You are on page 1of 134

ANKARA NIVERSITESI LIIIIYAT FAKLTESI YAYINLARI:

143

Prof. Dr. Cavit SUNAR

ANA HATLAR YLE

SLAM TASAVVIJR1 YAR N


Tasavvuf, (Yokluk)ta yok olmamakt r. Tasavvuf, (Varl k)ta var olmamakt r. Ne gklerde (Tanr ) ne yerde ( nsan) Nefsinde (Tek) durup (Ek) olmamakt r. Cavit SUNAR

ANKARA NIVERSITESI IL IIIYAT FAKLTESI YAYINLARI:

143

Prof. Dr. Cavit SUNAR

ANA HATLAR YLE

SLAM TASSAVVIR TARIHI


Tasavvuf, (Yokluk)ta yok olmamakt r. Tasavvuf, (Varlk)ta var olmamakt r. Ne gklerde (Tanr ) ne yerde ( nsan) Nefsinde (Tek) durup (Ek) olmamakt r. Cavit SUNAR

Insan ile Allah' birbirlerine kavu turan tek bir yol vardr; o da : Akl'da (Bilgi), Kalb'de (Sezgi), Gnl'de (Sevgi), olan yoldan ba ka de ildir, Cavit Sunar

ANKA RA N VERSTES BASIMEV - ANKARA .

1978

IINDEKILER
Sayfa nsz . Giri Hasan Basri Rbia Adeviyye Znnn Msr I Hris Muhasibi brahim Edhem Yahya Raz Bayezid Bis -Cami Cneyd Badd Mansr Hallc Gazali ehabeddin Shreverdi (Maktl) Muhyiddin Arab Bedredd in S imavi Celleddin Rmi Sonu slam Tasavvufu Tarihi Ek Notlar Bi bliyografya 5 7 14 16 20 25 29 33 36 41 49 52 57 61 77 83 89 97 125

NSZ
Bu kitabmz, konu bakmndan, 1975 ylnda yaynlanan (Tasavvuf Tarihi) adl Ders kitabmzn bir devam gibidir. Ancak, Islami neminden tr, bu konuyu, zet mahiyette de olsa, ayr ca ilemei ve kitap olarak sunma daha uygun grdk. Allah, faydal klsn. Cavit Sunar

GR
Tasavvuf; ulu Tanrmzn ve sevgili Peygamberimizin e itli yetler ve hadislerle i aret buyurduklar, bir ok azizlerimizin de e itli deyimlerle dile getirme e altklar akl " dnce ile birlikte riyzt ve mcahededen geen ruhsal bir tasfiyeye, zevk ve vicdana, ke f ve uhuda ait bir btn ilmi, bir ledn ilmi, bir s r ilmidir ; hakikatlar n hakikatdr ; hikmettir'. Tasavvuf'un ne oldu u hakknda binlerce tanm yaplmsa da' Tasavvufu felsefi bir sistem hline koyan byk mutasavv f Muhyiddin Peygamberimizin i aretlerine uyarak : "Tasavvuf, Allah'n ahlk ile ahlklanmakt r" demi, ve dolaysiyle, Allah'n sfatlar ile vas flanmak oldu una dokunarak, Tasavvuf hakk nda yaplan btn tanmlar en veciz bir ekilde zetlemi tir. Tasavvuf, Hak'k n ztndan, dolaysiyle, isimlerinden ve snfatlar ndan ve bunlar n tecellilerinden sz eden, bundan tr de filmin hakikatlar n aklayan ve bu hakikatlarn da tek bir hakikata dayandn bildiren bir ilimdir ki bu ilim, eriat' n zbdesidir; ve eriat' n zbdesi olmakla da bir taraftan tamamiyle eriat'a uygunluktan, di er taraftan da tezkiye ve Ahlk' tasfiyeden ibarettir. Esas7

ta, Peygamberlerden ve onlar n getirdikleri Kutsal Kitap'lardan maksat da bundan ba ka de ildir. u halde, Tasavvuf, ba tanba a Hikmet ve Ahlaktr. Mutasavvf olmak ta Hikmet ve Ahlak sahibi olmak demektir. Bu yolda Kur'an yle demektedir: "Kitap ve hikmet ile iki cihanda kurtulu un yolu, ancak, ahlak tezkiyesidir", (Cum'a. 2); "Nefsini habisliklerden arndran noksanlktan syrlp kurtuldu; arndrmayp onlara uyan ise noksanl ktan s ylp kurtulmad", ( ems. 10-11); "Allah Hikmet'i dilediine verir. Kendisine ilim ve hikmet bah olunan byk hayra ulamtr. Bunu ancak Tam ak lllar anlayabilirler", (Bakara. 269). Peygamverimiz de yle demitir: "Ben, ancak, ahlak nz tamamlayp mkemmelletirmek iin gnderildim"; "Allah' n ahlak ile ahlaklannz." Baka bir deyile, Tasavvuf, en son varl n ilmidir; konusu da insann kendi nefsini bilmesi, dolaysiyle, Rabb'n bilmesidir. Nitekim, Peygamberimiz "Nefsini bilen Rabbn bilir3 " buyurmutur. Zira, bu filmin gayesi Allah'a kavu maktr. Bu gye bakmndan da Tasavvuf, di er btn ilimlerin en stn ve en ereflisidir. Gerek mutasavv f ta, sadece, Allah'tan, Mutlak Val k'tan sz eden de il, Allah'a, Mutlak Varla kavu andr; kavu mann delili de, sadece, "Bilmek" de il, fakat, bilerek "Olmak"tr. En nihayet, Tasavvuf, slam Dininin temeli olan (Vandet-i Vcut) fikrine 4 dayanan bir ilim yoludur. Bunun iin de Tasavvuf'un kayna yalnz ve yalnz Kur'an ve Snnet'tir. Nitekim, mutasavv flar Vandet-i Vcut meselesinde, zellikle, a adaki yetlere ve hadislere dayan rlar. 8

Ayetler : O (yani Allah) evveldir, hirdir, zhirdir, btndr (Hadid. 3). Mark ve Marb, Allahndr. Yznz ne tarafa evirirseniz Allah' n yz oradadr (Bakara. 115). O'nun yznden ba ka her ey yok olucudur (Kasas. 88). Ilerin hepsi O'na dner (Hadid. 5). Ben insana onun ah damarndan daha yakinim (Kaaf. 16). Siz nerede iseniz O sizinle beraberdir (Hadid. 4). Ben sizinle (Msa ve Harun) beraber iitir ve grrm (Taha 46). Onlar siz ldrmediniz ve lakin Allah ldrd. Attn zaman sen atmamtn ve lakin Allah atm t' (Enfl. 17). Hadisler : Allah vard ve O'nunla birlikte hi bir ey yoktu. (Bu hadisi duyan HZ. Ali : " imdi de yledir" demi ). Benim, Allah ile olduum vakitler vard r. Beni gren Allah Taly grd. Nefsini bilen Rab'bn bilir. En doru sz, air Lbeyd'in u szdr: "Bilinsin ki Allah'tan ba ka hi bir ey gerek deildir; gelip geicidir, nefsinde yok olucudur". 6 9

Islam dinine dayanan ve ahlak n asil dsturunu korku ve mkfat zerine de il de ak, muhabbet ve vandet fikri zerine kuran ve bu sebeple, yz y llar boyunca, slamda, yksek felsefi fikirlere oldu u kadar iir ve San'at hayat na da k tutan Tasavvuf, kalbi sezgisi ve pek derin ve renkli ilahi hayat gr ve yaay ile Islam dncesininin San'at halini ald yndr. Insan Allah'a ulataran, dolay siyle, kendi ilahi hviyyetine ve hriyyetine kavu turan yol odur.' Bu yol, Peygamberle ba lar ve Muhyiddin Arabi ile hem zirvesine ula r hem de ink raz devresine girer. Peygamberimiz, Peygamberli inden nce, s k sk Hira da na giderek orada brahim dini zerine ibadet eder ve bazan bir hafta bazan da bir aya yakn bir mddet orada kalarak halvet ve riyazette bulunurdu. Peygamberimiz, zhiri bak mndan kulluk, btm bakmndan da ferdi yel:ayet zre idi. idi. Kendisine balananlardan o una eriatn zhiri khmlerinden, fakat, yakinlerine de Kur'an n btn hkmlerinden sz ederdi. Kur'an n i manas ise Allah' birlemek ve Allah' bilmekten ibrettir. Bu sebeple Peygamberimiz, yakinlerini hem eyann hakikatlarn hem de Allah' yakinen bilme e ve her eyde yalnz Allah'n varln, vcudunu grmee arrd . Bununla baraber, Peygamberimizi tam bir mutasavvf saymam z doru olamaz. Zira, O, her eyden nce, bir Kanun kurucusu, bir Din kurucusudur. 8 Sahbe ve Tabiin devrinde de Tasavvuftan bir ilim olarak sz edilemez. Zira, onlar da her eyde Kur'ana ve Peygambere uydular. Sahabe ve Tbiinin yaadklar birinci ve ikinci hicri yz y llarda Ta-

10

savvuf, zahitlik, Nsiklik, Fakihlik, Fakirlik... gibi adlar altnda sdece da ait, yani Allah' n rizasn kazanp Cennete girmek ve Allah' n cemlini m ahede gayesi ile idi. Yz altm hicris ylnda len Kfe'li Ebu Haim, ilk defa, resmen (Sfi) lakab ile lakabland.9 I.Yncti ve drdnc yz y llarda ise da ait olan bu ibdet ekli ie ynelmi , kalbe ait bir btn ilmi olmu, dolaysiyle de eriat' n d yznden ayrlnarak ruh tasfiyesi, Allah'a ak ve Allah ile birle me ( ttihad) gaye edinilmiti. Bu tasfiyeden, zamanla, yava yava illminasyona kld ve ilk olarak Hris Mulasibi tasfiye ile hriyyete kavu an kimsenin illminasyon derecesini elde edebilece ini, dolaysiyle, Allah ile de birle ebileceini syledi. Tasavvuf, hicri be inci yz ylda kalbe ait bir iyman ve zevka ait bir bilgi olarak gerek mutluluk yolu say ld. Bu yolda ilerleyen Tasavvuf, Endls'te, bn Masarra' ve Saha bddin-i Shveverdf-i Maktl'un rald fikirlerinden geerek Muhyiddin-i Arabrde (Vandet-i Vcd) felsefesi oldu. Ksaca, Tasavvuf, bn Arabrye kadar, pratik durumunu konmu, yani Kitap ve Snnete uyma, emirlere ve nehiylere itaat , taat ve ibdeti, kalbi nasivaya muhabbetten ay rma, nefsi tezkiye ve kalbi tasfiyeyi hedef edinmi iken bn Arabi ile teorik duruma geip Felsefele mi ve zellikle, Inb Arabrnin, (Fuss) u, Fahrddin-i Irakrnini (Lemeat) ve Camrnin" (Levyih)i ile de drt bir tarafa yaylm ve en nihayet Muhyiddin'den sonra bir Teozofi (Bir takm gizli ilinlerle kark Tasavvuf) hlini alm, ilerleme ve orijinaliteden kesilerek srf taklitten ve tekrardan ibaret kalm tr.

11

Peygamberimizden Muhyiddin Arabi'ye kadar uzanan Tasavvufu, gsterdi i esasl gelimeler a sndan, byk devreye ayrabiliriz : 1Peygamberimizden Cneydi Ba dcb"ye kadar olan devre. Bu devre, mam Ali ile balar ve Cneyd'te son bulur. Peygamber zaman nda mutasavvfne kelimeler, zellikle, mam Ali'den sudur etmi tir. Mesele: "Ilim bir noktad r"; "Ben, bnin alt ndaki noktaym" ; "Grdm, bildim, tapt m. Ben, grmediim Allah'a tapmam" gibi szler hep onundur". Sfiyye tarikatlar nn hepsinin ba mam Ali'dir. Bu yolda gece gndz Peygamberimizin etrafnda bulunan Ashb- Suffa'n n da bedenleri yokluk ve fakirlik timsli, elbiseleri sab r ve tevekkl, g dalar da ak ve muhabbet idi. 2 Cneyt'ten Muhyiddin'e kadar olan devre. Bu devrede mam Ali'den eitli yollarla gelen Tasavvufi bilgi Cneyd zaman nda bir araya toplanm ve Tasavvuf, art k, muntazam bir usle ve aklanm terimlere malik bir mezheb olmu tur. Cneyd, tenzih fikri ile tevhid fikrini ba datrm bundan tr de kendisine (Seyyid't-Tife) ad verilmitir. Bu devrin sonlar nda ezkr, riyzt ve mcahedenin yerini hakikatlar n hakikatnn aranmas ve Allah'ta fni olma arzusu ald ve byk bir ahsiyyet te ortaya kt : mam Gazli. Gazli, ( hyu Ulum'id-Din) adl kitabnda Kueyri'nin sfiyye 12

yolunun edeblerine ve sfiyyenin zevk ve vicdan hallerine ait olan (Risale) si ile Hris Muhasibrnin zellikle vera' ve takvya ait (Riye)sini birle tirmi ve sfiler aras nda kullanlan usl ve terimleri de aklamtr. Gazalrden sonra da bu yolda pek ok kymetli eserler verilmi tir. Gazali de zahir ile bt n uyuturmaa ok gayret etmi ise de zahire fazla ta'viz verdi inden kendi gayretini kendi baltalamtr. 3 Muhyiddin Arabi devri. Tasavvuf, Muhyiddin'in (Vandet-i Vcd) felsefesi ile tamamen felsefile ti. Muhyiddin, her trl Tasavvufi meseleyi incelemi , her fikri mantki snrna kadar gtrm , her dnceyi byk bir cesaretle ve tam bir a klkla ortaya atm tr. Bu devirde, zellikle, nefsin yaratlnn hakikat ve mahiyeti, vandetten kesretin nas l kt, Hazerat- Hams veya Tenezzlt- Sitte gibi meseleler n planda yer alm ve artk Tasavvuf, slam Dininin en kuvvetli temel dire i olmutur. Fakat, Muhyiddin'den sonra Tasavvuf, ancak, onu taklid ve tekrardan ibaret kalm ve gittike safsatala p yozlamtr. imdi, birinici hicri yz yldan balayarak tarih srasnca bu yolun ulularn ele alalm ve onlarn belli bal Tasavvufi gr lerini ksaca gzden geirelim.

13

HASAN BASR (H. 20-110) Islmda sffiyye, ilk, olarak Basra'da zuhur etmitir. Bu firkan n ilk bakan da Hasan Al-Basri'dir". Hasan Basri, Tabiinden ve mam Ali'nin ashabndan ve rencilerindendir ve tarikatta da halifesidir. Bir ok tarikatlar onun vas tasiyle mam Aliye dayan r. Hasan Basri, mam Hasan'dan da ders grm ve zellikle hayr ve er, kaza ve kader konularn mam Hasan' n ictihad etti i gibi kabul etmitir. Hasan Basri, Peygamberimizin ve ashbnun i'tikadlar ve mam Mansur Al-Mturidi ve Ebu Hasan Al-A 'ari Hz.lerinin ictihadlar zre bulunan Ehl-i Snnet'in de ilk ve me hur mam ve Mu'tezile'nin, ba Vasfi b. At' nn da hocasdr. Hasan Basri'nin hareket noktas , geici olan bu dnya hayat ndan yz evirip yaln z Allah'a ynelmek ve dayanmak ve O'ndan korkmak idi. nk, bu dnya hayat ndan Peygamberler de yz evirmi , hatta, Allah bile bu dnyay kendisinden ayr olmak zre yaratm tr. Hasan Basri, daima korku ve kayg iinde idi ve srekli korku ve kaygmn da iyi iler ilemekte byk rol olduuna inan rd . nk, bu dnya 14

geicidir, en sonda, bu dnyadan hesap sorulacak bir hiret gelecektir. Hasan, "Hl" kavram zerinde de durmu ve onun nefs muhasebesine ait tan mlar Muhasibi'nin tan mlarna esas olmutur. O, yle diyor: "Bu dnyada kendini muhakeme etmi olanlar iin Kyamet gnndeki muhakeme de hafif gelecektir". Hasan Basri, cehennem ate inden ok korkard ve daima cenneti ve cennetin i'metlerini arzulard ve yle derdi : "Ey Adem o lu! Senin dini hayatn!, te ekme in ve ite kann! Ey Adem olu! Yaln z bana leceksin, yaln z ba na mezara gireceksin, yalnz bana tekrar diriltileceksin ve yaln z ba na muhakeme olunaks n! Ey Adem olu! Nefsinden sakm, nefsinden sakn! Nefs-i emmrelerinizi daima tahkir ediniz, zira, ahlanmaa meyldrlar... Cennetin gerisinde olan her ni'met hrdr ve Cehennemden ba ka her imtihan kolayd r !...". Hasan Basri'ye gre insan, dnya ile istemeye istemeye arada lk etmelidir ki sonunda mutlu olabilsin. O, bu hususta da yle der: "Dnya senin bineindir. Eer ona hkim olup binersen seni yklenip tar. Eer h.kim olamazsan o sana biner ve seni ezer, ldrr". Hasan Basri, yaln z zhd ve riyazete de il, tefekkre de byk nem vermi tir. Zira, onca tefekkr, insana iyinin ve ktnn ne oldu unu gsteren bir aynadr ve insan her zaman ktlk yapmaktan korur. Ksaca, Hasan Basrrnin, yolu korkuya ve kayg ya dayanma ve bu suretle Cennet ni'metlerine kavu ma umma yolu idi. 15

RABA ADEV YYE (ol. H. 185)


Basra mektebinde mam Hasan Basri'den sonra ikinci nemli ulu kii Rabia Adeviyye'dir." Bu kad n, devrinin en bilgili, en faziletli, en yksek ruhlu ve derin duygulu ve yalnz ilahi ak iinde yzen ve ilahi ak iirleri terennm eden air kad n idi. Rabia'mn yolu Hasan Basri'der. ayrdr. Zira, onun hareket noktas korku ve kayg ve cehennemden kap cenneti arzulamak de il, Allah'a ak ve muhabbettir ; cehennem korkusu ve cennet arzusu olmakszn sadece ve sdece Allah' Allah olduu iin sevmek ve varl n Allah'n varlnda eritmektir. Insann en byk gyesi, cennet ni'metlerine ula mak deil, Allah'n cemline kavu mak olmaldr. Rbia da Hasan Basri gibi srekli kayg iinde yaard ve durmadan a lard. Fakat, onun kayg snn sebebi cehennem korkusu de il, Allah sevgisi idi. Rbia, ilk defa (Ak) kelimesini kullanm _olandr. O, bu hususta Kur'an' n Mide sresinin 56 nc yeti (kim Allah', Peygamberini ve inananlar dost edinirse...) ne dayanm ve bu yeti yle erh etmitir : Seni iki muhabbet ile severim: birisi, sana kar ak ile ba lanmn ifadesi olan muhabbet ile; 16

Dieri de Senin sevilme e layk oluunun iimde yaratt muhabbet ile. Sana ak ile balanm yznden yalnz Seni dnyorum. Senin sevgiye layk oluuna gelince, bu da yzndeki rty kald rman hususundaki arzumdur ki Seni greyim. Benim iin ne beriki ne teki muhabbet hususunda hi bir hamd yoktur, Fakat, Sana hamd olsun! Rbia, iki e it sevgiye iaret ediyor ve birini dierine stn tutuyor. Sevginin biri, insan Allah'tan ba ka bir eyle megl olmaktan alkoyan sevgi; dieri de Allah' n zatna ait sevgi, yani Allah' srf Allah olduu iin sevmek. te, esas sevgi, s rf Allah'n cemline olan sevgi, bu ikinci sevgidir. Onun iin de Rbia yle mncatta bulunurdu: " lahi! Sana cehennemden korkorak ibadet ediyorsam beni cehennem ate inde yak. Eer, cennetini zliyerek ibdet ediyorsam cennetini bana harem. et! Eer, yalnz Seni sevdi imden. tr Sana ibdet ediyorsam beni ezdi cemlinden yoksun b rakma ya Rabbi!". Ksaca, Rbia, Allah'a a k ve dostluk, tecelli, tafdirl-Veli gibi kavramlar zerinde durmu ve bunlar ilemitir. Ona gre insan, kendi iine kapanmakla Tanr srrna ula abilir. Her e it varlk, Tanr'da birleir; zira, yaln z Tanr vardr; kinat, O'nun sfatlarnn tecellilerinden ibrettir. Tanr 'ya varmann tek yolu da sevgidir. Yine Rbia yle diyor: "Bakalar benim ancak d yzmle konu urlar; gnlmn iinde ise ben yaln z Seninle konu-

17

urum. D yzm yanmdakilerle beraber ise de gnlmn iindeki Yr, ancak, Sensin !". Rabia'nn bu yolu, kendinden sonra da taraftarlarnca pelendi. Hicri nc ve drdnc yz y lda byk mutasavvflarn Basra ve Ktfe'de de il de zellikle Badat'ta yetitiinini grmekteyiz. Ba dat'ta Tevhitten ve ahval ve makamlardan ilk defa sz eden Seriyy-as-Sakati (l. H. 257) idi ki bu zt Ma'ruf Al-Kerhrnin gzde rencisi ve sohbet arkada , Hris Muhasibi ve Bi r Hafrnin akran , Cneyd'in de hem days hem staddr. Cneyd, bu zattan daha ziyade ibdet eden bir kimse grmedi ini syler. Sakati, hayatnda daima h figan eder ve daima "Bu tenim Allah'a muhabbetten kurumu tur" dermi. Sakati'ye gre bilginin ba srf Allah'a ibdet ve nefsi masivadan paklamakt r. Ona gre mutasavvf odur ki: aBilgi nuru ibdet nurunu sndrmeye. bKitab ve Snnete ayk r decek btni dille konumaya. . cKermetleri ilahi mahremiyyet astarm yrtmaya." Ma'ruf Al-Kerhi (lm. H. 200) de daima Allah sevgisi ve itiyak iinde yzen ve: "Tasavvuf, hakikatlar almak ve halkn elindekinden midi kesmektir" diye Tasavvufu ilk defa tan mlayandr. Bu zat lrken: "Gmle imi sadaka olarak veriniz ki dnyaya plak geldi im gibi yine plak olarak gideyim" demi ." 18

Fakat, bu yz yllarn en byk mutasavv flar Znnn Hris Al-Muhasibi, Bayezid AlBistarni, Cneyd Al-Ba dadi ve zellikle Hallc Al-Mansr'dur.

19

ZUNNN MISR (l. H. 245) Ad, Eb'ul-Feyz. Sevban Znnn Al-M sri b. brahim'dir. Babas bir Habe'tir. Ilim, vera', hal ve edeb bak mndan zamannn bir danesi idi. Tasavvuf zerine en evvel kitap yazan ve M srda en evvel Tasavvufi haller ve makamlardan sz edenodur." Znn yle der: Sz, drt ey etrafnda dnp dolar: 1Tanr sevgisi. 2 Dnya ilerinden nefret. 3Kur'ana iyman. 4 Dorulduktan sonra de imekten korkmak. Znnn'da Allah'a a k meselesi bata gelmektedir. Ona gre Allah' sevmek demek te Peygamgamberin yolundan gitmek ve ahlk nda, ilerinde ve snnetlerinde ona uymakt r. Bunun iin de daima uyan k bulunmak lazmdr. Bu sebebten de as l teybe, gafletten tr yaplan tevbedir ki bu e it teybe aydnlara mahsus tevbedir; sulardan tr yaplan teybe de halka mahsus tevbedir. Znnn'a gre Allah ile kul aras nda karlkl ilahi bir sevgi vard r ve bundan tr insan bu sevgi
20

ile Allah'a kavuabilir, O'nunla birle ebilir. nsan Allah ile birletimi de kendi zatnn ilahi ztta mstarak oldu unu hisseder. Bu ilahi sevgiden de yalnz ehline sz edilmelidir. Znnn bu hususta yle demektedir: "Seni aral ktan grmek istedim, ancak, grdm vakit kalbimi doldurup ta an sevin bana hakim oldu. Art k, gz yalarm tutamadm". Ve yine: "Vas l olanlarn hi birisi geri gelmez. Yolu tamamlayamayanlar ise mstesna". Znnn'un Allah sevgisi meselesinden sonra ikinci derecede nem verdi i ev bilgi meselesidir. Ona gre bilgi trldr: 1M'minlerin bilgisi. 2 Kelamclarn. ve Hakimlerin bilgisi. 3Allah' kalbleriyle tan yan Allah'a yakin velilerin bilgisi ki bu bilgi yakin derecesinde olan bilgidir. nk, bu bilgi, Allah' , birlik sfatlariyle dorudan doruya tan maktan ibarettir ve bu bilgi akl ve istidlal yolu ile deil, ancak, Allah tarafndan insann kalbine doldurulan ilham ile elde edilen bir bilgidir. Akl ve istidlal ile elde edilen bilgi ile insan Allah'n zatn", ancak, selbi s fatlariyle tan yabilir. Zira, Allah, insan n Allah hakkndaki hayali tasavvurundan tamamiyle bakadr. Zrnfn, Allah tarafndan insann kalbine doldurulan bu ykin bilgi iledir ki: "Rabb m Rabbim ile tan dm; Rabbim olmasayd O'nu asla tanyamazdm" demi tir. Yine, Znn,n yle der: " nsanlarn Allah' en ok bileni hayreti en ok olan dr." Znnn, Allah'a ulama yolunu yle anlatr: "Allah'n sadklar vard r ki gnahlar nn aalarn' kendi gzleri nne dikmi ler ve onlar kendi 21

nedmet gz ya lar ile sulamlar, ve onlar keder ve esef eklinde meyvelendirmi lerdir. O sadklar, cinnetsiz mecnun olmu lardr. Allah ve Resul yolunda hakim olan bu ma'nevi ni'met sahipleri ve belagat sahipleri dilleri tutulmaks zn dalgn olmulardr. Ondan sonra safi ve taharet ksesinden imi lerdir... Iztrabn uzunluu da onlara sabr miras brakm, ondan sonra kalbleri Melek& iin yanm ve dnceleri perdeler ve heybetler alt nda saraylar aras nda dolam, glgede teessf alan zerinde durmu lar ve orada kendi gnahlar nn kitabn okumular. Nihayet, zhitlik zirvesine tam bir ver'a sayesinde ulamlar, bu vechile dnyay terkteki ac lk onlara tatl ve kat kalbleri yumu ak olmu, o derece ki en sonda selmete gtren yolu bulmu lar. Onlar da ruhlar semnn yksek tabakalar nda cennet bahelerinde istirahat etmek ve hayat nehrine dalmak iin dalmlardr. Onlar kalblerinin ztrap sedlerini kapam lar ve emel kprlerini gemi lerdir. Onlar, n.azari ilmi yok edip hikmet glnden susuzluklarn gidermilerdir. Ilahi hidayet gemisine binmiler, selmet denizinde ilahi hidayet rzgar ile yelken am lar ve en nihayet skn ve huzr cennetine ve eref ve merhamet kayna na vasl olmulardr". Znnn'a gre insanlar n en aal Allah yolunu bilmiyen.ler ve bilmek te istemiyenlerdir. Znnn yle dua ederdi: "Ya Rabbi ! Bizi, ruhlar melekt'a umu olanlar srasna, evket ve azametinin rtleri kendileri iin kald rlm olanlar srasna koy! Onlar ki yakin nehri iine dalm lar- dr; Takva ehline tahsis edilen cennetin iekleri iinde dolamlardr; Tevekkl gemisi zerinde e22

faat dileyen yelkeni am lardr. Muhabbet rzgar o gemiyi ilahi izzet ynne do ru sevk etmi ve nihayet ihlas sahiline yana m ve o gemidekiler de artk gnahlarn arkalarnda brakmlardr ve kendileriyle beraber yaln z kulluk amellerini getirmi lerdir. Btn bunlar, hep senin lutuflar n sayesinde olmutur, Ey Erhamrrahimin!". Znnn, insanlar hakknda yle der: " nsanlar, ya sadk ya hin olur. Sad k, hakikat syler. Hain, sadkn aksinedir. S dk, Allah' n k lncdr ki nereye vurursa onu paralar". O, ibdet hakknda da yle der: "Ibadetin anahtar dncedir, ni an da emmare nefse kar koymaktr. Fakatok kimse akl nn ihtarlarna bakmaz da nefsinin aldatlarna kaplr". O, Kanaat hakknda da der ki: "Kanaat ehli zaman insanlarndan daha rahat ve akranlar ndan yksek ve ulu olur". O, fakr hakknda der ki "Allah' n kulu zerine sertlik ve gazabnn almeti onun fakrdan korkmas dr". Ve yine der ki: "Mi'desi yemekle dolu olan insanda hikmet bar namaz". Znntn'un bu fikirleri di er bir ok mutasavvf zerinde ve mesela: "RulAbiyetin bir s rr vardr ki eer meydana karlsa eriat'lar bat l olur" diyen Abu Muhammed Sehl b. Abdullah Tusteri (l. H. 273 veya 283); ve bir mridine: "Bayezid'i bir kere grsen senin iin yetmi kere Cenab- Hakk grmekten daha faydal olur" diyen Turab al-Nahsebi (l. H. 245); am'n byk mutasavv flarndan ve Znnn'un sohbetine eri enlerden Abu Ab23

dullah b. Ala; ve zellikle rencisi olan ve (Fena) ve (Bakaa) hakknda en evvel sz syliyen ve Tasavvufun dili diye anlan Abu Said Ahmed b. Isa Al-Harraz (l. H. 284) zerinde byk etki yapmtr.

