You are on page 1of 409

ERNK mühürlü yazıların ve sahteliği mahkeme kararından anlaşıldığını, Doğu

PERÎNÇEK'in bir devlet operasyonu başlıklı kitabında da yayınlandığını,


Korkmaz Yiğit, Semih Tufan Gülaltay, Akın Birdal, Mesut Yılmaz suikastına
ilişkin saygılarımızla biten yazının dergiye gelmiş bir yazı olduğunu,
Gizli başlıklı belgelerin Fikret BİLA'nm kitabında yayınlandığını,
Ergenekon'dan Haberler başlıklı haberleri internetten aldığını,
Aramalarda evinde çıkan Mit Müsteşarlığına ilişkin Başbakanlığa yazılmış ÇOK
GİZLİ ibareli Türkiye'de bazı şahısların öldürüleceğine ilişkin bazı grupların eleman tuttuğu
şeklindeki Teoman KOMAN imzalı belge ile ilgili;
Bu belgenin kendisinden çıkmadığını, arama tutanağında da olmadığını,
Daha sonra tutanağın 98. maddesinden l'den 11 l'e kadar numaralandırılmış 92 ve
93 nolu belge olarak bulunduğu hususu ile ilgili olarak;
Bunun Uğur MUMCU'nun dosyasından gelmiş olabileceğini, avukat Ceyhan
MUMCU'dan Uğur MUMCU'nun öldürülme dosyasından almış olduğunu, oradan çıkmış
olabileceğini, ancak bu konunun basma yansıdığını, bu konuyu hatırlamadığını,
ERGENEKON yapılanması ile alakalı basından çıktığı kadar haberi olduğunu,
ERGENEKON örgüt üyesi olmadığını, İşçi Partisinin en üst organı olan Merkez Karar Kurulu
Üyesi olduğunu, siyasal faaliyette bulunmak için en ileri aracın siyasi parti olduğunu, bir
yasadışı örgütlenme içinde bulunmak siyasi parti yöneticiliği ve faaliyeti ile
bağdaşmayacağını,
Tuncay GUNEY'in beyanları ile ilgili;
Beyanlarında geçen Halit GÜNGEN'in 2000'E DOĞRU dergisinin Diyarbakır
muhabiri olduğunu, bu konuyla alakalı hatırladığı kadarıyla 16 Şubat 1992 tarihli 2000'E
DOĞRU dergisinin o sayısında kapağında Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezinde Eğitildi
başlığı atılmış olduğunu, dergide buna ilişkin fotoğrafta bulunduğunu, bundan iki gün sonra
derginin Diyarbakır şubesinde Halit GÜNGEN"in öldürüldüğünü ve o tarihten beri bu olayın
faili meçhul olduğunu, herhangi bir dava açılmadığını, Bu olayla alakalı Tuncay GÜNEY'e
"bu çocuğu Türk Gladiosu öldürdü, bunu biz biliyoruz, ama tekrar ittifak yaptık Kemalist
Sosyal İttifakı derler" şeklinde Tuncay GÜNEY'e bir beyanının olmadığını, Tuncay GUNEY'in
iddia ettiği gibi biz bazı şahıslarla alakalı fotoğrafları montaj yapıp satmadıklarını, İddia
edildiği gibi Tuncay GÜNEY'den makaralı film almadığını, Tuncay GUNEY'in belirttiği gibi
DHKP/C'nin üst düzey kadrolarının polislerden oluştuğunu söylemediğini, Tuncay GÜNEY"in
dediği gibi Sabancı cinayetinden sonra Sabancı Center a gittiklerini, bir şahsın açıklama
yapacağını söylemiş olduğunu, gittiklerinde de böyle bir şahsın açıklama yapmadığını, Tuncay
GÜNEY'i de kovduğunu,
Doğan ERBAŞ ve Doğu PERİNÇEK ile Abdullah ÖCALAN"ın yakalanmasından
önce teslim olacağma ilişkin bir görüşme yapmadığını, Doğan ERBAŞ"ın Abdullah
ÖCALAN"m avukatı olduğunu, daha sonra kendisi ile görüştüğünü, ancak böyle bir konuyla
ilgili bir görüşmelerinin olmadığını,
TUNCAY GUNEY'in beyan ettiği gibi Çevik BİR'in PKK'ya silah sattı şeklinde
değil, ÇİLLER'in özel örgütünün PKK'ya silah sattığı şeklinde bazı haberlerinin olduğunu,
TUNCAY GÜNEY ile 2-2,5 yıllık bir djjBeffiaTfttiÇatlarının olduğunu, ancak
iddialarının hayal mahsulü olduğunu, onun iddia ctjâgi gibi Ve^C^'ÇÜK'ün selamı ile bazı
haberler yayınlamadıklarım ancak Tansu ÇİLLER in özel örgütü ile alakalı olarak Susurluk
döneminde bazı yayınlarının olduğunu ancak bunları Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile
yapmadıklarını,
Elizabeth SHALTON"m o dönem Amerikan konsolosu olduğunu, Amerikanın
Adana konsolosu olduğunu, Tansu ÇİLER'i siyasete girmesine aracı olan şahıs olduğunu,
Eşref BİTLİS'in öldürülmesi ile alakalı bu kadının parmağı olduğuna ilişkin bazı haberler
yayınladıklarını, Tuncay GÜNEY'in bu beyanlarının doğru oluğunu, Tuncay GÜNEY'in bu
konuda beyanları olayın tekrarından başka bir şey olmadığını ancak bu yayınladıkları şeyleri
öğrendiği için yayınlamış olduğunu,
ULUSAL KANAL ile ilgili olarak;
Böyle bir soru soramayacağımızı, bu konuda ayrı bir soruşturma açmamızı
gerektiğini, Ulusal Kanal televizyonunun 29 Ekim 2000 tarihinde kurulduğunu, bundan daha
önce Cumhuriyet gazetesi ile birlikte ulusal bir televizyon kurulmasının gündeme geldiğini
ancak o dönemde mali imkânlar yetersiz olduğu için İlhan SELÇUK"un siz yapın biz
destekleyelim dediğini, İlhan SELÇUK"un da çeşitli toplantılara katıldığını, birlikte ulusal bir
televizyon kurulması amacıyla bu toplantılara katıldığını, İlhan SELÇUK ile Doğu
PERİNÇEK"in zaman zaman bu tür konularla alakalı görüşmeler yaptıklarını, Yeditepe
İletişim AŞ diye bir yayın şirketlerinin olduğunu, bu şirket altında 1995-2000 yılma kadar
Yeditepe Kanalı adı altında İstanbul da bölgesel yayın yaptıklarını, 2000 yılından sonra
Türkiye çapında yayın yapma kararı aldıkların ve bu karardan sonra kanallarının adının
ULUSAL KANAL olduğunu, 2000 yılından itibaren İbrahim BENLİ, Murat KARAYALÇIN,
Hüseyin Macit YUSUF gibi bazı şahısları da şirket bünyesine alarak kanalın Türkiye çapma
yayılması için teknik vericiler ve malzemeler alındığını ve ulusal yayma başlanıldığını, o
dönem itibariyle küçük küçük bölgesel çaplı kişiler şirketin belli bir hissesine ortak olmak
suretiyle bir gelir elde edildiğini, bu gelirlerin toplanmasıyla şirket ulusal yayma başladığını,
Tuncay GÜNEY"in iddia ettiği şekilde Devlet BAHÇELİ"den para alınma imkanı olmadığım
ancak o dönem itibariyle Mehmet PERİNÇEK'in Rus arşivlerinde Ermeni belgelerinin
alınması ile alakalı bir Başbakanlık tanıtma fonundan bu belgelerin tercümesinin yapılması
için bir ödeme talep edildiğini ama bu projenin kabul edilmediğini, kanal dediği şekilde
kurulmuş olduğunu, Ayrıca televizyon araştırma ve geliştirme projesi olarak bahsedilen
belgenin Ulusal kanalın kurulması gerçeği ile hiçbir alakası olmadığını, Gürbüz ÇAPAN'la da
hisse devri konusunda hiçbir görüşme yapmadıklarını,
Ancak Cumhuriyet gazetesinin Cumhuriyet kanalı diye bir kanal kurduğunu daha
soma yayın hayatına başlamadığını, onların aldığı malzemelerin bir kısmını zaman zaman
kendilerine aldıklarını, bu konuyla alakalı da hem Gürbüz ÇAPAN hem de İlhan SELÇUK ile
görüşmelerinin olduğunu, Tuncay GÜNEY'in Ulusal kanalın kurulmasına ilişkin yaptığı
suçlamaların gerçekle hiçbir alakasının olmadığını ancak bir takım görüşmeler zaman
değiştirerek ilişkiler değiştirilerek bir suç haline getirilmek istendiğini,
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı
adresinde yapılan aramada;
DİJİTAL MALZEMELER
(1) adet SEAGATE marka SN:5JVFDMZ9 seri nolu 80 GB. harddisk,
(1) adet SEAGATE marka SN:5CT0S0AR sejfnolu B^^ıarddisk,
(1) adet QUANTUM marka SN:168302767583-A seri nolu harddisk olduğu
değerlendirilen cihaz,
(26) adet Disket,
(263) adet CD,
(2) adet VHS kaseti,
(1) adet PANASONIC marka 60 S model DVC,
(1) adet üzerinde Kemal BİTLİS yazılı RAKS marka 90'lık teyp kaseti,
(1) adet lacivert renkli markasız, üzerinde Made in KORE A flash disk,
Şüphelinin Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı
adresinde yapılan aramada yapılan incelemede;

DOKÜMANLAR
Şüphelinin Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı
adresinde yapılan aramada elde edilen;;
İSTİHBARAT NİTELİKLİ DOKÜMANLAR;
l'den 6'ya kadar numaralandırılmış üzerinde Hilton yazılı not kâğıdı
incelendiğinde;
1-2-3-4-5. sayfalarında gazete haberleri ile alakalı el yazması notlar olduğu, 6.
sayfasında "-M.Barlas'm kardeşi ABD'li kadına evli. Yeniköy (Veya Yeşilköy olabilir) Fahiş
fiyata İngilizce dersi veriyor" şeklinde yazı bulunan not kâğıdı olduğu görülmüştür.
l'den 25' kadar numaralandırılan Ahmet Köse ibaresi ile başlayıp istifa ettirilecek
ibaresi ile biten değişik ebatlarda el yazması doküman incelendiğinde;
21. Sayfasında:
Ö.A.
—Hanefi Avcı ile diyalogu var
—Zaman'm Ankara Temsilcisi ile ilişkisi var
—Poliste yenileşmeci kanadı savunan
—İng.'de devlet 8 yıl okutmuş
—Aydın ve batıcı
—İzmir Em Md. Hasan Yücesan istemiyordu
—Polis okullarında konferanslar veriyor
—Demirel'in vücut dilini yazdı
Mersin Polis dergisinde yazdı, şeklinde yazı
24. Sayfasında:
E. D. 20-35 yaşlarında. Fethullah Gülen'in öğrencisi ve yakın adamı. İstanbul
üniversitesi mezunu. Zamanda çalışıyordu. 1990'larda, tarikatın Bakırköy sorumlusu. Tarikatta
çok seviliyor. Şu an ABD'de. En az üç aydır. Tel: 00 16172862785, şeklinde yazı bulunan
doküman,
l'den 22'ye kadar numaralandırılan Mehmet Eymür ile konuşma ile başlayıp
Selemi Selam ile biten doküman incelendiğinde; >"-

; ^-S^s^r
1-3 sayfalar arası; Üstünde el yazması "DoğVya özel" yazan, 29 Kasım 1990 Ankara
tarihli M.Eymür'le konuşma başlıklı içeriğinde " Özel Harp Dairesi, Hiram Abas'm öldürülmesi, Mit"
gibi konular içeren altı isimsiz imzalı istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,
4-8 sayfalar arası; 30.10.1990 tarihli Erekoğlu ile konuşma başlıklı içeriğinde "Mit, Darbe
Mehmet Eymür Hiram ABAS, Askeri Liseler" hakkında bilgi içeren istihbarat nitelikli olduğu
değerlendirilen yazı olduğu görülmüş ve 6. sayfasında "Albay'm anlattığı bir başka olay; (Biz 2000'e
Doğrunun çok eski sayılarından birinde bu olayın bir yönünün yazdık, Adnan bilir) ibaresi bulunan
yazı,
8-10 sayfalar arası; Üstünde el yazması "Adnan 7.10.90" yazan M. Kaynak ile görüşme
başlıklı içeriğinde " MİT, darbe" gibi konular içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,
19-21 sayfalar arası: 26.11.90 tarihli elyazması S. Yalçın imzalı, 20. sayfasının altında el
yazması " Bu adam MİT'çi. Bize niçin gelmiş olabilir? Kim göndermiş olabilir? Gelip bunları
söylemiş ve gitmiş. Geliş amacı bu bilgileri vermek. Adnan" ile biten içeriğinde " Özal, askeri
komutanlar" hakkında bilgi içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı ve 21. sayfası
imzasız Türk Halkına başlıklı mektup,
22.sayfası: 4.12.90 tarihli "Adnan'a" baylıklı "Selami, Selam" imzalı içeriğinde " MÇP,
Ferruh Sezgin" hakkında bilgi içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,
l'den 8'e kadar numaralandırılan Çevik bir Erol Özkasnak ibaresi ile başlayıp bir
hükümet kurulmalı ile biten doküman incelendiğinde;
Çevik Bir-Erol Özkasnak ekibinin Amerikancı darbe girişimini açıklıyoruz başlığı altında
21 Aralık 1998'de Çevik Bir liderliğinde Mason Atatürkçüleriyle birlikte yönetime el koymayı
planladıklarını, darbenin sağ-sol olmak üzere iki kanadının olduğunu, Sağ kanadın başbakanının
Yalım Erez Sol Kanadın başbakanının Mümtaz Soysal olduğunu, Cumhurbaşkanlığı için Yekta
Güngör Özden'de birleştiklerini ancak bunu Org. Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun önlediğini, 28 Şubatta
da darbe yapmak istediklerini bunu Org. KARADAYI'nın önlediğini,
Örgüt Şeması:
Asker: Org. Çevik Bir, Korg. Çetin Saner, Koramiral Atilla Kıyat, Tümg. Erol
Özkasnak
Mit: Miktad Alpay, Mehmet Eymür
Polis: Cevdet Saral, Osman Ak
Sivil: Yekta Güngör Özden, İlhan Selçuk, Çetin Yetkin, Uluç Gürkan (el yazısı)
Emekli Subay: Kemal Yavuz, Orhan Kabibay, İlhan Baş şeklinde liste bulunan
doküman
l'den 23'e kadar numaralandırılan "Sabatayıst isimlerin menşei" ibaresi ile
başlayıp, Ayhan IŞIK ibaresi ile biten içeriğinde fotoğraflar bulunan doküman
incelendiğinde;
Sabatayıst isimlerin menşei başlığı altında Sabatayıstların kullandığı belirtilen isim
ve soy isimler ve Sabataylıst başlığı altında Türkiye' de Sabatay Sevi'nin tarikatına bağlı yüz
binlerce insanın yaşadığı belirtilerek siyasiler, gazeteciler, sanayici-işadamı,sinema-tiyatro,
eğlence, yazarlar, televizyon, bürokrasi, serbest meslek, karikatüristler, üniversite, askerler
başlıkları altında Türkiye' deki tanınmış Sabatayıst olduğu belirtilen şahısların isimleri
verildiği ve devamında bu isimlerden bazılarının fotoğraflarının bulunduğu doküman,
l'den 12'ye kadar numaralandırılan "bilsan ile ilişkiler nasıl başladı?" ile başlayan,
hayır yoktur ile biten doküman incelendiğinde;
Üstünde el yazması Mehmet KOÇ yazan ve içeriğinde "Bilsanla İlişkiler nasıl
başladı" başlığı altında yazıda Bilsan genel Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Balcı'mn yanında
işe başladığını belirten bir şahsın 1981-1982 yıllarında Bilsan isimli işyerinde çalışırken
gördüğü yolsuzluk ve rüşvet olaylarını anlattığı röportaj şeklinde yazılmış el yazması
doküman olduğu içeriğinde;

-Sana çek verdiler. Sen de bazı adamlara çek mi veriyorsun?


-Evet ben rakamları yazıyorum. Kişilere vermeyi kabul etmediğimden çeklerin
dağıtımını Semih isimli biri yapıyordu.
-Verdiğin oldu mu hiç?
-Hayır ne kadar verileceği bildiriliyordu bana. Teması Semih sağlıyordu. Çek
verildiğini hatırladıklarım arasında o dönemin Orman Bakanlığı IBM Müdür Özgen Bey,
EGO, SKK, PTT ve Milli Eğitim Bakanlığı IBM Müdürleri de vardı.
-Tarih ne zaman?
-81' in son aylarından 82' inin Mayıs aylarına kadar

—ne gibi karanlık işler?


—hissettiklerim bunlar Çünkü tek başına Contmus Form fabrikası kurmak için
teşvik almak çok zor bir şey değildi. Bu Baykal'sız da çözebilirlerdi. Dahası şirket yöneticileri
Baykal'm evinde karargah kurmuşlardı.
—nereden biliyordun?
—çünkü bütün yemek faturaları elime ulaşıyordu. Resmi muhasebeye işlemek için.
Yemekleri götüren Semih'e sorduğumda kimlerin yemekte bulunduğunu öğreniyordum.
—Kimlerdi?
—F.B., Genel Müdür Ruhi, V. Ç.ve D. B.
—Yani bunlar teşvik alınmasına aracılık yapmasını sağlamak içindi
—Evet, hatta İstanbul Muhasebe Müdürü geldiğinde BAYKAL' m evinde birlikte
çalıştırlar. Bu arada iyice meraklanmaya başladım ve araştırmaya koyuldum. Tam bu sırada
BAYKAL' a paralar gitmeye başladı. Semih götürüyordu. Muhasebe işlemleri bende
olduğundan paralar elimden geçiyor ve kime gittiği biliyordum.
—Kaç para götürmüştü Semih?
—İlk götürdüğü 3 milyon ikincisi ise 2 milyondu. Bunların dışında İstanbul
Muhasebe Müdürünün Ankara' ya gelip verdiği ve BAYKAL' m da İstanbul' dan aldığı paralar
olduğunu biliyorum. Bunların kesin miktarlarını hatırlayamıyorum şimdi.
—Proje için mi veriyorlar parayı?
-Ortada gözüken neden buydu. Bu işler dönerken Ankara Şb. Müdürü Mehmet Bey
iki kez istifa etmeye kalkıştı. Nedenini sorduğumda "Faruk' un b..tan işleri" diye yanıtladı.
Bu arada İstanbul' dan para geldi. D.B.' . götürülmek üzere. Olaya bizzat tanık
olmak istediğimden Semih' in Ankara' da olmamasından da yararlanıp bu kez ben götürdüm
parayı. Talimat gereğince BAYKAL' m karısına götürdüm ve bürosunda teslim ettim.
—Neredeydi bu büro?
—Sokağın ismini tam olarak hatırlayamıyorum. Cumhuriyet Gazetesi' nin
bulunduğu sokaktan sonrakiydi. Konur mu Selanik mi bilemiyorum. Adı uzunca olan bir
devlet dairesiydi.

—Parayı nasıl verdim? f? M- *• .,,,


—Paket halendeydi. 2,5 milyon lira vardı,;/.5 ' t . -
—Senin tarafından verilen başka para var mı?
—Tabi elbette. Hem bu kez evine götürdüm.
—Nerede evi?
—Oran Setesi' nde. Tam olarak hatırlayamıyorum. Galiba ikinci kattaydı. Kapıyı
açıp beni karşısında görünce telaşa kapıldı... ve BAYKAL' la konuşmaya başladık. Türkülerim
nedeniyle iltifatta bulundu.

—Bu olaydan 10 gün sonra gözaltına alandım. Bir lokantada yemek yerken polis
gelip ismen beni aldı. 23 gün kaldım içerde.

—Tutuklandığımda Sağmalcılar Müdürü beni apartman isimli bir gardiyana teslim


edip "bu adamın bütün isteklerim yerine getirin, rahat ettirin, bir şikayet duymak
istemiyorum" dedi.
—ama sen bir halk şairi ve sanatçı olduğun içindir.
.. ."şeklinde ibareler geçen doküman,
Adı Ekrem YENER ile başlayıp, izlerini bıraktı ile biten 1 sayfalık doküman
incelendiğinde;
Üstünde el yazması Adnan Akfırat'm Dikkatine, Altında el yazması 0 212 663 10
00 -2007 Florya Belediyesi yazan, Adı Ekrem Yener başlığı altında; Ekrem YENER hakkında
istihbarat nitelikli doküman,
l'den 21'e kadar numaralandırılan Irak Baas partisi ile başlayıp geliştirme grubu
danışmanı ile biten doküman incelendiğinde;
1-5 sayfalar arası:
IRAK BAAS PARTİSİ
KÜRT BÖLGESİ

Selahaddin Kenti KDP'nin karargahının bulunduğu yazlık bir kent. Büyük bir
ompleks kurmuşlar. Bütün yönetim organları oraya yerleşmiş. Misafirhaneleri var. Beş yıldızlı
bir otel ayannda. Cuma gününü beklerken Mesut Barzaniyle görüşebileceğimi, ama işin varsa
ve gitmek istiyorsan Polit Büro sekreteri Cevher Namık'la görüşmeyi kabul ettim.
3.Resmi görüşmeler: Görüşmelere saat 21.30 civarında başladık ve tamamen 1 saat
sürdü. Cevher Namık, beni Türkçe hoş geldin diyerek karşıladı. Çocukluğunun Kerkük'te
geçtiğini ve Türk'lerle beraber büyüdüğünü söyledi. Önce KDP'yi Avrasya Konferansına davet
eden mektubu verdim. Konferans hakkında bilgiler istedi. Görüşmeleri tutanağa geçiren bir
katipte görüşmede yanımızda bulunuyordu. Konferans ile ilgili bilgileri aldıktan sonra Parti
olarak değerlendireceklerini söylediler. Ayrı bir devlet: Ayrı bir devlet ilanının Türkiye'nin
müdahalesine neden olacağını söyledim. Sorunun en doğru çözümü Irak'ın işbirliği içinde
yabancıları dışlayarak
bulunabileceğini söyleyerek dikkat çektim. Bana verdiği cevapta aynen şunları
söyledi: KDP parti olarak hiçbir zaman bağımsızlık, ilan etmeyi veya ayrı bir devlet kurmayı
programına almamıştır. Gönlümüzde olsa bile, bölgedeki güç dengelerinin buna izin
vermediğini biliyoruz. Biz Türkiye'nin dostluğuna büyük değer veriyoruz. Gerek şimdi
gerekse Saddam tarafından sıkıştırılıp Türkiye'ye sığmmakjosmd^,.kaldığımızda bize kucak
açtı. Şimdiki yardımları bile çok büyük. Dünyaya açılan ^kapımız |l|iriciye'dir.
PKK Sorunu: PKK'nin köylerine saldırdığım, köylüleri öldürüp yaraladıklarını bu
nedenle kendilerini korumak zorunda kaldıklarım söyledi. Etnus kampını yapıp oturmalarını
önerdik. Onlar ise tersini yaptılar. Hem bizim dağ köylerimizi yaktılar, hem de Türkiye'ye
saldırarak, Türkiye'nin topraklarımıza girmesine neden oldular. Bunun üzerine topraklarımızı
terk etmelerini istedik. Çatışmanın nedeni budur. Bize Türk Devleti ile işbirliği yapıyor
diyorlardı. İşte, Apo kendisi işbirliği yapıyor. Şu anda Talabani'nin bölgesinde İran sınırına
yakın yerdeler. Türkiye ile birlikte onlara operasyon yapacağımız doğru değildir.
Türkiye'deki Kürt Sorunu: Türkiye Kürtleri ile ilgili olarak Partimizin fikirlerini ve
programını sordular. "Acil kardeşlik Çözümü programımızı özetledim. Irak ile Türkiye
arasındaki farklılıkları belirttim ve Türkiye'nin ortak bir devlete dönüştüğünü açıkladım.
KDPTiler Türkiye'ye gıptayla baktıklarını, bu nedenle PKK'nin dağa çıkmasını
anlayamadıklarını, Irak'ta ise hiçbir yasal çalışma imkânı olmadığı için zorunlu olarak silaha
sarıldıklarını söylediler.
IRAK GEZİSİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
1. 1920 de çizilen Misakı Milli doğal ve gerçekçi bir sınırdır. Bugün kuzey Irak ya
da Kürdistanı olarak anılan bölge aslında Türkiye'nin her bakımdan (iktisadi, nüfus, coğrafya,
kültür) doğal uzantısıdır... Şeklinde ibareler bulunan doküman,
6-8 arası sayfalar:
"Kuzey Irak Gezisi İle İlgili Rapor" başlığı altında, içeriğinde Kuzey ırak'a yepılan
bir gezi ile alakalı izlenim ve değerlendirmelerin anlatıldığı,

Bu gezide dikkatim çeken ve rahatsızlık duyduğum konularm başında Tuncay'ın


gevezeliği, hafifliği ve kendini ele veren tutum ve konuşmalarıydı.

Özel sohbetlerimizde, İşçi Partisi ve Doğu Perinçek karşıtı bir hava hakimdi

Yine bu sohbetlerimizin birinde, bütün sol ve sağ örgütlerini devletin


kurdurduğunu, bu örgütlerin yönetiminin, özel kuvvetlerin ve MİT'in elinde olduğu şeklinde
konuşması canımı sıktı.

Mesut Barzani ile görüşmemizde, KDP dış ilişkiler bölüm başkanı Ömer Bottani
heyeti tanıtırken, beni hem heyet başkanı hemd e İşçi Partisi Kardeşlik Bürosu başkanı olarak
tanıttı.

Dönüşte sınırda Özel K.K'lığı bizi özellikle ben ve Tuncay'ı tabura götürerek
sohbet adı altında çok kibar ve nezaket içinde ağzımızı aradılar ve orada neler konuşulduğunu,
kimlerle görüşüldüğünü öğrenmek istediler. Biz de gidiş nedenimizi ve görüşmelerimizi
kısaca anlattık. Ankara'dan aranmalardan sonra bizi bıraktılar. Cizre'da Alay komutanına
uğrayacaktı. Ben de gelip tanışmak istiyorum bekle ileride lazım olur demem üzerine telefonla
konuşup, zamanımız daraldı, daha sonra görüşürüz diyerek görüşme iptal edildi.

Son küçük bir not; Tuncay kılık kıyafet olarak kendini uzaktan ajan gösteren bir
görüntü çiziyor. Saç tıraşı, gözlüğü, elbiseleri, duruşu ve konuşması, uzaktan onu ele veriyor.
Üzerinden zaman geçtiği için notlarım bu kadar. Selamlar ve sevgiler
Bayram Yurtçiçek 9-21 sayfalar arası:
"Kuzey Irak Seyahat Raporu" başlığı altında,
NC Mühendislik ve danışmanlık Şirketi olarak ismi verilen şirketin Kuzey Irak"a
yapmış olduğu ticari anlamlı ziyaret ile alakalı bilgiler içerdiği, Kuzey Irakta
gerçekleştirilebilecek ticari yatırımlar (Cezaevi Projesi, koyun bağırsağı alımı, hurda bakır
vs.) hakkında bilgiler içerdiği,
"Kürdistan Demokrat Partisi Başkanlığına Sayın Mesut Barzani" ibaresi altında
Türkiye-Kuzey Irak Ticari İlişkiler Geliştirme Grubu Başkan Celal Kasarcı tarafından her iki
ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla ticari faaliyetler için Kuzey ırak yönetiminden
yasal izin ve destek isteyen mektup-dilekçe bulunduğu,
"....NC Mühendislik ve Danışmanlık Limitet Şirketi üyeleri seyahate pazartesi
günü İstanbul Diyarbakır uçuşu ile başladılar....Çarşamba günü grubun diğer üyeleri olan Ümit
Bavbek, Tuncay Güney, ilhan Gence ve Levent Köymen uçukla İstanbul Mardin yaparak
geldiler....onları Cemil Üstün ve Celala Kasarcı karşıladı...." Şeklinde ibareler bulunan
doküman
l'den 36'ya kadar numaralandırılan özgeçmiş ibaresi ile başlayan, yok edildiği
kanaatine varıldı ile biten faks çıktısı doküman incelendiğinde;
Üstünde el yazması Fikret Akfırat'm dikkatine yazan,
1-5 sayfalar arası: Ümit SAYIN'a ait özgeçmiş bilgileri (aldığı eğitim, Bilimsel
araştırma deneyimi, çalıştığı spesifik konular, Bilgisayar Deneyimi, aldığı burslar, üyelikleri,
çevirileri vb. bilgiler içerir)
12-14 sayfalar arası: "Ordu Haberine Notlar" başlığı altında, en sonunda 10 May
93 ibaresi bulunan,
Generallerin bekleme süresinin Yeniden 4 yıla çıkmasından yararlanan generallerin
özellikleri şeklende başlık atılarak Hv. Tümgeneral Remzi UTKUN, Tümg. Erdoğan
Ergenekon, Tümgeneral Erdinç Türe hakkında değerlendirmelerin yapıldığı, "...orgeneral
olmasına kesin gözüyle bakılan üç Korgeneral var; 1-Hüseyin KIVRIKOĞLU: Geçen yıldan
temditli. 5. Kor. K. Çorlu 2: Teoman Koman 3.Hüseyin Karacaarslan (KKK Kurmay
Başkanlığı yapıyor. Şimdi İlter yerinde) Bu üç isim için kesin yükselirler deniliyor.
Dördüncüsü belli değil. 10 May 93 12:58 yazan doküman
15-20 sayfalar Arası: Adnan Akfırat'm Dikkatine başlığı altında Hikmet...
tarafından gönderildiği değerlendirilen ve " Generallerin bekleme sürelerinin 4 yıla çıkması ile
bu yılın Ağustos'un da yüksek askeri Şura önüne gelmekten kurtula generallerini listesinin
gönderiyorum....Bunu yazarken Avukat emin Değer ile konuşum. Bu fikir doğru. Albaylarda
27 Mayıs kuşağının son kalıntıları. Kıdemli albaylardan kalanlarda bu 30 Ağustosta
gidecekler. Yerlerini, 1965 sonrası Namık Kemal Ersun'un talebeleri gelecek. 1 Mayıs'm Çiğli
suikastının mimarının talebeleri. ...Hikmet" şeklinde ibarelere bulanan, "01.Org Muhittin
FİSUNOĞLU 1948-3 1987 Kara Kuvvetleri Komutanı" şeklinde 156 üst düzey askeri
komutana ait bilgiler,
21-31 sayfalar arası: Şemsi Denizer isimli şahsın öldürülmesi ile alakalı otopsi
raporları ve davaya ait değerlendirmelerin yapıldığı el yazması notlar,
32-34 sayfalara arası: El yazması üstünde "acele Ferid İlsever'e generallerin
Bekleme süresinin 4 yıla çıkmasıyla Şura Önüne gelmeyeceklere Kara Kuvvetlerinde" yazan
ve Orgeneraller-Korgeneraller- Tümgeneraller-Deniz Kuvvetleri-Hava Kuvvetleri-Jandarma
Kuvvetieri-Kara Kuvvetleri başlıkları altında üst düzey askeri komutalara ait isim ve kurum
bilgisi bulanan dokümaC ^¥
l'den 15'e kadar numaralandırılan 16 Ekim 1990 ile başlayıp, tekrar
arayacağım ile biten doküman incelendiğinde;
Üstünde el yazması "HASAN YALÇIN"A" yazan, 16 Ekim 1980 Saat: 15.00
başlığı altında,
"16 Ekim 1980 Saat 15.00 civan
HASAN YALÇIN'A
Ümit Sezgin'i tanıyormusun, Tempo'da Hacı Bayramdaki yuvalanmayı
yazdı.Onlan boş verin siz,onlarla ilişki kuranlar üçüncü elden kişiler. Asıl adamlar arkada.
Şenol Özaltm var, Orhan Şahin var.
İstanbul'da Çek senetçiler vardı, KİP vardı, şimdi dağıldı.
Şenol Özaltm'm bir bacağı sakat. Bu adam. 1. Kabe katliamı sırasında (olayın
orijinal adı var, onu da söyledi.) ordaydı. Defalarca İran 'a girdi çıktı.
Ankara'da İran Kültür Ateşesi İsa Rezazade vardı. Onunla ilişkileri vardı.
Ankara'da Hacı Bayram'da iki Irak'lı vatandaşla görüşmeye başladılar. Para alıyorlardı.
—8. Durağı biliyor musunuz, orada.. .(telefon kesildi)
(bir süre sonra tekrar aradı)
-Çorum'da Aşura dergisi var. Ona da finansman sağladı. Çek senet işi yaptılar,
naylon fatura, bir ara demir tüccarlığı. Sonra hatırdılar. Ama şimdi maddi durumları çok iyi
büyük iş yapıyorlar. Kim sağladı bunları biliyor musunuz? (Biz biliyoruz anlamında).
Hiram Abas olayını 055"e ihbar ettik. Üçok olayını da bildirmiştik. Üç kişiydiler.
Biri apartmanın içinde girişte bekliyordu. Biri arkadan takip etti. Girerken seslendi, geriye
dönünce işi bitirdi. Biri de dışarıda bekliyordu.
Üçok'a hazırladığı bir rapor için ilahiyatla bağlan olan birileri daha önce elden
kitap vermişti Üçok, bu gelen kitaplan da onlar göndermiştir diye güvendi açtı. Bu adamlar
(yani bombalı paketi gönderenler) bunu biliyorlardı. İlişkileri olabilir.
Hiram Abas olaymı bildirmiştik. Şimdi Ferhan Şensoy var, o gidecek. Çok
yakında. Ankara'da bir MİT emeklisi var. Geveze. Oda bu günlerde kesin gidici.
—Mahir Kaynak mı?(gülerek )Evet.
—Niye, Onun ne zaran varmış?-Çok konuşuyor.
—Turan Dursun'u da bunlar mı vurdu?
—Haa, Koşuyolu cinayeti mi? Evet, tabi.
—Peki bu cinayetlerin arkasında devlet var diyenler haklı.
—Ne devleti, devletin gözünü seveyim ben. Belki birkaç kişi devlet içine sızmış
olabilir ama devletin ilgisi yok.
—Hiram Abas olayım 055'e telefon açıp polise bildirdik.
—Şimdi Ferhan Şensoy ve Uğur Mumcu da sırada. Mumcu poligonda atış talimi
yapıyormuş ama buda kurtarmaz. Kısa süre önce götüreceklerdi, Almanya'ya gitti ve kurtuldu
—Doğu Perinçek kesin gidecek. Perinçek'i aradılar, Hapisteydi kurtuldu. Şimdi
yine peşindeler. Çocuklannm okullannı araştırdılar. Şule Perinçek'i araştırdılar.
Sizden yine eski Aydınlık yazı işleri müdürü Doğan Yurdakul'un, Fatma Yazıcı'nm
ardında dolaştılar. Eski yerinizde Kaynak yaymlanna KontrageriUa kitabı için gelen iki kişi
vardı, biri sanşm. Bunlannda onlarla ilişkisi var.
Şerafettin Elçi hiç Hacıbayram'a kendi tanıdıklanndan birilerini gönderdiler mi?
Daha önce Elçi'nin yanında çalıştığını söyleyen biri, Şimdi Orhan Şahin'in kızıyla nişanlılar.
Hacı bayram'a (yani buradaki çevreye) eski Devyolcu olduğunu söyleyenlerden "hidayete
erdim" diyerek gelenler oluyor. Ama onlara "anten" diyorlar oradakiler.
İki yıl önce MİT'e olaylar başlayacak diye^f^rdik#Ğ:zaman hedef Erol Simavi idi.
Annesinin mevlidi vardı, orada işi görülecekti. jf(iM gejmedf ,ye kurtuldu. Onun yerine
"Çetoyu" (Çetin Emeç) vurdular. Emeç'i vuranlar, eski ülkücülerden dört kişidir. Bu
cinayetlerde tetiği çekenlere bakmayın. Esas arkasındakiler önemli tetik çekenlerde eski
ülkücüde, eski Dev-Yolcu da var.
Burhan Kavuncu'yu dövmek istediler.
Katillerden bir Kubilay U... (Tam soyadını telaffuz ederken telefon kesildi.
"Umur,, "Uğur", vb gibi bir izlenim doğdu bende. Ama u dışında bir harf telaffuz edilmedi.
Eymür'ün telefon numarasını istedi. O'na da anlatacağını söyledi.
17 Ekim 1990 Saat 15.45
Doğu Perinçek'i evinden telefonla aradılar.
-Tempo'da çıkan yazıyı okudunuz mu, Hacı Bayram ...Bedri Karafakioğlu'nun
katilleri. Sizin kodunuz 055, Nihal Atsız'm şiiri öldürülme şifreniz, Topal asker şiiri.
—DP: Siz kimsiniz, isminiz?
-İsim nasıl vereyim, kelleyi koltuğa almışım, Ahmet diyelim şimdilik ............Uğur
Mumcu, Doğu Perinçek, Turan Dursun, Erol Simavi ilk hedefler bunlar. Hatta Erol Simavi
gitmişti seyahate gidiyor. (Bir kadından söz ediyor Erol Simavi ile ilgili olarak.
—Kimler hedef bildirebilir misin?
(Önce biraz tereddüt ediyor, isim vermek istemiyor gibi sonra kağıt hışırtıları
geliyor)
—Durun elimde liste var. Nazlı Ilıcak, Altemur Kılıç, Rauf Tamer, Fahir Armaoğlu,
Yavuz Donat, Mehmet Barlas, Cüneyt Arcayürek, M. Ali Birand, Hmcal Uluç, Murat Belge,
İlhan Selçuk, Aziz Nesin, Talat Hamlan, Sami Kohen.
ACİL VURULACAKLAR
—Acil Vurulacaklar listesi var.
Doğu Perinçek
Engin Ardıç
Uğur Mumcu
Ferhan Şensoy
Fatma Yazıcı
Rahmi Turan
İlhan Arsel
Bedrettin Dalan
İhsan Doğramacı
Taha Akyol
—DP: Peki kim bunlar?
—Eski ülkücüler bunlar. Ama önemli olan tetiği çeken değil, arkasındakiler. Hiram
Abbas önce durdu, Çünkü tanıd çocuktu, evvelce onunla görüşmüştü, öbürü arkadan geldi
vurdu.
Listede başkaları da var: Kamran İnan, Recep Ergun, Mahir Kaynak, Atilla Aytek,
Türkan Akyol, İhsan Doğramacı, Trabzon Teknik Üniversitesi Rektörü.
Bir de ikinci kademe öldürülecekler var, Belamlar
DP- Nedir Belam?
-(Çok iyi anlaşılmadı. İslam tarihinde bir Açıklaması var)
-Belamlan sayıyorum, öldürülecekler ikinci kademede: Salih Özcan, Mustafa
Kalaycıoğlu, Eğmen Topbaş, Fethullah Gülen, Muhammet Raşit hani Adıyaman'daki Menzil
Şeyhi, Hüseyin Hilmi Işık, Enver Ören, Niyazi Adıgüzel olayından sonra ................... yaptı o
nedenle, Esat Coşan, Necmettin Erbakan, Kemal Kaçar, Abdurrahman Dilipak, İsmail Nacar
hani sizin dostunuz, Taha Akyol,Ercüment Özkan....
—DP: O kim?
—Hani iktibas dergisi var ya, onun müdürü, Fehmi Koru. İkinci kademe hedefler
bu. Kıbnsta dün bombalama olayı oldu. Anarşiye çekilecek gruplarla ilgili. Polis müdürü ve
askeri yetkililer...
—DP: Kim bunlar?
—Abdi İpekçiyi vurduranlar.
—Oral Çeliklerini?
—Onlar tasviye oldu. İşleri bitti tasviye edildiler.
(İki çocuğun nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. Cengiz Ayhan'ı iki kez elektrik çarptı-
Gülüyor)
Arşivleri var. İstanbul Üsküdar, Hacı Bayram, Sıraselviler'de Çek senet bürosu.
DP- Merkezleri Buralar mı?
—Gülüyor. Beyko'yu biliyor musun? Rum Ermeni Yahudi Katliam Ordusu.
Ferruh Sezgin'i kafana yaz. Yeni Düşünce dergisi (yazarı veya müdürü dedi)
Sol eylem tarihlerini yaz. 21,22,26,30 Ekim tarihlerinde sol eylem yapılacak. Bu
günlerde Mehmet Ağar'a hoş geldin eylemi var. 9-10 Kasım'da eylem var.
Şimdi şifreleri veriyorum, yaz:
"Rableri onları Yahudilerin nankörlüklerinden dolayı maymuna çevirdi."
DP: Kim bu?
—Talat Hamlan
DP: Kimsin sen, dostumuz musun?
—Sizlerden hoşlanmıyorum. Dostunuzum desem yalan olur.
DP: Peki niye arıyor ve bunları söylüyorsun?
—Cebeci'deki toplantı vardı. Orada sizi savundum. Niye Doğu Perinçek
öldürülecek. Amerikancı değil bu adam... Biliyorsunuz Uğur Mumcu ve sizin için sürekli yok
MİT yok CİA laflan dolaştınlıyor.
—DP: Peki senen fikrin ne, doğru mu laflar. Yok, sizin için doğru değil.
Biz bildirdik bütün cinayetleri. Beyazıtta boş..............."Meclisi dolduran Hayvan
sürüsü" şifresini biz bildirdik.Sonra Heyzen Tevfık. Yaz telefon numarasını. 179 01 18.
—DP: Nedir bu numara?
—Emniyet İstanbul İstihbaratı. Bildirdik hep. Hiram'ı Da bildirdik.
Şifrelere devam ediyorum:
"Senin kalbini kıracağıma Şeytanın bacağını kıranm daha iyi." Nihal Atsız'm
"Topal Asker " şiiri. Buda sizin şifreniz. Çoktan gidecektiniz, Çoktan indireceklerdi sizi.
"Kerkük'ün dereleri aksa yukan aksa".........Bu da Emel doğramacının veya İhsan
Doğramacı'nm.
"Şan tiyatrosunda herhangi bir şeylere gidiniz" Ferhan Şensoy.
Sonra sol adına bombalama yapılacaktı. Avrasya maratonuna yapacaklardı,
olmadı.
DP: Yani tek merkezden mi terör diyorsun, solu da sağı da aynı merkez
yönlendiriyor diyorsun, öyle mi?
—Tabi tek merkez. THKP-C/Acilciler idianamesini okudunuz mu?
—DP: Nerden okuyayım, niçin?
—Orada eylem fikri askeri öğrencilerden gelir, eylemi bizim kahraman çocuklar
yapar, onlar gider gürültüye. Yaz yaz : Galip Erdem, Ferruh Sezgin..........
—DP: Yani arkasında bunlar var mı demek istiyorsun?
—Araştmn anlayın, yok öyle demek istemiyorum, haberleri var.
—DP: Oral Çelik grubu mu işe devam ediyor?
-(Gülüyor) Onlar kullanıldı, bitti işleri. Arkada yedekte bekleyen ekip vardı. Davit
Morle'nin kitabını okudunuz mu?
—DP: Hayır, ne kitabı o?
—İntikam çocukları... Bu kitabı okursanız Türkiye'deki olayları anlarsınız. O
kitapta ihtiyarlar ve evlatlan var.(Daha sonra ihtiyarların evlatlarını kullandığını ve harcadığını
söyleyecek)
Mahir Hoca haklı (Mahir Kaynak'ı kastediyor). Aptal şeriatçılar yapamaz bunları,
öyle organize değiller, beceremezler. Eski ülkücüler.
Şu anda İhsan Doğramacı İstanbul'da evi kontrolda. Gözetleniyor izleniyor.
Tempo da Ümit Sezgin yazdı. Okudunuz değil mi?

Şenol Özaltm var. Bir bacağı sakat bu çocuğun. Suudi Arabistan.


Bekaa'da eğitim görmüş.
DP- Bekaa'da kimin kampında, hangi kampta?
—Hüseyin Fadallah'm...
—Orhan Şahin...

Suriyeli çocuk... Karaiblerden Mısır a gitmiş.


Mısır... İhvani Müslimin... ayrılıklar.
Cihad grubu var. Cihad Paşa grubu.
Ümit Sezgin'i biliyor musunuz, nasıl bir insan o, güvenilir mi?
—Tanımıyorum Ümit Sezgin'i.
(Doğu Perinçek, gelsene bize konuşalım, yüz yüze anlat bunları)
—DP: Niye anlatıyorsun bize bunları, amacın ne?
—Devletten yanayım, milletimden yanayım.
Sizin derginin orada örümcek karakol kurmuş.
İskenderun da konferans verdiğin zaman Turan Dursun'un katili oradaydı, salonda
sizin konferansı dinledi..Uzun boylu. Ankara Adana yolunda işinizi göreceklerdi sizin.
Yapamadılar. Ne zamandır indireceklerdi sizi.
DP- Peki Senin fikrin ne, iyi mi olur beni indirmeleri?
—Size dost değilim ama siz öğrettiniz bize bazı gerçekleri.
Havadan intihar saldırısı düzenlendi...........
—DP: İsa ArmağanTa ilişkisi var mı bu işlerin?
—Yakındam tanırım onu. Siz yazdınız.(Gülüyor.) İran Meşhed'teki eğitim
kampında......
Babası önemli.(Baba üzerinde duruyor dönüp dolaşıp)
Bir dakika. ( Yanmdakine sesleniyor: İsa'yı soruyorlar Ayşe .............Bir kadın sesi
geliyor.....Söylemeyelim mi?)
Oral Çelik'in üstünde biri var.
Bir kez Yüzyıl dergisinden çıkmıştınız. O hürriyet matbaasına inen sokakta
yanımdan geçtiniz. Ben boyacıydım.
Bana "Naber koçum" dedin yanımdan geçerken.
Teoman Koman paşaya anlatıyım mı bunları?
—DP: Sen gel bize anlat, yolla bütün bu bilgileri.
(Birkaç kez jetonu bitti, dışarıdan telefon ediyordu. Kalabalık bir yer .Sesler.
Elinde kağıtlar var. Ama konulara hakim)
AHMET'İN 2. TELEFONU
—DP: Kıpnsla ilgili bir şeyler söyledin demin. Neydi onlar?
—Türkiye'den gittiler.
DP- Kim?
Onlar işte.
(Sürekli bazı lgileri vermeye çalışıyor. E^M^^^ı^ var. Ama konul
bilgileri vermeye evaplıyor ve konulara haj^yrff *4r\
çalışıyor.
J^M^^^î^var. Ama konulan biliyor. sordun mu ezbere ce
—Hiram Abas, 22 Kasım 1987 günü Tuz gölünde Şereflikoçhisar, Hollandalı şirket
varya Ünliver (dili zor dönüyor) Sana vitayı yapıyor, Hollanda firması, onun müfettişiyle
buluştu. Ne konuştular?
—DP: Ne konuştular?
—Gülüyor. Araştırın bunları. Önemli.
7 Ocak 1998 gününde Düzce'de bir Çerkez köyünde buluştular.
—DP: Köyün adımı Çerkez, yoksa Çerkezlerin oturduğu bir köy mü?
—Çerkezlerin köyü.
DP -Adı ne köyün ?
—Sonra vereceğiz adını köyün.
Büyük Hendek Nevi alom Sinagogu katliamında ölenler arasında çocuk yok, niçin
biliyormusun? Biliyorsun Yahudi ayinlerine çocuklar kadınlar katılır. Ama o gün çocuk yok.
Ayrıca Haham (?) David Asion o gün gelmemiş. Orada bir toplantı yapılıyor olmasın?
Yeni Ermeni patriği, Gülbenkyan'm akrabası.
.. .(Bilgiler zaptedilemedi)
Senin İsrail evlerinde evin var değimli?
DP- Benim değil, İsrail'le ilgisi ilgisi yok o evlerin, mebus evleri onlar. Babamın
evi var. orada.
-Murat Bayrak ... Abda ajanı mı, alman ajanımı?
Orly hava alanında bavul patladı 8 fransız vatandaşı öldü.
DP- Kim yaptı?
Cemal Kutay'm Teşkilatı Mahsusa kitabını okuyun. Cevabı orada.
Sonra Enver Paşa'nm Gizli vasiyeti Kapalı Çarşıda kilim satan Ermeni'de.Yanın da
çay ocağı var dükkanın.
Esat Oktay Yıldıran'ı Kısıklı'da öldürenler.. ..Sonra........gittiler.......ne arıyorlardı?
Albay Rıfat Uğurlutan'ı öldürenler sol değil.
Çorumda 10 yıldır arkeoleji kazısı yapan alman amca Almanların Lavrance'i.
Türkeş'in Almanlarla ilişkilerinden bazıları bayağı rahatsız.
Son askeri ihalelerde Almanların payı ne, araştırın bunu. Almanların yüzdesi
düştü.
Almanların anti kominist kişilere para aktarmaya son verdi. Şimdi bu faaliyetler
için para Suudilerden geliyor.
ABD Almanya'yı engellemek istiyor.
Münafıkların başı.............
Üç S'yi biliyormusun?
Birinci S: Sol. İkinci S : Sağ. Üçüncü S: Silahlı Kuvvetler, yani ordu. Ona da sıra
gelecek. Onlardan da indirecekeler. Recep Ergun'u, adamı indirecekler.
En son da Kenan bey.
—DP: Peki hedefleri ne?
-... Başka soruların var mı sor söyleyeyim.
—DP: Erol Simavi'den söz ediyordun, öldüremediler dedin bir kadından söz ettin.
—Fatma Melek. Annesinin 40. yıldönümü mevlidi vardı. Kanlıca'da .Camide
mevlüde gelecekti. Orada halledeceklerdi, gelemdi, o iş kaldı.
Ben size bize gelenleri veriyorum.
İhtiyar, evlatları......
Yetimhaneden alınmış çocuklar var o kitapta. Kullanıyor harcatıyor sonra.
Çocuklar ayıktı şimdi. İkisi ayıktı. Biri kalp krizinden gitti. Öbürünü iki kez elektrik çarptı
nasıl oluyorsa?
İhtiyarlar.....çeşit......... , * -- "*" "^ ^ t.
Hiram şirkette ' • -' *J \,
Cihad paşa kendine has çocukları var.
Seni ilticaya karşı olduğundan değil, PKK taraftan olmandan dolayı indirecekler.
Temizleyecekler.
Beni eğitiyorlar,.......ağbeyler, babalar, amcalar, sonra da....
NOT: Jetonlu telefonla aradı. Yanında bir kız vardı. Çok sesler geliyordu.
Kalabalık bir yer. Benim sesisimi zor anlıyordu, kalabalık nedeniyle / Elinde kağıtlar var. Bazı
şifreleri vermek istiyor. Bazı bilgileri hızla anlatıyor, okuyor büyük ihtimalle. Arada
"soracağın var mı" diyor.
Enson "Mehmet Eymür'ün telefonu var mı sizde, bana verin onu dedi.Eymür'ü
arıyor.
17 Ekim Çarşamba ..ayıl'ı aradı
—İran Savamak'ta eğitilen adamlar ABD elçiliğine saldırı düşündüler. Bazı
vatandaşlar buna inanmadılar. MİT'teki bazı vatandaşlar...
—Soru üzerine: Şenollar henüz işin teorisindeler.
Emniyetin Terör Dairesine, Karanfil sokağa girip çıkıyorlar.
—Safa Kırla: Kalp krizinden gitti. İstanbul üniversitesi. İsa ArmağanTa bağı vardı
eskiden... İki üniversiteye jokerle aldırdığı bir şahıs...
—DP: Mahir Hoca'nm neresi haklı? (Tatminkar yanıt yok. Geçiştiriyor)
—Binbaşı Esat Oktay öldürüldüğü zaman Rıfat Uğurlutan ile aynı aynı
görevdeydi. Olaydan sonra Varujan Kumdagezer'in butiği basıldı.
—Ağbi Ferdi Tamer napıyor? Onun karpuzcu dükkanına gidip yardım etmek geldi
o zaman gazeteden okuyunca içimden. Alparslan Türkeş'in kapısını beklerken gidip Ecevit'e
de yardım etmiştim. Çok dürüst mütevazi bir insan.
—DP: Olayların özü nedir?
—Hürriyet yayınlarından çıktı "Votka-Kola" diye bir kitap var. Onu okuyun
anlarsınız. Alman -ABD çarpışması.
-Gruplar şu an panik içinde .
-Girmediler dans ettiğimiz???
—Alman kanadı bölündü şu sıra.
17 Ekim Çarşamba İkinci arama
Önemli adam: Emekli asker, Fahri Görgülü'nün sınıf arkadaş Haluk Akter'in
yakından tanıdığı, Ufı mağazasının yanında dükka var.İstanbul'dan çekildi.
—Oral Çelik'in üstündeki adam ordudan atılmıştı. Gösteriş için onu ordudan
attılar. Aslında faaliyetini sürdürdü.
—Hacı Bayramda askeri okuldan atılma Üç kişi var. Bunlar Sefanın
memleketinden... 8 üniversiteden...
—Papa vurulduğu zaman üzerinde zırhlı elbise vardı. Papayı ameliyat eden doktor
ölü bulundu.
—Özal yaramazlık yaptı. Hiram'a görev vermesi o grubu huzursuz etti. (Suikastın
nedeni sorulunca verdiği cevap)
—Fikri Sağlar klubün birinden öğrendi onları.
—Çeçenim. Kafkasyalıyım (Konuşma sırasında sorulara cevap olarak çıktı bunlar)
—Oral Çelik mutemet olarak çalışıyordu. Oral'in üstündeki görevliydi.
-"Meclisi dolduran hayvan sürüsü" :Neyzen Tevfık'in şiir kitabının arkasında
yazar. Bahriye Üçok ve Türkan Akyol'u öldürme şifresi.
—Şenol Özaltm, İç Aydınlık 347 62 37.
—Suriyeli Çocuk hakkında: Şenol'la ilişkili. Aslında Suriyeli değil. Afganistan
veya Pakistanlı fakat Suriyeli olduğunu söylüyor. ABD pasaportu ve dolar var. Dev-Yol
kökenlilerle de Esat efendicilerle de ilişkili. Cuheymijyi-^sevi^r (İki katliam var kabede
cuheymi onlardan biri) / ' *> -**^A
*■ > • •■#"7-

â^o-C^'
—Suat? (İlk soruşta cevap vermedi, bilmiyorum dedi) Daha sonra Bizim Ocak
dergisinden Suat'ın tanıdığı olabilir o. Telefonda sorulduğu zaman, ilkönce aklına gelen ilk
ismi söylemiştir.
HÜSEYİN KARANLIKTA KONUŞMA (El yazması ile yazılmış)
—Ben Ahmet, Doğu bey gelmedimi?
—Henüz gelmedi buyurun.
-Dün söylediğim iki kişi var ya, Üçok'la ilgili . Onlar şimdi Oran ve Dikmen
sitesinde dolaşıyorlar. Ecevit ve Türkeş'in evlerinin bulunduğu yerler. Birinin peşindeler.
Ecevit ve Türkeş'in evinin civarında gözükmüşler.
—Bunlardan birini mi vuracaklar? (Biraz beklemeden sonra )olabilir.
—Peki, kim bunlar, isimleri ne? Eşgal verdin mi? Ben bu iki kişiyi anlamadım.
—Ben Doğu beye söyledim, o biliyor. Şimdi isim veremem.
—Peki, niçin bunları bize anlatıyorsun. Büyük gazeteler var, Sabah , Hürriyet.
—Sansasyonel bir haber yapmak istemiyoruz. Halk etkilenir.
—Ama dün bana söylediğin isimler içinde Ecevit'le Türkeş yoktu, nerden çıktı
şimdi.
—Ben Doğu Beye daha geniş bir isim listesi vermiştim, orda varlar.
—Peki, biz yayınlarsak, bizden alır yazarlar yine öyle olmaz mı?
—Sizin gerçekçi olduğunuzu biliyoruz. Siz daha doğru değerlendirirsiniz. Hem
şimdi yayınlamayın. Ben size göndereceğim. Bir arkadaş göndereceğim. Dinlenmeyen bir
telefon numarası verin. Orda daha geniş bir bilgi vereceğim.
—Biz bir telefon numarasını hazırlayalım da, en iyisi gel buraya, yüz yüze
konuşalım. Telefonun bir sürü güçlükleri var. Yüzlerce insan girip çıkıyor. Sizi kim bilecek.
—Ordakiler beni tanıyorlar. Sizin etraftakiler. Bizim de güvenliğimiz söz konusu.
Anlamanız lazım.
HASAN YALÇIN'A( el yazması ile yazılmış)
(Bu notları santralda görevli arkadaş almış. Arayan ,önce Doğuyu sormuş, yoksa
Hüseyin Karanlık'ı istemiş. O da bulunmayınca acele bir tempoyla yazdırmış.Jetonla aramış,
bitince sonra tekrar ararım demiş. Adını Ahmet, yada Ali gibi kısa bir isim olarak söyledi
diyor. Beni ve konuyu biliyorlar demiş.) 16 Kasım
İller: Maraş, Malatya, Erzincan, G. Antep, Aksaray.
Cephanelikler: Erciyes, Hasandağı, Ağrı, Nemrut, Toros, İstanbulda Anadolu
kavağı, Cenevizliler Kalesi, Sürmene Manastın.
Mehmet Ali Ağca, İsa Armağan gibi Niğde Aksaray'a geldi. Akimeskop (?)
Kooperatifinde bekledi Nevşehir'de pasaportu hazırlanana kadar.
İki grup var: l)Vurucu grup. 2)İdeolıjik gruplar içine girerek yönlendirme ve
kışkırtma yapan grup. Bunlardan ayn birde Çerkez grubu var. Diğer gruplara sızan kişiler
Çerkezlerden seçiliyor. Bu gruptan ayrılan bir ihtiyar var. Havaalanını ve Kapalıçarşı
baskmlanna kansan. Bu adamın çocuklanndan biri Etimesut'ta , diğer çocuğu da Kanlıca'da
ölü olarak bulundu. Geride 7 çocuğu var. Onlar devreye girecekler. Kasımda , en geç 15
Ocak'a kadar dini grup vuracak.
(Bunlan şimdilik yazmasınlar, tekrar arayacağım.)
HASAN YALÇIN'A (el yazması ile yazılmış)
AHMET'İN TEHDİT TELEFONU 1 ARALIK 90 CUMARTESİ
Adının Ahmet olduğunu söyleyen bir şahıs Cumartesi günü öğleden sonra dergiye
telefon ederek, önce Doğu Perinçekle, sonra Hüseyin Karanlıkla konuşmak istediğini
söylemiş, ikisinin de dergide olmadığı söylenince şu notu onlara ilet diyerek söyledikleri:
"Cihat paşa ile uğraşıyorsunuz. Uğraşmayın. Uğraşırsanız size de bir bomba gelir.
Hani aşağıda buzdolabı paketleri var onun gibi bir şey gejjfcfeepttiız havaya uçarsınız."
Notu alıp, aktaran. Duran / , „
Hasan YALÇIN'a (El Yazması ile yazılmış)
(Bu notları santralda görevli arkadaş almış. Arayan, önce Doğu'yu sormuş, yoksa
Hüseyin Karanlık'ı istemiş. O da bulunmayınca acele bir tempoyla yazdırmış. Jetonla aramış.
Bitince sonra tekrar ararım demiş. Adın Ahmet, ya da Ali gibi kısa bir isimi olarak söyledi
diyor. Beni ve bu konuyu biliyorlar demiş)
İller: Maraş, Malatya, Erzincan, G. Antep, Aksaray
Cephanelikler. Erciyes, Hasandağı, Ağrı, Nemrut, Toros, İstanbul'da Anadolu
Kavağı, Cenevizliler Kalesi, Sürmene Manastırı
Mehmet Ali Ağca, İsa Armağan gibi Niğde Aksaray'a geldi. Akimeskop (?)
kooperatifinde bekledi Nevşehir'de pasaportu hazırlanana kadar.
İki grup var: 1) Vurucu Grup, 2) İdeolojik gruplar içine girerek yönlendirme ve
kışkırtma yapan grup. Bunlardan ayrı olarak bir de Çerkez grubu var. Diğer gruplara sızan
kişiler Çerkezlerden seçiliyor. Bu gruptan ayrılan bir ihtiyar var. Havaalanı ve Kapalıçarşı
baskmlanna kansan. Bu adamın çocuklanndan biri Etimesgut'ta, diğer çocuğu da Kanlıca'da
ölü olarak bulundu. Geride 7 çocuğu var. Onlar devreye girecekler. Kasımda en geç 15 Ocak'a
kadar dini grup vuracak, (bunlan şimdilik yazmasınlar, tekrar arayacağım)
l'den 21'e kadar numaralandırılan 1 Aralık 2001 ile başlayıp mümkün
görülmektedir ile biten doküman incelendiğinde;
"11 Aradık 2001. Saat 18.30-19.00" ile başlayan 1 sayfalık doküman içeriğinde,
Jandarma Kıdemli Albay Ali Dikmen- Söz konusu telefon numarasında bu isimde bir şahsın
bulunmadığı, Jandarma Kıdemli Albay Mürsel Özer- BU kişi hakkında bazı iddialann yer
aldığı ihbar mektubu ile ilgili kendisiyle görüşmek üzere telefonla randevu istendiği,
Jandarma Kıdemli Albay Yaşar Karaoğlu-Aynı ihbar konusu ile ilgili kendisiyle görüşmek için
telefonla randevu istendiği, daha sonra kendisinin aradığı ve ihbar ile ilgili görüşmeye gerek
duymadığını belirttiği,
"Cem Ersever' in ekibinde yer alan halen yurtdışında bir ülkede yaşayan eski
JİTEM görevlisi Batılı bir araştırmacıya anlatır. Yaz 1997" ile başlayan 3 sayfalık doküman
içeriğinde, Afganistan' da üretilen baz morfinin eroine dönüştürülerek Avrupa' ya taşındığı iki
güzergah' m bulunduğu, bunlann;
MİT-Ordu-Kontrgerilla-Ülkücü Mafya: Trafiğin %30' unu elinde
bulundurdukları, mali Mersin limanmdan gemiler ile taşıdıkları, İran ve Türkiye' nin
Güneydoğu' sundaki laboratuarlar ile diğer ağlarda yakalanan ve yine uyuşturucu
savaşını finanse etmek için tekrar satılan uyuşturucuların kaynak olduğu, Güneydoğu' da
Mit ve Kontrgerillayla bağlantılı İsmail Kılıç ile Özel Tim Şefi Hayri Tezcan' in, İstanbul' da
çetin Haspiren' in, Amsterdam' da Cuma Ali Karakoyunluoğlu' nun bu konuda koordinatör
olduklan,
PKK-Suriye İstihbaratı-Hizbullah-İran: Trafiğin %70' ini yönettiği, tamamen deniz
yolunu kullandıklan, Mersin ya da Lübnan' m Mina kentini kullandıklan, uyuşturucuyu
Avrupa' da görevlilerine yüklü miktarlarda para ödeyerek kontrol altına aldıklan limanlara
götürdükleri,
KİLİT İSİMLER başlığı altında; Türk Ordusu ve Mit de dahil olmak üzere
bütün uyuşturucu sektörlerinin işbirliği içinde bulundukları, İran' da Said Mosani' nin
sınır güçlerini, Osman Öcalan' m PKK' in İran' daki trafiğini kontrol ettiği, Deryus kod Ahmed
Vahidi' nin Hizbullah' ı, Ahmed Falahian' m İran' daki trafiği, Mecid Kemal' m laboraruarlan
kontrol altında tuttuğu, Kıbns koordinatörünün Albert kod Abdullah, Suriye' de ise Mustafa
Hayr' m olduğu, LABORATUVAR VE DT^ef^R^YERLERİ başlığı altında; Abdullah Kar
koordinesinde Urumiye yakınlannda M|lage' de^Aeyni Okuluna komşu bir

/O 6 Avf^'Ol
çiftliğin PKK' m elinde en büyük laboratuar olduğu, ikincisinin Serdar koordinesinde Urumiye
yakınlarındaki Zive' deki bir kurt mülteci kampında olduğu, Şevki koordinesinde serbest
kentinde bir depo bulunduğu, Rıza, Derya ve Kudüs otellerinin depo olabileceği, Nirveda
PKK kampında bir deponun olduğu, İran Ordusu' nun üssü Şehit Mustafa Pastar' da da bir
deponun bulunduğu,
"Bu öyle bir proje ki bir dini cemaati camiaya, bir okulu dünyaya taşıyor" ile
başlayan 6 sayfalık dokümanda, uluslar arası faaliyet gösteren çeşitli eğitim kurumları ile ilgili
bilgiler ile Türkiye açısından yapılan değerlendirme sonuçlarının yer aldığı ifadelerin
bulunduğu,
"Bakan danışmanın verdiği bilgiler(23 Mayıs 2000)" ile başlayan, 2 sayfalık
dokümanda, Ahmet Taner KIŞLALI ve Uğur MUMCU olaylarının Amerika ve İsrail' in bir
operasyonu olduğu ve bundan en çok yarar sağlayanların bunların oldukları, Emniyet içinde
ve Mehmet EYMÜR yanlılarının İran üzerindeki kuşkuların azalması için işi sulandırdıkları,
Irak ile ilgili çeşitli stratejiler geliştirerek İran' m bölgedeki etkinliğini artırdıkları, İran' m bu
bağlamda Türkiye ile paralel olmadığı, Türkiye, Amerika ve İsrail' in gizli olarak yürüttükleri
çalışmalar neticesinde Güneydoğu' da petrol ve doğalgaz rezervleri bulunduğu, bu planların
İsrail' in elinde olduğu, esas katillerin İran' la bağlantılı olarak bilindiği, işin içinde Eymür
grubunun olduğu, ABD Ermenistan ilişkileri gibi bilgilerin bulunduğu,
"Gazi Erçel, Bilderberg toplantılarına üç kez katılarak. Bu toplantılar konusunda
Türkiye rekoru kırdı" ile başlayan 3 sayfalık doküman içeriğinde, Merkez Bankasının
uyuşturucu parasının aklanması ve transfer edilmesinde önemli bir unsur olduğu, Rüşdü
Sadaçoğlu, Gazi Erçel ve Şükrü Karahasanoğlu' nun hortumcularm teorik ve uygulayacı üç
babası olduğu, Akın Güngör ile Şükrü Karaçam' m ajan bankacılar olduğu, Gazi Erçel' in
giden hükümetlere rağmen hala görevine devam ettiği şeklinde bilgiler ile Gazi Erçel
hakkında gündeme gelen gelmeyen iddilar ve Merkez Bankası Niçin Kuruldu? Şeklinde
açıklamaların yer aldığı,
"Hazarfen 6 Nisan 2001" ile başlayan 2 sayfalık doküman içeriğinde, Yekta
Güngör Özden, Çevik Bir ve Rıdvan Budak' in CIA ile ilişkili oldukları, 25 Ocak 2001 CIA
istihbarat notu başlığında, Rıdvan Budak' m ABD ve AB yönelişi olarak değerlendirilen
görüşme notları, devamında ABD' nin amacının Ordu' yu darbeye zorlamak olduğu, bu
konuda ABD' nin bazı stratejilerinin belirtildiği,
'^2.MİT RAPORU" el yazması başlıklı 4 sayfalık doküman içeriğinde, EGM
Mehmet AĞAR' a bağlı, EGM Müşaviri Korkut EKEN' in sevk ve idaresinde genellikle eski
ülkücülerden müteşekkil, sözde PKK ve Dev Sol' la mücadele etmek amacıyla bir suç ekibinin
kurulduğu, bu suç ekibinde Abdullah ÇATLI, Haluk KIRCI, Abdurrahman BUĞDAY, Sami
HOŞTAN, Sedat PEKER, Mehmet GÖZEN, Ali YASAK' un bulunduğu ye bu kişilere ait bazı
bilgilerin yazıldığı, Askar Simitko, Lazım Esmaeili ve Tarık ÜMİT olaylarının bu grup
tarafından gerçekleştirilen ancak faili meçhul olaylar olduğu, bu olayın uyuşturucu
ticaretindeki anlaşmazlık nedeniyle gerçekleştirildiği, neticesinde 1 milyon dolar para
aldıkları, devamında Tarık ÜMİT olayının belirtildiği, EGM Mehmet AĞAR' a bağlı özel
ekibin, çoğunluğu kaçakçılardan oluşan 50 kişilik bir liste hazırladığı, bu listedeki kişilerden
toplam 30-40 milyon doları bulan miktarda para alındığı, bu paraların Korkut EKEN
tarafından paylaştırıldığı, Tarık ÜMİT' in bu ekibin işlerini bildiği, bunları zaman zaman
dillendirdiği, arası çok iyi olduğu Korkut EKEN ile arasanmm açılmasından sonra Korkut
EKEN tarafından tehdit edildiği, Abdullah ÇATLI ve ekibinin Tarık ÜMİT' i öldürmek üzere
araştırmalar yaptıkları, olayı araştıran İstanbul Jandarma Komutanlığı ^öjcejd|lerinin özel
ekipten Haluk KIRCI ile Polis memuru Ayhan AKÇA' yi ^aladıkjj^ancak EGM' den gelen
«^
^ ğ 1617 m y~^ S\\
baskılar sonucu serbest bırakıldıkları, neticede bu eylemlerin devlet üniformasının koruması
altında yürütülen uyuşturucu kaçakçılığı, çok büyük meblağlardaki çıkar ilişkileri ve
cinayetler zincirinin bir halkası olduğu, önlenmemesi halinde bu ekibin gelecekte siyasi
cinayetlere de tevessül etmesinin mümkün olacağı, şeklinde bilgiler bulunan doküman, (bu
raporun MİT e ait olmadığı belirüilmiştir)
l'den 3'e kadar numaralandırılan Washington ve Newyork'ta ki Türk elçiliğine
giderek ibaresi ile başlayıp 1 yıllık eğitim dönemi bittiğinde ile biten doküman incelendiğinde;
2. Sayfasının üstünde el yazması Fuat Kozluklu 33 11 Windom Circle APT 3200
Alexandria Virginia 223... yazan Fethullah Gülen ve Zaman gazetesinin ABD'de ki
faaliyetlerini içerir istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,
l'den 73'e kadar numaralandırılan sponsor ile başlayıp Cevdet Saral 1. Sınıf
Emniyet Müdürü İl Emniyet Müdürü ile biten doküman incelendiğinde;
5. Sayfa: 18.12.1997 Yalova tarihli Arif Ekim tarafından Feyza Perinçek'e hitaben
yazılmış, 17.01.1997 akşamı YEKÇEV tarafından verilen yemekte dağıtılan broşür ve Gülerce
kardeşler şeklinde belirtilen şahıslar hakkında istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen
doküman,
27 Ekim saat:00.50 ile başlayıp iyi akşamlar ile biten doküman incelendiğinde;
Üstünde el yazması 27 ekim yazan içeriğinde; Adam ve Hava şeklinde karşılıklı
konuşma formatmda yazılmış, Rusya Moskova'dan operasyondan geldiğini belirten bir şahsın,
bazı milletvekillerini istifa ettirdiklerini ve bunların hepsinin İşçi Partisine katılacağını
belirterek, bu durumu Doğu'ya bildirilmesini isteyen bir sayfa doküman,
l'den 2'ye kadar numaralandırılan Sayın Emin GÜRSES'in dikkatine ile başlayıp, 0
216 33621 78 numara ile biten doküman incelendiğinde;
Bilgisayar çıktısı " Sayın Emin GÜRSES'in dikkatine" ile başlayan 10 (on) farklı
şahsın isimleri altlarında Üniversite ve bölüm isimleri ve cep telefon numaraları,
l'den 15'e kadar numaralandırılan Ülke tehlikede bunları durdurun ile başlayıp
Bşçvş. Muharrem Keskin ile biten doküman incelendiğinde;
Üst kısmında el yazması Hasan Celal Güzel'in provovakasyon yazan, "ÜLKE
TEHLİKEDE BUNLARI DURDURUNUZ" başlığı ile başlayan, başlangıçta Alevilik
söylemlerinin hoşuna gitmesi nedeniyle aralarına katıldığı grubun gerçekte Alevilikle
alakalarının olmadığını ve Alevi söylemlerini kullanarak farklı amaçlar peşinde olduklarını
anladığını, hedeflerinde vatansever insanlar ile ülke idaresi olduğunu, bu grubun bazı üst
düzey generallerin de katıldığı Mayıs 1997' de yapmış olduğu gizli bir toplantıda almış olduğu
kararları Ülke ve Devleti tehlikeye atacakları düşüncesiyle deşifre etmeyi kendisine bir görev
kabul ettiğini, toplantıda çıkan kararların ise;
Türklerin üstün bir Ulus olduğu safsatasının yıkın
Atatürk' ün alevi kurt köylerini katletti gibi sözleri durdurun, Atatürk' ten başka
kullanılacak neyimiz var.
Güneydoğuda bizimkiler postu deldirmesin, buna yönelik önlemler alın. Tayin
dairesi mutlaka elimizde olmalı. Cepheye bizden olmayan o namussuzları sürün.
Kürt konusunda öne çıkmayın, ordu alevi J§6r4 köyljîiîp^boşaltıyor, devlet zulüm
yapıyor deniliyormuş, bize aydın insan lazım bırak groersinler. <L\

""""^^Zus^1^'
Alevi olmayana hiçbir zaman tam güvenmeyeceksin, alevi olmayan herkesin anti
laik olma ihtimali uzun vadede de olsa olabilir.
Dincilerin çok kızdığı ÇEVİK PAŞA ve DOĞU AKTULGA' da dahil, bu
adamların milliyetçilik duygusu sokaktaki adamınki kadar fanatik, dinlediğin zaman Faşist
zannediyorsun asla güvenmeyecek ama kullanacaksın.
Ordunun müdahalesini sağlamak için, orduda ve sivil toplumda etnik ve irticai
faaliyetleri seyredin, yer yer körükleyin.
Ordudan altı ayda bir adam atarak, yarın darbe yapma gerekçenizi ortadan
kaldırmayın, bırakın, tehlikeyi müdahale boyutunda büyütün.
Herkes ne pahasına olursa olsun kendini gizlesin. Birliklerde bilinen ve deşifre
olan varsa vitrin yapılsın, kendi söylemlerimizi seslendirsin.
Her yerde irtica var kampanyası başlatılsın. Sadece eşi kapalı olan, namaz kılan
değil, sağcı, milliyetçi, yarın irticaya kaçması veya size engel olması muhtemel herkesi yazın,
ilgili mercilere şikâyet edin, onlann adına dinci dergiler, gazeteler gönderin, akrabalanmn
adını öğrenin, onlann isimleriyle başlannı belaya sokacak mektuplar, kartlar gönderin.
Alevi olan birlik komutanlan, yoksa Laikleri sıkıştmn, çokça eğlence düzenleyin,
dansöz ve içkiyi zorlayın.
Din ve milliyetçilik duygusunu zayıflatan yollann neler olduğu açık bunlan
kullanın.
Okullarda öğrencilerin kız arkadaşlıklannı teşvik edin, yapabiliyorsanız, Osmanlı
hayranlığını kınn. Cinsel konularda sınırlan zorlayın, çünkü bu konu insan zaafının başında
gelir.
Şeklinde olduğunun, devamında "VE GİZLİ TOPLANTIDA KONUŞMA
NOTLARI!" başlığı altında Genel Kurmay Harekât Başkanı Korgeneral Çetin DOĞAN ile
K.K.K.' lığı Eğt. ve Ok. D.Bşk.Tuğg. Volkan KAPLAMA arasında geçen;
Çetin DOĞAN'm, Türkiye'nin idaresi ordunun kontrolünde değil, darbe
yapmayacağını yemin eden bir ordunun etkisi ne kadar olabilir, Tansu ÇİLLER şu anda dini
söylemleriyle rol yapıyor da olabilir, ciddi de olabilir çünkü geberesi kadın Sünni, Mesut
YILMAZ için de aynı şey geçerli, irtica tehlikesi iyice büyüsün, din bizim için zararlıdır,
TÜRKLERİN ÜSTÜN BİR ULUS OLDUĞU SAFSATASINI YIKIN, hanımlannız dekolte
giysin diğerlerinin hanımlannı açık giymeye teşvik etsin, ÇEVİK PAŞA' NIN YERİNE
BİZDEN AKILLI BİRİ OLSAYDI, KARADAYI SÜNEPESİNİN DAHA VERİMLİ
OLMASINI SAĞLARDIK, Arkadaşlar çok çalışsın Bizim olmayan bu devlet mutlaka bizim
olacaktır, Biz Türkiye'de İslam ile bağlantılı görülen ama bu dini tamamen değiştirecek bir
Türkiye Aleviliği yaratmak zorundayız,
Şeklinde beyanlannm olduğu konuşma metni, devamında "VE AYNI GÜNLERDE
BİR BAŞKA TOPLANTI" başlıklı K.K.K.' lığı Eğt. ve Ok. D.Bşk.Tuğg. Volkan KAPLAMA
ile aynı dairede çalışan Kurmay Albay Turgay TEKMEN arasında geçen;
Volkan KAPLAMA' mn gerçek laiklik ancak alevi toplumda gerçekleşir, aptal
komutanlar, her gün güdeme gelerek ülkedeki şeriatçı birikimi azaltarak bir müdahalenin
önünü kesiyorlar, Doğu Paşa da ayrı görüşte, şeklinde^beyanlan ile birçok üst düzey
komutanın durumunu belirtir beyanlannm bulunduğu^^uşma^tai, devamında "VE YİNE
TOPLANTIDAN ÇIKAN PRENSİP KARARLARj^feaşlıklı, V>\
Alevilik bu ülkede bir gurur kaynağı olana kadar, yani memleketi avucumuza
alana kadar herkes kendisini gizleyecek........ "Fisunoğlu, bana korgeneral iken, 'ben karımı
oynata zıplata bu noktaya geldim' demişti. Bizim için de ölçü bu olmalıdır"
Deşifre olmuş aleviler... Sevgi desinler insanlık desinler ama ülke için oynadığımız
belli etmesinler.
Alevi dışında hiç kimse ateist olsa bile güvenilmeyecek...
Hal hatır soranlara, "Allah' a şükür" densin. Bizi dinci sansınlar...
PKK'ya karşı savaşanlara el altından şu mesajı gönderin, "sakın ha ölmeyin,
bırakın Atatürkçü olsa da sunniler ölsün"
Herkes, çalıştığı yerde irtica var yaygarası koparsın... irtica kokusu olan mektuplar
iş adreslerine postalansın...
Şeklinde olduğunun, bu yazılar ekinde; 1 sayfa orgeneral Doğu AKTULGA' ya
bağlı olduğu değerlendirilen birimler şeması, 1 sayfa istihbarat birimleri şeması, 1 sayfa Kara
Harp Okulu şeması, 1 sayfa Kara Harp Okulu şeması, 1 sayfa 9 Şubat 1996 Saat:20.30' da
Ankara' da yapılan toplantıya katılım listesi, 1 sayfa Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mezhepçi
Yapılanma şeması, 1 sayfa K.K Destek Komutanlığı, 1 sayfa Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Mezhepçi Yapılanma şeması, 1 sayfa Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda Mezhepçi Yapılanma
ve DHKP/C ile irtibatlı subaylar şeması, 1 sayfa 1 Mayıs gibi aşın sol örgütlerin aktif yer
aldığı olaylara katılan Astsubaylar şeması, 1 sayfa Eskişehir şemasını içeren doküman,
l'den 3'e kadar numaralandırılan Saat:20.55 ile başlayıp iyi akşamlar ile biten
doküman incelendiğinde;
1. Sayfasında: Üstünde el yazması 26 ekim 2002 yazan
Saat 20.55 te ismini belirtmeyen bir bayanın Doğu PERİNÇEK' le görüşmek
istediğini, ancak telefonu açan sekreterin:
— Genel Başkanımız şu anda yok dediği,
Bayanın, konunun önemli olduğu Samsun'dan aradığını emekli Tarih öğretmeni
olduğunu ve 21.05 te Doğu PERİNÇEK' i çok önemli birisinin arayacağını söyleyip telefonu
kapattığı, bu bayanın daha sonra 21.20 de tekrar aradığı Doğu PERİNÇEK' le görüşmek
istediğini, sekreterin ise:
— Kendisinin biraz önce yine aradığını genel başkanın olmadığını söylediği,
bayanın 21.05 te başkanı çok önemli birisinin arayacağını söylemesi üzerine, sekreterin tabi
arasın ama saatin 21.25 olduğunu ama kimsenin aramadığını, söylemesi üzerine bayanın;
Doğu bey kendisini destekleyenleri açıkça söylemesin. Ben de eski 68'lilerdenim sakın yanlış
anlamayın, kendisini destekleyen grubuz biz dediği,
İsmi Hava olan sekreter ise:
—Nasıl yani kişilerden mi kurumdan mı bahsetmesin dediği,
Bayanın ise; siz bu kadar söyleyin kendisi anlar dediği,
Bu konuşma üzerine sekreterin, bayanın bahsettiği kişinin telefonunu istemesi
üzerine, bayanın Samsun kod numaralı 233 34 66 numaralı Jçendisine ait telefon numarasını
vermiş olup, Doğu beyle önemli birisinin görüşeceğjsrâ^HsmSfeki İstanbul mitingine çok

1
620
fi *
■»,
!
ı'4 1 *
önemli kişilerin katılacağını, buradan bir grup olarak kendilerinin de katılacağını, iyi akşamlar
deyip telefonu kapatmıştır.
Bu konuşmadan bir iki dakika sonra erkek bir şahıs arayıp, sekretere yarım saat
önce telefona erkek birisinin baktığı konusun da soru sorup, sekreterinin Doğu PERİNÇEK'le
görüşmek istediğini, ancak görüştürülmediğini, sekreterin(Hava) ise telefonlara kendisinin
baktığını, kendisi işi bıraktığı zaman erkek arkadaşların telefona baktığını söylemiştir.
Telefondaki şahıs Doğu PERİNÇEK'in Ankara'ya ulaştığı konusunda soru sorup, sekreterin ise
Ankara'ya gelmek üzere olduğunu söylediği, şahsın ise Doğu PERİNÇEK'i aradığında
Afyon'da olduğunu söylemiştir. Arabasının ne marka olduğunu hızlı mı diye sorduğu,
sekreterin ise Şavrole demesi üzerine
Adam - Şimdiki arabalar teneke gibi. Kızım ben Milli Birlik komitesi
komutanlarındanım. General. Doğu'ya da böyle söylersen bilir. Abiniz, babanız,
komutanımzım. Ben taaaa TİP döneminde Behice Boran dönemlerinden partiyi bilirim. Sizin
yaşınız küçük belki o dönemleri bilmezsiniz. İsminiz ne kızım.
Hava - Hava Baran
Adam - Aaaaa benim kızımın adı da Hava. Sekreterim sizinle niye görüşmemiş.
Ben Doğu'nun parti mitinglerini yakından takip ediyorum. Van, İzmir, Muğla, Denizli
mitinglerine askeriyeden komutanlıklara, gerekli yerlere emirler verdim. Mitinglere sivil
elbiseyle katılım sağlıyorum.
Van mitinginde doğu birliklerine talimat verdik büyük bir katılım oldu bizden.
Mitinge katılanlara daha sonra 15'er günlük izin verdireceğim.Denizli çıkışında çay içirmeden
göndermeyin dedim içmişler mi acaba?
Kızım beni tanıman için söylüyorum Harp Akademileri Okulunda ikinci Atatürk
işte aramızda yetişiyor derlerdi. İkinci Atatürk diye lakap takarlardı. Böyle söylersen Doğu
kim olduğumu bilir. Milli Güvenlik Akademisinde hocalık yaptım. Ulusal Devrim
söylemlerimize ulaşmamız lazım. Operasyonları da bak başlattık. İstanbul barosundaki olay.
Değerli birkaç kişiden biriyim.
Doğu emir versin beni siz ve Doğu'dan başka kimse aramasın. Telefonumu da size
bırakacam. Siz istemeden bırakacam. Doğu'ya da siz istemeden bıraktığımı söyleyin mutlaka.
Mitinglere katılın emrini veren komutanmış deyin. İstanbul'da da komutanlıklara emir verdim
mitinge sivil katılım sağlayacaklar. Doğu'ya da bizi çok iyi bilen 27 Mayıs çekirdeklerinden
derseniz iyi tanır. Çekirdek kelimesini özellikle kullanıyorum. Haa Doğu konuşmalarında
silahlı kuvvetlerden bahsetmesin iyi olmaz. Dışımızda birsürü düşman kuvvetler var. Partimizi
şimdi meclise sokacağız daha Sonraki planımız da Türkiye'yi erken seçime götürüp partiyi tek
başına iktidar yapmak. Bu olacak. Aslında telefonlar dinleniyordur bunları konuşmak yanlış
ama,
Seçimlerden sonra sizi ve Doğu'yu makamıma çağırıp brifing vereceğim. Madem
sekretersin Partiyi daha düzenli, daha tertipli asker gibi nasıl yaparız onları anlatacağım. Tabi
size yazılı tavsiyelerde bulunacağım. Yazılı yalnız. Bu anlattıklarımı yarın Doğu'ya anlat,
yalnız o büyük odada değil, sizin arka tarafta küçük bir odanız var ya orada oturup anlat. Ben
sizin orayı biliyorum. Bak saklamanıza gerek yok ki, bizim kimseden korkacak bir şeyimiz
yok. Herkese Doğu'nun telefonlarını verebilirsiniz.
Hava - Peki efendim başkanıma aktaracağım.
Adam - Partinin iktidar olacağının ve benim konuşmamın doğruluğunu daha sonra
göreceksin. 29 Ekim de Doğu'ya önemli sinyaller gelecek. Her tarafa hazırolun emrimi
verdim ikinci emrimi bekliyorlar. İkinci emrimden sonra partiye karşı önemli yönelişler
olacak.
Adam - Hanım kızım nerelisin?
Hava - Nevşehir/Kozaklı
Adam - Oooo çok iyi bilirim. Güzel.
Hava - Efendim siz?
Adam - Ben Erzurumlu Dadaşlardanım. Haa bu dadaşlığın ayrı bir anlamı var.
Doğu dadaşlığın ne demek olduğunu iyi bilir.
Hava - Tamam başkanıma ileteceğim.
Adam - Haa ben telefonumu size bırakayım. Ancak Doğu ve sizden başka
kimse aramasın. İlk verdiğim kapalı olursa ikinci bir tel bırakacağım. 0533/276 02 00 bu
ne demek biliyor musun? Telefon numarası özel. 27 (27 Mayısın) 6 (Ankara'nın plakası),
2(2. önemli adam demek), OO'da (gizlilik anlamına gelir). Diğer telefonumu da
veriyorum 0535/276 05 05 öncelikle bu telefondan araym.
Hava - Başkanımla görüşmek istiyorsanız ben size bir cep telefonu bırakayım
oradan ulaşabilirsiniz.
Adam - Yok yok. Ben Doğu'ya ulaşmak istesem bak 533 223 70 12 telefondan
ararım. Ben buraya mesaj bıraktırabilirim. Arkadaşlarınız bunu anlamayabilirler. Bak
ben aramak zorunda kaldım. Telefonlar dinleniyordur ben öyle uzun uzun konuştum.
Haaa ben bazen partiye üye olacak adam gönderebilirim. Sizi görsünler siz onların
resimlerini alıp üye kartını doldurun eline verin gitsin.
Hava - tabi olur
Adam - Peki Hanım kızım iyi akşamlar., şeklinde ibarelere bulunan doküman,
l'den 49'a kadar numaralandırılan Gündüz KÖSEMEN ile başlayıp, Turgay
ARTAN ile biten telefon fihristi fotokopisi incelendiğinde;
İçeriğinde çok sayıda isim ve telefon numaralan;
15 nolu sayfasında: Doğu Perinçek Cep: 0 532 313 24 18
Ev: 288 17 99 0 312 244 12 94 Parti: 251 99 10 0 312 219 74 86
28 Nolu sayfada: Adnan Ağca (Mehmet Ali Ağcanın .. .Malatya) 0 422 324 04 50
0 392 851 08 51 ibareleri bulunan el yazması doküman,
l'den 10'a kadar numaralandırılan Başbuğdan mektup var ile başlayıp, para
kazanıyor ile biten doküman incelendiğinde;
"Başbuğ'dan Mektup Var" başlığı altında bilgisayar yazısı,
İçeriğinde; Alparslan TÜRKEŞ'in 26.7.1983 tarihinde GATA'de tedavi görürken
yazdığı mektup olduğu belirtilen mektubun el yazması fotoğrafının bulunduğu, mektubun
içeriğinde baş harfleri verilen bazı şahıslar ve MİT hakkında değerlendirmeler yapıldığı,
mektupta geçen "...Devlet Bahçeli MİT'tendir. Arkadaşlarınız MİT'den uzak olmalı
bunlara hiç itimat etmemelidir..." ibaresi ile ilgili değerlendirmeler yapıldığı, devamında
"Kırmız Kitapçıktaki Ülkücü Hareket" başlığı altında 4 Kasım 1997 tarihinde Hürriyet
Gazetesinden alındığı belirtilen yazı,
9.Sayfasmda, "Mao'cu-Türkçü-Tarikatçı-Kemalist ittifakı" Başlığı altında
içeriğinde"...Ergenekon yine yanlış ellerde...Ergenekon Operasyon timinin başında
başbakanlık danışmanlığı da yapan meşhur bir istihbaratçı var....Ergenekon'un siyasi
kanadı ise Mao'cu-Türkçü-Tarikatçı kimliklerine bürünen kesimlerin birbirlerine tutkallanması
tavsayınca kendisi daha net ortaya çıkacak....Yeni Ergenekon'un Tarihçesi önce Yeni Hayat ve
aydınlık sayfalarını birbirlerine açarak^slaşmaya başladı. Son safhada yanlanna
Azerbaycan'dan profesörlük unvanlı Kadüy^eyfai H^âîı^BAŞ'ı aldılar. Fikir babalığını Atilla
İlhan'ın yaptığı oluşumun operasyojfel komutanı,, elfmeli Albay Hüseyin
1622 t' • .'
mümtaz. Mümtaz Yeni Mesaj'da ki köşesinde şöyle buyuruyor " Aynı TBMM hükümetinin
Kurtuluş Savaşı esnasında Kuvayi Milliyeyi canlandırmak için Anadolu'ya gönderdiği irşad
heyetleri gibi... Yeni Mesaj-Meltem TV ekibine, Yeni hayat'a, aydmlıkçılara, Hürriyetten
Mümtaz Soysal, Cumhuriyetten Erol Manisalı'ya ve açıktan olmasa da -askere- büyük görev
düşüyor...,Ergenekon'un alfabesi Ergenekon'un dayandığı ana tezler; ulusal bağımsızlık, IMF
karşıtlığı (hatta AB muhalifliği) Anti-amerikancılık, Amerika'nın dışladığı bir Avrasya
Stratejisi, Yeniden Kuvayi Milliye Hareketi...çerçevesindedir. Atatürkçü Düşünce Dernekleri
ve eski Marksist organizasyonlarla içli dışlı çalışan bu grup, kimi zamanda Aleviliği yalnızca
bir kültür olarak yutturmaya çabalayan "ateist ama mezhepçi" bazı derneklerle de işbirliği
yürütmektedir" ibareleri bulunan doküman,
10. sayfasında: "...Ergün POYRAZ Gündemdeki Tayyip Erdoğan kasetini ve geçen
seneki Fethullah Gülen kasetini güzide medyamıza pazarlayan kaset bezirganı. Klasik bir
istihbarat ayakçısı. Gazeteci Tuncay Özkan bu arkadaşımızı sosyal demokrat sanıyormuş..."
şeklinde ibareler bulunan doküman,
l'den 3'e kadar numaralandırılmış, Kuzey ırak üzerine düşünceler ile başlayıp
Bayram YURTÇİÇEK ibaresi ile biten doküman incelendiğinde;
Kuzey Irak üzerine düşünceler başlığı ile başlayan ve bayram YURTÇİÇEK ibaresi
ile son bulan, Bayram YURTÇİÇEK tarafından İP"ne yazıldığı değerlendirilen, zamanı belli
olamayan, Kuzey Irak ve Kuzey Irak hakkında öneriler içeren ve " Bunlar fazla işlenmiş,
tartışılmış fikirler değildir. İki üç nokta dışında pek yeni bir şeyde yoktur. Ama parti
önderliğinin bu meseleyi etraflıca tartışıp Türkiye'nin ve Cumhuriyet kuvvetlerinin önüne bir
Kuzey Irak projesi oluşturup koymalıdır. Saygılarımla" ibaresi ile biten doküman,
ÖRGÜTSEL NİTELİKLİ DOKÜMANLAR
l'den 2'ye kadar numaralandırılan Ekinde 18 adet Anadolu takvimi yaprağı bulunan
örtülü fundamentalist faaliyetler ibaresi ile başlayıp saygılarımızla 11 Şubat 2000 ile biten
doküman incelendiğinde,
İçeriğinde;
ÖRTÜLÜ FUNDAMENTALİST FAALİYETLER
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinden itibaren tarihsel zaman akışı içinde
günümüze değin, mevcut rejim karşıtı fundamentalist faaliyetler süregelmiştir. Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluş yıllarından günümüze varlığını korumakla kalmayıp süreç içinde
geniş halk kitlelerini içine almayı başaran fundamentalist çabalar, her alanda kendisini
göstermeye devam etmektedir.
Dünya insanlığının yepyeni arayışlara yöneldiği 21. yüzyıl kaçınılmaz olarak bir
önceki yüzyılda ekilen düşünce tohumlarının yeşerdiği yüzyıl olacağı gerçeği gözden
kaçmılamaz. Bu nedenle fundamentalizmin için demokratik, laik, hukuk düzeni özenle
belirlenmiş bir hedef durumundadır.
EK' de bilgilerinize sunulan "takvim" fundamentalist çabaların her alanda
yürüttüğü sinsi faaliyetlere örnektir.
Düzenlenmesi "Adım Ajans", baskısı "Dergah Ofset" tarafından hazırlanan 2000
yılı takvim fundamentalist çevrelerce halka "hediye" olarak dağıtılmaktadır.
Köşe başındaki bir simitçiyi bile ulusal çıkarlara karşı en etkin ve güçlü unsur
olarak fışleyebilen, halkın parasıyla yaşam sürdüren MİT' in uzman raportör kadroları
özellikle 1940Tı yıllardan günümüze değin ne yazık ki, gözler önünde olup biten bölücü/yıkıcı
hiçbir faaliyetin kaynağını ve uzantılanm tespit etmeyi başaramamış, her defasında alevler tüm
ülkeyi sardıktan sonra, yangın söndürülmeye çalışılmıştır.
Mevcut rejimi ortadan kaldınp yerine fundamentalist bir yönetim kurma amaçlı
kökten dinci akımlar, ülkenin siyasi yapısını, ekonomi ve kültürünü yüzde elli oranında ele
geçirmiştir. Öyle ki; sportif ve kültürel faaliyetler dahi fundamentalist çevrelerce finanse edilir
olmuştur. Oysaki aynı fundamentalist çevreler daha dün "Futbol günahtır" diyorlardı! Türkiye,
geçmiş yıllarda PKK terörüne son verebilmek için, ulusal anlamda insan ve ekonomik kaynak
yitirmiştir. Gelecekte de fundamentalizmin üstesinden gelebilmek adına, yine insan ve
ekonomik kaynak yitirmek zorunda kalmamalıdır.
Bir ülke mevcut kaynaklanm geliştirme adına değil de mevcudiyetini koruyabilme
adına tüketir hale getirilmiş ise; o ülkenin varlığını sonsuza değin koruyabilesi olası değildir.
Çünkü hiçbir kaynak bitimsiz değildir.
Bilgilerinize...
Saygılanmızla
ll.Şubat.2000
Şeklinde bilgiler bulunan ve ekinde Anadolu takvimine ait 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-
Şubat 2000 ve 24-25-26-27-28-29-30-31 ocak 2000 tarihlerine ait orijinal takvim yapraklar
bulunan doküman,
l'den 2'ye kadar numaralandırılan Korkmaz Yiğit, Semih Tufan GÜL ALT AY
ilişkisi Akın Birdal, Mesut YILMAZ suikastı ile başlayıp Saygılarımızla biten döküm an
incelendiğinde;
KORKMAZ YİĞİT, SEMİH TUFAN GÜRALTAY İLİŞKİSİ AKIN BİRDAL,
MESUT YILMAZ SUİKASTI
"Görülen lüzum üzerine aşağıda ki negatif gelişme ivedilikli bilgilerinize sunulur...
Akın Birdal suikastında halen tutuklu bulunan ve yargılandığı mahkeme tarafından hakkında
mahkûmiyet karan verilen Semih Tufan Güraltay'm konu ile ilgili dosyası, temyiz edildiğinden
halen "Yargıtay" sürecindedir. Semih Tufan Güraltay, avukatı ile Yiğit ailesi arasında
yapılan 250 bin dolarlık anlaşma dışmda bir başka anlaşmadan söz etmekte ve Korkmaz
Yiğit'in "temelde" aralarında ki bu anlaşma koşullarını yerine getirmemiş olmasından
ötürü rahatsız olmuş ve Korkmaz Yiğit'e karşı cephe aldığı belirlenmiş.
Semih Tufan Güraltay, avukatının alacağını tahsil etmesi için yeğeni Necdet Ateş'i
görevlendirmesinin altında yatan amacın Korkmaz Yiğit ile aralannda ki anlaşmayı son bir kez
daha anımsatmak olduğunu ifade etmiştir. Semih Tufan Güraltay, Akın Birdal ile ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz suikastı için, Korkmaz Yiğit ile anlaştıklarını cezaevinde ki yakm
çevresine ve idareden kendisine yakm gördüklerine ifade etmektedir. Güraltay'm kendilerine
Korkmaz Yiğit tarafından Ümit Bavbek tarafından gönderildiğini ileri sürmektedir.
Bu suikastın ardından dönemin Başbakanı ve ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'a yönelik bir suikast gerçekleştireceğini de anlatmaktadır. Ancak Akın Birdal suikastı
sonrası yakalanmıştır. .-i^

y^^ y \>.tfçfey^r-^—■
Semih Tufan GÜRALTAY, İHD eski Genel Başkanı Akın BİRDAL suikastı
sonrasında yakalanmalarının ardından kendilerine destek olması ve para^göndermesi gereken
Korkmaz YİĞİT' in sözünde durmadığını belirtmektedir. Korkmaz YİĞİT' in Genel Yayın
Yönetmeni Ardan Zentürk ve K. Yiğit' in eşinin Semih Tufan Güraltay' m avukatı Naci
Gürkan ile temasa geçerek 250 bin dolar olarak anlaşmalarının ardında yatan gerçeğin ise;
Korkmaz Yiğit ile kendisini tanıştırıp ilişkiye geçmesini sağlayan kişinin avukatı Gürkan
olması nedeniyle geliştiğini ileri sürmektedir.
Semih Tufan GÜRALTAY, bugüne değin sabırla susup beklediğini ancak daha
fazla sessiz kalmasının içinde bulunduğu koşulları değiştirmeyeceği kanaatine sahip
oyduğunu, Akın Birdal suikastı ile Mesut Yılmaz suikastı talimatını Korkmaz Yiğit' ten
aldıklarını medya aracılığı ile kamuoyuna açıklayacağı gibi henüz "Yargıtay" sürecinde olan
dava dosyasının da EK ifadeler vermek sureti ile davanın yeniden görülmesini sağlayacağını
dile getirmektedir.
Özetle; Akın Birdal ve mesut Yılmaz suikastı için anlaşmalarına karşın korkmaz
Yiğit' in hiçbir taahhüdünü yerine getirmediğini dile getiren Semih Tufan Güraltay, kendisi,
arkadaşları ve avukatının Yiğit tarafından kullanıldığını, ileri sürmektedir.
Semih Tufan GÜRALTAY' a "Akın Birdal Suikastını" anlatması için birçok
gazeteci başvurmuştur. Bu gazeteciler ile Güraltay arasında geçen bir ilişki doğmuştur.
Önümüzdeki günlerde ülke çapında gelişen olaylar ve skandallara yol açan haberciliği ile
dikkatleri çeken bir araştırmacı gazeteciye açıklamalar yapacağı belirlenmektedir.
Avrupa Birliği' ne aday ülke olarak kabul edilen Türkiye' de gelişen Akın Birdal' a
yönelik gelişen suikast ülke içinde olduğu kadar Avrupa ülkeleri içinde "İnsan Haklan" ve
Avrupa medyası açısından önem ifade etmektedir.
Saygılanmızla"
Şeklinde bilgiler bulunan doküman,
(1) adet sarı renkli naylon dosya içerisinde l'den 36'ya kadar numaralandırılan 1.
sayfasında el yazması dergi, ulusal medya 2001, Cumhuriyet yazan doküman incelediğinde;
1. sayfada el yazması: -DERGİ, ULUSAL MEDYA 2001- CUMHURİYET yazısı,
2-18 sayfalar arası: Dergi Analiz & Proje İstanbul 22 Temmuz 2000 isimli örgütsel
içerikli doküman,
Haftalık-Siyasi-Aktüel-Kültürel-Haber içerikli derginin projelendirme, yapılanma
ve ulusal ölçekte etkin yayın yapabilmesini sağlayan temel unsur ve yöntemleri tespit ve işaret
etmek amaçlı hazırlandığı belirtilen DERGİ ANALİZ&PROJE İSTANBUL 22 TEMMUZ
2000 isimli dokümanda; Yayınlanması düşünülen bir derginin dokümanda ifade edilen
hususlar dikkate alınarak yayınlanması halinde başansızlık riski hemen hemen tümüyle
ortadan kalkacağı ve Yayıncılığın, beyaz kâğıdın boyanarak satılması bir başka anlatımla -en
büyük oyunlardan yalnızca birisi- olduğu belirtilmiştir.
19-32 sayfalar arası: Ulusal Medya 2001 İstanbul Aralık 2000 isimli örgütsel
içerikli doküman,
Cumhuriyet Gazetesi, Mevcut Durumu, Problemleri, Devri, çözüm önerileri gibi
konular içeren Ulusal Medya 2001 isimli dokümanda; ^««^
"Günümüzde güç koşullarda yayın hayatını sürdürmekte olan Cumhuriyet; borç
batağmdan kurtulabilmek için, düzenlenen ticari bir operasyon sonucu, iflâsa sürüklenen
"Cumhuriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.'"ne ait olan Cumhuriyet gazetesi bir gecede
kuruluveren "Yeni Gün A.Ş."nin malı olurken, "Cumhuriyef'in imtiyaz haklan da kurulan
Cumhuriyet Vakfı'na devredilerek yasalarla dokunulmazlık zırhına büründürülerek günümüze
değin yaşayabilmesi sağlanmıştır... Doğu Perinçek, kamuoyu oluşturmada grubu ve partisi için
çıkış yollan ararken, Cumhuriyet gazetesinden yararlanmayı da içine alan bir proje
geliştirmiştir. Bu projeye göre, televizyon desteğinden yoksun olan Cumhuriyet gazetesinin de
ortak olacağı bir televizyon istasyonu (Ulusal Tv) kurulmalıdır. Böylece gazete-televizyon
bütünleşmesi sağlanmış olacaktır. Ekonomik sorunlar içinde boğuşan ve gün geçtikçe tiraj
kaybına uğrayan, ancak kamuoyunda ve sol çevrelerde saygınlığı olan Cumhuriyet Perinçek
ve grubu tarafından ele geçirilmiş olacaktır...Cumhuriyet gazetesinin bitkisel yaşamdan sıynlıp
ulusal ölçekte güçlü ve etkin bir güce sıçrayabilmesi, "Ulusal Yayın Organı" işlev ve
misyonuna uygun hale gelebilmesi için; saplantılan olmayan, değişen koşullara uyum
sağlayabilme ve öngörü yeteneğine sahip gerçek bir gazeteci portresinin iş başına getirilmesi
gerekmektedir....Günümüz Türk medya sektöründe gazeteci kimliğine sahip medya patronu
bulunmamaktadır. Tek bir kişi hariç. Dünya gazetesinin sahibi Nezih Demirkent.. .Demirkent,
siyasi güç odaklannm destek olduğu büyük sermaye gruplan karşısında tek başına gazete
çıkartmakta ve her geçen gün güçlenerek büyümeyi de başarabilmektedir. Bunun nedeni
gerçek bir gazeteci oluşudur." Şeklinde ibareler bulunduğu görülmüştür.
33-36 sayfalar arası: Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması başlığı
altında

Yöntem:
Amaç belirli ve nettir. Yönetim amaca uygun olarak programlanmış olup
uygulama safhasına geçilmiştir.
Buna göre; Saym Gürbüz Çapan'a yapılan öneri net ve anlaşılır olarak soruldu:
Cumhuriyet Gazetesi 'Ulusal medya'nm merkez üssü olarak seçilmiştir, bu
operasyon içinde yer almayı kabul ediyor musunuz?
Çapan: evet
Hisselerinizi parasız devretmeyi kabul ediyor musunuz?
Çapan: evet
Gereğinde para bularak desteğinizi sonuna değin sürdürmeyi kabul ediyor
musunuz?
Çapan: Evet
Görüşme sonucu; saym Gürbüz Çapan'm ulusal medya merkez üssü oluşumuna
özveri ile katkıda bulunmada içtenlikli olduğu kesinlik kazanmıştır.

Gerek holding, kuruluş evrakları gerekse vakfın ve Yenigün A.Ş'nin ve aralannda


yaptıklan sözleşmelerin birer kopyalan ile şimdiki mali durumu gösteriri raporlann birer
kopyalan süratle alınmalıdır.
Bilinmesi gereken tüm evrak fotokojjîîefi SETŞ^larak Kemal ÖZDEN'e
ulaştırılmalıdır. Bu setin tesliminde ki eksiksizlik, jj^Me hjçbirlü^^e olanak tanımamalıdır.
il «j <^//r~^ \ ■"* V,
İÖZÖM
w -=
|

^j

i j
Şu an çalışanların tam listesi (isim, soyad, görevi, aldığı net maaş tutarı) bir an
önce çıkarılarak bize ulaştırılmalı
SONUÇ OLARAK
Bu girişim, bir mali operasyon değildir. Bu girişim mali olarak zora düşmüş bir
yapmm yeni parasal kaynak bularak düze çıkması olarak görülemez. Böylesi bir kavrayış
geçmiş dönemde aynı yapıya aktarılan milyon dolarlar tarihini hiç bilmemek için hiç
kavramamak olur. Operasyondaki mali kısım verilen siyasi kararın detayıdır.
Hiçbir detayın da esas amacı gölgelemesine izin verilemez. Kaldı ki sözü geçen
rakamların tamamen istenilen düzeyi gelmekte yetersiz kalınacağı herkesin bilinenidir. ( O
nedenledir ki gerek alış-veriş merkezi gerekse elektrik projesinden çıkanlabilecek ekstra
gelirlerin aktanmı bahse konu olmuştur). Gerek ikinci bir gazetenin de yaratılması gerekse TV
kanalının inşası vb.atılımlar içinde yeni kaynak ve güç birleştirmeleri uygulanacağı tabiidir.

Bu operasyonda tek amaç Cumhuriyet Gazetesi'ni Cumhuriyet'in sesi haline


getirmektir....Cumhuriyet Cumhuriyet' e taraf olmaz ise bertaraf olması kaçınılmazdır ve
doğrusudur.

Gürbüz ÇAPAN' a yapılan ilk teklif nettir ve anlaşılırdır. Bu operasyona var mısın?
Evet... Hisselerini devredeceksin parasız! Evet... Gerekirse yeniden para bulucaksın. Evet...
Kuşkusuz ki onuru ile oynamadan kuşkusuz ki onun belirli bir hisse olarak içerde
kalmasını sağlayarak ama önemli bir hisseyi (kontrolü sağlayacak) Kemal ÖZDEN ve Ümit
ÜLGEN' e devrini sağlayacak görüşme bu...

Bu nedenle maddelersek:
Günay ÇAPAN'da ki hisselerin yarısı Kemal ÖZDEN' e devredilmeli
Çapan'm aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayinin dörtte biri
konacağından) Kemal ÖZDEN ve Ümit ÜLGEN' in 375.000 $' lık sermaye ödemeleri
gerçekleşmeli, bir süre sonra bakiye 750.000 $ da içeri verilmeli
En son bakiye 1.5 milyon dolar tüm işlemler gerçekleştirildikten sonra sermayeye
eklenmelidir. Bunu milli kuvvetler gerçekleştirecektir. Şeklinde ibareleri geçen doküman,
(1) sayfalık Kemal Gülman ile başlayıp Elmas tüccarı olduğu duyuldu ile biten
doküman incelendiğinde;
Kemal GÜLMAN (İş adamı) isimli şahıs ile alakalı istihbarat nitelikli yazı,
l'den 2'ye kadar numaralandırılan listede yer alanlar ile başlayan vatandaşlar eliyle
satılmış ile biten doküman incelendiğinde;
Bilgisayar çıktısı 15 aralık 200 tarihli Nesim MALKİ'nin Ajandasında Yer alan
Borçlular başlığı altında 44 madde altında şahıs ve şirket isimleri borç miktarlan ve " Özel
notlar arasında Alattin ÇAKICI'nın da adı geçiyor...MOSSAD'm kanalı ile 17 milyar ABD
dolan Türkiye'ye giriş yapmış. Bunun 9.7 Milyar j^îÖfT^im^ Malki eliyle Türkiye'de piyasaya
satılmış..." ibareleri bulunan doküman, f ' a ^J^\
l'den 14'e kadar numaralandırılan "Ergenekondan haberler" ile başlayan devamı
için resme tıklayın ile biten doküman incelendiğinde;
İnternet çıktısı (www.gercekergenekon.4t.com/custom2.html adresinden alınmış
tarafımızdan Erişim tarihi: 04.05.2008 saat: 13:04) Ergenekon' dan haberler ile başlayan Lobi
Çok Gizli Aralık 1999 ve Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi
İstanbul 29 Ekim 1999 isimli dokümanlara ait bilgi ve değerlendirmeler içerir doküman,
l'den 6"ya kadar numaralandırılmış patronaj ile görüşme ile başlayıp Atatürkçülüğe
pirim verdiği ile biten doküman incelendiğinde;
"PATRONAJLA GÖRÜŞME" başlığı altında, Sıralamada Hedef Ne: (Şimdi 6.
Sırada= Show-Atv-KanalD-Star-Tgrt-Kanal6) şeklinde yazı ile Kanal 6 hakkında yazıldığı
anlaşılan,
Kanal 6"nm yayın politikası, reytinglerinin yükseltilmesi ile alakalı öneri ve
planlamalar içeren
İçeriğinde;

Haber Politikası. Cumhuriyetçi-Kemalist Yayın anlayışını Temel alacağız

FP-MHP: iki kritik grup (Temsilciler Düzeyinde) İslamcıları ve MHP"lileri toptan


olumsuzlayan sıfat ve tanımlamalardan kaçınacağız. Bu cenahlardan olumsuz şekilde söz
etmek gerektiğinde " Bazı" ve "Bir kısım" demeye özen göstereceğiz. Buralardan dostlar
edineceğiz. Bunlara mikrofon uzatacağız. Onlann makul sayılacak eleştirilerine hep açık
olacağız. Mehmet Akitleri ve Yusuf Akçulan teşvik edeceğiz.
CHP ve DSP: Solda birliğe ve kendi Kuvayi Milliyeci köklerine dönmeyi
vurgulayacağız.

KAVRAM-DEYİM
PKK: Terör örgütü-Terörist
Çeçenistan: İsyancı
İslamcı-Şeriatçı-Dinci-Mürteci-Gerici-Radikal
FP için, Yenilikçi-Muhafazakâr
Maceracı, Sahte Sol, Radikal Sol

KUVAYİ MİLLİYE CEPHESİ"NİN YAYIN ORGANI


-Siyasi tercih ve üslup olarak dar değil, geniş cephenin; 2-3 aym değil uzun
vadenin haber kadrosu olmayı hedefleyeceğiz

Şeklinde bilgiler içeren yazı bulunan doküman ,


l'den 7'ye kadar numaralandırılan yaşanan süreçte ile başlayıp İşçi partisi genel
başkanı ile biten doküman incelendiğinde;
Başlıksız, Doğu Perinçek imzalı dokümanın içeriğinde;
"Türkiye içinde bulunduğu dönem itibariyle kendi geleceğini hatta geçmişini de
içine alan çok zorlu bir süreçte kritik bir noktadan geçmektedir. Türkiye'nin kendi demokratik
çerçevesi ile Avrupa Birliği'yle birleşmesi birbiriyle bağdaşmamaktadır. Bu iki durum dış
görünüş olarak bir arada gibi dursa da önümüzdeki kısa ve orta süreçte çok derin çatışmalara
yol açacağı kesindir.
Türkiye'de demokrasi, Kemalist Devrimi tamamlayacak kuvvetlerin eseri olacaktır.
Başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği, Türkiye'yi demokrasinin biricik çerçevesi olan Ulus
Devleti yıkıma uğratarak, demokrasiyi jmkânsız hale getirmek istiyorlar. Dayattıklan bölge
polisi misyonu ve neoliberal ekonomi demokrasi benzeri bir rejimde bile
uygulanamaz. Bayar-Mendereslerden Özal ve Çiller dönemleri bu konuda örnek gösterilebilir.
"Demokrasi ve İnsan Haklan" veya "Kopenhag Kriterleri" bir demokrasi programı değil Irak
ve Yugoslavya'ya yaptıkları gibi bir parçalanma sürecidir. Türkiye açısından ise "Kriz
bölgelerinde müdahale gücü" rolünü üstlenmesidir. Bunun adına "Batının Güvenliği"
diyebiliriz. Böylece Türkiye bölgede yaşanan krizde kendi evlatlarını müttefikleri uğruna
ölüme gönderen durumuna düşecektir.
Herkesin kendine şu soruyu sorması gerekiyor: Mehmetçiği Batmm güvenliği için
kriz bölgelerine gönderen bir rejim, demokratik olabilir mi?
İkinci olarak da: IMF reçetesi için Türkiye tarımını çökerten, özelleştirme yoluyla
bir milyondan fazla işçiyi sokağa atan, SSKTılan tasfiye eden bir rejim, şiddet uygulamaktan
başka ne yapabilir?
Batı'nm küreselleşme programının halka maliyetinin çok yüksek olduğu gibi, bizde
batmm yanmda olalım, yapılan programa uyalım diye düşünülmesi de bir o kadar yanlıştır.
Hem ABD,hem Avrupa ve Türkiye'nin Kemalist Devrim rotasmdaki ulusal
kuvvetleri, ülkemizin Avrupa Birliğiyle bütünleşmeyeceğini biliyorlar. Bunu saptamak için
Avrupa Birliğini aday üyelik protokolüne bakmak yeterli olacaktır. Protokolde, taraflar
arasında dört sene içinde anlaşma sağlanamazsa, Kıbrıs ve Ege sorunlarının La Hay Adalet
Divanında çözüleceği yazılıdır. Avrupa protokole bu hükümleri koyarak ileride Türkiye ile
arasındaki uyuşmazlıklarda la Hay Adalet Divanını yetkili kılarak kendine çıkar yol
sağlamaya çalışmaktadır.
Bir taraftan da ABD Doğu Akdenize hükmetmek için Kıbrıs'ı sorunsuz bir üs
haline getirmek ve Kuzey Irak'ı teslim alma politikası izlemektedir.
Ancak bu tip sorunların La Haye Adalet Divanına gitmeden, alevleneceği kesindir.
Türkiye ABD ve Avrupa ile Kuzey Irak, Kıbrıs ve Ege sorunlarıyla karşı karşıya gelmiştir.
Türkiye bu üç cephede de gerekli mücadeleyi verecektir. Bu bağlamda; Batı uygarlığı
çürümekte ve dağılmaktadır, ancak buna karşın Asya dinamiktir ve güçlenmektedir. Türkiye
batı ile Asya arasındaki dengelerde konumunu iyi ayarlarsa, iyi bir politika ile bütün sorunları
aşabilir. Bu ise bağımsız iradeye sahip bir Cumhuriyet Devrimi iktidarının kurulması ile
olacaktır.
Ancak Batmm yukarıda söylediğimiz sorunların yanında Aydınlık dergisinde
defalarca haber konusu olmuş aşağıdaki maddeleri de dayatmaktadır.
Ulusal ordu tasfiye edilip, pentagonlaştmlarak, bölge polisi haline getirmek,
28 Şubat bitirilecek, cemaat ve tarikatlar özgürleştirilecek,
Ilımlı İslam yeniden iktidar ortağı yapılacak,
Yukarıdan denetim altına alman PKK yasallaştırılacak,
Bütün bunlara muhalefet eden radikaller temizlenecek.
Ulusal Devlet ve ulusal ordu direnir. Artık Türkiye'de 28 Şubat'tan beri, kurtuluş
savaşında olduğu gibi iki iktidar odağı oluşmuştur. Küçük Amerika rejimine karşı, Kemalist
Devrim rotasında yeni bir iktidar belirmektedir. Artık tek bir "Derin Devletten" söz etmek
yanlıştır.
Direnecek olan kuvvetler, Kemalist Devrim rotasında toplanmaktadır. Osmanlı
devletinin içinde kurtuluş savaşını gerçekleştiren bis*Kuvaykm.illiye nasıl çıktıysa, bugünde
böyle olmaktadır...... ,/' n " >;,\
Güvenilir kaynaklardan öğrendiğimize göre, "Kürt Sorununa Kardeşlik Çözümü",
genel çizgileriyle kabul edilmiş ve Milli Güvenlik Kurulundan geçmiştir. Sorunu çözecek
merkez Washington ve Brüksel değil Ankara'dır....
l'den 6'ya kadar numaralandırılan televizyon ile başlayan Ferid İLSEVER Nisan
2000 ile biten doküman incelendiğinde;
Televizyon başlığı altında Ferid İlsever Nisan 2000 ibaresi ile biten içeriğinde,
"...Günümüzde en etkili kitle iletişim aracı televizyondur.." değerlendirmesi ile ulusal bir
televizyonun kurulması ile alakalı yapılması gerekenler, masraflar, yayın ve kadro bilgileri
verilerek "...Türkiye, 2001 yılı başlarında devrimci televizyonuna kavuşacaktır..." şeklinde
sonuca ulaşılan doküman,
(1) adet Ankara Ticaret odası ulusal güç paneli 5 Ocak 2002 tarihli kitap
incelendiğinde;
Ankara Ticaret Odasının Ulusal GÜÇ Birliği Paneli 5 Ocak 2002 tarihli kitapçık
olduğu görülmüştür. GİZLİ-KİŞİYE ÖZEL-ACELE İBARELİ
l'den 95'e kadar numaralandırılan il yönetim kurulunun örgütlenmesi ile başlayan
S.Kamil YÜCEDIRAL TC Başbakan Baş Müşaviri ile biten doküman incelendiğinde;
88. sayfa; GİZLİ ibareli Bilgi Notu başlıklı Haziran 1996 saat 09:30 tarihli
Kimden: Başbakan Başmüşaviri (S. Kamil YUCEORAL) İlgi: 25 Mayıs 1996 Saat. 17:00
Bilgi Notu (HAY) ibareli ve Başbakan Başmüşaviri S. Kamil YUCEORAL imzalı Kuzey
Afganistan Lideri Orgeneral Raşit Dostum hakkında yazı,
89. sayfa: GİZLİ ibareli Sayın Bakanım başlıklı 21 Ocak 1996 tarihli ibareli ve
Başbakan Başmüşaviri S. Kamil YUCEORAL imzalı istihbarat notu şeklinde Rusya
Müslümanlar Birliği hakkında yazı,
90-91 sayfalar arası; ACELE/HİZMETE ÖZEL ibareli Bilgi Notu başlıklı 25
Mayıs 1996 Saat: 17:00 tarihli ve Başbakan Başmüşaviri S. Kamil YUCEORAL imzalı
istihbarat notu şeklinde yazı,
92-95 sayfalar arası; GİZLİ ibareli Konu: Afganistan/ Reşid DOSTUM başlıklı 21
Mart 1994 tarihli İlgi: 03 Şubat 1994 tarihli notumuz ibareli istihbarat notu şeklinde yazı ve
devamında el yazması 3 sayfa T.C Başbakan Başmüşaviri S. Kamil YUCEORAL imzalı
"Suikast sonucu öldürülen İsrail Cum... Ank. Büyükelçiliğinin açtığı defter 08.11.1995"
başlığı altında yazılar bulunan doküman bulunmuştur.
l'den 4'e kadar numaralandırılmış 25 Aralık 1996 liderler ile başlayıp ölümle tehdit
edilmiştir ile biten doküman incelendiğinde,
22 Aralık 1996 tarihli liderler zirvesine getirilen MİT Raporunun bir bölümü
şeklinde belirtilen doküman olduğu görülmüştür.
l'den 59'a kadar numaralandırılmış TC Başbakanlık ile başlayıp ölümle tehdit
edilmiştir ile biten doküman incelendiğinde,
GİZLİ ibareli 17.12.1996 tarihli TC BAŞBAKANLIK Milli İstihbarat Teşkilatı
Müsteşarlığı Konu: İnceleme başlıklı Başbakanlığa hitaben yazılmış Sönmez KOKSAL
Müsteşar imzalı ve ekinde ÇOK GİZLİ ibaresi ile gönderilmiş î adet dosya olarak tarif edilen
rapor bulunan doküman olduğu görülmüştür.

1
l'den 4'e kadar numaralandırılan 22 Aralık 1996 ile başlayıp ölüm ile tehdit
edilmiştir ile biten doküman incelendiğinde;
22 Aralık 1996 tarihli liderler zirvesine getirilen MİT Raporunun bir bölümü
şeklinde belirtilen doküman,
l'den 15'e kadar numaralandırılan K.K.lığmm 29 Nisan 1993 ibaresi ile başlayıp
Koordinasyonunun ile biten doküman incelendiğinde;
l'den 10'a kadar numaralandırılan "gizli TC Başbakanlık" ile başlayıp onunu için
ile biten doküman incelendiğinde;
Gizli ibareli 09.12.1996 tarihli Başbakanlık Müsteşarlığı Sayı:01343 TBMM
Araştırma Komisyonu Başkanlığı' na sunulmuş yazı ve devamında TBMM Tutanak
Müdürlüğü Susurluk Komisyonu Tutanakları bulunan doküman,
l'den 52'ye kadar numaralandırılan Çok gizli ile başlayıp, hayatını kaybetmiştir ile
biten doküman incelendiğinde;
ÇOK GİZLİ ibareli Mit Susurluk Raporuna ait olduğu değerlendirilen dokümanlar,
l'den 27'ye kadar numaralandırılan, Ek-3 gizli ile başlayan bütçe disiplininin
bozulması ile biten doküman incelendiğinde;
Gizli ibareli, 20 Haziran 2002 tarihinde Dışişleri Bakanlığında Müsteşar
Yardımcısı Büyükelçi Aili Tugan'm başkalığında Dışişleri ve Genel kurmay başkanlığı
yetkililerinin ırak ve Kuzey Irak konusunda yaptıklan koordinasyon toplantısına atıfta
bulunularak, Irak konusunda bir eylem planı oluşturulmasına zemin hazırlanması amacı ile
hazırlanmış doküman,
l'den 3'e kadar numaralandırılan gizli bilgi notu ile başlayan 27.11.1998 ile biten
doküman incelendiğinde;
Gizli ibareli Bilgi notu başlıklı, 27/11/1998 tarihli Adı geçen şahıslar hakkında
yapılan arşiv araştırması şeklinde başlayarak, Abdullah Argun ÇETİN ve Mahmut Yıldırım
isimli şahıslar hakkında istihbarat nitelikli bilgiler,
l'den lll'e kadar numaralandırılan TC İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü
ile başlayan Teftiş Kurulu Başkanlığı ile biten doküman incelendiğinde;
38. Sayfa: Gizli ibareli EGM 11.04.2000 tarihli 2000/48112 sayılı 0542 262 11 01
nolu yazısı,
92-93 sayfalar arası: Çok Gizli İbareli MİT Müsteşarlığı 19 aralık 1989 tarihli 336-
04 sayılı yazı ve eki,
94-107 sayfalar arası: EGM'ne hitaben yazılmış Kişiye Özel Çok Gizli ibareli 05
Mayıs 1999 tarihli Ankara Emniyet Müdürlüğünün 199/2292 veya 2792 ve DGM Cumhuriyet
Başsavcılığına hitaben yazılmış Kişiye Özel Çok Gizli ibareli... Nisan 1999 tarihli Ankara
Emniyet Müdürlüğünün 1999/2456 sayılı yazısı, yazıların içeriği olamdan başlık sayı ne işe
yarar
108-111 sayfalara arası: Çok Gizli ibareli EGM İstihbarat Daire Başkanlığının
Teftiş Kurulu Başkanlığına hitaben yazılmış 1992/79 sayılı yazısı,
l'den 73'e kadar numaralandırılan sponsor ile başlayıp Cevdet Saral 1. Sınıf
Emniyet Müdürü İl Emniyet Müdürü ile biten dokijman incelendiğinde;
*5'
\
70-73 sayfalar arası: Çok Gizli ibareli, Ankara emniyet Müdürlüğünün F.
Gülen Grubu konulu, Cevdet Saral 1 .Sınıf Emniyet Müdürü il Emniyet Müdürü imzalı,
tarihsiz ve sayısız yazı bulunan dokümanlar,
l'den 48'e kadar numaralandırılmış, Hz.1990 360 ile başlayıp TOHOSEP
TOKAK ile biten doküman incelendiğinde;
İstanbul DGM Hazırlık: 1990/360 Esas: 1990/386 İddia: 1990/339 sayılı
iddianameye ait dokümanlar (Maktuller: Zafer Toplu, Ali Gül, Kazım Üstün)
l'den ll'e kadar numaralandırılan Burdur Ağır Ceza ile başlayıp Av. Nusret
Senen ile biten doküman incelendiğinde;
Avukat Nusret SENEM tarafından Burdur Ağır Ceza Mahkemesi
Başkanlığına Dosya No.200/...verilmiş Şemsi DENİZER'in öldürülmesi olayı ile alakalı
dosyaya görevsizlik karan verilerek dosyanın DGM'ye gönderilmesini ister 27.01.2000
tarihli dilekçe
Zonguldak Başsavcılığı Hazırlık No: 199/3210 Esas No: 1999/1950
iddianame No: 199/192 sayılı Maktul: Şemsi DENİZER ile ilgili soruşturmaya ait
dokümanlar,
l'den 5'e kadar numaralandırılan Askeri Yüksek mahkemesi ile başlayıp
davacı Mehmet Akif ŞENOĞLU ile biten doküman incelendiğinde;
Askeri Yüksek İdari Mahkemesi Sayın Başkanlığına hitaben yazılmış
Davacı: Piyade Teğmen Mehmet Akif ŞENOGLU Davalı: Milli Savunma Bakanlığı
şeklinde 1982 yılında TSK'den Resen Emekli edilmesi hakkında Her Türlü idari işlemler
ile Üçlü kararnamenin iptali talebi ile ilgili imzasız dilekçe,
l'den 53'e kadar numaralandırılan T.C. Ankara Devlet Güvenlik mahkemesi
ile başlayıp, Abdullah Argun Çetin ibaresi ile biten doküman incelendiğinde;
Ankara 1. DGM Duruşma Tarihi: 07.01.1999 Esas No: 1998/00187 Sanık
Abdullah Argun ÇETİN ile alakalı duruşma dosyasına ait dokümanlar,
l'den 20'ye kadar numaralandırılan "duruşma tutanağı" ile başlayıp
Uzm.Doç.Dr. Sefa Saygılı ile biten doküman incelendiğinde;
Ankara 1 Nolu DGM Esas No:1998/00187 Duruşma Tarihi: 07.01.1999
tarihli sanık Abdullah Argun ÇETİN duruşma dosyasına ait doküman fotokopileri,
l'den 4'e kadar numaralandırılan işçi partisi genel başkanı ile başlayan
bilirkişi Seyfettin Arıkan ile biten doküman incelendiğinde;
1. Sayfasında: El Yazması 'İşçi partisi Genel Başkanı Sayın D.
PERİNÇEK'V başlığı ile başlayan 04.03.1996 tarihli ERNK mühürlü
"Devrimci Selamlar Parti Önderliği Adına Garzan Eyaleti Karargah
Komutanlığı" imzalı içeriğinde " ...Bundan sonraki dönemlerde de
partimiz sizinle sırt sırta çalışmaktan şeref duyacaktır. Partimiz adına
çalışmalarda basanlar diler Saygılanmızı sunanz." İle biten doküman.
1. Sayfasında: El Yazması " Parti önderliğine hitaben yazılmış Cevap
Niteliğini taşıyan özel rapor" başlığı ile başlayan ERNK mühürlü "
Devrimci Selamlar ERNK Mar. Bölge Temsilciliği" imzalı içeriğinde
"...Parti önderliğimize önerimiz PERİNÇEK ileicraatlanmız arttırmamız
ve kendisine bizden dün istediği gibi kendine yannlarda da
isteyebileceğimiz ortamlan yaratarak bir kısım hayati pürüzleri ortadan
kaldırmamızdır. Bu icraatlan en iyi şekilde yapabileceğimiz kişi
Perinçek'teriJ^kası değildir..." İle biten doküman. .^^"^İS,
ff e,. V ,*
'/ • ----^ '£*°l\
* X s' ->> f* >
i J\ **/ f if * \ \ «„ ÎÇ _______................... .....

4
' M S'
... s*"
1. Sayfasında: Büyük ERNK mührü
1. Sayfasında: 30/11/998 tarihli Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 998/804
azı ve Mühür tetkiki Bilirkişi Raporu, bulunan doküman,
l'den 35'e kadar numaralandırılan ortak hukuk bürosu ile başlayan Abdullah Argun
ÇETİN ile biten doküman incelendiğinde;
Ortak Hukuk Bürosu tarafından verilmiş dava dilekçeleri, İŞ veren Makam:
Ankara 1 Nolu DGM Cumhuriyet Başsavcılığı İnceleme Konusu: 1998/187 KL Ve KL'lerinde
sanık olan Abdullah Argun ÇETİN'in ifadelerinin incelenmesine dair Bilirkişi Raporu,
İstanbul Emniyet Müdürlüğünün İstanbul DGM Başsavcılığına yazmış olduğu 21/11/1998-
22507 sayılı yazı ve Abdullah Argun ÇETİN isimli şahsın emniyet İfadesi bulanan doküman,
(1) adet Komutan kanaatine ile başlayıp, aslı gibidir ile biten doküman
incelendiğinde;
Üstünde el yazması "Genelkurmay açıklamasının kaynağı kuloğlu" yazan Armağan
Kuloğlu Tuğgeneral Okul komutanı İmzalı-Mühürlü-Aslı Gibidir kaşeli, bir uçak kazası ile
alakalı Komutan kanaati,
l'den lll'e kadar numaralandırılan TC İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü
ile başlayan Teftiş Kurulu Başkanlığı ile biten doküman incelendiğinde;
32-35 sayfalar arası: İstanbul 2. Ağı Ceza mahkemesinin Esas No: 200/163 Karar
No: 2000/377 Sanık Turhan Özlü ( Aydınlık Gazetesi Sor. Müd.) ve Esas No: 2000/72 Karar:
2000/172 Sanık Turhan Özlü (Aydınlık Gazetesi Sor. Müd.) beraat kararları,
36-37 sayfalar arası: TBMM Tutanak Müdürlüğü Birleşim: Susurluk Tarih:
26.12.1996 Sayfa:3^1 dokümanları,
39^18 sayfalar arası:12.02.2001 tarihli Duruşma No: 2001/186 Esas No: 1997/180
duruşma tutanağına ait olduğu değerlendirile dokümanlar,
49-82 Sayfalar arası:2 Adet Suç tarihi 01 Ekim 2000 Suçun Türü: Çıkar amaçlı Suç
Örgütü Kurmak Suç Yeri Ankara. Şikayetçi: KH şeklinde Muhittin Ateş J.Yzb Çankaya İlçe J.
Komutanı imzalı Fezleke (TEAŞ'm zarara Uğratılması Konusu)
83-91 sayfalar arası: Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığına Hitaben Uğur
TÖNÜK tarafından Randıman Döviz isimli işyerinin faaliyetlerinin araştırılması ile alakalı
ihbar içerikli verilmiş dilekçeler,
l'den lll'e kadar numaralandırılan TC İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü ile başlayan Teftiş Kurulu Başkanlığı ile biten doküman incelendiğinde;
1-3 sayfalar arası: EGM 1998/5917 ve 3029901 sayılı mühür izi tetkiki (ERNK)
üst yazılan,
23-26 sayfalar arası: 10.01.1997 tarihli "Başbakanlık Teftiş Kurulunun Tahkikat
Raporu Hakkında Basm Toplantısı" başlığı altında, Susurluk kazası ve sonrasında Başbakanlık
Teftiş Kuruluna gelen 21 olay ile alakalı kısa tahkikat sonuçları,
l'den 14'e kadar numaralandırılmış Mehmet EYMÜR görüşmesi ile başlayan
ortaya çıkışılabilir ile biten doküman incelendiğinde;
Mehmet EYMÜR Görüşmesi Tarih: 31.10. L990"Yer: Mehmet Eymür'ün Ankara
Farabi"de ki Bürosu başlığı ile başlayan Mehmet EYMÜR'ün beyanlan olduğu

53 ' ' • ' ' _


«—— ^———
değerlendirilen Hiram ABAS, Kürtler, Zeynep ÖZAL, Darbe Olasılığı, Oral ÇELİK gibi
konular içeren yazı bulunan doküman olduğu görülmüştür.
l'den 13'e kadar numaralandırılan konu ile başlayıp Mehmet EYMÜR APK üyesi
ile biten doküman incelendiğinde;
Üstünde el yazması Mehmet EYMÜR ibaresi bulunan, Konu :"MİT Raporu"
şeklinde adlandmlan Etüdün hazırlanması, Sızması ve içerdiği bilgiler Maksadı: konu ile ilgili
inceleme ve soruşturma yapanlara aydınlatıcı bilgiler vermek 08 Mart 1988 Mehmet EYMÜR
imzalı yazı bulunan doküman,
l'den 7'ye kadar numaralandırılan Mehmet Eymür görüşmesi ile başlayıp önemli
bir dönemeçtir ile biten doküman incelendiğinde;,
"Mehmet Eymür Görüşmesi Tarih: 7.11.1990 Hasan YALÇIN-Soner YALÇIN"
başlıklı istihbarat örgütleri hakkında bilgiler içeren yazı bulunan doküman,
l'den lll'e kadar numaralandırılan TC İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü
ile başlayan Teftiş Kurulu Başkanlığı ile biten doküman incelendiğinde;
4-22 sayfalar arası: En üstünde el yazması Mehmet Eymür yazan, 08. Mart. 1988
Mehmet Eymür APK Üyesi ile biten "MİT Raporu" şeklinde adlandmlan etüd'ün hazırlanması,
Sızması ve İçerdiği Bilgiler Maksadı: Konu ile ilgili inceleme ve soruşturma yapanlara
aydınlatıcı bilgi vermek ibareli ve bu bilgileri içeren doküman,
PKK İÇERİKLİ
l'den lll'e kadar numaralandırılan TC İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel
Müdürlüğü ile başlayan Teftiş Kurulu Başkanlığı ile biten doküman incelendiğinde;
27-31 sayfalar arası: Üstünde el yazması Kendal Kod Mardinli-..../....oturuyor
yazan " Parti Önderliğine Hitaben yazılmış 6. Kongremize ışık Tutacak ERNK'nm Genel
Raporudur" başlıklı SONU ERNK mühürlü bir kısım okunamayan okunan kısımlarında;
" Sayın başkanım, bu rapor partimizin önderi olan şahsınızın isteği ile ERN"nin
kongreden bu yana yapmış olduğu, icraatların genel değerlendirmesini, kapsamakta olup,
gerek siyasi gerekse de ERNK'ya bağlı silahlı milislerimizin, askeri icraatlarına açıklık
kazandırmaktadır.

ERNK olarak Kürdistan'm Amed eyaletinden tüm kurt halkına ulaşma imkanını
rahatlıkla kullanabilmekteyiz.

ERNK olarak partimizin ordu kanadına Amed ve çevre eyaletlerden bugüne kadar
12,000 eleman kazandırılmış ve bu bölgelere nakledilen 8 .. ..el telsizi, 2 sırt telsizi, 270 adet
bikisi, 784 adet çeşitli markkalarda kalesnikof, 7 adet RPG roket atar, 45 adet karnas, 8 adet
diktiriyof ve bu silahlara ait 870.000 adet mermi teslim edilmiştir.

Bilinen isimlerden Ahmet Kaya ve İbrahim Tatlıses gibi sanatçılara halk içerisinde
büyük sempati duyulmaktadır....Ahmet Kaya ile ilişkilerimiz çok iyi olmasına karşın bu şahsın
kapitalizmin güdümünde olması nedeni ile sadece partimize bağış niteliğinde konserler
vermiş....süreç içerisinde 1992-1993-1994 yıllarında ki to^aa^dım miktarı 500.000 markı
bulmuştur. Oysaki İbrahim Tatlıses (iki kelime okumuyor).... JJ^Sbaret olmayıp (bir kelime
1634 *
okunmuyor).....gerekr yaptığı bağışlar ile gerekse de fiili bir takım yardımlarıyla oldukça göz
dolduruyor.

Artimize yapılan bunca yardımlara karşı .............(okunmuyor)......itiraf edercesine


söylersek Doğu Perinçek ve İHD (okunmuyor)..............Başkanı Sayın Akın Birdal a borçlu
olduğumuzu (okunmuyor)................gerekmektedir. Doğu Perinçek'in pratiğine ilişkin
(okunmuyor)...............önderliğimizin talimatı üzerine daha önceden
(okunmuyor)...........hazırmanış ve parti önderliğimiz ayrıntılarıyla bilgilendirilmiştir.
Gerek Doğu Perinçek gerekse Akın Birdal ile bağlarımız vardır. Belki Akın Birdal
Doğu Perinçek partimiz lehine fiili pratiksel icraatlarını (okunmuyor)..................kıldığı şiddet
eylemlerine dönüştürememiştir.

Doğu Perinçek ve Akın Birdal adeta partimiz silahlı milisleri olmuşlardır.

DEVRİMCİ SELAMLAR TEMSİLCİLİĞİ" şeklinde ibareler bulunan doküman.


l'den 4'e kadar numaralandırılan yaklaşık 1 saat ile başlayan konuşurken sız
hat ile biten el yazması doküman içeriğinde;
El Yazması, başlıksız, altları isimsiz-imzalı dokümanda " ...yaklaşık bir saat
izimle görüşen PERİNÇEK tekrar gizli bir şekilde yanımızdan ayrılmış ve bu buluşma
herkesten saklı tutulmuştu. Yüce Türk Mahkemelerimizin dikkatlerini çekerek diyorum
ki PERİNÇEK, TC devletinin bölünmez bütünlüğüne karşı Apo'nun en büyük silahıdır...
Doğu PERİNÇEK, Apo'nun bir kuklasıdır. Apo ne derse Permçek aynının yapmaya
mecburdur. Çünkü Perinçek 1991'de ziyaret ettiği PKK kampında Apo ile anlaşmış ve
bu tarihten itibaren Apo'dan sonra PKK'nm ikinci gizli lideri olmuştur... Neticede
Bingöl'de 33 (otuzüç) erin şehit edilmesi ile Perinçek gizli bir karanlık tarihe daha
damga vurmuştur..." şeklinde ibareler bulunan doküman
TASNİF DIŞI
1) adet Sayın Akfırat ile başlayıp Saygılarımızla Veli KÜÇÜK ile biten kart
incelendiğinde;
Veli KÜÇÜK tarafından el yazması olarak Adnan AKFIRAT'a hitaben yazılmış;
"Sayın Akfırat, yayınma başladığımız dergimizin bir adedini gönderiyorum. Yapacağınız
uyanlar bize ışık tutacaktır. Saygılanmızla Veli KÜÇÜK E. Tuğgeneral" ibareli kart olduğu
görülmüştür.
(1) adet siyah klasör içerisinde kendinden numaralı Kontrgerilla 3. cilt
belgeler ve olaylar ibaresi ile başlayıp bu yazıyı bu kitaba da aynen alıyoruz ibaresi ile
biten 212 sayfalık doküman incelendiğinde;

başladığı, Dokümanın KONTRGERİLLA III. CİLT BELGELERLE OLAYLAR ibaresi ile

1-Ozel Harp Dairesi Şüpheli Olaylar 2-


Seferberlik Tetkik Kurullan İle İlgili Olaylar 3-
Mit İle İlgili Olaylar
4-Türkiye'ye Sokulan Silahlar ^
5-5 Haziran Seçimlerine Doğru Cunta Ve J&orifrgeri
1635
:^0.
6-30 Ağustos 1978 Öncesi Olaylar, Nisan Ve Temmuz Darbe Teşebbüsleri
7-Aydınlık'a Yapılan Baskılarda Kontrgerillanm Varlığını Kanıtladı
8-Kontrgerilla Yayınının Yankıları
9-Kontrgerilla Hakkında Ki Belge Ve Bilgiler Nasıl Elde Edildi? Ve Sonuç
EK: Aydınlık Gazetesinde Yayınlanan Kontrgerillaya Karşı Tepkiler başlıkları
altında konular işlendiği,
4. Sayfasında Kontrgerilla kitabı elinizdeki üçüncü ciltle tamamlanmış bulunuyor
ibaresi ile başladığı, dokümanın yazılmış veya yazılacak olan bir yazıya ait çalışma notlan
olan doküman olduğu görülmüştür.
l'den 95'e kadar numaralandırılan il yönetim kurulunun örgütlenmesi ile başlayan
S.Kamil YÜCEDIRAL TC Başbakan Baş Müşaviri ile biten doküman incelendiğinde;
50-58 sayfalar arası; İşçi Partisi imzalı basın açıklamaları, 1 Eylül 1997 tarihli
Adnan AKFIRAT tarafından İşçi Partisi Genel Merkezine sunulmuş Yurt ve Dünya Dergisi ile
Analiz-Araştırma grubu ile ilgili teklif ve bilgiler olduğu, Analiz ve Araştırma grubu Üyeleri
Kısmında Prof. Dr. Çetin Yetkin, Doç. Dr. Veysi SEVİĞ, Hasan Fehmi GÜNEŞ, Fikri
SAĞLAR, Ferid İLSEVER, Hasan YALÇIN, Turan YAVUZ, Enis BERBEROGLU, Suphi
KARMAN, Erol BİLBİLİK, Erol MÜTERCİMLER, Namık KOÇAK, Mehmet GÜÇ, Emcet
OLCAYTU, Doğan UYAR, Hikmet ÇİÇEK, Adnan AKFIRAT, Hakan UYSAL, Soner
YALÇIN, Rafet BALLI, Hasan BÖGÜN, Özcan BÜZE, Kağan GÜNER, Kamil ERDOĞDU
isimli şahısların yazılı olduğu
68-84 sayfalar arası; Atatürk'ün Altı Ok Programıyla Sol Güç Birliği Cumhuriyet
Devrimi Hükümeti başlığı altında;
1. Atatürk'ün Altı Ok Programıyla Sol Güç Birliği cumhuriyet Devrimi Hükümeti
1. İki Karşıt Sol Güç Birliği Projesi
1. Bugüne Kadar Kurulan ulusal Güçler Meclisi (Tablo)
1. Mersin Ulusal Güçler Meclisi
1. Adana Ulusal Güçler Meclisi
1. Bursa Ulusal Güçler Meclisi
1. Zonguldak Ulusal Güçler Meclisi
8- Ulukışla Ulusal Güçler Meclisi başlıkları altında Sol Görüşlü Siyasi
Partilerin Birleşmesi hususunda yapılacak olana çalışma ve yöntemleri anlatan yazılar,
l'den 22'ye kadar numaralandırılan Mehmet Eymür ile konuşma ile başlayıp
Selemi Selam ile biten doküman incelendiğinde;
11-18 sayfalar arası; Üstünde el yazması "7.10.90" yazan Bir askeri yetkili Darbe
başlıklı içeriğinde " Özal, Ordu, Darbe,
l'den 73'e kadar numaralandırılan sponsor ile başlayıp Cevdet Saral 1. Sınıf
Emniyet Müdürü İl Emniyet Müdürü ile biten doküman incelendiğinde;
6-16 sayfalar arası: 30 Temmuz 1998 tarihli Doğu Perinçek İP Genel Başkanı
tarafından; Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral'e hitaben yazılmış "Özelleştirme" konulu,
içeriğinde;
"... Sağın Ordusu Yok
Türk silahlı Kuvvetlerinin 'Batı destekli ilticaya karışı iç savaş' olasılığına göre
yapılandığı, Genel Kurmay Başkanının 'irticayı ezeceğiz' kararlılığını açıkladığı koşullarda,
elli yıldır iktidarda olan sağ, artık Türkiye'yi yönetemez. Nitekim Mesut Yılmaz'dan Çiller,
Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu'na kadar, uzanan sağ güçler,-Orduyu yıpratmak, içine nifak
sokmak ve etkisiz hale getirmek için, ABD güdümlü'bir kampanya başlatmış ve irticayı
savunma cephesi kurmuşlardır. Cumhuriyet Devrimine karşı mevzılenene bu güçlerin Orduyu
hedef alan bir noktaya gelmesi, iktidarını sürdüremeyeceklerin çok önemli bir göstergesidir.
Sağın ordusu yoktur. Türkiye'nin önündeki süreçte, yalnız Cumhuriyet devrimi rotasında ki
seçeneklerin iktidar olma şansı vardı...." Şeklinde ibareler bulunan, "iktidar planı" başlığı
altında solun iktidar olabilmesi için yapılması gerekenlerinde anlatıldığı doküman,
25-65 sayfalar arası: "Türkiye'yi Cezayir Yapma Planının aktörleri, Türk Afganileri
CIA hizmetinde Bosna, Çeçenistan, Kosova ve Sincan'da Yetişti" başlıklı Adnan Akfırat
Gazeteci/aydınlık şeklinde imzalı, 29. sayfasında " ...Strateji Grubu Haber Bülteni..." ibaresi
bulunan, CIA ve irtica bağlantılarının anlatıldığı doküman,
ŞÜPHELİNİN YAPILAN ÜST ARAMASINDA;
(1) adet Nokia 6020 nokia marka 354532010923898 IMEI nolu cep telefonu,
(1) adet 0603170199353 seri nolu 0 532 414 49 65 numaralı turkcell sim kart elde
edilmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape : 3669 13.03.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile görüşmesinde özetle;
Doğu PERİNÇEK'in "İbrahim BENLİ ile sözleştin değil mi" "...halledersin o işi ben
gelmiyorum gelmeyim.." "...bu iş görüşmesine döndü sizin olmanız yeter benim hiç
bulunmama gerek yok merkezinde siz olun o temelde gitsin" "..gördün mü zamanda Avrupa
Parlamentosu Raporu" "...adamlar ordan devletin içine sıçratın diyorlar" "..Şemdinli
Şemdinliden başlayan operasyon devam ediyor" "Doğrudan Genel Kurmay Başkanını hedef
alıyor" dediği, Adnan AKFIRAT'm "O şeyi yolladı mı elinize ulaştı mı Tuncay GÜNEY'in
ifadesi" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yok o şey şey ifadesi Serhan söyledi ama o şeymiş yani
o şeyden dolandırıcılık ifadesiymiş o öbürüne .." "O ifadeler bu şeyler falan varmı o Kuzey
Irak" dediği, Adnan AKFIRAT'm "Yok onlar işte onlar dava konusu olmamışki onlar sadece
almışlar almışlar sadece soruşturma için kullanılıyor" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yani onlar
gece tutulan diğer ifadeler" dediği, Adnan AKFIRAT'm "Evet yani orda da bi suç var bunun
için söylüyorum" dediği,
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
1) Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT'm Emniyette alman beyanında;
Doğu PERİNÇEK ile 1978 yılından bu yana tanıştıklarını, İlhan SELÇUK'u
Basından tanıdığını ancak bir iki kez Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal ile ilgili görüştüklerini,
Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nu basından tanıdığını, bir kez kendisi ile röportaj yaptığını,
2005 yılında Ermeni Soykırımı ile alakalı İsviçre'nin Lozan kentinde düzenlenen etkinliğe
beraber katıldıklarım, Talat Paşa Komitesi'nin Düzenlediği etkinliğe Kemal Yalçın
ALEMDAROĞLU'nun ve kendisini de katıldığını, Serhan BOLLUK'u 1984 yılından bu yana
tanıdığını, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olduğunu, Yusuf BEŞİRİK'in Doğu
PERİNÇEK"in şoförü olarak bildiğini, İbrahim BENLİ'yi 20 yıldır tanıdığını ancak son birkaç
senede arkadaşlık düzeylerinin geliştiğini ve şu an Çin İş Geliştirme Dostluk Derneğinde
beraber çalıştıklarını, Ferid İLSEVER'i yaklaşık 20 yıldır tanıdığını, daha önceden çalıştığı
Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanalda beraber çalıştıklarını, Ferid İLSEVER'in şu an Ulusal
Kanal Genel Yayın Yönetmeni olduğunu, kendisinin de halen Ulusal Kanal Yönetim kurulu
üyesi olduğunu, Mahir Cayan GÜNGÖR'Ü 4 yıldır tanıdığını ve Aydınlık dergisinin arşivinde
çalıştığından dolayı bildiğini, Samimiyetinin olmadığını, Muzaffer TEKİN'i tanıdığını, 2005
yılında İşçi Partisine geldiğini, Partiyi ziyaret ettiğini, Burada tanıştıklarım, Sonrasında da
birkaç kez günden^^-âMsah^ telefon ile görüştüklerini, Bir kez yolda karşılaştıklarını, Mehmet
Zekeriya Ö^URK'üft^f^önem Ulusal Kanal da

,«7:
program yapmak üzere geldiğini, Kısa bir süre çalıştığını, Dengesiz davranışlarda
bulunduğunu, yalan söylediğini saptadıkları için işine son verdiklerini, Halil Behiç
GÜRCİHAN'ı şahsen tanımadığını ancak basından yazlarını okuduğunu, Hayrullah Mahmut
ÖZGÜR'ü şahsen tanımadığını ancak basından yazılarım okuduğunu, Ergün POYRAZ'ı şahsen
tanımadığını ancak kitaplarını okuduğunu, Emin ŞİRİN'i Milletvekili olarak bildiğini, Ulusal
Kanal'da program yaptıklarım ve bir daha görüşmediklerini, Veli KÜÇÜK'ü Emekli olduktan
sonra 2002'de Endi Mağazaları yönetim kurulu üyesi iken Ulusal Kanal'a Endi mağazalarının
reklâmlarını almak için gittiğinde tanıştıklarını, Reklâmı alamadıklarını, 2005'te Emin
GÜRSES isimli şahsın abisinin cenazesinde karşılaştıklarını, Sonrasında bir daha
görüşmediklerin, Sevgi ERENEROL ile Ulusal Kanal"da program yaptıklarını ve çeşitli
toplantılarda rast geldiklerinde selamlaştıklarım, Güler KÖMÜRCÜ'yü gazeteci olarak
bildiğini, İş dolayısı ile 6-7 yıldır senede birkaç olmak üzere görüştüklerini, Sami HOŞTAN'ı
basından tanıdığını, Ali YASAK'm 1989 yılında haber Müdürü olduğu 2000'e Doğru Dergisini
kendisi ile alakalı bir haberi düzeltmeleri konusunda tehdit ettiğini,^ Sonrasında özür
dilediğini, Bir daha hiç karşılaşmadıklarını, Mehmet Fikri KARADAĞ'I basından bildiğini,
Ümit OGUZTAN'ı gazeteci olması dolayısı ile bildiğini, 1998 yıllarında bir kez Aydınlık
Dergisine gelip Kalkancı olayı ile alakalı bilgi verdiğini ve sonrasında
görüşmediklerini, Kemal KERİNÇSİZ'i basından bildiğini, Habip Ümit SAYIN'ı 2000 yılında
Aydınlık Dergisini ziyarete geldiğini ve ABD'den muhabir olmak istediğini Kendilerinin
de haber yolmasını istediklerini, Sonra ki tavırlarında paranoya bir insan olduğun gördüğünü,
Türkiye'ye geldikten sonrada Aydınlık Dergisine gelip yazılarını yayınlanmasını, programa
çıkma gibi isteklerde bulunduğunu, Birkaç kez Ulusal Kanal'da programa çıktığım,
Sonrasında tavırlarında ki dengesizlikten dolayı programa çıkartmadıklarını, bu
nedenle kendisine düşmanlık beslemeye başladığını, Kendisi ile ABD'de iken birkaç kez mail
görüşmesi yaptıklarını, Zaman zaman kendisini aradığını, gündem hakkında konuştuklarım,
Şahsı dengesiz ve güvenilmez birisi olarak bildiğini, Vedat YENERER'i gazeteci olarak bilirim.
Ulusal Kanal da bir kez programa katılma amacı ile geldiğinde görüştüklerini, Emin GÜRSES'i
2003 yılından bu yana tanıdığını, Arkadaşı olduğunu, Kendisi ile 3yıldan fazla Ulusal Kanal' da
"Ufuklar" isimli program yaptıklarını, Tuncay GÜNEY'i gazeteci olarak 1996-1997 yıllarında
Akşam Gazetesinde çalışırken tanıştıklarını, Kendisi Aydınlık Dergisine gelerek arşivlerinden
yararlanmak istediğini, Zaman zaman dergiye gelerek haberleri ile alakalı arşivlerinden
yararlandığını, Akşam Gazetesinde yaymlatamadığı, haberleri getirir kendilerinde bilgi kaynağı
olarak kullandıklarını, Susurluk MİT Raporundan sonra kendisi tamamen yalan olan ve
kendisini suçlayan bir röportajı Aksiyon Dergisine verdiğini, Kendisin MİT raporunda
Fethullah GÜLEN adının geçtiği yalanını benim uydurduğumu söylediğini, bu olaydan sonra
kendisini tutarsız ve dengesiz biri olduğunu gördüğünü, sonrasındaki ilişkilerimde uzak
davrandığını, Ama ara sıra yine görüştüklerini, Organize Şube Müdürlüğünce gözaltına
alındıktan sona bana gelerek "Seni de suçlayan ifadeler verdim" dediğini ancak herhangi bir
şekilde ifadesine başvurulmadığını, Sonrasında ABD'ye gittiğini kendisini telefon ile aradığını
öğrendiğini, Kendisine Türkiye ile alakalı rapor yazdığını söylediğini, Kendisinin de Tuncay
GÜNEY'e "Türkiye aleyhinde faaliyette bulunma" dediğini, ve kendisi ile bir daha
görüşmediğini, Görüştüğü dönemlerde kendisine ERGENEKON diye bir şeyden bahsettiğini
hatırladığını, ancak kendisi tutarsız, yalancı kafasında bir çok senaryo oluşturan ve çok fazla
konuşan bir insan olduğundan çok fazla ciddiye almadığını, Kendisine hatırladığımı kadarıyla
Ergenekon örgütünün adında Cenebattin ERGENEKON isimli bir Albayın soy isminden
geldiğin söylemişti. Kendisinin daha önce sorulan ERGENEKON-LOBİ gibi doküman
görmediğini, Kendisi ile haber kaynağı ilişkisi olduğunu beyan etmesi dolayısı ile adı geçen
şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
2) Şüpheli İbrahim BENLİ'nin Çatalca ilç^GökçşaJ^köyü Ağıllar mevkiinde
bulunan iki katlı dubleks dairede yapılan aramaJı» elde edrfen^dokümanlarm yapılan
incelemesinde; 1 adet adet Monarch Paxor ibaresi yazılı içerisinde elle yazılmış notların
bulunduğu blok not defterin yapılan incelemesinde; 1. sayfasında: "30.11.2006 Adnan Akfırat"
yazdığından ve 13.03.2008 günü saat : 15.48'de Adnan AKFIRAT ile Doğu PERİNÇEK
arasındaki telefon görüşmesi içeriği nedeni ile İbrahim BENLİ ile irtibatlı olduğu,
1. Yapmış olduğu telefon görüşmesi nedeni ile Doğu PERİNÇEK ile irtibatlı
olduğu,
1. Diğer şüpheli beyanlarını göz önüne alındığında; Şüpheliler Aydın GERGİN,
Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER Mahir Cayan GÜNGÖR, Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK, Serhan BOLLUK, Veli KÜÇÜK, Yusuf BİRİŞİK, Ümit
OĞUZTAN, İbrahim BENLİ, Hikmet ÇİÇEK, Nusret SENEM, Hayati
ÖZCAN ve Tuncay GÜNEY ile irtibatlı olduğu,
1. Şüphelinin ev aramasından el edilen Veli KÜÇÜK tarafından el yazması olarak
Adnan AKFIRAT'a hitaben yazılmış; "Sayın Akfırat, yayınma başladığımız
dergimizin bir adedini gönderiyorum. Yapacağınız uyanlar bize ışık tutacaktır.
Saygılarımızla Veli KÜÇÜK E. Tuğgeneral" ibareli kart nedeni ile Veli
KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu,
1. Şüphelinin ev aramasından el edilen l'den 36'ya kadar numaralandırılan
özgeçmiş ibaresi ile başlayan, yok edildiği kanaatine varıldı ile biten faks
çıktısı doküman incelendiğinde Üstünde el yazması Fikret Akfırat'm dikkatine
yazdığı ve 1-5 sayfalar arasının Ümit SAYIN'a ait özgeçmiş bilgilerini (aldığı
eğitim, Bilimsel araştırma deneyimi, çalıştığı spesifik konular, Bilgisayar
Deneyimi, aldığı burslar, üyelikleri, çevirileri vb. bilgiler içerir) içerdiği
görüldüğünden, Ümit SAYIN ile irtibatlı olduğu,
1. Şüphelinin ev aramasından el edilen l'den 36'ya kadar numaralandırılan
özgeçmiş ibaresi ile başlayan, yok edildiği kanaatine varıldı ile biten faks
çıktısı doküman incelendiğinde 32-34 sayfalara arasının El yazması üstünde
"acele Ferid İlsever'e generallerin Bekleme süresinin 4 yıla çıkmasıyla Şura
Önüne gelmeyeceklere Kara Kuvvetlerinde" yazan veOrgeneraller-
Korgeneraller- Tümgeneraller-Deniz Kuvvetleri-Hava Kuvvetleri-Jandarma
Kuvvetleri-Kara Kuvvetleri başlıkları altında üst düzey askeri komutalara ait
isim ve kurum bilgisi ve l'den 6'ya kadar numaralandırılan televizyon ile
başlayan Ferid İLSEVER Nisan 2000 ile biten doküman incelendiğinde
Televizyon başlığı altında Ferid İlsever Nisan 2000 ibaresi ile bitttiği
içeriğinde, "...Günümüzde en etkili kitle iletişim aracı televizyondur.."
değerlendirmesi ile ulusal bir televizyonun kurulması ile alakalı yapılması
gerekenler, masraflar, yaym ve kadro bilgileri verilerek "...Türkiye, 2001 yılı
başlarında devrimci televizyonuna kavuşacaktır..." şeklinde sonuca ulaşılan
doküman ve l'den 95'e kadar numaralandırılan il yönetim kurulunun
örgütlenmesi ile başlayan S.Kamil YUCEDIRAL TC Başbakan Baş Müşaviri
ile biten doküman incelendiğinde 50-58 sayfalar arası; İşçi Partisi imzalı basın
açıklamaları, 1 Eylül 1997 tarihli Adnan AKFIRAT tarafından İşçi Partisi
Genel Merkezine sunulmuş Yurt ve Dünya Dergisi ile Analiz-Araştırma grubu
ile ilgili teklif ve bilgiler olduğu, Analiz ve Araştırma grubu Üyeleri Kısmında
Ferid İLSEVER'in isminin geçtiği görüldüğünden Ferid İLSEVER ile irtibatlı
olduğu,
8) Şüphelinin ev aramasından el edilen l'den 2'ye kadar numaralandırılan Sayın
Emin GÜRSES'in dikkatine ile başlayıp, 0 216 33621 78 numara ile biten doküman
incelendiğinde Bilgisayar çıktısı " Sayın Emin GÜRSES'in dikkatine" ile başlayan 10 (on)
farklı şahsın isimleri altlarında Üniversite ve bölüm isimleri ve cep telefon numaralan olduğu
görüldüğünden, Emin GÜRSES ile irtibatlı olduğu,
9) Şüphelinin ev aramasından el edilen l'den 2'ye kadar numaralandınlan l'den
49'a kadar numaralandınlan Gündüz KÖSEMEN i^kfŞktyı^ Turgay ARTAN ile biten
telefon fihristi fotokopisi incelendiğinde İçeriğindş^ok1 sayıâ#s% ve telefon numaralan ve
1639f „
15 nolu sayfasında: Doğu Perinçek Cep: 0 532 313 24 18 Ev: 288 17 99 0 312 244 12 94 Parti:
251 99 10 0 312 219 74 86 yazdığı ve l'den 3'e kadar numaralandırılan Saat:20.55 ile başlayıp
iyi akşamlar ile biten doküman incelendiğinde Saat 20.55 te ismini belirtmeyen bir bayanın
Doğu PERİNÇEK'le görüşmek istediğini ve sonrasında bu görüşmenin tapesini içeren
doküman olduğu ve l'den 7'ye kadar numaralandırılan yaşanan süreçte ile başlayıp İşçi partisi
genel başkanı ile biten doküman incelendiğinde dokümanın başlıksız ve Doğu Perinçek imzalı
doküman olduğu ve l'den 4'e kadar numaralandırılan işçi partisi genel başkam ile başlayan
bilirkişi Seyfettin Arıkan ile biten doküman incelendiğinde 1. Sayfasında: El Yazması 'İşçi
partisi Genel Başkanı Sayın D. PERİNÇEK'V başlığı ile başlayan 04.03.1996 tarihli ERNK
mühürlü "Devrimci Selamlar Parti Önderliği Adına Garzan Eyaleti Karargah Komutanlığı"
imzalı olduğu görüldüğünden Doğu PERİNÇEK ile irtibatlı olduğu,
10) Şüphelinin ev aramasından el edilen l'den 10'a kadar numaralandırılan
Başbuğdan mektup var ile başlayıp, para kazanıyor ile biten doküman incelendiğinde 10.
sayfasında: "...Ergün POYRAZ Gündemdeki Tayyip Erdoğan kasetini ve geçen seneki
Fethullah Gülen kasetini güzide medyamıza pazarlayan kaset bezirganı. Klasik bir istihbarat
ayakçısı. Gazeteci Tuncay Özkan bu arkadaşımızı sosyal demokrat sanıyormuş..." şeklinde
ibareler görüldüğünden Ergün POYRAZ ile irtibatlı olduğu,
1. Şüphelinin ev aramasından el edilen 1 'den 11 'e kadar numaralandırılan Burdur
Ağır Ceza ile başlayıp Av. Nusret Senen ile biten doküman incelendiğinde
Avukat Nusret SENEM tarafından Burdur Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına
Dosya No.200/...verilmiş Şemsi DENİZER'in öldürülmesi olayı ile alakalı
dosyaya görevsizlik karan verilerek dosyanın DGM'ye gönderilmesini ister
27.01.2000 tarihli dilekçe olduğu görüldüğünden Nusret SENEM ile irtibatlı
olduğu,
1. Şüphelinin ev aramasından el edilen l'den 95'e kadar numaralandmlan il
yönetim kurulunun örgütlenmesi ile başlayan S.Kamil YÜCEDIRAL TC
Başbakan Baş Müşaviri ile biten doküman incelendiğinde 50-58 sayfalar arası;
İşçi Partisi imzalı basın açıklamalan, 1 Eylül 1997 tarihli Adnan AKFIRAT
tarafından İşçi Partisi Genel Merkezine sunulmuş Yurt ve Dünya Dergisi ile
Analiz-Araştırma grubu ile ilgili teklif ve bilgiler olduğu, Analiz ve Araştırma
grubu Üyeleri Kısmında Hikmet ÇİÇEK'in isminin geçtiğinden Hikmet
ÇİÇEK ile irtibatlı olduğu,
1. Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT'm Telefon ve sim kart rehberinde; Ferid
İLSEVER-05332771564, Güler KÖMÜRCÜ-05322136100, Emin GÜRSES-
05322066768, Hayati ÖZCAN-053 34452610, Nusret SENEM-0532426923,
ve Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU05323570781 isimli şahıslann kayıtlı
olduğu tespit edildiğinden adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
l)Şüpheli Aydın GERGİN;
Mehmet Adnan AKFIRAT'ı İşçi Partisi yöneticisi olduğundan dolayı tanıdığını,
Başkaca Herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
2) Şüpheli Doğu PERİNÇEK;
Savcılık İfadesinde: Dosyada mevcut fabrikatör belgesinde kendisine saldınlmakta
olduğunu, Fabrikatör'ün Mehmet Eymür'ün yazdığı kitap olduğunu, Mehmet EYMÜR'ün CIA
ajanı olduğunu ye bunu ilan ettiğini, kendisini hedef almasının şeref olduğunu, En önemlisi
kendisinin, Ümit OĞUZTAN ve Adnan AKFIRAT ile yazdığı iddia edilen belgede kendisinin
hedef alındığını, bu belgelerin hepsmpf*1ç§figB^ bilmediğini, Emniyette öğrendiğini, bu
belgelerin kendisine düşmanlık dolu^dügunuf^?^
nil •&>
■%
3\ CV
Emniyet İfadesinde; Adnan AKFIRAT'm TUCEM (Türkiye Çin İş Ortaklığı
Örgütü) yöneticisi, İP Merkez Karar Kurulu üyesi olduğunu, 30 yıldır tanıdığını, gazeteci,
yurtsever güvenilir bir aydın olduğunu, özellikle Türkiye ile Çin arasında Türk Devleti ve
Ticaret Bakanlığı ile iş birliği halinde Türkiye ekonomisinin gelişmesi ve içine girdiği krizden
kurtulmasına katkıda bulunacak çalışmalarını gözlemlediğini,
Tuncay GÜNEY, 'LOBİ' isimli belgenin, Veli KÜÇÜK' ün talimatı ile Doğu
PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT ve kendisi tarafından hazırlandığını, son
şeklini ise Veli KÜÇÜK' ün verdiğini beyan ettiğinin sorulması üzerine;
Bu sorunun karanlık örgütlerin psikolojik savaş öğretilerinden ilham alınarak
hazırlandığını, Tuncay GÜNEY gibi bir insanla oturup bir kez bile görüşmüşlüğünün
olmadığını, yine Ümit OĞUZTAN ile hiç görüşmediğini, Adnan AKFIRAT'm pırıl pırıl
değerli bir aydın olduğunu,
Tuncay GÜNEY anlatımlarında, PKK terör örgütü lideri Abdullah ÖCALAN'm
Suriye'den çıkması sonrasında, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Abdullah ÖCALAN'm avukatı
Doğan ERBAŞ ile Doğu PERİNÇEK'in odasında görüştüklerini ve bir toplantı yaptıklarını, bu
toplantıda Adnan AKFIRAT'm da bulunduğunu beyan ettiğinin sorulması üzerine;
Bu görüşmeyi Adnan AKFIRAT'm bildiğini, kendi odasında kesinlikle bir görüşme
yapılmadığını, kendisinin ismimin karıştırılması dahi Tuncay GÜNEY'e ifadelerin
yazdınldığım gösterdiğini, hatırladığına göre, Abdullah ÖCALAN'm İmralı'da Atatürk
devrimini savunan açıklamalar yaptığını, bazı yayın organlarında okuduğunu, hatta PKK
yayınlarında da Apo'nun Türkiye'nin birliği içinde Atatürkçü bir çözüm savunduğu yer
aldığını, Adnan AKFIRAT Aydınlık Haber Müdürü olarak bunu yanlış haber yapmamak için
Apo ile görüşen avukatı Doğan ERBAŞ'tan sorduğunu, ayrıntıyı AKFIRAT'm bildiğini, Doğan
ERBAŞ'm bir avukat olduğunu onunla görüşmenin suç olmadığını,
Tuncay GÜNEY beyanlarında, Akşam Gazetesinde çalıştığı dönemde, Adnan
AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Ankara' da Hasan YALÇIN, Paris' te Özcan .... isimli şahısların,
Akşam gazetesinin mutemet elemanları gibi çalıştıklarını, bu şahısların Doğu PERİNÇEK' le
birlikte hareket ettiklerini, Hasan YALÇIN' m İstihbarat Genel başkan yardımcısı, Ferid
İLSEVEN' in Aydınlığın ve Ulusal TV nin genel yayın yönetmeni, Adnan AKFIRAT' m
partinin... Disiplin kurulu üyesi olduğunu, ÖZCAN... isimli şahsın da Paris muhabiri
olduğunu, yine Tuncay GÜNEY, Akşam Gazetesine Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile başladığını,
orada Mehmet Ali ILICAK'm Veli KÜÇÜK'ün elinde olduğunu, gazete de bir kadrolaşmaya
gittiklerini beyan ettiğinin sorulması üzerine;
İddiaların bütünüyle uydurma olduğunu, kendilerinin Akşam gazetesine yönelik
hiçbir faaliyetlerinin olmadığını, hiçbir gazeteyi bu tür faaliyetlerin konusu olarak
düşünmediklerin, Kaldı ki İşçi Partisinde istihbarat genel Başkan Yardımcılığı diye bir görev
olmadığını, Özcan isimli şahsı da tanımadığını,
Operasyon kapsamında yakalanan Ümit SAYIN' a ait bilgisayarda "silinmiş Chat
kayıtlan" bölümünde yer alan Ümit SAYIN ve Adnan AKFIRAT arasında 24.02.2001 tarihinde
gerçekleştirilen MSN görüşmesinde geçen;
"Söz konusu görüşmede KTB'nin etkisinin beklenenden daha fazla olduğu, Ümit
SAYIN'm Amerika'dan Türkiye'ye gelmesini Masonlar ve diğer unsurların
engelleyebileceğini, bu durumu Ümit SAYIN'm Doğu PERİNÇEK'e bildirdiğini, Ümit
SAYIN'ın belli bir dönem masonların içinde bulunduğunu, Masonların bütün pisliklerini ve
üçkağıtlarını bildiğini, Adnan AKFIRAT ve Ümit SA^Bf^LJlusal Kanal'a görüntü ve bağlantı
bulmak için çaba gösterdikleri, Ümit SAY/ff'ih sorf2hj^ır KTB ile uğraştığını,
Ümit SAYIN'm Adnan AKFIRAT'a Atilla ONGUN'un Mart ayında Türkiye'ye geleceğini
bildirerek kendisi ile temasa geçip geçmediğini sorduğu, Adnan AKFIRAT'm şahsın henüz
kendisi ile temasa geçmediğini, Ümit SAYIN'm Atilla ONGUN'un MHP'ye çalıştığını ve
dikkatli olunması gerektiği şeklinde Adanan AKFIRAT'ı uyardığı, Atilla ONGUN'un
HABLEMİTOĞLU ile iyi arkadaş olduklarını, HABLEMİTOĞLU'nun kime çalıştığının belli
olmadığını, her taraf ile bağlantısının olduğunu, Doğu PRİNÇEK ile yaptığı görüşmede iyi
gelişmeler olduğunu öğrendiğini, DARBE olasılığının arttığını, Çiller' in eski valisi Mahmut
YILBAŞ, ÖKK eski komutanı Necati ÖZGEN Müdafai Hukuk Vakfının kurucularından
olduğu, son yapılan ADD kongresinde herkesin aynı tarafta yer alarak Yekta Güngör ÖZDEN
ve Çevik BİR için çalıştıklarını, Yekta ve Özer OZANKAYA grubunun bertaraf edilmeden
ADD'nin düzelmeyeceğini, Adnan AKFIRAT'm batının Türkiye'yi darbeye zorladığını,
Türkiye'de çok köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu belirttiği, ADD'nin iç çekirdek grubunun
tehlikeli olduğu, Ertaç TİNAR'm masonluğunun belgelendiğini, Ali ŞEN, Çevik BİR ve
İzzettin DOĞAN'm Rumeliler grubunu oluşturduğu, Çevik BİR'in mason olduğu, Masonların
yapılanması ve nasıl çalıştıkları yönünde detaylı bilgilerin olduğu, Galadyonun uzantısının
çekirdek gruba ulaştığını, susurluk aktörlerinin çoğunun bu grupta yer aldığını, hedeflerinin P-
2 mason locası olduğu, Adnan Hoca olarak da tanınan Harun Yahya'nın Özel Harbin
kontrolünde olduğu, aynı zamanda CIA ve Eymürlerle birlikte olduğu, Abdullah ÇATLI'nm
amirinin Melih AKTAŞ olduğu, kazadan sonra telefon defterinin Melih AKTAŞ'a verildiği,
Melih AKTAŞ'm MİT'in adamı ve çok tehlikeli olduğu, masonlarla ilgili bir veri tabanının
oluşturulması gerektiği, Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun GATA'da ki masonlan tasviye ettiğini,
ATASAGUN'un mason olduğu, Gürbüz TÜFEKÇİ'nin MİT muhbiri olduğu, Ümit SAYIN
Adanan AKFIRAT'a vermiş olduğu bu bilgilerin aynı zamanda Doğu PERİNÇEK'e iletmesini
istediği, kendisinin tayin işinde "SİZİN" kullanarak Adnan AKFIRAT ve Doğu PERİNÇEK'in
yardımını istediği, kendisinin işe girmek istediği İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal
ALEMDAROGLU ile Doğu PERİNÇEK'in arasının iyi olup olmadığını sorduğu, Adnan
AKFIRAT'm "Bizim attığımız MİT hücresinden Ali Özsoy'u Perinçek uyarmasına rağmen
asistan olarak aldılar. Adam Alemdarlara güvenip provokasyonlar yapıyor" dediği, Ümit
SAYIN' m İstanbul Üniversitesinde işe girebilmek için Doğu PERİNÇEK' den yardım
istediğinin anlaşılıp sorulması üzerine;
Bu tür yazışmaların internet ortamında yapıldığını, her aklına gelenin her şeyi
yazdığını, ciddi bir soruşturmada bunlara itibar edilmeyeceğini, kendisine bu yazışmanın
gelmediğini, çünkü içinde nefretle reddedeceği yalan suçlamaların olduğunu, gelse
hatırlayacağını, Ümit SAYIN' m kendisine atanmasına yardımcı olması için başvurduğunu,
ancak kendisinin onun kişiliğini tanıdığı için yardımcı olmadığını,
3) Şüpheli Ferid İLSEVER;
Emniyet İfadesinde;
Mehmet Adnan AKFIRAT' tan elde edilen belgelerin yapılan incelemesinde,
üzerinde el yazısı ile "FİKRET AKFIRAT'IN DİKKATİNE" yazılmış, özgeçmiş başlıklı,
Sayın Ferid ILSEVER"e veriniz ile biten, Dr. Ümit SAYIN'ın özgeçmişi olan (6) sayfa
belgenin ne amaçla bulundurduğunun, kim tarafından ne amaçla gönderildiğinin
sorulduğunda:
Dr. Ümit SAYIN'ı İstanbul Üniversitesinden hoca olarak tanıdığını, böyle bir
belgeyi görmediğini, kendisine gösterilen bu belgeyi daha önce görmediğini, Mehmet Adnan
AKFIRAT'm Ulusal Kanalda ve Aydınlık Dergisinde çalıştığım, o zamanlar haber müdürü
olduğunu, kendisi ile zaman zaman görüştüklerini, kendisinden bu tur bir belge istemediğini,
Mehmet Adnan AKFIRAT' tan elde edilen belgelerin yapılan incelemesinde,
üzerinde el yazısı ile "Ferid İlsever'e" yazılı "Generallerin Bekleme Süresinin 4 Yıla
Çıkmasıyla Bu Yıl Şura Önüne Gelmeyecekler" başlıklı (3) sayfa belgenin sorulduğunda:
Mehmet Adnan AKFIRAT'm Ulusal Kanalda ve Aydınlık dergisinde çalıştığını,
belge içeriğinin incelendiğinde haber amaçlı olduğu anlaşıldığını, eski tarihli şu an emekli
olmuş generallerin listesi olduğunu, atamalara ilişkin bu tür belgelerin her yıl 30 Ağustos' ta
basında yayınlandığını, bu belgeyi hatırlamadığını, Ulusal Kanalın Genel Yayın Yönetmeni
olduğunu bu tür belgelerin kendisine gelmesinin normal olduğunu,
Savcılık İfadesinde:
Tuncay GÜNEY'in Akşam gazetesinde çalıştığı dönemde Veli KÜÇÜK'ün talimatı
ile Doğu PERİNÇEK ile irtibat kurup Adnan AKFIRAT ve Ferid İLSEVER ile ilişkiye
geçmesini söylemesi üzerine bu şahıslarla görüştüğünü ve aldığı tüm bilgileri yayınlamadan
önce Veli KÜÇÜK'e gönderip onaylattıktan sonra Akşam gazetesinde yayınlattığını belirttiği
okunup sorulduğunda: Kendisinin Tuncay GÜNEY'i sadece dergiye gelip giderken gördüğünü,
kendisi ile herhangi bir haber paylaşmadığını, kendisinin genel yayın yönetmeni olduğunu,
böyle bir kişiyle muhatap olmayacağını, kendisinin daha önceki aramalar sırasında ele
geçirilen Ulusal Medya-2001 ismindeki dokümanda bahsedilen olayla ilgili olarak herhangi
bir ilgi ve alakasının olmadığını, ancak Cumhuriyet gazetesinin desteklenmesi amacıyla
emniyette de belirttiği gibi ENKA tesislerinde Kemal ÖZDEN, Veli KÜÇÜK, Gürbüz ÇAPAN
ve kendisinin bulunduğum bir toplantıda bulunduğunu, o davete kendisinin USİAD Başkanı
Kemal ÖZDEN'in daveti üzerine katıldığını, o dönemde Cumhuriyet Gazetesi mali yönden
sıkıntı yaşadığını, Gürbüz ÇAPAN %20 hisse alarak destek olduğunu, bizimde destekte
bulunup bulunamayacağımız konusunda yapılan bir toplan olduğunu, kendisinin Ulusal
Medya-2001 isimli belgeden haberinin olmadığını, ayrıca kendilerinin o yıllarda Cumhuriyet
gazetesi imtiyaz sahibi İlhan SELÇUK Beyle ULUSAL TV ile Cumhuriyet Gazetesinin
birlikte hareketle Ulusal TV'nin de Cumhuriyet TV olarak devam etmesi yönünde
görüşmelerinin olduğunu, ancak maddi açıdan imkanlarının olmamasından gerçekleşmediğini,
Dosya içinde bulunan arama sırasında ele geçen Adnan AKFIRAT'm evinde
yapılan aramada ele geçirilen üzerinde "Acele Ferid İlsever'e" başlığı ile gönderilen faks
yazısında bazı orgeneral, korgeneral ve tümgeneral ile kuvvet komutanlannm isimlerinin yer
aldığı listeyle ilgili sorulduğunda:Kendisinin Ulusal Kanalda ve Aydınlık dergisinde çalışan
biri olarak 30 Ağustos Askeri Şura kararı öncesi haber amaçlı olarak bu tür listeleri yayın
kuruluşlarında yayınladıklarını, o nedenle kendisine gönderilmiş olabileceğini, yine aynı
şekilde dosya içinde bulunan "FİKRET AKFIRAT'm dikkatine" başlıklı Doktor ÜMİT S
AYIN'm özgeçmişi ile ilgili olarak ta bu savunma sının geçerli olduğunu,
4) Şüpheli Mahir Çağan GÜNGÖR;
Doğu PERİNÇEK, Mehmet Adnan AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK,
Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNÇER, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK isimli şahıslan parti
üyelerini nasıl tanırsa kendilerini de öyle tanıdığını, parti arkadaşlığı dışında herhangi bir
ilişkisinin olmadığını,
5) Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK;
Şüpheliden ele geçirilen 1 adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e
kadar numaralandınlan dokümanlardan (34) ile numaralandırılmış dokümanda, Adnan
AKFIRAT' la tartışma boyutu başlığı altında, , , '
Amaç M.TEKİN'i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek
değildi. Amaç bu ciddi konunun genel hatlarıyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan
savcılığa teslim edilmesi olmalıydı.
Bu haliyle "işte yine asker" yine birileri provakasyon yapıyor ve arkasında askerler
var Şemdinli sürecinde yaşananlar neticesinde görevdeki askerler uzun bir tutukluluk ve
gözaltı süresi yaşadılar. M.Tekin "ben çok daha fazla buna maruz kalırım çünkü konunun
boyutu çok ciddi" dedi şeklinde yazı bulunduğunun tespitle sorulması üzerine;
Adnan AKFIRAT'm İşçi Partisi üst düzey üyesi olduğunu, bu yazıyı kimin
yazdığını bilmediğini, İnternet ortamından almış olabileceğini, Danıştay'dan sonra Doğu
PERİNÇEK' in kendisi ile ilgili İşçi Partisinin kendi sitesinde üç ayn zamanlarda muhtelif
iddialarda bulunduğunu, konu ile ilişkilendirildiği için internet ortamında rastladığı bu yazıyı
not aldığını,
6) Şüpheli Serhan BOLLUK;
Savcılıkta Alman ifadesinde; Mehmet Adnan AKFIRAT , Ferid İLSEVER ve
Yusuf BERİŞİK ile İşçi Partisi vasıtası ile tanıştıklarım, Kendilerinin İşçi Partisinin merkez
karar kurulu üyesi ve il örgütünde görevli olduklannı, Mehmet Adnan AKFIRAT' ile uzun
yıllar Aydınlık Dergisinde birlikte çalıştıklarını,
7) Şüpheli Veli KÜÇÜK;
Adnan AKFIRAT'm, Doğu PERİNÇEK'in Ulusal Kanal televizyonunda görevli
olduğunu, kendisine program teklif ettiğini, birkaç defa telefonla görüştüklerini, ancak yüz
yüze görüşmediklerini,
8) Şüpheli Yusuf BİRİŞİK;
Mehmet Adnan AKFIRAT'm Ulusal Kanalda uzun yıllar çalıştığını, bu nedenle
kendisi ile tanışıklığının olduğunu, kendisi ile arkadaşlık ilişkilerinin olduğunu,
9) Şüpheli Ümit OĞUZTAN;
Tuncay GÜNEY isimli şahıs yakalandığı sırada evinde yapılan aramada çıkan Lobi
isimli belgelerin Bilecik'te yapılan Lobi, Ergenekon Plan ve Projeleri olduğunu, bu belgelerin
Ergenekon örgütünün yeniden yapılanmasının bir tasanmı olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in
"Yeniden Yapılanma" adlı bir teorisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün onu genişleterek tasan
haline getirdiğini, bu kapsamda lobi çalışmalannı, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Doğu
PERİNÇEK, Adnan AKFIRAT, Ümit OĞUZTAN ve kendisinin katıldığı bir ekibin yaptığını,
son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini beyan ettiği hatırlatılarak adı geçenleri tanıyıp
tanımadığının sorulması üzerine;
Adnan AKFIRAT'm gazeteci olduğunu, basın toplantılannda karşılaştıklannı,
ancak hiçbir diyaloglannm olmadığını,
10) Şüpheli İbrahim BENLİ;
Savcılık Beyanında; Mehmet Adnan AKFIRAT ile birlikte Türk ve Çin İş
Geliştirme Derneğinde yönetim kurulu üyesi olduklannı,
Emniyette Alman İfadesinde; Mehmet Adnan AKFIRAT' ı tanıdığını, kendisi ile
Türk-Çin iş geliştirme derneği yönetim kurulu üyeleri olduklannı, başka herhangi bir
ilişkilerinin olmadığını,
13.03.2008 günü saat: 15.48'de Doğu PERİNÇEK ile Adnan'ın yaptıklan görüşme
sorulduğunda; Bu görüşmeyi yapanın Adnan AKFIRAT olabileceğini, Kendisi ile Türk-Çin iş
geliştirme derneği üyesi olduklannı, Adnan ile ~Çtn. hükümeti Sincan-Uygur

^ : tyîğ^ay^
özerk bölgesinde tekstil yatırımlarına teşvik vermekte olduğunu, Türkiye'de de tekstil sektörü
darboğaz da olduğu için bu teşviklerden yararlanmak için Adnan bey ile görüşme istemiş
olduğunu, konuşmanın bu konu ile ilgili olduğunu tahmin ettiğini, daha sonra kendisi ile
belirttiği konuda görüşmelerinin olduğunu ve bir grup sanayici dostu ile birlikte
görüştüklerini,

11) Şüpheli Hikmet ÇİÇEK


Savcılık İfadesinde: "...soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alman
şahıslardan kamuya mâlolmuş kişiler ve parti üyesi Adnan Akfırat, Ferid İşsever, Serhan
Bolluğu, Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk ve Emin Gürses gibi şahıslan
tanıdığnı, bunların dışında kimseyi tanımadığını,..."
Emniyet ifadesinde; Adnan AKFIRAT' ı Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal yöneticisi
olarak yaklaşık 20 yıldır tanıdığını,

İkametinden elde edilen El yazısı ile "Adnan AKFIRAT'm dikkatine" ile, dijital
yazı ile "Çiller'in özel örgütünün Belçika ayağına dair bilgi notlan" başlıklı, "Doğan DUYAR,
Brüksel, 2 Şubat" yazılı belge sorulduğunda;
O dönemde Aydınlık Dergisinde çalışan muhabir Doğan DUYAR'm Bürüksel'den
gönderdiği bir bilgi notu olduğunu,

İkametinden el edilen "Biz susurluk olayında faal olarak kanşmış susurluk


zedeleriz" başlıklı, içeriğinde susurluk olayına kanştığı anlaşılan Cavit...? İsimli şahsın el
yazısı ile yazdığı değerlendirilen belge sorulduğunda;
Aydınlık Dergisi olarak Susurluk kazası gerçekleşmeden kısa bir süre önce ikinci
MİT raporu olarak adlandmlan Susurluk Çetesinin faaliyetlerini anlatan raporu
yaymladıklannı, bu raporun nasıl temin edildiğini bilmediğini, ancak Adnan AKFIRAT
birkaç yıl önce Aydınlık Dergisinde Mit Belgelerini nereden aldığını yönelik yapmış
olduğu haberde, belgeleri bir gazeteci arkadaşından aldığını söylediğini, o dönemde
konuyla ilgili imzalı veya imzasız pek çok mektup geldiğini, gösterilen belgenin, bu
mektuplardan birisi olduğunu, Kim tarafından gönderildiğini bilmediğini, belgenin içeriğinde
bir Susurluk çetesi mensubu olduğunu iddia eden kişinin çete kapsamında işlediği Behçet
CANTÜRK ve benzeri cinayetleri anlattığını hatırladığını, bu bilgileri başka kaynaklardan
doğrulatamadıklan için haber yapmadıklannı,

İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında bulunan; 17.12.1996 tarihli KİŞİYE


ÖZEL ibareli dönemin Başbakam'na yazılmış Susurluk kazası ile ilgili hazırlanmış 39 sayfalık
MİT müsteşarlığı belgesi sorulduğunda;
Adnan AKFIRAT'm birkaç yıl önce Aydınlık Dergisinde yapmış olduğu haberde
bu belgeyi bir gazeteciden aldığını yazdığını, gazetecinin kim olduğunu bilmediğini,
12) Şüpheli Nusret SENEM
Savcılık İfadesinde; Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER ve Adnan AKFIRAT' ı
İşçi partisi sebebiyle tanıdığını,
Doğu PERİNÇEK gözaltına alındığı tarihlerde adliyenin önünde olduğunu, hatta
bazı ifadelere katıldığını, Hatta Yargıtay krokisi denilen krokiyi deADNAN AKFIRAT' a
sorulduğu zaman haberinin olduğunu,
13) Şüpheli Hayati ÖZCAN
Emniyet İfadesinde: Mehmet Adnan AKFIRAT'ı 10 yıldır tanıdığını, Aydınlık
dergisi yazarlanndan olduğunu, 5 yıldır ne yüz yüze' he~ de telefonla görüşmediklerini,
tecrübeli gazeteci olarak bilir ve zamanında konul ardadahıştığinf/1
Savcılık ifadesinde; Şüphelilerden Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Adnan
AKFIRAT, Serhan BOLLUK ve Sevgi ERENEROL ve Fuat TURGUT' u tanıdığını,

Tuncay Güney Beyanlarında;

LOBİ çalışmalarını, Veli KUÇUK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Ümit


OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT ve kendisinin de katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise
Veli KÜÇÜK'ün verdiğini,

Ergenekon yapılanması içersinde Veli KÜÇÜK'ün yanında, Doğu PERİNÇEK,


Ümit OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT, Tuncay GÜNEY, Levent....? (Ülkü ocaklarında), Turan
YAZGAN, Necdet SEVİNÇ (Kurultayın genel yayın yönetmeni), Zekai ÖKTE (Türk Tarih
Dergisi), Timur KILIÇ, Atilla TUNÇ isimli şahısların olduğunu,

Akşam gazetesinde çalıştığı dönem içersinde, kendileriyle ilgili diğer gazetelerde


haberlerin çıkması üzerine, Veli KÜÇÜK ile bir toplantı yaptıklarını, Veli KÜÇÜK'ün "Doğu
PERİNÇEK le ilişki kuralım Adnan AKFIRAT - Ferid İLSEVER le falan bu arkadaşlara
kaynaklar çok akıyor bunlardan yönlendirirsek daha iyi olur" dediğini, bunun üzerine Doğu
PERİNÇEKTe irtibat kurduğunu, Ferid İLSEVER, Adnan AKFIRAT ile görüştüğünü,
Aydınlık gazetesinden ve diğer yerlerden aldıkları tüm bilgileri yayınlamadan önce Veli
KÜÇÜK'e gönderip onaylattığını,

Yine Adnan AKFIRAT'm kendilerine yazılar hazırladığını ve bazı belgelerle


birlikte verdiğini, CİA nm güneydoğuda faaliyetleriyle ilgili bazı bilgileri bu şahıstan aldığını,
Veli Paşa'nm bu şekilde basında örgütlendiğini,
Doğu PERİNÇEK le Veli KÜÇÜK'ün görüşmediklerini, ancak Adnan AKFIRAT
Ferid İLSEVER Ankara da Hasan YALÇIN Paris te Özcan............. isimli şahısların, Akşam
gazetesinin mutemet elemanları gibi olduğunu, bu şahısların Doğu PERİNÇEK le birlikte
hareket ettiklerini, Hasan YALÇIN İstihbarat Genel başkan yardımcısı, Ferid İLSEVEN'in
Aydınlığın ve Ulusal TV nin genel yayın yönetmeni, Adnan AKFIRAT m partinin... disiplin
kurulu üyesi olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in, Gülay GÖKTÜRK, Nuri ÇOLAKOĞLU, Faik
BULUT, Cengiz ÇANDAR gibi şahıslan gazetecilikte yetiştirdiğini, Tuncay ÖZKAN'm Doğu
PERİNÇEK in adamı olduğunu ve bu şahsı Doğu PERİNÇEK'in yönlendirdiğini,

Kendisinin Doğu PERİNÇEK ile halen birlikte olduğunu, ancak hücre yapılanması
olduğu için haber kaynaklarını bilemediğini, bu konuda tek yetkilinin Adnan AKFIRAT -Ferid
İLSEVER olduğunu,

Bir dönem Doğu PERİNÇEK'in adamı olan ve Güneydoğu-Diyarbakır muhabiri


Halit GÜNGÖR'ün, Jandarma Genel Komutanlığında Hizbullahçı İlimcilerle Menzilcilerin
eğitilmesini fotoğrafladığını, Hizbulkontrayı ortaya çıkardığım, fotoğrafları Doğu
PERİNÇEK'e gönderdiğini, ancak yayınlanmadan Halit GÜNGÖR'ün öldürüldüğünü, o
dönemde Adnan AKFIRAT'm da Halit GÜNGÖR'Ü Türk Gladyosunun öldürdüpnü
söylediğini, daha sonraki dönemde "Kemalist-Sosyalist" ismi ile bir ittifak yapıldığını,

Doğu PERİNÇEK ile PKK terror örgütünün ittifakının halen devam ettiğini,
Abdullah ÖCALAN'm Suriyeden çıkması sonrasında, onun avukatı olan Doğan ERBAŞ'm
Doğu PERINÇEK'e gelerek Türk Askerleriyle işbirliği^apmak istediğini ve Apo'nun teslim
olacağını söylediği, Doğu PERİNÇEK'in de bunu kendisine^nlattığım, kendisinin bu konuyu
Veli KÜÇÜK'e ilettiğini, Veli paşanın talimatı ile İşçi Partisi lideri Doğu PERİNÇEK'in
odasında Doğan ERBAŞ la görüşme yaptıklarını, bu görüşmede Adnan AKFIRAT'mda
bulunduğunu, Doğu PERİNÇEK'in kısa bir sure kaldığını, bu görüşmede Abdullah
ÖCALAN'm hangi şartlarda teslim olacağının konuşulduğu, Avukatla üç kez görüşme
yaptıklarını, hatta teslim olduktan sonra Abdullah ÖCALAN'm sorgusuna kimin gireceği,
sorguda Doğu PERİNÇEK ve diğer birçok ilişki konusunda temkinli davranılması konularının
konuşulduğu, Abdullah ÖCALAN'm General Veli KÜÇÜK'e iletilmek üzere "bir muhatap
arıyorum" isimli kitabının verildiğini, kitabın en arkasına basılmış vaziyette Veli paşaya bir
mektup olduğunu söylediklerini,

Bir dönem DHKP-C'lilerin Harbiye Orduevi'ne roket attığını, daha sonra aynı
roket'in Terörle Mücadelede Reşat ALTAY'a atıldığını, Reşat ALTAY'a atılan roketi askerlerin
misilleme olarak attırdığını duyduğunu,
Aynı dönemde kendisinin Adnan AKFIRAT ve Doğu PERİNÇEK ile oturup
konuşurken, sohbetleri esnasında DHKP-C nin MKYK üyelerinin polislerden oluştuğunu
duyduğunu,

Selahattin ÖZKAN ile birlikte Levent'e giderek, bir şahıstan Susurlukla ilgili
Ahmet BAHADIRLI, Cavit KAVAK, Mesut YILMAZ, Adbullah ÇATLI nm birlikte çekilmiş
resimlerin dialarmı aldığını, Adnan AKFIRAT, Nuri ÇOLAKOGLU nun NTV den bir kadına
bu resimleri kendisi vasıtası ile gösterdiğini, ancak parada anlaşamadıklanm, bu şekilde
değişik yerlere gösterdiklerini, resimleri Doğruyol Partisinin milletvekilli Nevzat AKKUŞ'a 5
milyar TL ye sattıklarını, ancak daha sonra bu filmlerin fotomontaj olduğunu öğrendiklerini,

13.02.2008 günü Tuncay GÜNEY isimli şahsın ilimiz, Kağıthane ilçesi


Haraıantepe Mahallesi Abdi İpekçi Caddesi No:4 sayılı ikametinin (2) ve (4) numaralı
dairelerinde yapılan aramada bulunarak el konulan (113) sayfadan oluşan belge içeriğinde;
"Adnan AKFIRAT Belgelerle Eşref BİTLİS S^/teft" başlıklı, muhtemelen kitap olarak
hazırlanmış belgenin orijinali olduğu ve basım öncesinde yazılar üzerinde imla kuralları ile
ilgili notlar düşüldüğü tespit edilmiştir. Belgenin içeriğinde Eşref BİTLİS'in ölümü ile ilgili
yapılan araştırmaların yazıldığı,
g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
1) Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada elde edilen (1)
sayfalık Kemal GÜLMAN ile başlayıp Elmas tüccarı olduğu duyuldu ile biten doküman
incelendiğinde: Kemal GÜLMAN (İş adamı) isimli şahıs ile alakalı istihbarat nitelikli yazı
olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bu doküman ile Şüpheli Veli KÜÇÜK'ten elde edilen
"Biyografi 18 Ocak 2000" isimli örgütsel içerikli belgenin karşılaştırmasında;
1. İçerik olarak aynı
1. Bazı paragraflarının aynı,
1. Biyografi 18 Ocak 2000 isimli dokümanın Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'tan elde
edilen "Kemal Gülman ile başlayıp Elmas tüccarı olduğu duyuldu ile biten
doküman" m geliştirilip detaylandınlmış hali olduğu görülmüştür.
Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm Emniyette alman beyanında; "İkamet adresinde yapılan
aramada elde edilen Kemal GÜLMAN isimli şahsa ait istihbari bilgilerin bulunduğu dokümanı
1993-1994 yıllarında Aydınlık isimli dergide yayınladığını, haber amaçlı olarak yazdığını,
gazeteci olması sebebiyle çeşitli kişiler ile görüşme yapıp görüşme sonucunda bu tür bilgileri
derlediğini" beyan etmiş olup; buradan d^şüphşlinin Biyografi 18 Ocak 2000
tarihli Veli KÜÇÜK'ten elde edilen örgütsel içerikli belgeyi yazıp örgütün üst kademesine
sunduğu kanaatine varılmıştır.
2) 1 adet sarı renkli naylon dosya içerisinde l'den 36'ya kadar numaralandırılan 1.
sayfasında el yazması dergi, Ulusal Medya 2001, Cumhuriyet yazan doküman incelediğinde;
"33-36 sayfalar arası: Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması başlığı
altında..........
Yöntem:
Amaç belirli ve nettir. Yönetim amaca uygun olarak programlanmış olup uygulama
safhasına geçilmiştir.
Buna göre; Sayın Gürbüz Çapan'a yapılan öneri net ve anlaşılır olarak soruldu:
Cumhuriyet Gazetesi 'Ulusal Medya'nm merkez üssü olarak seçilmiştir, bu operasyon
içinde yer almayı kabul ediyor musunuz?
Çapan: evet
Hisselerinizi parasız devretmeyi kabul ediyor musunuz?
Çapan: evet
Gereğinde para bularak desteğinizi sonuna değin sürdürmeyi kabul ediyor musunuz?
Çapan: Evet
Görüşme sonucu; sayın Gürbüz Çapan'm ulusal medya merkez üssü oluşumuna
özveri ile katkıda bulunmada içtenlikli olduğu kesinlik kazanmıştır.

Gerek holding, kuruluş evrakları gerekse vakfın ve Yenigün A.Ş'nin ve aralarında


yaptıklan sözleşmelerin birer kopyalan ile şimdiki mali durumu gösteriri raporlann birer
kopyaları süratle alınmalıdır.
Bilinmesi gereken tüm evrak fotokopileri SET olarak Kemal ÖZDEN'e
ulaştmlmalıdır. Bu setin teslimindeki eksiksizlik, ileride hiçbir süprize olanak tanımamalıdır.
Şu an çalışanlann tam listesi (isim, soyad, görevi, aldığı net maaş tutan) bir an önce
çıkanlarak bize ulaştmlmalı
SONUÇ OLARAK
Bu girişim, bir mali operasyon değildir. Bu girişim mali olarak zora düşmüş bir
yapmm yeni parasal kaynak bularak düze çıkması olarak görülemez. Böylesi bir kavrayış
geçmiş dönemde aynı yapıya aktanlan milyon dolarlar tarihini hiç bilmemek için hiç
kavramamak olur. Operasyondaki mali kısım verilen siyasi karann detayıdır.
Hiçbir detayın da esas amacı gölgelemesine izin verilemez. Kaldı ki sözü geçen
rakamlann tamamen istenilen düzeyi gelmekte yetersiz kalınacağı herkesin bilinenidir. ( O
nedenledir ki gerek alış-veriş merkezi gerekse elektrik projesinden çıkanlabilecek ekstra
gelirlerin aktanmı bahse konu olmuştur). Gerek ikinci bir gazetenin de yaratılması gerekse TV
kanalının inşası vb.atılımlar içinde yeni kaynak ve güç birleştirmeleri uygulanacağı tabiidir....
Bu operasyonda tek amaç Cumhuriyet Gazetesi'ni Cumhuriyet'in sesi haline
getirmektir ....Cumhuriyet Cumhuriyet' e taraf olmaz ise bertaraf olması kaçınılmazdır ve
doğrusudur.

Gürbüz ÇAPAN' a yapılan ilk teklif nettir ve anlaşılırdır.'Bu operasyona var mısın?
Evet... Hisselerini devredeceksin parasız! Evet... Gerekirseyenıdıpn para bulacaksın. Evet...
Kuşkusuz ki onuru ile oynamadan kuşkusuz ki onun belirli bir hisse olarak içerde
kalmasını sağlayarak ama önemli bir hisseyi (kontrolü sağlayacak) Kemal ÖZDEN ve Ümit
ÜLGEN'e devrini sağlayacak görüşme bu...

