ara kur rejimlerinin yaama ans yoktur. Dolaysyla, gelimekte olan lkeler ya esnek kur sistemine ya da sabit kur sisteminin en kat biimleri olan para kurulu veya tam dolarizasyon sistemine ynelmelidirler. Kazakistan hangi dviz kuru sistemine ve dolaysyla hangi para politikas rejimine ynelmeli? sorusu bu teorik ereveden hareketle ele alndnda, ilk olarak, Kazakistanda dviz kuru rejimlerinin ksa bir tarihesi incelenmeli ve hali hazrdaki politika tercihinin ne olduu ve Kazakistann hangi rejime ynelme karar iinde olduu ortaya konmaldr. 16 Aralk 1991 tarihinde bamszln ilan ettikten sonraki iki yl boyunca, Kazakistan ekonomisinde, Rus rublesi yasal deme arac olarak kullanlm; Ulusal para (Tenge) 1993 Kasm aynda dolama girmitir. Baka biimde ifade edilecek olursa, Kazakistan sz konusu iki yl boyunca sabit kurun en kat biimi olan tam dolarizasyon sistemini uygulamtr5. Tengenin ulusal para olarak kabulnden sonraki iki yllk dnemde, enflasyon kadar devalasyon olarak nitelendirilebilecek bir sistem uyguland. Bu sistem enflasyondevalasyon sarmal yaratarak hiper enflasyon srecine yol amtr. 1995 Aralk- 1999 Nisan dneminde ise dviz kuru hedeflemesi uygulanmtr. Rusya krizi sonras dnemde ise, 1999 Nisan ayndan itibaren, uygulamaya konulan dalgal kur sistemi tamamen serbest kur sistemi olmayp, ynetimli dalgalanma sistemidir. Kazakistanda halihazrda uygulanan para politikas rejimi, IMF tarafndan, ak bir nominal apann olmad rejim olarak tanmlanmaktadr (IMF, 2006). IMF tanmlamasnn teorik karl, Cavare ve Stoneun (2006: 9-10) yapt almada bulunabilir. Bu almada, lke uygulamalar itibaryla enflasyon hedeflemesi gruba ayrlmaktadr. Bunlar, tam enflasyon hedeflemesi (full-fledged inflation targeting), karma enflasyon hedeflemesi (eclectic inflation targeting) ve hafif enflasyon hedeflemesidir
224

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

(inflation targeting lite). Bu snflandrmaya gre, 1999 sonras dnemde, Kazakistanda hafif enflasyon hedeflemesi uygulanmaktadr. Stone (2003: 22), hafif enflasyon hedeflemesi rejiminin geici bir rejim olduunu ve hafif enflasyon hedeflemesi uygulayan lkelerin ya sabit kur sisteminin en kat biimlerine (para kurulu ) ya da tam enflasyon hedeflemesi rejimine ynelme seeneklerine sahip olduklarn ifade etmektedir. Bu adan ele alndnda, Kazakistan bamsz bir para politikas uygulama seeneine mi ( tam enflasyon hedeflemesi) yoksa pasif bir para politikas rejimi seeneine mi (para kurulu) ynelmelidir? sorusu son derece nemli hale gelmektedir. Kazakistan Merkez Bankasnn, 14 Eyll 2004 tarihindeki basn duyurusunda, 2007 yl itibaryla enflasyon hedeflemesi uygulamasna geilecei duyurulmutur (NBK, 2004: 1). Kazakistan Merkez Bankasnn bu tercihini genel bir fotoraf iine oturtabilmek iin, petrol reticisi lkelerde uygulanan para ve dviz kuru sistemlerinin ne olduu ortaya konmaldr. Petrol reticisi olan 14 lkeden sekizi geleneksel sabit kur sistemini uygulamakta; drt lke ise, para politikas olarak, hafif enflasyon hedeflemesi ve dviz kuru rejimi olarak, ynetimli dalgalanma sistemini uygulamaktadr. Petrol ihracats lkeler iinde tam enflasyon hedeflemesini uygulayan tek lke Norvetir (IMF 2006). Norve, Avrupa Para Birliine katlmayarak sabit kur sistemini tercih etmemi, esnek kur sistemine ynelerek, 2001 ylnn Mart aynda enflasyon hedeflemesi rejimine gemitir. Kazakistann hafif enflasyon hedeflemesinden tam enflasyon hedeflemesine gemesi durumunda, petrol ihra eden lkeler iinde bu sistemi uygulayan ikinci lke olacaktr.

Enflasyon Hedeflemesinin Kazakistan Asndan Deerlendirilmesi: Enflasyon hedeflemesi rejimi esnek kur sistemiyle birlikte uygulanan bir sistemdir. Bu nedenle, enflasyon hedeflemesi rejimi deerlendirilirken, Kazakistan iin sabit kur sistemi mi yoksa esnek kur sistemi mi daha uygundur? sorusu ortaya kmaktadr. Bu soruya cevap vermek amacyla, Roubini ve Setserin (2003: 7-8) Irak ekonomisi iin yapt ve Setserin (2007: 2-3), genel olarak, petrol ihracats ekonomiler iin yapt tespitlerden hareketle, Kazakistann ulusal parasn, rnein, ABD Dolarna baladn varsayarak, bir analiz erevesi oluturulabilir. ABD net petrol ithalats iken, Kazakistan net petrol ihracats bir lkedir. Bu balamda, OCA kriterlerine gre, oklarn nitelii ve asimetrik olup olmad nemli hale gelmektedir. rnein petrol fiyatlarnda art nedeniyle ortaya kan ok geiciyse, reel bir intibak gerekmeyecektir. Byle bir durumda, net petrol ihracats lke petrol fiyatlarndaki art sonucu oluan fonlar tketim ve yatrm harcamalarna ynlendirmek yerine tasarruf eder. Tketim ve yatrm harcamalarnda bir art ortaya kmaz. Net petrol ithalats lke ise, tasarruflarn eriterek tketim ve yatrm harcamalarnn kesintiye uramasn nler. Tketim ve yatrm har225

bilig, K / 2009, say 48

camalarnda bir azal ortaya kmaz. Tersine, petrol fiyatlarnda art nedeniyle ortaya kan ok srekliyse, net petrol ihracats lkenin tketim ve yatrm harcamalarnda kalc artlar ortaya kar. Net petrol ithalats lkenin tketim ve yatrm harcamalarnda ise, kalc azallar ortaya kar. Petrol fiyatlarnda ortaya kan ani deimeler, bir talep okundan kaynaklanabilecei gibi bir arz okundan da kaynaklanabilir. Petrol fiyatlarndaki artn nedeni ne olursa, petrol fiyatlarnda ortaya kan art srecinde ABDnin uygulayaca para politikasnn, net petrol ihracats lkenin ekonomik konjonktr ile uyuup uyumayaca son derece nemli hale gelecektir Bu adan ele alndnda, talep oku ile arz oku arasndaki nitelik farkllnn vurgulanmas gerekmektedir. ABD ekonomisi ya da genel olarak dnya ekonomisinde ortaya kan bir durgunluk nedeniyle negatif bir talep oku sz konusu olduunda, yani petrol talebi ngrlemeyen biimde azaldnda, ABD Merkez Bankas geniletici para politikas uygulayacak, yani faiz orann drecektir. Kazakistan ulusal parasn ABD Dolarna sabitledii iin Kazakistanda da faiz oran decektir. Net petrol ithalats lkenin bu biimde uygulayaca para politikas, Kazakistan asndan sorun tekil etmeyecektir. nk, d talebin darald bir durumda, Kazakistanda da faiz orannn dmesi i talebin canlandrlmasna hizmet edecektir. ABD ekonomisinin ya da genel olarak dnya ekonomisinin bymesinden kaynaklanan pozitif bir talep oku sz konusu olduunda ise, ABD Merkez Bankas, yurt ii talep basksn azaltmak iin, daraltc para politikas uygulayarak faiz oranlarn ykselteceklerdir. Bu durumda, Kazakistanda da faiz oran artacaktr. Petrol gelirlerinin artt bir ortamda enflasyonist basklar nlemek asndan, byle bir politika, Kazakistan asndan da tutarl olacaktr. Arz oku asndan bakldnda u saptamalar yaplabilir. Kazakistandan ya da petrol reticisi dier lkelerden kaynaklanan bir negatif arz oku, petrol fiyatlarn hzl biimde arttracak ve net petrol ithalats lkelerde byme sreci olumsuz etkilenecektir. ABD Merkez Bankas, negatif arz okunun yaratt durgunluktan kabilmek iin gevek para politikas uygulayarak, yurt ii faiz orann drecektir. Oysa ki, Kazakistan asndan, ekonominin ar snmasn nlemek iin, yurt ii faizlerin ykseltilmesi gerekecektir. Negatif arz oku durumunda, oklarn etkisi asimetrik olacaktr. Kazakistan, negatif arz okunun olduu bir durumda, konjonktrn olumsuz etkilerini azaltc bir para politikas uygulayamayacak; tam tersine, konjonktrn olumsuz etkilerini glendirici bir para politikas uygulamak zorunda kalacaktr. Bu tespitler nda, Kazakistan ekonomisinin yz yze gelebilecei oklarn nitelii dikkate alndnda, esnek kur sistemi daha uygun bir sistem olarak grnmektedir. Ancak, esnek kur sisteminin enflasyon hedeflemesi ile birlikte
226

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

uygulanmas sz konusu olduunda, Kazakistan ekonomisinin kar karya olduu sorunlar gelimekte olan /yeni gelien piyasa ekonomilerinin yz yze olduu sorunlarla benzerlik gstermektedir. Mishkin (2004: 3), gelimekte olan lkelerin enflasyon hedeflemesi uygulamasnda be farkl sorunla yz yze olduunu belirtmektedir. Bu sorunlar, kamu sektr finansal ynetiminin yetersizlii, finansal kurumlarn ve piyasalarn zayfl, para politikas kredibilitesinin dkl, finansal ykmllklerin dolarizasyon derecesinin ykseklii ve sermaye hareketlerindeki ani deiime duyarlln yksek olmasdr. Bu erevede ele alndnda Kazakistan ekonomisinin enflasyon hedeflemesinin n koullarna sahip olmad nem tamaktadr. Allen vd. (2006: 18), enflasyon hedeflemesinin n koullar unlardr: a) Merkez bankasnn yasal bamszl tam olmal ve enflasyon hedefiyle atma yaratabilecek mali ve politik basklardan uzak olmaldr, b) Mali sistemle ilgili istatistiki veri retimi dier para rejimleriyle karlatrldnda, enflasyon hedeflemesi rejiminde, daha fazla aba gerektiren bir konudur ve para otoritesi gelimi bir enflasyon tahmin kapasitesine sahip olmaldr, c) Enflasyon hedeflemesi sistemi, fiyatlarn tamamen serbestletirilmesini; ekonominin mal fiyatlarna ve dviz kuruna ar derece duyarl olmamasn; dolarizasyon dzeyinin dk olmasn gerektirir, d) Finansal istikrar hedefleriyle potansiyel atmalar minimize etmek ve para politikasnn aktarma mekanizmasnn etkin ileyiini garanti altna almak iin bankaclk sistemi salam olmal ve sermaye piyasalarnn gelimilik dzeyi yksek olmaldr. Daha nceki blmlerde yaplan analizlerde vurguland gibi, Kazakistanda dolarizasyon dzeyi yksek; dviz pozisyonu aklar itibaryla bankaclk sistemi krlgan bir yapya sahiptir ve ekonominin bir mal olarak petrol fiyatlarna duyarll yksektir. Bunlara ek olarak, Kazakistan Merkez Bankasnn kurumsal kalite ve teknik alt yap asndan ok zayf olduu grlmektedir. rnein, Kazakistan Merkez Bankasnn web sayfasndaki basn duyurular ksmna bakldnda 14-09-2004, 15-05-2006, 27-06-2007 ve 31-03-2008 tarihlerinde drt basn duyurusu yer almaktadr. Kazakistan Merkez Bankas, 2004 ylndan bu gne kadar, kamuoyu ile sadece drt kez bilgi paylamna gitmitir. Buna ek olarak, Kazakistan Merkez Bankasnn resmi internet sitesine bakldnda, husus zellikle dikkat ekmektedir. lk olarak, ekonominin izlenmesine ynelik alternatif hibir gsterge (enflasyon beklenti anketi, banka kredileri eilim anketi, reel kesim gven endeksi, tketici gven endeksi vb.) yer almamaktadr. kinci olarak, Kazakistan merkez bankasnn parasal ve finansal konularda sempozyum, konferans tr organizasyonlar gerekletirmedii grlmektedir. nc olarak, enflasyon hedeflemesinin teknik alt yapsnn oluturulmasna ynelik almalarla ilgili hibir bilgi yer almamaktadr. Bu yapdaki bir bankann, hzl biimde, enflasyon ngr
227

bilig, K / 2009, say 48

kabiliyeti yksek bir teknik donanm dzeyine ulamas mmkn grnmemektedir. Kazakistan Merkez Bankasnn bu yaps, Kazakistanda finansal sistemin gelimemiliin en nemli gstergesidir. Oysa ki, Kazakistan ekonomisi gibi, petrol sektrne baml bir ekonomi asndan, finansal sistemin gelimesi ve alternatif finansal aralarn yaratlmas petrol fiyatlarndaki oynakln kalc olabilecei koullarda ok daha fazla nem kazanmaktadr. Bu adan u saptamalar yaplabilir. Kazakistanda imalat sanayinin gelitirilmesinde, her eyden nce, kamu kesiminin yapaca alt yap yatrmlar son derece byk bir nem tamaktadr. Daha nce belirtildii gibi, kamu kesiminin d bor stoku iindeki pay azalmaktadr yani kamu kesimin d kaynak kullanm azalmaktadr. Bu balamda, kamu kesiminin alt yap yatrmlarn ulusal petrol fonunda biriken paralar ile finanse edecei sylenebilir. Bu noktada tasarruf ve stabilizasyon fonu olma zelliklerine sahip olan ulusal petrol fonunun yatrmlarn intibak maliyetlerini minimize edecek biimde, yani yatrmlarn petrol fiyatlarna bamlln azaltacak biimde, ileyip ilemeyecei petrol fiyatlarndaki deiimin niteliine baldr. Petrol fiyatnda ortaya kan deiimler geiciyse, gelecekte elde edilecek petrol gelirlerinin imdiki deeri petroln spot fiyatndan etkilenmeyecektir Bunun sonucu olarak uzun dnemde srdrlebilir olan yatrm dzeyi petroln spot fiyatndan etkilenmeyecektir. Byle bir durumda, ulusal petrol fonu, petrol fiyatlarnn byk lekli deiimler gsterdii dnemlerde etkin bir yatrm stratejisinin oluturulmasn salayacaktr. Buna karn, petrol fiyatlarndaki deiim kalcysa, ulusal petrol fonu yatrmlar yumuatc etki yapamayacaktr. Bu ikinci durumda, fiyat riskinden korunmay salayacak finansal aralarn (swap, futures ve opsiyon ilemlerinin) devreye sokulmas gerekmektedir (Devlin ve Titman, 2004: 124-125). Optimum para blgesi kriterleri erevesinde, ekonomik entegrasyon dzeyi asndan ele alndnda, Kazakistan ekonomisinin Rusya ekonomisine bamll yksektir. Bu olgu, Ruble-Tenge kurunun istikrarn Kazakistan ekonomisi asndan nemli hale getirmektedir. Bu nedenle, Tengenin Rus Rublesine balanarak bir sabit kur uygulamasna ynelinmesi dnlebilir. Ancak, Rus Rublesinin istikrarl bir para olmay ve Rusyann Hollanda hastalna yakalanma potansiyelinin yksek olmas nedeniyle, Tengenin Rus rublesine balanmas Kazakistan ekonomisi iin istikrarszlk kayna oluturacaktr (Husain, 2006: 15). Buna ek olarak, dolarizasyon dzeyi yksek olduu iin, Kazakistan ekonomisinin parasal oklara maruz kalma olasl yksektir. Teorik adan ele alndnda, bir ekonomide parasal oklarn greli nemi reel oklardan daha bykse, sabit kur sistemi uygun bir sistem haline gelmektedir. Frankelin nerisinin Kazakistan Asndan Deerlendirilmesi: Kazakistan ekonomisi asndan en nemli iki sorun, reel anlamda eit228

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

lenmemi bir retim yapsna sahip olmas ve parasal anlamda ise, para birimi uyumsuzluunun varldr. Bu iki sorun bir arada ele alndnda, Kazakistan iin, hem sabit kur sisteminin hem de esnek kur sisteminin zelliklerini tayabilecek bir dviz kuru sisteminin tasarlanmas anlaml olabilir. Bu dnce erevesinde ele alndnda, Jeffry Frankelin farkl almalarnda gelitirdii bak asna mracaat edilebilir. Frankele (2003: 74) gre, birincil mal ihracat yksek olan ekonomiler, paralarn bu mallarn ihra fiyatlarna balamaldrlar. Byle bir uygulama, ihra malnn ulusal para cinsinden fiyatnn sabitlenmesini (ayn anlama gelmek zere bu maln dolar fiyat cinsinden ulusal parann deerinin sabitlenmesini) mmkn hale getirecektir. Dier bir deile, negatif ve pozitif ticaret oklarnn varl durumunda ulusal parann deerinin istikrarl olmasn salayacaktr. nk, net petrol ihracats bir lke iin arzulanan durum, negatif bir ticaret oku olduunda ulusal parann deer kaybetmesi; pozitif bir ticaret oku ortaya ktnda ise, ulusal parann deer kazanmasdr.
Tablo 10: Tengenin Petrol Fiyatna ve ABD Dolarna Balanmas Durumunda Nominal Dviz Kurunun ve Kamu Kesiminin Petrol Gelirlerini Geliimi
Petroln Dnya Fiyat Petroln Ulusal Para Cinsinden Fiyat Petrol Fiyatna Gre Dviz Kuru Geleneksel Sabit Kur Dolar Euro Kuru Euro Tenge Kuru Kamu Kesiminin Petrol Gelirleri (Tenge)

Petrol Fiyatna Bal Kura Gre 1 $= 3 T 1 $= 3 T 1 $= 3 T 1$=1 E 1$=0.9E 1$=1.1E 1E =3T 1E = 3.33T 1E= 2.72 T 30 30 30

Geleneksel Sabit Kura Gre 30 60 15

Euro/ Tenge Kuruna Gre

10 $ 20 $ 5$

30 T 30 T 30 T

1$=3 T 1$= 1,5 T 1 $= 6 T

30 66.6 13.6

Kaynak: Yazar tarafndan oluturulmutur. $=ABD dolarn, E= Euroyu,T=Tengeyi simgelemektedir.

