Professional Documents
Culture Documents
Muhammed'in dogumu
Yer Arabistan'in Mekke sehri, Tarih 570. Amine isimli dul bir kadin,
Muhammed ismini verdigi bir cocugu dunyaya getirmistir. Hatta bazi
rivayetlere gore Muhammed'in annesinin o'na ilk verdigi isim Kotan
(dogrulugu tartisilir) ve bu isim 50 yil sonra Medine'ye goc ettiginde halk
tarafindan "hamd edilen kimse" anlaminda Muhammed olarak
degistirilmistir. Kuran-i Kerim'de defalarca "hamd, yalniz Allah'a
mahsustur" dendigi halde, Muhammed, hamd edilen kisi anlamindaki
kendi isminden hic bir zaman rahatsiz olmamistir.
Muhammed ve Hatice
Hadistende anlasildigi gibi Muhammed'in artik hic bir derdi hic bir kaygisi
yoktu.
Zaman Muhammed icin su gibi akiyordu. hersey cok guzeldi artik.
40 yasina geldiginde bir gun magara'da Muhammed daha once hic
yasamadigi bir olay ile karsi karsiya kaldi;
Bir gün ona melek gelip: "Oku!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ben
okuma bilmiyorum!" cevabını verdi. (Aleyhissalatu vesselam hadisenin
gerisini şöyle anlatıyor: "Ben okuma bilmiyorum deyince) melek beni
tutup kucakladı, takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı. Tekrar:
"Oku!" dedi. Ben tekrar: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni ikinci defa
kucaklayıp takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra tekrar bıraktı ve "Oku!"
dedi. Ben yine: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni tekrar alıp, üçüncü
sefer takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve: "Yaratan Rabbinin
adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin kerimdir, o
kalemle öğretti, insana bilmediğini öğretti" (Alak 1-5) dedi." Resulullah
(sav) bu vahiyleri öğrenmiş olarak döndü. Kalbinde bir titreme (bir korku)
vardı. Hatice`nin yanına geldi ve: "Beni örtün, beni örtün!" buyurdu. Onu
örttüler. Korku gidinceye kadar öyle kaldı. (Sükunete erince) Hz. Hatice
(ra)`ye başından geçenleri anlattı ve; "Nefsim hususunda korktum!" dedi.
Hz. Hatice de: "Asla korkma! Vallahi Allah seni ebediyen rüsvay
etmeyecektir. Zira sen, sıla-i rahimde bulunursun, doğru konuşursun,
işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. Fakire kazandırırsın, misafire ikram
edersin, Hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım
edersin!" dedi.
Ravi:Ümmü`l-mü`minîn Âişe
Ravi:Ubadetu`bnu`s-Samit
Hadis:Resulullah (sav)`a bir vahiy geldiği zaman, vahiy sebebiyle onu bir
gam ve keder alır, yüzünün rengi uçardı. Bir gün Cenab-ı Hakk yine
vahiy indirmişti ki aynı hal onu sardı. Keder hali açılınca: "(Zina haddiyle
ilgili hükmü) benden alın. Allah onlar hakkında yol kıldı (yani çok açık
şekilde had beyan etti): Bekar bekarla zina yapmışsa cezası yüz sopa
ve bir yıl sürgündür. Dul dulla zina yaparsa yüz sopa ve recm`dir."
Ravi:İbnu Abbas
Ravi:Aişe
Ravi:Ömer
Ravi:Ibnu Mes`ud
Ravi:Zeyd b. Sâbit
Ravi:Ebû Hüreyre
Ravi:Aişe
Amnezi veya hafıza kaybı: ornek olarak verdigim son hadiste acikca
goruluyor ki, Ayse'nin de anlatimiyla "öyle ki, Resulullah (sav) yapmadığı
bir şeyi yaptım vehmine düşüyordu." Muhammed'in hafiza kaybi
yasadiginin acik belirtisi.
Buyuk Islam alimi Ibni Sad'in "Tabakat" isimli eserinde kalame aldigi
hadiseye gore Muhammed, Mekkeli putperest halkin kutsal putlari Lat,
Uzza ve Menat'i su sozlerle ovmustur;
"Lat'ı, Uzza'yı ve... üçüncü olan Menat'ı gördünüz mü? İşte bunlar, yüce
tanricalardir... Sefaatleri de elbette ki umulur." (Kuran 53: 19-20)
Kisa bir zaman sonra Allah ve insanlar arasinda olan kendi elcilik
pozisyonunu riske attigini ve Allah'a ortak kostugunu anlayan Muhammed
derhal ayetleri iptal eder ve o ayetlerin Allah'tan degil duzenbaz seytanin
bir baska oyunu oldugunu vurgular. Seytan ayetlerinin yerini ise su ayetler
alir;
Necm
19. Gördünüz mü Uzza'yı, Lât'ı.
20. Ve ötekini, üçüncüsü olan Menât'ı.
21. Erkek size, dişi Allah'a mı?
22. İşte bu, insafsız bir bölüştürme.
"Kendiniz erkek evlatlariniz ile gurur duyar iken Allah'a kiz evlat ha??"
Arap toplumunda disi ikinci sinif canlilar olarak benimsendikleri icin Allah
bu yakistirmayi kendisine hakaret saymis ve sert bir dille bu yakistirmanin
adil olmadigini tembih etmistir.
Hac
52. Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o bir şey
tasarladığında/okuduğunda, şeytan onun düşünce ve dileği içine bir şey
atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini
muhkemleştirir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
53. Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri
katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık
ve kopuş içindedirler.
Kabe o zamanin devrinde tam 360 farkli puta ev sahipligi yapmistir. Tipki
Orta Asya'da yasayan her Oguz Boyunu temsil eden damgalarin oldugu
gibi , her Arap kabilesini sembolize eden birer put kabede bulunmakta idi.
Mekkeliler hic bir zaman aralarinda dini inanclari yuzunden savasmamistir.
Tarih Islam'dan once boyle bir hadiseyi kaydetmemistir. Asil Arabistan
yarimadasinda din adina yapilan savaslar Islam ve Muhammed'in gelisi ile
baslamistir.