Bu nedenle maddelersek:
Günay ÇAPAN'da ki hisselerin yansı Kemal ÖZDEN' e devredilmeli
Çapan'm aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayinin dörtte biri
konacağından) Kemal ÖZDEN ve Ümit ÜLGEN' in 375.000 $' lık sermaye ödemeleri
gerçekleşmeli, bir süre sonra bakiye 750.000 $ da içeri verilmeli
En son bakiye 1.5 milyon dolar tüm işlemler gerçekleştirildikten sonra sermayeye
eklenmelidir. Bunu milli kuvvetler gerçekleştirecektir." Şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür.
02.03.2001 Tarihinde şüpheli Tuncay GÜNEY'den ele geçirilen "Ulusal Medya 2001
İstanbul Aralık" başlıklı "Saygılarımızla 11.01.2001" ibaresi ile biten doküman
incelendiğinde; ilk sayfasının:
"Vakıf (I.Selcuk) hissesi çıktıktan sonra kalan % 80 ya da% 90 hissenin en az % 51
hissesi tarafımıza aidiyetine geçmesi kararlaştırılmıştır.(1)
UYGULAMA
1). Günay Çapan'a ait hisselerin bir bölümünün devrinin Kemal Özden ile Ümit
Ülgen'e yapılması,
2). Gürbüz Çapan aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayenin
dörtte biri konacağından) Kemal Özden ile Ümit Ülgen'in 375.000 $'lık sermaye ödemeleri
gerçekleşecek, bir sure sonra bakiye 750.000 $ da içeriye teslim edilmesi,
3). Bakiye 1,5 milyon dolar, tüm bu işlemlerin gerçekleşmesinin ardından sermayeye
eklenecek ve bunun tarafımıza gerçekleştirilmesi,
4). Gerek Holding, kuruluş evrakları, gerekse vakfın ve Yenigün A.Ş.'nin ve
aralannda gerçekleştirilen sözleşmelerin birer kopyası ile şimdiki mali durumu gösterir
raporlann birer kopyalan süratle yönetime verilmesi,
5). Bilinmesi gerekli tüm evrak fotokopileri 'set' olarak milli kuvvetlere ulaştmlacak
ve bu teslimin eksiksiz, ileride hiçbir sürprize olanak tanımayacak biçimde gerçekleşmesi,
6). Şu an çalışanlann tam listesi (isim, soyad, görev, aldığı net maaş tutan) bir an
önce çıkartılarak tarafımıza teslim edilmesi kararlaştınlmıştır.
SONUÇ
Bu girişim, 21. Yüzyılın değişim gösteren konseptlerinin bir gereği olarak ulusal bir
dizi karannı stratejik önem taşıyan unsurlan arasında yer alan "ulusal medya" oluşumunu
amaçlamaktadır. Hiçbir şekilde belirlenen amaçtan saptınlamayacak derecede öneme sahiptir.
ikinci bir gazetenin yayma sokulması, Tv kanalının inşası ve benzer atılımlar için, gereken
finansal desteğin sağlanması ise; önceden ve kesin olarak karara bağlanmıştır.
Bilgilerinize..
Saygılanmızla,
Anılan ifadeler tarafımıza toplantı görülmeleri sonucu iletilen bilgileri
içermektedir" şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür.
Yukarıda belirtilen Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'tan elde edilen 33-36 sayfalar arası
numaralandırılmış dokümanın Tuncay GÜNEY'den elde edilen "Ulusal Medya 2001"
dokümanının yazım aşamasında bir önceki safhası olduğu ve benzer özellikler gösterdiği,
"Ulusal Medya 2001" isimli dokümanda geçen "Anılan ifadeler tarafımıza toplantı
görüşmeleri sonucu iletilen bilgileri içermektedir" şeklinde belirtilen toplantıda yaşananların,
M. Adnan AKFIRAT'tan elde edilen 33-36 sayfalar arası numaralandırılmış dokümanın
içeriğinde belirtildiği,
SONUÇ: "Bu operasyonda tek amaç Cumhuriyet Gazetesi'ni Cumhuriyet'in sesi
haline getirmektir" denilmesinden ERGENEKON terör örgütünün kendi amaçlarına ulaşmak
ve propagandasını yapmak amacıyla Cumhuriyet gazetesinin REORGANIZASYONU projesi
adı altında bazı toplantılar yapıldığı ve toplantıların tutanaklarının bu şüpheli de bulunduğu
gibi toplantıya ait raporun örgütün üst düzey kuruluna sunulduğu aynı raporun hem şüpheliler
Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN hem de şüpheliler M. Adnan AKFIRAT ile Tuncay GÜNEY
den çıkması hususları şüphelinin örgütsel içerikli belge bulundurduğu örgütün üyesi olduğu ve
örgüte rapor hazırlayarak kadar bu işin içinde olduğunu göstermektedir.
Ergenekon terör örgütünün amaçlarına uygun olarak yapıldığı belirtilen örgütsel
toplantıdan Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm haberdar olduğu, Ergenekon örgütünün gizlilik
prensipleri ve örgüt üyesi olmayan bir şahsın bu tarz örgütsel toplantılardan haberdar
olamayacağı göz önüne alındığında Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör
örgütünün üyesi olduğu, bu toplantılara katılarak Ulusal Medya 2001 isimli dokümanın
yazılması işlemine iştirak ettiği kanaatine varılmıştır.
1. Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada elde edilen l'den 2'ye
kadar numaralandırılmış Ekinde 18 adet Anadolu takvimi yaprağı bulunan örtülü
fundamentalist faaliyetler ibaresi ile başlayıp saygılarımızla 11 Şubat 2000 ile
biten doküman incelendiğinde başlığının "ÖRTÜLÜ FUNDAMENTALİST
FAALİYETLER" olduğu ve örgütsel içerikli doküman olduğu,
1. Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada elde edilen l'den
2'ye kadar numaralandırılan Korkmaz Yiğit, Semih Tufan GÜLALTAY ilişkisi
Akın Birdal, Mesut YILMAZ suikastı ile başlayıp Saygılarımızla biten doküman
incelendiğinde başlığının "Korkmaz YİĞİT, Semih Tufan GÜLALTAY ilişkisi
Akın BİRDAL, Mesut YILMAZ SUİKASTI" olduğu ve örgütsel içerikli
istihbarat nitelikli doküman olduğu,
1. Şüphelide ele geçirilen Mit Müsteşarlığı raporu şeklinde tanzim edilen,
MİT Müsteşarhğı'nm 19/12/1989 gün ve 85.42.00.65/336-04 sayılı yazısı içinde
bulunan Muammer AKSOY, Çetin EMEÇ, Turan DURSUN, Bahriye ÜÇOK, Dursun
KARATAŞ ve Uğur MUMCU'nun öldürüleceğine ilişkin, gizli başlıklı raporla alakalı Mit
Müsteşarlığınca verilen cevapta
Nokta Dergisinin 02 Aralık 1990 tarih ve 48 nolu nüshasında yayınlandığı,
1990/1003 Hazırlık Dosya Nosu ile İstanbul DGM'sine intikal ettiğini. Mit Müsteşarlığı
tarafından İstanbul DGM'si Cumhuriyet Savcılığına gönderilen 07.01.1991 tarih ve
00.02.150/ 461.1-13/740-492 sayılı yazı ile belgenin, sahte olduğunun belirtildiği
anlaşılmaktadır. r *.
Şüphelide elde edilen ve Ümit OĞUZTAN'm bilgisayarında yapılan aramada da ele
geçirilen İkinci MİT Raporu başlıklı yazıyla alakalı, MİT Müsteşarlığından verilen cevapta,
Ümraniye/Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İşçi Partisi Merkez
Karar Kurulu (MKK) üyesi Mehmet M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada ele
geçirilen "Emniyet Genel Müdürlüğü'nce PKK ve Dev-Sol'a karşı faaliyetler için kullanılıyor
görüntüsü altında özel bir suç ekibi oluşturulduğu hususundan bahisle Tank ÜMİT Cinayeti
konusu işlenildiği" 4 sayfalık "2. MİT Raporu" başlıklı metin ile ilgili olarak kayıtlarımızda
yapılan incelemede:
-İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in, 21/09/1996 tarihinde
İSTANBUL'da düzenlediği basın toplantısında "2. MİT Raporu" adını verdiği bir metni
açıkladığı ve aynı metnin Aydınlık Dergisi'nin 22 Eylül 1996 tarihli nüshasında "Yeni MİT
Raporu" başlığı altında yayımlandığı belirlenmiştir.
Ancak kayıtlarımızda yapılan incelemede Müsteşarlığımıza atfedilen "2. MİT
Raporu" şeklinde bir belgeye rastlanılmamıştır. Kamuoyuna "2. MİT Raporu" olarak lanse
edilen belgenin Müsteşarlığımızdan çıkmış resmi bir yönü bulunmamaktadır.
Nitekim bu husus, Müsteşarlığımız tarafından 05.11.1995 tarihinde yapılan basın
açıklamasıyla "Basında ve medyada Milli İstihbarat Teşkilatına atfedildiği şekilde herhangi bir
kuruluşa ya da şahsa verilmiş bir rapor bulunmamaktadır" şeklinde kamuoyuna
duyurulmuştur. Şeklinde verdiği cevapla şüphelilerin örgüt adına kendilerince hazırlanıp
kamuoyuna Mit raporu şeklinde lanse ettikleri birçok bilgiyi açıklamak suretiyle örgütün
ERGENEKON belgesinde geçen Dezenformasyon başlıklı bölümünde belirtilen eylem ve
faaliyetleri gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır.
2. Söz konusu doküman ayrıca Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm bilgisayarında yapılan
aramada da ele geçirilmiştir.
Şüpheli M.Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütünün gizli yapılanması
içinde yer aldığı, bizzat örgütsel içerikli belgelerin bir kısmının bu şüpheliden ele geçirilmesi
ve yine bir kısmının içeriğinde bulunan metinlerin de bu şüpheli de çıkması bazı metinlerin
bizzat şüpheli tarafından yazıldığını teyit etmektedir. Yine "Ulusal Medya 2001" İsimli
dokümanın bu şüphelide Gürbüz ÇAPAN'la ilgili görüşme notlarına ilişkin konuşmaların
modo mot yer alması da yapılan görüşmede şüphelinin de bulunduğu ve görüşmeyi örgüt üst
düzey makamlarına iletmek üzere not aldığı anlaşılmaktadır.
Yine "Ulusal Medya-2001" isimli dokümanda geçen Ulusal Kanal'm kurulmasına
ilişkin kararlardan sonra Yeditepe İletişim Hizmetleri A.Ş. olan kanalın kurulmuş olması ve bu
konuda Tuncay GÜNEY'in 500 milyar paranın bu amaçla getirildiği beyanına karşı ifadesinin
alınması sırasında şüphelinin böyle bir soru soramıyacağımızı bunun ayrı bir soruşturma
konusu olduğunu belirtmesi de kanalın kuruluşunda örgütün temin ettiği paranın kullanıldığı
şüphesini kuvetlendirmekte olup Tuncay GÜNEY beyanlarının da bu yönünün doğru
olduğunu ortaya koymaktadır.
Şüpheli Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içerisinde
örgütün hiyerarşik yapısında görüşülmek üzere raporlar hazırlayıp ERGENEKON terör
örgütüne sunduğu, örgütün talimatlanyala kurulan Ulusal Kanal'da Yönetim Kurulu Üyesi
olduğu ve İşçi Partisinde MYK üyesi olduğu hususları göz önüne alındığında,
Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik
ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurmak* suretiyle silahlı terör örgütü üyesi olmak
suçunu işlediği anlaşıldığından;/ * , ^^v
Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

48-ŞÜPHELİ HİKMET ÇİÇEK


a) Emniyet İfadesinde;
1949 yılında Ankara ilinde doğduğunu, ilk, orta ve liseyi Ankara'da bitirdiğini,
Siyasal bilgiler fakültesi Basın ve Yayın yüksek okulunu ikinci sınıftan terk ettiğini, 1988'den
sonra sırasıyla 2000'e Doğru Dergisi, Yüz Yıl Dergisinde muhabir, haber müdürü ve Ankara
temsilcisi olarak görev yaptığını, 1993 yılında günlük Aydınlık Gazetesinde, 1995 yılında
Ankara merkezli yine günlük siyah beyaz gazetesinde haber müdürlüğü yaptığını, Halen
Haftalık Aydınlık Dergisinde haber araştırma müdürü olarak görev yaptığını, aynı zamanda
İşçi Partisi Genel Merkezinde Basın Bürosu sorumlusu olarak çalıştığını, 1986-1988 yılları
arasında askerliğini yaptığını, SSK emeklisi olduğunu,
1971 yılında Anayasayı ihlal 146/1'den yargılandığını ve hüküm giydiğini, 14 yıl 4
ay cezaevinde kaldığını, 1986 yılında tahliye olduğunu, bu davada 1974 yılında çıkarılan
genel af yasası sonrasında tüm cezalarının silindiğini ve affa uğradığını,
Kullanımında bulunan 532 422 00 23 numaralı telefon hattının kendi adına kayıtlı
olduğunu ve (10) yıldır kullandığını,
Kendisine sorulan şahıslardan;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bir dönem Ulusal Kanalda danışmanlık yaptığını
bildiğini, ancak kendisiyle tanışmadığım, bu şahsın ajan provokatör olarak Ulusal Kanala
yerleştirilmiş bir ajan olduğu saptandığını ve kanaldan uzaklaştırıldığım,
Sevgi ERENEROL'u Türk Ortodoks Kilisesi basın sözcüsü olarak, Ulusal Kanal ve
çeşitli televizyon kanallarından tanıdığını, herhangi bir görüşmesinin olmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ mesleği itibariyle şahsen tanıdığı bir şahıs olduğunu, 4-5 yıldır
tanıdığını, çeşitli haberlerle ilgili telefonla görüştüğünü,
Sami HOŞTAN, Ali YASAK'ı Susurluk olayından sonra çıkan gazete haberlerinden
tanıdığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I basından tanıdığını,
Hüseyin Gazi OGUZ'u basından emekli astsubay olarak tanıdığını, Susurluk
olayından sonra değişik gazetelerde açıklamaları olduğunu, TBMM'de kurulun susurluk
komisyonunda da bilgisine başvurulduğunu,
Ümit OĞUZTAN Tuncay GÜNEYTe birlikte 8-9 yıl kadar önce bir dergi çıkartmak
amacıyla yanma geldiklerini, daha sonra bu şahısların Strateji isimli bir dergi çıkarttıklarını, 6-
7 sayı çıktıktan sonra bu derginin kapatıldığını, dergiyi incelediğinde gayri ciddi bir dergi
olduğunu gördüğünü ve itibar etmediğini, daha sonra bu şahıslarla bir daha görüşmediğini,
Habip Ümit SAYIN'ı İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Bölümü öğretim üyesi olarak
basından tanıdığım,
Vedat YENERER'i Yeniçağ gazetesinin köşe yazan olarak bildiğini, ancak herhangi
bir irtibatının olmadığını,
Emin GÜRSES'i Ulusal Kanal'da yaptığı.programlardan ve çeşitli konferanslarından
tanıdığını, herhangi bir yakınlığının bulunmadığını,, - - /"7>, "r
Ergün POYRAZ'ı tanımadığını, ancak yazar olarak bildiğini, hazırlamakta olduğu bir
kitapla ilgili olarak Ankara ilinde kendisiyle bir defa yüz yüze görüştüğünü,
Ferid İLSEVER Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni ve İşçi Partisi Genel Başkan
yardımcısı olarak en az 20 yıldır tanıdığını, birlikte çalıştıklarını,
Serhan BOLLUK'u Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal yöneticisi olarak yaklaşık 20
yıldır tanıdığını,
Adnan AKFIRAT'ı Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal yöneticisi olarak yaklaşık 20
yıldır tanıdığını,
Kemal ALEMDAROĞLU'nu basından, Ulusal Kanal ve çeşitli kanallardaki
konferanslarından tanıdığını, samimiyetinin olmadığını,
Yusuf BERİŞİK'i tanımadığını, ancak İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in
refakatçisi olduğunu, Perinçek ile birlikte Ankara'ya geldiğinde görüştüğünü,
Yusuf TUNCER'i İşçi Partisi Genel Merkezi çalışanı olarak tanıdığını,
Aydın GERGİN Genel Başkan Perinçek'in şoförlüğünü yaptığını,
Aykut TOKAK yine genel merkez çalışanı olduğunu,
İlhan SELÇUK'u Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı olarak tanıdığını, bir kez
görüştüklerini,
Doğu PERİNÇEK'i yaklaşık 40 (kırk) yıldır tanıdığını, Öğrencilik yıllarından bu
yana tanıdığını, 1989 yılında 2000'e Doğru dergisine muhabir olarak başladıktan sonra gerek
dergi ve gazetede, gerekse Sosyalist Parti ve İşçi Partisi Genel Başkanı olarak birlikte
çalıştıklarını ve halen de bu şekilde birlikte çalışmaya devam ettiklerini,
Muzaffer TEKİN, Semih Tufan GÜLALTAY, Oktay YILDIRIM, Alparslan
ARSLAN, Abdullah ÇATLI, İbrahim ÇİFTÇİ, Mahmut YILDIRIM, Sedat PEKER isimli
şahıslan basından tanıdığını,
Hayati ÖZCAN Ulusal Kanal'in İzmir temsilcisi olduğunu, 2000 yılından beri
tanıdığını,
Nusret SENEM'in İşçi Partisi Genel Sekreteri olduğunu, yaklaşık yirmi yıldır
tanıdığını, Dostluklarının olduğunu,
Tuncay GÜNEY'i yukarıda Ümit OGUZTANTa ilgili beyanlarım doğrultusunda
tanıdığını, başkaca bir tanışıklıklarının olmadığını,
El konulan ERGENEKON ve LOBİ isimli belgeler sorulduğunda; ERGENEKON
isimli belgeyi bilmediğini, LOBİ isimli belgeyi ise internetten okuduğunu ve çok saçma,
mantıksız bilgiler içeren, bozuk cümleler ihtiva eden bir belge olduğunu gördüğünü, basında
siyasi bir örgütlenmenin önemli bir belgesi olarak yazıldığını, ancak okuduğu kadarı ile öyle
bir oluşumun önemli bir belgesi izlenimini vermediğini, amatörce hazırlanmış bir belge
izlenimini uyandırdığını,
Tuncay GÜNEY'in ERGENEKON'un yeniden yapılandırılması için söz konusu
ERGENEKON belgesini Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Hasan YALÇIN,
Deniz BİLGE, Emekli Albay Suphi KARAMAN tarafından Bilecik'te hazırladığını beyan
etmiş, ERGENEKON isimli belge Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY ve diğer örgüt üyeleriyle
birlikte, İşçi Partisi binasında dijital olarak bulunduğu ve,,eî konulduğu sorulduğunda:
Hasan YALÇIN ve Suphi KARAMAN'in İşçi Partisi Genel Başkan yardımcıları
olduğunu, Hasan YALÇIN aynı zamanda Aydınlık Dergisi yazan olduğunu, daha sonra her
ikisinin de vefat ettiğini, bahsedildiği şekilde toplantıdan bilgisinin olmadığını, birkaç sayı
önce Aydınlık Dergisinin Tuncay GÜNEY'in yalan söylediğini ve böyle bir toplantıyı
uydurduğunu ifade eden bir habere yer verdiğini, bu belgenin İşçi Partisi genel merkezinde
bulunmasıyla ilgili olarak bir fikrinin olmadığını,
İşçi Partisinde herhangi bir görevi veya sorumluluğu sorulduğunda; Basın
Bürosundan sorumlu olduğunu, partinin basınla ilişkilerini düzenlediğini, daha önce işçi
Partisi Merkez Komite üyeliği yaptığını,
İşçi Partisi binasında herhangi bir bürosu olup olmadığı sorulduğunda; Çalıştığı
odanın propaganda ve basın bürosu olarak geçtiğini, bu odayı kendisinden başka çok sayıda
işçi partisi görevlisinin de kullandığını, orada masasının olduğunu, partinin propaganda, basın
vb gibi konulardaki bütün broşür, kitap, dergi, belge türündeki bütün yayınlar bu odadaki
raflarda bulunduğunu,
Zihni ÇAKIR'm İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında 25.02.2008 tarihinde tanık
olarak alman beyanında; VKGB Başkam Taner ÜNAL'ın kendisine "2003 yılı Nisan ayında,
Dikmen'de önceki bürosuna yakın bir yerde kiraladığı ofisinde TÜRKELİ Dergisini
çıkaracağını, ofisin altındaki deponun bir anfiye dönüştürüldüğünü, dinleyici ve konuşmacı
yerlerinin olduğunu, bu mekanda bir oluşum için toplantılar yaptıklarını anlattığını, Taner
ÜNAL'ın bu oluşum içerisinde yer alması için kendisine de teklifte bulunduğunu, oluşumda
birçok paşanın olduğunu, Hasan Kundakçı, Veli KÜÇÜK gibi isimlerin yer aldığını, Doğu
PERİNÇEK'in ve Hikmet ÇİÇEK'in solcu olmasına karşın bu oluşuma destek verdiğini, maddi
hiçbir sıkıntısının olmayacağını, istediği kadar maaş verebileceklerini, söyleyerek oluşuma
katılması yönünde telkinlerde bulunduğunu beyan etmiştir. Zihni ÇAKIR'm beyanları
sorulduğunda; Zihni ÇAKIR'm yaklaşık bir ay önce partiyi arayarak görüşmek istediğini
söylediği, ERGENEKON soruşturmasıyla ilgili bir kitap hazırlığı içersinde olduğunu ifade
ettiğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili olarak fikirlerini sorduğunu, bunun uydurma bir örgüt
olduğunu ifade ettiğini, bu konuşmadan sonra söz konusu şahsın hazırladığı kitabın birinci
cildini gördüğünü, çalakalem ve hiçbir bilimsel değeri olmayan bir çalışma olduğunu
anladığını,
Taner ÜNAL'ı Ulusal Kanalda çıktığı bir programdan tanıdığını, bu şahsın Ankara'da
Türkeli adlı bir gazete çıkardığını, tarihini tam hatırlamadığı bir MHP kongre öncesinde genel
başkanlığa aday olacağını iddia ettiğini, Taner ÜNAL'ın ciddiye alınacak bir şahıs olmadığını,
Zihni ÇAKIR'm ifadesindeki iddiaların tamamen hayal mahsulü olduğunu, Taner
ÜNAL'ın oluşumundan medyadan haberinin olduğunu, böyle bir şeyi desteklemesinin asla söz
konusu olmadığını,
İşçi Partisi genel merkezinde yapılan aramada 4.katta Çok gizli ibareli (5) sayfadan
oluşan belgenin "Konu: İP / Karargah evleri" başlıklı yazının içeriğinde, "İşçi Partisi ve Alevi
kesimin yanı sıra bazı TSK mensupları ve memurların da katılımıyla, emperyalistlerle
Cumhuriyet karşıtları yıkıcıları ile mücadele amacıyla bir harekat başlatıldığı yönünde hassas
kaynaktan bilgiler intikal etmiştir. Yürütülecek bu çalışmalarda hiçbir kurum ve oluşumun
zarar görmemesi için "karargah evleri" adı altında, çekirdek kadroların oluşturulmasının
öngörüldüğü alman bilgilerdendir." yazdığı, devamında karargah evleri hakkında bilgiler
verildiği, yazının sonlarına doğru faaliyet içersinde yer'âlaffşahıslarm değişik başlıklar altında
isim listelerinin yazdığı, , •- _;.'■'
Son sayfasında ise karargah evleri başlığı altında bir şema yapıldığı, şemanın en üst
kısmında İ................ yazdığı, buna bağlı olarak (I...............................- Türkiyem topluluğu),
(Askeri kesim-Albay C.............), (Alevi kesim-Dede) yazdığı,
Askeri kesimin altında, iki ayrı ok çıkartıldığı, bunlardan birisinin Harp Akademisi
ve diğerinin Hava Harp Okulu başlıklarına ayrıldığı,
Harp Akademisi başlığı altında, Albay C.................., Albay Y..............., Albay T....
........,F..........................,H....................,0............,M........................., ............,K.........., Y........
....., R..........yazdığı,
Hava Harp Okulu başlığı altında; Binbaşı B..............Yazdığı, bunun hemen altında,
Öğrenciler başlığı altında; O............., G................, C............., A............., E..............,
Ç............, O.............,İ................yazdığı,
Hava Harp Okulu başlığı altında; bir ok çıkartılmış olduğu, bunun altında Destek
sağlayan başlığı altında, Albay S................, Doktor R............. yazdığı, bunun hemen altında
Memur kesimi başlığının olduğu ve G............, N................isimlerinin yazdığı,
İ............... ismi altında bir ok uzantısında, İşçi Partisi başlığının olduğu, bu başlık
altında, M.................., M...................., Hikmet ÇÎÇEK ve Z................... yazdığı, İşçi Partisi
başlığından uzatılan okun altında, bölge sorumluları başlığının olduğu, bu başlık altında, A..
.....(ist/Bayrampaşa), M.............(İst/Bayrampaşa), H.............(ist/GOP), Z................(İst/GOP),
M...............(Tekirdağ), S............ (Kırklareli), A...................... (Kurye) yazdığı, Alevi kesim
başlığı altında; iki ayrı ok olduğu, bunlardan birisinin Yenibosna Cem Evi diğerinin Balaban
aşireti yazdığı görülmüştür. Belgeler sorulduğunda;
Sorulan belgeyi ilk defa duyduğunu, ismi geçen şahıslardan İ..............
........................'nun İstanbul'da bir üniversitede öğretim görevlisi olduğunu, M. ...
.............'in Doğu PERİNÇEK'in oğlu olduğunu, B...................'in İstanbul Üniversitesinde
İnkılap Tarihi Enstitüsünde araştırma görevlisi olduğunu, M..............................'in İşçi Partisi
Genel Başkan Yardımcısı olduğunu, M............., H............ve A....................mn İstanbul İşçi
Partisi İl Örgüt üyesi olduğunu, belgede ismi geçen diğer şahısları tanımadığını, İşçi Partisinin
dördüncü katında böyle bir belgenin nasıl bulunduğunu bilmediğini, Saçma sapan provakatif
bir belge olduğunu düşündüğünü, belgede şematize edilen yapılanmadan bilgisinin
olmadığını,

İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter


odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu
CDTerle ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "VERSATİLE" yazan 411509A102B4 seri
numaralı CD'nin yapılan ön incelemesinde; İçersinde "Hikmet ÇİÇEK'e ulaşanlar" isimli bir
adet klasör olduğu, bu klasör açıldığında (2) adet klasör ve bir miktar Word ve Power Point
dosyalarının olduğu, klasörlerin açılımında, içersinde çok sayıda klasörler altında Türk Silahlı
Kuvvetlerinin değişik kurumlarıyla ilgili gizlilik dereceli belgelerin olduğu, özellikle Ege
Ordu Komutanlığıyla ilgili belgelerin olduğu görülmüştür. Belgeler sorulduğunda;
Sorulan belgelerden yeni haberinin olduğunu, Ege Ordu Komutanlığı veya gizlilik
dereceli askeri belgelerin bulunduğunu hatırlamadığını, ancak gazeteci olduğu için bu CD'nin
herhangi bir yolla ulaştırılmış olabileceğini, Av. Gönenç LAÇİN söz alarak Hikmet ÇİÇEK'e
söz konusu CD'yi görme hakkını saklı tutabileceğini hatırlatmak istediğini beyan ettiği.
Kendisinin söz konusu CD'yi teşhis hakkını saklı tutmak istediğini, içeriğini tam görmeden
bir beyanda bulunmak istemediğini, CD içersindeki klasörün "Hikmet ÇİÇEK'e ulaşanlar"
olarak neden isimlendirildiğini bilmediğini,
Altındağ İlçesi Gündoğdu mah. kıvrım sok. no: 2/2 sayılı ikametinizde yapılan
aramada bulunan, "21. Yüzyılda Casusluk" "Araştırma - Gözlem - Analiz Raporu İstanbul /
Aralık 2000" başlıklı belge sorulduğunda; Söz konusu belgeyi tahminen birkaç yıl önce
Aydınlık Dergisi İstanbul temsilciliğinden temin ettiğini, oraya nereden geldiğini bilmediğim,
belgeyi ilginç bir şey varsa Aydınlık Dergisinde haber yapabilmek için okuduğunu, bilimsel
bir inceleme olmadığını gördüğü için evinde bir kenara bıraktığını, kimin hazırladığını
bilmediğini,
"Mit & Medya ve ajan gazeteciler" başlıklı, "İstanbul/Aralık 2000" ibareli belge
sorulduğunda; Belgeyi "21. Yüzyılda Casusluk" isimli belgeyi aldığı aynı tarihlerde İstanbul
Aydınlık Dergisi bürosundan temin ettiğini, oraya nereden geldiğini ve kimin hazırladığını
bilmediğini, haber yapma amaçlı aldığını, bilimsel yetkinliğe sahip olmadığını anladığı için
bir kenara attığını,
İkametinde yapılan aramada el konulan belgeler arasında ele geçirilen "21. Yüzyılda
Casusluk" ve "Mit & Medya ve Ajan Gazeteciler" başlıklı belgeleden, "21. Yüzyılda
Casusluk" isimli belgenin Veli KÜÇÜK'ten, "Mit & Medya ve Ajan Gazeteciler" isimli belge
ise Veli KÜÇÜK ve Ümit OGUZTAN isimli şahıslardan bulunarak el konulduğu hatırlatılarak
sorulduğunda; Söz konusu belgeleri Aydınlık Dergisinin İstanbul bürosundan temin ettiğini,
diğer şahıslara bu belgenin kimler tarafından ulaştırıldığı konusunda herhangi bir bilgisinin
olmadığını, belgenin hazırlanmasında yer almadığını ve belgeyi kimlerin hazırladığını
bilmediğini,
"Çağdaş Orta Doğu Olayları" başlıklı, "T.C. Genel Kurmay Başkanlığı ANKARA"
antetli, Em. Tümg. Muzaffer ERENDİL tarafından hazırlandığı anlaşılan (179) sayfadan ibaret
kitabı kimden, ne şekilde, ne zaman ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda; Bu kitabın,
Genel Kurmay Başkanlığının hizmete özel olmayan halka da açık bir yayını olduğunu,
nereden aldığını hatırlamadığını,
"Türkiye'de İrtica Hareketleri ve Terörizmin ilişkileri" başlıklı, "Harp Akademileri
Komutanlığı Yayınlarından" antetli, (196) sayfadan ibaret spiralli bilgisayar çıktısını kimden,
ne şekilde, ne zaman ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda; Söz konusu belgenin Harp
Akademileri Komutanlığının 150. yılı nedeniyle yayınladığı bir kitap olduğunu, İstanbul'da
Harp Akademilerinin halka açık satış reyonundan temin ettiğini, Aydınlık Dergisinde de 1998-
1999 yıllarında bu kitabı tanıtan bir haber yaptığını,
"Komutan'm oğlu Amerikan şirketinde" "Hikmet ÇİÇEK" başlıklı daktilo ile
yazılmış metin kendisine sorulduğunda; Aydınlık Dergisinde elektronik ortamda yazışmadığı
dönemde, Ankara'dan haberlerini İstanbul'a faksla gönderdiklerini, Elektronik daktilo ile
yazılmış olan bu metin Aydınlık Dergisinde kendisinin imzasıyla çıkan bir haber metni
olduğunu, ne zaman yayınlandığını hatırlamadığını,
"CIA: Türkiye parçalanacak" başlıklı, (10) sayfadan ibaret belge sorulduğunda;
Yaklaşık on yıl önce Aydınlık Dergisinde çıkan imzasız bir haber metni olduğunu, ABD'de
yayınlanan iki önemli stratejik dergiye dayanarak Amerika'nın Türkiye hakkındaki niyetlerini
anlattığını,
"Rektör Alemdaroğlu, Doğruda Yürüyor" "Prof. Dr. Yalçın küçük, paymana zindanı"
başlıklı "haymana, 23 haziran 1999" tarihli daktilo, jle yazılmış belge sorulduğunda; 1999
yılında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇTİKâlVyazar Yalçın KÜÇÜK Haymana
cezaevinde birlikte kaldıklarını, oradan Aydınlık Dergisin^çeşitli konularda yazılar
gönderdiklerini, söz konusu yazı da Yalçın KÜÇÜK'ün Haymana'dan gönderdiği bir yazı
olduğunu ve Aydınlık Dergisinde yayınlandığım,
El yazısı ile "Adnan AKFIRAT'm dikkatine" ile, dijital yazı ile "Çiller'in özel
örgütünün Belçika ayağına dair bilgi notlan" başlıklı, "Doğan DUYAR, Brüksel, 2 Şubat"
yazılı belge sorulduğunda; O dönemde Aydınlık Dergisinde çalışan muhabir Doğan
DUYAR'm BürüksePden gönderdiği bir bilgi notu olduğunu,
Yargıtay 11. Ceza Dairesinin Alparslan TÜRKEŞ hakkındaki (24) sayfalık karar
metni sorulduğunda; Çeşitli partilerin davalanyla ilgili belgelerin gazeteci olduklan için
bulunduğunu,
"T.C. Jandarma Genel Komutanlığı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Sımak"
antetli, "Hizbullah terör örgütü ve diğer irticai faaliyetler" başlıklı, "Hizmete Özel" ibareli
belge sorulduğunda; Belgeyi nerden temin ettiğini hatırlamadığını, ancak bu tür belgeler ilgili
konularla haber yapılacağı zaman daha önce haber yapmış gazetecilerden temin edildiğini,
belgenin fotokopisinin olduğunu,
"Ankara, Çarıkın, Kastamonu illeri Sıkı Yönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı"
başlıklı, "Evrak No: 1980/7040, Esas No: 1980/7040, Karar No: 1981/600 iddianame (M.H.P.
ve ülkücü kuruluşlan) yazılı belge sorulduğunda; Belge 12 Eylül dönemi MHP iddianamesinin
bir kısmı olduğunu, Gazeteci olduğu için iddianamede ismi geçen şahıslann, daha sonra
herhangi bir olay içersinde yer alırsa diye arşivinde bulundurduğunu,
"Hazırlık No: 1998/2289" sayılı İstanbul DGM C. Başsavcılığınca "Mehmet
SÜNBÜL, Yusuf İLHAN, Hayam GARİPOĞLU, Mehmet Emin CANKURTARAN gibi"
isimli şahıslann sanık olarak bulunduğu İddianame sorulduğunda; Nesim MALKİ cinayetinin
iddianamesi olduğunu, Aydınlık Dergisinde konuyla ilgili haberler yaptığını,
El yazısı ile "Sayın Feyza PERİNÇEK' e" başlıklı "18 Mayıs 1999" tarihinde daktilo
ile yazıldığı anlaşılan ve kenarlannda el yazısı ile notlar düşüldüğü görülen sorulduğunda;
Doğu PERİNÇEK'in Haymana cezaevinden Aydınlık Dergisi haber müdürü Feyza
PERİNÇEK'e gönderdiği bir mektup olduğunu, İmza, paraf ve yazının Doğu PERİNÇEK'e ait
olduğunu,
"T.C. Genel Kurmay Başkanlığı Ankara" antetli, "Güncel Konular" başlıklı, "Hizmete
Özel" ibareli belge sorulduğunda; Genel Kurmay'm 1999 yılında çıkardığı bir kitapçık
olduğunu, Kitapçıkla ilgili Aydınlık Dergisinde haber yaptığını,
"Yalçın KÜÇÜK, Haymana Zindanı, 8 Mayıs" başlıklı, "Doğu ya selam ibareleri ile
başlayan 2 sayfalık belge sorulduğunda; Yalçın KÜÇÜK'ün Haymana cezaevinden Aydınlık
Dergisi gönderdiği bir mektup olduğunu,
"Erol BİLBİLİK'e sorular" başlıklı ';Saygılanmızla. Hikmet ÇİÇEK/Sinan ONUŞ"
ile biten belge ve ekleri sorulduğunda; Erol BİLBİLİK'in emekli binbaşı olduğunu, kendisi o
dönemi yaşan bir şahıs olduğu için bu kitabın hazırlanmasında kedisinden yararlandığını,
sorulan metnin 12 Mart döneminde 9 Mart sol cunta girişimini anlatan bir kitabın müsveddesi
olduğunu,
"Fethullah Hoca Cemaati ve Emniyet Teşkilatı" başlıklı 10 (on) sayfadan ibaret belge
sorulduğunda; Bu belgenin İşçi Partisine 1999 tarihinde geldiğini, kim tarafından getirildiğini
bilmediğini, belgeyle ilgili o dönem İP -Genel Başkan Yardımcısı Hasan YALÇIN'ın İçişleri
Bakanlığına bir suç duyurusunda bulunduğunu, bu suç duyurusuna dayanarak Aydmlık'ta bir
haber yaptığını,
El yazısı ile "Aydınlık Osman AK" ile başlayan, daktilo ile "Önemli, 6 Mayıs 1999
başlıklı yazı sorulduğunda; PKK itirafçısı Sami DEMİRKAN'ı bazı iddiaları nedeniyle Ankara
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce Doğu PERİNÇEK in 1999 yılında
gözaltına alındığını, o dönem kendisi Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman AK ile bir
mülakatta bulunduğunu, o mülakatta geçen konularla ilgili Doğu PERİNÇEK'in Haymana
Cezaevinden Aydınlık Dergisine gönderdiği bir metin olduğunu,
"Önsöz" "İlişikteki rapor soruşturma raporu olmadığı gibi fezleke veya teftiş raporu
da değildir" başlıklı, üzerindeki mühürden Başkanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca Susurluk
olayı ile ilgili olarak hazırlandığı anlaşılan belge sorulduğunda; Söz konusu belge Susurluk
olayı ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu SAVAŞ tarafından hazırlanan ve
kamuoyuna açıklanan bir rapor olduğunu,
"Biz susurluk olayında faal olarak karışmış susurluk zedeleriz" başlıklı, içeriğinde
susurluk olayına karıştığı anlaşılan Cavit...? İsimli şahsın el yazısı ile yazdığı değerlendirilen
belge sorulduğunda; Aydınlık Dergisi olarak Susurluk kazası gerçekleşmeden kısa bir süre
önce ikinci MİT raporu olarak adlandırılan Susurluk Çetesinin faaliyetlerini anlatan raporu
yayınladıklarını, bu raporun nasıl temin edildiğini bilmediğini, ancak Adnan AKFIRAT birkaç
yıl önce Aydınlık Dergisinde Mit Belgelerini nereden aldığını yönelik yapmış olduğu haberde,
belgeleri bir gazeteci arkadaşından aldığını söylediğini, o dönemde konuyla ilgili imzalı veya
imzasız pek çok mektup geldiğini, gösterilen belgenin, bu mektuplardan birisi olduğunu, Kim
tarafından gönderildiğini bilmediğini, belgenin içeriğinde bir Susurluk çetesi mensubu
olduğunu iddia eden kişinin çete kapsamında işlediği Behçet CANTÜRK ve benzeri
cinayetleri anlattığını hatırladığını, bu bilgileri başka kaynaklardan doğrulatamadıklan için
haber yapmadıklarını,
Ergün POYRAZ sorulduğunda; Ergün POYRAZ'ı bir yazar olarak tanıdığını,
Ankara'da Çay yolunda ikamet ettiği adrese bir haber nedeniyle görüşmek üzere bir kez
gittiğini, o dönemde Cüneyt ZAPSU hakkında bir kitap hazırlığı içersinde olduğunu, Cüneyt
ZAPSU'yu tanıdığını düşündüğü insanlardan kitabı için bilgiler aldığını, Ergün POYRAZm da
kitabında Cüneyt ZAPSU ile ilgili konulardan bahsettiğini gördüğü için bilgi almak amacıyla
evine gittiğini, ancak kitaptaki bilgilerden öte bilgiler edinemediğini, bir daha da
görüşmediğini,
13.02.2008 günü saat 15.21 sıralarında Doğu PERİNÇEK ile yaptığı telefon
görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırladığını, İsa mn emekli bir albay olup, partinin
resmi üyesi olduğunu, İsa Albay'm iki kez Ankara'ya geldiğini, Doğu PERİNÇEKTe randevu
aldığını, ancak başkanın işleri olduğu için görüşemediğini,
29.02.2008 günü saat 20.28'de Ferid İLSEVER isimli şahısla yaptığı telefon
görüşmesi sorulduğunda; ERGENEKON operasyonu yapıldıktan sonra basında ki kafa
karışıklığını gidermek amacıyla Partilerinin görüşlerini ifade eden bir metin hazırlayıp basın
mensuplarına dağıtmak istediklerini, bu metni kendisinin hazırladığını, konuyla ilgili Aydınlık
Dergisinin haberlerini de eklediklerini, ERGENEKON soruşturması süresince çeşitli partilerin
soruşturmayla ilgili görüşlerini açıkladığım, kendilerinin de belgeyi bu amaçla
hazırladıklarını, basını yönlendirme gibi bir durumun söz konusu olmadığını,
03.03.2008 günü saat:16.53'te Ferid İLSEVER ile yapmış olduğu telefon görüşmesi
sorulduğunda; ERGENEKON soruşturmasının hedefinin yalnızca İşçi Partisi ve Ulusalcı
olarak bilinen kişi ve kurumlar değil, fakat Türk Silahlı Kuvvetlerinin de olduğunu
düşündüğünü, bu nedenle böyle bir beyanda bulunduğunu,
05.03.2008 günü saat 11.13'te Doğa PERİNÇEİ& ile yaptığı telefon görüşmesi
sorulduğunda; Doğu PERİNÇEK, Saygı ÖZTÜRK'üft; "Tdmam Reis" isimli kitabında
kendine yönelik bir suikasttan bahsedildiğini ve kitabı bulup bulamayacağını sorduğunu,
kendisinin de kitabı bulduğunu, incelediğini ancak bu şekilde herhangi bir konu geçmediğini
gördüğünü, görüşmede bahsi geçen "Başlık değiştirme" konusunun ise Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Kuzey Irak'tan çekilmesi üzerine yaşanan muhalefet partileri ve TSK tartışması
üzerine bir açıklama metni hazırladıklarını, bunun başlığı üzerine yapılan görüşme olduğunu,
İşçi Partisinde yapılan aramada, Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN'm yanı sıra
Tuncay GÜNEY'de de ele geçirilen örgüte ait Kemalist Model-Ulusal Gençlik Hareketi-
Dinamik adlı doküman bulunmuştur. Belgeler sorulduğunda;
Belgeyi bilmediğini, belgenin içeriği hakkında da bilgisinin olmadığını,
ERGENEKON Terör Örgütü kapsamında göz altına alman şahıslarla ile ilgili İfade
Sorgu Tutanakları ve Kemal KERİNÇSİZ'e ait savcılık ifadesini nasıl ve ne maksatla temin
edildiği sorulduğunda; Bu konuda herhangi bir bilgisinin olmadığını,
İşçi partisinde bulunan dokümanlar arasında; "BAŞARILARIMIZ" başlıklı bir belge
bulunduğu, bu belgede özetle Öncü Gençlik isimli İşçi partisinin gençlik kollarından
bahsedildiği, EYLEMCİ HAT isimli bir alt başlıkta ise "Öncü Gençlik 5. genel kongresinde
Türkiye nin genel gündemine ilişkin örgütlerimizin militan eylemler yapması kararım
almıştık. Bu karan hayata geçirdik. Böylece Öncü Gençlik tarihinin en fazla eylem yapılan ve
bu açıdan en verimli olan dönemini yaşadık" yazdığı görülmüştür. Bahsedilen militan eylemler
sorulduğunda; Partide her ne kadar görev alsa da parti yöneticisi olmadığını, bu nedenle bu
sorunun muhatabı olmadığını, konulardan bilgisinin bulunmadığını,
İşçi partisinde bulunan dokümanlar arasında; daha önce pek çok örgüt mensubunda
bulunmuş "OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE MASONİK BİLDERBERG ÇETESİ" ve
"ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR" isimli belgeler bulunmuştur, belgeler sorulduğunda;
Belgelerden bilgisinin olmadığım,
İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında bulunan; 17.12.1996 tarihli KİŞİYE
ÖZEL ibareli dönemin Başbakanı'na yazılmış Susurluk kazası ile ilgili hazırlanmış 39 sayfalık
MİT müsteşarlığı belgesi sorulduğunda; Adnan AKFIRAT'm birkaç yıl önce Aydınlık
Dergisinde yapmış olduğu haberde bu belgeyi bir gazeteciden aldığını yazdığım, gazetecinin
kim olduğunu bilmediğini,
İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında; "SON BİLGİ(SAĞLAM) başlıklı
yazıda "İsmail PAKER VE Zekeriya ÖZTÜRK, Balta Limanı'nda Doğa Balık Restoranı'na
(eski Şaziye barın bitişiği) sıkça birlikte gidiyorlar. Orada bir Dr Yüzbaşı, bir üsteğmen ve
başka subaylarla birlikte MİT mensuplarıyla da birlikte oluyorlar. Restoran'm sahibi (adı
bilinmiyor öğrenilecek) ve işletmecisi Ahmet adlı şahıs yer altı dünyasıyla ilişkili. Ahmet ve
adamları Sedat PEKER'le silahlı çatışmaya girmiş. (Bu olay gazetelere de yansımış.) Ahmet
artık restoranda çalışmıyor. Söz konusu subaylardan biri, restoran sahibine bir adet Glock
satmış. İsmail PAKER'in çocukları Alparslan ASLAN'a amca diyor. (M.TEKİN tanık olmuş.)
İsmail PAKER' in Bulgar uyruklu Osman adında çok yakın bir arkadaşı var. 18 Mart
kapsamında Çanakkale'ye yapılan bu geziye (bu yıl) İsmail PAKER, Zekeriya ÖZTÜRK ve
M.TEKİN birlikte katılıyorlar. Çanakkale garnizon komutanı ya da etkinlikleri yöneten kişi
olan Albay, üçlüye çok yakın ilgi gösterip, birçok kolaylık sağlıyor. Nedeni İsmail PAKER'i
tanıması. Paker bu durumu "Asteğmenken komutammdı" diye açıklıyor. M. TEKİN, PAKER
in verdiği bilginin doğruluğundan şüphelenip, sonradan albayı arıyor ve 1985 te Güneydoğu
da aynı birlikteydik yanıtını alıyor." Şeklindeki belge sorulduğunda; Partide her ne kadar görev
alsa da parti yöneticisi olmadığını, bu konulardan bilgisinin olmadığını, fakat anladığı
kadarıyla belgede ismi geçen şahısların olumsuz-Ve" uğursuz''.fâaliyetler içinde olduğunun
genel merkeze kimliğini bilmediği bir kişi tarafından bilgi olarak iletildiği, bu notu
görmediğini, haber amaçlı merkeze gelmiş olabileceğini,
İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında; elle yazılmış " Teoman dan gelen bilgi"
başlığı altında bilgisayar çıktısı halinde yazılmış; "Yaklaşık iki ay önce Sirkeci de bir kebap
restoranında önemli bir yemek yendi. Yemeğe çok önemli bazı emekli generaller ve çeşitli
kuvayi milliye derneklerinin yöneticileri katıldı. Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK, Muzaffer
TEKİN, Taner ÜNAL gibi isimlerin eski generallerle birlikte Türkiye'nin içinde bulunduğu
son durumu görüşmek üzere yemek yedikleri belirtiliyor. Yemek bir komutanın doğum günü
nedeniyle verilmiş. En çok tartışılan konu ise İşçi partisinin milli hükümet çağrısı olmuş.
İsmini öğrenemediğimiz bir orgeneral İşçi Partisinin çağrısını olumlu bulduklarını ve parti
programında yazılı olan bazı fikirlere karşı eleştirilerini Doğu PERİNÇEK e sunacaklarını
belirtmiş. Aynı orgeneral geleneklerin dahi dışına çıkarak iki üç orgeneralin ortak bir eleştiriyi
kaleme alacaklannı ve işçi partisiyle müşterek uzlaşma noktalan bulduktan sonra partiye
katılacaklannı belirtmiş. Bunun üzerine Kemal KERİNÇSİZ
ve arkadaşlan İşçi Partisine katılma fikrine karşı çıkmışlar.........Bu bilgiyle örtüşen bir başka
bilgiyi ise Kornikov verdi. Kornikov, Gladyonun 1-2 yıldır ulusalcılara sızmaya çalıştığını
ancak bunun tam başaramadığını belirtti. Bunun için Gladyo kendi ulusalcılannı yarattı.
Bunun başında daha önce duyulmamış bazı dernekler ve isimler var. Gladyo bu iş için hatm
sayılır paralarda harcıyor. Hatta Gladyonun ulusalcılan yeni bir televizyon kanalı kuracak
paraya ulaştılar. VTV adı altında yayın yapacak olan Vatan TV gladyonun ulusalcılannm yayın
organı olacak.." şeklindeki belge sorulduğunda; Teoman isimli şahsı tanımadığını, bilgi
notunu ilk defa duyduğunu, içeriğini bilmediğini,
İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının
sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle
ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-
09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word
sayfası olduğu görüldü.
"Fetullahçı Gladyo" isimli klasör açıldığında, içersinde (4) adet Word belgesi, (4)
adet resim belgesi olduğu görüldü. Fotoğraf belgeleri tek tek açılıp incelendiğinde; bir çok
Emniyet mensubunun isimlerinin olduğu ve bu kişilerle ilgili açıklamalann yazıldığı ve genel
olarak isimleri belirtilen kişilerin Fetullahçı olduğu aynntıh olarak anlatılarak yazdığı
görülmüştür.
"Fetullahçı Gladyo'nun Gladyo Operasyonu" isimli Word sayfası açılıp
incelendiğinde, Emniyet Teşkilatı içersinde Fetullahçı Gladyo kadrosunun olduğu ve aynntıh
açıklamalann yazıldığı görülmüştür.
"Polis, Fettullah GÜLEN, ABD" isimli Word belgesi açılıp incelendiğinde,
(Fettullah GÜLEN suç örgütünün polis içindeki yapılanması, risale çocuklan-1) başlıklı (1)
sayfadan oluşan yazı olduğu, yazının içersinde Emniyet Teşkilatında Fetullahçı yapılanma
olduğunun yazıldığı, devamında çok sayıda Emniyet Mensubunun isimlerinin yazıldığı,
isimlerin karşısında değişik açıklamalann olduğu, açıklamalardan sonraki bölümde
"Fetullahçı" ibaresinin yazdığı, bazı isimlerin karşısında İngilizce terimlerin yazdığı
görülmüştür. Belgeler sorulduğunda; Söz konusu CD den bilgisinin olmadığını, Partilerinin
bu şekilde fişleme faaliyetleri yürütmediğini, İşçi Partisinin Cumhuriyetin Polisine, Savcısına
ve Yargıcına karşı bir art niyeti ve ön yargısının olmadığını, ancak özellikle Emniyet Teşkilatı
içinde Emniyet'in birliğini bütünlüğünü ve Cumhuriyetçi karakterini zedeleyecek her türlü
örgütlenmeye karşı olmak gerektiğini, bu konuda İşçk Partisinin çeşitli kereler suç
duyurusunun bulunduğunu, * ,-" ' , * ■
ERGENEKON terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma devam ederken haber
araştırma müdürü olarak görev aldığı Aydınlık Dergisinde söz konusu soruşturmanın Emniyet
Teşkilatı içindeki Fetullahçı Gladyo tarafından yapıldığı yönünde haberler yayınlanmıştır.
Hatta Aydınlık'ın bir sayısında Adil Serdar SAÇAN ile yapılan röportajı 'Her Yıl Polis
Okullarından 100-150 bin Fetullahçı polis mezun oluyor" başlığı ile yayınladığı tespit
edilmiştir. Tüm emniyet mensuplarının 150-200 bin arası olduğu düşünülürse bu hayal ürünü
haberleri ne maksatla yaptıkları sorulduğunda; Bu soruya yanıt vermeyeceğini,
"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin
yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.
"Yargı-Nusret Senemden" adlı klasör açıldığında, içersinde (4) adet Word belgesi,
(7) adet PDF belgesi olduğu görülmüştür.
"Yargıtay" adlı PDF dosyası açıldığında, elle çizilmiş basit bir kroki olduğu
görülmüş, kroki içersinde binanın bölümlerini gösterir şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A,
B, C yazıldığı, binalara giriş çıkış olan noktalan işaretledikleri ve bu noktaların üzerlerine
değişik işaretler ve şekiller yaptıkları ve numaralandırdıkları görülmüştür.
"Krokinin açılımı" isimli Word belgesi açıldığında, aynen şu yazıların yazdığı
görülmüştür;
KROKİNİN AÇILIMI
A:Yargıtay ana bina, B:Yargıtay bitişik ek bina, C:Yargıtay ek bina, l:protokol
kapısı(güvenlik çok sıkı), 2 avukat giriş kapısı, 3 Posta giriş kapısı, 4 Vatandaş kapısı, 5Garaj
kapısı (sürekli görevli bulunur, güvenlik yok), 6 Mutfak kapısı, 7 A blok yan kapı, 8Cnlok
yabn kapı, 9C blok arka kapı, 10C blok öbn yan kapı, 1İC blok ana giriş kapı, 12C blok garaj
kapısı, 13 Başbakanlık güvenli girişi, 14A blok giriş, X Güvenlik var, X Polis var, (X ray
cihazı var), P polis noktası var.
"San ile işaretli bölgeler rahat, buralarda güvenlik, polis, görevli yok.6 nolu kapı
tünel gölgesinde kalıyor.Gece için uygun.3 nolu kapı, kilitli ancak açılabilir.Buradan A blok
zemin altına inilir.Burası Milli Eğitim Bakanlığı ile A blok arasında kalıyor ve araba park
yeri.Tenha.C blok 8 nolu kapı çok müsait.Girince bazen kapı arkasında bir güvenlik çıkabilir.
Burada lavabolar var.Oraya geçilebilir.Her zaman yok.9 nolu kapı kilitlidir.Ama açılabilir. Ön
taraftaki ışıklar oraya görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi
görüyor.Ön tarafta 2 kamera var.Ön taraftaki san alan ağaçlann altında kalıyor. Işıktan da
geriye kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor, arkada camlan yok. O nedenle kör bir nokta
oluşuyor.Karargah kameralan görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz.Ancak fazla
beklememeli.Karargah önünden hemen ikaz gelebilir."Şeklinde yazılann olduğu görülmüştür.
Elde edilen kroki ve krokinin açılımını anlatan Word sayfasındaki yazılar
incelendiğinde; Yargıtay binasında bir suikast yada bombalı saldın düzenlenebilmesi için,
binadaki güvenlik zafiyetlerinin de içinde bulunduğu tüm noktalann belirtildiği, dolayısıyla
Yargıtay Başkanlığında, üst düzeydeki yargı mensuplanndan birisine yönelik eylem hazırlığı
yapıldığı değerlendirilmektedir.
Bu kroki ve açılımından sizin bilginiz var mı? Kroki ve kroki açılımını kim yada
kimler hazırladı? Söz konusu krokinin hazırlanmasındaki amaç sorulduğunda; Kroki ve söz
konusu haberi 24 Marta 2008 günlü Taraf gazetesinde okuduğunu, haberi yazan gazeteci
Soner ARIKANOĞLU'nu Şemdinli olaylanndan beri kamuoyunu yanlış yönlendirmeye
yönelik haberleriyle tanıdığını, Yargıtay'a ve Yargıtay "C. Başsavcısına karşı bir saldın ve
suikast planının İşçi Partisi tarafından düşünülmesi bile akla ve mantığa aykın olduğunu, bu

v
1661 ,A- ' ___., ^""""~T~ ~
krokiyi iddia edildiği gibi İşçi Partisi Genel Merkezinde bir CD'de bulunduğu meselesinde
genel sekreter Nusret SENEM'in cevap vereceğini, krokiden bilgisinin bulunmadığını,
"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin
yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.
"Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde "Yargıtay ile ilgili notlarım" isimli
Word sayfası incelendiğinde, içeriğinde; aynen şu bilgilerin yazdığı görülmüştür. Söz konusu
belgenin içeriği aynen aşağıya aktarılmıştır.
Yarg. 8 Hamdi Yaver Aktan'a teşekkür edelim.(Tv için Danıştaydaki
çabalarma)Ancak Baskınla, Kaboğluyla iyi görüşüyor.Gümüşhane Baro başkanının cinayet
davasına bakılacak.İ.Selçuk'un yemeği en son ne zaman oldu.Silahçıoğlu en son ne zaman
katıldı.Sabih bey, Yarsav başkanı katılıyor.Murat Özdü iş anyor. Bakılsın, sıcak
yaklaşalım.Yalova Adliyeden Ü„ K.... ile görüşelim.AKP dosyasını E....a iletelim, görüşünü
alalım. Limandaki yemeğe yetiştirelim. Yemeğe E..........u dışında E.Poyrazla Levent Ersöz
Paşa da gelecek.Adliyeden M... K....ya fazla uğranılmasm.B...ı A.... Y....nm babasının
durumuna bakılsm.acil .... Teftiş Kurulu Başkanının babasının durumuna bakılacak.acil ..
..V.S" şeklindeki belge sorulduğunda; Kendisinin bu belgeden haberinin olmadığını,
"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin
yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.
"Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde; "Yargı tel notlan" isimli Word
sayfası incelendiğinde, çok sayıda şahsın isminin yazdığı, isimlerin karşısında da telefon
numaralannm yazdığı görülmüştür.
Listedeki isimlerle ilgili yapılan ön çalışmada, listedeki isimlerin Yargı mensuplan
olduğu öğrenilmiştir.
"Muammer AKSOY" isimli PDF dosyası incelendiğinde, bir adet "ceset" resminin
olduğu görülmüştür. Belge sorulduğunda; Bahse konu belge ve resimlerden haberinin
olmadığını,
"Turgut ÖZAL" isimli PDF dosyası incelendiğinde, 18 Haziran 1986 tarihinde
Ankara ilinde Atatürk Kapalı Spor salonunda Anavatan partisinin 2. Olağan genel kurul
toplantısı yapıldığı sırada, Başbakan Turgut ÖZAL'a yönelik yapılan silahlı saldın olayının
soruşturma evraklannm olduğu görülmüştür. Belge sorulduğunda; Bu konuda herhangi bir
bilgisinin olmadığını,
"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin
yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.
"Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde bulunan "Tayip ERDOĞAN" isimli
PDF dosyası incelendiğinde, 1998 yılında Recep Tayip ERDOĞAN hakkında Diyarbakır
Devlet Güvenlik Mahkemesi C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianame olduğu görülmüştür.
Belge sorulduğunda; Bu konuda herhangi bir bilgim yoktur.
İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının
sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle
ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri
numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;
(3) adet klasör olduğu, çok sayıda Word belgesi, çok sayıda PDF belgesi ve çok
sayıda Resim dosyasının olduğu görülmüştür. ,
"Ergün POYRAZ'm - Jitem'ten aldığı para" isimli klasör içersinde (5) adet Word
belgesinin olduğu, bu belgeler ayrı ayrı incelendiğinde Ergin POYRAZ'm değişik tarihlerde
ve değişik miktarlarda Jandarma İstihbarat Başkanlığı kasasından paralar aldığına dair
tutanakların olduğu, tutanak içersinde İstihbarat Başkanlığı kasasından verilen paranın miktarı
ve tarihinin olduğu, alt kısmında teslim eden, hazır bulunan ve onaylayan Jandarma
görevlilerinin isimlerinin olduğu, ayrıca teslim alan bölümünde Ergün POYRAZ araştırmacı
-yazar yazdığı görülmüştür. Belge sorulduğunda; Söz konusu belgeler hakkında bilgisinin
olmadığını, İşçi Partisine nereden ve ne şekilde getirildiğini bilmediğini,
"CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri numaralı CD'nin yapılan
incelemesinde; "Fırat Üniversitesi - İrticai Kadrolaşma" isimli klasörün içersinde (14) adet
resim belgesinin olduğu, bu resim belgelerinin içersinde Fırat Üniversitesi hakkında bilgilerin
olduğu, üniversite görevlilerinin isimlerinin olduğu, bazı görevlilerle ilgili ayrıntılı açıklayıcı
bilgilerin yazdığı, diğer sayfalarda liste şeklinde isim listesinin olduğu, isimlerin karşısında
unvanlarının ve bölümlerinin yazdığı, ayrıca her ismin karşısında "Sağ görüşlü, muhafazakar,
nurcu, F.G. grubu., Süleymancı, Ülkücü" şeklinde sınıflandırmalar yapıldığı görülmüştür.
Belge sorulduğunda; Hiçbir bilgisinin olmadığını,
"CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri numaralı CD'nin yapılan
incelemesinde; İçerisinde bugüne kadar yakalanan şahıslardan ele geçirilen örgüt
dokümanlarından "Devletin yeniden yapılandırılması", "Dinamik - Ani-tez" , "Dinamik Ulusal
Güç Birliği" "Birleşik Komin", "İP TÜRK ve KÜRDÜ BİRLİKTE ÖRGÜTLEME
TASARIMI" "LOBİ" "OLUŞUM" "ULUSAL MEDYA 2001" ile şimdiye kadar sadece
Tuncay GÜNEY ve Veli KÜÇÜK'ten elde edilen "ERGENEKON" isimli belge sorulduğunda;
Hiçbir bilgisinin olmadığını, böyle bir CD'nin varlığından haberinin olmadığını, LOBİ isimli
belgeyi internetten indirdiğini,
İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının
sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle
ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "VERSATİLE" yazan 411509A102B4 seri numaralı
CD'nin yapılan ön incelemesinde; 2005 yılı Şubat ayı içersinde dönemin Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'm İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretlerle
ilgili koruma planını gösteren (9) sayfalık belge sorulduğunda; Belgeden haberinin olmadığını,
bahsedilen CD 1er İşçi Partisi Genel Merkezinde bulunduysa partilerine karşı büyük bir
provokasyon ve tertiple karşı karşıya olduğunu düşündüğünü,
Parti binasında yapılan aramada gerek kağıt, gerekse dijital ortamda Türk Silahlı
Kuvvetlerine ait çok sayıda gizlilik dereceli bilgi ve belgenin bulunduğu görülmüştür. Ayrıca
birçok kamu görevlileri hakkında (Emniyet Teşkilatı - Milli Eğitim Bakanlığı - Yargı
Mensupları - bazı Üniversiteler) bilgiler topladığı, bu kişilerin değişik tarikat, grup ya da siyasi
görüşüne göre sınırlandırıldığı görülmüştür. Belge sorulduğunda; İşçi Partisi'nin ordu ve
yargıdaki kişileri sınıflandırma çabası içine girmesinin düşünülemeyeceğini, Partinin böyle bir
görevinin olmadığını, Kendisini yaklaşık kırk yıldır bilimsel sosyalist bir devrimci olarak
tanımladığını, bu kırk yıl içinde legal ve illegal örgütleri sıraladığında üyesi olduğu tek
örgütün İşçi Partisi olduğunu, kendisinin ERGENEKON adı verilen bir örgüt içinde ve bazı
başı bozuk şahıslarla halkı isyana teşvik edecek bir örgütlenme içinde bulunmasının mümkün
olmadığını, bu soruşturma kapsamında kendisine yöneltilen bazı sorulardan da İşçi Partisinin
bu tür karanlık örgütlenmelere karşı çıktığının anlaşıldığı, İşçi Partisinin kırk yıllık bir
birikiminin, mücadele anlayışının ve programının olduğunu, Bu kırk yıllık tarihte hiçbir kişi ve
kuruma karşı saldın ya da suikast planlarının zerresinin olmadığını, Tersine İşçi Partisi bütün
tarihi boyunca Türkiye'ye yönelik karanlık tertiplere karşı_ mücadelesiyle öne çıkan bir parti
olduğunu beyan etmiştir.

>r—*\ < "-i


b) Savcılık ifadesinde;
Kendisinin 40 yıldır siyasetin içerisinde olduğunu, bu süre içerisinde üye olduğu tek
kuruluşun İşçi Partisi olduğunu, mesleki olarak da Türkiye Gazeteciler Sendikasına üye
olduğunu, bunun dışında legal, illegal hiçbir örgütün üyesi olmadığını, soruşturma kapsamında
daha önce gözaltına alman şahıslardan kamuya mâlolmuş kişiler ve parti üyesi Adnan
AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Doğu PERİNÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU,
İlhan SELÇUK ve Emin GÜRSES gibi şahıslan tanıdığını, bunların dışında kimseyi
tanımadığını, Kemal KERİNÇSİZ, Fuat TURGUT, Sami HOŞDAN, Ali YASAK gibi
başıbozuk kişilerle aynı örgüt çatısı altında olmasının mümkün olmadığını, Bilimsel sosyalist
bir insan olduğunu, gerek evinde gerekse İşçi Partisi'nde kendisinin çalışma masasında yapılan
aramalarda da hiçbir suç unsuruna rastlanılmadığını, Suç ile ilgili olduğu krokilerin yer aldığı
iddia edilen CD'ler in partide kullanılmayan bir masadan çıktığını, bu durumun tutanaklarda
da belli olduğunu, bu nedenle söz konusu dokümanlarla ilgisinin olmadığını, Nusret SENEM
yazılı klasörler ve Hikmet ÇİÇEK yazılı klasörlerin kendisinin ve Nusret'in masasında değil,
kullanılmayan bu masada çıktığını, şahsına ve İşçi Partisi'ne bir komplo kurulduğunu, kendisi
ile ilgili delillerin evinde ve iş yerinden toplanıldığını beyan etmiştir.
c) Aramalarda elde edilen deliller;
Hikmet ÇİÇEK'in Ankara İli Altındağ İlçesi Gündoğdu Mahallesi Kıvrım Sokak
No:2/2 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların incelenmesinde;
1- XI 03 Haziran 1994 ibaresi ile başlayan Beratta marka tabanca verdiği bana
ibaresi ile biten 19 sayfalık mavi tükenmez kalem ile arı teksir kağıda yazdı el yazması
dokümanın içeriğinde; El yazması olarak dokümanın yazıldığı H.Ocak 1994 tarihide
yazıldığı değerlendirilen dokümanda, Behçet CANTÜRK, Savaş BULDAN ve arkadaşlarının
öldürülmesi olaylarının içerisinde olduğu değerlendirilen Cavit.......... yazdığı veya ikinci bir
şahıs tarafından Cavit......isimli şahsın ağzından anlatımların yer aldığı,

2- İlk operasyon ibaresi ile başlayan bombalama işleri, bu ekibin işi ibaresi ile
biten (19) sayfalık dokümanın içeriğinde; Behçet, Ayhan, Ziya, Semih, Fevziler, Buldan,
Ağar, Eken, İ.ŞAHİN, EYMÜR, Tank ÜMİT, YEŞİL, TOPAL, ÖZEL HAREKATÇILAR,
şeklinde bir çok isimin geçtiği doküman genelinde Behçet CANTÜR ve Savaş BULDAN'm
öldürülmesi olayının anlatıldığı, dokümanın son sayfasında, 700 kişilik ekip, Em.
Bünyesinde.......Bombalama işi de bu ekibin işi şeklinde son bulduğu,

3-Yaklaşık bir yıl önce ibaresi ile başlayan, açıklayacağım ibaresi ile biten (1)
sayfahk doküman içeriğinde, isim ve imzasız Susurluk kazısı sonrası isimleri geçen Behçet
CANTÜRK ve Savaş BULDAN ile ilgili bilgi vereceğinin yazılı olduğu,
4- 6 Tem. 98 ibaresi ile başlayan, piyasası ibaresi ile biten (1) sayfalık dokümanm
içeriğinde; Bazı şahıslar hakkında hazırlanmış istihban bilgilerin olduğu, Mehmet
DEMİZVANK- 2. Evliliği Em.Dn.alb. oğlu C 6. Çalışıyor Ertğrulun yakın arkadaşı, ailece
görüşüyorlar......Oral ÇELİK'in adamları ...Salih GENCER .... Necati GENCER .... Abisi
vuruldu Eroin patronu Oral ÇELİK Arka sayfasında; Necati K. Çekmecede yazlığa
giderken arabada öldürdüler oğlu yanında idi 5 kişi yakalandı tutuklandı biri (Yazı
anlaşılmıyor) Jandarma çıktı işi tasarlayan oral ÇELİK in yeğeni N.GÜVEN olm biliyordu
Recap Rasim, Yaşar ÖZ, Ayhan ÇARKIN, saç kıvırcık kirlijsakallı, o gün solcu bir çocuğa
gidildi uyardım. Şeklinde el yazması karalamalar olduğu, ' . „"
5- Fakslandı CIA:Türkiye parçalanacak ibaresi ile başlayan A. Stavrou yürütüyor
ibaresi ile biten 10 sayfalık bilgisayar çıktısı (5-7-10 numaralı sayfalar yarım ) dokümanın
içeriğinin; ABD'nin Türkiye üzerindeki etkileri Türkiye'den beklentileri içerikli yazı olduğu,
6-E1 yazması ile elektronik ibaresi ile başlayan, devreden çıkardı ibaresi ile biten (7)
sayfalık bilgisayar çıktısı(l-3-6-7 sayfalar yarım ve eksik.) dokümanm içeriğinin;
Hava Kuvvetlerine alınması düşünülen F-4 Savaş Uçakları ile ilgili Org. Halis BURHAN'm
vermiş olduğu niyet mektubu ve içeriği hakkında Hikmet ÇİÇEK tarafından hazırlandığı
haber mahiyetli yazı olduğu,

7- Fakslandı komutanın oğlu ibaresi ile başlayan, Belli değil ibaresi ile biten (7)
sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Hav Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis
BURHAN'm oğlu Nejet BURHAN ile gelini Mukaddes BURHAN'm F-16'lann Elektronik
Savaş Sistemi Projesini yapan Amerikan LORAL Şirketinde çalıştıklarının iddia edildiği ve
bunun ile ilgili açıklamaların yapıldığı yaz. Devam eden sayfalarında Hava Kuvvetlerindeki
F-16Tarda yaşanan güven bunalımı içerikli yazılar Org. Halis BURHAN'm özgeçmişi,
Aydınlık Dergisinin Hava Kuvvetleri ile ilgili hazırlamış olduğu yazılar olduğu,
8-Genel Kurmay ibaresi ile başlayan, İtirazı yok ibaresi ile biten (8) sayfalık bilgisayar
çıktısı.(l-6 numaralı sayfalar eksik) dokümanın içeriğinde; Hava Kuvvetleri tarafından İsrail'e
verilen Niyet Mektubu Genel Kurmay tarafından engellendi başlığı altında konunun ayrıtlı bir
şekilde anlatıldığı haber mahiyetli yazı olduğu,
9-Fakslandı F16 rezaleti ile başlayan, Müsteşarlığı atandı ibaresi ile biten (13)
sayfalık bilgisayar çıktısı(3-10-ll sayfalar tam, diğer sayfalar yarım ve bant ile ekli)
dokümanın içeriğinde; Hikmet ÇİÇEK ve Doğan DUYAR tarafından hazırlandığı
değerlendirilen Savunma Sanayinde çok sayıda ihalenin Amerikan şirketleri tarafından
kazanılmasının işlendiği haber mahiyetli yazı,
10- F16 ibaresi ile başlayan, Aydınlıkta buluşacağız ibaresi ile biten (7) sayfalık
bilgisayar çıktısı(l-7 numaralı sayfalar yarım ve eksik) dokümanın içeriğinde; Amerikan
LORAL ile Türk KAVALA'nm ortak şirketi MİKES ve şirketin yönetim kurulu üyesi Engin
ARIKAN hakkındaki FlöTann elektronik savaş sistemleri ile ilgili iddialarının anlatıldığı,
(1) adet Üzerinde Eşref BİTLİS belgeseli ve anma toplantısı ibaresi yazılı 2 ile
numaralandmlan VHS video kasetinin yapılan incelemesinde "BUZLANMA" isimli Eşref
BİTLİS belgeseli, Suphi KARAMAN"m konuşmacı olarak katıldığı Eşref BİTLİS ile ilgili
konuşmasında olayın kaza olmadığı, suikast olduğu şeklinde konuşmaların olduğu, Doğu
PERİNÇEK' in konuşmacı olarak katıldığı, Eşref BİTLİS"in Amerikan emperyalizmine karşı
durduğu, Eşref BİTLİS ve Uğur MUMCU suikastlarının aydınlatılması gerektiği, şeklinde
konuşmalarının yer aldığı, Eşref BİTLİS"i anma toplantısı görüntüsünün mevcut olduğu
anlaşılmıştır.
(1) adet üzerinde II. Kaset ibaresi yazılı 1 ile numaralandmlan VHS video kaseti
(1) adet üzerinde Strateji GÜNDEM /96 ibaresi yazılı mavi disket
(1) adet üzerinde T.C Hükümetleri (55.Hükümet, Karapara, Şeriat, Darbe/ Muhtıra)
ibaresi yazılı siyah disket
(1) adet üzerinde Tetikçi Kampı - Tam Metin- ibaresi yazılı siyah disket
(1) adet üzerinde Temmuz 98 Internet Hab.Yaş/98 BCG raporları, Aydınlık-
Yazışma ibareli siyah disket " *- s "
(1) adet İrticaya Karşı Strateji ibareli siyah disket
(1) adet üzerinde Genel Kurmay Belgeleri (Kitap, Yaş vs.) ibareleri yazılı siyah disket
(1) adet üzerinde DP Kitaplar / Yazılar ibareli siyah disket
(1) adet üzerinde Hangi Hizbulyah? ibareli disket
(1) adet üzerinde Hizbullah - Kaynak ibareli disket
(1) adet üzerinde Susurluk ibareli yazalı disket
(1) adet üzerinde Susurluk (1) ibaresi yazılı gri disket
(1) adet Susurluk Tutanakları 2 ibareli siyah disket
(1) adet K. SAVAŞ / Susurluk R.ibareli siyah disket
(1) adet adresler, protokol ibareli siyah disket
(1) adet Özel Örgüt, 700 kişilik özel........ibareli siyah disket
(1) adet YAŞ 1997 ibareli siyah disket
(1) adet Devrim Kanunları yazılı ibareli gri disket
(1) adet Susurluk Konferans ibareli gri disket
(1) adet Haberler, Karapara, Yolsuzluk, Aşiretler ibareli disket
(1) adet Reis (Yeni) ibareli disket
(1) adet Susurluk Konferansı ibareli disket
(1) adet Özel Savaş Adnan AKFIRAT ibareli disket
(1) adet Din Tahrikat -2 İslamcılar ibareli disket
(1) adet "Reis" S.YALÇIN/ D.YURDAKUL ibareli disket
(1) adet ÇİLLER Sö yedek (Kopya) ibareli disket
(1) adet D.PERİNÇEK (1) "Azerbaycan Suç Duyurusu" (2) E.BİTLİS BA.TOP
ibareli disket
(1) adet Hab.-Ar (2) Veysel KAYA ibareli disket
(1) adet ÇATLI - Notlan - ibareli disket
(1) adet Yeşil etiketli Üzerinde (1) ibare yazılı disketler çıkmıştır.
11-Onemli ibaresi ile başlayan Haymanamıza düştü ibaresi ile biten (7) sayfalık sarı
teksir kağıdı üzerine daktilo ile yazılı aralarmda el yazması notlar bulunan dokümanın
içeriğinin; dokümanın 6 Mayıs 199 tarihli, üzerinde el yazması ile Aydınlık Osman AK
şeklinde başlığı olduğu, Dönemin Ankara Emniyet Müdür yardımcısı Osman AK hakkında
kısa bilgiler verilerek hakkında FethuUahçı iddialan yer aldığı yazılar olduğu devameden
bölümde gözaltında bulunan bir şahsın kendisi ile Osman AK in konuştuğunu iddia ederek
sorguda geçen İlter Türkmen, Ordu MHP Denktaş Kıvnkoğlu konu başlıklan altında
konuşmalann aktanldığı yazı olduğu
* ,
12-Harp Akademileri Komutanlığı yayınlarından Türkiye'de irtica hareketleri ve
Terörizm İlişkileri isimli 196 sayfadan ibaVeVsİ%aBi bilgisayar çıktısı dokümanın
içeriğinde; Harp Akademileri Komutanlı Yayanlarından 1998 yılında basılan Türkiye'de İrtica
Hareketleri ve Terörizm ilişkilerini anlatıldığı, Türkiye'de faaliyet gösterin dini motifli terör
örgütleri, tarikatlar, cemaatler ve Türkiye'deki siyasal hareketliliğin anlatıldığı
13-Üzerinde Alaattin ÇAKICI, Erol EVCİL ismi ile başlayan Zeki IŞIKLI ismi ile biten
bir sayfa şema (üzerinde el yazması notlar mevcut) dokümanın içeriğinde;
Nesim MALKİ cinayeti ile ilgili Erol EVCİL tarafından öldürme teklifinin getirildiği, Şükrü
ELVERDİ isimli şahsın eylemde yer alacak şahısları temin ettiği Mehmet SÜMBÜL'ün bu
teklifi kabul ettiği, Muharrem KUTAY kendisine gelen bu teklifi kabul etmedi, İlhan ÖZTÜRK
eylemde aracı kullanan şahıs olduğu, yurtdışı bağlantısının Alaattin ÇAKICI olduğu Nesim
MALKİ cinayetinin şematize edilmiş hali olduğu,
14-Saym Feyza Perinçek'e ismi ile başlayan okumuşlar ibaresi ile biten el yazması,
daktilo yazması 16 sayfalık dokümanın içeriğinin; 18 Mayıs 1999 tarihinde Feyza isimli şahsa
yazıldığı anlaşılan yazıda Aylık dergisine haber olacağı düşünülen Kazım KARABEKİR
Paşanın kurup eğittiği iddia edilen Erzurum Çocuklar ordusu isimli oluşum hakkında bilgiler
verilerek kaynak gösterildiği, ayrıca çeşitli konularda haber içeriği olan bilgiler verilerek haber
veya kitap yapılması yönünde telkinlerde bulunulduğu değerlendirilen el yazması ve bilgisayar
çıktısı yazı olduğu
15-Fetullah hoca cemaati ibaresi ile başlayan saygılarımla ibaresi ile biten 10 sayfalık
bilgisayar çıktısı doküman; Fetullah Gülen cemaatini Emniyet teşkilatının içine sızdığı
yönündeki iddialarla son dönemde Grubun fark edilmemek için almış olduğu tedbirlerin
anlatıldığı yazı olduğu yazının saygılarımla ibaresi ile son bulduğu

16-Politika bölümünde ibaresi ile başlayan sevgiler ibaresi ile biten (3) sayfalık daktilo
yazmalı doküman (sayfaların belirli bölümlerinde el yazması notlar mevcuttur) dokümanın
içeriğinde; Prf.Doktor Yalçın KÜÇÜK tarafından Aydınlık dergisine yayınlanması için
gönderildiği değerlendirilen baş kısmında Rektör ALAMDAROGLU
şeklinde başlık olan İstanbul üniversitesinde Rektörün yaptığı icraatlar ve icraatlar hakkında
yorumlar olduğu doküman üzerinde Çeşitli el yazması notlar tutulduğu bu notlarda Seneto
karan sağlıklı, Bölümcülük yada beylikler politikası , Sizi sevindiriyordu çünkü ve 3.
sayfasında el yazması "Doğu selam ile başlayan Aydınlık lütfen politik olacak yayınlanacak
........sevgiler" şeklinde el yazması yazı ve imza olduğu

17-21. Yüzyılda casusluk ibaresi ile başlayan nedeni olacaktır ibaresi ile biten 22
sayfalık bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde;
21. YÜZYILDA CASUSLUK İLETİŞİM VE BİLGİ IŞIĞINDA GLOBAL
İSTİHBARAT İSTASYONLARI VE DEĞİŞEN CASUSULUK MESLEĞİ
Action+Obligation=Integratıon ARAŞTIRMA-GÖZLEM-ANALİZ RAPORU İSTANBUL/
ARALIK 2000
Ulusal güvenlik konularının politik ve militarist önlemler ile sağlanabilmesi döneminin
kapandığını gözler önüne serebilmek amacı ile hazırlandığı belirtilen 21. Yüzyılda Casusluk
İletişim ve Bilgi Işığında Global İstihbarat İstasyonları ve Değişen Casusuluk Mesleği
Action+Obligation=Integratıon Araştırma-Gözlem-Analiz Raporu İstanbul/ Aralık 2000 isimli
dokümanda; MİT hakkında bilgiler verilerek, Milli İstihbarat Örgütü (MİT)"in tarihsel süreç
içerisinde, misyonu ve işlevini tümüyle yitirdiği gerçeği artık görülmesi gerektiği sonucuna
ulaşılmıştır. Konularının geçtiği,

18-Adnan AKFIRAT'ın dikkatine ibaresi ile'başlayan bilincindedir ibaresi ile biten (8)
sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Adnan AKFIRAT'a fakslandığı değerlendirilen
T.C Genel Kurmay Başkalığı Genel Sekreterliği ibareli ve amblemli Genel
Kurmay Başkalığı Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgi Merkezinden verilmiştir. Başlıklı,
AGİT davranış ilkeleri rehberinde yer alana yükümlülüklerimiz doğrultusunda Türk Silahlı
Kuvvetlerinin çalışma ve uygulamalarına ilişkin bilgi notu olduğu,
19-Hizmete Özel ibaresi ile başlayan Genel Kurmay Başkanlığı güncel konular isimli
Hizmete Özel -21 ibaresi ile biten (22) sayfalık fotokopi içeriğinin; Hizmete Özel ibareli T.C.
Genel Kurmay Başkanlığı amblemli, Güncel Konular başlıklı Genel Kurmay Basım Evi
tarafından 1999 yılında basılmış, zamanın Ülkemizde ve Dünyada gelişen olaylar hakkında
yazılmış yazı olduğu,

20-Adnan AKFIRAT ibaresi ile başlayan sevgilerimle ibaresi ile biten (1) sayfalık
bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Adnan AKFIRAT'a yayınlayacağı, Oral ÇELİK ve
Yaşar ÖZ hakkında bilgiler içeren yapılması gereken ve görüşülmesi gerek şahısların
belirtildiği Doğan DUYGUR tarafından gönderildiği değerlendirilen yazı olduğu,

21-Üzeri çizili Adnan AKFIRAT ibaresi ile başlayan Çiller özel örgütü diye devam
eden Türkiye'de birkaç hafta içinde Askeri Darbe olabilir ibaresi ile biten (9) sayfalık
bilgisayar çıktısı (sayfalarm belirli bölümlerinde el yazması notlar mevcut) dokümanın
içeriğinin; Adnan AKFIRAT'm Dikkatine bölümünde Adnan AKFIRAT'ın üzerinin çizili
olduğu, Hasan YALÇIN ve Hikmet ÇİÇEK'in dikkatine diye not düşüldüğü, Doğan DUYAR
tarafından kaleme alınıp gönderildiği anlaşılan, ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ iddiaları ile ilgili
çeşitli bilgilerin aktarıldığı yazı olduğu,
22- NOT: Ayrıca ibaresi ile başlayan Yüksel ADIGÜZEL ibaresi ile biten (10) sayfalık
bilgisayar çıktısı dokümanm içeriğinin; 29.04.1981 tarih ve 1980/740 Esas, 1981/600 Karar
sayılı iddianame ile MHP ve Ülkücü Kuruluşları hakkında dava açılan 145 şahsın isim
listesinin olduğu,
23-Ceza dairesi ibaresi ile başlayan ANKA ibaresi ile biten (1) sayfalık fotokopi
dokümanın içeriğinde; Geçmiş tarihlerde MHP Partisi görev aldığı iddia edilen şahısla ile
alakalı eski yargılandıkları davalar ile ilgili bilgeler olduğu,
24-İçindekiler ibaresi ile başlayan Ömer ASLAN ibaresi ile biten (8) sayfalık fotokopi
dokümanın içeriğinin; 29.04.1981 tarih ve 1980/740 Esas, 1981/600 Karar sayılı iddianame ile
dava açılanlar listelendiği doküman olduğu,

25- Mit. MEDYA ibaresi ile başlayan bir beklentidir ibaresi ile biten (40) sayfalık
bilgisayar çıktısı dokümanda;
MİT MEDYA VE AJAN GAZETECİLER İSTANBUL/ARALIK 2000, Türk medyasının
bugününü gözler önüne sermeyi ve, ulusal çıkarların korunması için, gerekli önlemlerin
ivedilikle alınmasının ne denli gerekli bir zorunluluk olduğunu da işaret etmek amaçlı
hazırlanan Mit Medya Ve Ajan Gazeteciler İstanbul/Aralık 2000 isimli dokümanda:
Kamuoyunda gazetecilere MİT personeli gözüyle bakılmakta ve tüm gazeteciler
güvenilmez kişiler ve ajan olarak değerlendirilmekte olduğu, MİT'in medya organlarına
yerleştirdiği ajan gazeteciler de böylece deşifre olurken, Kürtçe TV yayını olması gerektiğini
savunabilen MİT'in Cumhuriyet devrimlerine bağlı, bağımsız gazeteci ve yazarlara karşı
tavrının da kendiliğinden ortaya çıktığı, Türk basın örgütleri üzerindeki MİT baskısı ve
kontrolünün kaldırılması zorunluluk olduğu, MİT'in suç odaklan, suçlular ve suçu yönlendiren
bir merkez durumundan derhal kurtarılarak, asli görev ve sorumluluklarını kusursuz biçimde
yerine getirebilen mekanizmaya dönüştürülmesinin gerekli olduğu ve MİT'in acil önlemler
alınarak ulusal istihbarat görevlerini y-grine getirebilen, bağlı bulunduğu makamlara sürekli
biçimde gerçek ve doğru bilgiler--aktarabilen resmi kimliğine yeniden kavuşturulması
gerektiği anlatılarak; "Günümüz Türkiye'sinde, MİT'in onaylamadığı hiçbir
kimsenin medya patronu olması ve ayakta kalabilmesi mümkün değildir." Sonucuna
ulaşılmıştır. Denildiği,

26-Hizmete özel ibaresi ile başlayan JGK'na ait Hizmete Özel -64 ibaresi ile biten (17)
sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinin; Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma Sınır
Tümen Komutanlığı tarafından hazırlandığı değerlendirilen Hizmete Özel ibareli Hizbullah
Terör Örgütü ve Diğer İrticai Faaliyetler Eylül 1999 tarihli Tümgeneral Hüseyin GÖKSU
imzalı İç Hizmet için hazırlanıp tüm personele detaylı bilgilendirmek için dağıtılmak üzere
kitapçık haline getirilmiş Hizbullah Terör örgütü ve İrticai faaliyetler hakkında detaylı
bilgilerin verildiği,
27-Genel Kurmay Başkanlığına ait Çağdaş Ortadoğu olayları isimli (179) sayfalık
kitabın, Em.Tümg.Muzaffer ERENDİL tarafından 1992 yılında yazılarak. Ankara
Genelkurmay Baskım Evi tarafından basılmış kitap olduğu, görülmüş olup,
d) Telefon görüşmeleri;
Tape :3836, 13.02.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile görüşmesinde
özetle;Görüşmede Hikmet ÇİÇEK'in "Başkan meraba Hikmet Çiçek abi şimdi bi şeyi
hatırlarıyım dedim sabah 10:30 da sizin verdiğiniz saatte İsa albay geldi şimdi bu ikinci defa
şey oldu bir bundan önce de tam sizin savcılıkta ifade vermeniz gerekirdi hatırlıyorsunuz
ordan da İstanbula acele gitmeniz gerekirdi biraz kırgın gibi bi isterseniz bi telefon etseniz iyi
olur cebi var mı sizde dur hemen Fikretten alıyorum 0 536 607 21 41." Dediği ve görüşmenin
bu şekilde sona erdiği,
Tape :3644, 29.02.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde özetle;FERİTin
"Bu şey vardı ya Hikmet sen kitap yapacağın diye konuştuk" "Ya şimdi önce şunu abi
Pazartesi gününe kadar yani yarın var öbür gün var güzel bir dosya haline getirelim kısa özlü
şöyle Oktay EKŞİ'nin önüne konulacak bilmem Ertuğrul ÖZKÖK'ün önüne konacak şekilde
çokta uzun bir yazı olmasın ama işin röjönünü veren bir dosya yapı versen ondan sora buradan
ben İstanbul'dan" "Şeye götüreceğiz bunu basın mensuplarına götüreceğiz yani bu bunların ne
olduğunu o bizim Aydınlık kapaklarından kalkarak ondan sonra 55 kişilik liste ondan sonra
işte Şemdinli bilmem nesi ondan sonra Hrant DİNK cart curt bütün marifetleri ve bu gün ne
yapmak istiyorlar amaçları nedir bu gün itibari ile bir dosyayı şey yapalım götürelim koyalım
önlerine..." "Yani bu senin şeye de bir kolaylık olur. Kitabında bir şeyini iskeletini yapmış
olursun..." "...8-10 sayfalık bir şey olsa bir materyal biliyor musun yani önüne koyacağız tak
diye köşesinde yazacak biliyor musun abi" dediği, HİKMET'in "O dosyayı hazırlayım ben bu
gün ERGENEKONTa ilgili bütün kitapları aldırdım" dediği,
Tape :3646, 03.03.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde
özetle;HİKMET'in "Oktay EKŞİ ile konuştum" "Ee dedim bu ERGENEKON Türk Ordusuna
karşı bir psikolojik bir savaştır" "Bir dosya ile ziyaretinize geleceğiz dedim" dediği, FERİT'in
"Ya lütfen abi en geç bu akşam bitirin de Hikmet ya hiç olmazsa özette olsa götürün yarından
itibaren dağıtalım burada ya gecikmeyelim abi sonra pişman olacağız ya hiç yani bir şeye
benzesin yaptığımız iş ondan diyorum tamam abi" dediği,
Tape :4159, 05.03.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile görüşmesinde özetle;Doğu
PERİNÇEK'in "O ŞEYİ SAYGI ÖZTÜRK'TEN Bİ ÖĞRENİVER O REİS BİLMEM NE
KİTABINI BEN BURDA ARATIRDIM BULAMADIM Bİ SOR NASIL BULABİLİRİZ
DİYE" dediği, Hikmet'in "Tamam başkan" dediği,'Doğu^ PERİN ÇEK'in "Ne var ne yok
başka" diye sorduğu, Hikmet'in "Bütün gazetelerde şey işte/Bâykal MHP Ordu gerginliği
karşılıklı cevaplar bugün tekrar MHP bi açıklama' "yapacak bu konuda" dediği, Doğu
PERİNÇEK'in "Abi bundan yararlanarak benim şeyi tazeleyip yollasana" dediği, Hikmet
ÇİÇEK'in "Onun üstünde değişiklik yapalım mı" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yapalım
mesela başlığını değiştirin ne yapalirsiniz bi düşünün Orduyu anlamadılar falan mı
söyleyeyim mesela ne diyebiliriz" "Sende düşün bende düşüneyim sonra haberleşelim başlığı
değişiklik ... basma" dediği, Hikmet ÇİÇEK'in "Şimdi 1 Mart tarihli tekrar göndermeyelim
yeni bi şey sunalım" dediği,
Tape:1337, 27.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde
özetle;Hikmet'in "Şimdi geçen hafta Sabahattin Önkibar yazdı bugün sen yazdın Önkibar şeye
söyle İlker Türkmene MİTe Mitle ilgili dizide söylediğine şey yapıyor nedir MİT şeyi
düşmanlığı herhalde diyor babasının Yassıadada MİT müsteşarı olarak CİA ile işbirliği
yapmaktan yargılandığını hatırladı filan diye şey yapıyor bugün de sen yazdın bunlar
değiştirmek mi istiyorlar bunu" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... tabi görmüyor musun ya da
herhalde bir şeye zorluyorlar yani kadro değişimi" "O çucuk da baksana dikkat et Ferhat
bilmem kime Fetoşun işte işi kalemleri ben Amerika'dayken yani 2003 yılı falan mıydı acaba
2002 de olabilir patkır bu emri ziyarete geldi bu ondan sonra işte iki üç gün kaldı Eymür'de
sonra Eymür'de kalmadı da Eymür'le Eymür'ü ziyaret etti Eymür'le oldu ondan sonra gittikten
sonra bir sene sonra Eymüre bindirdi yani o Fetoşiye kalemlerindendir" "Ferhat Ünlü" dediği,
Sabah gazetesinde çıkan haberlerden, MİT in kadrosunun değiştirilmesi için çalışma yapıldığı
şeklinde siyasi gündemi değerlendirdikleri, ilerleyen konuşmalarda Doğu PERİNÇEK ten
bahsettikleri, ayrıca Koray AYDIN'ın BAHÇELİ ye karşı MHP de adaylığa hazırlandığından
bahsettikleri, konuşmanın devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "en iyi dostum kim
biliyormusun" diyerek iş adamı İbrahim BENLİ olduğunu söylediği, Hikmet'in de İbrahim
BENLİ nin kim olduğunu sorması üzerine, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sizin adamınız a a
bismillah işadamı yok mu hani" dediği, bu şahsın evinde verdiği davetten bahsederek "...geçen
iki hafta önce evinde yemek davet verdi" "...içeride bir sürü işçi partili Doğu bey bir şey
söylüyor eşi falan da var işte ne bileyim Kemal Alemdaroğlu şey işte Fikret ne hoca Ercan
hoca ondan sonra Yaşar Hacısalihoğlu eşleri falan böyle kalabalık bir işçi partili gruplar işte
piyano çalıyorlar arya söylüyorlar ben de içeride nasıl ... biliyorlar bilior musun beni görmen
gerekiyordu" diyerek toplantıdan bahsettiği, Hikmet.. .'in de "Şimdi genel başkan Ankara'da
bugün birazdan yola çıkar" "...Ufuk Söylemez geldi bir sohbet ettiler şey bunlar Ufuk
Söylemez Mehmet Haberal bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal filnan yani bu
ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" "... Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani
ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" dediği,
e) Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in savcılık ve emniyet ifadeleri değerlendirildiğinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Ümit OĞUZTAN,
Tuncay GÜNEY, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Adnan AKFIRAT, Kemal
ALEMDAROĞLU, Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNCER, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK, İlhan
SELÇUK, Doğu PERİNÇEK, Hayati ÖZCAN, Nusret SENEM ve Ergün POYRAZ ile
irtibatlı olduğu,

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in telefon ve sim kart rehberinde yapılan incelemede;


Ferid İLSEVER-05332771564, Güler KÖMÜRCÜ-05322136100, Emin GÜRSES-
05322066768, Nusret SENEM-05324269231, Serhan BOLLUK-05333959324, Yusuf
BEŞİRIK-05352969677 şeklinde kayıtlar tespit edildiğinden adı geçen şüpheliler ile irtibatlı
olduğu,

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in yapmış olduğu telefon görüşmeleri nedeni ile;


Şüpheliler Doğu PERİNÇEK ve Ferid İLSEVER ile irtibatlı olduğu,

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in isimli şahsın Beşiktaş İlçesi Gayrettepe Mahallesi


Ayazma Deresi Sokak Çobanoğlu Apartmanı No: 17 D: 10 sayılı sayılı ikametinde yapılan
aramada elde edilen l'den 58'e kadar numaralandırılmış üzerinde el yazısı ile Yerel ve Genel
İktidar için başlıklı dokümanın yapılan incelemesinde;
54. sayfada; Hikmet ÇİÇEK'in dikkatine şeklinde el yazması başlık bulunan Susurluk
Komisyon Üyelerinin isimlerinin bulunduğu liste, son iki sayfada Basın toplantısı bildirisi
olduğu,

f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Doğu PERİNÇEK'in alman ifadesinde; Şüpheli hiçbir belgenin kendilerinin
teşkilatlanma ve çalışmalarıyla en ufak bir ilgisinin olmadığını, provokasyon amaçlı olduğunu,
kendilerinin ruh ve çalışma tarzlarına geleneklerine aykırı olduğunu, krokide isimleri geçen
askeri şahısların hiçbirini tanımadığını, Hikmet ÇİÇEK'in İşçi Partisinin basın bürosu
sorumlusu olduğunu beyan etmiştir.
Zihni ÇAKIR'm tanık olarak verdiği ifadesinde; Taner ÜNAL' m 2003 yılı Nisan
ayında Dikmen'deki bürosuna yakın caddeye paralel bir sokakta kiraladığı dükkânı ofise
çevirdiğini, Türkeli dergisini bu ofiste çıkartacağını, ofisin alt tarafındaki depo halindeki
kapalı alanı anfiye dönüştürdüğünü, dinleyici ve konuşmacı yerlerini sabitlediğini, bu
mekânda bir oluşuma başvurduklanm, burada toplantılar yaptıklannı söylediğini, Taner
ÜNAL' in kendisinden bu oluşum içerisinde yer almasını istediğini, oluşumda birçok paşanın
bulunduğunu, Hasan KUNDAKÇI, Veli KÜÇÜK gibi isimlerin yanlannda yer aldığını, Doğu
PERİNÇEK ve Hikmet ÇİÇEK'in solcu olmasına karşın bu oluşuma destek verdiğini
söylediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Nusret SENEM'm C.Savcılıkta alman ifadesinde; Hikmet ÇİÇEK'i
tanıdığını, Partilerinin basın bürosu başkanı olduğunu ve değerli bir gazeteci olduğunu,
Şüpheli Hayati ÖZCAN'm C.Savcılıkta alman ifadesinde; Hikmet ÇİÇEK'in üstadlan
olup Aydınlık gazetesinin yazan olduğunu,
Şüpheli Hayati ÖZCAN'ın Emniyette alman ifadesinde; Hikmet ÇİÇEK'in Aydınlık
Dergisi yazan olduğunu, bu nedenle tanıdığını, uzun süredir hiç görüşmediğini, nasıl nerede
tanıştığını hatırlamadığını,
g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in İşçi Partisi üyesi ve partinin basın bürosu sorumlusu
olduğu, soruşturma kapsamında İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada içinde gizli
askeri ve istihbari bilgiler bulunan CD'nin içerisinde "Hikmet ÇİÇEK'e ulaşanlar" isminde
klasörün bulunduğu ve buradan da şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in değişik yollardan temin etmiş
olduğu bilgileri CD ortamında digital olarak hazırlayıp İşçi Partisi Genel Merkezi'ne
göndermiş olduğu kanaatine vanlmıştır.
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in partinin basın bürosu sorumlusu olmasının yanı sıra
aramalarda ele geçirilen "Karargah Evleri" adlı oluşumda görevliler arasındaki kişilerden
bulunması sebebiyle istihbarat ve askeri gizli bilgilerin arşivlenip örgütün amaçlan
doğrultusunda kullanılması maksadıyla şüpheliye geldiği anlaşılmaktadır. Buradan da şüpheli
Hikmet ÇİÇEK'in örgüt içinde önemli askeri şahıslarla ' irtibat' görevinin bulunduğu
anlaşılmaktadır. _ ' ■ V\ '
Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı telefon konuşmasında şüpheli Güler
KÖMÜRCÜ, İbrahim BENLİ'den bahsetmesine rağmen şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in sanki
tanımıyormuş gibi davrandığı ve aynı konuşma içeriğinde Güler KÖMÜRCÜ'nün toplantıda
Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Doğu PERİNÇEK ve İbrahim BENLİ'nin yanı sıra birçok
üst düzey kişinin bulunduğun anlattığı, şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in de Güler KÖMÜRCÜ, Ufuk
SÖYLEMEZ'in ulusalcı akil iş adamlarını toplayıp bir yapılanma içine gittiklerini Türkiye'nin
nereye gittiğini konuşacaklarını söylediği anlaşılmıştır.
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK, Ferid İLSEVER'le 29.02.2008 tarihinde yaptığı görüşmede
özetle;
FERİT'in "Bu şey vardı ya Hikmet sen kitap yapacağın diye konuştuk" "Ya şimdi
önce şunu abi Pazartesi gününe kadar yani yarın var öbür gün var güzel bir dosya haline
getirelim kısa özlü şöyle Oktay EKŞİ'nin önüne konulacak bilmem Ertuğrul ÖZKÖK'ün önüne
konacak şekilde çokta uzun bir yazı olmasın ama işin röjönünü veren bir dosya yapı versen
ondan sora buradan ben İstanbul'dan" "Şeye götüreceğiz bunu basın mensuplarına götüreceğiz
yani bu bunların ne olduğunu o bizim Aydınlık kapaklarından kalkarak ondan sonra 55 kişilik
liste ondan sonra işte Şemdinli bilmem nesi ondan sonra Hrant DİNK cart curt bütün
marifetleri ve bu gün ne yapmak istiyorlar amaçlan nedir bu gün itibari ile bir dosyayı şey
yapalım götürelim koyalım önlerine..." "Yani bu senin şeye de bir kolaylık olur. Kitabında bir
şeyini iskeletini yapmış olursun..." "...8-10 sayfalık bir şey olsa bir materyal biliyor musun
yani önüne koyacağız tak diye köşesinde yazacak biliyor musun abi" dediği, HİKMET'in "O
dosyayı hazırlayım ben bu gün ERGENEKON'la ilgili bütün kitapları aldırdım" şeklindeki
görüşmeden, şüphelilerin ERGENEKON dosyasıyla alakalı çalışmalar yapıp aynı şekilde
diğer gazete yazarlarına da kendi hazırladıkları yazıyı verip yayınlatmak suretiyle devam eden
soruşturmayala alakalı olarak dezenformasyon yapmak suretiyle ERGENEKON terör
örgütünün amaç ve hedeflerinin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıp tutuklu bulunan diğer
örgüt üyelerine destek olmak suretiyle kendilerinin de ERGENEKON terör örgütü içinde
faaliyet göstermesi sebebiyle, örgütsel refleks olarak bu tür bir çalışma içine girdikleri
anlaşılmaktadır.
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in ev ve işyeri aramalarında MİT MEDYA VE AJAN
GAZETECİLER İSTANBUL/ARALIK 2000, başlıklı örgütsel içerikli belge ile 21.
YÜZYILDA CASUSLUK İLETİŞİM VE BİLGİ IŞIĞINDA GLOBAL İSTİHBARAT
İSTASYONLARI VE DEĞİŞEN CASUSLUK MESLEĞİ Action+Obligation=Integratıon
ARAŞTIRMA-GÖZLEM-ANALİZ RAPORU İSTANBUL/ ARALIK 2000, tarihli
dokümanların daha önce şüpheli Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN'dan çıkan örgütsel içerikli
belgelerle aynı olduğu, kendisi ifadesinde bu belgelerden haberinin olmadığını Aydınlık
Dergisinin İstanbul bürosundan temin ettiğini, diğer şahıslara bu belgenin kimler tarafından
ulaştırıldığı konusunda herhangi bir bilgisinin olmadığını, belgenin hazırlanmasında yer
almadığını ve belgeyi kimlerin hazırladığını bilmediğini beyan etmiştir.
Hizmete Özel ibaresi ile başlayan Genel Kurmay Başkanlığı güncel konular
isimli Hizmete Özel -21 ibaresi ile biten (22) sayfalık fotokopi ile Hizmete Özel ibareli
T.C. Genel Kurmay Başkanlığı amblemli yazılar, ile Hizmete özel ibaresi ile başlayan
JGK'na ait Hizmete Özel -64 ibaresi ile biten (17) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın
içeriğinin de askeri içerikli belgeler olması sebebeyile, şüpheliye gelen cdden de askeri
içerikli gizli bilgilerin çıkmasıda şüphelinin karargah evleri ile alakalı örgütlenme şemasında
bulunan ismi sebebiyle askeri yapılanmaya sızma işlerinden de örgütsel olarak sorumlu
olduğu kanaatine varılmıştır. • «, ^
İşçi Partisi'nden elde edilen Hikmet ÇİÇEK yazılı CD'deki bilgilerden 68. noda
belirtilen, İMHA EDİLEN ÖNEMLİ İSTİHBARAT MESAJLARI isimli dosyadaki bilgilerin
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olduğu ve gizli olduğunu,
"M. Adnan AKFIRAT" ibaresi ile başlayan "sevgilerimle" ibaresi ile biten (1)
sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; M. Adnan AKFIRAT'a yayınlayacağı,
Oral ÇELİK ve Yaşar ÖZ hakkında bilgiler içeren yapılması gereken ve görüşülmesi gerek
şahısların belirtildiği Doğan DUYGUR tarafından gönderildiği değerlendirilen yazı olduğu ve
yukarıda dökümü verilen bazı bilgi belge ve istihbarat notlarından şüphelinin örgüt adına
istihbarat toplama görevini yürüttüğü anlaşılmıştır.
Tanık Zihni ÇAKIR vermiş olduğu ifadesinde," Türkeli dergisini bu ofiste
çıkartacağını, , Taner ÜNAL' in kendisinden bu oluşum içerisinde yer almasını istediğini,
oluşumda birçok paşanm bulunduğunu, Hasan KUNDAKÇI ve Veli KÜÇÜK gibi
isimlerin yanlarında yer aldığını, Doğu PERİNÇEK ve Hikmet ÇİÇEK'in solcu olmasına
karşın bu oluşuma destek verdiğini" belirtmiş olup, şüpheli Mehmet M. Adnan
AKFIRAT'tan ele geçirilen Veli KÜÇÜK imzalı derginin çıkarılmasına destek ve eleştirilerde
yardım edilmesi yönündeki el yazması yazısından da anlaşılacağı üzere Şüpheli Veli
KÜÇÜK'ün bahse konu diğer şüphelilerle örgütsel yayın organlarının çıkarılması ve örgütsel
propagandaya açık destek verilmesi konularında örgüt mensuplarıyla birlikte hareket ettiği
değerlendirilmiştir.
Aramalar sırasında Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'ten ele geçirilen:
- "6 Tem. 98" ibaresi ile başlayan, "piyasası" ibaresi ile biten (1) sayfalık
dokümanın içeriğinde; Bazı şahıslar hakkında hazırlanmış istihbarı bilgilerin olduğu,
Mehmet DEMİZVANK- 2. Evliliği Em.Dn.alb. oğlu C 6. Çalışıyor Ertğrulun yakın arkadaşı,
ailece görüşüyorlar......Oral ÇELİK'in adamları ...Salih GENCER .... Necati GENCER ....
Abisi vuruldu, Eroin patronu Oral ÇELİK Arka sayfasında; Necati K. Çekmecede yazlığa
giderken arabada öldürdüler oğlu yanında idi 5 kişi yakalandı tutuklandı biri (Yazı
anlaşılmıyor) Jandarma çıktı işi tasarlayan oral ÇELİK in yeğeni N.GÜVEN olm biliyordu
Recap Rasim, Yaşar ÖZ, Ayhan ÇARKIN, saç kıvırcık kirli sakallı, o gün solcu bir çocuğa
gidildi uyardım. Şeklinde el yazması karalamalar olduğu,
- Önemli ibaresi ile başlayan Haymanamıza düştü ibaresi ile biten (7) sayfalık
sarı teksir kağıdı üzerine daktilo ile yazılı aralarında el yazması notlar bulunan
dokümanın içeriğinin; dokümanın 6 Mayıs 199 tarihli, üzerinde el yazması ile Aydınlık
Osman AK şeklinde başlığı olduğu, Dönemin Ankara Emniyet Müdür yardımcısı Osman
AK hakkında kısa bilgiler verilerek hakkında FethuUahçı iddialan yer aldığı yazılar olduğu
devam eden bölümde gözaltında bulunan bir şahsın kendisi ile Osman AK'in konuştuğunu
iddia ederek sorguda geçen İlter TÜRKMEN, Ordu MHP Denktaş Kıvrıkoğlu konu başlıkları
altında konuşmaların aktarıldığı yazı olduğu tespit edilmiş olup, şüphelinin Kişilerin siyasî,
felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel
yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri
olarak kaydettiği kanaatine varılmıştır.
Yine şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in bilgisayar incelemesinde, ERGENEKONTa alakalı
yazdığı yazıyı şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'a göndermek suretiyle internet sitesinde
yayınlatmasını istediği, buradan da örgütün tek merkezden yönetildiğinin anlaşıldığı, dış
dünyada farklı görünen Aydınlık Dergisi, Türkeli Dergisi ile www.acikistihbarat.com adlı
internet sitelerinin kendilerine ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ tarafından gönderilen
yazılan gecikmeksizin yaymladıklan anlaşılmaktadır. ,.„ - ^
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünü üyesi olmak,
devlete ait gizli bilgileri temin etmek ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek
suçlarını işlediği anlaşıldığından,
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun
334/1,135/2-1, 43/2 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

49- ŞÜPHELİ HAYATİ ÖZCAN


a)-Emniyet ifadesinde;
1956 yılında Diyarbakır ili Çınar ilçesinde doğduğunu, 2001 yılında İzmir de bulunan
Ulusal Kanal Muhabirliğine geçtiğini, hala burada görevine devam etmekte olduğunu, bugüne
kadar hiç pasaport almadığını, legal ve illegal yollardan hiç yurt dışına çıkmadığını, 1985
yılında İzmir ili Buca ilçesinde polis tarafından gözaltına alındığını, evinde arama yapıldığını,
evinde yapılan aramada 20 ye yakın kitaba el konulduğunu, daha sonra mahkemeye çıkmadan
serbest bırakıldığını, muhtemelen "Yasak Kitap bulundurma" iddiası ile gözaltına alınmış
olduğunu, İşçi Partisi üyesi olduğunu, ayrıca bir dönem Buca Atatürkçü Düşünce Derneğine
de üyeliğinin olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını, Ulusal Kanalda
İzmir temsilciliği 2001 yılından buyana yaptığını, Ergenekon ile ilgili hiçbir bilgisinin
olmadığını, Ergenekon isimli doküman ve içeriğinde geçen konular hakkında herhangi bir
bilgisinin olmadığını, sadece basından takip ettiğini, Lobi isimli doküman ve içeriğinde geçen
konular hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Ankara İlinde İşçi Partisi, Ulusal Kanal, Aydınlık Dergisinin bulunduğu binada yapılan
aramada incelenmek üzere geçici olarak zapt edilen CD lerin incelenmesi neticesinde CD
içerisinde; "İZMİRDEN HAYATİ ÖZCANIN GÖNDERDİĞİ BELGELER" isimli klasör
içerisinde: "GİZLİ- HİZMETE ÖZEL- ASKERİ- CASUSLUK- SABOTAJ-İSTİHBARAT"
gibi konular içeren dosyalar olduğu görülmüş, bu belgeleri kimlerden nasıl temin ettiği, ne
maksatla bulundurduğu ile ilgili sorulan soruya; kendisine sorulmuş olan CD ve içeriği
hakkında bir bilgisinin olmadığını, bu CD ve içeriğini kendisinin yollamadığını, neden Hayati
ÖZCAN isminin kullanıldığını bilmediğini
iş yerinde yapılan aramada elde edilen 55 ve ikametinde elde edilen 13 numaralı CD
'lerin içeriğinin aynı olduğu ve içeriğinde "HİZMETE ÖZEL İBARELİ ASKERÎ İÇERİKLİ
BİLGİLER İSİMLİ VE İSİMSİZ NATO KARTLARI BOŞ KARTLAR BAZI ŞAHISLARA AİT
FOTOĞRAFLAR", park yerleri isimli klasör içersinde "BİR BÖLGENİN KROKİSİ VE KROKİ
ÜZERİNDE PATLAMA YAPILACAĞI BELİRTİLEN BÖLGELER" şeklinde bilgilerin olduğu
hatırlatılarak sorulan soru üzerine; bu CD leri ilk defa burada gördüğünü, İngilizce
bilmediğini, İzmir Şirinyer'de NATO Karargâhı olduğunu ancak kendisinin oraya hiçbir zaman
gitmediğini, bu CD nin içeriği hakkında herhangi bir fikir yürütecek durumda olmadığını, bu
CD nin varlığından şimdi haberdar olduğunu,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG
S01JJ70X896025 SERİ NOLU 40GB HDD üzerinde yapılan incelemede; BULUNANLAR/
MEVCUT KALASÖRLER/Administrator/Deskop/Aydınlık isimli dosya içersinde arabalar
isimli word belge; "(J ) Serhan arkadaş, Ar açlar istanbul emniyet müdürlüğünün resmi
arabaları.Araçlaürın kullanım şekli şöyle: Sivil plakalı.Yani bu şu demekresmi arabaları sivil
olarak işlerde kullanılıyor.Suç duyurusunda sorulması gereken ve talep edilmesi gereken
yazılım şöyle olacakAşağıda plakaları yazılı saate istanbul emniyetine ait sivil plakalı
araçların dökümünün, kimlerin görevli olduğunun tesbiti talebi ile,görev lerinin neolduğunun
tesbiti,kimlerin kullandığı, ....$ımciı araçlar hakkında doğru
bilgileri yazıyorum;34 ZMB.44 Hundai Strarex dolmuşKapalı kasa Mavi2007 model Kullanım
şekli istanbul emniyetinin resmi olarak tescilli Kullanım sekimi Sivil plakalı 34.TK.239 Reno
Clio 2007 model Gri İstanbul il.em.müdürlüğüne tescilli Kullanım şekli : Sivil plakalı"
şeklinde bilgiler yer aldığı hatırlatılarak sorulan soruya; kendisinin gazeteci olduğunu, bu
belgeyi bilmediğini, bu belge ile kendisinin ilgisinin ve bilgisinin olmadığını, bilgisayarında
neden bulunduğunu bilmediğini, bu plakalar ve plaka bilgilerinin nasıl temin edildiği
hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG
S01JJ70X896025 SERİNOLU 40GB HDD üzerinde yapılan incelemede; BULUNANLAR/
MEVCUT KALASÖRLER/Resimler isimU dosya içersinde "çalık %20belge (I) ibareli resim
olduğu resimde GİZLİ İÇ YAZIŞMA İÇİNDİR başlıklı içeriği okunamayan belge resmi"
olduğu görüldüğü hatırlatılarak sorulan soruya; sorulan resim şeklindeki bu belgeyi
bilmediğini, varlığından haberdar olmadığını,
İkametinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG S00JJ50X624957 SERİ NOLU
80GB HDD üzerinde yapılan incelemede;
BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/doc isimli klasör içersinde
T%c3%9cS%c4%bOAD VEflJ.Jsimli word belge içeriğinde; TÜSİAD VE BASKI GURUBU
BASKI GURUBU NEDİR, ÖZELLİKLERİ
Adı gibi' Baskı' kurma kabiliyetinde olan toplumsal gruplardır. Baskı ne demek?
Hükümetin yaptığı, yapacağı, planladığı, planlayacağı her türlü hükümet faaliyetinin ile
başlayan, BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/doc isimli klasör içersinde _x-CIA
B%c3%b6y[l]..l isimli word belge içeriğinde ; CIA Böyle Öğretti, Dokuz Sivil Bir Subay On
Eder Bülent Esinoğlu ............ile başlayan, BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/doc
isimli klasör içersinde D %c4%h0 K K A[l].. isimli word belge içeriğinde; D IKK A T L E R
E - 1 / 08 Halen gözaltında tutulan "Ergün POYRAZ'ın" 'MUSA'NIN GÜLÜ" adlı kitabından
bazı alıntılar yaparak, Yahudi yıldızı içindeki ÇANKAYA görevlisinin ne
olduğunu göstermek istiyorum.............ile başlayan ve s o bölümlerinde Yazar ERGÜN
POYRAZ' in NEDEN hala gözaltında tutulduğunu ve Askerlere hizmet ettiğine dair imza
vermeye zorlanmasını. BU ZORLAMALAR BİR MÜDDET SONRA GERİYE TEPER H.
VURAL VURAL ( E ) Dz. Kur. Kd. Alb. Şeklinde yazılar olan, BULUNANLAR/MEVCUT
KALASÖRLER/doc isimli klasör içersinde Genelbilgiler isimli word belge içeriğinde ;
"Ayrıntısı fazla olmamakla birlikte gönderdim izmir valisi AKP den veya DYPden siyasete
oyanayacak diyor,o nedenle emniyet genelmüdürü olacak.Çapkın ise Cerrahın yerine gelme
ihtimali var diyor.Yeniasır Hanefi Avcının izmir'e gelebileceğini söyledi.Bu ihtimal zayıf
diyorlar nedeni içişleri bakanını kardeşi ve yakınlarının üzerine gitme durumu Hanefi avcının
istenmeyen adam olmasına sebep ............." şeklinde bilgiler olduğu hatırlatılarak sorulan
soruya; Bunların internetten gelen Email gruplarından gelen Emailler olduğunu, hangi E mail
grubu olduğunu hatırlamadığını, ayrıca yazıda yazar olarak ismi geçen H.Vural Vural(E)
Dz.Kur.Kd.Alb. isimli şahsı da tanımadığını, yazının içeriğini hatırlamadığını, diğer
belgelerde e-mail gruplarından gelmiş olduğunu, "CIA Böyle Öğretti, Dokuz Sivil Bir Subay
On Eder" isimli yazıyı yazan Bülent Esinoğlu'nun İşçi Partisi Ankara MYK üyesi olduğunu,
bu yazının da internetten geldiğini, tüm belgelerin e mail gruplarından geldiğini, gazeteci
olduğundan dolayı baktığını,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen CD'lerin yapılan
incelemesinde; ve 8 nolu CD içerisinde "Yunus Emre UYAR isimli şahsın işçi partisi
tarafından yapılan sorgusuna ait video görüntüsünün" olduğu, 28- nolu CD içerisinde
"RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN HENÜZ 1980' Lİ YILLARDA. ATATÜRK ALEYHİNE ETMİŞ
OLDUĞU YEMİNDİR" başlığı ile başlayan slâyt gösterisi olduğu hatırlatılarak sorulan
soruya; Bu CD yi hatırlamadığını, kimden ve nasıl geldiğini hatırlamadığını, gazeteci
olduğu için her yerden CD geldiğini, bu CD nin muhatabı da kendisi olmadığım, bahse konu
slayt gösterisindeki CD ile ilgili bir bilgisinin olmadığını,
İkametinde yapılan aramada elde edilen "14. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN HRANT
DİNK CİNAYETİNİ İLE İLGİLİ 2 . CELSENİN DURUŞMA TUTANAKLARI, 2006/184 NOLU
HIRANTDİNK HAKKINDAKİ YARGITAY KARARI, İZMİR 8. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
ESAS NO 2007/107" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Hrant DİNK
cinayeti ile alakalı 1.10.2007 tarihli duruşma tutanağı gazeteci olması sebebi ile bir vesilesi ile
kendisine geldiğini, kimin getirdiği ve nasıl geldiğini hatırlamadığını, 2005 tarihli sanık Hrant
DİNK Yargıtay kararının da bir vesile ile geldiğini, ayrıca bunun basında da yayınlandığını,
İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi 2007/107 sayılı dosyanın Prof. Atilla YAYLA isimli şahsın
Atatürk'e hakaretten dolayı almış olduğu karar olduğunu, bu konuyu haber yaptığını, ayrıca bu
duruşma tutanağının birçok gazetecide mevcut olduğunu,
İkametinde yapılan aramada elde edilen "İŞÇİ PARTİSİ ABLEMLİ BLOKNOT
içersinde "...EŞBAKAN ÇANKAYA YA ÇIKARSA BU SAVAŞTIR ÇANKAYA YA ÇIKARSA ONU
ORDAN ALACAĞIZ BİR DENİZ BULACAĞIZ BOB U VAN GÖLÜME DÖKECEĞİZ"
şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu,
hangi tarihte yazdığını hatırlamadığını, eşbaşkan konusu hakkında yorum yapmak
istemediğini, bu notu şuan hatırlamadığı bir toplantıda not aldığını,
İkametinde yapılan aramada elde edilen; "YEŞİL RENKLİ AJANDA" içersinde
"FERİT İLSEVER DERS 1 2004 YILI İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER....................BURASI
KUV.MİL. KARARGAHIDIR. ŞEKLİNDE YAZI VE KARALAMA NOTLAR" şeklindeki
dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Ferid İLSEVER'i tanıdığını, ilişkilerini ilerleyen
bölümünde anlatacağını, bu notun gitmiş olduğu ve Ulusal TV içerisinde düzenlenen Kurum
içi eğitim notlar olduğunu, yazmış olduğu bu notların Ferid İLSEVER'in vermiş olduğu
eğitimden alınmış notlar olduğunu, burasının Atatürkçülerin karargahı olarak göründüğünden
Kuvvai Milliyenin Karargahıdır dendiğini, bu yazının kendisine ait olduğunu,
İkametinde yapılan aramada elde edilen; KIRMIZI RENKLİ AJANDA içersinde
"ULUSAL DEVLET ADIM ADIM TASFİYE OLMAKTADIR SİLAHSIZ YOLDAN TASVİYE
EDİLEMEZ BAŞLIKLI YAZI VE BU KONU İLE İLGİLİ KARALAMA NOTLAR" şeklindeki
dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, bu yazıların
Ankara'da 2007 yılında düzenlenen İşçi Partisi Kongresinde alman notlar olduğunu, bu
notların çeşitli konuşmacılardan derlendiğini, MK listesi olarak belirttiği ve 86 kişiden oluşan
listenin İşçi Partisi Merkez Karar Kuruluna Aday olan şahısların listesi olduğunu,
İkametinde yapılan aramada elde edilen; SİYAH RENKLİ PFIZER İSİMLİ AJANDA
içersinde "EMİN GÜRSES 0532 2066768 İLHAN SELÇUK 0212 5120505 " şeklindeki
dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, gazeteci olması
sebebi ile bu notlan aldığını, Emin GÜRSES ve İlhan SELÇUK isimli şahıslan tanımadığını,
hiçbir görüşmüşlüğünün olmadığını,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen SWISSNR isimli siyah
ajanda "HALKIN GÜÇLERİ TOPLAN KEMALİST KONULARDA MORAL VERİR
.........HALKIN GÜÇLERİNİ ÖRGÜTLENECEK KAN KAYBI OLMAYACAK MHP YE
RP YE KAN AKIŞI DUR...............SINIFI PARTİDE BİRLEŞTİRİR " şeklindeki dokümanlar
hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, bu notlann teori dergisinde
çıkan bir yazıdan alın olduğunu,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen KIRMIZI AJANDA
içerisinde "97 İSTİHBARATI............. ORDU İLİNDE RANT^KAVGASI VAR HÜKÜMET
KADROLARINDAN BESLENEMİYORLAR HÜKÜMETİMİZE GETİRME AMACI
GÜDÜYORLAR VURGUNHACIBEKTAŞA KADAR GİDEBMİR " 15 ocak sayfada "97
>• ' <----- f^r ~
İSTİHBARAT KARADENİZ SAHİLİNE İNEMEZLER ......................MÜSLÜMAN BURDA
ERMENİ MESUT NERDE BU SLOGANA DİKKAT EDİN ÇİFTE EŞKİYA GELDİ EŞKİYA
DEDİRTEBİLİRLER SÖZDE DEVLET HALKA BASKI YAPIYOR OLACAK OLAĞANÜSTÜ
HALİN KALKMAMASI İÇİN BÜTÜN BUNLAR (MGK DÜŞMANLIĞINI YAYMAK) KONYA
YADA SIÇRAYABİLİR" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının
kendisine ait olduğunu, bu notlar haber yazmak amaçlı yapmış olduğu hazırlık notlan
olduğunu, basından aldığı hangi basın organından ve ne zaman aldığını hatırlamadığını,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen KAHVEREKLI ajanda
içerisinde "8 MART 1971 MUTTA KEMALİS DEVRİMCİLERİ ORDUDA TASVİYE ETTİLER
VE 28 ŞUBATA KADAR DEVAM ETTİ » 20 mayıs nolu sayfada "8 MARTI
MUDANOĞLUÖRGÜTLEDİMDD CİBİR HAREKETDOĞANAVCI İLHAN SELÇUK İLHAMİ
SOYSAL ALTAN ÖYMEN FİİLEN ÖRGÜT ADAMLARI MÜMTAZ HOCA SÜREKLİ İLİŞKİ
İÇİNDE OLUMAN KİŞİ" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının
kendisine ait olduğunu, bu notlan 9 Mart 1971 Muhtırası ile alakalı muhtemelen bir
televizyondan seyretmiş olduğu haberle alakalı almış olduğunu,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen KOYU KAHVEREKLI
(GÖZLÜK SANAYİ) AJANDA içerisinde 17 ocak sayfasında "DOĞRU EYLEM ÇİZGİSİ
BAŞLIKLI
1-EYLEMİN BİR MEŞRU ZEMİNİ OLMALIDIR HALKIN MEŞRULUĞUNU
KAZANMALIDIR EYLEM HAKLI OLMALIDIR
2-HER EYLEMİN BİR HEDEFİ OLMALIDIR SINIRSIZ EYLEM OLMAZ HER
EYLEMİN BİR SINIRI OLMALIDIR. SÜREKLİ EYLEM TEZİ YANLIŞTIR ATEŞKES İ GÖZ
ÖNÜNE ALMIYOR
3-HER EYLEM BİZE BİR ARTI GETİRMELİDİR" şeklindeki dokümanlar
hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, tarihle ilgili olduğunu,
gazeteci olduğu için almış olduğu notlardan olduğunu, 1980 öncesi döneme ait sol içi
tartışmalar ile ilgili dergiler ve kitaplardan aldığı notlar olduğunu,
ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen LACİVERT AJANDA
içerisinde "D.PERİNÇEK BAŞLIĞI ALTINDA ABD HEM SAĞI HEM SOLA DÜZENLİYOR
TÜRKİYENİN TEPESİNE 3 KASIMDAN SONRA TÜRKİYE Yİ İÇERDEN VURACAK
EKONOMİYİ ÇÖKERTECEK BİR HÜKÜMET KURUYOR TÜRKİYE HÜKÜMETİ
DÜŞMANIN ELİNE TESLİM ETMİŞ OLACAKTIR
.........MİLLİ KUVVETLERİN BİR ARA YA GELEREK BUNU BOZMA ŞANSI VARDIR
MUHALEFET YAPARAK BİRŞEY DÜZELTEMESSİNİZ BÜTÜN KAYNAKLARLA
DİRENECEKMİSİNİZ ONUN İÇİN PLANLI DÜZGÜN BİR PLANLAMA YAPMALIDIR.
...........SİLAHLA ÇÖZÜLECEK SORUNLARLA KARŞILAÇAK SORUNLARLA
KARŞI KARŞTYAYIZ..........MEMURLARIMIZ KADRO EKSİKLİĞİNİ
GİDERECEKLERDİR İZİN ALACAKLARDIR. BU BİR SEÇİM DEĞİL KURTULUŞ
SAVAŞIDIR" ve 'VİLLA ALDI KÜÇÜK KIZA TECAVÜZ KAYDI VAR NECİP KALKAN LA
ÇOK SIKI ...KEMAL ZORLU "şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu
yazının kendisine ait olduğunu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in 3 Kasım
seçimleri öncesi konuşma veya yazı notlanndan alıntı notlar olduğunu, Kemal Zorlu ile alakalı
almış olduğu notu ne şekilde aldığını hatırlamadığını, Necip KALKAN'ı tanımadığını, Kemal
ZORLU'yu da Ege Bölgesinde bir şirketin sahibi olarak hatırladığını,
Şüpheli FUAT TURGUT ile 21.01.2008 14:44:0$ de yaptığı görüşme ile ilgili; Bu
konuşmayı kendisinin yaptığını, 533 445 26 10 ,hüiöârâmn- -kendisine ait olduğunu, bazı
\?v -. ,-________... f' t "* ~
'A. r j^y^__y^^^yr-r—--
kasetler şeklinde söylediğinin Ulusal Kanal'da konuşmanın yapıldığı günlerde ve sonrasında
yayınlanan ve Aydınlık'ta haber haline gelen Hrant DİNK'in Diyarbakır Belediyesinin
organize ettiği bir konuşmada yapmış olduğu konuşmanın görüntüleri olduğunu, bu
konuşmada Hrand DİNK'in Kürtlere dış güçlere kendinizi kullandırmayın dediğini, bu kaseti
Ulusal Kanal'in temin ettiğini ve yayınladığını, Ramazan AKYÜREK ile ilgili konuşmayı tam
hatırlamadığını,
Şüpheli FUAT TURGUT ile 21.01.2008 16:55:14 de yaptığı görüşme ile ilgili; Bu
konuşmayı kendisinin yaptığını, konuşmada geçen Doğukan DİNÇ olduğunu, şahsın halen er
olarak askerlik yaptığını, bu şahsa telefonla gelen bir mesajdan dolayı PKK ile alakalı bir dava
açıldığını, bu konu ile alakalı hukuki yardım talebi olduğunu, Doğukan DİNÇ in ailesini
İzmir'den tanıdığım, aile dostu olduğunu,
Şüpheli FERİTİLSEVER ile 19.03.2008 16:49:32 de yaptığı görüşme ile ilgili; Bu
konuşmayı kendisinin yaptığını, konuşmada ismi geçen Meltem DİKMEN'in 9 Eylül
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ana bilim dalı başkanı olduğunu, kendisinin bir kaza
geçirdiğini, geçmiş olsuna gitmek istediğini, çünkü kendisi ile daha önceden bir röportajının
yayınlandığını,
Soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan şüpheliler ile ilgili olarak;
Sevgi ERENEROL: Bu şahsı geçen yıl İzmir iline gelerek Azerbaycan'daki Hocalı
Katliamı ile ilgili bir basın toplantısı yaptığını ve bu toplantı üzerine kendisi ile bir kez
röportaj yaptığını,
Fuat TURGUT: Kendisinin İzmir barosu avukatı olduğunu, 3 yıldır tanıdığını, gazeteci
kimliği ile bilgi alışverişi ve röportajlar yaptığını,
Mehmet Adnan AKFIRAT: Kendisini 10 yıldır tanıdığını, kendisinin Aydınlık dergisi
yazarlarından olduğunu, 5 yıldır ne yüz yüze ne de telefonla görüşmediğini, kendisini
tecrübeli gazeteci olarak bildiğini ve zamanında konularla ilgili danıştığını,
Ferid İLSEVER: Ulusal Kanal Genel yayın yönetmeni olduğunu, meslek ilişkileri
olduğunu, uzun yıllardır tanıdığını, 2-3 yıldır görüştüklerini hatırlamadığını,
Serhan BOLLUK: Ulusal Kanal eski Genel yayın yönetmeni ve şimdi Aydınlık Dergisi
Genel Yayın Yönetmeni olduğunu, İzmir ile alakalı hazırladıkları bazı haberleri Aydınlık
Dergisine de gönderdiğini, mesleki ilişkilerinin olduğunu,
Doğu PERİNÇEK: Üyesi olduğum İşçi Partisinin Genel Başkanıdır. İzmir iline
geldiğinde kendisini ben takip ederim. Şahsen beni tanır.
Hikmet ÇİÇEK: Aydınlık Dergisi yazan olduğunu, bu nedenle tanıdığını, uzun süredir
hiç görüşmediğini, nasıl nerede tanıştığını hatırlamadığını,
Nusret SENEM: İşçi Partisi Genel sekreteri olduğunu, uzun yıllardır kendisini
görmediğini, nasıl nerede tanıştığını hatırlamadığını beyan etmiştir.
b)-Savcılık ifadesinde;
Emniyette verdiği ifadeyi tekrar ettiğini, şuanda Ulusal kanalın İzmir temsilcisi olarak
görev yaptığını, aynı zamanda işçi partisi üyesi olduğunu, Aydınlık dergisinde yazılar
yazdığım, İşçi partisinden elde edilen ve İzmir'den HAYATİ ÖZCAN' m gönderdiği belgeler
yazılı klasör ve CD içindeki bilgi ve belgeleri göndermediğini, niçin bu şekilde isminin
yazıldığını bilmediğini, İşçi partisine bilgi ve belge genellikle göndermediğini, ancak Aydınlık
dergisine yaptığı haberlerle ilgili bilgi ve belgeleri gönderdiğini, CENGİZ BAŞBUĞ isimli
binbaşıyı tanımadığını, o bilgi ve belgelerin kendisiyle bir alakası olmadığını, şüphelilerden
DOĞU PERİNÇEK, FERİT İLSEVER, ADNAN AKFIRAT, SERHAN BOLLUK, SEVGİ
ERENEROL ve FUAT TURGUT' u tanıdığım, FUAT TURGUT ile bazı haber anlamında alış
verişlerinin olduğunu, kendisi ile röportajı yaptığını, kendisinde ele

'%:'; ^^^K
geçirildiği iddia edilen CD' lerden haberinin olmadığını, çünkü kendi bilgisayarında
harddiskinin ele geçirilen CD lerdeki bilgileri gösterecek kadar kapasitesi olmadığını,
BALABAN aşiretini ilk defa duyduğunu, İşçi partisi ve Karargah evleri projesi ile ilgili
bilgisinin olmadığını, hiçbir şekilde ele geçirilen CD'lerin içeriğini bilmediğini, Gazeteci
olduğunu kendisine gelmiş olsa da söyleyeceğini, FERİT İ1SEVER ve FUAT TURGUT ile
yapmış olduğu telefon görüşmelerinin doğru ve kendisine ait olduğunu, örgütsel içerikli
görüşmeler olmadığını,
Arama sırasında ele geçirilen bilgisayar incelemesinde İstanbul emniyetine ait
araçların plakaları ve bilgilerinin neyle ilgili olduğu sorulduğunda; bu bilgilerin kendisine ait
olmadığını, kendi bilgisayarında olduğunu, ayrıca bu bilgilerin AYDINLIK dergisinde
yayınlandığını,
Yine bilgisayar incelemesinde GİZLİ İÇ YAZIŞMA İÇİNDİR başlıklı içeriği
okunamayan belge resmi ile ilgili; bu belgeyi bilmediğini,
Yine Tüsiat ve baskı gurubu başlıklı yazı ile ilgili; bu bilgilerin kendisine mail
guruplarından gelen bilgiler olduğunu, şuanda kimden geldiğini hatırlamadığını,
H..............( e.dz.kur. kdemli albay ) isimli şahsı tanımadığını,
B..................'nun İşçi Partisi'nin merkez yürütme kurulu üyesi ve genel başkan
yardımcısı olduğunu,
Arama sırasında ele geçirilen 7 ve 8 nolu CD içerisindeki YUNUS EMRE UYAR isimli
şahsı İşçi Partisi üyeleri tarafında yapılan sorgusuna ait video görüntüsü ile ilgili; bunun
kendisine muhabir olması nedeniyle haber yapması amacıyla kendisine verilmiş olan CD
olduğunu, kim tarafından ne zaman verildiğini bilmediğini,
Yine 28 nolu CD' yi kimin ne zaman ne şekilde verdiğin sorulması üzerine; arama
sırasında ele geçirilen mahkeme kararları ve diğer bilgi belgelerin gazeteci olması nedeniyle
haber yapması amacıyla toplanan belgeler olduğunu,
Arama sırasında ajandaların incelemesinde ele geçen " Burası kuvayi milliye
karargahıdır" ibaresi ile ilgili; bu notun kendisine ait olduğunu, muhabirlik kursu sırasında
FERİT İLSEVER den aldığı notlar olduğunu, Kuvayi Milliye Atatürk'ün söylemiş olduğu
Kuvayi Milliye olduğunu, başka bir Kuvayi Milliye olmadığını,
Y.........................'nu tanığını, bir konferansını İzmir'de izlediğini, Türkiyem
Topluluğu'nu basından duyduğunu, M...........................'in kitapları olduğunu, konferansları
olduğunu, İzmir'e gelip gider parti ve kanalla irtibatı olduğunu, Ulusal Kanal'da da program
yaptığını, M.........................'in partinin üst düzey görevlisi olduğunu, HİKMET ÇİÇEK'in
üstadları olduğunu, Aydınlık gazetesinin yazarı olduğunu, Z....................'ü hatırlayamadığını,
M...........'nın İşçi Partisi ile alakalı birisi olduğunu, H..............ile muhtarlar programı yaptığı
için telefonla görüştüğünü, A....................' yi tanımadığını,
Balaban aşiretini ilk defa burada duyduğunu, Karargah evleri projesini duymadığını, ne
olduğunu bilmediğini, İzmir'de Nato'nun Şirinyer'de olduğunu bildiğini, durağı olduğunu, içeri
hiç girmediğini, içeri girmesinin mümkün olmadığını, kendi kurumunun oraya akredite
olmadığını, kendisinde bulunan Nato belgelerinin bir tertip konusunu hissettirdiğini, İngilizce
bilmediğini, ayrıca aynı CD' nin hem evinde hem de işyerinde ( İzmir'de Ulusal kanalın
Konak'taki bürosu) çıkması da bu tertibin kuvvetli olduğunu gösterdiğini, CD'lerin üstünde
kendi imzasının olmadığını, bu CD'lerin evinden çıkıp çıkmadığını da bilmediğini beyan
etmiştir.
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Hayati ÖZCAN'ın ikamet adresinde sapılan ar^ma^a:
1. (6) adet Mini teyp kaseti, _,,-_ _ ~?, *_.'
1. (2) adet VHS video kaseti, , '" /1/"":\ t-'
2. - (1) adet Üzerinde (5353 PIN1), (96356293 PUKİ), (1141 PIN2), (17093521
PUK2)
ve çeşitli el yazması bulunan notlar bulunan kağıt parçası,
-(17) adet CD,
1. (1) adet "Doğu Perinçek Abdullah Öcalan ile Görüşme" isimli Kaynak Yayınlan
kitap,
1. (1) adet Kırmızı renkli içerisinde çeşitli el yazması not olan not defteri,
1. (1) adet Üzerinde "İşçi Partisi 7.Genel Kongresi...." Yazılı içerisinde el yazması
notlar olan bloknot defter,
1. (1) adet Yeşil kaplı ajanda,
1. (1) adet Kırmızı kaplı ajanda,
1. (1) adet Siyah kaplı ajanda,
1. (1) adet Siyah kaplı telefon fihristi,
- (1) adet Asetatlı dosya içerisinde "T.C.İZMİR CUMHURİYET
BAŞSAVCILIĞINA" ibaresi ile başlayan (72) sayfalık bilgisayar çıktısı notlar,
1. (1) adet Kırmızı renkli yarım kapak dosya içerisinde 2 ayrı şeffaf dosya içerisinde
fotokopi ve bilgisayar çıktısı "T.V.İZMİR 8.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ"
ibarelerin ile başlayan bilgisayar çıktısı notlan,
1. (1) adet Şeffaf asetat dosya içerisinde üzerinde yeşil renkli kalemle el yazısı bulunan
"HRANT DİNK CİNAYETİ DURUŞMASININ 2.DURUŞMASI" ibaresi bulunan
fotokopi evraklar,
1. (1) adet Bordo renkli içerisinde el yazması bulunan telefon fihristi,
1. (1) adet Samsung marka SN:S00JJ50X624957 seri numaralı 80 GB harddisk,
1. (85) adet CD,
1. (2) adet Teyp kaseti,

Şüpheli Hayati ÖZCAN'ın iş adresi ULUSAL TV'de adresinde yapılan aramada;


1. (55) adet CD,
1. (8) adet disket,
1. (2) adet Panasonic marka mini DV kaset,
1. (1) adet Samsung marka Sİ JJ70X896025 seri numaralı harddisk,
1. (1) adet Üzerinde "GÖKSU" yazısı bulunan kahverengi kaplı ajanda;
1. (1) adet Raks marka video kaseti,
1. (1) adet Üzerinde "İzdateks" yazılı siyah kaplı ajanda,
1. (1) adet Kırmızı kaplı ajanda,
1. (1) adet Üzerinde "Swissair" yazılı siyah kaplı ajanda,
1. (1) adet Kırmızı kaplı ajanda,
1. (1) adet JVC marka mini DV kaseti,
1. (1) adet Siyah kaplı fihrist ajanda,
1. (1) adet Şeffaf dosya poşeti içerisinde el yazması ve bilgisayar çıktısı doküman,
1. (1) adet Üzerinde "Uluslararası LIONS" yazılı kitapçık,
1. (1) adet Üzerinde "GS 1984" yazılı kahverengi kaplı ajanda,
1. (1) adet Mavi kaplı ajanda elde edilmiştir.

l)Doküman incelemesi:
İzmir İli Buca İlçesi Şirinyer 385.Sokak No:6 D:5 sayılı ikametinde yapılan aramada
elde edilen;
1- (1) adet Kırmızı renkli yarım kapak dosya içerisinde 2 ayrı şeffaf dosya içerisinde
fotokopi ve bilgisayar çıktısı "T.C.İZMİR 8.A5Jbh:E CEZA MAHKEMESİ" ibarelerin ile
başlayan bilgisayar çıktısı dokümanların içeriğinde;
18 Kasım 2006 tarihinde İzmir Atatürk Stadyumu Hakem Semir Salonunda AKP II
Gençlik Kollarının düzenlediği konuşmacı Prof. Dr. Atilla YAYLA"nın Avrupa Birliği ve
Türkiye İlişkilerinin Toplumsal Etkileri konulu konferansta yaptığı konuşmadan dolayı Prof.
Dr. Atilla YAYLA hakkında Ülük Hukuk Bürosu Avukatlarınca "Halkı Dil, Din, Irk Temelinde
Bölmeye Teşvik Cumhuriyet Rejimine karşı eylemler iddiası ile açılmış dava ait tahkikat
evrakları,
Yargıtay Ceza Kurulu 9. Ceza Dairesinin Karar no:2006/184, Esas No:2006/9-169
sayılı Sanık Hrart DİNK hakkında verilmiş Yargıtay Kararının fotokopileri,
Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi Esas No:2005/312 sayılı Av. Kemal
KERİNÇSİZ'in şikayetçi olduğu 11.04.2006 tarihli oturum tutanağı,

2-(l) adet Asetatlı dosya içerisinde "T.C.İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA"


ibaresi ile başlayan (72) sayfalık bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; 07.07.2005 tarihinde
İsa AHISKALI tarafından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği değerlendirilen "İstemin
Özü Başlıklı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Hangi Kamu kuram ve Kuruluşunda Kamusal
Alan Nerede Başlar" içerikli şikayet dilekçesi ve konuyu ayrıntılı anlatmak için vermiş olduğu
örneklere ait ekler.
3- (1) adet Şeffaf asetat dosya içerisinde üzerinde yeşil renkli kalemle el yazısı
bulunan "HRANT DİNK CİNAYETİ _ DURUŞMASININ 2.DURUŞMASI" ibaresi
bulunan fotokopi evrakların içeriğinin, İstanbul 14.ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250
Maddeli İli Görevli) 01.10.2007 tarihinde görülen Hrant DİNK cinayeti davasının duruşma
tutanağı olduğu,
1. (1) adet Yeşil kaplı ajanda içeriğinde; Giriş sayfasında "Bu defter Ruhi'nin abisinde
bulundu ve kullanıldı" ibaresinin olduğu, devam eden sayfalarda İşçi Partisinin
yapılacak olan seçim ile alakalı politikalan, yapılması gerekenler, izlenecek olan
yolların karalama şeklinde not tutulduğu, Ulusal Kanalın yayın politikalan, son
sayfalannda başka bir şahıs tarafından yazıldığı değerlendirilen, hadis, ayet ve din
alimlerine ait sözlerin yazılı olduğu,
1. (1) adet Kırmızı kaplı ajanda içeriğinde; Dünya'da ve Türkiye'de meydana gelmiş
tarihi olaylar hakkında tutulmuş notlar, tarihi antlaşmalar hakkında tutulmuş notlar,
güncel olaylar ile ilgili tutulmuş notlar, 12 Nisan sayfasında; "Ulusal Devlet Adım
Adım Tasfiye olmakta Silahsız Yoldan Tasfiye edilemez" 13 Nisan Sayfasında;
"İşte ....(Anlaşılmıyor) Silahla Tasfiye Edilmek İstenmiştir, şimdiki Kuvvet
toplama aşamasıdır.Bariş kuvvet toplama aşamasının BÜYÜLÜ sözüdür. En çok
banştan söz eden" 14 Nisan Sayfasında; "Silahlı Tasfiyeye Hazırlanıyor Demektir.
Devrimciliğin ...Bugünlerde
Gereklidir..........Devrimcilere ihtiyaç vardır." 17 Nisan Sayfasında; "Devrimcilik Aşmlıktır.
Çünkü Devrim Aşındır" 18 Nisan sayfasında; "Devrim mutedil, itidal değildir. 19 Nisan
Sayfasında; " Aşın olanlar yürüyebilir bundan sonra. Aşmlık Bir İhtiyaç Haline Gelince
Herkes Aşın Olacak." 20 Nisan sayfasında; "kimseyi aldatmıyoruz. Aşın bir işe çağınyoruz
sizi başka çaresi yoktur" Şeklinde yazılann olduğu, İşçi Partisi ile ilgili tutulmuş çeşitli
notlann olduğu,
6-(l) adet Üzerinde "İşçi Partisi 7.Genel Kongresi...." Yazılı içerisinde el yazması
notlar olan bloknot defterin içeriğinde; BOP hakkında düşüncelerin, İşçi Partisinin yapılacak
olan seçim ile alakalı politikalan, yapılması gerekenler, izlenecek olan yollann karalama
şeklinde notlann tutulduğu;
Klasöre göre 2. sayfasında ; "ABD'nin eşbaşkanı olan T. Erdoğan ve herhangi bir
görevlisi Çankaya'ya çıkamaz .Türkiye şu an hükümetsizdir, "Hükümetin başında Türk
memuru değildir, 15 Şubat 2004 günü Diyarbakır'ı BOP,'.un merkl^f,yapacağım diyen Tayyip
Erdoğan diyor ki" şeklinde ifadelerin olduğu, - -1 -/; , .x 'f *ı'
"Haçlının eş başkanı Cumhurbaşkanı olamaz" şekjjridş ifadelerin olduğu,
6 ile numaralandırılmış sayfasında "Nerde burda seçim şimdi Tayip seçimle mi geldi
gelmesi meşru değildir, Türkiye gizli antlaşmalarla yönetiliyor , bakanlarımızın bile haberi
yok ....... eş başkanların ABD'nin 2inei...........3....kademe memurlarıdır." şeklinde ifadelerin
olduğu
11 ile numaralandırılmış sayfasında "Eşbaşkan Çankaya'ya çıkarsa bu
savaştır.Çankaya'ya çıkarsa onu ordan alacağız. Bir deniz bulacağız" şeklinde ifadelerin
olduğu,
7- (1) adet Siyah kaplı telefon fihristi içeriğinde; el yazması notlar ve değişik kişilere
ait telefon numaralan olduğu, 30 aralık sayfasında; "İlhan Selçuk 02125120505" telefon
numarasının olduğu, 16 nisan sayfasında; "Doğu Perinçek 02122881799" telefon numarasının
olduğu, 26 kasım sayfasında ; "N. VEREN 05327321088" telefon numarasının olduğu, 7
Aralık ve 16 Şubat sayfasında ; "Emin GÜRSES 05322066768" telefon numarasının olduğu,
İzmir İli Konak İlçesi Cumhuriyet Bulvarı Konak İşhanı No:24 D:404 sayılı yerdeki
ULUSAL TVde yapılan aramada elde edilen;
1- (1) adet Üzerinde "İzdateks" yazılı siyah kaplı ajandanın içeriğinde;
25 Şubat sayfasında 1800 lerin başlarında bir batılı şöyle söylemişti "demir yollan
Türkiye yi yere serecektir" şeklinde yazı devam eden sayfalarda Türkiye deki demiryollan ve
yerleri hakkında karalama şeklinde yazılar olduğu
4 Mayıs sayfasında karalama şeklinde el yazısı ile Genel Bşk Konuşması başlığı
altında "Dünya temel Çelişme Amerika Asya arasındadır" "Türkiye Erken seçimle bir çıkış
noktasma gelmiştir. Milli hükümet kurulacaktır. Türkiye de Provokasyonlar yapılacaktır buna
direnecek bir hükümet şarttır". Şeklinde yazılar olduğu devam eden sayfalarda İP ile alakalı ve
seçimleri konu alan toplantılarda geçen konular ve alman kararlar ile ilgili notlann tutulduğu
bu notlardan
18 Mayıs sayfasında KARARLAR başlığı altında 3 madde olarak 1-Nerden buldun
yasası çıksın hortumculann mallanna el konulması için afiş, 2-Belçika'nın PKK ya desteği için
basın açıklaması 3- 600 köye gidilmiştir şeklinde yazılar
30 Haziran sayfasında ; "20 Temmuz 2002 Hüsamettin Özkan'ın Dayısı Necati Kurmel
Yeni oluşumda etkin aynı zamanda Saray halının sahibi öldürülen Kumar haneler Kralı Lütfı
Topal'mda yakın ilişki içinde olduğu biri YENİ OLUŞUM VE MAFYA"
1 Temmuz 2002 sayfasında; "22 Temmuz 2002 P.tesi Fetan Sayın -Ege (kupa) yeni
oluşumcu iftiracılan örgütleyen kişi için İzmir'de örgütlenmeyi üslenen iki isimden biri DSP ci
iftiracı Fırat NALBANTOĞLU Adı bir zamanlann saadet zinciri örgütü TİTAN ile anılmıştı
kurucusu Yüz bilmem kaç yıl hapisle sona erdi şeklinde yazılar olduğu ilerleyen sayfalarda
seçimler ile alakalı karalama notlar tutulduğu,
2-(l) adet Üzerinde "GÖKSU" yazısı bulunan kahverengi kaplı ajandanın içeriğinde;
7 Şubat Sayfasında Türk dünyasına 15-17 CD verilecek 25 Milyon alınacak ,20 Kasım
sayfasında Fuat TURGUT Büro 4416191 tarih seti parası 120 000 000 Tl 0536 868158, 2
Aralık sayfasında; 4416191 Fuat TURGUT para alınacak yada tarih seti en .... Şeklinde yazılar
olduğu diğer sayfalannda çeşitli harcamalar ve alacaklar hakkında karalama notlann tutulduğu
şahıslara ait telefon numaralan ve isimlerin olduğu kitap satışı ile ilgili notlann olduğu
3- (1) adet Kırmızı renkli içerisinde çeşitli el yazması not olan not defteri içeriğinde;
1. Sayfasında, Hayati ÖZCAN'nm isminin olduğu,
Devam eden sayfalarda; İşçi Partisi ile alakalı notlann olduğu,
14 OCAK nolu sayfada "97 istihbaratı............' Adananı^ "kuzeyinde Kozanın üstünde
Saimbeyli, Tufanbeyli, Feke bu üç koldan. Bunların bir tarafVlCayseriye gelir. Seneryo;

Kürt/Alevi/Ermeni/PKK. Ordu ilinde rant kavgası var hükümet kadrolarından


beslenemiyorlar hükümeti dize getirme amacı güdüyorlar vurgun Hacıbektaşa kadar gidebilir

15 Ocak Sayfasında, " Eyl 97 İSTİHBARAT Karadeniz Sahiline İnemezler Kumru Korgan,
Mesudiye dağlık kısmında buraları yakıp yıkarak boşaltma yoluna gidilebilir, Müslüman Burada
Ermeni Mesut Nerede. Bu slogana dikkat edin. Gitti Ekşiye Geldi Ekşiye Dedirtebilirler, Halka Baskı
Yapıyor olacak, Olağanüstü Halin Kalkamaması için bütün bunlar MGK Düşmanlığını Yaymak,
Konya'ya da sıçrayabilir" şeklinde notların olduğu,
Siyasi konular hakkında tutulmuş çeşitli notlar, Parti Politikaları,, Güncel olaylar, Parti
örgütlenmeleri, vb. konularda tutulmuş notlar,
4-(l) adet Siyah kaplı ajanda içeriğinde, Ege bölgesindeki bazı kurum ve kuruluşların
müdürlerinin isimlerini yazılı olduğu, Ulusal Kanalda yayınlanacak haberler ile alakalı notların olduğu,
Çeşitli tarihlerde ulusal ve yerel basında yer alan haberlerin not edildiği, Kıbrıs, Ege, sorunu, Bakü-
Ceyhan Boru hattı ile ilgili notlar,
17 Nisan Sayfasında, Emin GÜRSES'in Kuzey Kıbns-Kuzey Irak Hattı başlıklı makalesinin
gazeteden kesilmiş ve ajandaya yapıştırılmış olduğu, 6 Haziran Sayfasında " Milli Güçlerin Dağınıklığı
halkı oy vermeden durdurdu. Milli Kuvvetler İP'yi Yalnız Bıraktı" şeklinde yazıların olduğu,
5-(l) adet Mavi kaplı ajanda içerisinde; Ulusal Kanalın yayını, frekansları, politikaları, Doğu
PERİNÇEK'in konuşmaları,
21 Haziran sayfasında, "Çözüm Vardır Milli Kuvvetlerin Bir Araya Gelerek 3 Kasımda Bozma
Şansı Vardır. Olmazsa 3 Kasımdan Sonrada Bozma Şansı Vardır. MUHALEFET Yaparak bir şey
çözemezsiniz bütün kaynaklarla direneceksiniz onun için planlı düzgün bir planlama yapmalıdır."
23 Mart Sayfasında, "Bütün çabalar neticede 3 Kasım sonrasına bir birikim bırakacaktır.
Güvendiklerimiz 1-Milletimizin Tümüdür, a Büyük Bilinç Sıçraması Yapacağımız Dönemdeyiz. 2-
Yapanz Diyeceğiz Ve Partiye Güveneceğiz. 3 Kasıma Kilitlenecek krizin imkânlannı bilelim 3- Silahla
çözülecek sorunlarla karşı karşıyayız. Şeklinde yazılann olduğu, Devam eden sayfalarda 3 Kasım
seçimleri ile ilgili İşçi Partisinin, yapması gerekenler, sloganlan, izleyeceği yol, Tv ve Radyo
programlan hakkında karalama yazılar aydınlık dergisi ile alakalı çeşitli notlann olduğu,
6- (1) adet Üzerinde "GS 1984" yazılı kahverengi kaplı ajanda içeriğinde, Ülkelerin ekonomik
verilerinin karşılaştmldığı listeler, İşçi Partisi Örgütlenmeleri hakkında karalamalar, Dönemin siyasi ve
politik olaylan hakkında karalamalar, İşçi Partisi tarafından düzenlenen Politika Okulunda tutulmuş
siyaset/politika notlan olduğu,
17 OCAK nolu sayfasında "DOĞRU EYLEM ÇİZGİSİ BAŞLIKLI"
1-Eylemin bir meşru zemini olmalıdır halkın meşruluğunu kazanmalıdır eylem haklı olmalıdır,
2-Her eylemin bir hedefi olmalıdır sınırsız eylem olmaz her eylemin bir sının olmalıdır, sürekli eylem
tezi yanlıştır ateşkes i göz önüne almıyor, 3-Her eylem bize bir artı getirmelidir" şeklinde 3 maddelik
yazı devam eden sayfalarda aynı konu ile ilgili yazılar olduğu,
7- (1) adet Üzerinde "Swissair" yazılı siyah kaplı ajanda içerisinde, Şiir,Hikaye, günlük
tutulmuş notlar, özlü sözler, siyasi partilerin semde almış olduklan oy oranlannın yazılı olduğu,
28-29 nolu sayfalannda "Halk güçleri toplar Kemalist -konularda moral verir. Sınıfı partide
toplar. Partiyi meşru kayıtlarla birleştirir. Partiyi meşru'laştınr. Halkın güçlerini

örgütlenecek kan kaybı durur MHP ye RP ye kan akışı durur. Emek cephesinden farkı ne.
Kemalist tabanı ele geçir." şeklinde yazılar olduğu,
8- (1) adet Siyah kaplı fihrist ajanda içerisinde; Bir çok şahsa ait isim ve telefon
numaralarının, Ulusal ve Yerel Yayın yapan Tv., Gazete, Dergilere ait telefon numaralan
9-"Anayasa'ya aykırı eylemlerin odağı haline gelen AKP kapatılmalıdır" ibaresi ile
başlayan "Türkiye'nin bağımsızlığı ve egemenliği açısından anlamlıdır" ibaresiyle biten 14
sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde;
"İşçi partisi anayasaya aykırı eylemlerin odağı haline gelen AKP' nin ve Başkanlık
koltuğunda oturan R.T Erdoğan ve diğer hükümet üyelerinin cezalandınlmalan için Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu İşçi partisinin genel sekreteri Ferid İLSEVER tarafından 13
nisan 2006 günü Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan dilekçe ve ekinde yer alan İşçi
partisi Adalet Komisyonunca hazırlanan AKP iddianamesini aşağıda sunuyoruz" şeklinde ibare
ile başladığı iddianame tartı hazırlanan belgede AK Partinin kapatılması için gerekçelerin
sıralandığı doküman olduğu;
"22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri ve İşçi Partisi Anatomisi" ibaresi ile başlayan
"ERCAN SEDEFOĞLU EMEKLİ ALBAY 05363351951" ile biten 6 sayfalık bilgisayar çıktısı
dokümanın içeriğinde; İşçi partisi genel başkanı Doğu Perinçek'i ve parti politikalan hakkında
eleştirel nitelikte yazılar olduğu,
"2 Montajlı haber gelecek" ibaresi ile başlayan "Yakman" ibaresi ile biten 2 sayfalık
dokümanın içeriğinde; Cumhuriyet Baş Savcılığına DTP'nin kapatılması için yazılmış olan
matbu dilekçe örneği olduğu,
"Güvenlik elemanlannm" ibaresi ile başlayan "Bu bilgiler doğru" ibaresi ile biten 3
sayfalık el yazması ve daktilo çıktısı yazının içeriğinde; Şemdinli olayından ve bu olaydan
MİT'in haberinin olduğunu iddia eden yazılar olduğu El yazması yazıda "Sayın Serhan BOLLUK
MİT Hakkari Başkan yardımcısının adı geçen beyanı var ancak yanlış MİTİN bombalardan
haberi vardı 9 Kasım 2005 de bombalar patladığı gün aşağıda adı geçen şahıslar Şemdinli de
Selim KYILDIZ .Müslüm SAYLI Mahmut YAZICI Taner VURAL, Ayhan FALAKALI Hakan
KIRMACI bu şahıslar bombalama günü tesadüfen orda değiller ANK
Emniyet Tesadüf diyor ............."Şeklinde el yazması yazı olduğu.MİT hakkında ve Seferi
YILMAZ hakkında iddialan olduğu, devam eden sayfalarda karalama şeklinde siyasi yazılarla
alakalı notlan tutulduğu isim ve telefon numaraları olduğu,
d)-Telefbîî görüşmeleri;
Tape :4156, 21.01.2008 tarihinde, Fuat TURGUT ile görüşmesinde özetle;Fuat
TURGUT'nin " Hayati'ciğim merhaba" "Şu çocuğun adını soyadını ver bakayım" dediği, Hayati
ÖZCAN;m Doğukan DİNÇ ismini verdiği, Fuat TURGUT'un "Doğukan DİNÇ" dediği, Hayati
ÖZCAN'm "Evet abi Ağn 2'inci Askeri tuttuk Cezaevindeymiş şuanda" dediği ve bir süre yoğun
olduklanndan bahsettikleri Hayati ÖZCAN'm "Köylerde dolaştık PERİNÇEK'le beraber" "Bir
haftadır köylerdeydik yeni geldik bir onlann haberleri ile uğraşıyordum abi" dediği, Fuat
TURGUT'un "Bizim köy haberimizi dinlemiş mi Doğu Bey" dediği, Hayati ÖZCAN'm "Vallahi
sormadım yalan söylemeyim" "bu haftaki Aydınlıkta senin ilgini çeken haberler olacak Drank
Hrant'la ilgili" "...sizinle ilgili değil Hrant'm bazı kasetleri elimize geçti de" dediği, Fuat
TURGUT'un "He çok güzel" "... bende kullanınm Mahkemede onlan" dediği, Hayati ÖZCAN'm
"Yani çok önemli Fethullahı kıstıracak bu şeyi kıstıracak Ramazan AKYÜREK'i kıstıracak"
"Olağan üstü bilgiler bulduk yani" dediği, Fuat TURGUT'un "Televizyonda röportaj vereceğim
orda da kullanınm" dediği,

* Tape : 4157, 21.01.2008 tarihinde, Fuat TUkGUTjlefgörüşmesinde özetle;Fuat


TURGUT'un "Kardeş şimdi Ağn görevsizlik Askeri,/Mab.kernleşi Görevsizlik Karan vermiş
dosya bir hafta on gün sonra Erzurum Askeri eee Erzurum DGM'de olacak" "Yardım yataklık
yani Özel Mahkemede olacak bizim avukat Ercüment Bey kontrol edecek neyin nesi içeriğine
bakacak dosyanın eğer Oğlan böyle bir kasten yani bu şekilde bu yönde düşüncesi fikri zikri
katkısı yoksa bizim Ercüment abi yardımcı olacak" dediği, Hayati ÖZCAN'm "Suç suçluysa
eyvallah ama ben çocuğu iyi tanıyorumA" dediği, Fuat TURGUT'un "Sonra İşçi Partili ...
arkadaşımız dedim garanti veriyor PKK'lı olmadığına dair" dediği, Hayati ÖZCAN'm "Tabi
tabi iyi biliyorum canım hele bu çocuk Doğukan adı bile Doğukan yani adını bile Türk
Dünyasından çekti babası" dediği, Fuat TURGUT'un "Ben Cd mi istiyorum" dediği, Hayati
ÖZCAN'm "Tamam .. onu gerçi çocuklar birazdan bekliyorum onları gerekeni yapacağım abi"
dediği,
* Tape 4158,19.03.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde özetle;Hayati
ÖZCAN'm "... Meltem DİKMEN hakkında 15-20 gün evvel aramıştım bir ameliyat geçirdi
eğer fırsatın olursa araman için sana öneri getiriyorum" "Büyük bir ameliyat geçirdi ben onu
boş bırakmıyorum sürekli arıyorum yani her şeyde onu arıyorum" "Önemli bir insan" dediği
ve 555 226 22 26 numaralı telefonu verdiği, Ferid İLSEVER'in "Özel olarak söyleyeceğin bir
şey var mı bana" dediği, Hayati ÖZCAN'm "... bir isteğiniz varsa arkadaşlar Emrindedir de
yeter" dediği, Ferid İLSEVER'in "tamam onları söyleyeceğim de onların dışında özel olarak"
dediği, Hayati ÖZCAN'm "Çok iyi yapıyor AKP ile ilgili" "O yazılan bana gönderecek ben
göndereceğim size zaten" "Bir Emrin var mı abi" dediği, Ferid İLSEVER'in "Merak etme
hemen arayacağım" dediği,
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin rehber bilgileri dökümü alınmış ve
alman rehber dökümleri diğer şüphelilerin rehber dökümleri ile karşılaştırıldığında şüpheli
Hayati ÖZCAN'm telefon ve sim kartında diğer şüpheliler Ferid İLSEVER, Fuat TURGUT,
Serhan, Mehmet Adnan AKFIRAT, Nusret SENEM'm kayıtlı olduğu, ayrıca Sevgi
ERENEROL, Emin GÜRSES ve İlhan SELÇUKTa irtibatlı olduğu anlaşılmıştır.
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Nusret SENEM ifadesinde; Hayati ÖZCAN'ı izmir Ulusal Tv temsilcisi olarak
konuşmalanndan tanıdığını, Onun evinde ele geçirilen belge ve CD'lerle alakasının
olmadığını,
Hikmet ÇİÇEK ifadesinde; Hayati ÖZCAN'ı Ulusal Kanal İzmir temsilcisi olarak
tanıdığını, kendisiyle nadiren görüştüğünü, HAYATİ OZCAN'dan ele geçirilen CD ile alakalı
olarak sorulduğunda; Nezarethanede HAYATİ ÖZCAN'm kendisine söylediğini ancak
içeriğini bilmediğini, Emniyette de Nato tesislerine yapılacak saldın ile alakalı herhangi bir
soru sorulmadığını,
Doğu PERİNÇEK ifadesinde; Genel Merkezin 7. katta bulunduğunu, yüzlerce klasör
olduğunu, binlerce kitap olduğunu, bunlann hepsinden şahsının sorumlu tutulması suçun
şahsiliği prensibi ile bağdaşmadığını, sözü edilen CD'leri görmediğini, her an her türlü
CD'nin değiştirilebilir olduğunu, kopyalanırken içine yeni dosyalar atılabileceğini, şuanda
sözü edilen CD'lerin bir tertiple soruşturma evrakı içine atıldığını ileri sürmediğini, ama
bunun da dikkate alınması gerektiğini istediğini, konunun çok yönlü araştmlırsa gerçeklere
ulaşılabileceğini, bu CD'lerden kendisinin sorumlu tutulması için ortada hiçbir emarenin
olmadığını, üstünde Hayati Özcan tarafından yazdığını, aceleyle ortaya böyle bir iddia
sürülmesinin hukuka aykm olduğunu, .. '-"-"-- „
g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi; »-*■?-■«.

Şüpheli Hayati ÖZCAN, !


Ankara ilinde İşçi Partisi Genel Merkezi, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin
bulunduğu binada yapılan aramada ele geçirilen CARETTA FP GS33 isimli CD'nin
incelenmesinde, içerisinde; "İZMİRDEN HAYATİ ÖZCANIN GÖNDERDİĞİ BELGELER"
isimli klasör bulunduğu ve onun içerisinde de: "GİZLİ- HİZMETE ÖZEL-ASKERİ-
CASUSLUK- SABOTAJ- İSTİHBARAT" gibi konular içeren dosyalar olduğu tespit
edilmiştir. Bu CD'den yola çıkılarak şüphelide başka suç unsurları olma ihtimaline binaen
yapılan aramada;
İş yerinde yapılan aramada ele geçirilen 55 numaralı CD ile ikametinde yapılan
aramada ele geçirilen 13 numaralı CD'lerin incelenmesinde: Her iki CD içeriğinin aynı olduğu
ve içerisinde "HİZMETE ÖZEL İBARELİ ASKERİ İÇERİKLİ BİLGİLER İSİMLİ VE İSİMSİZ
NATO KARTLARI BOŞ KARTLAR BAZI ŞAHISLARA AİT FOTOĞRAFLAR ", park yerleri
isimli klasör içersinde "BİR BÖLGENİN KROKİSİ VE KROKİ ÜZERİNDE PATLAMA
YAPILACAĞI BELİRTİLEN BÖLGELER " ve değişik bilgilerin yeraldığı,
Bu CD'lerin özel yüklenmiş programla açılabildiği ve müzik CD'si görünümünde
olduğu, içerisinde İzmir Şirinyer'de NATO Karargâhı olduğu anlaşılan uluslar arası askeri
statüdeki tesislerin içinden dışına kadar çalışan insanlardan bunların İD kartlarına, giriş çıkış
güvenlik kartlarından çalışanların T.C. Kimlik numaralarına kadar birçok ayrıntının
bulunduğu,
CD içindeki dosyada "Açık otoparkın önündeki ev tutulacak 6 aylık kira peşin
ödenecek" ibareli örgütsel içerikli bilgilerin bulunduğu buradan da muhtemelen daha önceki
tarihlerde ele geçirilmiş bu CD'lerin üzerinde kendi istihbari bilgilerini eklemek suretiyle bir
sabotaj planı hazırlandığı, CD içindeki bilgi ve resimlerin 2003 tarihli olmasına rağmen
sabotaj içerikli orijinal resimlerin üzerinde yapılan değişikliklerin 2007 tarihli olması da örgüt
tarafından belirtilen tarihte Nato askeri tesislerine bir sabotaj planı yapıldığının çok açık olarak
anlaşıldığı, şüpheli Doğu PERİNÇEK ve grubunun Nato'ya karşı eylem ve söylemlerinden,
ayrıca şüpheli ajandasmdaki Doğu PERİNÇEK'in konuşma notlarından alman "Türkiye Erken
seçimle bir çıkış noktasma gelmiştir. Milli hükümet kurulacaktır. Türkiye'de Provokasyonlar
yapılacaktır buna direnecek bir hükümet şarttır". Şeklindeki beyanından da yapılacak
provokasyonlar için hazırlıkların çok profesyonelce yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca ikametinde yapılan aramada elde edilen; "YEŞİL RENKLİ AJANDA"
içersinde "FERİT İLSEVER DERS 1 2004 YILI İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER
........BURASI KUV.MİL. KARARGAHIDIR." şeklinde yazı ve karalama notlar olduğu
görülmüş, ifadesi sırasmda sorulduğunda:
Ferid İLSEVER'i tanıdığını, ilişkilerini ilerleyen bölümünde anlatacağını, bu notun
gitmiş olduğu ve Ulusal TV içerisinde düzenlenen Kurum içi eğitim notlar olduğunu, yazmış
olduğu bu notların Ferid İLSEVER'in vermiş olduğu eğitimden alınmış notlar olduğunu,
burasının Atatürkçülerin karargahı olarak göründüğünden Kuvvai MiUiyenin Karargahıdır
dendiğini, bu yazının kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Buradan da şüphelilerin
ERGENEKON terör örgütünün hedefleri arasında bulunan Kuvvai Milliye teşkilatlanması
mantığıyla hareket edip ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına hizmet ettikleri, örgüt içi
gizli toplantılara katılıp Kuvvai Milliye mantığıyla mücadele edilmesi hususunda eğitimler
verdikleri anlaşılmaktadır.
Aramada ele geçirilen: "ULUSAL DEVLET ADIM ADIM TASFİYE OLMAKTADIR
SİLAHSIZ YOLDAN TASVİYE EDİLEMEZ BAŞLIKLI YAZI" ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu yazıların Ankara'da 2007 yılfnda düzenlenen İşçi Partisi Kongresinde alman notlar
olduğunu, bu beyan ve sloganîan"r£ERGENEKON terör örgütünün
amaç ve faaliyetlerini belirleyen tüm örgütsel içerikli belgelerde geçen türden ibareler olması
da şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün amaçlarını bilerek faaliyetlerde bulunduğunu
ortaya koymaktadır.
Şüpheli Hayaki ÖZCAN, şüphelilerden İlhan SELÇUK ve Emin GÜRSES'i
tanımadığın beyan ettiği halde ajandasında "EMİN GURSES
0532 2066768, İLHAN SELÇUK 0212 5120505 " şeklinde şüphelilere ait telefon
numaralarının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
"8 MART 1971 MUTTA KEMALİS DEVRİMCİLERİ ORDUDA TASVİYE ETTİLER
VE 28 ŞUBATA KADAR DEVAM ETTİ " 20 mayıs nolu sayfada "8 MARTI MUDANOĞLU
ÖRGÜTLEDİ MDD Cİ BİR HAREKET DOĞAN A VCI, İLHAN SELÇUK İLHAMİ SOYSAL
ALTAN ÖYMEN FİİLEN ÖRGÜT ADAMLARI MÜMTAZ HOCA SÜREKLİ İLİŞKİ İÇİNDE
OLUNAN KİŞİ" 1-EYLEMİN BİR MEŞRU ZEMİNİ OLMALIDIR HALKIN MEŞRULUĞUNU
KAZANMALIDIR EYLEM HAKLI OLMALIDIR
2-HER EYLEMİN BİR HEDEFİ OLMALIDIR SINIRSIZ EYLEM OLMAZ HER
EYLEMİN BİR SINIRI OLMALIDIR. SÜREKLİ EYLEM TEZİ YANLIŞTIR ATEŞKESİ GÖZ
ÖNÜNE ALMIYOR
3-HER EYLEM BİZE BİR ARTI GETİRMELİDİR" şeklindeki dokümanlar
hatırlatılarak şüpheliye sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, tarihle ilgili
olduğunu, gazeteci olduğu için almış olduğu notlardan olduğunu, 1980 öncesi "D.PERİNÇEK
BAŞLIĞI ALTINDA ABD HEM SAĞI HEM SOLU DÜZENLİYOR TÜRKİYENİN TEPESİNE 3
KASIMDAN SONRA TÜRKİYE Yİ İÇERDEN VURACAK EKONOMİYİ ÇÖKERTECEK BİR
HÜKÜMET KURUYOR TÜRKİYE HÜKÜMETİ DÜŞMANIN
ELİNE TESLİM ETMİŞ OLACAKTIR .................MİLLİ KUVVETLERİN BİR ARAYA
GELEREK BUNU BOZMA ŞANSI VARDIR MUHALEFET YAPARAK BİRŞEY
DÜZELTEMESSİNİZ BÜTÜN KAYNAKLARLA DİRENE ÇEKMİŞİNİZ ONUN İÇİN PLANLI
DÜZGÜN BİR PLANLAMA YAPMALIDIR.
...........SİLAHLA ÇÖZÜLECEK SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ..................
MEMURLARIMIZ KADRO EKSİKLİĞİNİ GİDERECEKLERDİR İZİN
ALACAKLARDIR. BU BİR SEÇİM DEĞİL KURTULUŞ SAVAŞIDIR" 4 Mayıs sayfasında
karalama şeklinde el yazısı ile Genel Bşk Konuşması başlığı altında "Dünya temel Çelişme
Amerika Asya arasındadır" "Türkiye Erken seçimle bir çıkış noktasına gelmiştir. Milli
hükümet kurulacaktır. Türkiye de Provokasyonlar yapılacaktır buna direnecek bir hükümet
şarttır". Şeklindeki notlardan şüphelinin ve partisinin mücadele şekli ile ERGENEKON terör
örgütünün amaç ve faaliyetleri arasındaki benzerliği açıkça göstermekte olduğundan buradan
da İşçi Partisinin ERGENEKON terör örgütü ile birlikte hareket ettiği açıkça anlaşılmaktadır.
Milli kuvvetler ve silahlı mücadele tabirleri, ile alakalı olarak Hikmet ÇİÇEK'in flaş diskinden
elde edilen ve bizzat Doğu PERİNÇEK tarafından yazıldığı anlaşılan;
Belediye Başkanlarının Millî Güçbirliği İçin
Ortak Bildirisi
Başlıklı yazı içeriğinde
3. KUŞATMA NASIL YARILIR?
Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir'
Tayyip Erdoğan iktidarı, Millet-Ordu işbirliğiyle bertaraf edilebilir.
Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır.
Millet-Ordu işbirliğinin unsurları Millî Kuvvetler olarak
adlandırılacaktır.
Millî Kuvvetler şöyle sıralanabilir:
1. Halk hareketi
1. Millî Güçbirliği
1. Meclisteki Millî Kuvvetler
1. Ulusal medya (Ulusal Kanal vb)
1. Türk Ordusu,
Millî Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk hareketidir.
Bugün Halk hareketini oluşturan kuvvetler şunlardır:
1. İşçi hareketi
1. Kamu emekçileri hareketi
1. Üniversite ve gençlik hareketi
1. Köylü hareketi
1. Millî sanayici ve tüccarların mücadelesi,
Bütün bu kuvvetlerin mücadelesini bir yatakta toplamak ve hükümeti indirme
hedefine yöneltmek önümüzdeki dönemi belirleyecek görevdir. Şeklinde hem İşçi Partisinin
gizli amaçlarını hemde ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ yapılanmasında yer alan Doğu
PERİNÇEK ve grubunun Milli Kuvvetler tabirinden neyin anlaşıldığını apaçık ortaya
koymaktadır.
İşçi Partisi milli kuvvetlerinin içinde ordu ve gençlik yapılanmaları olduğu
düşünüldüğünde; şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Zafer (Kod) Muzaffer
TEKİN, Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ, Oktay YILDIRIM ve Bekir ÖZTÜRK gibi
şüphelilerin irtibatlı olup doğrudan yönlendirdikleri Milli GÜÇ Birliği, Kuvvayı Milliye
Derneği, Kuvvai Milliye Derneği ve Taner ÜNAL'ın başkanlığını yaptığı VATANSEVER
KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ HAREKETİ'nin bu milli kuvvetlerin içinde olduğu kanaatine
varılmıştır.
Şüpheli Hayati ÖZCAN'm İşçi Partisi üyesi olduğu, Ulusal Kanal İzmir temsilciliği
görevini yürüttüğü, Ankara'da ki İşçi Partisi genel merkezinde çıkan ve içinde "İzmir'den
Hayati ÖZCAN'm gönderdiği belgeler" klasörü içinde: Devlete ait gizli askeri içerikli bilgi ve
belgeler ile aramalarda evinden ve işyerinden çıkan Nato'ya yönelik eylem ve sabotj
planlarının bulunduğu CD'lerin çıkması, şüphelinin asker olmamasına rağmen askeri içerikli
bilgileri temin edip CD halinde parti genel merkezine göndermesi, ajandasmdaki notlardan
silahlı mücadele edileceğine ilişkin notlar ve şüpheli Ferid İLSEVER'in eğitim
çalışmalarından aldığını beyan ettiği, Burası Kuvvai Milliye Dergahı şeklindeki notlardan,
şüpheli Hayati ÖZCAN'm ERGENEKON terör örgütünün tüm amaç ve faaliyetlerini bilerek
ERGENEKON terör örgütünün talimatıyla kurulduğu anlaşılan ULUSAL Kanal'da görevli
olduğu edindiği askeri içerikli gizli bilgi ve belgeleri örgüte ulaştırılmak üzere parti genel
merkezine gönderdiği, böylece devlete ait gizli bilgi ve belgeleri ele geçirdiği örgütün
istihbarat toplama biriminde görevli olduğu, ayrıca mevcut fotoğraflardan yurt dışına
çıkmadığım beyan etmesine rağmen Abdullah ÖCALANTa birlikte çekilmiş fotoğraflarından
da illegal olarak yurt dışma çıktığı ve örgüt faaliyeti çerçevesinde PKK ile de irtibatı sağladığı
anlaşıldığından;
Hem İşçi Partisinden elde edilen Hayati ÖZCANdan gelen Cd hem de Nato Cd si ile
alakalı olorak Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gelen 06.06.2008 tarihli yazı
içeriğinde, , -•-* -~ .
... A

Hayati OZCAN - işçi Partisi karetta ibareli CD içinde bulunan ekli toblada belirtilen
80 nolu C. BAŞBUĞ BNB. DAN-MY yazılı belgenin. T,ü# Silahlı "Kuvvetleri'ne ait olduğu
ve gizli olduğu 81, 82, 83. sıradaki dosyaların "kanun ve düzenleyici işlemlere göre
açıklanmasını yasakladığı niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgilerden olduğu"
belirtilmiştir.
Hayati ÖZCAN'dan elde edilen NATO' ya ait plan ve içeriğindeki bazı askeri
bilgilerin de TCK, 334 mad kapsamında belirtilen nitelikteki gizli belgelerden olduğunun
belirtildiği, şüpheli Hayati ÖZCAN m ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan
doğrultusunda elde ettiği gizli bilgi ve belgeleri İşçi Partisi genel merkezine göndermek
suretiyle örgüte ait istihbarat toplama görevlerini de yürüttüğü, ayrıca devlete ait gizli bilgi ve
belgeleri bulundurduğu.
Şüpheli Hayati ÖZCAN'm üzerine atılı Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, devlete
ait gizli bilgi ve belgeleri temin etmek eylemlerine uyan; TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 334/1 ve
326/1. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
50- ŞÜPHELİ İBRAHİM BENLİ
a)-Emniyet ifadesinde;
Vermiş olduğum kimlik bilgilerinin doğru ve kendisine ait olduğunu, vermiş olduğu
adres de ikamet ettiğini, Benşah Tekstil Ticaret ve Sanayi Limited şirketinin ortağı ve şirket
müdürü olduğunu, aynı anne ve babadan olma 5 kardeş olduğunu, Anne ve babasının sağ olup
Büyükçekmece mimar Sinan mahallesinde ikamet ettiklerini,
1958 yılında Develi de doğduğunu, İlkokulu Develide, orta, lise ve üniversite
hayatının İstanbul ilinde geçtiğini, Daha sonra eğitim görmediğini, Askerliğini Jandarma
Levazım Asteğmen olarak Hatay ve Gaziantep illerinde yaptığım, Daha sonra 2 yıl İstanbul
ilinde mali müşavirlik yaptığını, Migros da 4 yıl yöneticilik yaptığını, Üç yıl iki ayrı özel
şirkette yöneticilik yaptığını, 1990 yılında da aile şirketini kurduklarını, %70 hissesi olduğunu,
%6,5 kardeşi Alaatin BENLİ'nin, %23.5 hisse de eşi Selma BENLİ'ye ait olduğunu,
Sabıkasının olmadığını, Pasaportunun olduğunu, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, uzak
doğu, Amerika, Kanada, Rusya Cezayir ve bir çok ülkeye ticari ve gezi amaçlı seyahatler
yaptığını, ifadesini Avukat Filiz ESEN huzurunda vereceğini,
Şirket gelirim haricinde birikimlerinin olduğunu, bunların getirilerini aldığını, bu
birikimlerinin miktannı şu anda hatırlamadığım, Ortalama olarak 150-200 Bin YTL
olabileceğini, bunlar haricinde geliri olmadığını,
0 533 638 84 34 numaralı telefon hattı olduğunu, Şirket adına kayıtlı olduğunu, Bunun
haricinde başka telefon kullanmadığını,
Beyan ettiği gibi şirketinin %70 hissesinin kendisine ait olduğunu, Hatırladığı kadarı
ile 150-200 bin YTL birikiminin olduğunu, Bu paranın kendi adına kayıtlı banka hesaplarında
olduğunu, Hatırladığı kadarı ile Yapı Kredi, Anadolu Bank ve Türkiye Ekonomi Bankasında
hesaplarının olduğunu, Yapı Kredi Yatırım Fonunda da hesabının olduğunu ancak değerini
bilemediğini, Çatalca da çiftlik evinin olduğunu, Didim de yazlığı olduğunu, Yine Çatalca da
10 dönüm arazisinin olduğunu, Yine iki adet teknesinin olduğunu, Başka menkul ve
gayrimenkulunun olmadığını, Birde yeni almış olduğum kros motosikletinin olduğunu, Yine
önemli Türk ressamlarına ait 20 civarında tablosunun bulunduğunu,
Soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılaı\,şahıslar ileilgili olarak;
.... ", "
Veli KÜÇÜK' ü basından tanıdığım, Günlük 10-gazeîe,ye 30jk<öşe yazısı okuduğunu,
Bu nedenle ismini medyadan duyduğunu, Kendisi ile tanışıklığı vâ Viskisinin olmadığım,
Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını, Diğerlerinin medyadan isimlerini duyduğunu, Bire
bir görüşmüşlüğü ve herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ' yü 2007 Temmuz ayında tanıdığını, 2007 yılı Genel Seçimlerinde
İşçi Partisinin İstanbul 3. Bölge den milletvekili adayı olduğunu, Kaya Romoda otelde yemek
tertip ettiğini, Bu yemeğe gelemediğini, Güler KÖMÜRCÜ'yü birçok basın mensubu ile
birlikte davet ettiğini ancak yanlış yere gittiği için özür telefonu açtı. Bu şekilde tanıştıklarım,
sayısı 10 geçmeyecek telefon görüşmesi, üç defa da yüz yüze görüştüklerini, bunun haricinde
herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Hayrettin ERTEKİN, Emin GÜRSES, Hande EROL, -Vedat YENERER ve Ümit
SAYIN isimli şahıslar ile ilgili olarak;
Emin GÜRSES'i tanıdığını, Ulusal Sanayici ve İş adamları Derneğinin yönetim kurulu
üyesi olduğunu, Emin GÜRSES'in de derneğin danışmanlarından olduğunu, Bu nedenle
tanıştıklarını, ayrıca Talat paşa komitesi faaliyetleri çerçevesinde Rauf DENKTAŞ
başkanlığında Lozan Berlin ve Paris'e yaptıklan Ermeni Soykınmı Emperyalist Bir Yalandır
toplantılannda birlikte olduklanm, Bu çerçevede tanışıklannı ve ilişkilerinin olduğunu, Başka
herhangi bir ilişkilerinin olmadığım, Vedat YENERER'i gazeteci kimliği ile tanıdığını, köşe
yazılanm okuduğunu ancak tanışıklıklannı olmadığını,
Doğu PERİNÇEK, İlhan SELÇUK, Kemal ALEMDAROĞLU, Mehmet Adnan
AKFIRAT, Serhan BOLLUK, Yusuf BERİŞİK, Yusuf TUNCER, Mahir Cayan GÜNGÖR,
Aykut TOKAK, Ferid İLSEVER ve -Aydın GERGİN ile ilgili olarak;
Doğu PERİNÇEK'i tanıdığını, Kendisini 1978 yılından itibaren tanıdığını ve
izlediğini, Genel Başkanı olduğu İşçi Partisinden Milletvekili adayı olduğunu, Ancak Partiye
üye olmadığım, Bunun haricinde siyasi kimlik haricinde herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
İlhan SELÇUK'un yazılanm okuduğunu, Gözaltında iken tuvalette karşılaştığını,
Başka bir ilişkisinin olmadığını,
Kemal ALEMDAROĞLU'nu tanıdığını, 2005 yılında gene Talat paşa komitesi
faaliyetleri çerçevesinde Lozan seyahatinde aynı uçakta ve aynı sırada tesadüfün yan yana
oturduklannı, Kemal ALEMDAROĞLU ile Talat paşa komitesi faaliyetleri çerçevesi dışında
başka bir ilişkilerinin olmadığını,
Mehmet Adnan AKFIRAT'ı tanıdığını, Kendisi ile Türk-Çin iş geliştirme derneğinde
yönetim kurulu üyesi olduklanm, Başka herhangi bir ilişkilerinin olmadığını,
Serhan BOLLUK'u tanıdığını, kız kardeşinin şirketinde yönetici olduğunu, bu şekilde
tanışıklıklannm olduğunu, başka bir ilişkilerinin olmadığını,
Ferid İLSEVER'i tanıdığını, Talat paşa komitesi faaliyetleri çerçevesinde tanıştıklannı,
Başka herhangi bir ilişkilerinin olmadığını,
Diğer şahıslan tanımadığını, isimlerini de ilk defa duyduğunu,
Ergenekon örgütünü tanımadığını ve bilmediği bir örgüt olduğunu, İlgisinin
olmadığını,
Doğu PERİNÇEK ile beyan ettiği haricinde başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Doğu PERİNÇEK"in herhangi bir lakabını bilmediğini, Doğu PERİNCEK'in şahsına hiçbir
sponsorluğu olmadığını, yani kendisinin şahsına yönelik modeli olarak bir katkısının
olmadığını, ■„ . -f-
«■ ," "'sZ -' *'
t T* f ^ "
Bahadır BERK ismini ilk defa duyduğunu ve tanımadığını ve bu şahsın ilişkilerini
bilmediğini,
Turan ÇÖMEZ' i Güler KÖMÜRCÜ vasıtası ile tanıdığını, Bir keresinde Nişantaşı'n
da bir kafe de 5 dakika görüşmüşlüğü olduğunu, Bunun haricinde herhangi bir ilişkisinin
olmadığını, Kendisini eski Milletvekili olarak bildiğini,
Yaşar HACİSALİHOĞLU'nu tanıdığını, USİAD'm eski danışmanlarından olduğunu,
Yine kendisi ile Talat paşa komitesi faaliyetleri çerçevesinde Rauf DENKTAŞ'm davetlisi
olarak Kıbrıs da birlikte bulunduklarını, Bu komitenin başkanının da Rauf DENKTAŞ
olduğunu, Yaşar HACİSALİHOĞLU ile Turan ÇÖMEZ birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını
bilmediğini,
07.12.2007 günü saat: 14.26'de Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı telefon görüşmesi ile
ilgili olarak; Çiftliğinde zaman zaman dostlarını davet ederek mangal partisi ve müzik dinletisi
düzenlediğini, Güler KÖMÜRCÜ'yü bu amaçla davet ettiğini, Yine bu davete Doğu
PERINÇEK, Kemal ALEMDAROGLU ve bunlannda 80 civannda kişi olduğunu, bu amaçla
davet ettiğini, başka amacının olmadığını, siyasetçi olarak hatırladığının Doğu PERINÇEK
olduğunu, Ekrem KARAMAN'm ressam olduğunu, kendisinin de bu davete gelmiş olduğunu,
Ulusalcı işadamlan derken USİAD derneğinin üyelerini kastetmekte olduğunu,
09.12.2007 günü saat: 15.22'de Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı telefon görüşmesi ile
ilgili olarak; Bu görüşmeyi çiftliğinin tarifini yapmak için yaptığını,
09.12.007 günü saat: 19.24'de Güler KÖMÜRCÜ ile Erol'un yaptıklan telefon
görüşmesi ile ilgili olarak; Erol' u tanımadığını, ilk defa duyduğunu, Doğu PERINÇEK için
Başhekim tanımlaması yapıldığından bilgisinin olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ"nün Doğu
PERINÇEK için bulunduklan ortamda bulunmasını bomba olarak yorumlamasının sebebini
bilemediğini, Erol'un 09.12.2007 günü yaptığınız toplantı için Güler KÖMÜRCÜ' ye "vakit
kaybediyorsunuz böyle toplantılarda" demesinin sebebini bilemediğini, Tanımadığı bir kişinin
ne demek istediğini bilemeyeceğini,
09.12.2007 günü saat: 19.44'de Güler KÖMÜRCÜ ile Murat...........'m yaptıklan
görüşme ile ilgili olarak; Bunun senede birkaç defa düzenlediği özel dostlannı davet ettiği
mangal partileri olduğunu, Toplantıya katılan Savcıyı tanımadığını, Emniyet Müdürünün
emekli emniyet müdürü olup komşusu olduğunu, Emekli emniyet Müdürü Ekrem YAZICI
olduğunu, o gün kendisinin evinde olmadığını, evinin bulunduğu arazi üzerindeki diğer evin
de Ekrem YAZICI' ya ait olduğunu, Misafirlerin karşı evi sormuş olabileceklerini, Güler
KÖMÜRCÜ'nün bu şekilde anlamış olabileceğini,
Güler KÖMÜRCÜ' nün kastettiği çiftliğin kime ait olduğunu bilemediğini, Güler
KÖMÜRCÜ' nün görüştüğü Murat isimli kişiyi tanımadığını, Murat KOÇAK'ı tanımadığını,
ismini de ilk defa duyduğunu, Çatalca"da ki çiftlerin yüzde doksanı İMALETHANEDİR
denmesinin sebebini yorumlayamayacağım, bilmediğini, Murat'ın çiftliklere dikkat etmesini
söylemesinin sebebini bilmediğini,
09.12.2007 günü saat: 21.06'de Güler KÖMÜRCÜ ile Turan ÇÖMEZ arasındaki
yaptıklan görüşme ile ilgili olarak; Turan ÇÖMEZ'i tanıdığını beyan ettiğini, Bilmem kimin
sponsoru dernek hususunda, Talat paşa komitesinin ilk ermeni başbakanı Ovennes
KAÇAZNUNİ'nin "taşnak partisinin yapacağı hiçbir şey yok" isimli 1923 senesindeki bir
söyleminin ingilizce, Almanca ve Fransızca baskılannm Avrupa komu oyunda dağıtılması için
10 bin adedine sponsorluk yaptığını, Ermeni başbakanının bu kitapta Türklerin soykmm
yapmadıklanm, Talat paşanın Tehcir karannm doğru .olduğunu, Türklerin utanacaklan hiçbir
şey yapmadıklanm belirtmekte olduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün yapılan toplantıya katılan
kişileri, özellikle Doğu PERİNÇEK'in olmasını tüm arkadaşlarına söylemesinin sebebini
bilmediğini, Yaşar HACİSALİHOĞLU'nu tanıdığını beyan ettiğim, Yaşar
HACİSALİHOĞLU'nun Turan ÇÖMEZ ve Güler KÖMÜRCÜ ile ilişkilerini bilmediğini,
tanışık olup olmadıklarını da bilmediğini,
20.12.2007 günü saat: 11.11'de Güler KÖMÜRCÜ yaptığı görüşme ile ilgili olarak;
Güler KÖMÜRCÜ'nün Yarbay Bahadır BERK'i sormasının sebebi hususunda, Söz konusu
kişinin bir başka davetlisi vasıtası ile gelmiş olabileceğini,
Bahadır BERK'i hatırladığı kadarı ile İSİDEF yani İstanbul Sanayici İş adamları
Dernekleri Federasyonun üyesi veya yöneticilerinden biri ile geldiğini, Şu anda ismini
hatırlamadığını, Kendisine de bu şekilde tanıştmldığım, Başka bir temasının olmadığını,
Tanıştıran arkadaşının ve Bahadır BERK arasındaki ilişkiyi de bilemediğini,
22.12.2007 günü saat: 09.09'de Güler KÖMÜRCÜ ile Erol ...'un yaptıkları görüşme ile
ilgili olarak; Erol isimli bir şahsı tanımadığını,
Doğu PERİNÇEK'e hangi konuda sponsor olduğu sorulduğunda hiçbir konuda sponsor
olmadığını beyan etmesi ancak bu görüşmede Doğu PERİNÇEK'in sponsorluğunu yaptığının
anlaşılması hususunda, Bunu gizlemediğini, bahsettiği Ermeni başbakanına ait kitabın çeşitli
ülke dillerinde çevrilip dağıtımı yapılan kitaba sponsor olduğunu, Bunun haricinde başka bir
sponsorluğunun olmadığını, Bilindiği üzere Doğu PERİNÇEK İsviçre'de gene Talat paşa
komitesi faaliyeti çerçevesinde düzenlenen toplantıda soykırım olmadığını söylediği için
tutuklandığını, Güler Hanımın bununla irtibatlandırmış olabileceğini, Yine burada Doğu
PERİNÇEK' in şahsına herhangi bir sponsorluğunun olmadığını beyan etmek istediğini, Güler
KÖMÜRCÜ'nün Erol'dan Bahadır BERK ile ilgili bilgi istemesinin maksadını bilmediğini,
Erol'un Güler KÖMÜRCÜ'den Bahadır BERK' e mesafeli yaklaş, birde araştır, öncelikle
maksadını tespit et demesinin sebebini bilmediğini
22.12.007 günü saat: 09.28'de Güler KÖMÜRCÜ ile Recep Rıfkı DURUSOY
arasındaki görüşme ile ilgili olarak; Bahadır BERK'in ısrarla Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmek
istemesinin sebebini bilmediğini, Recep Rıfkı DURUSOY'u Tanımadığını,
23.12.2007 günü saat: 13.46'de Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak;
Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmeden birkaç gün önce Fransa ülkesine gittiklerini, Marsilya da
iken kendisini telefon ile aradığını, Marsilya da olduğunu söyleyince çikolata istediğini,
istediği çikolatayı aldığını ve vermek için buluştuklarını Güler KÖMÜRCÜ'nün Ermenistan'ın
Türkiye temsilcisi ile tanıştırması hususunda, Güler KÖMÜRCÜ'nün ismini şu anda
hatırlamadığı bir kişiyi Ermenistan Karadeniz iş birliği örgütü temsilci diye tanıştırdığını,
Tanışmasında herhangi bir maksadını olmadığını,
27.12.2007 günü saat: 15.59'de Güler KÖMÜRCÜ ile Hikmet.... Arasında ki görüşme
ile ilgili olarak; Güler KÖMÜRCÜ'nün görüştüğü Hikmet'i tanımadığını, ancak Ulusal
kanalın Ankara Temsilcisi Hikmet ÇİÇEK olabileceğini düşündüğünü, Aralarında ne gibi bir
ilişki olduğunu bilmediğini,.
Güler KÖMÜRCÜ' nün "Sizin adamınız" demesi hususunda, Bu kişilerin hepsini
basından tanıdığını, Ancak Kemal ALEMDAROGLU, Yaşar HACISALİHOĞLU, Ercan hoca
diye kastedilen Ahmet ERCAN hoca ise tanıdığını,
28.12.007 günü saat: 11.28'de Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak;
Kripto ermeni derken Güler KÖMÜRCÜ'nün kimi kastettiğini açıkçası anlamadığını, şifreli
konuşulanlara yorum yapmadığını, Açık konuşmalar varsa düşüncesini söylediğini, Şifreli
konuşmasını Güler KÖMÜRCÜ' ye sorulmasının gerektiğini, ?">'
Karen ile bahsettiği Ermenistan'ın Karadeniz iş birliği örgütünün temsilcisi olarak
tanıştırıldığını, Bu örgütün Turgut ÖZAL tarafından kurulan uluslar arası resmi bir örgüt
olduğunu, 6 arkadaşı katıldığı söylediği toplantının tamamıyla özel bir yemek olduğunu, CHP
içersinde etkili olan ve başkanlığı dahi etkileyecek kişinin kim olduğu hususunda Şu anda
CHP kongreye gittiği için bunu açıklamak istemediğini,
Güler KÖMÜRCÜ'nün "Kripto Ermeni'sine kripto Yahudisi Türkiye yi temsil
edemiycek Fethullahçı ya dönüştüremiycek peki nasıl yapacağım ben sen o şimdi hukuğun
içerisinde senin benim gibi düşünen yok mu yüzlerce hakim savcı var polisin içerisinde senin
benim gibi düşünen yok mu yüzlerce var" derken ne kastettiğini bilmediğini, Güler
KÖMÜRCÜ önemli yerde olduklarını söylemesi hususunu bilmediğini, Güler KÖMÜRCÜ
"halktan bana ne ben halk'a yazı yazmıyorum ki size yazı yazıyorum" diyerek kimleri
kastettiğini Bilmediğini, Öncü diye kastettiği hususunda, siyasi olarak toplumu legal yasal
siyasi partiler vasıtası ile aydınlatılacağına ve desteğinin alınması gerektiğine inan bir kişi
olduğunu, %5 diye belirtilen grubu Bilmediğini, Ülkeyi bu şekilde %5 gibi gruplara
ayırmalarının maksadını: Yorumlayamayacağmı ve bilmediğini, Halkı nasıl ve ne şekilde
dönüştürmesi hususunda Halkın yasal siyasi bir demokratik mücadele ile dönüşebileceğini,
Bunun da siyasi partiler vasıtası ile yapılacağını, Siyasi olarak örtüşmediğini söylediği kişinin
özel bir bayan arkadaşı olduğunu ve açıklamak istemediğini,.
AK parti Afyon Milletvekilliği yapmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ'ye bu görüşme sorulduğunda, bu görüşmeyi AKP eski Afyon
milletvekili İbrahim bey ile yaptım şeklinde vermiş olduğu beyan hususunda, Bilmediğini,
13.03.2008 günü saat: 15.48'de Doğu PERİNÇEK ile Adnan'ın yaptıkları görüşme ile
ilgili olarak; Bu görüşmeyi yapanın Adnan AKFIRAT olabileceğini, Kendisi ile Türk-Çin iş
geliştirme derneği üyesi olduklarını, Adnan ile Çin hükümeti Sincan-Uygur özerk bölgesinde
tekstil yatırımlarına teşvik vermekte olduğunu, Türkiye'de de tekstil sektörü darboğaz da
olduğu için bu teşviklerden yararlanmak için Adnan bey ile görüşme istemiş olduğunu,
konuşmanın bu konu ile ilgili olduğunu tahmin ettiğini, daha sonra kendisi ile belirttiği
konuda görüşmelerinin olduğunu ve bir grup sanayici dostu ile birlikte görüştüklerini,
b)-Savcılık ifadesinde;
Kolluktaki beyanının doğru olduğunu, Benşah tekstil Ltd. Şti.nin hissedarı ve müdürü,
Ulusal sanayici ve işadamları derneğinin yönetim kurulu üyeliğini de yapmakta olduğunu,
0533 638 84 34 numaralı telefon hattını kullandığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Güler KÖMÜRCÜ'yü 2007 senesinde millet
vekili adayı olduğu İşçi Partisinin propaganda amaçlı bir toplantıya katılmak için çağırmış
olduğunu, ancak adresi yanlış anladığını, Kendisiyle daha sonra görüştük ve tanıştıklarını,
Emin GÜRSES'in ulusal sanayici ve işadamları derneğinin eski danışmanı olduğunu, Aynı
zamanda Ermeni soykırımı iddialarına karşı olan Talat Paşa Komitesinin faaliyetlerine
katıldığından dolayı tanıştıklarını, Doğu PERİNÇEK ile tanışıklıklarının 30 yıl öncesine
dayandığını, Genel başkanı olduğu İşçi Partisinden millet vekili adayı olduğunu, Bu şekilde
siyasi bağlantıdan başka bir ilişkilerinin olmadığını, Kemal ALEMDAROGLU ile Talat Paşa
Komitesi faaliyetlerine katıldığı için tanıştıklarını, Mehmet Adnan AKFIRAT ile birlikte Türk
ve Çin İş Geliştirme Derneğinde yönetim kurulu üyesi olduklarını, Serhan BOLLUK'un kız
kardeşinin şirketinde müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, Ferid İLSEVER ile de Talat Paşa
Komitesi faaliyetlerinde tanıştıklarını, Bunun dışındaki kişileri basından tanıdığını,
Çatalca'da kendi mülkü olan bir çiftliği olduğunu,- burada zaman zaman dostlarıyla bir
araya gelip mangal partileri yaptıklarını, Hatırladığı kadarıyla^en son buluşmalarının 2007
Aralık ayında olduğunu, bu davetine Doğu PERİNÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU, Ahmet
ERCAN, Tolga YARMAN, Cemalettin GÖBELEZ, Güler KÖMÜRCÜ ve bir arkadaşı ve 25
yılı aşkın bir süredir arkadaşlığı olan doktor, kamu görevlisi, sanatçı arkadaşlarım ve çok
sayıda iş adamının eşleriyle birlikte katıldığını, Davetin bu mahiyette olduğunu, buna başka
bir anlam yüklenmemesini,
Yapmış olduğu ve isminin geçtiği telefon görüşmelerinin kollukta tarafına
okunduğunu, Bunlara cevap verdiğini, Bunların esas alınmasını istediğini, görüşmelerde Güler
KÖMÜRCÜ'nün Doğu PERİNÇEK'in sponsoru olduğu şekilden sözler söylemiş ise de, Doğu
PERİNÇEK ve partisine maddi yardımda bulunmadığını, ancak Doğu PERİNÇEK'in de
kendisi gibi Talat Paşa Komitesinin bir üyesi olduğunu, Bu komitenin faaliyeti çerçevesinde
ilk Ermenistan Cumhurbaşkanın aslında Ermeni soykırımı olmadığı Talat Paşanın yaptığı
techirinde haklı olduğu yönünde ki sözlerinin kitaplaştınlıdığı "Taşnak Partisinin Yapacağı Hiç
Birşey Yok" isimli eserin basılıp Avrupa ve Amerika'da dağıtılmasını kendi maddi imkânlarıyla
sağladığını, Buna katkıda bulunan başka işadamı dostlannmda olduğunu, Bu husus
bilindiğinden dolayı sponsorluk bu anlamda söylenmiş olabileceğini, bu iş için harcadığı
miktarın toplam 80.000 Euro ve 60.000 YTL olduğunu, bu faaliyetlerinin Türkiye
Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığının aracılığıyla olduğunu,
Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı telefon görüşmesinde dinleyici pozisyonunda
bulunduğunu, fikirlerini anlattığını ve kendisinin de dinlediğini, Bunun da dikkat çekmekte
olduğunu, söylemediği sözler nedeniyle beyanda bulunmasının doğru olmadığını, Bunların
Güler KÖMÜRCÜ'ye sorulması gerektiğini,
Muhalif düşüncesini demokratik şekillerle ifade etmeyi düşünen birisi olduğunu,
Siyaset yapma arzusunu da geçmiş yıllarda milletvekili adayı olarak gösterdiğini, Bunun
dışında şiddette dayılı bir yöntemi tasvip etmesinin mümkün olmadığını, Hiçbir şekilde bu
yönde bir çabasının olmadığını, Kimseyi bu konuda desteklemediğini, İddia edildiği gibi bu
konularda gizli toplantılar düzenlemediğini, Ergenekon isimli örgütü konusunu da basından
öğrendiği kadarıyla bilgi sahibi olduğunu ancak yakın tarihimizdeki tüm faili meçhul
cinayetlerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilecek soruşturmayı sonuna kadar desteklediğini,
Şüpheli müdafiinden sorulduğunda, Savunmaya katıldığını, Soruşturmanın gizliliği hususları
ve ifadelerde geçen hiçbir konunun mahkemece iddianame kabul edilinceye kadar ve kısıtlılık
karan nedeniyle ifadenin müdafıine verilemeyeceği hususlan da hatırlatıldığında, Gizlilik
karannı anladığını,
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
a) Büyükçekmece ilçesi Mimar Sinan Batı köy Mahallesi Şafak Sokak Nor villalan No:8/38
sayılı ikameti;
Bu adreste yapılan aramada herhangi bir dokümana el koyulmamıştır.
(12) adet CD, (9 adet CD, 3 adet DVD)
(1 ) adet TOSHİBA marka X4718947G seri nolu Laptop bilgisayar, ( 1 ) adet APPLE marka
üzerinde seri numarası bulunmayan beyaz renkli Laptop bilgisayar,
b) Çatalca ilçesi Gökçeali köyü Ağıllar mevkiinde bulunan iki katlı dubleks dairede;
DİJİTAL MALZEMELER
(1) ade Asus marka 00043-718-131-146 bandrol numaralı intel WM3945ABG
numaralı laptop bilgisayar,
(1) adet HP marka 00043-561-281-210 bandrol~«îmaralı, Compagnx9110 laptop
bilgisayar ' *>
(1) adet 000EE8F2C5C6 seri numaralı beyaz renkltUSB ejhazı,
(1) adet 6300 Nokia marka 353933/01/943058/1 imeıl numaralı cep telefonu,
(1) adet 000224088434 seri numaralı Turkcell telefon kartı,
(39) adet CD,
(1) adet etrex Venture Gamım marka 738 274 78 seri numaralı GPS cihazı,
(1) adet Nokia 33 10 marka 353760/00/821365/6 imeil numaralı cep telefonu,
(I) adet SPS-350832-001 seri nolu HP marka Data Code 7J0464 nolu DVD,
(II) adet CD,
(1) adet Gündem özel ulusal kanal etiketi bulunan CD ve CD kabı,
6316 SK KAPSAMINDA MALZEMELER (9) adet MKE yapımı
boş kovan, (1) adet 9 mm MKE yapısı Fişek,
1. adet ZigSauer marka U 544175 seri numaralı 9 mm çaplı tabanca,
1. adet şarjör,
(12) adet MKE yapımı 9 mm çaplı mermi,
(1) adet Hunter Marin marka SD72160 seri numaralı otomatik yivsiz av tüfeği,
Breaker 3-9X40E yazılı dürbün tüfeğe ait ve tüfeğe ait 2007/211 seri numaralı Yivsiz av tüfeği
ruhsatnamesi,
(1) adet üzerinde tam okunamayan WOLTRA PROFESYONEL yazısı olan 9 mm
çaplı 92 cal. Model tabanca ve tabancaya ait boş şarjör,
(20) adet av fişeği,
(53) adet dolu Av fişeği,
(1) adet Boş fişek kapsülü,
(3) kutu içerisinde (132) adet MKE yapımı 9 mm çaplı mermi,
(1) adet 2004/82 No:238625 seri nolu silah taşıma ruhsatı,
DOKÜMANLAR
Şüphelinin Çatalca ilçesi Gökçeali köyü Ağıllar mevkiinde bulunan iki katlı dubleks
dairede yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
1 adet adet Monarch Paxor ibaresi yazılı içerisinde elle yazılmış notların bulunduğu
blok not defterin yapılan incelemesinde; 1. sayfasında: "30.11.2006 Adnan Akfırat" 13.
Sayfasında: Lozan 2007 Mart 6-7 yargılaması milletimizin kazandığı bir penaltıdır. Sayın
Perinçek, mücadele İsviçre'de batı emperyalizminin ceza sahası olan İsviçre
sahasına girdiğin de düşürülmüştür........." şeklinde el yazması ibareler ve diğer sayfalarda ise
kişisel karlamalar olduğu görülmüştür.
c) Avcılar ilçesi Ambarlı Mahallesi Tesisler caddesi No:5 sayılı adreste faaliyet gösteren
Benşah tekstil Tic.ve San.Ltd.Şti. İsimli iş yerinde;
DİJİTAL MALZEMELER
(1) adet 84640055G seri nolu TOSHİBA marka Laptop,
(1) adet üzerinde PEGASUS yazılı siyah renkli bilgisayar kasası ve içerisinde
Samsung marka S00JJ40Y226467 seri numaralı 80 GB harddisk,
(1) adet ASUS marka TA25215202B10900 seri nolu bilgisayar kasası ve içerisinde
Seagate marka 4MTOTHJN seri numaralı 160 GB harddisk,
(6) adet CD,
(1) adet Canon marka 0337300986 seri numaralı dijital fotoğraf makinesi, (1) adet
siyah kutu içerisinde üzerinde "Gündem özel. .'..Ulusal kanaf'yazıh CD, (1) adet TA
2S2H5484C20364 numaralı Asus marka b'eyaz,c@nkli bilgisayar kasası ve
içerisinde Samsung marka SO6QJ20L501542 seri numaralfhatddi£Kf,'
(1) adet 8697671407607 nolu siyah WİNCASE yazalı bilgisayar ve içerisinde
Samsung marka SOAEJ1KLA00915 seri numaralı 120 GB harddisk,
DOKÜMANLAR:
Şüphelinin, Avcılar ilçesi Ambarlı Mahallesi Tesisler Caddesi No:5 sayılı adreste
faaliyet gösteren Benşah tekstil Tic.ve San. Ltd.Şti. İsimli iş yerinde yapılan aramada elde
edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
8 nolu Ajandanın yapılan incelemesinde; 2 Şubat Sayfasında: El Yazması "Kemal
Alemdaroğlu 0 532 357 07 81 kemalalemdaroglu@cmay.com gmail.com", 28 Şubat
Sayfasında: El Yazması "Özlem Konur Usta/aydmlık Röportaj............Ferid İlsever", 26 Mart
Sayfasında: El Yazması "Ferid İlsever, Prof. Dr Aksel Siva 0 532 615 87 81 Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu vasıtası ile aranacak", 29 Mart sayfasında: El Yazması " Ulusal Kanal'a yeni
liste bild...", 30 Mart Sayfasında: El Yazması " Talatpaşa Komitesi Kemal Alemdaroğlu--------
Nuray Hanımı arayalım", 2 Mayıs Sayfasında: El Yazması " 18:30 Ulusal Kanalda/Ferid
İlsever ile toplantım var", 24 Mayıs Sayfasında: el Yazması " Ferid İlsever", 22 Ekim
Sayfasında: " Milli Mücadele Derneği: Türk Solu Gazetesi", 26 Kasım Sayfasında: 9 ARALIK
PAZAR/ÇATALCA Doğu Perinçek (2) Altan Günbay (4) Cemalettin Gö..(2) Onur Akın (2)
Yok (Üstü çizili) Kemal Alemdaroğlu (2) Yaşar Hacasalihoğlu (2) Niyazi Karadeniz (2) Ali
Demir (1) Nilgün Yılmaz(2) (üstü çizili) Güler Kömürcü (2) Ekrem Kahraman (2) Fevzi
Durgun (2) Osman Güney (2) Birol Başeren (2) Seyfettin Özdemir (2) Çiğdem elmacı (2) Ay...
Çetindağ (2) (üstü çizili) Emin Gürses (1) Hüseyin Macit Yusuf (2) (üstü çizili)
Vahit Dikilitaş (2) A......Tan (2) (Üstü Çizili) Alev Orbay (2) Aydın İlgaz (2) Elif Koçak (üstü
çizili) Zeynel A. Erdem (2) (üstü çizili) Güneri Civaoğlu (2) 'üstü çizili) Ahmet Ercan (2)
Ümit Zileli (1) Ferid İlsever (2) Hüsün Urfalı (2) Hüseyin Soydan (2) Cevdet Karakaş (2)
Ferid İlsever (Üstü çizili), 7 Aralık sayfasında: "Ulusal Kanal'a asansör" ibareleri, diğer
sayfalarda ise Ticari faaliyetleri içeren görüşme, alacak-verecek, randevu ve telefon
numaralan, isimler olduğu görülmüştür.,
12 nolu Ajandanın yapılan incelemesinde; 25 Şubat Sayfasında: El Yazması "Ulusal
kanal akşam 19:30" 25 Ekim Sayfasında : El Yazması "Ulusal Kanala notlar vereceği.."
şeklinde yazılar dier sayfalarda ise ticari işlere ait notlar, randevu bilgileri, alacak-verecek
bilgileri vs olduğu görülmüştür..
Bl ve B2 olarak numaralandırılmış (2) adet dokümanın yapılan incelemesinde; 1.
sayfa: el yazması üzerinde "Sn: İbrahim Benli" yazan "USİAD genel başkanı Kemal Özden'in
Cumhurbaşkanlığı özel Kalemine Faksladığı mesajı bilgilerinize sunuyoruz" ibareleri ile
Kemal Özden tarafından TC Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Servet ATACANLI'ya çekilmiş
İÜ Rektörü Kemal ALEMDAROGLU'nun göreve devamının ister yazı, 2. Sayfa: "Yurtsever İş
adamlarına" başlığı altında "İbrahim Benli üye" ibaresi ile hazırlanmış USİAD' katılınmasmı
isteyen yazı, bildiri, bulunduğu görülmüştür.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape :1500, 07.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;İbrahim
BENLİ'nin Güler KÖMÜRCÜ' yü Pazar günü için davet ederek ""...sen Nişantaşı'nda
olacaksan pazar günü orada ulusalcı ressamımız Ekrem Kahraman da orada oturuyor yalnız
gelecek arabasıyla" diyerek Ekrem KAHRAMAN ile birlikte gelebileceklerini söylediği,
G.KÖMÜRCÜ'nün ".. şimdi siz o gün pazar günü tüm gün siyaset yaparsınız falan değil mi"
diye sorarak davettırj^tyâsetçilerden oluşup oluşmadığını sorduğu, ibrahim BENLİ'nin "Hayır
hayır siyaset yok bir dakika aramızda bir tane siyasetçi
olacak başka siyasetçi yok hepsi" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Yani ondan sonra ulusalcı
şeyler işadamları" dediği tespit edilmiştir.
Tape :1325, 09.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle,
G.KÖMÜRCÜ ile selamlaştıktan sonra İbrahim BENLİ'nin "Valla (Arka Planda İbrahim
yanındaki şahsa hitaben: Merhaba hoş geldiniz) işte toparlandık böyle" dediği,
G.KÖMÜRCÜ' nün de Gökçealiye geldiklerini söylediği, İbrahim BENLİ'nin "İstikbalin
oradan yedi kilometre sonra Gökçeali köyüne gireceksin tamam mı" "Köye girince bak köye
girdikten sonra bana bir alo de ben seni oradan yönlendireceğim" dediği tespit edilmiştir.
Tape: 1331, 20.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;Bir süre
bayramlaştıktan sonra, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Aynı şekilde aynı şekilde ben de bayramını
kutluyorum... çok selam bir de İbrahim o günkü hani tanışmıştık Berk Yarbay Berk" dediği,
İbrahim BENLİ'nin "EVET SAVCI YARBAY" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Adı neydi
Bahattin yok neydi adı" dediği, İbrahim BENLİ nin "Şimdi o yarbayımız bir başka dostun
vasıtasıyla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Selam söyle" dediği,
Tape : 1489, 23.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;
İbrahim BENLİ'nin Güler KÖMÜRCÜ ile buluşmak istediği, Çatalca da olduğunu
söyledikten sonra "G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam o zaman ...dört gibi falan iyi mi yaklaşınca
alo de tamam" "Çok sevdiğim bir arkadaşım var Ermenistanın Türkiye temsilcisi sayemde
tanışın işte" dediği, sizinde "İyi ben buradan çıkıp oraya gelirim" dediğiniz tespit edilmiştir.
Tape :1338, 28.12.007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;Bir süre
Pakistan da Buttonun öldürülmesi konusuyla ilgili konuştukları, ilerleyen konuşmada Güler
KÖMÜRCÜ'nün "...garip bir şey hissediyorum biliyor musun Ermenilerde tuhaf bir
hareketlenme var Türkiye'deki Kripto Ermenilerde gizli Ermenilerde" diyerek Türkiye'de ki
gizli Ermenilerin yönetimi ele geçirmeye çalıştığından bahsettiği, Faruk SÜREN'in de Kripto
Ermeni olduğu, bunun gibi birçok iş adamı ve şahsın bulunduğunu anlattığı, devamında Güler
KÖMÜRCÜ'nün "... ben kime yazı yazıyorum benim yazımı Güruh anlar mı" ".. ? sana uyan
diyorum bende zaten sen Güruhu boş ver" "SANA NE HALKTAN YA ÇOK AFFEDERSİN
YANİ BU İŞÇİ PARTİSİ OLABİLİRSİNİZ AMA HALK BENİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR
%5 BENİ İLGİLENDİRİYOR" "%5 uyansın işte uyanması gereken SEN BEN O DÜN
AKŞAM" "konuşan arkadaşın boş ver sen Güruh'u sen Güruh le ne olmuş hiç önemli değil sen
önemli yerdesin ben önemli yerdeyim arkadaşın önemli yerde akıl olarak ruh olarak cesaretli
olarak bizler farklıyız bizim Organize olmamız lazım sen Güruhu boş ver" dediği, İbrahim'in
"Nasıl organize olacağız" dediği, Güler'in de teknolojik imkanları kullanmaktan bahsederek
"..türbanı serbest bırakamıycak KRİPTO ERMENİ'SİNE KRİPTO YAHUDİSİ TÜRKİYE Yİ
TEMSİL EDEMİYCEK FETHULLAHÇI YA DÖNÜŞTÜREMİYCEK PEKİ NASIL
YAPACAĞIM BEN SEN O ŞİMDİ HUKUĞUN İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ
DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE HAKİM SAVCI VAR POLİSİN İÇERİSİNDE SENİN
BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE VAR" "Böyle demorilize bırak halk
uyansm HALKTAN BANA NE BEN HALK'A YAZI YAZMIYORUM Kİ SİZE YAZI
YAZIYORUM BEN" dediği, İbrahim'in "Öncü öncü tabi ki yani hiç bir devrim deyin öncüsüz
olmaz" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "İşte onu demek istiyorum bu kadar" "Aynı aynı öncü
bu sefer %3 ,%5 olacak" "Tek kişi değil öncü bu sefer öncü bu sefer 10 bin kişi 20 bin kişi
olacak bu kadar" "Odan sonra halkı dönüştürürüz biz
t £■' * <\ m
ama şu 10 bin kişi yan yana gelemiyoruz 10 bin kişi arasında" "Sen çok etkili bir adamsın
hem de çok güzel ruhu olan bir adamsın" dediği,
ŞÜPHELİ İBRAHİM BENLİ'NİN ADININ GEÇTİĞİ TAPELER
Tape :1327, 09.12.007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Erol'un yaptıkları telefon
görüşmesinde özetle;
EROL' un "...perşembeden önce şey yapacağız tedbir almak gerek yani"
dedikten sonra bir süre Okmeydanı ve Kağıthane ilçelerindeki provokasyonlardan bahsettikten
sonra G.KÖMÜRCÜ' nün "Ondan sonra yemeğe içeride çok şımardım Erol kapıdan girdim
(Arka Planda Güler yanındaki şahsa hitaben: Elli kişi var mıydı) elli elli beş kişi vardı çiftlik
sahibi işadamı davet ne olur gelir misin... İşadamları şey işte bir tanesi geldi işte ben sizi
şefkatle ve saygıyla okuyorum şefkatle okumak neyse yarbay bilmem kim Çorluda sizinkiler
beni pek seviyor şefkatle" "Ondan sonra neyse bir sürü işadamı vardı böyle tek sıra halinde
onlarla müthiş popülerdim yanıma gelip resim çektirdiler VE BOMBA BAŞHEKİM VARDI
BİLİYOR MUSUN" "DOĞU PERİNÇEK" dediği, EROL' un "Hı vakit kaybediyorsunuz
böyle toplantılarda Güler hanım" "Avrupa'da bu Nurettin Demirtaş'ın bir takım demeçleri var
şu anda İstanbul karıştı ama Yüksekova'dan insan Yüksekova'dan da adımızı listelere
karıştırmayalım diye serzeniş" dediği, "sonra Gazi mahallesi Kağıthane ve Okmeydanı'nda
KARŞI TEDBİR ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM" dediği tespit edilmiştir.
Tape : 1328, 09.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Murat................. arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çatalca'da İbrahim Benli diye bir işadamı var onun bir atmış
yetmiş kişi vardı" diyerek İbrahim BENLİ isimli şahsın Çatacadaki bir çiftlikte yaptığı
toplantıya katıldığını, Murat'ın "Neyse anladım yine adamakıllı bir adamın çiftliğine
gitmişsiniz ya başka çiftliğe gitseydiniz yazacaktım valla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün
"...BİR SÜRÜ İŞADAMI VARDI SAVCI VARDI EMNİYET MÜDÜRÜ VARDI DOĞU
PERİNÇEK DE VARDI" dediği, Murat'ın anlaşılamayan bir konuyla ilgili ".... gitmedin değil
mi" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Git lan manyak onların çiftilkleri de mi oralarda" dediği,
Murat'ın "Gürpınar'da" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bak senden daha iyi kim bilecek işte
bak nasıl biliyorsun sen nasıl biliyorsun onları" dediği, Murat'ın "Çatalca bölgesi YÜZDE
DOKSANI İMALATHANEDİR onun için çiftiklere dikkat edin yani" dediği, ilerleyen
konuşmasında, Güler KÖMÜRCÜ'nün Kuzey Irakla ilgili yazdığı haberlerin aynen
çıktığından bahsettikleri,
Tape : 1329, 09.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Turan ÇÖMEZ
arasındaki yaptıkları görüşmede, G.KÖMÜRCÜ' nün İbrahim BENLİ den bahsederek "...hani
seni tanıştırmıştım işadamı şeyde yemek yerken Teşvikiye'de... vardı BİLMEM KİMİN
SPONSORU evde böyle atmış kişilik bir yemek vermişti ..." "DOĞU PERİNÇEK VARDI
ORADA" dediği, T.ÇÖMEZ' in "Ne diyor" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bir şey demiyor ben
en köşede oturdum" "Yaşar Hacısalihoğlu da vardı söyledi üzgün nasıl duruyom gördün mü"
dediği, T.ÇÖMEZ' in "Yaşarla beraberdik" dediği tespit edilmiştir.
Tape : 1403, 22.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Erol .................. arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;Güler KÖMÜRCÜ'nün ".. .geçen hafta sana söyledim sanıyorum
bunu evet senle o gün akşam konuşmuştuk bu DOĞU PERİNÇEK'İN ŞEYLERİNDEN
SPONSORLARINDAN bir iş adamı Çatalca'da evinde davet verdi söyledim mi sana" "...orda
bi tane birisi geldi yanıma işte ben sizi şeyle..»okuyorum şevkatle okuyorum diye" ..Yarbay
Savcı Yarbay" "Bahadır Berk diye birisi":'&iv.dahde mesaj atmış sizi yakından
tanımak istiyorum falan diye ben tabi memnuniyetle kardeşim falan yaptım" dediği, Erol'un
"Kolordu var Çorluda" "Orda normal ... Askeri Mahkemede var" dediği, Güler
KÖMÜRCÜ'nün "... bugün görüşücem öğlen sonuda yani şenlen biraz ön bilgi alayım neyin
nesi diye" dediği, Erol'un "Yani Harp okulu mezunu olupta sonradan dışarıdan ... hukuku
bitirmiş olabilir" "Mesafeli ol da bir de araştır bakalım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...
daha çağırmadım ki daha randevu vermedim önce araştırmadan randevu verir miyim" "Önce
bi soriyim Ankaraya da tabi öyle biri vardır adını kullanıyordur ben onu nasıl emin olucam
önada bir yöntem öğret" dediği, Erol'un "Görüştükten sonra emin olduktan sonra bile maksadı
önemli öncelikli maksadını tespit etmeye çalış" dediği,
Tape :1404, 22.12.007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Recep Rıfkı DURUSOY
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;G.KÖMÜRCÜ' nün "Özür dilerim tekrar özür bin
kere, ya bişi sorcam, şimdi geçen sana söylemişmiydim, bu Doğu PERİNÇEK in hani
sponsoru bi davet vardı, orda bi Yarbay Savcıyla tanıştım" dediği, R.R.DURUSOY' un "Yes"
dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Askeri savcı Bahadır BERK, adam şimdi üç gündür bana sürekli
mesaj atıyor bi görüşelim, bi görüşmemiz lazım falan diye, şimdi adamla bugün öğleden sonra
görüşecem de öğlen falan gibi fakat bişeyden huylandım, yani biraz bana bişeyler anormal
geldi" dediği,
Tape : 1337, 27.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Hikmet.... arasındaki telefon
görüşmesinde özetle; Hikmet'in "Şimdi geçen hafta Sabahattin Önkibar yazdı bugün sen
yazdın Önkibar şeye söyle İlker Türkmene MİTe Mitle ilgili dizide söylediğine şey yapıyor
nedir MİT şeyi düşmanlığı herhalde diyor babasının Yassıadada MİT müsteşarı olarak CİA ile
işbirliği yapmaktan yargılandığını hatırladı filan diye şey yapıyor bugün de sen yazdm bunlar
değiştirmek mi istiyorlar bunu" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... tabi görmüyor musun ya da
herhalde bir şeye zorluyorlar yani kadro değişimi" "O çucuk da baksana dikkat et Ferhat
bilmem kime Fetoşun işte işi kalemleri ben Amerika'dayken yani 2003 yılı falan mıydı acaba
2002 de olabilir patlar bu emri ziyarete geldi bu ondan sonra işte iki üç gün kaldı Eymür'de
sonra Eymür'de kalmadı da Eymür'le Eymür'ü ziyaret etti Eymür'le oldu ondan sonra gittikten
sonra bir sene sonra Eymüre bindirdi yani o Fetoşiye kalemlerindendir" "Ferhat Ünlü" dediği,
Sabah gazetesinde çıkan haberlerden, MİT in kadrosunun değiştirilmesi için çalışma yapıldığı
şeklinde siyasi gündemi değerlendirdikleri, ilerleyen konuşmalarda Doğu PERİNÇEK ten
bahsettikleri, aynca Koray AYDIN'm BAHÇELİ ye karşı MHP de adaylığa hazırlandığından
bahsettikleri, konuşmanın devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "en iyi dostum kim
biliyormusun" diyerek iş adamı İbrahim BENLİ olduğunu söylediği, Hikmet'in de İbrahim
BENLİ nin kim olduğunu sorması üzerine, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sizin adamınız a a
bismillah işadamı yok mu hani" dediği, bu şahsın evinde verdiği davetten bahsederek "..
.geçen iki hafta önce evinde yemek davet verdi" ".. .içeride bir sürü işçi partili Doğu bey bir
şey söylüyor eşi falan da var işte ne bileyim Kemal Alemdaroğlu şey işte Fikret ne hoca Ercan
hoca ondan sonra Yaşar Hacısalihoğlu eşleri falan böyle kalabalık bir işçi partili gruplar işte
piyano çalıyorlar arya söylüyorlar ben de içeride nasıl ... biliyorlar bilior musun beni görmen
gerekiyordu" diyerek toplantıdan bahsettiği, Hikmet...'in de "Şimdi genel başkan Ankara'da
bugün birazdan yola çıkar" "...Ufuk Söylemez geldi bir sohbet ettiler şey bunlar Ufuk
Söylemez Mehmet Haberal bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal filnan yani bu
ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" "... Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani
ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" dediği,
Tape : 3669, 13.03.2008 tarihinde, Adnan AKFIRAT ile Doğu PERİNÇEK arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;Doğu PERİNÇEK'm "İbrahim BENLİ ile sözleştin değil mi"
"...halledersin o işi ben gelmiyorum gelmeyim»" "...bu iş görüşmesine döndü
sizin olmanız yeter benim hiç bulunmama gerek yok merkezinde siz olun o temelde gitsin"
"..gördün mü zamanda Avrupa Parlamentosu Raporu" "...adamlar ordan devletin içine sıçratın
diyorlar" "..Şemdinli Şemdinliden başlayan operasyon devam ediyor" "Doğrudan Genel
Kurmay Başkanını hedef alıyor" dediği, Adnan AKFIRAT'm "O şeyi yolladı mı elinize ulaştı
mı Tuncay GÜNEY'in ifadesi" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yok o şey şey ifadesi Serhan
söyledi ama o şeymiş yani o şeyden dolandırıcılık ifadesiymiş o öbürüne .." "O ifadeler bu
şeyler falan varım o Kuzey Irak" dediği, Adnan AKFIRAT'm "Yok onlar işte onlar dava
konusu olmamışki onlar sadece almışlar almışlar sadece soruşturma için kullanılıyor" dediği,
Doğu PERİNÇEK'in "Yani onlar gece tutulan diğer ifadeler" dediği, Adnan AKFIRAT'm
"Evet yani orda da bi suç var bunun için söylüyorum" dediği,
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheli İbrahim BENLİ'den elde edilen dokümanların incelemesinde; Şüpheliler Kemal
ALEMDAROĞLU, Ferid İLSEVER, Doğu PERİNÇEK, Güler KÖMÜRCÜ, Emin
GÜRSES ve Mehmet Adnan AKFIRAT ile irtibatlı olduğu,

Şüpheli İbrahim BENLİ'nin telefon görüşmeleri ve içerikleri incelendiğinde; Şüpheliler


Mehmet Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK ve Güler KÖMÜRCÜ ile irtibatlı olduğu,

Şüpheli İbrahim BENLİ'nin telefon ve sim kart rehberinde;


Emin GÜRSES-05322066768, Doğu PERİNÇEK-05556052971, Serhan BOLLUK-
05333959324, Ferid İLSEVER-05332771564, Güler KÖMÜRCÜ-05322136100 şeklinde
kayıtlan rastlandığından adı geçen şüphelilerle irtibatlı olduğu,

Soruşturma kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şüphelilerin telefon ve sim kart
kayıtlan incelendiğinde;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ,Şüpheli M.Çayan GÜNGÖR'ün Şüpheli Güler
KÖMÜRCÜ'nün, Şüpheli Ferid İLSEVER'in, Şüpheli Serhan BOLLUK'un ve Şüpheli Yusuf
BEŞİRK'in telefon ve sim kart rehberinde İbrahim BENLİ-05336388434 şeklinde kayıtlara
rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
Diğer Şüpheli şahıslann beyanlan göz önüne alındığında;
Şüpheliler Mehmet Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Serhan
BOLLUK ve Güler KÖMÜRCÜ ile irtibatlı olduğu,
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT"m Emniyette Alman İfadesinde;
İbrahim BENLİ"yi şahsen tanıdığını, 13.03.2008 günü saat : 15.48'de Adnan
AKFIRAT ile Doğu PERİNÇEK arasındaki telefon görüşmesi ile ilgili olarak, Bu görüşmeyi
kendisinin yaptığını, İbrahim BENLİ ile sözleştiğini konuyu görüştüğünü, Bindallı sanat
Galerisinde yapılan kokteyle bazı iş adamlarının geldiğini, İş adamlarını İbrahim BENLİ'nin
davet ettiğini, Kokteylden sonra iş adamlan ile yemeğe gittiklerini, kendisi iş adamlarına
Çin"de yatırım konusunda bilgi vereceğini, Doğu PERİNÇEK"in de geleceğini, ancak iş
görüşmesi olduğundan dolayı katılmak istemediğini, Sonrasında Yakuplu lokantasında yemek
yediklerini, İş adamlan olarak; Vahit..., Süleyman..ve isimlerin hatırlamadığım 7-8 iş adamının
olduğunu, Tuncay GÜNEY"in ifadesinin Doğu PERİNÇEK"e yolladığını, İbrahim BENLİ'nin
- Sanayici* olduğunu Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneğinin yönetim kurulu üyesi
olduğunu, u *•„
Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT'm Savcılıkta Alman ifadesinde;
Ulusal Kanal televizyonunun 29 Ekim 2000 tarihinde kurulduğunu, bundan daha önce
Cumhuriyet gazetesi ile birlikte ulusal bir televizyon kurulmasının gündeme geldiğini ancak o
dönemde mali imkânlar yetersiz olduğu için İlhan SELÇUK"un siz yapın biz destekleyelim
dediğini, İlhan SELÇUK"un da çeşitli toplantılara katıldığını, birlikte ulusal bir televizyon
kurulması amacıyla bu toplantılara katıldığını, İlhan SELÇUK ile Doğu PERİNÇEK"in zaman
zaman bu tür konularla alakalı görüşmeler yaptıklarını, Yeditepe İletişim AŞ diye bir yayın
şirketlerinin olduğunu, bu şirket altında 1995-2000 yılma kadar Yeditepe Kanalı adı altında
İstanbul da bölgesel yayın yaptıklarını, 2000 yılından sonra Türkiye çapında yayın yapma
karan aldıklann ve bu karardan sonra kanallannm adının ULUSAL KANAL olduğunu, 2000
yılından itibaren İbrahim BENLİ, Murat KARA YALÇIN, Hüseyin Macit YUSUF gibi bazı
şahıslan da şirket bünyesine alarak kanalın Türkiye çapma yayılması için teknik vericiler ve
malzemeler alındığını ve ulusal yayma başlanıldığını, o dönem itibariyle küçük küçük bölgesel
çaplı kişiler şirketin belli bir hissesine ortak olmak suretiyle bir gelir elde edildiğini, bu
gelirlerin toplanmasıyla şirket ulusal yayma başladığını, Tuncay GÜNEY"in iddia ettiği
şekilde Devlet BAHÇELİ"den para alınma imkanı olmadığını ancak o dönem itibariyle
Mehmet PERİNÇEK'in Rus arşivlerinde Ermeni belgelerinin alınması ile alakalı bir
Başbakanlık tanıtma fonundan bu belgelerin tercümesinin yapılması için bir ödeme talep
edildiğini ama bu projenin kabul edilmediğini, kanal dediği şekilde kurulmuş olduğunu, Aynca
televizyon araştırma ve geliştirme projesi olarak bahsedilen belgenin Ulusal kanalın kurulması
gerçeği ile hiçbir alakası olmadığını, Gürbüz ÇAPAN'la da hisse devri konusunda
Şüpheli Doğu PERİNÇEK"in Emniyette Alman İfadesinde;
İbrahim BENLİ eski tersane işçisi, tekstil sanayicisi, iş adamı ve İP İstanbul 3. bölge
milletvekili adayı olduğunu, tersane işçiliğinden beri tanıdığını, vatansever, güvenilir bir iş
adamı olduğunu,
Güler KÖMÜRCÜ'nün değişik kişilerle, 09.12.2007 günü saat:19.44, 22.12.2007 günü
saat:09.09 tarihlerinde yaptığı telefon görüşmelerinde, İbrahim BENLİ'nin Çatalcadaki
davetine, bir çok iş adamı, savcı, emniyet müdürünün katıldığını, aynca bu toplantıda Savcı
Yarbay Bahadır BERK isminde biriyle tanıştığını, İbrahim BENLİ için "Doğu Perinçek'in
şeylerinden sponsorlanndan" dediğinin tespit edilmesi ile ilgili olarak;
İbrahim BENLİ"nin İstanbul 3. bölge milletvekili adaylan olduğunu, Seçimlerde parti
üyesi olduğu için aidat ödenti ve bağışlan olduğunu, Hepsinin makbuzlu olduğunu ancak
sponsor tabir edilecek bir katkısının olmadığını,
19.24 da Güler KÖMÜRCÜ ve Erol... isimli şahıs arasında yapılan telefon
görüşmesinde; Güler KÖMÜRCÜ'nün bir iş adamının çiftlik evinde verdiği, elli, ellibeş
kişilik davete katıldığından bahsettiği, bu davete iş adamlan ve değişik kesimlerden kişilerin
katıldığından bahsettiği ve ".. BOMBA BAŞHEKİM VARDI BİLİYOR MUSUN" "DOĞU
PERİNÇEK" dediği ve Telefon görüşmelerinden, Güler KÖMÜRCÜ'nün bahsettiği davetin iş
adamı İbrahim BENLİ tarafından verildiği anlaşılan yemek ile ilgili olarak;
Ayıp olduğunu, milletin birbirleri ile buluşmasını yemek yemesini suç göstermenin bu
operasyonun kanun dişiliğinin vardığı boyutlan sergilemekte olduğunu, O yemekte Türkiye'nin
seçkin opera sanatçılan, keman ustası profesörler, sanatçılann yer alıp, şarkılar ve türküler
söylendiğini,
Şüpheli Ferid İLSEVER"in Emniyette Alınan İfadesinde
07.02.2008 tarihinde saat 18:45 sıralarında İbrahim isimli şahıs ile telefon görüşmesi
ile ilgili olarak; '• -</-*;■
ibrahim isimli şahsın ibrahim BENLİ olduğunu, Talatpaşa komitesinin yürütme kurulu
olarak kendisinden kurulumuzun mali sorunlarına yardımcı olmasını rica ettiklerini, Kabul
ettiğini, Buradaki söz konusu toplantının Pera müzesinde yaptıkları toplantının hazırlıkları ile
ilgili olduğunu,
Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün Emniyette Alman İfadesinde;
09.12.2007 günü saat: 19.24 sıralarında Erol ile yaptığı telefon görüşmesi ile ilgili
olarak;
Erol Beyin yurt dışında yaşayan arkadaşı olduğunu, Kendisinin bir inşaat şirketinde
yönetici olduğunu, Hafta sonu yaptığı bir seyahate dair arkadaşı Erol Bey ile değerlendirme
yaptığını,
İş adamı ve tekstilci İbrahim BENLİ'nin Çatalca'da ki evinde bir grup siyasi
akademisyen sanatçıya verdiği yemek daveti olduğunu, orada bulunduğunu, Bu davet de
Doğu PERİNÇEK'in olduğunu, Bu yemek daveti üzerine arkadaşıyla genel bir sohbet
yaptıklarını, Bu sohbetin herhangi bir haber değeri olmadığını, Özel bir sohbet olduğunu,
28.12.2007 günü saat: 11.28 sıralarında İbrahim BENLİ ile yaptığı telefon görüşmesi
ile ilgili olarak;
İbrahim Bey'in AKP eski Afyon milletvekili olduğunu, Kendisinin siyasi
tecrübelerinden yararlanmak için güncel konularla ilgili görüş alış verişi yaptıklarını,
Şüpheli Serhan BOLLUK'un Emniyette Alman İfadesinde;
İbrahim BENLİ'yi tanıdığını, Kendisi ile Talat Paşa Komitesindeki aldığı görevler
nedeni ile 3-4 yıl kadar önce tanıştıklarını ve halen görüştüklerini,
Şüpheli Serhan BOLLUK'un Savcılıkta Alman İfadesinde;
İbrahim BENLİ'yi yaklaşık 3 veya 4 yıl önce Talat Paşa Komitesinin faaliyetlerine
katıldığı sırada tanıdığını, Talat Paşa Komitesinin Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf
HALAÇOĞLU'nun Ermeni katliamının yalan olduğu şeklindeki beyanları üzerine İsviçre'de
hakkında verilen tutuklama karanna tepki olmak üzere kurulmuş olduğunu,Başkanmm Rauf
DENKTAŞ olduğunu, Sekreterliğini Ferid İLSEVER yaptığını, Çok sayıda seçkin kişinin bu
komitenin faaliyetlerine katıldığını, Henüz tüzel kişilik kazanmadığını bildiğini, Yine Avrupa
Parlamentolarında kabul edilen sözde Ermeni soykırımı kararlarına tepki olarak birçok eylem
gerçekleştirdiğini, Bunlardan biriside İşçi Partisi Genel başkanı Doğu PERİNÇEK'in İsviçre
de aynı şekilde Ermeni soykırımının olmadığını söylemesi olduğunu, Bunun üzerine kendisi
hakkında da tutuklama karan çıkartıldığmı,Bundan sonra bizzat giderek İsviçre'de ifade
verdiğini ve serbest bırakıldığım,bu komitenin bir üyesi olmadığmı,Ancak faaliyetlerine
katıldığını, Bu faaliyetler sırasında tanıştığı İbrahim BENLİ ile arkadaşlık kurduklannı,
bundan sonrada görüşmelerinin gerek yüz yüze gerekse telefonla devam ettiğini,
Şüpheli İlhan SELÇUK'un Emniyette Alman İfadesinde;
İbrahim BENLİ'yi tanımadığını,
g)-Hukııki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli İbrahim BENLİ'nin USİAD Yönetim Kurulu üyesi olduğu, şüpheliler Doğu
PERİNÇEK, M. Adnan AKFIRAT, Ferid İLSEVER, £emal Yalçın ALEMDAROĞLU, Emin
GÜRSES ve Güler KÖMÜRCÜ ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu,

Şüpheli Tuncay GUNEY'in beyanına göre USIAD'm direk Ergenekon terör örgütü ile
irtibatının olduğu belirtilmiş olup, şüpheli Ümit OĞUZTAN'dan da "USİAD" isimli doküman
ele geçirilmiştir.
"ERGENEKON" dokümanının 4/b) "GÜÇLÜ BİR İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNÜN
ANAHTARI" başlığı altında; İstihbarat örgütleri para politikalarının türlü senaryoları ile
ülkelerdeki hükümetleri rahatlıkla devirebileceği ya da çıkar ve amaçları doğrultusunda
yönetimler uygulamaya mecbur bırakacaklan, Ergenekon'un da kaçınılmaz bir biçimde çağın
ve koşulların gereği olarak ekonomi alanında çok etkin faaliyetler uygulamaya koyması ve
para akışını kontrol altına alma zorunluluğu olduğu belirtilmiştir.
"LOBİ" belgesinin 4) "HEDEF" başlığı altında; Lobi'nin öncelikle ticari şirketler
aracılığı ile ekonomik güç kazanması, ardından kuracağı vakıf ile de ekonomik gücünü
artırma çalışmalarına yönelmesi gerektiği belirtilmiştir.
Örgütün bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için "USİAD" isimli sivil toplum
örgütünü kontrol altına almaya çalıştığı, bu nedenle de "USİAD" isimli belgenin örgüt
tarafından hazırlattınldığı kanaatine varılmıştır.
"USİAD" isimli belgenin yapılan incelemesinde;
"GİRİŞ" başlığı altında; "Söz konusu çalışmanın Ulusal Sanayici ve işadamları
(USİAD) adlı sivil toplum örgütünü anlattığı,
USİAD 'in Kemalist ulusal kaygılar ve amaçlar doğrultusunda oluşturulan bir dernek
olduğu ve işadamları Mümtaz ZEYTİNOGLU ile Murtaza ÇELİKEL'in öngörülerinden
yararlanıldığı belirtilmiştir.
"AMAÇ" başlığı altında;
USİAD'in, global finans kaynaklarının, ulusal üretimi önce kilitleyip ardından da
tümden işlemez ve başarısız kılma hedefinin karşısında, yeni bir güç olarak çıkartılmaya
çalışıldığı belirtilmiştir.
Henüz kuruluş sorunlarını tam anlamıyla aşamamış olmasına rağmen USİAD'in
"yerli malı" üretimi ve kullanımı mesajından yola çıkarak girişimlerde bulunmuş olmasının
ayrı bir önem ifade ettiği,
İlerleyen bölümlerde Türkiye 'nin sanayi alanındaki birçok oluşum ve örgütlenmenin
çeşitli bürokratik ve siyasi engellerle karşılaştığı, dış güç odaklarının baskıları sonucu
uygulanan ulusal çıkarlara tümden aykırı tarım, sanayi ve üretim yapılanmalarının ülkeyi
"montaj sektörü " konumuna getirdiği,
Tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında USİAD 'in yerinde ve gerekli bir adım attığı,
bu anlamda desteklenmesi, teşvik edilmesi, rota belirlenmesinde yardımcı olunması gerektiği
belirtilmiştir.
"SORUNLAR" başlığı altında;
USİAD 'in en önemli ve en büyük sorununun, mevcut ekonomik yapı içinde diğer
sanayici ve işadamları örgütlerine karşı sergilediği farklı söylem ve ideallerinden dolayı
girişimlerinde karşılaştığı engeller olduğu,
Medyanın USİAD karşısında patronlarının, çıkar ve taleplerine uygun hareket ettiği,
ancak yeni bir örgütlemenin (USİAD) çıkar odaklarının ve illegal çevrelerin hedefi haline
geldiği, - .
Amaçlar ve ilkeler doğrultusunda hareketle kurucuları derneğe "ulusal" adı
verilmesini uygun gördüğü, ancak ülkede ve dünyada yaratacağı etkinlik göz önüne
alındığında bürokratik engellerle karşılaşacağı belirtilmiştir.
"SONUÇ" başlığı altında;
USIAD'in faaliyetlerini ulusal çıkarlara uygun alanlarda desteklenmesi, sorunlarına
çözüm yollarının tespit edilmesi, aynı alandaki karşı sivil toplum örgütlerinin desteği ve
işbirliğinin sağlanması gerektiği,
İlişkinin "örtülü" bir biçimde sürdürülerek geliştirilmesi ve desteklenmesinin ülke
çıkarları adına yararlı olduğu görülen USIAD 'in göstereceği performansın aynı zamanda
ekonomik alandaki aksiyonlar karşısında reaksiyon odağı olarak değerlendirilmesi gerektiği,
Özellikle hükümetlerin dış güç odakları ile ilintileri ve uğradıkları baskılar
sonucunda, ülke çıkarlarına aykırı karar almaları ve bu kararların uygulanması karşısında
USIAD 'in varlığının ayrı bir önem taşıdığı,
Ayrıca USIAD'in Türkiye'deki fundamentalist ekonomik açılımlar karşısında
ekonomik alanda operasyonal faaliyetlerin etkisiz kılınmasında önemli rol üstlenmesinin
uygun görüldüğü belirtilmiştir."
Şeklinde olduğu bu belge içeriğine göre de USİAD'm ERGENEKON terör örgütü ile
amaç ve düşünce bakımından benzerlik gösterdiği, irtibatlı oldukları kanaatini verdiği,
Şüpheli İbrahim BENLİ 'nin örgüt üyelerinden Doğu PERİNÇEK, Mehmet Adnan
AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Güler KÖMÜRCÜ ve Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile
irtibat halinde bulunduğu, şüpheliye ait Çatalca'da bulunan çiftlikte örgütün üst düzey
üyelerinin katıldığı gizli örgütsel toplantıların yapıldığı, şüphelinin Ferid İLSEVER ve Kemal
Yalçın ALEMDAROĞLU ile "Talat Paşa Komitesi" isimli oluşumda birlikte faaliyetlerde
bulunduğu, örgütsel faaliyetler için gerektiğinde talep edilen finansmanın şüpheli ibrahim
BENLİ tarafından karşılandığı anlaşılmıştır.
13.03.2008 tarihinde, M. Adnan AKFIRAT ile Doğu PERİNÇEK arasındaki telefon
görüşmesinde özetle; Doğu PERİNÇEK'in "İbrahim BENLİ ile sözleştin değil mi"
"...halledersin o işi ben gelmiyorum gelmeyim.." "...bu iş görüşmesine döndü sizin olmanız
yeter benim hiç bulunmama gerek yok merkezinde siz olun o temelde gitsin"
Şeklindeki görüşmeden de şüpheli İbrahim BENLİ'nin ERGENEKON terör
örgütünün üyesi olduğu, şüpheli Doğu PERİNÇEK'in yapılacak toplantı için Mehmet Adnan
AKFIRAT'a verdiği talimatta o, merkezde gitsin diyerek İbrahim BENLİ'nin toplantıda
formaliteden bulunduğunu kendi talimatlarına göre gereğinin yapılmasını istediği açıkça
anlaşılmaktadır.
Şüpheli İbrahim BENLİ, ERGENEKON terör örgütünün gizli toplantılarına ev
sahipliği yapması, USİAD'daki konumu ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üst düzey
sorumluları olan Doğu PERİNÇEK'in ve Ferid İLSEVER'le irtibatları göz önüne alındığında,
Şüpheli İbrahim BENLİ'nin ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak
eylemi nedeniyle, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5.
maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştin-' •..

sı- ŞÜPHELİ MAHİR CAYAN GUNGOR


a)-Emniyet ifadesinde;
Ben 1980 yılında Ardahan'da doğduğunu, İlk, orta okulu ve Liseyi Ardahan'da
okuduğunu, 2002 yılında açık liseden mezun olduğunu, 2000 yılında askere gittiğini, 2001
aralık ayında askerden geldiğini, Bir yıl kadar işsiz kaldığını, 2002 seçim arifesin de İşçi partisi
il başkanı Mevlüt USTA ile tanıştığını ve bu partiye üye olduğunu, Üye olduktan birkaç ay
sonra İstanbul İşçi partisi il merkezi ne geldiğini, parti de 2004 yılma kadar şoförlük ve bakım
onarım işlerinde çalıştığını, buradan ayrıldıktan sonra Ardahan'a gittiğini, ticari Minibüs
aldığını, Ardahan'da iş bulamayınca Minibüsü İstanbul a getirerek işlemlerini yaptırdığını ve
servis taşıma işleri ile uğraştığını, 2005 yılında arabayı satıp tekrar İşçi Partisi İstanbul İl
başkanlığında maaşlı olarak çalışmaya başladığını, Anne ve Babasının sağ olup, aynı anne ve
babadan dört kardeş olduklarını,
Bu güne kadar pasaport almadığını ve yurt dışına çıkış yapmadığını,
Kendisi ve ailesi hakkında güvenlik kuvvetlerince daha önceden herhangi bir işlem
yapılmadığını,
İşçi partisi üyesi olduğunu ve bunun dışında hiçbir yere üyeliğinin olmadığını,
Herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını,
Ergenekon örgütü üyesi olmadığını, bu örgüt hakkında herhangi bir bilgiye sahip
olmadığını, sadece basından öğrendiği kadarı ile bir bilgisinin olduğunu,
Ümraniye'de ele geçen patlayıcı maddeler ve el bombalar hakkında herhangi bir
bilgisinin olmadığını
Ergenekon örgütünün yapılanması, lideri, üyeleri, faaliyetleri ve amacı hakkında
herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu örgüte üye olmadığını, Hatta böyle bir örgütün varlığını
bugüne kadar duymadığını,
Lobi isimli örgütün yapılanması, lideri, üyeleri, faaliyetleri ve amacı hakkında
herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 sayılı yerde
faaliyet yürüten İşçi Partisi Genel Merkezi Aydınlık Dergisi Genel Merkezi Ulusal Kanal Genel
Merkezinin olduğu binada yapılan aramada 5. katta yatmış olduğu yataktaki yastığın altında
elde edilen Belçika yapımı T 354167 seri nolu silah ve 12 adet MKE yapımı dolu fişeğin
kendisine ait olduğunu, bu silahı 1996-1997 arası babasının bakkal dükkanı varken dükkana
bakmakta olduğunu, o esnada komşu illere dışardan toptancılardan aldığı tekstil ürünlerini
sattığını, satış için Ağrı iline gittiğini, Ağrı'da bir kahvede otururken masasına oturan bir erkek
şahısla sohbetinin olduğunu, genç yaşlarda silah merakı olduğu için silahtan sohbet açıldığını
ve kendisine silah satma teklifinde bulunduğunu, kabul ettiğini ve tekstil eşyası karşılığında
silahı aldığını, bu şahısla ilgili fazla sohbetinin olmadığından dolayı ismini dahi hatırlamadığını,
Bu silahı hiç kullanmadığını, Bu silahı devamlı sakladığını, yakalatmak istemediğin ve üstünde
taşımadığını,
Aydın Gerger isimli Doğu PERİNÇEK'in şoförünün diğer Şoför Yusuf BEŞİRİK'in
izinde "İstanbul'dan Ankara'ya Genel Başkan Doğu. PERİNÇEK i götürmeye gelir misin" diye
teklif ettiğini, kabul ettiğini, bu seyahat esnasında'Doğu PERİNÇEK ismi ve herhangi bir şey
olur kendimi savunurum diye silahı yanına aldığını^ bu nedenle yapılan aramada yakalanan
silahın aslında İstanbul'da İkametinde bulündürduğpmı, Ankara Genel Merkezde elde
edilmesinin sebebinin bu olduğunu, silahının1'olduğunu partiden kimsenin bilmediğini,
Yaklaşık Üç aydır İstanbul'da Parti İl merkezi Misafirhanesinde kalmakta olduğunu, Parti İl
Merkezi Misafirhanesinde kaldığı bu üç ay zarfında silahı burada bulundurduğunu, yine
partiden kimsenin haberinin olmadığını, Ağn ilinden silah aldığını bilen bir tanığının
olmadığını, ailesinin bile silah aldığım bilmediğini,
Öz geçmişinde belirttiği gibi 2002 seçim arifesin de İşçi Partisi Ardahan il başkanı
Mevlüt USTA ile tanıştığını ve bu partiye üye olduğunu, Üye olduktan birkaç ay sonra
İstanbul İşçi partisi il Merkezi'ne geldiğini ve partide 2004 yılma kadar şoförlük ve bakım
onanm işlerinde çalıştığını, buradan ayrıldıktan sonra Ardahan'a gittiğini, ticari Minibüs
aldığını, Ardahan'da iş bulamayınca Minibüsü İstanbul'a getirerek işlemlerini yaptırdığını ve
servis taşıma işleri ile uğraştığını, 2005 yılında arabayı sattığını ve tekrar İşçi Partisi İstanbul
İl başkanlığında maaşlı olarak çalışmaya başladığını, Doğu PERİNÇEK,Mehmet Adnan
AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNÇER, Aydın
GERGİN ve Aykut TOKAK isimli şahıslan parti üyeleri nasıl tanırsa öyle tanımakta olduğunu,
parti arkadaşlığı dışında herhangi bir ilişkilerinin olmadığını,
Herhangi bir suç işlemediği içim ve herhangi bir örgüte üye olmadığım için TCK
221 den faydalanmak istemediğini,
Ergenekon örgütü hakkında bilgi, ilgi ve alakasının olmadığını,
b)-Savcılık ifadesinde;
İstanbul Emniyet müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde vermiş olduğu
ifadeyi aynen tekrar ettiğini, her hangi bir örgüte üye olmadığını, sadece İşçi Partisi üyesi
olduğunu, aynı zamanda İşçi Partisi İstanbul il merkezinde bakım onanm ve şoförlük işlerinde
çalıştığını, arama sırasında el geçirilen Belçika yapımı T 354167 seri numaralı 9 mm
çapındaki silah ve 12 adet MKE yapımı merminin kendisine ait olduğunu, bu silahı 1996-1997
yıllannda Ağn' da şu anda kimliğini hatırlayamadığı bir şahıstan satın aldığını, silahının
ruhsatının olmadığını, bu silahı her hangi bir suçta kullanmadığını, Ergenekon terör örgütü
üyesi olmadığını, suçlamayı bu şekilde kabul ettiğini,
c)-Ar amalarda elde edilen deliller;
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Semti Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 sayılı
adreste faaliyet gösteren İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada şüphelinin yattığı
yatağın yastık altında;
1) adet Browning marka Belçika yapımı T354167 seri nolu Silah,
(1) adet Şarjör
(12) adet MKE yapımı 9.mm çaplı dolu fişek
(1) adet Motorola Marka Cl 11A Model üzerine Türksel hat takılı telefon
(1) adet Ulusal Kanal Mahir Cayan GÜNGÖR yazılı Basın kartı
(1) adet Mahir Cayan GÜNGÖR adına düzenlenmiş kart
d)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Mahir Cayan GÜNGÖR'ün İşçi Partisi üyesi olduğu, aynı zamanda İşçi
Partisi İstanbul il merkezinde bakım onanm ve şoförlük işlerinde çalıştığı, arama sırasında el
geçirilen Belçika yapımı T 354167 seri numaralı 9 mm çapındaki silah ve 12 adet MKE
yapımı merminin kendisine ait olduğu ve ulusal kanal basın kartından aynı zamanda ulusal
kanalda da görevli olduğu, savunmasında İstanbul il teşkilatında 3 aydır kaldığını beyan ettiği,
Ankara ya geçici olarak geldiğini ve tabancayı bu vesile ile taşıdığını, uzun süredir İşçi Partisi
üyesi olması ve hem İstanbul hem de Ankara daki parti binalannda kalması
ikametinin olmadığını ve işçi Partisi çatısı altında ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN
silahlı üyelerinden olduğu ve ruhsatsız silah taşıdığı, anlaşılmakla,
Şüpheli Mahir Cayan GÜNGÖR'ün ERGENEKON terör örgütünün üyesi
olmak ve ruhsatsız silah bulundurup taşımak eylemleri nedeniyle, TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı
Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince
cezalandırılması talep edilmiştir.