Frankelin (2003: 74) bu nerisi, basit bir analiz yaplarak incelenebilir. Tablo-10da gsterildii gibi, balangta 1 varil petroln fiyat uluslararas piyasalarda 10 dolar ve Kazakistanda ise yurt ii fiyatnn 30 Tenge olduunu; ABD ile Kazakistandaki fiyat dzeylerinin deimediini varsayalm. Kazakistan, Tengenin deerini petrol fiyatna balarsa, 1 varil petrol = 10 dolar=30 Tenge olacaktr. Petrol fiyat 20 dolara ykseldiinde, yani Kazakistan ekonomisi olumlu bir ticaret oku yaadnda, 1 varil petrol= 20 dolar=30 Tenge olacaktr. Yani petrol fiyat arttnda Tenge deer kazanacaktr. Petrol fiyatnn, rnein, 5 dolara dmesi durumunda ise, 1 varil petrol= 5 Dolar= 30 Tenge olacak, yani Tenge deer kaybedecektir. Ulusal parann deerinin petroln fiyatna balanmasyla ilgili olarak bir noktann vurgulanmas
229

bilig, K / 2009, say 48

gerekmektedir. hra mallarnn bir tanesinin ulusal para cinsinden fiyatnda istikrarn salanmas dier ihra mallarnn ulusal para cinsinden fiyatnda istikrarszlk yaratabilir. Bu adan, petrol ihracat lkenin toplam ihracatnn ok byk bir ksmn oluturuyorsa, byle bir sorunun ortaya kmayaca sylenebilir. Ancak, bu lkelerin doal kaynak gazabndan kurtulmak amacyla, zaman iinde, eitlendirilmi bir retim yapsna ynelmek isteyecekleri dnlrse ulusal parann deerinin petrole balanmas yine sorun yaratacaktr6 Kazakistann ulusal parasnn deerini, petrol fiyatna balamak yerine geleneksel sabit kur uygulamasna ynelip, rnein, ABD Dolarna baladn ve balangta 1 Dolar=3 Tenge olduunu varsayalm. Bu uygulama, Tengenin petrol fiyatna baland durumla karlatrldnda, yani Tablo10un nc ve drdnc stunlar karlatrldnda, u sonu ortaya kmaktadr: pozitif ticaret haddi oku durumunda, Tenge ar deersizleecek; negatif ticaret haddi oku durumunda ise ar deerlenecektir. Yani arzulanan intibak ortaya kmayacaktr. Buna ek olarak, Kazakistann, en byk ticaret partneri Rusya olmakla birlikte, Rusyadan yapt ithalat ve Rusyaya yapt ihracat zaman iinde azalmaktadr. Asya Kalknma Bankas (ADB,2007) verilerine gre, Rusyaya yaplan ihracatn toplam ihracat iindeki pay 1994-1999 dneminde %36 iken, 2000-2006 dneminde %16ya dmtr. thalatn pay ise srasyla %44.3den %40a dmtr. 2000-2006 dneminde Kazakistann inden yapt ithalat artarken, Avrupa Birliine yapt ihracat artmaktadr. Baka biimde sylenecek olursa, Kazakistann Avrupa Birlii lkeleriyle olan d ticareti fazla verirken, in ile olan ticareti ak vermektedir. Kazakistann Avrupa Birliine yapt ihracatn toplam ihracat iindeki pay 1994-2000 dneminde %9.4 ken, 2000-2006 dneminde %17ye ykselmitir. Avrupa Birliine yaplan ithalatn toplam ithalat iindeki pay ise, 1994-2000 dneminde %13.7 ken, 2000-2006 dneminde %17.1e ykselmitir. Bu veriler erevesinde ele alndnda, Tengenin deeri asndan Dolar/Euro kurunun geliimi son derece nemlidir. Genel bir gzlem olarak, Dnya ekonomisinde, petrol fiyatlarnn artt dnemlerde ABD dolarnn dier paralar karsnda, rnein Euro karsnda, deerinin dt; petrol fiyatlarnn dt dnemlerde ise, ABD dolarnn Euro karsnda deerinin artt bilinmektedir. Bu erevede, analizimize Dolar/Euro kurunu da dahil edelim ve balangta 1 $=1 Euro olduunu varsayalm. Bu durumda, balangta, 1 Euro= 1 Tenge olacaktr. Petrol fiyatlar arttnda, dolarn Euro karsnda deer kaybettiini (1 $= 0.9 Euro) ve petrol fiyat dtnde dolarn Euro karsnda deer kazandn (1 $=1.1 Euro) varsayalm. Buradaki basit analize gre, Tablo-10un n230

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

c ve altnc stunlar karlatrldnda grlebilecei gibi, petrol fiyat arttnda, Tenge petrol fiyatna gre deer kazand halde, Euroya kar deer kaybetmektedir. Bu ise, Kazakistann Euro blgesine yapt ihracat artracak, Euro blgesinden yapt ithalat ise azaltacaktr. Oysa ki, petrol fiyatlarnn artt dnemde arzulanan intibak bu deildir. Buradaki analizin kamu kesiminin petrol gelirleri asndan da yaplmas nem tamaktadr. nk, petrol reticisi lkelerde kamu gelirleri petrol fiyatna bal olarak dalgalanmakta; petrol fiyatlarnn artt dnemlerde kamu gelirleri ve dolaysyla kamu harcamalar genilemektedir. Petrol fiyatlarnn dt dnemlerde ise, kamu harcamalarnn azaltlmas ok kolay olmamaktadr. Kamu gelirlerinin petrol fiyatna gre dalgalanmas zellikle kamu yatrmlarnda oynakl arttrc ve kamu yatrmlarnn ortalama verimliliini drc etki yaratabilmektedir. Bunun yan sra, kamu harcamalarnn yurt iinde byk lde ticarete konu olmayan mallara ynelik olmas, zellikle petrol fiyatlarnn artt dnemlerde yurt ii kaynak tahsisini bozucu etkiler yapabilmektedir. Bu adan ele alndnda, Tablo-10un son stunu, farkl durumlar iin, kamu kesiminin petrol gelirlerinin Tenge deerini gstermektedir. Bu analiz yaplrken Kamu kesiminin petrol retiminin 1 varil olduu varsaylmaktadr. Buna gre, Tengenin deerinin petrol fiyatlarna balanmas halinde, kamu gelirleri petrol fiyatlarna bal olarak deimeyerek (30 Tenge); konjonktrle birlikte hareket etmemekte ve bir anlamda, ekonomi zerinde kamu gelirleri araclyla oluabilecek talep basksn hafifletmektedir. Oysa ki, Tengenin ABD dolarna sabitlenmesi durumunda, petrol fiyatlarnn ykseldii dnemde kamu kesiminin petrol gelirleri, 30 Tengeden 60 Tengeye ykselmekte; petrol fiyatlar azaldnda ise, 60 Tengeden 15 Tengeye dmektedir. Euro/Dolar kurundan hareketle, Euro/Tenge kuruna bakldnda da benzer bir durum ortaya kmaktadr. Euro/Tenge kuruna gre, petrol fiyatlar arttnda, kamu kesiminin petrol gelirleri 30 Tengeden, 66.6 Tengeye ykselmekte; petrol fiyatlar dtnde ise, 66.6 Tengeden, 13.6 Tengeye dmektedir. Yani Tengenin dolara balanmas durumunda kamu gelirleri ekonomik konjonktrle ayn ynde deiim gstermekte, ekonomik konjonktrn etkilerini nleyici bir maliye politikas uygulamas mmkn olmamaktadr. Buraya kadar yaplm olan varsaymsal analiz, Tengenin tek bir paraya, rnein ABD dolarna, balanmasnn olumsuzluk yaratacan ortaya koymaktadr. Buradaki basit analiz, nemli bir noktaya iaret etmektedir. Tengenin deerinin petrol fiyatna bal olarak belirlenmesi, hem ticaret oklar karsnda ulusal parann deerin istikrarszlamasn nlemekte hem de kamu gelirlerinin petrol fiyatlarna bal olarak istikrarszlamasn nlemektedir. Bu son nokta baka biimde ifade edilirse, ulusal parann
231

bilig, K / 2009, say 48

deerinin petrole bal olarak tanmlanmas ekonominin farkl konjonktrlerinde para politikasn destekleyici bir maliye politikas uygulamasn mmkn klacaktr. Daha nce ifade edildii gibi, ulusal parann deerinin sadece petrol fiyatna balanmas da olumsuz yaratabilecek zelliklere sahiptir. Bu erevede, Tengenin deerinin petrol fiyatlarna bal olarak istikrarszlamasn nleyecek bir kur politikasna ynelmenin Kazakistan asndan son derece nemli olduu gz nne alndnda, dviz kurunun hem ticaret partnerlerinin yapsn hem de petrol ierecek biimde tanmlanmas bir seenek olabilir. rnein, Frankelin (2005a: 15) Kazakistan iin yapt almada Tengenin deerinin %20 ABD dolar,%20 Euro, %20 Ruble, % 20 Renmnbi ve %20si petrol fiyatlarndan oluan bir sepete balanabileceini belirtmektedir. Bu erevede ele alndnda Kazakistan ekonomisinin sabit kur sistemini para kurulu sistemi erevesinde uygulamas mmkn grnmemektedir. nk ulusal parann ierii geni bir sepetin deerine balanmas, ulusal parann deerinin ak ve anlalr biimde izlenmesini mmkn klmayaca gibi, ak ve kesin bir taahht yaratmayacaktr. Tengenin deerinin balanaca sepetin ieriinin ne olacann belirlenmesi ise, her eyden nce byle bir alternatifin Kazakistan Merkez Bankasnn gndeminde olmasn gerektirmektedir. Bu adan ele alndnda, Kazakistan hkmetinin para ve dviz kuru tercihiyle ilgili hedeflerinde, bir karmaa sz konusu olduu belirtilmelidir. Kazakistan hkmeti, 2003 ylnn Eyll aynda Rusya, Belarus ve Ukrayna ile birlikte bir ortak ekonomik blge anlamas imzalamtr. Bu anlamaya gre, be ile yedi yl iinde ortak bir parann kullanlmaya balanmas amalanmtr (Chaplygin vd. 2006: 48). Buna benzer biimde, Kazakistan hkmetinin 2001 ylnda hazrlad ve 2001-2010 dnemini kapsayan stratejik planda, ekonominin hammadde fiyatlarna bamll ve Rusya ile ticaret hacminin ykseklii, esnek kur sisteminin srdrlmesini zorlayan unsurlar olarak tanmlanmakta; Kazakistan ekonomisinin, bu iki bamll amas durumunda, alternatif kur sistemlerinin uygulanmasnn mmkn olaca ifade edilerek, bu alternatifler ulusal parann deerinin bir sepet paraya balanmas ya da bir para birliine ynelme biiminde tanmlanmaktadr. Sepet parann ABD dolar, Euro, Japon Yeni ve Rubleden oluabilecei ifade edilirken; para birliinin CIS lkelerinin tamam ile sadece Krgzistan, Tacikistan ve zbekistan ile ya da sadece bir komu lke (rnein, Krgzistanla) ile sz konusu olabilecei vurgulanmaktadr (Republic of Kazakhstan 2001: 125).

Genel Deerlendirme ve neriler Kazakistan ekonomisinin petrole bamllnn azaltlmas, temel olarak, uzun vadeli sanayileme politikalarnn etkin biimde hayata geirilmesini gerektirmektedir. Ksa dnemde ise, politika uygulayc, para ve maliye politikalar
232

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

araclyla ekonomiyi stabilize edebilir. Dviz kuru politikas ve dolaysyla para politikas, Tengenin reel deerinin petrol fiyatlarna bal olarak istikrarszlamasn nleyebilecek biimde tasarlanabilirse, Kazakistann petrole bamllnn azalmasna katkda bulunabilir. Bu adan ele alndnda, Ke zm hipotezinin vurgulad gibi, Kazakistan ekonomisinin tam enflasyon hedeflemesine ya da sabit kurun en kat biimlerine ynelmesi doru bir tercih olarak grnmemektedir. nk Kazakistan ekonomisi, gerek mal fiyatna bamll, gerek finansal sisteminin gelimemilii ve gerekse merkez bankasnn donanm dzeyinin dkl itibaryla tam enflasyon hedeflemesine ynelebilecek koullara sahip grnmemektedir. Sabit kur sistemi asndan ele alndnda ise, ticaret partnerlerinin yaps itibaryla, Tengenin tek bir paraya balanmas ya da sadece petrol fiyatna balanmas doru bir yaklam olarak grnmemektedir. Bu erevede, Kazakistan ekonomisinde d kaynak kullanmnn petrol fiyatlarnn artt dnemlerde geniledii ve kamu harcamalarnn petrol fiyatlarna bal olarak nemli deiimler gsterdii dikkate alnarak, Tengenin deerinin, petrol fiyatlarna da ierecek, bir sepete balanmas anlaml olabilir. Byle bir kur politikasnn para kurulu sistemine geilerek yrtlmesi mmkn deildir. Bu tr bir kur rejimi, doas gerei ara kur rejimi olacaktr. Kazakistan ekonomisinin parasal adan en nemli sorununun para birimi uyumsuzluu sorunu olduu; para birimi uyumsuzluunun ortaya kmasnda sermaye girileri ile bankalarn yurt iinde kaynak tahsis edi biiminin ok byk bir rol oynad gz nne alnmal ve para politikas rejimi, para birimi uyumsuzluunu azaltc (bankalarn yurt iinde kredi verdikleri alanlara ilikin dzenlemeler, vadeli piyasalarn gelitirilmesi gibi) nlemlerle desteklenmelidir. Bu erevede, Kazakistan Merkez Bankas sadece fiyat istikrarna odaklanmamal, fiyat istikrar kadar finansal sistemin istikrarn gzetici bir davran iinde olmaldr. Kazakistan Merkez Bankas parasal ve finansal konularda bir aratrma gndemi yaratmaldr.

Aklamalar
1. Literatrde, doal kaynak zengini lkelerdeki uzun dnem byme orannn, doal kaynak fakiri lkelerdeki byme oranndan daha dk olduu; makro ekonomik oynakln ise, daha yksek olduu vurgulanmakta ve bu olgu, resource curse olarak adlandrlmaktadr. Sz konusu adlandrmann Trke karl olarak kullanlabilecek ifadeler iin dnlebilecek alternatifler, doal kaynak zenginliinin yaratt felaket, doal kaynak zenginliinin laneti ya da doal kaynak zenginliinin gazab olabilir. Bu almada son ifade tercih edilmitir.

233

bilig, K / 2009, say 48

2. CIS lkeleri, Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Kazakistan, Krgzistan, Moldova, Rusya Federasyonu, Tacikistan, Trkmenistan, Ukrayna ve zbekistandan olumaktadr 3. Hollanda hastal, yeni doal kaynaklarn kefi ya da bir lkenin sahip olduu doal kaynaklarn uluslararas piyasalardaki fiyatnn artmasndan kaynaklanmakta ve iki etki araclyla (kaynak tahsisi ve harcama etkileri) ortaya kmaktadr. Kaynak Tahsisi etkisi, dorudan endstrisizlemeye yol aarak; harcama etkisi ise, dolayl endstrisizlemeye yol aarak ulusal parann ar deerlenmesine ve sonu olarak imalat sanayinin klmesine neden olmaktadr. Kaynak tahsisi etkisi u biimde ortaya kmaktadr. rnein, petrol fiyatlarndaki art, bu sektrde cretleri ve sermaye karlln arttrd iin, retim faktrleri imalat sanayi ve hizmetler sektrnden petrol sektrne ynelmekte, imalat sanayi retimi azalmakta ve ticarete konu olmayan mal fiyatlarndaki art ile birlikte ulusal para reel olarak deerlenmektedir. Harcama etkisi u biimde ortaya kmaktadr. Petrol fiyatlarnn artmas, yurt iinde ekonomik birimlerin gelirlerinin artmasna ve nihai olarak, hem ticarete konu olan mallarn hem de ticarete konu olmayan mallarn yurt ii talebinin ykselmesine yol amaktadr. Bu srete, ticarete konu olmayan mal fiyatlar artarken, ulusal para reel olarak deerlenmekte; imalat sanayinde kullanlan igc ve sermaye ticarete konu olmayan mal reten sektrlere ynelmekte ve bunlarn sonucunda, imalat sanayi retimi dmektedir. 4. Doal kaynaklarla ilgili olarak, lke, blge ya da Dnya leinde yaplan analizlerde petrol rezervlerinin yllk petrol retimine oran (yani R/P rasyosu) nemli bir analiz arac olarak kullanlmaktadr. BPye (2007) gre, 2006 ylnda Kazakistan iin bu rasyonun deeri 76,3tr. Petrol retimi bugnk hzyla devam ederse, Kazakistanda petrol rezervleri 76,3 yl sonra tkenecektir. Oysa ki, BPnin 2001 yl raporunda R/P rasyosunun Kazakistan iin 33,1 olduu; petrol retimi bugnk hzyla devam ederse, Kazakistanda, petrol rezervlerinin 33,1 yl sonra tkenecei belirtilmektedir. Uluslar Enerji Ajans (IEA,2007), petrol fiyatlarna ilikin olarak, en dk ve en yksek fiyat ngrsne gre, projeksiyonlar yapmaktadr. En dk fiyat senaryosuna gre, petroln varil fiyatnn 2008 ylnda 61.9 $, 2011 ylnda 43,5$ ve 2012-2030 ortalamasnn ise, yaklak 35 dolar olaca ngrlmektedir. En yksek fiyat senaryosuna gre, petroln varil fiyatnn 2008 ylnda 66,9 $, 2011 ylnda 71,1 $ ve 2012-2030 ortalamasnn ise, yaklak 88 dolar olaca ngrlmektedir. 5. Tam dolarizasyon bir lkenin kendi ulusal paras yerine baka bir lkenin ulusal parasn kullanmasn ifade eden genel bir nitelemedir. 6. Frankel (2005b: 126), farkl sistemin daha mmkn olabileceini belirtmektedir. Bu sistemler, ulusal parann temel ihra mal fiyatn ierecek biimde bir sepete balanmas; merkezi bir parite etrafnda belirlenecek bir bant sistemi ile ulusal parann deerinin temel ihra malnn dolar cinsinden fiyatna balanmas ve ulusal parann deerinin ihra mallar fiyat endeksine balanmasdr.