24

HARIS MUHASB (l. H. 243) Tasavvuf yolunda nc hicri yz yln en sze deer ahsiyeti aslen Basra% olan Abu Abdullah AlHaris b. Esed Al-Muhasibi.'" dir. Onun, zahir ilimerde oldu u kadar usle, muamelta ve i arata ait ilimlerde de zamannda bir ei daha yoktu. Hris Muhasibi, yukar da da iaret etti imiz gibi, nefs muhasebesine, vera' ve takvaya dair (Vesy) ve zellikle Gazlrye de ba lca kaynak olan (Riaye) adl eserleriyle naml dr. Hris Muhasibi, dini psikolojik hallerin incelenmesi iini son derecesine gtrm tr. Onun eserleri bu gn bile srf din psikolojisi bakmndan pek kymetlidir. Sonradan yaz lan Kueyrrnin (Risle) si, Hucvirrnin (Ke f Al-Mahcb)u, ahabeddin Shreverdrnin. (Avarif Al-Maarif)i, Seyyid erif Crcnrnin (Ta'rifat) gibi eserler de art k psikolojik lugatlar mahiyetindedir. Kueyri, Muhasibrden: "O. ilimde, takvada, muamelede ve halde bir dane idi" diye sz etmektedir. Muhasibrye gre, insan iini murakaba ile do rulamal ve ihlas ile kaplamal ; byle olan kimsenin d yzn de Allah, mcadele ve snnete uymakla 25

ssler. Hayatmzda, her eyden nce, Allah'a riyet, ibdet ve hizmet etmelidir; her eyden nce. Allah' n haklarna riayet etmelidir. Muhasibi yle demektedir: "Allah' n Kitab'ndan ve mmetin icmmdan anlad m ki insan doru yoldan sapt ran ve hakikattan uzakla tran ey mevki hrs ve tama'dr. Ondan sonra mmetin icm ile ve Bari Tal'n n emin olan Reslne vahy ettii Kitap sayesinde ke f ettim ki selmet yolu, Hak'ka kar takvda sabit olmak, Ser'i vazifeleri yerine getirmek, helali gzetmek, her eyde hlisne Allah iin hareket etmek, Peygamberi rnek olarak almak ile bulunur. Bunun zerine er'i meyyedeler ve Snen-i Seniyye-i Muhammediyye nelerdir ve bunlara tam riyet nas l olur? u da byk stadlara ve kitaplara nazaran renme e altm. Fakat, i buraya gelince dikkat ettim ki baz noktalarda uygunluk ve di er bazlarnda uygunsuzluk vard r. Allah'n Resl yle buyurmu tur: " nnel slme bedee gariben ve seyedu gariben fetb lilgurab (Biz bu hadisi yle tercme edece iz: slamiyet, msivdan uzlet ve gurbet ve Allah' tefekkr zre balad ve ileride de bu asit durumuna dnecektir. Ne mutlu daima uzlet ve gurbet zre Allahi dnenlere!)". Zira onlar, uzlet iinde kendi ibdetleriyle ya arlar. Benim, bu mbarek uzlete ulatrmaa yetkili rehberlerin yoklu u sebebi ile ztrabm artt . mmetin ihtill sebebi ile iine dtm tevi halinde aniden lrsem diye korkmaa baladm. Bizzat kendi vs talarmla bulmaa inuvaffak olamad m eyler hususunda kendilerinden zhd takva ve perhizkrl k, tam bir riyet, hiret hayat n tercih almetleri grd m kaytl!" byklerine intisab etme i dndm ve grdm 26

ki onlarn hareketleri ve tavsiyeleri Hak yolu mam= lar= reylerine uygundur. Onlar, mmete nasihatte szbirlii hlindedirler. Gnah i lemek iin hi kimseye ruhsat vermezler ve hi bir gnah iin insan ilahi mafiretten mitsiz k lmazlar. Bellara ve musibetlere kar sab r, ilahi kazya kar riza, ilahi lutuflar iin de kt tavsiye ederler. Allah' kullanma sevdirmee alrlar. Onlara, O'nun lutuflar n hatrlatrlar. Allah' n huzurunda teybe etmek iin m'minleri toplarlar. Zira, onlar ilahi azamet ve kudreti bilirler; O'nun Kitab' n ve ilahi snnetlerini bilirler. Allah'n buyruklarna ve yasaklar na vakf, bidattan kanm, hiret hallerinden, tekrar dirilmenin hallerinden, mkafatn bolluundan, cezalarn iddetinden haberdard rlar. Allah, onlara, srekli bir hzn ve kayg nasib etmitir. Bu sebeple onlar, bu dnyann meserretlerinden bir ey anlamazlar. Onlarn hareket dsturlar na meftn ve faydalar ndan faydalanm olarak hkm ettim ki delil, onu idrk eden iin, reddi imkanszdr. Grdm ki bu hareket dsturunu kabul etmek, onlar n emirlerine gre harekat eylemek benim iin meebri olmaktad r. Bunun zerine vicdnen O'na ba landm, basiret gzm O' nun zerine evirip toplad m, vicdni hletlerimi o alanda dolatrdm. Bana bu ni'meti ihsan etmi olduu iin beni kendisine te ekkre muvaffak etmesini, emirlerini icra husunda bana kuvvet ihsan eylemesini, kusurumu bilmek iin verdi i ilimde beni te'yid etmesini Allah'tan niyaz eyledim. Filhakika, Allah'n bana bildirdii eyden tr kramm takdime kaadr deilim. Yalnz, fazl ve keremi ile beni ihy etti i iin Ona ibdet ediyorum". Basra ve Badat okullarndan sonra nc Tasavvuf okulu bn Kerram' n19 (Horasan okuludur 27

ki bunun asl kurucular Suriye'de gurbette len brehim Edhem ve onun 'grencilrinden akik-i Belhi ile bn Harb'tr. Bu renciler Belh ehrine dnp onun fikirlerini orada yayd lar.

28

BRAH M EDHEM (Ol. H. 660) Ebu shak brahim b. Edhem b. Mansr, Belh prenslerindendir. Beklenmedik bir olay onu Allah yoluna drmtr.' Bu zt, szden ziyade tavr ve hareketi ile zel bir mezhep ortaya att ki o da dnyadan yz evirip uzakla mak ve daima Allah'a muhabbet zre olmaktan ibarettir. brahim Edhem Allah'a ula ma yolunda yle der: Allah' n dostu olma ve Allah'n seni sevmesini istiyorsan hem bu dnyadan hem de hiretten vaz ge; onlar artk arzulama. Iini bu iki dnyadan boalt. Yzn Allah'a evirsen Allah ta sana yzn evirir ve seni inayete bo ar. Zira, Allah' n Zekeriyya'nn olu Yahya'ya unu ilham etti ini rendim: "Ey Yahya! kendi zat ma ikrar ettim ki kullar mn beni duymalarna yarayacak kula , grmelerine yarayacak gz, sylemelerine yarayacak dili, anlamalarna yarayacak kalbi olmaynca beni sevmeyecektir ( brahim Edhem'in bu sz daha sonra u hadis ekline girmitir: kulum bana nfilelerle yaklarsa ben onun gren gz, i iten kula ... olurum). Bu yapl nca da ona benden ba ka eylerle urama nefret ettiririm, onun d ncesini snrlarm. Gecesinde haz r ve gndznde enis olurum. Ey Yahya! Ben onun kalbinin misafiri ve onun arzu 29

ve midinin gyesi olurum. Her gn ve her saat, ona benden bir hediyyedir. Sesimi i itmek iin o bana yaklar, ben ona yaklarm. zzet ve cellim hakk iin ona bir "Me'muriyet" tevcih ederim ki Rsl ve Enbiya ona gpta ederler. Sonra bir a rcya yle armasn emr ederim: " te, falan ibn-i filan Allah'n makbl ve mergbu; Allah onu kendi ziyaretine a ryor t ki ilahi cemli tem a ile kalbi ifayab olsun!". O kul bana geldi i vakit benim ile onun arasndaki perdeleri kaldrrm, bana rahat bakar. zzet ve cellim hakk iin, onun "Mfarakaat Esnasnda" beni grmek hususundaki i tiyak sebebi ile kalbini ab- hayata kandrrm. Onun kermetini her gn, her gece, her saat yenilerim". brahim Edhem'in ba lca rencisi Abu Ali akik brahim Al-Belh.i (l. H. 174) dir. 2 ' akik, Horasan eyhlerinden ve ok zengin bir ailedendir. Bu zt, sfl halleri ve tarikat hakk nda ilk sz syleyendir. Allah'a daimi teslimiyeti tasavvufi bir hal olarak ilk defa tanmlayan odur. O, bu hususta yle diyor: "Sen nasl ki ftratna ve hayat na bir ey ilave etmekten ciz isen r zkna da bir ey ilave etmekten cizsin. Bunun iin onu arayaca m diye yorulmaktan yaz ge. Kisb'ler, bu gn, lekkeli ve fsit emteadan baka bir ey de ildir. Ticaret sermayeleri ve sanaatlar pheli eylerden baka bir ey deildir. Hkim olan hiyle sebebi ile onlar arttrmak ta muhafaza etmek te do ruluk olmad iin helal deildir". akik, takva hakknda yle der: nsann takvas eyde belli olur: a Bir eyi alnda. b Bu eyden kendini alkoyuunda. 30

c sznde. O, halka da yle nasihat ederdi: "Dnyadan orulu olup lm ile iftar edin ve y rtc ve vah i hayvanlardan kat nz gibi cahil halktan ka p". Bir gn drahim Edhem Sakik'e sormu : "Geim hususunda dstrun.uz nedir?" Sakik cevap vermi : "Bulursak kr ederiz bulmazsak sabr ederiz". brahim Edhem bunun zerine : "Belh'in kpekleri de sizin yapt nz yaparlar" deyince Sakik : "Ya siz ne yapars nz?" demi. brahim Edhem de yle cevap vermi : "Biz, buldu umuzda bezl ederiz, bulmad mzda kr ederiz". Baz kitaplarda bu hikayenin ahslar yer deitirmi dir. bn Harp (l. H. 234) ta Sakik'in kisb hakkndaki gr n yaymaktan baka bir ey yapmamtr. Horasan okulunun karakteristi i ite bu (Kisbin nkar)dr. Yani, bir insan n bir eyi arzu ve elde edebileceini inkardr. 'bn Harb' n asl nemi, Eb Abdullah Muhammede b. Kerrm, (l. H. 255)1 yeti tirmesidir. Srt nda dikisiz biri kei postekisi ve ba nda uzun beyaz bir klah taya Kerrm, bid ve mtekellim bir kimse idi. Kerrm' n asl nemi de "Allah cisimdir, fakat, dier cisimler gibi de ildir" diyerek (Kerrmiyye) mezhebini kurmas ve Kelm ilmindeki terimleri genel bir incelemeden geirmesidir. O, bu i te Mu'tezile ile Haeviyye'nin tam ortas nda bulunur. tyrnn, sadece, dil ile ikrardan ibaret sayan Kerrm, varl k silsilesinde, daha ba langtan i'tibren, akl n stnln ve akln tabii vazifesini teslim 31

etmekle beraber Mu'tezilece mbala a edilmi olan sfatlarn bu mbalaadan kurtarm tr. O, akl kullanarak filin sorumlulu u ile fiilin isnad kabiliyetini ayrd ediyor. O, kel:am ilminde Mu'tezile akidelerine aykr, fakat, Ehl-i Snnet'inkine uygun hareket etmitir.

32

YAHYA RAZ ((Ol. H. 258) bn Kerrm' n rencilerinden Tasavvuf alannda hret yapan, zellikle, Yahya b. Muz AlRazidir." Camilerde ilk defa alenen Tasavvuf dersi veren ve Tasavvuf'a ilmi bir renk vermek isteyen odur. Allah'a olan a km ilk defa iirle ifade eden de odur. Bu zt, tamamiyle hocas nn yolundan gitmi ve kalbin kuvvetini be eye balamtr: 1Kur'an tefekkr ile okumak. 2 ibadet iin gece kalkmak. 3 Fecirde Allah' n huzurunda kendini hor ve hakir grmek. 4 yi kimselerin meclisine devam etmek. 5Karn bo brakmak. Ve yine, bn Muz, zenginlik ve fakirlik meselesinde de stad gibi zengini fakire stn tutmu tur. Yani, onca da Allah'a kr eden zengin, dilenen fakirden stndr. Yahya, Ribia'dan sonra Allah'a muhabbet hakknda bir gr sahibidir. Ona gre Allah'a muhabbet, Allah'a hu u' ve teslimiyete ve mahrumiyete dayanr. Onun mnacatlarndaki hu u' ve taravete baka hi bir yerde rastlanamaz. O yle diyor: "Ya Rabbi ! Senden yard m dilemekliim sana olan 33

ihtiyacmn delilidir ; mracaat etti im hazrlm yoksunluumdandr; Senin yannda efaat m da Senin, hakkmdaki l'tf ve keremindir..." "Ey Allah' m! Ben nasl sevinebilirim, zira, sana haddimi a tm Fakat, nasl sevinmeyecektim, zira, sen kimsin biliyorum. Ben gnahkar, seni nas l arabilirim? Fakat, nas l senden yard m dilemeyecektim?, Sen rah'im ve kerimsin. Eer Allah'tan raz deilsen, Allah' n senden raz olmasn nasl isteyebilirsin? Gece uzundur, e er sen r'ya gryorsan daha k satlmayacakt r. Gndz, saftr, onu gnahlarla kirletme. Nice insanlar Allah afv eder ki onlar O'nun gayz altndadr ve nice insanlar da ses karmazlar ki onlar da O'nun afv na mazhard rlar. Ya Rabb"! afv et! diyen kimselerin kalbi yine gnahtad r; o susan kimse ise Allah'a hat rlatm olur. nsan ld vakit ona iki hal ar z olur: ondan her eyi alrlar ve ondan her eyi isterler. Nefsini bilen Rabbini de bilir. D ne d ne hayat iin gitmekle orada ma' uku ile beraber bulunmak iin gitmek aras nda ne byk fark vard r ". "Ev olarak uzleti, gda olarak al , suhbet olarak mnacat se. O halde ya hastal ndan lrsn yahut onun devasm bulursun. Ey Allah' m ! unutma ki sana ulaan yol zerinde rehberlik ettim ve hakin iyetin sana ait oldu una ahit oldum. te, gnahlar ile kirlenmi eller, mid ile srmelenmi sana kalkmtr ; beni kabul et! Sen ki bir kerim Padi ahsn, beni afv et ki ben o kadar ciz bir kulum !". "Eer insanlar ceza gn muhakeme etme e yetkili olsayd m, aklar' mahkm etmezdim. Zira, onlarn gnahlar kendi rizalariyle de il, zorunlu= luk altnda olmutur". 34

Fakat, Yahya, tavsiye etti i mahrumiyet dstruna kendi de riayet etmemi ve Byezid Bistmi onun hakknda yle derni tir; "Zavall Yayha, gnl k ac ve zt rablara dayanmas n ve kar koymasn bilmiyor. O hlde, mihnete kar koyma ve dayanma nasl bilecektir?". Ksaca, Kerrmilere gre Tasavvuf, dini hayatn bir safhas ndan ibrettir.

35

132kYEZID B STAM (Ol. H. 261) Byezid' n asl ad Tayfur'dur; Bayezid, knyesidir. 23 , O, nce, Hanefi fkh ile urat . Sonra Ebu Ali Al-Sindi'den. Varlk Birli i (Vandet-i Vdd) ilmini rendi. Peygamberin Mi'rac gibi bir Mi'rac iddiasnda bulundu u iin Snnet Ehlinin d manln' kazand . Onun vecd hlindeki szlerini rencileri toplayp bir mecmua haline koydular ve lmnden yz yl kadar sonra da (Tayfriyye) tarikatn resmen kurdular. Bayezid, Tasavvufu, a k ve vandet dili ile ifade etti. Onun szlerinde Vandet-i Vcud fikri, Tenzih fikrini yok edecek derecede kuvvetlidir. O: "Ben, dibsiz, basz, sonsuz denizim", " nsanlar, Allah'a taptklar zannnda bulunduklar vakit Allah't r ki kendi kendine tapar" szleriyle insan n Samedniyetini aka dile getirdi. Byezid sfiyye yolunun yerle mesine ve yaylmasna byk hizmette bulunmu tur. Byezid, fenfillh mertebesine ula p Allah'n ztna kavu ma yolunda ya ad hlleri pek a k bir ekilde dile getirmi tir ki onun bu szleri ( ataht) saylmtr. Zira, bu szler, d yznden eriat esaslarna tamamen ayk r mahiyettedir. 36

Bistami, Tasavvufi terimlere (Sikr-Sarho luk) terimini de katm ve bu terim slam Tasavvufunda (Muhabbet) ve (A k) terimleriyle birlikte nemli bir rol oynamtr. Yukarda da i aret etti imiz gibi Bayezid, nce, Hanefi fikh zerinde al m, Tasavvuf yoluna sonradan girmi tir. O, Tasavvuf yolundaki mcahedelerini yle aklar: "On iki yl kendimin demircisi idim. Be yl kalbimin aynas oldum. Bir yl mddetle nefsimle kalbim aras nda gzclk ettim. O vakit beni dtan saran bir irk znnar kef ettim ve bunu kesmek iin de on iki yl alt m. Sonra da iimde bir znnar ke f ettim ve onu da kesmek iin be yl altm. Nihayet bir ilhama mazhar oldum ki yarat klara baktmda onlarn benim iin birer cans z ceset olduklarn grdm ve cans z secetler zerine drt tekbir aldm ve btn yarat klar lemini gmdm; artk, o, benim iin yoktur". Bistami'ye ruhunu uluhiyetin zat na nasl ykselttiini sormular, o da yle demi : "Ylan, derisinden soyulduu gibi ben de nefsimden soyuldum, sonra zat ma nazar ettim, bir den ne greyim, ben, O'yum". Bistami yine yle der: "Allah kinatta btn insanlara nazar etti. Onlar n kendinden hali olduklarn grd. Benim kalbim mstesna; nk, orada kendisini tastamam grd. Onun zerine beni yle medh ederek bana dedi: "Btn Mem benim hkmme mnkadd r, sen mstesna". Bir kere de mezzin Allah Ekber dedi inde Bayezid: "Ben daha by m" demi . Bistami, Mi'racta bulunduunu iddia edermi . Bu yzden de yedi defa vatan ndan koulmu . Ancak, 37

u muhakkak ki, o, Kur'an derinden derine tefekkr ile Mi'rac kendi nefsinde elde etme e ve uygulamaa alan ilk Sfi'dir. Bistami, Mi'rac n yle anlatr: "O, beni bir defa cezb etti ve nne koyarak yle dedi: "Ya Bayezid ! yarat klarm seni grmek istiyor". Ben de O'na yle dedim: "Vandniyetinle beni ssle, benli inle beni giydir, ahadiyetine ycelt. unun iin ki yaratklarn beni grdkleri vakit, biz seni grdk desinler ve o zaman Sen bu olas n, ve ben artk orada olmayaym". Bu yolculukta bir defa yle bir meydana eri tim ki orada "La" dan "illa" ya kadar hi durmadan on y l utum. Sonra yle bir yoklu a eritim ki buras Tevhid meydandr. Yine yokluk vas yasiyle yokluk iinde hi durmaks zn utum ta yokluk iinde yokluu da yok ettim ve yoksunluktan yoksun oldum ve nihayet rif ile beraber yarat klarn gaybubeti ve yaratklar ile beraber rifin gaybubeti iinde Tevhid'e eritim. O'nun ahadiyetine gider gitmez bir ku oldum. Bu kuun bedeni Vandet, kanatlar Ezeliyettir. Ve on yl hi durmadan m abehet havas iinde utum. Ayni havalar iinde yz milyonlar defa bulundum ve Ezeliyet meydanna yetiince nihayet umaktan da kesildim. O meydanda Vandet a acn grdm (Bayezid burada bu a acn gvdesini, dallarn, yapraklarn, meyvasn , topra n ta'rif ettikten sonra der ki) ve ona nazar ettim ve bildim ki bunlar n hepsi bir aldatmad r". Yani, Bistami byk bir esefle gryor ki srf bedahet olan bu Tevhid kavram bile bir aldatmadan ibarettir. 38

te bu vecd ve hayret zirvesinde iken Bistami, nce, "Kehf ashab benim; Rahmnn Ar ' benim ; Benden baka tapacak yok" ve sonra da "Benim anm ne kadar ycedir, an m yceltin!" demi . Fakat, ayldktan sonra iradesi d nda olan bu szlerinden tr de pek rkm . "Cbbemin altnda Allah'tan ba kas yoktur" sz de Bayezid'e atf edilen bir szdr. Bistami, Peygamberin yaln z kendi mmetinin gnahlar iin istedii merhameti btn insanlar iin istiyor ve yle diyor: "Ilahi! bu yarat klar yarattn. Onlar bilmeksizin ve istemeksizin emanet olan iyman onlar zerine ykledin. imdi onlara sen yardm etmezsen kim yard m edecek?". Bistami, yine yle diyor: "Benim sanca m Livay- Muhammedi'den geni tir". Bistami, cennet hakk nda da byk bir istina ve azamet iinde yle diyor: "Hrilerin cenneti Ebrar' n kalbini doyuramaz". Bistami, insanl a olan sevgisini yle aklyor: "Eer Allah btn insanlar birincisinden sonuncuuna kadar afv etmek yetkisini bana vermi olsayd bunu ok bir ey bulmayacakt m. Fakat en ziyade hayret veren ey bana bir avu topra afv etmek yetkisini ihsan etmi olmamasdr". "Ya Rab! E er ilh ilimde yaratklarndan birini cehennemde ac ya uratmak mukarrer ise beni oraya uzat ki orada benden baka duracak kimse kalmas n!". "O cehennem dedikleri ey nedir? phesiz Kyamet gnnde mahkmlara yakla aca m ve sana yle diyeceim: onlara bedel beni al! Yoksa onlara retece im ki senin cennetin ancak bir ocuk oyunca dr". "Eer cennette ona tesadf etmekten mahrum b raklm olsaydm bu mahrumiyet bir sniyelik olurdu. Cen39

netteki Ebrara ya ama tahamml edilmez bir hale koyard m". "Arifler hiret ne 'esinde Allah' grme bakmndan iki snfa ayrlacaklardr: bir s nf onu ne zaman ve ne kadar isterse grebilecektir, di erleri ise yalnz bir defa grebileceklerdir. Allah bir defa olarak kendini ariflere gsterece i vakit onlara bir ar gsterecek ki orada satmak ve sat n almak iin yalnz erkek ve kad n suretleri bulunacak. Cennet ehlinden buraya girecek kimse bir daha Allah' grmee gelmeyecektir. Ah !... Allah seni bu dnyada sretle aldatt gibi teki dnyada da yine ar iinde sretlerle aldat yor. Sen de her vakit bu pazarn esiri bulunuyorsun". Ksaca, Bistami, yukar da da iaret ettiimiz gibi, Tasavvufu, a k ve vandetle dile getirmi tir. Fakat, Bistamrnin dile getirdii Vandet-i Vcud, Muhyiddin'deki gibi tam bir Vandet-i Vcud gr deildir. Ne de olsa arada bir keyfiyet fark vardr. Bista'mrde derin bir kef ve kuvvetli bir ircleye ra men akl aktan daha geni tir. Onun as l arad ey ulhiyetin zatn gerekten alg lama imkan n elde edebilmektir. O, ulhiyete has s rf ahadiyeti her eyden soyup syrma iini ilk defa ele alan ve o s fr ahadiyet makamnn btn gereklili i ile mest olan ki idir. Hallc ta ileride Bistmrnin bu gr lerini daha gelitirecek ve onlar dile getirmede daha da ileri gidecektir.

40

CNEYD BA DAD (l. H. 297) Eb'ul-Kas m b. Muhammed Al-Cneyd AlBaddi24, Irak'ta do up byd. lk stad days Seriyy-es-Sakati'dir. O, mam fiii"nin rencilerinden Ebu Sevr brahim b. Hlid'ten de fkh renmitir. Ayrca, Hris Muhasibi, Muhammed Kassb gibi ululara da rencilik etmi olan Cneyd, sonradan, btn bu ulular amtr. Pek ok ulularn da ona nisbeti vard r. Cneyd, yirmi ya na kadar ticaretle u rat ve sonra kendini tamamiyle Tasavvufa verdi. O, Tasavvuf ilmini tertip eden, aan, yayn ve zellikle (Muhabbet), (ns) ve (Fena) makamlar n iliyen ulu kiidir. O, eriat ile Tasavvufu, yani Vahdet-i Vcud fikrini meze etti i iin de (Seyyid'tTife) ve (Tc'l-Arifin) nvanlar na mazhar oldu. O, Tasavvuf hakknda yle diyor: "Tasavvuf, Allah'n seni senden ldrmesi ve kendisiyle canl klmasdr." "Tasavvuf, hi bir eyle ilgili olmakszn Allah ile olmaktr". "Tasavvuf, bir kerim hulktur ki onu bir kerim, kerim bir zamanda, kerim olan insanlar aras nda,

41

kerim bir ki iden izhar eyler ve gerekte bu hulkun nasl bir hulk olduunu ancak Allah bilir". "Biz, Tasavvufa laf olsun diye de il, a durmak, dnyay terk etmek, al lan ve hoa giden eyleri kesip atmak iin sarldk". Cneyd, Tasavvuf yolunda aykl ma'nevi sarholuktan stn tuttu ve nefsin, ancak, ay klk hlinde kontrol edilebilece ini ileri srd. Cneyd, nefs hakknda yle der: "Emmre nefs yle kt bir eydir ki sahibini tehlkelere atar ve onun havas na uyanlar bir sr ktlklerle itham ile rezil eder". "Ne zaman nefs kendi hevas na kar koyarsa, onun hastalklar, ancak o vakit, onun ilalar olur". Cneyd'e gre, Tasavvuf mertebelerini a abilmek ve en sonda ilahi vandete ula abilmek iin zhd ve ibadet esast r. Ancak, bunlara bilgi de eklenmelidir. O, zhd ve ibdet hakk nda der ki: "Halk iin Peygamberi pelemekten ba ka btn yollar kapal dr". "Kim Kur'an ezberlemezse, Hadis'i yazmazsa, ona uyulmaz. Zira, bizim ilmimiz Kitab ve Snnete baldr. Kitabmz, nzil olan Kitablarn en stn; Seriatmz, Semavi Seriatlarm en mkemmelidir". "Tesbih, beni Rabbma ulatran bir yoldur". O, bilgi hakknda da yle der: "Tanr 'y bilen rifler, amelleri Tanr dan alp onlarla birlikte Tanr 'ya dnerler". "Arif te odur ki sen sustu un halde senin srrndan haber verir". "Derviin zhir ile uramas btnca harab olduuna almettir". 42

Cneyd, Tevhid hakk nda da yle der: "Mutasavvflarn kendilerine mahsus olan Tevhid: Kadim olan Hdis olandan ayrd etmek, Hdis olana muhabbet gstermemek, bilinen ve bilinmiyen her trl eyi terk ile btn bunlarn yerinde, yalnz, Allah' bilmektir." "Tevhidde kelimenin en ereflisi Hz. Ebu Bekr'in: (Allah' bilmenin yolu, O'nu bilmee yol olmadm bilmekten ibarettir) szdr". "Her ne vakit akln Tevhidin sonuna ula rsa hayrete dayan r". Cneyd'e gre (Fena), nefsinden gemek, mevcudiyetin gerek anlamnda bir ahs olarak mevcut olmaktan yoksun kalmak demek de ildir. (Fena), insann ahsiyetin.in kemle ermi olmas, yani bakalamas ve Allah vastasiyle Allah'ta ezdi k lmm olmasdr. Cneyd, bu gr n yle zetlemekte-

dir :
"Bir tarz ile Biz Birletik ve Bir olduk. Yoksa, baka trl, Bizim durumumuz Ezdi olarak ayr lk olurdu". Cneyd, Hak'k mahede hakknda da yle diyor: " nsann kendini tamamiyle yok etti indeki vcudu, art k, Hak'kn vcududur." "Suyun rengi kabnn rengidir". Yani, Cneyd, her ekil ve suretten mnezzeh olan Mutlak Vcd'un eya suretlerinde zhir oldu unu deyimliyor. Cneyd, muhabbet hakk nda da yle diyor: "Her ne vakit muhabbet gerek olsa edeb artlar ortadan kalkar". 43

"Bir maksada dayanan muhabbet, o maksad n ortadan kalkmasiyle birlikte ortadan kalkar". Cneyd, muhib hakknda da yle der: "Muhib, o kimsedir ki nefsinden geip daima dili Allah' zikr eder, kalbi ile Allah'a naz r olur ve kalbini ilh hviyyet nuru ile yakarak muhabbet ksesinden saf arab ier ve kendisine (Gayb) lar a klamr. Bu kimse sz sylerse, art k, Allah ile sz syler ve susarsa Allah ile susar. te, bu halde olan kul, Allah'ta ve Allah iin ve Allah iledir". Cneyd, kendi hakknda da yle der: "Allah beni hlden hale geirir. Ne olayd ki beni benden Fni kalarak veya gib ederek beni tamamiyle rhata kavu tursa idi!". Cneyd, Allah'tan raz olmak hususunda da yle der: "Allah'tan raz olmak demek, ihtiyar elden brakmak demektir". Ve en nihayet, Cneyd'e gre Tasavvuftan maksad : insann, Allah'n takdirine ba l olduunu anlamak, btn i lerin Allahtan geldiini bilmek, nefsi ihtiraslarn penesinden kurtarmak, al kanlklardan vaz gemek, insanl k tabiatn elde etmek, duyulara hkim olmak, akl n btn meziyyetlerini kazanmak ve hakikat renip ma'nen ykselmek ve iyi iler ilemektir. Ksaca: Cneyd, eriat ile Hakikat' Tasavvuf'ta birletirmi, bundan tr de: "Tasavvufun sonu, badr" demitir. Hicri nc yz yln nemli ahsiyetlerinden biri de Ebu Salih Hamdn Al-Kassar (l. H. 44

