You are on page 1of 67

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1274

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1275

Tart mal lm htisas Toplant s -11

NDEK LER

25-26 Haziran 2005

TEBL

ve TEBL

C LER

1. Tebli : Dinler Tarihinde Metodoloji Tart malar na Bir Bak Prof. Dr. Mehmet AYDIN S. . lahiyat Fakltesi /Konya 2. Tebli : Dinler Tarihinde a da Metodolojik Problemler Yrd. Do. Dr. Mustafa ALICI KT. lahiyat Fakltesi /Rize

1279

1299

Organizatr/ Editr: Prof. Dr. mer Faruk HARMAN M. . lahiyat Fakltesi/ STANBUL

MZAKERE HEYET

Prof. Dr. . Faruk HARMAN, M. . lahiyat Fakltesi/ stanbul Prof. Dr. Harun GNGR, E. . lahiyat Fakltesi/Kayseri Prof. Dr. Abdurrahman KK, Emekli retim yesi/Ankara Prof. Dr. Ali ERBA , SA.. lahiyat Fakltesi/Adapazar Prof. Dr. Ali Rafet ZKAN, A.. lahiyat Fakltesi/Erzurum Do. Dr. Ali hsan Y T K, DE. lahiyat Fakltesi/ zmir Yrd. Dr. Kr ad DEM RC , M. . lahiyat Fakltesi / stanbul

Toplant Yeri:
SKDAR BELED YES AMLICA E T M MERKEZ Bulgurlu, Alemdar Cad. Han m Seti Alt Sokak No: 2 Byk aml ca-skdar/ stanbul

Yrd. Do. Dr. Fuat AYDIN, Sakarya . lahiyat Fakltesi/Adapazar Dr. smail TA PINAR, M.. lahiyat Fakltesi/ stanbul

1276

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1277

AI KONU MASI

Muhterem Meslekta lar m, slm limler Ara t rma Vakf taraf ndan tertip edilen, slm limlerde Metodoloji Problemi adl tart mal ilm ihtisas toplant lar dizisinin on birincisini te kil eden Dinler Tarihinde Metodoloji Problemleri toplant s na ho geldiniz. slm limler Ara t rma Vakf , lkemiz iin gerekli ve faydal olan faaliyetlerine bir yenisini daha ekleyerek, milli veya milletler aras nitelikteki tart mal ilm toplant lar serisi yan nda tart mal ilm ihtisas toplant lar da tertip ederek daha dar erevede ve tamamen akademisyenlerden olu an toplant larla metodoloji problemlerini ele almay kararla t rm ve bu toplant lardan birini de Dinler Tarihi ilim dal na ay rm t r lm ara t rmalarda metodun ne kadar nemli oldu u malumdur. Bu, di er ilim dallar gibi Dinler Tarihi iin de sz konusudur. Dinler Tarihi al malar nda ve bu alanda yap lan ara t rmalarda hangi metotlar n kullan laca , Dinler Tarihi nin, hangi ilim dallar n n metotlar ndan yararlanaca konular gnmz ara t rmac lar iin nem arz etmektedir. nk yap lan baz ilm ara t rmalarda, Yksek Lisans ve Doktora tezlerinde, ara t rmada kullan lan yntem ba l alt nda kli ele mi baz ifadeler yer almakta ve fakat bu, o unlukla muhtevaya yans mamaktad r. Dolay s yla slm limler Ara t rma Vakf n n metodoloji meselesini ele ald byle bir te ebbs son derecede isabetlidir. Bu toplant da iki tebli sunulacak ve siz de erli ilim adamlar taraf ndan mzakeresi yap larak de erlendirilecektir. Prof. Dr. Mehmet Ayd n, Dinler Tarihinde Metodoloji Problemleri , Yrd. Do. Dr. Mustafa Al c ise Dinler Tarihinin a da Metodoloji Problemleri ad yla sunacaklar tebli lerle bu ilim dal n n metodoloji problemlerini ele alacak, metodoloji problemlerinin tarihi seyrini aktaracak, bu alandaki farkl yakla mlar ve temel meseleleri gndeme getireceklerdir. Bu noktada metodoloji hakk nda birka sz sylemek, konuya giri a s ndan uygun olacakt r:

1278

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1279

Metot (methode) szlkte takip, pe inden gitme , terim olarak ise bir gayeyi elde etme gayreti, hakikati ke fedip gstermek iin zihnin takip etti i faaliyetler btn, belli bir gayeye ula mak iin d nlen ve takip edilen faaliyetler btn yani sistem, vas ta anlamlar na gelmektedir. Yntem ile kar lanan kelimenin Arapa daki kar l usldr ve kelime hemen daima ara t rma usl anlam nda kullan lm t r. Geni mns yla metot, hadiseler kar s nda zihnimizi tatmin edecek hakikatlerin bulunmas iin sarf edilen d nce faaliyeti, dar mns yla ise hadiseler kar s nda sarf edilecek zihni ameliyeleri pe inen tayin eden bir al ma program , bir ara t rma kaideleri yekunudur. Kelime tarz, sistem anlam na da gelmektedir. Metot kelimesi ara t rma yolu ile bulunup ortaya konabilecek somut sebep-sonu ili kilerini ve (mmkn oldu u hallerde) bu ili kilerin temelinde yer alan soyut ilm kanunlar tesbit edebilmek iin izlenmesi gereken yol demektir. Her ilm disiplin, kendine zg konular incelerken belli metotlar takip etmek durumundad r. Hangi tr metodun kullan laca , bilgiyi toplama, s n fland rma, yorumlama ve aktarma uslleri hem konunun mahiyetine hem de ara t rmac n n amac na gre de i mektedir. Din bir sosyal vak a oldu u iin dinin tetkikinde sosyal bilimlerdeki ara t rma metot ve teknikleri uygulanmaktad r. Din fenomene tr yakla m n sz konusu oldu u ifade edilmektedir ki bunlar da tarihi, fenomenolojik ve hermentik perspektiflerdir. Dinler Tarihi her eyden nce bir tarih oldu u iin tarih ilminin metodolojisi sz konusudur. Tarihi metodun yan nda kar la t rma metodu Dinler Tarihi alan nda olduka nemlidir. Di er taraftan Fenomenolojik metot, Dinler Tarihi ara t rmalar nda yayg n olarak kullan lmaktad r. Ara t r lan konuya gtrd ne inan lan en k sa ve do ru yol olan metodun ve metotlar n bilgisi anlam ndaki metodolojinin di er ilim dallar gibi Dinler Tarihi iin de nemini bu toplant esnas nda sunulacak tebli ler ve yap lacak mzakerelerin daha iyi ortaya koyaca ndan eminim. Bu duygularla toplant y tertip eden slm limler Ara t rma Vakf ba ta olmak zere hepinize tekrar te ekkr ediyor, toplant n n baar l ve verimli gemesini diliyorum. Prof. Dr. . Faruk HARMAN

TEBL

LER

I D NLER TAR H NDE METODOLOJ TARTI MALARINA B R BAKI Prof. Dr. Mehmet AYDIN S.. lhiyat Fakltesi1

Birok bilim dal nda oldu u gibi, Dinler Tarihi nde de metodoloji problemi zerindeki tart malar devam etmektedir. Asl nda bir bilim dal ndaki metodolojik tart malar, o bilim dal na srekli canl l k ve dinamizm kazand r r. Bu a dan Dinler Tarihi ndeki metodolojik denemeler de Dinler Tarihi ne her zaman dinamizm kazand rm t r. Fakat Dinler Tarihi nin, akademik dzeydeki geli mesiyle orant l olarak metodolojik problemlerini belli bir dzeye getirip getirmedi i de daima sorula gelmi tir. Neredeyse yz elli y la yak n bir sredir, Bat niversitelerinde Dinler Tarihi ile ilgili al malar ve toplant lar yap lmaktad r. Ancak, yar m as r nce tart ma konusu yap lan problemlerin zerinde hl tam bir uzla ma olmay n n, Dinler Tarihi nin hem metodolojik hem de bilimsel onuru ynnden baz endi elere neden oldu u da grlmektedir. Nitekim Jerald C. Brauer (1921-1999), y llarca nce Dinler Tarihi konusunda Dinler Tarihi, ngilizce konu an lkelerin niversitelerinde ve o u Avrupa okullar nda onurlu, ama nemsiz bir disiplin olarak kald . Dinler Tarihi nin yeri, en iyi ekliyle, sosyal bilimlerle insan bilimlerin aras nda s k nt l bir yer oldu demektedir2. Jerald C. Brauer e gre Dinler Tarihi ya sosyal bilimler, insan bilimler ve teoloji aras nda ve bu bilimlerin ierisinde anahtar bir rol oynamak suretiyle, nemli bir konuma sahip olacak, ya da bu disiplinlerden birinin veya bir ka n n iinde kalmak suretiyle byk lde muzdarip bir duruma d ecektir. Brauer, birinci alternatifin hakim ola1 2

Dinler Tarihi Anabilim Dal retim yesi Jerald C. Brauer, Dinler Tarihinde Metodoloji Denemeleri, Editr ve Tercme, Prof. Dr. Mehmet Ayd n, Konya, 2003, s. 7.

1280

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1281

ca n d nyor. Ona gre zaten ok say daki i aretler de durumun byle olaca n gstermektedir3. Yar m as r nce Dinler Tarihi konusunda bu tart malar yap l rken, Dinler Tarihi nin niversite hayat nda stn disiplinlerden birisi olmas ynnden, en fazla mit verici bir disiplin oldu u zerinde durularak, Dinler Tarihi nin hem do u, hem de bat insan na verece i ok eyin oldu u vurgulanm t r. zellikle yar m as rdan beri, dnya dinleri her yerde g kazanm ; H ristiyanl k, do u dinleriyle yz yze gelmi tir. Din mensuplar n n birbirlerini tan malar nda birinci derecede rol, Dinler Tarihi alan nda verilen bilgiler oynayacakt r. Bunun iin yar m as rdan beri modern dnya niversitelerinde Dinler Tarihi, dikkat ekici bir pozisyon kazanm t r. Dinler aras diyaloglar n, Dinler aras i birliklerinin ve din tolerans ve ho grlerin arand ve bu u urda abalar n sarf edildi i bir dnyada Dinler Tarihi, sadece ilgin de il, bu alanda al maya de er ve hatta zarur bir durum arz etmi tir. Bunun iin de Dinler Tarihi, dnyam z ve bylece kendimizi de anlamam z a s ndan vazgeilmez bir disiplin haline gelmi tir. Dinler Tarihi ndeki son giri imler, bir din fenomeni veya bir dini, redksiyonist bir metodla de il; kendi artlar , kendi e sizli i ve ba lam iinde kavraman n ve ara t rman n nemi ve yarar zerinde yo unla t n gstermektedir. Bu metodolojik al mada, Prof. Kitagawa ve Prof. Smith in gsterdi i gibi, Dinler Tarihi, sadece bak a s ndaki bu temel de i ikli i ya amam , ayn zamanda bu bak a s n n kurumsalla mas na ve derinle mesine de yard mc olmu tur. Bu metodolojik yakla ma gre Dinler, sadece ahsi bilgi edinmek, toplumsal bilgi edinmek ya da belirli bir dini desteklemek amac yla silah temini iin de il; kendi amalar iin incelenmeli ve anla lmal d r. Bunlar n yap labilmesi, yetene e, hayal gcne ve metodolojideki a kl a ba l d r. Yine de Dinler tarihileri, bunlar n da tesinde yeni hedeflere ula maya al mal d rlar. nk Dinler Tarihi, hayat n temel gereklerinden birine yani din bir varl k olarak insan fenomenine nfuz etmeye al mal d r. Bu temel esas tetkik edecek ve ara t racak bir insan, din gerekli in kendisine spesifik tarihi formlarda kar la t ekliyle, a kl k ve sayg gsterme tavr n ele alarak i e ba lamal d r4.
3 4

Bugn yeryzndeki insanlar n tarih iindeki miras n anlamalar iin a r yap ld bir zamanda, Dinler Tarihi ne bir perspektifin hakim olmas ve bu perspektifin, her bir tarihi dinin zgnl n ve e sizli ini ciddiye alan bir bak a s ile tetkik edilmesini savunmas , ilgintir. Bu durumda Dinler Tarihi, evrensel zellikleri veya tipik zellikleri ara t rmadan vazgemiyor; bilakis bunlara moral, etik veya rasyonel olan ortak isimler koyma faaliyetinin ok tesine gidiyor. Bundan dolay da Dinler Tarihi, modern a n kendini anlamas na en nemli katk y sa layacakt r. Dinler Tarihi nin kendisini niversitelerde onurlu bir disiplin olarak kabul ettirebilmesinin yolu, Din problemiyle yle veya byle ilgilenen disiplinlere, bir yandan temel malzemeleri temin etmesinden, dier yandan da o disiplinlerden alaca eyi alabilmesinden gemektedir. te Prof Eliade, Danielou, Pettazoni ve di erlerinin u ra t temel problem, bu konu olmu tur. Bu meselenin asl , Dinler Tarihi ne uygun metodoloji bulma meselesidir. Dinler Tarihi ne adapte edilen metod ve muhtevayla ilgili tatminkar bir cevap bulunamad ka, Dinler Tarihi, kendisinden beklenen potansiyel rol yerine getiremeyecektir... Mteveffa Prof. Joachim Wach (1898-1955) Dinler Tarihi incelemesine uygun olan tek bir prosedr yoktur. Ancak metod, tetkikin yap ld zaman n hkm sren artlar na ve tm dneme yeterli olmak zorunda kalacakt r derken, Dinler Tarihi nin bugn iinde bulundu u durumu haber vermi tir. Ancak Wach, Dinler Tarihi retimi ile Dinler Tarihi incelemelerini birbirinden ay rmaktad r5. Danielou ve Eliade nin denemeleri de bu do rultudaki al malar ortaya koymaktad r6. En kompleks lenguistik, politik ve sosyal ba lamlarda srekli yer alan, neredeyse ak l almaz miktarda malzemeyle kar kar ya kalan Dinler Tarihi, kendi sorumluluklar n n ve katk lar n n s n rlar n belirleme te ebbsnde, olduka ilerleme kaydetmi tir. Dinler Tarihi, objektiflik ve subjektiflik aras ndaki gerilimi, kendi iinde bulunduran bir ba ka bilim dal kadar bilinlidir ve ka n lmaz hususile tirme ile genellemenin gereklili i aras ndaki dengeyi ba arman n mcadelesini vermektedir7.
5

a.g.e., s. 7. a.g.e., s. 8.

Joachim Wach, on Teaching History of Religions, Proregno prosanctuario, Editeur, Willem J. Kooiman (Nijkerk GF Callenbach, 1950), 325-332. 6 a.g.e., s. 9. 7 a.g.e., s. 9.

1282

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1283

Metodoloji ile ilgili tart malara al malar nda yer veren Prof. Kitagawa (1915-1992) ise, Dinler Tarihi ve Dinler Tarihi Metodolojisi ile ilgili yap lan tenkitleri drt noktada toplamakta ve bunlar yle tahlil etmektedir: Birincisi: Baz din felsefecileri, Dinler Tarihilerinin Din Felsefecileri olduklar n , de illerse de olmalar gerekti ini d nyorlar. Onlara gre Dinler Tarihi nin Dinbilimsel incelenmesi, btn din sistemlerde yer alan blgesel ya da sbjektif unsurlar a an yeterli bir din felsefesi geli tirmek iin nemli bir arat r. Yine onlara gre, farkl k lmak iin btn dinlerin tek bir ezel Din iin bir aray , ya da gstergeler oldu unu ve Dinler Tarihi nin grevinin Din felsefesi ile i birli i yaparak, bir din ile dinler aras ndaki ili kiyi incelemek ve kafas kar m bir insanl , sonunda mutlak gerekli e do ru hareketlenmeleri iin ayd nlatmada bulunmak oldu unu d ndrmektedir8. kincisi, Dinler Tarihi nin objektif denilen yakla m n n, konunun kendi yap s sebebiyle yeterince objektif olmad n d nenler de vard r. Bylece, bu kimseler, dinler tarihilerini, blgesel tarihilerden ba ka, evrensel tarihilerin, filologlar n, sosyologlar n ve antropologlar n da yard m na ve i birli ine dayanarak, Dinlerin Tarihi nin, tarihi, fenomenolojik ve kamusal ynleri zerinde daha fazla yo unla maya zorlamaktad r9. ncs, Dinler Tarihilere tenkid ynelten bu grup, Dinler tarihilerini, bir akvaryumun zerinde dola an, i taraftaki bal kla ilgili do ru ve tam gzlemlerde bulunan ve gerekten konuyla ilgili bilgimize ok fazla katk da bulunan, ama kendilerine akvaryum bal olman n nas l bir ey odu unu hi sormayan ve hi de renemeyen sineklere benzetmektedirler10. Drdncs, her ara t rmac n n kendi din ve kltrel art alan na onulmaz derecede artlanmas nedeniyle, Dinler Tarihi iin Din bilimsel yakla m n olabilirli ini gz nne almayan bir grup daha vard r. Onlar, bu noktadan hareket ederek, slmiyet, H ristiyanl k ve Hindu dini gibi tek bir dinin teolojik tarihi diye adland r labilecek bir hususu savunmaktad rlar. Bu yakla m, bu dinlerin kendilerini savunma ama8

c yla Religionswissenchaft n bulu lar ndan ve verilerinden yararlanan missionswissenschaft ya da missiology nin bak a s yla ok yak ndan ba lant l d r11. Bu drt tenkidi, tahlil ve ele tiriye ynelen Kitagawa, Dinler Tarihi teriminin farkl insanlara gre farkl anlamlar ortaya koydu unu belirtmektedir: Baz lar na gre, Dinler Tarihi, mukayeseli metod kullanarak, Dinlerin e itli ynlerinin tetkik ve tasvir edilmesi bak m ndan dnya dinleri iinde Kaptan Cooke un bir tr gezisidir. Di erlerine gre, e itli dinlerin tarihi olgusunun temelini olu turdu u iin, Dinler Tarihi, kesinlikle dinin felsef tetkikidir. Di er baz lar na gre Dinler Tarihi, sadece tek bir dini ele almayan, birok dini ele alan, kilise tarihini and ran tarih bir disiplindir12. Dinler Tarihi disiplinin yap s ndaki bu mphemlik, mukayeseli din, din fenomenolojisi, dinler bilimi ve Dinler Tarihi gibi isimlerle biline gelen isim e itlili ine yans maktad r. nemsiz farkl l klarla, tm bu terimler, orijinal olarak, Allegemeien Religionswissenschaft olarak bilinen, genel bir bilgi toplulu una i aret etmektedir. Ancak, ngilizce konu an dnyada mkemmel bir isim olan Allgemeien Religionswissenschaft ad , k smen ok uzun ve hantal oldu u iin, k smen de ngilizce Science (Bilim) kelimesi, yanl anlamalara yol aacaiin, yayg n olarak kullan lmam t r13. Yine Kitagawa ya gre, d man blgesini inceleyen i gal ordusunun komutan edas yla ve ayn nedenlerle, di er Dinleri inceleyenler de vard r. phesiz byle bir yakla m, Dinler Tarihi iin kabul edilemez bir yakla md r. nk Dinler Tarihi, belli bir dinin di erlerine stnl ile u ra maz14. Kitagawa ya gre, Dinler Tarihi disiplininin temelini, mhim prensip te kil etmektedir: Birincisi: Bir dinden ziyade di er tm dinlere olan sempatik anlay , kincisi, Bir kimsenin kendi din gemi i ile ilgili olarak kendini ele tirme, hatta septisizm tavr ... ncs de bilimsel tav rd r15. stelik Dinler tarihisinin, belli bir inan n yay lmas ad na de il, ANLAMA ad na, dinlerin bilimsel incelemesiyle me gul oldu u
11

Joseph Mitsuo Kitagawa, Amerikada Dinler Tarihi, Dinler Tarihinde Metodoloji Denemeleri, Editr ve Tercme, Prof. Dr. Mehmet Ayd n, Konya 2003, s. 18. 9 a.g.e., s. 18. 10 a.g.e., s. 18.

a.g.e., s. 18. a.g.e., s. 26. 13 Ayn yer. 14 a.g.e., s. 27. 15 a.g.e., s. 28.
12

1284

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1285

da hat rda tutulmal d r. Dinlerin teolojik tarihinin nemli roln organize etti imizde, bu bir teolojik disiplin olur ve Dinler Tarihi ile dinlerin teolojik tarihi aras nda olumlu bir gerilim srdrme mecburiyetimiz ortaya kar16. Sonuta Kitagawa, Dinler Tarihi retiminin mns n n entellektel olmas gerekti ini, geleneksel anlamda Din olmamas gerekti inin alt n izmektedir17. Dinler Tarihi ndeki bilimsel inceleme metodlar ve Dinler Tarihi ni retme konusunda takip edilecek yntem konusunda Wilfred Cantwell Smith in de (1916-2000) nerileri dikkat ekicidir. Cantwell Smith, Bir din hakk nda hibir ifade, o dine inananlar taraf ndan kabul edilebilir olmadan geerli de ildir diyerek, din incelemelere yeni bir metod getirmektedir. Bu metodu a klama sadedinde Smith yle demektedir: Din kelimesiyle, insanlar n kalplerindeki inanc kastediyorum. phesiz dinin d a dnk verileri zerinde, d ar dan birisi, dikkatli bir ara t rmayla, ierden birisinin bilmedi i ve kabul etmekte istekli olmad eyleri ke fedebilir. Ancak, o inanc n sahip oldu u sistem konusunda, d ar dan birisi, konunun yap s gere i, o inanca inanan birisinden ileriye geemez. nk onlar n dindarl inant r ve bu tan m fark edemezlerse, o zaman tan mlanan ey, o insanlar n inanc olamaz 18. Baz kimseler, H ristiyanl kabul etmeyen hi kimsenin, H ristiyanl anlayamayaca n savunagelmi lerdir. Smith, bu konuda ileriye gitmeyece ini fakat bu tart man n zn bildi ini belirterek; bu durumun btn dinlere uydu unu ifade etmektedir. Buna gre, ya ayan bir din olarak slm hakk nda syledi i eyin, mslmanlar DO RU dedi i lde geerli olaca n sylemektedir. Ancak, mslmanlar taraf ndan kabul edilen her ifade gerekten do ruda olmayabilir. Ya ekme veya aldatma yap lm olabilece ini de Smith ilave eder19. Yine Cantwell Smith yle devam eder: slm hakk nda yaz yazan Mslman olmayan bir ara t rmac n n grevi, hem kendi iindeki hem de kendi d ndaki bilgilerle mant k olarak tutarl olmak suretiyle ve do rudan tarafs z delillerden hareket ederek bat n n akademik gele16

ne i iinde, do ru bilgi vermek ve ayn zamanda nceden formle etmek suretiyle, insanlar n gnllerindeki inanc n hakk n veren bir a klamay yapmakt r. Bu, yarat c insan d nmeye zorlayan bir grevdir20. Cantwell Smith, Din incelemeleri konusunda ise unlar sylemektedir: Yetmi be y l nce niversitelerde, ba ka topluluklar n dinleri de dahil, bilimsel din incelemesi veya tarafs z din incelemeleri iin gerekli art n; ara t rmac n n bir inanca sahip olmamas oldu una geni lde inan l yordu. Bugn ise bunun tersi bir gr hakimdir21. Di er yandan, ba ka sahalarda oldu u gibi, bu konu ile ilgilenen Bat l ara t rmac lar n, Bat da olan lik-din blnmenin olmad ya da tam olarak olu mad di er uygarl klardan ara t rmac larla ortak bir gr noktas na gelmeleridir22. Cantwell Smith in zerinde durdu u nemli konulardan birisi de art k lik bir rasyonalistin, ba kas gibi bir insan olarak grlmeye ba lamas d r. Yani, belirli bir bak a s na sahip bir insan olarak kabul edilmeye ba lamas d r 23. Yine yabanc dinleri anlama konusunda Prof. Ernst Benz in (1907ileri srd fikirler, dinler tarihiler taraf ndan zerinde durulmaya de er fikirlerdir. Prof. Benz, u soruyu sorarak bu problemi zmeye al maktad r: Yabanc dinleri anlama konusunda Bat l tutumumuz hangi lde ve hangi derinlikte etkili olmaktad r? Ayr ca fikri, duygusal ve nefs tepkilerimizin Avrupal H ristiyan miras m z taraf ndan, ne kadar belirlenmi oldu unu da iyice anlamaya al mak gerekti ini bilmek gerekir 24.
1978)

Yine Ernst Benz e gre, fenomenolojik dinbilim gzlem trlerinin temel kaidelerinden biri, ba ka dinleri ahsi lekle de erlendirmeyi nlemektir. Prof. Benz, Dinlerle kar la ma prati inin her durumunda bu artlara uyman n, kendisini a rtt ndan bahseder. Ona gre, Bat l ruh ve ya am tutumumuz, spesifik H ristiyan artlar taraf ndan belirlenmi tir. Bu sadece ilm, tenkiti d ncemizi de il, btn ya am duy20

a.g.e., s. 38. 17 a.g.e., s. 39. 18 Wilfred Cantwell Smith, Mukayeseli Din: Nereye ve Niin? Dinler Tarihinde Metodoloji Denemeleri, Konya, 2003, s. 54. 19 a.g.e., s. 56.

a.g.e., s. 56. a.g.e., s. 57. 22 Ayn yer. 23 Ayn yer. 24 Ernst Benz, Yabanc Dinleri Anlama zerine, Dinler Tarihinde Metodoloji Denemeleri, Konya, 2003, s. 141.
21

1286

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1287

gumuzu, hissi ve irad tepki eklimizi derinden etkilemi tir. Bazen hatta o u zaman bu art n bilincine varm yoruz bile... Asl nda, as l kkeni de i mi ve lik hale getirilmi ekilleriyle ve H ristiyanl a olan anti tezleriyle de Ruh ve ya am tutumumuz, H ristiyanl k taraf ndan ekillendirilmi tir. Bu zelikle noktada a ka grlmektedir: 1- En derin felsef ve metodolojik fikirlere kadar Bat l H ristiyan d ncemiz, ki ile tirilmi bir Tanr fikri taraf ndan belirlenmi tir. Bunun iin, Personalistik Tanr fikrini tan mayan Budizm in temelini ve de i ik ya am tezahrlerini anlamak son derece zordur. Bunun iin, gerek H ristiyan teolojisi alan nda, gerekse bat felsefesi alan nda geleneksel bat tutumu, Budist teolojisini Ateist olarak nitelemi tir. Budizm deki A KIN ile kar la man n izafi eklini bir bat l n n anlamas gerekten fevkalade zordur25. Budist kaynaklar n n tetkiki, Budizm in personalistik bir Tanr fikrini tan mad n a ka ortaya koymaktad r. Budizm deki A KIN ile kar la man n btn artlar n n temelden farkl oldu u, ancak Budist rahipleriyle konu ulunca anla lmaktad r. nk A k n ile kar la man n Budizmdeki eklini anlamay , personalistik Tanr fikri olduka zorla t r yor26. Budizm deki A k nla kar la ma, ilk planda kavramsal teolojik artlara dayanmamaktad r. Bir bat l n n, bunun temelinde ba ka bir din tecrbenin yatt n anlamas ok zordur. Bunun temeli, Budizm in btn alan iin korunan ve bu A k n tecrbenin muhafazas n n yap ld belirli bir meditasyona dayanmaktad r. Bu tecrbeyi Prof. Benz, yle a klamaktad r: o u H ristiyan krslerinden ve minberlerinden grltl ve mthi bir grev iinde Tanr n n cevheri ve onun providansiyel fiilinin tm seyri hakk nda detayl ve kar k bilgi verilmektedir. Buna kar l k, Budistlerin Ta zimkrne suktlar ve insan kavramlar n n btn diyalekti inin tesinde olan Tanr n n tarif edilmezli i noktas ndan 27 A KININ BO LU UNU daha ferahlat c buldum , Budizm, teolojik ateizmdir d ncem kar s ndaki entelektel rkekli imi atmamda en byk yard mc m, Budist san at oldu. Bu hususta, zellikle Buda n n fevkalade heybetli temsilleri, onun meditasyonunun, oturu unun, dikili inin, gidi inin, de i ik tutumla25 26

r n n temsilleri, yard mc oldu. Anlad m ki, geleneksel teolojik Tanr tasavvurumuz ve teolojik kavramlar m z, Budizm deki A k n tecrbesini anlamam z iin byk bir engeldir. Budizm deki A k n n tecrbesine bir kpr kurmaya, olsa olsa Meister Eckhardt n Tanr sal Hilik veya Jacob Boehme in Tanr da Fen fikirleri uygun d mektedir 28. Prof. Benz, Hinduizm ve intoizm in ok say daki Tanr lar n ycelten politeizmi ile kar la mam, beni devaml yeni bilmeceler nnde b rakm t r diyor ve yle devam ediyor: nanan ki ilerin zel olarak panteondaki u veya bu Tanr ay neden tercih ettiklerini, sonuta anlamak iin kendimi aciz hissediyordum. Kyoto daki zengin konserve fabrikatrn, pirin Tanr as NAR nin mihrab na ne srklyordu? Onu, bu tap nak yortusunda, konservelerinden ve pickellerinden byk piramitler hibe etmesine ne sevk ediyordu? Di er tccarlar, o mihrb n tanr lar na pirin, arap f lar , konyak ve viski i elerinden piramitleri hibe etmi lerdi. Di er konserve fabrikatrlerinin tap na n salonuna kurduklar piramitlerin yan na, di er tccarlara kendi piramitlerini kurduran neydi? Halbuki into panteonunun sekiz yz bin Tanr s da onun iin e it de erde olan ve aralar nda fark grmedi i kendi Tanr lar d r 29. Kali tap na ve Vi nu tap na n n yan ndan geip giderken, inanan bir Hindu nun bugn KR NA tap na na ko mas na, Kri na ya iek takdim etmesine, ona ibadet etmesine ve hemen ertesi gn KAL yortusuna kat lmas na bir Hindu yu ynelten sebep nedir? nananlar n zihninde ayr her Tanr , di er Tanr lar n yan nda ne gibi bir rol oynuyor30. Prof. Benz, bu sorular n cevab n yle veriyor: Burada bilinli veya bilinsiz olarak anlaman n nne K N geiyor. Antik halk zmrelerindeki Tanr lar dnyas n n oklu una kar , bu kini, H ristiyan Apolojisi ve ondan ok nce Eski Ahid in peygamberlik Apolojisi uyand rm t r. Asl nda, sadece teolojik argmanlara dayand r ld nda bu kinin gc kmseniyor. Bu kin, sadece Musev ve H ristiyan dinlerinin Put ve Putperestli e kar olan aktifle tirilmi mcadelesindeki

a.g.e., s. 141. Ayn yer. 27 a.g.e., s. 142.

28 29

a.g.e., s. 142. a.g.e., s. 143. 30 Ayn yer.

1288

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1289

btn duygusall k gc ve heyecan geni li i gz nnde bulundurulursa kavranabilir 31. kinci noktay a klarken Prof. Benz, Asya topraklar nda Politeizm in ki inin kar s na, literatr mitolojisi olarak de il, gerek bir inan ve ya anan klt prati i olarak kt n belirtmektedir. Hem de bunun ok byk bir e itlilik iinde ve din bilincin en de i ik merhalelerinde kar m za kt n n alt n iziyor. Hint topraklar nda manevle tirilmi bir monoteizm geli imi oldu unu belirten Prof. Benz, bu Monoteizmin tek A k n Tanr olan Brahma n n tezahr olarak, Kri na, Vi nu ve Kali gibi Hint Tanr lar n grmektedir32. Prof. Benz, intoizm konusunda da unlar yazmaktad r: intoizmin sekiz yz bin Tanr s , hemen hemen hiyerar ik olarak hi tertiplenmemi tir. Her Tanr n n kendine has numinz bir tezahr vard r. into tap naklar ndaki yortularda bulundu um zaman, kendime s k s k u sorular sordum: Bir intoisti zel olarak u veya bu into tanr lar ndan birini tercih etmeye, ona zel bir ekilde takdime sunmaya ve onu yceltmeye sevk eden nedir? Bu sorunun cevab n rfte, adette ve meslek topluluklar n belirli Tanr larla irtibat nda aramak, asl nda cevab ertelemek demektir. Bu sorunun as l cevab , Tanr sal olan kendi ya am alan nda nas l kavrad ysa, o ekilde yceltmesidir . Yani ister yard mc , u ur getirici, koruyucu, kurtar c , korku veren veya isterse rktc kuvvet olarak onu yceltsin... Burada as l olan ve klt yceltmesi iin etkin rol oynayan Tanr sal cevherin tecrbesidir33. Bunu bir intoist din grevlisi yle a klam t r: Kendi cismimizde, kozmik, rf, ruh ve estetik olarak, yarat c n n kainattaki btn blgelerde yceltilmesidir. Bu a klama, ok mhim bir noktaya i aret etmektedir: Din bilincin bu basama nda nemli olan, ki inin A KIN IN ZAT EKL N hat r na getirmesi ve A k n n tezahr ile temas haline gelmesidir. Bu temasta, onun kutsal da da m , kutsal a ata m , kutsal p narda m veya kar la man n ahlk kahramanlar n n yceltilmesiyle mi olaca nemlidir.

Prof. Benz, yabanc dinleri anlama konusunda zerinde durdu u nc noktan n, H ristiyan d ncesinde yaratan ile yarat lan n kkl ve nemli ekilde ayr lm olmas oldu unu belirtir. Ona gre, Hinduizmde, Budizmde ve intoizm de byle bir ay r m yoktur. Bizim sahip oldu umuz bu ay r m ise, bu dinleri oldu u gibi anlamada ciddi bir engel te kil etmektedir. nemli olan bat l H ristiyan d ncemiz iin yaratan ile yarat lan aras ndaki mutlak bir benzemezli in, t mant m z n iine kadar giden ay r md r. Budist ve Hinduist d nce iin, bu temel art yoktur. Bizdeki yaratan ile yarat lan n kesin benzemezlik fikrini meydana getiren ayn merkez roll fikir, Budist ve intoist d ncesi iinde Varl n Birli i fikrini meydana getirmektedir. Orada bu birlik fikri, birok eyle do rudan ili ki iindedir34. Prof. Benz, H ristiyan d ncesinden artland klar nemli konulardan birisinin de Teolojiye, yani dinin retici taraf na, dinin genel fenomeninin takdiri hususundan daha fazla nem atfetme e ilimi olduu zerinde durmaktad r. Ona gre, dindeki retici taraf n bu nceli i, H ristiyanl n nemli bir zelli idir. Bu nokta, Asya dinlerini de erlendirmeye alma, bu dinlerin iindeki retici ve doktriner ynlerin n plana kmas na sebep olmu tur. Bu, hem Budizm hem de Hinduizm hakk nda Bat l lar n yazd yaz larda, btn vurgunun, dinin reticilii ve Din felsefesi ynne yap lmas n sa lam t r. Halbuki bu hususun bu dinler iin pratikte ok az nemi vard r. Bu hususu Prof. Benz, yle a klamaktad r: Bu dinlerin liturjik ve klt unsurlar n n hangi merkezi rol oynad n grd mde de ok a rm t m. Ancak zel gr melerimde unu farkettim: Budizmde din hayat n bir unsuruna muazzam bir anlam yklenmektedir. Budizm deki bu unsur, Bat H ristiyanl nda neredeyse kaybolmu tur, o da belirli, manev ve mnzev disiplinle ili ki iinde olan meditasyondur 35. Budizm de Meditasyon, az say daki uzmanlar n bir imtiyaz deildir. Bilakis, cahil Budist dnyas n n byk bir blmnn bizzat i tirak etti i bir pratiktir. Budist lkelerde hl bugn hkmet, ynetim, bilim veya ba ka sosyal ve askeri hayatta erkeklerin, nemli bir makam

31 32

a.g.e., s. 143. Ayn yer. 33 a.g.e., s. 144.

34 35

a.g.e., s. 145. a.g.e., s. 146.

1290

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1291

devralacaklar nda, daha nceden bir meditasyon al mas nda bulunmu olmalar art aranmaktad r36. Prof. Benz in, yabanc dinleri anlamada zerinde durdu u konulardan birisi de dinlerdeki organizasyon anlay ndaki farkl l kt r. Bat H ristiyan artlar n n kabullendi i organizasyonu, do u dinlerinde de grmeye al mak bu dinlerin do ru anla lmas nda ciddi problemler ortaya koyabilir. Bunun iin yabanc dinleri incelerken, devaml H ristiyanl n kilise organizasyonu modelini bilinli veya bilinsiz olarak art ko uyoruz. Halbuki Bat tarz ndaki kilise organizasyonu Budizm, Hinduizm ve intoizm iin hibir zaman geerli de ildir37. Yine Prof. Benz e gre, Do u dinlerine ta nmas yan lt c olabilecek hususlardan birisi de her insan n sadece tek bir din toplulu un yesi olabilece i fikridir. Bu fikrin de kayna , spesifik mezhepsel H ristiyan d ncesi olmu tur. Halbuki bu d nce ne Japonya ne de in iin geerli de ildir. nk in topraklar nda Taoizm, Konfyanizm ve Budizm; Japonya da da intoizm ve Budizm her insan n hayat nda mezc olmu ve messir bir hale gelmi tir. Mesel bir Japon, evlilik merasimi into tap na ndaki rahip taraf ndan icra edildi i iin evlendi inde intoisttir. Ayn ki inin cenaze merasimi, Budist rahip taraf ndan icra edildi i iin de ld nde Budisttir38. Prof. Benz, Bat H ristiyan gelene i iinde yeti en birisi iin, Uzak Do udaki dinin geni ve merkez alan na ula mas n n olduka zor oldu unun stnde durur ve unlar yazar: H ristiyanl k byl alan n btnn eytan olarak iln etmi ve byl alan H ristiyanl n d na atarak aforoz etmi tir. Hal byle iken u olayda son derece hayret verici ve tesirlidir: Hem Hinduizm de hem de Budizm de, din bilincin btn kademeleri ve dinin btn alan iie ve birbirinin yan ba nda varl klar n devam ettirmektedirler39. Hindu arkada lar, Hinduizme ilgisi olan ve Hindular n tap naklar ndaki zht hayat n m ahede eden Avrupal ziyaretilerin hep u soruyu sorduklar n tekrar etmi lerdir: Monoteizmin en yksek manev ve ahlk ekli, riyazetin ve meditasyonun manev ekli, Afrika feti izminden ay rdedilemeyecek ekilde, en ilkel sihirbazl k ve by, nas l olur da bu kadar e itli ve birbirle36 37

rini nakzeden riteller, Hinduizmin iinde yanyana ya ayabilir?40 Bu tr sorular Hindular yle cevaplamaktad rlar: Btn bunlar, biribirini nakzeden riteller de ildir. Bilakis pratik olarak sak ncas zca bir arada bulunabilir, mant k olarak da birbirini nehyediyor ve birbirleriyle eliiyor gibi de grlebilir. Fakat bunlar, din bilincin geli im ve ykseliinin birer basama n te kil ederler 41. Yabanc dinlerin anla lmas ndaki zorlu u izah ederken Prof. Benz, Japonlar n icra ettikleri yeni y l yortusu olan DA HANYA kltn rnek gstermektedir: Bu yortu, Zen manast rlar nda gn pe pe e Budizm in kutsal kitaplar olan alt yz ciltlik KANONLARIN hatim bayram d r. Tabi ki. bu kadar ok sahifenin, kk bir Zen rahip grubu taraf ndan okunmas mmkn de ildir. Bunun iin her rahibin nne 1015 ciltlik kanonlar konmaktad r. Ayin esnas nda ciltlerin her biri, akordion gibi a l p, ani bir hareketle kapat lmaktad r. Bu arada her bir cildin sadece ad , ilk ve son sat r okunmaktad r. Bylece alt yz ciltlik kanon, k sa srede hatmedilmi olmaktad r. Buradaki temel fikir, kitaplar n manev muhtevas n n gerekten harekete geirilece i d ncesidir42. Prof. Benz e gre bunu, bir Bat l kafan n anlamas ve kabul etmesi ok zordur. nk onun mant , bir kitab n liturjik ekilde sayfalar n n kar t r lmas yla hatmedilemeyece ine artlanm t r. Bunun iin bu olay, bir Bat l iin abes bir me guliyettir. Ancak Zen-Budistler iin bu olay, heyecan verici ve zengin manev bir dnyan n icraat alan d r. Grld gibi, iki ayr dnyan n insan n n, ayn ritele bak birbirinden olduka uzak bulunmaktad r. Bu da, din bilimcilerin din fenomenleri anlamak iin ok ynl dikkat etmelerinin ne kadar gerekli oldu unu ortaya koymaktad r. Dinler Tarihi ne uygulanacak metodoloji konusunda byk din limi Friedrich Heiler (1892-1967) de ok nemli fikirler ileri srmektedir. Prof. Heiler, din bilimleri incelemelerinde takip edilecek yolda, di er dinlere sayg zerinde ciddiyetle durmaktad r. Ona gre Hindular, Budistler, Mslmanlar Mazdekiler, Yahdiler ve H ristiyanlar ayn
40 41

a.g.e., s. 146. a.g.e., s. 148. 38 Ayn yer. 39 a.g.e., s. 150.

a.g.e., s. 150. Ayn yer. 42 a.g.e., s. 151.