234

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

Kaynaka
Adb (2007). Key Indicators. Asian Development Bank. www.adb.org (3 Mays 2008). Allen, Mark, Ulrich Baumgartner and Ragruham Rajan (2006). Inflation Targeting and the IMF. Prepared by Monetary and Financial Systems Department. Policy and Development Review Department, and Research Department. March 16. Auty, Richard M. (2001). Transition Reform in The Mineral Rich Caspian Region Countries. Resources Policy 27. 25-32. Bevan Alan, Saul Estrin, Paul G. Hare and Jon Stern (2001). Extending the Economics of Disorganization. Economics of Transition. Vol. 9. No. 1. 105-114. Brauer, Birgit (2007). Kazakhstans Economic Challenges: How to Manage the Oil boom?. Transition Studies Review. Vol. 14. No. 1. 188-194 BP (2007). Statistical Review of World Energy. British Petroleum Company. June 2008. www.bp.com (3 Mays 2008). Cavare, Alina and Mark R. Stone (2003). Inflation Targeting Regimes. IMF Working Paper. No. 03/9. Chaplygin, Viladimir, Andrew Christian, Richter R. Hugesvd. (2006). Monetary ntegration in The Ex-Soviet Union: A Union of Four?. Economics of Transition. Vol. 14 No. 4768 Devlin, Julia and Titman Sheridan (2004). Managing Oil Price Risk in Developing Countries. The World Bank Research Observer. Vol. 9. No. 1. 119-139. Ebrd (2007). Transition Report 2007. Europen Bank for Resonstruction and Development. www.ebrd.com/pubs/econo/series/tr.htm. (3 Mays 2008). Egert, Balazs and Leonard, Carol S. ( 2007). Dutch Disease Scare in Kazakhstan: Is it real?. William Davidson Institute. Working Paper. No. 866. Feige, Edgar. L (2003). Dynamics of Currency Substitution. Asset Substitution and De facto Dollarisation and Euroisation in Transition Countries. Comparative Economic Studies. Vol . 45. No 3. 358-383 Frankel, Jeffry A. (2003). "A Proposed Monetary Regime for Small CommodityExporters: Peg the Export Price (PEP)". International Finance. Vol. 6. No. 1. 61-88. (2005a). On the Tenge: Monetary and Exchange Rate Policy for Kazakhstan Short-term Consultancy for Government of Kazakhstan, ksghome.harvard.edu /~jfrankel/On%20the%20Tenge-KazakhM&ExRFrankel_r.pdf (3 Mays 2008). 1-19
235

bilig, K / 2009, say 48

(2005b). Peg the Export Price Index: A Proposed Monetary Regime for Small Countries. Journal of Policy Modeling. Vol. 27. No. 4. 119-139 Frankel, Jeffry A. and Andrew K. Rose (1998). The Endogeneity of the Optimum Currency Area Criteria. The Economic Journal. Vol. 108. Issue 449. 9891277. Gylfason, Thorvaldur (2001). Natural resources. Education and Economic Development. European Economic Review. Vol. 45. No. 4-6. 847-859. Havrylyshyn, Oleh and Beddies, Christian H. (2003). Dollarisation in the Former Soviet Union: From Hysteria to Hysteresis. Comparative Economic Studies. Vol. 45. No. 3. 329-357. Husain, Aasim (2006). To peg or not to Peg: A Template for Assessing the Nobler. IMF Working Paper. No. 06/54 IEA (2007). World Energy Outlook 2007. International Energy Agency. www.iea.org (3 Mays2008). IMF (2003). Republic of Kazakhstan: 2003 Article IV Consultation--Staff Report; Public Information Notice on the Executive Board Discussion; and Statement by the Executive Director for the Republic of Kazakhstan. Country Report No. 03/210. July 18. IMF (2005). Republic of Kazakhstan: 2005 Article IV Consultation - Staff Report; and Public Information Notice on the Executive Board Discussion. Country Report No. 05/244. July 21. IMF (2006). De Facto Exchange Rate Arrangements and Anchors of Monetary Policy as of July 31. 2006 1/ www.imf.org (3 Mays 2008). IMF (2007). Republic of Kazakhstan: 2007 Article IV Consultation-Staff Report; and Public Information Notice on the Executive Board Discussion. Country Report No. 07/235. July 10. IMF-IFS (2008). International Financial Statistics Online. www.imfstatistics.org/ imf/logon.aspx. (3 Mays 2008) Kalyuzhnova, Yelena, James Pemperton, Bulat Mukhamediyev (2006). Natural Resources and Economic Growth in Kazakhstan. CIS Research Network. www.eerc.ru /default.aspx?id=170 (3 Mays 2008). 427-461. Kronenberg, Tobias H. (2004). The Curse of Natural Resources in the Transition Economies. Economics of Transition. Vol. 12. No. 3. 399-426. Krugman, Paul (1993). Lessons of Massachusetts for EMU. F. Giavazzi and F. Torres (eds). The Transition to Economic and Monetary Union in Europe. Cambridge. UK: Cambridge University Press. 241261.
236

Togay, Kazakistan Ekonomisinin Petrole Bamllnn Azaltlmasnda Para Politikasnn Rol

Kutan, Ali M. and Michael L. Wyzan (2005). Explaining the real Exchange rate in Kazakhstan. 1996-2003: Is Kazakhstan Vulnerable to the Dutch Disease. Economic System. Vol. 29. 242-255. Luong, Pauline J. and Erika Weinthal (2001). Prelude to The Resource Curse: Explaining Oil And Gas Development Strategies in The Soviet Successor States And Beyond. Comparative Political Studies. Vol. 34. No. 4. 367-399. Mishkin, Frederic S. (2004). Can Inflaton Targeting Work in Emerging Market Countries?. NBER Working Paper Series. No.10646. NBK Web site. National Bank of Kazakistan www.nationalbank.kz. (3 Mays 2008). NBK. (2004). National Bank of Kazakistan Press Release. No. 20. 1-3. September 14. www.nationalbank.kz/cont/ publish484322_2719.pdf. Pomfret, Richard (2005). Kazakhstans Economy since Independence: Does the Oil Boom Offer a Second Chance for Sustainable Development ? Europe-Asia Studies. Vol. 57. No. 6. 859-876. Republic of Kazakhstan (2001). Strategic Plan of Development of the Republic of Kazakhstan up to 2010. Approved by the Decree of the President of the Republic of Kazakhstan of 4 December. No. 735. www.un.kz/img/ docs/en/617.htm. Roubini, Nouriel and Brad Setser (2003). "Should Iraq dollarize. Adopt a currency board or Let its currency float? A policy analysis". www.cfr.org/content /publications/ attachments /iraqcurrencyregime.pdf (3. Mays 2008). 1-14. Rousso, Alan (2006). Escaping the Resource Trap: Market Reform and Political Governance in the Resource Rich Countries of Eurasia. China and Eurasia Forum Quarterly. Vol. 4. No. 3. 3-14. Sachs, Jefeery D. and Andrew M. Warner (2001). The Curse of Natural Resources European Economic Review. Vol. 45. No. 4-6. 827-838. Setser, Brad (2007). The Case for Exchange Rate Flexibilty in Oil exporting Economies. Peterson Institute. Policy Brief. PB-07-8. November. Stiglitz, Joseph E. (2005). Making Natural Resources into a Blessing rather than a Curse. Covering Oil (Ed. Tsalik S. and Schiffrin), Open Society Institute, Newyork. Stone, Mark R. (2003). Inflation Targeting Lite. IMF Working Paper. No. 03/12. Unicredit Group (2007). Kazakhstan. BA-CA CEE Research Department. www.baca.com. December.

237

bilig, K / 2009, say 48

Winkler, Adalbert vd. (2004). Official Dollarisation/Euroisation: Motives. Features And Policy Implications Of Current Cases. Europen Central Bank. Occasional Paper Series. No. 11. February. WTO (2007). International Trade Statistics. 2007. World Trade Organization. www.wto.org. (3 Mays 2008).

238

The Role of Monetary Policy in Reducing Kazakh Economys Dependence on Oil


Selahattin Togay*
Abstract: Kazakhstan suffered seriously from the transition to market economy from 1991, when it declared its independence, to 1998. As of 2000, with the increase in oil prices, Kazakhstans real gross domestic product increased significantly. However, the country also witnessed the emergence of an economic structure that is highly dependent on the oil sector for production, employment and foreign trade. How Kazakh economys dependence on the petroleum sector can be reduced is a critical question concerning the development of both short term and long term economic policies. This study demonstrates that the dependence of Kazakh economy on the oil sector is caused mainly by the problems concerning the use of foreign financial resources and the insufficiency of reform efforts. The study also discusses what role, if any, monetary policies could play in the short run in reducing Kazakhstans dependence on oil. Finally, the study stresses the need for the Central Bank of Kazakhstan to move towards a system that could prevent Tenges real value from destabilizing as a result of the changes in oil prices. Key Words: Kazakhstan, use of foreign resources, resource curse, exchange rate policy, inflation targeting.

bilig Winter / 2009 Number 48: 207-240 Ahmet Yesevi University Board of Trustees


*
: 1991- , 1998- . 2000 , , , . ? . , , , , . , . : , , , , .

, , / . stogay@gazi.edu.tr

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 207-240 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Bahesaray Kleleri (17.-18. Yzyllar)


Ahmet Nezihi Turan*
zet: XVII.-XVIII. Yzyllar aras Bahesaray (Krm) klelerini konu edinen bu alma klelik tarihi incelemelerine katk salamay amalamaktadr. Kaynaklarmz Krm eriyye Sicillerinin 1680-1742 yllarna ait payitaht Bahesarayn 62 yllk dneminin tereke kaytlardr. Bu devreyi ihtiva eden 10 Sicilin analizi yaplmtr. Bunlar gruplandrlm ve terekeli kii bana den kle saylar ile ilgili dier bilgiler deerlendirilmitir. Buna gre: a. Toplam 1121 terekeden 290nda kle kayd vardr; o halde kaytl her drt kiiden birinin klesi/kleleri olduu anlalmaktadr. b. Dnemin balangcnda kaytl 93 kiiden 48inin klesi vardr ve toplam kle says 312dir. Kaytl her iki kiiden biri kle sahibidir. Kaytl kii bana 6,5 kle dmektedir. c. kinci defterde kaytl 83 kiiden 48inin klesi var. Kaytl 1,7 kiiden biri kle sahibi. Toplam kle 277. kaytl kii bana 5,7 kle. d. nc ve drdnc defterde kaytl toplam 282 kiiden 46snn klesi var. Toplam kle 171. e. Beinci defterde kaytl 139 kiiden 50sinin klesi var. Toplam kle 222. f. Altnc, yedinci ve sekizinci defterlerde kaytl toplam 405 kiiden 72sinin klesi var. Toplam kle 239. g. Dokuzuncu defterde kaytl 90 kiiden 23nn klesi var. Toplam kle 74. h. Dank onuncu defterde kaytl 29 kiiden 4nn klesi var. Toplam kle 5. b.-c. Grubu devrenin 8 yllk ilk dnemi, d.-f. Grubu 10 yllk ikinci; yalnz f. 5 yllk nc dnemi olarak deerlendirilebilir. g. rnei devre sresinde bir yla ait fikir vermektedir. Anahtar Kelimeler: Krm, Bahesaray, klelik, eriyye sicili, tereke.

Krm/Bahesaray rneinden hareketle klelik tarihi aratrmalarna katkda bulunmay amalayan bu incelemede, kleliin, mevcut literatrde eksiklii hissedilen iki boyutu zerinde durulacaktr. lki saysal veriler ve bunlarn analizidir. kincisi kleliin yalnz tarihsel bir olgu, gemie ilikin bir fenomen olup olmadnn sorgulanmasdr. Yntem olarak bugnden gemie gidiin tercih edilmesi; nce sorguyla balanmas, aratrmaya ahs gzlemlerin yol am olmasndandr.
*

Krkkale niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Tarih Blm / KIRIKKALE anezihituran@gmail.com

bilig K / 2009 say 48: 241-254 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

Krm Devlet Mhendislik ve Pedagoji niversitesi Trkoloji Blmnde iki retim yl (2000-2002) derslerine girdiim baz rencilerimin mezun olduktan sonra almak zere stanbula geldiklerini renmitim. Gelilerine baz ajanslar araclk etmilerdi. Bunlar onlara ev hizmetleri ve ocuk bakcl gibi iler buluyorlard. Varlkl muhitlerden gelen insanlar ajans brolarna urayp bu gen kzlardan seim yapyorlard. Geici olarak kaldklar bir takm yerlerden arlyorlar; seiciler, sraya dizilen kzlardan boyuna posuna, endamna, dilerine vs. bakarak, beendiklerini alyorlard. Bana bunlar anlatan eski rencilerimden biri (burada ad Aye olsun) Altn diim olmad iin anslydm, meer Trkiyede ou insan hi ho karlamyormu, bir hafta iinde hizmetilik ii buldum, demiti. Baz sorular da sormular, ama elemelerde fizik zellikler ncelikliymi. Ayeye geen yl yine rastladm. On yana kadar Sovyet insan olarak, sonra da ayn minvalde devam eden eitimiyle asl dili (ana dili, anadili deil) Rusayd. Ailesi aslen Krmn sahil kesiminden olduu iin Tatarcas ok zayf, niversitede ek dil olarak ald Trkesi de krk dkkt zaten. Artk Lalelide Rus mterilerin rabet ettii bir maazada tezghtar olarak alyordu. Biraz daha para biriktirip Krma dnmek niyetinde olduunu, en azndan Bahesaray yaknlarndaki kynde bir ev yaptrmak istediini anlatmt. Trk sevgilisinin kendisine kar ciddi olmadn da bir gelecek endiesi olarak ilave etmiti. Ayeye/Ayelere ithaf edilen bu yaz, bir modern klelik muamelesi veya kleliin modernizasyonu gibi ucu karldnda derhal abartya kaacak bir kurumsal sreklilie iaret etmek maksadyla deil, bir toplumsalekonomik kurum olarak kleliin Bahesarayda bir zamanlar nasl ilediini anlamak gayesiyle kaleme alnmtr. Sreklilik duygusu veren Ayenin hayatndan aktarlm kesit, tarihide, gemi devirlerdeki klelik ilemleriyle ilgili armlar yapt iindir. Ayrca, Uygarlk Srecinin yazar nl eserine Holbachn Systme Socialeinden (1774) alntlad bir epigrafla balar (Elias 2005: 5): Uygarlk henz tamamlanmamtr. yleyse, uygarlk bir srese ve henz tamamlanmamsa, sreklilik fikrine de iltifat etmek yanl olmaz. Nitekim konuya girerken Ayelerin de hesaba katlmas bu yzdendir. Osmanl mparatorluunun esas kle kayna Krm bata gelmek zere kuzey lkeleriydi. Bugn neredeyse hemen ayn lkelerden, o lkelerin Sovyet sonras artlarnn iinden, ok sayda insan, zellikle gen kzlar birok baka lke gibi Trkiyeye de akt. Gemite sava artlarnn esirleri, bir bakma, bugnn bar artlarndaki modern kapitalist dzenin esirlerine benzetilebilir. Bu belki de Hepimiz klelerin ya da kle saylabileceklerin soyundan gel[diimiz] iindir (Zeldin 2003: 17). Bu erevede Zeldinin (2003: 21) klelik tarihinden kard sonu, zgrln yasalarla gvence altna alnabilecek, yalnzca haklarla ilgili bir mesele olmaddr. Esarette ok nemli
242