Hicret
Egoist kocasi Muhammed'in yani sira bir suru cocuga da bakmakla mesgul
olan Hatice artik ticaret'e fazla zaman ayiramiyor, serveti yavas yavas yok
oluyordu. Evin diregi Hatice oldukten kisa zaman sonra Muhammed'in
destekciligini, koruyuculugunu yapan amcasida vefat etmisti. Bu iki kisinin
olumu ve mekkelilerin Muhammed'i kaale almayisi sonrasi artik
Muhammed baska bir sehre goc etmek, insanlari kendisine inandirmak
icin yeni bir sehirde, yeniden sansini denemek istiyordu. Ilk etapta
kendisine inananlarin medine'ye goc etmesini emretti. Bir onceki yazimda
da bahsettigim gibi kurulu duzenlerini ve ailelerini birakmak istemeyen
muslumanlar tereddute dusmuslerdi. Bu durum karsisinda Muhammed
careyi muslumanlari tehdit etmek ve korkutmakta buluyordu. Bakiniz Nisa
suresi 97 nolu ayette Muhammed Medine'ye, daha dogrusu o zamanki
ismi ile yahudi sehri yatrib'e gitmek istemeyen muslumanlara nasil
sesleniyor;
Enfal
30. Hani kafirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke'den)
çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak
kuruyordu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Muhammed peygamber oldugunu ilan eden tek Arap degildi. Aksine Arap
yarimadasinda Tanri elciligi gayet yaygin bir meslekti. Civar sehirlerde de
peygamberligini ilan etmis ve insanlara Tanri mesajlari ogutleyen kisiler
vardi. Aralarinda en meshur olani ise "Museyleme" idi. Museyleme
peygamberligini Muhammed'den bir kac sene once ilan etmisti ve
"Muhammed'ul Emin'in(!)" aksine kendi sehrinde, kendi tanidigi insanlarin
arasinda cokta basarili idi. Baska bir sehire goc etme gibi bir derdi yoktu.
Arap yarimadasinda bulunan diger peygamberlerin hicbirisi Muhammed
gibi kisilerin uzerinde dinlerini degistirmeleri icin kaba kuvvet kullanma ya
da saltanat kurma gibi gayeleri yoktu. Onlar sadece kendi hallerinde, kendi
sehir sinirlari icerisinde insanlara bariscil, arkadas yanlisi ogutler
veriyorlardi. Muhammed arabistan'in ilk savasci peygamberi idi.
Museyleme dahil hic bir peygamber Arabistan'da rant kavgasi icinde
degillerdi.
Medine'ye iyice yerlesen Muhammed ve ona inanan fakir halk artik yavas
yavas Yahudilerin mallarini gasp ediyor, kervanlari basiyordu. Muhammed
ve onca muridinin medinede helal yollardan ekmek bulduklarini kaynaklari
ile aciklayacak, belgeleyecek ve kanitlayacak kisiler var ise buyursun bize
Muhammed'in o kadar kisiyi eskiyalik yapmadan nasil doyurdugunu
"belgeleriyle" kanitlasin.
Buyuk islam alimi Ibn Isak, Islam'in en degerli eserlerinden biri olarak
gosterilen "Siret Resul" adli kitabinda yahudilerden irfan(bilim) ve kitap ehli
kisiler olarak bahsetmis ve muslumanlarin yahudilere yaptigi eskiyaliklara
ve gasp olaylarina anlatabildigi en guzel dille kitabinda yer vermistir.
Nahl
41. Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince,
elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükafatı ise
daha büyüktür. Keşke bilselerdi...
Nisa
89. Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da
beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar
içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın
ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir
yardımcı.
Sadece yukarida ki ayet bile aslinda eziyet cektirenin mekkeliler degil tam
aksine Muhammed oldugunu anlamak icin yeterlidir. Ailesini, colugunu,
cocugunu, dogdugu topraklari ve kurulu duzenini birakmak istemeyen bir
insan sizce olumu ne kadar hak ediyor?Muhammed'in empoze etmeye
calistigi gibi oratada buyuk bir cile zulum var ise cehennem azabli
tehditlere ne gerek olabilir? Muslumanlarin o eziyet ve cileden kacmak icin
Mekkeyi seve seve terketmeleri gerekmiyor mu? Insanlari surekli hicret
etmek icin zorlayan, tehdit eden hatta etmeyenlerin oldurulmelerini
emreden bir insan sizce bunu neden yapiyor olabilir? Bir tek neden var.. O
da "kontrol"..
Muhammed narsist bir kisilige sahip oldugu icin insanlarin uzerinde her
yonuyle kontrol sahibi olmak istemistir.
James Warren "Jim" Jones (13 Mayıs 1931 - 18 Kasım 1978) ABD'li
"People's Temple (İnsan Tapınağı) kilisesinin kurucusu vaiz. 1978 yılında
Guyana'da kendi ve müridlerine özel kasabası Jonestown'da 911 müridini
aynı anda intihar etmeye ikna etmiş ve kendisi de müridleriyle birlikte
ölmüştür. (kaynak vikipedi)
Jones muridleri tarafindan adeta tapilan bir kisi idi. Muridleri ona buyuk bir
ictenlikle "Father" yani "Baba" diye hitab ediyorlardi. Zaman gectikce artik
Jones kendini "Mesih" ilan etmisti. Muridleri uzerindeki etkisi arttikca
muridlerin o'na daha cok itaat etmelerini ve daha cok bagli kalmalarini
istiyordu. Muridleri o'na itaat etmek icin adeta birbirleri ile yarisiyordu.
Jones muridlerine dunyanin buyuk bir nukleer facia sonucu yerle bir
olacagini soyluyor ve bu faciadan kurtulacak olanlarin sadece o'na
inananlarin olacagini savunuyordu.
Muhammed'in bir cok nutku direk olarak Allah'a sirk kosmayi elestiren
turdedir. Fakat Muhammed'i en cok sinirlendiren ve ayetlerinden de
anlasildigi gibi kin kusturan iki faktor vardir. Birincisi kendisini assagilayan
ve kucuk goren kisilere olan kini. Ikincisi ise o'nun tarafindan karsi tarafa
kacan, yani islami terkeden kisilere olan kini idi.
"Enfal 72. İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla
cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya,
işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip hicret etmeyenlere gelince,
hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir. Eğer din
konusunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme
bulunan bir kavme karşı olmadıkça, yardım etmek üzerinize borçtur.
Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir."
Jim Jones: Ben sizlere iyi bir hayat vermek icin elimden gelenin en iyisini
yaptim. Buna ragmen, bir avuc insan, yalanlariyla bizim hayatlarimizi
yasanamaz bir duruma getirdiler. Eger baris icinde yasayamiyorsak, o
halde baris icinde olelim. (Burada muridler arasinda alkis kopuyor).. Bizler
ihanete ugradik. Bizim yapacagimiz eyleme topluca intihar denilemez. Bu
eylem devrimci bir harekettir.
Birinci kadin: Bence bir kac kisinin ihaneti yuzunden 1000 kadar insanin
kendini oldurmesi anlamsiz. Ben buradaki cocuklara ve bebeklere
bakiyorum ve yasamayi hak ettiklerini dusunuyorum.
Jones: Ama sence onlar daha cogunu haketmiyor mu? Onlar barisi
hakediyor. Insanlara verecegimiz en iyi ifade sekli, bu kahrolasi dunyadan
cekip gitmemiz olacak! (Cemaat alkisliyor)
Birinci Adam: Tamamdir hanim kardesim! hersey bitti artik..Iyi bir gun
gecirdik. (Alkis)
Jones: Lutfen Tanri askina hadi baslayalim. (cemaat "Baba! baba! diye
tempo tutuyor)
Ortada bariz ve cok net bir sekilde gorunen gercek sudur ki, Muhammed
ve Jim Jones gibi sapik dusunceli narsist kisilere gore insanlarin Allah'a
olan bagliliklarini kanitlayabilmeleri icin olmeleri gerekmektedir.