271) dir" ki Nisabur'da ilk olarak (Melmet) rengine brnm bir Tasavvuf yolu kurmu tur. O, Melmilerin eyhi ve mamdr. Hamdn, pek alim bir kii idi ve fikhta Sfyan Seyri mezhebi zre idi. En gzde rencisi de Abdullah Menazir. dir. Hicri nc yz ylda mutasavvflar aras nda (Muhabbet), (Fena), (Bakaa), ( ttihad) gibi terimler yaylmakla beraber Rbia Adeviyye'nin lahi Ak mezhebi de gelimitir. zellikle Ali b. AlMuvaffak Al-Badad ' (l. H. 265), Rbia yolunda giderek Allah' srf O'nun rizas n kazanmak ve cemalini grmek iin sevme yolunu tam bir a kla kavuturmu tur. Muvaffak yle demi tir: "Ey Tanrm! Eer ben sana cehennemin korkusundan taparsam beni cehenneme koy; e er cennet midi ile taparsam bana onda hi makam verme ve beni ona koyma; e er senin dostlu un evki" iin taparsam bana bir kere didarm gster de ondan sonra ne dilersen onu yap !". Hicretin nc yz y l sonlarnda da Seriyyes-Sakati'nin rencileri Ba dat okuluna mensub mutasavvflarn mezheblerini Horasan 'a, M sr'a, Arab yarm adasna, Nisabr'a ve slam aleminin dier belli bal yerlerine gtrdler. Hicri drdnc yz ylda da, zellikle, Ba dat'ta bir ok byk mutasavv flarla karlarz ki bunlar ruhsal mahiyette nazari ve ameli gr sahibi idiler. Cneyd'in suhbet arkada olup (Acib-i Ba dad) diye anlan ve Tasavvuf ihnini a ktan aa vuran ve pek ok athiyyatta bulunan Ebu Bekr Al- ibli (l. H. 334) 26 bunlarn ba idi. 45

ibli'ye gre, Tasavvuf, irktir. nk, Tasavvuf, kalbi Allah'tan ba kasndan korumaktr. Halbuki, Allah'tan baka hi bir ey yoktur. Ona gre hakikat budur ve bunu herkes bilmelidir. Mutasavvflarn Tarihi ve Hikayeleri hakk nda ilk yaz yazan Ca'fer b. Muhammed b. Nasir AlHuldi (l. H. 348) 27 de bu an mehurlarndandr. Hicri drdnc yz yln sonlarna doru da Tasavvuf hayat , zellikle, fraz'da parlamtr. 28 ndan olan Ab'ul-Abbas Ahmed Cin.eyd'ashb b. Umran b. Serie (l. H. 305) iraz'da stfi hallerini ve makam ve mertebelerini yayanlar n ve mutasavvflarn ululuunu tantanlarn banda idi. Hicri nc ve drdnc yz yllar, sadece, Tasavvufun geli mesi, mezheblerin kurulmas , byk nderlerin oalmas yz yllar olmakla kalmayp bu yz yllar Tasavvuf Tarikatlar nn zuhuru yillardr da. tknc yz yldan i'tibarn Tasavvuf! tarikatlar ve onlara mahsus nizamlar kurulup dzenlendi ve her Tarikat, kurucusuna *nisfetle adland ki bunlar ba lca onbir tane idi. Hris Muhasibi, (Muhasibiyye)tarikatn ; Humdn Kassr, (Kassriyye) veya (Melmetiyye) tarikatm ; Ebu Yezid Tayfur Bistmi, (Tayfriyye) tarikatnu; Cneyd Ba dad ', (Cneydiyye) tarikat n ; Ab'ul-Hasan Al-Nrf, (Nuriyye tarikatm; Hakim Tirmizi, (Hakimiyye) tarikat n ; Abu Said Al-Harraz, (Harrziyye) tarikat m; Muhammed b. Hafif Al- irazi, (Hafifiyye) tarikat n ; Ab'ul-Abbas Kas m b. Al-Mehdi Al-Seyyal-L (Seyyriyye) tarikatn ; Hbeyre Al-Basri (Hbeyriyye tarikatnu kurdular. (Hulliyye) ve ( bahiyye) gibi merdud tarikatlar bu gerek sfi tarikatlann n dndadr. Sonralar arkta zuhur eden Tarikatlar hep 46

bu onbir Tarika mensubturlar. Garpta kurulan (Bedeviyye) ile ( zeliyye) nin silsileleri bunlara dahil deildir. On iki mam saysna benzetmek gayreti ile Tarikatlar da daha sonra on iki olarak kabul edilmitir. Bir ok Tarikatlar Cneyd-i Ba dadrnin (Cneydiyye) tarikat nn kollar saylr. Nakiyye Tarikat da (Tayfilriyye) ye dayan r. Bu sebeble Cneyd ile Bistmi btn Tarikatlrm iki mamdr ki onlar da en sonda Hz. Ali'ye dayamrlar." Tasavvuf, btn slam lkelerine yaylrken ve Tasavvufun yuvalar ve ilmi ve hali kayanaklar sayTarikatlar da birbirini pe lerken slam leminde yava yava Tasavvuf ile eriat aras nda bir atma da alevlenmekte idi. Hicri nc yz y ln ikinci yarsndan i'tibaren. eriatn zhiri ilmine mensub olanlar, yani Kur'ann zahiri hkmleriyle hkmeden Fahir'lerle eriat n Btn ilmine mensub olanlar, yani Kur'ann btnndan bt ni ma'nalar istinbt eden ve kalb yolu ile has l olan bilgi ile hareket ve hkm eden mutasavvflar aras nda kavga balam ve Znnun.-i Msrl, Eb'ul-Hasan Al-Niri, Ebu Hamza gibiler Ba dat'ta kad lar tarafndan sorguya ekilmilerdir. Fakat, Hallc- Mansr'un (EnelhakBen .Hak'km) deyii Fakihlerle Mutasavvflar arasndaki kavgay ve nefreti son snrna getirdi ve Hallc Badat'ta insanlk d bir vahet ile para para edilmek ve ba kesilip vcudu yaklmak suretiyle 'idam edildi. Daha sonra da ehabettin. Shreverdi, Salhaddin-i Eyybi'nin emri ile Haleb'te a b raklmak suretiyle ldrld. Yine Haleb'te Seyyid Nesimi'nin de derisini yzdler. Bedreddin Simavit- 1. yi de Serez'de ast lar. 47

Dini mkellefiyetlerin ibtli ve zellikle ibadetin sukutu meselesi yznden gittike birbirinden ayr lan bu iki gr ve zmreyi Gazali uyu turmaa gayret etti ise de o, dinsel ortodoksiye ta'viz verdi iden tr bu ii baaramad . Ondan sonra bu yolda onu peleyenler de, ayni ta'vizi verdiklerinden, bu uyuma salayamad lar. Daha Gazali'nin a nda, Ebu Said, Kur'ann vahy'ini kabul etmekle beraber batni nuru, kendisinden gerek hayat kanunlar nn kageldi i en son otorite sayd ve rencilerini Mekke'ye Hac'ca gitmekten nledi. Onun bu hareketi bir ok Tarikat pirleri tarafndan da rnek tutuldu. slam dini otoritesi ile Tasavvuf aras ndaki atma, zellikle, Tasavvufu Vandet-i Vcd gr ile Felsefele tiren Muhyiddin Arabrden sonru, onun, eserlerinde kulland baz szlerinden tr pek artm ve hele onun (Allah Vcd- Mutlakt r) demesini eyh Rkneddin Alddevle Al-Semnni hi hazm edemeyerek (Fuss)u erh edenlerden biri olan eyh Abdurrazzak Kemalettin Kaa ni (l. H. 739) ile bu konuda pek iddetli bir tartma yapmt . zellikle onuncu hicri yz ylda Hindestan'da mam Rabbani de, Vandet-i Vcd gr ne kendisinin iycad etti i Vandet-i uhd gr ile doktriner bir surette reakisyonda bulundu. Bundan sonra da bu iki gr benimseyenler aras nda devam eden iddetli mnakaalara, zamanmzda, Rabbani taraftar Mehmet hsan ile Muhyiddin taraftar Ahmet Avni Konuk tarafndan da bir yenisi eklendi. imdi, szmz, Cneyd ve Nuri ile suhbette bulunan ve (Ben Hak'k m) dedi i iin Badat'ta ikence ile ldrlen Hallc'a getirelim. 48

MANSR HALLAC (H. 224-309) Hseyn b. Mansr Al-Hallc Al-Beyzavi" Beyz civarnda (Tr) da do du ve hicri 309 da, (Ben Hak'km) dedi i iin Badadt'ta ikence ile ldrld. Manst'r'un ilk hocalar Sehl b. Abdullah AlTusteri ve Amr b. Osman Al-Mekki'dir. Sonralar Cneyd'in mridleri aras na girmi ve bir ok nl mutasavvflarla da ilgi kurmutur. Hallc, zellikle, mesele zerinde durmu tur : 1Hull, yani ilahi zatn beer! zata girmesi; baka bir deyile, Laht'un. Nst'a girmesi. 2 Hakikat- Muhammedrnin veya Nur- Muhammedi'nin ezeli oldu u ve onun, lemin yarat lna vasta ve vesile oldu u. 3Btn dinlerin bir tek lahi kaynaktan geldii.

Hulfl meselesi:
Halla' a gre, dnya zevklerinden yz evirip nefsini terbiye ve kalbini tasfiye eden, yava yava, Allah'a yaklar; daha sonra O'nun dostu olur ve en nihayet te nefsini yok ederek be er! sfatlardan syrhr; ve Hz. isa'da oldu u gibi, Allah'n ruhu ona hull eder. Bu takdirde o, art k, Allah olur ve her 49

ey, artk, onun emrine boyun e er. Hallc, bu hususta aadaki gibi e itli deyimlerde bulunmaktadr: "Ben Hak'kn srrynn Hak deilim ben, Belki ben Hakkm da aramzda ayrlk oldu. Ben e yada Allah' n ayn'ym, Acaba kinn.atta ayn ' mzdan grlen bir ey varm ?" "Nasl benim Nstlu um senin Lhtluunda erimi ve onunla kar msa, Senin Lhtlu un da benim Nstlu umu kaplam tr; onunla kar madan". "Ulhiyetin Be eriyetle, Be riyetin Ulhiyetle imtizac edece ini sananlar kfr etmi olurlar. Zira, Hak Taal zti ile de s fatlar ile da tektir ve btn yaratklarndan ve yarat klarmn sfatlarndan ayrdr. Hi bir hususta O, onlara benzemez, onlar da O'na benzemez". Fakat, Hallc, szlerine yle devam ediyor: "Ben sevgiliyim ve sevgilim ben Biz bir tek gvdeye hull etmi iki ruhuz. Beni grnce O'nu grm O'nu grnce beni grm olursun". Ve en nihayet Hallc, yle diyor: "Hak, benim". Hakikat Muhammediyye meselesi: Hallc(Kitab'ut-Tavsin)adl eserinde bu hususta topluca yle der: "Peygamberimiz Hz.Muhammed'in birbirinden ayr iki sreti vardr. Bunun biri, btn 50

varlklarn var olmasndan nceki ezeli sretidir ki her filmin ve irfann kaynadr. Dieri de Peygamber ve Resl olarak dnyaya gelen fni sreti. Btn Peygamberlerin ve Velilerin nurlar , ite, Muhammed Mustafa'nn bu ezeli nurundan gelmi tir. Ve yine, bu sebeple, btn ilimler, Muhammed Mustafa'n n denizler gibi olan ilminden, ancak, bir katrad r". Hallc'a gre, "Hak ve Hakikat Muhammed Mustafa iledir. Ve Hakikatta ilk o, Nbvvette son odur. Btnda Hakikat o, zhirde Ma'rifet odur". Dinleri Birle rirme meselesi: Hallc'a gre btn dinler Allah'a aittir. Dinlerin adlar her ne kadar birbirinden ayr ise de hepsi ayni hakikat ifade etmektedirler. Onun iin hi kimsenin dinine batl dememelidir. nsanlarn ayr dinlere balanmas kendi ihtiyarlar sonucu deil, fakat, ihtiyarlarna yklenen bir zorunluluk sonucudur. nk, kullar zerinde hkm sren, Allah' n irdesidir. Hallc'n, zellikle, Hakikat- Muhammadiyye ve Dinlerin birli i hakkndaki gr leri kendinden sonraki mutasavv flara da byk etki yapm tr. Beinci hicri yz ylda Tasavvuf, kalpte Allah'a ait s rf zevki bir bilgi yolu ve s rf ruhsal bir metod hlii alm ve bu sebepten tr de Mutasavv flarla Fakihler ve Kelmc lar aras ndaki arpma daha da artm t . Burada bu yz yln en nemli ahsiyeti olan Gazli'yi ele alal m.

51

GAZALI (H. 455-505) Muhammed b. Muhammed Al-gazali Al-Ttisi", nce, zahiri ilimlerle u ram, fakat, ak lla iymamn ekimesi karsnda en sonda Tasavvuf'a ynelmi ve onu hem ilmi hem ameli ynleriyle almtr. O, ( hya-i Ulmiddin) adl eserinde Fkh ile Tasavvuf aras nda denge kurma a almtr. Gerek hakknda kesin yakin'i ak l yksekliinde ve keskinli inde de il de kalb saflnda arayan Gazali, " nsanlar uykudad rlar, ldkten sonra uyanacaklard r" hadisinin iaret etti i uyanma iinin, ancak, byle bir saf kalbin Allah tarafindan uyandrlm olmasiyle ve daha dnyada mmkn olduunu ileri srm ve bu kalb ls veya kalb gz ile gerek arayclarn drde blmtr. 1Kelmc lar (ki bunlar rey ve nazar yolculardr). 2 Filozoflar (ki bunlar mantk ve brhan yolculardr). 3Btniler (ki bunlar bir mam'a balanan ve yalnz onun retileriyle hareket edenlerdir). 4 Mutasavvflar (ki bunlar s rf kef ve mahede yolculardr). 52

Gazli'ye gre, Kelmclarm, Filozoflarn ve Btn.ilerin yollar, esasta, akla dayanmaktad r. Akl ise, her meseleyi zecek ve Allah' anlayp bulacak gte de ildir. Dolaysiyle de metafizik, nazar ve istidll ile de il, ancak, vahy ile mmkndr ve vahy'e ait yakin'in dayana da stirak'tr". Peygamberlik messesesi zorunludur. Mutasavvflarn yoluna gelince : Bu yol, Gazll'ye gre, tasfiye yolu olup hem ilim hem de hl bak mndan keml yoludur ve di er btn yollardan stndr. Ancak, nas l Kelmclar, sadece, halkn akidelerini savunduklar ndan; Filozoflar, akl vahy'in stnde tuttuklar ndan; Bt niler de Peygambere deil de bir mam'a ve onun retilerine dayand klarndan dolay gere e ulaamazlarsa, Mutasavv flarm Allah'lk iddiasnda bulunanlar, Hull ve Ittihad da'vasnda olanlar da gere e ulamaktan uzaktrlar. Ksaca, Gazli'ye gre, Teoloji alan na giren btn meselelerde bizi gere e, yakin'e gtrecek olan ey soyut d nce ve mantk deil, fakat, ya anm tecrbeden ibret olan (Kalb Gz) dr. Bu gze shib olma yolu da Tasavvuf yoludur. Gazli, kalb gzne, e itli eserlerinde e itli anlamlar vermi ve onu zellikle 1Kalb gz veya akl iin uzak ve yakn yoktur. Yerde ve gklerde bulunan her eyi sebepleri ve gerekleri ile kavrar ve onlara tasarruf eder. 2 Kalb gz, ma'klleri, sonsuzlu u ve sonsuz olan, Allah' da kavrar ve kendi z ile bir olur. Allah'a ait bilgi lezzetleri kalbe aittir.
53

3- Kalb gzne bazan nefs, bazan ruh, bazan da nur, bazan da ak l denir. 4- Kalb gz, bir nurdur ki onunla grr. Kalbin anahtarlar da bir takm nurlard r ki gizlilikleri onlarla aar. En yksek ve gerek nur ise Allah't r. nk, Allah, gerek vcuttur, gereklerin gere idir. Bu sebeple nur ad onda asil, dier varlklarda mecazdr. 5- Kalb gz, terim olarak, lk Akl'dr. 6- te, Gazali'ye gre bu kalb gzne sahib olan yalnz riflerdir, mutasavvflardr. Yakini. bilgiye, Allah'n Ledn ilmine sahib sevgili kullar da yalnz bunlardr. Yalnz bunlardr ki Allah' olduu gibi grrler ve onun zat n' da tam ma'nasiyle kavrarlar. Allah, bu yakin.i bilgiyi, bu sevgiyi kullar nn kalbine dorudan doruya kendi nuru ile verir. Kalbe bal olan bu bilgiden hasl olan zevk te zevklerin en bydr ve bu zevke dayanan mutluluk ta en kuvvetli ve en srekli mutluluktur. Zira, kalb, lmle lmez ve lm, mutlulu u daha da artt rr. Zira, lmle, insan karanl klardan aydnla kar, kalb gz de asl o zaman gerekti i gibi aydnlanr ve hak ve hakikati olduu gibi grr. Bunun iin de insan kendi varln Allah'n varlnda fni klmaldr. Gazali, hakikat ve Allah hakknda yle diyor: "Arifler, mecaz n alak mevkiinden hakikata zirvesine ykseldiler ve mi'ralarm tamamladlar da vcutta Allah'tan ba ka bir ey olmadn ve O'nun vech (Vdd) inden baka her eyin yok olucu olduunu aktan aa grdler". Gazali (Mikat'l-Envar) nda yle der: 54

"Hakikat olan ancak O'nun nurudur. Her ey O'nun nurundandr. Belki O, her eydir. Belki O, O'dur; yani O'nun gayrisinin hviyyeti yoktur, ancak, mecazen vard r". Ve yine: "Lailahe Illallah demek halk n Tevhididir; L Hve illa Huu demek te okumu larn Tevhididir". Ve yine: "Ben, Allah Taal, zat nda, zatiyle, zatna mtecellidir ve hicb, zorunlu olarak, hicablanm olana nisbetle olur derim". Ve yine: "Allah' ancak Allah bilir diyenin phesiz sad k olduunu ve ben ancak Allah' bilirim deyenin de sad k olduunu bildik. Zira, vcutta Allah'tan ve O'nun fiillerinden ba kas yoktur". Ve yine: "Hakiki nur, hakikatlar n hakikat]. olan Allah u Taala olduu gibi gerekten mevcut olan da Allah u Taal'd r..." Ksaca. Gazali, Tasavvufi esaslardan bir o unu (Kelm) ilmine sokmu ve Kelm ilmi ile Tasavvufi zevki birbiriyle uyu turmaa almtr. Fakat, onun en byk gayesi, dini her eyin stnde tutmak olduundan o bu uyu turma gayretini yine kendi baltalamtr. Gazali, hicri be inci yz ylda akln hakikati kavrayamayacan ve hakikatn ancak Allah' n nuru ile nurlanan kalbin zevkinin kavrayabilece ini ileri srmt. Fakat, hicri alt nc yz ylda mutasavvflarn belli ballar Kelm ve Ilahi Felsefe meselerini zevki ve rubi hallerine kar trmlar dnya ve hirete ait her e it konu zerinde sz sylemi lerdir. Dolaysiyle, zellikle Gazali'nin. Tasavvufla Felsefe aras n amaa almasna karlk, altnc ve yedinci hicri
,

55

yz yllarda, Tasavvufla Felsefe aras nda bir yaklama grlmektedir ki Maktl ahabettin'in (Hikmet-i takiye) si ve zellikle Muhyiddin Arabi'nin (Vandet-i Vcd) Felsefesi byle bir yakla mann rnekleridir. Alt nc ve yedinci yz yllarda mutasavvflarn dillerinde (Kutub) kelimesi de dola maa balam ve bununla ya btn varhklardan nce var olan (Hakikat- Muhammediyye), ya da ilim ve amel ynnden kemle gelmi ve Tasavvufun en yksek mertebesini elde etmi olduu kabul edilen ( nsan- Kamil) kasd edilme e balanmt . Fakat, bu yz yllarda Tasavvuf, liin ve Btniliin bir ok fikirleriyle de karmaa balam ve mutasavvflarn bir ok sfll varl klar zerinde iradeleriyle tasarruf sahibi olduklar da kabul edilmi tir. imdi, sz, ehabettin Shreverdi-i Maktl'a getirelim.

56

EHABEDDN SUHREVERDI (MAKTOL) (H. 587-649) Eb'ul-Futh Al- Suhreverdi Al-Maktl nvan ile arkada dier mutasavvf ehabettin Shreverdrden ayrlan ehabettin Shreveroli," Azerbeyca un Merga civarndaki Shreverd kasabas nda dodu ve dinsizlikle sulanarak Haleb'te ldrld. Shrevercli, zellikle, Iran ve Yunan hakmlerinin fikirleriyle me gl olmu , Mei ve raki grlerini tamamiyle hazm etmi , akl grle kalbi sezgi ve ruhi zevki birlikte yrtm tr. Hikmette, Edebiyatta, Fkhta ve di er ilimlerde zamannn staddr. Hatta, bu yzden Simya ilmini bile bildii sylenmitir. Fakat, Shreverdrnin as l nemi ( rak) ad verilen bir felsefenin kurucusu olmas dr. Hak ve Hakikata ula ma yolunda ke f ve zevk ile birlikte eriat hkmlerine de uyuldu u takdirde o yola Tasavvuf yolu, uyulmad takdirde de o yola rak yolu denir. llminasyon denen rak, hakikatlarn derece derece almas veya Nur anlamna gelmektedir. Bunun iin buna (Nur Felsefesi) de denir. Tasavvufla Me ai Felsefesinin tam ortas nda bulunan bu felsefe, k smen dorudan doruya, ksmen de bn Sin'n n son eserleri vas tasiyle Yeni-Efltun'uluktan mlhemdir. Fakat, buna ramen yine de ondan ayrdr. Rnesans filozoflarndan. Bruno'nun sonsuz bir varl k ve perde perde 57

alan bir ruh felsefesi ile Heidegger'in fenomenoloji i rakilikten baz fikirleri uzaktan canland rmaktadr. Shreverdi'nin hareket noktas , mkefe, zevk; ulat nokta da Nur telkkidir. Bu mk efe ve zevk te zihni bir hads'ten ibarettir. Fakat, bu hads, hem Efltun ve pe leyicilerinin akli hadsinden hem de mutasavvflarn cezbe ve isti rakndan bsbtn bakadr. Shreverdi'ye gre, ak l ve nazar yolundan hakikata ula lamaz. Nitekim Aristo'danberi akl yolundan giden filozoflar birbirleriyle hep at mlardr. Fakat, mk efe yolunu tutanlar, ifadelerindeki baz ayrlklara ra men, esasta daima birle milerdir. Zira, hakikat birdir. Nas l ki Hermes'ten Efltun'a kadar olan filozoflar, hakikati zevk ile bilmi ve bulmulardr. Shreverdi'nin ( lm'l-Envr) sz ile kasd etti i budur; rak Hikmet'i budur. O, bu i rak elde edii hususunda der ki: "Her ey bana ilk nce nazar ve fikir yolu ile de il, fakat, baka bir ey ile geldi. Sonra ben onu spat edecek delil arad m. Fakat, bunu bulmasaydm da mesele de i miyecekti. Zira, ondan phe etmeme imkn yoktu". Shreverdrnin bildirdi ine gre, bu rak, ilim ve akli sretler nevinden olmay p bir kutsal uadr. Bu ua ile hsl olan bilgi ve kudret ise insan st bir bilgi ve kudrettir. Zira, bu ua Allah'tand r. Byle olduu iin de bu ua'a sahib olan kimse baz varlklara ve olaylara da hkm edebilir, mu'cizeler ve kermetler gsterebilir. Shreverdi'nin rak Felsefesine gre, varl k, aadan yukarya bir Zulmet ve Nur silsilesidir ve zulmetle nur aras nda bir mahiyet fark deil, bir derece fark vardr. Her varl k mertebesi kendinden ncekine nazaran nur, ve kendinden sonrakine nazaran da zulmettir. Bu felsefede, nce, zulmet, yani madde in58

celenir ve maddenin mahiyeti hakk ndaki incelemeden, srasiyle, cisimler, felekler, mcerredler ve melekfit lemlerinden geerek en sonra nurlann Nuru denen nmtenhi varl k olan Allah'a varlr. Shreverdi'de grlen bu Nur-Zulmet mnasebeti, Aristo'nun Madde-Kuvvet nazariyesine benzer. Siihreverdi'ye gre nefsini gerekti i ekilde terbiye eden, yani hayvanlna mahsus olan tahayyl i lerinden kurtulan her insan, mkefe ile vastaszca Tabiat, Ruh ve Ma'na lemlerine ve en nihayet te nurlann Nuru Olan Allah'a ulaabilir ve bu takdirde de e yann srrna nufuz eder ve gemi te ve gelecekte olmu ve olacak btn eyler ona a klanr. Yoksa bu imtiyaz, sdece, Peygamberlere mahsus de ildir. Shreverdi, mkefe metodu ile birlikte Bahsi denen zihne ait metodu da kullanm ve hatta mkefeye dayanan i rak Felsefesinde, ie, Mantktan balamtr. Fakat, Shreverdi'nin nce mant ele al, ona dayanmak iin de il, tersine, onun hakikata ulama yolundaki rkln gsterip kendi sistemine dayanmak iindir, O, bu sebeple, Me ai mantn her bakmdan tenkid eder. Ona gre, zt, mahiyyet, hakikat gibi eyler srf zihni kavramlard r. Bu kavramlarn en genel olan da Vcud kavram dr. Fakat bunlarn hepsi de d a ait varl klar olmayan srf akli eylerdir. Bu sebeple, Me ai'lerin, srf zilMi ve akli i'tibarlardan ibaret olan mant ki kavramla bir Metafizik kurm a a ve bu kavramlar gerek leme temel yapmaa kalkmalar yanltr. Ve btn yanllklarn sebebi de budur. Shreverdi'ye gre, zt ve vcud ayni eydir; cevherlik, cisimlikten ibarettir. Ona gre nurlar, cisimlerin ilk rnek (prototype) leridir. Cisimlerdeki nev'i suretler bununla 59

aklanr. Nurlar, ne leme biti ik ne de ondan ayr dr; ne lemin iinde ne de d ndadr. Shreverdi, bu bakmdan Efltun'un ( de)ler teorisinden de ayrlr. Son zamanlardaki metapsi ik parapsikoloji ceryanlarn ve spiritizma tecrbelerini msbet bir ekle sokmaa alanlarn hareket noktalar olan ruhlarla konumak, gelecekten haber vermek, grnmiyen kuvvetler kabul etmek gibi telkkiler ile de raki Felsefesinin irrasyonel olan usl aras nda byk bir benzerlik vard r. Shreverdrnin bu rak Felsefesi, Endlsl bn Tufeyl'in (Hay b. Yakzan) adl felsefi romann etkilemi ve onun Nur-Zulmet felsefesi, zellikle, Muhyiddin Arabrnin Vandet-i Vcd felsefesinin temellerinden biri olmutur. Shreverdi, hem akla hem de zevk ve mk efeye dayanmakla, yani her iki taraf da birletirmekle, kendisini, tek tarafl olan btn ululardan ulu saym ve (Kutub) oldu una kanaat getirmi tir.