52- ŞÜPHELİ YUSUF TUNCER


a)-Emniyet ifadesinde;
12.05.1979 yılında Aksaray'da doğduğunu, İlk orta ve lise öğrenimimi Niğde de
gördüğünü, 1998 yılında Niğde Atatürk Lisesinde lise 3. cü sınıfta okumakta iken okula devam
edemediğini, 1998 yılma kadar çeşitli işlerde çalıştığını, 1998 yılında Niğde de Esnaf olan
Nazmi YÜRÜK isimli şahıs vasıtası ile İşçi Partisi ile tanıştığını, Partiye üye olduğunu, 1999
yılında askere gittiğini, 2000 yılı kasım ayında askerden geldiğini, 2004 yılma kadar Niğde de
çeşitli işlerde çalıştığını, 2004 yılının Mayıs ayında Antalya da bir otelde güvenlik görevlisi
olarak işe başladığını, 1,5 yıl burada çalıştığını, Niğde'ye geri döndüğünü, farklı işlerde
çalıştığını, 4 ay önce İşçi Partisi Genel Merkezine gelerek çalışmaya başladığını, Anne ve
babasının sağ olup Niğde de ikamet ettiklerini, Aynı anne ve babadan 3 kardeş olduklarını
Bugüne kadar pasaport almadığını, Yurt dışına çıkış yapmadığını, kendisi ve ailesi
hakkında güvenlik kuvvetlerince herhangi bir işlem yapılmadığını, Herhangi bir terör
örgütüne üyeliğinin olmadığını,
Ergenekon örgütü üyesi ve hiçbir alakasının olmadığını, suçlamaları kabul
etmediğini,
Ümraniye de ele geçen bombalar ile alakalı hiçbir bilgisinin olmadığını,
Ergenekon ve Lobi isimli dokümanı hiç görmediğini ve böyle bir dokümandan hiç
haberinin olmadığını,
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 sayılı yerde
faaliyet yürüten İşçi Partisi Genel Merkezi Aydınlık Dergisi Genel Merkezi Ulusal Kanal
Genel Merkezinin olduğu binada yapılan aramada 5. Katta yatmış olduğu yataktaki yastığın
altmda Tarıq 9mm Iraq yapımı 31374435 seri nolu tabanca ile tabancanın şarjöründe 8 adet
9mm MKE yapımı dolu fişeğin kendisine ait olduğunu, Herhangi bir yerde kullanmadığını, bu
silahın Dede yadigarı olduğunu, bu silahı dedesinin verdiğini, bu silahı bulundurmanın kendi
tasarrufu olduğunu ve silahlara olan merakından dolayı bulundurduğunu, Başka söyleyeceği
bir şey olmadığını, ayrıca Silahın dedesine ait olduğunu ve kendisine verdiğini
Doğu PERİNÇEK'in İşçi Partisinin genel başkanı olduğunu ve kendisinin de bir
parti çalışanı olarak İşçi Partisi Genel Merkeze geliş gidişlerinde tanıştığını, herhangi bir
yakınlık ve samimiyetinin olmadığını,
Ferid İLSEVER'in İşçi Partisinin genel başkan yardımcısı olduğunu ve şahsen
tanımadığını,
Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisinin Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK in yanında
gördüğünü ve şahsen bir tanışıklıklarının olmadığını,
Aydın GERGİN'in İşçi Partisinin Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK in yanında
gördüğünü, Şoförlüğünü yaptığını bildiğini, Bu şahısla birlikte gözaltına alındıklarını,
Mahir Cayan GÜNGÖR'ün İşçi Partisinin Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in
yanında gördüğünü ve şoförlüğünü yaptığını bildiğini, Bu şahısla birlikte gözaltına
alındıklarını,
Aykut TOKAK'm İşçi Partisinin genel merkezde birlikte çalıştığı çalışma arkadaşı
olduğunu ve bu şahısla birlikte gözaltına alındıklarını,
b)-Savcılık ifadesinde;
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde vermiş olduğu
ifadesini aynen tekrar ettiğini, Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığını, arama sırasında
yatağının altında ele geçirilen TARIQ marka Irak yapımı 9 mm çaplı tabanca ile 8 adet MKE
yapımı merminin kendisine ait olduğunu, silahının ruhsatının olmadığını, bu silahı kendisini
korumak için dedesinden aldığını, her hangi bir suçta kullanmadığını, şu ana kadar her hangi
bir suçtan gözaltına alınmadığını, suçunu bu şekilde kabul ettiğini, İşçi Partisi üyesi ve genel
merkezinde çalıştığını,
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Semti Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 sayılı
adreste faaliyet gösteren İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada şüphelinin yattığı
yatağın yastık altında;
(1) adet TARİQ 9.mm IRAQ yapımı 31374435 seri nolu silah
(1) adet Şarjör
(8) adet 9.mm MKE yapımı fişek
d)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Yusuf TUNCER7in diğer şüpheliler gibi İşçi Partisinde kaldığı dört ay önce
İşçi Partisinde çalışmaya başladığını beyan etmiş ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN
üyesi olmadığını ruhsatsız tabancanmda dede yadigarı olduğunu beyan etmiş isede,
İşçi Partisinde getir götür işleri yaptığını ve kimseyi tanımadığını söylemesine
rağmen ruhsatsız silah taşıması ve İşçi Partisi genel merkezinde yatıp kalkması ve bu
silahından kimsenin haberinin olmaması hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden ve
ruhsatsız silahı uzun süre çalıştığı yerde çalıştığı kişilerden saklıyamıyacağı hususları göz göz
önüne alındığında şüpheli Yusuf TUNCER in diğer şüpheliler gibi ERGENEKON TERÖR
ÖRGÜTÜNÜN silahlı milis grubunun üyeleri oldukları, bulundukları konum itibarıyla
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlarını bilebilecek konumda oldukları bu sebaple
de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amacına hizmet etmek için İşçi Partisinde
bulundukları anlaşılmış olmakla,
Şüpheli Yusuf TUNCER'in ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak ve ruhsatsız
silah taşımak eylemleri nedeniyle, TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

53- ŞÜPHELİ AYDIN GERGİN , a)-


Emniyet ifadesinde;

1708
1979 Malatya doğumlu olduğunu, ilk ve orta eğitimimi Ankara'da gördüğünü,
Sincan Endüstri Meslek Lisesinden 1997 yılında mezun olduğunu, daha sonra yine Ankara da
muhtelif işlerde çalıştığını, 2004 yılında askere gittiğini ve Bilecik ve Siirt illerinde askerliğini
yaptığını, 2005 Ağustos da tezkere aldığını, 2006 yılı Temmuz ayından bu zamana kadar İşçi
Partisi Genel başkanı Doğu PERİNÇEK in yanında Şoförlük yaptığını, babasının Başbakanlık
toplu konut idaresinden emekli olduğunu, Anne ve Babasının sağ olup, aynı anne ve babadan
dört kardeş olduklarını,
Bugüne kadar hiç pasaport almadığını ve legal veya illegal yollardan yurt dışına
çıkmadığını,
1996 yılında Ankara da İşçi partisi ile alakalı afiş asmaktan dolayı gözaltına
alındığını ve mahkemeye çıkmadan Karakoldan serbest bırakıldığını,
İşçi Partisi üyesi olduğunu ve bunun haricinde Herhangi bir dernek ve sendika gibi
bir kuruluşa üyeliğinin olmadığını,
Hiç bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını,
Yasadışı Ergenekon örgüt üyesi olmadığını, örgüt içerisinde görev almadığını, bu
örgütü Medyadan duyduğu kadarı ile bildiğini, bunun haricinde bu örgüt hakkında herhangi
bir bilgi sahibi olmadığını,
Ümraniye'de ele geçen patlayıcı maddeler ve el bombalar hakkında herhangi bir
bilgisinin olmadığını ve medyadan takip ettiği kadarı ile bildiğini,
Ergenekon örgütünün yapılanması, lideri, üyeleri, faaliyetleri ve amacı hakkında
herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Lobi dokümanı ve içeriği hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını ve böyle bir
örgüt içerisinde görev almadığını, böyle bir yapılanma içerisin de faaliyette bulunmadığını,
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Eti Mahallesi Toros Sokak No 9 sayılı yerde
faaliyet yürüten İşçi Partisi Genel Merkezi Aydınlık Dergisi Genel Merkezi Ulusal Kanal
Genel Merkezinin olduğu binada yapılan aramada 5. katta yatmış olduğu yataktaki yastığın
altında elde edilen COLD marka 2015367 seri nolu silahın kendisine ait olduğunu, 2004
yılında Malatya ili Fethiye Beldesi Alicen köyünde ikamet eden Dedesi Ali KIZILDERE'den
aldığını ancak dedesinin 2005 yılında köyde vefat ettiğini, Bu silahı hiç kullanmadığını, İşçi
Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK in şoförlüğünü yapmakta olduğunu, kendisi ile
dolaşırken bu silahı taşıdığını, taşıma maksadının can güvenliği için olduğunu, silahının
olduğunu Partide bilenin olmadığını, Silahın dedesine ait olduğunu ve kendisine verdiğini
ispatlayacak herhangi bir tanığının olmadığını, bütün söyleyeceklerinin bunlardan ibaret
olduğunu,
1996 Yılında İşçi partisine üye olduğunu, üye olduktan sonra 1999 yılma kadar
partide aktif bir görev almadığını, 1999 yılı ile 2003 yıllan arası İşçi Partisi Genel merkezinde
idari görevli olarak çalıştığını, 2004 -2005 yıllannda askerde olduğunu, 2006 yılında temmuz
ayında İstanbul'a geldiğini, İstanbul'da İşçi partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in
şoförlüğünü yapmakta olduğunu, bu nedenle kendisini tanıdığını, başka bir ilişkilerinin
olmadığını,
Mehmet Adnan AKFIRAT'm İşçi Partisi yöneticisi olduğunu ve bu nedenle
tanıdığını, Herhangi bir ilişkisinin olmadığını ve işi dolaysı ile tanıdığını,
Ferid İLSEVER'in İşçi Partisi yöneticisi olduğunu, bı^-nedenle tanıdığını, Herhangi
bir ilişkisinin olmadığını ve işi dolaysı ile tanıdığını. , , *;,,-, •■?*-' \

■■■>y'<r&£f
1709
Serhan BOLLUK'un Aydınlık Dergisi yöneticisi olduğunu ve bu nedenle tanıdığım,
herhangi bir ilişkisinin olmadığını ve işi dolaysı ile tanıdığını, Yusuf BEŞİRİK'in İşçi
Partisinde çalışmakta olduğunu, Doğu PERİNÇEK in yanında gezen refakat eden telefonlarını
ve randevularını ayarlayan kişi oyduğunu v bu nedenle tanıdığını, herhangi bir ilişkilerinin
olmadığını,
Mahir Cayan GÜNGÖR'ün Kendisi ile birlikte İşçi Partisinde Şoför olarak
çalıştığını ve bu nedenle tanıdığını,
Aykut TOKAK'm İşçi Partisinde Ankara Genel merkezde çalıştığını ve bu nedenle
tanıdığını,
Yusuf TUNÇER'in İşçi Partisinde Ankara Genel merkezde çalıştığını ve bu nedenle
tanıdığını,
Ergenekon örgütü hakkında bilgi, ilgi ve alakasının olmadığını, b)-
Savcılık ifadesinde;
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde vermiş olduğu
ifadesini aynen tekrar ettiğini, Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığını, arama sırasında
yatağının altında ele geçirilen COLT marka 45 kalibrelik 2015367 seri numaralı tabancanın
kendisine ait olduğunu, bu silahın 2004 yılında dedesi Ali KIZILDERE' den almış olduğunu,
İşçi Partisine üye olduğunu, aynı zamanda parti genel başkanı Doğu PERINÇEK' in
şoförlüğünü yaptığını, kendisini ve genel başkanı korumak için bu tabancayı taşıdığını, her
hangi bir suçta kullanmadığını, suçunu bu şekilde kabul ettiğini, silahının ruhsatının
olmadığını,
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Semti Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 sayılı
adreste faaliyet gösteren İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada şüphelinin yattığı
yatağın yastık altında;
1. adet ABD yapımı Cold marka 2015365 Seri nolu silah
1. adet Şarjör
(14) adet Yabancı menşeili 42 Cal dolu fişek
(1) adet Nokia marka cep telefonu (66 00) ve şarj cihazı

d)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli Aydın GERGİN'in İşçi Partisi üyesi olduğu, 2006 yılı Temmuz ayından bu
zamana kadar İşçi Partisi Genel başkanı Doğu PERİNÇEK in yanında Şoförlük yaptığı arama
sırasında yatağının altında ele geçirilen COLT marka 45 kalibrelik 2015367 seri numaralı
tabancayı ruhsatsız olarak taşıdığı, , kendisini ve genel başkanı Doğu PERİNÇEK'i korumak
için bu tabancayı taşıdığını, beyan etmiş ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi
olmadığnı savunmuş ise de şüphelinin silahlı olarak İşçi Partisi genel başkanı Doğu
PERİNÇEK'i koruması ruhsatsız silahı sürekli kaldığı İşçi Partisinin binasında yattığı yerde
yastık içinde saklaması hususları ve parti merkesinde kalıpta partinin ve yöneticilerinin
örgütsel içerikli faaliyetlerini bilmemesi hususları da göz önüne alındığında,
Şüpheli Aydın GERGİN'in ERGENEKON terör örgütünün silahlı kanadında yer
aldığı ve ruhsatsız silah taşıdığı anlaşılmaklay^üpfteji' örgüt üyesi olduğu eylemleri

Zl> f
■" -i- / * :!
gereğince TCK, 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5.
maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

54- ŞÜPHELİ YUSUF BEŞİRİK


a)-Emniyet ifadesinde;
1974 yılında Araklı'da doğduğunu 1976 yılında ailesinin İstanbul'a göç ettiği için İlk Orta ve
Liseyi İstanbul da okuduğunu, Liseyi 1992 yılında İstanbul Kabataş erkek lisesini bitirerek
Üniversiteyi çeşitli nedenlerden dolayı okuyamadığını, çeşitli işlerde çalıştığını, 1999 yıllarında İşçi
Partisin Genel Başkanı Doğu Perinçek in özel şoförü olarak işe başladığını, 2001 yılında Vatani
görevini yapmak için askere gittiğini Acemi Birliğini Manisa Doğu Kışla Avcı er eğitim taburu, usta
birliğinin ise Çanakkale Gelibolu 2. Kolordu Komutanlığı muhafız bölüğü olduğunu, 2003 Mayıs
ayında Askerden terhis olarak 2004 yılı ocak ayında evlendiğini askerden geldikten sonra eski işine
devam ettiğini halen Doğu PERİNÇEK'in özel şoförlüğünü yaptığını anne ve babasının sağ olduğunu
Orhan, Nurhan, Burhan isimli kardeşleri olduğunu, bugüne kadar pasaport almadığım ve yurtdışına
çıkış yapmadığını, afiş asmak suçundan bir kez yakalandığım Savcılık tarafından serbest bırakıldığını,
herhangi bir sendika, dernek ve benzeri kuruluşlara üyeliği bulunmadığını, herhangi bir terör örgütüne
üyeliğinin olmadığını ve herhangi bir terör örgütüne katılmadığını, Ergenekon örgütü üyesi olmadığını,

12.05.2007 günü Ümraniye İlçesinde Ali YİĞİT'in ikametindeki aramada bulunan 18 adet el
bombaları ve malzemeler ile ilgili
Bu olayı basından duyduğunu ve konu hakkında herhangi bir bilgisinin bulunmadığını beyan
etmiştir.

Veli KÜÇÜK ve Tuncay GÜNEY isimli şahıstan elde edilen Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma
Yönetim Ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul isimli doküman hakkında bildiklerini anlatması
istenilince
Kendisinin Ergenekon örgütü üyesi olmadığını, kendisine sorulan Ergenekon isimli dokümanı
ilk kez burada duyduğunu, bu konu hakkında bir bilgiye sahip olmadığını,

Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN(9. Sayfadan sonrası ) ve


Sevgi ERENEROL isimli şahıslardan elde edilen LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999/ İSTANBUL başlıklı
doküman hakkında bUdiklerini anlatması, LOBİ yapılanması üyesi olup olmadığı, konumu ve ilişkide
bulunduğu şahısları anlatması istendiğinde;
Lobi isimli bu dokümandan haberi olmadığını, hiçbir yerde görmediğini, daha önce hiç
okumadığını,

İkametinde yapılan aramada elde edilen 2001 yılma ait ajandasının 1 Ocak Pazartesi
sayfasında el yazması olarak yazılmış;
Komiser Kemal
Ayten Ersan cmeyeti izleyen kadın (Devrim EREN)
Jan. Yüzbaşı Ümit — istihbaratçı
Aslan.
HSG Halkın silahlı gücü.
Komiser Temel-Kema'in ortağı - § -
Aşur Güven —Ölen Terörist
(Cemal Ersan)
Celal ADANALI -CIA 'ci Emniyet Müdürü Selda
-Kemal'in sevgili Reklamcı Gözek
şeklinde yazılar olduğu görülmüş bahse konu yazıları kimin yazdığı ve yazılar
hakkında detaylı açıklama yapması istendiğinde;
Kendisine sormuş olduğunuz yazıların 2003 yılı sonlarında Metal fırtına isimli romanı
okuduğunda bu tarz bir roman da kendisinin yazabilirim hissi ile yazmaya çalıştığı
romammdaki karakterleri oluşturmaya çalıştığı sırada tuttuğu notlar olduğunu, HSG Halkın
Silahlı Gücünün tamamen hayal ürünü olduğunu, böyle bir birim olmadığını, diğer isimlerinde
roman kahramanı olduğunu, tanıdığı kişilerin isimleri olmadığını, hayalimden roman için
oluşturduğu isimler olduğunu,
0535 296 96 77 nolu numaranın kime ait olduğu, kendisine ait ise kendisi dışında bu
numarayı kullanan başka birisinin olup olmadığı ile ilgili
Numaranın kendisine ait ve kendi üzerine kayıtlı olduğunu, kendisinin kullandığını
ancak 5-6 aydır Doğu PERINÇEK'in cep telefonu olmadığından araçta seyahat halinde iken
Doğu PERINÇEK'e ulaşmak isteyenlerin bu numarayı aradığını, parti sekreterinin de Doğu
beye gelen telefonları bu şekilde yönlendirdiği için genelde Doğu PERINÇEK'in kendi
telefonunun kullandığını, aynı zamanda arama yapacağı sırada da bu telefonu kullandığını, bu
nedenle kendisine ait bu telefonu Doğu PERINÇEK'in kullandığını, başkada kimsenin
kullanmadığını,
\.'ttcarijgfggııekon isimli yasadışı yapılanma içerisinde oldukları tespit edilen ve gözlem
altında kalan şahıslardan tanıdıkları ve ilişkileri ile ilgili olarak;
M. Zekeriya ÖZTÜRK :Kendisini hatırladığı kadarı ile 2006 yılında
birkaç ay Ulusal Kanalda çalıştığı bu dönemde birkaç kez karşılaştığını ancak selamlaşmadan
öte bir tanışıklığının olmadığını
Muzaffer TEKİN :Şahsı tanımadığını sadece basından ismini duyduğunu
Veli KÜÇÜK : Şahsı tanımadığını ismini basından duyduğunu
Sevgi ERENEROL :Şahsı tanımadığını ismini basından duyduğunu birkaç
kez de İşçi partisinin basın açıklamalarında Doğu PERİNÇEK'e destek vermek için geldiğini
gördüğünü,
DoğuPERİNÇEK :1995 yılında çocukluk arkadaşının dayısı olan Tahir
....... isimli şahıs vasıtası ile İşçi Partisine gidip gelmeye başladığını, gençlik kollarındaki
gençlerle arkadaşlıklar kurduğunu, İşçi Partisi Gençlik Örgütüne üye olduğunu, 1999 yılında
Genel Başkan Doğu PERİNÇEK'in şoförü Akif ŞENOĞLU isimli şahsın Doğu PERINÇEK'in
şoförlüğünü yapıp yapamayacağını sorduğunda kendisinsin bu iş teklifini kabul ettiğini, o
tarihten bu yana Doğu PERİNÇEK'in özel şoförlüğünü yaptığını,
M. Adnan AKFIRAT :Ulusal kanalda uzun yıllar çalıştığını bu nedenle kendisi ile
tanışıklığı olduğunu, kendisi ile arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
FeridİLSEVER :Ulusal kanalın genel yayın yönetmeni olduğunu, kendisi ile
arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
Serhan BOLLUK :Aydmhk dergisinde çalıştığını, arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
Yusuf TUNÇER :İşçi Partisinin genel merkezinde çalışan olarak bildiğini fazla bir
tanışıklığı olmadığını,
Aydın GERGİN :Kendisinin Doğu PERİNÇEK'in ikinci şoförü olduğunu, iş
arkadaşlığı ilişkisi ile kendisini tanıdığını, başka bir ilişkisi olmadığını, Mahir Cayan
GÜNGÖR :4-5 Ay önce Doğu PERİNCEK in yanında işe başladığını, hem şoförlük hem
de güvenlik nedeni ile Doğu PERİNÇEK'in yafflnda bulunduğunu,
Aykut TOKAK :İşei Partisinin genel merkezinde çalışan olarak bildiğini, fazla bir
tanışıklığı olmadığını,
b)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin Bahçelievler ilçesi Siyavuşpaşa mahallesi, Akasya sokak Emek Apartmanı
No: 14/11 sayılı adresinde yapılan aramada;
(1) adet QUANTUM marka CT:23975512QLILE01 seri nolu 40 GB harddisk,
(1) adet WESTERN DİGİTAL marka WMAOM 1441287 seri nolu 10 GB. harddisk,
(1) adet MAXTOR marka C 21292SC seri nolu harddisk,
(1) adet kahverengi renkli 2001 yılma ait ajanda,
Üst aramasında;
(1) adet Nokia 1600 marka 352270/01/2607266 IMEİ numaralı cep telefonu,
(1) adet 0101280044601 seri nolu Turkcell Simkart,
c)-Telefon görüşmeleri;
Tape :3811, 26.02.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile Erkan ... arasında yaptıklan
görüşmesinde özetle;Doğu PERINÇEK'in "Erkan.. Ulusal Strateji Merkezine 7-8 tane
iskemle koydur" "Tuğran'ı da çağır" "Turan, Ferid, Sen" "beş dakika sonra geliyorum ben"
dediği ve görüşmeden sonra şüpheli Yusuf BEŞİRİKin Ferid İLSEVER'i toplantdıya çağırdığı
ve toplantıda Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun da olduğu ,

Tape :3811-2, 26.02.2008 tarihinde Ferid İLSE VER ile görüşmesinde


özetle;Görüşmede Yusuf BEŞİRİK'in "Ferid abi toplantı başlamıştı ben söyledim." Dediği,
Ferid İLSEVER'in "Tamam bi şey yapı ver toplantı bitince kimler var dedin Kemal
Alemdaroğlu." dediği, Yusuf BEŞİRİK'in "Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU Erkan Ünser
Turan Özgür Serhan Bolluk var." dediği, Ferid İLSEVER'in "Toplantı bitince bana bilgi
ver." dediği,
Şeklindeki görüşmlerden örgütsel içerikli toplantılara Ferid İLSEVER Serhan
BOLLUK' gazeteci olmadığı halde Kemal ALEMDAROĞLU' ve Yusuf BEŞİRİKin de
katıldığı, bizzat organizeyi şüpheli Doğu PERİNÇEK'in yaptığı anlaşılmaktadır.
Tape :3817, 29.02.2008 tarihinde, CEMALETTİN KORKUT ile görüşmesinde
özetle;Cemalettin KORKUT isimli şahsın Doğu PERİNÇEK in telefonunu aradığı, telefonu
Yusuf BEŞİRİK'in açtığı, ve "Başkan bir toplantıda konutanım." dediği, Doğu
PERİNÇEK'i bir ekonomi toplantısında olduğunu belirttikten sonra Cemalettin KORKUT'un
"Evet ben 7-8 defa aradım BU ŞEYİN SON ÇEKİLME İLE İLGİLİ HAREKAT İLE
İLGİLİ BİR KONUYU ARZEDECEKTİM KENDİSİNE OLDUKÇA ÖNEMLİ belki
bu toplantıda da şey yapılabilir görüşülebilir isterseniz söyleyin kendisine." dediği ve
görüşmenin son erdiği,

d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in telefon ve sim kart rehberi incelendiğinde;
Ferid İLSEVER-05332771564, Emin GÜRSES-05322066768, Aykut TOKAK-
05444112726, İbrahim BENLİ-053363 88434, Nusret SENEM-0532426923, Serhan
BOLLUK-05333959324, Mahir Cayan GÜNGÖR-05353322685 şeklinde kayda
rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
Soruşturma kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şüphelilerin telefon ve sim kart
kayıtlan incelendiğinde; -% ... \-"-' '"-
' . ' - *. " ■ ' % '„<■.•

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in telefon ve sim kart rehben&e YiısüfÖEŞİRİK-053 52969677


1713 ^ ■;;' .ju^ ^ r-y-
Şüpheli Ferid ILSEVER'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞIRIK-05352969677
Şüpheli Hikmet ÇEÇEK'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677
Şüpheli M.Çayan GÜNGÖR'ün telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677
Şüpheli Nusret SENEM'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677
Şüpheli Yusuf TUNCER'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677
şeklinde kayda rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Şüpheli Aydın GERGİN: Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisinde çalışmakta olduğunu, Doğu
PERİNÇEK in yanında gezen refakat eden telefonlarını ve randevularını ayarlayan kişi
oyduğunu v bu nedenle tanıdığını, herhangi bir ilişkilerinin olmadığını,
Şüpheli Aydın TOKAK: Yusuf BEŞİRİK, Mahir Cayan GÜNGÖR ve Aydın GERGİN'in Doğu
PERİNÇEK'in şoförleri ve Yusuf TUNCER'in kendisi gibi parti çalışanı olduğunu, bu şahıslar
bu vesilelerle tanıdığını,
Mahir Cayan GÜNGÖR: Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNÇER, Aydın GERGİN ve Aykut
TOKAK isimli şahıslan parti üyeleri nasıl tanırsa öyle tanımakta olduğunu, parti arkadaşlığı
dışında herhangi bir ilişkilerinin olmadığını,
Yusuf TUNCER: Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisinin Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK in
yanında gördüğünü ve şahsen bir tanışıklıklarının olmadığını,
Adnan AKFIRAT: Yusuf BEŞİRİK: Doğu PERİNÇEK"in şoförü olarak bildiğini,
Doğu PERİNÇEK: Yusuf BEŞİRİK İşçi partisi üyesi, partide günlük işlerinin yürütülmesinde
yardımcıları arasında yer aldığını,
Hikmet ÇİÇEK: Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Ümit
OĞUZTAN, Tuncay GÜNEY, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Adnan AKFIRAT, Kemal
ALEMDAROĞLU, Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNCER, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK,
İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK, Hayati ÖZCAN, Nusret SENEM ve Ergün POYRAZ ile
irtibatlı olduğu,
Serhan BOLLUK: Yusuf BEŞİRİK; Kendisi İşçi Partisi İstanbul il örgütünde görev yaptığını,
7-8 yıldır tanıdığını,

f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Yusuf beşirik Tape :381, 26.02.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile Erkan ...
arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;Doğu PERİNÇEK'in "Erkan.. Ulusal Strateji
Merkezine 7-8 tane iskemle koydur" "Tuğran'ı da çağır" "Turan, Ferid, Sen" "beş dakika sonra
geliyorum ben" dediği ve görüşmeden sonra şüpheli Yusuf BEŞİRİKin Ferid İLSEVER'i
toplantdıya çağırdığı ve toplantıda Kemal Yalçın ALEMDAROGLU'nun da olduğu,

Tape :3811-26.02.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde


özetle;Görüşmede Yusuf BEŞİRİK'in "Ferid abi toplantı başlamıştı ben söyledim." Dediği,
Ferid İLSEVER'in "Tamam bi şey yapı ver toplantı bitince kimler var dedin Kemal
Alemdaroğlu." dediği, Yusuf BEŞİRİK'in "Kemal Alemdaroğlu Erkan Ünser Turan Özgür
Serhan Bolluk var." dediği, Ferid İLSEVER'in "Toplantı bitince bana bilgi ver." dediği,
şüphelinin gizli toplantılara da katıldığı anlaşılmaktadır.

(M
,' M \\ " . ■
**y v *y - -i" ' . *......................
Şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisi Gençlik Örgütüne üye olduğunu, 1999
yılından beri Doğu PERİNÇEK'in özel şoförlüğünü yaptığı, İşçi Partisi genel başkanı olan
Doğu PERİNÇEK'in kendine ait bir telefon kullanmamasına rağmen şüpheliye ait telefonu
örgütsel içerikli görüşmelerinde kulandırdığı, uzun süredir Doğu PERİNÇEK'in yanında
olması sebebiyle Doğu PERİNÇEK'in örgütsel içerikli tüm faaliyetlerini bilebilecek durumda
olduğu, İşçi Partisi genel baskınlığı yapan bir şahsın telefonunun bulunmaması hayatın olağan
akısına ters düşeceğinden, şüphelinin bilerek telefonunu Doğu PERİNÇEK'e
kullandırdığı,buradaki amacın İşçi Partisi genel başkanı olan Doğu PERİNÇEK'in illegal
faaliyetlerinden ötürü teknik takibi atlatabilmek için bu şüpheliye ait telefonu örgütsel işlerde
kullandığı anlaşılmış olmakla, aralarandaki ilişkinin işçi patron ilişkisi olmadığı ve örgütsel
konumu gereğince illegal olayları bildiği ve bilebilecek durumda olması, örgütsel içerikli
toplantıların organizesi işlerini talimatlar doğrultusunda yaptığı, hususlan göz önüne
alındığında, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olmaksızın örgütün amacını
bilerek ve isteyerek örgüte yardımda bulunduğu anlaşıldığından;
Şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in ERGENEKON terör örgütüne bilerek ve isteyerek
yardım etmek eylemi nedeniyle, TCK'nun 314/3 ve 220/7 maddeleri yollaması ile TCK'nun
314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. gereğince cezalandırılması talep
edilmiştir.

55- ŞÜPHELİ İLHAN SELÇUK


a)-Emniyet ifadesinde;
"1925 yılında Aydm'da doğduğunu, çeşitli okullarda okuduğunu, babası asker olduğu
için çeşitli illeri dolaştıklarım, Adana Erkek Lisesini bitirdiğini, İstanbul Hukuk Fakültesinden
mezun olduğunu, üç sene serbest avukatlık yaptığını, sonra basın mesleğine intisab ettiğini,
önceleri "Dolmuş" isimli bir mizah dergisinde basın hayatına girdiğini, sonra Yeni İstanbul,
Tanin ve Vatan gazetelerinde çalıştığını, 1962 yılında Cumhuriyet Gazetesinde yazar olarak
geçtiğini ve halen bu gazetede görev yapmakta olduğunu, 2001 yılı Kasım ayından bu yana
gazetenin imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğunu, Askerlik görevini 1958 yılında Demirci
Astsubay Okulu ve Burdur Topçu Eğitim Alayında yaptığını, geçimini belirttiği gibi gazeteden
aldığı 6.000 YTL ile sağlamakta olduğunu, başkaca bir geçim kaynağının olmadığını,
12 Mart 1973'te İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından eski TCK 141'de ifade
bulan komünizm propagandası ve komünist örgüte üye olma suçlamasıyla gözaltına alındığını
ve 8 (sekiz) ay tutuklu kaldıktan sonra beraat ettiğini, bundan başka herhangi bir göz altısının
bulunmadığını,
Cep telefonu kullanmadığını, herhangi bir lakabının, takma adı veya kullandığı ikinci
bir isminin olmadığını,
"Yüzbaşı Selahattin'in Romanı" , "Japon Gülü", "Düşünüyorum Öyleyse Vurun" gibi
pek çok kitabının olduğunu, Kitaplarının birçoğunun Cumhuriyet Gazetesinde yazdığı köşe
yazılarının derlemesi olduğunu,
Türkiye Gazeteciler Cemiyetine üye ve Cumhuriyet Vakfı'mn da başkanı olduğunu,
ERGENEKON dosyası kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şahıslar
sorulduğunda; Sorulan şahısların hiçbirini tanımadığını ve isimlerini ilk defa duyduğunu
ancak duymuş olabilirse de hatırlamadığım,
Emin GÜRSES'in adını bildiğim,
Doğu PERİNÇEK'in ilk kez 1968 yıllarında öğrenci hareketlerinde ismini
duyduğunu, daha sonraki dönemde de bu şahsın basın ve, siyasal yaşamda yer aldığı için
ismini duyduğunu, siyasi parti lideri olduğu için ziyaretine ajaS&ra geldiğini, bunun haricinde
herhangi bir ilişkilerinin olmadığını, kendisiyle herhangs^ty^ tüzel kişilik içinde yer
almadıklarını, ancak Doğu PERİNÇEK'in girişimini yaptığı Talat Paşa Komitesine davet
edilmesine rağmen kabul etmediğini,
Ferid İLSEVER'i 1990'lı yıllardan sonra Aydınlık Dergisi ve İşçi Partisindeki
faaliyetlerinden tanıdığını, ara sıra görüştüklerini,
Kemal ALEMDAROGLU'nu İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu dönemden beri
tanıdığını, rektör olarak gazeteye geldiğini, gazete temsilcileri olarak İstanbul Üniversitesine
gittiklerinde görüştüklerini, rektörlüğü döneminden sonra da mesafeli de olsa dostluklarının
devam ettiğini,
Veli KÜÇÜK'ü basından bilmekte olduğunu, JİTEM başkanı olarak hatırladığını,
kendisiyle hiç görüşmüşlüklerinin olmadığını, herhangi bir ilişki ve husumetlerinin
olmadığını,
Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Taner ÜNAL'ı tanımadığını,
Kuvayı Milliye Derneği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği veya Ulusal Birlik
hareketiyle herhangi bir irtibatının olmadığını,
Yakalanan şahıslardan el konulan "ERGENEKON", "Lobi", "Arenadaki Sanat",
"Usiad", "Jitemci ve Mit'ci gazeteciler", "Televizyon Analiz", "Dergi", "Ulusal medya 2001",
"Mit Medya ve Ajan Gazeteciler" başlıklı belgelerden bilgisinin olmadığını,
"ERGENEKON" isimli belge ve belge içeriğinde bahsedilen oluşum hakkında
herhangi bir bilgisinin olmadığını,
"LOBİ" isimli belge ve belge içerinde bahsedilen oluşum hakkında herhangi bir
bilgisinin olmadığını,
Cumhuriyet Gazetesinin asli sahibinin Cumhuriyet Vakfı olup Cumhuriyet Vakfının
iştiraki olan birden çok şirket olduğunu, Gazeteye finansman temin etmek amacıyla Vakfın
bünyesinde Yeni gün Holding A.Ş. isimli şirketin bu şirketlerden birisi olduğunu, bu şirketin
hissedarlarının; Turgay CİNER'den, Mehmet Emin KARAMEHMET'e, Aydın DOĞAN'dan
İnan KIRAÇ'a kadar yaklaşık 185 kişi olduğunu, Ancak bu şirketin söz ve yetki sahibinin
imtiyazlı ortağı olan Cumhuriyet Vakfı olduğunu, Cumhuriyet Gazetesinin Genel Yayın
Müdürünün İbrahim YILDIZ olduğunu,
Cumhuriyet Gazetesinde çalışmış olduğu süre içersinde gazetenin satılması veya
herhangi bir medya kuruluşuyla birleştirilmesi konusunda yıllardan beri pek çok dedikodu
üretildiğini ancak resmi bir teklif gelmediğini, böyle bir teklif gelse de bir vakıf gazetesi
oldukları için gazetenin satılmasının olanaksız olduğunu,
Tuncay GÜNEY isimli şahsı tanımadığını,
"LOBİ" faaliyetleri çerçevesinde çeşitli birimlerin oluşturulması gerektiğinden
bahsedildiği, bu birimlerden "İLETİŞİM VE PROPAGANDA" biriminin amaçlara uygun
olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak
görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve
kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını yürüteceği belirtildiği ve Cumhuriyet
gazetesinde görevli olduğu süre içerisinde bu yönde herhangi bir kişi veya kurumdan teklif
gelip gelmediği sorulduğunda;
Böyle bir teklifin gelmediğini ve kimsenin de böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini,
Yakalanan şahıslardan el konulan "Ulusal Medya 2001" başlıklı dokümanda
"Cumhuriyet Gazetesi, oluşturulması zorunlu "Ulusal Medya"nın yazılı yayın kanadını
oluşturmaya uygun bir isimdir. Görsel yayın kanadını ise; Perinçek grubunun henüz
emekleme dönemindeki "Ulusal Tv" oluşturabilir. Ancak bu televizyonun bünyesinde de
ameliyat zorunluluğu vardır. Eğer gerekli ameliyat yapılmaz ise; ne Cumhuriyet ve ne de
Ulusal Tv, Türk halkının Kemalist ideoloji çerçevesinde birleştirilmesini gerçekleştiremez.
Çünkü, halkın gözünde her iki yayın grubu da "objektif" ve ^bağımsız" yayın organı olarak
değerlendirilmemektedir " şeklindeki ifadelerle ilgili sorulduğunda;
Bu belgeyi hazırlayan şahısların senaryo ürettiklerini, Cumhuriyet Gazetesinin zaten
ulusal ve Atatürk'ün kurduğu bir gazete olduğunu ve böyle bir gereksinim olmadığını,
Yine aynı belge içerisinde "İlhan Selçuk, donanımlı geniş bir kültürel birikimine
sahip, son derece mütevazı görünümlü bir portre olmakla birlikte, bencilliğe sarmalanmış
büyük bir ihtiras olarak karşımıza çıkar. Cumhuriyet Gazetesinin bugünlere ulaşmasında
büyük ve değerli katkıları olduğu gibi, bugün içinde bulunduğu koşullarında sorumlusu
olarak öne çıkan bir isimdir. ...Selçuk'un ellerinde can çekişme noktasında, bitkisel yaşama
giren Cumhuriyet Gazetesine Selçuk'un, can verebileceği görüşünün öne sürülmesi akıl
dışıdır. " Şeklindeki ibareler ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu belgeyi yazan şahısların kimler olduğunu bilmediğini, kendi kendilerine senaryo
üretmiş olduklarını, fazla bir şey söyleme ihtiyacı da hissetmediğini,
Cumhuriyet Gazetesinin yayın politikasının Cumhuriyet Vakfı'nm senedinde yazılı
olduğunu, Cumhuriyet Gazetesini Atatürk'ün kurduğunu ve Cumhuriyet Gazetesinin Yunus
NADİ'den beri Laik Atatürk Cumhuriyetini savunmak ve yüceltmek, demokratik düzeni
savunmak için gerekli yayını yaptığını, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin Bağımsızlığını
korumak için de kendisini görevli saydığını,
Yine aynı dokümanın devamında "İLHAN SELÇUK'SUZ CUMHURİYET OLMAZ
(MI?)-CUMHURİYET İLHAN SELÇUK'SUZ VAR OLAMAZ (MI?)" başlığı altında;
"Cumhuriyet gazetesi, 1940 'lı yıllardan gelen bir geçmişe sahiptir. Savaş dönemi politikası
üzerinde varlık bulan bir gazetedir. Bu özelliğinden ötürü de Türkiye'nin iç kargaşaya
sürüklendiği dönemlerde öne çıkan bir gazete olmasıyla dikkat çeker. Cumhuriyet gazetesinin
geniş halk kitlelerini kucakladığı her dönem, Türkiye'nin kaos ortamına sürüklendiği
dönemleri içerir. Cumhuriyet gazetesi kadroları, uzlaşmacı ve ılımlı olmak yerine daima
çıplak bir yalınlık içinde çarpıcı haberlerden yola çıkarak sert muhalefet üslubu
sergilemişlerdir. " şeklindeki beyanlar sorulduğunda;
Bunun bir suçlama olduğunu ve buna yanıt vermeyi yersiz bulduğunu,
Gürbüz ÇAPAN'ı uzun yıllar önce belediye başkanı olarak tanıdığını, Belediye
Başkanlığı döneminde bir dostluk ilişkilerinin olduğunu ve hatta bahsettiği Yenigün Holding
A.Ş'nin hissedarlarından olduğunu, Şevket SABANCI'nm işadamı olarak dostu olduğunu,
Mete AKYOL'u gazeteci olarak uzun yıllardır tanıdığını ve dostluk ilişkilerinin olduğunu,
Uzun yıllardır gazetecilik yaptığmı,ayrıca bugün bulunduğu konum ve işleviyle pek
çok kişiyi tanıdığını, pek çok kişiyle tanışmış görüşmüş olabileceğini, dostluk yelpazesinin
çok geniş olduğunu,
2001 yılında yakalanan Tuncay GÜNEY ifadesinde: "Veli KÜÇÜK'ün Cumhuriyet
Gazetesini ERGENEKON bünyesinde kullanabilmek amacıyla satın almayı çalıştığını, bu
çerçevede Ulusal Sanayiciler iş Adamları Derneği (USİAD) ile çırağın sarayında kapalı
kapılar ardında bir toplantı yaptığını, bu toplantıda Veli paşanın LOBİ yapılanmasını
anlattığını ve bir gazete ile bir televizyona ihtiyaç olduğunu söylediğini, bu noktada da
Cumhuriyet gazetesini almayı düşündüklerini söylediğini, daha sonraki günlerde konuyla
ilgili ENKA tesislerinde Veli KÜÇÜK, Gürbüz ÇAPAN, Ferid İLSEVER, Kemal ÖZDEN ve
Ümit ÜLGEN ile bir toplantı yapıldığını" beyan ettiği
Konuyla ilgili Veli KÜÇÜK ifadesinde; ENKA tesislerinde yapılan toplantıyı
doğruladığı ve kendisinin de bu toplantıya katıldığını söylediği hatırlatılıp sorulduğunda;
Cumhuriyet Gazetesinin satılamayacağını beyan ettiğini, zaten toplantıya katıldığı
beyan edilen şahısların da Cumhuriyet Gazetesini satmaya yetkili olmadığını, bunlardan
sadece Gürbüz ÇAPAN'm Yenigün Holding'de bir miktar hissesi olduğunu, O'nun hissesini
satmaya çalışmış olabileceğini, ancak bunun Cumhuriyet Gazetesinin satılması anlamına
gelmeyeceğini, belirttiği gibi o holdingin sadece Cumhuriyet Gazetesine finansman desteği
sağlamak amacıyla kurulduğunu, Cumhuriyet Gazetesinin yayın politikasında bir etkisinin
'■) - ■*' i
olmadığını, Cumhuriyet Gazetesini yayınlayanın başka bir şirket olduğunu ve Gürbüz
ÇAPAN'm bu şirketle de herhangi bir irtibatının olmadığını,
"Bugüne kadar düzenlenen operasyonlarda, örgütün yönetici kadrosundan elde
edilen "ULUSAL MEDYA 2001" başlıklı doküman içersinde, bir bölümde, "İlhan SELÇUK
kimdir" başlığının olduğu ve altında sizinle ilgili bilgilerin bulunduğu, devamında "GURBUZ
ÇAPAN- İLHAN SELÇUK-DOĞUPERINÇEK VE CUMHURİYET GAZETESİ başlığı altında
"..... PERİNÇEK, İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAP AN'ı bir araya getirerek, /inansal
sorunlarında üstesinden gelinebileceğini düşünmüştür. Ancak PERİNÇEK'in hesabı tutmamış,
kendisinden çok daha deneyimli olan ilhan SELÇUK, Perinçek'i devre dışı bırakarak Gürbüz
ÇAPAN ile anlaşmayı bırakmıştır. Bu anlaşmaya göre ÇAPAN hisselerin %40'ını satın
almıştır. Daha sonra %60 hisseyi de satın alan ÇAPAN, Cumhuriyet Gazetesinin sahibi
olmuştur" şeklinde yazdığı ve aynı belgenin içeriğinde, Cumhuriyet Gazetesinde
gerçekleştirilecek kadro hareketinin ardından, yayın politikasının yeniden belirlenmesi
gerektiğinin yazıldığı, ayrıca Gazeteci patronlar hakkında yazılar olduğu hatırlatılarak Yazıda
iddia edildiği gibi Gürbüz ÇAPAN ile aranızda bir ilişki oldu mu? Yazı içersindeki iddialar
doğrumudur? " Şeklinde sorulduğunda;
Gürbüz ÇAPAN'la ilişkisini belirttiğini ve Gürbüz ÇAPAN'm sadece Yenigün
Holding'in 185 hissedarının arasında olduğunu ve bunun dışında bahsedilen belgedeki
iddiaların tümünün uydurma olduğunu,
27.02.2008 günü saat 10.04'te Server..? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Telefon görüşmesindeki şahsın Anayasa Hukukçusu Prof. Server TANİLLİ olduğunu,
Starzburg'da yaşadığını, aynı zamanda Cumhuriyet'in köşe yazan olduğunu, Starzburg'tan her
gelişte Cumhuriyet Gazetesine uğrayıp ve ülke sorunları tartışıldığını, görüşmede iki dost
olarak ülke sorunları hakkında bilgi alışverişinde bulunduklarını ve başkaca bir amacının
olmadığını,
03.03.2008 günü saat: 10.56 da Alev..? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev COŞKUN
olduğunu, Cumhuriyet Vakfı olarak bir televizyon kurmak istediklerini, hatta ondan önce de
çeşitli kanallarda Cumhuriyet adına Cumhuriyet markalı yayın yapmak istediklerini, bunun
için değişik temaslarda bulunduklan bir dönemde yapılan görüşme olduğunu, bu temaslardan
bir tanesinin Ulusal Kanal'm sahibi Doğu PERİNÇEK, diğeri ise Kanal B'nin sahibi Mehmet
HABERAL ile olduğunu, Ankara temsilcileri M.B.'m Mehmet HABERAL ile arasının iyi
olmadığı için aracı olabilecek birisini düşündüklerini ve Kemal ALEMDAROĞLU'nun hem
Doğu PERİNÇEK, hem de Mehmet HABERAL ile iyi ilişkiler içinde olduğunu bildikleri için
adlanna bu girişimde bulunmasını istediklerini, Kemal ALEMDAROĞLU'nun girişimlerinden
bir sonuç çıkmadığını,
05.03.2008 günü saat: 16.50 da E.K. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup
sorulduğunda;
Bu görüşmeden önce gazetede bulunan Hikmet ÇETİNKAYA isimli yazar arkadaşlan
hakkında görüştüklerini, bu konunun gazetenin iç işi olduğunu, daha sonra gazetenin
Ankara'nın Çankaya ilçesinde Ankara Temsilciliği için yeni kiraladıklan binanın restorasyonu
ve eski binadan taşınma masraflan için sponsorlar üzerine yaptıklan görüşme olduğunu, Şuan
bulunduklan binanın sahibinin Aydın DOĞAN olduğunu, Aydın DOĞAN taşmmalan
karşılığında, taşınmadan kaynaklanan giderler konusunda yardımcı olacağını, yine yeni
taşmacaklan binanın Çankaya Belediyesi smırlannda olduğundan Çankaya Belediyesinin
restorasyonda desteği olacağım,
14.03.2008 günü saat:13.17 de M.B.' la yaptığı telefon görüşmesi okunup
sorulduğunda; .- * • v ^
Görüşmeyi yaptığı kişinin gazetenin Ankara temsilcisi M.B. olduğunu ve kendisiyle
hükümetin yeni çıkarmayı planladığı Sosyal Güvenlik Yasa tasarısıyla ilgili görüştüklerini,
Mustafa'nın halk kıpırdanıyor ve eylem yapmaya başladı derken, bu yasaya tepki olarak
sendikaların eylem yapmasından bahsetmekte olduğunu, görüşmede geçen Hüseyin isimli
şahsın gazetede idare müdürü olan Hüseyin GÜRER olabileceğini, çünkü Ankara'daki büroyla
O'nun ilgilendiğini, bu konuda yaptıkları bir görüşme olabileceğini,
17.03.2008 günü saat:10.38'de Ezgi..? ile yaptığı telefon görüşmesi okunup
sorulduğunda;
Görüşmedeki Ezgi isimli şahsın gazetedeki sekreteri Ezgi TOK' olduğunu ve gün
boyu yapacağı görüşmelerini hatırlattığını,
Adnan AKFIRAT'tan el edilen (8) sekiz sayfalık bir belge içeriği incelendiğinde 8.
sayfasında "örgüt şeması" başlığı altında, bir listenin olduğu, bu listelerin "ASKER, MİT,
POLİS, SİVİL, EMEKLİ SUBAY" başlıkları altında yazılan isimlerden oluştuğu...
SİVİL başlığı altında, .......ilhan SELÇUK, ...yazdığı hatırlatılarak sorulduğunda;
Adnan AKFIRAT'ı tanımadığını ve yazıda bahsi geçen Çevik BİR liderliğindeki bir
darbe girişimi hakkında bilgisinin olmadığını, belgedeki örgüt şemasında kendisini sivil
kanadın bir sorumlusuymuş gibi gösterdiklerini ve bunun tamamen saçmalık olduğunu, Çevir
BİR'le muvazzaf askerken görüşmediğini, ancak emekli olduktan sonra kendisiyle
tanışıklıklarının olduğunu, bazen görüştüklerini, ancak bahsettiği gibi bu darbe iddiası
konusunda normal bir vatandaş gibi kamuoyundaki iddialar dışında bir şey bilmediğini, bu
belgenin tamamen saçmalık olduğunu, belgede bahsi geçen Doğu PERINÇEK'in kendisini
Çevik BİR konusunda uyarmasının da başka bir saçmalık olduğunu, bu saçma iddialar
hakkında daha fazla bir şeyler söylemek istemediğini,
04.02.2008 günü saat: 10.59 da Perihan.... isimli bayanla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Perihan isimli şahsın bir aile dostu olduğunu ve Doktor Gürbüz BARLAS'm baldızı
ve Mehmet BARLAS'm akrabası olduğunu, görüşme içersinde "çatışmanın yükselmesi,
büyümesi lazım" derken; Ülkemizin ılımlı bir İslam Cumhuriyetine dönüştürülmesi için ABD
tarafından organize edilen beynelminel bir proje olduğunu, bu projeye karşı halkın direniş
göstermesini olumlu bulduğunu, burada çatışma derken kast ettiği iki fikir arasındaki çatışma
olduğunu, buradaki çatışma sözcüğü ile hukuksal anlamda sivil toplum örgütleri ile
örgütlenerek muhalefet etmeyi kast ettiğini, yoksa kast ettiğinin hukuk dışı bir çatışma
olmadığını, hukuk dışı bir çatışmanın hiçbir zaman amaca hizmet edemeyeceğini, bugün
Türkiye'de Atatürk Cumhuriyeti'nin yok olacağına yönelik ciddi bir korku ve kuşku olduğunu,
bazen dostlarının kendisini arayarak bu korku ve kuşkularını dile getirdiklerini, bu görüşmenin
de bu bağlamda yapılmış bir görüşme olduğunu,
07.02.2008 günü saat: 12.51 de I.Y. isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup
sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı İbrahim YILDIZ'ın Gazetenin Genel Yayın Müdürü olduğunu,
Rahmi KOÇ'un dostu olduğunu, sırası geldiğinde buluşup konuştuklarını, bu görüşmelerinin
çok sık olmadığını, ama bu görüşmelerin önemli olduğunu, Türkiye'de o konumda bulunan bir
insanın görüşlerini bir gazeteci için öğrenmenin kendi açısından önemli olduğunu, görüşmede
de Rahmi KOÇ'un yanma gideceğinden bahsettiğini, kendisiyle dünyanın ve Türkiye'nin
ahvali hakkında görüştüklerini, gazeteci olması nedeniyle Turgay CİNER, Mehmet Emin
KARAMEHMET, Şevket SABANCI, Aydın DOĞAN gibi şahıslarla da ara sıra görüştüğünü,
Görüşme içersinde, "YALNIZ 2 TANE ŞEY VAR EĞER KAPATMA DAVASI
AÇILIRSA" "BİR DE ÜSTÜNE EKONOMİK KRİZ GELİRSE TÜRKİYE BİRAZ
KARIŞIRSA BELKİ Bİ UMUTLAR DOĞABİLİR" "ÇÜNKÜ NORMAL YOLLARDAN
BUNLARI MÜMKÜN DEĞİL YANİ'1 demekteki kastının; belirttiği gibi
Atatürk Cumhuriyeti tehlike altında olduğunu ve iki tane kırmızı çizgimizin bulunduğunu,
birisinin bölünmezlik, birisinin laiklik olduğunu, bunları çiğnetmemeyi Atatürkçülerin görev
bildiğini, Görüşmedeki ekonomik kriz beklentisini de izah etmek istediğini, Türkiye'de her ne
kadar ekonomi iyi idare ediliyor gibi görünse de esasında yüksek faiz borçlanma ve dışa
bağımlılığını devam etmekte olduğunu, yine ülkenin limanlan, yollan, köprüleri, bankalan yani
her şeyin satılmakta olduğunu, yani sata sata yediğimizi, halkımızın bu ekonominin iyiye gitti
yönünde gittiği hayalinden uyanması için bir ekonomik bunalıma ihtiyacı olduğuna inandığını,
Türkiye biraz daha kanşırsa derken; Türkiye'nin zaten hali hazırda çok kanşık bir durumda
olduğunu, ama halkın yeterli tepkiyi verdiğini düşünmediğini, Türkiye biraz daha kanşırsa
derken halkın hükümete yeterli tepkiyi vermesini kast ettiğini, yani burada da yine hukuk dışı
bir kanşıklıktan bahsetmediğini, hukuk dışı kanşıklığm hiçbir zaman olumlu sonuç
vermeyeceğini,
08.02.2008 günü sat:20.20 de Mehmet... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Görüşmenin ilk kısımlarında ruhen problemleri olan halazadesi M.B. isimli şahısla
Cumhuriyet'i geleceğe nasıl devir edeceği konusunu görüştüğünü, M.B.'nin yalnız bir insan
olduğunu, onun bu yalnızlığım gidermek için Cumhuriyet'ten ve dünyadan haber verdiğini,
umutsuzluğunu ve moral kırgınlığını gidermek için de gerçek dışı bazı şeyler söylemiş
olabileceğini, amacın ona gelecek konusunda umut vermek olduğunu, zaten konuşmanın
tümünden de anlaşılanın bu olduğunu, Cumhuriyet gazetesinin gelişmesi ve gerektiğinde diğer
medya sektörlerine girebilmesi ve rekabet ortamına uyum sağlayabilmesi için Cumhuriyet
Vakfı'nm açılmasını, künyesinin zenginleşmesini düşündüğünü, bu kapsamda ülkemizin Laik
Atatürkçü iş adamlanndan destek aradıklannı, İlhan KIRAÇ'm Vakıf danışma kurulu başkanı
olduğunu, aynca Koç grubundan Hakan GÖREN isimli şahsında Vakıf Yönetim Kurulu
üyeliğine seçildiğini, vakıf yönetim kurulunu ismen de daha da zenginleştirmeye çalıştıklannı,
bu görüşmelerin genel anlamda bununla ilgili olduğunu,
Görüşmede Mehmet'in "Hayır yani bu herifleri berheva etmek lazım, Türkiye
olduktan sonra neye yarar yani ama artık iç savaştan başka bi şeyde temizlemiyicek bu işi öyle
görünüyor yani. " dediği, kendisinin "İÇ SAVAŞ OLMAZDA YANİ BİR NOKTA DA EĞER
ORTALIK KARIŞIRSA, HEM EKONOMİK HEM SİYASİ OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE
BİR ŞEY OLABİLİR. " dediği, Mehmet'in "ASKER GELEBİLİR Mİ? ARTIK İLHAN." dediği,
İlhan'ın "E MECBUR OLACAK" dediği, Mehmet'in "HAYIR YANİ GELSE BECEREBİLİR Mİ
BU ADAMLAR ÇOK ŞEY YAV." dediği yönündeki beyanlarıyla ilgili sorulduğunda;
Bu görüşmelerin hasta olan halazadesini dünyaya katmak için söylenmiş beyanlar
olduğunu, kendi görüşlerinin belli olduğunu, her gün gazetesindeki köşesinde ifade ettiğini,
Başyazılannda dile getirdiğini, Yayın Kurulundaki arkadaşlanna söylediğini, Yayın Kurulunda
alman kararlarla gazete siyasetinin belirlendiğini, telefon konuşmalarındaki ileri geri
söylemlerin o anki hissiyatı olduğunu, gerçek görüşlerinin yazılan olduğunu,
Görüşmede "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK
KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI
KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR. " Şeklindeki
beyanı sorulduğunda;
Zaten Yargıtay Başsavcısının iddianameyi hazırlamasıyla ülkenin kanştığmı, Gazete
manşetlerine de bu olayın yansıdığını, Anayasa Mahkemesi ne karar verirse versin ortalığın
daha da kanşacağım, çünkü iktidann Anayasa Mahkemesini tanıma niyetinde olmadığını,
bunun bir durum tespiti olduğunu,
08.02.2008 günü saat:12.49 İbrahim ... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
içerisinde, "YARGI KAPATMA KARARINA DOĞRU GİDİYOR, HABERİNİ DE
VERDİLER. " Şeklinde ki beyanı sorulduğunda; , \ <;~.v
Gazetenin Ankara'da istihbarat kaynaklarının olduğunu, bu kaynakların tahminlerde
de bulunduklarını, kendi aralarında bu bilgileri değerlendirdiklerini, zaten Yargıtay
Başsavcısının da dava açmadan önce AKP'yi uyardığını, davanın açılacağını bilmek için bu
bilgilerin yeterli olduğunu,
Görüşmenin devamında "ATATÜRK DEVRİMLERİ ASLINDA TOPLUMDA YERLEŞMİŞ TE,
BUPEZEVENKLER TÜRBAN ÜZERİNDEN YÜRÜYORLAR. YANİve SANIYORUM ÇOK
ZOR, ÇOK ZOR. DÜN İŞTE ORADA, TOPLANTIDA KONUŞULAN VE YİNE SÖYLEDİĞİ,
RAHMİ BEY'İN SÖYLEDİĞİ, ACABA, YANİ, SINIR AŞILDI MI? GERİYE DÖNÜŞ, ARTIK
OLANAKSIZ MI DİYE? " Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Görüşmede geçen toplantının
tarihten birkaç ay önce Rahmi KOÇ'un Nakkaştepe'deki holding binasında verdiği ve dostlarını
çağırdığı sohbet toplantısı olduğunu, toplantıya Sabancı Üniversitesi Rektörü Tosun
TERZİOĞLU, Koç Üniversitesi rektörü, Ömer KOÇ ve ismini şu an hatırlayamadığı bir
ilahiyat profesörü ve birkaç kişinin daha katıldığını, bu görüşme esnasında Rahmi KOÇ'un "bu
halka İslam dinini nasıl doğru anlatabiliriz1'' diye bir konu ortaya attığını, bu konu bağlamında
arkadaşlarının fikirlerini söylediklerini, Rahmi KOÇ'un "sınır aşıldı mı" demesinin kendisine
özgü deyim olmadığını, Türkiye'de birçok çevre ve kişinin bu sınırın aşıldığını ve Atatürk
Cumhuriyetinde işin bittiğini, geriye dönülemeyeceğini düşünmekte olduğunu,
10.02.2008 günü saat: 16.14 de İbrahim.........İsimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup, kendisinin "Vallaha Anayasa Mahkemesi eğer radikal bir karar alırda siyasal iktidar
partisini kapatırsa ." "Türban bir yana Türkiye başka bir sürece girer. KAPATMASI DA
GEREKİR BANA SORARSAN." "YANİ BAŞKA BİR ÇIKIŞ YOLU GÖRMÜYORUM. Ne olacak
o zaman hemen başka bir parti kuracaklar iktidardakiler ama gayr-i meşru duruma düşmüş
olacaklar." dediği hatırlatılarak sorulduğunda;
Bu görüşmelerin gazetenin yönetimi için genel yayın müdürüyle yaptığı görüşmeler
olduğunu, o dönemde Yargıtay Başsavcısının AKP'yi kapatma davasını açacağını ve Anayasa
Mahkemesinin de AKP'yi kapatabileceğini tahmin ettiğini fakat bu fikir gelişen olaylara göre
değişebileceğini, sorulan telefon konuşmasında bunun dışındaki görüşmelerin tamamen işiyle
alakalı İ.Y.beyle yaptığı görüşmeler olduğunu,
10.02.2008 günü saat: 10.41 de XBayan ve sonrasında Gürbüz.... ile yaptığı telefon
görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin doktor Gürbüz BARLAS olduğunu, telefon görüşmesinin
başlangıcında ismi tespit edilemeyen x bayanın ise Gürbüz BARLAS'm eşi Ferhan BARLAS'
olduğunu, bu şahsın bahsettiği toplantının ayrıntılarım sormadığını, bu toplantının nerede
yapıldığını bilmediğini, Gürbüz Bey'in yapılmış bir sempozyuma katılmış olabileceğini, Bir
gazeteci yazar olarak ülkenin gün geçtikçe daha istikrarsız bir ortama doğru gittiğini
düşündüğünü ve bir yazar olarak istikrarsızlığın karışıklık getireceğini söylediğini, bu fikrinde
yalnız olmadığını, çok geniş bir halk kitlesinin de böyle düşündüğünü, kuşku ve korkunun
büyüdüğünü, ne olacak? sorusunun hep gündemde olduğunu, böyle bir istikrarsızlık ortamında
hakem olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin devreye girip istikrarsız ortamı yatıştırabilmesini
değerlendirmesinin normal olduğunu, kaldı ki bu konuda ülkenin istikrarsızlaşmaması için
iktidarı uyaran çok sık yazılar yazdığını,
14.02.2008 günü saat: 12.59 da ibrahim.... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Cumhuriyet Televizyonu kurmak istediklerini, bu kanal için de Tuncay ÖZKAN'm
sahibi bulunduğu Euro türk isimli kanalın frekansı üzerinden yapmayı düşündüklerini, fakat
olmadığını, televizyon konusundaki teşebbüslerinden vazgeçmiş olmadıklarını, bu çabalarının
durmadığını, adı geçen televizyonlarda program saati almayı • düşündüklerini, Kemal
ALEMDAROĞLU'nun Kanal B televizyonunun sahibi Mehmet HABERAL'a yakın olduğu
için yardım etmeyi vaat ettiğini ve eğer bu televizyonlarda program^saati alabilselerdi bunun

bir bağımsız televizyon kadar etkili olacağını ve Cumhuriyet Televizyonu gibi olacağını,
Büyükelçilerle Ankara Temsilcilerinin sık sık buluşup konuşmalarının doğal olduğunu, M.B.'m da
gazetenin Ankara Temsilcisi olduğunu, bu kapsamda toplantıya katıldığını ve görüşmenin içeriği
konusunda pek bir bilgisinin olmadığını, Elçin POYRAZLAR'm Washington temsilcileri olduğunu, Di
ek CHENEY'e yakın çevrelerle haber temin etmek amacıyla temaslarda bulunmakta olduğunu, yalnız
Dick CHENEY değil Washington'da gereken şekilde gazeteciliğini yapmakta olduğunu, Elçin
POYRAZLAR'm Dick CHENEY ile bizzat hiç görüşmediğini ancak yakın kaynaklarla görüşmüş
olabileceğini, Erdoğan'a rakip bir aday konusunda Dick CHENEY ile görüşmesinin mümkün
olmadığını, Dick CHENEY'in Türkiye için önemli bir kişi olduğunu ve Ankara'ya gelip gittiğini ve bu
günkü iktidara rakip bir iktidar için Cumhuriyet'in Washington temsilcisiyle temasının
düşünülemeyeceğini,
14.02.2008 günü saat:11.40 sıralarında Bülent....isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı şahsın Bülent TANLA olduğunu, Türkiye'de dinci sermaye dinci medya
laik sermaye ve laik medyayı ele geçirmeye çalıştığını, bu Türkiye'yi ılımlı islam devleti haline
sokmanın bir yöntemi olduğunu, bu kapsamda Aydın DOGAN'm da "ipinin çekildiğini" düşündüğünü,
Bülent Bey'e konu ile ilgili fikirlerini ifade ettiğini,
Görüşmede "Bazı şeyler var konuşacak çünkü dün gece bu Rektörler beni bir yere götürdüler
falan filan Borsa Lokantasına" ve "ORADA BİR BASKI KURDULAR ÜSTÜMDE" derken; Bahsi
geçen yemekte Kemal ALEMDAROĞLU, Tonguç GÖRKER ve eski rektör Bülent BERKARDA'nm
da olduğunu, kendisinden Türkiye'de pek çok kesimin sol muhalefeti kendisinin birleştirebileceği
yönünde bir beklenti içersinde olduklarını, O akşam yemeğinde de ismini saydığı arkadaşlarının bu
konuda telkinlerde bulunduklanm, bunun muhalefetin kapsamında, Halk Partisi ve Demokratik Sol
Partinin de olduğunu, bunların uzlaşmasını ancak kendisinin yapabileceğini düşündükleri için baskı
yaptıklarını,
15.02.2008 günü saat: 12.26 sıralarında ibrahim...........ile yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
M.B.'ın Ankara temsilcisi olduğu için Ankara'da olan biten her şeyden haberdar olmak
istediğini, bu kapsamda Amerika büyükelçisi ile görüşmesinin normal olduğunu, Cumhuriyet Gazetesi
olarak Amerika politikaları hakkında sert muhalefet yaptıkları için bir dönem Amerikan Büyükelçiliği
ile aralarının pek sıcak olmadığını, bu temasın bir dönüşümün habercisi olduğunu,
15.02.20078 günü saat:11.50 sıralarında Alev...? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı şahsın Cumhuriyet Vakfı Başkan yardımcısı Alev COŞKUN olduğunu,
Rauf DENKTAŞ'm başkanlığında olan Talat Paşa Komitesi'nin bir toplantı tertip ettiğini ve bu
toplantıya Cumhuriyet Gazetesi olarak davet edildiklerini, gidemeyeceğini söylediğini, ancak başkan
yardımcısı Alev COŞKUN'a gitmesini tavsiye ettiğini,
16.02.2008 günü saat:10.44 de Mehmet.........isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi
okunup sorulduğunda;
İfadesinde belirttiği gibi M.B.'nin yalnız ve ruhen sıkıntıda olan halazadesi olduğunu,
Kendisi ile böyle uzun görüşmeler yaparak kendisini rahatlatmayı, yalnızlığını ve ümitsizliğini yok
etmeyi amaçlamakta olduğunu, Konuşmaların bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiği,
22.02.2008 günü M. Ç. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Murtaza ÇELİKER'in bir işadamı olduğunu ve Bülent ECEVİT'in yakın
dostu olduğunu, kendisini yemeğe davet eden Aysel Hanım'm da Hukuk Fakültesi dekanı ve Murtaza
beyin eşi olduğunu;* yemeğe katılacak olan Osman BERKMEN'in Mehmet KARAMEHMET'in çok
güvendjği-;bir işadamı ve dostu olduğunu,
Mehmet Emin KARAMEHMET'in holdingteki ortağı olduğunu ve aynı zamanda Medya
Grubu Başkanı olduğunu, Sanayi Odası Başkanını da toplantıda ilk kez gördüğü Tanıl
KÜÇÜK olduğunu, ismini saydığı şahısların memleketin durumundan kaygı duyduklarını ve
bu konu üzerinde akşam yemeğinde sohbet ettiklerini,
19.02.2008 günü saat:12.36 da M.B. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup
sorulduğunda;
Görüşmeyi Ankara Temsilcileri M.B. ile yaptığını, İfadesinde daha önce belirttiği bir
Cumhuriyet Televizyonu kurulması ve 4 ayrı televizyonda program yapılması konularmı
görüştüklerini, ayrıca günlük siyasi gelişmeler üzerine yorumlar yaptıklarını,
Görüşmede M.B. 'in "ÇANKAYA BELEDİYESİ ARTIK ONLAR İLE İLİŞKİMİZ
BİZİM böyle HANİ İKİ RESMİ KURUM GİBİ artık DEĞİL YANİ FALAN yani o tür şeyler var
ilhan Abi ama benim çok büyük bir şikayetim yok doğrusunu isterseniz yani bu tür gıcık
diyebileceğim gereksiz şeyler abi yani mesala DİYELİM Kİ BELEDİYEDEN BÖYLE BİR
GELİR GELİYOR BÖYLE BİR KALEM YOK ZATEN GAZETE DE YANİ BÖYLE BİR GELİR
KALEMİ YOK SIFIRDAN GELİYOR GAZETEYE AMA BU NASIL GELECEK BUNUN
MUHASEBESİNİ ŞÖYLE YAPALIM SİZ ELDEN PARA ALMAYIN BİZİM HESABIMIZA
GEÇSİN ŞİMDİ BEN BAŞKAN A BAŞKAN BİZE BUNU YAPIYORSUN AMA BUNU RESMİ
KAYDA GEÇİR BİLMEM NE şimdi. " derken ne kastettiği sorulduğunda;
Çankaya Belediyesi ve İzmir Belediyesinin gazetenin Ankara ve Ege eklerinin
sponsorları olduğunu, Çankaya Belediyesinin reklam vermekte olduğunu, Bu reklamın
maliyeti olarak çok büyük bir para gelmemekte olduğunu, İstanbul bürolarının ve Ankara-
İzmir bürolarının arasında sürekli sıkıntı olduğunu, Merkez muhasebenin, Ankara ve İzmir'i
harcamalar konusunda serbest bırakmak isteyeceğini, Ankara ve İzmir'de bulunan tüm
personele ödemelerin banka kanalı ile yapıldığını, burada M.B.'m Ankara'daki muhabir
çocuklara günlük avans işlemlerinde kullanılmak için Merkezin onayına gerek olmadan kimi
sponsorluk gelirlerini tahsil etmek istemekte olduğunu, Merkez muhasebesinden yana olan
şikayetlerini kendisine ilettiğini, bu kapsamda yapılan görüşme olduğunu,
20.02.2008 günü saat:12.12 de İ.Y. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup
sorulduğunda;
Bu görüşmeyi İ.Y.ile yaptığını, genel yayın müdürü olduğu için her gün iş gereği
görüşme yaptıklarını, Elçin POYRAZLAR isimli Washington temsilcilerinin Dick Cheney'in 3
danışmanı ile habercilik bağlamında görüştüğünü ve bu görüşme ile ilgili İ.Y.'m kendisine
bilgi verdiğini, Dick Cheney'in danışmanlarının Elçin POYRAZLAR'a neden Ak Parti'ye karşı
kim çıkabilir? diye sorduklarını bilmediğini, fakat Amerika'nın Türkiye'de tüm gelişmeleri
takip eden ve Türkiye'nin yazgısına egemen olmak isteyen, bölgeyi de bu kapsamda elinin
altında bulundurmak isteyen büyük bir devlet olduğunu ve bu sondajları tüm çevreler ve
gazeteler ile yapmakta olduklarını,
23 Ocak 2008 tarihli köşe yazsınzda "İktidar Partisi Zanlı" başlıklı bir yazı yazdığı,
yazının içeriğinde "Savcı kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasi
partiye dava açmasın görür gününü." Şeklinde bir yazı yazdığı,.
05.02.2008 günü yaptığı telefon görüşmelerinde de Ak Partiye kapatma davası
açılmasının ülkede ekonomik kriz çıkmasının ve biraz da karışıklık çıkmasının umut olacağını
söylediği, bu görüşmelerden yaklaşık bir hafta sonra yani 13.02.2008 günü Doğu PERİNÇEK
ile Merdan ARSLAN arasında yapılan telefon konuşmasında Merdan ARSLAN'ların Sivil
Toplum Kuruluşları temsilcileri olarak 5-6 kişilik bir heyet şeklinde yüksek yargıdan bir kısım
şahıslarla görüştüklerini, son derece kararlı olduklarını, kendilerinden toplum desteği
oluşturmalarını istediklerini söyledikleri, bütün bu veriler birlikte değerlendirildiğinde söz
konusu dava açılmadan uzun bir süre önce kendisinin bilgisi olduğu hatta yazmış olduğu
yazıda tehdit eder şekilde "Cumhuriyet başsavcısı''gerekli davayı açmazsa GÖRÜR
GÜNÜNÜ" dediği hatırlatılarak, söz konusu yargı makamlaırCıl^görüşülmesi konusunda bir
yönlendirmesi olup olmadığı ve bu konular ile ilgili Doğu PERINÇEKya da başka şahıslarla
bir görüşme yapıp yapmadığı sorulduğunda;
Merdan ARSLAN ile Doğu PERİNÇEK'in kendi aralannda yapmış olduğu telefon
görüşmesinde bahsedilen 5-6 kişilik Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcisi arasında olmadığını, bu
şahısların bu Adli Makamları ziyaret etmesinden de bilgi ve ilgisinin olmadığını,
Yargıtay Başsavcısı hakkında "görür gününü" derken, görevini yapmayan bir
savcının yasalarca belirtilen sınırlarda gereken yaptırımı alacağını kast etmekte olduğunu,
Fıkra dilinde yazıyı okutmak için bazı deyimler deyişler kullandıklarını, "Görür gününü"
deyiminin de bu kapsamda kullanıldığını, Gözaltına alınmadan önceki son yazısının bu
sorunun cevabı olduğunu, ekonomik ve kriz ve kargaşa ortamını umut etme ile ilgili sorulan
da ifadesinde daha önce cevapladığını,
Yürütülmekte olan soruşturma kapsamında, örgüt üyesi Güler KOMURCU'nün
telefonları dinlenmiş olup, Güler KÖMÜRCÜ'nün 27.12.2007 tarihinde Hikmet isimli bir
şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; İbrahim BENLİ'ye yemek davetine gittiğini, bu yemekte
Doğu PERINÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU, Yaşar HACISALİHOĞLU, Ercan Hoca ve
isimlerini saymadığı çok sayıda kişinin bulunduğunu anlattığı okunarak bu toplantıya katılıp
katılmadığı, böyle bir toplantıdan haberinin olup olmadığı sorulduğunda;
Güler KÖMÜRCÜ'yü gıyaben tanıdığını, yazılarını okuduğunu, İbrahim BENLİ'yi
tanımadığını ve bu yemek toplantısından herhangi bir bilgi ve ilgisinin olmadığını,
"05-10-11 Mayıs 2006 tarihlerinde, Cumhuriyet Gazetesinin Şişli'deki Merkez
binasına atılan el bombaları ile ilgili bir bilgisi ve değerlendirmesi olup olmadığı
sorulduğunda;
Bu olayla ilgili bilgilerinin Danıştay dava dosyasında mevcut olan bilgiler olduğunu,
Beşiktaş'taki ikametinde yapılan aramada, el yazısıyla yazılmış notlar bulunan ve bu
notun içeriğinde alt alta, "M.PAMUKOĞLU, Erol MÜTERCİMLER, Erdal Avukat, Mustafa
HAS yazdığı, devamında "M.PAMUKOĞLU bir ekip kurdum. Sana yardımcı olacak. Büyük
kulüpte PAMUKOĞLU, M.HAS ve .... Var. Erol MÜTERCİMLER sonradan Gölcük te
buluşacağım. Erdalla birlikte .... Erol MÜTERCİMLER de geliyor. Oral ÇELİK te birlikte,
İzmit Gölcük te toplandınız. M.PAMUKOĞLU o toplantıda yok. Erol MÜTERCİMLER,
Erdal'a kalk gidelim, Erol MÜTERCİMLER le arada beşyüzbin dolar verirsen bu işi yaparız"
yazan doküman sorulduğunda;
Not kağıdmdaki yazıların kendisine ait olduğunu, not kağıdında yazan
M.PAMUKOĞLU'nun yeminli mali müşavirleri Mustafa PAMUKOĞLU olduğunu, Erol
MÜTERCİMLER'in yazar olduğunu ve eskiden beri tanıdığını ancak samimi olmadığını, Oral
ÇELİK'i medyadan Abdi İpekçi'nin faillerinden olarak bildiğini, bu şahısla bir
ilişkilerinin olamayacağını, notlarda geçen Büyük Klübün Cadde Bostan'da bulunan
siyasetçilerin, gazetecilerin gittiği bir lokal olduğunu, "bir ekip kurdum sana yardımcı
olacak" derken ne kastettiğini hatırlamadığını, almış olduğu eski notlar olduğunu, şu an
hatırlayamadığını, Gölcük'teki buluşma konusu ile bilgisinin olmadığını, şu an
hatırlamadığını, notlarda geçen 500 bin dolar konusunu hatırlamadığını, eski tarihli almış
olduğu notlar olduğunu," beyan etmiştir.
b)-Savcılık ifadesinde özetle;
"Emniyette ifade verdiğini, ERGENEKON örgütünden medyada çıkan isimlerden
hiçbirini tanımadığını ancak Doğu PERINÇEK ve Kemal ALEMDAROĞLU'nu tanıdığını,
Doğu PERİNÇEK'i 1968 yılında öğrenci eylemlerinden tanıdığını ayrıca parti genel
başkanı olması sebebiyle de zaman zaman diğer parti*, başkanları gibi gazeteyi ziyarete
geldiğini, oradan tanışıp konuşmuşluklannm olduğunu,"' ,*
Cumhuriyet Gazetesi ile alakalı olarak kendişinesşkünan Ulusal Medya-2001
başlıklı belge ile alakalı olarak sorulduğunda; '' -i//" V| "-
Cumhuriyet Gazetesinin vakfın malı olup sahibinin (mütevelli heyetinin) gazete
çalışanları olduğunu ancak gazeteye ait YENİGÜN HOLDİNG A.Ş. isimli bir şirkette bağlı
olarak çalışmakta olduğunu ancak bu şirketin birçok hissedarının bulunduğunu, bu şirkette
Cumhuriyet Vakfının imtiyazlı ortak olduğunu, şirketin ana sözleşmesinde bunun yazılı
olduğunu, kendisinin dışımda veya gazetenin bu şirketle olan ilişkilerini zaman zaman bazı
şahısların eline hisselerinin geçmesi için farklı konuşmalar yapılmış olabileceğini, halende
birçok gazetenin aynı meyanda hisselerinin alınıp satılması ile ilgili farklı görüşmelerin her
zaman yapıldığını,
Doğu PERİNÇEK ile aralarında herhangi bir emir ve talimat verme şeklinde bir
konumun olmadığını, böyle bir şeyin olamayacağını, yanma kim gelirse gelsin bunlan kovma
ve dışlama gibi bir konumda olmayacağını,
Kemal ALEMDAROĞLU'nu Rektörlüğünden tanıdığını, İstanbul Üniversitesinde
olduğu dönemden tanıştıklarını,
Daha önce ifadesine başvurulan şüpheli VELİ KÜÇÜK'ün beyanında geçen
Cumhuriyet Gazetesinin USİAD Başkanı KEMAL ÖZDEN tarafından satın alınması ile ilgili
TUNCAY GUNEY'in ifadesinde geçen beyanlarıyla ilgili olarak sorulduğunda;
Kemal ÖZDEN'i hatırlamadığım Veli KÜÇÜK'ü JİTEM'in Başkanı olarak gazeteden
duyduğunu, kendisi ile görüşmüşlüğünün olmadığını, Tuncay GÜNEY'i tanımadığım,
belirttiği gibi Cumhuriyet Gazetesinin vakfa ait olduğunu ve özel şahıslara satılmasının
mümkün olmadığını, kendileri haricinde böyle bir toplantı yapılmış ise de haberinin
olmadığını,
Gürbüz ÇAPAN'm hissesinin hiçbir zaman belirtildiği gibi %40-%60 olmadığını,
şuanda %10 hissesi olan Yenigün Holding A.Ş'de birçok şahsın hissesinin bulunduğunu,
bunların içinde Aydın DOĞAN, Turgay CİNER, Mehmet Emin KARAMEHMET gibi birçok
şahsın olduğunu, Gürbüz ÇAPAN'm vakfın yönetim kurulunda olmadığını,
"Ulusal Medya 2001" başlıklı belge içerisinde geçen "Uğur MUMCU örneğinde
olduğu gibi kendisini Kuvva-i Milliyeci olarak görüp tanımlamaktadır" şeklindeki ibare ile
alakalı olarak sorulduğunda;
Kuvva-i Milliye Türkiye'yi işgal eden yabancı ve emperyalist güçlere somut adlarıyla
İngilizlere, Fransızlara, Yunanlılara ve ortaklarına karşı memleketi Atatürk'ün deyişiyle halas
eylemek için direniş anlamına geldiğini, bu örgütlerin halkın bağrından çıkmış ve halkın bu
eğilimini Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktıktan sonra
örgütlediğini, Kuvva-i Milliyenin milli kurtuluşçuluk ve Atatürkçülük olduğunu, bunların
hepsini bir arada düşünmek ve bu sentezi savunmak gerektiğini, Türkiye'nin yabancı bir
devletin mandası olması ya da işgali altına düşmesinin düşünülemeyecek bir felaket olacağını
ve Kuvva-i Milliyeyi milliyetçilikle, Atatürkçülükle, çağdaşlıkla, laiklikle bir arada düşünmek
gerektiğini, neden laiklikle bir arada düşünmek gerekir hususunda; çünkü Türkiye işgal altında
iken ümmetçiler, halifeciler, dinciler Türkiye'nin işgalini desteklediklerini, eğer
ümmetçilikten, dincilikten, kurtulup ta milliyetçilik fikrine bir toplum erişemezse ne laikliği
gerçekleştireceğini ne de demokrasiyi gerçekleştireceğini, bu nedenle Kuvva-i Milliyeci
olduğunu fakat Kuvva-i Milliyenin bütün boyutları ile idrak edilmesi gerektiğini
düşündüğünü,
Anayasal düzeni benimsediğini, Anayasanın temel ilkelerine sadık kalındığı takdirde
de hiçbir yöneticinin ihanet içinde olacağını zannetmediğini,
Cumhuriyet Gazetesinin kuruluşunun belgede iddia edildiği şekilde Alman Nazi
İstihbarat servisi tarafından kurulmadığını, bizzat Atatürk'ün talimatı ile 1924 yılında
Cumhuriyet'in ilan edildiğini duyuran Yunus NADİ tarafından İstanbul'da kurulduğunu, o
dönemde Almanların zaten 1. Dünya Savaşında yenilmiş, Türkiye'de böyle bir şey yapacak
durumda olmadıklarını, /,, % t-

1725 „ ' ' r_^ r"~T~~™~~


Belgede belirtildiği gibi Ulusal Kanal ile Cumhuriyet gazetesinin birlikteliği ve
ortaklığı herhangi bir şekilde gündeme gelmediğini, pazarlık konusu dahi yapılmadığını,
Kanal 6 televizyonu ile de böyle bir irtibat ve teklif olmadığını,
Bugün Türkiye'de Büyük Orta Doğu projesinden ve Amerika'da yayınlanan bir
haritadan bahsettiğini, bugün Türkiye büyük bir tehdit altında olduğunu, bu realiteyi elle
tutulacak kadar hissetmek gerektiğini, ikinci olay gene Türkiye'de bugün askerle sivil iktidar
ve laikle anti-laik arasında bir bölünme olduğunu, yani bunlar realite olduğunu, tehdit altında
olduğunu, Türkiye'de aynı zamanda bir Amerika'nın desteklediği ılımlı İslam devleti olma
tehditi olduğunu, bunun da bir tehdit olduğunu, bu kadar rahat olamadığını, Kuvva-i Milliyeci
olduğunu ve zaman zaman telefonda öfkelenip şunu bunu söylese de asıl fikriyatının
yazılarında olduğunu, yoksa bütün yazılarında herhangi bir askeri harekatın olmayacağını
olmaması gerektiğini söylediğini, bütün yazılarında ama bu istikrarsızlık ve bu sürüklenişin
bizi nereye götüreceği orada bir tereddütünün olduğunu şimdi neden askeri harekatı
istemeyeceğini onu da söyleyemeyeceğini, Türkiye'de daha önceki harekatların Amerikan
desteği ile yapıldığını, 12 Eylül'de Amerikalıların "Bizim Oğlanlar Bu İşi Kıvırdılar"
dediklerini, bir noktada eğer şu anda dünyanın bütün bölümüne hakim ve Türkiye'de çok
büyük etkisi olan Kuzey Irak'ı da işgal eden Amerika'nın durumuna bakmazsak Türkiye'de
sağlıklı bir analiz yapamayacağımızı yoksa Türkiye'de herhangi bir askeri harekatı
istemediğini, Türkiye'de şuanda bir istikrarın olmadığını, istikrarsızlığa ve kargaşaya doğru
sürüklendiğini,
BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) Amerika'nın Türkiye'yi bölmek için resmen bölmek
için uygulamaya koyduğu projedir, böyle bir projenin varlığı karşısında Türkiye'de karışıklık
ve ekonomik istikrarsızlık çıkarılması, bu projeye hizmet eden bir davranış olmaz mı? şeklinde
sorulduğunda;
Anlattığı şekilde memleketin halini güllük-gülistanlık görmediğini ancak her ne
kadar telefon görüşmelerimde velev ki ancak askerin memleketi kurtarabileceğini söylemiş ise
de bunun kendisine ait bir suç olabileceğini soruşturma konusu örgüt ile bir bağlantısının
olduğunu göstermeyeceğini, mesela Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma kararı ve 71
kişi hakkında siyasetten men kararının hukuki bir müdahale olduğunu ve kanunları uygulama
yolunda görevini yaptığını, kanaatinin bu olduğunu, gazetenin genel yayın yönetmeni ile
yaptığı günlük görüşmelerin sadece kendisini bağladığını, bu görüşmelerinden herhangi bir
örgütle bağlantılı olduğunu düşünmenin aşırı bir yorum olacağını,
ERGENEKON Terör Örgütü ile alakalı sorulduğunda;
Böyle bir örgütün olduğunun ortaya çıktığını, bu örgütle herhangi bir irtibatının
olmadığı gibi bu örgütün bazı üyeleriyle de aralarında husumetler ve davalar olduğunu,
Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ile ilgili Danıştay dosyasında da bazı bombalarla
alakalı taleplerde bulunduğunu, bunların içinde Muzaffer TEKİN ve Alparslan ARSLAN'm
görev yaptığı yerlere ilişkin irtibatların araştırılmasının gazete avukatları tarafından
istendiğini, mahkemenin bu hususları araştırmadığını,
Telefon görüşmelerinde geçen "Y... Ba....nı sizin yemeklere katılmış" şeklindeki
ibarenin doğru olmadığını, Ankara Şubelerindeki arkadaşların zaman zaman yemekli
toplantılar tertip ettiklerini, bu toplantılara emekli yargı mensupları, emekli askerler, emekli
üst düzey bürokratların katıldığını, bu görüşmelerde her seferinde bir kişi uzmanlık alanında
konuşmalar yaptığını, zaman zaman bu kişiye sorular sorulduğunu, bu kişinin de soruları ve
gündemdeki olayları anlattığını, son konuşmalarında İlahiyatçı Doçent Şahin FİLİZ'in
katıldığını ve türban tartışmaları hakkında bazı görüşlerini açıkladığını, bu konuda daha sonra
gazetede yazı dizisi olarak çıktığını,
"Aytaç Yalman Gelsin" şeklindeki görüşmesi ile alakalı alarak sorulduğunda;
Tamamen gazetenin iç ilişkileri ile alakalı zaman zaman yazdıkları ve gazetede
yazılan yazılarla alakalı fikir alışverişi için yapılmış görüşmeler olduğunu ayrıca Yargıtay'dan
görevli katıldıysa hatırlamadığını, hepsini hatırlamasının mümkün olmadığını,
Ergün POYRAZ'ı tanımadığını, İSMAİL YILDIZ'ı tanıdığını, telefon
konuşmalarında zaman zaman maksadım aşan öfkeyle bazı kelimeler kullanmış ise de bunun
kendisinin üslubu olduğunu, gazeteciliğin verdiği fikri görüş açıklamaları olduğunu,
Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen 8 sayfalık belge içerisinde "ÇEVİK BIR-EROL
OZKASNAK ekibinin AMERİKANCI DARBE GİRİŞİMİ YAPACAKLARI ve bu darbenin sivil
toplum darbesi olacağı yönetime el konulunca değişik makamlara gelecek kişilerin isimlerinin
yazıldığı listenin bulunduğu belge okunup sorulduğunda;
Kesinlikle böyle bir oluşumla ilgisinin alakasının olmadığını, Adnan AKFIRAT'ı
tanımadığını, darbe girişiminden de haberinin olmadığım, Doğu PERİNÇEK'in kendisini
herhangi bir şekilde uyarmadığmı, USİAD ile bir irtibatının olmadığını,
Yurtdışı seyahati olarak, 1964 yılında Amerika'ya, 1966'da SSCB'ye ve daha sonra
Fransa'ya gezi amaçlı gidip geldiğini,
Askeri darbelere karşı yaklaşımının herkesçe bilindiğini, bunlara karşı
olduğunuvelev ki bir askeri darbe olursa buna kendisini ve başyazarı ve imtiyaz sahibi olduğu
gazete adına karşı çıkacağının bilinmesinin gerektiğini, şuanda Türkiye'de bir darbe şartlarmm
olduğunu da düşünmediğini,
Dosyada mevcut 16/03/2008 tarihli saat 17:09 telefon görüşme tutanağı okunup
tutanak içeriğinde "SAVCININ ÇOK SELAM SÖYLEDİĞİ, bu iş çatışmaya gidebilir, bir
korkusunu dile getirmiş, orada ben görevi yaptım, falan demiş, yazabilirsiniz de
yazmayabilirsiniz de ortada bırakmış, ben diyorum ki yarın bir gün daha bekleyelim, belki
yarın da telefonda konuşup şimdi bu savcının lehine mi aleyhine mi karar veremedik, çünkü
adamı zor durumda bırakan bir şey yapmayalım, işte bak Cumhuriyet'e konuştu..." şeklindeki
görüşme yaptığı İBRAHİM isimli şahıs ile yaptığı görüşme okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi gazetenin genel yayın yönetmeni İbrahim YILDIZ ile yaptıklarını, bu
görüşmede Mehmet FARAÇ'm gazetenin muhabiri olduğunu, Başsavcı ile görüşüp
görüşmediğini bilmediğini, ancak görüşmenin olduğu gün "iddianame" başlıklı bir yazı
kaleme aldığını, kesinlikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşmediğini ancak birkaç
gün sonra başka gazete yazarlarının yazmış olduğu (FEHMİ KORU) yazısına cevap olarak
kendi yazdığı bir yazı içerisinde "başsavcı görevini yaptı" şeklinde yazı içinde bir bölüm
olduğunu, Talat TURAN'ı tanıdığını, ordudan atıldığını, gazeteleri bir alakasının olmadığını,
29/02/2008 tarihli görüşme okunup görüşme içerisinde "bir müdahale olmazsa
Türkiye elden gitti" şeklinde neyi kastettiği sorulduğunda;
Daha önceki verdiği ifadeler gibi olduğunu,
19/03/2008 tarihli görüşme okunup sorulduğunda;
Güncel görüşmeler olduğunu Yargıtay C.Başsavcısmm iddianamesi ile
ERGENEKON soruşturmasının irtibatlandınlmasmm kendilerine de tuhaf geldiğini, o konuda
espirili konuştuklarını, konuştuğu şahsın gazetenin yayın kurulu başkan yardımcısı olduğunu,"
beyan etmiştir.
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Beşiktaş ilçesi Kültür mahallesi Barış Sokak Gazete Muhabirleri sitesi B6 Blok
No:2/2 sayılı adresinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen ;

İstanbul Emniyet Müdürlüğünce; l'den îll'e#t kadar numaralandırılmış bilgisayar ve


faks çıktısı dokümanların incelenmesinde^®^ ıf' ,

(35. sayfasında) El yazması "Sayın İlhan Selçuk'un dikkatine !" ile başlayan ANKARA'DA
BÜYÜK BULUŞMA "Cumhuriyetçi" isimler ilk defa bir araya geliyor Devlet E. Bakanı Kamuran İnan
imzasıyla Ankara'da 14 Ocak 2008 Pazartesi günü sınırlı katılımlı bir toplantı düzenlendi.
Toplantıya Cumhuriyet değerlerini, Atatürk milliyetçiliğini, üniter yapıyı savunan, tanınmış
gazeteci, yazar, siyaset ve devlet adamı ile akademisyen, diplomat ve iş adamlarının çağrılmış olduğu
belirtildi, şeklinde başlayan ve birçok siyasetçi, bilim adamı, gazeteci, sendikacı, büyükelçi, emekli
generaller ve hukukçuların isimlerinin yeraldığı davet niteliğinde yazı olduğu, soruşturma kapsamında
bulunan, şüpheliler İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK ve Güler KÖMÜRCÜ'nün de davetliler arasında
isimlerinin bulunduğu görülmüştür.

(106-108 sayfalarda) 17 Mart 2008 tarihli, Sayın İlhan Selçuk Ağabey hitabı ile başlayan,
"Konu: Cumhuriyet Gazetesi için yazı" şeklinde olan İP Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK imzalı
"Yargıtay Başsavcısının kapatma davası açması üzerine bir yazı hazırladım. Parti yasaklan konusunda
Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa Mahkemesi kararlannda ve Yargıtay Başsavcılığı
İddianamelerinde kitabımdan çok uzun alıntılara yer verilmiştir. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet
Gazetesi'nde yayınlanmasını dilerim. Saygılanmla" ön girişinden sonra "Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül
iktidarı yasadışıdır" ile başlayan yazı olduğu görülmüştür.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünce l'den 220'ye kadar numaralandırılmış bilgisayar ve faks çıktısı
doküman,
Gizli ve Zata Mahsustur 30 Sayılı Genel Durum Raporunun Hususi Eki ibareli Cenup-Şark
Anadolu Hakkında Bazı Notlar başlığı altında Anadolu'nun Coğrafi Durumu, Halk ve Yaşayışı v.b.
konular içeren Saygılanmla Arz ederim Van: 15/9/947 Maliye Müfettişi Burhan Ulutan ibaresi ile biten
doküman,

(52-53 şeklinde numaralandmlmış) Üzerinde 30 AUG 2006 13:10 Cumhuriyet Ankara 0 312
4195027 şeklinde faks alındı bilgisi yazan Başbakanlık Müsteşan Ömer DİNÇER Hakkında bilgi Notu
başlıklı, Ömer Dinçer'in beyanlan ve değerlendirmesini içerir 2 sayfa doküman,

(150-158 şeklinde numaralandmlmış) Doğu PERİNÇEK tarafından hazırlanmış "Kuşatma


Nerden ve Nasıl Yarılır" başlıklı 16 Kasım 2003 tarihli Milli Hükümetin kurulmasının anlatıldığı,
"...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yanlır...
Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir?
Tayyip ERDOĞAN iktidan, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir.
Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır.
Millet-Ordu işbirliğinin unsurlan milli Kuvvetler olarak adlandınlacaktır.
Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir:
1. Halk Hareketi
1. Milli Güçbirliği
1. Meclisteki milli Kuvvetler
—Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb)
—Türk Ordusu
Milli Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk-'hareketleridir.
Bugün Halk Hareketini oluşturan kuvvetler jşunlardır. "%•'•.
—İşçi hareketi
—Kamu emekçileri hareketi
—Üniversite ve gençlik hareketi
—Köylü Hareketi
Mİlli sanayici ve tüccarlar mücadelesi

Milli Güçbirliği, hem halk hareketini siyaset düzleminden desteklemek ve hem de


yerel seçimlerde AKP'nin durumunu pekiştirmesine imkan vermemek için, milletin ihtiyacıdır.
Milli Güçbirliği, aynı zamanda AKP yönetimine muhalefet eden bütün partilerin ihtiyacıdır.
AKP iktidarını yıkmak için, ABD güdümlü medyanın toplum içindeki etkisinin
kmlması ve bu amaçla ulusal bir medyanın kurulması şarttır. Türkiye'ye karşı yürütülen
psikolojik harekat yeterli bir direnmeyle karşılaşmadan ilerlemekte ve yeni mevziler
kazanmaktadır. Türkiye halkının bilinci karatılmakta, maneviyatı sarsılmakta ve halk
güçlerinin oluşması önlenmektedir. Bu durumda ulusal Kanal başta olmak üzere Ulusal
Medya araçları geliştirilmeli ve etkin kılınmalıdır...." Şeklinde ibareler içerir doküman,

Üzerinde el yazması olarak "İlhan Abi, Sabih Kanadoğlu'nun kitabına sunuş


yazması için bu kitabı gönderiyorum M.B. (Kanadoğlu, Ankara"da ki yemekte sizden
rica etmişti)" şeklinde el yazı bulunan içindekiler 5 nolu sayfa ile başlayan ve 189 nolu sayfa
ile son bulan hukuki konular içeren kitabın fotokopisi,

(1) Adet "M. Pamukoğlu " ibaresi ile başlayan, "Rapor..." ile son bulan el
yazması doküman
El yazması üzerinde: M. Pamukoğlu, Erol Mütercimler, Erdal Avukat, Mustafa
Ha...
M Pamukoğlu
Bir ekip kurdum sana yardımcı olacak
Büyük Klüp'te
Pamukoğlu
M.Hüs....güray var
...............Mütercimler
Sonradan
Gölcük'te buluşacağız
Erdal'la birlikte...............
Erol Mütercimler de geliyor
Oral Çelik'le birlikte
İzmit Gölcük'te toplanırız
M.Pamukoğlu o toplantıda yok
Erol Mütercimler
Erdal'a............................
Erol mütercimler
Arabada 500 bin dolar verirsen bu işi yaparız
Erol'un dağıtıldığı rapor" şeklinde yazı bulunan doküman, olduğu tespit
edilmiştir.
Şişli ilçesi Prof. Nurettin Mazhar Ökten sokak No:2 sayılı adreste kurulu bulunan
Cumhuriyet Gazetesi İstanbul Merkez binasındaki ofisinde elde edilen;
(1) adet S/N:WCAM9A536894 seri nolu WESTER\' dijital marka harddisk 'in
incelenmesi sonucu, herhangi bir suç unsuruna rastlanmamış olup'iade edilmiştir.
d)-Teiefon görüşmeleri; (Jf~'\<: ."
A'.- -ft
^TS^f*
Tape:3885, 04.02.2008 günü saat: 10.59 sıralarında İlhan SELÇUK ile P. K.' m
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Pe.. nasılsın?" "Vallaha bu çatışma büyüyerek sürecek" "Sürecek
bence Çatışma olması iyi bir şey, herkes efendim susup otursaydı." "O zaman büsbütün fena
olurduk." "Şimdi yani bu çatışmanın yükselmesi büyümesi lazım," "...hesaplaşmayada gitmesi
gerekiyor anlaşılan." "Ama çoğu kişide bu var, İstanbul dada var, yani eylem Ankara da ama
İstanbul dada büyük hareket var" dediği, P.KUTLAR' m "İlhancığım çokta güzel yazıyorsun
hepsini güzel güzel anlatıyorsun ama" "Anlayana" dediği, İ.SELÇUK' un "Dün şeydeydik,
Memolardaydık, efendim işte Yaşar KEMAL, Çetin ALTAN, Ali SİRMEN," dediği,
P.KUTLAR' in "Bunlar hep eski arkadaşlar yav." Dediği, İ.SELÇUK' un "Çok güzel bir hava
oldu herkes birbiri ile sarılıp öpüşüp koldaştı," dediği, P.KUTLAR' m "Hı iyi yapmışsın,
siyaset konuşuldu mu?" dediği, İ.SELÇUK' un "...Çetin gır gır birazda Çetin in morali
bozukmuş gelmesi iyi olmuş," dediği, P.KUTLAR' in "Altan Öymen'de var." Dediği,
İ.SELÇUK' un "Altan Öymen yoktu, işte şey gelmez mi, Mehmet Çetin'in oğlu Mehmet Altan
gelmez mi?" dediği, P.KUTLAR' m "Eyvah eyvah" "Ne bakımdan? yazık ya" dediği,
İ.SELÇUK' un "Efendim şey oldu süngüsü düştü" dediği, P.KUTLAR'm "Çok düştü çok düştü,
yazılarında da her şey düştü canım yazılarında da hiç şey yok" "Oktay Ekşi bile bayağı güzel
karşı çıkıyor bunlara" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet Hürriyet' te yazıpta bunlara vurunca
herkesin hoşuna gidiyor ama öbürlerinin avukatları da var tabi iki taraflı idare ediyor," dediği,
P.KUTLAR' m "Kanadoğlu bir Kanadoğluna bayılıyorum," "Şu Rektörlerin çıkışı da çok güzel
oldu İlhancığım," dediği,
Tape:3886, 07.02.2008 günü saat: 12.51 sıralarında İlhan SELÇUK ile Fatoş/İ.Y.n
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "İşte şimdi bugün 4'te şeye gidecem" dediği, İ.Y.' m "Nakkaştepe'ye
gideceksiniz" dediği, İ.SELÇUK' un "Koç'a gidecem," dediği, İ.Y.' m "Orda tartışmaları
falanda verecez, şimdi aslında bugün yeni Yar... Başkanı Saat 4'te konuşacak" dediği,
İ.SELÇUK' un "Adamın adam iyi" dediği, İ.Y.' m "İyi bir iki seferde sizin toplantılara
katılmış" "Ankara'daki toplantılara katılmış" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" dediği, İ.Y.' m
"...şimdi bunlar dikkat ederseniz abi bir yandan türban diyorlar, bir yandan da Meclise bu Yar.,
la ilgili bir yasayı getirmeye çalışıyorlar, onun içinde yapılacak konuşma önemlidir bugünkü
konuşma" dediği, İ.SELÇUK' un "Büyük bir şey başladı İbrahim yani" dediği, İ.BENLİ' nin
"Evet yani yargıyla siyaset, siyaset demeyim de yargı ile AKP arasında bir kavga önümüzdeki
günlerde söz konusu, dikkat ederseniz Asker artık burda sesini çıkarmıyor" dediği, İ.SELÇUK'
un "Evet" dediği, İ.Y.' m "Bence akıllı davranıyor, sesini çıkarmasın şimdi. Böyle bir şey var"
dediği, İ.SELÇUK'un "Siyaset yargıya saldırıyor" "Aslında başlık bile olabilir" "Şey olabilir
AKP" "Bilmem ne yani zaten artık bu olay türban sorunu olmaktan çıktı" "Çıktı bu başka bir
olay yaşıyoruz" "...bu dün sana şeyi yolladım, Ali NESİN'in yazısını bu çocuk kafayı yemiş"
dediği, I.Y.'ın "Abi okudum hiç bir geri adım atma şeyi yok ki, aynen devam ediyor" dediği,
İ.SELÇUK' un "Evet kafayı yemiş, efendimmm bugün babasının şeyini veriyor" "...babası
diyor ki bütün din eğitimini kaldırın yani diyor okuduktan sonra kızlar elbet örtünür diyor" "Ya
bu kafayı yemiş bu Ali NESİN" dediği, İ.Y.' in "...biz şimdi Aziz NESİN'in kitapları demiştiniz
ya abi" "Ordan laiklikle ilgili bölümleri alıp yayınlayacaz ama Ali NESİN'i de direk hedef alan
bir şey de yapmak istemiyoruz abi, değmez boşver" dediği, İ.SELÇUK' un "Bizim efendim ee
PAMUKOĞLU'nu ona şey tanıştırdık da PAMUKOĞLU onun vakfına yardım ediyor falan"
dediği, İ.Y.' m "Hı yardım ediyor" "Enayilik yaptı" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, öyle bir şey
yapmayalım" dediği, İ.Y.' m "Evet o vakfa destek çıkanlar arıyorlarmış diyorlarmış ki biz
desteğimizi çekiyoruz" "Ya oraya destek çıkanlar belli işte belli insanlar ediyor abi,.niye bu
işlere girersin, niye

karışırsın ya" dediği, İ.SELÇUK' un "...matematikçi falan ama aklı ermiyor bu işlere, ya da
şunu yaptı iktidarla işi var vakıfta" dediği, İ.Y.' m "Oda olabilir" "...bana gönderdiğiniz
açıklamada ama onları da yalanlıyor, yani böyle söylüyorlar benim hiç bir işim yok vakıfla
falan hükümetle diyo" dediği, İ.SELÇUK' un "Yo yo biliyorum ben PAMUKOĞLU'da biliyor
olayı","PAMUKOĞLU'da biliyor" dediği, İ.Y.' m "Bugün YÖK Genel Kurulu toplanıyor,
bugüne kadar toplamadılar, işte Başkan atadılar, yeni üyeler atadılar ve Genel Kurul toplanıyor
bugün" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, YÖK elden gidiyor" dediği, İ.Y.' m "Evet" dediği,
İ.SELÇUK' un "Gidiyor, yani her şey elden gidiyor, tuhaf bir durum var, bakalım ne olacak,
şimdi YALNIZ 2 TANE ŞEY VAR EĞER KAPATMA DAVASI AÇILIRSA" "BİRDE
ÜSTÜNE EKONOMİK KRİZ GELİRSE TÜRKİYE BİRAZ KARIŞIRSA BELKİ Bİ
UMUTLAR DOĞABİLİR, YANİ" dediği, İ.Y.' m "Yoksa bu devam eder" dediği, İ.SELÇUK'
un "ÇÜNKÜ NORMAL YOLLARDAN BUNLARI MÜMKÜN DEĞİL YANİ" "Çok açık
görünüyor, bi kere adam kararlı geri adım falan atmıyor" "Mesela Emre bir öneri getirdi şeyde
ee" "Bu BARLAS'la olan şeyde, oda şu diyor ki, garanti versin diyor bilmem ne falan, bugün
bazı şeylerde yazmışlar onu, eee yani kardeşim ee güven duygusu da vermiyor, yürü yürüyü
yürüyüşüne açık bırakıyor bütün kapıları" "Tuhaf bir hali var, Mehmet BARLAS'ta da bir
küçük değişim var..." " Yalpalanıyor gibi, nerden kulağına kar suyu kaçtıysa" "İki tarafa da açık
kapı bırakıyor" dediği, İ.Y.' m "Açık kapı bırakılıyor, bugün Can DÜNDAR'da Büyükelçinin
mektubunu yayınlamış, ilginç işte kızları 3 senede kapattılar diyor ya, İran meselesi" dediği,
İ.SELÇUK'un "Efendim ee yani olay bugün Mehmet Ali BİRAND'da ilginç bir yazı yazmış"
"Yani ona da bir gözat, efendim der ki AKP güven vermiyor der" dediği, İ.Y.' m "...Fethiye
Rotary Kulüpten geldiler sabah bana, onu size anlatayım da abi" "...Yunus NADİ Kültür ve
Sanat Günleri düzenlemek istiyoruz...liseli çocuklar katılsınlar, şiir, öykü ve röportaj ve orada
bir Yunus NADİ heykeli yapmaz istiyoruz..." "Bunu ben Alev abiye vereyim abi, ilgilensinler
adamlar Fethiye'den kalkıp buraya gelmişler" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, bak M. Ali
BİRAND "MHP'nin gerçek kimliği şimdi anlaşıldı, Ulusalcı kesimin bir bölümü AK Partiyi
durduracağı varsayımıyla son seçimlerde MHP'ye oy vermişti, MHP ehveni şer demişlerdi,
şimdi Laik Demokratik Türkiye'nin geleceği açısından MHP'nin daha tehlikeli olduğunu
anlıyorlar" yani şey var adamda" dediği, İ.Y.' m "Mustafa şeyi aramış Aydın DOĞAN'ı size
söylemiş, yurt dışında demişler, bilginize" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet evet, dün İnan
KIRAÇ'la Mustafa'yı konuşturdum, ee" dediği,
Tape:1827, 08.02.2008 günü saat:20.20 sıralarında İlhan SELÇUK ile Mehmet' in
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
MEHMET' in ".. .İlhan olucak gibi değil artık teslim oldum bittim yapıcak bi şey yok.
Geçen günde başımdan bi olay geçti bi eksiğimiz oydu oda oldu" "Yav Turhan bir şey söyledi
bana, devretmek istiyor şeyleri falan biraz kenara çekilip kendi yalnız yazı yazacak filan
gibilerden öyle bir fikrin mi var" dediği, İ.SELÇUK'un "Şimdi Mehmet tabi hayatta iken ve
elim ayağım tutarken bu sorumlulukları başkalarma devretmem gerekiyor..." dediği,
MEHMET'in "Peki var mı öyle bi kimseler. İlhan" dediği, İ.SELÇUK'un "İşte bu vakıf
meselesinde vakfı açmak lazım açtık ta onu. Efendim bir takım adamlar oraya şeyler yaptım
getirdim .. .Gazete de Vakıf Yönetim Kurulunda bir icra kurulu oluşturdum 3 kişilik. Oraya
BALBAY, bizim avukat Akın AT ALAY ve İ.Y.ı oturttuk. İşte gazetede mümkün olduğu kadar
böyle bir örgütlenme yapmak istiyorum" dediği, MEHMET' in "Giricekler tabi birbirlerine.
Tabi yaptığın seni çok akıllıca birilerine devretmek ve kontrol etmek onları çok akıllıca bi şey
ama var mı öyle adamlar, yapabilecekler mi" dediği, İ.SELÇUK' un ";;:lYani herkes bu gazete
yaşasın diyor ve elinden geleni yapmaya çalışıyor. MeselaJ)u İnajıJKTRAÇî var. Koç un şeyi
falan" "O nu getirdik Vakıf danışma kurulu başkanı/yapt^. Oda yanma iki tane
yardımcı aldı, biri Osman BERKMEN,biri Erdoğan TOPRAK..." "Efenim Vakfm yönetim
kuruluna Hakan diye bir çocuk aldık. KOÇ şeyinin reklam bilmem nesi falan filan" "İşte Ersin
AKGÜÇ Gazeteye işte şeyler yürütücekler" dediği, MEHMET' in "Balbay filan diyosun"
dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim işte bu KOÇ müthiş ilgi gösteriyor, KOÇ grubu. Onlarda
şimdi anladılar anyayı konyayı" dediği, MEHMET'in "Geç kaldılar ama" dediği, İ.SELÇUK'
un "CUMHURİYET in ne demek olduğunu. Fakat bu iktidar sermayeyi Dincileştirmek,
İslamlaştırmak için alıp yürüyor yani" dediği, MEHMET' in "Hayır yani bu herifleri berheva
etmek lazım, Türkiye olduktan sonra neye yarar yani. Ama artık iç savaştan başka bi şeyde
temizlemiyicek bu işi öyle görünüyor yani" dediği, İ.SELÇUK' un "İÇ SAVAŞ OLMAZ DA
YANİ BİR NOKTA DA EĞER ORTALIK KARIŞIRSA, HEM EKONOMİK HEM SİYASİ
OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE BİR ŞEY OLABİLİR" dediği, MEHMET' in "ASKER
GELEBİLİR Mİ? ARTIK İLHAN" dediği, İ.SELÇUK' un "E MECBUR OLACAK" dediği,
MEHMET' in "HAYIR YANİ GELSE BECEREBİLİR Mİ BU ADAMLAR ÇOK ŞEY YAV"
dediği, İ.SELÇUK' un "İŞTE ORTALIK BİRBİRİNE GİRDİ Mİ ÇOK ŞEY GİBİ GÖRÜNEN
ADAMLAR" dediği, MEHMET' in "Sinerler mi diyorsun" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" "Yani
bir noktada her şey çok zor. Çünkü Türkiye yi şey yaptılar. Yani bir noktada DİNCİ
EGEMENLİK, TARİKATLAR VE CEMAATLER" "MEDYA Yi DA ELE GEÇİRDİLER.
APTAL AYDIN DOĞAN' la APTAL TURGAY CİNER ve APTAL MEHMET
KARAMEHMET birbirleri ile uğraşırken adamlar aldılar ele şimdi. İşte Sabah grubu da bir
adama geçti oda Tayyip Erdoğan m adamı falan" "Amerika yaptı Mehmet, Amerika yaptı"
dediği, MEHMET' in "Valla İlhan Amerika yaptı..." dediği, İ.SELÇUK' un "E işte sonu kötü
oldu işin ATATÜRK CUMHURİYETİ elden gidiyor" dediği, MEHMET'İN "MAALESEF
MAALESEF İLHAN... Şimdi ben tabi bi şey bilmiyorum senin kadar sen tabi işin içindesin
eskiden beri tutturdukları bir şey var yok Anayasa mahkemesi yok bilmem ne kanunu yav
bunlarla olur mu bu iş İlhan. Yani Anayasa mahkemesi ne yapabilir herifler kanun
yapma yetkisini her şeyi değiştirebilirler yani, ne yapılabilir artık. VAR MI BİR ÜMİT?"
dediği, İ.SELÇUK' un "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON
OLARAK KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN
KAPATILMASI KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE
KARIŞIR" "Anayasa mahkemesinin yetkisi var. Ondan sonrada yav şimdi bu moda kanalında
deminden beri şeye bakıyorum, efendim Brezilya karnavalı. Yav ne kadar kadınlar
şişmanlamış ya. Allah Allah. Ama müthiş bir olay yav" dediği,
Tape:1835, 08.02.2008 günü saat:12.49 sıralarında İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.' m "...bu miting ile ilgili, her taraftan şey yağıyor, yani katılımı her halde büyük
olacak. Bugün Ankara büroya da gitmişler, Mustafa'ya gitmişler, işte Cumhuriyet bu işi
destekleyince. Farklı oluyor, kitlesel oluyor, kimse farklı görüş iletmiyor gibi şeylerde var. Ona
bakıyoruz. Bu YARGI ile bunlar uğraşacaklar nasıl olsa. Şimdi bugün Meclis'te tekrar
YARGITAY YASASINIDA görüşüyorlar abi..."dediği, İ.SELÇUK' un "Mesala bugün Ertuğrul
Özkök ün yazısı baya bir muhalefet yazısı" ".. .bir yerde bir hesaplaşma olacak heralde...yargı
kapatma kararına doğru gidiyor, haberini de verdiler...çünkü göğsünde KAPATILMIŞTIR
levhası dururken, AKP bi şey yapamaz. Bir şey yapabilir, isim değiştirir" dediği, İ.Y.' m "Bir
çatışma ortamı çıksın istiyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "... İki tane rapor hazırlarsın, birisi
herkese verilmez..." "Bir nokta da, İbrahim tabi bunun çeşitli nedenleri vardır ama bu
aramızda sır" "Yani ben dedim ki, bir; Herkese verilmeyecek, yani ilan edilmeyecek olan
bilgileri ayrı bir rapor yaparsın" "Eskiden de öyle yapıyorduk ya..." "Biz Şahin FİLİZ'in yani
şeyini, yâ^ı dizisini yayınladık. Fakat, orada Cumhuriyetçi Yazarlara da verip veriştiriyoE*-
fjpen isimdi onun bu yazısını,
alacağım köşeme, belki öfkesinde haklı ama, yani Cumhuriyet Gazetesini ayırmalıydı" dediği,
İ.YLIDIZ' m "Geçen, Yalçın Küçük de, KanalTürk'te, Şahin FİLİZ'in kitabından bahsetti.
Cumhuriyet'te de dizi yazısı yayınlanıyor falan dediler" dediği, İ.SELÇUK' un "...Bizim
düşündüğümüz şeyi, efendim yapamadık ama iyi oluyor. Onu, ben düşündüğümüz şeyi dünkü
toplantıda anlattım" "...Yani şunu yapacağız dedim, onu yazı olarakta yazacağım. Atatürk
devrimi hangi ayetleri kaldırdı, Mahsus bugünkü yazıyı onun için yazdım" "Ya da hangi erkek.
Şimdi yani bu Atatürk devrimleri aslında toplumda yerleşmiş te, bu pezevenkler türban
üzerinden yürüyorlar. Yanive, sanıyorum çok zor,çok zor. Dün işte orada, toplantıda
konuşulan,ve, yine,söylediği, RAHMİ Bey'in söylediği, acaba, yani, sınır aşıldı mı? Geriye
dönüş, rtık olanaksız mı diye" "Peki, İbrahim, bugün beni şeye bırakır mısın" dediği, İ.Y.' m
"Tamam, estağfurullah abi. Turgay aramış, o da şöyle bir niyeti var, bir gün diyor ki; İlhan abi
gelsin bi burayı görsün diyor. Dedim haftaya gelir..." dediği, İ.SELÇUK' un "Tabi, Turgay da
tadını aldı medyanın" dediği, İ.Y.' m "Tabi tabi. Yani Turgay, Karamehmet, Aydın Doğan eğer
birlikte olabilselerdi" dediği, İ.SEL^UK' un "Turgay'ın orada rolü büyük" "Aydın Doğan'ın da
büyük" "Aydın Doğan abilik etmesi lazımdı" dediği, İ.Y.'ın "İkisi de çok sıradan şeylerden"
dediği, İ.SELÇUK' un "Turgay'ı bende bir gün çağırayım da gelsin, bende giderim yani, öbür
Ahmet ÇALIK'a da gideriz. Biz ilişkilerimizi Cumhuriyet adına sürdürüyoruz" "Şimdi dünkü
şeyde, İbrahim konuşamadık, olay şöyle oldu, ben daha çok dinledim herkes konuştu monuştu.
İçlerinden doğru dürüst konuşan yoktu. Hele o Sabancı Üniversitenin Rektör'ü TOSUN"
"...Alevilere de hoş görü gösterilmeli gibi laflar atarak ama ne söylediği belli değil falan.
Şimdi ben dedim ki, bu işin kökeni dışarıda, eğer palavra değilse bu BOP, MOP, ılımlı islam
devleti şeyi orada Türkiye'nin nasıl kuşatıldığmı birinci bölümde anlattım. Efendim ikinci
bölümde, yani kuşatıldığmı ve bu İslamcılığın kaynağının dışarıda olduğunu, Amerika da
olduğunu falan, zaten Fethullah'ta orada ya" "İkinci bölümde, bu operasyon nasıl iktidara
geçti, AKP, onu anlattım, Ama bunlar o kadar çarpıcı ki, yani herkes, bir de şeye şaştım yav,
bilmiyorlar ya İbrahim" "Sonra, Ömer Koç var ya" "O, aşağı kadar, arabaya kadar geldi,
yemek, yemek istiyor, o da her halde zannediyorum çok yararlı olur" dediği, İ.Y.' m "Şey, Ali
yok muydu abi" "Ali ile Mustafa yok, sadece Ömer vardı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ömer KOÇ
vardı. Efendi bir çocuk, aklı başında, söylediği şeylere baktım gayet aklı başında şeyler
söyledi. Yani aynı fikirleri paylaşıyoruz. Ama bilmiyorum, O Rahmi'nin oğlu değil mi" dediği,
Tape:1830, 10.02.2008 günü saat: 16.14 sıralarında İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "...işte başyazıyı yazdık" "Biraz düşündüm Amerikayı fazla mı
devreye soktum diye başyazı da ama artık bugün Hürriyet' i gördün heralde","Yani bizi de
solladı keratalar" dediği, İ.Y.'ın "Abi bu işler böyle" "...böyle bir şey var yani büyük bir tepki
var, yani bir kaosa gideceği bir korku var, ikinci Cumhuriyetçilerin bazıları da mesela
bakıyorsun değişiyorlar falan" "O anlamda Anayasa Mahkemesi herhalde bütün bunları
dikkate alacaktır diye düşünüyorum abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Anayasa, hı. Vallaha Anayasa
Mahkemesi eğer radikal bir karar alır da siyasal iktidar partisini kapatırsa" "Türban bir yana
Türkiye başka bir sürece girer.kapatması da gerekir bana sorarsan","yani başka bir çıkış yolu
görmüyorum, ne olacak o zaman hemen başka bir parti kuracaklar iktidardakiler ama gayr-i
meşru duruma düşmüş olacaklar" "Tuhaf bir olay yaşıyoruz bakalım şeyden satışlar nasıl
gidiyor İbrahim" dediği, İ.Y.'ın "...yüksektir bu hafta hep yüksek gelmişti ya pazarda yüksek
gelir" "Mitingler falan etkiliyor" dediği, İ.SELÇUK' un "Miting iyidi miting iyidi" dediği, İ.Y.'
nv'MM hiç yok böyle şeyler önemli olsun yani. sadece gazete köşelerinde yazılarla haberler
olftıriyor -bu işler meydanlara çıkılması lazım" dediği, İ.SELÇUK' un "Çok iyi çok*ıyâ"
de<M&, j.%*' în "Dikkat ederseniz
sadece Ankara değil bizden başka verende yok biz koyduk işte büyük fotoğraflarla il il
vermişiz İzmir'de, Kütahya'da falan her yerde var ufakta olsa her yerde bir şey var" dediği,
İ.SELÇUK' un "...şimdi yarma şeyin ne" dediği, İ.Y.' m "Abi şimdi köşke çıkıyor tartışmaları
vereceğiz MHP 17. madde meselesi var Anayasa Mahkemesi ile ilgili süreç ne olacak gibi bir
sürü laf var. Türbandan gideceğiz" dediği, İ.SELÇUK' un "Vallaha bu türban bütün millet
bunun üstüne şey, aslmda türban meselesi değil artık o ama" dediği, İ.Y.' m "Her yerde
toplantılar yapıyorlar birde iyi bir şey bu Türk halkı sessiz kalmıyor" "...şimdi ikinci
Cumhuriyetçilere dikkat ediyorum onlarda bu kaygılarını dile getiriyor, Ahmet İlser var mesala
Radikalde yazan" "Bugün bir yerde röportajını okudum baktım değişmiş" dediği, İ.SELÇUK'
un "...değişiyorlar değişiyorlar" dediği, İ.Y.' m "Abi şey çok ilginçti Ali Kırca'nm programında
şey soruyor bu Hatemi'ye soruyor kadın varya Avukat Hatemi bilmem ne, diyor ki madem siz
savunuyorsunuz niye türban takmıyorsunuz kadının yanıtı şu yani; din bunu gerektirmiyor ki
bunu takayım diyor" "Acaba şu Nevzat Yalçıntaş ı biz de mi kullansak bu çok ilginç geldi
bana" dediği, İ.SELÇUK' un "Onu kullanalım" dediği, İ.Y.' m "Değil mi abi? şimdi diyor ki iki
şeyi önemli bir türban dışarıdan Türkiye ye sokuldu ikincisi Amerikalılar o günde işin içinde
idiler bugün de işin içindeler" dediği, İ.SELÇUK' un "Onu kullanalım benim yazımın işte
özüde bu" "Şimdi bu dil köşesinde adam ile anlaşabilirsek çok güzel şeyler olabilir baktım çok
bilgili bir adam getireceğim yarın dergiyi ama mesala Yakamozu bir dergi Avrupa da en güzel
sözcük ilan etmiş Yakamoz şimdi bizim gazetelerde çıktı bu Yakamoz meğerse Türkiye deki
Rumların uydurduğu bir kelime imiş ve onun şeyini yapıyor Melih CEVDET i övüyor Nadir
NADİ yi övüyor falan böyle bir adam yarın onu bir hatırlatta senle yarın konuşalım" dediği,
Tape:1828, 10.02.2008 günü saat:10.41 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/G.'ün
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
X .BAYAN' m İ.SELÇUK' a hitaben "Canım teşekkür etmeye aradık çıktıy ya bugün"
"Kanal B evet ama yani Cumhuriyet'e yakışır bu iyi bir şey, İlhan iyi bir kanal" "Bak İ. G.
konuşacak..." diyerek telefonu İ.G.' e verdiği, İ.G.' ün "Türban kanunun hayırlı olsun ha ha"
dediği, İ.SELÇUK' un "Çok kötü çok kötü ama bence, bu adamlar işte kararlı ve yürüyecekler,
dışardan da destekleniyorlar Amerika bu işi yapıyor yani ya herro ya merro olacak bakalım ne
olacak" dediği, İ.G.' ün "Valla dün bir toplantıya çağırdılar beni, güzel bir grup İsmail Hakkı
KARADAYI filan da vardı, 3 tane general filan" "Yani onların da görüşü çok şey yani
karamsar" "Yani adamlar tamamen bu adamlar adım adım şeriat devletine gidiyor diyorlar"
dediği, İ.SELÇUK' un "Gidiyorlar" dediği, İ.G.' ün "Fakat bayıldım o KARADAYI filan çok
iyi hazırlanmışlar yani bayağı kapalı bir sempozyum gibi bir şeydi, Bir kaç Profesör filan
vardı. Adamlar memleketin halini görüyorlar ama bakalım Kurtuluşu nedir onun için bir şey
söyleyemiyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "şeye gidecek söylemezler tabi, bu eğer büyük bir
çatışmaya giderse, efendim benim düşüncem şu zannediyorum, anayasa mahkemesi akp'nin
kapatılmasına karar verecek" "Bunun üzerine AKP de efendim ee isim değiştirecek hile-i seriye
yapacak işler büsbütün karışacak. Yani ve bir nokta da BİR HAKEME İHTİYAÇ
DUYULACAK' dediği, İ:G.' ün "ODA ASKER OLACAK' "KARADAYI diyor ki devamlı
Askeri hırpalamak için hareket halindeler diyor" "Yanında bir şey gösterdi, TEMPO dergisinde
bir şey çıkmış KARADAYI bu ERGENEKONcularm başında filan diye" "...Bir yandan
kendilerini garantiye almak istiyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, o Tempo Fethullahın
biliyorsun" dediği, İ.G.' ün "...İnşaallah bizi çok güzel günler bekliyor" dediği, İ.SELÇUK' un
"Bakalım bakalım hiç .zannetmiyorum bu Amerikan planına girdi Türkiye" "Evet, gösterdi ya
Yalçın JöCİCÜM ö Atlantik'teki haritayı gösterdi" "Yani tamamen resmen adamlar
çizmişler^TürkiyeJjıln haritasını" dediği,

J^- (7^
Tape:1834, 14.02.2008 günü saat:11.40 sıralannda İlhan SELÇUK ile B. T'nm
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Günaydın Bülent" "...şöyle oldu yazı BÜLENT daha detaylı ve
yapısallığa daha fazla ilişkin bir yazı yazacak idim..." dediği, B.TANLA' nın "... bunun bu
şekilde ortaya koymak iyi başlangıç olmuş" "Tartışma safhasında ortaya çıkacak bu çok daha
tepeden bir bakış olmuş" dediği, İ.SELÇUK' un "... birileri diyorlar ki bu Aydın DOĞAN
alacağını aldıktan sonra anlaşacak, kimileri de öyle diyorlar ki; Yok bu öyle bir olay ki AYDIN
DOĞAN'IN İPİ ÇEKİLMİŞTİR, onu hissettiği için efendim bunu yapıyor falan gibi" dediği,
B.TANLA' nın "Tabi, siz çok önemli bir şey vurgulamışsınız bugün yani sermaye el
değiştiriyor" "Burda, bence bu çok daha geniş kapsamlı olmuş ve çok daha ses getirebilecek
nitelikte diye algıladım ben" "...bu büyük cesarettir yani..." dediği, İ.SELÇUK' un "Bazı şeyler
var konuşacak çünkü dün gece bu Rektörler beni bir yere götürdüler..." "eee ORADA BİR
BASKI KURDULAR ÜSTÜMDE onu anlatacağım sana" dediği,
Tape:1832, 14.02.2008 günü saat: 12.59 sıralannda İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "BİZİ İŞTE Bİ ŞEYİN BAŞINA GEÇİRMEK İSTİYORLAR
ÖZELLİKLE KEMAL ALEMDAROĞLU ÇOK ISRAR ETTİ FALAN FİLAN. Tabi olacak iş
değil ama herkeste bir şeyler istiyor bekliyor falan Dünya senin anlayacağın siyaset miyaset falan
şey olduk, neyse Oktay erken gitti. Biz işte orda duman olduk yok medyadır yok bilmem nedir
şimdi yani baktığın zaman işte şeyi birleştirdim üzerine şey yapıp. 4 tane televizyon var bu
hikayenin içinde, işte biri o ankara daki türk metalin tv si var" "avrasya evet" "b kanal var. burda
da doğu perinçek kanalı ile bizim tuncay Özkan kanalı var. 4 tane kanal işte ne yapılabilir şu bu
falan filan bi şeyler, yani zor bir iş dedik ki ya biz zaten gazeteden çok zor" dediği,
İ.Y.' in "Kanalları nasıl birleştiriceksiniz" dediği, İ.SELÇUK' un "yani ortak bildiriler yaymak,
bir bütün bu kanal sahipleri arasında bir, efenim birisi metal in başmda birisi işte işçi partisinin
başında tuncay Özkan işte halk partisine girdi girecek bir hareketin başında, e öbürü de rektör
ankarada. o da doğru dürüst bir adam işte sen birleştirirsin bunları gibi olmayacak şeyler
öneriyorlar bana" "yav bide şey var bilemiyosun ki yani doğu yarın öbür gün ne yapar bilebiliyor
musun" dediği, İ.Y.' m "Evet Doğu ya güvenilmez ama" dediği, İ.SELÇUK' un "öbürleri daha iyi
filan, zaten kendileri geliyorlar şu bu. şeyi pek fazla tanımıyorum ama onuda şey tanıyor kemal,
eski rektör falan öbür rektör falan tanıyorlar, neyse böyle bir yani senin anlıyıcağın böyle bir gece
geçirdik, (gülüyor). Sen ne yaptın" "İyi onun dışmda BU BAŞBAKAN DUMAN HA" dediği,
İ.Y.' m "Başbakan duman abi. Bugün Ertuğrul ÖZKÖK tekrar yanıt yazmış. Sabahtaki çocukta
yazıyor. Çıplak kadm fotoğrafları meselesi var ya abi" dediği, İ.SELÇUK' un "...bilemiyoruz ki
herşey çok karışık, ama türkiye bir noktaya sürükleniyor gibi" dediği, İ.Y.' m "Evet. Fehmi Koru
bugün yazmış Yeni Şafak' ta. Oda şeyi Aydın DOĞAN grubunu eleştiriyor. Ertuğrul ÖZKÖK ün
yazıları aynen Cumhuriyet te Hikmet ÇETİNKAYA nın yazıları gibi..." "Aydın DOĞAN kendini
kurtarır ama ötekiler kurtaramaz. Ertuğrul ve arkadaşları Cumhuriyet e gitsin demiş" dediği,
İ.SELÇUK' un "evet çok güzel, ne yapalım bu polemiklerden bi şey yapalım mı? işin içine
Cumhuriyet'te girdi şimdi" dediği, İ.Y.' m "Doğru olabilir abi. Fakat Akşam grubu Aydın
DOĞAN'a bayrak açtı. Tayyip in yanında yer aldılar. Tercüman Gazetesi inanılmaz. İşte Simavi
döneminde böyle değildi. Doğan grubuna geçtikten sonra Hürriyet' in yayın politikası böyle oldu.
Manşetler acayip. Vakit Gazetesi yine öyle" "Abi yarın bi şey anlaşırlar bunlar tam 90 derecede
dönerler" "Aydın Doğan mda günahı az değil abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Deîimisin ya"
"Delimisin ya bütün bu ikinc|»*Cumhuriyetçi denen takım nerde palazlandı Aydın Doğan"
dediği, İ.Y.' m "Onun için çok^zor bi 30 yıl eğer SOL iktidar
olsaydı herhalde şimdi bambaşka bi şey olurdu ağabeycim" dediği, İ.SELÇUK' un "yani 70
bin okul var 90 bin cami var. getirdinıi bülent o rakam" dediği, İ.Y.' m "Gelmedi abi bugün
yazısmı koydum içinde biliyorsunuz getiricek onu çalışıyor getirieek" "...acaba bu ABD ve
Avrupa Tayyip ten vaz mı geçiyor" dediği, İ.SELÇUK' un "En güzel soru bu tabi yani bütün
mesele bizim Liboşlarm bunlardan vazgeçmesi için Avrupa dan esinti gelmesi lazım. Öbürleri
içinde, sermaye için de Anıerikadan gelmesi lazım" dediği, İ.Y.' m ...Şimdi Amerika
Büyükelçisi dar bir yemek veriyormuş ankara daki temsilcilere, BALBAY ŞİMDİ
BÜYÜKELÇİNİN MASASINDA ŞARAP İÇİYOR ABİ, BAKALIM ORADAN NE
ÇIKACAK DAR BİR TOPLANTI" dediği, İ.SELÇUK' un "BU BALBAY GEMİ AZI YA
ALDI BUNA BİR ŞEY DÜŞÜNMEK LAZIM. YOK EFENDİM KONAKLAR ALIYOR
OTOMOBİLLER ALIYOR, ŞARAP İÇİYOR.." dediği, İ.Y.' m "Şeyinde kira sözleşmesi
yapıldı bugün Ankara daki bina tamamdır" dediği, İ.SELÇUK' un "O çok iyi oldu yav" dediği,
İ.Y.' m "Bugün aynı anda aynı zamanda zamanlaması ilginç, bizim Amerika muhabiri Elçin
Poyrazlar da Amerika başkan yardımcısı Cehenny in bürosuna davet edildi abi. Şimdi kız
gitmeden önce konuştuk falan aşağı yukarı Türkiye üzerine sorular soracaklar. Belli oldu işte
ordaki islam ne oluyor, türban meselesi nedir gibi sorular var" "Biz ona bazı şeyler gönderdik.
Birde şöyle soruyorlarmış abi daha önce bir gazeteci daha gitmiş. ERDOĞAN İN
KARŞISINA KİM RAKİP OLABİLİR. Gibi soru tahmin ediyoruz dur bakalım şimdi toplantı
akşamüzeri" dediği, İ.SELÇUK' un "Demek ki bi seçenek yaratmaya çalışıyorlar bu demin
senin söylediklerini de doğrulayan şey bu" "... Bu Cheneye kini yazabilecekmiyiz" dediği, İ.Y.'
m "Abi çıksın bakalım toplantıdan yazılıcakmı yoksa özel bir şey mi onu Elçin ile akşam
konuşacağız. BALBAY da bu büyükelçiden edinimler aktarsın, bakalım ne oluyor" dediği,
İ.SELÇUK' un "O zaman onları bekleyelim çok önemli çünkü bence çok önemli..."dediği,
m Tape:1837, 15.02.2008 günü saat:12.36 sıralarında İlhan SELÇUK ile X
bayan/İ.Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.' in "...BALBAY ile akşam konuştunuz mu abi BÜYÜKELÇİ HİKAYESİNİ"
dediği, İ.SELÇUK' un "Konuştum. Amerika'dan ne haber" "Şimdi anlaşılıyor ki bir şeyler
oluyor" "Dünde Erol MANİSALI geldi, biraz konuştuk monuştuk, falan filan ama. Çıkmıyor
ne olduğu ortaya. Bir geçiş döneminin şeyleri var, arayışları var gördüğüm kadarıyla" "Yani
beklemek lazım. Bu BAŞBAKANIN AŞIRI SİNİRLİLİĞİNİN nedenleri falan belli değil"
"Yani, Coşkun ÖZDEMİR' e bakarsan hasta" ".. .onun ötesinde, yani bir noktada, bugün da
sabahleyin, bakayım, bir karar aldılar. Şimdi aklımda yok ama bir böyle frene basma kararı,
şeyde, Milli Eğitim de falan" dediği, İ.Y.' m "Şeyle ilgili abi, YÖK TOPLANTISI, bu katsayı
karan çıkaracaklardı ya İmam Hatipliler ile ilgili, onu ertelediler" dediği, İ.SELÇUK' un
"...Yani bir tedirginlik ve duraksama görmeye başladım" "Bugün Fehmi KORU'NUNDA
yazısı, MHP'YE diyor ki; Protokolü zorlamayın diyor" dediği, İ.Y.' m "DÜN AKŞAM GENEL
KURMAY BAŞKANI C.BAŞKANINA ÇIKMIŞ. DEMİŞLER Kİ BİZİM MUHATABIMIZ
SENSİN" "SONRA DA GENELKURMAY DA KUVVET KOMUTANLARI TOPLANTI
YAPMIŞLAR. BALBAY KONUŞMUŞ, bunları haber yapmayın demişler. BUNLARI
YAZMAYIN DEMİŞLER" dediği, İ.SELÇUK'_ un "...ama biraz duraklasalarda falan filan,
bunların hedefi belli.Yani" dediği, İ.Y.' m "...Amerika'da, anladığım kadarıyla..." "...belliki
bunlardan desteğini çekecekler, KORKUYORLAR, yani BU ^ ILIMLI İSLAMIN
SONUNDA, RADİKAL İSLAM > GELİRSE NE YAPACAĞIZ..." dediği, İ.SELÇUK' un
"Şimdi İbrahim, bu bizdeki İran dizisi harika oldu" dediği, İ.Y.'m "Onun için korkuyorlar
abp^ediği, LSELÇUK' un "...AMERİKA,
YANI BİR OLAY OLURSA, ORDU MORDU^LUSALÇILAR
AMERİKA İLİŞKİLERİ BOZULUR DİYE DfeM>RMk"'^|
" FİLAN TÜRKİYE İLE
ani Amerika'nın galiba
*'
kulağına kar suyu kaçtı" dediği, İ.Y.'m "Balbayı akşam aramışlar demişler ki sizinle yine
ayrıca görüşeceğiz demişler, Bire bir" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi biz bugün çok iyi
yapmışız, Manşetimiz çok iyi" dediği, İ.Y.'m "E ŞİMDİ BİRİNE MÜEBBET VERDİN"
"Gerisi kaldı" dediği, İ.SELÇUK' un "...MEHMET AĞAR DA İYİ DE, ŞU ŞEYİ KOYDUK
MU YAV, MURAT KARAYALÇIN" "Şey diyecektim, hı bu Oray EĞİN diye bir çocuk var"
dediği, İ.Y.'m "Evet kafalar karışık. Bugün şeye koydum, Cumhuriyet Yazarları falan, içeri
aldık, haber yaptık. AKP için çalışan kalemler. İlhan Selçuk'a, Türklüğe hakaret suçlaması,
Ertuğrul ÖZKÖK'e hamam böceği benzetmesi diye" dediği, İ.SELÇUK' un "...farkında değil
aptal yani bir noktada, şimdi bir SAVCI BUNU İHBAR SAYIP DAVA AÇSA. NE DURUMA
DÜŞECEK FARKINDA DEĞİL ...İŞLER TÜRKİYE DE KARIŞIK İŞİN İÇİNDEN NASIL
ÇIKILACAK KİMSEDE BİLMİYOR yani" "Bu Gül Atmaca yi sen tanıyor musun" "...Şimdi,
MESELA O REKTÖRLERİN ŞEYİNE GİTTİK, DUMAN OLDUK YAV. Bir noktada"
dediği, İ.Y.'m "Şeyin selamı var abi, Atilla ATEŞ VE Fikret BOZTEPE'NİN SELAMI
VAR.ESKİ HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI VE KARA KUVVETLERİ KOMUTANI"
dediği, İ.SELÇUK' un "...bu KOMUTANLAR BİRAZ İLGİ BEKLİYORLAR galiba. Aytaç
YALMAN da ancak beni çağırırsanız gelirim demişti" dediği, İ.Y.'m "Ben de öyle söyledim,
ATEŞ PAŞAYA dedim ki İLHAN ABİ SİZİ BEKLİYOR, sizinle konuşacak çok şeyiniz var
dedim" dediği, İ.SELÇUK' un "ŞU BÜLENT ARINÇ VAR YA AĞLADI" "Şimdi o normal bir
olay değil o. Bunlar şey, yani o konuşuyor, o ağlıyor, matrak yazı olur ama içeriğinde de
durmak lazım..." "BUNLAR DENGESİZ VE DİNCİ KERATALAR, Bunlardan hayır gelmez"
dediği,
Tape:3893, 15.02.2008 günü saat:11.50 sıralarında İlhan SELÇUK ile Alev'in
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
ALEV in "Bende şimdi bir şey yok abi fazla bir şey Oktay beyin selamı var sana çok
teşekkür etti falan dün gece oraya gittik o Oktay SÖNMEZ var ya" ".. .TALAT PAŞA o gece
söylediler ya TALAT PAŞA KOMİTESİ BİLMEM NE FALAN." "BİZİ DE DAVET
ETMİŞLER AMA BEN PEK BU İŞÇİ PARTİSİNİN ŞEYLERİNE FAZLA" dediği,
İ.SELÇUK' un "VALLAHA GİT İYİ OLUR YANİ BİR ORTADA" dediği, ALEV in "İlişki
kurmak." Dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim Oraya zannediyorum İşçi partisinin dışında da bir
takım kişiler" dediği, ALEV in "Çok insan geliyor birde Denktaş m Başkanlığında" dediği,
Tape:1833 16.02.2008 günü saat:10.44 sıralarında İlhan SELÇUK ile M...' m
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Son bir hafta 3-4 kişiyle üst katta benim odada şu anda neler oluyor,
çünkü şu anda bi şeyler oluyor bu Başbakan sinirli. Amerika hem bizim Cumhuriyet'in
WASHİNGTON'daki muhabirini orda çağırdı, hem burda BALBAY' ı çağırdı hem bilmem ne
falan. Bütün bu istihbarat bi şey arıyorlar. Ve ne yapacakları belli değil. Fakat Yav Mehmet
geldi Kuzey Irak ı işgal etti PKK'yı himayesine aldı terörü himayesine aldı. Ve terörü kışkırttı
Türkiye ye saldırttı Türkiye yi dize getirdi ondan sonra şimdi orayı bombalamaya izin verdi.
Terörü himaye eden efendim adam geliyor oradan KJraktan Amerika komşusu oldu
Türkiye'nin KJrakta, işgali altında K.Irak, yani bizim G.Doğu nun komşusu Amerika istese bir
anda bitirir Terörü, şimdi Şimdi böyle iken biz Afganistan da NATO da Amerika ile birlikte El
Kaide ye karşı Türkiye'nin askeri birliği var. Yav akıl alırmı bunu Allahını seversen." Dediği,
MEHMET' in "Bütün bunları anlattı adam detayları ile yav." Dediği, İ.SELÇUK' un "...fakat
bizim halkımız bir alem tabi, çok felaket çok felaket senin faksın varmı?" "...bugün çıkan yazı
Kıbrıs'taki Popodppulos kbniişuyor diyor ki...imtiyazlı ortaklık için özel ortaklık için bile
bizim onayımız gerekir diyor, şimdi adamın iki dudağının arasmdasm yav yani bunları
yazıyorsun her' gün ^bplum kımıldamıyor yav, Neyse ŞİMDİ
BİRAZ KIMILDAMAYA BAŞLADI BİRAZ AZICIK ÇOK AZ BİR ŞEY" dediği,
MEHMET' in "Ben hiç zannetmiyorum Aydınlar bile işin farkında değil" dediği, İ.SELÇUK'
un "Yav Şey ya Doğu PERİNÇEK gitti İsviçre'de dediki Ermeni soykırımı yoktur olmamıştır.
Adamı mahkemeye verdiler İsviçrede ceza verdiler. Burda bizim Türkiye'de Boğaziçi
Üniversitesinden, Sabancı Üniversitesine kadar ve bütün medyada Ermeni soykırımı vardır
diyen bi sürü adam var ortada ya. Yani Türkiye inanılır bir durumda değil insanların akılları
başlarından gitmiş." Dediği, MEHMET' in "Zaten şey
söylüyor tımarhane Cumhuriyeti,............" dediği, İ.SELÇUK' un "BİTİRİCEKLER
TÜRKİYE'Yİ EĞER BİR ŞEY OLMAZSA BİR SÜPRİZ OLMAZSA" dediği, MEHMET' in
"Bitirmeme kararırını da onlarım alacaklar diyorsun" dediği, İ.SELÇUK' un "Toplumda belli
olmaz BİR ASKER KALDI FALAN FİLAN BİRDE ONUN ETRAFINDA YARGIÇLAR."
Dediği, MEHMET' in "Asker ne yapabilir be İlhan cim ne yapabilir. Silahı çekicek Allah
Allah diye karşıdan gelen kardeşi babası heriflerin ya oda bitti." Dediği, İ.SELÇUK' un
"Dediğiniz doğru bi anlamda ÇÜNKÜ İNSAN DEĞİŞTİ İNSANLAR ARTIK AKLIYLA
HAREKET ETMİYOR DİN DİYE Bİ ŞEY, DÜŞÜNEBİLİYORMUSUN yav kadının
diyorlar örtünmesi özgürlüğüdür böyle bi şey olurmu" dediği, MEHMET' in "Tamamen ters bi
şey. Adamda aynen bunu anlattı programda işin enteresan tarafı Menderes le başladı diyor. ...
Özal da ters bi şeyle karşılaşıyor anlayamadı dilini yuttu diyor adam diyo filan. Ama öldü
arkasından filan" "İlhancığım yazmak konuşmak yetmiyor, bunları sistemli bir şekilde
santranç oynar gibi koymak lazım. Bu zamana kadar adam nerdemiş niye beklemiş işte şimdi
bunu ortaya çıkarıyor anlamıyorum."dediği, İ.SELÇUK' un "Halka kim götürür, siyasi
partilerin görevi ne, Halk partisi," dediği,
Tape:1838 19.02.2008 günü saat:12.36 sıralarında İlhan SELÇUK ile X
bayan/BALBAY' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK'un "...Bülent YENER ile galiba itişip kakışıyorlar işte orada bir Bülent
vardı onun bir şeyi çıktı problemi onu tasfiye edilmesi gerekiyordu ... Bülent YENER biraz
kaknemlik mi ediyor" "...Serdar memnun Bülent'ten ne sen memnunsun nede İbrahim memnun
ortada böyle bir olay var, Ersin'i de kışkırtıyor galiba Bülent" dediği, BALBAY'm
"....memnunluk memnun değilik duygusunu çok lüks buluyorum eğer orda gerekli ise ve
onunla çalışacaksak çakşırız abi..." dediği, İ.SELÇUK' un "...Er..in Akgüç ...bu işleri sen Erol
ERKUT, Bülent YENER, Hüseyin GÜLER üçü anlaşamadılar bunun üzerine Erol'u efendim
vakfa aldık bilmem ne Ersin i öyle istedi Erol ile kim çalıştı Güray ÇAPAN çalıştı yani baktık
ki gazeteye yani Günay ÇAPAN gelmiş 2 milyon dolar getiriyor fakat bizim Hüseyin ile
Bülent istemiyorlar adamı. Yani anlıyor musun Cumhuriyet in zorluğunu bunun üzerine onlan
pasif tarafa aldık ve oraya Erol u oraya koyduk Günay ÇAPAN, Erol ile çalıştı parasmı koydu
efendim dolar 613 bin lira iken efendim getirdi 2 milyon doları sonra dolar efendim 1 milyar
200 bin iken de 1 milyon dolarını aldı oda karlı çıktı. Şimdi de efendim zeytinleri elinde
kalmış onlan satayım diye şimdi olay manzara-i umumiye bu. Şimdi burada Balbay bir Serdar'ı
bir kere sakinleştirelim ben bu Bülent YENER meselesine falan bi bakayım efendim çünkü
sorun çözmek yerine sorun çıkarmak üzerine istiyor galiba" dediği, BALBAY'm
"...ÇANKAYA BELEDİYESİ ARTIK ONLAR İLE İLİŞKİMİZ BİZİM böyle HANİ İKİ
RESMİ KURUM GİBİ artık DEĞİL YANİ FALAN... DİYELİM Kİ BELEDİYEDEN BÖYLE
BİR GELİR GELİYOR BÖYLE BİR KALEM YOK ZATEN GAZETE DE YANİ BÖYLE
BİR GELİR KALEMİ YOK SIFIRDAN GELİYOR GAZETEYE AMA BU NASIL
GELECEK BUNUN MUHASEBESİNİ ŞÖYLE YAPALIM SİZ ELDEN PARA ALMAYIN-
BİZİM HESABIMIZA GEÇSİN ŞİMDİ BEN BAŞKAN'A BAŞKAN BİZE BUNU
YAPIYORSUN AMA BUNU RESMİ KAYDA GEÇİR BİLMEM NE şimdi" dediği,
İçSEm^^-un^Efendim Şimdi artık herkes

<%?,
tehlikenin farkına vardı bunu belirten bir sürnıanşet bir şey yapabilir miyiz diye dün
reklamcılar geldiler bir hayli güldük falan işler fena değil bakalım ne çıkacak ...ERSİN İNDE
KAYGISI ŞU DİYOR Kİ GAZETENİN BÜTÜN ŞEYLERİNİ TEMİZLEDİK ÇÜNKÜ BİR
SÜRÜ İŞ YAPMIŞTIK BİLİYORSUN İŞTE KARIŞMIŞTI İŞLER O ŞİRKET BU ŞİRKET
BÜTÜN BU YAN ŞİRKETLER TASFİYE EDİLDİ..." dediği, BALBAY'm "Ama öyle
yapmamız lazım abi. yani şeyi odur abi. ŞİMDİ BURDA DA BAYKAL İLE SİZİN İLE
KONUŞTUKTAN SONRA" dediği, İ.SELÇUK' un "Tamam Baykal olayı." Dediği, BALBAY'
m "ŞİMDİ BAYKAL OLAYI SİZ SÖYLEDİNİZ YA ARALIK BULUŞMASINDA BAYKAL
A BİRAZ AÇ DİYELİM DEDİNİZ BİR HEYET OLSUN DEDİNİZ SONRASINDA
ENGİN ABİ ÜZERİNE ALDI ONU BİZ KÜÇÜK BİR GRUP TOPLANDIK İŞTE Sabih
KANADOĞLU, Alparslan hoca, ben işte YARGIDAN BİR KAÇ KİŞİ FALAN ŞİMDİ
RESMEN HER KAFADAN AYRI BİR SES ÇIKTI YOK İŞTE BAYKAL A GİDİLİP BU
DENİR Mİ? ŞU DENİLİR Mİ BU DENMEZ FALAN MESALA ALPARSLAN IŞIKLI CHP
DE SİYASET YAPMAK İSTİYOR GİDELİM SÖYLEYELİM VE BENDE HEYETTE
OLAYIM BENDE BURDA SİYASET YAPACAĞIM DİYEYİM DİYOR O
ZAMAN SİZİN SÖYLEDİĞİNİZİN ŞEYİ KAÇIYOR YANİ SİZ GENEL BİR
AÇ DİYE ÖNERMİŞTİNİZ YA ARALIK AYINDA" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi Balbay
burda geçen gün beni burada Bülent Berkarda eski rektör falan Tonguç Görker bide İstanbul
Üniv. eski rektörü KEMAL ALEMDAROĞLU FALAN GELDİ ORADA BANA
SÖYLEDİKLERİ ŞEY EFENDİM SEN TOPARLARSIN BU İŞİ BU İŞİN BAŞINA GEÇ
BİLMEM NE GİBİLERİNDEN TABİ BU OLMAZ BEN YALNIZ ORDA BİR AKLIMIZA
BİR ŞEY GELDİ İŞTE SENİNLEDE KONUŞTUK GALİBA" "Fakat oda olmadı, şimdi orada
da yine çeşitli fikirlerde insanlar bir araya geliyorlar işte Kemal Alemdaroğlu dediğin zaman
Doğu Perinçek e yakın öbürünü dediğin zaman berikine yakın Tuncay Özkan tabi onun da
televizyonu var Doğu Perinçek inde var efendim diyorlarki işte Kanal B oda bir Üniv.
Televizyonu" "Şimdi bir nokta da sen konuyu açarsan biz Cumhuriyet Gazetesiyiz efendim bu
işlere girmeyiz ama ortada böyle bir realite var VE YANİ İLHAN SELÇUK'U DA BENİ DE
BAŞKA ARKADAŞLARI DA BİR BASKI ALTINDA TUTUYORLAR ÇÜNKÜ BURADA
HALK PARTİSİNİN KAPALILIĞI DIŞARIDA BİR TAKIM HAREKETLERİN
OLUŞMASINA YOL AÇIYOR. BURADA TÜRKİYENİN BU ÜNİV. KESİMİ VE
BÜROKRAT KESİMİ DURUMDAN PEK MEMNUN DEĞİL DİYE BİR AÇILIŞ
YAPABİLİRSİN AMA BUNU YAPARSAN YAPARKEN HER ZAMAN BEN ANKARA,
BEN YAZARIM, BEN KÖŞE YAZARIYIM CUMHURİYET İN VAKFINDAYIM BİZİM
BÖYLE BİR PARTİCİLİK SİYASET YAPMAMIZ İMKANI YOKTUR MANTIĞINI HEP
GÖZ ÖNÜNDE TUTARAK KONUŞMALISIN" "Onu da biliyor geçen gün şey geldi bana
SHP Başkanı Murat Karayalçm geldi oda bir şeyler söylüyor diyor ki müthiş Anadolu da bir
yakınma var şuralara gittim diyor bu şeyin sonu geliyor diyor AKP nin diyor, ben o kadar
iyimser görmedim, ben o kadar iyimser değil mi" dediği, BALBAY' m "Bende öyle, şöyle
görüyorum İlhan abi bende iyi bir seçenek gelmeden bu partinin sonu gelmez" dediği,
İ.SELÇUK' un "PROBLEM BUDUR AMA BUNU NASIL SÖYLEYECEKSİN
BUNU TUNCAY ÖZKAN MESELA BU PARTİYE EFENDİM OD A BİR LİDERLİK
PEŞİNDE GALİBA ANLADIĞIM" dediği, BALBAY' m "Liderlik peşinde abi Nisan a kadar
eğer CHP ye genel sekreter yapmazlarsa kendisi parti kuracakmış" dediği, İ. SELÇUK' un
"Yani biz şeyin içindeki Cumhuriyet'in içindeki kendi içindeki çözdük Cumhuriyet'in içinde ki
bütün sorunları kar ediyoruz, satışımız artıyor 100 bine çıkacağız efendim işte medyadan
bahset bana sorarsan biliyordur ama DOĞAN GRUBUNUN CUMHURİYET'E
YANA^TIĞINISÖYLE VE BİR NOKTADA
• .fi M *'

^^<«pı"1""
DİNCİLER TEPELEYECEKLER HERKESİ BAYKALI DA TEPELEYECEKLER O
ZAMAN İTTİFAKLARA İHTİYACI VAR, YANİ SEN BİLİRSİN O İŞİ" dediği,
Tape:1831 20.02.2008 günü saat:12.12 sıralarında İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.' m ".. .yer konusunda haber bekliyorum..." "Bekleyelim abi bakalım nereyi
söyleyecekler" dediği, İ.SELÇUK' un "...Hikmet'in yazısı hiç şık olmadı ya" "yani bana
söyleseydin erteletirdim yani bu çocuk çıldırdı yav" dediği, İ.Y.' m "Yav Hikmet'i biliyorlar
abi yazsm birşey olmaz" dediği, İ.SELÇUK' un "... kendisi bana geldi dedi ki Ahmet
ÇALIK'la abi konuşsana monuşsana falan filan binbir yani" dediği, İ.Y.' m "...AKP ye KARŞI
BİR MUHALEFET TÜRKİYE'DE VAR MI YOK MU? ILIMLI İSLAM MESELESİ EL
KAİDE MESELESİ" "...Fethullah GÜLEN ile ilgili görüşmelerimiz var ama ilişkimiz yok
demişler doğru yanlış" "... Fethullah çılar ile konuşuyoruz bunlar RADİKAL
GÖZÜKMÜYORLAR daha demokrat filan demişler" "...AKP DEN SONRA NE OLABİLİR
KİM ÇIKABİLİR KARŞISINA GİBİ SORULAR ŞEKLİNDE GEÇMİŞ" dediği, İ.SELÇUK'
un ".. .BEREKET ORDU VAR A YANİ" dediği,
Tape:1839, 22.02.2008 günü saat:10.20 sıralarında İlhan SELÇUK ile M.Ç.' in
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
M.Ç.' in "Şimdi İlhan abi yirmisekizi Perşembe" "Aysel hanım sizi evinde yemeğe
çağırıyor, elçiye zeval yoktur","Osman BERKMEN, Mehmet Emin KARAMEHMET, bir de
SANAYİ ODASI BAŞKANI GELİCEK" dediği,
Tape:1841, 27.02.2008 günü saat:13.10 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/İ.Y.'
m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.'m ".. .abi bir yandan askerleri izliyoruz bir yandan türbanı izliyoruz falan" dediği,
İ.SELÇUK' un "Evet hareketli" dediği, İ.Y.' m "...bugün Genel Kurmay diyor ki 230 terörist
öldürüldü diyor açıklama yaptılar" "24 tane şehit" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla işte yani tabi
bunun sonuçları sonra belli olacak ama" "Dün ben şeye baktım bu Can DÜNDAR'la Ahmet
HAKAN iki tane toplantı yaptılar ikisine de şöyle göz ucuyla baktım özellikle Ahmet
HAKAN'm toplantısında aklı başında adamlar vardı Şükrü ELEKDAĞ gibi falan" dediği, İ.Y.'
m "...eski bir askerde vardı sanıyorum bende bir ara takıldım ona" dediği, İ.SELÇUK' un
"...iki nokta üzerinde duruyorlar Afganistan ve İran" "Ama hepsinde PKK' yi gözden çıkardı
şeyi var" "Yorumu var bir de bu İlker nedir o Hürriyette yazan" "İlker TÜRKMEN o ilginç bir
şey söyledi dedi ki bu yani Büyük Ortadoğu Projesi bitti dedi" "Bitti dedi ama ne kadar
inanılabilir yarım ağızla söyledi..." dediği, İ.Y.' m"...Türkiye'ye Savunma Bakam geliyor
Amerikan Savunma Bakanı daha doğrusu bu akşam geliyor" "Bakalım ordan da bir şey
çıkacak..." "...bir noktada Ortadoğu böyle BOP bitince bu Ilımlı İslam Devleti Projesinin
Türkiye'de efendim bir istikrarsızlık yarattığını mı gördüler acaba bir de o tarafı var işin"
"Onun dışında CHP bugün Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu türbanla ilgili" dediği,
İ.SELÇUK' un "YAV ORDA BEN BİR ACABA Bİ EL ALTINDAN HABER Mİ ALDILAR
BİRAZ ORDA KUŞKULUYUM AMA YA AMA ANAYASA MAHKEMESİ HERHALDE
SİZ BAŞVURUN BİZ İCABINA BAKARIZ DEMİŞTİR" dediği, İ.Y.' m "Bilmiyoruz o kadar
ayrıntıyı da abi" dediği, İ.SELÇUK' un "ÇÜNKÜ EĞER BİZ YANİ ŞEY OLURSA YENİLGİ
OLURSA MAHVOLURUZ HA" dediği, İ.Y.' m "Evet O da var abi mahkemeden dönerse
rezalet" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya bu Halk Partisi'ne yaptığını biliyor mu acaba" dediği, İ.Y.'
m "Vallahi onu da bilmiyoruz abi ya inşallah ters birşey çıkmaz" İ.SELÇUK' un "ÇÜNKÜ
BİLİYORSUN ANCAK ŞEKİLDEN BAKABİLİR DİYORLAR" dediği, İ.Y.' m "EVET"
GEREKÇELERİ VAR İŞTE ONU YAYINLAYACAĞIZ ABİ GEREKÇELERİNfPALAN
YAYINLAYACAĞIZ" dediği, İ.SELÇUK' un "Tabi tabi" dediği, İ.Y.' m "Omm^hfiie^k
Ankara'daki yolsuzluk
i*:% v, / ;
olayı da enteresan" "Büyükşehir'de var ya Hürriyet manşet yapmıştı dün de bizde vardı" "Onu
bizde sürdürelim çünkü aynı İSKİ skandali gibi kadın çıktı ortaya ve ordaki adamla ilgili
bilgiler vermeye başladı" dediği, İ.SELÇUK' un "İlginç" "Valla herhalde bu iktidar yıpranıyor
benim gördüğüm ha" dediği, İ.Y.' m "Özellikle bu türban meselesinde prestij yitirdiler abi
dikkat ederseniz televizyonlarda melevizyonlarda bunları pek savunan yok artık" dediği, İ.Y.'
m "Yani dedik ki biz Cumhuriyet'e yer arıyoruz bu konuda bize nasıl destek çıkarsınız çünkü
siz arsa üretiyorsunuz ucuza satıyorsunuz falan diye böyle sıcak birşey geçti" "... yani umut
bağlanmaz ama nasıl CHP li belediyelerden istiyorsak bunlardan da öyle bir talebimiz oldu
falan onlar işte şeyi merak ediyorlar niye Cağaloğlu'ndaki binayı yapmıyorsunuz
etmiyorsunuz falan diye işte onu anlattık" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi yanlız bu hikaye İnan
KIRAÇ sen son geldiğinde bulunmadın evet İnan KIRAÇ şey olmuş yani efendim iyi salmış"
"o onlar yaptılar mı zaten dün listede onunda adı vardı en zenginler arasında" dediği, İ.Y.' m
"... Aydın DOĞAN'ın kızlarını gördün mü abi hepsi hepsi listede abi birer milyon dolarlık
adam hepsi" "Kendisi iki karıları ve kızları birer milyar" "VALLA HERKES YÜKÜNÜ
TUTTU YAV..." dediği,
Tape:3901, 29.02.2008 günü saat: 13.07 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/İ.Y.'
m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.' m "Abi işte televizyonlar ortalığı karıştırıyor ya" dediği, İ.SELÇUK' un
"Çekiliyomuşuz ha?" dediği, İ.Y.' m "Yani haberleri kimse dikkatli okumuyor ki gazeteciler
bile dikkatli okumuyor kendi haberlerini bile okumuyorlar çünkü şöyle bir şey Genelkurmay
dedi ki biz gerektiğinde orda yorulan asker yani yorulan lafı kullanmadı ama" "Ortalığı
karıştırmak bize telefon yağıyor sağdan soldan hakikaten bittik falan filan yok yani bir
kısım" "O şey değişti görev değişimi" ".........taze güç Diyarbakır'dan taze güç ...." dediği,
İ.SELÇUK' un "Bir şey söyliyim mi sana en az yıpranan kurum ordu çünkü şey olmadı işe şey
siyaset girmiyor" "Bu sivil yargı girmiyor falan o bakımdan kendini koruyabildi ne yapalım
böyle sen nasılsın" dediği, İ.Y.' m "...savcılık dün başvurmuştu ya abi Rektörler, Yök başkanı
ile ilgili dava falan filan suç duyurusu Savcılık Görevsizlik kararı vermiş o ilginç" dediği,
İ.SELÇUK' un "ŞİMDİ ZANNEDİYORUM BU .... ŞEYİYLE SONUÇLANACAK GALİBA
.... BAŞVURDU YA" "O ZANNEDİYORUM ONLAR GEREKLİ TEMASLARI
YAPMADAN BAŞVURMAZLAR EĞER ÖYLE BİR ŞEY YAPMIŞLARSA ONLARDAN
APTALI YOKTUR YANİ" dediği, İ.Y.' m "MUTLAKA BİR GÖRÜŞME YAPMIŞLARDIR
YOKSA" dediği, İ.SELÇUK'un "EVET EVET EVET YOKSA YANİ MADARA OLURUZ"
"...OLAYLAR BÖYLE BİZ KARIŞARAK DEVAM EDECEK FALAN" "Dur bir dakika
şimdi ben efendim buradan önce şu şeyi konuşayım bu Tanoranm şeyi çalışamaz artık o
İbrahim yani Tanora'nın" dediği, İ.Y.' m ".... beni aramış toplantıdayken ben şuna dönecem ne
diyelim" dediği, İ.SLEÇUK' un "Şimdi diyeceğiz ki gel açıkla ne olduğunu çünkü bu şekilde
çalışman mümkün değil çünkü ne oluyor aynı karikatürü bir başka gazeteye veriyor gazetenin
efendim savunduğu fikirlerin aleyhine bir fikriyatı yani bizim gazetemizde değil efendim dinci
gazetede savunuyor yani onun ekip olarak artık Oral'da böyle bir şey yapsa bu yalnız şeye
özgü değil ki bak şimdi hatırla efendim Toptamış ATEŞ aynı şeyleri yaptı gitti neydi o" "Selim
İLERİ Selim İLERİ de öbür gazetelere gitti o şekilde ondan sonra" dediği, İ.Y.' m "Zaman da
yazmaya başladı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ondan sonra son verdik yani bunları da söylersin
yani söylemene de gerek yok pek yani çalışamaz artık çabşamaz..." dediği, İ.Y.' m "Bakalım ne
diyecek abi sizle konuşmak yani İlhan Selçuk la konuşmak istiyorum derse ne diyeyim"
dediği, İ.SELÇUK' un "Gelsin konuşahm ona anlatayım diyeyim ki işin bitti artık senin"
dediği, İ.Y.' m "Zaten abi kafasının karışık olduğunu bpiyorsun",dediği, İ.SELÇUK' un "...bu
olay üzerine dinci gazeteler gidecektir diyecektir hepsini göğjisleyelim" dediği, İ.Y.' m
".... abi üç gün yazarlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Daha iyi olur daha iyi olur ortalık biraz karışır
neyin ne olduğu ortaya çıkar..." "...yav kardeşim bu Bilgi Üniversitesi bu Asaf Savaş'in falan bu
bütün o döneklerin çalıştığı üniversitenin öğrencisi uyanmış ya" dediği, İ.Y.' in "Abi orda
şey yaptılar Türbana karşı eylemler başladı" dediği, İ.SELÇUK' un "...GERİDEKİ
ÇOCUKLAR GENÇ KİTLE TABİ KAFALARI TAM DEĞİL KARIŞIK MARIŞIK AMA
TAMAMIYLA ŞEY ATATÜRK MATATÜRK FALAN FİLAN YANİ HOŞUMA GİTTİ
HOŞUMA GİTTİ DEMEK Kİ ÖTEKİ ÜNİVERSİTELER DAHA İYİDİR" dediği, İ.Y.' m
"...Üniversite yönetimleri farklı öğrenciler farklı öyle bakmak lazım" dediği, İ.SELÇUK' un
"...Cüneyt Çakır Rüşvet verene 24 alana 48 yıl..." "Ciner vay canına ya valla oraya bakmadım
dur enerji bakanı .... Rüşvet veren 48 Ciner grubuna yöneticisi Aygün'ün da 24 yıl hapsi iste...
valla kardeşim evet" dediği, İ.Y.'m "Vatan diyor ki bu ceza az diyor yeniden diyor ..." dediği,
İ.SELÇUK' un "Evet evet bu kan davası bu şeyle Aydın Doğan'la Turgay arasında kan davası
bitmeyecek" dediği, İ.Y.'m "Evet Vatanı kullanıyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "...VATANI
BUNLAR BİLİYORSUN HEP TETİKÇİ OLARAK KULLANIRLAR ONU" dediği, İ.Y.' m
"...şeyi bulaştırmak istiyorlar Turgay'ı bu en son dün gazetede haber vardı abi MTA da şey
Rüşvet diye .... falan filan bizim duyumuz şeyi bulaştırmak istiyorar" dediği, İ.SELÇUK' un
"Şimdi bu can havliyle bu Turgayı yatırımlara falan giriyor ya" dediği, İ.Y.' m "Onun üzerine
böyle bir şey" "Aydın Doğan'dan korktular abi" "Bir baş belası" "...şimdi baktığımız zaman
birkaç ... bunlar Türbanı ve operasyonu ufalttılar manşette Ankaradaki bir yolsuzluk hikayesi
var abi dikkat ediyor musun" "... MUSTAFA BUNLAR YENİ BİR BİNA YAPTILAR ORAYA
RUHSAT ALAMIYORLAR BÜYÜKŞEHİR'DEN ONUN İÇİN BUNU KASITLI
YAPIYORLAR DEDİ" dediği, İ.SELÇUK'un ".. .İbrahim bu her zaman Aydın DOĞAN kendi
Grubunun çıkarlarına adam baksana nerdeyse KOÇ gibi oldu" dediği, İ.Y.' m
"Koç'un çocuklarından zengin kızları ... paraya para demiyorlar" dediği, İ.Y.' m "... Turgay'a
gelince Turgay bana sorarsan daha masum yani..." "Sadece 100 Milyon dolar makinalara
ödedi abi" "... şimdi şöyle bir şeyden de korkuyorum şimdi bu sivil toplum örgütleri hep
Aydın DOĞAN aleyhine bağırıyor ya" "CUMHURİYET ORAYA GİDİNCE ACABA
ŞEY OLUR MU ? ..." dediği, İ.SELÇUK' un "...YAPTIĞIMIZ İŞ DOĞRU MU YANLIŞ
MI BİZ BUNU ALNIMIZIN AKIYLA BÜTÜN DEVRİMCİLERİN KARŞISINA
DA ÇIKARIZ KONUŞURUZ... mesela şu efendim Karikatür olayı artık bu kadar rezalete
Cumhuriyet evet diyemez yani ben bir hafta önce o grubun servetini 5 kat efendim" "Yazıyor
herifler bu tezgahı kuruyorlar bize bu tezgah bu yani o aptal da gidiyor bu işin içine giriyor Tan
oral..." "Efendim Vatan gazetesi böyle bu demin söylediğin şey Aydm DOĞAN tabi bir
mekanizmalarla oynuyor oynuyor bir hafta" dediği, İ.Y.' m "Bize ilgisi de bizi çok sevdiğinden
falan filan değil abi" "Mutlaka bir yerde ihtiyacım olur diye" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet
Fetullah Gûlen'le birlikte Cumhuriyet'in aleyhine bu keratalar anasının gözü öyle dostluk
mostluk dediğin şey senin benim yuletimde vardır" "İbrahim şeyde televizyonlarda falan filan
duyuyorum bütün yolları mollorı limanları mimanları herşeyi satışa çıkarıyorlar yani o
konuda Balbayla konuşun da ve görünmüyor Gazetelerde mazetelerde görünmüyor bu
kimsenin de işine gelmiyor bütün karayollarını falan satıyorlar ya yani bu korkunç bir sürecin
içine girdik" dediği, İ.Y.' m ...başlık da Türkiye yi satıyorlar olabilir fiks sütun yav inanılır gibi
değil" "...TÜRKİYE YE Bİ MÜDAHALE FALAN OLMAZSA ELDEN GİTTİ BU
TÜRKİYE", "...buraya futbol federasyonu başkanı geldi Haluk Ulusoy görevden alınan"
"...Doğu Paşayla da tanıştı..." dediği, İ.SELÇUK' un "...BİR DE ŞEY-BU EFENDİM
POSTADA BUGÜN MUAZZAM BİR İSİM VAR TOKAT'IN TURHAL, İLÇESİNDE
YANİ 60 BİN NÜFUSLU 50 BİN KİŞİ KATILMIŞ ŞEYE POSTA'YArBİ BAKIVER ŞİMDİ
ONU DA
AYRI BİR" "CENAZE ŞİMDİ CENAZELERİ BİR BİR CENAZELER SAYFASI DA
YAPABİLİRİZ BAK YANİ BÜTÜN BU FOTOĞRAFLARI YANYANA GETİRİRİZ
TÜRKİYE TEK YÜREK OLDU CENAZELERDE DİYE" "...BİR TARAFTAN TEKBİR
GETİRİYORLAR BİR TARAFTAN TÜRKİYE LAİK KALACAK DİYE BAĞIRIYORLAR
ORDA DA KARIŞIKLIK BAŞLADI" "...kısa kesin demesi Amerikanın boşuna değil Türkiye
bir yere doğru gidiyor böyle TÜRKİYE BİR YERE DOĞRU GİDİYOR ONDAN
KORKMUŞLARDIR PEZEVENKLER" "Evet efendim sen onun dışında arkadaşlara
söylersin" "Şükran'a Hikmet e şuna buna falan" dediği, İ.Y.' m "Savunulacak bir şey yok yani"
dediği, İ.SELÇUK' un "Yok nasıl olur ya sen gazetedeki karikatürünü gazete için mi çizdin
Yeni şafak diyor ki bizim için çizdi diyor" "Bize başka birşey çiz biz biz aynı karikatürü bize
veriyor ve gazetenin fikriyatının aleyhine konuşuyor..."dediği,
Tape:1843, 03.03.2008 günü saat:10.55 sıralarında İlhan SELÇUK ile A. C 'un
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "...DOĞU PERİNÇEK İLE KEMAL ALEMDAROĞLU GELDİLER
BANA" dediği, A.C un "Evet onu onu bilmiyorum da işte Kemal telefon etti bana" "...Balbay
ile konuştum dedim ki yarın geliyor saat 14:00 de Haberal ile randevusu var ama öncelikle
seninle konuşması lazım..." dediği, İ.SELÇUK' un "Bu Haberal ile Balbay'ın arası iyi değilmiş
galiba birileri söyledi" dediği, A.C un "Önemli değil şimdi" dediği, İ.SEÇUK' un "Önemli
önemli değil" dediği, A.C un "Balbay koordinasyon sağlayacak.." dediği, İ.SELÇUK' un
"ŞİMDİ YOL UÇAK ÜCRETİNİ VERELİM Mİ YOKSA GEREKMEZ Mİ KEMAL
ALEMDAROĞLU" "YANİ DURUMU NEDİR ONUN" dediği, A.C un "Onun durumu iyidir
ama ben bir çıtlatayım bakayım" dediği, İ.SELÇUK' un "... BU İŞLER SENİN ÜSTÜNE
VAZİFE" dediği, A.C un "YANİ BEN ZATEN ALDIM O İŞİ BALBAY'LA DA
KONUŞTUM ONLARI KOORDİNE ETTİRİYORUM" dediği,
Tape:1844, 10.03.2008 günü saat: 13.08 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/İ.Y.'
m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.' m "... Genel Kurmay Başkanımız GÜNEŞ'İ dinlediniz" "Kızdı CHP ye çok
kızdı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gereksiz işler yapıyor" dediği, İ.Y.' m "Gereksiz bence de
yaptığı iyi değil şimdi yani durup dururken tekrar böyle ortam bu şekle dönecek" dediği,
İ.SELÇUK' un "Acaba bir şeyin yani zeminini mi oluşturuyorlar" "Bunlar yoksa bir başka bir
şey mi yapacaklar ya" dediği, İ.Y.' m "Abi sanmıyorum ya böyle bir şey yapacaklarını" dediği,
İ.SELÇUK' un "Şimdi program artık belli oldu yani bu Amerika ile bu iktidarın programı
şimdi bu kuzey efendim Irak'taki kurt bölgesi federe devlet" ".. .onu şimdi bağlayacaklar 3
bölgeli federasyon Irak'ta efendim Türkiye'de de efendim biliyorsun federe lafı ağızlarda
dolaşıyor vilayetler milayetler zaten falan Türkiye'de de çözüm olarak orda bir Güneydoğu'da
bir federe devlet kurulduğu zaman zaten aradaki sınır efendim var ya da yok yani neticede bu
iş kendiliğinden gerçekleşmiş olacak" dediği, İ.Y.' m "...Şeyde enteresan bu kadar niye gerildi
bu iş anlamadım abi ya şimdi isim vererek BAYKAL' in ismini vererek hakaret diyorsun
söylediği sözleri hakaret olarak aldık diyor Genel Kurmay Başkanı ismini vererek söyledi"
dediği, İ.SELÇUK'un "iktidar yerine bu sefer ana muhalefeti aldı karşısına neyse" dediği, İ.Y.'
m "CHP de açıklama yaptı biz sözlerimizin arkasındayız dedi karşılık öyle iki şey devam
edecek bakalım durup dururken" dediği, İ.SELÇUK' un "...Cumhuriyet'te bir neredeyse tasfiye
oldu 4 kişi gitti değil mi" "Toktamış efendim Selim İLERİ," dediği, İ.Y.' m "Tan ORAL
Erdoğan AYDIN" dediği, İ.SELÇUK' un "...Erdoğan AYDIN da biliyorsun gene bir şeye gitti"
dediği, İ.Y.' m "ROJ TV ye çıktı konuştu" dediği, İ.SELÇUK' un "Kabul edemeyeceğimiz bir
iş yaptı oda demek oluyor ki böyle ama gazetemiz Allaha şükür iyi yürüyor falan filan bakalım
yani onun dışında" "Genel Kurmay
Başkanı meselesini o
r—-^ r-~-r——
zaman manşete çıkarmayalım" "Yani çünkü böylece bu işi büyütmek istemediğimizi duyurmuş
oluruz" dediği, İ.Y.'m "...CHP ile Genel Kurmay bu tür bir tartışmaya girmesi saçmalık biri
sussa ötekide susacak" dediği, İ.SELÇUK' un "Bu şeye ne diyosun peki Özal'm gözaltına
alınmasına ?" dediği, İ.Y.' m "Abi telefona takılmış büyük ihtimalle bu aralar eski Anap'lı o
CHP belediye başkanı eski ANAP lıydı bir telefona takıldığı söyleniyor telefon hep telefon
dinlemesi biliyorsunuz bu operasyonlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "YAV BİZİMKİLERİ DE
DİNLİYORLARDIR AMA BEREKET" "...BURAYA BİR YIĞIN İŞTE GENERAL
GELİYOR BİLMEM NE GELİYOR FALAN BAKTIĞINIZ ZAMAN DIŞARIDAN
DİNLİYORLAR ÇÜNKÜ BELLİ MESAFEDEN DİNLEYEBİLİYORLAR" dediği,
İ.SELÇUK' un "DİNLİYORLAR DİNLİYORLAR" "BİZİ ŞEYDE DE DİNLEMİŞLERDİ
AMA BİR ŞEY ÇIKMAMIŞTI YANİ 12 MARTTA" "Bir de bu din dersleri meselesi var"
dediği, İ.Y.' m "Evet bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyor falan" dediği, İ.SELÇUK' un
"Yav şeyi tanıyomu?" dediği, İ.Y.' m "Kimi abi?" dediği, İ.SELÇUK' un "Biz iki kez gittik
galiba BALBAY tanır şu herifle bir konuşma monuşma yapalım mı?" dediği, İ.Y.' m "Diyanet
işleri Başkanı mı diyorsunuz?" "Olabilir abi" dediği, İ.SELÇUK' un "AÇILSIN AÇILSIN
YANİ İŞİ BİRAZ KIZIŞTIRALIM" dediği,
Tape:1845, 13.03.2008 günü saat: 12.38 sıralarında İlhan SELÇUK ile X
bayan/İ.Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Şimdi oraya şey geldi Mehmet KARAMEHMET" "...Murteza
ÇELİKER i unutuyorlar böyle bu Sanayi Odasından Tanlı KÜÇÜK mü ne" ".. .Mehmet
KARAMEHMET'de gene yani aynı ortamdan geliyor herhalde şeyi söylemek istedi tabi çok
şey değişiklikler olacak diyor önümüzdeki yıla çok büyük medyada değişiklikler olacak diyor"
dediği, İ.Y.' m "Hı Aydın DOĞAN a gitmeyin diyor" dediği, İ.SELÇUK' un "...Sabah grubunda
büyük değişiklikler olacak dedi herhalde MÖRDOK'ta girecek falan öyle anlaşılıyor"
"...Osman BERKMEN de vardı tabi onlar biliyorsun ayrılmaz" "İşte biraz Turgay'da Aydm
DOĞAN dan da bahsettik bu daha sakin daha şeysiz yani tek böyle iki tarafla da anlaşabilir
gibi bir durumu var ama bugün akşam gene bindirmiş değil mi?" dediği, İ.Y.' m "...şu Aydm
DOĞAN in ipliği pazara çıkacak hükümet bunu bitirecek herkes onu söylüyor abi" dediği,
İ.SELÇUK' un "EVET AMA ORDA ŞÖYLE BİR KADER BİRLİĞİ VAR AYDIN DOĞAN I
BİTİRİRSE CUMHURİYET İ HAYDİ HAYDİ BİTİRİR" "...ORADA BİR YAZGI BİRLİĞİ
OLUŞTU GİBİ" dediği, İ.Y.' m "...Aydm DOĞAN la hesapları başka abi hergün
gidiyorlarmış" "...bakanlara milletvekillerine Aydm DOĞAN' m adamları kendi işleriyle ilgili
iş takibi istiyorlarmış Erdoğan demiş ki asla onun işlerini takip etmeyeceksiniz demiş kim
ederse demiş karşısında beni bulur demiş" dediği, İ.SELÇUK' un "E bu hesaplaşma ama
şimdi" dediği, İ.Y.'m "İdeolojikten öte menfaat menfaat ilişkisi var orda abi" "Cepheler belli
oldu mu işte bu KARAMEHMET Aydın DOĞAN Turgay CİNER' de birbirine girince onlar
daha da rahat bu işleri hallediyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "... burada Turgay'm gözü Aydm
DOĞAN'dan başka hiçbir şey görmüyor" "Aydm DOĞAN'ı da öyle bitirecekler dün bu da
konuşuldu yani bu açıkladık..." "Karamehmet evet o da öyle o da çünkü yani dün baktım
sofraya işte hanımlar var o hanımlar işte Atatürkçü hanımlar" "...birde dünkü gözlemim şu"
"ASKERE BAĞLAMIŞ HERKES ŞEYİNİ" dediği, İ.Y.' m "Umut umut asker" "Asker ne
yapsın abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Bende onlara Doğan AVCIOĞLU' nun öyküsünü
anlattım" dediği, İ.Y.' m "Tamam abi bu şeyimiz var bugün işçiler Tıp Bayramı falan sosyal
güvenlik yarın eylemler var ya bugün ordan gideceğiz" dediği, İ.SELÇUK' un. .'BİRAZ
SOLCULUK YAPALIM YA ÇOK UZAKLAŞTIK SOLCULUKTAN'^ *'BİRAZ,
SOLCULUK YAPALIM HAKKATEN İYİ DÜŞÜNMÜŞSÜNÜZ" dediği, İ.Y.' ın^GYLE
ÖYLE İYİ OLUR YÖK
TOPLANTI FALAN FİLAN AMA BUGÜN BİZ İŞÇİLERİ MEMURLARI YUKARDA
GÖRECEĞİZ ABİ BİRAZ İŞİ DEĞİŞTİRELİM" dediği,
Tape:1846, 15.03.2008 günü saat: 16.54 sıralarında İlhan SELÇUK ile M.B.' in
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
M.BALBAY' m "Siz dünkü yazının dibindeki gibi olay abi hani ağır sonunda bilesiniz
birşey olursa ağlamayın diyordunuz ya dünkü yazıda bugün değil de" dediği, İ.SELÇUK' un
"Hu evet denk düştü değil mi" dediği, M.BALBAY' m "Tam aynı güne düştü değil mi abi ya"
dediği, İ.SELÇUK' un "Herkes te zannedecek ki bütün bu işleri biz biliyoruz" dediği,
M.BALBAY' m "Valla biliyordu ucundan gösterdi daha doğrusu dibinden gösterdi diyecekler
abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Bugün de hep edepsizlik ederlerdi baktım hiç ses yok orda"
"...işte demin Turan telefon etti diyor ki yani bu partiyi kapatamazlarsa bu harekat başarılı
olmazsa geri çekilirse felaket olur" dediği, M.BALBAY' m "Felaket abi yani ondan sonra artık
ondan sonra kimse neyi nasıl öngür artık zor abi yani" "...bu şey muhalefet şey olacak abi MHP
bu medya AKP medyası kervanına katılmayacak dava sürecidir diyecek" "...CHP katılmayacak
ben Baykal la da konuştum bu dava sürecidir diyecekler bir kaç gün duracaklar yani Demireî le
bir konuştum abi yani bir şey yazma dedi ben ne dersem ters anlıyorlar bunlar dedi uzun uzun
uyarmaya çalıştık dedi ağır bir laf etti bu salaklara hani biraz da şey" "...bu görünüyordu dedi
Ateş yakar Su ıslatır bu davada açılır dedi hani bu söyle görünüyordu" ".. .Amerika işte milli
iradeye saygı gösterimi Türk milleti 2007 de bunu milli iradesini göstermiştir .Gibi bir şeye
girmiş 1er ama öyle olamaz diye bir şey yok ordan böyle açıklama var abi yani" dediği,
İ.SELÇUK' un "Şimdi Balbay bu efendim ordu yerinde kalırsa efendim bunlar dokunamazlar
ona buna ve ordu bekçi gibi kalırda yargı görevini yaparsa gerekli şeyler olur gibime
geliyor" dediği, M.BALBAY' m "Evet abi aynen öyle kalacak abi" dediği, İ.SELÇUK' un
"...bir hukuk operasyonu gibi olacak zannediyorum herhalde öyle planladılar" dediği,
M.BALBAY' m "Öyle abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani asker yerinde duracak ama bunu hızla
yapmalılar şimdi ne olacak eğer çok da direnirlerse falan o zaman asker hukuksal olarak haklı
duruma geçecek" "Bu zannediyorum daha derinden bir operasyon rARSLANtısal
değil zaten konuşmuştuk daha önce" "Ne oluyor kardeşim ben seni kapatıyorum yaa ben milli
iradeyim falan filan direnmeye kalktığı zaman elinde güç olmayacak" "Başka şeylere kalkarsa
falan ordu orada bir gerideki sağlam güç olarak durursa bunlarm şeyleri kırılır ...
otoriteleri" "Ordu ordudur yargı yargıdır verdiği kararda budur kardeşim sen bu karara riayet
etmek zorundasın..." "Cumhurbaşkanından Başbakanına kadar Başsavcının dava açtığı kişiler"
"Yani zanlı" dediği, M.BALBAY' m "Iıı Şuanda Çankaya köşkünde Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısının laikliğe karşı hareketlerin odağı dediği bir kişi oturuyor abi" "Hu çok tartışmalı
gidecek ve iyidir abi be bu tartışmalı olması bunların" dediği, İ.SELÇUK' un "Yalnız Doğan
gurubu şey yaptı" dediği, M.BALBAY' m "Nötr" dediği, İ.SELÇUK' un "Değil mi., doğru
dürüst radikalin dışında fena değil" dediği, M.BALBAY' m ".... Abi bir de bu ibrahim aradı bu
doğan gurubuna geçişle şeyler çok erken abi ama hiç pazarlık şansımız yok mu ? acaba abi ya"
dediği, İ.SELÇUK' un "...Mehmet KARAMEHMET le o da diyor ki acele etmeyin o diyor
sabahta diyor çok şeyler olacak diyo neyse açmadı ama nesi olduğunu söylemedi ama orda
birşeyler bekliyorlar bilmiyorum" dediği, M.BALBAY' m "Şey Karamehmet Doğan gurubuna
değil mi abi karşılıklı bir savaş" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet evet evet öyle öyle onun da
söyledik ..." dediği,
Tape:1847, 16.03.2008 günü saat:16.18 sıralarında İlhan SELÇUK ile Emre
KONGAR' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Laf aramızda zatı aliniz de bir askeri müdahalenin de
gerekçesini oluşturmuştur." Dediği, E.K.' m "Galiba bakalım" dediği, İ.SELÇUK' un
"Yav Çok şey çok muzirsiniz bu telefonların dinlendiğini bilmiyor musunuz." Dediği, E.K.' m
"Biliyorum biliyorum bi şey demiyorum ben siz diyorsunuz valla ben hiç birşey demiyorum
ben bütün telefonların dinlendiğini biliyorum cepler evler cumhuriyet zaten cumhuriyeti de
biz istedik dilekçe verdik dinlensin diye" dediği, İ.SELÇUK' un "...ben ne kadınlarla
konuşurken nede dostlarımla konuşurken gümrüksüz konuşuyorum çünkü neyin şaka neyin
ciddi olduğunu gerizekalılar bilmezler" "...işte tarihe yazılmıştır efendim mahkeme zabıtlarına
yazılmıştır bide" dediği,
Tape:1848, 16.03.2008 günü saat:17.09 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bay
an/İ. Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Ben iddianame üzerinden sadece" "Dedi ki bu tarihe ve adliyeye yazıldı
dedi" dediği, İ.Y.' m "...Erdoğan da şimdi her yerde konuşuyor ...bunlar geri durmazlar abi" dediği,
İ.SELÇUK' un "Durmazlar durmazlar ama yorulur yakında" "...bu dönemin bir adli belge yani işte
kardeşim siz bunları bunları bunları yaptınız diye fena olmadı tabi" ".. .herhangi bir hareket
olduğu zaman bu iddianame bir belgedir adli belgedir" "İş zaten galiba oraya gidecek anladığım
kadarıyla" dediği, I.Y.' m "...bizim Mehmet Faraş'm yazısı vardı bu savcıyla ilgili işte biraz
atalarını dedeleri falan filan yazmış, savcı Mehmet'i aramış Mehmet Faraş'ı aramış telefonla"
"Önce koruması aramış sonra kendisi aramış ve cep telefonunu vermiş sizede çok selam
göndermiş" "...bu iş çatışmaya gidebilir ya bi korksun diye çatışmaya gidebilir demiş" "O da ben
görevimi yaptım demiş falan şimdi yani yazabilirsin yazmayabilirsin..." "Sen o aranızda
konuştularınızı yaz bi metin haline getir çünkü adamı da zor durumda bırakan bir şey yapmayalım
bak Cumhuriyete konuştu" "...hemen zaten polis moîis falan böyle korumaya almışlar çatışmaya
gidebilir demiş korkum var demiş adam bu işlerden belli ki o da tabi sıkıntıda kolay değil abi
böyle bir şey şimdi hedef her yerde hedef gösteriliyo adam" "...asıl Taraf gazetesini gördünüz mü
abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gördüm kepaze" dediği, İ.Y.' in "Ya böyle bi rezillik olur mu ya"
"Abi ben acayip bi iş abi bu işi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani bi şey varmış altında gibi ya da
çıldırdılar satamıyolar diye" dediği, İ.Y.' m "Abi ne demek ya suçluyoruz herkesi suçlamaya
çağırıyoruz şikâyet edenler Taraf gazetesi çalışanları" "İlktir abi Türkiye'de böyle bi şey ben
bilmiyorum hatırlamıyorum" "...Vakit gazetesi varya işte ondan beklenebilir" "Ama bunu Taraf
gibi gazete yapıyosa bu işin altmda başka bi şey var abi, başka bi şey var ya çok büyük bi para var
ya da bunlar tam satılmış abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Ne kadar satıyo şimdi" dediği, İ.Y.' m "Abi
bir ara 5-6 bindi sonra 12-13 e çıktı bakalım bu hafta ne yapar ama bunlar da dağıtmaya
başladıkları için bunlarm satış falan artık yapabilirler bi bakarsınız bir günde 50 bine çıkmış
olabilirler abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla dediğin doğrudur kendini dağıtmış bi gazete"
"Suçluyoruz ve herkesi suçlamaya çağırıyoruz" dediği, İ.Y.' m "Böyle bi gazetecilik var mı"
dediği, İ.SELÇUK' un "Başsavcıyı yargılayın falan müthiş ya" "...ben bakıyorum Ahmet
ALTAN'm yazışma" "O kendinden geçmiş o yani ne yapacaklarını şaşırmışlar" dediği, İ.Y.' m
"Sizede orda hafiften bi kılçık var gazetede gördünüz mü" "Evet İşaret Fişeğini İlhan
SELÇUK'tan diye haber yapmışlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "... dikkatli bakmadım bu Çetinin
iki oğluda iki gazetede ikiside başyazar tam tırlattılar keratalar" "...İşaret Fişeği İlhan Selçuk'tan"
dediği, İ.Y.' m "Cuma yazısını almışlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Birader herkes soruyo ya amma
tutturduk" dediği, İ.Y.' m "Abi hem o yazı tuttu hem de geçen hafta bizim türban reklâmları vardı
hatırlı yomusunuz" "Yine denk geldi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Aslında bizim Orhan ERİNÇ'e
söylemelide bi şey yapmalı ona" dediği, İ.Y.' m "Bunu ben kısa böyle bi haberleştirelim mi millet
görsün mü ne yapayım manyak mı bunlar ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla reklâmını yapmış
olursun" dediği, İ.SELÇUK' un ". ..şimdi bu herifler kafaya koymuşlar Amerika merika Avrupada
bunların arkasında bunlar ;bu: işi"bitirmeyi düşünüyolar di" "Bu
Başsavcının şeyi üzerinde de düşünürler şimdi ulan bu bizim aleyhimize bir dosya var ve
burda davalıyız biz şimdi herhangi çatışmada matışmadan sonra ortalık birbirine girerse ve
askerde müdahale zorunda kalırsa elinde şey var dosya var şimdi ya olaym bu tarafını da
düşünmek lazım" "Ama çok kuvvetliler ya bu keratalar" dediği, İ.Y.' m "Abi işte bugün
bakıyorum kaç tane gazeteleri oldu şimdi Bugün, Star di bilmem ne hepsinde kıyamet gibi
gazeteleri var abi ellerinde" dediği,
Tape:1849, 17.03.2008 günü saat: 11.02 sıralarında İlhan SELÇUK ile Bilgi/Emre
KONGAR' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
E.K.' m "...şeyi okuduz mu Ahmet Hakan" "Kapatılacak diyor ve bitakım şeyler sıralamış
niçin kapatılacağına ilişkin ondan sonra kendiside onları yazınca arkasında diyor ki dikkat edin
kapatılacak demem kapatılsın demek anlamına da gelmez filan diyor ama bi okuduğunuz zaman"
"Yani camianın içinden gelen bi kişinin bunlara nasıl eleştirel baktığını ve bunların yaptığı bütün
hataları gördüğünü" "Anlıyon mu müthiş önemli bi yazı bence" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi
efendim bu olay tabi bütün kıyamet mıyamet falan aynı zamanda büyük bir korkuyu ifade ediyor
şimdi Hürriyeti açtım Ahmet Hakan a baktım bence kapatılacak evet şimdi Tayyip in o meşhur
şansı dönüyor mu" "Altında da o başlık var... Anayasa yi manayasayı değiştirip bu Başsavcıyı
tasviye etmek istiyorlar" dediği, E.K.' m "Evet ve maalesef orda MHP nin ve DTP nin de desteği
var" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim olabilir o zaman daha iyi olur" "Davayı baştan kaybetmiş
olurlar" dediği, E.K.' m "Rezalet olur ya öyle şey" dediği, İ.SELÇUK' un "... şimdi burada girişilen
nokta şu kardeşim şimdiye kadar rejimi kurtarmak için kim müdaha etti asker değil mi" "İlk kez
anayasa mahkemesi müdahale edicek" dediği, E.K.' m "Evet ve ya ikinci kez çünkü bide şey Refah
ta yaptılar" dediği, İ.SELÇUK' un "He Refah ta da evet oldu dur bakayım Refah ta Anayasa
mahkemesi ne yaptı ki ya" dediği, E.K.' m "Kapattı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ama o kapatma şeyde
değildi" dediği, E.K.' m "Dava iktidardayken açıldı kapatma düştükten sonra oldu" dediği,
İ.SELÇUK' un "Evet çünkü orda bir Demirel in bir efendim kulisteki bir operasyonuyla" "Yani
başbakanlığı Erbakan a vermedi olay bu" dediği, E.K.' m "Ama dava iktidardayken açıldı" dediği,
İ.SELÇUK' un "Hı şimdi burada bugün Mümtaz'm yazısı da çok güzel" "Diyor ki yani fena bişey
değil işte diyor asker mi gelseydi falan" dediği, E.K.' m "Tabi tabi" "...iradeyi külliye iradeyi
cüzziye meselesi..." "Evet Allah bişeyleri belirtiyor ama yani insanında bi iradeyi cüzziyesi var
günah işleten şey oda yani günahı çünkü başka türlü açıklayamıyorlar biliyorsun" dediği,
İ.SELÇUK' un "Eyvah sizde ayvayı yemişsiniz" dediği, E.K.' m "Evet sizde... efendim
siz Şeyhülislamlığa soyunca bizede imamlık kaldı" "... Serdar Turgut usta yazmış Türkiye ye derin
devlet lazım ama işte ... ciddi bi derin devlet diyor böyle ... olmaz falan diyor yani" dediği,
İ.SELÇUK' un "...ben iki tane konuşmadan çok memnun oldum bunlardan birisi Kara
kuvvetleri kumandanının konuşması" "Öbürü Genel kurmay başkanın son konuşması şimdi
bunu orada bir gurup bir heyet hazırlamış bu konuşmaları bunları vaziyeti gördükleri
anlaşılıyor bir ikincisi herşeye karşm müdahale etmiyor dikkat edin" "Öyle görülüyor belki arada
bazı hatalarda olmuyor değil işte o efendim elektronik muhtıra bilmem ne falan ama yani neticede
konuşmanlar arasında şu veya bu kişiler olabilir ama arkada galiba bir grup oluştu öyle bir hissiyat
var içimde efendim şimdi bu şeyde yani bu parti kapatma davası da zannediyorum epey
düşünüldükten sonra çünkü adam daha önce uyardı farkmdaysan"" Bende Ankara ya gittiğim
zaman bu işler konuşuldu monuşuldu" "Bizde biraz böyle es geçtik falan ama kulağımıza gelmiş
hepimizin gelmişti de ... gsas**.nıesele kuvvetler dengesinde bu adamlar yani mülteciler yani bu
dinciler Türkiye nin içindeki kuvvet dengesinde ağırlığı kazandılar" "Ve bunlarda dış kuvvetlerce
destekleniyorlar^ "Gelip bağlanıyor burada şimdi ordu geride kalıyor ama bu adamlar ne'
y^parîfbsaryapsmlar bunla hakkında bir
iddianame tanzim edilmiştir bu ne demektir senin benim yazdığım yazılar başsavcının
iddianamesinde artık bir hukuk değeri kazandı" dediği, E.K.' in "Tabi" dediği, İ.SELÇUK' un
"Değeride artık gazete polemiği falan değil bak buda bir yazı edebilir" "Yani bir hukuk değeri
kazandı ha efendim dava kazanılır mı kazanılmaz mı o ayrı mesele o o ayrı mesele" dediği,
E.K.' in "Efendim şimdi ordaki görüp biliyorsunuz o billurlaştı yavaş yavaş onu ilk Kabaoğlu
söylemişti Kaboğlu söylemişti İbrahim Kaboğlu" "Eğer kapatılırsa bu süreç sonunda mesele
yok ama eğer kapatılmazsa AKP daha güçlenerek giricek seçimlere..." dediği, İ.SELÇUK' un
"Doğrudur doğrudur" dediği, E.KOGNAR' m "Mağdur ve ... öyle bir sıkıntı var" dediği,
İ.SELÇUK' un "Evet mağdur ve mazlum olarak evet o o tarafa doğru gidebilir yani bu tabi
savaş devam ediyor" "Savaşım devam ediyor çeşitli olasılıklar bunlar" dediği, İ.KONGAR' m
"Yani şakası yok" dediği, İ.SELÇUK' un "İşte zati aliniz bu savaşın içindesiniz" dediği,
E.KOGAR' m "Yok efendim" dediği,
Tape:1850, 19.03.2008 günü saat:12.18 sıralarında İlhan SELÇUK ile Emre
KONGAR' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Ben artık sizlerden kopuyorum" dediği, E.K.' m "Ne o çok mu
sosyeteye katıldınız?" dediği, İ.SELÇUK' un "Artık benim yerim başka tarafta" dediği, E.K.'
m "Üst üst sosyetede mi?" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet yani ben sizlerle ne yapayım?"
"...aman efendim kimler yoktu ki krem dö le krem dö le krem dediğimiz kişilerin arasında
Soros çocukları mı yoktu" "Cengiz ÇANDAR 1ar mı yoktu" "Efendim kimler kimler efendim
fakat işte vardı bi de kafa dengi olanlar Yıldız KENTER menter filan" dediği, E.K.' in "Çetin
ALT AN vardır Çetin ALT AN vardı herhalde" dediği, İ.SELÇUK' un "Çetin ALTAN karısı
efendim Ali SİRMEN" "...şeyin de karısı Canan BARLAS yani böyle bir şey içinde biz yani
işte biz böyle evlendik bakın çocuklarımız
burada torunlarımız burada............" dediği, E.K.' m "...en önemli gelişme tabi bu Bahçeli
nin tavrı yani birdenbire orada bi şey olduğu anlaşılıyor bence bütün gidişatı Bahçeli nin
verdiği destek etkilemişti yani bu Cumhurbaşkanhğı Seçimini hatırlaym ilk ilk Bahçeli nin
şeyi desteği orada ortaya çıktı Cumhurbaşkanlığı seçimi türbandı bilmem neydi şuydu buydu
derken tam anlamıyla 2/3 çoğunlukla takır takır şeyden her şeyi çıkartıyordu şimdi ilk kez
Bahçeli yargıyla oynamayın demeye başladı şimdi bence bu bence bu şey çok çok önemli bir
değişme çünkü bi olabilir olabilir olabilir da olmayabilirde ben o adamın ne yaptığını hiç
anlamadığım için yani çünkü adam kendi ipini çeken bi adam yav 2002 şeyinde koalisyonunda
yani onun için yani bu kulağını mı büktüler bacağını nu kırdılar bilmem kendisine vahiy mi
geldi bilmek mümkün değil ama bi şeyi ortaya çıktı şimdi artık mecliste bunların işi eskisi
kadar kolay olmayacak o bir;" dediği, İ.SELÇUK' un "Şey vahim yav yani bana dava açtılar
ben Anayasa yi değiş...." dediği, E.K.' m "...siz her halde uyarmışsınız bu bakır çağların şeyini
koymuşlar girmişler birden girip altıya koymuşlar o çok önemli bir olay çünkü o adam tarafsız
bir adam yani böyle Ergun ÖZBUDUN gibi dansöz değil veya Kanadoğlu veya Vural SAVAŞ
gibi işte Militan-Laik filan denilen bir adam değil bu ciddi bir Anayasa profesörü bizim
hukukçu onun söyledikleri çok etkileyici yani ..." "Bugün Şakir telefon etti ECZACIBAŞI o da
çok çok bağırıp çağırıyor telefonda insanın kafasını ütülüyor aptala çeviriyor ... ben bu
adamlara diyor önce diyor çok diyor kredi açtım diyor işte filan ama diyor bunlar diyor
anamızı belleyecekler diyor hepimizin çanına ot tıkayacaklar" ".. .bu Rıda Sakin ve şeyle filan
ve sanıyorum sonunda hukuk mukuk yani bu kapatmaya kadar veya en azından
cezalandırmaya veya bazılarını yasaklamaya filan gidebilir garip şeyler olabilir" dediği,
İ.SELÇUK' un "Efendim asker yargı efendim memleketin önde gelen bir takım kişileri ne
yapacaz ne edecez diye bence zaten düşünülüyordu hep düşünüyorduk herkes? şe
ölacakhalimiz yav falan filan şimdi bir askeri müdehale ortamı değil yoksa yapaklardı
jeoktariV,.,bu sefer dediler ki yav elde
bir şey var ... zannediyorum yargıçlar da üzerinde çalışmışlardır ya o kadar aptal değiller." "Bu
sefer yargıç olarak görevini yapıyor şimdi anlaşılıyor ki yani bu AKP iktidarı yargıyı kendine
benzetmeden yargı onu benzetecek." Dediği, E.K.' in "...Çünkü işte Vural Savaş söylüyormuş
çok geciktiler falan diyormuş. Hayır çünkü ne yargı kalacak ne ordu kalacak, ne üniversite
kalacak..." "...Mehmet in şeyinde temas ettiğiniz veya gecesinde konuştuğunuz karşılaştığınız
insanlar bunların farkında gibi mi yoksa.." dediği, İ.SELÇUK' un "...hayret ettim, bütün gece
oraya işte bir orkestra işte bir şeyler ... şerkıcılar filan., bütün gece dans ettiler" "Hayret ettim
bizim Çetin Altan bütün gece dans etti yav" "...BARLAS, Canan BARLAS, Perihan aynı
masada ... Çetin ayrı bir masada, Yıldız KENTER, Ali SİRMEN vs. falan orada oturdular"
"...bence en önemli olaylarından biri Hürriyet te Ertuğrul ÖZKÖK ün yazısı" dediği, E.K.' m
"Müthiş bir yazı" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani burada ERGENEKON olayını" "Bizden önce
Hürriyet ele aldı" "Bende memnun oldum" "...şimdi iş geldi geldi ERGENEKON la efendim
başsavcının birleştirilmesine geldi" "...Ertuğrul ÖZKÖK ün yazısından atfen yazmak lazım
şimdi ... adam dedik ki bu ERGENEKON davası niçin açıldı ...di mi" "Yani müthiş bi olay
Yargıtay Başsavcıyla ERGENEKONu birleştirdi" "Bu sebeple de bu tabi Doğu PERİNÇEK in
falan şeyi kaygıları yerli yerindeydi bundan dolayı ERGENEKONun daha iddianamesi bile
yok herkese beni... istiyorlardı" dediği, E.K.' in "Ve de Derin Devlet bize karşı diye yani işte
işte işte ERGENEKON işte Derin Devlet işte bize karşılar" dediği, İ.SELÇUK' un ".. .bu arada
biz farkmdaysanız Doğan a geçtik Doğan Grubuna" dediği, E.K.' m "Evet evet nasıl farkında
olmam canım her gün izliyoruz işte onu dün biraz" dediği, İ.SELÇUK' un "...öyle bir noktaya
geldi ki Türkiye bütün köşe yazıları aynı konuyu yazıyor" dediği,
Tape:3879, 27.02.2008 günü saat:10.04'de İlhan SELÇUK ile Server..? arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
SERVER'in "Ben bu Pazar günü geliyorum" "Ama öyle bir Türkiye ye geliyorum ki"
"Korkunç korkunç yani" dediği, İLHAN'm "Ee bu şeye yani büyük bir çalkantı ve
istikrarsızlık var tabi" "Bir anlamda da iyidir çünkü her şeyi kabullenen bir Türkiye olmadığı
da ortaya çıkıyor" dediği, SERVER'in "Öyle diyorum ben bunlar yönetecek insanlar değil
bunlar sokak adamları" dediği,
Tape:3880, 03.03.2008 günü saat:10.56'da İlhan SELÇUK ile Alev..? arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
İLHAN'm "Biliyorsun Doğu Perinçek bi de Kemal Alemdaroğlu geldiler bana"
"...şimdi efendim bu Kemal Alemdaroğlu'yu akşam yemeğe davet ettik biliyorsun" "Şimdi
uçak ücretini verelim mi yoksa gerekmez mi Kemal Alemdaroğlu'na" dediği, ALEV'in "Onu
durumu iyidir ama ben bir çıtlatayım bakım" "Yani ben zaten aldım o işi Balbay ile de
konuştum onları koordine ettiriyorum" dediği,
Tape:3881, 05.03.2008 günü saat:16.50'de İlhan SELÇUK ile X
Şahıs/E.K.arasmdaki telefon görüşmesinde özetle;
E.K.'m "Sizin Ankara izlenimleri nedir Mustafa neler anlatıyor" dediği,
İ.SELÇUK'un "Efendim Balbay diyor ki bir kere şeyi sevdi onlar yani bu Hikmet'e karşı ciddi
bir tedbir almak lazım efendim onu efendim alacaz şimdi burada benim beklediğim şeyler
oluyor aslında yani Hikmet kendi kendisini tasviye ediyor" dediği, E.K.'m "Efendim onu
şeyden almak lazım patronluktan patronluktan onu çünkü gene" "Gene öyle demiş ben demiş
yaz Vakıf üyesiyim senin haddine mi düşüyor filan demiş yani" "Yav çok para istemiş ama ya
200 bin lira istemiş yav" dediği, İ.SELÇUK'un "Efendim şimdi o parayı biz Cumhuriyet
ödemeyecek anlatabildim mi yani şeyin Aydın Doğan'm verdiği ile şeyin vereceği Çankaya
Belediyesinin onun yüzde 90'ını hallediyor" "...ikinci olay bu Ankara daki çocuklarla da
konuştum hani.bir ara bizim bir şeyler hazırlıyorlardı falan filan da Ortadoğu daki grup" "Bu

internetten sesli falan" dediği,


E.K.'m "Efendim bir dakka şimdi araya santral filan giriyor ben hemen sizi arayım kapatın
siz" dediği,
Tape:3882, 14.03.2008 günü saat:13.17'de İlhan SELÇUK ile M.B. arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
MUSTAFA'nm "VALLA İYİYİZ HALKIMIZ KIPIRDADI ABİ YAV" "VALLA
KIPIRDADI BUGÜN HİÇ DEĞİLSE BİRAZ EYLEMLER FENA DEĞİLDİ YANİ"
"İYİYDİ ABİ İYİYDİ PEK ÇOK YERDE KATILDILAR İYİ YANİ BÖYLE BİR EYLEM
EN SON 1991 YILINDA DENENMİŞ ABİ" "BAKALIM YANİ MUSTAFA ÖZBEK ARADI
DİYORKİ TURKİSH YÖNETİMİNE DE BEN HANİ PERDE GERİSİNDE DE BİRAZ O
VAR ZATEN SÜREKLİ DÜRTÜYOR EYLEM YAPALIM ŞEY YAPALIM BU YALANCI
SÖZCÜĞÜNÜ YALATACAZ ONA DİYOR BAŞBAKANA" dediği, İ.SELÇUK'un "GÜZEL
YAPMIŞ" "GÜZEL LAF YALANCIYI YALATACAZ İYİ" dediği tespit edilmiştir.
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Doğu PERİNÇEK İle;
Şüpheli İlhan SELÇUK beyanında; "Doğu PERİNÇEK' in siyasi parti lideri
olması nedeniyle ara sıra ziyaretine geldiğini, bunun haricinde herhangi bir ilişkilerinin
olmadığını" beyan etmesine rağmen;
Ankara ilinde işçi Partisi Binasında yapılan aramada ele geçirilen; "ÖNEMLİ 2 "
ibareli CD'nin incelemesinde; 01.02.2008 tarih ve saat: 20.09 da Yazan: h, En son kaydeden:
h olan "YARGITAY İLE İLGİLİ NOTLARIM" isimli word belgesi içerisinde; I.Selçuk'un yemeği
en son ne zaman oldu. Silahçıoğlu en son ne zaman katıldı. Sahih bey, Yarsav başkanı
katılıyor. Şeklinde notların olduğu görülmüştür.

Doğu Perinçek'in ikametinde yapılan aramada, Fikret KAZANCI imzalı 27.04.2004


tarihli T.C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış, İşçi Partisinin Ak Partiyi
kapatma dilekçesine eklenmek üzere gönderilmiş yazı olduğu, yazıda "Dosyanın Takviyesini
Teminen: Ergün POYRAZ'in... Patlak Ampul Kitabı ve ".... ayrıca gazeteci yazar (Cumhuriyet
Gazetesi) Sn. İlhan SELÇUK'un 17.07.2007 tarihli köşesindeki yazılarını birlikte sunuyorum "
şeklinde yazıların olduğu tespit edilmiştir.

Yine aynı yerde bulunan 75-78. sayfalarda Sayın İlhan SELÇUK'un dikkatine başlıklı
"İsteğiniz Üzerine Cumhuriyet için bir yazı hazırladım. Konuştuğumuz konular
sunuyorum...........Güncelliği nedeniyle biran önce yayınlanmasında yararvar gibi geliyor
bana, takdir sizin" şeklinde başladığı ekinde "Cumhuriyet Yıkıcılığının Güncel politikaları"
başlıklı 4 Haziran 1997 tarihli yazı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un ikametinde yapılan aramada ele geçirilen; Emniyet
Müdürlüğünce; l'den 111'e kadar numaralandırılmış bilgisayar ve faks çıktısı doküman, (106-
108 sayfalarda) 17 Mart 2008 tarihli, Sayın İlhan Selçuk Ağabey hitabı ile başlayan, "Konu:
Cumhuriyet Gazetesi için yazı" şeklinde olan İP Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK imzalı
"Yargıtay Başsavcısının kapatma davası açması üzerine bir yazı hazırladım. Parti yasakları
konusunda Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa Mahkemesi kararlarında ve
Yargıtay Başsavcılığı iddianamelerinde kitabımdan çok uzun alıntılara yer verilmiştir. Lütfen
okumanızı ve Cumhuriyet Gazetesi 'nde yayınlanmasını dilerim. Saygılarımla" ön girişinden
sonra "Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı yasadışıdır" başlıklı köşe yazısı olduğu tespit
edilmiştir.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un ikametinde yapılan aramada; Emniyet Müdürlüğünce;


l'den 220'ye kadar numaralandırılmış bilgisayar ve fakS^çıktısı dokümanda, (150-158
şeklinde numaralandırılmış) Doğu PERINÇEK "Kuşatma Nerden ve Nasıl Yarılır" 16 Kasım
2003 tarihli Milli Hükümetin kurulmasının anlatıldığı, "...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip
Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yarılır...Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf
edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir? Tayyip ERDOĞAN iktidarı, Millet-Ordu işbirliği
ile bertaraf edilebilir.Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını
taşımamaktadır. Millet-Ordu işbirliğinin unsurları milli Kuvvetler olarak adlandırılacaktır.
Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir: Halk Hareketi, Milli Güçbirliği, Meclisteki milli Kuvvetler,
Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb), Türk Ordusu, Milli Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk
hareketleridir " şeklinde yazı olduğu görülmüş olup şüpheliler İlhan SELÇUK ve Doğu
PERINÇEK arasında örgütsel irtibat bulunduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile:


Tape:3892' de şüpheli İlhan SELÇUK ile İ.Y' m yaptıklan telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "Bizi işte bi şeyin başına geçirmek istiyorlar özellikle Kemal Alemdaroğlu çok
ısrar etti ....işte şeyi birleştirelim üzerine şey yapıp. 4 tane TELEVİZYON var bu hikayenin
içinde, işte biri o Ankara daki Türk metalin TVsi var" "Avrasya.... " "B kanal var. Burda da
Doğu Perinçek kanalı ile bizim Tuncay Özkan kanalı var. 4 tane kanal işte ne yapılabilir ..."
şeklinde görüşme yaptıklan, kanallann ortak yayın yapması, bu şahıslann birleştirilmesi
konusunda kendisinden talep olduğunu anlattığı anlaşılmıştır..
Tape:3880/3902'de, 03.03.2008 günü saat:10.56 sıralannda İlhan SELÇUK ile
A.C.'un yaptıklan telefon görüşmesinde; İ.SELÇUK' un "...Doğu PERİNÇEK ile Kemal
ALEMDAROĞLU geldiler bana" dediği tespit edilmiştir.
Görüşmelerden de anlaşılacağı üzere, Kemal ALEMDAROĞLU'nun, İlhan SELÇUK
ile görüşme yaparak, Ulusal Kanal, Avrasya, Kanal B, Kanal Türk gibi televizyonlann ortak
yayın yapması, İlhan SELÇUK 'un bu işi organize etmesinin istendiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT ile;


Şüpheli M.Adnan AKFIRAT'a ait, QUANTUM marka, seri numarası
168302767583 bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede "İ. Selçuk ve M. Soysal'a
soru" isimli metin belgesi içerisinde Adnan AKFIRAT tarafından yazılmış olan "Sayın İlhan
SELÇUK, Çevik BİR ekibinin 21 Aralık 1998'de bir darbe girişiminde bulunduğuna ilişkin
çok aynntılı bir haber hazırlamaktayız. Bu girişim içinde bulunan kişiler, sizin 26 Kasım 1998
tarihli "Güneşin mağripten doğması yakındır" başlıklı yazınızın 21 Aralık Darbesi'ni haber
verdiğini belirttiler. Darbe girişiminin merkezindeki kişiler ile Nuruziya Sokak'taki Mason
Locası'ndaki bir buluşmada sizin bulunduğunuz da ileri sürüldü. Bu konuya ilişkin sizin
açıklamalanmza da yer vermeyi dileriz. Saygılanmızla" şeklindeki yazının bulunduğu buradan
da Şüpheli İlhan SELÇUK ile şüpheli M. Adnan AKFIRAT'in 1998 tarihinde bazı olayları
paylaştıkları görülmüştür.
Yine Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen 8 sayfalık belge içerisinde "ÇEVİK
BİR-EROL ÖZKASNAK ekibinin AMERİKANCI DARBE GİRİŞİMİ YAPACAKLARI ve
bu darbenin sivil toplum darbesi olacağı yönetime el konulunca değişik makamlara gelecek
kişilerin isimlerinin yazıldığı listenin bulunduğu belgede İlhan SELÇUK'un da isminin
yeraldığı görülmüştür.

Şüpheli M.Adnan AKFIRAT tarafından şüpheli İlhan SELÇUK'a gönderilen


mektubun içeriğinde ERGENEKON Terör örgütünde yönetici konumunda olan İlhan
SELÇUK ile örgüt üyesi Adnan AKFIRAT'm irtibatlı olduğu görülmektedir. Ayrıca İlhan
SELÇUK'un geçmişte ve günümai'd© olcusu gibi 1998 yılında da darbe girişimlerini teşvik
ettiği yönündebilgiler pld^uğu^nfaphnıştır. Önceki yıllarda samimi

ilişkileri olmasa bile Şüpheliler İlhan SELÇUK ve Adnan AKFIRAT'm 1999 yılında
ERGENEKON terör örgütünün re-organizasyonu amacıyla oluşturulan yeni örgütlenmede
birlikte yeraldıkları toplanan delillerden anlaşılmıştır.
Şüpheli Ferid İLSEVER ile :
Hikmet ÇİÇEK isimli şahsa ait, MY marka, seri numarası bulunmayan flash bellek
üzerinde yapılan incelemede "|çLHAN SELC|ğ FERI|çT GO;eRU|eSjğ" isimli word dosyasının
İlhan SELÇUK ile Ferid İLSEVER arasında gerçekleştirilen görüşme olduğu, görüşmenin
içeriğinde:
"Bir konuşmamızda İ.S iki çelişmeli cümle kullanıyordu: "Bize TV'yi verin" ve
"Beraber yapalım". Daha sonra "beraberliği" şöyle açtı: "Bir taban hareketi olacak. Siz, G,
Cumoklar, vb. Herkesin hissesi olacak. Ama, yukarıyla ilişki bakımından benim önderliğimde,
C logosuyla. Böyle bir piramit için hisseleri dağıtalım." ibaresinin yer aldığı buradaki İ.S'nin
İlhan SELÇUK, G'nin Gürbüz ÇAPAN olduğu, Ferid İLSEVER ve Doğu PERİNÇEK'in Ulusal
Kanalı temsil ettiği dolayısıyla ERGENEKON Terör örgütü üyelerinden ele geçirilen Ulusal
Medya 2001 ve Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması ile bire bir örtüştüğü,
Notların devamında Cumhuriyet Tv'nin kurulması için Doğu PERİNÇEK grubunun
elinde olan TV'yi İlhan SELÇUK'un önderliğinde alınarak kurulacağı, fakat bunun
gerçekleşmediği, buradaki amacın 70 küsur yıllık Cumhuriyet ve Aydmlık'm TV zemininde bir
sentez oluşturularak, Kemalist-Sosyalist ittifakının güçlenmesine ve Cumhuriyet Devrimi'nin
ikinci taarruzuna hizmet etmek olduğu, Cumhuriyet gazetesinin MHP'ni desteklemesinden
dolayı Doğu PERİNÇEK ve grubunun Cumhuriyet ile ortak yayın konusunda endişe duyduğu,
F: MHP, NATO saldırısı, özelleştirme, hatta son polis operasyonu, her önemli konuda
C'ten aynlıyoruz. C son aylarda çok değişti. Siz NATO saldmsmı alkışlıyorsunuz, biz karşı
çıkıyoruz. Siz MHP'nin değiştiğini varsayarak koalisyonda yer almasını savunuyorsunuz, biz
ise NATO'nun emrinde taşeronluk görevleri için ırkçı partinin iktidara getirildiğini söylüyoruz.
Orduyu dinleyen polisi bile "yurtsever polisler" diye savunuyorsunuz. Nasıl yayın yapacağız?
TV'nin fiyatı konusunda bilgim yok. İlgililer karşılıklı oturur, konuşur. Piyasadaki değeri ne ise,
C olduğu için onun biraz altında bir fiyata satarız.
İ.S (Sinirli bir tonda): NATO saldırısına nasıl karşı çıkacağız? Ordu Amerika'yla mı
savaşsın? Amerika'yla takışıp da, bize silah vermesin, PKK'yla savaşmayalım mı?
F: Niye ABD'yle savaş olsun? Yunanistan, hatta Makedonya...
İ.S: Onlar başka. C gençlik örgütü değil. Devletin tutumunu da düşünmek zorundayız.
F: Birinci Dünya Savaşı'ndaki Enver Paşa tutumunu savunuyorsunuz. Türkiye bu
politikayla bölünmüştü. Nerede kaldı M. Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" politikası?
İ.S: Niye sizin de görüşlerinizin yanlış olabileceğini düşünmüyorsunuz? Yarın
değiştireceğinizi düşünmüyorsunuz? Bunun sigortası her görüşe yer vermek. D, 7-8 yıl önce
PKK konusunda bugünkü gibi mi düşünüyordu?
F: Evet, böyle düşünüyordu.
İ.S: O zaman niye bugün içerde? (Konuşmanın başında "Bak hâlâ Haymana'ya
gidemedim. Benim özel selamlarımı ilet" demişti.)

Yukarıda ki görüşmeden de anlaşılacağı gibi İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK'in


NATO ve MHP konusunda fikir ayrılığına düştüğü, İlhan SELÇUK'un Doğu PERİNÇEK'in 7-8
yıl önce Abdullah ÖCALAN*iîe\ilgili basmda da yer alan
fotoğraflarını ve PKK'nm desteklenmesini kast ederek 7-8 yıl önce de böyle mi düşündüğünü
sorması üzerine Ferid İLSEVER'in evet dediği anlaşılmıştır.

Bu görüşmede; ERGENEKON terör örgütü şüphelilerinden Ümit Oğuztan'dan elde


edilen, içeriğinde örgütün medya ile ilgili planlamalarının yer aldığı Aralık 2000 tarihli
"ULUSAL MEDYA 2001" isimli dokümanda Doğu Perinçek'in Cumhuriyet Gazetesi ile
Ulusal Kanal'ı birleştirilerek bir medya gurubu oluşturup örgütünün amaçlan doğrultusunda
kullanmak istediği hususu yer almaktadır.

