You are on page 1of 108

T.C.

UKUROVA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER ANABLM DALI

KURANDA KELME, KADER ve ECEL KAVRAMLARININ TAHLL

Abdullah ESEN

YKSEK LSANS TEZ

ADANA-2009

T.C. UKUROVA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER ANABLM DALI

KURANDA KELME, KADER ve ECEL KAVRAMLARININ TAHLL

Abdullah ESEN

Danman: Do. Dr. Mustafa ZTRK

YKSEK LSANS TEZ

ADANA-2009

ukurova niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Mdrlne Bu alma, jrimiz tarafndan Temel slam Bilimleri Anabilim Dalnda YKSEK LSANS TEZ olarak kabul edilmitir.

Bakan

: Do. Dr. Mustafa ZTRK (Danman)

ye

: Do. Dr. Asm YAPICI

ye

: Do. Dr. Muhammet YILMAZ

ONAY: Yukardaki imzalarn, ad geen retim elemanlarna ait olduklarn onaylarm. .././2009

Prof. Dr. Azmi YALIN Enstit Mdr

Not: Bu tezde kullanlan zgn ve baka kaynaktan yaplan bildirilerin, izelge, ekil ve fotoraflarn kaynak gsterilmeden kullanm, 5846 Sayl Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hkmlere tbidir.

i ZET KURANDA KELME, KADER ve ECEL KAVRAMLARININ TAHLL Abdullah ESEN Yksek Lisans Tezi; Temel slam Bilimleri Anabilim Dal Danman: Do. Dr. Mustafa ZTRK Aralk 2009, 98 sayfa

Kendine has bir kavram dnyas olan Kuran, miladi yedinci yzyldaki Arapann dil yapsna gre nazil olmutur. Bu adan nzul dneminde kullanlan Arapann bilinmesi Kuran anlamada son derece neme sahiptir. Ayrca ayetlerin siyak ve sibak ile kelimelerin asli anlamlar mutlak surette dikkate alnmaldr. Bu almamzda, Kuandaki kelime, kader ve ecel kavramlarn yukardaki hususlar erevesinde etraflca inceledik. Aratrmamzn konusunu tekil eden mezkr kavramlar tercih etmemizin sebebi, sz konusu kavramlara Kurandaki kullanmnn dnda anlamlar yklendii ynndeki tespitimizdir. Mesela kader kelimesi, insann deitirilemez aln yazs eklinde anlalmtr. almamzda kader kavramnn Kuranda bir eyi lmek, bimek, belli bir plan dahilinde yapmak anlamlarnda kullanldn grdk. Bunun yannda Allahn ezelde takdir ettii hkm eklindeki anlamn kelime kavram tarafndan karlandn tespit ettik. ncelediimiz dier kavram olan ecel, belirli bir srenin sonunu ifade eder. Bu sre, nceden takdir edildii iin kader ve kelime kavramlaryla dolayl da olsa ilikilidir. Btn bunlarn neticesinde u sonuca vardk ki, Kurandaki herhangi bir kelime ayetlerin sebeb-i nzulne, Mekki veya Medeni oluuna gre ok farkl anlamlara gelebilmektedir. Bu itibarla bir kavram Kuranda getii her yerde ayn anlama gelmemektedir.

Anahtar Szckler: Kader, Ecel, Kelime, l, lm, Sre.

ii ABSTRACT IN THE QURN WORD (KALMAH), FATE (QADAR) AND TERM (AJAL) OF THE CONCEPTS ANALYSIS Abdullah ESEN Master Thesis, Department of Basic Islamic Sciences Supervisor: Do. Dr. Mustafa ZTRK December 2009, 98 pages

The Qurn, which has a unique concept world, has revealed according to the structure of Arabic language in the seventh century. From this point, knowing the Arabic used at time of revelation is extremely important to understand the Qurn. In addition, original meaning of the words must be taken into consideration with the help of context. In this study, we have examined extensively the concepts of Word (Kalimah), Fate (Qadar) and Term (Ajal) in the framework of the above considerations. While we were studying this review, we looked up the Qur'n dictionary and classical sources. Thats why we prefer these concepts of our study is our identification that meanings of these word are used different from the definition of Qurn. For example, the word fate, is understood as unchangeable destiny. In our study, we found that the concept of fate a thing to measure, cut out, a specific plan to do used in the Qur'n. Besides this, we detected that the other meaning is pre-given divine provisions. And the other concept, term which we examined, means end of a certain time. As this period was previously appreciated, it is related with, concepts of fate and word albeit indirectly. This study we have concluded that, during commenting of the Qurn, it is inevitable to take into consideration the reasons/occasions of verses revelation and where and when verses revealed.

Keywords: Word (kalimah), fate (qadar), term (ajal), measure, death.

iii NSZ

Mslmanlarn en temel ve en salam din kayna olan Kurann anlalmas ve yorumlanmasyla ilgili almalar neredeyse vahyin nazil olduu dnemden bu yana kesintisiz bir ekilde srmektedir. Kuran daha iyi anlamaya matuf almalar bugn de devam etmekte ve bu almalardan nemli bir ksmnn Kurann kavram ve anlam dnyasyla ilgili olduu dikkat ekmektedir. Esasen, Kuran salkl biimde anlayp yorumlamann en temel koullarndan biri, onun kendine zg kelime ve kavram dnyasndaki semantik alanlar doru tespit etmektir. Bilindii gibi Kuran Arapa olarak nazil olmutur; ancak bu Arapa bugne deil on be asr ncesine aittir. Bu husus son derece nemlidir; nk dil/lisan canl organizma gibidir; canl organizmadaki hcreler mesabesindeki kelimeler zaman iinde lr, onlarn yerine baka kelimeler geer veya kimi kelimeler anlamsal dzeyde deiim ve dnm geirir. Genelde dil olgusuyla ilgili btn bu sreler phesiz Kuran dili iin de geerlidir. Zira Kurandaki dil on be asr nceki Arap toplumunun konuup anlat dildir; ancak Kuran bu dildeki birok kelimeye din ve ahlak ierikler yklemitir. te yandan Kuranda belli bir anlamda kullanlan birok kelime ve kavram slam dnce tarihi ierisinde yeni ve daha yerinde bir ifadeyle teknik anlamlar kazanmtr. te bu nedenle, Kuran anlama ve yorumlama konusunda ilk ve otantik (sahih) anlam tespit son derece nemlidir. Dier bir deyile, ilahi beyann mana ve mesajn doru anlayp doru aktarma hususunda Kurandaki kelime ve kavramlarn nzul dneminde tad anlam ieriklerini belirlemek zellikle tefsirde kargaay nlemek asndan hayati bir neme sahiptir. Temelde Kuran semantiiyle ilgili bu almamz drt blmden olumaktadr. Giri ksmnda ilkin dil ve kltr olgusundan bahsedilecek, ardndan bir dilbilim kavram olan semantik hakknda bilgi verilecektir. Daha sonra Arap dili ile Kuran dili arasndaki yapsal benzerlikler ve farkllklar zerinde durulacak, sonrasnda ise slam ncesi dnemde kullanlan baz kavramlarn Kurann mdahalesiyle ne gibi yeni anlamlar kazand rnekler verilerek aklanmaya allacaktr. almann ikinci blm Kelime kavramyla ilgilidir. Bu kavram Kuranda birok kez gemekte ve farkl anlamlar iermektedir. Ne var ki Kelime kavram

iv mtedavil Kuran meallerinin pek ounda dnleme yoluyla kelime diye evrilmi ve dolaysyla hangi balamda hangi anlamda kullanld tespit edilmemitir. almann nc blm Kader kavramyla ilgilidir. Bu blmde de yine semantik andan Kader kavramnn Kurandaki anlam ve kullanm incelenmi, ayrca bu kavramn Kurandaki anlamyla Kelam terminolojisindeki yaygn anlam ve kullanm arasndaki ilgi ya da ilgisizlik meselesine deinilmitir. Yine bu blmde konunun Kelam ilmiyle ilgisinin kurulduu noktada farkl itikadi mezheplerin kader anlaylarndan da sz edilmitir. Drdnc blmde ise Ecel kavramnn Kurandaki anlam ve kullanm zerinde durulmu ve bu erevede, Ecel kavramsal olarak insann teleyemeyecei ve deitiremeyecei bir lm ann m ifade eder? Bu anlamdaki eceli deitirmek mmkn mdr? gibi sorulara cevap mahiyetinde aklamalarda bulunulmutur. Bu almamda, konunun belirlenmesinden tezin nihayete erdirilmesine kadar her aamada yol gsteren danman hocam Sayn Do. Dr. Mustafa ZTRKe, ayrca almam esnasnda bana her konuda destek olan muhterem babam Ali ESENe teekkr bor biliyorum. Abdullah ESEN Adana 2009

v NDEKLER

NSZiii KISALTMALAR LSTES..vii

BRNC BLM GR 1.1. Aratrmann Konusu ve Snrlandrlmas....1 1.2. Aratrmann Amac ve Hedefi..1 1.3. Aratrmada Takip Edilen Yntem ve Temel Kaynaklar..2 1.4. Dil ve Anlambilim Balamnda Kurann Kavram Dnyasyla lgili Genel Mlahazalar3

KNC BLM KELME KAVRAMI 2.1. Kelime Kavramnn Etimolojik ve Semantik erevesi...11 2.2. Kelimenin Kurandaki Anlam ve Kullanmlar...12 2.2.1. Hz. sa...14 2.2.2. Allahn Gemiteki Hkm Ya Da Ezel Prensibi..19 2.2.3. Allahn Vaadi..25 2.2.4. lh Kelm...27 2.2.5. Allahn Snrsz lmi ve Hikmetleri.....29

NC BLM KADER KAVRAMI 3.1. Kader Kavramnn Etimolojik ve Semantik erevesi.31 3.2. Kader ve Trevlerinin Kurandaki Anlam ve Kullanmlar....34 3.2.1. l, Miktar, Limit........35 3.2.2. Hkmetmek, Belirlemek ve Belli Bir l Dhilinde Yapmak....41

vi 3.2.3. Rzk ya da Geim mkanlarn Daraltmak..44 3.2.4. eref, Kymet, Ycelik.49 3.3. Kaderin Kelami-tikadi Anlam....52

DRDNC BLM ECEL KAVRAMI 4.1. Ecel Kavramnn Etimolojik ve Semantik erevesi....65 4.2. Ecel Kavramnn Kurandaki Anlam ve Kullanmlar.....71 4.2.1. Mutlak ve/veya Mukayyet Anlamda Sre....72 4.2.2. nsann mr Sresi ve/veya lm Vakti77 4.2.3. (nkrc) Toplumlara Tannan Sre .81 4.2.4. Kozmik Varlklara Tannan Belirli Sre ve Bu Srenin Sonu.84 4.3. Ecel Kavramnn Kelm-tikd Anlam Alan.....84 SONU...89 KAYNAKA.....93 ZGEM..98

vii KISALTMALAR LSTES

a. mlf. b. Bkz ev. DA Hz. nr. . REV s. TDV trs. vb.

: Ayn Mellif : Bin, bn. : Baknz : eviren, tercme eden : Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi : Hazreti : Nereden : lm tarihi : Ribat Eitim Vakf : Sayfa : Trkiye Diyanet Vakf : Bask yeri yok : Ve benzeri

BRNC BLM

GR 1.1. Aratrmann Konusu ve Snrlandrlmas Bu almann tematik alan Kuranda geen kelime, kader ve ecel kavramlarnn anlamsal adan incelenmesiyle snrldr. Bu konuda alma yapmay tercih etmemizin sebebi, sz konusu kavramn Kurandaki anlam ve kullanm ile slam dnce geleneindeki ve hatta gnmzdeki yaygn anlam ve kullanm arasnda birtakm farkllklar bulunduu ynndeki tespitimizdir. Bilindii gibi kaza ve kader konusu slam dnce tarihinde teden beri tartlm ve her ne kadar gerek mahiyeti hakknda son sz sylenememise de Mslmanlarn byk ounluu tarafndan kader genelde deimez ilahi takdir, zelde ise insann deimez aln yazs eklinde anlalmtr. Hlbuki bu kelime Kuranda bir eyi lmek, belli bir dzene koymak veya belli bir plan dhilinde yapmak gibi manalarda kullanlmtr. Kurana bakldnda nceden verilmi ilh hkm eklindeki anlam kaderden ziyade kelime kavramnn karldr. Zira birok ayette kelime kavram imdiye tekaddm eden ilh sz, hkm anlamlarnda kullanlmtr. Ecel kavram ise belirli bir srenin dolmasn ifade eder. Dolaysyla ecel de bir lde kelime ve kader kavramlaryla ilikilidir. almamzda bu anlam an ortaya koyarken Kurandaki kelime ve kavramlara asl anlamlarndan farkl manalar verilmemesi gerektiini vurgulamaya altk. Bu almaya konu olan kavramlar etimolojik ve semantik adan incelerken bu kavramlarla anlam ilikisi bulunan dier baz kelime ve kavramlara da atfta bulunduk. Bylece ayn veya yakn manalar tayan farkl kelimelerin Kurandaki kullanm keyfiyetleri hakknda bir fikir edinilmesini amaladk. 1.2. Aratrmann Amac ve Hedefi Bu almann amac Kuranda geen kelime, kader ve ecel kavramlarn semantik adan ela almak, dolaysyla ilgili kavramlarn anlam ierikleri hakknda salkl bir bilgi ve izah sunmaktr. Bu ama gerekten ok nemlidir; nk gnmzde birok Kurn kavramn yanl veya en azndan isabetsiz ekilde

anlamlandrldna tank olunmakta ve bu durum Kurann mana ve mesaj hakknda birtakm yanl anlaylarn domasna yol amaktadr. Bunun iindir ki almamzda sz konusu kavramlar tahlil ederken bunlarn temel anlamlarnn dnda baka anlamlar ihtiva eden farkl kullanmlarnn da bulunduunu vurguladk. Bylece Kuran okumalarnda metnin sadece bir boyutuna ynelmenin salkl anlam ve yorumlara engel olacana iaret etmeye altk. Ksacas bu almada Kuran kavramlarnn tarihi seyir ierisinde urad anlam deimelerini bilmenin tefsir faaliyetinde ne kadar nemli olduunu ortaya koymay amaladk. 1.3. Aratrmada Takip Edilen Yntem ve Temel Kaynaklar Kuran anlama ve yorumlamada eitli metotlar uygulanmaktadr. Bunlardan biri konulu tefsir metodudur. Esasnda bu yntem primitif ekliyle Hz. Peygamber zamannda da mevcuttu. Zira murad- ilhinin herhangi bir konuda ne olduunun tam olarak anlalamad durumlarda Hz. Peygambere bavuruluyor ve onun verdii cevaplar da konulu tefsir diye tabir edilen metodun ilk nvelerini tekil ediyordu. Bir kavramn ya da bir konunun derinlemesine incelenerek tavzih edilmesi demek olan konulu tefsir, kelimelerin anlam deimelerini inceleyen ve ilm bir disiplin olarak sistemlemesi yeni saylabilecek semantikle yakndan ilikilidir. Biz de bu almada Kuranda kelime, kader ve ecel kavramlarn anlamsal adan tahlil ederken konulu tefsir metodundan faydalanmaya altk. Ayrca sz konusu her kavramn yannda bunlarla ilgili baka birtakm kavramlara da atflarda bulunduk. Ancak bunlar esas konumuzu anlamaya yardmc olacak dzeyde ele aldk. zetlemek gerekirse, ayr blmde incelediimiz kelime, kader ve ecel kavramlarn hem semantik hem de tematik adan tahlil etmeye altk. Bu balamda sz konusu kavramlarn Kurandaki farkl anlam ve kullanmlarna gemeden nce szlk anlamlarn aktardk. Semantik tahlil aamasnda, Kurann kavramlarna ynelik olduu iin ncelikle Rb el-sfahnnin (. 502/1108[?]) el-Mfredt, Ebl-Ferec bnlCevznin (. 597/1201) Nzhetl-Aynin-Nevzr, Semn el-Halebnin (. 756/1355) Umdetl-Huffz, Mecdddn el-Frzbdnin (. 817/1415) Besiru Zevit-Temyzi gibi klasik Kuran szlklerine bavurduk. Bunun yannda Eb Cafer Muhammed b. Cerr et-Tabernin (. 310/923) Cmiul-Beyn, Eb shk esSalebnin (. 427/1036) el-Kef vel-Beyn, Ebl-Hasen el-Mverdnin (.

450/1058) en-Nket vel-Uynu, Ebl-Ksm ez-Zemahernin (. 538/1144) elKef an Hakikit-Tenzli, Beavnin (. 516/1122) Melimt-Tenzli, EblFerec bnl-Cevznin (. 597/1201) Zdl-Mesri, Fahreddn er-Rznin (. 606/1210) Mefthul-ayb, Eb Abdillah el-Kurtubnin (. 671/1273) el-Cmi li Ahkmil-Kurn gibi klasik tefsir kaynaklarndan da nemli lde yararlandk. Bunlarn dnda zellikle Muhammed Thr b. run et-Tahrr vet-Tenvr, Elmall Muhammed Hamdi Yazrn Hak Dini Kuran Dili ve Hayreddin Karaman, Mustafa arc, brahim Kfi Dnmez ve Sadrettin Gmten oluan bir komisyonun telif ettii Kuran Yolu adl tefsirleri de kaynak olarak kullandk. Ayrca konuyla ilgili hadis, kelam gibi dier alanlara ait klasik kaynaklarn yannda aratrma konumuzla ilgili tez ve makale dzeyindeki ilm almalardan da faydalandk. 1.4. Dil ve Anlambilim Balamnda Kurann Kavram Dnyasyla lgili Genel Mlahazalar Kuran metafiziksel kayna itibariyle ilh, fizik ve somut haliyle Arab bir kelamdr. Daha ak bir ifadeyle, Kuran Allahn insanla sylemek istediklerini belli bir dilin kelime ve kavram kalplar iinde formle ettii bir hitaptr. Bu itibarla Kuran lisn/dilsel bir metindir. Bu noktada dil denilen eyin ne olduunu sorgulamak durumundayz. Bilindii zere dil bir iletiim dizgesidir. nsanlar arasnda konumay ve iletiimi salamas nedeniyle ilk planda salt bir iletiim arac olarak

deerlendirilebilir. Ancak byle bir deerlendirme dilin toplumsal yaamdaki hayati nemini yadsmay gerektirmez. nk dilin tarihe kltre ve medeniyete ok nemli katklar vardr.1 En genel erevede dil, dnce, duygu ve isteklerin bir toplumda ses ve anlam ynnden ortak kurallardan yararlanlarak bakalarna aktarlmasn salayan ok ynl, ok gelimi bir dizge olarak ifade edilebilir.2 Bu adan dili oluturan esas unsur sosyal hayattr, denebilir.3 Dile bir dnce eylemi olarak bakldnda ise onun benlii biimlendiren, bilinaltnn derinliklerine uzanan balca insan ilev olduu sylenebilir.4 Esasen bireyin bu insan ilevi bir sosyal hayat ierisinde ifadesini bulur. te bu sosyal hayatn ierisinde insanlar gerek ihtiyalarn ifade ederken, gerekse bir bakas ile diyaloga geerken kullandklar yegne ara dildir. Konuma yeteneinden
Mehmet Kaplan, Kltr ve Dil, stanbul 1999, s. 135. Doan Aksan, Her Ynyle Dil, Ankara 1995, s. 55. 3 Kaplan, Kltr ve Dil, s. 139. 4 Berke Vardar, Dil Biliminin Temel Kavram ve lkeleri, stanbul 1992, s. 2.
2 1

yoksun olan sar ve dilsiz insanlar da konuma dilinden farkl iaretler ve hareketler yapmak suretiyle kendi aralarnda iletiim kurarlar. Bu da onlarn kendi dnyalarna ait bir dil kullandklar anlamna gelir. Her dilin kendi zelliklerine ait cmle yaps, kelimeleri ve alfabesi vardr. Btn diller, ister sesbilim ister szdizim ya da anlambilim (semantik) alan olsun, kendi dillerine ait yaplarn korurlar. rnein Trkenin sesbilim dzlemine baktmzda hibir szcn banda iki nszn art arda geldiine tank olmayz. Bununla birlikte farkl milletlerin ve rklarn savalar, gler vb. eitli sebeplerle birbirlerine yaknlamas sonucu dil, kltr, medeniyet gibi birok alanda etkileim meydana gelmitir. Yaplan almalarla diller arasndaki akrabalk kefedilince dilciler kkenbilim (etimoloji) almalarna arlk vermilerdir.5 Dil almalarnda bir szcn hangi kke dayandn, yerli mi yabanc m olduunu, balangta hangi kavram yanstt, ne gibi gelimeler gsterdii gibi konular aydnlatmaya ynelen etimoloji ile ilgili aratrmalarda kesinlie varlmas g, hatta olanakszdr.6 nk dil, bir anda dnemeyeceimiz kadar ok ynl, deiik alardan baknca farkl nitelikleri ortaya kan, bugn bile baz srlarn anlayamadmz byl bir varlktr.7 Dilin konuma ve yaz olmak zere iki farkl hususiyeti vardr. Bu iki zellik arasnda ayn eyi ifade etmelerine ramen bir uyumsuzluk sz konusudur. nsanlarn konutuu dil durmakszn deiirken, kayt altna alnan yaz olduu gibi korunur. Sesler yazl gstergelerden syrld zaman ise ortada her an deiebilen birtakm kavramlar kalr.8 Deiim her eyde olduu gibi dilde de kanlmaz bir durumdur. unu rahatlkla syleyebiliriz ki her dil her an bir deiim ierisindedir. 9 Dilin srekli bir deiim iinde olmas kelimelerin anlamlarn da dorudan etkilemektedir. Mesela, Arapa ganimet kelimesi koyun anlamna gelen anem kelimesiyle kktetir. Bu kelime nceleri dman kabilelerinin koyun srlerini zorla almak anlamnda kullanlrken zaman ierisinde savalarda dmandan alnan her trl mal anlam

5 6

Fatma Erkman Akerson, Dile Genel Bir Bak, stanbul 2000, s. 42. Aksan, Her Ynyle Dil, s. 375-376. 7 Aksan, Her Ynyle Dil, s. 11. 8 Ferdinand de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, ev. Berke Vardar, stanbul 1998, s. 60-67. 9 Andre Martinet, levsel Genel Dilbilim, ev. Berke Vardar, stanbul 1998, s. 197.

kazanmtr. Bununla birlikte kelimelerin sahip olduu manalar ne kadar ok ve izafi olursa olsun, bunlardan birisi dildeki ilk ve asl manaya tekabl eder.10 Dilbilimde kelimelerin anlam alanlarn incelemeye semantik ad

verilmektedir. Dier bir ifadeyle, semantik, dilde anlam konusuna ynelen, dili anlam bakmndan ele alan, gsterge ya da iaretlerle gsterilen arasndaki ilikiyi inceleyen bilim dalna denir.11 Semantik anlambilimi olduuna gre, dildeki anlaml en kk yap olan kelimelerle ilgilenecektir. Kelimeler dilin temelini oluturur. te semantik de dilin temelini oluturan kelimeleri ayrntl bir ekilde tahlil ederek, ifade ettikleri anlam doru olarak tespit etmeye alr. Semantik biliminde esas olan kelimenin bozulmam, asl manasn ortaya koymaktr.12 nk bir dildeki kelimeler tarihsel srete yeni anlamlar kazanrlar ve eski anlamlarndan bir ksmn veya ounu kaybederler. Bu nedenle, tefsir aratrmalar asndan bakldnda Kuranda geen kelimelerin asl ve izaf (lgav ve stlah) manalar arasndaki farklar ile bu iki farkl mana boyutunun ortaya kt dnem(ler)in tespit edilmesi, ayrca kelimelerin anlam hayatlarnn dikkate alnmas ve ilgili ayetlerin bu erevede anlalmas son derece nemlidir.13 Bir dilin anahtar terimleri zerine yaplan tahll almaya da semantik denebilir. Bu tr bir alma sadece konuma vastas olarak deil o toplumun dnya hakkndaki dncelerinin de aleti olarak, o dili kullanan halkn gr ve dncelerini renmek iin yaplr. Bu anlamda semantik, bir toplumun, belli bir zaman dilimindeki hayat anlaynn ne olduu ile ilgili bir almadr. Bu alma da o milletin kulland dilin anahtar kavramlarnda bulunan kltrel dncelerin metodolojik analizi yaplarak yrtlr.14 Kltrel dncelerle din dnceler arasnda sk bir ba vardr. nk din de kltr de sosyal hayatn vazgeilmez unsurlarndan biridir. Bu adan, toplumun kabullenmi olduu din dilinin de o toplum tarafndan anlalr olmas gerekir. Kald ki

10

Necip ok, Genel Dilbilim, Ankara 1947, s. 69-75 Ahmet Cevizci, Felsefe szl, stanbul 2002, s. 927. 12 Ali Galip Gezgin, Tefsirde Semantik Metod ve Kuranda Kavm Kelimesinin Semantik Analizi, stanbul 2002, s. 107-108. 13 Yusuf Ick, Kuranda Temel ki Kavram: Tevil ve Mteabih, Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XVIII, Konya 2002, s. 18-19. 14 Toshihiko zutsu, Kuranda Allah ve nsan, ev. Sleyman Ate, stanbul trs., s. 16-17.
11

din ifadelerin ou anlamakta zorluk ekmeyeceimiz ifadelerdir. Hatta denebilir ki bu ifadeler gnlk konuma dilimizle byk oranda rtrler.15 nsanlar iin ak bir beyan olan Kurann anlalmasnda herhangi bir glk bulunmamas gerekir. ayet bu konuda bir glk varsa, bunun balca sebeplerinden biri, ayetleri adeta tablet zmler gibi paralayp kendi i btnlnden ve ayn zamanda Kurandaki genel anlam ve kavram btnlnden kopuk ekilde yorumlamaya kalkmaktr. Mesela, Allah dileseydi sizi tek bir mmet yapard. Ama O istediini saptrr istediini doru yola iletir. Andolsun ki ilediklerinizden hesaba ekileceksiniz.16 mealindeki ayeti anlayp yorumlarken, insann sorumluluuna ilikin ifadeyi gz ard edip salt Allahn dilemesinin (meiet) n plana karlmas, kulun fillerinde zorunlu olduu ve/veya ilh icbar altnda bulunduu dncesini hakl klacaktr.17 O halde, bilhassa ayet ve siyak-sibak btnln dikkate almak, ayrca tarihsel arka plan bilgisine vakf olmak ve dolaysyla Kuran kavramlarn nzul dnemindeki anlamlarn aratrmak tefsir faaliyetinin olmazsa olmaz artlardr. Bu balamda Kurann asl ekliyle yazl bir metin ya da bildik anlamda bir kitap deil, ifahi bir hitap olduu da hatrlatlmaldr. Bu husus ok nemlidir; nk yazl metin ile szl metin, dolaysyla yaz dili ile konuma dili arasnda ok ciddi farklar vardr. Her eyden nce yaz dilinin canl muhataplar yoktur; dolayl ve hayali muhataplar vardr. Oysa konuma dilinin canl muhataplar mevcuttur. Yaz diline yn veren hususlar normatif dilbilgisi kurallar iken konuma diline yn veren saik muhataplarn durumlar ve idrak dzeyleridir. 18 Kuran asl ekliyle ifahi bir hitap olduu iin, Mushaftaki tertip allmn dnda bir yap arz eder. Gerek dil ve slup gerekse tertip bakmndan masa banda telif edilmi eserlerden tamamen farkl olan Kuran metni tematik bir btnlk arzetmez. nk Kuran yaklak yirmi yl boyunca diyalektik biimde canl bir diyalog ortamna, yani pratik hayatn tam ortasna peyderpey nazil olmutur. Bu nitelikte nazil olan bir metinde tematik ve sistematik bir btnlk bulunmamas gayet

Turan Ko, Din Dili, Kayseri 1995, s. 214, 255-256. Nahl, 16/93. 17 Ramazan Altnta, Kuranda Hidayet ve Dalalet, Konya 1997, s. 24-25. 18 Mehmet Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmas ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, Ankara 1997, s. 164.
16

15

doaldr. Bununla birlikte, Kuran temel ilkeler ve mesajlar asndan kendi iinde bir btnlk arz etmektedir.19 lk ve asl ekliyle bir kelam (sz) ya da ifh bir hitap olan Kuran metninin yaz ile tespit edilmesi bu metnin evrensel erevede anlamaya konu edilmesi demektir. Bu ekilde yazarndan ayrm bir sz ya da bir metin artk yorumun, yani bakalarnn yapaca sbjektif deerlendirmelerin konusudur. Deerlendirmenin znel olmas elbette nesnel anlamann imknszln ifade etmez. Bu balamda semantik tahlil, zellikle balang itibariyle ifh olan beyanlar iin, metinde gze arpmayan anlamlar ortaya karmada mutlaka dikkate alnmal ve kelimelerin filolojik tahlilleri yaplrken esas ve izf manalar da ortaya konulmaldr. 20 te yandan Kuran dilinin edeb bir konuma dili olduu ve bu zelliinden dolay mecaz, kinaye, istiare, tebih gibi sz sanatlarn ihtiva ettii, dolaysyla Kurandaki lafzlarn anlalmasnda bu sz sanatlarn konu edinen belgat ilmine vukufiyetin tefsirde son derece nemli bir husus olduu bilinmelidir.21 Kuran, daha nce de belirtildii gibi Arap diliyle nazil olmutur. Dolaysyla Kuran metni Arap toplumunun dil dnyasna, Arap dilinin miladi yedinci yzyldaki yapsna uygun biimde ifade edilmitir. Bu nedenle Kuran anlama ve yorumlamada Arap dilinin nzul dnemindeki kullanmn dikkate almak gerekir. 22 Dier bir deyile, Kuran dil ve kavram dzeyinde salkl ekilde anlamak iin, miladi yedinci yzyldaki Araplarn dilbilime ilikin sembollere verdikleri anlamlar doru anlayabilmek arttr.23 Kald ki zaman, anlamn en kuvvetli badr. 24 Burada unu da ifade etmek gerekir ki, vahyin toplumsal dnce tarzn deitirme, yani yeni inan ve deerlere ynlendirme amac, dilin semantiine mdahale etmeyi, anlam snrlarn daraltma ve geniletmeyi gerektirmitir. nk zihniyet deiimi ancak dilde yeni bir anlam evreni kurmakla mmkndr.25 Dier taraftan, Hz. Peygamber ve ilk Mslman nesillerin Kurana ilikin yorumlar ve grlerini ieren merv tefsir Kurann zellikle ne dediini, dolaysyla ne denmek istediini anlayp kavrama hususunda vazgeilemez bir bavuru kaynadr.
19

Halis Albayrak, Kurann Btnl zerine, stanbul 1996, s. 20, 23. Ahmet Kele, Hadislerin Kurana Arz, stanbul 1998, s. 134. 21 Nusrettin Bolelli, Belgat (Arap Edebiyat Bilgi ve Teorileri), stanbul 1993, s. 7. 22 Dcane Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, stanbul 2005, s. 30. 23 Muhammed Esed, Kuran Mesaj: Meal-Tefsir, ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk, stanbul 1996, I. 23. 24 Dcane Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, Ankara trs., s. 106-110. 25 Nadim Macit, Kelamn levsellii ve Gnmz Kelam Problemleri, zmir 2000 s. 61.
20

Dolaysyla ilk elden kaynaklara bavurmadan yaplan tefsir ve tevil almalar, Kuran bidayetinden bu yana devam eden anlama geleneinden kopuk bir ekilde ele almay kanlmaz klacacak bu da yorumlarn objektiflikten uzaklamas gibi menfi bir sonu douracaktr. Kuran yorumlarnda znellii mmkn olan en dk seviyeye ekebilmek iin, metnin i dzeni de dikkate alnmaldr. Zira daha nce de belirtildii gibi Kuranda konular blmler ve balklar halinde ilenmez. Belli konular mstakil olarak ele alnm izlenimi verseler de, siyak ve sibak erevesi ierisinde Kurann dier konular ile dorudan ya da dolayl olarak ilikilidir. Bundan dolay Kurann bir birimi sadece bir konuya mnhasr deildir. Bazen ok ksa bir ekilde bahsettii bir meseleyi, baka bir yerde tafsilatl olarak verebilmektedir. Kelimelerin Kurann kendi dil ve kavram sistemi ierisinde kazandklar yeni manalar ortaya koymak iin metin btncl bir yaklamla ele alnmaldr.26 Gelinen bu noktada bir kez daha vurgulayalm ki Kurann kelime ve kavram dnyasnn semantik tahlili son derece nemlidir. Semantik tahlil bize Kurandaki anahtar kavramlarn anlam katmanlarn kefetme ve bu kavramlarn tarihsel srete ne tr izaf (stlah) anlamlar kazandn bilme imkn verir. Ayrca Kuran ayetleri arasnda bir anlam a oluturmay da kolaylatran semantik tahlil sayesinde bir ayete verilen anlam ile dier ayetlerin anlam uzlatrlabilmektedir.27 Kurandaki kelime ve kavramlarn anlamn incelerken dil ve toplum balamnda vahyin nzil olduu tarihsel vasattaki kltr de dikkate almak gerekir. nk dili var eden toplumun kltrdr. Bu nedenle Kurann nazil olduu ortam ok iyi bilinmelidir. Dilin kltrel dokusunu anlamadan ne Arapa yazlm bir edeb eseri ne de Kuran anlamak mmkndr.28 Arapann zelliklerinin ve Kuranda kullanlan kelimelerin nzul dneminde hangi anlamda kullanldklarnn bilinmesi daha nce de iaret ettiimiz gibi Kuran anlamada olmazsa olmaz artlardandr. Bu adan, Arap dilini bilmek, tefsirin n art olarak dnlmelidir. 29 Ancak burada, genel anlamda Arapa bilmekten ziyade Kurann nazil olduu miladi yedinci yzylda kullanlan

Albayrak, Kurann Btnl zerine, s. 155-157. Gezgin, Tefsirde Semantik Metod, s. 320-321. 28 Soner Gndzz, Arapada Kltr Dil likisi: Arapann Yaplanmas ve Alglanmasnda Etkin eler, Din Bilimleri, V/2 (2005), s. 219-220 29 Albayrak, Kurann Btnl zerine, s. 136.
27

26

9 Arapay bilmek gerektii zellikle belirtilmelidir.30 Zira Kurann nzlyle birlikte Arapada nemli lde semantik deiimler olmu, kelimeler anlam itibariyle cahiliye dnemi ve cahiliye sonras olarak kategorize edilmeye balanmtr. Kuran nzul dneminde herkesin bildii birok kelimeyi yeni manalar ykleyerek kullanmtr. Kurann farkl kavramsal ierik kazandrd kelimelerle ilgili bir rnek vermek gerekirse, bu konuda akla gelen kelimelerden biri kefera ve mtaklardr. Bu kelimenin Arap dilindeki karl, teekkr etti anlamndaki ekerann zdddr. Yani, bir kiinin yapt iyilie kar teekkr yerine nankrlk etmektir. Kuranda kefera kelimesi ile Allah kelimesi arasnda ok sk bir iliki kurulmu ve bu kelime, herhangi bir kiiye nankrlk etme anlamndan syrlarak Allaha kar nankrlk anlamna dnmtr. Kelime, semantik olarak bir anlam deiikliine daha uramtr. yle ki Allahn verdii nimetleri insanlara hatrlatan Kuran, bunun karlnda Allaha minnettarlk yani kr talep etmitir. Bu durum, Allahn varln kabul anlamnda imann balangcn ifade eder. te bu kullanmda kefera kelimesi ile kfr ve kfir gibi trevleri dildeki eski ve asl manasn yava yava kaybederek teknik bir anlam kazanm ve Medine dneminin son blmlerinde nazil olan ayetlerde kfir kelimesi mminin zdd, yani inanmayan, inkr eden anlamn ifade etmeye balamtr.31 Arap dili ve Kuran balamnda semantik deiime dair baka bir rnek de takv kelimesidir. Cahiliye dneminde din bir iermesi bulunmayan takv kelimesi, tehlikeli eylerden korunma anlam tayordu. Mekke dneminde zellikle slamn yaylmaya balad zamanlarda takv ahiretin varlna inanma uurunu32 ifade ederken, daha sonralar Allaha yakn olma, Allaha saygda kusur etmeme gibi anlamlar kazand. 33 Bunun yannda baz kavramlar eski anlamlarn muhafaza etti, bazlar da dier kavramlarla ilikilendirilerek yeni anlamlar kazand. Szgelimi, slam ncesi dnemde, asilzade bir insan ifade eden kerm kelimesi, slamdan sonra da asillik anlamn korudu. Araplarda kerm olmann ls, msriflik dzeyinde cmert olmak demekti. Kuran ise, Allaha gre sizin en kerm olannz, kukusuz en

30 31

Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 52. zutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 29-30. 32 Mide, 5/2. 33 zutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 298-299.