Turan, Bahesaray Kleleri (17.-18. Yzyllar)

deiimler var, phesiz. Deiimin mahiyeti, bir o kadar da muhtevas zerine yaplacak aratrmalar, ancak bata tarih ve sosyal bilimler olmak zere birok alann ibirliiyle, daha anlaml sonular ve yorumlar verebilir. nsanlarn doutan hr ve eit olduklarnn bir tabi hukuk prensibi saylmas ve bunun pozitif hukuk kural haline gelmesinden nceki alarda Krma kle yaard. Bu yan zaman zaman saanak eklini ald anlalyor. Antik adan XV. yzyla uzanan dnemleri bir kenara brakp Krmn Osmanl asrlarna, Osmanllarn kuzey meselelerini Tatarlara havale etmesinden sonraki dneme (Bartl 1998: 307) bakldnda yer yer yataki younlama hemen gze arpmaktadr. Yerler, imparatorlukta nasl stanbul ise, hanlkta da Bahesaraydr (Spuler 1954: 893-4). Osmanllarn artk Tatarlarn etrafa gz kara saldrlarn kontrol edemez hale geldii 17. yzyl ve takip eden dnemle birlikte de (King 2008: 148) bilhassa Bahesarayda bir kle patlamasndan sz edilebilir. On yedinci yzyl, insan bilincinde deiim (modern insan bilincinin oluumu diye de okunabilir) dnemiydi. Kii d dnyay alglarken verili gereklik yerine zihin kavramlaryla d dnya arasndaki ilikiye bakyordu giderek. Baka bir dnyann mmkn olabileceini dnyor, eyleme geiyor ve o dnyay ina etmeye balyordu. Bu yeni dnyada artk klelik olmamalyd. Tarihin bu dneminde, 17. yzyldan gnmze, bir matematikinin arpc aklamasyla bilim gemi zamanlardan kalma be elementin her birinin, yani Toprak, Su, Ate, Hava ve Esirin gizemini zmt (Guillen 2001: 5). stanbul esir pazarnn 1846da kapatlm olmas (Erdem 2004: 13) ise zmle uygulama arasnda ne kadar uzun bir sre getiini anlamaya yeter. Sonunda, Ayn Randn k ifadesiyle Uygarlk, insan insanlardan azat etme sreci[ydi] ama, bilin bu noktaya birka yzylda geldi. Klelikte patlamann bilincin geldii yere denk dmesi, paradoksal grnmekle birlikte, bilincin keiflerine karlk olarak eski dnyann kendini koruma direncinin art baka birok rnekte de sergilenmitir. Ekonominin kural mal fazlasnn ihracn gerektirir. Krm Hanl gibi ekonomisi zaten esas olarak kle ticaretine dayanan lkenin mal-i ntk (konuan mal) denen kleleri d ticaretin belli bal konusu yapmas kanlmazdr. Esirler, orta ve bat Avrupa ileri ile Kafkaslara ynelik olanlar da dhil etmeyi ihmal etmemek kaydyla, daha ok kuzeye, Ukrayna ve Rusyaya yaplan aknlarda elde edilmektedir. Hanlk tarihinde 1699a kadar Ukraynaya yaplan bu tr 164 akn tespit edilmitir ve sadece 17. yzyln ilk yars iin, Ukrayna ve Rusya topraklarndan esir alnanlarn says en az 200 bin olarak hesaplanmaktadr (Pritsak 1999: 256; Khodarkovsky 2002: 22). Yahut benzer bir kayda gre kuzey bozkrnda ilk Tatar aknnn tarihi olan 1468den 1668e kadar, 220 yllk srede, 65 akn yaplm ve XVII. yzyl
243

bilig, K / 2009, say 48

sonuna kadar Tatar aknclar kle olarak satacaklar esirleri salamak iin hemen her yl kuzeydeki Slav kylerine aknlar dzenlemilerdir. King (2008: 141) 1500-1650 arasnda Karadeniz zerinden ticareti yaplan kle saysn muhtemelen ylda on bin olarak vermekte; nalck (2003: 7) sadece 16061617 seneleri arasnda Rusyadan 100 bin esir alnarak ounun Kefe yolu ile Anadoluya sevk edildiinin hesaplandn belirtmektedir. Slav tarihiler bu olaylar hznle tasvir ederler. Hatta esir toplanan lkeler, konusu Tatarlara esaret olan mhim bir edebiyata sahiptirler (Fisher 1980: 23). Esirlerin nemli bir ksm dar satlrd. Sevk ve sat ilemleri, ksaca kle ticareti, Krm balamnda da hatr saylr derecede incelenmitir (nalck 1994: 283-5). Burada onlara deil, i ticarete konu olan ihra fazlas rne, Bahesarayda alnp satlan; yaayan, alan, duyan, dnen, azad edilen, edilmeyi isteyen, edildiini ispata alan, halinden memnun olan, ehrin toplumsal-ekonomik hayatna (Ylmaz 2008: 244-7) karan klelerin durumuna baklacak.1 Ve ileride bir baka yazda da kan sonularla modern klelik karlatrmas yaplmaya allacak. Dier bir deyile ama, 17.-18. yzyl eriyye sicillerine bakp, gemite Bahesaray rneinden hareketle kleliin bir toplumsal fenomen olarak bize hangi verileri sunduunu tespit ve hipotetik sreklilik nermesini snama denemesi olacak. slm hukukunun cari olduu gibi dier memleketler gibi Krmda da uygulamann ak klelik sistemine gre ilediini unutmamak gerekir. Bu, klelii daim, mutlak kabul eden kapal klelikten temelde farkllk gsterir (Erdem 2006: 14-5). Sistemin akl klelii sreye (bir kabul, hukuk stat ve gelenek olarak), yedi yla balam olmasndan kaynaklanr. Hem toplumsal hayatn hem de siyas toplumun kle emeine entegre toplum modelini iselletirmi olmas her iki sistemde de ihtiyac srekliletirir. Fark, kapal olanda i kaynan kendini yeniden retmesine elverili olmasna mukabil, ak olann da bamlla mahkmiyetindedir. Hele dengeleyebilecek baka kaynaklardan mahrumiyet de sz konusuysa, ekonomi bu sebeple kle ticaretini mecburiyete dntrmse, sistem aldka alr. Krmda bu byledir. Arzn fazlal durumunda da ihra fazlas ntk mal, tpk smit mal (konumayan mal; eya, emtia, hayvan) gibi i piyasaya srlr ve orada tketilir. Bahesaray Kleleri derken de kastedilen budur. Srekli seferlerde, aknlarda olan Tatarlarn, memleketlerinde, evlerinde, tarla ve bahelerinde alacak klelere fazlasyla muhta olduklar aktr. Evliya elebi Krmdaki 24 kadlktaki esirlerin kaydedildii 1666 tarihli bir defterden onlara ait saylar verir. Buna gre toplam rakam bir milyonun zerindedir: 200 bini Hann mal olmak zere 600 bin erkek (kazak), 122 bin kadn, 100 bin kz ve 200 bin erkek ocuk (elebi VIII, 2003: 14)2. Dediklerinden ihtiyat pay dlmesi det olmu, mbalaas dile dolanm
244

Turan, Bahesaray Kleleri (17.-18. Yzyllar)

elebinin, defter ve tahrir meselelerine ainaln, titiz kaytlarn da unutmadan ite bu klelerin hallerinden baz rnekler verilecek. Ama nce elimizdeki verilere bakalm. Dayanak noktamz Krm eriyye Sicillerinin (Turan 2003) 16801742 yllar arasndaki 62 yllk devrede payitaht Bahesaray defterlerinde kaytl terekelerin taranmas sonucu elde edilen bilgilerdir. Bu devreye ait 10 defter incelenmitir. Buna gre: a. Toplam 1121 terekeden 290nda (yl 1680 1742, sicil no. 23a60) kle kayd vardr; o halde lmleri u ya da bu sebeple tereke defterlerine kaydedilmi her drt kiiden birinin klesi/kleleri olduu anlalmaktadr. b. Dnemin balangcnda (yl 168084, n. 23a) kaytl 93 kiiden 48inin klesi vardr ve toplam kle says 312dir. lm kayda gemi her iki kiiden biri kle sahibidir. Kii bana 6,5 kle dmektedir. c. kinci defterde (yl 168588, n. 27) 83 kiiden 48inin klesi var. 1,7 kiiden biri kle sahibi. Toplam kle 277. Kii bana 5,7 kle. d. nc ve drdnc defterde (yl 172628, n. 53, 54) toplam 282 kiiden 46snn klesi var. Toplam kle 171. e. Beinci defterde (yl 172731, n. 55) 139 kiiden 50sinin klesi var. Toplam kle 222. f. Altnc, yedinci ve sekizinci defterlerde (yl 173136, n. 56, 57, 58) toplam 405 kiiden 72sinin klesi var. Toplam kle 239. g. Dokuzuncu defterde (yl 1737, n. 59) 90 kiiden 23nn klesi var. Toplam kle 74. h. Dank onuncu defterde (yl 1736 42, n. 60) 29 kiiden 4nn klesi var. Toplam kle 5. b.-c. Grubu devrenin 8 yllk ilk dnemi, d.-f. Grubu 10 yllk ikinci; yalnz f. 5 yllk nc dnemi olarak deerlendirilebilir. g. rnei devre sresinde bir yla ait fikir vermektedir. lk iki dnemdeki kleler, kle sahipleri ve kii bana den kle saysnda paralellik vardr. nc dnemde kle sahibi, kle adedi ve kii bana den kle saysnda azalma grlmektedir. Deiimi aksettiren iki defter e. sicili ile f. grubunun ilk sicilidir (yl 173133, n. 56) Birincisinde 50 kle sahibine ortalama 4,5 kle derken ikincisinde 78 kiiye 3,3 kle dmektedir. Eilim d ynndedir. 1736da Potemkinin Krm igali, Bahesaray tahrip ve yamas (Karatay 1991: 482) bu dte etkili olmu olmaldr. Baka sebeplerin ayrca incelenmesi gerekir elbette. Krm kleli bir toplumdur. Yukarda belirtildii zere, dier Mslman lkelerde olduu gibi burada da ak klelik sistemi (Watson 1980) uygulanmaktadr. Kuzey lkelerinden esir alnanlar Krm yarmadasn ana ktadan ayran Orkapda ilk tasnife tbi tutulurlar. Bu genel/kaba bir tasniftir. Ardndan ince tasnife geilmektedir. Klelerin gruplandrlmasnda piyasa deeri, istihdamda talep edilen i kollar belirleyicidir. Esasa ilikin deerlendirme drt balkta toplanabilir:

245

bilig, K / 2009, say 48

1. Cinsiyet: Abd/kle ve Cariye 2. Milliyet: Kuzey lkelerinden Rus, Ukrayn bata olmak zere muhtelif. 3. Ya: Muhtelif 4. Fizik: Kleler iin tamlk, salamlk, kuvvet, beceri vs. Cariyeler iin genlik, gzellik vs. Knal-zdeye gre [16. yzyl; elebi 1248den], Ruslar, ekil gzellii ile tannrlar; ekseriyetle beyaz tenli/renklidirler; sanata kabiliyetli, letfer shibi kimselerdir; efendilerine hizmet ve itaat etmekle tannmlardr; bu sebeple kle ve hizmeti olarak kullanlmaa uygundurlar. Ancak az ibdet ederler; salhlar azdr, sebepsiz yere shiplerini ok abuk terk edip kaarlar (Unan 2006: 306). Bir cariyenin kymetini belirleyen asl faktr gen ve gzel olmas, fizik kusur bulunmamasdr. Milliyet hemen ardndan gelmektedir. Rus tercih sebebidir. Rus bir de gen kz ise l saylr. Nitekim pazarda talep Ruslaradr. Klelii zenginlik ve baarya giden en pratik yol olarak dnen ve satn alnma istei olan potansiyel kleler (King 2008: 142) arasnda ilk srada gelenler Ruslardr zaten. Zeldin (2003: 20) Rusada i, alma anlamna gelen rabota kelimesinin rab (kle) kelimesinden trediine dikkati eker. Bir Rusla tanrken ona nerede altn sorduunuzda Bat transkripsiyonunda: Gdye vyy rabotayete?; Trkeye en yakn: Gde v rabotayete?- aslnda nerede klelik etmekte olduunu sormu olursunuz. O halde Sovyetlerin dalmasndan sonra bugn de zenginlik ve baarya benzer yoldan gitmek isteyen, gelecek umudu grdklerine -mesel Trk genlerine- kaplanmak isteyen Rus kzlarnn, kendilerini satyorlar diye knanmalarn bir tarafa brakalm ama, neden pratik zeklarn kmsyoruz ki. Hilebaz esirciler de o devirde hangi milletten olursa olsun her kz Rus diye -Ruslar belki de yalnz gzel olduklar iin deil baarl olmak iin alkan da olmak gerektiinin farknda olduklarndan- hleli satmaya kalkmaktadrlar. te birka rnek: Ahmet 46 altn sayp Rus bildii bir dke (ergen gen kz) alyor. Ama kz Bodanl olduunu itiraf ediyor. Tabi Ahmetin ilk ii satn iptalini istemek. Keza Safranbolulu Hac Hasan ayn fiyata ald kzn, Konyal Muslu Bee ayn tercihle ald cariyenin Bodanl kmas zerine aldatldklarn beyan ile dava ayorlar. yle ya, o kadar paray Rus diye saymlardr. Bu arada Rusla Bodanl tefriki biraz zor anlalan. Bunun dnda grnen veya sonradan anlalan zrler (hamile olduunun anlalmas, bkire kmamas, muhtelif hastalklara mptela olmak tuzlu balgam gibi, vcudunda kan bir araz vs.) kymetin dmesine, iadeye, dava konusu olmasna sebep tekil etmektedir. zr tespitinde kadnlar (taife-i
246

Turan, Bahesaray Kleleri (17.-18. Yzyllar)

nis) bilirkii grevi yapmaktadr. Verdikleri rapora gre deer drlebilir, sat iptal edilebilir, tcire yaptrm uygulanabilir. Baz klelerin tarif ve tasvirlerine bakalm; grlecei gibi fizik zellikler tarife yeterli olmadnda klk kyafet aklamalar da yaplyor. Bunlar da ayrca deerlendirilmelidir. 1. Orta boylu, sarn, gk gzl, ak bal, sivri burunlu Rus gulam. 2. Uzun boylu, koyun el gzl, atk kal Mslim gulam. 3. Sarn, sar sakall, sivri burunlu, gk gzl, beyaz aba kalpakl, khne mavi zbnl, khne akrl, kahverengi yn kuakl Peter nam kazak. 4. Yeil kalpakl, al sakall, gk gzl, ak cepkenli, aba kalpakl, Neme kazak. 5. Sarn, sivri burunlu, koyun gzl, sar bykl, terr (tral) kazak. Birka da cariye rnei: 1. Orta boylu, sarn, ak kal, gk gzl, sivri burunlu Maruka nam Rus cariye. 2. Sivri burunlu, gk el gzl, ak kal, sarn ve alak boylu Rus cariye. 3. Uzun boylu, kara yzl, ak kal, koyun el gzl Acem cariye. Bu arada yala ilgili baz terimleri de verelim: Pavli nam ihtiyar kazak Kk dke, Dkecik, Kk criye (1218 yalarnda kz) Maruka nam ihtiyr criye Kart marya Marya (orta yal kadn) Gulame, ora-i sagr (812 yalarnda erkek) ora, Gulam (12-18 yalarnda erkek) Sonu olarak; dn bugne balayan talepler, deien artlar, deimeyen gerekler erevesinde tarihinin yalnz dne deil bugne de bakmas gerektii bir defa daha anlalyor. Bundan sonra yaplmas gereken; klelerin gndelik hayat iindeki rollerine ayrntl bakmak, belgelerin ve onlarn izin verdikleri lde klelerin hayatlarna dhil olacak bir tarih kurgulamak, efendi-kle problematiine/diyalektiine daha derinden eilmek ve deiiminin dinamiklerini sre iinde aramak olacak. (Bu arada Aye ne yapt acaba?)

247

bilig, K / 2009, say 48

Aklamalar
1. Yaklak ayn dnemde Krmdaki bir baka ehir Karasupazar- zerine yaplm bir almada da (zdem 2006) Karasu kleleri dikkatle incelenmitir. 2. Evliya elebinin Krma dair temel bilgileri daha sonraki btn aratrmaclarn balang noktasdr. Buna Seyahatnmenin ilgili blmnn notlandrlm Rusa evirisi (Bakhrevskiy 1999) de dhildir.

Kaynaka
Bartl, Peter (1998). 17. Yzylda ve 18. Yzyln lk Yarsnda Kazak Devleti ve Osmanl mparatorluu. ev. Kemal Beydilli. lm Aratrmalar 6. stanbul: 301330. Bahrevsky, E. V. (1999). Kniga Puteestviya. Turetskiy Avtor Evliya elebi O Krme (1666-1667 gg.). Simferopol: Krmskoye Otdeleniye Instituta Vostokovedeniya Natsionalnoy Akademii Nauk Ukrain. elebi, Evliya (2003). Evliy elebi Seyahatnmesi VIII. (Haz. S. A. Kahraman, Y. Dal, R. Dankoff.) stanbul: YKY. elebi, Knal-zde Ali (1248). Ahlk- Al. Bulak (Kahire): Bulak Matb. Elias, Norbert (2005). Uygarlk Sreci. I. ev. Ender Ateman. stanbul: letiim Yay. Erdem, Y. Hakan (2004). Osmanlda Kleliin Sonu 1800-1909. ev. B. Trnak. stanbul: Kitap Yay. (2006). Madurlar Vadisi Osmanl ve Osmanl mparatorluunda Klelik. Virgl 93 (Mart). stanbul: 12-18. Fisher, Alan W. (1980). Krm Tatarlar-IV. ev. E. B. zbilen. Emel 120. EyllEkim: 22-31. Guillen, Michael (2001). Dnyay Deitiren Be Denklem. ev. G. Tanrver. Ankara: TBTAK Yay. nalcik, Halil (1994). The Otoman State: Economy and Society. An Economic and Social History of Ottoman Empire 1300-1914. (ed. H. nalck ve D. Quataert). iinde. Cambridge: Cambridge University Press; 9-409. (2003). Trk-Rus likileri (1492-1700). Ankara: Krm Trkleri Kltr ve Yardmlama Dernei Yay. Karatay, Zafer (1991). Bahesaray. TDV slm Ansiklopedisi IV. stanbul: 482-483. King, Charles (2008). Karadeniz. ev. Z. Kl. stanbul: Kitap Yay. (KKS) Krm Kad Sicilleri, smail Gaspral Ktphanesi Yazmalar Blm. Simferopol: No: 23a, 27, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60. zdem, Zeynep (2006). Krm Karasubazarda Sosyo-Ekonomik Hayat (17. Yzyl Sonlarndan 18. Yzyl Ortalarna Kadar). Krkkale: Krkkale niversitesi SBE Tarih Ana Bilim Dal. yaynlanmam yksek lisans tezi. Pritsak, Omeljan (1999). lk Trk-Ukrayna ttifak. ev. Kemal Beydilli. lm Aratrmalar 7. stanbul: 255-284.

248

Turan, Bahesaray Kleleri (17.-18. Yzyllar)

Spuler, B. (1954). Bghe Sary. The Encyclopaedia of Islam (new edition). I. Leiden: 893-894. Turan, Ahmet Nezihi (2003). Krm Hanl Kad Sicilleri Hakknda Notlar. Trk Kltr ncelemeleri 9. stanbul: 1-16. Unan, Fahri (2006). Bir XVI. Yzyl Yazarnn Zihniyet Dnysnda Milletlerin majlar. Trk Modernleme Tarihi Aratrmalar Sempozyumu. 14 Mays 2005. Bildiri ve Makaleler. Ankara: Hacettepe niversitesi Yay; 292-312. Watson, J. L. (1980). Slavery as an Institution. Open and Closed Systems of Slavery. (Ed.) J. L. Watson. Asian and African Systems of Slavery. Oxford U.P.: 1-15. Ylmaz, Fehmi (2008). 18. Yzylda Krm Hanlnn Bakenti: Bahesaray. (Ed.) E. zvar. A. Bilgin. Selukludan Cumhuriyete ehir Ynetimi. stanbul: Trk Dnyas Belediyeler Birlii Yay. Zeldin, Theodore, nsanln Mahrem Tarihi. ev. E. zsayar. stanbul: Ayrnt Yay.