1292

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1293

itenlik, samimiyet, hararetli sevgi, itaat ve fedakarl a haz r olmal d rlar43. Hind dinleri zerinde incelemeler sathi yap ld iin Hinduizmin uzun zaman garip ve karma k bir politeizm olarak takdim edildi inden bahseden Prof. Heiler, bu alanda yap lan ciddi incelemeler, Hint ilhiyat n n nas l bir enerjiyle, kat bir ekilde Dualizmden uzak oldu unu ve Tanr sal olan n birli ini a ka ortaya koydu unu belirtmektedir44. Yine Prof. Heiler de, Prof. Benz gibi as rlard r Budizm konusunda yanl eylerin sylendi i konusu zerinde durur ve yle der: Onlarca y l, Bat ilhiyat nda Budizm ve Nirvana n n hili inde son bulan Ateist bir dnya gr olarak sunulmu tur. Ancak bu alanda, derinlemesine yap lan ara t rmalar, Gautama Buda n n, mistik bir kurtulu yolunu tledi ini ortaya karm t r. Bu mistik kurtulu yolu, btn mistiklerde olan En yksek De er , hedef olarak gsterilmi tir. H ristiyan Apolojisi, do u dinlerinin yanl l n ve de ersizli ini ispat edebilmek iin birok argman kullanm t r. Fakat bilimsel ara t rmalar, bu nyarg lar n neredeyse hepsinin do rudan do ruya mesnetsiz oldu unu ortaya karm t r 45. Prof. Heiler, Dinler Tarihi Metodolojisi konusundaki geli meleri yle de erlendirmektedir: Din ara t rmalar , derin ve kk salm nyarg lar bertaraf etmekle gitgide de i ik dinler aras nda zahiren mevcut olan s k akrabal klar gn yzne karm t r. Dinler Tarihi nin son y llarda H ristiyanl k ve di er dinler aras nda gn yzne kard benzerlikler say s zd r. Hatta yle demek gerekmektedir: H ristiyanl kta hibir dini izah, hibir dogmatik reti, hibir ahlk talep, hibir kilise messesesi, hibir klt ekli ve hibir dindarl k abas n n H ristiyanl k d dinlerde kar l ks z olan yoktur 46. a m z n nl Dinler Tarihisi Prof. Dr. Eliade (1907-1986) de, Dinler Tarihi Metodolojisi konusunda Dinler Tarihilerini ynlendirici ok nemli metodolojik tespitler yapm t r. Eliade ye gre Dinler Tarihisinin, objektif al ma yapmak niyetiyle eski malzeme toplayan bir antikac durumuna d mekten kurtulmas gerekir. Bunun iin Dinler Tarihisinin, toplad malzemeleri yorumlamas da gerekmektedir. Dinler Tarihi ne geerli bir yorum uyguland zaman, Dinler Tarihi, bir
43

fosiller, harabeler ve modas gemi eylerin mzesi olmaktan kurtulacak; her ara t r c iin, anla lmas n ve ortaya kar lmas n bekleyen bir mesajlar dizisi haline gelecektir 47. Eliade iin yorumun, Dinler Tarihi a s ndan ok nemli bir yeri vard r. nk ona gre Dinler Tarihi nin en az geli mi vehesi buras d r. Bu konuyu Eliade yle ifade etmektedir: o u zaman toplant , ne riyat ve din donelerin analizi gibi cil i ler olarak telkki ettikleri eylerle me gul ve kafas kar m olan Dinler Tarihi uzmanlar , bu din donelerin anlam n incelemeyi o u zaman ihmal etmi lerdir. Oysa, bunlar, muhtelif din tecrbelerin anlat m ndan ba ka bir ey de ildir 48. Yine Prof. Eliade ye gre, Dinler Tarihi bir din formun tarihini ortaya koydu unda veya onu sosyolojik, ekonomik, politik muhtevas ile sergiledi inde, ho una gitse de gitmese de eserini tamamlamam t r. Bu eserin tamamlanmas iin, Eliade ye gre Din form zerinde yorum yap lmas artt r 49 . Ona gre Din formun yorumunu yapmak demek, Hermenti e kap aralamak demektir. Hermentik ise, hem din ifadelerin zelli ini, hem de kompleksli ini anlamak demektir. Bunun iin Eliade, Dinler Tarihilerin mutlaka Hermentik yapmalar gerekti i noktas zerinde srarla durmakta ve yle demektedir: Dinler Tarihilerin niha hedefi, zel teoloji, semboloji e li inde, mevcut olan din davran n emalar n veya belirli say da tiplerini belirtmek de il; daha ok onlar n mnlar n anlamakt r. Bu mnlar, herkese a k de ildir. Di er yandan ilgili din ema iinde de donmu de ildir. Aksine onlar, din sre iinde yarat c bir tarzda, zenginle meye ve geli meye a kt rlar. Son tahlilde Dinler Tarihiler, Hermentik ten vazgeemezler 50. Eliade ye gre, gerek Dinler Tarihi, muhayyel ve mevsuk bir Hermentiktir51. Prof. Eliade, bu konudaki al malar n yle ortaya koymaktad r: al malar mda, kutsal n Hermenti ine ula maya aba sarf ettim. Asla, ki isel bir felsef antropoloji geli tirmeyi nermedim. Ben bugnn kutsaldan uzakla m insan na, arkaik, do u ve geleneksel din yarat l 47

Friedrich Heiler, Dinlerin birli inin Yol A s Olarak Dinler Tarihi, Dinler Tarihinde Metodoloji Denemeleri, Konya, 2003, s. 162. 44 a.g.e., s. 163. 45 a.g.e., s. 164. 46 Ayn yer.

Prof. Dr. M. Eliade, Dinin Anlm ve Sosyal Fonksiyonu, Trk, ev. Prof. Dr. Mehmet Ayd n, Konya, 1995, s. 2. 48 a.g.e., s. 8. 49 Ayn yer. 50 Mircea Eliade, Religions Australiennes, Paris, 1972, s. 197. 51 M. Eliade, Fragments d un Journal I, Paris, 1973, s. 473.

1294

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1295

lar n spiritel muhtevas n ve anlam n ortaya koymaya elveri li bir Hermentik metodu sunmay ba l ca hedef olarak setim 52. Ona gre Dinler Tarihi al malar ancak Hermentik ile tamamlanabilir53. Prof. Eliade nin zerinde durdu u ve Dinler Tarihileri te vik etti i bu Hermentik nedir? Bunu nas l anlamam z ve uygulamam z gerekir? Hermenti i anlamak ve uygulamaya koymak, herkesin yapaca bir i midir? Eliade ci Hermenti i anlamam z iin, onun bu konudaki yakla mlar n bir gzden geirelim: 1. Hermentik, Din fenomenlerdeki son gere in rtsn kald rmakt r. 2. Hermentik, arkaik dnem insanlar n n din de erlerini yakalamak iin, organizeli bir aba sarf etme metodudur. 3. Hermentik, bir san att r, metoddur veya din anlamlar ve ba ka tabiatl her eyin ifresini zme ilmidir. 4. Hermentik, din metinlerin a klanmas ve ifrelerinin zlmesi metodudur. 5. Hermentik, u postulat ihtiva etmektedir: Her ifreyi zme, bilgiye gtrmektedir. Herhangi bir metne sorulan sorunun bir cevab vard r. yleyse, Hermentik mmkndr. 6. Hermentik, din fenomenlerin analizinden, spiritel ve edebiyat fenomenlerine kadar uzanmaktad r. Bunun iin Eliade deki Hermenti in konusunun, sadece mitoloji ve sembol oldu unu sylemek yanl olacakt r. 7. Hermentik, her tip kutsall ktan, spiritel, kutsal d tiplerine kadar uzanmaktad r. yarat l

Prof. Eliade nin yakla m nda Hermentik kavram , Dinler Tarihi nin temel menzillerini yeniden ele almaya yneliktir. Bu menziller, men e-kutsal,kutsal-takdimeler-s rlar gibi noktalard r55. Eliade ye gre din dnyalar, Hierophanie lerle olu mu tur. Hierophanie ise, sembollerde, mitlerde ve tabiat st varl klarda ifade edilmi olan kutsall k tezahrleridir 56 . Eliade, Hermentik uygulamada, daima iyi belirlenmi problemlerin zm iinde incelenmi metinlerden ve dkmanlardan hareket etmektedir. Onun Hermenti i, sistematik olarak sadece teoriye ve tarihe titiz ekilde yerle mi olan belli existansiyel durumlara dayanmaktad r57. O, en kk din bir existansiyel durumda, gizli bir Hermenti in varl n gstermeye al maktad r. Byle bir Hermentik, kendi mant na ve i leyi mekanizmas na tbi olmaktad r. Bu tip bir Hermentik, ontolojik diyece imiz yap sal ve zl bir temele sahiptir. Bu Hermentik, tabi bir seyir iinde zarur olarak belirginle iyor ve ortaya k yor. Bu durumda, hermentik ve yorumlay c zek, Hermentikle iyor... te Eliade, bu zihinsel kanuna gre icraat yap yor58. Btn bunlara ra men Eliade deki Hermentik normatif de ildir. O, daima metinlerden, Dinler Tarihi nden hareket etmektedir. Orada, s k ekilde programla m bir metodun uygulan de il; bir metodun canl l zerinde bir geli tirme sz konusudur59. Eliade nin Hermenti i zerinde mustakil bir al ma yapan Adrian Marino, Eliade nin Hermenti inin MET N-HERMENT-MET N veya HERMENT-MET N-HERMENT yap s iinde bir teori olu turdu unu belirtmektedir. Ona gre burada, Hermentik dairenin en saf z iinde kar l kl , alternatif, ilerici ve dairevi bir ili ki sz konusudur. Asl nda, Eliade Hermenti inin yarat c vehesi buradad r. Bu devaml a k bir sre iinde gzlerimizin nnde olu maktad r. Metinlerin yorumu ilerledike Hermentik, tedricen olu maktad r. Byle bir Hermentik ne metodolojiktir, ne de do matiktir60.

8. Hermentik, bir din metnin veya dkman n ifresini zmek, kodunu zmek, ona gre her metni olmas gerekti i gibi yorumlamakt r54.

55 56 52

M. Eliade, Notes For a Dialogue in the theology of Altizer: Critique and Response, J.B. Cobb, d (Westminster-Philadelphie, 1972), s. 123. 53 M. Eliade, la Nostalgie des Origines, Paris 1972, s. 123. 54 Adrian Marino, L Hermneutique de Mircea Eliade, Paris 1981, s. 30-31.

a.g.e., s 28. a.g.e., s 29. 57 a.g.e., s 25. 58 a.g.e., s 30. 59 a.g.e., s 27. 60 a.g.e., s 28.

1296

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1297

Prof. Eliade ye gre, Yarat c Hermentik , Dinler Tarihi nin ba l ca i levi olarak tan nacak bir zelliktedir61. Eliade nin, Dinler Tarihi ni, byle bir i i tamamlayacak yegane disiplin olarak grmesindeki ba l ca neden, yorumlanacak dkmanlar n din tabiat ndaki zelliklerdir. Dinler Tarihi, bizzat altedilmez din perspektif iine kendini koymazsa, din donelerin alt edilmezli ini anlamas mmkn olmaz 62 . Eliade ye gre, Dinler Tarihi nin hermenti i, ba kalar n n anlam n en iyi ekilde yakalamaya imkan vermektedir63. Prof. Eliade, Dinler Tarihi nin temeli olan Hermenti in hangi noktaya kadar etnologlar n ve filozoflar n metodolojik ynlendirmelerinden ve a da disiplinlerden ayr ld n n alt n izerek belirtmi tir. a da disiplinlerin gr noktalar , Eliade nin gr leriyle tam bir eli ki arz eder. yle ki, Eliade iin ilgisizlik-kopma en st dzeyde lakaydl k ve gayr-i mu ahhas objektiflik gibi bcek uzmanlar na olduka de erli say lan eyler, Hermentik konusunda geerli bir ideal te kil etmez. Aksine, Hermenti i yapan, din konunun yarat c l ve liyakat iin en byk bak a s na sahip oldu undan seme ve anlamay gstermesini de ondan bekleyebiliriz. Yani, ba kas nda tan k oldu u D N FENOMEN e, btn ahsiyetiyle, kalbiyle, gcnn yetti i s cakl kla i tirak etmi olarak, din donelerin kendine has tabiat n n deerini de erlendirmeyi bilmesini de ondan isteyebiliriz 64. Burada Prof. Eliade nin, D N OLAYIN yorumunda dayand metodolojik temellerin neler oldu u bir defa daha soruldu unda, buna Julien Ries u cevab vermektedir: Eliade nin ara t rmalar nda a ama vard r: O, bunu yntemler diye adland r r. Bu a ama: TAR H65 FENOMENOLOJ -HERMENT K dir . Burada fenomenolo un yntemi, Hermenti in ynteminden tam olarak ayr lmaktad r. Eliade nin, morfoloji ve tipolojiyi ihtiva eden fenomenolojisi, Hermenti e tahsis edilmi olan mukayese al mas na girmez. Eliade ye, Fenomenolojiyi a maya imkan veren Hermentik, din donelerin ifresini zmeyi ve onlar n yorumunu ihtiva etmektedir66.
61 62

Btn bu a klamalara ra men, Douglas Allen in de dedi i gibi, Eliade nin eserlerinde Fenomenoloji ile Hermentik aras nda net bir i tirak gerekle miyor. Gerekte Eliade nin Hermentik anahtar , yksek ekilde geli tirilmi bir fenomenolojik metodda aranmal d r. Daha a k bir ekilde belirtmek gerekirse Eliade, esas olarak yap sal Hermenti inin dayand fenomenolojik temelleri, din sembolizmin kendine ait yorumlar zerine kurmaktad r67. Dinler Tarihi ndeki metodoloji tart malar konusunda buraya kadar aktard m bilgiler nda denilebilir ki Dinler Tarih ndeki metodoloji tart malar henz bitmi grnmemektedir. Ancak bu, Dinler Tarih ndeki dinamizmi gstermektedir. Dinler Tarihi bu dinamik izgisiyle daha iyi al malara ve daha evrensel de erler retmeye devam edecek gibi grnmektedir. Bu ise, bize umut ve yeni enerjiler vermektedir. Trkiye de Dinler Tarihi alan nda al an akademisyenlerin belki de ihmal ettikleri en nemli husus, bu metodolojik al malar daha yak ndan takip edememi olmalar d r. Halbuki bir disiplindeki metodoloji tart malar n yeterince hazmedemeyenler, ilgili alanda beklenen al malar ortaya koymada zorlanmaktad rlar. Bu belki de Dinler Tarihi formasyonunu kazanmak iin at lacak ilk ad m olmal d r. nk hangi konuda al l rsa al ls n, ne yap laca , nas l yap laca bilinmeden o al man n bir sonuca ba lanmas mmkn olmaz. Bunun iin lkemizde yap lan Dinler Tarihi al malar n bu a dan bir de erlendirmeye tabi tuttu umuz zaman iinden k lmaz birtak m durumlarla kar kar ya kal yoruz. Bu alanda al anlar n tamam , slm ilhiyat e itimi ald klar iin, yap lan bir din al mada slm apolojetik motifi bir kenara b rakmakta zorland klar n gryoruz. Halbuki bizim bu al mada bu motifi sergilememiz ncelik arzeder mi etmez mi, onu d nmemiz gerekmektedir. Bunun iin hl, H ristiyanl k ve Yahudilikle ilgili bir konuda al an Din tarihilerinin, slm izgiden hareketle slm do rulayan veya bunu destekleyen bir gayretin iine girdiklerini gryoruz. Belki de bize bu konuda d en, ara t rma konumuzu objektif bir biimde ve Apolojetik e ilimlere yer vermeden, elimizdeki gvenilir malzemelerle tamamlamakt r. Elbette byle bir davran , slm n belli bir tezini ispat etme e iliminden ok daha farkl bir e ilimi gerektirmektedir. Ancak ara t rma sonular m z, belli bir dinin hipotezlerini do rular ma67

la Nostalgie des Origines, s. 123. Douglas Allen, M. Eliade et le Phnomene Religieux, 1982, s. 61. 63 a.g.e., s. 62. 64 Ayn yer. 65 Julien Ries, Histoire des Religions, Phnomenologie, Hermneutique in Mircea Eliade, Cahier de l Herne No: 33, 1978, s. 81-87. 66 Douglas, Allen s. 64.

a.g.e., s. 64.

1298

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1299

hiyette ortaya karsa, burada de erlendirme nc ah slara b rak lmal d r. Dinler Tarih nde elde edilmesi gereken bu temel prensipler elde edilmeden yapt m z ara t rmalar n Dinler Tarihi ne hangi katk y sa layaca n d nmemiz gerekecektir. Bu da herhalde, her trl Apolojetik e ilimden kaarak din doneleri, kendi referans iinde anlama yolundan geecektir. Belki meslekta lar m z byle bir seviyeye geldiklerinde Trkiye de Dinler Tarihi bekleneni vermeye haz r olacakt r.
II D NLER TAR H NDE A DA METODOLOJ K PROBLEMLER* Yrd. Do. Dr. Mustafa ALICI K.T.. Rize lahiyat Fakltesi68

Giri Dinler Tarihi (Religionswissenschaft)69 yakla k bir buuk as rd r be er bilimler (humanitas) iinde bulunan, otonomisini ispatlam ,
68

Dinler Tarihi retim yesi * Bu al man n olu mas esnas nda bilhassa a da Dinler Tarihi metodolojisine dair ok yeni eserlere ula mamda destek olan, Uluslararas Dinler Tarihi Cemiyeti (IAHR) Genel Sekreteri ve Aarhus niversitesi (Danimarka), Dinler Tarihi retim yesi Armin W. Geertz ile Method and Theory in the Study of Religion dergisi editrlerinden, Alabama niversitesi (A.B.D.) Dinler Tarihi retim yesi, Russell T. McCutcheon a te ekkr etmeliyim. 69 Religionswissenschaft (Dinler Tarihi), Alman as ll Oxford Profesr Friedrich Max Mller ( . 1900) in ekil verip kurdu u bir disiplindir. Mller, bu disiplini filoloji, mitoloji din bilimi ve d nce bilimi iinde yo rulmu , mukayeseli bir din al mas olarak meydana getirmek istiyordu. Sonuta onun anlad klasik Dinler Tarihi, dinlerin tarihlerini mukayeseli bir ekilde anlatan, din metinlerin eviri ve yorumlar n yapan, o dneme hakim din hakk ndaki teorileri sistematize etmeye al an, mukayeseli bir disiplin olmu tu. a da Dinler Tarihi ise bu anlay tan ok daha ilerdedir; art k bu bilim, tarihsel mukayese metodunun yan s ra ok geli mi teorik bile enlere sahip (composite) ve daha ok zgn mahalli kurumsal ve kltrel geleneklere a rl k veren bir disiplindir. Bilimin ismi de metodoloji iinde de erlendirilebilir; Religionswissenchaft (Dinler Tarihi) 1900 de toplanan ilk Dinler Tarihileri kongresinde resmi ba l kta yer alm t . IAHR nin kurulu unda (1950) bu isim, cemiyetin resmi ismine girip yerle mi tir. Ancak u gayet a kt r ki lkelere ait bilimsel gelenekler, bu bilimin isminde de i iklik yapma arzusunu her zaman ta m t r. rnek vermek gerekirse Almanca Religionswissenschaft terimi, ngilizce ye Science of Religion (Din Bilimi) olarak evrilmi tir. zellikle Max Mller daha ok bu eviriyi tercih eder. Halbuki Science of Religion terimi, gnmzde Amerikal lar iin, Din Sosyolojisi nin e anlaml s olarak kullan lmaktad r. O yzden Amerikal lar Almanca Religionswissenschaft terimini Study of Religion (Din al mas ) veya daha popler olarak ne yaz k ki Religious Studies (Din Ara t rmalar/ al malar) olarak tercme edip kullan rlar. ngiltere de ise Almanca terimin kar l olarak Comparative Religion (Mukayeseli Din) hakimdir ve bu isimlendirme, ngilizlerin ok dinli ara t rma tekniklerine uygun geldi i iin seilmi tir. Amerika da ise Mukayeseli Din iin Eliade nin de benimsedi i ekliyle History of Religions (Dinler Tarihi) kullan l r. An-

1300

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1301

normatif olmayan, her hangi bir dinin ikrar n yapmayan (nonconfessional), mukayeseli ve tarih metot kullanan bir disiplin olarak varl n srdrmektedir70.

cak gnmzde Western Michigan niversitesi hari hibir Amerikan niversitesi, byle bir isim ta yan akademik bir blme sahip de ildir. Avrupa da ise History of Religions (Dinler Tarihi) veya onun Frans zca, Almanca, talyanca ve skandinav dillerindeki kar l kullan lmakla beraber Study of Religions da tercih edilmektedir. Buradaki Dinler Tarihi daha geni olarak Din Bilimi anlam ndad r. Kanada da Dinler Tarihi terimi ok dar bir anlamda bir kelime olarak anla l r ve bu yzden onun yerine Religious Studies (Din Ara t rmalar) terimi kullan l r. Asya lkeleri genelde Dinler Tarihi terimini kullanmaya devam ederler. unu hemen belirtelim ki IAHR nin 1995 de yap lan Mexico City deki XVII. Genel Kongresi nde cemiyetin resmi ad n n Uluslararas Din al mas Cemiyeti (International Association for the Study of Religion - IASR) olarak de i tirilmesi eklindeki teklif, s cak tart malara yol am t . Sonuta Kore, Hindistan, Japonya ve in gibi Asya lkelerinden gelen bilim adamlar n n a k nl kla kar lad bu teklif benimsenmemi ti. Ancak Kuzey Amerika Dinler Tarihi Cemiyeti (NAASR) ile Avrupa Dinler Tarihi Cemiyeti (EASR) resmi isimde Din al mas ba l n kullanmay tercih etmektedir; geni bilgi iin; Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, Leiden- BostonKln 2000, 5-10. talyan Dinler Tarihi Ugo Bianchi, kendi ba kanl dneminde IAHR nin isminin de i tirilmesine ynelik gelen bask lara g s germi ve iki sebepten bunun sak ncas n ortaya koymu tu; birincisi, psiko-stratejik a dan byle bir teebbs, her zaman ba ka isim tekliflerine a k olmak anlam na gelebilecektir. kincisi teorik a dan byle bir isim de i ikli i, disiplinin sosyal veya tarihsel ynn de i tirebilir. Sz geli i ona gre Dinler Tarihi ismi, disiplinin tarihsel ynn korumaktad r. zellikle fenomenologlar n isim de i ikli inde srar etmesine verdi i yan tta, Study of Religions teriminin her trl yakla ma a kl k anlam na gelece ini belirtir. Bu isimlendirme bilimin s n r ve alan n belirsiz b rakmakta hatta di er din bilimleriyle aras ndaki s n rlar ortadan kald rmaktad r; geni bilgi iin Peter Antes, Ugo Bianchi , Estratta da Ugo Bianchi Una Vita Per la Storia delle Religioni, ed Givoanni Casadio, Roma 2002, 79-83. 70 Tomoko Masuzawa, Origin , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 209-223; Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion-The Discourse on Sui Generis Religion and The Politics of Nostalgia, Oxford 2003, 38, 156; Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. GeertzRussell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 14; Randi R. Warne, Gender , Guide to the Study of Religion, 148-149, Abdurrahman Kk- Gnay Tmer, Dinler Tarihi, Ankara 1993, 10-12; Mehmet Ayd n, Dinler Tarihine Giri , Konya 2002, 1416; Ekrem Sar k o lu, Ba lang tan Gnmze Dinler Tarihi, Isparta 1999, 1-6; Kurt

Genel olarak, II. Dnya Sava sonras gittike geli en a da Dinler Tarihi Metodolojisi, say lar artan be er bilimlerin ve yeni ara t rma sahalar n n sonucu ortaya kan yakla mlar n bu disiplinin zgn teori ve metotlar iin de uygulanmas n ifade eder. Nitekim, genel antropoloji, sosyoloji, psikoloji gibi sosyal alanlardaki geli meler, din bilimindeki teorilere olumlu yans m t r. Yine gittike geli en kitle ileti im aralar n n etkisiyle, bilim adamlar klsik dnemden daha farkl olarak, ilgili dokmanlara daha h zl ve daha abuk ula aca uak gibi ula m aralar yla bilgisayar, internet gibi teknik vas ta veya cihazlara sahip olmu lard r; bunun neticesinde bir Dinler Tarihisi din fenomenleri ve dinlerle olan ili kisindeki mesafeyi azaltm t r. Bu teknik imkanlar n yan nda zellikle II. Dnya Sava n n bitimiyle beraber din kar t sylemlerin veya ak mlar n ortaya kmas (sz geli i Marxizm in ykseli i), dinleraras diyalog faaliyetlerinin ve bunun yan nda bat l olmayan din bilimi alan ndaki geli melerin h zla art da Dinler Tarihi nin nemini art rm ve metodolojisinde olumlu geli imlere yol am t r71. D ardan gelen faktrlerin etkileri sadece olumlu olmamaktad r. Bilhassa gnmzde metodolojiyi etkileyen d faktrler, o u kez Dinler Tarihi ne ve metodolojisine meydan okumalar olarak de erlendirilmektedir. a da Dinler Tarihi ne meydan okumalar iki koldan yrmektedir; her geen gn sosyal bilimler alan nda ortaya kan yeni fikir, d nce ve duyarl l klar n getirdi i mecburi de i im veya geli meler ile Dinler Tarihi ni o u kez do rudan etkileyebilecek trden e itli yerel ve kresel din, sekler, sosyo-politik ve kurumsal de i imler72. Bu ba lamda gerek d ar dan gerekse ierden etkiler sebebiyle a da Dinler Tarihi metodolojindeki temel problemler, genel olarak ana ba l k alt nda toplanabilir; a. Dinler Tarihilerinin ki isel yaklamlar n n yol at temel sorunlar. b. Do rudan disipline ba l prob-

Rudolph, Historical Fundamentals and the Study of Religions, New York- London 1985, 21-99. 71 Frank Whaling, Contrast between the Classical and Contemporary Periods ,Contemporary Approaches to the Study of Religion -I, ed. Frank Whaling, Berlin- New York-Amsterdam 1983, 2-8. 72 Ursula King, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges , Journal of the American Academy of Religion, June 2002, 70/2, 366.

1302

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1303

lemler. c. Dolayl olarak zaman m za ve/veya ya ayan dinlerin kendilerine ba l (per se) problemler. a. Gnmz Dinler Tarihileri, ya klsik dnemin me hur ahsiyetlerini ya da a da dnemin nemli ki ilerini ele tirerek onlar n metodolojik yakla mlar n ele almaktad rlar. Bu ynde geli en metodolojik konular aras nda; bilim adamlar n n bulunduklar co rafi konumlar ve bu konumlar n getirdi i kltrel, jeopolitik durum ve sorunlar ile bulunduklar lkelerin gemi teki miras n n bu bilime katk lar ndan kaynaklanan baz temel sorunlar (sz geli i smrgecilikle ilgili sulanmalar veya ideolojik davranmakla ele tirilmeleri) gelmektedir. a da Dinler Tarihi Jacques Waardenburg, Dinler Tarihileri nin metodolojik ynelimlerini ve akademik ki iliklerini etkileyebilecek derecede gnmz Dinler Tarihi nin metodolojik a dan ana co rafik alana blnm oldu unu ileri srmektedir; birinci blgede, etkisi fazla olmayan nc dnya lkeleri denilen geli mekte olan lkeler yer almaktayken, ikinci blgede Kuzey Amerika dahil Bat Avrupa bulunmaktad r. Son olarak ise gnmzde siyas a dan etkisini yitirmi ama Dinler Tarihi Metodolojisi a s ndan hl bat Avrupa ile ayr abilen eski Do u Bloku lkeleri gelmektedir. Bu tasnifte ikinci blgede say lan Bat lkeleri, Dinler Tarihi iin ok nemli katk lar sa layan yerlerdir. Bu lkeler, nem s ras yla, Hollanda, Britanya, Fransa, Almanya, talya, Danimarka, sve, Finlandiya ve ok daha yeni olarak A.B.D. ve Kanada d r73. Sz konusu memleketler, hem do u undan geli imine kadar Dinler Tarihi ne ve metodolojisine byk katk lar sa lam lard r hem de bu disiplinin kurumsal olarak ekillenmesine yard m ederek kresel anlamda Uluslar aras Dinler Tarihi Cemiyeti (IAHR)74, k tasal anlamda Kuzey Amerika Dinler Tarihi Cemiyeti (NAASR)75 veya Avrupa Dinler

Tarihi Cemiyeti (EASR)76 gibi detayl ve formel yap lar olu turmu lar ve lke baz nda ok geli mi yerel Dinler Tarihi cemiyetlerine, bilimsel dergi ve yay n organlar na sahip olmu lard r. Son dnemlerde ok az olsa da srail, Hindistan, Tayland, Japonya, Kore, Nijerya ve Endonezya gibi nc dnya lkelerinden bilimsel katk lar gelmektedir. Eski Dou Blokunda ise ba ta Do u Almanya olmak zere, Polonya ve Rusya nemli akademik katk lar sa lam t r. Sz geli i bir zamanlar Do u Almanya topraklar nda kalan Leibzig niversitesi nin uzun bir Religionswissenchaft gelene i mevcuttur77. Yine Dinler Tarihileri nin ki isel ynelimleri Dinler Tarihi nin istikametini de etkileyebilmektedir. Bu ba lamda ba lang c ndan gnmze kadar sren metot ve teori tarihine bakt m zda Dinler Tarihi Metodolojisinin zetle u temel safhaya ayr t sylenebilir; birinci safhada bilim adamlar , ba l ca metodolojik konu olarak imdilerde geni lde terkedilmi olan-dinin kayna , evrimi meselesi ve dinin unsurlar n semi lerdir. kinci safha, zellikle II. Dnya Sava n n hemen ncesi ve sonras ndaki ara dnemi ifade edebilir ve disiplinin kendi otonomisini sa lamla t r c teorilerin yan s ra mukayeseli ve fenomenolojik metot konusundaki yakla mlar n artt ve ikisi aras ndaki tansiyonlar n ykseldi i dnem olmu tur. Son safha olarak ise bilhassa 1970 lerden itibaren dinin modern toplum iindeki mahiyeti ve z, dinin her alandaki anlam ve fonksiyonu gibi konularla birlikte modern ve postmodern meseleler i lenmeye ba lam t r. Sz konusu meseleler aras nda neoromantizm, ileri smrgecilik (post-colonialism), ideoloji ve feminizm zikredilebilir78. Dinler Tarihilerinin metodolojiye katk s n biraz daha somutla t rmak mmkndr; sz geli i Chicago niversitesi nden Frank Whaling, disiplinin tarihi iinde baz nde gelen Dinler Tarihilere ait
76 77

73

Nitekim Japon as ll Amerikan Dinler Tarihi Kitagawa, 1950 lerde Dinler Tarihi nin kar la t temel sorunlardan biri olarak bu disiplinin kurulu undan beri temel yap s a s ndan daha fazla Bat l ve Avrupal olu unu gsterir; Joseph Mitsuo Kitagawa, Amerika da Dinler Tarihi , Dinler Tarihi Metodoloji Denemeleri, ev. M. ahin, Konya 2003, 32. 74 nternet adresi http://www.iahr.dk/index.html (10.05.2004); 1950 de kurulan IAHR nin genel yap s ve Dinler Tarihi iindeki yeri konusunda Mehmet Ayd n, Dinler Tarihine Giri , Konya 2002, 23-24. 75 nternet adresi http://www.as.ua.edu/naasr/ (10. 05. 2004)

nternet adresi http://www.easr.de/ (10.05. 2004) Jacques Waardenburg, Religionswissenchaft New Style: Some Thoughts and Afterthoughts Annual Review of the Social Science of Religion, say. 2 ( 1978), 189220; Dinler Tarihi nde Leibzig gelene i iin Kurt Rudolph, The Leipzig Tradition of Religionswissenschaft , Historical Fundamentals and the Study of Religions, New York- London, 3-20. 78 Ursula King, Historical and Phenomenological Approaches , Contemporary Approaches to the Study of Religion-I, ed. Frank Whaling, Berlin- New YorkAmsterdam 1983, 42-43.

1304

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1305

zgn al malar n metodolojik ilerlemeye yn verdi ini ileri srmektedir; ona gre Wilfred Cantwell Smith in slm ile ilgili ara t rmalar ve Eliade nin Hint dinleri ve ilkel dinlere yo un ilgisi olmasayd , yine Dumezil Hint-Avrupa ara t rmalar na dalmasayd , metodolojinin teorik at s farkl bir mecrada cereyan edebilirdi. Whaling e gre bu a dan Dinler Tarihinin bizzat kulland din veriler ile onun zihninde ekillenen teori iice gemi vaziyettedir. Neticede gnmzde ok say da bilim adam , bu gelene i srdrerek ncelikle byk din veya etkin geleneklerden gelen y nlarca veriye ra bet etmekte ve bu verilere dayanarak teorilerini olu turmaktad r79. Bu konuyu biraz daha genelle tirirsek bir Dinler Tarihi, sz geli i Budizm uzman ise hem do u dillerini hem de onlara ait disiplinleri bilmekle yetinirken, Yak n Do u al mak isteyen bir ara t rmac , sadece semitik dilleri de il ayn zamanda blgenin kadim tarihini ve arkeolojisini de renecektir. En zor olan ise yerel dillere hakim olman n yan nda a da etnografik metotlar ve sosyal antropoloji teorilerine nfuz etmek mecburiyetinde olan Afrika yerel dinleri uzmanlar n n i idir80. b. Metodolojiyi etkileyen disipline ait a da konular aras nda din kavram yla ilgili tan mlar ve bu tan mlara ynelik a da ele tiriler, dinin z ve fenomenleri yorumlama, anlama ve anlamlar n ortaya karmaya ynelik hermentik gerilimler, dinlerin tasnifleri ve tipolojileriyle ilgili klsik dneme ynelik ele tiriler bulunur. Buna ilave olarak, yeni tarih metot (new historisizm) ve yeni mukayeseli metot (new comparativism) tart malar , dindar bilince ynelik yeni kognitif yaklamlar, dinin etnik (etnicity) veya evresel konumu (Contextu-alism), din tecrbe, ak l-din ili kisi, mitoloji, dinde rasyonalite, ritel ve kutsal-profana zgn sorunlar, dindeki sosyal formasyonlar, din yap lar (structures), dnya gr leri ve din otorite gibi konular da say labilir. c. Son olarak, zamana ve dinlerin kendilerine ba l olarak geli en metodolojik problemler aras nda a da dnemde ya ayan dinlerin durumlar , bilhassa birbirleriyle ili kileri (dinleraras diyalog, kar l kl polemikler veya at malar), zellikle dindarlar ve kltrlerini ele alan

antropolojik konularla modernizm, postmodernizm, senkretizm, yeni din grup veya ak mlar say labilir81. Bu genel tasnif nda al mam z, gnmz Dinler Tarihi disiplininde zellikle 1980 lerden itibaren nemli Dinler Tarihi eserlerinde ortaya kan ve do rudan veya dolayl yollardan metodolojinin gndemini me gul eden, metodolojik ve teorik at ya katk sa layan problemlerden bir k sm n ele alacakt r. Bu al ma, bir bak ma a da Dinler Tarihilerinin metot a s ndan k smen nelerle u ra t n da ipular olarak bizlere sunacakt r. Hemen belirtelim ki, bu problemler, fonksiyonel a dan Dinler Tarihi nin otonomisine olumlu katk lar sa layacak ve onu di er din bilimlerinden ba ms zla t racak gte olup, bir anlamda akademik bir ahsiyet olarak Dinler Tarihi nin a da kimli ini, ynelimini ve gelece ini belirginle tiren tesirli yakla mlar n olu mas na yard m edebilecektir.

81

79 80

Whaling, 21. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, 13.

Son eyrek as rd r a da metodolojik problemleri ele alan zgn Dinler Tarihi eserleri aras nda; Problems and Methods of the History of Religions, ed. U. Bianchi- C. J. Bleeker, A. Bausani, Leiden 1972;, History of Religions 1950-1975, ed.C. J. Bleeker, Lancaster-Leiden 1975; Historia Religionum- Hand-book for the History of Religions, ed. C. J. Bleeker- Geo Widengren, Leiden, 1969-1971- I-II; Jacques Waardenburg, Reflections on the Study of Religion, The Hauge 1978; Current Progress in the Methodology of the Science of Religions, ed. Witold Tyloch, Warszawa 1984; Contemporary Approaches to the Study of Religion, ed. Frank Whaling, Berlin- New York-Amsterdam 1983, 1985, I-II; Theory and Method in Religious Studies: Contemporary Approaches to the Study of Religion, ed Frank Whaling, Berlin 1995; Armin W. Geertz, Global Perspectives on Methodology in the Study of Religion , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, Leiden- BostonKln 2000, 49-73; Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000 say labilir. Trkiye de Dinler Tarihi metodolojisine ynelik al malar her geen gn artmaktad r. Bu eserler aras nda; Kr at Demirci, Dinler Tarihinin Meseleleri, stanbul 1997; Mustafa nal, Din Fenomenolojisi Tarihe Yntem Uygulama, Kayseri 1999; Dinler Tarihi Metodoloji Denemeleri, ed. ve ev. Mehmet Ayd n, Konya 2003; bunun yan nda makale baz nda al malar da yap lm t r; Gnay Tmer, Bat da Din Bilimleri Kavram ve Dinler Tarihi al malar nda Metodoloji , Gnmz Din Bilimleri Ara t rmalar ve Problemleri Sempozyumu: 27-30 Haziran 1989, Samsun 1989, 139-149; Tmer, Dinler Tarihi Metodolojisine Ait Baz Meseleler- Giri (Yay nlanmam al ma), 1-59; Angelo Brelich, Dinler Tarihine Giri , Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say 11 ( Bahar 2001), 7-45.

1306

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1307

A. Din Konusundaki Tan mlamalar82 Din , terim olarak gnmz Dinler Tarihi iin hem ele tirel metodolojik ara t rmalara gtren, hem de sorunlu konular ortaya karabilecek gte olan ok nemli bir kavramd r. O, ayn zamanda bir olgu olarak din biliminde hl en az kutsal kadar nemli bir yer te kil etmektedir. a da bilim adamlar , zellikle zaman m zdaki din tan mlar n n , temel metodoloji problemlerinden biri oldu unun bilincindedirler. Onlara gre dini tan mlama i i, -ok a k bir ifadeyle-olduka zordur ve gnmze kadar yap lan tan mlar da farkl boyutlarda olup tan m trleri a s ndan ve kendi ba lamlar nda tarih, fenomenolojik ve antro-

polojik yeni problemlere ve neticelere gtrebilecek zelliktedirler 83 . Asl nda bu kavram, din geleneklerin yan s ra din olgusunu da tarih sre iinde ara t ran Dinler Tarihi nin gelecekteki istikametini etkileyebilecek gtedir. Zaten Dinler Tarihi nin yakla k bir buuk as rl k tarihesi boyunca kavram, su zerinde yzen bir ktk gibi sa a sola kaymaktad r84. Bu ynyle, Dinler Tarihi ni anlaml k lan bu terim, gsterilen tm akademik abalara ra men sorunlu olu unu hl korumaktad r. Teorile tirme tarihi boyunca genel hatlar yla tabiatla ili kilendirerek [supra poterum naturis] (Mller) veya z-tezahrler [essencemanifestations] ay r m yla (Tiele, Saussaye, Leeuw, Heiler) yahut Kutsal/ Numinous [mysterium tremendum et fascinans] tecrbesiyle (Otto) veyahut farkl trlerden [kratophanie, hierophanie ve theophanie] kutsal n tecrbeleri (Eliade) yoluyla anla lmak istenen din , kendi muhtemel gerek anlam na do ru srklenmeye al lm ve temelde eyi kapsayacak hale dn m tr; duygu, iman ve bilin. Yine de a da din bilgini iin bu abalar, bir bak ma gizemli olan bir ba ka gizemli olanla (oscurium per oscurius) ifade etmekten ba ka bir ey deildir. stelik din tan mlar nda daha fazla teolojilere dalmak, ayn zamanda Dinler Tarihi disiplinini dnya dinleri global teolojisi haline dn trme tehlikesini beraberinde getirebilecektir85. Gnmz dnyas nda din terimi zerinde hemfikir olunacak tam bir tan m n yap lmas hem zordur hem de bu tan m n gerek tan m oldu unun ispatlanmas mmkn gzkmemektedir86. Hatta din , bu bi83

82

a da Dinler Tarihi iinde do rudan din terimini bir metot ve teori problemi olarak gren al malar yap lm t r; sz geli i genel bir metot sorunu olarak din kavram ile ilgili; H. Walter Capps, Religious Studies: The Making of a Discipline, Ninneapolis 1995; zellikle dinlerdeki din tan mlar ve dindarl kla ilgili temel metodolojik sorunlar iin Jonathan Z. Smith, Religion, Religions, Religious Critical Terms in Religious Studies, ed. Mark C. Taylor, Chicago 1998, 269-283; Bruce Lincoln, Theses on Method , Method and Theory in the Study of Religion, say., 8 (1996); 225-277 Stewart Elliott Guthrie, Religion: What is it? , Journal for the Scientific Study of Religion, say., 35 (1996), 412-419; Thomas A. Idinopulos- Brian C. Wilson, (ed.), What is Religion? Origin, Definition, and Explanations, Leiden 1998; kognitif din tan m iin; Armin W. Geertz, Definition as Analytical Strategy in the Study of Religion , Historical Reflections/Reflexions Historiques, XXV, say. 3 (1999), 446479; Dinler Tarihi nde sui generis din tan m tart malar iin; Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion- The Discourse on Sui Generis Religion and The Politics of Nostalgia, Oxford 2003; din terimine antropolojik bir katk olarak hl gncelli ini koruyan Melford E. Spiro, Religion: Problems of Definition and Explaination , Antropological Approaches to the Study of Religion, ed. Michael Banton, London 1966, (I-III), 85-125 ve Clifford Geertz, Religion as a Cultural System a.e., (III), 1-46. Bunun yan nda Trkiye de de din terimine zgn nemli al malar yap lm t r; bunlar aras nda e itli dinlerdeki din kavram ve Dinler Tarihilerine gre din tan mlar konusunda Gnay Tmer, e itli Ynleriyle Din , A FD, say. 28, XXVIII (1986), 210-267; Tmer, Din (I. Genel Olarak Din) , D A, IX (1994), 312-320; Dinler Tarihi iindeki genel din tart malar iin Tmer, Din (III. Din Bilimleri) , D A, IX (1994), 333-339; e itli dinlerdeki din anlay lar iin; Dinler Tarihi Ara t rmalar -II, (Sempozyum 20-21Kas m 1998 Konya), Ankara 2000; son dnemde tradisyonalist ak m iinde din anlay lar konusunda; Hseyin Y lmaz, Ezel Hikmet ve Dinler, stanbul 2003; dinin fonksiyonel yn konusunda Mircea Eliade, Dinin Anlam ve Sosyal Fonksiyonu, ev. Mehmet Ayd n, Konya 1995; ayr ca Din Fenomeni, Mehmet Ayd n (ev. ve haz.), Konya 2000.

Frank Whaling, Introduction , Contemporary Approaches to the Study of Religion II, Berlin- New York-Amsterdam 1985, 7; Eric J. Sharpe, daha da ileri giderek Mukayeseli Dinler al mas nda tan mlar n dinin ayinsel, sosyal ve ahlaki olmak zere baz temel unsurlar ndan en az birini ihmal etti ini, bunun da din tan m nda ciddi tahriflere yol at n dile getirmektedir; Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram, ev. Ahmet G, Bursa 2000, 11. Din tan mlar nda bilimsel bir ittifak n olmad konusunda Gnay Tmer- Abdurrahman Kk, Dinler Tarihi, Ankara 1993, 5-6; Mehmet Ayd n, Dinler Tarihine Giri , Konya 2002, 13 84 Willi Braun, Religion , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 3. 85 Bu konudaki en ciddi endi eyi Frank Whaling dile getirmi tir; Theological Approaches , Approaches to the Study of Religions, ed. Peter Connolly, London 1999, 226-274; ayr ca Willi Braun, Religion , 4-6. 86 Dinin korkun ve hayalet bir kavram (specter) olu u konusundaki fikirler iin; Jacques Derrida, Specters of Marx: The State of the Debt, the Work of Mourning and the New International, trans. Pegyy Kamuf, New York, 1994.