10 ok takv sahibi olannzdr.34 diyerek, -Araplarn hi dnemeyecei ekildekerm (asil) olmay takvl olmaya balad. Son olarak, Kurann dil ve kavram dnyasyla nemli bir konuya daha iaret etmek gerekir. Daha nce de belirtildii gibi, Kurandaki dil Hz. Peygamber devrindeki Arap toplumunun kulland dildir. Bu gerek Kuran anlama ve yorumlamann ncelikle nzul dnemindeki Arap dilinin imkn ve snrlar dhilinde gerekleen bir faaliyet olmasn gerektirir. Ancak u da var ki dil, bir iletiim arac olmaktan ok daha fazla bir eydir. Bunun iindir ki nl filozof Heidegger, Dil dncenin meskenidir demitir. Bu adan bakldnda, Kurandaki dil Arapa olmann ok tesine uzanr. Dolaysyla Kurann salt bir metin olarak linguistik ve analitik almnn yaplmas, asl mana ve mesajn kavranmas sonucunu vermez. Kuran dilinin anlam ve kavram dnyasna nfuz edebilmek iin, bu dilin Arapa olu keyfiyetinin dndaki mahiyetini de kavramak gerekir. Tam bu noktada Kurann din bir metin olduu hatrlanmal ve din dilinin mant iyi kavranmaldr.35 Din dili, en ksa tarifiyle, yaayan imann dilidir. Bu tarif erevesinde denebilir ki din dili mminlerin duygu, dnce ve yaam tarzlarna yn veren temel bak asn formle eden bir dildir. Bu bakmdan din dilini tecrb dnyaya iaret eden ve/veya tanmlar arasnda bant kuran analitik bir dil olarak deil nihai mukadderatmza ilikin kanaatlerimizin ifade edildii bir dil olarak grmek gerekir. Bir telakkiye gre din dili, olgu ve olaylar dnyasnn kat nesnel gerekliinin tesindeki derunlie ilikin bir keif tecrbesi yaratma zelliine sahip olan ve ayn zamanda insanda huu duygusu yaratan bir dildir.36 Bu yzdendir ki din diliyle ifade edilen nermeler mantk nermeler gibi zihinsel ilemlerle dorulanmaya ak deildir. Ama bu keyfiyet, mantk pozitivistlerin iddia ettikleri gibi, din nermelerin bo ve anlamdan yoksun olduu anlamna gelmez.37

Hucurt, 49/13. Mustafa ztrk, Meal Kltrmz, Ankara 2008, s. 16. 36 Ko, Din Dili, s. 7-9. 37 ztrk, Meal Kltrmz, s. 17.
35

34

11 KNC BLM

KELME KAVRAMI 2.1. Kelime Kavramnn Etimolojik ve Semantik erevesi Kelime, szlkte yaralamak, tesir etmek anlamna gelen kelm kknden tretilmi bir isimdir. Kelm iki duyu organndan biriyle alglanan etki anlamna gelir diyen Rb el-sfahnnin (. 502/1108[?]) bu balamdaki ayrmna gre kelmin etkisi gzle, kelamn etkisi ise kulak vastasyla alglanr. 38 Nahiv ilminde Bir manaya delalet den lafz diye tanmlanan kelime, herhangi bir zaman kipinden bamsz ekilde bir manaya delalet ettiinde isim, manaya delaletinde bir zaman kipine bal olduunda fiil, tek bana bir anlam tamadnda ise harf adn alr. Bunun yannda, alfabenin harflerinden her birine ve harflerden oluan anlaml bir lafza kelime dendii gibi, btn bir kaside veya hutbe de mecazi olarak kelime diye isimlendirilir.39 lk bakta eanlaml gibi gzkmekle birlikte birbirine yakn anlamlar tayan kelam, kelim, kelime ve kavl szckleri arasnda birtakm nanslar mevcuttur. yle ki kelam hem bir nazma sahip olan lafzlar hem de manalar iin kullanlr. Nahivcilere gre isim, fiil, harf trnden her bir lafz kelam vasf tar. Birok Kelam limine gre ise kelam ancak muhtelif unsurlardan oluan ve anlam tayan cmleler iin kullanlr. Bu yzden kelam kavlden daha zel olma vasf tar. Kavl, kelamclara gre lafzlar ifade etmek iin kullanlr. Kelime ise btn bu farkl sz eitlerini, hem cmlenin elerini oluturan isim, fiil ve edatlar hem de bunlarn diziliinden oluan cmleleri ifade etmek iin kullanlr.40 Ebl-Ferec bnl-Cevznin (. 597/1201) aktard bilgiye gre dilcilerin stlahnda kelam, bir mana ieren (mfd) veya iermeyen (gayr-i mfd) szler iin kullanlr. Nahivciler ise kelam sadece anlaml sz iin kullanrlar; anlam tamayan szler iin kullandklarnda ise, mhmel, metruk, gayr-i mfd ve gayr-i mstamel gibi bir sfatla takyit ederler. Kelimeye gelince, dilciler bu lafz az veya ok

38

Ebl-Ksm Hseyin b. Muhammed Rb el-sfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, stanbul 1986, s. 660. 39 Cemlddn Muhammed b. Mkerrem bn Manzr, Lisnl-Arab, Kahire 2003, VII. 720. 40 Ahmed b. Ysuf Semn el-Haleb, Umdetl-Huffz f Tefsri Erefil-Elfz, Beyrut 1993, III. 494.

12

sayda sz ifade etmek iin kullanrlar. Mesela, kle flnn f kelimetih (filan kii kelimesinde dedi ki) ibaresinde geen kelimeden maksat, sz konusu kiinin kasidesi, mektubu veya hutbesidir.41 Baheddn bn Akl (. 769/1367), kelimenin anlaml bir tek lafz eklindeki tanmyla herhangi bir manaya delaleti olmayan lafzlardan ve tekil olmasyla da kelamdan ayrldn, kelamn tekil olmayan manalara da delaleti bulunduunu ifade etmitir. slam felsefecileri de bir manaya ve bu manann iinde gerekletii zamana vurgu yaparak kelimeyi, bir zaman dilimi iinde belirli olmayan bir konuya ait manaya delalet eden lafz eklinde tanmlamlar, Yrd kelimesinin gemi zamanda herhangi bir kimsenin yrdne delalet etmesini buna rnek gstermilerdir. Mantklar ise kelimeyi belli bir zamanda belli olmayan bir eyin manasna delalet eden isim veya fiil trnden lafz diye tanmlamlardr. 42 Kelime lafz Kuranda tekil ve oul olarak, bazen de isim ve sfat tamlamas eklinde krk alt yerde geer. Ayrca birok ayette ayn kkten isim ve fiiller yer alr. Hadis kaynaklarnda da kelime, tekil ve oul olarak ayn kkten tretilmi fiil ve isim kalplaryla ska geer. Hadislerde kelime sz, kelam eklindeki szlk anlamyla Allahn, Hz. Peygamberin ve sahabenin szleri yannda kfirlerin kfrn, mnafklarn nifakn beyan eden ifadeleri iin de kullanlmtr. te yandan, kimsenin deitirmeye g yetiremeyecei ilh kanunlar ve hkmler de baz hadislerde kelime diye ifade edilmitir.43 2.2. Kelimenin Kurandaki Anlam ve Kullanmlar bnl-Cevz kelimenin Kuranda yedi farkl anlamda kullanldn belirtmitir. Bu belirlemeye gre kelime Kuranda u anlamlarda kullanlmtr:
(1) Bakara 2/124. ayette iaret edildii zere Allahn Hz. brahimi imtihan ettii eyler. bn Abbas ve Tvstan nakledildiine gre Hz. brahim bei ba (kafa), bei de bedenle ilgili olmak zere on hususta imtihan edilmitir. Bala ilgili olanlar mazmaza, istinak, dileri fralamak vb., bedenle ilgili olanlar ise snnet olmak, trnaklar kesmek vb. hususlardr.

41

Ebl-Ferec Cemleddn Abdurrahmn bnl-Cevz, Nzhetl-Aynin-Nevzr, Beyrut 1985, s. 523. Mustafa Sinanolu, Kelime, DA, Ankara 2002, XXV. 212. 43 Bkz. Buhr, man 12, Tevhid 28, lim 30, 45; Rikk 23, 41; Mslim, Zhd 49, FezilsSahbe 71; Nes, Cihd 42.
42

13

(2) Hz. demin Allahtan ald/rendii dua-niyaz szleri. Bu szler Arf 7/23. ayette, Rabbimiz! Biz kendimize gerekten yazk ettik. Eer sen bizi affetmez, bize acyp merhamet etmezsen hsrana uramamz kanlmazdr! eklinde ifade edilmitir. (3) Kuran. Arf 7/158. ayette geen ve-kelimtih (Onun kelimeleri/szleri) lafz Kuran anlamnda kullanlmtr. (4) Allahn snrsz ilmi. Kehf 18/109. ve Lokmn 31/27. ayetlerde geen kelimt lafz Allahn sonsuz ve snrsz ilmi yahut daha lafz-literal anlamda Allahn sonsuz kelam anlamndadr. (5) Din. Enm 6/115. ayette geen kelimtih lafz din anlamnda kullanlmtr. (6) Kelime-i tevhid. Tevbe 9/40. ayetteki kelimetullah terkibi Allahtan baka hibir gerek ilah yoktur (kelime-i tevhid) manasnda kullanlmtr. (7) lh-tekvin emir. Nisa 4/171. ayette Hz. sann bir vasf olarak geen kelimetuh lafz Allahn Ol! emri veya Hz. sann bu ilh emirle varlk kazanmas anlamnda kullanlmtr.44

Kuran btnl ierisinde n plana kan anlamlarn ayr balklar altnda incelemeye gemeden nce kelimenin kimi ayetlerde Allahn sz ve mesajlar (yt) yannda insanlarn szleri, hatta onlarn inkrc ifadeleri iin de kullanldn belirtmemiz gerekir. te yandan brahim 14/24. ayette geen kelimetn tayyibetn terkibiyle tevhid inancnn esasn tekil eden kelime-i tevhid veya daha genel olarak Allahn insanla gnderdii son din ifade edilmi, kelimetn habsetn45 terkibiyle de tevhide ters den inan trlerine iaret edilmitir. Btn bunlarn yannda insanlarn iman ve kfrle imtihan edilmesi, bazen hemen cezalandrlmayp kendilerine sre verilmesi gibi hususlar ile ahirette karlaacaklar ceza ve mkfatlara dair ilh ilkeler kelimetl-fasl46 ve kelimetlazab47 gibi terkiplerle de teyit olunarak kelime diye ifade edilmi, 48 kimi ayetlerde ise hi kimsenin deitirmeye g yetiremeyecei ilh kanunlar ve hkmlere de kelime denilmitir.49 Dier taraftan Allahn peygamberlere, mminlere ve Musaya tabi

bnl-Cevz, Nzhetl-Aynin-Nevzr, s. 524-525. brahim, 14/24. 46 r, 42/21. 47 Zmer, 39/19. 48 Bkz. Ynus, 10/19, 33; Hd, 11/110, 119; Zmer, 39/71. 49 Bkz. Enm, 6/34, 115; Ynus, 10/64; Kehf, 18/27.
45

44

14 olan sraioullarna yardm vaadi,50 Onun snrsz ilim ve hikmetiyle Hz. Peygambere vahyettii hususlar yahut onun araclyla tecelli ettirdii mucizeler de kelime veya bununla oluturulan terkiplerle ifade edilmitir.51 2.2.1. Hz. sa Kelimenin Kurandaki en dikkat ekici anlam ve kullanm Hz. sa ile ilgilidir. Zira l-i mrn 3/39, 45 ve Nis 4/171. ayetlerde Hz. sann Allahtan bir kelime (kelimetn minellah-kelimetn minhu) ve Allahn kelimesi (kelimetuh) olduu bildirilmektedir. Kelime lafz Hz. sa ile ilgili olarak l-i mrn 3/39. ayette yle gemektedir:
Derken, mabette ibadet ettii srada melekler Zekeriyyaya yle seslendiler: Allah sana Yahya adnda bir olun olacan mjdeliyor. O, yetikinlik anda kelimeyi (sann Allah tarafndan gnderilmi bir eli olduu gereini) tasdik edecek; ayrca gayet arbal ve nefsine hkim bir kii olacak, [hepsinden nemlisi dier btn peygamberler gibi] son derece fazilet sahibi bir peygamber olacak.

Yine l-i mrn 3/45. ayette Hz. sa ile ilgili u ifadeler yer almaktadr:
Vaktiyle melekler Meryeme yle demilerdi: Ey Meryem! Haberin olsun, Allah seni kendisinden bir kelime ile mjdeliyor. O kelime Meryem olu sa Mesih diye anlacak, hem bu dnyada hem ahirette itibar sahibi olacak ve Allaha en yakn kullar arasnda yer alacak.

Nis 4/171. ayette Hristiyanlara hitaben yle buyurulmaktadr:


Ey Kitap ehli! [saya tanrlk yaktrmak suretiyle] inan sisteminizde haddi amayn. Allahn e ve orta bulunmayan yegne tanr olduu gereine ters den iddialarda bulunmayn. unu iyi bilin ki Meryem olu sa Mesih [tanr ya da onun olu deil] sadece Allahn bir elisidir; Onun Meryeme ilk ettii kelimesidir (ve-kelimetuh elkh il meryem). u hlde Allaha ve peygamberlerine iman edin; Tanr [baba, oul ve kutsal ruhtan oluan] bir ldr! demeyin. Kendi iyiliiniz iin bu aslsz iddia ve inantan vazgein! Allah tek gerek tanrdr. O evlat edinmekten mnezzehtir. Gklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahndr ve hibir varlk Allah kadar gvene layk deildir!

50 51

Bkz. Sfft, 37/171; Enfal, 8/7; Arf, 7/137. Sinanolu, Kelime, DA, XXV. 212-213.

15 Bu ayette geen kelime lafz Hz. saya iaret etmektedir. Ancak Fahreddn er-Rz (. 606/1210) l-i mrn 3/39. ayette geen kelime lafznn Eb Ubeyde (. 209/824) tarafndan Allah tarafndan gnderilen bir kitap manasnda yorumlandn belirtmitir. Eb Ubeyde bu yorumunu Araplar, filan kii uzun bir kaside syledi anlamnda enede flnn kelimeten ifadesini kullanrlar eklinde bir argmanla temellendirmitir.52 Ancak ounluk mfessirlerin tercih ettii yoruma gre bu ayette geen kelimeden maksat Hz. sadr. Kelimeyi tasdik edecek olan kiiden maksat ise Hz. Yahyadr. Nitekim saya ilk iman eden de Yahyadr.53 Esasen, Hz. sa kadar olmasa da Hz. Yahyann dnyaya gelii de sra d bir hadisedir. Nitekim hir mrnde Hz. Zekeriyyaya ksr karsnn, ilh hkm uyarnca Yahya adnda bir ocuk douraca mjdelenmitir. Ya bir hayli ilerlemi olan ihtiyar bir adamn yine kendisi gibi ok yal olan karsndan ocuk sahibi olmas, her zaman grlebilecek bir olay olmadndan, Yahya'nn doumu da sann doumuna benzer. te ihtiyar anne ve babadan meydana gelecek olan Yahya kelime olarak nitelendirilen say tasdik edecektir. Bu kelime de melekler tarafndan Zekeriyyaya

mjdelenmitir. Hz. sann Allahtan bir kelime veya Allahn kelimesi eklinde nitelendirilmesinin ne anlama geldii hususunda ok farkl izahlarda bulunulmutur. Mfessirlerce tercih edilen yoruma gre sa, Allahn Ol! (Kn) eklindeki tekvn emriyle babasz olarak dnyaya geldii iin, Arap dilindeki yaygn kullanm gerei, mahlk olan (yaratlm) eyin halk (yaratma), makdur olan (g yetirilen) eyin kudret (g), mercuv olan (mit edilen) eyin rec (mit), mteh olan (arzu edilen) eyin ehvet (arzu) diye adlandrlmas gibi sa da ilh kelimeden mkevven (yaratlm/vcut bulmu) anlamnda kelime diye adlandrlmtr.54 Nitekim Araplar, bir eyi kendisinden sadr olduu zaman o eyle isimlendirirler. Bu itibarla, Hz. sa Allahn Kn (Ol!) sznden sadr olup varlk kazand iin Allahn kelimesi diye isimlendirilmitir.55 Baz mfessirlere gre ise Hz. sa, beikte iken konumaya balamas, ilh hakikatleri dile getirmesi, insanlar doruya ynlendirmesi ve onlarn hidayetlerine
Eb Abdillah Muhammed b. mer Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, Beyrut 2004, VIII. 31. Eb shk Ahmed b. Muhammed es-Saleb, el-Kef vel-Beyn f Tefsril-Kurn, Beyrut 2004, II. 55. 54 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, VIII. 32. 55 Eb Abdillh Muhammed b. Ahmed el-Kurtub, el-Cmi li Ahkmil-Kurn, Beyrut 1988, VI. 16; Saleb, el-Kef vel-Beyn, II. 55.
53 52

16

vesile olmas, kendisinden nceki peygamberlere vahyedilen kitaplarda nbvvet ve risaletinin mjdelenmi olmas sebebiyle Allahn kelimesi olarak tavsif edilmi yahut kimi insanlarn fazlullah ve ltfullah gibi isimlerle adlandrlmas gibi Hz. sa da kelimetullah ve rhullah diye anlmtr. 56 Hz. sa Nisa 4/171. ayette, Allahn Meryeme ilka ettii kelimesi (ve kelimeth elkh il meryem ve rhun minhu) olarak tavsif edilmitir. sann Hristiyan gelenekte Allahtan bir cz/para olarak telakki edilmesiyle de irtibatlandrlan bu ifade,57 mfessirler tarafndan genellikle Hz. sann, ilh-tekvn bir emir olan Ol (kn) buyruuyla vastasz, yani babasz olarak dnyaya geliiyle izah edilmitir. Buna benzer bir yoruma gre ise her ocuk ilh Ol! emriyle meydana geldii iin, Hz. sa da Allahtan bir kelime olarak nitelendirilmitir. 58 Fahreddn er-Rznin (. 606/1210) naklettii baka bir yoruma gre dil bir hkmdarn, adaletin tesisine vesile olmas hasebiyle zllullah (Allahn glgesi) olarak vasflandrlmas gibi, Hz. sa da Allahn kelamnn btn aklyla ortaya kmasna vesile olduu iin kelimetullah diye anlmtr.59 Bu balamda Elmall M. Hamdi Yazr, telaffuz olunan anlaml sesler ve yazlarn yannda leme bakldnda grme duyusu ile zihinde etki oluturarak cz ve kll bir manaya delalet eden birtakm varlklara da kelime denebileceini, sann kelime oluunu da byle anlamak gerektiini belirtmitir.60 Ne var ki sann Allahtan bir kelime veya Onun kelimesi olmas Hristiyan gelenekte Logos doktrinine dntrlm ve bu erevede onun zellikle Katolik Hristiyanlkta bizzat Allah olu Allah olduuna, dolaysyla Allahn ve Allah kelamnn sada ete kemie brndne inanlmtr. Bu inan Yuhanna ncilinin ilk pasajnda yle ifade edilmitir:

Mustafa ztrk, Kssalarn Dili, Ankara 2006, s. 226. Bkz. Kurtub, el-Cmi, VI. 17; Ebs-Sen ihbeddn Mahmd el-ls, Rhul-Men f TefsrilKurnil-Azm ves-Sebil-Mesn, Beyrut 2005, 200-210. 58 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, VIII. 33. 59 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, VIII. 32. 60 Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, stanbul 1979, II. 1100-1101.
57

56

17

Kelam balangta var idi ve Kelam Allah idi. O, balangta Allah nezdinde idi. Her ey onun ile oldu ve olmu olanlardan hibir ey onsuz olmad. Hayat onda idi ve hayat insanlarn nuru idi. 61

Nisa 4/171. ayetteki kelimetuh lafz, Allahn vaadinin tahakkuku anlamnda da yorumlanmtr. Hz. sann kelime olarak nitelendirilmesi ise, daha nce de belirtildii gibi, Allahn Kn (Ol!) emriyle ilgilidir. nk Hz. sann vcut bulup dnyaya gelmesi salt bu ilh-tekvn emir sayesinde gereklemitir. 62 Taberye (. 310/923) gre ayette geen kelimetuh lafz, Allahn melekler vastasyla Hz. Meryeme iletilmesini istedii risaletle ilgili haber, mjde anlamna gelir. 63 Bu noktada, kelime lafznn Kurandaki dier kullanmlar dikkate alndnda sz konusu tabiri, Allahn vaadi/mjdesi ve dolaysyla bu ilh vaadin/mjdenin gereklemesi eklinde anlamak mmkndr.64 Hz. sa iin kullanlan kelime lafznn nekre olarak gelmesi bu kelimenin tannmadk, garip bir kelime olduunu gsterir. Ve ayn zamanda sann hviyetini tekil eder. l-i mrn 3/45. ayetteki minhu (Ondan/Allahtan) kayd da vastasz bir yaratmay ifade eder. Dolaysyla Hz. sa bilinenin dnda bir yaratma ile yaratlmtr. Bu da sz konusu kelimenin batl deil hak bir kelime olduunu gsterir. uras aktr ki bu bir kelimedir. Fakat kelime bundan da ibaret deildir. nk nekreler yaygn fertlere delalet ederler. u halde, Allahn baka kelimeleri de vardr. Hz. saya Allahtan bir kelime denmesi, kelimelerin hepsi anlamna gelmez. Burada tek bir kelimeden bahsedilmektedir. Yani oul deil tekildir. Allahtan bir kelimeye Allahn bir kelimesi denebilir; ancak Allah denemez. sa bir kelime olmak zere Allaha baldr, bir ocuk ve bir oul olarak ise Hz. Meryeme baldr. 65 Sonu olarak denebilir ki Hz. sa Allahn kelimesidir; ancak kelam ve kelime, irade ve kudret gibi Allahn bir sfatdr. Nitekim olaanst bir olua ahit olduumuz zaman da Allahn kudreti deriz. Burada kudret mecazen Allahn kudretinin eseri anlamna gelir. Aslnda yalnzca Hz. sa deil, kinattaki btn varlklar ve olular Allahn birer kelimesidir. nk tm varlklar Onun Ol! emriyle meydana
Yuhanna: 1/1-4. Hristiyan gelenekteki Logos doktrini hakknda daha geni bir deerlendirme iin bkz. Ebul-Al Mevdd, Tefhimul-Kuran, ev. Komisyon, stanbul 1986, I. 387-388. 62 Ebl-Ksm Mahmd b. mer ez-Zemaher, el-Kef an Hakikit-Tenzl, Beyrut 1977, I. 428. 63 Eb Cafer Muhammed b. Cerr et-Taber, Cmiul-Beyn an Tevli yil-Kurn, Beyrut 1999, IV. 373. 64 ztrk, Kssalarn Dili, s. 227. 65 Yazr, Hak Dini, II. 1102.
61

18 gelmilerdir (Ysn 36/82). Ancak sann dnyaya gelmesi ile dier insanlarn dnyaya gelmesi farkldr. Dier insanlar, Allahn iradesi ve yasas gerei baka sebepler, vastalar ve kanunlarn devreye girmesiyle var olurken, Hz. sann yaratlmasnda byle bir durum sz konusu olmam, annesi Meryem kocasz bir ekilde hamile kalm ve say dnyaya getirmitir.66 Yeri gelmiken, Hz. sann Nisa 4/171. ayette Allahtan bir ruh olarak nitelendirilmesinin muhtemel anlamlar hakknda da ksa bir izahta bulunmak gerekir. Ruh kelimesi szlkte, gece yry yapmak, koku duymak, huzurlu ve mutlu olmak gibi anlamlar ieren r-v-h kknden tretilmi bir isim olup g, kuvvet, koku, rzgr, hava, soluk, nefes gibi manalara gelir. Kuranda ise vahiy, Cebrail, nbvvet, Kuran, Allahn hkm ve emri gibi manalarda kullanld grlr.67 bey b. Kaba isnat edilen tuhaf bir yoruma gre -ki bn Kesr (. 774/1373) bu yorumu sriliyyttan addetmitir- Allah demolunun ruhlarn yaratp onlardan misak alm, ardndan bu ruhlar demin sulbne iade etmitir. Sadece Hz. sann ruhunu yannda mahfuz tutmu ve dnyaya geliini takdir ettii zaman Meryeme gndermitir. Bylece Hz. sa Allahtan bir ruh olmutur. Bir baka telakkiye gre ruhun burada Allaha izafe edilmesi, tpk Kabenin Hac 22/26. ayette Allaha izafesi gibi, saya eref payesi vermek (terif-tafdil) iindir.68 Hz. sann ilh bir kelime olmasn, Cebrailin Hz. Meryeme flemesiyle aklayanlar da olmutur. Dier taraftan, sa rneinde olduu gibi, kendisinden ok ilgin eyler zuhur eden kimselerin ruh diye anld ve Allaha izafe edildii de sylenmitir. Buna gre Allahtan bir ruh tabiri, tpk Bu nimet Allahtandr szndeki gibi, Bu, Allahn yaratmasdr anlamna gelir. Btn bunlarn dnda Hz. sann Allahtan bir ruh olmas, ilh rahmet ve hccet gibi manalara da hamledilmitir.69 Btn bu farkl gr ve yorumlar arasnda bir tercih yapmak gerekirse, sz konusu tabirin sa, Allah tarafndan yaratlan bir candr eklinde bir anlam tadna ilikin gr daha doru kabul edilebilir. Geri btn insanlar Allah tarafndan yaratlmtr; bu adan bakldnda Hz. sann Allahtan bir ruh olarak anlmasnn
66

Komisyon (Hayreddin Karaman, Mustafa arc, brahim Kfi Dnmez, Sadrettin Gm), Kuran Yolu: Trke Mel ve Tefsir, Ankara 2003, II. 147. 67 Mecdddn Muhammed b. Yakb el-Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, Beyrut trs., III. 103-109. 68 Ebl-Fid mdddn bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, Beyrut 1983, I. 590. 69 Kurtub, el-Cmi, VI. 17.

19

zel bir sebebi olmaldr. Bu sebep muhtemelen, dier pek ok ayetteki gibi Allahn ona ok zel bir deer atfetmesidir (tafdil). Yoksa Hulliyyenin iddia ettii gibi, Hz. sann Allahtan bir ruh olmas, zt- ilhiyyeden bir para olduu anlamna gelmez. Kald ki Allah Csiye suresi 45/13. ayette, Gklerde ve yerde bulunan tm varlklar kendisinden bir ltuf olarak hizmetinize amade kld buyurmu ve mevcut varlklarn tmn, tpk Hz. sa rneinde olduu gibi, kendi zatna izafe etmitir (ve-sehhara lekm m fis-semvti ve-m fil-arzi ceman minh). Buradaki izafet, gklerde ve yerdeki tm varlklarn Allahtan bir cz olduunu deil, Onun mutlak kudreti ve izni dhilinde vcut bulduunu gsterir.70 Btn bu izahlara ramen, Hz. sa, dier peygamberler gibi bir beer, bir kul, bir peygamber ise -baka insanlarda da ayn zellikler bulunduu iin- onun Allahn kelimesi ve ruhu olmasnn beer st bir yan manas yoksa bu nitelikler niin kullanlmtr? eklinde bir soru akla gelebilir. Bu hakl sorunun cevab udur: ncillerde Hz. sa bu nitelikleriyle tanmlanmtr, ilk zamanlardaki mminler bu szlerin manasn doru anlamlar, beer olan sann stn nitelikleri olarak yorumlamlardr. Fakat zaman iinde, Hristiyanln yayld lkelerde hkim olan putperestliin, tanrnn unsurdan olutuu inan ve anlayn ieren dinlerin, felsefelerin ve mistik yaklamlarn etkisiyle bu niteliklerin manalar deitirilmi, ilh maksada aykr yorumlar yaplmtr. Kuran bu vasflar yeniden zikrederek nitelemenin doru, vahye dayal ve ilh olduuna, sonraki yorumlarn ise sahih mana ve inantan saptna iaret etmektedir. 71 2.2.2. Allahn Gemiteki Hkm Ya Da Ezel Prensibi Kelime lafz baz ayetlerde Allahn gemiteki hkm ve/veya ezeldeki prensibi gibi anlamlarda kullanlmtr. Bu anlam kimi ayetlerde kfirlerin hak ettikleri azab ertelemeye ynelik ilh karar ve hkmle ilikilendirilmitir. Mesela, Ynus 10/19. ayette mealen yle buyurulmutur:
nsanlar [vakti zamannda ihtiyalarn ancak birlikte karlayabildikleri iin ayn ama ve inan etrafnda birlemi] bir topluluk hlinde yayordu. Fakat zaman ierisinde farkl karlar gzetip farkl iddia ve inanlar savunmalar sebebiyle aralarnda ekime ve atmalar ba gsterdi. Eer rabbinden gemite bir sz
70 71

ztrk, Kssalarn Dili, s. 229. Komisyon, Kuran Yolu, II. 148.

20

sadr olmasayd (ve-levl kelimetn sebekat min rabbike), insanlar arasndaki farkl inan ve iddialar daha en bandan bitmi ve haklarndaki hkm verilip defterleri oktan drlm olurdu. [Fakat bu dnya imtihan dnyas olduu iin kyamete kadar kimi insanlar mmin kimileri de kfir olmaya devam edecektir].

Ayette geen ve-levl kelimetn sebekat min rabbike ibaresi, Allahn zelde kfirlerin hak ettikleri cezay, genelde mmin, kfir tm insanlara verilecek nihai karln ahirete ertelemesiyle ilgili takdirine ve/veya hkmne bir iaret olarak yorumlanabilir. Bunun yannda sz konusu ibare insanlarn dnyadaki mr sreleri dolmadka helk edilmeyeceklerine ilikin bir ilh kanuna (takdir) iaret olarak da anlalabilir.72 Nitekim Kurtub (. 671/1273) de bu ayetin bildik anlamda kaza ve kadere iaret ettiini sylemitir.73 Buna mukabil Fahreddn er-Rz ayette geen kelime lafznn neye delalet ettiinin belli olmadn ancak bu konuda birka muhtemel manadan sz edilebileceini belirtmitir. Birinci muhtemel mana zetle udur: Her ne kadar kullar kfir olsa bile Allah teklifi (mkellefiyet) baki klma hkmn ertelememi olsayd, kfirliklerinden dolay kullarn derhal hesaba ekilip azap edilmeleri gerekirdi. Ne var ki Allah teklif ya da mkellefiyetin ortadan kalkmasna yol at iin byle bir takdirde bulunmad. nk bu dnyada teklifin baki kalmas hem isabetli hem de maslahata daha uygundur. Bu yzden Allah azab (ikb) ahirete ertelemitir. kinci muhtemel mana da udur: Gnahkr kullarna bir ltuf olarak Allah onlar cezalandrmada acele etmemitir. nc muhtemel mana ise, Allahn rahmetinin gazabn ncelemi olmasdr.74 Btn bunlarn yannda ve-levl kelimetn sebekat min rabbike ibaresine ksmen daha farkl manalar da takdir edilmitir. Mesela Muhammed b. Sib el-Kelbye (. 146/763) gre buradaki kelimeden maksat, Allahn bu mmete kyamet kopuncaya dein herhangi bir toptan helak hkm uygulamayacana iaret eder. Eer Allah byle takdir etmeseydi, Hz. Peygamberin tebliine muhatap olan ve ona inanmayan insanlarn bu dnyada azapla veya kyametin gelip atmasyla topyekn helk edilmeleri kanlmaz olurdu. Bir dier yoruma gre ayetteki kelimeden maksat, Allahn hibir insan yok yere hesaba ekmeyeceini, bilakis hesaba ekmenin bir hccete dayandrlacan ifade eder. Burada sz konusu olan hccetten maksat, sr
72

73

Taber, Cmiul-Beyn, VI. 543. Kurtub, el-Cmi, VIII. 206. 74 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XVII. 51-52.