Bahesaray Sicillerindeki Terekelerden rnekler


I eyh Ali Bikin Kleleri (KKS 23a, 1680-84: 4-5)
Kleler ve Cariyeler 1. Mhitab nm dke 2. Dervi nm dke 3. Zlfi(si)yh nm dke 4. Beret nm dke 5. Zr nm criye 6. Bacenn nm dke 7. Hun nm criye 8. Dke nm criye 9. ahin nm ora 10. Ayaz nm kk ora 11. van nm kazak 12. Hayke nm criye 13. Vasil nm ora 14. Hangeldi nm sagr ora 15. Ukaz kk ora 16. Pareske (?) nm dke 17. Gliek nm dke 18. Hamke (?) nm sagr dke 19. Mihan (?) nm bac kazak Deeri (guru cinsinden) 180 180 180 200 180 200 100 90 120 120 96 72 50 50 50 50 50 50 50

249

bilig, K / 2009, say 48

20. Yrek nm criye 21. (?) nm ihtiyar kazak 22. Merre(f) nm criye 23. Almah (?) deirmenci kazak 24. (?) nm criye 25. Danli (?) nm kazak 26. Gl(ba)har nm criye 27. Pedper (?) nm sagr ora 28. Tmli (?) nm kk ora 29. (?)zr nm dke 30. van nm kazak 31. Glistan nm criye 32. Esengeldi nm orack 33. (?) nm kazak 34. Baygazi nm orack 35. Vasil nm kazak 36. Cbike nm criye 37. Gen Ban (?) nm criye, veledi ve dkesiyle 38. Nasta nm criye 39. Bbike nm ihtiyar criye 40. (?) nm criye 41. Lcek (?) nm kazak 42. Bihay (?) nm kazak 43. Kyfet nm dke 44. (?) nm kazak 45. Akkirmanda Ayze ora

50 72 82 80 50 60 96 14 100 80 60 80 80 80 50 120 120 230 50 50 60 96 15 20 96 60

II Begzdenin* Kleleri (KKS 27, 1685-88: 3a)


Kleler ve Cariyeler 1. Degirmenci kazak 2. Glistan nm criye 3. Esteban nm kazak 4. Estebannn mariyesi 5. Estebannn byk kaza 6. Estebann sagre kz 7. Estebannn sagr oras 8. Glbeyaz nm koca criye 9. Vasil nm mleki kazak 10. Gtyn nm koca criye * Toplam varl 1051 hasenedir. Deeri (hasene cinsinden) 20 30 50 40 25 15 10 35 60 40

250

Turan, Bahesaray Kleleri (17.-18. Yzyllar)

III Abdlhalim elebinin** Kleleri (KKS 54, 1620-28: 11a-b)


Kleler ve Cariyeler 1. Martin nm kazak 2. Rstem nm kazak 3. Humyn nm criye 4. erkez kazak 5 Kalmuk ora 6. emisiyh nm criye 7. Zerfet nm Bodan criye, iki sagr kzyla 8. ehbz nm kzlba gulm 9. Dah nm criye 10. Hatice Bn nm criye 11. Beygeldi nm kazak criye 12. emiah nm criye, Gonca nm sagre kzyla 13. Gazanfer nm gulm 14. Frz nm criye 15. Hseyin nm gulm 16. Muzaffer nm gulm 17. Hasan nm gulm Deeri (aka cinsinden) 10.000 15.000 7.000 800 (?) 18.000 14.000 35.000 14.000 1200 (?) 16.000 25.000 22.000 35.000 35.000 20.000 18.000 15.000

**Toplam varl 675.725 akadr. Abdlhalim elebinin bir de Eylence adl cariyesi varm, onu istifr etmi (cinsel iliki kurmu), ondan brahim adn verdii bir olu olmu. Eylenceyi hul eylemi (boam), brahimi ise sulb olu (kendi soyundan) olarak tescil ettirdii iin mirasndan o da hissedar olmu.

Hac Giray Mirzann

***

IV Kleleri (KKS 55, 1727-31: 42, 43b/2)


Deeri (aka cinsinden) 10.000 8.000 8.000 8.000 15.000 7.000 8.000 11.000 12.000 15.000 5.000 15.000

Kleler ve Cariyeler 1. Yargeldi nm kazak 2. ahnaz nm criye 3. Mercan nm criye 4. Ali nm gulam 5. Mhnev nm criye, Zeyneb nm sagresiyle 6. Zleyha nm sagre criye 7. Eglence nm sagre criye 8. Hanm nm criye 9. Bikhan nm criye 10. Meraah nm criye 11. Glehre nm criyenin te bir kymeti 12. Hasan nm kazak ***Toplam varl 343.820 akadr.

251

bilig, K / 2009, say 48

V Bahadr Mirzann**** Kleleri (KKS 58, 1731-36: 49)


Kleler ve Cariyeler 1. Devletgeldi nm kazak 2. Abdullah nm ora 3. Ali nm ora 4. Esengeldi nm kazak 5. vaz nm deirmenci 6. Cihan nm criye 7. Bedhoan (?) nm criye, Hasan nm orasyla Kz Safiye Sultana hl-i hayatnda hibe eyledii 38.055 sim (aka) deerindeki emvl (toplam tereke miktarna dhil edilmeyen) arasnda u kleler yer almaktadr: 1. Hanperi nm criye 2. Nazperi nm criye 3. Fatma nm criye 4. Kk Fatma 5. Gll nm criye 6. Feyyaz nm ora ****Toplam varl 683.160 akadr. Deeri (aka cinsinden) 21.000 20.000 20.000 10.000 25.000 15.000 20.000

15.000 12.000 15.000 12.000 12.000 11.000

252

The Slaves of Bghe Sary (17th-18th Centuries)


Ahmet Nezihi Turan*
Abstract: This study, which focuses on Bghe Sary (Bahesaray) slaves during the 17th and 18th centuries, aims to contribute to research on the history of slavery. Our sources are the data obtained from the estate registers found in the Bghe Sary capital registers of the Crimean Kdi Registers (Krm eriyye Sicilleri). These cover a 62-year period from 1680 to 1742. In this study 10 registers belonging to this period have been analyzed. It has been concluded from this analysis that : a. Of a total of 1121 registers, 290 contain slave records; this suggests that one person in four owned a slave/slaves. b. Of the 93 people registered at the beginning of the period, 48 own slaves and the total number of slaves is 312. One in two registered persons is a slave owner. The average is 6.5 slaves per person. c. Of the 83 people in the second register, 48 own slaves. One in 1.7 people is a slave owner. The total is 277 slaves. The average is 5.7 slaves per registered person. d. Of the 282 people registered in the third and fourth registers, 46 own slaves. The total is 171 slaves. e. Of the 139 people in the fifth register, 50 are slave owners. The total is 222 slaves. f. Of the 405 people in the sixth, seventh and eighth registers, 72 are slave owners. The total is 239 slaves. g. In the ninth register 23 in 90 people are slave owners. The total number of slaves is 74. h. In the disorganized tenth register 4 in 29 people are slave owners. The total number of slaves is 5. b.-c. group may be regarded as the first 8-year period of the term, d.-f. group as the second 10-year period, and f. alone can be regarded as the third 5-year period. Example g. sheds light on a one-year period of the term. Key Words: Crimea, Bghe Sary (Bahesaray), slavery, Kdi Register, estate (tereke).

Krkkale University, Faculty of Science and Letters, Department of History / KIRIKKALE anezihituran@gmail.com

bilig Winter / 2009 Number 48: 241-254 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

(XVII-XVII )
*
: () XVII-XVII . 62- 1680- 1742- . 10 . . , , ) 290 1121 . / ; ) 93- 48, 312 . ; ) 83 48. 1,7- . 277. 5,7 ; ) 282 46 . 171 ; ) 139 50 . 222 ; ) , 405 72 . 239 ; ) 90 23 . 74 ; ) 29 4 . 5 ; - , - , . . : , , , , .

* , , /. anezihituran@gmail.com

bilig osen# 2009 Vpus: 48: 241-254 Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi

Yayn Deerlendirme / Review Martine Irma Robbeets, is Japanese Related to Korean, Tungusic, Mongolic and Turkic? Turcologica 64, Harrassovitz Verlag, 2005
Sema Aslan*
Bu yazda, Japoncay Korece ve Altay dilleri ile ilikilendirmek iin yaplan etimoloji denemelerinin bir araya getirildii ve bu verilerin, tarihikarlatrmal yntemle ve Japoncann dil ii gereklemeleri dikkate alnarak deerlendirilip, Japonca bir Altay dili midir? sorusuna cevap arand bir kitap tantlacaktr. 2055 szck ve 59 morfolojik birimin etimolojik deerlendirmesine yer veren ve her bir rnein, karlatrmal dilbilim ltleriyle elemeden geirildii almann temel verisi, detayl bir literatr taramas sonucunda elde edilmitir. almann k noktasnda, Japoncann bir Altay dili olduu tezini ispatlama gayesinin benimsenmedii; hatta Trk, Mool ve Tunguz dillerinin akrabal konusuna da bilimsel bir temkinle yaklald, almann ilk sayfalarnda yer alan ifadelerden anlalabilmektedir: The cover term Altaic will be used in reference to the Tungusic, Mongolic and Turkic languages. It refers to a group of North-East Asian languages that share a number of phonological, morphological and structural similarities without necessarily presupposing that these similarities are due to a common ancestorship (s. 13). After a long and stormy history, the Altaic question for many scholars and linguistic amateurs remains what it originally was: a question (s. 18). almada Altay dilleri terimi, tasnif ve ifade kolayl vb. pratik nedenlerle kullanlm gibidir. Bu tutum, Altay dilleri teorisinin karsnda olan, ancak erken dnem blgesel temas, kltrel etkileim vb. gerekelerle ve pratik nedenlerle Altay dilleri terimini kullanan aratrmaclarn tutumunu hatrlatr. Bununla birlikte, derlenen etimoloji denemelerinin dn szck olma, dil ii gerekliklerle uyumama, dillerde evrensel olabilecek doal eilimleri yanstma, semantik adan rtmeme vb. nedenlerle ayklanmasna karlk elde hala genetik akrabalk dnda baka bir yolla aklanamayan verilerin bulunmas, almann sonunda Robbeetsi, Japoncann Altay dilleriyle akrabal fikrine yaklatracaktr. Altay dilleri aratrmalarnn, von Strahlenbergin Fin-Ugor, Mool-Manu, Tunguz, Trk ve Kafkas dillerini iine alan Tatar dilleri ailesi denemesiyle balad bilinir. Sonraki dnemlerde aratrmaclar, bu tasnifi birok kereler
* Bakent niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi TDE Blm / ANKARA aslans@baskent.edu.tr

bilig K / 2009 say 48: 255-260 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2009, say 48

gzden geirmi, daraltm ya da geniletmilerdir. Altay dilleri aratrmalarna dilbilimsel kriterlerle yaklaan ve Altay terimini ilk kez kullanan M. A. Castrn ve Altay ya da ud-Tatar dilleri olarak Castrninkine yakn bir teori gelitiren, Genel Trke ve uvaa arasndaki l// ve r//z denkliklerini bulan W. Schott, bu alana nemli katklar bulunan aratrmaclardandr. Castrn ve Schottun Altay dilleriyle kastettikleri, Ural-Altay dilleridir. Uzun yllar Ural-Altay dil ailesi olarak anlan bu tez, Ural dilleri akrabalnn daha salam kurulmasyla eskisi gibi taraftar bulamaz. Altay dilleri terimi gnmzde Trk-Mool ve Tunguz dillerini, daha az oranda Korece ve Japoncay iine alacak ekilde kullanlmaktadr (Ayrntlar iin bk. Robbeets 2005, Ercilasun 2004, Tekin 2003, Demir-Ylmaz 2003 vb.) Altay dilleri aratrmalar tarihinde Finli aratrmac Ramstedtin nemli bir yeri vardr. Teorinin kurucusu saylan, Ural dilleri, Altay dilleri, Japonca ve Korece hakkndaki bilgileri sayesinde alana byk katklar olan Ramstedt, Genel Trke ve uvaa arasndaki //l ve z//r denkliinin Genel Trke ile Moolca arasnda da bulunduu, Moolca ve uvaa r ve lnin Genel Trke z ve den daha eski olduu gibi sonulara varm; Moolca kelime ba n, , d, j, ve ynin uvaada ye, Genel Trkede yye denk geldiini ve daha birok ses denkliini bulmutur (Tekin 2003: 73). lmnden sonra da rencileri Aalto ve Poppenin, ayrca Kotwicz, Martin, Miller, Street vb. aratrmaclarn Altay dillerinin genetik akrabaln ortaya koyma ynnde nemli katklar olmutur. Altay dillerinin genetik akrabalna kar kan Doerfer, Clauson, Rna-tas, Serbak gibi aratrmaclar, Altay dilleri arasndaki ilikiyi kabul etseler de bu ilikinin blgesel temas, kltrel alveri vb. nedenlere dayand; Altay dillerinin temel sz varlnda, akraba dillerde grlen trden ortaklklarn bulunmad dncesindedirler. Akraba olduu varsaylan dillerin genetik ilikisini ve ayn ana dilden gelitiklerini ortaya koymak iin, bu dillerin proto dnemlerini ve proto biimlerini kurgulamay salayacak karlatrlabilir verilerin bulunmas gerekir. Clauson, Altay dillerinde karlatrlabilir nitelikte bir temel sz varlnn bulunmadn, dilbilimsel akrabal, akraba olduklar varsaylan dillerin szckleri zerinde yaplan nicel almalarla ortaya koymay amalayan leksikoistatistik ve glottokronoloji gibi yntemlerle ortaya koymaya alr (1969: 16, temel sz varlna ilikin ayr. bk. Doerfer 1980). Altayistik aratrmalar, birtakm glkleri de iinde barndrr. Altay ailesine dahil edilen dillerin birok lehesi bulunmaktadr. Tarihsel verilerin dokmantasyonu asndan Trke, Moolca ve Tunguzcadan daha ansldr. Tunguzcann pek ok koluna ait erken tarihli metin bulunmamaktadr. En erken tarihlendirilebilen kolu 1115-1234 yllar arasna gtrlebilen Crcendir; ancak Crcen dili speklatif ve para paradr. Daha geni rnler ise 1644 ve 1911 arasnda kullanlan Manu hkmranlk dilidir. Evenki, Even, Solon, Negidal, Nanay, Oroki vb. Tunguz dillerininse ancak ada biimleri bilinmektedir
256

Aslan, Martine Irma Robbeets, is Japanese Related to Korean, Tungusic, Mongolic and Turkic?

(Robbeets 2005: 16, Tuna 1992: 16). Moolcann ilk yazlma denemesi Cengiz Hann yeeni Yesunke adna yazlan Yesunke tadr. En nemli belgeleri Moollarn Gizli Tarihi ise 1240 ylndan kalmadr. 1225 ncesi dnem Moolca bilgileri ise ancak baz in kaynaklarndaki szlerle ve Trke ve Tunguzcaya geen dn szlerle takip edilebilmektedir (s. 16). Altay dilleri tartmalarna Trkiyeden katlm Talat Tekin, Osman Nedim Tuna, Ahmet Temir, Tuncer Glensoy gibi aratrmaclarla gerekletirilir. Teorinin ortaya k ve geliim tarihini anlatan derli toplu almalar da vardr (bk. Ercilasun 2004, Demir-Ylmaz 2003 vb.). Trkiyede yaplan aratrmalarda Altay dilleri teorisi genel olarak kabul grmtr. Teorinin karsnda olan almalara rastlanmamaktadr. Altay dilleri aratrmalar Trkiyede, grece suskun bir evreye girmitir. Yurt dnda Altayistikle ilgili yaplan son almalardan ikisi ise, sonular Etymological Dictionary of Altaic Languages olarak baslan, Sergei Starostinin monografisi ve Robbeetsin burada tantlacak olan eseridir. Robbeetsin, Japoncann Altay dilleriyle genetik ilikisini sorgulad almasnn ilk blmnde Trk, Mool, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin kronolojisi ve tarihsel dokmanlar ile ilgili ksa aklamalar bulunur (s. 14-17). Takip eden blmde ise, Japoncann Korece ve dier Altay dilleriyle ilikisini konu alan literatrden ve problemin gemiinden bahsedilir. Japoncann Altay dilleriyle ilikisi konusunu ele alan ilk almalar, materyal ve metodoloji bakmndan zayf da olsa henz 19. yy.n ilk yarsnda yaplmtr. Sieboldun 1832 tarihli Verhandeling over de afkomst der Japenners adl eseri ve Bollerin 1857 tarihli Japoncann fonoloji ve morfolojisini Altay dilleriyle karlatrma denemesi bu alann ilk almalardr (s. 20, ayrca bk. Tekin 1993: 12). Japon aratrmac Fujioka Katsujinin 1908 ylnda, Japonca ile Altay dilleri arasnda tespit ettii yapsal benzerlikler ise olduka ilgi ekicidir. rnein sz banda nsz gruplar bulunmaz, dilsel cinsiyet yoktur, adlarda belirlilik-belirsizlik edatlar bulunmaz, belirli llerde ses uyumlar vardr, nekler yerine sonekler kullanlr, sfatlarn karlatrma biimleri kma durumu ekiyle yaplr, szdizimi SOV biimindedir, niteleyici niteleyenden, nesne fiilden nce gelir vb. (s. 44, ayrca bk. Tekin 1993: 14). almada yer verilen dier bir konu ise, Japoncann hangi dil ailesine dahil olduuyla ilgili tek varsaymn Altayca olmaddr. Avstronezya (Austronesian), Avstro-Asyatik, Hint-Avrupa dil aileleriyle ilikilendirme abalar bulunmaktadr. Japocann kken bakmndan melez (hybrid) bir dil olduunu iddia eden aratrmaclar da vardr. rnein Polivanov, Japoncann, Avstronezya ve Altay dillerinde ortak olan bat-ktasal elementleri tayan melez bir dil olduunu ileri srmtr (s. 21). almann The Austronesian connection adl blmnde (s. 36), Japoncann Avstronezya dil ailesine dahil olduu ynndeki tezin en az Altay dilleri kadar baskn bir gr olduudur. Avstronezya hipotezi deiik konfigrasyonlarla
257