Jones'in tarikatina mensup muritler surekli cezalandirilma korkusuyla
yasarlardi. Jones muritlerinin en ufak bir yanlisinda onlari cezalandirir ve
disiplini saglamak icin hunharca dovdururdu. Bu sekilde o cok arzuladigi
itaati saglamaktaydi. Ayrica muritleri arasinda en ufak bir gevsekligin ve
isteksizligin ortaya cikmasina neden olacak tum faktorlerin onlemini
aliyordu.
Iste bu yuzden Muhammed karsit fikirli insanlara hic bir zaman tolerans
gostermedi ve o'na inanan muslumanlar hala bugun ayni gelenegi
surdurmektedir. Islam ve Muhammed karsiti konusan insanlar teker teker
susturulmaktadir. Iste bu yuzdendir ki, Islam'i terkeden bizlerin sesi
duyuldukca muslumanlar gercegi gorecek, mensubu olduklari kultu ve bin
yillik yalani sorgulama gucunu ve cesaretini kendilerinde hissedeceklerdir.
Jones'in tam 6 yil boyunca yuksek rutbeli muridlerinden biri olan ve
sonradan duzembazligin farkina varip People's Temples'i terkeden Jeanne
Mills adli eski tarikat uyesi soyle konusmustur; "Kilisede kusursuz bir
sekilde uygulanan onemli bir kanun vardi. Hic kimse Jones'i
elestirmeyecek ve sorgulamayacak." Bu dusunce tarzi bugun
muslumanlarda da ayni sekilde devam etmektedir. Hic kimse Muhammed'i
sorgulayamaz ve elestiremez.
Bugun Islam dininin sart kostugu seriat kanunun uygulandigi bir ulkede
yasayan insanlar, Muhammed veya Islam'i elestirildikleri takdirde
oldurulurler. Sayet Islami bir ulkede yasamiyorsaniz musluman olmadiginiz
halde bile suikasta kurban edilebilirsiniz. Hollandali film yapimcisi Theo
Van Gogh islamda kadinlarin yerini anlatan bir film yapmis ve
muslumanlar tarafindan katledilmistir. Ettore Caprioli, "Seytan Ayetleri"
kitabini Italyanca'ya cevirdigi icin feci sekilde yaralanmistir. Hitoshi Igarishi,
ayni kitabi Japonca'ya cevirdigi icin Tokyo'da muslumanlar tarafindan
oldurulmustur. William Nyagaard, ayni kitabi Norvecce'ye cevirdigi icin
bicak darbeleri almis ve sans eseri hayatta kalmayi basarabilmistir.
Amac, insanlarin gozunde o kadar cok teror estirmektir ki, hic kimse
Islam'a karsi elestirilerde bulunmaya cesaret edemesin. Deborah Blakey,
People's Temples'in bir baska eski uyesi tarikatten ayrildikdan sonra
tarikat hakkinda soyle bir konusmayi dile getirmistir; "Jones hakkinda en
ufak bir anlasmazligi bile hainlik kabul ederdik. Her ne kadar icinde
oldugum durumun yanlis oldugunu biliyordumsa da, fikir ayriligina dusen
insanlarin Jones'i cok sinirlendirdiklerini bildigim icin her zaman sustum."
Jim Jones bayan muridleri ile surekli cinsel iliskiye girmekten zerre kadar
cekinmemistir. Muhammed'de ayni sekilde akrabalari ve kucuk yasta
kizlarla hicte ahlaki bulmadigimiz cinsel munasebetlerde bulunmustur.
Muhammed'in en kucuk yasta ki hanimi Aise, Ahzab suresinin 51. ayeti
indikten sonra ortada donen duzembazligi sezmis ve rahatsizligini su
sekilde dile getirmistir;
Muhammed kendi gelini Zeynep ile evlenmis, Mariye adli cariyesi ile diger
karisi Hafsa'nin yataginda yakalanmis, daha oyuncak caginda olan 9
yasinda ki Ayse ile evlenmistir. Ustelik kendisine gelen vahiylerin en
iyilerini Ayse'nin yatagindayken aldigini iddia etmistir. Hayatinin son
yillarinda bir gun emekleyen tatli bir kucuk bebegi gormus ve ailesine
bebek buyuyunce onunla evlenmek istedigini soylemistir. Ne sansli ki,
kucuk kiz daha buyuyemeden Muhammed geberip gitmistir. Kafirlere karsi
duzenledigi baskinlarda genc kizlari cariye olarak almis ve ailelerini
oldurmus ve oldurtmustur.
"Dediler ki: "Ey kendisine Zikir (Kur'an) indirilen kimse! Sen mutlaka
delisin!"
Kaynak (http://www.donusumkonagi.net/makale.asp?
id=4576&baslik=obsesif_kompulsif_bozuklugu_belirtileri_nelerdir_&i=obse
sif_kompulsif)
Abdest
3 kere agza su verme
"Halk ikindi namazı sırasında acele etti ve bir kısmı alelacele abdest
aldı. Biz onlara ulaştık. Ökçelerine (topuklarina) su değmemiş,
parlıyordu. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm:
Hac Suresi
39. Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle
cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah'ın onlara yardım etmeğe gücü
yeter.
40. Onlar, haksız yere, sırf, "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı
yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını
bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok anılan
manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi.
Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder.
Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
Nuaym b. Mes'ud (ra), gizlice müslüman olmuştu. Allah Resûlü, ona bir
müddet daha müslümanlığını gizlemesini söylemiş.. ve onu bu
muhasara esnasında, çok mühim işlerde kullanmıştı.
Nuaym, hem Kureyş'in hem de Yahudiler'in itimat ve hürmet ettikleri bir
insandı. Efendimiz, ona harbin bir taktik olduğunu söylemiş ve idare-i
kelâm etmesine de izin vermişti. Nuaym, bu ruhsat üzerine Yahudiler'e
giderek: Kureyş sizi terkedecek ve Muhammed (sav)le baş başa
bırakacak. Düşünün o zaman haliniz nice olur. Eğer bu durumda kalmak
istemiyorsanız, onların ileri gelenlerinden bir kaçını rehin olarak
yanınızda alıkoyun dedi. Onlar Nuaym'a olan itimatlarından dolayı bu
sözlere kesin olarak inandılar.
Nuaym daha sonra Kureyşe gitti. Onlara da: Yahudiler Muhammed
(sav)le gizlice anlaştılar. Sizin ileri gelenlerinizden birkaçını rehin edip
ona teslim edecekler. O da onlara ilişmeyecek. Sakın sizden böyle bir
talepte bulunurlarsa onların dediğini yapmayın dedi. Kureyşliler de,
Nuaym'a itimat ettiklerinden, onun bu tekliflerinden zerre kadar
şüphelen-mediler.