1308

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1309

lime gre ok gerek ve a k bir ekilde tecrbeyle hissedilebilen bir kategori olmas na ve ok yayg n kullan lmas na ra men, her insan kesiminde kendi kendine anlamlar kazanabilen bir kelimedir87. Bu gayretlerin tabi neticesinde a da Dinler Tarihisini bekleyen onlarca din tan m veya kabul etmek zorunda kalaca tek bir din tan m olacakt r. Onlar iin tan mdaki bu o ulluk, gene de dinin tan m yap lmaz bir olgu oldu u anlam na gelmeyecektir88. Bunun sonucunda din , Dinler Tarihi nde pek ok anlama gelebilen, hatta bazen a r derecede tan m do ru san lan bir kavram oldu undan, anlamlardaki karga al bu kesinlik, halklara veya baz bireylere zg din tecrbelerle veya gr lerle o u kez korunmaya al nabilmekte ve mutlakla t r lmaktad r. Bunlara, popler din anlay lar na bilim adamlar n n kafa kar t r c veya tek ynl tan mlar da eklenince, din art k kontrol edilemez bir a klanma girdab na girebilmektedir89. Dinler Tarihi, fonksiyonel olarak ayn zamanda dinler iindeki fenomenleri ve di er kavramlar tan mak, tan mlamak ve anlamlar n ortaya karmak iin aba gsterdi inden din tan mlamas ndaki gayretleri normaldir. Zira tan mlama, Dinler Tarihi nin gnmzdeki teori problemlerinden olup, ara t rmac dan bu konuya nem vermesi beklenir. Sz geli i Dinler Tarihi nin mucidi say lan Mller, dini mitlerden ar nd rmak iin ok aba gsterir. Mller in dinlere bak na en iyi rnek, dine verdi i tan mdan ba lar; ona gre din, sonsuzun alg lanmas , ilkel bir ekilde Tanr ya sezgi yoluyla tap nmakt r. Bu tan m, ayn zamanda onun tarih ve filolojiyi mukayeseli olarak kulland n da a k bir ekilde gsterir90. Bu yzden ba ta din olmak zere temel fenomenleri tan mlama, ayn zamanda Dinler Tarihi nin deskriptif karakterini berrakla t rmak iin gereklidir. Bir ba ka deyi le din hakk ndaki tan mlamalar onun ana karakterini koruyacak ekilde olmak zorundad r. nk Dinler Tarihi-

nin akademik ve sekler bir disiplin olu u bir anlamda bu karakterine ba l d r91. Sz geli i din hakk nda teoriler kurgulayan Karl Marx (1818-1883) ve Sigmund Freud (1856-1939), dinin mahiyetini tan tmakta ba ar s zl a u rarken, bunun temelinde onu ihtilafa d ren ve zne uygun olmayan terimlerle ifade ettiklerinin yatt n n bilincinde de illerdi. Yine onlar, bu tutumun oklu din tan mlar na gtrd n bilmiyorlard . Marx, tek bir paragraf iinde dini tan mlarken insan n yabanc la m ve tersyz edilmi lem bilinci lemle ilgili genel teori , genel teskin edici veya temize kar c dayanak , insano lunun fantastik realizasyonu ve dnyan n manev aromas gibi kelime dizilerini sarf etmi ti. Freud ise ondan a a kalmayan baz cmleler kurmu ve dini, bazen bir dizi bat l inanlar veya ritelistik ve obsesyonel pratikler zinciri olarak grm t92. Dinler Tarihi d ndan olan bu iki din yakla m bile, dinle ilgili gerek tan mlama gayretlerinin nemi iin yeterlidir. Ancak disiplinimiz iin bir tan m n teorik erevesini belirleme problemi en gncel sorun olarak kar m za kmaktad r. Sz geli i a da Dinler Tarihi Russell T. McCutcheon bu teorik ereveye rnek verir; ona gre tan mlama, akademik bir eylem olarak din, mit, ritel, kurban, hac gibi kategorileri icat eden veya onlar teorik modeller kurmak iin kullanan ve be er davran lara gre bu modellerin haritas n karan teorik abad r93 a da Dinler Tarihileri, geleneksel din tan mlar n de erlendirerek i e ba larlar. Hatta gnmzde meslekta lar m zdan din tan mlar na ynelik a da itirazlar ok sratli bir ekilde ykselmektedir. Sz geli i Dinler Tarihi Mark C. Taylor, yap lan tan mlardan yola karak din teriminin evrensel bir fenomen olmad n aksine karma k Bat
91

87

Clifford Geertz, Local Knowledge: Further Essays in Interpretive Anthropology , New York 1983, 56-59. 88 Jonathan Z. Smith, Religion, Religions, Religious Critical Terms in Religious Studies, ed. Mark C. Taylor, Chicago 1998, 281. 89 Willi Braun, Religion , Guide to the Study of Religion, 4; Smith, Religion, Religions, Religious , 269-279. 90 William E. Arnal, Definition , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 22-23.

Darlane Juschka, Religious Studies and Identity Politics: Mythology in the Making , Bulletin of the Concil of Societies for the Study of Religion say. 26/1,1997, 8-10 92 Arnal, 21-22. a da din fenomenolo u James L. Cox, Marx n bu tan m n nesnel olmayan, n yarg l bir tan mlama olarak kabul eder; James L. Cox, kutsal ifade etmek din fenomenolojisine giri , ev. Fuat Ayd n, stanbul 2004, 27. Bunun yan nda eserinde din tan mlar n sorun olarak da de erlendiren Cox, tan mda belirsizlik, tan mda a r daralma, tan mda paralara ay r veya tan mda suland rma ve son olarak dinin gerek anlam nda n yarg l olma gibi din tan m problemlerini listeler; a.e, 25-32. 93 Russell T. McCutcheon, The Economics of Spiritual Luxury: The Glittiering Lobby and the Parliment of Religions , Journal of Contemporary Religion, say. 13, 1998, 52.

1310

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1311

tarihinin bir rn oldu unu savunurken94, Chicago niversitesi nden Jonathan Z. Smith ise etkili kitab Imagining Religion (Dini Tasavvur Etmek) de din hakk ndaki tan mlar n bir kere yap l p tm zamanlar kapsayacak ekilde olamayaca n a klar; hatta ona gre dini ifade edecek kesin bir veri elimizde yoktur. yle ki ona gre din , tamamen bilim adam n n yarat m ndaki bir konu olup kendisine ait tahayyl edici k yaslama ve genelle tirmeler yoluyla ve yine kendi amalar iin meydana getirilir. Dahas din , bilimsel bir disiplin iinde ele al nmal ve ayn zamanda tan m a s ndan ba ka eylere ba ml olmal d r. Bu yzden Dinler Tarihi, tavizsiz ve ok kat bir vicdan ve bilin sahibi olarak dine yakla mal d r. Bu bilin yoluyla Dinler Tarihi, en ncelikli, en nemli ara t rma objesine yani dine kolayca yo unla abilecektir95. Bu ktmser yakla mlar n yan nda tan mlara iyimser bakanlar da bulunmaktad r. Sz geli i bir ara IAHR ba kanl da yapan talyan Dinler Tarihi Ugo Bianchi (. 1995), zellikle Din Fenomenolojisi ve Dinler Tarihi iinde din tan m n n kategorik ve kendi otonomisine sahip nemli bir konu oldu unu kabul eder. O, dinin tarih sre iinde kazand olumlu mahiyetine ba l kal nmas n ve asla felsefe veya teolojik faraziyelerin inisiyatifine terk edilmemesini savunur. Bylece Bianchi ye gre din, ncelikle bir Dinler Tarihi problemidir ve bu disiplinin olumlay c endktif mahiyetine yabanc olan a priori bir kavram de ildir96. Ancak dinin tan mlanmas sorunu, a priori olmay na dayanarak yap l rken yntemle ba iyi kurulmal d r. Ona gre din tan m ndaki yntem sorununu zmek iin ona fenomenolojik, tipolojik veya morfolojik a dan yakla lmal d r. Ancak tan mlama yap l rken yntem alabildi ine geni tutulmal ve din tan m n n znelle me veya ferdile me tehlikesine d lmemelidir. Yine de o, mevcut verilerle tam bir tan mlama yap lmas n n ok g oldu unu kabul eder. Ancak Dinler Tarihi, Sosyal Antropoloji gibi sadece i levsel yap , tan mlama veya deyimlerle ilgilenmedi inden ve Din Antropolojisi nin alan olan yarat l ve ge-

li menin tarih ard kl lece ini savunur97.

na da ilgi duydu undan k smen ba ar l olabi-

Bianchi, IAHR nin 1990 y l nda Roma da yap lan ve din kavram n n geni olarak tart ld XVI. genel kongresinde, din tan m n n normatif olmayan, pozitif ve endktif dayanaklarla e itli kltrel ve din alanlarla ili ki iinde, hem mahall hem de kresel terminolojiyi kapsayacak bir ekilde yap lmas gerekti ini tekrarlar. Ona gre bu terim, Latince kk (releggere/religare/religere) dahil ge dnem Antikite ve Ortaa da, Modern Avrupa niversitelerinde geni bir tart ma ortam bulmu ve gnmze kadar gelmi tir98. Dinin tan mlanabilece ini savunan bir di er Dinler Tarihi de sko as ll Ninian Smart (. 2001) d r. Dine yakla m olarak, ritel, mitik, doktrinsel, ahlk, sosyal ve din tecrbe olmak zere alt boyut ne sren Smart, dini sadece gzle grlebilir bir fenomen olarak anlamaz. Aksine ona gre din, olduka zengin ve karma k bir fenomendir. Bu yzden dinin tan mlanmas ndaki temel gl n ard nda, yukar da say lan farkl trlerden din boyutlar n n bulunmas yatmaktad r. Bu boyutlar bilindi inde din tan m yap lmas kolayla acakt r. Bilim tarihi ve metodoloji bilmeden bilimin gayesi ve mahiyeti konusunda konu mak nas l anlams zsa dinin boyutlar n bilmeksizin onun gerekli i konusunda konu mak da o kadar anlams z olacakt r. Ninian Smart, dinin tam olarak tan mlanabilmesi ve tarih a dan ara t r lmas iin tarafs z, objektif ve bilimsel bir aban n gerekli oldu unu savunur99. Mevcut din tan mlar n bilhassa dindarlara vurgu yaparak de erlendiren Merhum Dinler Tarihi Gnay Tmer (1938-1995), Bat l Dinler Tarihiler taraf ndan yap lan dinle ilgili tan mlar n birbirinden az ok farkl oldu unu ve dinin btn dinleri iine alabilecek bir tan m n n yap lmas gerekti ini syler. Bylece o, din tan m nda dinlerin yapt tan mlara vurgu yapar.

97

94 95

Mark C. Taylor, Critical Terms for Religios Studies, Chicago 1998, 1-2. Jonathan Z. Smith, Imagining Religion: From Babylon to Jonestown, Chicago 1982, XI. 96 Ugo Bianchi, The Definition of Religion (On The Methodology of The Historical Comparative Research), Problems and Methods of the History of Religions, ed. U. Bianchi- C. J. Bleeker, A. Bausani, Leiden 1972, 1-25.

Ugo Bianchi, Dinler Tarihi Ara t rma Yntemleri, ev. Mustafa nal, Kayseri 1999, 202-204. 98 Ugo Bianchi, The Notion of Religion , Comparative Research Selected Proceedings of the XVI th Congress of the International Association for the History of Religions, Rome, 3rd-8th September, 1990, ed. Ugo Bianchi- Fabio Mora- Lorenzo anchi, Rome 1994, IX-X. 99 Ninian Smart, Din ve Be er Tecrbe , ev. Ali hsan Yitik, Hz Meryem ve EfesDinler Tarihi Yaz lar , haz. Ali hsan Yitik, zmir 2001, 117-143.

1312

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1313

Ona gre, din kavram n n s n rlar kesin bir ekilde belirlendikten sonra, byle bir tan mlama mmkn olabilir. Bunun iin de ba ta tarih ve felsefe olmak zere Dinler Tarihi nin yararlanaca malzeme byk lde nem kazan r. Sonuta kapsaml bir tarif iin ilk nce, din hayat n bilinteki yans mas demek olan ahsi tecrbe yoluyla elde edilen dindarl k kavram n tahlil etmek ve ortaya kan sonucu, kazan lan din malzemeyle kar la t rmak gerekir. Bylelikle o, tarih, mukayeseli ve fenomenolojik a dan dine yakla may ne karmaktad r. Dahas Tmer e gre, son dinin temsilcisi olan mslmanlar n bu zamana kadar yapt din tan mlar n n ortak noktas , bu kavram n ilahi kaynakl oldu u ve gerek bir dinin be er kaynakl olamayaca ynndedir. Bunun yan nda Bat l lar n tarifleri ona gre genelde iki kategori alt nda toplanabilir; a. nsan n tav r ve davran lar n inceleyerek dinin ne oldu unu anlamaya al anlar. b. nsan n tav r ve davran lar n n arkas ndaki saikleri inceleyerek dinin sosyal ili kilerde niin bir faktr oldu unu a klamaya al anlar. Bu bak mdan Tmer e gre Bat l din tan mlar , ferd tecrbe, zihn, hiss, ibadetle ilgili ve sosyal unsurlardan ibaret olan be unsurdan birini veya bir ka n ne kararak yap lm t r; halbuki dinlerde bu be unsurun tesinde ba ka unsurlar da bulunmaktad r. Yine Bat l lar n yapt din tan mlar nda dikkat eken bir ba ka husus da, din teriminin o unlukla Tanr kavram yla irtibatland r lmas d r. Bu teist tan mlar, genel olarak Budizm, Janizm gibi ilah kavram n bulundurmayan gelenekler dikkate al narak tenkit edilmi olsa da Tmer e gre sz konusu geleneklerin ilah kavram na kar kmad klar ve ilkel kabilelerden geli mi olanlar na kadar tm dinlerde Tanr kavram n n bulundu u anla ld ndan byle bir irtibatland rma doald r100. a da Dinler Tarihi Ekrem Sar k o lu ise din teriminin e itli dinlerdeki kar l klar n verdikten sonra, dinin tan mlanmas nda dindara ynelmenin zaruretine i aret eder101. Ona gre farkl dinden e itli din100

darl klar yak ndan tan man n nemi byktr. Ferdin di er din mensuplar n n manev tecrbelerini ve ritellerini bilmesi, bunlar kendi diniyle k yaslamas , kendisine anlama zenginli i ve ufuk geni li i verecektir. Sonu olarak din kavram n n geli mesinde iki temel unsur byk rol oynar; tenkitler ve bu tenkitler kar s nda dindar n kendi dinini ve kaynaklar n mdafaa ederken ortaya koydu u kavramsal geli meler ile yabanc dinlerle gittike artan tan malar ve bunun sonucunda elde edilen ufuk zenginli i102. Trkiye Dinler Tarihi Derne i kurucu ba kan , a da Dinler Tarihi Abdurrahman Kk ise din terimini a da bir problem olarak nemsemi ve onu Kur n- Kerim ba lam nda tan mlamaya al m t r. O, dinin kutsal metin iinde muhtelif kullan m ekillerini verip de erlendirdikten sonra, bu kavram n daha ok rf ve adet anlam na i aret etti i sonucuna varm t r. Genel anlamda Kk, dinin iki boyutuna i aret eder; ona gre bir tarafta insan, di er tarafta soyut ve niteli i farkl olgular n yer alabilece i bir obje vard r. Bu ikisinin toplam nda, muhteva olarak srekli tekrarlanan ve buna ba l olu an ve devaml l k arz eden yap ortaya kacakt r. Dinin tan mlanmas ndaki gl n gayet fark nda olan Kk e gre dinden kesinlikle kar l kl bir ili ki anlam kar ve bu ili kide belirleyici rol ilahi boyuta bah edilir. Bylece o, Bat l lar n byk lde ihmal etti i bir tan m boyutuna srarla vurgu yapar. Neticede ona gre insan, do al ve zorunlu olarak ba l l k duygusuyla bu ilahi boyuta tekrarlanan amelleriyle yan tlar verir. Kk, dini zet olarak yle tan mlamaktad r; [din], nan ve davran ekilleriyle insanlar aras ili kileri dzenleyen ve insanlar n iyi i ler yapmas n , bar ve huzur iinde bir arada ya amas n sa layan genel kurallar btndr103. Bunlar n yan nda a da Dinler Tarihi Eric J. Sharpe, din tan m nda Dinler Tarihinin ki isel metodolojisine i aret eder; o, din zerine yap lan tan mlar n ncelikle tan mlamay yapan bilim adam n n oryantasyonuna ba l oldu unu belirtir. Hatta ona gre tan mlar formle edenlerin, belli ve ngrlere dayanan de i ik amalara hizmet bile
Phenomenology of Religion , Phenomenology of Religion, ed. Joseph Dabney Bettis, London 1969, 41. 102 Ekrem Sar k o lu, Din Fenomenolojisi (Dinlerin Mahiyeti ve Tezahr ekilleri), Isparta 2002, 2. 103 Abdurrahman Kk, Kur n da Din ve Din Anlay , Dinler Tarihi Ara t rmalar -II, (Sempozyum 20-21Kas m 1998 Konya), Ankara 2000, 5-12.

Gnay Tmer, Din (I. Genel Olarak Din) , D A, IX (1994), 314-316, ayr ca Gnay Tmer, e itli Ynleriyle Din , A FD, say. 28, XXVIII (1986), 223-229. 101 Daha nce, Norveli Dinler Tarihi, William Brede Kristensen (1867-1953), din tan m nda dindar n normatif inanc n n nemini vurgulam t r. Zira ona gre her mmin kendi dinini e siz, otonomi sahibi ve mutlak do ru olarak grmektedir; her din kendi kalk noktas ndan anla lmas gerekti inden bu durum dinin, takipileri taraf ndan nas l anla ld n n ortaya kar lmas na gtrecektir; W. Brede Kristensen, The

1314

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1315

edebilece ini ileri srmektedir. Bu bak mdan mevcut din tan mlar , tam de ildir ve dinin sadece bir veya birka ynn a a karmaktad r. Bu ba lamda din, t pk sanat veya mzik gibi de i ik yollardan i lev grmektedir. nsanlar n onu anlad yol veya yollar, kltre co rafyaya gre de i ir. Sonuta din karma k ve pek ok yn bulunan bir kavram olup, ondan en derin sezgileri, dogmatik fikirleri ve bunlara verilen en harici dindar cevaplar n , sosyal ynleri, ve metafizi i tam olarak ifade etmesi beklenir104 inde bulundu umuz a da gr leriyle hl etkisini koruyan Dinler Tarihi Mircea Eliade (1907-1986)105 ise a k bir dille din olgusunun tan mlanabilece ini belirterek onun sui generis bir gereklik olduunu eserlerinde belirtmektedir. Burada sui generis derken, farkl , e siz ve kendi kendine ortaya kan ve bu zelli i herkes taraf ndan bilinen eyi kastetmekteyiz. Sonuta sui generis din, din verinin kendini ok kolay bir ekilde ortaya karmas ndan kaynaklan r. Bu yakla m Eliade nin din zerine yazd her eserde gzlemlemek mmkn olabilir106. Hatta Eliade nin bir eserine ortak yazar olarak kat lan Ion Couliano, giri te dinin mahiyetine dair sorular sorduktan sonra her hangi bir ciddi bilim adam n n yo un bir filoloji ve Dinler Tarihi e itimi ald ktan sonra din konusundaki en ince sorulara bile kolayca yan t verebilece ini ancak yine de disipline ait henz cevaplanmam baz sorular n olabilece ini ve bunlar n da Dinler Tarihi ni pratik olarak srekli greve a rd n belirtir107. Zaten Eliade iin din otonomiye sahip bir sistem olup tek, karmak bir btnlk iinde entegre olmu fenomenlerden olu ur. Hatta ona gre din yle bir otonomiye sahiptir ki kendi kayna ve i levi a s ndan ba ka hibir sisteme (ekonomi veya cemiyete) ihtiya duymadan ortaya km t r. O, sui generis din olgusunu, kendine zg kural ve yap lara

sahip olan ve otonomiye dayal bir evreni olan edebiyatla k yaslamaktad r108. Eliade, din tan m n tam olarak Pattern in Comparative Religion adl al mas nda vermektedir. Buna gre din, gcn tecrbeleri (kratophanies), kutsal n tecrbeleri (hierophanies) ve ilahlar n tecrbeleri (theophanies) nden ibarettir 109 . Ancak Eliade a ka tan m konusundaki zntsn yle ifade etmektedir; ne yaz k ki u an elimizde kutsal n tecrbesini ifade edecek, din kelimesinden daha uygun bir terim bulunmamaktad r 110. Bunu iddetle ele tiren McCutcheon a gre Eliade, eski tan mlardan yola km ve asla yeni bir din tan m savunmam veya teklif etmemi tir. Hatta o, bunu bildi i halde metodolojik sorunlar fazla ara t rma gere i bile duymam t r. Dahas ona gre Eliade, elinde znel bir din tan m olmadan, eserlerinde be er davran lar n n din oldu unu ileri srm , hatta tan ma uygun bir terminolojik ay r ma gitmeksizin hiyerofanilerin neleri sembolize etti ini anlamaya al m , mahiyetini tam bilmeden onlar teofanilerle k yaslam t r111. Buna ra men Eliade, ba editr oldu u ve Dinler Tarihi disiplini iinde nemli bir referans say lan Encyclopedia of Religion n nsznde, redksiyonizmden ve Bat l kltrel etkilerden mmkn oldu u kadar ka nacaklar n , daha nce din hakk nda yaz lm eserlerden ok, daha geni ve zellikle bat l olmayan din anlay lar na yer vereceklerini ve onlar daha fazla nemseyeceklerini vaat etmektedir112.
108

104 105

Eric J. Sharpe, Understanding Religion, London1992, 35-37. Mircea Eliade hakk nda geni bilgi iin, Kr at Demirci, ELIADE, Mircea , D A, XI, 33-35. 106 Mircea Eliade, The Quest: History and Meaning in Religion, Chicago 1984, 61-62; ayr ca Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion- The Discourse on Sui Generis Religion and The Politics of Nostalgia, Oxford 2003, 52. 107 Mircea Eliade, Ion P. Couliano, The Eliade Guide to World Religions: Authoritative Compendium to the 33 Major Religious Traditions, New York 1991, 1.

Mircea Eliade, The Quest, 5; ayr ca Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion, 53. 109 Mircea Eliade, Pattern in Comparative Religion, trans. Rosemary Sheed, New York 1958, 126. 110 Mircea Eliade, The Quest: I. 111 Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion- The Discourse on Sui Generis Religion and The Politics of Nostalgia, Oxford 2003, 51. 112 Mircea Eliade, Preface , Encyclopedia of Religion( ER), ed. Mircea Eliade, New York 1987 c. I, XI. Burada s ras gelmi ken Eliade nin ba editrl nde yay nlanan Encyclopedia of Religion(ER) deki dinle ilgili makaleler konusunda Dinler Tarihilerinin de erlendirmelerine gz atabiliriz; sz geli i Religious Studies, Method & Theory in the Study of Religion ve Critical Reviews of Books in Religion gibi nemli Dinler Tarihi dergilerinde bu ansiklopedinin akademik din anlay n olumlu ynde de erlendiren tan t mlar yay nlanm t r; Bunun yan nda Ninian Smart ve Dewey Wallece gibi etkin Dinler Tarihileri zellikle bu eserdeki din tan mlar n n sorunlu konular do urdu una inan rlar. rnek olarak Ninian Smart a gre bu ansiklopedi, etnik merkezli (etno-centric), Amerikanc ve Oryantalist fikirlerle dolu olup din teori-

1316

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1317

Sonu olarak Eliade etraf nda toplanan bilimadamlar n n ortak kanaatini yle zetleyebiliriz; a. din, sui generisdir113 ; b. Onun ara t r lmas iin zgn tarih, tasvirci ve yorumlay c metotlara ihtiya vard r; c. Bu metotlar, otonomiye sahip bir disiplin veya kurumsal mekan iinde kullan lmal d r114. Eliade sonras (Post- Eliaden) dnem denilen 1986 sonras nda genel olarak Dinler Tarihi ne hakim, nominal, realist, kapsamac ve d lamac tan mlar olmak zere drt din tan m tipolojisinden bahsedilmektedir. Do rudan din terimine geleneksel anlamlar yklemeyi srdren nominal tan mlar n yan nda, realist din tan m trleri, hipotetik yap lar , evrensel olarak kabul eden zlere dn trmektedir. Buna en gzel rnek Spiro nun verdi i tan md r; o, dini stn insanlara ve onlar n s radan insanlara zarar verici veya yard m edici stn glerine inanmak eklinde zetlerken bu tan m ifade etmektedir. Antropolog Clifford Geertz, daha sembolik ve nominal bir tan mlama ile dini insanda mevcut olan gl, yay lmac ve uzun sren modlar ve motivasyonlar halinde hareket eden semboller sistemi olarak grmektedir. Bunun yan nda kapsay c tan m trleri, belli bir din cemiyete ait olmaya kar olan ve evrensel a dan tm insanlarda mevcut olan dindarl k niteli ini veya merkezi inanlar ve de erler kmesine ynelik olarak payla lan bir dindarl k olarak, bu kmedeki bireylerin her biri iin gerekli ihtiya eklinde anla lmaktad r. Son olarak d lay c

din tan mlar mevcuttur; bu tan mlara gre din ile din olmayan unsurlar aras ndaki s n rlar kesin izgilerle ayr lm t r115. Eliade sonras dnemde din hakk nda yap lan en nemli toplant lardan biri de Uluslararas Dinler Tarihi Cemiyeti (IAHR) nin 1990 da Roma da yap lan XVI. Kongresi nde ele al nan Dinler Tarihi al malar nda Din Mefhumu adl oturumdu. Bu toplant n n 1994 y l nda Ugo Bianchi nin editrl nde yay mlanan116 bildirileri doksan kadard . Sz konusu al mada, tarih zeminli incelemeler yapan uluslar aras bir kurulu un temsilcileri olarak e itli lkelere ait Dinler Tarihileri, sui generis din konusunda olduka ihtilaf iinde gzkmekteydiler. Hatta IAHR nin din konusundaki bu toplant s a ka gstermektedir ki sui generis din hakk ndaki tart malar, milli ve co rafik s n rlar n d na ta maktad r117. Sz geli i toplant ya bildiri sunmak zere davet edilen tek Bat l olmayan (Avrupal veya Kuzey Amerikal olmayan) bilim adam Sung-Hae Kim, din konusunda gzlemlenen Bat l lar n hakim etkisi sebebiyle disiplinin k sa zaman iinde Bat kkenli bir renim arac haline dn ebilece i uyar s nda bulunmu tur 118 . Bu sorunu gidermek iin ona gre bu kurulu a ye bilim adamlar , din gelenekler aras ndaki farkl l klara, dinlerin zgn karakterlerine, kendi iindeki fonksiyonlar na, gsterdikleri nihai referansa sayg duymal ve insanl n btncll n korumay ama edinmelidirler119. Din terimini be enmeyen bunun iin yerine alternatif isimler dnenler de bulunmaktad r. Bunlar iinde en etkili olana W. Cantwell Smith dir Eliade sonras dnemde hl etkinli ini srdren ve a da din bilimcilerini din kavram konusunda metodolojik ve kategorik ele 115

leri konusunda ok metotlu yakla mlar sergileyememi , a rl kla daha eski kavramlara ve nceki din tasnif yollar na ynelmi ve dinlerin arkas nda yatan zgn dnya gr lerini daha geni bir yelpazede ele alamam t r. Hatta o u durumda bu ansiklopedi, din tan m nda sui generis anlay savunan Eliade nin menfaatlerine hizmet etmi tir ve bu bak mdan Dinler Tarihi alan iin kesin ve yeterli kaynak olamam t r; Ninian Smart, Review of the Encyclopedia of Religion , Religious Studies Review, 1988, say. 14, 193-199; Bizzat bu ansiklopedide birka maddesi bulunan Dewey Wallace ise ansiklopedinin Eliade nin Dinler Tarihi konusunda vard sonular geni olarak tekrarlad n ama yine de, gncellenmi bilgiler ierdi ini ve kapsaml bir eser olarak hem bilimadamlar hem de e itimli halk taraf ndan okunabilir bilimsellikte oldu unu savunmaktad r; Dewey D. Wallace, Comparative Encyclopedias Compared , Religious Studies Review , 1988, say. 14, 199-206. 113 a da Dinler Tarihi iinde din tan m tart malar na kat lanlar bu kadarla s n rl deildir; sz geli i Hans Penner, Robert D. Baird, Ninian Smart, Kurt Rudolph, Robert Segal, Donald Wiebe, E. Thomas Lawson, Ivan Strenski bu konuda al malar bulanan di er bilim adamlar d r; McCutcheon, Manufacturing Religion, 15-16. 114 McCutcheon, 69.

Frank Whaling, Introduction , Contemporary Approaches to the Study of ReligionII, 7-8. 116 The Notion of Religion in Comparative Research: Selected Proceedings of the XVI IAHR Congress, ed. Ugo Bianchi, Roma 1994. 117 Russell T. McCutcheon, 144-145. 118 Kim Sung-Hae, The History of Religion: Retrospect and Prospect The Notion of Religion in Comparative Research: Selected Proceedings of the XVI IAHR Congress, ed. Ugo Bianchi, Roma 1994, 897. 119 Kim Sung-Hae, 898, IAHR nin Dinler Tarihi disiplinine ynelik metot ve teori konusundaki rolne ili kin olarak; Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. GeertzRussell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 1-37.

1318

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1319

tiriler yapmaya sevkeden en nemli eserlerden biri ona ait olan ve dini sorgulayan The Meaning and End of The Religion (Dinin Anlam ve Amac ) adl al mad r120. Din yerine iman , din gelenek , A k n a ki isel iman gibi terimler kullanmay tercih eden Smith e gre din konusunda dindarlardan gelmeyen tabiat izahlar, dindarlar veya mntesipler iin mutlak veri kayna olamazlar. Din hakk nda sa lam verileri sa layan yine dindar kesimin kendisidir. Sonuta Smith u kan ya varacakt r; din, kmlatif bir gelenektir ve bu gelene in d a ait cephesi, din tecrbenin en zirve toplam n olu turmaktad r121. Bunun yan nda IAHR nin gnmzdeki Genel Sekreteri, Danimarkal Dinler Tarihi Armin W. Geertz de din konusundaki tart malara kat lm ve kognitif bir zm aray na girmi tir. Ona gre dinin tan m (veya yap lanma) problemi, din biliminde metot ve teori problemi kadar nem arzeder. Geertz, din (religion) terimini tan m s n rlar n zorlayan bir kelime olarak d nr. Hatta ona gre insanl n gemi ten gelen miras da hesaba kat ld nda dinin tam anlam n ortaya koymak iin kal n bir kitap yazmak bile yetersiz kal r. Ona gre, din hakk nda yap lacak analitik bir tan mlama, hem sembolik hem de mevcut hareket sistemlerini kucaklamal d r. Bir ba ka ifadeyle yap lacak bu din tan m , be er varl n n nihai anlamlar n ve kapasitesini iyi idare eden, onu bilgilendiren ve yorumlayan, formelle mi sosyal bir kurum olarak kognitif a dan ideal yorumlamalar kapsamal , onlar desteklemeli, pratik a dan ise ideal praxisi te vik etmelidir122. Geertz e gre, zel olarak din tan mlar genel olarak da din hakk ndaki al malar, sonu olmayan bir tart ma iinde her alanda yap lmaktad r. Ancak Dinler Tarihiler, bunlardan asla y lmamal aksine kafa yormal ve disiplinin oda nda bulunan bu meseleyi tan mlamak iin gayret gstermelidirler123.
120 121

Ona gre Dinler Tarihi, din terimi hakk nda temel bir teori kurmak zorundad r. Byle bir teori, otomatik ve zarur olarak sembol, ritel, bilin gibi di er fenomenleri tetiklemelidir. Bu teoriler, en geni boyutlar yla di er din bilimlerini ku atmal ve zellikle felsef bir at alt nda kavramsal olarak temellendirilmeli sonuta da postmodern meydan okumalara kar emniyete al nmal d r. Din tan m iin, biyolojik yap lar dahil, kognitif ve kltrel psikoloji, kltrel antropoloji ve sosyoloji gibi be er bilimleri de devreye girmelidir124. Sonuta Geertz in nerdi i din tan m analitik bir teori olup, genel olarak antropolojik ve kognitif unsurlar ta r. Din tan m , dedktif bir yolla ele al nmal ve daha fazla hmanist olmal d r. Sonuta o, din kavram n , be er taraf ndan trans-ampirik olarak alg lanan yce glere veya varl klara dikkat eken ve srekli sosyolojik a dan empoze edilen hermentik bir ara olarak grecektir. Bu yzden de bir din tan m , kltrel ve kognitif teorilerle birlikte sosyal etkile im teorisine dayanarak temellendiril-melidir125. Geertz, bu ba lamda din yerine kullan lmak zere etnohermnetik terimini nermektedir. Ona gre bu terim, d nce ve hareketin (kltrn) do urdu u yorumlamalar ve modellerden olu makta olup bunlar ayn zamanda din biliminin ana konusu olan gerek olguyu yani dini ifade etmek istemektedirler126. Geertz, etnohermentik yakla m derken, antropolojik, tarih ve lengistik metotlar n bir kar m olan bir yakla m bize nermektedir. Ona gre etnohermentik aray , yorumlama sorunundan da nemlidir. nk bu aray , do al konu ma ve hareketlerden yoksun olan modellere olumlu faydalar sa lar. Bununla ili kili olarak Geretz e gre Dinler Tarihi nin ele alaca bir di er metodolojik safha, etnohermentik analizlerin sonucunda ortaya kan neticeleri disiplinin genel at s iinde de erlendirmek, teoriler ve modeller kurarken hatta ampirik yorumlar yaparken onlardan faydalanmak iin aba gstermektir127. Ancak ona gre Dinler Tarihi din terimini terketmeye ihtiya duymazsa, bu du124 125

Wilfred Cantwell Smith, The Meaning and End of Religion, U.S.A. 1963. Smith, 139-150; ayr ca Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion- The Discourse on Sui Generis Religion and The Politics of Nostalgia, Oxford 2003, 127128. 122 Armin W. Geertz, The Invention of Prophecy: Continuity and Meaning in Hopi Religion, Berkeley 1994, 27-28. 123 Armin W. Geertz, Definition as Analytical Strategy in the Study of Religion , Historical Reflections/Reflexions Historiques, XXV, say. 3 ( 1999), 446-447.

Geertz, 449-450. Geertz, 459-462. 126 Armin W. Geertz, The Invention of Prophecy: Continuity and Meaning in Hopi Religion, Berkeley 1994, 30-31, Armin W. Geertz, Ethnohermeneutics in a Postmodern World , Approaching Religion, Part I, ed. Tore Ahlback, Abo 1999, 3031. 127 Armin W. Geertz, The Invention of Prophecy, 73-89.

1320

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1321

rumda kesinlikte bulundu u artlara uygun olarak din terimiyle ne demek istedi ini belirgin olarak a klamak zorundad r128. Asl nda Dinler Tarihi gsterdi i bu a da abalarla, her ynden ku at c bir din teorisi bilimi olabilece ini kan tlayan ismindeki karakteristi iyle, dine metodolojik ynden yakla t n bize gsteren bir disiplindir. Yine Dinler Tarihi, din konusundaki bu tr akademik abalar yla olumlu ve nemli bir zemine de haiz olacakt r; bir ba ka ifadeyle o, hem byle ba ms z tav rlar yla be er bir bilim humanitas-129 oldu unu, hem de modern niversitelerde bilimsel olarak ara t rma yapacak kadar akademik bir disiplin oldu unu bize ispatlamaktad r. Hatta sergiledi i bu gibi yakla mlarla, din kavram n di er sosyal hayat s n flar na indirgemekte ve dinin sosyal bir olgu hatta kltrel al malara nemli bir zemin oldu unu gstermektedir130. Din tan m konusundaki ara t rmalarla bu disiplin, sadece teoriler retmeyip ayn zamanda yap lan tan mlar n tenkitini de yine kendisi yapabilmekte, hatta yine kendisi ba ka bir din hakk nda her hangi bir prati e girmeden o dinin iyi bir gzlemcisi ve tasvir edicisi olunabilece ini bize gsterebilmektedir. Sonuta din zerinde yo unla man n sa lad yararlardan biri de belli bir inan lehinde o inanca sad k kalarak ara t rma yapmadan, bir din ara t rmas (Religionswissenschaft) yapman n da mmkn oldu unu ispat edebilmektir131. William E. Arnal, Dinler Tarihilerinin son yzy l iinde yapt din tan mlar n , ze ait olan tan mlar ve kltrel kontekse ba l tan mlar
128

olarak ikiye ay r r. Sz geli i teori tarihi boyunca ze ait yap lan din tan mlar , dini ontolojik, kltrel ve fonksiyonel olarak ele al rlar. Din dilinin i aret etti i noktalar, ze ait tan mlarda do rudan din objeler olurken, kltrel ba lamda ele al nan tan mlarda ise din dili, dolayl anlat mlarla sembolik ve ileti imsel ifadelerle doludur. ze ait din tan mlar nda muhatap, lem d ndaki varl klar olurken, kltrel ba lam n muhatab lemin kendisidir. Yine ze ait din tan mlar nda ierik, dura an ve gelenekler aras anlamlar ta rken, kltrel ba lama ait din tan mlar s k s k keyfi veya zgndr. Son olarak ze ait din tan mlar nda dinin de eri iyi veya kt olarak ay rt edilirken, kltrel ba lama ait tan mlarda din, o u kez tarafs z bir nesne olarak alg lan r. Ancak tm din teorisyenlerinin ortak noktas , yap lan tan mlar n kesinlikle mutlak olmad d r ki bu Dinler Tarihi iin hl ok nemli bir problem olarak durmaktad r132. Son olarak yap lan din tan mlar konusunda en ac mas z ele tiri a da ve etkin Hollandal Dinler Tarihi Jacques Waardenburg dan gelmi tir. Ona gre din kavram konusundaki cereyan eden tart malar, grnd kadar masum bir tart ma de ildir. Waardenburg, din bilimcilerine din tan m konusunda daha effaf olmalar n tavsiye eder. Ona gre din ve dinler hakk nda gnmzde sren tart malar be erin gere i ara t rma azmini gstermektedir. Ancak bu abalar ideolojik a dan kullan ld zaman hakikati rtmek anlam na gelecektir. Onu bu d nceye sevkeden bir tak m nemli sorular vard r; bir eyi, din diye bize bildiren ey nedir? Bu tan ma kim karar verir? Bu karar almada hangi teorik i lemler etkin olmu tur? En nemlisi de bu karar almada en nemli maddi iddialar m z nedir? Bu sorulara drst cevap verilememesi ideolojiyi gndeme ta yacakt r133. Btn bunlar n kar s nda Dinler Tarihi nin gelece i iin de din tan mlar n n ne olaca sorusu da sorulabilir. Gelecek bak a s yla Dinler Tarihi, din terimi gibi ne onunla yap labilen ne de onsuz olunabilen bir kavramla ya amaya ya mahkum olacak veya yeni ve bulundu u

Russell T. McCutcheon, Manufacturing Religion- The Discourse on Sui Generis Religion and The Politics of Nostalgia, Oxford 2003, 130. 129 a da Dinler Tarihi iinde metodolojisini etkileyecek epistomolojik gerilimler de bulunabilir. zellikle bu disiplinin metodolojisindeki o ulculuk ile da n k kltrel, milli ve ahsi menfaatler ve gelenekler sebebiyle ortaya bir gerilim km olsa da bu disiplinin paradinamikleri bunu a acak gtedir. Sz geli i bu disiplin bat l bir din bilimi olmas na ra men, metot yakla mlar nda bir m tereklik bulunur. Bunun yan nda Religionswissenschaft, kendini Humanitas bir bilim dal olarak anlar ve bu bir ba lamda din fenomenleri be er kltrnn bir rn, zelli i ve ehresi olarak ele al r. Yine bu disiplin,in ortaya koydu u olgu ve analizler, her hangi bir din sistem iin hammadde olacak llerdedir; Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 14-15. 130 Timothy Fitzgerald, The Ideology of Religious Studies, New York 1999. 131 Braun, Religion , 7.

132

William E. Arnal, Definition , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 26-27. 133 Jacques Waardenburg, In Search of an Open Concept of Religion , Religion in History: The Word, the Idea, the Reality, ed. Michel Despand- Gerard Vallee, Ontario 1992, 226-240.

1322

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1323

ortamla tutarl olan, gemi i ve din gelenekleri inkar etmeyen bir tarzda onu tan mlayacakt r134. Unutulmamal d r ki din, ancak tan mlanabildi i kadar yla bir gerekliktir. Latince bir sylemle imprimatur secretum veritas mysterium (s rlar istedi iniz kadar if a edin, gerek esrar n korur) tabiri bunu gayet iyi ifade etmektedir. Yine din terim olarak tm dinleri ve ortamlar ku atacak geni likte olmal d r. Asl nda Dinler Tarihi nin isminde ve kimli inde yer alan bir terim olarak din , daima yeniliklere a k olacak ekilde geni letilmeli, sahip oldu u teolojik, hiyerofanik, metafizik, sosyolojik, antropolojik ve kognitif de erler korunarak ( ve tahrip edilmeden) tekrar yorumlanabilir. Bylece kelimenin gemi te sahip olduu ierik statik kalmayacak, belki ieri in geli tirilmesi sz konusu olacakt r. B. Tasnif135 Dinler Tarihi, fenomenleri kategorilere ay ran, tasnifi bir disiplindir. Zira toplad ve ajandas nda ykl miktarda bulunan malzemeler , kategorik olarak okluklara, farkl l klara, benzerliklere veya ayniliklere ayr abilen yap dad r. O, bu kadar yo un malzemeyi, tarih, mukayese metodu yoluyla i ler ve onlar hem rasyonel hem de irrasyonel alan iinde de erlendirir. Tasnif, nemli bir metot konusu oldu undan metodolojik a dan dinlerin tasnifinin zorlu u, neye gre dinlerin tasnifinin yap laca ile dinlerin e itlerinden kaynaklanmaktad r136. Asl nda Dinler Tarihi nin i i, do al olarak nnde bulunan ve din anlamlar olan eylere isim vermek ve onlar ay rt etmek de il, tasnif bilime ait bilgiye bilhassa sahip olmakt r. Jonathan Z. Smith, bu i i yaparken pek ok din bilimcinin ya abart l bir yerel (indogenious) anlama ve yorumlama veya tam tersi olarak genelle tirme (homogenious) kayg lar ta d n ve onlar bizzat isimlendirmek zorundaym gibi davrand n belirtir. Ona gre bu tr
134

bilim adamlar iin isim vermek betimlemekten de nde gelen bir sretir137. Dinler iindeki tasnif i inde bilim adam n bekleyen en nemli sorunlardan biri de, tasnif bilim iin gerekli olan teknik terminoloji ve zgn lengistik bilip bilmemesidir. Asl nda sadece bu bilgi de yeterli de ildir. Buna ilave olarak din ve dindar ilgilendiren biyolojiyle ilgili bilimler, etrafl bir antropoloji bilgisi, zellikle yerli kltrlerin bilgisi, rakamsal bilgiler veya ayn trden veya aileden olmay gerektiren genel bilgiler de nem arz eder. Btn bunlar iinde biyolojik tasnif sistemleri din bilgininin ilgisi ekmese de138, bili sel tasnif al malar din bilimcilerinin en son teorik al malar nda etkin olmaya ba lam t r139. Ancak yine de o u kez din bilimcileri aras nda mukayese ederek tasnif etmek nemli bir sorun olarak durmaktad r140. Din bilimcisinden beklenen bir di er bilin, dinlerde bizzat dindarlar taraf ndan yap lan tasniflere ilgi duymakt r. Ancak ne yaz k ki din zerine al malar yapan o u teorisyen, dindarlar taraf ndan yap lan zgn tasnifleri bir kenara b rakmakta hatta sz konusu din gelenein tasnife ait abalar n eserlerinde ok nadiren sergilemektedirler141. Hatta onlar, tasnif yaparken kutsal ile profan alan aras ndaki arac formlar tam olarak anlayamamaktad rlar. Halbuki iki lem aras ndaki bu gei formlar (yani temas noktalar ) , tasnifin tam yap lmas na yard m edebilecektir. Bu sorun a ld taktirde tasnifte i e yarayacak olan yap sal cetveller veya emalar ok daha rahat ortaya kabilecektir. Dinlerin genel tasnifinde ise durum biraz daha farkl d r. Asl nda din/dinler , tasnifi gerektiren bir hareket alan iindedir. Gemi te dinler hakk nda yap lan bizimki - onlar nki tasnifi veya hak - bat l tasnifi, normatif tasnifler olup teolojik ngrlerle ykldr; bunlar, o u kez en temel ve en ideal tasnif trleri olarak sunulabilmekte hatta

137

Arnal, 30. 135 a da Dinler Tarihi iinde tasnif konusuna ynelik zgn al malar aras nda; Bruce Lincoln, Discourse and the Construction of Society: Comparative Studies of Myth, Ritual, and Classification, New York 1989; Jonathan Z. Smith, A Matter of Class: Taxonomies of Religion , Harvard Theological Rivew, say. 89 (1996), 387403; Jonathan Z. Smith, Classification Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 35-44. 136 Gnay Tmer, e itli Ynleriyle Din , A FD, say. 28, XXVIII (1986), 231.