21

17/15. ayetteki Biz eli/peygamber gndermedike hi kimseye azap etmeyiz ifadesinden de anlalaca gibi, peygamberler gndermektir (irslr-rusl).75 Elmall M. Hamdi Yazr, Ynus 10/19. ayetteki ve-levl kelimetn sebekat min rabbike ibaresiyle ilgili yorumlarn hemen tamamn u ifadeleriyle zetlemitir: Rabbndan sebk eden bir kelime olmasa idi, -ketebe rabbkm al nefsihir-rahme [Enm 6/12], li-klli mmetin ecel [Arf 7/34], le-yecmeannekm il yevmil-kyme [Nisa 4/87] buyurulduu vechile evvelemirde rahmeti iltizam ve mstahkk- azab olan her mmete bir ecel takdir edip fasl kat yapacak hkm- kazasn yevm-i kyamete tehir etmi olmasa idi velhasl biraz evvel geen ve-lev yuaccilllhu lin-nsi-erra isticlehm bil-hayri le-kudiye ileyhim ecelhm [Ynus 10/11] mazmunu olmasa idi, -le kudiye beynehm fm fhi yahtalifn- ihtilaf etmekte olduklar davada derhal aralarnda kaza-i hak icra edilir, ileri bitiriliverirdi- hakly haksz ayracak olan hkmi kati derhal verilmi, tamamen icra edilmi olurdu. Yani vahdet-i hakka kar kfr-i irk ile ihtilaf karp esasen bir olan insanl teeddt ve tefrikaya drenlerin balarna kyamet koparlp cezay sezalar verilmi, hepsinin can cehenneme tklm olurdu. Fakat kelime-i ilhiyye yle sebketmitir ki Allah tell insanlara kendilerinin isticalleri gibi erri tacil etmez, hemen tazib ve ihlak edivermez de likaullah istemeyen kfirleri ecellerinin hullne kadar bir mddet tuyanlarnda brakr ve onlar ise bunu ihmal zannederek kalb krlyle tuyandan tuyana atlr, mtemadiyen esbab- taziblerini tezyid ederler.76 Mfessirler, [Ey Peygamber!] Biz, vaktiyle Musaya da bir vahiyler manzumesi vermitik. Ama bugn Kuran hakknda olduu gibi Musaya gnderilen vahiyler de hem imana hem inkra konu oldu. Eer rabbinden gemite bir sz sadr olmasayd (velevl kelimetn sebekat min rabbike) senin bu kfir/mrik halknn ii oktan bitirilmiti bile. Bu geree ramen onlar hl Kurann Allah kelam olup olmad konusunda ok derin bir kuku iindedir. mealindeki ayette geen ve-levl kelimetn sebekat min rabbike ibaresini de benzer ekilde yorumlamlardr. Buna gre sz konusu ibarenin muhtemel anlamlar yle sralanabilir: (1) Eer Allah gemite/ezelde bu mmetin azabn kyamet gnne ertelemeyi takdir buyurmasayd, kfirler bu byk inkrclk sularndan dolay dnyada

75 76

Kurtub, el-Cmi, VIII. 206. Yazr, Hak Dini, IV. 2694-2695.

22

bsbtn helk edilirlerdi. Ancak Allah ezeldeki erteleme hkm uyarnca onlarn helakini bu dnyada gerekletirmedi. (2) Eer Allahn sahih din ve inancn ne olduu hususunda ihtilafa denler arasnda kyamet gn hkmedeceine dair ezel takdiri (hkm) bulunmasayd, bu dnyada kimin hakl (muhiq) kimin haksz (mubtil) olduunu temyiz etmek mutlak vacip olurdu. (3) Eer Allahn rahmeti gazabn ncelemeseydi, dolaysyla Onun ltufkrl khir oluuna baskn kmasayd, kfirlerin ii derhal bitirilirdi. 77 Sonu olarak denebilir ki Allahn gemiteki sz/hkm daha ziyade azabn ertelenmesiyle ilgilidir. Nitekim bu husus, T-h 20/129. ayetteki ve-levl kelimetn sebekat min rabbike le-kne lizmen ve eceln msemm ibaresinden de aka anlalmaktadr. Ebl-Hasen el-Vhidnin (. 468/1076) izahna gre Allah bu ayette unu sylemektedir: Eer Allahtan bu kfirlere ynelik azab kyamet gnne erteleme hususunda bir sz/hkm sadr olmasayd, azap derhal balarna biniverirdi. Buna gre ayette geen eceln msemm (belirli bir sre) tabiri azabn tehir edildii kyamet gnne iaret etmektedir. 78 Ayn ekilde, r 42/14. ayette geen velevl kelimetn sebebt min rabbike il ecelin msemm le-kudiye beynehm ibaresi de kfirlerin hak ettikleri azabn kyamet gnne ertelendii hususunda Allahn gemiteki hkmne/prensibine iaret etmektedir. Eer Allah ezelde byle bir takdirde bulunmasayd, le-kudiye beynehm ibaresinden de anlalaca gibi, kfirlerin ii bu dnyada bitirilmi olurdu.79 Allahn azab erteleme hkm/prensibi baz ayetler de kitb kelimesiyle ifade edilmitir. Mesela, Bir peygamberin [ilah mesajlar tebli mcadelesi verdii] muhitte glenip kfirler karsnda ezici bir stnlk salamadka sava esirleri alma ve onlar fidye karl serbest brakma lks yoktur! Ey Mminler! Siz, fidye ve ganimet gibi gelip geici dnya menfaatlerine tamah ediyorsunuz. Oysa Allah, ahiretteki kalc nimetlere sahip olmanz diliyor. Unutmayn ki Allah stn kudret sahibidir; her buyruu ve her fiili mutlak isabetlidir! mealindeki Enfl 8/67. ayetin hemen ardndan Allah Hz. Peygambere ve mminlere yle hitap etmitir:

77 78

Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XVIII. 55. Ebl-Hasen Ali b. Ahmed el-Vhid, el-Vast f Tefsril-Kurnil-Mecd, Beyrut 1994, III. 226. 79 Kurtub, el-Cmi, XVI. 8.

23

Eer Allahtan gemite bir hkm sadr olmasayd (levl kitbn minellhi sebeka) [Bedirde] esirleri serbest brakma karlnda alm olduunuz fidye sebebiyle sizi mthi bir azap arpard.

Azabn ertelenme sresi baz ayetlerde eceln msemm (belirlenmi sre) diye belirtilmitir. Mesela Ankebt 29/53. ayette Hz. Peygambere yle hitap edilmitir: [Ey Peygamber!] Mrikler, Bizi tehdit edip durduun u azap bir an nce gelsin de grelim! diyerek sana meydan okuyorlar. Eer Allahn belirledii bir sre olmasayd (ve-levl eceln msemm) azap onlarn tepesine oktan binmiti bile! Ama [gerekte imana gelme frsat olarak tannan o sre dolduunda] azap hi beklemedikleri bir anda onlar apansz ekilde arpacaktr! bn Abbas bu ayetteki ve-levl eceln msemm ibaresini Allahn Hz. Peygambere, Senin halkn dnyada cezalandrp ortadan kaldrmayacam, bilakis onlarn azabn lm sonrasna (ahiret) erteleyeceim eklinde sz vermesi olarak izah etmitir.80 Bu balamda azab ertelemeye ilikin ilh hkm ya da prensibi Allahn tarih ve toplum yasasn ifade eden snnetullah kavramyla ilikinlendirmek mmkndr. yle ki Kurann beyanna gre tarihte babo braklmam olan insann81 her davran bir deiime gebedir. nsan iradi eylemleri ile bunlarn sebep olaca deiim arasndaki determinasyon ise Allahn belirledii tarih yasalarna (snnetullah) baldr. Buna gre Allah sadece tarihi darndan izleyen bir hakem deil, ayn zamanda tarih iinde bir taraf yahut bir mdahil durumundadr. Allah tarih ierisinde nasl davranacan ezelde belirlemi ve snnetullah diye isimlendirdii bu davran tarzn deitirmeyeceine dair kendisine ve insanoluna sz vermitir. Mesela Mekkeli mriklerin inkrclk, kibir ve kstahlkta srar edilerinin douraca sonuca atfen Ftr 35/43-44. ayetlerde yle denilmitir:
[Ey Peygamber!] Belli ki bunlar, ncekilere uygulanan yasann kendilerine de uygulanmasn bekliyorlar. Allahn yasasnda herhangi bir deime (tebdil) bulamazsn. Allahn yasasnda herhangi bir bakalamaya (tahvil) tank olamazsn. Bunlar u topraklarda dolap da kendilerinden nce gelip geen toplumlarn akbetinin nasl olduuna ibret nazaryla bakmazlar m?! Kald ki o toplumlar bunlardan daha glydler!
80 81

Eb Muhammed el-Hseyn b. Mesd el-Beav, Melimt-Tenzl, Beyrut 1995, III. 471-472. Kyme, 75/36.

24

Bu ve benzeri rneklerin delaletine gre Allahn tarih iindeki davran tarz bellidir. Dahas Allah hangi durumlarda nasl davranacan ezelde belirlemitir. Yine Allah tarihin kendilerine ayrcalk tanmasn bekleyenlere ynelik olarak kelimetullahta da bir deime olmayacan bildirmitir.82 Ayn olgu Kuranda kavl (azap ve helak hkm) kelimesiyle de ifade edilmitir. 83 Btn bunlar erevesinde denebilir ki tarihin balangcndan beri Allah deimez bir tavr sergilemektedir ve bu tavr ileride de deimeyecektir.84 Btn bu izahlarn ardndan Allah azab niin erteliyor? eklinde bir soru sorulabilir. Bu soruya Allahn hlim ismi erevesinde cevap verilebilir. Zira hlim sabrl ve temkinli, akll ve arbal olmak manasndaki hilm masdarndan tretilmi bir isim-sfat olup, sabrl ve toleransl olan, acele ve kzgnlkla muamele etmeyen gibi anlamlar ierir. Kelimenin kk anlamlar arasnda nemli grlen kudreti yettii halde cezalandrmama ve tamamen affetmeyip erteleme noktalarn zellikle vurgulayan limler halm isminin u manalar zerinde de durmulardr: Allah bu ismin tecellisi olarak tvbeleri kabul eder ve gnahlarn bir ksmn balayabilir. Allaha kar nasl hrmet gsterileceini bilmeyenlerin kaba davranlar ve asilerin azgnlklar Onu fkelendirip harekete geirmez ve aceleye sevk etmez. Halm isminin bu tecellisi Allahn toplumsal hayat ynetmede ve toplumlarn varlklarn srdrmedeki nizamn da aklar mahiyettedir. Buna gre Allah zalimi hemen cezalandrmaz, mazlumun duasn kabul etmekte de acelecilik gstermez. Sosyal hayatta hkim olan bu ilh nizam irade hrriyetinin ve sorumluluun temelini oluturur. Kuranda, iledikleri zulm ve ktlkler yznden insanlar hemen ilh cezaya arptrlm olsayd yeryznde hibir canlnn kalmayaca, yani sosyal dzenle birlikte ekolojik ve fizik dzenin de bozulaca ifade edilmekte ve bu tr davranlarn cezalarnn belli bir sreye kadar ertelendii haber verilmektedir (Nahl 16/61; Ftr 35/45). phe yok ki bu ilh bildirimler, insanolunun irade hrriyetini ve insanlk erefini korumak sorumluluunun bilincine varmasn salamak, fert ve toplumun gelimesini temin etmek amacna yneliktir. Ancak Kurann srarla zerinde durduu gibi hak ve adalet eninde sonunda gerekleecektir. Adaletin gereklemesi sosyal dzenin kanunlarna bal olarak dnyada olabilecei gibi din adan aradaki snrn fazla nem tamad ahiret

82 83

Enam, 6/115; Ynus, 10/64. sr, 17/16; Neml, 27/85; Kasas, 28/63. 84 mer zsoy, Snnetullah: Bir Kuran fadesinin Kavramlamas, Ankara 1994, s. 132-133.

25 hayatna da ertelenebilir.85 Nitekim Allah Rad 13/40. ayette Hz. Peygambere yle hitap etmektedir:
O mrikleri/kfirleri uyardmz azabn bir ksmn bu dnyada sana gsterme frsat tanrz yahut balarna gelen azab grmek nasip olmadan seni kendi katmza alrz. imdi sana den grev Kuran tebli etmektir. Onlarn hesabn grmek ise bize aittir.

2.2.3. Allahn Vaadi Kelime lafz baz ayetlerde Allahn peygamberlere ve/veya mminlere yardm ve zafer sz anlamnda kullanlmtr. Mesela, Sfft 37/171-173. ayetlerde Allah yle buyurmutur: Yeminle sylyorum, bugne dein risaletle grevlendirilen kullarmzla ilgili olarak gemite bizden sadr olan sz/hkm udur: Sizlere mutlaka yardm edilecektir. Zafere de mutlaka bizden yana olanlar [mminler] ulaacaktr. Surenin 171. ayetinde geen sebekat kelimetn ibaresinde kastedilen anlam, sonraki iki ayette aka ilh yardm ve muzafferiyet olarak aklanmtr. Bir yoruma gre sebekat kelimetn ibaresindeki kelimeden (sz) maksat, Allahn, Allah [ezelde], Ben ve elilerim elbette galip geleceiz (Mcdile, 58/21) mealindeki szdr.86 Kelime lafz oul olarak, [Ey Peygamber!] Kukusuz senden nce de nice peygamberler yalanclkla suland. Ama onlar yalanclkla sulanmalarna ve onca eziyete uratlmalarna sabrla gs gerdiler. Derken, yardmmz onlarn imdadna yetiti. Allahn peygamberlere, zorluklara gs geren mminlere ynelik kelimelerini (yardm sznn yerini bulmasn) hibir g deitiremez! mealindeki Enm 6/34. ayette de ayn manada kullanlmtr. Nitekim Zemaher (. 538/1144) bu ayetteki kelimtillh ibaresini Sfft 37/171-173. ayetlerle aklamtr. 87 Fahreddn er-Rz ise ayn ibarenin tefsirinde Sfft 37/171-173. ayetlerin yan sra Mcdile 68/21. ayetteki Allah [ezelde], Ben ve elilerim elbette galip geleceiz ifadesine atfta bulunmu, ayrca bahis konusu ayetteki (Enm 6/34) geen ve-l mbeddil li-kelimtillh ibaresinin, Kullarn fiilleri Allah tarafndan yaratlr eklindeki Er anlayna delil tekil ettiini ileri srmtr.88

Bekir Topalolu, Halm, DA, stanbul 1997, XV. 334-335. Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XXVI. 150; Kurtub, el-Cmi, XV. 91. 87 Zemaher, el-Kef, II. 15. 88 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XII. 170.
86

85

26

Ne var ki bize gre sz konusu ibareden byle bir istidlalde bulunmak isabetsizdir. Bu ayetteki kelimtillh ibaresinde kastedilen anlam, Tabernin de aka belirttii gibi, Allahn kfirler karsnda elisine yardm edecei ve onu muzaffer klaca hususunda sz vermesi ve/veya Hz. Peygambere bu sz/vaadi ieren vahiyler gndermi olmasdr.89 Dier bir ifadeyle, ayetin Allahn kelimelerini deitirebilecek hi kimse yoktur mealindeki ksmnda geen kelimelerden maksat, inkrclarn menfi ve haksz tutumlarna ramen grevlerini sabr ve metanetle yerine getirmeye alan peygamberlere, sonunda Allahn zafer verecei ynndeki vaadidir. Ayette bunun deimeyen bir ilh kanun olduuna iaret edilmitir.90 Bununla birlikte Ebl-Hasen el-Mverd (. 450/1058) kelimtillh ibaresine dair drt muhtemel anlamdan sz etmi ve bunlar yle sralamtr: (1) Allahn hccetini geersiz klacak, Onun burhann bertaraf edecek hibir g yoktur; (2) Allahn kendi dostlarna (mminler) yardm edip destek olaca, dmanlarn da mutlaka helak edecei hususundaki emrini/hkmn geersiz klacak hibir g yoktur; (3) Allahn gemite kendilerine yardm edilenler ile helak edilenler hakknda anlattklarn tekzip etme imkn yoktur; (4) Peygamberlerin Allahtan alp insanlara tebli ettikleri gerekler ile yalanclarn (kfirler) uydurduklar fikir ve dnceler birbirine benzemez.91 Kelime lafz dier baz ayetlerde ise Allahn srailoullarna verdii sz ve bu ilh szn yerini bulmas manasnda kullanlmtr. Mesela, Arf 7/137. ayette mealen yle buyurulmutur: Firavunun zulm altnda ezilip horlanan srailoullarn bereketli kldmz lkenin dou ve bat taraflarna vris yaptk. te bylece Rabbinin srailoullarna vermi olduu o gzel sz, zor zamanda gsterdikleri sabra karlk bir mkfat olarak gereklemi oldu. te yandan, Firavun ve adamlarna ait saraylar, binalar, balar ve baheleri harap ettik. Taber, Kurtub, bn Kesr ve daha birok mfessir, te bylece rabbinin srailoullarna vermi olduu o gzel sz yerini bulmu oldu (ve-temmet kelimet rabbikel-hsn l ben isrl) ifadesini, Ancak biz o lkede ezilen srailoullarna sahip kmay, onlar klelikten kurtarp zgr ve nc bir toplum yapmay ve

89

90

Taber, Cmiul-Beyn, V. 182. Komisyon, Kuran Yolu, II. 317. 91 Ebl-Hasen Ali b. Muhammed el-Mverd, en-Nket vel-Uyn, Beyrut 2007, III. 108.

27

[Firavunun sahip olduu g ve iktidara] vris klmay istiyorduk. mealindeki Kasas 28/5. ayetle tefsir etmitir.92 u halde Allah Arf 7/137. ayette, sriloullarn Hz. Musa vastasyla Firavunun zulmnden kurtardktan sonra onlar bereketli klnan lkenin dou ve bat taraflarna varis kldn bildirmekte ve bu durum srailoullarna verilen gzel szn ki bu sze Kasas 28/5. ayette iaret edilmitir- yerini bulmas olarak ifade edilmektedir. Allahn sriloullarn varis kld bereketli topraklarn neresi olduu konusunda mfessirler farkl grler ileri srmlerdir. Bir yoruma gre sz konusu topraklardan maksat, am diyardr (Filistin-Suriye). kinci bir yoruma gre bereketli topraklarn dou taraf Filistin-Suriye, bat taraf ise Msrdr. Dier bir yoruma gre bu topraklar, srail soyundan gelen Hz. Davud ve Hz. Sleymann hkim olduu lkelerdir.93 Ancak srailoullarnn varis klnd bereketli topraklarn sadece Filistine iaret etmesi daha gl bir ihtimal gibi gzkmektedir. nk sriloullarnn hkimiyetine verilen yer, Mide 5/21. ayette kutsal olarak nitelendirilmekte; sr suresinin banda da Mescid-i Aksdn bahsedilirken, evresinin mbarek (bereketli/verimli) klndndan sz edilmektedir.94 2.2.4. lh Kelm Baz ayetlerde kelime lafz genel anlamda Allahn kelm manasnda kullanlmtr. Mesela Enm 6/115. ayette mealen yle buyurulmutur: Rabbinin sz/buyruu hem doruluk hem de yerli yerindelik bakmndan mkemmeldir (vetemmet kelimet rabbike sdkan ve adlen). Onun szn deitirebilecek kimse yoktur. O her eyi iitir, her eyi bilir. Bu ayette geen kelimet rabbik terkibindeki kelime lafz kraat imamlarndan bn Kesr (. 120/738), Eb Amr (. 154/771), bn mir (. 118/736) ve Nfi (. 169/785) tarafndan kelimt eklinde oul okunmutur. Buna karlk sm (. 127/745), Hamza b. Habb (. 156/773), Kis (. 189/805) ve Yakb el-Hadram (. 205/821) tekil kalbnda kelime diye okumulardr. Kelime tekil okunmakla birlikte
Taber, Cmiul-Beyn, VI. 44; Kurtub, el-Cmi, VII. 173; bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, II. 242. 93 Bkz. Eb Muhammed Abdlhak b. Glib bn Atyye, el-Muharrerl-Vecz f Tefrsril-Kitbil-Azz, Beyrut 2001, II. 446; Ebl-Ferec Abdurrhmn b. Ali bnl-Cevz, Zdl-Mesr f lmit-Tefsr, Beyrut 1987, III. 253; Muhammed Ali b. Muhammed e-evkn, Fethl-Kadr, Beyrut trs., II. 241. 94 Komisyon, Kuran Yolu, II. 455; Mevdd, Tefhimul-Kurn, II. 81.
92

28 manas ouldur. nk Araplar kelime lafzn oul anlamda kullanrlar.95 Kelime lafz bu ayette genel manada Allahn kelmna iaret etmekle birlikte baz mfessirler daha zel mana takdirlerinde bulunmulardr. Tbi mfessir Katdeye gre bu ayette geen kelimeden maksat Kurandr. kinci bir yoruma gre Allahn kullarna ynelik vaad ve vad, sevap ve ikabdr.96 Mverdnin naklettii dier baz yorumlara gre ise kelimeden maksat, Allahn emirleri ve hkmleri veya Onun hccetleri ve delilleridir.97 Ayette Allahn szne/kelamna mkemmellik, doruluk ve gereklik, adillik ya da yerli yerindelik ve deitirilemezlik olmak zere drt temel nitelik atfedilmitir. Fahredddn er-Rznin yorumuna gre Allahn kelamnn tam ve mkemmel olmas u manalara gelir: (1) lh kelam ya da Kuran Hz. Peygamberin gerek bir peygamber oluunu tam anlamyla gsteren bir mucizedir; (2) lh kelam, mkelleflerin kyamete kadar ihtiya duyacaklar btn bilgi ve davran pratikleri hakknda yeterli aklamay ierir; (3) Allahn hkm ezelde hsl olmutur, sonradan yeni bir hkm ortaya kmaz. Hkmn ezel oluu tam ve mkemmel olu keyfiyetini ifade eder. Allahn kelam doru ve gerektir. Bunun delili, yalann eksiklikle edeer olmas ve Allaha eksiklik atfetmenin imkn dhilinde bulunmamasdr. Allahn kelmnn gerek ve adaletli oluuna gelince, bunun iki anlam boyutu vardr. lki udur: Kurandaki ifadeler y ihbr (haber bildiren) ya da in (ykmllk bildiren) trdendir. Eer ilh kelam ihbr ise sdk (gereklik) bakmndan, in ise adalet bakmndan eksiksiz ve mkemmeldir. Sdk ve adalet vasfnn ikinci anlam boyutuna gelince, Allahn vaad-vad, sevap-ikb gibi hususlarda haber verdii her ey mutlak gerektir; nk btn bu ilh bildirimler mutlaka gerekleecektir. lh kelamda haber verilen eylerin gerekleme keyfiyeti ise adaletlidir. nk Allah haksz (zulm) fiillerde bulunmaktan mnezzehtir.98 Elmall Hamdi Yazr da muhtemelen Fahreddn er-Rzden mlhem olarak bu drt nitelik hakknda unlar sylemitir: Ve senin rabbinin kelm sdka da tam, adalete de tam son derece tamdr. Yani Kuran ihbr in iki ciheti cmi bir kelamullahtr ki birinde matlup olan sdk, birinde matlup olan da adalettir. Kuran
bnl-Cevz, Zdl-Mesr, III. 111. bnl-Cevz, Zdl-Mesr, III. 111. 97 Mverd, en-Nket vel-Uyn, II. 160. 98 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XIII. 131-132.
96 95

29 haberleri ve mevidi cihetiyle tamamen sdktr, ayn-i hakikattir; yalandan, pheden mberradr. Tert ve ahkm cihetiyle de tamamen adalettir, ayn-i hakkaniyettir, zulmden, ivicacdan mnezzehtir.99 2.2.5. Allahn Snrsz lmi ve Hikmetleri Kuranda Allahn kelimelerinin sonsuz ve snrsz olduu bildirilir. Bu konuyla ilgili olarak Kehf 18/109. ayette, [Ey Peygamber!] De ki: Rabbimin kelimelerini yazmak iin btn denizler mrekkep olsa ve bir o kadar daha deniz ilave etsek, btn bu denizler tkenir ama rabbinin szleri yine de bitmezdi. buyurulmu, benzer ekilde Lokman 31/27. ayette de mealen yle denilmitir: Eer Allahn kelamn/szlerini yazmak zere yeryzndeki tm aalar kalem, denizler de mrekkep olsayd ve mevcut denizlere saysz deniz daha eklenseydi, sonunda btn bunlar tkenir ama Onun szleri yine tkenmezdi. phesiz Allah stn kudret sahibidir; her sz ve her fiili mutlak isabetlidir! bn Abbastan gelen bir rivayete gre Hz. Peygamber, Yahudilere, Size pek az bir bilgi verilmitir. mealindeki ayeti (sr 17/85) okumu, bunun zerine onlar da yle karlk vermitir: Bize Tevrat verilmiken bu nasl olabilir? Zira kendilerine Tevrat verilmi olanlara pek byk bir hayr verilmi demektir. Bu sz zerine Kehf 18/109. ayet nazil olmutur.100 Bu ayette geen Allahn kelimelerinden maksat, Onun ilim ve hikmetidir. Yce Allahn ilim ve hikmeti sonsuz ve snrszdr. Denizler ise onca geniliine/byklne ramen sonlu ve snrldr. u halde Allahn ilmini ve hikmetini yazmak iin denizlerin tamam mrekkep olarak kullanlsa ve buna bir o kadar da ilave yaplsa yine de Allahn ilmini yazmaya kfi gelmez. 101 Buna gre gerek Kehf 18/109 gerekse Lokmn 31/27. ayette geen Allahn kelimelerinden maksat, Onun snrsz ilmi ve hikmetidir, denebilir. Nitekim Bev (. 516/1122) de Kehf 18/109. ayetin tefsirinde bu manay tercih etmi;102 Muktil b. Sleymn (. 150/767)

Yazr, Hak Dini, III. 2034-2035. bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, III. 451; Saleb, el-Kef vel-Beyn, V. 606-61. Bu rivayet ksmen farkl bir ekilde Kehf suresi 18/109. ayetin sebeb-i nzul olarak da nakledilmitir. Bkz. Saleb, el-Kef vel-Beyn, IV. 162; Beav, Melimt-Tenzl, III. 186; Kurtub, el-Cmi, XI. 46. 101 Komisyon, Kuran Yolu, III. 585. 102 Beav, Melimt-Tenzl, III. 187.
100

99

30 ise kelimt Allahn ilmi manasna hamletmitir.103 Kurtubnin bn Abbastan naklettii bir yoruma gre Kehf 18/109. ayette geen kelimttan maksat, Allahn tleridir. Bununla birlikte sz konusu lafzn, Allahn sonsuz, snrsz kdm kelmna iaret ettii de ileri srlmtr. Geri Allahn kdm kelam tektir; ancak bu kelamn tek tek kelimeler ihtiva ettiinden tr oul olarak ifade edilmesi mmkndr. Dolaysyla Onun tek olan kelmn anlamak iin, ann yceltmek kastyla oul kipiyle ifade edildii sylenebilir.104 Eb Cafer en-Nehhsa (. 338/950) gre Lokmn 31/27. ayette geen kelimttan maksat, ilim ve eyann hakikatidir.105 Tabersnin (. 548/1153) Mutezil mfessir Eb Mslim el-sfahnden (. 322/934) naklettii bir yoruma gre ise Kehf 18/109. ayette geen kelimttan maksat, Allahn ehl-i sevaba vaadi, ikb ehline de vadidir.106

103

Ebl-Hasen Muktil b. Sleymn, Tefsru Muktil, Beyrut 2002, II. 605. Kurtub, el-Cmi, XI. 46-47. 105 Kurtub, el-Cmi, XIV. 52. 106 Eb Ali el-Fadl b. Hasen et-Tabers, Mecmaul-Beyn f Tefsril-Kurn, Beyrut 1997, VI. 312.
104

31

NC BLM

KADER KAVRAMI 3.1. Kader Kavramnn Etimolojik ve Semantik erevesi Kader kelimesi k-d-r kknden tretilmi olup szlkte fiil olarak, gc yetmek, planlamak, bir eyin eklini ve niteliini belirlemek, kymetini bilmek, rzkn daraltmak gibi manalara gelir. sim olarak ise l, miktar, limit gibi anlamlar ierir.107 Fahreddn er-Rznin verdii bilgiye gre kader ile kadr kelimeleri ayn anlamdadr. Bununla birlikte, kelimenin sknlu ekli (kadr) mastar, fethal ekli (kader) ise isimdir.108 bn r, kader kelimesinin bir eyin lt (mikyas) manasna geldiini ve ayn zamanda mecazi olarak bir iin knhn bilmek manasnda kullanldn da belirtir.109 Fiil formunda daha ok gc yetmek, bir l ile yapmak, bir eyin eklini ve niteliini belirlemek gibi manalarda kullanlan kader kelimesi, bir eyin kendisi iin belirlenmi yer ve zaman (vakt-eyil-mukadderu lehu vel-meknul-mukadderu leh) manas da tar.110 Fahreddn er-Rz, Kukusuz biz her eyi belli bir lye (bikaderin) gre yarattk mealindeki Kamer 54/49. ayetin tefsirinde kader kelimesini zetle yle izah etmitir:
Kader ne manaya gelir? Bu konuda birka manadan sz edebiliriz. Bunlardan biri, Onun katnda her ey belli bir lye/miktara baldr. [Rad 13/8] mealindeki ayette de ifade edildii gibi, kaderin miktar/l/limit anlamna gelmesidir. Buna gre her ey hem zt hem sfatlar asndan belli bir lye sahiptir. Belli bir limit ve l dhilinde bulunmann ztiyetle ilgili olmasna gelince, btn cisimlerin bir l ve limite sahip olduu aka grlr. Bu zellik, cisimlere ait olan ve duyularla alglanan beyazlk-siyahlk gibi vasflar iin de geerlidir Kader kelimesi takdir etme, lme anlamna da gelir. Nitekim fe-kadern fe-nimel-kdirn [Mrselt 77/23] ayetinde kader kelimesi bu anlamda kullanlmtr. Bu ayete gre denebilir ki Allah, bir okunun oku geliigzel bir ekilde frlatp nceden belirlemedii bir hedefe isabet ettirmesi

107 108

bn Manzr, Lisnl-Arab, VII. 262-264. Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XXXII. 28. 109 Muhammed Thir b. r, et-Tahrr vet-Tenvr, Tunus trs., VII. 362. 110 Semn el-Haleb, Umdetl-Huffz, III. 330; Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, IV. 245.

32
gibi, hibir eyi lp bimeden geliigzel ekilde yaratmaz. Aksine Allah lp bitii ekilde yaratr Kader kelimesi, kaza kelimesiyle birlikte de kullanlr ve bu erevede mesela, Allahn kazas ve kaderiyle denir. Kaza Allahn ilminde olan ey, kader ise iradesinde bulunan eydir.111

Kader kelimesinin kaza ile birlikte kullanlmas, teknik bir anlam ve kullanm ifade eder. Bu da kaderin klasik akaid-kelam terminolojisindeki tanmna tekabl eder. Zira akaid ve kelam literatrnde kader, Allahn btn nesne ve olaylar ezel ilmiyle bilip belirlemesi diye tarif edilir. Szlkte, hkmetmek, muhkem ve salam yapmak, emretmek, yerine getirmek gibi anlamlar tayan kaza ise kader kavramyla ok yakndan ilintili olarak, Allahn nesne ve olaylara ilikin ezel plann gerekletirmesi eklinde tanmlanr. Ancak Seyyid erif el-Crcnnin (. 816/1413) farkl bir tanmna gre kader, imkn dhilinde olan eylerin kazaya uygun olarak varlk sahasna kmasdr. Buna gre kaza ezelle, kader devam eden srele (l yezl) ilgilidir. Kaza ve kader arasndaki fark udur: Kaza, btn mevcudatn toplu halde levhi mahfuzda bulunmas, kader ise meydana gelme artlar olutuktan sonra btn bu mevcudatn tikel olarak varlk dzlemine kmasdr.112 Kader bir eyin mahiyet ve niteliklerinin yan sra var olu zaman ve meknn belirlemek anlamndaki takdirle de e anlaml olup bu iki kelime bazen birbirinin yerine kullanlr.113 Rb el-sfahn Allahn varlklara ilikin takdirinin iki anlama geldiini belirtir. Bunlardan biri yaratt nesnelere g vermek, dieri de ilh hikmetin gerektirdii tarzda mahlkat nihai zellik ve ekillerine kavuturmaktr. Allah gk leminde olduu gibi, baz nesneleri ilk merhalede yaratp son eklini vermitir. Bazlarnn da balangta temel maddesini fiilen yaratm, gelimesini ise belli ller erevesinde zamana brakmtr. Mesela, hurma ekirdei ve insan menisi gibi ki zaman ierisinde bunlarn birinden hurma aac, dierinden insan meydana gelir. Tabiatyla, hurma ekirdei ile insan menisinin anlan iki eyden baka eylerin oluumuna kaynak tekil etmesi mmkn deildir. 114 Bu izahtan hareketle denebilir ki ilh fiiller iki ekilde tecelli eder. Birincisi Allahn tek icatla yaratt nesnelerle ilgili olup bunlarda artma veya eksilme yoluyla kemiyet deiiklii olmaz. Bu tr nesneler ancak Onun iradesi dhilinde deiir veya
Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XXIX. 65. Ebl-Hasen Ali b. Muhammed Seyyid erf el-Crcn, Kitbut-Tarft, Beyrut 1995, s. 174. 113 Yusuf evki Yavuz, Kader, DA, stanbul 2001, XXIV. 58. 114 Rb el-sfahn, el-Mfredt, s. 596.
112 111

33 yok olur. lh fiillerin ikinci tecelli ekli ise Allahn, var olu prensiplerini bil-fiil, kendilerinden treyecek nesneleri de bil-kuvve kld eylerle ilgilidir. Hurma ekirdeinden elma veya zeytin deil, hurmann olumas buna misal verilebilir.115 Takdirin insana nisbetle kullanmna gelince, limler bunun iki ekilde olduunu belirtmilerdir. Birincisi, akl uyarnca insann bir konuda tefekkr etmesidir. Bu anlamda takdir vgye deerdir. kincisi ise insann arzu ve istekleri uyarnca dnmesidir. Bu tr dnme (tefekkr) ise mezmumdur.116 Kader ile anlam ortaklna sahip olan veya daha doru bir ifadeyle kaderle anlamda bulunan bir dier kelime de kudrettir. Szlkte, gc yetmek, bir ii ll ve planl bir ekilde yapmak gibi manalar tayan kudret kelimesi Allaha nisbet edildiinde, diledii eyi eksii ve fazlas olmakszn hikmet erevesinde yapmak anlamna gelir. Rb el-sfahn, kudretin Allaha nisbet edilmesi hlinde btn eitleriyle aczin Ondan nefyedilmesi, kula izafe edildiinde ise belli hususlarda gc yetme, dierlerinde aciz olma manas tadn belirtmitir. 117 Kudret kavram Kurann 103 ayetinde Allaha nisbet edilmitir. Bunlarn yetmiten fazlas isim, dierleri de fiil eklindedir ve genellikle g yetirmek, ll ve planl bir ekilde yaratp dzenlemek gibi manalara gelir. Kuranda geen kuvvet, vs (vsat) ve tkat gibi kelimeler de semantik adan kader ve kudret kavramlaryla ilintilidir. te yandan Kuranda Allahn isim ve sfatlar arasnda zikredilen kdir, kadr ve muktedir kelimeleri de kaderle kktetir. Bir telakkiye gre naslarda Allaha nisbet edilen sfat kalbndaki kdir, kadr ve muktedir isimleri kdirden balamak zere daha zengin manal bir ilh kudreti ifade eder. limler kdir ismine genellikle aciz olmayan, aklen imkn dhilinde bulunup muhal statsne girmeyen her eye kaytsz artsz gc yeten eklinde anlam vermi ve irade sfatyla ilikili olduunu belirtmilerdir. Ayrca kadr isminin kdire gre daha vurgulu bir manaya sahip olduu kabul edilmitir. Nitekim kdir isminin getii ayetlerde ilh kudret ayet indirmek, azap gndermek, lleri diriltmek, tabiatn ve sosyal hayatn ileyiini ilgilendiren kanunlar yrtmek gibi alanlara ynelikken kadr ismi, getii krk be ayetin otuz beinde birok konuyu ierdikten sonra her eye muktedir olan manasyla ok zengin bir muhtevaya sahiptir. Bunun iindir ki Kuranda kdir insanlara da izafe edildii
Bekir Topalolu, Kudret, DA, Ankara 2002, XVI. 316. Semn el-Haleb, Umdetl-Huffz, III. 330; Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, IV. 245. 117 Rb el-sfahn, el-Mfredt, s. 595. Ayrca bkz. Semn el-Haleb, Umdetl-Huffz, III. 327.
116 115

34 halde kadr sadece Allah niteler biimde kullanlmtr.118 Kimi limler bu vurgulu ve geni kapsaml anlamndan tr Allahtan bakasnn kadr diye

nitelendirilemeyeceini belirtmilerdir. Mesela Frzbd (. 817/1415) bu konuyla ilgili olarak unlar sylemitir:
Kadr, diledii eyi hikmetin gerektirdii ekilde eksiksiz ve fazlasz biimde gerekletiren fail demektir. Bu yzdendir ki Allahtan baka hibir varlk kadr diye nitelendirilemez. Muktedir de kadr kelimesiyle benzer bir anlam tar; ancak kdir sadece Allah nitelerken muktedir sfat insanlar iin de kullanlr. Allahtan baka hi kimseye mutlak kudret atfedilemez. Zira kudret sahibi olan mahlkatn tm bir ekilde acz sfatyla muttasftr. Oysa Allah aczin her eidinden uzaktr.119

3.2. Kader ve Trevlerinin Kurandaki Anlam ve Kullanmlar Kuranda farkl trevleriyle birlikte yzden fazla yerde geen kader ve kadr kelimeleri Frzbdye gre muhtelif ayetlerde alt farkl manada kullanlmtr. Bunlar u ekilde sralamak mmkndr: (1) eref, deer ve ycelik. Kadr suresi 97/1. ayette geen leyletl-kadr terkibi deerli, kymetli gece anlamndadr. (2) Rzk ya da yaam imknlarn daraltmak. Rad 13/26. ayette geen yakdir kelimesi rzk daraltmak manasndadr. Benzer ekilde, Talk 65/7. ayetteki men kudira aleyhi rzkuh ibaresi de rzk ya da geim imknlar kstl olan anlamndadr. (3) Gzel biimde tasarlayp ekillendirmek. Mrselt 77/23. ayette geen fekadern ibaresi bu anlamdadr. (4) Belirlemek, tayin etmek. Ysn 36/39. ayette geen ve-kadderah menzile ibaresinde bu anlam kastedilmitir. (5) lim ve hikmet. Mzzemmil 73/20. ayette geen yukaddirul-leyle ven-nehr ibaresindeki yukaddiru fiili, bilir manasndadr.