60

MUHY DD N ARAB (H. 560-638) Hicri altnc ve yedinci yz y llarn ve btn Tasavvuf Tarihinin byk ahsiyetlerinden biri ve daha dorusu en by Ebu Bekr Muhammed b. Ali Muhyiddin Al-Ht mi Al-Andalsrdir." Garpta bn Surka, ibn'ul-Arabi; arkta ise, Kad Ebu Bekr bn'al-Arabi Al-Bak lnrden ayrd edilmek iin harf-i ta'rifsiz olarak ( bn Arabi), (Muhyiddin. Arabi) veya ( eyh Ekber) diye n.amhd r. slam Tasavvufu, Muhyiddin'in (Vandet-i Vcad) gr ile felsefile ip kemalinin zirvesine ula m ; Hindistan'a bile baz Tasavvufi tarikatlarn girmesinde ve Hind Felsefesi ile itiraki Felsefesin birlemesinde, dolaysiyle, Trkistan, Iran ve Hindistan aras nda ortak bir felsefe ve buna dayanan bir Trk-slam Imparatorlu unun kurulmas nda onun bu Vahvet-i Vcnd felsefesi pek byk bir rol oynamtr. Muhyiddin, Tasavvuf felsefesinin malzemesini bir ok dinlerden ve felsefelerden alm ve temeline de ehabettin Shreverdrnin Nur-Zulmet gr n koymu tur. Tasavvuf ile Felsefeyi uzla trmadaki keskin zekas ve pek yksek kudretinden tr de o, Ele Gemez ksir (Kibriel-Ahmer) ve yukar 61

da da i aret etti imiz gibi En Byk nder ( eyh Ekber) diye adland rlmtr. Beyz kadar eserinden, zellikle, (Fusfis Al-Hikem)i ile (Ftht Al-Mekkiyye) si pek naml dr. Muhyiddin, Peygamberi mana leminde tan dn, ledn ilmi sahibi Hzr Aleyhisselm ile de bir ka kere bulu up konutu unu; lahi bilgileri ve hatta Simya ilmini do rudan doruya vayh ile elde etti ini; ve esasen, hakikat anlamada Akl'n yetersiz oldu unu ve bu yolun, ancak, Ke f ve uhud yolu" olabileceini kabul ve iddia etmi tir. Zira, ona gre, bilgi, "Ben nsi ve Cinni ancak bana ibdet etsinler, yani beni bilsinler diye yaratt m" yetinin iaret etti i gibi, ancak, Allah bilgisidir ve bu da ancak amel, takv ve slk ile hs ldr ve iine phe giremeyen Ke f ve uhud ta bundan ibarettir. Ve bu yol da Allah'a dayanr. Muhyiddin, "Kullanmzdan diledi imize rahmet verdik, lednnmzden ilim rettik" yetine dayanarak Frht'mn n 372 inci bbnda yle demektedir. "Hocas , yaratc Allah olan kimseler ile hocas , fikri nazar ve kendileri gibi yaratlm bir kimse olan kiiler aras nda fark byktr. Zira, lh'i ilim, ancak ve ancak, lh.i bildiri ile bilinebilir, hatta, bu bile pek gtr". Muhyiddin iin bilgi, ancak, Allah bilgisi olduundan o, dorudan doruya Allah' ele alyor ve yle diyor: "Vcud veya Varl k birdir; yalnz o mevcuttur; o da Allah' tr. Alem, onun tecelll (Emanation) ve zuhur (Procession) undan ibrettir. Bu tecelli ve zuhur, yani meydana k, Ahad olan Zt' n, klliyyt i'tibariyle olan mertebelerini bildirmesi a sndan bir takm Taayyn (Determination) dereceleri ve Ini 62

(Tenezzl) mertebelerinden; bu klliyyt n i ve d asndan, yani zahir ve bt n asndan birbirleri arasndaki ilikiyi ve hengi bildirmesi bak mndan da bir takm (Hazret)lerden veya (:\.' lem)lerden geer. Ksaca, yarat l, bir meydana ktr ve ini mertebeleri de s fatlarda kuvve halinde mevcut olan isti'datlarn derece derece grn nden baka bir ey deildir. ni mertebeleri bakmndan vcutta yedi mertebe; Hazret veya 'Mem bak mndan da be Hazret veya Alem i'tibar edilmi tir. Vcutta ni mertebeleri s rasiyle unlardr: 1Birinci mertebe: L Taayyn, Itlak ve S rf Zt mertebesidir. Btn nisbetler ve uunlar, bu mertebede, ztta eriyip yok olduklar ndan., srf zatn aynidir ler. Vcdun, bu mertebede her trl kay ttan uzak bulunmas bakmndan bu mertebeye, (Ahadiyyet) ; zt mertebesi olup bu sebeple bilinemedi inden tr de (Mutlak Gayb), (Gayblarn Gayb) denir. Allah' n bu mertebede ad (Ahad)tr. 2 kinci mertebe: lk Taayyn mertebesidir. Allah bu mertebede zat m ve sfatlarn ve btn varlklarn birbirinden ayrmakszn toplu olarak bilir. Bu mertebeye (Vandet), (Muhammed'e Ait Hakikat), (Hviyyet), (Mutlak ilim) mertebesi denir. Bu mertebede Bilen, Bilinen ve Bilgi, birdir. S rf Zt, bu mertebenin ii, bu da onun d dr. 3`nc mertebe: kinci Taayyn mertebesidir. Allah bu mertebede zat n!, sfatlarn ve btn mevcudatm birbirinden ayrarak ayr ntl olarak bilir. Bu mertebede ilim sretleri birbirlerine kar ayrlk gsterdiklerinden ve bu sretler ilahi s fatlarn 63

sretleri olduundan bu mertebeye (Sbit Ayn'lar), ( lahi Hakikatlar), (Vhidiyyet), ( nsana Mahsus Hakikat) mertebesi derler. Bu mertebedeki sretler, mmkn (contingent)lerin hakikatlar ve dayanaklardrlar. lk Taayyn mertebesi bunun iin, bu da onun ddr. 4 Drdnc mertebe: Ruhlar Alemi mertebesidir. Bu mertebe, Mutlak olan Zat' n bir derece daha ltifli ini kaybetmesinden ibarettir. Bunda her bir ruh kendisini ve kendi misalini ve kendisinin ba langc olan Hak'k kavramtr. Bu mertebe vahidiyyet mertebesinin d , o da bunun iidir. 5Beinci mertebe: Misal ( d&s) alemi mertebesidir. Ruhlar aleminde bulunan her ferdin cisimler aleminde brnece i bir sretin benzeri bu alemde meydana kar. Bunlar kavrayan Muhayyele kuvveti olduundan, bu Meme (Hayal Alemi) de derler; bu Mem, (Berzah Alemi) diye de adland rlmtr. Bu ideler aleminde paralanmak ve ayr lmak sz konusu deildir. 6Alt nc mertebe: ah:adet (Ph6lomenal) alemi mertebesidir. Bu cisimler alemi, paralanma ve ayrlma kabul eden kesif ve birle mi eyadan
ibrettir.

Bu mertebelerin ilk Allah' n Akdes Feyz'inden, yani Allah' n Zatna ait tecellilerindendir. Bundan tr de gerek olmayp ilmidirler ve zaman ddrlar. Zira, bunlar, Allah' n ezdi ve kadim olan sfatlardr. nk, Allah, ezdi' ve kadimdir. Son mertebe de Allah' n Mukaddes Feyz'indendir, yani Allah' n simlerine ve S fatlarna ait tecellilerindendir. Bundan tr de son ini fiilidir, zamaniclir, gerektir. 64

7 Yedinci mertebe: bu yedinci mertebe de ( nsan) mertebesidir. Vcuttaki be Hazret veya 'Mem de unlardr: 1Mutlak Gayb veya Lht Alemi ki bu makamda Zt, tenzihin en son mertebesindedir. Isimler ve sfatlar Hak'kn zatnda yokluktad rlar. 2 Mutlak Cebert Alemi ki bu lem ak llar, mcerred nefsler, ruhlar, mhiyetler, sbit ayn'lar lemidir ve bunlarn hepsinin toplam Mutlak Vcut'tur. 3 Mutlak Melekt veya Misal Alemi ki bu Meme ikinci taayyn, tafsil ve vhidiyyet alemi de derler. 4 Mutlak uhud Alemi ki bu Meme yarat lm lar alemi, cisimler alemi de derler. Bu drt Hazret veya Alemi ikiye de indirebiliriz : A Gayb Hazreti veya Alemi (Laht, Cebert ve Melek& lemlerinin birden). Bahadet Hazreti veya Alemi (Cisimler lemi). Bu drt lem veya Gayb ve ahadet Alemleri hakknda Muhyiddin yle diyor: "Bilelim ki Hak, nefsini, i ve d sfatlariyle vas flandrd . u hale gre, lemin, kendi yoklu umuzla ii ve varlmzla d olduunu anlayabilmemiz iin Gayb ve ahadet Alemlerini yaratt, lem de bu ilahi s fatlardan belirdi". Allah bir kere "Ol !" dedi, bu drt lem hep birden meydana kt . Ancak, bu lemler, yoktan meydana km deillerdir; zatn, kendisinin bir Miden dier bir hale gemesi ile meydana kmlardr.

65

Muhyiddin'e gre, yarat lr, sebebi de (Muhabbet) tir. Buna da u kudsi hadis delildir : "Ben bir gizli hazine idim bilinme e muhabbet ettim; halk bilinmem iin yaratt m..." Yani vcud, vhidiyyet mertebesine inmekle zat m ve sfatlarn bilmi olmakla, dolay siyle, zat ndaki kemallerini meydana karmak iin muhabbet gstermektedir. Bu da A'yan- Sabite'de henuz yoklukta bulunan alemin sretlere brnp hem kendi nefslerine hem de Hak'kn nefsine grnmeleriyle; ba ka bir deyi le, Allah 'ta kuvve h'alinde mevcut olan btn s fatlarn kuvveden fiile kmalariyle mmkndr. te, muhabbet eseri olan btn bu lemlerin hepsi tek bir nur deryas d r ve bu derya durmadan dalgalanmakta ve tecelli etmektedir. Bu dalga ve tecelli Zat'tan gelir ve yine Zat'a gider. Bu derya= dalgasna (Masiva) denir. Derya kadim, fakat, dalga hdistir. Ba ve son Hak'k n Vcdudur. K saca, Allah'tan ba ka fail, Allah'tan ba ka mevsuf, Allah'tan ba ka mevcut yoktur. Baka bir deyi le, Muhyiddin'e gre, vcutta bir tek olan Hak'kn vcudundan ba ka vcud yoktur ve olamaz. Alemler, ancak, Allah' n ufin ve tavrlarn n tecellilerinden ibarettir. Daha a k bir deyi le, vcut birdir, bundan tr de yaratan ve yarat lan aynidir. Muhyiddin, bu gr n u iki yol ile ispatlamaktad r : 1 Alem, kendi nefsinde vcuda sahib de ildir; bundan tr de, mevcut de ildir. Yani, lem, hayldir. Bu hususta Muhyiddin yle demektedir : "Alem, her an yeni bir tecelli ile var olmaktad r. Eer tecelli bir an kesilse, lemin varl ndan eser 66

kalmaz. Tecelli de ise tekrarlanma yoktur. Her tecelli eski varl giderir ve onun yerine yeni bir varlk getirir. Tecelli"nin her varl gidermesi, onun gidii nnda varl n yok olmas ; yeni bir varln yaratlmas da, baka bir tecelli'nin onu meydana getirmesidir ve e yann yok olmas an, onun var olmas mnn aynidir. Madem ki lem Hak'k n vcduna nazaran btnl ile arazlardan ibrettir, demek ki lemin vcudu srekli de ildir. nk, lem cevheriyle, araziyle, daima de imektedir. Her de ien eyin taayyn, yani grn de her an ba ka baka olur. yle ise lem hdistir. Alem, ancak, gerek varl n sfatlar olarak mevcuttur. nk, lem denilen varl k Allah'tan gelen tecelli ile do ar A'yan- Sbite sretlerinde Allah'n belirmesinden ibrettir. Allah ise bu A'yan- Sbitenin hakikatlar ve ezdi bilgideki durumlarna gre e itli slretlerde grlr ve d nlr. lmin ma'lma, yani bilginin bilinmi olan eye ba l olmasnn sebebi de budur". Ksaca, Muhyiddin'e gre, d varlklar asllar bakmndan yokturlar; nefslerinde ve A'yan- Sbitelerinde zerinde bulunduklar hl sretlerine brnen, ancak, Allah' n vcdudur, ba ka deildir. Varln hepsi de hayl iinde hayldir. Gerek varlk, zt ve ayn' bakmndan, ancak, Allah' n varldr. Madde leminde onun e siz birliine dellet etmeyecek hi bir ey yoktur. Haylde ise, ancak, oklu a dellet eden glgeler ve hayali varl klar vardr. Bu gere i Muhyiddin u beyti ile zetlemektedir: " u varlk hayldir. Hlbuki hakikatta o da Hak'tr. 67

Bunu anlayan kimse yolun s rlarna ermitir". IIKendi nefsinde vcud sahibi olan, bundan tr de mevcut bulunan, yaln z Allah'tr. u halde, mevcut olan Alem de il Allah'tr. Bu hususta da Muhyiddin yle demektedir: "Allah, lem iin ister heyl olan cevher gibi olsun ister olmasn, Tabiat' n kendisidir. Byle olmakla beraber, unsurlarn stnde olan eylerle onlardan do mu eyler de, Tabiat' n sretlerinden ibarettir. Tabiat, Allah iin ve Allah ile ve belki ancak Allah'tr. Hakikat, her srede tek ve e sizdir. Bundan tr varl kta e yoktur ve bundan tr ztlar da olamaz. Zira, tek olan ey, kendi nefsinin zdd olamaz. Alemde her varl k, ancak, Hak'kn varldr. nk, biz, kendisinden lemin zhir oldu u aslda Hak'tan ba ka bir ey bulmadk. Alem ise Hak'kn sfatlar zerinedir. Nisbetler, kendi z tlar ile bilinirler, halbuki bu nisbetlerin kendisine nisbet olunduklar Hak'kn vcudu bilinemez. nk, vcut ta ve btn nisbetler de onun Ayn' nn gayri deildir. Byle olunca, o, btn nisbetlere, izfetlere ve s fatlara sahib olan tek varl ktr.
, ,

Vcd bakmndan lem, Allah'tan ba ka deildir. Baka bir deyi le, varl ancak alemin vcudu ile meydana kan, Allah'tr. Alem, Allah' n bizzat kendi iinde ayrp belirtti i sretler ve ekillerdir ve bunlar vcudu tamamiyle tketmi lerdir. Yani, Allah, yaratk ad ile adlanan ne varsa hepsinin iine sokulmutur. Byle olunca, Allah her grenle grr ve her grnende grnr. u halde, Hak'k Hak'tan Hak gz ile gren kimseler Hak'k bilenlerdir. Hak'k Hak'tan Hak gz ile grmeyip nefsinin gz ile hirette grme i uman kimseler de childir. Allah, 68

btn snrlamay ve kaytlamay kaplayan ulu varlktr. nk, Allah, kendi hakk nda: "Hangi tarafa dnerseniz Hak'kn yz orada grnr" buyurmu tur. Hakikat byle olunca, Allah, As ldr; ey'dir; Tannan'dr; Bilinen'dir; Nur'dur...". Muhyiddin, szlerine devamla, Allah' n Mem ve lemin. Allah, daha do rusu, vcudun bir oldu unu ve bu vcudun Nur'dan ba ka bir ey olmadn ; Zulmet te bu nurun.derece derece kal nlamasndan ve kabalamasndan ibaret olup asl olan nurdan ayrlmayacan ve esasta, Nur ile Zulmet'in ayni ey olduklarn ve byle bir gre ulaabilmek iin de toplam (Cem') makam na ykselmek gerekti ini aklamakta ve szlerini yle bitirmektedir: "Kainatn satrlarn iyice dn! Onlar sana en yksek varlklardan (mcerred ak llar ve klli nefslerden) Rislelerdir. E er, kainatn satrlarn iyice dnrsen grrsn ki onlarda: ( yi bil ki Allah'tan ba ka her ey btldr) diye yaz ldr". "Hayalde yarat larak inanlan ilhlar bir snrla snrlanm oldular. Bu ilhlar, kendi kullar nn kalblerine s abilen ilahlardr. Halbuki, Mutlak nah, hi bir eye smaz. nk, o, e yann ayni oldu u gibi kendi nefsinin de aynidir. Halbuki, her hangi bir ey hakknda o, kendi nefsine s ar veya s maz, denilemez. Bunu iyi anla! Allah gere i syler ve doru yolu gsterir". Muhyiddin'e gre, Allah hakk nda her denen ey dorudur ve birlik (Vandet)in ifadesidir. nk, vcutta yalnz Allah vardr. Bundan tr de Muhyiddin yle demektedir: 69

"Halk, Allah hakknda bir tak m akideler edindiler; ben ise onlarn btn akidelerini kendime akide edindim.". Muhyiddin, (Zahair'ul-A'lak erh TereemnelEvak) adl divannda yle demektedir: "Kalbim, her sreti alabilecek hale geldi. Onun iin kah alflar otla dr, kah rahipler manast r dr, kh mminler evidir, kah tavaf edenlerin Ka'besidir, kah Tevrat levhalar dr, kh Kur'an mushafdr. Benim dinim sevgi dinidir. Onun kervan] nereye ynelirse ben de beraberim ve din.im o dindir, iyman m da o iymandr". 5 Be Hazret veya Alem'in be incisi de ( nsan) dr. Yukarda aklad mz Yedi Ini mertebesinin Yedincisi ve Be Hazret veya Alem'in Be incisi de nsan'dr; daha do rusu, (Kamil nsan)d r. Kamil insan, kendinden nceki alt ini mertebesini veya drt hazret veya alemi kendinde zet olarak toplam bulunmaktad r. Muhyiddin'e gre, Zt, S fat'larnn; Sfat'lar ' da tecellileri ve unlar olan A. lem'in kendisidir. Byle olunca Alem'in en erefli yarat k. ' olan nsan da Allah'tan ba ka olamaz. Kamil insan, sret a sndan, Kk Alem; ma'na a sndan da Byk Alem'dir. nsan, ma'na asndan byk Mem olmakla Allah insan , Hayat, Ilim, Irade, Kudret, Semi', Basar, Kelm gibi kendi sonsuz sfatlarndan bir oklarna ortak k ld ve kendini insanda bu s fatlariyle bilip bildirdi. Allah, Kur'an- Kerimin& yle demektedir: "Allah Adem'i Ahsen-i Takvim zre yaratt ; Tin. 4". "Emaneti
70

Yerler ve Gkler de il, ancak, nsan kabul etti; Ahzb. 72". "Allah insan tamamladnda ona nhundan frd ve meleklere yere kapan p secde ediniz dedi; Sd. 72". "Biz, gerekten Adem o ullarn ereflendirdik ve yaratt klarmzn hepsine stn kldk; sra. 70". Bu konuda zellikle u hadislere de iaret edilebilir: "E er Sen, sen olmasaydn, ben bu felekleri yaradmazdm". "Allah, insan kendi sreti zre yaratt ". "Ey lemin zeti olan Adem olu! Ben btn e yay senin iin seni de kendim iin yarattm". "Kamil insan, bu lemin ruhu ve lem de onun cesedi gibidir ve ceset, daima, ruhunu aramakta ve arzulamaktad r". Baka bir deyi le, her ey insanda ve insan her eydedir. Alemler, birbirinin aynasidir: Lht'un aynas Cebert; Cebert'un aynas Melekt; Melekt'un aynas da uhd'tur ve btn bu lemlerin toptan aynas da Kamil nsan'dr. Kamil nsan, Allah'n Halife'sidir ; Gayb ve ahadet Alemlerinin aynsdr; ve hi bir mertebe yoktur ki Kamil nsan onu iermi olmasn. Kamil nsan, Allah' n kendini gsterdii lahi bir aynadr. nsann Kamil nsan olabilmesi iin de tmel akla ulamas ve bu suretle, btn akl mertebelerini tamamlamas gerekir. Bu duruma, gelen nsan da (Muhammed'e Ait Hakikat) mertebesine ula m ve o olmu olur. Yani, Peygamberlik mertebesi de Tmel Akl mertebesinden ibarettir. Kamil insan' n Allah'n Halifesi olmas meselesi de i te bu Mutlak Varl n dna ve iine ait bilgiye sahib olma meselesidir. Yine tekrar edelim ki Allah insan kendi sreti zre yaratm tr. Zira, insan ruhu, Rahmani Nefs'ten ibrettir. nsan, btnl ile alernlerin bir toplam

71

ve zeti olmakla, Gayb, Cebert, Melekt ve uhd Alemleri de insandadr ve insan, lemlerin ruhu gibidir. nsann d lem ; ii de Hak't r; ve i, d idare ve tedbir eder. Kur'anda bildirildi ine gre Allah, insana, onun ah damarndan daha yakndr. Byle olunca da (Nefsini bilen Allah' m bilmi olur). Daha ak bir deyile, Allah, hem dtr hem itir. Dolaysiyle, ilahi bilgi de, ancak, d ve ii kendinde toplam olan insann kendisinin ne oldu unu bilmekle has l olur. nk, tekrar edelim ki insan, nura ait olsun, maddeye ait olsun; da ait olsun, ie ait olsun; btn mertebeleri kendinde toplam tr. 36 Ksaca, Allah' n btn isimlerinin ve s fatlarnn btnlenmesi ve meydana kmas nsan'da tamamlanmtr. Bundan tr, insan, bu ilahi isimlerin ve s fatlarn gerek olarak mliki ve kullan csdr. Sfat ise srettir; dolay siyle de insann sreti Allah'n sreti olmak gerekir. Nitekim de byledir. Allah, insan Kur'anda dedi i gibi, ruh, cism ve nefs bakmndan kendi sureti zre yaratm tr. nsan, Tanr katnda, bakan gzdeki bebek gibidir ve grmek sfat ile ta'bir edilmi olan yaratk odur. te, bundan trdr ki ona nsan denildi. nk, Tanr, yaratklarna nsan ile nazar kld ve onlara rahmet eyledi. u halde, ezdi olan nsan, ekli ile hdis, fakat, zuhur ve meydana k bakmndan ebedi ve daimfdir; ezel ve ebed, onun vcudunda birlemitir. Alem, insan vcudu ile tamam oldu. nsan, Padiahn hazineleri zerine vurduu mhrn nakna mahal oldu; bundan tr de insana Halife ad verildi.. Tanr, alemi korumak hususunda A.dem'i kendine Halife kld . Allah, insan her ynden kendi sreti zre yarat p onu kendine Halife klnca da 72

ona kendinden (Muhabbet) gstermekten ba ka are kalmad. nsan ile Allah aras ndaki iliki de ite, bu muhabbetle ba lad ve bu muhabbet te Kamil nsan'da en tam eklini ald . te, btn bunlardan tr, Mem, iinde Kamil nsan var olduka, Allah tarafindan daima korunmu olacaktr. Muhyiddin yle diyor : "Sen kulsun ve sen Tanrsn; kulluun, kimin kulu olduunu bildiin iindir. Sen Tanrsn, ve kulsun; nk, szle mende kendini Tanr'ya baladm" Muhyiddin'in Vandet-i Vcd Felsefesi, ark'n Tasavvufunu ve lahi Felsefesini olduu kadar Garb'n. Mistisizmini ve Panteist Felsefesini de iddetle etkilemitir. Muhyiddin'in Tasavvuf Felsefesinin ark'ta hkm srd devirde Garb'ta da vandet-i vdd felsefesi hkm srmekte idi ki bu devir J. Bruno'ya kadar uzanr. Muhyiddin'in ark'ta etkisi, zellikle, Davd Kayseri, Fergani, Sadrettin Kon.evi, 'raki, Cami, Mevlana, Abdurrazzak Kaa ani, Meyyidddin Cndi, eyh smail Bursavi, Niyazi-i M sri, Abdulgani Nablsi, Hoca Muhammed Nur Al-Arabi Al-Melmi gibi bir ok byk mutasavvflarda pek aktr. Bunlarn eserleri Muhyiddin'in eserlerinin birer erhi gibidir.
. 37

Muhyiddin'in Tasavvuf Felsefesi, ayni zamanda, yz yllar boyunca dini taassubun byk lde nlenmesini salad iin de, ayrca, vlmee layktr. Muhyiddin Arabrnin pek yksek bir anlay gerektiren Vandet-i Vcd Felsefesini anlamak ve 73

kavramak her kafan n kar olamayacandan o, bata eyh Al-slam bn Teymiye (l. H. 728) olmak zre baz mutaass b kimselerce z ndklkla sulanmak istenmi se de gerek yolunun bir ok ulular onun tam bir mslman ve Allah'a ula m byk bir Veli oldu unda sz birlii etmilerdir. nk, o, Vandet-i Vcd yolunun, Kitab ve Snnet'in ta kendisi oldu unu spatlam tr. Muhyiddin'i yerenlerle venler aras nda, yukarda da iaret etti imiz gibi, eyh Rkneddin. Alatiddevle Al-Semnani ile Kemalettin Abdurrazzak Kaaani arasndaki mnakaa zel bir nem ta r. Semnni, Muhyiddin'in: "Allah Mutlak Vcuttur" demesine iddetle kar koymu , Kaaani de bu sz, Nefeht'l-Uns'te grlece i zre, byk bir kudretle savunmutur. Semn.ni, Vandet-i Vcrl'un ancak, bir kendinden geme (Vecd) ve sarho luk (Sikr) hali olduunu ileri srmtr. te, Serhind'li mam Rabban138 (H. 971-1034) Semmni'nin bu gr n tekrar ele alarak daha geli tirmi ve Muhyiddin'in Vahdet-i Vcd gr ne reaksiyon olarak (Val deti uhd) adn verdii bir gr ortaya atm tr. Fakat, ah Veliyyullah gibi bir ok byk mutasavvflar, mam Rabanrnin uhdi Tevhidinin,Muhyiddin'in Vc'di Tevhidinden baka bir ey olmadn ve Rabbani'nin, yeni bir hakikat de il, ancak, yeni bir kelime iycad etti ini iddia etmiler ve ah Refiddin gibi bir ok bykler de Rabbanrnin Vcdi Tevhidi anlamaktan ciz oldu unu ileri srm lerdir. Son zamanlarda memleketimizde de Rabbani taraftar Mehmet hsan ile Muhyiddin. taraftar Ahmet Avni Konuk aras nda uzun bir mnaka74

a olmu ve Ahmet Avni Konuk, delillere dayanarak, Rabbanrnin Vc' di Tevhidi anlayamadn' spatlam tr. mam Rabbni, Muhyiddin'in, Zt, S fat ve Vcd aynili in.i red etmi ve bunlar birbirinden ayrarak, (Vcd)u, Zt' n ilk yaratt ey; Sfat'lar da Zat' n glgeleri ; Alemi, yani okluu da bu glgelerin glgeleri saym ve bunlar bamsz glge varlklar olarak kabul etmitir. Ancak, hemen iaret edilecek a k bir hakikatt r ki asil' olan tek bir vct karsnda asli olmayan bir ok glge vcutlar kabullenmek ve Vandet-i Vcd yerine Vandet-i Suhd diye bir ey ileri srmek, en az ndan, varlkta Allah'a irk komak demektir. te, Muhyiddin'in haylden., yokluktan ibaret sayd da Rabhanrnin kendi balarna birer asil varl k olarak kabl etti i bu glge varlklardr. Yine pek aktr ki kendi balarna varlk sahibi olmayan glge varl klar, yokluktan, hayalden ba ka bir ey olamazlar. (Vandet-i uhd - Vandet-i Vcd) adl Doktora tezimizle ( mam Rabbaninin Tevhicl Grne Genel Bir Bak ) adl makalemiz" Muhyiddin ile Rabbani arasndaki btn bu mnaka alar ihtiva etti inden ve Rabbnrnin Vandet-i Suhd gr , Muhyiddin'in hayl saydndan baka bir ey olmadndan burada Rabbnryi ayrca ele alma ve bo yere sz uzatma luzumsuz sayyoruz. Bu konuda Mesnevi de yle diyor: "Eer bir aya Ay birdir dersen, sana der ki, bu ikidir, vandette ek vardr. Ve eer bir kimse ona glp ikidir derse, o bunu doru sayar; bu, kt huyun lay dr". 75

Fakat, gerein byle olmasna ramen Rabbanrnin bu uhdi Tevhid gr , (Mceddidiyye) yolu olarak Rabbani'nin halifeleri vas tasiyle Hindten baka dier slam lkelerine de girme e balad ve Muhammed Buhar .' ile de ilk defa Osmanl Imparatorlu unun merkezi olan Istanbul'a ulat.. Ancak, Osmanl Imparatorlu una giren bu uhdi Tevhid gr, Anadolu ve zellikle Rum li topraklarnda, karsnda, Muhyiddin'in Vcdi Tevhid'inin poplarize edilmi bir hulasas ve btn Melm Ana Yasas halinde Simavnal Bedrettin'in fikirlerini buldu.

76

BEDREDDN SIMAVI

(H. 761-823)
Simavna Kad s olu eyh Bedrettin', on beinci yz yl balarnda yaam bir Trk din limidir. Bedrettin ilk tahsilini memleketinde yapm , fakat, sonra bu u urda bir ok yerlere ve bu arada Kahire'ye de gitmi ve orada Seyyid erif Crcni ile birlikte Mbarek ah Mantld'nin derslerine dedam etmitir. Bu arada Mant k, Felsefe ve Ilahiyat dersleri de gren Bedrettin, nce, F kh alannda pek byk bir nam yapm ve bu yolda (Letairl- ark) ile (Cmi'ul-Fusuleyn) adl iki nemli eser vermitir. Fakat, o, sonra kendini tamamiyle Tasavvufa vermi ve bu yolun belli bal hretlerinden olmu tur. Onun, Tasavvuf yolunda, (Fuss Al-Hikem Ha iyesi), (Meserret'l-Kulb)u ve zellikle, onu dnyaya tantan, (Vridt) adl risalesi pek naml dr. Bedrettin'in (Varidat) nda bildirdiine gre: Varlk, Allah'tan ibarettir, ondan ba ka vcud yoktur. Ancak, Allah, messir olarak Halil, mteessir olarak ta Mahlktur. Alem, kadimdir. lahi irade, ancak, bir eyin kendi isti'dad na ba ldr; yoksa, ona hkim de ildir; yani, geri Allah dilediini yapar, fakat, Allah, ancak. isti'datta olan diler. Kyamet, Ahiret, Cennet, Cehennem meseleleri de hal77

kn bildii ve zan etti i gibi deildir. Dnya ve Ahiret, Ruh ile Beden birbirine paraleldir ve ayni zamanda ezell ve ebedidir. Ha ir, cismni Cennet, dnyadaki iyi eylerden veya hazlardan ; Cehennem de dnyadaki kt eylerden veya kederlerden, zt raplardan ibrettir. insan doruya ve Hak'ka gtren her ey melek; ve insan dorudan ve Hak'tan uzakla tran her ey ve zellikle ehevi kuvvetler de eytan'dr... Bedrettin'in esasl fikirlerini ylece zetleyebiliriz :

1Allah:
Allah, btn eya ve fiillerin kendisinden kt ve kendisinin btn kemallerle vas flanm oldu u Mutlak Vcut'tan ibrettir. Bu Mutlak Vcdun vcdu Vcib (Zorunlu) bir ve ondan gayri olan btn eyler, ancak, onunla vard rlar. Mutlak Vcd, fiil ve etki bak mndan Tanr'dr, Hlktr; etkilenme ve fiil kabul etme bak mndan da lemdir, mahlktur. Allah'n, meydana kp grnmesine, zti meyli vardr ve bu meyl de (Muhabbet) ten ibrettir.