Yukarıdaki belge, bu konu hakkında yapılanma ile ilgili gizlilik esasına göre şifrelenen bir
rapor şeklinde aynı soruşturmanm bir başka şüphelisi olan Hikmet Çiçek'e ait depolama
aygıtından elde edilmiştir. Konuşmanın bazı bölümlerine baktığımızda; "Bir konuşmamızda
I.S iki çelişmeli cümle kullanıyordu: "Bize TV'yi verin" ve "Beraberyapalım". Daha sonra
"beraberliği"şöyle açtı: "Bir taban hareketi olacak. Siz, G, Cumoklar, vb. Herkesin hissesi
olacak. Ama, yukarıyla ilişki bakımından benim önderliğimde, C logosuyla. Böyle bir piramit
için hisseleri dağıtalım." ibaresinin yer aldığı buradaki İ.S'nin İlhan SELÇUK, G'nin Gürbüz
ÇAPAN olduğu, Ferid İLSEVER ve Doğu PERİNÇEK'in Ulusal Kanalı temsil ettiği
dolayısıyla ERGENEKON Terör örgütü üyelerinden ele geçirilen Ulusal Medya 2001 ve
Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması ile birebir örtüştüğü, ERGENEKON Terör
örgütünün amaçlan doğrultusunda örgüt yöneticisi İlhan SELÇUK'un harekete geçtiği ve örgüt
üyeleri Ferid İLSEVER ve Doğu PERINÇEK'e örgütün kararını ilettiği, "yukarı ile ilişki
bakımından" ifadesi ile kendisinin de bağlı olduğu ERGENEKON Terör örgütünün üst
kademesinin kast edildiği,

Notlann devamında Cumhuriyet Tv'nin kurulması için Doğu PERİNÇEK grubunun


elinde olan TV'yi İlhan SELÇUK'un önderliğinde alınarak kurulacağı, fakat bunun
gerçekleşmediği, buradaki amacın 70 küsur yıllık Cumhuriyet ve Aydmlık'm TV zemininde bir
sentez oluşturularak, Kemalist-Sosyalist ittifakının güçlenmesine ve Cumhuriyet Devrimi'nin
ikinci taarruzuna hizmet etmek olduğu, Cumhuriyet gazetesinin MHP'yi desteklemesinden
dolayı Doğu PERİNÇEK ve grubunun Cumhuriyet ile ortak yayın konusunda endişe duyduğu,

Şüpheliler İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK'in NATO ve MHP konusunda fikir


ayrılığına düştüğü, İlhan SELÇUK ve Cumhuriyet gazetesinin Doğu PERİNÇEK ve grubu
tarafından NATO ve MHP'yi desteklemekle suçlandığı, İlhan SELÇUK'un muhtemel Doğu
PERİNÇEK'in 7-8 yıl önce Abdullah ÖCALAN ile ilgili basında da yer alan fotoğraflarını ve
PKK'nm desteklenmesini kast ederek 7-8 yıl önce de böyle mi düşündüğünü sorması üzerine
Ferid İLSEVER'in evet dediği, İlhan SELÇUK'un ise o zaman Abdullah ÖCALAN'm niye
içeride olduğunu sorduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un örgütün üst düzey yöneticilerinden Doğu PERİNÇEK ve
Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile ERGENEKON terör örgütü mensuplanndan M.Adnan
AKFIRAT ve Ferid İLSEVER ile irtibatlı olduğu, bu haliyle örgüt hiyerarşisi içinde yeraldığı
anlaşılmıştır.
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK İfadesinde;
"ilhan SELÇUK'un Türkiye'mizin son yüzyılın değerli aydın ve yazarlarından
olduğunu, 45 yıldır tanıdığını, Türkiye 'nin bütün aydınlaruye Atatürkçüleri gibi kendisine çok
değer verdiğini, ^ s ^
Cumhuriyet Gazetesiyle herhangi bir bağı olup olmadığı sorulduğunda;
Cumhuriyet gazetesini kendilerinin değer verdiği sayın ilhan SELÇUK'un yönettiğini,
Türkiye'nin aydınlanmasına hizmet eden bir gazete olduğunu, başarılı olmasını istediğini,
bunun ötesinde aralarında organik bir bağ olmadığını, Cumhuriyet ile Ulusal Kanal arasında
Reklam takas anlaşması olduğunu, aynı anlaşmanın Tercüman ve Yeniçağ gazeteleri ile Ulusal
Kanal arasında da olduğunu, yayın organlarının birbirlerine destek amaçlı anlaşma
yaptıklarını,
1998 yılında sayın İlhan SELÇUK, o zaman Esenyurt Belediye başkanı olan sayın
Gürbüz ÇAPAN, Sayın Ferid İLSEVER ve kendisinin birlikte istanbul'da Armada otelinde
yemek yediklerini, yemekte ortak bir televizyon yapmayı görüştüklerini, Ulusal Kanal elindeki
frekans ve yayın lisansını koyacak olduğunu, ilhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'da
çevrelerinden sermaye bulup ortak bir televizyon kurulacak olduğunu, kendilerinin 10 (on)
Milyon dolarlık bir televizyon projesi önerdiklerini, Onların ise çok büyük sermayeli bir
televizyon düşündüklerini, sonra bu birlikte girişimin olmadığını, kendilerinin başardıklarını,
ancak Cumhuriyet ve Gürbüz ÇAPAN makine ve teçhizatlarını aldıkları halde o girişimi
sürdüremediklerini,
Düzenlenen operasyonlarda, örgütün yönetici kadrosundan elde edilen "ULUSAL
MEDYA 2001" başlıklı belge içersinde, bir bölümde, "İlhan SELÇUK kimdir" başlığının
olduğu ve devamında "GÜRBÜZ ÇAPAN- İLHAN SELÇUK-DOĞU
PERİNÇEK VE CUMHURİYET GAZETESİ başlığı altında ".................. PERİNÇEK, İlhan
SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'ı bir araya getirerek, fînansal sorunlarında üstesinden
gelinebileceğini düşünmüştür. Ancak PERİNÇEK'in hesabı tutmamış, kendisinden çok daha
deneyimli olan İlhan SELÇUK, Perinçek'i devre dışı bırakarak Gürbüz ÇAPAN ile anlaşmayı
bırakmıştır. Bu anlaşmaya göre ÇAPAN hisselerin %40'mı satın almıştır. Daha sonra %60
hisseyi de satın alan ÇAPAN, Cumhuriyet Gazetesinin sahibi olmuştur" Aynı belgenin
içeriğinde, Cumhuriyet Gazetesinde gerçekleştirilecek kadro hareketinin ardından, yaym
politikasının yeniden belirlenmesi gerektiğinin yazıldığı, ayrıca Gazeteci patronlar hakkında
yazılar olduğu okunmuş Cumhuriyet Gazetesiyle ilgili ne gibi çalışmalar yaptığı, Gürbüz
ÇAPAN ve İlhan SELÇUK'u bir araya getirmesinin sebebi sorulduğunda;
Yazının istihbarat raporu kokusu taşıdığını, kendilerinin Armado Oteli 'ndeki
görüşmelerini izlemiş veya dinlemiş olabileceklerini, ancak burada kullanılan ifadelerde
kendileri ile ilhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN arasındaki dostluk ilişkileri ile bağdaşmayan
kaba ifadeler olduğunu, bu tür sorularla vatan milleti savunan medya birlikteliklerinin tehdit
edilmiş oluyor olduğunu, birleşmesi gereken yurtsever yayın organlarının birbirinden korkar
hale getirilmek isteniyor olduğunu, ERGENEKON Operasyonunun hedeflerinden birinin de
böylece ortaya çıkmış bulunduğunu,
İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında; "sayın İlhan SELÇUK" diye başlayan 6
Kasım 2002 tarihli bir mektup ele geçirildiği ve bu, mektubun içeriğinde "biz birlikte basma
geçeceğiz ve kurulmakta olan Mafya-Tarikat yönetimini KESİNLİKLE BAŞINA
YIKACAĞIZ" "Eğer kararlı bir muhalefet çizgisi izlersek, Cumhuriyet gazetesinin satışı 3 ay
içerisinde yüz bine yaklaşır ve çok etkili olur" yazdığı bu mektupta başına yıkmayı belirttiği
yönetimin ne olduğu ve neden Cumhuriyet gazetesinin satışlarıyla ilgilenmekte olduğu
sorulduğunda;
Türkiye'de ki mafya tarikat yönetimini kast ettiğini, bu yönetimin yasa dışı,
Cumhuriyet yıkıcısı olduğunun Yargıtay Başsavcısı tarafından da saptanmış olduğunu, bu
nedenle bu mektuptaki değerlendirmesinin tarihi önemde olduğunu, kendilerinin bu yönetimi
Türk Milleti olarak elbette yasal yollardan yıkacaklarını ve yıkmakta olduklarını, kendisinin en
az yüz yazısında ve bildirisinde bu ifadelerin aynen yer almış olduğunu, Parti organlarının
kararlarında da mevcut olduğunu, bu mektubun aktarfj&tğı kadarıyla kendisine ait olduğunu,
aynı görüşünü 6 Kasım 2002 günü Cumhurbaşkanı sayın Sezer'e yazdığı mektupta da aynı
ifadelerle belirttiğini, örneğini sunacağını, demek ki aynı günde hem sayın Cumhurbaşkanı 'na
hem de ilhan SELÇUK'a fikirlerini yazmış olduğunu,

Tape 3842, 07.03.2008 günü saat:10.35 de, Bedri....? ile yaptığı görüşmede; Bedri'nin
... şimdi o bir biri geçen güne öbir önceki akşam" " Tümep bir yemekli toplantıya davet etti"
dediği, kendisinin de "Kemal Alemdaroğlu seni görmüş orda ..." "Senin yanında kim vardı ?"
dediği, Bedri'nin "Bizim partide Karanlık vardı Nusret'le gidecektik söyledim ben Nusret'e
hafta sonu bana telefon açmıştı" "Ya şimdi aslında çok
benim beklemediğim bir katılımdı herkes vardı orda" "İlhan Selçuk..............yüksek yargıdan,
Üniversitelerden bayağı seçkin bir topluluktu 70 kişi vardı Şener Eruygur bayağı da uzun sürdü
yedide başladı on birde bitti dört saat süren toplantı oldu" "Şener E... yani bir araya gelmek
gerekir Ulusalcıların birleşmesi gerekir diye özeti bu olan birazda halkı suçlayan bu
Cumhuriyet Mitinglerinde toplandı bu kadar kalabalıklar ne oldu bir şey çıkmadı öyle bir
konuşma yaptı" dediği, kendisinin "Keşke şeyi esas söyleseydin o gün indirmek ve Milli bir
hükümet kurmak mümkündü ona yanaşmadı Şener Eruygurlar Cumhurbaşkanı istifaya davet
etseydin ..." şeklindeki konuşması sorulduğunda;
Bu konuşmanın doğru olduğunu, aynen bu şekilde cereyan ettiğini, Kendisinin Mayıs
2007 de Cumhurbaşkanına bir mektupla başvurduğunu ve Başbakan koltuğunda oturan Tayip
ERDOGAN'ı Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı olduğu için istifaya davet etmesi gerektiğini,
ilgili Anayasa maddelerini de göstererek arz ettiğini, gerekçe olarak Türkiye 'nin başbakanının
bir başka devletin proje görevlisi olamayacağını, bir başka devletin ast-üst ilişkileri içerisinde
yer alamayacağını, başka bir devletten emir alır konumda bulunamayacağını belirttiğini, bu
mektubu Milli Güvenlik Kurulunun bütün üyelerine, Bakanlara ve basına verdiğini, eğer
Cumhurbaşkanı Tayip ERDOĞAN' ı istifaya davet etse idi, Hükümet o günkü koşullarda orada
oturamayacak olduğunu, çünkü bozgun halinde olduğunu, Cumhurbaşkanına istifa daveti
yapması için kuvvet vermek gerekli olduğunu, bu konuda Sayın Deniz BAYKAL, Sayın Zeki
SEZER ve E. Org. Şener ERUYGUR dahil bir çok kitle örgütü yöneticisine de öneride
bulunduğunu, sözünü ettiği konunun bu olduğunu, basında çıkmış olduğunu, Cumhurbaşkanlığı
genel sekreterinin telefon edip, öneriyi aldığını, parti sekreterliğine bildirmiş olduğunu, AKP' li
bakanlara da mektubun aynen gitmiş olduğunu, eğer o mektupta ki tutum uygulansa idi Türkiye
bu gün bu iç kargaşayı ve çatışma ortamına belki de sürüklenmeyecek olduğunu,

26.02.2008 günü saat:19.34'de, Ferid İLSEVER ile yaptığı görüşmede özetle;


Kendisinin "Şimdi Emin Gürses" "Dün gördün Hürriyet çok güzel haber
yapmış" "Ondan sonra çok güzel moral veren falan bi tutum içindeymiş" "Ondan sonra
Ümit Sayın da tam rezalet.........." "Yaltaklanma yavşak zaten provakatör" "Özel olarak
sokulmuş bi adam" "Neyse o konularda uyardım" "Onun üzerinden herif hep yalan
söylüyordu" "Tespit etmiştik aslında" "Neyse oturduk epey konuştuk bu bütün gazetelerde
Yeni Şafak'tan bilmem Yeni Zaman'a kadar Aksiyon'a kadar falan heriflerin planları falan
hepsi ortaya düştü" "Bunlarla konuştuk ne yapabiliriz falan yarın saat 16:00 da şeyle
konuşacağız İlhan Selçuk la" dediği, FERİT'in "Çok güzel" "Nasıl havası iyi mi yani"
dediği,Kendisinin "Alemdaroğlu mu" "Alemdaroğlu çok iyi ya" "Düşün beş saat kaldı ya tam
beş saat ordan ayrılmadı orda oturduk" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
Böyle bir görüşme olduğunu, bunun özel iki insan arasında yapılan değerlendirmeler
olduğunu, kendisine isnat edilen suç ile ilgili hiçbir yönü olmadığını, bu tür özel görüşmeleri
yayınlamanın ancak insanlar arasındaki ilişkileri zedelernek; amacı ile olduğunu,
işçi Partisi Genel Merkezindeki arama sırasında ele geçirilen "ELBA HIGH
QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;
içersinde "Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde "Yargıtay ile ilgili notlarım" isimli
Word sayfası incelendiğinde, içeriğinde;

"... İ.Seiçuk'un yemeği en son ne zaman oldu. S...İU en son ne zaman katıldı. S..h
bey, Y....V başkanı katılıyor..." şeklindeki belgeyi kim yada kimlerin hazırladığı sorulduğunda;
Bu notlan ilk defa görüyor olduğunu, hiçbir bilgisinin olmadığını," beyan etmiş olup
şüpheli İlhan SELÇUK'un şüpheliler Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Doğu PERİNÇEK
ile ortak bir fikir ve amaç etrafında eylem birliği içinde çalıştıkları anlaşılmıştır.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli İlhan SELÇUK'un Cumhuriyet Gazetesinin Başyazarı olduğu ve Pencere
isimli köşesinde günlük yazılar yazdığı, kendisi legal alanda yazmış olduğu günlük
makalelerinde genellikle, Türkiye'ye Amerika Birleşik Devletlerinin "ılımlı islamı"
getireceğini, dincilerle anlaştığını laikliğin tehlikede bulunduğunu, laiklik olmadan
demokrasinin olamıyacağmı, Irak'ı işgal eden Amerika'nın PKK'yı da kontrolü altına aldığı ve
Türkiye'ye karşı kullandığını, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Türkiye'de
bölücülük ve dinciliğe yol verildiğini buna engel olunmazsa kendi tabiri ile ayvayı
yiyeceğimizi sürekli olarak vurgulamıştır.
Şüpheli İlhan SELÇUK, 1962 yılından beri Cumhuriyet Gazetesinde Fıkra yazmakta
olup, kendisini solcu bir yazar olarak tanıtmakta, ilerleyen yaşı ve tecrübesi ile şu anda
gazetecilik yapan birçok önemli şahsiyetin de ustası (üstadı) olarak görülmektedir. Zaten
gazete çalışanları ve okurları tarafından kendisine "İlhan Abi" denilmektedir. Gerek basın
camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak
tanınmaktadır.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un söz konusu soruşturma sırasında atılı suç nedeniyle
İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesinden alman karara istinaden evinde yapılan usulüne
uygun arama işlemi ile sonrasmda gözaltına alınması işleminin sabaha karşı olmasını bir kısım
basm-yaym organları aşın bir şekilde abartarak haber yaptıklan, atfedilen suçtan ziyade
yapılan usuli muamelenin zamanı konusunu gündeme getirerek işin aslını geri planda
bırakmaya yönelik yayınlar yapılarak soruşturmayı yürütenleri baskı altına almaya çalıştıkları
görülmüştür.
Bu cümleden olarak; 22/03/2008 ve 23/03/2008 tarihindeki bir kısım gazetelerin
attıklan manşetlere ve haber başlıklanna bakacak olursak:
"BU DA İŞKENCE", "HESAPLAŞMA MI?" , "ŞOK GÖZALTILAR TÜRKİYE'Yİ
AYAĞA KALDIRDI AYIPTIR... SKANDALDİR!"/'GÖZALTI YÖNTEMİ ASKERİ
DARBELERİ ANIMSATIYOR" , "TÜRKİYE'Yİ SARSAN GÖZALTILAR", "GÖZALTI
DEPREMİ", "ZİVERBEY KÖŞKÜ'NDEN VATAN CADDESİ'NE" , "BÜYÜK GÖZALTI",
"AKP KARŞITLARI GÖZALTINDA", "ERGENEKON ARAPSAÇI", "83 YAŞINDAKİ
YAZARA GECE BASKINI NİYE?", "HESAPLAŞMADA KILIÇLAR ÇEKİLDİ",
"TÜRKİYE ŞOKTA LAİK VE ULUSALCI ÇİZGİNİN SEMBOL İSİMLERİNDEN İLHAN
SELÇUK....ÇETE SUÇLAMASIYLA GÖZALTINA ALINDI", "İLHAN SELÇUK
TÜRKİYE'DİR", "SUSTURAMAYACAKLAR", "ZİVERBEY'İ ANIMSATTI", "12
MARTTAN 21 MARTA", "SAAT 04.00 SIRA BİZDE Mİ KORKUSU", "TEPKİ BÜYÜK
OLDU", "KISASA KISAS MI", "ŞEREFSİZLİK TALİMATI", "TÜRKİYE'Yİ SARSAN
04.00 BASKINI", "İLHAN ABİ'DEN MESAJ VAR! '12 MARTTAN DAHA BİLENMİŞ
DURUMDAYIM", "CUMHURİYETİN ÖNÜNDE
MENDERESİ HATIRLATTILAR", "SANKİ 21 MART DARBESİ", "TÜRKİYE AYAĞA
KALKTI" şeklinde olup şüpheli İlhan SELÇUK hakkındaki yukarıda yapmış olduğumuz
değerlendirmenin ne kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Aramalar sırasında şüpheli İlhan SELÇUK'tan ele geçirilen ve Uludağ Üniversitesi
öğrencilerine yönelik olarak şüpheli İlhan SELÇUK tarafından 2001 yılı Ekim ayında
Rektörlük binasında verilmiş olduğu anlaşılan "Aydınlanma Devrimi ve Küreselleşme" isimli
konferansa ilişkin yazının incelenmesinde özetle: "Yaşamak her haliyle yaşamak, yaşamanın
bilincine varmaktan geçer. Yaşamanın bilinci de aydınlanmadan geçer. Aydınlanmamış bir
insan yaşayamaz. Çünkü yaşadığının bilincine ancak aklıyla varabilir insan... Aydınlanmayı
özümsemek zorundalar, yoksa yaşadıklarının farkına varamazlar. Günlük hayatımızın içindedir
aydınlanma. Diyelim ki arkadaş seçeceksiniz... Acaba şu anda Afganistan'da işte o çuvalın
içine girmiş bir kadınla arkadaşlık etmek mümkün mü? Ya da kara çarşafın içine girmiş, bir
diyalog kuramazsınız. Ya da erkek olsun, insan o kara kaplı kitaba göre düşünmeyi yaşamak
sanıyorsa yaşamıyor demektir. O öteki dünyaya şartlanmış bu dünyaya değil... Şimdi peki biz
eğer bütün yaşama olanaklarım günah mıdır, sevap mıdır, acaba günah mı işliyorum? diye
gözden geçirirsek ve sürekli günahların dünyasında yaşamaya devam edersek acaba yeterince
yaşayabilir miyiz? Siz gençler bir seçim karşısmdasmız ve bu seçimi yapmanız için
düşünmeniz gerekir... Bakın Afganistan'a gittiğiniz zaman bir takım insanlarla tartışmak
olanağını yitirirsiniz. Çünkü o kara kaplı kitaba göre düşünüyor, hayatı orada görüyor, hayatına
yön veren o kara kaplı kitaptır ama hayatı yaşamak için de insanın düşünebilmesi gerekir,
düşünebilmesi için de mantığı bellemesi gerekir. Mantığı bellemesi için de zaman denen şeyi,
süreç denen şeyi kabul etmesi gerekir. Zamanı kabul ettiğiniz zaman, evreni kavramaya
başlıyorsunuz demektir. Buna da tarih deniyor. Tarih nerden başlar? Acaba Adem ile Havva
cennetten kovulup ta dünyaya gelmesiyle mi başladı? Yoksa başka bir şekilde mi başladı...
İnsan böyle bir evrimle insan olmuş, vaktiyle bugünkü insan değilmiş, yani Aristo mantığında
"insan insandır. Ya insandır ya da değildir" gibi bir mantığa ulaşabiliriz. Ama fosillere
baktığımız zaman şunu görüyoruz insanın böyle bir sürüngenlikten çıkıp ta iki ayak üzerine
gelinceye kadar geçen tarihsel zaman kim bilir kaç milyon yıl. Bir "an" düşünün bir de birkaç
milyon yıl düşünün! Ve arkadaşlar insan, insansı insan dört ayak üzerinde yürürken, tarihin bir
döneminde yaşarken içlerinden bir tanesi iki ayağının üzerine dikilmiş...Bir insan sürüsü ovada
ve dört ayak üzerinde içlerinden bir tanesi ayağa kalkıyor, onun fosillerini bulmuşlar, ona
"pitekampropus erectus" diyorlar. Erectus dikilen, ayakta duran demek... İşte o ayağa kalkan
insanı muhakkak parçalamışlardır. Çünkü düzene aykırı davrandı. Ama insan öyle insan oldu.
Hep baş kaldırarak...
Tarihi başından sonuna saydamlaştırmak gene insan aklının ürünüdür... Şunu
düşünelim, diyelim ki biz aydınlanmanın ne demek olduğunu bilmek istiyorsak insanın
insanlaşması yolunda en büyük devrimdir diye niteleyebiliriz. Deriz ki ilimin dinden
bağımsızlaşmasıdır, insanın da laikliğe kavuşmasıdır. Bu kadar basit... Burada onbinlerce
insanın yaşadığı üniversitede eğer hayatı güzelleştirmek istiyorsanız Mustafa Kemal
ATATÜRK'ün Türkiye'ye kazandırdığı aydınlanmanın beyinsel gözeneklerinize işlemesi
gerekir, bunun başka bir yolu yoktur. Çünkü dünyada kabul edilen budur. Eğer o aydınlanma
yasaları T.C.'de geçerli olursa o kadını çarşafa sokup köleleştiren o kocanın ya da erkeğin de
buna saygı duyması gerekir, buna saygı duydukça kendi eşine saygı duymuş demektir. Bırakın
onu kendi insanlığına saygı duyması demektir. Bunun demokrasisi yok, "Örtüneceğim" diyen
kadının demokrasi ile insan haklan ile falan en küçük bir ilişkisi yoktur. İnsan özgür olacaksa,
eğer kadın özgür olacaksa saçlarını rüzgarda savurabilmeli. Saçlarını rüzgarda savuramayan
bir kadın özgür değildir, o bir hapishanenin içindedir... Siz bu hayatın
içinde sadece kendi geleceğinizi değil çocuklarınızın da geleceğini sağlamak için bu Atatürk
düşmanlarıyla Mustafa Kemal'e kan davası güdenlerle bu karanlığın şeytanlanyla bu zavallı
aklını kullanamayan kişilerle mücadele etmek zorundasınız. Laiklik için, Cumhuriyet için,
Atatürk için, demokrasi ve insan haklan için mücadele etmek zorundasınız... Yoksa birileri
gelir sizleri de Ortaçağ yaratıklanna çevirir..." şeklindeki konuşması sonrasında sorulan
Amerika emperyalizmin bütün kollannı giderek uzattığı günümüzde Afganistan'la kendi
belirlediği birkaç ülkeye savaş ilan ediyor, bunu nasıl yorumluyorsunuz şeklindeki soruya
"Emperyalizm diye bir şey var, bakm 20. yüzyılda 2.Dünya Savaşı ortaya çıktı, bunlar neden
çıktı? Tabi ilkel insanlar savaşırlar değil mi? Tarihte gördüğümüz o. Ama savaş gelişmişlerin
ürünü oluyor. 1.Dünya Savaşı çıktı, 10 milyon insan öldü. Avrupa'da 2.Dünya Savaşı çıktı, 40
milyon insan öldü. Nasıl oluyor bu? Dünyayı paylaşmak istiyorlar. İnsanın hırsı sonsuz. Bunlar
aydınlanmış insanlar onu da söyleyeyim. İnsanın aydınlanmayla da her şey bir çözüme ulaşmış
değil. Aydınlanmadan sonra da bir de SOSYALİZM var. Konuşmadık bugün. İnsanların
ürettiklerini hakça paylaşmaya razı olmaları diye bir erdem, bunun adı sosyalizm, öbürünün adı
kapitalizmdi..." şeklinde cevap verdiği başka birisinin günümüz koşullannda
değerlendirdiğimizde devrimi tanımlar mısınız ve bizler bu devrimin neresindeyiz
şeklindeki soru üzerine "Devrim anlık bir şey değil Fransız Devrimi için 1789 derler, bizim de
1923 devridir... Devrim devam ediyor. Eğer 1923 Devriminden yanaysanız yeriniz bellidir,
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün yanıdır. Karşı devrimciler karşı devrimcilere karşı devrimi
sürdürmek çok zor, çünkü o demokratik içerik içinde sürdürmek çok zor... Şimdi şu anda
devrim devam ediyor, siz o devrimin heyecanını duyuyor musunuz ona bakm. Bakın içimizde
68'liler var, onlar devrimin heyecanını duyuyorlar... Ben diyorum ki aydınlanma bilimin
dinden, insan aklının da her şeyden özgürleşmesi demektir..." şeklinde cevap verdiği, başka bir
soru üzerine "...68'li gençleri ne zaman buldu? Yeryüzünde sosyalizmin yükselişi bütün
insanlık yeryüzünde sosyal adalete kavuşacak diye bir heyecan dalga dalga ortalığı sararken
Sovyetler'de, Fransa'da, Almanya'da, İngiltere'de... 2.Dünya Savaşı'ndan sonra Asya'da ve
Afrika'da böyle bir dalgalanma oluyordu, o sırada Türkiye'deki gençlik te o rüzgarlar
içinde rüzgarlandı. Sonra tersine bir şey geldi kapitalizm ve Amerika'nın tam
egemenliği...Aydınlanmanın bilincine varmayan insanın mutlu olması mümkün
değil..."şeklinde cevap verdiği, başka bir dinleyicinin "Anadolu Cumhuriyet modelini
benimsedi mi, yoksa Anadolu'ya benimsetildi mi?" şeklindeki soruya ".. .Arkadaşlar bakm,
1923-2001 şimdi Cumhuriyeti biz benimsedik. Anadolu benimsemiştir arkadaşlar
Cumhuriyeti. Anadolu'da Cumhuriyeti yıkmak için çok oyunlar sahneye konuldu. Bunlardan
biri irtica biri terör..." şeklinde cevap verdiği başka bir dinleyicinin demokrasi mi
Cumhuriyet mi daha öncelikli şeklindeki soruya "İngiltere krallık ama demokrasi, ne
yapmışlar ama o krallığın yetkilerini sıyırmışlar, din devletini dışlamışlar, krallık göstermelik,
törensel olarak duruyor ama memleketi onlar yönetmiyor. İran'da Cumhuriyet ama demokrasi
var mı din devleti Ortaçağ devleti, kavranılan birbirine kanştırmayalım. En büyük demokratik
devrim bütün Türk tarihinde İslam dünyasında 1923 Aydınlanma Cumhuriyet Devrimidir. O
demokrasidir arkadaşlar. Cumhuriyet ile demokrasi karşı karşıya değildir. Çünkü din devletini
yıkmış, kadına özgürlük vermiş yani en büyük demokratik devrimdir. Çok partili rejimden
sonra bu olay çıktı ortaya..." şeklinde cevap verdiği, bir dinleyicinin aydınlanmanın din
adamlannm kiliseyi geçersizleştirdiğini söylüyorsunuz, aydınlanma din adamlan yerine bilim
adamlannı bilimi getirdi, değişen ne oldu? İnsanı sadece bilimsel kanıtlarla açıklamak yeterli
mi, psikolojik ve sosyolojik yönü yok mu, postmodernizm hakkında ne düşünüyorsunuz?"
şeklindeki sorusuna "Postmodernizm hakkında iyi şeyler düşünmüyorum ama yaşanan bir
evredir.. .Aydınlanmanın arkasından gelecek olan şey, bir sosyal adalete hakça düzene
dönüşmektir. Ama irticaya tekrar dönüşürseniz o başka bir olay, ikisini birbirine
kanştırmamak gerekiyor. Şu anda Türkiye'de en büyük sorun Amerika'nın da desteğiyle, irtica
oldu. 68'li gençler, Türkiye'de sosyalizmi kurmak^için yola çıktılar. Sosyalizm neydi
arkadaşlar? Emeğin hakkını vermek, alın teri toplumu kurmak, hakça bir düzen oluşturmaktı.
...Ben insanım yurttaşım demenin aydınlığı ve özgürlüğü varken insanlar neden kul olmayı
tercih ederler." şeklinde cevap verdiği görülmüştür.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un bu konferansı ile diğer yazı ve konuşmalan birlikte
değerlendirildiğinde;
Şüpheli İlhan SELÇUK'un düşünce yapısı olarak "Aydınlanmanın ancak akıl ve
bilimle olabileceğini, dinin aydınlanmanın önünde büyük bir engel teşkil ettiğini, kadının
özgür olabilmesi için saçının rüzgarda savrulması gerektiğini, evrim teorisinin bilimsel olarak
kanıtlanmış kesin bir gerçek olduğunu, aydınlanmanın yeterli olmadığını sosyalizmin egemen
olması gerektiğini, Türkiye için en büyük tehlikenin mevcut iktidarların olduğunu, TBMM'nin
çıkardığı yasalar ve hükümetin icraatlarıyla Cumhuriyetin kurumlarının ve kazanımlarmm tek
tek elden gittiğini, türban konusunda yapılan Anayasa değişikliği ile adım adım dini kuralların
devlet yapısına hakim olmaya başladığını, YÖK'ün ve Cumhurbaşkanlığının elden gittiğini,
kalelerin kaybedildiğini, bu gidişin neticesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Ilımlı İslam
Cumhuriyeti olacağını iddia etmekte ve her fırsatta bu düşüncelerini kendisini dinleyen ve
okuyan kişilere aktarmaktadır.
Ayrıca, şüpheli İlhan SELÇUK, her fırsatta bu gidişata son verilmesi gerektiği ve
bunun yolunun da mevcut iktidar partisinin kapatılması, ekonomik krizin çıkması sonrasında
kaos ve kargaşa ortamında askeri müdahale için gerekli zeminin oluşarak silahlı kuvvetler
içinde hiyerarşik yapıya uymayan kendince ERGENEKON terör örgütünün amacına hizmet
ettiğini düşündüğü bir kısım genç subayların askeri bir müdahele ile yönetimi ele geçirmesi ile
mümkün olabileceğini ileri sürmektedir.
Bu düşüncelerini hem gazete köşesinde, hem de değişik ortamlarda düzenlenen açık
veya gizli yemekli toplantılarda Türkiye'nin kaderine hükmedebilecek, etkin ve yetkin
kişilerin bulunduğu yerlerde dile getirmekte ve yönlendirici konumunu en iyi şekilde örgütün
amacı doğrultusunda kullanmaktadır.
Şüpheli İlhan SELÇUK, aşama ifadelerinde ERGENEKON terör örgütü ile
irtibatının olmadığını, Doğu PERİNÇEK ile ilişkisinin, siyasi parti lideri olması nedeniyle ara
sıra ziyaretine geldiği, bunun haricinde herhangi bir ilişkilerinin olmadığını beyan etmiş ise

Ankara ilinde İşçi Partisi Binasında yapılan aramada ele geçirilen; "ÖNEMLİ 2"
ibareli CD'nin incelemesinde; 01.02.2008 tarih ve saat: 20.09 da Yazan: h, En son kaydeden: h
olan "YARGITAY İLE İLGİLİ NOTLARIM" isimli word belgesi içerisinde; "İ.Selçuk'un
yemeği en son ne zaman oldu. Silahçıoğlu en son ne zaman katıldı. Sabin bey, Yar..av başkanı
katılıyor." şeklinde notların olduğu,
Şüpheli Doğu Perinçek'in ikametinde yapılan aramada, Fikret KAZANCI imzalı
27.04.2004 tarihli T.C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış, İşçi Partisinin
Ak Partiyi kapatma dilekçesine eklenmek üzere gönderilmiş yazı olduğu, yazıda "Dosyanın
Takviyesini Teminen: Ergün POYRAZ'm... Patlak Ampul Kitabı ve ".... ayrıca gazeteci yazar
(Cumhuriyet Gazetesi) Sn. İlhan SELÇUK'un 17.07.2007 tarihli köşesindeki yazılarını birlikte
sunuyorum" şeklinde olduğu,
Yine aynı yerde bulunan 75-78. sayfalarda Sayın İlhan SELÇUK'un dikkatine
başlıklı "İsteğiniz Üzerine Cumhuriyet için bir yazı hazırladım. Konuştuğumuz konular
sunuyorum...........Güncelliği nedeniyle biran önce yayınlanmasında yararvar gibi geliyor
bana, takdir sizin" şeklinde başladığı ekinde "Cumhuriyet Yıkıcılığının Güncel politikaları
"başlıklı 4 Haziran 1997 tarihli yazı olduğu,.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un yukarıda belirtilen ev adresinde yapılan arama sırasında
ele geçirilen dokümanlar içinde Emniyet Müdürlüğünce yapılan numaralandırma sonucu
(106-108 sayfalarda yeralan) 17 Mart 2008 tarihli, Sayın İlhan Selçuk Ağabey hitabı ile
başlayan, "Konu: Cumhuriyet Gazetesi içiny-yazı"'^eklinde olan İP Genel Başkanı Doğu
PERINÇEK imzalı "Yargıtay Başsavcısının kapatma davası açması üzerine bir yazı
hazırladım. Parti yasaklan konusunda Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa
Mahkemesi kararlarında ve Yargıtay Başsavcılığı İddianamelerinde kitabımdan çok uzun
alıntılara yer verilmiştir. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmasını
dilerim. Saygılarımla" ön girişinden sonra "Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı yasadışıdır"
başlıklı köşe yazısı olduğu değerlendirilen 3 sayfa yazı olduğu,
Aynı adreste bulunan ve aynı şekilde numaralandırılan dokümanlardan (150-158
şeklinde numaralandırılmış) Doğu PERİNÇEK tarafından hazırlanmış "Kuşatma Nerden ve
Nasıl Yarılır" başlıklı 16 Kasım 2003 tarihli, Milli Hükümetin kurulmasının anlatıldığı,
"...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yarılır...
Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir?
Tayyip ERDOĞAN iktidarı, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir.
Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır.
Millet-Ordu işbirliğinin unsurları milli Kuvvetler olarak adlandırılacaktır.
Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir:
1. Halk Hareketi
1. Milli Güçbirliği
1. Meclisteki milli Kuvvetler
—Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb)
—Türk Ordusu
Milli Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk hareketleridir.
Bugün Halk Hareketini oluşturan kuvvetler şunlardır.
—İşçi hareketi
—Kamu emekçileri hareketi
—Üniversite ve gençlik hareketi
—Köylü Hareketi
Mİlli sanayici ve tüccarlar mücadelesi

Milli Güçbirliği, hem halk hareketini siyaset düzleminden desteklemek ve hem de


yerel seçimlerde AKP'nin durumunu pekiştirmesine imkan vermemek için, milletin ihtiyacıdır.
Milli Güçbirliği, aynı zamanda AKP yönetimine muhalefet eden bütün partilerin ihtiyacıdır.
AKP iktidarını yıkmak için, ABD güdümlü medyanın toplum içindeki etkisinin
kırılması ve bu amaçla ulusal bir medyanın kurulması şarttır. Türkiye'ye karşı yürütülen
psikolojik harekât yeterli bir direnmeyle karşılaşmadan ilerlemekte ve yeni mevziler
kazanmaktadır. Türkiye halkının bilinci karartılmakta, maneviyatı sarsılmakta ve halk
güçlerinin oluşması önlenmektedir. Bu durumda ulusal Kanal başta olmak üzere Ulusal
Medya araçları geliştirilmeli ve etkin kılınmalıdır...." Şeklinde ibareler içerir doküman ele
geçirilmiş olup, aym dokümanlar İşçi Partisi Genel Başkanı şüpheli Doğu PERİNÇEK' ten de
ele geçirilmiş olmakla şüpheliler İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK arasında örgütsel
irtibatın bulunduğu anlaşılmış, ayrıca bu yazı içeriğinde Milli Güç Birliği, millet-ordu işbirliği
ile mevcut yönetimi değiştirmenin mümkün olduğunun vurgulandığı görülmüştür.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'e ifadesi sırasında, Cumhuriyet Gazetesiyle herhangi bir
bağı olup olmadığı sorulduğunda; "Cumhuriyet gazetesini kendilerinin değer verdiği sayın
ilhan SELÇUK'un yönettiğini, Türkiye'nin "aydınlanmasına hizmet eden bir gazete olduğunu,
başarılı olmasını istediğini, bunun ötesinde afd[arında organik bir bağ olmadığını,
Cumhuriyet ile Ulusal Kanal arasında Reklam takaK-ünlaşması olduğunu, aynı anlaşmanın
Tercüman ve Yeniçağ gazeteleri ile Ulusal Kanal arasında da olduğunu, yayın organlarının
birbirlerine destek amaçlı anlaşma yaptıklarını,
1998 yılında sayın İlhan SELÇUK, o zaman Esenyurt Belediye başkanı olan sayın
Gürbüz ÇAPAN, Sayın Ferid İLSEVER ve kendisinin birlikte İstanbul'da Armada otelinde
yemek yediklerini, yemekte ortak bir televizyon yapmayı görüştüklerini, Ulusal Kanal elindeki
frekans ve yayın lisansını koyacak olduğunu, İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'da
çevrelerinden sermaye bulup ortak bir televizyon kurulacak olduğunu, kendilerinin 10 (on)
Milyon dolarlık bir televizyon projesi önerdiklerini, Onların ise çok büyük sermayeli bir
televizyon düşündüklerini, sonra bu birlikte girişimin olmadığını, kendilerinin başardıklarını,
ancak Cumhuriyet ve Gürbüz ÇAPAN makine ve teçhizatlarını aldıkları halde o girişimi
sürdüremediklerini" beyan etmiştir.

Şüpheli İlhan SELÇUK ifadesinde: "Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nu İstanbul


Üniversitesi Rektörü olduğu dönemden beri tanıdığını, rektör olarak gazeteye geldiğini,
gazete temsilcileri olarak istanbul Üniversitesine gittiklerinde görüştüklerini, rektörlüğü
döneminden sonra da mesafeli de olsa dostluklarının devam ettiğini"beyan etmiş olup,
İletişim Tespit Tutanaklarının incelenmesinde;
Tape No:3892' de şüpheli İlhan SELÇUK ile İ.Y' m yaptıkları telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un' "Bizi işte bi şeyin başına geçirmek istiyorlar özellikle Kemal Yalçın
ALEMDAROĞLU çok ısrar etti ....işte şeyi birleştirelim üzerine şey yapıp. 4 tane
TELEVİZYON var bu hikayenin içinde. İşte biri o Ankara daki Türk metalin TV si var"
"Avrasya.... " "B kanal var. Burda da Doğu Perinçek kanalı ile bizim Tuncay Özkan kanalı var.
4 tane kanal işte ne yapılabilir ..." şeklinde görüşme yaptıkları, kanalların ortak yayın yapması,
bu yayın kuruluşlarının birleştirilmesi konusunda kendisinden talep olduğunu,
Tape No:3880/3902'de, 03.03.2008 günü saat:10.56 sıralarında İlhan SELÇUK ile
A.C.'un yaptıkları telefon görüşmesinde; İ.SELÇUK' un "...Doğu PERİNÇEK ile Kemal
Yalçın ALEMDAROĞLU geldiler bana" dediği tespit edilmiştir.
Görüşmelerden de anlaşılacağı üzere, şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun,
İlhan SELÇUK ile görüşme yaparak, Ulusal Kanal, Avrasya (ART), Kanal B ve Kanal Türk
gibi televizyonların ortak yayın yapması, örgütün amacına yönelik olarak ortak bildiri
yayınlamaları konusunda şüpheli İlhan SELÇUK 'un bu işi organize etmesinin istendiği
anlaşılmaktadır.
Şüpheli İlhan SELÇUK ifadesinde : "M. Adnan AKFIRAT'ı tanımadığını beyan
etmiş ise de;
Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'a ait, QUANTUM marka, seri numarası 168302767583
bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede "İ. Selçuk ve M. Soysal'a soru" isimli metin
belgesi içerisinde M. Adnan AKFIRAT tarafından yazılmış olan "Sayın İlhan SELÇUK, Çevik
BİR ekibinin 21 Aralık 1998'de bir darbe girişiminde bulunduğuna ilişkin çok ayrıntılı bir
haber hazırlamaktayız. Bu girişim içinde bulunan kişiler, sizin 26 Kasım 1998 tarihli "Güneşin
mağripten doğması yakındır" başlıklı yazınızın 21 Aralık Darbesi'ni haber verdiğini belirttiler.
Darbe girişiminin merkezindeki kişiler ile Nuruziya Sokak'taki Mason Locası'ndaki bir
buluşmada sizin bulunduğunuz da ileri sürüldü. Bu konuya ilişkin sizin açıklamalarınıza da
yer vermeyi dileriz. Saygılarımızla" şeklindeki yazının bulunduğu buradan da Şüpheli İlhan
SELÇUK ile şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm 1998 tarihinde bazı olayları paylaştıkları
görülmüştür.
Yine, M. Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen 8 sayfalık belge içerisinde "ÇEVİK BİR-
EROL ÖZKASNAK ekibinin AMERİKANCI DARBE GİRİŞİMİ YAPACAKLARI ve bu
darbenin sivil toplum darbesi olacağı yönetinj.e.el konulunca değişik makamlara gelecek
kişilerin isimlerinin yazıldığı listenin bulunduğu belgede şüpheli İlhan SELÇUK'un da isminin
yeraldığı görülmüştür.
Şüpheli M. Adnan AKFIRAT tarafından şüpheli İlhan SELÇUK'a gönderilen
mektubun içeriğinde ERGENEKON Terör örgütünde yönetici konumunda olan İlhan
SELÇUK ile örgüt üyesi M. Adnan AKFIRAT'in irtibatlı olduğu görülmektedir. Ayrıca İlhan
SELÇUK'un geçmişte ve günümüzde olduğu gibi 1998 yılında da darbe girişimlerini teşvik
ettiği yönünde bilgiler olduğu görülmüş, önceki yıllarda samimi ilişkileri olmasa bile
Şüpheliler İlhan SELÇUK ve M. Adnan AKFIRAT'm 1999 yılında ERGENEKON terör
örgütünün re-organizasyonu amacıyla oluşturulan yeni örgütlenmede birlikte yeraldıkları
toplanan delillerden anlaşılmıştır.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un ERGENEKON terör örgütü mensuplarından Şüpheli
Ferid İLSEVER ile de irtibatlı olduğu, Bu belgeler ve konuşmalardan Şüpheli İlhan
SELÇUK'un örgütün üst düzey yöneticilerinden olan şüpheliler; Doğu PERİNÇEK ve Kemal
Yalçın ALEMDAROĞLU ile ERGENEKON terör örgütü mensuplarından M. Adnan
AKFIRAT ve Ferid İLSEVER ile irtibatlı olduğu, örgütün hiyerarşisi içinde hepsinden üst
konumda yeraldığı anlaşılmıştır.
Dosyamız şüphelilerinden Ümit OĞUZTAN'dan elde edilen, içeriğinde örgütün
medya ile ilgili planlamalarının yer aldığı Aralık 2000 tarihli ULUSAL MEDYA 2001
belgesinde Doğu PERİNÇEK'in Cumhuriyet Gazetesi ile Ulusal Kanal'ın birleştirilerek bir
medya gurubu oluşturup örgütünün amaçlan doğrultusunda kullanmak istediği hususu yer
almaktadır. Söz konusu görüşmede de bu dokümanda anlatılan birleşik medya oluşturulması
fikrini doğrular nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un Beşiktaş ilçesi Kültür mahallesi Barış Sokak Gazete
Muhabirleri sitesi B6 Blok No:2/2 sayılı adresinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen;
Şüphelinin el yazısı ile yazdığı notta;
M. Pamukoğlu, Erol Mütercimler, Erdal Avukat, Mustafa Ha...
M Pamukoğlu
Bir ekip kurdum sana yardımcı olacak
Büyük Klüp'te
Pamukoğlu
M.Hüs.. ..güray var
...............Mütercimler
Sonradan
Gölcük'te buluşacağız
Erdal'la birlikte..................
Erol Mütercimler de geliyor
Oral Çelik'le birlikte
İzmit Gölcük'te toplanırız
M.Pamukoğlu o toplantıda yok
Erol Mütercimler
Erdal'a..................
Erol mütercimler
A.... 500 bin dolar verirsen bu işi yaparız..." şeklinde yazıların bulunduğu tespit
edilmiş olup ifadesi alınırken kendisine bu konu sorulduğunda;
"Not kağıdmdaki yazılann kendisine ait olduğunu, not kağıdında yazan
M.PAMUKOĞLU'nun yeminli mali müşavirleri Mustafa PAMUKOĞLU olduğunu, Erol
MÜTERCİMLER'in yazar olduğunu ve eskiden beri tanıdığını ancak samimi olmadığını, Oral
ÇELİK'i medyadan Abdi İpekçi'nin faillerinden olarak bildiğini, bu şahısla bir ilişkilerinin
olamayacağını, notlarda geçen Büyük Klübün Cadde Bostan'da bulunan siyasetçilerin,
gazetecilerin gittiği bir lokal olduğunu, "bir ekip kurdum sana yardımcı olacak" derken ne
kastettiğini hatırlamadığını,' almış voldüğu eski notlar olduğunu, şu an
hatırlayamadığını, Gölcük'teki buluşma konusu ile bilgisinin olmadığım, şu an
hatırlamadığını, notlarda geçen 500 bin dolar konusunu hatırlamadığını, eski tarihli almış
olduğu notlar olduğunu" beyan etmiştir.
Yazı içeriğine dikkatle bakıldığında gizemli veya gizli bir toplantıda örgütsel
konulara ilişkin bir yazı olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü yazı içeriğinde ismi geçen kişilerden
biri siyasi suikaste kurban giden Milliyet Gazetesi yazan Abdi İPEKÇİ'nin faillerinden
olduğunu bildiği bir şahsın ismi ile Gölcük'te bir toplantı yapıldığı ve işin 500 bin dolar
verilmesi halinde yapılacak bir işten bahsedilmesi masum bir görüşme olmasa gerektir.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un kendi el yazısı ile yazdığı bu notun içeriği hakkında makul ve
mantıklı bir açıklama getirmesi gerektiği halde hatırlamadığını söylemesi tamamen gizli
olarak yürüttüğü bir kısım faaliyetlerinin bulunduğu ve bu faaliyetlerinin deşifresini önlemeye
yönelik olduğu kanaatine varıldığı gibi şüphelinin gazeteci yazar olması sebebiyle böyle bir
notun konumuyla uyuşmadığı, not içeriğinden Oral ÇELİK isimli kişiye illegal bir iş
yaptırılması ile ilgili bir görüşmeye ilişkin olduğu, Şüpheli İlhan SELÇUK'un gizli ve illegal
bir faaliyet içinde olduğu açıkça anlaşılmıştır.
ERGENEKON terör örgütünün propagandasını yapmak ve örgütün amaçlan
doğrultusunda kamuoyu oluşturulması için medyanın kontrol altına alınmasının zorunluluğu,
ERGENEKON ve Lobi belgelerinde sıklıkla tekrar edilmiştir. Bu ilkeye bağlı olarak şüpheli
Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU tarafından organize edilerek şüpheli İlhan SELÇUK'un
örgütün amaçlan doğrultusunda Medya Kuruluşlannı kontrol altında bulundurmak ve
kamuoyu oluşturulması için ortak bildirileri ve yayınlan gerçekleştirmelerini sağlamak
amacıyla kendi görüşlerine yakın olarak nitelendirdiği, Ulusal Kanal, ART, Kanal B ve
Kanaltürk televizyonlannm yöneticileri ile görüşme ve çalışmalar yaptığı, bir kısım medya
patronlan ile irtibat halinde olduğu, yönlendirici rol üstlendiği anlaşılmıştır. Bu cümleden
olarak;
Tape No:3892, 14.02.2008 günü saat: 12.59 sıralannda İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m
yaptıklan telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "BİZİ İŞTE Bİ ŞEYİN BAŞINA GEÇİRMEK İSTİYORLAR
ÖZELLİKLE KEMAL ALEMDAROĞLU ÇOK ISRAR ETTİ... yani baktığın zaman işte şeyi
birleştirelim üzerine şey yapıp. 4 tane TELEVİZYON var bu hikayenin içinde. İşte biri o
Ankara daki Türk Metalin TV si var" "Avrasya Evet" "B kanal var. Burda da Doğu Perinçek
kanalı ile bizim Tuncay Özkan kanalı var. 4 tane kanal işte ne yapılabilir şu bu falan filan bi
şeyler..." , "...Yani ortak bildiriler yaymak, bir bütün bu kanal sahipleri arasında bir, efenim
birisi Metal in başında birisi işte İŞÇİ partisinin başında Tuncay Özkan işte HALK partisine
girdi girecek bir hareketin başında. E öbürü de REKTÖR ANKARADA. O DA DOĞRU
DÜRÜST BİR ADAM İŞTE SEN BİRLEŞTİRİRSİN BUNLARI GİBİ OLMAYACAK
ŞEYLER ÖNERİYORLAR BANA" "Yav bide şey var bilemiyosun ki yani DOĞU yarm öbür
gün ne yapar bilebiliyor musun?" dediği, İ.Y.' m "Evet Doğu ya güvenilmez ama" dediği,
İ.SELÇUK' un "ÖBÜRLERİ DAHA İYİ FİLAN. ZATEN KENDİLERİ GELİYORLAR ŞU
BU. ŞEYİ PEK FAZLA TANIMIYORUM AMA ONUDA ŞEY TANIYOR KEMAL, ESKİ
REKTÖR FALAN ÖBÜR REKTÖR FALAN TANIYORLAR. NEYSE BÖYLE BİR YANİ
SENİN ANLIYICAĞIN BÖYLE BİR GECE GEÇİRDİK.".... İ.SELÇUK' un "Deli misin ya"
"Deli misin ya bütün bu ikinci Cumhuriyetçi denen takım nerde palazlandı? Aydın Doğan"
dediği, İ.Y.' m "Onun için çok zor bi 30 yıl eğer SOL iktidar olsaydı heralde şimdi bambaşka
bi şey olurdu ağabeycim" dediği, İ.SELÇUK' un "YANİ 70 BİN OKUL VAR 90 BİN CAMİ
VAR. GETİRDİ Mİ BÜLENT O RAKAM..." dediği,
Tape No:3902, 03.03.2008 günü saat: 10.55'Walâ%ıdaİlhan SELÇUK ile A.Ç.'un
yaptıklan telefon görüşmesinde öaetle;

"V77 <£—.. t t
I.SELÇUK' un ".. .Doğu PERİNÇEK ile Kemal Yalçın ALEMDAROGLUgeldiler
bana" dediği, A.Ç.' un "Evet onu onu bilmiyorum da işte Kemal telefon etti bana" ".. .Balbay
ile konuştum dedim ki yarın geliyor saat 14:00 de Haberal ile randevusu var ama öncelikle
seninle konuşması lazım..." dediği, İ.SELÇUK' un "Bu Haberal ile Balbay'in arası iyi değilmiş
galiba birileri söyledi" dediği, A.Ç.' un "Önemli değil şimdi" dediği, İ.SELÇUK' un "Önemli
önemli değil" dediği, A.Ç.' un "Balbay koordinasyon sağlayacak.." dediği, İ.SELÇUK' un
"Şimdi yol uçak ücretini verelim mi yoksa gerekmez mi Kemal Yalçın ALEMDAROGLU"
"Yani durumu nedir onun" dediği, AÇ.' un "Onun durumu iyidir ama ben bir çıtlatayım
bakayım" dediği, İ.SELÇUK' un "... bu işler senin üstüne vazife" dediği, A.Ç.' un "Yani ben
zaten aldım o işi Balbay'la da konuştum onları koordine ettiriyorum" dediği,
İfadesi sırasında bu görüşme sorulduğunda; "Cumhuriyet Televizyonu kurmak
istediklerini, bu kanal için de Tuncay ÖZKAN'm sahibi bulunduğu Euro Türk isimli kanalın
frekansı üzerinden yapmayı düşündüklerini, fakat olmadığım, televizyon konusundaki
teşebbüslerinden vazgeçmediklerini, çabalarının durmadığını, adı geçen televizyonlarda
program saati almayı düşündüklerini, Kemal Yalçın ALEMDAROGLU'nun Kanal B
televizyonunun sahibi Mehmet HABERAL'a yakın olduğu için yardım etmeyi vaat ettiğini ve
eğer bu televizyonlarda program saati alabilselerdi bunun bir bağımsız televizyon kadar etkili
olacağını ve Cumhuriyet televizyonu gibi olacağını... " beyan etmiştir.
Görüşme değerlendirildiğinde; Şüpheli İlhan SELÇUK ile şüpheli Kemal Yalçın
ALEMDAROGLU'nun birebir irtibat halinde oldukları ve birlikte faaliyet yürüttükleri,
şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun da yardım ve organize ettiği medyayı birleştirme
yönündeki bir çalışmada medya üzerinde yönlendirici rol üstlenmesi konusunda kendisinin
görev aldığı, işbirliği içinde oldukları açıkça anlaşılmıştır.
Ayrıca, ERGENEKON terör örgütüne yönelik olarak yapılan soruşturma sırasında
aramalarda örgüt mensuplarından ele geçirilen "Ulusal Medya 2001" isimli örgüt dokümanda
belirtildiği gibi Cumhuriyet Gazetesinde bir kadro değişikliğine gidildiği, Ulusal Medya'nm
yazılı kanadını Cumhuriyet Gazetesinin oluşturduğu, dokümanda yer alan "Hedeflenen amaca
ulaşılabilmesi için, kurulacak hiçbir yayın organının resmi (devlet kuruluşu) olmamasına da
ayrıca büyük bir özen gösterilmesi gerektiğV ibaresi doğrultusunda ulusal çizgide yayın yapan
kanalların birleştirilerek tek kanal altında toplanması için şüpheli İlhan SELÇUK'un
görüşmeler yaptığı, örgütün belirlediği politikalar doğrultusunda hareket ettiği, yine
dokümanda "Bağımsız Ulusal medya kuruluşlarının yaratılabilmesi için; Yurtta ve yurtdışmda
faaliyet gösteren Türk işadamları arasından seçilecek kişilerden "Medya-Finans Konseyi
oluşturulması'1'' gerektiğinin belirtildiği, şüpheli İlhan SELÇUK'un Medya-Finans konseyinin
oluşturulması için ülkemizin önde gelen iş adamları ve medya patronlarıyla bir araya geldiği,
örgütün hedefleri doğrultusunda iş dünyasından ve medya dünyasından bir çok önemli
şahıslarla görüşmeler yaptığı yukarıda "telefon görüşmeleri" bölümünde tape numaralarını
verdiğimiz konuşmalardan anlaşılmıştır.

İletişim Tespit Tutanaklarının incelenmesinde; Şüpheli İlhan SELÇUK'un Devlet


otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, Devletin iç ve dış güvenliğini,
kamu düzenini bozmaya yönelik, örgütün amaçlarını yansıtan bir çok telefon görüşmesi
yaptığı bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı
anlaşılmıştır. Bu cümleden olarak;

Tape No: 3885, 04.02.2008 günü saat:l(h'59 şuralarında İlhan SELÇUK ile P. K.
arasında yapılan telefon görüşmesinde; •• /.-> "' ,•

/cM^y
!>■

1764
İ.SELÇUK' un "P... nasılsın?" "Vallaha bu çatışma büyüyerek sürecek" "Sürecek
bence Çatışma olması iyi bir şey, herkes efendim susup otursaydı." "O zaman büsbütün fena
olurduk." "Şimdi yani bu çatışmanın yükselmesi büyümesi lazım," "...hesaplaşmaya da
gitmesi gerekiyor anlaşılan." "Ama çoğu kişide bu var, İstanbul'da da var, yani eylem
Ankara'da ama İstanbul'da da büyük hareket var" dediği,
Tape No: 3886, 07.02.2008 günü saat:12.51'de İlhan SELÇUK'un İ.Y. isimli şahısla
yaptığı telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "İşte şimdi bugün 4'te şeye gidecem" dediği, İ.Y.' in "Nakkaştepe'ye
gideceksiniz" dediği, İ.SELÇUK' un "Koç'a gidecem," dediği, İ.Y.' m "Orda tartışmaları
falanda verecez, şimdi aslında bugün yeni Yar.. Başkanı Saat 4'te konuşacak" dediği,
İ.SELÇUK' un "Adamın adam iyi" dediği, İ.Y.' m "İyi bir iki seferde sizin toplantılara
katılmış" "Ankara'daki toplantılara katılmış" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" dediği, İ.Y.' m
"...şimdi bunlar dikkat ederseniz abi bir yandan türban diyorlar, bir yandan da Meclis'e bu
Yarg..'la ilgili bir yasayı getirmeye çalışıyorlar, onun içinde yapılacak konuşma önemlidir
bugünkü konuşma" dediği, İ.SELÇUK' un "Büyük bir şey başladı İ.. yani" dediği, İ.Y.'m "Evet
yani yargıyla siyaset, siyaset demeyim de yargı ile AKP arasında bir kavga önümüzdeki
günlerde söz konusu, dikkat ederseniz Asker artık burda sesini çıkarmıyor" dediği, İ.SELÇUK'
un "Evet" dediği, İ.Y.' m "Bence akıllı davranıyor, sesini çıkarmasm şimdi. Böyle bir şey var"
dediği, İ.SELÇUK'un "Siyaset yargıya saldırıyor" "Aslında başlık bile olabilir" "Şey olabilir
AKP" "Bilmem ne yani zaten artık bu olay türban sorunu olmaktan çıktı" "Çıktı bu başka bir
olay yaşıyoruz..." İ.SELÇUK' un "... biliyorum ben PAMUKOĞLU'da biliyor olayı"
"PAMUKOĞLU'da biliyor" dediği, İ.Y.' m "Bugün YÖK Genel Kurulu toplanıyor, bugüne
kadar toplamadılar, işte Başkan atadılar, yeni üyeler atadılar ve Genel Kurul toplanıyor bugün"
dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, YÖK elden gidiyor" dediği, İ.Y.' m "Evet" dediği, İ.SELÇUK' un
"GİDİYOR, YANİ HER ŞEY ELDEN GİDİYOR, TUHAF BİR DURUM VAR, BAKALIM
NE OLACAK, ŞİMDİ YALNIZ 2 TANE ŞEY VAR EĞER KAPATMA DAVASI AÇILIRSA"
"BİRDE ÜSTÜNE EKONOMİK KRİZ GELİRSE TÜRKİYE BİRAZ KARIŞIRSA BELKİ Bİ
UMUTLAR DOĞABİLİR, YANİ" dediği, İ.Y.' m "Yoksa bu devam eder" dediği, İ.SELÇUK'
un "ÇÜNKÜ NORMAL YOLLARDAN BUNLARI MÜMKÜN DEĞİL YANİ" "ÇOK AÇIK
GÖRÜNÜYOR, Bİ KERE ADAM KARARLI GERİ ADIM FALAN
ATMIYOR......."İ.Y.' m "...Fethiye Rotary Kulüpten geldiler sabah bana, onu size
anlatayım da abi" "...bir Yunus NADİ heykeli yapmak istiyoruz..." "Bunu ben Alev abiye
vereyim abi, ilgilensinler adamlar Fethiye'den kalkıp buraya gelmişler" dediği, İ.SELÇUK' un
"Evet, bak M.A.B. "MHP'nin gerçek kimliği şimdi anlaşıldı, ULUSALCI KESİMİN BİR
BÖLÜMÜ AK PARTİYİ DURDURACAĞI VARSAYIMIYLA SON SEÇİMLERDE
MHP'YE OY VERMİŞTİ, MHP EHVENİ ŞER DEMİŞLERDİ, ŞİMDİ LAİK
DEMOKRATİK TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ AÇISINDAN MHP'NİN DAHA TEHLİKELİ
OLDUĞUNU ANLIYORLAR" yani şey var adamda" dediği, İ.Y.' m "Mustafa şeyi aramış
Aydın DOĞAN'ı size söylemiş, yurt dışında demişler, bilginize" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet
evet, dün İnan KIRAÇ'la Mustafa'yı konuşturdum, ee" dediği, İ.Y. 'in "Evet tamam" dediği,
İ.SELÇUK'unn "EFENDİM EEE İŞTE O DEVREYE GİRSİN DAHA İYİ, YANİ HEPİMİZ
ELİMİZİ KOLUMUZU SIVAYIP BU İŞİN İÇİNE GİNELİM,peki İbrahim, peki canım
eyvallah" dediği,

Yapmış olduğu bu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı kişinin
gazetenin genel yayın müdürü olduğunu,.'-'Rahmi JCOÇ'uıı dostu olduğunu, sırası geldiğinde
buluşup konuştuklarını, bu görüşrnel erinin -çt>k sık olmadığını, ama bu görüşmelerin önemli
olduğunu, Türkiye'de o konürjıda' bulunan bir insanın görüşlerini

3\^T'
[765 "
öğrenmek bir gazeteci için kendi açısından önemli olduğunu, görüşmede de Rahmi KOÇ'un
yanma gideceğinden bahsettiğini, kendisiyle dünyanın ve Türkiye'nin ahvali hakkında
görüştüklerini, gazeteci olması nedeniyle Turgay CİNER, Mehmet Emin KARAMEHMET,
Şevket SABANCI, Aydın DOĞAN gibi şahıslarla da ara sıra görüştüğünü "beyan etmiştir.
Söz konusu görüşmede yüksek yargıdan bazı şahısların İlhan SELÇUK tarafından
Ankara'da organize edilen yemekli toplantılara birkaç kez katıldığını, türban meselesi
nedeniyle AKP'nin Yargı'ya saldırdığını bu nedenle büyük bir hareketin başladığını, askerin bu
çatışmada sessiz kaldığını, yaşanan bu sürecin türban sorunu olmaktan çıktığı, cumartesi günü
Ankara'da yapılacak mitinge destek verilmesi gerektiği, YOK'UN DE ELDEN GİTTİĞİ, her
şeyin elden gitmeye başladığı, bu tuhaf durumu ancak 2 şeyin durdurabileceği, bu iki
hareketten ilkinin AK PARTİNİN KAPATILMASI ikinci ise Ekonomik Krizin çıkarılması
olduğu, başka türlü NORMAL YOLLARDAN mevcut düzenin değiştirilemeyeceği, Ulusalcı
kesimin bir bölümünün AK Partiyi durduracağı varsayımıyla son seçimlerde MHP'ye oy
verdiği, ancak şu anki durumda Laik Demokratik Türkiye'nin geleceği açısından MHP'nin
daha tehlikeli olduğu, mevcut düzenin değiştirilmesi için İlhan SELÇUK'un ülkemizin
ekonomisini her an etkiliyebilecek gücü elinde bulunduran holding sahipleri ile bir toplantı
yapacağı, herkesin elini kolunu sıvaması gerektiğini belirttiği anlaşılmıştır.
Bu telefon görüşmesi; 07.02.2008 tarihinde yapılmış yani, 14.03.2008 tarihinde
Adalet ve Kalkınma Partisinin kapatılması istemi ile Anayasa Mahkemesine açılan davadan
29 gün öncedir. Şüpheli İlhan SELÇUK'un telefon görüşmesinde belirttiği şekilde harekete
geçtiği ve içinde bulunduğu konumunu da kullanarak ERGENEKON Terör örgütünün
amaçları doğrultusunda ülkemizde meydana getirilmeye çalışılan ekonomik-siyasi kriz ve
arkasından kaos oluşturularak askeri darbe için uygun ortamının hazırlanması yönünde büyük
bir rol üstlendiği anlaşılmıştır.
Tape No: 3887, 08.02.2008 günü saat 12:49'da İlhan SELÇUK'un İ. Y. isimli şahısla
yaptığı telefon görüşmesinde özetle;
İlhan SELÇUK'un "BUNLAR DA YÜRÜYECEK YARGI DA YÜRÜYECEK. BİR
YERDE BİR HESAPLAŞMA OLACAK HERALDE. Yani şöyle bi şey aklıma geliyor YARGI
KAPATMA KARARINA DOĞRU GİDİYOR, HABERİNİ DE VERDİLER, kapatma kararını
verdiği anda bunlarda diyeceklerki; biz milli iradeyiz, şey başlıyacak, Ben Milli iradeyim
diyecek, bir takım şeyler yapmaya çalışacak, çünkü göğsünde KAPATILMIŞTIR levhası
dururken, AKP bi şey yapamaz. Bir şey yapabilir, isim değiştirir. Ama bu seferde hile-i seriye
yapmış olacak, falan, yani; Çok, TÜRKİYE şeye gidiyor, bunalıma gidiyor..." "Atatürk
Devrimleri aslında toplumda yerleşmişte, bu pezevenkler türban üzerinden yürüyorlar. Yani ve
sanıyorum çok zor, çok zor. Dün işte orada, toplantıda konuşulan ve yine, söylediği, RAHMİ
Bey'in söylediği, acaba, yani, sınır aşıldı mı? Geriye dönüş, artık olanaksız mı diye?" dediği,

İfadesi sırasında bu görüşmenin tamamı okunup sorulduğunda; "... Görüşmede geçen


toplantının tarihten birkaç ay önce Rahmi KOÇ'un Nakkaştepe'deki holding binasında verdiği
ve dostlarını çağırdığı sohbet toplantısı olduğunu, toplantıya Sabancı Üniversitesi Rektörü
Tosun TERZİOĞLU, Koç Üniversitesi rektörü, Ömer KOÇ ve ismini şu an hatırlayamadığı bir
ilahiyat profesörü ve birkaç kişinin daha katıldığını, bu görüşme esnasında Rahmi KOÇ'un bu
halka İslam dinini nasıl doğru anlatabiliriz diye bir konu ortaya attığını, bu konu bağlamında
arkadaşların fikirlerini söylediklerini, Rahmi KOÇ'un "sınır aşıldı mı" demesinin kendisine
özgü deyim olmadığını, Türkiye'de birçok çevre ve kişinin bu sınırın aşıldığını ve Atatürk
Cumhuriyetinde işin bittiğini, geriye dönülemeyeceğini düşünmekte olduğunu," beyan
etmiştir.

'*?'.>KJ®,
Bu görüşmeden de; ülkemizi ekonomik ve siyasi kriz ortamına sürükleyecek
kapatma davasının açılacağını yaklaşık 1 ay önceden öğrendiği, 07.02.2008 tarihinde
ülkemizin önde gelen iş adamlan ile yapmış olduğu toplantıda Rahmi KOÇ'un "sınır aşıldı
mı?" şeklinde gündemi değerlendirdiği, Turgay CİNER, Aydın DOĞAN ve Mehmet Emin
KARAMEHMET'in birlikte olmasının çok iyi olacağını, Aydın DOĞAN'm diğer adı geçen
şahıslara ağabeylik yapması gerektiği, Aydın DOĞAN ve Turgay CİNER'in ortaklık
yapmamasının bugünkü gelinen noktada etkili olduğu, 07.02.2008 tarihinde gerçekleştirilen
toplantıda İlhan SELÇUK'un lider konumunda olduğu, toplantıya ülkemizin ekonomik
durumunu her an değiştirebilecek güce sahip iş adamlarının yanı sıra bazı rektörlerinde
katıldığı, toplantının birinci bölümünde İlhan SELÇUK'un ülkemizin nasıl kuşatıldığını ve
İslamcılığının kaynağının dışardan olduğunu anlattığı, ikinci bölümünde de yapılan
operasyonla AKP'nin nasıl iktidara geçtiğini anlattığı, anlattıklarının toplantıya katılanlar
tarafından bilinmemesine şaşırdığı, KOÇ'un etkilenerek kendisinin paltosunu tutmak
istediği, Ömer KOÇ'un ise kendisim arabaya kadar uğurladığı, toplantının Cumhuriyet adına
çok iyi olduğunu belirtmiştir.
Tape No: 3888, 08.02.2008 günü saat:20.20 de İlhan SELÇUK'un M. B. ile yaptığı
telefon görüşmesinde;
ERGENEKON Terör örgütünün hedeflerine ulaşmak için hazırlamış olduğu
Cumhuriyet gazetesinin Re/Organizasyonu çalışması isimli doküman doğrultusunda
çalışmalar yaptığı, KOÇ grubunun Cumhuriyetin ne demek olduğunu anladığı ve bu projeye
büyük ilgi gösterdiği, iktidann sermayeyi dincileştirmek ve İslamlaştırmak istediği, su
altından her şeyi gizlice hallettikleri belirtildikten sonra M.B.'nin böyle giderse bir iç
savaşdan başka bir şeyin bu durumu temizlemeyeceğini söylemesi üzerine İlhan SELÇUK'un
"İÇ SAVAŞ OLMAZ DA YANİ BİR NOKTA DA EĞER ORTALIK KARIŞIRSA, HEM
EKONOMİK HEM SİYASİ OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE BİR ŞEY OLABİLİR", dediği,
M.B.'nin ASKER GELEBİLİR Mİ ARTIK İLHAN diye sorması üzerine İlhan SELÇUK'un
E MECBUR OLACAK diyerek TSK'ni yönetime elkoyması için telkin ve tavsiye ettiği
görülmektedir. Görüşmenin devamında ancak böyle bir ortamın oluşması ve ortalığın
karışması halinde mevcut devlet otoritesinin zaafa uğrayacağının belirtildiği, İlhan
SELÇUK'un "MEDYA' Yi DA ELE GEÇİRDİLER. APTAL AYDIN DOĞAN la APTAL
TURGAY CİNER ve APTAL MEHMET KARAMEHMET birbirleri ile uğraşırken adamlar
aldılar ele şimdi" diyerek medyanmda ele geçirildiğini, Atatürk Cumhuriyeti'nin elden gitmek
üzere olduğunu belirttiği, M.B.'nin "bir ümit var mı?" şeklinde sorması üzerine İlhan
SELÇUK'un "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK
KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI
KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR" diyerek
Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya ve birliğini bozmaya, Devlet otoritesini zaafa uğratmak
veya yıkmak veya ele geçirmek için yapılması gerekenleri beyan ettiği ve yukarda belirtildiği
gibi kısa bir süre sonrada İlhan SELÇUK'un telefonda belirttiği hususların gerçekleştiği,
ülkemizde çalkantılı ve gergin bir ortam oluştuğu anlaşılmıştır.
Ayrıca, şüpheli İlhan SELÇUK'un ERGENEKON terör örgütünün amaçları
doğrultusunda örgütün gizli toplantılarında alman kararların uygulamaya geçirilmesi
işlerinden sorumlu olduğu ve sırasıyla olacak veya yapılacak şeyleri bildiği, bu durumu
kendi görüşüne yakın insanlarla paylaştığı anlaşılmaktadır.

Tape No: 3889,10.02.2008 günü saat:10.41 de İlhan SELÇUK'un X Bayan ve


sonrasında G. İ. ile yaptığı görüşmede;
İlhan SELÇUK'un Hükümetin kararlı (olduğu ve dışardan Amerika tarafından
desteklendiğini belirtmesi üzerine muhatabının eski Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı
KARADAYI ve beraberinde bazı generaller ile profesörlerin bulunduğu kapalı bir
sempozyuma katıldığını, KARADAYI ve diğerlerinin memleketin durumunu gördüklerini
ancak kurtuluş için bir çözüm söyleyemediklerini, İlhan SELÇUK'un bu durumun büyük bir
çatışmaya gitmesi durumunda Anayasa Mahkemesi'nin AKP'nin kapatılmasına karar
vereceğini, iktidarda bulunan bir partinin kapatılmasının şimdiye kadar görünmediğini, bunun
üzerine AKP'nin hile-i şer'iye yaparak isim değiştireceğini, ortalığın büsbütün karışacağını ve
bir hakeme ihtiyaç duyulacağını, muhatabının ise hakem için akla gelenin asker olduğunu
belirtmiştir.

Tape No: 3890, 10.02.2008 günü saat:16.14 de İlhan SELÇUK'un İ. Y. isimli


şahısla yaptığı telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "...işte başyazıyı yazdık" "Biraz düşündüm Amerikaya fazla mı
devreye soktum diye başyazıda ama artık bugün Hürriyet'i gördün heralde" "Yani bizide solladı
keratalar" dediği, İ.Y.'m "Abi bu işler böyle" "...böyle bir şey var yani büyük bir tepki var, yani
bir kaosa gideceği bir korku var, ikinci Cumhuriyetçilerin bazıları da mesala bakıyorsun
değişiyorlar falan" "O anlamda Anayasa Mahkemesi heralde bütün bunları dikkate alacaktır
diye düşünüyorum abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Anayasa, hı. Vallaha Anayasa Mahkemesi eğer
radikal bir karar alır da siyasal iktidar partisini kapatırsa" "Türban bir yana Türkiye başka
bir sürece girer. KAPATMASI DA GEREKİR BANA SORARSAN" "YANİ BAŞKA BİR ÇIKIŞ
YOLU GÖRMÜYORUM. Ne olacak o zaman hemen başka bir parti kuracaklar iktidardakiler
ama gayr-i meşru duruma düşmüş olacaklar" "Tuhaf bir olay yaşıyoruz bakalım şeyden satışlar
nasıl gidiyor İ..." dediği, İ.Y.'m "...yüksektir bu hafta hep yüksek gelmişti ya pazarda yüksek
gelir" "Mitingler falan etkiliyor" dediği, İ.SELÇUK' un "Miting iyidi miiting iyidi" dediği, İ.Y.'
m "Abi hiç yok böyle şeyler önemli olsun yani. sadece gazete köşelerinde yazılarla haberler
olmuyor bu işler meydanlara çıkılması lazım''' dediği, İ.SELÇUK' un "Çok iyi çok iyi" dediği,
İ.Y.' m "Dikkat ederseniz sadece Ankara değil bizden başka veren de yok biz koyduk işte
büyük fotoğraflarla il il vermişiz İzmir'de, Kütahya'da falan her yerde var ufakta olsa her yerde
bir şey var" dediği, İ.SELÇUK' un "...şimdi yarma şeyin ne" dediği, İ.Y.' m "Abi şimdi köşke
çıkıyor tartışmaları vereceğiz MHP 17. madde meselesi var Anayasa Mahkemesi ile ilgili süreç
nolacak gibi bir sürü laf var. Türbandan gideceğiz" dediği, İ.SELÇUK' un "Vallaha bu türban
bütün millet bunun üstüne şey, aslında türban meselesi değil artık o ama" dediği, İ.Y.'m "Her
yerde toplantılar yapıyorlar birde iyi bir şey bu Türk halkı sessiz kalmıyor" "...şimdi ikinci
Cumhuriyetçilere dikkat ediyorum onlar da bu kaygılarını dile getiriyor, Ahmet İlser var
mesala Radikal'de yazan" "Bugün bir yerde röportajını okudum baktım değişmiş" dediği,
İ.SELÇUK' un "...değişiyorlar değişiyorlar" dediği, İ.Y.' m "Abi şey çok ilginçti Ali Kırca nın
programında şey soruyor bu Hatemiye soruyor kadın varya Avukat Hatemi bilmem ne, diyor ki
madem siz savunuyorsunuz niye türban takmıyorsunuz kadının yanıtı şu yani din bunu
gerektirmiyor ki bunu takayım diyor" "Acaba şu Nevzat Yalçmtaş ı biz de mi kullansak bu çok
ilginç geldi bana" dediği, İ.SELÇUK' un "Onu kullanalım" dediği, İ.Y.' m "Değil mi abi? şimdi
diyor ki iki şeyi önemli bir türban dışarıdan Türkiye ye sokuldu ikincisi Amerikalılar o günde
işin içinde idiler bugün de işin içindeler" dediği, İ.SELÇUK' un "Onu kullanalım benim
yazımın işte özü de bu" "Şimdi bu dil köşesinde adam ile anlaşabilirsek çok güzel şeyler
olabilir baktım çok bilgili bir adam getireceğim yarın dergiyi ama mesala Yakamozu bir dergi
Avrupa da en güzel sözcük ilan etmiş Yakamoz şimdi bizim gazetelerde çıktı bu Yakamoz
meğerse Türkiye deki Rumların uydurduğu bir kelime imiş ve onun şeyini yapıyor Melih
CEVDET i övüyor Nadir NADfcyi ödüyor falan böyle bir adam yarın onu bir hatırlatta senle
yarın konuşahm" dediği
Konuşmanın tamamı değerlendirildiğinde; Türbanın üniversitelerde serbest
bırakılmasına verdiği destekten ötürü Devlet BAHÇELİ'nin fos çıktığı, MHPTilerin hepsinin
Mal olduğu, bu konu ile ilgili sadece gezetede haber yapılmasının yetmeyeceği mitinglerin
daha etkili olduğu, artık bu olayın sadece türban meselesi olmadığı, eşi türbanlı olan Nevzat
YALÇINTAŞ'm mutlaka kullanılması gerektiğini belirtmiştir.

Tape No: 3891,14.02.2008 günü saat:11.40 sıralarında İlhan SELÇUK'un B. T. ile


yaptığı telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "... birileri diyorlar ki bu Aydın DOĞAN alacağını aldıktan sonra
anlaşacak, kimileri de öyle diyorlar ki; Yok bu öyle bir olay ki AYDIN DOĞANIN IPI
ÇEKİLMİŞTİR, onu hissettiği için efendim bunu yapıyor falan gibi" dediği, B.T.' nın "Tabi, siz
çok önemli bir şey vurgulamışsınız bugün yani sermaye el değiştiriyor" "Burda, bence bu çok
daha geniş kapsamlı olmuş ve çok daha ses getirebilecek nitelikte diye algıladım ben" "...bu
büyük cesarettir yani..." dediği, İ.SELÇUK' un "Bazı şeyler var konuşacak çünkü dün gece bu
Rektörler beni bir yere götürdüler..." "eee ORADA BİR BASKI KURDULAR ÜSTÜMDE
onu anlatacağım sana" dediği,

13.02.2008 tarihinde Rektörlerle Borsa lokantasında toplantı yaptıklarını, rektörlerin


kendisine belirtilen oluşum için baskı yaptıkları anlaşılmıştır.
Bu telefon görüşmesi ile ilgili olarak ifadesi sırasında sorulduğunda; "...Bahsi geçen
yemekte Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Tonguç GÖRKER ve eski rektör Bülent
BERKARDA'nm da olduğunu, kendisinden Türkiye'de pek çok kesim sol muhalefeti
birleştirebileceği yönünde bir beklenti içersinde olduklarını, O akşam yemeğinde de ismini
saydığı arkadaşlarının bu konuda telkinlerde bulunduklarını, Bunun muhalefetin kapsamında
halk partisi ve demokratik sol partinin de olduğunu, Bunların uzlaşmasını ancak kendisinin
yapabileceğini düşündükleri için baskı yaptıklarını," beyan etmiş iddianamemizin değişik
yerlerinde ifade etmeye çalıştığımız üzere Şüpheli İlhan SELÇUK'un toplumda varolan
ağırlığını kullanması için değişik kesimlerden kendisine teklifler gelmiş olması örgüt içindeki
konumunun üst seviyede olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir.
Tape No: 3893, 15.02.2008 günü saat: 11.50 sıralarında İlhan SELÇUK'un
A.....? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde;
İşçi Partisinin düzenlediği Talat Paşa Komitesine kendisinin gidemeyeceğini fakat
gazete olarak temsil edilmelerinin iyi olacağını bu nedenle A.... isimli şahsa gitmesini
belirttiği anlaşılmıştır.
Tape No: 3894, 15.02.2008 günü saat:12.36 sıralarında İlhan SELÇUK'un İ. Y. ile
yaptığı telefon görüşmesinde;
İlhan SELÇUK'un ".... AMERİKA, YANİ BİR OLAY OLURSA, ORDU MORDU
ULUSALCILAR FİLAN TÜRKİYE İLE AMERİKA İLİŞKİLERİ BOZULUR DİYE DE
KORKAR." diyerek Amerika'nın kulağına kar suyunu kaçtığını belirttiği, İ.Y. 'm eski Hava
Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri komutanlan Atilla ATEŞ ve Fikret BOZTEPE ile görüştüğü ve
İlhan SELÇUK'a selam söylediklerini söylemesi üzerine İlhan SELÇUK'un eski komutanların
ilgi beklediğini, Aytaç YALMAN'm da kendisini çağırması halinde geleceğini belirttiğini,
Bülent ARINÇ'm televizyonda ağladığını seyrettiğini bunun üzerine "BUNLAR DENGESİZ
VE DİNCİ KERATALAR. Bunlardan hayır gelmez" dediği anlaşılmıştır.

Tape No: 3895, 16.02.2008 günü saat 10:44'de İlhan SELÇUK'un M.B. isimli şahısla
yaptığı telefon görüşmesinde;
M.B. isimli şahsın Kanal Türk'de seyrettiği h\x programda İblisin Kıblesini yazan
Cengiz isimli yazarın kitapta fotoğraflara \e belgelere" dayanarak türbanın 67 yıldan beri
Amerika tarafından Türkiye'ye nasıl sokulmak istendiğini anlattığını, kendisine bir kopyasını
yaptırmak istediğini, İlhan SELÇUK'un ise bunlan bildiğini Amerikanın bütün numaralarını
uzun yıllardan beri adım adım takip ettiğini, şu an ki iktidarın gelmesinin tamamıyle
Amerika'nın operasyonu olduğunu, Tayyip ERDOGAN'ı Amerika'nın yetiştirdiğini,
Amerika'nın Türkiye ile oynadığını, bu konuların bütün detaylarını bildiğini, kendisi için
kitapta anlatılanlann yeni bir şey olmadığını, bütün hayatını bu konulara verdiğini, son bir
hafta 3-4 şahıs ile beraber bu şu anda olup bitenlere yoğunlaştığını, Amerika'nın hem
Cumhuriyetin Washington'da ki muhabirini hem de Tütrkiye'de büyükelçinin gazeteden
temsilci olarak Mustafa BALBAY'ı yanma çağırdığını, bir çok yazı yazdığını TOPLUMUN
ANCA KIMILDAMAYA BAŞLADIĞINI, eğer bir sürpriz olmazsa dincilerin Türkiye'yi
bitireceğini, geride sadece ASKER ile birkaç Yargıç'm kaldığını, "insanlar artık aklıyla hareket
etmiyor din diye bi şey, düşünebiliyor musun yav kadının diyorlar örtünmesi özgürlüğüdür
böyle bi şey olurmu" diyerek ülkemizde hiç olmayan bir ortamı var gibi göstermeye çalıştığı
ve bunu çalıştığı gazetede de sık sık yayınlayarak halkımızı yanlış yönlendirdiği, iblisin
Kıblesi kitabında yer alan konuların hepsini kendisinden öğrendiklerini, bu konulan yıllardan
beri söylediklerini, gazetede yayınlanmaya başlanan "İran'da nasıl oldu bu iş?" isimli yazı
dizisinde bunlan anlattıklanm, Mısır'da bütün kadmlann örtündüğünü müslüman kardeşlerin
egemen olduklannı, ŞİMDİ DE AYNI ŞEYİN TÜRKİYE'DE OYNANDIĞINI söyledikten
sonra konuşmasının sonunda "Evet bakalım görecek iniyiz ölmeden önce bu Türkiyenin
kurtuluşunu görmeyecek miyiz bakalım belli olur yakında." diyerek ülkemizin sanki işgal
altındayraış gibi gösterdiği, sahip olduğu konumu kullanmak suretiyle iktidarla mücadele
görünüşü altında devletin temel yapısını yıpratmaya çalıştığı anlaşılmıştır.
Tape No:3896, 19.02.2008 günü saat:12.36'da İlhan SELÇUK'un Mustafa BALBAY
ile yaptığı telefon görüşmesinde;
Çankaya Belediyesinin kendilerine elden yardım yaptıklanm gazetenin yeni yerinin
açılışından önce Belediye Başkanı Muzaffer ERYILMAZ'm kendisine düşen bir şey olup
olmadığını sorduğu, asansörleri Belediye Başkanının yaptırdığı, Belediyeden gelen gelirin
kalemi olmadığı, sıfırdan gelen bu paranm resmi kayda geçmesi gerektiği paranın elden değil
hesaba aktarılmasının gerektiği, şüpheli ilhan SELÇUK'un, 3 sene önce "tehlikenin farkında
mısınız?" şeklinde bir slogan ürettiğini, gelen reklamcıların "Efendim şimdi artık herkes
tehlikenin farkına vardı bunu belirten bir sürmanşet bir şey yapabilir miyiz" diyerek kendisine
sorduklannı, gazeteyle ilgili bir çok yan kuruluş olan şirketin tasfiye edilerek karışan işleri
temizlediklerini, muhasebeyi de düzelttiklerini, Mustafa BALBAY Aralık aymda
gerçekleştirilen toplantıda İlhan SELÇUK'un talimatı üzere CHP Genel Başkanı Deniz
BAYKAL'a toplantıda alınan kararların aktarılması için S. K., Alparslan Hoca ve Yargı'dan
birkaç kişi ile beraber toplandıklarını ancak net bir sonuç alamadıklarını, S. K.'nun Baykal ile
görüşmenin hiçbir yarar sağlamayacağını belirttiği, diğer şahıslann görüşülmesi gerektiği
yönünde fikirleri olduğunu, BUNUN ÜZERİNE MUSTAFA BALBAY'IN İLHAN
SELÇUK'DAN İCAZET İSTEDİĞİ, İlhan SELÇUK'un eski rektör Bülent BERKARDA,
Tonguç GÖRKER ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Yalçm ALEMDAROĞLU'nun
kendisinin yanma gelerek bu oluşumun başına geçmesini istediklerini, kendisinin buna pek
sıcak bakmadığını fakat toplantıda geçmiş tarihlerde Atatürkçü Düşünce Derneğinde bir
danışma kurulu kurulması karan gibi 4 kanalın (Kanal Türk, Ulusal Kanal, ART Tv, Başkent
Tv) birleştirilmesi yönünde karar aldıklarını, fakat bunun da olmayacağını çünkü kanallann
birinin Üniversite kanalı, diğerlerinin Tuncay ÖZKAN ve Doğu PERİNÇEK'e yakın kanallar
olduğunu, Mustafa BALBAY'm BAYKAL'in, yanma gitmesi durumunda arkasında bu kadar
insanın ve toplantılarda alman kararların olduğunu hissettirmemesi gerektiği, konuyu açması
halinde biz Cumhuriyet gazetesiyiz bu işlere girmemiz uygun olmaz
ancak ilhan SELÇUK'un ve başka arkadaşların baskı altında tutulduğunu, bunun nedeninin de
CHP'nin kapalılığının dışarıda bir takım yeni hareketlerin oluşmasına yol açması olduğunu, bu
durumdan Türkiye'nin Üniversite ve Bürokrat kesiminin memnun olmadığını belirtmesi
gerektiğini, bunu yaparken de Cumhuriyet'te köşe yazarı olduğunu particilik ve siyaset
yapmalarının imkanı olmadığım göz önünde tutarak konuşması yönünde İlhan SELÇUK
tarafından talimatlandırıldığı, BALBAY'm bir sözcü olarak oraya gittiğini BAYKAL'm
anlamaması gerektiği aksi halde sen kimin sözcüsüsün diye sorabileceğini, İlhan SELÇUK
Bülent BERKAR'm toplantıda BAYKAL için günün yansını aynanın karşısında geçirdiğini,
sabahlan yürüyüş yaptığını ve ondan sonra etrafına bir takım şahıslan alarak parti merkezine
gittiğini, ben merkezci olduğunu söylediğini, İlhan SELÇUK buna rağmen BAYKAL'm akıllı
bir adam olduğunu bu nedenle BALBAY'a görüşmede herhangi bir yerin sözcüsü gibi
davranmamasını tembihlediği, konuyu bilgi verir gibi iletmesi gerektiğini, bir oluşumun
temsilcisi olarak geldiğini belirtmemesini özellikle vurguladığı, Cumhuriyetin kendi içindeki
problemleri çözdüğünü, kar etmeye başladığını, Doğan grubunun Cumhuriyete yanaştığını,
dincilerin Baykal'da dahil herkesi tepeleyeceklerini bu nedenle ittifaklara ihtiyaç olduğunu
belirtmesini söylediği anlaşılmıştır.
Tape No: 3897, 20.02.2008 günü saat: 12.12 de İlhan SELÇUK'un İ.Y. ile yaptığı
telefon görüşmesinde;
Sabah gazetesinin yeni sahibi Ahmet ÇALIK ile bir görüşme yapacağı, bu görüşme
öncesi gazetenin yazarlanndan Hikmet ÇETİNKAYA'mn Ahmet ÇALIK aleyhinde yazı
yazmasının iyi olmadığını, kendisine haber vermediği için İ.Y.'ı da uyardığı, Turgay CİNER'in
İlhan SELÇUK ile görüşmek istediği, İ.Y.'m amaç gazeteyi gezmek değil baş başa görüşmek
şeklinde İlhan SELÇUK'un talebini ilettiği ve Perşembe gününe randevu aldığı, Aydın
DOGAN'ın Başbakan'ın açıklamalarından sonra gazetenin birinci sayfasındaki kadın resmini
kaldırdığını, muhalefeti yumuşattıklannı, buradaki amacın Tekel ihalesinden kaynaklandığını,
Yeni Şafak gazetesinin iktidara şakşakçılık yaptığından dolayı Albayrak'm büyüdüğünü,
Cumhuriyet gazetesinin Washington muhabiri Elçin POYRAZLAR'ın ABD Başkan yardımcısı
Cheney'in 3 danışmanı ile görüşme yaptığını, görüşmede ABD yetkililerinin en çok merak
ettiği meselenin AKP'ye kaşı Türkiye'de bir muhalefetin olup olmadığı, ılımlı İslam ve El
Kaide meşelerinin olduğunu, bu görüşmenin haber yapılmamasını istediklerini, CHP'den
muhalefet için umut olmadığını, özellikle AKP'ye kim muhalefet olabilir diye sorduklarını,
Fethullah GÜLEN ile ilgili görüşmelerinin olduklarını ancak ilişkilerinin olmadıklarını,
Fethullahçdarm demokrat olduğunu ve radikal gözükmediğini söylemesi üzerine İlhan
SELÇUK'un Fetullahçılann ABD'yi de kandırdığım, ABD'nin Türkiye'de ortalık karışınca
nerede kim çıkabilir kime yatırım yapabilirizi planladığını belirttiği, bazı gazete yazarlannm
Türkiye'nin Cezayir ve İran'a benzemeyeceğini yazdıklannı, Türkiye'de İslamcılığın geliştiğini
"BEREKET ORDU VAR" diyerek ülkemizde Cumhuriyet rejiminin tehlikede olduğu ve bunu
da Ordu'nun kurtaracağını herkese telkin etmeye çalıştığı anlaşılmıştır.
Tape No: 3898, 22.02.2008 günü saat 10:20'de İlhan SELÇUK'un M.Ç. ile yaptığı
telefon görüşmesinde;
M.Ç.'in İlhan SELÇUK'u arayarak Osman BERKMEN, Mehmet Emin
KARAMEHMET ve Sanayi Odası Başkanının da katılacağı bir toplantıya davet ettiği, şahsın
ortalığın durumunu sorması üzerine İlhan SELÇUK'un "Ortalık biraz kıpırdadı. Zaten böyle
olur seçimi alırlar ondan sonra kazığı yerler. Hep böyle olur bu işte yani mesele tabi iş alemi
de biraz uyandı galiba" diyerek ülkemizin önde gelen iş adamları ile yapmış olduğu
toplantılara atıfta bulunduğu anlaşılmıştır.
Tape No: 3879, 27.02.2008 günü saat:10.04'de İlhan SELÇUK Server..? ile yaptığı
telefon görüşmesinde;
SERVER'in "Ben bu Pazar günü geliyorum" "Ama öyle bir Türkiye ye geliyorum ki"
"Korkunç korkunç yani" dediği, İLHAN'm "Ee bu şeye yani büyük bir çalkantı ve
istikrarsızlık var tabi" "BİR ANLAMDA DA İYİDİR çünkü her şeyi kabullenen bir Türkiye
olmadığı da ortaya çıkıyor" dediği, SERVER'in "Öyle diyorum ben bunlar yönetecek insanlar
değil bunlar sokak adamları" dediği,
Söz konusu görüşmede ERGENEKON Terör örgütü üst düzey yöneticisi olan İlhan
SELÇUK'un ülkemizde bir istikrarsızlığın olmasının iyi olduğunu söyleyerek ERGENEKON
Terör örgütünün amacına uygun olarak hareket ettiği anlaşılmıştır.
Tape No:1841 (3900), 27.02.2008 günü saat:13.10 sıralarında İlhan SELÇUK'un X
bayan/İ.Y.' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.'m ".. .abi bir yandan askerleri izliyoruz bir yandan türbanı izliyoruz falan" dediği,
İ.SELÇUK' un "Evet hareketli" dediği, İ.Y.' m "...bugün Genel Kurmay diyor ki 230 terörist
öldürüldü diyor açıklama yaptılar" "24 tane şehit" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla işte yani tabi
bunun sonuçları sonra belli olacak ama" "Dün ben şeye baktım bu Can DÜNDAR'la Ahmet
HAKAN iki tane toplantı yaptılar ikisine de şöyle göz ucuyla baktım özellikle Ahmet
HAKAN'm toplantısında aklı başında adamlar vardı Şükrü ELEKDAĞ gibi falan" dediği, İ.Y.'
m "...eski bir askerde vardı sanıyorum bende bir ara takıldım ona" dediği, İ.SELÇUK' un "...iki
nokta üzerinde duruyorlar Afganistan ve İran" "Ama hepsinde PKK yi gözden çıkardı şeyi
var" "Yorumu var birde bu İlker nedir o Hürriyette yazan" "İlker TÜRKMEN o ilginç birşey
söyledi dedi ki bu yani Büyük Ortadoğu Projesi bitti dedi" "Bitti dedi ama ne kadar inanılabilir
yarım ağızla söyledi..." dediği, İ.Y.' m"...Türkiye'ye Savunma Bakanı geliyor Amerikan
Savunma Bakanı daha doğrusu bu akşam geliyor" "Bakalım ordan da birşey çıkacak..." "...bir
noktada Ortadoğu böyle BOP bitince bu Ilımlı İslam Devleti Projesinin Türkiye'de efendim bir
istikrarsızlık yarattığını mı gördüler acaba birde o tarafı var işin" "Onun dışında CHP bugün
Anayasa Mahkemesine başvurdu türbanla ilgili" dediği, İ.SELÇUK' un "Yav orda ben bir
acaba bi el altından haber mi aldılar biraz orda kuşkuluyum ama ya ama Anayasa Mahkemesi
herhalde siz başvurun biz icabına bakarız demiştir" dediği, İ.Y.' m "Bilmiyoruz o kadar
ayrıntıyı da abi" dediği, İ.SELÇUK' un "ÇÜNKÜEĞER BİZ YANİ ŞEY OLURSA YENİLGİ
OLURSA MAHVOLURUZ HA" dediği, İ.Y.' m "Evet O da var abi mahkemeden dönerse
rezalet" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya bu Halk Partisi ne yaptığını biliyor mu acaba" dediği, İ.Y.'
m "Vallahi onu da bilmiyoruz abi ya inşallah ters birşey çıkmaz" İ.SELÇUK' un "Çünkü
biliyorsun ancak şekilden bakabilir diyorlar" dediği, İ.Y.' m "Evet gerekçeleri var işte onu
yayınlayacağız abi gerekçelerini falan yayınlayacağız" dediği, İ.SELÇUK' un "Tabi tabi"
dediği, İ.Y.' m "Onun ötesinde şu Ankara'daki yolsuzluk olayı da enteresan" "Büyükşehir'de
var ya Hürriyet manşet yapmıştı dünde bizde vardı" "Onu bizde sürdürelim çünkü aynı İSKİ
skandali gibi kadın çıktı ortaya ve ordaki adamla ilgili bilgiler vermeye başladı" dediği,
İ.SELÇUK' un "İlginç" "Valla herhalde bu iktidar yıpranıyor benim gördüğüm ha" dediği, İ.Y.'
m "Özellikle bu türban meselesinde prestij yitirdiler abi dikkat ederseniz televizyonlarda
melevizyonlarda bunları pek savunan yok artık" dediği, İ.Y.' m "Yani dedik ki biz
Cumhuriyet'e yer arıyoruz bu konuda bize nasıl destek çıkarsınız çünkü siz arsa üretiyorsunuz
ucuza satıyorsunuz falan diye böyle sıcak birşey geçti" "... yani umut bağlanmaz ama nasıl
CHP li belediyelerden istiyorsak bunlardan da öyle bir talebimiz oldu falan onlar işte şeyi
merak ediyorlar niye Cağaloğlu'ndaki binayı yapmıyorsunuz etmiyorsunuz falan diye işte onu
anlattık" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi yanlız bu hikaye İnan KIRAÇ sen son geldiğinde
bulunmadın evet İnşıt KIRAÇ şey olmuş yani efendim iyi salmış" "O onlar yaptılar mı zaten
dün listede onunda adı vardı en zenginler

arasında" dediği, İ.Y.' m "... Aydın DOĞAN'm kızlarını gördün mü abi hepsi hepsi listede abi
birer milyon dolarlık adam hepsi" "Kendisi iki karıları ve kızları birer milyar" "Valla herkes
yükünü tuttu yav..." dediği,
Bu görüşmede şüpheli İlhan SELÇUK'un Türkiye Büyük Millet Meclisinde
gerçekleştirilen türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin,
muhalefet partisi tarafından düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmalarını
değerlendirirken "Yav orda ben bir acaba bi el altından haber mi aldılar biraz orda
kuşkuluyum ama ya ama Anayasa Mahkemesi herhalde siz başvurun biz icabına bakarız
demiştir" "ÇÜNKÜ EĞER BİZ YANİ ŞEY OLURSA YENİLGİ OLURSA MAHVOLURUZ HA"
"Ya bu Halk Partisi ne yaptığını biliyor mu acaba" "Çünkü biliyorsun ancak şekilden
bakabilir diyorlar" şeklindeki sözlerinden ana muhalefet partisinin bağımsız yargıya herhangi
bir müracaatının öncesinde herhangi bir yerden teminat alıp sonra başvuruyu yaptığını, aksi
takdirde mahvolacaklarını belirterek, ERGENEKON terör örgütünün amaçları doğrultusunda
bir karar çıkması için gayret sarfettiği anlaşılmıştır.
_ Tape No:3901, 29.02.2008 günü saat: 13.07 sıralarında İlhan SELÇUK'un X bayan/İ.Y.
ile yaptığı telefon görüşmesinde;
İ.Y.' m ".. .savcılık dün başvurmuştu ya abi Rektörler Yök başkanı ile ilgili dava
falan filan suç duyurusu savcılık görevsizlik kararı vermiş o ilginç" dediği, İ. SELÇUK' un
"Şimdi zannediyorum bu .... şeyiyle sonuçlanacak galiba .... başvurdu ya" "O zannediyorum
onlar gerekli temasları yapmadan başvurmazlar eğer öyle bir şey yapmışlarsa onlardan aptalı
yoktur yani" dediği, İ.Y.' in "Mutlaka bir görüşme yapmışlardır yoksa" dediği, İ.SELÇUK'un
"Evet evet evet yoksa yani madara oluruz" "...olaylar böyle biz karışarak devam edecek
falan" .... İ.SELÇUK' un "..Daha iyi olur daha iyi olur ortalık biraz karışır neyin ne olduğu
ortaya çıkar..." "...yav kardeşim bu bilgi üniversitesi bu Asıl Savaşın falan bu bütün o
döneklerin çalıştığı üniversitenin öğrencisi uyanmış ya" dediği, İ.Y.' m "Abi orda şey yaptılar
Türbana karşı eylemler başladı" dediği, İ.SELÇUK' un "...GERİDEKİ ÇOCUKLAR GENÇ
KİTLE TABİ KAFALARI TAM DEĞİL KARIŞIK MARIŞIK AMA TAMAMIYLA ŞEY
ATATÜRK MATATURK FALAN FİLAN YANİ HOŞUMA GİTTİ hoşuma gitti demek ki
öteki üniversiteler daha iyidir" dediği, İ.Y.' m "...Üniversite yönetimleri farklı öğrenciler farklı
öyle bakmak lazım" dediği,
... İ.SELÇUK' un "Evet evet bu kan davası bu şeyle Aydın Doğanla Turgay arasında
kan davası bitmeyecek" dediği, İ.Y.'m "Evet Vatanı kullanıyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un
"...vatanı bunlar biliyorsun hep tetikçi olarak kullanırlar onu" dediği, İ.Y.' m "...şeyi
bulaştırmak istiyorlar Turgayı bu en son dün gazetede haber vardı abi MTA da şey Rüşvet
diye .... falan filan bizim duyumuz şeyi bulaştırmak istiyorar" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi
bu can havliyle bu Turgayı yatırımlara falan giriyor ya" dediği, İ.Y.' m "Onun üzerine böyle
bir şey" "Aydın Doğandan korktular abi" "Bir baş belası" "...şimdi baktığımız zaman birkaç ...
bunlar Türbanı ve operasyonu ufalttılar manşette Ankaradaki bir yolsuzluk hikayesi var abi
dikkat ediyor musun" "... Mustafa bunlar yeni bir bina yaptılar oraya ruhsat alamıyorlar
Büyükşehirden onun için bunu kasıtlı yapıyorlar dedi" dediği, İ.SELÇUK'un "...İbrahim bu
herzaman Aydın doğan kendi Grubunun çıkarlarına adam baksana nerdeyse Koç gibi oldu"
dediği, İ.Y.' m "Koç un çocuklarından zengin kızları... paraya para demiyorlar" dediği, İ.Y.' m
"... Turgaya gelince Turgay bana sorarsan daha mahsum yani..." "Sadece 100 Milyon dolar
makinalara ödedi abi" "... şimdi şöyle bir şeyden de korkuyorum şimdi bu sivil toplum
örgütleri hep Aydın doğan aleyhine bağırıyor ya" "Cumhuriyet oraya gidince acaba şey olur
mu ? ..." dediği, İ.SELÇUK' un "...yaptığımız^iş doğru mu yanlış mı biz bunu alnımızın
akıyla bütün devrimcilerin karşısına 4a ^çıkarız konuşuruz... mesela şu
efendim Karikatür olayı artık bu kadar rezalete Cumhuriyet evet diyemez yani ben bir hafta
önce o grubun servetini 5 kat efendim" "Yazıyor herifler bu tezgahı kuruyorlar bize bu tezgah
bu yani o aptal da gidiyor bu işin içine giriyor Tan oral..." "Efendim Vatan gazetesi böyle bu
demin söylediğin şey Aydın DOĞAN tabi bir mekanizmalarla oynuyor oynuyor bir hafta"
dediği, İ.Y.' m "Bize ilgisi de bizi çok sevdiğinden falan filan değil abi" "Mutlaka bir yerde
ihtiyacım olur diye" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet Fetullah Gülenle birlikte Cumhuriyetin
aleyhine bu keratalar anasının gözü öyle dostluk mostluk dediğin şey senin benim yuletimde
vardır" "İbrahim şeyde televizyonlarda falan filan duyuyorum bütün yolları mollorı limanları
mimanları herşeyi satışa çıkarıyorlar yani o konuda Balbay'la konuşun da ve görünmüyor
Gazetelerde mazetelerde görünmüyor bu kimsenin de işine gelmiyor bütün karayollarını falan
satıyorlar ya yani bu korkunç bir sürecin içine girdik" dediği, İ.Y.' m ...başlık da Türkiye yi
satıyorlar olabüir fiks sütun yav inanılır gibi değil" ".. .Türkiye'ye bi müdahale falan olmazsa
elden gitti bu Türkiye", "...buraya futbol federasyonu başkanı geldi Haluk Ulusoy görevden
alman" "...Doğu Paşayla da tanıştı..." dediği, İ.SELÇUK' un "...bir de şey bu efendim Postada
bugün muazzam bir isim var Tokat'ın Turhal ilçesinde yani 60 Bin Nüfuslu 50 Bin kişi katılmış
şeye Postaya bi bakıver şimdi onu da ayrı bir" "CENAZE ŞİMDİ CENAZELERİ BİR BİR
CENAZELER SAYFASI DA YAPABİLİRİZ BAK YANİ BÜTÜN BU FOTOĞRAFLARI
YANYANA GETİRİRİZ TÜRKİYE TEK YÜREK OLDU CENAZELERDE DİYE" "...bir
taraftan tekbir getiriyorlar bir taraftan Türkiye layık kalacak diye bağırıyorlar orda da
karışıklık başladı" "...kısa kesin demesi Amerikanın boşuna değil Türkiye bir yere doğru
gidiyor böyle Türkiye bir yere doğru gidiyor ondan korkmuşlardır pezevenkler" "Evet efendim
sen onun dışmda arkadaşlara söylersin" "Şükran'a Hikmet'e şuna buna falan..." dediği,

Daha önceki ve bu görüşmelerde CHP'nin Anayasa Mahkemesine türbanla


ilgili Anayasa değişikliğinin iptali konusunda başvurmadan önce mutlaka gerekli temasları
yaptıktan sonra başvurduğunu aksi halde olumlu bir sonuç alınamayacağını, Bilgi
Üniversitesinde Türbana karşı gerçekleştirilen eylemlerin olumlu olduğu, bütün döneklerin
çalıştığı Bilgi Üniversitesinde bile eylem yapılmasının çok iyi olduğunu, Aydın DOĞAN ile
Turgay CİNER arasındaki husumetin devam ettiği, Aydın DOĞAN'ın neredeyse KOÇ gibi
büyüdüğünü, Aydın DOGAN'm kendilerine yaklaşma sebebinin mutlaka bir çıkar için olduğu,
türban sorununu da içine alan bütün fotoğrafları yan yana getirerek şehit cenazeleri ile ilgili
Türkiye cenazelerde tek yürek oldu şeklinde haber yapılabileceğini, şehit cenazelerinde de
karışıklığın başladığı cenazelerde bir taraftan tekbir getirilirken diğer yandan Türkiye laik
kalacak şeklinde sloganlann atıldığı belirtilerek mevcut demokratik düzenin yıkılmasına
yönelik istedikleri ortamın gerçekleşmesi için şehit cenazelerinin bile malzeme yapıldığı
anlaşılmıştır.

Tape No: 3881, 05.03.2008 günü saat:16.50'de İlhan SELÇUK ile X


Şahıs/E.K.arasmdaki telefon görüşmesinde özetle;
...E.K.'m "Efendim onu şeyden almak lazım patronluktan patronluktan
onu çünkü gene" "Gene öyle demiş ben demiş yaz Vakıf üyesiyim senin haddine mi
düşüyor filan demiş yani" "Yav çok para istemiş ama ya 200 bin lira istemiş yav" dediği,
İ.SELÇUK'un "Efendim şimdi o parayı biz Cumhuriyet ödemeyecek anlatabildim mi
yani şeyin Aydın Doğan'm verdiği ile şeyin vereceği Çankaya Belediyesinin onun yüzde
90'ını hallediyor" "...ikinci olay bu Ankara daki çocuklarla da konuştum hani bir ara
bizim bir şeyler hazırlıyorlardı falan filan da Ortadoğu daki grup" "Bu internetten
sesli falan" dediği, E.K.'m "Efendim bir dakka şimdi araya santral filan giriyor ben
hemen sizi arayım kapatın siz" dediği, • \<i"-.
! v„ :
/ f t) > \
"-•' --i t * it

1774 «• *,' ,-* ;î


ifadesi sırasında yaptığı bu görüşme sorulduğunda; "5w görüşmeden önce
gazetede bulunan Hikmet ÇETINKAYA isimli yazar arkadaşları hakkında görüştüklerini, bu
konunun gazetenin iç işi olduğunu, daha sonra gazetenin Ankara'nın Çankaya ilçesinde
Ankara Temsilciliği için yeni kiraladıkları binanın restorasyonu ve eski binadan taşınma
masrafları için sponsorlar üzerine yaptıkları görüşme olduğunu, şuan bulundukları binanın
sahibinin Aydın DOĞAN olduğunu, Aydın DOĞAN taşınmaları karşılığında, taşınmadan
kaynaklanan giderleri konusunda yardımcı olacağını, yine yeni taşınacakları binanın
Çankaya Belediyesi sınırlarında olduğundan Çankaya Belediyesinin restorasyonda desteği
olacağını" beyan etmiştir.

ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına hizmet eden yayın kuruluşları için


diğer medya patronlarından ve yerel yönetimlerden destek aldıkları anlaşılmıştır.

> Tape No:3903, 10.03.2008 günü saat:13.08 sıralarında İlhan SELÇUK'un X


bayan/İ.Y. ile yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.Y.' m "... Genel Kurmay Başkanımız GÜNEŞ'İ dinlediniz" "Kızdı CHP
ye çok kızdı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gereksiz işler yapıyor" dediği, İ.Y.' m "Gereksiz
bence de yaptığı iyi değil şimdi yani durup dururken tekrar böyle ortam bu şekle
dönecek" dediği, İ.SELÇUK' un "Acaba bir şeyin yani zeminini mi oluşturuyorlar"
"BUNLAR YOKSA BİR BAŞKA BİRSEY Mİ YAPACAKLAR YA" dediği, İ.Y.' m "Abi
sanmıyorum ya böyle bir şey yapacaklarını" dediği, İ.SELÇUK' un "............... Kabul
edemeyeceğimiz bir iş yaptı oda demek oluyor ki böyle ama gazetemiz Allaha şükür iyi
yürüyor falan filan bakalım yani onun dışında" "Genel Kurmay Başkanı meselesini o
zaman manşete çıkarmayalım" "Yani çünkü böylece bu işi büyütmek istemediğimizi
duyurmuş oluruz" dediği, İ.Y.'m "...CHP ile Genel Kurmay bu tür bir tartışmaya
girmesi saçmalık biri sussa ötekide susacak" dediği, İ.SELÇUK' un "Bu şeye ne diyosun
peki Özal'ın gözaltına alınmasına ?" dediği, İ.Y.' m "Abi telefona takılmış büyük
ihtimalle bu aralar eski Anap'lı o CHP belediye başkanı eski ANAP lıydı bir telefona
takıldığı söyleniyor telefon hep telefon dinlemesi biliyorsunuz bu operasyonlar abi"
dediği, İ.SELÇUK' un "Yav bizimkileri de dinliyorlardır ama bereket" "...buraya bir
yığın işte General geliyor bilmem ne geliyor falan baktığınız zaman dışarıdan dinliyorlar
çünkü belli mesafeden dinleyebiliyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Dinliyorlar dinliyorlar"
"Bizi şeyde de dinlemişlerdi ama bir şey çıkmamıştı Yani 12 martta" "Birde bu din dersleri
meselesi var" dediği, İ.Y.' m "Evet bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyor falan"
dediği, İ.SELÇUK' un "Yav şeyi tanıyo mu?" dediği, İ.Y.' m "Kimi abi?" dediği,
İ.SELÇUK' un "Biz iki kez gittik galiba BALBAY tanır şu herifle bir konuşma monuşma
yapahm mı?" dediği, İ.Y.' m "Diyanet işleri Başkanı mı diyorsunuz?" "Olabilir abi"
dediği, İ.SELÇUK' un "Açılsın Açılsın yani işi biraz kızıştıralım" dediği,

Bu görüşmede; TSK tarafından Irak'ın Kuzey Bölgesine başlatılan operasyon ile ilgili
Genel Kurmay Başkanı ve Deniz BAYKAL'm gereksiz yere tartışmaya girdiklerini, bu
operasyondan sonra ABD ile iktidarm programının Kürt federe devletinin kurulması
yönünde netleştiği, zaten ülkemizde de federe devlet laflarının dolaştığını ondan sonrada
Güney Doğu ile sınırın kalmayacağını ve birleşeceğini, Genel Kurmay ile CHP
arasındaki gerilimin büyümemesi için manşete çıkarılmaması gerektiği, ortalığın
karışması ve din dersleri konusunun kızışması için Diyanet İşleri Başkanı ile bir
görüşme yapılması talimatını verdiği,
Şüpheli İlhan SELÇUK ve yönetiminde bulunduğu Cumhuriyet gazetesinin mevcut
iktidarı yıpratmak ve mevcut demokratik düzenin bir göstermelik olduğunu telkin
etmeye çalıştığı, iktidarla mübadele görünüşü altında Devletin
temel yapısının yıpratılmasını hedef aldığı, elinde bulundurduğu güç ile ülkemizde
huzur ortamının bozularak çatışma ortamının oluşması için çalışmalar yaptığı,
ERGENEKON terör örgütü mensuplarının tümünde olduğu gibi şüphelinin de kargaşa
ve karmaşa ile beslendiği anlaşılmıştır.

_ Tape No:3904, 13.03.2008 günü saat:12.38 sıralarında İlhan SELÇUK'un X


bayan/İ.Y. ile yaptıkları telefon görüşmesinde ;
İ.SELÇUK' un "Şimdi oraya şey geldi Mehmet KARAMEHMET"
"...Murtaza ÇELİKER'i unutuyorlar böyle bu sanayi odasından Tanh KÜÇÜK mü ne"
"...Mehmet KARAMEHMET de gene yani aynı ortamdan geliyor herhalde şeyi
söylemek istedi tabi çok şey değişiklikler olacak diyor önümüzdeki yda çok büyük
medyada değişiklikler olacak diyor" dediği, İ.Y.' m "Hı Aydın DOĞAN a gitmeyin
diyor" dediği, İ.SELÇUK' un "...Sabah grubunda büyük değişiklikler olacak dedi
herhalde MÖRDOK ta girecek falan öyle anlaşılıyor" ".. .Osman BERKMEN de vardı tabi
onlar biliyorsun ayrılmaz" "İşte biraz Turgay da Aydın DOĞAN dan da bahsettik bu
daha sakin daha şeysiz yani tek böyle iki tarafla da anlaşabilir gibi bir durumu var ama bugün
akşam gene bindirmiş değil mi?" dediği, İ.Y.' m "...şu Aydın DOĞAN m ipliği pazara
çıkacak hükümet bunu bitirecek herkes onu söylüyor abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet
ama orda şöyle bir kader birliği var Aydın DOGAN'ı bitirirse Cumhuriyet i haydi haydi
bitirir" "...orada bir yazgı birliği oluştu gibi" dediği, İ.Y.' m "...Aydın DOĞAN la hesapları
başka abi hergün gidiyorlarmış" "...bakanlara milletvekillerine Aydın DOĞAN m
adamları kendi işleriyle ilgili iş takibi istiyorlarmış Erdoğan demiş ki asla onun işlerini
takip etmeyeceksiniz demiş kim ederse demiş karşısmda beni bulur demiş" dediği,
İ.SELÇUK' un "E bu hesaplaşma ama şimdi" dediği, İ.Y.'ın "İdeolojikten öte menfaat
menfaat ilişkisi var orda abi" , "Cepheler belli oldu mu işte bu KARAMEHMET Aydın
DOĞAN Turgay CİNER de birbirine girince onlar daha da rahat bu işleri hallediyorlar"
dediği, İ.SELÇUK' un "... burada Turgayın gözü Aydın DOĞAN dan başka hiçbir şey
görmüyor" "Aydın DOĞAN m da öyle bitirecekler dün buda konuşuldu yani bu
açıkladık..." "Karamehmet evet o da öyle o da çünkü yani dün baktım sofraya işte
hanımlar var o hanımlar işte Atatürkçü hanımlar" "...birde dünkü gözlemim şu" "Askere
bağlamış herkes şeyini" dediği, İ.Y.' m "Umut umut asker" "Asker ne yapsın abi ya"
dediği, İ.SELÇUK' un "Bende onlara Doğan AVCIOĞLU'nun öyküsünü anlattım"
dediği, İ.Y.' in "Tamam abi bu şeyimiz var bugün işçiler tıp bayramı falan sosyal
güvenlik yarın eylemler var ya bugün ordan gideceğiz" dediği, İ.SELÇUK' un "Biraz
solculuk yapalım ya çok uzaklaştık solculuktan" "Biraz solculuk yapalım hakkaten iyi
düşünmüşsünüz" dediği, İ.Y.' m "Öyle öyle iyi olur YÖK toplantı falan filan ama bugün
biz işçileri memurları yukarda göreceğiz abi biraz işi değiştirelim" dediği,
Söz konusu görüşmede İlhan SELÇUK'un ülkemizin önde gelen iş adamları
ve medya patronları ile yakından ilgilendiği, Aydın DOĞAN, Turgay CİNER ve
KARAMEHMET'in birbirleriyle uğraşmalarının hükümetin işine geldiğini, siyasal
iktidarın Aydın DOĞAN'ı bitirmesinin aynı zamanda CUMHURİYET gazetesinin
bitmesi anlamına geleceğini, 12.03.2008 tarihinde medya ve iş dünyasının önde
gelenlerinin de eşleriyle birlikte katıldığı bir yemekte gözlemlediği kadar herkesin
UMUDUNU ASKERE bağladığını belirttiği, ERGENEKON terör örgütü
mensuplarının da temel isteklerinin güzide orudumuz içinde mevcut hiyerarşik yapıya
uymayacağını düşündükleri bir kısım görevlileri tahrik ederek yönetime el koymalarını
temin etmek olduğu anlaşılmıştır.
Tape No: 3882, 14.03.2008 günü saat:13.17'de İlhan SELÇUK ile M. BALBAY
arasındaki telefon görüşmesinde;
MUSTAFA'mn "Valla iyiyiz halkımız kıpırdadı abi yav" "Valla kıpırdadı bugün hiç
değilse biraz eylemler fena değildi yani" "İyiydi abi iyiydi pek çok yerde katıldılar iyi yani
böyle bir eylem en son 1991 yılında denenmiş abi" "Bakalım yani Mustafa Özbek aradı
diyorki Turkish yönetimine de ben hani perde gerisinde de biraz o var zaten sürekli dürtüyor
eylem yapalım şey yapalım bu yalancı sözcüğünü yalatacaz ona diyor Başbakana" dediği,
İ.SELÇUK'un "Güzel yapmış" "Güzel laf yalancıyı yalatacaz iyi" dediği,

Tape No:3899, 15.03.2008 günü saat: 16.54 sıralarında İlhan SELÇUK ile M.
BALBAY'm yaptıkları telefon görüşmesinde;
M.BALBAY' m "Siz dünkü yazınm dibindeki gibi olay abi hani ağır sonunda
bilesiniz birşey olursa ağlamayın diyordunuz ya dünkü yazıda bugün değil de" dediği,
İ.SELÇUK' un "Hıı evet denk düştü değil mt" dediği, M.BALBAY' m "Tam aynı güne düştü
değil mi abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Herkes te zannedecek ki bütün bu işleri biz biliyoruz"
dediği, M.BALBAY' m "Valla biliyordu ucundan gösterdi daha doğrusu dibinden gösterdi
diyecekler abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Bugün de hep edepsizlik ederlerdi baktım hiç ses
yok orda" "...işte demin Turan telefon etti diyor ki yani BU PARTİYİ KAPATAMAZLARSA BU
HAREKAT BAŞARILI OLMAZSA GERİ ÇEKİLİRSE FELAKET OLUR" dediği, M.BALBAY'
m "Felaket abi yani ondan sonra artık ondan sonra kimse neyi nasıl öngörür artık zor abi yani"
". ..bu şey muhalefet şey olacak abi MHP bu medya AKP medyası kervanına katılmayacak
dava sürecidir diyecek" "...CHP katılmayacak ben Baykal la da konuştum BU DAVA
SÜRECİDİR DİYECEKLER BİR KAÇ GÜN DURACAKLAR yani Demirel îe bir konuştum
abi yani bir şey yazma dedi ben ne dersem ters anlıyorlar bunlar dedi uzun uzun uyarmaya
çalıştık dedi ağır bir laf etti bu salaklara hani biraz da şey" "...bu görünüyordu dedi Ateş yakar
Su ıslatır bu davada açılır dedi hani bu söyle görünüyordu" "...Amerika işte milli iradeye saygı
gösterir mi Türk milleti 2007 de bunu milli iradesini göstermiştir. Gibi bir şeye girmiş 1er ama
öyle olamaz diye bir şey yok ordan böyle açıklama var abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un
"ŞİMDİ BALBAY BU EFENDİM ORDU YERİNDE KALIRSA EFENDİM BUNLAR
DOKUNAMAZLAR ONA BUNA VE ORDU BEKÇİ GİBİ KALIRDA YARGI
GÖREVİNİ YAPARSA GEREKLİ ŞEYLER OLUR GİBİME GELİYOR" dediği,
M.BALBAY' m "Evet abi aynen öyle kalacak abi" dediği, İ.SELÇUK' un "...BİR HUKUK
OPERASYONU GİBİ OLACAK ZANNEDİYORUM HERHALDE ÖYLE PLANLADILAR"
dediği, M.BALBAY' m "Öyle abi" dediği, İ.SELÇUK' un "YANİ ASKER YERİNDE
DURACAK AMA BUNU HIZLA YAPMALILAR ŞİMDİ NE OLACAK EĞER ÇOK DA
DİRENİRLERSE FALAN O ZAMAN ASKER HUKUKSAL OLARAK HAKLI DURUMA
GEÇECEK" «BU ZANNEDİYORUM DAHA DERİNDEN BİR OPERASYON RARSLANTISAL
DEĞİL ZATEN KONUŞMUŞTUK DAHA ÖNCE" "NE OLUYOR KARDEŞİM BEN SENİ
KAPATIYORUM YAA BEN MİLLİ İRADEYİM FALAN FİLAN DİRENMEYE
KALKTIĞI ZAMAN ELİNDE GÜÇ OLMAYACAK" "BAŞKA ŞEYLERE
KALKARSA FALAN ORDU ORADA BİR GERİDEKİ SAĞLAM GÜÇ OLARAK DURURSA
BUNLARIN ŞEYLERİ KIRILIR ... OTORİTELERİ" "ORDU ORDUDUR YARGI YARGIDIR
VERDİĞİ KARARDA BUDUR KARDEŞİM SEN BU KARARA RİAYET ETMEK
ZORUNDASIN..." "CUMHURBAŞKANINDAN BAŞBAKANINA KADAR
BAŞSAVCININ DAVA AÇTIĞI KİŞİLER" "YANİ ZANLI" dediği, M.BALBAY' m "lu
Şuanda Çankaya köşkünde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının laikliğe karşı hareketlerin odağı
dediği bir kişi oturuyor abi" "Hu çok tartışmak gidecek
ve iyidir abi be bu tartışmalı olması bunların" dediği, İ.SELÇUK' un "Yalnız Doğan gurubu
şey yaptı" dediği, M.BALBAY' m "Nötr" dediği, İ.SELÇUK' un "Değil mi., doğru dürüst
radikalin dışında fena değil" dediği, M.BALBAY' m ".... Abi bir de bu ibrahim aradı bu doğan
gurubuna geçişle şeyler çok erken abi ama hiç pazarlık şansımız yok mu ? acaba abi ya"
dediği, İ.SELÇUK' un "...Mehmet KARAMEHMET le o da diyor ki acele etmeyin o diyor
sabahta diyor çok şeyler olacak diyo neyse açmadı ama nesi olduğunu söylemedi ama orda
birşeyler bekliyorlar bilmiyorum" dediği, M.BALBAY' m "Şey Karamehmet Doğan gurubuna
değil mi abi karşılıklı bir savaş" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet evet evet öyle öyle onun da
söyledik ..." dediği,

Tape No:3905, 16.03.2008 günü saat:16.18 sıralarında İlhan SELÇUK ile


E.K.'ın yaptıkları telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "LAF ARAMIZDA ZATI ALİNİZ DE BİR ASKERİ
MÜDAHALENİN DE GEREKÇESİNİ OLUŞTURMUŞTUR:' Dediği, EK.' m "Galiba bakalım"
dediği, İ.SELÇUK' un "YAV ÇOK ŞEY ÇOK MUZİRSİNİZ BU TELEFONLARIN
DİNLENDİĞİNİ BİLMİYOR MUSUNUZ." Dediği, E.K.' m "Biliyorum biliyorum bi şey
demiyorum ben siz diyorsunuz valla ben hiç birşey demiyorum ben bütün telefonların
dinlendiğini biliyorum cepler evler cumhuriyet zaten cumhuriyeti de biz istedik dilekçe verdik
dinlensin diye" dediği, İ.SELÇUK' un "...ben ne kadınlarla konuşurken nede dostlarımla
konuşurken gümrüksüz konuşuyorum çünkü neyin şaka neyin ciddi olduğunu gerizekalılar
bilmezler" "...işte tarihe yazılmıştır efendim mahkeme zabıtlarına yazılmıştır bide" dediği,

Tape No:3906, 16.03.2008 günü saat:17.09 sıralarında İlhan SELÇUK'un X


bayan/İ.Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "Ben iddianame üzerinden sadece" "Dedi ki bu tarihe ve
Adliyeye yazıldı dedi" dediği, İ.Y.' m "...Erdoğan da şimdi her yerde konuşuyor ...bunlar geri
durmazlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Durmazlar durmazlar ama yorulur yakında" "...bu
dönemin bir adli belge yani işte kardeşim siz bunları bunları bunları yaptınız diye fena olmadı
tabi" "...HERHANGİ BİR HAREKET OLDUĞU ZAMAN BU İDDİANAME BİR
BELGEDİR ADLİ BELGEDİR" "İŞ ZATEN GALİBA ORAYA GİDECEK ANLADIĞIM
KADARIYLA" dediği, İ.Y.' m "...bizim Mehmet Faraş'm yazısı vardı bu savcıyla ilgili işte
biraz atalarını dedeleri falan filan yazmış, savcı Mehmet'i aramış Mehmet Faraş'ı aramış
telefonla" "Önce koruması aramış sonra kendisi aramış ve cep telefonunu vermiş sizede çok
selam göndermiş" "...bu iş çatışmaya gidebilir ya bi korksun diye çatışmaya gidebilir demiş"
"O da ben görevimi yaptım demiş falan şimdi yani yazabilirsin yazmayabilirsin..." "Sen o
aranızda konuştularmızı yaz bi metin haline getir çünkü adamı da zor durumda bırakan bir şey
yapmayalım bak Cumhuriyete konuştu" "...hemen zaten polis molis falan böyle korumaya
almışlar çatışmaya gidebilir demiş korkum var demiş adam bu işlerden belli ki o da tabi
sıkıntıda kolay değil abi böyle bir şey şimdi hedef her yerde hedef gösteriliyo adam" "...asıl
Taraf gazetesini gördünüz mü abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gördüm kepaze" dediği, İ.Y.' m
"Ya böyle bi rezillik olur mu ya" "Abi ben acayip bi iş abi bu işi ya" dediği, İ.SELÇUK' un
"Yani bi şey varmış altında gibi ya da çıldırdılar satamıyolar diye" dediği, İ.Y.' m "Abi ne
demek ya suçluyoruz herkesi suçlamaya çağırıyoruz şikâyet edenler Taraf gazetesi çalışanları"
"İlktir abi Türkiye'de böyle bi şey ben bilmiyorum hatırlamıyorum" "...Vakit gazetesi varya
işte ondan beklenebilir" "Ama bunu Taraf gibi gazete yapıyosa bu işin altında başka
bjLfgjy^ar abi, başka bi şey var ya çok büyük bi para var ya da bunlar tam satılmı^îbi' 1
dedığ\j.SELÇUK' un "Ne kadar satıyo şimdi" dediği, İ.Y.' m "Abi bir ara 5-6 bindj^onrafllr-lS
e çıktı bakalım bu hafta ne
yapar ama bunlar da dağıtmaya başladıkları için bunların satış falan artık yapabilirler bi
bakarsınız bir günde 50 bine çıkmış olabilirler abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla dediğin
doğrudur kendini dağıtmış bi gazete" "Suçluyoruz ve herkesi suçlamaya çağırıyoruz" dediği,
İ.Y.' m "Böyle bi gazetecilik var mı" dediği, İ.SELÇUK' un "Başsavcıyı yargılayın falan
müthiş ya" "...ben bakıyorum Ahmet ALTAN'm yazısına" "O kendinden geçmiş o yani ne
yapacaklarını şaşırmışlar" dediği, İ.Y.' m "Sizede orda hafiften bi kılçık var gazetede gördünüz
mü" "Evet İşaret Fişeğini İlhan SELÇUK'tan diye haber yapmışlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un
"... dikkatli bakmadım bu Çetinin iki oğluda iki gazetede ikiside başyazar tam tırlattılar
keratalar" "...İşaret Fişeği İlhan Selçuk'tan" dediği, İ.Y.' m "Cuma yazısını almışlar" dediği,
İ.SELÇUK' un "Birader herkes soruyo ya amma tutturduk" dediği, İ.Y.' m "Abi hem o yazı
tuttu hem de geçen hafta bizim türban reklâmları vardı hatırlı yomusunuz" "Yine denk geldi
yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Aslında bizim Orhan ERİNÇ'e söylemelide bi şey yapmalı ona"
dediği, İ.Y.' m "Bunu ben kısa böyle bi haberleştirelim mi millet görsün mü ne yapayım
manyak mı bunlar ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla reklâmını yapmış olursun" dediği,
"...şimdi bu herifler kafaya koymuşlar Amerika merika Avrupada bunların arkasında bunlar bu
işi bitirmeyi düşünüyolar di" "Bu Başsavcının şeyi üzerinde de düşünürler şimdi ulan bu bizim
aleyhimize bir dosya var ve burda DAVALIYIZ BİZ ŞİMDİ HERHANGİ ÇATIŞMADA
MATIŞMADAN SONRA ORTALIK BİRBİRİNE GİRERSE VE ASKERDE MÜDAHALE
ZORUNDA KALIRSA ELİNDE ŞEY VAR DOSYA VAR ŞİMDİ YA OLAYIN BU TARAFINI DA
DÜŞÜNMEK LAZIM" "AMA ÇOK KUVVETLİLER YA BU KERATALAR" dediği, İ.Y.' m "Abi
işte bugün bakıyorum kaç tane gazeteleri oldu şimdi Bugün, Star di bilmem ne hepsinde
kıyamet gibi gazeteleri var abi ellerinde" dediği,

23.01.2008 tarihinde şüpheli İlhan SELÇUK, Cumhuriyet Gazetesindeki


"PENCERE" isimli köşesinde "İktidar Partisi Zanlı" başlıklı köşe yazısında aynen:

"Kuvvetler ayrılığı' demokrasinin 'olmazsa olmaz' kurallarındandır... Demokraside kaç kuvvet


var?.. Rakamla 3... Yasama.. Yürütme.. Yargı..
• Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçmkaya AKP'ye yönelik bir açıklama yaptı... AKP bu yüzden
tepkili... Yalnız AKP mi tepkili?.. DTP de tepkili... Neden?..
Çünkü bu iki partimiz iki kırmışı çizgimizi çiğniyor mu, çiğnemiyor mu sorulan yargıyı fena halde
ilgilendirmeye başladı... İki kırmızı çizgi nedir?.. Dincilik.. Ve bölücülük..
DTP'nin üstünde bblücülük, AKP'nin üstünde dincilik gblgesi gün geçtikçe koyulaşıyor... Yargı bu
gerçeği gbrmezlikten gelebilir mi?.. Gelemez...
• Yargı gücünde devlet görevlisi bir savcı ille de görevini yapmak zorundadır... Nedir görevi?..
Hırsıza, yolsuzluk yapana, rüşvet alana, adam yaralayana ya da öldürene savcı dava açar...
Savcı, Cüneyt Koryürek'e çarpıp yazarımızı bldüren otomobil sürücüsüne hele dava açmasın.. Görür
gününü...
Savcı, kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasal partiye dava
açmasın.. Görür gününü...
Savcı yürürlükteki yasalara göre davranmakla yükümlüdür...
Bir savcı, suç işlediği varsayılan kişinin ya da kurumun zengin mi yoksul mu, güçlü mü güçsüz mü,
şişman mı zayıf mı, muhalefette mi iktidarda mı olduğuna bakarak karar veremez.,.
Başsavcı, dava açması gerekiyorsa, dava açacaktır...
• Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçmkaya'nın açıklaması ve uyarısı üzerine küplere binen
Başbakan RTE yasamanın ve yürütmenin üstünlüğünden söz açtı, mangalda kül bırakmadı... Başsavcmm
Meclisle, hükümetle işi gücü yok... Başsavcı ne yasamayı ele alıyor. Ne de yürütmeyi...
Deyiş yerindeyse sanık ya da zanlı, bir partidir... DTP, CHP, MHP gibi bir parti... AKP'nin iktidarda
olması, hükümetini kurması, yürütme organını oluşturması hukuka ve yasalara göre hiçbir şey değiştirmez... *
Cumhurbaşkanımız dosyalı zanlı.. Başbakanımız dosyalı zanlı.. Bir de iktidar partimiz
zanlı oldu mu. gel keyfim gel... .'«V"<<r> ,; '*

779 "^^ lİr-T- r

O zaman türbanlık ve kurbanlık Türkiye'nin yeme de yanında yat..." şeklinde olduğu,

Şüpheli İlhan SELÇUK, Cumhuriyet Gazetesindeki "PENCERE" isimli köşesinde


14.03.2008 tarihinde yayınlanan "Sonra Oturup Ağlamasınlar..." başlıklı köşe yazısında aynen:
"AKP İslamcılığının -Islamm değil- beş şartı artık oluştu:
Dedikodu.. Şantaj.. Yalan-dolan.. Çıkarcılık.. Yolsuzluk..
Dinciliğin gün geçtikçe ağır bastığı medyayı da ancak maşayla tutabilirsin... Peki, gün
geçtikçe gelişip yoğunlaşan iletişim teknolojisi bizde neye hizmet ediyor?.. İslamcılığın beş
şartına...
Üstelik kuşkulu dinlemeler üzerine bina edilen kanıtsız tanıksız 'ne idüğü belirsiz' davalar da medyada özellikle
pompalanıyor...
Bir azgınlık., bir azgınlık ki., demeyin gitsin.. Neden bu
azgınlık?..
İslamcılar -ılımlısı ve köktencisi- artık ülkeyi, belediyeleri, devleti, her şeyi ele geçirdiklerine inanıyorlar... Azgınlığın dinci
gazete sayfalarına nasıl yayıldığına ilişkin bir örnek vereyim.. Dinci köşe yazan yazıyor:
"- Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenlere derin devlet mi dersiniz, derin çete mi
dersiniz?.."
"- Devleti temsil eden 'Bayrak' ve 'Cumhuriyet', devletî ele geçirmeye çalışan çetelerin eline geçmiş..."
"- Özelleştirme idaresi Başkam 'na düştü bu iş galiba... Hadi, derin devletin mallannı ve şirketlerini legal devlete,
oradan da ihale yolu ile satış için TMSF'ye gidin... Cumhuriyet 'in mal varlığını Cumhuriyetin hazinesine irad
kaydedin..."
"- Devlet bir an önce, iddialar doğru ise, mahkeme kayıtlanna geçen iddialar çerçevesinde Cumhuriyet gazetesi,
ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği), ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği), Vatansever Güç Birliği gibi
derin yapıların paravan örgütlerine derhal el koymalı..." *
Eveeet...
AKP iktidarı belli hedefe doğru doludizgin yürüyor, yandaşları da içmeden sarhoş olmuşlar...
Ülke altüst...
Herkes birbirine soruyor: - Ne
olacak?..
Bu gidişle bir şeyler olacak...
Ama, ben Cumhuriyete İslamcı AKP Devlet'in el koymasını isteyen gazeteye şimdiden
haber vereyim...

Bir şeyler olduğunda sonuç düşündükleri gibi çıkmazsa, oturup mazlum rolünde
ağlamasınlar." Şeklinde olduğu görülmüştür.

Yukarıdaki telefon görüşmesi ve yazılar birlikte değerlendirildiğinde;


Söz konusu telefon görüşmesinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısmca AKP'nin
kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine açtığı dava sonrası yapıldığı, İlhan SELÇUK'un
kapatma davasından bir gün önce yazdığı yazının sonunda "Bir şeyler olduğunda sonuç
düşündükleri gibi çıkmazsa, oturup mazlum rolünde ağlamasınlar" diyerek bitirdiği, bu yazıya
istinaden herkesin kendisinin her şeyi bildiğini zannedeceğini söylediği, (ancak şahsm gerek
telefon konuşmaları gerekse 23.01.2008 tarihinde yazdığı köşe yazısında "Savcı, kırmızı çizgiyi çiğneyip
bölücülük ya da dincilik yapan siyasal partiye dava açmasın.. Görür gününü... Cumhurbaşkanımız dosyalı zanlı..
Başbakanımız dosyalı zanlı.. Bir de iktidar partimiz zanlı oldu mu. gel keyfim gel... O zaman türbanlık ve kurbanlık
Türkiye'nin yeme de yanında yat." Şeklindeki yazılarından anlaşılacağı üzere şüpheli İlhan SELÇUK 1-2
ay öncesinden AKP'nin kapatılması için kamuoyu desteğini sağlayacak yazılar yazdığı
anlaşılmıştır). AKP'nin kapatılmaması ve harekatın başarılı olmaması durumunda felaket olacağını,
MHP, CHP ve Süleyman DEMİREL'in bu dava sürecidir diyeceklerini, Amerika'nın Milletin
iradesine saygı gösterin gibi açıklamaları karşısında ilhan SELÇUK'un "Şimdi Balbay bu
efendim ordu yerinde kalırsa efendim bunlar dokunamazlar ona buna ve ordu bekçi gibi kalır
da yargı görevini yaparsa gerekli şeyler olur gibime geliyor" diyerek davanın olumlu
sonuçlanarak AKP'nin kapatılmasını bile bütün Türk milletinin ordusu olan Türk Silahlı
Kuvvetlerine bağladığı, TSK'nm sağlam durması halinde siyasal iktidarın ben milli iradeyim
diye direnemeyeceğini, ordunun sağlam güç olarak siyasal iktidarın karşısında olması
durumunda siyasal iktidarın otoritesinin kırılacağını belirttiği anlaşılmıştır.
Burada şüpheli İlhan SELÇUK un demokratik hakların kullanımı sonucu siyasi bir
iktidarı sonlandırmak değil ERGENEKON terör örgütünün gizli amaç ve planlamaları sonucu
devletin hayati kurumlarına çeşitli yollarla baskı yapıp demokratik olmayan yollarla
olağanüstü durumların ortaya çıkarılıp, kaos ortamı oluşturup arkasından ekonomik kriz
çıkarmak, akabinde Türk ordusunu darbe yapmaya zorlamak için gizli faaliyetlerde
bulundukları anlaşılmıştır.

Tape No:3907, 17.03.2008 günü saat: 11.02 sıralarında İlhan SELÇUK Bilgi/E.K.ile
yaptığı telefon görüşmesinde;
E.K.' m "...şeyi okuduz mu Ahmet Hakan" "Kapatılacak diyor ve bitakım şeyler
sıralamış niçin kapatılacağına ilişkin ondan sonra kendisi de onları yazınca arkasında diyor ki
dikkat edin kapatılacak demem kapatılsın demek anlamına da gelmez filan diyor ama bi
okuduğunuz zaman" "Yani camianın içinden gelen bi kişinin bunlara nasıl eleştirel baktığını ve
bunların yaptığı bütün hataları gördüğünü" "Anlıyon mu müthiş önemli bi yazı bence" dediği,
İ.SELÇUK' un "Şimdi efendim bu olay tabi bütün kıyamet mıyamet falan aynı zamanda büyük
bir korkuyu ifade ediyor şimdi Hürriyeti açtım Ahmet Hakan'a baktım bence kapatılacak evet
şimdi Tayyip'in o meşhur şansı dönüyor mu" "Altında da o başlık var... Anayasa'yı manayasayı
değiştirip bu Başsavcıyı tasfiye etmek istiyorlar" dediği, E.K.' m "Evet ve maalesef orda MHP
nin ve DTP nin de desteği var" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim olabilir o zaman daha iyi olur"
"Davayı baştan kaybetmiş olurlar" dediği, E.K.' m "Rezalet olur ya öyle şey" dediği,
İ.SELÇUK' un "... ŞİMDİ BURADA GİRİŞİLEN NOKTA ŞU KARDEŞİM ŞİMDİYE KADAR
REJİMİ KURTARMAK İÇİN KİM MÜDAHALE ETTİ ASKER DEĞİL Mİ" "İLK KEZ
ANAYASA MAHKEMESİ MÜDAHALE EDİCEK" dediği, EK.' m "Evet veya ikinci kez çünkü
bide şey Refah ta yaptılar" dediği, İ.SELÇUK' un "He Refah ta da evet oldu dur bakayım
Refah ta Anayasa Mahkemesi ne yaptı ki ya" dediği, E.K.' m "Kapattı" dediği, İ.SELÇUK' un
"Ama o kapatma şeyde değildi" dediği, E.K.' m "Dava iktidardayken açıldı kapatma düştükten
sonra oldu" dediği, İ.SELÇUK' un "EVET ÇÜNKÜ ORDA BİR DEMİREL İN BİR
EFENDİM KULİSTEKİ BİR OPERASYONUYLA" "YANİ BAŞBAKANLIĞI ERBAKAN A
VERMEDİ OLAY BU" dediği, E.K.' m "Ama dava iktidardayken açıldı" dediği, İ.SELÇUK'
un "Hı şimdi burada bugün Mümtaz'm yazısı da çok güzel" "Diyor ki yani fena bişey değil işte
diyor asker mi gelseydi falan" dediği, E.K.' m "Tabi tabi" "...iradeyi külliye iradeyi cüzziye
meselesi..." "Evet Allah bişeyleri belirliyor ama yani insanında bi iradeyi cüzziyesi var günah
işleten şey oda yani günahı çünkü başka türlü açıklayamıyorlar biliyorsun" dediği, İ.SELÇUK'
un "EYVAH SİZDE AYVAYI YEMİŞSİNİZ" dediği, E.K.' m "Evet sizde... efendim siz
Şeyhülislamlığa soyunca bizede imamlık kaldı" "... Serdar Turgut usta yazmış Türkiye ye derin
devlet lazım ama işte ... ciddi bi derin devlet diyor böyle ... olmaz falan diyor yani" dediği,
İ.SELÇUK' un ".. ben iki tane konuşmadan çok memnun oldum bunlardan birisi Kara
kuvvetleri kumandanının konuşması" "Öbürü Genel kurmay başkanın son konuşması şimdi
bunu orada bir gurup bir heyet hazırlamış bu konuşmaları bunları vaziyeti gördükleri
anlaşılıyor bir İKİNCİSİ HERŞEYE KARŞIN
MÜDAHALE ETMİYOR DİKKAT EDİN" "Öyle görülüyor belki arada bazı hatalarda
olmuyor değil işte o efendim elektronik muhtıra bilmem ne falan ama yani neticede
konuşmanlar arasında şu veya bu kişiler olabilir AMA ARKADA GALİBA BİR GRUP
OLUŞTU ÖYLE BİR HİSSİYAT VAR İÇİMDE EFENDİM ŞİMDİ BU ŞEYDE YANİ BU
PARTİ KAPATMA DAVASI DA ZANNEDİYORUM EPEY DÜŞÜNÜLDÜKTEN SONRA
ÇÜNKÜ ADAM DAHA ÖNCE UYARDI FARKINDAYSAN"" BENDE ANKARA YA
GİTTİĞİM ZAMAN BU İŞLER KONUŞULDU MONUŞULDU" "BİZDE BİRAZ BÖYLE
ES GEÇTİK FALAN AMA KULAĞIMIZA GELMİŞ HEPİMİZİN GELMİŞTİ DE ... esas
mesele kuvvetler dengesinde bu adamlar yani mülteciler yani bu dinciler Türkiye nin içindeki
kuvvet dengesinde ağırlığı kazandılar" "Ve bunlarda dış kuvvetlerce destekleniyorlar" "Gelip
bağlanıyor burada ŞİMDİ ORDU GERİDE KALIYOR AMA bu adamlar ne yaparlarsa
yapsınlar bunlar hakkında bir iddianame tanzim edilmiştir BU NE DEMEKTİR SENİN
BENİM YAZDIĞIM YAZILAR BAŞSAVCININ İDDİANAMESİNDE ARTIK BİR HUKUK
DEĞERİ KAZANDI" dediği, E.K.' m "Tabi" dediği, İ.SELÇUK' un "Değeride artık gazete
polemiği falan değil bak buda bir yazı edebilir" "Yani bir hukuk değeri kazandı ha efendim
dava kazanılır mı kazanılmaz mı o ayrı mesele o o ayrı mesele" dediği, E.K.' m "Efendim
şimdi ordaki görüp biliyorsunuz o billurlaştı yavaş yavaş onu ilk Kabaoğlu söylemişti Kaboğlu
söylemişti İbrahim Kaboğlu" "Eğer kapatılırsa bu süreç sonunda mesele yok ama eğer
kapatılmazsa AKP daha güçlenerek giricek seçimlere..." dediği, İ.SELÇUK' un "Doğrudur
doğrudur" dediği, E.K.' m "Mağdur ve ... öyle bir sıkıntı var" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet
mağdur ve mazlum olarak evet o o tarafa doğru gidebilir yani bu TABİ SAVAŞ DEVAM
EDİYOR" "SAVAŞIM DEVAM EDİYOR ÇEŞİTLİ OLASILIKLAR BUNLAR" dediği,
İ.KONGAR' m "Yani şakası yok" dediği, İ.SELÇUK' un "İşte zati aliniz bu savaşın
içindesiniz" dediği, E.K.' m "Yok efendim" dediği,

Söz konusu görüşmede İlhan SELÇUK rejimin kurtarılması için ilk kez
Askerin değil de Anayasa Mahkemesinin müdahale ettiğini, Kara Kuvvetleri Komutanı ve
Genel Kurmay Başkanı'nın yapmış oldukları konuşmaları beğendiğini, bu konuşma
metinlerini bu durumu gören bir grubun hazırladığını, askerin her şeye rağmen müdahale
etmediğini, kapatma davasının kendisinin Ankara'da katılmış olduğu toplantılarda da geçtiğini,
kendisinin ve diğer gazeteci yazarların yazdıklarının bir hukuki değer kazandığını, AKP'nin
kapatılmaması durumunda güçleneceğini ve savaşın devam ettiğini belirtmiştir.

Tape No:3908,19.03.2008 günü saat: 12.18 sıralarında İlhan SELÇUK'un E.K. ile
yaptığı telefon görüşmesinde;
İ.SELÇUK' un "Ben artık sizlerden kopuyorum" dediği, E.K.' m "Ne o çok mu
sosyeteye katıldınız?" dediği, İ.SELÇUK' un "ARTIK BENİM YERİM BAŞKA TARAFTA"
dediği, E.K.' m "Üst üst sosyetede mi?" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet yani ben sizlerle ne
yapayım?" ".. .aman efendim kimler yoktu ki krem dö le krem dö le krem dediğimiz kişilerin
arasında Soros çocukları mı yoktu" "Cengiz ÇANDAR'lar mı yoktu" "Efendim kimler kimler
efendim fakat işte vardı bi de kafa dengi olanlar Yıldız KENTER menter filan" dediği, E.K.' m
"Çetin ALT AN vardır Çetin ALT AN vardı herhalde" dediği, İ.SELÇUK' un "Çetin ALT AN
karısı efendim Ali SİRMEN" "...şeyin de karısı Canan BARLAS yani böyle bir şey içinde biz
yani işte biz böyle evlendik bakın
çocuklarımız burada torunlarımız burada............" dediği, E.K.' m "...en önemli gelişme tabi
bu Bahçeli'nin tavrı yani birdenbire orada bi şey olduğu anlaşılıyor bence bütün gidişatı
Bahçeli'nin verdiği destek etkilemişti yani bu Cumhurbaşkanlığı Seçimini hatırlayın ilk ilk
Bahçeli'nin şeyi desteği orada ortaya çıktı Cumhurbaşkanlığı seçimi türbandı
şeyi çıkartıyordu şimdi ilk kez Bahçeli yargıyla oynamayın demeye haşladı şimdi bence bu
bence bu şey çok çok önemli bir değişme çünkü bi olabilir olabilir olabilir de olmayabilir de
ben o adamın ne yaptığını hiç anlamadığım için yani çünkü adam kendi ipini çeken bi adam
yav 2002 şeyinde koalisyonunda yani onun için yani bu kulağım mı büktüler bacağını mı
kırdılar bilmem kendisine vahiy mi geldi bilmek mümkün değil ama bi şeyi ortaya çıktı şimdi
artık mecliste bunların işi eskisi kadar kolay olmayacak o bir;" dediği, İ.SELÇUK' un "Şey
vahim yav yani bana dava açtılar ben Anayasa'yı değiş...." dediği, E.K.' m "...SİZ HER
HALDE UYARMIŞSINIZ BU BAKIR ÇAĞLARIN ŞEYİNİ KOYMUŞLAR
GİRMİŞLER BİRDEN GİRİP ALTIYA KOYMUŞLAR O ÇOK ÖNEMLİ BİR OLAY
ÇÜNKÜ O ADAM TARAFSIZ BİR ADAM YANİ BÖYLE ERGUN ÖZBUDUN GİBİ
DANSÖZ DEĞİL VEYA KANADOĞLU VEYA VURAL SAVAŞ GİBİ İŞTE
MİLİTAN-LAİK FİLAN DENİLEN BİR ADAM DEĞİL BU CİDDİ BİR ANAYASA
PROFESÖRÜ BİZİM HUKUKÇU ONUN SÖYLEDİKLERİ ÇOK ETKİLEYİCİ YANİ ..."
"Bugün Şakir telefon etti ECZACIBAŞI o da çok çok bağırıp çağırıyor telefonda insanın
kafasını ütülüyor aptala çeviriyor ... BEN BU ADAMLARA DİYOR ÖNCE DİYOR ÇOK
DİYOR KREDİ AÇTIM DİYOR İŞTE FİLAN AMA DİYOR BUNLAR DİYOR ANAMIZI
BELLEYECEKLER DİYOR HEPİMİZİN ÇANINA OT TIKAYACAKLAR"
"...bu Rıda Sakin ve şeyle filan ve sanıyorum sonunda hukuk mukuk yani bu kapatmaya kadar
veya en azından cezalandırmaya veya bazılarını yasaklamaya filan gidebilir garip şeyler
olabilir" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim asker yargı efendim memleketin önde gelen bir takım
kişileri ne yapacaz ne edecez diye bence zaten düşünülüyordu hep düşünüyorduk herkes ne
olacak halimiz yav falan filan şimdi BİR ASKERİ MÜDAHALE ORTAMI DEĞİL YOKSA
YAPARLARDI ÇOKTAN" "...bu sefer dediler ki yav elde bir şey var ... zannediyorum
yargıçlar da üzerinde çalışmışlardır ya o kadar aptal değiller." "BU SEFER YARGIÇ
OLARAK GÖREVİNİ YAPIYOR ŞİMDİ ANLAŞILIYOR Kİ YANİ BU AKP
İKTİDARI YARGIYI KENDİNE BENZETMEDEN YARGI ONU BENZETECEK."
Dediği, E.K.' m "...Çünkü işte V. S. söylüyormuş çok geciktiler falan diyormuş. Hayır çünkü
ne yargı kalacak ne ordu kalacak, ne üniversite kalacak..." "...Mehmet in şeyinde temas
ettiğiniz veya gecesinde konuştuğunuz karşılaştığınız insanlar bunların farkında gibi mi
yoksa.." dediği, İ.SELÇUK' un "...hayret ettim, bütün gece oraya işte bir orkestra işte bir şeyler
... şerkıcılar filan., bütün gece dans ettiler" "Hayret ettim bizim Çetin Altan bütün gece dans etti
yav" "...BARLAS, Canan BARLAS, Perihan aynı masada ... Çetin ayrı bir masada, Yıldız
KENTER, Ali SİRMEN vs. falan orada oturdular" "...bence en önemli olaylarından biri
Hürriyet te Ertuğrul ÖZKÖK ün yazısı" dediği, E.K.' m "Müthiş bir yazı" dediği, İ.SELÇUK'
un "YANİ BURADA ERGENEKON OLAYINI" "BİZDEN ÖNCE HÜRRİYET ELE ALDI"
"BENDE MEMNUN OLDUM" "...şimdi iş geldi geldi ERGENEKON la efendim başsavcının
birleştirilmesine geldi" "...Ertuğrul ÖZKÖK ün yazısından atfen yazmak lazım şimdi ... adam
dedik ki bu ERGENEKON davası niçin açıldı ...di mi" "Yani müthiş bi olay Yargıtay
Başsavcıyla ERGENEKONu birleştirdi" "Bu sebeple de bu tabi Doğu PERİNÇEK in falan şeyi
kaygıları yerli yerindeydi bundan dolayı ERGENEKONun daha iddianamesi bile yok herkese
beni... istiyorlardı" dediği, E.K.' m "Ve de Derin Devlet bize karşı diye yani işte işte işte
ERGENEKON işte Derin Devlet işte bize karşılar" dediği, İ.SELÇUK' un ".. .bu arada biz
farkmdaysanız Doğan a geçtik Doğan Grubuna" dediği, E.K.' m "Evet evet nasıl farkında
olmam canım her gün izliyoruz işte onu dün biraz" dediği, İ.SELÇUK' un "...öyle bir noktaya
geldi ki Türkiye bütün köşe yazıları aynı konuyu yazıyor" dediği, ,
Söz konusu görüşmede İlhan SELÇUK, askerin, Yargının ve ülkemizin önde
gelen kişilerin ne olacak halimiz diye hep düşündüklerini, Askeri darbe ortamının
oluşmadığım yoksa çoktan askerin müdahale yapacağını, askerin bu sefer yargıyı kullandığım,
mevcut hükümetin Yargıyı kendine benzetmeden Yargı 'nm hükümeti benzeteceğini, Doğu
PERİNÇEK'in ERGENEKON ile ilgili kaygılarının doğru olduğunu halen ortada bir
iddianame olmadığını dile getirerek örtülü olarak ERGENEKON terör örgütü soruşturmasının
boş çıkması ve sonuçsuz kalmasını istediği anlaşılmıştır.
Tape No:3888, 08.02.2008 günü saat:20.20 sıralarında İlhan SELÇUK ile
Mehmet' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Efendim işte bu KOÇ müthiş ilgi gösteriyor, KOÇ grubu. Onlarda
şimdi anladılar anyayı konyayı" dediği, MEHMET'in "Geç kaldılar ama" dediği, İ.SELÇUK'
un "Cumhuriyet' in ne demek olduğunu. Fakat bu iktidar sermayeyi Dincileştirmek,
İslamlaştırmak için alıp yürüyor yani" dediği, MEHMET' in "Hayır yani bu herifleri berheva
etmek lazım, Türkiye olduktan sonra neye yarar yani. AMA ARTIK İÇ SAVAŞTAN BAŞKA
Bİ ŞEYDE TEMİZLEMİYİCEK BU İŞİ ÖYLE GÖRÜNÜYOR YANİ" dediği, İ.SELÇUK' un
"İÇ SAVAŞ OLMAZ DA YANİ BİR NOKTA DA EĞER ORTALIK KARIŞIRSA, HEM
EKONOMİK HEM SİYASİ OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE BİR ŞEY OLABİLİR"
dediği, MEHMET' in "ASKER GELEBİLİR Mİ? ARTIK İLHAN" dediği, İ.SELÇUK' un "E
MECBUR OLACAK" dediği, MEHMET' in "HAYIR YANİ GELSE BECEREBİLİR Mİ BU
ADAMLAR ÇOK ŞEY YAV" dediği, İ.SELÇUK' un "İŞTE ORTALIK BİRBİRİNE GİRDİ
Mİ ÇOK ŞEY GİBİ GÖRÜNEN ADAMLAR" dediği, MEHMET' in "Sinerler mi diyorsun"
dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" "Yani bir noktada her şey çok zor. Çünkü Türkiye yi şey yaptılar.
Yani bir noktada DİNCİ EGEMENLİK, TARİKATLAR VE CEMAATLER" "MEDYA Yi DA
ELE GEÇİRDİLER. APTAL AYDIN DOĞAN la APTAL TURGAY CİNER ve APTAL
MEHMET KARAMEHMET birbirleri ile uğraşırken adamlar aldılar ele şimdi. İşte Sabah
grubu da bir adama geçti oda Tayyip Erdoğan m adamı falan" "Amerika yaptı Mehmet,
Amerika yaptı" dediği, MEHMET' in "Valla İlhan Amerika yaptı..." dediği, İ.SELÇUK' un "E
işte sonu kötü oldu işin ATATÜRK CUMHURİYETİ elden gidiyor" dediği, MEHMET'İN
"MAALESEF MAALESEF İLHAN... Şimdi ben tabi bi şey bilmiyorum senin kadar sen tabi
işin içindesin eskiden beri tutturdukları bir şey var yok Anayasa mahkemesi yok bilmem ne
kanunu yav bunlarla olur mu bu iş İlhan. Yani Anayasa mahkemesi ne yapabilir herifler kanun
yapma yetkisini her şeyi değiştirebilirler yani, ne yapılabilir artık. VARMI BİR ÜMİT" dediği,
İ.SELÇUK' un "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK
KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI
KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR"
"Anayasa mahkemesinin yetkisi var. Ondan sonrada yav şimdi bu moda kanalında deminden
beri şeye bakıyorum, efendim Brezilya karnavalı. Yav ne kadar kadınlar şişmanlamış ya. Allah
Allah. Ama müthiş bir olay yav" dediği görülmüştür.
Soruşturma kapsamında iletişimi tespit edilen şüpheli Doğu PERİNÇEK"in iletişim
tespit tutanaklarından; Tape No:3842, 07.03.2008 günü saat 10.35 sıralarında Doğu
PERİNÇEK ile Bedri arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bedri'nin ".......Yani sistem içi çözüm şey yapmıyor gördüğüm kadarıyla
Devrimci çözümlerinde Sencer İmer" dediği, Doğu'nun "Daha iyi işte onu arıyoruz işte"
"Devrimci çözüm" dediği, Bedri'nin "Sencer İmer. uygun yani" "Ben bugün ulaşmaya
çalışayım Sencer İmer e" "Tümep bir yemekli toplantıya davet etti" dediği, Doğu'nun "ben
sana onun için sana telefon açtım dün unuttum sormayj" "Kejnal Alemdaroğlu seni görmüş
orda ..." "Senin yanında kim vardı ?" dediği, Bedri'nin ^İSizim partide Karanlık vardı

•*
m
Nusretle gidecektik söyledim ben Nusrete hafta sonu bana telefon açmıştı" "...
Alemdaroğlu aktardı mı" dediği, Doğu'nun "Biraz aktardı" dediği, Bedri'nin "Ya şimdi
aslında çok benim beklemediğim bir katılımdı herkes vardı orda" "İlhan Selçuk, Hurşit
Tolon, Şener Eruygur, YASAV Başkanı, bu Danıştay, Yargıtay, Üniversitelerden bayağı
seçkin bir topluluktu 70 kişi vardı, bayağı da uzun sürdü yedide başladı on birde bitti
dört saat süren toplantı oldu" "Şener Eruygur yani bir araya gelmek gerekir
Ulusalcıların birleşmesi gerekir diye özeti bu olan birazda halkı suçlayan bu cumhuriyet
mitinglerinde toplandı bu kadar kalabalıklar ne oldu bir şey çıkmadı öyle bir konuşma
yaptı" ... Doğu'nun "Keşke şeyi esas söyleseydin o gün indirmek ve Milli bir hükümet
kurmak mümkündü ona yanaşmadı Şener Eruygurlar Cumhurbaşkanı istifaya davet
etseydi..." "Esas onu söylemek lazım alternatif o bence yani İşçi Partisine oy ver diyerek
te bir çözümü olmazdı" dediği, Bedri'nin "Öyle söylemedim zaten İşçi Partisine verin diye
söylemedim ama" "Yanlış önderlik yapıldı dedim ve doğru bir şey gösterilmedi ve halkta
dolayısıyla o potansiyel değerlendirilemedi diye söyledim konuşma çok iyi karşılandı
salonda" "Sonrasında bitiminden sonra sonra İlhan Selçuk en sonunda bir kapanış
konuşması yerine geçecek bir konuşma yaptı ama oda böyle Orduya karşı kırgınlığını ve
eleştirilerini, özeti oydu yani" "Bu hem Iraktan çekilme konusu hem de genel olarak
tutumuyla ilgili böyle çok şeyler bekleyen ve beklediğini bulamayan" "Bir hayal kırıklığı
içerisinde özeti o olan bir konuşma yaptı" "böyle bir hayal kırıklığı konuşması işte bir
araya gelelim tekrar o toplantılar bu sefer bu .... ödül verme vesilesiyle toplanmıştı ama
anladığım kadarıyla bu heyet toplanıyor" "Bir ay sonra" dediği, Doğu'nun "Biliyorum"
dediği, Bedri'nin "Tekrar bir araya gelelim falan diye öyle şeylerde geçti konuşmalar
içinde" ... Doğu'nun "Bunların hepsi zavallı halkı örgütlemek istemeyen ve bütün
umutları Ordu olan adamlar yani" "Orduyla yatıp Orduyla kalkıyorlar kendileri bir
şey yapmak istemiyorlar" "Ordu bunları kurtarınca da bunlara birer görev verecek
bazı mevkilere getirecek olay bu maalesef "Fakat buralarda çözüm göstermek lazım
yani mesela o şeyle ilgili olarak ta Cumhuriyet mitingleri o zaman bu Hükümeti indirme
şansı vardı" "O taktiklerde ... ama benim ... Şener Eruygur falan yan çizdi bunlar
zavallı adamlar ya bir hedefi olmayan bir planı olmayan zavallı adamlar..." dediği,
tespit edilmiştir.

Yukarıdaki görüşmelerde şüpheli İlhan SELÇUK'un düşüncelerini her platformda


seslendirdiği ve bu düşüncelerinin ERGENEKON terör örgütünün amaçlan ile birebir
örtüştüğü anlaşılmıştır.
Aramalar sırasında Şüpheli DOĞU PERİNÇEK'in Beşiktaş İlçesi Gayrettepe
Mahallesi Ayazma Deresi Sokak Çobanoğlu Apartmanı No: 17 D:10 sayılı ikametinde ele
geçirilen, Emniyet Müdürlüğü tarafından l'den 17'e kadar numaralandırılmış üzerinde
Selimiye 9.1.1973 tarihli İddianame başlıklı dokümanın içeriğinde,
23 Mayıs 2006 tarihli Cemalettin KORKUT tarafından İşçi Partisi Genel Başkanına
gönderildiğinin değerlendirildiği bildirilen yazının içeriğinde:
"Süleyman DEMİREL'in Cumhurbaşkanlığına getirmesi önerisine İlhan SELÇUK'un
tepkisiz kalmasının eleştirildiği yazıların devamında, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı
Askeri Savcılığınca tanzim edilmiş olan İddianamenin incelenmesinde özetle:
"Şüpheli İlhan SELÇUK ve arkadaşları hakkında İstanbul-Selimiye Sıkıyönetim
Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından 09/01/1973 tarih, 1973/11 Evrak, 1973/2 Esas ve
1973/2 karar sayılı iddianamesi ile 765 Sayılı TCK'nun 171. maddesi gereğince kamu davası
açıldığı ve bu suçtan dolayı yargılandığı, sözkonusu iddianamede şüpheli İlhan SELÇUK'un
Gizli İttifakın Devrim Genel Kurulu yeminli üyesi olduğu, Legal ve illegal çalışmaları göz
önüne alındığında aşın solun Milli Demokratik-StrJatejisinrbenimsediği, köşe yazarlığı yaptığı
Cumhuriyet Gazetesindeki yazılarında işlediği ana konunun; mevcut iktidarı yıpratma, siyasi
partilere karşı itimatsızlık oluşturarak Parlemanto aleyharlığını yapma, mevcut demokratik
düzenin bir göstermelik olduğunu telkin etme, iktidarla mücadele görünüşü altında
Devletin temel yapısının yıpratılmasını hedef alma, mevcut düzeni silahlı eylemle yıkma,
bozuk düzenin ve haksızlığın ortadan kaldırılarak sömürüşüz düzen diye tanımladığı
sosyalizmin tahakkukuna çalışma ve bütün bunlar için her şeyden önce Türkiye'de
Askerlerin yönetime el koyması gerektiğini telkin ve tavsiye etme ve TSK'ni bir
DARBEYE sürüklemek şeklinde olduğu, şüpheli İlhan SELÇUK'un bu fikirlerinin
gerçekleşmesi için illegal olarak bizzat ordu mensuplarının da yer aldığı bir Cunta
oluşturmak faaliyetlerine giriştiği, iddianamede şahsın gazetede yazmış olduğu bazı
yazılardan da örnekler verildiği, bunlardan birinde İlhan SELÇUK'un; Oy oranlan ile
devrimcilik yapmanın bir gaflet olduğunu belirttiği ve artık iyice anlaşılmaktadır ki
Türkiye'de çok partili hareketin Atatürk Devrimlerine karşı bulunan karşı devrimi iktidara
getirdiğini belirttiği, bu yazıdan da görüldüğü gibi Sanık İlhan SELÇUK'un esas hedef olarak
demokratik rejimimizi seçtiği, bunun gibi bir çok yazıda ana temanın daima askerleri ihtilale
tahrik ve teşvik hususunu özellikle ele aldığı, halkı mevcut düzene karşı olma bilincine
ulaştırma çabasına girdiği, halkı siyasi iktidar düzenine karşı çıkarttığı, TSK'nm desteği
olmadan düzenin değişmeyeceğini belirterek TSK'ni bir ihtilale teşvik ve tahrik
popagandasma giriştiği..., bu suretle TCK'nun 171. maddesinde ifadesini bulan, TCK'nun
146. maddesindeki cürmü işlemek üzere kurulmuş gizli ittifakın bir mensubu olarak icraı
faaliyette bulunduğu kesinlikle anlaşılmıştır" şeklinde olduğu görülmüştür.

Şüpheli İlhan SELÇUK hakkında tanzim edilen iddianamenin şüpheli Doğu


PERİNÇEK'te ele geçirilmiş olması aralarındaki organik bağın varlığı açısından önemli
görülmüştür.
Şüpheli İlhan SELÇUK, bahsi geçen iddianamenin tanzimine neden olan
suçlamalardan dolayı gözaltına alındığında yazılı olarak hazırlamış olduğu savunmasının
içine akrostişler yerleştirmiş olup her tümcenin sondan ikinci sözcüğünün başharfleri yan
yana getirildiğinde "işkence altındayım" ibaresi ortaya çıkmıştır. Buradan şüphelinin ne
kadar uyanık ve zeki olduğu anlaşılmıştır. ERGENEKON terör örgütü içindeki
faaliyetlerinde de hiçbir zaman açık vermemeye çok dikkat ettiği, örgütün gizlilik ilkesine
maksimum uyduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli İlhan SELÇUK'un söz konusu iddianameye konu suçlardan dolayı
alındığı gözaltı sürecini anlattığı "Ziverbey Köşkü" isimli kitabının 60. sayfasında:
"Sözgelimi kendime soruyorum: Köşkte korktun mu? Yanıtlıyorum: Korkmaz
olur musun!.. Korku insana özgü bir şeydir. Sen de kuşkusuz korktun, ürktün, kimi zaman
ürküye (panik) bile kapıldın. Önemli olan korkuyu yenebilmektir.
Ziverbey Köşkü'nde karşmdakilerden değil, en çok kendimden korktum. Ya
çözülürsem? Ya kişiliğime yakışmayan bir davranışa kayarsam? Ya paçavralaşırsam?
Ya gerçekten teslim olursam? Soruların çengeli aklıma takıldıkça yüreğim sıkıştı...
Hem kendimi hem karşımdakileri dengeleyip yönlendirebilmek, işkenceyi bir düzeyde
tutabilmek, sorgucu ile ilişkilerimi hem onun hem benim kabul edebileceğimiz bir
çizgide sürdürebilmek, toy bir insanın yapabileceği bir şey değildir." Şeklindeki
beyanları ile gizli örgütlenmenin en önemli öğesi olan "sır vermemek" yani kendi
söylemi ile çözülmemek için elinden gelen her şeyi yaptığım beyan etmiş olup,
şüphelinin kişiliğim tanımamız açısından önemli görülmüştür. Bundan 35 yıl öncesinde
bu derece örgütçülüğünü ortaya koyan kişinin, geçen zaman ve edindiği tecrübeler de
hesaba katılırsa, soruşturmamız kapsamında atılı suçları işlediğine ilişkin

iletişim tespit tutanakları, aramalarda ele geçen malzemeler ve yazıları dışında, kendi ifadeleri ile
olayın aydmlatılabilmesinin ne kadar zor olacağı açıktır.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un daha önce yargılanıp beraat ettiği bir davayı burada
hatırlatmamızın nedeni, şüphelinin önceki sorgulamalarda ve ifadelerinde ne kadar tecrübeli
ve profesyonel olduğunu vurgulamak içindir. Yoksa şüpheli hakkında daha önce kesinleşmiş
bir hüküm bulunan davayı tartışmak değildir.

Şüpheli İlhan SELÇUK Cep telefonu kullanmamaktadır. Sabit telefondan yaptığı


görüşmelerde de çok dikkatli konuştuğu örgütsel yapıyı deşifre edebilecek her türlü söz ve
tavırdan uzak durduğu tespit edilmiştir.

Tape No:3903, 10.03.2008 günü saat:13.08 sıralarında İlhan SELÇUK ile X


bayan/İ.Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK'un "YAV BİZİMKİLERİ DE DİNLİYORLARDIR AMA BEREKET"
"...BURAYA BİR YIĞIN İŞTE GENERAL GELİYOR BİLMEM NE GELİYOR FALAN
BAKTIĞINIZ ZAMAN DIŞARIDAN DİNLİYORLAR ÇÜNKÜ BELLİ MESAFEDEN
DİNLEYEBİLİYORLAR" "DİNLİYORLAR DİNLİYORLAR" "BİZİ ŞEYDE DE
DİNLEMİŞLERDİ AMA BİR ŞEY ÇIKMAMIŞTI YANİ 12 MARTTA" şeklindeki
sözlerinden şüpheli İlhan SELÇUK hakkında önceki yıllarda da teknik takip çalışması
yapıldığını ancak kendisinin örgütçülüğün esaslarına tam riayet ederek gizlilik konusunda
gerektiği şekilde davranarak açık vermediğini kendisi beyan etmiştir.
Soruşturma kapsamında diğer şüphelilerden ele geçirilen;
" ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME
PROJESİ" isimli dokümanda;
...İllegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri
bilenlerin sayısı olabildiğince az olmalıdır.
...ERGENEKON, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki
sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlannm bir asistanı ile bir
de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlannm
yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk
platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.
ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ isimli
dokümana göre ERGENEKON örgütünün yapılanması: 1-ERGENEKON Başkanlığı 2-
İstihbarat Dairesi Komutanlığı
3-İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı
4-Operasyon Dairesi Başkanlığı
5-Finansman Daire Başkanlığı (Sivil)
6-Örgüt İçi Araştırma Dairesi Komutanlığı
7-Teori Tasanm ve Planlama Dairesi Başkanlığı (Sivil) Şeklinde olup,
...ERGENEKON merkez yönetiminde yer alacak eleman sayısı olabildiğince az
olmalıdır. Yine örgüte kazandmlacak elemanlara hiçbir zaman sonsuz bir güven
duyulmaması, istihbarat sanatının bir gereğidir. İllegal çevrelerden seçilecek elemanlar, etnik
ve siyasal ideoloji açısından, örgüt ideolojisi ve amaçlanna en yakın uygunluk gösterenler
tercih edilmelidir. . ,„-,..
...Örgüt için ne denli yararlı olursa olsifm^kamuoy^unda imajı zedelenmiş bir elemanı
örgüt içinde tutmak ve korumaya yönelmek çolc sâkınc^alıdırf '^
* ^«-——T—....
...Genç, yetenekli, eğitimli ve donanımlı personel arasından seçilecek 3 kişi
ERGENEKON içinde (üniteler arası) ve örgüt dışında örgütü temsilen hareket edebilmeli ve
teması sağlamalıdır. Bu kişiler örgüt içinde görev almamalı, örgüt dışında legal bir işte
istihdam edilmelidir.
...Doğru insanı seçebilmenin bilimsel verileri yoktur. Gençlerden seçilmiş
yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında, profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur.
Doktorlar, avukatlar, psikologlar, vb gibi..." şeklinde olduğu görülmüştür.
Soruşturma kapsamında yapılan aramalarda ele geçirilen, şüpheli Erkut ERSOY'a ait,
SAMSUNG marka seri numarası S042J10L853725 olan harici hard diski üzerinde yapılan
incelemede "On soru-cevapda ULUSALCILARIN ihanet ceteleru.doc" isimli bir MSword
dosyası tepsi edilmiş olup sözkonusu dosyanın içeriğinde; "Yeniden yapılandırılan ulusalcı
sivil örgütlerin 2005 yılında devreye sokulduğu, ulusalcılann akıl hocasının İlhan SELÇUK
olduğu, ulusalcı oluşumlara 2001 yılında Sedat Peker ve Doğu PERİNÇEK tarafından
oluşturulan 'Kızıl Elma Koalisyonu' ile start verildiği, daha sonra Kuvayı Milliyeti derneklerin
kurularak buralara binlerce üye kaydedildiği, sonuçta yıllarca kavgalı olan bu grupların 2001
yılından itibaren birlikte görülmeye başladıkları, 1999'dan itibaren yeniden yapılanmaya giden
derin devlet 'ERGENEKON'un bu faaliyetleri tek bir merkezden idare edilmesi emrini
verdiği" şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un ERGENEKON terör örgütü mensuplarından Doğu


PERİNÇEK, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Ferid İLSEVER ile irtibatlı olduğu, örgüt
yapılanmasının hücre yapılanması şeklinde olduğu dikkate alındığında şüphelinin diğer örgüt
mensupları ile birebir irtibat halinde olmasının beklenemiyeceği, zaten örgüt içindeki konumu
itibariyle de örgütün üst düzey yönetiminde, özellikle örgütün fikir ve düşünce yapısını
oluşturan beyin kadrosunda yeraldığı kanaatine varılmıştır.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un yapmış olduğu faaliyetlerin düşünce özgürlüğü ve siyasi


görüş açıklaması olarak algılanmasının mümkün olmadığı, çünkü şüpheli İlhan SELÇUK'un
toplumda bilinen yönüyle sadece bir yazar olmayıp yazarlığı dışında iş dünyasından devletin
üst kademesindeki kişilerden, yüksek yargı organlan üyelerine kadar etki alanı olan bir kişi
olduğu ve görünen yazıları değil görünmeyen faaliyetleriyle bir bütün olarak
değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, şüpheli Kuddisi OKKIR'dan ele geçirilen
Devletin yeniden Yapılandırılması belgesinde belirtilen "yerin altındakiler ve yerin
üstündekiler" olarak adlandırılan oluşumun görünmeyen kısmını şüpheli İlhan SELÇUK'un
yazarlık faaliyetleri dışında gizlice yürüttüğü aylık yemekler ve bu yemeklere katılan seçkin
insanları bir şekilde organize etmesi hususları göz önüne alandığmda ERGENEKON terör
örgütü yapılanmasında ERGENEKON başkanlığı bünyesi içinde yer alan Teori, Tasarım ve
Planlama Dairesi Başkanlığı görevini yürüttüğü, aynı birimde görevli bulunan İP lideri Doğu
PERİNÇEK'in kendisine bu konuda yardımcı olduğu ve şüpheli Kemal Yalçın
ALEMDAROĞLU'nun da aynı birimde uzman olarak görevli bulundukları anlaşılmaktadır.
Bu üç şüphelinin gerek darbe hazırlıkları gerekse katıldıkları gizli toplantılar ve etki
edebildikleri toplulukların özelliği göz önüne alındığında üçünün de ERGENEKON terör
örgütünde üst düzey sorumlu olarak görev yaptıkları ve kendilerine bağlı birimlerdeki medya
gücünü ve örgüt üyelerini sevk ve idare ettikleri anlaşılmıştır.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğu Cumhuriyet


gazetesine 05-10-11/05/2006 tarihlerinde el bombası atılmış olup, bu bombaları atan ve
attıran konumunda ola» şüpheliler 17/05/2006 tarihinde de Danıştay 2. Ceza Dairesi Başkan
ve üyelerine silAlı ^ylem*gerçekleştirerek bir üyenin ölümüne 5
yargıcın da yaralanmasına sebebiyet vermişler ve olaydan kısa bir süre sonra tetikçiler
yakalanmışlardır.
Şüpheli İlhan SELÇUK Cumhuriyet gazetesine atılan el bombaları üzerine
Pencere isimli köşesinde yayınlanan 12.05.2006 tarihli "Hedef Cumhuriyet
Gazetesi!.." başlıklı yazısında:

Eh, kim olduğu bilinmeyen (ya da bilinen) iki terörist Cumhuriyet'e ikinci bombayı da
attı...
Eksik olmasınlar...
Şaka değil, teröristler ilk bombaların pimlerini çekmişlerdi, ikinci bombanın pimi de
çekilmiş ama patlamamış; diyorlar ki:
-Yola gelin, yoksa hepinizi uçururuz...
Şişli!..
Şehrin göbeği!..
Cumhuriyet gazetesine üst üste iki bomba!..
Medyada tıssss...

Medya neyle uğraşıyor?..


Cumhuriyet gazetesinin başyazısıyla..
Ne demiş başyazı?..
"Artık takıyyeyi bırakıp Başbakan ve Meclis Başkam'nm dilleriyle şeriat devleti
kuracağını açık seçik ilan eden iktidara karşı Cumhurbaşkanı sırası gelince yasal görevini
yapsın" demiş...
Nedir o görev?..
Anayasada yazıyor.
*
Başyazının mim koyduğu gerçeği bir daha yazıyorum:
Başbakan RTE ve Meclis başkanı BA takıyyeyi bir yana bırakarak geleceğe dönük
programlarım 23 Nisan Bayramı'nda ilan etmişlerdir.
Medya önce bu nokta üstünde durmalı!.. Bu sayın bayların konuşmalarını bir güzel
okumalı; sonra da hesap sormalı!..
Değil mi?..
Hayır...
Medya Cumhuriyet'ten hesap soruyor, Cumhuriyet'e yükleniyor, Cumhuriyet'e
saldırıyor...
Arada Cumhuriyet'e üst üste iki bomba atılıyor..
Ne güzel memleket!..
Ne güzel devlet!..
Ne de güzel medya!..
*
Dinci iktidar 4'te 1 seçmen oyuyla Meclis'in 3'te 2'sine el koyduktan sonra medyayı
teslim aldı...
Şimdi hedef Cumhuriyet...
Bir medya, laik Cumhuriyet devletinde, Başbakan'm ve Meclis Başkam'nm şeriatçı
devlete dönük açıklamalannı eleştirmekten bile kaçınırsa, meşru rejimin ayvayı yemesine az
bir şey kalmış demektir...
Arada Cumhuriyet'i susturmak için bir bomba...
Susmadı mı?.. "■ ,
Bir bomba daha... , **
Devlet düzeni dep bu!.. ' -'/^% 'C
Eski adıyla eşkıyalığın, yeni adıyla terörizmin Türkiye'nin en büyük kentinde
Cumhuriyet gazetesine uygulanması...
*
Tam yazının bu satırında güpegündüz Cumhuriyet'e üçüncü bir bomba daha atıldı...
Ne diyeyim?..
İnşallah bu üçüncü bombadan sonra medyamız da devletimiz de hükümetimiz de
uyanır...

13/05/2006 tarihinde yazmış olduğu "Medyamızın Hali?..." başlıklı yazıda


sözkonusu bomba atılma olayının medyada yeterince yer verilmediğinden serzenişte
bulunduktan sonra yazısını şu şekilde tamamlamıştır.

"...Cumhuriyet'e ikinci bomba atıldıktan sonra, şu satırları yazmıştım: "Kim olduğu


bilinmeyen (ya da bilinen) iki terörist Cumhuriyet 'e ikinci bombayı da attı...

Medyada tıssss...
Ne güzel memleket!..
Ne güzel devlet!..
Ne de güzel medya!..
Dün 'Pencere' köşesinde çıkan "Hedef Cumhuriyet Gazetesi!.." başlıklı bu yazı şöyle
bitiyordu:
"Tam yazının bu satırında, güpegündüz, Cumhuriyet'e üçüncü bir bomba daha
atıldı...
Ne diyeyim?..
inşallah bu üçüncü bombadan sonra medyamız da, devletimiz de, hükümetimiz de
uyanır..."

Ertesi günü gazetelere baktım, içlerinde yalnız Hürriyet uyanmış; bir akıllı gazete
olarak bir gazeteye altı gün içinde üç el bombasının atılmasını, gazeteci mantığıyla
değerlendirip manşet yapmış...
Kimi gazete birinci sayfasında habere yer vermiş; kimi gazete ilk iki bomba gibi
üçüncüyü de görmezlikten gelmiş...
Oysa eskiden 'Babıâli' böyle değildi...
Ne oldu bu 'medya 'ya ?..

Türkiye'de çoğu kurum, kesim, insan bozuldu; bunların başında medya geliyor...
Önce bir uyarı: Bu ülkede Cumhuriyet gibi bir gazeteye altı günde üç bomba
atılabiliyorsa, üçüncü bombayı atan kişi güpegündüz, bu işi yaptıktan sonra polislerin gözü
önünde kaçabiliyorsa, olağanüstü bir durum söz konusudur...
Bu olayı görmezlikten gelen ya da önemsemeyen gazeteler, dilerim ilerde pişman
olmazlar...
Teröre karşı o gazete bu gazete demeden elbirliğiyle karşı çıkmak gerekmez mi?..
Ya fikir özgürlüğü?..
Ya basın özgürlüğü?..
Medyada ortaklaşa savunulması gereken ortak değerler değil midir?..
Bizim basın üçüncü bombadan sonra olaya kısmen yer verebildi; bir dostum dedi ki:
-Sonuçta bombalar haberleşebildi...
Eskiden kervanlar eşkıyaya karşı güvenliklerini, sağlamak için korucu tutarlarmış;
Medine 'ye giderek bir kervan için de boy pos,^ e%şe 'kulak yerinde, yalınkılıç bir yiğidi
^—T—~
^y)^h^
ayarlamışlar!.. Kervan yola çıkmış, az gitmiş, uz gitmiş, derken çölün ortasında Kırk
Haramiler' in saldırısına uğramış...
Eşkıya önce korucuya dönmüş:
-Çök ulan şuraya!..
Korucu çökünce, Kırk Haramiler sıraya girmişler, tek tek herifi çimdiklemeye
başlamışlar..
Ancak tam kırkıncı harami çimdiklerken bizim korucu celallenip silkinmiş, ayağa kalkmış,
narasını patlatmış: -Hahaaayt!.. Sonra palasını çekip tüm eşkıyayı temizlemiş...
Medine' ye varınca kervanbaşı korucunun ücretini ödedikten sonra işine son
vermiş...
Korucu:
-Ağam, demiş, görevimizi yerine getirdik ya!.. Neden beni kovuyorsun?..
Kervan sahibi:
-iyi de, demiş, ben her zaman görevini yapman için seni çimdikleyecek kırk eşkıyayı
nereden bulurum?..
Cumhuriyet 'e saldırıyı basın sonunda yazıp görevini yerine getirdi; ama, tek bomba
yetmedi, biz her zaman üç bombacıyı nereden bulacağız?..
Bu yazıdan da anlaşılacağı üzere şüpheli İlhan SELÇUK gündemi belirlemek ve
yönetimi dize getirmek amacıyla ve fazla bir zarar vermiyecek şekilde el bombalarını
çalıştığı gazetenin bahçesine attırdıktan sonra beklediği tepki ve sonuçlara ulaşamaymca
köşesinde bu şekilde bir yazı kaleme almış ve bombayı atanlardan bahsederken " kim
olduğu bilinmeyen (ya da bilinen) iki terörist Cumhuriyet'e ikinci bombayı da attı"
derken parantez içinde "bilinen" demesi, iki kişi olduklarını söylemesi ve yazısının
sonunda da "biz her zaman üç bombacıyı nereden bulacağız" diyerek bitirmesi
şüphelinin eylemden bilgi ve haberinin olduğu yönünde kanaat vermiştir.
Şüpheli İlhan SELÇUK, Pencere köşesinde yayınlanan 24.05.2006 tarihli "Hal ve
Gidiş?" başlıklı yazısında:
"Suçyine bizde!..
Cumhuriyet gazetesi neden üç kez bombalandı?..
Sorulur mu?..
RTE ve AKP'yi kundaklamak için...
Cumhuriyet devletinin yüksek mahkemesi Danıştay neden basıldı?..Bir yüksek yargıç
neden öldürüldü, dört yüksek yargıç neden yaralandı?..
Sorulur mu?..
Dincilere göre RTE ve AKP'ye yönelik saldırı bu!..
Amaç ne?..
İktidar yanlılarına göre işin içinde eski askerler var; askeri bir darbe için gerekli
zemini hazırlıyorlar...
Ordu bu işin içinde!..
Kimilerine göre zaten bu ülkede ne kötülük varsa, altında asker var...
Her şeyin başı ve kökeni askeri..
Ya İslamcılık, dincilik, irtica, yobazlık, softalık?.. Ya takıyyeci iktidarın laik
cumhuriyete saldırıları?..
Ya PKK terörü?..
Boş ver...
Medyamız harika!..
Allem kallem etti, bombaları, silahları, saldırıları, fefprü 'Derin Devlet'e fatura etti...
Ya ülkeyi saran dincilik?.. " ..---*"'-, '***'

s£2_- - -^hd^n:: "JşpaÇ&Z^-j


Ya takıyyeci iktidar?..
Yok öyle şeyi
Dincilik, şeriatçılık islamcılık yandaşları bir yandan iktidarda yolsuzluklarla haşır neşir
olurken öte yandan da IMF faturayı topluma dayadı,..
Amerikan Doları yükseldi...
IMF -ne olduysa- AKP hükümetinden 'yeni önlemler" almasını istedi.
Ne demek yeni önlemler"/..
Zaten kışın çıkmış yoksul halk çoğunluğunun sırtına yeni yükler vurulacak demek...
Takıyyeci AKP'nin dışa bağımlı ekonomik yönetiminde dincilerle yolsuzluklar
özdeşleşirken halkın da canına okunuyor...
Ama kime ne?..
Hal ve gidiş böyleyken, medya ile al gülüm ver gülüm, asker düşmanlığı ve laik
cumhuriyet kundakçıhğıyla Çankaya'ya çıkmaya hazırlanan AKP'nin RTE'sine ne demeli?..
Siyasette temel stratejiyi 'Hükümet-Devlet' çatışmasına oturtan ilk Başbakan bugün
iktidardadır,..
Hal ve gidişinden açıkça anlaşılıyor ki şöyle düşünüyor:
Hükümetin başına geçtim..
Devletin başına geçeceğim!..
Çoğu kişinin aklı fikri askeri darbe kuşkusunu yayarak asıl darbeyi gözlerden
saklamak...
4'te 1 oyla Meclis'in 3'te 2'sini ele geçirip Başbakanlığa ve de hükümete oturan takıyyeci
iktidar, Çankaya'da Cumhurbaşkanlığı makamına da AKP damgasını vurduğu gün sivil dinci
darbe gerçekleşmiş olacak...
Hal ve gidiş bu...
Patlayan bombaların, sıkılan kurşunların, atılan nutukların özeti de bu..." şeklindeki
yazısı ile ERGENEKON terör örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerden sonra ERGENEKON
terör örgütünün kontrol ve denetiminde olmayan medyanın yapmış olduğu yayınları
eleştirerek eylemi derin devletin gerçekleştirdiği yönündeki tespitleri eleştirerek,
ERGENEKON terör örgütü ana ilkelerinden olan dez-enformasyon (kara propaganda) yaparak
örgütün amacına ulaşmasına hizmet ettiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalarımız ışığında Şüpheli İlhan SELÇUK'un ERGENEKON terör
örgütünün üst düzey yöneticisi olduğu, yaptığı telefon görüşmeleri, yazdığı yazılar, yaptığı
gizli ve açık yemekli toplantılarda dile getirdiği sözleri ve yönlendirmeleri ile Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya
tamamen engellemeye teşebbüs, halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı isyana tahrik
ettiği yönünde hakkında kamu davasının açılmasını ve yargılanmasını gerektirecek derecede
yeterli şüphe teşkil eden deliller elde edilmiş olmakla,
Şüpheli İlhan SELÇUK'un üzerine atılı eylemlerine uyan; 5237 saydı TCK'nun
314/1, 312/1, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun S. maddeleri gereğince
cezalandırılması,
Ayrıca, Şüpheli İlhan SELÇUK; ERGENEKON terör örgütünün yöneticisi
konumunda olup, 5237 Sayılı TCK'nun 314/3. maddesi "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" ve TCK'nun 220/5. maddesi
de "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca
fail olarak cezalandırılır" hükmü gereği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan
5237 Sayılı TCK'nun 314/3 maddesi yollaması ile TCK'nun 220/5. maddesi gereğince
ERGENEKON terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan sorumlu
tutulmasının yasal zorunluluk olması nedeniyle; ■
1-Cumhuriyet Gazetesine 3 kez bomba atılması nedeniyle, ruhsatsız patlayıcı madde
bulundurmak ve taşımak, korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanma, mala
zarar vermek suçlarından TCK'nun 174/1-2, 170/1-c (3 kez), 151/1(3 kez),
2-Danıştay saldırısında Türk Milleti adma yargılama görevini yürütmekte iken
görevinin başında katledilen yargı şehidi Mustafa Yücel ÖZBİLGİN'in tasarlayarak
öldürülmesi, mağdurlar Mustafa BİRDEN, Ayla GÖNENÇ, Ayfer ÖZDEMİR ve Ahmet
ÇOBANOĞLU'nun tasarlayarak öldürülmeye teşebbüs edilmesi nedeniyle TCK'nun 82/a-g,
82/a-g, 35/2. maddesi (4 kez),
3- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Muzaffer
TEKİN, İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Mete YALAZANGİL,
Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK, Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin
güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması
gereken bilgileri temin etmek suçundan dolayı TCK'nun 327/1. maddesi gereğince (8)
SEKİZ KEZ,
1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; İsmail YILDIZ,
Ergün POYRAZ, Mete YALAZANGİL, Aydm YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK
ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliğine veya iç veya dış
siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları geçici de olsa, bunları tahsis
olundukları yerden başka bir yerde kullanmak suçu nedeniyle: TCK'nun 326/1.
maddesi gereğince, (6) ALTI KEZ,
1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Gazi GÜDER, Ayşe
Asuman ÖZDEMİR, Halil Behiç GÜRCİHAN, İsmail YILDIZ, Kemal ŞAHİN,
Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU, Ergün POYRAZ, Fikret
EMEK, Doğu PERİNÇEK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL,
Habip Ümit SAYIN, Hikmet ÇİÇEK, Kemal KERİNÇSİZ, Nusret SENEM,
Erkut ERSOY ve Murat ÇAĞLAR'in işlemiş oldukları, Kişilerin siyasî, felsefî
veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine,
cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin
bilgileri kişisel veri olarak kaydetmek suçu nedeniyle; TCK'nun 135/2-1, 43/2.
maddesi gereğince (18) ONSEKİZ KEZ,
6- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Oktay
YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları, süahlı terör
örgütüne ait silahları depolamak suçu nedeniyle; TCK'nun 315 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ,
1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Ayşe Asuman
ÖZDEMİR ve Halil Behiç GÜRCİHAN'in işlemiş oldukları, Adil Yargılamayı
Etkileme suçu nedeniyle; TCK'nun 288. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,
1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Fikret EMEK,
Hayrettin ERTEKİN, Hikmet ÇİÇEK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hayati ÖZCAN,
Ergün POYRAZ, Nusret SENEM ve Doğu PERİNÇEK'in işlemiş oldukları;
Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek
suçu nedeniyle, TCK'nun 334/1 maddesi gereğince (8) SEKİZ KEZ,
1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: İsmail YILDIZ,
Bekir ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM ve Fuat ERMİŞ'in işlemiş oldukları;
Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle, TCK'nun
319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (4) DÖRT
KEZ,
10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hayrettin ERTEKİN ve Muhammet YÜCE'nin işlemiş oldukları; Tutuklu,

^y^j
hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu nedeniyle, TCK'nun 284/1 maddesi gereğince
(3) ÜÇ KEZ,
11- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheli Muzaffer
ŞENOCAK'm işlemiş olduğu; Ruhsatsız patlayıcı bulundurmak suçu nedeniyle,
TCK'nun 174/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5/2. maddeleri,
12- Şüpheli Ergün POYRAZ'm işlemiş olduğu; Yasaklanan bilgileri açıklamak
suçu nedeniyle TCK'nun 336. maddesi,
1. Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu;
Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek veya aşağılamak suçu nedeniyle
TCK'nun 216/1. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,
1. Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ve Aydın YÜKSEK'in işlemiş olduğu 2863 Sayılı
yasalara muhalefet etmek suçu nedeniyle, 2863 Sayılı Kanunun 73. maddesi (2)
İKİ KEZ,
15-Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu 2813 Sayılı Kanuna muhalif olarak
ruhsatsız telsiz kullanmak suçu nedeniyle 2813 Sayılı Kanunun 32/a maddeleri gereğince ayrı
ayrı CEZALANDIRILMASI talep edilmiştir.

56- ŞÜPHELİ KEMAL KERİNÇSİZ


a) Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde özetle;
"Yaklaşık 24 yıldan bu yana serbest avukatlık yaptığını, bugünkü Anayasamızın
getirdiği sistemin kesinlikle değişmemesi gerektiği ve mutlaka korunması gerektiğine inanan
ve bu uğurda meşru hukuk mücadelesi veren bir insan olduğunu, bugüne kadar şiddet
kullanmadığı gibi şiddeti çağnştıracak hiçbir eyleminin olmadığını, meselelerin her zaman
toplumsal uzlaşma ve fikirlerin çatışması sonucu hallolabileceğine inanan bir yapıda
olduğunu, yasadışı oluşumlara karşı olduğunu, bu sebeple kendisine isnat edilen
ERGENEKON örgütüne üye olmadığı gibi böyle bir örgütü bugüne kadar duymadığını,
sadece basından bu cümleye rastlamakla beraber ilk defa bu soruşturma sebebiyle
ERGENEKON örgütünün varlığı iddia edildiğini duymuş olduğunu, ancak buna da
inanmadığını, tamamen sanal ve hayali bir örgüt olup, siyasi amaçlarla kullanılmak amacıyla
yaratıldığını özellikle son dönemde Sosyal Güvenlik Yasası, Azınlık Vakıfları, 301 tartışmalan
ve kötü giden ekonominin üzerine şal perdesi örülmek amacıyla siyasi iktidar tarafından
düzenlendiği kanaatinde olduğunu,
Soruşturmaya konu olan şahıslardan Mehmet Fikri KARADAĞ, Mehmet
DEMİRTAŞ, ARSLAN Gazi GÜDER, İsmail EKSİK (PAKER), Fuat ERMİŞ, Oğuz
EVRENKILIÇ, Tuğrul DERME, Murat YİĞİT, Kemal ŞAHİN, Feridun Refik NUHOĞLU,
Mehmet Murat YÜCEL, Hayrullah Mahmut ÖZGÜR, Hakan ŞANLI, Saipir PEBZLEVİDZE,
Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU, Fikret YÜKSEK, Fatih KERTİL, İlknur FINDIK, Engin
ZORBA, Mehmet BOGAZKAYA, Yusuf GÖRÜM, Ali YASAK, Kahraman ŞAHİN, O.
Alparslan ABDULKADİR, Raif GÖRÜM, Hüseyin GÖRÜM, Ümit OĞUZHAN, Erdal
İRTEN, Emin CANER YİĞİT, Erol ÖLMEZ, Erkut ERSOY, Sami HOŞTAN, Tanju OKAN,
Ahmet CEYHAN, Muhammet YÜCE, Yaşar ARSLANKÖYLÜ, Satılmış BALKAŞ, Hüseyin
GAZİ OĞUZ, Müzeyyen ŞEN, Ayşe Ceylan GEÇYOL, Anatoli MADJAR, Zeki Yurdakul
ÇAĞMAN, Yılmaz KARTAL ve Cemal YİĞİT isimli şahıslan hiç tanımadığını,
Şüpheliler Ali YİĞİT, Kuddusi OKKİR, Muzaffer ŞENOCAK, FİKRET EMEK,
Aydın YÜKSEK, İSMAİL YILDIZ, Mete YALAZANGİL ve Murat ÖZKAN'ı Ümraniye
davası şüphelileri ve tanıklan olmaları ve onlarla olan ilgileri nedeniyle tanıdığını,
Şüpheliler Emin ŞİRİN ile Güler I£ÖMÜRCÜ'yü basından, gazeteci olmalan
nedeniyle tanıdığını, hatırladığı kadanyla Güler KÖMÜRCÜ ile son iki yıl içerisinde ülke
meseleleri ile ilgili yazacağı bir konuyla ilgili olarak kendisini bir iki defa araması nedeniyle
telefon görüşmelerinin olduğunu,
Şüpheli Veli KÜÇÜK'ü öncelikle basından tanıdığını, kendisi ile aşın bir
samimiyetinin olmadığını, yaklaşık iki yıl önce 10/Nisan/2006 tarihi Boğazlayan Kaymakamı
anısına İstanbul Beyazıt meydanında sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen büyük
anma toplantısında kendisiyle tanıştığım Veli Paşa'nm ve kendisinin o toplantıda sadece
katılımcı olduklarını, herhangi bir organizasyon veya konuşma görevlerinin bulunmadığını,
yine bu toplantıdan sonra Türk Dünyası Vakfına gidip gelmesi sırasında onunla görüştüğünü,
en son olarak adı geçen Vakıfta Anayasa değişiklikleri ile ilgili konferans verdiğinde şüpheli
Veli KÜÇÜK'ün dinleyici olarak bu toplantıya katıldığını, yine Hrant DİNK davasında cinayet
ile ilgili Tekirdağ'dan cezaevinde bulunan PKK tutukluları, Adana'dan DTP 'li olan kişiler,
Ankara'dan da İnsan Haklan ve Kürtçü Derneklerin Veli KÜÇÜK ve kendisini azmettirici
sıfatıyla şikayet ettiklerini, haklarında İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Cumhuriyet
Başsavcılığından ve Şişli Cumhuriyet Başsavcılığından takipsizlik kararlan verildiğini, Şişli'de
ifade verdiğini, ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısı'nın "Veli KÜÇÜK'ün telefonunu biliyorsanız
o da gelsin ifadesini versin" demesi üzerine kendisinin cep telefonundan onu aradığını, yine bu
şikayetlerle ilgili Veli Paşa ile birden fazla aynı dosyada şüpheli konumunda olmasından
dolayı birden fazla görüşmesinin olduğunu, ayrıca şüpheli Veli KÜÇÜK ile Türk Ortadoks
Kilisesinin kuruluş yıldönümlerinin toplantılarında karşılaştığını, bunlann dışında onunla
herhangi bir ortak çalışmasının olmadığını,
Şüpheli Oktay YILDIRIM'ı birkaç basın toplantısından tanıdığını, Orhan PAMUK ve
Elif ŞAFAK hakkında açtıklan davalarda kendisinin müdahil ve davacı konumunda olduğunu,
bundan yaklaşık birbuçuk iki yıl önce bürosuna bir defa bir polisle olan şahsi bir problemi
nedeniyle şikayet dilekçesi yazması için geldiğim, bürodaki diğer avukat arkadaşlanmn
kendisine yardımcı olduklannı, bir de bundan yaklaşık 15 ay önce Hukukçular Birliğinin
Yönetim Kurulu toplantısına katılmak istediğini, kendisinin ona, derneklerinin sadece avukat
üyeleri kabul ettiğini, avukat olmadığı için katılamayacağını beyan etmesi üzerine münakaşa
ettiklerini ve İS aydan beri kendisi ile yüz yüze veya telefonla hiçbir görüşmelerinin
olmadığını, en son görüşmelerinin 09/KASIM/2006 tarihi olduğunu, Ümraniye dosyası ile
alakalı da ne cezaevinde ne de bir başka yerde kendisi ile hiçbir görüşmesinin olmadığını,
Şüpheli Muzaffer TEKİN ile de yine yukanda Veli Paşa ile tanıştığım ifade ettiği
10/Nisan/2006 tarihindeki Boğazlayan Kaymakamı'nı anma toplantısında tanıştığını,
görüşmelerinin basın toplantılannda konferanslarda olduğunu, Danıştay operasyonu olunca
söz konusu davada diğer şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün müdafisi olması sebebiyle
kendisi ile görüşmesinin olduğunu, kendisini o sebepten dolayı da tanıdığını, Danıştay
operasyonundan sonra da yine basın toplantılannda birlikte olduklannı, çok sıklıkla olmamakla
birlikte telefonla görüştüklerini ve Ümraniye operasyonundan sonra da kendisinin vekilliğini
yürütmeye başladığını, eşi Müge hanımla da bu vesile ile tanıştığını, Danıştay olayından sonra
Muzaffer'in kendisini sosyal hayattan geri çektiğini, son dönemde iki şehit cenazesinin
kaldınldığı Levent Cami'sinde görüştüğünü, kendisinin Muzaffer TEKİN ile herhangi bir
organizasyon gerçekleştirmediğini, ticari veya hukuki hiçbir sivil toplum kuruluşunda biraraya
gelip ortak birşey yapmadıklannı, kendisinin bürosuna dahi hiç gelmediğini belirttiği,
Sevgi ERENEROL'u, 2003 yılından beri tanıdığını, ilk defa Kadıköy'de şehitlerle
ilgili olarak hatırladığı kadanyla PKK'yı tel'in niteliğinde olan bir mitingde tanıştığını, daha
sonra kendisini Türk Ortadoks Patrikhanesinin kuruluş yıldönümlerine çağırdığını, Fener Rum
Patrikhanesinin Atatürk'ün talimatlan doğrultusunda kapatılması konusunda bir imza
kampanyası başlatıldığını, o kampanyaya şüpheli Sevgi hanımın da katıldığını ve akabinde
Danıştay'a Patrikhanenin kapatılması için dava açıldığını ve davanın hala devam ettiğini,

_^—«... «r"T
Aydınlar Ocağının, Türk Dünyası Vakfının toplantılarında hep beraber olduklarını, kendisi ile
kurucu üyesi oldukları ve "Ayasofya'mn kilise olmaması ve Rum Ortadoks Merkezi olmaması
Türk kültürünün hizmetinde bulunması ve nihai amaç olarak camiye dönüştürülmesi" için
kurmuş oldukları bir derneğin bulunduğunu, bunun dışında ayrıca Büyük Güç Birliğinin
üyeleri arasında olduğunu, evlerine gittiklerini, onların da ailecek kendilerinin evlerine
geldiğini, ailecek görüştüklerini, görüşmelerinin sıkça olduğunu, aynı zamanda kendisinin
müvekkili olduğunu, belli bir periyot içinde olmaksızın her zaman görüştüklerini,
Şüpheliler Mahmut ÖZTÜRK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Danıştay saldırısı ile
ilgili Ankara'da görülen davada şüpheli olmaları sebebiyle tanıdığını, kendisinin sadece
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün vekili olduğunu, bu davada ve o davada Mahmut ÖZTÜRK'
ün vekili olmadığını, davadan sonra da Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birkaç defa görüşme
yaptığını, telefon numarasının rehberinde kayıtlı olduğunu, görüşmelerinin tamamen dava
konusu ile ilgili olduğunu,
Şüpheli Rafet ARSLAN'ı, şüpheli Muzaffer TEKİN'in arkadaşı olması nedeniyle
Muzaffer TEKİN'den sonra yaklaşık 1 yıldan beri tanıdığım, kendisiyle Muzaffer TEKİN'in
davalan nedeniyle birkaç kez telefon görüşmelerinin olduğunu, dava dışında herhangi bir
görüşmesinin olmadığını,
Şüpheli Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in, ATABEYLER Operasyonu sonrasında açılan
davada sanıklardan ismini hatırlayamadığı bir tanesinin vekilliğini üstlenmesi için bürosuna
geldiğini, kendisinin arkadaşlarıyla görüşeyim dediğini, davanın hem siyasi olması hem de
İstanbul dışında Ankara' da olması, gidip gelmenin külfetli olacağını düşünerek kendisine
daha sonra cevap veririm dediğini, onun da sanığın babası ile görüşeceğini söylediğini, ondan
sonra da ne kendisinin onu aradığını ne de onun kendisini aradığını, görüşmelerinin
olmadığını, Ümraniye davasından sonra yakalandığını duyduğunu,
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'ı açık www.acikistihbarat.com internet sitesinden
tanıdığını, herhangi bir dostluğunun olmadığını, açık hava toplantılarında birkaç defa
görüşmüş olduğunu, samimiyetinin olmadığını, KASIM/2006 tarihinde kendisinin aleyhinde
onun internet sitesinde siyasi yazılar yazdığından dolayı hiç görüşmediğini, hatta bu yazıları
basının alıp kullandığını, yaklaşık bir veya birbuçuk ay kadar önce ZAHİDE OKUR, Halil
Behiç GÜRCİHAN ve ismini hatırlayamadığı bir erkek iki bayan gazetecinin kendisine
telefon açarak ziyaretine gelmek istediklerini söylediklerini, kendisinin hiçbir mahsuru yok
gelebilirsiniz demesi üzerine, avukatlık bürosuna geldiklerini, çay içip 10-15 dakika muhabbet
ettiklerini, Behiç'le birlikte o şekilde oturduklarını, ondan sonra bir görüşmelerinin olmadığını,
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün "kuvvaimilliye" isimli internet sitesinin kurucusu
olduğunu, Mersin'de ikamet ettiğini bildiğini, 2006 yılında Boğazlayan kaymakamını anma
töreninde kendisi ile bir defa görüştüğünü, ayrıca 2006 yılı sonunda bürosuna bir defa
geldiğini, iş yoğunluğu nedeniyle fazla görüşemediğini, 2006 yılı KASIM ayından itibaren
hiçbir irtibatının olmadığını,
Şüpheli Ergün POYRAZ ile yaklaşık 1,5 yıl kadar önce İstanbul'da bir konferansta
tanıştığını, İstanbul'a geldiğinde görüşmüş olabileceğini, Danıştay davası ile ilgili olarak
Ankara'ya gittiğinde evinde bir defa görüştüklerini, bir de telefonla birkaç defa
konuşmalarının olduğunu, Ümraniye davasında tutuklandıktan sonra kendisinin vekilliğini
aldığım, İstanbul' da başka tanıdığının olmadığını ve sevdiği bir yazar olduğu için avukatlığını
aldığını,
Şüpheli Fuat TURGUT'U yaklaşık 2- 2,5 yıldır tanıdığını, Ermeni konferansının
iptalinden sonra kendisini aradığını, bu konudaki davalara müdahil olabileceğini ifade ettiğini,
ancak kendisi İzmir'de olduğundan teşekkür ettiğini, daha sonra Patrikhanenin Yunanistan'a
taşınması konusunda İzmir Sivil Toplum Kuruluşlarınca İzmir Gündoğdu meydanında yapılan
ve kendisine de konuşma imkam^yerilen mijingtc karşılaştıklarını, sonrasında arada bir
kendisini aradığını, çoğu zaman vakit imkansızlığından onu aramasının mümkün olmadığını,
Onun bir defa kendisinin bürosunu ziyaret ettiğini, çok sıklıkla görüşmediklerini, bir defa da
"Medeniyet Dediğin" isimli yapımcılığını yaptığı programa davetli olarak çıktığını,
Şüpheli Asim DEMİR'in, kendisine ait avukatlık bürosunda ücretle çalışan işçi
konumunda olan şahıs olduğunu, Avukatlık bürosunun kurucusunun kendisi olduğunu, vergi
levhasının kendisinin adına olduğunu, yanında SSK'lı olarak avukat Mehmet BİLGİN, Avukat
Erkan AKKAS, Mustafa YILMAZ ve stajer olarak da Fatma AVUS ve AHMET
POLATOGLU'nun, sekreter olarak Ramazan SELÇUK'un çalıştıklarını, ancak Avukat
Mehmet BİLGİN ile Avukat Erkan AKKAS yaklaşık bir ay kadar önce kendilerine Sirkeci'de
büro açtıklarını ve yanından ayrıldıklarını, şüpheli Asim DEMİR'in büronun temizlik ve çay
işlerini yaptığını, ayrıca Hukukçular Birliğinde de temizlik ve çay işleri yaptığını, normalde
kendi evinde yatıp kalktığını, kendisininden habersiz zaman zaman Hukukçular Birliği
derneğinde yatıp kalktığını bu dosya nedeniyle yeni öğrendiğini, Asim'in bazen bürodan
adliyelere dosya ve evrak getirip götürme işini de yaptığını,
Şüpheli Atilla AKSU'yu Sultanahmet Adliyesinde zabıt katibi olması nedeniyle
yaklaşık 4-5 yıldır tanıdığını, Atilla'nın zaman zaman Türklük aleyhine, Atatürk'e karşı açılan,
ifade özgürlüğü ile ilgili olan kesinleşmiş basma yansımış mahkeme karan veya kesinleşmiş
kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlan emsal olması nedeniyle kendisine gönderdiğini, en
fazla 2 veya 3 defa bu kararlardan kendisine göndermiş olduğunu, Atilla'nın Avukatlık
bürosuna yaklaşık iki hafta kadar önce Azerbeycan' da yazarlık yapan bir bayanla birlikte
geldiklerini, yazann elinde "ermeni meselesi" ile ilgili güzel kitaplar olduğunu, "bunlardan
istifade etme şansımız var mı?" diye sormaya geldiğini, hatta kendisine iki kitabı hediye olarak
bıraktığını, arada bir kendisine basında ismi geçen tamamen güncelleşmiş kesinleşmiş kararlan
da göndereceğini de söylediğini, ancak kendisinin kesinlikle bu kararlan talep etmediğini,
çünkü kendisinin o tür bir karara ihtiyacının olmadığını, iki hususta kendisinden talebinin
olduğunu, biri; Amerika'da yaşayan "Ermeni soykmmı vardır" diyen yazar Taner AKÇAM
hakkında eski tarihte kesinleşmiş bir karann eline geçtiği veya bulduğu takdirde vermesini rica
ettiğini, çünkü bunu ismini hatırlamadığı bir müvekkilinin Taner AKÇAM hakkında Ermeni
meselesinden dolayı Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği bir şikayetinin üzerine takipsizlik
karan verilmiş olması nedeniyle, Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunmak için
kullanmak maksadıyla emsal karar olması için istediğini, ancak bilahare kendisine döndüğünü
bulamadığını ifade ettiğini, diğeri; Muzaffer TEKİN konusunda ricada bulunduğu, onun
sebebinin de, 2007 Ağustos ayında Sabah ve Zaman gazetelerinde Muzaffer TEKİN'in Alman
ajanı ve uyuşturucu kaçakçısı olduğuna dair haberler çıkması üzerine, arkasından 9. ayda savcı
Zekeriya ÖZ ile bu konuyu görüştüğünü, kendisine bu konuyu araştırdıklannı, gerekli
yazışmayı yaptıklannı o Muzaffer TEKIN'in bu Muzaffer TEKİN olmadığını söylediğini,
ancak soruşturma gizli olduğundan bu konuda herhangi bir belge almasının mümkün
olmadığını, kendisinin de Zaman ve Sabah gazetelerine dava açabilmek için hangi Muzaffer
TEKİN hakkında bu suçlardan ötürü şikayet edildiğini ve hakkında karar çıktığını tespit
edebilmesi için Atilla'ya böyle bir kesinleşmiş karar var ise kendisinden vermesini istediğini,
kendisine bir adet kesinleşmiş karar gönderdiğini, ancak Atilla'nın kendisine gönderdiği bu
karann gizli olmadığını ve bu karan hiçbir yerde kullanmadığını, bunun dışında telefonda
kendisine söylediği konularda vereceğini belirttiği ancak kendisinin hiçbir talebi olmayan
telefon görüşmelerinde dahi talepte bulunmadığı belli olan hiçbir karar göndermediğini,
telefon görüşmelerine bakıldığında görüleceği üzere kendisinin Atilla'dan Muzaffer TEKİN ve
Taner AKÇAM'm dışında hiçbir karar talep etmediğini, kaldı ki söz konusu kesinleşmiş emsal
kararlann her zaman için araştmlıp bulunabilecek basma yansımış kararlar olduğunu, gerek ev,
gerekse büro aramalannda Atilla'nın telefonda kendisine bahsettiği kararlardan hiçbirinin
çıkmadığını ve gerçekte de
• benzediğinden AİHM uygulaması
açısından önem arz etmemesi sebebiyle kendisine bir fayda vermediğinden kendisinden hiçbir
şekilde karar aldırmadığınıverdiği TCK 301 karan ile ilgili karar ve Muzaffer TEKİN ile ilgili
bir karan hiçbir yerde kullanmadığını belirttiği,
Kendisine İletişim tespit tutanakları ve Atilla AKSU'nun beyanları okunarak
sorulduğunda;
Atilla AKSU'nun bir bayan akrabasının boşanma davasını takip ettiğini, bu iş için çok
cüzi bir miktar para aldığını, aynca Atilla'nın kardeşinin işsiz olduğunu kendisine söylediğini,
kendisinin de müvekkillerinden işçi arayan olursa söylerim dediğini, yaklaşık 4-5 aydır iş
aradığını bildiğini, şüpheli Atilla'nın kardeşi Levent AKSU'nun Balıkesir Üniversitesinde
Sosyal Bilimler Dalında öğretim üyesi olarak tanıdığını, Yeni Çağ Televizyonu'nda
"Medeniyet Dediğin" isimli programa iki defa bağlantı kurdurduğunu, kendisinin temiz bir
insan olduğunu bildiğini, zaman zaman telefonla görüşmüşlüğünün olduğunu belirttiği,
TCK'nun 301. maddesinin uygulanması ile ilgili istatistiki bilgi isteyip istemediği
sorulduğunda;
Kendisinin istemediğini, ancak Onun 301. maddeden yargılananlarla ilgili liste
çıkanp kendisine gönderdiğini, kendisinin istemediğini, beyanında bahsettiği gibi kendisinin
yukanda söylediği iki konu dışında hiçbir şekilde Türklüğe hakaret, Atatürk'e hakaret, Recep
Tayyip Erdoğan m damadı, Abdullah UNAKITAN, Ali ve Murat Ülker, Türk İntikam
Tugayından (TİT) SEMİH GULALTAY hakkında hiçbir şekilde talepte bulunmadığını ve
herhangi bir bilgi ve belge almadığını, aldırmadığım, Zaten arama sırasında da bu tür belgeler
çıkmadığını, yine kendisinin Taner AKÇAM dışında, kurt konferansı düzenleyen öğretim
üyeleri ile ilgili kendisinden bilgi ve belge istemediğini belirttiği,
3283 nolu tapedeki görüşmede "TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA" şeklinde bir
beyanda bulunup bulunmadığı sorulduğunda:
Hatırlamadığını, ne anlama geldiğini de hatırlamadığını,
3290 nolu tapede "İYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA
GÖNDEREYİM" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
İkaz etmesinin nedeninin Onun devlet memuru olması ve telefonlann dinlendiğini
bildiğinden, daha doğrusu tahmin ettiğinden, kendisine zarar gelmesin diye kalbini de
kırmamak için uyardığını, sık sık kendisini aradığını, kendisinin telefonda onu dinlerken
başka işlerle uğraştığını, çünkü uzun uzun aynı konulan konuştuğunu, iyi niyetli bir insan
olduğunu asla kendisine gizli belge vermediğini belirttiği,
3205 nolu tapedeki THKP/C lilerle alakalı görüşme sorulduğunda;
Kendisinin ondan görüldüğü üzere herhangi birşey istemediğini, onun kendisinin
bahsettiğini, kendisinin de başından savmak için getirirsin aldmnm dediğini, bu tür belgelerin
işine yaramadığını belirttiği,
3319 nolu tape okunup sorulduğunda;
SERAY SEVERTe ilgili davanın bilgilerini kendisinin istemediğini, Atilla'nın
kendisinin göndereceğini söylediğini, bunu aldırmadığını almak için de kimseyi
göndermediğini,
10/ARALIK/2007 tarihinde 200 sivil toplum kuruluşu tarafından "Dağlık Karabağ"
yılı ilan edilmesi nedeniyle Galatasaray'ın önünden Azerbeycan'dan gelen Devlet
protokolünün katılımı ile Taksim'e kadar yürüyüş yapıldığını, kendisinin orada sadece
katılımcı olduğunu konuşmacı olmadığını,
23/11/2007 tarihi saat 10:41-10:44 arasında yaptıklan görüşmede Atilla AKSU'nun
sesini kısarak konuşmasının ve orada özellikle "Milli Piyango İdaresi ve üzerindekilerle ilgili
PKK lılann yapmış olduğu 2004 yılında Beyazıt'ta yapmış olduğu bir şeyden bahsedildiği,
adreslerinin olduğunu söylediği, yine Atilla'nın "ŞIRNAK'TAN TUT ŞEYİNDEN ÇIK,
BİRŞEYLER VAR, YARIN BUGÜN BİRŞEYLER OLUR, ADRESLERİ BELLİ OLUR...
TURKUAZ İLE İLGİLİ ŞEYLER VAR.. BİRÇOK FAAL BİRİSİYLE TANIŞTIĞINI,
AZERBEYCAN'DA KENDİSİ TAM BÖYLE TÜRKÇÜ BİR KADIN BU II O İLLE GEL
DİYOR" şeklindeki konuşmalarında neyi anlattığı, kendisinin bu konuşmalardan ne anladığı
sorulduğunda;
Atilla'nın hazırlık kaleminde görevli olduğu için mesai saatleri içerisinde etrafına
rahatsızlık vermemek için kısık sesle konuşmuş olabileceğini, ancak yukarıda belirtilen
konularla ilgili kendisinin Ondan hiçbir belge aldırmadığım ve kendisine de gelmediğini,
07/11/2007 tarihli saat 12:19-12:21 arasında Atilla AKSU ile yapılan görüşmedeki
gönderdiği anlaşılan evrakların ve belgelerin içeriğinin ne olduğu sorulduğunda;
Sabah gazetesinde Ağustos ayında Muzaffer TEKİN ile ilgili uyuşturucu kaçakçısı
ve Alman ajanı şeklinde haber yapan Sabah gazetesinin muhaberi TUTKUN ARBAŞ ve
sorumlu yazı işleri müdürleri hakkında dava açtığını, bu davanın halen devam ettiğini,
kendisine Atilla AKSU'nun hangi belgeyi gönderdiğini bilmediğini, böyle bir kararın
bürosunda ve evinde ele geçirilmediğini, sözü edilen kararların gizlilik derecesi olmayan
kesinleşmiş aleni olan, heryerde bulunabilecek içtihatlar olduğunu ve hiçbir yerde
kullanmadığını belirttiği,
02.03.2001 tarihi İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce,
hakkında işlem yapılan ve tutuklanan, Tuncay GUNEY'den elde edilen "ERGENEKON
Analiz Yeni Yapdanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi" isimli doküman ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Kendisinin bu tür örgütlenmeyi ilk defa duyduğunu, bu bahsedilen örgütün siyasi bir
yapılanma olmayıp mafya ve terör örgütü olduğunu, kendisinin hukukçu kişiliği, siyasi
düşüncesinin böyle bir illegal örgüt içinde yer almasını mümkün kılmadığını, sözü edilen
kişiyi tanımadığını, bu tür yapılanmalann içinde yer almadığını, üyesi olmadığını, bu tür
örgütlerin maskaralık olduğuna inandığını, doküman içerisinde geçenlerin hiçbirini kabul
etmediğini, kendisinin bu dokümanı hiç okumadığını, okunduğu haliyle kendisinin bu örgütün
terör örgütü olduğunu düşündüğünü ve içinde yer almadığını, böyle bir yapılanmadan da
haberinin olmadığını, ilk defa duyduğunu, kendisinin "DEVLETİN YENİDEN
YAPILANMASI İÇİN ÖNERİLER MASTIR PLANI" çalışmasından dava sebebi ile haberdar
olduğunu, fikren katılmasının mümkün olmadığını, ayrıca "LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK
1999" isimli belgeden de dava nedeniyle haberdar olduğunu, içeriğini tasvip etmediğini,
ortada kendi Devletimiz varken bu tür oluşumları macera olarak değerlendirdiğini, kendisinin
evinde ve bürosunda bunlarla ilgili hiçbir bilgi ve belge çıkmadığını,
"Birleşik Komün Girişim İstanbul 27 Haziran 2000 operasyon" isimli TUNCAY
GUNEY'den elde edilen doküman ve içeriği ile ilgili olarak sorulduğunda;
Kendisinin Ali YASAK'ı tanımadığını, bu bilgiden ve belgelerden şimdi haberdar
olduğunu, evveliyatı hakkında bilgisinin olmadığını, kişileri tanımadığını, belgeyi
görmediğini,
TUNCAY GUNEY'den elde edilen "ULUSAL MEDYA 2001 İstanbul ARALIK"
başlıklı doküman ve içeriği ile ilgili sorulduğunda;
Bu konuda birşey bilmediğini,
Kendisinin bu tür ulusal programdan ilk defa haberdar olduğunu, Ulusal Güç
Birliğinin başına bir Türk kadın başkanın geçirilmesinden neyin kast edildiğini de bilmediğini,
Kendisinin Kuvvai Milliye Derneği ile hiçbir şekilde irtibat halinde olmadığını,
derneğin Ankara'daki başkanmı da tanımadığını, hiçbir bilgisinin olmadığını, Kuvvai Milliye
isminin de bu şekilde kullanılmaması gerektiği kanaatinde olduğunu belirttiği,
Şüphelinin Bahçeşehir 1 .Kısım Akasya 06 Villa 17 Büyükçekmece adresinde
bulunan konutunda yapılan arama sırasında ele geçirilen .84 adet CD'nin incelenmesi
neticesinde elde edilen verilere göre (2) nolu CD'de ROJ TV 7.GUN programındaki oturum
görüntülerinin tespit edilmiş olduğu sorulduğunda;
Bu CD'lerin Ankara'dan ismini hatırlayamadığı, yaşlı bir bayan öğretmen tarafından
kendisine gönderildiğini, yaklaşık bir hafta veya on gün önce kurye ile geldiğini, bir kısmım
izlediğini, o gönderen bayanın kendisine ROJ TV'nin İstanbul'dan yayın yaptığını, hatta bu
yayını gerçekleştirenlerden Yeni Şafak gazetesinden KORAY DÜZGÖREN isimli yazarın bu
programı İstanbul'dan canlı yayın olarak yaptığını söyleyerek kendisine telefonda "lütfen bu
yayında suç unsuru var ise ROJ TV'nin istanbul'dan yayın yapması suç ise KORAY
DÜZGÖREN hakkında şikayetçi olmam için kendisine yardımcı olur musun" dediğini, bu
CD'nin 30 dakikalık bölümünü izlediğini, hakikaten KORAY DÜZGÖREN'in Türkiye'deki
siyasi kürtçülük faaliyetleri ile ilgili PKK'nm ülke sorunlarına bakış açısı, Güneydoğu meselesi
ve ülke sorunları hakkında bir program yapıldığını, kendisine suç duyurusunda bulunmasını
söyleyeceğini, ancak gözaltına alınınca kendisini arayamadığmı,
(5) nolu CD içeriğinden "21/Nisan/2007 tarihli Türkiye'yi Türkler yönetmiyor,
Devletin yeniden Türkleştirilmesi ve kurumların özlerine dönüşünün sağlanması ve
küreselcilerin emrindeki yöneticilerin tavsiyesine gerek var" konulu CD hakkında
sorulduğunda;
Türkiye'nin son dönemlerde ABD'nin ve AB'nin siyasi ve ekonomik egemenliği
altına girdiğini, bu sürecin ülke açısından istikbalde ekonomik çöküntüyü getireceği gibi
sömürgeleştirmeye yol açabileceği, siyasal açıdan da parçalanma sonucunu doğurabileceği, bu
sebeple küreselci ekonomik ve siyasi politikalardan vazgeçerek kendi öz ve milli politikalarını
uygulaması gerektiğini, küreselci politikaların etkisi altında kalan kurum yöneticilerinin de
tamamen milli politikaları uygulamaya yönlendirilmesi gerektiğini kastettiğini, kaldı ki bu
programın halka açık olup gösterildiğini, o tarihte en az 400 bin kişi tarafından seyredilmiş
RTÜK'ün de denetimine tabi bir program olduğunu, bu konuda ne bağlı olduğu televizyona ne
de program yapımcısı olarak şahsına dava açılmadığı gibi uyan da gelmediğini, beyanlarında
kesinlikle bir suç unsuru olmadığım, tamamen Türkiye'nin istikbalinin en olumlu şekilde
gelişmesi ve gelişimini sürdürmesi için dilek ve temennilerinden ibaret olduğunu,
Ev araması sırasında ele geçirilen 2006-EKİM 3 YAZILI KIRMIZI KLASÖR
içerisindeki;
-(37) sayfalık Ece ŞAKACI, Sinem GÜNDOĞAN, Okay ÖZÇELİK isimli şahıslara
ait ve üzerlerinde Jandarma amblemi bulunan Güvenlik Soruşturması Arşiv Formları
fotokopisi ve adı geçen şahıslara Gambia Konsolosluğundan vize talebinde bulunduğuna dair
yazı fotokopileri, CSAR Fikret EMEK, TUĞ-KAN İMAR Muzaffer ŞENOCAK, Türk
Bayrağı resmi üzerinde Halil MERT Topçu Binbaşı isimlerinin bulunduğu dokümanlar.
-(28) Sayfalık "Mavi Yeşil A.Ş.nin faaliyetleri" ile ilgili bilgisayar çıktısı brifing.
-(1) sayfalık exell çıktısında UTAG Ana Sermaye adı altında Fikret EMEK, Hamza
MUMCU, Muzaffer ŞENOCAK, Mustafa KARBEYAZ isimlerinin yer aldığı bilanço.
-(2) Sayfalık "Evrenin Kanayan Yarası Terör" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman,
-(13) Sayfalık "AB Sürecinin En Uyumsuzluk Alanı Sosyal Haklar" başlıklı
bilgisayar çıktısı dokümanda AB ile ilgili kitaplardan derlenen bilgilerin bulunduğu,
-(6) sayfalık jammer cihazı (frekans engelleyici) ile ilgili bilgisayar çıktısı doküman.
-(1) Sayfa Odak Güvenlik amblemi bulunan fotokopi.
-Komiser Erhan ÖNER yazan üst kısmında polis amblemi bulunan ve kartvizitten
resmi çekildiği anlaşılan fotokopinin şüpheli Muzaffer TEKİN'den elde edilen (1) nolu CD'nin
çıktıları ile aynı içerikte olduğunun tespit edildiği hatırlatılarak dosyadaki gizlilik ve kısıtlama
karan da göz önüne alınarak bu tür gizli belgeleri ne şekilde elde ettiği ve başka bir yerde
kullanıp kullanmadığı konusu sorulduğunda;
Şüpheli Muzaffer TEKİN, 14/06/2007 tarihinde tutuklandıktan kısa bir süre sonra
bürosuna Aydın YÜKSEK isimli bir kişinin geldiğini, kendisinin arama yapılan odada
oturduğunu, doğrudan odasına gelerek kendisine "beni hatırladınız mı tanıdınız mı?" dediğini,
kendisinin de "hayır tanıyamadım" dediğini, arkasından kendisinin Ümraniye operasyonu
davasında aranan Aydın YÜKSEK isimli kişi olduğunu, bu dava ile ilgilendiğinden ötürü
kendisinin de tanıdığı bir kişinin ismini verdiğini, bu sebeple doğrudan kendisine geldiğini,
Muzaffer TEKİN'in de evinde çıkan gizli olduğu iddia edilen CD'nin bir kopyasının da onun
elinde olduğunu söyleyerek elinde tuttuğu CD'yi masasının üzerine koyduğunu, devamla
Aydm'm; bu CD'de herhangi bir gizli belge olmadığım, kendisinin iş ortağı olan Muzaffer
ŞENOCAK ile ilgili bilgiler olduğunu bu bilgileri Muzaffer ŞENOCAK'tan derleyip bizzat
CD'ye kendisinin aktardığını ve Mete YALAZANGİL aracılığıyla Muzaffer ŞENOCAK'm
asker kimliği nedeniyle yardımcı olmak için Muzaffer TEKİN'e teslim ettiğini ve bu CD
sebebiyle de kendisinin arandığını bu konuda hukuki bir yardımda bulunup bulunamayacağını
sorduğunu" kendisinin ona CD'de ne olduğunu sorduğunu, kimlik bilgileri olduğunu ifade
ettiğini, birlikte beraber bilgisayara koyarak içindeki dokümanlara tek tek baktıklarını,
bakabildikleri dokümanlarda kendisinin gizlilik unsuru görmediğini, dokümanlarda "GİZLİ"
ibaresinin olmadığını ve aynca söz konusu dokümanlarda ürünlerin tanıtımı Muzaffer
ŞENOCAK hakkında kimlik bilgileri, şirket bilgileri, GAMBİYA ile ilgili fotoğraflar, bazı
komutanların bazı konularda isim zikretmeksizin görüşleri, Milli Güvenlik Kurulu kararlan,
gizli olmayan raporlar ve ülke meseleleri hakkında belgeler olduğunu gördüğünü, ancak
yukanda belirttiği gibi CD'yi getiren şahsın "bu CD'nin Muzaffer TEKİN 'e bırakılan CD'nin
bir kopyası" olduğunu ifade ettiğini, kendisinin de bunun üzerine ona CD'yi çıkartarak teslim
ettiğini ve söz konusu CD 'yi Emniyet Müdürlüğüne veya soruşturmayı yapan Cumhuriyet
Savcılığına teslim ederek kendisinin de teslim olmasını ifade ettiğini, kendisine bu konuda
tutuklanıp tutuklanmayacağını sorduğunu, Muzaffer TEKİN'in bu CD sebebiyle
tutuklandığını belirterek tutuklanma şansının yüksek olduğunu ifade ettiğini, Avukatı olup
olamayacağını sorduğunu, kendisinin Muzaffer TEKİN'in müdafii olduğunu bu sebeple bu
dosyada menfaat çatışması olma ihtimaline binaen müdafii olamayacağını ancak Avukat
bulamaması halinde Avukat tavsiye edebileceğini söylediğim, bunun üzerine onun bu akşam
teslim olacağını, Avukat bulamazsa yardım için kendisine döneceğini belirterek CD'yi alıp
büroyu terk ettiğini, Bilahare söz konusu CD'deki bilgiler bilgisayannda çıkmış olmakla
aradan 4 ay geçtikten sonra söz konusu CD'de yer alan bilgileri bir defa daha okuyarak birer
çıktılanm da yazdırarak ele geçirilen klasörü oluşturduğunu, söz konusu belgelerin gizli olup
olmadığı konusunda 05/10/2007 tarihi Genel Kurmay Başkanlığı'na ve Milli Güvenlik
Kurulu'na 6 sayfalık dilekçenin ekinde bu çıktılann bütün fotokopilerini ekleyerek 08/10/2007
tarihi Araş Kargo ile Milli Güvenlik Kuruluna ve Genel Kurmay Başkanlığı Adli
Müşavirliğine gönderdiğini, söz konusu dilekçeleri ve gönderi belgelerini ibraz ettiği,
Aynca gönderdiği yazılara Genel Kurmay Başkanlığından 16/10/2007 tarihi cevap
gelerek söz konusu dosyanın ve gönderdiği dilekçenin K.K.K.'lığı Adli Müşavirliğine
gönderildiğinin belirtildiği, daha sonra yine aynı dilekçesi ile ilgili olarak incelemenin
tamamlandığı 14/Aralık/2007 tarih, 516846 sayılı yazı ile söz konusu belgeler hakkında
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına bilgi verilmiş olduğunu, istenen bilgilerin belirtilen
makamdan temin edilmesinin uygun olacağı ve aynca dilekçesinde bu konuyla ilgili muazzaf
subaylann bu olaya kanşıp kanşmadıklan bu konuda Genel Kurmay tarafından herhangi bir
soruşturmanın açılıp açılmadığı konusundaki soruya da; bu konuyla alakalı TSK personeli
hakkında Adli makamlara intikal eden herhangi bir soruşturma bulunmadığının belirtildiği,
Bunun dışında Milli Güvenlik Kurulu sekreterliğine göndermiş bulunduğu aynı tarihli
yazısına, 31/10/2007 tarihi cevap geldiğini, talep etmiş olduğu konularda yani söz konusu
belgelerin Milli Güvenlik Kurulundan çıkan guh belge olup olmadığı, var ise bu konuda hangi
belgenin gizli olduğu hususundaki sorusuna da kendi internet sitelerine koymuş
oldukları yazıyı ifade ettikleri, bu yazıda da "20/Haziran/2007 tarihli çeşitli basın ve yayın
organlarında yayınlanan Milli Güvenlik Kurulu toplantı tutanaklarının ele geçirildiği haberleri
gerçeği yansıtmamaktadır kamu oyuna saygı ile duyurulur" diye Basın Genel Sekreterlikçe
yayınladıklarını ifade etmiş olduklarını, bu anlamda söz konusu belgelerin Milli Güvenlik
Kurulu tarafından gizli olmadığı ortaya çıkmış bulunduğunu, öncelikle söz konusu dosyanın
kendisine geliş şeklinin aynen bu anlattığı şekilde olduğunu, nitekim Aydm YÜKSEK'te
Haziran ayında teslim olduktan sonra bu hususu aynen kendisinin ifade ettiği şekli ile anlatmış
ifadesini de bu şekilde vermiş olduğunu, Aydm YUKSEK'in 2007/1536 Hazırlık sayılı
dosyasına vermiş olduğu ifadenin aynen bu anlattıklarına ek olarak ilave edilmesini arz ve
talep ettiğini, çünkü bu ifadenin kendisinin anlattıklarını açıkça teyid etmekte olduğunu,
herşeyden önce kendisine getirilen CD'nin, dosyadaki CD'nin bir başka kopyası olduğunu, bu
CD üzerinde kendisi tarafından hiçbir şekilde hiçbir değişiklik yapılmadığını, bu CD'nin yine
hiçbir şekilde yasa dışında temin edilmediğini, tamamen davasını kendisine vermek isteyen
dosya şüphelisi tarafından getirilmiş olduğunu ve bu belgelerin o CD'den çıkarılan belgeler
olduğunu, yine dosyaya sunduğu dilekçe ve ekindeki Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Kurmay
Başkanlığı yazışmalarının da kendisinin bu söylediklerini aynen teyid etmekte olduğunu, söz
konusu CD'den çıkan belgelerin kesinlikle kendisi tarafından bir başka yerde kullanılmadığını,
başkalarına verilmediğini ve başka taraflara açıklanmadığını, Tamamen müvekkilinin
müdafaası kapsamında herhangi bir çaba ve kanunsuz bir eylem olmaksızın gelen delil olarak
değerlendirdiğini, dosyadaki gizlilik unsuruna da riayet edildiğini, hiçbir basın ve yayın
organında çıkmadığını ve kimseye vermediğini, temininde gayri kanunilik olmadığını,
doğrudan doğruya bir dosyanın müdafıisine gelen delilin yasalar çerçevesinde korunduğunu ve
gizlilik kuralına da riayet edildiğini, belgelerin kaynakları olduğu iddia edilen Genel Kurmay
Başkanlığı'na ve Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliğine gönderilmiş olmasının gizlilik kuralını
asla ihlal etmeyeceğini, çünkü belgelerin gerçek merciinin söz konusu kurumlar olduğunu, bu
kurumlara gönderilmekle belgelerin ifşa edilmiş sayılamayacağını belirttiği,
Aydın YUKSEK'in kendisine CD'yi verdiğinde bir kopyasından bilgisayarına
yükleyip yüklemediği sorulduğunda;
Kesinlikle kendisinin bilgisayarına veya başka bir CD flash bellek gibi depolama
aygıtına Aydm YUKSEK'in getirdiği CD'nin bir suretini kopyalamadığını, Avukatlık bürosnda
sekreterlik yapan RECEP AKKUŞ'un sadece CD'yi açtığını içeriğine baktıklarını, herhangi bir
sakınca görmediklerini ve kapattıklarım, tarihim tam olarak hatırlayamadığı bir süre sonra
bilgisayardan çıktısını alarak klasör haline getirdiğini ve bahsettiği kurumlarla yazışma
yaptığını, bu konuyla ilgili başka bir CD hazırlamadığını ve hiçbir değişiklik yapmadıklarını
belirttiği,
Şüpheli Aydm YUKSEK'in Klasör-4 Dizi-451-455'te bulunan ifadesi kendisine
okunup, orada "söz konusu CD'yi bürodan bilgisayara takıp-açıp bakıldığı konusunda bir
beyanının bulunmadığı", aksine Aydm YUKSEK'in evinde bulunan diğer CD'yi ve Muzaffer
ŞENOCAK ile ilgili irtibatı olan evrakları alarak Savcılığa gittiğini beyan ettiği hatırlatılarak
sorulduğunda;
Kendisinin söylediklerinin doğru olduğunu, Muzaffer TEKİN'den elde edilen CD'nin
ayrı bir kopyasını Aydın'ın getirerer kendisinin bilgisayarında açtıklarım, onun o konuyu
atlamış olabileceğini, büroda CD'nin içeriğine birlikte bakıp incelediklerini, Onun "CD'nin
içerisinde ne olduğunu bilmiyorum" demesinin belki ilk etapta Mete YALAZANGİL'e
verirken içeriğini bilmediğini ifade etmek istemiş olduğunu, ayrıca belirtmek istediği bir
hususun daha olduğunu belirterek,
Devamla, öncelikle bu belgelerin Muzaffer TEKİN davasında delil niteliğinde
olduklarını, Muzaffer'in müdafiisi olduğunu, müd'afiiliğinin gerek arama sırasında gerek ifade
sırasında da devam etmekte olduğunu, Terörle Mücadele Yasasının 10. maddesinin e
bendinde belirtildiği şekilde el konulmasının usule uygun olmadığını, gelen delile bir Avukatın
ne şekilde ulaştığını açıklama zorunluluğunun bulunmadığını, müdafii olarak dava ile ilgili
kendisine ulaşan delile bakmama veya almama durumunun olamıyacağmı, aksi halde görevi
suistimalinin ortaya çıkacağını, ancak delil açığa çıkarsa gizlilik unsurunun ihlal edilmiş
olacağını ki burada açığa çıkarılmamakla gizlilik unsurunun da ihlal edilmediğini, belgelerin
tamamen müvekkilinin müdafası kapsamında Milli Güvenlik Kurulu ve Genel Kurmay
Başkanlığına gönderildiğini, TCK'nun 281 ve 285. maddelerinin ihlalinin de söz konusu
olmadığını, Anayasanın 36. maddesinde belirtilen savunma hakkının kullanıldığını, kaldı ki
söz konusu belgeler Avukatlık yasasının 36. maddesi kapsamında sır saklama görevi içerisine
gireceğini, Avukatların kendilerine tevdii edilen veya gerek Avukatlık görevi gerekse barolar
nezdindeki görevleri nedeniyle öğrendiği hususları açığa çıkartmalarının da yasak olduğunu,
bu yasağın ortadan kaldırılmasının savunma dokunulmazlığını tamamen ihlal edeceğini ve
meslek sırrı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirttiği,
Ev araması sırasında ele geçirilen Diyarbakır İl Seçim Kuruluna başlıklı bilgisayar
çıktısı A4 kağıt arkasında HASAN ALP ZEREK ile başlayan Hüseyin FATİH ŞAHİNLER ile
biten ve birçok isim soyisim karşısında telefon numaralan bulunan belgenin neye ilişkin
olduğu sorulduğunda,
Burada ismi bulunan şahıslann bayram, kandil ve yılbaşında kendisine mesaj çeken
kişilerin isimleri ve cep telefonlanna ilişkin olduğunu, o belgede "V.T. , EM" gibi yazılı
kişilerin kime ait olduğunu bilemediğini, muhtemelen meslektaşı veya arkadaşı olduğunu,
Ev araması sırasında ele geçirilen "M.Ali KARDEŞİM" şeklinde biten belge ile ilgili
olarak sorulduğunda;
Samsun'dan Mehmet Ali isminde, şuanda soyadını hatırlamadığı, kadrosuz gayri
resmi olarak imamlık yapan, eski bir mahalle muhtannm, EMRE adındaki oğlunun Yıldız
Üniversitesi 4. Sınıfta okumakta olduğunu ve onun ailevi sıkmtılan olduğundan aylık 100
YTL burs verdiğini, 3 yıldır bu çocuğa burs verdiğini, bu şahısla ilk tanışmasının onun
kendisini aramasıyla olduğunu, televizyondan görüp, çocuğunun üniversiteyi kazandığını,
imkanı olmadığını yardımcı olmasını istediğini, vakıflardan burs ayarlayabilirmisin dediğini,
kendisinin zor olduğunu söylediğini ve, kendisinin ona yardım ettiğini, EMRE'nin büroya
gelip 100 YTL bursunu aldığını, kartının kendisinde olduğunu dosyaya sunabiliceğini,
Ev araması sırasında ele geçirilen ANİS TOUR başlıklı rezervasyon formundaki
belirtilen olay sorulduğunda;
01-08 Ağustos tarihleri arasındaki yat turuna ilişkin olduğunu, ismi geçenlerin
kendisi, eşi, SABİR (Azerbeycanda parti başkanı ve milletvekilidir), TENZİLE, CEMİL,
AYDA RUSTEMHANLI (Azerbeycanlı dostlan olduğunu), CANDAN ERENEROL ve
SELÇUK ERENEROL'un da aile dostlan olduklarını,
ERENEROL soyisimli şahıslann Sevgi hanımla yakmlıklan olup olmadığı
sorulduğunda;
CANDAN HANIM'm Sevgi hanımın kardeşi, SELÇUK'un da yeğeni olduğunu, bu
yat gezisinin parasını herkesin kendi cebinden karşıladığını, 1.000 YTL kaporayı kendisinin
verdiğini, sonra 400 YTL daha verdiğini ve herkesin üzerine düşeni kendisine ödediğini,
Ev araması sırasında ele geçirilen diğer el yazması olarak bulunan yazılann
kendisinin katıldığını televizyon programlanndaki o anki konuşmalanna ilişkin olduğunu,
2007 yılı Şubat ayında Vatan gazetesinden ismini o anda hatırlayamadığı Emniyet
Muhabirinin kendisine gelerek "Emniyet kaynaklanndan edindiği bilgiye göre, TİKKO' nun
kendisini Hrant'm karşılığı olarak öldüreceklerini tespit ettiklerini, Valilikten koruma talep et
dediklerini, kendisinin yazdığı dilekçede koruma istemediğini ancak gereken önlemlerin
alınmasını istediğini, ancak Valiliğin kendisine bir personel ile koruma tahsis ettiğini, bunun
üzerine kendisinin de istemediğini belirterek korumayı red ettiğini.
Ayrıca 15/03/2007 tarihli İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün yazısında
belirtilen 19/02/2007 tarihi Muammer KOCADALLI isimli şahsın E-5 üst geçit köprüsü
altında iki şahıs tarafından araca bindirilerek "bizim seninle işimiz yok , bizim işimiz Veli
KÜÇÜK Paşa ve Kemal KERİNÇSİZ ile ilgilidir, onlara söyle akıllı olsunla"r dedikleri
yönündeki ihbarla ilgili olarak sorulduğunda;
Muammer KOCADALLI'nm kendisinin müvekkili olan ADEM KOCADALLI'nm
kardeşi olduğunu, biraz rahatsız olduğunu, tahminine göre de bu olayı kurgulamış
olabileceğini, kafasında hayaller kuran biri olduğunu o nedenle ciddiye almadığını, bu şahsın
Veli Paşayı da tanıdığı için ikisinin ismini andığını,
Ev araması sırasında ele geçirilen; 15/Şubat/2007 İstanbul Atatürkçüler başlığı
bulunan ve gazete kupürleri kesilerek daktilo ile altlarında yorumlar yapılan 6 sayfadan ibaret
yazılar okunup sorulduğunda;
Bunları İstanbul Üsküdar'da ismini ve açık kimliğini bilmediği bir şahsın hazırlayıp
her ay kendisine faksla gönderdiğini, başkalanna da gönderdiğini düşündüğünü, kendisinin
301 davalarına ve kamuoyunda ses getiren birçok davaya katıldığı için birçok kişi tarafından
tanınıp ve bilindiğini, özellikle Yeni Çağ televizyonundaki programlarım nedeniyle
tanındığını,
Ev araması sırasında ele geçirilen; "BATININ SOYKIRIMI" isimli çalışma
sorulduğunda;
Bu çalışmayı İhsan TEKOĞLU'nun hazırlayıp kendisine göndermiş olduğunu,
kendisi ile birebir görüşmesinin olmadığını,
Ev araması sırasında ele geçirilen; diğer belgelerin birçoğunun televizyon
programlarında yaptığı konuşmalara ilişkin olduğunu, orada bulunan "AB Türkiye'yi bir iç
savaşa götürüyor, bunu asker söylüyor, sonra AB'ye girmelidir diyor, bu tezattır, Türkiye'nin
AB dışında demokratikleşmeye ihtiyacı vardır, etnik merkezli demokratikleşme değil, yurttaşlık
merkezinde olmalıdır, daha etkin bir orduya ihtiyacımız var, BUGÜN SİVİL SİYASETÇİYE
BIRAKTIĞIMIZDA ÜLKENİN BÖLÜNMESİNİ GETİRİRSİNİZ, AB'NİN BİRÇOK
ÜLKESİNDE ORDUYA İHTİYAÇ YOKTUR..." şeklindeki yazı sorulduğunda;
Bu görüşlerin kendisine ait olan görüşler olmadığını, tartışma sırasında not olarak
almış daha sonra yazıya dökmüş olduğunu,
Ev araması sırasında ele geçirilen;"3 profesör" başlıklı "saygılarımla Muammer
KARABULUT' yazılı bilgisayar çıktısı ile ilgili olarak sorulduğunda;
Yazıyı nerden elde ettiğini bilmediğini, Muammer KARABULUT' un Antalya'da
ikamet ettiğini, yaklaşık 2 yıldır kendisini tanıdığını,
www.acikistihbarat.com sitesinden alman 13/10/2006 tarihli yazılan yukanda da
belirtiği gibi Behiç GÜRCİHAN tarafından hazırlanan internet sitesinden indirmiş
olabileceğini,
Ev araması sırasında ele geçirilen; "Dinin ötesinde anket" başlıklı 6 adet değişik
isimler tarafından doldurulmuş anketle ilgili olarak sorulduğunda;
Yaklaşık 2 yıl kadar önce Silivri bölgesinde Protestan mensubundan hücre gruplan
belirdiğini ve burada vatandaşlan fişlemeye başladıklannı, 6.000' e yakın Müslüman Türk'ün
fişlendiğini ve bu fişlerde kişilerin aile yaşantıları, dini inançlan, politik ve cinsel tercihleri
gibi özel bilgilerin not alınmış olduğunu, bu gruplann aynca Silivri' de ilköğretim ve lise
çocuklan üzerinde etkin bir şekilde çalışarak bunlan hristiyanlaştırma gayretlerine girmiş
olduklannı, Çocuklan okullardan alıp Taksimdeki Protestan kilisesine götürmekte, vaftiz
ettirmekte, para ve lüks hayat karşılığında İslam dininden soğutmakta, küçük kızlarla bu
çocuklan cinsel ilişkiye sokarak tamamen ele geçirme çahşmalan yaptıklanm, bunun üzerine
bölge jandarması gerek Silivri'deki merkezlerine gerekse Taksim'deki merkezlerine baskınlar
yapmış ve bu konuda birçok delil ve belge ele geçirerek savcılığa intikal ettirmiş, Silivri
C.Başsavcüığınca Silivri Asliye Ceza Mahkemesinde "dini değerlere hakaret, Türklüğe
hakaret ve kişisel bilgilerin hukuk dışı stoklanması" konusunda davalar açılmış olduğunu, bu
davalara kendisi ve diğer arkadaşlarının, çocukların ailelerinin vekilleri olarak katıldıklarını,
davanın halen derdest olduğunu, kendisine gösterilen belgelerin Jandarma tarafından ele
geçirilen belgeler olduğunu, kendisinin dava dosyasında bulunan delillerden olduğunu,
Yunanistan'a Ruhban okulunu açtırmak ekümenikliğini kabul ettirmek isteyen
Patrikhanenin Yunanistan'a gönderilmesi konusunda sivil toplum kuruluşları olarak Türk
Ortadoks Patrikhanesi, Aydınlar Ocağı, Türk Dünyası Vakfı, Büyük Hukukçular Birliği
Derneği gibi birçok yüzün üzerinde sivil toplum kuruluşu tarafından yaklaşık 2,5 yıl önce
2005 yılında imza kampanyası yapıldığını, Türkiye'de 3 milyon imza toplandığım ve bunları
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa kamyonla gönderdiklerini ve daha sonra da Danıştay'da
hukukçular birliği olarak kendilerinin Patrikhanenin Yunanistan'a gönderilmesi konusunda
dava açtıklarını, halen davanın derdest olduğunu,
"HOCALI KATLİAMI" başlıklı yazıdaki Tenzile RÜSTEMHANLI'nm kendisinin
aile dostu ve Azeri Kadınlar Birliği Genel Başkanı olduğunu, 25 Şubat 2006 tarihi bir
konferans düzenlendiğini bunun onunla ilgili bir davetiyedir, kendisinin bu toplantıya
katılmadığını, çünkü Türk solunu tasvip etmediğini,
"Milli Güç Birliğinden Duyurular" başlıklı dört köşesinde Türk bayrağı bulunan
doküman sorulduğunda;
28 Ekim 2005 tarihi Patrikhanenin önünde yapılan imza kampanyasına ilişkin izin
alınmış yasal bir basın açıklaması olduğunu,
Ev araması sırasında Doğubey AKINCI tarafından Araş kargo ile şüpheliye
gönderilmiş olan, henüz açılmamış iken Baro temsilcisi ile birlikte açılarak İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi Hakimliğinin kararı ile incelenmesine izin verilen, Doğubey AKINCI
tarafından yazılmış "muhterem üstadım" şeklinde başlayan ve kendisinin önceden Genel
Kurmay Başkanlığına bağlı Askeri Haber Alma asli kadroda çalışan bir istihbarat görevlisi
olduğunu v.s. anlatan ve "saygılarımla Doğubey AKINCI" diye biten yazının 3. sayfasında
"değerli üstadım ben hukuki tüm dava dilekçelerini yazabiliyorum, tez yazıyorum, ama bunlar
için ne bilgisayarım var ne de yazıcım, ne de diğer araç ve gereçlerim, istediğim malzemeler
ve bir miktar param olsa hem geçimimi sağlarım hem de istihbarat alanında Devlete çok
önemli hizmetlerim geçer...ayda bir asgari ücret kazanabilirim, hem de İSTİHBARAT
TOPLARIM, GÖRÜNTÜ ALIRIM, SES KAYDI YAPARIM, GÜN HİZMET GÜNÜ benim
ihtiyaçlarımın hepsi 4.000 YTL'yi geçmiyor, SİZİN ÇEVRENİZ GENİŞTİR, istediğim
malzemeler elime geçse 1.500 YTL nakdi sermayem olsa kimseye
bağlı olmadan yaşarım......" şeklinde talepleri bulunan şahısla nereden, ne şekilde tanıştığı
kendisine niye böyle bir talepte bulunduğu, 4 sayfa el yazısı yazı ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Bu kişinin kendisini bu kargoyu göndermeden 3-4 gün kadar önce telefonla birkaç
defa aradığını, Başbakan aleyhine açmış olduğu 3 kuruşluk davadan ötürü kendisini tebrik
ettiğini, onun mağdur edildiğini, kurt kökenli vatandaş olmasına rağmen asla terörü tasvip
etmediğini, devletinin yanında olduğunu, açtığı davalarda kamu görevlilerinin ona yardım
etmediklerini, idare mahkemelerinde davasının olduğunu, ona yardım edip edemeyeceğini
sorduğunu, kendisinin de dava dosyasının bir fotokopisini gönderdiği takdirde okuyup
görüşünü ona belirtebileceğim, bu noktada kendisinin ona ancak bu şekilde yardımının
olabileceğini söylediğini, aradan kısa bir süre geçtikten sonra söz konusu dosya ve içindeki
evrakların kurye ile kendisine geldiğini, evinde arama yapıldığı sabahın önceki akşamında söz
konusu dosyayı incelemek için eve götürdüğünü, masanın üzerine açmadan kargo poşeti ile
bıraktığını, ancak o gün Yargıtay'ın Orhan PAMUK davası, ile ilgili bozma karan vermesi ve o
kararın ülke gündemi açısından daha önem arz-ettiğinden gece saat 02:00' ye kadar Yargıtay
karan üzerinde çalıştığını ve bu konuda bâşin metni"ye,çalışmasını hazırladığını,

t
zamanı yetmediğinden o dosyayı açıp inceleyemediğini, sabahleyin de arama sırasında
dosyanın masa üzerinde bulunup Cumhuriyet savcısı ve baro temsilcisi tarafından kamera
önünde açıldığını, o bakımdan dosyanın içerisindeki muhteviyatı bilmesinin mümkün
olmadığını, kişinin yazmış olduğu mektubu ve içeriğini de yine aynı şekilde bilmesinin
mümkün olmadığını, ayrıca telefonda kendisine herhangi bir para yardımından bahsetmediğini
zaten böyle bir yardımı da karşılayacak durumda olmadığını,
Profesör Doktor Gürhan ÇAĞLAYAN tarafından "Sayın bay KEMAL KERİNÇSİZ
Büyük Hukukçular Birliği Derneğine" hitaplı yazılmış 4 sayfadan ibaret yerli malı kullanma
konulu yazı ile ilgili sorulduğunda;
Söz konusu kişinin kendisini aradığını, hatta bu yazıyı dernekte gündemlerine
aldıklarını, bu mektubu okuduklarını, ama onun söylediklerini yapamadıklarını ve kendisine
de dönemediğini,
A4 kağıda kendi el yazısı ile yazmış olduğu "K.ÇEKMECE Be.. Ö..., Fen işlerinde
şefMuşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor" yazısı ile ilgili olarak sorulduğunda;
Yaklaşık 1 yıl kadar önce bir erkek şahsın büroda iken kendisini arayarak bu bilgileri
kendisine verdiğini, kendisine BAŞKANIM diye hitap ettiğini, çünkü kendisinin önceki
yıllarda MHP'den Belediye Başkan adayı olduğunu bildiği için böyle hitap etmiş olduğunu, bu
bilgileri kendisine verdikten sonra not ettiğini ancak herhangi bir adli merciye bildirmediğini,
kendisine "dilekçe yaz Emniyet'e ver veya gel büromda yazalım verirsin" dediğini
konuşmadan sonra şahsın gelmediğini,
Dahil olduğu dernek, sendika, siyasi parti veya legal hiçbir oluşum bulunup
bulunmadığı sorulduğunda;
Herhangi bir siyasi partiye üye olmadığını, 2004 yılı yerel seçimlerinde Küçükçekmece MHP
Belediye Başkanı Adayı olduğunu, il ve ilçe yönetim kurulunda görev aldığını, 2006 yılı
Mayıs veya Haziran aylarında partiden istifa ettiğini, şuanda hiçbir parti ile bağlantısının
olmadığını, Büyük Hukukçular Birliği ve Büyük Güç Birliği Derneği ve Ayasofya Derneğinde
üyeliğinin olduğunu, Büyük Güç Birliği Derneğinin tüzüğü ile ilgili İstanbul İl Valiliğinin
talebi üzerine Fatih Cumhuriyet Başsavcılığınca Tüzüğün 4. maddesinin devletin görevleri
arasında sayıldığı belirtilerek derneğin feshi davası açıldığını, ancak Fatih 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinin 20/07/2007 tarih, 2007/67 Esas ve 2007/307 karar sayılı ilamı ile fesih
davasının reddine karar verildiğini ve temyiz edilmeksizin bu karann kesinleştiğini, bunun
yanısıra 11. Türk Dünyası Kurultayına Büyük Hukukçular Birliği Başkanı olarak katıldığını,
orada Ermeni meselesinin uluslararası hukukta tartışılması konusunda tebliğ sunduğunu,
bunun dışında Edirneli olması nedeniyle Edirne ve yöresindeki mahalli derneklere de
üyeliğinin mevcut olduğunu ancak aktif bir üyeliğinin bulunmadığını, 3001 nolu tape okunup
sorulduğunda;
Şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığı görüşmeye ilişkin olduğunu, görüşmede
bahsedilen dosyanın Bulgar Ortadoks kilisesi eski yönetim kurulu üyesi BUJİDAR ÇİPOF
tarafından "ekümeniklik vardır ve Türk Devleti bunu kabul etmek zorundadır" açıklamasına
binaen Patrikhane aleyhine yapılan şikayet dosyası olduğunu,
27/Ağustos/2007 tarihli görüşmenin Ümraniye dosyası hakkında yapılmış bir görüşme
olduğunu, hukuka aykırı bir görüşme olmadığını, Sevgi ERENEROL'un kendisinin aile dostu
olması nedeniyle sık sık görüştüklerini, 3005 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüşmede belirtilen kitabın "MUSANIN ÇOCUKLARI" isimli kitap olduğunu, yazarının
şüpheli Ergün POYRAZ olduğunu, Abdullah GÜL'ün Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine
toplatılması konusunda başvurmuş olduğunu ancak talebinin reddedilmiş olduğunu,
konuşmada geçen Emin HOCA'nın şüpheli EmmGÜRSES olduğunu, 3007 sayılı tape okunup
sorulduğunda; '* -^'" >,