Kureyş ileri gelenleriyle Yahudi liderleri, birgün bir araya geldiler. Her iki
taraf ta birbirinden şüpheleniyordu. Evvela Yahudiler sözü açtı ve: Siz
başınız sıkışınca çekip gidecek ve bizi bu adamla baş başa
bırakacaksınız. Teminat için bize birkaç rehin vermezseniz biz savaşı
bırakacağız dediler. Kureyş, zaten böyle bir teklif bekliyordu. Nuaym'ın
sözünü hatırladılar ve tabii bu teklifi reddettiler. Onların reddi, Yahudilere
de Nuaym'ı tasdik ettirdi. Böylece ittifak bozulmuş oldu ve Yahudiler
harp sahnesinden çekilmeye başladılar.
Nuaym Müslüman olalı birkaç gün olmuştu. Allah Re-sûlü'nün insanları
tanımadaki isabetine bakın ki, hemen Nuaym?ın becerebileceği bir işi
ona teklif etmiş, o da arızasız bu işi yerine getirivermişti. (Ibni Ishak,
Siret Resul.)
Muhammed iki kabileyi iftira ile birbirine dusurmustur. Ornek kisi, durustluk
abidesi Muhammed bir kere daha muslumanlara ne kadar guvenirilir bir
kisi ve sozunun eri, durust oldugunu kanitlamistir. Muslumanlara ise bu
saatten sonra Muhammed ile bolca ovunmek duser.
Enfal suresi
65. Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı
yirmi kişi bulunursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz
kişi bulunursa, inkar edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar
anlamayan bir kavimdir.
BBC muhabiri Yvonne Ridley adinda bir baska bayan ise 2001 senesinde
Taliban tarafindan ele gecirildikten sonra bebek katili teroristlerden
"ozgurluk mucahitleri" olarak soz etmis ve bombalama olaylarini
destekleyici beyanatlar vermistir..Ayrica Ridley, Urdun'de 60 kisinin
acimasizca olumune neden olan bir olayda, olayin mimarisi Ebu Musab al
zervaki'den "kahraman" diye soz etmistir..
Fetih Suresi
20. Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir.
Enfal suresi
69. Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yiyin. Allah'a
karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendi.
Hac suresinin 39. ayetinde Muhammed yine her zaman ki gibi kendisini
magdur taraf gibi gostermis ve su sozleri Kuran'a yazdirmistir;
Bu ayet Osama Bin Laden'in 9/11 olaylarindan sonra TV'ye cikip yaptigi
insanlik disi eyleme agzindan salyalar akarak sebep gosterdigi ayettir. Bu
ornegide goze alarak Islami Teror'un, Islam ile alakasi olmadigini
soyleyebilir miyiz?
Bakara suresi
216. Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey
sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin
için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Bakara suresi
195. (Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye
atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
Iste tum bu carpitilimis ahlak anlayisi yuzunden insanlar bugun bile kendi
benliklerini, kendi insani yasam kurallarini hice sayarak beyinleri yikanik bir
sekilde hic tanimadiklari, hic bilmedikleri insanlari, sirf dini inanclari
birbirleri ile uyusmuyor diye nefret edebilmekte ve hic acimadan
oldurebilmektedir. Muhammed kendi menfaati ve kendi egoist, narsist
emelleri icin tum bu vahsiligi "Allah'i memnun eden davranis bicimi" olarak
gosteriyor ve insanlarin beynini bu sekilde yikiyordu.
Hadid suresi
10. Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Halbuki
göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten (Mekke fethinden)
önce harcayanlar ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir. Onların
derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla
beraber Allah hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Allah
bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Nasil olurda aramizda halen ahmak insanlar Allah'in dinini yayabilmesi icin
paraya ihtiyaci oldugunu ve muslumanlarin para harcamasini savunabilir?
Koca Allah muslumanlarin eline mi baka kalmis? Sirf bu ustte ki ayet bile
Kuran'in Allah degilde, para, san, sohret ve ranta susamis Muhammed
tarafindan yazildigini gostermek icin yeterlidir. Muhammed birde tum
bunlarin ustune ustluk, Allah yolunda harcanan paralarin aslinda
muslumanlara cennette mukafat olarak geri donecek bir borc oldugunu
soylemekteydi. Allah'in dini icin insanlardan borc para istemesini hangi akil
mantik sahibi insan aciklayabilir?
Hadid suresi
11. Kim Allah'a güzel bir borç verecek ki, Allah da onu kendisine kat kat
ödesin. Ona çok değerli bir mükafat da vardır.
Muhammed ustteki ayeti ile artik cihad icin servetlerini harcayan insanlara
Allah'in borclu kisi oldugunu soyluyordu. Muhammed'e inanan masum
araplar artik cihad yolunda paralarini ve servetlerinide harciyordu. Allah
yolunda servetlerini harcayip boburlenen muslumanlar vardi ki,
Muhammed narsistligi ve "tek itaat edilen kisi" olma istegininde verdigi
kiskanclik ile bu kisilere tahammul edemiyor, boburlenen kisilerin seslerini
kesmek icin su ayeti yazdiriyordu;
Bakara suresi
262. Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının
peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab'leri
katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar
üzülmeyeceklerdir de.
Muhammed suresi
4. inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları
çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir
alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı
salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi
onlardan öc alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor.
Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa
çıkarmayacaktır.
Ustteki ayetten anlasilan sudur ki; Allah istese kafirleri siz muslumanlarin
yardimi olmadanda oldurebilir. Fakat bunu muslumanlari sinamak icin
yapiyor. Tipki herhangi bir mafya cetesi yada teror orgutune yeni uye
olmus caylak kisinin, lidere kendisini kanitlamak icin yaptigi kanundisi
eylem gibi. Islam dininde inanc, kisilerin kana ne derece susamis
olduguna gore olculur. Muhammed insanlarin beyinlerini yikamaya soyle
devam ediyor;
Enfal suresi
60. Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın.
Onlarla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin
bilmediğiniz fakat Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah
yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size
zulmedilmez.
Muhammed cihad yolunda cimri davrananlara ve cihada yardim edenlere
ayrica su vaadlerde bulunuyor;
Saf suresi
10. Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret
göstereyim mi size?
11. Allah'a ve peygamberine inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah
yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.
Rahman suresi
53. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
54. Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki
cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.
55. O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Nebe suresi
31, 32, 33. Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş,
bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve
dolu dolu kadehler vardır.
Hadid suresi
7. Allah'a ve Resülüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı
maldan, (Allah yolunda) harcayın. İçinizden iman edip de (Allah yolunda)
harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükafat vardır.