bilig, K / 2009, say 48

karmza kar. lki, Japonca ile Avstronezya dillerinin karde diller (sister languages) olduudur. Bu gr daha ok Proto-Japonca ile ProtoAvstronezyan ilikilendirme zerine younlatrlmtr. kincisi, Avstronezya dilleri ile Japoncay, melez (hybrid) ya da karma dil (mixed language) tezine gre ilikilendirir. Buna gre Japonca, Avstronezya dillerinin ve dier dillerin, zellikle de Altay dillerinin bir karmas olarak resimlenir. nc bir gr ise Japoncann Avstronezya alt katmanna sahip bir Altay dili olduu ynndedir. Bu varsaym bir bakma dil deitirme kurgusuna dayanr ve altnda yatan gr Japoncann, Avstronezya dillerinin karde dili iken bir sre sonra Altay diline deitirilmi olduu, ancak dildeki Avstronezyan alt katman etkisinin devam ettiidir. Poppe, Miller, Starostin, Dybo ve Mudrak gibi birok Altayist de Japoncadaki Avstronezyan alt katman etkisini kabul etmektedir (s. 36). almann 4. blmnde metodoloji anlatlr ve aslnda kitabn kilit blm burasdr. Robbeetsin almasn nemli ve sonular ikna edici klan, kulland metodun salamldr. Burada ifade ettii gibi Japonca ve karlatrlan dillerde ortak dil verilerinin mevcut bulunmas, genetik materyal saylmalar iin yeterli deildir; bu materyallerin ayn zamanda doal (beklenebilir), dn ya da tesadfi olmamas beklenir (s. 42). Robbeets dn ya da doal ve evrensel eilimler nedeniyle benzer olan szlerin etimolojilerini darda brakmtr. Fujioka Katsujinin yukarda deinilen tespitleri, ilgin olsalar da, genetik ortaklktan m, dil temasndan m ya da dilbilimsel yaplanmann genel prensiplerinden ve doal eilimlerden mi kaynaklandklarna karar vermenin gl nedeniyle deerlendirilmeye alnmamtr (bk. s. 44). dn szlerin ayrlmasnda, szcn fonolojik ve morfolojik rnts, anlam ya da szcn ortaya kt kltrel, evresel ve corafik zelliklere ait ipularndan faydalanlmtr. Ayrca, szcklere sadece seslerden oluan birlikler olarak baklmam; semantik kstlamalar getirilerek, etimolojik adan benzer grnen szcklerin semantik veya ilevsel adan da benzer olmasna dikkat edilmitir. Dil malzemesinin genelinin deerlendirilmesinde kullanlan metot ise, klasik tarihi-karlatrmal metottur. almada dikkat eken bir baka konu, genetik akrabal gstermede morfolojik delillerin, leksikal delillerden daha gvenilir olduuna ynelik vurgudur. Morfolojik birimler dillerin i gelimelerinde daha dayankl ve kolay dn alnamaz-verilemezdirler. Elbette baz morfolojik birimler dierlerine gre dnlemeye daha ak olabilir. Sz gelimi bamsz morfemler baml olanlara gre daha kolay dnlenebilir. Ancak tretme morfolojisinin dnlenmesi ok nadir gerekleir. Fiil morfolojisi, isim morfolojisine gre daha az oranda dnlemeye aktr. Fiil morfolojisi iinde de ekim morfolojisinin, yapm morfolojisine gre daha salam olduu dnlr. Youn dil ilikilerinde, fiil tretim morfolojisinin asimile olduu grlebilir, ancak fiil ekim morfolojisinin asimilasyonu ok nadirdir (s. 48). Bu noktada Johansonun, Trke fiil morfolojisinin, zellikle kln ve at morfemleri gibi birincil kke yakn biimbirimlerin, Karayca ve uvaa gibi ileri derecede
258

Aslan, Martine Irma Robbeets, is Japanese Related to Korean, Tungusic, Mongolic and Turkic?

yabanclam Trk dillerinde dahi salam kald, Trkenin karmak fiil sistemimin, genetik srekliliin gstergelerinden biri saylabilecei (2007: 133) ynndeki yargsn hatrlamak yerinde olacaktr. Leksikal delillerle ilgili olarak, baz szcklerin dierlerine gre daha temel ve vazgeilmez olduu Swadesh (1955), Doerfer (1980), Clauson (1969) vb. aratrmaclarca da ifade edilmiti. Bu temel szckler yemek, imek, uyumak, ay, gne, organ adlar vb. temel aktivitelerle ilgili isimler ve fiillerden oluur ve dier szcklere gre dnlemeye grece daha az aktr. Robbeetsin, temel sz varl ierisinde zamirlerin en dayankl birimler ve genetik ilikiyi belirlemede nemli olduu ynndeki vurgusu, bu noktada dikkat ekicidir. Geri Swadeshin 100 ekirdek kelime listesine teklik birinci ve ikinci; okluk birinci kii zamirlerini, bu ve u iaret zamirleri ile kim soru zamirini dahil ettii bilinir. Ancak, dillerin genetik birliini belirlemede, zamirlerin karlatrlabilirlik yetisine sahiplii, Doerferin akrabal kesin olan dillerden hareketle, iki dilin akrabaln ileri srebilmek iin gerekli olduunu dnd on alt ltten beincisine gre mmkn deildir. Buna gre, ska dn alndklar iin unvanlar, zel isimler, hi akraba olmayan dillerde de ortak olabilen yansma szckler ve zamirler akrabal ispat etmede lt deildir (1963: 82). Bununla birlikte Robbeetsin zamirlere dnlemeye dayankllk skalasnda neden salam bir rol bitiini belirten aklamalar da ikna edicidir: ekimlenebildikleri iin zamirlerin hem leksikoloji hem de morfoloji ile ilikili olmalar ve belirli bir sistematik grup iinde bulunmalar, daha byk bir sentakto-semantik sistemin paras olmalarn salar ve bir dilin verici bir dilden tek bir zamir almas pek olas deildir. nk bu dn zamir, ana zamir sisteminin mantna uymayabilir (s. 50). almann gvdesini, yukarda sz edilen prensipler dikkate alnarak, Japoncay Altay dilleriyle ilikilendirmek zere farkl tarihlerde yaplm 2055 szck ve 59 morfem etimolojisinin elenmesi ve ekirdek delillere ulalmas abas oluturur. Kitabn sonunda hacimli bir indeks halinde de sunulan bu etimolojilerin bir ksm 6. blmde, Japoncann tarihsel i gelimesiyle elitii, pheli morfolojik ve fonolojik analizler ierdii iin elenir. 7. blmde elenen etimolojilerse genel eilimler nedeniyle btn dillerde benzer olabilen bebek dili szckleri (nursery words) ve ses sembolizmine (sound symbolism) dayanan yansma szlerdir. Takip eden blmde dil ilikilerine bal benzerlikler gsteren ve dn olan szler elenir. Elenen bu szlerin bir blm tarm, teknoloji, tp, din, sanat, ynetim, giyim kuam vb. kltr szcklerinden olumutur. 9. ve 10. blmlerde srasyla, anlam ilikisi bakmndan pheli olan ve tesadfi ses benzerlii ve genetik ortaklk noktasnda karar verilmesi g olan szler elenir. Doru olmayan ya da pheli olan sz ve morfemlerin elenmesinin ardndan geriye kalan etimolojiler, ekirdek delil (core evidence) olarak adlandrlr. 2055 veriden, Japonca girdiye Robbeetsin ifadesiyle mkemmel fonetik uyum gsteren 359 szck ve 16 morfem etimolojisi kalr. 359 szcn
259

bilig, K / 2009, say 48

83 vcut organlar, akrabalk terimleri, doal geler vb. temel semantik alanlarla ilgilidir. Ayrca 43 Swadeshin 100 ekirdek kelime listesinde de yer alr. Bununla birlikte, etimolojik listedeki Japonca szlerin Korece, Moolca ve Tunguzcayla Trkeye oranla daha fazla ilikilendirilebilmi olmas, okuyucuyu Ana Altay dnemi diyalektoloji alanlar ile ilgili bir meraka srklerse de Robbeets bu duruma aklk getirecek herhangi bir tespitte ya da yorumda bulunmamtr. Aslnda tam bir snrllkla, sadece kitabn balndaki sorunun cevabn aramtr. Robbeetsin de belirttii gibi bu alma ampirik, negatif ve olaslkl bir almadr. Ampiriktir, nk almada daha nceki literatrde yer alan etimolojiler kullanlm, yeni szck etimolojileri yaplmamtr. Negatiftir nk, alma be basamakl bir eleme srecine dayanr. Derlenen 2055 etimoloji, yukarda sz edilen ltlerle elenerek, zerinde durulabilir 635 etimolojiye, daha sonra da ekirdek delil saylabilecek 359 etimolojiye indirgenir. Olaslkldr, nk metodolojik nedenlerle elenen verilerin doru ya da yanl olup olmadklarna baklmamtr (bk. s. 422) Be basamakl ve negatif bir eleme srecinin ardndan kalan ve ou CVC biiminde olan 359 szck ve 14 morfemin etimolojik ilikisi, genetik akrabalk dnda baka bir nedenle izah edilememektedir. Sonu blmnde bu nedenle, kitabn da ad olan Is Japanese Related to Korean, Tungusic, Mongolic and Turkic? sorusuna Robbeetsin cevab, I believe that this book has gathered and sifted sufficient arguments for Yes olmutur.

Kaynaka
Clauson, Sir Gerhard (1969). A Lexicostatistical Appraisal of The Altaic Theory. CAJ Xiii. 1-23. Doerfer, Gerhard (1963). Trkische und mongolische Elemente im Neupersischen I Wiesbaden: Steiner. (1980). Temel Szckler ve Altay Dilleri Sorunu. ev. Semih Tezcan. TDAY-Belleten. 1-16. Ercilasun, Ahmet Bican (2004). Trk Dili Tarihi. Ankara: Aka. Johanson, Lars (2007). Trke Dil likilerinde Yapsal Etkenler. ev. Nurettin Demir. Ankara: TDK. Swadesh, M. (1955). Towards Greater Accuracy in Lexicoistatistic Dating. International Journal of American Linguistics 21. ss 121-137. Tekin, Talat (1993). Japonca ve Altay Dilleri. stanbul: Doruk Yay. (2003). Altay Dilleri Teorisi. Makaleler 1: Altayistik. 76-86. (Haz.) E. Ylmaz N. Demir Ankara: Grafiker. Tuna, Osman Nedim (1992). Altay Dilleri Teorisi. Trk Dnyas El Kitab. 2. Cilt, TKAE Yay. 7-58 Demir, Nurettin, Emine Ylmaz (2003). Trk Dili El Kitab. Ankara: Grafiker.
260

bilig 2008 YAZAR ADI DZN KI-BAHAR-YAZ-GZ (SAYILAR: 44-45-46-47) 2008 INDEX OF AUTHORS WINTER-SPRING-SUMMER-AUTUMN (VOLUMES: 44-45-46-47) Eyp BACANLI ...................................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 01-24 Trkiye Trkesindeki mi Ekinin Dolayllk ve Dolayllk D Kullanmlarnda Zamansal Atf Temporal Reference and the Turkish suffix-mi ............................................................... Winter, vol.44; pp. 01-24 Hlya TA ...................................................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 25-44 Osmanl Kad Mahkemesindeki hdl-Hl Nasl Deerlendirilebilir? What the Role ofg the hdl-Hl in the Otoman Kad Court.. Winter, vol.44; pp.25-44 Mehmet KARAKUYU ................................................................................................................................. K, s. 44; sh. 45-62 Trkiyede Kr Konutlar ve Eklentileri zerine Bir Aratrma: Alaehir rnei Research on Houses and Outhouses in the Rural Settlements of Turkey: The Case of the Alasehir District ................................................................................................................................................. Winter, vol.44; pp.45-62 Menderes COKUN ...................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 63-88 Kinayenin Belgat Kitaplarndaki Seyri ve onu Yeniden Anlama ve Sunma Denemesi The Journey of Kinaye in Boks of Rhetoric and an Attempt to Re-Perceive and Re-Present It ........................................................................................................... Winter, vol.44; pp.63-88 Hrriyet GKDAYI ................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 89-110 Trkede Kalp Szler Formulaic Expressions in Turkish ........................................................................................... Winter, vol.44; pp.89-110 Bilgehan PAMUK ...................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 111-122 Osmanl Toplumunda artl Boanma Hadisesi: XVII. Yzyl Erzurumundan Bir Vaka Conditional Divorce in Otoman Society: A Case Seventeenth-Century Erzurum ......................................................................... Winter, vol.44; pp.111-122

261

bilig, K / 2009, say 48

Zuhal UBUKU- Pnar GRMEN ............................................................................. K, s. 44; sh. 123-142 retmenlerin Snf Ynetimi Becerilerine likin Grleri Teachers Opinions on their Classroom Management Skills .............Winter, vol.44; pp.123-142 smail FTOLU .......................................................................................................................... K, s. 44; sh. 143-172 Orta Asya-Anadolu lim ve Kltr Kprs (XI-XVI. Yzyllar) The Scholarly and Cultural Bridge Between Central Asia and Anatolia (from the 11th to the 16th Century) ......................................................... Winter, vol.44; pp.143-172 Lokman BARAN .......................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 173-194 Lutpulla Mutellipin Hayat, Sanat ve Eserleri The Life, Art and Work of Lutpulla Mutellip ....................................................... Winter, vol.44; pp.173-194 Tilla Deniz BAYKUZU ...................................................................................................................... K, s. 44; sh. 195-210 Hunlarn Kayp Kitaplar ve Sutralar The Lost Boks of Hsiung-nus and the Sutras ......................................................... Winter, vol.44; pp.195-210 Vedat KARTALCIK ................................................................................................................................ K, s. 44; sh. 211-214 Rus Klasiklerinde Trke Szler (Yayn Tantm) Review ...................................................................................................................................................................... Winter, vol.44; pp.211-214 Ali DUYMAZ .................................................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 01-22 Trk Folklorunda D Ruh Tasarm The Concept of the External Spirit in Turkish Folklore.. ................................... Spring, vol.45; pp.01-22 nder DUMAN ............................................................................................................................................ Bahar, s. 45; sh. 23-44 Atatrk Dneminde Romanyadan Trk Gleri (1923-1938) Turkish Emgration from Romania to Turkey During The Presidency of Atatrk (1923-1938) ............................................................................. Spring, vol.45; pp.23-44 Hilmi BAYRAKTAR ............................................................................................................................. Bahar, s. 45; sh. 45-72 Krm Sava Sonras Adana Eyaletine Yaplan Nogay G ve sknlar (1859-1861) Nogay Settlement in the City of Adana Following the Crimean War (1859-1861) ................................................................................................................ Spring, vol.45; pp.45-72 Ertan GKMEN .......................................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 73-90 Saruhan Sancanda Temettuat Tahriri Dividend Registers in the Sandjack of Saruhan ........................................................... Spring, vol.45; pp.73-90

262

Index

Erhan AYDIN .............................................................................................................................................. Bahar, s. 45; sh. 91-102 Tonyukuk Yaztndaki Problemli Bir Cmle zerine On A Problematic Sentence in the Tonyukuk Inscription ........................... Spring, vol.45; pp.91-102 Fatih NAL ................................................................................................................................................. Bahar, s. 45; sh. 103-130 Kazak Trklerinde Defin Merasimi ve A Verme Gelenei The Burial Ceremony and the Tradition of Meal Offering Of Kazakh Turks ....................................................................................................................................... Spring, vol.45; pp.103-130 Kerim DEMRC ................................................................................................................................. Bahar, s. 45; sh. 131-146 Dilbilgiselleme zerine Bir nceleme An Overview on Grammaticalisation ............................................................................... Spring, vol.45; pp.131-146 Nilay Baok YURDAKUL-Mjde Ker DNCER-Z.Beril Vural AKINCI ..................................... ........................................................................................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 147-164 Eitimde letiimde Mkemmellik Aray: IQ, EQ, SQ Zekalar ve levleri Searching for Excellence in Educational Communication: The Role of IQ, EQ and SQ .................................................................................................................. Spring, vol.45; pp.45-72 Doan YRK ...................................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 165-198 XV-XVI. Asrlarda Akehir Kent Merkezinin Nfus Yaps The Demographic Structure of the Town Center of Akehir During the 15th and 16th Centuries ................................................................................................................................................................. Spring, vol.45; pp.165-198 Fatih TEMZEL ..................................................................................................................................... Bahar, s.45; sh. 199-204 Galata Bankerleri C. 1-2 (Yayn Deerlendirme-Review) ......... Spring, vol.45; pp.109-204 Mehmet AYDIN (Yayn Deerlendirme) ...................................................... Bahar, s. 45; sh. 205-210 Davit Crystal, Dillerin Katli Roland Breton, Dnya Dilleri Atlas (Review) ................................................................................................................................................................ Spring, vol.45; pp.205-210 Emine YILMAZ (Yayn Deerlendirme) ......................................................... Bahar, s. 45; sh. 211-218 Einheit und Vielfalt in der Trkischen Welt (Review) .............................................................................................................................................................. Spring, vol.45; pp.211-218 Ramazan KORKMAZ ................................................................................................................................. Yaz, s. 46; sh. 01-08 Aytmatov Anlatlarnda Akn Eritirici ve Dntrc Gc The Transporting and Transformative Power of Love in the Narratives of Aitmatov ................................................................................................................................................................. Summer, vol.46; pp. 01-08

263

bilig, K / 2009, say 48

H. Hale KNEN ....................................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 09-36 Trk Sinemasnn En yi Ak Filmi Selvi Boylum Al Yazmalm Filminde Yakn ekimin Gc The Power of the Close-up Shot in The Best Love Film of Turkish Cinema, Selvi Boylum Al Yazmalm .................................................................................................................................................. Summer, vol.46; pp. 09-36 Jlide AKYZ .......................................................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 37-56 G Yollarnda; Kafkaslardan Anadoluya G Hareketleri Migration Movements from Caucasia to Anatolia ........................................... Summer, vol.46; pp. 37-56 Ahmet KARADOAN ............................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 57-66 Trkiye Trkesinde Yeni Bir Sfat-Fiil Eki: -I A New Participle Suffix in Turkish as SPoken in Turkey:-I ................. Summer, vol.46; pp. 57-66 Necati CEMALOLU Abbas ERTRK .................................................................. Yaz, s. 46; sh. 67-86 retmen ve Okul Mdrlerinin Maruz Kaldklar Yldrmann Yn The Course of Mobbing Experienced by School Teachers and Principals ...................................................................................................................... Summer, vol.46; pp. 67-86 Metin AKS .............................................................................................................................................................. Yaz, s. 46; sh. 87-104 16.Yzylda Ayntab Sancanda Zaviyeler ve Mali Kaynaklar Zaviyes and Their Financial Resources in the Ayntab Province in the 16th Century ................................................................................................................................................................. Summer, vol.46; pp. 87-104 Tln DERMENC ........................................................................................................................ Yaz, s. 46; sh. 105-132 Osmanl Saraynn Gemie zlemi: Tercme-i akikn-numnye Glorifying the Past in the Otoman Court: Tercme-i akikn-numnye .................................................................................... Summer, vol.46; pp. 105-132 Alev SINAR ......................................................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 133-152 Edeb Eserlerin Sadeletirilerek Yeniden Yaym zerine Uygulamal Bir rnek: Nesl-i Ahr Nesl-i Ahr as an Example fort he Publication of Simplified Editions of Literary Texts ......................................................................................................... Summer, vol.46; pp. 133-152 Seyit Battal UURLU ........................................................................................................................ Yaz, s. 46; sh. 153-178 Yeniehirde Bir le Vaktinde Yap, Tema ve Metafor Structure, Theme and Metaphor in Noon-Time in Yeniehir ...... Summer, vol.46; pp.153-178