1806
Şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığı görüşmedeki dosyanın patrikhanenin
kapatılması ile ilgili olan dosya olduğunu, orada bahsedilen "dökümlerin tahlilleri mastır
planm tahlilleri" ibarelerinin Ümraniye davasının içinde bulunan deliller ile ilgili olduğunu,
söz konusu delillerden mastır çalışması Kuddisi OKKIR'm hazırlamış olduğu parti programına
benzer bir çalışma olduğunu, şüphelilerin ifadelerinde çok ayrıntılı olarak yazılmış olduğunu,
dosyadaki mevcut bütün deliller üzerinde Avukat Engin Bey ile bir paylaşıma girerek delillerin
teknik hukuk tahlilini yapmak suretiyle dava açılmadan ön hazırlıklarını bitirerek iddianame
sonrasında tutukluluğun mahkemeden kaldırılması için hazır hale gelmelerine yarayan
çalışmalar olduğunu, bu beyanlarında hiçbir hukuka aykırılık olmadığını, sadece meslektaşıyla
yapmış olduğu müdafaanın paylaşımı olduğunu, orada KOMUTAN olarak geçen kişinin
emekli yüzbaşı Muzaffer TEKİN olduğunu, genelde askerlere KOMUTAN diye hitap
edildiğini, başka bir anlamının olmadığını, Hüseyin isminde bahsedilen şahsın Avukat Hüseyin
BUZOĞLU olduğunu, Ergün POYRAZ'm ikinci Avukatı olduğunu, aynı zamanda Ankara'dan
samimi dostu olduğunu, Ergün'ün fikir sanat eserlerinden doğan davalarına onun girmiş
olduğunu, kendisinin de söz konusu Avukatın canla başla çalıştığını ifade ettiğini,
Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Kurulu ile alakalı bahsettiği yazılardaki gizlilik
olup olmadığına ilişkin yazışmalardan bahsettiklerini, TOLGA ismindeki şahsın MHP il
başkanı olduğunu, daha sonra genel merkez tarafından görevden alındığını, Yeni Çağ
televizyonunda yaptığı program ile ilgili konuk olarak kimi çıkaracağı konusunda Sevgi
hanımla yaptığı fikir teatisinden ibaret olduğunu,
Mustafa ERKAL hocanın Aydınlar Ocağı Başkanı olduğunu, konusunda yetkin bir
insan olması nedeniyle onu programa çıkartma konusunda konuştuklarını,
3008 sayılı tape okunup "300 milyon lira para toplanma konusu" sorulduğunda;
Küçükçekmece'de Muzaffer TEKİN'i seven genç arkadaşlarının 10' ar 20' şer YTL'yi
toplayıp komutanın zor durumda olmasına binaen kendisine verdiklerini, kendisinin de Ona
takdim ettiğini, onun da sevindiğini, konuşmasında geçen Ülker hanımın Ay Yıldız Platformu
Genel Başkanlığını yapan Ülker DURUKAN olduğunu, kendisi aynı zamanda Çevre Dostları
Derneği başkanlığını yaptığını, Bakırköy Belediyesinde İdari Meclis üyeliği yapmış olduğunu,
bu platformun resmi bir platform olduğunu ve yaklaşık 250'ye yakın derneğin toplandığı bir
platform olup bu platforma kendilerinin de üye olduklarını,
3014 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Konuşmada bahsedilen konunun DAĞLICA katliamı ile ilgili olduğunu, kendisinin o
eylemi PKK' mn tek başına yaptığına inanmadığını, PKK görüntülü AMERİKAN saldırısı
olduğunu, televizyon programlan ile ilgili yapılması gerekenleri konuştukları bir görüşme
olduğunu, bir de DAĞLICA' dan sonra infial oluşmasın diye ifadelerinin olduğunu,
3015 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Paşa dediği şahsın Sevgi hanımın Ortadoks Patriği olan erkek kardeşi olduğunu,
yorumlarının günlük siyasi yorumlar olduğunu, kendisinin orada "al birine vur öbürüne"
şeklinde bahsettiğinin siyasi yorumdan ibaret olduğunu, bahsedilen davanın da Hrant DİNK
ile ilgili Veli KÜÇÜK, Muammer Güler, Abdulkadir AKSU ve Cemil ÇİÇEK hakkındaki dava
dosyası ile ilgili görüşme olduğunu, oradaki bilgiden kasdm dosyanın buraya gönderilmesinin
başkaları tarafından duyulmaması olduğunu, görüşmede geçen "Büyük Mitinglerin
Yapılmasından" kastının terör sona ersin ve Devlet gerekli olan önlemleri alsın, artık şehit
cenazeleri gelmesin, kan akmasın için olduğunu, Orhan ÇALIŞLAR'm tertip ettiğini,
mitinglerin milletin gözünü boyamak için barış ve demokrasi adı altında siyasi kürtçü
faaliyetleri içinde olduğunu, daha doğrusu millete anlatarak aydınlatmak bilgilendirmek
anlamında, bahsedilen mitingin DAĞLICA katliamından* kısa bir süre sonra Ankara da
yapıldığını, ancak bu mitingte PKK'nm bölücü başının "fotoğraflarının açıldığını, terör
örgütünün propagandasına dönüştürüldüğünü, kendisinin - DOĞU SİLAHÇIOĞLU'nu
tanımadığını, Muzaffer Beyin arkadaşı olduğunu, Alevi-Sünni çatışmasının bir fayda
getirmeyeceğini ve Alevilerle Sünnilerin barış içinde yaşamaları gerektiğini, bunun toplumun
huzuru için şart olduğunu söylemiş olduğunu,
Kendisinin İşçi Partisinin politikalarım beğenmediğini, tapede geçen TALAT Paşa
KOMİTESİ'nin İşçi partisinin bir organizasyonu olduğunu, İşçi partisinin fikirlerini
beğenmediğinden böyle bir organizasyonda yer almadığını, kendilerinin tertip ettikleri
etkinliklerinde; sadece 2005 yılında patrikhanenin Yunanistan'a taşınması konusundaki basın
açıklamasına İşçi Partisi üyelerinin geldiğini, buna da gönlünün razı olmadığını ama onların
katıldılanm, ondan sonra hiçbir etkinlikte birlikte hareket etmediklerini, Ülker hanımın
başkanlığını yaptığı Ay Yıldız Platformunun düzenlediği "RICE 'in gelişini protesto etmek"
amacıyla düzenlendiğini, Irak'ta yüzlerce insan ölürken rahatsız olduklarını,
3020 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Konuşmada ismi geçen Ramazan KIRKIK'm emekli tarih öğretmeni ve Aydınlar
Ocağı üyesi olduğunu, protesto için siyah çelenk koyma eyleminin bekledikleri kadar
kalabalık olmadığından dolayı kendisi ile yaptıkları konuşma olduğunu, katılımın az olmasının
nedeninin ABD konsolosluğunun uzak olması ve platformun çok parasının olmaması
olduğunu, Ülker DURUKAN ile Ülker SALMAN'in aynı kişi olduğunu, boşandığı için kızlık
soyadı olan SALMAN'ı kullandığını, aynı siyah çelenk koyma eylemini İsrail
başkonsolosluğuna da yapmayı düşündüklerini, ama yapmadıklanm, görüşmede geçen Ozcan
PEHLİVANOGLU' nun Rumeli ve Balkan Türkleri Federasyon başkanı olduğunu, onun da Ay
Yıldız Birliği Platformu üyesi olduğunu,
3022 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi Cumhuriyet gazetesi muhabiri ile yaptığını, orada Hrant DINK
cinayeti ile ilgili olayın anlatılmış olduğunu, açık bir şekilde Hrant DİNK cinayetinin Türk
insanı tarafından yapılmadığını, faillerin her tarafta bulunan ve kolaylıkla milli hisleri
uyandırılarak motive edilip eline silah verilip harekete geçirilecek kişi olduğunu ve bunun
arkasında ajan örgütler bulunduğunu ifade etmiş olduğunu, bunların tamamen şahsi kanaatleri
olduğunu, herhangi bir özel bilgi ve delile dayanmamakta olduğunu,
3023 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığını, görüşmede geçen 70 yaşında
olan kişilerden araştırmacı yazar Erol BİLBİLİK' i kastettiğini, Yeni Çağ T.V'deki programına
konuk olduğunu bu görüşmenin onunla ilgili olduğunu, orada Sevgi hanımın '»YÜZ YÜZE
GÖRÜŞELİM" dediği konunun Hrant DİNK soruşturması ile ilgili olduğunu, CFR'ler
BİLDERBERG derneğinin dünyanın en zengin örgüt lideri olduğunu, Rahmi KOÇ'un
BİLDERBERG üyesi olduğunun bilindiğini, Ayvalık Alibey Cunda Adası'nda, Rum Ortadoks
Patrikhanesi tarafından bu kütüphane açılmak istendiğini, ancak mübadele anlaşmasına göre
söz konusu yerin açılması mümkün olmadığından hazine tarafından önce RAHMİ KOÇ'a
verildiğini, RAHMİ KOÇ'un da danışıklı dövüşüklü olarak burayı kütüphane olarak
patrikhaneye tasarrufta bulunduğunu, böylece Türkiye'de ilk papaz yetiştiren okulun
kütüphane adı altmda patrikhanenin eline geçmiş olduğunu, telefonda bu konudan
bahsettiklerini,
Görüşme içinde geçen "PKK dağda değil bu Devletin içinde" sözü ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Buradaki kastının PKK' nm meclisteki temsilcileri ve Türkiye'nin ekonomi ve
siyasetine sahiplenme gayretinde bulunan ve güç kazanan siyasi kürtçülerin etkinliğini
artırarak milli politikaları engellemeleri ve hali hazırda Suriye'de bulunan PKK' nm istihbarat
arşivini Türkiye'ye getirilmesini engellemelerini kastettiğini, Devletten kastının doğrudan
doğruya Devlete etki etmeye yönelmiş DTP' li milletvekiller ile bunlara bağlı ekonomik ve
siyasi güç kazanan siyasi kürtçü çevreler olduğunu:
>;
Q< l/h* -
3025 sayılı tapede Murat ÖZKAN' la yapılan görüşmede "Ali YIGIT in yeniden
ifade vermesi konusunda BOŞVERİLMEMESİ" şeklindeki beyanları okunup sorulduğunda;
Şüpheli Ali YİĞİT' in cezaevinden tahliye olduktan sonra derhal aynı günde veya
birgün sonra önce Murat ÖZKAN'ı Müge TEKİN'i ve Muzaffer TEKİN'in kardeşi RIZA
TEKİN'i arayarak kendisinin hatalı yazılan ve gerçekte beyan etmediği ifadeleri yüzünden
Muzaffer TEKİN' in ve Mahmut ÖZTÜRK' ün cezaevinde yattığını ve bundan vicdanen
rahatsız olduğunu ifade ederek telefonla aramış olduğunu, bunun üzerine yukarıda ismi geçen
3 kişinin Muzaffer TEKİN'in Avukatları olarak kendisine ve Avukat ENGİN BEYE bu konuyu
anlattıklannı, Ali YİĞİT' in cezaevinde kaldığından dolayı yıprandığını, Trabzon' da ailesinin
yanma giderek biraz dinleneceğini daha sonra İstanbul' a gelip bu konuda gerekirse yeniden
ifade verebileceğini, yine yukarıdaki 3 kişiye beyan etmiş olduğunu, aradan bir süre geçtikten
sonra Murat ÖZKAN kendisine telefon açarak Ali YİĞİT'in Trabzon'dan geldiğini kendileri ile
görüşmek istediğini söylemiş olduğunu, kendisinin de Murat ÖZKAN'a böyle bir görüşmenin
yapılabileceğini görüşme yeri konusunda da tamamen Ali YİĞİT' in söylediği yere
gidebileceklerini belirttiklerini, bir müddet sonra Murat ÖZKAN' m söz konusu toplantının
yerini Ümraniye'de bir balıkçı dükkanı olarak verdiklerini, bu adresi Avukat ENGİN BEY'le
Avukat SEÇKİN BEY'e de bildirdiğini, bu sebeple oraya gelmesini istediğini, kendisinin de
söylenen saatte kendi vasıtasıyla söz konusu balıkçı dükkanına gittiğini, toplantıya en az 10-12
kişinin katıldığını, Ali YİĞİT'in abisi dahil akrabaları ile birlikte kalabalık bir şekilde
geldiklerini, toplantıda Muzaffer TEKİN vekili olarak kendisinin ve Avukat ENGİN'in,
Mahmut ÖZTÜRK'ün vekili Avukat SEÇKİN ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK
ve ortağı Murat ÖZKAN ile Ali YİĞİT ve isimlerini bilemediği birçok akrabasının katılmış
olduklarını, karşılıklı tanışmadan sonra geçmiş olsun dileklerinde bulunduklarını, Ali YİĞİT'e
Emniyette verdiği ifadeyi okuyarak bu ifadeyi verip vermediğini sorduklarını, Ali YİĞİT'in
kesinlikle bu ifadeyi vermediğini olayın gerçeğini bire bir cümlelerle herkesin huzurunda
anlattığını, anlatımlarını not şeklinde yazdığını, aldığını notu tek tek herkesin huzurunda cümle
cümle Ali YİĞİT'e tekrar okuyarak ifadenin bu şekilde olup olmadığını sorduğunu, Ali
YİĞİT'in verdiği ifadesinin hatalı olduğunu, okutmadan imzalatılmış olduğunuvekil
arkadaşının ifadenin sonunda geldiğini, bu sebeple ne yazıldığını bilmediğinden imzalamak
zorunda kaldığını, ama gerçeğin kendisinin anlatığı gibi olduğunu, bunun için "yarın Savcılığa
gidip ifademi yeniden vereceğim" dediğini, kendisinin de daha önce Savcı Zekeriya ÖZ'e bu
konuyu anlatıp Ali YİĞİT'in yeniden ifadesini alıp almayacağını sorduğunu, sayın savcının da
gelirse alırım dediğini, ancak ertesi gün Avukatının tesirinde kalarak belki de muhtemelen
Avukatın sorumluluğu doğabileceğinden ifade vermeye gitmemiş olduğunu, kendilerinin de
bunun üzerine o toplantıda bulunan kişileri tanık olarak dinlettiklerini, Murat ÖZKAN'm
arabasında yapılan aramada ele geçen ifade tutanaklarının söz konusu toplantıda almış
oldukları notlar olduğunu,
3027 sayılı tape okunup orada geçen "GİZLİ BELGE" konusu sorulduğunda;
Asim'in yanında çalışan ilkokul mezunu olan bir şahıs olduğunu, telefonda kendisini
bu şekilde zor durumda bırakmaması için uyardığını, muhtemelen aldığım dediği belgede
TCK'nun 301. maddesi ile ilgili davaları gösteren belge olduğunu, büroya geldiğinde de
kendisine şaka yaptığını söylediğini,
3028 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Tapedeki mesajı gönderen Mücahit KARAYAL'ı tanımadığını, kendi sunduğu
televizyon programında; bugüne kadar yapılan yolsuzlukların, özelleştirmelerin, gizli
anlaşmaların aslında Yüce Divanlık suç olabileceğini eğer idam cezası kaldırılmamış olsaydı,
bugünkü siyasetçilerin idam cezası ile yargılanabileceklerini söylediğini, bunun üzerine
televizyon seyircisinin kendisine çektiği bir mesaj .olduğunu, kendisini sevmeyen PKK ve
Ermeni İnternet sitelerinde cep telefonu numarasını vejdiklerjni,
3030 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Pakize AKBABA'mn Şehit Anneleri Dernek başkanı olduğunu,
yapıldığı iddia edilen seçim hilelerini protesto etmek amacıyla Ankara'da Yüksek Seçim
Kurulu önüne siyah çelenk bırakmak istemiş olduklarını, kendisine bu konuyu açtıklarını,
kendisinin de makul demokratik bir tepki olarak gördüğünü, çünkü Yüksek Seçim Kurulunun
bazı siyasi etkilenmelerden ötürü farklı kararlar alarak iktidarı belirleme konusunda etkilerinin
olduğu inancında olduğunu, Pakize AKBABA ile yapmış olduğunu görüşmenin tamamen
demokratik ve Anayasal bir hakkın kullanımının ifadesi olduğunu,
3037 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu görüşmenin müvekkili ile arasında olan bir görüşme olduğunu, Mustafa ERSAN
ERKAL'm Aydınlar Ocağı başkanı olduğunu, Mahmut UÇAR'ın 80 yaşlarında bir beyefendi
olduğunu ve kendisini evladım diye sevdiğini, hatta birkaç defa evine yemeğine davet ettiğini,
3042 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Ergün POYRAZ'm cezaevinde yeni bir kitap yazdığını bu kitaptan dolayı da
kendisine düzenlenecek olan gıyabında bir törenle ödül verilmesi ve bu yolla da kitabının
tanıtılmasını istediğini söylemiş olduğunu, kendisinin de bunu Sevgi hanıma aktardığını,
ancak böyle bir ödül verilmediğini,
3044 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Dursun KOÇ'un kendisinin yanında çalışan yaklaşık 65 yaşlarında bir adam
olduğunu, getir götür işlerine baktığını, geçmişinde birçok sıkıntılar yaşamış biri olduğunu,
ailesinin bulunmadığını, kendisinin de ona kucak açtığım, Onun kendisine "baba" diye hitap
ettiğini, kendisinin de Ona "yavrucuğum" diye hitap ettiğini, 20 yıldan beri herhangi bir yanlış
hareketini görmediğini, büronun en iyi çalışanlarından olduğunu, kendisine çok bağlı bir insan
olduğunu, "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM, ANINDA EMRET, ANINDA İŞ
BİTER BEN AHMET MEHMET DEĞİLİM" şeklinde söylemesinin kendisine olan sevgisini
bağlılığını göstermek için olduğunu, zaman zaman alkol aldığını, alkollü iken aramış
olabileceğini,
3045 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Arayan şahsın Küçükçekmece'deki seçmenlerinden biri olduğunu, ismini
bilmediğini, görüşmenin içeriğinin 09/Aralık'taki Türk Dünyası İnsan Hakları adına
düzenlemiş oldukları anma günü ile alakalı olduğunu, yürüyüşün yasal prosedür içinde Dağlık
Karabağ günü olarak Azerbeycan Konsolosluk yetkilileri ve resmi görevlilerin katılımı ile
olduğunu, kendisinin burada sadece katılımcı sıfatı ile bulunduğunu,
3046 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüştüğü şahsın Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı Ramazan BAKKAL olduğunu,
Elif ŞAFAK' m Beyoğlu'nda bir otelde konferans düzenleyeceği haberini almış ve buraya da
milliyetçi 3-4 bayanın giderek düzenlenen konu hakkında kendisine bir takım sorular sorarak
gerçeğin ortaya çıkarılması için demokratik bir tepkinin konulması için kendilerine yardımcı
olmasını istediğini, kendilerinin AY YILDIZ BİRLİĞİ başkanı Ülker hanımın başkanlığında
soru sorabilecek 3-4 bayanın olduğunu söylediğini, bunların katılması halinde en azından o
salonda bulunan şahısların paneli sunan Elif ŞAFAK' m gerçek kimliğini görmeleri
bakımından fayda sağlayabileceği inancı ile yapılan bir telefon görüşmesi olduğunu, bunun
dışında gerek Danıştay gerekse Ümraniye operasyonlarından sonra tutuklanan kişilerin
birçoğunun toplumda milliyetçi kesimden kişiler olduğu bilinmesi nedeniyle ve yine birçok
derneğin üzerine gidilmesi sebebiyle insanların ülke sorunları üzerinde tartışıp faaliyette
bulunulmasının büyük ölçüde önüne geçildiğini birçok insanın bu operasyonlar sebebiyle
demokratik haklarını kullanmaktan ve ifade etmekten çekinmekte, kendilerinde bir otokontrol
sistemi oluşturduklarını, bu konularda milli faaliyetlere katılımların azaldığını ifade eden
konuşmadan ibaret olduğunu, buradaki anlatımların tamamen bu yönde demokratik tepkilerin
bu operasyonlardan ötürü kısıtlandığına ilişkin karşılıklı fikir alışverişi mahiyetinde olduğunu,
3054 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüşmede ismi geçen OĞUZ ÖCALAN'ın, Ülker DURUKAN hanımefendinin
Çevre Yıldızı Derneğinde çalıştığını, aynı zamanda kendisi kooperatifçilik faaliyetlerinde
bulunduğunu, kendisinin bu şahsı Ülker hanım vasıtasıyla tanıdığını, çok sık
konuşmadıklarını,
3055 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi Sabri BOZKURT'la yaptığını, şahsın heyecanlı bir takım psikolojik
rahatsızlıkları olan bir kişi olduğunu, amacı aşan sözleri çok sıklıkla kullandığını, görüşmede
geçen "bu saatten sonra ben adamın derin devletiyim önde bayrakla gideceğim" şeklindeki
sözlerinin amacını aşan sözler olduğunu, tasvip etmediği ifadeler olduğunu görüşmesinde de
belirtmiş olduğunu,
3059 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Pakize AKBABA'nm Şehit Anneleri Derneği Başkanı olduğunu, Dağlıca
katliamından sonra yeniden şehit cenazeleri gelmesin diye şehit ailelerine gerekli olan her
türlü mali imkanların sağlanması ve gözetilmesi konusunda meclisten ve hükümetten
kararların çıkmasını sağlamak ve demokratik haklarını kullanmak amacıyla meclise gidip
oradaki yetkililerle görüştüklerini, son derece olumlu görüşmelerle döndüklerini, buradaki
konuşmasının, demokratik anayasal çerçeve içerisinde düzenlenmiş bir faaliyetle ilgili
olduğunu, ancak kendisinin bu faaliyetin içinde olmadığını, sadece orada yaptıklarını
kendisine anlattıklarını, aynı zamanda kendisinin Şehit Anneleri Derneklerinin vekilliklerini
yaptığını, Pakize Hanımla yaptığı konuşmalann bu vekalet ilişkisine istinad etmekte olduğunu,
yani yaptıkları veya yapacakları eylemleri kendisine söylediklerini, kendisinin de kanunsuz
hiçbir eyleme girmemelerini tamamen yasalar çerçevesinde protesto haklarını kullanmaları
konusunda bilgi verdiğini, bugüne kadarda hiçbir yasadışı eylem gerçekleştirmediklerini,
3062 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Sevgi ERENEROL ile yaptığı görüşme olduğunu, 22 Şehit Ailesi Başbakan' a sadece
Şehitlerin itibarının iadesinin sağlanması amacıyla menfaatten uzak sembolik bir anlam ifade
edecek üç kuruş üzerinden dava açıldığını, Başbakan'ın Avukatlarının bu konu üzerinde dava
dosyasına vermiş oldukları cevaplarda neden üç kuruş açıldığı konusunda yorumlar
yaptıklarını ve mukabilinde kendisinin cevap dilekçelerinde verdiği mukabil cevaplarda
aslında üç kuruşun toplumda değer etmeyen bir anlam ifade taşıdığını, Başbakan' in da
şehitlerine kelle diyerek saygı ve itibar göstermediğini ve bu anlamda şehidine saygı
göstermeyen siyasetçinin de şehit aileleri nezdinde değerinin olmayabileceğini beyan etmiş ve
duruşmalarda da ifade etmiş olduğunu, bu beyanlanm tamamen dava içerisindeki iddia ve
savunmaya yönelik Anayasanın 36. maddesi çerçevesinde savunma ve hak arama mahiyetinde
değerlendirilmesi gerektiğini, nitekim bu yazılanndan ötürü başbakan tarafından aleyhine
herhangi bir dava açılmamış olduğunu, iddia ve cevap arama hakkı içerisinde
değerlendirildiğini, Başbakan'a hakaret kastının olmadığını, üç kuruşun kendi içerisinde bir
hakaret olarak yorumlanabilme ihtimali çok fazla olabileceğinden ilk intiba olarak bu anlam
çıkanlabilmekte olduğunu, ancak yukanda da beyan ettiği gibi davanın Şehitlerin itibannm
iadesine yönelik sembolik bir değer ifade etmekte olduğunu, nitekim Başbakan da Meclis
grubunda yaptığı toplantıda bu konuya tepki vermekle beraber kendisine hakaret olarak
algılamadığı ve bu bapta da beyanda bulunmadığı, dava açma yoluna gitmediğini,
3064 saydı tape okunup sorulduğunda^» - •
Muammer KARABULUT'un Antalya'da gazeteci olup "Coca Cola ve çiş" isimli bir
kitap yazarak Coca Cola' mn içinde uyuşturucu maddej)lduğunu bununla dünya insanlanmn

sağlıklarıyla oynandığını, müptelalık derecesinde alışkanlık yaratıldığını anlattığını, Coca Cola' ya


karşı dava açtığını, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlik kararı ile İdare Mahkemesine
gönderildiğini, halen derdest olduğunu, onun bahsettiği yürütmenin durdurulması konusunda satışının
ve pazarlanması halinde uluslararası tekellerin Türkiye'ye çok büyük baskı yapacağını ve bu şekilde
bu kararın asla uygulanmasının mümkün olmadığını ve bu dava ile sonuca gidilmesinin
gerçekleşemeyeceğine ilişkin yapılan bir konuşma olduğunu, diğer konunun ise Başbakan'm
Avusturalya' daki konuşmasında sadece şehitlere kelle demekle kalmamış, katil başına üç defa "sayın"
demiştir, bunun üzerine Şehit Aileleri tarafından şikayet edilmiş, ancak bu şikayetlerin Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Takipsizlik kararı verildiğini, bunun üzerine kendisi tarafından
Şehit Aileleri adına Sincan Ağır Ceza Mahkemesi' ne itirazda bulunulduğunu ve itirazının kabul
edilerek Başbakanın dokunulmazlığının kaldırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından
TBMM' ye fezleke gönderildiğini, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi başkanım bu karardan önce
tanımadığı gibi yanma da gitmediğini, herhangi bir şekilde tanışmışlığının olmadığını, nitekim telefon
ifadesinden de anlaşılacağı üzere 11. Türk Dünyası Kurultayı için Bakü'deyken Onun kendisini
medyadan tanımasından ötürü arkasından seslenmiş olduğunu ve o vesile ile tanıştıklarını, kendisinin
bu karardan ötürü Onu kutlamış ve Türkiye' de gerçekten cesur hakimlerin olmasından ötürü sevinç
ve gurur duyduğunu ifade etmiş olduğunu, bunun dışında bu kararın istikbaldeki siyasi sonuçlan
yönünden Başbakan' m siyasi geleceğini de etkileyebilecek mahiyette olması nedeniyle onun bazı
tepkiler aldığını ifade ettiğini, anlatımının bu tepkilere yönelik olarak kullanılan sözcüklerden ibaret
olduğunu,
3068 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu konuşmanın Ümraniye soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı hakkında Mahmut
ÖZTÜRK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ile yaptığım görüşme olduğunu,
3072 sayılı tape de "KEMAL BEY BAZI VATANDAŞLAR GENEL KURMAY BAŞKANINI
DARBE YAPAMAYACAĞINI AKP İKTİDARININ İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR PEKİ KİM ÇEKER
ORG. ERDAL CEYLANOĞLU (EDOK) VE ORGENARAL HASAN IGSIZ (LORDU KOMUTANI) BU
GENERALLERDEN BİRİ OLSAYDI OLURDU" şeklindeki SATILMIŞ BALKAŞ tarafından
gönderilen mesaj ve devamında 3075 nolu tape içeriği okunup sorulduğunda;
Kendisinin kesinlikle bu tür mesajları ve konuşmaları tasvip etmediğini, zaten cevabım da
telefonda verdiğini, bu tür ordu ile ilgili ulu orta yapılacak konuşmaların kurumlan yıpratmaktan
başka bir işe yaramayacağı inancında olduğundan her zaman karşı geldiğini, ancak karşısındaki
insanlan kırmamak için bunu yumuşak bir üslupla geçiştirmiş olduğunu, burada da telefon sahibine
katılmadığını açıkça ifade ettiğini,
3079 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Şehit Aileleri adına açtığı "üç kuruşluk" davalarda şehit beratlan ve veraset ilamlannm
gerektiği, doğrudan şehit maaşlan için veraset ilamlannm asıllanm Ankaraya gönderdiklerinden
temininde zorluk çektiğini, sağlanmayan davacılann listesini hazırlayıp, kendilerinden veraset ilamlan
ile şehit beratlerini talep ettiğini, bu konuşmanın tamamen buna yönelik görüşme olduğunu, bu
listenin de şehit berat ve veraset ilamlan listesi olduğunu,
3080 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüşmede ismi geçen Cevat ÇALIK'm Avukatlık yaptığını ve birlikte yürüttükleri davalann
bulunduğunu, kendisinin orduevi giriş kartının olmadığını, HABLEMİTOGLU' nu anma gününe
Keşan' lı hemşerisi olan emekli paşa RAMİZ İLKER' in de geldiğini, savcılığa birlikte dilekçe
verdiklerini, bürosuna yakınlığı nedeniyle birkaç arkadaşıyla birlikte Vatan Caddesindeki Orduevine
davet ettiğini, kendisinin de orada otururken Cevat'ı da çağırdığını,
3081 sayılı tape okunup sorulduğunda;
25 veya 26/Aralık/2007 savcıdan ,Muzaffer ■ TEKİN'in bilgisayarlanndan çıkan imajlan
istediğini, imajın verilmesine dair Emniyete talimat yazdırdığını, o sırada tam dışan

^h&*r>—~~p
çıkarken kendisine yeni yıla bu dosyayı bırakmayacağım dediğini, kendisinin de "sayın
savcım bu konuyu size sormuyorum o bakımdan takdir sizindir, nasıl isterseniz o şekilde
yaparsınız" deyip ayrıldığını, yine tam ayrılırken kesinlikle yeni döneme sarkmayacak
şeklinde kelime sarf ettiğini, arkasından Taraf gazetesinden bir muhabirin kendisini aradığını,
davanın açılıp açılmadığını sorduğunu, kendisinin de yılbaşına kadar açılabileceğini
söylediğini, o da Vatan gazetesinde iddianamenin tanzim edilip hazırlandığını, davanın
açılmak üzere olduğunu duyduğunu ifade ettiğini, kendisinin de onun üzerine bu konuda
kimseyle konuşmadığımı kesinlikle gizlilik kuralına riayet ettiğini, buradaki olayın tamamen
sayın savcının iddianameyi hazırlayarak davayı açmasına yönelik tutumuna ilişkin olduğunu,
3083 sayılı tape de "Milli Sivil Toplum budur anlatabildim mi.. Bir noktada devletin
yapamadığın bu gün zaten devletin yapması mümkün değil, zaten devlet karşı güçlere geçmiş
işgal edilmiş, kurumu ile kuruluşuyla yani işgalci güçler devleti ele geçirme gayretine girmiş
maalesef İŞTE GÖREV BİZE DÜŞÜYOR, bunu da tamamen meşru zemin içerisinde en güzel
bu şekilde hareket etmek... orada RAMIS Paşa var, evet generaller var, albaylar var bir sürü
şey var, çok nitelikli insanlar var, evet birçoğunu siz tanımıyorsunuz tabi, profesörler var,
birçok aydın var, çok güzel oldu...." şeklindeki görüşme okunup sorulduğunda;
Görüşmede ismi geçen Erdoğan KAYA' nm Bilecik Söğütlüler Derneği Başkanı
olduğunu, burada kastedilen anma toplantısının HABLEMİTOGLU cinayetinin dosyasının
neden işletilmediği konusunda Cumhuriyet Savcılığına dilekçe verilmesine ilişkin yapılan
basın açıklaması olduğunu, bu toplantıya son derece aydın bir kesim katıldığını, katledilen
kişinin öğretim üyesi olması, Türk milletinin bir aydını sıfatına sahip bulunması nedeniyle
katılımcılar arasında öğretim üyeleri, ordu mensupları gibi üst elit kesimin katıldığını,
kendisinin burada bahsetmiş olduğu hadisenin sivil toplumun doğrudan siyasete ve iktidara
oynamasının mümkün olmadığını gerçek amacının ülkeyi yöneten siyasi iktidan etkilemek,
yönlendirmek ve kendi projeleri doğrultusunda hükümetin hukuk kuralları çerçevesinde
faaliyetlerde bulunmasına zemin hazırlamak, bir noktada buradaki sivil toplum kuruluşları
baskı grupları rolünü oynamakta, nitekim telefonda bu sivil toplum kuruluşlarının yapacağı
mücadelenin tamamen meşru zemin içerisinde iktidan etkilemeye yönelik faaliyetler içerisinde
bulunması gerektiğini ifade etmiş olduğunu, Devletin işgal edilmesinden kastının da küreselci
dünya sermayesine entegre edilmesi konusunda dış güçlerin içerideki yöneticileri etkilemeye
yönelik faaliyetlerinde zaman zaman başanya ulaştıklan, yöneticilerimizin çok az da olsa bir
kısmının şahsi menfaatler güderek bir kısmının da yanılgı içerisinde bu güçlerin amaçlanna
hizmet etmeleri ve millet menfaatlerinden uzaklaştıklannı ifade etmek için kullanılmış
olduğunu, yoksa Devletin askeri bir işgalinin asla olamıyacağını, buradaki kastının askeri
işgalden ziyade yabancılara azda olsa bilerek, çoğunlukla yanılarak yapılan milletin zaranna
olan hizmetler olduğunu, tamamen bu grup kastedilmiştir, dönem dönem bu tür kişilerin ve
gruplann Devlet içerisinde etkin role de ulaştıklan inkar edilmez bir gerçektir, Devlet
hayatında yapılan yanlışlıklarda hep bu yanlış kişilerin seçimlerinden kaynaklanmış olduğunu,
Yine aynı görüşme içerisinde bulunan "Ay Yıldız Birliği içinde yer almak istiyoruz, o
konuda hatta imkan nispetinde bulunduğunuz yerde diğer dernekler varsa oraya sokmaya
çalışın evet iş genişlemektir anlatabildim mi genişlemektir, oralardan buralara geldiğininiz
ateşler yakıyorsunuz, sağ olun" şeklindeki beyanı hatırlatılarak sorulduğunda;
Burada Ay Yıldız Birliği platformunun gelişmesinden bahsettiklerini, 250' ye yakın
derneğin bu platform altında faaliyet göstermekte olduğunu, elbetteki bu platforma fazla
derneğin katılması söz konusu sivil toplum gücünün de etkinliğini ve kamuoyu
oluşturmasında daha güçlü hale gelmesini, söz \ e dileklerinin dinlenmesine yol açacağını, her
kurum ve kuruluşun büyümek ve genişlemek istediğini, buradaki asıl önemli olan sonuç
büyümenin meşru zemin içerisinde ve meşru talepler içeren bir büyüme olması olduğunu, AY
YILDIZ BİRLİĞİNİN içerisinde KAMU SEN' den tutunuzda Mühendisler Birliğinden, Şehit
Aileleri Derneklerinden birçok güzide kurum ve kuruluş bulunduğunu, Söğütlüler dernek
başkanının yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Necip HABLEMİTOĞLU' nu anma törenine
gelmesi ve güç katması anlamında kullanıldığını,
3085 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüştüğü kişinin HİLAL isimli Cumhuriyet Gazetesi muhabiri olduğunu,
Görüşme içinde bulunan soruşturma ile ilgili Emniyet, Savcı, MİT ve Beşiktaş
adliyesi Hakim ve Savcıları ile Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri hakkında
söyledikleri tek tek okunup sorulduğunda;
Kendisinin kastının kurumların genelini ve tamamını karalamak olmadığını, ancak sözü edilen
kurumlar içerisinde çok uzun zamandan bu yana istenmeyen bazı grupların kadrolaşma
hareketlerinin olduğunu hepimizin bildiği bir gerçektir, nitekim bu kadrolaşma hareketlerini
yapan cemaatın lideri hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmış verilen
beraat kararı Yargıtayca bozulmuş ve Yargıtay kararında dahi söz konusu cemaatin Devletin
birçok kurum ve kuruluşunda kadrolaşma hareketine girdiğini, yine Devletin birçok Güvenlik
ve Emniyet Kuruluşlarının tuttuğu raporlarında söz konusu cemaatin kadrolaşma konusunda ve
Devleti ele geçirme konusunda iddialı faaliyetlerde bulunduklanm içeren raporlar yayınlamış
olduğunu, bu raporlarda zaman zaman basma yansıdığını, ama hiçbir şekilde ne Yargı
teşkilatını, ne Emniyeti, ne MİT'i ne de Yüksek Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulununun
tamamını suçlamak ve kadrolaşma hareketinin bütününü kapsadığını iddia etmenin mümkün
olmadığını, zaman zaman bu siyasi kadrolann kurumlar içerisinde aşın etkinlik içerisine
girdiklerini, Devletin çok önemli fonksiyonlannı ele geçirmek için itina ile belirttiğim
kurumlar üzerinde faaliyet gösterdikleri, yadsınamaz bir gerçek olduğunu, geçmişteki sağ sol
kadrolaşmalan yerine şimdi daha değişik toplum tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan
sistemi çürütücek ve çökertecek gruplaşmalann olduğunu gözlemlemekte olduğunu, bu Devlet
yapılanması içinde son derece rahatsızlık veren hastalıklı bir konuma bürünmüş olduğunu, bu
sebeple kastının az da olsa bu tür kadrolaşma hareketlerinin sözünü ettiği kurumlarda varlığına
ilişkin olduğunu, bu konuda elbetteki üzüntü duyduğunu, bunun önüne geçilmesinin doğrudan
doğruya siyasal iktidann faaliyetleri sonucunda gerçekleşebileceğini, bu konuda bizlerin
yapması gereken bu tehlikeli kadrolaşma hareketlerini açığa çıkartmak, kamuoyunu
aydınlatmak böylelikle tehlikenin boyutlanna dikkat çekmektir, son olarak Hakim ve Savcılar
Yasasında yapılan değişiklikle 4.000' e yakm hakim ve savcı adayının belli bir görüş
mensubunun içinden seçileceğine ilişkin iddialar sadece basında yer almamış, ana muhalefet
partisi de dahil olmak üzere bütün parti genel başkanlannm serzenişlerine konu olmuş
olduğunu, ancak bugün ne şekilde olursa olsun Türk Yargısı bu kadrolaşma hareketine asla
yenik düşmemiş olduğunu, kişilerin yaptığı hatalann bir kurumu kesinlikle olumsuz bir çizgiye
götüremeyeceğini, bu nedenle kendisinin maksadının burada bu tehlikeli gidişe dikkat çekmek
olduğunu, yoksa asla hiçbir hakim ve savcımıza hakaret kastıyla bu tür ifadeleri kullanmasının
mümkün olmadığını, sözlerinin tamamen aşın bir kızgınlık ve davanın da olumsuz bir şekilde
seyretmesinden mütevellit amacı aşan sözler olduğunu, ne iş bu dosyayı yürüten sayın savcı
Zekeriya ÖZ'ün ne de bir başka kamu görevlisinin bu tür sözlere muhatap olmasını kabul
etmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple bu sözlerimin tamamen maksadı çok fazla aşan
sözler olduğunu, 3086 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüştüğü şahsın Av. Hüseyin BOZOĞLU olduğunu, kendisinden Yargıtay'da
bulunan Orhan PAMUKTa ilgili dosyaya bakmasım rica ettiğini, onun da karann
bozulduğunu kendisine bildirip faksladığını, ,-'"
3090 sayılı tape okunup sorulduğunda; i r '\„
Görüşmede ismi geçen Oğuz ÖCALAN' in, Muzaffer TEKİN'in arkadaşı olduğunu,
ne iş yaptığını bilmediğini, Muzaffer beyin eşi Müge hanımın kendisine telefonunu verdiğini,
kendisinin de Genel Kurmay'a yazmış olduğu yazının cevabının çıkıp çıkmadığı konusunda
kendisinden yardım istediğini, orada bahsettiği CD' lerden kasıt soruşturmayı yürüten
Cumhuriyet Savcısı tarafından imajı çıkarılan bilgisayar harddiskinin aktarılmış olduğu ve
Müge TEKİN tarafından Kadıköy'de bir CD dükkanında imajı çözdürüp hazırlattığı CD
olduğunu, Aydın YÜKSEK' in kendisine getirmiş olduğu CD ile bir alakasının olmadığını,
Tank KARLIBEL'in Muzaffer TEKİN hakkında uyuşturucu ticareti yaptığı ve Alman
ajanı olduğu yönünde bir kitap yazan şahıs olduğunu, bu kitabın tamamen Sabah ve Zaman
gazetelerinde iftira mahiyetinde çıkan haberlere dayanmakta olduğunu, kendilerinin de bunun
aksini ispat ettiklerini, Zaman ve Sabah gazeteleri hakkında iftira davalannm devam etmekte
olduğunu, aynca TARIK KARLIBEL hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına suç
duyurusunda bulunulduğunu,
Fatma Sibel YÜKSEK' in UFUK ÖTESİ dergisinin sahibi olduğunu, kendisinin
Behiç GÜRCİHAN ile bürosuna gelen kişilerden biri olduğunu,
3096 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi yaptığı arkadaşı Cevat ÇALIK' m komplo teorilerini seven biri
olduğunu, buna benzer çok arkadaşının olduğunu, kendilerinin siyasi davalan yürütmeleri
sebebiyle sık sık bu tür sakalarla karşılaştıklannı, hatta bazılanm da ciddi varsayım olarakta
sıklıkla şahit olduklannı, bunlardan birtanesi en son olarak Av. Cevat ÇALIK kendisinin
Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU ve Levent TEMİZ'in muhtemelen Ümraniye
soruşturmasının müdafısi olması sebebiyle soruşturma kapsamına alınabileceğini iddia edince
kendisinin de böyle bir varsayımı kesinlikle inandıncı bulmadığını, hatta dalga geçen bir ifade
ile cevap verdiğini, çünkü sözü edilen Levent TEMİZ' in yaklaşık bir yıldan beri askerde olup,
askerden yeni döndüğünü, kendisi ile en az 15-16 aydan beri görüşmesinin olmadığını,
Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU ile telefonda da belirttiği şekilde bir veya iki görüşmesinin
olduğunu, sadece Bakü'de 11. Türk Kurultayı'nda beraber olduklannı, ancak bu kişinin
yürüyen soruşturma ve davalarla hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, böyle bir iddiayı
umursamadığını, bu tür iddialann sıklıkla tamamen gerçek dışı varsayımlar üzerine kurulu
olarak ortaya atıldığını birçok olaydan bildiğinden ciddiye almadığını,
3104 saydı tapede "KEMAL ABİ KENDİSİNİN ÜNİVERSİTELER MASASI
BAŞKANI HAKAN, YARIN ON DA VATANDA OLABİLİRSEN İYİ OLUR,
ARKADAŞLAR ON YEDİ KİŞİ GÖZALTINDA, AVUKATA İHTİYAÇ OLABİLİR, TABİ
MÜSAİTSEN" şeklindeki mesaj okunup sorulduğunda;
Bu mesajı soyismini hatırlamadığı HAKAN isminde Ülkücü gençliğin İstanbul
Üniversitesindeki temsilcisi olan kişinin kendisine çektiğini, ancak kendisinin ona telefonla
veya mesajla dönmediğini davalan ile de ilgilenmediğini, olayı daha sonra öğrendiğini, iki
siyasi grup arasında öğrenci kavgası olmuş olduğunu, Avukata ihtiyaç olduğunda eski partili
olduğu için kendisine mesaj çekmiş olduklannı,
3105 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi Veli KÜÇÜK Paşa ile yaptığını, içeriğinin yukanda belirttiği PKK'
lılann Hrant DİNK davası ile ilgili yapmış olduklan şikayet üzerine Şişli Cumhuriyet
Savcısına ifade vermesi için kendisini aradığını görüşme olduğunu,
3106 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Ümraniye dosyası ile ilgili İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyası
getirilmesi gerektiği için Muzaffer TEKİN' in kardeşi Ali Riza TEKİN'e dosyanın tasdikli bir
fotokopinin çıkartılıp şahsına gönderilmesi ile ilgili olayı bilgilendirdiği görüşme olduğunu,
3109 saydı tape okunup sorulduğunda;
Görüşmede ismi geçen CİHAN ÖRNEK'in araştırmacı yazar olduğunu, Rum
Ortadoks Patrikhanesinin Balıklı Rum Hastanesine karşı -tapuTlptal davası ile ilgili olarak o
j
kişilerin yapmış oldukları hukuk dışı yanlışlıklan basma yansıtmak konusunda yaptıkları
görüşme olduğunu,
Dosyadaki delil ve belgelerin kendisinin asla iddia edilen örgütün üyesi olmadığı ve
yine örgüte bağlı olarak en ufak suç işlemediğini ortaya koymuş olduğunu, her ne kadar
üzerine atılı suçun CMK'nun 100 maddesi 3. bendinde belirtilen suçlardan sayılmışsa da
ortada suçun işlendiği hususunda kuvvetli hiçbir şüphe bulunmadığını, sahip olduğu mesleki
çalışmaları, geçmişteki yaşantısı ve bütün samimi anlatımlarının suçlarla hiçbir ilgi ve alakalı
olamayacağını açıkça ortaya koyduğunu, isnad edilen suçlamaların ve şüphelerin önemli bir
kısmının aynı dosyada Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ vekili olarak yapmış olduğu ve
yapmakla da mesleki zorunluluk hissettiği müdafii sıfatıyla çalışmalarından ibaret olduğunu,
kaldı ki bu çalışmalanmn Avukatlık Yasasının 31. maddesi ile Terörle Mücadele Yasasının 10.
maddesinin e bendi, CMK'nun 136. maddesi ve buna ilişkin yönetmeliğin iptaline ilişkin
Danıştay karan ile yasal koruma altına alınmış bulunmakta olduğunu, dosyada kendisine suç
isnadı olarak gösterilen çalışmalanmn bütünü savunmaya yönelik gayretli inançlı ve mesleki
aşkla yapmış olduğu çalışmalar olduğunu, iddia edilen örgütün ismini şuanda öğrenmiş
bulunduğunu, bilmediği ve üyelerini kurucularını tanımadığı, varlığından dahi haberdar
olmadığı bir sanal örgütün üyesi olmasının elbetteki düşünülemeyeceğini, kaldı ki hiçbir
şekilde bu bağlamda herhangi bir suç işlemiş olmadığını, yapmış olduğu siyasi çalışmalar,
toplumsal faaliyetlerin tamamen sivil toplum kuruluşunun bir üyesi olarak yapılmış
gayretlerden ibaret olduğunu, bu çalışmalardan da bugüne kadar toplumumuzun hiçbir ferdi
hiçbir şekilde zarar görmediğim, bu bağlamda üzerine atılan suçlan işlediğine ilişkin inandmcı
şüpheye düşürücü dosyada delil, iz ve emare olmadığından ve aynca 25 yıllık meslek hayatının
oluşu, sabit ikametgah ve işyeri sahibi oluşu, kalabalık bir avuktalık bürosuna sahip olması,
sivil toplum kuruluşunun başkanı bulunması, kesinlikle soruşturmayı aksatacak şekilde
kaçması ve delilleri karartacak şekilde hareket etmesini önleyeceğinden soruşturmanın
tutuksuz olarak yapılmasını ve salıverilmesini istediğini" beyan etmiştir.

b)-Aramalarda elde edilen deliller;


İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve Teknik Takip no 2008/186
Soruşturma no 2007/1536 sayılı karanna istinaden şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in İlimiz Fatih
İlçesi Neslişah Mahallesi Vatan Caddesi Emlak Kredi Evleri H-l Blk. No: 9 sayılı bürosu, 34
DV 200 Plaka sayılı Otosu, İlimiz Büyükçekmece İlçesi Bahçeşehir I. Kısım Mahallesi
Akasya 06 Villa 17 sayılı ikametlerinde aramalar yapılmıştır.
1- Doküman İncelemeleri:
a) Şüphelinin Bahçeşehir'deki ikametinden elde edilen Belge ve dokümanların
incelenmesinde;
- Doğubey AKINCI isimli şahıs tarafından Diyarbakır ilinden Araş Kargo ile
17.01.2008 günü gönderilmiş olan zarfın incelenmesinde,
Kendisinin Genel Kurmay Başkanlığına bağlı Askeri Haber alma dairesinde asli
kadroda çalışan bir haber alma görevlisi olduğunu ancak Diyarbakır 2. Tak.Hav.Kuvveti
Komutanlığına bağlı NATO biriminde kalifiye İŞÇİ kadrosunda çalışırken 1999 yılında
Abdullah ÖCALAN'm Suriye'den çıkartılması için gerçekleştirilen yoğun baskı döneminde
buna tepki olarak NATO üssüne yönelik düzenlenecek bir saldın karşısında istihbarat
topladığını bunu üslerine ilettiğini ancak şahıslann yakalanmadığını sadece üsse girişlerinin
engellendiğini bu olaydan sonra yoğun baskı altında kaldığını ve aktif görevden alınıp pasif
göreve verildiğini buna dayanamayıp Malulen emekli olmak isterken çeşitli entrikalarla işten
atıldığını ve bu konu ile ilgili çeşitli yerlere dilekçe yazdığını ayrıca dava açtığını halen orada
emniyete ve Jandarmaya istihbarat toplayıp bilgCy-erüiğini anlattıktan sonra şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ'den taleplerde bulunduğu bölüracic;'"'-';. -T',-V ljf

"Ben Hukuki ve tüm dava dilekçelerini yazabilirim Ama bunlar için ne bilgisayar
var ne yazıcım nede diğer araç gereçlerim istediğim malzemeler ve bir miktarda nakitim olsa
hem geçimimi sağlarım hem de İstihbarat alanında Devlete çok önemli hizmetlerim geçer .
Burada Cizre, Şırnak, Silopi, Nusaybin taraflarında faturalı ithal çay ve benzeri eşyalar alır
satar, tez ve dava dilekçeleri yazarak ayda bir Asgari ücret kazanabilirim .Hemde istihbarat
toplarım Görüntü alır Ses kaydı yaparım. Gün hizmet günü ihtiyaçlarımın hepsi 4000 YTL yi
geçmiyor, Sizin çevreniz geniştir, istediğim malzemeler elime geçse 1500 YTL nakdi sermayem
olsa hiç kimseye muhtaç olmadan hayatımı sürdürür.bu Hukuk kavgasını
sürdürürüm .............Durumu taktirlerinize bıraktım............ Banka hesap numaramı aşağıda
yazıyorum. Cevabınızı dört gözle bekliyorum Gazeteci Hüzün Yücel Hanımefendinin size
selamı var. " İçerikli olduğu,
"Patrikhane Yunanistan' a " başlıklı dokümanda Patrikanenin 1821 yılında Mora
isyanı hazırlayıcısı 1918-1922 yıllarında Trabzon'da Pontus devletini kurmaya çabaladığı
1997 yılında Pontus hayalini canlandırmak için Trabzon'a papazlar çıkarmaya yeltendiği
bugün ise ABD, AB ve Yunanistan işbirlikçiliği ile ekümenliğe soyunduğu, Fatih
Kaymakamlığının denetimine bırakıldığı, Türkiye'ye baskılar yaptığı anlatıldıktan sonra
patrikaneye haddini bildirmek ve Yunanistan'a göndermek maksatlı bir çağrı belgesi olduğu
anlaşılmıştır.
"Milli Güç Platformundan duyurulur" ile başlayan Patrikanenin Yunanistan'a
gönderilmesi amacıyla 28 Ekim 2005 günü Fener Rum Patrikanesi önünde toplanılması
yönünde bir çağrı olduğu ve Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği Derneği ile bittiği,
"Milli Güç Hareketinin 19.07.2005 tarihli 2. toplantı gündemi" başlıklı (5) sayfa
doküman içeriğinde; gündeme getirilmesi istenilen konuların yer aldığı, bu konuların Kıbrıs
Türk Kültür Derneğinin düzenlediği programa ve sivil toplum hareketlerinin düzenlediği
Lozan Antlaşması konulu basın açıklaması ve Milli Güç Hareketine ivme kazandırılması için
yapılacakların v.b. konularının görüşüldüğü anlaşılmıştır.
12.07.2005 tarihli "Milli Güç Hareketi Toplantısının gündem maddeleri ve alınan
kararlar" isimli dokümanda; gündem ve kararlar başlığı adı altında konuların görüşüldüğü,
Oluşumun ismi tartışıldı, Milli Güç Platformu-Milli Güç Birliği-Milli Güç Hareketi
isimleri arasından Milli Güç Hareketinin oy birliği ile seçildiği, Milli Güç Hareketinin
Dernekleşmesi karan alındığı, kurulacak derneğin Hukukçular Birliği ile aynı yeri
paylaşmasına karar verildiği" anlaşılmıştır.
ANİS TOUR ile başlayan bir rezervasyona ait olduğu anlaşılan belgede Kemal
KERİNÇSİZ, Gönül KERİNÇSİZ, Sabır RÜSTEMANLI, Tenzile RÜSTEMANLI, Cemil
RÜSTEMANLI, Ayda RÜSTEMANLI, Cancan ERENEROL, Selçuk ERENEROL isimli
şahısların seyahat amaçlı rezervasyonları olduğu anlaşılmıştır.
"B-Hukukçular Birliğinin, 17.11.2006 tarihli İstişare toplantısında" isimli el yazması
dokümanda; toplantı yapıldığı ve bazı kararların alındığı bu kararların bazıları; .. .TÜSİAD-
Bahçeşehir Meslek içi Eğitim Seminerinin yapıldığı, orada olmamalarının sebebinin
Hakimleri karşılarına almamak olduğu, Bahçeşehir Üniversite Rektör ve yöneticileri hakkında
TCK 288'den suç duyurusunda bulunacağı, papa ile ilgili BTP ve SAADET PARTİSİ'nin
düzenleyeceği mitinge dernek adına katılacaklarını, Zeki Bingöl ile ilgili girişimde sürecin
devam ettiği, Finansbank yazışmalarında Yunan bankasına devrin deklare edildiği,
Hablemitoğlu için Ankara'ya gidileceği ve Anıt için girişimlerde bulunulacağı, Vakıflar yasası
ile alakalı çalışma yapılacağı, Yücel Sayman davasının Kemal Kerinçsiz tarafından takip
edileceği, şeklinde yazıların olduğu tespit edilmiştir.
CMK'nun 130/2 Maddesi gereğince Hakim tarafından incelenmesine izin
verilen: . \
Arama sırasında evinden ele geçirilen ve Avukat-müvekkil ilişkisine ait evrak olduğu
iddiası üzerine Hakim karan alman; Kırmızı Klasör içerisinde bulunan, bilgisayar çıktısı olan
belgelerin,
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin Teknik Takip No:2007/219 Soruşturma No:
2007/1536 karanna istinaden incelenmesine karar verilmiş olup, iş bu belgelerin şüpheli Aydın
YÜKSEK'in, 20.09.2007 günü Giresun İli merkez Kavaklar Mahallesi Kanberli Sokak
No:40/A D:3 sayılı adresinde yapılan ev aramasında elde edilen 1 nolu CD nin tespit edilen
içeriği ile, Muzaffer TEKİN'in ikametinde elde edilen 16 Nolu CD'nin aynı olduğu,
içerisindeki Askeri içerikli Belgelerin alt ve üst sol köşelerinde GİZLİ ibaresinin bulunduğu,
Muzaffer TEKİN'den elde edilen belgeler ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı Kara
Kuvvetleri Komutanlığının Gizli İbareli 14 Aralık 2007 tarih ve ADL.MÜŞV:20007/2458
Evrak-(516887) sayılı yazısında;
9 Madde olarak belirtilen belgelerin "Devletin Güvenliği İç ve Dış Siyasal Yaralan
Bakımından Niteliği İtibanyla Gizli kalması gereken bilgiler kapsamında olmayan ancak iç
mevzuata göre Gizli Gizlilik Derecesinde Sınıflandırılmış" belgelerden olduğu,
Diğer belgelerin ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile ilgisinin olmadığı, ancak
hazırlama formatı taklit edilerek ve yazı dosyalannm elektronik özelliklerinin belirtilerek
kurgulandığı bildirilmiştir.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 Tarih ve Teknik Takip No:
2008/186 sayılı karanna istinaden İlimiz Büyükçekmece İlçesi Bahçeşehir I. Kısım Mahallesi
Akasya 06 Villa 17 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanlann içeriklerinin
Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'den elde edilen CdTerdeki Askeri İçerikli Belgeler ile
aynı belgelerin bilgisayar çıktısı olduğu ancak belgelerdeki GİZLİ ibarelerinin çıkartılarak
bilgisayar çıktısının alındığı yapılan incelemede anlaşılmış olup;
Kemal KERİNÇSİZ'den elde edilen;
1. Sayın Kuvvet Komutanının Milli Güvenlik Kurulunda yaptığı konuşma notlan,
1. Yüksek Askeri Şura Konuşma Notu 1 Ağustos 2003,
1. Kara Harp Okulu 2003-2004 Eğitim Yılı Açılış Töreni Konuşma notu, Eylül 2003
1. Türk Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Politika/Siyaset Yapılması Temmuz 2003
5. 2003 Katılım Ortaklığı Belgesinde AB'ye Uyum Çerçevesinde Türkiye'den
yapılması istenen hususlar AKP Hükümetinin İcraatlan isimli belgelerin Muzaffer
TEKİN'den elde edilen belgeler ile aynı olduğundan "Devletin Güvenliği İç ve Dış Siyasal
Yaralan Bakımından Niteliği İtibanyla Gizli kalması gereken bilgiler kapsamında olmayan
ancak iç mevzuata göre Gizli Gizlilik Derecesinde Sınıflandırılmış" belgelerden olduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'de elde edilen
askeri içerikli ortak diğer belgelerin ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile ilgisinin olmadığı,
ancak hazırlama formatı taklit edilerek ve yazı dosyalannm elektronik özelliklerinin
belirtilerek kurgulandığı gelen cevabi yazıdan anlaşılmıştır.
b) Şahsın işyerinden elde edilen dokümanların incelenmesinde;
"Küçükçekmece B... Ö........- Fen İşlerinde Şef Muş'lu (Bölücü) (akrabalarıyla
örgütlü çalışıyor ) ibareli el yazısıyla yazılmış doküman olduğu,
03.11.2006 tarihli istişare toplantısında alman kararlar başlıklı doküman içeriğinde
alman karlann yazılı olduğu bu kararlar içerisinde 11 Kasım Saat:12.00'de Sefaköy Gönül
Birliği Lokalinde Milli Güç Birliği Derneğinin kuruluşunun ilan edileceği karannm alındığı,
"20 Ekim 2006 Cuma toplantı tutanağı" ile başlayan dokümanın toplantı kararlannı
içerir bir tutanak olduğu, tutanakta Zeki Bingöl Mortgage kitabının gelişmeleri, Pamuk ve
Dink davalan konusunda olumlu görüş bildiren yazar ve kişilere görüşlerinden ötürü geri
bildirim yapılması, papanın Türkiye ziyareti ile ilgili düzenlenecek protesto gösterileri
kararlan alındığı, Hakim ve Savcılara, düşünce ve ifade sözgürlüğü hakkında verilecek
semineri protesto etmek yasal olmadığını belirtmek içrh çeşitli etkinlikler düzenleme kararlan
alındığı, 18 Aralık günü için ne yapılabilir sorusuna cevaplar arandığı, "Ülger, Necdet,
Yıldırım ve Levent katılacaklar" şeklinde biten bilgisayar çıktısı toplantı tutanağı dokümanı
olduğu,
10.08.2006 tarihinde "Prof. Dr. Gürhan ÇAĞLAYAN - Hacettepe Ünv. Diş
Hekimliği Fak Klinik Bilimler Bölüm Baş." İmzalı Av Kemal KERiNÇSİZ'e hitaben yazılmış
4 sayfalık mektupta Teröre destek veren ülkelerin mallarını protesto etme maksadı ile yapılan
çalışmalara destek vermek için yapılması gerekenleri anlattığı mektubun 3.
sayfasında ".........Bu nedenle öncelikle 3 ülkeden buyurduğunuz gibi mallarını tespit edip
Boykota başlayıp sonra durum tartışılabilir.
Elimizdeki İmkanlara gelince; 1-USİAD (Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği), 2-
YEMDD (Yerli Malı Destekleme Derneği), 3-Sizin Derneğiniz
Yaym Kuruluşları: 1-Yeniçağ Gazetesi, 2-Bazan Cumhuriyet, 3-Kanal B
Televizyonu, 4- Avrasya Televizyonu, 5- Kanal Türk, 6- Anadolu'muzda Bulunan yerel
Televizyonlar, 7- Üniversiteler (Başkent, Gazi, Hacettepe)
Neler Yapılabilir: 1-Bu konuda gönüllü insanlar ve gönüllü kuruluşlar bulmak
in

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ, Yönetim Değiştirdi. Yeni Yönetim üretim


davasına hız vereceği sözünü bana verdi şeklinde dokümanın olduğu,
"Büyük Hukukçular Birliği Sivil Toplum Kuruluşlarının Basın Açıklamasıdır" ile
başlayan, " Osman ÇELİK Sendikacı" ile biten doküman,
Avrupa birliği uyum çalışmaları kapsamında finansmanı, Avrupa komisyonu
tarafından sağlanan Bahçeşehir Üniversitesi ile TÜSİAD' m ortaklaşa düzenledikleri Yargıtay
ve Adelet Bakanlığı tarafından belirlenen 50 kişilik Hakim Savcı grubuna "ifade özgürlüğü
kavramının değişik uygulamalan" içerikli 26-27-28 Ocak 2007 tarihindeki seminerinin
düzenlenecek olmasının eleştirildiği basın açıklaması olduğu, içeriğinde;
"Türkiyedeki Hukuk Devletinin açıkça çökme noktasına geldiğinin bir işareti
olduğu"
"....Yargıtay Başkanının da katıldığı , usul dışı organizasyonla Hakim ve savcılar
kabile devletinde rastlanmayacak bir uygulamaya tabi tutularak......"
"Çünkü AB nin istediği Türkiye'de Atatürk çü Milli Laik Üniter Devlet yapısının
değiştirilmesidir".......
BASIN AÇIKLAMASINI YAPAN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI YETKİLİLERİ
Ad soyad, kurumu adı, imza kısmının olduğu, el yazması olarak belgenin alt
kısmında ;.........Muzaffer TEKİN Emekli Subay, Rafet Arslan, ............... Sevgi ERENEROL
basın sözcüsü İsimli şahıslar ile birçok ismin ve kurumunun adının bulunduğu ve imzalannm
olduğu görülmüştür.
8.9.2006 Tarihli BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ Toplantı Gündemi başlıklı 2
sayfalık bilgisayar çıktısı yazıda ; gündemle ilgili olduğu belirtilen Elif Şafak davası, üyelerin
durumu, baro seçim çalışmalan, yeni açılacak davalar (Lübnan katliamı ile ilgili davanın
açılması, TESEV vb kuruluşlann kapatılması davası vb.), komisyon kurma çalışmalan, yeni
üye kazanma ve teşkilatın yaygınlaştırılması Hukuk Fakültelerinde Örgütlenme çalışmaları,
Silivri'de piknik daveti, Ayasofya Derneğinin kurulması, Milli Güç Birliği Derneğinin
Kurulması, Prof.Dr. Gürhan Çağlayan'm açtığı kampanyanın görüşülmesi, Bakırköy Platformu
ile ilgili faaliyetler ve sivil toplumla ilgili kurulmuş komisyon çalışmalan şeklinde yazılar
olduğu,
"Büyük Hukukçular Birliği Derneğinin 14.07.2007 tarihindeki" ile başlayan,
"Etkinlik kararlaştınldı" ile biten el yazısı dokümanın'-içeyiğinde bazı karalann alındığı; 1-
Kemal Kerinçsiz'in katılmayacağı basın acîklâ.raâsjnın OKTAY YILDIRIM tarafından
yapılacağı, 2-Orhan Pamuk
davasına Kemal ^erînçsiz'in,
İştirak etmeyeceği, 3-20
Temmuz
günü Kıbrıs için yapılacak yürüyüş ile ilgili kararların açıklanacağı, 4-Tarih Vakfı ile ilgili
karaların açıklandığı, 5-Kıbrıs konusunda televizyon programına katılacakların isimlerinin
belirlendiği, 6-Saros destekli vakıfların kapatılması ile ilgili görüşlerin değerlendirildiği, 7-
Lozan Antlaşmasının yıldönümü ile ilgili etkinlik düzenleneceği konularına ilişkin olduğu,
"21 Temmuz 2006 tarihinde Hukukçular Birliği" ibaresi ile başlayan, "mektup faks
çekilecek" ile biten el yazımı doküman incelendiğinde toplantı karan niteliğinde olduğu, bu
kararlardan ikinci maddesinde Perihan Mağden davasına muharip gaziler müdahil olarak
katılacaktır. Adliye'de şiddete yönelik hiçbir harekete izin verilmeyecek ve en şiddetli tepkiyi
bizden görecek, Avukatlar ve muharip gaziler adliyede üst kata çıkacaktır, basm açıklaması
Avukat H... A... tarafından yapılacaktır. Dördüncü maddesinde Perihan
Mağden duruşmasında sorumluluk alan kişilerin M.... Y.......ve E.... Ş... olarak tayin edildiği
Pakize hanımın duruşmaya çağnlmayacağı Sevgi hanımın adliye dışında telkinlerde
bulunacağı, beşinci maddesinde de Milli Güç Platformu'nun dernekleştirilip tüzel kişilik
kazandırılacağı görüşünün benimsendiği,
08.12.2006 tarihinde yapılan Büyük hukukçular Birliği istişare toplantısında bir
takım kararların alındığı dördüncü madde de Vedat YENERER'in Vakfı tarafından
derneğimize ödül verildi (Kuvvayi Milliye) şeklinde yazının geçtiği tespit edilmiştir.
c) İlimiz Fatih İlçesi Hocaüveys Mahallesi Cemil Sakarya Sokak Güler Apt.No.2/6
sayılı yerde faaliyet gösteren Büyük Hukukçular Birliği isimli yerde yapılan aramada elde
edilen dokümanların incelemesinde;
1- Türkiyem Topluluğu Milli Randevu başlıklı bildiride...........Türkiyem Topluluğu
sağ duyu sahibi duyarlı bütün kişi ve kuruluşların herekete geçmeye Türkiye'miz için ele ele
vermeye çağırıyor.........Bu bir Milli randevudur geç kalmamak gerekiyor şeklinde yazıların
olduğu,
2- El yazması olarak elde edilen bir sayfalık kağıt üzerinde;
.. .kemalkenncsiz@mynet.com,......, 0533 344 30 21 şeklinde yazılann olduğu,
3- Türkiye'm Topluluğu İstanbul Yürütme Kurulu Görev Bölümü 01.05.2006
— Teşkilatlanma - Sivil Toplum Kuruluşları ile ilişkiler
1- Kemal KERİNÇSİZ Av. 0 532 214 33 54 kemalkerincsiz@mynet.com 5231818
Hukukçular birliği başkanı
1. Sekretarya Hizmetleri ve Dönem Sözcüleri 1 -
Kemal KERİNÇSİZ
1. Basın Yayın Tanıtım
1 - Sevgi ERENEROL -Basm Sözcüsü 0 532 367 80 60 244 28 10
erenerol@ttnet.net.tr.
2-Oktay YILDIRIM 3 -
Hanefi ALT AŞ
— Hukuk İşleri
1. - Hanefi ALT AŞ
1. - Kemal KERİNÇSİZ Hukukçular Birliği Başkam
" Türkiye'm Topluluğu İst. Yürütme Kurulu Görev Bölümü" başlıklı yazının ikinci
sayfasında;
— Etkinlikler — Kadın ve Gençlik kolları
1 - Oktay YILDIRIM - Yeni Hayat Dergisi şeklinde yazılann olduğu 3. sayfasında
"Bu bir Dip Dalgasıdır" başlığı altına yazının olduğu,
— Üzerinde şehit askerlerin resimlerinin bulunduğu, Şehitler Ölmez Vatan
Bölünmez
başlıklı bildiride Türk askerinin Kuzey Irak'a ginncsiile alakalı tezkere ve şehit askerlerden
bahsedilerek onay verilmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetlerin teröristleri etkisiz hale
getireceği söylenmektedir.
- A-4 sayfaya kitapçık şeklinde Türk Milleti.... İle başlayan Cumhuriyet İçin Ele ele
ile biten aynı içerikli 30 adet doküman yapılan incelemesinde;
1. sayfasında Türk Milleti Atatürk'ün Evine Yakışan Cumhurbaşkanını Seçiyor, Bu
Makama Talip Olanlar Kutsallarımız ve Milli Değerlerimiz İçin Ne Dediler
başlığı altında "Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok",
"Türkiye'yi eyaletlere bölmek lazım", "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı
koskoca yalan", "Ne notası veriyorsun? Müzik notası mı?", "Türkiye dinsiz,laik
bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa
adayacağıma, Türkiye'yi, bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele
edeceğime,...,bütün mukadderatı üzerine yemin ve kadem ederim. Bu sözleri
söyleyen kişiler Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak ve yüceltmek
görevini yerine nasıl getirebilir? cümlesiyle son bulan,
1. sayfasında Cumhurbaşkanlığı Küresel İşbirlikçilerinin Eline Geçtiğinde İşgal
Edilecek Makamlar Ve Yetkiler başlığı altında Cumhurbaşkanının atayacağı
makamlar ve kullanacağı yetkiler alt alta sıralanmıştır.
3 ve 4. sayfasında Türkiye Cumhuriyeti Nasıl Bir Cumhurbaşkanı ile Temsil
Edilmelidir? Başlığı altında Cumhurbaşkanın sahip olması gereken tecrübe-bilgi, yabancı
güçlerin denetiminde olmayan, "Türkiyelilik","alt ve üst kimlik" gibi fantezilerle uğraşmayan,
manevi değerleri ve inancı istismar etmeyen gibi özellikleri alt alta sıralanmış ve ayrıca
Cumhurbaşkanlığı yemini ile sonlandınlmış altında Büyük Türk Milleti Cumhuriyet İçin Elele
ibaresiyle son bulduğu görülmüştür.
(1) adet "T.C. K.K.K." ile başlayan, "Taktirname Verilmesi Uygun Görülmüştür" ile
biten boş taktirname ele geçirilmiş olup, takdirnamenin orijinal belge olup olmadığı, gizli
belgelerden olup olmadığı, bu şekli ile başka şahıs ve kurumlarda bulunmasında sakınca olup
olmadığı konusu Genel Kurmay Başkanlığına sorulmuş olup, Genel Kurmay Başkanlığı
Askeri Savcılığının 02/06/2008 tarhi ve 2008/303 S.Ö. sayılı cevabi yazılannda "sözkonusu
Takdirnamenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığı" bildirilmiştir.
2-CD incelemeleri;
a) Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinden elde edilen (5) numara ile
numaralandırılan Cd'nin yapılan çözümünde;
21.04.2007 tarihinde Yeniçağ TV de "Medeniyet Dediğin" isimli programda Kemal
KERİNÇSİZ'in program sunuculuğunu yaptığı, Program konuklarının E... B..., Emekli Bir
Paşa, ..........ve Ergün POYRAZ isimli şahıslar olduğu görülmüş, program katılımcılarının
yapmış olduğu konuşmalardan bölümler aşağıya çıkartılmıştır.
Konuşmacı 1: Abdullah GÜL geçmişine baktığımızda sayın hocamın dediği gibi
Milli Türk Talebe Birliğinden bu yana gelen yetiştirilme tarzı ve yine Yahudi Örgütleri ile
AKP'yi ilk buluşturan biri olması ile dikkat çekiyor.........................AKP kapatılmayı bin defa
hak eden Yaşamaması Gereken Bir Parti.........
Kemal KERİNÇSİZ:.......... Sayın Ergün POYRAZ'm "Musa'nın Çocuklan Tayyip
ve Emine' diye bir kitabı "Musa'nın Çocuklan" birkaç günlük süre içerisinde 23. baskıya ulaştı.
Şeklinde kitabı tanıttığı....
Konuşmacı 2 : .................ciddi bir araştırma yapıldığında ciddi bir teftiş
yapıldığında görülecektir ki halkımız devlet soyula soyula hiçbir kalmadı,..........
Kemal KERİNÇSİZ: Sayın Paşam diye konuşmaya başlayıp iktidar aleyhine
konuştuğu
Konuşmacı: Askerler yan gelip yatmıyor şeklinde konuşma yaptığı,
Kemal KERİNÇSİZ: Z... U... İnternet Ajansı Yazarı Sayın Z„ Hanım konumuz
Cumhurbaşkanlığı, adaylan tek tek tartışıyoruz tabi.brzir»'için önemli olan siyasal geçmişleri
ve istikbalde görev aldıklan takdirde yapabilecekleri, şeİlin,<fe kSrîuşma yaptığı
Telefon ile Bağlanan Z... U..: Programın akışıri'r destekleyen konuşmalar yaptığı,

\ı•
Konuşmacı 1:..............Ya bunlar cemaat partileri tamam da iktidarı gasp ettikleri için
..... mutlak suretle kapatılması lazım bu partiyi bu güne kadar kapatmayan bütün
Cumhuriyet Başsavcıları vatan hamidir. Açık kapat Vural SAVAŞ yüz kere söyledi yüz kere
kapatmm dedi kapattı zaten adam kapattı zaten ya bunlarla mı uğraşacağız satmışlar gidiyorlar
ya sahipsiz mi? şeklinde kelimeler kullandığı devam eden konuşmasında Türkiye'yi uçuruyor,
yani burada meclise bakamayız meclis hain dolu kardeşim şeklinde konuşmaların devam
ettiği, Program sunucusu olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in konuşmacıların konuşmalarını
destekleyici, yönlendirici ve örnekler ile programının tansiyonunu yükseltici müdahalelerde
bulunduğu görülmüştür.
Şüphelinin ikametinden elde dilen, 10 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede:
"ÜZERİNDE ÖZEL BÜRO DAĞITIM KOMİTELERİ DOKÜMANTASYONU" ibaresinin
bulunduğu, söz konusu cd'nin örgüt üyesi Erkut ERSOY tarafından hazırlanarak dağıtılan
CD'lerden olduğu anlaşılmış, İçerisindeki bilgilere bakıldığında örgütün propaganda ve
dezenformasyon amaçlı kullandığı konuların yer aldığı görülmüştür.
Şüphelinin ikametinden elde edilen 12 numaralı Cd'nin yapılan çözümünde; 03.05.2007 günü
Azerbaycan'da gerçekleştirildiği değerlendirilen "Türkçülük Bayramı" etkinliklerinde
konuşmacı olarak anons edilen Kemal KERİNÇSİZ'in konuşma yapacağı yere gelerek yaptığı
konuşmada;
"... 1923'de arkalarına bakmaksızın giden emperyalistler 1938'den sonra maalesef o
dönemin yöneticilerinin açık daveti üzerine ellerini kollarını sallayarak askeri işgalle
yapamadıklarım bu sefer örtülü yoldan ekonomik sosyal ve kültürel işgal yoluyla
gerçekleştirme çabalarına girmişlerdir. 70 yıl sonraki halimize baktığımızda bu örtülü işgalin
ve savaşın nasıl bir netice verdiğini isterseniz kısaca bir özetle bakalım.
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı dahil olmak üzere maalesef
Bakanlarımızın bir kaçının haricinde tamamı Türküm diyememektedirler Türküm yerine
mahalli kimliklerle Çerkez Arap, Gürcü Arap sıfatlandırmalarına girmektedirler. Bundan
gerçekten Türk Milleti olarak üzüntü duyuyoruz.
Nitekim Ordumuz 27 Nisanda vermiş olduğu muhtırada, Çok açık bir şekilde "Ne
Mutlu Türküm Diyene" kimliğini açıkça ifade etmiş, Bütün siyasetçilerin bu lafm arkasından
gitmesi gerektiğini aksi takdirde bunu yapmayanların Türk Milletinin ebediyen düşmanı
olacağını ifade etmişlerdir. Aynı beyanlara buradan iştirak etmekteyiz.
1925'de Atamızın kapatmış olduğu tekke ve zaviyeler maalesef ölümünden hemen
sonra köylerde en ücra köşelerde dahi açılmaya başlamışlardır. Maalesef yöneticilerimizin çok
büyük bir kısmı her hangi bir tarikat mensubu olmakla övünür hale gelmişlerdir.
Bakanlar Kurulumuza baktığımızda tarikat üyesi olmayan bir bakana rastlamak
zordur. Başbakanımız ve diğer bakanlarımızda ben falan tarikatın mensubuyum falan dergâhta
yetiştim diyebilmektedirler.
ABD'nin himayesine aldığı yönelttiği ve yönettiği ve yönlendirdiği ve benim
ülkemde her türlü operasyonlarda, karanlık operasyonlarda kullanıldığı tarikat devletin
emniyetinden, bürokrasisinden, yargısına kadar en ince kılcal damarına kadar girmiş
bunmakta ve hatta orduya nüfuz etme eğilimlerine dahi mücadelesine dahi girmiş
bulunmaktadırlar.
Sözünü ettiğimiz dışarıdan yönlendirilen ve yönetilen bu tarikat devleti yöneten
siyasi parti ile koalisyon haline gelmiş açıktası adeta devleti yönetme noktasına gelmiştir.
Yine aynı tarikat Türkiye'de yönetme iddiasında bulunan siyasi partileri de çeşitli yollarla
kontrol altına almayı başarmıştır. Türk Dünyasına önderlik yapması gereken Ülkemin
Başbakanı Milletine danışmaksızın tamamen ABD'nin kurmuş olduğu Büyük Orta Doğu
Projesinde kendi Ülkesinin sınırlarını değiştireceğini bilmesine rağmen görev alabilmektedir
ve bu görevinden ötürüde övünç duymaktadır. , ;\
Benim Ülkemin Başbakanı Dünya tarihine kahramanlıkları ile geçmiş olan Ordumun
11 Mensubuna çuval giydirme hadisesinden sonra kendisine teklif edilen Notaya "Efendim bu
bir müzik notası değildir ki verilebilsin büyük devletler asla özür dilemez" diyebilmektedir.
Benim Ülkemin Başbakanına Dağlık Karabağ'daki soykırımdan ve söz konusu bir
buçuk milyon insanımızın göçünden bahsedildiğinde işgal altındaki topraklardan
bahsedildiğinde aynen şunu diyebilmektedir "Bırakın orasını ikinci bir Kıbns mı Yaratmak
istiyorsunuz" diyebilmektedir.
Neden bunları söylüyorum işte Türkçülük Gününde Türkiye Anayurt ne gibi ellerde
yönetilmektedir.O bakımdan işte bu örnekleri çoğaltmak mümkündür
Benim Ülkemin Başbakanı seçimi kazanmak amacıyla Amerikan Yahudi Lobilerine
açık bir referans vererek ne demektedir "Siz yerer ki bu görevi bana tevdi ediniz Merak
etmeyiniz sizin bana önermiş olduğunuz o eyalet sistemi ve şehir devletleri sistemini kabul
etmeye uygulamaya hazırım" diyebilmektedir.
Yine benim Ülkemin Dışişleri Bakanı ve şuandaki Cumhurbaşkanı adayı 2003
yılında ABD'nin Dışişleri Bakanı ile birilikte Kuveyt'te arkasından Türkiye'de yapmış olduğu
toplantılar sonucunda TBMM'nin ve diğer bütün anayasal kurum ve kuruluşların dışında gizli
14 maddelik bir anlaşmayı kabul edebilmektedir. Ve yine bu anlaşmaya göre Kerkük
Türklerinin Kerkük'ten sürülerek Bağdat'a arkasından Güney Irak'a yerleştirmelerini ve
Kerkük'ün Türksüzleştirilmesine adeta bir Kürt şehri haline getirilmesine muvafakat etmekte
ve yine Türkiye'min içerisinde PKK terör örgütüne karışı yapılacak olan operasyonlarda
ABD'den izin alma şartını kabul edebilmektedir.
Yine benim Ülkemin Dışişleri Bakanı Cumhurbaşkanı adayı olan zat 1995 yılında
"Artık Cumhuriyetin Sonu Gelmiştir" diyebilmektedir. Yine aynı tarihlerde "Ne Mutlu
Türküm Demek bir ilkelliktir siz eğer bunu söylerseniz kalkar birileri de Ne mutlu Kürdüm
der" diyebilmekte ve Atanın bu sözüne karşı cüretkarca savaş açabilmektedir.
Benim Ülkemde Yasamayı Yargıyı özellikle yürütmenin bir kolunu işgal etmiş olan o
küresel güçler şimdi Devletimin ve Milletimin Sistemimin kalbi olan Cumhurbaşkanlığını
işgal etmek üzereyken Türk Milleti kendi öz varlığından çıkmış olan öz bünyesinin evladı
Milletin tamamına yakınının öz güvenini kazanmış biricik ordusunun vermiş olduğu muhtırayı
büyük bir sevinç ve umutla karşılayabilmektedir.
Benim Ülkemde Ermeni Diyasporosu tarafından öldürülen bir ermeni gazetecinin
cenazesine devlet protokol yaparak kendi bakanlarını göndermekte adeta yas ilan etmekte
ancak Dağlık Karabağ'daki katliam için bütün müracaat ve taleplerimize rağmen TBMM'den
bir kınama karan dahi çıkarmamaktadır......" şeklinde bir konuşma olduğu anlaşılmıştır.
Şüphelinin ikametinden elde edilen 84 numaralı Cd'nin çözümünde;
Bir özel televizyonda yayınlanan C planı isimli programa şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ 'in konuk olarak katılmış olduğu, programda TCK'nun 301. maddesi ile ilgili
dava açma konusu ile yargı üzerine konuştukları, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:"..............son
dönemlerde son dönem derken belki 5 yılın çok daha ötesinde hakim ve savcıların üzerinde
büyük oyunlar oynanıyor. Hala oyun oynanıyor. Büyük bir kadrolaşma hareketine geçildi. Ve
bu kadrolaşma hareketinde siyasi Kürtçülük ve tarikatlaşma boyutu ön plana çıktı. Ve son
Hakim ve Savcılar Yasa değişikliği ile beraber önümüzdeki 4 bine yakın Hakim kadrosu
tamamen siyasallaştırılacak yargı yürütmenin adeta emrine verilmek isteniyor...
.......Hukuk devletinin tek güvencesi Yargı, Yargının mutlak suretle bağımsız olması
gerekiyor. Bakın belki konuya geleceğiz Şemdinli provokasyonu ve arkasından gelen Van
iddianamesinde bile yargının üzerine gidilmek istendi. Danıştay operasyonunda da yargının
üzerine gidilmek istendi. Ve şu anda-"yine',oyun yargının üzerine Anayasa değişikliğine iyi
bakalım iki kurum üzerinde oynanıyor î Ordu 2 yargı ... (Adnan MENDERES'İ kast ederek)
"odunukoysam'odurtu.seçtiririm" demişti Bunu söyledikten 4-5
yıl sonra idam sehpası kuruldu. Bu gün belki idam cezası yok belki bu düşünerek siyasetçiler
kaldırdı. Ama emin olunuz ki idam cezası inşallah benim isteğim gönlüm geri gelmesidir
mutlak suretle eğer idam cezası geri gelirse AKP iktidarının sadece genel başkanı değil,
sadece Cumhurbaşkanı değil, Merkez Karar Yürütme'den tutun genel başkan yardımcıları bir
çoğunun idam cezası ile yargılanacaklarını bunun sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletini
kaldırmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin birliğini bozmak suçlarından değil bir çok
yolsuzluk dosyalarından, devleti yağmalama suçlarından ötürü ceza alacaklarına inanıyorum.
Ve Bu eninde sonunda gerçekleşecek
......İşte Ümraniye soruşturması orda Çok değerli bir Muzaffer TEKİN komutanımız Pırıl
pırıl geçmişiyle her şeyiyle beraber Devlete yapmış olduğu hizmetleri ile beraber Ama şu
anda kendisine Terörist damgası vuruldu. Eğer bir PKK lı olsaydı merak etmeyiniz
.....Devlet bütün hizmetleri ayağına sunardı ............... başbakanımız ne demişti geçici daha
doğrusu emanet başbakanı "benim namus meselem" demişti aradan 5 yıl geçti şimdi o
başbakana namus meselesini hatırlatıyoruz lütfen eğer gerçekten namuslu iseniz bu faili
meçhul cinayeti mutlaka çözmeniz gerekir Cumhurbaşkanı olarakta devlet denetleme kurulu
sizin emrinizdedir. Devlet denetleme kurulunu işletin Bu cinayeti kimler yaptı arkasında hangi
güçler var hangi tarikatlar var hangi vakıflar var ortaya çıksın biz bunu bekliyoruz
Cumhurbaşkanından şeklinde konuşmalar olduğu görülmüştür.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinden elde edilen 18 Nolu CD üzerinde yapılan
incelemede : Birçok resim dosyasının bulunduğu ve bu dosyaların içeriğinde; İzmir ilinde
yapılan bir organizasyona ait olduğu, konuşmalar yapıldığı anlaşılan görüntülerde; şüpheliler
Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT, Fuat TURGUT ve Sevgi ERENEROL'un bir
arada bulundukları anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinden elde edilen 10 nolu CD üzerinde
yapılan incelemede;
Özel Büro tarafından daha önce internetteki haber gruplarında yayınlanmış, bilgi
belge makalelerin bir araya getirilerek CD haline getirildiği görülmüştür.
Hoca Üveys Mahallesi Cemil Sakarya sokak Güler Ap.No:2/6 Büyük Hukukçular
Birliği Derneği FATİH adresinde Sekreter odasında yapılan aramada ele geçirilen CD'lerin
yapılan incelemesinde,
- ö.No'lu CD'de şüpheliler Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Kemal
KERİNÇSİZ ve Rafet ARSLAN'm da bulunduğu 2005 yılında Büyük Hukukçular
Birliğinin yapmış olduğu toplantı resmi ve Basın Bildirisi olduğu,
- Şüpheli Oktay YILDIRIM'm Yeni Hayat Dergisi için yazmış olduğu yazılardan
derginin 3. sayfasında "Bu bir Dip Dalgasıdır" başlığı altına yazının olduğu tespit edilmiştir.
3-Bilgisayar incelemelerinde:
a) Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Neslişah Mahallesi Vatan Caddesi Emlak Kredi
Evleri B-l Blok No:9 FATİH adresindeki işyerinden elde edilen SAMSUNG marka seri
numarası SODWJZOL202294 olan bilgisayar hard diskinin yapılan incelemesinde:
1-"MİLLİ GÜÇ.doc" isimli dosyada; Milli Güç Derneği üyelerinin mesleklerini ve
adreslerini belirtir liste olduğu,
2-"CV-OzgeTekin.doc" isimli dosyada; EREGENEKON operasyonu kapsamında
halen tutuklu bulunan Muzaffer TEKİN'in kızı Özge TEKİN'e ait ev olduğu,
3-"yeni yıl.doc" isimli dosyada; 23.12.2003 tarihli Muzaffer TEKİN'e gönderilmek
üzere hazırlanmış yeni yıl tebrik mesajı olduğu,
4-"AYASOFYA.doc" isimli dosyada; Ayasofya Derneğinin tüzüğü olduğu ve
Derneğin kurucuları arasında; şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Ergun
POYRAZ ve Muammer KARABULUT'un isimlerinin bulunduğu,
5-"BÜYÜK GÜÇ BİRLİĞİ DERNEĞİ.doc" isimli dosyada; Büyük Güç Birliği
Derneğine ait tüzük olduğu,
6-"BÜYÜK HUKUKÇULAR.doc" isimli dosyada; 08.09.2006 tarihinde Büyük
Hukukçular Birliği İstişare Toplantısında alman kararlara ilişkin olduğu,
7-"Hukukçular Ermeni tezini savunan.doc" isimli dosyada; "Ermeni Tezini Savunan"
başlığı altında aralarında öldürülen gazeteci Hrant DİNK'in de isminin bulunduğu liste
olduğu,
8-"Mac Carticilil.doc" isimli dosyada; Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay
saldırılarında Emniyetin izlediği yol ve yöntemlerin eleştirildiği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK
ve Muzaffer TEKİN'in Avukatlan ile siyasi görüşlerinin farklı olduğu, Milli cephenin
tasfiyesinin yoluna gidildiği şeklinde notlar olduğu,
9-"MİLLİ GUC BİR.doc" isimli dosyada; Milli Güç Birliği Derneği yönetim kurulu
üyelerinin meslekleri ve adreslerinin belirtildiği,
10-"Orduya yapılan saldırılara Hükümet Çanak tutuyor, doc" isimli dosyada; TSK'
ya yapılan saldırılara hükümetin çanak tuttuğu, siyasetçilerin görevlerini yerine
getiremediğinden boşluğu ordunun doldurduğunu,
Cumhuriyetin temel niteliklerini koruma konusundaki doğal reflekslerin oluşmasının
ordu tarafından istendiği, Daha etkin bir orduya ihtiyaç olduğu, Mevcut durumun sivil
siyasetçiye bırakıldığında ülkenin bölüneceğini, PKK'nm hükümet tarafından gizlice
siyasallaştmldığı, Fransa'da Jandarmanın şehir içinde en az polis kadar yetkisinin olduğu,
İtalya'da maliye ve muhafaza ordusu vardır. Maliye Bakanına bağlıdır. Başında Korgeneral'in
olduğu şeklinde notlar alındığı,
11 -"SAROS.doc" isimli dosyada; Milli bünyesi güçlendirmemiş ve köklü geleneksel
kurumlara sahip olmayan devletleri ele geçirmenin yeni modelinin Saros tipi örgütlenme
olarak ortaya çıktığı,
Saros'un bazı sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yaptığı örgütlenmede Türkiye'de
kısa süre içerisinde ayaklanma yaratacak başarıya ulaşmasını beklemese de, uzun vadede bazı
kendini mezhep ve etnik azınlığa sokan gruplar üzerinde etkili olarak lokal ayaklanmalara ve
terör faaliyetlerinin genişlemesine sebebiyet verebileceği, küresel güçlerin kullandığı Saros
tipi örgütlenmenin en güzel karşıtının milli güçlerin birliğinden geçtiği....,
Belgenin sonunda ise "....Bu konuyu, önemi itibari ile diğer yazılarımızda işlemeye
devam edeceğimizi belirtmekle birlikte, milli konu ve değerlerine sahiplenen bütün kurum ve
kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarını, milli güç hareketi altında toplanmaya çağırıyoruz."
şeklinde olduğu,
12-"TEKİN SUALLER.doc" isimli dosyada; Ali YİĞİT'in ifadesi ile ilgili notlar
olduğu görülmüştür.
13-"METİN TERCÜMELERİ.doc" isimli dosyada; EREGENEKON Terör örgütü
operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan ve örgütün LOBİ isimli belgesinde belirttiği
şekilde ÖZEL BÜRO adı altında internet ortamında istihbarat toplama bölümünde yer alan
Erkut ERSOY'un maillerinden biri olduğu,
14-"SİVİL TOPLUMCULAR.21.05.2007.rtf isimli dosyada; Sivil toplumcular
başlığı altında bir liste yapıldığı, bu listede ERGENEKON Terör örgütü soruşturması
kapsamında şüpheli olan şahıslardan Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve
Rafet ARSLAN'm da isimlerinin olduğu,
15-"mehmet zekeriya.rtf" isimli dosyada; Doğu PERİNÇEK'in Danıştay saldırısını
ulusalcılara yıkma tertibinde bulunan MİT bağlantılı Ertaç GİRAY, İsmail PAKER ve Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK'ün olduğunu belirten yazı olduğu,
16-"YENİÇAĞ TV.rtf isimli dosyada; Yeniçağ Tv'de yayınlanan "Medeniyet
Dediğin" isimli programa ilişkin olduğu anlaşılmıştın

&X >

17-"saym baskamm.rtf" isimli dosyada; Milli Güç Platformu Başkanı


Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" isimli başlatılan
imza kampanyası ile ilgili belge olduğu,
18-"2003' E GÖRE TAYİNLER l.xls" isimli dosyada; 1984 devresi Binbaşı
rütbesinde bulunan ordu mensuplarının eski ve yeni görev yerlerinin bulunduğu tablo
olduğu görülmüştür.
b) Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in iş yerinden elde edilen, WESTERN DIGITAL
marka, seri numarası WCAM9C643632 olan bilgisayar harddiski üzerinde yapılan
incelemede;
l-"20 EKİM 2006 CUMA TOPLANTI TUTANAĞLdoc" isimli dosyada; 20
Ekim 2006 tarihinde kimliği belirlenemeyen bir şahsın Başkanlığında gerçekleştirilen bir
toplantı olduğu, alman notlardan Şüpheliler Atilla AKSU ve Sevgi ERENEROL'un bu
toplantıya katıldıkları ve alman bu kararlan kimlerin uygulayacağı hakkında görev
dağılımı yapıldığı,
Ayrıca bu toplantıda şüpheliler Ergun POYRAZ ve Kemal Yalçın
ALEMDAROGLU 'nun isimlerinin konu edildiği görülmüştür.
2-"8.9.2006 B.HUKUKÇULAR TOPLANTI.doc" isimli dosyada; Büyük
Hukukçular Birliği Demeğinin 8.9.2006 tarihinde yapmış olduğu toplantı gündemine
ilişkin olduğu ve ERGENEKON Terör Örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen Ayasofya
ve Milli Güç Birliği Demeklerinin kurulması kararlarının bu tarihte alındığı anlaşılmıştır.
3-"BÜYÜK GÜÇ BİRLİĞİ DERNEĞİ.doc" isimli dosyada; Büyük Güç Birliği
Derneği'nin Tüzüğü olduğu görülmüş,
Demeğin kurucuları arasında şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL
ve Muammer KARABULUT'un bulunduğu anlaşılmıştır.
4-"DİVANll.doc" isimli dosyada; Ayasofya Demeğinin 18.04.2007 tarihli Divan
Tutanağı olduğu görülmüş,
Tutanakta Divan Heyeti Başkanlığı'na Sevgi ERENEROL'un getirildiği, asil
yönetime Ergun POYRAZ'm, yedek Denetim Kurulu üyeliğine Muammer
KARABULUT'un seçildiği anlaşılmıştır.
5-"EK_3.doc" isimli dosyada; Ayasofya Derneği'nin Genel Kurul Sonuç
bildiriminin İstanbul Valiliği'ne gönderildiği anlaşılmıştır.
6-"MİLLİ GÜÇ BİRLİĞİ DERNEĞİ.doc" isimli dosyada; Vatanseverler Güç
Birliği Derneği'nin Tüzüğü olduğu görülmüş, söz konusu demek tüzüğünün Büyük Güç
Birliği demeğinin amacı ile aynı olduğu tespit edilmiştir.
7-"TEKİN SORGU.doc" isimli dosyada; Ali YİĞİT isimli şahsın ifadesini nasıl
vereceğine dair notlar alındığı,
8-"TEKİN SUALLER.doc" isimli dosyada; Ali YİĞİT isimli şahsın vermiş
olduğu ifadesi ile ilgili notlar alındığı,
9-"ÖZEL TELEFONLAR-l.doc" isimli dosyada; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e
ait 333 adet (şahıs ve kurumlara ait) telefon listesi olduğu görülmüştür.
Söz konusu listede şüpheliler Ergun POYRAZ Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN,
Muammer KARABULUT ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün isimlerinin bulunduğu
görülmüştür.
10-"TEKİN ŞAHİT.doc" isimli dosyada; ERGENEKON Terör Örgütü
operasyonu kapsamında yakalanan Oktay YILDIRIM ve Kuddusi OKKIR isimli şahısların
nasıl ifade verecekleri yönünde notlar olduğu görülmüştür.
c) Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Bahçeşehir 1. Kısım Mahallesi Akasya
06 Villa 17 BÜYÜKÇEKMECE sayılı adresinde elde edilen Diamont marka bilgisayar
kasası içerisinde bulunan SEAGATE marka, seri numarası, 5,|ZCQQM4 olan bilgisayar
hard diskinin yapılan incelemesinde;

1. "BASIN AÇIKLAMASIDIR.doc" isimli MSword belgesi içeriğinde şüpheli Kemal


KERİÇNSİZ'in 'Milli Güç Platformu Başkanı, Hukukçular Birliği Yön.Kur.Üyesi'
sıfatı ile hazırlanmış bir basın açıklaması olduğu ve "Bu yaptığınızı Türk Milleti asla
unutmayacaktır. Çünkü bu millet kendine hizmet edenlerle, ihanet edenleri asla
unutmaz. Ali Kemallerin sonunun hüsran olduğunu asla unutmayınız.' cümleleri ile
bittiği görülmüştür.
1. "Dernek konuşma metni.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde belgenin bir
derneğin kuruluş ve tanışma yemeğinde yapılan/yapılacak konuşma metni olduğu,
metinde geçen tabiri ile derneğin kuruluş amacının 'milliyetçi Avukatların
teşkilatlanmasını ve her alandaki güç birliğini sağlamak' olduğu ve dernek
bünyesinde gelecekte yapılması gereken faaliyetlerin özetlendiği, amaçlanan
faaliyetlerden birinin,
"Yıllardır belli bir ideolojiye hizmet vermiş baronun kurtarılmış kurum olmaktan
çıkarılması için baro seçimlerine iştirak ederek yönetimini ele geçirmek temel gayelerimizden
biridir." şeklinde olduğu görülmüştür.
3- "23 KASIM EKUMEIKLIK GERICILIK[2].doc" isimli MSword belgesi
incelendiğinde belgede Moskova Patrikhanesi tarafından Papanın ülkemizi ziyareti ile ilgili
yapılan bazı açıklamaların ve devamında değerlendirmelerin olduğu anlaşılmış olup belgenin
altında 'Milli Güç Birliği Sözcüsü' sıfatı ile şüpheli Muammer KARABULUT'un isminin
bulunduğu görülmüştür.
5- "liste[2j.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde belgede "Toplum Tabanlı
Eylemlere Katılabilecekler Ve Hukukçular Birliğine Dahil Olabilecekler" şeklinde toplam 10 adet
bazı isim ve cep telefonlarının olduğu görülmüştür
6-"sevgierene[l].jpg","kemalke[l].gif',"oktay[l].gif',"muammer[l].gif, bekir[l] .jpg" ve
"bildirilO[l].jpg" isimli resim dosyaları tespit edilmiş, içeriğinde Kürşat Harekatı Bildirisinin
amblemi ile şüpheliler Sevgi ERENEROL, Muammer KARABULUT, Kemal KERİNÇSİZ, Oktay
YILDIRIM ve Bekir ÖZTÜRK'ün ayrı ayn fotoğraflarının bulunduğu anlaşılmıştır.
d) Şüphelinin Bahçeşehir 1. Kısım Mahallesi Akasya 06 Villa 17
BÜYÜKÇEKMECE sayılı adresinde elde edilen (1) adet Asus marka A2500H model Diz üstü
bilgisayar içerisinde HITACHI marka, seri numarası K2JTT3KH olan bilgisayar hard diski
üzerinde yapılan incelemede:
"telefon defteri.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde belgede aralarında şüpheliler
Veli KÜÇÜK, Emin GÜRSES, Güler KÖMÜRCÜ, Oktay YILDIRIM ve Sevgi ERENEROL'un
da bulunduğu birçok isim ve cep telefon numaralarının olduğu görülmüştür.
"TT 169.jpg, TT 171.jpg, TT 182.jpg ve TT 184.jpg" isimli resim dosyaları içeriğinde
Muzaffer TEKİN ve Kemal KERİNÇSİZ' in birlikte katıldıkları bir cenaze töreni olduğu
anlaşılmıştır.
4- E-Mail İncelemesinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e ait e-mail kutusu incelendiğinde genellikle ERGENEKON
soruşturması ile ilgili maillerin geldiği görülmüş, bu yazılarda ERGENEKON isminin Türk
Tarihinde önemli kavram olduğundan bahisle operasyona bu isim verilerek kamuoyunda Türk
Tarihinin karalandığı vurgusu ile yürütülen soruşturmanın kamuoyunda güvenirliliği zedelenmek
istendiğinin ifade edildiği anlaşılmıştır.
"Devletler İçinde Gizli Yapılanma ve Derin Devlet" adlı Doc.Dr.Ümit SAYIN tarafından
yazıldığı anlaşılan, "emir_senoî961" <emir_senol961@mynet.com> adlı kullanıcının 29.06.2007
günü göndermiş olduğu e-maü'de özetle;
Bir ULUS olunabilmesi için, Ulusalcı bir Derin Devlet olmasının şart olduğu, Bu
bürokratik, bilimsel sistemin halkın basit parametrelerle seçmiş olduğu temsilcilerle
sağlanamayacağı tezinden hareketle,
MİT'in içinde Galatasaray Liseli ve Maspr^ejç^çok istihbaratçının olduğu, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin bir önlem almazsa, bu gidi şle^yljf yıl ıçiıjde-parçalanacaklannı, bizden
sonraki kuşağa bırakmamız gerekenin ise masonlarmkinden daha güçlü bir Türkçü ve Ulusalcı
Derin Devletin temel ilkeleri, hususları, talimnameleri ve temel anayasaları, aksiyomatik
sistemi ve tüzükleri olması gerektiği sonucuna varılmış,
"İdeal bir Türkçü ve Ulusalcı Derin Devletimiz olsaydı nasıl olmalıydı ve kısaca bu
Derin Devletin ilkelerini, alt teşkilatlarını sıralarsak kısaca söyle bir yapıdan bahsedebiliriz."
başlığı altında şu maddelere yer verilmiş olduğu,
1. Gizli ve bilinmeyen bir çok güçlü istihbarat teşkilatı, en tepeden her şeyi gözleyen
bir teşkilat olarak (Amerika'daki NSA gibi). Bu Ulusal GüvenlikTeşkilatı olarak
% 60-70'i subaylardan, % 30-40'i ise sivillerden oluşmalıydı. Bu teşkilat hem
istihbari, hem operasyonel olmalıydı.
1. Ulusalcı ve rejimi, anayasayı kayıtsız şartsız koruyan bir Milli İstihbarat Teşkilatı.
Sadece dış istihbarat toplamak hedefinde olan, CIA benzeri. Yurt içinde sadece
istihbari. Ama yurt dışında istihbari ve operasyonel. Aynca MİT'in başbakanlığa
bağlı olması ciddi bir hatadır. Türkiye gibi bir ülkede MİT kesinlikle bir konseye
karşı sorumlu olmalıdır.
3) Türk Silahlı Kuvvetleri. Hem İstihbari, hem Operasyonel.
4) Askeri istihbarat (JIT, Kuvvet İstihbaratı, Genelkurmay İstihbaratı) . Hem
istihbari, hem operasyonel olmalıydı.
1. Gizli bir kontr-espionaj teşkilatı. Türkiye üzerine oynanan tüm Sivil Toplum
Örgütlerinin oyunlarını, Sevr oyunlarım, espionaj faaliyetlerini çözebilecek ve
engelleyebilecek bir yapıya kavuşturulmalıydı. Bilimsel ve ekonomik istihbarata
karşı koyabilecek bir yapıya
büründürülmeliydi.
1. Yönetmekte olan siyasi iradenin etkisinde olmayan ve bağımsız bir polis gücü ve
bağımsız ve lokal konularla ilgilenen bir Emniyet İstihbaratı. Bu teşkilat TSK
veya Ulusal Güvenlik Teşkilatına bağlı olmalıydı ve hiç bir hükümet bu yapı
içinde kişisel veya siyasi amaçlara göre kadrolaşamamalıydı.
1. Yaptırım gücüne ve operasyonel bir istihbarat örgütüne sahip ANAYASA
MAHKEMESİ.
1. Tamamen hükümetlerden ve politikadan bağımsız bir ADALET BAKANLIĞI
1. Adalet Bakanlığına bağlı Amerika'daki FBI benzeri bir iç istihbarat örgütü; Kamu
Güvenliği Teşkilatı (KGT). Adli Tıp Kurumlan ve sistemleri de buna
bağlanmalıydı. Operasyonel ve istihbari.
10) Hükümetlerden bağımsız bir YARGITAY, DANIŞTAY ve SAYIŞTAY.
1. Bilim ve Teknoloji istihbarat teşkilatı ve politikalardan etkilenmeyen bir BİLİM
Bakanlığı. Bilim insanlannı en optimize ve en ulusal çıkarlara yararlı
kullanabilmeyi amaçlayan bu teşkilatın hedefi bilimi,savunma endüstrisini,
teknolojiyi TÜBİTAK gibi ona bağlı kurumlarla birlikte geliştirmek olmalıydı.
TÜBİTAK'ın Başbakanlığa bağlı olması yanlıştır.
1. Yukandaki ilişkileri koordine eden ve hükümetten ve politikacılardan tamamen
bağımsız bir Milli Güvenlik Kurulu (MGK). MGK askeri üyeler tarafından
yönetilmeli ve dev bir düşünce kurulusu (think thank) niteliğinde olmalıydı.
MGK'da konularda uzman pek çok danışman, subay, bilim insani ve istihbaratçı
bulunmalıydı.
1. Yukandaki tüm kuruluşlara yardımcı olan ve yabancılardan finans almayan ve de
Devlet tarafından desteklenen Sivil Toplum Kuruluşlan, Enstitüler ve Düşünce
Kuruluşlan.
1. Yukandaki tüm yapılardan oluşacak konseyleri içinde banndıran ve kendisi de
bir kişinin yönettiği bir mevki olmayan Cumhurbaşkanlığı Konseyi. Yani
Cumhurbaşkanlığı 3 kişilik bir konseyden oluşmalı ve Cumhurbaşkanlığı makamı
yukandaki tüm kurumlara ait, oralarda çalışmış ve oralarla bağlantılı kişiler tarafından
kurulan başka konseylerle içice çalışmalıydı. Bugün bir tek genel sekreter bile tüm
Cumhurbaşkanlığında ki her isi kontrol altına alabilmektedir. Hiç bir oto kontrolü
olmayan sistemde, bu kadar kritik karar verme mercii olan bir sistem bir kişinin
emrine ve otoritesine bırakılamaz!
1. En önemlisi KIRMIZI KİTAP gibi gizli bir ANAYASA ve gizli bir TÜRKÇÜ
ve ULUSALCI DERİN DEVLET TALİMNAMESİ, TÜZÜĞÜ, İLKELERİ.
1. Yukarıdaki gruplara insanlar yetiştiren gizli bazı yöntemleri olan, masonlar
gibi çalışan ama Türkçü ve hedefi Birleşik Türk Cumhuriyetleri Birliğini
kurmak olan dernekler, vakıflar ve gizli örgütler zinciri ve havuz teşkilatları,
Yukarıda sayılan maddelere bakıldığında;
Türk Derin Devleti olması gereken yapının 100 üzerinden sadece 35 puan aldığı,
anatomik olarak Ulusalcı ve Oto Kontrolü Olan Türk Derin Devleti eksik olduğu, Türk
istihbaratının ise sadece JİT'in vede kısmen MİT'in başansıyla ayakta durabildiği,
değerlendirmesi

yapılmış,
Hedef olarak yeni kurulacak veya 2. Kurtuluş savaşı ile yıkılmaktan kurtulacak yeni
devletin temel kurumlarının, ilkelerini, hedeflerinin, temel niteliklerinin, anayasalarının,
tüzüklerinin, talimnamelerinin ve aksiyonlarının oluşturulması konarak, dev bir düşünsel,
bilimsel, felsefi, hukuki bir sisteme ve külliyata ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır. Doç.
Dr. Ümit Sayın ÖZEL BÜRO" şeklinde olduğu görülmüştür.
c)-Telefon görüşmeleri;
Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL'un Görüşmeleri:
Tape: 3019 01.11.2007 tarihinde, Kemal KERİNÇSİZ ile Sevgi ERENEROL
arasında yapılan görüşmede, Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben; "...
SİZE MÜJDE VERELİM RİCE (ABD DIŞİŞLERİ BAKANI) İSTANBUL'A
GELİYORMUŞ. BÜTÜN ÇIRAĞAN'IN ÖNÜ POLİS KAYNIYOR...." Kemal
KERİNÇSİZ' in de "YA YA İYİ OLDU, İYİ OLDU. BİZ DE ŞİMDİ ORAYA DOĞRU"
diyerek, Ülkemizi ziyaret eden ABD Dış İşleri Bakanının ziyaretini nasıl provoke
edeceklerini konuştukları,
Tape: 3111, 23.08.2007 tarihi, saat 11:33 sıralarında Sevgi ERENEROL'un Kemal
KERİNÇSİZ ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde; Sevgi ERENEROL'un "...KEMAL
BEY ŞİMDİ BUGÜN SABAHDA, YİNE BU ALMANYA MESELESİ KALEME
ALINMIŞ, YİNE KOCA BİR SAYFA HABER YAPILMIŞ, BAKABİLİRSENİZ Bİ
BAKIN ONA......" dediği,
Tape: 3123 03.09.2007 tarihi, saat:12:04 sıralarında Sevgi ERENEROL'un Kemal
KERİNÇSİZ ile yaptığı görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ'in ".................ŞÖYLE DİYORUM
BEN ŞEY YAPALIM BU CUMHURBAŞKANI MESELESİNİ İŞLEYELİM BU
HAFTADA............, BOL BOL ERGÜN'ÜN KİTABINDAN EEE GÜL MESELESİNE
DOKUNALIM. EVET HI HI... EEE TAM ZAMANIDIR ÇÜNKÜ BU ADAMIN
NİTELİKLERİNİ SAYIP DÖKMEK, EE BÖYLEDE ERGÜN MESELESİNE DE
DOKUNMUŞ OLURUZ ORDA ..." dediği,
Tape: 3133 20.09.2007 tarihi, saat: 12:43 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un
cezaevinde, Muzaffer TEKİN'i ziyareti ile alakalı olarak "KOMUTANIMIZ NASIL
MORALLERİ" diye sorduğunda, Sevgi ERENEROL da "İYİ, İYİ" diyerek, yapmış olduğu
cezaevi ziyareti hakkında bilgi verdiği,
Tape: 3136 02.10.2007 tarihi, saat: 18:32 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in
Sevgi ERENEROL'a "YANİ STRATEJİDİR BU" dediği Sevgi ERENEROL'un da "HI HI
İYİ İYİ ZATEN ONUN İÇİN BENDE BÖYLE BİR TEKLİFTE BULUNMUŞTUM SİZE
..." dediği, KEMAL KERİNÇSİZ'in de; "MECBUREN BÖYLE YAPICAĞIZ ARTIK.
DEDİM
Kİ BAKIN ŞİMDİDEN ÇALIŞMAYA LAZIM İŞTE ÇALIŞMAK GEREKİR
...................................................................................................................................................."
,
SADECE ENGİN'LE YÜRÜMÜYOR BU,.." "BEN SANA BUNU İKİ HAFTA ÜÇ
HAFTA ÖNCE SÖYLEDİM GÖNDERDİM DİYORSUN OLMAZ ÇIK DIŞARI BEN
KEMAL YARIN GÖNDERECEĞİM DE SEN GÖNDER DE OLAY FARKLI OLAY..."
"BU BİR MÜVEKKİLİN DEĞİL Kİ SENİN BU MİLLİ BİR MESELE " dediği Sevgi'nin
de: "TABİ TABİ ...TABİ BU TADAR ZAMAN,£MM$\YETERİNCE BOŞLUK OLDU"

demesi üzerine "ŞİMDİ ANLATTIM ONA KAFASINA GİRDİ MESELE Bİ UTANDI


MUTANDI AMA KIYMETİ YOK İŞTE" diyerek, Muzaffer TEKİN ve Ergun POYRAZ'm
savunması ile ilgili yeni stratejiler belirlemeleri gerektiğini, diğer Avukat Engin'i eleştirerek bu
konunun Avukat-müvekkil ilişkisinden ziyade bir milli bir mesele olduğunu söylediği,
Tape: 3141 03.10.2007 tarihi, saat: 17:28 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi
ERENEROL'a Muzaffer TEKİN ile alakalı olarak basında çıkan olumsuz haberlerle ilgili olarak
"İNTİHARA SÜRÜKLETTİRMEK O YÜZDEN MÜMKÜN MERTEBE BU
NAMUSSUZLARA YENİLMEYECEĞİZ" şeklinde beyanlarda bulunduğu, Sevgi
ERENEROL' un da "EVET" diyerek, konuyu doğruladığı, basın -yayın organlarında Muzaffer
TEKİN ile alakalı olarak çıkan haberleri günü birlik değerlendirdikleri ve buna göre strateji
belirledikleri,
Tape: 3158 13.10.2007 tarihi, saat: 13:29 sıralarında, Sevgi ERENEROL, Kemal
KERİNÇSİZ'i arayarak Habertürk Televizyonunun şehitler ile ilgili olarak yardım kampanyası
başlatması olayına ilişkin Sevgi ERENEROL'un "... ŞEHİTLER İÇİN YARDIM KAMPANYASI
HABERTÜRK VE FATİH TERİM KATILALIM MI VALLA DEDİM AA BİZ
BULAŞMAYALIM BUNLARA HABERTÜRK ZATEN CIA NİN TELEVİZYONU OLARAK
KURULMUŞTU." Şeklinde beyanlarda bulunması üzerine, Kemal KERİNÇSİZ'in de "TABİ
AMAN, AMAN, AMAN NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN Bİ TELEVİZYON..." diyerek,
gündemle alakalı olan konular hakkında görüş alış-verişinde bulunup ortak tavır aldıkları,
Tape: 3166 19.10.2007 tarihi, saat: 10:28 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un Kemal
KERİNÇSİZ'i arayarak "KOLAY GELSİN BEN MUAMMER'İ ARADIM DUYURUSUNU YAP
DEDİM SİTEDEN ÇÜNKÜ OLAY ÇOK ÖNEMLİ ÖZELLİKLEDE İKİ KONUŞMACININ
SÖYLEYECEKLERİ ŞİMDİ ÜLKER HANIMA DA SÖYLERİM ONUN DA ÇÜNKÜ ÇOK
GENİŞ BİR ZİNCİRİ VAR ODA AYNI ŞEKİLDE DUYURUSUNU YAPSIN." , "ÜLKER
HANIMA SÖYLEYELİM." , "HAYIR, YANİ RAGIP DEĞİL BEN O ZAMAN RAGIP'LA
BERABER BEN ALAYIM ONU." KEMAL KERİNÇSİZ' in de "ŞEY DEDİM IRAK'IN
KUZEYİ VE TERÖR", "İSTERSENİZ Bİ ORGANİZE OLUP GİDELİM CUMARTESİ
MÜSAİTTE HAVADA KÖTÜ OLMAYACAK", "O KONUYU DA ODA HER TARAFA
YAYSIN Kİ SADECE BAKARSINIZ BELLİ BİR YÜRÜYÜŞTE YAPILABİLİR FATİH'E
DOĞRU", "TAMAM EFENDİM ÖYLE YAPALIM PEKİ." diyerek, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgemizde devam eden operasyonların ABD nin talimatlan ve verdiği istihbarat ile
yapıldığını, bu operasyonun gündem değiştirmeden başka bir şey olmadığım, bu konu ile alakalı
olarak Yeniçağ televizyonu ve şüpheli Muammer KARABULUT'un yönettiği www.tepkimiz.net
isimli internet sitesinde ve yürüyüş yapma konusunda da yine kendileri ile birlikte hareket eden
sivil toplam örgütlerinin bir araya getirdikleri AY-YILDIZ hareketinin başkanı Ülker SALMAN
(DURUKAN) ile birlikte yürüyüş yapmayı planladıkları,
Bahse konu şahısların ülke gündemi ile alakalı olarak her şeyi takip ederek bunu
kendilerine bağlı basm-yayın organları ve sivil toplum kuruluşları sayesinde geniş kitlelere
ulaştırdıkları, her fırsatta ülkede gerginlik yarattıkları,
Tape: 3200 28.11.2007 tarihi, saat: 16:30 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in şüpheli
Ergun POYRAZ' ı cezaevinde ziyareti sonrasmdak yapmış olduğu görüşmede; Kemal
KERİNÇSİZ in Sevgi ERENEROL' a hitaben "....ONUN DA BİZE TEKLİFİ VAR DİYOR Kİ
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI OLARAK BANA BİR ÖDÜL VERİLSİN DİYO ...." Sevgi
ERENEROL' un da "TAMAM" diyerek örgütsel bağlarını ortaya koyup, bir örgüt mensubu olan
Ergün POYRAZ'in yine örgütün oluşturduğu sivil
toplum kuruluşları aracılığıyla kerdisine ödül verilmesini temin ederek toplum önünde belli
bir yer edinme, toplumda sempati kazanma çabasına girdikleri,
Tape: 3207 12.12.2007 tarihi, saat: 12:04 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ' in Sevgi
ERENEROL'a hitaben; " BAŞBAKANIN BİZİM NEZDİMİZDEKİ DEĞERİ ÜÇ
KURUŞTUR, BUNU MAHKEME KARARI İLE ONAYLATTIK..." Sevgi ERENEROL ise
"....(gülerek) ALLAH İYİLİĞİNİZİ VERSİN BUNDAN DAHA
BÜYÜK BİR HAKARET OLUR MU...........TABİ TABİ TABİ KABUL EDİLMESİ
ONDAN DAHA BÜYÜK BİR HAKARET OLDU...." "..............VALLA SİZ KENDİNİZE
BİR ÜLKE BULDUNUZ MU BEN EN AZINDAN SİZİ MACARİSTAN'A
GÖTÜREBİLİRİM...." dediği,
Tape: 3208 12.12.2007 tarihi, saat: 22:06 sıralarında Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi
ERENEROL ile Alman Vakıflarının Ülkemiz üzerindeki yapmış olduklan faaliyetler ve Necip
HABLEMİTOĞLU cinayeti ile ilgili yapmış olduklan görüşmede; "BEN BİR İKİ KİTAP O
KONUDA BENİM HİÇ AKLIMA YATMIYOR ALMAN VAKIFLARI OLAY TAMAMEN
İLTİCACI YAKLAŞIM GERÇİ TEŞKİLATIN AMA KİMLER KULLANDI NASIL
KULLANILDI BİLMİYORUZ AMA OLAY TAM ANLAMIYLA HATTA VURUCU
GÜÇTE İTİRAFÇILARIN OLMA İHTİMALİ VAR BU DA GAYRİ MİLLİ EMNİYETİN
İŞİN İÇERSİNDE OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ GİBİ GELİYOR BANA ÇOK
PROFOSYÖNEL KİŞİLER ONU YAPANLAR ÇOK İYİ YETİŞMİŞ AJANLAR VEYA
İTİRAFÇI AJANLAŞTIRILMIŞ İTİRAFÇI BENİM AKLIMA O GELDİ ÇÜNKÜ ADAMI
ÖYLE BİR YERDEN VURUYOR Kİ İKİNCİ KEZ SİGORTA OLARAK KAFANIN
ÜSTÜNDEN VURUYOR KURŞUNU...." Sevgi ERENEROL ise "EVET, EVET SEN ÇOK
FAZLA ŞEYLER GÖRDÜN DİYE MESAJIYDI O" Kemal KERİNÇSİZ ise "... BU TÜR
PROFOSYÖNEL KATİLLLERİN YAPMIŞ OLDUĞU İŞ..." Sevgi ERENEROL ise "....TABİ
EMİN'DE AZ ÇOK BU KONUYU BİLİR AMA ONA DA MÜSADE ETMİYORLAR
ZATEN Bİ
O BİLİYOR DOĞRU DÜRÜST Kİ ERGÜN BİLİYOR O KADAR....................... O DA
OLABİLİR CEVAT'TA OLABİLİR CEVAT'TA VAKIFTIR" diyerek, şahıslann Ülkemiz
gündemi ile alakalı olan hassas konular üzerinde durarak bu konular hakkında basın ve
medyada kimleri konuşturacaklan hususunda görüş alış-verişinde bulunduklan, şüphelilerin
örgütsel irtibatlannm ne kadar sıkı olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ile Atilla AKSU'nun görüşmeleri:
Tape: 3026 07.11.2007 tarihi, saat: 12.19 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in Atilla
AKSU'ya hitaben; "ÇOK GÜZEL, HEPSİ BİRBİRİNDEN GÜZEL. ON NUMARA YANİ ON
NUMARA " dediği, Atilla AKSU'nun da "MUZAFFER BEYİN KARŞI TARAFINDA OLAN
BAZI ŞEYLERİ." Kemal KERİNÇSİZ'in de «A O ONLAR ÇOK FAYDALI OLDU, ONLAR
BİLDİĞİN GİBİ DİĞİL. ONLAR ÖYLE FAYDALI OLDU Kİ ABİ" diyerek, İstanbul
Adliyesinde memur olarak çalışan Atilla AKSU' nun aynı gün saat: 12.19 sıralannda, Kemal
KERİNÇSİZ'in yanında çalışan şüpheli Asim DEMİR'e teslim ettiği, Asim DEMİR'in Kemal
KERİNÇSİZ'i arayarak "ŞEYİ ALDIM YANİ ATİLLA'DAN GİZLİ BELGELER VAR
DEMİŞTİN YA.." diyerek, Atilla AKSU'dan almış olduğu GİZLİ BELGELERİ, teslim
aldığına dair Kemal KERİNÇSİZ'e bilgi verdiği,
Tape: 3032, 21.11.2007 tarihi, saat:16:24 sıralannda, Kemal KERİNÇSİZ' in şüpheli
Atilla AKSU ile aralarında geçen görüşmede, Atilla AKSU'nun, Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben;
"EVET BU RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN DAMADI ORANIN GENEL MÜDÜRÜ BEN
BU TURKUAZ İLE İLGİLİ BİR ŞEYLER DAHA BULDUM EN AZ 10 TANE 15 TANE
TÜRK PARASINI KORUMA KANUNU VE YA Bİ EVRAKLARI VAR", dediği, "OLUR
ABİ OLUR ABİ GÖNDER", "YALNIZ TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA" dediği, Atilla
AKSU ile, 24,11.2007.târihi, saat: 13:14 sıralarında yapmış
oldukları başka bir görüşmede, Kemal KERİ|^SÎZJ iö Başbakan hakkında söylemiş
% '* - *f **'. ;><
L
W ı
/î ' f*l°\ ^&r-~~%~~~.....................
(.
olduğu; ".. Ş..SİZ, ..P...VENK...........BU GÜNE KADAR GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK
HAYSİYETSİZ ŞE...SİZ YÖNETİCİDİR O.." Atilla AKSU'nun da, "... EVET, EVET
KİNDAR KİNCİ.." dediği, Kemal KERİNÇSİZ' in görüşmenin devamında
"...DİYORUM YA İŞTE MENDERES'İ ASTILAR MENDERES'İ ASMA
GEREKÇELERİNİN YÜZ KATI BUNDA VAR,..." diyerek, Telefon görüşmelerinde dikkat
edilmesi gerektiği şeklinde önce uyanda bulunduğu daha sonra Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin Başbakanı hakkında hakaret içeren varan sözler sarf ettiği ve Adli Mercilerde
bulunan evraklan normal prosedür dışında başka yollardan ele geçirmeye çalıştığı,
Tape: 3048 03.12.2007 tarihi, saat: 21:57 ve 04.12.2007 tarihi saat: 12:06 sıralannda
yapmış olduklan görüşmede, Atilla AKSU nun, Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben "ABDULLAH
UNAKITAN, ALİ ÜLKER, MURAT ÜLKER, ŞENOL ÇELİK, METİN ÇİLCİ VE TÜRK
İNTİKAM TUĞA YININ TEHDİT MEKTUBU GÖNDERDİĞİ BAZI ŞAHISLARA..." ait
soruşturma dosyalarını Kemal KERİNÇSİZ'e vermek istediğini söylemesi üzerine, Kemal
KERINÇSIZ'inde «EYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA ADAM
GÖNDEREYİM" " diyerek, kendi müvekkilliğini yapmadığı kişilere ait dosyalan ve bilgileri
temin ederek, bu gibi konuların telefonda görüşülmemesi gerektiğini söyleyerek gizli bir iş
yaptığını ortaya koyduğu, dosyalan aldırmak için Atilla AKSU' ya adam göndereceğini beyan
ettiği,
Şüpheli Atilla AKSU ile Kemal KERİNÇSİZ arasında, 12.12.2007 tarihi, saat: 18.57
sıralannda geçen bir görüşmede, Atilla AKSU'nun Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben; "ATTİLLA
YAYLA İLE İLGİLİ OLARAK "... ONUNLA İLGİLİ BEN BENİM Bİ EVRAKI ELİME GEÇTİ
BEN ONU BEN ARAŞTIRDIM. ONU BU ATATÜRK'E HAKARETTEN BİR EVRAKI ELİME
GEÇTİ BENİM..." ".. ..ARTI Bİ DE BU KİPTAŞ FALAN VARYA TAYYİP'İN YAN KOLU
ONUNLA İLGİLİ Bİ EVRAK ELİME GEÇTİ...." Demesi üzerine; Kemal KERİNÇSİZ'in de;
"..TAMAM ONLARI BANA AKTARIRSIN GÜZEL KARDEŞİM BENİM..." dediği,
Yine Tape: 3087 25.12.2007, tarihi, saat: 10.58 sıralannda, şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ' in şüpheli Atilla AKSU ile yaptığı görüşmede, Atilla AKSU'nun "ŞİMDİ
PERİHAN, PERİHAN MAĞDEN, PERİHAN MAĞDEN 1 YIL 2 AY HAPİS CEZASI
ALDI... BEN SANA BUNU, SEN BANA GEL, BEN SANA ULAŞTIRAYIM.." Dediği
Kemal KERİNÇSİZ' in de "HARİKA ABİ ÇOK GÜZEL, AMAN NE MEMNUN OLDUM,
...ALDIRIYORUM BEN SENDEN..." diyerek, kendisinin tarafı veya vekili olmadığı kişilere
ait davalan ve sonuçlanm örgüt adına takip ettiği, bilgilerini topladığı,
Tape: 3107, 14.01.2008 tarihi, saat: 17.50 sıralannda, Kemal KERİNÇSİZ' in, Atilla
AKSU ile yapmış olduğu görüşmede, Atilla AKSU'nun kendisine "ŞİMDİ BEN YİNE BU
GÜN YİNE ÖZEL GÜVENLİK ÖZEL EEE II ŞEYDEN GÜVENLİK ŞUBE
MÜDÜRLÜĞÜN DEN BİR EVRAK GELDİ....:EEE BU THKP/C LİLERLE ALAKALI
ONDAN SONRA BU İŞTE ÖLEN ŞEYLER VARYA PKK LILAR... BİLGİN OLSUN
DİYORUM..." dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in ise "UYGUN BİR ZAMANDA BANA GETİR
ABİCİM" diyerek, dokumaman istediği,
Tape: 3281 07.11.2007 tarihi saat: 12:19 sıralannda ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; ATİLLA AKSU'NUN BİR
TAKIM EVRAKLARI GÖNDERDİĞİNDEN BAHSEDEREK, GÖNDERDİĞİ
EVRAKLARIN NASIL OLDUĞUNU SORDUĞUNUZDA; KEMAL KERİNÇSİZ'İN
DE, "ÇOK GÜZEL, HEPSİ BİRBİRİNDEN GÜZEL. ON NUMARA YANİ ON
NUMARA " şeklinde cevap verdiği, ATİLLA AKSU'NUN, «MUZAFFER BEYİN KARŞI
TARAFINDA OLAN BAZI ŞEYLERİ." dediği, KEMAL KERİNÇSİZ'in de, «A O
ONLAR ÇOK FAYDALI OLDU, ONLAR BİLDİĞİN GİBİ DİĞİL. ONLAR ÖYLE
FAYDALI OLDU Kİ ABİ" dediği, ' /*
Tape: 3298 14.12.2007 tarihi saat: 17:43 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL
KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun "...Bİ ŞEY
SÖYLEYECEĞİM 301 LER LE İLGİLİ TAKİBE YER OLMAYAN 301 302..." KEMAL
KERİNÇSİZ'İN DE "...TAMAM ABİ ÇOK GÜZEL KİMLERİN BUNLAR..." diyerek
sevindiği, "...YANİ KİMLERİN YOK Kİ İNANAMAZSIN YANİ BUNLARA NASIL
TAKİPSİZLİK KARARI VERİYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM..." diyerek Cumhuriyet
Savcılarının verdiği takipsizlik kararlarını eleştirdiği, KEMAL KERİNÇSİZ' in de "...
VERİYORLAR ABİ ABİ VER VER ONLARI HEPSİNİ Bİ GÖZDEN GEÇİRELİM ABİ
ÇOK FAYDALI OLUR..." dediği,

Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ile Veli KÜÇÜK'ün görüşmeleri: Tape: 3102 Kayıtlı,
09.01.2008 günü saat:12.10'da Veli KÜÇÜK ile Kemal KERİNÇSİZ arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
KEMAL'in "...Şişliden yine bir grup Adana dan şikayet etmişler bu sefer bu PKK
lılar DTP liler ayrı bir hazırlık numarası almış Beşiktaş Ağır ceza mahkemesinden de dosya yi
Şişli Cumhuriyet başsavcılığına göndermişler ikimiz hakkında yapılan şikayet Savcı ....'ta ben
şimdi az önce ifade verdim sizi de rica ettiler gelsin bir ifade bir ifade versin de dosya yi
kapatalım diye bu Hrant Dink'le alakalı yine" dediğiveLİ'nin "Hrant Dink mi gene" dediği,

Tape: 3105 10.01.2008 günü saat:16.27'de Veli KÜÇÜK ile Kemal KERİNÇSİZ
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
VELİ' nin "Görüştüm ... M.. C... var savcı o gördü beni" dediği, KEMAL'in
"Kovuşturmaya yer olmadığına ... kararı verdiniz mi" dediğiveLİ'nin "Onu da verdim onu da
ifadeye eklediler koydular" dediği, KEMAL'in "Tamam zaten verecekleri yine bunlar da
takipsizlik kararı verecek" dediği,
Tape: 3108 15.01.2008 tarihi,saat: 11.20 sıralarında, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün Kemal
KERİNÇSİZ'e "...KEMAL'CIĞIM MERHABA VELİ PAŞA...." "BEN
GİTTİM O ŞİŞLİ SAVCISINA HIH HIH YA ................ HEPSİ GELDİLER, MELDİLER
ŞEY YAPTILAR GEREKLİ İFADEYİ VERDİK Bİ NETİCE ÇIKTI MI BIKTIK ŞU
HIRAND DİNK DENEN HERİFTEN YA HU" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in de "İYİ DE
PAŞAM ALLAH'TAN BUNLAR BİR TEZGAH KURMADILAR BU YAKALANAN
ÇOCUKLARA İKİ KELİME KONUŞTURSALARDI TAMAMDIK YANİ AMAN, AMAN
YANİ HER ŞEYİ YAPABİLİR BUNLAR YAPAMAYACAĞI HİÇ BİR ŞEY YOK
NAMUSSUZLARIN HER TÜRLÜ OYUN TEZGAHI KURAR BUNLAR BU DA BİR
TEZGAH İŞTE Bİ TEZGAH DEĞİL Mİ ÜÇ YERDEN AYNI DİLEKÇELER E
DİLEKÇELERİN MAHİYETİ BİLE AYNI SATIRI SATIRINA BİR BİRLERİNE
GEÇMİŞLER FAKSLARI DÜŞÜNE BİLİYOR MUSUN YANİ BİR YERDEN YAZILMIŞ
HER TARAFA AYNI DİLEKÇELER GİTMİŞ ." diyerek, kendileri hakkında, Hrant DİNK
cinayeti ile ilgili olarak haklannda açılan soruşturmalarla ilgili görüşme yaptıkları,
Kemal KERİNÇSİZ ile Muammer KARABULUT'un görüşmeleri:
Tape: 3063 12.12.2007 günü saat:12.55'de Muammer KARABULUT ile Kemal
KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
K.KERİNÇSİZ'in "Abi gönderiyorum" dediği, M.KARABULUT'un "Tamam bir şey
söyleyeceğim bunu yalnız bana yolluyorsun de mi sen" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Tabi şimdi
bi de Yeniçağ'a kısmet olursa bizim Yeniçağ televizyonu Yeniçağ gazetesine" dediği,
M.KARABULUT'un "Anladım istersen Yeniçağ televizyonu ve gazetesi de buradan alsın
istersen çünkü ona ben Bir şeyler daha ekleyeceğim" dediği,
K.KERİNÇSİZ'in "Ama onlar bizim şeyimiz be" dediği, M.KARABULUT'un "Kapris
yaparlar şimdi" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Yani onların farklı anlayışları vardır" dediği,
Tape: 3064 12.12.2007 günü saat: 14.38'de Muammer KARABULUT ile Kemal
KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
K.KERİNÇSİZ'in "Abi geldi mi eline" dediği, M.KARABULUT'un "Geldi
yolladım bile biraz sonra da bizim sitede sana şöyle söyleyeyim Türkiye'de ki hem yabancı
yayın organlarına basın organlarına hem bütün haber ajanslarına Türkiye'de ki bütün ilçede ki
gazetelere gitti" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "O Maşallah helal olsun" dediği,
M.KARABULUT'un "Erdoğan kelle dedi üç yeni kuruş ceza aldı" dediği,
K.KERİNÇSİZ'in "O valla iyi güzel ya bide şeyi de güzel bulmuşsun başlıkta güzel" dediği,
M.KARABULUT'un "Ben haberi çok değiştirdim tabi "Ve senden alıntılar da yaptım Kerinçsiz
tepki millete yaptığı açıklama da diye başladım falan" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "İyi demişsin
abi basm küreselci basın vermez bunu ama olsun vermesin bi hoplasın Şerefsiz" dediği,
M.KARABULUT'un "Ama ben sana şunu söyleyeyim bu mecburen bütün her yerde girer
şimdi ya şöyle bir şey söyleyeyim 2 saat sonra etkisini görürsün" dediği, K.KERİNÇSİZ'in
"E tabi Başbakan'm mahkumiyet kararı ağabeyciğim yani Başbakan'm mahkûmiyet
kararma da basm ilgi göstermezse o zaman bu basm satılmıştır" "Şimdi en önemli mesele ney
biliyormusun Muammer burada yargı kararı ile tescil oldu bu adamın seyidine hakareti" dediği,
M.KARABULUT'un "Aslına bakarsan öyle de ama ilk defa ceza almış olmuyor mu tabi tabi
öyle de" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "ilk defa abi tabi bi öbür dosyada o ayrı öbür
dosyada bekliyor şimdi" dediği, M.KARABULUT'un "Ben seni aradım cevap vermedi ben
onu ekleyecektim tereddüt ettim tereddütte kalınca" "Başbakanın şehit düşmanlığı 3 kuruşa
tescil edildi" "Sana bir şey söyleyim mi? İnanılmaz bir karar biliyor musun" dediği,
K.KERİNÇSİZ'in "evet evet evet ağabi işte bunu önemli muhaliflerin iyi kullanması lazım ama
nerde o muhalif ayrı bir mesele" dediği, görüşmenin devamında M.KARABULUT'un Coca
Cola'nm sağlığa zararlı olduğu ile ilgili "Sağlık Bakanlığının bu konuyla ilgili kararı var, Milli
Eğitim Bakanlığının zararlı olduğuna dair " "bütün valiliklere yollanmak üzere kararı var"
"çocukların diyo sağlığını bozuyor diyo" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Coca Cola bir
durdurma kararı versin hükümeti düşürürler" dediği, M.KARABULUT'un "ağabi düşürsünler
bundan daha iyi fırsat mı olur" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "...geçen gün Bakü'de şey karşılaştık
saym davasını açan S...n ağır ceza mahkemesinin b....la" "ee beni hatırlıyabildin mi? Kemal
dedi. Valla hatırlayamadım dedim efendim. Ben dedi senin yaptığın itiraza kararı veren r....im
dedi. "Sincan ağır ceza" yapmayın ağabi dedim. Bende sizi ziyaret edecektim Ankara'ya
geldiğim de bi gözünüzden öpüyüm dedim. Sarıldım öptüm adamı" "ondan sonra dedim ne
oldu karan verdikten sonra. Evet dedi. Kararı verdikten sonra T...n ve R...e milletvekilleri geldi
beni makamımda dedi, tehdit ettiler dedi açık açık, yani kapıyı kapattılar dedi, tehdit ettiler
dedi...." dediği, görüşmenin devamında M.KARABULUT'un "...eee bana çok büyük bir
haksızlık yapıldı bu sene" "ama bu şerefsizlik biliyor musun? Yani ben burayı kendi adıma mı?
Tutuyordum. Siz beni ama siz bu olayı" "yo hayır bak dik duruyorduk, bir şey söyleyin gene
bana vereceklerdi orayı ama ne yapacaklardı biliyor musun" "daha önceki senelerde yaptıkları
gibi Muammer ne olurusun işte yarın sen gir öğleden sonra da o girsin diyeceklerdi. Ben orayı
paylaşmayacağımdan, ben burayı paylaşmam dedim kimseyle bu saatten sonra" dediği,
K.KERİNÇSİZ'in "sen bir oyun oynasaydm alsaydm. İbnelere yaptırmasaydık orda bizati
gelip orda biz..." dediği, M.KARABULUT'un "ağabi orada böyle ir provakasyona
gelemezdik. O zamanda bizi şey göstereceklerdi. Anladın mı" "evet. Çünkü kamuoyu onların
elinde" "ondan sonra orda arbede yaşanacaktı, ben biz dedik ki sizinle böyle bir oyunu
oynamayız orda, ahn şeyininize sokun kıçınıza" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "AMA İŞTE BİR
KALEDE*^ DÜŞTÜ" dediği, M.KARABULUT'un
"hayır düştü olur mu? Asıl şimdi başladı. Şimdi kim imza atacak ona dava açacağız, izin yok
biliyor musun" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "dur ben sana dur
bir....................göndereyim ağabi dur, benzeri bir olay gönderiyim de ondan istifade
ederek devam et ondan" "tamam ağabiciğim benim sen Demre'den yapacaksın onu Demre
Savcılığına" "...çünkü ayin orda gerçekleşiyor" "sen kimin hakkında yapcaksm şikayeti"
dediği, M.KARABULUT'un "eee ayini yapanlar hakkında bir de ayin için müsaade veren eee
Antalya Müze Müdürlüğü tarafından" "Turizm Bakanlığı eee tabi o kadar, bir de vali"
"kaymakam" dediği,
Tape: 3073, 16.12.2007 günü saat:14.13'de Muammer KARABULUT ile Kemal
KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
M.KARABULUT'un "...ben sana yolladım" "Yani elimden geldiği kadarıyla başka
şeylerde koymaya çalıştım" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Abi bu arada bu arada biz Salı günü mı
şey adliyesinin önünde İstanbul Adliyesinin önünde saat 12 de Necip HAPLEMİTOĞLU'na
ilişkin faili meçhul dosyanın soruşturmanın işletilmesi ve genişletilmesi konusunda bir dilekçe
vereceğiz bide bir basın açıklaması yapacağız" dediği, M.KARABULUT'un "Evet aynen
yolla" "Siteye koyalım" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Hem siteye koy abi hem de şey yap ismini
sen söyle her tarafa bi yaydıralım onu" dediği, M.KARABULUT'un "Ben o konuda Hürriyette
çıkan habere istinaden" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Ha maniplasyonlar yapıyolar ya özellikle o
Ümraniye oparasyonuna bakan savcı onlar zaten hepsi düzeyleri belli olan belli bir tarikat
mensubu insanlar" dediği, M.KARABULUT'un "Peki ona dem vuracakmısm" dediği,
K.KERİNÇSİZ'in "Tabi tabi zaten o konuyu da işleyeceğiz yani öyle bir maniplasyon yapılıyor
ki abi düşüne biliyormusun yav o davanın o davanın Avukatlarından tut sanıklarına kadar
HABLEMİTOĞLU'nu candan sevmiş yüreğinde hisseden adeta onun kanıyla bütünleşmiş olan
insanlar ve bu insanlara bu cinayeti sorumlusu tutulmak isteniyor böyle iş olabilir mi abi sen
bu konuda bi yazı yazsana başarılı olduğun nokta bu senin" "Ya Avukat BUZOĞLU şeyin
Avukatı Hüseyin BUZOĞLU eee ismini sen söyle geçmişte haşır neşir olmuş rahmetli ile
Necip HABLEMİTOĞLU ile" "Davalarına girmiş çıkmış ki en yakın dostlarından bir tanesi
Ergün anlatabildim mi bu Ümraniye operasyonundan dolayı adam tutuklu yani düşüne
biliyormusun yani kimler suçlanmaya çalışılıyor o yüzden bizim buna bir müdahale etmemiz
lazım" dediği, M.KARABULUT'un "Yani şimdi Egun'la HABLEMİTOĞLU'nun ilişkisini
bilmiyor mu ondan sonra o öldürülen Deniz Subayı var bitane Petrolle ilgilenen biyorsun
biliyorsun değil mi onu" "Orda hedef HABLEMİTOĞLU'ndan sonda Ergun biliyorsun"
"Adam yani Ergun üç Dakka geç çıkmasa o evde onla birlikte o da öldürülecekti" görüşmenin
devamında Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ile ilgili "SAYIN DAVASI" hakkında
konuştukları, bu davadan dokunulmazlığı kalkınca ceza alacağı, siyasi hayatının biteceği ile
ilgili konuşmalar yaptıkları,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Diğer Şahıslarla Görüşmeleri:
Tape: 3282 07.11.2007 tarihi saat: 17:20 sıralarında ASİM DEMİR'in "ŞEYİ ALDIM
YANİ ATİLLA'DAN GİZLİ BELGELER VAR DEMİŞTİN YA" dediği, KEMAL
KERİNÇSİZ'in de "GİZLİ DEĞİL BE YAVRUCUĞUM, NORMAL BELGE ÖYLE. GİZLİ
BELGE OLUR MU LAN SEN DE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ GİZLİ BİLGİ ULAN NE
GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE ŞEY NORMAL BELGE HA ALDIN MI ONLARI" dediği,
Tape: 3020, 02.11.2007 tarihi, saat: 10.05 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in ABD
Dışişleri Bakanının Ülkemizi ziyareti ile ilgili olarakJRamazan KIRIK isimli şahısla yapmış
olduğu görüşmede; Ramazan K...'m Kemal 'İERİNÇSİZ'e hitaben; "YANİ BU
TOPLANTILARDAN BİRİSİNDE EN AZINDA^BİR ŞÖYLE III... 50-100 KİŞİLİK BİR
GENÇLİK GRUBUNUN III... GİDEREK* /gŞ^DİM AMERİKAYI PROTESTO
ETMESİ RAYSI (RICE) PROTESTO ETMESİ HOŞ OLURDU DİYE.",
"BELİRTMEKTE FAYDA VAR ONU ARKA.. ARKADAŞLARLA TEMASA GEÇELİM DE
BİŞEY YAPALIM YANİ KEMAL." Kemal KERİNÇSİZ'in de " TAMAM ABİCİM, Bİ
DÜŞÜNELİM DE BAKALIM Bİ NE YAPABİLİRİZ OLDU MU GÜZEL ABİCİM BENİM."
Aynı gün, saat: 14.56 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in AY-YILDIZ HARAKETİ isimli
grubun temsilciliğini yapan Ülker SALMAN (DURUKAN) isimli bayanla yaptığı telefon
görüşmesinde; "Bİ DE ŞEY İSRAİL'E YAPALIM. İSRAİL'E YAPALIM MI BİRAZ KALABALIK
YAPALIM", "...TABİ. İSRA İSRAİL'İN ŞEYİNİ ÖĞRENELİM KONSOLOSLUĞUNU, BENCE
İSRAİL KONSOLOSLUĞUNUN ÖNÜNDE YAPALIM." dediği, şahısların organize bir şekilde
çeşitli sivil toplum örgütlerini de yanlarına alarak, İsrail Konsolosluğu önünde eylem yapmak
istedikleri, bu tür provokatif eylemlerle gündemde kalmak ve kamuoyu oluşturmak için çaba
sarf ettikleri,
Tape: 3022 02.11.2007 tarihi, saat: 18.25 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in Hilal
KÖSE isimli Cumhuriyet Gazetesi muhabiri ile yapmış olduğu görüşmede; "ZENİT, ŞİMDİ
ZENİT'İ DE KENDİ HİMAYESİNE ALDI Ramazan AKYÜREK. OLAY DOĞRUDAN
DOĞRUYA FETHULLAH GÜLEN, ARKASINDA CIA- MOSSAD ÜÇLÜSÜ ÇIKACAĞINDAN
-Kİ ERMENİ DİYASPORASINI ZATEN DESTEKLEDİ; BU ÜÇLÜ ÇIKACAĞINDAN, OLAYI
YÖNLENDİRMEYE BAŞLADILAR. NASIL YAPARIZ DEDİLER, Bİ YANDAN ABD
BASTIRIYOR DAVA İÇİN, Bİ YANDAN AVRUPA BİRLİĞİ, YANİ SADECE YASİN HAYALLE
OGÜN SAMAST'IN YARGILANMASINDAN RAHATSIZLAR. MUTLAKA OLAYIN
ÇARPITILMASI, YÖNLENDİRİLMESİ LAZIM. EN GÜZEL HADİSE, KEMAL KERİNÇSİZ
VASITASIYLA MİLLİYETÇİLER, III.... Veli KÜÇÜK VASITASIYLA DA ORDUNUN ÜZERİNE
GİDİCEKLERDİ." Şeklinde beyanlarda bulunarak, şu anda Mahkemesi devam Hrant DİNK
cinayeti ile alakalı olarak, konuyu çarpıtarak uluslar arası boyut kazandırmak, kendisinin de bu
olayın içerisine çekilerek Milliyetçi kesim ve Ordunun üzerine gidileceği şeklinde sansasyonel
haberler yaptırmak istediği,
Tape: 3025, 05.11.2007 tarihi, saat: 11.40 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in,
Ümraniye soruşturmasıyla alakalı olarak, şüpheli Murat ÖZKAN'a, evinde bombaların
bulunduğu Ali YİĞİT ile görüşmesini isteyerek Murat ÖZKAN'a ; "SEN YİNE DE BU
AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASSIN MAŞSIN AYAKLARINDA Bİ TELEFON
AÇARSAN, NE YAPTIN, NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN
BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYO MATIYO" Murat ÖZKAN'm da "TAMAM ABİ"
diyerek, Ali YİĞİT ile konuşmayı kabul ettiği, kendisinin de soruşturma ile alakalı olarak
tanıklık yapacağını kabul ettiği,
Tape: 3028 09.11.2007 tarihi, saat:23.38 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'e Mücahit
KARAYEL adına kayıtlı, Merdan isimli şahsın kullanmış olduğu, 0506 574 2610 nolu
telefondan; "kemal ahi allah razı olsun bu Irki kirik tayyibin idamini vurguladin
yüreğine saglik merdan," içerikli mesaj geldiği,
Tape: 3030 12.11.2007 tarihi, saat:15:44 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in Şehit
Anaları Derneği Başkanı Pakize AKBABA'nın Ankara'da Yüksek Seçim Kurulu, Başbakanlık
ve TBMM önlerinde eylem yapması konsunda yapmış oldukları görüşmede; "TABİ HATTA
SEÇİM HİLELERİNİ ÖRTBAS EDEN EĞER İŞTE GERÇEKTEN HİLE VARSA BUNU
TAMAMEN KAMUFLE EDEN KURUM BU HER İŞ BAŞINDA BU KURUM VAR"
diyerek, 14.11.2007 tarihi saat: 18:29 sıralarında bahse konu şahısla Ankara'da yapmış
oldukları eylemler ile alakalı -olarak "BRAVO BRAVO ANACIĞIM BENİM BE VALLA
TEBRİK EDİYORUM BU GÜNE KADAR HİÇ KİMSENİN YAPMADIĞINI HATTA
ANACAĞIM BAK ŞUNU İŞLE ŞEYDE PROGRAMDA BU
YÜKSEK SEÇİM KURULU TAYYİP ERDOĞAN'I AKLAMADI MI SİİRT SEÇİMLERİNİ
İPTAL EDİP ONU ORDAN BAŞKAN YAPMADI MI ARKASINDAN" diyerek, Şehit
Analar Derneği Başkanı Pakize AKBABA'nm hassas kişiliğini bilerek onu sürekli olarak
tahrik ederek kendi görüşleri doğrultusunda yönlendirdiği, Ankara'da ki eylemlere katılmaları
için, kendilerine bağlı sivil toplum örgütleriyle görüşme yaptığı,
Tape: 3044, 28.11.2007 tarihi, saat: 18:14 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ' in Dursun
KOÇ isimli bürosunda çalıştığını iddia ettiği şahısla yapmış olduğu görüşmede, Dursun
KOÇ'un, Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben; "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM
ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER. BEN AHMET MEHMET DEĞİLİM BEN..", Kemal
KERİNÇSİZ' in de, "HER HANGİ BİR YARAMAZLIK YOK TAMAM CANIM BENİM
HADİ SAĞOLASIN VAR OLASIN HADİ GÖRÜŞÜRÜZ YAVRUM SAĞOL CANIM.."
diyerek, Kemal KERİNÇSİZ' den herhangi bir eylem yapmak için talimat beklediğini
belirttiği,
Tape: 3046 01.12.2007 tarihi, saat: 20:45 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in,
Ramazan ...isimli şahıs ile yaptığı görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ'in Ramazan...isimli şahsa
hitaben; yaptığı görüşmede; "Ramazan ABİ DAĞILDILAR BU BAK SON OPERASYONLAR
VATAN SEVERLERİ KORKUTTU, DİZLERİNİN BAĞI ÇÖZÜLDÜ YAV BU EN SON
DANIŞTAY' DAN TUT ÜMRANİYE' DEN TUT ÇULLANDILAR ADAMAKILLI MİLLET",
"YA BİZE NE AMA DERNEKLERE GİRMEYE KORKMAYA BAŞLADI İNSAN
OĞLU BİZE NE DİYORSUN DA ADAM İYİ DİYO AMAN DİYO BANA Bİ ŞEY
SIÇRAMAZSIN DİYO DIŞARIDAKİ İNSANA OPERASYON YAPILIYOR İÇERDEKİNE
SORUN YOK Kİ ON KİŞİYİ ALMIŞLAR TUTUKLAMIŞLAR ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL Bİ
NOKTADA ÖNEMLİ OLAN O KONUDA VERİLEN MESAJDIR İNSANLARA YETERİNCE
MESAJ VERDİLER ÖDLERİ PATLIYOR ABİ BİZ BUNLARI YAŞIYORUZ YAV HER GÜN
GÖZÜNÜ SEVEYİM"
«ONDAN SONRA ZORU ZORUNA TOPARLANDIK BAKMA SEN BU
NAMUSSUZLARIN YAPMAK İSTEDİKLERİ NEYDİ ZATEN VATANSEVERLERİ DAĞITMAK
KORKUTMAKTI TOPLUMSAL TEPKİYİ SIFIR NOKTASINA GETİRMEKTİ VE YAPTILAR
BAŞARDILAR NAMUSSUZLAR İŞTE SENİN SÖYLEDİĞİN OLAY NEDİR AYNIDIR ABİ»
diyerek, karşı tarafa Dağlık Karabağ sorunu ile alakalı olarak Taksim'de yapacakları eylem ile
ilgili bilgi verirken, yasadışı örgütlere yapılan operasyonlarla halkın sindirildiğini bu sebepten
mitinglere ve organizasyonlara katılacak insan bulamadıklarını, bununla ilgili olarak çok
mücadele verdiğini beyan ederek, devlet büyüklerine hakaret ettiği, şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ' in her hafta bir eylem yaparak sürekli olarak gündemde kalmak istediği, yapmak
istediği gösterilerle de ülkede gergin bir ortam yaratmaya çalıştığı,
Tape: 3072, 16.12.2007 tarihi, saat: 22:03 sıralarında, Satılmış BALKAŞ tarafından
Kemal KERİNÇSİZ' e gönderilen iki adet mesajda; " KEMAL BEY. BAZİ VATANDAŞLAR.
GENEL KURMAY BASKANİNİ DARBE YAPAMAYACAGİ AKP. IKTİDARİNİN. İPİNİ
ÇEKEMEZ DİYORLAR. PEKİ KİM ÇEKER. ORG.ERDAL CEYLANOGLU.(EDOK) VE ORG
HASAN IGSIZ. 2.0RDU KOMUTANI. BU GENARALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU ...."
şeklinde ifadelerin yeraldığı, arkasından 3075 nolu Tape'de yaptıkları telefon görüşmesinde
Kemal KERİNÇSİZ' in de "SATILMIŞIM ŞİMDİ BUNLARI SEN TELEFONDA
KONUŞURSAN BİZİ ALIR YERE KOYARLAR" şeklinde cevap verdiği, şüpheli Kemal'in
telefonunun dinlendiğini tahmin ettiği ve bu nedenle karşı tarafı uyarma ihtiyacı hissettiği,
Tape: 3085 24.12.2007 tarihi, saat: 16,24 sıralarında, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'
in, Hilal isimli Cumhuriyet gazetesi muhabiri ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde, Kemal
KERİNÇSİZ'in; "...YANİ BUNUN AÖJNj)AN KALKA, KALA, KALA,
KALACAKLAR Emin OLUN; BU YANİ SADECE SAVCI DEMİYORUM, ZATEN
SORUŞTURMAYI SAVCI FALAN YAPMIYO. SORUŞTURMAYI EMNİYET YAPIYO.
FETHULLAHÇI EMNİYET YAPIYO; FETHULLAHÇI MİT YAPIYO. YANİ TAMAMEN
HÜKÜMETE DAYAMIŞLAR. BU PROGRAM, PROJEYİ DE BUNLAR YAPMADILAR.
BU PROGRAMI YAPANLAR DA DIŞARDAN. YANİ ELBİRLİĞİYLE Bİ HAREKET
YAPTILAR. BUNU DA TAM ADAMINA DÜŞÜRDÜLER. BİLİYORSUNUZ Zekeriya
ÖZ'ÜN NİTELİĞİNİ, YAPISINI AZ ÇOK.", "ZATEN BEŞİKTAŞ'I KAYBETTİK.
BEŞİKTAŞ'IN TAMAMI BU HALE GELDİ. ÇOK KÖTÜ Bİ DURUM. YANİ BU OLAYI
ASLINDA HÂKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA DA GETİRMEM LAZIM
AMA,", "GETİRSENİZ NE OLACAK 1-2 SENE SONRA HAKİM VE SAVCILAR
YÜKSEK KURULUNDA SOSYAL-DEMOKRAT ÜYE BİLE KALMIYACAK", "YANİ
HEPSİ, HEPSİ FETHULLAHÇI OLACAK", diyerek, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ' in MİT,
soruşturmayı yürüten Emniyet Mensuplan, Cumhuriyet Savcısı, Beşiktaş' ta bulunan İstanbul
Adliyesinde görev yapan Hakim ve savcılar ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu' na ağır
ithamlarda bulunarak bunu basın ve yayın kuruluşlannda çalışanlara söyleyerek onlar aracılığı
ile gündeme getirip yayın yaptırarak, soruşturmayı yürüten kişi ve kuruluşlan yıpratmaya
çalıştığı, soruşturmanın amacını saptırarak basın kuruluşlannı da kullanarak dezenfarmasyon
yaptığı,
Tape: 3068 13.12.2007 tarihi, saat: 12.17 sıralannda, Kemal KERİNÇSİZ' in,
Ümraniye soruşturmasında tutuklu bulunan Mahmut ÖZTÜRK'ün kardeşi, İsa ÖZTÜRK
isimli şahısla yaptıklan görüşmede, Kemal KERİNÇSİZ'in soruşturmayı yürüten Cumhuriyet
Savcısı Zekeriya ÖZ ile aralannda geçen görüşmeyi aktararak; "TABİ TABİ İZMİR DEDİ
SURDAN BURADAN TALİMAT BEKLİYORUM DEDİ BİRBİRİMİZE Bİ GİRDİK YANİ
SEN DEDİM ARTIK BİR HUKUKÇU DEĞİLSİN BİR TARİKATIN GAYRİ MİLLİ
GÜÇLERİN BURADA TEMSİLCİSİ KONUMUNDASIN ARTIK DEDİM ...AÇIKÇA ONU
SÖYLEDİM SENİN DEDİM VATANSEVER İNSANLARA BU ŞEKİLDE EZİYET
ETMEYE HAKKIN YOKTUR BU MANADA MAKSATLI DAVRANIYORSUN BU
DOSYANIN SAVCISI OLMAKTAN ÇEKİL İŞTE BEN ZAPIT TUTTURUYORUM DEDİ
BANA NASIL TARİKATÇI DERSİN ŞUDUR BUDUR FETHULLAHÇI BİLMEM NE
DEDİM EVET SÖYLÜYORUM TUT ZAPTI ALTINA DA BEN İMZA ATIYORUM
SENİN YAPINI HER ŞEYİNİ BİLİYORUZ SENİN NE MAKSATLA HAREKET
ETTİĞİNİ DE BİLİYORUZ DEDİM BU NE UTANMAZLIK DEDİM BU NE DEDİM BU
GÖREV AYMAZLIĞI DEDİM YA BÜTÜN EN KARIŞIK DAVALAR 4 AYDA
AÇILMIŞTIR BİZ 7. AYA GİRDİK HALA DAHA ÖNÜMÜZDEKİ EFENDİM DİYO
TÜRKİYE KOMİNİST PARTİ MARKSİST LENİNİST PARTİNİN DAVASINI DİYO 2
YILDIR SÜRÜYOR DİYO EFENDİM ŞU ADAVALAR DİYO 14 AYDIR DEVAM EDİYOR
SİZ AYNI MI DEVAM ETTİRMEYİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ 14 AY ....ONDAN SONDA
Bİ TAM OLARAK BİRBİRİMİZE GİRDİK ALLAH NE VERDİYSE SENİN DEDİM NE
YAPTIĞINI BİLİYORUM MEKTUPLARI ALIYORSUN ZAMAN GAZETESİNE YENİ
ŞAFAK GAZETESİNE AYNAN FAKSLIYORSUN VERİYORSUN EMNİYETTEN GELEN
CD ÇÖZÜMLERİNİ VERİYORSUN III HER TÜRLÜ OLUN PEŞİNDESİN BU
TAHKİKATI SEN SÜRDÜRMÜYORSUN OLAYI TAMAMEN EMNİYETE YIKTIN O
ADAMLAR TAHKİKATI SÜRDÜRÜYOR DİYE O POLİS MOLİS ÇAĞIRDI BİLMEM NE
VESAİR ODAMI TERK ET ODAMI TERK ETMEM DEDİM BURASI BENİM ODAM
YANI ZAMANDA SENİN DEĞİL BU DEVLETİN DEDİM BENİM VERGİMLE DEDİM
SURDA OTURUYORSUNUZ BABANIN ÇİFTLİĞİ DEĞİL BURASI BU DAVAYI
AÇACAKSIN ARKADAŞ DEDİM İŞTE POLİSLER FALAN
GELDİ KEMAL BEY DEDİ BUYURUN DEDİ TARTIŞMAYALIM ŞEY YAPIN Bİ
TATSIZLIK ÇIKMASIN, İsa ÖZTÜRK ise, "İŞİN ARTIK ÇIĞRINDAN ÇIKTIĞINI" Kemal
KERİNÇSİZ'in görüşmenin devamında; BU İŞİN ARTIK AKIL DIŞINA ÇIKTIĞINI
FARKINDA DEĞİMLİSİN DEDİM NEYSE BÖYLE BİR KAVGA İLE ŞEY YAPTIK
AYRILDIK POLİSLER MOLİSLER GİRDİ MİTÇİLER VESAİRE GEÇTİM AŞAĞIYA
CUMHURİYET BAŞSAVCISINA GEÇTİM AŞAĞIYA ...DURUMU BÜTÜN ÖZETİ İLE
VERDİM BU ADAMIN NE YAPMAK İSTEDİĞİNİ KEMAL BEY DEDİ HAK
VERİYORUM DEDİ BAZI NOKTALARDA HAKLISINIZ DEDİ ASLINDA DEDİ BU
BELGELERİN BEKLENMESİNE DE MAHAL YOKTUR BU DAVA AÇILABİLİR DAVA
SIRASINDA DA BU BELGELER TOPLANABİLİR EFENDİME SÖYLEYEYİM
EFENDİM DEDİM BİZE ARTIK BU TUTUKLAMA OLAYI CEZAYA DÖNÜŞTÜ" dediği,
Tape: 3080, 18.12.2007 tarihi, saat: 13.02 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ' in,
Sultanahmet Adliyesi önünde, Hablemitoğlu cinayetinin yıl dönümü münasebetiyle yapılmış
olan basın açıklamasından sonra, Cevat Ç.. isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmede;
"RAMİS PAŞAM İLE BİRLİKTE VATAN CADDESİNDEKİ ORDUEVİNDEYİZ,
GELMEK İSTERSEN GEL, GELİRKEN BİZİM BURAK VAR ADLİYENİN ÖNÜNDE
ONU DA AL..." Cevat Ç... ise: "TAMAM OLDU, GÖRÜŞÜRÜZ.." dediği, şahısların yapmış
olduklan basın açıklaması, mitinglerde ve anma günlerinde, bazı emekli askerlerin katıldığı
anlaşılmıştır.
Tape: 3083, Basın açıklaması ile alakalı olarak, Kemal KERİNÇSİZ'in aynı gün saat:
17:33 sıralannda, Erdoğan KAYA isimli şahısla yapmış olduğu görüşmede: "BİR NOKTADA
DEVLETİN YAPAMADIĞINI, BUGÜN ZATEN DEVLETİN BUNU YAPMALARI
MÜMKÜN DEĞİL, DEVLET ZATEN KARŞI GÜÇLERE GEÇMİŞ İŞGAL EDİLMİŞ
KURUMUYLA KURULUŞUYLA. YANİ İŞGALCİ GÜÇLER DEVLETİ ELE GEÇİRME
GAYRETİNE GİRMİŞ" diyor, Erdoğan KAYA isimli şahıs ise; "...MAALESEF ÖYLE.."
diyor. Kemal KERİNÇSİZ' in görüşmenin devamında; "ORDA RAMİS PAŞA VAR...
GENERALLER VAR ALBAYLAR VAR, BİSSÜRÜ ŞEY VAR YANİ ÇOK NİTELİKLİ
İNSANLAR VAR... YANİ Bİ ÇOĞUNU TANIMIYORSUNUZ SİZ TABİ DE,
PROFESÖRLER VAR BAYA Bİ AYDIN KESİM VARDI." Diyerek, yapmış olduklan
eylemlerin ve faaliyetlerin önemli kişiler tarafından desteklendiğini, Devletin işgal edildiğini,
Devletin yapması gereken görevleri sanki kendileri yapıyormuş gibi kendilerine misyon
yükledikleri anlaşılmaktadır... Kemal KERİNÇSİZ' in, Erdoğan KAYA isimli şahsa "SENİN
DERNEĞİ DE BİZİM, AY-YILDIZ BİRLİĞİNE AL..","0 KONUDA, HATTA İMKAN
NİSBETİNDE BULUNDUĞUNUZ YERDE... DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA
SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR..
ORALARDAN BURAYA GELDİNİZ ATEŞLER YAKIYORSUNUZ, SAĞOLUN
VAROLUN" dediği,
Tape: 3096, 31.12.2007 tarihi, saat: 18.58 sıralannda, Kemal KERİNÇSİZ' in, Cevat
Ç... tarafından aranarak yapmış olduklan görüşmede; " SAĞLAM KAYNAKTAN BİLGİ
ALDIĞINI, KEMAL KERİNÇSİZ, LEVENT T... VE HÜSEYİN MÜMTAZ B.................'NA
..." diyor, Kemal KERİNÇSİZ'de "ALLAH ALLAH BAŞKA KİMLER VAR PEKİ LEVENT
MÜMTAZ BAŞKA..." diyerek konuyu teyid etmek istediğini, Cevat Ç...'ta telefonda böyle
şeylerin konuşulmayacağım, Kemal KERİNÇSİZ'in görüşmenin devamında, "NEREDEN,
NEREDEN NEREYE KOYACAKLAR BEN ANLAMIYORUM LEVENTİ, HADİ
MÜMTAZ HOCA ARADA BİRDE OLSA TELEFONLAŞIYORUZ HA HA (gülüyor)
BAKU'YE BERABER GİTTİK DİYEBİLİRLER Kİ SİZ BAKU'YE BERABER GİTTİNİZ
HA HA (gülüyor) ÇETE -KtlRpUNUZ AMA HELE LEVENT ADAM ASKERE GİTTİ EN
AZ BİR Yl£|JA^ BERİ DOĞRU DÜRÜST GÖRMÜYORUZ BİLE (Gülerek konuşuyor)'3*
pekimde 'yapmış olduklan görüşmede,
„*• "ı,
şahısların, yapılacak operasyonlarla ilgili bilgi topladıkları ve aralarında konuştukları
anlaşılmıştır.
d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheli MUAMMER KARABULUT ile;
Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneklerinde her iki şahıs da kurucu üye olarak
görev aldıkları ve telefonla sürekli örgütsel içerikli görüşmeler yaptıkları anlaşılmıştır.
(İletişim Tutanakları ve Bilgisayar inceleme tutanakları)
Şüpheli SEVGİ ERENEROL ile;
Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneklerinde her iki şahıs da kurucu üye olarak
görev almışlar, genellikle yapılacak basın açıklamaları, mitingler ve ERGENEKON
Operasyonu çerçevesinde gözaltına alman ve tutuklanan şahısların durumları ile ilgili
konularda sık sık telefon görüşmesi yaparak fikir teatisinde bulunduklan, Şüpheli Sevgi'nin
kilisede düzenlemiş olduğu toplantılara şüpheliyi davet ettiği şüphelinin de katıldığı örgütsel
içerikli görüşmeler yaptıkları, birçok konuda birlikte hareket etmek için karar aldıkları, ortak
tavır takındıkları, yurtiçi ve yurtdışında birçok etkinliğe birlikte katıldıkları, bazı konulan
yüzyüze görüşmek istedikleri telefonda konuşmayarak gizliliğe riayet ettikleri anlaşılmıştır.
(İletişim Tespit Tutanaklan, CD çözüm tutanağı, Bilgisayar inceleme tutanaklan ve
fotoğraflar)
Şüpheli VELİ KÜÇÜK ile;
Örgütsel içerikli telefon görüşmeleri yaptıkları, birlikte basın açıklamalan ve
etkinliklere katıldıklan, Hrant DİNK aleyhine Türklüğe hakaret davalannda birlikte hareket
ettikleri anlaşılmıştır. (İletişim Tespit Tutanaklan ve fotoğraflar)
Şüpheli MUZAFFER TEKİN ile;
Birlikte basın açıklamalanna ve etkinliklere katıldıklan, Şüpheli Kemal'in
bilgisayannda Muzaffer TEKİN'in yılbaşı tebrik yazılan ile kızma ait formlann kayıtlı olduğu,
birlikte çekilmiş bir çok fotoğraflannm yeraldığı anlaşılmıştır. (Fotoğraflar ve Bilgisayar
inceleme tutanaklan)
Şüpheli OKTAY YILDIRIM ile;
Birlikte basın açıklamalarına ve etkinliklere katıldıklan, bilgisayann da Oktay' a ait
köşede ayyıldız bulunan vesikalık fotoğrafının bulunduğu, sürekli irtibat halinde olduklan
anlaşılmıştır. (Bilgisayar inceleme tutanağı ve fotoğraflar)
Şüpheli Fuat TURGUT ile;
Birlikte İzmir'de düzenlenen mitinge iştirak ettikleri, kendisinin hazırlayıp sunduğu
programa Fuat TURGUT'u konuk olarak alıp konuşturduğu, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ 'in
Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK aleyhine açılan davalara şüpheli Fuat'ın katılmasının uygun
olacağını söylemesi üzerine Fuat'ın davaya katılma talebinde bulunduğu sürekli irtibatlanm
olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ile:
Gizli Tanık 17'nin Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği İfadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce
olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan
Niyazi KIYAK'a Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde
adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZİ
KIYAK'in da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine
verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte^ konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin
mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ın hu^h&iiyeyi -ne amaçla gönderdiğini
bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren "bijl^t^ureket ettiklerini düşündüğünü, "
beyan etmiştir. .^ . '* ^"J^'^Jy U"'
Şüpheli KEMAL KERİNÇSİZ'in diğer örgüt mensupları ile birlikte katıldığı ve
örgütün amacına yönelik olarak tertip edilmiş olan eylemler;
1. 03.06.2005 günü saat 14.40'da Fener Rum Patrikhanesi girişinde Hukukçular
Birliği Derneği, Milliyetçi Ülkücü Avukatlar Grubu ve Milli Güç Platformu
tarafından "Ekümenik" ile ilgili basın açıklaması yapıldığı, Kemal KERİNÇSİZ
tarafından kilisenin giriş kapısına siyah çelenk bırakmak istendiği, izin
verilmeyince patrikhane duvarına siyah çelenk bırakıldığı, Fatih Adliyesine
giderek Patrikhane hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, bu etkinliğe şüpheli
Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün çekmiş olduğu
kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 23.07.2005 günü saat:17.00'de Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu


tarafından Bakırköy İlçesi Cumhuriyet meydanında "Kıbns için ek protokolü
imzalayamazsınız" konulu basın açıklaması yapıldığı, , "Milli Güç" imzalı
"Tayyib bu imzayı atamazsın, bir imzada sen ver Kıbrıs Türk kalsın" şeklinde
pankart ile "Kıbrıs'ı nasıl aldıysak öyle veririz, dünü unutmadık" yazılı dövizler
taşındığı, bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın bildirisinin
okunduğu, Güvenlik şube müdürlüğünün çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşılmıştır. Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında
çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
1. 23.09.2005 günü Boğaziçi ve Sabancı üniversitesinin 23-25 Eylül 2005 tarihleri
arasında birlikte düzenledikleri "Osmanlı İmparatorluğunun Çöküşü Döneminde
Osmanlı Ermenileri" konulu sempozyumla ilgili Milli Güç platformu ve
Hukukçular Birliği tarafından saat 14.45 sıralarında Bahçelievler İlçesinde
bulunan Bölge İdaresi Mahkemesi önünde basın açıklamasının şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ tarafından okunduğu, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında
çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
1. 24.09.2005 günü Bilgi üniversitesinde yapılan "Ermeni Soykırımı" panelini
protesto etmek amacıyla Milli Güç Platformu ve Hukukçular Birliği tarafından
Bilgi üniversitesi önünde saat 09.40 sıralarında basın açıklaması yapıldığı, bu
eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL'un birlikte katıldığı,
Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera
görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç
Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks
Kilisesi, Noel Baba Vakfı tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto
eylemi yapıldığı, Fener Rum patrikhanesi önündeki topluluğa önce Kemal
KERİNÇSİZ tarafmdan kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Noel Baba Vakfı
Başkanı Muammer KARABULUT'un basın açıklamasını okuduğu, Patrikhane
kapısına "Patrikhane Yunanistan'a, Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu"
yazılı siyah çelenk bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Veli
KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN isimli
şahısların birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş
olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 10.11.2005 saat 08.30 da Fener Rum Patrikhanesi önünde Hukukçular Birliği,


Milli Güç Platformu, MHP İstanbul İl Başkanlığı, İşçi Partisi, Bağımsız Türkiye
Partisi, Noel Baba Vakfı, Bağımsız Türk Ortodoks Vakfı, Muharip Gaziler Derneği,
Yeniden Kuvay-i Milliye Derneği ve Şehit Aileleri Derrfeği tar'âftndan "Fener Rum
Patrikhanesinin Lozan 'a ve Atatürk'e,Türk milletine meydan okuduğu £&JtUm,
metropoUtanlarının Ekümenik iddiası ile Balat'taki patrikhanede toplanmasının İti'K-
asım* Atatürk'ün ölüm yıl dönümüne
rastlanmış olmasını protesto etmek" basın açıklaması yapıldğı,bu eyleme şüpheliler Kemal
KERİNÇSİZ,Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Muammer KARABULUT isimli şahısların
birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera
görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

7- 06.01.2006 günü saat 13.00 sıralarında Fatih adliyesi önünde Hukukçular Birliği
ve Milli Güç Platformu tarafından "Fener Rum Patrikhanesinin Halic'e haç atma törenini"
protesto etmek amacıyla basın açıklaması yapıldığı, Av. Kaptan YILMAZ tarafından basm
açıklamasının okunduğu bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'inde katıldığı Güvenlik şube
müdürlüğünün göndermiş olduğu dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır.

8- 09.03.2006 saat 12.00 sıralarında Beyoğlu Galatasaray Meydanı önünde


Hukukçular Birliği ve Türkiye Harp Malulleri Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği
tarafından "Org. Yaşar BÜYÜKANIT ve diğer komutanlar hakkında Van C.Savcısı Ferhat
SARIKAYA'nm hazırladığı iddianameyi" protesto etmek için düzenlenen basın açıklamasına;
şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Oktay YILDIRIM'm
birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera
görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır
9- 10.03.2006 günü saat 13.20 sıralarında Bilgi üniversitesinde "Türkiye'nin Kürt
meselesi" adı altında düzenlenen paneli protesto etmek için Hukukçular Birliği tarafından
basm açıklaması düzenlendiği, Levent TEMİZ tarafından basm açıklamasının okunduğu, bu
eyleme Kemal KERİNÇSİZ tarafından toplantının iptali için hazırlanan dilekçenin
Rektörlüğe verildiği bu etkinliğe şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı Güvenlik şube
müdürlüğünün göndermiş olduğu dosya incelemesinden anlaşılmıştır.
10- 09.04.2006 sat 12.00 sıralarında Eminönü ilçesi Beyazıt meydanında Büyük
Hukukçular Birliği organizesinde "Boğazlayan Kaymakamı Kemalbey'in idam edilişinin
yıldönümü" nedeniyle basm açıklaması düzenlendiği, Ramazan BAKKAL, Aynur
SAYLAN, İbrahim METİN, Şuaip ÖZCAN, Kemal ERGÜDER, Pakize ALPAKBABA
Oktay YILDIRIM'm konuşma yaptığı bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ve Oktay
YILDIRIM'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu
kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

11- 07.05.2006 Günü saat 12.15 sıralarında Beyoğlu ilçesi Galatasaray meydanında
Hukukçular Birliği ve Milli Güç platformu, Vatansever Güç Birliği, Türkiye'm
Topluluğu, Aydınlar Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklar Derneği, Anadolu Dostluk ve
Türkmen Derneği, Şehit Anaları Derneği tarafından Yunanistan'ın Selanik'te açmayı
planladığı "Pontus Soykırımı Anıtı"nı protesto etmek için basm açıklaması düzenlendiği,
Kemal KERİNÇSİZ, av. Özcan PEHLİVANOĞLU, Mualla ERKUT tarafından topluluğa
hitap edildiği, Yunanistan Konsolosluğu önüne siyah çelenk bırakıldığı bu eyleme Oktay
YILDIRIM, Muzaffer TEKİN, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSES isimli şahısların
katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşılmıştır.

12- 17.05.2006 günü saat 12.00 sıralarında Beyoğlu ilçesi Fransız konsolosluğu
önünde Büyük Hukukçular Birliği tarafından "sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını
protesto etmek" için basm açıklaması yapıldığı^bu eyleme Oktay YILDIRIM ve Kemal
KERİNÇSİZ'in birlikte katıldıkları Güvenlik" şube' müdürlüğünün olay esnasında çekmiş
olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden amlfişîlmıştır.
s ı V ' X*#*Fv>}i -<'
/ I A A* f / »r * "
/ // (,ffiK,'<. •
4
o~—ey „ .<C^^T^-
^*—x / . / U-^v . İf '.*' 5 *> _______
13- 18.05.2006 Günü saat 11.00 sıralarında Taksim anıtı önünde Türkiye'm
Topluluğu, Büyük Hukukçular Birliği tarafından "Danıştay ve Hrant DİNK'e yapılan silahlı
saldırıyla ilgili" Mualla ERKUT ve Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın bildirisinin
okunduğu, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesi


önünde Perihan MAĞDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50
kişilik gruba Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük
Hukukçular birliği yazılı pmkart,Perihan sen Şehit anası değil, ancak Deniz
anası olabilirsin ,vicdani retçilik PKK'ya Hizmettir- ABD Hizmetindeki Fettullah
Ordu ve Emniyetten Kirli elini çek-Küreselciler tarikatlar siyasi iktidar Şeytan
üçgenini Bozacağız- yazılı dövizler taşınmış. "Her Türk asker doğar-Burası
Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABD işbirlikçi AKP-
Asker Doğduk Asker Ölürüz" şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir.. Aynı
gün İstanbul adliyesi 2.Asliye Ceza mahkemesinde Perihan MAĞDEN'in sanık
olarak yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki
bazı şahıslarca sözlü sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası
içerisindeki koridora çevik Kuvvet Şube Müd.Görevli Polisler alınarak,
beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatları ile yanlarında bekleyen Şanar
YURDATAPAN, Ayşe KULİN, Cüneyt ÖZDEMİR, Ataol BEHRAMOĞLU'nun
bulunduğu grup ile Av.Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALP AKBABA, M.Zekeriya
ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulunduğu,
özellikle avukatlar ve gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve
avukatları ile birlikte gelen şehit yakınlarından oluşan grup arasında, koridorda
tampon oluşturulmak suretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik
tedbirleri alınmış, grubu Av. Kemal KERİNÇSİZ'in yönlendirdiği tespit edilmiş
bu organizeye Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Sevgi ERENEROL ve Oktay
YILDIRM'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında
çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunan
AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks
Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın
açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının
okunduğu, üzerinde Büyük Hukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne
bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M.
Zekeriya ÖZTÜRK'ün katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında
çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
16-16.06.2006 günü saat 09.30 da Büyük Hukukçular Birliği tarafından "Orhan
PAMUK hakkında açılan tazminat davasıyla ilgili" basın açıklaması düzenlendiği, av. Ahmet
DÜLGER ve şüpheli Kemal KERİNÇSİZ konuyla ilgili sözlü açıklamada bulunduğu,
Güvenlik şube müdürlüğünün göndermiş olduğu dosya incelemesinden anlaşılmıştır.
17- 20.06.2006 günü Atatürk hava limanı Genel binası önünde Milli Güç Platformu
ve Büyük Hukukçular Birliği organizesinde "Ermenistan Katolikosu 2.Karakin'nin
ülkemizi ziyaretini" protesto eylemi düzenlendiği, konuk Misafirin aracı geçerken grup
tarafından yumurta atıldığı, polisin ikazına rağmen eyleme devam edildiği, Merdan AYDIN,
Ferdi ÇELİK, Muammer KOCADAĞLI, Fatih, SEKMAN isimli şahısların gözaltına
alındığı, Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ve Sevğf ERENEROL isimli şahısların katıldığı,
Güvenlik şube müdürlüpnün olav esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşılmıştır. // Â[ J*"Jt'S^% ^
/ / l^d-J™ '<**-,'y? % ' ç——
18-22.06.2006 günü Heybeliada da açılacak olan Ruhban Okulunu protesto eylemine
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ katıldığı Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş
olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
19_04.07.2006 günü saat 10.30 sıralarında Şişli Adliyesinde devam etmekte olan
"Türk Milletine hakaret" iddiası ile HRANT DİNK aleyhinde açılan dava ile ilgili Adliye
koridorunda şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ve arkadaşları tarafından olay çıkarıldığı, Güvenlik
şube müdürlüğünün göndermiş olduğu dosya incelemesinden anlaşılmıştır.
20- 20.07.2006 günü GALATASARAY Lisesinden Taksim anıtına düzenlenen
yürüyüşe şüpheliler Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, Emin
GÜRSES ve Sevgi ERENEROL isimli şahısların da katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün
olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 21.09.2006 günü saat:10:30 sıralarında Beyoğlu Adliyesinde Büyük Hukukçular


Birliği'nin organize ettiği "Küresel BOB projesi çerçevesinde askeri işgal ve
parçalanma tehlikesi ile karşı karşıyadır" konulu protesto eylemi düzenlendiği,
"Misyoner çocukları O.PAMUK, H.DİNK, H.CEMAL, Î.BERKAN, H.ŞAHİN,
M.BELGE" "BABA ve PİÇ" "Hukukçular Birliği" ibareli pankartı taşıdıkları,
Polis memuruna mukavemet eden Şaban DAYANAN ve darp edildiği iddiasıyla
Av. Özgür GÜN ve şikâyetçi olduğu Latif ŞİMŞEK'in gözaltına alındığı, 3
sayfadan ibaret olan "Biz buradayız sen nerdesin" ile başlayan Av.Kemal
KERİNÇSİZ, Av.Ahmet ÜLGER, Av.Levent TEMİZ, Av.Hanefi ALTAŞ, Av. Murat
İNAN, Av.Yılıdırm ÇAVUŞOĞLU, , Av. Eyüp GÜLTEK, Av.Necdet ÖZTÜRK, Av.
BuraK GÜNEŞ, Av. Mehmet DEMİRLEK, Av. Cevat ÇALIK, Av. Necip YENİŞAN,
Av. Ömer PULATOGLU, Av. Muhsin KÜÇÜK, Muzaffer YÜKSEKDAĞ (hamal)
isimlerinin yazılı olduğu bildirinin okunduğu, bu Eyleme şüpheliler Kemal
KERİNÇSİZ, Fuat TURGUT ve Oktay YILDIRIM isimli şahısların birlikte
katıldıkları, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera
görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 19.11. 2006 günü saat 08.00 ile 17.00 arası çağlayan meydanda Bağımsız
Türkiye partisi (BTP) mitingi adı altında açık hava toplantısı düzenlediği, grup
tarafından "Ruhban okulu açılması Kopenhag kriteri değildir -Ekümenik Kopenhag
kriteri değildir-Papayı Türtiye'ye istemiyoruz" ibareli pankartlar ile "Patrik-Papa-
Fenerde, Türk Milleti Nerede- Patriği Türkiye de istemiyoruz" şeklinde dövizler
taşındığı, gruba hitaben Büyük Hukukçular Birliği başkanı Kemal KERİNÇSİZ
tarafından Türk milletine çağrı! İstanbul'a geldiği taktirde Papa'yı ülkemize
istemiyoruz- Faaliyetine mutlaka katılın" başlıklı bildirinin okunduğunu, çevre illerden
gelen BTP yönetici ve üyeleri ile İstanbul il ve ilçe teşkilatları üyelerinin desteğiyle
yaklaşık 2500-3000 kişinin katıldığı, BTP Genel Başkanı Haydar BAŞ'ın konuşmacı
olarak katıldığı, "Bağımsız Türkiye için Milli ekonomi modeli için bizi de Yaz Sayın
Prof.Dr.Hay dar BAŞ (Tekirdağlı ülkücüler) -Buradayız üstad buradayız ASIM'in
NESLİ bu kuvva-i Milli hareketin de yanın da olmayacağım mı sandın (yeniçifilikli
ülkücüler) - Bağımsız Türkiye için bizlerde varız (Tekirdağlı muhafazakarlar) - Sayın
Prof.Dr.Hay dar BAŞ Bu yolda bizde varız (sosyal demokratlar) ibareli dövizler
açıldığı, "Bu Vatan bizimdir bizim kalacak - Türkiye Seninle gurur duyuyor - üstad sen
bizim her şeyimizsin - Üstad Nerede Biz Oradayız - Avrupa şaşırma sabrımızı taşırma -
kuvva-i miliye tekrar hedefe - İşte Milet işte başbakan - Papa şaşırma sabrımızı
taşırma - Bu millet Kardeştir ayıranlar kalleştir" şeklinde sloganların atıldığı,bu
eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'AL. .katıldığı. Güvenlik şube müdürlüğünün olay
esnasında çekmiş olduğu kamera görantüJejriıfin incelenmesinden anlaşılmıştır.

n?gh^4=
1844'f «f
23- 12.12.2006 Günü saat 09.30 da Şişli 2.Asliye ceza mahkemesinde Sanık Hrant
DİNK'in duruşmasını görüldüğü bu davaya Büyük Hukukçular birliği tarafından müdahil olan
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ve arkadaşlarının da bu duruşmaya katıldığı, Güvenlik şube
müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden
anlaşılmıştır.

24- 18.12.2006 günü saat 12.25 de Eminönü ilçesi Sultanahmet Adliyesi önünde
Necip HABLEMİTOĞLU'nun ölümünün yıl dönümü nedeniyle Hukukçular Birliği, Ayasofya
Derneği, Milli Güç Birliği, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği tarafından
basın açıklaması düzenlendiği, Büyük Hukukçular Birliği üyesi Cevat ÇALIK tarafından
gruba hitaben bir basın metni okunduğu, eyleme Kemal KERİNÇSİZ,Muzaffer TEKİN,
Sevgi ERENEROL ve Rafet ARSLAN 'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube
müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden
anlaşılmıştır.

25- 10.03.2007 günü Merkezi Ankara ili Çankaya ilçesi Selanik Caddesi No:32/4
kurulu bulunan Tüm Gençlik Birliği Derneği'nin tarafından Beyoğlu İlçesi Galatasaray
meydanında "cumhuriyet bize emanet" adlı basın açıklaması düzenlendiği, Önder ÖZTÜRK
tarafından basın açıklaması okunduğu, "Başbakan Cumhuriyet Yıkıcısıdır, Cumhurbaşkanı
olamaz" şeklinde pankart taşınması üzerine "Devlet büyüklerine hakaret içerikli pankart"
açılması nedeniyle Nöbetçi C.Savcısı talimatıyla Tüm Gençlik Birliği Derneği'nin genel
başkam Adnan TÜRKKAN ve İl Başkanı Önder ÖZTÜRK isimli şahısların gözaltına alındığı,
bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı Güvenlik şube müdürlüğünün olay
esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

26-11.03.2007 günü saati2.00.Sıralarında ilimiz Beyoğlu ilçesi Galatasaray


Meydanında Büyük Hukukçular Birliği, Gönül Birliği Platformu, Ulusal Jeofizik Kurumu
Derneği, Atatürk Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi, Harp Malulleri Derneği, Bakıröy STK
tarafından basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın açıklaması
yapıldıktan sonra Taksim anıtına çelenk koymak için izinsiz yürüyüş yapılması üzerine Polis
tarafından yürüyüşün engellendiği, "Tayip El-kadı kol kola Türkiye gidiyor Karanlığa"
şeklinde taşman pankartla ilgili Nöbetçi C.Savcısının talimatıyla yasal işlem yapıldığı, bu
eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN ve Sevgi
ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera
görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
27-13.06.2007 Günü Saat:14.00 de Şişli İlçesi'nde bulunan Bugün Gazetesi önünde
"gazetede çıkan bir köşe yazısını" protesto etmek amacıyla Kuvayı Milliye Derneği, Şehit
Aileleri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği tarafından basın açıklaması düzenlendiği,
eyleme Büyük Hukukçular Derneği adına Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı, Güvenlik şube
müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosya incelemesinden anlaşılmıştır.
28- 04.07.2007 günü saat: 10.05 de Beyoğlu İlçesi İtalyan Başkonsolosluğu
önünde Türkiye Sivil Toplum Örgütleri, Türk Ortodokslar Derneği ve Aydınlar Ocağı
tarafından "PKK Terör örgütü tarafından kullanılan İtalyan menşeli mayınlan" protesto etmek
basın açıklaması düzenlendiği, Ülker DURU KAN, Ayşe SALMAN, Burak GÜNEŞ isimli^
şahıslar tarafından basın açıklamasının okunduğa, bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in
katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün^ölay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin
incelenmesinden anlaşıiniiştır;'" *' : *-■•*-.
29- 01.11.2007 Günü saat 13.00 Sarıyer-:ilçesfnde-.'büiunan ABD Başkonsolosluğu
önünde "ABD Dışişleri Bakam Condelczza RîecYn İstanbul'a gelişini" protesto etmek

843 ^------
^VjcK^s
amacı ile Muharip Gaziler Derneği, Şehit Aileleri Derneği, ADD, Milli Güç Platformu, STK
Birliği Platformu, Ay Yıldız Birliği organizesinde basın açıklaması düzenlendiği, Türkiye
Harp Malulleri Derneği Başkam Gönül ALFAYDIN tarafından basm açıklamasının okunduğu,
siyah çelenk bırakıldığı, Pakize AKBABA ve Ayyıldız Birliği Başkanı Ülker DURUKAN
tarafından basma demeç verildiği, bu eyleme Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı, Güvenlik şube
müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır.
30- 30.11.2007 günü saat: 11.00de Bakırköy İlçesinde İncirli cad. Akbulut iş hanı
No:89 kat-1 sayılı yerde Ayamama Vadisindeki EGS park inşaatı ile ilgili olarak açtıkları
davayı kazanmaları üzerine Bakırköy STK Kuruluşları Platformu organizesinde basm
açıklaması düzenlendiği, Ülker DURUKAN, Öcal ÜNAL tarafından sözlü açıklamada
bulunulduğu, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basm açıklamasının okunduğu, Güvenlik şube
Müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır.
"Kuvva-i Milliye Derneği' nin Ankara bürosunda yapılan aramada ele geçen
dijital malzemeler hakkında tanzim edilen İnceleme ve Değerlendirme Raporu' nda;
Ankara Kuvvai Milliye Derneğime ait, Dell marka dizüstü bilgisayar
içerisindeki TOSHIBA marka hard disk üzerinde yapılan incelemede;
l-"Büyük Hukukçular Birliği maiL.doc" isimli bir MSword dosyası tespit
edilmiş, "Büyük Hukukçular Birliği maiL.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde, Büyük
Hukukçular Birliği ile iltisaklı 12 şahsın mail adresleri olduğu, bu adresler arasında örgüt
üyesi Av. Kemal KERİNÇSİZ yer almaz iken örgüt üyeleri Sevgi ERENEROL, Hanefi
ALTAŞ ve Ahmet ÜLGER gibi şahısların yer aldığı,
2- "Kemal Kerincsiz.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş, belge
incelendiğinde, Kuvvai Milliye sitesinin 'İstanbul toplantısının' İstanbul'da yapılması için
Kemal KERİNÇSİZ'in ısrar ettiği, salonu kendisinin ayarlayabileceğim ifade ettiği ve bunun
üzerine tekliğin kabul edildiği, ancak Büyük Hukukçular Birliği ve aralarında Muammer
KARABULUT'un da bulunduğu Milli Güç Birliği tarafından aldatıldıklarını beyan ettiği "Biz
neyiz, ne değiliz.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde, Kuvva-i Milliye İnternet
sitesinin Türk MiUeti'ne gerçekleri anlatarak onları harekete geçirmek adma kurulmuş bir
uyarı ve bilgilendirme sistemi olarak ortaya bu ortamda Türk Milleti ve onun değerlerine
saldırılar karşısında tavır sergileyen Milli Güç Platformu ve bu tavırları hukuki zemine taşıyan
B.Hukukçular Birliği ile tanıştıklarını belirtildiği
3-"KUWAİ MİLLİYE DERNEĞİ YÖNETİMİ.doc" isimli MSword dosyası
tespit edilmiş, "KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ YÖNETİMİ.doc" isimli MSword belgesi
incelendiğinde, dernek yönetiminin görev dağılımı ve irtibat bilgilerinin olduğu,
"ayasofya_dernegi.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Ayasofya Derneğinin Tüzüğü
olduğu,
Söz konusu Tüzükte; Sevgi Erenerol, Ergün Poyraz, Muammer Karabulut,
Hanifı Atlas, Kemal Kerinçsiz' in geçici yönetim kurulu üyeleri olarak belirtildiği,
4- Bir diğer E-postanın, Bekir ÖZTÜRK'ün 26 Aralık 2006'da oluşturarak
Behiç GÜRCİHAN, Zeynep ORUNCAK ve Oktay YILDIRIM'a göndermiş olduğu elektronik
posta olduğu,
Bu elektronik postadan Bekir ÖZTÜRK'ün,

1. Behiç GÜRCİHAN ve Oktay YILDIRIM'm sürekli beraber olduğu,


1. Dernekleşme konusunda Kemal Kerinçsiz'in bilgisi dahilinde hareket
ettiği, ancak Kemal Kerinçsiz'in birilerinin .yönlendirmesiyle hareket ederek
kendilerini figüran durumuna düşürmek istediğim bu' tuzağı fark ederek
Muammer KARABULUT ile kurulan derneğin arkatfâşlaKfaalakdiiTj.
edilmesini önledikleri,
*s...<

h&£h
1. Büyük Hukukçular Birliğiyle ortak yapıda oldukları, ancak Kemal
KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'dan bir türlü vazgeçmediği ve Sevgi
ERENEROL ile onunda vazgeçmediği Muammer KARABULUT'un
oyunculara müdahil olduğu,
1. Ergün POYRAZ'm kendisinin olduğunu iddia ettiği tepkimiz.net internet
adresinin aslında Muammer KARABULUT'a ait olduğu, aynı amaca
yönelik olduğu gözüken Milligüç ve tepkimiz.net internet sitelerinin
aslında müştereklerinin çok fazla olmadığı,
1. Hristiyan mezhep çatışmalarına alet oldukları endişesiyle Kemal
KERİNÇSİZ'i defaetle uyardığı bilgilerinin yer aldığı,
1. 5- 27 Aralık 2006 tarihli E-postanm, Behiç GÜRCİHAN'm Bekir
ÖZTÜRK, Zeynep ORUNCAK ve Oktay YILDIRIM'a gönderdiği
elektronik posta olduğu, bu elektronik postanın; Bekir ÖZTÜRK'ün 26
Aralık 2006'da oluşturarak Behiç GÜRCİHAN, Zeynep ORUNCAK ve
Oktay YILDIRIM'a göndermiş olduğu elektronik postaya cevap olduğu,
Bu elektronik postada Bekir ÖZTÜRK'ün,
1. Behiç GÜRCİHAN ve Oktay YILDIRIM'm sürekli beraber olduğu,
1. Dernekleşme konusunda Kemal Kerinçsiz'in bilgisi dahilinde hareket
ettiği, ancak Kemal Kerinçsiz'in birilerinin yönlendirmesiyle hareket
ederek kendilerini figüran durumuna düşürmek istediği, bu tuzağı fark
ederek Muammer KARABULUT ile kurulan derneğin arkadaşlarına
takdim edilmesini önledikleri,
® Büyük Hukukçular Birliğiyle ortak yapıda oldukları, ancak Kemal
KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'dan bir türlü vazgeçmediği ve Sevgi ERENEROL
ile onunda vazgeçmediği Muammer KARABULUT'un oyunculara müdahil olduğu,
1. Ergün POYRAZ'm kendisinin olduğunu iddia ettiği tepkimiz.net internet
adresinin aslında Muammer KARABULUT'a ait olduğu, aynı amaca
yönelik olduğu gözüken Milligüç ve tepkimiz.net internet sitelerinin
aslında müştereklerinin çok fazla olmadığı,
1. Hristiyan mezhep çatışmalarına alet oldukları endişesiyle Kemal
KERİNÇSİZ'i defaetle uyardığı,

Bekir ÖZTÜRK'ün bu elektronik postasına cevaben yazılan bahse konu postada


Behiç GÜRCİHAN' m;
1. Bir seri tehdit telefonu aldığı,
1. Bekir ÖZTÜRK'ün Kemal KERİNÇSİZ'in kadrosuna destek vermesine
rağmen nankörlükle karşılaştığı,
1. Muammer KARABULUT'un genel resim içinde ana/etkin oyunculardan
biri olmaması gerektiği,
1. Postayı gönderdiği kişilerle sürekli yüz yüze görüştüğü,
1. Kuklanın kuklacıdan ayrılması gerektiği,
1. Oktay YILDIRIM'a saldırıyı planlayanın Kemal KERİNÇSİZ olmadığını
sürekli Oktay YILDIRIM'a söylediği,
1. Ergün POYRAZ'm Zeynep ORUNCAK'a attığı 'Rus Kızı T' elektronik
postasının sorun oluşturduğu,
1. Kemal KERİNÇSİZ'in B^yükçeknıece Ülkü Ocaklarına dahil olmasının
farklı sebepleri olduğu ve Nurış^6*ubundan kurtulmak için 9 milyar
s Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili bu konuları Hanefi ALT AŞ'in dile getirdiği,
1. Asıl amacın unutulmaması gerektiği,
1. Üç hafta boyunca yukarıda sözü geçen grupların ayrışmasını engellemek
için uğraştığı,
e Kemal KERİNÇSİZ'in davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip
olmadığı,
• Levent TEMİZ ve Ahmet ÜLGER'in MHP karşıtı yapılarla
görüştüğü,
» Kemal KERİNÇSİZ ve Oktay YILDIRIM'ın iki farklı klik olduğu, Oktay YILDIRIM'a
saldın düzenlenmeden önce; Ahmet ÜLGER, Levent TEMİZ
6- 06 Aralık 2006 tarihli E-postamn, Güler KÖMÜRCÜ'nün aynı gün Zaman
Gazetesinde çıkan bir haberi Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği, bu yazıda;
1. Kemal KERİNÇSİZ'in ulusalcı ekibinin dağıldığı,
1. Yeni Hayat Dergisi'nin sahibi avukat Hanefi Altaş, avukat Levent Temiz
ve avukat Ahmet Ülger'in Büyük Hukukçular Derneği'ni terk ettiği,
» Kemal KERİNÇSİZ'in bütün eylemlerinde yanında yer alan Levent
Temiz'in 'bilinmeyen unsurlar ve oluşumlarla ilişkisini' gerekçe göstererek aynldığı,
• Kemal KERİNÇSİZ'in Türksolu'nun toplantılarına katıldığının
belirtildiği,
7- 5 Kasım 2006 tarihli E-postamn, Kemal KERİNÇSİZ'in Kuvyai Milliye
Sitesinin İstanbul'da yapacağı toplantı ile ilgili olarak Bekir ÖZTÜRK'e
gönderdiği bir e-posta olduğu,
Söz konusu e-postada;
1. Bahse konu toplantının Büyük Hukukçular Birliği ve Milli Güç Birliği ile
ilişkisi olmadığı
1. Büyük Hukukçular Birliği, Milli Güç Birliği, Ayasofya Derneği
Kuruculannm başta kendisi olmak üzere toplantıya iştirak etmeyecekleri
1. Milli Güç Birliği'nin üstlenmiş olduğu misyonlan yürütecek başka bir
oluşuma ihtiyaç olmadığı konulannın belirtildiği,

8- Diğer bir E-postanm, 15 Ekim 2006 tarihinde saat 21:11'de


"selcenn40@mynet.com" adresini kullanan şahıs tarafından Bekir ÖZTÜRK'e gönderilen
eposta olduğu, bu e-postanm, Büyük Hukukçular Birliği Yön.Kur.Bşk.'nı Av. Kemal
KERINÇSİZ'e imzaya açılmış ve İstanbul ile İzmir Barosun'daki seçimler ile ilgili bir bildiri
olduğu, "selcenn40@mynet.com" adresini kullanan şahsın yine aynı gün ve saat 21:ll'de yine
Bekir ÖZTÜRK'e 'Büyük Hukukçular Birliği'nin İstanbul Barosu ile ilgili olarak gönderdiği
elektronik postanın içeriğini oluşturan bildirideki bir bölümün değiştirilmesi konusunda Bekir
ÖZTÜRK'e verdiği talimat olduğu,

9- 21 Ekim 2006 tarihli E-postanm, "selcenn40@mynet.com" adresini kullanan şahıs


tarafından Bekir ÖZTÜRK'e gönderilen eposta olduğu, bu e-postada, Ayasofya Derneği'ne
yönelik yapılan ve haksız olduğu iddia edilen eleştiriler ile ilgili derneğin tüzüğüne atıflar
yapılarak açıklamalar getirildiği, aynca derneğin bir kısım kuruculan olarak da; Sevgi
ERENEROL, Hüseyin Mümtaz BAYAZITOĞLU, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ,
Turgay TÜFEKÇİOĞLU ve Hanifı ALTAŞ'm isimlerinin verildiği, tespit edilmiştir.