Ustteki ornek verdigim ayetler bir cok Islami kurulusun neden teroru
desteklediginin acik gostergesi niteligindedir. Akli basinda bir insan Din ve
Teror gibi birbirine iki zit unsurun neden Islam ile birlestigini kolaylikla
anlayabilir. Fakat hayatinin her saniyesini cehennem azabinin korkusu ve
Allah'in her saniye onu dikkatlice izledigini zanneden bir musluman icin bu
pekte gozle gorulur kolay bir durum degildir. Bugun dunyada bir cok Islami
kurulus ve dernek, islam terorizmine masa altindan milyonlarca bagis
yapmaktadir. Bize gore bu durum terore hizmet, onlara gore Allah'a.
Muhammed suresi
20. İnananlar, "Keşke bir sûre indirilse!" derler. Fakat hükmü apaçık bir
sûre indirilip de onda savaştan söz edilince; kalplerinde hastalık
olanların, ölüm baygınlığına girmiş kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını
görürsün. O da onlara pek yakındır.
Buhari, Itk 13, Muslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633).
Hz. Cüveyriye, Benî Müstalık Kabilesi reisi Hâris bin Ebî Dırar'ın kızı idi.
Müreysi Gazâsında alınan esirlerden biri de kendisiydi. Kocası Müsafi
bin Safvan Peygamberimizin amansız düşmanlarından biri idi. Harpte
öldürülünce Hz. Cüveyriye dul kalmıştı.
Esirler, mücahidler arasında bölüştürüldüğü zaman, Hz. Cüveyriye,
Sabit bin Kays ile amcası oğlunun hissesine düşmüştü.
Hz. Cüveyriye, Sabit bin Kays'la anlaşmış, kesişme yapmıştı.* Tayin
edilen fidyeyi ödediği takdirde hürriyetine kavuşacaktı. Fakat, fidye
ödeyecek imkânı yoktu. Bu sebeple Peygamber Efendimize müracaat
etti ve kurtuluş fidyesinin ödenmesi hususunda yardım talebinde
bulundu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, ona, "Sana, bundan daha hayırlı olan yok
mudur?" diye sordu.
Beklenmedik bir soruya muhatap olan Hz. Cüveyriye birden şaşırdı.
Hürriyetine kavuşmaktan, tekrar anne babasına, yurduna varmaktan
daha hayırlı ne olabilirdi?
Bir anlık bir tereddütten sonra, "Yâ Resûlallah!" dedi. "Hakkımda
yapacağınız bundan daha hayırlı şey nedir?"
Peygamber Efendimiz, "Senin kurtuluş fidyeni ödeyerek seni zevceliğe
kabul etmemdir" buyurdu.
Hz. Cüveyriye Bütün bütün şaşırdı. Esaretten kurtulduğu gibi, böylesine
büyük bir şerefe de nâil olacaktı. Bir an kendi âlemine daldı. Peygamber
Efendimizin yurtlarına varmadan bir kaç gün önceki rüyasını hatırladı: Ay
Medine'den sanki yürüyüp gömleğine girmişti.
Bir anlık bir şaşkınlıktan sonra, yüzünde sevinç alâmetleri belirdi.
Peygamberimizin teklifine cevabı şu oldu:
"Yâ Resûlallah! Eğer, beni bu şerefe nâil ederseniz, şüphesiz benim için
bundan daha hayırlı bir devlet ve saâdet olamaz!"
Sahihligi kabullenmis diger bir hadiste ise Cerir ibn Abdullah isimli bir kisi
ve Muhammed arasinda soyle bir konusma gecmistir;
Câbir şöyle demiştir: Babam Abdullah, arkasında yedi yâhud dokuz kız
bırakıp vefat etti. Bir müddet geçince ben bir kadınla evlendim.
Peygamber :
"Bakire kız ile mi, yoksa dul ile mi evlendin?" dedi. Ben:
HadisNo:4264
Ravi:İbnu Abbas
HadisNo:217
HadisNo:440
Insanlarin malina mulkune kaba kuvvet ile el koyan, servet azmi icin
zengin kabile liderlerini olduren, kadinlari ve cocuklari esir alan, insanlari
binlerce yildir yasadiklari topraklardan kovan bir teroristi Allah nasil olur da
ornek kisi olarak gosterebilir, bu da ayri bir konu.
Isin enteresan tarafi ise Cuveyriye'nin asil ismi Barra, yani Turkce anlami
"Dindar, dinine bagli kisi" oldugu icin yaptiklarindan dolayi kendinde bir
kotuluk ve hata hissetmis ve ismini Cuveyriye olarak degistirmis.
Muhammed'in diger hanimi olan Zeyneb'in de gercek ismi Barra'dir.
Ravi:Cüveyriyye
Tecavuz
Iskence
Muhammed'in iktidarsizligi
"Ey Allah'ın Resulü dedim, en sonunda bir kere yıkansanız olmaz mı?"
"(Olmasına olur, ancak) böyle yapmak daha temiz, daha hoş ve daha
paktır!" buyurdular."
Isin enteresan tarafi ise, Islam alimi Ibni Sad, "Tabakat" adli eserinde
Mariye'yi Medine'de surekli ziyaret eden hristiyan bir adamin olduguna dair
bilgilere eserinde yer vermistir. Ayni bilgilere Taberi'de de rastlamak
mumkun. Rivayet'e gore Mariye ve Mebur hakkinda cikan dedikodulara
son vermek icin Muhammed Ali'yi gorevlendirir ve Mebur'u oldurmesini
emreder. Mebur Ali'yi karsisinda gordugunde korkudan entarisini kaldirir
ve avret yerini Ali'ye gosterir. Mebur'un cinsel organi olmadigini goren Ali,
Mebur'u oldurmekten vazgecer ve Mebur'un hadim oldugunu
Muhammed'e bildirir.
Oncelikle aklimiza gelen soru sudur ki, Muhammed neden sucsuz bir
kisinin oldurulmesini istemistir? Mebur gercekten penissiz ya da hadim bir
kisi ise o halde Muhammed bunu neden bilemedi ve Ali'yi o'nu oldurmekle
gorevlendirdi? Mebur Ali'nin o'nu oldurecegini nereden biliyordu da
entarisini kaldirip avret yerini gosterme ihtiyacini kendinde hissetti?
Diger bir ortbas cabasi ise Mebur'un cok yasli bir erkek olmasidir. Oysa ki
yine islami kaynaklardan okudugumuz bilgilere gore Mebur, Sirin ve
Mariye Muhammed'e Misir hukumdari Mukavkis tarafindan gonderilen 3
kolelerdir. Misir hukumdari Muhammed'e neden yasli bir kole
gondermistir? Hatta yolculuk sirasinda Sirin ve Mariye'nin guvenligine de
bizzat Mebur ustlenmistir. Mebur cok yasli bir erkek ise Mariye ve Sirin'in
guvenligini nasil saglayacakti?
Devam ediyorum....