2Hakiki Varlk:
Bakalk ve zddiyyet mertebeler bak mndandr. Hak olmamakl k Ruh ve cisim ayni eydir; aralarndaki ayrl k gerek de il, i'tibridir. Peygamber: "Ruhlar nz vcutlarn zdr ve vcutlar nz ruhlarnzdr" buyurmutur. 78

3Eya:
Eya yok, yaln z Allah vardr. Zira, varlk, artsz ve kaytsz Hak'tr. "Ezelde Allah vard ve onunla birlikte hi bir ev yoktu" hadisi de bu hakikata i arettir.

4nsan:
nsan, lemlerin tohumu ve lemler de o tohumun aac gibidir.

5'MM Emir:
lahi. emir, Zat' n iktizasndan ibarettir; onu yapmamak insann elinde de ildir.

6k lem Kadimdir: s
Alem, cinsi, nev'i ve ekliyle kadimdir. Sonradan meydana kmas , zamana de il, zt'a ait bir keyfiyettr.

7r'ade:
Fiiller, iradeye, irade de d ve i sebeplere ba ldr. Fakat, cahiller bir eyi i lemek veya i lememek hususunda kendilerini hr san rlar. Var saylan bu hriyyet, iradedert tr de il, o eitli hareketlerin sebeplerinin e itli olmasndandr.

8Tevhid tr: a lmi Tevhid : Bu tevhid, kitaplardan renilen tevhittir ki ilme mahsus yakin'e aittir. b uhadi Tevhid : Allah tarafndan kef ve ilham ile renilen tevhittir ki ayn'a mahsus yakin'e aittir. c Zevki Tevhid : nsann, kendisinin btn varlktan ibaret oldu unu zevk ile alg lad tevhittir ki Hak'ka mahsus yakin'e aittir.
79

9ibdet ve Dua: Zikirler, dualar, namazlar, niyazlar'dan maksat, kalbi msivadan koparp Allah'a yneltmektir. Dier btn eyler bu gyenin elde edilmesine ancak vstadr. 10Ahiret: Ahiret, chillerin sand klar gibi gzle grnecek lemden de ildir. O, bir anlamda, i lerin sonudur da. Mukaddes kitaplar n iaret ettikleri Cennet ve onda olan eyler, d anlamlar ile anlalmamaldrlar. Onlar n gerek anlamlar vardr. Cennet ve Huri gibi szler, insan Hak'ka yneltmek iindir. Kymet ve Har da d anlamlar ile anla lmamaldrlar. 11Cennet ve Cehennem: Her iyi hle Cennet, her tt hle de Cehennem atei denilir. 12Melek ve eytan: nsan.' Allah'a ynelten her kuvvet melek, ve cisme ait lezzetlere yneltip Allah'tan uzakla tran her kuvvet te eytan ve blis'tir. 13Kfr ve yman: Kfr ve iyman birbirlerine muhta trlar. Zira, kfrden gemeyen hakiki iymana yaramaz ve mslman saylmaz. 14Emnet: Tanr'nn lemlerin yklenemeyip yaln z nsann yklendiini syledii emnetten maksat, in-

80

sann Allah suretinde yarat lmasdr. Zira, insan, her ynden, toplu olarak, Allah suretinde yarat lmtr. 15Allah ile nsan Arasndaki Ba : Allah ve insan aras ndaki ba, (Muhabbet)le balar (Kavumak) la biter. 16Kamil nsan: Kamil nsan, daima Hak'ka ynelen ve her halinde Hak'la birlikte bulunand r. Bu sebeple Kamil nsan hi bir yol ve det tutmaz. , niyete ba ldr. 17Her eyde ki Yn: Her eyde iki yn vard r: yi ve Kt; Gzel ve ve irkin. nk, Allah, Celal ve Cemal sahibidir ve her zerrede tecelli eden ve var olan O'dur. Bu sebeple, her eyde Allah'n btn sfatlar da bulunur. Allah, bir insana bir eyi ilemesini ezelde irade etmise ona o eyin iyi ve gzel tarafin ve eer irade etmemise ona o eyin kt ve irkin tarafin gsterir. Gnahlar da byledir. 18iyilik ve Ktlk: yilikler ve ktlkler, lezzetler ve elemler Mutlak Vcd'a nisbetle izafidirler, nisbidirler. nk, ayni ey bir kimseye iyi di er bir kimseye kt olabilir. Mesela, ylann zehri kendisine zarars zdr ama insan ldrr. 19Ebedi Yaamak: Alemi ve bu hayat hakiki bilmeyip ikili i ortadan kald ran ve Allah'a ulaan kimse Allah'ta 81

ebedi hayata kavu ur. Zira Allah' n vcdu yoklukla vasflanamaz. Balangta da i aret etti imiz gibi Muhyiddin'in Vandet-i Vcd gr ile keml zirvesine ula an Tasavvuf, ondan sonra bir Teozofi halini alm , ilerleme ve orijinaliteden kesilerek s rf taklitten ve tekrardan ibaret kalm tr. Mesela, hicri 739 da len Abdurrezzak Kaa ani, eserlerinde, Muhyiddin'in (Fuss)undaki fikirlerini erh etmekten ba ka bir ey yapmad . Hicri 767-820 aras nda yaayan Abdulkerim ( nsan- Kamil)i Muhyiddin'in Kamil nsan gr nden ba ka de ildir. Hicri 937 de len Abdulvehab a'ran.rnin (Al-Yevak t vahir) adl mehur eseri de baz eski Tasavvufi mezheplerin ve zellikle Muhyiddin. Arabi mezhebinin bir zetidir. Hicri 1143 te len Abdulgani Al-Nablsi de Muhyiddin'i tekrarlamaktan ba ka bir ey yapmamtr. Muhyiddin Arabi'den sonra Tasavvuf konusunda sz edilme e deer ancak alt nc ve yedinci hicri yz yllarda kurulan Kaad rrlik", Rfar1ik42, Shreverdi'lik, Bedevilik... gibi tarikatlar aras nda bulunan ve zellikle taassubu nlemede de pek nemli bir rol oynayan Mevlevi Tarikat nn ma'revi kurucusu Trk Eren'i Mevlana Celalettin Rtimi'dir.

82

CELALEDDiN RUM (H. 604-672)


Mevlana Celleddin-i Rumi43 slke esas olmak zre eriat ile birlikte A k ve Cezbeyi kabul etmi , Ak ve Cezbe iin de Sem'i benimsemi tir. Cami, Mevln,a iin: "Peygamber de il ama Kitab sahibidir" demitir. zellikle ems-i Tebrizrnin" yksek ruhaniyetinden feyz alan Mevlna'da Tasavvuf: nsann, evvela, btn Tabiatta Hak'k grmesi, sonra da insann Allah'n sevgilisi olduu ve insann tam bir tevazu' ve mutlak bir itat ile bu ilahi sevgiye lay k bir hale gelmesi ve bu hali bilfiil ya amas gerektii esasna dayanyordu ki byle bir ya ant da can ile canan, ak ile ma' k birbirinin iinde erirler, bir tek vdd olurlar. te, ems ile Mevlana da byle bir yaanty tahakkuk ettirdiler ve Mevlana gerek Divn nda ve gerek Mesn.evisinde hep bu ya anty aklamaa alt . Mevlana yle diyor: "Ey Tebzizli, em Senin yzn grdm greli dinim a kmdr benim". Mevlana, her eyden nce, insan yle tanmlar: " nsann insanl dnyadan kamas nda, hayvanl da Tanr 'dan kamasndadr". 83

Mevlana, zhir ilmi insann zerine konmu bir yk, Ledn ilmini de insan n onun zerine bindi i bir kheyln sayar. Mevlana yle diyor: "Dnya, Allah'tan gafil olmakt r. Yoksa kuma , gm, altn, oul ve kad n deildir". "Gnein varlna delil yine gne tir. E er sana delil lazmsa yzn ondan evirme!". "Halk, (Ben Tanrym) demeyi byk bir da'va sanr; oysa, (Ben kulum) demek byk bir da'vad r. nk, bunu deyen iki varl k ispat eder: bir kendisini, bir de Tanry spata kalk r. (Ben Tanrym) deyen, kendisini yok etmi tir; yele vermi tir; ben yokum, hep O'dur, Tanrdan baka varlk yoktur, ben yokluktan ibretim, hiim, der. Bundan dolay halk anlamaz. Burac kta bir ki i de Tanr rizasi iin Tanrya kulluk eder; Tanr iin kullukta bulunur ama kendisini de grr, yapt n da grr, Tanr y da grr. te, bu ki i suya batmamtr, suda boulmamtr. Suda boulan o kiidir ki onda hi bir hareket kalmaz. Onun hareketi, suyun hareketinden ibarettir". "Huuu! kpnr. rengi Allah'n boyas oldu. Etraf onda bir renk oldu. Bir slik bu kpe d se (yani vandet mertebesine eri se) ben, vandet kpym der. Onun, ben kpm, demesi, (Enelhak-Ben Hakkm) demektir. Ama, o, bu hlinda yine be erdir. Fakat, slik, Allah' n nuru ile ba tan baa nurlarursa, artk, o vakit, o, hal dili ile ve bil ihtiyar (Enelhak) der, ve artk o, hal ile Hak olmutur. Demir, ancak, kpkrm z bir ate haline geldii vakit (Ben Ate im) deyebilir.". 84

"Kalblerimizi sevgilinin d ncesi doldurdu u zaman, Bizim btn iimiz O'nun hizmerinde olmak ve hayat O'nun iin harcamakt r". "Mevcut olmayan iin var olmayay m, Erganonun perdeleri O'na dnece imizi i'ln ediyor". Mevlana, Divan- Kebir'inde de yle diyor: "Ezeliyetin Ba dad'nda, Biz, marurane i'lnda bulunuyorduk: (Ben, Allah' m!), Biz, byle oldu umuz iin, kalb, Ulhiyetin aynasidir". "Senin nefsinin Allah' n tasavvurunda bir sreti vardr. Bu sebeple, bilmek istedi in her eyi kendi nefsinde ara!". "Ey kalb! Biz bir utan bir uca arad k, sorduk, Sevgiliyi Senin iinden ba ka bir yerde asla grmedik". Mevlana yine yle diyor: "Cn, bakta, grte yok oldu da unu dedi: (Tanr cemline Tanr 'dan ba kas bakamad gitti)". "Alt ynden de ba lanm olsan korkma Gnlnn t iinde sevgiliye gizli bir yol var". "Sdece ak sevgilisi ile birle mei aramaz, Lkin, sevgili de 'a k' ile birlemei arar". Ak ve Ma' k'un birbiri iinde eriyip ayni zamanda hem Ak hem Ma'k olarak tek vcut olduklar bu birle me hali tahakkuk edince de Mevlna'ya gre, btn Dinler ve Milletler de tek bir Din 85

ve tek bir Millet olmu olur. te, bu hlette Mevlana: "Ben, yetmi Mezhep ile beraberim" diyor ve btn insanlara yle sesleniyor: "Yine de gel, yine de gel, her ne isen yle gel! ster Kfir, ister Mecs, ister Putperest ol, yine de gel! Bizim Dergah m z mitsizlik Dergah' de ildir. Eer yz kerre tevbeni bozmu olsan da yine gel!" Bu, sevgili ile birle ip tek vcut olma hali, Mevlana'n n, daha ocuk ya larnda ailece Belh'ten hicretleri esnas nda Nisabur'da suhbetine kavu tuu byk Mutasavvflardan Feridddin Attr'a gre ise, hakikat yolcusun.un tam bir yokluk halidir. Bu, yoklu a dayanan birlik halinde de Dinler ve Milletler de yok olmutur. Bu hlette, art k, ne Din ne de Dinsizlik sz konusu olabilir. Attr, (Mantkuttayr) adl kitabnda bu hleti "Yedi Vadi"de bir seyahat olarak yle bir hikaye ile a klar: "Hd Hd kuuna dier ku lar Sultnn gizli Sarayna gtren yolun uzunlu unu sorarlar. O da cevap olarak: her seyyah n iinden geme e mecbur olduu Yedi Vadi vardr, lakin, sona erenlerden hibiri geri gelip seyahatlarn anlatmadklar iin hi kimse o yolun uzunlu unu bilmiyor, der ve Yedi Vadryi yle anlatr: (" in balangcnda (Istek Vadisi) var. Ondan sonra, ucu buca gelmeyen (Ak Vdisi) gelir. nc Vadi (Bilgi Vadi'si); 86

Drdnc Vadi de (isti na Vadisi)dir. Beinci Vadi (Tevhid Vadisi); Altnc Vadi, sarp ve korkun bir vadi olan (Hayret Vadisi)dir. Yedinci Vadi (Yokluk, Yoksulluk Vadisi)dir. Bundan sonra, artk, gitmene, yol yrmene lzum yok ! Tanr seni, kendine eker. Bu cezbeye dtnm gidi, yry te kaybolur. Katra bile olsan Okyarfs kesilirsin Istek Vdisi'ne girdinmi her an nne yzlerce zulmet kar. Her solukta bu vadi'de yzlerce belya u rarsn. Gklerin Tti'si bile burada sinekle ir. Burada yllarca al p abalaman gerek. nk, haller, burada, halden hale dner. nsan, burada, halden hale girer! Burada, mal atman, mlkten arn.man gerek! Bu yolda kanlara bulanman, her eyden syrlp kman lazm ! Elinde hi bir ey kalmaynca, gnln de btn Varlk'tan artman gerek. Grdn, sfatlardan ar ndm Tanr kapsndan Zt nuru parlama a balar. O nur, gnlnde parlaynca, gnlndeki bir istek, bin olur. in alevlere sarsa, nne yzlerce kt vadiler ksa, Yine kendini delicesine i tiyakla atelere atar, Pervne'ye dnersin! 87

Bu eit Adam, itiyakndan, aradka arar; yandka yanar, Skisinden bir yudumcuk arap ister. O, arabn bir yudumunu itimi iki lemi de unutur. Dudaklar kupkuru olarak denize dalar. Candan, Cnn'n srrn ister. O srr bildiinden, o srra mahrem olma dilediinden yoldaki can al c Ejderha'dan. korkmaz. Yolda nne kfr ve la'net bile gelse, tek, sevgilisinin kaps alsn da ne olursa olsun der, hepsini kabullenir. Sevgili kapsn atm da ne Kfr kalr ne Din ! nk, o kap da ne o vard r, ne bu!").

88

SONU
Topluca syleyecek olursak Tasavvuf: 1Bir eit tercb tipi. 2Bir e it bilgi yolu ve bir e it uur halidir. Tasavvuf, gerek yn ile Allah' bilme yolunda transandantal bir tatmin i tirak' ve ihtiras olmaktan ziyade Allah'a kavu ma yolunda bir akn kemal ve tatmini i tiyakdr. Ve Allah, Zaman ve Mekan.dan mnezzeh olmakla beraber, her yerde hazr ve naz r olduundan tr de O'na belirli bir yoldan deil, her yoldan ula labilir. Anak, bu yollarn en amaz ve kestirmesi insann kendi nefsidir. yle de diyelim: Tasavvuf, pek mkemmel ve pek yksek bir duygulanma e idi; daha dorusu, bir hayat eklidir ve bu ekildeki hayatn da ba lca iki yn vard r: 1O, bir hayat prosesidir. 2 O, bir mistik algnn tatminidir. Mutasavv rn hayat prosesi olmas bakmndan o, Allah'a doru seyr ve slk halleri iinde (Tasfiye, rak, Vecd ve stiraak) kdemelerinden geerek, ahsiyyetin yeniden yap ldr. 89

Mistik alg nn tatmini bakmndan da o, kontamplsyon halinde olan ki iye (Mutlak)tan haber veren (Vahy)den ibarettir. Ve en nihayet yle diyelim: Tasavvuf, gerek anlamda, En Son Varl k'm ilmi, ve En Son Varl k'la birleip Bir Olma ilmidir. Gerek Mutasavvf ta, sadece, (Mutlak) n ilminden sz eden de il, fakat, (Mutlak)a kavu andr. Kavu mann delili de sadece, (Bilmek) de il; (Bilmek) ile birlikte (Olmak)t r. Yukarda da iaret ettiimiz gibi Tasavvuf yolu bir ok e itlilikler gsterirse de btn bu e itlilikler, Islmda, ana yolda toplanm tr.

1Zhd ve bdet yolu : Buna (Ahyar) yolu da denir. Genel olarak eriat yolu, muamele yoludur. 2 Tasfiye ve Mchede yolu : Buna (Ebrr) yolu
da denir. Riyazet ve mcahede, yani tasfiye yoludur. Bu yolda olanlar gerek Hak ve gerek halk ile muamelelerinde sadkat zredirler.

3A k ve Muhabbet yolu : Buna ( attar) veya (Sairin) yolu da denir. Bu yol, a k, muhabbet ve cezbe yoludur. Bu yol, ilk iki yoldan stndr.
Zira, bu yolun art, (lmeden evvel lnz) hadisinin iaret etti i hldir. Dolaysiyle, bu yol, art k, bir hlden di er bir hale, bir makamdan di er bir makama ykselerek Allah'a kadar giden bir seyr ve seyahattir. Bu yolun dayana olan esaslar, Tasavvufi dille, makamlar da ondur : 1Teybe 2 Zhd 3Tevekkl

4 Kanaat 5 Uzlet 6 Devaml zikr

90

7 Allah'aynelme (btnlkle)

8- Sabr 9 Murkaba 10 Riz

Tasavvufun en son gayesi Birlik (Tevhid) tir. Birlikte Allah'tan gayri olan eylerden gemekle, yani (Fena) ile olur. (Fena) da trldr: 1Kasitte Fena. 2 ududta Fena. 3 Vcudta Fena. Bu bak mdan mutasavv flar da e ayr lrlar: 1Kusdular. 2 Suhdular, 3Vcdular.

Kusildular:
Bunlar, maksat ve iradelerini Allah' n iradesinde Fni klanlardr. Bu yolda olanlar, ancak, Allah' kasd ederler ve ancak Allah' n iradesi ile irde ederler. Bunlar, uyanklk halinde ve bakadadrlar; bunlarn ilimleri ve temyizleri vard r.

ulfdular:
Bunlar, Allah'tan gayri olan eylerden Faili olup yalnz Allah' mahede ederler ve onlarca bu Suhd, gayedir. Onlar, bu Fen.a'n. n son derecesinde kendilerinden geerler ki as l Fena da budur. Bu mertebe geici bir hal ve zevk mertebesidir. Bunlarda ilim ve temyiz gc kalmazsa da yine de onlarca Yaratan ile yaratlan ayrdr. Bunlardan baz lar bu Fena makamn gaye edinerek btn amelleri b rakrlar ki Suhdularn bylelerine (Galiye) derler.

91

Vcd ular :
Bunlar, vcudta Fni olanlard r. Bunlara gre Allah'tan baka vdid yoktur. Yaratan ve yarat lan aynidir. Memler, Allah' n tecellilerinden, un, ve tavrlarndan ibrettir. Fena olsun, vandet olsun d tadr, da aittir. Bunlar, grnenin Fni olu undan grme Fniliine geerler ki bu husus Suhdularla aralarndaki en nemli ayrl tekil eder. Vandet-i Suhticl'ta uhd, gyedir. Vandet-i Vcd'a gre ise vandet-i uhd ne gyedir ne de bu yol iin zorunludur. Suhtid keyfiyeti sliklerin bazlarnda hsl olur, baz larnda da hs l olmaz. Bundan tr uhd, gerek yolunun esas ndan deildir, tesadfe ait bir eydir. Vcdular n bir ksm da Allah' lemlerin bir toplam olarak kabl ederler. Bu gr e gre 'Mem, topyekn Allah olmu olur ki bu grte olanlara da (Gliye) yahut (Vandet-i Mevcudular) denir. Ksaca, Vandet-i Kusd, slmn, ana hatt ile, da'vet etti i hakikattir; eriat' n ta kendisidir. Vandet-i Suhd ta baz sliklere nz olan bir zevk, bir hldir. Vandet-i Vcd ise, btnl ile Allah'ta yok olup Allah ile baaki olman n sonucudur ve bir Felsefedir. Fakat, hemen ekleyelim ki bu Felsefe, akla ve manta dayanan bir Flsefe olmaktan ziyade Sezgiye ve Zevke dayanan bir Felsefedir. Vandet-i Vcdulara gre Allah, btn varl a sari olan Mutlak Vcd'tur; Tevhid eden de Tevhid edilen de O'dur; ve O'nun hakk nda her denen ey Haktr ve Tevhittir. Vandet-i Vcdulara gre MU, Mahltik; Kadim, Hdis; Rab ve Abd spat etmek irktir. 92

Muhyiddin yle demektedir: "Tek varlktan baka varlk yoktur. u hlde, Nur ile Zulmet aynidir". "Allah beni er ben de O'nu; O bana kulluk eder, ben de O'na. Hak beni yaratt ki kendisini bileyim; ben de O'nu, bilmek ile var k ldm". emsettin Marbi de yle diyor: "Senin zuh'run benim iledir, benim vcdum da senin iledir. Ben olmasam Sen zhir olmazd n, Sen olmasan ben de mevcut olmazd m". Velhsl, Kitabm zn banda Allah hakknda iaret etti imiz : "O, evveldir, hirdir, zhirdir, btndr" yetine tekrar dnerek diyelim ki Vcd, ancak, Allah' n Zt' na ve Ahadiyet'ine aittir. Msivnn, yani Allah'tan gayri eylerin-hangi mertebede olurlarsa olsunlarvcutlar yoktur ve olamaz. nk, Evvellik, Ahirlik, Zhirlik ve Bt nlktan baka beinci bir mertebe olamaz. Baka bir deyi le, gerek vcd sahibi olan Allah, eyartn gerek sretleriyle meydana kar ve eya da Allah'n gerek vcudu ile mevcild olur. Zir, Evvel olan, Ahir olan, Zhir olan, Bt n olan, yalnz, Allah'tr. imdi, btn mertebesi, s rf (Tenzih) mertebesidir. Zuhur mertebesinde ise (Te bih) zorunludur. Bu sebeple de Allah, bir bak ma her eyden mnezzeh, bir bakma da her eyle ve her eyde zhirdir; yani Allah, Tenzih ve Te bih sfatlarnn her ikisi ile de sfatlanmtr. Tenzih ve Te bih'ten her biri, tek balarna, kaytlayc ve snrlaycdrlar. Kayt ve snrdan kurtulup gere e ulamak iin de Tenzih 93

ve Tebih'in ikisini birden almak, yani Tenzih ile Tebih arasn cem' etmek gerekir. Muhyiddin de bu noktaya nemle i aret ederek, s rf Tenzihte kal nd takdirde Allah' n kayd alt na alnm olacan ; yalnz Tebih'te kalnd takdirde de Allah' n tamamen s nrlanm olacan ; ve do ru yolun, ancak, bu ikisi aras nda bulunmakla elde edilebilece ini, ve ancak o vakit Ilahi bilginin mam ve Serdr olunabileceini ileri srer. u hlde: A Yaratlm n sfatlarn Yaratan iin ispatlamak, bizi kfre gtrr. BYaratc= sfatlarn yarat lm iin ispatlamak, bizi irke gtrr. C Yaratc= sfatlarn, ancak ve yaln z kendi iin asl olarak Ispatlamak; ve bunlar n, eya ad altna giren her eye nisbetinin ise, ancak, emanet oldu unu bilmek te bizi gerek Tevhid'e gtrr. Muhyiddin yle diyor: "Sen, Hak'k halktan ay raarak Hak tarafna bakma, O'nu, hem Tenzih hem de Te bih ederek sadkat makam nda dur!." te, Muhyiddin'in (Vandet-i Vcd) Flsefesinin Allah' budur ve Islam Deininin (L ilhe Illallah)" Tevhid kelimesi ile deyimledi i Allah ta budur. Bu konuda Bursal eyh smail Hakk Hz. leri 46 yle diyor: ("L Ilhe Illallah" sz, vehimleri silip atmak iindir. nk, Vcud'ta ancak bir Ma'bcl, belki bir Maksd ve belki bir Mevcd vard r"). 94 de

Biz de yle diyor ve Kitab mz Allah'n izni ile bu noktada bitiriyoruz : "Ya Rab! Ne Varlk'ta, ne Yokluk'tas n, Ne Mutlak Birlik'te ne okluk'tas n, Haktr "Lailahe Illallah" Sz nk, Sen, hem "La" da, hem "Illa" das n". Kitabmz bir iki cmle ile zetlemek istersek yle diyeceiz:

* **

Tasavvuf demek Vandet-i Vcd yani, Vcd Birlii demektir. Vcd Birli i demek te, her ey ortakla a bir tek Vcd'a ba ldr; dolaysiyle , bu bir tek Vcd ta, zora lu olarak,Bir Tek Yarat c olan Allah'n Vcd'undan ibrettir, Vcd'un as l sahibi Allah'tr demektetir. u halde, Vcd Birlii demek, yaln z Allah vard r ,O'ndan ba ka hi bir ey yoktur demektir. yle ise, gzler, her eyde ve her eyle yalnz Allah' grmelidir. nk, Allah, Kur'n- Kerimde yle demektedir: "Hakikati dnya gz ile grebilmekten yoksun olup burada kr olanlr, Ahirette de krdrler ve daha da sapklktadrlar'. 47 Evet, insan, hakikati dnya gz ile dnyada grebilmelidir. nk, insan, Hakikat'', As l Varl , Allah' bilme ve bulma yetisine shiptir ve nk, insan, lahi mahiyete ortakt r. Zira, insandaki ruh, asl nda, lahi ruhtan baka deildi. Bundan tr de insan, kendi asil mahiyyeti ile birle tiinde Allah ile birle mi, daha dorusu, aslna kavumu olur. nsan ile asl olan Allah arasnda, en 95

az ndan. potansiyel bir yak nlk vardr. Bu sebeble de insan, Allah'a kar olan bir yarat k deil, tersine, Allah'a ortak bir yarat ktr. yle ise, insann kendi kendisini bulmas ve kendini kendi gerek nefsi ile aynile tirmesi, onun, dnyadaki hayat nn biricik gyesi olmaldr.

96

NOTLAR

1 Bu konudaki baz ayetler: Biz ona kat mzdan bir rahmet verdik ve lednnmzden ona ilim rettik (Kehf. 65). Sana Kur'an okununca sen de onun okunu una uy; onun a klanmas ve deyimi yine bize d er (Kyamet. 18-20). Sana Kitab indiren O'dur. Kitapta onun temeli olan kesin ayetler vardr; dierleri de e itli anlamldrlar. Bu e itli anlaml olanlarn te'vilini ancak Allah ve ilimde pek derinle mi olanlar bilirler... bunu ancak ak l sahipleri d nebilirler (Al-i mran 7). Her ilim sahibinden stn bir bilen vard r (Yusuf. 76). Her eyin gere ini renmeli ve gere i bilinmeyen eye balanmamal (Yasin. 82). De ki hi bilenlerle bilmeyenler bir olurmu? Ancak, tam ak ll olanlar dnr ve ibret al rlar. (Zmer. 9). Bu konudaki baz Hadisler : Baz ilimler vardr ki gizli birer hazine gibidir; onu Allah' bilenlerden ba kas bilemez. Bu alimler o ilimden sz edince, ancak, Allah' bilmeyenler onu inkr ederler. lim ikidir: birisi kalbtedir, i te, faydal ilim odur. Bir ilim de yalnz dildedir, bu da halk zerine Allah' n hccetidir. Ilim, Allah yolunu aydnlatr lim, ibadetten stndr. Dinin k vamdr. lme riayet edicilerden olunuz, nakil ve rivayet edicilerden olmaynz. Ben ilmin ehriyim, Ali de kap sdr. Alimin lm alemlerin yok olu u gibidir. Ebu Hreyre: Ben, Peygamber efendimizden iki trl ilim rendim. Bunlardan birini sizin aran zda yaydm. Ama dierine gelince, e er onu size bildirseydim, boynumu vururdunuz.