264

Index

Hasan YREK ................................................................................................................................................ Yaz, s. 46; sh. 179-192 Sihr-i Hell ile Anjambman Teknikleri zerine Mukayeseli Bir alma A Comparative Study of Sihr-i Hell and Enjambment Techniques ...................................................................... ..................................................................................................................................................................................................Summer, vol.46; pp. 179-192 Yaar AYDEMR Halil ELTK .................................................................................. Yaz, s. 46; sh. 193-214 Redife Farkl Bir Bak: Divan iirinde n Kafiye ve n Redif A Different View of Redif: Pre-rhyme in otoman Divan Poetry ............................................................................. Summer, vol.46; pp. 193-214 Veysel AHN (Yayn Deerlendirme)............................................................................. Yaz, s. 46; sh. 215-218 ronik Yaamda Sonsuza Yryen Kahraman Nasreddin Hoca (Review) ......................................................................................................................................................... Summer, vol.46; pp. 215-218 Saime Selenga GKGZ .................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 01-20 Finlandiye Trkleri ve Trk Hariciyesinin Siyaseti The Finland Turks and Turkish Foreign Policy ............................................................. Autumn, vol.47; pp.01-20 Seyfettin ERAHN ...................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 21-44 Ftratn Trkistan iin II. Merutiyet Mahrecli Tecdid Teklifi zerine On a Ftrats Turkestan Reform Project Inspired by the Second Constitutional Era ................................................................................................................................ Autumn, vol.47; pp.21-44 Cafer GARPER Yasemin KKCOKUN .............................................. Gz, s. 47; sh. 45-78 II. Merutiyet Dneminde Yaymlanan Nur Baba Roman ve Yaratt Akisler The Reactions Caused by the Publication of the Novel Nur Baba During the Second Constitutional Era ............................................................................................................................................................ Autumn, vol.47; pp.45-78 Taner ASLAN .................................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 79-120 ttihd-i Osmanden Osmanl ttihat ve Terakki Cemiyetine From ttihad- Osmani (The Committee of Otoman Union) to ttihat ve Terakki (The Committee of Union and Progress)................................................................................... Autumn, vol.47; pp.79-120 Murat KO ........................................................................................................................................................ Gz, s. 47; sh. 121-146 mer Seyfettinin Eserlerinde II. Merutiyet ve ttihat ve Terakki The Second Constitutional Era and ttihat ve Terakki in the Works of mer Seyfettin ........................................................................................................................................................... Autumn, vol.47; pp. 121-146

265

bilig, K / 2009, say 48

Murat HANLE ...................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 147-166 II. Merutiyet Dnemine Dair Hatrat Bibliyografyas Denemesi An Essay on the Bibliography of Memoirs on The Second Constitutional Era ......................................................................................................... Autumn, vol.47; pp.147-166 Celal ASLAN ................................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 167-176 Bahe Dergisi (1908-1910) The Bahe Journal (1908-1910) .................................................................................................. Autumn, vol.47; pp.167-176 lk ELUZ ...................................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 177-192 Merutiyete Giden Srete Yeni Kadn mgesi: Fatma Makbule Leman Womans New Image on the Road to The Constitutional Era: Fatma Makbule Leman ................................................................................................................................ Autumn, vol.47; pp.177-192 Ylmaz KARADENZ ......................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 193-214 II. Merutiyetin n Denemesi: ran Merutiyet Hareketleri ve Sebepleri (1906) An Initial Experiment Preceding the Second Constitutional Era: The Iranian Constitutional Movement and its Reasons (1906) ............................................................................................. Autumn, vol.47; pp.193-214 Musa GM ............................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 215-240 Anayasal Mert Ynetime Medha l: 1856 Islahat Fermannn Tam Metin ncelemesi An Introduction to Constitutional Government: A Full Text Analysis of the 1856 Reform Edict ....................................................... Autumn, vol.47; pp.215-240

266

bilig 2008 MAKALE ADI DZN KI-BAHAR-YAZ-GZ (SAYILAR: 44-45-46-47) 2008 INDEX OF ARTICLES WINTER-SPRING-SUMMER-AUTUMN (VOLUMES: 44-45-46-47) Trkiye Trkesindeki mi Ekinin Dolayllk ve Dolayllk D Kullanmlarnda Zamansal Atf ...................................... K, s. 44; sh. 01-24 / Eyp BACANLI Temporal Reference and the Turkish suffix -mi ................................................................................................................................. ................................................................................................................................................................. Winter, vol.44; pp. 01-24 Eyp BACANLI Osmanl Kad Mahkemesindeki hdl-Hl Nasl Deerlendirilebilir? .................................................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 25-44/Hlya TA What the Role ofg the hdl-Hl in the Otoman Kad Court .............................................................................. ...............................................................................................................................................................................Winter, vol.44; pp.25-44/ Hlya TA Trkiyede Kr Konutlar ve Eklentileri zerine Bir Aratrma: Alaehir rnei .......................................................................... K, s. 44; sh. 45-62 Mehmet KARAKUYU
Research on Houses and Outhouses in the Rural Settlements of Turkey: The Case of the Alasehir District ..................................................................................................... Winter, vol.44; pp.45-62/ Mehmet KARAKUYU

Kinayenin Belgat Kitaplarndaki Seyri ve onu Yeniden Anlama ve Sunma Denemesi ............................................................................................ K, s. 44; sh. 63-88 / Menderes COKUN
The Journey of Kinaye in Boks of Rhetoric and an Attempt to Re-Perceive and Re-Present It ............................................. Winter, vol.44; pp.63-88/ Menderes COKUN

Trkede Kalp Szler

.............................................

K, s. 44; sh. 89-110 /Hrriyet GKDAYI

Formulaic Expressions in Turkish ........................... Winter, vol.44; pp.89-110 / Hrriyet GKDAYI

Osmanl Toplumunda artl Boanma Hadisesi: XVII. Yzyl Erzurumundan Bir Vaka ................................................ K, s. 44; sh. 111-122 Bilgehan PAMUK
Conditional Divorce in Otoman Society: A Case Seventeenth-Century Erzurum
............................................................................................................................................ .............................................

Winter, vol.44; pp.111-122 Bilgehan PAMUK

retmenlerin Snf Ynetimi Becerilerine likin Grleri ..................................................................... ............................................................................. K, s. 44; sh. 123-142 Zuhal UBUKU- Pnar GRMEN
Teachers Opinions on their Classroom Management Skills .. .................................................................................................................... ........................................................................................... Winter, vol.44; pp.123-142 Zuhal UBUKU- Pnar GRMEN

267

bilig, K / 2009, say 48

Orta Asya-Anadolu lim ve Kltr Kprs (XI-XVI. Yzyllar) .......................................................... ......................................................................................................................... K, s. 44; sh. 143-172 smail FTOLU
The Scholarly and Cultural Bridge Between Central Asia and Anatolia (from the 11th to the 16th Century) ............................................................................................ Winter, vol.44; pp.143-172 smail FTOLU

Lutpulla Mutellipin Hayat, Sanat ve Eserleri..................................................................................................................... .......................................................................................................................................... K, s. 44; sh. 173-194 Lokman BARAN
The Life, Art and Work of Lutpulla Mutellip ................................................................................................................................................
......................................................................................................................................

Winter, vol.44; pp.173-194 Lokman BARAN

Hunlarn Kayp Kitaplar ve Sutralar ................................................................................................................................................... ................................................................................................................ K, s. 44; sh. 195-210 / Tilla Deniz BAYKUZU
The Lost Boks of Hsiung-nus and the Sutras ..................................................................................................................................................
.......................................................................................................................

Winter, vol.44; pp.195-210/ Tilla Deniz BAYKUZU

Rus Klasiklerinde Trke Szler (Yayn Tantm) ............................................................................................................ .......................................................................................................................... K, s. 44; sh. 211-214 / Vedat KARTALCIK Review ................................................................................................... Winter, vol.44; pp.211-214/ Vedat KARTALCIK Trk Folklorunda D Ruh Tasarm ......................... Bahar, s. 45; sh. 01-22 Ali DUYMAZ The Concept of the External Spirit in Turkish Folklore.. ......................................................................................................... ...................................................................................................................................................................Spring, vol.45; pp.01-22 Ali DUYMAZ Atatrk Dneminde Romanyadan Trk Gleri (1923-1938) ............................................................... ............................................................................................................................................ Bahar, s. 45; sh. 23-44 nder DUMAN Turkish Emgration from Romania to Turkey During The Presidency of Atatrk (1923-1938) .................................................................... Spring, vol.45; pp.23-44/ nder DUMAN Krm Sava Sonras Adana Eyaletine Yaplan Nogay G ve sknlar (1859-1861) ............................................................................... Bahar, s. 45; sh. 45-72 Hilmi BAYRAKTAR Nogay Settlement in the City of Adana Following the Crimean War (1859-1861) .......................................................................................... Spring, vol.45; pp.45-72 Hilmi BAYRAKTAR Saruhan Sancanda Temettuat Tahriri ........................................................................................................................................ ......................................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 73-90 Ertan GKMEN Dividend Registers in the Sandjack of Saruhan .................................................................................................................................... .....................................................................................................................................................Spring, vol.45; pp.73-90/ Ertan GKMEN Tonyukuk Yaztndaki Problemli Bir Cmle zerine ............................................................................................... ............................................................................................................................................. Bahar, s. 45; sh. 91-102 Erhan AYDIN
On A Problematic Sentence in the Tonyukuk Inscription
............................................................................................................................................................. ........................................................................................................................

Spring, vol.45; pp.91-102 Erhan AYDIN

268

Index

Kazak Trklerinde Defin Merasimi ve A Verme Gelenei .............................................................................. ................................................................................................................................................ Bahar, s. 45; sh. 103-130 Fatih NAL The Burial Ceremony and the Tradition of Meal Offering Of Kazakh Turks ........................................................................................... Spring, vol.45; pp.103-130/ Fatih NAL Dilbilgiselleme zerine Bir nceleme .............................................................................................................................................. ............................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 131-146 Kerim DEMRC An Overview on Grammaticalisation ...................... Spring, vol.45; pp.131-146/Kerim DEMRC Eitimde letiimde Mkemmellik Aray: IQ, EQ, SQ Zekalar ve levleri .................. ............................................ Bahar, s. 45; sh. 147-164 Nilay Baok YURDAKUL-Mjde Ker DNCERZ.Beril Vural AKINCI Searching for Excellence in Educational Communication: The Role of IQ, EQ and SQ .......................................... ...................................................................... Spring, vol.45; pp.147-164 Nilay Baok YURDAKUL-Mjde Ker DNCERZ.Beril Vural AKINCI

XV-XVI. Asrlarda Akehir Kent Merkezinin Nfus Yaps ............................................................................. ...................................................................................................................................... Bahar, s. 45; sh. 165-198 Doan YRK The Demographic Structure of the Town Center of Akehir During the 15th and 16th Centuries .......................................................................................................... Spring, vol.45; pp.165-198 / Doan YRK Galata Bankerleri Cilt 1-2 ...................................................................................................................................................................................... (Yayn Deerlendirme)..................................................... Bahar, s. 45; sh. 199-204 / Fatih TEMZEL (Review) ............................................................................................................ Spring, vol.45; pp.199-04/ Fatih TEMZEL Davit Crystal, Dillerin Katli Roland Breton, Dnya Dilleri Atlas .................................................... (Yayn Deerlendirme) ................................................... Bahar, s. 45; sh. 205-210 / Mehmet AYDIN (Review) .......................................................................................................... Spring, vol.45; pp.205-210/ Mehmet AYDIN Einheit und Vielfalt in der Trkischen Welt (Yayn Deerlendirme) ............................................... .............................................................................................................................. Bahar, s. 45; sh. 211-218 / Emine YILMAZ (Review) ........................................................................................................ Spring, vol.45; pp.211-218/ Emine YILMAZ Aytmatov Anlatlarnda Akn Eritirici ve Dntrc Gc .............................................................. ................................................................................................................................ Yaz, s. 46; sh. 01-08 Ramazan KORKMAZ The Transporting and Transformative Power of Love in the Narratives of Aitmatov ........................................................................................... Summer, vol.46; pp. 01-08 Ramazan KORKMAZ Trk Sinemasnn En yi Ak Filmi Selvi Boylum Al Yazmalm Filminde Yakn ekimin Gc ................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 09-36 H. Hale KNEN The Power of the Close-up Shot in The Best Love Film of Turkish Cinema, Selvi Boylum Al Yazmalm ................................................................................. Summer, vol.46; pp. 09-36 H. Hale KNEN

269

bilig, K / 2009, say 48

G Yollarnda; Kafkaslardan Anadoluya G Hareketleri ........................................................................ .................................................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 37-56 / Jlide AKYZ Migration Movements from Caucasia to Anatolia ........................................................................................................................... ..................................................................................................................................................... Summer, vol.46; pp. 37-56/ Jlide AKYZ Trkiye Trkesinde Yeni Bir Sfat-Fiil Eki: -I..................................................................................................................... ............................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 57-66 Ahmet KARADOAN
A New Participle Suffix in Turkish as SPoken in Turkey:-I ..................................................................................................................
...............................................................................................................................

Summer, vol.46; pp. 57-66 Ahmet KARADOAN

retmen ve Okul Mdrlerinin Maruz Kaldklar Yldrmann Yn ...................................... .................................................................. Yaz, s. 46; sh. 67-86 Necati CEMALOLU Abbas ERTRK The Course of Mobbing Experienced by School Teachers and Principals ........................................................... ................................................................... Summer, vol.46; pp. 67-86 Necati CEMALOLU Abbas ERTRK 16.Yzylda Ayntab Sancanda Zaviyeler ve Mali Kaynaklar .............................................................. .............................................................................................................................................................. Yaz, s. 46; sh. 87-104 Metin AKS Zaviyes and Their Financial Resources in the Ayntab Province in the 16th Century ....................................................................................................................... Summer, vol.46; pp. 87-104/ Metin AKS Osmanl Saraynn Gemie zlemi: Tercme-i akikn-numnye ..................................... ....................................................................................................................... Yaz, s. 46; sh. 105-132 Tln DERMENC Glorifying the Past in the Otoman Court: Tercme-i akikn-numnye ................................................ ........................................................................................................................ Summer, vol.46; pp. 105-132 Tln DERMENC Edeb Eserlerin Sadeletirilerek Yeniden Yaym zerine Uygulamal Bir rnek: Nesl-i Ahr ........................................................................... Yaz, s. 46; sh. 133-152 Alev SINAR Nesl-i Ahr as an Example fort he Publication of Simplified Editions of Literary Texts ................................................................................................... Summer, vol.46; pp. 133-152 Alev SINAR Yeniehirde Bir le Vaktinde Yap, Tema ve Metafor ..................................................................................... ........................................................................................................................ Yaz, s. 46; sh. 153-178 Seyit Battal UURLU
Structure, Theme and Metaphor in Noon-Time in Yeniehir .............................................................................................................. ............................................................................................................................. Summer, vol.46; pp.153-178 / Seyit Battal UURLU

Sihr-i Hell ile Anjambman Teknikleri zerine Mukayeseli Bir alma ................................ ................................................................................................................................................ Yaz, s. 46; sh. 179-192 Hasan YREK
A Comparative Study of Sihr-i Hell and Enjambment Techniques .............................................................................................................. Summer, vol.46; pp. 179-192 Hasan YREK

Redife Farkl Bir Bak: Divan iirinde n Kafiye ve n Redif ............................................................... .................................................................................. Yaz, s. 46; sh. 193-214 Yaar AYDEMR Halil ELTK A Different View of Redif: Pre-rhyme in otoman Divan Poetry ................................................................................. .................................................................................. Summer, vol.46; pp. 193-214 Yaar AYDEMR Halil ELTK
270

Index

ronik Yaamda Sonsuza Yryen Kahraman Nasreddin Hoca ................................................................ (Yayn Deerlendirme) ...................................................................... Yaz, s. 46; sh. 215-218 Veysel AHN (Review) ............................................................................................................ Summer, vol.46; pp. 215-218 Veysel AHN Finlandiye Trkleri ve Trk Hariciyesinin Siyaseti .................................................................................................... ................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 01-20 Saime Selenga GKGZ The Finland Turks and Turkish Foreign Policy .......................................................................................................................................................... ......................................................................................................................................... Autumn, vol.47; pp.01-20 Saime Selenga GKGZ Ftratn Trkistan iin II. Merutiyet Mahrecli Tecdid Teklifi zerine .................................... ...................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 21-44 Seyfettin ERAHN On a Ftrats Turkestan Reform Project Inspired by the Second Constitutional Era ............................................................ Autumn, vol.47; pp.21-44 Seyfettin ERAHN
II. Merutiyet Dneminde Yaymlanan Nur Baba Roman ve Yaratt Akisler.........................................
............................................. Gz, s. 47; sh. 45-78 Cafer GARPER Yasemin KKCOKUN The Reactions Caused by the Publication of the Novel Nur Baba During the Second Constitutional Era ................................................................................................................................................................................................................................................. ........................................................... Autumn, vol.47; pp.45-78 Cafer GARPER Yasemin KKCOKUN

ttihd-i Osmanden Osmanl ttihat ve Terakki Cemiyetine ................................................................. .................................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 79-120 Taner ASLAN
From ttihad- Osmani (The Committee of Otoman Union) to ttihat ve Terakki (The Committee of Union and Progress) ............................................. Autumn, vol.47; pp.79-120 Taner ASLAN

mer Seyfettinin Eserlerinde II. Merutiyet ve ttihat ve Terakki ................................................... ........................................................................................................................................................ Gz, s. 47; sh. 121-146 Murat KO The Second Constitutional Era and ttihat ve Terakki in the Works of mer Seyfettin ................................................................................................................ Autumn, vol.47; pp. 121-146 Murat KO II. Merutiyet Dnemine Dair Hatrat Bibliyografyas Denemesi ....................................................... ..................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 147-166 Murat HANLE An Essay on the Bibliography of Memoirs on The Second Constitutional Era .................................................................................. Autumn, vol.47; pp.147-166 Murat HANLE Bahe Dergisi (1908-1910) .................................................... Gz, s. 47; sh. 167-176 Celal ASLAN The Bahe Journal (1908-1910) .................................................. Autumn, vol.47; pp.167-176 Celal ASLAN Merutiyete Giden Srete Yeni Kadn mgesi: Fatma Makbule Leman ................................... ...................................................................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 177-192 lk ELUZ Womans New Image on the Road to The Constitutional Era: Fatma Makbule Leman ................................................................................... Autumn, vol.47; pp.177-192 lk ELUZ