Yine Ibni Sad'in "Tabakat" adli eserine baktigimizda, Ibrahim bebek iken
Muhammed onu kollarina almis ve Ayse'ye soyle demistir; "Bak, bana ne
kadar benziyor degil mi?". Ayse Muhammed'in sorusuna su cevabi verir;
"Ben pek bir benzerlik gormuyorum". Muhammed ise " Tombul yanaklarini
gormuyor musun?" diye cevap verir. Ayse bu sefer " Yeni dogan her cocuk
sut ictigi icin tombul yanaklidir" cevabini verir.
Diger bir yalan ise Muhammed'in 30-40 erkegin sehvet gucune sahip
oldugudur. Muhammed'in yapmak istedigi hayatinin son 10 senesinde
yasadigi cinsel acizligi gizlemektir. Yazimin basinda da belirttigim gibi
Muhammed 25-35 yaslari arasinda tam 7 cocugu olmustur ve bu
cocuklarin tumu 40 yasini askin Hatice'dendir. Muhammed'in haremindeki
karilari ve cariyelerinin hicbiri Muhammed'e cocuk verememistir. Sorunun
nedeni ise Muhammed'in iktidarsizligidir.
Câbir şöyle demiştir: Babam Abdullah, arkasında yedi yâhud dokuz kız
bırakıp vefat etti. Bir müddet geçince ben bir kadınla evlendim.
Peygamber :
"Bakire kız ile mi, yoksa dul ile mi evlendin?" dedi. Ben:
Ustteki hadiste anlatilmak istenen sudur ki, Muhammed Ayse ile oynastigi
vakitler hayal gucunu kullanarak Ayse ile cinsel munasebette oldugunu
gozlerinde canlandiriyordu. Muhammed iktidarsizligini yahudilerin o'na
buyu yaptigi gerekcesi ile gizlemeye calisiyordu. Bir diger hadiste ise Ayse
su sozleri kullaniyor;
"Sizden hanginiz, nefsine, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın nefsine
hakim olduğu kadar hakim olur?" Buhari, Hayz 5; Müslimm
Kafasi buyuktu
El-Hasen Ibn Ali, dayısı Hind Ibn Ebi Hale'nin şu sözünü ri•vayet etti:
"Rasulullah'ın (s.a.v.) başı büyüktü."
Nafi Ibn Cübeyr şöyle dedi: Ali Ibn Ebu Talib, bize, Peygamber'i (s.a.v.)
tarif ederken şöyle dedi: "Onun başı büyüktü."
Iri kemik ve iri eklemliydi
Kavisli burun
Hind Ibn Ebi Hale şöyle dedi: "Rasulullah'm (s.a.v.) burun kemiğinin
ortasında bir kavis vardı. Burnunda, ona güzellik veren bir parlaklık
vardı. Dikkat etmeyen kimse onun burun kemiğinin uzun olduğunu
zannederdi."
Genis agiz
Uzun Boyun
El-Hasen, dayısı Hind'in şöyle dediğini rivayet etti: "Her türlü büyüklük
Rasulullah'ta (s.a.v.) toplanmıştı. Onun yüzü, ayın ondördü gibi
parlardı."
Kalin saclar
Sık Sakal
Ali Ibn Ebi Talib şunu söyledi: "Rasulullah'm (s.a.v.) sakalı sıktı."
Korkunc gorunum
Parfum duskunlugu
"Yâ Âişe! Senin değil, asıl benim vay başım. Senin başının ağrısı geçer
gider. Baş ağrısı, benimkidir." http://www.menzil.net
Kaynaklar
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=405
http://egitimhane.blogcu.com/12643581
http://islah.de/siret/sir00004.pdf
Diger belirtiler
Kaynaklar:
http://zehirlenme.blogspot.com/2008/03/akr...e-tedavisi.html
http://www.basmakci.com/Forum.asp?forum=ok...9&yanilik=0
http://www.generalforum.org/dahiliye-t21975p2.html?
http://www.webturkiyeportal.com/webforum/9...akromegali.html
DAYAKCI
ALDATICI
Hafsa : “Tanrı elçisi! Sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. Öyle bir
şey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! Benim günümde, benim
sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!”
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 101, (2637); Buhari, Cihad 157; Müslim, Cihad
18, (1740)
ALAYCI (Hicv)
SARALI (Epileptik)
"Vahiy nâzil olurken en evvel vücûd(una) bir titreme gelirdi"; "Vahiy nüzûl
ederken kendilerini (tasa ve kaygi kaplar yüzü kül gibi olur), gözlerini
kaparlar ve horultuya (benzer) siddetli siddetli nefes alirlardi"
KADIN DOVEN
PEDOFIL (Subyanci)
Resulullah (sav), ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik.
Beni'l-Haris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım.
Saçlarım döküldü, (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Ruman,
ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini
bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu.
Evimizde, ensardan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu
mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti.
Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, [kuşluk vakti aniden]
Resulullah (sav)('ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni
O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim.
Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud,
Nikah 34, (2121), Edeb 63
MAFYA BABASI
TECAVUZCU
Resulullah (sav)'la birlikte Beni'l-Müstalik Gazvesi'ne çıktık. Arap
esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü
üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve:
"Aramızda Resulullah (sav) varken, ona sormadan azil (Bosalmadan
penisi cekmek) yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır!" buyurdular.
"Bunu yapmamanız gerekir. Kıyametc kadar geleceği takdir edilen her
canlı mutlaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."
[ Buhari, Nikah 96, Büyu 109, Itk 13, Megazi 32, Kader 4, Tevhid 18;
Müslim, Nikah 125, (1438); Muvatt ]
ISKENCECI
IRZ DUSMANI
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
Hayber'e geldi. Allah kaleyi fethetmeyi müyesser kılınca, kendisine Safiyye
Bintu Huyey İbnu Ahtab'ın güzelliğinden bahsedildi. Safiyye'nin kocası
savaş sırasında öldürülmüştü. Kadın daha yeni evlenmişti. Aleyhissalâtu
vesselâm, ganimetten pay olarak kendisine onu seçti. Oradan Safiyye ile
birlikte çıktılar. Revhâ nem mevkiye geldiler. Aleyhissalâtu vesselâm
orada gerdek yaptı. Sonra küçük bir yaygı içerisinde hays (denen hurma,
yağ ve keş'ten mamul bir yemek) hazırladı. Sonra bana: "Etrafındakileri
çağır!" buyurdu. Bu, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Safiyye için
verdiği düğün yemeği idi. Sonra oradan Medine'ye hareket ettik.
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Safiyye için, bineğinin terkisine bir örtü
seriyordu. Sonra devesinin yanında çömelip dizini dayadı. Safiyye
radıyallahû anhâ, dizine basarak deveye bindi."