97

Ilan Abbas: "Emir semalarn arasna nazil oldu..." ayeti hakknda bn Abbas yle demi : "Eer siz benim bu ayetin tefsirinde ne dedi imi iitseydiniz beni recm ederdiniz " 2 1066 da Istanbulda len ve (Dil-i Dn) adl kasidesiyle nam alan olanlar tekyesi eyhi brahim Efendi Tasavvuf hakknda yaplan bir ok tanmlar aadaki iirinde toplam bulunmaktadr. Bu hususta pek gzel bir zet olmakla buraya al yoruz. Bidayette Tasavvuf, safi bicn olma a derler. Nihayette gnl taht nda Sultan olmaa derler. Tarikatta ibarettir Tasavvuf, mahv- silretten Hakikatta saray-1 s rda mihman olma a derler. Bu b u kil libas ndan Tasavvuf, ari olmaktr Tasavvuf, cism-i safi, nur- Yezdn olmaa derler. Tasavvuf, lem'a- Envar- Mutlaktan uyarmaktr Tasavvuf, ate-i ak iyle szn olma a derler. Tasavvufta erit, nme-i hestiyi drmektir Tasavvuf, ehl-i er' ehl-i iymn olmaa derler. Tasavvuf, rif olmaktr hakimen detullaha Tasavvuf, cmle ehl-i derde dermen olma a derler. Tasavvuf, ten t lsmn ism mifthiyle amakt r Tasavvuf, bu imaret, klli virn olma a derler. Tasavvuf, safi kaali hale tebdil eylemektir bil Dahi her sz ki syler b hayvan olmaa derler. Tasavvuf, ilm-i ta'birat ve te'vilat bilmektir Tasavvuf, can evinde s rr-i Subban olma a derler. Tasavvuf, hayret-i kab -ada mest valih olmakt r Tasavvuf, Hakkn esrar nda hayran olma a derler. Tasavvuf, kalb evinden masivallahl gidermektir Tasavvuf, kalb-i m'min Ar - Rahman olma a derler. Tasavvuf, her nefeste arka ve Garba eri mektir Tasavvuf, bu kamu halka nigehbn olma a derler. Tasavvuf, cmle zerrat- cihanda. Hakk grmektir Tasavvuf, gn gibi kevn'e nmyan olma a derler. Tasavvuf, anlamaktr yetmi iki milletin dilin Tasavvuf, lem-i akla Sleyman olma a derler. Tasavvuf urvet'l vskaa ykn can iyle ekmektir Tasavvuf, mazhar- ayat- gufrn olmaa derler. Tasavvuf, sm-i A'zamla tasarruftur btn kevn'e Tasavvuf, cami-i ahkam- Kur'an olmaa derler.
,

98

Tasvvuf, vsl olmaktr cemlan talib-i Hakka Tasavvuf; vasl- didr iyle handn olmaa derler. Tasavvuf, her nazarda Zt- Hakka nz r olmaktr Tasavvuf, silfiye her m kil sn olmaa derler. Tasavvuf, ilm-i Hakka sinesini mahzen etmektir Tasavvuf, s'fi bir katreyken ummn olma a derler. Tasavvuf; klli yakmakt r vcudun nur-i L iyle Tasavvuf, nur-i ll iyle insan olmaa derler. Tasavvuf, on sekiz bin leme dopdolu olmaktr Tasavvuf; nh felek emrine fermn olma a derler. Tasavvuf, (kull kef billh) iyle da'vet drr halk Tasavvuf, (ircal) lafziyle mestn olma a derler. Tasavvuf, gnde bir kerre lp yine dirilmektir Tasavvuf' cmle lem cismine cn olma a derler. Tasavvuf; sfinin her bir klnda bir gz olmaktr Tasavvuf, ehl-i safvet, ehl-i mizn olma a derler. Tasavvuf, zt-i insan zt- Hakta fni olmakt r Tasavvuf; ku-b- ev edna'da pnhn olmaa derler. Tasavvuf; cn cnna verip zde olmakt r Tasavvuf, cn- cnan cnn- cn olmaa derler. Tasavvuf, sende olmakt r hakikat, hak ey brahim! Tasavvuf, er-i Ahmed dilde brhn olmaa derler. Bu da Tasavvufun gzel deyimlerinden biridir: Tasavvuf; yr olup br olmamakt r; Gl ii glzr olup hr olmamakt r. 3 Mutasavvflardan baz lar messirden esere intikal (a priori) yolunu, bazlar da eserden messire intikal (a posteriori) yolunu stn tutmulardr. Birinci yolun parulas (O, evveldir, hirdir, zhirdir, btndr) yetidir. kinci yolun parulas da (Nefsini bilen Rabbini bilir) hadisidir. Baz lar da her iki gr de yerinde bulmular ve yerinde kullanmlardr. Tasavvuf; Nebi say lan sekiz ulu kiinin gzel haslt ve detterini kaplar: a Hz. brahim'in kerem ve sehaveti. b Hz. shak' n kaza ve kadere rizas . c Hz. Eyub'un sabr . d Hz. Zekeriyya'mn mnct . e Hz. Yahya'nn gariplii. f Hz. Msa'nn sf hrka giyisi. g Hz. s' un seyahati ve tecerrd. h Hz. Muhammaed'in fakr .

99

Her Tasavvuf yolcusunun bu haslatlarla haslatlanmas zorunludur. Zira, Allah yoluna ancak bu haslatlarla girilebilir. 4- Semavi: dinlerin hepsi Tevhid fikrini ve gzel ahlakhl k esaslarn kapsar. zellikle Sami kavmlar tenzih fikrini, Aryani kavmlar da tevhid fikrini benimsemilerdir. Islam dininin Tevhid fikri de tenzih ile tebih aras n kendinde toplamtr. 5- Ve yine: Allah birdir ( hlas. 1). O yle bir Allah'tr ki Gkte de Allah't r, Yerde de Allah't r. Ve O hakim ve adildir (Zuhruf. 48). Gklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah' ndr. Allah her eyi kuatmtr (Nisa. 125). Allah, gklerin ve Yer'in nurudur (Nur. 35). Duyan, bilen O dur. (Al-i mran, 32). Allah her eyi gzleyicidir (Ahzb. 52). Kullarm sana benden sorduklar vakitte ben yakinim (Bakara. 186). Biz ona (lm halinde olan insana) sizden daha yak niz ve lakin siz grmezsiniz (Vk a. 85). ten az veya be ten ziyade kimseler birbirleriyle gizli syle tiklerini sanmas nlar, zira, Allah onlarla beraberdir (Mcadele. 7). Ektiiniz eyi sizmi ekersiniz yoksa bizmi? (V-akla. 63). Kullarndan tevbeyi kabl eden .ve sadakalar alan Allah't r (Teybe. 104). Ey huzr iinde olan can! Ho nud etmi ve edilmi olan Rabbine dn! (Fecr. 27-28). Hep birden Allah' n ipine sarlnz! (Al-i mran. 103). 6- Ve yine: Kulum bana nfilelerle yakla nca ben onu severim; ve onu sevdiim vakit ben onun gren gz, i iten kula , tutan eli, yryen aya olurum. Bir insan sadaka vermez ki o sadaka daha dilencinin eline d meden Allah' n eline der. Dnyada, garip yahut geici bir yolcu gibi ol! Kamil insan n firasetinden sak nnz. Zira, o, Allah' n nuru ile bakar. Ebu Bekr: Ben bir ey grmedim ki Allah' onda grmeyeyim. Lbeyd: Gerek olan yaln z Allah't r. O'ndan baka her ey_n kendi nefsinde hakikati yoktur.

100

7- Bu yol, zellikle. Basra, Ba dat, Horasan, Buhara, am, Mekke ve Yemen, Endls, Tunus, Fas, M sr... gibi merkezlerden yaylmtr. 8- Allah, Peygamberler hakk nda yle diyor Peygamberleri ancak mjdeci ve uyar c olarak gnderiyoruz (En'am. 48). Seni de Ey Muhammed! yalnz mjdeci ve uyar c olarak gnderdik ( sra. 105) Ayr ca bk : Fatr : (19-23). smail Ankara'viye gre: Fakir, dnyaya ait eylere malik olmayan, mlik olduunda da onlar Allahn rzas ve muhabbeti yolunda balayandr (Bk. Minhaclfkara, s. 83). 9- Ebu Haim Kfi, kalpler hakknda ilk sz syliyendir. 10- Fahreddin Iraki Hemedan nahiyelerinden birindendir. nce hafz idi, sonradan Tasavvuf yoluna girdi. Bir gn Hemedan'a gelen bir seyyah kafilesi aras nda bulunan gzel bir o lana ak olmu ve bu ak yznden o kafile ile birlikte Hindistan'da Moltan ehrine gitmi ve o ehirde eyh Bahaeddin Zekeriyya'ya intisab etmi ve onun kz ile de evlenerek yirmi be yl eyhin hizmetinde bulunmu, eyh lnce de onun yerine gemi tir. Fakat, gittike artan d manlarnn ithamlarna dayanamayarak Anadolu'ya gemi ve bu arada Sadreddin Konevi ile de tan mtr. Sadreddin'in ilim meclislerinde zellikle Muhyiddin'in (Fuss)unu dinlerken ondan pek etkilenmi ve (Lemeat) n kaleme almtr. Emir Muinuddin Pervane, Irakrnin balca mridi oldu ve onun iin Tokad'ta bir Hankah yapktd . Emir'in lmnden sonra Irak? Msr'a gitti ve Msr Sultamn da kendisine mrid yapt . Fakat, Msrda da kalmayp am'a geti ve orada iken hicri 680 de ld. Mezar Muhyiddin'in mezar arkasndadr. Iraki yle demektedir: Hem btsn hem zhirsin ve her ikisisin. Hem o de ilsin hem bu deilsin. Hem busun, hem oun. Hem her ey sensin hem de hep sen. O halde senden ba ka olan ey nedir? Ak ta, Ak ta, Ma'uk ta hep benim. Hem ayna, hem cemal hem de cemali gren benim. Hulsa benim zat m btn isimlerin mazhar dr. Hakikat ,a, bakarsan, sm-i A'zamm. O'nun srrn her zerrenin dilinden sen kendin i it, anla! Ben gam maz deilim. Nasl olur da birbirimizden ayr kahrz? Ben, sen aradan ktk. Baki kalan Allah't r.

101

1 1 Cami Horasan vilayetlerindendir. Mezar Herat'tadr. O, onbeinci yz ylda Timurlular devrinde yetimi byk air ve alimlerden biridir. stad , hoca Sa'deddin Ka gari'dir. Fakat, zellikle, hoca Abdullah ile ok d p kalkm ve yolunu onun hizmetinde tamamlamtr. Muhyiddin'in (Fuss) unu erh edip adn ( erh-i Fuss) koymutur. Onun (Levayih) i de Fusus'un bir a klanmas ndan ibarettir. Kur'an'a da baz tefsirler yapmtr. Hicri 898 de lm tr. Cami yle demektedir: "Kainat kitab n yaprak yaprak dikkatle gzden geirdim ve onda Allah' n zatndan ve zatnn uCnundan baka bir ey grmedim ve okumadm." Cami yine yle demektedir: "Ey kendisinden bakas iin onun tarafna seyr ve slk olmayan Zat: Ecel ve Ala! Senden hali ne Mescit ne de bir Manast r vard r. Talib ve Matlublarn cmlesini grdm: onlar n cmlesi sensin, arada gayrilik yoktur." "Hili'e geip gittim yok oldum; ve i te ben Mutlak Hayat m, yalnz Allah' grdm." 12 Hz. Ali yle de demitir: Senin devan sendedir, halbuki sen bilmezsin. Ve maraz n da sendendir, halbuki sen grmezsin. Kendini kk bir cisim san rsn, halbuki Byk Mem sende drlmtr, yani sen Kainat kendinde toplamsn. Harflar ile gizli ey aa kan Kitab- Mbin sensin. Senin dtaki eye ihtiyacn yoktur. Sende sat r satr yazlm olan ey sana senden haber verir. Hz. Ali ilim hakknda yine yle demitir: Kii bilmedii eye dman kesilir. Gerekte bir adam ilim ile canl olmadka lden baka bir ey deildir. Kiinin kymeti kesin olarak bildii bilgisinden ibarettir. Alim, kalb ve zeka gz ile grr; cahil, yaln z gz ile. Kendini bilmeyen bakasn nasl bilir? Akl gibi mal, iyi huy gibi dost, edeb gibi miras, tevfik gibi rehber, ilim gibi eref bulunmaz Cahil ne ifrattan ne de tefritten kurtulabilir. Gahillerin kalbi dudaklarnda, alimlerin az kalblerindedir. Ilim, hakiradir, hi bir vakit yok olmaz. Mal ise mahkim dur; bu gn var, yarn yoktur.
,

13 Hasan BasrVnin babas nn bir esir olduu sylenir. Hasan Basri kuvvetli karakteri, zhd takvas , talkat ve belagat ve fikirlerini korkmadan aka savurmas ile hret bulmutur.

102

14 Rabia Adeviyye Kaysiyye'nin hayat hakknda yeterli bilgi yoktur. Onun, ocukluunda alnd ve cariye olarak sat ld sylenir. 'Azad edildikten sonra dnya i lerinden ekilerek kendini Tasavvuf 'a verdi ve Basra'da yerle ti. Ksa bir sre iinde etraf na bir sr taraftar toplad . Bunlar aras nda Malik b. Dinar, Sfyan akik Al-Belhi gibiler de bulunmaktad r. zellikle Sfyan, daima ondan akl danrd . 15Yine Sakati demi tir ki: "Bilgi, yukar dan aaya iner, ku gibi kanat vurur ve utanma ve haya bulunan gnle konar." 16 Ma'ruf'un ana ve babas nn Hristiyan olduu sylenir. Ma'ruf, mam Ali sllesinden Msa Al-Riza'n n mridlerindendir ve onun tarar ndan mslman olmutur. Ma'rf demi ki: "Sfi bu dnyada misafirdir ve misafir edepli olur, konuk kabul edenle at maz". Yine demi ki: "Muhabbet, ilimle renilir bir ey deildir. O, ancak, Allah' n bir mevhibesinden ve fazl ndandr". Ma'ruf'un kabri Badattadr. 17 Znnn'u zaman n Halifesi Mtevekkil'e dinsizlikle ktlemiler. Mtevekkil de meseleyi anlamak zere onu M sr'dan Badada elleri ve ayaklar bal olarak ve byk eziyyetlerle getirtmi ; fakat, Znnn'un vaaz ve nasihatlar ndan o derece etkilenmi ki yaptna piman olup alam . Mtevekkil daima "Vera' ehli anlaca zaman nce Znnun'u an n!" dermi . Znnn bir kere Mekke'de de habs edilmi . Zaten onun mr hep zntlerle gemi , fakat, o, btn bunlar , keml yolunda, Allah n bir lutfu olarak telkki etmi . Hicri 245 te Msr'da lmtr. 18 Hris Muhasibi aslen Basra'hlar. Fakat, o Ba datllarn stad olup orada mam Hanbel'den iki yl sonra lmtr. Rivayete gre Muhasibrye babas ndan yetmi bin dinar miras kalm. Fakat, babas kaderci oldu undan, o, bunun bir dirhemini haram diye kabul etmemi ve bu hareketini vera' n art bilmitir. O, paraya hi nem vermez ve o u kere a gezermi . Abu Ali Al-Dakkak'tan rivayet edilir ki Muhasibl ne zaman pheli bir yemee elini uzatsa parmaklar ndan bir damar harekete geip elini geri ekermi . Abu Abdullah b. Hafif dermi ki: eyhlerimizden u beine uyun: 1 Hris Al-Muhasibi. 2- Cneyd b. Muhammed. 3- Abu Muhammed Al-Rveym. 4- Ab'ul-Abbas b. Ata. 5-Amr' b. Osman Al-Makki. nk, bunlar ilimle hakikati ba datrmlardr; arta kalan byklerimizin de hallerini teslim edin.

103

Muhasibi kulluk hakknda yle demi : "kulluk s fat odur ki sen nefsini hi bir eye mlik grmeyesin ve bilesin ki sen nefsine ne zarar ne de fayda sa layabilirsin." O, muhabbet hakknda da yle demi : "Muhabbet, bir eye btn varlnla meyl edip sonra o eyi nefsin ve ruhun ve mal n zerine ihtiyar ve tercih ederek gizli ve a k olarak onun muvafakat n gzetmek ve onun muhabbetinde kusur ve noksanl m bilmektir." Muhasibi tam krk y l kendini Allah' n huzurunda farz edip daima iki dizi zerine oturmu tur. 19- Abdullah Muhammed b. Kerrm Ban? Nizar'dan idi. Zaranc kasabas nda dodu, Sicistan'da yeti ti ve sonra Horasan'a gidip Ahmed b. Harp (l. H. 234) tan ders grd. Daha sonra Belh'te, Merv'de ve Herat'ta da ba ka hocalardan ilim elde etti. Bir mddet Mekke'de oturdu ve sonra da Nisbur'a gitti ve orada iki defa habs edildi. Habsten knca da Kudus'a gitti ve orada hicrl 255 te ld. Onun, ilahi zat' n bir cevher veya vcud oldu u esas akidesi zerine kurdu u mezhebi, zellikle, Horasan'da yay lmtr. Bu mezhebin fikirleri (Fark Beyn'el-Firak) adl eserde tam bir ekilde grlr. Bu mezheb, Gazneli Sebuk Tigin taraf ndan korunmutur. 20- brahim b Bear' n brahim Edhem'den nakl etti ine gre, brahim Edhem bir gn avlanmak zre ormanda av pe inde koarken htftan bir ses ona: "Ey brahim! Sen bunun iinmi yarat ld n veya bununlam me'mur edildin! ?diye bir soru sormu . Sonra da atnn eer kandan: "O Tanrya yemin ederim ki sen ne bunun iin yarat ldn ne de bununla me'mursun!" diye ht ftan bir cevap duymu . Bunun zerine at ndan inmi ve yaya yrme e balam . Bu srada babasnn obanlarndan birine rastlam ve onun eski yn kebesini kendi giymi ve kendi ssl elbiselerini de ona giydirmi ( brahim Edhem'in bu hikayesi Buddha'n n hikayesini andrmaktadr). brahim Edhem, sonra sahraya d p Mekke'ye gelmi ve orada Sfyan Al-Seyri (l. H. 168) ve Fudayl b. yaz ile arkadalk etmi. Sonra da Mekke' den am'a gelmi ve orada hicri 161 de lm . brahim Edhem helal yemek iin ekin bimek, bahe beklemek, hatta, nat rlk gibi iler yapm ve kendi gnlk geiminden fazlas n da daima fakirlere datmtr.
,

Bir gn lde brahim Edhem'in kar sna bir adam kt ve ona Tanr'nn en byk ad (Ism-i A'zam)n retti. Sonra, o, rendii bu adla dualar ederken yine bir gn H zr Aleyhisselm ile karlat . Hzr ona: "Sana sm-i A'zam' reten kii Davut aleyhisselm idi" dedi.

104

brahim Edhem: "Yiyece ine haram katma yeter! Geceleri namaz klmaktan, gndzleri de oru tutmaktan sorumlu olmazs n" dermi . O daima yle dua edermi : "Ya Allah' m! Beni sana asi olmak zilletinden taann n izzetine ykselt!". Ahmed b. Hndraveyh'ten rivayet edilir ki brahim Edhem, ka'beyi tavaf eden bir adama yle demi : "Alt sarp ve dik yokuu a madan salihler derecesine ula amazs n ki o yokular unlardr: 1- Ni'metin kapsn kapayp skntnn kapsn anak. 2- an ve erefin kapsn kapayp zilletin kapsn amak. 3- Rahatn kapsn kapayp didinmenin kapsn amak. 4- Uykunun kapsn kapayp geceyi uyank geirmenin kap sn amak. 5- Zenginliin kapsn kapayp fakirliin kapsm amak. 6- Emel kaps n kapayp lme haz rlk kapsn amak. brahim Edhem'e on bin dinar vermi ler, o da: " smimi fkara defterinden sildirmekmi istersiniz?" demi ve red etmi . 21- akik, Belh ulularndandr. Zhd vq, ftvette ileri idi. brahim Edhem'in en gzde rencisi idi. O yle de dermi : "Ben, ettiim gnahlardan ziyade etmediim gnahlardan korkar m. Halk ile, ate ile suhbet eder gibi suhbet et!". akik' hicri 174 te Hatlan'da ehid ettiler. Kabri oradad r. 22- Yahya b. Muaz hicri 258 de Nisabur'da lm tr. Pek gzel ve kandrc sz sylermi . Yahya, iyilik hakknda yle demi : "Eer sevindiremeyeceksen hi olmazsa alatma. Eer medh seni edemezsen hi olmazsa ktlemel" O, muhabbet hakknda da yle demi : "Hakiki muhabbet cefa ile eksilmeyen, hrmet ve ihsan ile de fazlala mayan muhabbettir". Ve yine demitir ki: "Zahidler dnya garipleridir ve arifler ahiret garipleridir". Ve yine demitir ki "Allah bir taifeyi dost edindi ve onlar n gnln kendine balad ". Ve yine demitir ki: "Kim ki dosttan dostun ba kasn grd, dostu grmedi". Ve yine demitir ki: "Hak'ka ait bilgi halka ait bilgiden stndr". 23- Bayezid'in dedesi Mectisi imi , sonradan Mslman olmu . Babasnn ad is'dr. Rivayete gre Bayezid 313 stada hizmet etmi ve bunlarn en sonu mam Ca'fer Al-Sad k imi . Bayezid, Tabilnden Hasan Basri'ye

105

yetimi ise de onunla tanamam . Bayezid Imam- A'zam Abu Hanife'nin de adadr Byezid, Ca'fer Sad k' n yannda bir mddet sakalk hizmetinde bulunmu ve irad iin ondan el aldktan sonra Bistam'da halk irada balam . Byezid, eyh Rai ve Fudayl b. Iyaz'dan da irad grm olmakla bunlarn stadlar yolu ile de Ebu Bekr'e dayanr. Bayezid, bir i ittiini bir daha unutmazm . Rivayete gre yedi yanda iken (Mkaefe) yolunu tutmu ve bir ara Bistam'da bulunan akik-i Belhi, onun bu yolu tutmas n tevik etmi . Ayni zamanda air de olan Bayezid, daima isti rak iirde imi ve lrken yle demi : "Ya Rabbi ! Seni ancak gaflet eseri olarak and m" Bayezid, ma'na leminde Allah' grmek devletine mazhar olmu ve: "Ya Rabbi! Sana nas l yol olur?" diye ricada bulunmu . Allah tarafndan da: "Dnyasndan, hiretinden ve nihayet kendi vcudundan geenler bana eri ir" ilahi hitab sadr olmu . O yle demi : "Otuz yl mcahedeye al tm, fakat, ilim ile ilme uymaktan daha g bir ey bulmadm Bilgilerin at mas hakkmzda rahmettir, fakat, yaln z Tevhitte Ona keramet hakknda sormular ve bir zt hakknda: her gece Mekkeye gider ve su zerinde yrr, demi ler. O da: "Allah' n la'neti zerine olsun. eytan da bir saatta Ma rktan Marba gider ve kular havada uar ve balklar suda yzer" buyurmu lar. O, zhiri hocalara kar da yle : "Siz ilminizi lden lye aldnz. Biz ise ilmimizi Hayy ve Layemt olan Allah'tan aldk" Bayezid, anas na pek muti imi ve lnceye kadar anas nn hizmetinde bulunmu ve onu incitmemi . 24 Cneyd'in knyesi Abu Al-Kasm, lakab da Kavariri ve Zccac idi. Zira, babas sra satard . Cneyd'in aslen Nihavend'ten olduu sylenir. Cneyd'in rivayetine gre Seriyy-es-Sakati Ceyd'i daima halka vaaz ve nasihatta bulunma a tevik edermi . Fakat, o, kendini buna layk grmemi. Ama bir gece ryasnda H. Peygamberi grm ve Peygamber ona: "Halka vaaz ve nasihat et!" diye buyurmu ve o da ondan sonra vaaz ve nasihata ba lam . Cneyd, aslnda kazand byk hretten, zhirde ise Muhabbet ve ns makamlar n kabul etmesinden doan anlamazlk zerine ve Gulam Halil'in etkisi ile, taraftarlariyle birlikte srekli olarak ta'kibe uramtr. En nihayet hicri 297 de Ba dat'ta lm ve days Sakatrnin yanna gmlmtr. Kendisi yaz l bir eser brakmam , ancak, rencisi Ca'fer Al-Huldi onun szlerini kitaplar halinde top-

106

lamtr. Muhyiddin Arabi (Ruh'l-Kuds) adl risalesinde Cneyd'i pek ziyade medh eder. Cneyd demi ki: "Ilmin vecde gark olmas ndansa vecdin ilme gark olmas daha hayrldr". "Meclislerin en ereflisi ve stn Tevhid meydannda dnce zerinde oturmakt r". "Allah' mahede etti in gzle O'ndan ba kalarna nazar etmekten sakn". "Bela, belay verenden gaflettir". "Halkn hicab tr : a Halktan hicab. b Dnyadan hicab. c Nefsten hicab. Okumularn hicab ise birdir : "yapt ileri nemsemek ve onlardan sevap mit etmek ve ni'meti verene de il de ni'mete nazar etmek". 25 Hamdn Kassr Nisabur'da gmldr. O yle demitir: "Gnlmn, Fir'avn gnl zerine fazl vardr". "Kimde hayrl bir haslat grrsen o kimseden ayr lma, onun bereketlerinden sana da eriir". 26 ibli, aslen Horasan'hdr. Badatta yeti mitir. Cneyd'in rencilerinden olup alim ve fakih idi. Cneyd, onun hakk nda : " iblrye birbirimize bakt nz gibi bakmaynz, o,Allah' n gzlerinden bir gzdr". Ve "her kavme mahsus bir tac oldu u gibi o da bu kavmin tacdr" demitir. iblf den, Mcerred Tevhid'ten hakikati zre baber vermesi istenmi, o da demi ki: "Tevhitten sz ile haber veren Mlhid, i aret ile haber veren putatap cdr. Tevhid hakknda konuan ondan gafil ve skt eden childir. Tevhitte tevacd gsteren yoksun, ve vusln vehm eden semeresiz ve yakin zann nda olan uzaktad r. Ve her bir ey ki onu evhamnz ayrd ede ve belirleye ve ma'nalar nzn tamamlnda akllarnz idrak ede o ey sizlere ma'ruf ve merdud olup sizin gibi masnu've muhdestir. Sibli hriyyet hakknda yle demi : "Hriyyet, gnl hriyetidir ba ka deil". O, afiyet hakk nda da yle demi : "Afiyet, bir lahza kalbin Allah ile karar eylemesidir". Rivayete gre ibil yirmi iki kere timarhaneye girip kmtr. 27 Huldi aslen Badad'ldr. Hasr dokuyucusu idi. Cneyd'in ve Ibrahim Havass' n rencisi olup Rveym, Semnun ve dier tarikat ulular ile suhbet etmitir. O, byklerin Divan'lar ndan iki yz

107

kitap toplam ve iki bin kadar da eyh ad bilirmi. O, yle demi : Irak' n acalbi tr: 1ibli'nin ath . 2 Mrtaa'n nktesi. 3 Ve benim hikyelerim. Huldrye sormular: Arifler kimlerdir? Cevap vermi : "Onlar, onlar deildir, eer onlar ola onlar de ildir". Huldi hicri 348 te Badat'ta ld. Kabri, Sakat! ve Cneyd'in kabri yanndadr 28 Iran'da zuhur eden mutasavv flarn hemen hepsi air olup tasavvuf! fikirlerini, zellikle, iirle dile getirmi lerdir. Bu tarz, sonradan, Osmanl lara da gemitir. Irak'ta, am'da, Msr'da ise, tasavvuf! fikirler, iirden ziyade mensr olarak dile getirilmi lerdir. 29 Tarikatlarn ilk rnei Peygamber zaman ndaki (Ashb- Suffa) da grlr ki bu kimseler ilim ile ve batt n tasfiye ile me gul olan bir takm fakir ve iyi huylu kimselerdir. Tarikatlarn hepsi, esasta, Imam Ali ve Halifeleri vas tasiyle yaylmtr. Hz. Ebu Berk'den de Tarikat teselsl ettirirlerse de, bu, ancak, bir ma'nevl intisabtan ve bir teberrkten ibarettir. Arap evrelerinde zuhur eden Tarikatlarda def ve heyecanl , zikr gze arpar ve onlar ruhsal heyeceanlar n iddetli hareketler ve na'ra atmalarla ifade ederler. Acem evrelerinde zuhur eden Tarikatlarda da a k szleri ve 'kaane haller grlr. Mevlevi Tarikat nda da ayni hl gze arpar. Zira, bu Tarikat Iran etkisi alt ndadr. Trk evrelerinde zuhur eden, zellikle Nak." Tarikatnda ise heyecn gizleme ve skmeti koruma esast r. Srf Trklere mahsus olan (Bekta ') Tarikatnda da Tarikat Ayini, s rf msahabeden ve bir takm nasihatlar dinlemekten ibarettir. Islam Tarikatlarmn hepsinin gyesi (Vandet-i Vcud) olmakla beraber bu gr en hlis ekli ile temsil eden Tarikatlar sadece ikidir : Melmilik ve Bektilik. Melmilere gre fiillerin ve sfatlarm hepsi Allah'a rc" ve aittir ve vcud olarak ta yaln z Allah' n vcudu vardr. Gerek yolunun gyesi de Allah'ta fni ve Allah ile baald olmakt r. Melmilik genellikle e ayr lr: 1 Kassriyye Melmilii (Tarikat- Aliyye-i Sddildyye). Bu, nc Iner' yz y lda zuhur etmitir. Hamdn Kassr'a mensubtur.