Jonathan Z. Smith, Classification Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 36. 138 Jonathan Z. Smith, Drudgery Divine: On the Comparison of Early Christianities and the Religions of Late Antiquity, Chicago 1990, 47-48. 139 Sz geli i Russell T. McCutcheon, Classification and the Shapeless Beast : A Critical Look at the AAR Research Survey, Religious Studies News say. 12/3, 7-9. 140 Smith, Classification 38. 141 Brian K. Smith, Classifying the Universe: The Ancient Indian Varna System and the Origins of Caste, New York 1994, 24.

1324

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1325

buna bazen bizimkine benzer onlar nki gibi bir mukayese de eklenmekteydi142. Bu tr tasniflerin devam olarak gnmzde yap lan normatif karakterli tabi dinler-vahiy dinleri veya literatr olan dinler-olmayan dinler gibi ay r mlar ise genel olarak antropolojik ara t rmalar n sonucunda ortaya kan tasniflerdir. Do u dinleri- Bat dinleri ay r m ise co raf bir tasnif i idir ve kresel anlamda geerlili inde bir tak m problemleri beraberinde getirir; sz geli i dinler art k sadece Do uda veya Bat da de il her yerdedir. Yine H ristiyanl k-H ristiyan olmayan dinler eklinde modern zamanlara uymayan d lay c tasnifler yap lmaktad r. Burada temel metodolojik zorluk, tek bir dini merkeze al rken bu tasnifin farkl l k ve karma kl a tam olarak i aret edip edemeyeceidir143. Dinlerin tasnifi konusu, Dinler Tarihi gelene inde en az disiplin kadar eskiye gider. Mller, bir dini bilen hi bir eyi bilmez der ve filolojinin yard m yla dinleri, rk ve genetik izgiler iinde tasnife giriir144 Dinler Tarihi nin babalar ndan Cornelis Tiele nin tasnifi ise evrensel, yar evrensel ve ilkel geleneklere ynelik ilk kapsaml tasniflerden biri olarak kabul edilmi ti. XX. asr n ortalar nda Gustav Menching, sistematik tasnif yapan Tiele ninkinden yola karak, dinlerin zlerini ne karan bir tasnif yapm t 145. 1930 larda o dneme kadar tane olan evrensel dinler yediye kar lm t r; e er H ristiyanl k ve slm dini, dnya dini ise Yahudili i d lamak haks zl k olacakt . Halbuki bu dneme kadar Yahudilik milli ve etiksel dinlerdendi. Ayn ekilde e er Budizm, dnya diniyse Hinduizm de yle olmal yd . Bunu ayn gerekelerle in ve Japon dinleri izledi. Bylece evrensel din terimi yerine dnya dini tasnif ismi daha ok

ne kt . Burada unu belirtmeliyiz ki dnya dini terimi ilk kez 1893 Dnya Dinleri Parlamentosu nda kullan lm t 146. Dinler Tarihi iinde ortaya kan bir disiplin olarak Din Fenomenolojisi nin tasnif i ine ilgisi de yok de ildir147. Ancak onun bu konuda Dinler Tarihi nden ayr lan yn, sadece belli ve zgn bir tarih dine ilgi duymamas , hermentik bir yakla mla fenomenlerin tasnifine de ynelmesidir. Sz geli i W. Brede Kristensen, Gerardus van der Leeuw, C. Jouco Bleeker, J. M. Kitagawa ve Mircea Eliade fenomeno-lojik a dan tasnif yapan Dinler Tarihilerdir. zellikle a da disiplin iin Joseph M. Kitagawa n n din tecrbe trlerine gre tasnifi ile Eliade nin kozmik ve tarih tasnifi nemlidir148. a da Dinler Tarihi Frank Whaling, tarih verileri kullanarak dinlerin tasnifini yaparken bilim adam n bekleyen en byk zorlu un, ana din temalardan ziyade din geleneklere dayal daha alt mukayeseli modeller karmak zorunda kal nmas oldu unu savunur. Zaten ona gre tasnif i i, ileri derecede bir mukayese problemidir 149 . Ancak unu hemen belirtelim ki a da Dinler Tarihi uzmanlar aras nda tasnif i ine ok az zihin yoranlar kmaktad r. Bir k s m din bilimcilerine gre H ristiyanl n stnl n ispatlamak gibi bir faraziye iin temel nedenler ortadan kalkt ndan dolay tasnif i ine fazla ilgi duyulmam olabilir. Yine kimilerine gre de dinlerde evrimci bir anlay savunanlar n etkisini yitirmesi, tasnifin nemini kaybetmesine yol am t r150. Son olarak a da Dinler Tarihi ne gre tasnifin tam ve yeterli yap labilmesi iin baz artlar gereklidir; sz geli i, bir tasnif ideal a dan tm dinleri kapsayacak kadar geni tutulmal d r. Tasnifte subjektif ve normatif yarg lar olmamal , objektif ve deskriptif bak ne kmal d r. Tek tek dinlerin fenomenlerini ele al rken ariz ve ayr nt l olanlar
146 147

142 143

Jonathan Z. Smith, Classification 39. Harry B. Partin, Classification of Religions , ER, III, 528-529. 144 Onun tasnifi Aryan, Semitik ve Turan kkenli dinler olmak zere temel koldan ibarettir; Partin, 521. 145 Gustav Mensching dinleri e ay r r; Tabiat dinleri (naturalist-politeist dinler), halk dinleri (Eski yunan, Roma, Babil, M s r, Hint, in, Cermen dinleri) ve dnya dinleri (kurucuya dayanan, tarihsel ve kltrel s n rlar a an ve esasta halk dinlerinden ayr lan dinlerdir); Gnay Tmer, Din (I. Genel Olarak Din) , D A, IX (1994), 318; Mehmet Ayd n, Dinler Tarihine Giri , Konya 2002, 50.

Jonathan Z. Smith, Classification 41-42. Fenomenolojinin zellikle Tanr tipolojilerine yo un ilgisi bulunmaktad r. Bu konudaki a da tart malar iin bkz. Mustafa nal, Din Fenomenolojisi Tarihe Yntem Uygulama, Kayseri 1999, 150-181. 148 Partin, 530. Buna ilave olarak gnmzdeki dinlerle ilgili tasniflerine bakt m zda genel olarak, ak l ve vicdan dinleri, ilkel dinler, aksiyon dinleri, kitab dinleri, tabi dinler, kurumsal dinler, kozmik dinler, kabile dinleri, kurtulu dinleri, Saserdotal dinler gibi tipolojik tasnifler de yap lm t r; Mehmet Ayd n, Dinler Tarihine Giri , Konya 2002, 50. 149 Frank Whaling, Comparative Approaches , Contemporary Approaches to the Study of Religion II, Berlin- New York-Amsterdam, 1985, 261. 150 Partin, 528-529; Smith, Classification , 42-43.

1326

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1327

de il temel ve zorunlu olanlar tasnife girmeli ve hem benzerlik hem de farkl l klar e it derecede kullan lmal d r. Buna ilave olarak ya ayan dinlerin canl ve srekli bir de i im iinde oldu u gere i ile l dinlerin mensuplar n n l, mesajlar n n canl olabilece i dahil zel konumlar ok iyi bilinmelidir151. zetle tasnif, kesinlikle her hangi bir din veya dinin dnya dinleri iindeki stnl n ortaya koymak veya yerini inkar etmek veyahut yok etmek iin yap lamaz. Aksine o, dinin dinler iindeki tam ve gerek yerini belirlemek ve bylece onu tipolojik olarak daha iyi anlamak veya ematik bir Dinler Tarihi anlat m yapmak iin ok nemli bir ara olarak gereklidir. nk dinlerdeki tasnif ile dinlerin tasnifi gibi iki terim, mukayeseli, tarih ve fenomenolojik yakla an, din olgusunu o ul olarak ele alan bir disiplin iin ynteme ait iki kavramd r. C. Yeni Mukayesecilik (New Comparativism)152 Mukayese, Mukayeseli Din Bilimi ne anlam veren ayn zamanda ona tarih sre
151

iinde metot kazand ran zel bir terimdir. nsanlar, genel teferruatlar yla evrelerinde biten olaylar gzlemleyip aralar ndaki benzerlik ve farkl l klar yapt klar genellemelerle mukayese etmek isterler153. Bu mukayese i i, insan zihninin leme dzen vermek istemesinin temel yollar ndan biridir. Ancak burada as l sorun, mukayese etmekten ziyade a da din biliminde bu i in nas l yrtlece i konusudur154. Yeni Mukayesecilik, 1990 larda a da Dinler Tarihi nde bilhassa Kuzey Amerika da ortaya km , Eliade sonras (Post Eliaden) bir kavramd r155. Bu anlay , klsik dnem mukayese yakla mlar n a da din bilimlerine ba l kalarak yenilemek istemektedir. Bu ak ma gre eski mukayeseci anlay , fenomenlerin ba lamlar n kopararak onlardan yoksun bir ekilde i lev grmek istemektedir. Bu durumun dzeltilmesi gerekir. zellikle ba vurulmas gereken disiplinlerden biri olan a da Din Antropolojisi, be er verinin mukayesesi konusunda daha alt kltrlere dayanarak yeni ve nemli a l mlar getirmi tir; buna gre her cemiyet dolay s yla her yerel kltr- sadece kendi iin yayg n olan bir genelleme prensibi retir. Buna toplumun ortak kanaati denmektedir. Yeni mukayesecilere gre as l bu ortak kanaat bulunmal ve mukayese edilmelidir156. Yeni Mukayesecilik bilhassa a da Dinler Tarihileri aras nda yayg n olup zellikle Eliade dneminin geleneksel mukayese anlay n tenkit eder. Bu ak m, postmodern yakla mlarla tarihe bakan yeni tarih gr leri benimser. Buna gre dinler hakk nda bilimsel ve me ru en iyi genelle tirmeci yakla m tarz , teolojik olan tm ngrleri terk etmeye dayanan ve tarih olmayan kaynaklara dolay s yla fenomeno-lojik yakla m n verilerine ve zlere ynelen mukayese biimidir. Bu yakla m ayn zamanda tabiat teorileri kabul eden bir mukayeseciliktir157. Yeni Mukayesecili in fikir babalar ndan ve en nemli savunucular ndan say lan William Paden e gre Dinler Tarihi gnmzde sosyo153

Partin, 531; ayr ca bkz. Sar k o lu, Din Fenomenolojisi (Dinlerin Mahiyeti ve Tezahr ekilleri), Isparta 2002, 260. 152 Mukayese sorunu konusunda yap lan a da Dinler Tarihi al malar aras nda; Martin E. Luther (ed.), The New Comparativism in the Study of Religion: A Symposium , Method and Theory in the Study of Religion, say. 8 (1996), 1-3; William E. Paden, Elements of a New Comparativism , ae., 5-14; Donald Wiebe, Is the New Comparativism Really New?, ae., 21-29; E. Thomas Lawson, Theory and the New Comparativism, Old and New , ae., 31-35; William E. Paden, Anew Comparativism: Reply to the Panelists , ae., 37-49; Thomas E. Lawson, Theory and the New Comparativism, Old and New , ae., 31-35; Eric J. Sharpe, Comparative Religion: A History, London 1986;; Luther H. Martin, Comparison , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 45-56; William E. Paden, Religious World: The Comparative Study of Religion, Beacon 1994;. Philippe Borgeaud, Kar la ma Kar la t rma Dinler Tarihi Ara t rmalar , ev. Mehmet Emin zcan, Ankara 1999; aban Kuzgun, Mukayeseli Dinler Tarihi Ara t rmalar nda Kar la lan Problemler ve D nlen zmleri , Trkiye 1. Dinler Tarihi Ara t rmalar Sempozyumu (24-25 Eyll 1992), Samsun 1999, 117- 125; Jeppe Sinding Jensen, Universals, General Terms and the Comparative Study of Religion , Numen- International Review for the History of Religions, vol. XLVIII, no: 3 (2001), 238-266; Benson Saler, Comparison: Some Suggestions for Improving the Inevitable , ae., 267-275; William E. Paden, Universals Revisited: Human Behaviors and Cultural Variations , ae., 276-289; Luther H. Martin, Comparativism and Sociobiological Theory , ae, 290-308; Thomas Ryba, Comqarative Religion, Taxonomies and 19th Century Philosophies of Science: Chantepie de la Saussaye and Tiele , ae., 309-338; Robert A. Segal, In Defense of the Comparative Method , ae., 339-373;

Luther H. Martin, Comparison , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 45. 154 Thomas E. Lawson, Theory and the New Comparativism, Old and New , Method & Theory in the Study of Religion, say. 1-8, 1996, 32. 155 Luther H. Martin the Post Eliadean Study of Religion and New Comparativism) Method & Theory in The Study of Religion, 1-8 (1996) 156 Martin, Comparison , 46; William E. Paden, Elements of A New Comparat v sm Method&Theory in The Study of Religion, 8-1(1996) 5-14. 157 Martin, Comparison , 54.

1328

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1329

tarih, kognitif ve hermentik analizler konusunda gze arpan yarat c bir al ma alan d r. Ancak mukayese yakla m nda bunu fazla belli edememi tir. Gerekten de mukayese i i, gnmzde metot iin bir zmn paras de il bizzat sorunu olmu tur. Bu bak mdan bu bilim mukayeseli bir disiplin oldu unu ve kltrler aras mahiyette ve karakterde oldu unu iddia ediyorsa bunu ispat etmek zorundad r158. Paden e gre Yeni Mukayesecilik yakla m yla kavramlar incelenirken, sekler, antropolojik mukayesecilikten istifade edilmeli ve daha ok analojik ve farkl l a dayal ili kilere odaklanmal d r. Bu i lem yap l rken mukayese, sadece benzerlik ve farkl klarla ilgilenmez o ayn zamanda ortak ynleri de devreye sokmal d r. Paden in ortak faktr kavram , objelerin farkl l klar n veya benzerliklerini d lamayan, bir nc faktr/modeldir. Neticede ona gre bu kavram n olu turdu u sre, yeni mukayesecili i olu turur159 Mukayesecili i, Dinler Tarihi nin en temel unsuru ve onu basit bir tarih bilimi olmaktan ay ran en nemli zelli i olarak gren Paden e gre bu bilimin ele ald ana unsur mukayeseli din olgusudur. Bu olgu, dindar n dnyas n yapan (world-making) bir unsurdur. Bylece dinler, farkl lemlerin kar la t r lmas n gerektirir. Ona gre her dindar n kendine ait dnyay a klayan bir hikayesi vard r; yarat l , hayat n n srmesi ve yok olu uyla ilgili ok say da kurgular vard r160. Ona gre Yeni Mukayesecilik, teolojik olmayan lokal antropolojilere ra bet eden bir yakla m olup, din veriyi, temel bir din hakikatin tezahr olarak de il be er olaylar olarak grmektedir161. Bu genel yakla mlardan yola karak Paden in mukayeseci yakla m n yle zetleyebiliriz: a. Mukayesecilik, basit olarak din bilimini karakterize eden veya sadece tiplerin tasnif edilmesini sa layan bir kavram de ildir. Hatta sadece kutsal yeniden ke fetmeye yarayan hermentik bir ara olarak kullan lmaz. Daha ziyade yeni mukayese anlay , Dinler Tarihi nin merkezi ve en uygun yat r m arac olup, bu bilim bu ba lamda di er bilimler aras nda etkin bir soru turma alan ve din hakk nda ekil verici, test edici ve genelle tirici en ekirdek unsur olarak kalacakt r.
158 159

b. Geleneksel mukayeseci anlay tan farkl olarak tipoloji, etnografya, fenomenoloji bilhassa antropoloji yo un olarak kullan lmal d r. c. Yeni mukayesecili in olu turdu u kavramsal at , benzerlikleri ihmal etmeden incelerken yzeysel davranmaz aksine daha derinlere iner. Yine o, farkl l klar ne ihmal eder ne de onlar yceltir. Kar t kltrlerin kav ak noktalar , yani ortak faktrler ok nemlidir. d. Yeni mukayeseci teori, din fenomenlerin tarih olmayan (ahistoric) anlamlar hakk ndaki tm ifadelerden uzakt r. Zira anlam ve onun her trl ba lant s , bu yakla ma gre ok nemlidir. Yeni Mukayesecilik, kesinlikle dinlerdeki ana referans ba lamlar ndan yoksun olamaz. Bu noktada iki fenomen ok nem kazan r: 1. erdekine yani fenomenleri ya ayana gre anlam; 2. Mukayeseciye gre anlam. Birincisi o u zaman ikincisi iin bir veri olabilir. e. Benzerlik ve farkl l klar be erin mental operasyonlar n n sonular d r, bu yzden kesinlikle tabiat iinde aranamazlar. K sa bir ifadeyle yeni yakla mda mukayesenin temel unsurlar , insan n zihni dnyas na yerle iktir162. f. Din bir kltr formu olarak kontekslere ba l d r ve ikin olarak mukayese edilemeyen zgn unsurlara sahiptir. Ancak herhangi bir davran n tm insanlarda bulunan ve ortak olan formlar , her kltr taraf ndan payla l r ve tan mlanabilir zelliktedir.163.
162

Paden, 5-8. Paden, 7-8. 160 Paden, 9-12. 161 Paden, 6.

Paden, 9-13; onun bu gr lerine ele tiriler de bulunmaktad r; sz geli i, a da Dinler Tarihi Donald Wiebe e gre Paden in mukayese anlay genel olarak XIX. asr n sonu ile XX. asr n ilk dnemlerindeki mukayese anlay lar na benzemektedir. Bu a dan eski bir yakla md r; Donald Wiebe, Is the New Comparativism really new? Method&Theory in The Study of Religion, 1-8 (1996), 21-29; Paden i ele tiren E. Thomas Lawson ise mukayese i ini, insanlar n en temel bili sel mlk olarak grr. Ona gre insano lu bebeklikten itibaren mukayese eylemini gerekle tirmektedir; bu yzden mukayesenin ne eski ne de yeni diye isimlendirilebilece ini ileri srer. Burada sorun mukayese edip etmemek de il aksine ne kadar iyi mukayese edebiliriz sorunudur. Neticede Lawson a gre mukayese ncelikle bili seldir ve dolay s yla psikolojinin alan ndad r; E. Thomas Lawson, Theory and the New Comparativism, Old and New , Method & Theory in The Study of Religion, 81(1996), 31-35. 163 William E. Paden, Universals Revisited: Human Behaviors and Cultural Variations , Numen- International Review for the History of Religions, XLVIII, 3 (2001), 276.

1330

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1331

Vermont niversitesi nden Luther H. Martin e gre yeni mukayesecili in dayanak olarak ald teorilerden olan tabiat fikirler, temelde Ayd nlanma dneminin be erle ilgili kllilerini esas almaktad r. Mukayeseli Din Bilimi iin bu teoriler istikbal vaat edici olabilir. Daha ok insan biyolojisinin zihninin (bili sel yap s n n) ve sosyal kurumlar n n oynad rollere dikkat eken bu yakla m, geleneklerdeki alt birimlerin mukayesesini zellikle arzu etmektedir164. Martin e gre, a da baz Dinler Tarihilerin mukayese konusunda geleneksel yntemin gnmze uymad n d nerek kendilerini daha fazla sosyal ve fen bilimlerine ynelmeye mecbur etmi lerdir. Bylece art k onlar, insano luna (homosapiens) ait zgn tr zelliklerine daha fazla ilgi duymakta, bilhassa insandaki biyolojik ve kognitif yap lara daha fazla nem verirlerken ayn zamanda onlar n sosyal ve tarih yap lanmalar na vurgu yapmak isteyeceklerdir. Bunun ka n lmazl na i aret eden Martin e gre din, biyolojik bir varl k olarak insan n ya ad bir ortamda, sosyal bir olgu olarak sosyal aktiviteleri birbirine ba layan bir gerekliktir. Dindar bile olsa insanin (homo sapiens in) biyolojik artlar ve ok ynl uygulamalar her yerde ayn d r165. Geleneksel mukayese metodu, a da Dinler Tarihi Robert A. Segal taraf ndan u ynleriyle ele tirilmi ti; a. Fenomenler aras nda sadece benzerlikler bulunup farkl l klar ihmal edilmi tir, b. Benzerlik aynilik olarak alg lan p kar t r lm t r. c. Genellemeler ya ok geni ya da ok dar tutulmu tur. d. Fenomen ba lam n n d na kar lm hatta fenomenlerin tamam n kapsayacak genellemeler yap lm t r.166 Merhum Dinler Tarihi aban Kuzgun (. 1999), geleneksel mukayese metodunun temel sorunlar n n alt n izmi ve baz neriler getirmi ti. Bu nerilere bakt m zda ayn zamanda a da Dinler Tarihilerin geleneksel mukayesecili e ynelik ele tiri noktalar oldu u hemen grlecektir. Bu ba lamda Kuzgun un mukayese metodunda gzlemledi i zorluklar yle listeleyebiliriz: a). Mensubu olmayan dinlerin mukayesesi g bir i tir ve sz konusu dinlere ait mevcut kaynaklar bu konuda yetersiz kalmaktad r.
164 165

b). S r dinleri gibi baz gelenekleri gzlemlemek hemen hemen imkans zd r. c). Kar la t rma yap lan dinlere ait malzemeler e it ekilde kullan lmamakta bu da gerekleri tam olarak ortaya koyamamaktad r. d). Eksik malzemeler giderilmedike kar la t rmaya girmemek gerekir. e). Bunun yan nda s rf bilgi y mak, kar la t rma demek de ildir. f). Toplanan bilgilerin tasnif edilip, konuyla ilgisi olmayanlar n ay klan p geriye kalanlar n de erlendirilmesi gerekir. g). Son olarak tarafs zl k ve objektiflik ilkelerine azami lde riayet edilmelidir167.
XIX. asra hakim olan verilerin do rulu u konusundaki pozitivist ve hermentik pheler bir yana b rak l rsa, mukayese iin Dinler Tarihi nin toplayabilece i din verilerin tam olarak neler oldu u konusunda nemli bir problem bulunmaktad r.

Mesel, farkl kltrlerin, farkl din veriler retti inden yola karsak, mukayesede temel kriterler neler olacakt r? Yine mukayeseler, sz geli i din fikirler, inanlar veya retiler, hatta din tecrbeler veya din semboller konusunda olacaksa bu durumda bir dinin verisi, tm din sistemleri kapsayacak ekilde mukayese arac olarak kullan labilir mi? gibi sorular, nemli a da Dinler Tarihi sorunlar d r168. Bunun yan nda mukayeseyi ve dolay s yla genellemeyi, belli bir tak m dinlerin bilinen verisini bir araya getiren bir operasyon olarak grmek, ciddi metodolojik sorunlar ortaya karabilir. Zira tarih veriler, belli bir cemiyete ait ortak kanaatin hammaddesinden ba ka bir ey deildir. Bu noktada gzlemci, sz konusu veriler aras ndaki benzerliklere mi farkl l klara m dikkat edecektir? E er benzerliklere ise, o zaman onlar n varl klar nas l izah edilecektir? Buna ilave olarak din veriler aras ndaki farkl l klara vurgu yap lacaksa, mukayese yapan bir din bilimci, verinin sosyo-kltrel artlar na ve zgnl ne dikkat etmek zorunda de il midir?169
167 168

Martin, 55. Luther H. Martin, Comparativism and Sociobiological Theory , NumenInternational Review for the History of Religions, vol. XLVIII, no: 3 (2001), 290308. 166 Robert A. Segal, In Defense of the Comparative Method , ae., 348.

Kuzgun, 118-121. Martin, 48-49. 169 Martin, 50; ayr ca Kuzgun, 118.

1332

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1333

D. Modernizm

Postmodernizm170 gnmze, a a ait olan demektir ve l , a da l ve yenili i ifade eder. tenkitileri, mimari teorisyenleri ve mXX. asr n ilk dnemlerinden gnmze

Kelime olarak modern, eski ve geleneksel olana kar Tarihiler, filozoflar, edebiyat zik bilimciler modern derken kadarki safhay kastederler171.

saymas , dinin ferd d nce zgrl n ve tart ma hakk n engelledi ini, totaliter ve teokratik bir zihniyeti kam lad n ve tek tip insan ve tek tip toplum modeli olu turdu unu ileri srmesi onun dine kar nemli olumsuz bak a lar d r. Bunun yan nda modernizmin hayat n daima rasyonel unsurlar n n plana karmak isteyi i ve metafizik alan d layarak fizik leme vurgu yapmak istemesi, tm dinleri bazen pozitivist bir yakla m alt nda bazen ortak bir din alt nda toplamak istemesi, dinin temellerini sarsacak kadar nemli de i tirici unsurlard r. Dahas modernizm, dinin kurumlar na alternatif olmak zere, ondan daha anlaml ve karizmatik bir yap kuraca n vaat etmesi, dnya ile din alanlar n n ayr olu unu vurgulayarak dini dnya hayat nda doldurdu u alanlardan ekilmeye zorlamas ve onun yerine ak l, bilim ve teknik gibi a a ait yenilikler ikame etmek istemesi ona alternatif olmaya al aca n gstermektedir173. a da din bilimcisine gre modern ki i ise, genelde sekler, rasyonalist, insanc l, pasifize olmu , alabildi ine a k fikirli ve zgrlne d kn kimsedir. Sonuta modernistler, cemiyetin yap s iindeki de i imleri bilinteki de i imle birle tirerek ayn anda din inanlar ve pratikler zerine uygulamay ve onu modernle tirmeyi amalarlar. Bu durum a da Dinler Tarihi nin gznden asla kamamal d r174. Pek ok bilim adam iin din anlamda modernizm, zellikle
XVII-XVIII. as rlarda Avrupa da ortaya kan din alan ndaki geli mele-

Bat kaynakl modernlik d ncesinin tarihi k kklerinden biri de dinin ele tirilmesidir. Hatta XIX. yzy lda Bat daki bilimsel ve felsef yakla mlara gre, dinler sadece sosyo-kltrel ve teknolojik geli meleri engelleyici de il ayn zamanda insanl k iin tehlikeli olarak da nitelendirilmi lerdir172. Modernizmin din olgusuna ve din geleneklere ynelik olumsuz bak , Dinler Tarihi Metodolojisini etkileyebilecek gtedir. Sz geli i Modernizmin tarihi kklerinden birinin dinin ve zellikle tm kurumlar yla gelene in ele tirilmesine dayanmas , dini ve kurumlar n ilerlemeye mani grmesi, onu kendi yrngesinde i leyi inin en byk engel
170

a da Dinler Tarihileri aras nda, din- modern ve din-postmodernizm ili kisini ele alan nemli al malar yap lm t r. Sz geli i Samuel J. Preus, Explaning Religion: Criticism and Theory from Bodin to Freud, New Haven 1987; Ernest Gellner, Postmodernism, Reason and Religion, London 1992; Catherine Bell, Modernism and Postmodernism in the Study of Religion , Religious Studies Review, say. 22, (1996), 179-190; William Ernest, Postmodernism: What One Needs to Know Zygon, say. 23 (1997), 83-94; David Ray Griffin, Postmodern Visions; Albany 1988; Philippa Berry-Andrew Wernick (ed.), Shadow of Spirit: Postmodernism and Religion, London 1992; Ann W. Astell (ed.), Divine Reprentations: Postmodernism and Spirituality, New york 1994; Ursula King, Faiths and Praxis in a Postmodern Age, London 1998; Ursula King, Spirituality and Society in the New Millennium, Brighton 2001, zikredilebilir. 171 Johannes C. Wolfart, Postmodernism , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 382-383, Modernite (modernlik), bir uygarl n kendi geli im izgisinde en son dnemde geli tirdi i, zel olarak da Bat uygarl n n Ayd nlanma sonras nda kazand kltrel de er ve sosyal ili kilerin zmsenmesiyle ortaya kan hayat gr olarak tan mlanmaktad r. Moderniteyi besleyen modernizm ise bir ideoloji olarak kar m za kar ve moderniteyi bu bak ma anlaml k lar. Bir ak m olarak modernizm, genel olarak hmanizm, seklerizm ve demokrasi zerine kurulu olan, hakimiyetin insana ait olu unu iddia eden ve kurtulu u din geleneklerde de il bilimsel icatlarda arayan antropoloji merkezli bir hayat gr dr. 172 Mircea Eliade, Dinin Anlam ve Sosyal Fonksiyonu, ev. Mehmet Ayd n, Konya 1995, 50.

rin nemini vurgulamak ve bu al malar teolojiden ay rmak zere kullan lm bir terimdir. Modern Din Bilimi terimi bunu ifade eder. Sonuta modernizmin getirdi i akademik din al malar , a m zda dini etkileyen modernite ile ilgili en nemli somut geli melerin birer gstergesidir. a da din bilimci J. F. Wilson, din ile akademik seviyede u raan bir insan n, kendi metodolojisini tam olarak kurmak iin ncelikle moderniteyi, iinde bulundu u ve anlamaya al t yeni bir faktr olarak kabul etmesi gerekti ini savunur. Ona gre, din bilimcisinin grevi, ncelikle modern olan anlamaya al makt r; yoksa onu kucaklamak veya onu itmek gibi bir gayesi olamaz; zira bu iki u, dine meydan oku-

173

Catherine Bell, Modernism and Postmodernism in the Study of Religion , Religious Studies Review, say. 22, (1996), 179-180. 174 Donald Wiebe, 354.

1334

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1335

yan bir tehdide boyun e mek veya toplumun iinde ya ad ortam iyi grememek gibi bir ikilem iine Dinler Tarihisini ekecektir175. a da Dinler Tarihi Catherine Bell, daha ileri giderek, din bilimcisinin henz ok berrak bir modernizm anlay na sahip olamad n ve bu konunun kesinlikle a a kar lmas gerekti ini savunur. Ona gre baz modernistler din bilimini, kltrn yerini tam olarak belirlemekten ka nan bir d nce sistemi zerine in a etmek isteyebilirler. Bu durumda onlar iin din, kltrn iine tamamen batm bir d nce sistemi olabilir. Buna dayanarak Bell, modern zaman iinde din biliminin konumu konusunda olduka ktmserdir; ona gre modern din bilimi, hem rasyonel hem de ilerlemeci bilimsel d nce srecinde naiv bir i lev grmeye mahkum edilmektedir. Bu yzden din bilimcisi modern bilimsel gcn yakla mlar na gven duymaya esir edilmi olarak, hakl l tam olarak ortaya kar lmam bir ey hakk nda objektif bir bilgiye ula maya adeta zorlanmaktad r. Hatta bu d nce sisteminde din zerindeki rasyonel olmayan tesirler, din fenomenleri inceleyen sz konusu bilim iin teolojik at lar olu turmak yerine onun alt n oymak iin varm gibi gsterilmektedir. o u zaman modernistler bazen bile bile din ile din bilimi aras ndaki z tl klar , at ma ve ihtilaf noktalar n krklemektedirler. Bu durumda -din bilimi dahil- pek ok modern disiplinin alt nda siyas amal bilgi aray bulunabilmektedir. Bell, gene de dinin tarafs z olarak incelenece i modern bir din biliminin kendi varl n n hayatiyetini ancak moderniteyi kabullenmekle ve onunla uyumlu al makla koruyabilece ini iddia eder ve Din Bilimi nde modern yakla mlar n iman merkezli veya tarafs z olu gibi ikiye blnmenin art k tkenmek zere oldu unu ileri srer. Zira ona gre modern dnemde din bilimi her trl hegemonyac unsurlardan ar nm olacakt r176. Amerikan Dinler Tarihi Martin E. Marty ise eklektik bir tav rla Dinler Tarihi nde modern olan eyi, akademik olarak niversitelerde bu disiplinin retilmesi olarak grr. Ona gre modernlik, dini do rudan retmek, onu e itmek yerine, modern zaman iinde din hakk nda normatif olmayan ve gerek bir eyler retmektir. Ona gre modern Din-

ler Tarihi nde ne kan ey, asl nda onun ilm karakteri de il, aksine a a uygun olarak, karma bir bilin ve ok seslili i sa lamas d r177. Benzer yakla mda olanlar iin modernizm ile modern zamanlar ayn eyi ifade edebilir. Bunlar iin modern zaman n getirdi i yeniliklerle metodolojik a dan daha sa l kl bir teori kurmak isteyen Dinler Tarihi, daha ferdile mek daha ba ms z oldu unu ve sonuta daha fazla otonomiye sahip oldu unu ve normatif teolojilerden daha kesin izgilerle ayr t n hissedebilir veya bunu arzu edebilir, buna kar l k modern olan yakla mlar da bu duruma olumlu ynde katk sa layabilir. Bu yakla mdakiler iin modernitenin en nemli metodolojik katk s belki budur. Bu yzden Dinler Tarihi, modernitenin getirdi i rasyonellik ve objektiflik, yenili e a kl k, ilerlemeci ve geli meci olmak gibi olumlu katk lardan azami lde faydalanmal ve din/ dinler hakk ndaki bilgilerini daha h zl ve do ru olarak geli tirip gncelleyebilmelidir. Ancak bunu yaparken modernitenin meydan okuyaca dindeki anlamlara , bilhassa da hayat n anlam gibi nemli meselelere ve ana fenomenlerine ynelik olarak koruyucu metotlar geli tirmeli ve bu al malar s ras nda elde etti i modern bilgilerin, dinin ana mesajlar na uyumlu olu una dikkat edilmelidir. Unutulmamal d r ki gnmzde dinler, o unlukla gelenek olarak kabul grmekte ve kendilerine zg kutsal tarihleriyle daima gemi e ait nemli unsurlar bulunmaktad r. Bu gibi kar tl klara ve uyumlara ra men byk bir ihtimalle akademik bir disiplin olarak Dinler Tarihi ile sekler modernist anlay lar aras ndaki tart malar srp gidecektir. Ancak bu tart malar Dinler Tarihi ni modern ncesi zamanlara geri gtrmek iin de il, aksine bilimsel al malar n geli mesi iin kullan lmal d r. Zira bu disiplin, geleneklere tarih yakla an ender disiplinlerden biridir ve ta d metotlar ve amalad hedefler, o unlukla modernizmin ho lanmad temel kavramlardan olu ur178. Postmodernizme gelince; bu kavram, mekan olarak Kuzey Amerika da ortaya kt na inan lan ve geni apl bir kltr geli imi anlam nda genel olarak Ayd nlanman n evrensel rasyonel prensiplerinin d n anlatmaya al an bir yakla m ifade eder. Postmodernizm, ge177

175 176

Wilson, 1987, 13-17. Bell, 180-188.

Martin E. Marty, What is Modern about the Modern Study of Religion?, The Universitiy Lecture in Religion, Arizona State Universitiy, Arizona 1985, 8-10. 178 Donald Wiebe, Modernizm , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 363.

1336

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1337

leneksel olu ile modernizm aras ndaki mcadele devam ederken zellikle modernizme kar yeni bir marjinal hareket olarak ortaya km t r. Bazen modernizmin son safhas oldu u ileri srlen postmodernlik, ncelikli rakibi olarak grd modernizmin, art k yenilenmeye ihtiyac n n oldu unu savunurken, gelene i ise kendi postmodernist d ncenin yava yava k r lmaya ba layan ieri i olarak grmektedir. Ana gayesi modernizmin hakimiyetini k rmak olan bu ak m, modernli in, bilimin, bilim adam n n, rasyonelli in mutlak otoritesine kar kmakta ve modernizmin bitti ini, tm modern kurumlar sorgulayarak a ka ilan etmektedir. Ancak bunu yaparken de tm modern kurumlar kendisi iin bir haz rl k aralar olarak grmekte, onlar kapsamakta ve yeni belirleyece i stratejiler iin onlar birer imkan olarak kullanmaktad r. Dahas postmodern yakla m, tm evrensel sylemlerin terkedilmesini, somut aralar n yerini soyut imajlara b rakmas n , tek dze fikirler yerine ok karma k ve ok ynl ve o ulcu fikirlerin hakim olmas n ister, hatta farkl kltrel unsurlar n alabildi ine bir arada bulunmas n savunur179. Bazen yksek modernizm olarak da grlen postmodern d ncenin en nemli amaz , bilimi bask n bir ideoloji olarak grmesi ve evrenselli i a r t racak olan tm teorileri ve tan mlar reddetmesidir. Sz geli i din evrensel bir olgudur cmlesinin postmodern bir anlam yoktur. Ona gre global ve evrensellik iddialar , tamamen modern dncenin eseridir. Onun yerine her milletin hatta etnik veya daha alt yerel gruplar n kendi fikirlerini ifade etme hakk savunulmal d r. Farkl kltrler ve din inanlar ile az nl klar ayn toplumda kavgas z, tart mas z, zgrce ve bar l bir ortamda ya amal d rlar. Asl nda postmodernizm, sundu u gr lerinin tamamlanmam olan modernlik projesinin son hali oldu unu savunur. Byle bir ortam iinde modern din biliminin hem teoloji ile hem de din olgusuyla glkle yryen ili kileri a da metodolojinin konusudur. Ayn ekilde modern-postmodern at malar iinde dinlere ynelik akademik al malar yapma i i yakla k 20 senedir tart lmaktad r. Bu tart malardan geriye nemli ve izah edilmesi zor bir sorun kalmaktad r ki bu da geleneksel ve teolojik din kavramlar ile postmodernizmin savundu u din hakk ndaki kavramlar n uzla ma prob179

lemidir. Bu birliktelik, bazen birle ip din bilimi iin ortak bir d man olabilirler. Ancak, Dinler Tarihi nin gzyle, geleneksel, modern ve postmodern din anlay lar genel olarak a n bulundu u ortam iinde birbirleriyle sratli bir ekilde ili ki ve etkile im iinde bulunmakta ve bu durum Dinler Tarihisini zor durumda b rakabilmektedirler. Ancak geleneksel teoloji (bilhassa protestan teoloji) ile postmodern epistemoloji aras nda tarih akrabal klar bulunmaktad r ve Dinler Tarihi bunun fark nda olmal d r180. Postmodernizmin bir di er byk amaz da bu hareket iinde birden fazla yakla m n bulunmas d r. Bir ba ka deyi le bir tek postmodern gr yoktur pek ok postmodern gr mevcuttur. Bir yakla m, bir nceki dnemi kendi dneminden iyice ay rt etmeyi isterken bazen bu ak mda grld gibi dallanabilmektedir. Postmodernizm bunu yaparken t pk Rnesans dneminin ak mlar n n kendinden nceki dnemleri tmden karanl k devirler olarak grmesi veya Ayd nlanma dnemi insanlar n n eski dnemleri cehalet ve hurafe a lar saymas gibi pek ok ynden, kendi dneminden bir nceki dnemi ay rt etmek isteyecektir. Nitekim buna ba l olarak bir a dan teki a a ilerleme, postmodernizme gre lineer bir izgidedir ve bazen teleolojik ve eskatolojik terimlerle bu izgi ifade edilebilir. Hatta pek ok postmodernist, kendini yenia c olarak nitelemekten gurur duymakta, ok az , bu gibi znel kavramlar postmodern artlara uygun grmemektedir. Ancak o unlukla onlar, kronolojik ve lineer bir ilerlemeyi ortak olarak savunmakta, post-endstriyel, post-kapitalizm veya postyap sal gibi eklerle (t pk yahudi-h ristiyan gelene indeki Srgn Sonras Dnem terimi gibi) kendilerini daima en sona aitmi gibi grmek isterler181 Postmodern yakla mlar, lengistik ve hermentik a dan Dinler Tarihi ne olumlu ve olumsuz ynde byk etki edebilmektedirler. Bilhassa 1970 lerden beri devam eden a r kaygan postmodern hermentik yakla mlar, fenomenoji ba ta olmak zere hem be er hem de sosyal bilimlere byk etkiler yapm t r. Sz geli i Hayden White in

Johannes C. Wolfart, Postmodernism , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 380-385.

180 181

Wolfart, 380-381. Wolfart, 381- 382.

1338

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1339

al mas 182 gibi bilginin anlat m metotlar na ve anlat msal boyutuna ilgiyi art ran postmodernist eserler, ayn zamanda be er bilimlerde yorumlama ve anlama yakla mlar zerinde derin etkiler yapm lard r. Yine Marshall Sahlin in diyakronik kltr anlat mlar n konu edindi i antropolojiye dair al malar 183 gibi romanc slupla yaz lm , tarih konusunda canl ve etkili eserler, postmodernizmin derin izlerini ta rlar. Ancak yine de bu al malar n a da Dinler Tarihi iin nas l etki etti i fazla berrak de ildir. Sadece u sylenebilir, bilhassa Bat l Dinler Tarihilerin bu eserlere do rudan ula mas ok daha kolay gzkmektedir184. Nitekim Dinler Tarihileri postmodernizm konusunda ciddi ele tiriler de kaleme alm lard r. Bunlar n en gzel rne i Amerikal Dinler Tarihi Huston Smith in postmodernizme kar cevap niteli indeki makalesidir. O burada zetle postmodernizmin ontolojik a k nl (sz geli i kutsall ) tam anlayamad n sylemektedir185. Ancak Dinler Tarihiler, postmodernizm ile din ili kisine ynelik al malar yapt klar zaman, tarih a dan bu ak m n do rudan protestan H ristiyanl k ve Ayd nlanma dnemiyle yak n ili kisini hemen kavrayacaklard r. Gene de bilmeliyiz ki t pk bir ilac n hem yan etkisinin hem de iyile tirici etkisinin bulunmas gibi postmodernizmin de ift ynl etkisini, onun ncelikle din, kltr ve tarih konusundaki fikirlerine iyice bakarak ve ay klayarak renebiliriz. Bu konuda Dinler Tarihisine nemli sorumluluklar yklenmektedir186. Nitekim gnmzde Dinler Tarihiler, di er din bilimleri gibi bu disiplinin de var olu u a s ndan Avrupa daki Ayd nlanma n n etkisinde geli en, sz geli i pozitivizm, romantizm ve idealizm gibi ak mlara ok ey borlu oldu unun bilincindedirler. Ancak postmodernizm, beslendi i ak mlar iddetle ele tirmesine ra men, pek ok ynden bask n bir
182 183

akademik ve kltrel moda oldu u iin ve olduka farkl ve yok edici parametrelere sahip oldu u iin gnmzde dinin temellerini ve tabi ki Dinler Tarihi nin tarih a dan ok iyi kurulmu ana at s na meydan okuyan ve onu tehdit eden yakla mlar n en ba nda gelmektedir. Ancak u unutulmamal d r ki postmodernizmin bu kaypak ve da t c etkilerinin yan s ra din konusunu gncellemek ad na ve dinin yerini yeniden belirlemek konusunda yeni imkanlar da kar m za karabilir. Sz geli i, postmodernizmin modernizme ait ferdiyetili i, benmerkezli sbjektiflik olarak ele tirmesi ve yine bilimsel, ampirik ve pozitivist epistemolojileri iddetle k namas , insano lunun hem kutsall kla ili kisine hem de bunun sosyolojik a l mlar na yeni anlay lar getirebilir. Onun yapt tenkitler, ayn zamanda kar l kl daha yak n ba lar iinde, toplumsal, ekolojik ve manev boyutlar sa lam , insan n yeryz ve kozmos iindeki yerine ynelik yeni yorumlamalar bah etmi tir. Yine insan, bu ak mla birlikte var olu unun geli meci bir sre iinde oldu unu kavram ve bu yzden de hayat n kutsal olu una ynelik bilince daha fazla nem vererek kendisini bar nd ran do aya ve mahall evreye sayg duymas gerekti ini anlam t r. Sonuta postmoder-nizm ile birlikte, ferdin hayat ndaki din boyutun anla lmas , dinin ok ynl prati inin sa lanmas ve betimlenmesinin yan nda din hayat n izah edilmesine ynelik en son yntemlerin geli tirilmesi mmkn olmu tur. Bu gibi f rsatlar, din bilimcisini bu yntemleri ya metodolojik al malarda kullanmaya ya da onlara kar kay ts z kalma gibi ikili bir girdaba itmi tir187. a da Dinler Tarihi Waardenburg, Gnmz Dnyas nda Din Bilimi adl makalesinde, ara t r c ile onun kendi bilimsel konusu aras nda al an, yeni metot ve teorilere dayal a da bir yeterlili in olmas gerekti ini ileri srm t. Ona gre, gnmz dnyas nda nemli bir karakteristik olarak daha nce hi grlmemi yo unlukta ve biimde insanlar n gereklerine ve insanlar aras ndaki ili kilere ilgi duyulmaktad r. Yine ona gre din hakk ndaki a da bilgimizin ah slardan soyutlay c karakteri, gittike ve yava yava gnmzn karma k be-

Discourse Tropics Essays in Cultural Criticism Baltimore 1978. Marshall D. Sahlins, Culture and Practical Reason, Chicago 1976; Sahlins Islands of History, Chicago 1985. 184 Wolfart, 388-399. 185 Huston Smith, Postmodenism s Impact on the Study of Religon , Journal of the American Academy of Religion, say. 58/ 1994, 653-670, Ursula King de ayn gr tedir. Hatta o daha da ileri giderek postmodernizmin, modernitenin a r yceltilmi bir hilesi oldu unu ileri srer; Ursula King, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges, Journal of the American Academy of Religion, June 2002, 70/2, 371. 186 Wolfart, 394-395.