Buhari, salat 12, Esan 6, Salatu'l-Havf 6, Cihad 102, 130, Menâkıb 27,
Megazi 38; Müslim, Nikah 464, (1367); Ebu Davud, Harâc ve'l-İmaret 21,
(2996, 2997, 2298); Nesai, Nikah 79, (6, 131-134).
PUTPEREST
"Lat'ı, Uzza'yı ve... üçüncü olan Menat'ı gördünüz mü? İşte bunlar, yüce
tanricalardir... Sefaatleri de elbette ki umulur."
CIZYECI (Haraçci)
IFTIRACI
Nuaym b. Mes'ud (ra), gizlice müslüman olmuştu. Allah Resûlü, ona bir
müddet daha müslümanlığını gizlemesini söylemiş.. ve onu bu muhasara
esnasında, çok mühim işlerde kullanmıştı.
Nuaym, hem Kureyş'in hem de Yahudiler'in itimat ve hürmet ettikleri bir
insandı. Efendimiz, ona harbin bir taktik olduğunu söylemiş ve idare-i
kelâm etmesine de izin vermişti. Nuaym, bu ruhsat üzerine Yahudiler'e
giderek: Kureyş sizi terkedecek ve Muhammed (sav)le baş başa
bırakacak. Düşünün o zaman haliniz nice olur. Eğer bu durumda kalmak
istemiyorsanız, onların ileri gelenlerinden bir kaçını rehin olarak yanınızda
alıkoyun dedi. Onlar Nuaym'a olan itimatlarından dolayı bu sözlere kesin
olarak inandılar.
Nuaym daha sonra Kureyşe gitti. Onlara da: Yahudiler Muhammed (sav)le
gizlice anlaştılar. Sizin ileri gelenlerinizden birkaçını rehin edip ona teslim
edecekler. O da onlara ilişmeyecek. Sakın sizden böyle bir talepte
bulunurlarsa onların dediğini yapmayın dedi. Kureyşliler de, Nuaym'a
itimat ettiklerinden, onun bu tekliflerinden zerre kadar şüphelen-mediler.
Kureyş ileri gelenleriyle Yahudi liderleri, birgün bir araya geldiler. Her iki
taraf ta birbirinden şüpheleniyordu. Evvela Yahudiler sözü açtı ve: Siz
başınız sıkışınca çekip gidecek ve bizi bu adamla baş başa
bırakacaksınız. Teminat için bize birkaç rehin vermezseniz biz savaşı
bırakacağız dediler. Kureyş, zaten böyle bir teklif bekliyordu. Nuaym'ın
sözünü hatırladılar ve tabii bu teklifi reddettiler. Onların reddi, Yahudilere
de Nuaym'ı tasdik ettirdi. Böylece ittifak bozulmuş oldu ve Yahudiler harp
sahnesinden çekilmeye başladılar.
Nuaym Müslüman olalı birkaç gün olmuştu. Allah Re-sûlü'nün insanları
tanımadaki isabetine bakın ki, hemen Nuaym?ın becerebileceği bir işi ona
teklif etmiş, o da arızasız bu işi yerine getirivermişti.
KATLIAMCI (Soykirimci)
NAMUSSUZ
KADIN TUCCARLIGI
SEKS DUSKUNU
TUZAKCI
Buhari, Itk 13, Muslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633).
GADDAR
SUIKASTCI
CAPULCU
Resulullah (sav) bir ganimet ele geçirilince, Hz. Bilal (ra)`e emrederdi, o da
halka yüksek sesle duyulur, askerler de ganimet olarak ne ele geçirmişse
getirip teslim ederdi. Peygamberimiz (sav) de önce beşte birini (humus)
alır, geri kalanı taksim ederdi. Bir gün, (Bilal`in) çağırmasından sonra bir
adam kıldan mamul bir yular getirdi ve: "Ey Allah`ın Resulü, ganimet
olarak biz de bunu ele geçirmiştik!" dedi. "Sen," dedi, "üç kere bağırdığı
vakit Bilal`i işitmedin mi? O zaman niye getirmedin?" Adam, Resulullah
(sav)`a (gecikmenin sebebiyle ilgili olarak kabul görmeyen) özürler beyan
etti. Ancak neticede şu cevabı aldı: "Hayır! Bunu senden kabul etmiyorum.
Kıyamet günü sen bununla birlikte geleceksin."
Bir kadın, perde gerisinden Resulullah (sav)'a eliyle bir mektup uzattı.
Resulullah (sav) elini derhal geri çekip: "Ne bileyim, bu el kadın eli midir,
erkek eli midir?" buyurdu. Kadıncağız: "Kadın elidir!" deyince Hz.
Peygamber (sav): "Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin"
buyurdu. Bununla kına yakmayı kastetmişti.
ZAMPARA
Aklında bir şeyler olan bir Kadın vardı. Bir gün Resulullah (sav)`a: "Ey
Allah`ın Resulü! Benim sana bir ihtiyacım var!" dedi. Aleyhissalatu
vesselam: "Ey ümmü fülan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacını
göreyim" dedi. Kadınla birlikte bir sokağa gitti, Kadın da ihtiyacını arzetti.
Ben Hz. Enes (ra)`in yanında idim. Onun yanında bir kızı vardı. Enes dedi
ki: "Resulullah (sav)`a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti ve: "Ey Allah`ın
Resulü! Senin bana ihtiyacın var mı?" dedi. Bunun üzerine Enes`in kızı:
"Bu kadının hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!" dedi. Enes: "Hayır, o
senden daha hayırlı! Resulullah`a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona
arzetti" buyurdu."
NARSISIST
“Allahü teâlâ, İbrâhim oğullarından İsmâil’i seçti. İsmâil oğullarından
Kinâne oğullarını seçti. Kinâne oğullarından Kureyş’i seçti. Kureyş’ten
Hâşim oğullarını seçti. Hâşim oğullarından Abdülmuttalib oğullarını eçti.
Abdülmuttalib oğullarından da beni seçti.”
BATIL (ilkel)
Ebu Davud, Et'ime 49, (3844); Buhari, Tıbb 58, Bed'ü'l-Halk 14; İbnu
Mace, Tıb 31, (3504, 3505); Nesai, Fera' 11 (7, 178).
Narsisist kimdir?
Narsizmin çok özel bir türü de; Roma sezarları, Mısır firavunları, diktatörler
gibi çok güçlü kişilerde bulunan türüdür. Bu insanlar adeta nefes alıp
yürüyen yeryüzü tanrıları gibidirler kendi gözlerinde. Yaşam ya da ölüm
gibi önemli doğa olaylarına bile bir tek cümleyle karar verebilmekteydiler.
En büyük korkuları güçlerini kaybetmeleri, ölüm, etraflarındaki herkesin
kendilerine düşman olmasıydı. Güçlerinin ve şehvetlerinin bir sınırı
yokmuş gibi davranmaya çalışırlar, sayısız insan öldürüp, sayısız şatolar
kurarlardı. Varlıklarının kendilerinin de çözemediği sorununu insan
değilmiş gibi çözmeye çalışsalar da aslında durumları düpedüz deliliktir.