108

2- Bayrami Melmili i (Tarikat- Aliyye-i Bayramiyye). Bu, dokuzuncu hicri yz ylda zuhur etmitir. Emir Sikkini'ye mensubtur. 3- Nuriyye Melmlii (Tarikat- Aliyye-i Nakibendiye). Bu Tarikat, mam Rabbani'nin (Mceddidiyye) kolundan bir koldur ve on ncfl yz ylda Rumeli'de skp'te zuhur etmi tir ve kurucusu Arap. Hoca denmekle ma'rf M srl Muhammed Nfir Al Arabi'dir. Muhammed Nr Al-Arabi (Vandet-i Vcd) a kail olanlar n en byklerindendir. Melmilik, onunla, belli ba l bir Tasavvuf tarikat olmu, bir meslek haline gelmitir. Kemalettin Hariri de Nfr Al-Arabrnin en gzde rencilerindendir. Bektilik: Bektailiin esas (Ak) tr, (Vandet) te bu a kn visal noktasn tekil eder. Bektailie gre dnyada hkm eden ey (Cemal) dr. Ceml'dan maksat ta tam ve Mutlak gzelliktir. Mutlak gzellik te a'za taml ve shhathl, endam tenasb ve yzdeki nrni halvet toplam ndan ibarettir. Dnyann en gzel insan da Hz. Ali'dir. nk, Ali, Allah' n cemaldr ve btn kainat n kendisinde grnd aynadr. Peygamber de bu yzden Ali'ye a k olmu ve btn hakikati Ali'nin cemlinde grmtr. imdi, Tasavvuf, Islam Din'inin i yzdr ki (Tarikat), (Ma'rifet) ve (Hakikat) kademelerini ihtiva eder. Bu dinin d yz de ( eriat) tr. Fakat, Din, bir btn olmakla ne i, d tan; ne de d i'ten ayrdr, u halde Tasavvuf: eriat ve Tarikat, dolaysiyle, Hakikat ilmidir. Bundan tr de Cneyd: "Tasavvufun sonu, ba dr" demitir. Daha baka bir deyile: Islamn binas ( eriat) ve (Tarikat) tan ibarettir. Din'in d ve i mertebeleri de unlardr: eriat: Allah' n, Peygamber vas tasiyle bildirdikleri ilahi hkmleri havi Ulu ve Mukaddes bir kanundur. Tarikat: nsani geree gtren ana yol olup, makamlarda bir menzilden dier menzile geip ykselmek ile Allah'a bir kademe daha yaklaanlara mahsus seyr'dir. Ma'rifet: Bu da Allah yolunda bir kademe daha ilerlemek demek olup bu kademe Zevk'e ve uhud'a bir ilim ile Allah' bilip tanmak demektir. Hakikat: Bu mertebe, btn hakikatlar kendinde toplayan (Ahadiyet) mertebesidir. Bu mertebede insan, btn s rlar geer, srlarn

109

srrna erer, yani, insan, art k, Hakikatlar n Hakikat n kavrar ve Allah' ile birleir. yle de diyebiliriz eriat : Bilmektir. Tarikat : Bildii ile amel etmektir. Ma'rifet ve Hakikat: Bilinen ve amel edilen'in mkafat m, zevke ve uhuta elde etmektir. Veya yle de diyebiliriz: eriat : Peygamberin szdr. Tarikat: Peygamberin i idir. Ma'rifet : Peygamberin hlidir. Hakikat : Peygamberin srrdr. Ve yine: eriat, (Ana)dr. Tarikat, (Baba) d r. Ma'rifet, (O ul) dur. Hakikat, (Olun olu) dur. 30 Hallc' n knyesi Eb'ul-Mugis'tir. Byk babas da bir Zerdti'dir.
:

Hallc, aslnda hallac deildir. Fakat, rivayete gre, o, dostu olan bir hallacn dkknna gitmi . O arada hallac bir i iin darya km . Fakat, dkkna geri dnd nde dkkndaki btn pamuklarn atlm olduunu grm. Ve gya Mansr'un bir parmak i areti ile btn pamuklar kendi kendini atm imi . Hallc, Irak'ta bulundu. Cneyd ve Nuri ve ibli ile suhbet etti, Amr b. Osman Al-Mekki'den de feyz alarak Tasavvuf yoluna girdi. Ksa bir mddet sonra da seyahatler ederek vaazlar verme e balad. hreti Islam s nrlrn at . eriata aykr den hl ve szleri kendisine olan dmanl arttrd . nce sekiz yl habiste kald . Fakat, hicri 309 da Badat'ta Halife Muktedir zaman nda dinsizlikle sulanarak evvela iki yz kamc vurdular. Bundan etkilenmedi i grlnce evvela elini sonra aya n sonra da ban kestiler ve bir a aca geirip Dicle kprs zerine diktiler; daha sonr da bedenini yak p kllerini Dicle'ye frdler. Btn bunlar yap lrken o, kendisini katl edenlerin afv iin Allah'a yle yalvaryordu: "Ey Allah' m! Senin dininin gayreti ile ve Senin ho nutluunu kazanmak iin beni ldrmek zre toplanan kullarn afv eyle! ve Merhamet eyle! nk, a ikrdr ki eer bana ilham etti ini onlara ilham etseydin, onlar, yapt klarn yapamayacaklard ; ve e er, Sen, onlardan gizlemi olduun eyi benden gizlemi olsaydn ben de bu ac larla incinmeyecektim". Ebu Said Eb'ul-Hayr, Ma rk ve Marb'ta Hallc gibi bir kimse yoktur demitir. Ebu Abdullah Hafif te ona ( mam Rabbni) adn vermi tir.

110

Hallc'a as ld gn sordular: "Tasavvuf nedir?" Cevap verdi: verdi: "Beni grd nz haldir". Hallc yine demi , ki: "Bir kimsenin srrn Hak kaplam olsa onu btn srlarn sahibi yapar ve o hali ile o kimseyi s rlarn ma'nalar ile yine kendinden haberdar eder". Hallc nefs hakk nda demitir ki: "Nefsine dikkat et! Sen onu avutmazsan o seni avutur". Hallc bilgi hakknda da demi tir ki: "Her ne zaman bir kul bilgi makamna erise o kula ilahi dnce ile vahy olunur ve Hak'tan ba ka hi bir eyin ona snih olmamas salamr. Bilginin sonu da dehet ve hayrettir". Ve yine bilgi hakknda demi ki: "Bilgi, eyay ma'nada yok olmu grmekten ibarettir." 31- Gazali'nin knyesi Ebu Hmid, lakab da Zeynuddin'dir. Gazali, Islam aleminin kuvvetli bir felsefe tenkitisi ve septik filozofu; en mehur sistematik Kelmcs, Fakih' ve gyede Tasavvufa ulaan sbjektif bir dnrdr. Zihni domatizm esaretinden kurtaracak olan tenkiti fikirlerin ba langcn onda gryoruz. Fkh'ta afil meahebine, Kelm'da da E 'ari doktrinine bal olan Gazali hicri 540 de Tus'ta do du. renimini Nisabur'da yapt . Bir ok kimselerden ve zellikle Yusuf Nessc adl bir sfi. ile Nsabur'da ba mderris olan mam Al-Haremeyn Al-Cuvayni (Ziyaeddin) den feyz ald . Tasavvufta esas intisab eyh Ebu Ali Faremdi'yedir.

ihy - Ulmiddin, sistematik kitab dr. Cevahir'ul-Kur'an ile Al-Munkiz min'ad-Dalal, pheci buhranlarmdan sz eder. Makasid'ulFelsife'sinde filozoflar n grlerini inceler ve Tehaft'ul-Felasife' sinde de onlar tenkid eder. Bunlardan ba ka Kimya'us-Saade, Mi kat'ul-Envar, A1-Maznun.. gibi riseleleri de kymetlidir. Gazali, Nizam Al-Mlk'n da'vetlisi olarak Ba dad'a gelmi ve orada (Nizamiye) medresesinde uzun y llar bizzat ondan fazla ders okutmutur. Fakat, en sonda kendi iste i ile inzivaya ekildi ve yaz yazmaa balad . Hicri 505 te de ld.
Gazali, Snnilii illie ve Batnilie kar iddetle savunmu ve hatta Yezid'e la'neti yasaklayan bir de fetva vermi tir. Bu dini gayretlerinden tr de kendisine (Huccet'ul-Islam) unvan verilmitir. 32- Gazall'ye gre Tasavvuf, Kitab ve. Snnet'ten elde edilmi ilahi bir ilimdir.

111

33 ark'ta Gazali'nin ve ehristanrnin Mearlere hcumlar na, Garpta da bn Rd'n i'tirazlar na bn Sina, felsefesindeki noksanlarn, mkillerin hal edilememesi sebeb oldu u gibi Eb'ul-Berekt Al-Badadi, ehabettin Shreverdi ve Fahrettin Razi gibi ayr ceryann mmessilleri de ayni sebeple Me arlere hcum etmilerdir. Bal bana bir mektep kuran ve zellikle (Zaman) hakk ndaki orijinal fikirleriyle hret bulan Eb'ul-Berekat, Gazalrden sonra Mesarlere ikinci byk darbeyi vurmu tur. Eb'ul-Berekat' n etkisi altnda kalan ve Gazali ve ehristanrnin yollar ndan giden Razi ise Felsefi Kelam rn zirvesine ulatran bir filozoftur. ehabettin ise (I ralt Felsefesi) ile pek byk bir nam yapm tr. ehabettin'in ad Yahya b. Habe'tir. Onun hayat nn ilk yllar hakknda a k bir bilgi yoktur. Bir sre Shrevverd'te okuduktan sonra Meraga-ya giderek Mecdddin Ciyli'den ilim rendi. Sonra Isfahan'a gitti, F k h ve Tasavvuf kollar nda al t . Bir ara, uzlete girdi. Daha sonra Felsefe ile u rat . Okuma ve inceleme gyesitle Anadolu ve Suriye'ye e itli seyahatlar yapt . Haleb alimleri ile yapt mnakaalarda onlar malup etmekle Melik Zahir b. Salahaddin Eyyubi onu kendi saray na ald . Fakat, rakipleri taraf ndan dinsizlikle sulanarak Salhaddin Eyyubrnin emri ile lme arpt rld . lm, kendi arzusu ile, a kalmak suretiyle, Haleb'te vuku buldu. ld nde henz 35 ya nda idi. eyh emseddin Tebrizi onun hakk nda yle demi : "ahabettinin ilmi akl na galip idi, gerekir ki ak l ilme galip ola, ve ruhlar aleminden edilen zevk Rabbani lemden san lmaya". ahabettin'in Trk olmas kuvvetle muhtemeldir. 34 Trkistan'da Ahmed Yesevi'nin; Ba dat'ta Abdulkadir Geylani (l. H. 561)nin; Basra civar nda Seyyid Ahmed Rufarnin; Msr'da Ahmed Bedevi (l. H. 675) nin, brahim Dessuki (l. H. 676) nin; Tunus'ta Eb'ul-Hasan Al- azeli (l. H. 656) nin; Fas'ta Abdusselam Esmer'in:, Endls'te Ebu Medyen (l. H. 594) nin tarikatlarm kurduklar alt nc ve yedinci yz y llar arasnda Muhyiddin de Endls'te bir gne gibi dodu. Muhyiddin hicri 560 ta Endls'te Mursiye de do du. Sekiz ya nda tahsile ba layp nce Sevilla'da Ebu Bekr b. Halef'ten yedi okunu zerine Kur'an- Kerimi okuma rendi. Sonra, mam Hafz Eb Muhammed Abdulhak'tan Hadis, in Be kival ve dier baz byklerden de di er bir ok ilimler rendi. Sonra ark'a geerek bir mddet Mekke'de kald . Daha sonra da M sr, Hicaz, Sriye, Irak

112

ile Anadolu'ya geti. Anadolu'da, zellikle, Konya'da bir mddet kald ve Sadreddin Konevrnin dul anas ile evlendi ve Sadreddin'i de yetitirip onu ( eyh Kebir) lakab na mazhar etti. Ondan sonra da am'a gitti ve otuz yl orada kalarak (Mte Kutb-i Hmm) sznn tarih d rld hicri 638 de yetmi sekiz yanda olduu hlde vefat etti. Bu gn, (Salihiyye) denilen yerde gmldr. Daha nce Muhyiddin'in iaret etti i gibi 1518 de Yavuz Sultan Selim am'a girdiinde Muhyiddin'in, d manlar tarafndan yerle bir edilen mezar n buldurup zerine bir kubbe, yan na da bir cami ve imaret yapt rd . Muhyiddin bu seyahatlar nda, nce, elli drt kadar byk zattan eitli zahiri ilimleri, sonra da z ndklkla sulanan Ebu Medyen Al-Maribi, Cemaleddin Yunus b. Al-Kassr, Ebu Abdullah Al-Temimi Al-Fsi %e Eb'ul-Hasan b. Cmi'den de Tasavvufu, yani bt n ilmini elde etti. O ad geen Ynus vas tas ile de Abdulkaadr Ceylni'ye baldr. Ondan sonra da ba ta vey olu Sadreddin Konevi olmak zre, kendisi, Tasavvuf alan nda bir ok ulular yeti tirdi. O, Yunan Felsefesinin torunu saylmakla (Al-Hafid) diye adlanm olan ve kendisinin a da' bulunan Endls'l bn Rt' dahi etkiledi ve onun felsefesinde grlen Tasavvufi e niye sebeb oldu. zellikle, Hocas Ebu Medyen tarafndan (riflerin Sufan ) diye lakablanan ve byk Kutub eyh Sa'dettin Hamevi taraf ndan da (Usuz bucaksz Bilgi Denizi) diye adlanan Muhyiddin Arabi be yz a an pek kymetli eserler vermi tir ki bunlarn pek ou Tasavvuf ilminin derinliklerine aittir. Ksaca, daha on sekiz ya nda iken devrinin byk mutavavv flar arasnda nam alan Muhyiddin daima riyazet ve mcahade zre yaam ; kisbi ve vehbi btn ilimleri kendinde toplam ; btn Din'leri bir saym ; Tasavvufta kemlin zirvesine ula m ve kendisine nisbetle (Kbreviyye) ad ile bir de Tarikat nderli i yapmtr. iir leri pek gzel, szleri pek ltif ve hikmetle doludur. zellikle Fus ls ve Ftht adl eserleri, bykl ne delildir. bn Frz : "Ftht- Mekkiyye benim Kaside-i Tiye'min erhi gibidir, demi . Yukar da da iaret etti imiz gibi Fahreddin Iraki'nin (Lemet) ile Molla Cmrnin (Levyih)i de onun (Fuss)unun erhi gibidir. zellikle (Fuss) bir ok byk mutasavv flar taraf ndan erh edilmitir. 35 Bilgi yolu meselesi hakknda Muhiddin, mam Fahreddin Rzl'ye yazd mektubunda yle diyor: "Akln fikri tasarruflarda belirli bir s nr vardr ki o, o snr a amaz. Bununla beraber Rabbani mevhibelerin kablu hususunda da akl, zel bir kabiliyeti haizdir. u hlde akll olan kii ilhi vcu-

113

dun nefhalar na kendini vermeli ve sadece kisb ve nazar' n kaytlariyle esir ve kaytl kalmamaldr. Zira, byle kaldka pheden kurtulamaz. Bundan tr Peygamber efendimizin te ri, buyurduklar riyazetler ve mk efeler yoluna slk ediniz Bu yola girer isen Cenab- Vacib'l-Viicud'un, hakknda (kullarmzdan baz sna rahmet verdik ve lednnmzdeki ilimden ona ilim rettik. "Kehf. 65") buyurmu olduu zatn nil olduuna sen de nil olabilirsin. Bu ciheti dahi bilmelidir ki: hdis bir sebeple hdis olan her bir mevcudun iki vechi vard r: biri ile onun sebebine, di eri ile de onun mu'cidi olan allah'a nazar edilir. Hakimler ve Filozolar dahil, btn halk ilerin sebepleri ynne bakarlar. Ancak, Enbiyalar, Evliyalar ve Melekler gibi Allah' n muhakkik ehli sebepleri bilmekle beraber, dier yn ile de o eyleri iycad edene nazar ederler. Bunlardan baz lar (Kalbim bana Rabbimden bildirdi) diyerek sebepler yn ile Hak'ka nazar etmi ise de hakikaten kmil olan ki iler (Rabbim bana bildirdi) demilerdir. Bizim nazar mzda vcudu gayrinden kazan lm olan her bir ey hi bir ey mesabesindedir. Arifin, her halde Allah Taal Hazretlerinden ba ka snacak bir yeri yurdu yoktur. Akll insan, ilimler arasnda ancak nefsini ikmal ve herhangi Meme gidecek olursa kendisi ile beraber intikal edecek bir ilmi semeli ve istemelidir. Bu da iki zel ilimdir : Bunlardan biri Allah' Taala'r bilmek, dieri de ahiret aleminin makamlar n ve menzillerini renmektir. Akll insan art koulmu yol zerine riyazet ve mcahede ve halvet ile bu iki ilmin ke fine almaldr". Muhyddin, yine bu hususta, Ftuhat' nn 226 ma babnda yle diyor: "Kef ve vcut yolu ile ilim elde edilmesi caiz olmayan bir ey yoktur. Bundan tr, fikirle u ramak, insan iin bir perdedir. Bizden bakalar bunu inkar ederler, lakin, yol ehlinden hi kimse inkr etmez. Belki inkr edenler hallerden zevki olmayan zahir alimlerinden istidlal ve nazar ehli olanlardr. Bunlar n iinde, hak Hakimlerden, Eflatun gibi, hallerden zevki olanlar ndirdir. Eflatun, ke f ve vcud ehli menzilesinde idi. Mslmanlar iinde ondan nefret edenler, ancak, Felsefe sznn dellet etti i eyi bilmediklerinden tr, kendisinin Felsefeye mensup olmasndan dolay nefret etmilerdir. Halbuki hakikat halde Hakimler, Allah' ve her eyi ve bu bilinen eyin menzillerini bilenlerdir. Allah Taal Alim ve Hakimdir ve Kur'anda: "Kendisine Hikmet verilen kimseye phesiz pek ok hay r verilmitir.. Bakara 269" denmitir. Hikmet, Nebilik ilmidir. Nitekim Allah, Davud Aleyhisselma hikmet verdi ve ona istedi i eylerden baz larm retti".

114

Muhyiddin'in bu szlerinin do ruluuna, ayrca, u yetleri de ahid tutabiliriz : "Allah'tan korkunuz, Allah size ilim verir. (Bakara, 289)". "Bizim yolumuzda mcadele edenleri biz elbette yollar mza gtrrz. (Ankebt. 69)". "Allah'tan korkarsan z O size hak ile bat l ayrd edecek hikmet ve hidayet verir. (Enfl. 29)." "Bilmedi in eye uyma. yi bil ki kulak ve gz ve kalb, bunlar n her birisinden sahibinin ameli sorulur? ( sra'. 36)". 36 Vandet-i Vcd gr nde, Yaratl meselesinin pek byk bir nemi vardr. Bu sebeple u ksa aklamada bulunmarruz yerinde olur. Muhyiddin, yaratl, ne Efltun ve Aristo'da oldu u gibi Madde ve Sret'in kdemine; ne de Dinlerin Adem'ine dayand rr ; ve Allah' , ne Efltun ve Aristo'daki gibi Mi'mar bir Allah, ne de Dinlerdeki gibi Mbdi', Mu'cid, Muhdis, ksaca, Yoktan Var eden bir Hl k sayar. Muhyiddin'e gre yarat l , Vcudun, grnmezlik (La Taayyn) mertebesinden, grnrlk (Taayyn) mertebesine gemesinden, yani Allah'n, isimlerinin ve s fatlar nn bitip tkenmeyecek tecelli ve zuhurundan ibarettir. Ba ka bir deyile, Gerek Vcud Allah'a mahsustur ve eya, bu Mutlak Vcudun e itli grnlerde ve suretlerde tecellisinden ba ka deildir: ve eya, vcudun kokusunu bile duymamtr. Bilinmektedir ki islmda Kelmclara gre vcud, vacipte zt'a sonradan katlm tr. Allah'n zt ve vticudu ayr dr. Allah' n zt tAlakkuk etmemi bir mahiyetten ibarettir. Me ai filozoflar na gre ise vcud, zaruridir ve vcipte zt ve mahiyetin ayni olup mmknde zt ve vcud ayr dr ve bu ayrl yapan da akl'dr. Filozoflar, Allah' , illetlerin illeti sayarlar ve Hak'k n vcudunu Klli Akl' n tam illeti kabul ederler ki bylelikle lk Akl Allah'tan ayrlmaz ve Allah ta lk Akl'a ifazadan Mil olmaz. Ancak, bu suretle Filozoflar, Mutlak Vcdu, mukayyet ve lk Akla illet saym olurlar. Fakat, Mhuyiddin, Ftetht' mn ikinci bbnda yle der: "Allah, zti ile mevcut ve Mutlak Vcud olup gayr ile mukayyet deildir. Ve bir ey ondan illetlenmi deildir ve o da bir eye illet olmu deildir. Belki o Ahadiyet zre olan Zt, btn illetlenmi lerin ve illetlerin yarat csdr". Burada u noktaya iaret edelim ki Muhyiddin'in Vcib'l-Vcud'a yani Allah'a, (Mutlak Vcd) ta'bir etmesinden (Vcdiye) yani, (Panteizm) mezhebi anla lmamald . Muhyiddin'in Vcib'l-

115

Vcud' a Mutlak Vcd demekden maksad , onun illet ve illetlenmi olmadna iaret iindir. yle de diyelim: Mutlak Vcud demek, Allah' n Zat' ve Vcud'u demektir. Mutasavvflarn Ilim ve Irade gibi kadim sfatlarla muttas f olanMutlak Vcud'u ile Filozoflarn Mutlak Vcud veya Cevher dedikleri aras nda fark byktr. Felsefi bir meslek olan (Panteizm) ile Dini bir mezhep olan Tasavvuf ve onun esas dayana olan Vandet-i Vcd gr birbirinden tamamen ayr dr. Vandet-i Vcd gr ile Panteizm birbirinden ayr grlerdir dedik. nk Panteizm'e gre, Allah, lemdir; lemin gayri Allah denilen bir ey yoktur. Halbuki Vandet-i Vcut'a gre, Yaln z Allah kendi nefsi ile kaaim, kaytsz Mutlak Vcuttur. Alem ise, Allah ile mevcuttur. Alem, vcud haysiyeti ile Allah n, ayn ise de eyann zat lar, hususiyetleri, taaymleri haysiyeti ile Allah, e yann gayrdr. Hak'kn vcudu vcib ve kadimdir. Bu vcud, mecazen e yaya nisbet edilip eyann vcudu denildii vakitte ona mmkn ve hadis denilir. nk, eya, bu vcutta, sonra zhir olmu ve olmaktadr. Allah, bir an onlara vcut vermese btn e ya o anda yok olur. Zira, eyann asl hali srf yokluktur. Ve Allah, Zat' bakmndan lemden mstanidir. Ilahi Zt demek olan Mutlak Vcud'un, d ta, Allah'tan ba ka fertleri yoktur. Tabii Kllrnin dta mevcut san lan fertleri de bu vcutla kaaim geici ve yok olucu sretlerden ibarettir. Muhyiddin, Ftuhat' nn yz yetmi birinci bab nda : "Allah, Allah't r; lemin mevcut olmas veya olmamas msavidir" demitir. Ksaca, mutasavvflara gre vcud birdir ve o da Allah' n Vcdundan ve Zat' ndan ibarettir. Buna Mutlak Vcd veya Vcd-1 Baht, yani S rf Vcud denilir. Bu vcud, hakikat halde ekil ve suretten, s nr ve kayitten, paralanma ve blnmeden mnezzeh olmakla beraber bizim ak l ve hissimize nisbetle bir ok suretlerde grnr. te, btn yarat klar bu suretlerden ibarettir. Mutlak Vcd asla de iip bakala mad halde bu suretler bir an bile deimeden kalmazlar. Mutlak Vcud baki oldu u halde bu suretler geici ve yok olucudurlar. u halde, Mutlak Vcud, yaratklarn Unlu; yaratklar da onun zhiridir. Hak'k n vcudu yaratklara, yaratklar da ilahi sfatlara ayna olmu tur. Vcd, hakikati halde birdir. Allah'a nisbet edildikte ona Vcib ve Kadim; ve mecazen yaratklara nisbet edildikte de ona Mmkn ve Hdis denilir. Valdet-i Vcrl'u inkar edenler ise: Allah' n vcudu baka, yaratklarn vcudu bakadr. Allah' n vucudu vcib ve kadim, yarat k,

116

larn vcudu ise hadis ve mmkndr. Allah, yarat klarn vcudunu kendi vcuduna ayk r olarak yaratm tr. Eer, yaratklarn vcudu Allah' n vcudu olsa Hal k' n mahlkatn ayni olmas lazmgelir, derler. Mutasavvflar da buna ylece cevap vermektedirler: Bizce Mutlak Vcd, sizin bildiiniz ikinci ma'kullerden olan yani, taht nda mnderic fertlerine sb ltu yalnz zihinde olup d ta fertleri olmayan Cins ve Nevi klli kavramlar gibi Klli ve Mcerred ma'nadan ibaret olmayp, Allah'n Vcip ve Kadim olan vcududur. Btn yaratklar onun vcudu ile kaairndir ; onlar n, bakaca kendilerine mahsus mstakil vcutlar yoktur. Onlar, Hak'kn vcudunda meydana kp grnmektedirler. Bu vcud, hakiki olan ve tek olan vcuttur. Onda blnme ve paralarma yoktur. Yarat klarn oalp, fazlalamasndan onun da oalp fazlalamas gerekmez. Yarat klar, Hak'kn vcudunun taayynleridir. Lakin, taayyn edici olan ey, yani Mutlak Vcud, taayyn etmi olan ey, yani yaratklar deildir. Yaratklar, yaratk olmak bakmndan Allah' n gayridir. Vcb ve Mutlak G na, Allah'n Zati iktizasdr. Yaratklarn zatlarnn iktizalar ise ihtiya ve zarurettir. Onlar n ilahi vcuda olan bu ihtiya ve zaruretleri kendilerinden hi bir vakitte ayr lmaz. Allah, vcud bakmndan yaratklarn ayni ise de taayn bak mndan gayridir ve bu taayyn, bizim ak l ve hissimizdedir. Vcdun hakikat , bu taayynden tr, asla deiip bakalamaz: Grlyor ki mutasavv flar, her eyin Allah olduunu sylemiyorlar, dolaysiyle, btn kainat n ulhiyetine kail olmuyorlar ; , dolaysiy1 de Gklerin ve Yerlerin yarat cs olan Allah' n vcldurm inkar etmiyorlar. Tersine, Vcud'u mstakillen ona hasr ederek yarat klar onun, vcudu ile kaaim sayyorlar. Mutlak Vcuttan murad, Allah' n Vcud ve Zat' olunca, onun, bir eya gibi bilinemeyece i ve hatta ak l ile de idrak edilemeyecei gayet a ktr. Yarath meselesinde Vandet-i Vcd gr ile, zellikle, Plotin'in Sudur ve ndimac'a dayanan Panteist gr n karlatrmak ve aradaki byk fark meydana karmak ta pek yerinde olacakt r: Plotin Panteizminde yarat l, Aristo ile Efltun'un bire imi olan Fiili Kuvve (Puissance Active) nazariyesine ba ldr. Plotin'in fiili kuvve nazariyesi bir kabiliyyetler toplulu unun feyezanndan ibarettir. Halbuki Muhyiddin'in Vandet-i Vcd felsefesinde feyezan n yeri yoktur. Zira, Vandet-i Vcd gr ne gre, vcd, vcipte de mmknde de, zt ve mahiyetin aynidir. Varl k, Mutlak Vcuttur; nisbetler halinde al mnca Tabiat; nisbetleri ku atan Mutlak Ezelilik olarak alnnca Allah'tr; mahiyet olarak al mnca, Zat'tr; mahiyeti tahakkuk

117

etmi fiil olarak alnnca da Vcud'tur. Mahiyet ve fl, aynidir. Byle olunca da Zt, s fatlar nn; sfatlar da tecellileri ve uunlar olan lemin kendisidir. Vandet-i Vcd'a gre her ey ezelden mevcut olup ancak bt ndan zhire kar ki bu k, bir kuvveden fiile k deildir. u halde gerekte bir tek vcut vard r, o da Allah'tr O'ndan baka hi bir ey yoktur. Hatta, e ya, vcudun kokusunu bile duymamtr. Bundan tr de vcutta (Hull) ve ttihad) hi bir suretle sz konusu olamaz. Ksaca, Muhyiddin'in Vandet-i Vcd gr , Plotin'in Sudur ve ndimaca dayanan Panteizminden pek ayr ve pak stndr. 37- Muhyiddin, nsanca ve huzur iinde ya amak iin u nasihatlarda bulunmaktad r: 1- Ackmadka yeme. Uyku basmad ka uyuma. Az yemek ve az uyumak kalbe ferah verir. 2- Vaktini bo geirme, daima ibdet ve hay rl ilerle ura. 3- Herkes ba ka baka olduundan herkesin hal ve anna gre gzel huylardan biri ile muamele et. Genellikle, herkesi s kntdan kurtarmaa ve rahatlanchrma a al ki Allah senden raz olsun. 4- Kimseye arlk verme. 5- Allah' n yaratklarna efkat ile muamele et. 6- Sular afv et. 7- Fenala kar fenalkla kar koyma. 8- Kimseye fke ve hiddet gstermeme e al. Eer byle yaparsan nefsini terbiye ve islah etmi eytan azba sokmu , Allah' da kendinden raz etmi olursun. 9- insann kendi deil, fiili ktlenir. 10- Hinlikten sakn. Zira, hainlik Allah'a kar dr. Hainlerden herkes kaar. 11- Emrinde bulunanlara esir muamelesi yapma. 12- Yalnz kendi canlar iin urap didienlerle dp kalkma ve onlara, dinlerlerse, nasihat et. 13- Lokman helal ara. Zira, Mslmanl n esas, Dinin direi, helal lokma zerinde durmaktad r. 14- Dnya saltanat ndan yz evir. Zira, helal mal israfa msait deildir. 15- Cimri olma, fakirlikten ve yoksulluktan korkma. 16- Varlnda ve yokluunda, sevinli ve kederli zaman nda, daima yoksullar doyur. Eer byle yaparsan hakiki r zk verici olan Allah ta dnyada ve hirette seni doyurur. 17- Gnlleri gaflet lm ile lm olanlardan ne kendi nef.in iin ne de bakalar iin lutuf ve ihsan kabul etme.