187

Ursula King, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges, Journal of the American Academy of Religion, June 2002, 70/2, 370

1340

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1341

er ili kileri ve hlyalar kar s nda bili sel engele dn meye ba lam t r ve bunun nlemi vakit geirilmeden al nmak zorundad r188. Bu durumda a da Dinler Tarihi, unu bilmelidir ki postmodernizmin dine meydan okumas bu kadarla s n rl de ildir; onun meydan okumas ayn zamanda, gemi ten ayr olarak farkl cinsiyetlere bak a lar yla, de i ik dinler aras ndaki yak n ili kilere zellikle kar l kl s cak be er ili kiler olarak diyalo a ilgi gstermesi boyutuyla, dinler aras ndaki gittike yayg nla an ruhani ve karma k yeni hareketlere imkan sa lamas yla, sarmal kltrler aras i birliklerini te vik etmesiyle ve son olarak daha fazla sekler ba lama vurgu yapmas yla daima dinamik olacakt r. Postmodernizmin geli mesiyle birlikte epistemolojik yaklamlarda da nemli de i imler ortaya km t r. Sz geli i bu ak m n ngrd epistemolojik at ya gre, gnmzdeki e itici kurum ve unsurlar, moderniteye ait bat l objektivite ve de erli olu /tarafs zl k gibi varl ve konumu insan hayat na zararl bilgi perspektiflerinden beslenmektedirler, bu yzden yenilenmeye ihtiya duymaktad rlar189. Neticede modernizm, gelene i sorgulayarak, ona kar karak, bazen tahrip ederek veya de i tirmeye abalayarak hareket ederken postmodernizm etnik, lokal, ekolojik a dan ok daha fazla partikllere blnm din anlay na hay r demeyecektir. a da Dinler Tarihi ni zorlayacak zgn modern ve post modern konular aras nda din-kltr, din-sanat, din-estetik, din- alt gruplar gibi kar la malar ile naiv ve daha d k halk inanlar elit kesimin din anlay lar , hatta yeni eklektik veya sentezci ak mlar n ortaya k na meydan verecek de i imler say labilir. Ancak u var ki postmodernizm, yeni otorite parametrelerine sahip olarak ok farkl sylemlerle din bilimi sahas na hem olumlu hem de olumsuz etki etmesine ra men, akademi evrelerinde hl nispi olarak kabul ve geerlilik kazanm de ildir.

E. Smrgecilik Sonras (Post-Colonialism)190 Basit bir tan mla smrgecilik, askeri ve siyas g kullanarak, ekonomik a dan hammadde ve ucuz i gc kazan labilecek yabanc bir topra a girmek ve buna uygun artlar yarat p bu durumun idamesi iin aba gstermektir. Bu terim, ayn zamanda yabanc i gal gleri ile yerli halklar aras nda srekli artarak devam eden smrgeci gler lehine kltrler aras al veri i, etkile imi ve kar la malar da ierecektir191. Dinlere ynelik smrgeci tav rlar n izleri smrgecili in etkin oldu u y llara kadar gider. Sz geli i 1847 de ngiliz teolog Frederick Denison Maurice, The Religions of World (Dnya Dinleri) adl al mas nda dinlerle ilgilenen akademik bir disiplinin, ncelikle teki lkelerle ticaret i ine giri en, onlar fetheden veya onlar hakimiyeti alt na almak ve bu hakimiyetini srdrmek isteyen bir ulus iin yararl olacan a k bir dille belirtmi ti192. Daha yak n bir dnemde (1958), Amerikan Dinler Tarihi Huston Smith, The Religions of Man ( nsan n Dinleri) adl eserinde Amerikan Hava Kuvvetleri ne zel olarak verdi i Dinler Tarihi konferanslar dizisinin ok yararl olaca n umdu unu zira bu tr bilgilendirmelerin bir gn nemli i levler grece ini belirtir. Sz geli i ona gre belki ileride, incelemekte olduklar kavimler veya onlar n gleri, Amerika iin mttefik veya d man veya askeri i gal unsurlar olabilecektir193 Gnmzde pek ok alanda oldu u gibi din bilimleri alan nda da o unlukla antropolojik ara t rmalarla retilen din hakk ndaki Bat
190

188

Jacques Waardenburg, The Study of Religion in Today s World , Religion in Today s World, ed. Frank Whaling, Edinburgh 1987, 347. 189 Ursula King, 371- 372.

a da Dinler Tarihi nde smrgecilik konusunun ele al nd baz nemli al malar yap lm t r; Homi K. Bhabba, The Location of Culture, London 1994; David Chidester, Savage Systems: Colonialism and Comparative Religion in Sothuern Africa, Charlottesville 1996; Donald S Lopez, Curators of the Buddha: The Study of Buddhism under Colonialism, Chicago 1995; After Colonialism: Imperial Histories and Postcolonial Displacements, ed. Gyan Prakash, Princeton 1995. 191 David Chidester, Colonialism , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 424. 192 David Chidester, Savage System, 423. 193 Huston Smith, The Religions of Man, New York 1958, 7-8; daha nce Alman filozof, Georg. W. F. Hegel, tm byk milletlerin, denize do ru bask yapt n zira denizin smrgele tirme faaliyeti iin sistematik kaynaklar sa lad n - bu duruma da medenile mi cemiyetlerin mecbur olarak srklendi ini itiraf etmektedir; Georg Wilhelm Fiedrich Hegel, The Essential Writings, ed. F. Weiss, New York 1974, 282283.

1342

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1343

men eli bilgilerin, smrgeci glerle yak n ili ki iinde oldu u ileri srlmektedir. Sz geli i Ortado u kkenli Edward Said, 1978 de yazd ve 1993 e kadar pek ok bask s yap lan Orientalism ( ark yat l k) adl ele tirel eserinde, smrgecilik ve smrgecilik sonras dnemlerde sosyal ve kltrel antropologlar ba ta olmak zere bat l bilim adamlar n n oynad klar etkin rolleri geni olarak anlatmaktayd . Ona gre Oryantalizm, Bat kaynakl metinlerdeki basit Do u alg s de ildir. Aksine bu smrgeci bir ideolojidir ve daha ok, Bat l lara ait Do u hakk ndaki jeopolitik bir bilincin, estetiksel, bilimsel, ekonomik, sosyolojik, tarih ve felsef metinler iinde yay lmas d r194. Ayn ey tarih iin de d nlebilir; sz geli i smrgeci gler iin smrlen topraklardaki insanlar n/kavimlerin yerel tarihleri hakk nda sa l kl bilgi olmaks z n, o topraklarda tutunmak imkans zd . Bu yzden smrgecinin arzulad kognitif yap , tebaa/hizmetkar olma, hatta smrgecili e uygun olarak hayat anlamland rma ve smrgeci gcn o topraklarda istikrar olarak belirlenmi ti. Sonuta smrgeci gler iin bu konular tahlil edecek yeni akademik metotlara ihtiya vard 195. Avrupa smrgecili i sadece ngiltere 196 ile s n rl de ildir, spanya, Hollanda, Fransa, talya, skandinavya lkeleri de muhtelif dnem ve yerlerde smrgecili i yrtm ve bunu kresel bir fenomen haline getirmi ti. Smrgecili e fayda sa layacak al malar listesinin en ba nda, tarih, etnografya, antropoloji gibi do rudan yerel halklar n kimli ini merak eden ve bu konuda smrgecilerin merak n gideren al malar olmu tur. Tabi olarak Amerika yerlileri, Afrika, Ortado u,
194

Gney Asya, Do u Asya ve Byk Okyanus gibi blgelerdeki insanlar n dinleri, inan kltleri de smrgecili in merakland alanlard . Dinler Tarihi nin smrge ve smrge sonras dnemlerdeki durumu ile gelecekle ilgili kayg lar , metodoloji al an Dinler Tarihiler iin nemli bir fenomen olmu tur. Biraz daha somut bir ifadeyle Dinler Tarihi geen bir buuk as r iinde baz dnemler smrgeci devletlerin milli politikas na hizmet etmek gayesiyle kullan lm t . Sz geli i bu devirlerde disiplin, mahall kltrleri tan mak, yararlanmak ve kontrol alt nda tutmak gayesiyle siyas ve tarih hak iddia eden gler taraf ndan nfuz alt na al nmak istenmi tir. Bu etkileri dnemin Dinler Tarihilerinin al malar nda a ka grmek mmkndr. Sz geli i; ngiliz Dinler Tarihiler, klsikler ile Do u ve Afrika dinleri al malar na, Frans z Dinler Tarihiler, Afrika dinleri ve klsiklere, talyan Dinler Tarihiler, klsik dneme, Alman Dinler Tarihiler, Asya ve Yak n Do u ara t rmalar na, Hollandal lar, Endonezya ve Afrika dinlerine, Danimarkal ve sve Dinler Tarihileri, Yak n Do u ve Asya dinlerine ynelmi lerdi197. Daha znelle tirirsek Dinler Tarihi ba lam nda ilk dnemin kendini smrgecilikten ar nd rd tam olarak sylenemez. Nitekim Friedrich Max Mller (. 1900) in modern Dinler Tarihi disiplininin kurucusu olarak 1870 y l nda verdi i bir konferansta ngiliz smrgecilik ve emperyalizm kltrnn kendi akademik din al malar na maddi ve manev destek oldu unu a ka itiraf eder. Dahas Mukayeseli Din Bilimi ni geli tirirken Mller, di er teorisyenlerle198 birlikte hareket ederek ngiliz smrge merkezleriyle ta radaki smrge topraklar aras ndaki uzakl k ve farkl l klar n giderilmesi ve ilkel dnemlerdeki atalar n karakteristiklerini yerinden grlmesi iin al t klar n a k bir ekilde syler199. Hatta Mller, biraz daha ileri giderek bl ve ynet (divide et impera) eklindeki Latinlerin szn
197

Edward W. Said, Orientalism: Western Conceptionof the Orient , New York 1993, 12. Eliade ise Oryantalizm e kar ele tirel yakla maktad r. O, Dinler Tarihi nin Oryantalizm in ortaya k ndan k sa zaman sonra otonomisine kavu mu bir disiplin olarak do du unu ve baz konularda bu alan n kaynaklar n olumlu ynde kulland n ancak daha sonra kendi kaynaklar na yneldi ini syler. Ona gre Dinler Tarihi, Oryantalizm in pe inden gitmeyerek do rudan kendisinin yneldi i ba l ca iki temel kayna ok k sa srede tan m t r; Asya gelenekleri ve ilkel denilen insanlar; Mircea Eliade, The Quest: History and Meaning in Religion, Chicago 1984, 57. 195 David Chidester, Colonialism , 423-424. 196 Britanya mparatorlu u, sz geli i XIX. As rda gney Afrika y smrgele tirirken, onlar n di er insanlar hakk ndaki inanlar n da etkilemi ti; mesela Afrika yerlileri, denizden gelen kavimlerin kt oldu unu grmekteydiler. Sz geli i yerli Ngqika kabilesinin efi Xhosa, denizden gelen beyaz renkli insanlar n, karayla ilgisi yoktur onlar, denizde kalmas gereken bir kavimdir der; geni bilgi iin Chidester, Colonialism , 426.

Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion, 13. 198 ngiliz smrgesine do rudan veya dolayl hizmet eden di er teorisyenler aras nda o unlu u kltr antropologu olmak zere E. B. Tylor, John Lubbock, Herbert Spencer, Andrew Lang, W. Robertson Smith, James Frazer say labilir. 199 F. Max Mller, Introduction to the Science of Religion: Four Lectures Delivered at the Royal Institution with Two Essays of False Analogies, and the Philosophy of Mythology, London 1873, 25.

1344

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1345

Dinler Tarihi ne uygulamaktan ekinmez ve onu tasnif et ve fethet (classify and conquer) ekline dn trr200. Zaten Mller, ba ta Rig Veda n n ngilizce edisyonu iin gerekli finansman kayna olmak zere Hint kltrel miras konusundaki uzmanl n n maddi deste ini, smrgeci Do u Hint irket ine (East India Company) borlu oldu unu a klamaktad r. Buna ilave olarak o, din ile ilgili teoriler iin gerekli hammaddelerin smrgelerden gelmesi gerekti ini sylerken201 asl nda toplanan bu malzemelerin metropolitan merkezlere ta n p buralarda emperyalist amal din al malar yarar na kullan lmak zere i lenip teorile tirilmesi gerekti ini anlatmaktad r. Bu bak mdan pek ok a da Dinler Tarihisine gre Mller ile beraber dnemin bir ok bilim adam , smrgecilik ba lam nda fazla masum de ildir. Hatta onlara gre bu bilim adamlar , mukayese metodunu ncelikle ta radan gelen ve farkl , exotik ve vah i dnya olarak de erlendirilen yabanc yerlere ait bilgiler iin kullanmaktayd lar ve bunu yaparken de dinin kayna konusunda dnemin bask n teorisi, evrim anlay na gre hareket ediyorlard 202. Smrgeciler ile din bilimleri aras ndaki ili ki zellikle a da Dinler Tarihilerin dikkatinden kaamayacak lde derindir. zellikle Amerikan kkenli din bilginleri, eski dnem smrgecilik konusunda Avrupal meslekta lar n n daha zele tirili davranmas gerekti ini ve bunun gerek bilimsel aba olaca n belirtirler. Bunun yan nda Avrupal lara ait din bilimlerinde muhtemel ileri smrgecilik teorileri (postcolonial theories), metodolojik sorun olarak nemli din bilimi dergilerini me gul etmektedir. Sz geli i a da baz Dinler Tarihiler, sz konusu modern smrgecilik dneminde bask n kltrn etkisi alt nda melezle en pasif kltrlerin olu tu unu ve melez yerel kltr ile stn ve bask n olan kltr aras nda senkretik bir durumun ortaya kt n ileri srerler203. Melezle en kltr terimi, karma k bir din anlay n akla getirse de asl nda din a dan zihinsel smrgecili i ima eden bir kelimedir.
200 201

a da Dinler Tarihi David Chidester, ileri smrgecilik zihniyetinin, bask alt ndaki yerel kltrlere ynelik olarak din olgusunu yeniden tan mlamak istedi ini ve onu alabildi ine a k ama sylem, pratik yarar ve sosyal stratejiler bak m ndan bask n kltre do ru kayan bir ekle sokmaya al t n , bylece smrlecek dindar kitlenin karmak ve ok kltrl bir dnya iine sokulmak istendi ini iddia etmektedir204. leri smrgecilik ele tirilerine muhatap olmamak iin a da Dinler Tarihi, hem kresel hem de mahall anlamda zgn bir lem iinde kendine yn vermek zorunda oldu undan, gnmzn karma k kltr ve din yap lar iinde dengesini korumak ve gelecekteki ynn belirlemek iin yeni bili sel haritalara (cognitive mapping) ihtiya duyacakt r. Zira Dinler Tarihi nin yeni metodolojik al ma alanlar ndan baz s , geleneksel dini ara t r rken baz s ise dindarlar n tm maddi ve manev ynlerini, znellik-sbjektiflik ikilemlerini, srekli kar la malar ve de i imler iindeki modern dnemi ya amaya anlamaya ve yorumlamaya al maktad r205. Dinler Tarihi, bir kimlik ve farkl l k bilimi olarak e itli dinleri ve somut olarak dindarlar n hayat gr lerini inceledi i iin ileri dnem smrgecili in (post-colonialism) meydan okumas na kar dikkatli olmak ve kendi stratejisini, insan n do as na ait hassas temas noktalar na uygun olacak ekilde yeniden belirlemek zorundad r.

Ancak bunu yaparken u unutulmamal d r; nc dnya lkelerindeki Dinler Tarihiler, -belki kendilerince hakl olarakdinleri hakk nda eserler kaleme alan eski smrgeci lkelerdeki baz Dinler Tarihilerini metodolojik a dan smrgecilik dnemini srdrmekle, hatta yeni bir smrgecili i a r t racak ekilde dinleri hakk nda kurgusal veya masa ba bilgiler vermekle sulayabilirler206. F. deoloji207 Bir yakla m kategorisi olarak ideoloji, bask n bir
siyas gndeme sahip olan ve kendi gr leri etraf nda birle tirici, ev204 205

Mller, 122-123. Mller, 101. 202 Sz geli i Din Antropologu Alan Dundes bu gr tedir, The Antropologist and the Comparative Method in Folklore , Journal of Folklore Research, say. 23 ( 1986), 125-146. 203 Stewart Charles Rosalind Shaw, Sycretism/Anti-Sycretism: The Politics of Religious Synthesis, London 1994.

Chidester, 435. Chidester, 436. 206 McCutcheon, Manufacturing Religion, 158-191. 207 Dinler Tarihi metodolojisi iinde ideoloji sorununa do rudan ilgi duyan a da bilim adamlar aras nda; Robert Bocock- Kenneth Thompson, Religion and Ideolog: A Reader, Manchester 1985; Michael Henry, The Intoxication of Power: An Analysis of

1346

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1347

renselle tirici, me ru k l c , rasyonelle tirici ve do alla t r c bir kavram eklinde tan mlan r. deoloji, muhtelif sosyal ve tarih farkl l klar en aza indirgemek ve homojenlik sa lamak iin vard r208. Bu ba lamda metodolojik a dan ideolojiyi u ekilde k s mlara ay rabiliriz; Din ideoloji ili kisi, Dinler-ideoloji ili kisi ve Dinler Tarihi-ideoloji ili kisi. Tarihesi a s ndan ideoloji, modern bir sosyal bilimler kavram olup, Dinler Tarihi nin kendi konteksine ba l niyetini ortaya karan en nemli kelimedir. Bir d nce tarz , bir hayat gr ve siyas bir hareket alan olarak ideolojiyi ayn zamanda bir kategori eklinde 1789 Frans z Devrimi ne kadar gtrenler bulunur. Frans z filozoflar kendi yeni bilimleri iin kullanmak isterlerken I. Napoleon un mdahalesiyle kelime siyasal ve kamusal bir ili kilendirmeyle s n rl kalm 209, kelime orijinal felsef anlam n kaybetmi ve polemik bir slogan haline dn m tr. Sz geli i Marx ve Engels, ideoloji kelimesini benimsemi ve onu gnmz anlam nda de erlendirmi lerdir210. Kavram ele tirenlere gre ideoloji, gereklikle uyum iinde olmamak demektir. Buna gre tm metafizik ve teolojik iddialar, gereklikle bir uyumsuzluk iindedir ve dolay s yla ideolojiye aittir. Zira bu iddialar, kendi sbjektif de er yarg lar n , objektif bir ortamda izah eCivil Religion in Relation to Ideology, Dortrecht 1979; Ninian Smart, Beyond Ideology: Religion and the Future of Western Civilization, San Francisco 1981; Kennteh Thompson, Belief and Ideology, London 1986; Kurt Rudolph, The History of Religions and the Critigue of Ideologies , Historical Fundamentals and the Study of Religions, New York- London 1985. 208 Terry Eagleton, Ideology: An Introduction, London 1991, 45. 209 Terim, XIX. as rda Fransa da e itim, siyaset, kanun ve onlar n sonular iin dzenlenen kurallar anlam nda kullan lm t r. Bu yzden bu kavram, dnemin iktidar yla eli ki iine d m ki iler iin kullan l r. Sz geli i I. Napoleon onlardan dnyay ihmal eden yal n teorisyenler olarak bahseder. Bu yzden terime o gnden beri negatif anlamlar yklenmi tir. Ancak yayg n anlamla kelime siyaset bilimi ve praxis ile ba lant l d r; Kurt Rudolph, The History of Religions and the Critigue of Ideologies , Historical Fundamentals and the Study of Religions, New YorkLondon 1985, 62. 210 Gary Lease, Ideology , 438, Marx ve Engel, ideoloji kelimesini, somut sosyal, siyasal ve ekonomik artlar alt nda dzenlenen kurallar olarak anlamland rm lard r. Onlara gre ideoloji, ayn zamanda bilinli be er kavramlar dnyas d r. Geni bilgi iin Rudolph, 62-64; Richard Kearney, Ideology and Religion: A Hermeneutic Conflict , Phenomenology of the Tuth Proper to Religion ed. Daniel Guerrire, Albany 1990, 127.

derken toptan yitirirler. Asl nda kelime ntr anlama daha uygundur ve kelimenin kk de bunu gstermektedir (ideos+logos= fikirler bilimi). Ancak bu anlam geli tiren bir d nr ne yaz k ki yoktur. deolojiye olumlu ynde anlam yklemeye al an ve onu Dinler Tarihi iin bir ara olarak kullanmak isteyen a da Dinler Tarihi Kurt Rudolph ideolojiyi, tarih a dan te ekkl ettirilen ve zel, belli bir dnya gr ne dayand r lan ve be er d ncelerini, alg lar n ve tav rlar n etkilemeye ve sabitlemeye al an be er kavramlar btn olarak tan mlar211 Rudolph, Chicago niversitesi nde verdi i Haskell Konferanslar dizisinde Dinler Tarihi nde metodolojik bir sorun olarak ideoloji sorununa de inmi ve gnmz sosyal bilimlerinde hakim bir ideolojiler kriti inden bahsetmi tir. Rudolph, bu yakla mla, teorik ve mant k bir ideolojiler tenkitini ne srmektedir. Ona gre felsef, sosyolojik, tarih ve siyas ideoloji kriti i yakla mlar bulunabilir. Bunlar bazen i ie de girmi olabilirler. Dinler Tarihi, bu ideoloji kritik trlerinden en fazla sosyolojik ve tarih olanlarla birlikte an labilir. Byle bir kritik, tarih ve filolojik a dan kaynak ve geleneklerin kriti ini de beraberinde getirecektir. deolojiler kriti i, bu bak mdan dinlerin kriti i anlam n da ta yacakt r. Ancak bunu yaparken din gelene i siyas saiklerden ar nd rma grevi, Dinler Tarihi ne yklenmemelidir212. Rudolph a gre, tarihesi a s ndan ideoloji terimi ilk defa felsefe, sosyoloji, sanat tarihi ve edebiyatta geli tirilmi ve bu alanlara nemli metot katk s sa lam t r. Ancak Dinler Tarihi byle bir tenkitten yoksundur. Ona gre bunun ba l ca sebebi, disiplinin kendine zg tarih ve metoduna dayanmaktad r. Ancak art k bu disiplin iin de bir ideolojiler kriti inin kurulmas n n vakti gelmi tir ve byle bir disiplin sadece bilimsel bir bak a s sa lamayacak ayn zamanda siyaset ve sosyal gereklikle ilgili sorunlara da nemli zmler sa layabilecektir213. Rudolph, ncelikle din ile ideoloji aras ndaki ili kiyi belirlemeye al r. Ona gre din kelimesi ncelikle tekil olarak anla lmal d r. Bu ba lamda dinlerin tarihi, bir anlamda din olguya ait ideolojiler tarihi olarak alg lanabilir. Yine ona gre gerekte din, k smen belli bir ideolo-

211 212

Rudolph, 64. Rudolph, 66-67. 213 Rudolph, 61-62.

1348

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1349

ji alt nda tasnif edilebildi inden, din ideoloji, o u kez dinin tek ama nemli bir boyutunu olu turacakt r214. Rudolph a gre, din, ayn zamanda dindar na ideolojik a dan tenkiti bir bilinlilik a lar. Baz dinlerde otokritik bilin olduka geli mi tir. Sz geli i Akhenaton un din devrimi, gizemli kltler ve Zerd n tutumu gibi. Hatta Yahudilik, H ristiyanl k ve slm gibi kitap sahibi dinler, kendi kriti ini kendi bnyesinde ve ac mas zca yapar215. Sonu olarak Rudolph, Dinler Tarihi nin ideolojik a dan tenkide tabi tutabilece i be alana sahip oldu unu belirtir: a. Din geleneklerin kriti i; bu alan tm din-tarih ara t rmalar n ikin alan d r ve bu yzden gemi ten daha etkindir. Bu alan, daha youn ve aktif olarak kriti e tabi tutulmal d r. b. Din d ndaki gelenek unsurlar n n tenkit edilme i i, a da dinlerin kendini anlamas na yard mc olabilir. c. Dinler Tarihi, din-siyaset ili kisinin yak nl tenkit edebilir. n ve sreklili ini

men gze arpan bir unsur olarak dinlerin cemiyet iindeki rollerini ve kavram olarak onun anlam n bulmam z daha etkin olarak kolayla t rabilir217. Bunun yan nda, kar l kl nyarg lar n ve yanl anlamalar n ortadan kald r lmas ancak din ikrarlar n veya geleneklerin tenkide a k bir ekilde rlativize edilmesiyle mmkn olaca ndan ideolojik tenkit devreye girmelidir. Bu yzden metodolojik a dan Dinler Tarihi ne dayanan zgn ideolojiler kriti i gibi bir disiplin, tm insanlar n m terek gelece i iin olumlu bir u ra alan olabilir218. a da Din Fenomenolo u Richard Kearney, dinler ba lam nda ideolojinin amac n , din hakk ndaki gerek kullan mlar n tam olarak sa lanmas ve onun ideolojik suiistimallerinin nne geilmesi olarak a klar. O, ideolojiyi Dinler Tarihi nin teorik ve metodolojik gereklie ula mas na yard mc olacak bir vas ta olarak zarur grr219. Asl nda bir dine d ardan yakla mak ok nemli bir din bilimi problemidir. nk inceledi i dine samimiyetle inanandan farkl bir evreden bakmaktad r. Zaten din bilimlerinin terminolojisi tart malara a k, normatif de er yarg lar n ve n kabulleri yans tmaya olduka msait grnmektedir. Bu ba lamda ideolojiye saplanmak, baz lar iin ka n lmaz bir olay gibi grnebilir. Zaten Dinler Tarihi dahil din bilimlerinin do u dnemlerinde evrimci, pozitivist fikirler yayg n idi. zellikle evrimciler, dinleri, tarih, co raf ve kltrel bak mdan tasnif ederken kendi zihniyetlerine uygun terimlerle sistematize ediyorlard 220. Bunun yan nda ideolojiyi olumsuz anlamda ele alan Dinler Tarihiler de vard r. Sz geli i Kuzey Amerika Dinler Tarihi Cemiyet Ba kan ve IAHR nin muhasebeden sorumlu ynetim kurulu yesi Gary Lease e gre ideoloji, teori ile pratik veya fikir ile gereklik aras ndaki mevcut bo lu u ngrr. Dinler Tarihi ba lam nda ideoloji kavram ise, Dinler Tarihi nin zihninde olu an kendine zg illzyon formuna i aret edecektir. Bu illzyon yle bir inant r ki fikirlerin, be er siyasetinde ve tarihinde ba l ca unsur oldu una kanidir. Lease e gre mant k imkan na ra men ideoloji kavram , bu disiplin iin hl ok sorunludur.221.
217 218

d. Dinler Tarihi, din- ekonomi, din-sosyal yap , din-eskatoloji konular na ynelik kavramlar n kullan lma biimlerini tenkit edebilir veya onlar n anlamland r lmas na ynelik yeni teorik bak a lar kazanabilir. e. Dinler Tarihi, ideolojik kritik yakla m ile sahte dindarlara, kripto-dindar ak mlara hatta gizli din ak mlara ynelecek ekilde kendi oda n geni letebilir. nk sadece tarih mukayese metoduyla bu ak mlar incelenemezler, onlar ancak ideolojik sylemleriyle anla labilirler. Hatta bu kritik yakla m , buralarda ya ayan s radan insanlara kendi geleneklerine ynelik yeni, kritiksel ve yeniden yorumlanmay isteyen yakla mlar geli tirmesine yard m edebilecek ve kendi gelene ini daha iyi kavramas n kolayla t rabilecektir216. Rudolph un nerisiyle Dinler Tarihi iinde bir ideoloji kriti i biliminin ikamesi yoluyla dinleri bulundu u evreye ait ideolojiler olarak anlamaya abalamak, ncelikle Dinler Tarihi ni zgrle tirebilir ve he214 215

Rudolph, 65. Rudolph, 70-71. 216 Rudolph, 75-76.

Lease, 445-447. Rudolph, 77. 219 Kearney, 144-145. 220 nver Gnay, 140-141. 221 Lease, 439.

1350

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1351

Zira, Lease iin Dinler Tarihi nin temel alan olan din, iki nemli a l ma sahiptir; bir dini ya amak ve bir dini ara t rmak. ki yakla m biiminden birini uygularken, e er din kavram n bir ideoloji olarak ele alm olsak, o zaman hem a da hem de gelecekteki Dinler Tarihi al malar iin olumlu veya olumsuz nemli istikamet kaynaklar nmze kacakt r. Mesel, dinlerin do al tarihi ile din, hukuk veya din ile siyaset aras ndaki etkile imin izini srmek ve sonuta biyolojik bir alan iinde din teorisini ortaya koymak bu istikametten sadece biridir. Asl nda bir dinin tabi tarihi, di er din mensuplar iin asla objektif bir gereklik de ildir. Aksine bu tarih, teki ki i iin objektif a dan incelenmesi gereken, s radan bir tarih ve iddialardan ibarettir. Bunun bilincinde olan gerek bir Dinler Tarihi, unu pe inen kabul edecektir; gereklik tercihi, di er nispi gerekler zerinde bask kuracak bir hegemonyay asla kabul etmeyecektir. Bu yzden ideoloji olarak dayat lmak istenen bir din bilimi, belli bir dinin veya soyut bir din olgusunun gerekli ine tam ahitlikte bulunamaz222. a da Dinler Tarihiler baz meslekta lar n , olumsuz anlamda ideolojik davranmakla itham edebilmektedirler. Hatta ideolojik bir ay r m olarak Dinler Tarihileri aras nda mahall ve yerli olmak (indigenous) ile kresel olmak (homogenious), a da bir metodolojik tart ma olarak srerken, zellikle Dinler Tarihileri nin kendi milliyetlerini ne karan durumlarda ideolojik ele tiriler ykselebilmektedir. Bu ba lamda Dinler Tarihi, bazen tart man n oda nda olma veya ele tiren olma [ierden/d ardan (insider/outsider) olma] statsn de kazanabilmektedir. Sz geli i klsik dnemde Max Mller in Aryan rk n n stnln savundu u iddias veya Heindrick Frick in Nazi retmenler Birli i ve Nazi SS yesi oldu u veyahut George Dumezil in Nazi ovenizmini benimsedi i gibi sulamalar hl ideolojik ajanda iinde s cakl n korumaktad r. Gnmzde ise en canl rnek, Eliade nin, eserlerinde Romanya arka plan nda ideolojik davranmakla itham edilmesidir. Eliade ye ynelik ithamlar amak istedi imizde, onun suland ideo-

lojiler aras nda Romanya milliyetili ine dair gr lerinin ba ta geldiini grrz. Mesel, Eliade, bir milletin zn, ncelikli olarak entelektel elit tabakan n ve renberlerin olu turdu unu ileri srmektedir. Ona gre birinci tabaka (elit), kltr yaratma ( sz geli i roman ve mzik ) yetene ine ba l olarak bu i i yaparken, ikinci (renber) tabaka, arkaik deerleri modern zamanlara ta ma yetene iyle bunu ba ar r 223 . Russell McCutcheon gibi baz a da Dinler Tarihiler 224 , bu veya benzeri cmlelerini fazlaca ideolojik bulduklar n sylerler. McCutcheon a gre Eliade nin de iinde bulundu u bir grup Dinler Tarihi, din konusunda oldu u gibi pek ok olgu konusunda gr lerini a klarken, onlar kendi ki isel sosyal kimlik ve statlerinin geli im sreci iin ele almaktad rlar225. Eliade nin Chicago niversitesi ndeki haleflerinden olan Jonathan Z. Smith ise onun metodolojisini ideoloji iine tamamen gmlm bir yakla m olarak tan mlar. Ona gre Eliade metodolojisi, olduka fazla romantik ve Neoplatonik idealizm unsurlar da ta r. Bu metodolojinin en nemli yn, Dinler Tarihi nden tarih unsurlar d lamakt r226. Dinler Tarihilerin ideolojiyle sulanmalar bu kadarla s n rl deildir. zellikle Komnizmin hakim oldu u dnemlerde Sovyetler Bir223

222

Siyasal ideoloji-din ili kisine en iyi rnek, II. Dnya Sava s ras nda ya anm t r. deolojiyi nemli bir ara olarak kullanan Alman Nazi ynetimi, lkedeki ba l ca kiliseleri kendi ideolojik amalar iin kullanmay ama edinmi ti; Lease, 446.

Eliade nin sz konusu tart mal cmlesi udur; [modern zamana ait (yani II. Dnya Sava ncesi dneme ait) Romanya n n yarat c elit kesimi, reber s n f n gerek halefleri olma hakk na sahip tek ki ilerdir. Romanya, reberlik ve yarat c elit d ndaki di er sosyal unsurlar da ortaya karabilecektir]; Mircea Eliade, Autobiography (1937-1960): Exile s Return-II, trans. Mac Linscott Ricketts, Chicago 1988, 914. 224 Eliade nin ideolojik davrand na ynelik bir ba ka sulama da Armin W. Geetz den gelmi tir. Geertz, sosyal antropoloji ile Dinler Tarihi aras ndaki ili kiyi kognitif yakla m benimseyerek a klamaya al an bir bilim adam olarak, baz Dinler Tarihileri, dnya dinlerine yakla rken ahsi ve kendilerinde var olan ideolojilerle yakla makla sular. Ona gre bunlar n en me huru, Mircea Eliade dir. Eliade, modern insan n gelenekten yabanc la t n , bunun da hem fert hem de sosyal denge iin zararl oldu unu iddia ederken Romanya arka-plan ile konu maktad r. Ona gre burada dinler hakk nda evrensel yorumlama temeline dayanan bir nostalji siyaseti anlay da bulunmaktad r; Armin W. Geertz- Jeppe Sinding Jensen, Tradition and Renewal in the Histories of Religions: Some Observations and Reflections , Religion, Traditions, and Renewal, ed. Armin W. Geertz- Jeppe Sinding Jensen, Aarhus 1991, 11-27 225 McCutcheon, Manufacturing Religion, 30-31. 226 Smith, Imagining Religion, 25.

1352

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1353

li i ve Do u Avrupa lkelerindeki pek ok meslekta m z Dinler Tarihi ni bilimsel ateizm yakla m yla ve kilisenin yokedilmesine dayanan ideolojik bir anlay la ele almaktayd lar. Hatta Berlin Duvar n n y k lmas ndan sonra pek ok Do u Alman Dinler Tarihi, Stasi (Do u Alman gizli servisi) veya KGB ajan olmakla sulanm lard . Onlar n kendilerini savunduklar tek ey, komnist ideolojiye mecbur kalmalar olmu tu. Ayn ideolojik dayatma, Komnist in de de sz konusuydu. Bu lkede Dinler Tarihi al malar , 1964 y l nda kurulma direktifini bizzat lider Mao Tse-tung un verdi i Dnya Dinleri Ara t rma Enstits taraf ndan yrtlmekteydi. Bu kurum, din olgusunu tenkit etmek ve ateizmi desteklemek gayesi ile komnist ideolojinin menfaatine al malar yapmaktayd 227. zellikle 90 lardan sonra Dinler Tarihi nin Bat l olmayan mensuplar , Avrupal meslekta lar n son as r iinde yo un olarak metodolojilerde ideolojik davranmakla sulayabilmektedirler. Sz geli i slm dnyas ndaki bilim adamlar , di er bat l olmayan din bilginleriyle beraber, Dinler Tarihi nin bat daki arka plan ve olu um srecini de erlendirerek bu disipline ve metodolojisine phe ile yakla abilmektedirler. Bu bilimadamlar ndan biri olan din bilimci Kamaruzaman a gre Bat l din metodolojileri, temelde din kar t d r ve bunu felsef zemin ve bak la tarih evrim fikriyle desteklerler. Yine ona gre Bat l Dinler Tarihilerin objektiflik ve tarafs zl k iddialar tamamen as ls zd r; zira konular ve fenomenler, soyutlanmakta ve ba lamlar ndan kopar lmakta, bilhassa fenomenler, sadece zihn a dan ele al nmakta ve sadece rasyonel analiz yntemlerine uygulanmaktad r. Son olarak di er dindarlar n hassasiyetini ihmal ve inkar eden hatta onlar tahkir eden yntemlerle yakla an bat l metodolojiler, bu dindarlara konu ma f rsat bile vermemekte hatta kendileri d ndaki dinlere pragmatik olarak yakla makta, onlar n gerek ve me ru varl klar n inkar etmektedirler228.

Nitekim ierden bir Dinler Tarihi olan J. Waardenburg bile bilimsel ara t rmalar n ok da n k ideolojik amalar iin kullan lmas n n tehlikelerini sezmi ve byle bir amac n, ba ta din olgusu olmak zere baz temel din fenomenlerin anlamlar n bozaca ndan endi e etmi tir. Ona gre gnmz al malar nda ele al nan baz ok nemli din kategorilerinde ideolojik yakla mlar hemen gze arpar. Elde edilen ok ynl bilgiler, insan gce ve gl oldu unu hissetmeye gtrmektedir. Ancak din ve dinler hakk ndaki gerek bilgi, bu gc kendi yolunda gitmesi iin vard r ve bu u urda kullan lmal d r. Yine de ona gre gnmzde baz a da din bilimi tart malar , o u kez ideolojik a dan belli gerekleri gizlemek iin kullan labilmi tir229. Amerikan Dinler Tarihi Kitagawa, onlarca y l nce bile Dinler Tarihi iinde a rl kla hissedilen Bat l ve Avrupal olma unsurunun, Dinler Tarihi iinde nemli bir sorun olaca n sezmi tir. Ona gre bu unsurlar, disiplinin temel yap s ve oryantasyonuna yn verecek kadar etkilidir. Bu yzden ona gre Dinler Tarihi, tm dinleri kapsayacak bilimsel bir inceleme kal b n n gerekle mesi iin Bat l olmayan Dinler Tarihilerinin ele tirilerine kulak vermeli ve bu ele tiriler nda yap lan yorum kategorilerini ve metotlar n yeniden gzden geirmelidir230.

229

Jacques Waardenburg, In Search of an Open Concept of Religion , Religion in History: The Word, the Idea, the Reality, ed. Michel Despand- Gerard Vallee, Ontario 1992, 226. 230 Joseph Mitsuo Kitagawa, Amerika da Dinler Tarihi , Dinler Tarihi Metodoloji Denemeleri, ed. ve ev. Mehmet Ayd n, Konya 2003, 32.

227

Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 11-12. 228 Kamar Oniah Kamaruzaman, slm Bir Din Bilimleri Metodolojisinin Te ekklne Do ru , ev. Muhammet Tarak , marife, 2/2 (Gz 2002), 165-168.