Şüpheli İsmail YILDIZ'ın Ankara ili Çankaya İlçesi Tunus Caddesi Renk
Apartmanı 91/1 sayılı yerde bulunan SES AR (SLv^'E^nolnik , Sosyal Araştırmalar
İM,-'/
" •
' .fi*
ve Strateji Geliştirme Merkezinde ele geçirilen Yonsis 84 ibareli bilgisayarın incelenmesinde;
"Bulunanlar\SESAR/OCAK_HAZIRAN_2007.doc" isimli 505 sayfalık
yazı içerisinde: Dosya i
"KU W ACİL ARIN ÇETELESİ: 'Kuvayi Milliye' adlı dört demek var. Artık
'Milli Mücadele' bir demeğin, 'Ulusal Birlik' bir platformun, 'Müdafa-i Hukuk' da iki partinin
adı. Ve diğerleri: 'Vatansever Güçbirliği', Türkiyem', 'Yurtsever...' Her parti, demek ya da
platformun arkasından tanıdık isimler ve bir dönemin ünlü paşaları çıkıyor: Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz'in yanında görülüyor...............Kuvvacılarm
çetelesi şöyle:
TÜRKSOLU: .......Üniversitelerde hızla örgütlenen Türksolu, 2003 yılından sonra
sosyalist ve Kürt öğrencilerle çatıştı. Türksolu, 2003 yılında Cumhuriyet'in 80. yıl kutlamaları
sırasında yapılan bir yürüyüşte açtığı 'Ordu Göreve' pankartıyla belirdi, 'Kürt Sorunu Yok Kürt
İstilası Var', 'Türk Oğlu Türk Kızı Türklüğünü Koru' diye manşet attı. Türksolu; 2005 yılından
sonra Büyük Hukukçular Birliği (BHB) ve diğer sivil örgütlerin başlattığı aydınlara yönelik
protesto eylemlerinde yerini aldı. Böylece BHB Başkanı Kemal Kerinçsiz, Türksolu grubunun
konferanslarına katılmaya başladı. Türksolu ile Kerinçsiz yakınlaşması öyle ilerledi ki, 'Yılın
Faşisti' ve 'Yılın Gandi'si anketi yapıldı. Kerinçsiz, Gandi seçildi.
Milli Mücadele Derneği: Türksolu Dergisi'ni çıkaran ekip, 2007 başında Milli
Mücadele Derneği'ni (MMD) kurdu. Derneğin ilk eylemi, Hrant Dink'in cenaze
yürüyüşüne karşı Galatasaray Lisesi'nden Taksim'e, 'Hepimiz Mustafa Kemaliz,
hepimiz Türküz' pankartıyla yürümek oldu. Demeğin açıklamasında, "Dink, Türk
düşmanıydı. Öldürülmesine hiç üzülmedik" denildi.
Büyük Hukukçular Birliği Derneği: BHB olarak bilinen grup, Bilgi Üniversitesi'nde
(BÜ) yapılacak ilk Ermeni Konferansı'm, İdare Mahkemesi'ne başvurarak iptal ettirince
gündeme geldi. Sonrası küfürlü, tekmeli, tokatlı, tükürüklü duruşmalar oldu. Başkan Kemal
Kerinçsiz, ....... BHB'nin mahkeme içinde sürdürdüğü 'cüppeli mücadele', duruşma
koridorlarında ve adliye binası dışında sürüyordu. BHB, daha sonra ayrıştı.
ULUSAL HUKUKÇULAR BİRLİĞİ DERNEĞİ: BHB'de Kerinçsiz'in çok öne çıkması,
demeği böldü. Levent Temiz, 2006 yılında BHB'den ayrılarak Ulusal Hukukçular Birliği
Derneği'ni (UHB) kurdu.
MİLLİ GÜÇ PLATFORMU: Her mahkeme önünde hep Milli Güç Platformu (MGP)
vardı. 'Gaspıralı Çalışma Grubu' (GÇG), 'Sivil Toplum Kuruluşları Birliği' (STKB), 'Türk
Dünyası İnsan Haklan Demeği' (TDİHD) ve 'Türk Ayasofya Derneği' gibi yan örgütler sokağa
taşmıştı. Kemal Kerinçsiz'in yanı sıra ...., emekli Astsubay Oktay
Yıldırım, ....ve Muammer Karabulut, öne çıkan isimlerdi...................MGP'nin 'mücadelesi',
Mersinli bir sağlık çalışanı olan Bekir Öztürk'ün web sitesinden duyuruluyordu.
MGP'nin de yer aldığı eylemlerde ilginç isimler de vardı: Danıştay saldırısı sonrası
gözaltma alman eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük gibi.
Tekin'in, saldırı sonrası evinde, 'Türksolu' dergisinin nüshaları bulundu. Ülkücü mafya
Sedat Peker'in kurduğu Türkçü internet sitesinin açılış gecesine katılan emekli
Tuğgeneral Veli Küçük ise 16 Mayıs'ta Hrant Dink ve Aydın Engin'in yargılandığı
davaya müdahil olmak istedi. MGP, BHB'deki ayrışma sonrası, diğer kuruluşlar gibi
ortadan kayboldu.
BÜYÜK GÜÇBİRLİĞİ DERNEĞİ: MGP'deld ayrışmadan sonra Kemal
Kerinçsiz Büyük Güçbirliği Derneği'ni (BGD) kurdu.
KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ: Mersinli bir sağlık çalışanı olan Bekir Öztürk,
Milli Güç Platformu'nun sözcülüğünü yaptığı web sitesinde Kuvvai Milliye Derneği'ni
(KMD) kurdu........Dernek üyeleri arasında emekp^A|5ubay"'"Oktay Yıldırım da var.
TÜRKİYEM TOPLULUĞU: Türk-Metal-İş'in 32 yıllık genel başkanı M.... Ö...'in
geçen yıl kurduğu Türkiyem Topluluğu'nun (TT) 24-36 Kasım 2006'da yaptığı 1. Büyük
Kurultayı'nda 'milli bir siyasi yapı oluşturulması' kararlaştırıldı. Kemal
Kerinçsiz ........., topluluğun İstanbul Kurucular Kurulu listesindeydi. Bu iki isim, daha
sonra çekildi.
ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU: İnsan Haklan Derneği'nin eski
Genel Başkanı Akın Birdal'a 1998 yılında silahlı saldırıda bulunulması eylemini organize eden
Semih Tufan Günaltay, 4.5 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2005 yılında Ulusal Birlik Partisi'ni
(UBP) kurdu. Günaltay, Muzaffer Tekinle Türksolu'nun düzenlediği bir
etkinlikte tanıştı.................
İLERİCİ AYDINLAR DERNEĞİ: Semih Tufan Günaltay'm Akın Birdal
suikastisonrası Avukatllığmı üstlenen E.... Ş..., İlerici Aydınlar Derneği'ni (İAD) kurdu.
YURTSEVER HAREKET: Ressam B.. B.... m başını çektiği hareket, Orhan Pamuk
duruşması ve iptal edilen Ermeni konferansı sonrası Boğaziçi Universitesi'nde eylem
yaptı..............." şeklinde yazı olduğu, bu yazı içeriğinde anlatıldığı gibi örgütün amacı
doğrultusunda oluşturulan sivil toplum örgütleri ile Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bağlantılı
olduğu örgüt üyelerinin örgüt içindeki konumları daha açık bir şekilde ifade edildiği
görülmüştür.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5322143354 sayılı telefon numarasının diğer
şüpheliler: Bekir ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Erkut ERSOY, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay
YILDIRIM, Satılmış BALKAŞ, Sevgi ERENEROLVeli KÜÇÜK, İhsan GÖKTAŞ ve İsmail
YILDIZ'm telefon rehberinde ve ajandalarında kayıtlı olduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5332949190 sayılı telefon numarasının diğer
şüpheliler : Ergün POYRAZ, Satılmış BALKAŞ ve İhsan GÖKTAŞ'in telefon rehberinde ve
ajandasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in kullanmakta olduğu 0532 2143354 nolu GSM
hattının İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 23.04.2008 tarih ve Teknik Takip No:2008/548
sayılı karan doğrultusunda, TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile kurulan koordine
neticesinde, ilgili GSM Operatörlerince gönderilen 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış
olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:
-Veli Küçük' ün kullandığı 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 29 kez
görüştüğü,
-Oktay Yıldırım' m kullandığı 0505 8108791 nolu GSM hattı ile 26 kez
görüştüğü,
-Oktay Yıldırım' m kullandığı 0542 5315368 nolu GSM hattı ile 62 kez olmak
üzere toplam 88 kez görüştüğü,
-Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü,
-Fuat Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü,
-Fuat Turgut' un kullandığı 0536 8681258 nolu GSM hattı ile 3 kez olmak
üzere toplam 17 kez görüştüğü,
görüştüp, -Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM
hattı ile 153 kez görüştüğü,
görüştüğü, -Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0542 3546579 nolu GSM
hattı ile 1 kez olmak üzere toplam 154 kez görüştüğü, ^ s''~ * <,*"*"*';,
görüştüp, -Atilla Aksu' nun kullandığı OfpS* .8336546 nolu GSM hattı ile
331 kez
görüştüp,

görüştüp,

görüştüp,

görüştüp, görüştüğü, */". "S>

görüştüp, -Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 61 kez

görüştüp,
-Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 2 kez

-Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 19 kez

-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 20 kez

-Sevgi EreneroF un kullandığı 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 359 kez

-Satılmış Balkaş' m kullandığı 0536 5867549 nolu GSM hattı ile 71 kez

-Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez

-Ümit Oğuztan m kullandığı 0533 2717296 nolu GSM hattı ile 3 kez

-Hayati Özcan' m kullandığı 0533 4452610 nolu GSM hattı ile 1 kez

-Muammer Karabulut' un kullandığı 0542 8221246 nolu GSM hattı ile 86 kez
görüştüp,
-Murat Özkan' m kullandığı 0532 2526065 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüp tespit
edilmiştir.
e)-Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ hakkında diğer şüpheli ve tanık beyanları;
İhsan GÖKTAŞ İfadesinde:
"Sevgi ERENEROL ile 1-1,5 sene kadar önce jandarma İstihbaratından olduğunu
söyleyen ve irtibat numarası olarak 0 537 793 0685 ve 0212 285 21 05 nolu numaraları veren
Jandarma olduğunu söyleyen Yavuz Kara isimli şahıs vasıtası ile tanıştığını, Yavuz Kara ile bir
silahlı saldırı olayı ile alakalı Eyüp Jandarma karakoluna dilekçe verdiği dönemde tanışmış
olduğunu, Sevgi Hanımın telefonunu verdiğini, ayrıca avukatlık konusunda Kemal
KERINÇSIZ'in numarasını verdiğini, kendisinin de Sevgi ERENEROL 'u Scientology
örgütünün Hristiyanlık ile alakasının olmadığını dile getirebilmesi için telefonla aradığını,
Onun kendisini Kemal KERINÇSIZ'in yanma çağırdığını ve orada buluştuklarını, Kemal
KERINÇSIZ'in de orada olduğunu, Sevgi Erenerol ile Scientology hakkında konuştuklarını,
sonrasında Kemal KERINÇSIZ'in kendisinin boşanma konusu ile ilgili olarak Cevat Çalık'a
yönlendirdiğini, bir daha yüz yüze görüşmediklerini,
Arama sırasında kendisinin MEDİON POCKET, Pc Marka S/N RD1G5233375 seri
numaralı cep bilgisayarının yapılan incelemesinde, Fuckrtepe isimli dosya içersinde :
"Fuckrtepe Göztepe Buhara is hani 47 Son kat Ra. Şehremini Av cavat orayı kullandı, geri
takibi sorlastirmak için hana, kendi adresini belirtmekten kacindi her durumda" şeklindeki
yazı ile ilgili olarak soruldupn da da: Avukat Cevat'in kendisini götürdüğü yeri not ettiğini,
kendisini onun kendi bürosuna değilde bu adrese götürdüğü için şüphelendiğini, Cevat isimli
şahsın Avukat Kemal Kerinçsiz 'in alt kademesinde çalışan bir avukat olduğunu, aracı olanın
Kemal Kerinçsiz olduğunu, Cevat Çalık 'in boşanma davası ile ilgilendiğini, bahsettiği takibin,
onların kendilerini gizlediklerini nerede ne zaman buluşacaklarını onların belirlediklerini bu
nedenle şüphelendiğin f beyan etmiştir. Muammer KARABULUT İfadesinde; , ->'

>V»>»«ı.Tf
"2005 yılında Kudüs Patriğinin Türkiye "de Şeriat Mahkemesi kurması konusu ile
alakalı Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu bir eylemini okuduğunu ve dikkatini
çektiğini, bunun üzerine birliği telefonla aradığını, telefona Kemal KERINÇSIZ'in çıktığını ve
konuştuklarını, bu şekilde tanıştıklarını, sonraki dönemde tarafınca önerilen ve başlatılan
Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan 'a taşınması ile ilgili imza kampanyasında ilk kez bir
araya geldiklerini, bu kampanyanın çok uzun bir süre aldığını ve 2006 yılı izmir mitingi ile son
bulduğunu, bu kampanya ile alakalı Kemal KERİNÇSİZ ile çok sık görüştüklerini, Ayasofya
Derneği ve Milli Güç Birliği Derneğini beraber kurduklarını, ayrıca Noel Baba Barış Konseyi
Üyesi ve Avukatı olduğunu, Antalya"da kurulan Noel Baba Vakfının ülkemizdeki kültürel
değerlere sahip çıkmak amacı ile kurulduğunu, benzer nedenlerle Ayasofya Derneği 'nin
kurulmasını ve ülkemizi tanıtmak amacı ile faaliyette bulunulmasını Sevgi ERENEROL ve
Kemal KERİNÇSİZ'e önerdiğini, sonrasında Ayasofya Derneği ile alakalı kendisine yani
Antalya 'ya bir faks geldiğini, bu faksın muhtemelen tüzük olduğunu, kendisinin de
imzaladığını ve geri faksladığını, böylelikle Ayasofya Derneğinin kurulduğunu, derneğin
şuanda faal olduğunu ve üyeliğinin devam ettiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in 2005 yılında çeşitli
sivil toplum kuruluşlarına katılım davetiyesi göndererek oluşturduğu birliğin adının MİLLİ
GÜÇ PLATFORMU olduğunu, kendisi tarafından Fener Rum Patrikhanesi 'nin kapatılması ile
ilgili başlatılan imza kampanyasıyla oluşan MİLLİ GÜÇ PLATFORMU faaliyetlerinin
izmir'de yapılan mitingde son bulduğunu, buna mukabil aynı isime tüzel kişilik kazandırmak
üzere Kendisi, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve ismini hatırlayamadığı diğer kişiler
ile Milli Güç Birliği Demeği'nin kurulduğunu, yani Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan'a
taşınması kampanyasında faaliyet yürüten Milli Güç Platformu'nun tüzel kişiliğe dönüşmüş
halinin Milli Güç Birliği olduğunu, ancak sonrasında bu derneğin Büyük Güç Birliği adını
aldığını, kendisinin bu derneğe kurucu üye olduğunu " beyan etmiştir.
ATİLLA AKSU İfadesinde;
"Kemal KERİNÇSİZ'i on yıldır tanıdığını, yaklaşık bundan 4 yıl önce, amca oğlunun
kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERİNÇSİZ'in aldığını, bu vesileyle
kendisiyle samimiyetinin arttığını, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya ve evraklar
istediğini, kendisinin de gücünün yettiğince yardımcı olduğunu,
Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalışan birisi olduğunu, kendisine
Kemal KERİNÇSİZ'in istediği belgeler ve dosyaları verdiğini, hatırladığı kadarıyla, Muzaffer
TEKİN, Turkuaz Davası, Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan
profesörlerin Ermeni ve Kürt Konferansı ile ilgili belgeleri, 301. ci maddeden ve Atatürk'e
hakaretten yargılanan kişilere ait listeleri, Seray SEVER, Perihan MAGDEN, Prof. Atilla
YAYLA,Taner AKÇAM, Abdullah Unakıtan, Ali Ülker, Murat Ülker, Şenol Çelik, Metin Çilci ve
Türk intikam Tugayının tehdit mektubu gönderdiği bazı şahıslara ait adliye dosyaları ile
KIPTAŞ ile ilgili evrakları Asim DEMİR vasıtası ile Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiğini veya
kendisinin bizzat gelerek bu evrakları aldığını" beyan etmiştir.
VELİ KÜÇÜK ifadesinde;
"Kemal KERİNÇSİZ'i tanıdığını, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfındaki Cumartesi
günü yapılan etkinliklere birkaç kez geldiğini, en son olarak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı
'nin Süleymaniye Kültür Merkezinde yeni Anayasa hakkında vermiş olduğu konferansta
bulunduğunu, zaman zaman da telefonlarla görüştüklerini" beyan etmiştir.
Aydın YÜKSEK İfadesinde ;
"... şahsa ait bilgi belge ve fotoğraflardan oluşan iki adet cd oluşturduğunu, bu
cd'lerden bir tanesini Mete abiye verdiğini, Mete abiye vermiş olduğu cd'nin bu cd olduğunu,
aynı gün Mete abi ile birlikte adını daha sonradan Muzaffer TEKİN olarak öğrendiği emekli
subay birçok madalya sahibi şahsın Kadıköy'den bulunan bürosuna gittiklerini, başımdan
geçen olayları Sayın abim diyerek Muzaffer TEKİN'e, "aniattığını, kendisinden mağduriyetine
sebebiyet veren Muzaffer ŞENOCAK'ın çalışımı bildiği kuruma beni ulaştırmasını rica
ettiğini, Onun da yardımcı olmaya çalışacağını söylediğini, hayatımda ilk ve son kez azami on
dakika kendisini gördüğünü, başka da hiçbir irtibatım olmadığını, geçtiğimiz hafta içi Mete
ağabeynin kendisini aradığını, birlikte ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini
söylediğini, nedenini sorduğunda Muzaffer TEKÎN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve benim
vermiş olduğum CD 'ninde Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, kendisinin de tamam
ifademizi verelim neticede polis olduğunu ve kaçmak gibi bir şansının olmadığını söylediğini,
önce olayın ciddiyetini anlayamadığını, etrafındaki tanıdığı insanlara danıştığını,
televizyondan Avukat olarak bildiği Kemal KERİNÇSİZ 'in yanına giderek danıştığını, Avukat
Kemal KERİNÇSİZ'e olayı anlattığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine bu ele geçen cd'nin
içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını, bu konuda Genel Kurmayın yazılı
açıklama yaptığını dolayısıyla bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş istanbul Cumhuriyet
Başsavcılığına gitmesini söylediğini, kendisinin evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer
ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini." Beyan
etmiştir.
Ayşe Asuman ÖZDEMİR İfadesinde:
"... Muzaffer DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahısın
kendisini telefonla aradığını, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan
yüzbaşı Murat ... için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMIREL'in arkadaşları ile kendi
aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için
Murat ....... Savunmak amacıyla Kemal KERİNÇSİZ'si tutmak istediklerini kendinse
söylediğini, bunun üzerine Kemal KERİNÇSİZ'i telefon ile aradığını, henüz konuyu daha
anlatmadan, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin"
dediğini kendi sinin de Avukatı Şahin ZENGİNAL'i alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine
gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine bize " davanın Feytullah GÜLEN'ci bir
Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerinde Feytullahcı olduklarını" söylediğini,
Kendisinin dün gece bir toplantı yaptığını, toplantıda bu davaya bakma kararı aldıklarını,
rahatlıkla bu davaya bedava bakabileceğini söylediğini,Kemal KERİNÇSİZ'in ısrarla kendisi
ile nasıl kontak kurduklarını öğrenmek istediğini ancak bilgi vermediğini, *""''
h/U,
~"Görüşmeden sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak kemal KERİNÇSİZ ile
konuştukları her şeyi anlattığını,onon da yüzbaşı Murat.........in babası Hikmet beyi arayın ve
her şeyi söyleyin dediğini,kendisinin de Kemal KERİNÇSİZ'in telefonların dinlendiğini
söylediğini, söylediğini, daha sonra kendsinin Hikmet beyi telefonla arayarak uzun uzun
konuştuklarını ancak şahsın kendi tuttuğu Avukattan ayrılmayacağını söylediğini." beyan
etmiştir.
BEKİR ÖZTÜRK İfadesinde:
"Kuvvai Milliye Derneği Genel Merkezinde Yapılan Aramada El Koyulan Size Ait
Olduğu Beyan Edilen Dell Marka Laptop İçerisinde Yapılan İncelemede:Behiç İSİMLİ
WORD DOSYASI İÇERİSİNDE : "Sevgili'Arkadaşlar" ile başlayan "....Neticede Bekir
Kemal Kerinçsiz ve kadrosuna destek verdi ve nankörlükle karşılaştı. Kemal Kerinçsiz Milli
Güç platformu veya derneği olarak Bekir'in düzenlediği toplantıya tam destek verseydi bu
provokasyonları yapmak çok daha zor olur ve herkes çok daha güçlü hareket ederdi. Yazıda
Muammer Karabulut vakasına özellikle değinilmedi; çünkü bu yazı kilitlenen bir durumu
açmayı hedefliyordu. Tabi bu noktadan sonra kilitlenen iletişim açılsa dahi ben bir rol
üstlenemem ama eğer bu kilit durumu açılırsa Muammer Karabulut'u her halükarda sahne
dışında tutmak için onu genel resim içinde ana/etkin oyunculardan biri olarak resmedilmemesi
lazım. Arka planda ana sorunlardan biri olduğunu bilsem de. Anlamanız gereken şu; bu yazı ile
ben herkes nezdinde kendi konumumu feda ettim ve bunu yaparken gitmesi gereken kişiye
mesaj gitti. Yüzyüze süreklimize söylediğim şey : kuklayı kuklacıdan ayırın. Oktay'a da
sürekli şu tezi söyledim r ö 'saldırıyı planlayan Kemal Kerinçsiz değildi. Yazıda da bunun
mantıki gerekçesini söylüyorum zaten. Dosya savaşlarına gelince. Orada

dosya savaşları ile ilgili kastedilen Zeynep'in yazısı değil. Burada iki dosya var. Biri
Ergün Poyraz'm Zeynep'e attığı "Rus kızı T" mesajına sebep olan dosya. Zeynep'ten
onu duyduğum noktada bu işin geri dönülemez noktaya gelmesi için çok sıkı
çalışıldığını anladım. Bu sözlerden o "dosyaya" prim verdiğim çıkmasın lütfen;
alınganlığınız üzerinizde çünkü neme lazım. Biri de Hanefi Altaş'm bir konuşmada
sözünü ettiği "Kemal Kerinçsiz'in Büyükçekmece Ülkü ocaklarına dahil olma
hikayesL.Nuriş grubundan kurtulmak için 9 milyar vermesi olayı"...bunu Hanefi
Altaş'tan duyduktan sonra kendi kaynaklarımdan ayrıntılı olarak teyit ettirdim ve
bütün yazının esas mesaj çekirdeği o iki satırda
mevcut. "Dosya manyağı" Nuriş'lerin" kurşun manyağı" sözüne gönderme olur
.........................................................................................................................................
Oktay'ın
"Kemal Kerinçsiz'i aklamışsın, ben kapkara kalmışım" sözlerine ise kesinlikle
katılmıyorum...Oktay o yazıda uğradığı saldırıya rağmen basiretli davranan kişi olarak
doğru yere oturtuluyor; bu nasıl kapkara kalmak olur. Kemal Kerinçsiz aklanmıyor,
Kemal Kerinçsiz davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmamak, lider özelliği
taşımamakla suçlanıyor. Kemal Kerinçsiz bu konu ile ilgili çıkan hiç bir haberde
olmadığı kadar çok nesnel ölçülerle.. .ortaya çıkarıldı. Bu olayların en büyük iki
mağduru sizler dışında herkesin anlattığı olaylar zinciri bir üçüncü göz tarafından
anlatıldı. Kemal Kerinçsiz"e ise "sen lider değilsin, hata yaptın " denildi. Ha; "bu
saldırıyı Kemal Kerinçsiz yaptı" denilmedi çünkü bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz
planlamadı arkadaşlar. Bu tezimi baştan beri söylüyorum yüzyüze de onlarca kez
tekrarladım.
Bu konuda kaç haftadır araştırıp da bulamadığım bir done varsa lütfen iletin.
Bu saldırıdan Kemal Kerinçsiz faydalandı, bu saldırı sonrasında adamını harcamadı
(çünkü harcasa o çevresindeki yakın adamları da onu harcar) ve bu saldırıdan kendi
çevresindeki kliği güçlendirerek, başından beri planladığı Oktay tasfiyesini
gerçekleştirerek çıktıama ne mantıki inceleme, ne de benim ulaşabildiğim donelerden
çıkan sonuç bu saldırıyı Kemal
Kerinçsiz'in planlamadığı yolunda......................Konuşmak isterseniz her zaman hazırım.
Benim hakkımda dosya gelirse haberim olsun. Ben de merak ediyorum ne yazdıklarını
şeklindeki dosya ile ilgili olarak;
"Bu yazı Oktay YILDIRIM ve kendisinin, Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile
yollarının ayrılması süreci ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN tarafından yazılmış bir
yazı olduğunu, Bu yazının Behiç GÜRCİHAN tarafından kendisine gönder
ildiğini,Kemal KERİNÇSİZ'in bir dönem "Milli Güç Derneği" isimli bir dernek
kurmak istediğini, kendisi ve Oktay YILDIRIM'ın bu dönemde Kuvayi Milliye
Derneğini kurmaya çalıştıklarını, kendilerinin 11 Kasım 2006 yılında Kuvayi Milliye
olarak Üsküdar Aşmalı Konakta yapacakları toplantıyı Kemal Kerinçsiz'in kendi
derneğinin toplantısı gibi lanse ettiğini, Bu nedenle yollarının ayrıldğım.bu yazının da
bu konu ile alakalı olarak yazıldığını" beyan etmiştir.
Emin GÜRSES İfadesinde:
"...KEMAL KERİNÇSİZ ile de Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anma
törenlerinde tanıştığını, bir sefer kendisini televizyon programına çağırdığını, Yeniçağ
Tv. ' de programına gittiğini, Daha sonra kendisinin Avukatlığımı yapmak istediğini
söylediğini, ancak Avukatının Mehmet TAŞDELENolması sebebi ile gerek
duymadığını.."'' beyan etmiştir.
22.01.2008 günü saat : 11.49'da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Emin'in "...Ortodoks Kilisesinde toplantı olurdu mesala. Bu günler
münler ben bir defa mesela herhalde 5-5 yıldan fazladır oraya giderim ben." ,
"...Enver ALT AYLI ne iş yapıyo. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne
yapıyor ki. "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı." dediği,
X Şahsın "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni
arıyodu kapattı. Tekrar arar ben sana dönerim." dediği, Emin'in "Kemal'i anlarım,
Kemal KERİNÇSİZ bunlarla beraberdi sürekli." dediği,
Fuat TURGUT İfadesinde ; ^ ^ ğ&$&
"..Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını,basına da yansıyan etnikçiler aleyhine
yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda
bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde
ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun
olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını,ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı
programlarından birisine konuk olarak katıldığını,zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze
görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde
bulunduklarını, kendisi ile yaptığı görüşmelerde Sevgi Abla nasıl diye sorarak selam gönderdiğini,
meslektaşı olarak ta bundan sonra da kendisiyle görüşmeye devam edeceğini..." beyan etmiştir.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK İfadesinde:
".... Kemal KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Derneği başkan olduğunu, 2005
yılında bir panelde tanıştıklarını hatırladığını, .........Kemal isimli bir Avukatının olmadığını,
Ancak Kemal KERÎNÇSİZ isimli Avukatın Danıştay olayında Muzaffer TEKİN' i savunmak için Ankara'ya
gelmiş olduğunu, Muzaffer TEKİN'in bu şahsın Avukatlığını kabul etmedğini, Kemal KERİNÇSİZ'in
kendisine vekili olmayı teklif ettiğini, ancak tendisinin kabul etmediğini, kendisini baronun verdiği
Avukatın savunduğunu ..." beyan etmiştir.
Murat ÖZKAN ifadesinde;
"34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele geçen üç sayfadan ibaret dokümanın tutuklu
Mahmut ÖZTÜRK'ün durumuyla alakalı olarak Av.Kemal KERİNÇSİZ'in yazarak kendisine verdiği ve
mahkemede ifade verirken söylemesini istediği beyanların bulunduğu sayfalar olduğu, bu tanıklık
konusunun kendisine Av.Kemal KERINÇSIZ tarafından teklif edildiği, yine aynı davadan tutuklu bulunan
kişilerin Ali YIGIT'in beyanlarından dolayı tutuklu kaldıkları hususunda Ali YİGIT'le görüşmesini ve boş
bırakılmamasını Av.Kemal KERİNÇSİZ'in istediğini" beyan etmiştir.
Satılmış BALKAŞ ifadesinde ;
".......Av.Kemal KERİNÇSİZ'i internetteki haber sitelerinden gördüğünü ve
telefonunu aldığını, daha sonra ise bürosuna giderek tanıştığını, Kemal KERINÇSIZ'e gönderdiği 16
Aralık 2007 tarihli "Kemal Bey Bazı Vatandaşlar Genelkurmay Başkanının Darbe Yapamayacağını AKP
iktidarının ipini çekemez diyorlar, Peki kim çeker, Orgeneral Erdal CEYLANOĞLU (EDOK) ve Orgeneral
Hasan 1GSIZ (2.Ordu Komutanı) bu generallerden birisi olsa olundu" şeklindeki telefon mesajını boş
bulunduğu için dalgınlık ile çektiğini, daha sonradan da telefon açıp mesajı alıp almadığını sorduğunu,
Kemal KERİNÇSİZ'in mesajını aldığını ancak birşey söylemesi halinde kendisini alıp bir yere
koyacaklarını söylediğini, mesajda geçen EDOK'un Eğitim ve Doktrin Komutanı anlamına geldiğini, daha
önce Kemal KERINÇSIZ ile aralarında darbe v.s. konuları konuşmadıklarını, kendisi otobüste bu şekilde
konuşulduğunu duyduğu için mesaj çektiğini, ..." beyan etmiştir.
Sevgi ERENEROL İfadesinde:
"..Kemal KERINÇSIZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam
ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette
bulunduklarını... " beyan etmiştir. VEDAT YENERER ifadesinde:
"..Kemal KERÎNÇSİZ' i Büyük Hukukçular Derneği olarak Orhan PAMUK aleyhine
açtığı dava ve 301. madde ile ilgili açıklamalarından dolayı basından tanıdığını, aynı
görüşlere katıldığı için sözünü ettiği yılın kuvvacısı ödüllerinden birini de ona vermeyi uygun
gördüğünü, bunun dışında kendi şahsi davasıxm konusunda görüşmem olmuştur... " şeklinde
beyanda bulunmuştur. ^l
Semih Tufan GÜLALTAY ifadesinde:
s- T; *
-4

■A
*"#>**&
^ -%r
-r
''ı^^K^*"/ »
"...KEMAL KERİNÇSİZ ile şahsen tanışmadığını, ancak geçmişte başkanı
olduğunu, Ulusal Birlik Platformunun üye derneklerinden olan Bakırköy Çevre Derneği
başkanı Ülker DURUKAN'a KEMAL KERÎNÇSİZ'in; Ulusal Birlik Platformuna katılma
isteklerinin kendisinin engellemesi nedeni ile gerçekleşmediğini söylediğini, kendisinin
KEMAL KERİNÇSİZ ve başkanı olduğu Büyük Hukukçular Birliği ile Mehmet Fikri
KARADAĞ ile irtibatlı olduğu, Kuvva-i Milliye Dernekleri hakkında, kendisinin Türklük
görüşüne paralel bir çizgide olmadıkları kanaatine vardığını, Ülker DURUKAN'nın da
kendisinin bu yaklaşımından gücenerek başkanı olduğu derneği platformdan çektiğini,
bundan dolayı Büyük Hukukçular Birliği, Kuvva-i Milliye Dernekleri ve ilgili olan kişilerin
kendisine husumet beslediklerini düşündüğünü... "beyan etmiştir.
Hayrettin ERTEMİN İfadesinde;
Önce Kemal KERİNÇSİZ'i tanımadığını beyan etmiş olup, yaptığı bir telefon
görüşmesinde "ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR
ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK...
KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI
KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA
ÇALIŞIYOR.." şeklindeki içeriğinde Kemal isminin geçmesi ile ilgili soru üzerine -
KEMAL olarak bahsettiği kişinin medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden
KEMAL KERİNÇSİZ olduğunu, bunların akıllı adamlar olmadıklarını, örgüt_
olamayacaklarını, olsa olsa mafya olabileceklerini kasdettiğini, MİLLİYETÇİLİĞİ KENDİ
KAFALARINA GÖRE YAPTIKLARINI, aslında milliyetçiliğin vatana millete faydalı olmakla
olacağını demek istediğini, kendisinin Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü ve aldığı izlenime göre
VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER' le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul
olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu
değerlendirdiğini, onun için bu şekilde söylediğini''' beyan etmiştir.
Dursun KOÇ ifadesinde;
" ...Geçmişte bir çok adi suça karışmış birisi olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'le işlemiş olduğu
bir suçta Avukatlığını yapmış olması sebebiyle tanıştığını, yine Kemal KERÎNÇSİZ'in teklifiyle
yanında çalışmaya başladığını ve bu zamana kadar çalıştığını, 28.11.2007 tarihinde kendisine
ait olan 0535 844 90 79 numaralı telefonda Kemal KERINÇSİZ'e ait 0532 214 33 54 numaralı
telefonu ile yapmış olduğu görüşmede "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM
ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER BEN AHMET-MEHMET DEYİLİM BEN" şeklinde
konuşmasının sebebinin; Kemal KERÎNÇSİZ'in her Cuma akşamı Yeniçağ Tv'de programa
katıldığını, programın geç saatlerde bittiğini çıkışta ise Asım DEMİR ve Recep AKKUŞ isimli
şahıslarla eve döndüğünü, görüşme yaptığı gün bu şahısların O'nu yalnız bıraktığını, bu
duruma kızmasından sebep kızgınlıkla bu şekilde konuştuğunu, 20 yıldır yanında
bulunmasından sebep "Baba" diye hitap ettiğini, amacının kendisinin her zaman yanında
olduğunu söylemek olduğunu ifade etmiş, halen kullanmış olduğu Garanti Bankasının Aksaray
Şubesine ait kredi kartı olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ veya başka birisinin bu hesaba para
yatırmadığını, yine vermiş olduğu ek ifadesinde; Kemal KERÎNÇSİZ'in yanında çalışmasından
sebep haftada 200 YTL ücret verdiğini, bu parayı da büronun muhasebecisiRamazan
SELÇUK'tan aldığını, Kemal KERİNÇSİZ'le parasal alış veriş yapmadığını ""beyan etmiştir.
Ömer SERTOĞLU İfadesinde ;
11.03.2008 İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yapılan "İstanbul Pendik
Çamçeşme Mahallesinde Elektrikçi Ömer olarak tanınan Bayburtlu Ömer SERTOĞLU her
fırsatta ERGENEKON içinde önemli bir görevi olduğunu, her yerde sözünün dinlendiğini,
isterse yüksek mercideki görevlileri bile yerle bir edeceğini söylemektedir. Ben bu kişinin
önümüzdeki günlerde ülkemizi karıştıracak işler --yapmasından korkuyorum. Bir vatandaş
olarak bunu bildirmek istiyorum lütfen bu~ Ipşig jğ^lgilenin'' konulu ihbarla ilgili olarak

*t$ y - - »—~f—~—
yakalanan Ömer SERTOĞLU Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili olarak İfadesinde; "Hrant
DİNK'in öldürülmesinden sonra Yeni Şafak gazetesinin sürdürdüğü yayın politikasından
dolayı 2007 yılından sonra bu gazeteye bir eylem yapmaya karar verdiğini, O tarihlerdeki
düşüncesinin, bir kaleş silahı bulup Yeni Şafak gazetesini taramak olduğunu, hatta bunun için
Kemal KERİNÇSİZ isimli Avukata bir eylem yapacağını ve bunun için lojistik destek ihtiyacı
olduğunu yazarak cep telefonuna mesaj attığını, Kemal KERİNÇSİZ'in bu mesajına cevap
vermediğini, bu düşüncesini çevresindeki birkaç kişiye söylediğini ihbarın da bu konularla
alakalı yapılmış olabileceğini,
Ümraniye 'de İzinsiz Bildiri Dağıtmak ve Hükümetin Manevi Şahsiyetine Hakaretten
kendisi hakkında açılan dava ile alakalı yardımcı olması için, 2007 yılı başlarında Avukat
Kemal KERİNÇSİZ'in Fatih'te bulunan bürosuna gidip tanıştığını, Kendisi ile yüz yüze
görüşerek hakkında açılan davadan bahsettiğini, bu dava ile ilgili evrakları gösterdiğini, bu
konuda kendisine yardımcı olmasını istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de kendisine bu davadan
bir şey çıkmaz beraat edersin dediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisini İstanbul Beyazıt
Meydanında 2007 yılı Nisan ayında planlanan Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey'in
mitingine davet ettiğini davet üzerine bu mitinge gittiğini, Ayrıca eşi ile boşanma davası ile
alakalı kendisinden yardım istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de başka bir Avukat arkadaşına
bu konuda dilekçe yazdırdığını ve kendisinden para almadığını.. " beyan etmiştir.
Asim Demir İfadesinde:
"... 2003 yerel seçimlerinde K. Çekmece ilçesinden MHP'den aday olan Avukat
Kemal KERİNÇSİZ ile tanıştığını, kendisinin o tarihlerde K Çekmece Kanarya Mahallesinde
bulunan Ülkü Ocaklarında takıldığını, bu vesileyle kendisiyle parti ve seçim çalışmalarına
katıldığını, 2004 yılından sonra işyerini kapattığını, 1 yıl süreyle KÇekmece'de bulunan beyaz
eşya tamirhanesi bulunan Kadir İPEK isimli şahsın yanında çalıştığını, Bu şâhısında kendi
ailevi sorunlarından dolayı buradan da ayrılmak zorunda kaldığını, En son olarak 2003 yerel
seçimlerinden tanıdığı Avukat Kemal KERİNÇSİZ' in yanına gelerek kendisinden iş talebinde
bulunduğunu, Onun kendisine Bürosunda çaycılık ve evrak getir-götür işlerine bakmasını
söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini ve halen burada ücret karşılığında çalışmakta
olduğunu, kalacak yeri olmadığından dolayı dernekte kalmakta olduğunu..," beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 İfadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce
olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan
Niyazi KIYAK'a Kemal KERINÇSIZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet
sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'in da bu
levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini
bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve
MEHMET FİKRİ KARADAĞ'in bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu
kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.

f)-Şûpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Hukuki Durumunun


Değerlendirilmesi;
Soruşturma kapsamında diğer şüpheliler Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK ve Tuncay
GÜNEY' den ele geçirilen "ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE
GELİŞTİRME PROJESİ İSTANBUL 29,EKİM 1999" isimli belgenin; 4/d "Sivil Toplum
Örgütleri" başlığı altında; "ERGENEKON'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı
olduğu, ayrıca. Türlci|Ş^ faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerinin kontrol altına alması
eerektfgi
3/c) "POLİTİKALAR" başlığı altında;
21. yüzyılda dünya politikacılarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütlerinin
biçimlendireceği belirtilmiştir. Dünyada var olabilmiş tüm sistemlerin ülke çıkarları ve
mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere ait siyasileri engellediği, bunu ise 1-Suikast, 2-Dez-
Enformasyon yöntemleri ile yaptığı belirtilmiştir. Devamında Türk insanının okumadığı,
kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, bu nedenle kolayca kandırılabildiği, dolayısıyla
Dez-Enformasyonun olumsuz olduğu, kişisel çıkarlar adma siyasete yönelmiş ve hedefe
ulaşabilmek adma her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için geriye kalan tek
yolun SUİKAST olduğu,

İllegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri


bilenlerin sayısı olabildiğince az olmalıdır.
... ERGENEKON, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki
sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir
de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlarının
yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk
platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.
Eleman temini konusunda:
"...Doğru insanı seçebilmenin bilimsel verileri yoktur. Gençlerden seçilmiş
yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında, profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur.
Doktorlar, Avukatlar, psikologlar, vb gibi... " ibarelerinin yer aldığı görülmüş,
Şüpheliler Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN, Doğu
PERİNÇEK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Erkut ERSOY'dan ele
geçirilen "LOBİ ARALIK 1999" adlı belgenin GİRİŞ bölümünde "Türk Silahlı Kuvvetleri
bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı olarak "sivil unsurların" örgütlenmesi
zorunluluğunun kaçınılmaz bir gerçek olduğu", belirtilmiş,
"LOBİ" adlı belgenin içeriğinde (7) ayrı bölüm olduğu ve her bölümde de çok
sayıda alt başlığın bulunduğu görülmüş,
1) "GİRİŞ" Başlıklı 1. bölümün içeriğinde;
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı sivil
unsurların örgütlenmesi zorunluluğu olduğu, bu faaliyetin de lobi adı verilen "gizli örgütsel"
çalışma ile yapılacağı, bu noktada birçok Avrupa ve Amerika ülkesi örnek verilerek, sayıları
giderek artan "sivil toplum örgütleri" "vakıflar" "insaniyardım kuruluşları" "P-2 Mason
Locası, Bilderberg Grubu" gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında bu faaliyetlerin
yürütüldüğü,
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'un kontrolünde
de bu şekilde LOBİ adı altında faaliyetlere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş, devamında
LOBİNİN faaliyetlerinin siyasi otorite grupları ile dış kaynaklı iş birlikçi sözde sivil toplum
örgütlerinin bölücü ve yıkıcı girişimlerini etkisiz kılacağı söylenmiştir.
l/a) "AMAÇ" başlığı altında;
Öncelikle yabancı ülkelerin Türkiye 'de faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin,
Türkiye Cumhuriyetini bölerek yıkmayı başaramaz ise de çıkarlarına yönelik yönlendirmelerle
bir anlamda yönetebilmeyi hedef aldığı söylenmiştir. Yabancı sivil toplum örgütlerinin Türk
halkının demokratik haklarını kullanabilmek amacıyla kurdukları sözde sivil toplum örgütleri,
dernekler, vakıflar, medya ve benzer faaliyetlerini de finanse ederek kendilerine yerli
işbirlikçiler oluşturdukları ve sonuçta rejim karşıtı fundamantalist görüşün iktidar
olabildiğini, bu iktidara son veren kpşüÜamn oluşturulabilmesi için büyük ve olağanüstü bir
karşı çaba gereği doğduğunu^ vf^smrncu^fldış ülke otoriteler ile yerli
işbirlikçilerinin tarih önünde "sivil darbe tezgahı", "Türk Silahlı Kuvvetleri dayatması"
olarak tanımlama cüretini gösterebildikleri 28 Şubat sürecinin yaşandığı,
Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı,
kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun
sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği,
Lobinin amaçları arasında etnik-fundamantalist-bölücü-yıkıcı unsur ve oluşumlar
içine çekilmek istenen gençliğin böylece tuzaklara düşürülerek kullanılmasının önüne
geçilmesini sağlayacağı belirtilmiştir.

l/b) "KAPSAM" başlığı altında;


Lobinin yapılanması ve tüm faaliyetlerinin mevcut hukuk platformu içerisinde
yapılacağı, lobinin her girişiminin kendi içinde oluşturulan hukuk birimi tarafından yasal
koşullara uyumlu hale getirileceği,
Diğer taraftan lobi geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerin
Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı
tasarladıkları, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve
Güneydoğu Anadoluda boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiş,

3) "POLİTİKA " başlıklı 2. bölüm içeriğinde;


Lobi'nin.......oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler
düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği
belirtilmiş,

5) "YÖNTEM" başlığı altında;


Lobi 'nin prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içersinde yer almaması, siyasetten
tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi gerektiği, ayrıca tüm çalışma ve
faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınması gerektiği belirtilmiştir.

...Lobi prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almamalı ve


tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmeli, toplumsal prensiplere saygılı olmalı, Örnek
bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapi olarak faaliyet
göstermelidir. Merkez üyeleri dışındaki kadroları, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve
kuruluşlar Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmamalıdırlar. Lobinin tüm
çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır.
.. .Lobinin organizasyon plânı, aşağıdaki birimlerden oluşmaktadır:
I). Merkez
2). Araştırma ve Bilgi Toplama
S). Analiz ve Değerlendirme
4). Finans ve Ticaret
5). Kültür ve Bilim
6). Teori ve Senaryo
7). iletişim ve Propaganda
8). Hukuk
9). Uluslararası ilişkiler
Bu dokuz departman Örgütün tümünü oluşturmaktadır. Departmanlar ERGENEKON
tarafından örgütün merkez üyeliğine atanmış güvenilir, beş sivil yöneticiye doğrudan bağlı
olarak yönetilecektir. Beş sivil yönetici personelin ERGENEKON ile teması ise; atanmış ve
güvenilir iki sivil personel ile sağlanacaktır. Depaıiman başkanları merkezdeki beş yönetici
tarafından seçilecek ve yönlendirilecektir. "' ' **
8/8). HUKUK
Hukuk Departmanı, bir başkan ve beş yardımcıdan oluşmaktadır. Organizasyonun
girişim ve faaliyetlerinin mevcut yasaların hukuksal temeline dayandırılabilmesi çalışmalarını
yürütür. Bu departmanda yer alacak personel hukukçulardan oluşacaktır. Organizasyonun
hukuk işlerini üstlenecek olan bu departman, hukuksal kurallardan azami ölçüde
yararlanılması çalışmalarını yürütecektir.

BÖLÜM: IV
7). KADRO
Organizasyonunda yalnızca sivillerin yer alacağı bu örgütlenme, köprü eleman ile
ERGENEKON'a bağlı olarak faaliyet gösterecektir. Organizasyonun merkezinde görev alacak
beş sivil personel ile köprü personel görevini üstlenecek iki sivil, ERGENEKON tarafından
belirlenerek atanmalıdır.. Birim başkanları ile örgütün kuracağı vakıf ve ticari şirketlerin
yöneticileri ve sahipleri ise; merkezde yer alan yönetim personeli tarafından seçilmelidir..
Böylelikle gizlilik esasının korunması sağlanmalıdır.

7/b). BİRİM BAŞKANLARI


"Örgütlenme içinde departmanların işlev ve amaçlarına uygun yapıya sahip,
konusunda deneyim sahibi kişiler tercih edilmelidir. Birim başkanları, Lobi faaliyetlerinin
tümüyle serbest girişimcilik sınırları içinde kaldığı konusunda kuşkuya kapılmayacak şekilde
yönlendirilmeli, ortak amaçlar, fikir birliği ve inançlar doğrultusunda çalıştırılmahdır.
işbirliğinde organizasyonun kuruluş ve faaliyet amacı olarak esas; kâr ve topluma yarar
sağlanması olmalıdır....." şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ aşama beyanlarında yasadışı
ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmadığını ve dosyadaki delillerin örgüt adına en ufak
bir suç işlemediğini ortaya koyduğunu söylemiş ise de;
Diğer örgüt üyelerinden ele geçirilmiş olan örgütsel dokümanlar, iletişim tespit
tutanakları, şüphelinin ev, işyeri ve otosunda yapılan aramalarda ele geçirilen malzemeler,
bilgisayar harddiski, doküman inceleme ve Cd çözüm tutanakları ile tanık beyanları birlikte
değerlendirildiğinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in yukarıda İddianamenin başlangıcında izah ettiğimiz
Yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyelerinden olan ve Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet
muhtelif menşeli el bombası ve askeri mühimmatım sahibi şüpheli Oktay YILDIRIM, onunla
irtibatlı olarak Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaları temin edip Osman YILDIRIM ve
Alparslan ARSLAN'a verdiği tanık beyanı ile sabit olan şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN,
örgüt yöneticilerinden olan ve Hrant DİNK aleyhine açılan 301 davasını takip eden, müdahil
olmak isteyen şüpheli Veli KÜÇÜK, Türk Ortodoks Kilisesinde gizli örgütsel toplantılar tertip
eden Kilise Basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli
Kurmay Albay Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile diğer örgüt mensupları Muammer
KARABULUT, Vedat YENERER, Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN ve Emin
GÜRSES ile örgütsel ilişki içinde olduğu, örgütün amaçlan doğrultusunda düzenlenen birçok
provakatif eylemlere birlikte katılarak fikir ve eylem birliği içinde bulundukları, bu şekilde
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgütün hiyerarşik yapısı içinde yeraldığı,
Her ne kadar şüpheli Kemal KERİNÇSİZ İfadesinde; "Şüpheli Veli KÜÇÜK u
öncelikle basından tanıdığını, kendisi ile aşırı bir samimiyetinin olmadığını, yaklaşık iki yıl
önce 10/Nisan/2006 tarihinde Boğazlayan Kaymakamı anısına İstanbul Beyazıt meydanında
sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen büyük anma toplantısında kendisiyle tanıştığını
Veli Paşa 'mn ve kendisinin o toplantıda%sbdece katılımcı olduklarını, herhangi bir
organizasyon veya konuşma görevlerinin bulunpı0ığpı%" h^yan etmiş ise de,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanının aksine, daha önceden Şüpheli Veli
KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda düzenlenen eylemlerde birlikte
oldukları anlaşılmıştır. Özellikle; 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum
Patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları
Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi ve Noel Baba Vakfı tarafından ortaklaşa olarak düzenlenen
protesto gösterisine Kemal KERİNÇSİZ, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Muzaffer TEKİN, Sevgi
ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'ün birlikte katıldıkları,
Yine, 09.03.2006 günü Beyoğlu Galatasaray Meydanı önünde Ferhat
SARIKAYA'nın hazırladığı Şemdinli iddianamesini protesto etmek ve dilekçeyi PTT' den
göndermek için; Hukukçular Birliği, Türkiye Harp Malullere Gaziler Şehit, Dul ve Yetimler
Derneği tarafından organize edilen etkinliğe şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM
Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'in birlikte katıldıkları, etkinlik sırasında çekilen resimlerin
incelenmesinden anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, ifadesinde M.Fikri KARADAĞ'I hiç tanımadığını
beyan etmiş ise de;
Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde;
"...Sevgi ERENEROL'u ile tanıştıklarını, toplantı, paskalya törenleri ve kardeşi Paşa
ERENEROL'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını, Kemal KERİNÇSİZ'i de
Patrikhanenin düzenlediği programlarda tanıdığını" beyan etmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat eden ve Gizli Tanık 17 olarak İfade veren
Gizli Tanık ifadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce
olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan
Niyazi KIYAK'a Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet
sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'ın da bu
levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini
bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve
MEHMET FİKRİ KARADAĞ'in bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu
kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.
Şüpheli M.Fikri KARADAĞ'm Mersin ilinde silah ve Kur'an üzerine ÖLME-
OLDÜRME yaptırdığı yönündeki haberlerin gazetelerde yeralması üzerine Hukukçular Birliği
Başkanı olarak olay hakkında görüşleri kendisine sorulduğunda şüpheli Kemal KERİNÇSİZ
özetle " Örgüt kurmanın ve adam öldürmenin mevzuata göre suç olduğunu ancam M. Fikri
KARADAĞ'ın böyle bir yemin yaptırdığına inanmadığını" belirtmiştir.
Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Erkut ERSOY'u tanımadığını belirtmiş
ise de;
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve Teknik Takip no 2008/192
Soruşturma no 2007/1536 sayılı kararma istinaden şüpheli Erkut ERSOY'un Düzce İli
Esentepe Mahallesi Kalıcı Konutlar 11. Bölge 119 Ada F-2 Blk .Daire 14 sayılı ikametinde
yapılan aramada elde edilen dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;
EGS ibareli bloknot defterinde; BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ BŞK KEMAL
KERİNÇSİZ 0532-214 3354 Şeklinde el yazması olarak Kemal KERİNÇSİZ' in kendisine ait
olan cep telefon numarasının yazılı olduğu tespit edilmiş,
Ayrıca, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den arama sırasında ele geçirilen CD ve
Bilgisayarının incelenmesinde; Erkut ERSOY'un yönettiği ÖZEL BÜRO'nun Ermeni
Soykırımı üzerine hazırlamış olduğu CD i}e.*digita$ ortamda bilgilerin yeraldığı tespit
edilmiştir.

.> e j^r~~mm,*Ç~T r"*"T"~


& ş
v4 -
/i %
s r
jf «X. S»*?
-W?
*"
7t». "* s
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarında yapılan incelemede: "oktay[l] ,
kemalke[l], sevgierene[l], bekir[l], muammer}!] isimli resimler olduğu görülmüş, resimlerin
de "sağ üst köşesinde beyaz renkli ay yıldız bulunan kırmızı zemin önünde çekildiği veya bu
zemin üzerine şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Sevgi ERENEROL, Bekir
ÖZTÜRK ve Muammer KARABULUT'a ait resimlerin montaj edildiği,
-bildirilO[l] isimli resimin, Türk Bayrağı üzerine bir adet Subay Şapkası resmi ve
"KÜRŞAT HAREKATI BİLDİRİSİ" ibareli yazının eklenerek oluşturulduğu,
-dernekkuruldu[l] isimli resimin, kırmızı zemin üzerinde Kuvvai Milliye Derneğinin
Türkiye Haritası ile hazırlanmış amblemi ile "27 Aralık 2006 Derneğimiz Kuruldu" yazısının
olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5322143354 sayılı telefon numarasının diğer
şüpheliler: Bekir ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Erkut ERSOY, Halil Behiç GÜRCİHAN,
Oktay YILDIRIM, Satılmış BALKAŞ, Sevgi ERENEROL Veli KÜÇÜK, İhsan GÖKTAŞ ve
İsmail YILDIZ'm telefon rehberinde ve ajandalarında kayıtlı olduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5332949190 sayılı telefon numarasının diğer
şüpheliler : Ergün POYRAZ, Satılmış BALKAŞ ve İhsan GÖKTAŞ'm telefon rehberinde ve
ajandasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in kullanmakta olduğu 0532 2143354 nolu GSM
hattmm İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 23.04.2008 tarih ve Teknik Takip No:2008/548
sayılı kararı doğrultusunda, TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile kurulan koordine
neticesinde, ilgili GSM Operatörlerinden temin edilen 01.01.2000 den günümüze kadar
yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizi
neticesinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:
1. Şüpheli Veli Küçük' ün kullandığı 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 29 kez
görüştüğü,
1. Şüpheli Oktay Yıldırım' in kullandığı 0505 8108791 nolu GSM hattı ile 26 kez,
Oktay Yıldırım' m kullandığı 0542 5315368 nolu GSM hattı ile 62 kez olmak
üzere toplam 88 kez görüştüğü,
1. Şüpheli Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSM hattı ile 1 kez, Fuat
Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 13 kez, Fuat Turgut' un
kullandığı 0536 8681258 nolu GSM hattı ile 3 kez olmak üzere toplam 17 kez
görüştüğü,
1. Şüpheli Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM hattı
ile 153 kez, Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0542 3546579 nolu GSM
hattı ile 1 kez olmak üzere toplam 154 kez görüştüğü,
-Atilla Aksu' nun kullandığı 0535 8336546 nolu GSM hattı ile 331 kez görüştüğü,
-Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 61 kez görüştüğü,
-Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Güler
Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 19 kez
görüştüğü,
-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 20 kez görüştüğü,
-Sevgi Erenerol' un kullandığı 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 359 kez görüştüğü,
-Satılmış Balkaş' m kullandığı 0536 5867549 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü,
-Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez
görüştüğü,_
-Ümit Oğuztan m kullandığı 0533 2717296 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü,
-Hayati Özcan' m kullandığı 0533 445261Q noh^GSM hattı ile 1 kez görüştüğü,
-Muammer Karabulut' un kullandığı Q542 8221246 nolu GSM hattı ile 86 kez
görüştüğü, -' '**V"1\ 'v
-Murat Özkan' m kullandığı 0532 2526065 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü
tespit edilmiş olup, yine dosya içinde bulunan farklı eylem ve etkinliklerde şüphelilerin bir
arada bulundukları birçok fotoğrafların incelenmesinden anlaşılmış olmakla;
Şüphelinin ifadesinde tanımadığını söylediği, Mehmet Fikri KARADAĞ, Erkut
ERSOY, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN ve 10/04/2006 tarihinde tanıştığını beyan ettiği; Veli
KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile daha önceki tarihlerde aynı ortamda yan yana resim karesine
girebilecek şekilde görüntülerinin olması, bilgisayarında bu şahıslarla ilgili bilgilerin
yeralması, telefon rehberinde kayıtlarının bulunması ve sık sık görüşmeler yapması, M. Fikri
KARADAĞ'm kilisedeki toplantılardan tanıdığını söylemesi ve kendisine "teşekkür
mahiyetinde" hediye hazırlatıp göndermesi ve başlangıçtan beri birlikte hareket ettiği kişileri
tanıdığı ve bu kişilerle işbirliği yaptığı, aynı düşünce ve amaç için çalıştığı halde tanımadığını
söylemesi, ERGENEKON terör örgütü ile olan irtibatını gizlemek, hiyerarşik yapı içindeki
yerini ve örgütün deşifresini önlemeye yönelik bir tavır olarak değerlendirilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in diğer Yasadışı ERGENEKON örgütü mensupları ile
aynı amaç etrafında, fikir ve eylem birliği içinde faaliyet yürüttüğü tespit edilmiş ve buradan
da kendisinin örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı anlaşılmıştır. Şüphelinin evine arama
yapmak için gidildiğinde; kendisinin geceleyin gelineceğini beklediğini, bu işlemin sürpriz
olmadığını ifade ederek, orada bulunan heyetin huzurunda "Bunlar kabirlerini hazırlıyorlar!"
şeklinde beyanda bulunduğu müşahede edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ örgütün amacı doğrultusunda hukuk alanında yapılması
gereken faaliyetleri bizzat yürüttüğü, bu konuda Hukukçular Birliği Derneğinin kurulması,
Ermeni Soykırımı ile ilgili Konferansın iptalinin temini için dava açılması, TCK'nun 301.
maddesine aykırılık ve Atatürk'e hakaret gibi takibi şikayete bağlı olmayan, kamu adına
Cumhuriyet Savcılarınca re'sen soruşturulması gereken davaların açılması ve bu davaların
takibi, tazminat davalarının açılması v.s. gibi davalan örgüt adına takip edip yürüttüğü, yine
örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olan bilgi, belge ve dokümanları İstanbul
Adliyesinde görevli şüpheli Atilla AKSU'nun kardeşine iş bulma vaadi ile Cumhuriyet
Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin
Yürütülmesine Dair Yönetmelik' in 45. maddesinde belirtilen normal prosedürü takip
etmeksizin el altından gizlice temin ettiği, (Tape No: 3026, 3032, 3048, 3087, 3107, 3281,
3298) Her ne kadar şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği ifadesinde: Atilla
AKSU'dan Muzaffer TEKİN'le ilgili bir evrak dışında başka herhangibir evrak almadığını
belirtmiş ise de; gerek Atilla AKSU'nun aşama beyanları, gerekse Asim DEMİR'in iletişim
tespit tutanaklan incelendiğinde şüphelinin savunmasının aksine birçok evrak ve dosya ile
istatistiki bilgiyi Atilla AKSU'dan aldığı anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgüt adına takip ettiği davaîann duruşmalannm
olduğu zamanlarda Adliyelerin önünde gergin ortamlann yaratılmasına sebebiyet verdiği, diğer
şüphelilerle organize bir şekilde Adliyelerin önünde toplanılarak aleyhlerinde dava açtıklan
kişilere karşı uygunsuz davranışlarda bulunulduğu, özellikle bir cinayete kurban giden Hrant
DİNK ve örgütün kendisine suikast planladığı Orhan PAMUK'la ilgili davaîann duruşmalannı
örgüt adına takip ederek, duruşma sırası ve sonrasında ülkemizde insanlan etnik ayrımcılığa
sevkedecek, Ermeni-Türk düşmanlığını körükleyecek, yurtiçi ve yurtdışında ülkemizin imajını
zedeleyecek çirkin manzaraların oluşmasına neden olduğu, bu tür davalan ve değişik tarihlerde
farklı anma, kutlama veya basın açıklamalarını bahane ederek, örgütün amacı doğrultusunda
ülkede kaos ortamı yaratarak örgütün amaçlanna aykırı olarak gördüğü yönetimi ortadan
kaldırmaya yönelik darbeye zemin hazırlama yönünde kışkırtma girişimlerinde bulunduğu,
yine örgüt yöneticilerinderTI^KÜÇÜK'ün Hrant DİNK aleyhine açılan Türklüğe hakaret
davasına katılması şüphelilerin %u favaları örgütün talimatlarıyla takip edip bu davaları
örgütsel eyleme dönüştürdükken^ birf kanıtı olmuştur. Konu ile ilgili olarak; 16/12/2005
tarihinde Orhan PAMUK'lilf fJjfİfi *^v*l|t|Şişli Adliyesinde görülmesi
sonrasında Adliye önünde toplanan kalabalık arasından bir kısım şahısların Orhan PAMUK'un
arabasının önünün keserek aracın camını yumruklamaları üzerine Şişli Cumhuriyet
Başsavcılığının 26/06/2006 tarih ve 2006/6387 Esas sayılı iddianamesi ile Kemal MERT, Tunç
DEMİRKAYA, Ömer GÜMÜŞTEKİN ve Can YAKARAR hakkında 2911 Sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet suçundan kamu davası açılmıştır. Bu şahıslar
arasında bulunan Can YAKARLAR'm aynı zamanda çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak
suçundan Sedat PEKER ve arkadaşları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca tanzim edilen,
26/11/2004 tarih, 2004/1914 Hazırlık ve 2004/1294 Esas sayılı iddianamenin şüphelisi olduğu
görülmüş olup, suç işlemeye meyilli kişilerin Adliye önünde toplanarak, oluşturulan
kalabalıklarla provokasyonlara sebebiyet verildiği anlaşılmıştır. (İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Güvenlik Şube Müdürlüğünün 06.03.2008 tarih ve 2008/3640 sayılı yazısı ekinde gönderilen
tutanaklar ve görüntülerin inceleme tutanakları)
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarından
olan Muzaffer TEKİN'in Avukatı olması nedeniyle davalarında vekilliğini yürüttüğü, ancak
3136 Tape Numaralı görüşmede "BU BİR MÜVEKKİLİN DEĞİL Kİ SENİ, BU MİLLİ BİR
MESELE' şeklindeki beyanları ile bu şahsı savunma görevinin Avukat-müvekkil ilişkisinden
ziyade 'Milli Bir Mesele" olduğunu vurgulayarak örgütsel bir görev yürüttüğü yönündeki
gerçek amacını ortaya koyduğu,
Avukatlığını yaptığı Muzaffer TEKİN ve onunla birlikte aynı soruşturmada şüpheli
konumunda olan Oktay YILDIRIM hakkında aleyhlerinde ifade veren Ali YİĞİT üzerinde
cezaevinde baskı yapılarak farklı bir ifade ezberletilmek istenmesi üzerine tahliye olduktan
sonra da ezberletilmek istenen ifadeye paralel şekilde yeni ifade vermesi ve de ilk ifadesinin
geçerli olmadığını söylemesi için çalışmalar yaptığı, gerek bilgisayarının incelenmesi sırasında
-"TEKİN SUALLER.doc" , TEKİN SORGU.doc" "Sualle. Doc." İsimli Word belgeleri
gerekse Murat ÖZKAN ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır. Bu cümleden
olarak 3025 numaralı Tapede yeralan, 05.11.2007 tarihli Kemal KERİNÇSİZ'in, Murat
ÖZKAN ile yaptığı görüşmede"TAMAM ABİM BU ARADA BU ADAMLA Bİ
TELEFONLA HERHANGİ Bİ GÖRÜŞME DENEMESİNDE BULUNDUNUZ MU?"
diyerek Murat'a Ümraniye'deki bombaların bulunduğu evde daha önce oturmuş olan Ali
YİĞİT ile görüşmesini istediği ayrıca Murat ÖZKAN'a ; " NE VAR NE YOK KARDEŞİM
NE YAPIYO NE EDİYORSUN GİBİSİNDEN. BOŞ BIRAKMAMAKTA FAYDA VAR",
"SEN YİNE DE BU AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASSIN MAŞSIN AYAKLARINDA Bİ
TELEFON AÇARSAN, NE YAPTIN, NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN
BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYO MATIYO" dediği, Murat'ın da "TAMAM ABİ"
diyerek, Ali YİĞİT'i boş bırakmamak için konuşmayı kabul ettiği anlaşılmıştır.
02/05/2001 tarih ve 4667 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik, 19/03/1969 tarih,
1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 2. maddesinde Avukatlığın amacı başlığı altında: "hukuki
münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve
hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını
her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde
sağlamaktır.
Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin
yararlanmasına tahsis eder...." Hükmü gereğince adaletin tecellisine yardımcı olmak yerine
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgüt üyelerini yargılanmak ve ceza almaktan kurtarmak için
farklı yol ve stratejilere tevessül ettiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ her ne kadar 25/01/2008 tarihinde Cumhuriyet
Başsavcılığımızda alman ifadesinde "Ayşe Asuman ÖZD^İB^n, ATABEYLER Operasyonu
sonrasında açılan davada sanıklardan ismirfi ha^uûayaÂaâtm bir tanesinin vekilliğini
üstlenmesi için bürosuna geldiğini, kendisinin arktıdSlâ^ty'la.görüşeyim dediğini, davanın

hem siyasi olması hem de İstanbul dışında Ankara' da olması nedeniyle gidip gelmenin
külfetli olacağım düşünerek kendisine daha sonra cevap veririm dediğini, onun da
sanığın babası ile görüşeceğini söylediğini, ondan sonra da ne kendisinin onu aradığını
ne de onun kendisini aradığını, görüşmelerinin olmadığını, Ümraniye davasından sonra
yakalandığını duyduğunu" belirtmiş ise de;
Ayşe Asuman ÖZDEMİR ise konu ile ilgili olarak İfadesinde özetle: "..Muzaffer
DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahsın kendisini telefonla
arayıp, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat...
için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMİREL ve arkadaşları ile kendi aralarında
konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için Murat'ı
savunmak amacıyla Kemal KERINÇSIZ'i tutmak istediklerini, bu nedenle Kemal
KERÎNÇSİZ'i telefonla aradığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisi daha cümleye
başlamadan konuyu kavradığını ve "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini,
daha sonra kendi Avukatı olan Şahin ZENGİN AL'i yanına alarak Kemal KERİNÇSİZ'in
ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine " davanın Feytullah GULEN'ci bir
Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerin de Feytullahcı olduklarım,
çocukların tuzağa düşürüldüklerini' söylediğini, ayrıca Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine
"GECE BİR TOPLANTI YAPTIĞINI, TOPLANTIDA BU DAVAYA BAKMA KARARI
ALDIKLARINI, RAHATLIKLA BU DAVAYI BEDAVA BAKABİLECEĞİNİ"
SÖYLEDİĞİNİ, ISRARLA KEMAL KERİNÇSİZ'İN KENDİSİNDEN ONUNLA NASIL
KONTAK KURDUKLARINI ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİ ANCAK KENDİSİNİN BİLGİ
VERMEDİĞİNİ, Evine geldikten sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak şüpheli
ile konuştukları her şeyi anlattığını,... Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "telefonların
dinlendiğini söylediğini ilettiğini.." beyan etmiştir.
Bu ifade içerikleri incelendiğinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanı ile
Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in beyanlarının çelişkili olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Atabeyler operasyonundan sonra Ayşe
Asuman ÖZDEMİR'in bürosuna gelmeden önce kendisine telefon açtığından hiç
bahsetmemektedir. Yine Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in beyanına göre; kendisinin gece
toplantı yaparak davaya bakma kararı aldıklarını ve bu davayı bedava bakabileceğini
ifade etmesine karşın şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde ".. davanın Ankara'da
olması nedeniyle gidip gelmenin külfetli olacağını söyleyerek daha sonra cevap
veriririm.." dediğini belirterek basit bir olayın anlatımında bazı kısımları gizlediği
anlaşılmıştır.
Ayrıca, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in muhatabına telefonunun dinlendiğini
söylediği ve Ayşe Asuman ÖZDEMİR tarafından kendisine ilk telefon açıldığında
konuyu kavradığını bürosuna gelmesini söylemesi, şüphelinin örgütün gizlilik prensibine
azami riayet ettiğini göstermektedir.
Atabeyler çetesi şüphelilerinden Murat .... hakkında Ankara Genel Kurmay
Askeri
Savcılığınca askeri malzemeyi saklamak suçundan dava açılıp yargılama sonucu şahsın
mahkum olduğu yine aynı şüpheli hakkında Ankara (CMK'nun 250. maddesi ile Görevli
ve
Yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığınca; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs için anlaşma, İzinsiz olarak
patlayıcı
madde bulundurmak ve nakletmek suçlarından dolayı cezalandırılması istemi ile kamu
davası
açıldığı ve halen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK'nun 250. Maddesi ile
Görevli
ve Yetkili) yargılamasının devam ettiği, adı geçen iddianamede; şüphelilerin bir araya
gelerek
TCK'nun 312. maddesinde tanımlanan Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs suçunu işlemek için anlaştıkları vp'^CK'nun 316. maddesi
gereğince
cezalandırılmaları istenmiştir. ''L,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Ayşe Asuman ÖZDEMİR ile yaptığı görüşmede;
ATABEYLER çetesi şüphelilerinden olan Murat..'m meccanen, yani hiçbir ücret almaksızın
Avukatlık görevini üstlenebileceğim, bu kararı toplantıda aldıklarını söylemesi şüphelinin tek
basma hareket etmediğini diğer örgüt üyeleri ile birlikte bu karan aldıklarını ortaya koymuştur.
Ayrıca şüpheli Kemal KERİNÇSİZ gerek ATABEYLER soruşturması, gerekse de
ERGENEKON soruşturmasını yürüten Emniyet ve yargı mensupları hakkında bağımsızlık ve
tarafsızlıklarına gölge düşürmek amacıyla aynı argümanları ileri sürerek ağır ithamlarını
sürdürmesinin nedeninin, hem olayı çarpıtarak dikkatleri başka tarafa yöneltmek, hem de
mensubu olduğu örgütün deşifresine engel olmak amacını taşıdığı değerlendirilmiştir. (Tape
No: 3068, 3085)
Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün dokümanlarında özellikle vurgu yapılan
"gizlilik" prensibine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in azami riayet ettiği, telefon
görüşmelerinde birçok konuda muhatabına yüzyüze görüşmeyi salık verdiği bazı konuların
telefonda görüşülmemesi gerektiği konusunda ikazda bulunma gereği duyduğu anlaşılmıştır.
Bu cümleden olarak; 3282 Tape No'lu görüşmede Asim DEMİR'e ".. GİZLİ BELGE
OLUR MU LAN SEN DE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ GİZLİ BİLGİ ULAN NE GİZLİSİ
OLUR MU ÖYLE ŞEY NORMAL BELGE HA ALDIN MI ONLARI" şeklinde,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in; 3032 ve 3048 Tape No'lu Atilla AKSU ile yaptığı
görüşmede: «YALNIZ TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA","EYİ SEN BANA TELEFONDA
SÖYLEME DE BEN SANA ADAM GÖNDEREYİM' şeklindeki beyanlarında telefonda bazı
konuların görüşülmemesi gerektiği yönündeki ikazlarına örnek olarak verilebilir.
Yine soruşturma kapsamında şüphelilerden olan İhsan GÖKTAŞ Emniyet İfadesinde
Kemal KERİNÇSİZ'den bahsederken "... onların kendilerini gizlediklerini nerede ne zaman
buluşacaklarını onların belirlediklerini bu nedenle şüphelendiğini.. " beyan etmiştir.
Buradan da şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in legal faaliyetlerin yanı sıra illegal
faliyetlerin de içinde olduğu, örgütün gizlilik prensibine her zaman ve zeminde uyduğu
anlaşılmıştır.
"ERGENEKON" Belgesinde;
4/c) "İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ" başlığı altında;
"istihbarat toplama yöntemlerinden bahsedildiği, bu çerçevede örgüt
elemanlarından sağlanan bilgiler yabancı örgütlerden elde edilen bilgiler, yabancı örgütlere
sızdırılan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbaratlar olduğu, sonuç olarak ERGENEKON'un
gözlerinin her şeyi görmesi gerektiği, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" belirtilmiş
olmakla,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ev araması sırasında ele geçirilen Cumhuriyet Savcısı
ve Baro Temsilcisi huzurunda açılarak şüphelinin savcılık ifadesinde önceden de birkaç defa
telefonla görüştüğünü kabul ettiği Doğubey AKINCI isimli şahıs tarafından şüpheliye
gönderilen kargo içindeki evrakların usulüne uygun hakim kararı alındıktan sonra
incelenmesinde;
"Muhterem Üstadım" şeklinde başlayan ve kendisinin önceden Genel Kurmay
Başkanlığına bağlı Askeri Haber Alma asli kadroda çalışan bir istihbarat görevlisi olduğunu
v.s. anlatan ve "saygılarımla Doğubey AKINCI" diye biten yazının 3. sayfasında "değerli
üstadım ben hukuki tüm dava dilekçelerini yazabiliyorum, tez yazıyorum, ama bunlar için ne
bilgisayarım var ne de yazıcım, ne de diğer araç ve gereçlerim, istediğim malzemeler ve bir
miktar param olsa hem geçimimi sağlarım hem de istihbarat alanında Devlete çok önemli
hizmetlerim geçer...ayda bir asgari ücret kazandbilirim, hem DE İSTİHBARAT TOPLARIM,
GÖRÜNTÜ ALIRIM, SES KAYJ{)LğA~P4RIM%GÜN HİZMET GÜNÜ benim
ihtiyaçlarımın hepsi 4.000 YTL'yi geçmiyor, SİZİN ÇEVRENİZ GENİŞTİR, istediğim
malzemeler elime geçse 1.500 YTL nakdi sermayem olsa kimseye bağlı olmadan
yaşarım....." şeklinde ibarelerin yeraldığı, ayrıca Doğubey AKINCI Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde; "Bu mektubu Kemal KERİNÇSİZ'e nakdi yardım
alabilmek amacı ile yazdığını, şahsı bizzat tanımadığım ancak bir yıl önce telefon ile
görüştüğünü görüşmesinde kendisine nakdi yardım yapacağını söylediğini, ancak yapmadığını
daha sonra kendisine 150 bin YTL yardım yapacağını söylediğim, bu 150 bin YTL'yi
gönderdikten sonra 2 trilyon daha göndereceğini beyan ederek Dicle Üniversitesi'nde ismini
hatırlayamadığı bir profesör'ün ismini vererek irtibata geçmesini ve görüşmesini istediğini,
ancak kendisinin bu şahıs ile irtibat kurmadığını, bu konuşmanın devamında Kemal
KERİNÇSİZ' e bu parayı neye karşılık vereceğini sorduğunda 'seni yarın arayacağım' dediğini
ancak aramadığını.." beyan etmiştir.
Aramalar sırasında şüphelinin evinde; A4 kağıda kendi el yazısı ile yazmış olduğu
"K.ÇEKMECE Bed... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor"
şeklindeki istihbari bilgi ele geçirilmiştir.
Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in işyeri aramasında, "Av. Kemal KERİNÇSİZ'in
dikkatine" başlıklı alt kısmında 0538 380 89 45 telefon numarasıyla son bulan 13.01.2007
tarihinde 0 284 714 02 33 numaralı fakstan çekilmiş ve el yazısıyla yazılmış dokümanda
"31.Aralık 2006 tarihinde 4 .Mekanize Piyade Komutanlığı Topçu Taburu General Fevzi
MENGÜÇ Kışlası Mehmetçik gazinosunda yılbaşı kutlamalarında Kürtçe ve Türkçe şarkılar
söylendiği konudan Nöb subay ve amirlerin haberi olduğu hiçbir müdahalede bulunmadıkları
belirtilerek teslim edilmesi önemli rica olunur" ibareleri yeralan istihbari bilgilerin bulunduğu
doküman ele geçirilmiştir.
Ayrıca şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarının incelenmesinde;
-" liste [2]" isimli word belgesi içerisinde, "TOPLUM TABANLI EYLEMLERE VE
PROTESTOLARA KATILABİLECEK OLANLAR" başlığı altında bazı şahısların ad-soyad
ve telefon numaralarının bulunduğu (1) sayfa doküman olduğu tespit edilmiştir.
ERGENEKON belgesinde "ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi,
kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" ilkesi belirtilmiş olup şüpheli Kemal KERİNÇSİZ bu
ilkeye bağlı olarak devletin istihbarat birimlerinden ayrı birşekilde örgütün amacı
doğrultusunda istihbarat toplama faaliyeti içinde olduğu anlaşılmıştır.
"LOBİ" Belgesinde ; "Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı
istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve
ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği" belirtilmiş olup,
Şüpheliler Muzaffer TEKİN, Kuddusi OKKIR ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli
şahıslardan elde edilen Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master Plan Ön Çalışması)
isimli dokümanın On yedinci sayfasında;
"Sızma ve Denetim Süreci" başlığı altında;
"1- Mevcut devlet işleyişinin analizini yapmak" "2- Mevcut kadrolara alternatif
adaylar belirlemek ve eğitmek" "3- Sızma Stratejileri geliştirmek (Yargı, Emniyet, Eğitim,
Sağlık, istihbarat, Ordu, Sivil yer altı örgütleri (mafya), sivil toplum örgütleri ve meslek
odaları, kooperatifler ve birlikler, medya, camiler ve tarikatlar)" "4- Denetleme
mekanizmaları oluşturmak" yazdığı görülmüş,
Şüphelinin evindeki arama sırasında ele geçirilen Diamont Marka bilgisayar kasası
içerisinde Seagate 5JZCQQM4 Seri Nolu Hard Diskin, İstanbul 13. ACM sinin 22.01.2008
tarih ve 2008/62 sayılı inceleme kararına istinaden Bilişim Suçlan ve Sistemleri Şube
Müdürlüğünce alman imajı içerisinde yapılan incelemede;
-" Dernek konuşma metni" isimli \vord belgesi^içinde; "...Yıllardır belli bir
ideolojiye hizmet vermiş baronun kurtarılmış* Iptrum olmaktan çıkarılması için baro
seçimlerine iştirak ederek YÖNETİMtB*' \JELE ; GEÇİRMEK TEMEL
GAYELERİMİZDEN BİRİDİR..." ibaresinin yeraldığı, buradan da, Büyük Hukukçular
Birliği'nin Başkanı olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ' in; örgütün dokümanlarında geçen
"Sızma strajilerine" uygun olarak BARO yönetimini ele geçirme yönünde faaliyetlerinin
olduğu, bu yönde karar alıp çalışma yaptıkları, şüphelinin örgüte ait stratejileri
gerçekleştirmek için birebir çalıştığı anlaşılmıştır.
Buraya kadar anlattıklarımız birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ'in, yasadışı silahlı ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde özel
görevli konumunda bulunduğu, örgütün amacına yönelik faaliyet yürüttüğü, yukarıda
belirttiğimiz ERGENEKON terör örgütünün LOBİ belgesinde açıklanan hukuk departmanının
sorumlusu olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır. 765 Sayılı TCK'nun 168/1. maddesinde
örgüt yöneticiliğinin yanı sıra örgüt içinde özel bir göreve haiz olanların da bu madde içinde
değerlendirilmesi gerektiği halde 5237 Sayılı TCK'nun 314/1. maddesinde buna paralel bir
düzenlemeye gidilmemiştir. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ örgüt içinde lider konumunda
olmayıp özel bir görevi yürütmektedir. Dolayısıyla eylemi silahlı terör örgüt üyeliği içinde
mütalaa edilmelidir.
İletişim Tespit ve CD çözüm ve tutanaklarının incelenmesinde; Devletin yönetiminde
yeralan hükümet, bürokrasi ve yargı görevini yerine getirenler hakkında ağza alınmayacak
şekilde ağır ithamlarda bulunarak kamu kurum ve kuruluşları yıpratarak, kendisini dinleyen
kişileri bu kurumlara karşı kışkırttığı, hükümete karşı söylemleri nedeniyle kendisine de
değişik mesajların çekildiği; 3072 Tape Numaralı Satılmış BALKAŞ tarafından Kemal
KERİNÇSİZ'e gönderilen iki adet mesajda; " KEMAL BEY. BAZİ VATANDAŞLAR. GENEL
KURMAYBASKANİNİDARBE YAPAMAYACAĞIAKP. IKTİDARİNİN. İPİNİ ÇEKEMEZ
DİYORLAR. PEKİ KİM ÇEKER. ORG.ERDAL CEYLANOGLU.(EDOK) VE ORG HASAN
IGSIZ. ZORDU KOMUTANI. BU GENARALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU...." şeklindeki
ifadeler değerlendirildiğinde, şüphelinin başka zaman ve zeminlerde yapmış olduğu
görüşmelerde askeri bir darbe yapılması gerektiği yönünde bir düşünce ve eylemini ortaya
koyduğunu, kontrol edemediği bir kısım kişiler tarafından da kendisine telefon mesajı olarak
bu düşüncelerin aktarıldığı, aynı şahısla 3075 Tape numaralı telefon görüşmesinde; şüpheli
Kemal KERİNÇSİZ' in "SATILMIŞIM ŞİMDİ BUNLARI SEN TELEFONDA KONUŞURSAN
BİZİ ALIR YERE KOYARLAR" şeklinde vermiş olduğu cevapla da; telefonunun teknik takipte
olduğunu tahmin ederek karşı tarafı uyarma ihtiyacı hissettiği, buradan da kendi iç ilişki ve
gizli toplantılarında darbe ve hükümeti devirmeyle alakalı görüşmeleri rahatlıkla yaptıkları
anlaşılmıştır.
Yine, 3044 Tape Numaralı, 28.11.2007 tarihli, şüphelinin beyanına göre Avukatlık
bürosunda yanında çalıştığını iddia ettiği, Dursun KOÇ ile yapmış olduğu görüşmede; Dursun
KOÇ'un "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM ANINDA EMRET ANINDA İŞ
BİTER. BEN AHMET MEHMET DEĞİLİM BEN..", dediği, Dursun KOÇ'un dosya içinde
bulunan adli sicil kaydı incelendiğinde; birçok suçtan sabıkasının bulunduğu, örgütün
eylemlerde kullandığı eleman profiline uygun kişilere yakın bir kişilik olması nedeniyle
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den böyle bir talimat beklemesinin masum bir davranış olarak
değerlendirilemiyeceği kanaati oluşmuştur.
Aramalar sırasında şüpheli Ümit OĞUZTAN' dan ele geçirilmiş olan "KEMALİST
HAREKET" "İSTANBUL-EYLÜL-2000" isimli belge incelendiğinde özetle;
"Ulusal gençliğin Kemalist hareket doğrultusunda örgütlenebilmesi için, "Kemalist
hareket" adı altında resmi dernek kurulması gerektiği, kurulacak bu derneğin dernek dışında
oluşturulacak 5 kişilik GİZLİ bir komite tarafından yönlendirileceği, bu GİZLİ KOMİTE ile
dernek başkanı arasında "KÖPRÜPERSONEL' olması gerektiği belirtilmiş,
ERGENEKON belgesinin 4/2-a) "KÖPRÜ PERSONEL" başlığı altında da;
"Seçilecek üç kişinin ERGENEKON içinde ve örgüt - dışında, örgütü temsilen hareket

edebilmelerinin sağlanması gerektiği bu kişilerin örgüt dışında legal bir işte istihdam
edilmeleri gerektiği" vurgulanmıştır. Kemalist hareket ile ilgili oluşuma baktığımızda da
"KÖPRÜ PERSONEL" kavramının kullanıldığı,
Yapılan aramalarda Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK
ve Tuncay GÜNEY isimli şahıslardan ele geçirilen; "KEMALİST MODEL, ULUSAL
GENÇLİK HAREKETİ, DİNAMİK, ULUSAL GÜÇ BİGLİĞİ & KUVA AYRIMLI
CEPHESİ, ARAŞTIRMA, GÖZLEM, ANALİZ, TEORİ İSTANBUL 29 EKİM 2000 " isimli
örgütsel dokümanda da özetle ;
"Dinamik adı verilen bu çalışmada "Ulusal Güç Birliği" gençliğin mercek altına
alınarak analiz edildiği, 21. yüzyıl Türkiye 'sinin ulusal çıkarlarına ve Kemalist ideoloji
ilkelerine uygun biçimde yeniden örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi elleriyle kurduğu ne kadar yaşamsal kurum var ise
vefatından sonraki süreçte işlemez hale getirilip kapatıldığı,
Atatürk'ün kurduğu kurumlardan birisinin de, 5 Bin şubeli "HALKEVLERİ" olduğu,
halkevlerinin kapatılmasının Türk gençliği ve ulusu için en önemli kayıplardan birisi olduğu,
Cumhuriyet devrimlerini yaşatacak kurumlardan bir diğeri olan "KOY
ENSTITULERI"nin işlevsiz kılınması ile Türk gençliğinin ilerlemesinin önüne geçildiği,
Dünya klasikleri olarak anılan, fikir ve sanat kaynaklarının "yasak kitaplar"
listesine dönüştürülerek gençlerin ve yetişkinlerin çağı algılamalarının engellendiği,
Laikliğin ayaklar altına alındığı ve devlet eliyle "münevver yobaz" yetiştirildiği
belirtilmiştir.
Ayrıca totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin,
ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklarını, bazılarının
darağacında can verdiğini, bazılarının zincir bozan günlerini yaşadıklarını, bazılarının da
kalp krizi kuşkuları ile arkalarında "Ben zengini severim(l)" sloganını bırakarak bu dünyadan
göçüp gittikleri" belirtilmiş,
Belgenin devamında; "Türkiye'nin bugünkü durumunun 1919 koşullarından daha
vahim olduğu, gençliğin siyaset ve inançla birleşmesi durumunda ise; unsurlar ve koşullar
gereği Türkiye 'nin ve buna bağlı olarak dünyanın mutlak değişmeye gebe olduğu ..
Ayrıca dış güç odaklarının bu gerçeği görmezden gelmeyecekleri, Türkiye 'nin de bu
gerçeği görmesi ve gereğini yerine getirmesinin yaşamsal ve kaçınılmaz bir zorunluluk
olduğu,
Dinamik adı verilen bu çalışmada Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik
unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye'nin "ulusal güvenlik" çıkarlarına uygun doğrultuda
değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği,
Aynı düşünceden yola çıkarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla sokaklardaki başı
boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullarında rejim düşmanı haline
dönüştürülen ve Ülkü Ocakları 'nin etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi
hedeflendiği,
Ayrıca Ulusal Güç Birliği'ne bağlı olarak "Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü "
Ulusal Güç Birliği'nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik
yeteneklerine sahip bir Türk kızının üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiş,...........
"İDEOLOJİK VE SİYASAL AMAÇLI YOZLAŞTIRMA GİRİŞİMLERİ" başlığı
altında;
ideolojik ve siyasal amaçlı toplumun^ yözlçışiırma girişimlerinin ilk basamağının
kültürel alan olduğu, özellikle medya aracıliğr" il% kültürel ve ahlaki değerlerin toplum
hafızasından silindiği ve yerine "yükselen değerlef^th "köşe dönüşücülük" anlayışının
yerleştiği, «İVr^î; "•>
Bu nedenle toplumun kültürel ve ahlaki değerlerinin alt üst edilmesinin önüne
geçilmesi gerektiği, ulusal üretime katkıda bulunan Kemalist iş adamları ile yeni istihdam
alanları oluşturmayı çaba gösteren genç girişimcilerin "Ulusal Güç Birliği" ve "Kuvayı
Milliye Cephesi" çatısı altında birleşen Kemalist gençler tarafından manevi anlamda
desteklenmesi gerektiği,

"ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ" başlığı altında;


Öncelikle üniversite gençliğinin durumu hakkında genel bilgiler verildiği, üniversite
gençliğinin doğrudan "Ulusal Güç BirliğVni oluşturması gerektiği, günümüzde üniversite
gençliğinin köktendinci akımlar ve sol ideolojiler tarafından kontrol altına alınmaya
çalışıldığı,
Türkiye'nin 1950'lerden itibaren Atatürk devrimlerinden çok önemli ödünler
verildiği, emperyalizmin ve gericiliğin birçok alanda güç kazandığı, 28 Şubat 1997 günü
yapılan MGK toplantısının Türkiye için bir dönüm noktası olduğu, YOK'ün kısmen de olsa
fundamentalizme karşı tavır alması ve türban genelgesini uygulamaya koymasının olumlu
gelişmeler olduğu, bunların yanı sıra hızla açılan taşra üniversitelerinin irticanın kalelerine
dönüştüğü, oysa ki üniversitelerin cumhuriyet devrim yasalarının uygulandığı kültür ve bilim
kaleleri olması gerektiği, üniversitelerde mescit bulunmasının Anayasaya aykırı olduğu,
"SONUÇ" başlığı altında;
Bu çalışmada temel amacın "Ulusal Güç Birliği" merkezli Kemalist örgütlerin
sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının önemini ve gerekliliğini dile getirdiği, 21. yüzyılda
Cumhuriyet devrimlerinin ulusal gençliğe Milli Mücadele döneminden daha çok gereksinim
olduğu, özetle ulusal çapta Kuvayı Milliye ruhunun canlandırılması, örgütlendirilerek hayata
geçirilmesi gerektiği" belirtilmiştir.
_ ^Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarlarının incelenmesinde: "MİLLİ GÜÇ
BİRLİĞİ DEENEĞİ.doc" isimli dosyada; Vatanseverler Güç Birliği Derneği'nin Tüzüğü
olduğu görülmüş, söz konusu dernek tüzüğünün Büyük Güç Birliği derneğinin amacı ile aynı
olduğu tespit edilmiştir.
ERGENEKON Terör Örgütünün bu dokümanlarında adı geçen ve oluşturulması
istenen "Ulusal Güç Birliği" ile ilgili olarak; Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Örgütün amacını
gerçekleştirmek için almış olduğu bu kararlar doğrultusunda, Sivil Toplum Kuruluşları ve
Derneklerin kurulmasına önayak olduğu, diğer şüphelilerle birlikte Büyük Hukukçular Birliği,
Milli Güç Birliği Platformu/Hareketi (Büyük Güç Birliği Derneği) ve Ayasofya Derneği v.s.
gibi sivil toplum kuruluşlarının kurucusu ve yöneticisi olduğu, bu yapılanmaların etkili
eylemlerde bulunması ve genişlemesi için gayret sarfettiği, özellikle örgütün talimatları
doğrultusunda, kamuoyunu etkilemek ve örgütün propagandasını yapmak amacıyla değişik
vesilelerle dosya içinde bulunan İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü'nün yazısından
anlaşılacağı üzere yukarıda açık bir şekilde izah ettiğimiz, 03/06/2005, 23/07/2005,
23/09/2005, 24/09/2005, 28/10/2005, 10/11/2005, 06/01/2006, 09/09/2006, 10/03/2006,
09/04/2006, 07/05/2006, 17/05/2006, 18/05/2006, 06/06/2006, 12/06/2006, 16/06/2006,
20/06/2006, 22/06/2006, 04/07/2006, 20/07/2006, 21/09/2006, 19/11/2006, 12/12/2006,
18/12/2006, 10/03/2007, 11/03/2007, 13/06/2007, 04/07/2007, 01/11/2007, 30/11/2007 tarihli
eylem ve gösterilere organizatör veya katılımcı olarak iştirak ettiği, bu gösterilerde özellikle
"Türklük, Atatürk, Vatan ve Bayrak Sevgisi" gibi ulus olarak hassas olduğumuz ve olmamız
gereken unsurları öne çıkarıp gerçek amaçlarını gizleyerek ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu
istikrar ortamını bozmak, Cumhuriyet tarihimizde fazlaca örnekleri bulunan siyasi
düşünceleri, mezhepçiliği, etnik kökeni veya dini kullanarak; sağ-sol, alevi-sunni, laik-antilaik,
Türk-Kürt, Müslüman-hristfj/âil ^misyoner) gibi ayrımcılık yaratarak, kin ve nefret tohumları
atarak, mevcut huzur ve sükun-ortamını "baltalayarak, Ulu Önder Mustafa Kemal
ATATÜRK'ün muasır medeniyetler -«'efîyeline «çıkmamız için önerdiği hedefe
ulaşmamıza ket vuracak, ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasi olarak gelişmesini önleyecek,
insan hak ve özgürlüklerinin genişlemesi ile demokrasinin yerleşmesine engel olacak,
hükümete karşı halkı ve silahlı kuvvetler içinde resmi hiyerarşiye uymayacağını düşündükleri
bir grubu kışkırtarak silahlı bir darbeye zemin hazırlamak olduğu anlaşılmıştır.
Bu cümleden olarak; 3083 Tape No'lu görüşmede Söğütlüler Derneği Başkanı olan
Erdoğan KAYA'ya "BÎR NOKTADA DEVLETİN YAPAMADIĞINI, BUGÜN ZATEN
DEVLETİN BUNU YAPMALARI MÜMKÜN DEĞİL, DEVLET ZATEN KARŞI GÜÇLERE
GEÇMİŞ İŞGAL EDİLMİŞ KURUMUYLA KURULUŞUYLA. YANİ İŞGALCİ GÜÇLER
DEVLETİ ELE GEÇİRME GAYRETİNE GİRMİŞ? .. "ORDA RA.. PAŞA VAR...
GENERALLER VAR ALBAYLAR VAR, BİSSÜRÜ ŞEY VAR YANİ ÇOK NİTELİKLİ
İNSANLAR VAR... YANİ Bİ ÇOĞUNU TANIMIYORSUNUZ SİZ TABİ DE, PROFESÖRLER
VAR BAYA Bİ AYDIN KESİM VARDI." ..."SENİN DERNEĞİ DE BİZİM, AY-YILDIZ
BİRLİĞİNE AL..","O KONUDA, HATTA İMKAN NİSBETİNDE BULUNDUĞUNUZ YERDE...
DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR
ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR.. ORALARDAN BURAYA GELDİNİZ ATEŞLER
YAKIYORSUNUZ.." diyerek, bu Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i anma toplantısı ve
benzeri olarak tertip edilen ve her Türk vatandaşı tarafından itiraz edilemeyecek ve milli duygu
ve düşünceye sahip herkes tarafından kabul gören anma toplantıları, şehit cenazeleri v.s. gibi
toplumsal tepkilerin dile getirildiği organizasyonları, mensubu olduğu örgütün propagandasına
dönüştürdüğü, yaptıkları eylem ve faaliyetlere bazı emekli askerler, profesörler v.s gibi önemli
kişilerin katılıp desteklediklerini belirterek yaptıkları eylemlerin meşruluğunu ifade etmeye
çalıştığı, 'DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR
ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR" demekle, örgütün amaçları doğrultusunda faaliyet
göstermesi için tüm STK'ları yönlendirmek için bir çatı altında toplama ve genişleme
girişiminde bulunduğu,
Örgütün LOBİ Belgesinde; "Lobi'nin ... oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının
etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak
kalması gerektiği" şeklindeki politikasına uygun davrandığı açıkça anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in evinin aranması sırasında "bir adet Kırmızı Klasör
içerisinde bir kısım askeri bilgilerin de yeraldığı dokümanlar" ele geçirilmiş olup, şüphelinin
bu klasör içindeki evrakların Muzaffer TEKİN'in Avukatlığını yapması nedeniyle Avukat-
müvekkil ilişkisine dayanan evraklar olduğu ve bu nedenle elkonulamıyacağmı ileri sürmesi
üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebi üzerine, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi
Nöbetçi Hakimliğinin 21/01/2008 gün ve 2008/30 değişik iş sayılı inceleme kararı üzerine
Klasör ve içeriğinin yapılan incelemesinde:
Aydın YÜKSEK'in ev aramasında elde edilen 1 nolu CD nin tespit edilen içeriği ile,
Muzaffer TEKİN'in ikametinde elde edilen 16 Nolu CD'nin içeriğinin aynı olduğu,
içerisindeki Askeri içerikli Belgelerin alt ve üst sol köşelerinde GİZLİ ibarelerinin
bulunduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların
içeriklerinin Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'den elde edilen CdTerdeki Askeri İçerikli
Belgeler ile aynı belgelerin bilgisayar çıktısı olduğu ancak belgelerdeki "GİZLİ" ibarelerinin
çıkartılarak (silinerek) bilgisayar çıktısının alındığı yapılan inceleme sonucunda tespit edilmiş
olup;
Kemal KERİNÇSİZ'den elde edilen;
1. Sayın Kuvvet Komutanının Milli Güvenlik Kurulunda yaptığı konuşma notlan,
1. Yüksek Askeri Şura Konuşma Notu 1 Ajpı&îQS 2003,
1. Kara Harp Okulu 2003-2004 Eğitııp YÎb A.çllış"Törenı Konuşma notu, Eylül 2003
1. Türk Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Po]i-tı|aîSıyâsetYapılması Temmuz 2003

*r % }/ «H
**\ Tl"11*
5. 2003 Katılım Ortaklığı Belgesinde AB'ye Uyum Çerçevesinde Türkiye'den
yapılması istenen hususlar AKP Hükümetinin İcraatları isimli belgeler" ile Muzaffer
TEKİN'den elde edilen belgelerin "GİZLİ" ibaresinin çıkarılması dışında aynı olduğu,
Muzaffer TEKİN'den elde edilen 16 numaralı CD içeriği ile ilgili olarak Genel Kurmay
Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığına yazılan 19 Haziran 2007 tarihli yazıya verilen 9
Temmuz 2007 tarih ve 306602 sayılı yazıda: "Söz konusu belgelerin MGK ve Yüksek Askeri
Şura (YAŞ) toplantıları öncesi yapılan hazırlıkları ve çeşitli konuşma metinlerini ihtiva eden
Gizli belgeler.." olduğu bildirilmiş olup, aynı belgelere ilişkin olması nedeniyle bu durumun
şüpheli Kemal KERİNÇSİZ için de geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e sözkonusu kırmızı klasör ve içeriği
sorulduğunda özetle:
"..Şüpheli Muzaffer TEKİN'in tutuklanmasından süre sonra Aydın YÜKSEK'in
bürosuna gelerek CD'yi masasının üzerine koyduğunu, devamla Aydın'in; bu CD'de herhangi
bir gizli belge olmadığını, kendisinin iş ortağı olan Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili bilgiler
olduğunu bu bilgileri Muzaffer ŞENOCAK'tan derleyip bizzat CD'ye kendisinin aktardığını ve
Mete YALAZANGİL aracılığıyla Muzaffer ŞENOCAK'ın asker kimliği nedeniyle yardımcı
olmak için Muzaffer TEKİN'e teslim ettiğini ve bu CD sebebiyle de kendisinin arandığını bu
konuda hukuki bir yardımda bulunup bulunamayacağını sorduğunu" kendisinin ona CD'de ne
olduğunu sorduğunu, kimlik bilgileri olduğunu ifade ettiğini, birlikte beraber bilgisayara
koyarak içindeki dokümanlara tek tek baktıklarını, bakabildikleri dokümanlarda kendisinin
gizlilik unsuru görmediğini, dokümanlarda "GIZII" ibaresinin olmadığım ve ayrıca söz konusu
dokümanlarda ürünlerin tanıtımı Muzaffer ŞENOCAK hakkında kimlik bilgileri, şirket bilgileri,
GAMBİYA ile ilgili fotoğraflar, bazı komutanların bazı konularda isim zikretmeksizin
görüşleri, Milli Güvenlik Kurulu kararları, gizli olmayan raporlar ve ülke meseleleri hakkında
belgeler olduğunu gördüğünü, ancak yukarıda belirttiği gibi CD'yi getiren şahsın "bu CD'nin
Muzaffer TEKİN 'e bırakılan CD'nin bir kopyası" olduğunu ifade ettiğini, kendisinin de bunun
üzerine ona CD'yi çıkartarak teslim ettiğini ve söz konusu CD 'yi Emniyet Müdürlüğüne veya
soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcılığına teslim ederek kendisinin de teslim olmasını
tavsiye ettiğini, CD'yi Aydın YÜKSEK'in alıp büroyu terk ettiğini, Bilahare söz konusu
CD'deki bilgiler bilgisayarında çıkmış olmakla aradan 4 ay geçtikten sonra söz konusu CD'de
yer alan bilgileri bir defa daha okuyarak birer çıktılarını da yazdırarak ele geçirilen klasörü
oluşturduğunu ve ilgili kurumlarla yazışma yaptığını, gizliliği ihlal etmediğini" belirtmiş,
Aydın YUKSEK'in kendisine CD'yi verdiğinde bir kopyasından bilgisayarına
yükleyip yüklemediği sorulduğunda;
Kesinlikle kendisinin bilgisayarına veya başka bir CDflash bellek gibi depolama
aygıtına Aydın YUKSEK'in getirdiği CD'nin bir suretini kopyalamadığını, Avukatlık bürosunda
sekreterlik yapan RECEP AKKUŞ 'un sadece CD'yi açtığını içeriğine baktıklarını, herhangi
bir sakınca görmediklerini ve kapattıklarını, tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir süre
sonra bilgisayardan çıktısını alarak klasör haline getirdiğini ve bahsettiği kurumlarla yazışma
yaptığını, bu konuyla ilgili başka bir CD hazırlamadığını ve hiçbir değişiklik yapmadıklarını"
belirtmiş ise de;
Şüpheli Aydın YUKSEK'in gerek kolluk, gerekse Cumhuriyet Başsavcılığımızda
alman ifadelerinde özetle; " .... kendisini Mete abisinin aradığını, ifade vermek üzere TEM
şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, kendisinin bunun nedenini sorduğunda; onun
Muzaffer TEKİN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve kendisinin vermiş olduğu CD'nin de
Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, bunun üzerine kendisinin 'ifade verelim
neticede ben polisim kaçmak gibi bir şansım olamaz' dediğini ve telefonu kapattığını, önce
olayın ciddiyetini anlayamadığım,* Etrafımdaki tanıdığı insanlara danıştığını, televizyondan
Avukat olarak bildiği' Kenial j&ERİNÇSİZ'in yanına giderek
danıştığını, kendisinin Avukat Kemal KERÎNÇSİZ'e olayı anlattığını, Bu ele geçen cd'nin
içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını bu konuda Genel Kurmayın yazılı
açıklama yaptığını, dolayısıyla kendisinin de bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş
istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini. Kemal KERINÇSIZ'in böyle
söylemesi üzerine evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri
olan evrakları alarak savcılığa gittiğini, Savcılıkta Tem şubeden görevliler tarafından
yakalandığını....'" beyan ettiği ifadesinin hiçbir yerinde "söz konusu CD'yi Kemal
KERİNÇSİZ'in bürosuna götürüp orada bilgisayara takıp-açıp bakıldığı konusunda bir
beyanının bulunmadığı" anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ bu soruşturma dosyasında Muzaffer TEKİN'in
Avukatlığını yapmaktadır, ancak soruşturma dosyası hakkında 5271 Sayılı CMK'nun 153/2.
maddesi gereğince kısıtlama kararı mevcut olup, Şüphelinin Cumhuriyet Başsavcılığımızın
işbu 2007/1536 sayılı soruşma dosyasından da CD'nin içeriğini alabilmesi mümkün değildir.
Aydın YÜKSEK' in beyanları ile şüphelinin beyanları çelişkili olup, yapılan digital incelemede
de şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarlarında silinen dosya ve klasörler içinde sözkonusu
CD'nin içeriğine rastlanmadığı bilirkişi incelemeleri sonucunda anlaşılmıştır. Şüpheli Kemal
KERİNÇSİZ'in savunması doğru olsa idi ele geçen belgelerin bilgisayarlarında digital ortamda
silinmiş bile olsa bir suretinin çıkması gerekirdi. Buradan, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in,
Genel Kurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığının yazısında belirtildiği şekilde,
Devlete ait niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri içeren belgeleri temin edip
bulundurduğu anlaşılmıştır.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 327/1. maddesine göre: "Devletin güvenliği
veya iç veya dış siyasal yararlan bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri
temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir..." hükmü getirilmiştir.
Şüphelinin mensubu olduğu örgütün değişik kaynaklardan temin ettiği ve devlete ait gizlilik
derecesinde sınıflandırılmış olan belgeyi evinde bulundurmasının izahı yoktur. Çünkü örgütün
yapısı ve diğer örgüt mensuplannda ele geçirilen belge ve dokümanlar incelendiğinde de bu ve
buna benzer birçok devlet sırrı sayılabilecek veya niteliği bakımından gizli olan belgeler
olduklan tespit edilmiştir. Bu belgeleri, örgütün her kurum ve kuruluşa sızma stratejisini
uygulayarak kendi yandaşları aracılığı ile temin etmiş olabileceği değerlendirilmiştir.
Aramalar sırasında Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in el yazısı ile yazmış olduğu
"K.ÇEKMECE Red... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor"
şeklindeki yazı ele geçirilmiş olup 5237 Sayılı TCK'nun 135/2. maddesinde: "Kişilerin siyasî,
felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel
yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak
kaydeden kimse,....cezalandırılır." hükmünü getirmiş olmakla şüphelinin fişleme yaptığı
anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in banka hesaplan üzerinde BDDK Murakıplan
tarafından yapılan inceleme neticesinde: düzenlemiş olduklan 07/07/2008 tarih ve R-4, R-8
sayılı rapora göre: "Kemal KERİNÇSİZ'in münFerid ya da ortak hesaplanna son 4 yıl içinde,
hesap ekstresi açıklamalarında yatıran ya da çekilen kişinin isminin belirtilmediği, net olarak
1,5 milyon YTL tutarında nakit girişi gerçekleşmiştir. Anılan tutarın yüksek olması nedeniyle,
ilgili para hareketlerinin "Suç Gelirlerinin Aklanması" mevzuatı ile vergi mevzuatı açısından
yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilave incelemeye tabi tutulmasının gerektiği mütalaa
olunduğunun" bildirilmesi üzerine MASAK tarafından inceleme başlatılmıştır.
Buraya kadar yapmış olduğumuz açıklamalar ve toplanan delillere göre; şüpheli
Kemal KERİNÇSİZ'in nihai amacı Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs ve halkı Türkiye Cumhuriyet hükümetine karşı silahlı isyana tahrik
etmek olan ve bu yönde eylemleri bulunan yasadışı: silahlı ERGENEKON terör örgütünün
hukuk birimi sorumlusu olarak faaliyet yürütmek, örgütün amacına yönelik olarak halkı
Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek, devlete ait niteliği
bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak
kaydetmek suçlarını işlediği yönünde hakkında kamu davasının açılması ve yargılanmasını
gerektirecek derecede yeterli şüphe teşkil eden deliller elde edilmiş olmakla,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in üzerine atılı eylemlerine uyan; 5237 Sayılı
TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5, TCK'nun 314/3-
220/4 ve 313/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 327/1, 135/2-1 maddeleri gereğince
cezalandırılması tespit edilmiştir.

57- ŞÜPHELİ FUAT TURGUT:


a)-Savcılık ifadesinde;
"ERGENEKON örgütünü 1970'li yıllardan itibaren basından duyduğunu,
soruşturma kapsamındaki kişilerden; Muzaffer TEKİN ve Fikret EMEK'i basından
okuduğu kadarı ile tanıdığını, kendileri ile bizzat yada telefonla görüşmediğini Veli KÜÇÜK'ü
basında çıkan dedikodulardan tanıdığını, kendisine sempati duyduğu için 3-4 ay önce Kemal
KERİNÇSİZ'den telefonunu alıp yüzyüze görüşüp tanışmak istediğini söylediğini, onun da
Bilecik'te olduğunu, İstanbul'a geldiğinde uygun bir zamanda görüşebileceklerini söylediğini,
kendisi ile bütün temasının bu kadar olduğunu, bunun dışında hiçbir şekilde telefonla, mesajla,
konuşup görüşme şeklinde bağlantısı olmadığını, ancak ismi telefon rehberinde kayıtlı olduğu
için milli ve dini günlerde herkese attığı matbu mesajı ona da atmış olabileceğini, kendisi ile
yüz yüze hiç görüşmediklerini, ancak imkan olsa görüşüp elini öpmek isteyeceğini,
Oktay YILDIRIM'ı yaklaşık 1,5 yıl önce Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in Orhan
PAMUK aleyhine açtığı Şişli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davasının
duruşması çıkışında Ermeni faaliyetleri aleyhine konuşma yaptığı zaman çevredekilerin ismini
söylemesi üzerine tanıdığını, Elif ŞAFAK aleyhine açılıp Beyoğlu Adliyesinde görülen ceza
davasına müdahil olarak katılmak istediğini, dilekçe vererek katılma talep gerekçeleri ile Elif
ŞAFAK'm niçin mahkum edilmesi gerektiğine dair beyanlarda bulunduğunu, ancak
müdahillik talebinin reddedildiğini,
Sevgi ERENEROL'u Türk Ortadoks Patrikhanesi Başkanı olarak tanıdığını, 2 yıl
önce "Bartheloma Dışarı Patrikhane Yunanistan'a Taşınsın" sloganı ile başlatılan imza
kampanyasını yürütenlerden biri olduğunu bildiğini, Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi
ERENEROL'un da bulunduğunu, 2-3 bin kişinin katıldığı bu mitingde Kemal KERİNÇSİZ,
İzmir Barosu Başkanı Nevzat ERDEMİR, ismini hatırlamadığı Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Başkanı ve kendisinin konuşma yaptıklarını, kendisinin konuşmasında Türkiye'nin
aleyhindeki etnikçi faaliyetleri ve bunlara çanak tutan siyasileri de eleştirdiğini, Sevgi
ERENEROL ile bu mitingde tanıştıklarını, Sevgi ERENEROL'un kendisini Patrikhanenin özel
bir gününe telefonla davet ettiğini,
Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını, basma da yansıyan
etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu
faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını
söylediğini, istanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK
davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu
davalara katıldığını, ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk
olarak katıldığını, zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve
Gaziler adına yapılabilecek hukuki faajüyeiler noktasında fikir alışverişinde
bulunduklarını,
Kendisinin son bir yıldan itibaren İzmir'de faaliyet gösteren Türk Dünyası Kültür ve
İnsan Haklan Derneğinin genel başkan yardımcılığı görevini yürüttüğünü, aynı zamanda bu
derneğin Avukatlığını da yaptığını,
3332 sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki; 19.12.2007 tarihinde sıralarında Veli
KÜÇÜK'ün cep telefonuna göndermiş olduğu; "RTE/AB.Dullatı G.ve şürekası eliyle
parçalanma sürecine itilen T.C.'ni korumak için; milliyetçi/devrimci ihtilal kaçınılmazdır!
Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT." şeklindeki mesajda "RTE" ile Recep Tayyip
ERDOĞAN'I, "AB.Dullah G." ile Abdullah GÜL'ü, "şürekası" kelimesi ile de bunların
taraftarlarını, hükümet üyeleri bürokratları kastettiğini, bu mesajı Veli KÜÇÜK dahil olmak
üzeren telefon rehberindeki herkese kurban bayramı ve yeni yıl mesajı olarak gönderdiğini,bu
mesajda hükümet politikaları nedeni ile devletin temel kazanımlarının bir bir elden
çıkmasından ve ülkenin parçalanma sürecine gireceğinden duyduğu endişe ve eleştirileri dile
getirdiğini, mesaj metnindeki ihtilalden askeri ihtilali kastetmediğini, bu kelimeyi mecazi
olarak kültürel iktisadi siyasi düzeltme düzenleme ve Türkiye'nin sırtındaki borç kamburunun
kaldınlması maksatlı olarak kullandığını, kendisinin şahsen askeri darbelere karşı olduğunu,
mesajdaki ihtilal kelimesi ile halkın uyanmasını bilinçlenmesini kastettiğini ve milliyetçi
devrimci bir tavırla vaki olabilecek bütün girişimlerin şuurunda hareket eder hale gelinmesini
kastettiğini,
1. sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki 11.01.2008 tarihli görüşmeyi Yeni
Şafak gazetesi muhabiri Zeynep ÇİFTÇİ ile yaptığını, içeriğinin doğru olduğunu,
Muğla Gazetesinde 05-10 Nisan 2005 tarihleri arasında bir röportajı
yayınlandığını, Şemdinli olaylan bahane edilerek o zamanki Kara Kuvvetleri
Komutanı şimdiki Genel Kurmay Başkanı olan sayın Yaşar BÜYÜKANIT'a
yönelik Van Savcısı Ferhat SARIKAYA'nm alet olduğu Mehmet Ali ALTINDAĞ
ve benzeri ne idüğü belirsiz kişilerden kaynaklı iftiralan aynntılanyla ortaya
koyduğu gibi 1997 ila 2003 yılları arasında Diyarbakır Van ve Hakkari de
yargılamaları yapılan Yüksekova Çetesi olarak adlandırılan Subay, Korucu,
Korucu Başı ve Özel Harekatçılerin davalannda yaşadıklarını anlattığını,
1. sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki 15.01.2008 tarihli görüşmeyi Bahattin
HAYAL ile yaptığını, Avustralya'da bulunan bir yayın kuruluşunun Türkiye'deki
temsilcisi olduğunu söyleyen bir bayanın kendisini arayarak Yasin HAYAL'in
ailesinin evi, yaşam şartlan ve Yasin HAYAL'in eylemi hakkında konuşmak
istediklerini söylemesi üzerine kendisinin Bahattin HAYAL'e bu durumu
ilettiğini, onun da oğlu Yasin HAYAL'e yardım ederlerse kabul ederim dediğini,
görüşmede herhangi bir suç unsuru olduğunu düşünmediğini,
Arama sırasında ele geçirilen doküman ve bilgisayar kayıtlannın hepsinin altına
imzasını atacağını, kendisinin illegal bir faaliyeti olmadığını, yüzlerce dosyanın Avukatı
olduğunu beyan etmiştir.
b)-Aramalar da elde edilen deliller;
Aramalarda elde edilen malzemelerin incelenmesinde herhangi bir suç unsuruna
rastlanmamıştır.
c)-Telefon görüşmeleri;
Tape: 3332, 19.12.2007 günü saat : 16.03'de Fuat TURGüT'un Veli KÜÇÜK'e
gönderdiği mesajda;
"RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma surecine itilen T.C.'ni
KORUMAKiÇin;milliyetÇi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/ 2008' nz kutlu...
Av.FuatT." şeklinde,
Tape: 3210, 19.12.2007 tarihi, saat 18 56 saralarında, Sevgi ERENEROL'a Fuat
TURGUT'un 0542 203 78 16 numaralı telefonundan göndermiş olduğu mesajda;
"RTE/AB.Dullcıh G.ve sürekasi eliyle parÇalhnma^ $~recine itilen T.C.'ni

■/J^h^A^'
KORUMAKiÇm;milliyetÇi/devrimci ihtilalKACINILMAZDR! Bayramnz/2008' nz kutlu...
Av.FuatT." şeklinde Veli KÜÇÜK' e gönderilen ihtilal isteyen mesajın aynısı olduğu,
Tape: 3334, 11.01.2008 tarihi, saat: 21:33 sıralarında Fuat TURGUT ile Zeynep
isimli şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde Fuat TURGUT'un " TAYYIP'LE FATİH
ÜREK SÖZÜ DEĞİL, YANİ FATİH ÜREK GERÇİ TAYYİP'TEN ELLİ KAT ŞEREFLİ AMA
ÇÜNKÜ SADECE KENDİSİNİ SATIYO " ZEYNEP isimli şahsın "AMA ÇOK HAKARET
EDİYOSUNUZ YA" dediği,
21.01.2008 günü saat : 14.44'de Hayati ÖZCAN ile Fuat TURGUT arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un " Hayati'ciğim merhaba" "Şu çocuğun adını soyadını ver
bakayım" dediği, Hayati ÖZCAN'm Doğukan DİNÇ ismini verdiği, Fuat TURGUT'un
"Doğukan DİNÇ" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Evet abi Ağrı 2'inci Askeri tutuk
Cezaevindeymiş şuanda" dediği ve bir süre yoğun olduklarından bahsettikleri Hayati
ÖZCAN'ın "Köylerde dolaştık PERİNÇEK'le beraber" "Bir haftadır köylerdeydik yeni geldik
bir onların haberleri ile uğraşıyordum abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Bizim köy haberimizi
dinlemiş mi Doğu Bey" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Vallahi sormadım yalan söylemeyim" "bu
haftaki Aydınlıkta senin ilgini çeken haberler olacak Drank Hrant'la ilgili" "...sizinle ilgili
değil Hrant'ın bazı kasetleri elimize geçti de" dediği, Fuat TURGUT'un "He çok güzel" "...
bende kullanırım Mahkemede onları" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Yani çok önemli Fethullahı
kıstıracak bu şeyi kıstıracak Ramazan AKYÜREK'i kıstıracak" "Olağan üstü bilgiler bulduk
yani" dediği, Fuat TURGUT'un "Televizyonda röportaj vereceğim orda da kullanırım" dediği,
21.01.2008 günü saat : 16.55'de Hayati ÖZCAN ile Fuat TURGUT arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "Kardeş şimdi Ağrı görevsizlik Askeri Mahkemesi Görevsizlik
Karan vermiş dosya bir hafta on gün sonra Erzurum Askeri eee Erzurum DGM'de olacak"
"Yardım yataklık yani Özel Mahkemede olacak bizim Avukat Ercüment Bey kontrol edecek
neyin nesi içeriğine bakacak dosyanın eğer Oğlan böyle bir kasten yani bu şekilde bu yönde
düşüncesi fikri zikri katkısı yoksa bizim Ercüment abi yardımcı olacak" dediği, Hayati
ÖZCAN'ın "Suç suçluysa eyvallah ama ben çocuğu iyi tanıyorumA" dediği, Fuat TURGUT'un
"Sonra İşçi Partili ... ARKADAŞIMIZ DEDİM garanti veriyor PKK'lı olmadığına dair"
dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Tabi tabi iyi biliyorum canım hele bu çocuk Doğukan adı bile
Doğukan yani adını bile Türk Dünyasından çekti babası" dediği, Fuat TURGUT'un "Ben Cd
mi istiyorum" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Tamam .. onu gerçi çocuklar birazdan bekliyorum
onları gerekeni yapacağım abi" dediği,
18.03.2008 günü saat 15.32'de Fuat TURGUT ile Ufuk...? arasındaki telefon
görüşmesinde;
F.TURGUT'un "Devlet çalışıyor Devlet direniyor bizde seyrediyoruz Uğur" "benim
o röportajım yayınlanmadı dimi ?" dediği, UFUK'un "ERGENEKON'la ilgili olan yaptığımız
mı ?" "Yok yayınlama gereği duymadık" dediği, F.TURGUT'un "ŞEYİN DOĞU BEYİN
DİLEKÇELERİNİN BU İŞTE TESİRİ VARDIR İNŞALLAH" dediği, UFUK'un "Hangi
dilekçeler ERGENEKON'la olan mı ?" dediği, F.TURGUT'un "Yok yok her konuda yani
Partinin hakkında dava açılması" dediği, UFUK'un "Zaten biz üç defa başvurmuştuk
biliyorsunuz ?" "Yani benzer şeyler var içerisinde iddianamenin" dediği, F.TURGUT'un
"bütün etnikçiler bölücüler nasıl nisadır sürülmüş gibi bağırıyorlar her gün şuanda bile
televizyonun her kanalını açsan yok istikrar bozulurmuş LAN VATAN GİDİYOR"
"Hapgj^istikrardan söz ediyon yani kuyruğuna basılmış gibi havlıyorlar bütün din tüc^artar|,'||
Sft%le#'Ali BAYRAMOĞULLARI sıra sıra dünden beri dehşet bir şekilde karşi
prtfp'^and&yi geçtiler" dediği,

18.03.2008 günü saat 15.32'de Fuat TURGUT ile X Erkek şahıs arasındaki telefon
görüşmesinde;
X erkek şahsın "Yargılamayı durdurmuş." "İşte Hakim bana.." dediği, F.TURGUT'un
"bende Tayyip Yargılaması mı durdu ya korktum ya" "ONLARIN YERİ İSTİKLAL
MAHKEMESİ" "SIRADAN BİR MAHKEMEDE DEĞİL BENDE ORADA MÜDAHİL
AVUKAT OLACAĞIM İNŞALLAH" "TELEFONUM DİNLENDİĞİ İÇİN BİLEREK
SÖYLÜYORUM KARDİNAL PAPAZ FETHULLAH'IN POLİSLERİ DUYSUN" dediği,
19.03.2008 günü saat : 14.45'de Fuat TURGUT ile Mustafa ... arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Mustafa'nın "Abi ne haber geçmiş olsun ben Mustafa Safranbolu'dan" "...ikinci kez
gözaltına alındığını diye duydum ama serbest bırakıldığını duymayınca panik yaptım" dediği,
Fuat TURGUT'un "O Papaz Fethullah'ın televizyonu yalan haber olarak yayınladı onu" dediği,
Mustafa'nın "Tamam abi zaten ne yapacak M bu şerefsizler yani ne var ortada yani" dediği, Fuat
TURGUT'un "ORTADA ... BÜYÜK BİR SUÇ VAR TÜRK OLMAK" "HELE HELE
TÜRKÇÜ OLMAK" "ATATÜRK'Ü SEVMEK" "TÜRK BAYRAĞINI SEVMEK
ERGENEKON SUÇLUSU OLMUŞ OLUYORSUN" dediği, Mustafa'nın "Ha evet yani o
zaman herkes hepimiz ERGENEKON'cuyuz abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Sakın deme seni
de gelir alırlar ERGENEKON" dediği, Mustafa'nın "Gelsinler alsınlar anasını s.keyim ben
onların ha dinliyorlarsa da gene de analarmı s.keyim" "Tabi analarını bilmem ne yapayım
onların şerefsiz ibneler casuslar bu Ülkede baş tacı olacak cibilliyetsizler baş tacı olacak Vatan
severler cezaevine düşecek ha sorgulanacak" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet şimdi bir Devlet
adamı bir Hükümetin başı" "O Ülkenin Vatan severlerinin üstüne gidiyorsa" "Kendi kendine
sokan akrep noktasına gelmiş demektir" dediği, Mustafa'nın "Bu devir kapandığı zaman bu işin
bitiminde ne olacağını hiç kimse hesabını yapmıyor mu" dediği, Fuat TURGUT'un "ARTIK
BİR TÜRK KELİMESİ İÇİNDE TÜRK KELİMESİ BULUNMAYAN ANAYASA KALDI"
"Bir de Fethuilah'ı Papaz Fethuîlah'ı Halife olarak çağırmak kalmıştı" "Bizi aldığında malum
Tayyip efendi Devlet çalışıyor demişti" "Şimdi de Devlet çalışıyor Mustafa'cığım" "Yani AKP
kapatılmazmış niye mahallede çok sevilen adam cinayet işlerse" "Olmaz tutuklanmamak dava
açılmamak lafa bakın yani" "MENDERES'İN PARTİSİ DE DEVRİLDİĞİNDE 450'Lİ 400
KÜSUR MİLLETVEKİLİ VARDI" dediği, Mustafa'nın "Bekliyorum abi numaramı kaydet.seni
öpüyoruz abi" "Türklere karşı Türk'üz abi hadi görüşürüz abi" dediği,
19.03.2008 günü saat : 15.08'de Fuat TURGUT ile Ruhi ÖZKAN arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "ERGENEKON Teröristiyiz ya abi" "Moda şimdi" "PKK'lıları
analarının kucağına çağırıyorlar" "Ne Mutlu Türküm Diyenler içeri" "TÜRKLERİN ÜLKESİ
OLMAKTAN ÇIKARILIP ONUN BUNUN ÇOCUKLARININ ÜLKESİNE
DÖNDÜRÜLMEK ÜZERE İKEN İŞTE ALLAH RAZI OLSUN İNŞALLAH DEVLET
ÇALIŞACAK BAKALIM" dediği,
20.03.2008 günü saat 15.04'de Fuat TURGUT ile Savaş...? arasındaki telefon
görüşmesinde;
F.TURGUT'un "eğer müsaitse» ee şey TEDAŞ'ta Adnan KOZA var" dediği,
SAVAŞ'm "Ha (tamam anlamında)" dediği, F.TURGUT'un "Hani" dediği, SAVAŞ'm "Anladım
yarın gideyim hemen" dediği, F.TURGUT'un "Bana bir şey yapacaktı ödeme yapacaktı da"
dediği, SAVAŞ'm "Tamam jatfMS^sabjıh direk 08.30 da 09.00 da tepesindeyim merak etme"
dediği, F.TURGUT'un "E#birledi ki hailede bildi mi yani öyle şey" dediği, SAVAŞ'm "Tamam"
dedfğı, RT^jfcut'un "Şeye gerek yokta hani"

>* f. **sL;L#* * - rf _—_______


1 $ 77* -' $J&rm~>t'~7~ 1 _*»-"****%.
dediği, SAVAŞ'm "Tamam oldu abi gider söylerim ne demek" dediği, F.TURGUT'un "De ki
Fuat'ın evinin elektiriği suyu bile kesilmiş" dediği, SAVAŞ'm "Tamam" dediği,
21.03.2008 günü saat : 10.02'de Fuat TURGUT ile Batuhan BOZKURT arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un ".... Muğla'ya geldim şeyden Manavgat'tan" dediği, Batuhan
BOZKURT'un "İlhan SELÇUK tutuklandı biliyorsun dimi" "Doğu PERİNÇEK tutuklandı
Kemal KILIÇLAROĞLU tutuklandı" "Kemal ALEMDAROĞLU" "Eski Rektör o tutuklandı
Derin Devlet ERGENEKON'muş göy a onlar" dediği, Fuat TURGUT'un "BUNLAR İYİCE
BUNADILAR YA" "NEYSE TELEFONLA KONUŞMAYALIM BUNLARI hadi seni
seviyorum görüşürüz" dediği,
21.03.2008 günü saat: 12.31'de Fuat TURGUT ile Batuhan BOZKURT arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'm ".... üç kişi bu tutuklama değil gözaltı yani Emniyet almış Doğu
PERİNÇEKİ, Kemal ALEMDAROĞLU ve şeyi" "İlhan SELÇUK'u" dediği, Batuhan
BOZRUKT'un "Bir yerden Cüneyt ARCAYÜREK'i de almışlar diye duydum" "Sekiz kişi
daha almışlar" "Gözaltına ya aşağılık adamlar" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet artık sende
fazla küfür etme senide alırlar daha sonra" "Ciddi söylüyorum artık bunlar Türküm diyene
herkesi yavaş yavaş toplatacaklar anlaşıldı" "Atatürkçü bırakmayacaklar piyasada" dediği,
21.03.2008 günü saat : 14.15'de Fuat TURGUT ile Ahmet... arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "Sağ ol Doğu beyi de gözaltına almışlar öyle mi" dediği, Ahmet'in
"Evet abi maalesef "Genel Başkanı da gözaltma aldılar İlhan SELÇUK Kemal
ALEMDAROĞLU, Ferid İLSEVER" "Aldılar bunları abi bizim Serhan BOLLUĞU almışlar
Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni sanırım" "Ulusal falan basılmış Aydınlık basılmış Ankara
Örgütü İstanbul Örgütü Genel Merkez buralar basılmış işte bir sürü belgeye el koymuşlar
belgeler evraklara" "Aydınlık belki çıkmayabilir diyorlar ama çıkartmaya çalışacak bizim
çocuklar" "Mesnetsiz olduğunu söyledik falan yani onların yıkılacaklarını bunlar
kapatılacaklar bunun telaşı ve bu kapatılma davasından sonra" dediği, Fuat TURGUT'un
"Kapatılmak umurlarında değil" dediği, Ahmet'in "Bu hareketin olması da çok iyi oldu abi"
dediği, Fuat TURGUT'un "Benim Kamu oyuna duyuruyu okudun mu sana geçmiştim" "Aç
Avukat Fuat TURGUT kamu oyuna duyurusunu oku" "Resmen bombardıman ettim" "Bunlar
şeye Yüce Divana gitmeye
Yüce Divana gitmek korkuyorlar yani Partinin kapatılması umurlarında değil" "____________
Türkiye'de tarihin en büyük Mahkemesi kurulacak yani" "Hırsızlıklardan şeylerden Devleti
soymaktan" dediği, Ahmet'in "Vakıflar Yasaları bilmem neler" dediği, Fuat TURGUT'un
"Evet Allah izin verirse ben orada Müdahil Avukatlık yapacağım inşallah" dediği,
21.03.2008 günü saat : 19.36'de Fuat TURGUT ile Savaş.... arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Yapılan ERGENEKON operasyonundan bahsederek, Fuat TURGUT'un "herkes biz
Türk olmanın sonuçlarına katlanırız bu yapanlar da Türk milletine düşman olmanın
sonuçlarına katlanırlar" dediği, Savaş'm "Yalnız bu Ülkeyi de Atatürk'ten başka kuran olmadı"
dediği, Fuat TURGUT'un "Burası Atatürk'ün Ülkesi" "Aldığımız fiyata veririz hiç korkma
sen" "Tayyip .... dediği olmayacak ya" dediği, Savaş'm "Yok yok zaten olmaz merak etme
sen" dediği, Fuat TURGUT'un "Bunlar Ne Mutlu Türküm Diyenleri tutuklamaya devam
etsinler" dediği,
ERGENEKON terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları kendi çapında
farklı yönlere çekerek, örgütün sıkça maske olarak kullandığı kutsal değerlere karşı
yapılmış gibi göstermeye çalışması örgütsel bağının • anlaşılması açısından önemli
görülmüştür. ,t
22.03.2008 günü saat : 11.46'de Fuat TURGUT ile X Erkek şahıs arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'm "Mitinge gidiyorum" " İzmir'de İzmir Barosu olarak şey
yapıyoruz bu operasyonları protesto mitingi" dediği, X Erkek şahsın "Bıraktılar mı Fuat abi
şeyi İlhan SELÇUK'u ?" diye sorduğu, Fuat TURGUT'un "Gözaltındalar daha" dediği, X
Şahsın "İnanamıyorum bu adam canına susamış vallahi nasıl bu şey bu ya" dediği, Fuat
TURGUT'un "Evet çıldırmışlar Papaz Fethullah'ı herhalde Halife olarak getirmeye
kararlılar bunlar ki ama bu Ülke Atatürk'ün Cumhuriyeti..." dediği, X Şahsın "Allah
belasını versin" dediği, Fuat TURGUT'un "Herkes verir Millette verir Allah'ta verir Millette
verir" "En azından vicdanen rahatız hiç değilse susmuyoruz ya" dediği,
24.03.2008 günü saat : 19.43'de Fuat TURGUT ile Vesi EKİNCİ arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "... DİKEN ÜZERİNDE YÜRÜYORUZ Veysi'ciğim" dediğiveysi
EKİNCİ'nin "Geçer bu zor günler inşallah" dediği, Fuat TURGUT'un "İzmir'deyim"
"Adana'ya uçacağım oradan dönüşte o Adana'dan şeye geçireceğim" "Mardin'e geçeceğim
sana da haber vereceğim geleceksin oraya" dediğiveysi EKİNCİ'nin "ANLADIM
KOMUTANLARIM" dediği, Fuat TURGUT'un "BATMANA GELİRİM" dediğiveysi
EKİNCİ'nin "EVET SİZİ BEKLİYOR DA O BENİM ŞEY İÇİN" dediği, Fuat TURGUT'un
"ALLAH KISMET EDERSE BU BİRKAÇ GÜN İÇİNDE GELİYORUM YA" dediği,
25.03.2008 günü saat : 18.57'de Fuat TURGUT ile Arslan BULUT arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "... yazını yeni okuma fırsatı bulabildim" ".. bende aynı
yöntemlerle gözaltına alındım" "... diğerlerini beş yıl ediyorsun beni niye bir kenarda
bırakıyorsun diye sitem edeyim (gülüyor)" "gönderdiğim bir şey vardı geldi mi faks ?" "onu
aslında çok önceden ee internetten nasıl olsa eline geçer diye düşünmüştüm ama sonra bir de
aslını yollayayım dedim" "BUGÜN İLHAN SELÇUK'A BİR MEKTUP ATTIM" "ÖYLE
BİR ŞEY YANİ EE TELEFONLARIMIZ DİNLENMEYE DEVAM EDİYO TABİ" "BİZ BU
ERGENEKON'DAN ÇIKARIZ ABİ" "CUMHURİYET DÖNEMİNİN ÜÇÜNCÜ
ERGENEKON'U" "ORDA ZATEN HERHALDE YAZILABİLECEK HER ŞEYİ YAZDIM
DİYE DÜŞÜNÜYORUM OKUDUYSAN EĞER" "EE ARTIK ARŞİVİNİZDE KALSIN
ÇÜNKÜ BENİM EVİMİN ÖNÜNDE GECE MEÇHUL KİŞİLER GÖRÜYORUM
ARABALARIN İÇİNDE" "... polis olmayabilir yani keşke polis olsa tabi ama" "Poliste
olmayabilir Arslan'çığım yani bir bakıma ee orda hissettiklerim doğru çıkacak gibi yani beni
her an vurabilirler vurdurabilirler bu köpekler" dediği, Arslan BULUT'un "Yani sanmıyorum
öyle bir şeye teşebbüs edemezler ya korkma yani" ..Polistir polistir şey yapma bu kadar canını
sıkma" dediği, Fuat TURGUT'un Mehmet GÜL'ün cenazesine gittiğinden bahsettiği, orada
Ahmet ÇELİK ile karşılaştığını anlattığı ve "Bana sarıldı sen bir kahramansın dedi falan"
"...ondan sonra şu soyadının son hecesi fazla dedim ee kim susturmuş susturamamış bilmem
ne olmuş bu havaları attınız gazetenin içine ettiniz milli soldan en az beş bin kişi bizim
gazeteyi satın alıyo her gün dedim" "O hatsal yok gül gönüllü ülküdaşlartm bilmem ne slogan
vari aptal yazılara dedim ee kurban ediyorsunuz gazeteyi" "Ümit ÖZDAG .... hocayla
beraberdik o arada ya tanıyacağım tanımayacağım ben Ahmet ÇELİK'im deyince ya niye biz
dedim defalarca karşılaştık" "Hafızam zayıfladı herhalde o arada söyledim o arada da Servet
duyuyorrrmş söylediklerimi" "Bizim gazeteye ciddi ilgi gösteren mesela ben Türkçüyüm
faergün Yeni Çağ'la Cumhuriyet'i de alıyorum dedim Aydmhk'ı da alıyorum aboneyim ee
şimdi oızıın gazet^yede aynı kesimlerden ciddi ilgi var sırf Servet'in yüzünden tiraj
kaybediyoruz. dedim" J"SohXa # niye şişiriyorsunuz bunu kim susturmak istemişte
susturamamış yani susmamiş.stjsturulmayan yazar bu dedim üniversiteyi
bitirene kadar Turgut ÖZ AL'in dedim ee iki de bir biz Turgut ÖZAL hakkındaki görüşlerimiz
net ee iki de bir dedim bu fahişe ailesi fahişe Turgut ÖZAL'ı dedim meth ediyo" dediği,
29.03.2008 günü saat : 10.46'de Fuat TURGUT ile Aziz.... arasındaki telefon
görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "Sağolasın Aziz sen nasılsın Hakkari'de ne var ne yok" "..bu bişey
duydum bizim Kemal'le Milli Eğitim Müdürünü işte kaçmışlar yakalamışlar bilmem ne ne
oldu nedir durum" dediği, Aziz'in "Yok bişey" "gazetelerde yazıyo ama bişey yok" dediği,
Fuat TURGUT'un "Sen Van'da mısın" diye sorduğu, Aziz'in "Yok ben Hakkari'deyim bugün
Van'a gidip geleceğim" "Çocukların çocuklar ee çocukların oturumu var" " (Anlaşılmıyor)
demiş işte bugün yarın getirmen lazım bende gidip bitirecem" dediği, Fuat TURGUT'un "
önümüzdeki hafta Perşembe günü bana telefon et sana biraz harçlık yollayım" "Emniyet el
koydu ya her şeyime biliyorsun" dediği, Aziz'in "Ya s.kerlm emniyet memniyet hepsi şey
olmuşlar i.neler olmuş ortalık" dediği, Fuat TURGUT'un " BENİM TELEFON DİNLENİYO
KÜFÜR ETME SONRA" dediği, Aziz'in "Dinlesin ne yapacaklar bana" dediği, Fuat
TURGUT'un "FETHULLAHCI ŞEYLER NOT ALIRLAR YALNIZ" dediği,
02.04.2008 günü saat : 13.37'de Fuat TURGUT ile E.Zafer DORUK arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
E. Zafer DORUK'un "Yusuf'a ondan ihtar geldi bu Zafer'in mallarını burda şey
yaptılar haciz koydular" "Bizde imzaladık onu" "Dört milyar lira abi" dediği, Fuat
TURGUT'un "Eyvah, nerede Yusuf ?" dediği, E.Zafer DORUK'un "Yusuf, orospu çocuğu
telefonunu kapattı abi" dediği, Fuat TURGUT'un "yeri belli değil mi abi yani bunun" "Ne
yapalım peki" dediği, E.Zafer DORUK'un "ABİ AKŞAM AKŞAM ALACAZ ONU ABİ YA
YANİ BİŞEYLER YAPACAĞIZ ONA ABİ" dediği, Fuat TURGUT'un "Yine de iyilikçi
halletmeye çalışın baba ya" dediği, E.Zafer DORUK'un "Yapmayalım mı bir şey" dediği, Fuat
TURGUT'un "YANİ BENİM TELEFONLARIM ZATEN BİLİYORSUN EE 24 SAAT
DİNLENİYO BABA" "TAYYİP EFENDİ ÖYLE KARAR VERMİŞ TELEFONLARIMIZ
DİNLENİYO BİLİYORSUN" "TABİÎ Kİ YANİ MALUM SEBEPLE" "DOLAYISIYLA
BEN HUKUK DIŞINDA BİR ŞEY SÖYLEYEMEM ZATEN" dediği, E. Zafer DORUK'un
"ŞEY YAPALIM BİZ NORMAL TELEFONLA GÖRÜŞÜRÜZ"dediği, Fuat TURGUT'un
"Bİ ARA BEN ARAMAYA ÇALIŞIRIM BABA" dediği,
d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Doğu
PERİNÇEK ve Hayati ÖZCAN ile irtibatlı olduğu, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK' e
ihtilalin kaçınılmaz olduğuna ilişkin mesaj çektiği, Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL
ile birlikte örgütsel etkinliklere katıldığı anlaşılmıştır.
e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Doğu PERİNÇEK'in Emniyet İfadesinde;
"Fuat TURGUT'u Apo davasında Avukat olarak gazetelerden tanıdığını, Fuat
TURGUT'un internetten sık sık açıklamalarının dolaştığını, işçi Partisine üye olmak için
izmir'den başvuruda bulunduğunu Ancak başvurusunun reddedildiğini" beyan etmiştir
Sevgi ERENEROL Emniyetteki ifadesinde;
"Fuat TURGUT'la 2006 yılında İzmirde yapmış oldukları etkinlikte tanıdığını
birkaç kez kendisi ile telefonla konuştuğunu 19.12.2007 tarihinde Avukat Fuat TURGUT
tarafından gönderilen "RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilen
T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtijgl KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz
kutlu... Av.FuatT." aldığını ancak neden M[~~tarzf~ifade kullandığını bilmediğini" beyan
etmiştir. /' - *_ } --
" Fuat TURGUT'U tanımadığım, Fuat TURGUT'dan kendisine uRTE/AB.Dullah
G.ve sürekasi eliyleparÇalanma surecine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci
ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT" şeklinde bir mesaj geldiğini
hatırlamadığını" beyan etmiştir,
Tanık Zihni ÇAKIR ifadesinde ;
"Fuat TURGUTu 1996-1997 yıllarında tanıdığını, Taner ÛNAL'ın inşaatla iştigal
eden şirketlerinde alacağı ile ilgili konularda çok yakın arkadaşı diyerek tanıttığını, Fuat
TURGUT'un Kızılay Karamürsel arkasında Şehit Adem Yavuz Sokak üzerinde bulunan Turan
Yapı A.Ş. ve Osmanlı Yapı A.Ş. 'ye ait büroda görüştüğünü, o dönemlerde sadece Avukat
olarak tanıdığını, İzmir Barosunun bu şahsı atmak istediğini öğrendiğini, operasyon
sonrasında ERGENEKON ile bağlantılı olduğunu öğrendiğini,'''' beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT'un telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;
Kemal KERİNÇSİZ05322143354, Kemal KERİNÇSİZ 05332949190, Emin
GÜRSES 05322066768Veli KÜÇÜK 05336439665, Hayati ÖZCAN 05334452610 Şeklinde
soruşturma kapsamında bulunan şahıslara ait telefon numaralarının kayıtlı olduğu tespit
edilmiştir.
f)- Şüpheli Fuat TURGUT'un Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Fuat TURGUT'un yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarından yeli
KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Doğu PERİNÇEK ve Hayati ÖZCAN ile
örgütsel irtibat halindedir.
Şüpheli Fuat TURGUT Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesinde: "Kemal
KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını, basma da yansıyan etnikçiler aleyhine
yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda
bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisim gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a
geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil
olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını, ayrıca
Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını, zaman
zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek
hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını" beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT bu beyanında belirttiği gibi; Yasadışı ERGENEKON terör
örgütünün hukuk birimi sorumlusu olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile irtibatlı olduğunu
fikir ve amaç birlikteliğinin bulunduğunu kabul etmiştir. Ayrıca Kemal KERİNÇSİZ
tarafından kendisine, Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının
uygun olacağının söylenmesi üzerine, İzmir ilinden İstanbul'a gelerek bu davaları takip etmiş,
kendi beyanına göre Elif ŞAFAK hakkında açılan davaya müdahillik dilekçesi vermiştir.
Buradan da şüpheli Fuat TURGUT'un ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde
özel görevi haiz olan Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile birlikte faaliyet yürüttükleri, örgütün
talimatlarını birebir yerine getirdiği kanaatine varılmıştır.
Şüpheli Fuat TURGUT ifadesinde: "Veli KÜÇÜK'ü basında çıkan dedikodulardan
tanıdığını, kendisine sempati duyduğu için 3-4 ay önce Kemal KERİNÇSİZ' den telefonunu
alıpyüzyüze görüşüp tanışmak istediğini söylediğini, onun da Bilecik'te olduğunu, istanbul'a
geldiğinde uygun bir zamanda görüşebileceklerini söylediğini, kendisi ile bütün temasının bu
kadar olduğunu, bunun dışında hiçbir şekilde telefonla, mesajla, konuşup görüşme şeklinde
bağlantısı olmadığını, ancak ismi telefon rehberinde kayıtlı olduğu için milli ve dini günlerde
herkese attığı matbu mesajı ona da atmış olabileceğini, kendisi ile yüz yüze hiç
görüşmediklerini, ancak imkan olsa görüşüp elini öpmek isteyeceğinf beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat
TURGUT'un yüzyüze ERGENEKON/q-ör^örgutünün%c
görüıjfiedjği ^atteak imkan bulsa
elini öpmek istediği Veli 1RR2İ 4~. l-'f ^i
KÜÇÜK, Yasadışı ERGENEKON^erör^örgötünür^öneticisi konumundadır.
Şüpheli Fuat TURGUT bu sözleri ile aralarındaki fikir ve amaç birliği ile hiyerarşik durumu
ortaya koymuştur.
Ayrıca, şüpheli Fuat TURGUT'un telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;
Kemal KERİNÇSİZ- 05322143354, Kemal KERİNÇSİZ- 05332949190, Emin
GÜRSES- 05322066768Veli KÜÇÜK- 05336439665, Hayati ÖZCAN- 05334452610
şeklinde diğer şüphelilere ait telefon numaralarının rehberinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş
olup, şüpheli Fuat TURGUT'un Veli KÜÇÜK, Emin GÜRSES, Kemal KERİNÇSİZ ve Hayati
ÖZCAN ile örgütsel irtibatlı olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Fuat TURGUT, 25/01/2008 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesindeki sorgusu sırasındaki beyanında: " Nusaybin 'li bir vatandaşın isteği üzerine
kamuoyunda Yüksekova çetesi olarak bilinen davada sanıkların müdafiliğini yaptığı, ayrıca
Hrant DİNK 'in öldürülmesi olayından sonra cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Yasin
HAYAL'in Avukatlığını yapması için Pelitli Belediyesi basın Danışmanı aracılığı ile biraz da
medyatik olmasının etkisi ile aranarak sanığın avukatlığını üstlenmesinin istenildiğini,
kendisinin de fakir olduğu söylendiğinden Yasin' in müdafiliğini savunma görevini kabul
ettiğini" belirtmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olan Hrant
DINK'in öldürülmesi davasında Yasin HAYAL'in Avukatlığını yaptığı, bu görevi icra ederken
şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Kemal KERİNÇSİZ' den bahsederken "can dostum Kerinçsiz,
sevgili paşam Veli Küçük" şeklinde hitapta bulunduğu, bunun karşısında maktul Hrant DİNK
ve yakınlarından bahsederken "Ermeni ölüsü, Türk düşmanı, Kuduz Ermeniler, etnik
çeteciler, pislikler, etnikçi pislikler ve eli kanlı Brüksel lahanası" gibi ifadeler kullandığı, yine
Adliye önünde basın mensuplarına "Karen Fogg, Claudia Roth, enişteleri Joost Lagendijk
geldi mi? Hrantçılarm anaları var, enişteleri var. Malta memurları burada mı? Hepimiz
Ermeniyiz diyen güruh nerede? Onlar da dışarıda mı? Allah hepsini Hrantlarına
kavuştursun! İnşaallah Hrant ile birlikte haşrolurlar! Bu, bugünkü duruşmadan önce onlara
yaptığım duadır..." şeklinde tahrik edici konuşmalar yaptığı tespit edilmiştir. Hrant DINK'in
öldürülmesi hem ülkemizde hem de yurtdışında nefretle karşılandığı halde şüpheli Fuat
TURGUT'un bu tavır ve davranış şekli normal olmayıp ERGENEKON terör örgütünün amaç
ve faaliyetlerine uygun hareket ettiği kanaatini oluşturmuştur.
Şüpheli Fuat TURGUT; Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'e ait telefonlara:
"RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin;
milliyetçi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT şeklinde
mesaj çekmiştir.
Burada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL ve ortakları eliyle Türkiye Cumhuriyeti'nin
parçalanma sürecine itildiğini, Türkiye Cumhuriyetini korumak için milliyetçi/devrimci
ihtilalin yapılması gerektiğim içeren bu mesajı cep telefonu rehberinde kayıtlı tüm şahıslara
gönderdiği anlaşılmıştır. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde İHTİLAL kelimesi: "(1) Bir ülkenin
siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara
uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim (2) Kargaşalık,
düzensizlik, karışıklık ve (3) Köklü değişim, devrim" olarak, Türkçe sözlükte ise; " (1)
Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan
halk hareketi. (2) Hükümet darbesi ve (3) Kargaşalık, düzensizlik" anlamlarına gelmektedir.
Şüphelinin eğitim durumu ve toplum içindeki konumu dikkate alındığında kullandığı
kelimelerin ne anlama geldiğini bilmemesi mümkün değildir. Yasadışı ERGENEKON terör
orgutu mensuplaıınm sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıpratmak ve ortadan
kaldıım-aya yönelik çalışma ve eylem içinde oldukları iddianamemizin değişik yerlerinde
sıklıkla^anlMılmıştır "Şüpheli Fuat TURGUT'un

/
L'< ^

kaçınılmaz olarak ifade ettiği milliyetçi/devrimci ihtilal beklentisi aynı zamanda örgütün
beklentisi ve amaçlarından biridir. Mevcut Anayasamızda bir hükümetin ne şekilde
kurulacağı ve ne şekilde görevinin sona ereceği kurallara bağlanmıştır. Demokratik bir
sistemde halkın iradesinin sandıkta belirleneceği herkesin malumudur. Ancak şüphelinin
milliyetçi/devrimci bir ihtilal istemesinin düşünce özgürlüğü içinde mütalaa edilmesi
mümkün değildir. Düşünceyi açıklamak suç değildir, ancak yakın ve açık tehlike
oluşturan, şiddeti çağrıştıran düşünce açıklamalarını ifade özgürlüğü içinde
değerlendirmek mümkün değildir. Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini
değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan halk hareketi anlamına gelen ihtilal isteği
ve bu isteğin 700-800 kişiye gönderilerek çağrı yapılması masum bir düşünce açıklaması
olarak değerlendirilemez.
Yine şüpheli Fuat TURGUT, 19/03/2008 tarihli Mustafa ile yaptığı telefon
görüşmesinde "....MENDERES'İN PARTİSİ DE DEVRİLDİĞİNDE 450'Lİ 400 KÜSUR
MİLLETVEKİLİ VARDI.." şeklindeki beyanı ile diğer Ergenekon terör örgütü
mensuplarının da sık sık dile getirdikleri askeri müdahale istemi ve bunun 27 Mayıs 1960
ihtilali gibi olması söylemi ile birebir örtüştüğü görülmüştür
Şüphelinin irtibatlı olduğu, fikir ve amaç birlikteliği bulunan kişiler
irdelendiğinde de; şüphelinin beyanlarının çok da basite alınacak bir beyan olmadığı
anlaşılacaktır. Yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları oluşturdukları veya
kontrol altında bulundurdukları Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla yaptıkları
gösterilerde ve örgütün talimatı üzerine açılan davalarda, bu davaların görülmesi sırası ve
sonrasında yapılan eylemlerde ülkede etnik ayrımcılığı körükleyecek Türk-Ermeni, Türk-
Kürt gibi ırkçılığı öne çıkaran ülkedeki huzur ve sükun ortamını bozacak, kardeşlik
duygulanın yok edecek yüzyıllar boyu bir arada yaşamış insanlan birbirine düşman
edecek, kin ve nefret duygularını kamçılayan, memleketimizde yapay bir kaos ortamının
yaratılmasına, istikrarı baltalamaya yönelik girişimlerde bulunduklan görülmüştür.
Mevcut Anayasal sistem içinde mer'i mevzuat hükümleri çerçevesinde demokratik
seçimle iktidara gelen bir hükümetin, ihtilalle yok edilmesini istemek ve bu yönde
ortamın hazırlanması için girişimleri olan bir şahıs veya örgütün; geçmişinde bir çok kez
askeri müdahalelere maruz kalmış ülkemizde normal karşılanması düşünülemez.
Şüphelinin yaptığı çağrı bireysel bir çağrı olmayıp örgütün amaçlarına ulaşmak
maksadıyla yapılmış genel eylem planının uygulamaya konulmasıdır.
Şüpheli Fuat TURGUT diğer örgüt mensuplarının yaptığı gibi her fırsatta
Türkiye Cumhuriyeti başbakanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'a hakaret etmeyi bir
vazife görmektedir. Bu cümleden olarak 3334 tape numaralı, 11.01.2008 tarihinde
ZEYNEP isimli kişi ile yaptığı görüşmede karşı tarafa bir konuda söz verdiği, bu sözünü
teyit etmek için verdiği örnekle ilgili olarak;
"...TAYYİP'LE FATİH ÜREK SÖZÜ DEĞİL, YANİ FATİH ÜREK GERÇİ
TAYYİP'TEN ELLİ KAT ŞEREFLİ AMA ÇÜNKÜ SADECE KENDİSİNİ SATIYO.."
diyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanını aşağıladığı, dosya kapsamında
soruşturmaya konu olan diğer şüphelilerin de her fırsatta devlet büyüklerine karşı aynı
tavın takındıkları tespit edilmiş olmakla şüphelinin ERGENEKON terör örgütü
mensupları ile aynı görüş ve düşünceyi paylaştığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalarımız ışığında şüpheli Fuat TURGUT'un yasadışı ERGENEKON
terör örgütü mensupları ile fikir ve amaç birliğinde bulunarak kendisine örgütün tevdi
ettiği görevleri yerine getirdiği ve getınneye hazır olduğu, her zaman ve zeminde örgütün
amacını dile getirmekten geri durmadığı böylece şüphelinin yasadışı ERGENEKON terör
örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurarak örgüt üyesi
olmak ve halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek suçlarını işlediği yönünde
kamu davasının açılmasını gerektirecek derecede şüphe teşkil eden yeterli delil elde
edildiği kanaatine varıldığından, şüpheli Fuat TURGUT'un üzerine atıb eklemlerine uyan
5237 Sayılı
TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. ile TCK'nun 53, 54/1,
58/9 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

58- ŞÜPHELİ HAYRETTİN ERTEKİN


a)-Emniyet ifadesinde;
"1960 yılında Develi'de doğduğunu, İlkokulu, Kayseri Develi, orta ve lise
öğrenimimi İstanbul Vefa lisesinde tamamladığını, Yüksekokulu ise İstanbul üniversitesi
Hukuk Fakültesinde okuduğunu, Daha sonra 1987 yılında Azerbaycan ülkesinde Baku İlimler
Akademisinde Bilişim üzerine doktora yaptığını, 1983 yılında askerliğini yaptığını,
Askerliğini İstanbul-Siirt-Şırnak ve Ankara Genel Kurmay Başkanlığında yaptığını, Terhis
olduktan sonra İstanbuP'a geri döndüğünü ve kuyumculuk işine devam ettiğini, Halen de bu iş
ile meşgul olduğunu, Aynca Bulgaristan ülkesinde Enternet Grup isimli firmanın %50 ortağı
olduğunu, Diğer ortağının ise İlyas KOCAARSLAN olduğunu, Bu şirketin faaliyet alanının
elektrik elektronik üzerine olduğunu, yine Medya Dünyasında Business TV kanalının %20
ortağı olduğunu, Diğer ortağının Semih SADİ olduğunu, ERTEKİN kuyumculuk Tic. San.
Ltd. Şti'nin %80 hissedarı olduğunu, %20 hissenin ise kardeşlerinden birine ait olduğunu,
Aynı anne ve babadan olma 6 kardeşinin olduğunu, Pasaportunun olduğunu, Yurt dışma ticari
amaçlı çıkışları olduğunu, Sabıkası olmadığım, Bağ-kur emeklisi olduğunu,
Kendi adına kayıtlı 0 542 433 07 71 numaralı telefonu kullandığını, Başka telefon
kullanmadığını,
Bahsettiğim iki şirket ortağı olduğunu, Balıkesir Ayvalık ilçesinde yazlığı
bulunduğunu, Oturduğu evin kendisine ait olduğunu, 34 V 2109 plakalı BMW marka otosu
bulunduğunu, Çin ülkesinde Balestra isimli şirketin %50 ortağı, Tayland da İshak Silver LTD.
ŞTİ nin %80 ortağı olduğunu, herhangi bir kamu kuruluşunda görevi olmadığını,
1996 yılında Mali Şube Müdürlüğünün yapmış olduğu Kredi kartı ile ilgili
operasyonda yakalandığını, Ancak bu olayı yanında çalışan Eylem CÜLCÜLOĞLU isimli
şahsın yaptığının anlaşıldığını, bu olaydan 3 ay tutuklu kalıp tahliye olduktan sonra beraat
ettiğini,
Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ,
Sami HOŞTAN, Ali YASAK, Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin Gazi OĞUZ, Oğuz
Alparslan ABDÜLKADİR, Raif GÖRÜM, Hüseyin GÖRÜM, Ümit OĞUZTAN, Erdal
İRTEN, Kemal KERİNÇSİZ, Engin ZORBA, Murat ÖZKAN, Satılmış BALKAŞ, Mehmet
BOĞAZKAYA, Erol ÖLMEZ, Emin Caner YİĞİT, Cemal YİĞİT, Yusuf GÖRÜM, Kahraman
ŞAHİN, Müzeyyen ŞEN, Ayşe Ceylan GEÇYOL (KIYAK), Yılmaz KARTAL, Anatoli
MADJAR, Erkut ERSOY, Fuat TURGUT, Ahmet CEYHAN isimli şahısları tanımadığını, bu
şahıslar ile hiç bir ilgi ve alakasının olmadığını,
ERGENEKON örgütünü tanımadığını, ne yaptıklarını da bilmediğini, ne suç
işlediklerini de bilmediğini, öyle bir bilgisinin olması durumu olsa muhakkak TCK'nun 221.
maddesinden faydalanacağını, yasa kendi lehine ise faydalanmak istediğini,
Genelkurmay Başkanlığında, yani Askeri üst düzey personelden, Emniyet Genel
Müdürlüğü üst düzey personelden ve Milli İstihbarat Teşkilatından üst düzey personelden hiç
kimseyi tanımayıp hiçbir ilişkisinin olmadığını,
Muzaffer TEKİN"i tanımadığını, ancak rahmetli olan Bahadır TETİK' in devre
arkadaşı olduğunu, Tarihten 4-5 yıl önce bir çay bahçesinde kendisi ile otururken Bahadır
TETİK"in Muzaffer TEKİN ile telefonda konuştuğunu, yanımda bir kuyumcu arkadaşım var,
tanış dediğini ve telefon ile Muzaffer TEKİN ile merhabalaştığmı, başka bir görüşmesinin
olmadığını,
Oktay YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN"ı tanımadığmı,
Semih Tufan GÜLALTAY' ı tanımadığını, Eıpe'GÜLAETAY' ı tarihten iki ay önce
Çin'de fuarda tanıdığını, Çin'de tercümanlığını yapan, Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını,

'l/Ç^^h^A--
Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisi ile hiçbir ilişkisi
olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-Türk iş adamları derneği
kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini,
Tuncay GÜNEY'i tanımadığını, Tuncay Güney'e "illegal olaylar ile ilgili genel
raporum" şeklinde bir rapor düzenleyip vermediğini,
Tuncay Güney 2001 yılında gözaltına alındığında yapılan aramalarda "illegal olaylar
ile ilgili genel raporum" şeklinde 11 sayfalık sonunda 10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN
ibareleri ile biten belgeleri hazırlamadığını, 2000 yılında da depremden dolayı hastanede
olduğunu, oğlum ile birlikte 9 ay tedavide kaldığını, böyle çıkıp rapor hazırlamasının
mümkün olmadığını, belgenin içeriğinde, susurluk çetesi, Mesut Yılmaz'm Cumhurbaşkanı
Süleyman Demire!'e bazı devlet görevlilerinin uyuşturucu kumarhane, haraç vb. konulardan
bilgisi olmadığını, ilgilenmediğini, internet ortamında bulunabilecek bilgiler olduğunu,
Tuncay GÜNEY ve telefonunun yazılı bulunduğu ajanda sayfası gösterildiğinde
hatırladığını, gazeteci olarak 1996 yılında röportaj yapmak için geldiğini, kendisine
telefonunu verdiğini, röportajı kabul etmediğini, Kanal 7 ile röportaj yaptığını,
Develiler Derneğinde herhangi bir görevinin olmadığım, İnternette yayınlanan
haberlerin tamamen uydurma ve kendisi ile hiçbir alakası olmadığını, kötülemek ve
karalamak maksadı ile yapılmış bir haberler olduğunu,
Milli Savunma Bakanlığında 1983 yılında askerliğini yaptığı dönemde Ceyhun Fikret
ARAT' m yardımcısı olduğunu, Milli Savunma eski Bakanı Haluk BAYULKEN ile beraber
Nato ve Brüksel Nato Karargahlarında çok ziyaretlerinin olduğunu, kendisinin danışman
olarak katıldığını,
Melehat ÜZÜMCÜ' yü tanıdığını, kendisini eski Mali Şube Müdürü Salih GÜNGÖR
emekli olduktan sonra onun sayesinde tanıdığını, herhangi bir husumetinin olmadığını, tarihi
eser konusundan haberinin olmadığını,
Bu konunun 5 yıl önceki bir olay olduğunu, hatırlamasının mümkün olmadığını,
mahkemesi görülmüş, davanın sonuçlandığını, söylemesi gerekenlerin tamamını mahkemede
söylediğini,
Melahat ÜZÜMCÜ ile Veli KÜÇÜK arasında bir husumet olup olmadığı konularını
bilmediğini,
Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmüşlüğünün olmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında araştırma yapmasının sebebinin Can ATAKLI'nın
kendisine Güler KÖMÜRCÜ' nün televizyonda bir program yapmak istediğini söylediğini,
kendisini de Can ATAKLI'ya bu kadını televizyona sokmamasını söylediğini, bu nedenle onun
da kendisi aleyhine bu şekilde davranmış olabileceğini, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi
hakkında bir numaranın kankasıyım diyerek herkesi dolandırdığı iddiasının Güler
KÖMÜRCÜ'nün uydurması olduğunu, Bir numara diye bahsedilenin kim olduğunu
bilmediğini, kimseyi dolandırmadığını,
Tape :1715, 22.12.2007 tarihi saat:20.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırlamadığını, bu görüşmeyi başka birinin yapmış olabileceğini,
Tape -.1716, 24.12.2007 günü saat:16.27 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Bayan arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, akşama kadar 100 kişiyle yada daha fazla kişiyle
konuştuğunu,
Tape :1740, 31.12.2007 günü saat : 18.50 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Yılmaz.... arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Etlik'te Eczacılık yapan öz dayısının oğlu Yılmaz KIRICI
olduğunu, akrabalık ilişkisi haricinde başka bjg alışkısının olmadığını, Yalçın
Paşa"nm Busines Tv kanalında yönetim kurulu üyesi olan Yalçın ÖZŞER olduğunu, Ali Bey
in Ali BARANSEL olup, Kendisi müsteşarlığa yakıştırdığı için bu şekilde hitap ettiklerini,
Tayyip ERDOGAN'ın politikalarını beğendiği için ve memlekete hizmet ettiği için
hükümet yanlısı programlar yapılması için karar aldığını,
Yılmaz,"m yönetim kurulundaki Yalçın ÖZŞER, Ali BARANSEL ile birlikte yemek
yediklerini, Başta Rıza KÜÇÜKOGLU olmak üzere başka kanallara çıkıp hükümet aleyhtarı
konuşmalar yapmamaları için ikaz etmiş olduğunu, Onlardan bi tanesinin Rıza
KÜÇÜKOĞLLP'nun bu şekilde bir televizyon kanalına çıktığı için Rıza'nm işine son
verdiğini,
Tape :1774, 03.01.2008 günü saat:11.19 sıralarında Hayrettin ERTEKİN/X Bayan
ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Tekirdağ taraflarında derken daha önceden messanger'den bir akrabasının
Tekirdağ'da tutuklu olduğunu, davasının açılmadığını söylediğini, kendisinin de avea da
çalıştığını ancak ne görev yaptığını bilmediği Ayhan DAŞGIN'ın binbaşı olan abisinin de
davasının açılmadığını, bu görüşme sırasında Ayhan'da yanında olduğu için bu görüşmeyi
yaptığım,
Muzaffer TEKİN ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, Özel Kuvvetlerden olan binbaşı
olarak söylediğinin, arkadaşı olan Ayhan DAŞGIN'ın ağabeyi olduğunu, malum vatandaş,
uzun boylu Ankara'da ki Kasımpaşalı derken dayısının oğlu Yılmaz'm yanında çalışan uzun
boylu, elinde teşbih taşıdığı için Kasımpaşalı diye tabir ettiği, emekli bir başkomiser
olduğunu, ismini hatırlamadığını,
Polisler askerlerden rahatsız olduğu için binbaşı tutuklanmış, onu söylemiş
olabileceğini,
Tape :1745, 03.01.2008 günü saat : 18.55 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Y. O.
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşme ile sorulan sorulara cevap vermek istemediğini, İki arkadaş
arasında o günkü bombanın yani Diyarbakır'da patlayan bombanın vermiş olduğu etki ile
yaptığı talihsiz konuşma olduğunu,
Tape :1750, 22.01.2008 günü saat : 11.42 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Şahıs arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişiyi hatırlamadığını, Yurt dışından geldikten sonra birine
sormuş olabileceğini, Ercüment ile ilgili konuyu hatırlamadığım, Veli KÜÇÜK ve diğerlerinin
göz altına alınması ile ilgili Haber türk flaş haber geçtiğim, kendilerinin de flaş haber diye
geçeceğini, doğruluğunu teyit ettirmek için aramış olabileceğini, Celal isimli kişinin Business
kanalda muhabirlik yapan kişi olduğunu, görüşmeyi yaptığı kişi Cemal'i aramış veya o onu
aramış olabileceğini, Bu şekilde tahmin ettiğini, 505 369 45 46 nolu telefonu hatırlamadığım,
Tape :1751, 22.01.2008 günü saat : 12.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Kürşat...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Kürşat'm emekli general olan Kürşat ATILGAN olduğunu,
kendisi ile arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
Veli KÜÇÜK' ü kimsenin sevmediğini, örgüt kuracak bir kapasitede olmadığını,
Silahlı kuvvetlerde sevilen bir kişi olmayıp nasıl general olduğunu hala anlamadığını,
Veli Küçük'ün Silahlı Kuvvetler içersinde çok sevilen birisi olmadığını Business TV
yönetim kurulunda olan general Yalçın ÖZÇER ve Rıza KÜÇÜKOGLU'nun söylediğini,
Tape :1752, 22.01.2008 günü saat : 13.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hayrettin ALP arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hayrettin ALP ile hiçbir ilişkisinin olmadığını,^ şahsın. ocak başı restaurantı olup iki
kere oraya gittiğini, yaklaşık 10-15 yıldır tanıdığını, b^şlca bı-r ilişkisinin olmadığnı,
ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslar ile Hayrettin ALP'in arasındaki
ilişkiler hakkında biçbir bilgisinin olmadığını, Hayrettin ALP'e espiri yoluyla takıldığını,
O'nun da kendisine espiri mahiyetinde seni almadılar mı diye sorduğunu, gülüştüklerini ve
olayın bu kadar olduğunu,
"Yakında Bana Da Gelirler" Derken telefonunun dinlendiğini bildiği için söylediğini,
telefonunun dinlendiğini hissettiğini,
"Onlar Bilirler Kime Gideceklerini" Derken onlar derken polisi kastetmek olduğunu,
yani polisin iyi çalıştığını, suçluların üzerine gideceklerini ima ettiğini,
Operasyonun olduğu ilk günü bu kadar bilgiyi bilmesinin kaynağı olarak televizyonu
olan Business TV ye gelen bilgilerden, televizyon ve internetten bilgi edindiğini,
Veli Paşayı hangi konuda kimlerle birlikte ikaz ettikleri hususunda Silahlı
kuvvetlerin içersinde bulunan düzgün kişiler Veli KÜÇÜK' ü ikaz ettiklerini söylediklerini,
Sağda solda çok illegal işlerle uğraştığı yönünde duyumunun olduğunu ancak söyleyen
kişileri şu anda hatırlamadığım,
Veli KÜÇÜK'ten hangi işleri bırakmasını istedikleri, yanma kimleri aldığından
rahatsızlık duydukları hususunda Veli paşayı tanımadığı için bu şekilde bir söylemde
bulunamayacağını, kelimeyi yanlış kullanmış olabileceğini,
Veli KÜÇÜK'ü hangi paşaların ne ile ilgili ikaz ettiği hususunda kendisinin ikaz
etmediğini, Sadece paşaların ikaz ettiği yönünde duyum aldığını,
Bahsettikleri İsmail'in kim olduğu ve ilişkileri hususunda yanında çalışan bir emlakçı
kızın telefon açtığını, İsmail'in kiralık bir yeri olduğunu, Bu kiralık yerde Hayrettin ALP' in
işyerinin yanında bulunduğunu, bununla ilgili araştırma yapıldığını, İnsan kaçakçısı olduğunu
öğrendiklerini, kendisini bunu Hayrettin ALP' e sorduğunu, Ancak sonucunu hatırlamadığını,
Tape :1753, 22.01.2008 günü saat : 1931 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Şahsın arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı şahsın Adını bilmediği halen görevde olan bir general olduğunu,
General de olmayabileceğini, Kim olduğunu hatırlamadığı için ilişkisini bilemeyeceğini,
ERGENEKON operasyonu kapsamında gözaltına alman kişiler için onlar rahat
durmayan yaramaz tipler diye bahsetmesi hususunda Biri kumarcı, biri kaçakçı, biri kabadayı,
biri mafya, her türlü içlerinde adam olduğunu, Bunların devletle veya milliyetçilikle ne ilgisi
olabilir diye düşündüğünü, kafasında ki devlet anlayışı hukuk düzeni ve demokrasi düzeni ve
demokratik yaşam biçimi olduğunu, bunlarla ilgili gazetelerde okuduğu haberlerden
öğrendiğini, Yani gidip Danıştay da hakimleri öldürmüşler, gitmişler cumhuriyet gazetesini
bombalamışlar, mesala el bombası yakalanmış ne alakaları var el bombalan ile bunlan
anlamadığını, Emekli olmuş bir paşanın evinde oturması gerekirken böyle illegal işlere
bulaşmış adamlarla ne işi olabilir, tasvip etmediği için ve tanımadığı için çok sevinçli
olduğunu,
Bunlara bir ders olur derken Cezalarını bulurlar, ortalıkta daha fazla dolaşmazlar
diye düşündüğünü,
Tape :1754, 24.01.2008 günü saat : 12.01 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in bahsettiği askerin avukat olduğunu, Soy ismini bilmediğin, Avukatı Lütfü
bey DGM de bir dava var, davaya baksın neyse parasını verelim dediğini, Lütfü bey ile
görüştüğünü, Oda davaya bakamayacağını söylediğim, Lütfü bey daha önce Nurettin
söylemiş olduğu bir dava dosyasını incelediğini, Parasını vermediklerini, Onun için bu şekilde
görüştüğünü,
Ağa diye bahsedilen kişinin Nurettin'in Diyarbakır veya Mardinli birine ağa diye
Geçen sefer kime karşı hangi konuda mahcup olduğu hususunda Lütfü beye mahcup
olduklarını, Davanın hangisi olduğunu bilmediğini,
Nurettin'in kendisine ağa'yı sorduğu, kendisinin ise Nurettin'in tanıdığı bir şahıstan
bahsettiğinde aradaki çelişki hususunda Nurettin'in Lütfü bey için bu şekilde tabir kullanmış
olabileceğini, dosyası inceleyecek kişinin Lütfü Bey olduğunu,
Tape :1755, 24.01.2008 günü saat : 12.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin____? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in bulunduğu yere gitmek istemesinin sebebinin Lütfü beyle DGM de
buluşacaklarını, Onları orada buluşturacağını, Ancak DGM de çok tanığı olduğunu söyleyerek
başından savmak istediğini, Yani DGM ye gitmeyip ofisinde buluşmak istediğini,
Kameralardan kendisini görenlerin kim olduğu, bu kişilere görünmek istememesinin
sebebinin ise kendisini polisler görür diye söylediğini, Yani DGM de bekleyen polisler tanır,
Bir yığın muhabbete başlarlar diye bu şekilde konuştuğunu,
Tape :1757, 25.01.2008 günü saat : 10.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in cezaevine götüreceği kişiyi bilmediğini, bu şahsı karantinaya ne şekilde
sokturmayacakları hususunda, Bu işlemi yaptırmadığını, Başgardiyanı aramadığını,
Selahattin Kara'nın hangi cezaevinde başgardiyan olduğu hususunda Selahattin
KARA"nm Bayrampaşa cezaevinde başgardiyan olarak görev yapmakta olduğunu, Kendisi ile
1996 yılında üç ay tutuklu kaldığını, O zaman tanıdığım, O tarihten itibaren tanışıklığı
olduğunu, Hiçbir ilişkilerinin olmadığını, Abi kardeş ilişkileri bulunduğunu,
Vatan Hastanesinde akciğer filmleri çekmişler haberin olsun derken
Televizyoncuların DGM'nin çıkışında girişinde kameralarla o gün herkesi çekmiş olduklarını,
kendi televizyonun da görüntüleri çektiğini, bunun için bu şekilde görüştüğünü,
Şifreli görüşmesinin sebebi hususunda, Yanında misafirler olduğunu, Bende DGM
kelimesini kullanmamak için bu şekilde konuştuğunu,
Tape -.1758, 25.01.2008 günü saat : 14.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Seninki kapalıdaymış diye kastedilen kişinin Nurettin'in tutuklanan müvekkilinden
bahsettiğini, Kim olduğunu hatırlamadığını,
Kimin telefonlarının ne için dinîenildiği hususunda, Cezaevindeki tüm gardiyanların yani
santralin telefonları dinlendiği için tahmin ettiğini, Onun için konuşmamış olabileceğini,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün tutuklanmasını, cezaevinde rahat ettirilmesi ve şifreli
konuşması hususunda, kesinlikle sorulan kişi olmadığını, Kendisine söylenen kişi yani
tahminen bir otel sahibi olduğunu bildiğini,
Tape :1759, 31.01.2008 günü saat : 17.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nuri......? arasındaki telefon göıüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin avukat Nurettin olduğunu, Nuri'ye sorduğu dosyasının
içeriğinin, bu davaya bakması için Lütfü Beyin kendisine söylediği sözleri söylediğini, kıçı
başı oynuyor diye bahsettiği kişiyi hatırlamadığını, Bulgar Sedat diye bahsedilen kişiyi
Tanımadığını, bilgi sorulduğunu ve hukuki olarak bilgi verdiğini,
Tape:1815/1816, 22.02.2008 günü saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Kaan DUT' a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;
Kaan DUT'un İş hanın girişinde kuyumcu dükkânı olan arkadaşı olduğunu, Ali'nin
kim olduğu, Ali"ye ait atölyedeki şeyin ne olduğu bunu yok etmelerini istemeleri hususunda,
Ali"nin aynı handa dükkânında kiracı olan kuyumcu olduğunu, Kendisinin tabancası iş
yerinde olduğunu, onu almasını söylediğini, görüşme yaptığı sırada çektiği mesaj hususunda,
silahını alması için bu şekilde mesaj çektiğini,
Tape:1817/1818, 22.02.2008 günü saat:07.59 sıralarında Hajrettin ERTEKİN ile X
ŞAHSIN gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda; "' J
Mesaj gönderdiği kişi ve ısrarla çekmecedekilerinin yok edilmesini istemesi
hususunda, Bu mesajı sekreteri Meral'e gönderdiğini, çekmecesinde bir tane kuru sıkı silah
olduğunu, Bu nedenle o silahı alıp oğlu Çağrı ya ait iş yerine indirmesini söylediğini, Bu
silahın oğlu Çağrı ya ait Metro Kuyumculuk şirketine ait fatura kesildiği için orada bulunması
gerektiğini, Daha önce kendisine neden silah bulunduruyorsun diye kızıp kendi bürosuna
getirdiğini, Ancak faturasının uygun olduğu yerde bulunması gerektiğini düşündüğü için bu
mesajı gönderdiğini,
Erkut ERSOY isimli şahsın 2005 yılında kendisini, internetten tehdit ettiğini,
kendisinden haraç istediğini, miktarını hatırlamadığını, kendisine " sana ceza kestik" dediğini,
kendisinin de "gelin alın" dediğini, bu şahsı daha sonra araştırdığını, telefonunu bulduğunu,
yani internet ortamından İP numarasından kendisini bulduğunu ve tespit ettiğini, kendisine
telefon açıp istediği parayı vereceğini söyleyip bürosuna çağırdığını ancak gelmediğini, eğer o
şahıs ise anlattığı olayın bu olay olduğunu,
Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale C 1 Blok 10/4 Beşiktaş Sayılı Adreste Yapılan
Aramada Elde Edilen ve 5 İle Numaralandırılan Cd İçersinde "Polisin Peker Örgütü Şeması
Ünlüleri Şok Etti" Başlıklı 4 Sayfadan ibaret yazı içersinde fikir alışverişinde bulunduğu
Şahıslar Bölümünde Bulunan Hayrettin ErtekiN, Veli Küçük, Korkut Eken ve Yavuz Kayral
yazan belge hususunda; Bunun bir gazete haberi olduğunu, hiçbir fikir alış verişinde
bulunmadığını, Sedat PEKER' i tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, bir kere kendisine
Sedat PEKER olduğunu söyleyerek telefon açtığını, ancak o olup olmadığını bilmediğini,
kendisinin o sırada uçağa binmek üzere olduğunu ve bu nedenle telefonu kapattığını, Hiçbir
fikir alış verişi bulunmadığını, Sedat PEKER, Korkut EKEN, Veli KÜÇÜK, Yavuz KAYRAL
ve kendisi arasında ne gibi bir ilişki olduğunu bilmediğini,
Belirtilen Adreste Bulunan Ve 22 Numarası İle Numaralandırılan Cd İçersinde Bir
Erkek Şahıs Ve Sedat Peker'in Birlikte Çekilmiş Fotoğrafı Ve Yine Başka Bir Şahsın Elinde
Tabanca Ve Türk Bayrağı İle Çekilmiş Fotoğrafı Hususunda; Elinde silah ve Türk bayrağı ile
fotoğrafı bulunan kişinin kiracısı Ali' ye benzettiğini, O olabileceğini, Diğer fotoğraftaki
şahsın birinin Sedat PEKER olduğunu, medyadan tanıdığı Sedat PEKER' e benzediğini,
yanındaki kişiyi bilemediğini,
Sedat Peker' İn Fotoğrafını Bulundurmada Herhangi bir maksadının olmadığını, Bir
yerden gelmiş olabileceğini, kendisinde yüzbin adet CD olduğunu, televizyona yüzlerce CD
gelmekte olduğunu,
Tape :1595, 27.10.2007 günü saat : 19.24 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Murat.......?/Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Murat isimli şahsın Çin'de ki danışmanı olduğunu, Emre'nin eniştesi olduğunu,
Tercümanlığını yaptığını, Başka bir ilişkisinin bulunmadığını,
MSN"den Her türlü yazışma yaptığını, ticari olarak yazıştığını, Suç içerikli
yazışmalarının olmadığını, görüşmede bahsedilen hakan'm ortağı olduğu kuyumcu
fabrikasında çalışan işçi olduğunu, aralarında patron işçi ilişkisi bulunduğunu, o polisle diye
kastedilen kişi ile ilgili, Türk pasaportuna Çin'de vize vermediklerini, Bunun sebebi Türk
pasaportlan sahte oluyor diye vemıediklermi, Kendisi de Beşiktaş İlçe Emniyet
Müdürlüğünden pasaport aldığını, pasaport ile ilgili Beşiktaş ilçe emniyet den yazı istediğini,
Onların da yazıyı Vatan Caddesindeki emniyet müdürlüğünden alınacağını söylediklerini,
vakti olmadığı için iade ettiğini, görüşme sırasında yanında Ali Rıza ATAK emekli Emniyet
Müdürü ve Misafirlerinin olduğunu, yanındaki şahıslarla Emre GÜLALTAY'm hiçbir ilişkisini
olmadığını, ali rıza atak'ı komiserliğinden beri tanıdığım, çok sıkta görüşmediğini, düzgün bir
kişi olup ziyaretine geldiğini, bu vesile ile görüştüğünü, Emre GÜLALTAY'in tüccar ve esnaf
diye avukatları kastettiğini, bu şekilde şifreli konuşmasının sebebini bilmediğini, kendisini
msn de bu şeklide konuştuğu ıçm bıldığm^ hangi avukatları kastettiğini bilmediğini,
konuşmalarının şifreli olmadığım, konuşma üslubu öyle ise bilemeyeceğini,
Tape :1608, 06.11.2007 günü saat : 22.18 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Emre GÜLALTAY'm mahkemesinde ifade verecek kilit kişinin kim olduğunu
bilmediğini, kimsenin gelmediğini, söyleyip öyle kaldığını, Gülaltay'ların mahkemede ifade
verecek şahsı kendisine söylemelerinin sebebini bilmediğini, öyle söylediğini,
Tape :1610, 07.11.2007 günü saat : 18.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Hakan"m Çin"de tercümanlık yapan Murat'ın kardeşi olup hiçbir
ilişkisinin olmayıp, Şirketlerinin altlı üstlü olduğu için Çin de tanıdığını, görüşmenin
içeriğinden Emre GÜLALTAY'm yanma gidip geldiği hususunda, Emre'nin yanma gidip
gelmediğini, bir kere orda karşılaştığını, Onun haricinde de hiç görmediğini,
Tape :1624,13.11.2007 günü saat:10.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
GÜLALTAY kardeşlerin mahkemesini Takip etmediğini, Sadece avukat bulmasını
kendisine söylediklerini, o işlerle ilgilenmediği için söylemediğini, o adam diye kastettiği
kişinin Emre'nin lehine ifade verecek kişi olduğunu, ancak yanma gelmediğini, Zaten gidip
ifade verdiğini ve çekten de aranmadığını Emre"nin söylediğini, Emre GÜLALTAY
yurtdışında olmasına rağmen ifadeye gelmeyen şahsın işini ne şekilde hallettiği hususunda,
zaten adam aranmadığını, adamın ifadeye gitmemek için bu şekilde söylediğini,
Tape :1681, 28.11.2007 günü saat:15.27 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY/X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
"Öbür şeyleri merak etme oniar yoluna giriyor" demesindeki kastının
Memleketteki siyasi durumdan bahsettiğini, Yani yoluna girdiğini söylediğini, Ekonomik
durumdan bahsettiğini, Gülaltay kardeşlerin mahkemesini takip ediyorum dediğini ancak takip
etmediğini,
Tape :1693/1694, 06.12.2007 günü saat:23.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Murat' m gönderdiği mesajda;
Muraf'm Çin"de ki et entegre tesisinde kasap olarak çalışacak çocuk olduğunu,
Murat'ın KASAP çok temiz diye bahsettiği Harun KUTSAL'm çekten dolayı aranması
olduğundan şüphe duyduğunu, Onu sorduğunu, ancak GBT' ye baktırmadığını, Çünkü Çin'e
götürmeye gerek duymadığını,
Tape :1695, 06.12.2007 günü saat:23.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Murat'a
gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;
Yarın bakar arkadaşlar diye kastettiği kişileri Televizyondaki çocuklara
baktırmak için söyleyeceğini ancak lüzum kalmadığı için söylemediğini,.
Tape :1696, 07.12.2007 günü saat: 12.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Murat..?
a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;
Harun KUTSAL ile ilgili bilgiler hususunda, yanlış söylemiş olabileceğini, bu
olayın öyle olmadığını, Muraf'm eskiden yanında çalışmış bir aşçı olduğunu ve konumu ile
ilgili sorduğunu, Bu bahsettiğinin başka bir kasap olduğunu, Harun KUTSAL' ı bulduğunu ve
nereli olduğunu bilmediğini, Muraf'm telefonunu vermiş olduğunu ve kendisini arayıp bu
bilgileri öğrendiğini, Çekin parasını yatıralım dediğini, 20 Milyar olunca yatırmadığım,
Tape :1699, 07.12.2007 günü saat:18.24 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Murat..?
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Kasap ile ilgili rutin bir telefon görüşmesi olduğunu,
Tape :1714, 19.12.2007 günü saat: 13.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hakan"m öyle abi komutanım diye söylediğini yani aklına ne gelirse söylediğini, o
aranan adam diye kastettiği şahıs hususundî, TeleVızyona bir konu ile ilgili adam
getireceklerim ancak getiremediklerini, Herhalde getirecekleri kişinin Ali Osman
olabileceğini,
Tape :1725, 27.12.2007 günü saat: 14.29 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALT A Y/Murat..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Emre GÜLALTAY'ın kendisini arayarak bulunduğu yer ile ilgili bilgi vermesinin
tamamen lüzumsuzluk ve boş boğazlık olduğunu,
Tape :1733, 28.12.2007 günü saat: 16,41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS/E.GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
İstanbul Jandarma alayına bir er ziyareti için gittiğini, yanında isimlerini bilmediği
Kayserf'den gelen akrabalarının olduğunu, bu kişileri bir akrabasının göndermiş olduğunu,
Geç gittiği için görüşemediklerini,
Tape :1769, 01.02.2008 günü saat: 13.55 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
EMRE GÜLALTAY'IN bir demek teklif ettiğini ancak kabul etmediğini, Onlarla
hiçbir işe girmeyeceğini, Bu dernek Türk Çin İş Adamları Derneğini Çin"de kuracaklarını,
kendisinden para istediklerin ancak kabul etmediğini,
Ortalığın hop oturması hop kalkması durumunda kendisinin bu durumdan Hiçbir
şekilde nemalanmayacağım,
Hedef ve .amaçlarının ne olduğu hiç bilmediğini, boş boş konuşmuş olduklarını,
Stratejilerinin ne olduğunu duymadığını, bu görüşmeleri yaparken telefonunu
masaya bırakıp dinlemediğini, kimlere karşı stratejik hatalar yaptıklarını bilmediğini,
İkinci Cumhuriyetçi diye nitelendirdikleri kişileri ne şekilde köşeye sıkıştırdıklarını
bilmediğini ve hiçbir ilişkisinin olmadığını,
Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ ve Emre GÜLALTAY arasındaki ilişkisini
hiç bilmediğini ve ilk defa burada duyduğunu,
Tape :1747, 05.01.2008 günü saat : 23.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN/Sedat...?
ile Murat...7/E.GÜLALT AY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşme sırasında yanında bulunan Sedat'ın Murat'ın kardeşi olduğunu, Çin"de ki et
entegre tesisinde üretilen sucuk için sucuk tozu istediklerini, bununla ilgili görüşme olduğunu,
tozları yanma aldın mı? Diye derken sucuk tozundan kastedilmekte olduğunu, görüşmeyi
Yeşilköy Havalimanında yaptığını ve Sedat ile de havalimanında görüştüğünü,
Süleyman ÖNALA'yı şahsı tanımadığım, ERHAN DAŞGIN'm Ayhan DAŞGIN'm
abisi olduğunu, Binbaşı olduğunu bildiğini ancak hiçbir ilişkisinin olmadığını ve tutuklanması
sonrasında serbest kalması için bir çalışma yapmadığını, Sadece avukat temin etmek için
kardeşi Ayhan ile birlikte birkaç avukat ile görüştüklerini, onun haricinde görüşmediklerini ve
hatırlamadığını,
Tape :1731, 28.12.2007 günü saat:16.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan
DAŞGIN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Ayhan DAŞGIN'm Erhan DAŞGIN'm kardeşi ve çok eski bir arkadaşı olduğunu,
Ayhan DAŞGIN'm söylediği 2007/483 sayılı dosyasının konusunun tutuklu kardeşi Erhan
DAŞGIN ile ilgili olduğunu, bu sırada televizyon toplantısında olup bu nedenle bu şekilde
söylediğini,
Tape :1732, 28.12.2007 günü saat:16.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Lütfü
İŞBULAN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Özel Kuvvetlerden tutuklu olan Erhan binbaşının kim olduğu hususunda görüşme ile
ilgili avukatından yardım istediğini, Herhangi bir şey yapmadığını, Ayhan"m Lütfü bey ile
görüşecek olduğunu, Ancak sonucu bilmediğini, Erhan Binbaşı'nm davasını Ayhan DAŞGIN
söylediği için takip ettiğim, Lütfü İŞBULA^â^ÇffîS^Binbaşımn davasına bakan
mahkemeyi sormasının sebebinin Ayhan DAŞGIN hangi mahkemede olduğunu sorduğunu ve
kendisinin de Lütfü beye sorduğunu,
Tape :1742, 02.01.2008 günü saat : 16.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan
DASGIN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Ayhan DAŞGIN'ın bahsettiği ve kendisinin yapmayı düşündüğü olayın görüşmede
avukat diyeceğime komutan demiş olduğunu ve aslında komutanlarla görüşmediğini,
komutanlarla görüşmediğini, komutanların yapacağı zaten bir şey olmadığını ve mahkemeye
intikal etmiş bir olay olduğunu, görüşme yaptığı telefondan görüşmemek istemesinin
sebebinin o an araç kullandığı için o yüzden görüşmek istemediğini, telefonunun dinlendiğini
kimseden öğrenmediğim, hissediyor olduğunu, gizliliğin korunmasının anayasal hakkı olduğu
için rahatsız olduğunu, BUSINESS TV'yi sadece para kazanmak için satın aldığını, ticaret
yaptığını,
Tape :1593, 24.10.2007 günü saat : 20.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y Şahıs
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi yaptığı şahsı tanımadığını, görüşmenin içeriğini de hatırlamadığını, Tape :1625,
13.11.2007 günü saat:11.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki telefon
görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Meltem'in televizyonunda çalışan bir işçi olup halen TV'de
çalıştığını, Stelle'nm Semih SADİ'nin annesi olup başka bir ilişkisinin olmadığunu,
görüşülmesi gereken her şeyi görüşüyoruz demesindeki kastın avukat grubu ile oturdukların
ve görüştüklerini,.
Tape :1626, 13.11.2007 günü saat:11.53 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan
AY GÜN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hakan AYGUN'ün televizyon kanalında eskiden genel yayın yönetmeni olup şu an
nerde olduğunu bilmediğini, bahsedilen şirketin Business Tv kanalının merkezi olduğunu,
görüşmede ismi geçen Semih'in ortağı, Carı ATAKLI ise eski genel yayın yönetmeni
olduğunu, İş ilişkisi olduğunu, kimleri nereden kurtarmaya çalıştığı hususunda, Ortağını
avukatları ile birlikte polisten kurtarmaya çalıştığını ancak kurtaramadığını, Hakan
AYGUN'ün kendisinden nereye el koymasını istediği hususunda, Busines Tv'nin genel yayın
yönetmeni olmak istediğinden televizyonuna el koymasını yani satın almasını istemiş
olabileceğini,
Tape :1628, 13.11.2007 günü saat:12.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Fatih....(VOLKAN) arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Av.Fatih VOLKAN olduğunu, Avukat müvekkil ilişkisi
haricinde başka bir ilişkisinin olmadığını, Operasyon erken olunca avukat Fatih'e telefonla
ulaşıp olaya bakmasını söylediklerini, Fatih'i Meltem'in çağırdığım, ancak neden çağırdığım
bilmediğini, Meltem"in yetkili olmasa da bir şeyler yapmaya çalıştığını, Semih SADF'nin
kanalın diğer ortağı olup Metin"in ise babası olduğunu, Metin'in ortaklığının olmadığını,
kanaldakilerin hangi işlere fazla bulaşmamasını istediği hususunda, Televizyona çıkacak
yayma kimseyi bulaştırmak istemediğinden bu şekilde söylediğini,
Tape :1629, 13.11.2007 günü saat:12.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Konunun yargıya intikal etmiş bir konu olduğunu, bununla ilgili hiçbir şey
konuşmak istemediğini, Yalnız buna bir açıklama getirmek istediğini, savcı ile konuşacağım
derken emekli savcı olan Ali TURAN'ı kastettiğini,
Tape :1630, 13.11.2007 günü saat: 12.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
BAYAN/SAMİ KILIÇ arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Emekli savcılarla ve hukuk müşavirlerimizle oturup durum değerlendirmesi
Tape :1631, 13.11.2007 günü saatl4.ll sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
Meltem/Estella arasındaki, Tape :1632, 13.11,2007 günü saat:15.17 sıralarında Hayrettin
ERTEKİN ile Meltem arasındaki, ,Tape :1634, 13.11.2007 günü saat:16.45 sıralannda
Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1637, 13.11.2007 günü saat:17.57
sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasmdaki,Tape :1638, 13.11.2007 günü saat:
18.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki ,Tape :1639, 13.11.2007 günü
saat:18.20 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1641, 13.11.2007 günü
saat:19.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X_ ŞAHIS arasındaki, Tape :1643, 13.11.2007
günü saat:21.01 sıralannda Hayrettin ERTEKİN/Fatih ile Meltem arasındaki, Tape :1644,
13.11.2007 günü saat:21.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN/JACK arasındaki,
Tape :1645, 13.11.2007 günü saat:21.15 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Baruh KOHEN
arasındaki Tape :1647, 13.11.2007 günü saat:22.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasındaki, Tape :1648, 13.11.2007 günü saat:22.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
H.. A., arasındaki, Tape :1649, 14.11.2007 günü saat:09.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
X ŞAHIS arasındaki, ,Tape :1651, 14.11.2007 günü saat:11.42 sıralarında Hayrettin ERTEKİN
ile X BAYAN arasındaki, Tape :1653, 14.11.2007 günü saat: 13.38 sıralannda Hayrettin
ERTEKİN ile Ediz AYDIN arasındaki, Tape :1659, 14.11.2007 günü saat:22.52 sıralannda
Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1659, 14.11.2007 günü saat:22.52 sıralannda
Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1661, 15.11.2007 günü saat:20.15 sıralarında
Hayrettin ERTEKİN ile H..A.. arasındaki, Tape :1664, 16.11.2007 günü saat:19.17 sıralarında
Hayrettin ERTEKİN ile Osman..? arasındaki, Tape :1666, 16.11.2007 günü saat:21.51
sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Z.. C. arasındaki, Tape :1667, 16.11.2007 günü saat:21.53
sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki, Tape :1668, 16.11.2007 günü
saat:21.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Osman..? arasındaki telefon, Tape :167Ö/1671,
21.11.2007 günü saat:12.25 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSA gönderdiği mesaj,
Tape :1676, 22.11.2007 günü saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ziya...? arasındaki
telefon görüşmesi, Tape :1677, 24.11.2007 günü saat:22.02 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
E.. Ç.. arasındaki, Tape :1678, 26.11.2007 günü saat:15.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
H... A.. arasındaki, Tape :1619, 30.11.2007 günü saat : 12.05 sıralarında Hayrettin ERTEKİN /
X Bayan ile Hamdi arasındaki, Tape :162ö„ 30.11.2007 günü saat : 14.18' sıralannda Hamdi...?
/ Abuzer...? ile X Bayan / Feyyaz...? arasındaki, Tape :1622, 30.11.2007 günü saat : 15.39
sıralarında Hamdi...? ile X Bayan / Y Şahıs / H.. M..arasındaki Tape :1623, 30.11.2007 günü
saat: 17.17 sıralannda Hamdi...? ile X Şahıs / Ahmet...? arasındaki Tape :1688, 04.12.2007
günü saat:19.27 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ediz...? arasındaki, Tape :1704, 10.12.2007
günü saat:19.§4 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.. ÖZ... arasındaki, Tape :1706,
12.12,2007 günü saat:15.55 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile L... arasındaki, Tape :1729,
28.12.2007 günü saat:14.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö.. asındaki, Tape :1734,
28.12.2007 günü saat:20.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon
görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu konunun yargıya intikal etmiş bir konu olduğunu, bununla ilgili hiçbir şey
konuşmak istemediğini,
Tape :1598, 29.10.2007 günü saat .22.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Turgay
arasındaki, Tape :1617, 13.11.2007 günü saat : 10.18 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile N...
A... arasındaki, Tape :1627, 13.11.2007 günü saat:11.59 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasındaki, Tape :1657, 14.11.2007 günü saat:18.46 sıralannda Hayrettin ERTEKİN
ile A., arasındaki, Tape :1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
P.. arasında^, Tape :1680, 26.11.2007 günü saat:21.46 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
Ü..K.... dıa^ndakı/Tape :1684, 02.12.2007 günü
saat:12.05 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile S... K.. arasındaki, Tape :1685, 02.12.2007 günü
saat:12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile S.... K.....' a gönderdiği mesaj, Tape :1686,
02.12.2007 günü saat:12.38 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in H...'a gönderdiği mesaj, Tape
:1687, 02.12.2007 günü saat:12.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H.... arasındaki, Tape
:1698, 07.12.2007 günü saat:14.18 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile M... D...arasındaki,
Tape :1701, 10.12.2007 günü saat:12.43 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile H.. arasındaki,
Tape :1702, 10.12.2007 günü saat:12.44 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile P... arasındaki,
Tape :1760, 11.12.2007 günü saat:11.37 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile V.. arasındaki,
Tape :1705, 11.12.2007 günü saat:18.23 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile P.... arasındaki, ,
Tape :1707, 12.12.2007 günü saat:20.12 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın
arasındaki, Tape :1708, 13.12.2007 günü saat:12.34 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y....
Ö.. arasındaki, Tape :1709, 14.12.2007 günü saat:14.46 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Şahsın arasındaki, Tape :1717,
25.12.2007 günü saat: 12.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki, Tape
:1719, 25.12.2007 günü saat:12.15 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile H............... arasındaki,
Tape :1721, 25.12.2007 günü saat:12.21 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... arasındaki,
Tape :1722, 25.12.2007 günü saat:14.41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan
arasındaki, Tape :1763, 24.12.2007 günü saat: 16.28 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A.....
arasındaki, Tape :1764, 26.12.2007 günü saat:14.27 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
A....arasındaki, Tape :1771, 02.01.2008 günü saat:17.00 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile
Semra., arasındaki , Tape :1772, 02.01.2008 günü saat:17.36'da Hayrettin ERTEKİN ile
Semra., arasındaki, Tape :1775, 03.01.2008 günü saat: 13.45 sıralarında Hayrettin
ERTEKİN ile X Bayan arasındaki, Tape :1766,
28.01.2008 günü saat:11.31 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki
telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bunların özel şeyler olduğunu, hiçbirisine cevap vermek istemediğini, sorulann
ERGENEKON ile ilgili hiçbir alakası olmadığını,
Tape :1599, 31.10.2007 günü saat :16.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile x
BAYAN/HAYAT İ arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Hayati'nin Busines Tv'de güvenlik görevlisi olan Hayati
olduğunu, Kendisi televizyonda birilerine yani çalışanlara hakaret ettiğini öğrendiğini, İşten
kovduğunu, İşten çıktıktan sonra kendilerini tehdit ettiğini ve şu an nerde olduğunu
bilmediğini,
Tape :1602, 03.11.2007 günü saat : 12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali
arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Ali'nin Hatay'da olan bir dava ile ilgili kanalın avukatı olan Av.
Ali TURAN olduğunu, bu şahsa yardımcı olamadığını, şu an ismini hatırlamadığım kuyumcu
bir arkadaşını aramış olduğun, ancak herhangi bir şey yapmadıklarını,
Tape :1603, 03.11.2007 günü saat :12.29 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ahmet
arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hatay"da olan bir dava ile ilgili kanalın avukatı olan Av. Ahmet Y1LMAZCAN ile
görüştüğünü, Hatay'da avukat tanıdığı olup olmadığını sormak için aradığını, ancak bu şahsa
yardımcı olmadığını, Şu an ismini hatırlamadığı kuyumcu bir arkadaşının aramış olduğunu,
ancak herhangi bir şey yapmadıklarını,
Tape :1604, 03.11.2007 günü saat :13.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin avukatı olduğunu, bu olayı bana söyleyen kişinin Mustafa
KAYICIOGLU olabileceğini, bahsedilen dosya :çersinde
kardeşi veya bir akrabası
olduğunu söyleyerek yardım
islediğini, ancak kendisinin yardıı
r^
PKK terör örgütü itirafçısı olduğu bilinen ADİL TİMURTAŞ'ı tanımadığını, ismini
gazetelerden jitemci olarak duyduğunu, cezaevinde olduğunun yazılı olduğunu, herhangi bir
ilişkisinin olmadığını, Adil TİMURTAŞ'ın cezaevinde tutuklu olduğunu ve serbest bırakılması
için hiçbir çalışma yapmadığını, bir kere Lütfü Bey'e söylediğini ancak bakmadığını,
tanımadığı bir kişinin davasını avukatına söylemesinin sebebinin, yaşlı bir karısının geldiğim,
ismini bilmediğini, çok mağdur olduklarım söylediğini, isminin cezaevindeki gardiyanlar
tarafından "bu baba adamdır, yardımcı olur" diyerek verildiğini, kadının işyerine gelerek
ağladığım, ancak yardımcı olamadıklarını,
Tape :1606, 05.11.2007 günü saat : 12.07 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı şahsın Avukatı Lütfü Bey olduğunu, Adil'in karısının yanında
olduğundan öyle konuşması gerektiği için böyle konuştuğunu, Avukatı ile görüştüğünü, hala
içerde diye bahsettiği Adil'in kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu, hangi suçtan
dolayı içerde olduğu hususları sorulduğunda; Adil'in neden içerde olduğunu bilmediğini,
Başkan diye hitap ettiği kişi, bahsettiği hangi çocuğun kim olduğu, burs işini ne şekilde
hallettiği hususu sorulduğunda; yetim, kimsesiz bir çocuk olduğunu ve buna burs verilmesi
için kendisine söylediğini, ismini hatırlamadığını, defterinde yazılı olduğunu, Tanımadığını
beyan ettiği bir şahıs için cezaevine ziyaretine gitmesini söylemesi sorulduğunda; ziyarete
gitmeyi düşünmediğini, avukatının ziyarete gitmesini istediğini, yanlış anlaşılmış olduğunu,
Tape :1700, 09.12.2007 günü saat: 15.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ertan..?
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Adil'in hanımını getiren kişinin Ertan olduğunu, soyadını ve ne iş yaptığını da
bilmediğini, samimi bir kişi olduğunu, Fatih'te oturduğunu, Ertan'ın abisi ile Adil'in aynı
cezaevinde yatıyor olduklarını, cezaevine ziyaretine gittiğinde kadınla karşılaşmış olduklannı,
cezaevindeki bir gardiyanda Ertan'a kadını Hayrettin ERTEKIN'in yanma götür dediğini,
onların da yanma geldiklerini, Ertan ile telefonda değilde yüzyüze görüşmek istemesinin
sebebi hususunda, Para vermek için yanın çağırdığını, kdmm biletini alıp memleketine gönder
diyerek yanma çağırmış olduğunu,
Tape :1765, 23.01.2008 günü saat:13.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Mehmet..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Mehmet'i, Bülent ARSLAN'm 2004/254 sayılı dosyasının ne ile
ilgili olduğu, Adil Timurtaş'm Mehmet'i yanma göndermesinin sebebi hususunda,
tanımadığını, sadece telefonda konuştuğu kadar, yani gelmeyin dediğini,
Tape Tape :1611, 12.11.2007 günü saat: 14.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Mustafa Ethem ERDAĞI arasındaki, Tape :1612, 12.11.2007 günü saat : 15.02 sıralarında
Hayrettin ERTEKİN ile Ali.....? arasındaki, Tape :1674, 22.11.2007 günü saat:15.16
sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M., arasındaki, * Tape: 1813, 21.02.2008 günü saat:13.35
sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.E.ERDAĞI arasındaki, Tape :1726, 27.12.2007 günü
saat: 16.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki, Tape :1727, 27.12.2007
günü saat:16.34 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki, Tape :1728,
27.12.2007 günü saat: 19.19 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin/X ŞAHIS arasındaki
telefon görüşmeleri okunup sorulduğunda;
Cevap vermek istemediğini,
Tape :1669, -20.11.2007 günü saat:18.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin
..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in o an için terbiyesizlik ettiğini.
Tape :1682, 30.11.2007 günü saatB.lO şualarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin avukatı Lütfü Bey olduğunu ancak konuyu
hatırlamadığını,
Tape : 1730, 28.12.2007 günü saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile
Nurettin arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin arkadaşı Nurettin olduğunu, Kendisinin Lale'lide otel
işlettiğini, Otelin adım bilmediğini, Nurettin'in Bursa ilinde bir arkadaşının bir davası
olduğunu ancak Konusunu bilmediğini, AnKara'dan bir avukat dava ile ilgili 100 bin dolar
istemiş olduğunu ve İstanbul'dan ismini söylemek istemediği bir avukatla görüştüğünü, 50 bin
veya 48 bin dolara takip edeceğini söylediğini ve Onunla ilgili yapılan bir görüşme olduğunu,
Tape :1735, 30.12.2007 günü saat:İ3.47 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Nurettin
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu olayıN, Veli isimli kişinin 5 bin dolarlık altın aldığını, 25 bin dolar avukata para
vereceğim dediğini, 25 bin doları da vermeyip dava sonunda vereceğini söylediğini, Bu
iyiliğe karşılıkta sizden altın alayım sizde kar etmiş olursunuz dediğini, Ancak kabul
etmediğini, Avukata parasını vermesini söylediğini,
Tape :1738, 31.12.2007 günü saat:13.22 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Hakan
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hakan ile özellikle sabit numaradan görüşmek istemesinin sebebinin hakan"m
Tayland ülkesinde işçisi olduğunu, cep telefonundan aradığı için çok para yazdığını, Onun
için sabit telefondan aramasını istediğini,
Tape :1737, 31.12.2007 günü saat:13.07 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile
Şehmuz arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Şehmuz"un Hatay'dan arkadaşı olduğunu, Gıda malzemesi ithalatı yaptığını, Konuyu
hatırlamadığını,
Tape :1776, 08.01.2008 günü saat:15.14 sıralarında Ali..? ile X Şahsın arasındaki
telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hiç haberi olmayıp, kimin görüştüğünü bilmediğini,
Tape :1743, 03.01.2008 günü saat : 11.03 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Ali—?
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Sadık isimli şahsın Ankara'da avukatlık yaptığını, Ali'ni de onun sekreteri olduğunu,
Cep telefonu kulaklarıma zarar verdiğim ve Ofiste olduğum zaman ofisten aramasını
söylediğini, onunla ilgili olduğunu,
Tape: 1777, 06.02.2008 günü saat: 10.20 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile
Nurettin yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bahsettiğim olayla ilgili davaya bakan avukatın parasını vermediklerini, arada
kaldığını, kaporayıda kendisinin verdiğini, mağdur olduğunu, onun için kızdığını, bu şekilde
konuştuğunu,
Tape:1802, 19.02.2008 günü saat:17.S9 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Hakan
isimli şahsın yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Yurt dışına seyahate gidecek ve Vize alınacağım, Görüştüğü tarihten bir hafta önce
gideceklerini, Vizeciye para verilip biletlerin alınacağını,
Tape: 1803, 19.02.2008 günü saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Hakan
arasındaki, Tape :İ712, 19.12.2007 günü saat:12.07 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile
Şehmuz..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmelerin vize ils alakalı olduğunu,
Tape :1618, 30.11.2007 günü saat : 22.31 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile
Musa......? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırlamadığım, espri içerikli olduğunu,

Tape :1713, 19.12.2007 günü saat:12.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile


Şehmuz..?/Hakan..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hakan isimli şahıs vizeci olduğunu, soyadını şu an hatırlamadığını, Ali isimli
arkadaşı ile Çin'e gideceklerini, ancak vize formuna isimler yazılırken Hakan isimli şahıs
yanlış yazıldığını, vize çıkınca yanlış çıktığı için bu şekilde konuştuklarını,
Tape :1594, 26.10.2007 günü saat : 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmenin içeriğin tam olarak hatırlamadığını, ama ihalelerin Kürtlere
verildiği ile ilgili bir imada bulunmuş olduğun, konuştuğu kişinin kim olduğunu şu an
hatırlamadığını, televizyonunun yemek ihalesi ile bir yemek şirketinin arasında geçen
konuşma olduğunu,
Tape :1636, 13.11.2007 günü saat:17.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Lokman arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Lokman isimli şahsın soyadının YILMAZ olup Al Nalburiye'nin sahibi
olduğunu, kendisine fakir birini yolladığım, yardım yapmasını istediğini, gelen şahsın
ismini şu an hatırlamadığını,
Tape : 1689, 05.12.2007 günü saat: 12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Tarık...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Tarık isimli şahsın televizyonda teknik büroda çalışan biri olduğunu, RTÜK ile
ilgili bir konu ile ilgili göraşecek ve kendisine notlar söyleyecek olduğunu, bu notlann o
an masasında olduğunu ve bu yüzden ofisinden aramasını istediğini, çünkü o an araba
kullanıyor olduğunu,
Tape : 1762, 12.12.2007 günü saat:11.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Bayan arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı şahsın Milli Savunma Bakanı Vecdi GÖNÜL'ün sekreteri
olduğunu, bakanlığa gitmesinin uygun olmaması hususunda, gelen gidenin çok
olduğunu, istediği zaman görüşemediğini, dışarıda görüşmenin uygun olacağını
düşündüğünü, nizamiyeden girmek istemesinin yani kimlik bırakmak istememesi
hususunda, 20 yaşındaki çocuğun ceketini çıkar, kemerini çıkar, telefonu bırak şeklinde
talimat vermesinin canını sıktığı için bu yüzden nizamiyeden girmek istemediğini,
bakanla hangi konu ile ilgili konuşmak istediği hususunda, özel bir konu olduğunu,
Tape :1723, 26.12.2007 günü saat:11.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nuri..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Uzadıkça uzayan bir konu olduğunu,
Tape :1724, 26.12.2007 günü saat: 16.21 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali
T— arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Demirtaş diye bahsedilen kişinin Ali TURAN olup Business Tv'nin hukuk
müşaviri ve Demirtaş elektronik şirketi olduğunu, alım satım ile ilgili görüşmüş
olduğunu, telefonda söylemek istememesinin sebebinin ise ticari sır olduğu için ve
telefonları dinlendiği için bu şekilde söylediğini, ne ile ilgili ücret konuştuğu hususunda,
televizyonun bartır ve reklâm konusu ile ilgili yani ticari mesele olduğunu,
Tape :1767, 31.01.2008 günü saat:17.29'da Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin..?
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmenin Bulgaristanlı Sedat ile ilgili olduğunu,
Tape :1770, 02.01.2008 günü saat:15.14 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Şahsın arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırlamadığını,
Tape :1773, 03.01.2008 günü saat:11.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
Şahıs/Sadık..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin emekli bir hakim olduğunu, Avukat oğlunun bürosunda
ortak çalıştıkları avukat NaiF'in avukatı olduğunu. Onunla ilgili Bursa ilindeki mevzu
olduğunu,
Tape :1739, 31.12.2007 günü saat : 15.01 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurcan.........? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Nurcan hemşire olup Balıkesir ilinde görev yaptığını, bu
şahsın Yeğeninin birini bıçaklayıp ceza aldığını ve Avukat Ali Bey"in davasına baktığını,
Kararın onandığını, onunla ilgili görüştüklerini, GökseF'in Nurcan hemşirenin yeğeni
olduğunu, İki senelik cezalarla ilgili af çıktığını, üç sene ne şekilde beklettikleri konusunun,
Avukatın söylediği bilgileri kendisine aktarması olduğunu,
Tape :1741, 02.01.2008 günü saat : 10.36 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile S... A.,
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırlamadığını,
Tape :1744, 03.01.2008 günü saat : 18.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ş.. Y..
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Şamil YAKUT'un Kendisi avukatı olup Nail Bey ile birlikte çalışan kişi olduğunu,
gideceği yeri telefonda söylemek istemesinin sebebinin güvenlik açısından söylemediğini ve
Günaydın restauranta gittiklerini.
Tape :1746, 05.01.2008 günü saat: 12.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nail ...?
arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
NaiF'in avukatı olduğunu Veli"nin hernşerisi olduğunu, Televizyon imalatı ve yerli
bir marka telefon imalatı yaptığını, Veli'nin bir davası ile ilgili bir araya gelmiş olduklarını,
isim vermemesi istemesinin sebebi hatırlamadığını, bir abimiz diye bahsettiği şahsı
hatırlamadığını, iki aydır avukat gitmeyen şahsın veli"nin söylediği ismini bilmediği ve
tanımadığı kişi olduğunu,
Nispetiye mahallesi Doğankent Lale €1 Blok No: 10/4 ve çatı katı Beşiktaş
adresinden el konulan cd-disket-harddiskler-kasetler-fişekler-belgeler- GÜLTEKİN KESKİN
adına tanzimli pasaport ve GÜLTEN TATAR adına tanzim sürücü belgesi-belgeler
sorulduğunda;
Cd, disket ve harddiskler için; Hiçbir suç unsuru olmadığını, bunların 1996 yılında
yaprlan soruşturmada el konulan beraat ettiği davada mahkemenin iade ettiği, üst deposunda
bulunan unutulmuş kalmış işe yaramaz disket ve hard disketler olduğunu, kasetlerin içeriğini
bilmediğini,
Fişekler için; Ava gittiğini, ava merakı olduğunu, numune olarak geldiğini, 4 adet
fişeğin ise evinde daha önce kalan ruhsatlı silaha ait olduğunu,
Belgeler için; Televizyoncu olduğundan askeri personele daha rahat ulaşabilmek için
yönetim kurulu üyesi generallerden birisinin getirdiğini, Ancak hangisinin getirdiğini
bilmediğini, Bunların yasak bilgiler olmadığını,
Başkalarına ait belgeler için; 13-14 sene önce şirketinde müdür olarak çalışan Gülten
Tatar'a ait olduğunu, Bu kişilerin aynı kişiler olduğunu ve zamanında yanında çalıştıklarını,
evrakların arasında geldiğini, ancak yenisini çıkarttığını, hiçbir şeklide kullanmadığını,
Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet Apartmanı No:69 Şişli Sayılı
İkametinden el konulan cd-disket-harddiskler- Gizli Kameraîar-6136 sayılı kanun kapsamında
değerlendirilebilecek maîzemeler-belgeler sorulduğunda;
Cd, disket ve harddiskler için; Bu adresin kiracısı olan Fevzi BIYIKLF'ya ait
olduğunu, Fevzi BIYIKLF'nm akrabası, Yurt dışından ithalat yapan ve elektrik elektronik
üzerine iş yapan birisi olduğunu, Şu anda Çin"de olduğunu bildiğini, Evin anahtarının
kendisinde de olduğunu, bazen gidip ancak kullanmadığını,

'■.-■/^

Gizli kameralar için; gizli kamera olmadıklarını, bunların alım satımını yani ithalatını
yaptıklarını, Onlardan iki tane değil bolca olduğunu, numune olup kurulu falan olmadığını,
Ambalajlarında bulunmakta olduğunu,
6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler için; Bunların hepsini
Çin"den ithalatını yaptıklarını, Çin"de fuarlarda topladıkları numuneler olduğunu,
Belgeler için; kara kuvvetleri atentli dokümanları bilgisayarda kendisinin çizdiğini, Kara
Kuvvetlerinin ambleminin değişeceğini ve bilgisayarda bunları yaparak gönderdiğini,
Sinanpaşa Mahallesi Köyiçi Caddesi Gürün Pasajı Ergold Kuyumculuk No:42 Beşiktaş
sayılı iş adresinden el konulan 6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler
sorulduğunda;
6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler için; Bu iş yerinin kendisine
ait olmadığını, iş yerinin Hayruliah ERTEKIN, Ediz AYDIN, Çağrı ERTEKIN adına şirket olduğunu,
Bu şirketin yönetimini Kaan DUT'a bıraktıklarını, Kendilerinin iş yerine gidip gelmediklerini, Çağrı
ERTEKİN"in öğrenci olduğunu, Ağabeyinin Kapalı çarşıda başka mağazaları olduğu için
gelmediğini, Ediz AYDIN"m da sene de bir hesap kontrolüne geldiğini, Bu malzemelerin de Kaan
DUT'un olduğunu,
Sinanpaşa Mahallesi Köyiçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 Beşiktaş sayılı iş yerinde
el konulan cd-disket-harddiskler-Ajanda- 6136sayıîı kanun kapsamında değerlendirilebilecek
malzemeler- -başka şahıslara ait belgeler-belgeler-cep telefonu ve sim kartlar-tarihi eser olduğu
değerlendirilen materyaller sorulduğunda;
Bu iş yerinin italyan oıtağı olan Tony VERGOVİÇ ile ortak kullandıklarını, Birde yan taraf
da bir oda olduğunu, Bulgaristan da bulunan şirketinin müdürü olan Ilyas KOCAARSLAN"m
kullandığını, Buralarda herhangi bir suç unsuru olmadığını, Yalnız atölye kısmında bulunan Glock
marka tabancanın Abdulmuttalip TUNÇ'a ait olduğunu,
Cd, disket ve harddiskier için; sorulan malzemelerin kendisine ait olduğunu ve Suç unsuru
bulunmadığını,
"NE TERÖR..!!BUNUN ADI İSYANDIR" başlıklı dokümanı kendisinin yazdığını,
düşüncelerin yazdığını,
Ajandalar-dokümanlar için; Ajandaların kendisine ait olduğunu, Necip HABLEMİTOĞLU
ile ilgili belgeyi internetten aldığını, Bu dokümanların çoğunun internetten mail adresine gelen
dokümanlardır, Lüzumlu gördüklerini print etmiş olabileceğini,
6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler için; Bu tabancaların kuru
sıkı ve şirkete ait olduğunu, Bir tanesinin antika olup çalışmadığını, Azerbaycan ülkesinden
getirdiğini, Fişeklerin kuru sıkı olduğunu, 50 adet fişeğin Ali"ye ait olduğunu, Telsizlerin iki tanesinin
kendi aralarında konuşan tolki tolki olduğunu, iki tane ticari teknesinin bulunduğunu, bunlar için
bulundurduğunu, Hiçbiri çıkışı olmadığını, Bir tanesinin de hava raporu için olduğunu, Gemilerde
bulundurulması gereken telsizler olup Ruhsatının bulunduğunu,
Ali Osman Akat ve Arzu Taştan ait belgeler için; Bu kişilerin şirket çalışanları olduğunu ve
belgelerin gerçek olduğunu, Alı Osman AKAT'm askere gideceğini onunla ilgili durduğunu, Diğer
bayan ehliyeti ve nüfus cüzdanını iş yerinin girişine cüzdan attıklarında içinden çıktığını, Pazartesi
günü de nüfus müdürlüğüne gönderecek olduklarını,
Cep telefonu ve sim kartlar için; Cep telefonu ve sim kartların kendisine ait olduğunu ve
Çalışanlara Anadolu"ya giderken hepsine telefon verdiklerini ve Onun için bulundurmakta olduğunu,
Tarihi eser olduğu değerlendirilen materyaller için; Bunların hiç birisinin tarihi eser olmayıp
vitrin süsü olduğunu,
Akatlar Mahallesi Nispetiye Caddesi Arzu 1 Apartmanı No:2 - 27-45 kat:2/13
Grande Maisson Emlak Danışmanlık Beşiktaş sayılı iş yerinde el konulan cd-disket-
harddiskler-fiash dik-belgeler sorulduğunda;
Cd, disket-flash disk ve harddiskler için; Bu bilgisayarların eşi Meltem Paçacı
Ertekin' e ait olduğunu,
Belgeler için; Eşi Meltem Paçacı Ertekin' e ait olduklarım,
Elde Edilen Ve 23 İle Numaralandırılan Cd İçerisinde Ceyhun Fikret Arat'in, 17
Numara İle Numaralandırılmış Cd İçersinde İlter Kuşoğlu'nun, 69 İle Numaralandmlmış Cd
İçersinde İstihbarat 117 Diye İsimlendirilen Bir Program İçin; Ceyhun Fikret ARAT'ın emekli
tümgeneral olup özgeçmişinin olduğunu, iş ile ilgili müracaatta bulunduğunu, eski tanıdığı
değerli bir komutan olduğunu, İlter KUŞOĞLU"nun Gümrük Başmüfettişliğinde çalışan kişi
olup Televizyonda yayınlanması için yazılar gönderdiğini ve bu yazıların olduğunu,
İstihbarat 117 ismi verilen programının, Türk Telekomun eski 118'e programı
olduğu, ama çalışmadığım ve bozuk olduğunu, Telefon aramak için internetten indirdiğini,
ancak çalışmadığını,
İş yerinden ve ikametinden el konulan ajandaların içersinde "Pakistanlı tuğ general
Sahad Kalenderoîğu 126 nolu oda" ve ""isviçrede dr. Bülen bey oral çelik'in arkadaşı" yazısı
ile ilgili; Pakistan Genel Kurmay Başkan yardımcısı olduğunu, İstanbuP'da Harp
akademilerinde okurken tanıştığını, Daha sonra Türkiye"ye ziyaretine geldiğinde otelde yer
ayırttırdığını, Bununla ilgili olduğunu, Bülent Bey"in İsviçre ülkesinde tıbbı malzeme
sattığını, Oral ÇELİK"in ise Ankara ilinde özel muayenesi olan doktor olduğunu, Kendilerinin
bir tıbbı malzeme getirdiklerini ve bununla ilgili not aldığını,
Bu tüm görüşmelerinin bir iş adamı sanayi olarak iş yoğunluğunun içinde yapmış
olduğu binlerce telefonlardan içinden seçilmiş suç isnat edilmeye yönelik olduğundan ailevi
örf adet ve geleneklerime uymayan konulara cevap vermediğini, Yüce yargının bunları
açıklamasını isterse açıklayabileceğini" beyan etmiştir.
b)-Savcılık ifadesinde;
"Emniyette vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, ERGENEKON terör örgütü
soruşturması kapsamında gözaltına alındığı VEDAT YENERER'i televizyoncu olması
nedeniyle CAN ATAKLI'nın yerine televizyona almasının söz konusu olduğunu ve isminin
geçtiğini, ancak yönetim kuruluna ismi sunulduğunda biografisini gördükten sonra ekonomi
kanalı oldukları için Vedat YENERER'i kabul etmediğini,
Ertekin Kuyumculuk Limited Şirketinin %80 hissesine sahip olduğunu, şirketin %20
hissesinin abisi Hayrullah ERTEKİN'e ait olduğunu, Business Chanel TV'nin %80 hissesine
sahip olduğunu ancak RTÜK yasasına göre %25 ten fazla hisse olamayacağı için kardeşleri
arasında bölüştüklerini, ancak gerçekte %80 inin kendisine ait olduğunu, , Çin'de BALESTRA
isimli elektrik elektronik ithalat şirketinin %50 ortağı olduğunu, diğer yüzde %50 hissenin
Çinli ortağına ait olduğunu, Tayland'da ISHAK SILVER şirketinin %80 ortağı olduğunu,
%20'sinin Hakan ÇîÇEK'e ait olduğunu, ayrıca Balıkesir Ayvalık ilçesinde Şeytan Sofrası
yolunda Süner Vilîarmda bir yazlığı. ULUS'TA bir apartman dairesi ve 34 V 2109 PLAKALI
1998 model BMW marka aracının okluğunu, ayrıca BAĞ-KUR dan emekli olduğunu, 870
YTL emekli maaşının bulunduğunu, 0542 433 07 71 numaralı cep telefonunun olduğunu, bu
ana kadar 1996 yılında bir kredi kartı kullanımından dolayı 3 ay tutuklu kaldığını, İstanbul
l.Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/187 Esas sayılı dava dosyasından yargılandığını, ancak
yargılama neticesinde beraat ettiğini,
Arama sırasında ele geçirilen siyah renkli ajanda içerisinde "Nöbetçi Amiri Tuzla Da
Teğmenleri 1972 Muzaffer Tekin Sarışın Tuzla'da Babası Mit'te Çalışıyordu Salih Raşit
Tekin" şeklindeki not yazısı ile ilgili olarak : -"
Televizyonunun haber müdürü ALI BOLKAN'm hatırladığı kadarıyla Danıştay
saldırısı sırasında Muzaffer TEKİN'in arandığı sırada, kendisini arayarak MUZAFFER
TEKİN ile ilgili haber yapacaklarını, söylediğini, bunun üzerine emekli general KAYA
VAROL'u aradığını, bu kişi ile ilgili bilgi sorduğunu, telefonda vermiş olduğu bilgileri not
ettiğini, bu notların o notlar olduğunu,
Semih Tufan GÜNALTAYT tanımadığını, EMRE GÜNALTAYTN da aranıp
aranmadığını bilmediğini, EMRE'nin SEMİH'in kardeşi olup olmadığını da bilmediğini,
Çin'de 3 ay önce bir fuarda karşılaştıklarını ve Çin'de tercümanlık yapan MURAT KILIÇ'm
teyzesinin eşi EMRE GÜLALTAY olduğunu, kendisine "Çin'de Çin Türk İşadamları Derneği
kuruyorum, bizim derneğe yardım yaparmısmız" dediğini ancak kendisinden hoşlanmadığı
için kabul etmediğini,
TUNCAY GÜNEY'i tanıyıp tanımadığı onunla birlikte belge hazırlayıp
hazırlamadığı ile ilgili olarak sorulduğunda:
Emniyette ilk sorulduğunda Tuncay GÜNEY'İ hatırlamadığını ancak daha sonra
ajandasında ismi olduğu söylenince ajandasmdaki yazıyı gösterdiklerinde hatırladığını,
Tuncay Güney'in gazeteci olduğunu ve 15 yıldır görmediğini, kesinlikle birlikte herhangi bir
rapor yazmadığını, 11 sayfalık rapor yazıp kendisine vermediğini, zannederse söz konusu
raporun 2002 yılında yazıldığını, bu raporla herhangi bir ilgi ve alakasının olmadığını,
belgenin çıktığı harddiskin kendisine ait olduğunu ancak 1996 yılından beri bu harddiski
kullanmadığını, internette dolaşırken o belgeyi indirmiş olabileceğini,
www.develi.org/yonetimkurulu.html adresinde yazılı bilgilerin daha önce polis
tarafından öldürüldüğü iddia edilen EVRENSEL muhabiri METİN GÖKTEPE tarafından
yazılmış olan bilgiler olduğunu, böyle bir sitesinin olmadığını, bu bilgileri kendisinin
girmediğini, asla bunu kabul etmediğini, bu olayla ilgili Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına suç
duyurusunda bulunduğunu,
İletişim tespit tutanakları ile ilgili olarak, 02/11/2007 tarihli "Abi Hayırlı Akşamlar,
En İyi Kürt Ölü Kurttur Dr.H.Ertekin" SMS mesajı ile ilgili sorulduğunda:
Sahibi olduğu Business Channel'da bu mesajdan 2-3 gün önce Can ATAKLF'nm
kendisinin haberi olmadan yabancı bir sinema filmini kürtçe altyazılı olarak yayınlattığını, 11
dakika yayında kaldıktan sonra Ankara'dan Tümgeneral YALÇIN ÖZÇER'in aradığını ve
kanalına böyle bir yayının yakışmadığını söylediğini, hemen devreye girip yayını kestirdiğini,
müzik koydurduğunu ve ertesi günde Can ATAKLI'nm işine son verdiğini, bunun üzerine
gazetelerde Can ATAKLI'nm işine son vermesinin polemik konusu olduğunu, TSK terörle
mücadele ederken böyle bir yayma müsade etmeyeceğini, yayın ahlakına uymayacağını,
dikkat etmesi gerekirken böyle bir yayma izin vermesi uygun olmaz diyerek işine son
verdiğini, ondan sonra PKK'dan mail adreslerine telefonlarına tehdit mesajlarının geldiğini,
çocuğunu kaçıracaklarını, arabasını bombalayacaklarını belirterek ana avrat küfürlü mesajlar
geldiğini, hakaret eden kişilere karşılık olarak bu mesajı EN İYİ KÜRT ÖLÜ KURTTUR
şeklinde gönderdiğini, ayrımcılık yapmadığını, anasına avradına küfürlerinden dolayı böyle
bir karşılık verdiğini,
04/11/2007 tarihinde X şahısla yapmış olduğu görüşmedeki ERCÜMENT isimli
şahsın kim olduğu ile ilgili olarak:
Şuanda kim olduğunu hatırlamadığını,
09/11/2007 tarihli GÜLER KÖMÜRCÜ ile X şahsın yaptığı görüşme ile ilgili
olarak:
Öğrendiğine göre X şahıs emekli tümgeneral olduğunu, uygunsuz olmayan şeyler
konuşmuş olduklarını, onlarla ilgili görüşmeye şahit olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ'yü
tanımadığını, bildiği kadarıyla Güler KÖMÜRCÜ'nün Amerika'ya çalışan ajan bir gazeteci
olduğunu, görüşmedeki "BİR NUMARAYI" tanımadığını, kim olduğunu bilmediğini, herkes
olabileceğini, emekli tümgeneral Rıfkı DURUSOY'u tanımadığını,,
14/11/2007 tarihli Çağla GÜLEÇ ile yaptığı görüşmede DERİN DEVLET ile ilgili
konuşma içeriği ile ilgili olarak:
Tamamen şaka içerikli yaptığı bir görüşme olduğunu, telefonların dinlenmesi ile
ilgili olarak özel merakı olduğunu, bu nedenle öğrendiğini, Çin'de NOKİA telefonlara
yüklenen bir program olduğunu ve bu program sayesinde telefonun dinlenip dinlenmediğini
anlayabildiğini,
12/12/2007 tarihli Kaya VAROL ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak: Karşılıklı olarak sohbet
babında yapmış olduğu bir görüşme olduğunu, 22/12/2007 tarihli saat 22:12 de yapmış olduğu
telefon görüşmesi ile ilgili olarak: Bu görüşmeyi şu anda tam olarak hatırlamadığını ancak
Tümgenaral KAYA VAROL ile yapmış olabileceğini, bu görüşmedeki "ihtilal, muhtıra"
sözlerinin Kuzey Irak ile ilgili olduğunu, asker arkadaşlarla bir araya geldiklerinde bu tür
konuşmalar yaptıklannı, strateji sosyal bilimlerine meraklı olduğunu, kendi yaptığı yorumlar
olduğunu, başka birisini bağlayacak konular olmadığını, herhangi bir şekilde ihtilal
yapılmasını muhtıra verilmesini istemiş olmadığını, böyle şeylere karşı olduğunu, demokratik
düzene bağlıyı olduğunu, konuşması içerisinde geçen "Örtülü Paramız Var" tabirinin kanal için
ayırmış olduğu para ile ilgili olduğunu, KONYASPOR'da Ünal KARAMAN diye bir arkadaşı
olduğunu ve konuşma içerisinde geçen şahsın o olabileceğini, konuşması içerisindeki "YÖK
gitti, diğerleri gitti" şeklindeki konuşmasının gazetelerde çıkan yorumlarla ilgili görüşmeler
olduğunu, Aytaç Grubundan kastının Aytaç YALMAN ve grubu olduğunu, onların ihtilal
yapacak olduklarını, orada bahsettiği gazetelerde çıkan olaydan ibaret olduğunu, hatırladığı
kadarıyla NOKTA dergisinde çıkan haberlere ilişkin olduğunu, konuşması içerisinde geçen
"psikolojik hareketa bişeyler yapalım diye kanalı aldık" tabirinden anlaşılması gerekenin
ülkemizi ekonomik açıdan güçsüz gösterdiklerinden dolayı Ülkemizi sürekli terörle
özdeşleştiren yayınları yapanlar olduğu için olumlu ekonomik olarak psikolojik hareket
yapmak istediğini belirttiğini, KANALTURK'ün yaptıklannı terörist bir faaliyet olarak
gördüğünü, asla tasvip etmediğini, Türkiye'nin geleceğine dinamit koyduklannı düşündüğünü,
24/12/2007 tarihindeki mesengerla görüşme yapma isteğinin eşi ile ilgili olduğunu, o gün
kulaklanna ilaç damlattığını, kendisine mesenger'ı açmasını söylediğini, 31/12/2007 tarihli
telefon görüşmesi ile ilgili olarak:
Bu görüşmeyi YILMAZ KIRICI ile yaptıklannı, kendisinin Ankara Etlikte eczacılık
yapıp öz dayısının oğlu olduğunu, Yalçın Paşa'nm Buzines Chanel'm yönetim kurulu üyesi
olan Yalçın ÖZÇER olduğunu, Ali Beyin ALİ BARANSEL olduğunu, yönetim kurulunda
bulunduğunu, kendisini müsteşarlığa yakıştırdıklan için televizyonun müsteşan diye hitap
ettiklerini, hükümetin yaptıklannı beğenmediğini, tasvip etmediğini, onlara destek verilmesi
için o şekilde konuştuğunu, bu operasyonu da çok olumlu bulduğunu,
03/01/2008 tarihli EMRE GÜLALTAY ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak: Genelde EMRE
GÜLALTAY'm kendisini aradığını, bahsettiği gibi Çin'de karşılaşmış olduklannı, EMRE
GÜLALTAY'm kendisinin iş adamı ve televizyon sahibi olduğunu öğrendiğini, böyle beni sık
sık arayıp lüzumsuz yere konuştuğunu, kendisinin sadece dinlediğini, çok fazla kendisine
cevap vermediğini, bahsettiği Muzaffer'in kim olduğunu bilmediğini ancak bahsettiğinin başka
bir binbaşı olduğunu, Ayhan TAŞKIN'm abisi olan binbaşı oluğunu, ailesinin avukat bulması
için Çorlu Devlet Hastanesinde doktorluk yapan ablası ile birlikte geldiklerini, avukat Lütfi
İŞBULAN'ı önerdiğini, gidip görüşüp görüşmediklerini bilmediğini, "Tekirdağ"dan Haber Var
mı?" şeklinde bahsedilen Tekirdağ F Tipi Ceza Evinde yatanlarla ilgili bir konu olup
olmadığını bilmediğini, Ayhan DAŞGIN'm abisinin Tekirdağ'da değil de burada bir askeri
cezaevinde yattığını bildiğini, Muzaffer'in mahkemesi olarak bahsedilen Muzaffer TEKİN'in
mahkemesi olacağını zannetmediğini, Muzaffer TEKİN'i tanımadığım^^^effiaıig^^bir
yakınlığının olmadığını, bundan yaklaşık 14-15 yıl önce Bahadır TETİK igfjımde
KurmS^Albay olarak görev yapan