118 119

Bekir Topalolu, Kdir, DA, stanbul 2001, XXIV. 124. Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, IV. 246.

35

(6) Kudret ve kuvvet. Birok ayette Allaha izafe edilen kadr ve kdir isimleri, gl ve kuvvetli anlamndadr. 120 Kader ve trevlerinin Kurandaki farkl anlam ve kullanmlarna ilikin bu altl tasnif -tabir caizse- biraz gevektir. Daha akas, Frzbdnin alt farkl manay rneklendirmek maksadyla verdii ayetlerde kader ve trevlerinin anlam ve kullanmlar hakknda daha baka manalardan da sz etmek pekl mmkndr. Bu yzden, bahse konu kelimenin Kurandaki anlam ve kullanmlarn daha kapsayc balklar altnda ele almak isabetli olacaktr. 3.2.1. l, Miktar, Limit Kader kelimesi birok ayette l, miktar, limit gibi anlamlarda kullanlmtr. Mesela Hicr 15/21. ayette, [Yarattmz varlklara rzk tekil eden] her eyin kayna bizdedir. Biz rzk ve nimeti ancak belirli bir lye gre indiririz. Bu ayette geen hzin (hazineler ya da rzk kaynaklar) genellikle yamur ve onun bereketi manasnda yorumlanm, dolaysyla ve-m nnezzilh bi-kaderin malm ibaresi de yamurun geliigzel bir ekilde deil, ilh meiete ve kullarn ihtiyacna gre yadrld eklinde anlalmtr. Ayrca bu ayet, Eer Allah kullarn nimet bolluu iinde yzdrseydi kesinlikle yeryznde azarlard. Bunun iindir ki Allah nimetleri diledii (uygun grd) bir lye gre indirmektedir (ynezzil bikaderin m yeu). mealindeki r 42/27. ayetle de irtibatlandrlmtr. Bu ayetlerin tefsirinde bn Mesddan gelen bir rivayette belirtildiine gre herhangi bir ylda yaan yamur dier bir ylda yaandan fazla miktarda deildir. Ancak Allah yamuru kendi meietine gre datr. Bu datmda bir toplum yamurdan nasiplenirken dier bir toplum ise bundan mahrum kalr.121 Zemahernin (. 538/1144) izahna gre Hicr 15/21. ayette geen hazin (hazineler) kelimesi bir temsil anlatma iaret eder. Ayette kastedilen anlam udur: Biz, kullarn kendisinden faydaland her eyi, her nimeti yaratmaya (cd ve tekvn) ve o nimeti bilgimiz dhilinde olan bir maslahat gerei belli bir lye gre bahetmeye muktediriz.122 Sonu olarak, kader kelimesi her iki ayette de l, miktar anlamnda kullanlmtr. Hicr 15/21. ayette kaderin sfat olarak gelen malm (bilinen)
Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, IV. 246. Saleb, el-Kef vel-Beyn, III. 483; Kurtub, el-Cmi, X. 11. 122 Zemaher, el-Kef, II. 389.
121 120

36

kelimesi ise l ve miktarn belirli olduunu ifade eder. Ancak bu belirlilik, kullarn deil, Allahn bilgisi ve meieti dhilindedir. te yandan, sz konusu ayetlerde geen tenzil (nnezzil) kavram, bildik anlamda bir eyi yukardan aaya indirmekten te, yaratma (in ve cd) ve ltfetme manasna gelir.123 Bu ayetlerdeki mesaja gelince, ister gklerde ister yerde olsun, var olan her eyin hazineleri, kayna Allahn katndadr ve O, nimetlerini insanlara, canllara belirli bir lye, dzene, kurala ve yasaya gre ltfeder. Bu yzden, Onun ltuf ve ikramlar yerli yerincedir, her trl arlktan, eksiklik ve fazlalktan uzaktr; Onun verdikleri znde hep yararldr, hayrldr; onlarn zararl hale dnmesine sebep olan kullarn kendileridir. Ondan gelen ve birer musibet eklinde grlen hadiseler bile Onun hikmetini kavrayp gereince davrananlar iin son tahlilde birer nimettir. O mliklmlktr. Her ey yok iken O istedii iin, Onun istedii vakitte Onun istedii l ve miktarda, Onun istedii ekil ve dzende var olmutur.124 Kader kelimesi, Biz, gkten bir lye gre yamur yadrr ve onu yeryznde tutarz. Ama dilersek bu byk nimeti geri almaya da pekl kadiriz mealindeki Mminn 23/18. ayette de yine l ve miktar anlamnda kullanlmtr. Bu ayette Allah kinat ilim ve hikmeti uyarnca bir dzen iinde yarattna atfen yamur hadisesinden sz etmitir. Kinattaki ilh dzenin gstergelerinden biri de yamurun uygun lde yadrlmasdr. Kimi zaman -belirli sebeplere ve hikmetlere bal olarak- blgelere ve tabiat artlarna gre yamurun ihtiyatan az veya ok yamas yznden birtakm skntlar, afetler yaanmakla birlikte dnyann geneli dikkate alndnda bu durumlar istisna olup yamur olaynn canllar iin yarar esas alan yasalara gre cereyan ettii, bu hususta bir dzenin hkim olduu grlmektedir.125 Fahreddn er-Rzye gre ayetteki kader (l) kelimesi yamur suyunun insan, hayvan ve bitkilerin yararlanmasna en uygun kvamda olmasna ve ayn zamanda Allahn bilgisi dhilinde olan mahlkatn ihtiyalarnn ve maslahatlarnn gerektirdii miktarda yadrlmasna delalet etmektedir.126 Bu balamda Elmallnn ayetle ilgili u izahat da kayda deer niteliktedir: nsanlarn ta amurundan itibaren levazm hayatiyyelerinin en mhimmini tekil eden suyun kendisi bir nimet olduu gibi

Kurtub, el-Cmi, X. 11. Komisyon, Kuran Yolu, III. 312. 125 Komisyon, Kuran Yolu, III. 55. 126 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XXIII. 78.
124

123

37

birok nimetlerin husulne sebep olduu da malumdur. Fakat byle olmas her ihtiyaca gre bir miktar ile mahduttur. Fazlas tufan gibi muhrib ve mhlik olur. Onun iin nafi yamurlar da zaman zaman muhtelif ihtiyacata gre muhtelif miktarlarda yaarlar. yle ki bunlarn ya ve miktarlar tabii bir surette yeknesak ve muttarit deil, ihtiyar ve ilm bir tasarrufa delalet eder vechile az ok mtefavit bir dzen iindedir. Ve ite inayet-i ilhiyyeyi ifade eden bu noktay bilhassa ifade iin bi-kaderin kayd tasrih olunmutur. Bir de suyun bir unsur-i bast olmayp iki gazdan mteekkil bir cism-i mrekkeb olduu hiren kimyada malum olmutur. Demek ki suyun terkibi dahi sr tabi bir ey olmayp haricinden icrayi tesir eden bir failin sunudur. Bu haysiyetle de su semavi bir tesirin mahsuldr.127 Kader kelimesi, Kukusuz biz her eyi belli bir kader dhilinde yarattk (inn klle eyin halaknhu bi-kaderin) mealindeki Kamer 54/49. ayette de belli bir l, dzen, denge anlamnda kullanlmtr. Nitekim Mutezil mfessir Zemaher de bu ayeti, her eyin ilh hikmetin gereklerine uygun biimde, salam, belli bir dzen ve denge iinde yaratlmas yahut her eyin varlk sahnesine kmadan nce Alahn ezel ilminde malum ve kaytl olan ekle gre yaratlmas eklinde aklamtr.128 Buna gre ayette anlatlmak istenen husus yle de ifade edilebilir: Allahn yaratmas rasgele ya da geliigzel bir keyfiyet arz etmez. Bilakis O snrsz ilmi ve hikmeti uyarnca her eyi bir l, bir kanun, bir dzen ve sistem dhilinde yaratr. Buna karlk baz Snn mfessirler bu ayeti bildik anlamda kader doktriniyle ilikilendirmilerdir. Mesela, Kurtub bu ayetin tefsirinde Ehl-i Snnetin u gr benimsediini zikretmitir: Allah varlk sahnesine karmadan her eyin miktarn, ahvlini ve zamann ezel ilminde belirlemi, daha sonra ezel ilmindekine uygun ekilde varlk sahnesine karmtr. Gerek ulv gerek sfl lemde hibir ey Onun bilgisi, kudreti ve iradesi haricinde sdr olup varlk kazanmaz. Tek gerek ilah ve tek gerek yaratc Allahtr.129 Kurtub bu ayetin tefsirinde Ehl-i snnetin kader inancn paylamayan Kaderiyyye-Mutezile frkasn zemmeden birtakm hadisler (?) de nakletmitir. Mesela, Cbir b. Abdillahtan gelen bir rivayete gre Hz. Peygamber mminlere u tavsiyede bulunmutur: Bu mmetin Mecusileri olan ve Allahn takdirlerini yalan sayan
Yazr, Hak Dini, V. 3441. Zemaher, el-Kef, IV. 41. 129 Kurtub, el-Cmi, XVII. 96.
128 127

38

kimseler hastalandklarnda onlar ziyaret etmeyin; ldklerinde mmin olduklarna ahitlik etmeyin; onlarla karlatnzda selam vermeyin. bn Abbas ve Cbir b. Abdillahtan gelen bir rivayette de Hz. Peygamber gya yle demitir: Benim mmetim iinde iki grup var ki bunlarn slamdan nasibi yoktur. Bu iki snf Mrcie ve Kaderiyyedir. Enes b. Mlikten nakledilen dier bir rivayete gre ise Hz. Peygamber unu sylemitir: Hayr ve er bizim elimizdedir, diyen Kaderiyyenin benim efaatimden hibir nasibi yoktur. nk ne ben onlardanm ne de onlar bendendir.130 yle grnyor ki bu tr rivayetler slam dnce tarihinde bilhassa Emevlerin kendi saltanat rejimlerini ve iktidarda iken yaptklar gayri meru ileri merulatrmak adna insanlara cebr doktrinini salk vermeleri, buna mukabil Kaderiyye (Mutezile) diye tarihe geecek baz Mslman limlerin bu doktrine iddetle kar kp insann zgrlk ve sorumluluk fikrini savunmalar srecinde uydurulmutur.131 Nitekim Kaderiyye ve Mrice ile ilgili rivayetlerin deerlendirildii bir aratrmada da konuyla ilgili rivayetler farkl tarikleri tahri edilmek ve on farkl senetleri incelenmek suretiyle bunlarn tmnn zayf olduu, hatta ilerinde mevzu (uydurma) olarak nitelenen birka hadisin dahi bulunduu sonucuna varlmtr.132 Dier taraftan, bugn muteber kabul edilen kaynaklardaki kader hadislerinin iinde mevzuatla ilgili kitaplarda uydurma olduklar belirtilen rivayetler mevcuttur. Bu rivayetlerin ok nemli bir ksmnn Emeviler dneminde yaanan siyasi olaylar vasatnda uydurulmu olmas kuvvetle muhtemeldir. Nitekim uydurma olarak kabul edilen rivayetlerde bahsi geen konular ile Emeviler dnemindeki olaylarla paralellik arzetmesi bu ihtimali daha da glendirmektedir. Sonu olarak diyebiliriz ki Emeviler dnemi, fatalistik kader ve cebr inancnn en youn biimde istismar edildii ve iktidarn meruiyet arac olarak kullanld bir dnem olarak karmza kmaktadr. Bu inancn kkletirilmesi ve yaygnlatrlmas iin siyasi otorite her trl abay gstermi ve aksi ynde dnenleri kamunun inancn ifsat bahanesiyle en ar

130

Kurtub, el-Cmi, XVII. 96. Kaderiyyenin zemmine dair benzer rivayetler iin ayrca bkz. Saleb, elKef vel-Beyn, VI. 44-45. 131 Bu konuda geni bilgi ve deerlendirme iin bkz. H. Musa Bac, nsann Kaderi: Hadislerin Telkin Ettii Kader Anlay, Ankara 2009, s. 147-161. 132 Bac, nsann Kaderi, s. 140.

39

cezalara arptrmaktan geri durmamtr. Bu balamda dier pek ok konuda olduu gibi kader ve cebr konusunda da hadisler uydurulmutur.133 Btn bu mlahzalardan sonra unu sylemek mmkndr: Kukusuz bir her eyi belli bir kader dhilinde yarattk (inn klle eyin halaknhu bi-kaderin) mealindeki Kamer 54/49. ayeti bildik anlamda kader inancna mesnet gstermek pek isabetli deildir. Gerekte bu ayette vurgulanan husus, kinattaki btn her eyin ilh ilim ve hikmet uyarnca belli bir lye gre yaratlddr. u halde, i-mm mfessir Tabersnin (. 548/1153) de belirttii gibi, Allah her eyi belli bir hikmet, dzen ve sistem iinde yaratm, dolaysyla yaratma hususunda abesle itigal etmemitir. Bilakis O yaratmada hep bir ama, gaye ve ilev gzetmitir. Mesela, azab istihkak (hak edi) lsne gre yaratmtr. Nitekim insandaki uzuvlar da hep bir ilev iin yaratlmtr. Szgelimi dil konumak iin, el tutmak iin, ayak yrmek iin yaratlmtr. Eer bu organlarda herhangi bir eksiklik ve fazlalk bulunsayd, o zaman yaratmadaki ama tam anlamyla hsl olmazd. 134 Burada bir kez daha belirtelim ki baz Snn mfessirlerin Kamer 54/49. ayette geen kader kelimesinin bildik anlamda kader inancna iaret ettiine dair naklettikleri rivayetler, ok byk bir ihtimalle uydurmadr. Keza sz konusu ayetin gelecekte kadere inanmayan gruplar hakknda indiine dair rivayetler de bizce ayn niteliktedir. nk vahyin nazil olduu vasatta Mslmanlar arasnda kaderle alkal herhangi bir tartma mevcut deildi. Belli ki sz konusu rivayetler kader konusunda Emevler ve yandalarndan farkl dnen evreleri Hz. Peygamberin diliyle mahkm etmek iin retilmi; ancak tarihsel srete bu rivayetlerin nemli bir ksm zellikle Ehl-i Hadis diye anlan Selef-Snn limler nezdinde de kabul grmtr.135 Nitekim Selef-Snn mfessir bn Kesr de (. 774/1373) Ehl-i Snnet ulemasnn Kaderiyyeye ynelik reddiyelerinde bu ayet ile sz konusu rivayetleri delil olarak kullandklarn belirtmitir.136 te yandan Kamer 54/49. ayetin kader konusunda Hz. Peygamber ile tartan mrikler hakknda nazil olduu ynndeki rivayetler de geriye doru bir tarih inasnn rn gibi gzkmektedir. Zira mriklerin Hz. Peygamberle tarttklar konular,
Bac, nsann Kaderi, s. 160-161. Tabers, Mecmaul-Beyn, IX. 248. 135 Ehl-i Hadisin (Ashbul-Hads) bu zayf ve uydurma hadislere yaklam konusunda geni bilgi iin bkz. Bac, nsann Kaderi, s. 162-166. 136 bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, IV. 267.
134 133

40

vahyin kayna, tevhid ve lmden sonra dirili inancyd. Kader konusunda ise herhangi bir problemleri yoktu. Bilakis Csiye suresi 45/24. ayette sz edilen dehr inancndan da anlalaca gibi tam anlamyla kaderci denebilecek bir dnceye sahiplerdi.137 Kader kelimesi tefil babnda fiil ve mastar kalbnda Furkn 25/2. ayetin sonunda da gemektedir. Ayetin fe-halek klle eyin fe-kadderah takdr eklindeki ibaresi, Allahn her eyi yaratp belli bir dzene koyduunu ve/veya yaratt ve varln idame ettirdii byk kozmik dzen iinde her eye ve her olaya belli bir fonksiyon, belli bir mahiyet ve keyfiyet takdir ettiini ifade etmektedir. Evet, Allah her eyi belli bir l ve dzen ierisinde vcuda getirmitir. Dolaysyla Allah her eye biim, ekil, g, nitelik, sre, gelime vb. eyler vermi, kendisine tahsis edilen alanda fonksiyonunu yerine getirebilmesi iin rzk ve aralar meydana getirmitir. u halde ayetteki takdir kelimesi, Allahn varlk dzlemine kard her eyi en gzel bir ekilde vcuda getirdii, yaratmasnda eksiklik, geliigzellik, bozukluk gibi hibir noksan sfatn bulunmad anlamna gelir. Nitekim Eb shk es-Saleb de (. 427/1036) ayetteki fe-kadderah takdr ibaresini, Allah yaratt her eye kendi yaratlna uygun bir ekil ve dzen verdi. Bu ekil ve dzende hibir bozukluk ve kusur yoktur (fe-sevvhu ve heyyeeh lim yasluhu leh fe-l halele fh ve-l tefvte) eklinde yorumlamtr.138 Talk suresi 65/3. ayetin sonundaki kad cealellhu li-kll eyin kadren (Allah btn her ey iin bir l tayin etmitir) ibaresinde de kadr kelimesi yine l, miktar, limit gibi anlamlarda kullanlmtr. Elmall Hamdi Yazrn gzel izahna gre, hakikat Allah her ey iin bir kadr takdir buyurmutur. Bir hadd-i miktar tahsis buyurmutur ki onu ona gre yrtr. O hadd-i miktardan ileri geirmez. Bu kaziye yle bir kanundur ki her ey hakknda crdir. Ve her eyin hkm, kymeti Allahn ona tahsis buyurduu o kadr ile mtenasiptir. Hakikatte bir eye ilim de onu o kadr ve haddiyle temyiz etmektir. Bu cihetle esbabn bir dereceye kadar bir kadr-i haysiyeti yok deilse de zat deil izf ve mtenhidir. Tesir ve hkm onun deil, Allahndr. Asl ilm-i kudretine itimat olunacak, hkm ve iradesine emir tefviz edilecek hkim, esbab deil, msebbibl-esbb olan Allahtr. Her ey geer, leh ve aleyhte her sebep tkenir,
Bu konuda geni bilgi iin bkz. Mustafa ztrk, Kuranda ve slam ncesi Arap Dncesinde Dehr Kavram, Ondokuz Mays niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Say: 16, Samsun 2003, s. 251-270. 138 Saleb, el-Kef vel-Beyn, III. 404.
137

41

mukadder olan kaderi biter, evvel ve hir btn kudretiyle Allah kalr. Hem Allah takdir buyurmam ise hibir ey dier bir eyde icray tesir edemez. Takdir buyurmu ise Allahtan baka hibir ey de onun nne geemez. Ate Alllahn yak dediini kadrince dedii kadar yakabilir. Rzk da Allahn doyur dediini kadrince dedii kadar doyurabilir. Demek ki esbaba itimat mtenahi, Allaha itimat namtenahidir. O halde kuvvet ve yakn, esbaba gvenmekte deil, Allaha dayanmakladr. Tevekkl de marurlukla kendini sayp koyuvermek deil, Allahn gsterdii yolda gc yettii kadar vazifeye ihtimam, ittikaya riayet, kusurunu itiraf ile beraber, Allahn kudretine itimat edip netice hakknda telaa dmeksizin onun iradesine teslimiyettir.139 3.2.2. Hkmetmek, Belirlemek ve Belli Bir l Dhilinde Yapmak Kader kelimesiyle ayn kkten treyen ve Kuranda fiil eklinde geen kadera ve kaddera (yukaddiru) gibi kelimeler de bir lye, dzen ve sisteme iaret eder. Bu erevede sz konusu fiiller, Allahn genelde tm varlk lemine, zel anlamda insan ve dier canl-cansz varlklara ynelik takdir ve tasarruflarnn hep bir l ve nizama bal olduunu ifade eder. Mesela, Fussilet suresi 41/10. ayette Allahn evreni yaratrken yeryzndeki rzk kaynaklarn belirlemesi kaddera kelimesiyle ifade edilmitir. Benzer ekilde, Ysn 36/39. ayette Allahn aya birtakm menziller belirlenmi olmas da yine kaddera fiiliyle ifade edilmitir. Buna mukabil, Hicr 15/60 ve Neml 27/57. ayetlerde Hz. Ltun geride kalan ve helak olan kimseler arasnda yer almas Allahn takdirine balanm ve bu hususu ifade etmek iin her iki ayette de kaddern lafz kullanlmtr. Klasik tefsirlerdeki bilgilere gre kaddern fiili sz konusu iki ayette eddesiz olarak kadern diye de okunmutur. Herev kaddera ile kadera kelimelerinin ayn anlama geldiini belirtmitir. Bu kelimeye Hicr 15/60 ve Neml 27/57. ayetlerde genellikle hkmettik (kadayn) eklinde bir anlam verilmitir.140 Bunun yannda Fahreddn er-Rz kelimenin bu ayette belirlemek anlamnda kullanldndan da sz etmi, ancak sonuta hkmetme ve belirlemenin birbirine yakn anlamlar olduunu belirtmitir. 141 Dier taraftan, Mutezil mfessir Eb Bekr el-Esamm (. 200/816) kaddern fiilini bildirdik, haber verdik (ahbarn) eklinde yorumlamtr. mam Mtridye (.
139 140

Yazr, Hak Dini, VII. 5063-5064. Kurtub, el-Cmi, X. 25; bnl-Cevz, Zdl-Mesr, IV. 306; Mverd, en-Nket vel-Uyn, III. 164. 141 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XIX. 158-159.

42

333/944) gre bu yorum Mutezile mezhebini desteklemek adna bir tr hileye bavurmaktr. nk Mutezile kullarn fiillerinin Allah tarafndan belirlenip (takdir) yaratldn kabul etmez. Oysa ayet kullarn fiillerinin Allah tarafndan takdir edilip yaratlna delalet etmektedir.142 Takdir, ayn kkten gelen kudret kavramyla yakndan ilgilidir. Kelimeyi umum manada ele alan kelamclar kudret kavramn ilahi bir sfat olarak Allah-lem ilikisinde dorudan messir olan tek sfat olarak dnmlerdir. nk mmkn var klmak iin kudrete ihtiya vardr. Bu adan fiil sfatlarn hepsi kudret sfatna rcdir. Allahn kudret sfatnn neticesinde ortaya kan ve mmkn birer varlk olan insan ve kinat da Allahn kaderidir denebilir. Kudret, hayat sahibinin iradeye ve fiile muktedir olduu sfatdr. Kudretin irade ile olan ilikisi kesindir. ayet irade olmazsa, kudret bal bana bir fiil meydana getiremez. Fiilin hsl olmas iin nce irade, sonra kudret gereklidir.143 Bir telakkiye gre kinatta meydana gelen her trl hadise Allah tarafndan daha nceden takdir edilmesi ynyle bir kaderdir. Takdir edilen ey meydana gelmedike de kaza olmaz. Bu anlamda u ana kadar cereyan etmi olan hadiseler hem kader hem kaza; bu gnden sonra olacak olan olaylar ise sadece takdir edilmi hadiselerdir. Kaza deildir, nk henz meydana gelmi deildir. 144 Kaddera kelimesi Al suresi 87/3. ayette de takdir etmek, belirlemek manasnda kullanlmtr. Kinattaki btn her eyin Allah tarafndan yaratlp dzenlendiini belirten ayetteki kaddera fiili ounluk tarafndan eddeli; Kis tarafndan eddesiz olarak kadera eklinde okunmutur. Fahreddn er-Rz kaddera kelimesine, her eyi belli bir lye gre belirledi manas vermitir. Buna karlk Kaffl (. 365/976), kadera eklindeki okunuun malik oldu manasna geldiini belirtmitir. Bu yoruma gre kadera kelimesi Allahn yaratt varlklara malik olmas ve bu konuda diledii/istedii ekilde tasarrufta bulunmas anlamna gelir. Bununla birlikte, kelimenin eddeli ve eddesiz okunuunun ayn anlam ifade ettii de sylenmitir.145 evknnin (. 1250/1834) yorumuna gre Al 87/3. ayette geen kaddera fiili varlklarn cinslerinin, trlerinin, niteliklerinin, davranlarnn, szlerinin ve ecellerinin

142

Eb Mansr Muhammed b. Muhammed el-Mtrid, Tevltl-Kurn, stanbul 2006, VIII. 45. erafettin Glck, Bklln ve nsan Fiilleri, Ankara 1997, s. 103. 144 Ahmet Ltfi Kazanc, slamda rade, Kaza ve Kader, stanbul 1968, s. 44. 145 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XXXI. 126.
143

43 Allah tarafndan belirlenmesini ifade eder.146 Bu yorum, ilk bakta bildik anlamda kader inancyla rtr gzkmektedir. Ancak hemen belirtelim ki burada sz konusu olan belirleme ya da takdir, alnyazs anlamnda bir takdir deil bir l ve limit belirlemektir. Nitekim Elmallnn u yorumu da ayn paraleldedir:
Yaratt her eye kad cealellhu li-klli eyin kadren [Talk 65/3] vefknca ilm-i iradesiyle bir kader tayin eyledi. Cinslerinde, nevilerinde, fertlerinde, sfatlarnda, fiillerinde, ecellerinde birtakm hususiyetlerle birer had ve miktar tahsis etti. mkan tabiatnda hep bir ve msavi olan eyadan her birini vcutta yekdierinden birer miktar ile temayz ettirerek muhtelif mahiyetler, muhtelif hviyetler ile tenv ve takyid ve tahdit eden birer biim takdir buyurdu da ona gre her birini kendilerinden taban veya ihtiyaren sadr olacak hususiyyt ile harilerinden sadr olacak hussiyyt arasnda vasl olacaklar gaye-i hilkatlerine doru tevcih buyurdu.147

Kaddera kelimesi, Mddessir suresi 74/18-20. ayetlerde de lp bimek, tasarlayp bir dzene koymak gibi manalarda kullanlmtr. Kurtub kaddera kelimesinin bu ayetlerdeki anlam ve kullanm hakknda, syleyecei sz zihninde tasarlamak (heyyeel-kelme f nefsih) eklinde bir izahta bulunmu ve ardndan Araplarn bir eyi tasarlayp dzene koyduklarnda kaddert-eye ifadesini kullandklarn sylemitir.148 Rivayetlere gre bu ayetler Mekke mriklerinin nde gelen isimlerinden biri olan Veld b. Murenin Hz. Peygamber ve Kuran hakkndaki dncelerini tasvir etmektedir. Zira mrikler Veld b. Mureye Hz. Peygambere ve Kurana kar nasl bir tavr taknmalar gerektiini sormular, o da dnp tandktan sonra Hz. Peygamberin bir sihirbaz, Kurann da nceki nesillerden intikal eden sihirli bir sz, dolaysyla beer kelam olduunu sylemitir.149 Bu bilgiler dikkate alndnda Mddessir 74/18-20. ayetlerde kez zikredilen kaddera kelimesinin Hz. Peygamber ve Kuran hakknda sylenecek szleri zihinde tasarlamak manasna geldii daha aklk kazanr. Buna gre Veld b. Mureye atfedilen kaddera fiili yle bir zihinsel sreci ifade eder: Veld b. Mure ilkin kendi kendine Muhammed mecnundur diye dnr; ancak bu sfatn ona tam uymadna
evkn, Fethl-Kadr, V. 423. Yazr, Hak Dini, VIII. 5744-5745. 148 Kurtub, el-Cmi, XIX. 49. 149 Bkz. Taber, Cmiul-Beyn, XII. 310; Beav, Melimt-Tenzl, V. 415-416.
147 146

44 karar verir. Ardndan, Hayr, o airdir der; ama bu sfatn da onun vasflaryla rtmediini dnr. Epey bir dnp tandktan sonra, O bir sihirbazdr der. nk diye dnr, sihirbazlar kar ile kocann arasn aar. Ayn ekilde Muhammed de baba ile evladn arasn amaktadr. O halde Muhammed bir sihirbazdr.150 3.2.3. Rzk Ya Da Geim mknlarn Daraltmak Kaderin fiil formundaki trevleri olan kadera ve yakdiru gibi kelimeler eitli ayetlerde insanlarn rzk ya da geim imknlarnn azaltlmas (daraltlmas) anlamnda kullanlmtr. Mesela sr 17/30, Kasas 28/82, Ankebt 29/62, Rm 30/37, Sebe 34/36, Zmer 39/52 ve r 42/12. ayetlerde Allahn diledii kimsenin rzkn genilettii, diledii kimsenin de rzkn daraltt belirtilmitir. Benzer ekilde Fecr suresi 89/16. ayette Allahn kimi insanlar rzk daraltmak suretiyle snamas fe-kadera aleyhi rzkah eklinde ifade edilmi, yine kstl imknlara sahip olan kimse iin Talk 65/7. ayette men kudira aleyhi rzkuh eklinde bir ifade kullanlmtr. Esasen rzkn geniletilip daraltlmas Allahn ahlk vasflaryla ilgili bir meseledir. Bu meselenin klasik kelam literatrnde ne ekilde ele alndna gemeden nce rzk (rzk) kavram hakknda ksaca bir bilgi vermek gerekir. Szlkte, yiyecek vermek anlamndaki rezk kknden treyen rzk kelimesi yiyecek, giyecek ve kendisinden fayda salanan her ey; yamur, ba, nasip gibi manalara gelir; terimsel olarak da Allahn canllara yeme ime ve baka hususlarda yararlanmak zere verdii her eyi ifade eder. Kuranda 123 yerde geen rzk kavram ve rzklandrma fiili ounlukla Allaha izafe edilirken baz ayetlerde buna arac olmasndan dolay kula da nisbet edilmitir151 Kuranda ayrca hayatiyetini srdrecek hibir imkna sahip bulunmayan varlklar dhil olmak zere yeryzndeki btn canllarn rzkn verenin Allah olduu belirtilir.152 lgili ayetlerdeki vurgulu ifadelere binaen slam limleri btn canllarn rzkn Allahn verdii noktasnda ittifak etmilerdir. Ancak kullara ait kt fiillerin gereklemesine ilh kudret ve iradenin tesiri meselesi, kullarn yararna olan eyleri yaratmann Allah iin gerekli olup olmad konularyla ilgili olarak kelm limleri rzk mevzuunda baz farkl grler ortaya koymulardr. Ehl-i Snnet limleri, insanlarn
150 151

bn r, et-Tahrr vet-Tenvr, XXIX. 308. Bakara, 2/233; Nis, 4/5; Kehf, 18/19. 152 Hd, 11/6; Ankebt, 29/60.