271

bilig, K / 2009, say 48

II. Merutiyetin n Denemesi: ran Merutiyet Hareketleri ve Sebepleri (1906).................................


........................................................................................................................ Gz, s. 47; sh. 193-214 Ylmaz KARADENZ An Initial Experiment Preceding the Second Constitutional Era: The Iranian Constitutional Movement and its Reasons (1906) ....................Autumn, vol.47; pp.193-214 Ylmaz KARADENZ

Anayasal Mert Ynetime Medhal: 1856 Islahat Fermannn Tam Metin ncelemesi ....................................................................................................... Gz, s. 47; sh. 215-240 Musa GM An Introduction to Constitutional Government: A Full Text Analysis of the 1856 Reform Edict ..................................................................... Autumn, vol.47; pp.215-240 Musa GM

272

bilig
Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl Yayn lkeleri bilig, K/Ocak, Bahar/Nisan, Yaz/Temmuz ve Gz/Ekim olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini hazrlanr ve K saysnda yaymlanr. Dergi, Yayn Kurulu tarafndan belirlenen yurtii ve dndaki ktphanelere, uluslararas indeks kurumlarna ve abonelere, yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir. bilig, Trk Dnyasnn kltrel zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymakta; Trk Dnyasyla ilgili olarak, uluslararas dzeyde yaplan bilimsel almalar kamuoyuna duyurmak amacyla yaymlamaktadr. bilig'de, sosyal bilimler alannda, Trk Dnyasnn tarih ve gncel problemlerini bilimsel bir bak asyla ele alan, bu konuda zm nerileri getiren yazlara yer verilir. bilig'e gnderilecek yazlarda; alannda bir boluu dolduracak zgn bir makale olmas veya daha nce yaymlanm almalar deerlendiren, bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan bir inceleme olma art aranr. Trk Dnyasyla ilgili eser ve ahsiyetleri tantan, yeni etkinlikleri duyuran yazlara da yer verilir. Makalelerin bilig'de yaymlanabilmesi iin, daha nce bir baka yerde yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum aka belirtilmek artyla kabul edilebilir. Yazlarn Deerlendirilmesi bilig'e gnderilen yazlar, nce Yaym Kurulunca dergi ilkelerine uygunluk asndan incelenir. Uygun grlmeyenler dzeltilmesi iin yazarna tekrar iade edilir. Yayn iin teslim edilen makalelerin deerlendirilmesinde akademik tarafszlk ve bilimsel kalite, en nemli ltlerdir. Deerlendirme iin uygun bulunanlar, ilgili alanda iki hakeme gnderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar be yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz, nc bir hakeme gnderilebilir veya Yayn Kurulu, hakem raporlarn inceleyerek nihai karar verebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun eletiri ve nerilerini dikkate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekeleriyle

273

birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayna kabul edilmeyen yazlar, yazarlarna iade edilmez. bilig'de yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanlna devredilmi saylr. Yaynlanan yazlardaki grlerin sorumluluu ve yazm tercihleri, yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflardan, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yazm Dili bilig'in yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce ve dier Trk leheleri ile yazlm yazlara da yer verilebilir. Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde Yayn Kurulunun kararyla Trkiye Trkesine aktarldktan sonra yaymlanabilir. Yazm Kurallar Makalelerin, aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir: 1. Balk: erikle uyumlu, onu en iyi ifade eden bir balk olmal ve koyu harflerle yazlmaldr. Aday makalenin bal, en fazla 10-12 kelime arasnda olmaldr. 2. Yazar ad(lar) ve adres(ler)i: Yazar(lar)n ad(lar) ve soyad(lar) koyu, adresler ise normal ve eik karakterde harflerle yazlmal; yazarn grev yapt kurum, haberleme ve e-posta (e-mail) adresi belirtilmelidir. 3. zet: Makalenin banda, konuyu ksa ve z biimde ifade eden ve en fazla 150 kelimeden oluan Trke zet bulunmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelge numaralarna deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak, en az 3, en ok 8 szckten oluan anahtar kelimeler verilmelidir. Makalenin sonunda, yaz bal, zet ve anahtar kelimelerin ngilizce ve Rusalar bulunmaldr. Rusa zetler, gnderilmedii takdirde dergi tarafndan ilave edilir. 4. Ana Metin: A4 boyutunda (29.7x21 cm.) ktlara, MS Word programnda, Times New Roman veya benzeri bir yaz karakteri ile, 12 punto, 1.5 satr aralyla yazlmaldr. Sayfa kenarlarnda 2.5 cm. boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar 10.000 kelimeyi gememelidir. Metin iinde vurgulanmas gereken ksmlar, koyu deil eik harflerle yazlmaldr. Metinde trnak iareti+eik harfler gibi ifte vurgulamalara yer verilmemelidir. 5. Blm Balklar: Makalede, dzenli bir bilgi aktarm salamak zere ana, ara ve alt balklar kullanlabilir ve gerektii takdirde balklar numaralandrlabilir. Ana balklar (ana blmler, kaynaklar ve ekler) byk harflerle; ara ve alt balklar, yalnz ilk harfleri byk, koyu karakterde yazlmal; alt balklarn sonunda iki nokta st ste konularak ayn satrdan devam edilmelidir.
274

6. Tablolar ve ekiller: Tablolarn numaras ve bal bulunmaldr. Tablo iziminde dikey izgiler kullanlmamaldr. Yatay izgiler ise sadece tablo iindeki alt balklar birbirinden ayrmak iin kullanlmaldr. Tablo numaras ste, tam sola dayal olarak dik yazlmal; tablo ad ise tablo numarasnn altna, tam sola dayal, her szcn ilk harfi byk olmak zere eik yazlmaldr. Tablolar metin iinde bulunmas gereken yerlerde olmaldr. ekiller siyah beyaz baskya uygun hazrlanmaldr. ekil numaralar ve adlar eklin hemen altna ortal ekilde yazlmaldr. ekil numaras eik yazlmal, nokta ile bitmeli. Hemen yanndan sadece ilk harf byk olmak zere ekil ad dik yazlmaldr. Aada tablo ve ekil rnekleri sunulmutur.
Tablo 1: Katlmclarn Mezun Olduklar Lise Trlerine Gre retmenlie Atanma Durumlar
Atanma Durumu Atand Atanamad Toplam Mezun Olduu Lise Tr GL f 143 181 324 % 44.1 55.9 100 F 88 190 AL % 46.3 100 f 143 164 307 102 53.7 SL % 46.6 53.4 100 f 97 98 195 AL % 49.7 50.3 100 KMLGE f % 14 53 67 20.9 79.1 100 Toplam f 499 584 1083 % 46.1 53.9 100

= 23.10 sd = 4 p < .01

ekil 1. Birinci renci tarafndan oluturulan ekil. 7. Resimler: Yksek znrlkl, bask kalitesinde taranm halde makaleye ek olarak gnderilmelidir. Resim adlandrmalarnda, ekil ve izelgelerdeki kurallara uyulmaldr. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay (yaznn te birini) amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numaralarn yazabilirler. 8. Alnt ve Gndermeler: Alntlar trnak iinde verilmeli; be satrdan az alntlar satr arasnda, be satrdan uzun alntlar ise satrn sandan ve solundan 1.5 cm ieride, blok hlinde ve 1 satr aralyla 1 punto kk yazlmaldr.Metin iinde gndermeler, parantez iinde aadaki ekilde yazlmaldr. (Kprl 1944), (Kprl 1944: 15).
275

Birden fazla yazarl yaynlarda, metin iinde sadece ilk yazarn soyad ve vd. yazlmaldr: (Gkay vd. 2002). Dipnot kullanmndan mmkn olduunca kanlmal; yalnz aklamalar iin bavurulmal ve otomatik numaralandrma yoluna gidilmelidir. Dipnotlarda kaynak gstermek iin, metin ii kaynak gsterme yntemleri kullanlmaldr. Kaynaklar ksmnda ise, birden fazla yazarl yaynlarn dier yazarlar da belirtilmelidir. Metin iinde, gnderme yaplan yazarn ad veriliyorsa kaynan sadece yayn tarihi yazlmaldr: "Tanpnar (1976: 131), bu konuda ." Yaym tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda sadece yazarlarn ad; yazar belirtilmeyen ansiklopedi vb. eserlerde ise eserin ismi yazlmaldr. kinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir: "Kprl (1926) ....." (elik 1998'den). Kiisel grmeler, metin iinde soyad ve tarih belirtilerek gsterilmeli, ayrca kaynaklarda da belirtilmelidir. nternet adreslerinde ise mutlaka kaynaa ulama tarihi belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar arasnda da verilmelidir: www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. Kaynaklar: Metnin sonunda, yazarlarn soyadna gre alfabetik olarak aadaki ekillerden birinde yazlmaldr. Kaynaklar, bir yazarn birden fazla yayn olmas halinde, yaymlan tarihine gre sralanmal; bir yazara ait ayn ylda baslm yaynlar ise (1980a, 1980b) eklinde gsterilmelidir: Karahan, Leyla ve lk Grsoy (2004). Kavid- Lisn- Trk 1893. Ankara: TDK Kprl, Mehmet Fuat (1961). Azeri Edebiyatnn Tekml. stanbul: MEB Yay. Shaw, Stanford (1982). Osmanl mparatorluu. ev. Mehmet Harmanc, stanbul: Sermet Matb. Timurta, F. Kadri (1951). "Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri". Trk Dili ve Edebiyat Dergisi IV (3): 189-213.

276

Yazlarn Gnderilmesi Yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere (fotokopilerde yazar tantc hibir bilgi olmamak zere) nsha olarak, disket veya yazlabilir diskiyle birlikte bilig adresine gnderilir. Yazarlarna raporlar dorultusunda gelitirilmek ve/veya dzeltilmek zere gnderilen yazlar, gerekli dzenlemeler yaplarak disketi ve orijinal ktsyla en ge bir ay iinde tekrar dergiye ulatrlr. Yayn Kurulu, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

Yazma Adresi: Ahmet Yesevi niversitesi bilig Dergisi Editrl Takent Cad. 10. Sok. No: 30 06430 Bahelievler / ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Faks: (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

277

bilig
Journal of Social Sciences of the Turkish World Ahmet Yesevi University Board of Trustees Editorial Principles bilig is published quarterly: Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/October. At the end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is forwarded to subscribers, libraries and international indexing institutions within one month after its publication. bilig is published to bring forth the cultural riches, historical and actual realities of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion of international level scientific studies on the Turkish world. Articles primarily related to social sciences subjects and those dealing with past and current issues and problems, suggesting solutions are published in bilig. Articles forwarded for publication should be original, contributing to knowledge and scientific information in related fields or bringing forth new views and perspectives on previously written scholarly papers. Articles introducing works and personalities of particular importance, informing readers of new activities related to the Turkish world can also be published in bilig. In order for any article to be published in bilig, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if clearly indicated so beforehand. Evaluation of Articles Articles forwarded to bilig are first reviewed by the Editorial Board in terms of journal's publishing principles. Those which are found unsuitable are returned to their authors to be corrected. Academic objectivity and scientific quality are considered of paramount importance. Those considered acceptable are initially referred to two referees who are well-known for their works in relevant fields. Names of the referees are kept confidential and referee reports are safe-kept for five years. For publication of articles, two positive reports are required. In case one referee report is negative while the other is favorable, the article may be forwarded to a third referee for further evaluation or alternatively the board, based on the contents of the reports may feel confident to make a final decision. The authors are to consider the criticism, suggestions and corrections offered by the referees and by the editorial board. If they disagree, they are entitled to counter present their views and justifications. Final
278

decision rests with the editorial board. Only original copies of the declined articles are returned upon request. Articles which are not accepted for publication are not returned to their authors. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility and writing preferences for the published articles belong to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted with full reference to the article. The Language Turkish is the language of the journal. Articles in English or in other Turkish dialects may be published, not to exceed one third of an issue. Articles submitted in other Turkish dialects may be published after they are translated into Turkish, upon the decision of the Editorial Board as necessary. Writing Rules In general, following rules are to apply to writing for bilig articles: 1. Title of the article: Title should be suitable for the content and one that expresses it best, and should be in bold letters. The title should consist of 10-12 words at the most. 2. Name(s) and address(es) of the author(s): Names and surnames are written bold, addresses in normal italic letters; the institution the author is associated with, his/her contact and e-mail addresses should also be specified. 3. Abstract: At the beginning, the article should include an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. There should be no reference to used sources, figure and chart numbers. Leaving one line empty after the body of abstract, there should be key words, minimum 3 and maximum 8 words. At the end of the article there should be titles, abstracts and key words in English and Russian. In case Russian abstract is not submitted it will be included by the journal. (An English abstract should also accompany the articles in Turkish) 4. Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type, 10 type size and 1,5 line on A4 format (29/7x21cm) paper. There should 3 cm free space on the margins and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space.

279

5. Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the well-arranged narration of information in the article and these headings may be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendices) should be in capital letters; interval and sub-headings should be bold and their first letters in capital letters; at the end of the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:). 6. Tables and Figures: Tables should have numbers and captions. In tables, vertical lines should not be used. Horizontal lines should be used only to separate subtitles within the table. The table number should be written at the top, aligned to the left, and should not be in italics. The caption should be written in italics below the table number, aligned to the left, and the first letter of each word should be capitalized. Tables should be placed where they are most appropriate in the text. Figures should be prepared in accordance with black-and-white printing. The numbers and captions of the figures should be centered right below the figures. The figure numbers should be written in italics followed by a full-stop. The caption should immediately follow the number. It should not be written in italics, and the first letter of each word should be capitalized. Below are sample tables and figures.
Tablo 1: Katlmclarn Mezun Olduklar Lise Trlerine Gre retmenlie Atanma Durumlar
Atanma Durumu Atand Atanamad Toplam GL f 143 181 324 % 44.1 55.9 100 F 88 190 AL Mezun Olduu Lise Tr SL AL % f % f % 143 164 307 46.6 53.4 100 97 98 195 49.7 50.3 100 KMLGE f % 14 53 67 20.9 79.1 100 Toplam f 499 584 1083 % 46.1 53.9 100

102 53.7 46.3 100

= 23.10 sd = 4 p < .01

Table 2: Teachers appointment rates depending on the schools graduated from


Appointment f Appointed Total 143 324 Not appointed 181 GL % 44.1 55.9 100 Type of high school finished AL VL OL F % f % f % 102 53.7 88 190 46.3 100 143 164 307 46.6 53.4 100 97 98 195 49.7 50.3 100 KMLGE f % 14 53 67 20.9 79.1 100 Total f 499 584 1083 % 46.1 53.9 100

= 23.10 sd = 4 p < .01

280

Figure 1. Figure drawn by student 1.

7. Pictures: Should be on highly contrasted photo papers. Furthermore, rules for figures and tables are applied to pictures as well. In special cases, color pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. (one-third of article) Authors having the necessary technical equipment and software may themselves insert the related figures, drawings and pictures into the text. Those without, shall leave the proportional size of empty spaces for pictures within the text, numbering them. 8. Indicating sources: Endnotes should only be used for explanation, and at the end of the text. References within the text should be given in parentheses as follow: (Kprl 1944); (Kprl 1944: 15) When sources with several authors are referred, the name of the first author is given and for others et. al' is added. (Gkay et al. 2002) Authors should avoid using footnotes as much as possible. Footnotes should be used only for explanations and numbered automatically. In order to indicate sources in footnotes, authors should use the principles of in-text citation. Full reference, including the names of all authors should be given in the list of references. If the name of the referred author is given within the text, then only the publication date should be written: Tanpnar (1976: 131) on this issue . In the sources and manuscripts with no publication date, only the name of the author; in encyclopedias and other sources without authors, only the name of the source should be written. In secondary sources quoted, original source should also be pointed to: Kprl (1926) ..... (in elik 1998).

281

Personal interviews can be indicated by giving the last name(s) and the date(s); moreover they should be stated in the references. www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. References: Should be at the end of the text in alphabetical order, in one of the ways shown below. If there are more than one source by the same author, then they will be listed according to their publication date; sources of the same author published in the same year will be shown as (1980a, 1980b): Karahan, Leyla ve lk Grsoy (2004). Kavid- Lisn- Trk 1893. Ankara: TDK Kprl, Mehmet Fuat (1961). Azeri Edebiyatnn Tekml. stanbul: MEB Yay. Shaw, Stanford (1982). Osmanl mparatorluu. ev. Mehmet Harmanc, stanbul: Sermet Matb. Timurta, F. Kadri (1951). "Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri". Trk Dili ve Edebiyat Dergisi IV (3): 189-213. How to Forward Articles The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three copies; one original, two photocopied forms with a floppy disk or compact disc, to bilig at the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach bilig not later than one month. Minor editing may be done by the Editorial Board. Ahmet Yesevi niversitesi bilig Dergisi Editrl Takent Caddesi, 10. Sok. Nu: 30 06490 Bahelievler - ANKARA / TRKYE Tel: +9 (0312) 215 22 06 Fax: +9 (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

282

You might also like