I
19C
arkadaşını bir defa telefonda Muzaffer isminde birisiyle görüştüğünü, o dönemde
Azerbeycan'da inşaat işi yapmayı düşündüğünü, Muzaffer'in de müteahhitlik yaptığını
kendisine anlattığını, belki birlikte Azerbeycan'da iş yapanz düşüncesi ile tanıştırmak
istediğini, telefonda kendisine bir merhaba dediğini, kendi telefonu ile değil de Albayın
telefonundan Muzaffer TEKİN ile bir görüşme yaptığını, onun dışında yüz yüze bir konuşma
yapmadığını, onun davası takip edecek bir yakınlıklarının olmadığını, görüşmede geçen
"Kasımpaşalı" tabirinden uzun boylu, Recep Tayyip ERDOĞAN'a benzeyen elinde tespihle
dolaşan eczanenin yanında bulunan bir şahıs olduğunu, Kasımpaşalı'dan kastının
Başbakanımıza karşı herhangi bir saygısızlığının söz konusu olmadığını,
03/01/2008 tarihli Y.. .0.. ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak:
Bu görüşmede BOP komutanı olarak bahsettiğinin Büyük Ortadoğu Projesi
komutanı Yaşar BÜYÜKANIT Paşa olduğunu, o gün Diyarbakır da patlayan bomba
sonucunda çocukların nasıl parçalandığını gördüğünü, duygulandığını, bu konuşmayı
ağlayarak yaptığını, heyecanla söylemiş olduğu tabirler olduğunu, densizlik yapmış olduğunu,
yoksa Diyarbakır Belediye Başkanını öldürecek falan olmadığını, orada kastettiğinin teröre
destek verenler olduğunu,
22/01/2008 tarihli görüşme ile ilgili olarak:
Bu görüşmeyi yurtdışından geldikten sonra, (Çin'den) gazeteleri okuduktan sonra
soy ismini hatırlamadığı Emekli Başkomiser Bayram isimli şahısla yaptığını, "Ercüment
Gelirse Herşey Düzelir" şeklinde O'nun söylediğini, Ercüment dediği kişinin Ankara Emniyet
Müdürü Ercüment YILMAZ olduğunu, "Ercüment Gelirse Düzelir Her şey" dediğinin terörü
Ercüment'in bitireceği konusu olduğunu, "Veli Küçük, Meli Küçük Alınmış" şeklindeki
konuşmalanmn gazeteden okuduğu haberin içeriğini doğrulatmak için yaptığı bir görüşme
olduğunu, daha doğrusu yorumunu almak istediğini, O'nu da "Daha Sonra Görüşürüz"
dediğini, "telefonlar dinleniyor" şeklindeki uyarmasmdaki kastın Ercüment'in ismini zikrettiği
takdirde yıpranır şeklinde hatırlattığını, çünkü emniyette bir çekişme olduğunu, ondan dolayı
bu şekilde konuştuğunu,
Emniyet ifadesinde ERCÜMENT'İ hatırlamadığını söylediği kendisine hatırlatılarak
tekrar sorulduğunda;
Nezarette sabaha kadar bunu düşündüğünü, Ercüment diye iki arkadaşının olduğunu
birinin Ankara Emniyet Müdürü, diğerinin de otomobil yedek parça imalatçısı olan Ercüment
olduğunu, onu tanımaz diye bu yorumu getirdiğini, aynca onun terörle de bir ilişkisinin
olmadığını, işadamı olduğunu,
Görüşme içinde geçen CEMAL'in kim olduğu ile ilgili olarak:
BAYRAM oğlu olup askerde olduğunu,
22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşme ile ilgili
olarak:
Kürşat Paşa'nm emekli general Kürşat ATILGAN olup halen MHP Adana
milletvekili olduğunu ve yaptıklan samimi bir görüşme olduğunu,
Konuşmanın içeriğinde "...ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN
ALDILAR, HİÇBİR ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE
OLACAK... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI
KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA
ÇALIŞIYOR..." şeklindeki sözleri ile neyi kastettiği sorulduğunda;
KEMAL olarak bahsettiğinin medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul
eden Kemal KERİNÇSİZ olduğunu, bunlann akıllı adamlar olmadığını, örgüt
olamayacaklanm olsa olsa mafya olabileceklerini, onu kastettiğini, milliyetçiliği kendi
kafalanna göre yapıyorlar dediğini, aslında milliyetçiliğin vatana millete faydalı olmakla olur
demek istediğini, Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü ve aldığı izlenime göre VELİ KÜÇÜK'ün
SEDAT PEKER'le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle-meşgul olan bir kişi olarak bir
generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu değerlendirdiğini, onun için bu
şekilde söylediğini,
22/01/2008 tarihinde Hayrettin ALP ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak:
Hayrettin ALP'in Bakırköy sahiline giderken Yedikule'de Onbaşılar Ocak Salonu
isminde kebap salonu işleten şahıs olduğunu, onla yapmış olduğu görüşmede "Reisim"
şeklinde birbirimize hitap ettiklerini, yani Reislikten kastının Belediye Başkanlığı olarak
anladığını, Drej Ali'yi Sami HOŞTAN'ı gazeteden okuduğunu, kendilerini tanımadığım Veli
KÜÇÜK'ün uyarılmasını "İKAZ ETTİK" şeklinde söylemiş ise de Genelkurmaydan düzgün
insanların kendisini ikaz ettiğini ima etmek istediğini, yoksa kendisinin ikaz etmesinin söz
konusu olmadığını, televizyonun yönetim kurulu toplantısı sırasında emekli paşaların
kendisini ikaz ettikleri konusu açıldığını, o zaman böyle bir konu konuşulduğunu duyduğunu,
yoksa kendisini ikaz etmesinin uyarmasının söz konusu olmadığını, görüşme içinde geçen
insan kaçakçısı İsmail'in işyeri sahibi olup, yanında çalışan Nilüfer ismindeki kızın o yeri
müşterisine kiralamak istediğini, onla ilgili araştırma yaparken oradakilerin insan kaçakçısı
İsmail dediklerini, öyle bir konuşma geçtiğini,
Veli KÜÇÜK'ün normal insanlarla gezmediğini, Muzaffer TEKİN'le, Sedat
PEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle admm anıldığını gördüğü için o şekilde
konuştuğunu,
22/01/2007 tarihinde saat 19:31'de X şahısla yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak:
Bu görüşmeyi Korgeneral Ethem ERDAG ile yaptığını, konuşmasının hala arkasında
olduğunu, ERGENEKON soruşturması kapsamında gözaltına alman kişilerle ilgili yaptığı
konuşmaların doğru olduğunu, bu kişilerin sözde ülkücü geçinip ceplerine çalışan kişiler
olduğunu, bunlan tasvip etmediğini söylediğini, bu görüşlerimden dolayı bu soruşturmada
olmamam gerekiyor diye düşündüğünü,
24/01/2008 tarihli NURETTİN isimli şahısla yapmış olduğu görüşme ile ilgili
olarak:
Bu görüşmeyi MİT'çi Nuretin A... ile yaptığını hatırladığını, bir akrabasının Beşiktaş
Adliyesine getirildiğini, ona yardımcı olmak için Avukat Lütfi İŞBULAN 'ı avukat olarak
ayarladığını, gerisini bilmediğini,
24/01/2008 tarihli saat 12:37'de NURETTİN isimli şahısla yapmış olduğu görüşme
ile ilgili olarak:
Çok fazla Beşiktaş Adliyesinde görünmek istemediğini, çünkü kendisini
tanıyacaklarını, Beşiktaş'ta Simit Sarayının olduğu binanın sahibi olduğunu, elektrik
elektronik satan marketinin olduğunu, cep telefonu sattığını, adliyenin içinde iş adamı olarak
pek fazla görünmek istemediğini, o nedenle söylemiş olabileceğini, çok fazla görünmek
istemediği için bu şekilde konuştuğunu,
25/01/2008 tarihli saat 10:18'de NURETTİN AKEL isimli şahısla yapmış olduğu
görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Orada da Nurettin'in tutuklanan yakını için Bayrampaşa Özel Tip Cezaevinde 1996
yılında tutuklu olarak kalırken tanıdığı ve kendisine oğluna iş bulmada yardımcı olduğu Baş
Gardiyan Selahatin KARABOĞA'nm Nurettin'e yardımcı olması için ismini verdiğini,
tutuklanan kişinin ismini bilmediğini, öğrendiğine göre Selahattin isminde otelcilik yapan bir
şahıs olduğunu öğrendiğini, ancak soyadını şuanda bilmediğini, Nurettin AKEL'in bundan
yaklaşık 3 ay önce MİT'ten emekli olduğunu, Selahattin'in otelinde müdür olarak çalıştığını,
bu nedenle yardım istemiş olduğunu, bunu adliyeye geldikten sonra avukatının telefonuyla
görüşüp öğrendiğini, yardımcı olduğu Selahattin ismindeki şahsın ERGENEKON
soruşturması ile hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, kesinlikle Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK
ile ilgili hiçbir yardımda bulunmadığım, avukat olarajkta^^Lütfi İ..'m Selahattin'e hiçbir
hukuki yardımda bulunmadığını, çünkü daha önce#kendisine İDU davayı incelemesi için
dosyayı götürdüklerini, ücret konusunda anlaşamadıklarını, o nedenle Lütfi'nin de kendilerine
yardımcı olmadığını, başka bir avukat yardımcı olmuşsa da bilmediğini,
31/01/2008 tarihinde NURİ ismindeki kişi ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Bu görüşmeyi yaptığı şahsın Mardinli NURETTİN bey olduğunu, davaya konu olan
şahsın kim olduğunu bilmediğini, avukat NURETTİN' in kendisinden yabancı bir kişi
cezaevinden tahliye olduktan sonra nasıl bir işlem yapılıyor diye emniyetçilerden sormasını
istediğini, bunun üzerine yabancılar şubesini aradığını, anlatılanları Avukat Nurettin' e
ilettiğini, özel olarak bir kişiyi aramadığını, yabancılar şubesini arayıp, çıkan bayana
sorduğunu,
13/02/2008 tarihli yapmış olduğu görüşme içeriğindeki "ONLAR SAHTE
ERGENEKON, BİZ HAKİKİ ERGENEKONUZ... PROJENİZDEN VAZ MI GEÇTİNİZ,
BEKLEYİN YAKINDA TANKLARI GÖRÜRSÜNÜZ, TANKLAR GELİYOR MU YOKSA
TANKLAR GELİYOR, GÖRÜRSÜNÜZ, YANİ BAYKAL BOŞUNA İPE GİDECEKSİNİZ
DEMİYOR..." şeklindeki sözleri ile ilgili olarak sorulduğunda;
Burada "Hakiki ERGENEKONuz" derken gerçek çalışan, Ülkesine yararlı olan
işadamları olarak kendilerini kastettiğini, "TANKLARI YAKINDA GÖRÜRSÜNÜZ"
demesindeki amacın da tankların Kuzey Irak'a gireceğini ima etmek için kullandığı söz
olduğunu,
20/02/2008 tarihinde Kurtuluş ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Bu görüşmeyi Düzce'li parfüm imalatı yapan Çetin HORASAN'ın kardeşi Kurtuluş
HORASAN ile yaptığını, o gün Fenerbahçe'nin Sevilla maçının olduğunu, arabasını otoparkçı
olan soyisimini hatırlamadığı ALİ' nin kullandığını, maça Cengiz SÜNERİN (EMEKLİ
ALBAY) ile birlikte gittiklerini, stada girerken kapıda Eskişehir Alay Komutanı Zafer
CENGİZ ile buluştuklarını, yolda maça giderken kendisini Çetin HORASAN' m aradığını,
kardeşi KURTULUŞ'un İstanbul Ümraniye'de Çavuşpaşa karakolunun bulunduğu yerde
alkollü araç kullanırken görevli jandarma ekibi tarafından yakalandığını, ehliyetine el
konulduğunu, kendisine yardımcı olmasını, tanıdığının olup olmadığını sorduğunu, kendisinin
de bir saat sonra aramasını çünkü maça gittiğini, orada tanıdık birisiyle buluşacağını ve
kendisine yardımcı olacaklanm söylediğini, bunun üzerine kendi telefonundan KURTULUŞ'u
aradıklarını, nerede olduğunu sorduğunu, Çavuşpaşa karakolunda olduğunu söylediğini,
Konuşma içeriğinde "HEMŞERİSİYİM KURTULUŞ HORASAN, KURTULUŞ
ŞEY SEN ŞEYİN BEN ŞİMDİ ÇETİN'İN ARKADAŞIYIMDA ALİ, ALİ BEN NERDESİN"
şeklindeki konuşmanın okunup kendisini ALİ olarak tanıtıp tanıtmadığı ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Belki de kendisinin aramadığını, ALİ' nin aradığını,
Devamla "HE ŞEYİ SEN EVET SEN EVET HAYIR DE ŞEYE O KİMLİĞİN ŞEYİ
ÇIKTIMI BELLİ OLDU MU" şeklinde neyi sorduğu ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu arada Jandarma Trafikle görüştüğünü, hem alkollü yakalandığını hem de
ehliyetini ibraz edemediğini öğrendiğini, Jandarma timinin kendisine ehliyeti çıkarması lazım
dediği için KİMLİĞİN ŞEYİ ÇIKTIMI şeklinde sorduğunu,
Devamla "HA BİSEY YOK DEĞİLMİ O ŞEYİN SÖYLEMEMİŞ SANA ORAYA
BU SÖYLE ADINI ÇEK VARDI YA SENİN ÇEKİNDE DOLAYI BİR ARANMAN
VARMIŞ" diye sorduğunu, KURTULUŞ' un "KESİNLİKLE YOK ÖYLE BİRŞEY" şeklinde
cevap verdiğini,
22/10/2008 tarihinde saat 22:10'da KURTULUŞ ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Bu görüşmeyi kendisinin değil yanında beraber maç izledikleri Eskişehir Alay
Komutanı Albay ZAFER CENGİZ' in yaptığını, orada "EHLİYETSİZ CEZA

/^ 1905
YAZACAKLAR, HERHANGİ BİR ŞEY KONUŞMA KİMSEYLE TAMAM" şeklinde
konuşan kişinin ZAFER ALBAY olduğunu, daha sonra aynı şeyleri konuştuğunu, normalde
ehliyet olmadığı zaman aracın bağlanması ve ehliyetsiz araç kullananın trafik mahkemesine
çıkarılması gerekiyor diye bildiği için Çavuşpaşa Karakoluna gittiklerinde nöbetçi subayı ile
görüştüğünü, nöbetçi subayın trafik ekibini oraya çağırdığını, ehliyeti bulunmadığı için alkollü
araç kullanmaktan ceza kestiklerini, ayrıca ehliyetine el koyma zaptı düzenlediklerini, ancak
ehliyetinin o anda olmadığını, ertesi gün ehliyeti getirip bize teslim edin dediklerini, çünkü
ehliyeti varmış gibi işlem yaptıklarını, çünkü bilgisayardan ehliyetinin olduğunu
çıkarttıklarım, aracı ve şahsı kendisine teslim ettiklerini, kendisinin de kardeşleri gelince
onlara teslim ettiğini,
20/02/2008 tarihli saat 22:37'de Eskişehir'deki komutanla yapmış olduğu gizli
numara ile yapmış olduğu telefon görüşmesinin yukarıda anlatmış olduğu beyanlarıyla çelişki
teşkil ettiğinin görülmesi üzerine, tekrar "KOMUTANIM ESKİŞEHİRDEMİSİNİZ,
ESKİŞEHİRDE ESKİŞEHİRDE İYİ YA KOMUTANIM YA BEN SİZİ BİR RİCA İÇİN
ARADIM... " şeklindeki konuşmada kendisine yardımcı olduğunu iddia ettiği ZAFER albayın
Eskişehir de olduğunu beyan ettiği ile ilgili olarak sorulduğunda;
Zafer Albay'm Eskişehir'de olmadığını, İstanbul'da olduğunu, niçin Eskişehir'deyim
dediğini anlayamadığını, kendisinin izin almadan gelmiş olması halinde kendisine bu şekilde
söylemiş olabileceğini, maça 68.dakikasında stadın önünde buluşarak beraber girdiklerini,
aslında ALİ ile birlikte Beşiktaş'tan maça gittiğini, stadın girişinde Cengiz Albayla
buluşacaklarım, ZAFER ALBAY'm yani Eskişehir Alay Komutanının sürpriz yaptığını,
CENGİZ' in yanında onun da olduğunu, telefon açtığında henüz buluşmadıklarını,
kendilerinin Fenerbahçe Orduevinde yemek yiyip oraya geldiklerini,
21/02/2008 tarihinde M.. E...E... ile yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Bu görüşmeyi İstanbul Ayazağa Kolordu Komutanlığından emekli olan Mustafa E..
E... ile yaptığını, Mustafa E... E...'nm Elazığ da görev yaparken askeri alım ihalelerinde inşaat
ile ilgili bir konuda soruşturma geçirmiş olduğunu, 250 YTL para cezası aldığını, bu karan
temyiz ettiğini, davasını Ankara'daki avukat arkadaşı ALİ T..'m takip ettiğini, Ali T..' m aynı
zamanda televizyonlarının hukuk müşavirliğini yaptığını, kendisinden almış olduğu bilgileri
MUSTAFA E.. E...' na aktardığını, görüşmenin bu konuyla ilgili olduğunu,
22/02/2008 tarihi saat 07:57*de Kaan DUT'a göndermiş olduğu "YUKARI BİZE
AİT DEĞİL DE ATÖLYE DE ÇEKMECEDE ALİ'YE AİT BİRŞEY VAR ONU YOK ET"
şeklindeki SMS mesajı ile ilgili olarak sorulduğunda;
Kaan DUT'un, kendisinin abisi olan Hayrullah ERTEKİN, Ediz AYDIN ve Çağrı
ERTEKİN' in ortak olduğu Beşiktaş'taki ERGOLD Kuyumculuk dükkanının sorumlusu ve
işleticisi olduğunu, ALİ' in de üst katta kuyumcu atölyesi olan ABDULMUTTALİP TONÇ
olduğnu, mesajda bahsettiği yok edilmesini istediği şeyin ALİ olarak bahsettiği
ABDULMUTTALİP TONÇ' un atölyesinde çekmecedeki GLOCK marka ruhsatsız tabancanın
olduğunu, polis arama yapacak pasajı açın diye ALİ'yi aradığında silahının olduğunu
söylediğini, bunun üzerine KAAN'ı uyarma gereği hissettiğini, KAAN'm cep telefonundan
polislerin "ne mesela" şeklinde mesaj çektiklerini, kendisinin de telefonla arayarak "SİLAH"
dediğini,
Ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir silahının bulunmadığını, ele geçirilen GLOCK
marka tabancanın ABDULMUTTALİP TONÇ'a ait olduğunu, kendisinin PKK itirafçısı olup
Devlete bağlı birisi olduğunu, komutanlarının söylemesi üzerine kendisine pasajın içinde
küçük bir oda verdiğini ve tezgah kurduğunu, fabrikasından bir usta getirip kendisine iş
öğretmelerini söylediğini ve kuyumculuk işini öğrendiğini, kaynak ve cila işlerini
yapabildiğini, üç tane çocuğu olduğunu, bir tanesinin gözünün kör olduğunu, Dünya Göz
Hastanesinde tedavi ettirdiğini, ayrıca kendisinin kırık dişlerini yaptırdığını, insanlık namına
kendisine oğlu ile birlikte yardımcı olduklarını, silahın Abdulmuttalip TONÇ' da olacağını hiç
tahmin etmediğini, kendisinin silah alabilecek kadar parasının olmadığını, Ümraniye'de
amcasının yanında kaldığını bildiğini, haftada 100 YTL kadar kazandığını, 70 YTL sini eşine
memleketine gönderdiğini, diğer silahın da KAAN DUT' a ait olduğunu, KAAN' m ERGOLD
kuyumculuk yönetimini yapan müdür gibi kasa anahtar bütün işlerden sorumlu olduğunu,
yanında çalışmadığını, hiçbir alakasının bulunmadığını, babasını güvenilir birisi olarak
tanıdığını,
Yukarıda ERKUT ERSOY' u tanımadığını beyan ettiği halde arama sırasında ele
geçen Yapı Kredi isimli ajandanın içerisinde "ÖZEL BÜRO 0543 533 17 69" numaralı
telefonun yazılı olduğu ve bu telefonun soruşturma kapsamında tutuklu bulunan ERKUT
ERSOY'a ait olduğunun hatırlatılarak sorulması üzerine;
İnternette google'de enternetgrup adı altındaki grupta Atatürk, 120 Kasım,
Cumhuriyet gibi konularda yazı yazdığını, daha sonra kendisine www.ozelburo.com
adresinden içeriğinde Atatürk' e hakaret olan bir mail geldiğini, "SİZ KİMSİNİZ NASIL
ATATÜRK'E HAKARET EDERSİNİZ" diye cevap yazdığını, gelen cevapta da "ADRESİNİ
VER BİZ SANA ANLATALIM " dediklerini, adresini ve telefon numarasını yazıp
ergold@superonline.com E-mail adresimden info@ozelburo.com adresine gönderdiğini,
onlarında kendisine telefon açtıklarını, "sana gelecez, gösterecez, kafana sıkacaz" dediklerini,
bu olayın yaklaşık 3 yıl önce 2005 yılında ajandanın yazılı olduğu sayfadaki günde
gerçekleşmiş olduğunu, o sırada c/arpozelburocom yazdığını, bu arp sini bulduğunu, email
adresini bulduğunu, ayrıca bu sitenin servis sağlayıcısına ulaştığını, Kanada firmasını
aradığını, onlara "Bu Site İle İlgili Bir Arıza Var, Tamir Edilmesi Gerekiyor, Fakat Ben Şuanda
Yardımcı Olamıyorum, Bana Yardımcı Olumlusunuz" dediğini, servis sağlayıcı firma ile
görüştükten sonra çek etmem lazım dediğini, bilgilerini sorduğunu, bu bilgileri kendisine
verdiğini, teşekkür edip kapattığını, sonra telefonu kaydettiğini ve bu numarayı aradığını, özel
büro olup olmadığını sorduğunu, arayan kişilerin onlar olması durumunda söylediklerim iade
ettiğini söylediğini, kendileri ile bir bağlantısının olmadığını,
SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı ile ilgili
olarak sorulduğunda;
SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini,
ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce tam uçağa bineceği sırada birisinin cep
telefonundan arayarak SEDAT PEKER olduğunu söylediğini, inanmayıp telefonu kapattığını,
o sırada Ankara'ya gittiğini, uçağa biniyorum deyip kapattığını, internette Sedat PEKER'in
fikir alışverişinde bulunduğu kişiler Hayretin ERTEKİN, Veli KÜÇÜK, Korkut EKEN ve
Yavuz KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda
bulunduğunu, ayrıca Fatih 1 .Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvurduğunu,
Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile
birlikte bir şahsın elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu ile ilgili olarak
sorulduğunda;
SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan
şahsın kim olduğunu bilmediğini, bu CD'nin depodan çıktığını, yeni olan birşey olmadığını,
1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemelerin adli emanete alındığını,
daha sonra çuval içinde iade ettiklerini, belki emniyette veya adli emanette karışıp yanlışlıkla
iade edilmiş olabileceğini, böyle bir CD hatırlamadığını,
27/10/2007 tarihli EMRE GÜLALTAY ile yapmış olduğu görüşmede geçen
"KENDİSİNİ ÖZLEDİĞİ YÖNÜNDEKİ" beyanları ile yukarıda kendisinden hoşlanmadığı
ve görüşmek istemediği konusu hatırlatılarak sorulduğunda;
EMRE'nin kendisinden 28 yaş küçük olduğunu, onu çocuğu gibi gördüğü için bu
şekilde konuşmuş olabileceğini,
06/11/2007 tarihli Emre GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme okunduğunda
orada "DAVA MAHKEMEDE, KİLİT İFADE VERECEK BİR ADAM VAR, BUNUN DA
ÇEKTEN MAL BEYANI VARMIŞ" dediği, sizin de "DOĞRUDUR GBT ÇEKİYORLAR,
AMA BİZ GÖTÜRÜRÜZ ONU, GELSİN BİZ GÖTÜRÜRÜZ" şeklinde beyanda bulunması
EMRE GÜLALTAY'm yakalamalı olarak aranan bir şahıs olduğunu bildiği halde Beşiktaş
Adliyesinde bulunan davası ile ilgili KİLİT İFADE VERECEK ŞAHSIN KİM OLDUĞU VE
KENDİSİNİ NİÇİN EMREYE YARDIMCI OLDUĞU sorulduğunda;
Emre'ye yardımcı olmak gibi bir durumunun olmadığını, burada Murat'ın akrabası
olması cihetiyle EMRE'nin böyle bir çeki ödemesini Murat'ın istediğini, EMRE'nin
yakalamalı olduğunu bilmediğini, yoksa yardımcı olmayacağını,
13/11/2007 tarihli EMRE GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme okunduğunda ve
orada "EMRE'NİN YARIN MAHKEMEM VAR ABİ" dediği kendisinin de "BİLİYORUM,
HABERİM VAR, HEPSİNDEN HABERİM VAR, O ADAM GELMEDİ, O ADAM İFADE
İÇİN GELMEDİ, BEN SÖYLEDİM ORAYA" şeklinde konuşması hatırlatılarak kendisinin
davadan haberdar olduğunun anlaşıldığı kendisine tekrar okunarak sorulduğunda;
Emre GÜLATAY'm eniştesi olan ve Çin'de tercümanlığını yapan aynı zamanda
komşusu olan MURAT KILIÇ'tan bunun davası olduğunu öğrendiğini ancak yakalaması
olduğunu bilmediğini, ifade verecek adamı da bilmediğini,
19/12/2007 tarihli Hakan ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
HAKAN'm soy ismini bilmediğini, konsolosluklarda vize alma işleri ile uğraştığını
ve askere gidecek olduğunu, yanındaki komutanlara bu çocuk askere gidecek iyi bir yere verin
komutanım dediğinden O'nun da kendisine "KOMUTANIM" diye hitap ettiğini,
27-28/12/2007 tarihlerinde Emre GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili
olarak sorulduğunda;
Emre'nin sık sık kendisini aradığını aslında Katar'a falan gittiğinin olmadığını,
cebinde parasının olmadığını, gittiğine inanmadığını, Kayseri'den hemşerilerinin geldiğini,
oradan dönerken kendisini aradığını,
01/02/2008 tarihli Emre GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Belirttiği gibi Çin Türk İşadamları Derneği kurmalarını söylediğini ve para istediğini
ancak kabul etmediğini, boş konuştuğuna inandığını, telefonu bir kenara koyup ne
konuştuğunu bile dinlemediğini,
05/01/2008 tarihli EMRE GULALTAY ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Telefonundan Sedat KILIÇ'm karşı tarafta abisi MURAT ile yaptığı görüşme
olduğunu, "tozları aldın mı" şeklinde bahsettiği tozun sucuk yapmakta kullanılan baharat
karışımı olan numunelik 20 kg lık Çin'e götürdüğü toz olduğunu, ilk defa SEDAT'la o gün
Yeşilköy Havalimanında tanıştıklarım,
Süleyman ÖNALAY'ı tanımadığını, Erhan DAŞGIN'ı Ayhan DAŞGIN'm abisi
olarak tanıdığını, Binbaşı olduğunu bildiğini, bahsettiği gibi kardeşi Çorlu'da doktor ile
birlikte geldiklerini, bir avukata yönlendirdiğini ama şuanda hangi avukat olduğunu
hatırlamadığını,
28/12/2007 tarihli görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Ayhan DAŞGIN'm AVEA'da alım işlerine bakan kişi olduğunu, elektronik işi yaptığı
için kendisi ile tanıştıklarını, abisi olan Erhan Binbaşı'mn Özel Kuvvetlerde görev yaparken
bir suç işlemiş olup halen Askeri Cezaevinde tutuklu olarak bulunduğunu ve Beşiktaş 13. Ağır
Ceza Mahkemesinde davasının devam ettiğini, Ayhan'ın kendisinden avukat bulmasını istediği
için sadece kendisine yardımcı olmak istediğini,
02/01/2008 tarihli saat 16:11'de AYHAN DAŞGIN ile yapmış olduğu görüşme ile
ilgili olarak sorulduğunda; ' --
"ŞİMDİ BEN KONUŞTUM KOMUTANLARLA, ŞEYİN K.. BEY'LE
GÖRÜŞÜLECEK DİYECEKLER ŞEYE YANİ ORAYA GİDECEKLER, NORMAL
TELEFONUN YOK MU SENİN, BENİ BAŞKA NUMARADAN ARASANA, BU
NUMARA DİNLENİYOR DA" şeklindeki konuşması okunduğunda:
Orada komutanların bir araya gelip, avukatla da buluşup mahkemeye nasıl bir
dilekçe yazılacaksa yazmalarını söylediğini, telefonda cızırtı olduğu için normal telefondan
konuşmasını söylediğini,
24/10/2007 tarihli görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu görüşmeyi bir general ile yaptığını, ancak ismini şuanda hatırlamadığını,
Güneydoğu da meydana gelen olaylardan dolayı duyduğu üzüntü nedeniyle yapmış olduğu
duygusal bir görüşme olduğunu, BUZINESS TV'ye iki emekli tümgeneral YALÇIN ÖZÇER
ve RIZA KUÇUKOGLU'nu getirdiğini, ancak RIZA PAŞA hükümet aleyhinde konuşmalar
yapınca kendisinin işine 1 ay önce son verdiğini,
13/11/2007 tarihli görüşmeler ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu görüşmelerde geçen Semih SADİ, BUZINESS TV nin ortağı olduğunu, ismi
geçen Fatih'in avukat Fatih VOLKAN olduğunu, Meltem'in de kanalda çalışan soy ismini
hatırlayamadığı mali işlere bakan kişi olduğunu,
Ortağı Semih SADİ'nin internette kumar oynatmaktan gözaltına alındığım, SAMİ
KILIÇ'm Kayseri'den hemşerisi olduğunu, tekstil işi yaptığını, ortağına yardım etmesi için
aradığını, Sultanahmet adliyesinde olduğunu söylediğini, bir hafta yattıktan sonra tahliye
olduğunu, ortağının kurtulduğunu, Hakan AYGÜN'ün genel yayın yönetmeni olduğunu,
Semih SADİ ile ilgili davanın hala İstanbul Adliyesi Asliye Ceza Mahkemesinde tutuksuz
olarak devam etmekte olduğunu,.
16/11/2007 tarihinde Savcı O., ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Ortağını cezaevinde iyi bir yere koymaları için yaptığı bir görüşme olduğunu,
şuanda hangi Savcı olduğunu hatırlamadığını, yine ayrıca Bayrampaşa cezaevinde görev
yapan 2. müdür Ramazan, gardiyan Selahattin KARABOGA, gardiyan Hamdi ile ortağı
Semih SADİ için aramış olabileceğini,
26/11/2007 tarihli görüşmeleri ile ilgili olarak sorulduğunda;
Pınar'in Konyaspor teknik direktörü ÜNAL'ın eşi olduğunu, Ünal KARAMAN'm
yeğeninin kısa dönem erlik sınavına girdiğini, yardım istediklerini, Ankara'dan ASAL'dan
tanıdığı kişileri aradığını, şuanda ismini hatırlamadığını ve Balıkesir'e tayini yaptığını,
07/12/2007 tarihli görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Mehmet DALMAZ'm Kayseri'den hemşerisi olduğunu, yaşlı saygıdeğer bir insan
olduğunu, askerlikle ilgili bir şey öğrenmek için sormuş olduğunu, yardımcı olduğunu,
Adil TİMURTAŞ'ı tanımadığını, ancak Ümraniye Cezaevinde yatıyor olduğunu,
eşiyle genç bir erkek kişinin kendisine geldiklerini, daha doğrusu gardiyanın kendisine
yolladığını, ismini hatırlamadığı bir gardiyanın gönderdiğini, "Hayrettin baba kişidir, size
yardımcı olur" dediğini, kadının elinde bir parça peynir alıp geldiğini, kendilerine yardımcı
olmasını avukat bulmasını istediklerini, ancak yardımcı olamadığını, ceza aldığını duyduğunu,
hatta yanında getirdiği Ertan isimli şahsa yol parasını vererek götürmesini söylediğini,
20/11/2007 tarihli görüşme ve içeriğindeki küfürleşmeler ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Nurettin adındaki şahsın Nurettin AKEL olduğunu, niye o şekilde küfür ettiğini
anlayamadığını, zannederse sarhoş olduğunu,
30/11/2007 tarihli MUSA ile yaptığı görşümede "KONYADA OYNUYORLAR,
DOĞRU, İYİ ŞEYİ VERDİ ABİ, BURSA YA VERDİ BİLİYORSUNUZ, YANİ
KONUŞULDUĞU GİBİ, ÖBÜR DEVREDE İKİNCİ YARIDA İNŞALLAH ŞEYLİK
YAPMAZ, SAMET ABİ" şeklindeki görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin Musa ÖZTÜRK olduğunu, rahmetli Turgut ÖZAL'm
korumalığını yapan emekli emniyet müdürü olup Ankara'da yaşamakta olduğunu, futbolla
herhangi bir ilgisinin olmadığını, gırgır ve espiri olsun diye yaptıkları bir görüşme olduğunu,
Samet ABİ'ni de Samet AYBABA olduğunu,
19/12/2007 tarihli ŞEYHMUZ/HAKAN ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
Kendisine komutanım diye hitap eden, konsolosluklarda vize işlerini takip eden soy
ismini bilmediği Hakan isimli şahıs olduğunu, Ali AKAT ile birlikte Çin'e gideceklerini ancak
Ali'nin vize formunda yanlış yazıldığını, Ali diye hatırladığını, Ali Osman olabileceğini,
yanlışlıkla Hakan yanlış yazdığından geri gelip düzelttiklerini, Şeyhimiz diye birisini
hatırlamadığını,
26/10/2007 tarihli yemekle ilgili yapılan görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Orada "GATA'nm yemek ihalesi olacak bize yardımcı olun" dediklerini, arayan
kişinin televizyonun yemeğini veren şirketin sahibi olduğunu, GATA'da görev yapan, Tuncay
Paşa, Çetin Paşa ve Hikmet Paşa'nm isimlerini verdiğini, kendisini referans göstermesini
söylediğini,
05/12/2007 tarihli TARIK ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Tarık'ın soy ismini hatırlayamadığını, televizyon programı yapacaklarını,
BUZINESS TV'de KOBİ'leri anlatan bir program yapacağını, onunla ilgili bir görüşme
olduğunu,
12/12/2007 tarihinde yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
Mili Savunma Bakanlığı Özel kalemi ile yapmış olduğu görüşme olduğunu, orada
Genelkurmay'a Kuzey Kapısından girdiği zaman kimlik bırakmak zorunda kaldıklarını,
Bakanlığın ön kapısından girince kimlik bırakmadıklannı, o nedenle orada buluşmayalım
başka yerde buluşalım dediğini, Genelkurmaydan giriş yaptığı zaman orada çok arkadaşının
olduğunu, onlara uğramadığı zaman ayıp olur düşüncesi ile o kapıdan girmek istemediğini,
Bakanla yapacağı görüşmenin özel bir görüşme olduğunu,
26/12/2007 tarihli görüşmeleri ile ilgili olarak sorulduğunda;
Orada "ABİ TELEFONDA SÖYLEMİYEYİM BENİ SABİT TELEFONDAN ARA
KONUŞURUZ" şeklindeki görüşmelerinde konuşacakları konulann ticari sır olması nedeniyle
başkaları tarafından duyulmaması için yapılmış görüşmeler olduğunu,
31/01/2008 tarih Nurettin ile yaptığı görüşme okunduğunda, İstanbul 12. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2005/207 Esas sayılı dosyasında 28/01/2008 tarihli duruşma ve Bulgaristan'da
GENO ile ilgili dava hakkında kiminle neyi konuştuğu ile ilgili olarak sorulduğunda;
Burada görüştüğü kişinin Nurettin AKEL olduğunu, Laleli'de bir otelin müdürü
olduğunu, otel sahibi ile reklam vermeleri ile ilgili konuşacaklarını, onu sorduğunu,
Bulgaristanlı bir sanık olduğunu, tahliye olduktan sonra ne gibi bir işlem yapıldığını
sorduğunu, öğrenip kendisine anlattığını,
01/02/2008 tarihli saat lLOO'da telefondan kendisini "avukat NURİ" olarak tanıtıp
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi kalemi ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;
O sırada avukat NURİ beyle masada yemek yediklerini, masada kendisinin
telefonundan arayıp, görüşmüş olabileceklerini,
31/12/2007 tarihli Nurcan ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda; Nurcan'ın
Balıkesir'de hemşirelik yapan arkadaşı olan bir bayan olduğunu, yeğenini birisinin bıçaklayıp
ceza aldığını ve dosyanın Yargıtay'da olduğunu, avukat Ali T...'m da kendisi tanıdığını,
herhangi bir ücret almadan ondan aldığı bilgileri ilettiğini,
02/01/2008 tarihli Selahattin ARSLAN ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak
sorulduğunda;
İki tane teknesinin olduğunu, Diyarbakırlı olan Selahattin ARSLAN'dan aldığı mazot
nedeniyle jeneratörlerin bozulduğunu, kendisine hırsız dediğini, haberinin olmadığını,
adamlarının yapmış olabileceğini, sen bil adamların kim olduğunu bul dediğim, ayrıca
kendisini şikayet edeceğimi söylediğini, ama şikayet etmediğini bu sır benimle mezar gider
dediği konunun bu olabileceğini,
Arama sırasında ele geçirilen 4 adet MKE yapımı dolu fişek, 8 adet av tüfeğine ait
dolu fişek, 1 adet USA SÜPER NAİF marka kahverengi saplı bıçak ve 1 adette av tüfeği fişeği
ile ilgili olarak sorulduğunda;
Av tüfeği fişekleri ava gittiğini, o nedenle numune olarak aldığı fişekler olduğunu, 4
adet MKE yapımı mermiyi de daha önce 1997-1998 yıllarında sattığı Belçika Browning
ruhsatlı silahına ait mermiler olduğunu, silahı sattığını ama mermilerin evde kaldığını, hatta
arama sırasında çocuk odasının halısının kenarından çıktıklarını, askeri personele ait telefon
bilgilerinin televizyoncu olması nedeniyle internetten aldığı bilgiler olduğunu,
Arama sırasında ele geçirilen Gülten KESKİN adına düzenlenmiş pasaport ve
Gülten TATAR adına düzenlenmiş olan sürücü belgesi ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu şahsın 13-14 yıl önce şirketinde müdür olarak çalışan şahıs olduğunu, bu
evrakları arayıp bulamadığını ve yenileri çıkarttığım, evindeki üst depoda diğer evraklarla
karıştığını, herhangi bir şekilde kullanmadığını,
Arama sırasında ele geçirilen gizli kameralar ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bunların gizli kamera olmadığını, vayles küçük kameralar olduğunu, numune olarak
Çin'den getirdiğini, 15-16 tane getirdiğini, bunların yasak olmadığını, satışını yapacağını,
herhangi bir yerde kullanmadığını, hepsinin ambalajında durduğunu,
Arama sırasında ele geçirilen şok cihazı, palalar, komando bıçaklan, samuray kılıcı,
kelepçe, balta kürek seti ve metal sap, sapan, demir jop, havalı tabanca, harmankarden yazılı
ekranlı cihaz, dijital dürbün, ambagi yazılı metal antenli cihaz, hami yazılı gri renkli ekranlı
antenli cihaz, kurusıkı tabanca, bu tabancaya ait mermi şarjör, demir çubukları bulunan deri
bileklik ve dijital dürbünlerin kendisine ait olduğunu, bunları Çin'de fuardan numune olarak
getirdiğini, bunları peyderpey 3 yıl içerisinde gidip geldiğinde getirdiğini veya kargo ile
sipariş verip getirttiğini, bunların yaptığı işle alakalı şeyler olduğunu, kurusıkı tabancayı oğlu
Çağrı ERTEKİN'in Karaköy'den faturalı olarak satın almış olduğunu, silaha karşı olduğu için
onun elinden aldığını, kendi evinde sakladığını, amatör gemi kaptanı belgesinin olduğunu,
kaptan olduğu için ele geçen kelepçeyi gemide suç işleyen olursa kullanırım diye almış
olduğunu, şirketlerine kayıtlı Rüzgar isimli teknesini olduğunu, kışın eşyaları boşalttığı için
kelepçenin evde bulunduğunu,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuarının 25/02/2008 tarih 2008/2510 Uzmanlık sayılı
ekspertiz raporu okunduğunda:
Bu bıçakların 6136 sayılı yasa kapsamında olduğuna inanmadığını,
Arama sırasında 8 adet K.K.K.lıği'na ait amblem bulunan dokümanla ilgili olarak
sorulduğunda;
Hilmi Özkök Paşa zamanında K.K.K.lığımn ambleminin değişmesinin söz konusu
olduğunu, bilgisayarda değişik tipte 7-8 adet amblem yapıp gönderdiğini, 1 tanesinin
beğenildiğini, ona bir yıldız ilave edilerek şuandaki K.K.K.lığmm amblemi olarak kabul edilip
kullanılmakta olduğunu, bu belgenin de onunla ilgili olduğunu,
Arama sırasında ele geçen kurusıkı tabancaların kendisine ait olduğunu, hepsinin
faturasının bulunduğunu, namlularını değiştirmediklerini ve orijinal olduklarını, yasa çıkınca
kaydettireceklerini,
GLOCK marka tabanca, bir adet şarjör, şarjöre basılı 6 adet mermi ile 50 adet beyaz
şeffaf poşetteki 9mm çaplı merminin belirttiği gibi kendisine Ali diye hitap ettikleri
Abdulmuttalip TONÇ'a ait olduğunu,
Ele geçirilen malzemelerin kendisine bana ait olduğunu ve içeriğinde herhangi bir
suç unsuru teşkil eden bir şey olacağım zannetmediğini,
Arama sırasında ele geçirilen 1 adet işlemeli deri kılıf bulunan ibaresiz toplu
tabancayı 1987 yılında Azerbeycan'm Baku şehrinde beğenerek aldığını, çalışmadığını,
ofisinde müze gibi bir camekan yapmış olduğunu, oraya koyduğunu, çalışmayan bir tabanca
olduğunu,
TOLKİ-TOLKİ cihazları teknede kullandığı telsiz cihazları olduğunu, 2 adet
BOXXER marka muştayı yurtdışında satmak için hazırlayıp döktüklerini, bunların kalıbı
olduğunu, gümüşlerini yapıp satacaklarını, kalıp kavuçuğunun da halen mevcut olduğunu,
Arama sırasında ele geçirilen Ali Osman AKAT'a ait nüfus cüzdanının bulunma
sebebinin, Çin'e gitmek için vize alacaklarını, o nedenle kendisine bıraktığını,
Arzu TAŞTAN' a ait nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin dükkanında ele
geçirilmesinin şu şekilde olduğunu, Geçen hafta çarşamba günü bizim pasaj içerisinde orda
çalışanlardan bir bayan bir yırtık cüzdan bulduğunu, içinde kimlik, ehliyet ve bilet olduğunu,
getirip kendisine verdiğini, polise teslim edeceğini ancak polise teslim etmeden gözaltına
alındıklarını, bu belgelerin kendisi veya yakınları ile ilgili olmadığını,
Arama sırasında ele geçirilen 4 adet cam şişe 1 p.t. vazo, bronz heykel, bronz ekmek
damgası, 5 adet pt vazo, 9 adet p.t. vazo, 1 adet p.t. tespih, 1 p.t. testi, 6 adet p.t. sapan taşı, 1
mermer heyekl (başı kırık), 1 adet bronz mızrak ucu, bronz kantar ağırlığı, bronz el baltası,
bronz ok ucu, 4 adet bronz iğne ve 218 adet çeşitli dönemlere ait bronz sikkelerin Müze
Müdürlüğünün 25/02/2008 tarih ve bila sayılı yazısı ile 2863 sayılı yasa kapsamında tescil ve
tasnife tabi müzelik değerde yurtiçi ve yurtdışında alınıp satılması yasak eserlerden olduğunun
bildirildiği okunup sorulduğunda;
Bu eserleri Topkapı'da antikacılardan, Beyazıt'ta ki sahaflardan, Kapalı Çarşıdaki
bedestenden, Azerbeycan'dan ve çeşitli yerlerden satın aldığını ve ofisinde camekan yapıp
orada teşhir ediyor olduğunu, tarihi eser olduklarım düşünmediği için herhangi bir yere tescil
ettirmediğini, bilseydi Müzeye bildireceğini,
Arama sırasında ele geçirilen 17 numaralı CD içerisinde İSTİHBARAT 117 yazılı
program ile ilgili olarak sorulduğunda;
Bu programın Türk Telekomun eski 118 programı olduğunu ancak çalışmadığını,
İş yerinden el konulan ajanda içerisinden "Pakistanlı Tuğgeneral S AH AD
KALENDER OLGU 126 Nolu oda" yazılı notun ne ile ilgili olduğu sorulduğunda;
Sahad Paşanın Pakistan Genelkurmayında görevli bir paşa olduğunu, burada İstanbul
'da Harp Akademilerinde okuduğunu, bundan yaklaşık 3-4 yıl önce resmi bir ziyaret için
gelmiş olduğunu, kendisi için Çırağan'dan yer ayırtmış oluğunu, onunla ilgili yazdığı bir not
olduğunu,
Ajandası içinde "İSVİÇRE DE DOKTOR BÜLENT BEY, ORAL ÇELİK'İN
ARKADAŞI" şeklindeki notun kiminle ilgili olduğu sorulduğunda;
Doktor Bülent'in şuanda soy ismini hatırlamadığı, İsviçre'de tıbbi malzeme satan bir
kişi olduğunu, Oral ÇELİK'in de Ankara'da malzemelerini pazarlayan doktor olduğunu,
kamuoyunca bilinen Oral ÇELİK olmadığını,
Kesinlikle herhangi bir terör örgütü ile bağlantılı bir kişi olmadığını, sadece vatanını
milletini seven ve legal yoldan ticaretini yapan yanında 350 kişi çalıştıran bir iş adamı
olduğunu, kesinlikle ERGENEKON ile ve bu örgütle bir bağlantısının olmadığını" beyan
etmiştir. .--£4fe-î3u.
c-Aramalarda elde edilen deliller;
1-Belge ve dokümanların incelenmesinde:
a) Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı
Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçirilen:
(8) adet "Ne terör..!! Bunun adı isyandır" ile başlayan, "Dr.Hayrettin Ertekin
Stratejist İstanbul/Beşiktaş 31.03.2006" ile biten spiral ciltlenmiş (7) sayfadan ibaret doküman
içeriği incelendiğinde:,
Ne Terörü Bunun adı isyandır başlıklı bilgisayar çıktısı yazı ve içeriğinde Başbakana
Alt-Üst Kimlik ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı konulu açıklamalarından dolayı
eleştiriler ile Kürt Sorunu hakkında yazı olduğu,
Yapılması gerekenler kısmında; "Devlet ve Siyasi Organlar Derhal harekete geçerek
kararlılıkla bölgede sıkıyönetim ilan edilmelidir. Bölgede siyasi etnik yapısı ilmi olarak
değiştirilmelidir. Bölgeye giriş-çıkışlar kontrol altına alınmalı göç engellenmeli, nüfus göç
hareketlerine kontrollü olarak izin verilmeli sabıkalı devlet görevlilerinin işlerine son
verilmeli, MİT Raporları dikkate alınıp gereği yapılmalıdır" yazılar olduğu,
İmza bölümünde Enternet Grup Strateji Bölüm Başkanlığı Dr Hayrettin ERTEKİN
Stratejist İstanbul/Beşiktaş 31-03-06 şeklindee olduğu,
(1) adet üzerinde "ÇAYKUR" yazılı yeşil-sarı renkli ajandanın içeriği
incelendiğinde;
31 Aralık sayfasında "Cizreli Ali 535 354 68 13, Abdulmuttalip TONCER yurtdışına
PKK'lı unsurları götürüyor (Kadir) ismi Soyadı bilinmiyor (0538 564 75 62)
00491602231573-00306944063446 Romanya Kurtulurda Silah istiyor Mermi Ç-Y- RPG7
(Zaho'dan) Burada Silopi veya Çukurca'da Hokus-Mahmur-Kampa gidip geliyor MSN
baran.bodya@hotmail.com Romanya Almanya sahte kimlik pasaport düzenliyor" şeklinde
yazıların olduğu,
(1) adet mavi renkli, içerisinde "Şefkat.........." ile başlayan, "Hür ve Kabul Edilmiş
Masonlar Büyük Locası İstanbul" yazısının bulunduğu kitapçık içeriği incelendiğinde;
Hür Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası başlıklı İçersinde mason olduğu
belirtilen birçok şahsın kimlik adres bilgileri ile resimlerinin olduğu kitapçık şeklinde
hazırlanmış doküman olduğu,
(18) sayfa "Bir akademisyen Dr.Necip Hablemitoğlu" ile başlayan "Ne olduğunu
çözdüm Ya siz" ile biten bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
(3) sayfa "Türk Tanıtım Birliği" ile başlayan "Ali UZUNOĞLU Kurmay Binbaşı" ile
biten bilgisayar çıktısı doküman içeriği incelendiğinde:
Türk Tanıtım Birliği başkam Ali UZUNOĞLU tarafından Milli Güvenlik Kurulu
Başkanlığına Hitaben yazılmış;
Konu:Vatan Hainliği
Zanlı: Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı,
Hakim: Türk Ulusu (TBMM)
Yargıç : Cumhuriyet Savcıları, Askeri Savcılar ulus adına,
Şikayetçi ve Zanlı: Ali UZUNOĞLU
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Sayın Ergün CİLASUN başını kaldır
Ulusumuz adına dile ve Ulusumuz adına gerekeni yap şeklinde yazı olduğu, Mecliste bulunan
bazı milletvekilleri hakkında soruşturma açılması için dosyalarını göndermeyen Dönemin
Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in Vatan Hainliği ile itham edildiği yazı olduğu
görülmüştür.
(8) sayfa "Hakkari'de can verenler" ile başlayan "Milli bir sistemle olabilir" ile biten
bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:
ENTERNET
Kimden: ENTERNET hayrettinertekin@mynet.com
Kime: undisclosed-recipient Gönderme Tarihi:
11 Nisan 2006 Salı 14:18 Konu : TÜRKİYE
VE DÜNYA
Hakkari'de Can Verenler Biri Memet Biri Memiş! NEDEN.?..."İki Katil Vardır Biri
RTE Biri Kız Hilmi.... başlıklı Enternet Grup Strateji Bölüm Başkanı H. ERTEKİN" ile son
bulan bilgisayar çıktısı yazı içeriğinde;
Genel Kurmay Eski Başkanı Orgeneral Hilmi ÖZKÖK'ün Hakkari Yüksekova'da
yapmış olduğu açıklamaya eleştiri nitelikli yazı olduğu, yazının genelinde Güneydoğu'da şehit
olan askerlerin arasında üst düzey siyasi, sivil ve asker bürokratlarının çocuklarının olmadığı
şeklinde ibarelerin olduğu,
(16) sayfa "YUNANİSTAN ORTODOKSLUK" ile başlayan "Saygılarımla arz
ederim" ile biten bilgisayar çıktısı doküman içeriği incelendiğinde:
Yunanistan Ortodoksluk ve patrikhanelerin durumu SAYIN KOMUTANIM başlıklı
Sayın Komutanlarımın yüksek bilgisine arz ederim ile son bulduğu ve içeriğinde "Ülkemizde
bulunan Hıristiyan ve bunlara ait ibadethanelerin durumu ile alakalı yazılar olduğu,
Yunanistan'ın PKK örgütüne yardım ettiği" şeklinde yazı olduğu,
(23) sayfa "TRT Raporu 2001 (TRT'DE GAYRİ MİLLİ -BÖLÜCÜ YAPILANMA
VE FAALİYETLER)" ibaresi ile başlayan "Devlet adma görev verilen kişilerdir" ile biten
bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:
1- Bölücü Ve Yıkıcı Kadrolaşma 2- Genel Manzara Ve Yürütülen Faaliyetler alt başlıkları
oluşturularak hazırlanan dokümanın içeriğinde; Bölücü Ve Yıkıcı Kadrolaşma başlığı altında;
Medya alanında, uluslar arası yıkıcı organizasyonların Türkiye istasyonu şefinin Nuri
ÇOLAKOGLU olduğu, Nuri ÇOLAKOĞLU'nun koordinasyonu ile 1988 yılından itibaren
uluslar arası odaklann etkisine ve kontrolüne giren TRT'nin 2000'li yıllarda kendisini Türk
milletinden farklı bir etnik aidiyet duygusu ile görenlerin yani "Süryani" ve "Ermenilerin"
eline geçtiği, görsel medyada Nuri ÇOLAKOĞLU'nun organize ettiği bu yeni kadrolaşmanın
M. Ali BİRAND ve Ali KIRCA'nm yetiştirdiği elemanlarla hederine ulaştığı ve Metin BALCI,
Mithat BEREKET, Can DÜNDAR ve Deniz ARMAN gibi beyinlerin önceleri TRT'de, özel
televizyonların kurulması ile bu iletişim ağlarında Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış
düşmanlarının psikolojik ve politik amaçlarına uygun sosyal bir taban oluşturma gayretine
girdiği anlatılarak, Yücel YENER, Ayhan KARAPARS, Nilgün ARTUN, Latif OKUL, Tank
BAYKUR, Canan TARANCI, Seyhan LEVENT, Hülya ALP, Gürkan ELÇİ ve Şener
TOKCAN gibi kişilerin Nuri ÇOLAKOGLU tarafından TRT'nin en etkin noktalanna taşındığı
belirtilmiştir. Devamında:
Nuri ÇOLAKOGLU ve M. Ali BİRAND'm ekiplerinin tüm medyaya hakim
olduğu,
Nuri ÇOLAKOĞLU'nun editörlerinin PKK'yı siyasallaştırma faaliyetlerine
yoğun bir şekilde devam ettiği,
Nuri ÇOLAKOĞLU'nun 1988 yılında TRT Genel Müdürü Cem DUNA'nm
yardımcısı olarak göreve gelmesi ile Lale DİLLİGİL ve Çetin ÇEKİ'nin sunduğu "İyi
Akşamlar" programında Türkiye de ilk defa etnik aynmcılık ve bölücülüğün propagandasının
yapıldığı ve bu yayın kuşağının sorumlusunun Namık KASAPBAŞIOĞLU'nun olduğu,
TRT de Yücel YENER"in genel müdür olması ile PKK terör örgütünün
siyasallaşma sürecinde kullandığı mesajlan planlı ve etkili bir şekilde ekrana taşıdığı,
PKK mensuplan tarafından mağaralarda ve cezaevlerinde yazdıklan sözüm ona
kahramanlık şiirlerinin Bilal ERCAN, Zafer GÜN DOĞDU-, ve/TRT' de ki doğu kökenli
sanatçılar tarafından türkü haline getirilerek, PKK'riın propagandasının hedef kitlelere
aktanldığı,
Avrupa'da PKK'nm konser faaliyetlerine Arif SAĞ, Yavuz BİNGÖL, Hülya
SÜER, Erdal ERZİNCAN, Ahmet KAYA, Bilal ERCAN ve Zafer GÜNDOĞDU'nun organize
ettiği,
Ankara Radyosu Sanatçıları Ali Haydar GÜL, Mehmet SESKE, Gülsen
ALTUN, Ali DEMİRHAN ve İzmir Radyosu sanatçıları Hayal AS ve Saime CANTÜRK'ün
1990-1997 yıllan arasında PKK'nm Avrupa da yürüttüğü faaliyetler azama zaman
katıldıklarını,
Ülkemiz üzerinde emeli olan dış güçlerin 1980 askeri müdahalesi sonucu
kaçarak Almanya ya yerleşen Fuat SAKA'yı kullanmaya başladıklarını ve Volkan KONAK'm
Fuat SAKA'nm en yakın arkadaşı olduğunu ve bu sanatçıların Laz milleti yaratma çabalarına
destek olduklarını,
TRT GAP TV bürosunda çalışan Aylin ÖZKARSLIOĞLU'nun Yücel
YENER'in öz amcasının kızı olduğunu, Yücel YENER tarafından kuruma alındığını ve 2001
yılında YENER soyadını aldığını,
Kars kökenli Ermeni ailenin çocuğu olan Ayhan KARAPARS'm, Yücel
YENER tarafından TRT Genel sekreterliğine getirildiği ve Ayhan KARAPARS'm çeşitli
yayınlar ile sözde Rum ve Ermeni kimliğinin ortaya konulmasında etkili olduğu,
Program ve Haberden Sorumlu Gelen Müdür Yardımcısının ermeni kökenli bir
aileye mensup Bülent VAROL olduğu,
Personelden sorumlu TRT Genel Müdür Yardımcısının PKKTı kadrolaşmanın
baş mimarlarından birisi olan Şener TOKCAN olduğu,
Televizyon Dairesinin başında Ermeni bir aileden gelme Nilgün ARTUN'un
bulunduğu,
Televizyon Dairesi Başkan Yardımcısının Ayhan KARAPARS'm en samimi
adamı olan Okan GÜNGÖR olduğu,
TRT Eğitim Dairesi Başkanı Tank BAYKUR'un 1997 yılda Miloseviç'in
televizyonu ile ortak faaliyete giriştiği,
İstanbul Televizyon Müdürü Hülya ALP'in Erzincan kökenli bir ermeni ailenin
çocuğu olduğu,
Özer OZANKAYA'nın PKK'lılann en büyük hamisi Filiz OZANKAYA'nm eşi
ve ermeni asıllı bir şahıs olduğu, Hıristiyan dinine mensup bu bayanın TRT de çok etkin
olduğu ve Nilgün ARTUN, Ayhan KARAPARS, Arsal SOLEY, Canan TARANCA, Tank
BAYKUR, Seynan LEVENT, Hülya ALP, Gürkan ELÇİ ve Bülent VAROL'a bu bayanın akıl
hocalığı yaptığı,
Seyhan LEVENT'in 1994 yılından bu yana TRT INT-TURK müdürlüğü yaptığı
ve döneminde izlenme oranlann azaldığı,
TRT de 1997 yılından bu yana kesin hakimiyet kuran PKK yandaşlannm en
büyük desteği Ertürk YÖNTEM'den gördükleri,
Siyasallaşma sürecinde PKK'nm aleviliği perde arkası yaparak TRT'yi etkin bir
şeklide kullandığı ve Mahsun KIRMIZIGUL, Ataol BEHRAMOGLU, Suavi, İzzet
YILDIZHAN, Yavuz BİNGÖL, Bilal ERCAN, Faruk DEMİR, Edip AKBAYRAM, Hülya
SÜER, Kıvırcık Ali, İsmail HAZAR, Sümer EZGÜ, Ali DEMİRHAN, Mehmet SESKE,
Gülsen ALTUN, Hayal HAS, Saime CANTÜRK ve Musa EROĞLU gibi sanatçılarla
psikolojik harekatına devam ettiği, şeklinde bilgiler verilerek adı geçen şahıslann TRT
içerisinde yapmış olduklan kadrolaşma, usulsüzlük, TRT'nin çıkar amaçlı kullanılması gibi
konulann anlatıldığı,
Genel Manzara Ve Yürütülen Faaliyetler başlığı-altında;
TRT'nin canlı yayın kuşaklannm yıkıcı-bölücüjfr^î0hbarat örgütlerince Türk
milletinin psikolojik direncini kırmak için kullanılmakta .o-Mugu^N^ri ÇOLAKOĞLU ve
bölücü arkadaşlarının 1990 sonrasında ülkeyi etnik ve mezhep zemininde bölmek için 1980
öncesinde olduğu gibi aynı taşeronluğu gönüllü oyarak yerine getirdikleri belirtilmiştir.
Devamında;
ANAP kontenjanından İğdır valiliğine atanan şu anki valinin, Yüksel YALOVA
ve Cavit KAVAK tarafından TRT ye alman Ermeni asıllı ya da bölücü Kürt muhabir ve
kameramanlar tarafından ermeni propagandasına alet edildiği,
TRT haber Dairesinde Yücel YENER döneminde istihdam edilen muhabir,
kameraman ve spikerler arasında çok sayıda PKK sempatizanı ve kurt milliyetçisinin bulduğu,
Ermeni lobilerinin dünyada en güçlü olduğu ülkenin Türkiye olduğu ve
ermenileren bu güne kadar Türkiye de en etkin TRT de oldukları,
Yücel YENER'in trilyonlarca liralık kaynağı İstanbul piyasasına peşkeş çektiği
ve kurum dışı drama yapımlarını Latif OKUL, Tomris GİRİTOĞLU, Ziya ÖZTAN ve Nilgün
SAGYAŞAR tarafından bölücü-yıkıcı zihniyetteki firmalara verildiği,
Milliyet gazetesi Ankara temsilcisi Fikret BİLA, Ekonomi Muhabiri Alattin
AKTAŞ, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Yardımcısı Muharrem SARIKAYA vb. nin her
programda TRT'nin kadrolu elemanı gibi konuk edildiği,
Haber dairesinin başında yaklaşık 8 yıldır her iktidarın adamı, bölücülerle ve
Marksistlerle işbirliği yapan Oktay GÖÇER'in bulunduğu,
Haber politikalannm Yücel YENER in emri ile Genel Müdür Yardımcısı Şener
TOKCAN, Yayın Denetleme Kurulu Başkanı Latif OKUL, Dış Yayınlar Daire Başkam Danyal
GÜRDAL, Genel müdür Danışmanı Baki ÖZİLHAN ve Haber Daire Başkanı Oktay
GÖÇER'den oluşan bölücü marksist ideolojiye sahip grupça belinlenip uygulandığı,
Sabah haberlerinde Mustafa Aydoğan KILINÇ, Pazar Panorama programında
Mustafa BALBAY, Hasan ÇAKIR ve Cem KIRÇAK'm bölücü ve Marksist ideolojinin
propagandasının yaparak bu ideolojiye yakın isimleri konuk ettiklerini,
Dev sol militanı ve DHKPC'nin örgütlenme çalışmalarını yürüten Mete
MUYAN'IN Genel Müdürün emriyle SAYTEK'in başına getirildiği, Haber Dairesi Başkan
Yardımcısı Güntaç AKTAN'm İmrahdaki yargılama sürecinde beceriksizliği nedeni ile
TRT'nin maddi ve etik zarar uğratıldığı şeklinde bilgiler verilerek TRT"nin yapmış olduğu
bazı programlar ile alakalı bölücülük konularının işlendiği,
Bir dönem PKK terör örgütünün de TRT'yi etkin bir şekilde kullandığının ve
TRT içerisinde ermeni lobisinin çok etkin olduğunun iddia edildiği istihbarat nitelikli bir yazı
olduğu görülmüştür.
(7) sayfa "İleride ülkemizde gelişebilecek" ile başlayan "Kararlı müdahalesini
gerektirmektedir" ile biten bilgisayar çıktısı doküman İncelendiğinde;
İleride Ülkemizde gelişebilecek terör faaliyetleri hangi tür ve boyutta olursa olsun,
bölgedeki güçlü Devlet olan Türkiye ve onun tek ve güçlü hükümeti Ak-Parti Bunun altında
kalacaktır yazı içeriğinde; Dünya siyaseti, Dünyada gelişen olaylar ve Türkiye ile hükümetin
durumunun analiz edildiği yazı olduğu,
(2) sayfa "Sayın Hayrettin ERTEKİN" ile başlayan "Doktor Hayrettin ERTEKİN" ile
biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde;
Mehmet UYAR isimli kişiden internet ortamında Hayrettin ERTEKİN'e 04 Mayıs
2006 tarihinde gönderilmiş olduğu "ENTERNET Ortamındaki Grubun başında kalması bu
ortamda mücadeleye devam etmesi hakkında yazı olduğu,
(9) sayfa "Sayın Hayrettin" ile başlayan "Suç duyurusunda bulundu" ile biten
bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:
İnternet ortamında gönderildiği anlaşılan.- ergold ergold@superonline.com
adresinden aynı adrese gönderilen II.Karakin olarak* bilinen Katalıkos Ermenilerin Ruhani
Lideri İstanbul'a geldi başlıklı yazı içeriğinde; Ekümçnlık talebi ile ilgili iddialar, yapılan

O 1916
ziyarette Ruhani liderin yapmış olduğu açıklamalanndan dolayı Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in
suç duyurusunda bulunduğu bu ziyareti protesto etmek isteyen Büyük Hukukçular Birliği
Derneği Genel Başkanı Kemal KERİNÇSİZ ve beraberindekilere Heybeliada'da izin
verilmediği şeklinde yazılann olduğu görülmüştür.
(1) adet D06-534092 seri nolu Arzu TAŞTAN'a ait nüfus cüzdanı, (1) adet 2576795 seri nolu
Arzu TAŞTAN'a ait sürücü belgesi (1) adet H09-216648 seri nolu Ali Osman AKAT'a ait nüfus
cüzdanı, (1) adet Gültekin KESKİN adına tanzim edilmiş TR-D892672 seri nolu pasaport, (1)
adet Gülten TATAR adına tanzim edilmiş D 505785 seri nolu sürücü belgesi, (1) adet üzerinde
"2005 Yapı Kredi" yazılı ajanda incelendiğinde, 2005 EYLÜL 12-13-14 ci sayfasında el
yazması olarak "1972 Muzaffer TEKİN Sarışın tuzlada Em.Alb.Mitti Çalışıyordu Salih
Reşit TEKİN" şeklinde karalama yazı olduğu, çeşitli şahsı bilgilerinin yazıldığı el yazması
yazılar, günlük yapılacaklann not edildiği yazılar, Çeşitli davalann savcılık numaralan ile bazı
kişilerin isim ve telefon numaralannm olduğu,
b) Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cİ Blok No: 10/4 ve Çatı
Katı BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçirilen;
(4) adet 1 'den 4'e kadar numaralandınlmış fotoğraf incelendiğinde:
1. fotoğrafta askeri üniformalı 3 şahsın birlikte oturduğu,
1. fotoğrafta, kamuflaj elbiseli elinde makineli tüfek olan bir şahsın olduğu,
1. Fotoğrafta Türk bayrağı altında 3 şahsın olduğu,
1. fotoğrafta mevzide çekildiği değerlendirilen 5 şahsın olduğu,
(12) sayfa içerisinde Askeri personellerin (üst rütbedeki ad soyad ve
telefonlarının bulunduğu) doküman incelendiğinde:
"Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri
Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Askeri Yargıtay
Başkanı ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görevli Generallerin: rütbeleri, nasp tarihleri,
sicil numaralan, ad - soyadlan, eşlerinin isimleri, görevleri, illeri, dahili telefon numaralan,
PTT telefon numaralan, cep telefon numaralan ve Tafics ismi verilen özel olduğu düşünülen
gizli telefon numaralan bilgilerinin yazılı bulunduğu liste olduğu" tespit edilmiş, Genelkurmay
Başkanlığı Askeri S avcılığı'ndan söz konusu belgelerin gizli bilgi ve belge olmadığı sorulmuş
olup, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nm 02.06.2008 tarih, 2008/303 S.Ö. sayılı
yazılan ile bu belgenin "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait resmi bir belge olmadığı, ancak içerdiği
bilgiler itibarı ile TSK personeline ait kişisel ve görevle ilgili bilgiler olması dolayısı ile
söz konusu belgenin gizli kalması gereken bilgi ve belgeler statüsünde
değerlendirilmesinin uygun olacağı" bildirilmiştir.
(3) sayfa "Şemdinli olaylarının gerçek yüzü" isimli bilgisayar çıktısı doküman
incelendiğinde:
Kimden hayrettinertekin@mynet.com adresinden 30 Kasım 2005 Çarşamba 18:20
zaman aralığında gönderilen Şemdinli olaylannm gerçek yüzü başlıklı "Jandarmaya çalışan
Eshabil POLATOĞLU'nun PKK aracılığı ile İngiliz Gizli Servisi Mİ 5 tarafından angaje
edilerek üniter esnekliklerin bulunduğu Şemdinli İlçesinde olmayan JİTEM ve doğrultusunda
Devleti/TSK'yı yıpratmak, PKK'nı meşruiyetim bulmak amacıyla Bağdat Mİ 5 Bürosuna
götürülmüştür...........Bu şahıs İran ve Türkiye aleyhine Mİ5 tarafından kullanılan ve İngiliz
Konsolosluğunda kayıtlı bir şahıstır............. 6-7 Eylül olaylan organize edilmiş.............. Mİ5
tarafından 5 Eylül 2005 saat 4:35'de Van Maraş Cad.deki bir tekstil giyim deposunda
provokasyon ve organizasyon masraflan teşvik pirimi olarak 700:000$ verilmiştir" şeklinde
ibarelerin bulunduğu, Şemdinli olaylannm provokasyon amaçlı çıkartıldığının anlatıldığı yazı
oîduğ^. _ >*L '"-" "" .

j- '*\ * \
(3) sayfa " Toplum Bilimi Kitle Psikolojisi nedir" ibaresi ile başlayıp "Doktor
Hayrettin ERTEKİN" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:
Kitle Psikolojisinin özelliklerinin anlatıldığı, kitle psikolojisinin tanımı, özellikleri,
kitlenin kıymetlendirilmesi, kitle psikolojisi ile hareket eden şahısların nasıl etkileneceği,
kitlenin nasıl kontrol altında tutulacağı anlatıldığı Hayrettin ERTEKİN imzalı doküman
olduğu,
(1) sayfa "Satılmışlara teklif gelir... Bizede Ecdatlarımızdan Emir Gelir! " ile
başlayıp " Dr. Hayrettin Ertekin" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde
içeriğinde:
Yüce ulu önderimiz Atatürk bu milleti gençlere ve onun yetişmesini eğitilmesini çok
istediği onurlu arkadaşlarıma yani ordumuza emanet etmişti. Değerli dostlarım vasiyetim ne
kadar yerine getirildiği ortada, lafa söze gerek var mı?
Atatürk sonrasındakiler ve özellikle son on yıl Türkiye'yi yönetenler, Türkiye'yi
resmen sömürge haline getirmediler mi? Her şeyi yabacılar tarafından yönetilen Türkiye artık,
teklif ve öneri getirilen onurlu bir devlet değil dayatma ve emir verilen, kendi buğdayını bile
ekmeye izni olmayan, parçalanma aşamasında bir ülke haline getirildi,
........ Bu üniter devletimize ihanet etmiş hainleri cezalandırmak için istiklal
Mahkemelerini kuracak helal süt emmiş vatan evladı bile bulmakta zorlanacak gibi görülüyor.
İleri görüşlü önderimiz işbirlikçi ve hain cenneti Türkiye'de emanetine hıyanet
olabileceğini de düşünmüş ve bu nedenle Bursa Nutkunun iyi okunması ve gerekeni
yapılmasını istemiştir.
Beni umutsuzluktan kurtaran ve savaşma azmi veren tek şey bu söylevdeki talimatlar
gereği harekete geçenlerin sayısının birkaç yıldır yurdun her tarafında her dakika arttırğmı
görmemdir.
Atatürk "Türk Milleti Zekidir, Türk Milleti Çalışkandır" sözünü boşu boşuna
söylememiştir.
Memleketi satanlar ve pazarlayanlar aklını başına toplasın zaman azalıyor Molotof
atıp devletin güçlerini taciz ettiğiniz, otomobilleri yaktığınız meydanlarda bundan sonra bizde
olacağız sokaklarda bizim ARSLANlarımızı göreceksiniz,
Cesetleri leş kargalarına yem olmuş çürümüş, satılmış, yandaşlarınız bizleri iyi
tanıdılar, sizlerde bizleri Cudiden, Gabardan, Şırnak'tan, Şemdinli'den, Uludere'den
tanıdınız....
Ben deniz Kürşat yürekli "hayrettin ertekin" onun için bu kadar açık elektronik
ortamda yazıyorum. Hodri meydan diyorum... Türk kimseden korkmaz korkmadı da örnekleri
şanlı Türk tarihin derinliklerinde saklıdır. Dr. Hayrettin ERTEKİN" Şeklinde ibareler içeren
doküman olduğu, şüphelinin bu görüşlerinin yasadışı ERGENEKON terör örgütünün amacı
ile birebir örtüştüğü görülmüştür.
c) Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Akatlar Mahallesi Nispetiye Caddesi Arzu 1
Apartmanı No:2 27-45 Kat:2/13 Grande Maisson Emlak Danışmanlık BEŞİKTAŞ adresinde
yapılan aramada;
1) Masanın çekmecesinde siyah renkli naylon poşet içerisinde Hayrettin
ERTEKİN'in resminin bulunduğu ve Arapça harfler ile yazılı, normal kilit ile takılı olduğu
kilit BÜYÜ amaçlı hazırlandığı düşünülen bir yazı olduğu,
(1) adet Şeffaf dosya içerisinde "SnrBegüm Hanım" başlıklı evrak incelendiğinde;
Niteliği, Büyüklüğü, Yeri, Fiyat, Not şeklinde başlıklar altında 6 adet arsa ile ilgili
bilgilerin mevcut olduğu emlak işi ile ilgili olduğu değerlendirilen evrak olduğu görülmüştür.
2-CD incelemeleri: _ 31 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "ORTODOKSLUK
FAALİYETLERİ.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Dosyanın içeriğinde:
"ORTODOKSLUK NEDİR.? FAALİYETLERİ NELERDİR.? FENER RUM
PATRİKHANESİ VE STATÜSÜ NEDİR.? HEYBELİ ADA RUHBAN OKULU
OKULMUDUR.?" sorularının cevaplarının arandığı makalede: "Unutulmamalıdır ki; Asırlar
süren "büyük oyunlar halen dünya sahnesindedirler. Ancak, bugün de aynı oyunu ister "Ermeni
sorunu" isterse "Başka bir sorun " mihverinde oynamaya teşebbüs edecekler veya etmekte
olanlar, karşılannda artık MEVCUT MİLLETLER VE MEDENİYETLER
BİLMELİDİRLERKL. "Tarihinden feyz ve ders almış" Türkiye Cumhuriyeti ve Devleti
"Tarihin tekerrürüne fırsat vermeyecek uyanıklıkta" Atatürk'ün nesillerinin bulunduğunu da
hesaba katmak zorundadırlar. Yüce Türk Milletinin uzak ve Yakın geçmişinden aldığı
kahramanlıkların destanlarının dost ve düşman milletler daima hatıralarında tutmalıdır.
Unutulmuş olmadığını son kez hatırlatırız. yakın tarihimizdeki istiklal savaşı ve
kahramanlıklarımız her millete nasip olmamıştır. Milletlerin 1. Cihan savaşından ve 2.cihan
alınması gereken çok dersler olduğu hafızalarında mutlaka kalmalıdır unutmuş olanlara
hatırlatmayı borç biliriz. Saygılanmla Arz Ederim. 18/ 02/ 2005 Dr. Hayrettin ERTEKİN"
şeklinde olduğu görülmüştür.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı
Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen 66 Nolu CD üzerinde yapılan
incelemede;
"Outlook.pst" isimli bir E-posta arşiv dosyası içeriğinde: "Türkiye Cumhuriyeti'nin
çökmek üzere olduğu, hali hazırdaki şartlar altında seferberlik ilan edilmesi gerektiği, böylece
TSK'mn bir an önce yönetime ortak olması durumunun doğacağı belirtilerek ülkemizde bir
kaos ortamı oluşturulmak istendiği, örgütün amaçlanna aykın gördüğü yönetimin
değiştirilmesi için TSK'mn ülke yönetimine ortak olması çağrısında bulunulduğu, yukarda
belirtilen eylemlerin ERGENEKON Terör Örgütünün amaçları ile örtüştüğü anlaşılmıştır.
29.01.2008 tarihli kimden bölümünde Dr Hayrettin ERTEKİN
(ergold@superonline.com) kime bölümünde 'güler.komurcu@aksam.com.tr yazan mailin
olduğu görülmüştür. Bahse konu mailin şüphelilerden Güler KÖMÜRCÜ'ye atılmış olduğu
içeriğinin "sayın kömürcü çok büyük geçmiş olsun sizi biliyor inanıyoruz yazmaya devam
yola devam edin sizi yolunuzdan kimse vazgeçirmesin komuoyuna okuruna kızma devir bu
devir... kalbimiz senin yanında oldu...Dr.h.ertekin" şeklinde bittiği görülmüştür.
31.10.2007 tarihli Hayrettin ERTEKİN tarafından gönderildiği anlaşılan mailin
içeriğinin "ORTODOKSLUK FAALİYETLERİ.doc isimli word belgesi olduğu görülmüştür.
05.12.2007 tarihli Hayrettin ERTEKİN tarafından gönderildiği anlaşılan (kime kısmı
boş) mail içeriğinde "Kürt PKK ile Kürtler özdeşleşmiştir. En iyi Kürt ölü Kurttur."
İbarelerinin yeraldığı görülmüştür.
23 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "ÖZGEÇMİŞ_son.doc" isimli bir MSword
belgesi tespit edilmiştir. Yukanda ekran çıktısı verilen "ÖZGEÇMİŞson.doc" isimli MSword
belgesi incelendiğinde; Emekli Tümgeneral Ceyhun Fikret ARAT'in detaylı öz geçmişinin
olduğu anlaşılmıştır.
3-Bilgisayar incelemeleri: Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy
İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ELE GEÇEN
(1) adet ST 3120022A-120 GB harddisk SEAGATE marka seri numarası 3JT3BB71 olan
bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;

XH 1919
"ENTERNET GRUP STRATEJİ BASKANLIGI.doc" isimli word belgesi içeriğinde
"NATO'ya üye ülkelerin stratejileri ile ülkemizin katılması gereken ve öncülük yaptığı
faaliyetlerin olduğu" yazının sonunda Dr. Hayrettin ERTEKİN şeklinde olduğu görülmüştür.
"SON SÖZ..!! DR.H.ERTEKİN.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş,
dosyanın içeriğinin farklı makalelerden oluştuğu ve ENTERNET GRUP STRATEJİ BÖLÜM
BAŞKANI Dr Hayrettin ERTEKİN şeklinde son bulduğu görülmüştür.
"TÜRÜT'ÜN TÜRKÜSÜL.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş içeriğinin
"İsmail TÜRÜT tarafından yazılan "Plan yapmayın Plan" isimli türkünün Hırant DİNK
cinayetini gerçekleştiren Ogün SAMAST ve Yasin HAYAL'e hitaben yazıldığını iddia
edenlere karşı hazırlanmış bir makale olduğu yazının sonunda Dr. Hayrettin ERTEKİN
ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
"Yahudiler.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde Osmanlıcılığın Büyük
Orta Doğu projesinin gerçekleşmesi için ortaya atılmış bir fikir olduğunu, Yeniden büyük
Osmanlıda; BOP içindeki ülkelerin federasyonlara ayrılıp, küçük ve etkisiz hale getirilip,
Sonrada konfederasyon şeklinde bir araya getirileceğini, Bunun ilk uygulamasının da şu anda
Kürdistan Federasyonunun, Türkiye'ye dayatılması ile başladığını, geçmişleri övünen
milletlerin patatese benzediğini ve en kıymetli yerlerinin toprağın altında kaldığını belirten bir
makale olduğu anlaşılmış yazının sonunda Dr. Hayrettin ERTEKİN ibaresinin bulunduğu
görülmüştür.
"yolun sonu.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde yeni seçilecek
Cumhurbaşkam'nm eleştirildiği ve ENTERNET GRUP STRATEJİ BÖLÜM BAŞKANI
Dr. Hayrettin ERTEKİN şeklinde son bulduğu görülmüştür.
"ORTODOKSLUK ve FAALİYETLERİ.doc" isimli bir MSword dosyası içeriğinde;
ORTODOKSLUK NEDİR.? FAALİYETLERİ NELERDİR.? FENER RUM PATRİKHANESİ
VE STATÜSÜ NEDİR.? HEYBELİ ADA RUHBAN OKULU OKULMUDUR.? sorularının
cevaplarının arandığı makalede; "Unutulmamalıdır ki; Asırlar süren "büyük oyunlar halen
dünya sahnesindedirler. Ancak, bugün de aynı oyunu ister "Ermeni sorunu" isterse "Başka bir
sorun " mihverinde oynamaya teşebbüs edecekler veya etmekte olanlar, karşılarında artık
MEVCUT MİLLETLER VE MEDENİYETLER BİLMELİDİRLERKİ.. "Tarihindenten feyz
ve ders almış" Türkiye Cumhuriyeti ve Devleti "Tarihin tekerrürüne fırsat vermeyecek
uyanıklıkta" Atatürk'ün nesillerinin bulunduğunuda hesaba katmak zorundadırlar.
YÜCE TÜRK MİLLETİNİN uzak ve Yakın geçmişinden aldığı kahramanlıkların
destanlarının dost ve düşman milletler daima hatıralarında tutumahdır. Unutulmuş olmadığını
son kez hatırlatırız, yakın tarihimizdeki istiklal savaşı ve kahramalıklanmız her millete nasip
olmamıştır.
Milletlerin 1. Cihan savaşından ve 2.cihan alınması gereken çok dersler olduğu
hafızalarında mutlaka kalmalıdır unutmuş olanlara hatırlatmayı borç biliriz. Saygılarımla Arz
Ederim. 18/ 02/ 2005 Dr. Hayrettin ERTEKİN" şeklinde olduğu görülmüştür.
Aynı bilgisayarda "YUNAN.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde: Kıbrıs ve
Yunan sorunu ile ilgili makale olduğu, içeriğinde;
"Sevgili Okurlarım, Neticeyi arz ve talep olarak son söz şunları da ilave
etmeliyiz....!! Kibris olayinin perde arkasini iyi tahlil edelim Ortadoğu da hangi ülkenin
ilave liman ihtiyaci var ve 2500 km menzilli NBC harp basligi yüklenebilecek ( 500 ADET
Nükleer başlığı var) TOMAHAWK - CRUSIE füzelerine sahip HAVADAN BAĞIMSIZ
TAHRİK DUZENEKLI DENIZALTILARINI ve diğer su ustu ve sualtı gemilerini
konuslandirarak Avrupa'yi kapsama altina alarak elini kolunu bağlamak amaci güden yakin
dostumuz stratejik ortagimiz israili iyi anlamah^zt'npSîayrettin ERTEKİN" şeklinde
olduğu, /*% +V
"Vatikan Devlet Başkanı Papa.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Papa 16.
Benedict'in ülkemize gelişinde törenle karşılanmasının bir amacının olduğunu, "Keşke Türk
halkı bu konuda daha duyarlı olmayı başarabilse ve Papa, Türkiye'ye gelmeye cesaret
edemese" denilerek papanın ülkemize gelmesinin istenmediği, bunun için bir kampanya
başlatılması gerektiği belirtilmiştir.
"KIRLITEZGAH SİTESİ MASONLAR DEŞİFRE OLDU.doc" isimli MSword
belgesi incelendiğinde Kirli Tezgah Sitesinde ERGENEKON operasyonu kapsamında halen
tutuklu bulunan Ümit SAYIN'm Can ARPAÇ, Sevil ATASOY, Hakkı AYHAN, Reşit ATA, Hür
ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Sekreterliğine, Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK
(Ümit SAYIN'm Doğu PERİNÇEK'e mektup olarak yazdığı bu belgede, en çok dikkat edilmesi
gereken yer, mektubun sonundaki masonik bir selamlama terimi olan "kardeş sevgilerimle"
kelimelerinin kısaltması olduğu), Cosmopolitan Dergisi, Üsteğmen Zafer YENER, Cumhur
ERDİN, Binbaşı Oğan TÜRKMEN ve Yarbay Mehmet SÖNMEZ ile yaptığı msn kayıtlan ve
mektuplar olduğu görülmüştür.
24.05.1996 tarihli bu belge, Ümit SAYIN ve irtibatlı olduğu kişiler tarafından
hazırlanarak, silahlı provokasyon gruplarının oluşturulmasını teşvik için servis edildiği,
KEMALİST TÜRKBİRLİK GRUBU (KTG) Stratejisi, "Yusuf Rıza Günaydın"
takma adıyla Ümit SAYIN tarafından 18.05.2000 tarihinde hazırlanmıştır. Bu oluşum
üzerinden solcu ve Atatürkçü gençleri internet ortamında avlayarak, gerçekte masonik
hedefler doğrultusunda yönetilmek ve yönlendirmenin amaçlandığı,
TSK'yı kullanarak iç savaş çıkartmayı amaçlayan aşağıdaki illegal bildiri, 14.02.2001
tarihinde Ümit SAYIN tarafından hazırlanarak, KTB mail grubu aracılığıyla internet
ortamında dağıtıldığı, 2000 yılında düzenlenmiş olan aşağıdaki listenin sonunda, ÇYDD
Yurtdışı (ABD) temsilcisi olarak Ümit SAYIN'a yer verildiği,Genelkurmay İstihbaratıyla ilişki
kurmak ve yönlendirmek isteyen Ümit SAYIN tarafından yazılan aşağıdaki mektup,
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığına geldiği,Genelkurmay Başkanlığının gizli belgeleri
arasında bulunan "Batı Harekat Konsepti", Ümit SAYIN'm bilgisayarına kayıtlı belgeler
arasında olduğu, İllegal örgütlenme planı, 05.07.2005 tarihinde Ümit SAYIN tarafından
hazırlanarak İstanbul Üniversitesi'nde uygulandığı,Ümit SAYIN'm askeri istihbaratla ilişki
kurduğu dönemde, Ümit SAYIN ile İ.Ü. Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil ATASOY
arasında gerçekleşen msn yazışması olduğu, İlhan ARSEL tarafından hazırlanan bildiri, Ümit
SAYIN tarafından internet üzerinde kurulan KTB irtibatları kullanılarak dağıtıldığı, gibi daha
bir çok benzer konuların yer aldığı anlaşılmıştır.
"Kitapl.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir. "Kitapl.xls" isimli Excel
dosyası incelendiğinde farklı meslek gruplarından şahısların bulunduğu telefon listesinin yanı
sıra birçok kime ait olduğu bilinmemesi için şifrelenmiş telefon numaraları olduğu
görülmüştür.
"Gönderilmiş Öğeler.dbx" isimli bir E-posta arşiv dosyası tespit edilmiştir.
"Gönderilmiş Öğeler.dbx" isimli E-posta dosyası incelendiğinde içeriğinde "Hayrettin
ERTEKİN'in Milli Güvenlik Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nda 20 yıl teröre karşı mücadele
verdiğini belirtmesine rağmen şahsın ifadesinde böyle bir resmi kurumda çalıştığını beyan
etmediği anlaşılmıştır.
06 Haziran 2006 tarihli kimden bölümünde "eternet grup" yazılı e-posta dosyası
incelendiğinde Muharrem KILIÇ isimli yazardan alıntılar yapıldıktan sonra Milleti, dolayısı
ile devleti ayrıştırıp BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kıvamına getirme operasyonunun
hedefinde artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin olduğu belirtilmektedir. Söz konusu e-posta
Enternet Grup Strateji Başkanı tarafından gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Son günlerde çok sık telefuz edilen bu Kuv^'^Sfflfiye^ deyiminin bir çok genç
tarafından bilinmediği, ilk kez Kurtuluş Savaşı'nda^g§rev ala% |hflis güçleri anlamında

LL 1921
kullanıldığı, "Kuvayı Milliye'nin işgal altındaki bir ülkede halk tarafından oluşturulmuş
direniş örgütleri olduğunu, bu özellikleri ile bir sivil örgütlenme modeli olduğunu, "Kuvayı
Milliye"'nin sonradan Ulusal Kurtuluş Savaşı'na katılan herkesi kapsayan bir kavram olarak
kullanıldığını belirttikten sonra;
"Günümüzde bu tarz düşünülmek istenilirse bu oluşum modern ordunun
uzantısı olarak özel kuvvetler komutanlığının organizesinde oluşturulmaktadır."
denilmiştir.
(Şüpheli Hayrettin ERTEKİN "Kuvayı Milliye"'nin işgal altındaki bir ülkede halk
tarafından oluşturulmuş direniş örgütleri olduğunu," belirtmesine rağmen bir alt
paragafda "Günümüzde bu tarz düşünülmek istenilirse bu oluşum modern ordunun
uzantısı olarak özel kuvvetler komutanlığının organizesinde oluşturulmaktadır."
demektedir.
Kuvayı Milliye'nin düzenli bir ordunun bulunmadığı ve ülkenin düşman
askerleri tarafından işgal altında bulunduğu zamanlarda oluşturulması gerektiği
belirtilmesine rağmen günümüzde dünyanın sayılı güçlü ordusuna sahip Türk Silahlı
Kuvvetlerimizin böyle bir yapılanmaya alet edilmek istendiği, ülkemizin hiçbir toprak
parçasının düşman işgali altında olmadığı, Hayrettin ERTEKİN'in bu e-posta'yı
provakasyon amaçlı olarak şahıslara gönderdiği ve ülkemizde bir kaos ortamının
oluşturulmasına yönelik faaliyetler içerisinde olan ERGENEKON Terör Örgütünün
amacı doğrultusunda hareket ettiği anlaşılmıştır.)
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet
Apartmanı No:69 ŞİŞLİ adresinde yapılan aramada; ele geçen üzerinde "Multimedya
Compitur Siystem" yazılı bilgisayar kasası içerisindeki Seri numarası 0524J1FTC97921
olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
"TC.DOC" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in ülke vatandaşlığından ayrılmak istemesinin sebeplerini saydığı ve yazısının
sonunda AKP'den Papazm ekümenliği, Heybeliada ruhban okulunun açılması, papaz
yetiştiriliyor diye militan yetiştirilmesi, Ermeni soykırımının tanınması, Kürdistanın
tanınması!! (bu sözler verildi), PKK ile masaya oturulması süreç başlatıldı, Kıbrıs'ın
satılması, Yabancı mal edinme yasasının çıkartılması PEŞKEŞ ÇEKİLMESİ, Trakya
sorunu çözülmeden Ege sorunun çözülmesi, İstanbul'un konstantine polis olarak tescili,
Türklerin Anadolu içine dar bir bölgeye sıkıştırılması çalışmasının önünü açmasının
istenildiği belirtilmiştir.
Şüphelinin Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ
adresinde yapılan aramada ele geçirilen (1) adet Seagate marka ST380011A (5JV1JQ3K )
seri numaralı 80 GB harddisk üzerinde yapılan incelemede;
"HABERLER.doc" isimli MSword belgesinin içeriğinde, şüpheli Hayrettin
ERTEKİN tarafından Türbanın üniversitelerde serbest bırakılması ile ilgili Yüce Türk
milletine hitaben 9 Şubat Çağrısı başlığı ile bir yazı olduğu, "Türkiye'yi haçlı irticadan
kurtarmanın zamanı gelmiştir. Türkiye'nin devrimcileri, Mustafa Kemal'in askerleri
Görev vakti gelmiştir. Karşı devrimin karanlığını hep birlikte yeneceğiz. Hükümeti türbanla
ilgili yasayı geri çekmeye, milletin sesine kulak vermeye çağınyoruz. Bağımsızlık ve Atatürk
devrimlerine, laikliğe sahip çıkmak için Ankara'da büyük halk hareketinde buluşuyoruz.
Haydi Türkiye göster iradeni! 9 Şubat'ta Ankara'dayız." şeklinde yapılan çağrıda
"Türkiye'nin devrimcileri, Mustafa Kemal'in askerleri Görev vakti gelmiştir." Şeklinde
olduğu görülmüştür.
"ORTODOKSLUK VE FAALİYETLERİ.doc" isimli bir MSword dosyasının içeriği
ile aynı olduğu görülmüştür.
Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No: 10/4 ve Çatı Katı
BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçen -(1) adet Seagate 40 Gb. ST 340014A-
SN. 5JX9G2B4 seri nolu harddisk üzerinde yapıan incelemede;
l-"Reis.jpg", "Reis-Cagri.jpg", "Reis.jpg", "Kurtlar konseyi.jpg", "Ali .jpg",
"Peker.jpg" ve "Tc.jpg" isimli resim dosyaları içerisinde;
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Organize suç örgütü lideri ve ERGENEKON
operasyonu kapsamında da soruşturma konusu edilen Sedat PEKER ile birlikte
fotoğrafının bulunduğu, fotoğrafın bulunduğu dosyanın adının Kurtlar Konseyi olduğu,
bunun yanı sıra Sedat PEKER'in dosya ismi olarak Reis ve Peker olarak verilen 2 adet
resminin daha olduğu, diğer resimlerde ise kimliği tespit edilemeyen elinde bayrak ve silah
ile poz veren bir şahıs olduğu görülmüştür.

4- Ekspertiz raporları:
Şüphelinin Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı ERGOLD
KUYUMCULUK No:42 BEŞİKTAŞ adresinde yapdan aramada elde edilen;
(1) adet BLOW MİNİ MOD 2003 Cal.8 mm 91702 ibareleri bulunan kuru sıkı
tabanca, (1) adet tabancaya ait şarjör ve (5) adet şarjöre basılı vaziyette fişek ile ilgili
olarak:
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda ses ve gaz fişeklerinden tadil özel şekil ve nitelikte
fişekleri atabileceği görülen tabancanın 6136 sayılı yasa kapsamında mütalaa edilmesi
gerektiği ancak 6136 sayıl yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı, 5
adet fişeğin 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz fişeklerden olduğu,
(1) BLOW CLASS 6-008010 ibareleri bulunan kuru sıkı tabanca, (1) adet bu
tabancaya ait şarjör ve (12) adet şarjöre basılı vaziyette fişek ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda söz konusu tabancanın mevcut hali ile 9 mm çapında ses
ve gaz fişeklerini istismal edebildiği gibi aynı ölçülerde haiz birlikte gönderilen çekirdekli
(metal parçacıklı) fişekleri de atabildiği, bu itibarla el yapımı çekirdekli fişekleri atabildiği
görülen tabanca ve mevcut çekirdekli bilyelerin gibi 6136 sayılı yasa kapsamında yasak
niteliği taşıyan silah ve fişeklerden olarak mütalaa edilmesi gerektiği ancak 6136 sayıl yasanın
12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı,
Şüphelinin Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet Apartmanı No:69
ŞİŞLİ adresinde yapılan aramada elde edilen;
(1) adet üzerinde "Walther" yazılı kılıfı da bulunan pala ile ilgili olarak, EGM
Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı
Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak niteliğine haiz pala
benzerlerinden olarak mütalaa edilmesi gerektiği,
(1) adet tahta kırmızı siyah küıf içerisinde samuray kılıcı ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak
niteliğine haiz kılıçlardan olduğu,
(1) adet Sarsılmaz marka 332 seri nolu havalı tabanca ile ilgili
olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli
silahlardan olmadığı ancak söz konusunun bir suçta kullanılması halinde korkutma unsurunun
gerçeklemesisin mümkün olduğu,
(1) adet tahta kılıf içerisinde Zipffkar Kıfiç'öe ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve


2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak
niteliğine haiz kılıç benzerlerinden olduğu,
(1) adet üzerinde "BLOW Combact Mod.2002" yazılı 9.00 mm. çaplı 36710 seri
numaralı kahverengi kabzalı kurusıkı tabanca,(l) adet Bu tabancaya ait şarjör ve (85) adet
kurusıkı tabanca mermisi ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silah ve
fişeklerden olmadığı ancak ebat-görünüm ve mekanik yapısı olarak ateşli bir silah görünümünde
olduğu, ateşli bir silahtan ayırt edilebilmesinin zor olduğu, iğfal kabiliyetine haiz olduğu tespit
ve rapor edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün
Pasajı Kat: 2, No: 5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen;
(1) adet İşlemeli deri kılıf bulunan ibaresiz toplu tabanca ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan ateşli
silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiği ancak 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesinde
belirtilen vahim silahlardan olmadığı,
(1) adet Kenwood TK3107 ibareli 80929012 seri nolu el telsizi ve (1) adet
Kenwood TK3107 ibareli 80928952 seri nolu el telsizi ile ilgili olarak;
Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünün 2008/3212 sayılı yazılarında Cihazların
UHF bandında faal olarak çalışmakta alma ve gönderme yapmaktadır. Söz konusu el telsizleri
2813 sayılı telsiz kanunun 13 ve 32/a maddesine giren cihazlar olduğu belirtilmiştir.
(1) adet Gold Star marka mod:2000 cal 9 mm. ibaresi bulunan kurusıkı tabanca
ve (1) adet bu tabancaya ait fişeksiz şarjör ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli
silahlardan olmadığı ancak ebat-görünüm ve mekanik yapısı olarak ateşli bir silah görünümünde
olduğu, ilk bakışta ateşli bir silahtan ayırt edilebilmesinin zor olduğu, iğfal kabiliyetine haiz
olduğu,
(1) adet Motorola Radius GP300 ibareli, şarj cihazı ve adaptörünün de
bulunduğu el telsizi ile ilgili olarak;
Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünün 2008/3212 sayılı yazılarında Cihazların
UHF bandında faal olarak çalışmakta alma ve gönderme yapmaktadır. Söz konusu el telsizleri
2813 sayılı telsiz kanunun 13 ve 32/a maddesine giren cihazlar olduğu,
(1) adet ağzında mermi bulunan GKM 980 seri nolu Madein Austurıa Glock ine.
SMYRNA.GA ibaresi bulunan tabanca,(l) adet bu tabancaya ait şarjör,(5) adet bu şarjöre
basılı vaziyette MKE yapımı 9 mm. çaplı (ağzındaki ile birlikte toplam 6 adet) fişekve (50)
adet Beyaz şeffaf poşette MKE yapımı 9 mm. çaplı fişek ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan ateşli
silah ve fişeklerden olduğu,
(2) adet üzerinde Boxer yazdı döküm muşta ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak
nitelikli muştalardan olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
İşyeri Araması sırasında ele geçirilen;
(4) adet Cam parfüm şişe, (1) adet ağzı karık pişmiş toprak vazo, (2) adet bronz
heykel, (1) adet bronz obje, (5) adet pişmiş toprak vazo, (3) adet cam koku şişesi, (9) adet
pişmiş toprak vazo, (1) adet pişmiş toprak testi, (6) adet pişmiş toprak sapan taşı, (1) adet başı
kırık mermer heykel, (235) adet duvara asılı şekilde panonun üzerine yapıştırılmış vaziyette
sikke (sonrasında yapılan sayımda 240 adet olduğu anlaşılmış ve konu ile ilgili tutanak tanzim
edilmiştir), (30) adet sikke, (1) adet mızrak ucu, (1) adet sapı kırık kaşık, (1) adet keski, (1)
adet ok ucu, (4) adet iğne ve (38) adet duvara asılı pano üzerinde çerçevelenip kolye ucu
şekline getirilmiş sikke ile ilgili olarak;
İstanbul Arkeoloji Müdürlüğünün 25.02.2008 tarihli rapor ve 28.02.2008 tarih ve
2008/562 sayılı yazılarında yukarıda listesi verilen malzemelerden; 3 adet cam şişe ve 90 adet
bronz sikke (bozuk-silik-sahte) nin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu
kapsamında Tasnif ve Tescile tabii, müzelik değerde olmadığı, 90 adet sikkenin piyasayı
yanıltıcı nitelikte olduğu ve alıkonulduğu 3 adet cam şişenin tarihi bir özelliği olmadığından
teslim edildiği, Geri kalan 256 adet eserin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabii, müzelik değerde yurt içe ve yurt dışı alınıp
satılması yasak eserlerden olduğu bildirilmiştir.
Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No: 10/4 ve Çatı Katı
BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen;
(4) adet MKE yapımı dolu fişek ile ilgili olarak;
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silah
ve fişeklerden olduğu,
(1) adet U.S.A. süper K.NIFE marka kahverenkli saplı bıçak ile ilgili olarak
sorulduğunda; EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de yasak olarak
belirtilen sustalı çakı benzerlerinden olduğu,
1. (1) adet siyah renkli EAGLEKNIFE ibareli örgü saplı kılıfı da bulunan pala,
1. (1) adet siyah renkli demir saplı "Wolther" yazılı kılıfı da bulunan komando
bıçağı,
1. (1) adet beyaz metal, tahta kapalı oval saplı komando bıçağı,
1. (1) adet siyah kılıf içerisinde Walther-Stamless Steell marka çok amaçlı bıçak
takımı,
1. (1) adet siyah kılıf içerisinde Souare Stamless marka çok amaçlı bıçak takımı,
1. (1) adet kamuflaj kılıf içerisinde balta, kürek seti ve metal sapı içerisinde (1)
adedi testere, (1) adedi bıçak,
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak
nitelikli bıçaklardan olmadığı,
- (1) adet Sarsılmaz marka 332 seri nolu havalı tabanca,
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 Sayılı Yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli
silahlardan olmadığı ancak söz konusunun bir suçta kullanılması halinde korkutma unsurunun
gerçeklemesinin mümkün olduğu,
1. (1) adet üzerinde "BLOW Combact Mod.2002" yazılı 9.00 mm. çaplı 36710 seri
numaralı kahverengi kabzalı kurusıkı tabanca,
1. (1) adet Bu tabancaya ait şarjör,
1. (85) adet kurusıkı tabanca mermisi
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 Sayılı Yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli
silah ve fişeklerden olmadığı ancak ebat-görünüm ve mekanik yapısı olarak ateşli bir silah
görünümünde olduğu, ateşli bir silahtan ayırt edilebilmesinin zor olduğu, iğfal kabiliyetine
haiz olduğu tespit ve rapor edilmiştir. -• ^ ..„
/
d)-Telefon görüşmeleri;
Medyayı Kontrol Altına Almak, Propaganda-Dezenformasyon ve Örgütün
Amacına Yönelik Olarak Yapmış Olduğu görüşmeler:
Tape : 1617, 13.11.2007 tarihi, saat : 10.18'de Hayrettin ERTEKİN ile N.. A...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKİN'in "Abi saygılar sunuyorum, saym Genel Müdürüm, iyi
misin?" "Televizyon devam ediyo, işte şimdi de bu ATV ihalesi için bi konsorsiyum....
oluştu ona girmeye çalışıyoruz ama, bakalım inşallah orayı da" dediği, bir süre bu ihaleye
Turgay CİNER'in giremeyeceğinden bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "...şeyde giremiyor
Aydın DOĞAN, Bİ GRUP VAR ŞİMDİ, BİZİM BEYFENDİNİN ORGANİZE ETTİĞİ Bİ
GRUP VAR" " ... ONLA ÇALIŞORUZ, BEN DE ... ORDAYIM YANİ" dediği, Necati
ALTINTAŞ'm "ALLAH İŞİNİ RAST GETSİN, EMRET" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in
"... estağfurullah abiciğim, ...daha sonra arıyacam sizi" " BU KONU İLE İLGİLİ"
dediği tespit edilmiştir.
Tape : 1729, 28.12.2007 tarihi, saat: 14.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y.
O... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "...para lazım memlekette çünkü burda bırakmıyorlar burda
bırakmıyorsunuz bakın işte ATV'yi alalım onu alalım diyorsunuz habire salıyorsunuz
Kasımpaşahları üzerimize onun için bari orda para kazanaum" "Komutanım yo
bırakmadılar bırakmıyorlar komutanım" "Bu adam açıkça işte ne diyim bak telefonda
söylüyorum size adam gönderdi bana ee" "O televizyon bize lazım dedi daha ne diyim
daha telefonda söylüyorum burda dinliyor o şuan" dediği,
Tape : 1600, 31.10.2007 tarihi, saat : 21.20'de Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Uzun bir süre PKK terör örgütü ve güneydoğudaki terör olaylarından
bahsettikleri, bu olayın siyasi açısından konuştukları, Hayrettin ERTEKİN'in
"...komutanım .. duyarsız kalamıyorum artık isyan ediyorum böyle bakalım ne olacak Genel
Kurmay" dediği, Y... Ö...'in "Bekliyoz icazet icazet alcaz ya şimdi bekliyoz bakalım"
dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " komutanım icazetimi kalmış ...istiklal savaşındaki Atatürkün
gösterdiği kahramanlığı bugün barışta gösteremiyor ise... o zaman bu devletin yani yazıklar
olsun diyorum cumhuriyeti kuranlann taşıdığı üniformaya siyasetçisine meclisine bayrağına
istiklaline istikbaline halk çıkacak ya halk çıkacak sokaklara başka şey yok" dediği, Y...
Ö...'in "Halk çıkacak zaten.... öyle olacak bu halk çıkacak ben idare ediyorum diyecek"
dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Valla .. komutanım .. belki önden fişekten dolma tepme
tüfekler değil ...istiklal savaşında böyle çıktılar ama şimdi başka şeyle çıkabiliriz yani
şakası yok bu işin .. sizde önümüze halk kahramanları halk komutanları olarak yani...
artık mubah sizin için" dediği tespit edilmiştir.
Tape : 1593, 24.10.2007 tarihi, saat : 20.13'de Hayrettin ERTEKİN ile Y Şahıs
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKİN'in " komutanım Allah aşkına bizi niye arayıp sormuyorsunuz"
diye bir süre sitem ettiği ve kendisinin yurt dışı gezilerinde olduğunu söyleyerek
"...televizyon kanalı aldık biz bir tane onunla uğraşıyoruz" "... Business kanal diye bir
kanal var ya" dediği ve Güneydoğudaki terör olaylarından bahsettikleri, Y Şahsın terör
olaylarıyla ilgili "Beni... sükûnete davet ediyorlar lan ne sükûneti yav" "...TOPLUM MU
VAR SANKİ BİR YERDE GALEYANA GELECEK YOK İÇ HARP ÇIKARTACAK
FALAN" "... Kuzu kuzu herkes seyreyliyor" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de Kürtler
hakkında söylediklerinden dolayı yargılandığını anlattığı, Y Şahsın "BEN BU MİLLETTEN
ŞİKAYETÇİYİM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "...ben yapmam gerekenleri yaptım
BAK TELEVİZYON ALDİM TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL
KOYDUM, Y... PAŞAYLA R.. K..'Nlî\ YÖNETİME ALDIM
dedim ki; gelin çıkın ne isterseniz burdan söyleyin ortada yoklar gelmiyorlar yani kayıplar
düşünebiliyor musunuz ya daha ne yapayım da ne yapmam gerek Genel Kurmaya haber
gönderdim Y... paşayla bu kanal sizindir emrinizdedir ne yapmak istiyorsanız buyurun dedim
137 tane çalışan var ne arayan var, ne soran" "Kalesi alıp dağa gideyim diyorsanız
onu da yaptık zamanında" ".......... BAŞKA YAPACAK BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA
DERSENİZ ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O İŞLERDEN ŞEY OLDUM daha ne yapayım
yani" dediği, bir süre gazetelerde yazılar yazılarla ilgili konuştukları ve Y Şahsın seni
alkışlıyorum, tebrik ediyorum diyerek Onlarda en azından bir şeyin tepkinin ifadesi AMA
HAKKATEN BEN ARZU ETTİĞİM TEPKİYİ BULAMIYORUM VE ZAMAN ZAMAN"
"12 EYLÜL ÖNCESİ GÜNLERİ ÖZLÜYORUM' dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "AH O
GÜNLER OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDİ" diyerek gündemi değerlendirip, terör
konularından konuştukları tespit edilmiştir.
Tape : 1761, 12.12.2007 tarihi, saat:11.16'da Hayrettin ERTEKİN ile W
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in "Sayın komutanım saygılar sunuyoruz" dediği, W'nm "Ne arıyorsun ne
soruyorsun bu abini ya" "Hepten gözden çıkardın bizi ya" dediği, Hayrettin'in "Olur mu sabah
gazeteyi bi açtım" "Gazetede bir operasyon var bütün adamları toplamışlar şey ahlak polisi
700 tane İstanbul'da şeyi toplamış" "Resimlerini toplamış onu inceliyordum bizimkiler var mı
diye aklıma geldiniz o ara dedim ki komutanımı arayım da bi gazeteye baksm tanıdık biri var
mı" dediği, W'nın "Yok bizim artık tanıdıklar manıdıklar" dediği, Hayrettin'in "Doğru doğru
iyi misiniz komutanım?" dediği, W'nm "Çok şükür iyiyim bir yaramazlık yok Hayrettin"
"Sende ne var ne yok?" dediği, Hayrettin'in "Çalışıyoruz işte televizyon melevizyon gidiyor
işte öyle koşturmaca" dediği, W'nm "Bir problem yok inşallah" dediği, Hayrettin'in "Yok yok
bizim o çocukta bir hafta yattı çıktı" dediği, W'nın "Ünal hocayla irtibat devam ediyor değil mi
senin" dediği, Hayrettin'in "Devam ediyor Ünal hoca" "dün işte evini burdan götürdü
gönderdik dün akşam onu yolcu ettim ben" dediği, W'nın "Öyle mi biliyorum Konya'da
olduğunu da" "Tamam anladım iyi, şu şey konusu varmış da benim aklıma o geldi Çamlıca
konaklarının güvenlik şeyini hizmet satın almak için bunlar kendi bünyelerinde kurmuşlarmış
onu şimdi lav ediyorlar hizmet satmalmak yoluyla yani bi güvenlik şirketinden alacaklarmış
hizmet satın alacaklarmış Çamlıca konaklan için 25 kişi falan herhalde" "Benim aklıma şey
geldi Ünal hoca da orda sayılan sevilen bir insan" "...şimdi daha gerçi işte yönetim bir karar
almamış daha işte yönetim karar alacak yani şey karan işte bünyemizde kurduğumuz bu
bünyemizdeki Güvenliğin lav edelim hizmet satmalmak yoluyla güvenlik işini yürütelim diye
bir karar alıp bi güvenlik şirketine verecekler" dediği, Hayrettin'in "Ünal hocayı vereyim
telefonunu arayın orda Mustafa var yönetimde" "Ben önada söylerim Mustafanm da
telefonunu veririm size" "Mustafa da iyi arkadaşım benim söylerim Ünal hocam falan
beraberiz hep onlan şimdi şöyle yapalım" dediği ve Hayrettin'in "0533 722 19 13" numaralı
telefonu verdiği,
Hayrettin'in "Komutanım ne oluyo memleketin durumunu hiç anlatmıyorsunuz
ben yazıyorum çiziyorum da yani okumuyorsunuz da" "Saldınyorum habire ama yine hala
bişey yok" dediği, W'nm "Kimsenin birşeyden alındığı yok herkes bildiğini yapıyor" dediği,
Hayrettin'in "ABİDE BOŞ ÇIKTI ABİDE duruyor duruyor şimdi" "İki duble içince
ateşleniyor hiçbir şeyi yok komutanım ya yani valla bu Fenerbahçeliler niye böyle ben
anlayamıyorum komutanım ya" "Valla bilmiyorum komutanım herhalde ...yani çaptan da
düştü herhalde diyoki ya hiç huzurumu bozmayayım şimdi diyo hiç bişey yapacağı yok"
dediği, W'nm "Ya oda şimdi idare ediyor surda kaldı diyo 7-8 ay diyo" dediği, Hayrettin'in "7
ayı kaldı teskereye" "Şey nasıl bi adam komutanım siz bilirsiniz Ergun SAYGUN dün dün
konuşmuş falan okudum şimdi gazetelerde de o nasıl biridir yani Vatan perver mi yoksa böyle
hani o da salla başı al maaşımı" dediği, W'nm "Valla o askerliği bilmez & da" "Aynen aynen o
da
bürokrattır yani şeydir" "Dişçidir oda yani o da NATO'lardan dış görevlerden işte yabancı dil"
"Ordan gelme yani" "Terörü merörü Güneydoğuyu falan bilmez o da bilmez İlker
BAŞBUĞ'U' da bilmez bunlar şey değilki bunlar Kıta komutanı değil ki bunlar sosyete bunlar
salon subayı" dediği, Hayrettin'in "Öyle isteniliyordu zaten öyle yani dizayn etti gitti ..."
dediği, W'nın "Sadakatlidir yani ...komutanlarma karşı son derece sadıktır" "Komutanlarına
ihanette bulunmayacaksın sadakat sahibi ihanet dediğin komutanlara hiç hayır demeyeceksin
hiçbir şeylerine karşı çıkmayacaksın" "... öyle oldu mu en iyi komutan oluyorsun" dediği,
Hayrettin'in "Komutanım kaleler tek tek gidiyo bakın ben bu YÖK var ya bu kadarını
düşünmüyordum ... hani diyordum ki" "Burada gitti Yargıtay işte bi tek Yargıtayla Danıştay
kaldı" "Şimdi hazırladıkları avukatları işte yeni yasaylan onları alacaklar içeriye" "Neticede
arz talep türbanı" "Türbanı takıp herkes oturacak mı komutanım bu yani olacak bumu yani"
dediği,
W'nm "Ne oldu senin ortak çıktımı" dediği, Hayrettin'in "Çıktı çok oldu 1 hafta
yattı çıktı" "Bıraktılar ATV ihalesi bittiği gün bıraktılar" "Yani ATV ihalesine biz gireceğiz
diye şey yapmca onlar huylandılar iadeli taahhütlü verdiğimiz şeyi geri gönderdiler ondan
sonra adamın bi günde hesaplarına el koyup adamı içeri aldılar ondan sonrada hiç bana
dokunmadılar hiç ona bütün" dediği, W'nm "İstedikleri adamada verdiler ihaleyi" Adamlar
herşeyin öyle güzel yolunu yordamını buluyolarki ya" dediği, Hayrettin'in "Ama kimsede
bişey demiyo komutanım önceden bakın biri çıkardı mesela ben şuan Kıvnkoğlu Paşanın şeyle
arıyorum çıkar bişey söylerdi derdiki yani ..." "Dururdu dediğinin arkasında dururdu" "Yok
mu yürekli bitane böyle asalardan komutanım ya böyle hop diyecek" dediği, W'nın "Yürekli
yürekliler oralara söz söyleyecek makama gelemiyor ki" "Sadakat sahibi olacaksın sadık
olacaksın" "Sen komutanına sadık ol gerisine karışma ..." "Hepimizin göbek adı sadık zaten" ..
.dediği

Tape:1778, 13.02.2008 tarihi, saat: 12.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X


ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Ha yurtdışmdaydım ÇİN'DEYDİM abi yeni geldim bir hafta oldu
geleli ya" dediği, X ŞAHSIN "Napıyon Çin'i mi ÖRGÜTLÜYON ne yapıyorsun" dediği,
H.ERTEKİN' in "Abi ne yapalım işte ya çalışıyoruz" dediği, X ŞAHSIN "BAŞIMIZA İŞ
ÇIKARMA BAK gene ERGENEKON mergenekon trafikler karışık Çin'e mine gidip" "Bizim
o işler de ONLAR SAHTE ERGENEKON ABİ BİZ HAKİKİ ERGENEKON'UZ" "Yanma
ama kimide alıyorlar biliyor musun Direj Ali'ye şeyi de alıyorlar yanına Sami Hoştan'ı da
alıyorlar yanma hani maksat çeteymiş gibi gösteriyorlar aslında bu adamların ne alakası var
çeteyle" dediği, X ŞAHSIN "Ne alakası var şeyin Erenolun Sevgi Erenol'un çeteyle" "Hasan
Kaya'nm selamı var bak sana yanımda şimdi" dediği, H.ERTEKİN' in "Benden de selam söyle
sayın doktoruma" "Projenizden vaz mı geçtiniz projenizden" dediği, X ŞAHSIN "Bakalım işte
ne o Türkiye'de hızlı değişiyor biliyorsun her şey" dediği, H.ERTEKİN' in "Ya doğru
söylüyorsun" dediği, X ŞAHSIN "(Arka Planda HASAN : De sene Hayrettin'e bu işlerde
tecrübe sahibi Hayrettin)" dediği, H.ERTEKİN' in 'BEKLEYİN YAKINDA TANKLARI
GÖRÜRSÜNÜZ" dediği, X ŞAHSIN "Tanklar geliyor mu yoksa" dediği, H.ERTEKİN' in
"Tanklar geliyor görürsünüz" dediği,
Tape : 1752, 22.01.2008 tarihi, saat : 13.47'de Hayrettin ERTEKİN ile H. A.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN'in ".. Reisim selamünaleyküm Hayrettin ben nasılsın" diye sorarak
ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslardan bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in
"..ne oluyor Drej Mirej" dediği, H.A.'in de "sana da gelirler" dediği, Hayrettin ERTEKİN'İN
"yakında bana da gelirlerde bana uzak kalıyorlar biraz onlar bilirler .. kime gideceklerini"
"...bu operasyon iki tane ayağı var eee Bir örgüt kurmuşlar sözüm
ona bunlar Malazgirt şeyi Kuvayi Milliye diye bu ikisinin işte Türkiye'de örgütlenmeye
çalışıyorlar parti olacaklardı bunlar parti kuracaklardı" "..O parti işte bazı para kaynakları
şunlar bunlar 7-8 aydır takip ediliyorlardı ama Drej'in Mrej Sami HOŞTAN'ın falan işi ne onu
anlayamadım" ".Tahsilat işleri de herhalde .. onun için ..." "VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI
YEMİŞ YANİ VELİ PAŞAYA KAÇ KERE İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ
YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BAKALIM"
dediği ve Veli KÜÇÜK'ü paşaların da ikaz ettiğini anlatarak "..çağırdılar korumalarını aldılar
rütbeni sökeriz sıfıra düşürürüz dediler ikaz etti Genel Kurmay ..BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT
AY TAKILDI SONRA
YİNE BAŞLADI" dediği, ilerleyen konuşmalarda, insan kaçakçısı İsmail..............? İsimli bir
şahıstan bahsettikleri, Şamata ban bu şahsın aldığı ve Yunanistana insan kaçırdığını anlattığı,
bu şahsın bulunması gerektiği, kendilerine lazım olduğunu söylediği,
Tape : 1751, 22.01.2008 tarihi, saat : 12.26'de Hayrettin ERTEKİN ile Kürşat...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
ERGENEKON operasyonuyla ilgili haberlerden bahsettikleri, Hayrettin
ERTEKİN'in "...50-60 kişi aldılar Kemali falan aldılar" "..HİÇBİR ŞEY OLMAZ .. ÖYLE
BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK ŞİMDİ NE OLACAK ... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP
GİDİYORLAR" "... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR
ADAM DEĞİLDİR KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR" dediği,
Tape : 1715, 22.12.2007 tarihi, saat:20.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
X ŞAHSIN "Paşam duydun mu?" "Yaşar BÜYÜKANIT bizi çok yanılttı ya" dediği,
H.ERTEKİN' in "ÇOK ÇOK HEPİMİZİ MALESEF, BEN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ
BENDİM VE KOMUTANIMIZA SAHİP ÇIKTIK VE GENEL KURMAY BAŞKANI
OLMASI İÇİN OLABİLMESİ İÇİN YAPMADIĞIMIZ ŞEY KALMADI AMA MAALESEF
ŞUAN YAPILABİLECEK BİŞEY YOK DİYOR VE KENDİSİ BAKALIM BÖYLE DÜMEN
SUYUYLA BENİM KALMIŞ TESKEREME 8 AY DİYOR 8 AY SONRA BEN ZATEN
YOKUM ... bu riske girmem diye kimseyle hiçbir şey yapmıyor ama" dediği, X ŞAHSIN
"Amudamı kalkayım dükkan kapalı dükkan açıkmı bunlar yakışıyor mu yav" dediği,
H.ERTEKİN' in "Evet evet evet bunlar bunlar ... hiç ya 2 duble viski attığı zaman maalesef
böyle şeye çıkıyo BİZİ TATMİN ETMEDİ ben söyledim yani kendisine başından söyledim
hatta Amerika'daki aldığı madalyayla ilgilide fikirlerimi beyan etmiştim kendisine de
söylenmişti bu, keşke o madalyayı almasaydı o madalya verildi ondan sonra kendisini bakalım
şeyi yapmayacaklar İLKER PAŞAYI DA GENEL KURMAY BAŞKANI
YAPMAYACAKLAR" "Tabi tabi yapmayacaklar ben biliyorum onu yapmayacaklar..." dediği,
X ŞAHSIN "Ne diyorsun Paşam ya" dediği, H.ERTEKİN' in "...2 tane Afyonlu Kara
Kuvvetlerindeki 2 Afyonlu bişeyler bakalım kara kara düşünüyorlar ne olacağını" "Kurmay
Başkanıyla şey işte Kara Kuvvetleri Kurmay" "..Ergun SAYGUN'la düşünüyorlar" "İlker paşa
bakalım birbirlerine Ergun SAYGUN'le görüşmüyorlar onu söyleyim onu demiyorum ee
Ergun SAYGUN Paşa İkinci Başkan o kara kara düşünüyor nasıl dalaşırım İlker paşayla diye"
dediği, X ŞAHSIN "Ama Erginin son dönemi bu şeyden sonra gidiyo o yani Birinci Orduya
gidiyo" dediği, H.ERTEKİN' in "Birinci Orduya gidiyoda ondan sonra bakalım şimdi onlar
ikisi birbirlerinden şeyler kedi köpek gibiler" "Ergun SAYGUN'la İlker BAŞBUĞ, kedi köpek
gibiler birbirleriyle şimdi dalaşacaklar" dediği, X ŞAHSIN "O zaman Yaşar Paşayla da İlker'in
arası iyi değil o zaman" dediği, H.ERTEKİN' in "İyi değil görüşmüyolar ki zaten gitmedi
bilmiyor musun o şeye kara ee söyle adını Asam'ın toplantısına biliyosun davetliydi
konuşmacıydı katılmadı ..." dediği, X ŞAHSIN "İlker Paşa değil mi" dediği, H.ERTEKİN' in
"...tabi hükümete, benim Genel Kurmay Başkanı... olmamamı söyledin gibi şey havasmda
aralarında bi soğukluk var 6 aydır

•4
7
ben farkediyorum 5 aydır... aşağı yukarı 5 ay" dediği, X ŞAHSIN "Hani Hilmi'nin görev
süresi uzatılabilir falan diye konuşuyoduk" dediği, H.ERTEKİN' in "Ama yok Hilmi
Paşa kendi istemedi Yaşar Paşa olsun diye kendi istemedi eğer uzatılsaydı Yaşar Paşa
biliyorsunuz olamıyordu" "...Yaşar Paşadan duymaz işte hayırlı olsun Genel Kurmay
Başkanlığınız demez ise şarlar o zaman sıkıntıya girer Kara Kuvvetleri ayağa kalkar ya
onun için neyse abi bunlar uzun meseleler de bir gün karşılıklı geldiğimizde konuşuruz
ya sıkıntı o yani" dediği, X ŞAHSIN "Yav karşılıklı gelemiyoruz da ihtilal Paşam ya"
dediği, H.ERTEKİN' in "Abi olmaz şuan şuan konjektür uygun değil AMA
BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA TARZI BİŞEY OLABİLİR yani oda Genel Kurmay kaynaklı
değil söyleyim size hani vardı ya bizim eski malum esmi giden arkadaşlar vardı bizim ... Grup
o grubun yaptığı gibi bir çalışma var öyle hissediyorum" dediği, X ŞAHSIN "Kim Grup?"
dediği, H.ERTEKİN' in "Aytaç Grubu vardı ya abi" "Aytaç Grubu işte o grup gibi bi grup
çalışması var diye hissediyorum bakalım inşallah bi sıkıntı olmaz bu telefonlar sağlam
olmadığı için dinlenildiğini bildiğim için" "Söylüyorum" "Yok hayır benim söylemem
uygun olmaz çünkü yani ben söylersem arkadaşlar şey yapıyolar ertesi tarihi, almıyolar yani bu
konuları niye paylaşıyorsun diye alınabiliyorlar" dediği, X ŞAHSIN "...çok da önemli değil ya
bu televizyonu ne yapaca..." DEDİĞİ, H.ERTEKİN' in "Duruyor abi öyle bekliyoruz bakalım
işte şeyi görüşüyoruz bakalım işte Psikolojik Harekatta bişeyler yapalım diye aldık ama bişey
yapamadık öyle kaldı o bizim bitane çocuk vardı Amerika'dan getirdiğimiz başına
koyduğumuz çocuk onunda bi kara parayla ilgili bir Amerika'da 2002 yılında bi sıkıntısı
varmış ödemiş parasmı marasmı babasma para göndermiş o biz çocuğu genel müdür yapalım
diye almıştık ortak mortak değil aslında ..." "Semih Semih öyle bi genel müdür yapalım diye
aldık çocuk daha genç bi çocuk 30 yaşmda çocuk ama işte o sıkıntıları varmış şimdilik kenara
çektik bekliyoruz bakalım" dediği, X ŞAHSIN "...yani peki şeyi nasıl ödüyorsunuz Dijitürk
kablo" DEDİĞİ, H.ERTEKİN' in "ABİ... O O BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ
PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ ahi onlar problem değil bizim yani para problemimiz
yok bizim bizim malum uzun böyle arkadaş varya hani yanınızda dolaşıyor arasıra hani sizi
uçağa almayan arkadaş" "Konyasporun bugün yendiği takımın arkadaşı varya abi" "O o
arkadaşımızın işte ona rağmen devam ettiriyoruz" "Konya sporun bugün Kasımpaşayı yendi
Kasımpaşa Kasımpaşa" dediği, X ŞAHSIN "Hee anladım ..." DEDİĞİ, H.ERTEKİN' İN "He
işte o arkadaşa rağmen devam ettiriyoruz abi" DEDİĞİ, BİR SÜRE BUSİNESS TV KANALI
HAKKINDA GÖRÜŞTÜKTEN SONRA H.ERTEKİN' İN "Abi ... bi ... biz biz yanlışı nerde
yaptık biliyor musun bizim Y...'la Rıza Paşayı falan Ali B...'i falan almakla yaptık" DEDİĞİ,
X ŞAHSIN "Ben ne söyledim sana" DEDİĞİ, H.ERTEKİN' İN "Çok doğru söylediniz ogün
ben sizi dinlemedim" DEDİĞİ, x şahsm "Bak Y... benim sınıf arkadaşım" dediği,
H.ERTEKİN' İN "Abi benimde yani düşün biz onlan kısa pantolonluktan beraber
arkadaşız" DEDİĞİ, X ŞAHSIN "Ben sana ne söyledim olmaz Asker kafasıyla televizyonculuk
yayıncılık olmaz" "Şimdi bak KanalTürk Kanal KanalTürk gibi yapılacaksa" dediği,
H.ERTEKİN' in "Hayır hayır öyle yapmayacaz öyle yapmıyoruz zaten biz kesinlikle öyle
yapmıyoruz biz şahıslarla şahısların konuşmalarıyla şahısları çağırıyoruz yani kim ogün
gündeme gelmesi gerek o şahsı getirip konuşturuyoruz..." "Abi şuan anladımda şuan
vallahi düşünmüyorum şuan çünkü konjektür uygun değil ELİMİZDE BAKIN ANAYASA
MAHKEMESİ GİTMİŞ YÖK gitmiş heryer teslim olmuş bende bu televizyonu teslim
etmeyecem" "Hiçbişey değil abi ben ben biliyosunuz ne paralar ödüyorum ne paralar
veriyorum ve verdim de 25 bin dolar Çan'a verdim hiç düşünün sizin dörtte birinizin
çeyreğinizi etmez isim olarakta beceri başarı olarakta etmez ama biz o paraları verdik onlara
yani biz 15 bin dolar Hakan AYGÜN'e verdik" dediği, X ŞAHSIN "3 Bin iane kanal bende tek
başına bu işe
soyunan bi adam değilim" dediği, H.ERTEKIN' in "Biliyorum tahmin ediyorum ama
grup sizin Ciner Grubu mu olacak yine?" dediği, X ŞAHSIN "Yok ya ...değil ya ..."
dediği, H.ERTEKİN' in "Anladım" dediği,
Tape : 1745, 03.01.2008 tarihi, saat : 18.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKIN'in Y... Ö...'e KOMUTANIM diye hitap ettiği ve bir süre
Diyarbakırda meydana gelen patlama olaylarıyla ilgili görüşmeler yaptıkları, daha sonraki
görüşmelerinde siyasi içerikli görüşmeler yaparak, bombayı patlatanlardan bahsettikleri ve
Hayrettin'in "Komutanım .. bunların kökünü kazımak lazım" "..BOP komutanları
bugünkü komutanlar NATO komutanı değil BOP komutanı BOP ta kimin olduğunu
herkes biliyor" dediği ve Güneydoğuda görev yapanların çocuklannm da orada olduğu,
psikolojik durumlanndan bahsettikleri, Hayrettin ERTEKIN'in "o adamın haleti ruhiyesini
anlayamazsınız ben olsam Allah korusun giderim o Diyarbakır Belediye Başkanının
alnının çatına 8 tane sıkarım" "...benim silahı alıp dağa çıkmam lazım" dediği, içindeki
sıkıntıyı ancak böyle atabileceğini anlattığı, Y... Ö...'in de "O günde gelecek" dediği,
Hayrettin ERTEKIN'in "Gelmiyor gelecek diyorsunuz bak işte gelecek diye ben surda
oturup abiye bir gün sabah yürüyüşte demiştim komutanım yarın Genel Kurmay
Başkanı olursunuz bizi bile artık dedim dinlemezsiniz belki zor görüşürüz falan filan
demiştim" "KOMUTANIM BAKIN BİZİM GEÇMİŞTE YAPTIKLARIMIZI HERHALDE AZ
ÇOK BİLİYORSUNUZDUR O EKİBİ ŞUAN TEKRAR ORAYA YOLLAYIN YEMİN
EDİYORUM SİZE VARYA ..BÖLGEDE .. HUZUR GELİR .. hiç şakası yok bu işin ama yok
niyetli değiller arkadaşlar, ben diyorumki ANKARA GEBZE İSTANBUL GEBZE HATTI
AÇILMADAN BU İŞLER OLMAZ O HATTI AÇACAKSINIZ BANA VERECEKSİNİZ
TEKRAR BEN HEP BUNU SÖYLÜYORUM BU BANA VERİLMEDİĞİMÜDDETÇE HİÇBİR
ŞEYOLMAZkomutanım ..." dediği, Telefonlarının dinlendiğini ifade ettiği görüşmeler;
Tape :1689, 05.12.2007 tarihi, saat: 12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Tarık...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "ben dün gitmedim dün burdaki işleri konuştum ..dün gitmedim
bugün arkadaş buraya geliyorlar onlar" "İki gün burda hafta sonu burda kalacaklar
onlarla konuşacam sana söyliyecem tamam mı?" "Konuşuruz acele etme yalnız bu
telefondan değil de ben, sen bana bir numara ver ben seni arayayım" dediği
Tape :1700, 09.12.2007 tarihi, saat:15.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Ertan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
ERTAN'm "...abi çarşamba tarihi, ziyaretine gidiyorum ağabeyinin" dediği,
Hayrettin'in "Selamlarımı söyle abine" dediği, ERTAN'm "Yok abi, Adilin" dediği,
Hayrettin'in "Ha öyle mi?" "Ona da selamlarımı söyle" dediği, ERTAN'm "...çarşamba
tarihi, bekliyormuş haber göndermiş, bekliyorum yanma abi, çarşamba oraya geçmeden
abi yanma uğrıycam" "Onun bi sohbetini yapalım ne yapmam gerekiyor ne şey
yapmam gerekiyor abi sen konuşuruz tamam abi" dediği, Hayrettin'in "KONUŞURUZ
GEL DE TELEFONDA DEĞİL GEL KONUŞURUZ" dediği,
Tape :1742, 02.01.2008 tarihi, saat : 16.11'de Hayrettin ERTEKİN ile A.D.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
A.D.'m "..Merak ettim de dayanamadım, yapabilecek bi şey, olabilecek bi
durum var mıydı acaba, ne yapmayı düşünüyorsunuz" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in
"Şimdi ben görüştüm, görüştüm komutanlarla görüştüm, şeyin K.... beyle görüşülecek,
diyecekler şeye yani oraya gidecekler, normal telefonun yok mu senin" dediği, A.D.'m
"Vardır istiyorsan, ya farketmez benim açımdan eğer, arayım istiyorsan" dediği, Hayrettin
ERTEKIN'in "Beni başka numaradan arasana, BIJ NUMARA DİNLENİYOR da"
dediği, A.D.'m "Tamam oldu, ben 460 21 16 dayım" dediği^ „ '-
Tape : 1708, 13.12.2007 tarihi, saat:12.34 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile Y. Ö..
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in "Dün kulaklarınızı çınlattık...Ceyhun paşam geldi" "He burdaydı dün işte
onun martta şeyi doluyo süresi doluyor da işte" "Dedim tekrar uzatırız yani şey değil de onu
konuştuk bu arada dedim size bir ilave olarak komutanımlan dedim şey yapalım mı e olur dedi
falan, Ankara'da şimdi şey boş komutanım Ankara danışmanlığı boş Türk Telekomun da"
"Onu size bi soriyim dedim" dediği, Y...'m "Vallahi hemen" dediği, Hayrettin'in "Valla daha
önce Kürşat Paşa vardı orda biliyorsunuz o milletvekili olunca yönetim kurulu danışmanı
oluyo, bi Ankara'da bi İstanbul'da oluyo" "Yani askeri konularda herhangi bi şey olduğu
zaman örneğin bi konu olduğu zaman işte ya paşam şöyle bi konu var burayla kimlen
görüşürüz kimlen konuşuruz" dediği, Y...'m "Oo tam benim işim ya" dediği, Hayrettin'in
"Örneğin komutanım bi yabancı geliyor askeri bi konu ile ilgili bilgi almak istiyor kime
sorabiliriz diyor örneğin yani böyle bi konu" "...normal bi telefonunuz var mı sizi ordan
ariyayım" dediği, İş takibi ile ilgili görüşmeleri:
Tape : 1594, 26.10.2007 tarihi, saat :15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;
X ŞAHSIN "Gata'nın yemek ihalesi olacak" "Evet hı hı, onu bizim gene böyle
Türklerden birisine verelim ya yani ihale olacak gitcek zaten" dediği, H.ERTEKIN' in "Ben
kurt olmayanlara çalışmıyorum artık söyleyim illa Kürt olacak" "Baksana Deniz BAYKAL
çıkmış ne diyor" "Biz Kürtleri seviyoruz diyor ayrımcılık yapıyor işte" "Orda Hikmet Paşa
şey Çetin Paşa var benim tanıdığım" "Başında Tümgeneraldir" dediği, X ŞAHSIN "Ne zaman
ihale üstad" dediği, H.ERTEKİN' in "Kahve içmeye, çayını içmeye gideriz" "Pardon Hikmet
paşa değil, Tuncay paşa var, Tuncay paşam" dediği,
Tape :1595, 27.10.2007 tarihi, saat : 19.24'de Hayrettin ERTEKİN ile
Murat.......?/Emre GÜL ALT AY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Yurt dışında olduğu anlaşılan Murat'ın "... bende Emre ile beraber oturuyorduk
Hakan ağabeyimle" "şeyi soracaktım abi sen bana msn de bir şey yazmışsın ama ben şimdi ne
yaptın abi, o polisle" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... görüştüm, diyor ki yazıyı biz
vermiyoruz yazıyı merkez veriyor dedi yetki onun dedi" "Vatan caddesindeki merkez verdiği
için dedi, yetki onların onlar dedi mutlaka dedi imzalı kâğıdmı istiyorlar dedi" diyerek bir
pasaportla ilgili yapılması gereken işlemleri anlattığı, Murat'ın da "Onu bir arayım da, olmazsa
artık pasaportu buraya alırız burdan bir daha şey yaparız abi" dediği, daha sonra telefonu
Murat'ın yanında bulunan Emre GÜLALTAY'm aldığı ve "... Ahmet abinin, şimdi bi ne
yapmamız gerekiyor pasaportun buraya mı gelmesi lazım" diye sorduğu, Hayrettin
ERTEKİN'in de konsoloslukla görüşülmesini veya Vatan caddesinde bulunan Emniyet
Müdürlüğüne faks çekilmesi gerektiğini anlattığı tespit edilmiştir.
Tape : 1608, 06.11.2007 tarihi, saat : 22.18'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Yurt dışında olduğu ve KATAR'a geçeceği anlaşılan Emre GÜLALTAY'm "YA ABİ
BU BİZİM MAHKEME YOK MU" "MAHKEMEDE KİLİT İFADE VERECEK Bİ ADAM
VAR" "Bunun çekten ...mal beyanı çıkmış" dediği, şahsın Adliyeye girişinde GBT çekildiğini
anlattığı ve ifade verebilmesi amacıyla kontrol edilmeden içeriye alınabilmesi için yardım
istediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "Doğrudur GBT çekiyorlar ama biz götürüz onu ya, gelsin
" dediği,
Tape :1624, 13.11.2007 tarihi, saat:10.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
E.GÜLALTAY' m "...yarın mahkemem var abi" dediği, H.ERTEKİN' in "Biliyorum
haberim var, hepsinden haberim var" "O adam gelmedi, o adam ifade için gelmedi ben
söyledim orayan dediği, E.GÜLALTAY' in "Tamam onun işini hallettirdim"
"...benim Moskova numaram abi bak çok sevdiğim benim burda bi abim var" "Ali abi,
oda burda bankacı" dediği,
Tape :1766, 28.01.2008 günü saat:11.31'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
X şahsın "Ahilerin abisi günaydın nasılsın" dediği, H.ERTEKİN'in "Günaydın
hocaların hocası ya iyiyim" dediği, X şahsın "Abi öncelikle ben telefonunun alayım ben
Ankarada telefonumu çaldırdım çünkü" dediği, H.ERTEKİN'in "0542 433 07 71" dediği,
daha sonra H.ERTEKİN'in "dün Cengiz abi ile kulaklarını çınlattık akşam yemekteydik
dün kepabçıya götürdü" dediği, X şahsın "Vallla iypi^fkiM'vardı" dediği, H.ERTEKİN'in "...
abi gelmişti Ankara'dan" "Onlan beraber üçümüzdük başka sen ne yaptın Ankara'da niye
bulamadın mı" dediği, X şahsın "Annemi almaya gittim abi gel bini al dedi" "Getirdim artık
artık gece hayatlarını son verdik Hayrettin abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Telefonu iyi iyi
yapmışın Telefonu imei adresi yok mu çaldılarsa bulunur" dediği, X şahsın "uğraşamam
dandirik bir telefondu zaten" dediği ve daha sonra X şahsın "abi ben şu askeri soracaktım
ne oldu askere abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Şimdi şimdi onu söyleyeyim onların
dağıtımları daha çıkmadı bu gün çıkacak bu gün başlayacaklar yazdım ben o çocuğu
onu Kıbrısa verdirelim mi" dediği, X şahsın "Verdir abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Çünkü
en rahat ora gözüküyor şuan yani" "Yani çünkü genelde büyük bir çoğunluğu askerin
güney doğuya çekiyorlar" "Onun için Kıbrıs'a onu verdireyim" dediği, X şahsın "Beni
sabah öğlen akşam arıyor hakim" dediği, H.ERTEKİN'in "Ya işte Hakim arıyor da
Hakim şimdi dağıtımı çıkmış ancak Kıbrıs'a oraya şey olabiliyor" dediği, X şahsın
"Tamam abi fark etmez" dediği, H.ERTEKİN'in "Bir bakayım uğraşıcam eğer yapabilirsem"
dediği, X şahsın "Şimdi abi o çok önemli değil hadi arıyor kendi de bizim hiç bir işimizi
yapmadı İdare Mahkemeyi falan söylemiştik hatırlasana" dediği, H.ERTEKİN'in
"Biliyorum canım yapmaz onlar öyledir onlar bir şeyi söyle yapmazlar kendileri olunca da
sitem ederler ben biliyorum" dediği, X şahsın "Mehmet Bayraktar misali yani" dediği,
H.ERTEKİN'in "Aynen öyle yani bir şey söyle yapmazlar ondan sonra karşında" dediği, X
şahsın "Ya şey şimdi Ömer Şevki iptal ettirdi abi" dediği, H.ERTEKİN'in "İyi güzel"
dediği, X şahsın "Şimdi karşıdan nerden alalım buna sevk" "Karşı olursa çünkü şey
oluyor direkman gataya verilirler" "tek Gata'ya gidebilir" dediği, H.ERTEKİN'in "Yani
Gataya gider Gatadan şey var senin orda malum vatandaş var" "Ha o zaman Kadıköy
askeri şubesine gidecek" "Veya kendi ... şubesi zaten şey Kadıköy" "Oraya gidecek
diyecek ki askere gitmek istiyorum diyecek" "Şevkini yapacak" "Yani hastalığını beyan
edecek yalnız hastalığını beyan etmez ise olmaz ben rahatsızım tedavi görüyorum ama
askerlik çağımda geldi diyecek" dediği, X şahsın "Evet ben şey diyecek ben epilepsi
hastalığından tedavi ben bir rapor yazayım mı ona" dediği, H.ERTEKİN'in "Rapor yaz
tabi yani Epilepsi tedavisidir diye sen artık uygun bir şeyle yaz onu" "Fakat askerlik
şubesine söyler ise ... daha uygun olur çünkü askerlik şubesi şu şu konulardan tetkik edilmesi
için diye yazabilir" "Onu yazsın oraya göndersin ona göre" dediği, X şahsın "Yani karşıda
Gatadan başka bir yere gitme ihtimali yok" dediği, H.ERTEKİN'in "Yok yok kesinlikle
yok kesinlikle yok Gata'ya" "Yani kesinlikle Gataya tamam kolay gelsin" dediği, X şahsın
"Hiç tanıdık bulamaz mıyız abi orda" dediği, H.ERTEKİN'in "Valla orda şey var var
tanıdık da komutan var işte" "Bizim Tümgeneral oranın şeyi Gata komutanı" dediği, X
şahsın "Yok abi Askerlik şubesinde ya" dediği, H.ERTEKİN'in "Ha askerlik şubesinde" X
şahsın "Ha öbürü tarafta hallederim ben Gata da önemli değil zaten çocuğun ... belgeleri var"
dediği, H.ERTEKİN'in "Valla askerlik şubesinde bilmiyorum kim var hiç takip etmiyorum
ama yani şubede bir şeye gerek yok zaten göndermek zorundalar" "Yani tanıdığı gerek yok"
"Yani memurlar var sivil memur var genelde biliyorsun eski bir memur olur" dediği, X şahsın
"Sivil memurlar halleder diyorsun" dediği, y-"' * -.
Tape : 1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile P... K...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
P.K.'nin "...bu şey aradı da hani bi çocuk için askerlikle ilgili bi şey demiştik" dediği,
H.ERTEKİN' in "Evet evet evet" dediği, P.K.'nin "Onunla ilgili bir bilgi var mı? Herhalde
yarm mı ne smava giriyormuş" dediği, H.ERTEKİN' in "Yarm beni arayacak abla o" "Adaya
numarasını bana bildirsin oraya da 8 aylık şey kısa dönem diye yazsın" "Hemen çıkar çıkmaz
aday numarasını desin ki aday numaram şu diye bana bildirsin..." dediği,

Tape :1686, 02.12.2007 günü saat: 12.38 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H.F.
gönderdiği mesajda;
"e@ @# @Hayrettin bey merhaba.dün konusmustuk.BEN ÜNAL KARAMANIN
AKRABASI HARUN FATİH FİNDİK. ADAY NUMARAM 91019.KİSA DÖNEM.eger
tercih sansimiz varsa izm" dediği,

Tape :1687, 02.12.2007 günü saat: 12.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... F...
F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.F.F.' m "Mesajımı aldınız mı" dediği, H.ERTEKİN' in "Aldım, size aldım diye
mesaj atmıştım, aldım tamam ben bildirdim gerekli yere" "Pazartesi günü gereği yapılır"
dediği,

Tape :1701, 10.12.2007 günü saat:12.43 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... F...
F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.F'm "Merhabalar Fatih ben Ünal beyin, Ünal KARAMANın" "Benim tayin şeyim
askerliğim Balıkesir'e çıktıda" dediği, Hayrettin'in "Sekiz aylıksın Balıkesir" "Ordan daha
iyi,orda kalacaksın yalnız dağıtım olmayacaksın" "Sonra en güzel yer orasıdır kardeşim"
dediği, H.F.'nin "Çok sağolun, çok teşekkür ederim" dediği,

Tape :1702, 10.12.2007 günü saat: 12.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P... K...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in "...bu sizin asker vardı ya Fatih o" "Balıkesir'e verildi" "Orda orda
kalacak sekiz aylık yapıldı tamam mı" "Oradaki Albaya da söylicem daha gitmedi on onlar on
gün içinde giderler onlar gittiğinde de ordaki arkadaşa da söylerim yardımcı olurlar orda da
kalacak dağıtımda olmıyacak zaten" dediği, P.K.'nin "Anladım, anladım süper Hayrettin
abi..." dediği,

Tape :1705, 11.12.2007 günü saat:18.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P... K...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in "P.. abla, Ali gelsin mi orya yardım etmek için sizi ben" "Sizi
kaybettim ben bu çamlıca çıkışma nerden gittiniz siz" ".. .adama söyle de dikkatli gitsin şeyi
kullansın ee şimdi ben trafik trafik Müdürüne haber verecem bu yan yolu kullanabilir" "Evet
emniyet şeridini kullansın köprüyü" "Köprüyü geçtikten sonra tamam" dediği, P.K.'nin "Süper
tamam Hayrettin abi söylerim" dediği,
Tape:1811 20.02.2008 tarihi, saat:22.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Komutanım benim ben Hayrettin nasılsın" dediği, X ŞAHSIN "Ha
merhaba abi sağol özel numara çıkınca ..." dediği, H.ERTEKİN' in "Ya komutanım
Eskişehir'de misiniz" dediği, X ŞAHSIN "Eskişehir'deyiz Eskişehir'de" dediği, H.ERTEKİN'
in "Ben size bi ricam için aradım" "Benim bi Kurtuluş diye arkadaşım ehliyetsiz yakalanmış
şuanda da ehliyetini kaybetmiş birazda alkollü yakalamışlar ama
ehliyetini kaybetmiş cezayı vermiş ödemiş" "Şey karakolunda ne diyorlar buraya bu sizin
Çavuşpaşa karakolundayız..." "Ya ona bi rica etseniz de ben alsam götürsem..." "He astsubay
başçavuş (adı ne) arkadaşta tanımıyor onuda" "Bu karakolun numarası ama karakolda değil
şeyde şuan ee dışarda ama cep telefonu astsubay arkadaş veremem diyor" "Bende bi
arkadaşımız rica etti bende onun için" dediği, X ŞAHSIN "Abi ben şimdi bi şeye ulaşmaya
çalışayım orda albay var bitane şeyde ona bi ulaşmaya çalışayım Kurtuluş muydu ismi"
dediği,
Tape:1810, 20.02.2008 tarihi, saat:22.10 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Kurtuluş/Ramazan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Alo Albay Zafer kimsinizi" dediği, KURTULUŞ' un "Ben Metin ...
şey Kurtuluş HORASAN" dediği, H.ERTEKİN' in "Kurtuluş nedir bu konu? Kim var orda
Astsubay jandarma var mı bakiyim?" "...ehliyet ehliyet ehliyetin olmadığı için almışlar
herhalde seni" dediği, KURTULUŞ' un "Ehliyet yok evet" dediği, H.ERTEKİN' in "Ha neyse
tamam bi işte ehliyetsiz ceza yazacaklar herhangi birşey konuşma kimseyle tamam" dediği,
KURTULUŞ' un "... konuşmadım şuanda ne yapayım?" dediği, H.ERTEKİN' in "Başçavuş
kim var orda?" dediği, KURTULUŞ' un "Başçavuş kim var Asayiş Tim Komutanı pardon bi
dakka (Başçavuş kim var burda?) Niye istiyorsunuz diye soruyorlar" diyerek telefonu yanında
bulunan RAMAZAN' a verdiği, H.ERTEKİN' in "iyi akşamlar Albay Zafer kimle
görüşüyorum?" dediği, RAMAZAN' m "Ramazan Uzman buyurun?" dediği, H.ERTEKİN' in
"Ramazan Uzman ben Eskişehir Alay Komutanıyım nedir oğlum bu vatandaşm durumu?"
dediği, RAMAZAN' in "Trafik ekipleri getirdi" dediği, H.ERTEKİN' in "Ehliyetsiz mi?"
dediği, RAMAZAN' m "Alkollü araç kullanmak sebebiyle ehliyeti galiba üzerinde yokmuş"
"Devreden devriye komutanı Trafik Tim Komutanım" dediği, H.ERTEKİN' in "Anladım"
dediği, RAMAZAN' m "Şahsın yalanı gelsin ehliyetli bi yakını gelip aracı ve şahsı" dediği,
H.ERTEKİN' in "Tamam ben şimdi .. birini gönderecem oraya ben Eskişehir'deyim şimdi
maçtaymış onun akrabaları fener maçına gitmişler birazdan gönderecem ben oldu mu canım"
dediği, RAMAZAN' m "Emredersiniz komutanım" dediği,
Tape : 1605, 04.11.2007 tarihi, saat:16.14 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Başkanım saygılar" dediği, X ŞAHSIN "Yav Hayrettinciğim
aradım sen ide birisi vardı da Genel Kurmayla irtibatlı mirtibatlı sana soracaktım da tam açık
kimliğini bana verecekler" "Ben söyleyecem sana soyadını Ercüment de soyadını şey
yapıyorlar işte sivil sivil bu Donatlarm orda geziyor" "Ya Donatlarla beraber oturup
kalkıyorlar işte Genel Kurmaydanmış bilmem neymiş" dediği, Çin-Yurtdışı ile İlgili
Görüşmeleri:
Tape :1742, 05.01.2008 tarihi, saat : 23.02'de Hayrettin ERTEKİN/Sedat...? ile
Murat... ?/E.GÜL ALT AY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Telefon görüşmelerinden, Murat...? Ve Emre GÜLALTAY'ın Çin/Honkong ta olduğu
anlaşılmaktadır. Hayrettin ERTEKİN'in de Sedatla birlikte oraya gitmeyi düşündükleri ve
gelecekleri uçaktan bahsettikleri, Bir süre sonra telefonu Sedat'ın aldığı ve Emre GÜLALTAY
ile konuştukları, Emre GÜLALTAY'ın "TOZLARI YANINA ALDIN MI" dediği, Sedat'ın
"Aldım, aldım" dediği,
Tape :1769, 01.02.2008 tarihi, saat:13.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
EMRE'nin "Abi şimdi Katara gideceğim ordaki işlere bakıp ondan sonra da buraya
geleceğim..." "Şimdi burda ortam uygun" "Burda o diyorum derneği kuruyorum" "Burda bide
kasap oturmaya başladı" dediği, Hayrettin'in "Hı dur Murat'ı bir gıcık edeyim fırın açmayı
düşünüyoruz diyeyim bizden önce hemen şey yapsınlar" "Patentini aldık diyeyim" dediği,
EMRE'nin "Şey yaparız abi yarısını senle benim olur
yarısı da bunların olsun" dediği, Hayrettin'in "Tamam baba ben varım" dediği,
EMRE'nin "Çünkü hiç olmazsa bunlar başında da durur" dediği, Hayrettin'in "Ya yok onlara
hiç güvenme onlar kendi kendi evlerinde ki işini yapamiyorlar onlardan bir şey bekleme bak
onlara güvenirsen şey olmaz" "Onu da biz yaparız ben oraya bir tane adam koyarım" dedikten
sonra görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Hayrettin'in "Bomba gibiyiz devam ediyoruz işte
burda bir Türban sıkıntısı var burda bu adamlar okuyorsundur şeyden MHP destek verdi
bunlara onlarla ilgili bu gün bir yazı yazdım güzel bir böyle bunlara bir ufak yazmıyordum
uzun zamandır şimdi ortalık yine hop oturup hop kalkacak böyle" dediği, EMRE'nin "Ben sana
bir şey söyleyeyim mi vatan için uğraşıyorsun sonra vatan hayini oluyorsun" "Abi bizden
vatan hayini olmaz da vatan hayini muamelesi görüyoruz" dediği, Hayrettin'in
"...Türkçülük KTürk milliyetçiliğinin adıdır bu Türk milleti dediğimiz zaman kimlerin
Türklüğü sorulduğu zaman bu bir gösterilecek hedef biziz bis türküz türk müliyetçisiyiz biz
böyle ant içmişiz ya bu anttan dönemeyiz yolumuzdan bizi çeviremezler..." ".. .en iyi kurt ölü
kurttur dediğim için 301. maddeden DGM'de yargılanıyorum inşallah ceza verirler de ben de
tarihe geçerim vallahi tarihe geçerim diyorum ne yapayım Orhan PAMUK'a Ermenilere
hakaret etmiştir dedi Ermeniler zulme uğramıştır yapılmış dendi adam beraat etti..."...biz ya biz
Türk ırkının Türk milliyetçisinin ant içmiş yemin etmiş olan insanlar için çünkü bizim
yeminler genlerimizde taşmıyor..." "...ben seni tanıyorum yani seni biliyorum sen insana ne
derlerse desinler seni bak biliyorum diyorum ki yanındayım sonuna kadar her zaman yani bunu
bilesin" "...ne derlerse desinler organize çete desinler bilmem hain desinler... güleceksin şöyle
bakacaksın diyeceksin ki bunun bir hedefi var bunun bir amacı var amacının karşısında duran
benim" dediği, EMRE'nin "Şu on beş günden beri çıkarmadıkları şey kalmadı" "Yok
Haplemitoğlundan tuttular ya daha Ankara'daki araçlara tut yok Malatya'da olayı yok"
dediği, Hayrettin'in "Genel Kurmay Başkanı gibi bir tertemiz oraya secilerken böyle tırnağında
ki undaku şeyin bile hücresini araştırırız seçilmiş bir adama bile kalktılar fezleke düzenleyip
çete diye dava açmaya kalkan milletten insanlardan ne beklenir onların bir amacı var onu niye
yapıyorlar onu bu memlekete yıkmak için memleketin ilerlemesini" dediği, EMRE'nin "Ya
utanmıyorlar dün şu başlığı gördün mü gülmekten öldüm ya şey Çete tetikçi dizilerden seçmiş
diye ya bu kadar olmaz ya" "Yalnız ben sana bir şey söyleyim mi çok büyük strateji hatası
yapıyoruz biz yapıyoruz biz başından beri" "Bu hem Ak partiye hem bu İslamcı kanada karşı
strateji hatası yapıyoruz" Hayrettin'İN "Ne yapalım Biz bunları kendimizden bildik" dediği
Emre'nin "Biz aslında abi bunları devşirebiliriz ..." "Abi en büyük tehlike kim biliyor musun
bunlar değil bunlar yine bir noktada gelirler mecburen de olsa yani bunlarm içindeki
kamuluşları yani bu yüzde kırk yedinin içinde en fazla böyle kemikleşmiş böyle şey olan kısmı
yüzde ondur geri yüzde otuz beşini biz kendi safımıza çekeriz ama en tehlikeli olanlar ikinci
cumhuriyetçiler" Hayrettin'in "Ya onlar zaten cumhuriyeti yıkmak yerin başka bir şek kurmak"
dediği EMRE'in ""Bak biz biz şimdi bunları köşeye sıkıştırıyoruz zannediyoruz bu Ak parti ve
o adamın ismi esasında ikinci cumhuriyetçiler bunları kullanıyorlar biz bunları korkuttukça
bak bizi öcü diye gösteriyorlar bunlar diyorlar sizi kesecek öyle yapacak böyle yapacak
anlatabiliyor muyum bunlar sizi şöyle yapacak böyle yapacak diyorlar onların üzerinden
bize operasyon yapıyorlar" "Abi bütün basım ele geçirmişler" "Ya şimdi bunlar sivil toplum
biz sivil toplum örgütü kuruyoruz çete oluyor" "Şimdi sivil toplum örgütü kur meydana çık sen
çetesin abi olmayan bağlantılar olmayan suçlamalar ya o gazeteci kadmı ne hale getirdiler
Güler Kömürcü'yü" "... ekibi Sedat Peker'e telefon açmış ya kadın Sedat Peker ile yatmış da
olabilir ne olacak yani bu kadmı şey mi yapar" "Ya o garibim o Sevgi Erenerol'a yaptıkları ya"
dediği, konuşmanın devamında; EMRE'nin" Abi şu derneği bir kuralım bu derneği eğer
burada" dediği, Hayrettin'in "
Demeği ben burada demekler kanunu demeklerle konuştum da diyor ki yani burada diyor Çin
İşadamları demeği varmış burada bir tane kurmuşlar He Türk-Çin işadamları demeği
kurmuşlar bir tane ondan sonra dediler var başka bir isimde kurarsınız genç menç ilave
edersiniz aynısından olmaz dediler burada öyle bir demek varmış Faalmiş o demek de başkanı
da Aksekili bir kimmiş dediler dur yazmıştım onu bir yere bulabilirsem kağıtlarda onu ondan
bir bayilik almak lazım" dediği,EMRE'nin " Yok abi bir demek kuralım Türkiye'deki demeğin
başkanı da sen ol abi" Hayrettin'in Ben olurum ben ben olmam için bir" dediği, EMRE'nin
" Buradaki demek başkanı da İbrahim yapacağız" dediği, Hayrettin'in " Orada burada bir
Türkiyat diye bir demekleri var bunların Türkiyat Türkiyat diye bir demekleri var bunların o
demeğin işte yurtdışı temsilcisi de Tuğba Tuğba Şebnem...Olabilir Tuğba Şebnem diye bir kız
onun şeyi Tuğba Şebnem Yıldırım Bir tane adamla evli bu Çin işadamları demeğinin şeyinin
başkanı Türk-Çin işadamları demeği adı bunların anladın mı...Onun için Taksim'de bunların
yeri Sakızağacı Caddesi var ya orada...Onlar işte bir de Alibaba Türk işadamları" dediği,
EMRE'nin " Biz başka bir başka bir isimle kuralım Türk-Çin iş konseyi diye kuralım"
dediği,Hayrettüı'in " İşadamı Çin işadamı demeği sıralı servisi bir de şey var bir tane de onu
söyleyim Alibaba ve Türk-Çin işadamları demeği var büyük ve orta ölçekli işadamlarına
hizmet ediyor adı da Ticiat Ticiat diye şimdi biz onu buradakini değil de biz başka bir şey
koyalım mesela bir şekilde bir isim bulalım burada bir demek kurmak bir şey değil veriyorsun
şeye demek tüzüğünü Demekler Kanununa göre kuruyorsun yerini belirtiyorsun ben ofisimi
yer olarak kullandırabilirim burayı Ondan sonra buradaki Çin ile iş yapan insanları şey
yapabiliriz görüşebiliriz" dediği, EMRE'nin " Hayır şimdi şey abi esasında çok iş var şimdi sen
bilgisayardan anlıyorsun çok güzel iş projeleri var mesela öyle bir proje yapacağız ki ve bunun
tanıtımını da yapacağız Türkiye'den Çin ile ilgili bir malzeme almak isteyen adam hemen bize
başvuracak ve sırf bunun komisyonundan sana şöyle söyleyim genelde otuz kırk milyon
dolarlık bir iş potansiyeli bu iş üzerinden geçse derken abi oturduğun yerden iki üç milyon
dolar para kazanırsın büyük para" dediği, Hayrettin'in " Evet doğru söylüyorsun peki
bunlardan biz bunları sokmayalım biz kendimiz yapalım diyorsun yani" dediği, EMRE'nin "
Biz kendimiz yapalım abi burada zaten şeyimiz bak Türkiye'de bir demek kuracağız bir
merkezi olsun anlatabiliyor muyum bir tane internet sitesi kuracağız burada da zaten şubesini
açacağız zaten burada da hazır altyapısı hazır İbrahim'i başkan yapacağız işte yönetim
kurulunu falan kuracağız abi anlatabiliyor Türkiye'de başkan sensin bunlar da senin şeylerin
buradaki şube başkanları şu bu hem stil olacak anlatabiliyor muyum abi şimdi burada da
görüşmelere falan gidileceği vakit dernek şeyi olarak gidilecek" dediği, Hayrettin'in "Tamam
tabi tabi tabi doğru tamam tamam doğru söylüyorsun" dediği,EMRE'nin " Mesela burada
mesela Amerikan kumart çembırt var Amerikan elçisi geliyor yemek veriyorlar e şimdi ne
olacak o zaman onlar bunların yemeklerine bizim yönetime mecbur davet edecekler bilmem ne
iş konseyinin toplantıları var davet olacak anlıyor musun abi" dediği, Hayrettin'in "Doğru
doğru söylüyorsun doğru bunlar o zaman ben şöyle yapayım kuruyum bu derneği buradan
ama bir isim bul sen sana" dediği,EMRE'nin ": Abi sen bir isim bul ama isimde hem Türkiye
hem de Çin geçsin" dediği, Hayrettin'in " Ticiat var doğru doğru bir isim kurmak lazım bir ben
bir düşüneyim de sana ben bilgi vereyim tamam sen de düşün" dediği, EMRE'nin " Şey olabilir
Türk-Çin Ticaret Demeği de olabilir" dediği,Hayrettin'in " Türk-Çin olabilir olabilir Çin iş
işadamları" dediği, EMRE'nin " Çin-Türk" dediği, Hayrettin'in " Dostluk dayanışma ve yardım
açılımını Dostluk ve Dayanışma ben şimdi bakayım var mı diye onu da bakıyorum bu arada
Dayanışma dostluk ve dayanışma demeği diye yazdım bakalım varmış o da varmış sahibinden
dans Ankara Emek Anakara'da Emek'te kurmuşlar Doğu Türkistanlılar Kültür Dayanışma
Demeği var Türk-Çin İşadamları Dostluk ve Dayanışma Demeği var TCİ Koray diye bir
adam yapmış onu,da Koray Akgüllüoğlu dur bakayım ben bir bulayım da seninle konuşacağım
hocam Koray Koray kurmuş baksana
burada ne diyor genel tanıtım" dediği, EMRE'nin " Çünkü ne biliyor musun abi onlar kursalar
bile onlar doğru dürüst Çin'de teşkilatlan olmaz ama bizim derneği kurmuştur duruyordur"
dediği, Hayrettin'in " 2002 yılında Ankara'da kurmuş bu adam dur bir bakayım konuşayım ya
Koray Akgüllüoğlu genel sekreter" dediği, EMRE'nin " Ama bizim bizim avantajımız var biz
derneği hemen burada faaliyet haline geçirme imkanımız var" dediği, Hayrettin'in " 69
doğumlu Tarsuslu Bu adam Konya Atatürk Lisesini bitirmiş Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu
Amerika'da okumuş doktora yapmış Çince biliyor temeli Çince yabancı dilin anasını satayım
başbakan dışişleri müsteşarlığında on altı yıl birinci derecede kademede çalışmış" dediği,
EMRE'nin " Yok abi onda yalan var 68 doğumlu adam başbakanlıkta on altı" Hayrettin'in "
Bak şimdi öyle yazıyor bak Koray Akgüllü ben sana okuyayım Türkiye Cumhuriyeti
başbakanlık Dışişleri müsteşarlığında on altı yıl iki ay hizmeti olup birinci derecede üçüncü
kademede çalışmaktadır hala da çalışıyormuş 69 doğumlu on altı yıl lan ananı satayım" dediği,
EMRE'nin " Bunda bir yanlışlık yok mu abi 39" dediği, Hayrettin'in " Var tabi de bu okulu
bitirse askerliği şüyu buyu 16 yıl da ilave etsen valla biyografisine alta da öyle yazmış sen
bilgisayar yok mu başının altında elinin altında bak da gör" dediği, EMRE'nin " Evet 38
yaşında adam" dediği, Hayrettin'in " Türkiye ooo neler yazmış hem hentbol federasyonu
hakemi olarak görev yapıyormuş dış ticaret uzmanıymış 61 de yılında dış işleri uzman
yardımcısı göreve başlamış 91de başlamış pardon olabilir doğru 91de başladıysa işbankası
falan filan neyse bunlan bir konuşalım da prosüdürleri nedir ne yapılır bir konuşayım bakayım
bir arayım" dediği, EMRE'nin " Evet abi bir dernek kuralım" dediği, Hayrettin'in " Tamam
tamam kardeşim benim tamam kendine iyi bak" dediği,
Tape : 1610, 07.11.2007 tarihi, saat: 18.30'de Hayrettin ERTEKİN ile Hakan....
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Yurt dışında olduğu anlaşılan Hakan....'m "Abi sağol ya, bizde evde oturuyoz abi ya
sen gittin varya buralar böyle öksüz kaldık burda" dediği ve Emre GÜLALTAY'm Katar'a
gideceğinden bahsettiği, yaptıklan bir işle ilgili muhtemelen yurt dışında çıkan sorunlardan
bahsettikleri tespit edilmiştir.
Tape :1741, 02.01.2008 tarihi, saat : 10.36'de Hayrettin ERTEKİN ile S... A...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre Radyo Televizyon mezunu bir kişiden bahsettikten sonra, Hayrettin'in .. .Bu
şey konusunda, bi şey söyledin mi sen onlara, bana dönmüşler işte ya niye bizim diye bi bu
vardiya" "Diyarbakırlı petrolcü, neydi o çocuğun adı" "....Veyselveysel" ".. petrolcü varya,
dedim ya bi bakın falan diye" "...Onlar demişler bi yerde ismimiz mi geçti falan diye
sormuşlar birinede" dediği, Selahattin'in ".... yo hayır canım konuşur muyum, ben o ... kendi
şeyimde olan bi şey yani şimdi" ".. Hayır hayır öyle şey olur mu lan, ..o bizim için büyük bi
sırdır yani, şimdi kafada gider o" "Mezara gider" dediği,

Sahtecilik konusu ile ilgili yaptığı görüşmeler;


Tape :1775, 03.01.2008 günü saat:13.45'de Hayrettin ERTEKİN ile X Bayanın
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
X BAYANIN "Hayrettin bey" "Muhtar hanım" dediği, görüşmenin başında
karşılıklı hal hatır sorduktan sonra X BAYANIN "Hayrettin bak şimdi bu nüfus kayıt
sistemine göre herkes yazıldı ya belirli adreslere" "Yani bunun bi adresi vardır buna
burda ikametgah versek yanlış olur" dediği, Hayrettin'in "Mersin'de adresi ve bugün
lazım sigorta yaptıracam çocuğu da onun için yani" dediği, X BAYANIN "Bir tane
ikametgah mı lazım" dediği, Hayrettin'in "Ablacım sigorta yaptıracam şoför ya
biliyorsun" "SSK için ya" dediği, X BAYANIN "TAMAM BU SEFER DE YAPAYIM
HADİ" dediği, ,, l ~ ""- ^

^— S /%&>>?<■ 'J<®
:
7-' o J •
t

"l
Tape :1713, 19.12.2007 tarihi, saat: 12.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Şehmuz..?/Hakan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in ŞEHMUZ'a hitaben "Söylediğim doğrusu Yalnız ha öbürünü yine öbür
şey gibi Mustafa" , "Hayır değil o normal şeyi canım ...biliyo onlar kendileri biliyo" dedikten
sonra ŞEHMUZ'un telefonu yanında bulunan HAKAN'a verdiği, Hayrettin'in HAKAN'a
hitaben "Hakan bu şey yanlış olmuş dün isim yerine şeyi yazılmış soyadı yazılmış Ali
Osman şey yani kendi ismi" dediği, HAKAN'm "Kendi ismi peki diğer bilgiler yanlış"
dediği, Hayrettin'in "Yanlış olmuş Mustafa DOĞAN" dediği, HAKAN'm "Anladım
efendim yo biz onu yani kendi elimizdeki orjinal bilgilere ekledik" "Yo yo anladım abi
tamam tamam adamın adı Aliosman O DİĞER DİĞER BİLGİLER BİZ KENDİ
İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAPACAZ" dediği,
Tape : 1714, 19.12.2007 tarihi, saat:13.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
HAKAN'm "Merhaba abi, abi diyorum ki şimdi bu Ali Osman yapacaz ya abi"
dediği, Hayrettin'in "Yav Ali Osman yapmayacaksın be kardeşim niye anlamıyorsun
Hakan, Ali Osman adamın adı" dediği, HAKAN'm "Anladım peki komutanım biz ne
tamamen biz yapalım o zaman baştan aşağı" "Anladım anladım tamam ben orjinal
güzel bi şey yapıyorum bilmiyorum Şehmuz abi bana dedin ki ne bu iş ne olacak" dediği,
Hayrettin'in "Yav yanlış söylüyor kardeşim adamın adı ya ne iş ne alakası var onu niye
yapacaksın ki O ARANAN ADAM İŞTE" dediği, HAKAN'm "Tamam tamam oldu
tamam komutanım BEN SIFIR GÜZEL Bİ ŞEY YAPIYORUM ORJİNAL" dediği,
Tape: 1800, 18.02.2008 günü saat:14.46 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN'in "Şimdi aradı beni" "Konuştum şimdi diyor Hakana söyle
yapıcam ben diyor" dediği, HAKAN' m "Tamam Ali abiyi diyorsun değil mi" dediği,
H.ERTEKİN' in "He ben" "Onlar dedi bi fatura kesicem dedi" dediği, HAKAN' m
"Tamam abi" dediği, H.ERTEKİN' in "Ben de dedim ki abi sen bu işi hallet sen ne
istiyorsan ben halledicem dedim" dediği, HAKAN' m "Tamam abi" dediği, H.ERTEKİN'
in "Şimdi bak yaptırıcam demesi nedir yani senin şu an 50 60 milyar 100 milyar
kaybedeceğine işi sana adam bi ufak bişeye yapıyor orda" dediği

Yargılaması devam eden davalarla igili yapmış olduğu görüşmeler;


Tape : 1602, 03.11.2007 tarihi, saat :12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali
arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Ha iyi abicim ben dün unuttum dün unuttum size söylemeyi bu
bu Hatay Cumhuriyet Savcılığının Hatayda var mı şeyiniz" "Hatayda bir Ağır Ceza,
Ağır Cezada biri aranıyormuş da onunla ilgili bir dosya var" dediği, ALİ' nin "Yani
bende, bana birkaç kere Hatay geldi, bana da, nedense bu Hatay'da çok iş geliyor ama
hiçbirine bakamıyorum yani ben" dediği, H.ERTEKİN' in "Hataydan gelmiş ben onunla
ilgili, onunla ügili dedim bi Ankaradan acaba gidipte, orayla ilgili bir şey olabilir mi?
Diye" "Yok gıyabi tutuklu var gıyabi tutuklu" dediği, ALİ' nin "NE DAVA
UYUŞTURUCU MU?" dediği, H.ERTEKİN' in "YOK YOK ŞEY ÇETEDEN ADAMIN,
..." "Mahkeme bırakmış sonra itiraznan savcının itirazıyla bir üst mahkeme"
"Gıyabında tutuklama çıkarmış" dediği, ALİ' nin "ANLADIM DA, YANİ BİZ
ORALARA HEM GİDEMİYORUZ HEM TANIMIYORUZ YANİ TANIDIK OLSA
BİLE ŞU ANDA YANİ HİÇ TANIDIĞIM YOK ORDA YA" dediği,
Tape : 1603, 03.11.2007 tarihi, saat :12.29 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Ahmet... arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Gelince de konuşalım Hatay Cumhuriyet Savcılığının gıyabi
tevkifi ile aranan bir Abdurrahman Nafiz ÖZCAN d(iyV*iri var" "O, 2007'ye 9286

*•*'' S ^=——-p———
1939
dosyasında aranıyor..." "Daha sonrada itirazla bir üst mahkemeye itirazla savcılık tutuklamayı
tekrar vermiş gıyabi tevkifle aranıyor" "BU VATANDAŞ İŞİNİ SANA VERMEK İSTER
HATAY'DA ŞEYİN VAR MI İLGİN ALAKAN VAR MI DİYE
ARADIM" dediği, AHMET' in "VARDI SON ŞEYDEN SONRA TAYİNLERDEN SONRA
NE OLDU BİLMİYORUM ABİ Bİ AKŞAM SORAYIM DÖNDÜĞÜMDE DE
KONUŞURUZ İNŞALLAH" dediği,
Tape : 1606, 05.11.2007 tarihi, saat:12.07'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKİN "Başkanım saygılar sunuyorum" diyerek kendisini tanıttığı, bir
süre sohbet ettikten sonra !" Başkanım birde biliyorsunuz bizim Adil.... hala içerde, onu
bırakmadınız gitti" dediği, X Şahsın "Hayır bana kalsa ben çoktan bırakırım da biliyorsun"
dediği, Hayrettin ERTEKIN'in "Bunu ne yaparız, bi ziyaret etsek mi" " Ümraniye'ye aldılar"
dediği, X şahsında bir ara oraya geçeceğini, gittiğinde ziyaret edeceğini söyleyerek "Geçecem
ben ....benim birkaç tane müvekkil var zaten" "Geçince ben şey yaparım onu da ziyaret
ederim" "O dosyada,... Adil mi kaldı" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in "Üç kişi kaldı o
dosyada" "Üç kişiler ama Adil... bırakılır, Adil'in alakası yok başkanım söyledim ya size zaten
verdim evrakları" "O bize lazımda onun için o çünkü" "... öbürleri önemli değil, sadece bu"
dediği, ilerleyen konuşmalarda, X şahsın bir kişiyle ilgili burs konusunun olduğunu, bunun
halledilmesini istediği, Hayrettin ERTEKIN'in de halledeceğini söylediği tespit edilmiştir.
Tape : 1611, 12.11.2007 tarihi, saat: 14.44'de Hayrettin ERTEKİN ile M.... E... E...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKIN'in "Sayın komutanım, saygılar sunuyorum, ellerinizden
öpüyorum" dediği, M.. E.. E..'nm "... bi şey çıkmadı değil mi daha bu Ul.. B..nı
Meselesinden" diye sorduğu, Hayrettin ERTEKIN'in de bu gün görüşeceğini söylediği, M...
E... E....'nm da başka bir nedenle aradığını söyleyerek "Bana gelen gayri resmi bi habere göre
benim dava ile ilgili yargıtay savcısı" "Mütalaasını bildirmiş bunun ne olduğunu bi el
altından öğrenebilir miyiz" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in de hemen öğrenebileceğini
söylediği,
Tape : 1612, 12.11.2007 tarihi, saat : 15.02'de Hayrettin ERTEKİN ile Ali..................
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Kürşat isimli şahsın Ankara Televizyon Müdürü olduğundan bahsettikleri, Hayrettin
ERTEKIN'in Ethem Paşa nın aradığını söyleyerek "... savcılık mütaalasmı vermiş
Yargıtaydaki şeyle ilgili" "Askeri savcılık" "Dedi acaba Ali bey ordan bir dedi konu hakkında
dedi bi bilgi edinebilir mi der bir sormamı rica etti" dediği, Ankara da olduğu anlaşılan Ali'nin
de Savcılık mütalaasının taraflara tebliğ edilmesi gerektiğinden bahsettiği, Hayrettin
ERTEKIN'in de edilmediğini söyleyerek müspet veya menfi olarak nasıl bir karar çıktığını
öğrenip öğrenemeyeceğini sorduğu ve "BAŞKANLA Bİ GÖRÜŞME İMKANI OLUR MU
ABİ TELEFONLA" dediği, Ali'nin de telefonla görüşemeyeceğini, bir randevu alıp görüşme
yapacağını söyleyerek "Şimdi o dairenin ... kıdemli üyesi benim çok eski arkadaşım, karısı da
Yargıtay üyesi, onu sorarım" dediği,
Tape :1613 ,12.11.2007 tarihi, saat:15.10 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M...
E.... E... arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Şimdi Ankara'yla görüştüm şeyi yarın sabah bize bildirecekler ne
olduğunu tebligat yapacaklarmış Avukatlarlara sizin" "Yarın sabahta bana şeyini mahiyetini
söyleyecekler şuan dışarıda olduğu için bir şey söyleyemedi" "Yarın sabah beni ara, hatırlat
dedi ben öğrenip size dönücem komutanım" dediği,
H.ERTEKIN' in "Komutanım günaydın..." "... komutanım iki şey arz etmek için
aradım deyip Ali beyin Askeri Yargıtay Başkanıyla yemekte olduklarını söyleyerek öğlen
telefonları da kapalı öğleden sonra neticeyi bize bildirecek bir; ikincisi Sami Beyle görüştüm,
Sami Bey Ankara'yla görüşmüş Bakan Beyin size çok çok selamları varmış ..." "Önümüzdeki
haftaya kaldı, onu bi bildirmek için aradım komutanım" dediği
Tape : 1629, 13.11.2007 tarihi, saat:12.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Meltem arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Meltem Hanım şimdi" "Avukatları oraya, kanala kim çağırdı"
dediği, MELTEM' in "Kimse çağırmadı ben söyledim ki burayla ilgili bi şey soracam,..."
dediği, H.ERTEKİN' in "Yavrucuğum karıştırmayın fazla, orayla ilgili falan bak şunu
söylüyorum, F... V... medyada tanınan bi Avukattır anladm mı," "...F... V... medyaylan birazda
medyaya dili ağzı açıktır böyle konuşur gazetecilere şunlara bunlara fazla bi şey
söylemeyin,..." dediği, MELTEM' in "... Hayrettin Bey onun için değil bambaşka bi şey için
çağırdık buraya" dediği, H.ERTEKİN' in "Ya anladım, nedir konu bana söyleyin benden saklı
mı?" dediği, MELTEM' in "... normalde hesaplarla mesaplarla bi şey yapılır mı onu
soracaktım" dediği, H.ERTEKİN' in "Hayır hesapla ilgili kanalın şirketle ilgili hiç bi alakası
yok" dediği, MELTEM' in "Tamam şahıslarla, şahıslarla" dediği, H.ERTEKİN' in "...Semih
SADİ'nin eski sattığı şirketle ilgili konu bizim hesaplarla mesaplarla hiç bi alakamız ilgimiz
yok ..." "...Semih SADİ'nin yurtdışından getirdiği kendisinin sattığı şirketin parasıdır yasal
paradır...bak şimdi öbür Can'm adamları falan ordan beni arıyo şimdi ne oldu işte
bilgisayarlarınız el konulmuş falan gibi, ... çünkü olay savcılıkta dosyada ben şimdi savcı
beylen öğlen gidip yemek yiyecem soracam konuşacam, kimsenin yapacağı bi şey yok sadece
evrak gelecek oraya evrak gizli zaten bakılacak sorulacak sorulara cevap verilecek ..."
"Olmadığı için de kimseyi velveleye vermenize Avukatlar aramanıza gerek yok,... en arıyorsun
şimdi Fatih'i çıkmış oraya gelicem falan diyor..." "Fatih ben sana söylüyorum Fatih medya da"
"Yarın laf üretir kendine iş çıksın diye ben Fatihle 30 yıldır beraberim" dediği, MELTEM' in
"Tamam peki bizdeki tutanak ona lazım olur mu verelim mi onu" dediği, H.ERTEKİN' in
"Hayır hayır sizde kalsın o bize lazım yarın bilgisayarlarımızı almak için..." "Şimdi öğlen
konuşacam savcıyla tahkikat devam ediyo, gizli tahkikat devam ediyo,... ne diyorum idamı
olsa olsa para cezası başka bi şey yok yani, tamam" dediği,
Tape : 1631, 13.11.2007 tarihi, saat:14.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Meltem/Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Meltem şimdi ben savcı beyin yanma çıktım da" "Şey 4 aydır
devam eden bi soruşturma bu karapara ile ilgili,..." "Başka bi şey yok yani şey değil kumar
mumar değil..." "Başka Estella hanım orda mı?" "Bi verir misin bana" dediği, MELTEM' in
telefonu yanında bulunan ESTELLA' ya verdiği H.ERTEKİN' in "...4 aydır devam eden, takip
edilen bir konuymuş karaparayla ilgili..." dediği, ESTELLA' nın "Benim de ağustos aymda
Metinle konuşmam okutuldu bana telefonda" dediği, H.ERTEKİN' in "...bekleyin kimseye hiç
bi şey söylemeyin, deyin ki adalete biz adalete güveniyoruz, adaletin kestiği şey acımaz, zaten
ben şu an burdayım herhangi görüşmem gereken her yerle görüştüm..." "...bir para transferleri
var gelen giden para var ki ben bunları Metin abiyle ve Semihle paylaşmıştım..." dediği,
Tape : 1639, 13.11.2007 tarihi, saat:18.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Estella
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Benim arkadaşım Savcılar abla biz onlarla görüştük...bunlar bir
şeye sığdıramamışiar bir şeyi Karapara mıdır kumar mıdır..."dediği, ESTELLA' nm "Benim
şeyimi dinlesen gülersin Benim Metin'lç. ©lan^ telefon konuşmamın" dediği, H.ERTEKİN'
in "... ben bunları 2-3 ay önce,Metin "abiye dedim ki ilk Semini
aradığımda ya böyle bir şey var ne diyorsunuz bana hiç bir şey söylemediler ben düşmanım
sanki benden sakladılar yani" "Ablacığım yani böyle bir mesele bir böyle bir site böyle bir
kumar var" "...bizim F...V... tutmuşlar ki ona hiç iyi yapmamışlar yani benim tanıdım ben onu
arkadaşımdır ama onu kim aradı kim şey yaptı" dediği, ESTELLA' nm "Refik bey söyledi
onu" dediği, H.ERTEKİN' in "Ama işte yani o çünkü medyayı sever böyle şeylerle medyatik
olmayı onun üzerinden para kazanır..." dediği,
Tape : 1659, 14.11.2007 tarihi, saat:22.52 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Estella
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Yok yok merak etmeyin yani şey sizin telefonu dinlemeden
kaldırmışlar zaten yani bu aradığınız numara şeyde yok e şimdi ben bugün yeni geldim daha
şeyden de" "Çeteden çıkarmaya çalışıyoruz çeteye sokmaya çalışmışlar şeyi onunla
uğraşıyorum da" dediği,
Tape : 1730, 28.12.2007 tarihi, saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Otele gelmeyeyim oralara girmeyeyim ..." "Sabıkalı bir otel ya"
"Şey diyeceğim sen bu Veliyi başka bir yere götürdün mü bir avukata" "Bu gitmiş bir iki
avukata söyleyim çünkü avukatlar o Bursa'yı aramışlar Bursa'da şeyi tamam mı görüşmüş
oradaki bizim Sadık bey'e söylemişler" "Başka bir yere de gitmiş 100 bin dolar demişler ona
tamam mı" "Ondan sonra söyleyin ordan tabi tekrar geldi buraya bilgin olsun yani" dediği,
NURETTİN' in "Ha bilmiyorum tamam 50 BİN DOLAR İSTEYECEĞİZ O ZAMAN HADİ
BİLEMEDİN 2 BİN DOLAR İNDİRİRİZ AŞAĞI ÇOK ŞEY OLURSA" dediği,
H.ERTEKİN' in "YOK İNME MİNME YOK 100 BİN DOLARDAN AŞAĞI BAKILMIYOR
DA YANİ" "100 bin dolardan aşağı bakılmıyor ama biz ona bir 50 bin kağıt incez hadi
görüşürüz eyvallah eyvallah" dediği,
Tape : 1731, 28.12.2007 tarihi, saat:16.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile A. D.,
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
A.D.' m "Hayrettin bey şimdi ben aldım dosya numarasını" "2007'ye 483" "483 13.
Ağır Ceza" "Evet gelince konuşuruz telefonda hani çok detaya girmeyelim gelince
konuşuruz" dediği,
Tape :1736, 30.12.2007 tarihi, saat: 14.06 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
NURETTİN' in "He şimdi abi Veli'yle görüştük ettik falan dedim ya tamam Nurettin
abi dedi çok perişanım dedi bilmem ne gel çarşamba tarihi, 20 bin doları al başlasınlar hemen
işe madem öyle dedi" dediği, H.ERTEKİN' in "...perişan merişan değil ya o yalan söylüyor ya
çok yalan söylüyor" "Bak ikisini bir versin acelesi yok adamın ikisini bir ayrı ayrı değil ben
konuştum ikisi ikisini birleştirsin 25'ini götürsün koysun zarfa tamam mı öyle bölmesin
boşver ay çarşamba tarihiversin hepsini acelesi yok ya çarşamba versin zaten ben..." dediği,
NURETTİN' in "... bana geldi işte şu bu falan sen dedi Nuri 5 dedin falan şudur budur tamam
abi dedim" dediği, H.ERTEKİN' in "Nuri 5 dedim de olmuyor niye olmuyor biliyor musun
yani bide bana hiçbir şey çıkmıyor bana da çıkmıyo..." dediği NURETTİN' in "İyi tamam ben
çarşamba tarihi, 20-20'yi alıp geliyorum o zaman" dediği,
Tape : 1739, 31.12.2007 tarihi, saat : 15.01'de Hayrettin ERTEKİN ile
Nurcan.........? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre sohbet ettikten sonra Nurcan'ın ".. bu Gökselin davası da temyizden geri
dönmüş be Hayrettin" ".. bozulmamış yani şey ceza kesilmiş" diyerek üç buçuk sene ceza
yatacağından bahsettikleri, Hayrettin'in .. üç sene beklettik işte üç sene ama ondan sonra
demek ki beklesin şey yapmasın yakalanmasında" (i..af çıkacak yakalanmasın" dediği,
Tape : 1742, 02.01.2008 tarihi, saat : 16.11'de Hayrettin ERTEKİN ile A. D.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; A.D.'m "..Merak ettim de dayanamadım,
yapabilecek bi şey, olabilecek bi durum var mıydı acaba, ne yapmayı düşünüyorsunuz"
dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Şimdi ben görüştüm, görüştüm komutanlarla görüştüm,
şeyin K.... beyle görüşülecek, diyecekler şeye yani oraya gidecekler, normal telefonun
yok mu senin" dediği, A. D..'m "Vardır istiyorsan, ya farketmez benim açımdan eğer,
arayım istiyorsan" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Beni başka numaradan arasana, BU
NUMARA DİNLENİYOR da" dediği,

Tape : 1746, 05.01.2008 tarihi, saat : 12.47'de Hayrettin ERTEKİN ile Nail ...?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nail'in "Şu adamın kardeşi Veli miydi" "... onunla bi görüşmemiz gerek şey
öyle dedi kardeşimle bir görüşün dedi" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Vereyim abi ...
Nurettinle görüştüm., bana onu getiren arkadaşla görüştüm" diyerek daha sonra 0 532
213 5759 numaralı telefonu verdiği ve "Veli bey nasıl abi durum şimdi dün akşam
uyuyordun anlatamadın ama şimdi" dediği, Nail'in "Hayrettin dosyaya bakamadık" "...
yani elimizde ..dosya ile ilgili özet bir bilgi var" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... bir
abimiz yani isim verme daha önceki arkadaşımız dosyaya bakmış yani gizlilik kararı var
bakılmıyor dedi ama ben baktılar dedim" "Öbürleri baktılar çünkü ben biliyorum yani
size verdiğim bilgiler ordan geldi" dediği, Nail'in "Avukatı falan yok bak ordaki adam
iki aydır avukatsız" ".. sorgusuna morgusuna girmişler Ali birde Gümüşçü diye bir
adam ama onun ötesinde adama iki aydır gelen giden avukat yok" dediği, Hayrettin
ERTEKİN'in ".. abi ..öbür tarafı atlamayalım benimde bilgim olursa sevinirim çünkü
aradaki arkadaşlarlan kopukluk olmasın onlar ben tanımıyorum Veli'yi öbürleri tanıyor
yani bana getirenler bi sıkıntı olmasın çünkü" "O para konusunda onlar çünkü siz
benlen konuşmasını söyleyinki arada şey olmasın abi" dediği,
Tape :1754, 24.01.2008 tarihi, saat : 12.01'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin...?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nurettin'in ".. abi.. bizim askeri de Beşiktaş'a getirmişler şimdi ordaymış onun
bir durumunu öğrensene abi bana ne olacak ne bitecek" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in
"..onu sordum şimdi sabah getirmişler de şeyi bekliyor Savcıyı bekliyorlar" "Büyük bir
ihtimalle tutuklanacak yani kendi mahkemesinde değil" dediği, Nurettin'in ".. Ya ona da
söyledim ettim de AĞA ORDA MI şimdi seni ki" "..BİR İLGİLEN SENDE NEYSE
GELİNCE GÖRÜŞÜRÜZ zaten ben geçerim o tarafa doğru tamam mı?" dediği,
Hayrettin ERTEKİN'in ".. O GEÇEN SEFERKİ GİBİ OLMASIN ben geçen sefer ne
kadar mahcup oldum büiyorsun dimi GEÇEN SEFER TAMAM DEDİNİZ GİTTİK
ADAMA TAMAM DEDİK HİÇ KİMSE NE GELDİ NE GİTTİ" dediği, Nurettin'in
"Hayır şimdi bak şöyle yapalım durumu ne olacak ne bitecek ona göre karar verelim ne
yapacaksak yani anladın mı?" "MADDİ OLARAK ŞUDUR BUDUR FALAN" dediği,

Tape : 1755, 24.01.2008 tarihi, saat : 12.37'de Hayrettin ERTEKİN ile


Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKİN'in ".. Şimdi görüştüm ben tamam mı?" dediği, Nurettin'in
"Daha getirmemişler" "Adliye de mi buluşalım orda mı?" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in
".. oraya ben gelmeyeyim şimdi o dedi şey ben dışardayım dedi" ".. uğrar belki şimdi bana
ya da şey tamam mı ben de gelirim dedim sen yerine geçersen gelirim dedim ama ya
görünmeyeyim orda ya ben şimdi biliyorsun Nuri çok oralarda herkes tanıyor yani
40'mı da tanıyorum şimdi birinin odasına gir birinin girme kameralardan görüyorlar
beni" dediği,

Tape :1757, 25.01.2008 tarihi, saat : W.î8*def-. Hayrettin ERTEKİN ile


Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ^
Nurettin'in "...Cezaevine gidiyorum ... götüreceğim Elbiselerini filan para mara
götüreceğim" ".. koğuşa hemen aldırdım ya Karantinaya sokmadan" dediği, Hayrettin
ERTEKİN'in "İyi o zaman karantinaya gitmeden koğuşa şey olur alınır zaten de o başgardiyan
Selahattin Kara... benim arkadaşım" "Bayrampaşa'daki" dediği, Nurettin'in "Elbiseleri var
bunun onla bir görüşsek te elbiselerini alsa verse ona olur mu" dediği, Hayrettin'in de
arayacağını söylediği, ilerleyen konuşmada ise Hayrettin ERTEKİN'in "... ben şeye baktım
..VATAN HASTANESİNDE ŞEY YAPMIŞLAR ORDA ŞEY ÇEKMİŞLER AKCİĞER
FİLMLERİ ÇEKMİŞLER HABERİN OLSUN" "Şey kurmuşlar Tesisat kurmuşlar" "Anladın
mı" dediği, Nurettinm'in "Ben filan var mıyım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... bilmiyorum
da şeyler var yani Akciğer filmleri var senin var mı bilmiyorum" dediği, Nurettin'in de
"Demek ki doğru söylüyor ha demek ki izlediler bir müddet" dediği,

Tape : 1758, 25.01.2008 tarihi, saat : 14.35'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nurettin'in "... senin ki şeydeymiş kapalıdaymış" dediği, Hayrettin'in "Kapalı bu da
kapalı da senin ki nerde" diye sorduğu, Nurettin'in "Ya pek şey yapmadı böyle soğuk şey yaptı
getir bakalım edelim falan yardımcı olalım demeyince tamam teşekkür ederim dedim
kapattım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Telefonlar dinleniyor diye konuşmamıştır ya şey
yapmıştır ..." "... bir tane daha yukarda Selahattin var ama onun soy adı Karaboğa değil
olmazsa ona şey yaparız ya tamam mı" dediği, ERGENEKON kapsamında yakalanan
şahısların ceza evine yerleştirilmesiyle ilgili konuştukları,
Tape : 1821, 31.01.2008 günü saat:17.23'de Hayrettin ERTEKİN ile Üzeyir..?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in "efendim abi" dedikten sonra hal hatır sorduğu, Uzeyir'in "teşekkür
ederim dosyanıza bakıldı ancak şey iddianamesi yazılmış şuanda. Reddi veya kabulü
hususunda... de 12. Ağır cezada bekliyor. Başkanm yanında. Eğer bize verilirse iyi olabilir"
dediği, Hayrettin'in ise "şeyde mi? Reddi ve kabulü hakkında mı bekliyor abi?" dediği,
Uzeyir'in ise "evet evet" diyerek onayladıktan sonra "bekliyor, eğer şey yapıyorlarsa bir 10
gün içerisinde kararı çıkar. Kabul kararı çıkar. O zaman dosyasına bakarız. Otururuz
konuşuruz şeyi de inceleyen arkadaşımız." Dediği, Hayrettin'in ise "tamam abiciğim tamam
ben döneyim sana" dediği
Tape : 1823, 04.02.2008 tarihi, saat:12.28'de Hayrettin ERTEKİN ile A... arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin'in "bi dava vardı da şeyle ilgili senin kız o neydi o cici kız var ya bi"
dediği, A'nm "Şebnem" dediği, Hayrettin'in "Şebnem hamın ha ismini unutuyorum" "O geçen
uğradı konuştuk bizim o arkadaşlarımdır benim o malûm" dediği, A'nm "Hı hı vatandaşlar
evet abi" dediği, Hayrettin'in "Vatandaşımız arkadaşımızdır işi şey diyecem ya o olaya şey
bakıcak ama Şebnem hanım bakacak ama olay biraz şey biliyorsun hem politik biraz hem de
öbür vatandaşta aynı mahkemede yargılanmasına karar verdi geçen hafta cuma günü
Danıştay" "Bu vatandaşın davası da aynı yere gelince şimdi biraz şey bizim burda elimizde
raporlar var yani hem yurtdışı hem şey tedavi gördüğüne dair ve iyileştiğine dair raporlar var
bu raporları biraz da çoğaltmak lazım ben çünkü şeyle konuştum hava kuvvetleriyle" "Onlar
bana dediler ki ya bu raporlardan bir kaç çoğaltırsan yani ikna ederseniz mahkemeyi
mahkemenin kararı bizi de etkileyecektir dedi şimdi ben diyorum ki bu davaya Şebnem hanım
mı girecek yoksa biraz sen de asılsan da hatta birazda babandan da yardım istesek bu olayı
biraz yüklensek burdan bir beraat veya en azından birşey çıkarsak nasıl olur" dediği, A'nm
"babam pek şey bakmıyor sıcak bakmıyor o olaya da abP dediği^Hayrettin'in "Kimse sıcak
bakmıyor olaya da" "Artık bazen sıcak bakmadığımız olaylar*dp ... ne yapalım benim

1944
sıcak baktığımı şey yapıyor musun düşünebiliyor musun" "Ben dağda firar edeni arkadan
vuruyordum yani şakam yoktu ama böyle başımıza geliyor bazen kıramayacağımız bazı
dengeler ağır basıyor''' dediği, A'nm "Abi onu bi bi şeyle görüşeyim bi Şebnemle görüşeyim"
dediği, Hayrettin'in "Yani Şebnem'in çünkü olaydaki şeyi yani biraz ee geçerli olur mu yani
bu hukuki desteğin dışında biraz da destek gerekir diye düşünüyorum yani gerekirse maddi
destek gelecek gerekirse o da yapılabilir yani çünkü burdan alacağımız karar çocuğun
hayatıyla ilgili geleceğiyle ilgili" dediği, A'nm "Tabi tabi geleceğiyle ilgili abi" dediği,
Hayrettin 'in "Bu çocuk yani nihayetinde evli barklı eşi de hamile böyle bir sıkıntı stresi var
yoksa 20 yaşında genç bir çocuk olsa git yat ulan dersin hant1'' dediği, A'nm "Aynen öyle"
dediği, Hayrettin'in "Ya bir şeye girmiş handikapa girmiş sen daha ne yapılabilir ne edilebilir
ne yaparız" dediği, A'nm "Tamam bi istişare edeyim abi size hemen haber vereyim ben" dediği

Tape:1777, 06.02.2008 tarihi, saat: 10.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile


Nurettin yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
NURETTİN' in "Veliyle konuştum da ondan sonra, ya Nurettin abi diyo yani zaten
dosyası diyor İstanbula gönderildi diyo falan feşmekan" dediği, H.ERTEKİN' in "Dosya bende
gelsin bak gelsin dosya benim masamda duruyo ben getirdim" "Oruspu çocuğu söyle ona de ki
dosya benim masamda duruyor ta ne zaman duruyor, ..." "Ha 20 gün oldu daha Çin'den
geldiğim gün dedim ki masamda duruyor dosya geldi ben getirdim, dosyanın orjinali de bende
yani istiyorsa ...Bursa Cumhuriyet savcılığı ... numarası 2007/39 fezleke numarası 4/37 okiyim
şüpheli Sinan ÇALIŞ Muammer kızı Gülten'den olma Müdafi Avukat Recep ÖZGÜMÜŞ ...
Bursa suç tarihi 31/10/2007 şüpheli İsmail DEMİR tutuklu, İmdat ONAT tutuklu, Ramazan
YAMAN tutuklu yani dosya bende şerefsizlik etmesin ben getirdim onu buraya burda çözelim
diye getirdim,..."dediği, NURETTİN' in "Onlar dedim bir gerekli şeyler yapıldı harcamalar
yapıldı edildi oturalım konuşalım bu gün işim var dedi yarin herhalde görüşebilecez..." dediği,
H.ERTEKİN' in "... arayan biziz soran biziz uğraşan biziz masraf eden biziz herşeyi yapan
biziz e öbür taraftan şerefsiz herif aramayacak sormayacak sonra parayı al gel ne parasıymış
ne vermiş siktirsin gitsin ordaki kalanı da alırım ondan ..." dediği, NURETTİN' in "Onların
bırakılmasıyla ilgili davaların yani en iyi şekilde seri şekilde görülmesiyle ilgili biz verdiğimiz
sözlerin arkasındayız kardeşim dedim..." dediği, H.ERTEKİN' in "Tabi hukiki olarak her türlü
yardımı yapacaz sana hukiki yardımın hepsini yapıcaz avukatlar bu işle ilgili hazır yani onu
söyledim söyleyeceksin başka bir şey yok ki" dediği,

Tape:1779 13.02.2008 tarihi, saat: 13.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
AYHAN' m "...ben bugün ziyarete gidiyorum bugün açık görüşü" "Ee evet bi
isteğiniz var mı bi mesajınız var mı gibisinden ...albayıma" dediği, H.ERTEKİN' in
"...albayıma çok selam söyle...ama avukatı beni aramadı hiç aramadığı için bişey
konuşamadım da gidip bişey sorar cevap veremem diye gidemedim" "Ben iyiyim hamdolsun
ya beni ne yapacaksın ordaki şey önemli olan ee koca ARSLAN yürekli binbaşıyı kurtarmak"
"Selamlarımı söyle kalbimiz onla unutmuş değiliz" dediği,
Tape : 1796, 18.02.2008 günü saat: 12.03 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
ALİ'nin "Hayrettincan" "O kanundan sen istifade ediyorsun biliyorsun" dediği,
H.ERTEKİN' in "Eee yani çıkandan dimi abi" dediği, ALİ' nin "Evet evet iki yıl bir gündü
sonra değiştirdiler iki yıla düştü ya senin cej^ıı,"s'^ki yıl dahil iki yıl dahil ondan istifade
ediliyor yalnız o namussuz herif orda^niı halâ" dfâ^ği, H.ERTEKİN' in "Orda
abi" dediği, ALI' nin "Ne zaman emekli olacak o gavat" dediği, H.ERTEKIN' in "Peki abı bu
şeye mi bırakılmış Hakimin isteğine mi bırakılmış ki" dediği, ALİ' nin "Evet taktire
bırakılmış" "O gavatın kaç yaşında olduğunu öğrenmemiz lazım" "...savcılıktan senin ki
daireye geçmedi" dediği, H.ERTEKİN'in "İşte abi savcılıkta onu biraz tutmak lazım orda ama"
dediği, ALİ' nin "Daha önceki mesela kanun da af kanununda savcdığa yetki vermişti savcılık
hemen iade edip gönderiyordu dosyaları şimdi iade edemiycek daireye gidecek dosya daire
değerlendirip gönderecek" dediği, H.ERTEKİN' in "Ha daire değerlendirecek o zaman daha
var zamanımız abi" "İyi Hakanların vardı abi bide Hakan şey vardı ya" "Kesinleşti onun ki
kesinleşmişler olmuyor mu abi" dediği, ALİ' nin "Gidicem bir soracağım yani kesinleşmiş
olan infaz edilmemiş kaç ne kadar di Hakan'ın şeyi" dediği, H.ERTEKİN' in "Bir yıldı bir yıldı
oniarm ki abi" "...Asliye cezadan almışlar di kesinleşmiş onlar aranıyorlar tabi şuan"
"Gerekçeli kararı yazılmış" "Oraya gelecek sizin oraya gelecek" dediği, ALİ' nin "Ha tamam
bizim oraya girecek" dediği, H.ERTEKİN' in "Dedim bekliyorum dedim ufağıda söylemiştim
ben" dediği, ALİ' nin "...adam buraya gelsin yani ayağına gittim mi eşeoğlu eşekler şey yapar"
dediği, H.ERTEKİN' in "Yok abi bunun bu adam zaten şey tutuklu şuan kendi değil de"
"Adamı bizim adam yabancı değil Nuri onun müdürü Nuri bizim tanıyorsunuz" dediği,
Tape : 1797, 18.02.2008 tarihi, saat: 12.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "... kaldırtmaya çalışıyoruz böyle bir şey var mı" "Bildiğin gibi
şimdi şey aradı Ankara'dan da beni abi" "...o kararı onaylayan şeyin karar vermesi
gerekiyormuş bu cezası kesinleşmiş olanlarla ilgili ona dedi gidicem şeye tekrar dedi...",
"Oraya dedi gidicem ona bakıcam ona dedi eğer onların dedi yorumu lazım yorumunu dedi
olumlu yaptırabilirsek çünkü dosyayı istenip yorum vermeleri gerekiyormuş kanun öyle
diyormuş Yargıtay onaylananlarınkini yargıtaym yorumu tekrar gerekiyormuş" "Mahkemede
yargılananların iki yıl ceza alıp yargılananlarınla de kararı veren mahkemenin yorumu
gerekiyormuş" "Onun için sizin ki Yargıtay yorumuna bağlıymış o yorumu dedi iyi niyetli
olarak bakılırsa dedi kaldırtabilirim dedi" "Beni aradı bilgi vereyim dedim ..." "O dosyanın
şeye gönderilmemesi lazım yani" "AŞAĞIYA gönderilmemesi lazım..." dediği, HAKAN' m
"Sen bizim babamızsm baba bizim oralarda kanalımız yok sen bir yere gider" "...biliyorsun
ben eğlence sektörünün kanalıyım" "Herkesin başka kanalları var biliyorsun" dediği,
H.ERTEKİN' in "O zaman bu şeyi o çocuğu ben çağırıcam bugün tekrar haberin olsun tamam"
dediği,
Tape:1812... 20.02.2008 tarihi, saat:23.01 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
X ŞAHSIN "Abi merhaba he ben söyledim o albaya o da binbaşıya söyledi" dediği,
H.ERTEKİN' in "Söyledi binbaşı aradı" dediği, X ŞAHSIN ''Bırakacaklar abisi bırakacaklar"
dediği,
Tape:1813 21.02.2008 tarihi, saat:13.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.E.E.
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
M.E.E.' nin "...hiç sesin soluğun çıkmıyor ben dedim Çin'e iltica mı etti naptı"
dediği, H.ERTEKİN' in "Sami bey Ceyhun paşam yemek yiyorduk..." dediği, M.E.E.' nm
"...Hayretin şu Yargıtayı takip edin ya" dediği, H.ERTEKİN' in "Komutanım ediyoruz" "O
dosya biliyorsunuz şeye gitti daireye gitti" dediği, M.E.ERDAĞF nm "2.dairedeymiş evet"
dediği, H.ERTEKİN' in "2. daireye gitti oraya dairenin başkanına da söylendi Yargıtay
başkanı da biliyor konuyu fakat şeye gitmedi Allahtan o şeye gelen Genelkurmaydan gelen
arkadaşımızın yanına dairesine gitmedi onun için orda şanslıyız ama" "Komutanım
sanıyorum iyi bi karar vercekler..." dediği, M.E.E.' nm "Allah kahretsin ya benden ne
istiyorlar ki bu kadar baskı Jtujskı bu kadar şeye ya nedir ya" dediği, H.ERTEKİN' in "Şey
komutanım orda orda ordakix>baskı malum emekli olan
komutanımızın bırakmış oldu şeyleri şuan Men görüştü..." dediği, M.E.E.' nm "Hep bu
Genelkurmay Adli Müşaviri yapıyor bütün bunları" dediği, H.ERTEKİN' in "Evet o yapıyor"
"...Engin Alan paşamın şeye seçilmesini bu yeni açılan Türk silahlı kuvvetleri güçlendirme
vakfına seçilmesini hazmedememişler internette yazılar dolaştırıyorlar..." dediği, M.E.E.' nm
"Evet ben Genelkurmaya açtım dedim ki ya bakm dedim bi yazıda gönderdim ayıptır dedim
ya konuta yüzme havuzu yaptırmış diyor yüzme havuzu diyor gel ya burda ne yüzme havuzu
var..." "Şeref bu kadar şerefsizlik olur ya ama bunlara pirim verenlere yazık yani bunlara
pirim verenlere yazık yani üzülüyorum vallahi üzülüyorum" dediği, H.ERTEKİN' in "Onlara
pirim verdikleri için bazı yerlere gelmeyi öyle uygun görüyorlar..." "Komutanım acaba
bunlarla zamanında mücadele etmedik şimdi mücadele edicez inşallah elimizdeki imkanları
kullanarak mücadele edicez..." dediği, Şike İçerikli Görüşmeler:
Tape : 1618, 30.11.2007 tarihi, saat: 22.31'de Hayrettin ERTEKİN ile Musa.............?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ankara da olduğu anlaşılan Musa,....? isimli şahısla yaptığı görüşmede, Musa'nın
"BİRAZ ÖNCE ÜNAL'LAN KONUŞTUM DA. BAŞARILAR DİLEDİM ONA DA" "
YARIN ANKARAGÜCÜ MAÇINI AL DEDİM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in
"KONYA'DA OYNUYORLAR DOĞRU, .. ŞEYİ VERDİ ABİ BURSA'YA VERDİ
BİLİYORSUNUZ YANİ KONUŞULDUĞU GİBİ, ÖBÜR DEVREDE İKİNCİ YARIDA
İNŞALLAH ŞEYLİK YAPMAZ, SAMET ABİ" dediği, Musa'nın "Yok canım durumu iyi
olduktan sonra, paslasın birbirinize sahip çıkın diyorum ben daha ne diyecem kardeş" dediği,
Tehdit içerikli görüşmeler:
Tape : 1599, 31.10.2007 tarihi, saat :16.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile x
BAYAN/HAYATİ arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "...son kez söylüyorum dikkatli olun benimle konuşurken, bak
söyleyim, dikkatli olun burda İstanbul'da yaşıyorsunuz ona göre dikkatli olun" dediği,
HAYATİ' nin "Peki Hayrettin Bey siz tehdit mi ediyorsunuz beni bu" konuda" dediği,
H.ERTEKİN' in "YA NE ANLARSAN ANLA" dediği, HAYATİ' nin "Bakm bu konuşma
tarzına karşılık" dediği, H.ERTEKİN' in "Herşeye varım, her şeye" dediği, HAYATİ' nin "Yani
bu konuşma tarzına karşılık çok kötü konuşurum" dediği, H.ERTEKİN' in "Ya kardeşim ne
anlarsan anla herşeye varım, ben hodri meydan dediğim zaman sokağa çıkarım haberiniz
olsun" dediği,
(Bu görüşme üzerine müştekinin ifadesi alınmış ancak şüpheli Hayrettin
ERTEKIN'den şikayetçi olmamıştır.)
Tape : 1676, 22.11.2007 tarihi, saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ziya...?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
ZIYA' nin "Abicim Ziya selam nasılsın?" "... herhalde yanlış sesler dolaşıyor etrafta
ben İtalya'dayım gelicem sah çarşamba tarihi, önemli bir işim vardı döndüm..." "Yanlış
mesajlar tahmin ediyorum ki çok yanlış şeyler var ya" "... büyük bir şok yaşıyor abi" dediği,
H.ERTEKİN' in "O kafayı yemiş diye benimde kafayı yiyip onun üzerine gidersem bak ben
çok ters bir adamım" "...bu işlerin biliyorsun saniyelik iştir bu işler öyle terbiyesizlik
yapmanın şeyi yok adamdan biz bişey mi istedik para mı istedik adama yardım etmişiz..."
"...açık söyliyim belimde silah olsaydı orda sererdim onu yere bak çok net söylüyorum dua
etsin dua etsin şuan o nefes alıyorsa benim terbiyemden ahlakımdan bu işlerin şakası olmaz...
yemin ediyorum bak yemin ettim içerde de Semih'te çıksın ikisini bir birlikte vurucam eğer
vurmazsamda Çağrı'nın ölüsünü öpeyim ve bu kadar and ettim ..." "...benim hayatta bf-tek^
değer verdiğim onurum vardır onunda oynamaya kalkanın canını alırım hiç şakam yoktur
bunun cezasınıda
gider ARSLANlar gibi yatarım anladınızmı" "Yani bunu söyle ona bak .... Türkiye'de eğer ya
o olacak ya ben olacam ya o yaşayacak ya ben yaşayacam bunu sakın unutmasın..." dediği,
ZİYA' mn "... ne dediğini bilmiyorum abi daha evel maliyeciler geldi şoktaydılar bilmiyorum
ki orda şey ... bugün öğrendik herşeye bütün el konmuş herşeye el konmuş..." dediği,
H.ERTEKİN' in "... sen düşünebiliyormusun gazetelerde boy boy resimlerim çıkıyor bilmem
kanalın sahibi diye gösterîliyorum ben şimdi çıksam desem ki yani bu kanalın sahibi de
değilim şeyi de değilim bunlar budur şudur ben herkese gittim dedim ki abimizdir canımızdır
ciğerimizdir diye altı aydır burayı ellerine .. .geçiremiyordu ve bu ellerinde ki paralarda
gidiyordu daha önce çünkü kanalın eski sahibi bunları şikayet etmişti kanalda ellerinden
gidiyordu... ben engel olmuşum..." "...bak bu adam kendine zarar verdirecek çok net
söylüyorum..." "...ben bütün gazeterde boy boy bilmem kanalın sahibi kara paracı kumarcı
diye çıkmış ...kanalın yüzde seksen sahibi diyor herkes ondan sonra tutuyor bana sen bu kadar
15-20 milyon dolar parayı nerden buldun diyor..." "Ya ona cevap versin bi defa önce bu kadar
yükü biz üzerimize almışız bunlara sahip çıkmışız burda ondan sonrada kalkıyorlar böyle
afedersin yani siktir boktan işler yapıyorlar bak söyleyim yemin ettim gözüme gözükmesinler
bak yemin ediyorum bak cezaevinde de öldürtürüm onu" "Bak cezaevinde bir telefonumla
öldürtürüm onu hiç şakam yoktur" dediği, Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik içerikli
Mesaj:
Tape : 1601, 02.11.2007 tarihi, saat:20.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHSA(Üzeyir TERMELİ adına kayıtlı telefon numarasıyla) gönderdiği mesajda;
"Agbi hayirli aksamlar, en iyi k~rt ölü kürtdür..Dr.H.Ertekin" şeklinde yazdığı, Suç
Delillerini Yoketme-Suç Üstlenme ile ilgili görüşmeler:
Tape:1815/1816 22.02.2008 tarihi, saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Kaan DUT' a gönderdiği mesajda;
"YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR
ONU YOK ET' şeklinde yazdığı,
Tape:... 22.02.2008 tarihi, saat:07.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT' a
gönderdiği mesajda;
"YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY
VAR ONU YOK ET" şeklinde yazdığı,
Tape:1817/1818 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Kaan DUT' un Hayrettin
ERTEKİN'e gönderdiği mesajda;
'TAMAMDA NE MESALA" şeklinde yazdığı,
Tape:1817/1818 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in
Kaan DUT'a gönderdiği mesajda;
"EDİLMESİ GEREKEN BİZİM ÇEKMECEDE BİŞEY VAR" şeklinde yazdığı,
Tape: 1819 22.02.2008 tarihi, saat:08.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in, Kaan
DUT' a gönderdiği mesajda;
"BAK GÖR~RSÜN" şeklinde yazdığı,
Tape: 1824, 25.02.2008 günü saat: 18.50'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKİN ile Kaan..?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fatih'in "Alo ben avukat Fatih Çağrı beyle mi görüşüyorum" demesi üzerine Kaan'ın
"Kaan ben" diyerek kendisini tanıttığı, Fatih'in "He Kaan bey Ali beyi de alıp DGM' ye gelir
misiniz?" dediği, Kaan'ın "İkimiz" dediği, Fatih'in "Evet kimlerinizle beraber" dedikten sonra
"(Arka Planda Fatih X şahsa hitaben : Nasıl buraya çıkabilirler?) bir saniye (Arka palanda
Fatih : Nasıl çıkabilirler ? Savcı yani girişte kapıyı tembihler misiniz buraya alınacak iki kişi
var savcı bey çağırdı) Siz kapıya gelin" "Kapıdan sizf alacaklar" dediği,
Tape:1825, 25.02.2008 günü saat:18.51'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKIN ile Kaan..?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fatih'in "He Kaan Bey" "Bi saniye (Arka planda Fatih Hayrettin ERTEKİN' e
hitaben: Neydi nasıl) (Arka Planda Hayrettin ERTEKİN konuşmasına devam ederken: Ali Ali
de gelsin)" "Ali de gelsin" dediği, Kaan'ın "Tamam" diyerek onayladıktan sonra Fatih'in
"(Arka planda Hayrettin ERTEKİN: Benim atölyem işte silah da bana ait desin) Atölye yani
çıkan şey Ali' ye ait" "Öbürü de sana ait" "Şeyde aşağıda kasa kapıda savcının çağırdığını
söyleyeceksiniz tahkikat ile ilgili savcı Mehmet Beyin çağırdığını söyleyeceksiniz yukarı
çıkacaksınız tamam mı" dediği, Kaan'ın "Tamam anlaşıldı abi" dediği, Sedat PEKER ile olan
Görüşmesi:
Tape: 1113, 11.03.2004 günü saat:16.26'da Volkan GEZMİŞ/Sedat PEKER ile
Hayrettin ERTEKİN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Volkan'm "Hayrettin bey" "Reisimiz görüşecek" dedikten sonra telefonu Sedat
PEKER'e verdiği, Hayrettin'in "Reisim başka yerde duruyorum ben böyle geldi diye fırladım
geldim" dediği, Sedat'ın "Misafiriniz var kapıdan girdik çıktık.. .hiç görünmedin
elden geldiğince şey yaptın" dediği, Hayrettin'in "He ben hayır çıktım şimdi..................çıktık
beraberde" dediği, Sedat'ın ise "Nasılsın iyi misiniz abi siz" dediği, Hayrettin'in "İyiyim
hamdolsun yaramaz bişey yok ben geldim çünkü şimdi., merak ettim... duyunca yani dedim ne
var diye bişey yokmuş Allah'tan" , "Buyurmazsınız Beşiktaş'a ben şeydeyim Ofisimdeyim"
dediği, Sedat'ın "Abi ben yola doğru geçiyorum şuan çıktım bu Tekirdağ tarafına doğru abi yol
güzergahındayım sahili takip ediyorum" "Önümüzdeki günlerde abi ama..." dediği,
Hayrettin'in "Çok sağol çok memnun olurum yani bende şimdi çıktım keşke görseydim iyi
olurdu ama" dediği, Sedat'ın "Abi önümüzdeki günlerde önümüzdeki hafta yapalım mı abi
Büroya ben ziyaretinize gelim sizin" dediği, Hayrettin'in "Tamam oldu bekliyorum çok
memnun olurum." dediği, Sedat'ın "Saygı sunuyorum size" dediği, Hayrettin'in ise "Sağolun
saygı bizden görüşürüz sağ olasın" dediği, Diğer görüşmeler:
Tape : 1733, 28.12.2007 tarihi, saat: 16.41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS/E.GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKIN' in "Kardeşim benim, iyiyim uğraşıyorum şimdi Alaya gittim Alaydan
çıktımda yoldayım işe doğru gidiyorum bizim arkadaşlarla" dediği, E.GÜLALTAY' in
"Jandarma Alayda mısın" dediği,
Tape : 1596, 27.10.2007 tarihi, saat: 20.46'de Hayrettin ERTEKİN/A.. R.. A., ile
Musa ....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Hayrettin ERTEKİN, Polis Baş Müfettişi olduğu anlaşılan A.. R.. A... ile oturup
yemek yediklerini anlattığı ve "BÜTÜN TEŞKİLATIN TAMAMIYLA OTURDUK teknede
rakı içiyoruz abi dedim ki bi merhaba diyelim" dediği, daha sonra telefonu A.. R... A...'m
aldığı, Musa'nın "....nerdesin Teftişte misin, APK da mısın?" dediği, A.. R... A...'m "Abi
Teftişteyim" "POLİS BAŞMÜFETTİŞİ" "Dolaşıyoruz işte dosyalar geldikçe gidiyoruz"
dediği, Musa'nın "Rasim masim hep berabersiniz o zaman" dediği, A..R.. A..'m "öyle
doğrudur abi" "Abi emirlerini bekliyorum, bi emrin olursa" dediği tespit edilmiştir.
Tape : 1597, 27.10.2007 tarihi, saat: 21.21'de A.. R.. A... ile Çağrı....? arasındaki
telefon görüşmesinde özetle;
Ali 'nin " biz teknedeyiz... misafirlerimiz var" dediği, Çağn'nm "Teknede misiniz?"
"Kim var ya?" "KİM NERDEN AMA? DERİN Mİ, ŞEY Mİ?" diye sorduğu, Ali'nin "YOK
DERİN" dediği, Çağn'nm "Çok mu derin dibi görünmüyor mu" dediği, Ali'nin "YOK
GÖRÜNMÜYOR MİT'TEN" dediği tespit edilmiştir.
Tape: 1802, 19.02.2008 günü saat:17.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "İyiyiyim nüfuz cüzdanlarınızı da kimlikleri de yani şey Ali ile
birlikte gelmen lazım evrak imzalayacaksın" "yaptık ondan sonra Ali abi de onayladı"
"Şey le de görüşüldü biraz da şey getirin emanet getirin tamam mı" dediği, HAKAN' m
"Tamam abi tamam okey tamam" dediği,
Tape: 1809, 20.02.2008 tarihi, saat:21.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Kurtuluş'un yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
KURTULUŞ' un " Hemşerisiyim Kurtuluş HORASAN" dediği, H.ERTEKİN' in
"...Çetin'in arkadaşıyımda Ali Ali ben nerdesin?" dediği, KURTULUŞ' un "Özcanla
beraber yolda gidiyoruz karakola Çavuşpaşa..." dediği, H.ERTEKİN' in "He şeyi sen evet
hayır de şeye o kimliğin şeyi çıktı mı belli oldu mu?" dediği, KURTULUŞ' un "Bi şey yok"
dediği, H.ERTEKİN' in "Tamam oldu o zaman sen çaktırma..." dediği,

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Şüpheli Emniyet ifadesinde Tuncay GÜNEY'i tanımadığını, Tuncay GÜNEY'den ele
geçirilen; 11 sayfalık sonunda "10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN" ibareleri ile biten
"İllegal Olaylar İle İlgili Genel Raporum" şeklinde bir rapor düzenleyip vermediğini, beyan
etmiştir ancak ifadenin devamında kendisine, Tuncay GÜNEY ve telefonunun yazılı
bulunduğu ajanda sayfası gösterildiğinde; hatırladığını, gazeteci olarak 1996 yılında
röportaj yapmak için geldiğini, kendisine telefonunu verdiğini, röportajı kabul
etmediğini, Kanal 7 ile röportaj yaptığını, beyan etmiştir.
Erkut ERSOY isimli şahsın 2005 yılında kendisini, internetten tehdit ettiğini,
kendisinden haraç istediğini, Miktarını hatırlamadığını, kendisine " sana ceza kestik"
dediğini, kendisinin de "gelin alın" dediğini, bu şahsı daha sonra araştırdığını ve telefonunu
bulduğunu, kendisine telefon açıp istediği parayı vereceğini söyleyip bürosuna çağırdığını
ancak gelmediğini belirttiği, ancak yapılan telefon görüşme analizi neticesinde şüpheli
Hayrettin ERTEKİN Erkut ERSOY'un kullandığı 5435331769 nolu Telefon hattı ile 10 kez,
kullanmış olduğu 05424330771 nolu telefonu ile yine kendi adına kayıtlı bulunan 2122590999
nolu Sabit Telefon hattı ile 69 kez görüştüğü tespit edilmiştir.
Sedat PEKER'i tanımadığını beyan etmiş olmasına karşın adı geçen ile telefon ile
görüştüğünü bu görüşmeninde kendisinin seyahate gitmek üzere olduğundan çok kısa
sürdüğünü beyan etmişolmasma rağmen, şüphelinin seri numarası 5JX9G2B4 olan bilgisayar
hard diski üzerinde yapılan incelemede resim dosyaları tespit edilmiş Resim dosyalan
incelendiğinde Hayrettin ERTEKİN'in Organize suç örgütü lideri ve ERGENEKON
Terör Örgütü şüphelilerin Sedat PEKER ile fotoğrafmm bulunduğu, fotoğrafın
bulunduğu dosyanın adının Kurtlar Konseyi olduğu, bunun yanı sıra Sedat PEKER'in
dosya ismi olarak Reis ve Peker olarak verilen 2 adet resminin daha olduğu ve telefon
görüşmesinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmüşlüğünün
olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında araştırma yapmasının sebebinin Can
ATAKLI'nm kendisine Güler KÖMÜRCÜ' nün televizyonda bir program yapmak istediğini
söylediğini, kendisini de Can ATAKLI'ya bu kadını televizyona sokmamasını söylediğini
beyan etmiş olmasına rağmen 29.01.2008 tarihli kimden bölümünde Dr Hayrettin
ERTEKİN (ergold@superonline.com) kime bölümünde 'güler.komurcu@aksam.com.tr
yazan mailin olduğu görülmüştür. Bahse konu mailin şüphelilerden Güler
KÖMÜRCÜ'ye atılmış olduğu içeriğinin "sayın kömürcü çok büyük geçmiş olsun sizi
biliyor inanıyoruz yazmaya devam yola devam edin sizi ..yolunuzdan kimse vazgeçirmesin
komuoyuna okuruna kızma devir bu devir... kalbimiz'senin ayanında oldu.. .Dr.h.ertekin"
şeklinde bittiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'i para tahsil ettirme, silah bulundurma gibi illegal işlerde
kullanmak için yanında çalıştırdığı anlaşılmıştır. f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün;
09.11.2007 günü saat:20.51 sıralarında x şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde x
şahsın "onlar güzel şey... işte organize olmayan güç güç değildir" dediği, Şüpheli Güler
KÖMÜRCÜ"nün "doğru doğru aynı organize doğru aynı aynı" dediği bir müddet terör ile
ilgili konuştuktan sonra Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ"nün "bir şey söyliycem bak o hayrettin
ertekini araştırdım hani o gün diyordu ya gideceği yerde o ne yapıyormuş biliyor musun şimdi
bazı çok detay vermiyeyim sana ben bir numaranın kankasıyım deyip dolandırmadığı adam
kalmamış son dönemde" diyerek Hayrettin ERTEKIN'in bir numaranın kankası olduğunu
söyleyerek dolandırıcılık yaptığından bahsettiği" görüşme ile ilgili olarak; emniyette alınan
ifadesinde:
"Görüşmeyi yaptığı kişinin çok yakın aile dostu olan Emekli tümgeneral Rıjkı
DURUSOY olduğunu, bahsedilen sivil oluşumların çoğaltılmasına toplumun ihtiyacı olduğu,
demokratik platformda ne kadar çok sivil oluşum olursa ülkenin o kadar kalkınacağı yorumu
olduğunu, Hayrettin ERTEKÎN"in çeşitli iddialardan dolayı hakkında işlem yapılan Business
Kanalın yöneticisi olduğunu, hakkındaki iddialarla ilgili konuştuklarını beyan etmişlerdir.
Kaan DUT, savcılıkta alınan ifadesinde;
"... Kendisinin emniyette ifade verdiğini, ancak kendisinin patronu olan Hayrettin
ERTEKIN'in avukatı FATİH IŞIL'ın Adliyeden telefonla kendisini aradığını, kendisine,
adliyeye gelmesini söylediğini, daha sonra tekrar arayarak "Bir tanesi Ali'ninmiş öteki de
seninmiş de" şeklinde ifade vermesini istediğini, kendisinin de adliyeye gittiğini, daha sonra
adliyeden emniyet güçlerince alındığını, emniyette gaz tabancasının kendisine ait olduğunu
söylediğini, ancak gaz tabancasının patronu Hayrettin ERTEKİN' e ait olduğunu,
ALI diye bildiği şahsın Abdulmuttalip TONÇER olduğunu, şahsı aynı pasajda
atölyesi olduğundan ve 2 yıldır atölyeyi işlettiğinden tanıdığını, zaman zaman dükkana
geldiğini, Ali'nin genelde patronu olan Hayrettin ERTEKIN'in ofisine çıktığını",
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER ifadesinde;
"..Hayrettin ERTEKİN isimli şahsa ait Sinanpaşa Mahallesi Köy içi Caddesi Gürün
Pasajı Kat:2 No:5 Beşiktaş adresinde bulunan iş yerinde yapılan aramada el konulan Glock
marka ruhsatsız tabancanın kendisine ait olduğunu, Bir dönem çocuğunun sağlık sorunları ile
ilgilenmek için bu silahı Hayrettin ERTEKIN'in dükkanın içerisinde bulunan ve kullanması
için verilen bir bölüme koyduğunu, orada sakladığını, çalışmış olduğu dükkanın Hayrettin
ERTEKIN'in dükkanının yanında olduğunu, ancak her iki dükkan arasında giriş çıkış
yapılabilecek şekilde bir kapı bulunduğunu, bu dükkanın ve binanın sahibinin Mete isimli soy
ismini bilmediği bir şahıs olduğunu, yaklaşık bir buçuk yıldır orada gümüş tamiri ile
uğraşmakta olduğunu, şu ana kadar kira vermediğini, iş yerinin kirasını Hayrettin
ERTEKIN'in ödüyor olduğunu ancak Mete ile kira konusunu görüşerek uygun olduğu bir
dönemde kirasını ödeyeceğini söylediğini, dükkanının herhangi bir ismi tabelasının
olmadığını, silah alındığı zaman polisleri görünce ilk başta korkmuş olduğunu ancak daha
sonra bir avukatın kendisini arayıp konuyu söyleyince kalkıp savcılığa gittiğini, herhangi bir
kimseye silah temin etmediğini, Hayrettin ERTEKİN'e de silah getirmediğini, bahsi geçen
silahı da herhangi bir yerde kullanmadığını,
Son 2 yıl içerisinde Hayrettin ERTEKIN'in şoförlüğünü yaptığını, ihtiyaç duyduğu
zaman kendisini çağırıp birlikte gideceği yere gittiklerini, Son 6 aydır kendi işiyle uğraştığını
ve şoförlüğünü yapmadığını, bunun haricinde paraya sıkıştığı zaman Hayrettin ERTEKIN"den
para aldığını, Hayrettin ERTEKİN'in misafirleri geldiği zaman onlara yemek getirilmesi, ev
ihtiyaçlarını karşılanması gibi işler^e.^&ssçajıştığını, bu hizmetlerinin karşılığında para
almadığını,
Hayrettin ERTEKÎN'in kendisini Bursa iline göndererek bir alacağını tahsil
ettirmeye çalıştığını..," beyan etmiştir.
Tanık Metin SADİ İfadesinde:
"Business kanalın hale hazırda % 85 hissesi kendisinin ve ailesinin üzerinde
olduğunu, Diğer % 15 ' lik hisse ise %5 HİLMİ DEVELİ, %5 KEREM SAĞLAM, %5 SELAMİ
isimli kişilere ait olduğunu, bu konudaki belgeleri ibraz ettiğini,
Hayrettin ERTEKİNile 25 sene önce İtalya' da Milano kentinde ticareri faaliyetleri
nedeniyle bulunduğu sırada tesadüfen HALİL KILIÇOĞLU isimli bir müşterisi vasıtası ile
tanıştığını, Hayrettin ERTEKİN ile dostluklarının bu güne kadar geliştiğinive sık sık
görüşmeye başladıklarını, Türkiye' ye geldiği zaman yanına uğradığını, Hayrettin ERTEKİN
İtalya' ya gittiği zaman da kendisinin yanıma uğradığını, 2003 yılında kesin dönüş yaptıktan
sonra da kendisi ile sık sık görüştüğünü, Hayrettin ERTEKİN' in Beşiktaş 'da kuyumculuk
yaptığını, Sık sık birbirlerinin yanına gidip geldiklerini, Buziness kanalı devralıncaya kadar
aralarında hiç bir şekilde bir sorun olmadığını, Kanalın alınmasından sonra Hayrettin
ERTEKİN yanıma gelerek oğlu SEMİH SADİ'nin internet üzerinden kumar işi yaptığı için çok
büyük paralar kazanıldığını ve bu paralarla Buziness kanalın alındığını ve bu bilgileri bir
şekilde öğrendiğini söylediğini. Bu nedenle 3. şahısların kendilerini tehdit edebileceklerini ve
zarar verebileceklerini, bu durumlar karşısında kendisinin yanlarında olması halinde bu
tehlikeleri bertaraf edebileceğini söylediğini, kendisinin de duyduğu şekilde kumardan büyük
paralar kazanmadıklarını, televizyonun da böyle alınmadığını, bunları nereden duyduğunu
sorduğunu, Hayrettin ERTEKİN' in de bir yerlerden duyduğunu söylediğini, bu görüşmeden
sonra Hayrettin ERTEKİN sık sık televizyona gidip gelmeye başladığını, her defasında
yanlarında olması durumunda kendilerine zarar gelmeyeceğini söylediğini, hatta televizyonun
yayın yönetmeninin değiştirilmesi ve personel politikası ile ilgili önerilerde bulunduğunu, bu
çerçevede genel yayın yönetmeni olarak CAN ATAKLI' nın alınmasını tavsiye ettiğini ve bu
şahsın 15 gün sonra çıkartılmasına müteakip daha sonra yine Hayrettin ERTEKİN' in tavsiyesi
ile HAKAN AYGUN'ü genel yayın yönetmeni olarak alındığını, bu kişinin de 15 gün kadar
çalıştıktan sonra işine son verildiğini,
Yine Hayrettin ERTEKİN televizyonun yönetim kuruluna iki emekli general alındığı
takdirde kendilerine askeri kesimin desteğini alabileceklerini ve kendilerine Ankara' da daha
faydalı olabileceklerini söylediğini. Bunun üzerine YALÇIN ÖZÇER ve RIZA isimli emekli
paşalarımızı tavsiye ettiğini, Kendilerinin bu konuyu değerlendirdiklerini ve faydalı olacağını
düşünerek bu iki paşayı yönetime almayı düşündüklerini, fakat yeni yönetim kurulu
oluşturulmadığı için paşaların yönetime dahil edilmediğini,
2007 yılı Kasım ayı içerisinde oğlu SEMİH SADİ internet üzerinden yaptığı bahis
oyunu ile ilgili Asayiş Şube Müdürlüğünce gözaltına alınması sırasında, kendisinin de toplam
15 kişi ile beraber gözaltına alındığını ve savcılıktan serbest kaldığını, gözaltında iken
Hayrettin ERTEKİN' in kendileri ile ilgilendiğini, ziyaretlerine geldiğini ve yardımcı
olduğunu, fakat kendilerinin gözaltında bulundukları sırada Hayrettin ERTEKİN' in gazeteye
açıklama yaparak Buziness kanalın %100 ' nü GÖKHAN ÇIRNAZ' dan 2,5 milyon $' a satın
aldığını, SEMİH SADİ Oxford Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu olduğu için televizyon
kanalını iyi yöneteceği düşüncesi ile %20 hissesini SEMİH SADİ' ye verdiği şeklinde
konuştuğunu, Kendisinin bu haber üzerine Hayrettin' e neden böyle bir açıklama yaptığını
sorduğunu, Hayrettin ERTEKİN' in de kendisine "SEMİH' in üzerine gelirler, tehdit ederler,
SEMİH sıkıntı yaşar, cezaevinde zarar verebilirler, senet imzalatırlar, bu nedenle SEMİH' in
yanında kendisinin olduğunu bilirlerse böyle bir olaya girişemezler, SEMİH'e de zarar
veremezler" şeklinde açıklamada bulunduğunu ve açıklamaların doğru olduğunu düşündüğü
için gazete haberini tekzip etme ihtiyacı da duymadığını vejfggrettin' e de teşekkür ettiğini,
kendisinin büyük bir hisse sahibi olduğu Buziness kanpfİqr Hayran ERTEKİN' in hiçbir şekilde
hissesinin bulunmadığını, ifadesinde telepzyonun %20^mşşesinin kendisine ait
olduğunu söylemesinin kendisine ve oğluna 3. şahıslardan zarar gelmemesi için böyle
söylemiş olabileceğini, Hayrettin ERTEKÎN' in hiçbir şekilde Business kanalda hissesinin
bulunmadığını" beyan etmiştir.
g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Her ne kadar şüpheli Hayrettin ERTEKÎN aşama beyanlarında ERGENEKON terör
örgütü üyesi olmadığını, bu örgütle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirtmiş ise de;
Yapılan soruşturma neticesinde; Şüpheli Hayrettin ERTEKİN, Emniyetteki ifadesinin
başlangıcında ERGENEKON terör örgütü üyelerinin isimleri tek tek okunup kendisine
sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını, ERGENEKON terör örgütü üyesi olan şahıslar
ile hiç bir ilgi ve alakasının olmadığını beyan etmiştir. Ancak; şüphelinin iletişim tespit
tutanakları incelendiğinde;
Tape No :1750, 22.01.2008 tarihi, saat: 11.42'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "Abi şeyleri almışlar haberin
var mı VELİ KÜÇÜK MELİ KÜÇÜK ONLARI NEDİR ONLARIN KONUSU" diye
sorduğu, X şahsın da "VALLA DAHA DETAYINI BİLMİYORUM AKŞAM GÖRÜŞÜRÜZ
BU AKŞAMA GİDECEM YA" "CEMAL ARADI BENİ" dediği, Hayrettin ERTEKİN'İN
"ANLADIM .. TELEFONLAŞIRIZ ABİCİM KENDİNE İYİ BAK SEN DİNLENİYORSUN
HADİ ..." dediği,
Tape No : 1751, 22.01.2008 tarihi, saat : 12.26'de Hayrettin ERTEKİN ile Kürşat...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
ERGENEKON operasyonuyla ilgili haberlerden bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in
"...50-60 KİŞİ ALDILAR KEMALİ FALAN ALDILAR" "HİÇBİR ŞEY OLMAZ .. ÖYLE
BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK ŞİMDİ NE OLACAK ... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP
GİDİYORLAR YA BİRSEY OLMAZ" "... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK
SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR", dediği,
Tape No : 1752, 22.01.2008 tarihi, saat : 13.47'de Hayrettin ERTEKİN ile H.A.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN'in " REİSİM .. Hayrettin BEN NASILSIN" diye hal hatır sorduktan
sonra "İYİ İZLEDİN Mİ HABERLERİ NE O MİLLETİ TOPLAMIŞLAR" diyerek
ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslardan bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in
"YA NE OLUYOR DREJ MİREJ" dediği, H.A.'in: "SANADA GELİRLER" dediği, Hayrettin
ERTEKİN'in " BANA DA YAKINDA BANA DA GELİRLERDE BANA UZAK
KALIYORLAR BİRAZ ONLAR BİLİRLER KİME GİDECEKLERİNİ","BU ŞEYDİR YA
BU OPERASYON İKİ TANE AYAĞI VAR EEE BİR ÖRGÜT KURMUŞLAR SÖZÜM ONA
BUNLAR MALAZGİRT ŞEYİ KUVAYİ MİLLİYE DİYE BU İKİSİNİN İŞTE
TÜRKİYE'DE ÖRGÜTLENMEYE ÇALIŞIYORLAR PARTİ OLACAKLARDI BUNLAR
PARTİ KURACAKLARDI" "O PARTİ İŞTE BAZI PARA KAYNAKLARI ŞUNLAR
BUNLAR 7-8 AYDIR TAKİP EDİLİYORLARDI AMA DREJ'İN MREJ SAMİ HOŞTAN'IN
FALAN İŞİ NE ONU ANLAYAMADIM" , "TAHSİLAT İŞLERİ DE HERHALDE ORDAN
GEÇİYOR BİLDİĞİM KADARIYLA ONUN İÇİN BÖYLE BİRBİRLERİNE" H.A.'in
"ÖRGÜT MÜ KURDULAR ACABA" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "YA İŞTE ÖYLE BİR
SİSTEM", "VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI YEMİŞ YANİ VELİ PAŞAYA KAÇ KERE
İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN
ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BA^LIM^ediği ve Veli KÜÇÜK'ü paşaların da ikaz ettiğini
anlatarak "YAV ÇAĞIRDILAR KORUMALARINI ALDILAR

~^&~-—-?