45

ird fiillerinin grnte kendi arzu ve teebbsleri sonunda meydana geldiini kabul etmekle birlikte bu fiillerin her eyin yaratcs olan Allahn sayesinde vcut bulduu fikrini benimsemiler ve bu sebeple de rzk Allahn hayatlarn srdrebilmeleri iin canllara verdii her trl imkn eklinde tarif etmilerdir. Mutezile limleri ise ilh irade ile insanlarn gayri meru fiilleri arasndaki ilikiyi reddettiinden rzk kiinin hayatiyetini srdrmek iin malik olduu ey veya kiinin faydalanmaktan men edilmedii imknlar diye tarif etmilerdir. Mutezilenin tariflerine gre haram kazan rzk kapsamnda yer almaz.153 Rzk konusundaki temel mesele, insanlarn reel olarak sahip bulunduklar mal, mlk, servet, besin maddeleri gibi eylerin Allah tarafndan taksim edilip edilmediidir. Ehl-i Snnete gre rzkn taksimi Allahn kaza ve kaderine gre gerekleir. Dolaysyla rzklar, tpk eceller gibi ezelde belirlenmitir. Bu yzden, herhangi bir insann rzk ne artar ne de eksilir. Herkes kendi rzkn yer. 154 Snn gelenekteki bu inan halk arasnda, Bana talih kuu konmak, Allah mal istediine, ilmi isteyene verir, Herkes nasibini yer, Ya nasip, er-Rzku Alellh, Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud; Nasibin varsa gelir Hintten Yemenden; nasibin yoksa gider elinden; Ksmetim buymu gibi deyim ve darb- mesellerle de ifade edilmitir.155 Literal (lafz) anlam asndan bakldnda baz ayetler rzk ya da geim imknlarnn Allah tarafndan taksim edildii hususunda sarih ifadeler iermektedir. Mesela, Zuhruf 43/32. ayette yle denilmektedir: Rabbinin rahmetini paylatrmak, peygamberlie kimin layk olduunu belirlemek onlara m kalm?! Nasl ki dnya hayatnda geim aralarn kimine ok kimine az imknlar bahetmek suretiyle onlar arasnda bltren ve yine bir ksmn bakalarna yardm etmesi iin daha fazla maddi imkn sahibi yapan biziz; ayn ekilde dilediimizi vahiy ve peygamberlikle onurlandran da biziz. Nahl suresi 16/71. ayette ise u ifadeler yer almaktadr: Allah kiminize kiminizden daha fazla maddi imkn verdi. Ne var ki maddi imknlar geni olanlar, sahip olduklar serveti yanlarnda altrdklar kle ve hizmetileriyle paylap da

153 154

erafettin Glck, Rzk, DA, stanbul 2008, XXXV. 73. Ebl-Feth Muhammed e-ehristn, Nihayetl-kdm f lmil-Kelm, Kahire trs., s. 416. 155 lhami Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, Ankara 1998, s. 20-21.

46

onlar bu hususta kendileriyle eit duruma getirmeye yanamyorlar. Peki, onlar byle yapmakla Allahn bunca nimetine bile bile nankrlk etmi olmuyorlar m?! Bu konunun banda iaret edilen dier birok ayette ise Allahn diledii kimsenin rzkn bollatrd, diledii kimsenin de rzkn daraltt bildirilmitir. Literal anlam asndan bakldnda btn bu ayetler rzkn bizzat Allah tarafndan taksim edildiini ifade etmektedir. Yine bu ayetlerden rzkn ok ve az veriliinde sadece Allahn meietinin belirleyici olduu, dolaysyla bu konuda kulun hibir fonksiyonunun bulunmad gibi bir anlam kmaktadr. Arapada kaderar-rzka ibaresinin rzk taksim etti (kasemeh) anlamna geldii ynnde ki bilgi de156 bu anlam teyit etmektedir. Fahreddn er-Rz, sr 17/30. ayetteki inne rabbeke yebsutur-rzka limen yeu ve ve yakdir (Rabbin diledii kimsenin rzkn bollatrr; [diledii kimsenin] rzkn daraltr) ifadesinin tefsirinde kader (kadr) kelimesi szlkte daraltmak, ksmak anlamna gelir dedikten sonra, bu kelimenin Tlk 65/7 ve Fecr 89/16. ayetlerde de bu anlamda kullanldn belirtmi ve daha sonra unlar eklemitir: Evet, Allah kimi insanlarn rzkn bollatrr, kimi insanlarn rzkn da daraltr. Rzk daraltmak aslnda insanlarn faydas iindir. nk Allah r 42/27. ayette, Eer Allah kullarnn rzkn bollatrsayd, yeryznde azarlard. Bu yzden biz rzk dilediimiz lde ltfetmekteyiz buyurmutur. [te yandan] sr 17/30. ayetin sonunda Allah kullarndan haberdardr; onlar grmektedir buyrulmutur. Bu ifade, kullarna belli lde rzk verme hususunda Allahn her insann maslahatn bildiine iaret eder. Dolaysyla rzk konusunda kullarn farkl durumda olmas cimrilikten deil, mashalat gzetmekten dolaydr.157 Buna gre kullarn rzkn taksimle ilgili ilh meiet geliigzel bir tasarrufa iaret etmemekte; ayrca rzkn Allah tarafndan taksim edilmesi yanl bir tevekkl anlayna da sevk etmemektedir. Kald ki baz ayetlerde insann yanl bir tevekkl anlayna snmak yerine karada ve denizlerde rzkn aramas emredilmektedir.158 Bunun yannda baz hadislerde, gnahlardan dolay Allahtan af dilemenin ve Akrabay ziyaret etmenin (sla-i rahim) rzk geniletecei belirtilmektedir.159 Ayrca baz

156

bn Manzr, Lisnl-Arab, VII. 263. Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XX. 156-157. 158 Ftr, 35/12; Mlk, 67/15. 159 Bkz. Buhr, By, 13; bn Mce, Edeb, 57.
157

47 ayetlerde mal biriktirme fiili insana izafe edilmektedir.160 Eer Allah rzk ezelde spesifik ya da noktasal olarak taksim etmi ve bu konuda insanolunun hibir dahli bulunmam olsayd, mal biriktirme fiili Kuranda insana atfedilmezdi. Ayrca, bunun aksi varit olsayd, Amerikada kii bana den mill gelir 25 bin dolar iken, Trkiyede bu rakamn ok daha dk olmasn Allah m tayin ediyor? diye sormak gerekirdi. yleyse, Allah dilediine rzk geniletir, dilediine de ksar mealindeki ayetleri, Allahn artlara gre deikenlik arz eden takdiri balamnda yorumlamak gerekir. Yok eer bildik anlamda kader-ksmet inanc kabul edildiinde, snfl toplum yaplarn merulatrmak kanlmaz olur; dolaysyla smrye ve zulme kar direnmenin hibir anlam da kalmaz.161 Dier taraftan, Kuranda Allahn tpk hidayet ve dalalete sevk etme konusunda olduu gibi rzk datma hususunda da sk sk ilh meiete atfta bulunulmas, bu meietin keyf ekilde tecelli ettii anlamna gelmez. Aksine Allah diledii kimseyi hidayete, diledii kimseyi dalalete sevk eder; yine Allah diledii kimsenin rzkn bollatrr, diledii kimsenin rzkn da daraltr mealindeki ayetleri anlayp yorumlarken Kurandaki Allah-merkezli dil dizgesini dikkate almak gerekir. Zira bilhassa erken dnem Mekk surelerdeki vurgulu ifadelerden anlalaca gibi, kinatta olup biten her eyin arka plannda mutlak irade ve g sahibi Allah vardr. Makro ve mikro boyutuyla fizik lemin btn olaylarnda yegne fail Odur. Yldzlar sevk ve idare eden O olduu gibi, spermann teekklnden, yumurta hcresiyle birleip yeni bir yarata dnmesine kadar geen btn safhalarda yine O vardr. Tarih alannda da durum pek farkl deildir. Zira birok ayetteki sarih ifadelere gre toplumlar varlk sahnesine karan, halden hale geiren ve nihayet yok eden Odur. Kuranda Allahmerkezli dil ve ifade tarznn hkim oluundaki temel etken, Mekke mriklerinin dnya grleridir. Allahsz olmasa da, mevcut Allah fikrinin ahlk alanda hibir ilev grmedii mrik dnya grne kar Kuranda tanrnn varlndan te mutlak birliine ve snrsz kudretine vurgu yaplmtr.162 Kuran dilindeki bu ifade zellii gz ard edildiinde, bilhassa Allahn snrsz kudretinin vurguland ayetleri anlama konusunda ciddi sorunlarla yzleilmesi kanlmazdr. Bilindii gibi Kuranda, Allah diledii kimseyi saptrr; diledii
160 161

Hmeze, 104/2. Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, s. 133. 162 zsoy, Snnetullah, s. 144-145.

48

kimseyi doru yola ulatrr mealinde birok ifade mevcuttur. Kurann dil ve anlam dnyasna vukufiyeti olmayan pek ok insan, Allahn dilemesini h keyfi tasarruflarda bulunmas, dolaysyla insanolunun bu byk (kll) iradenin elinde bir oyuncak olmas eklinde anlamakta, byle bir yanl anlama neticesinde de ister istemez neyi niin yapt bilinmeyen, herhangi bir ahlk ilkesi bulunmayan bir tanryla kar karya olduklar vehmine kaplmaktadr. Oysa gerek durum byle deildir. Bilindii gibi, Kuranda Allahn her eye kadir olduu, diledii eyi yapt ve yapp ettiklerinden dolay kendisine asla hesap sorul[a]mayaca bildirilmektedir. Ancak bu bildirimler Allahn iradesinde keyfilik olduu, keyf tasarruflarda bulunduu anlamna gelmemektedir. Bilakis Allah, rahmeti kendisine prensip edindiini bildirmesi (Enm 6/12) ve Ben kullarma asla hakszlk etmem (Kf 50/29) buyurmas163 hasebiyle kelimenin tam anlamyla bir rahmet ve adalet tanrsdr. O halde, Allahn saptrmasnda mstahak grme, doru yola sevk etmesinde ise layk grme sz konusudur. Ayrca, Allah diledii eyi yapar! (Hac 22/14) ve benzer ierikteki ayetleri okurken teosentrik dilin mantn dikkate almak gerekir. Bu dilin mantn Enfl 8/18. ayetle tavzih etmek mmkndr. Bu ayette mealen yle buyurulur:
[Ey Mminler!] Savata o mrikleri siz ldrmediniz; gerekte Allah ldrd. [Ey Peygamber!] Savata dman saf d etmek iin bir eyler attn zaman da aslnda sen atmadn, Allah att. Allah btn bunlar mminleri gzel bir snavdan geirmek iin yapt. phesiz Allah her eyi iitir, her eyi bilir!

Bu ayetten de anlalaca gibi, teosentrik dil, her zaman ve zeminde evvela Allahn hesaba katlmas gerektiini tembihleyen bir dildir. Kukusuz bu dilde insanolunun zgr iradesinin nefyi sz konusu deildir. Aksine insan din-ahlk plandaki her fiilini zgr iradesiyle gerekletirmektedir. Byle olduu iindir ki, insanolu dnyada zgr irade ve ihtiyaryla yapp ettii her eyin hesabn ahirette verecek ve hak ettii karl grecektir. Ksacas, ilh azapta da mkfatta da insan iin bir hak edi vardr. O halde, Trke Kuran meallerinin hemen hepsinde, Andolsun, biz, cinlerin ve insanlarn ounu cehennem iin yarattk (Arf 7/179) diye evrilen ayete, Andolsun biz, cehennemlik olmay hak eden birok cin ve insan yarattk. eklinde bir anlam takdir edilmesi daha isabetli gzkmektedir. nk ayetteki bu ifadenin ardndan, Bylelerinin akllar vardr ama hakikati kavramaz,
163

Benzer ierikteki dier ayetler iin bkz. l-i mrn, 3/182; Enfal, 8/51; Hac, 22/10; Fussilet, 41/46; Ynus, 10/44; Mmin, 40/31.

49

gzleri vardr ama hakikati alglamaz, kulaklar vardr ama hakikat arsn duymaz. te bunlar [uursuzluk asndan] davarlar gibidirler. Hatta bunlar davarlardan da uursuzdur. te bunlar tam bir aymazlk iinde olan kimselerdir! buyurulmaktadr.164 3.2.4. eref, Kymet, Ycelik Kadr (kadir) kelimesi baz ayetlerde ereflilik, deerlilik ve ycelik anlamnda kullanlmtr. Mesela Kadr suresi 97/1. ayette geen leyletl-kadr (Kadir gecesi) terkibinde geen kadr kelimesi bu anlamdadr. Nitekim surenin 3. ayetinde Kadir gecesinin bin aydan daha deerli olduunun bildirilmesi, bu kelimenin deerli, kymetli anlamnda kullanldn teyit eder. Keza Trkedeki kadir kymet bilmek deyimi de yine kadr kelimesinin bu anlamna iaret eder. Kurann nazil olmaya balad ayn Kadr (Kadir) diye isimlendirilme gerekesine dair yorumlardan biri, Kadir gecesi, yceliinden, deer ve erefinden tr bu ekilde isimlendirildi eklindedir. Nitekim Araplar, li-flnin kadrun szn bir kimsenin erefli ve saygn olduunu ifade etmek iin kullanrlar. 165 Baka bir yoruma gre Kadir gecesi, bu gece boyunca ilenen gzel ameller (taat ve ibadet) ok byk sevaba vesile olduu iin byle isimlendirilmitir. Manevi anlamda deer ve saygnlk sahibi olmayan bir kimse Kadir gecesini ihya ettiinde deer kazanaca iin, sz konusu gecenin bu ekilde isimlendirildii de ileri srlmtr. Ayrca, Kadir gecesinde ok deerli bir peygambere, ok deerli bir mmete, ok deerli bir kitap nazil olmaya balad iin bu gece Kadr diye nitelendirilmitir. Yine Kadir gecesi ok deerli meleklerin iniine sahne olduu iin bu ekilde isimlendirilmitir. Baka bir yoruma gre Allah hayr, bereket ve mafiret ltfettii yahut mminlere rahmet takdir ettii veyahut saysz melein inmesinden tr yeryz adeta darack bir mekn hline geldii iin Kadir gecesi bu ekilde tesmiye edilmitir.166 Btn bu yorumlarn dnda Kadr 97/1. ayetteki leyletl-kadr terkibi hkm gecesi eklinde de yorumlanmtr. Bu yoruma gre kadr kelimesi, takdir anlamna gelmektedir. Allah Kadir gecesinde kullarn rzk, ecelleri ve lmleri gibi hususlarda bir yllk takdirde bulunur ve bu takdirlerini gerekletirme iini srafil, Mikail, Azrail
164

165

ztrk, Meal Kltrmz, s. 19-21. Kurtub, el-Cmi, XX. 88-89. 166 bnl-Cevz, Zdl-Mesr, IX. 182; Mverd, en-Nket, VI. 312.

50

ve Cebrailden oluan drt byk melee tevdi eder. Bu yzden, Kadir gecesi takdir ve hkm gecesi anlamna gelir.167 Endlsl mfessir bn Czey (. 741/1340), Duhn suresi 44/4. ayetteki, Her hikmetli i o gece tefrik edilir/belirlenir (fh yufraku kll emrin hakm) ifadesine istinaden bu yorumu tercihe ayan grmtr.168 Kadr kelimesi, Enm suresi 6/91. ayetteki ve-m kaderullhe hakka kadrih ibaresinde de ycelik (azamet) anlamnda kullanlmtr.169 Eb Hayve ayetteki kadrih kelimesini kaderih eklinde fethal okumutur. Hasen el-Basr ve-m kaderullhe hakka kadrih ibaresini, Onlar (mrikler) Allah hakkyla [gerektii gibi] yceltmediler (m azzamhu hakka azametih) eklinde izah etmitir. Fahreddn erRz, Onlar Allah gerektii gibi yceltmediler eklindeki izah bn Abbasa atfetmitir.170 Bu izaha gre kadr kelimesinin ilgili ayetteki anlam Araplarn li-flnin kadrun szndeki ycelik, eref anlamyla rtmektedir. 171 Ferr (. 207/822) ve Zeccc (. 311/923) gibi filolog mfessirler de ve-m kaderullhe hakka kadrih ibaresini, Onlar (mrikler) Allah gerektii gibi yceltmediler eklinde izah etmilerdir. 172 Ayn ekilde Reid Rza da bu ayetin tefsirinde kader ve kadr kelimesini azamet, ycelik manasna hamletmi ve sz konusu ibareyi, Onlar (mrikler) Allah hakkyla yceltmediler diye tefsir etmitir. Reid Rzaya gre bn Abbasn Ayet Allahn kudretine inanmayan kfirler hakknda nazil oldu eklindeki sz de bu manay desteklemektedir. nk bn Abbasn bu sznden anlald kadaryla ayetteki kadr kelimesi kudret manasnda kullanlmtr. Aslna baklrsa, gerek kadr kelimesi gerekse bu kelimenin eref, zenginlik, kudret anlamna gelen dier btn trevleri belli lde g ve kuvvet manas tar.173 Kadr kelimesinin mecazi olarak bir iin knhn bilmek manasnda kullanld dikkate alnrsa sz konusu ibareye Allah ve Onun tasarruftn hakkyla bilmediler eklinde bir anlam takdir etmek de mmkn olur.174 Bunun yannda

167 168

Kurtub, el-Cmi, XX. 88; Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XXXII. 28. Ebl-Ksm bn Czey el-Kelb, et-Teshl li Ulmit-Tenzl, Beyrut 2003, IV. 402. 169 Bkz. Beav, Melimt-Tenzl, II. 114. 170 Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XIII. 60. 171 Kurtub, el-Cmi, VII. 26. 172 Bkz. Eb Zekeriy Yahya b. Ziyd el-Ferr, Menil-Kurn, Beyrut trs., I. 343; Eb shk brhim b. Serr ez-Zeccc, Menil-Kurn ve rbuh, Beyrut 1988, II. 271. 173 Muhammed Reid Rza, Tefsrul-Kurnil-Hakm (Tefsrul-Menr), Beyrut 1999, VII. 505-506. 174 Bu anlam iin bkz. bn r, et-Tahrr vet-Tenvr, VII. 362.

51 Allah gerektii ekilde tanmadlar, Allah gerektii ekilde tavsif etmediler gibi baka yorumlar da mevcuttur.175 Sonu olarak, kader kelimesi ve trevleri Kuranda arlkl olarak Allahn kinat belli bir dzen ve sisteme gre yarattna, dolaysyla varlk lemindeki her eyin bir yasaya bal bulunduuna iaret etmektedir. Kinattaki dzene ilikin yasalardan biri de Allahn insan hr irade sahibi bir varlk olarak yaratmasdr. Kurana gre Allah bir ey yarataca zaman o eyin kabiliyetlerini ve davran kanunlarn mahiyeti (tabiat veya karakteri) ierisine yerletirir. Bylece o ey bir dzen ierisine girmi olur. lemde etkin bir duruma geer. te evrendeki her ey mahiyeti ierisine yerletirilmi kanunlar muvacehesinde hareket ettii iin Allahn iradesine teslim olmutur. Oysa insan Allahn emrine uyup uymamakta bir seim yapabilme kabiliyeti kendisine verildii iin, iyiyi ve kty seebilmekte hrdr. Dier btn varlklarn mahiyetine kabiliyetleri nasl kodlanmsa insnan tabiatna da iki alternatifi tercih edebilecek ekilde kodlanmtr. 176 Dnyadaki imtihann adillii iin gerekli olan temel unsur, insann kazanmaya da kaybetmeye de elverili bir tabiata sahip olmasdr. kinci unsur ise hayatn belli lde insann nnde boyun eecek tarzda bulunmasdr. Zira insann mkellef klnmas, ancak o mkellefiyeti yerine getirme kabiliyetine sahip bulunmas hlinde adil ve anlaml olur. Bu adan bakldnda insan belli bir alanda kendi kaderini kendisi tayin etmektedir, denebilir. Bununla birlikte insan, kader ve ezel-ilh ilim geninde, Allahn her eyi ezel ilmiyle bilmesi, insann yapp ettikleri zerinde messir deil midir? nsan herhangi bir ii bir ekilde yaparken Allah bildii iin mi o ekilde yapar? Yoksa Allahn ilmi insanlarn yapp etmelerine mi baldr? tarznda sorular hep bkdir. Nitekim slam kelamclar ve filozoflar kader problemi erevesinde bu sorular zerine ok kafa yormulardr. Meselenin bu ynn ele almak almamzn snrlarn aacandan burada sadece unu sylemekle yetinebiliriz: Allah snrsz ilmiyle insann hidayet ve iyilii mi yoksa dallet ve ktl m tercih edeceini bilir. Ama bunlar bilmesi insan zerinde tazyikte bulunmas anlamna gelmez. nsann hidayet veya dalalet konusundaki tercihi aslnda Allahn insan ve toplumla ilikisindeki ezel prensibi (snnetullah) erevesinde vuku bulan ve bulacak

175 176

bnl-Cevz, Zdl-Mesr, III. 92. Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, ev. Alpaslan Akgen, Ankara 1987, s. 81-82.

52

olann aa kmasdr. Sz konusu ilh-ezel prensip (snnetullah) mkellefiyeti, dolaysyla sevap ve ikab mucip tercih yasasdr.177 Kukusuz kader ve insann zgrl problemine dair bu izah da tatminkr bir zm iermemektedir. Nitekim gelen balk altnda kader kavramnn kelm-itikd anlam alanna dair sunulacak bilgilerden de bu etin meselenin tam anlamyla zme kavuturulamayaca anlalacaktr. 3.3. Kaderin Kelm-tikd Anlam Alan Bir inan konusu olarak kader, slam dnce tarihindeki en etin ve en etrefilli konulardan biri ve belki de birincisidir. Hatta denilebilir ki en genel tanmyla insann bana gelen olaylarn nceden Tanr ve/veya tanrsal bir g tarafndan tayin edildii inanc anlamndaki kader tarih boyunca insanln genel bir inan sorunu olagelmitir. slam ncesi dnemde Araplarn bu konuyla ilgili hkim inanlar, insan hayatnda olup bitecek her eyin nceden belirlendii eklindedir. Bu inanc ieriklendiren temel kavram dehrdir. Nitekim Csiye suresinde nzul dnemindeki mrik Araplarn yle dedikleri bildirilmitir: Hayat ancak bu dnyada yaadmzdan ibarettir. lrz ve yaarz. Bizi ancak zaman helak eder. Onlarn bu hususta hibir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanna gre hkm veriyorlar.178 Mriklerin Biz lrz ve yaarz; bizi ancak zaman helak eder ifadelerindeki temel vurgu udur: nsan yok olua srkleyen yegne faktr, zamann akp gitmesidir. Tabiatyla, lm de Allahn emri, izni ve bilgisi dhilinde tahakkuk eden bir olgu deil zamann insan bedenini ypratmas ve nihayet biyolojik hayatiyetin nihayete ermesidir. Ksaca, lmle birlikte fena bulup yok olmann tek sorumlusu zamandr.179 Arap mriklerin yaam, lm ve lm tesine ilikin bu inkrc dnceleri dier baz ayetlerde de yle aktarlmtr: Onlar (Mrikler) yle dediler: Hayat ancak bu dnyadaki hayatmzdan ibarettir. Biz tekrar diriltilecek deiliz;180 Hayat u dnya hayatmzdan ibarettir. lrz ve yaarz. Biz bir daha diriltilecek deiliz181 slam ncesi Araplardaki dehr telakkisini inceleyen zutsu ve Watt gibi baz aratrmaclar bu telakkinin daha ziyade lde yaayan bedevi Araplar arasnda kabul
Bac, nsann Kaderi, s. 46. Casiye, 45/24. 179 Zemaher, el-Kef, III. 512. 180 Enm, 6/29. 181 Mminn, 23/37.
178 177

53

grdn belirtmilerdir. Gebe Araplardaki dehr telakkisinin temelinde dnya hayatnda olup biten hdiselerin zamann biteviye akp gitmesine bal olduu inancnn bulunduuna dikkat eken Watt, bu inancn mriklerin dilinden zetlendii Csiye suresindeki182 ayetle ilgili olarak u bilgileri aktarmtr: Zaman iin kullanlan kelime dehrdir ve bu balamda onu kader olarak tercme etmek isabetsiz deildir. Bununla birlikte, slam ncesi iirde talihsizlik ya da az sklkla olmakla birlikte talihlilik, sadece dehrin getirdii deil, ayn zamanda ez-zamn, gnler ve hatta gecelerin getirdii ey olarak ifade edilir. Bylelikle, Araplarn hayatlarn belirlediini kabul ettikleri eyler, gerekte olaylar dizisi veya geici oluumlarn akp gitmesidir. Onlar iin bu gayri ahs bir gt. Bu yzden onlar zaman teahhus ettirmi grnmyorlard. 183 Chil dnem Araplarn dnce sistemlerinde dnya hayatndaki en temel mesele lm olduu iin, bu sistemde yaratl ve dnyaya geli zerinde pek durulmamtr. Bu yzden, insanolu dnyaya gzlerini atktan sonra kendisini yaratan akn varlkla ilikisini kesmi ve kendi varln, zutsunun ifadesiyle, gl ve diktatr bir patronun hizmetine vermitir. Dehr denen bu diktatr patronun ynetimi, insann son nefesine kadar srer. lm, insann hayat boyunca zulm altnda inledii bu zalim diktatrn son darbesidir.184 Bunun iindir ki dehr, chiliye dnemine ait iirlerde genellikle merhametsiz, soukkanl, hibir kahramann karsnda

duramayaca bir diktatr, sivri dilerini merhametsizce insana geiren vahi bir hayvan gibi tasvir edilmitir. Mesela, ys b. el-Eratn bir beytinde, Dehr kanca gibi dilerini batrmak iin bekliyor. eklinde bir ifadeye yer verilmi; muhadram air Cureybe b. Eyem ise bir iirinde, Bir ktlk zamannda dehr seni kt dileriyle srdnda, ayn ekilde sen de onu sr. demitir.185 Peki, cahiliye dnemi insannn zihninde ve dnya grnde varolan bu kaderci dnce karsnda Kurann tavr ne olmutur? Montgomery Wattn yorumuna baklrsa, Kuranda dehrin yerini Allah alm ve insann hayat (rzk, hidayet, dalalet, ecel, vs.) bu defa Allahn kontrolne girmitir. Bizzat Wattn ifadesine gre, Kurn Allah kavramnn, bir insann hayatnn kendi dndaki bir kuvvet tarafndan kontrol
182 183

Casiye, 45/24. Montgomery Watt, Hz. Muhammedin Mekkesi, ev. M. Akif Ersin, Ankara 1995, s. 53. 184 Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 157. 185 Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 159. Dehr konusunda daha geni bilgi iin bkz. ztrk, Kuranda ve slam ncesi Arap Dncesinde Dehr Kavram, s. 251269.

54 edildii eklindeki slam ncesi inanc ihtiva ettii sylenebilir. Tpk dehrin insann talihi veya talihsizliinin kayna oluu ve belirlenen tarihte lmn getirii gibi, tesir bakmndan ayn olan bu nevi faaliyetler, bylece Allaha isnat edilmitir.186 Wattn bu grnn isabetli olup olmad meselesi ivedilikle tartmaya deer gzkmekle birlikte, burada ncelikle slam kelam tarihinde teden beri tartlan kader inancna deinmek ve bu inancn, dolaysyla Wattn savunduu grn Kurana refere edilip edilmeyecei meselesi zerinde durmak gerekir. Kelam literatrnde, Allahn ezelden ebede kadar olmu ve olacak olan eylerin zaman ve meknn, sfatlarn ve her trl zelliklerini bilip ezelde de o surette takdir etmesi ve/veya Allahn btn nesne ve olaylar ezel ilmiyle bilip belirlemesi eklinde tarif edilen kader inanc, genellikle kabul edildii zere ilk defa sistematik olarak Emev iktidar tarafndan savunulmutur. Emev saltanatnn kurucusu Muaviye b. Eb Sfyan, icraatlarn merulatrmak amacyla kader inancn cebir dorultusunda yorumlayarak kendisini devlet bakan yapann ve icraatn yaratann Allah olduunu, dolaysyla btn ilerinde isabetli davrandnn kabul edilmesi gerektiini sylemitir. Nitekim Sffnde ordusunda, Bizim buralara srklenip gelmemiz, Irakllarla kar karya kalmamz Allahn kaza ve kaderi iledir. diyen Muaviye, olu Yezide biat alrken de iktidar gcne sahip oluun ilh kaza ve kadere bal olduunu ileri srmtr.187 Bu cebr gr bilahare Cad b. Dirhem (. 124/742[?]) ve Cehm b. Safvn (. 128/745) tarafndan da savunulmutur. Cad, insan yapp etmelerinde mecburdur; o, havada uan bir ku ty gibidir. Fiillerin insana nisbeti mecazidir. demitir. Cehm b. Safvan ise, insan kendi fiillerinde mecburdur; onun hrriyeti ve kudreti yoktur fikrini savunmutur. Bu kaderci anlaya Mabed el-Chen (. 80/699) ve ayln ed-Dmak (. 126/743) gibi ahslar iddetle kar kmlardr. Emevlere kar muhalefet cephesinde yer alan bu ahslar cebrle eanlaml kaderi inkr ederek insann hrriyet ve mkellefiyeti fikrini savunmular ama sonunda ikisi de Emeviler tarafndan ldrlmtr.188 Hicr 2. asrn ikinci yarsndan itibaren itikd problemler arasnda nemli bir yer tutan kader konusuyla ilgili tartmalar daha ok ilh ilim, irade ve tekvin gibi sfatlarla

186 187

Montgomery Watt, slm Dncesinin Teekkl Devri, ev. Ethem Ruhi Flal, Ankara 1981, s. 110. Gler, Allahn Ahlaklii Sorunu, s. 79. 188 Yusuf evki Yavuz, Kader, DA, stanbul 2001, XXIV. 59. Daha geni bilgi iin bkz. lyas zm, Kaderiyye, DA, stanbul 2001, XXIV. 64-65.

55 irtibatlandrlm ve bu erevede erken dnem i limlerden Him b. Hakem, Mutezileden Muhammed b. Numann yan sra ada baz aratrmaclar zetle u gr savunmulardr: Allahn ezel ilmi mkelleflerin ileride ne yapacaklarna deil sadece onlarn hr olduklarna, imna ve inkrn yan sra itaat ve isyn seeneklerinden dilediklerini zgr iradeleriyle tercih edeceklerine taalluk eder. Allah kullarn tercihlerine ise ancak gerekletikten sonra vakf olur. Tercihlerini bilseydi kullarn bu ilh ilme aykr davranmalar imknsz hle gelirdi. nk ilh ilim geree ters dmez. Ayrca Allah belli kiilerin iman etmeyeceini nceden bilseydi peygamberler yoluyla emir ve talimat gndermesinin anlam kalmazd. 189 slam dnce tarihinde yaygn kabul grmeyen bu grn aksine bata Cebriyye olmak zere Fahreddn er-Rz ve son dnemde Mustafa Sabri gibi baz Ear limler Allahn yetkin bir varlk olmas itibariyle vuku bulacak her eyi ezelde bildii fikrini benimsemitir. Buna gre btn nesne ve olaylarn ilh ilme uygun bir ekilde meydana gelmesi zorunludur. Efl-i ibd (kullarn fiilleri) asndan bakldnda, kullar btn yapp etmelerinde mecburdurlar, dolaysyla Allahn ilmine aykr bir fiili gerekletirme kudretine sahip deildirler.190 Bu cebr gre mukabil Mutezil, Selef ve Snn limlerin byk ounluuna gre Allah btn nesne ve olaylar vuku bulmadan nce ezel ilmiyle bilir. Ancak Allahn her eyi nceden bilmesi mkelleflerin fiillerini icbar altnda yaptklarn gstermez. Zira gemii bilmek gereklemi olaylarn vukuu zerinde etkili olmad gibi gelecei bilmek de ileri de gerekleecek olaylar zerinde messir olmaz. Ayrca ilh ilim kullarn irade ve kudretlerini ortadan kaldrmaz. Aksine Allah kullarn fiillerini hr irade ve kudretleriyle yapacaklarn bilir. Takdir ilh ilme, o da maluma tabi olduundan bilgiye konu tekil eden nesne ve olaylar (malum) zerinde etkide bulunmaz. Allah hangi sonularn hangi sebeplere bal olduunu, bunlara kimlerin bavuracan ve nasl bir netice elde edeceini, yani nesne ve olaylar sebep ve sonularyla birlikte ezelde bilir. Kullara ait fiiller ezelde Allah tarafndan bilindii iin

189 190

Fahreddn er-Rz, el-Erbn, Kahire 1986, I. 199-200; Yavuz, Kader, DA, XXIV. 60. Bu grn savunusu iin bkz. Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, II. 42-43.

56

vukuu bulsayd iyi fiil sahiplerinin vlmesi ve kt fiil ileyenlerin yerilmesi anlamsz kalr, sonu olarak bu durum adaletle badamazd.191 Kader konusundaki btn bu farkl anlaylardan hangisinin Kuranla rtt meselesine gelince, kader kelimesinin Kurandaki anlam ve kullanmlarna ilikin verdiimiz bilgiler nda diyebiliriz ki sz konusu kelimenin Kurandaki anlam ile Hz. Peygamberden sonra ortaya kan ve deiik grler neticesinde terimsel bir anlam kazanan kader kavramnn dorudan bir ilgisi yoktur. Dier bir deyile, kader kelimesinin getii ayetlerden hibiri insann, neticesinden sorumlu olduu fiillerinin ortaya kmadan nce ilahi irade tarafndan belirlendii anlamna gelmemektedir.192 Kader meselesinde insan iradesine taalluk eden hususlar ile kevn hadiselerle ilgili hususlar birbirinden ayr deerlendirmek gerekir.193 Bu ayrmdan hareketle denebilir ki insann dndaki varlklarn mukadderatnn tayin ve tesbitinde bir mahzur yoktur. Ancak bu mukadderat tayinini insan fiillerine temil edemeyiz. nk insan, sorumlu olmas itibariyle dier varlklardan ayrlmaktadr. nsan sorumlu bir varlk olduuna gre kendisine yklenen mkellefiyete mtenasip bir hrriyete sahip bulunmaldr. Aksi takdirde insann yapp ettiklerinden sorumlu bir varlk olduunu sylemek bsbtn anlamszlar.194 Farkl balklar altnda sunduumuz eitli anlam ve kullanmlarndan da anlalm olaca zere kader Kuranda Allahn her eyi bir lye gre, sebep-sonu ilikisi iinde, dzenli, snrl, kimlikli, muayyen ve kurall ekilde yaratmas demektir. Daha ksa ve zl biimde ifade etmek gerekirse, kader kinatn genel kanunlardr. Dolaysyla, kader kavramnn genel muhtevas iinde tabiatn yaratlmas ve ynetilmesi, ayrca tabiat iinde zel bir konuma sahip bulunan insann yaratlmas ve mstesna yeteneklere sahip klnmas da yer alr.195 Bu balamda, nsann zgrl bu ontolojik kaderin neresinde yer alr? gibi bir soru sorulabilir ve byle bir soruya yle cevap verilebilir: Bitkilerin hareketleri fizyo-kimyasal kadere baldr. Hayvanlar ise doal evreye uyum salayabilen bir

Yavuz, Kader, DA, XXIV. 60. Allahn ilminin ezellii meselesine farkl bir yaklam iin bkz. Metin zdemir, Ezel Bilgi Anlaynn Problematik Yn, Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: VI/1, Sivas 2002, s. 209-226. 192 Ahmet Akbulut, Sahabe Dnemi ktidar Kavgas, Ankara 2001, s. 286. 193 Hseyin Atay, Kurana Gre man Esaslar, Ankara 1961, s. 95. 194 Akbulut, Sahabe Dnemi ktidar Kavgas, s. 287. 195 mer zsoy-lhami Gler, Konularna Gre Kuran, Ankara 1996, s. 3 vd.