1354

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1355

G. Cinsiyet231 Cinsiyet, insanlar kad nlar ve erkekler olmak zere iki farkl blme ay r r. Be er kltrnde erkek ve di i ay r m , o u zaman z t ba lamda de erlendirilmi hatta cinsiyet, o u kez bir tr hiyerar i olarak anla lm ve biri, (zellikle erkek) tekine (yani kad na) stn bir cinste say lm t r. Cinsiyetin durumu kltrlere, geleneklere gre de i iklik arzeder. Cinsiyet bu yzden otorite ve g konusunda nemli sorunlar ya ayabilir. nsanlar cinsiyet kategorisiyle erkek ve kad n olarak iki k s mda d nmek, hem kavramsal hem de sosyal-pratik a dan mmkn olabilir. Ki inin cinsiyeti, onun hayat imkanlar n , yetene ini, sembolik temsilini, sosyal gcn, kltrel otoritesini, beklentilerini, elbisesini veya fiziksel iddete maruz kal p kalmamas n , duygusal ifadesinin mahiyetini, cinsel arzular n n keyfiyetini anlamland r r ve isimlendirir. Bu a dan cinsiyet bilgileri ki inin/dindar n sosyal de erini ve din statsn de olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Buna dayanarak cinsiyet ncelikli olarak antropolojinin, dindar ki i ba lam nda ise din antropolojisinin ana konular ndand r. Zaten cinsiyet meselesi, Do u Asya din kltrndeki Ying-Yang ay r m yla veya bask n ve etkin di i ilahelerle bile Dinler Tarihi nin nem duymas iin yeterli olabilecektir232. a da Dinler Tarihileri, antropologlar n cinsiyetle ilgili gr lerini bir cinsiyet kategorisi (gender category) olarak metodolojik meseleler iine sokmu lard r; buna gre gnmzde biyolojik seks, gl olarak vurgulanmaktad r. Bunun yan nda kltre dayal geli en cinsiyet
231

anlay , zay f tabiatl d r. Bu anlay ta, erke in stnl , kad n n onun gerisinde kal , ka n lmaz ve bir o kadar da do al bir olgudur. Bu durum hem kozmik olarak belirlenen hem de ilahi a dan dzenlenen bir kanun olmu tur. Heterosekselite (kar cinse duygusal ve cinsel ilgi duyma, kendi cinsine ilgi duymama), normatiftir. Bunun yan nda kad n/erkek aras ndaki fark, kad n n mahiyetine yeniden de er vermekle tamir edilebilir zelliktedir. Sonuta kozmolojik erkek/di i farkl l , biyolojik bir farkl l k vurgusuyla desteklenir ve be er hayat nda temel ve belirleyici unsur haline dn r. Bunun yan nda seks biyolojik bir form olarak do al bir olgu olurken, d etkenlerin tesirinde ve onlara ba l geli en cinsiyet ise kimi geleneklerde kltrel olarak alg lanabilir233. a da Dinler Tarihi nde cinsiyetle ilgili temel ele tiri mevcuttur; Dinler Tarihi ne erkek egemen (androcentric) bilimsel al malar hakimdir, dinlerdeki kad n/di i (female) unsurlara ynelik meseleler yeterince ele al nmamaktad r; son olarak dindar kimlik olarak kad nlar n e itli dinler iindeki konumlar n n do urdu u temel konular teori ve metot iin fazla nemsenmemektedir. Gnmzde ngiliz Dinler Tarihi Cemiyeti Ba kan Ursula King, cinsiyete ba l meselelerin, bir ok lkenin uluslararas siyasetine, sosyal, ekonomik ve akademik gndemine oturmu oldu unu ve bilimsel soru turma konular aras na girdi ini belirtir. Buna ra men o, konunun Dinler Tarihi iindeki epistemolojik ve disipliner al malarda yeterince vurgulanmad n iddia eder. Ona gre cinsiyet al malar , kad n erkek tm bilim adamlar n n sorunudur. Ancak o unlukla kad n ara t r c lar taraf ndan ele al nd ekliyle feminist al malar n, daha ok bask n geleneksel anlay a tepki olarak ve kad n n gemi te marjinal k l nmas sebebiyle geli ti inin alt n izer234. Nitekim a da Dinler Tarihi, en fazla 1970 lerden itibaren kad n konusundaki ara t rmalar na kar nemli ele tiriler yap ld na ahit olmu tur. Bilhassa bu dnemlerden itibaren kad n bilim adamlar taraf ndan, bilimsel Dinler Tarihi al malar n n erkek egemen bir bilim oldu u ve bu alana srekli bir erkek maskesinin giydirildi i ileri srlm tr. Buna ilave olarak Dinler Tarihi, akademik al malar nda daima dindar olarak erke in ne yapt n anlatan, insanda erkek cinsini ne
233 234

Dinler Tarihi iinde cinsiyet konusunu ele alan al malar az msanmayacak kadar oktur. Bunlardan baz lar n s ralarsak; Randi R. Warne, (En) Gendering Religious Studies , Studies in Religion/Sciences religieuses, say. 27 (1998), 427-436; Nancy Tuana, The Less Noble Sex: Scientific, Religious, and philosophical Conceptions of Woman s Nature, Bloomington 1993; Ursula King, Introduction: Gender and the Study of Religion , Religion and Gender, ed. Ursula King, Oxford 1995; Gender, Genre and Religion: Feminist Reflections, ed. Morny Joy- Eva K. NeumaierDargyay, Ontario 1995; Kim Knot, Women Rearching, Women Researched: Gender as an Issue in the the Empirical Study of Religion , Religion and Gender, ed. Ursula King, Oxford 1995, 199-218; Helena Helve, The Formation of Gendered World view and Gender Ideology , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. GeertzRussell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 245-259; Darlane Juschka, Feminism in the Study of Religion-A Reader, USA 2001; Women, Gender, ReligionA Reader, ed. Elisabeth A. Castelli, USA 2001 232 Randi R. Warne, Gender , Guide to the Study of Religion, 140-141.

Warne, 146-148. Ursula King, 372.

1356

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1357

karan ve nce onu anlatmak isteyen kat bir syleme sahip olmu tur. Yine al lan gelenekler iinde erke in yapt eyler, genelle tirilmekte, kad n n yapt klar ise sorunlu konular olarak grlm tr. Bunun yan nda erke in din iinde yapt klar sadece ciddi i ler olmakla kalmay p entelektel a dan ara t rma ve tahlile lay k fenomenler olarak de erli ve tm insanl temsil hakk na sahip bulunmu tur235. Ursula King e gre gemi te kad n n farkl dinler iindeki rol, imaj ve stats nadiren erkek ilim adamlar n n temel konusu olmu tu. Ancak art k kad n bilim adamlar bu konunun hem sujesi hem de bilimsel tahlilini yapan ki ileri olmaktad rlar. Din bilimi sahas nda al an ok say da kad n bulunmaktad r ve bunlar n say s artt ka a da akademik din bilimleri al malar na katk lar da artmaya ba lam t r. Ancak bu yine de yeterli de ildir236. Nitekim King bir ba ka makalesinde237 Dinler Tarihi nin tarihesinde disipline yn verecek kad n bilginlerin eksikli inden yak nmaktad r. Ona gre XX. as r iinde Dinler Tarihi iin ok nemli sadece bayan Dinler Tarihi mevcuttur; Jane Harrison (Grek Dini), C. A. Rhys Davids ve Isaline Blew (Pali Budizmi). Ona gre bu bilim adamlar , kad n konusunu Dinler Tarihi ne srekli olarak ta maktad r ve kad nlar n bu bilime katk lar n vurgulamaktad rlar. King, erkek Dinler Tarihilerin geleneksel metodolojik perspektiflerini, erkek cinsiyeti merkezli faraziyelere dayand r rken hem veri toplama ve model in a etmede hem de temel teoriler ikame etmede bir tak m ciddi s k nt lar do urduklar n ileri srmektedir. Ona gre Dinler Tarihi iindeki feminist ara t rmalar ve kad n bilim adamlar n n al malar , geleneksel metodolojiye ve disiplinin temel s n rlar na meydan okuyacak gtedir. Bunun iin metot konusunda yeni bir geli im ve dn m artt r238. Din konusundaki erkek egemenli i, din gelenekler iinde zellikle modernizmin etkisini bnyesinde daha fazla hisseden H ristiyan235 236

l k ta byk lde tart lmaktad r. Feminist teoloji ad verilen bir h ristiyan disiplini, h ristiyanlar n tarih a dan kad n kusurlu gren hatta dindarl k veya din liderlik a s ndan yetersiz bulan tm geleneksel teolojik anlay lar dzeltmeyi amalamaktad r. Bu durum Yahudilik ve Budizm gibi di er byk geleneklere de s ram bulunmaktad r239. o unlu u kad n Dinler Tarihi olmak zere pek ok a da bilim adam , cinsiyet konusunda erkek ak m n k rmak ve kad n n ieriden nemsenmesini sa lamak iin Dinler Tarihi iinde etkin al malar yapmaktad rlar. zellikle bu bilim adamlar , din geleneklerdeki kad n n gerek karakterinin teorile mesi iin aba gsterdiklerini ileri srmektedirler240 Bir di er a da Dinler Tarihi Kim Knott, bir kad n olarak ampirik kad n ara t rmalar na ynelmesinin gerekesini anlat rken, ncelikle geleneksel fenomenolojik metodun feminist yakla m iinde sorgulanmas gerekti ini savunur. Ona gre fenomenolojik metot, rlatif yarg lar n paranteze al nmas n retir ve teorik olarak do ru bir ynteme benzemektedir. Ancak erkek egemenli inde uygulamada bu metot, kad n aleyhtar okumalarla tek tarafl endi elere sevk edecek kimlikte i letilmektedir. Ona gre zellikle kad n konusunda bilim adamlar fenomenolojik metodu do ru olarak uygulamak zorundad rlar241. Bunun yan nda Dinler Tarihi iinde bilimsel a dan, ba ta di i ilahlara ibadet konusu olmak zere disiplinin temel feminal konular , feminist ak m iindeki bilim adamlar n n artan ilgi odaklar ndan biridir. Ancak a da bayan Dinler Tarihiler, feminist yakla mlarla Dinler Tarihi disiplini iinde cinsiyet konusunda ele tirel al malar yapmalar na ra men marjinal kald klar n n bilincindedirler. Gene de mahall ve kltrel anlamda cinsiyet kavram na ynelik ara t rmalar, art k erkek Dinler Tarihileri nin de ilgisini ekmektedir. Nitekim onlar, konuyu metot ve teori bak mdan bask n sylemler iine almak zorunlulu unu hissetmeye ba lam lard r242.

Warne, 150-151; Ursula King, 372. Ursula King, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges , Journal of the American Academy of Religion, June 2002, 70/2, 372-373 237 Ursula King, A Question of Identity: Women Scholars and Study of Religion , Religion and Gender, Oxford 1995, 219-244 238 King, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges , 373.

239

Geni bilgi iin Rita M. Gross, Buddhism After Patriarchy: A Feminist History, Analysis, and Reconstruction of Buddhism, Albany 1993. 240 Sz geli i, Women in Religion ed. Jean Holm- Vohn Bowker, 1994. 241 Kim Knott, Women Researching, Women Researched: Gender as an Issue in the Empirical Study of Religion , Religion and Gender, ed. Ursula King, Oxford 1995, 204. 242 Warne, 152-153.

1358

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1359

Bundan dolay King e gre, her din iinde dindar kad n n konumu meselesine ciddi e ilim gsterilmelidir. Kad n dindarlar n din ritel iindeki rol, kad n n manevyat , mistik yn, dinleraras ili kilere kat l m ve erkek egemenli ini k rmak iin gsterdi i dindar abalar (sz geli i H ristiyanl k iindeki ruhban s n f na veya Hinduizm de guru nun din konumuna veyahut Threvada Budizm inin ruhban s n f na ynelik kad nlardan gelen meydan okumalar gibi), nemli say lmas gereken meselelerdir. Dinler iindeki dindar kad nlar n konumlar a kl a tam olarak kavu mad srece, normal bir dindar n inanc , tavr veya tecrbesi tam olarak anla lamaz. Kad n ve erkek bir btnlk iinde ele al nmal d r.243. King in Dinler Tarihiler iin nemli buldu u bir di er konu da din metinlere ynelik feminist yakla m n ileri srd hermentik tenkitlerdir. Bu tenkitler, ona gre erkek egemen din metinleri adeta sorgulamakta bylece metnin dogmatik kafesi iindeki durumuna meydan okumaktad r. Ona gre din metinler iin feminist yakla m ne karan bir hermentik mutlaka in a edilmelidir. Bu yorumlama biimi, sadece kad nlar n daha fazla zgrle mesini (sz geli i, daha fazla din iinde mevcut , daha fazla grnrde ve daha fazla do ru olarak tan mlanabilmesi gibi ) sa lamayacak ayn zamanda metnin dar kal plardan kar l p gerek anlam na kavu mas n da sa layacakt r244. Dinler Tarihi ne meydan okuyan feminist yakla m n ana karakteristi ini zetlersek; a. Dinlerdeki ana kavramlar n cinsiyete ba l durumunu irdeler. b. lahla ilgili kavramlardaki di ilik/erillik unsurlar n ara t r p, di ili e ait olanlar n geerlili ini ne kar r. c. Erkek egemen (andro-centric) sembollere meydan okurken, ayn zamanda erkek mellifler taraf ndan yaz lan din metinlerin yeniden ele al nmas n ve yorumlanmas n ister. d. Cinsiyete dair din fenomenlerin hermentik bir pheyle a klanmas n benimser.

e. Dindar kad nlar n daha rahat anlayabilmesi iin kutsal kitaplar ve gelenek iindeki mmtaz kad n ah slar yorumlar. f. Geleneklerin kad na ynelik yakla mlar n tarih mukayese metodu iinde kad n gzyle de erlendirir. g. Daha ok kad n n dindar tecrbesini nemser ve dindar kad nlar n sorunlar na e ilir. H. Sonu Dinler Tarihi, kendine zg tarihesi, metodolojik yakla mlar , teori ve problemleri olan be er ve sosyal bir ilim olarak bir taraftan sosyal bilimler iinde otonomisini sa lamla t r rken bir taraftan da onlardan d lanmamaya dikkat eder. zgn metodolojisi, bu disiplinin en temel unsurlar ndan olup bilime kendi karakteristik kimli ini vermek iin vard r. a da Dinler Tarihi, olduka fazla teori ile kompoze olmu , karma k bir metodolojiye sahip, belli ba l dinlerin yan s ra mahall, kurumsal geleneklere de er veren a da bilimdir. Gnmzde Dinler Tarihiler metot ve teoriler kurarken, gnmzde sadece di er karde din bilimlerinden yararlanmazlar. Onlar, art k ba ta tarih, filoloji (bilhassa din dili) olmak zere felsefe, psikoloji, antropoloji alanlar na dalan nemli din ve sekler bilimlerden de etkin katk lar kabul ederler. Bunun neticesinde son yirmi ksr y l iinde ortaya kan metodolojik tart ma noktalar na bakt m zda, bunlar n genelde disiplinler aras olman n verdi i otonomi ile ortaya kan meseleler oldu u hemen anlalmaktad r. al mam zda ele ald m z metodolojik sorunlar, gnmz Dinler Tarihilerini me gul eden temel meselelerden sadece baz lar d r. Sz geli i burada aktarmaya al t m z din tan m sorunu, do rudan disiplinin kimli ine ait nemli bir tart ma konusu iken, tasnif ve mukayese, disiplinin fonksiyonel yap s na ait iki temel meseledir. zellikle yeni mukayesecilik yakla m , geleneksel mukayese anlay na meydan okumakta ve daha ok geleneklerin alt birimlerine inmeyi, insan merkezli rnlere daha fazla ilgi duymay amalar ve mukayese i ini daha geni yelpaze iinde, daha fazla di er disiplinlerle i birli i iinde yap lmas n arzu eder. Bunun yan nda modernlik, Dinler Tarihi nin metodolojik gncelleme bilincini h zland r rken, bir ak m

243

Ursula King, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges, 374. 244 King, 375.

1360

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1361

olarak modernizm yakla mlar , onun iin din olgusuna ve dinlere ynelik ba l ca meydan okumalard r. Modernizmin bir sonraki safhas veya protestosu olarak alg lanan postmodernizm ise Dinler Tarihi iin alt gruplara ait yerel kltrlere verdi i de erlerle ve insan merkeze almas gibi sebeplerle olumlu veya olumsuz etkileri olan bir di er meydan okumad r. Bunun yan nda Dinler Tarihileri, kendi meslekta lar n n bilimselliklerini de ele tirmekte ve zaman zaman disiplin tarihi iindeki ba l ca ahsiyetler, u veya bu ekilde ideolojik olmakla veya smrgecilie ait amalara hizmet etmekle sulanabilmektedir. zellikle Bat l Dinler Tarihiler, bu ba lamda daha yo un bir takip alt ndad rlar. a da Dinler Tarihinin gndeminde sadece bu gibi konular bulunmaz. Aksine o, dnya, insan, ekoloji, sanat, kltr, cinsiyet gibi sekler konularla da yo un olarak ilgilenmekte ve temel disiplin problemlerini bu alanlarla ili kilendirerek, gemi te kazan lan metodolojik malzemelerle beraber elde edilen yeni bilgileri, yeni bilimsel verileri de erlendirmekte, yorumlamakta veya sorgulamaktad r. Bunlar aras nda feminizm, ba lang ta H ristiyanl k iinde me ruluk kazanmak niyetindeyken gnmzde ncelikle kad n Dinler Tarihilerin ajandas nda nemli yer edinen ve yava yava marjinallikten s radanl a do ru kayan bir gr haline brnmektedir. Burada hemen belirtelim ki Dinler Tarihi gelene inde ele al nan ve ortaya kan sorunlu sonular, ok h zl bir ekilde yerel veya kresel cemiyet ve birliklerin dzenledi i bilimsel faaliyetler veya yay n organlar yoluyla de erlendirilmekte veya tart lmaktad r. Dinler Tarihi bu ba lamda din bilimleri iinde en aktif ve en dinamik alanlardan biridir. zellikle Bat l Dinler Tarihiler, kendi toplumlar lehinde olmak zere, bu konulara daha fazla a rl k vermekte dolay s yla onlar bu meseleleri disiplinin metodolojik gndemine oturtarak a da Dinler Tarihi nin seyrini belirlemekte aktif grnmektedirler. Sonuta daha fazla a da antropolojik konulara meyleden ve bu konular metodolojik ajandas na alan ve burada entegre etmeye al an a da Dinler Tarihi nin metodolojik a dan gelece i, bu yeni a l mlar istikametinde yeni gndemlere sahip olmas nda yatmaktad r. Metodolojik ajanda da teorik meseleler k sa sre iinde ve sistematik bir ekilde metodolojik unsur haline dn ebilmektedir. Bunun yan nda gncel konular n alabildi ine a rl n hissettirdi i bir ortamda, bilhassa Trkiye deki modern Dinler Tarihi Metodolojisi, Avrupa dakine nazaran

ok yeni olmas na ra men Bat l olmayan Dinler Tarihi gelenekleriyle hemen hemen ayn ya tad r. Trkiye Dinler Tarihi Derne i ne sahip Trk Dinler Tarihilerden beklenen, metot ve teori konusuna daha fazla nem vermeleri ve zellikle yabanc dilde al malar haz rlayarak hem k tasal, hem de kresel anlamda Dinler Tarihi gelene ine bilimsel katk lar sa lamalar ve bu akademik kltr iinde gerek ve lay k olduklar yere bir an nce kavu malar d r.
KAYNAKLAR Adkins, Lisa, Diana Leonard, Reconstructing French Feminism: Commodification, Materialism and Sex , Sex in Question, ed. Diana LeonardLisa Adkins, London 1996, 1-23. Antes, Peter, Ugo Bianchi , Estratta da Ugo Bianchi Una Vita Per la Storia delle Religioni, ed Givoanni Casadio, Roma 2002, 75-83. Ayd n, Mehmet, Dinler Tarihi ne Giri , Konya 2002. Bell, Catherine, Modernism and Postmodernism in the Study of Religion , Religious Studies Review, say. 22, (1996), 179-190. Bianchi, Ugo, Dinler Tarihi Ara t rma Yntemleri, ev. Mustafa nal, Kayseri 1999 ________, History of Religion , ER. .ed. Mircea Eliade, VI, 399-408. ________, The Definition of Religion (On The Methodology of The Historical Comparative Research), Problems and Methods of the History of Religions, ed. U. Bianchi- C. J. Bleeker, A. Bausani, Leiden 1972, 1-25. ________, The Notion of Religion , Comparative Research Selected Proceedings of the XVI th Congress of the International Association for the History of Religions, Rome, 3rd-8th September, 1990, ed. Ugo Bianchi- Fabio Mora- Lorenzo anchi, Rome 1994, IX-X. Braun, Willi, Religion , Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000, 3-18. Brelich, Angelo, Dinler Tarihi ne Giri , Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say 11 ( Bahar 2001), 7-45. Cain, Seymour, Din al malar n n Tarihi , Bat da Din al malar , Derleyen ve eviren mer Mahir Alper, stanbul 2002, 11-77. Cox, James L., kutsal ifade etmek din fenomenolojisine giri , ev. Fuat Ayd n, stanbul 2004. Chidester, David, Colonialism , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 423-437. ________, Savage Systems: Colonialism and Comparative Religion in Sothuern Africa, Charlottesville 1996.

1362

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1363

Current Progress in the Methodology of the Science of Religions, ed. Witold Tyloch, Warszawa 1984. Demirci, Kr at, Dinler Tarihi nin Meseleleri, stanbul 1997. ________, ELIADE, Mircea , D A, XI, 33-35. Derrida, Jacques, Specters of Marx: The State of the Debt, the Work of Mourning and the New International, trans. Pegyy Kamuf, New York, 1994. Dinler Tarihi Ara t rmalar -II, (Sempozyum 20-21Kas m 1998 Konya), Ankara 2000. Eagleton, Terry, Ideology: An Introduction, London 1991. Eliade, Mircea, Dinin Anlam ve Sosyal Fonksiyonu, ev. Mehmet Ayd n, Konya 1995. ________, Pattern in Comparative Religion, trans. Rosemary Sheed, New York 1958. ________, Journal III, 1970-1978, trans. Teresa Lavender Fagan, Chicago 1989. ________, The Quest: History and Meaning in Religion, Chicago 1984. Fitzgerald, Timothy, The Ideology of Religious Studies, New York 1999. Geertz, Armin W., Definition as Analytical Strategy in the Study of Religion , Historical Reflections/Reflexions Historiques, XXV, say. 3 (1999), 445-475. ________, Ethnohermeneutics in a Postmodern World , Approaching Religion, Part I, ed. Tore Ahlback, Abo 1999, 73-89. ________, Global Perspectives on Methodology in the Study of Religion , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 49-73. ________, Russell T. McCutcheon, The Role of Method and Theory in the IAHR , Perspectives on Method and Theory in The Study of Religion- Adjunct Proceedings of The XVIIth Congress of The International Association for the History of Religions, Mexico City, 1995, ed. Armin W. Geertz- Russell T. McCutcheon, Leiden- Boston-Kln 2000, 1-37. ________, Jeppe Sinding Jensen, Tradition and Renewal in the Histories of Religions: Some Observations and Reflections , Religion, Traditions, and Renewal, ed. Armin W. Geertz- Jeppe Sinding Jensen, Aarhus 1991, 11-27. Geertz, Clifford, Local Knowledge: Further Essays in Interpretive Anthropology, New York 1983. Gross, Rita M., Buddhism After Patriarchy: A Feminist History, Analysis, and Reconstruction of Buddhism, Albany 1993. Hegel, Georg Wilhelm Fiedrich, The Essential Writings, ed. F. Weiss, New York 1974. http://www.as.ua.edu/naasr/ (10. 05. 2004) http://www.easr.de/ (10.05. 2004)

http://www.press.uchicago.edu/cgi-bin/hfs.cgi/00/13773.ctl (25.04.2004) Juschka, Darlane, Feminism in the Study of Religion-A Reader, USA 2001. ________, Religious Studies and Identity Politics: Mythology in the Making , Bulletin of the Concil of Societies for the Study of Religion say. 26/1, 1997, 8-11. Kamaruzaman, Kamar Oniah, slm Bir Din Bilimleri Metodolojisinin Te ekklne Do ru , ev. Muhammet Tarak , marife, 2/2 (Gz 2002), 161175. Kearney, Richard, Ideology and Religion: A Hermeneutic Conflict , Phenomenology of the Tuth Proper to Religion, ed. Daniel Guerrire, Albany 1990, 126-145. King, Ursula, A Question of Identity: Women Scholars and Study of Religion , Religion and Gender, Oxford 1995, 219-244. ________, Historical and Phenomenological Approaches to the Study of Religion , Contemporary Approaches to the Study of Religion I, Berlin- New York-Amsterdam 1984,-29-164. ________, Is there a Future for Religious Studies as We know It? Some Postmodern, Feminist, and Spiritual Challenges, Journal of the American Academy of Religion, June 2002, 70/2, 365-388. Kippenberg, Hans G., Response: The Wrong Way throuhg the Telescope : Observing Historians of Religions at Work , Journal of the American Academy of Religion, c. 71 say. 4, December 2003), 913-922. Kitagawa, Joseph Mitsuo, Amerika da Dinler Tarihi , Dinler Tarihi Metodoloji Denemeleri, ed. ve ev. Mehmet Ayd n, Konya 2003, 13-41. Knott, Kim, Women Researching, Women Researched: Gender as an Issue in the Empirical Study of Religion , Religion and Gender, ed. Ursula King, Oxford 1995, 199-218. Kristensen, W. Brede, The Phenomenology of Religion , Phenomenology of Religion, ed. Joseph Dabney Bettis, London 1969, 31-51. Kuzgun, aban, Mukayeseli Dinler Tarihi Ara t rmalar nda Kar la lan Problemler ve D nlen zmleri , Trkiye1. Dinler Tarihi Ara t rmalar Sempozyumu (24-25 Eyll 1992), Samsun 1999, 117- 125. Kk, Abdurrahman, Gnay Tmer, Dinler Tarihi, Ankara 1993. ________, Kur n da Din ve Din Anlay , Dinler Tarihi Ara t rmalar -II, (Sempozyum 20-21Kas m 1998 Konya), Ankara 2000, 3-13. Lease, Gary, Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 438-447. Lawson, Thomas E., Theory and the New Comparativism, Old and New , Method and Theory in the Study of Religion, say. 8, 1996, 31-35. Martin, Luther H., Comparison , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 45-56.

1364

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1365

________, Comparativism and Sociobiological Theory , NumenInternational Review for the History of Religions, vol. XLVIII, no: 3 (2001), 290-308. ________, Introduction: The Post Eliadean Study of Religion and New Comparativism) Method & Theory in The Study of Religion, 1-8 (1996), 1-3. Marty, Martin E., What is Modern about the Modern Study of Religion?,The Universitiy Lecture in Religion, Arizona State Universitiy, Arizona 1985Mensching, Gustav, Stuructures and Patterns of Religion, Delhi 1976. McCutcheon, Russell T., Classification and the Shapeless Beast: A Critical Look at the AAR Research Survey, Religious Studies News say. 12/3, 7-9 ________, The Economics of Spiritual Luxury: The Glittiering Lobby and the Parliment of Religions , Journal of Contemporary Religion, 13(1998), 5164. Mller, F. Max, Introduction to the Science of Religion: Four Lectures Delivered at the Royal Institution with Two Essays of False Analogies, and the Philosophy of Mythology, London 1873. Rudolph, Kurt, The History of Religions and the Critigue of Ideologies , Historical Fundamentals and the Study of Religions, New York- London 1985, 61-77. ________, The Leipzig Tradition of Religionswissenschaft , Historical Fundamentals and the Study of Religions, New York- London, 3-20. Paden, William E., Elements of A New Comparat v sm Method &Theory in The Study of Religion, 8-1(1996) 5-14. ________, Universals Revisited: Human Behaviors and Cultural Variations , Numen- International Review for the History of Religions, XLVIII, 3 (2001), Partin, Harry B., Classification of Religions , ER, III, 527-532. Sar k o lu, Ekrem, Ba lang tan Gnmze Dinler Tarihi, Isparta 1999. ________, Din Fenomenolojisi ( Dinlerin Mahiyeti ve Tezahr ekilleri), Isparta 2002. Segal, Robert A, In Defense of the Comparative Method , NumenInternational Review for the History of Religions, vol. XLVIII, 3(2001), 339373, Sharpe, Eric J., Comparative Religion , The Encyclopedia of Religion, ed. Mircea Eliade, III, New York 1987, 578-580. ________, Dinler Tarihi nde 50 Anahtar Kavram, ev. Ahmet G, Bursa 2000. ________, Metodolojik Sorunlar , Bat da Din al malar , Derleyen ve eviren mer Mahir Alper, stanbul 2002, 79-95. ________, Understanding Religion, London1992.

Smart, Ninian, Din ve Be er Tecrbe , ev. Ali hsan Yitik, Hz Meryem ve Efes- Dinler Tarihi Yaz lar , haz. Ali hsan Yitik, zmir 2001, 117-143. ________, Review of the Encyclopedia of Religion , Religious Studies Review, 1988, say. 14, 193-199. Smith, Brian K., Classifying the Universe: The Ancient Indian Varna System and the Origins of Caste, New York 1994. Smith, Huston, Postmodenism s Impact on the Study of Religon , Journal of the American Academy of Religion, say. 58/ 1994, 653-670. ________, Religion of the Man, New York 1958. Smith, Jonathan Z., A Matter of Class:Taxonomies of Religion , Harvard Theological Rivew, say. 89 (1996), 387-403. ________, Classification Guide to the Study of Religion, ed. Willi BraunRussell T. McCutcheon, London-New York 2000,35-44. ________, Drudgery Divine: On the Comparison of Early Christianities and the Religions of Late Antiquity, Chicago 1990. ________,Imagining Religion: From Babylon to Jonestown, Chicago 1982. ________, Religion, Religions, Religious Critical Terms in Religious Studies, ed. Mark C. Taylor, Chicago 1998, 269-283. Smith, Wilfred Cantwell, The Meaning and End of Religion, U.S.A. 1963. Stewart, Charles, Rosalind Shaw, Sycretism/Anti-Sycretism: The Politics of Religious Synthesis, London 1994. Sung-Hae, Kim, The History of Religion: Retrospect and Prospect The Notion of Religion in Comparative Research: Selected Proceedings of the XVI IAHR Congress, ed. Ugo Bianchi, Roma 1994, 897-899. Taylor, Mark C., Critical Terms for Religios Studies, Chicago 1998. Tmer, Gnay, Bat da Din Bilimleri Kavram ve Dinler Tarihi al malar nda Metodoloji , Gnmz Din Bilimleri Ara t rmalar ve Problemleri Sempozyumu: 27-30 Haziran 1989, Samsun 1989, 139-149 ________, e itli Ynleriyle Din , A FD, say. 28, XXVIII (1986), 210267. ________,, Din (I. Genel Olarak Din) , D A, IX (1994), 312-320. ________, Din (III. Din Bilimleri) , D A, IX (1994), 333-339. ________, Dinler Tarihi Metodolojisine Ait Baz Meseleler- Giri (Yay nlanmam al ma), 1-59. nal, Mustafa, Din Fenomenolojisi Tarihe Yntem Uygulama, Kayseri 1999. von Stuckrad, Kocku, Relative, Contingent, Determined: The Category History and Its Methodological Dilemma , Journal of the American Academy of Religion, c. 71 say. 4, (December 2003), 905-912. Whaling, Frank, Contrast between the Classical and Contemporary Periods ,Contemporary Approaches to the Study of Religion -I, ed. Frank Whaling, Berlin- New York-Amsterdam 1983,

1366

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1367

________, Comparative Approaches , Contemporary Approaches to the Study of Religion I, ed. Frank Whaling, Berlin- New York-Amsterdam, 1985, 165-295. ________, Introduction , Contemporary Approaches to the Study of Religion II, ed. Frank Whaling, Berlin- New York-Amsterdam, 1985, 1-19. ________, Theological Approaches , Approaches to the Study of Religions, ed. Peter Connolly, London 1999, 226-274. Waardenburg, Jacques, In Search of an Open Concept of Religion , Religion in History: The Word, the Idea, the Reality, ed. Michel DespandGerard Vallee, Ontario 1992, 225-240. ________, Religionswissenchaft New Style: Some Thoughts and Afterthoughts Annual Review of the Social Science of Religion, say. 2 ( 1978), 189-220 ________, The Study of Religion in Today s World , Religion in Today s World, ed. Frank Whaling, Edinburgh 1987, 335-364. Wallace, Dewey D., Comparative Encyclopedias Compared , Religious Studies Review , 1988, say. 14, 199-206. Warne, Randi R., (En) Gendering Religious Studies , Studies in Religion/Sciences religieuses, say. 27 (1998), 427-436. White, Hayden, Discourse Tropics Essays in Cultural Criticism Baltimore 1978. Wiebe, Donald, Is the New Comparativism Really New?, Method &Theory in The Study of Religion, 1-8 (1996), 21-29. Wolfart, Johannes C., Postmodernism , Guide to the Study of Religion, ed. Willi Braun- Russell T. McCutcheon, London-New York 2000, 380-395.

MZAKERELER

Prof. Dr. Mehmet AYDIN S. . lahiyat Fakltesi

ok de erli Meslekta lar m; Say n Prof. Dr. Bedreddin etiner beyle Konya daki gr melerimiz s ras nda, slm ilimlerde metodoloji meseleleriyle ilgili SAV n dzenledi i toplant lar n bilimsel ynden ok yararl oldu unu ve byle bir toplant n n Dinler Tarihi Metodolojisi zerinde de yap lmas n n yararl olaca n syledi imde, biz istedi imiz takdirde Dinler Tarihi Metodoloji toplant s n n da yap labilece ini vaad etmi ti. te bugn bu vaad, benim teklifim ve Prof. Dr. mer Faruk Harman n verdi i destekle gerekle ti. Bunun iin, SAV vakf yneticilerine ve Prof. Dr. Bedreddin etiner e sonsuz te ekkrlerimi arz ederim. De erli meslekta lar m! Trkiye de, Dinler tarihiler, metodoloji konusuna henz yeterince e ilmediler. Bu alanda benim, Prof. Eliade den yapt m Dinin Anlam ve Sosyal Fonksiyonu isimli evirimde ilk doksan sahife, Dinler Tarihi metodolojisine tahsis edilmi tir. Di er yandan, Dinler Tarihi nde Metodoloji Denemeleri isimli yapt m z eviri, tamamen Dinler Tarihi Metodolojisine tahsis edilmi tir. Ancak yine de sylemekte yarar vard r ki, Trkiye Dinler Tarihileri olarak bizler, Dinler Tarihi Metodolojisi konusunda yeterli bilgi birikimine sahip de iliz. Dolay s yla bu toplant n n bu a dan son derece yararl olaca n syleyebilirim. Dinler Tarihi Metodolojisi konusunda sadece ben tebli verecektim. Yrd. Do. Dr. Mustafa Al c da bu alanda al malar n n oldu unu ve bir tebli de kendisinin vermek istedi ini bana bildirdi. Ben de Prof. Dr. mer Faruk Harman la konu mas n syledim. Sn. Prof. Dr.

1368

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1369

Bedreddin etiner de uygun buldu ve Sn. Al c n n da bir tebli le kat lmas zerine mutab k kal narak bu toplant planland . Ben tebli imde hem klsik hem de modern Dinler Tarihi Metodolojisi tart malar n sizlere aktarmaya al aca m. Bu alan n Bat dnyas ndaki nemli isimlerinden de al nt lar yaparak problemi ortaya koymaya al aca z. Fakat bu tebli , Dinler Tarihi metodolojisini tam olarak ortaya koyabilir mi yoksa koyamaz m ? Bu, tart malardan sonra belli olacakt r. Ancak benim tebli im, muhtemelen, Dinler Tarihi ara t rmalar nda hangi noktalara dikkat edecekler, hangi perspektifle konuyu ele alacaklar bu konularda bir ynlendirme yapacakt r. Bylece de metodoloji konusunda faydal sonulara ula m olaca z. Ben tebli imi okuyaca m, nk tebli deki ok nemli noktalar ifahi olarak sunarsam atlayabilirim. Tebli de, tebli imin u son cmlesi zerinde durman z zellikle rica ediyorum: Dinler Tarihi nin giriimi, her trl apolojetik e ilimden kaarak, din doneleri kendi referans ierisinde anlama yolundan geecektir. Belki meslekta lar m z, byle bir seviyeye geldiklerinde Trkiye de Dinler Tarihi bekleneni vermeye haz r olacakt r.
SORULAR CEVAPLAR

lundurmam z gerekmektedir. Aksi taktirde yabanc dinleri anlamada ciddi hatalar yap labilir. O halde ba ka dinlere ve H ristiyanl a kar nas l bir tav r sergileyece iz? Mesel, ncil in ve Tevrat n tahrifinden hi bahsetmiyecek miyiz? phesiz birok konu, bilimsel ve objektif olarak a klanmal d r. Bu konuda Kur n- Kerim de rehber olmal d r. Haddi a mamam z gerekiyor. slm Dnyas nda ve Trkiye de H ristiyanl a kar birok kitap yaz lm t r. Bu kitaplarda ok ileri gidilmi tir. Avrupa da slm a kar yaz lan kitaplarda da ayn hatalar yap lm t r. Herhangi bir din hakk nda syledi imiz ey, o dinin kitab nda bir delile dayanmal d r. Di er yandan nemli bir kriter de herhangi bir din hakk nda sylenen hususlar n o dinin uzmanlar nca kabul edilebilirli idir. Yoksa, sokaktaki adama bakarak o dinin yorumlanmas veya de erlendirilmesi de ildir. Bizim yapmam z gereken o dini, objektif olarak kendi kaynaklar na gre ortaya koyabilmemizdir. Bir noktay ifade etmek istiyorum. Arkada lar n tenkitlerini dinlerken biraz endi elendim. Tebli imde o kadar yo un bilgi vard ki her paragrafta metodolojik ciddi problemlere de inilmi ti. Yapt m z tercmelerden ilham alarak, imkan lsnde Dinler Tarihi Metodolojisiyle ilgili problemleri buraya almaya al m t m. Fakat burada yap lan konu malarda metodoloji de il de, etraf nda dola l r gibi oldu. Oysa tebli deki problemleri burada tart mam z gerekirdi. De erli meslekta lar m, bizim s k nt m z urada: Hepimiz tez al malar yapt rd k. Burada adaylar hangi metodu kulland ? Tarihi metodu, fenomenolojik metodu, mukayese metodunu veya Deskriptif metodu kulland k diyoruz. Hatta Lenguistik metodu kulland m diyenler var. Fakat ne tezlerde ne de yaz lan kitaplarda inan n bu metotlar n hibiri tam olarak yok. Tezler bir toplama zelli i ta yor, kitaplar, belli bir apolojetik hedefe ynelik yaz l yor. Doentlik imtihanlar nda adaya, lenguistik metodu soruyoruz. Aday n cevab , yabanc dilden yapt m al nt lard r diyor. Bu Lenguistik metot de ildir. Lenguistik metot, bir kelimenin yap sal ve anlam ynlerini derinlemesine inceleyerek, dinle alakal izah n yapmakt r. Max Mller in Deus (gk) kelimesiyle Tanr kelimesi aras nda kurdu u ili ki bir lenguistik izah d r.

Her trl apolojetik e ilimden neyi kastediyorsunuz? Bir Mslman Dinler Tarihi bilgini bunu nas l yapacak? Bizim slm apolejetik bir gayretin iine girmi olmam z, Bat daki H ristiyanl ve ba ka dinleri islm bak a s yla de erlendirmemiz demektir. Bu tav r bizi, bu dinleri anlamada ok byk s k nt ya sokar mesel, vahiy problemini ele al rsak, durum daha iyi anla l r. H ristiyanl kta vahiy, bizim anlad m z gibi de ildir. ncilleri Allah, sa ya de il, Havarilere vahyetmi tir. Kutsal-Ruhun ilham ile havariler, ncilleri yazm lard r. Havariler, kendi szlerini ncillere ilave etmi olabilirler. H ristiyanl a gre bu, ncillerin anlam n bozmaz. H ristiyanl a gre her eye ra men nciller, Allah kelm d r. imdi bu vahiy yakla m n slm kabul etmez. slm a gre vahiy, Allahdan reslne birka yolla ula r ve peygamberlerden ba kas na da vahiy gelmez. imdi bu konuda bir H ristiyan ilhiyat yla vahiy problemini konu urken, bu farkl izgileri bilmek gerekir. Bu yakla m , btn di er dinler iin de gz nnde bu-

1370

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1371

Dinler Tarihi nde kullan lan Fenomenolojik metodun da zerinde durulmas gerekir: Asl nda bu metodun, bir ok islm ilimde de kullan lmas gerekir. Mesel, mihrab kelimesi neyi ifade ediyor? Kur n da geen istiva kelimesi neyi anlat yor? yetlere mte abih diyerek hibir anlam vermemek do ru de ildir. Kur n n ruhuna ters gelmeyecek yorumlara Kur n- Kerim a kt r. Bu yetlerde Fenomenolojik yorum, son derece nem ta maktad r. Fenomenoloji, hermentikle i ie olan bir kelimedir. En ok da Kur n- Kerimi anlamada kullan lmal d r. Mukayese metodu da zerinde durulmas gereken bir metoddur. Ben bu toplant da bir dini anlamada takip edilen yakla mlar n konuulmas n istemi tim, fakat grd m kadar yla bu olmad . Di er yandan objektiflik konusu zerinde ok durdunuz. Mesel, St. Paul u ele alal m. slm literatrde St. Paul le ilgili birok ey yaz lm t r; o, aslen yahudiydi. H ristiyanl bozdu, v.s. imdi bu bilgilerle St. Paul hakk nda bir ey sylenebilir mi? Sylerse bile bu Dinler Tarihi olmaz ve olamaz. Bu al ma bir apolojetik olur Byle bir al ma, bilimsel kabul edilebilir mi? Bu, kullan lan kaynaklara ba l d r. Byle bile olsa, byle bir al ma, Dinler Tarihi al mas de ildir, o halde metot olarak nas l bir St. Paul al mas yap labilir? Bana gre St. Paul, H ristiyanl kta nas l kabul ediliyor? Ortodokslar n, Katoliklerin kabul etti i, havari dedikleri, resmini kilise duvarlar na ast klar St. Paul u, H ristiyanl k nas l anlamaktad r? H ristiyanl n en st dzeyde kabul etti i ve huzurunda sayg duydu u bir adam , siz nas l H ristiyanl dejenere etti diye a a layabilirsiniz? H ristiyanl k Paul u, sa dan sonra nemli bir isim olarak kabul etmektedir. O halde bizim de Paul u, H ristiyanl incelerken nemli bir adam olarak ele almam z gerekecektir. St. Paul diyor ki, Ben dinsizle dinsiz, Yahudi ile Yahudi gibi falanla falan gibi grndm imdi bu sz i imize geldi i gibi yorumlayabiliriz. Fakat bana gre St. Paul bu szde samimi insanlar H ristiyanl a ekmek iin her k l a girdi ini sylemek istiyor, kendine gre bir H ristiyanl k yorumluyor. Mesihi bir H ristiyanl n temelini atmaya al yor. Fakat H ristiyanlar bunu kabul ediyor ve St. Paul u bayrakla t r yorlar. Bunlar gz nne alarak ve H ristiyanl n kaynaklar na dayal olarak bir al ma yaparsak bu Dinler Tarihi nde bir de er ifade eder. Yoksa bunlar gz ard edersek bana gre bu al ma ba ka bir al ma

olur. Yani, pe inen St. Paul, sahtekard r diye yola karsak veya hocas n n k z n istedi de vermedi ve Yahudili i bunun iin reddetti ve H ristiyan oldu dersek, bunlar bilimsel szler olmaz. Bir dine bu ekildeki yakla m, ciddi s k nt lara neden olur. Hepimizin bundan kurtulmas gerekir. Objektif olmak ok nemlidir, objektiflik, tarafs z davranmak veya kendi fikrimizi bir tarafa atmak anlam nda de ildir. Bana gre, objektif olmak, ele ald m z malzemeyi i imize geldi i gibi de il; o dinde anla ld ekilde kullanmakt r. Bunun, benim mensubu oldu um dinim iin de zarar yoktur. E er H ristiyanlar, sa y , Allah n o lu olarak gryorsa ben bunu onlar n byle inand n sylerim. Fakat Kur n- Kerim sa y Peygamber olarak kabul ediyor, H ristiyanlar da byle kabul etsin dersek, o zaman slm n sa anlay n , H ristiyanlara empoze etmi ve onlar ona inanmaya zorlam oluruz. Bunu yapmaya hakk m z yok. Bizim gr mz byle onlar n gr de yle Mslman kimli imle sa y dedi iniz gibi anlayabilir miyim? phesiz bir din mensubunun kendi inan formllerini anlad gibi, bir ba ka din mensubunun veya din bilimcisinin anlamas mmkn de ildir O da benim namazda hissetti imi anlayamaz. Mesel, Reform kilisesinde ayin esnas nda bir ki i tam extase halinde aya a kalk yor ve birka dakika konu uyor. Grnrde bu bir delilik gibi grlyor Fakat yle de il o, o anda sa ile btnle ti ine inanm olarak vecd iinde bir eyler sylyor. Bunu d ar dan birisi anlayamaz, nk her din mensubunun kafas , kendi dininin mant na gre ekillenmi tir. O halde objektiflik bir din done yi, o dinin kendi mant iinde anlamaya al makt r. Bunun iin Sn. Prof. Dr. Abdurrahman Kk n hi kimse objektif olamaz szne de kat lm yorum. Burada nemli olan bir din hakk ndaki szn, nce do ru sylenip, sylenmedi inin sonra da onun o dinde ne anlama geldi inin anla lmas d r. Tabiiki Bat da her yaz lan do ru olamaz. Bizde de her yaz lan do ru olamaz. Ben Frans zca dan slm la ilgili bir eviri yapt m. Hem de College de France n bir hocas ndan. Adam yle diyor: Mslmanlar orulu iken, orular n n bozulmamas iin sabahtan-ak ama kadar soka a tkryorlar ve tkrklerini yutmuyorlar. Yine ayn yazar Mslmanlar hacca gitmek iin yle borcun alt na girerler ki, mr boyu bor derler . imdi bak n bir bilim adam , bir din hakk nda bunlar yaz yor. nce slm da her iki

1372

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1373

sylenenin de gerek taraf yoktur. te bu forml, btn dinler iin uygulanmal d r. Aksi takdirde yap lan al ma metodolojik a dan ciddi problemler ortaya koyabilir. Prof. Dr. Eliade, Dinler Tarihi ne bir forml getiriyor. Her din fenomen, tarih bir fenomendir. Bu u demektir: Din fenomen tarih iinde kltrel al nt larla zenginle ir. slmiyet de bundan nasibini alm t r. Tarih iinde birok husus, rf ve detler eklinde din haline gelerek, slm la btnle mi tir. imdi bunu Dinler Tarihi nde nas l de erlendirece iz? Her din bir ncekinin sahip oldu u kltrn byk oranda zerine oturuyor. Dinler Tarihilere d en grev, dinin zn ve temelini olu turan unsurlara ula arak, onlara yap lan ilaveleri bulup ortaya karmakt r. Bylece her dinin zn yakalamak mmkn olacakt r. phesiz bu kolay bir i de ildir. Elbette, tarihin dine ykledi i hususlar ay klayarak ze ula mak kolay olmayacakt r. Mesel, slm daki kad n anlay , teoridekiyle uygulama aras nda byk bir eli ki arz ediyor. Uygulamadaki kad n anlay na, Yahudili in byk etki yapt kanaatindeyim. nk Tevrat okundu unda kad nla ilgili olarak sylenenlerin, slm anlay a (teoriye de il) tesir etti ini gryoruz, Yahudilikte det gren kad n pistir. Hibir ey yapamaz. Mabede giremez, dua edemez, Tevrat okuyamaz. slm da ise det gren kad n pis de ildir. Yani necis de ildir, kad n iin bu bir eziyettir, s k nt d r. Fakat slm da kad n, o halde iken dua edebilir. Camiye girebilir ve hata Kur n okuyabilir. Fakat bizde de bu haldeki kad na, Yahudilikteki yakla mla yakla lm ve bu haldeki kad n necis grmz. Hermentik usuz bucaks z bir yakla m m d r? Hermentik, anlamlar btnne yakla makt r. Din fenomeni, anlamak iin btn detaylar yla i in iine girmektir. Hermentik de hem fenomenoloji var, hem semantik yakla m var hem de lenguistik vard r. Fenomenolojiyi, hermenti e uygulamaktan korkmamak gerekir. Din fenomenlerin anla lmas iin yap lan hermentik de cesur olunabilse, Dinlerin anla lmas nda bir hayli yol al nacakt r. Bu, slm ilimler iin de geerlidir. zellikle slm ilimlerde Fenomenolojik yakla mdan sonra, byk bir dinamizm ya anacakt r. Fenomenolojik yakla mdan sonra da Dinler Tarihi ara t rmalar , Eliade nin deyimi ile bir fosiller y n olmaktan kacakt r. Biz imdi dinler tarihiler olarak Bat n n

gemi te ekti i s k nt lar ekiyoruz. Biz belki bir mddet Pettazoni, G. Dumezil ve Eliade nin yolundan giderek genel dinler tarihileri olmak zorunday z. Genel dinler tarihisi olmak iin ise bilgi dnemini a mak gerekiyor. Bilgi dnemi ise, Dinler Tarihi konusunda Bat da yap lan al malar ve onlar n genel prensiplerini hazmetmekten gemektedir. Bunun iin nce, Bat daki Dinler Tarihi nin nclerinin iyi anlalmas laz md r. Baz arkada lar m z kapal ifadeler kullan yorlar. Ne dedikleri pek anla lm yor. Mesel, Kr at Demirci nin konu mas da n k ve kapal . Btn bunlar bize, metodoloji konusunda byk oranda bilgi eksikli i oldu unu gstermektedir. Metot gidilecek yoldur. Yntem, o yolda gitti imiz vas tad r. Bu yolda hangi vas taya bindi imizi ok iyi bilmemiz gerekir. Dinler Tarihi nde, dinlerin anla lmas sembollerden gemektedir. Ayn gr Eliade ileri srmektedir. Kelimetullah ile kelmullah ayn ey midir? te nemli problemlerden birisi de kelime ifadesidir. slm ulemas n n ve H ristiyan ilhiyat lar n n iinden kamad konulardan birisi bu kelime ifadesidir. Bana gre bu Logos un kar l d r. Fakat Logos kelimesi de kapal bir kelimedir. Bunun da zerinde yap ve anlam ynnden geni ekilde durmak gerekir. De erli arkada lar m, dnden beri burada konu tuk. Hl da konu uyoruz. Hatta yorulmaya da ba lad k. Ben metodoloji konusuna ok nem veren birisiyim. Mustafa Al c n n tebli ini daha de i ik bekliyordum. Yine de tebrik ediyorum. Biz burada Dinler Tarihi nde metodoloji konusunu tart yoruz. Yani, bugn Bat dnyas nda metodoloji Dinler Tarihi iin ne diyor? Veya Dinler Tarihi Metodoloji iin ne diyor? Biz bu konuda ara t rmalar m zda metodoloji konusunda neler yapaca z. Ele ald m z bir tezi, bir konuyu, hangi boyutlar iinde Dinler Tarihi nin metodolojik problemlerine dayand raca z. Bizim bu toplant da bunlar konu mam z gerekiyordu. Ben tebli imde daha ok problemleri anlama konusuna a rl k verdim. nk herkes bir dini anlad ekliyle a klamaya ba lad zaman konunun iinden k lmaz ve hatta ciddi problemler ortaya kar.