RÜTBENİ SÖKERİZ SIFIRA DÜŞÜRÜRÜZ DEDİLER İKAZ ETTİ GENEL KURMAY


ORDU EVLERİNE SOKMAYIZ DEDİ GİT DEDİ BİLECİKTE EVİNDE OTUR ORADA
DEDİLER BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT AY TAKILDI SONRA YİNE
BAŞLADI" şeklindeki telefon konuşmalarında ERGENEKON terör örgütü ile yakından
ilgilendiği, ERGENEKON terör örgütü yöneticilerinden Veli KÜÇÜK, Sami HOŞTAN ve
Kemal KERİNÇSİZ ile Ali YASAK'ı tanıdığı, Veli KÜÇÜK' ü ikaz ettiklerini, bu şahısların
durumu ile ilgilendiği, görüştüp kişilerin birileri ile görüşüp kendisine bilgi verecekleri
anlaşılmıştır.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'e bu telefon görüşmeleri sorulduğunda; "Veli
KÜÇÜK'ün uyarılmasını "İKAZ ETTİK" şeklinde söylemiş ise de Genelkurmay'dan düzgün
insanların kendisini ikaz ettiğini ima etmek istediğini, yoksa kendisinin ikaz etmesinin söz
konusu olmadığını, televizyonun yönetim kurulu toplantısı sırasında emekli paşaların kendisini
ikaz ettikleri konusu açıldığını, o zaman böyle bir konu konuşulduğunu duyduğunu, yoksa
kendisini ikaz etmesinin uyarmasının söz konusu olmadığını.. Veli KUÇUK'ün normal
insanlarla gezmediğini, Muzaffer TEKİN'le, Sedat PEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle
adının anıldığını gördüğü için o şekilde konuştuğunu" beyan etmiştir. Cumhuriyet
Başsavcılımızca bilgisine başvurulan tanık Metin SADİ beyanında; sahibi olduğu Business
televizyonunda şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in hiçbir hissesinin olmadığını ve yönetim
kurulunda da paşaların bulunmadığını belirtmiş olması göz önüne alındığında şüphelinin Veli
KÜÇÜK hakkında yaptığı yorumların kendisine ait olduğu ve ERGENEKON terör örgütü ile
irtibatının olduğunu göstermiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN, Emniyetteki ifadesinde Tuncay GÜNEY'i tanımadığım
beyan etmiş ise de;
Kendisine ait ajanda içerisinde Tuncay GÜNEY ismi ve telefonunun yazılı bulunduğu
sayfa gösterildiğinde; hatırladığım, gazeteci olarak 1996 yılında röportaj yapmak için
geldiğini, kendisine telefonunu verdiğini, röportajı kabul etmediğini, Kanal 7 ile röportaj
yaptığını, beyan ederek önce tanımadığını söylediği halde irtibatlı olduğunu gizlemek için
böyle bir beyanda bulunduğu değerlendirilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'e Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesi sırasmda;
SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda;
"SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini,
ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce tam uçağa bineceği sırada birisinin cep
telefonundan arayarak SEDATPEKER olduğunu söylediğini, inanmayıp telefonu kapattığını, o
sırada Ankara'ya gittiğini, uçağa biniyorum deyip kapattığını, internette Sedat PEKER'in fikir
alışverişinde bulunduğu kişiler Hayretin ERTEKİN, Veli KÜÇÜK, Korkut EKEN ve Yavuz
KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu,
ayrıca Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvurduğunu,
Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile
birlikte bir şahsın elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu ile ilgili olarak -
sorulduğunda;
SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan
şahsın kim olduğunu bilmediğini, bu CD 'nin depodan çıktığını, yeni olan birşey olmadığını,
1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemelerin adli emanete alındığını,
daha sonra çuval içinde iade ettiklerini, belki emniyette veya adli emanette karışıp yanlışlıkla
iade edilmiş olabileceğini, böyle bir CD 'yi hatırlamadığınr beyan .etmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in bilgisayar harddisklerinin incelemesi henüz
tamamlanmadığından bilgisayar incelemeleri sonucu bulunan resimlerle ilgili olarak ifadesi
sırasında kendisine sorulamadığı ancak savunmasının aksine şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in
belirttiğimiz CD içeriğinden ayrı olarak 5JX9G2B4 Seri numaralı bilgisayar hard diski
üzerinde yapılan incelemede "Kurtlar Konseyi" isimli resim dosyalarının içinde; şüpheli
Hayrettin ERTEKİN'in, Organize suç örgütü lideri ve ERGENEKON Terör Örgütü
şüphelilerinden olan Sedat PEKER ile samimi bir şekilde aynı masada çekilmiş fotoğrafının
bulunduğu, bunun yanı sıra "Reis" ve "Peker" isimli dosya içinde Sedat PEKER'in 2 adet
resminin daha bulunduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde: ".. bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce tam
uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDAT PEKER olduğunu
söylediğini, inanmayıp telefonu kapattığını, o sırada Ankara'ya gittiğini, uçağa biniyorum
deyip kapattığını" belirtmiş ise de; bu savunmasının aksine İstanbul Organize Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlüğünün yürüttüğü Kelebek isimli operasyonun soruşturması
kapsamında mahkeme karan ile iletişimi tespit edilen Sedat PEKER'e ait 1113 numaralı tapede,
11/03/2004 tarihi, saat 16:26'da Sedat PEKER ile Hayrettin ERTEKİN arasındaki telefon
görüşmesinde özetle; Volkan'm "Hayrettin bey" "Reisimiz görüşecek" dedikten sonra telefonu
Sedat PEKER'e verdiği, Hayrettin'in "Reisim başka yerde duruyorum ben böyle geldi diye
fırladım geldim" dediği, Sedat'ın "Misafiriniz var kapıdan girdik çıktı...hiç görünmedin elden
geldiğince şey yaptın" dediği, Hayrettin'in "He ben hayır çıktım şimdi.. ... çıktık beraberde"
dediği, Sedat'ın ise "Nasılsın iyimisiniz abi siz" dediği, Hayrettin'in "iyiyim hamdolsun
yaramaz bişey yok ben geldim çünkü şimdi, merak ettim... duyunca yani dedim nevar diye
bişey yokmuş Allah'tan", "Buyurmazsınız Beşiktaş'a ben şeydeyim Ofisimdeyim" dediği,
Sedat'ın "Abi ben yola doğru geçiriyorum şuan çıktım bu Tekirdağ tarafına doğru abi yol
güzergahındayım sahili takip ediyorum" "Önümüzdeki günlerde abi ama..." dediği,
Hayrettin'in "Çok sağol çok memnun olurum yani bende şimdi çıktım keşke görseydim iyi
olurdu ama" dediği, Sedat'ın "Abi önümüzdeki günlerde önümüzdeki hafta yapalım mı abi
Büroya ben ziyaretinize gelim sizin" dediği, Hayrettin'in "Tamam oldu bekliyorum çok memnun
olurum." dediği, Sedat'ın "Saygı sunuyorum size" dediği, Hayrettin'in ise "Sağolun saygı
bizden görüşürüz sağ olasın" şeklinde Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile Sedat PEKER'in
telefon görüşmesi yaptıkları, bu görüşme sırasında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Beşiktaş'ta
ofiste olduğunu muhatabını ofisine davet ettiği, bu görüşmede havaalanı ya da yolculuktan hiç
sözedilmediği görülmüştür.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde diğer şüphelilerden Güler KOMÜRCÜ'yü
tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmediğini beyan etmiş ise de;
Arama sırasında şüpheliden ele geçirilen 66 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede
"Outlook.pst" isimli bir E-posta arşiv dosyası içinde; 29.01.2008 tarihli kimden bölümünde
Dr Hayrettin ERTEKİN (ergold@superonline.com), kime bölümünde
(güler.komurcu@aksam.com.tr) yazan mailin olduğu görülmüştür. Bahse konu mailin
şüphelilerden Güler KÖMÜRCÜ'ye atılmış olduğu ve içeriğinde de "sayın kömürcü çok
büyük geçmiş olsun sizi biliyor inanıyoruz yazmaya devam yola devam edin sizi yolunuzdan
kimse vazgeçirmesin komuoyuna okuruna kızma devir bu devir... kalbimiz senin yanında
oldu.. .Dr. h. ertekin" şeklinde bittiği tespit edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN İfadesinde "Muzaffer TEKÎN"i tanımadığını, ancak
rahmetli olan Bahadır TETİK' in devre arkadaşı olduğunu, tarihten 4-5 yıl önce bir çay
bahçesinde kendisi ile otururken Bahadır TETİK "in Muzaffer TEKİN ile telefonda
konuştuğunu, yanımda bir kuyumcu arkadaşım var, tanış dediğini ve telefon ile Muzaffer
TEKİN ile merhabalaştığım, başka bir görüşmesinin olmadığını " beyan etmiş ise de;
Aramalar sırasında ele geçirilen ajandaların incelenmesinde: "2005 EYLÜL 12-13-14
ci sayfasında el yazması olarak "1972 Muzaffer TEKİN Sarışın tuzlada Em.Alb. Mitti
Çalışıyordu Salih Reşit TEKİN" şeklinde karalama yazı ele geçirilmiş olup,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1774 tape numaralı, 03.01.2008 tarihi, saat: 11.19'da
Emre GÜLALTAY ile yapmış telefon görüşmesinde: Hayrettin'in "...ŞEYLERDEN HABER
VAR MI TEKİRDAĞ TARAFLARINDA Bİ HABER VAR MI OLUMLU BİR ŞEYLER"
dediği, Emre'nin "VALLA ABİ İŞTE HERKES İSTİRAHATİNDE" "EVET ... MAHKEMESİ
.... MUZAFFER ABİNİN DAHA MAHKEMESİNİ AÇMADILAR" dediği, Hayrettin'in
"YANİ ONLAR AÇMADILAR YOK DAHA ONLAR AÇILMADI BİR DE BİZİM
BİNBAŞI VAR ÖZEL KUVVETLERDE..." şeklindeki beyanları değerlendirildiğinde;
şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in, ERGENEKON terör örgütü mensuplarından olan Muzaffer
TEKİN'i tanıdığı ve hakkında yürütülen bu soruşturma dosyası ile çok yakından ilgilendiği,
iddianamenin mahkemeye sunulmadığını takip ettiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in aşama beyanlarında; Veli KÜÇÜK, Kemal
KERİNÇSİZ, Sami HOŞTAN ve Ali YASAK'ı tanımadığını belirttiği halde, telefon
görüşmelerinde bu kişileri yakından tanıdığını izhar eden yorumlar yaptığı, ERGENEKON
terör örgütü üyesi Sedat PEKER ile aynı masada samimi bir şekilde yemek yerken yan yana
fotoğrafı olduğu ve 2004 yılında abi-kardeş yakınlığı içinde geçen bir telefon görüşmesi tespit
edildiği halde onu tanımadığını ve hiç telefonda görüşmediğini söylemesi, yasadışı
ERGENEKON terör örgütünü deşifre eden Tuncay GÜNEY'i önce tanımadığını söyleyip
ajandasında ismi ve telefon numarasının yazılı olduğu bildirilip gösterilince, kendisinin
gazeteci olduğunu röportaj yapmak istediğini söylemesi, ERGENEKON terör örgütü üyesi
Güler KÖMÜRCÜ'yü ifadesinde tanımadığını söylediği halde Güler KÖMÜRCÜ'nün
gözaltına alınıp serbest bırakılmasından sonra onu destekleyici ve onun yanında olduğunu,
yola devam etmesini istediğini belirten e-mail çekmiş olması, ERGENEKON terör örgütü
mensuplarından Muzaffer TEKİN ile 4-5 yıl önce bir arkadaşı vasıtası ile bir defa telefonda
merhabalaştığım söylediği halde, Muzaffer TEKİN'in askeriyedeki dönemi, babasının adı ve
görevinin ajandasında yazılı olması, Ümraniye'de bulunan bombalar üzerine ERGENEKON
terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklanan Muzaffer TEKİN'in bu davası ile ilgilendiği,
iddianamenin durumunu takip edip organize suç örgütü üyesi olmak suçundan İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce hakkında yakalama karan çıkarılan Emre GÜLALTAY ile yaptığı
telefon görüşmesinde "Muzaffer TEKİN'in henüz davasının açılmadığını" söylemesi,
şüphelinin bu şahıslan yakından tanıdığı ve birlikte hareket ettiklerini gösterdiği,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensubu olan
bu şahıslarla olan tanışıklığını ve irtibatım gizlemesinin sebebinin; kendisinin yasadışı
ERGENEKON terör örgütü ile olan örgütsel irtibatlannm çözülmesini engellemeye yönelik
örgütsel bir tavır olarak değerlendirilmiş ve şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in örgüt hiyerarşisi
içindeki konumunu ve örgütün deşifresini önlemek amacını taşıdığı anlaşılmıştır.
2001 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize ve Kaçakçılıkla Mücadele Şube
Müdürlüğünde ERGENEKON Örgütü hakkında samimi beyanlarda bulunan Tuncay
GÜNEY'den aramalar sırasında ; 11 sayfalık "10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN"
ibareleri ile biten "İllegal Olaylar İle İlgili Genel Raporum" şeklinde bir rapor ele
geçirilmiştir. Şüphelinin her ne kadar ifadesinde bu raporu kendisinin yazmadığını beyan
etmiş ise de doktora yapmış olması, internet ortamında güncel konular ile ilgili yazmış olduğu
makaleler ile ilişkili olduğu kişiler göz önünde bulundurulduğunda bu raporu yazarak örgüte
vermiş olduğu kanaatine vanlmıştır. - - ~.
Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün dokümanlarında sıklıkla dile getirilen ve
terör örgütlerinin vazgeçilmez kuralı olan "gizlilik" prensibine şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in
her ortamda uyduğu aşağıdaki görüşmelerinden açık bir şekilde anlaşılmıştır.
Tape No :1689, 05.12.2007 tarihi, saat: 12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Tarık... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "...KONUŞURUZ ACELE ETME YALNIZ
BU TELEFONDAN DEĞİL DE BEN, SEN BANA BİR NUMARA VER BEN SENİ
ARAYAYIM.."
Tape No :1700, 09.12.2007 tarihi, saat: 15.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Ertan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "...KONUŞURUZ GEL DE TELEFONDA
DEĞİL GEL KONUŞURUZ..."
Tape No :1724, 26.12.2007 tarihi, saat:16.21 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
A.T... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "ABİ TELEFONDA
SÖYLEMİYİM SİZE YA" dediği, A.T..'nin "TAMAM, BENİ SABİT TELEFONDAN ARA
KONUŞURUZ" dediği,
Tape No :1744, 03.01.2008 tarihi, saat : 18.30'de Hayrettin ERTEKİN ile Ş.Y.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "...SÖYLEYECEM SİZE KARDEŞİM BENİM,
TELEFONDA SÖYLEMEYİM GİDECİĞİMİZ YERİ" dediği,
Tape No :1741, 02.01.2008 tarihi, saat : 10.36'de Hayrettin ERTEKİN ile Selahattin
A...arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "... YO HAYIR CANIM KONUŞUR MUYUM,
BEN O ... KENDİ ŞEYİMDE OLAN Bİ ŞEY YANİ ŞİMDİ" ".. HAYIR HAYIR ÖYLE ŞEY
OLUR MU LAN, ..O BİZİM İÇİN BÜYÜK Bİ SIRDIR YANİ, ŞİMDİ KAFADA GİDER O"
"MEZARA GİDER"
Tape No :1669, 20.11.2007 tarihi, saat:18.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "TELEFONLARIMIZI DA
İYİ DİNLİYOLAR HABERİNİZ OLSUNDA" dediği, NURETTİN' in "BEN BİLİYORUM
BEN BİLİYORUM" dediği, H.ERTEKİN' in "... YANİ NE VARSA ...YANİ İNADINA
NUMARAYI BAŞKA NUMARAYI KULLANMIYORUM BUNU KULLANACAM DİYE"
dediği, NURETTİN' in "YA NE KULLANACAZ GİZLİ SAKLI YAPTIĞIMIZ BİŞEY
DEĞİL BİZ OROSPU ÇOCUĞU DEĞİLİZ Kİ YA, DİNLEYENLER OROSPU ÇOCUĞU
HEPSİNİN AMINA KOYUM BU KADAR BASİT" dediği, H.ERTEKİN' in "AYNEN
ÖYLE" "YA REİS DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUN BU İŞİN TEKNOLOJİNİN İÇİNDE OLAN
ADAMLARIZ BUNU BİLİYORUZ BİLDİĞİMİZ HALDE DE SÖYLÜYORUZ..." dediği,
NURETTİN' in "YA DİNLESİNLER ABİ SİKİM ANALARINI BOŞVER BİZİM GİZLİ
SAKLI BİR ŞEYİMİZ YOK.." dediği,
Tape No : 1690, 05.12.2007 tarihi, saat:12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
BAYAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "X BAYAN' m "...ŞEYDE İNTERNETTE
ŞÖYLE BİR GEZİNİYORDUM NEDİR NE DEĞİLDİR DİYE ONDAN SONRA ATV
HABERLERİ GÖRDÜM DE MERAK ETTİM NE OLUYO DİYE" dediği, H.ERTEKİN' in
"VALLA BİZİ SOKMADILAR, KİMSEYİ SOKMADILAR BİZİM ELİMİZE ZARFI
TEKRAR GERİ VERDİLER" "YA YA BAK KİMSEYİ SOKMADILAR DİMİ,
TELEFONLARIMIZI DİNLİYORLAR HALA BÖYLE NE VARSA" dediği,
Tape No :1742, 02.01.2008 tarihi, saat: 16.11'de Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan D...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ".. YANİ^ORAYA GİDECEKLER,
NORMAL TELEFONUN YOK MU SENİN", "BENİ BAŞKA NUMARADAN ARASANA,
BU NUMARA DİNLENİYOR da"
Tape No :1655, 14.11.2007 tarihi, saat:14.17 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
X BAYAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
X BAYAN' m "DEDİLER Kİ ORDA DERİN DEVLET VARMIŞ BEN DE
GİDEYİM O ZAMAN DEDİM" dediği, H.ERTEKİN' in "DERİN DEVLET YOK GEL
DERİN DEVLET KİM OLUR ÇAĞLA HANIMSA EĞER DERİN DEVLET" dediği, X
ŞAHSIN "TAMAM İŞTE DERİN DEVLET VARMIŞ ORALARDA" dediği, H.ERTEKİN' in
"DERİN DEVLET BURDA, GEL SENDE GEL NE OLACAK Kİ YANİ..." , "ESAS
DERİN DEVLET BENİM YA SEN NE DİYORSUN' dediği, X ŞAHSIN "SENİN İÇİN
SÖYLÜYORUM ZATEN" dediği, H.ERTEKİN'in "GENE DE SURDAYIZ GEL
TELEFONLARIMIZ DİNLENİYOR DERİN DEVLETİN..." dediği, X ŞAHSIN
"MUTLAKA ZATEN ONUN İÇİN ÖZELLİKLE ÜSTÜNE BASTIRA BASTIRA
SÖYLÜYORUM" dediği,
Tape No : 1743, 03.01.2008 tarihi, saat : 11.03'de Hayrettin ERTEKİN ile Ali...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ".. BABA DİREKTTEN ARA SEN BENİ, BU
TELEFONDAN ARAMA" şeklindeki beyanları ile muhatabını yüz yüze görüşmek veya
dinlenilmediğini, teknik takipte bulunmadığını düşündüğü farklı bir numaradan görüşmeye
yönlendirmek suretiyle gizlilik prensibine azami ölçüde uyduğu anlaşılmıştır.
Her türlü faaliyeti legal olan bir kişinin telefonda genel konulan konuşmaktan imtina
etmesi normal bir durum değildir Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in savunmasında ticari sır
olduğu için telefonda bir kısım mevzuları konuşmadığını belirttiği, ancak konuşmaların içeriği
incelendiğinde ticari bir konunun konuşulmadığı bilakis örgütsel faaliyetlere ilişkin
görüşmeler olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün 'ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma
Yönetim ve Geliştirme Projesi İstanbul 29 Ekim 1999" isimli dokümanında:
ERGENEKON'un; medya kuruluşlarım kontrol etme amacı ile "kendi medya kuruluşlarını
oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumları, doğal işleyişi içinde örtülü bir
biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyma"
zorunluluğu anlatılmıştır.
ERGENEKON yapılanmasının sivil yapılanması olarak faaliyet yürüten Lobi
yapılanmasının anlatıldığı "Lobi Çok Gizli Aralık 1999/İstanbul" isimli dokümanın;

7/7) "İLETİŞİM VE PROPAGANDA"Başlığı altında;


iletişim ve Propaganda departmanının bir başkan ve beş yardımcıdan oluştuğu,
bu departmanın görevinin, amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek,
yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde
amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması
çalışmalarını yürüteceği ..."belirtilmiş olup,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1617 tape numaralı, 13.11.2007 tarihi, saat: 10.18'de
N. A. İle yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle; "TELEVİZYON DEVAM EDİYO,
İŞTE ŞİMDİ DE BU ATV İHALESİ İÇİN Bİ KONSORSİYUM.... OLUŞTU ONA
GİRMEYE ÇALIŞIYORUZ AMA, BAKALIM İNŞALLAH ORAYI DA" , "...ŞEYDE
GİREMİYOR AYDIN DOĞAN, Bİ GRUP VAR ŞİMDİ, BİZİM BEYFENDİNİN
ORGANİZE ETTİĞİ Bİ GRUP VAR'1%... ONLA ÇALIŞORUZ, BEN DE ... ORDAYIM
YANİ" dediği, N. A.' m "ALLAH İŞİNİ RAST GETSİN,
EMRET" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... ESTAĞFURULLAH ABİCİĞİM, ...DAHA
SONRA ARIYACAM SİZİ" " BU KONU İLE İLGİLİ" dediği tespit edilmiş,
Yine şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1593 tape numaralı, 24.10.2007 tarihi, saat :
20.13'de Y şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle;
"...TELEVİZYON KANALI ALDIK BİZ BİR TANE ONUNLA UĞRAŞIYORUZ",
"... BUSINESS KANAL DİYE BİR KANAL VAR YA" dediği ve Güneydoğudaki terör
olaylarından bahsettikleri, Y Şahsın terör olaylarıyla ilgili "Beni... sükûnete davet ediyorlar lan
ne sükûneti yav" "...TOPLUM MU VAR SANKİ BİR YERDE GALEYANA GELECEK YOK
İÇ HARP ÇIKARTACAK FALAN" "... KUZU KUZU HERKES SEYREYLİYOR" dediği,
Hayrettin ERTEKİN'in "EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRT DEMİŞİM, EEE ONDAN SONRA
DİYORLAR Kİ NİYE ÖYLE DEDİN...." Dediği, Y Şahsın "BEN BU MİLLETTEN
ŞİKAYETÇİYİM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "...BEN YAPMAM GEREKENLERİ
YAPTIM BAK TELEVİZYON ALDIM TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL
KOYDUM, YALÇIN PAŞAYLA RIZA K...'NU YÖNETİME ALDIM DEDİM Kİ; GELİN
ÇIKIN NE İSTERSENİZ BURDAN SÖYLEYİN ORTADA YOKLAR GELMİYORLAR
YANİ KAYIPLAR DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ YA DAHA NE YAPAYIM DA NE
YAPMAM GEREK GENEL KURMAYA HABER GÖNDERDİM YALÇIN PAŞAYLA BU
KANAL SİZİNDİR EMRİNİZDEDİR NE YAPMAK İSTİYORSANIZ BUYURUN DEDİM
137 TANE ÇALIŞAN VAR NE ARAYAN VAR, NE SORAN" "KALESİ ALIP DAĞA
GİDEYİM DİYORSANIZ ONU DA YAPTIK ZAMANINDA" "...........BAŞKA YAPACAK
BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA DERSENİZ ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O
İŞLERDEN ŞEY OLDUM DAHA NE YAPAYIM YANİ" dediği, Y şahsın "12 EYLÜL
ÖNCESİ GÜNLERİ ÖZLÜYORUM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "AH O GÜNLER
OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDİ" şeklindeki konuşmasında Şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in "...BEN YAPMAM GEREKENLERİ YAPTIM BAK TELEVİZYON ALDIM
TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL KOYDUM..." şeklindeki konuşmalarında,
şüpheli Hayrettin ERTEKİN Tv kanalı satın aldığım belirtmiş ise de; Cumhuriyet
Başsavcılımızda bilgsine başvurduğumuz tanık Metin SADİ, Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in
Business TV kanalında hiçbir hissesinin olmadığını belirtmiş ancak TV kanalının yönetimi ve
çalışanlan ile programlann belirlenmesinde şüphelinin etkin olduğunu ifade etmiştir.
Ayrıca şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in "BU ATV İHALESİ İÇİN Bİ
KONSORSİYUM.... OLUŞTU ONA GİRMEYE ÇALIŞIYORUZ AMA, BAKALIM
İNŞALLAH ORAYI DA" sözleri ile örgütün amacına uygun olarak medyayı kontrol almak
için ATV'yi de almak için girişimde bulunduğunu ifade etmiştir.
Tape No :1662, 16.11.2007 tarihi, saat: 11.52 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A.T.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "BU DEMOKRATİK TÜRKİYE PARTİSİ KAPATILMASI İLE
İLGİLİ Bİ DAVA AÇTI CUMHURİYET BAŞSAVCISI" "ONUNLA İLGİLİ
TELEVİZYONDA YORUM YAPAR MISINIZ, Bİ" dediği, A.T.' m "YO YO ŞİMDİ BEN
OLMAZ YAKIŞMAZ" dediği, H.ERTEKİN' in "NİYE" "NİYE SIKINTI OLACAK ABİ,
NİYE KORKUYORSUNUZ DESTEK VERİN İŞTE" , "SAVCININ ARKASINDA
OLMANIZ LAZIM ABİ" "ABİ DEYİN GEÇ VERİLMİŞ DOĞRU VERİLMİŞ Bİ KARAR
CUMHURİYET BAŞSAVCISINI DESTEKLİYORUZ DEYİN" "YOK TELEVİZYONA
ALSINLAR SİZİ, TELEVİZYONDA CANLI YAYINA ÇIK ABİCİĞİM YA" dediği,
Bu görüşmeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in, yasadışı ERGENEKON terör örgütünün "medya kuruluşlarını kontrol etme
amacı ile kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumları,
doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini
uygulamaya koyma" prensibine uygun olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır.
Aramalarda ele geçirilen (3) sayfa " Toplum Bilimi Kitle Psikolojisi nedir" ibaresi ile
başlayıp "Doktor Hayrettin ERTEKİN" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:
"Kitle Psikolojisinin özelliklerinin anlatıldığı, kitle psikolojisinin tanımı, özellikleri,
kitlenin kıymetlendirilmesi, kitle psikolojisi ile hareket eden şahısların nasıl etkileneceği,
kitlenin nasıl kontrol altında tutulacağı anlatıldığı Hayrettin ERTEKİN imzalı doküman
olduğu" görülmüş olup şüphelinin örgütün propagandası için önemli gördüğü kitle psikolojisi
konusunda uzman olduğu, kitle iletişim araçlarının da örgüt için önemini çok iyi bildiği ve
bunu örgütün amaçlan doğrultusunda en iyi şekilde değerlendirdiği anlaşılmıştır.
Yukandaki telefon görüşmelerinde Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in "KALESİ
ALIP DAĞA GİDEYİM DİYORSANIZ ONU DA YAPTIK ZAMANINDA... BAŞKA YAPACAK
BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA DERSENİZ ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O İŞLERDEN
ŞEY OLDUM DAHA NE YAPAYIM YANİ..." sözleri ile örgütün faaliyeti çerçevesinde yürüttüğü
eylemlerden bahsettiği ancak bu eylemlerin ne zaman ve kime karşı icra edildiği net olarak
anlaşılamamakla birlikte şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in örgüt adına "kaleş alıp dağa gitmek,
bomba momba işlerinden" hangi eylemleri kastettiği net olarak aydmlatılamamış ise de; örgüt
üyelerinden Oktay YILDIRIM ve Fikret EMEK'ten elde edilen el bombalan, silah ve
mühimmatlar göz önüne alınacak olursa; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in de bu illegal
faaliyetlerin içinde olduğu yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile bağlantılı olarak faaliyet
yürüttüğü anlaşılmıştır.
Yine aynı görüşme içerisinde şüpheli Hayrettin ERTEKİN' in 12 Eylül askeri darbesi
öncesindeki günlerden dem vurarak "AH O GÜNLER OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDF
şeklindeki beyanlan ile 12 Eylül 1980 öncesinde olduğu gibi insanlann sağcı-solcu olarak
kamplara aynldığı, kardeşin kardeşi katlettiği, ülkede kargaşanın ve anarşinin hakim olduğu,
askeri darbenin zemininin hazırlandığı günleri özlemesi ve o günlerin geri gelmesini
istemesinin yasadışı ERGENEKON terör örgütünün amaçlan arasında yeraldığı göz önüne
alındığında; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in burada kendi isteğinin yanı sıra örgütün gerçek
amacını ifade ettiği,
Yine aramalar sırasında ele geçirilen belge, doküman ve bilgisayar çıktılan ile digital
incelemelerde tespit edilen yazılarda da aynı içerikteki belgelerin bulunduğu, bu cümleden
olarak;
"Ne terör..!! Bunun adı isyandır" ile başlayan, "Dr.Hayrettin Ertekin Stratejist
İstanbul/Beşiktaş 31.03.2006" ile biten spiral ciltlenmiş (7) sayfadan ibaret dokümanda
"..Yapılması gerekenler kısmında; "Devlet ve Siyasi Organlar Derhal harekete geçerek
kararlılıkla bölgede sıkıyönetim ilan edilmelidir."
Tape No : 1745, 03.01.2008 tarihi, saat: 18.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Yalçın
ÖZÇER arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in Y. Ö...'e
KOMUTANIM diye hitap ettiği ve bir süre Diyarbakırda meydana gelen patlama olayıyla
ilgili görüşme yaptıklan, daha sonraki görüşmelerinde siyasi içerikli görüşmeler yaparak,
bombayı patlatanlardan bahsettikleri ve Hayrettin'in "KOMUTANIM .. BUNLARIN KÖKÜNÜ
KAZIMAK LAZIM" "..BOP KOMUTANLARI BUGÜNKÜ KOMUTANLAR NATO
KOMUTANI DEĞİL BOP KOMUTANI BOP TA KİMİN OLDUĞUNU HERKES
BİLİYOR" dediği ve Güneydoğuda görev yapanların çocuklarının da orada olduğu, psikolojik
durumlarından bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "O ADAMIN HALETİ RUHİYESİNİ
ANLAYAMAZSINIZ BEN OLSAM ALLAH KORUSUN GİDERİM O DİYARBAKIR
BELEDİYE BAŞKANININ ALNININ ÇATINA 8 TANE SIKARIM' "...BENİM SİLAHI ALIP
DAĞA ÇIKMAM LAZIM' dediği, içindeki sıkıntıyı ancak böyle atabileceğini anlattığı, Y.
Ö...'in de "O GÜNDE GELECEK" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "GELMİYOR GELECEK
DİYORSUNUZ BAK İŞTE GELECEK DİYE BEN SURDA OTURUP ABİYE BİR GÜN
SABAH YÜRÜYÜŞTE DEMİŞTİM KOMUTANIM YARIN GENEL KURMAY BAŞKANI
OLURSUNUZ BİZİ BİLE ARTIK DEDİM DİNLEMEZSİNİZ BELKİ ZOR GÖRÜŞÜRÜZ
FALAN FİLAN DEMİŞTİM" "KOMUTANIM BAKIN BİZİM GEÇMİŞTE
YAPTIKLARIMIZI HERHALDE AZ ÇOK BİLİYORSUNUZDUR O EKİBİ ŞUAN TEKRAR
ORAYA YOLLAYIN YEMİN EDİYORUM SİZE VARYA ..BÖLGEDE .. HUZUR GELİR .. HİÇ
ŞAKASI YOK BU İŞİN AMA YOK NİYETLİ DEĞİLLER ARKADAŞLAR, BEN
DİYORUMKİ ANKARA GEBZE İSTANBUL GEBZE HATTI AÇILMADAN BU İŞLER OLMAZ
O HATTI AÇACAKSINIZ BANA VERECEKSİNİZ TEKRAR BEN HEP BUNU SÖYLÜYORUM
BU BANA VERİLMEDİĞİ MÜDDETÇE HİÇBİR ŞEY OLMAZ KOMUTANIM ..." şeklinde
provakatif amaçlı eylem yapmak üzerine konuştukları,
Tape No :1609, 07.11.2007 tarihi, saat: 12.47'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "KOMUTANIM" diye hitap
ettiği, X şahsın "ÖNCE SANA UĞRAYIM, SONRA DA ŞEYE GİDEYİM, BİZİM BİRİME"
dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "ÖNCE BİZİM BİRİME GELİN, ÖNCE BİZİM BİRİME
UĞRAYIN" dediği, X şahsın "Tansu isimli bir şahsı getireyim mi?" diye sorduğu, Hayrettin
ERTEKİN'in de getirmemesini söylediği tespit edilmiştir.
Tape No :1600, 31.10.2007 tarihi, saat : 21.20'de Hayrettin ERTEKİN ile Y. Ö.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; (PKK terör örgütü ve güneydoğudaki terör
olaylarından bahsettikleri) Hayrettin ERTEKİN'in "...KOMUTANIM .. DUYARSIZ
KALAMIYORUM ARTIK İSYAN EDİYORUM BÖYLE BAKALIM NE OLACAK GENEL
KURMAY" dediği, Y. Ö. 'in "BEKLİYOZ İCAZET İCAZET ALCAZ YA ŞİMDİ BEKLİYOZ
BAKALIM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " KOMUTANIM İCAZETİMİ KALMIŞ
...İSTİKLAL SAVAŞINDAKİ ATATÜRKÜN GÖSTERDİĞİ KAHRAMANLIĞI BUGÜN
BARIŞTA GÖSTEREMİYOR İSE... O ZAMAN BU DEVLETİN YANİ YAZIKLAR OLSUN
DİYORUM CUMHURİYETİ KURANLARIN TAŞIDIĞI ÜNİFORMAYA SİYASETÇİSİNE
MECLİSİNE BAYRAĞINA İSTİKLALİNE İSTİKBALİNE HALK ÇIKACAK YA HALK
ÇIKACAK SOKAKLARA BAŞKA ŞEY YOK" dediği, Y.Ö in "HALK ÇIKACAK ZATEN....
ÖYLE OLACAK bu HALK ÇIKACAK BEN İDARE EDİYORUM DİYECEK" dediği,
Hayrettin ERTEKİN'in "VALLA .. KOMUTANIM .. BELKİ ÖNDEN FİŞEKTEN DOLMA
TEPME TÜFEKLER DEĞİL ...İSTİKLAL SAVAŞINDA BÖYLE ÇIKTILAR AMA ŞİMDİ
BAŞKA ŞEYLE ÇIKABİLİRİZ YANİ ŞAKASI YOK BU İŞİN .. SİZDE ÖNÜMÜZE HALK
KAHRAMANLARI HALK KOMUTANLARI OLARAK YANİ... ARTIK MUBAH SİZİN
İÇİN" dediği,
Yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarının kendi aralarında "komutanım"
"paşam" gibi askeri hiyerarşide bulunan hitap şekillerini kullandıklarına sıkça rastlanmış olup,
bu görüşmelerde geçen "Birim" şeklinde ifade edilen bir yerden bahsedildiği ancak açıkça
konuşulmadığı için neresi olduğu anlaşılamamış olup, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in devlette
resmi bir görevinin bulunmaması ve örgütün hücre şeklinde bir yapılanmasının bulunması
dikkate alındığında; bahsi geçen birimin yasadışı' ERGENEKON terör örgütünün bir birimi
olduğu, icazet beklenen makamın da, konuşmalardaki gizem dikkate alındığında
ERGENEKON terör örgütü hiyerarşisi içerisindeki bir üst birim/makam olduğu kanaatine
varılmıştır.
ERGENEKON terör örgütünün amaçlarından birinin kendi çıkar amaçlarına aykırı
olan yönetimi değişik provakatif eylemlerle yıpratıp, ülkede gergin bir kaos ortamı yaratarak
askeri darbe yapılması ve örgütün çıkarları doğrultusunda yeni bir yönetimin tesis edilmesini
temin etmek olduğu bilinmektedir.
Tape No :1761,12.12.2007 tarihi, saat:11.16'da Hayrettin ERTEKİN ile W şahıs
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "SAYIN KOMUTANIM
SAYGILAR SUNUYORUZ, GAZETEDE BİR OPERASYON VAR BÜTÜN ADAMLARI
TOPLAMIŞLAR ŞEY AHLAK POLİSİ 700 TANE İSTANBUL'DA ŞEYİ TOPLAMIŞ..
RESİMLERİNİ TOPLAMIŞ ONU İNCELİYORDUM BİZİMKİLER VAR MI DİYE
AKLIMA GELDİNİZ O ARA DEDİM Kİ KOMUTANIMI ARAYIM DA Bİ GAZETEYE
BAKSIN TANIDIK MANIDIK VAR MI" ..,.. KOMUTANIM NE OLUYO MEMLEKETİN
DURUMUNU HİÇ ANLATMIYORSUNUZ BEN YAZIYORUM ÇİZİYORUM DA YANİ
OKUMUYORSUNUZ DA" dediği, W'nm "KİMSENİN BİRŞEYDEN ALINDIĞI YOK
HERKES BİLDİĞİNİ YAPIYOR" dediği, Hayrettin'in "ABİDE BOŞ ÇIKTI ABİDE duruyor
duruyor şimdi" "İKİ DUBLE İÇİNCE ATEŞLENİYOR HİÇBİR ŞEYİ YOK KOMUTANIM
YA..." "...YANİ ÇAPTAN DA DÜŞTÜ HERHALDE DİYOKİ YA HİÇ HUZURUMU
BOZMAYAYIM ŞİMDİ DİYO HİÇ BİŞEY YAPACAĞI YOK" dediği, W'mn "YA ODA ŞİMDİ
İDARE EDİYOR SURDA KALDI DİYO 7-8 AY DİYO" dediği, Hayrettin'in "7 AYI KALDI
TESKEREYE" "ŞEY NASIL Bİ ADAM KOMUTANIM SİZ BİLİRSİNİZ ERGUN SAYGUN
DÜN DÜN KONUŞMUŞ FALAN OKUDUM ŞİMDİ GAZETELERDE DE O NASIL
BİRİDİR YANİ VATAN PERVER Mİ YOKSA BÖYLE HANİ O DA SALLA BAŞI AL
MAAŞIMI" dediği, KAYA'nm "VALLA O ASKERLİĞİ BİLMEZ O DA" "AYNEN AYNEN
O DA BÜROKRATTIR YANİ ŞEYDİR", "DİŞÇİDİR ODA YANİ O DA NATO'LARDAN
DIŞ GÖREVLERDEN İŞTE YABANCI DİL" "ORDAN GELME YANİ" "TERÖRÜ
MERÖRÜ GÜNEYDOĞUYU FALAN BİLMEZ O DA BİLMEZ İLKER BAŞBUĞ'U' DA
BİLMEZ BUNLAR ŞEY DEĞİLKİ BUNLAR KITA KOMUTANI DEĞİL Kİ BUNLAR
SOSYETE BUNLAR SALON SUBAYI" dediği, Hayrettin'in "ÖYLE İSTENİLİYORDU
ZATEN ÖYLE YANİ DİZAYN ETTİ GİTTİ ..." dediği, W«nm "SADAKATLİDİR YANİ
...KOMUTANLARINA KARŞI SON DERECE SADIKTIR" dediği, Hayrettin'in
"KOMUTANIM KALELER TEK TEK GİDİYO BAKIN BEN BU YÖK VAR YA BU KADARINI
DÜŞÜNMÜYORDUM ... hani diyordum ki" "BURADA GİTTİ YARGITAY İŞTE Bİ TEK
YARGIT AYLA DANIŞTAY KALDF ".. TÜRBANI TAKIP HERKES OTURACAK MI
KOMUTANIM BU YANİ OLACAK BU MU YANİ" .. "YOK MU YÜREKLİ BİTANE BÖYLE
ASALARDAN KOMUTANIM YA BÖYLE HOP DİYECEK' dediği,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1715 Tape numaralı, 22.12.2007 tarihi, saat:20.12
sıralarında X şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle; "X ŞAHSIN "PAŞAM
DUYDUN MU?" "YAŞAR BÜYÜKANIT BİZİ ÇOK YANILTTI YA" dediği, H.ERTEKİN'
in "ÇOK ÇOK HEPİMİZİ MALESEF, BEN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BENDİM VE
KOMUTANIMIZA SAHİP ÇIKTIK VE GENEL KURMAY BAŞKANI OLMASI İÇİN
OLABİLMESİ İÇİN YAPMADIĞIMIZ ŞEY KALMADI AMA MAALESEF ŞUAN
YAPILABİLECEK BİŞEY YOK DİYOR VE KENDİSİ BAKALIM BÖYLE DÜMEN
SUYUYLA BENİM KALMIŞ TESKEREME 8 AY DİYOR 8 AY SONRA BEN ZATEN
YOKUM ... BU RİSKE GİRMEM DİYE KİMSEYLE HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR AMA" dediği,
X ŞAHSIN "AMUDAMI KALKAYIM DÜKKAN KAPALI DÜKKAN AÇIK MI BUNLAR
YAKIŞIY.ORI^YAV" dediği, H.ERTEKİN' in "EVET EVET EVET BUNLAR BUNLAR
...'HİÇ YAİ ÇUBLE VİSKİ ATTIĞI
ZAMAN MAALESEF BÖYLE ŞEYE ÇIKIYO BİZİ TATMİN ETMEDİ BEN
SÖYLEDİM YANİ KENDİSİNE BAŞINDAN SÖYLEDİM HATTA AMERİKA'DAKİ
ALDIĞI MADALYAYLA İLGİLİDE FİKİRLERİMİ BEYAN ETMİŞTİM
KENDİSİNE DE SÖYLENMİŞTİ BU, KEŞKE O MADALYAYI ALMASAYDI O
MADALYA VERİLDİ ONDAN SONRA KENDİSİNİ BAKALIM ŞEYİ
YAPMAYACAKLAR İLKER PAŞAYI DA GENEL KURMAY BAŞKANI
YAPMAYACAKLAR" "TABİ TABİ YAPMAYACAKLAR BEN BİLİYORUM ONU
YAPMAYACAKLAR..." dediği, X ŞAHSIN "NE DİYORSUN PAŞAM YA" dediği, bu arada
komuta kademesi ile ilgli yorum yaptıkları devamında H.ERTEKİN' in "...YAŞAR PAŞADAN
DUYMAZ İŞTE HAYIRLI OLSUN GENEL KURMAY BAŞKANLIĞINIZ DEMEZ İSE
ŞARTLAR O ZAMAN SIKINTIYA GİRER KARA KUVVETLERİ AYAĞA KALKAR YA
ONUN İÇİN NEYSE ABİ BUNLAR UZUN MESELELER DE BİR GÜN KARŞILIKLI
GELDİĞİMİZDE KONUŞURUZ YA SIKINTI O YANİ" dediği, X ŞAHSIN "YAV
KARŞILIKLI GELEMİYORUZ DA İHTİLAL PAŞAM YA" dediği, H.ERTEKİN' in "ABİ
OLMAZ ŞUAN ŞUAN KONJEKTÜR UYGUN DEĞİL AMA BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA
TARZI BİŞEY OLABİLİR YANİ ODA GENEL KURMAY KAYNAKLI DEĞİL SÖYLEYİM SİZE
HANİ VARDI YA BİZİM ESKİ MALUM ESMİ GİDEN ARKADAŞLAR VARDI BİZİM... GRUP
O GRUBUN YAPTIĞI GİBİ BİR ÇALIŞMA VAR ÖYLE HİSSEDİYORUM" dediği, X ŞAHSIN
"KİM GRUP?" dediği, H.ERTEKİN' in 'AYTAÇ GRUBU VARDI YA ABİ" "AYTAÇ GRUBU
İŞTE O GRUP GİBİ Bİ GRUP ÇALIŞMASI VAR DİYE HİSSEDİYORUM BAKALIM
İNŞALLAH Bİ SIKINTI OLMAZ BU TELEFONLAR SAĞLAM OLMADIĞI İÇİN
DİNLENİLDİĞİNİ BİLDİĞİM İÇİN" , "YOK HAYIR BENİM SÖYLEMEM UYGUN
OLMAZ ÇÜNKÜ YANİ BEN SÖYLERSEM ARKADAŞLAR ŞEY YAPIYOLAR ERTESİ
TARİHİ, ALINIYOLAR YANİ BU KONULARI NİYE PAYLAŞIYORSUN DİYE
ALINABİLİYORLAR" dediği, X ŞAHSIN "...ÇOK DA ÖNEMLİ DEĞİL YA BU
TELEVİZYONU NE YAPACA..." dediği, H.ERTEKİN' in "DURUYOR ABİ ÖYLE
BEKLİYORUZ BAKALIM İŞTE ŞEYİ GÖRÜŞÜYORUZ BAKALIM İŞTE
PSİKOLOJİK HAREKATTA BİŞEYLER YAPALIM DİYE ALDIK AMA BİŞEY
YAPAMADIK ÖYLE KALDI O BİZİM BİTANE ÇOCUK VARDI AMERİKA'DAN
GETİRDİĞİMİZ BAŞINA KOYDUĞUMUZ ÇOCUK ONUNDA Bİ KARA PARAYLA
İLGİLİ BİR AMERİKA'DA 2002 YILINDA Bİ SIKINTISI VARMIŞ ÖDEMİŞ
PARASINI MARASINI BABASINA PARA GÖNDERMİŞ O BİZ ÇOCUĞU GENEL
MÜDÜR YAPALIM DİYE ALMIŞTIK ORTAK MORTAK DEĞİL ASLINDA ..." "SEMİH
SEMİH ÖYLE Bİ GENEL MÜDÜR YAPALIM DİYE ALDIK ÇOCUK DAHA GENÇ Bİ
ÇOCUK 30 YAŞINDA ÇOCUK AMA İŞTE O SIKINTILARI VARMIŞ ŞİMDİLİK
KENARA ÇEKTİK BEKLİYORUZ BAKALIM" dediği, X ŞAHSIN "...YANİ PEKİ
ŞEYİ NASIL ÖDÜYORSUNUZ DİJİTÜRK KABLO" DEDİĞİ, H.ERTEKİN' in ABİ...
O O BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ ABİ
ONLAR PROBLEM DEĞİL BİZİM YANİ PARA PROBLEMİMİZ YOK BİZİM BİZİM
MALUM UZUN BÖYLE ARKADAŞ VARYA HANİ YANINIZDA DOLAŞIYOR
ARASIRA HANİ SİZİ UÇAĞA ALMAYAN ARKADAŞ" "KONYASPORUN
BUGÜN YENDİĞİ TAKIMIN ARKADAŞI VARYA ABİ" "O O ARKADAŞIMIZIN İŞTE
ONA RAĞMEN DEVAM ETTİRİYORUZ" "KONYA SPORUN BUGÜN KASIMPAŞAYI
YENDİ KASIMPAŞA KASIMPAŞA" dediği, X ŞAHSIN "HEE ANLADIM ..." dediği,
H.ERTEKİN' İN "HE İŞTE O ARKADAŞA RAĞMEN DEVAM ETTİRİYORUZ ABİ"
dediği,... X ŞAHSIN "ŞİMDİ BAK KANALTÜRK KANAL KANALTÜRK GİBİ
YAPILACAKSA" dediği, H.ERTEKİN' in "HAYIR HAYIR ÖYLE YAPMAYÂCAZ ÖYLE
YAPMIYORUZ ZATEN BİZ KESİNLİKLE ÖYLE YAPMIYORUZ BİZ ŞAHISLARLA
ŞAHISLARIN
KONUŞMALARIYLA ŞAHISLARI ÇAĞIRIYORUZ YANİ KİM OGÜN GÜNDEME
GELMESİ GEREK O ŞAHSI GETİRİP KONUŞTURUYORUZ..." "ABİ ŞUAN
ANLADIMDA ŞUAN VALLAHİ DÜŞÜNMÜYORUM ŞUAN ÇÜNKÜ KONJEKTÜR
UYGUN DEĞİL ELİMİZDE BAKIN ANAYASA MAHKEMESİ GİTMİŞ YÖK GİTMİŞ
HERYER TESLİM OLMUŞ BENDE BU TELEVİZYONU TESLİM ETMEYECEM"
"HİÇBİŞEY DEĞİL ABİ BEN BEN BİLİYOSUNUZ NE PARALAR ÖDÜYORUM NE
PARALAR VERİYORUM VE VERDİM DE 25 BİN DOLAR ÇAN'A VERDİM HİÇ
DÜŞÜNÜN SİZİN DÖRTTE BİRİNİZİN ÇEYREĞİNİZİ ETMEZ İSİM OLARAKTA
BECERİ BAŞARI OLARAKTA ETMEZ AMA BİZ O PARALARI VERDİK ONLARA
YANİ BİZ 15 BİN DOLAR H.. A..'E VERDİK" şeklindeki görüşmede şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in görüşme yaptığı şahsın yukarıda da belirttiğimiz gibi şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in hiçbir kurumda resmi bir görevi olmadığı halde "paşam" veya "ihtilal paşam"
biçiminde hitap ettiği, ERGENEKON terör örgütünün yapılmasını istediği askeri darbeyi şu an
mevcut Genel Kurmay Başkanımızın karşı çıktığını değişik yollarla tevil ettikleri konuşmada,
askeri üst düzey komutanların muhtemel komuta kademelerinde yapılacak değişikliklerle,
örgütün kendi amaçlarına daha uygun olabilecek yapılanmanın ne şekilde olması gerektiği
konularını tartıştıkları ve devamında Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 'ŞUAN KONJEKTÜR
UYGUN DEĞİL AMA BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA TARZI BİŞEY OLABİLİR YANİ ODA
GENEL KURMAY KAYNAKLI DEĞİL SÖYLEYİM SİZE HANİ VARDI YA BİZİM ESKİ
MALUM ESMİ GİDEN ARKADAŞLAR VARDI BİZİM ... GRUP O GRUBUN YAPTIĞI GİBİ
BİR ÇALIŞMA VAR ÖYLE HİSSEDİYORUM" şeklindeki konuşması ile ERGENEKON terör
örgütünün kendi istediği şekilde bir yönetimin iktidar olabilmesi için suikast dahil olmak üzere
her yola başvurulması ilkesinden hareketle, örgüt mensuplannm çok arzu ettikleri mevcut
demokratik sistemi inkıtaya uğratacak askeri bir müdahale veya muhtıra yapılması düşünceleri
ile beklentilerinin varlığı ile bir grubun çalıştığını belirttiği,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN"in aynı görüşme içindeki 'BAKALIM İNŞALLAH Bİ
SIKINTI OLMAZ BU TELEFONLAR SAĞLAM OLMADIĞI İÇİN DİNLENİLDİĞİNİ
BİLDİĞİM İÇİN" , "YOK HAYIR BENİM SÖYLEMEM UYGUN OLMAZ ÇÜNKÜ YANİ
BEN SÖYLERSEM ARKADAŞLAR ŞEY YAPIYOLAR ERTESİ TARİHİ, ALINIYOLAR
YANİ BU KONULARI NİYE PAYLAŞIYORSUN DİYE ALINABİLİYORLAR" şeklindeki
sözleri ile böyle bir çalışmanın yapıldığını ve kendisinin de bunu bildiğini, ancak telefonlar
dinlendiği için söylemesinin uygun olmayacağını belirtmiş olmakla, ERGENEKON terör
örgütünün hiyerarşik yapısı içinde yeraldığmı açık bir şekilde ifade ettiği anlaşılmıştır.
Ayrıca şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in aynı görüşme içinde tamamen kendi
kontrolünde olduğu anlaşılan Business TV kanalının masraflarından bahsederken "ABİ... O O
BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ ABİ
ONLAR PROBLEM DEĞİL BİZİM YANİ PARA PROBLEMİMİZ YOK" şeklindeki sözleri ile
bu işlerin masrafını kendisinin karşılamadığını, "örtülü ödenek" sözü ile de bu işleri
ERGENEKON terör örgütünün finanse ettiğini belirttiği ve devamında da TV kanalının
yayınlan ile ilgili olarak "...BİZ KESİNLİKLE ÖYLE YAPMIYORUZ BİZ ŞAHISLARLA
ŞAHISLARIN KONUŞMALARIYLA ŞAHISLARI ÇAĞIRIYORUZ YANİ KİM O GÜN
GÜNDEME GELMESİ GEREK O ŞAHSI GETİRİP KONUŞTURUYORUZ..." şeklindeki
sözleri ile yukanda da açıkladığımız ERGENEKON terör örgütünün medya kuruluşlannm
yaymlannı kontrol altına almak, örgütün propagandasını yapmak, örgütün amaçlan
doğrultusunda kanfo-.oyu oluşturmak ve gündemi belirlemek için çalışma yaptığı anlaşılmıştır.
Tape No:1781 14.02.2008 tarihi, saat:11.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Banu
... arasındaki yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; BANIP nun "Ülkenin durumu için ne
diyorsun" dediği, H.ERTEKİN' in "Hiç iyi yazılarım geliyor mu sana" dediği, BANU' nun
"Yok ya gelmiyor onu diyecektim sen bana bi yazılarını yollasana çıldırcam Hayrettin abi..."
dediği, H.ERTEKİN' in "VALLA ÜLKENİN DURUMU ÇOK İYİ DEĞİL BEN SANA ŞU
YAZILARIMDAN GÖNDEREYİM BİR DAKKA ŞEYİ VER ŞİMDİ" "DURUMU İYİ
DEĞİL BİR İHTİLAL GİBİ BİR ŞEY GELİYOR" "TABİ BUNLAR BU ADAMLAR İŞİ
AZITTILAR YANİ BAK ŞİMDİ BİR TANE ŞEYİ YOLLADIM GELİR ŞİMDİ BELKİ
SANA" "İYİ BİR İHTİMAL MEMLEKETİN DURUMUNU HİÇ İYİ GÖRMÜYORUM
YANİ" "OLACAK TABİ BAŞKA ÇARE YOK REJİM TEHLİKE DE YANİ İKİ SENE
ÖNCE EMEKLİ OLMUŞ BİR CUMHURİYET BAŞSAVCISI İSYAN EDİYOR İSE"
"BUNLAR SUÇTUR BUNLAR DİYE DİNLEMEDİNİZ Mİ SABİH KANADOĞLU nu"
"VALLA İŞTE BUNLARIN AMACI YAVAŞ YAVAŞ HEDEFLERİNE YAVAŞ YAVAŞ BU
GÜN TÜRBAN YARIN LİSELERDE YARIN ORTAOKULLAR DA YA ONDAN SONRA
EVLERDE SOKAKLAR DA SIRAYLA HEPSİNİ BİR ANDA YAPAMAZLAR YANİ"
"...ŞİMDİ DÜN DİYOR Kİ BAŞBAKAN EFENDİM DİYOR SİZ DİYOR BENİM
İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİM DE DİYOR BİR EN UFAK
RAHATSIZ OLDUNUZ MU BEN OLDUM HIRSIZLIK SOYGUN YOLSUZLUK
ÇETECİLİK AKBİL HIRSIZLIĞI RÜŞVET HER ŞEY BUNLARDAYDI YOK MUYDU"
dediği, BANU' nun "İNMEDİ BEN DE ŞEY DİYORUM YANİ BUNLAR GELİP DE 100
YIL GERİ GİTMEMİZE ASKERİM CANIM ASKERİM DİYORUM 20 YIL GÖTÜRÜR
BENİ EN FAZLA GERİ HİÇ DEĞİLSE ÖZGÜR OLURUM YANİ" dediği, H.ERTEKİN' in
'ASKER GERİ GÖTÜRMEZ YA 12 EYLÜL OLDU GERİ Mİ GÖTÜRDÜ ASKER ALLAH
AŞKINA YA" dediği,
Aramalar sırasında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'den ele geçirilen; 66 Nolu CD
üzerinde yapılan incelemede "Outlook.pst" isimli bir E-posta arşiv dosyası içeriğinde:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin çökmek üzere olduğu, hali hazırdaki şartlar altında seferberlik ilan
edilmesi gerektiği, böylece TSK'nm bir an önce yönetime ortak olması durumunun doğacağı
belirtilerek ülkemizde bir kaos ortamı oluşturulmak istendiği, örgütün amaçlarına aykırı
yönetimlerin değiştirilmesi için TSK'nm ülke yönetimine ortak olması çağrısında
bulunulduğu, yukarda belirtilen eylemlerin ERGENEKON Terör Örgütünün amaçları ile
birebir örtüştüğü anlaşılmıştır.
Aramalar sırasında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in çatı katında ele geçirilen (1) sayfa
"Satılmışlara teklif gelir... Bize de Ecdatlarımızdan Emir Gelir! " ile başlayıp " Dr. Hayrettin
Ertekin" ile biten bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde özetle:
"....Atatürk sonrasındakiler ve özellikle son on yıl Türkiye'yi yönetenler,
Türkiye'yi resmen sömürge haline getirmediler mi? Her şeyiyabacılar tarafından yönetilen
Türkiye artık, teklif ve öneri getirilen onurlu bir devlet değil dayatma ve emir verilen, kendi
buğdayını bile ekmeye izni olmayan, parçalanma aşamasında bir ülke haline getirildi,
Bu gidişle cennet vatanımıza istiklal savaşı verip kazandığımız üniter devletimize
ihanet etmiş hainleri cezalandırmak için İstiklal Mahkemelerini kuracak helal süt emmiş
vatan evladı bile bulmakta zorlanacak gibi görülüyor.
ileri görüşlü önderimiz işbirlikçi ve hain cenneti Türkiye'de emanetine hıyanet
olabileceğini de düşünmüş ve bu nedenle Bursa Nutkunun iyi okunması ve gerekenin
yapılmasını istemiştir. -, - ».
Beni umutsuzluktan kurtaran ve savaşma azmi veren tek şey bu söylevdeki talimatlar
gereği harekete geçenlerin sayısının birkaç yıldır yurdun her tarafında her dakika arttığını
görmemdir.

Memleketi satanlar ve pazarlayanlar aklını başına toplasın zaman azalıyor Molotof


atıp devletin güçlerini taciz ettiğiniz, otomobilleri yaktığınız meydanlarda BUNDAN
SONRA BİZDE OLACAĞIZ SOKAKLARDA BİZİM ASLANLARIMIZI GÖRECEKSİNİZ,
Cesetleri leş kargalarına yem olmuş çürümüş, satılmış, yandaşlarınız bizleri iyi tanıdılar,
sizlerde bizleri Cudiden, Gabardan, Şırnak'tan, Şemdinli'den, Uludere'den tanıdınız....
Bendeniz Kürşat yürekli "hayrettin ertekin" onun için bu kadar açık elektronik
ortamda yazıyorum. Hodri meydan diyorum... Dr. Hayrettin ERTEKİN" şeklindeki şüpheli
Hayrettin ERTEKİN tarafından kaleme alman bu yazı içeriği ile yukarıda belirttiğimiz telefon
görüşmeleri, özellikle; halkın ayaklanmasının istenmesi, 12 Eylül öncesinde yaratılan kargaşa
ortamına duyulan özlemin dile getirilmesi birlikte değerlendirildiğinde, şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in o dönemlerin bir benzeri ortamı yaratacak TÜRK- KÜRT düşmanlığı üzerine
ihdas edilecek kardeş kavgası çıkartılarak, gençliğin sokağa dökülmesini istediği görülmüş,
bunun sonucu ülkede kaos ortamı oluşacak ve mevcut yönetimi sona erdirmek için askeri
darbe için uygun ortam sağlanmış olacaktır ki, bu durumun yasadışı ERGENEKON terör
örgütünün amacı ile birebir örtüştüğü anlaşılmıştır.
"ERGENEKON" Belgesinde ;
4/c) "İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ" başlığı altında;
"istihbarat toplama yöntemlerinden bahsedildiği, bu çerçevede örgüt
elemanlarından sağlanan bilgiler yabancı örgütlerden elde edilen bilgiler, yabancı örgütlere
sızdırılan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbaratlar olduğu, sonuç olarak
ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği"
belirtilmiş olmakla,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'den aramalar sırasında ele geçirilen (1) adet
üzerinde "ÇAYKUR" yazılı yeşil-san renkli ajandanın içeriğinde;
31 Aralık sayfasında "Cizreli Ali 535 354 68 13, Abdulmuttalip TONCER
yurtdışına PKK'lı unsurları götürüyor (Kadir) ismi Soyadı bilinmiyor (0538 564 75 62)
00491602231573-00306944063446 Romanya Kurtuluşla Silah istiyor Mermi Ç-Y- RPG7
(Zaho'dan) Burada Silopi veya Çukurca'da Hokus-Mahmur-Kampa gidip geliyor MSN
baran.bodya@hotmailcom Romanya Almanya sahte kimlik pasaport düzenliyor" şeklinde
yazıların olduğu,
(1) adet mavi renkli, içerisinde "Şefkat.." ile başlayan, "Hür ve Kabul Edilmiş
Masonlar Büyük Locası İstanbul" yazısının bulunduğu kitapçık içeriğinde;
Hür Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası İstanbul, Matrikül Numarası 32 Kuruluş
Tarihi 29/05/1959 ve kurucuların isimlerinin yeraldığı kapak sayfasının devamında, üstadı
muhteremleri ve büyük üstatları ile her sayfada bir kişiye ait resim, ad-soyad, doğum yeri ve
tarihi, işi, mesleği, ev-iş adresleri, ev-iş telefon numaraları, eşinin adı-soyadı, mesleği evlenme
tarihi, çocuklarının adı-soyadı, doğum tarihi ve mesleklerinin yazıldığı 192 sayfadan ibaret bir
doküman olduğu,
(12) sayfa Genel Kurmay Başkanlığına ait telefoîi"listesi"içeriğinde:
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri
Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Askeri Yargıtay
Başkanı ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görevli Generallerin: rütbeleri, nasp tarihleri,
sicil numaraları, ad - soyadları, eşlerinin isimleri, görevleri, illeri, dahili telefon numaraları,
PTT telefon numaraları, cep telefon numaraları ve Tafics ismi verilen özel olduğu düşünülen
gizli telefon numaraları bilgilerinin yazılı bulunduğu liste olduğu,
Bu liste ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gizli
belgelerden olup olmadığı konusu sorulmuş, Genelkurmay Başkanlığı Askeri S avcılığı'ndan
söz konusu belgelerin gizli bilgi ve belge olmadığı sorulmuş olup, Genelkurmay Başkanlığı
Askeri Savcılığı'nm 02.06.2008 tarih, 2008/303 S.Ö. sayılı yazılan ile bu belgenin "Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne ait resmi bir belge olmadığı, ancak içerdiği bilgiler itiban ile TSK
personeline ait kişisel ve görevle ilgili bilgiler olması dolayısı ile söz konusu belgenin gizli
kalması gereken bilgi ve belgeler statüsünde değerlendirilmesinin uygun olacağı"
bildirilmiştir.
(23) sayfa "TRT Raporu 2001 (TRT'DE GAYRİ MİLLİ - BÖLÜCÜ
YAPILANMA VE FAALİYETLER)" ibaresi ile başlayan "Devlet adına görev verilen
kişilerdir" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:
1- Bölücü Ve Yıkıcı Kadrolaşma 2- Genel Manzara Ve Yürütülen Faaliyetler
alt başlıklan oluşturularak hazırlanan dokümanın içeriğinde;
Bir dönem PKK terör örgütünün de TRT'yi etkin bir şekilde kullandığının ve
TRT içerisinde Ermeni lobisinin çok etkin olduğunun iddia edildiği istihbarat nitelikli bir yazı
olduğu tespit edilmiş olup şüpheli Hayrettin ERTEKIN'in ERGENEKON terör örgütünün
amacı doğrultusunda her türlü istihbari bilgiyi topladığı, örgütün amaçlan doğrultusunda
faaliyet yürüttüğü anlaşılmış, aynca Genelkurmay Başkanlığı'na ait Generallere ilişkin gizli
bilgiler içeren kayıtlan bulundurmak sureti ile "Yetkili makamlarm kanun ve düzenleyici
işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri
temin etmek" suçunu işlediği anlaşılmış olup, hakkında 5237 sayılı TCK'nun 334/1.
maddesinin tatbiki talep edilmiştir.

Akın BİRDAL'a yapılan silahlı saldmmn hükümlülerinden olan ve halen


organize suç örgütü lideri olmak ve birden fazla örgüt adına gasp, tehdit, kişiyi hürriyetinden
yoksun bırakmak suçlanndan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/367 Esas sayılı
dosyasında yargılaması devam eden Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olan ve hakkında
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, birden fazla örgüt adına nitelikli yağma ve
tehdit suçlanndan dolayı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/89 değişik iş sayılı
Yakalama karan ile aranan Emre GULALTAY ile telefonda görüşmeler yaparak
ERGENEKON soruşturması ve değişik konularda fikir alışverişinde bulunduğu, bu cümleden
olarak;
Tape No :1595'de "..Ahmet abinin, şimdi bi ne yapmamız gerekiyor pasaportun
buraya mı gelmesi lazım" dediği,
Tape No : 1608de "YA ABİ BU BİZİM MAHKEME YOK MU"
"MAHKEMEDE KİLİT İFADE VERECEK Bİ ADÂfa'VAR" "Bunun çekten ...mal
beyanı çıkmış" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "Doğrudur. GBT çekiyorlar ama biz
götürüz onu ya, gelsin" dediği, > ' ~_

1 ■,., ct^^^^^O
Tape No :1624'de; "...yarın mahkemem var abi" dediği, H.ERTEKIN' in
"Biliyorum haberim var, hepsinden haberim var" "O adam gelmedi, o adam ifade için
gelmedi ben söyledim oraya" dediği, E.GÜLALTAY' m "Tamam onun işini hallettirdim"
"...benim Moskova numaram abi bak çok sevdiğim benim burda bi abim var" "Ali abi,
oda burda bankacı" dediği,
Tape No : 1733'de; H.ERTEKİN' in "Kardeşim benim, iyiyim uğraşıyorum şimdi
Alaya gittim Alaydan çıktımda yoldayım işe doğru gidiyorum bizim arkadaşlarla" dediği,
E.GÜLALTAY' m "Jandarma Alayda mısın" dediği,
Tape No :1742'de; Emre GULALTAY'ın "TOZLARI YANINA ALDIN MI"
dediği,
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'e Emre GÜLALTAY sorulduğunda ifadesinde: "Emre
GÜLALTAY' ı tarihten iki ay önce Çin 'de fuarda tanıdığını, Çin 'de tercümanlığını yapan
Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını, Semih Tufan GULALTAY'ın kardeşi olduğunu bilmediğini,
kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-
Türk iş adamları derneği kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini" belirttiği
ancak:
Tape No :1769, 01.02.2008 tarihi, saat:13.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre
GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Emre GÜLALTAY 'm "Abi şimdi Katara gideceğim ordaki işlere bakıp ondan
sonra da buraya geleceğim..." "Şimdi burda ortam uygun" "Burda o diyorum derneği
kuruyorum" "Burda bide kasap oturmaya başladı" dediği, Hayrettin'in "İyi güzel Dernek
güzel olur" .... Hayrettin'in "Bomba gibiyiz devam ediyoruz işte burda bir Türban sıkıntısı
var burda bu adamlar okuyorsundur şeyden MHP destek verdi bunlara onlarla ilgili bu
gün bir yazı yazdım güzel bir böyle bunlara bir ufak yazmıyordum uzun zamandır
ŞİMDİ ORTALIK YİNE HOP OTURUP HOP KALKACAK BÖYLE" dediği, ...
Hayrettin'in "...en iyi kurt ölü kurttur dediğim için 301. maddeden DGM'de
yargılanıyorum inşallah ceza verirler de ben de tarihe geçerim..." "...biz ya biz türk
ırkının türk milliyetçisinin ant içmiş yemin etmiş olan insanlar için çünkü bizim yeminler
genlerimizde taşmıyor... bizim dedelerimizden aldığımız bir tarih var o tarihi taşımak
zorundayız ölürsün vurulursun kırarsın yolda yarım kalırsın donarsın.. ergenekondan
yola çıkıp gelirken Türkler dört beş yıldızlı trenlerle mi gelmişler bunu düşün yani bak
sen şimdi orada mücadele etmeye çalışıyorsun bir zahmetler zorluklar içindesin...ben
seni tanıyorum yani seni biliyorum sen insana ne derlerse desinler seni bak biliyorum
diyorum ki yanmdayım sonunua kadar her zaman yani bunu bilesin " .. EMRE'nin "Biz
hep abi kardeşiz hep birbirimizin yanındayız" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " birbirimizi
biliyoruz yani bak ne diyorsun atla gel gelirim, ortak olalım olurum, paramı lazım
gönderirim..." Emre GULALTAY'ın: "Ya utanmıyorlar dün şu başlığı gördün mü
gülmekten öldüm ya şey Çete tetikçi dizilerden seçmiş diye ya bu kadar olmaz ya"
"Yalnız ben sana bir şey söyleyim mi çok büyük strateji hatası yapıyoruz biz yapıyoruz
biz başından beri" "Bu hem Ak partiye hem bu İslamcı kanada karşı strateji hatası
yapıyoruz" "Biz aslında abi bunları devşirebiliriz ..."dediği Hayrettin ERTEKİN'in
"Yapamadık kendimizden bildik ahlaklı davrandık namuslu davrandık bunlar
müslümandır dedik., bunların içinde Türklük şuuru vardır dedik ama gel gelelim
yanılmışız" dediği Emre GULALTAY'ın "Abi en büyük tehlike kim biliyor musun bunlar
değil bunlar yine bir noktada gelirler mecburen de olsa yani bunlarm içindeki
kamuluşları yani bu yüzde kırk yedinin içinde en fazla böyle kemikleşmiş böyle şey olan
kısmı yüzde ondur geri yüzde otuz beşini biz kendi safımıza çekeriz ama en tehlikeli
olanlar ikinci cumhuriyetçiler" "Bak biz biz şimdi bunları köşeye sıkıştırıyoruz
zannediyoruz bu Ak parti ve o adamın ismi esasında ikinci cumhuriyetçiler bunları
kullanıyorlar biz bunları korkuttukça bak bizi öcü diye gösteriyorlar bunlar diyorlar sizi
kesecek öyle yapacak böyle yapacak anlatabiliyor muyum bunlar sizi şöyle yapacak böyle
yapacak diyorlar onların üzerinden bize operasyon yapıyorlar",.. .. Güler KÖMÜRCÜ'yü ...
ekibi Sedat PEKER'e telefon açmış ya kadın Sedat Peker ile yatmış da olabilir ne olacak yani
bu kadını şey mi yapar", "Abi şu derneği bir kuralım bu derneği.. Türk-Çin işadamları"
Hayrettin ERTEKİN'in "He TÜRK-ÇİN işadamları derneği kurmuşlar bir tane ondan sonra
dediler var başka bir isimde kurarsınız.."dediği, Emre GÜLALTAY'm "Yok abi dernek kuralım
Türkiye'deki derneğin başkanı da sen ol abi" dediği, Hayrettin ERTEKİN "ben olurum ben
ben olmam için.." şeklinde yapmış olduğu telefon görüşmesi içeriğinden beyanının aksine
mahkeme karan ile aranan Emre GÜLALTAY ile şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in " birbirimizi
biliyoruz yani bak ne diyorsun atla gel gelirim, ortak olalım olurum, paramı lazım gönderirim"
demesinin ifadesindeki beyanları ile çelişkili olduğu, aslında çok samimi oldukları, şüphelinin
ve ERGENEKON terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyon aleyhinde
görüştükleri, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in ERGENEKON terör örgütü ile birebir irtibatlı
olduğu kendi konuşmalarından anlaşıldığı, ayrıca şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 5237 sayılı
TCK'nun 284. maddesinde düzenlenen "hakkında tutuklama karan bulunan kişinin yerini
bildiği halde yetkili makamlara bildirmeme" suçunu işlediği anlaşılmıştır.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in etnik ayrancılık yaptığı;
Tape No : 1601, 02.11.2007 tarihi, saat: 20.54 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ü.
T' ye gönderdiği mesajda;
"Agbi hayirli aksamlar, en iyi k~rt ölü kürtdür..Dr.H.Ertekin" şeklinde yazdığı,
Bilgisayar incelemelerinde de: 05.12.2007 tarihli Hayrettin ERTEKİN tarafından
gönderildiği anlaşılan mail içeriğinde "Kürt PKK ile Kürtler özdeşleşmiştir. En iyi Kürt ölü
Kurttur." İbarelerinin yeraldığı tespit edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in gerek cep telefonundan SMS ile gerekse de
bilgisayanndan e-mail (e-posta) yolu ile ' en iyi kurt ölü kurttur" şeklinde mesaj göndererek bu
düşüncesinin aleniyet kazandığı, böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in halkı Kürt-Türk
şeklinde ayrancılığa tabi tutarak, halkın bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa
alenen tahrik etmek suçunu işlediği anlaşıldığından, şüpheli hakkında 5237 Sayılı TCK'nun
216/1. maddesinin tatbiki talep edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in daha önce PKK terör örgütünde faaliyet gösterip
daha sonra itirafçı olup Jitem'de görev almış olan şahıslarla irtibatlı olduğu ve bazı tahsilat
işlerini onlara yaptırdığı anlaşılmıştır.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde: "Adil TIMURTAŞ'ı tanımadığını, ancak
Ümraniye Cezaevinde yatıyor olduğunu, eşiyle genç bir erkek kişinin kendisine geldiklerini,
daha doğrusu gardiyanın kendisine yolladığını, ismini hatırlamadığı bir gardiyanın
gönderdiğini, "Hayrettin baba kişidir, size yardımcı olur" dediğini, kadının elinde bir parça
peynir alıp geldiğini, kendilerine yardımcı olmasını avukat bulmasını istediklerini, ancak
yardımcı olamadığını, ceza aldığını duyduğunu, hatta yanında getirdiği Ertan isimli şahsa yol
parasını vererek götürmesini söylediğini" belirttiği ve burada Adil TIMURTAŞ'ı tanımadığını
ifade ettiği halde, Abdullmuttalip TONÇER ifadesinde: "1995-1997 yıllarında Bingöl'de bir
operasyon sırasında itirafçı bir şahıs olan Adil TİMURTAŞ ile tanıştığını, Adil TIMURTAŞ'ın
Diyarbakır JITEM Grup Komutanlığında görevli olduğu dönemde kendisinin askerlik
yaptığını, Bingöl ili Genç ilçesi kırsal alanında'~"PKK terör örgütü ile çatışmaya girdiklerini,
bu operasyon da Adil TIMURTAŞ'ın komutanı olduğunu, daha sonraki
dönemlerde bu şahısla samimiyetini ilerlettiğini, kendisinin 1994 yılında Elazığ'da Zeki
Yüzbaşının komutanı olduğu Elazığ JİTEM Grup Komutanlığına bağlı olduklarını,
2006 yılı yaz ayında İstanbul'a geldiğini, o dönemde Adil TİMURTAŞ m İstanbul da
olduğunu, bu şahsın kendisine iş bulacağını söylemesi üzerine Beşiktaş'a gittiğini ve şahısla
görüştüğünü, daha sonra kendisini Hayrettin ERTEKİN'in Beşiktaş ta bulunan ofisine
götürdüğünü ve orada işe başladığını" beyan etmiş olup, bu beyanlar arasında çelişkinin
bulunduğu, çünkü şüpheli Abdulmuttalip TONÇER kendisini İstanbul'a geldiğinde önceden
Jitem'den tanıdığı Adil TİMURTAŞ'm şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile tanıştırdığını, ofisine
götürdüğünü belirtmiştir. Ayrıca iletişim tespit tutanaklarında da şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in Adil TİMURTAŞ'm serbest bırakılması için girişimlerde bulunduğu tespit
edilmiştir. Bu cümleden olarak:
Tape No : 1606, 05.11.2007 tarihi, saat:12.07'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "Başkanım saygılar
sunuyorum" diyerek kendisini tanıttığı, bir süre sohbet ettikten sonra /" Başkanım birde
biliyorsunuz bizim Adil.... hala içerde, onu bırakmadınız gitti" dediği, X Şahsın "Hayır
bana kalsa ben çoktan bırakırım da biliyorsun" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Bunu ne
yaparız, bi ziyaret etsek mi" " Ümraniye'ye aldılar" dediği, X şahsında bir ara oraya
geçeceğini, gittiğinde ziyaret edeceğini söyleyerek "Geçecem ben .. "O dosyada,... Adil mi
kaldı" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Üç kişi kaldı o dosyada" "Üç kişiler ama Adil...
bırakılır, Adil'in alakası yok başkanım söyledim ya size zaten verdim evrakları" "O bize
lazımda onun için o çünkü" "... öbürleri önemli değil, sadece bu" dediği, bu görüşme
içeriğinden de şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in PKK itirafçısı olup Jitem'de görev yapmış olan
ve başka bir suçtan tutuklu bulunan Adil TİMURTAŞ' ı tanıdığı ve bu şahsı tanımasının
ötesinde Onun kendisi için gerekli olduğunu ifade ettiği açıkça anlaşılmıştır. Şüpheli Hayrettin
ERTEKİN'in bazı ilişkilerini gizlemesinin kendisinin illegal faaliyetlerin içinde olduğunun
açık bir kanıtı olarak görülmüştür. Yine şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in 24.07.2007 günü
saat:22.27'DE X şahısla yaptığı telefon görüşmesindeki; Ali'nin "Akşam PAŞAM arıyo, ben
seni biliyorum tamam mı normalden arıyorsun zannediyordum bülbül gibi ötüyorum bu
Faruk'u dövdüm" dediği, X şahsm "Kalabalık gitseydiniz" dediği, Ali'nin "800 milyon haraç
aldım, 850 milyon daha doğrusu, 1450 kaldı dedim" "Ya dedi nasıl kalır 1400, s..ktir lan
dedim bu geçerlidir" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda; "Kendisinin bu görüşmeyi
Bursa'da Oto tamirciliği yapan soy ismini hatırlamadığı Murat., isimli şahısla yaptığını,
görüşmeyi şaka amaçlı yaptığını, kendisinin hiç bir kimseden haraç almadığını, görüşmede
"AĞAM" diye bahsettiği kişinin Hayrettin ERTEKİN olduğunu, kötü amaçlı olarak yapılan bir
görüşme olmadığını," belirtmiş olup Hayrettin ERTEKİN'in Bursa'dan olan alacaklarını tahsil
ettiğini kabul etmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in görülmekte olan davalarla ilgili olarak bir takım
girişimlerde bulunduğu, Yargı görevi yapanları etkilemeye yönelik görüşmeleri olduğu bu
konu ile ilgili olarak evrak tefrik edilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş
olup, şüphelinin örgütsel eylem ve faaliyetlerinin anlaşılabilmesi için birkaç örnek verilmiştir.
Tape No : 1602, 03.11.2007 tarihi, saat: 12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali
arasında yaptıkları görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in ".. bu Hatay Cumhuriyet
Savcılığının Hatayda var mı şeyiniz" "Hatayda bir Ağır Ceza, Ağır Cezada biri aranıyormuş
da onunla ilgili bir dosya var" ,"Hataydan gelmiş ben onunla ilgili, onunla ilgili dedim bi
Ankaradan acaba gidipte, orayla ilgili bir şey olabilir mi? Diye" "Yok gıyabi tutuklu var
gıyabi tutuklu" dediği, ALİ' nin "NE DAVA UYUŞTURUCU MU?" dediği, H.ERTEKİN' in
"YOK YOK ŞEY ÇETEDEN ADAMIN,.. ."dediği,
Tape No : 1612, 12.11.2007 tarihi, saat: 15.02'de Hayrettin ERTEKİN ile Ali.....
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "... BAŞKANLA BI
GÖRÜŞME İMKANI OLUR MU ABİ TELEFONLA" dediği, Ali'nin de telefonla
görüşemeyeceğini, bir randevu alıp görüşme yapacağım söyleyerek "Şimdi o dairenin ...
kıdemli üyesi benim çok eski arkadaşım, karısı da Yargıtay üyesi, onu sorarım" dediği,
Tape No : 1629, 13.11.2007 tarihi, saat:12.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Meltem arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "................. çünkü olay
savcılıkta dosyada ben şimdi savcı beylen öğlen gidip yemek yiyecem soracam konuşacam,
kimsenin yapacağı bi şey yok sadece evrak gelecek oraya evrak gizli zaten bakılacak
sorulacak sorulara cevap verilecek ..." "Olmadığı için de kimseyi velveleye vermenize
Avukatlar aramanıza gerek yok,... o bize lazım yarın bilgisayarlarımızı almak için..." "Şimdi
öğlen konuşacam savcıyla tahkikat devam ediyo, gizli tahkikat devam ediyo,... ne diyorum
idamı olsa olsa para cezası başka bi şey yok yani, tamam" dediği,
Tape No : 1631, 13.11.2007 tarihi, saat:14.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Meltem/Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Meltem şimdi ben
savcı beyin yanına çıktım da" "...bekleyin kimseye hiç bi şey söylemeyin, deyin ki adalete biz
adalete güveniyoruz, adaletin kestiği şey acımaz, zaten ben şu an hurdayım herhangi
görüşmem gereken her yerle görüştüm..."" "...bir para transferleri var gelen giden para var ki
ben bunları Metin abiyle ve Seminle paylaşmıştım..." dediği,
Tape No : 1639, 13.11.2007 tarihi, saat:18.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "Benim arkadaşım Savcılar
abla biz onlarla görüştük...bunlar bir şeye sığdıramamışlar bir şeyi Karapara mıdır kumar
mıdır... "dediği,
Tape No : 1659, 14.11.2007 tarihi, saat:22.52 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "Yok yok merak etmeyin yani
şey sizin telefonu dinlemeden kaldırmışlar zaten yani bu aradığınız numara şeyde yok e şimdi
ben bugün yeni geldim daha şeyden de" "Çeteden çıkarmaya çalışıyoruz çeteye sokmaya
çalışmışlar şeyi onunla uğraşıyorum da" dediği,
Tape No : 1730, 28.12.2007 tarihi, saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.ERTEKİN' in "Otele gelmeyeyim oralara girmeyeyim ..." "Sabıkalı bir otel ya"
"Başka bir yere de gitmiş 100 bin dolar demişler ona tamam mı" "Ondan sonra söyleyin ordan
tabi tekrar geldi buraya bilgin olsun yani" dediği, NURETTİN' in "Ha bilmiyorum tamam 50
BİN DOLAR İSTEYECEĞİZ O ZAMAN HADİ BİLEMEDİN 2 BİN DOLAR İNDİRİRİZ
AŞAĞI ÇOK ŞEY OLURSA" dediği, H.ERTEKİN' in 'YOK İNME MİNME YOK 100 BİN
DOLARDAN AŞAĞI BAKILMIYOR DA YANİ" "100 bin dolardan aşağı bakılmıyor ama biz
ona bir 50 bin kağıt incez hadi görüşürüz eyvallah eyvallah" dediği,
Tape No : 1731, 28.12.2007 tarihi, saat: 16.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile A.
D., arasındaki telefon görüşmesinde özetle; A.D.' in "Hayrettin bey şimdi ben aldım dosya
numarasını" "2007'ye 483" "483 13. Ağır Ceza" "Evet gelince konuşuruz telefonda hani çok
detaya girmeyelim gelince konuşuruz" dediği,
Tape No :1736, 30.12.2007 tarihi, saat:14.06 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
NURETTİN' in "He şimdi abi Veli'yle gjküstttte-fsttik falan dedim ya tamam
Nurettin abi dedi çok perişanım dedi bilmem öe gel çarşamba tarihi, 20 bin doları al
başlasınlar hemen işe madem öyle dedi" dediği, H.ERTEKİN' in "...perişan merişan değil ya o
yalan söylüyor ya çok yalan söylüyor" "Bak ikisini bir versin acelesi yok adamın ikisini bir
ayrı ayrı değil ben konuştum ikisi ikisini birleştirsin 25'ini götürsün koysun zarfa tamam mı
öyle bölmesin boşver ay çarşamba tarihi, versin hepsini acelesi yok ya çarşamba versin zaten
ben...^ dediği, NURETTİN' in "... bana geldi işte şu bu falan sen dedi Nuri 5 dedin falan şudur
budur tamam abi dedim" dediği, H.ERTEKİN' in "Nuri 5 dedim de olmuyor niye olmuyor
biliyor musun yani bide bana hiçbir şey çıkmıyor bana da çıkmıyo..." dediği NURETTİN' in
"İyi tamam ben çarşamba tarihi, 20-20'yi alıp geliyorum o zaman" dediği,
Tape No : 1739, 31.12.2007 tarihi, saat : 15.01'de Hayrettin ERTEKİN ile
Nurcan.........? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Bir süre sohbet ettikten sonra
Nurcan'ın ".. bu Gökselin davası da temyizden geri dönmüş be Hayrettin" ".. bozulmamış yani
şey ceza kesilmiş" diyerek üç buçuk sene ceza yatacağından bahsettikleri, Hayrettin'in .. üç
sene beklettik işte üç sene ama ondan sonra demek ki beklesin şey yapmasın yakalanmasında"
"..af çıkacak yakalanmasın" dediği,
Tape No : 1742, 02.01.2008 tarihi, saat : 16.1 l'de Hayrettin ERTEKİN ile A. D.
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; A.D.'m "..Merak ettim de dayanamadım, yapabilecek
bi şey, olabilecek bi durum var mıydı acaba, ne yapmayı düşünüyorsunuz" dediği, Hayrettin
ERTEKİN'in "Şimdi ben görüştüm, görüştüm komutanlarla görüştüm, şeyin K.... beyle
görüşülecek, diyecekler şeye yani oraya gidecekler, normal telefonun yok mu senin" dediği,
A. D..'m "Vardır istiyorsan, ya farketmez benim açımdan eğer, arayım istiyorsan" dediği,
Hayrettin ERTEKİN'in "Beni başka numaradan arasana, BU NUMARA DİNLENİYOR da"
dediği,

Tape No : 1746, 05.01.2008 tarihi, saat : 12.47'de Hayrettin ERTEKİN ile Nail
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ...Nail'in "Hayrettin dosyaya bakamadık" "... yani
elimizde ..dosya ile ilgili özet bir bilgi var" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... bir abimiz yani
isim verme daha önceki arkadaşımız dosyaya bakmış yani gizlilik kararı var bakılmıyor dedi
ama ben baktılar dedim''' "Öbürleri baktılar çünkü ben biliyorum yani size verdiğim bilgiler
ordan geldV dediği, Nail'in "Avukatı falan yok bak ordaki adam iki aydır avukatsız" "..
sorgusuna morgusuna girmişler Ali birde Gümüşçü diye bir adam ama onun ötesinde adama
iki aydır gelen giden avukat yok" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in ".. abi ..öbür tarafı
atlamayalım benimde bilgim olursa sevinirim çünkü aradaki arkadaşlarlan kopukluk olmasın
onlar ben tanımıyorum Veli'yi öbürleri tanıyor yani bana getirenler bi sıkıntı olmasm çünkü"
"O para konusunda onlar çünkü siz benlen konuşmasını söyleyinki arada şey olmasm abi"
dediği,

Tape No :1754, 24.01.2008 tarihi, saat : 12.01'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nurettin'in ".. abi.. bizim askeri de Beşiktaş'a getirmişler şimdi ordaymış onun bir
durumunu öğrensene abi bana ne olacak ne bitecek" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "..onu
sordum şimdi sabah getirmişler de şeyi bekliyor Savcıyı bekliyorlar" "Büyük bir ihtimalle
tutuklanacak yani kendi mahkemesinde değil" dediği, Nurettin'in ".. Ya ona da söyledim ettim
de AĞA ORDA MI şimdi seni ki" "..BİR İLGİLEN SENDE NEYSE GELİNCE
GÖRÜŞÜRÜZ zaten ben geçerim o tarafa doğru tamam mı?" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in
".. O GEÇEN SEFERKİ GİBİ OLMASIN ben geçen sefer ne kadar mahcup oldum biliyorsun
dimi GEÇEN SEFER TAMAM DEDİNİZ GİTTİK ADAMA TAMAM DEDİK HİÇ KİMSE
NE GELJJfeâö^GİTTİ" dediği, Nurettin'in
"Hayır şimdi bak şöyle yapalım durumu ne olacak ne bitecek ona göre karar verelim ne
yapacaksak yani anladın mı?" "MADDİ OLARAK ŞUDUR BUDUR FALAN" dediği,

Tape No : 1755, 24.01.2008 tarihi, saat : 12.37'de Hayrettin ERTEKİN ile


Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Nurettin'in "Daha getirmemişler" "Adliye
de mi buluşalım orda mı?" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in ".. oraya ben gelmeyeyim şimdi o
dedi şey ben dışardayım dedi" ".. uğrar belki şimdi bana ya da şey tamam mı ben de gelirim
dedim sen yerine geçersen gelirim dedim ama ya görünmeyeyim orda ya ben şimdi biliyorsun
Nuri çok oralarda herkes tanıyor yani 40'ını da tanıyorum şimdi birinin odasına gir birinin
girme kameralardan görüyorlar benf' dediği,

Tape No :1757, 25.01.2008 tarihi, saat : 10.18'de Hayrettin ERTEKİN ile


Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nurettin'in "...Cezaevine gidiyorum ... götüreceğim Elbiselerini filan para mara
götüreceğim" ".. koğuşa hemen aldırdım ya Karantinaya sokmadan" dediği, Hayrettin
ERTEKİN'in "İyi o zaman karantinaya gitmeden koğuşa şey olur alınır zaten de o başgardiyan
Selahattin Kara... benim arkadaşım" "Bayrampaşa'daki" dediği, Nurettin'in "Elbiseleri var
bunun onla bir görüşsek te elbiselerini alsa verse ona olur mu" dediği, Hayrettin'in de
arayacağını söylediği, ilerleyen konuşmada ise Hayrettin ERTEKİN'in "... ben şeye baktım
..VATAN HASTANESİNDE ŞEY YAPMIŞLAR ORDA ŞEY ÇEKMİŞLER AKCİĞER
FİLMLERİ ÇEKMİŞLER HABERİN OLSUN" "Şey kurmuşlar Tesisat kurmuşlar" "Anladın
mı" dediği, Nurettinm'in "Ben filan var mıyım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... bilmiyorum
da şeyler var yani Akciğer filmleri var senin var mı bilmiyorum" dediği, Nurettin'in de
"Demek ki doğru söylüyor ha demek ki izlediler bir müddef dediği,
Bu şekilde şüpheli Hayrettin ERTEKİN şifreli kelimeler kullanarak, Vatan Hastanesi
diyerek İstanbul Emniyet Müdürlüğünü, tesisat kurmuşlar akciğer filmleri çekmişler diyerek
te teknik takibe uğradıklarını ifade ettiği anlaşılmıştır.

Tape No : 1758, 25.01.2008 tarihi, saat : 14.35'de Hayrettin ERTEKİN ile


Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nurettin'in "... senin ki şeydeymiş kapalıdaymış" dediği, Hayrettin'in "Kapalı bu da
kapalı da senin ki nerde" diye sorduğu, Nurettin'in "Ya pek şey yapmadı böyle soğuk şey yaptı
getir bakahm edelim falan yardımcı olalım demeyince tamam teşekkür ederim dedim
kapattım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Telefonlar dinleniyor diye konuşmamıştır ya şey
yapmıştır ..." "... bir tane daha yukarda Selahattin var ama onun soy adı Karaboğa değil
olmazsa ona şey yaparız ya tamam mı" dediği,,
Tape No : 1821, 31.01.2008 günü saat:17.23'de Hayrettin ERTEKİN ile Üzeyir..?
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "efendim abi" dedikten sonra hal hatır
sorduğu, Üzeyir'in "teşekkür ederim dosyanıza bakıldı ancak şey iddianamesi yazılmış
şuanda. Reddi veya kabulü hususunda... de ... Ağır cezada bekliyor. Başkanın yanında. Eğer
bize verilirse iyi olabilir" dediği, Hayrettin'in ise "şeyde mi? Reddi ve kabulü hakkında mı
bekliyor abi?" dediği, Üzeyir'in ise "evet evet" diyerek onayladıktan sonra "bekliyor, eğer şey
yapıyorlarsa bir 10 gün içerisinde kararı çıkar. Kabul kararı çıkar. O zaman dosyasına bakarız.
Otururuz konuşuruz şeyi de inceleyen arkadaşımız." Dediği, Hayrettin'in ise "tamam abiciğim
tamam ben döneyim sana" dediği,
Tape No : 1823, 04.02.2008 tarihi, saat: 12.28'de Hayrettin ERTEKİN ile A...
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "6f"âfa*v& -vardı da şeyle ilgili., aynı
mahkemede yargılanmasına karar verdi geçen hafta cuma günü Danıştay" "Bu vatandaşın
davası da aynı yere gelince şimdi biraz şey bizim burda elimizde raporlar var yani hem yurtdışı
hem şey tedavi gördüğüne dair ve iyileştiğine dair raporlar var bu raporları biraz da çoğaltmak
lazım ben çünkü şeyle konuştum hava kuvvetleriyle" "Onlar bana dediler ki ya bu raporlardan
bir kaç çoğaltırsan yani ikna ederseniz mahkemeyi mahkemenin kararı bizi de etkileyecektir
dedi ... biraz sen de asılsan da hatta birazda babandan da yardım istesek bu olayı biraz
yüklensek burdan bir beraat veya en azından birşey çıkarsak nasıl olur" dediği, A'nm
'''■babam pek şey bakmıyor sıcak bakmıyor o olaya da abP dediği, Hayrettin'in "Kimse sıcak
bakmıyor olaya da" iiArtık bazen sıcak bakmadığımız olaylar da ... ne yapalım benim sıcak
baktığımı şey yapıyor musun düşünebiliyor musun" "Ben dağda firar edeni arkadan
vuruyordum yani şakam yoktu ama böyle başımıza geliyor bazen kıramayacağımız bazı
dengeler ağır basıyor" dediği, A'nm "Abi onu bi bi şeyle görüşeyim bi Şebnemle görüşeyim"
dediği, Hayrettin'in "Yani Şebnem'in çünkü olaydaki şeyi yani biraz ee geçerli olur mu yani bu
hukuki desteğin dışında biraz da DESTEK GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM YANİ
GEREKİRSE MADDİ DESTEK GELECEK GEREKİRSE O DA YAPILABİLİR YANİ ÇÜNKÜ
BURDAN ALACAĞIMIZ KARAR ÇOCUĞUN HAYATIYLA İLGİLİ GELECEĞİYLE İLGİLİ"
dediği, A'nm "Tabi tabi geleceğiyle ilgili abi" dediği, Hayrettin 'in "Bu çocuk yani nihayetinde
evli barklı eşi de hamile böyle bir sıkıntı stresi var yoksa 20 YAŞINDA GENÇ BİR ÇOCUK
OLSA GİT YAT ULAN DERSİN HANT' dediği, A'nm "Aynen öyle" dediği, Hayrettin'in "Ya bir
şeye girmiş handikapa girmiş sen daha ne yapılabilir ne edilebilir ne yaparız" dediği, A'nın
"Tamam bi istişare edeyim abi size hemen haber vereyim ben" dediği,
Tape No: 1777, 06.02.2008 tarihi, saat: 10.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
NURETTİN' in "Veliyle konuştum da ondan sonra, ya Nurettin abi diyo yani zaten
dosyası diyor İstanbula gönderildi diyo falan feşmekan" dediği, H.ERTEKİN' in "Dosya bende
gelsin bak gelsin dosya benim masamda duruyo ben getirdim" "Oruspu çocuğu söyle ona de ki
dosya benim masamda duruyor ta ne zaman duruyor, ..." "Ha 20 gün oldu daha Çin'den
geldiğim gün dedim ki masamda duruyor dosya geldi ben getirdim, dosyanın orjinaii de bende
yani istiyorsa ...Bursa Cumhuriyet savcılığı ... numarası 2007/39 fezleke numarası 4/37 okiyim
şüpheli Sinan ÇALIŞ Muammer kızı Gülten'den olma Müdafi Avukat Recep ÖZGÜMÜŞ ...
Bursa suç tarihi 31/10/2007 şüpheli İsmail DEMİR tutuklu, İmdat ONAT tutuklu, Ramazan
YAMAN tutuklu yani dosya bende şerefsizlik etmesin ben getirdim onu buraya burda çözelim
diye getirdim,..."dediği, NURETTİN' in "Onlar dedim bir gerekli şeyler yapıldı harcamalar
yapıldı edildi oturalım konuşahm bu gün işim var dedi yarin herhalde görüşebilecez..." dediği,
H.ERTEKİN' in "... arayan biziz soran biziz uğraşan biziz masraf eden biziz herşeyi yapan
biziz e öbür taraftan şerefsiz herif aramayacak sormayacak sonra parayı al gel ne parasıymış
ne vermiş siktirsin gitsin ordaki kalanı da alırım ondan ..." dediği, NURETTİN' in "Onların
bırakılmasıyla ilgili davaların yani en iyi şekilde seri şekilde görülmesiyle ilgili biz verdiğimiz
sözlerin arkasındayız kardeşim dedim..." dediği,

Tape No: 1779 13.02.2008 tarihi, saat: 13.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
A.D. yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; A.D' m "...ben bugün ziyarete gidiyorum bugün
açık görüşü" "Ee evet bi isteğiniz var mı bi mesajınız var mı gibisinden ...albayıma" dediği,
H.ERTEKİN' in "...albayıma çok selam söyle...ama avukatı beni aramadı hiç aramadığı için
bişey konuşamadım da gidip bişey sorar cevap veremem diye gidemedim" "Ben iyiyim
hamdolsun ya beni ne^âpaçafâm ordaki şey önemli olan
ee koca aslan yürekli binbaşıyı kurtarmak" "Selamlarımı söyle kalbimiz onla unutmuş
değiliz" dediği,
Tape No : 1796, 18.02.2008 günü saat: 12.03 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; .. H.ERTEKİN'in "İşte abi savcılıkta onu biraz tutmak
lazım orda ama" ... ALİ' nin "...adam buraya gelsin yani ayağına gittim mi eşeoğlu eşekler şey
yapar" dediği, H.ERTEKİN' in "Yok abi bunun bu adam zaten şey tutuklu şuan kendi değil
de" "Adamı bizim adam yabancı değil Nuri onun müdürü Nuri bizim tanıyorsunuz" dediği,
Tape No : 1797,18.02.2008 tarihi, saat:12.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "... kaldırtmaya çalışıyoruz
böyle bir şey var mı" "Bildiğin gibi şimdi şey aradı Ankara'dan da beni abi" "...o kararı
onaylayan şeyin karar vermesi gerekiyormuş bu cezası kesinleşmiş olanlarla ilgili ona dedi
gidicem şeye tekrar dedi...", "Oraya dedi gidicem ona bakıcam ona dedi eğer onların dedi
yorumu lazım yorumunu dedi olumlu yaptırabilirsek çünkü dosyayı istenip yorum vermeleri
gerekiyormuş kanun öyle diyormuş Yargıtay onaylananlarınkini yargıtaym yorumu tekrar
gerekiyormuş" ... "O dosyanm şeye gönderilmemesi lazım yani" "AŞAĞIYA gönderilmemesi
lazım..." dediği, HAKAN' m "Sen bizim babamızsm baba bizim oralarda kanalımız yok sen
bir yere gider" "...biliyorsun ben eğlence sektörünün kanalıyım" "Herkesin başka kanalları var
biliyorsun" dediği, H.ERTEKİN' in "O zaman bu şeyi o çocuğu ben çağıncam bugün tekrar
haberin olsun tamam" dediği,
Tape No:1812... 20.02.2008 tarihi, saat:23.01 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; X ŞAHSIN "Abi merhaba he ben söyledim o
albaya o da binbaşıya söyledi" dediği, H.ERTEKİN' in "Söyledi binbaşı aradı" dediği, X
ŞAHSIN "Bırakacaklar abisi bırakacaklar" dediği,
Tape No:1813 21.02.2008 tarihi, saat:13.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
M.E.E. yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; ..M.E.E.' nın "... Hayretin şu Yargıtayı takip
edin ya" dediği, H.ERTEKİN' in "Komutanım ediyoruz" "O dosya biliyorsunuz şeye gitti
daireye gitti" dediği, M.E.E..' nın "2.dairedeymiş evet" dediği, H.ERTEKİN' in "2. daireye
gitti oraya dairenin başkanına da söylendi Yargıtay başkanı da biliyor konuyu fakat şeye
gitmedi Allahtan o şeye gelen Genelkurmaydan gelen arkadaşımızın yanma dairesine gitmedi
onun için orda şanslıyız ama" "Komutanım sanıyorum iyi bi karar vercekler..."
dediği, ....... H.ERTEKİN' in "Onlara pirim verdikleri için bazı yerlere gelmeyi öyle
uygun görüyorlar..." "Komutanım acaba bunlarla zamanında mücadele etmedik şimdi
mücadele edicez inşallah elimizdeki imkanları kullanarak mücadele edicez..." dediği,
Ergenekon terör örgütü faaliyeti çerçevesinde yargı görevi yapanlarla da sıkı bir dialog içinde
olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in bir kısım telefon görüşmelerinde gerçeğe aykırı belge
düzenlettiği;
Tape No :1775, 03.01.2008 günü saat:13.45'de Hayrettin ERTEKİN ile X Bayanın
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; X BAYANIN "Hayrettin bey" "Muhtar hanım" dediği,
görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra X BAYANIN "Hayrettin bak şimdi bu
nüfus kayıt sistemine göre herkes yazıldı ya belirli adreslere" "Yani bunun bi adresi vardır
buna burda ikametgah versek yanlış olur" dediği, Hayrettin'in "Mersin'de adresi ve bugün
lazım sigorta yaptıracam çocuğu da onun için yani" dediği, X BAYANIN "Bir tane ikametgah
mı lazım" dediği, Hayrettin'in "Ablacım sigorta yaptıracam şoför ya biliyorsun" "SSK için ya"
dediği, X BAYANIN "TAMAM BU SEFER DE YAPAYIM HADİ" dediği,
Tape No :1713, 19.12.2007 tarihi, saat: 12.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Şehmuz..?/Hakan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "Hayrettin'in ŞEHMUZ'a hitaben
"Söylediğim doğrusu Yalnız ha öbürünü yine öbür şey gibi Mustafa" , "Hayır değil o normal
şeyi canım ...biliyo onlar kendileri biliyo" dedikten sonra ŞEHMUZ'un telefonu yanında
bulunan HAKAN'a verdiği, Hayrettin'in HAKAN'a hitaben "Hakan bu şey yanlış olmuş dün
isim yerine şeyi yazılmış soyadı yazılmış Ali Osman şey yani kendi ismi" dediği, HAKAN'm
"Kendi ismi peki diğer bilgiler yanlış" dediği, Hayrettin'in "Yanlış olmuş Mustafa DOĞAN"
dediği, HAKAN'm "Anladım efendim yo biz onu yani kendi elimizdeki orjinal bilgilere
ekledik" "Yo yo anladım abi tamam tamam adamın adı Ali Osman O DİĞER DİĞER
BİLGİLER BİZ KENDİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAPACAZ") ,
Tape No : 1714, 19.12.2007 tarihi, saat:13.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Hakan., arasındaki telefon görüşmesinde özetle; HAKAN'm "Merhaba abi, abi diyorum ki
şimdi bu Ali Osman yapacaz ya abi" dediği, Hayrettin'in "Yav Ali Osman yapmayacaksın be
kardeşim niye anlamıyorsun Hakan, Ali Osman adamın adı" dediği, HAKAN'm "Anladım
peki komutanım biz ne tamamen biz yapalım o zaman baştan aşağı" "Anladım anladım tamam
ben orjinal güzel bi şey yapıyorum bilmiyorum Şehmuz abi bana dedin ki ne bu iş ne olacak"
dediği, Hayrettin'in "Yav yanlış söylüyor kardeşim adamın adı ya ne iş ne alakası var onu niye
yapacaksın ki O ARANAN ADAM İŞTE" dediği, HAKAN'm "Tamam tamam oldu tamam
komutanım BEN SIFIR GÜZEL Bİ ŞEY YAPIYORUM ORJİNAL" şeklindeki
görüşmelerden anlaşılmış,
Şüpheli Hayrettin ERTEKIN'in mensubu olduğu örgütün her kurum ve kuruluşa
sızma stratejisi olarak futbol müsabakalarına müdahale ettiği,
Tape No :1618, 30.11.2007 tarihi, saat : 22.31'de Hayrettin ERTEKİN ile
Musa......arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Musa'nın "BİRAZ ÖNCE ÜNAL'LAN
KONUŞTUM DA. BAŞARILAR DİLEDİM ONA DA" " YARIN ANKARAGÜCÜ MAÇINI
AL DEDİM" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in "KONYA'DA OYNUYORLAR DOĞRU, ...
ŞEYİ VERDİ ABİ BURS A'YA VERDİ BİLİYORSUNUZ YANİ KONUŞULDUĞU GİBİ,
ÖBÜR DEVREDE İKİNCİ YARIDA İNŞALLAH ŞEYLİK YAPMAZ, SAMET ABİ" dediği,
Musa'nın "YOK CANIM DURUMU İYİ OLDUKTAN SONRA, PASLASIN BİRBİRİNİZE
SAHİP ÇIKIN DİYORUM BEN DAHA NE DİYECEM KARDEŞ" şeklindeki konuşması,
tespit edilmiş ise de, bu olaylar tam olarak aydmlatılamadığı göz önüne alınarak örgüt
faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmiş olan bu eylemler bir bütün olarak örgüt üyeliği
suçunun içinde değerlendirilmiştir.
ERGENEKON terör örgütünün "LOBİ' belgesinde; 6)
"ORGANİZASYON PLANI" başlıklı 3. bölüm içeriğinde; Lobi
'nin organizasyon planı ve birimleri:
1. Merkez,
1. Araştırma ve Bilgi Toplama,
1. Analiz ve Değerlendirme,
1. Finans ve Ticaret,
1. Kültür ve Bilim,
1. Teori ve Senaryo,
1. iletişim ve Propaganda,
1. Hukuk,
1. Uluslar arası ilişkiler olarak belirtilmiş,

111) "İLETİŞİM VE PROPAGANDA" Başlığı altında;


İletişim ve Propaganda departmanının bir başkan ve beş yardımcıdan oluştuğu,
bu departmanın görevinin, amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek,
yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde
amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını
yürüteceği" belirtilmiştir.
Buraya kadar anlattığımız telefon görüşmeleri, ele geçen dokümanlar, bilgisayar ve
CD incelemeleri ile şüphelinin çelişkili aşama beyanları birlikte değerlendirildiğinde:
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları ile
ilişkileri, internette Enternet Strateji grubu kurup yazdığı yazılarla örgütün amacı
doğrultusunda kamuoyu oluşturması, örgütün amacı doğrultusunda yazdığı yazılar, örgüte
verdiği rapor, atv yi satmalına girişimi, business TV'nin yönetimini oluşturarak medyayı
kontrol altına alma çalışmaları, ülkede demokratik seçimle işbaşına gelen hükümetin silahlı
bir güç tarafından görevine son verilmesi için halkın sokağa dökülmesi, etnik ayrımcılığa
dayalı bir kardeş kavgasının çıkması, muhtelif kurum ve kuruluşlar ve kişiler hakkında
istihbarat toplanması faaliyetlerinde bulunarak, bu faaliyetlerinde gizlilik prensibine azami
riayet ederek, bazı örgütsel faaliyetleri sırasında deşifre olmamak için "komutan ve "paşa" kod
adlarını kullanmak sureti ile ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk
arz eden organik bir bağ kurduğu ve örgütün iletişim-propaganda bölümünde faaliyet
yürüttüğü böylece 5237 Sayılı TCK'nun 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü
üyesi olmak suçunu işlediği yönünde hakkında kamu davasının açılmasını haklı kılacak yeterli
şüphe teşkil eden delil elde edildiği anlaşıldığından, hakkında eylemine uyan 5237 Sayılı
TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı TMK'nun 5 ve TCK'nun 53, 54 ve 63. maddesinin tatbiki talep
edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN birçok üstdüzey emekli askeri personel irtibatlı olduğu,
bu şahıslarla askeri darbe veya muhtıra konusunda telefon görüşmeleri yaptığı, bu tür
görüşmelere yukarıda değindik, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in devletin değişik
kademelerinde görev yapan kişilerle sempatik ilişki kurarak bu ilişkisini iş takibi konusunda
kullandığının belirlendiği, bu cümleden olarak;
Tape No : 1594, 26.10.2007 tarihi, saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle; X ŞAHSIN "Gata'nm yemek ihalesi olacak"
"Evet hı hı, onu bizim gene böyle Türklerden birisine verelim ya yani ihale olacak gitcek
zaten" dediği, H.ERTEKİN' in "Ben kurt olmayanlara çalışmıyorum artık söyleyim illa Kürt
olacak" "Baksana Deniz BAYKAL çıkmış ne diyor" "Biz Kürtleri seviyoruz diyor ayrımcılık
yapıyor işte" "Orda H.. Paşa şey Ç... Paşa var benim tanıdığım" "Başında Tüm...ldir" dediği,
X ŞAHSIN "Ne zaman ihale üstad" dediği, H.ERTEKİN' in "Kahve içmeye, çayını içmeye
gideriz" "Pardon H.. paşa değil, T... paşa var, T... paşam" dediği,
Tape No : 1608, 06.11.2007 tarihi, saat : 22.18'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜL
ALT AY arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Yurt dışında olduğu ve KATAR'a geçeceği
anlaşılan Emre GÜLALTAY'm "YA ABİ BU BİZİM MAHKEME YOK MU"
"MAHKEMEDE KİLİT İFADE VERECEK Bİ ADAM VAR" "Bunun çekten ...mal beyanı
çıkmış" dediği, şahsın Adliyeye girişinde GBT çekildiğini anlattığı ve ifade verebilmesi
amacıyla kontrol edilmeden içeriye alınabilmesi için yardım istediği, Hayrettin ERTEKİN'in
de "Doğrudur GBT çekiyorlar ama bizgötürüz onu ya, gelsin" dediği,
Tape No :1766, 28.01.2008 günü saat:11.31'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın
arasındaki telefon görüşmesinde özetle; .. .X şahsın "abi ben şu askeri soracaktım ne oldu
askere abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Şimdi şimdi onu söyleyeyim onların dağıtımları daha
çıkmadı bu gün çıkacak bu gün başlayacaklar yazdım ben o çocuğu onu Kıbrısa verdirelim
mi" dediği, X şahsm "Verdir abi" dediği, H.ERTEKIN'in "Çünkü en rahat ora gözüküyor şuan
yani" "Yani çünkü genelde büyük bir çoğunluğu askerin güney doğuya çekiyorlar" "Onun için
Kıbrıs'a onu verdireyim" dediği..., X şahsın "Ya şey şimdi Ömer Şevki iptal ettirdi abi" dediği,
H.ERTEKIN'in "İyi güzel" dediği, X şahsm "Şimdi karşıdan nerden alalım buna sevk" "Karşı
olursa çünkü şey oluyor direkman gataya verilirler" "tek Gata'ya gidebilir" dediği,
H.ERTEKIN'in "Yani Gataya gider Gatadan şey var senin orda malum vatandaş var" "Ha o
zaman Kadıköy askeri şubesine gidecek" "Veya kendi ... şubesi zaten şey Kadıköy" "Oraya
gidecek diyecek ki askere gitmek istiyorum diyecek" "Şevkini yapacak" "Yani hastalığını
beyan edecek yalnız hastalığım beyan etmez ise olmaz ben rahatsızım tedavi görüyorum ama
askerlik çağımda geldi diyecek" dediği, X şahsm "Evet ben şey diyecek ben epilepsi
hastalığından tedavi ben bir rapor yazayım mı ona" dediği, H.ERTEKİN'in "Rapor yaz tabi
yani Epilepsi tedavisidir diye sen artık uygun bir şeyle yaz onu" ... X şahsm "Hiç tanıdık
bulamaz mıyız abi orda" dediği, H.ERTEKİN'in "Valla orda şey var var tanıdık da komutan
var işte" "Bizim T... oranın şeyi Gata komutanı" dediği, X şahsm "Yok abi Askerlik şubesinde
ya" dediği, H.ERTEKİN'in "Ha askerlik şubesinde" X şahsm "Ha öbürü tarafta hallederim ben
Gata da önemli değil zaten çocuğun ... belgeleri var" dediği, H.ERTEKİN'in "Valla askerlik
şubesinde bilmiyorum kim var hiç takip etmiyorum ama yani şubede bir şeye gerek yok zaten
göndermek zorundalar", "Yani tanıdığı gerek yok" "Yani memurlar var sivil memur var
genelde biliyorsun eski bir memur olur" dediği, X şahsm "Sivil memurlar halleder diyorsun"
dediği,
Tape No : 1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
P...K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; P.K.'nin "...bu şey aradı da hani bi çocuk için
askerlikle ilgili bi şey demiştik" dediği, H.ERTEKİN' in "Evet evet evet" dediği, P.K.'nin
"Onunla ilgili bir bilgi var mı? Herhalde yarın mı ne sınava giriyormuş" dediği, H.ERTEKİN'
in "Yarın beni arayacak abla o" "Aday numarasını bana bildirsin oraya da 8 aylık şey kısa
dönem diye yazsın" "Hemen çıkar çıkmaz aday numarasını desin ki aday numaram şu diye
bana bildirsin..." dediği,

Tape No :1686, 02.12.2007 günü saat:12.38 sıralarında Hayrettin ERTEKİN^ ile H.F.
gönderdiği mesajda; "e@ @# @Hayrettin bey merhaba.dün konusmustuk.BEN Ü... K.;NIN
AKRABASI HARUN FATİH FİNDİK. ADAY NUMARAM 91019.KİSA DONEM.eger
tercih sansimiz varsa izm" dediği,

Tape No :1687, 02.12.2007 günü saat: 12.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H...
F... F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.F.F.' m "Mesajımı aldınız mı" dediği,
H.ERTEKİN' in "Aldım, size aldım diye mesaj atmıştım, aldım tamam ben bildirdim gerekli
yere" "Pazartesi günü gereği yapılır" dediği,

Tape No :1701, 10.12.2007 günü saat:12.43 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H...
F... F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.F'm "Benim tayin şeyim askerliğim
Balıkesir'e çıktı da" dediği, Hayrettin'in "Sekiz aylıksın Balıkesir" "Ordan daha iyi, orda
kalacaksm yalnız dağıtım olmayacaksın" "Sonra en güzel yer orasıdır kardeşim" dediği,
H.F.'nin "Çok sağolun, çok teşekkür ederim" dediği,

Tape No :1702, 10.12.2007 günü saat: 12.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P...
K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "...bu sizin asker vardı ya Fatih o"
"Balıkesir'e verildi" "Orda orda kalaeak"sekiz aylık yapıldı tamam mı" "Oradaki Albaya da
söylicem daha gitmedi on onlar on gün içinde giderler onlar
gittiğinde de ordaki arkadaşa da söylerim yardımcı olurlar orda da kalacak dağıtımda
olmıyacak zaten" dediği, P.K.'nin "Anladım, anladım süper Hayrettin abi..." dediği,

Tape No :170S, 11.12.2007 günü saat:18.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P...
K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "P.. abla, Ali gelsin mi orya yardım
etmek için sizi ben" ".. ee şimdi ben trafik trafik Müdürüne haber verecem bu yan yolu
kullanabilir" "Evet emniyet şeridini kullansın köprüyü" "Köprüyü geçtikten sonra
tamam" dediği, P.K.'nin "Süper tamam Hayrettin abi söylerim" dediği,
Tape No:1811 20.02.2008 tarihi, saat:22.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Komutanım benim ben
Hayrettin nasılsın" dediği, X ŞAHSIN "Ha merhaba abi sağol özel numara çıkınca ..."
dediği, H.ERTEKIN' in "Ya komutanım Eskişehir'de misiniz" dediği, X ŞAHSIN
"Eskişehir'deyiz Eskişehir'de" dediği, H.ERTEKIN' in "Ben size bi ricam için aradım"
"Benim bi Kurtuluş diye arkadaşım ehliyetsiz yakalanmış şuanda da ehliyetini
kaybetmiş birazda alkollü yakalamışlar ama ehliyetini kaybetmiş cezayı vermiş ödemiş"
"Şey karakolunda ne diyorlar buraya bu sizin Çavuşpaşa karakolundayız..." "Ya ona bi
rica etseniz de ben alsam götürsem..." "He astsubay başçavuş (adı ne) arkadaşta
tanımıyor onuda" "Bu karakolun numarası ama karakolda değil şeyde şuan ee dışarda
ama cep telefonu astsubay arkadaş veremem diyor" "Bende bi arkadaşımız rica etti
bende onun için" dediği, X ŞAHSIN "Abi ben şimdi bi şeye ulaşmaya çalışayım orda
albay var bitane şeyde ona bi ulaşmaya çalışayım Kurtuluş muydu ismi" dediği,
Tape No:1810, 20.02.2008 tarihi, saat:22.10 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Kurtuluş/Ramazan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Alo Albay
Zafer kimsiniz?" dediği, KURTULUŞ' un "Ben Metin ... şey Kurtuluş HORASAN"
dediği, H.ERTEKIN' in "Kurtuluş nedir bu konu? Kim var orda Astsubay jandarma var
mı bakiyim?" "...ehliyet ehliyet ehliyetin olmadığı için almışlar herhalde seni" dediği,
KURTULUŞ' un "Ehliyet yok evet" dediği, H.ERTEKIN' in "Ha neyse tamam bi işte
ehliyetsiz ceza yazacaklar herhangi birşey konuşma kimseyle tamam" dediği,
KURTULUŞ' un "... konuşmadım şuanda ne yapayım?" dediği, H.ERTEKİN' in "Başçavuş
kim var orda?" dediği, KURTULUŞ' un "Başçavuş kim var Asayiş Tim Komutanı pardon
bi dakka (Başçavuş kim var burda?) Niye istiyorsunuz diye soruyorlar" diyerek telefonu
yanında bulunan RAMAZAN' a verdiği, H.ERTEKIN' in "iyi akşamlar Albay Zafer kimle
görüşüyorum?" dediği, RAMAZAN' m "Ramazan Uzman buyurun?" dediği,
H.ERTEKIN' in "Ramazan Uzman ben Eskişehir Alay Komutanıyım nedir oğlum bu
vatandaşm durumu?" dediği, RAMAZAN' m "Trafik ekipleri getirdi" dediği,
H.ERTEKIN' in "EhUyetsiz mi?" dediği, RAMAZAN' m "AlkoUü araç kullanmak
sebebiyle ehUyeti galiba üzerinde yokmuş" "Devreden devriye komutanı Trafik Tim
Komutanım" dediği, H.ERTEKIN' in "Anladım" dediği, RAMAZAN' m "Şahsın yakını
gelsin ehliyetli bi yakını gelip aracı ve şahsı" dediği, H.ERTEKIN' in "Tamam ben şimdi ..
birini gönderecem oraya ben Eskişehir'deyim şimdi maçtaymış onun akrabaları fener
maçına gitmişler birazdan gönderecem ben oldu mu canım" dediği, RAMAZAN' m
"Emredersiniz komutanım" dediği,
Tape No : 1605, 04.11.2007 tarihi, saat:16.14 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X
ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Başkanım saygılar"
dediği, X ŞAHSIN "Yav Hayrettinciğim aradım senide birisi vardı da Genel Kurmayla
irtibatlı mirtibatlı sana soracaktım da tam açık kimliğini bana verecekler" "Ben
söyleyecem sana soyadını Ercüment de soyadmı şey yapıyorlar işte sivü sivil bu
Donatlarm orda geziyor" "Ya Donatlarla beraber oturup kalkıyorlar işte Genel
Kurmaydanmış bilmem neymiş" dediği, devletin değişik kademelimde görev yapan
kişilerle ilişki kurup bu durumu örgüt için kullandığı, bazı kendisine ve örgüte yakın olan
şahısların kendilerinin ya da yakınlarının askerlik, ihale veya karakolluk işlerinde tavassutta
bulunduğu anlaşılmış olup bunların da örgüt faaliyeti olarak terör örgütü üyeliği içinde
değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in; Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı
ERGOLD KUYUMCULUK No:42 BEŞİKTAŞ, Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün
Pasajı Kat: 2, No: 5 BEŞİKTAŞ ve Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok
No:10/4 ve Çatı Katı BEŞİKTAŞ adreslerinde yapılan aramada:
(1) adet BLOW MİNİ MOD 2003 Cal.8 mm 91702 ibareleri bulunan kuru sıkı
tabanca, (1) adet tabancaya ait şarjör ve (5) adet şarjöre basılı vaziyette fişek,
(1) adet BLOW CLASS 6-008010 ibareleri bulunan kuru sıkı tabanca, (1) adet bu
tabancaya ait şarjör ve (12) adet şarjöre basılı vaziyette fişek,
(1) adet İşlemeli deri kılıf bulunan ibaresiz toplu tabanca,
(1) adet ağzında mermi bulunan GKM 980 seri nolu Madein Austuna Glock ine.
SMYRNA.GA ibaresi bulunan tabanca, (1) adet bu tabancaya ait şarjör, (5) adet bu şarjöre
basılı vaziyette MKE yapımı 9 mm. çaplı (ağzındaki ile birlikte toplam 6 adet) fişek ve (50)
adet Beyaz şeffaf poşette MKE yapımı 9 mm. çaplı fişek,
(4) adet MKE yapımı dolu fişek ele geçirilmiş olup yapılan inceleme neticesinde:
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda; söz konusu kurusıkı tabancanın mevcut hali ile 9 mm
çapında ses ve gaz fişeklerini istismal edebildiği gibi aynı ölçülerde haiz birlikte gönderilen
çekirdekli (metal parçacıklı) fişekleri de atabildiği, bu itibarla el yapımı çekirdekli fişekleri
atabildiği görülen tabanca ve mevcut çekirdekli bilyeler ile toplu ve Glock marka tabanca ve
fişeklerin 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan silah ve fişeklerden olduğu,
ancak 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadıkları tespit ve
rapor edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde "GLOCK" marka tabanca ile kuru sıkı
tabancanın kendisine ait olmadığını söylemiş ise de; aşağıdaki telefon mesaj ve
görüşmelerinde:
Tape No:1815/1816 22.02.2008 tarihi, saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in
Kaan DUT' a gönderdiği mesajda; "YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE
ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR ONU YOK ET" aynı gün saat: 07.59 sıralarında "
"EDİLMESİ GEREKEN BİZİM ÇEKMECEDE BİŞEY VAR
şeklinde,
Tape No: 1817/1818, 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'e
Kaan DUT'un gönderdiği mesajlarda; "TAMAMDA NE MESALA"
şeklinde,
Aynı gün saat: 08.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a gönderdiği
mesajda; "BAK GÖR-RSÜN" şeklinde yazdığı ve şüpheli Hayrettin ERTEKİN Cumhuriyet
Başsavcılığımıza mevcutlu olarak getirildiğinde Avukatının telefonunu kullanarak Kaan DUT
ile yaptığı görüşmelerde:
Tape No:1825, 25.02.2008 günü saat:18.51'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKİN ile
Kaan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; , "^ * w ..
Fatih'in "He Kaan Bey" "Bi saniye (Arka planda Fatih Hayrettin ERTEKIN' e
hitaben: Neydi nasıl) (Arka Planda Hayrettin ERTEKIN konuşmasına devam ederken: AK Ali
de gelsin)" "Ali de gelsin" dediği, Kaan'ın "Tamam" diyerek onayladıktan sonra Fatih'in
"(Arka planda Hayrettin ERTEKIN: BENİM ATÖLYEM İŞTE SİLAH DA BANA AİT DESİN)
ATÖLYE YANİ ÇIKAN ŞEY ALİ' YE AİT" "ÖBÜRÜ DE SANA AİT1 Kaan 'Tamam' Fatih
"Şeyde aşağıda kasa kapıda savcının çağırdığını söyleyeceksiniz tahkikatla ilgili savcı Mehmet
Beyin çağırdığını söyleyeceksiniz yukarı çıkacaksınız tamam mı" dediği, Kaan'ın "Tamam
anlaşıldı abi" şeklindeki konuşmalarında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a
Abdulmuttalip TONÇER ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelerek aramalar sırasında
iş yerinde ele geçirilen GLOCK marka tabanca ile ilgili olarak Kaan DUT'a "..ALİ ALİ DE
GELSİN", "BENİM ATÖLYEM İŞTE SİLAH DA BANA AİT DESİN ATÖLYE YANİ ÇIKAN
ŞEY ALP YE AİT") diyerek atölyenin ve silahın Ali olarak hitap ettiği "Cizreli Ali" kod adını
kullanan Abdulmuttalip TONÇER'e ait olduğunu, "ÖBÜRÜ DE SANA AİT" diyerek diğer kuru
sıkıdan bozma olan ve 6136 Sayılı Kanun kapsamında bulunan kuru sıkı tabancanın da Kaan
DUT'a ait olduğunu söylediği, bu şekilde şüpheli Hayrettin ERTEKİN kendisine ait olan
silahların ruhsatının olmaması nedeniyle cezadan kurtulmak amacıyla mesaj çekerek ve
telefonda yönlendirerek yanında çalışan gelir düzeyleri düşük olup kendisine muhtaç olan
Kaan DUT ve Abdulmuttalip TONÇER'i kendi suçunu üstlenmeleri için azmettirdiği
anlaşılmıştır. TCK'nun 38/1. maddesine göre: "Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen
suçun cezası ile cezalandırılır" hükmü getirilmiş olmakla şüpheli Hayrettin ERTEKİN hem
6136 Sayılı Kanuna aykırılık hem de suçu üstlenmeye azmettirmek suçlarını işlemiştir.
Bu nedenle şüpheli Hayrettin ERTEKİN bulundurulması ve taşınması izne bağlı olan
ateşli silah ve mermileri evinde ve işyerinde bulundurmak suretiyle 6136 Sayılı Kanuna aykırı
davranmış olmakla hakkında 6136 Sayılı Kanunun 13/1, 5237 Sayılı TCK'nun 38/1. maddesi
yollaması ile TCK'nun 270. Maddesi (iki kez), 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet
Apartmanı No:69 ŞİŞLİ adresinde yapılan aramada:
(1) adet üzerinde "Walther" yazılı kılıfı da bulunan pala ile (2) adet tahta kırmızı
siyah kılıf içerisinde saımıray kılıcı, (2) adet tahta kılıf içerisinde Zülfikar Kılıç ile,
Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No: 10/4 ve Çatı Katı
BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada da (1) adet U.S.A. süper K.NIFE marka kahverenkli
saplı bıçak ele geçirilmiş olup yapılan incelemede:
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda sözkonusu pala, bıçak ve kılıçların 6136 sayılı yasanın
4. maddesinde belirtilen yasak niteliğine haiz kılıç benzerlerinden olduğu tespit ve rapor
edilmiştir.
Böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN bulundurulması ve taşınması izne bağlı olan (1)
adet pala, (2) adet samuray ve (2) adet Zülfikar kılıcı evinde ve işyerinde bulundurmak
suretiyle 6136 Sayılı Kanuna aykırı davranmış olmakla hakkında 6136 Sayılı Kanunun 15/1,
5237 Sayılı TCK'nun 53, 54 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
Aramada (2) adet üzerinde Boxer yazılı döküm muşta ele geçirilmiş olup yapılan
incelemede:
EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve
2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak
nitelikli muştalardan olduğu tespit ve rapor edilmiştir, -r -~~--~-v.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde: "2 adet BOXER marka muştayı yurtdışında
satmak için hazırlayıp döktüklerini, bunların kalıbı olduğunu, gümüşlerini yapıp
satacaklarını, kalıp kavuçuğunun da halen mevcut olduğunu " belirtmiş olmakla sözkonusu
muştalan kendisinin imal ettiğini kabul ettiği anlaşılmakla hakkında eylemine uyan 6136
Sayılı Kanunun 14/1, 14/son, 5237 Sayılı TCK'nun 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep
edilmiştir
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı
Kat: 2, No: 5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada:
(1) adet Kemvood TK3107 ibareli 80929012 seri nolu, (1) adet Kemvood TK3107
ibareli 80928952 seri nolu ve (1) adet Motorola Radius GP300 ibareli, şarj cihazı ve
adaptörünün de bulunduğu el telsizi ele geçirilmiş olup yapılan inceleme neticesinde:
İstanbul Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünün 2008/3212 sayılı yazısında;
Cihazların UHF bandında faal olarak çalışmakta oldukları, alma ve gönderme yapmakta olup,
Söz konusu el telsizlerinin 2813 Sayılı Telsiz Kanununun 13 ve 32/a maddesi kapsamına giren
cihazlar olduğu belirtilmiştir.
Telekomünikasyon Kurumu İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden alman; 02.05.2008 tarih
ve 2008/36856-23714 sayılı yazıda da;

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN adına verilmiş herhangi bir telsiz kullanım iznine
rastlanılmadığı bildirilmiştir.

Böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN ruhsatsız telsiz bulundurmak suçunu işlemiş


olduğu anlaşıldığından hakkında 2813 Sayılı Telsiz Kanunun 13. maddesi yollaması ile aynı
kanunun 32/a, 32/a-son maddeleri ile TCK'nun 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işyerinde yapılan aramada:
(4) adet Cam parfüm şişe, (1) adet ağzı karık pişmiş toprak vazo, (2) adet bronz
heykel, (1) adet bronz obje, (5) adet pişmiş toprak vazo, (3) adet cam koku şişesi, (9) adet
pişmiş toprak vazo, (1) adet pişmiş toprak testi, (6) adet pişmiş toprak sapan taşı, (1) adet başı
kırık mermer heykel, (240) adet duvara asılı şekilde panonun üzerine yapıştırılmış vaziyette
(30) adet sikke, (1) adet mızrak ucu, (1) adet sapı kırık kaşık, (1) adet keski, (1) adet ok ucu,
(4) adet iğne ve (38) adet duvara asılı pano üzerinde çerçevelenip kolye ucu şekline getirilmiş
sikke ele geçirilmiş olup, yaptırılan incelemede:
İstanbul Arkeoloji Müdürlüğünde incelemeleri yapılarak tanzim edilen 25.02.2008 ve
28.02.2008 tarih ve 2008/562 sayılı raporlarında; yukarıdaki malzemelerden; 3 adet cam şişe
ve 90 adet bronz sikke (bozuk-silik-sahte) nin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabi, müzelik değerde olmadığı, 90 adet
sikkenin piyasayı yanıltıcı nitelikte olduğu ve alıkonulduğu, 3 adet cam şişenin tarihi bir
özelliği olmadığından teslim edildiği, geri kalan 256 adet eserin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabi, müzelik değerde yurt içi ve
yurt dışında alınıp satılması yasak eserlerden olduğu bildirilmiştir.
Böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununa aykırı davranmakla hakkında 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununun 26. maddesi yollaması ile aynı kanunun 73. maddesi ile TCK'nun 53 ve
63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in telefon görüşmelerinde ve internetteki yazılarında
sürekli askerleri hükümete karşı darbe yapmaya çağırdığı bir nedenle; halkı hükümete karşı
silahlı isyana tahrik suçunu işlediği anlaşıldığından; şüphelinin eylemine uyan TCK'nun
313/1. maddesinin tatbiki istenmiştir.
Sonuç olarak şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Ergenekon terör örgütü üyesi
olmak, halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik
etmek, tutuklunun yerini büdiği halde yetkili makamlara bildirmemek, yasaklanan
bilgileri temin etmek, suçu üstlenmeye azmettirmek, 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet
etmek, 2863 Sayılı Yasaya Muhalefet ve 2813 Saydı Yasaya Muhalefet etmek eylemlerine
uyan 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5,
TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile TCK'nun 216/1, 284/1, 334/1, TCK'nun
38/1. maddesi yollaması ile TCK'nun 270. maddesi, (6136 Sayılı Kanunun 13/1,14/1,15/1,
3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4. maddesi yollaması ile aynı kanunun 5.
maddesi), 2813 Sayılı Telsiz kanunun 13. maddesi yollaması ile aynı kanunun 32/a, 2863
Saydı kanunun 26. maddesi yollaması ile aynı kanunun 73. maddeleri gereğince
cezalandırılmasına, suç teşkil eden silah, şarjör, fişek, kılıçlar, pala, bıçak, muşta, telsizler
ve tarihi eserler ile suçta kullanılan bilgisayar, cep telefonları, sim kart ve malzemelerin
TCK'nun 54/1, 54/4, 6136 Sayılı Kanunun 14/son, 2813 Sayılı Kanunun 32/a-son
maddeleri gereğince müsaderelerine, doküman ve CD'lerin dosyada delil olarak
saklanmasına,
Şüphen' Hayrettin ERTEKİN hakkında 5237 Saydı TCK'nun 53/1-2-3, 58/9 ve
63. maddelerinin tatbikine karar verilmesi talep edilmiştir.

59- ŞÜPHELİ NUSRET SENEM


a)-Savcılık ifadesinde;
"İşçi partisi genel sekreteri olarak görev yapmakta olduğunu, Ulusal kanalın
avukatlığını yaptığını, Partide 4. katta girişte soldaki odanın çalışma ofisi olduğunu, avukatlık
yaptığı yerde aynı bir binanın da Kızılay'da olduğunu,
Şüphelilerden Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER ve Adnan AKFIRAT'ı İşçi partisi
sebebiyle tanıdığını, Kemal ALEMDAROĞLU ve Emin GÜRSES'i tanıdığını, Mehmet
Zekeriya ÖZTÜRK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Veli KÜÇÜK ve Ergün POYRAZ' ı
tanımadığını,
DOĞU PERİNÇEK gözaltına alındığı tarihlerde adliyenin önünde olduğunu, bazı
ifadelere katıldığını, hatta Yargıtay krokisi denilen krokiyi de Adnan AKFIRAT' a sorulduğu
zaman haberinin olduğunu, daha sonra Doğu PERİNÇEK'in mahkeme ifadesine de girdiğini,
daha sonra Taraf gazetesinde krokilerin yayınlandığını gördüğünü, muhabirleri Ufuk
AKKAYA'mn yayınlanan krokinin yayınlanmasından bir gün önce kendisine "Taraf
gazetesinin muhabiri bana bu CD'leri bize Ramazan AKYÜREK verdi" şeklinde bir beyanda
bulunduğunu söylediğini, buna şu anda avukatı olan Mehmet CENGİZ'in de şahit olduğunuve
İşçi Partisi İstanbul İl Başkanı Erkan ÖNSEL'in de şahit olduğunu, yayınlanmadan bir gün
önce olmuş bir hadise olduğunu, Yarın taraf gazetesinde yayımlanacağının söylenmiş
olduğunu,
Bulunan CD ve krokinin Emniyette kendisine gösterildiğini, 29 Ocak 2008 tarihinde
Ankara C. Başsavcılığına Emniyetteki F Tipi Örgütlenmeyi anlatan 4 sayfalık 57 kişilik bir
listeyle şikâyetçi olduğunu, bu belgenin gazeteci bir arkadaşı tarafından verildiğini, kendisinin
de savcılığa verdiğini, 2008/16541 sayılı soruşturma numarasına kaydedildiğini, ancak
husumet olmasın diye dilekçesinde isimlerini yazmadığını, ancak ekli belgeyi sunduğunu, bu
belgenin de Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Necati ALTINTAŞ tarafından hazırlandığım,
Saygı ÖZTÜRK'ün bizzat Tempo dergisinde yazdığını,
Yargıtay ile alakalı Cd'nin oluşturma tarihinin^E^miy^te kendisine gösterildiğini, 5
Şubat 2008 tarihli belge olduğunun bildirildiğini, J^radân lencftsiRamazan AKYÜREK ile
alakalı şikâyette bulununca Ramazan AKYÜREK'in bir komplo kurduğunu ve bu komplo
gereği de bu CD'leri İşçi partisine koydurduğunu veya arama sırasında bizzat kendileri
tarafından koyulmuş olabileceğini anladığını çünkü aramanın baştan sona usulsüz bir arama
olduğunu, Partinin avukatlarının alınmadığını, daha sonra Mehmet CENGİZ ile zorla
girdiklerini ve zorla Genel Başkanları Doğu PERİNÇEK'i usulsüz olarak gözaltına aldıklarını,
Ayrıca o CD'de geçen Yargıtay üyeleri ile alakalı olarak bütün bilgilerin tamamen istihbari not
olduğunu, ancak Emniyetin birimlerinin yapmış olabileceğini, Yargıtay'dan iki kişiyi
tanıdığını, Birincisi 2. Ceza Dairesi Başkanı sınıf arkadaşı Nedim BARAN ve İkincisi yeni
başkan olan 18. Hukuk Dairesi Başkanı olan Abdurrahman abi olduğunu, Soyadını
hatırlamadığını ancak hemşerisi olduğunu, bunun dışında Yargıtay' a 1 yıldır bir veya iki defa
gittiğini, Yargıtay'da birkaç dosyasının olduğunu, dosyalarının bilgisayarında yazılı olduğunu,
tek tek bakılırsa nerde olduğunun ortaya çıkacağını, Danıştay'da birçok dosyasının olduğunu,
Bilgi notunda ismi geçen şahıslardan Yarsav başkanı Ömer Faruk
EMİNAĞAOGLU'nu gıyaben televizyondan tanıdığını, diğer şahıslan ismen tanımadığını,
Kendisinin CD kullanmadığını, disket kullandığını, 1-2 aydır da Flash disk
kullandığını, bilgisayarlarına, ajandalarına ve telefonlarına bakıldığında bu şahıslarla
irtibatının olup olmadığının ortaya çıkacağını,
Hatta tanıdığı insanlar olsa bile kendisi siyasetçi olduğu için gidip yanlarına
uğramadığını, yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek ve arkadaşlarına zarar verilmemesi için
uğramadığını, hakimlerin tarafsız olduğu için siyasetçi olduklarından yanlış anlama olmasını
istemediğini,
Ayrıca Ramazan AKYÜREK ile alakalı Fetullahcı olduğuna dair bir gizli sicil fişi
olduğunu, bu sicil fişini Ankara 24. Asliye Mahkemesinde kendisinin açmış olduğu bir
tazminat davasında mahkeme dosyasından aldığını, bu sicil notu sebebiyle de açtığı tazminat
davasının reddedildiğini, bununla alakalı olarak da Hrant DİNK cinayetinin de bunun adamları
tarafından işlendiğini basın toplantılarında söylediğini, bundan dolayı Ramazan AKYÜREK'in
kendisine husumet beslediğini,
Ramazan AKYÜREK imzalı veya o günlerde kendisi adına herhangi bir zarf ve posta
gelmediğini, ayrıca kendisi ile aralarında ona aşkın dava olduğunu,
Emniyete yapmış olduğu Fetullahcılık iddiası ila alakalı olarak da Ramazan
AKYÜREK'in kendisini şikâyet ettiğini, dosyanın savcı Nuh Mete YÜKSEL'de olduğunu,
kendisini çağmp "elinde başka bir bilgi ve belge varsa ver" dediğini, hem Asliye Hukuk
kararını hem de gizli sicil notunu verdiğini, şu anda da soruşturmanın derdest olduğunu,
30 yıllık Avukat olduğunu ve böyle bir namussuzluk ve şerefsizlik yapacak son insan
olduğunu, ayrıca Maraş davasının ve Sivas davasının avukatı olduğunu, burada mağdur
olanların alevi vatandaşlar olduğunu, kendisinin Sünni kökenli olduğunu, mağdur edilen ve
yakılan insanların vekilliğini yaptığını, nasıl Alevi- Sünni, Kürt - Türk ayrımı yapacağını
anlayamadığını,
İlhan SELÇUK' u gıyaben tanıdığını, bir seferde Sultanahmet Adliyesinin karşısında
bir yemekte karşılaştıklarını, bir ödül töreni ile alakalı olduğunu, onun dışında herhangi bir
irtibatının olmadığını,
İbrahim ARSLAN'ı, Halil DOĞAN'ı, Mustafa OZAN'ı, Sait ZORLU'yu ve CENGİZ
KÖYLÜ'yü tanımadığını,
Yaşar Hacı SALİHOĞLU'nu tanıdığını, bir kaç sefer Ankara'da bürosuna geldiğini,
Doçent olduğunu, zaman zamanda Ulusal Kanal'da program yaptığını ve oradan tanıdığını,
M. Bora PERİNÇEK'i tanıdığını. Genel başkanın oğlu olduğunu, Ermeni meselesi ile
alakalı araştırma yaptığını,
M.Bedri GÜLTEKİN' i tanıdığım, Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğunu,
Hikmet ÇİÇEK'i tanıdığını, Partinin Basın Bürosu Başkanı olup değerli bir gazeteci
olduğunu,
Zerrin ÖZTÜRK'ü tanıdığını, İstanbul'da Avukat bir meslektaşı olduğunu, eşi
Hüseyin HAYDAR'm şair olduğunu ve Ulusal Kanal'da program yaptığını,
Mevlüt USTA'yı tanıdığını, İstanbul İl Sekreteri olduğunu,
Hıdır HOKKA'yı tanıdığını, Partinin eski yöneticilerinden olduğunu, muhtarlarla
alakalı program yaptığını,
Abdurrahman TAŞÇFyı tanıdığını, İstanbul il yöneticisi olduğunu,
İP Karargâh evleri başlıklı çok gizli ibareli ve üzerinde antetinde çok gizli kopya
yazan belgeden haberinin olmadığını, Partilerine birçok bilgi ve belge geldiğini, bu belgeyi
hiç görmediğini ve bu tür yapılanmadan da haberinin olmadığını,
Aramalar sırasında ele geçirilen Devlete ait olduğu anlaşılan gizlilik derecesi bulunan
belgelerin ne şekilde partiye geldiğini bilmediğini, zaman zaman bazı kişilerin kendilerine CD
veya belge gönderdiklerini, onları tasnif ettiklerim, işe yaramayanları attıklarını, ancak
Sönmez KÖKSAL'm Mit müsteşarı olduğu dönemde hazırlamış olduğu Susurluk'la ilgili Mit
Raporunu Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde bir partinin yetkilisinin ismi geçmesi
nedeniyle hatırladığı kadarıyla da Büyük Birlik Genel Başkanı Muhsin YAZICIOĞLU'nun
ismi ile ilgili olarak Avukat olarak katıldığı davada talebi üzerine mahkemenin isteyip
Başbakanlıktan Şenkal ATASAGUN imzalı olan mit raporu olduğunu, Zaten belgenin
üzerinde kendisi ile ilgili mahkemenin numarasının yazılı olduğunu,
Arama sırasında İşçi Partisi Genel Merkezinde bulunan " Kemalist Model-Ulusal
Gençlik Hareketi-Dinamik" isimli dokümanı daha önce şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit
OĞUZTAN ve Tuncay GÜNEY' den ele geçirildiği hatırlatılarak sorulduğunda;
Bu belgeyi daha önce hiç görmediğini, basın bürolarına gelmiş olabileceğini, bu
belgeyi görmediğini ve okumadığını,
İşçi Partisi'nde bulunan dokümanlar arasında Başarılarınız başlıklı belge içerisinde
"eylemci hat" isimli hat isimli alt başlıkta " Öncü gençlik 5 Genel kongresinde Türkiye'nin
genel gündemine ilişkin örgütlerimizin militan eylemler yapması kararını almıştık bu kararı
hayata geçirdik böylece öncü gençlik tarihinin en fazla eylem yapılan ve bu açıdan en verimli
olan dönemini yaşadık" şeklindeki dokümanda geçen "Militan eylemler" den neyin
kastedildiği sorulduğunda;
Öncü Gençliğin İşçi Partisinin Gençlik teşkilatlanması olduğunu, Dağlıca
baskınından sonra bütün illerde yürütülen şehit cenazelerinde, Cumhuriyeti savunan
mitinglerde yer aldığını, militan eylemlerden kastettiklerinin bu tür eylemler olduğunu,
Arama sırasında ele geçirilen "Osmanlıdan Günümüze Masonik Bilderberk Çetesi ve
Örtülü Faaliyetler Bir " isimli belgeler ile sorulduğunda;
Bu belgeleri görmediğini ve bilmediğini, içeriğini bilmediğini, Partinin hangi
biriminde ele geçirildiğini de bilmediğini,
Arama sırasında ele geçirilen "son bilgi sağlam" başlıklı ve içeriğinde "İsmail
PEKER Zekeriya ÖZTÜRK, Sedat PEKER ve Muzaffer TEKİN" isimli şahıslarla ilgili bir
araştırmadan bahseden yazı içeriği okunup sorulduğunda;
Bu yazının kendisi ile ilgili olmadığını, parti olarak Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi
ile aynı binayı paylaştıklarını, onların çalışmaları olabileceğini,
Arama sırasında "Teomandan Gelen" başlıklı bilgisayar çıktısı okunup sorulduğunda;
Bu bilgilerin yine İşçi Partisinde bulunduğu binada faaliyet gösteren basınla alakalı
olabileceğini, doğrudan İşçi Partisiyle ilgili olmadığının anlaşıldığını,
Arama sırasında İşçi Partisin Genel Merkezinde ele geçirilen CD 3 Pirinco yazılı CD
içerisinde Ergün POYRAZ'm aldığı para sorulduğunda;
Onunda Ulusal Tv' den çıkmış olabileceğini, .
Yine arama sırasında ele geçirilen CD içerisinde "Fırat üniversitesi irticayi
kadrolaşma" isimli klasör içerisinde üniversite çalışanlarının isimleri ve isimlerin karşısında
sağ görüşlü, muhafazakâr, nursu f.g gurubu, Süleymancı, ülkücü" şeklinde bilgilerin olduğu
okunup sorulduğunda;
Bunun da gazeteci işine benzediğini ve partileriyle ilgisinin olmadığını,
Yine arama sırasında ele geçirilen Cd'nin içerisinde "Devletin Yeniden
Yapılandırılması Dinamik-Antitez, Dinamik Ulusal Güç Birliği Birleşik Komin İp Türk Ve
Kürdü Birlikte Örgütleme Tasarımı Lobi Oluşumu, Ulusal Medya 2001 ile ERGENEKON"
isimli belgelerin bulunduğu bu dokümanların daha önce Tuncay GÜNEY ve Veli KÜÇÜK' ten
elde edildiği hatırlatılıp sorulduğunda;
ERGENEKON örgüt üyesi olmadığını, bu belgelerden ve dokümanlardan haberinin
olmadığını, sadece İşçi Partisi Üyesi olduğunu, Üye olduğu birde Baronun olduğunu, aynca
Çağdaş Hukukçular Derneğine üye olduğunu, onun dışında legal ya da illegal örgütüne üye
olmadığını, Aydınlık dergisinde okuduğu kadarıyla Tuncay GÜNEY'in İstanbul Emniyetine
vermiş o soruşturmayı İstanbul DGM'nin takipsizlikle bitirdiğini,
Yine Hürriyet gazetesinde Adil Serdar SAÇAN açıkladı ile alakalı sorulduğunda;
Bu kişiler ve dokümanlarla ilgi ve alakasının olmadığını,
Arama sırasında İşçi Partisi Genel Merkezinin giriş karşısındaki sekreter odasının sağ
tarafında bulunan masa üzerinde ele geçirilen CD içeriğinde " HİKMET ÇİÇEK' e ulaşanlar"
isimli klasör içeriğinde "Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik kurumları ile ilgili gizlilik dereceli
belgeleri ile Ege Ordu Komutanlığına ait gizlilik derecesi bulunan belgeler, yine başka bir CD
'de 2005 yılı Şubat ayı içerisinde dönemin Kara Kuvvetler Komutanı Orgeneral Yaşar
BÜYÜKANIT'm İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretlerle ilgili 9 sayfalık doküman"
okunup sorulduğunda;
Bahsedilen yerin boş masa olduğunu ve masanın sahibinin olmadığım, İşçi Partisi'nin
Genel Başkan ve Genel Sekreterinin odalarının ortasında bulunan yer olduğunu, oranın
görevlisinin üç aydır olmadığını, bu Cd'lerden haberinin olmadığını, Ege Ordu
Komutanlığında çalışan herhangi bir tanıdığının olmadığını, Büyükanıt Paşayla herhangi bir
husumetinin de olmadığını,
Hikmet ÇİÇEK'in Basın Bürosu Başkanı olduğunu,
Türkiye'nin bugün büyük bir iç kargaşaya bölücülüğe ve ilticayı bölünme sürecine
getirilmesinde Nato'ya bağlı olmasının rolü olduğunu, birçok yetkili batı ülkelerinin
Türkiye'nin bölünmesine yol açan bölücü ve irticai eylemleri desteklediklerini açıkça
söylediklerini, Ayrıca Türkiye'yi parçalanmış gösteren bir haritanın geçtiğimiz aylarda
Roma'da Nato toplantısında da duvara yansıtıldığını ve Nato'da görevli subaylarımızın o
toplantıyı terk ettiklerini, böylece Türkiye'yi bölücü faaliyetlerinin ortaya çıktığını, bu nedenle
Nato'ya karşı olduklarını,
Hayati ÖZCAN'ı İzmir Ulusal TV temsilcisi olarak konuşmalarından tanıdığını, onun
evinde ele geçirilen belge ve CD' lerle alakasının olmadığını,
0532 426 9231 nolu telefonu, 0312 435 63 88 büro telefonunu ve 0312 404 0668
nolu telefonları kullandığını,
Yapmış olduğu görüşmelerin partisi ile ilgili olan görüşmeler olduğunu ve herhangi
bir yasadışı görüşmelerinin olmadığım,
b)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin Ankara İli Kızılay Semti Meşrutiyet Caddesi Karanfil Sokak No:3/34
sayılı işyerinde yapılan aramada elde edilen;
DOKÜMANLAR
1 adet mavi kaplı üzerinde 2007 ibaresi bulunan ve içerisinde el yazması
notların bulunduğu ajanda . ' i •
Ajandanın 28 Kasım tarihli sayfasmda,"Adnan AKFIRAT için Ferid aranacak"
şeklinde ifadenin bulunduğu,
1 adet içerisinde çeşitli yazdar ihtiva eden ve üzerinde Emek İnşaat ve İşletme AŞ.
İbaresi bulunan ajanda
Ajandanın 12 Mart ibareli sayfasında Adnan AKFIRAT isimli şahsın isminin geçtiği, (101)
sayfadan ibaret ÖNSÖZ ile başlayıp Bankalarla ilgili soruşturmaların sonucu için yasal
düzenleme yapdması karara bağlanmalıdır diye biten doküman,
Susurluk kazası olayı hakkında dönemin bakanları ve başbakanının açıklamalarının
olduğu, faili meçhul olaylardan olan İstanbul da Özgür Gündem Gazetesinin bombalanması,
Behçet CANTÜRK'ün öldürülmesi Diyarbakır da yazar Musa ANTER'in öldürülmesi,
İstanbul da Tarık ÜMİT olayı ile Azerbaycan'da ihtilal denemesi, Bodrumda Hikmet
BABATAŞ cinayeti, Gaziantep'te Mehmet Ali YAPRAK'm kaçırılması olayı ve bankaların
yeniden yapılandırılması ve kredi tutarlarının kontrol altında tutulmasına dair bilgilerin
bulunduğu,
Emniyet Genel Müdürlüğü başlığı altmda, Polis Teşkilatının Susurluk olayı ile derin
bağlantılar içinde olduğu, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet AGAR'm Başbakanla
arasındaki samimiyetin bunun göstergesi olduğu, örtülü ödenekten istihbari faaliyetlere
aktarılan fondan Emniyete geniş pay verildiğine dair bilgilerin bulunduğu,
Milli İstihbarat Teşkilatı başlığı altında, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı mührü
bulunan Susurluk olayı hakkında, Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM, Ömer Lütfü TOPAL,
Emparyel Otelcilik ve Turizm ve Ticaret A.Ş tarafından işletilen talih oyunları
salonlan,Mehmet Ali Yaprak ve kaçırılması, Behçet CANTÜRK, Sedat BUCAK ve Bucak
Aşireti, Çeteler, Çetelerle alakalı yapılan operasyonda ele geçen silah ve malzemeler,
Değerlendirme,Jandarma,Uyuşturucu kaçakçılığı ve Teklifler başlıklan altında konulann
işlendiği,
ÇETELER başlığı altında, Avrupa ya gönderilen uyuşturucu trafiğinde geçiş noktası
olan Kocaeli'nde çetelerin ortaya çıkışı, aynca Jandarma alay komutanı Veli KÜÇÜK,
Emniyet Müdürü Nihat CAMADAN ve Affan KEÇECİ'nin adlannın çeşitli olaylara kanşmış
olması yorum ve spekülasyonlan arttırmış bölgenin "şeytan Üçgeni" olarak adlandınlmasma
sebep olmuştur - şeklinde ifadelerin bulunduğu,
ÇETELER başlığı altmda, Operasyonda ele geçen Silah ve Malzemeler başlığı
altmda, Mehmet EYMÜR telefonu ile Meral AKŞENER'i, DYP Genel Merkezini, Gazeteci
Nurcan AKAD'ı, Tolga Şakir ATİK'i, Özer ÇİLLER'İ, Mehmet AĞAR'ı, Adil ÖNGEN'i
aramaktadır.
Sedat PEKER (Memiş TAVUKÇU adına kayıtlı)532 243 61 11 no'lu telefonu ile
Jandarma İstihbaratına kayıtlı numaralan anyor, Ali YILDIZ adına kayıtlı 532-264 27 01 ve
26283 14 numaralı telefonlardan Sedat PEKER aranıyor. Sedat PEKERVeli KÜÇÜK'ü pek
çok kere anyor. Telefon aynntı faturalannm toplamının ise, bu kişilerin legal gelirlerini aştığı
görülecektir. İncelemeleri sürdürünce Sedat PEKER, Sami HOŞTAN, Abdullah ÇATLI,
gerçek Mehmet ÖZBAY ve TOPAL'a ait gazino telefonları, Hadi ÖZCAN ve daha pek çok
telefonun Yeşil'e ait 542-214 50 21 'i aradığı ortaya çıkıyor.
Ahmet Lütfü TOPAL başlığı altmda, Topal'in en sık görüştüğü kişi ortağı Sami
HOŞTAN'dır. Hakim Akman AKYÜREK'te aynı numaradan Sami HOŞTANTa irtibatlıdır.
Sami HOŞTAN'ın incelenen tek bir telefon numarasından 7 ayda ve özellikle 1996 yılında
Albay Veli KÜÇÜK ile 34 kez, Abdullah ÇATLI ile 13 kez, Korkut EKEN ile 6 kez görüştüğü
tespit edilmiştir.
Değerlendirme Başlığı altında; Susurluk olayının genel değerlendirmesi, sıkıntı veren
bir görünüm arz ettiği, Susurluk olayı yumağının OHAL bölgesinde gelişip ülkenin büyük
merkezlerine taşınmış, oralardaki uygun olay, kişi ve gruplan bünyesine katarak
geliştiği, neticede çok yönlü ve derinliğine bir ilişkiler yumağı oluştuğu, devlet kurumlarının
ve yöneticilerinin bilerek veya bilmeyerek devrede oldukları şeklinde bilgilerin bulunduğu,
Jandarma Başlığı altında; Jandarma İstihbaratında çalışan bazı subay ve astsubayların
Güneydoğudan dönmeleri akabinde yeni görevlendirildikleri yerlerde de eski elemanlarla
gruplaşarak ilişkileri sürdürme alışkanlığı içinde oldukları şeklinde bilgilerin bulunduğu,
Uyuşturucu Kaçakçılığı başlığı altında; Ülkede uyuşturucu kaçakçılığının özellikle
Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde faaliyet alanının bulunduğu MİT ve Emniyet
Teşkilatının özellikle çetelerin maddi anlamda büyümesine önemli katkı sağlayan uyuşturucu
kaçakçılığı ticareti ile etkin şekilde mücadele etmeli ve çetelerin bu şekilde büyümesini
engellemelidir.
Teklifler Başlığı altmda; Başbakana arz edilmesi istenilen 27 adet teklifte, Emniyet
Genel Müdürlüğü'nün çete oluşumlarına karşı genel bir mücadeleye sevk edilmesi, Emniyet
Genel Müdürlüğü merkezli çalışmaların basan için MİT'in imkanları ile desteklenmesini
sağlamak üzere ciddi ve Başbakanlıkça gözetilen, kontrol edilen bir koordinasyon kanalı
açılması, Susurluk çetesi ile ilgili sınırlı bir itiraf yasası çıkartılması, Özel Harekat Dairesi
çalışmaları OHAL bölgesi ile sınırlı kalacak şekilde daraltılması, Uyuşturucu Kaçakçılığı ile
etkin mücadele yapılaması, Emniyet Genel Müdürlüğünün hibe silahlan konusunda genel
müdürlükte ve gümrük müsteşarlığında mevcut karmaşık bilgi yığınını aydınlatmak üzere
kapsamlı bir inceleme bir inceleme -değerlendirme yapılaması, Nesim MALKİ ve Yener
KAYA cinayetlerinin tekrar sorgulanması, İtirafçı kullanılması sür'atle smırlandmlmalı, GKK
Kadrolan sayı olarak dondurulmalı, boş veya boşalan kadrolann iptal edilmesi, Kumarhane
işleticilerinin vergi ve muhasebe kayıtlannm incelenmesi, Eximbank -Türkmenistan ve
Emperyal Şirketi ilişkilerinin detayı ile araştınlması, Ömer Lütfü TOPAL'm öldürülmesinin
ardından ortaya çıkan 105 milyon$ lık borcun sebebinin araştınlması ve bankalarla ilgili
soruşturmalann sonucu için yasal düzenleme yapılması şeklinde tekliflerin olduğu yazılann
bulunduğu,
(60) sayfa üzerinde Gizli-Çok Gizli-Günlüdür kaşesi bulunan Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlığı Milli İstihbarat Müsteşarlığı başlıklı 06.11.1998 tarihli Şankal ATASAGUN
(Müsteşar) imzalı doküman,
Susurluk Kazasının nedenleri ve ortaya çıkardığı sonuçlan hakkında Mit tarafından
hazırlanan ÇOK GİZLİ ibareli Susurluk Olayı hakkında hazırlanan Mit Raporu,
(1) adet üzerinde ECE ajandası yazılı mavi renkli içinde çeşitli yazılar ihtiva eden
Ajanda,
Ajandanın 15 Haziran tarihli sayfasında Ferid İLSEVER isimli şahsın, 30 Aralık
tarihli sayfasında ise Doğu PERİNÇEK isimli şahsın isminin geçtiği, aynca soruşturma
kapsamında adı geçen şahıslardan olmayan kişilere, firmalara ve aynca değişik mahkeme ve
savcılıklara ait telefon numaralanmn bulunduğu,
1 adet üzerine İNTA 28 yazana (14) sayfalık bloknot defterinde bulunan el yazmalı
notlar içeriğinde;
Sinan AYGÜN, Nusret SENEM isimli şahıslann el yazması isimlerinin bulunduğu
aynca KIBRIS Kuzey Irak Hattında Ek Protokol başlığı altında şüphelilerden Ferid İLSEVER,
Doğu PERİNÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU isimli şahıslann adlarının geçtiği 24 kişilik isim
listesinin olduğu doküman olduğu,
DİJİTAL MALZEMELER
1. adet Princo marka CD,
1. adet DMS marka üzerinde 2004/8 ibaresi yazılı CD, (1)
adet DMS marka üzerinde 2004-10 yazılı CD,
(1) adet DMS marka üzerinde 2004-11 yazılı CD, ..,„.,. (1)
adet DMS marka üzerinde 2004-12 yazılı CD; .*" "' -
(1) adet OKY marka üzerinde Vaoyager DWG yazılı CD,
(1) adet üzerinde 30 AĞUSTOS 2004 Kocatepe Eylemi yazılı beyaz zarf içinde Princo marka
üzerinde TÜRK KAMU-SEN İş Sendikası 26.04.2004 yazılı CD, (1) adet SONY marka
üzerinde Seleo CTD yazılı CD,
1. adet DMS marka üzerinde UYAP E.TAKİP yazılı ve Mesut ERDEMİR eşi
Peymel ibaresi yazılı zarf içerisindeki CD,
1. adet beyaz zarf içerisinde Verbatin marka üzerinde TGRT Ana Haber Bülteni 29-
30 Ekim 2005 yazılı CD.
(41) adet disk kutusu içerisinde l'den 41 'e kadar numaralandırılmış bilgisayar disketi,
(1) adet Quantom marka ve 96 ZONGULDAK 190 184 seri numaralı HDD (Hard
Disk)
(1) adet ASUS marka TA230A5196 B10585 seri numaralı bilgisayar kasası,
(21) adet (1 'den 21 'e) kadar numaralandırılmış bilgisayar disketi,
(1) adet üzerinde Mescom Computer yazılı bilgisayar kasası,
(1) adet Toshiba marka 310 CDS ibaresi yazılı dizüstü bilgisayar,
c)-Telefon görüşmeleri;
Tape:3603, 04.02.2008 günü saat:14.01'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ferid İLSEVER'in "... ne oluyor abi bu şey, 9 Şubat eylemi" dediği, Nusret
SENEM'in "Bu akşam toplantı var" , "... Ziraat Mühendisleri odasında ,çeşitli örgütlerin
,platformların katıldığı bir toplantı var" "Şimdi burda m işte ADD var o diğer örgütler var
....(anlaşılmadı), cumhuriyet kadınları derneği var, çeşittli platformlar var Ankara da 4-5 çeşit,
bizim Suphi abinin oğlu da var, o şeylerin içerisinde" "Eğer böyle bir eylem kararı verirlerse
.... Başka yada herhangi bişey kamuoyuna duyuracaklar yarından itibaren" "Böyle bişey olsun
iyi olur bi miting olarak olur bu gen Tandoğan'da bi miting yapılır ondan sonra da Anıtkabir e
gidilir bilmem ne 14 nisandan daha büyük bi eylem olur" dediği, Ferid İLSEVER'in "...
Meclis e gidelim falan gidelim falan şeyler var ortam ne kadar doğru onuda ben.. " dediği,
Nusret SENEM'in ".doğru değil o abi ,pek doğru değil öyle şeyler çok şey yapar o katılımı
zayıflatan etkiler yapar" dediği,
Tape:3825, 06.02.2008 günü saat:11.53'de Nusret SENEM ile Doğu PERİNÇEK
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Doğu PERİNÇEK'in "Dün biraz sizi bulamayınca Bedri ile konuştum nasıl olmuş
Hüseyin'in Toplantısı" dediği, Nusret SENEM'in "Evet şöyle birde oraya toplantıya katılıyor
arkadaşlar CHP'liler var ondan sonra Eğitim-SENTiler katılmış onu bizim Başkanımız biraz
olumsuz değerlendirmiş orayı bozarlar falan gibi bence öyle bir" "... Eğitim-SEN katılıyor
ama Sendikal birlik lafı daha çok söyleniyordu evelsi günkü toplantıda fakat Eğitim-SEN diye
söylediler Genel Merkez diye ben onu pek şey yapamadım netleştiremedim ama Göksel bize
Eğitim-SEN Sendikal Birlik diye söyledi 1 gün önceki toplantıda" dediği, Doğu
PERİNÇEK'in "Katılsın abi ne var niye rahatsız oluyoruz ki" dediği, Nusret SENEM'in
"Şeyinde çok güzel uyarlar yapıyor yani bu Mitingin irada karşı olmamak ne şeriat ne darbe
yanlışlara şey yapmaması lazım diyor yani böyle güzel bir imam şeyi olmasın diyor bu 14
Nisandaki hataları tekrar etmesin herkes bunda mutabık oluyor yani" "Çok güzel bir şey
oluyor şimdi öğrendik İzmir Belediyesi 300 Otobüs ile hazırlık yapıyor" "Yani her taraftan
Türkiye çapında","bir katılım olacak bir böyle Uluç GÜRKAN'ların şey yaptığı ayrı bir
Platform var bugün onunda bilgisi geldi bana şimdi Uluç GÜRKAN'ın Toplumsal Güç Birliği
Platformu diye bir platformu var onun başına Uluç GÜRKAN çekiyor bunlar CHP'lUere karşı
bir grup oluşturuyorlar bizim TÜMÖD'ten malesef Suay KARAMAN da bunlara dahil olmuş
Eğitim-iş buradaymış fakat Eğitim-iş'in öyle

1989

hemen" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Abi hemen ikisinide araym deyinki çıkm ordan"
dediği,
Tape:3609, 08.02.2008 günü saat:16.11'de Ferid İLSEVER ile X Bayan /Nusret
SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ferid İLSEVER'in "... müsayitmi Genel Başkan acaba" diye sorduğu, X Bayan'm
genel başkanın gelmediğini söyleyerek telefonu Nusret SENEM'e verdiği, F. İLSEVER'in
"........ne var ne yok nasıl durumlar havalar" dediği, Nusret'in "Çok güzel abi bi problem yok
iller nerelerden katılacak onları şey yapıyoruz İstanbul'a gönderdik şimdi" " ... 8-10 civarında
ilin şeyi daha da arttı İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa, Gaziantep, Çorum, Hatay, Manisa,
Balıkesir, Zonguldak, Konya, Eskişehir, Antalya, İsparta, Denizli, Muğla", "Bizim partinin
katılacağı şey otobüsler kaldıracağı yerler bunlar, yani böyle 15 civarında var değilmi 15
ilimiz var" diyerek yapılacak bir mitingle ilgili konuştukları, geniş katılımlı bir miting
olacağından bahsettikleri, F.İlsever'in ".... Yurt haberler Servisi bütün illerde tarama yapıyor
işte nasıl kimlere soruyor ADD yok zaten işin içinde" dediği, Nusret SENEM'in "ADD yok
üniversitelere soruyor muyuz" dediği, F.İLSEVER'in "İşte Üniversitelere soruluyor ondan
sonra şeyler söyle adanı Belediyeler bazı Belediyeler tabi hepsi değil" "Ondan sonra büyük
kitle örgütleri ve Ziraat Odaları. Sanayi Odaları" .. izmir ile konuşuluyor o verilen rakamlar
doğru değil tabi 350 otobüs dediler o düştü müştü bişeyler oluyor fakat ordan iyi olacak yani
o" dediği, Nusret SENEM'in "... olacak canım ordan Ankara'dan büyük katılım olacak
oralardan olacak yani önemli bir katılım olacak oralardan olacak önemli bir katılım olacak 14
Nisan gibi olma şansı yok ama yani geçen günkü eylemden de daha büyük olacağı kesin yani"
dediği, ilerleyen konuşmalarda, 32. gün programıyla ilgili konuştukları, Mehmet Ali
BİRANT'm programından bahsederek gergin bir ortam olduğunu anlattıklan, F.İLSEVER'in
"Muazzam bir mesaj burada ilginç olan şey şu, şeyler bu mesajlar için tepki yok abi karşı
tarafın mesajları yok bunlar hazmediyorlar heralde fakat yani tepki yok enteresan şeylerden
ise yani bizim bu cepheden görünenlerden ise yine burada da anormal tepkiler var böyle
kuralım ordumuzu çıkalım.." dediği,
Tape No : 3612, 09.02.2008 günü saat:14.49'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Nusret SENEM'in "....şu anda yeni bitti daha miting, yeni bitti partiye doğru
gidiyoruz" dediği, F.İLSEVER'in "Abi ben şundan aradım ya bu alçak orda bir tane kürsüde
zibidinin teki saat: 11:30'dan beri canlı yaymda olan ATV'ye teşekkür ediyosun, lan saat on
buçuktan ondan beri biz canlı yayındayız ya" dediği, Nusret SENEM'in "Ya gördük işte aynı
alçak herif biz dinledik abi dinledik" dediği, F.İLSEVER'in " çıkın kürsüye, yapışın yakasma
ya alçak herif namussuzlara bak ya bir sürü düşman toplanmış orda az önce Fikret'e söyledim
ama oturuyor orda Fikret yani" dediği, Nusret SENEM'in "Başta anons ettiler de şimdi
namussuzluk etti orospu çocuğu" dediği, F.İLSEVER'in "abi çıkalım kürsüye yapışalım
yakasına kimse bu ya orospu çocukları ya her saniyesi alçaklık, hainlik. Namussuz işi gücü bu
ya yok bitti mi şimdi hikaye, bittimi şimdi olay" "...ben bişey soyluyum mü yapacağımız şey
şu abi ben şimdi Halil'e (Olarak anlaşıldı) talimat vercem o kürsüden o ibneyi af edesin
basacak küfürü ulan ne lafını biliyosun ne bilmem neyi biliyosun bölücüsün tabi bilmem ne
televizyonuna teşekkür ediyomuş saat on buçukta en erken saatten beri burası canlı yayında ya
namussuzlara bak ya" dediği, Nusret SENEM'in "Onu söylüyelim abi" "Birgül AYDAR'm
konuşması müthişti güzeldi yani" dediği,
Tape: 3860,13.02.2008 günü saat:17.47'de Doğu PERİNÇEK ile X Bayan/Nusret
SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Doğu PERİNÇEK'in X bayanı arayarak Nusret'i telefona istediğive telefonu alan
Nusret ile Merkez Karar Kurul toplantısı üzerine konuşmaya başladıklan, bu toplantıyı 1-2
Mart tarihlerinde yapmayı düşündükleri, devamında köylülere toprak satışı ile ilgili bir
mahkeme kararından bahsettikleri, bu konu kastedilerek Doğu PERINÇEK'in "Onlar şeye
gitcek değil mi? Şimdi." dediği, Nusret'in "Danıştay'a gidecek. Danıştay'a gidecek ama epeyce
bi masraf oldu. 30 kusur dava oldu şimdi. Bazı yerlerden para bulmamız lazım, sponsor
yapalım köylülerin kaldıracağı gibi değil. Evet ben bir iki yeri aradım yurt dışından
arkadaşlardan falan sponsor bulup diye." dediği, Doğu PERINÇEK'in bu konu ile ilgili
masrafı sorduğu, Nusret'in "Valla yani beşten aşağı olmayacak bikere yani beş." Dediği, Doğu
PERINÇEK'in "Beş milyar mı?. Bi şey değil." dediği, Nusret' in "İşte o kadar bi şey ama,
Güneydoğu fonuna da bari yani bunu fırsat bilip bi şey yapalım. Kaynak bulalım." dediği,
Merkez Karar Kurulu toplantısına tekrar değinerek görüşmenin sona erdiği,
Tape:3814, 26.02.2008 günü saat:19.50'de Doğu PERİNÇEK ile Nusret SENEM
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Diyarbakır'da ki bir davadan bahsettikleri, bu konu üzerinde bir
süre konuştuktan sonra Doğu PERINÇEK'in "Para size intikal etti mi" dediği, Nusret'in "Geldi
abi hallettik işte bugün tamamını hallettik yani saat 3 e kadar vallahi belki 20 defa merdiven
indim çıktım yani o taraf koş bu tarafa koş epey bir problem uğraştık bitirdik geldik." Doğu
PERINÇEK'in "...şey biz ikisini mi verdik 4 üde köylüler mi verdi." dediği, Nusret'in " 4 ü
değil de 2,5 ini verdiler bir miktarda ben yanımda götürmüştüm işte 6 küsur tuttu tamamını
halletmiş olduk." dediği, Doğu PERINÇEK'in "Onun hesabını güzel tutun abi o birlik ve
kardeşliği sakın partinin hesaplarına karıştırmayalım. Şeye Diyarbakır iline para bıraktınız
mı." dediği, Nusret'in "Tabi bıraktık 3 onlara kaldı ya. Bazı yerlerden gelecekler var onlarla
ayrıca oraya takviye edeceğiz yani." dediği, Doğu PERINÇEK'in "Ben size 5 milyon daha
verecem 5 bin daha verecem" dediği, Nusret'in de "İyi abi vallaha iyi olur bende bazı
yerlerden istedim gelenler olacak işte bazı özel arkadaşlardan falan onlar da gelecek onlardan
da." diyerek görüşmenin sona erdiği,
Tape:3648, 03.03.3008 günü saat:18.27'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ferid İLSEVER'in, "Nusret'ciğim şimdi bu Hikmet bir şey hazırladı, hani
konuşmuştuk ya dosya..." "...biz bunu şimdi burada basına yarından itibaren servis yapacağız
gideceğiz gruplar halinde tek, tek köşe yazarlarını, haber merkezlerini, genel yayın
yönetmenlerini dolaşcaz anlatacağız yani, Ankara'da da aynı şeyi yapacağız ama gelin bunu
Meclis'e taşıma yollarını arayalım zorlayalım veya CHP' lileri falan..." dediği, Nusret
SENEM'in "Olur eklerini ineklerini bir dosya yapalım" "Taşıyalım Meclise" "Zaten diyorlardı
adamlar bize belge doküman getirin diye" "CHP'ye DSP'lilere falan taşırız bunu" dediği, Ferid
İLSEVER'in "Yani o Kemal KILIÇ'la Ruhan yaparlar bunu temiz adamlar biliyormusun"
dediğ, Nusret SENEM'in "Ne var canım bizim burada milletvekili eski baro başkanı
arkadaşımız var" "CHP grup başkan vekili baro başkanı arkadaşım" dediği, ilerleyen
konuşmalarında, Ulusal Kanal'la ilgili İçişleri Bakanı ile görüşeceklerini anlattıkları,
Tape:3651, 10.03.2008 günü saat:17.42'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM
arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre CHP nin ve BAYKAL'm ERGENEKON operasyonuna bakışlarıyla ilgili
konuşup hafife aldıklarını anlattıkları, Ferid İLSEVER'in ".... buşey hazır, hı kapakta yaptık,
busayı ama kapaktan öncede bizim hazırladığımız bu ERGENEKON ile ilgili bir dosya var"
"Cumhuriyet Halk Partisi mesela DSP'liler bunu bir soru önergesi haline getirsinler meclise
sunsunlar, mesela bunu KILICLAROĞLU yapar,Atilla KALÇA yapar" dediği, Nusret
SENEM'in "eski Baro Başkanı zaten yardım istiyor" "Mehmet bey ile konuşayım ben o nu. O
nu burada bir güzel önerge haline getirelim" "tamam mı? Soru önergesi falan, haline bir çıksm
mecliste şak diye koysun" dediği, ilerleyen

/y0<
konuşmada Nusret SENEM'in ".... Yarın da şey yapıyoruz Yargıtay şeye Hakimler Savcılar
Yüksek Kuruluna suç duyurusu yapıyoruz savcı ile ilgili" dediği,

d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;


Şüpheli Doğu PERİNÇEK ile ilgili olarak İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan
aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde ele
geçirilen "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin
yapılan incelemesinde;
İçersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu, "Yargı-Nusret Senemden"
adlı klasör açıldığında, içersinde (4) adet Word belgesi, (7) adet PDF belgesi olduğu
görülmüştür.
"Yargıtay" adlı PDF dosyası açıldığında;
Yargıtaya'a ait; elle çizilmiş basit bir kroki olduğu görülmüş, kroki içersinde binanın
bölümlerini gösterir şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A, B, C yazıldığı, binalara giriş çıkış
olan noktalan işaretledikleri ve bu noktaların üzerlerine değişik işaretler ve şekiller yaptıkları
ve numaralandırdıkları görülmüştür.
"Krokinin açılımı" isimli Word belgesi içeriğinde:
KROKİNİN AÇILIMI:
A:Yargıtay ana bina
B:Yrgıtay bitişik ek bnina
C: Yargıtay ek bnina
1. :protokol kapısı(güvenlik çok sıkı)
1. avukat giriş kapısı
1. Posta giriş kapısı
1. Vatandaş kapısı
5Garaj kapısı (sürekli görevli bulunur, güvenlik yok)
öMutfak kapısı
7 A blok yan kapı
8Cnlok yabn kapı
9C blok arka kapı
10C blok öbn yan kapı
1İC blok ana giriş kapı
12C blok garaj kapısı
13 Başbakanlık güvenli girişi
14A blok giriş
X Güvenlik var
X Polis var
) ( x ray cihazı var
P polis noktası var.
"San ile işaretli bölgeler rahat, buralarda güvenlik, polis, görevli yok.6 nolu kapı
tübnel gölgesibnd kalıyor. Gece için uygun.3 nolu kapı, kilitli ancak açılabilir.Buradan A blok
zemin altıbna inilir.BNurası Milli Eğitim BNakanlığı ile A bnlok arasında kalıyor ve araba
park yeri.Tenha.Cbnlok 8 nolu kapı çok müsait.Girince bazen kapı arkasında bir güvenlik
çıkabilir. Burada lavabolar var.Oraya geçilebilir.Her zaman yok.9 bnolu kapı kilitlidir.Ama
açılabilir.Ö ntaraftaki ışıklar oraya görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar
burayı iyi görüyor. Ö n tarafta 2 kamera var. Ön taraftaki san alan ağaçlann altında kalıyor.
Işıktan da geriye kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor, arkada camlan yok. O nedenle kör
bir nokta oluşuyor.Karargah kameralan görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz.Ancak
fazla beklememeli.Karargah önünden hemen ikaz gelebilir" şeklinde, krokide bulunan bir çeşit
şifre niteliği taşıyan harfler, numaralar, işaretler ve renklendirmelerin çözümümün
bulunduğu hatta bütün krokinin ne amaçla yapıldığını açıklayıcı çarpıcı tanımlamaların
olduğu, krokide belirtilen binaların Yargıtay Ana binası ve ek binalarını kapsadığı, rakam
grubunun Yargıtay binalarının giriş kapılarını gösterdiği, harf grubunun ise güvenlik
noktalarını belirttiği anlaşılmıştır. Ayrıca güvenlik zafiyeti olan noktaların özellikle
belirtildiği, kör olan noktaların vurgulandığı, özetle Yargıtay binasına tüm güvenlik engellerini
aşarak girebilmenin yollarının gösterildiği görülmüştür.
"Tayyip Erdoğan.pdf" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; 1998 yılında
Recep Tayip ERDOĞAN hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi C.
Başsavcılığınca düzenlenen iddianame olduğu görülmüştür.

"Turgut Özal.pdf isimli MSword belgesi incelendiğinde; 18 Haziran 1986 tarihinde


Ankara ilinde Atatürk Kapalı Spor salonunda Anavatan partisinin 2. Olağan genel kurul
toplantısı yapıldığı sırada, Başbakan Turgut ÖZAL'a yönelik yapılan silahlı saldın olayı ile
ilgili aralarında GİZLİ ibareli belgelerinde bulunduğu soruşturma evraklarının olduğu,

"Uğur Mumcu.pdf isimli "pdf dosyası incelendiğinde, sadece Uğur MUMCU


cinayeti ile ilgili resmin olduğu,

"YARGI TEL NOLARI.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde; çok sayıda


Yargı mensuplarına ait isim ve telefon listesi olduğu,

"Yargıtay ile ilgili notlarım.doc" isimli dosya içerisinde:


Yüksek Yargı organlarında görev yapan yüksek hakimlerle ilgili onların durumları ve
yakınları ile ilgili istihbari nitelikte bilgiler ve değişik notların olduğu, bir kısmına
uğranılmaması bir kısmının babalarının durumunun araştırılması ve bir kısmının düşünce
yapılan hakkında fişleme yapılan bir yazı olduğu görülmüştür.
İşçi Partisi Genel Merkezinin giriş karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında
bulunan masa üzerinde ele geçirilen CD içeriğinde " HİKMET ÇİÇEK' e ulaşanlar" isimli
klasör içeriğinde "Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik kurumları ile ilgili gizlilik dereceli
belgeleri ile Ege Ordu Komutanlığına ait gizlilik derecesi bulunan belgeler, yine başka
bir CD 'de 2005 yılı Şubat ayı içerisinde dönemin Kara Kuvvetler Komutanı Orgeneral
Yaşar BÜYÜKANIT'ın İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretlerle ilgili 9 sayfalık
doküman" olduğu görülmüştür.
Şüpheli Nusret SENEM'in telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;
Şüpheliler Ferid İLSEVER' e ait 05332771564, Hayati Özcan'a ait 05334452610 ve
Yusuf BEŞİRİK'e ait 05352969677 numaralı cep telefonlannm kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Soruşturma kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şüphelilerin telefon ve
sim kart kayıtları incelendiğinde;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Hikmet ÇİÇEK, M.Adnan AKFIRAT,
Aydın GERGİN, Aykut TOKAK, Yusuf BEŞİRİK ve Yusuf TUNCER'in telefon ve sim kart
rehberinde şüpheli Nusret SENEM'in ismi ve -05324269231 numaralı cep telefon kayıtlanmn
olduğu tespit edilmiştir.
e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Şüpheli Ferid İLSEVER'in Emniyette alman ifadesinde;
"04.02.2008 tarihinde saat 14:01 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları
telefon görüşmesi okunup sorulduğunda: Nusret isimli şahsın İşçi Partisinin Genel Sekreteri
Nusret SENEM olduğunu, bütün görüşmenin 9 Şubat'ta Ankara'da yapılacak mitingin
hazırlıkları ile ilgili olduğunu, yine görüleceği gibi bu konuşmada amaç mitingin güçlü bir
şekilde gerçekleşmesini sağlamak ve T.B.M.M. 'ne gitmek şeklindeki görüşlerin yanlışlığına
vurgu yapmak olduğunu, yani mitingin tamamen yasal bir çerçevede kalmasını sağlamak için
yapılmış bir görüşme olduğunu, bu ve benzer sorulardan anlaşılıyor ki burada bir işçi Partisi
soruşturmasının yapılmakta olduğunu, İşçi partisi ile ilgili telefonlarının dinlenmesi ve
bununla soru üretilmesinin suç olduğunu, burada adı geçen CKD Cumhuriyetçi Kadınlar
Derneği olduğunu, adı geçen Şenal hanımın ise Şenal SARIHAN olduğunu ve Derneğin
başkanı olduğunu,
08.02.2008 tarihinde saat 16:11 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon
görüşmesi okunup sorulduğunda: İşçi partisi genel sekreteri Avukat Nusret SENEM olduğunu,
Bir gün sonra Ankara da yapılacak olan 9 şubat mitinginin hazırlığı konuşulduğunu, İşçi
partisinin hangi illerden nasıl katılacağı Ulusal Kanalın nasıl yayın yapacağı vb.
konuşulduğunu, ayrıca hükümetin türban kararının Mehmet Ali BIRAND 'in TV programına
yansıdığı gibi nasıl bir gerginlik ve bölücü bir ortam yarattığı endişe ile ilgili aralarında
konuşulduğunu,
09.02.2008 tarihinde saat 14:49 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon
görüşmesi okunup sorulduğunda: Daha öncede ismi geçen Nusret SENEM isimli şahıs
olduğunu, Yukarıda belirttiği gibi olayın tepkisi ile söylenmiş sözler olduğunu, kürsüden
indirilmesi gibi bir şeyin söz konusu olmadığını,
03.03.2008 tarihinde saat 18:27 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon
görüşmesi okunup sorulduğunda: Nusret 'in yukarıda belirttiği şahıs olduğunu, Kendisi ile üç
konu görüşülmekte olduğunu, Birincisi, Hikmet ÇİÇEK in yukarıda açıkladığı ERGENEKON
yalanı dosyasını bazı milletvekillerine götürerek meclise taşımak ve soru önergesi ile meclis
araştırmasını sağlamak olduğunu, İkinci konunun, RTÜK'ün Ulusal Kanal üzerindeki
baskılarını yine meclise taşımak olduğunu, bu ara da özellikle içişleri Bakanı Beşir AT ALAY,
Mehmet Ali ŞAHİN ve Cemil ÇİÇEK'e konuyu götürüp bilgilendirmek olduğunu, Abdulvahap
bey, Paşa bey, İsmail, İlhami, Taha YÜCEL'in RTÜK'ün yöneticileri olduğunu, Nusret
SENEM'in aynı zamanda Ulusal Kanal'ın hukuk müşaviri olduğu için bu şahıslarla
görüşmesini konuştuklarını, Üçüncü konunun ise, Kanal Türk TV'sinin o gün Deniz Feneri
davası ile ilgili Nusret beye hatırlattığını, bilindiği gibi en sonunda ERGENEKON yalanı
meclise taşınmış olduğunu, CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL'ın dün yaptığı açıklama ile de
Tayyip ERDOĞAN yönetimi bu ERGENEKON yalanı ile kendi derin devletini kurmaya
çalışmakta olduğunu,
10.03.2008 tarihinde saat 17:42 sıralarında Nusret SENEM isimli şahıs ile
yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Atila KALÇA olarak yazılan şahıs Atila
KART olduğunu, ERGENEKON yalanını meclise götürme olayını yukarıda anlattığını, burada
yeni olarak Baykal'ın bir yürüyüş sırasında piknik yaptığı arkadaşlarına "Aman savcı
görmesin hepimizi ERGENEKON diye içeri alır" sözleri üzerine espiri güzel de bunun
meclise taşınması gerekir dediğini,ERGENEKON savcısı hakkındaki suç duyurusunu haber
yapacaklarını bildirdiğini, konuşmada geçen Mehmet D AD AK ve Taha YÜCEL'in RTÜK'ün
üyeleri olup, Ulusal Kanal ile ilgili RTÜK kararında red oyu verdiklerini, onu konuştuklarını"
beyan etmiştir.
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in Emniyette alman ifadesinde;
u
Nusret SENEM'in işçi Partisi Genel Sekreteri olduğunu, yaklaşık yirmi yıldır
tanıdığını, dostluklarının olduğunu, İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada elde
edilen ve içerisinde Yargıtay Binasına ait kroki bulunan CD ile ilgili olarak;
Kroki ve söz konusu haberi 24 Mart 2008 günlü Taraf gazetesinde okuduğunu, haberi
yazan gazetecinin Soner ARIKANOĞLU olduğunu, Şemdinli olaylarından beri kamuoyunu
yanlış yönlendirmeye yönelik haberleriyle tanıdığını, Yargıtay 'a ve Yargıtay C. Başsavcısına
karşı bir saldırı ve suikast planının İşçi Partisi tarafından düşünülmesinin bile akla ve
mantığa aykırı olduğunu, bu krokiyi iddia edildiği gibi İşçi Partisi Genel Merkezinde
bir CD'de bulunduğu meselesinde Genel Sekreter Nusret SENEM'in cevap vereceğini, bu
krokiden bilgisinin olmadığını, " beyan etmiştir.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Emniyette alman ifadesinde;
"İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada elde edilen ve içerisinde Yargıtay
Binasına ait kroki bulunan CD ile ilgili olarak;
İşçi Partisinin 40 yıllık tarihinde ne bir suikast ne bir şiddet eylemi olduğunu, ne
bunların planı yapıldığını ne de beyinlerin bu tür anlayışlarıyla ilgisi olmayan yasa dışı ve
zararlı faaliyetlerle meşgul olduğunu, bulunan CD ve belgeyi bilmediğini, ismi geçen Nusret
SENEM'in İşçi Partisi Genel Sekteri olup Avukat olduğunu, kendisinin bilgisi olmadan ve
bilgisi dâhilinde, bu şeklide planlamaların Parti de kesinlikle olmayacağını,bGyan etmiştir.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Savcılık Beyanmda;
"İşçi Partisi genel merkezinde yapılan arama sırasında ele geçirilen CD'lerden
üzerinde Yargı-Nusret Senem'den yazılı dosyanın açılması sonrasında içinde Muammer Aksoy,
Muammer Aksoy 14, Tayyip Erdoğan, Uğur Mumcu, Ortodoks Klişeleri, Turgut Ozal ve
Yargıtay isimli pdf uzantılı belgeler ile Yargıtay ile ilgili notların Yargı tel.noları ve krokinin
açılımı isimli word belgeleri olduğu görüldüğü, Yargıtay yazılı pdf belgesi açıldığında
Yargıtay binasına ait giriş kapıları, ışıklandırmalar ve kameralarla ilgili bir krokinin olduğu
ve bu krokinin açılımı isimli word belgesinde açıklamasının bulunduğu açılarak tek tek
gösterilip sorulduğunda;
Nusret SENEM'in partinin genel sekreteri olduğunu, Emniyette yine bazı CD'lerden
söz edildiğini, Gerçekten çok acayip bilgiler olduğunu, ancak İşçi Partisinin terörle; tertiple
en ufak bir ilişkinin kurmasının mümkün olmadığını, Bu belgelerin de ne olduğunun henüz
açıklığa kavuşmadığını, bahsedilen CD'den haberinin olmadığını, bunu araştırmak
gerektiğini, ancak Yargıtay'ı bombalayacak ya da terör eylemi yapacak herhangi bir planın
işçi Partisinde bulunduğu zaman "onu İşçi Partisine kim bıraktı" sorusunun akla geleceğini,
yoksa İşçi Partisinin böyle bir eylem planı yapmayacağını Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT,
diğer güvenlik örgütleri ve Yargıtay'ın kendisi tarafından da bilindiğini, kaldı ki Nusret
Senem'e verilen dosya denmekte olduğunu, uygun bulunursa binanın dışında bekleyen
kalabalığın içindeki Nusret SENEM davet edilerek ona sorulabileceğini, ama bu belgenin işçi
Partisi ile irtibatını kuracak hiçbir gerçekliğin olmadığını" beyan etmiştir.
Şüpheli Hayati ÖZCAN'ın Emniyette alınan ifadesinde;
"Nusret SENEM'in İşçi Partisi Genel sekreteri olduğunu, Uzun yıllardır kendisini
görmediğini, nasıl ve nerede tanıştıklarını hatırlamadığını" beyan etmiştir.

f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Her ne kadar şüpheli Nusret SENEM; ERGENEKON terör örgütü üyesi
olmadığını beyan etmiş ise de;
"ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme ProjesP isimli
dokümanda; "...ERGENEKON'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı vardır...
Sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca etki altına alınarak
yönlendirilebilir." Şeklinde ERGENEKON örgütünün sivil toplum örgütlerine ihtiyacı ve bu
ihtiyacının nedeni açık bir şekilde ortaya konmuştur.
ERGENEKON örgütünün sivil yapılanmasının anlatıldığı Lobi Çok Gizli Aralık 1999
isimli dokümanda ise; "Lobi'nin yapılanması ve tüm faaliyetleri mevcut hukuk plâtformu ile
çerçevelenmiştir. Örgütlenme, yapılanma ve faaliyetlerinde legal sınırlar içinde kalacaktır...
Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve
kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak... Lobi, prensip olarak hiçbir
zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamalı, oluşturacağı sivil toplum
kuruluşlarının etkinlik ve eylemler
düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmalıdır" ibareleri
yeralmaktadır.
Lobi'nin ERGENEKON örgütünün propaganda faaliyetlerini daha rahat yürütmesi,
toplum içerisine sızması, örgütün gerçek amaçlannm gizlenmesi amacı ile bir sütre oluşturarak
halkımıza karşı örgütün amaçlan doğrultusunda dezenformasyon faaliyetlerini yapması
amaçlanmıştır.
Şüpheli Nusret SENEM'in 04.02.2008 günü saat : 14.01'de Ferid İLSEVER ile
yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Ferid İLSEVER'in "... ne oluyor abi bu şey, 9 Şubat
eylemi" dediği, Nusret SENEM'in "Bu akşam toplantı var" "... Ziraat Mühendisleri
odasında, çeşitli örgütlerin, platformların katıldığı bir toplantı var" "Şimdi burda m işte
ADD var o diğer örgütler var ....(anlaşılmadı), Cumhuriyet Kadmları Derneği var, çeşitli
platformlar var Ankara da 4-5 çeşit, bizim Suphi ahinin oğlu da var, o şeylerin
içerisinde" "Eğer böyle bir eylem kararı verirlerse .... Başka yada herhangi bişey
kamuoyuna duyuracaklar yarından itibaren" "Böyle bişey olsun iyi olur bi miting olarak
olur bu gen Tandoğan da bi miting yapılır ondan sonra da Anıtkabir e gidilir bilmem ne 14
nisandan daha büyük bi eylem olur" dediği, Ferid İLSEVER'in "... Meclis e gidelim falan
gidelim falan şeyler var ortam ne kadar doğru onuda ben.. " dediği, Nusret SENEM'in
"doğru değil o abi, pek doğru değil öyle şeyler çok şey yapar o katılımı zayıflatan etkiler
yapar" şeklindeki beyanlanndan şüpheli Nusret SENEM'in Sivil toplum Kuruluşlannı
yönlendirdiği anlaşılmıştır.
03.03.3008 günü saat : 18.27'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki
telefon görüşmesinde özetle; Ferid İLSEVER'in "Nusret'ciğim şimdi bu Hikmet bir şey
hazırladı, hani konuşmuştuk ya dosya..." "...biz bunu şimdi burada basma yarından itibaren
servis yapacağız gideceğiz gruplar halinde tek, tek köşe yazarlannı, haber merkezlerini, genel
yayın yönetmenlerini dolaşcaz anlatacağız yani, Ankara'da da aynı şeyi yapacağız ama gelin
bunu Meclis'e taşıma yollarını arayalım zorlayalım veya CHP' lileri falan..." dediği,
Nusret SENEM'in "Olur eklerini ineklerini bir dosya yapalım" "Taşıyalım Meclise"
"Zaten diyorlardı adamlar bize belge doküman getirin diye" "CHP'ye DSP'lilere falan
taşırız bunu" dediği, Ferid İLSEVER'in "Yani o Kemal KILIÇ'la Ruhan yaparlar bunu
temiz adamlar biliyormusun" dediği, Nusret SENEM'in "Ne var canım bizim burada
milletvekili eski baro başkanı arkadaşımız var" "CHP grup başkan vekili baro başkanı
arkadaşım"... dediği,
10.03.2008 günü saat : 17.42'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki
telefon görüşmesinde özetle; Bir süre CHP nin ve BAYKAL'ın ERGENEKON operasyonuna
bakışlanyla ilgili konuşup hafife aldıklannı anlattıklan, Ferid İLSEVER'in ".... Bu şey hazır, hı
kapakta yaptık, bu sayı ama kapaktan öncede bizim hazırladığımız bu ERGENEKON ile
ilgili bir dosya var" "Cumhuriyet Halk Partisi mesela DSP'liler bunu bir soru önergesi
haline getirsinler meclise sunsunlar, mesela bunu KILICLAROĞLU yapar, Atilla
KALÇA yapar" dediği, Nusret SENEM'in "eski Baro Başkanı zaten yardım istiyor"
"Mehmet bey ile konuşayım ben o nu. O nu burada bir güzel önerge haline getirelim"
"tamam mı? Soru önergesi falan, haline bir çıksın mecliste şak diye koysun" dediği,
ilerleyen konuşmada Nusret SENEM'in ".... yannda şey yapıyoruz Yargıtay şeye Hakimler
Savcılar Yüksek Kuruluna suç duyurusu yapıyoruz savcı ile ilgili" şeklindeki
görüşmelerinde:
Şüphelilerin ERGENEKON terör örgütü ile irtibatlı olduklan, soruşturma kapsamına
kendilerinin de dahil edileceklerini tahmin edip bekledikleri ve bunun öncesinde
ERGENEKON terör örgütüne yönelik yapılan soruşturmanın akamete uğraması, sonuçsuz
kalması ve kamuoyunda gereksiz ve mesnedsiz bir soruşturmaymış gibi algılanması için
karapropaganda (Dezenformasyon) çalışmalan yürüttükleri, bu konulan Aydınlık Dergisinde
ve Ulusal Kanal'da bu şekilde gündeme getirdikleri, örgütsel faaliyetlerine legal olan İşçi
Partisi ve medya kuruluşlarını perde yaparak bunların arkasına saklanarak her türlü illegal
faaliyetlerini yürüttükleri, mensubu oldukları ERGENEKON terör örgütünün deşifresini
önlemek için her türlü yola tevessül ettikleri, telefon görüşmelerine de yansıdığı şekliyle ana
muhalefet partisine Türkiye Büyük Millet Meclisinde ERGENEKON terör örgütü
soruşturması ile ilgili soru önergesi vermeleri için taslak hazırladıkları, anamuhalefet
partisinden bazı milletvekilleri ile temas kurarak bu faaliyetlerini yürüttükleri anlaşılmıştır.
Şüpheli Nusret SENEM'in legal platformda İşçi Partisinin Genel Sekreterliği
görevini yürüttüğü, ancak İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan arama sırasında:
Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde ele
geçirilen "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin
yapılan incelemesinde;
İçersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu, "Yargı-Nusret
Senemden" adlı klasör açıldığında, içerisinde (4) adet Word belgesi, (7) adet PDF belgesi
olduğu görülmüştür.
"Yargıtay" adlı PDF dosyasının içeriğinde;
Yargıtaya'a ait; elle çizilmiş basit bir kroki olduğu, binalara ait bölümleri gösterir
şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A, B, C yazıldığı, binalara giriş çıkış olan noktalarının
işaretlendiği ve bu noktaların üzerlerine değişik işaretler ve şekiller yapılarak
numaralandınldıkları görülmüş, aynca;"Krokinin açılımı" isimli Word belgesi içeriğinde:
"A:Yargıtay ana bina, BtYargıtay bitişik ek bina, C:Yargıtay ek bina, 1:
protokol kapısı(güvenlik çok sıkı), 2 avukat giriş kapısı, 3 Posta giriş kapısı, 4 Vatandaş
kapısı, 5Garaj kapısı (sürekli görevli bulunur, güvenlik yok), 6 Mutfak kapısı, 7 A blok
yan kapı, 8 C blok, yan kapı, 9 C blok arka kapı, 10 C blok ön yan kapı, 11 C blok ana
giriş kapı, 12 C blok garaj kapısı, 13 Başbakanlık güvenli girişi, 14 A blok giriş, X
Güvenlik var, X Polis var,) (x ray cihazı var, P polis noktası var."
"Sarı ile işaretli bölgeler rahat, buralarda güvenlik, polis, görevli yok. 6 nolu
kapı tünel gölgesinde kalıyor. Gece için uygun. 3 nolu kapı, kilitli ancak açılabilir.
Buradan A blok zemin altına inilir.Burası Milli Eğitim Bakanlığı ile A blok arasında
kalıyor ve araba park yeri.Tenha. C blok 8 nolu kapı çok müsait. Girince bazen kapı
arkasında bir güvenlik çıkabilir. Burada lavabolar var. Oraya geçilebilir. Her zaman yok.
9 nolu kapı kilitlidir. Ama açılabilir. Ön taraftaki ışıklar oraya görmüyor. 10 nolu kapı
kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi görüyor. Ön tarafta 2 kamera var. Ön
taraftaki sarı alan ağaçların altında kalıyor. Işıktan da geriye kalıyor. Orayı güvenlik
kulübesi görmüyor, arkada camları yok. O nedenle kör bir nokta oluşuyor. Karargah
kameraları görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz. Ancak fazla beklememeli.
Karargah önünden hemen ikaz gelebilir" (Not: imla ve harf hataları düzeltilmiştir) şeklinde, krokide
bulunan bir çeşit şifre niteliği taşıyan harfler, numaralar, işaretler ve renklendirmelerin
çözümünün bulunduğu hatta bütün krokinin ne amaçla yapıldığını açıklayıcı çarpıcı
tanımlamaların olduğu, krokide belirtilen binaların Yargıtay Ana binası ve ek binalarını
kapsadığı, rakam grubunun Yargıtay binalarının giriş kapılarım gösterdiği, harf grubunun ise
güvenlik noktalarını belirttiği anlaşılmıştır. Ayrıca güvenlik zafiyeti olan noktaların özellikle
belirtildiği, kör olan noktaların vurgulandığı, bu şekliyle Yargıtay binasına tüm güvenlik
engellerini aşarak girebilmenin yollarının gösterildiği görülmüştür.
Krokiye ait açıklamalara bakıldığında, açıklamaların adres veya legal bir amaca
hizmet eden bir tarif ve bilgiler içermediği açık bir şekilde görülmektedir.
"ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesf isimli
dokümanda; "Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine
aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise; iki yolu vardır:
1- Suikast rj*"' '^"^ ■.
/
2-Dez-enformasyondur. ıf * * " ^
...Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi
mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yol suikasttır." İbarelerine
yer verilmiştir.
Sözkonusu Yargıtay Krokisi; Yargıtay binasında bir suikast ya da bombalı saldırı
düzenlenebilmesi için, ön keşif mahiyetinde olduğu, binadaki güvenlik zafiyetlerinin
bulunduğu tüm noktaların belirlendiği, ERGENEKON terör örgütünün Cumhuriyet Gazetesine
el bombalannm atılması ve sonrasında Danıştay saldırısı gibi provokatif eylemlerinin devamı
olarak Yargıtay binasında, üst düzeydeki yargı mensuplarından birisine yönelik bir eylemin
hazırlığı olarak değerlendirilmiştir.
ERGENEKON terör örgütü, amaç ve çıkarlarına aykırı gördüğü yönetimleri
değiştirmek için her yolu mubah görmektedir. Ülkemizde hali hazırda mevcut yönetim
aleyhinde sürekli yayın ve propaganda yürüten ERGENEKON terör örgütünün, olası bir
Yargıtay eylemi sonucunda oluşacak kargaşa ve kaos ortamından yararlanma planı yaptığı
açıktır. 2006 yılında türban kararını bahane ederek Danıştay 2. Dairesi yargıçlarına yapılan
silahlı saldırının arkasından, iktidar partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesine
başvuran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına yönelik böyle bir çalışmanın yapılması
ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah gören anlayışına
uygun düştüğü görülmüştür.
Yine aynı CD içinde bulunan "Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içerisinde
bulunan:
"Tayyip Erdoğan.pdf isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; 1998 yılında
Recep Tayip ERDOĞAN hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi C.
Başsavcılığınca düzenlenen iddianame olduğu görülmüştür.
"Turgut Özal.pdf" isimli MSword belgesi incelendiğinde; 18 Haziran 1986
tarihinde Ankara ilinde Atatürk Kapalı Spor salonunda Anavatan partisinin 2. Olağan genel
kurul toplantısı yapıldığı sırada, Başbakan Turgut ÖZAL'a yönelik yapılan silahlı saldın olayı
ile ilgili olarak olay yerinde yapılan keşif işlemine ait tutanak,
"Uğur Mumcu.pdf" isimli "pdf' dosyası incelendiğinde, sadece Uğur MUMCU
cinayeti ile ilgili resmin olduğu,
"muammer aksoy.pdf" isimli dosya incelendiğinde öldürülen Prof. Dr. Muammer
AKSOY'un suikast sonrası çekilmiş resmi olduğu görülmüş, Yargıtay krokisinin bulunduğu
klasör içinde, daha önce faili meçhul cinayete kurban giden ülkemizin güzide bilim adamı
Prof. Muammer AKSOY ve gazeteci-yazar Uğur MUMCU'nun suikast sonrası resimleri ile
eski Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL'a yapılan suikast girişimi üzerine başlatılan
soruşturmanın keşif tutanağının bir arada olması tesadüfi olmadığı kanaatini oluşturmuştur.
"YARGI TEL NOLARI.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde; çok sayıda
Yargı mensuplanna ait isim ve telefon listesi olduğu,
"Yargıtay ile ilgili notlarim.doc" isimli dosya içerisinde:
Yüksek Yargı organlannda görev yapan yüksek hakimlerle ilgili onlann durundan ve
yakmlan ile ilgili istihbari nitelikte bilgiler ve değişik notlann olduğu, bir kısmına
uğranılmaması bir kısmının babalannm durumunun araştınlması ve bir kısmının etnik, dini,
felsefi ve mezhepsel düşünce ve inanç durumlan hakkında fişleme yapılan bir yazı olduğu
görülmüştür.
ERGENEKON terör örgütünün amacına ulaşmak için istihbarat toplanması ilkesine
uygun olarak Şüpheli Nusret SENEM'in hukukçu olması da gözönüne alınarak yargıda görev
yapan kişilere ait bilgileri topladığı, aynca kişileri siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî
kökenlerine ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetmiş olduğu, aynca bir kısım hakim ve
savcılann telefon numaralannm kayıt edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Şüpheli Nusret SENEM ifadesinde sözkonusu CD'nin kendisine ait
olmadığını beyan etmiş ise de; kendisinin CD'nin bulunduğu yerde çalışıyor olması, aynca
CD içindeki klasörde şüphelinin ad ve soyadının bulunması, ayrıca Avukatlık yapması ve CD
içinde Yüksek yargıda görev yapan kişilere ait özel ve istihbari bilgilerin bulunması dikkate
alındığında savunması samimi bulunmamıştır.
Şüpheli Nusret SENEM İşçi Partisinin genel sekreteri olduğu ve odasının girişinde
bulunan odada içinde devlete ait gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu CD'lerin ele geçirildiği,
böylece şüphelinin devlete ait gizli belgeleri temin etmek suçunu da işlediği kanaatine
varılmıştır.
Yapılan aramalar sırasında İşçi Partisi Genel Merkezinde ERGENEKON terör
örgütünün ana belgelerinden olan başta ERGENEKON, Lobi, Kemalist Hareket, Devletin
Yeniden Yapılanması v.s. olmak üzere önemli belgelerinin ele geçirilmiş olması, şüpheli
Nusret SENEM'in örgütün amacına yönelik faaliyetlerinin bulunması, legal olarak işçi
Partisini perde yaparak aslında illegal ERGENEKON gizli örgütlenmesi içinde yeraldığı göz
önüne alındığında şüpheli ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz
eden organik bir bağ kurmak suretiyle silahlı terör örgütü üyesi olmak, devlete ait gizli bilgi
ve belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek suçlarını işlediği yönünde kamu
davasının açılması için yeterli şüphe teşkil eden delil elde edildiği anlaşıldığından;
Şüpheli Nusret SENEM hakkında 5237 Sayılı TCK'nım 314/2, 3713 Saydı Terörle
Mücadele Kanunun 5 ve TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile TCK'nun (135/2-
1,43/2), 334/1, 53, 58/9, 54/1 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
60- ABDÜLMUTTALİP TONÇER
a) Emniyet ifadesinde özetle;
Herkesin kendisini "CİZRELİ ALİ" olarak tanıdığını, bu ismin kendisinin kod ismi
olduğunu, can güvenliği açısından tanınmamak için bu ismi kullandığını, daha önce Muş ve
Şırnak bölgesinde geçici köy korucusu olarak 14 yıl görev yaptığını, 2005 yılı içerisinde
görevden ayrıldığını, daha sonra ki dönemde Beşiktaş ta gümüş üzerine tadilat yapan bir
atölye işlettiğini,
ERGENEKON operasyonu kapsamında yakalanan şahısları tanıyıp tanımadığı
sorulduğunda;
Veli KÜÇÜK'ü sadece basından duyduğu kadarı ile tanıdığını, şahıs ile bir
tanışıklığının olmadığını, sorulan diğer şahıslan tanımadığını,
ERGENEKON terör örgütüne üye olmak şüphesi ile yakalanarak gözaltma alınan
Hayrettin ERTEKİN'e Ait Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5
Beşiktaş Sayılı İş Yerinde yapılan aramada el konulan GLOCK marka ruhsatsız tabancanın
gerçekten kendisine mi ait olduğu sorulduğunda;
Tabancanın kendisine ait olduğunu, şarjör içerisinde 5-6 adet fişek olabileceğini,
toplam 50 adet kadar bulunduğunu, bir dönem çocuğunun sağlık sorunlan ile ilgilenmek için
bu silahı Hayrettin ERTEKİN'in dükkanının içerisinde bulunan ve kendisinin kullanması için
verilen bir bölüme koyduğunu ve orada sakladığını,
Kendisinin çalışmış olduğu dükkânın Hayrettin ERTEKİN'in dükkânın yanında
olduğunu, ancak her iki dükkan arasında giriş çıkış yapılabilecek şekilde bir kapının
bulunduğunu, dükkanın ve binanın sahibi Mete isimli soy ismini bilmediği bir şahsa ait
olduğunu, yaklaşık bir buçuk yıldır orada gümüş tamiri ile uğraştığını, ancak kira vermediğini,
iş yerinin kirasını Hayrettin ERTEKİN'in ödediğini, ancak dükkanının herhangi bir ismi ve
tabelasının olmadığını, silahının alındığı zaman polisleri görünce ilk başta korktuğunu, ancak
daha sonra bir avukat kendisini arayıp konuyu söyleyince kendisinin de savcılığa gittiğini,
Daha önce Hayrettin ERTEKİN veya bir başkasma silah temin edip etmediği
sorulduğunda; ^^-^a^»
Herhangi bir kimseye silah temin etmediğini, Hayrettin ERTEKİN'e de silah
getirmediğini, bahsi geçen silahı da herhangi bir yerde kullanmadığını,
O 544 380 88 48 numaralı GSM hattı sorulduğunda;
Hattın kendisine ait olduğunu, bu hattı yaklaşık 1-2 aydır kullandığını, daha önce
0535 354 68 13 numaralı hattı kullandığını, halende aynı hattın kullanımında bulunduğunu,
Hayrettin ERTEKİN ile arasındaki ilişki sorulduğunda;
Son 2 yıl içerisinde ihtiyaç duyduğu zaman Hayrettin ERTEKIN'in şoförlüğünü
yaptığını, son 6 aydır kendi işiyle uğraştığını ve şahsın şoförlüğünü yapmadığını, paraya
sıkıştığı zaman Hayrettin ERTEKİN den para aldığını,
21.06.2007 günü saat:16.08 de Hayrettin ERTEKİN ile yaptığı telefon görüşmesinde;
Ali'nin "Ben Bursadayım, beyefendinin yanındayım" dediği, Hayrettin'in "Onlan bitane şey
yapın şerefsiz oğlu şerefsiz" "Aliden o pitane senet alın haftadan haftaya göndersin" "Ben
gönderdim de parayı zorla almayın yani" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırladığını, görüşmede geçen ve "Beyefendi" olarak kastedilen
şahsın Hayrettin ERTEKEN'in eski bir çalışanı olan Faruk..? isimli şahıs olduğunu, tarihten bir
yıl kadar önce Hayrettin ERTEKIN'in otosunda bir anza meydana geldiğini, bu konu ile ilgili
Hayrettin ERTEKIN'in Faruk..? ile görüştüğünü, Faruk'un da Bursa da bu işi ucuza
halledebileceğini söylemesi üzerine Hayrettin ERTEKIN'in Faruk'a tahminen 3500 YTL para
gönderdiğini, Bursa'da Faruk'un parçayı alacağı şahsın Ali SATIK isimli Gökkuşağı oto iş yeri
sahibi olduğunu, İlerleyen dönem içerisinde Hayrettin ERTEKİN'in parayı göndermesine
rağmen şanzıman temininin yapılamadığını, kendisinin bu dönem içerisinde ailesi ile Bursa'ya
akraba ziyaretine gitmek üzere olduklarını, Hayrettin ERTEKİN'in Bursa'ya gittiğinde
kendisinden Faruk ve Ali ile görüşmesini ve parça temin etmesini istediğini, kendisinin Bursa
ya gittiğini ve şahıslarla görüştüğünü, Ali SATIK'm kendisine senet vermeyi teklif ettiğini, bu
durumu Hayrettin'e ilettiğini, Hayrettin ERTEKİN'in de kendisinden Ali SATIK tan senet
almasını ve Faruk tan ciro etmesini istediğini,
Hayrettin ERTEKİN'in yanında çalışan Kaan DUT'un tarihten bir yıl kadar önce
kendisine Hayrettin'in Ali..? isimli bir şahıstan 350 YTL civarında bir alacaklarını olduğunu
söylediğini, Kaan DUT'uun kendisini Ali isimli şahsın yanma gönderdiğini, kendisinin de
Bebek tarafında tam adresini bilmediği bir inşaat firmasına gittiğini, Ali isimli şahsın inşaat
firmasın da şoförlük yaptığını, Ali..? isimli şahsın dışarı çıkarak kendisine istenilen parayı
verdiğini, kendisinin de parayı alarak Kaan DUT'a verdiğini,
24.07.2007 günü saat: 16.32 de X şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen
"Yoktuki adamlar kaçmıştı a...na k..im, onları diğer hitane daha yakaladım" "Ondan sonra
Faruk'u biraz hırpaladım" "800 milyon topladım" "Diğerlerini çarşamba günü hepsini alacam,
eğer dedim o para çarşamba günü hazır" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırlamadığını, ancak Bursa'ya gittiğinde orada oto yedek parçası
satan Ali SATIK, Faruk ve Ali'nin yanında çalışan Murat isimli şahıslarla muhatap olduğunu,
Ali ve diğer şahısların Hayrettin'in parasını ödememeye çalıştıklarını, kendisinin de şahıslara
bağırıp çağırdığını, ancak darp olayının olmadığını, şahısların 800 YTL kadar topladıklarını,
bu parayı kendisine verdiklerini, olayın başlangıcında 3 adet senet imzalandığını ve kendisinin
senetleri aldığını, ancak şahısların paranın bir kısmını temin etmesi ve geri kalanını
ödeyeceklerini söylemeleri üzerine senetleri tekrar Ali'ye geri verdiklerini, Ali' den aldığı 800
YTL yi İstanbul iline getirerek Kaan DUT'a teslim ettiğini, ilerleyen dönem içerisinde
şahısların geri kalan borcu ödemediklerini, kendisinin yaklaşık 2 ay sonra Bursa'ya gittiğinde
tekrar şahısların yanma uğradığını, ancak Ali'nin kendisi ile görüşmeden kaçtığını, bu dönem
içerisinde Bursa'da^bjjhjnan Faruk'tan 200 YTL para aldığını, daha sonra bu parayı kendisine
ödediğini,y^C^iyînsfeınunda şahısların Hayrettin

You might also like