191

57 psieye sahip belli itkilerle hareket eden canllardr. nsan ise canllarn en st basama olan bir ruha, evresinin uuruna sahip ve evresi zerinde tasarrufta bulunabilen, onu deitiren, tercih yapabilen zgr bir varlktr. O halde Kuranda kullanlan kader kavram, insann zgrln yok eden cebr ve zorlama ile e anlaml deildir. nsann zgrln kabul etmek, onun iradesinin belli kanunlar erevesinde oluan tabiat olaylarnn veya iinde yaad toplumun tesirinde kalmayaca anlamna gelmez. Burada sz konusu olan zgrlk, btn bu tesirlere ramen insann tabiat, tarih, toplum ve kendi beninin mmkn tesirlerine kar direnme, kar koyma ve bunlar ama gcdr. Allah, insann sorumluluk gerektiren zgr davranlarn ne tabiat kanunlaryla, ne sosyal kanunlarla, ne de onun uurunun iine girerek psikolojik olarak belirlemez.196 Bu noktada, nsan kendine ait zgrlk alannda Allahtan tamamen bamsz mdr? eklinde bir soru akla gelebilir. Esasen, ontolojik kaderin iindeki insann zgrlk alannda Allah ile insan arasnda Allahn koyduu ahlak kurallarna bal olan kesinlememi ikinci bir kader daha vardr. Burada Allahn iradesinin tecellisi, insann iradesinin ynne baldr. Halk arasnda kullanlan Kr Allaha nasl bakarsa Allah da kre yle bakar zdeyii bu ilikiyi dile getirir. Kurandan bir rnek vermek gerekirse, Allahn koymu olduu ahlak kural gerei mucizelerle gnderilen peygamber, kavmi tarafndan tekzip edilince o kavim azab hak eder.197 Btn bu izahlar erevesinde diyebiliriz ki kesinlemi bir kader vardr. Ancak bu kader, ilh bir cebr ya da icbar deil, dnyamzn ve insan olarak bizim insan olma artlarmzdr. Bir de insan ile Allah arasnda karlkl zgr ilikide belirlenmi bir kader vardr. Bunun nasl tecelli edecei, insann zgr iradesiyle yapaca tercihin ynne baldr. Yani burada Allahn iradesi bir bakma insann iradesine baldr.198 Sonu olarak, kader kelimesinin Kurandaki anlam ve kullanm ile bildik anlamda kader inanc arasnda bir rtme olmad aktr. Ancak Kuranda Allahn dilediini hidayete, dilediini dalalete sevk ettiinden, kalplerin Allah tarafndan mhrlendiinden, Allah dilemedii srece insanlarn hibir ey dileyemeyeceinden sz eden birok ayet vardr. Bu ayetler ilk bakta ilh irade karsnda insan iradesinin hi mesabesinde olduuna iaret etmektedir. Dolaysyla, insan hayatndaki her eyin
196

Gler, Allahn Ahlaklii Sorunu, s. 95-96. Bkz. Ynus, 10/95. 198 Gler, Allahn Ahlaklii Sorunu, s. 98-99.
197

58

ilahi irade tarafndan tayin ve tespit edildii inanc bizzat Kuran tarafndan ifade edilmi gzkmektedir. Peki, sz konusu ayetler gerekten byle bir mana m ifade etmektedir? Allahn ilim, irade ve kudretinin snrsz olduu kukusuzdur. Ancak Onun mutlak kudret sahibi olmas, keyf tasarruflarda bulunduu anlamna gelmez. Keza, Allahn dilemesi de keyfilik arz etmez. Ne var ki Kuranda, Allah dilediini saptrr/artr; dilediini doru yola yneltir eklinde tercme edilen ve literal anlamda Allahn herhangi bir kayt ve art bulunmakszn srf kendi mutlak meieti uyarnca dilediini hidayete, dilediini dalalete sevk ettii dncesine yol aan birok ayet yer almaktadr. Kurann kavram dnyasna vukufiyeti olmayan pek ok insan, Allahn dilemesini h keyfi tasarruflarda bulunmas, dolaysyla insanolunun bu snrsz iradenin elinde bir oyuncak olmas eklinde anlamaktadr. Ne var ki bu bir yanl anlamadr. Burada ncelikle unu belirtelim ki, Allah dilediini saptrr/artr; dilediini doru yola yneltir eklindeki ifadeler, Arap dilindeki gramer kurallar erevesinde, Allah dileyeni saptrr/artr; dileyeni doru yola yneltir eklinde tercme etmeye de elverilidir. Nitekim Muhammed Esed de Mutezil anlaya paralel olarak sz konusu ibareyi bu ekilde evirmi ve bu evirisini yle gerekelendirmitir: Allahn saptrmas ya da sapklk iinde brakmasna ilikin tm Kurn atflar ancak 2:26-27de ortaya konan Allah, kendisine kar taahhtlerini bozan fasklardan bakasn saptrmaz ilkesiyle birlikte dnlmeli, bu temel zerinde deerlendirilmelidir. Bu, u demektir: nsann sapp da yoldan kmas, kelimenin avm anlamyla kaderin ya da alnyazsnn keyf bir sonucu deil, fakat kesinlikle insann kendi tutum ve eilimlerinin bir sonucudur. Yukardaki ayete [brahim 14/4] ilikin yorumunda Zemaher, insann elinde tuttuu bu serbest seim imkn zerinde durarak unu belirtmektedir: Allah, tutum ve davranlarnn gidii itibariyle asla imana ermeyeceini bildii insanlarn dnda hi kimseyi saptrmaz, sapklk iinde brakmaz. Ve yine Allah, imana olan eilimini bildii insanlarn dnda kimseyi doru yola yneltmez; doru yola sokmaz. Bunun iindir ki, yukardaki ayette Allaha izafe edilen saptrma/sapklk iinde brakma ifadesi, Allahn, sapmaya eilim gsteren kiiyi rahmet ve hidayetinden yoksun klarak kendi haline brakmas (tahliye) anlamna, doru yola yneltme (hidayet) ifadesi ise, bunu hak eden kiiye baar (tevfik) ve destek salamas anlamna gelmektedir. Bu itibarla, Allah, yzst braklmay hak edenlerin dnda kimseyi yzst brakmaz; buna karlk yardm ve destei hak

59

edenlerin dnda kimseye yardm ve destek vermez. Zemaher, 16:93te benzer bir ifadeyi yorumlarken de yle diyor: [Allah, bile-isteye] hakk inkr yolunu seip bu [inkrcl]nda inat gstereceini bildii kimseyi yzst brakr ve iman seeceini bildii kimseye de (bu yolda) yardm ve destek baheder. Bu durum, sonucun [insann] serbest seimine (ihtiyr), yani [Allahn] destek ve yardmn m yoksa yzst brakp yardmndan uzak tutmasn m hak etmesine bal olduunu gstermekte; insann liyakatini hesaba katmayan cebr yorumlar hkmsz klmaktadr.199 Bu Mutezil izah gayet isabetlidir. Ancak Kuranda Allahn dilemesinden bahseden pek ok ayet byle bir evirinin her zaman imkn dhilinde bulunmadn, dolaysyla pek isabetli olmadn gstermektedir. Sonuta, sz konusu eviri bahse konu anlama sorununu zmemektedir. Bizce, Allah dilediini saptrr; dilediini doru yola yneltir eklindeki ifadeleri daha nce de iaret ettiimiz gibi, Kuran btnl erevesinde, Allah mstahak grdn saptrr; layk grdn doru yola yneltir eklinde anlayp yorumlamak gerekir. Nitekim Esedin Zemaherden aktard izah da bu dorultudadr. Evet, birok ayette Allahn her eye kadir olduu, diledii her eyi yapt bildirilmektedir. Ancak bu ifadeler Allahn iradesinde keyfilik olduu, keyf tasarruflarda bulunduu anlamna gelmemektedir. Bilakis Allah, bizzat kendi beyanyla sabit olduu zere adildir ve kullarna asla zulmetmez. O halde, Allahn saptrmasnda mstahak grme, doru yola yneltmesinde de layk grme sz konusudur. Aksi halde, Allahn zulmettiini sylemek gerekir. Hlbuki Allah birok ayette kullarna zulmetmediini ve etmeyeceini vurgulamakta, bylece adaletten asla ayrlmayacan beyan etmi olmaktadr. Mutezil limlerin de savunduklar gibi, Allah mutlak adildir. Bu mottonun alm udur: Mutezil dncede Allah her trl irkinlikten, kendisine vacip olan fiili ihlal etmekten ve maslahata aykr fiil ilemekten tenzih etmek ve Ona ait tm fiilleri hikmet, adalet ve mutlak dorulukla nitelendirmek200 eklinde belirlenen adalet ilkesine gre insanlar, zulm ve hakszlk gibi fiillerin Allah tarafndan yaratlmasnn caiz olmadn bilmek durumundadrlar. Zira bu tr filleri Allaha nisbet etmek, gerekte Ona zulm isnat etmektir. Oysa Allah ktl (er ve masiyet) istemez ve ondan raz olmaz. O, mnkiri inkra zorlamaz; bilakis mnkir hr iradesiyle kfr tercih eder. O,
199 200

Esed, Kuran Mesaj, II. 499-500, [4. not]. Kd Abdlcebbr, el-Muhtasar f Uslid-Dn, (Resill-Adl vet-Tevhd iinde), nr. Muhammed Amra, Kahire 1971, s. 169; a. mlf., erhl-Uslil-Hamse, Kahire 1965, s. 132, 301.

60

mriklerin

ocuklarn

ebeveynlerinin

ilemi

olduklar

gnahlardan

dolay

cezalandrmaz. O, kullarna tkat snrlarn aan sorumluluklar yklemez. O, iradesi erre taalluk etmedii iin, sadece iyi ve gzel olan yaratr. Bu itibarla, Allahtan sdr olan hibir fiil kt ve irkin (kabh) deildir. Kabh olarak nitelenen fiiller ya karl verilmek zere yaratlr -ki bu durumda onlar kabh deil hasen olarak addedilir- ya da bizzat insan tarafndan yaratlr. Bu durumda, sz konusu fiillerin Allah ile hibir ilikisi bulunmaz. 201 nk fiil, kudret sahibi olan filden sudur eden eylem demektir. Allah insana yapp etme gcn verdikten sonra onun etkinliine/ne yaptna mdahale etmez. Artk fiil dorudan (el-fill-mbir) veya dolayl (el-fill-mtevellid) olarak insana ait olur.202 Dier taraftan Mutezile, adl prensibi kapsamnda insann kendine ait fiilin yaratcs (muhdis) olduu, Allahn insanlara mutlak irade zgrl tand tezini savunur. Esasen, ilh adalet anlay, insana ait kt fiillerin sorumluluunu, Allahtan insana havale etme amacn tamaktadr. Bu sebeple, adl prensibi ahlak felsefesi asndan da son derece nemli veriler iermektedir. Yine bu prensip, siyasal alanda yneticilerin kendi icraatlarndan dolay sorumlu olmalar gerektiini vurgulamakta ve sosyal adaletin tesisine teolojik katk salamaktadr.203 Ayrca, adl prensibinde insana tannan zgrlk ve sorumluluk, tembellie, miskinlie, kadercilie son verme bakmndan nemli olduu gibi, zalim siyaset adamlarnn yaptklar zulmleri kadere hamlederek sorumluluktan kaamayacaklarn ortaya koymas ve geni halk kitlelerini haksz ynetimlere kar bilinlendirmesi bakmndan da nem arzetmektedir.204 Mutezile, adl ilkesinden hareketle Allaha izafe edilmesi mmkn olmayan, kfr istemek, dilediini dllendirip dilediine azap etmek ve dalalete sevk etmek gibi ifadeler ieren ayetlerin zhir manlarna itibar edilmemesi gerektiini savunur. nk Allah bu tr irkin fiillerden mnezzehtir; yleyse Onu tenzih etmek gerekir. Tenzih ise ancak teville mmkndr. Kd Abdlcebbrn mtebih, yani tevile muhta olarak niteledii bu ayetlerden biri, Allah hidayet ve dalaletin kayna olarak gsteren Bakara suresi 2/26. ayettir. Bu ayette mealn yle denilmektedir: Allah bir sivrisinei veya ondan daha nemsiz bir eyi rnek vermekten kanmaz. mana ermi olanlar, bunun rableri tarafndan verilen doru (manidar) bir rnek olduunu bilirler. Hakikati
Kd Abdlcebbr, el-Muhtasar, s. 203. Kd Abdlcebbr, erhl-Uslil-Hamse, s. 302-303, 388-389. 203 Osman Aydnl, slam Dncesinde Aklleme Sreci, Ankara 2001, s. 203. 204 lyas elebi, slm nan Sisteminde Aklclk ve Kad Abdulcebbar, stanbul 2002, s. 165.
202 201

61 inkra artlanm olanlar ise, Allah bu rnekle acaba ne demek istedi? derler. Allah bu rnekle / bu tr rneklerle insanlardan birounu saptrrken birounu da doruya yneltir (yudill bih kesran ve yehd bih kesran). Allah bu rnekle sadece fsklar saptrr. Grld gibi, bu ayet zhir mansyla hidayet ve dalletin Allaha ait bir fiil olduunu ifade etmektedir. Ancak Mutezilenin adl prensibine gre Allahn insanlar dalalete sevk etmesi dnlemez. O halde bu ayeti daha baka bir ekilde anlayp yorumlamak gerekir. Bu balamda Kd Abdlcebbr yle der: Malumun olsun ki limler hidayet hususunda gr ayrlna dtler. Onlardan bir ksm u gr savundu: Hidayet gerekte kurtulutur (fevz ve nect). Kelimenin dier btn anlamlarda kullanm hep bu sfatla (kurtulu) ilintilidir. Mesela Kuran, deliller ve iman, hidayet (hden) olarak nitelendirilmitir. nk insan ancak Kuran ve iman sayesinde kurtulua erer. Bu yzdendir ki faydal bir yol-yntem gsteren kii iin, kad hed ileyh denir; ama zararl bir yol ve ynteme klavuzluk eden kimse hakknda byle bir ifade kullanlmaz. Baz limler ise hidayetin dellet ve beyan anlamna geldiini sylemilerdir. Buna mukabil, mezheb n kabullerini esas ittihaz edenler dnda ilim erbabndan hi kimse hidayetin taat ve imanla zde olduundan sz etmemitir. Nitekim dil ve Kuran verileri de byle bir manya delalet etmez. Oysa hidayetin aslnda dellet ve beyan anlamna geldiine ilikin grmz dorulayacak mahiyette pek ok Kurn delil (hid) serdetmek mmkndr. Mesela, Bakara 2/185, Arf 7/203, Ysuf 12/111 ve Nahl 16/64. ayetlerde geen hidayet (hden) kelimesinden maksat, dellet ve beyandr. te yandan Allah Fussilet suresi 41/17. ayette, Semd kavmine gelince; biz onlara da doru yolu gsterdik (fehedeynhm) buyurmutur. Eer buradaki hidayet etmekten maksat, onlar Mslman yapmak olsayd, ayn ayetin devamnda, Ama onlar karanl aydnla tercih ettiler demek doru olmazd. Hlasa, bu ve benzeri ayetlerdeki hidayet etmek tabirini, imana erdirmek deil doru yolu gstermek eklinde anlamak gerekir.205 Dallet meselesine gelince, bu kelimenin dildeki asl anlam helaktir. Bazen helaka gtren yol veya gerekten helaka yol aan ey anlamnda da kullanlr. Kelimenin brahim 14/27, Sebe 34/8, Kamer 54/47 ve Mlk 67/9. ayetlerdeki kullanm ise ikb mans tar. Dall Kehf 18/104 ve Muhammed 47/1. ayetlerde de uhrev
205

Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, Kahire 1969, s. 60-62. Nakleden: Mustafa ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, Ankara 2004, s. 64.

62

kurtulua vesile olacak iyi davranlarn boa kmas / karlmas (dalle-edalle) anlamnda kullanlmtr. Dier baz ayetlerde ise fazlaca beyan ve dellette bulunmama anlamnda kullanlmtr. Mesela, Enm suresi 6/125. ayette Allah saptrma (idll) fiilini kendisine izafe etmitir. Ancak buradaki idlalden maksat, Allahn bir maslahat gerei veya bir ceza (ikb) olarak kfirlere yol gstermemesi, dier bir deyile, kalbin iman duygusunu benimsemesine vesile olan ziyade beyanda bulunmamasdr. 206 Adalet ilkesinin tefsirdeki izdmlerinden biri de kullarn fiilleri meselesidir. Bu mesele ayn zamanda adalet ilkesinin de temelidir. nk Allahn adil olmas, gnah ileyeni cezalandrmasn, iyilik yapan ise mkfatlandrmasn gerektirir. Dier bir deyile, adil olan Allah, mmine verdii sznde sdk olmak, kfire ynelik azap tehdidini de tahakkuk ettirmek zorundadr. Bu, ilh adaletin gereidir. Ancak, bu adaletin fiilen gereklemesi iin, insann yapp ettiklerinde hr ve muhtar olmas, dolaysyla kendi fiilinden mesul tutulmas gerekir. Bunun aksi dnld, yani insann yapp etme kudreti nefyedildii takdirde onun sevab ve ikaba mstehak olmasndan sz edilemez. Kald ki, yapt ilerde irade ynnden hr ve muhtar olmayan bir varl Allahn cezalandrmas apak bir zulmdr. Hlasa, insann zgrl ile Allahn adaleti, bir madeni parann iki yz gibidir. Bunlardan birini yok saymak, zorunlu olarak dierini de yok saymay gerektirir ve bu durum hem beer varln hemde ilh fiilin abes olmas gibi bir sonuca mncer olur. Mutezileye gre insan fiillerini hr bir irade ile gerekletirir. Bu fiillerin gereklemesinde hibir ekilde ilh mdahale yoktur. Bu demektir ki yapp etme gcne (istitaat) sahip olan insan, ister iyi ister kt olsun, kendi fiilini bizzat kendisi yaratr ve bundan dolay da mkfat ve cezaya mstehak olur. Bu itibarla, Allaha ktlk ve zulm isnat edilemez. Onun fiilleri tmyle hasendir. Ayrca O, insan kt bir ii yapmaya zorlayp ardndan, Bu ktl niin yaptn? diye sorguya ekip cezalandrmaz. nk insana bu ekilde muamele etmek apak bir zulmdr. Fakat Allah zlim olmad gibi zulm de yaratmaz. Kald ki O, muhtelif ayetlerde zulm ztndan nefyetmi ve insanlara zerre kadar zulmetmediini belirtmitir.207

206

Kd Abdlcebbr, Mtebihul-Kurn, s. 66. Nakleden: Mustafa ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 64. 207 Bkz. Bakara, 2/57; l-i mrn, 3/117, 182; Nis, 4/40; Arf, 7/160; Enfl, 8/51; Tevbe, 9/70; Ynus, 10/44; Nahl, 16/33, 118; Kehf, 18/49; Hac, 22/10; Ankebt, 29/40; Rm, 30/9; Fussilet, 42/46; Kf, 50/29.

63

Mutezile gerek insann fiillerinde hr ve zgr olduunu ve bu yzden yapp ettiklerinden mesul tutulduunu, gerekse Allahn kabh eyleri irade etmediini ispatlamak iin bir dizi ayetle istidlalde bulunur. Bu ayetlerden biri, Ben insanlar ve cinleri yalnzca bana kulluk etmeleri iin yarattm mealindeki Zriyt 51/56. ayettir. Kd Abdlcebbrn yorumuna gre bu ayet,
Allah Telnn kullarndan sadece ibadet ve taat istediine delalet etmektedir. nk buradaki [liyabudn lafzndaki] lm maksat / gaye lmdr. Dilciler bunu key lm diye isimlendirir. Nitekim onlar [dilciler], Badata ilim renmek iin gittim sz ile ilim renmek maksadyla gittim sz arasnda fark grmezler. Yine bu ayet, fiillerin bizim tarafmzdan yaratldna ve bize mteallik olduuna delalet eder. Aksi hlde, Allahn byle bir beyanda bulunmasnn hibir anlam kalmaz.208

Zemaher de bu ayetin tefsirinde unlar syler: Ben insanlar ve cinleri kulluk etmeleri iin yarattm ve onlarn tmnden sadace bunu talep ettim Bu noktada, Eer Allah insanlar ve cinlerden kulluk etmelerini istemi/dilemi olsayd hi phesiz onlarn tm itaatkr kullar olurdu [ama niin olmad?] eklinde bir soru sorulabilir. Bu soruya verilecek cevap udur: Allah onlarn zorlama ile deil hr ve muhtar olarak kullukta bulunmalarn diledi. nk O, insanlar ve cinleri bunu yapmaya muktedir ekilde yaratt. Nitekim Allah kulluk ve itaat istedii hlde onlardan bir ksm bu istein gereini yerine getirmedi/kulluu reddetti.209 te yandan Allah, Kehf suresi 18/29. ayette, De ki: Bu, rabbinizden gelen bir hakikattir. Artk dileyen iman etsin, dileyen inkr etsin. buyurmak suretiyle iman ve inkr etme iini bize tevdi etmitir. Eer aksi olsayd, bu ayetin hibir anlam kalmaz, hatta Dileyen zenci olsun, dileyen beyaz olsun demek kadar sama olurdu. Ayrca, Allah Tebn suresi 64/2. ayette, knayc bir slupla, Sizi yaratan Odur. Hl byle iken kiminiz iman etti, kiminiz inkr demitir. Eer inkr ve iman etmek bize ait ve bize mteallik olmasayd, bu sz, imizden birinin kendi boyunun uzunluunu ve ksaln knamas kadar anlamsz olurdu.210 Mutezile, kulun fiil konusundaki sorumluluunu temellendirmek iin yine Kurana bavurur. Kurn deliller isbat ve nefy olmak zere ikiye ayrlr. sbat
Kd Abdlcebbr, erhl-Uslil-Hamse, s. 362-363. Zemaher, el-Kef, IV. 21. 210 Kd Abdlcebbr, erhl-Uslil-Hamse, s. 362.
209 208

64

delilleri, dnya hayatnda yaplan ileri / fiilleri insana izafe eden ayetlerdir. Bu ayetlerde insanlar, -iman edenler, inkr edenler gibi ifadelerde olduu gibi- aka zne konumunda zikredilmitir. sbat delillerinin bir dieri de, ilh cez ve mkfatn bu dnyada yapp edilen ilerin karl olduunu bildiren ayetlerdir. Bu ayetlerdeki, yaptklarna karlk (cezen bim kan yameln), kazandklarna karlk (cezen bim kn yeksibn) gibi ifadeler, fiillerin gerek znesinin insan olduunu gstermektedir. Ayrca, Size ne oluyor ki Allaha iman etmiyorsunuz? (Hadd 57/8) ve Onlar tten niin yz eviriyorlar (Mddessir 74/49) gibi knama ieren ayetler de, yine fiillerin bizzat insan tarafndan gerekletirildiine (yaratldna) delalet etmektedir.211 Netice itibariyle, insan yapt ilerden sorumlu tutulabilmesi iin, kendine ait fiillerin yaratcs olmak zorundadr. Mutezile bu balamda insan fiiller konusunda hlik olarak tavsif etmeyi mmkn klan mezkr ayetlere mracaat eder. Mamafih Kuranda her eyin Allah tarafndan yaratldn bildiren ayetler de mevcuttur.212 Bu noktada yaplacak i, sz konusu ayetlerde tahsis yoluna giderek insanlarn fiillerini bu ayetlerde geen her ey lafznn umum mansndan istisna etmektir. Kd Abdlcebbr, literal anlamnn dikkate alnmamas gerektiini belirttii Zmer suresi 39/62. ayetteki Her eyi yaratan Allahtr ifadesini yle yorumlar:
Bu ayet medh (vg) makamnda vrid olmutur. Allah kendisini, kullarn kfr, ilhad ve zulm ieren fiillerini yaratm olmakla vmez. Bu yzden ayeti zhir mansna hamletmek doru olmaz. Zhir mandan sarf- nazar ettiinizde tevil cihetine gitmi olursunuz. Ne ki sizin teviliniz bizimkinden daha evla deildir. Zira biz bu ayeti akl delile muvafk bir ekilde tevil ediyor ve unu sylyoruz: Ayetteki Her eyi yaratan Allahtr ifadesi, Eyann pek ounu / byk bir ksmn yaratan Allahtr anlamndadr. Burada zikredilen her (ey) lafzndan maksat, bizim sylediimiz vechile eyann byk bir ksmdr. Nitekim Allah Belks kssasyla ilgili Neml 27/23. ayette, Ona (Belks) her ey verilmiti (ve tiyet min klli eyin) demi; oysa Belksa her ey deil ok ey verilmitir.213

Kd Abdlcebbr, erhl-Uslil-Hamse, s. 361. Mesela bkz. Enm, 6/102; Rad, 13/16; Zmer, 39/62; Mmin, 40/62. 213 Kd Abdlcebbr, erhl-Uslil-Hamse, s. 383. Mutezilenin adalet ilkesi iin daha geni bilgi iin bkz. ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 59-68.
212

211

65

DRDNC BLM

ECEL KAVRAMI 4.1. Ecel Kavramnn Etimolojik ve Semantik erevesi Ecel kelimesi e-c-l kknden tretilen bir mastar olup szlkte Bir eyin sresi (mddet-ey) anlamna gelir. Bunun yannda lm vaktinin gelmesi, bor vadesinin dolmas gibi hususlar da ecel kelimesiyle ifade edilir.214 Bu kelimenin slasi kalbndaki fiil formu gecikmek, rubai kalbndaki formu ise geciktirmek (tehir-tecil) anlamna gelir. Ecel kelimesiyle ayn kkten treyen ve banda eker elif bulunan el-cile kelimesi ahiret, el-cile kelimesi ise dnya anlamnda kullanlr. Ecel kelimesinin bu formu ayn zamanda hemen ve derhal oluu ifade eden cil kelimesinin zdd bir anlam da tar. Nitekim bir duruma veya oturumu tecil etmek, onu ertelemek (tehir) anlamna gelir.215 Arap dilinde den ecelh ibaresi, lm zaman yaklat gibi bir anlam ierir. Ecel kelimesi lm konusunda srenin dolmasn ifade eder ve dolaysyla den ecelh ifadesi bir anlamda lmn kendisine iaret eder.216 Frzbd ve Semn el-Halebnin Kuran szlklerindeki bilgilere gre insan iin belirlenmi olan hayat mddeti de (el-mddetl-madrbet li-haytil-insn) ecel diye ifade edilir. Nitekim Mmin 40/67. ayetteki ve-liteblu ecelen msemmen ibaresi de insan iin belirlenen hayat sresinin tamamlanmas gibi bir anlam ierir.217 Ecel genel olarak herhangi bir ey konusunda nceden tayin ve tespit edilmi sre ve bu srenin sonu anlamnda kullanlr. Hayat mddeti, lm vakti, bor deme zaman gibi... Dnya iin kullanld zaman, "kyamet gn"n ifade eder. Belli bir sreyle, yani vadeli olarak verilmi bir borta, hem belirlenen sre, hem bu srenin sonu iin de ecel tabiri kullanlr. Nitekim baz ayetlerde de ecel, vade ile alnm bir borcun deme vakti hakknda kullanlmtr.218 Ecel teknik bir terim olarak slam akaid ve kelam tarihindeki en tartmal konulardan birini ifade eder. Bu balamda kelam limleri ecelin mahiyeti, ecel-i kaza ve
214 215

bn Manzr, Lisnl-Arab, I. 85. bn Manzr, Lisnl-Arab, I. 86. 216 Rb el-sfahn, el-Mfredt, s. 11. 217 Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, II. 108; Semn el-Haleb, Umdetl-Huffz, I. 71. 218 Osman Karadeniz, Ecel zerine, zmir 1992, s. 13.

66

ecel-i msemma gibi tabirlerin ierii, ecelin deiken olup olmad, maktuln lm meselesi gibi konular uzun uzadya tartm ve bu tartmalarda her mezhep kendi grn bir dizi akl ve nakl delille temellendirmeye almtr. Ancak kaderle ilgili birok meselede olduu gibi, ecel meselesinde de kelamclar bu meseleyi zmek iin olaylara ve olgulara bakma, bunlar arasndaki ilikiyi ortaya koyarak zm arama yerine daha ziyade speklatif ve sofistik tartmalarla, Kurann ayn zamanda edeb bir hitap (diskur) olduunu unutarak, ilgili ifadeleri balamlarndan koparp lafz metafizik nermeler eklinde okuyarak zmeye altlar. Bu konudaki tartmalar arlkl olarak u problem etrafnda odaklanmtr: (1) nsanolunun ecelini (lm ann veya mrn) noktasal olarak kim tayin ediyor? (2) Birileri tarafndan ldrlen kii (maktul) ecel ile mi lmtr? (3) mr artar veya eksilir mi?219 Szlk anlamndan hareketle ecel kelimesinin insann yaama sresi ve bu srenin sonu (lm vakti) anlamna geldii hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Bu konudaki ihtilaf, yaama sresini ya da lm vaktini noktasal olarak kimin tayin ettii meselesinde dmlenmektedir. Ecel konusundaki yaygn inana gre insanlarn mr srelerini, dolaysyla da onlarn lm nedenlerini Allah tespit eder. Burada sz edilen tesbit, ilh takdir ve yazg anlamna gelir. nsanlarn lm nedenlerinin, dolaysyla ne zaman ve nasl leceklerinin Allah tarafndan ezelde tayin ve takdir edildiine ilikin inan, Ecel geldi cihana, ba ars bahane, Allahn verdii can Allah alr, Vadesi yetmi, vadesi buymu, Allah gecinden versin, Takdir byleymi, Korkunun ecele faydas yoktur, Azrail gelince oul, uak demez; ldrmeyen Allah ldrmez; Eceli gelen kpek cami duvarna bevleder, Allah uzun mr versin vb. halk arasnda kullanlan birok deyim ve darb- mesele de yansmtr. 220 Aslnda bu deyimlerde ifadesini bulan kader ve ecel anlay slam ncesi Araplar ile ilk mslman nesiller arasnda da mevcuttur. yle ki Kuranda mrik Araplarn, Hayat ancak bu dnyada yaadmzdan ibarettir. Biz bu dnyada yaar ve lrz. Bizi ancak zaman (dehr) helak eder. (Csiye 45/24) eklinde bir inanca sahip olduklarndan sz edilir. Bu inanca temel tekil eden unsur dehrdir. Eb Ubeyd (. 224/838), Araplarn herhangi bir bela ve musibetle karlatklarnda, dnyada olan biten olaylarn arkasndaki messir bir kozmik g

219 220

Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, s. 116. Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, s. 21-22.

67 olarak algladklar dehre sitem ettiklerini ve bu sitemlerini, air Amr b. Kamenin, Dehrin musibetleri gremediim bir yerden bana okunu frlatt msrayla balayan iirinde olduu gibi, pek ok iirde aka dile getirdiklerini belirtmitir.221 Dehrin ykc ve yok edici gc zellikle insan varlnn sona ermesinde kendisini gsterir. Bu noktada dehr ismini deitirir ve tamam lm anlamna gelen meniyye, menn, himme ve himm gibi isimlerle anlmaya balar. Btn bu kelimeler lm anlamna gelmekle birlikte, buradaki lm, biyolojik bir olaydan te dehrin ykc gcnn ifadesi olan bir lmdr. Bu balamda Izutsu, Csiye 45/24. ayette zetlenen dehr telakkisinin sadece pesimist ve materyalist deil ayn zamanda nihilist bir karaktere sahip olduunu belirtir. l Araplarn dinsizlie sevk eden bu nihilizmin Mekkeliler arasndaki tezahr, dnyada refah iinde yaama arzusu eklinde kendisini gstermitir. Dier bir deyile, ticaret konusunda olduka kabiliyetli olan ve srf dnyev emellerin peinde koan birer i adam kimliine sahip Mekkeli inkrclarn Kurann tekrar dirilme retisini reddetmeleri, kendilerini mstani grme tavrna da esas tekil eden dnyaperest bir zihniyete sahip olmalarndan kaynaklanmtr.222 Gelinen bu noktada, slam ncesi Arap toplumundaki dehr telakkisi ile zellikle Anadolu Trk-slam kltrndeki felek mefhumu arasnda ilgin bir ba kurmann imknndan da sz edilebilir. yle ki, ortaa slam kozmolojisinde yldzlar tadna ve hareket ettirdiine inanlan effaf gkkre veya gezegenlerin yrngesi olarak tanmlanan felek mefhumunun mecazi olarak dehr, dnya, devran, talih, baht ve kader gibi anlamlarda kullanld bilinmektedir. Yine bu anlamda Divan edebiyatndaki arh kelimesiyle karlanan feleke sitem etme geleneinin Trk-slam kltrnde hayli yaygn olduu da herkesin malumudur. Nitekim Trkedeki kahpe felek, zalim felek, felee ksmek ve felein sillesini yemek vb. tabirler, sz konusu gelenein dildeki tezahrlerinden sadece birkadr.223 Dehrin insan yaamndaki olaylar belirlediine ilikin chil Arap dncesi, aslnda bu olaylarn daha nceden belirlendii inanc ile balantldr. Araplar, insan hayatn ilgilendiren rzk, ecel, bahtiyarlk ve bedbahtlk gibi birok hususun dehr (zaman) ve eyym (gnler) diye adlandrlan kanlmaz bir kudret tarafndan ezelde tayin edildiini dnmlerdir. Ancak bu dnce tarznda dehr, ibadet edilecek bir
221 222

Kurtub, el-Cmi, XVI. 114. Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 113. 223 ztrk, Kuranda ve slam ncesi Arap Dncesinde Dehr Kavram, s. 260.