1374

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1375

Mesel, bir H ristiyan ilahiyat s , Kur n da Allah sa Meryem eklinde bir teslisten bahsediyor. Halbuki H ristiyanl kta byle bir teslis yok, Kur n bu konuda yanl bilgi veriyor dese, bunun zerinde ciddi ekilde durmak bize d er. imdi biz, onun kendi zaviyesinden hakl olup olmad n bilemeyiz. Fakat Kur n- Kerim byle diyorsa, bunun iyi bir ekilde tahkiki gerekir. nce gerekten H ristiyanl kta byle bir teslise inanan yok mu? Bunu ara t rmam z gerekir. E er Kur n n dedi ini do rulamak iin birtak m tarihi ara t rmalar yapmadan, btn H ristiyanlar byle inan yorlar dersek, o zaman bir tak m s k nt lara d eriz. Bunun iin bu yetin anlam n do rulamak iin bunu genelle tirmenin de bir anlam yoktur. Kuran byle dedi diye, bunu genel d nmekte do ru de il nk Kur n- Kerim, farkl H ristiyan gruplar n inanc n da yans tm olabilir. nk Habe istan H ristiyanlar ile Suriye H ristiyanlar aras nda ciddi inan farkl l klar vard . imdi burada yetteki Allah- sa-Meryem, inanc na sahip olan H ristiyan cemaat hangisiydi? te Dinler Tarihiye bunu bulup ortaya karmak d mektedir. Baz mfessirler, kk bir H ristiyan az nl n inanc n , btn H ristiyanlar n inanc olarak gstermi lerdir. Bu ise Kur n son derece yanl anlamak demektir. Hatta Bat l ilahiyat lar, Taberiyi bunun iin tenkit ediyorlar. Bana gre, slm n zuhuru dneminde kk bir az nl k, Arabistan blgesinde belki de Meryemi de teslise dahil etmi tir. Belki daha makulu 431 Efes Konsili nde Meryem, Tanr Annesi (theotokos) olarak kabul edilmi tir. Buna Nestoriler kat lmam ve onlar Meryem i, sa n n annesi olarak kabul etmi ler ve aforoz edilmi lerdir. te Suriye H ristiyanlar Meryem i Tanr annesi olarak kabul etmi lerdi. Yani Roma mparatorlu unun byk bir kesimi buna inanmak zorunda kalm t . Muhtemelen, kk bir H ristiyan grubu bu theotokos (Allah Annesi) kavram n daha da ileri gtrerek Meryem i Tanr annesi olarak teslise dahil etmi olabilirler. Bu durumda da Kur n- Kerim, bu kk H ristiyan grubunun iman n bize haber vermi olabilir. nk Meryem Allah annesi olunca, bunun bir sonraki basama Meryem in de Allah oldu u sonucunu do urur. te Kur n, bu anlay n sahiplerini tenkit etmektedir. Ancak, Mslman alimleri bu yeti anlamada olduka zorlanm lar ve btn H ristiyanlar n byle inand na hkmetmi lerdir.

Mustafa Al c n n tebli inde baz zorlamalar grdm. Modernizm, postmodernizm ve cinsiyet gibi bir tak m kavramlar n tarifleri yap lm t r. Bunlar n Dinler Tarihi metodolojisiyle ilgili ynleri tart ma konusudur. Sn. Al c buldu u her kayna kullanm t r. Buna mecbur de ildi. Bat dan bir ey nakledilirken problemle do rudan ilgili eserlere yakla lmal d r. Bunun iin de ciddi eklide kaynak taramas na ve seimine ihtiya vard r. Bilgiyi ald m z kaynak bir Dinler Tarihi al mas m d r? Yoksa ideolojik veya apolojetik bir al ma m d r? Bunlar n bilinmesi gerekir. Bir konuda al l rken bunlar n Dinler Tarihi iin ne kadar bilimsel de erler ta d n n bilinmesi gerekir. Mesel, Max Mller in verdi i bilgilerden yeterli derecede yararlan yoruz. Fakat Mller in fikirleri, dneminin bilim politikas yla ok paralellik arz etmektedir. Bunu bilerek Max Mller in eserlerinden yararlanma yoluna gitmeliyiz. Sn. Al c , din konusunda Marx dan al nt lar yapm t r. Bir defa Marx, bir ideolojinin ve bir diyalekti in adam d r. Bunun iin Dinler Tarihi metodolojisi al mas nda Marx dan al nt yap lmamal d r. Burada Eliade ile ilgili bir tak m nakiller yap ld . Eliade, a m z n son derece nemli bir dinler tarihisidir. Onun btn abalar fenomenolojik a klamalara dayanmaktad r. Eliade, Romanya milliyetisi imi , onun fikirlerine itibar edilmez eklindeki yakla m son derece tehlikelidir. Bir adam n milliyeti olmas onun Dinler Tarihi ile ilgili yazd klar n tehlikeye sokmaz. Ancak Dinler Tarihi ni milliyeti yapmaya ynelirse, o zaman durum ba kala r. Eliade, bugnk seklerle me srecinin arkas nda bile, insanlar n kutsal arad klar n sylyor. Ona gre kutsaldan uzak olarak insan n ya amas imkans zd r. O, insan homoreligiosus olarak grmektedir. Bunun iin o, mesel hippi hareketlerinde bile kutsal aramaktad r. Sn. Al c diyor ki: Bat daki Dinler Tarihi metodolojileri temelde din kar t d rlar. Bat l dinler tarihilerinin objektiflik ve tarafs zl k konusunda ciddi eksiklikleri var . imdi bu szlere dikkatle bakmak gerekir. Bir lkenin insan n top yekn pe in yarg ile mahkum etmenin bilimsellikle alakas olamaz. Byle bir yakla m, sanki kar m zda bir d man var ve yapt her ey, art niyetli olarak grmek anlam na gelir. Bu yakla mdan mutlaka kurtulmak gerekir. Bu, bir maharettir. Bir

1376

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1377

metoddur. Bizim buradan alabilece imiz, yakalayabilece imiz evrensel karakterli eyler olabilir Mesel, Durkheim hakk nda hem Bat da hem de lkemizde ok ey yaz lm t r. Durkheim dinin manevi kkenini inkar etmektedir. Ama psikanalizde ve kolektif uur konusunda gzel eyler sylemi ve ilim dnyas yararlanm t r. imdi bizim bunlara kafirdi, z nd kt gibi yakla mlar sergilememiz ilahiyat lara ve dinler tarihilerine yak maz. Bana gre Dinler Tarihi evrenseldir. Ne Avrupal d r ne de slm Dnyas n n mal d r. Dinler Tarihi ni slmle tirme gibi bir e ilime gerek yoktur. Bu ilmin slmle tirilmesine benzer. Bu ise samal kt r. Bir ey zaten ilim ise, o slm a uygundur. Dinler Tarihi nin kabul etti i bilgilerin slm la at mas szkonusu olamaz. Ayr ca Dinler Tarihi, slm n baz konular n n anla lmas iin de anahtar rol oynayabilir. Dinler Tarihi, evrensel boyutlu metodlar iin de geli imini sa lamal d r. Bunun iin fenomenolojik metot, Lenguistik metot, mukayeseli metot ve deskriptif metot, Dinler Tarihi iin son derece nem ta r. al malar m zda bu metotlar kullanmal y z. Aksi taktirde pusulam z kaybederiz. Mesel, bir doentlik mracaat ndaki bir Dinler Tarihi yaz s nda yle bir ifade vard : Yahudi Antisemitizmi vard r, Mslman iin anti slmizm hareketi yok mu? imdi bu al ma bir Dinler Tarihi al mas olamaz. Bu politik, ideolojik bir al mad r. Burada bilimsel verileri kullanamazs n z. Byle al malar olmas n m ? Elbette olacak. Fakat byle al malar, Dinler Tarihi al malar olmayacakt r. Belki byle yaz lar, sosyoloji, siyaset sosyolojisi yaz lar olabilecektir. Beni dinledi iniz iin hepinize te ekkrler. Sayg lar mla

Mehmet Ayd n hocam z n tebli inde Dinler Tarihi nin yerinin en iyi ekliyle sosyal bilimlerle insan bilimlerin aras nda s k nt l bir yer oldu u belirtilmektedir ki, bu tr metodoloji al malar yla bu s k nt n n giderilmesi gerekir. Esas nda Dinler Tarihi ni ne sosyal bilimlerden, ne de insani bilimlerden ayr d nmek do rudur. Yap s itibariyle hem sosyal bilimler ve hem de insani bilimler kapsam na girer. Zaten tebli metninin ikinci sayfas nda Dinler Tarihi nin hayat n temel gereklerinden birine, yani dini bir varl k olarak insan fenomenine nfuz etmeye al mas gerekti i belirtilmektedir ki, bu zellik onun sosyal bilimler ve insani bilimler ierisinde yer ald n gstermektedir. Kitagawa ya gre Dinler Tarihi disiplininin temelini olu turan prensipten birisi bir dinden ziyade di er tm dinlere sempatik bir anlay ile yakla makt r. Bu belki de dinler tarihileri iin ok nemli, nemli oldu u kadar da yerine getirilmesi zor bir husustur. nk ister istemez kendi dinini ve kendine yak n buldu u ba ka bir dini tekilere gre farkl bir konumda de erlendiriyor. Bu durum dinler iin yap lm tasniflerde bile kendini her zaman gstermi tir. Prof. Benz den yap lan bir al nt da H ristiyan d ncesinde yaratan ile yarat lan aras nda mutlak ve derin bir benzemezli in bulundu u belirtilmektedir ki, bunu H ristiyanl k iin sylemek ok iddial bir szdr. Zira H ristiyanl k taki teslis anlay buna engeldir. Bu anlay belki slm iin sylense daha do ru olurdu. Yahudilikte bile, kutsal metinlerindeki antropomorfik ifadelerden dolay byle kesin bir hkmde bulunmak zordur. Mustafa Al c Bey in tebli inde dinin tan m ile ilgili birok rnek verilmi tir. Yani neredeyse Bat l her din bilimcinin kendisine ait bir tan m vard r. Dinler Tarihi metodolojisinin en nemli problemlerinden birisi belki de bu tan mlar n ortak bir noktas n bularak yeni bir tan m geli tirmektir. slm limlerinin yapt klar tan mlardan hareketle ortak bir tan m yap larak konuya ilgi duyanlar iin bir kolayl k sa lanm t r. Ayn kolayl n Bat l lar taraf ndan yap lan tan mlarda da sa lanmas gerekir. Dinler tasnif edilirken bunun kesinlikle herhangi bir dinin dnya dinleri iindeki stnl n ortaya koymak iin yap lamayaca na dikkat ekiliyor. Bu anlay a gre u ana kadar yap lan btn tasniflerin gzden geirilmesi gerekir. Zira hepsinde z mnen de olsa byle bir hiyerar inin varl sezilmektedir. rne in, en ok kullan lan tasniflerden

Prof. Dr. Ali ERBA Sa. . lahiyat Fakltesi

Gerek Prof. Dr. Mehmet Ayd n hocam z n ve gerekse Yrd. Do. Dr. Mustafa Al c Bey in Dinler Tarihi nde Metodoloji Problemleri konusunda sunmu olduklar tebli ler olduka ayd nlat c olmu tur. Tebli lerle ilgili k sa de erlendirmeden sonra katk bab nda bizim de syleyece imiz baz hususlar olacakt r.

1378

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1379

ilkel kabile dinleri-milli dinler-evrensel dinler ; hak dinler-bat l dinler ya da ilahi dinler-gayr ilahi dinler vs. Smrgecilik amac yla dinler tarihili i, ideolojik a dan dinler tarihili i ve dinler tarihili inde cinsiyet konusu, gerekten de zerinde d nlmesi gereken metodolojik problemlerdir. Dinler Tarihi bilim dal gemi te bu tr amalar iin kullan lm m d r, bundan sonra kullan lma ihtimali var m d r, buna nas l engel olunabilir? sorular na cevap aramak gerekir. Her iki tebli den de anlad m z kadar yla Dinler Tarihi metodoloji al malar nda ncelikle Din kelimesinin tan m zerinde durulmakta, birbirinden farkl birok tan m n oldu u ifade edilmektedir. Dinin, ara t rman n hemen ba nda m tan mlanmas veya dinin ne oldu u ara t rma sreci ierisinde tedrici olarak m ortaya konulmas gerekti i hususu metodolojinin nemli konular ndand r. Dinin birok tan m ierisinde kimisi daha geni ya da daha dar bir tan m , mesel, ilahi olmayan ya da a k n olmayan gelenekleri ierip iermeyece i ara t rmac n n alan n ve ynn ka n lmaz olarak etkiler. Metodoloji ara t rman n prosedrn, alan n , konunun s n rlar n ve belli bir tr ilm al ma ierisinde tesirli olan zihni yap lar ve kavramsal aralar etkilemektedir. Din hakk nda al ma yapan birok bilim adam konuyla ilgili d nce retmeye al m lard r. rne in Morris Jastrow, The Study of Religion (1901) isimli eserine din al malar nda metodolojinin fevkelade nemli oldu u vurgusuyla ba lam t r. Ona gre metodoloji, din al malar n takip eden ahsi e itleme ye yani yazar n kabul ve inanlar na kar koruyucu bir ilkedir. O sadece geleneksel fideistler, dogmatistler ve savunmac tav r iinde olanlardan de il, ayn zamanda dinin kltrl kmseyicileri nden de gelen bu tr tahriplerin tehlikesini grm tr. Gerek m minler sadece kendilerinin inand klar dinin stnl n gstermek, di erlerininkinin ise d kl n ortaya koymak iin din al malar yapm lard r. te yandan ku kucular ise, din al malar na u n yarg larla ba lam lard r: Btn dinler bat l olup, dinin do as ve kkeni konusunda basit ve geici bir teori yeterli olabilir. Jastrow a gre, byle bir safdilli in ve tahribin aresi tarihsel bir yakla m, btn zaman ve mekanlardan verilerin toplanmas , bunlar n sistemli olarak dzenlenmesi, belli bir tabi ve insani erevede yorumlanmas , bunlar n isel ve heyecansal ynlerinin gsterilmesi ve dinin

geli imiyle ilgili temel kanunlar ke fetmek iin kar la t rmal al malar n yap lmas ndan mte ekkildir. Dinler Tarihi ara t rmalar nda takip edilecek metot sz konusu oldu unda genellikle nitelendirici (descriptif) ve kar la t rmal (comperatif) metottan bahsedilir. Gerek Bat da yap lan al malarda ve gerekse slm dnyas ndakilerde kar la t rmal metodun ne kt n grmekteyiz. Hatta o kadar ki, fenomenolojik al malar da kar la t rmal metottan istifade ederek yap lmaktad r. Kar la t rmal din al malar n n ba lang c n 19. asr n nc eyre inde Alman- ngiliz filolog Max Mller in (1823-1900) al malar yla ba latmak det olmu tur. Mller in Hint-Avrupa dilleri hakk ndaki geni bilgisi, filolojiye kar la t rmal olarak yakla m , bu kar la t rmal yakla m yntemini din al malar na ta mas ve bir bilimsel disiplin olarak bu al may a ka ortaya koymas , bu yeni alanda Avrupa n n belli ba l niversitelerinde bir krs olu turmak iin hayat boyunca gerekli hususlar haz rlam t r. O, d ncenin dile ba ml olduunu pe in bir kabul olarak varsayd ve Tanr isimleri, dini inanlar ve mitlerin kkleri ile ilgili etimolojik ara t rmalara girdi. Di er nclerden Hollanda ekolnn kurucular olan C.P. Tiele, antik yak n-do u dinleri zerine yapt tarihi al mas yla din fenomenlere duydu u sistematik ilgiyi ve dinin z konusundaki felsefi ara t rmay birle tirdi. Chantepie de la Saussaye, Herbert Spencer, E.B. Tylor, Emile Durkheim, James G. Frazer, Franz Boas, Bronislaw Malinowski gibi isimler ve bunlar n temsil ettikleri Alman, ngiliz, Frans z, Amerikan vs. ekolleri, ayr ca tarihsel fenomenolojik yakla mlar ve bunlar n temsilcileri Nathan Soderblom, Rudolf Otto, Frederic Heiler, Edward Lehman, Van der Leuw, Joachim Wach, Mircea Eliade, psikolojik ve sosyolojik yakla m benimseyen di er baz din bilimcileri hep metodoloji zerinde al m lard r.245 Dinler Tarihi nin en nemli metodoloji problemlerinden biri de objektiflik konusudur. nk bilimsel bilgi insanlar aras nda din, dil, millet ve rk ay r m sz konusu olmaks z n geerlidir. Ba ka bir deyimle insanl n zerinde birle ti i bir bilgidir. Yani insanl n ortak bilgisidir. Buna bilimde tarafs zl k denir ki, byle bir tarafs zl k ayn zamanda d m zdaki olgular , her trl ki isel de er ve yarg lar n tesinde ol245

Daha geni bilgi iin bkz., Saymour Cain, Din al malar n n Tarihi , ev. . Mahir Alper, Bat da Din al malar iinde, st. 2002, s. 11-74.

1380

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1381

du u gibi alg lamam z anlam n da ta r. Bu, hibir zaman olgular kar s nda mutlak bir anlamda tarafs z kalamayaca m z , istek ve duygular m z kadar dnya gr mzn de olaylar etkileyebilece ini gstermektedir. Unutulmamal d r ki, bilim adam olaylar kar s nda bir foto raf makinas gibi mekanik olarak hareket edemez. Gnlk hayatta oldu u gibi bilimde de evrede olup biten her eyi de il, ancak baz eyleri alg lar ve gzleriz. Ya ama veya ara t rma amac m za gre bir semeye gitmek ancak konumuzla alakal olgularla ilgilenmek bizim iin hem do al, hem de bir zorunluluktur. Byle olunca bilimde tarafs zl k mutlak de il, s n rl kalm olur. Bilimde tarafs zl k ilkesini etkileyen bir di er unsur da bilimin zelli idir. Fizik ve matematik bilimlere nazaran sosyal bilimler kar s ndaki tarafs zl k durumumuz farkl d r. Zira toplum ve insan konu alan sosyal bilimlerde de er yarg lar ndan uzakla mak, dolay s yla tarafs zl m z korumak, son derece gle ir. Siyas bilimcilerimizin ok s k tekrarlad klar bir anlat m vard r: Mademki de er yarg lar ndan s yr l p tarafs z kalmam z imkans zd r, o halde savundu umuz de erleri pe inen a klayarak muhataplar m z uyaral m . Byle bir hareket belki yararl olabilir, ancak bunun gerekli hatta mant k oldu unu savunmak mmkn de ildir. Tarafs zl k ilkesine de erlerin kar mas o u kez bizzat bilim adamlar n n nitelikleri hakk ndaki fikir kar kl ndan da ileri gelmektedir. yle ki: Bilim adam n n biri bilimsel al ma d nda di eri iinde olmak zere iki ayr rol vard r. Bilimsel al ma s n rlar d nda bilim adam bir meslek mensubu, bir vatanda , toplumun e itli cepheleriyle ba l bir yesidir. Geri bu nitelikler onun bilim al mas na ok etki yaparlar fakat bunlar tamam yla d etkilerdir. K sacas , bilimin zelli i olarak tarafs zl k, pe in yarg lardan uzak, gere i aramakt r. Gazzl bu hususu yle a klamaktad r: lkin kendi kendime dedim ki, benim amac m i lerin hakikatlerini anlamak ve bilmektir. O halde bilgi nedir, ncelikle bunun hakikatini ara t rmak gerekir. kinci olarak anlad m ki, kesin derecesine varan bilgilerde bilinen eyin asla phe gtrmeyecek biimde anla lmas gerekir. Sonra anlad m ki, bu tarzda bilmedi im, bu suretle kesinli ine inanmad m her

bilgi gvenilir ve hatadan beri de ildir. Hatadan beri olmayan bilgi ise kesinlik ifade etmez. 246 Gnmzde Trkiye deki Dinler Tarihi al malar nda nas l bir metodoloji geli tirmeliyiz konusuna gelince, birka cmleyle bu hususa da katk da bulunmak istiyorum. Burada Dinler Tarihi ara t rmalar ndan ziyade zellikle Dinler Tarihi retiminde metodolojik bir ereve izmekte yarar gryorum. nce bir kere din tan mlar nda kafa kar t r c onlarca tan mdan hareketle o unlu u tatmin edici bir tan m n yap lmas gerekir. slm alimlerinin yapm olduklar tan mlardan hareketle bunun bir ortak noktas bulunmu tur, ayn ey Bat da yap lan tan mlar iin de yerine getirilmelidir. Dinler Tarihi nin tan m , konusu, faydas net bir ekilde ortaya konulmal d r. Dinler Tarihi ara t rmalar nda ve retiminde mutlaka Genel Tarih in verilerinden istifade edilmelidir. Dinler Tarihi nin en nemli iki metodu olan nitelendirici ve kar la t rmal metotlar yan nda Genel Tarih in rivayetci tarih, retici tarih ve ara t r c tarih metotlar ndan da istifade edilebilir. Ayr ca Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Din Felsefesi, Din Fenomenolojisi, Antropoloji, Arkeoloji, Etnoloji, Filoloji, Sanat Tarihi, Co rafya, Paleografi, Epigrafi, Genealoji (Nesebler ilmi), Kronoloji, Onomastik (Yer Adlar ) gibi bilim dallar ndan azami derecede faydalanmal d r. Dinler Tarihi nin kaynaklar ok iyi bir ekilde tespit edilmeli ve faydalan lacak duruma getirilmelidir. A a daki ekilde bir kaynak tasnifi yapmam z mmkndr: A. Yaz l Kaynaklar

Yaz l , izili, sesli ve grntl kaynaklar 1. Kutsal Kitaplar: Kutsal kitaplar Dinler Tarihi ara t rmalar ve retiminde en nemli yaz l kaynakt r. Zira bir dinin birinci el kayna o dinin kutsal metinleridir. O din hakk nda en do ru bilgiler, o dinin kutsal metinlerinden elde edilebilir. Kutsal metni grmeden afaki olarak yap lan al malar eksikliklerden beri olamaz.

246

Bkz. Gazzl, el-Munk z, ev. H. Gngr, s. 4-5; ve ayr ca bkz. Orhan Trkdo an, Bilimsel De erlendirme ve Ara t rma Metodolojisi, st. 1989, s. 15-17.

1382

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1383

2. Ar iv malzemeleri: a) Yaz l Ar iv Malzemeleri b) izili ar iv malzemeleri c) Grntl ar iv malzemeleri: Resim ve grntler; dokmanter filmler, CD ler, video kasetler, internet web siteleri d) Sesli ar iv malzemeleri e) Ktphane Malzemeleri ecereler, vekayi nmeler, biyografiler-otobiyografiler, hat ralar, seyahatnameler. 3. Mzeler Kitabeler, an tlar, heykeller, ikonlar Lahit ve mezar ta lar nsan vcudu bakiyeleri, rf-det, inan ve geleneklere ait madd kal nt lar Armalar ve mhrler. Dinlerin tasnifine gelince, bu ana kadar yap lan birok din tasnifinin yeniden gzden geirilmesi ve bunlar aras ndan ortak bir tasnifin kar lmas gerekir. Objektiflik konusu i lenirken dinlerin tasnifinde herhangi bir dinin tasnif sebebiyle kk d rlmesinden ka n lmas gerekti i vurgulanmaktad r, ancak hangi tasnifi yapsan z din mensuplar kendi dininin tasnifteki yerini be enmeyecektir. steyecektir ki, kendi dini en stn durumda gzksn. Bu belki de dindar olman n gere idir. Herhangi bir dine ba lanan bir kimse, kendi dininin her zaman tasnifin ba nda yer almas n ve gzel bir vas fla an lmas n bekleyecektir. ster istemez bunun tersi onu zecektir. Btn bunlar d nerek yeni bir din tasnifi yapmak gerekir. Tasnif erevesinde d nlmese de belki dinleri vas fland r rken kullan lan bir isimlendirme olan Ateist Dinler kavram burada ok dikkat ekmektedir. zellikle Budizm in ateist dinler ierisinde gsterilmesi en ok itiraz edilen hususlardan birisidir. Buda n n Tanr anlay ile zellikle H ristiyanl k taki Tanr anlay n n ok farkl olu unun byle bir tasnife sebep oldu u ifade edilmektedir.

Her eyden nce tanr s z bir dinin olup olamayaca zerinde durmak gerekir. Bana gre olmaz. Zira bir inanc n din olmas iin olmazsa olmaz artlardan biri Tanr inanc d r. Buda n n Hinduizm in say s z tanr lar na kar k Tanr kar t olarak alg lanm , te yandan herhangi bir Tanr isminden bahsetmemi olmas da byle bir kanaatin do mas nda etkili olmu tur. Son olarak unu sylemek isterim: Dinler Tarihi ile ilgili al malar her ne kadar slm Dnyas nda hicri nc yzy llar kadar eski olsa da, lkemizde modern anlamda ok yenidir. Geli mesi ilahiyat fakltelerindeki akademik al malarla do ru orant l d r. Bu sebeple zellikle Trkiye Dinler Tarihi Derne i nin ncl nde bu alanda yap lan al malar n listesinin yap lmas ve tm dinler tarihiler olarak hepimizin bundan haberdar olmam z gerekmektedir. Gerek mam-Hatip Liselerinde ve gerekse gemi te lahiyat Fakltelerinde yeterince sevdirilmemesinden dolay Dinler Tarihi fazla talep edilen bir bilim dal olamam t . Ancak bu anlay u anda k r lm grnyor ve zellikle gen akademisyenlerin gayretli al malar ve derslerde rencilere kar yakla mlar Dinler Tarihi bilim dal n cazibe merkezi haline getirmi tir. Bu sevindirici geli menin daha da artmas iin gayretlerin devam etmesi gerekir. Te ekkr ediyorum.

Prof. Dr. Abdurrahman KK Trkiye Dinler Tarihi Derne i Ba kan

Giri Trkiye Dinler Tarihi Derne i Ynetim Kurulu Ba kan olarak Dinler Tarihinde Metodoloji Problemleri konulu nemli bir toplant y dzenlemi olan slm limler Ara t rma Vakf n n ba ta Ba kan olmak zere btn yetkililerine te ekkrlerimi sunuyorum. nk metot meselesi;her ilim dal n n anahtar , terim yerindeyse elif-ba s d r. Metot bilinmeden, verimli bir al man n yap lmas da bilgilerin ba kalar na aktar lmas da mmkn olamamaktad r. zellikle konu Dinler Tarihi ve Trkiye olunca metot meselesi; daha da nem kazanmakta ve her ilim dal nda oldu undan daha ok zerinde durulmay gerekli k lmaktad r.

1384

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1385

Dinler Tarihi nin gemi i, genelde slm Dnyas nda eski olsa da Trkiye de yeni say labilmektedir. Bundan dolay Dinler Tarihi ara t rmalar nda ve Dinler Tarihi Dersi nin okutulmas nda baz s k nt lar ya anm t r. Bu glklerin ve s k nt lar n byk bir k sm gnmzde a lm olsa da, di er bilim dallar n n bir k sm nda oldu u gibi, Dinler Tarihi nin zel Ara t rma Metotlar ile zel retim Metotlar nda s k nt lar n devam etti i anla lmaktad r. statistiklere gre Trkiye, %98 i Mslman olan ve kltrnde slm De erler in a rl kl olarak yer buldu u bir lkedir. Dinler ile ilgili ara t rmalar n byle bir ortamda yap lmas ve Dinler Tarihi dersinin de slm say labilecek e itim- retim kurumlar nda okutulmas ; farkl yorumlar ve anlay lar beraberinde getirmi tir,getirmektedir.247 Dinler Tarihi nin temel problemlerinden biri olan Metodoloji Meselesi nde Prof. Dr. Mehmet Ayd n Bey ile Yard. Do. Dr. Mustafa Al c Bey, kapsaml ve sab r isteyen tebli ler haz rlam lard r.Kendilerini tebrik ediyor ve bu al malar geni letip Trkiye boyutunu da ele alarak kitap haline getirirlerse bir ihtiyac gidermi olurlar d ncesindeyim.Ancak bu iki tebli genelde Bat a rl kl problemleri konu edinmi tir. Trkiye Dinler Tarihi ndeki Metodoloji Problemlerini ve Dinler Tarihi alan nda yap lan ara t rmalar ile yay nlar konu edinen iki tebli daha olsayd bu mesele;byk lde bir btn olarak ortaya konulmu olabilirdi. Byle olunca Trkiye Boyutu nun eksik kald kanaatindeyim. Ben, konuyu, Trkiye ye getirmek istiyorum. nk Trkiye de Dinler Tarihi nin neminin kavran lmas ve gnmzdeki benimsenir konumuna gelmesinin, bir srecin sonucu oldu unun bilinmesinde fayda grmekteyim. a. Dinler Tarihi nin nemine ve Trkiye deki Durumuna Genel Bak Dinler Tarihi nin, Trkiye de, toplumun btn kesimlerince kabul grmesi yzy ll k bir srete olmu tur demek yanl olmayacakt r. Gnmzde bu sre k smen tamamlanm t r denilebilir. Ancak, ayn
247

eyi Dinler Tarihi Metodolojisi iin sylemek mmkn de ildir. nk Metodoloji Meselesi nde lkemizde tam bir netle me nin olmad ve alan n uzmanlar aras nda birlik in olu mad kendini gstermektedir. Bu durum, sadece bize zg de ildir. Prof. Dr. Mehmet Ayd n Bey ile Yard. Do. Dr. Mustafa Al c Bey in kapsaml ve sab r isteyen tebli leri, Bat lkelerinde yap lm ve yap lmakta olan metodolojik tart malar ortaya koymaktad r. Bu iki tebli in yan nda Trkiye deki Dinler Tarihi Alan nda yap lan tezleri ve ara t rmalar konu edinen/masaya yat ran tebli ler de sunulmu olsayd bu mesele bir btn olarak gzler nne serilmi olacakt . Bana gre, metodoloji konusunda Trkiye aya eksik kalm t r. nk bizim, ncelikle Trkiye Dinler Tarihi Metodoloji Problemlerine zm bulmam z, hem metotta hem anlay ta hem de terminolojide Trkiye Dinler Tarihi ne zglk olu turmam z gerekmektedir. Metodoloji Problemi; Dinler Tarihi nin en nemli problemlerinden biridir, genelde de Trkiye de de byledir. Sunulan tebli lerde Bat merkezli olarak Dinler Tarihi nde metodoloji tart malar ortaya konuldu. Tebli ler zerine yap lan de erlendirmelerde, burada, Bat daki al malar ve tart malar masaya yat r lmaya al ld . Genel olarak Dinler Tarihi ile ilgili hemen hemen her konuya temas edildi. Ancak Trkiye deki problemler ikinci derecede kald . Halbuki biz ncelikle Trkiye deki metodoloji problemlerini tahlil edip areler retmeliydik ve ortak bir platform olu turmal yd k. Geri yap lan bu al malar, sunulan tebli ler, bu problemlerin zmne nclk edecek ve devam n n gelmesine kap aralayacak nitelikler ta maktad r. A lan bu kap dan Trkiye ye girmeye al aca m. zelli i itibariyle Dinler Tarihi alan , her lkede oldu u gibi lkemizde de zel ve Gncel Metotlar a ihtiya duyulan bir aland r. nk hem alan n hem de ara t rma yap lacak konular n buna ihtiyac vard r. Her ne kadar Trkiye, slm Dnyas n n kltrel miras na sahip olsa da modern geli meler e ayak uydurmada baz s k nt lar ya am t r, ya amaktad r. Dinler Tarihi nin Trkiye de geli mesinde ayn s k nt lar ya anm t r, Dinler Tarihi ne kar olumsuz bir tutum ve cephe olu mu tur. Gnmzde bu aleyhte tutum byk oranda a lm olsa da tamamen bitmi oldu unu sylemek zordur. Bu olu umun tarihte de i ik sebepleri vard r. Bu sebepler aras nda; XIX.yzy l n ikinci yar s nda

Trkiye de Dinler Tarihi konusundaki s k nt lar iin bkz. Abdurrahman Kk, Dinler Tarihi Dersinin Okutulmas nda Kar la lan Zorluklar ve Bunlar n Giderilmesinde Takip Edilecek Esaslar , Din retimi Dergisi, Say : 18, Mart 1989, s. 40-47.

1386

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1387

Bat da moda olan Dinin Men ei Problemi nin ve Dinin lerlemeye Engel Oldu u gr lerinin Trkiye ye ta nmas say labilmektedir. Halbuki Dinler Tarihi nin gnmzdeki anlay a en yak n yap ld yerler Mslman lkeleri ve bunu yapanlar da Mslman bilginler, Trk kkenli ilim adamlar d r. Mild dokuzuncu yzy ldan itibaren, slm d ndaki dinlerin retimine ve o dinlere ait tercmelerin yap lmas na ba lanm t r. Bunun arkas ndan el-Milel ve n-Nihal tarz eserler ile kar la t rmaya dayal al malar ortaya konulmu tur. El-Milel ve n-Nihal yazar Trk bilgin ehristn, eserini, Okuyanlara ibret, ibret alanlara da k olmas iin yazd n belirtmektedir248. Kitaptaki bilgiler bir yana sadece bu cmle bile bize, Mslman bilginlerin XII. yzy lda da, gnmzde Nitelendirici (Deskriptif) metot olarak bilinen metodu denemeye giri tiklerini gstermektedir. Bu tarz, tarihi sre ierisinde XIX.yzy l n ikinci yar s na kadar Trkler aras nda da devam etmi tir. Ondokuzuncu yzy l n ba lar ndan itibaren Bat Dnyas nda, Kilise nin ilim ve ilim adamlar zerindeki do matik bask lar na meydan okuyan geli meler ya anm t r. Bylece Kilise ye dolay s yla dine kar duru lar sergilenmi ; insan n, Tanr n n, kainat n ve dinin men einin sorgulanmas na giri ilmi tir. Giri imler, Genel Din Bilimlerini ve bunun bir dal olan Dinler Tarihi ni ortaya karm t r. Bat da XIX.yzy l n ikinci yar s ndan itibaren geli erek yayg nla an Tanr n n, kainat n, insan n ve dinin men ei ile ilgili teoriler Osmanl Devleti s n rlar ierisinde de taraftar bulmu tur. Bat n n bir problemi olan ve oran n artlar nda ortaya kan bu teorilerin, herhangi bir kriti e tabi tutulmadan, Mslman Trk Milleti aras nda yay lmas hem teorilere hem de bu teorileri konu edinen bilim dallar na kar tepkilere yolam t r. Yenile tirme hareketleriyle beraber bu teoriler Trkiye ye girmi ve II. Me rutiyet ten sonra Tarih-i Edyan (Dinler Tarihi) dersleri okutulmaya ba lam t r. lk dnemlerde bu derslerde Bat daki tanr n n, insan n ve dinin men ei ile ilgili teorilerin yeralmas ; bu derslere kar menfi bir bak olu turmu tur. Trkiye de bu menfi bak gidermek ve Dinler Tarihi dersine ilgiyi uyand rmak uzun zaman alm t r.
248

Trkiye de Dinler Tarihi Metodolojisinde ilk a ama, Dinler Tarihi dersini ve ara t rmalar n genellikle Trk Milleti ne kabullendirme ierisinde gemi tir. Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dinler Tarihi Krss/Anabilim Dal olarak bunun a lmas na al ld ve bunda da ba ar l olundu u kanaatindeyim. Yirmi y l ncesinin sevilmeyen ve benimsenmeyen alan olarak nitelendirilen Dinler Tarihi dersi ve ara t rmalar , gnmzde en ok ilgi eken ve benimsenen alan haline gelmi tir. Bugn Tefsir, Hadis, Kelm, slm Hukuku gibi bilim dallar nda bile Dinler Tarihi alan yla ilgili tez konular veriliyorsa, btn lahiyat Faklteleri nde Dinler Tarihi Anabilim Dal nda yzlerce Lisans-st (Yksek Lisans ve Doktora) retim yapan renci varsa ve sevilen/ilgi duyulan bir alan konumuna gelmi se; bu geli me kendili inden olmam t r. Bu geli mede Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dinler Tarihi Anabilim Dal n n katk s byk olmu tur demek yanl olmayacakt r. Biz, Dinler Tarihi nde sevdirici ve benimsetici metodu kullanmaya al t k. Dinler Tarihi ye lahiyat iin, slm n do ru anla lmas iin, dinin alg lanmas iin, sahip olunan kltrn idrak edilmesi iin ve di er dinlerin kavran lmas iin ihtiya oldu unu ortaya koymaya al t k. Bunun iin ya ayan dinleri ve o dinlerdeki ortak fenomenleri ne karmaya zen gsterdik. rnek olarak, lkel Kabilelerde de bir Yce Varl k anlay n n varoldu undan yola karak ortak ve ilgi ekecek noktalara vurgu yapmay bir yntem olarak benimsedik. Bunun iin yerine ve konusuna gre Dinler Tarihi nin metotlar n n kullan lmas yolunu benimsedik. Zaman zaman Deskriptif, zaman zaman Kar la t rma ve zaman zaman da Fenomenolojik metodu kulland k. Bu yntemi, verilen tezlerde de ve yap lan ara t rmalarda da devam ettirdik. Konularda yak ndan uza a, zelden genele, ehemden mhime do ru bir yol takip ettik Bunlar belirli bir pln ve uur iinde yapmaya gayret gsterdik.
XIX.yzy l n ikinci yar s ndan sonra Gl Devletler in yzy l/ikiyzy l sonras iin hesap yapmaya ba lad klar dikkat ekmektedir. Bu devletler; Afrika ya nas l girerimin, Ortado u ya nas l inerimin, Trkiye ye nas l ad m atar m n ve yerle irimin hesaplar n yapm t r, yapmaktad r.

Ebu l-Feth Muhammed b. Abdulkerim e - ehristn, el-Milel ve n-Nihal, (Tahkik: Muhammed Seyyid Keyln), Beyrut 1975, I/11.