118

18- Vatanda larnn hepsini bir gzle gr ve muamelede hepsini bir tut. Herkese kendi hakkn ver. Ancak, Alim'in hakk, kendisine sayg gstermek; Chil'in hakk , kendisine nasihat etmek; Gafil'in hakk, kendisini uyarmak; ocuk'un hakk da kendisine nnilayemet ve efkat gstermektir. 19- Allah' n sana nas l muamele yapmasn istiyorsan sen de insanlara ylece muamele et. 20- Nefsinizden daima hesap sorunuz. nk, nefsinden dnyada hesap sormazsan Hesap gnnde de Allah'a hesap veremezsin. 21- Kt ilerinizden tr daima Allah'a s nn ve O'ndan afv dileyin. Kt i ler yapmamak iin de u eyden ka nn: a- Gafletten. b- Nefsin vesveselerinden lezzet almaktan. e- Alkanlnza esir olmaktan. 22- Tat ve ibdet, evk ve gayreti artt rr. 23- ocuuna Allah' n Kitab' n ret; Din'i ve Ahlah' korumasn sala; kkl nden Riyazete al tr; kalbine dnya ehvetlerini sokma. 24- Allah' zikirden, Kur-n- Kerim'i okumaktan, Hak yolundan sapm olanlar doru yola iletmekten, Emr-i bilma'ruf ve Nehy-i anilmnkerden, darg nlar bartrmaktan, sadakaya te vikten geri durma. Hasl, dilin, hep hayrl szler sylesin. 25- Doru yolda git ve doru arkada ve nder ara. Erilerden kam. Daima Allah' bilip tanyanlarla dp kalk. 26- Seninle ayni i'tikad ve amelde olmayanlarla konu ma, fakat, aleyhlerinde de bir ey syleme. 27- Ailenizle daima iyi geinin. 28- Kadnlar seviniz ve onlar ho tutunuz. 29- Herkes kendi vcudunun d ve i kuvvetleriyle bir topluluk gibidir. nsan, d ve ii ile bir ie himmet ederse o i i baarabilir. Fakat, d baka ii baka olursa ba aramaz. 30- Ve en nihayet, her gn, bulundu un haiden daha iyi bir hle seni ulatrmas iin daima Allah'a dua ve niyazdan geri kalma. Ve oturmanda ve kalkmanda daima Allah ile ol. 31- Sradan insan, hayvan n bir st; fakat, Kamil nsan, yaratklarn en stndr. 38- mam Rabbni (1563-1626) nin ad ve san Ahmed Faruki Al-Sirhindrdir. Sirhind'te do up yaamtr. Yaad devir, Hindistan'da Ekber ah' n saltanat srd devirdir. Bu zat, kendisinin Hz. mer'in soyundan geldi ini iddia etmi ve Peygamberin bir hadisine dayanarak kendisinin kinci Bin Yln

119

Din Yenileyicisi (Mceddid-i EIf-i Sani) oldu unu bildirmi ve mam Rabbani adn taknmtr. Baki Billah Muhammed adnda birine intisab ile Nakbendiye Tarikat na girmi ve sonra kendisi de bu Tarikatn (Mceddidiyye) kolunu kurmu tur. Eserleri aras nda, zellikle, Muhyiddin'in Vandet-i Vcud'una i'tiraz olarak yay nlad (Mektbt) adl eseri mntesibleri aras nda yaygndr. Ancak, hakikat asndan burada da bir te bihle diyelim ki: Muhyiddin'in (Fusfis) u, Mutlak Viicld'u iTan eden Hazerat- Hams' m'ir evrak- in riyye ise; Rabbani'nin glge varl klar gerek varl klar sayan (Mektbt) da bu evrak- inriyenin kald rm hiyeleri gibidir. Bu zat, Mevlana'n n felsefi gr n de anlayamamtr. 39 Cavit Sunar; (Vandet-i uhud-Vandet-i Vcud Meselesi); Ankara, 1960. Cavit Sunar; mam Rabbanrnin Tevhid Grne Genel Bir Bak ; Ilahiyat Fakltesi Dergisi; cilt: 1-4; s. 136-143; Ankara, 1956. Ayrca bk. Cavit Sunar; Mistisizmin Ana Hatlar ; s. 139-140 ve oradaki ek not; Ankara, 1966. 40 Bedreddin Simavi, pek byk bir Din limi olmakla beraber byk bir ihtillcidir de. Bedreddin, bir ok byklerden ilim elde ettikten sonra bir ara Tebriz'e giderek Timr'un huzurunda yap lan ilim tartmalarna katlm ve orada byk bir nam da yapm tr. O, bir sre de Msr Memlklarmn saraynda retmenlikte de bulunniu tur. Daha sonra Rumeli'ye geerek Dini-Siyas ibir hayata ba lam, Edirne'de saltanat sren Yldrm Bayaz t'n olu Ms elebi'nin Kad askerliini yapmtr. Daha sonra da dini alandaki byk nam ve anndan tr kendini zaman n biricik (Kamil nsan) veya (Kutb)u saym ve Din yolundaki bu ah'lk, onda, dnya Padi ahl ihtirasn da alevlendirmi ve bana bir Mrid'ler ordusu toplam tr. Fakat, onun bu mridler ordusu, zellikle, Yahudiler, Hristiyanlar ve maddi dnyann servetine ve rahat na dkn olanlardan kurulmutu. En nemli mezlerinden Brklce Mustafa ile Torlak Kemal de onun bu ordularn gerektii gibi harekete geiren iki byk propagandac s idi. Bedrettin taraftarlar Saltanat bir hayli tehdid etmekle beraber nihayet elebi Sultan Mehmet, Bedreddin taraftarlar n datma ba ard ve Bedreddin'i de tutuklayarak huzurunda yarg lad . Bedreddin, bu yarglanmada lme arpt r larak 1420 de Serez'de as ld . Fakat, Bedreddin'den sonra ona ba l olan ve kendilerine (Bedreddini)ler diyen kiiler yine de siyasi faaliyetlerini srdrdler. Bedreddin'in kemikleri 1924 te Istanbul nakl edildi. 41Abdulkaadr Geylni (H. 471-561)Kaad ri Tarikabrun Kurucusu olup baba tarafndan mam Hasan'a, ana taraf ndan da mam

120

Hseyn'e baldr. mam a'rani' nin (Tabakat) nda dediine gre anneleri de Tasavvuf yolunda ulu bir kad n imi . Nisbeti, Cneyd'e dayanr. Geylni'nin kermetleri pek oktur. Ma'nevi ke ifleri ve ilmi verileri pek byktr. Her ilimden sz ederler ve zellikle Hanbeli ve afii mezhebi zre fetva verirlermi . O, kalbi dnya ile megfl etmemei tavsiye edermi . Elbisesi zerine sinek konmazm . Bunun sebebini soranlara da: "Sinekler bana neye konsunlar ki bende ne dnyann pekmezi, ne hiretin bal vardr" dermi . Ve yine, kendisinin irad gneinin kyamete kadar srece ini iddia edermi . Muhyiddin bile onu Frflat' nda pek yceltmitir. Bursal eyh smail Hakk da (Ruh'l-Beyan) nda Yasin Sresinin tefsirinde, evliya kerametlerinin maddi varl a ve kalbe ait olmak zre iki ksm olduunu ve bunlarn ikisinin de Garb'ta eyh Ebu Medyen ile ark'ta Abdulkaadr'da toplandn sylemitir. Geylni, hicri 471 de dodu, 488 te Badad'a gelip yerle ti ve orada ld. Trbesi nemli ziyaret yerlerinden biridir. O Behet'ill-Esrar ve Ma'den 'l-Envar ha iyesinde (s. 13-Msr, h. 1304) yle der: "Mutasavv f, uzuvlar skin, kalbi mut'main, gnl ferahla a lm, yz nurlu, ii bd, Hak'ka ba hlndan tr btn eyadan ilgisini kesmi bulunan kimsedir" O, yine yle demi : "Ey misli olmayan Zat- Esell ve A'l! Seni mahede etmekliim ve Senden baka bir ey grmemekliim iin benden Senin gayrin olan her eyi yok et! Ey vcudun Vcudu! Senden gayri mevct ve maksd yoktur!". 42- Ahmed Al-Rufai (lm. H. 578) mam Msa Kazm'n evlatlarndandr. Hrka nisbeti de be vasta ile ibli'ye ular. Kendisinden atelere girmek, ylanlarla oynamak gibi bir ok hrikalar zuhur etmitir. O, yle demi "Btnl ile bu olaylar aleminden yz evirip ilahi akta vcutlar n yok etmiyenler, iyman halavetinden, bilgi arab zevkinden dimalar yoksun kalr". 43- Mevlana Celleddin-i Rfuni hicri 604 te Bilh'te do mu ve 672 de de 21 yanda ikin ailece Konya'ya gelmi ve orada lm tr. Mevlana., Belhten hicret edip Nisbur'a u radklar vakitte Feriduddin. Attr ile de taru p konumutur ki o zaman Attr pek ya l imi. Ve rivayete gre, At -tat., (Esrarname) adl kitabn Mevlana'ya hediye etmi ve Mevlana da ondan pek faydalanm . Feriduddin Attr, Nisaburgu olup Mecduddin Ba dadi'nin mrididir Geliinde attarl k yaparak hayat n kazanyormu . Sonra, Ta.

121

savvuf yoluna girmi ve Tevhid'in btn s rlarna ve hakikatna vakf olmu . O, yle demi : "Ma'nann srr sensin ve geri kalan bir isimdir. Gizli hazine sensin ve Mem bir t lsmdr Ve aklar, kendi vehimleri ile ma' uktan uzak d mler Ve bilmezler ki a k kimdir ve gnllerini kapt rdklar dilber nedir?" Ve yine : "Karanl kta avare dolaan gne klar Dndler tekrar senin gneinin dibine ktler." Ve yine: "Ey ah! Ta ebede kadar btn Memin meyli sanad r; O hali gerek anlas n, gerekse anlamasn". Attr, hicri 627 de d manlar tarafndan ldrld ki o zaman 124 ya nda olduu sylenir. Kabri Nisabr'dad r. Byk bir Trk limi, Mutasavv f ve air'i olan Mevlana bilgisini, nce, babas ndan, sonra babas nn halifesi Tirmizli Seyyid Burhaneddin Muhakkik'ten alm ; Haleb'te de tahsil grm ve a nda, zahiri ilim yolunda, btn hocalar n aarak, babas gibi byk bir i'tibara mazhar olmu tur. Seluklu mparatorluunda yksek bir fikir adam olarak parlayan Mevlana altm iki yanda iken ems-i Tebrizi'nin Konya'ya gelmesi ve onun fikir ve duygu dnyas n kknden deitirmesi ile byk bir gnl adam oldu ve lnceye kadar da ilahi a k yolunda gz em 'ten bakasn grmedi ve gnlnde em'ten bakasn bulmad . Mevlana diyor ki: "Allah'n velileri ile dizdize oturmak gerekir ve bu yak nln byk eserleri vardr". "Gnl darl, bu Meme gnl balamaktr; zad olmak istersen, bu alemde kendini yok bil". "Benim lmmden tr gamlanmay nz. Zira, Attar'm nuru, 150 y l sonra Mansr'un ruhuna tecelli eyledi ve onun mr idi oldu. Siz de her hlette benimle olunuz." 44 ems-i Tebrizi, bir ok ulularla d p kalkm ve Hak yolunda durmadan seyahatlar yapm bir mutasavvftr. O (Makalat) adl kitabnda belirttiine gre, balangta Tebriz'li Ebu Bekr ad nda birinin mridi imi, fakat, bu zat, onu kemle ula tramam ve o da bu sebeple ve eyh aramak zre yollara d m ve en sonda da Konya'da Mevlana'y bulmu . ems, bu seyahatlar nda ahabeddin Shreverdi-i Maktl; ve ibn Arabi ile de tan mtr. ems, kendi ak hallerinden sz eden (Makalt i adl eseri ile tannr ki bu eseri onun kendinden ba ka kimse anlayp tefsir edemez.

122

Rivayete gre, ems-i Tebrizi, hicri 642 de Konya'ya gelmi ve akam st renileri ile Medreseden evine dnen Mevlana'n n atnn dizginini tutarak ona: "Ey Mslmanlar n atas, Bayezid-i Bistami'mi byktr yoksa Peygamber Muhammed Mustafa m ? diye sormu . Mevlana da: Peygamber byktr diye cevap vermi . Fakat, bu kere de ems demi ki: nasl olur? nk, Peygamber diyor ki: (Ya Allah, Seni sana has olan bilgi ile bilemedik). Fakat, Bayezid diyor ki (Benim nim ne byktr ve ben Sultanlar n Sultanpm). Bunun zerine de Mevlana yle cevap veriyor: Bayezid'in susuzlu u bir katradan giderildi, ve onun kavu tuu nur onun evinin penceresine gredir. Fakat, Peygamberde susuzluk susuzluk stne idi ve sinesi (G sn erh etmedikmi?) ayeti zre Allah taraf ndan pek geniletilmiti. Onun iin o hi bir zaman suya doyamad, itike susuzlu u artt ve her gn Allah'a biraz daha yaklamak diledi. Bu cevap zerine ems bir na'ra att ve dp bayld ." te, bu olaydan sonra da Mevlana ile ems arasndaki mehur halvetler balad, ve ems, Mevlana'ya (Zevk) ve (Hal)i a lad . An cak, bu ilahi halvetin ma'nasm kavrayamayan szde dervi ler, Mevlana'y batan kard diye, hicri 645 te bir akam karanl vakti ems'i baklayp kat] ettiler ki bu kaatil etesi iinde Mevlana'n n ortanca olu Alaeddin'in de bulundu u sylenir. Ve bu kaatiller, k sa faslalarla. Allah tarafndan birer bahane ile lp gittiler. ems'e sormular: "Makbl miirid kimdir? Cevap vermi : " eyhinden baka yabanc bir kimse ile asla sohbet etmeyendir". Burada ems dolaysiyle una da dokunal m ki bir gre gre Mevlevilikte iki kol vardr: biri Veled kolu, dieri de ems kolu. Veled kolu, zahittir, Ehl-i Snnete ba ldr ve Glbanklarmn sonunda sadece (Dem-i Hazret-i Mevlana) derler ve . ems ile mam AlFyi anmazlar. ems kolu ise rinttir, Hazret-i Ali'ye ve Ehl-i Bety'e ba ldr ve Glbanklannn sonunda, mutlaka (Dem-i Hazret-i Mevlana, S rr- ems- Tebrizi, Kerem-i mam Ali) derler. Fakat, baka bir gre gre de Mevlevilikte iki kol de il, ancak, iki ne'e vardr. 45 (La Ilahe llallah) tevhid kelimesi, u tevhidi iermektedir: a (La Ma'bilde illallah) ki bu tevhid halka mahsus tevhittir. b (La Maksilde Illallah) ki bu tevhid okumulara, alimlere mahsus tevhittir. c (La Mevc lde llallah) ki bu tevhit te hem zhir hem batm ilmini kendinde toplam olan ariflere mahsus tevhittir.

123

te, asl Tevhid, bu nc ekil Tevhittir. nk, (La ma'bde illallah) tevhidinde nefse ve arzuya ait irk vardr. (La maksde illallah) tevhidinde de vcuda ait irk vardr. Fakat, vcutta okluk tevehhm ederek baka bir eye ve zellikle, insann kendi nefsine vcud vermesi by bir yanltr. Zira, btn hayr ve kemal n ba Vcuddur ; btn hayr ve keml da Allah'a ait olmakla demek ki vcut, yaln z, Allah iin sbit olabilir, insan iin de il. Nasl ki btn errin ve noksanln ba da Adem'dir. Zira, Adem, mmknlerle ilgilidir, dolay siyle de eyler ve noksanl klar ona aittir. te, bu yukardaki szlerimiz de Vandet-i Vcd grnn ksaca bir aklanmasdr ki Tasavvuf ta bundan ba ka deildir. Tasavvufta yol, insann kendi gnldr ; bu yolun yolcusu da insann kendisidir; yola gitmek te insan n kendiliinden gitmek ve gelmek te insann kendisi olmakszn yine insanadr. Bilmekten maksat ta hakikati anlamak; Bulmak'tan maksat ta uhut ve ayin ile Hak'k grmektir. Olmak ta ikilik, birle me ve ayrlma olmadan Bir'lie ermektir. ttisal, infisal ve Hull gibi kelimeler, bir d, bir i ve gayrilii gerektirir. Halbuki Allah,kendinden ba ka bir eyle birlemek (ittihad) ten mnezzehtir. nk, Allah'tan gayri ne vard r ki o olsun? Ve Allah nenin gayridir ki o, onunla birle sin? u halde, Bir tek Allah vardr ve onun birlii de ikiliksiz birliktir. 46- Bursal eyh smail Hakk'nn Allah'a u yakam ne kadar yerindedir: Ya ilahi, sirk zre duranlardan eyle bizi. Doru yryp Cennete girenlerden eyle bizi. Sakla ateten tenimiz, ykma de harman = Havz- Kevser bana erenlerden eyle bizi. Ente'l-Hayy, Ente'l-Baki, srme kap ndan mtaki Varp cemalini yarn grenlerden eyle bizi. Peryz eyleyip dnyadan, gzer edecek fen'dan Bakaa bahesinde gln derenlerden eyle bizi. Alayp, inleyip der Hakk Ya Rab! Zt'm hakk Bezm-i Vandette zevki srenlerden eyle bizi. ve yine: Ya ilahi! Cennet-i didar k l me'vamz Bezm-i hss ndan uhud- zt'a ver sevdam z . Ak Zhid meyan nda yeter bahs cedel Vasl- didarm hakk , fasl eyle da'vam z . 47- sra' Sure-i; Ayet: 72-73.

124

BAKILAN KITAPLARDAN BAZILARI


Abu Al-At Al-Bekri; 'tiraft Al-Gazali; Beyrut. Abu Al-Mugis Al-Huseyn b. Mansr Al-Hallc Al-Beyzvi Al-Bagdadi; Kitab Al-Tavsin (Yaynlayan, L. Massignon), Paris, 1913. Abu Bekr Abdurrezzak; Huccat Al-Gazali; M s r. Abu Bekr Muhammed Al-Kelbzi; Al-Taarruf liMezheb-i Ehl Al-Tasavvuf; M sr 1932. Abu Nuaym Al-Isfahani; Hilyat Al-Evliya; M sr, 1932. Abu Talib Al-Mekki; Kt Al-Kulb; M sr, 1932. Abdulaziz Al-Deyrimi; Tahart Al Kulb; M sr, 1296 (H). Abdlbaki Glpnarl ; Mevlna Celleddin; stanbul, 1951. Abdlkadr Al-Geylni; Min Kitab Al-Guniye; Msr, 1359 (H). Abdlkadir Al-Geylni; Fth Al-Gayb (Behet Al-Esrar kitab kenarnda); Msr, 1304 (H). Abdlkerim Al-Osman; Al-Dirast Al-Felsefiyye nd v'al-Gazll; Kahire, 1963. Abdlkerim b. Hevazn Al-Kueyri; Risale; M sr, 1940. 125

Abdllatif Al-Taybavi: Al-Tasavvuf Al- slami Al-Arabi; Beyrut, 1928. Abdurrahman Al-Saffuri Al-Safii; Nzhet Al-Mecalis ve Mntahab Al-Nefais; M s r, 1370 (H). Abdurrahman Cami; (Trke ev.) Lmii; Nefahat Al-tYns; stanbul, 1270 (H). Abdurrahman Cami; Al-Durrat Al-Fahire; M sr, 1328 (H). Abdurrahman Al-Slemi; Tabakat Al-Sfiyye; M sr, 1953. Abdlvehhab Al-Sa'rni; Tabakat Al-Kbr; M sr, 1358 (H). Abdlvehhab Al-Sa'rni; Al-Yevakit v'al-Cevahir; Msr, 1305 (H). Abdlvehhab Al-Sa'rni; Letaif Al-Minen v'al-AhYak; Msr 1311 (H). Ahmet Avni Konuk; Vandet-i uhud ve Vandet-i Vcud Mnakaalar ; Yazma, (Osman Ergin' den istinsah). Ahmet Avni Konuk; mam Rabbani ve Mektubt ; Yazma, (Osman Ergin'den istinsah) Ahmet Hilmi (Hocazade); Hadikatlevliya; stanbul, 1318 (H). Ahmet Hilmi ((Sehbenderzade); Tarih-i slam; stanbul, 1326 (H). Ahmet Rifat; Mir'tlmakas t; stanbul, 1293 (H). Ahmet Ziyaettin; Cmi'ul-Usl fi beyan'it-Turk; stanbul, 1313 (H). 126

Aziz b. Muhammed Al-Nesefi; (Trke ev.) Hf z Mehmet; Zbdet Al-Hakayik (Gyet'd-Dekayk ad ile); Msr, 1291 (H). A.J. Arberry; The Legacy of Persia; Oxford. Uni. 1953. A.J. Arberry; Sufism ; London, 1950. A.J.Winsinck; La Pense de Ghazali; Paris, 1924. Bedrettin Slinvi; (Trke ev.) Mustafa Rahmi Balaban; Vridt; stanbul, 1947. Cavit Sunar; Vandet-i uhud-Vandet-i Vcud Meselesi; Ankara, 1960. Cavit Sunar; Mistisizmin Ana Hatlar ; Ankara,1966. Cavit Sunar; Tasavvuf Tarihi; Ankara, 1975. Cavit Sunar; Melmilik ve Bekt ilik; Ankara, 1975. Cavit Sunar; Varlk Hakknda Ana D nceler; Ankara, 1977. Cemalettin Eb'il-Ferec Al-Cevzi; Safvet Al-Safve; Haydarabd, 1355 (H). Claud Field: The Confessions of Ghazali; London, 1909. Dwight M. Donaldson; Studies in Muslim Ethics; London, 1953. Edward G. Brown; A Literary History of Persia; Carnbridge Uni. 1951. Evelyn Underhill; Mysticism; Uni. Paperbacks, 1960. Etienne Gilson; God And Philosophy; Yale Uni.1957. E. George Godwin; The GreatMystics; London, 1945. Fahrettin Irki; (Trke ev.) Safvet Yetkin; Par ltlar; stanbul, 1948.

127

Feridddin Attr; (Trke ev.) M.Z.K.; Tezkeret'l-Evliya; stanbul, 1964. Feridddin Attar; (Trke ev). Abdlbaki Glp narl ; Mantk'ut-Tayr; stanbul, 1963. Ferid Kam; Vandet-i Vcud; stanbul, 1331 (H). F.G. Happold; Mysticism; Penguin Books, 1963. Gazali; Al- lya Al-Ulm Al-Din; M sr, 1934. Gazali; Al-Cevahir Al-Gavali (Kimyaussaade, Mi katlenvar ve Risaletllednniyye ile birlikte); Msr, 1934. Gazali; (Trke ev). Said ve Zihni Efendiler; Al Munkiz min Al-Dalal; Istanbul, 1289 (H). Gazali; (Trke ev.) Mustafa Rahmi Balaban; Kimyussade; stanbul, 1953. H.A.R. Gibb; Muhammedanism; Mentor Books, 1955. H.A.R. Gibb ve J.H. Kramers; Shorter Encyclopedia of slam; Leiden, 1953. Homer Smith; Man And His Gods; New York, 1956. Hujviri; (Ing. ev.) R.A. Nicholson; Kashf'al-Mahjub; Leiden, 1911. bn Al- Arif; Muhasin Al- Meclis; M sr.
bn Haldn; (Trke ev.) Ahmet Cevdet; Mukaddeme; stanbul, 1277 (H).

bn Saad; Al-Tabakat Al-Kebir; M sr, 1358 (H). bn Teymiyye; Mecmut Al-Resail; M sr, 13411349 (H). brahim Hakk Erzurumlu; Ma'rifetnme; stanbul, 1330 (H).
128

Imam Rabbni; (Trke ev.) Mstakim Zade Sleyman; Mektbt; stanbul, 1270-77 (H). Ismail Ankaravi; Minhc Al-Fukar; Istanbul, 1286 (H). Islam Ansiklopedisi. (Milli Eitim Bakanl Yaynlarndan). smail Fenni; Vandet-i Vcud ve Muhyiddin Arabi; stanbul, 1928. Ismail Hakk Bursal ; Ruh'l-Beyan; Istanbul, 1285 (H). Ismail Hakk Bursal ; Kitab Al-Nect; Istanbul, 1298 (H). Ismail Hakk Bursal ; Lbbllb ve S rrussr; Istanbul, 1328 (H). Ismail Hakk Izmirli; Yeni Ilm-i Kelm; stanbul, 1939-1941. Israel I. Mattuck; The Thought of The Prophets; 1953. John Ferguson; Encyclopedia of Mysticism; London, 1976. John Kingsly Brige; The Bektashi Order of Dervishes; London, 1939. Kemalettin Hariri; T byan Al-Vesail Al-Hakay k fi Beyan Al-Selsil Al-Taraik; Yazma; Fatih Kitapl, No: 1430-1432. L; Massignon; Quatres Textes; Paris, 1914. Margaret Smith; Readings From The Mystics of Islm; London, 1950. Margaret Smith; Al-Ghazali, The Mystic; London, 1944. Margaret Smith; Rabia, The Mystic; Cambridge Uni. 1928. 129

Mehmet Ali Ayni; Tasavvuf Tarihi (Cilt. I); stanbul, 134o (H) .
.

Mehmet Ali Ayni; Tasavvuf Tarihi (Cilt. II) ; Ta Basma; stanbul. Mehmet Ali Ayni; Huccat'l- slam Gazali; stantanbul, 1327 (H). Mehmet Nail; Rite-i Cevahir; stanbul, 1257 (H). Mehmet Said; Gl en-i Maarif; stanbul, 1252 (H). Muhyiddin Arabi; Futht Al-Mekkiyye; M sr, 1299 (H). Muhyiddin Atrabi; (Trke ev.) Nuri Gencosman; Fustis Al-Hikem; stanbul, 1952. Muhyiddin Arabi; Zahir Al-A'lak fi erh Terceman al-Avk; Beyrut, 1312 (H). Muhyiddin Arabi; Tedbirt Al-ilahiyye fi Memleket Al-insaniyye; Yazma. Mevlana Celleddin Rmi; (Trke ev.) Abdlbaki Glpnarl ; Divan- Kebir ; stanbul, 1957 1960. Mevlana Celleddin Rtimi; (Trke ev.) Veled zbudak; Mesnevi; stanbul, 1966. Mevlana Celleddin Riimi; (Trke ev.) Abdlbaki Glpnarl ; Fih-i M Fih; stanbul, 1972. Mevlana Celleddin Rmi; (Trke ev.) Nuri Gencosman; Mevlana'dan, Seme Rubiler ; Ankara, 1964, M. Reit Riza; Medric Al-Salikin; M sr; 1331 (H). Mes'udi; Murc Al-Zeheb; M sr, 1948. 130

M.M. Sharif; A History of Muslim Philosophy; Wiesbaden, 1963. mer Rza Dorul; Tasavvuf; stanbul, 1942. R.A. Nicholson; The Mystics of Islm; London, 1914. R.A. Nicholson; A Literary History of Arabs; London, 1950. R.A. Nicholson; Rmi Poet And Mystic; Cambridge Uni. 1953. R.A. Nicholson; Studies in Islmic Mysticism; Cambridge Uni., 1921. Sdk Vicdni; Tomr- Turuk- Aliyye; stanbul, 1338-1340 (H). Seyyid Ali Al-Hlidi; Cmi Al-Usl; am, 1938. Seyyid erif Crcni; Ta'rift; M sr, 1938. Sleyman Dnya; Al-Hakika fil-Gazli; M sr, 1947. S. Spencer; Mysticism in World Religion; Penguin Books, 1963. S. Tritton; Muslim Theology; London, 1947. ehabettin Shreverdi; Avrif Al-Marif (Gaz1Vnin Ihy'snn hiyesinde); Msr, 1292 (H). ahabettin Shreverdi; (Trke ev.) Safvet Yetkin; Nur Heykelleri; stanbul, 1949. ehristani; Al-Milel va'l-Nihal; Msr, 1949. erefeddin Yaltkaya; Simavna Kad s Olu eyh Bedrettin; stanbul. ems-i Tebrizi; (Trke ev.) Nuri Gencosman; Makalt; stanbul, 1974.
131

eyh Hseyin Sa'dettin; lm-i Tasavvuf; stanbul, 1341 (H). Vergilius Ferm; Encyclopedia of Religion; Neew York, 1945. W. Bartold; (Trke ev). Fuad Kprl; slam Medeniyeti Tarihi; stanbul, 1940. Walter T. Stace; The Teachings of The Mystics; Mentor Books, 1960. W.M. Gomery Watt; Muslim Intellectual; Ed. Uni., 1963. W.R. Inge; Mysticism in Religion; London, 1947. Ykft Al-Hamevi Msr, 1938. Mu'cem Al-Udeb;

132

Fiyat : 15. TL.

You might also like