68

mabud olarak deil mutlaka hesaba katlmas gereken kozmik bir g olarak tasavvur edilmitir.224 Bu fatalist (kaderci) tasavvurda dehr, salt zaman ifade etmenin tesinde insanolunun varln kontrol altnda tutan ve daha nceden insanlar iin takdir edilenden, onlardan kamasnn imkn d olacak bir ekilde icraatta bulunan bir faktr olarak hem iyi hem de kt talihin -ou zaman kt talihin- msebbibi olarak somutlatrlr. Teodor Nldekenin tespitlerine gre zaman, mcerret olarak umumiyetle dnya saadetinin tmnn ve zellikle dnyaya ait ekavetin tamamnn bir sebebi olarak tahayyl edilir. airler devaml olarak gnler veya gecelere bedel olmak zere zamann (dehr) kudret ve nfuzuna imada bulunmaktadrlar. Zaman, devaml deiikliin ve ansszln davetisi, ac ve giderek yok olup bitmek anlamnda ypranmann sebebi olarak, hedefini armayan frlatlm bir ok, tl bir ta vb. takdim olunur. Bu gibi durumlarda biz ou kez zaman kader olarak manalandrmak durumunda braklrz ki bu tamamen doru deildir. nk zamann kendisi burada baka bir kudret tarafndan determine edilmi olarak deil, hdiseleri gerekletiren fail (factor) olarak anlalmtr. Bunlarn tm en azndan uurlu bir fail tarafndan yaplmaktadr. Fakat itiraf edilmelidir ki Araplar bizzat zamann kudretini ou kere ak bir ekilde katksz ve halis kaderden ayrt etmiyorlard.225 Chil Arap dncesinde, daha nceden belirlenmi hdiseleri yeri ve zaman geldiinde reel varlk alanna karan messir bir g olarak alglanan dehrin imdiye tekaddm eden belirlemeleri ac bir gerek olarak kabul edilmi ve bu yzden herhangi bir izaha giriilmemitir. Araplar, zellikle insann lm vakti ile rzknn daha nceden belirlendiine inanmlardr.226 Bu inanca gre her insann kanlmaz olarak yzleecei bir lm vakti vardr. Bu yzden, lme akibet ya da nceden belirlenmi sre anlamnda ecel denilmitir. Szgelimi, slam ncesi dnemde yaayan nl haydutlardan biri olan esSelkin annesi, olunun lm karsnda kendisini, Ecelinle karlatn zaman her ey seni ldrr szleriyle teselli etmitir. Chiliye dneminin nl Arap airlerinden Nbia ise bir iirinde unlar dile getirmitir: Eer bana [falda] bir lm oku karsa hi zlmem. Zira tayin edilmi sreden sonra hayatta kalan m var? (fe-in fze
224 225

Montgomery Watt, Modern Dnyada slam Vahyi, ev. M. S. Aydn, Ankara 1982, s. 61. M. Watt, slamn lk Dnemlerinde Hr rade ve Kader, ev. Arif Aytekin, stanbul 1996, s. 31-32. 226 Watt, Hz. Muhammedn Mekkesi, s. 53.

69

sehmn lil-meniyyeti lem ekn cezan ve hel an zke min mteahhir). Anterenin bu konuyla ilgili syledikleri ok daha mnidardr: Savaa daldn zaman sakn kama; nk insann kamas mrn uzatmaz (Ve l tefirra m hudte mareketen fe m yezd firrul-meri fil-ecel).227 Bu balamda, muallka airlerinden Lebdin kader ve nceden tayin edilmi ecel konusundaki beyitleri de anlmaya deer niteliktedir. Lebid bir iirinde yle demitir: nsan kitabn (aln yazsn) silemez. Nasl silsin ki! Onun yazgs deitirilemez (L yestatun-ns mahve kitbih / Enn ve leyse kazuh bimbeddel)... Lebid bir baka beytinde de unlar dile getirmitir: Bana bir felaket isabet ettiinde Kaderin yaptklarndan vah bana! demem (Vel ekl iz m ezmetn ezemet y veyha nefs mimm ehdasel-kader).228 Her insann lm vakti (ecel) daha nceden belirlendiine gre, mrden tkenen her gn, Abd b. el-Ebrasn dedii gibi, Ey Hris! Gnein her dou ve bat, nceden belirlenmi yolun sonuna yaklamaktan/tayin edilmi ecele doru atlan bir admdan baka bir ey deildir (Y Hris m talaat emsn vel arabet ill tekarrabe cln li md).229 slam ncesi dnemdeki ecel anlayna benzer bir anlayn baz hadislerde de ifade edildii grlr. Mesela Abdullah b. Mesddan nakledilen bir hadise gre Hz. Peygamber bir defasnda topraa bir kare izmi, sonra da bu karenin ortasndan kare dna uzanan ikinci bir uzun izgi izmitir. Daha sonra ise bu ortadaki izgiyle kesien birtakm ksa izgiler izmi ve ardndan unu sylemitir: u karenin ortasndaki uzun izgi insandr. Kare ise onu her ynden kuatan eceldir. Kare dna uzanan izgi ise insann emelidir. Ufak izgilere gelince, bunlar da insann hayatta karlaaca belalar ve musibetlerdir. nsana bir musibet isabet etmezse mutlaka dieri isabet eder. Derken, insan son fet (ecel-lm) yakalar. 230 Bu hadiste iki husus vurgulanmaktadr. lki, insann lmden kurtulmasnn imkn dhilinde bulunmad, ikincisi ise insann hayat boyunca birtakm bel ve musibetlerle karlamasnn mukadder olduudur.231 Sahabenin ecel konusundaki anlay da bu dorultudadr. Zira sahabeye gre eceli gelmeyen insann bir hastalktan
227 228

Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 162. Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 167. 229 Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, s. 163. 230 Buhr, Rikk 4; Tirmiz, Kyme 22; bn Mce, Zhd 25. 231 Karadeniz, Ecel zerine, s. 43.

70

lmesi veya herhangi bir kimse tarafndan ldrlmesi, buna karlk eceli gelen kimsenin lmden kurtulup yaamaya devam etmesi mmkn deildir. Nitekim dmanlaryla korkutulan Hz. Ali, ecelin insan lmden koruyan salam bir kalkan olduunu sylemi ve ecel geldiinde dman tarafndan atlan okun hedefinden sapmayp insana isabet edeceini, yaralanmas halinde ise iyilemeden leceini belirtmitir.232 slam ncesi Arap aklndaki ecel telakkisi ile Kuran ve hadislerde ana erevesi belirlenen ecel mefhumu znde rtr nitelikte gzkmektedir. Buradaki temel fark, daha nceden belirlenmi olan ecelin belirleyicisinin kim olduu noktasnda ortaya kmaktadr. Chil dnem Arap inancnda Allahn yaratma ii, sadece hayatn banda ve sonunda insann ilerine yapt bir ilh mdahaleden ibarettir. Allah, insan yarattktan sonra artk onun ilerine karmaz. Artk bundan sonra i dehr denen baka bir kuvvetin eline geer. Tabiatyla, insanolunun hayatna ilikin tm belirlemeler de onun tasarrufundadr. Hlbuki slam inancnda yaratma (halq ve cd), yaratt varlk zerindeki ilh denetim ve gzetimin balang noktasn iaretler. Binaenaleyh, insann btn yapp etmeleri, en ince ayrntsna kadar hayatn her safhas Allahn denetim ve gzetimi altndadr. Kurana gre Allah, adalet tanrsdr. Hi kimseye zulmetmez, hakszlk yapmaz. Evrende olup biten her eyin gerek znesi olan Allahn her an grp gzettii varlk leminde artk ne dehrin etkin gcnden ve ne de gizli komplosundan sz edilebilir. Ksaca, Kurann tevhid retisinde dehr diye bir otorite tannmaz. nsanolunun hayat sadece ve sadece ilh iradenin kontrolne verilir. Bununla birlikte, tabii lm yine vardr. Zira lm biyolojik bir vaka olarak kanlmaz bir eydir. Ayrca ecel ya da kanlmaz lm, insan chiliye devrindeki gibi karamsar bir dnceye sevk etmez. nk ecel, slam inancnda varln son noktas ya da yok olu deildir. Bilakis baka bir hayatn, ebedi hayatn balangcdr. Bu inan sisteminde ecel, insann lm, hayat izgisinin bir gei dnemi, dier bir deyile, dnya ile ahiret hayat arasndaki bir kpr mesabesindedir.233 Geleneksel ecel anlay modern dnemde baz aratrmaclar tarafndan iddetli bir ekilde tenkit edilmitir. Mesela, lhami Gler Allahn Ahlklii Sorunu adl eserinde unlar sylemitir: ncelikle unu belirtelim ki slam dnyas ve bu arada lkemiz, ocuk ve gen denecek yata erken lmlerin olduka yaygn olduu bir
232 233

Cihat Tun, Ecel, DA, stanbul 1994, X. 381 ztrk, Kuranda ve slam ncesi Arap Dncesinde Dehr Kavram, s. 263.

71

corafyadr. Eer bu lmler bir trl azaltlamyorsa, bunun nemli nedenlerinden birisi, lm olayndan sonra, lm nedenleri zerine gidilecei yerde lm kadere balayarak acy sineye ekmeye almaktr. yle ya, Allah verdi, Allah ald veya ecel geldi cihana ba ars bahane Bylece, zayflmzn, lm sebeplerini aramaymzn, insan hayatna sayg duymaymzn faturasn kader vastas ile acy bal eyleyerek Allaha iftira etmekteyiz.234 Ecel konusunda hangi anlayn daha isabetli olduu hususunda salkl bir fikir sahibi olabilmek iin ncelikle Kuranda ecel kelimesinin anlam ve kullanmn incelemek gerekir. Geri daha nce Kuran ve hadislerde ifadesini bulan ecel anlaynn slam ncesi dnemden itibaren gelen ve mslmanlarn byk ounluu arasnda da kabul gren anlayla rtt ynnde bir kanaat belirttik. Ancak ecel kelimesinin Kurandaki anlam ve kullanmlarna ilikin bir inceleme gerek bu kanaatimizin gerekse slam kelam tarihinde bilhassa Ehl-i Snnet ile Mutezile arasndaki ecel tartmasnda bu iki mezhepten hangisinin Kuranla rten bir anlay ve inan savunduu hakknda salkl bir fikre ulamay mmkn klacaktr. 4.2. Ecel Kavramnn Kurandaki Anlam ve Kullanmlar Kurann birok ayetinde ecel kavram yer alr ve ilgili ayetlerde farkl anlamlar tar. Ancak bu farkl anlam ve kullanmlarn tamam kelimenin szlkteki asl anlam olan sre manasyla yakndan alakaldr. Frzbdnin verdii bilgiye gre ecel kavram Kuranda be farkl manada kullanlmtr. Buna gre; (1) Mukadder lm. Onlarn ecelleri geldiinde ne bir an geciktirilir ne de bir an ne alnrlar. (fe-iz ce ecelhm l yestehirene saten vel yestekdimn) mealindeki Arf 7/34. ayette bu anlamda kullanlmtr. (2) Belirlenmi sre. Kasas suresi 28/28. ayette Hz. Musann dilinden aktarlan, Her iki sreden hangisini tamamlarsam tamamlayaym (eyyemleceleyni kadayt) mealindeki ifadede bu anlamda kullanlmtr. (3) Kfirlerin helki. Kim bilir belki de onlarn eceli (helak vakti) geldi (ve en as en yekne kad ikterabe ecelhm) mealindeki Arf 7/185. ayette bu anlamda kullanlmtr.

234

Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, s. 115-116.

72

(4) Kadnlarn boandktan sonra beklemek zorunda olduklar sre (iddet). Bakara 2/231 ve 232. ayetlerdeki fe-beleane ecelehnne (Boanm kadnlar bekleme srelerini tamamladklarnda) ibaresinde bu anlamda kullanlmtr. (5) Azap ve ukubet. Nh suresi 71/4. ayetteki inne ecelellhi iz ce l yuahharu ibaresinde [azapla ilgili] ecel kelimesi azap manasnda kullanlmtr.235 Ecel kavram baz ayetlerde de ay, gne ve dier gezegenlerin dzenli hareketlerinin sresinin belirlenmi olmasn ifade eder.236 Dier baz ayetlerde ise gklerin, yerin ve ikisi arasndaki varlklarn tabi olduu kozmik dzenin bozulma vakti ecel kelimesiyle ifade edilir. Ecelle ilgili kimi ayetlerde de Allahn her insan iin bir yaam sresi ve bir lm vakti belirledii bildirilmi, kendilerine uzun mr verilenlerin de mr ksaltlanlarn da mutlaka bir kitapta yazl olduu belirtilmitir.237 te yandan ilh emirlere uyanlarn belirlenmi lm vaktine kadar gzel bir ekilde yaatlacaklar mjdelenirken,238 zalimlerin de ecelleri gelinceye kadar

cezalandrlmayaca, ancak zaman gelince bir anlk ne alma veya erteleme yaplmayaca belirtilmitir. Yine baz insanlarn hayatlarnn ihtiyarlamadan nce sona erdirildii, baz insanlarn ise kendileri iin belirlenen srenin sonuna kadar yaatld bildirilmi, 239 ayrca fertler gibi toplumlarn da ecelleri bulunduu ve ykl zaman gelince bunun bir an bile ne alnmayaca gibi geriye braklmayaca da haber verilmitir.240 Btn bu genel bilgilerin ardndan ecel kavramnn Kurandaki anlam ve kullanmlarn birka ana balk altnda yle incelemek mmkndr. 4.2.1. Mutlak ve/veya Mukayyet Anlamda Sre Kurandaki baz ayetlerde ecel kelimesi belirli ve/veya belirsiz sre anlamnda kullanlmtr. Mesela, Kasas suresi 28/27-28. ayetlerde u ifadelere yer verilmitir:
Bunun zerine kzlarn babas Musaya u teklifte bulundu: Sekiz yl yanmda almana karlk u kzlarmdan birini seninle evlendirmek istiyorum. alma sresini on yla tamamlarsan bu da senin bize bir ikramn olur. Yoksa ben sana fazladan bir yk yklemek istemem. nallah, benim drst bir kii olduumu greceksin.
Frzbd, Besiru Zevit-Temyz, II. 108. Rad, 13/2; Rm, 30/8; Lokmn, 31/29. 237 Enm, 6/20; Ftr, 35/11. 238 Hd, 11/3; Nahl, 16/61; Ankebt, 29/53. 239 Mmi,n, 40/67. 240 Tun, Ecel, DA, X. 382.
236 235

73
Musa da onun bu teklifine yle karlk verdi: Bak, bu ikimizin arasnda bir szlemedir. Sekiz veya on yl; bu iki sreden hangisini doldurursam dolduraym, bana herhangi bir itiraz sz konusu olamaz. Bu konumamza ve szlememize Allah da ahittir.

Surenin 28. ayetinde geen el-eceleyn kelimesi iki sre anlamndadr. Bu iki srenin limiti ise bir nceki ayette sekiz ve on yl olarak tavzih edilmitir. Rad suresi 13/38. ayetin sonundaki li-klli ecelin kitb ibaresinde de ecel sre anlamnda kullanlmtr. Ancak bu kullanmn insan lmyle bir ilgisi yoktur. Nitekim ayetin btn gz nne alndnda bu husus daha da aklk kazanmaktadr. Ayetin meali yledir: [Ey Peygamber!] Andolsun ki biz senden nce de peygamberler gndermi, onlara da e ve ocuklar vermitik. Allahn izni olmadan hibir peygamber mucize getiremez. Sreli her eyin bir kayd vardr. (li-klli ecelin kitb) Bu son ifadedeki sreli her eyin ayetteki karl ecel, kayt kelimesinin karl ise kitaptr. Baz mfessirler buradaki kitab eriat vahyi olarak anlam ve ayeti, Allahn takdir ettii her sre iin gnderdii bir kitap vardr eklinde yorumlamlardr.241 Bu yorumla da ksmen rtr bir yaklamla denebilir ki ayette kastedilen anlam, Allahn hangi peygambere, hangi artlarda ne trl bir ayet vereceine ilikin kurallar belirlemi olmasdr. nk her tarihsel ve toplumsal srecin sosyal olarak ve Allah ile ilikisi bakmndan ahlk bir kanuniyet ve buna uygun bir hkm vardr.242 Ecel kelimesi birok ayette de boanan ve/veya kocas len kadnlarn yeniden evlenebilmeleri iin beklemek zorunda olduklar sre (iddet) anlamnda kullanlmtr. Bakara suresi 2/231, 232 ve 234. ayetler ecel kelimesinin bu anlamda kullanmna rnek verilebilir:
(231) Kadnlar boadnzda, onlar da yeni bir evlilik yapabilmeleri iin gerekli olan bekleme [iddet] srelerini tamamladklarnda (fe-belane ecelehnne) ya onlarla tekrar evlenip huzurlu bir hayat srdrn veya kavgasz grltsz bir ekilde yollarnz ayrn. Eziyet etmek ve haklarn inemek maksadyla onlar nikhnz altnda zoraki tutmayn. Byle yapan kimse kendine yazk eder. Sakn Allah'n buyruklarn hafife almayn. Allah'n size ltfettii bunca nimeti her daim minnettarlkla ann. Yine Allah'n size bir t olarak gnderdii
241 242

Bkz. evkn, Fethl-Kadr, III. 99. Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, s. 120.

74

Kuran ve onun mana ve mesajn hayatnza katn. Allah'a kar gelmekten her daim saknn. Unutmayn ki Allah her eyi bilir. (232) [Ey Veliler!] Kadnlar boayp onlar da bekleme srelerini

tamamladklarnda (fe-belane ecelehnne), kendi aralarnda meru ekilde anlamalar hlinde o kadnlarn nceki elerine dnmelerine engel olmayn. Allah'a ve kyamet-hesap gnne inanan her birinize verilen t budur. Sizin iin en hayrl ve en nezih olan bu t uyarnca hareket etmektir. Hayrnza ve faydanza olacak eyi siz bilemezsiniz, Allah bilir! (234) Ey Mminler! inizden biri lr ve ardnda dul kadnlar brakrsa, o kadnlar yeniden evlenebilmeleri iin drt ay on gnlk bekleme sresini tamamlamak zorundadrlar. Bu sreyi tamamladklarnda (fe-iz belane ecelehnne), kendi zel hayatlarna ilikin yaptklar meru bir iten dolay size herhangi bir mesuliyet yoktur. Bilin ki Allah btn yaptklarnzdan haberdardr!

Ecel kelimesi birok ayette de msemm kaydyla takyit edilmitir. Ecel-i msemm tabiri belirlenmi ya da ad konulmu sre anlamna gelir. Nitekim mslmanlarn belli bir vadeyle birbirlerinden bor alp vermeleri Bakara 2/282. ayette ecel-i msemm diye ifade edilmitir. Benzer ekilde, ocuun ana karnnda kal sresi de Hac suresi 22/5. ayette yine ecel-i msemm diye ifade edilmitir. Ecel-i msemm tabirinin bu ayetlerdeki anlam gayet aktr. Buna karn ayn tabirin Enm suresi 6/2. ayetteki anlam ve kullanm ok derin tartmalara yol amtr. Zira bu ayette Allah insanolunu amurdan yarattn bildirdikten sonra eceli tayin ettiini (kad ecelen), daha sonra ise belirlenmi ecelin kendi katnda olduunu beyan etmitir. Mfessirlerin kahir ekseriyetine gre bu ayette iki farkl ecelden sz edilmektedir. Buna gre; (1) lk ecel lm vakti, ikinci ecel kyamet vaktidir. (2) lk ecel yaratlla lm aras, ikinci ecel lmle dirili arasndaki sre veya bu srenin sonudur. (3) lk ecel mr sresi kesinlemi olanlarn ve bu srenin sonunda lenlerin eceli, ikinci ecel sla-i rahim, sadaka gibi hayrl iler yaptklar iin mrleri uzatlacak olanlarn ecelidir. (4) lk ecel ruhun kabzedildip sonra salverildii uyku; ikinci ecel lmdr. (5) lk ecel insann mrnden geen sre; ikinci ecel geriye kalan sredir.

75 (6) lk ecel gemiteki insanlarn ecelleri, ikinci ecel henz hayatta olanlarn ecelidir. (7) lk ecel insann normal olarak yaayp mrnn dolmasyla hayatnn sona ermesi (tabi ecel), ikinci vcut fonksiyonlarnn tamam henz salkl ve yaamaya elverili iken boulma, yangn gibi kazalar ile katl gibi haric sebepler hayatn son bulmasdr (ihtirm ecel). 243 Zemaher bu grlerden ilkini tercih etmitir.244 evkn, bn r ve Elmall Hamdi Yazr gibi baz mfessirler ise ikinci gr tercih etmilerdir. 245 bn r bu gr tercih edi gerekesini ayette ikinci ecelle ilgili olarak bu ecelin Allah katnda belirlenmi olmas kaydna dayandrmtr. Bu kayt sz konusu ecelin insanlar tarafndan bilinemeyecei anlamna gelir. Buna gre ilk ecel her bir insann mrdr. nk bir insan ldnde dier insanlar onun ne kadar bir sre yaadn bilirler. kinci eceli yani insanlarn lmyle bas arasnda geecek srenin miktarn ise Allahtan baka kimse bilemez.246 Snn itikada ait bu grlerin aksine Mutezilenin Badat ekol, Sizi topraktan yaratan, sonra da bir ecel tayin eden (smme kad ecelen) Odur. Belirlenmi ecel (ecel-i msemm) Onun katndadr. Ama sizler hl phe iindesiniz mealindeki Enm 6/2. ayetten hareketle insann ecel-i tabi ve ecel-i ihtirm olmak zere iki tr eceli bulunduunu ileri srmtr.247 Bu ayrm unu ngrmektedir: nsan herhangi bir d mdahale olmadan lrse ecel-i msemmya, kaza ve katil sebebiyle lrse ecel-i kazaya gre lm olur. kinci durumda len kii kazaya uramasayd veya ldrlmeseydi ecel-i msemmsna kadar yaayacakt Bu ikili ecel anlay baz aratrmaclara gre gayet isabetlidir. Zira binlerce insan/tabi nedenlerden dolay bireysel lm srelerinin fakllamasyla ilgili bilginin Allahn ezel ilminde bulunmas ve Onun mutlak iradesinin dna kmam olmas, her bireysel lm sresini, lm nedeniyle birlikte Allahn tayin etmi olmas anlamna gelmez. nk bireysel ihtirm (kesilen) eceli Allahn tayin ettiini kabul etmek demek, o lmlere sebebiyet veren btn olaylarn ahlk sorumluluunu Allaha
Saleb, el-Kef vel-Beyn, II. 520; Taber, Cmiul-Beyn, VII. 145-147; Zemaher, el-Kef, II. 4; Yazr, Hak Dini, III. 1876-1877. 244 Bkz. Zemaher, el-Kef, II. 3. 245 Bkz. evkn, Fethl-Kadr, II. 114; Yazr, Hak Dini, III. 1874-1877. 246 bn r, et-Tahrr vet-Tenvr, IV. 130-131. 247 Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 783.
243

76 yklemek demektir. O halde Enm suresi 6/2. ayeti yle yorumlamak gerekir: amurdan yaratldktan sonra Allah tarafndan tekvn (ontolojik, daha dorusu insan cinsi iin antropolojik) olarak konulan (kad) ecel, insan cinsine umum olarak konulan tabi eceldir. Oysa Snn ve Mutezil limlerden bazlar bu eceli insanlarn bireysel lmleri olarak yorumlamtr. kinci ecel ise Allahn bilgisinde olan (msemm), tayin edilmi bulunmayan bireysel lm ve ecellerdir.248 Ecel kelimesinin Kurandaki anlam ve kullanmlar dikkate alndnda bu tr bir ecel telakkisini kabul etmek biraz gtr denebilir. Zira Kurandaki kullanmyla ecel Selefiyye, Mtridiyye ve Eariyyeden oluan Ehl-i Snnet limlerinin de dile getirdikleri gibi, Allahn zaman ve mekn kuatan ilmiyle canllarn leceini belirledii zaman ifade eder. Bu sebeple, canllarn her birinin yaayaca ecel tek olup kesinlikle deimez. Hibir canl kendisi iin takdir edilen zamandan nce hayat bulamayaca gibi, hakknda belirlenen lm vakti gelmeden de lmez. lgili ayetteki ecel-i msemm tabiri insanlarn lm srelerinin ne kadar olduuna ilikin bilginin Allah katnda olduunu ifade eder. Dolaysyla ayette ilkin Allahn insanoluna bir mr sresi verdiine iaret edildii, ardndan da bu srenin ne kadar bir zaman tekabl ettiini de sadece Allahn bildii belirtilmitir, denebilir. Bu yoruma gre sz konusu ayette iki farkl ecelden sz edilmemektedir. te yandan, ecel-i tbi ve ecel-i ihtirm ayrmndan hareketle maktul ldrlmeseydi yaard demek vkaya aykrdr. nk ecel vkann ifadesidir.249 Nitekim Elmall Hamdi Yazr da bu ikili ecel ayrmn gayet manidar bir ekilde yle tenkit etmitir: Binaenaleyh, insann dnyada eceli demek, mevtine kadar mddet-i mr veya onun nihayeti n mevti demektir. ld lahzada bu ecel gelmi ve yetmi olur. Herhangi man tasavvur edilirse edilsin bu mr, bu ecel birdir. Bir kere tahakkuk eder. Bir insan iin bir mevte kadar iki ecel tasavvuruna imkn yoktur. Ve lm her ne sebeple olursa olsun ecel yetmi, mr bitmi olur. Ve artk ona ecelsiz ld demek tenakuzdan baka bir ey deildir. O gn anlalr ki ezelde mukadder ve msemma olan bu, bugn tahakkuk edip fiilen kaza edilen de budur (...) [u halde] bir insann biri tabii, biri ihtirm olmak zere iki eceli yoktur. Ya tabii veya ihtirm olmak zere iki
248 249

Gler, Allahn Ahlklii Sorunu, s. 118-119. Bu konuda geni bilgi iin bkz. Eb Bekr Muhammed b. Tayyib el-Bklln, et-Temhd fir-Red alelMlhidetil-Muattla ver-Rfiza vel-Havric vel-Mutezile, Kahire 1947, s. 374-376; Ebl-Mel Abdlmelik b. Abdillah el-Cveyn, el-rd il Kavtiil-Edille f Uslil-tikd, Msr 1950, s. 361-364. mmiyye ias limlerinden Eb Cafer et-Ts (. 460/1067) de ikili ecel taksimine kar kmtr. Bkz. Eb Cafer Muhammed b. Hasen et-Ts, el-ktisd fm Yeteallaku bil-tikd, Necef 1979, s. 170.

77

eceli vardr. Zira fiilen olacak olan ecel, bunlarn ancak biridir. Dieri bir imkndan ibarettir. Vch-i imkn mteaddit ve hatta nmtenahi olabilir. Fakat vki birdir. Hakikaten mr [de], ecel de o vkiden ibarettir. Allahn takdr-i kaza ettii de odur. Allahn bildii amaz; O mmkini mmkin, vki vki olarak bilir. Binaenaleyh, ecel-i tabii ve ihtirm taksimi, ecel-i mmkin, eceli vki diye bir taksim yapmak gibidir. Esbb- hriciyye ihtirm ile lenin tabii olarak lmesi mmkn olduu gibi, tabii olarak lenin de esbb- hriciyye ile lmesi melhuzdur. Fakat o her halde bunlarn yalnz biriyle lecektir. Hlbuki ecel denildii zaman mmkn deil vki anlamak lazm gelir. Vki vukuundan evvel henz imkn sahasndadr. Binaenaleyh, henz lmeyen bir kimsenin esbb- tahaffuza riayeti meru ve hatta vazifedir. Fakat vkin vukuyla saha-i imkn kapanm, ecel tahakkuk etmitir. Binaenaleyh o zaman da vazife vkie teslim olmaktr. Sonra mr-i tabii sz de mcerret bir nazariyedir. lm her ne olsa bir ihtiram ve tahrip olmaktan kmaz. Herem esasen bir ihtiram eseridir, yoksa tabiatn tabiat olmak zere muktezas ttraddan baka bir ey deildir. Tesr-i hric ile ihtiram mevz-i bahs olmaynca mr-i tabii nmtenahi olmak iktiza ederdi. Demek ki hkm, tabiatta deil, hlik-i tabiattadr. Ve o halde tabiat sz bir talit ve tekiktir.250 4.2.2. nsann mr Sresi ve/veya lm Vakti Ecel kelimesi Mnfikn 63/11. ayetteki ve-len yahhirallhu nefsen iz ce ecelh ibaresinde geen ecel kelimesi de sre veya daha doru bir karlkla mr sresinin sonu anlamnda kullanlmtr. Enm suresi 6/60. ayette Allahn, geceleyin alg gcn alarak insanlar uyuttuu, belli srelerini doldurmalar iin alglarn tekrar kendilerine iade edip onlar uykudan uyandrd bildirilir. Bu ayetteki li-yukd eceln msemmn ibaresi insan iin bir yaama sresinin bulunduu ve o sreyi doldurduu gereini ifade eder. Ayn ekilde Zmer suresi 39/42. ayette de Allahn henz mrleri dolmam insanlar uykuda bilinten yoksun brakt, uykudan uyanma aamasnda ise bilinlerini o insanlara geri verdii belirtilir. Bunun sebebi, sz konusu insanlarn mr srelerini henz doldurmam olmalardr. Ayette insanlarn mr sresi ecel-i msemm, yani belirlenmi, ad konulmu ecel diye ifade edilmitir. Allahn her insana bir mr sresi belirlemesi Mmin suresi 40/67. ayette ok daha ak biimde ifade edilmitir. Bu ayette mealen yle denilmitir: Sizi ilkin
250

Yazr, Hak Dini, III. 1874-75, 1877-78.

78

topraktan, sonra her birinizi bir damlack meniden, bir kan phtsndan yaratan Odur. Yine sizi analarnzn karnndan bebek olarak hayat sahnesine karan, ardndan gl, kuvvetli dneminize eritiren ve nihayet ihtiyarlk anza kadar yaatan da Odur. inizden bazlar ergenlik ve ihtiyarlk ana ulamadan hayata veda eder. Sonuta hepiniz Allah tarafndan belirlenmi bir vakte kadar (ecel-i msemm) yaamaktasnz. Umulur ki [bir gn mutlaka leceinizi dnr de] aklnz banza alrsnz! nsann ecelinin ya da mr sresinin belirlenmi olmas belki de en ak ve en veciz ekilde l-i mrn 3/145. ayette ifade edilmitir. nk bu ayette hibir insann Allahn izni olmadka lmeyecei bildirilmi, ayrca insann ne zaman leceinin de belirlendii belirtilmitir (ve-m kne li-nefsin en temte ill bi-iznillhi kitben meccel). Kurtubnin yorumuna gre bu ayet lmn mukadder olduunu, her insann ister maktul ister gayr-i maktul olsun, kendisi iin takdir edilmi eceli geldiinde lmeme gibi bir ansnn bulunmadn bildirmektedir. nk ayetteki meccelen kelimesi belirlenmi sreyi, bi-iznillh terkibi ise Allahn kaza ve kaderini (ilahi takdir) ifade etmektedir. O halde, Filan kii ldrlmeseydi kesinlikle yaayacakt demek anlamsz bir szden ibarettir.251 Elmall Hamdi Yazr da ayetteki kitben meccel ibaresini yle yorumlamtr: Allahn izniyle lm meccel bir surette yazldr. Yani indallah bir vakti malum ile mukadderdir ki ne ileri gider ne geri kalr. Bir insan vakde herhangi bir suretle lecekse yle lr. Ve onun dnyada iki mr yoktur. Binaenaleyh iki eceli de yoktur. Baz kimseler ecel-i msemma ve ecel-i kaza diye iki ecel tasavvur ederler. Ve zavall ecel yetmeden kazaya urad derler. Bilmezler ki vk ne ise mr, ecel odur. Ve o kimsenin indallah vakti malumu ondan ibarettir. Bundan maadas hakikaten deil, imkn zt ve akl zerine mbteni farziyyt ve ihtimlttr. Herkesin vkide mrnn, ecelinin vahdeti, inkr imkn bulunmayan bir hakikat-i bedhiye olduu halde birtakmlarnn bunu bir mesele-i mudile imi gibi ecel bir mi iki mi diye bahse kalkmalar meseleyi kavrayamamalarndan neet eder. Evet, srr- kader malum olmaz ve berhayat bulunan bir kimsenin ne vakit ve ne suretle leceini de Allahtan baka kimse bilmez. Snnet-i ilhiyyede esbab- mevt olarak tannm birok eyler de vardr. nsan ecelinin ne olduunu bilmedii iin bunlardan tevakki de etmelidir. Ve fakat
251

Kurtub, el-Cmi, IV. 146.

79 herhalde unu bilmelidir ki bu tevakki ne irade-i ilahiyyeyi tayir, ne de indallah malum ve hakikaten mukadder olan eceli tebdil eder. Binaenaleyh, endie-i mevt, tekayydt- hayatiye Allaha kar olan vazife-i mhimmeyi unutturmamaldr. nk hayat ve mematn bizzat medar mahza meietullahtr. Ve bunda kimsenin medhali yoktur. Fakat hayattan istifade ve semerat- hayat iktitaf edebilmek hususu byle deildir. Bu cihet irdt- beeriye ile alkadardr.252 Gerek ilgili ayetlerden gerekse Kurtub ve Elmall Hamdi Yazrn izahatndan anlalaca zere insanolunun hayat sresi ve dolaysyla lm vakti Allah tarafndan belirlenmitir. Binaenaleyh, bunu deitirmek ve/veya ne almak yahut geciktirmek imkn dhilinde deildir. Nitekim Mnfikn 63/11. ayetteki ve-len yahhirallhu nefsen iz ce ecelh (Allah lm vakti gelip atm olan hi kimseye daha fazla yaama imkn vermez) ibaresinde de bu husus gayet ak bir ekilde ifade edilmitir. O halde, Kurann bu beyanlarndan hareketle Korkunun ecele faydas yoktur sznn isabetli olduu sylenebilir. Nitekim [Ey Mminler!] Uzak yerlere sefere ktktan veya savaa katldktan sonra len akrabalar ve arkadalar hakknda, Bizim yanmzda olsalard ne lrler ne de ldrlrlerdi. diyen o ikiyzl

kfirler/mnafklar gibi olmayn. [Onlar lm konusunda ilah takdire inanmadklar ve lm hep yle olsayd byle olmazd. eklinde birtakm grnr sebeplerle aklamaya altklar iin] Allah bu dnceyi onlarn yreklerinde derin bir sz ve hasret acsna dntrd. Unutmayn ki can veren de Allahtr alan da! Allah yaptnz her eyi grr! mealindeki l-i mrn 3/156. ayet de Korkunun ecele faydas yoktur szn teyit eder mahiyettedir. Klasik tefsirlerdeki rivayetlere gre birtakm aslsz bahaneler ileri srerek Uhud savandan geri dnm olan mnafklar, savaa katlan mmin akraba, e ve dostlarnn arpmada ldklerini duyunca zntlerinden lk atyor ve Bizim yanmzda olsalard ne lr ne de ldrlrlerdi diyerek halkn aclarn tahrik edip fitne karmaya alyorlard. Ne var ki onlarn bu dnceleri ve szleri sonuta ilerinin yanmasna sebep oluyordu. nk onlar ilh takdire inanmyor, Allahn lm ve hayat hususundaki kanununa uymuyorlard. lmeyi ve ldrlmeyi srf zhir-hric sebeplere baladklar iin, Keke yaknlarmz savaa gndermeseydik gibi szler

252

Yazr, Hak Dini, II. 1195-1196.