Dış dünya 'ben' olmadığı için, narsist kişi dış dünyayı anlayamaz/
algılayamaz ve bu durum kişide korku yaratır. Diktatör gitgide daha yıkıcı,
daha yalnız ve korkak olur.
Kaynaklar
http://www.psikoloji.web.tr/narsistikkisilik.htm
http://tr.wikipedia.org/wiki/Narsisizm
Muhammed kendisini o kadar yuce goruyor ki, bakiniz kisisel egosu olan
Allah'i nasil konusturuyor;
Ahzab 46. Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve "aydınlatıcı
bir kandil" olarak gönderdik.
kaynak
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=406
Cok degil, bir kac yuzyil oncesine kadar, insanlarin bazisi degil tamami
dunyanin duz olduguna inanmakta idi. Demek ki hakikatlere, fikir ya da
oybirligi ile ulasamayiz. O zamanki insanlarin tamami dunyanin duz
olduguna inandigi halde hakikat yine degismedi. Dunya hep yuvarlak
olarak kaldi.
11) Kult uyeleri kesinlikle kultu terketmis kisiler ile arkadaslik yapamaz.
kisiler akrabalari olduklari halde bile.
12) Uyelerin kultlerini terk etmemeleri icin turlu turlu korku tekniklerine
basvurulmustur. Terk edenler seytana tapanlardan olur ve cogu zaman
feci sekilde cezalandirilmalidir.
13) Kisilerin hissi duygulari kontrol halindedir. Kultun aksine en ufak bir
dusunceye kapilmamalari icin onlari 24 saat kontrol eden yuce bir varlik
vardir. Bu sekilde kisilerin dusunceleri kontrol altina alinir.
14) Kisilere cogu zaman egitim, kariyer sahibi olmak yada sosyal
yasamlari yerine kulte hizmet etmeleri emredilir.
Islam'a inanan bir cok musluman dinini elestiren yazilari okumaya bile
tereddut etmez. Cunku onlara gore bu site, yani ateist forum bile seytanin
bir oyunudur. Sitede yazilari okuyan ve siteye tesaduf eseri girmis bir cok
musluman ziyaretci her ne kadar konulari okumak istesede, "gunaha
girerim, yanlis dusuncelere kapilirim" korkusundan siteyi derhal terkeder.
Dikkatinizi cekerim "ziyaretciler" diyorum.. Siteye uye olan ve islami koru
korune, mantik disi konularla savunan uyeler icin durum farkli..Onlara
Allah'in kendisi inip "ben yokum!" dese bile, onlar Muhammed'e o kadar
cok guvenmislerdir ki, "Bu da seytan'in bir oyunudur, seytan allah kiliginda
bize numara yapti" deyip inanclarina devam ederler. Sozun kisasi onlar
kultlerinden donmez! Beyinlerinin mantik isleyen tarafi disfonksiyon
durumundadir.
Her musluman Cihad'in islam adina savas, islami yaymak icin savas
oldugunu bilir. Fakat hic birisi bunu kabullenmez ve aslinda bunun islami
savunma oldugunu iddia ederler. Muhammed zamaninda olmus onca
savaslarin neden %90'inin hep dusman topraklarinda gectigini
anlayamazlar. Madem savaslar islami savunma adina, o zaman neden
karsi tarafin topraklarina saldiran ilk taraf muslumanlar olmus? Hemde
karsi tarafin gafil oldugu, erkeklerin gece yarisinda cocuklari ile uyuduklari
zaman, yada gunduzleyin kisilerin dinlendigi zamanlar saldirilmistir.
11) Kult uyeleri kesinlikle kultu terketmis kisiler ile arkadaslik yapamaz.
kisiler akrabalari olduklari halde bile.
12) Uyelerin kultlerini terk etmemeleri icin turlu turlu korku tekniklerine
basvurulmustur. Terk edenler seytana tapanlardan olur ve cogu zaman
feci sekilde cezalandirilmalidir.
Birincisi sonsuz cehennem azabi (ki bu batil inanci yenmek, hayatta kisinin
en zor basarabilecegi seylerin basinda gelir)
13) Kisilerin hissi duygulari kontrol halindedir. Kultun aksine en ufak bir
dusunceye kapilmamalari icin onlari 24 saat kontrol eden yuce bir varlik
vardir. Bu sekilde kisilerin dusunceleri kontrol altina alinir.
Allah onların gizli tuttuklarını da bilir, açığa vurduklarını da. (Bakara 77)
İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. (Al-i imran
29)
Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. (Al-i imran 29)
şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları çok iyi bilir. (Al-i imran 63)
Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir. (Al-i imran 119)
Allah onların saklamakta oldukları şeyi daha iyi bilir. (Maide 61)
Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir. (enam 119)
14) Kisilere cogu zaman egitim, kariyer sahibi olmak yada sosyal
yasamlari yerine kulte hizmet etmeleri emredilir.
Islam dininde genc insanlar kulte hizmet icin egitimlerini yarida birakir.
Bazilari ise cihad hizmetinde bulunmak icin gonullu terorist olurlar.
Sonuc olarak diyebiliriz ki Islam bir kulttur. hem de bugune kadar gelmis
gecmis kultlerin en buyugu.
Sevgili Muslumanlar,
Insanlik bugun tehdit altinda. Akla sirra uymayan gaddarligin gunden gune
cogalmasi bir yana, tum bu olanlarin arkasinda kem bir guc bizi
parcalamak, insanligi yok etmek istemektedir. Bu kotu olusumun faillerinde
cocuklara karsi bile aci hissi bulunmamaktadir. Her gun yeni bombalama
olaylari, masum insanlarin olduruldugu olaylari hepimiz buyuk bir sokla
izlemekteyiz.
Eski bir Cinli alim Sun Zi demis ki, "Dusmanini tanir ve ogrenirsen, maglup
edilemezsin". Bizler dusmanimizi taniyor muyuz? Tanimiyor isek, zaten bu
davayi kaybetmis, kaderimize boyun egmisiz demektir.
Terorizm bir ideoloji degildir, aractir. Fakat teroristler ideolojileri icin can
alirlar. O ideolojinin adi islam'dir.
Dogru olan kim? Islami sabah aksam kendi dilleri Arapca ile okuyan,
Kur'an ile yatip Kur'an ile kalkan teroristler mi, yoksa hayatinda hic Kur'an
okumamis, cumadan cumaya ya da Ramazandan Ramazana islami
yasayan, aksam yemegi sonrasinda ailesi ile birlikte seyrettigi aksam
haberlerinde televizyona bakip " Gercek islam bu degildir" diyen, Ku'ran'i
okusada anlamayan ve yari dogru yari yanlis cevirilerle Islam'i anlamaya
calisan muslumanlar mi?
Saygilar.
http://forum.ateizm2.org
http://ateistplatform.ipbfree.com