1388

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1389

Bir ABD nin, herhangi bir AB lkesinin, bir ngiltere nin veya herhangi bir lkenin;Trk Devlet ve topluluklar n n s cak bakaca bir ayak /bir ma a olmadan Trk topluluklar aras nda rahata faaliyet gstermeleri mmkn mdr? Bu soruya k saca verilecek cevap mmkn de ildir eklinde olacakt r. nk Gl Devletler , bu neticeye, yapt rd klar n ara t rmalar ve projeler sonucu ula m lard r. Bu proje ve ara t rmalarda alan uzman bilim adamlar ndan yararlanm lard r, yararlanmaktad r. Yap lan ara t rmalar;insanlar n en hassas, en zay f ve en kolay avlanacaklar noktalar n inanca ynelik taraflar oldu unu ortaya karm t r. Din inan lar; her toplumun kltrnn ve kimli inin belkemi i/omurgas d r. Belkemi i/omurgas k r lan insan gibi milletler de yatalak olmaktad r. Bundan dolay Sper Gler , hedef setikleri toplumlar /milletleri kendilerine ba ml hale getirmek iin belkemi ini/omurgas n k rmay yani dininden, kltrnden ve kimli inden uzakla t rmay hedef alm t r, almaktad r. Bu devletler; ilim adamlar n ve onlar n projelerini desteklemekte; ilim adam s n ara t r talebinde bulunmakta ve yap lan ara t rmalardan da yararlanmaktad r. Bu bilim dallar ve ilim adamlar aras nda Din Bilimcilerinin ve Dinler Tarihilerin nemli bir yeri bulunmaktad r. Bu bilim dallar ndaki bilim adamlar ndan ve o ilim dallar n n metodolojisinden yararlan lm t r, yararlan lmaktad r. Sper Glerin, gnmzdeki ba ar lar n n arkas nda ilim adamlar na, bilimsel bilgiye ve bilim adamlar n n ortaya koyduklar bulgular a nem vermesi yatmaktad r. Son 50-60 y ldan bu tarafa Trkiye de byle hassasiyetlerin oldu unu sylemek zordur. Bizdeki ilim adamlar n n, Din Bilimcilerinin, Dinler Tarihilerinin byk o unun ara t rmalar ve al malar kendi ilim a klar yla yap lm t r, yap lmaktad r. Yap lan bu al malardan Trk Devleti nin ilgili kurumlar n n yararlan p yararlanmad tam olarak bilemiyoruz. Ancak kaynaklardan Sper Gler in, ihtiya duyduklar ara t rmalar desteklediklerini, ilgi alan iinde grdkleri lke ve toplumlarla ilgili ara t rmalar yapt rd klar n renmekteyiz.

b.Trkiye de Dinler Tarihi Metodolojisinin Geli im izgisi ve Gnmz Dinler Tarihi ile ilgili olarak bugn bizim burada yapt m z ve yzy ldan beri Trkiye de yap lan tart malar dnyada da yap lm t r.Trkiye nin geti i sreten hemen hemen btn Avrupa lkeleri de gemi tir ve oralarda halen ayn sre devam etmektedir. nk bir ilim adam n n bakt a n n tersinden bir ba kas bakabilmektedir. Bu da, ilm al malarda ve ara t rmalarda, do ru ya en yak n olan bulmaya gtrmektedir. Dinler Tarihi Alan nda yap lan al malarda ve yap lan de erlendirmelerde o dnemin zellikleri gzard edilmemelidir. Smrgecilik, Oryantalizm, Misyonerlik, Dinine Taraftar Kazanma (Proselitizm) gibi yakla mlar/anlay lar, Bat Dnyas ndaki Dinler Tarihi nin ba lang c olmu tur demek yanl olmayacakt r.Trkiye de Dinler Tarihi ile ilgili ara t rmalar, Bat da moda teoriler ve ak mlar ile beraber XIX. yzy l n ikinci yar s ndan sonra,1870 li y llardan itibaren, bariz bir ekilde kendini gstermi tir. Yukar da da temas edildi i gibi Bat daki baz teoriler ile Dinler Tarihi nin ayn zaman diliminde Trkiye ye girmesi; o teorilerden dolay Dinler Tarihi ne ve ilgili ara t rmalara menfi bir bak olu turmu tur. Bundan dolay Dinler Tarihi nin ve ilgili alan al malar n n sempati ile kar lanmas uzun bir zaman dilimine ve byk gayretlerin gsterilmesine ihtiya duyurmu tur. mam-Hatip Liseleri nde, lahiyat Faklteleri nde ve Mslman Trk Toplumu aras nda Dinler Tarihi benimsenmeyen, ra bet edilmeyen hatta kerih grlen bir konumdayd . Trkiye de yap lacak ilk ad m, Dinler Tarihi ne menfi bak gidermek ve benimsenir duruma getirmekti. Ankara lahiyat Fakltesi, Diyanet leri Ba kanl ve Trk Diyanet Vakf taraf ndan, 8-10 Nisan 1988 tarihlerinde, Ankara da dzenlenen Din retimi ve Din Hizmetleri Semineri nde, Dinler Tarihi Dersinin Okutulmas nda Kar la lan Zorluklar ve Bunlar n Giderilmesinde Takip Edilecek Esaslar ba l kl bir tebli sunmu tum. Bu tebli de, zet olarak, Dinler Tarihi nin benimsenmemesini arka pln na k tutmaya ve Dinler Tarihi ni benimsenir bir konuma getirmek iin takip edilmesi gereken metotlara temas etmi tim.

1390

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1391

O tarihten itibaren hem Faklte deki ders ve al malar mda hem de MEB Hizmetii E itim Kurslar nda verdi imiz derslerde anlatmaya al t k ve uygulanmas na gayret gsterdik .Hem Ankara daki Dinler Tarihilerinin hem de di er lahiyat Fakltelerindeki Dinler Tarihilerinin Dinler Tarihi Dersinin/Alan n n benimsenmesinde ve toplumda kabul grp gnmzn sevilen alan haline gelmesinde byk katk lar oldu unu da bu vesileyle ifade etmeyi bir bor bilmekteyim. Dnyada Dinler Tarihi alan nda eser verenlerin byk o unlu unun felsefeci, sosyolog, psikolog, antropolog, filolog oldu u ve Dinler Tarihi nin hangi ideolojik tart malar n ya and dnemle e zamanl olarak ortaya kmas n n talihsizliklerden birisi oldu u herkesin bildi i bir husustur. Trkiye de bu geli melerden etkilenmi ve Dinler Tarihi nin kendi problemleri yan nda lke ve lke insan n n problemleri de Alan a kat lm t r. Bunlar a mak; Dinler Tarihi ni al ma alan , akademik kariyer alan , nemli bir bilim ve kltr alan olarak seen Dinler Tarihilerine d m tr, d mektedir.Gnmze gre kendisini Dinler Tarihilerinin ilk ku a aras nda sayan bir Dinler Tarihisi olarak bu alanda ya ad m z s k nt lara, s k nt lar a mak iin yapt klar m za ve yap lmas gerekenlere temas edece im. Merhum Gnay Tmer Bey ile mam-Hatip Liseleri iin yazd m z ve 1985 y l nda bas l p okutulan Dinler Tarihi kitab ve onun geni letilmi ekli olan ve 1987 y l nda bas l p kamuoyuna sunulan Dinler Tarihi apolojetik zellik ta maktayd . Buna ihtiya vard . nk mam-Hatip Liseleri nde de lahiyat Faklteleri nde de Dinler Tarihi Dersi ve Ara t rmalar sevilmiyordu. ncelikle, Dinler Tarihi ismine duyulan olumsuzlu un giderilmesi gerekiyordu. Bu isme kar duyulan olumsuzluklar n sebeplerini ara t rmak ve bu durumu olumlu hale kavu turmak gerekiyordu.Yapt m z ara t rmalar sonucu olumsuzlu un birka sebebi oldu u ortaya kt . D ardan gelen ideolojik teorilerle Dinler Tarihi nin ortaya kmas n n ayn dneme denk gelmesi yan nda Trkiye de mamHatipler iin haz rlanm olan programlar n ve o programlar do rultusunda yaz lan kitaplar n kupkuru olmas n n, gnmz insan na mesaj verememesinin ve geli melerle ba lant lar n kurulamamas n n da rol vard . Bu durum okuyucunun, rencinin s k lmas na ve menfi propa-

ganda yap lmas na yol a yordu. Ayr ca Dinler Tarihi alan nda yap lan al malarda Trk Milleti nin problemlerine zm olam yordu. Trkiye Dinler Tarihi Alan n n ilk akademisyeni Rahmetli Hocam z Hikmet Tanyu, Dinler Tarihi dersini sevdirici yntemler kullanarak, yapt al malar ve yapt rd tezler ile Trk Milleti nin Dinler Tarihi ne ilgisini ve sempatisini ekebildi. Hocam z n ba latt izgiyi biz, geli tirerek devam ettirmeye al t k.Yazd m z Dinler Tarihi kitaplar nda slm evreden gelmi rencinin ve ayn kltr ortam n n okuyucusunun ilgisini ekecek noktalar bulmaya gayret gsterdik. rnek olarak lkel Din yerine lkel Kabile Dinleri ifadesini ne kard k ve onlarda da Yce Varl k anlay bulundu unu ne kararak Kur n n her kavme uyar c gnderilmesi gr yle ba lant s kurularak ilgi uyand rma yolunu benimsedik. slm a Ynelik Y k c Faaliyetler, Yeni Din Hareketler ve Misyonerlik gibi konularla Dinler Tarihi ni gncel meselelerle ilgili konuma getirdik. Takip etti imiz bu yntem in tuttu unu ve Trkiye genelinden ald m z bilgilere gre Dinler Tarihi Dersi ve Alan n n; hem lahiyat Fakltelerinde hem de kamuoyunda en en ra bet bulan ders ve alan haline geldi ini m ahede etmekteyiz. Bunun yan nda yerine,konusuna ve konumuna gre Dinler Tarihi Alan n n btn metotlar n kullanmaya gayret ettik. Zaman zaman Nitelendirici(Deskriptif), zaman zaman Kar la t rma ve zaman zaman da Fenomenolojik metodu denedik. Bu durumun, konular n s k c l n azaltmaya ve ekicilik kazand rmaya yarad n zannediyorum. Kitaplar n ve al malar n sonraki bask lar nda Deskriptif Metodu kulland k. Yahudilik, H ristiyanl k ve slm gibi herkesi ilgilendiren dinlerde metotlar n hepsini ayn din iin de kullanmaya al t k. Biz, Dinler Tarihi kitab nda, Tevrat a gre Yahudili i ve ncillere gre H ristiyanl , Kur n a gre Yahudilik ve H ristiyanl vermeye gayret gsterdik. nk Kur n da verilen bilgilere Bat l Bilim adamlar n n de i ik yntemlerle itirazlar na ahit olduk. Dinin Kutsal Kitab nda benzeri konular ortaya koymak istedik. Bunlarda tarafgir/savunucu bir yol da benimsemi olabiliriz. Bu durum, sadece bizlere zg de il her milletin Dinler Tarihilerinde grlen bir haldir. Sunulan tebli lerde, me hur Dinler Tarihci Mircea Eliade nin bile milliyetilik yapmak ile itham edilmesi; kim olursa olsun ara t r-

1392

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1393

ma yapanlar n rneklerin a rl n kendi dininden ve kltrnden verdi i, zaman zaman kendi dininden ve kltrnden yana tarafgirlik yapt dikkati ekmektedir. Bence bu normal bir haldir. nk her insan n bir kimli i vard r ve o kimli in olu mas nda benimsedi i dinin ve kltrn byk etkisi bulunmaktad r. Ayr ca ki i ba ka dinler konusunda ne kadar uzman olursa olsun en iyi ve en do ru bildi i kendi uygulamas n yapt dinidir. Dinler Tarihi nde dnyada oldu u gibi lkemizde de din tan m , dinlerin tasnifi, terminolojinin olu turulmas nemli meseleler aras ndad r. Yazd m z kitaplarda ve yapt m z ara t rmalarda byk s k nt ekti imiz konular n ba nda dinin tarifi, neyin din oldu u, dinlerin tasnifi ve Trkiye ye zg terminolojinin olu turulmas geliyordu, halen ayn s k nt lar n devam etti i kanaatindeyim. nk Dinler Tarihileri olarak dinin ne oldu unu netle tirmemiz gerekmektedir. Bu netle medi i takdirde herkesin ortaya k p ben din kurdum demesi mmkndr. Bu da din konusunda anar iye yol aabilir. Tam olmasa da k smen bir s n r getirebilmek iin Dinler Tarihi Kitab m zda Din Bilimleri a s ndan bir ey i din yapan hususlar s ralad k249. Bunlar geli tirilip de i tirilebilir niteliklerdir. Ancak dnya genelinde Din Bilimcilerinin neyin din olaca konusunda ortak bir noktada bulu mas gerekiyor. Trkiye de de ba ta Dinler Tarihileri olmak zere Din Bilimcilerinin neyin din oldu u konusunda ortak bir gr olu turmas na byk bir ihtiya vard r. Biz, rahmetli Gnay Tmer Beyle beraber, dinin tan m n da ok tart t k ve deneme mahiyetinde yle bir din tan m olu turmaya al t k: Din; bir toplumun sahip oldu u, kutsal kitap, peygamber veya kurucu,Tanr kavram n da iinde bulunduran inan sistemi ve bu sisteme ba l olarak yapt ibadet, yerine getirmeye al t ahlk kurallar btndr 250. Bu denemelere terminoloji olu umu da dahildir. lkemizde Dinler Tarihi Terminolojisi de ok nemlidir. Bize zg bir terminolojinin olu mas gerekmektedir. rnek olarak Bat da Gusl Abdesti nin kar l olmad gibi H ristiyanl ktaki Vaftiz in de tam kar l yoktur. Bundan dolay tercme yap l rken, bu konuda bilgi birikimi de yoksa Gusul/Boyabdestinin Vaftiz diye, Vaftizin de
249

Boyabdesti/Gusl diye tercme edilmesi normaldir, benzeri rnekleri de az de ildir. Bible i Yeni Ahit diye, nciller diye tercme edenler, ncillerle Yeni Ahit i birbirine kar t ranlar da olduka oktur. Bunlar Trkiye Dinler Tarihilerinin ilgilenmesi gereken hususlardand r. Biz, kar l olmayan terimlerin kar l bulununcaya kadar orijinal ad n n yan na parantez iinde kar l olabilecek terimi yazma yolunu veya do rudan o kltre ait terimi Trke syleni biimi ile yerle tirme yolunu benimsedik, benimsenmelidir. Mesel, lkemizde ok kullan lan ve Hristiyan/H ristiyanl k eklinde yaz lan kelimeyi Trke syleni i olan H ristiyan/H ristiyanl k eklinde yazmakta kararl l k gsterilince bugn H ristiyan/H ristiyanl k eklindeki kullan m yayg nl k kazanm t r. Buna benzer rnekler art r labilmelidir. Dinler Tarihi al malar nda din, evre, kltr gzden uzak tutulmamal d r. Kim ben kendimi bu faktrlerden soyutluyorum, objektif davran yorum derse desin bunu tam olarak gerekle tirmesi mmkn de ildir. nk herkesin ald e itimden, ya ad evrenin ve iinde bulundu u kltrn etkisinden kurtulmas kolay de ildir. Ne kadar objektif davranaca m denilse de tam olarak gerekle tirilmesi zor bir i tir. Objektif olma gayreti; ara t rmac n n kendi kimlik ve kltrn asgari seviyede ara t rmas na yans tmas na yard mc olabilir; subjektif bak k smen objektife dn trebilir. Arkada lar m z n sunduklar tebli lerde M. Eliade nin bile Dinler Tarihi al malar nda kendi kltrn yans tt ve verdi i rnekleri kendi kltrnden seti i belirtilmektedir. Bu da yukar da temas etti im de erlendirmeleri do rulayan bir rnektir. Dinler Tarihi ni ilgilendiren konular al l rken de Dinler Tarihi nin asgar bilgisini ve alt e itimini almadan ba ka dinleri anlamak mmkn de ildir. Dinler Tarihisi olmak iin nce genel dinler konusunda bilgi sahibi olmak,sonra belirli bir konunun uzman olmak gerekmektedir. Biz Ankara lahiyat olarak nceleri Yksek Lisansta kar la t rma, Doktora da da bir konunun derinli ine ara t r lmas yani bir konunun dikey ara t r lmas metodunu benimsemi tik, k smen de uygulamaya gayret gsterdik. Gnmzde de bu yntemin benimsenip devam ettirilmesinde say s z faydalar bulunmaktad r. Di er dinleri ilgilendiren konulara

Bkz. Gnay Tmer-Abdurrahman Kk, Dinler Tarihi, Ankara 2002(4.bask ), 7. Tmer-Kk, 7.

250

1394

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1395

Kelmc n n, Tefsircinin, slm Hukukusunun yakla m yla Dinler Tarihisi nin yakla m farkl d r, farkl olmak durumundad r. rnek olarak, misyonerlikte hem din hem taarruz hem de savunma vard r. Misyonerlikte kimlik de i tirme de oldu una gre bu konu,di er bilim dallar n ilgilendirse de, o bilim dallar n n bilgi ve bulgular ndan yararlanarak Dinler Tarihilerinin konusu ve ilgi alan olmal d r. Trkiye Dinler Tarihi nin problemlerinden birinin de din tarifi oldu unu yukar da belirtmi tim. Dinle beraber millet tarifi de dolayl olarak bizim alan m za girmektedir. Yeni bir millet tan m n da bu vesileyle yapt m.251 Din iin zaman zaman deneme mahiyetinde tan mlar yapt m. Son yapt m tan m , Konya lahiyat Fakltesi ile Trkiye Dinler Tarihi Derne i olarak dzenledi imiz Sempozyum da sundu um Kur n da Din ve Din Anlay ba l kl tebli imde tart maya amak istedim. Dinlerde ortak ama, z dr. Dinin bir amac ve kurallar olmas laz md r. Dinin amac ve kurallar insanlar bir arada tutmakta ve toplumun huzurunu sa lamaktad r. Ayr ca dindeki inan ve davran boyutu da gzard edilmemelidir. Bunlar n yan nda dinin anlamlar aras nda yeralan; emir, itaat, tutulan yol, rf ve det ile kltrel de erler de dikkate al nmal d r. Bunlardan yola karak, genel olarak, din i yle tarif ettim: nan ve davran ekilleriyle,insanlar aras ili kileri dzenleyen ve insanlar n iyi i ler yapmas n , bar ve huzur iinde bir arada ya amas n sa layan genel kurallar btndr .252 Sonu ve neriler: Metodolojide bir bize zg yol umuz yoksa s k nt var demektir. Bilgimiz, ilgimiz ve birikimimiz artt ka Dinler Tarihi ara t rmalar nda yere sa lam basabiliyoruz.Gnmzde Trkiye de Dinler Tarihi sevilen ve benimsenen bir alan konumuna gelmi tir. Bununla beraber Dinler
251

Tarihilerinin baz problemleri vard r. Bunda da genelden zele yani Trkiye ye ynelmek ve Trkiye deki Dinler Tarihi ne zg problemlere zm retmek gerekmektedir. Bugn ileti im vas talar geli mi , teknolojinin imkanlar ndan yararlanma yollar artm ve dnyadaki ara t rmalar takip etmek kolayla m t r. Bu konularda on y l ncesine gre byk geli meler olmu tur. Teknolojik geli meler de gznnde bulundurularak gnmz Dinler Tarihileri nin, problemleri zmeye daha etkili kat lmalar mmkndr. Bu konuda Gen Dinler Tarihilerine byk grev ve sorumluluk d t n hat rlatmay da bir grev say yorum. Yap lmas gerekenleri de yle zetlemek istiyorum: 1. Kitap yazarken, ara t rma yaparken ve tez konusu verirken ortak bir yntem olu turulmal d r. Dinler Tarihi ne ait (Deskriptif/Nitelendirici, Kar la t rma, Fenomenolojik gibi) metotlar n nerelerde ve nas l kullan laca nda birlik/parelellik sa lanmal d r. 2 . Din tan m nda ve dinlerin tasnifinde ortak bir anlay rilmelidir. geli ti-

3. Trkiye ye zg terminoloji denemeleri yap lmal ve kullan lan terimlerde birlik yolu denenmelidir. 4. Sembol ve simge kavramlar na a kl k getirilmeli, farklar ortaya konulmal ve kullan mda paralellik olu turulmal d r. 5. Alanda yap lan ara t rmalarda ve verilen tezlerde isti are yolu benimsenmeli, tekrardan ka n lmal ve yard mla maya nem verilmelidir.
Prof. Dr. Ali Rafet ZKAN A. . lahiyat Fakltesi

Say n Ba kan, k ymetli hocalar m ve meslekta lar m, ki tebli i de dikkatlice okuma ve dinleme f rsat m z oldu. Bu tebli de takdim edilen problemlerin nemine i tirak ediyorum. Bilhassa Din Tan mlamas ve tasnif probleminin mutlaka zme kovu turulmas gerekti ine inan yorum. Ancak Mustafa Al c n n sundu u baz problemlerin, bat iin geerli ve ncelikli olduklar n kabul etmekle birlikte,

Millet tarifim yledir: Millet;ortak de erler ve lkler etraf nda,belirli bir inan,dil,fikir ve kltr etraf nda olu mu uurlu bir topluluktur (K saca millet;ortak de erler ve lkler etraf nda olu mu uurlu topluluktur).Bkz. Abdurrahman Kk, slam ve Trk Milliyetili i,Ankara 1999, 18-19. 252 Abdurrahman Kk, Kur n da Din ve Din Anlay , Dinler Tarihi Ara t rmalar , Ankara 2000, 7. Ayn tan m iin ayr ca bkz.Tmer-Kk,Dinler Tarihi, (4.bask ) Ankara 2002, s. 7.

1396

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1397

bunlardan baz lar n n lkemiz iin ok elzem ve ncelikli problemler oldu unu d nmedi imi ifade etmek istiyorum. Mesel Smrgecilik Sonras (Post-Colonialism) ve Feminizm gibi konular n henz Trkiye iin bir problem te kil etmedi ini d nyorum. nk son yzy lda ok h zl bir de i im ya anm ve hl da ya anmaya devam edilmektedir. Bat l lar bu de i imin aktif ve ba aktrleri olduklar iin, Mustafa Al c n n s ralad bu metodolojik problemleri hem ya am , hem de bunlarla ilgili kafa yorma ihtiyac hissetmi lerdir. Oysa bunlar n bir k sm henz bizim iin pratik bir sorun te kil etmemektedir. Ba ta Mehmet Ayd n bey olmak zere di er kat l mc lar taraf ndan da dile getirilen terminoloji birli inin sa lanmas gerekti i gr ne kat l yorum. Yine Mehmet Ayd n hocam n srarla zerinde durdu u hermentik metodun ok gerekli oldu unu kabul etmekle birlikte, ele tiri ve sorgulama olmaks z n bu yorumlama metodunun ok fazla ba ar l olamayaca n ifade etmek istiyorum. nk yarat c bir yorum yakalayabilmek iin bilimsel objektiflik kriterlerine uygun ele tiri ve sorgulaman n gereklili ine inan yorum. Ancak burada ara t rmac n n objektifli inden ziyade, metodolojinin objektif olmas n nemsiyorum. Ayr ca teorik problemlerden ziyade pratik problemlere ncelik vermek gerekti ini d nyorum. Tebli cilerce dile getirilenlerin d nda, dinler tarihinin problemi olarak kar m za kan konular ben u ekilde takdirlerinize sunmak istiyorum: 1. Hangi konuyu al rsak al al m, durdu umuz yer kadar bak a s da etkili olmaktad r. ki ki iyi ayn yere koysan z ve ayn olay gzlemlemesini isteseniz, bu iki ahs n inceledi i olay, ayn olmas na ra men farkl sonulara ula abilmektedir. Dinler tarihi normatif olmamakla birlikte, bilim adam n n ait oldu u kltr, din, mezhep, ideoloji ve yeti me tarzlar yani referans gruplar etki edebilmektedir. Bu gerei hibir zaman gz ard etmemek gerekir. Dinler tarihi ne kadar deskriptif metodu benimsemi olsa da, ara t rmac ya ba l apolojik yaklamlardan uzak da de ildir. Kald ki konu H ristiyanl k-Mslmanl k oldu unda me hur dinler tarihilerinden pek o u gerekten objektif olamamaktad r. Bu durum oryantalistler iin oldu u gibi, Mslmanlar iin de geerlidir.

rne in, misyonerlik hakk nda yaz p izen Mslman dinler tarihi acaba ne kadar tarafs z davranmakta veya davranabilmektedir. rnekleri o altmak mmkndr. Satanizm ve benzeri gruplar hakk nda yap lan al malarda ne kadar tarafs z olunabilmektedir. Burada yapmaya al t m ey durum tespitidir. Btn bilim dallar nda oldu u gibi dinler tarihinde de insan faktr nemlidir. Bunu gz ard etmemek gerekir. Elbette dinler tarihi objektif olmal d r. Ama salt objektivitenin mmkn olmad durumlar da gz ard etmemek gerekir. 2. Kanaatimce dikkat edilmesi gereken husus, inan lar n d a yans yan boyutudur. Bu, bilhassa emprik al malarda nem kazanmaktad r. Malum oldu u zere dinler tarihi, btn kayna n tarihi verilerden elde etmemektedir. Bilhassa gnmzde yeni din hareketler incelenirken kaynak, do rudan o gruba mensup insanlar ve onlar n pratikleri olmaktad r. Kendi inanc n ya amaya al an insanlar n, bazen tatbik ettikleri pratiklerin hangi amaca matuf oldu unu bilmediklerine ahit olunmaktad r. Ayr ca, nesilden nesile, kulaktan kula a aktar lan pek ok uygulama, ilk ba lang c ndaki amac ndan sapm olabilir. Bu gibi durumlarda dinler tarihilerinin i inin ok zor oldu u a ikrd r. Bunu rnekleyecek olursak, slm ncesi Trklerdeki cenaze kurbanlar n ki, bunlar len insan n e i, silahlar ve atlar d r rnek gsterebiliriz. Cenaze kurban uygulamas genellikle ahiret hayat yla ba lant l olarak yorumlanm t r. len ki inin at ile beraber gmlmesi, at n o ki iye br dnyada bineklik etmesi eklinde de erlendirilmi , han m veya cariyelerinin gmlmesi ise refakatilik olarak yorumlanm t r. Bu yorumun, uygulaman n zn yakalamas uygun olabilece i gibi yakalayamamas da mmkndr. ahs kanaatime gre eski Trklerdeki bu cenaze kurban uygulamas zannedilenin aksine ahiretle irtibatl olmaktan ok, bu dnya ile alakal olmal d r. Trklerde at, avrat, silah lemesinin kutsiyeti vard r. Daha do rusu bunlar sahibinin mal olmaktan ok namusu olmu tur. Pekl kendisinden sonra hi kimsenin bu mukaddesat na dokunmas n arzu etmeyen ki i, onlar beraberinde gtrmek istemi olabilir. Nitekim cenaze kurban yap lmad durumlarda, dul kad nlar n salar n kesmesi, atlar n da kuyru unun kesilmesi bu amaca matuf olabilir. Zaten uygulamaya da dullamak /tullamak denilmektedir.

1398

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1399

3. zerinde durulmas gereken problemlerden birisi de tasnif konusudur. Trk dinler tarihileri olarak bizlerin zerinde al t m z konular tam ve do ru s n fland ramad m z d nyorum. Bu, hem H ristiyanl kla hem de slm ile ilgili konularda geerlidir. rneklendirecek olursak bat l lar, kendi ilerindeki H ristiyan gruplar tasnif ederken, belli ba l zelliklerini dikkate almakta ve belirlenen kriterler erevesinde tan mlar yap lmakta, ve onlara de er yklenmektedir. Bunlar u ekilde k saca vermekte yara vard r:
Ba ms z kiliseler: Baptistler, Mennonitler, Selamet Ordusu (Heils Armee), Ba ms z Karde emberi (Freier Brderkris). Farkl cemaatler (Sondergemeinschaften); Yedinci Gn Adventistleri, Mabet Cemaati, Philedelphia Hareketi Seketeler: Yehova ahitleri, Yeni Apostolik Kilise, Uniteryenler vs. Esoterik ve Yeni Gnostik Dnya Gr leri ve Hareketleri; Theosofi, Antroposofi, Spiritizm, Rosen Kreuzer vs. Yeni Dinler ve Genlik Dinleri; Moonculuk, Tanr n n ocuklar (Children of God) vs. Do unun Misyoner Dinleri; Transandental Meditasyon, Hare Krishna, Ananda Marga, Brahma Kumaris vs. Psiko-organizasyonlar; Scientology, Dianetik, Friedrichshof Hareketi, Muehi Hareketi vs.

Konfession mezhep demektir. Genel olarak ana H ristiyan gruplar iin kullan l r. Katoliklik, Ortodoksluk, Protestanl k gibi st gruplar ifade etmektedir. 4. nc problemle ba lant l olan bir di er konu da mezhep, tarikat, grup, cemaat vs. gibi olu umlar n s n rlar n n belirlenmesidir. fade etmek gerekirse bu konu bat l lar a s ndan sorun te kil etmemektedir. nk onlar Konfession, Denominatation, Sekte, Kirchel, Church, Cemaat veya Cemiyet gibi kavramlar n s n rlar n belirli kriterler erevesinde ok iyi belirlemi lerdir. Mesel Konfession un s n rlar n n nerede ba lad ve bitti i belirlenmi tir. Hakeza farkl din grup un s n rlar n n nerede ba lay p nerede bitti i de belirlenmi tir. Ayn ey Sekte, Kirche (church) vs. iin de geerlidir. E er dinler tarihiler olarak bizler, kendimize bir yol haritas izmek istiyorsak, genel olarak dnyadaki din olu umlar n tasnifini yapmaktan ziyade ncelikle kendi iimizdeki mezhep, tarikat, din grup, cemaat vs. gibi kavramlar n iini do ru bir ekilde doldurmak ve de er yklemek zorunday z. Bunlar n kendi kltrmz erevesinde nerede ba lay p, s n r n n nerede son buldu unu belirlemek gerekmektedir. Mesel Nurculuk nedir? Cemaat mi, mezhep mi, yoksa tarikat mi? Ya da Bahailik, Kad yanilik vb. gruplar hangi kategoride de erlendireceiz. Ya da Mevln Dnya Karde lik Birli i, Dost Tarikat vb.lerini hangi grupta de erlendirece iz? Kanaatimce gerekirse mezhepler tarihileri veya din sosyologlar yla i birli i yaparak bu ve buna benzer gruplar sistematize etmeye ihtiyac m z vard r. Bir din hareketi yal n bir ekilde i lemek yerine uygun de er yklemesi yaparak s n rlar n iyi tayin ederek yap lacak al malar, di er al malarla btnlk sa layabilir. Btnl sa lay c bir yap lanma, bize zaman kazand rman n yan s ra, kopuk paralar n uygun ekilde birle tirilmesiyle anlaml bir btnlk kazand rm olur. lkenin neresinde yap l rsa yap ls n, birbirinden ba ms z al malar bir araya getirildi inde anlaml bir btnlk ve sistemli bir yap ortaya km olur. *** Mustafa Al c n n Dinler Tarihinde a da Metodolojik Problemler ba l kl bildirisini dikkatle okuyup anlamaya al t m. Dinler Tarihini Otonomisini ispatlam normatif olmayan bir bilim olarak tan mlayan Al c , din in tan m meselesinde btn dinleri

Mesel sekte kavram n k saca ele alacak olursak: Latince sequor=takipiler anlam na gelen sekte kavram felsefi bir okul ya da parti veya belirli bir d nce ve davran retisi anlam na gelmektedir. Resullerin i lerinde ise bu sekte kavram ilhat (yan lg ) ve blnme anlam na gelmektedir. H ristiyanl k literatrnde ise sekte kavram , byk kiliselerden ayr lan veya kovulan kk kiliseler iin kullan lmaktad r. Byle bir ayr l n temelinde heretik=sap k, kafir ritler yahut ba ka pratiklerin bulundu una inan lmaktad r. zetle ifade edecek olursak, sekte kavram H ristiyanl kta ayr l k ve sap k gruplar ifade eden bir kavram hviyeti kazanm t r. Denominatation (mezhep) kavram ise, bilhassa ABD de ekillenen Protestan gruplar ifade etmektedir. Bu kavram sadece ABD deki gruplara hast r ve Amerika d ndaki gruplar buna dahil de ildir.

1400

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1401

iine alabilecek ortak bir tan m yapman n zorlu u zerinde durmakta, konusu ile ilgili Bat l din bilimcilerin bu konudaki gr lerini aktard ktan sonra dinin sui generis bir olgu oldu unu, bununla birlikte din kavram n zamana gre yorumlamak gerekti i zerinde durmaktad r. Dinlerin tasnifi ba l alt nda ise Dinler Tarihini din fenomenleri kategorilere ay ran bir bilim diye tan mlayan Al c , din tan m nda oldu u gibi, tasnifin de g oldu unu ifade etmektedir. Dinler Tarihinde kullan lan kar la t rma metodunun da glnden bahseden Al c , Modernizmin Postmodernizmle at t n , tek bir Postmodernizmin olmad n , bununla birlikte Postmodernizmin din anlay n n da temelinde Protestan H ristiyanl k ve Ayd nlanma dnemi d ncesinin varl na dikkat ekmekte, Postmodernizm anlay n n partikllere ayr lm din d nceyi kabul etti ini, dinler aras diyaloga ilgi gsterdi ini ifade etmektedir. Dinler Tarihi metodolojisi erevesinde cinsiyet problemi zerinde de duran Al c , bu konuda da net bir sonuca ula amam gzkmektedir. Byk bir aba ve gayret harcayarak, Dinler Tarihi metodolojisi hakk nda Bat l ara t rmac lar n gr lerini aktaran Al c n n tebli i ile ilgili as l konulara gemeden nce zellikle bir husus zerinde durmak gerekti i kanaatindeyim. Bu da tebli de kullan lan dille ili kilidir. Al c n n tebli inde kulland dil ve baz cmleler anla lamamaktad r. Sadece kelimeler a s ndan bak ld nda, bili sel din bilimi, paradigma, cognitif, data, spektrum, opak, taxonomi, naiv, lineer, problematik, diyakronik gibi. Gnmzde bu kelimelerin kolayl kla Trke kar l bulunmaktad r. Niin yukar da zikredilen kelimelerin kullan lm oldu unu anlamak olduka zordur. stelik bu kelimeler Dinler Tarihine zg kelime ve kavramlar da de ildir. Ayr ca belirtmek gerekir ki, bilim adam sadece ba kalar n n dncelerini aktaran kimse de il, ayn zamanda kendi bilim alan ile ilgili terminoloji reten kimsedir. nk biz ancak problemlerimizi kendi dilimiz ve kavramlar m zla anlatabiliriz. Eliade dinler tarihinden tarihsel unsurlar d lamakla sulayan Al c n n bu konuda Eliade n Histoire des croyances et des ides religieuses, (I-III) kitaplar n n yaz l amalar n gzden geirmesinde fayda vard r.

Yukar da ifade etti im gibi, Al c , dinin kendine zg (sui generis) bir fenomen oldu unu ifade ediyor. E er burada, her dinin kendine zg olu u sz konusu ise, o zaman dinin tan m n da buna gre yapmak gerekir. Bu tr anlay , Mslman ara t rmac lara teolojik bir bak a iin bahane yaratmaktad r. Bu da Dinler Tarihinin teolojiye dn mesine neden olabilir. Her ne kadar bildi imiz din tan mlar n, ideoloji blmnde de tart ld zere, ara t rmac n n ba l bulundu u evrenin olu turdu u dnya gr do rultusunda te ekkl etmesi ka n lmaz gzkse de, tebli ler hakk ndaki bu gr ve d nceleri ifade ettikten sonra, genel de erlendirme ile ilgili olarak u hususlar da belirtmek gerekti i kanaatindeyim. 1- Dinler Tarihi yaparken, biz Trk din tarihileri olarak ortak kavramlar, terimler retmeli ve bunlar kullanmal y z. 2- Dinler Tarihinde genelden zele ynelmeli, monografik incelemelere yer vermeliyiz. 3- Dinler Tarihi incelemelerinde gnmz Orta Asya Trk Topluluklar n n din inan ve pratiklerini de ara t rma alan m za dahil etmeli, bu konuda eski Sovyet ara t rmac lar n n ara t rmalar ndan da yaralanma yoluna gitmeliyiz.. 4- Dinler Tarihi ara t rmalar n belli bir ama do rultusunda ve ara t rmalar n birbirini tamamlayacak biimde yap lmas na, ara t rma konular n n bu ekilde seilmesine zen gstermeliyiz. 5- Klasik Dinler Tarihi al mas yan nda, fenomenoloji, din etnoloji, din folklor ve din Antropoloji al malar na yer vermeliyiz.

Yrd. Do. Dr. Mustafa ALICI KT. lahiyat Fakltesi

Say n Ba kan, muhtereme hocalar m, k ymetli dinleyiciler, Mehmet Ayd n Bey tebli inde, Kitagawa, Cantwell Smith, Ernest Benz, Heiler ve Mircea Eliade n Dinler Tarihi metodolojisi ile ilgili gr leri zerinde durmakta, bunlar bize nakletmektedir.

1402

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

D NLER TAR H NDE USL MES ELES

1403

Bildirisinin sonu blmnde ise M. Ayd n, hakl olarak Trkiye de akademik anlamda Dinler Tarihi ara t rmac lar n n lahiyat Fakltesi kkenli olduklar n , bu sebeple de ald klar temel e itim gere i, Dinler Tarihi incelemelerinde slm merkeze al p, apoloji yapt klar n , bu ara t rmac lar n kendilerini bundan bir trl kurtaramad klar n anlatmaktad r. phesiz bu gr e kat lmamak mmkn de ildir. Bilmek gerekir ki, bunun nedeni, kelamc lar taraf ndan yap lm olan din tan m yla Dinler Tarihi al mas yapmaya gayret etmektir. te bizim temel metodolojik problemimiz de buradan kaynaklanmaktad r. E er biz dini sami toplumlar nda oldu u gibi rab, kutsal, ulu, gl bir varl k olarak kabul edilen tanr taraf ndan gnderilmi emir ve yasaklar btn olarak alg lar, onun ilmini yaparsak, bu Dinler Tarihi de il, kelam-teoloji olur. Bu da tabi olarak bizi mutlak do rulu u kabul edilen bir eyin do rulu unu ispat etme sonucuna gtrr. zlerek ifade edeyim ki Trkiye de Dinler Tarihi ad na yap lan da budur. Bu tr bir din anlay ve bu anlay esas alarak yap lan bir ara t rma ya toplumlar n yzy llar boyu olu turdu u kltrel de erlerle at p onlar redde ynelecek ya da onlar n inkar na neden olacakt r. Burada a ka ifade etmek gerekir ki, bunun temel sebebi, Mslmanl n iinden kt toplumun kltrel de erlerini reddetmek ve olaylar tarih ba lamlar ndan kopar p, mitolojik zeminde ele almakla i e ba lam olmas d r. rne in, bu din anlay n n, Sami tanr anlay ndan tamamen farkl bir temele oturmu geleneksel Trk din tarihine yans mas peygamberlik messesesi olmayan geleneksel Trk dinine peygamberler bulmaya, Trk dinini kendi kltryle hibir ili kisi bulunmayan Haniflik olarak isimlendirmeye, hatta ayn mant ktan hareketle Orhon kitabelerinde tanr n n 99 ismini bile bulmaya yneltmektedir. Halbuki objektif bir tarihi ayn dokmanlar n de erlendirilmesi sonucunda kitabelerde deizmin egemen oldu unu grecektir. Bu ve buna benzer d nceler, H ristiyan dnyas nda Kilise kkenli din tarihileri iin de geerlidir. Bunlar taraf ndan kaleme al nm inan szlklerinde madde ba l klar n n seiminde bile bunu grebiliriz. Ancak bu ara t rmac lar yine de kendi dinlerinin kkeni ile ilgili grdkleri eski kltrlere ynelmekte, onlar felsef bir erevede inceleme konusu yapmaktad rlar. Dinler Tarihinin H ristiyan gelene i iinde

do mu olmas metodolojik bak mdan H ristiyanl k lehine sonular dourmu tur. lahiyat Fakltesi hocalar Dinler Tarihini anlat rken, o u zaman kendi inan lar ile Dinler Tarihi ara t rma sonular aras na s k makta, ikisi aras nda bir tr tercihe zorlanmaktad r. rne in, Hz. sa n n peygamber de il de, Tanr n o lu oldu u hakk ndaki gr rahata tart maya aabilecek ka retim eleman var? B rak n bunlar , Avrupa da H ristiyanl kla, zellikle de Hz. sa n n babas ile ilgili tart ma konular n ka ki i rahatl kla arkada lar na aktarabilme cesaretini gsterebilmektedir ? Ayr ca zerinde durulmas gereken bir husus da, Trkiye de lahiyat lar n d nda da tarihiler, etnolog, antropolog, din sosyologu, din psikologu, k saca sosyal bilimlerle u ra an hemen herkesin dinlerle ilgilenmesidir. yle gzkyor ki, bu ara t rmac lar iin bir metodoloji olu turma kaygusu yoktur. Onlar bize gre metodoloji bak m ndan Bat l lara daha ba ml gzkmektedirler. Cantwell Smith in Bir din hakk nda hibir ifade o dine inananlar taraf ndan kabul edilebilir olmadan geerli de ildir ifadesi ile zetlenebilecek gr bir metodoloji teklifi de il, din ara t rmalar polemik alan haline getirmeye ynelik bir d ncedir. Eliade n hermentik metodu ise, Dinler Tarihinin pratik ya ama etkisi a s ndan d nlebilir. Her ne kadar Eliade, Daniel Dubuisson taraf ndan kaleme al nm olan Mythologies du XXe siecle. Dumezil, Levi-Strauss, Eliade adl eserde anti-semitist olarak nitelendirilebiliyorsa da. Btn bunlar yle bir problemle kar kar ya oldu umuzu gstermektedir. Biz, Bat l dinler tarihilerince olu turulan metodolojileri tart maya devam m edece iz, yoksa yeni bir metodoloji mi olu turaca z ? Bence problemlerimizi zmek iin yeni bir metodoloji olu turmak zorunday z. Yukar da ifade etti im gibi buna da dinin tan m ile ba lamak yerinde olur kanaatindeyim. Di er hususlar sadece ara t rma yntem ve tekni i ile ilgilidir. Bunun iin ncelikle kendimizi modern kelamc havas ndan kurtarmal , problemlerin teorik erevesini izmeli, belli bir felsef anlay do rultusunda problemleri ele almal , ki isel objektiflik yerine metodolojik objektifli i zmsemeliyiz. al malar n temellendirilebilmesi iin

1404

SLM L MLERDE METODOLOJ /USL PROBLEM

hem Trk hem de eski Arap kltrn ok iyi bilmeli ve incelemeliyiz. Zira metodoloji ayn zamanda bir epistemoloji meselesidir. Dinler Tarihine konu olan fenomenleri sadece bilgi, bilgi iindir gibi bir mant kla de il, pratik hayatta faydal olacak, pragmatik bir yntemle incelemek gerekir. Bu, halk bilimi iin de din etnolojisi iin de byledir. Zira din etnologlar o u zaman bize yap lan tespit al malar n n neye yarayaca n sormaktad rlar. te bu sebeple biraz da olaylar yorumlamak gerekmektedir.

You might also like