80 sylyor, bu da onlarn i szsn arttryordu.253 Oysa olup biten her eyi sonuta Allahn takdirine balamann insana sknet verdii bir gerektir. nk hayat veren de Allahtr alan da Allahtr. Allah dileseydi, savaa giden mminler ehit olmazlard. Ancak Allah Uhud savayla mslmanlar eitmek, imtihan etmek ve onlar daha byk savalara hazrlamak iin balarna bu yenilgiyi getirdi. 254 Ecel ve lmn ilah izin ve irade erevesinde vuku bulduu gerei, Uhud savana katlmayp evlerinde oturan o mnafklar, savata ldrlen akrabalar ve arkadalar hakknda, Bizi dinleselerdi imdi yayor olacaklard. dediler. [Ey Peygamber!] De ki onlara: Bu iddianzda drst ve samimiyseniz, o hlde buyurun kendiniz iin lme are bulun! mealindeki l-i mrn 3/168. ayette de ok ak bir ekilde ifade edilmitir. Bu ayetin nzul sebebiyle ilgili rivayetlerden anlald kadaryla slam ordusundan ayrlan mnafklar, savaa katlan ve ehit olan yaknlar hakknda, Bizim szmz dinleselerdi ldrlmezlerdi demilerdir. 255 Esasen onlar bu szleriyle mslman askerleri savatan kamaya tevik ettiklerini, tevikleri etkili olmad iin gcendiklerini, bundan dolay da savata ehit olanlar kmsediklerini ve btn bunlarn tesinde Allahn takdir ettii eceli inkr ettiklerini dile getirmilerdir. Buna mukabil Allah onlara, Bu iddianzda drst ve samimiyseniz, o hlde buyurun kendiniz iin lme are bulun! diye cevap vermitir. Hi phe yok ki insanolunun lme are bulmas mmkn deildir. nk Yaayan her insan mutlaka lm tadacaktr (l-i mrn 3/185). Dier taraftan, insanlarn hayat sresi (ecel) Allah tarafndan belirlenmitir. Bu sre kesinlikle deimeyecektir. O halde, korkunun ecele faydas yoktur. nk Nis suresi 4/78. ayette de belirtildii gibi, Nerede olursanz olun, sarp yamalardaki kalelerin burlarnda ve hatta gkteki yldzlarda olun, lm yarn bir gn mutlaka kapnz alacaktr! Bu noktada Hz. Peygamberin sadaka ve sla-i rahim gibi iyiliklerin rzk arttracana, belay def edip mr uzatacana ilikin szleri256 hatrlanabilir ve dolaysyla insann mr sresinin bu tr iyilikler sayesinde gerekten uzayp uzamad sorulabilir. Nitekim daha nce bahsi geen baz ayetlerde ecel gelip attnda bunun ne bir an ne alnaca ne de bir an geri braklaca bildirildiine gre insann mr sresinin gerekte uzayp ksalmas sz konusu deildir. Oysa ilgili hadislere baklrsa
Vhid, el-Vast, I. 510-511; Beav, Melimt-Tenzl, I. 364. Komisyon, Kuran Yolu, I. 520. 255 Vhid, el-Vast, I. 518-519; Beav, Melimt-Tenzl, I. 370-371. 256 Bkz. Buhr, Edeb 12; Mslim, Birr 20-21; bn Hanbel, el-Msned, III. 156, 247, 266.
254 253

81

Hz. Peygamber bunun aksini sylemitir. Ehl-i Snnet limlerine gre sadaka ve sla-i rahim gibi iyiliklerle mrn uzamas zetle unu ifade eder: Allah kullarn ne yapp edeceklerini ezelde bilir. Dolaysyla bir insann sz konusu iyilikleri yapp yapmayacana gre o insana uzun veya ksa bir mr tayin eder.257 Bu yoruma paralel olarak yle de denebilir. Allah ezelde insan ve davranlaryla ilgili birtakm prensipler belirlemitir. Snnetullah denen bu prensipler deimez niteliktedir. nsanlarn sadaka ve sla-i rahim gibi iyilikler yapmas durumunda mrlerinin uzatlaca ve/veya kendilerine bereketli bir mr verilecei de bu ezel prensiplerden biridir. Kimin mrnn uzatlaca, kimin mrnn ksa tutulaca Onun ilminde kaytldr (ve-m yuammeru min muammerin ve-l yunkasu min umurih ill f kitb) mealindeki ayette de (Ftr 35/11) bu hususa iaret edilmi olsa gerektir. 4.2.3. (nkrc) Toplumlara Tannan Sre Ecel kelimesi baz ayetlerde toplumlara ama daha ok da inkrc toplumlara tannan sre veya inkrc toplumlarn helak vakti anlamnda kullanlmtr. Bu balamda Arf 7/34 ve Ynus 10/49. ayetlerde her toplumun (mmet) bir ecelinin bulunduu ve bu ecel geldiinde ne bir an ne alnd ne de bir an tehir edildii belirtilmitir. Baz mfessirler bu ayetlerde geen eceli, bir toplumun tarih sahnesinde kal sresi gibi genel manada anlayp yorumlamtr. Mesela Elmall Hamdi Yazr Arf suresi 7/34. ayeti yle tefsir etmitir. Her mmet, az veya ok her cemaat, byk veya kk her kavim ve devlet iin bir ecel, indallah muayyen ve msemma olan bir vakit ve mhlet vardr. Ki azap veya helakleri ona bakar. Allaha kar peygamberlerini tekzip edenlerin, yalanclarn, dinsizlerin, mriklerin, baiylerin, asmlerin, edepsizlerin hepsi dnyann her tarafndan ve her zamannda birdenbire muahaze edilivermez. mme-i muhtelifeden her birine ve hatta her mmetten her ferde mahsus bir ecel, bir gaye-i mddet vardr. Birini u kadar mddet zarfnda mahveden bir fenalk, dierini mahvetmek iin daha az veya daha ok bir mddete mtevakkf olur. Binaenaleyh, ecelleri geldi, mhletleri bitti mi bir saat tehir edemezler, takdim de edemezler. Yani o eceli ne bir lahza ileri geebilirler ne de geri, ne uzatabilirler ne ksaltabilirler. Vakt-i merhni gelince n nna derhal

257

Karadeniz, Ecel zerine, s. 74.

82

yakalanr, belalarn bulurlar. Bu mddeti ise ancak Allah bilir. Binaenaleyh bir mddet cereyan eden bu msaadeye marur olup da il gayrinnihaye byle gidecek zannetmemeli, frsat elde iken hemen tvbekr olup bir an evvel isyandan korunmaya ve Allahn emirlerine imtisal ile istikbali temine almaldr.258 Ne var ki Arf 7/34. ayette genel anlamda her toplumun tarih sahnesinde kal sresinden deil, zel anlamda inkrc toplumlara tannan sreden ve bu srenin sonunda helkin kanlmaz oluundan bahsedilmektedir. Nitekim bata bn Abbas olmak zere Hasen el-Basr, Muktil b. Sleyman, Taber ve dier birok mfessire gre de ayette kastedilen anlam zetle udur: Allah, peygamberini yalanlayan her mmete kendi katnda bilinen bir vakte kadar mhlet tanr. Dolaysyla Allah bu srenin sonuna kadar o toplumlar helak etmez. Sre dolduunda ise kanlmaz olarak azap tepelerine biniverir.259 ada mfessirlerden bn ra gre de bu ayette geen ecel, inkrc toplumlarn helak vaktini ifade eder. Ayetteki li-kll mmetin ibaresi genel anlamda her topluma deil, Allahn ayetlerini ve/veya peygamberlerini yalanlayan toplumlara iaret eder. Bu anlam erevesinde ecel kelimesi, bu toplumlara tannan srenin sonunu ifade eder. nk ecel, belli bir srenin sonu anlamnda kulland gibi mhlet verme ya da sre tanma anlamnda da kullanlr. Bahis konusu ayette sz edilen mmetten maksat spesifik olarak Mekkeli mriklerdir. Nitekim ayetin siyak-sibk da bunu gstermektedir. Sonu olarak, ayette geen ecel kelimesi bir toplumun veya o topluma mensup bireylerin yaam sreleri anlamna gelmemektedir. nk ayetin balam byle bir konuyla ilgili deildir.260 Buna gre denebilir ki Arf suresinin geni bir ksmna konu tekil eden baz eski toplumlarn hayat ve akbetlerine dair ayetlerden de anlalaca zere Allah rahmetinin eseri olarak, inkrc ve isyankr toplumlara hallerini dzeltmeleri iin belli bir sre tanr. Eski inan ve yaaylarnda srar edenler, tayin edilen srenin sonunda mutlaka cezalandrlrlar; hkmranlklar veya varlklar son bulur. Onlar bu akbetlerini ne bir an ne alabilir ne de erteleyebilirler. Allahn bu kesin kanunu uyarnca tarihteki btn inkrc, isyankr, azgn ve ahlaksz toplumlarn, bu arada

Yazr, Hak Dini, III. 2155-2156. Muktil, Tefsru Muktil, II. 35; Taber, Cmiul-Beyn, V. 476; Fahreddn er-Rz, Mefthul-ayb, XIV. 56; 260 bn r, et-Tahrr vet-Tenvr, VIII. 103-104.
259

258

83 putperest Araplarn maruz kaldklar bu akbet, imdiki ve bundan sonraki inkrc, zalim toplumlarn ve devletlerin de Allah nezdinde malum olan bir vakitte mutlaka balarna gelecektir. 261 Bu yorum yine her toplumun bir ecelinin bulunduundan sz eden Ynus 10/49. ayetle de desteklenebilir. nk Ynus 10/48. ayette, mriklerin Mademki siz z sz doru kimselersiniz, yleyse syleyin bakalm bu azap tehdidi ne zaman gerekleecek diye mminlerle alay ettikleri belirtilmi, ardndan Hz. Peygambere yle sylemesi emredilmitir: [Ey Peygamber!] De ki o mriklere: Allah dilemedike ne kendime ynelik bir zarar savuturabilir ve ne de kendim iin faydal bir eyi kotarabilirim. Ama size u kadarn syleyeyim ki her toplumun belli bir sresi vardr (li-klli mmetin ecel). Vakit tamam olduunda bu sreyi ne bir saniye geciktirme ne de bir saniye ne alma imknlar sz konusudur.262 Grld gibi bu ayette ecel, bir toplumun azap ve helak edilmesiyle ilgili bir mana iermektedir. Dolaysyla ayette kastedilen anlam udur: Herkese ve her topluma yaptnn karln verecek olan Allahtr. Peygamberler de dhil olmak zere hi kimseye bu yetki verilmemitir. Allahn insanlara imtihan iin tand mhlet tamamlannca herkes yaptnn karln bulacaktr. Bu mhleti/mddeti (ecel) ertelemek veya ne almak peygamberler de dhil olmak zere hi kimse iin mmkn deildir.263 Son olarak unu da eklemek gerekir: Her toplumun bir ecelinin bulunduunu bildiren ayetlerin aslnda inkrc toplumlarn helkinden nce kendilerine belli bir mhlet tannd eklinde bir anlam ierdiine ilikin yorum, [Ey Peygamber!] Mrikler, Bizi tehdit edip durduun u azap bir an nce gelsin de grelim! diyerek sana meydan okuyorlar. Eer Allahn belirledii bir sre olmasayd azap onlarn tepesine oktan binmiti bile! Ama [gerekte imana gelme frsat olarak tannan o sre dolduunda] azap hi beklemedikleri bir anda onlar apansz ekilde arpacaktr! mealindeki Ankebt 29/53. ayetle de teyit edilmektedir.

Komisyon, Kuran Yolu, II. 413. Ynus, 10/49. 263 bn r, et-Tahrr vet-Tenvr, XI. 190.
262

261

84

4.2.4. Kozmik Varlklara Tannan Belirli Sre ve Bu Srenin Sonu Daha nce de ksaca deinildii gibi, ecel kelimesi baz ayetlerde ay, gne ve dier gezegenlerin belli bir sre iin yaratldn ve bu varlklarn dzenli hareketlerinin belli bir sreye kadar (ecel-i msemm) devam edeceini ifade etmek zere kullanlmtr.264 Bu ayetlerde geen ecel-i msemm (belli bir vakit) tabirinden maksat, dnyann sonu, dolaysyla kyamet vaktidir. Bununla birlikte sz konusu tabirin ay, gne ve dier gezegenlerin kendilerine ait yrngeleri ve her bir gezegenin kendi yrngesindeki dzenli hareketi gibi bir manaya geldii de ileri srlmtr.265 Bizce bu yorum pek isabetli gzkmemektedir. nk baz ayetlerde gklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunan dier btn varlklarn esasl bir ama uruna ve ayn zamanda snrl sreli (ecel-i msemm) olarak yaratldndan sz edilmektedir.266 Bu ayetlerin btn varlk leminin fani olduunu ifade ettiinde hi phe yoktur. Btn varlk lemindeki dzen kyametle birlikte son bulacana gre ilgili ayetlerde geen ecel-i msemm tabiri, varlk lemine tannan belirli srenin sonuna iaret etmektedir. Ancak bu srenin belirli (msemm) olmas insanlarla deil Allahla ilgilidir. Yani sz konusu srenin ne kadar bir zamana karlk geldii veya bu srenin ne zaman sona erdii hususu sadece Allah tarafndan bilinir. 4.3. Ecel Kavramnn Kelm-tikd Anlam Alan Ecel meselesi kader problemine bal olarak kelam limleri arasnda tartlan en nemli konulardan biridir. lk defa Mutezile limleri eceli tartma konusu haline getirmiler ve farkl ekillerde aklamlardr. Ecel konusunda mezhepler arasnda grlen ihtilaflar, daha ok iki ecelin bulunup bulunmadna ve dolaysyla mrn uzayp uzamayacana ilikindir. Genel olarak Mutezile ve a insanlarn iki eceli olduunu ve mrlerinin uzayp ksalabileceini savunurken Ehl-i Snnet umumiyetle muhkem ayetlere dayanarak insanlarn bir tek ecellerinin bulunduunu, bunun da lmleriyle gerekleen vakit olduunu kabul etmitir.267 Daha nce de deinildii gibi, Mutezilenin Badat ekol, Enm suresinin ikinci ayetini de dikkate alarak, insann ecel-i kaz ve ecel-i msemm denilen iki eceli bulunduunu ileri srmtr. Buna gre insan herhangi bir d mdahale olmadan lrse ecel-i msemmya, kaza veya katil
264 265

Rad, 13/2; Rm, 30/8; Lokmn, 31/29; Ftr, 35/13; Zmer, 39/5; Ahkf, 46/3. Bkz. Kurtub, el-Cmi, IX. 184. 266 Rm, 30/8; Ahkf, 46/3. 267 Tun, Ecel, DA, X. 382

85

sebebiyle lrse ecel-i kazya gre lm olur. Bu anlay, ikinci durumda len kiinin kazaya uramayp lmemesi hlinde tabi (msemm) eceline kadar yaayacan varsaymaktadr. Aksi takdirde o kiiyi ldrenin cezalandrlmas anlamsz olacaktr.268 Badat Mutezilenin mehur limlerinden Ebl-Ksm el-Belh el-Kab (. 319/931) de ift ecel fikrini benimsemitir. Buna gre maktuln biri katl (ldrlme), dieri lm (mevt) olmak zere iki eceli vardr. lm, Allahn fiili, ldrme ise ktilin fiilidir. Bu sebeple, maktul ilh fiil olan lmle deil, katilin mdahalesiyle lm ve bylece tabi eceli kesintiye uratlmtr.269 Bununla birlikte maktuln her hlkarda leceini veya biri tarafndan ldrlmemesi hlinde lmesinin de yaamasnn da imkn dhilinde bulunduunu syleyen Mutezil limler de olmutur. Mesela Mutezilenin ansiklopedist limi Kd Abdlcebbra (. 415/1025) gre maktuln ecelinin kesintiye uratld, aksi hlde kesinlikle doal eceline kadar yaayaca ynndeki iddia mesnetsiz ve isabetsizdir. nk maktuln yaamas ve lmesi hususunda kesinlik deil, ihtimal sz konusudur. Dolaysyla bu konuda her iki durum da imkn ve ihtimal dhilindedir.270 Ehl-i Snnetin ecel konusundaki grne gelince, Snn limlere gre insan mr uzamaz ve ksalmaz. Kuranda ve hadislerde ilk bakta mrn uzatlp ksaltlmas anlamna gelebilecek baz ifadeler varsa da bu ifadelerin ecelle ilgili muhkem ayetler nda aklanmas gerekir. Esasen, her ey Allahn kaza ve takdiriyle tayin ve tespit edilmi olduuna gre insan takdir edilen vakitte eceliyle lr. Ecel tektir ve ne ne alnabilir, ne de sonraya kalabilir. Binaenaleyh, maktul de takdir edilen eceliyle lr. Dier bir deyile, maktuln lm de Allah'n ezelde bildii vakitte gerekleir. Ear ve Mtrid kelmclar ecel konusunda genel hatlaryla ayn kanaati paylamakta ve konuya daha ok Allah'n ilmi ve takdiri asndan yaklamaktadrlar. mam Matrid, her hangi bir kii hakknda iki ecel dnlemeyeceini, aksi halde bu dncenin Allahn neticeleri bilmemesi gibi bir manaya gelebileceini ifade eder. Bu sebeple Allahn bir kii iin iki ecel tayin etmesi muhtemel olmad gibi byle bir iddiay savunmak doru da deildir. Kald ki iki ecel tayini Allahn nceki hkmnden
268

Karadeniz, Ecel zerine, s. 19. Eb Mansr Abdlkhir b. Thir el- Badd, Usld-Dn, stanbul 1928, s. 143. 270 Bkz. Kd Abdlcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 783-784.
269

86

dnmesi (bed) anlamna gelir ki bu anlamda bir bed Allah iin muhaldir. Gerekte Allah, olup bitecek her eyi nceden bilir ve bu bilgisine gre de kulun ecelini tayin ve tespit eder. Bu bakmdan ecel, ister tabi, ister katl sebebiyle olsun, Allah'n ezel ilminde malum olduu ve bu maluma uygun olarak tespit edildii iin aynen ylece gerekleir.271 mam Ebl-Hasen el-Er de (. 324/936) iki ecel fikrini reddetmitir. Ona gre Mutezileden baz cahiller Allahn malumu olan vaktin, maktuln ldrld vakit deil, ldrlmemesi halinde kendisine ulam olaca vakit olduunu iddia etmilerdir. Bu iddia bsbtn yanltr. stelik bu iddia, Ecelleri gelince ne bir an tehir edilebilir, ne de ne alnabilir (Arf 7/34) mealindeki ayet karsnda tamamen buharlar. Mehur Snn-Ear kelamc Eb Bekr el-Bklln de (. 403/1013) ayn erevede unlar dile getirmitir: Her ne kadar maktul hakknda, ldrlmeseydi biraz daha yaayacakt, eklinde dnmek caiz olsa da, geriye kalan vaktin kendisi iin ecel olmas imknszdr. nk bir insann eceli, onun gerekte lm vaktidir. Bu husus una benzetilebilir: Peygamber ve salih mminlerin cehenneme; Firavn ve kfirlerin de cennete girmeleri bir vaka olarak mmkn deildir. Fakat kfre dmeleri halinde mminlerin cehenneme; iman etmeleri halinde de kfirlerin cennete girmeleri aklen dnlebilir. Ancak gerekte byle bir ey olmaz. 272 Daha nce de belirtildii zere, gerekte bir vaka olarak iki lm tasavvur etmek imknszdr. lm, ekil bakmndan ancak tabi ve kaza olarak dnlebilir. Her ne ekilde olursa olsun, tabi ve kaza halinde de tek ecel sz konusudur. Bir kii iin iki ecel dnlemeyeceine gre, katl veya herhangi bir kaza sebebiyle len hakknda, Eceli gelmeden ld gibi ifadeler kullanmak, ecel meselesini yanl anlayp kavramaktr. Kii ld zaman, ilgili ayette de ifade edildii zere, Allah indinde bilinen ve bil-kuvve msemm olan ecelin, artk bil-fiil kaza ve tahakkuk eden ecel olduu anlalr. te bu anlamda da, bazlarnn zannettii gibi, bir kii iin hem ecel-i msemm, hem de ecel-i kaz eklinde iki ecel sz konusu deildir. 273 Elmall Hamdi Yazrn da aka ifade ettii zere, Ya tabi veya ihtirm bir ecel vardr. Zira fiilen vaki olacak olan ecel, bunlarn ancak biridir. Dieri bir imkndan ibarettir. mkn ynleri birok ve hatta sonsuz olabilir. Fakat vki birdir. Hakikaten mr, ecel de o
271

Karadeniz, Ecel zerine, s. 24. Karadeniz, Ecel zerine, s. 25. 273 Karadeniz, Ecel zerine, s. 26-27.
272

87

vkiden ibarettir... Ecel denildii zaman mmkini deil, vakii anlamak lzmdr. Vaki, vukundan evvel henz imkn sahasndadr. Binaenaleyh, henz lmeyen bir kimsenin, sebeplere riayeti mer ve hatta vazifedir. Fakat vkiin vukuyla imkn sahas kapanm, ecel tahakkuk etmitir.274 Ecel tek olunca maktl de eceli ile lm demektir. Fakat hadisenin ortaya kmasna sebep olan artlarn bertaraf edilmesi halinde lm gereklemeyebilir. Yani katl, ktil tarafndan Allahn emirleri inenmek suretiyle iradeyi yanl yolda kullanma sonucu ortaya konan bir fiildir. Yoksa Allah katl hdisesini takdir ediyor, sonra da yasaklad bu kt fiili iledii iin katili cezalandryor eklindeki bir aklama ilh hikmet asndan hi de uygun deildir. te yandan, bir katl veya kaza sebebiyle lmek, az veya ok yaamak da ou zaman kiinin irade ve yaay tarzna, te yandan iinde bulunduu artlar ve durumlara gre deiebilir. Aksi halde tedbirin, emir ve yasaklara uymann hibir anlam kalmaz. Bizi her eyden nce tedbir ve baz artlara riayet ilgilendirir. Shhat asndan byk nemi haiz temizlie riayet, shhati koruma, tedavi olma gibi dini emir ve tavsiyelerin fert ve toplum asndan deeri tartlmazdr. Bu bakmdan ecel konusuna Allahn ezel ilmi asndan deil, pratik hayattan hareketle btn bu hususlar dikkate alarak yaklamak daha isabetli olsa gerektir. Zira Allahn ezeli ilminde bir insann mr-eceli ile ilgili saysz imknlar vardr. Bu saysz imkn dhilinde olan durumlardan sadece biri vuk bulacana gre, bunlardan bilemediimiz herhangi birini esas alp fikir yrtmek, bizleri salkl bir neticeye gtrmeyecektir. Evet, Allah, nasl olacaksa yle bilir; fakat bildii iin yle olmaz. Bu sebeple bizim iin aslolan, -konu ile ilgili hibir bilgimiz olmad iin- elden gelen tedbiri almak ve bylece takdirin iyi ynde vukunu salamaya almaktr. Bu bir anlamda olumlu imknlarn hakkmzda vuk bulmas yolunda gayret gstermekten baka bir ey deildir. Tedbiri elden brakmayanla geliigzel rasgele hareket edenlerin yaay biimleri ve lm ekilleri arasndaki fark ortadadr. Kald ki, bamza gelecek olan gelir; hibir tedbir ve saknmann anlam ve faydas yoktur; bu sebeple kadere rza gstermek lzmdr eklindeki cebr dnce islmi tevekkl anlayyla kesinlikle badamaz.275

274 275

Yazr, Hak Dini, III. 1876-1877. Karadeniz, Ecel zerine, s. 28-30.

88

zetlersek, Kurandaki baz ayetlerde Allahn her insan iin bir yaama sresi belirledii ifade edilmi, 276 kendilerine uzun mr verilenlerin de mr ksaltlanlarn da mutlaka bir kitapta yazl olduu bildirilmitir.277 Ayrca, ilh buyruklara uyanlarn tayin edilmi lm vaktine kadar gzel bir ekilde yaatlacaklar mjdelenirken zalimlerin de ecelleri gelinceye kadar cezalandrlmayaca, fakat zaman gelince de bir anlk takdim-tehir yaplmayaca belirtilmitir. 278 Yine dier baz ayetlerde, insanlar gibi toplumlarn da ecellerinin bulunduu ve k/ykl zaman geldiinde bunun bir anlk sre iin ne alnmayaca gibi geriye braklmayaca da haber verilmitir.279 Baz hadislerde de nceden belirlenmi lm vakti anlamnda kullanlan ecel kelimesi sahabe tarafndan da bu ekilde kavramsallatrlmtr. Zira sahabenin anlayna gre eceli gelmeyen insann herhangi bir hastalktan lmesi veya bir baka insan tarafndan ldrlmesi, buna karlk eceli gelen kimsenin lmden kurtulup yaamaya devam etmesi mmkn deildir. Nitekim dmanlaryla korkutulan Hz. Ali, ecelin insan lmden koruyan salam bir kalkan olduunu sylemi ve ecel geldiinde dman tarafndan atlan okun hedefinden sapmayp insana isabet edeceini, yaralanmas hlinde ise iyilemeden leceini belirtmitir.280 Ecelin kaza ve kadere imann bir parasn tekil eden itikad bir mesele olduu ve bunun daha ziyade ilahi ilim ve iradeyi ilgilendirdii dikkate alnrsa, insanlar iin nceden belirlenen deimez bir ecel takdir edildiini benimseyen grn daha isabetli olduunu sylemek mmkndr. Zira kiilerin salk kurallarna uyup uymayacaklar, bu konuda ne gibi gelimelerin ortaya kaca, herhangi bir kaza ve katil hadisesiyle karlap karlamayacaklar hususu ilahi bilgi ve iradenin kapsam dnda deildir. 281

Enm, 6/2. Ftr, 35/11. 278 Hd, 11/3; Nahl, 16/61; Ankebt, 29/53. 279 Arf, 7/34; Ynus, 10/49; Hicr, 15/5. 280 Muhammed Rehr, Mznl-Hikme, Kum 1403, I. 27. Nakleden: Tun, Ecel, DA, X. 382. 281 Tun, Ecel, DA, X. 382.
277

276

89

SONU

Kuran, kayna itibariyle ilh bir kitaptr; ancak insanoluna sunulu biimi Arapa bir hitaptr. Bu ilh ve Arab hitaptaki mana ve mesaj doru anlayabilmek iin, ncelikle onun dil ve kavram dnyasn tanmak gerekir. nk Kurann kendine zg bir dil, kavram ve anlam dnyas vardr. almamzn giri ksmnda da belirttiimiz gibi, Kurandaki dil Arapadr; ancak bu Arapa on be asr nceki bir toplumun konuup anlat bir Arapadr. Dier yandan, Kurandaki dil salt Arapa olmann tesinde anlamlar tar. nk Kuran din bir metindir; dolaysyla onun dili de din dilidir. Ayrca Kurandaki en temel mesaj tevhiddir. Dolaysyla Kurandaki dil dizgesi de btnyle Allah-merkezlidir. u halde, Kurann dil ve kavram dnyasna nfuz etmek dilbilimden fazlasn gerektirir. Kelime, kader ve ecel kavramlar erevesinde Kurann dil, kavram ve anlam dnyasn yakndan tanma ve tantmay amalayan bu almada ulalan onular ylece zetlemek mmkndr: Kelime, kader ve ecel kavramlarnn her biri Kuranda eitli anlamlarda kullanlmtr. Kuranda tekil ve oul olarak, bazen de isim ve sfat tamlamas eklinde krk alt yerde geen kelime kavram din, kelime-i tevhid, ilhtekvn emir, Allahn Hz. brahimi imtihan ettii eyler, Hz. demin Allahtan ald/rendii dualar, snrsz ilh ilim ve hikmetler, Allahn genelde peygamberler ve mminlere, zelde srailoullarna yardm ve muzafferiyet vaadi gibi farkl ieriklere karlk gelecek ekilde kullanlm; ayrca Kuranda Allahn sz ve mesajlar yannda insanlarn szleri, hatta onlarn kfr mucip szlerini ifade etmek iin de muhtelif ayetlerde kelime lafzna yer verilmitir. te yandan brahim 14/24. ayette geen kelimetn tayyibetn terkibiyle tevhid inancnn esasn tekil eden kelime-i tevhid veya daha genel olarak Allahn insanla gnderdii son din ifade edilmi, ayn ayetteki kelimetn habsetn terkibiyle de tevhide ters den inan trlerine iaret edilmitir. Kukusuz kelime kavramnn Kurandaki en dikkat ekici anlam ve kullanm Hz. sa ile ilgilidir. Zira Hz. sa l-i mrn 3/39, 45 ve Nis 4/171. ayetlerde Allahtan bir kelime (kelimetn minellah-kelimetn minhu) ve Allahn kelimesi (kelimetuh) olarak nitelendirilmitir. Bu nitelemeler Hristiyan gelenekte Logos nazariyesiyle ilikilendirilmitir. Ancak mslman limler byle bir ilikilendirmenin son derece

90 yanl olduunu belirtmilerdir. Mfessirlerin ounluuna gre Hz. sann Allahtan bir kelime olmas, onun salt ilh-tekvn bir emirle, yani Allahn Ol! buyruuyla babasz olarak meydana gelmesine iaret etmektedir. Baz mfessirlere gre ise Hz. sa, beikte iken konumaya balamas, ilh hakikatleri dile getirmesi, insanlar doruya ynlendirmesi ve onlarn hidayetlerine vesile olmas, kendisinden nceki peygamberlere vahyedilen kitaplarda nbvvet ve risaletinin mjdelenmi olmas sebebiyle Allahn kelimesi olarak tavsif edilmi yahut kimi insanlarn fazlullah ve ltfullah gibi isimlerle adlandrlmas gibi sa da kelimetullah ve rhullah diye anlmtr. Kelime kavramnn Kurandaki bir dier dikkat ekici kullanm da Ynus 10/19 ve dier baz ayetlerde yer alan ve-levl kelimetn sebekat min rabbike ibaresinde karmza kmaktadr. Bu ibare Allahn imdiye tekaddm eden bir hkm ve prensibinin bulunduuna iaret etmektedir. T-h 20/129, Hud 11/110 gibi baz ayetlerde Eer Allahn gemiteki sz/hkm olmasayd azap o kfirlerin tepesine oktan binivermiti veya Eer Allahn gemiteki sz/hkm olmasayd onlarn ii oktan bitirilmiti mealinde ifadelerin yer almas, Allahn ezel bir hkmnn bulunduunu ve/veya insanlarla ilikisi hususunda ezelde birtakm deimez prensipler edindiini sylemeyi mmkn klmaktadr. Nitekim Kuranda geen snnetullah kavram da Allahn insan, toplum ve tarihle ilikisinde zamana ve zemine gre deimeyen ezel prensiplerini ifade etmektedir. Szlkte l, miktar anlamna gelen kader kelimesi/kavram ile bu kelimenin muhtelif trevleri Kuranda, eref ve azamet/ycelik, rzk ya da geim imknlarn daraltmak, gzel biimde tasarlayp ekillendirmek, yapmak, klmak, belirlemek, ilim ve hikmet, kudret ve kuvvet gibi eitli manalarda kullanlmtr. Btn bu farkl anlam ve kullanmlar arasnda l, miktar manas n plana kmaktadr. Zira kader kelimesinin getii ayetlerin birounda Allahn her eyi bir l ve miktara gre yaratt, genelde rzk zelde yamuru belli bir lye gre bahettii bildirilir. Bu kelimenin ilgili ayetlerdeki anlam ve kullanmlar dikkate alndnda, Kelam stlahnda Allahn nesne ve olaylar ezel ilmiyle bilip belirlemesi diye tanmlanan, halk arasnda ise alnyazs diye tabir olunan kader mefhumuyla dorudan bir ilgisinin bulunmad sylenebilir. Bununla birlikte, kelimenin szlkteki anlamlarndan birinin takdir etmek/belirlemek olduu dikkate alndnda, bildik kader kavramyla dolayl bir ilikisi kurulabilir. Nitekim Bir eyin mahiyet ve niteliklerinin yan sra varolu

91

zaman ve meknn belirlemek demek olan takdir teriminin de kimi zaman kader kavramnn yerine kullanlmas byle bir iliki kurulabileceini gsterir. u halde, kader kelimesi ve trevlerinin Kurandaki temel anlam erevesi, Bir ey hakknda bir l koymak, bir eyi bir plan dhilinde yapmak eklinde belirlenebilirse de zellikle ecel kelimesinin yer ald birok ayetten hareketle Kurann bildik anlamda kader inancna dair iaretler ierdiini sylemek mmkndr. Geri slam mezhepler tarihinde ok etin tartmalara konu olan ekliyle kader Kurann ilgilendii bir konu deildir. Bununla birlikte, birok ayette Allahn bata insanolu olmak zere kinattaki her varla bir sre tand bildirilir. Sz konusu sre Kuranda ecel diye ifade edilir. Szlkte bir eyin mddeti anlamna gelen ecel spesifik olarak her bir insann hayat sresini ve bu srenin sona ermesini, yani lm vaktini de ifade eder. Ecel kavram Kuranda mutlak ve mukayyet olarak sre manasnda kullanld gibi insanlara tannan hayat sresi, zellikle inkrc toplumlara tannan mhlet gibi manalarda da kullanlmtr. Enm suresi 6/2. ayette iki kez ecel kelimesinin kullanlmas bu konuda birok farkl yoruma konu olmutur. Bu balamda Badat Mutezile ekol her insann ecel-i msemm ve ecel-i kaz olmak zere iki ayr ecelinin bulunduu tezini ileri srm; buna mukabil Ehl-i Snnet kelamclar ecelin tek olduunu ve bir insann kaza ve katil gibi hric sebeplerle de lse tabi/doal eceliyle ld fikrini benimsemitir. Bu iki gr mukayese edildiinde Ehl-i Snnetin daha isabetli bir ecel anlayna sahip olduu sylenebilir. nk ecel vakann kendisidir. Dier bir deyile ecel, hangi ekilde lnrse lnsn, lm vaktinin bizatihi kendisidir. Bu sebeple, Filan kii eer ldrlmeseydi kesinlikle doal eceline kadar yaayacakt eklindeki bir gr isabetli deildir. nk bu gr bir imkna iaret etmektedir. mkn denen ey mteaddit, hatta sonsuz olabilir. Oysa ecel bir imkn ya da mmkin deil, bir vaka ya da yaanan gerekliktir. O halde ecel geldi demek, mr gitti, hayat bitti demektir. Btn bu kelm ierikli mlahazalarn ardndan Kurann kelime ve kavram dnyasyla ilgili olarak da unlar sylenebilir. Bu almada incelenen kelime, kader ve ecel kavramlarnn anlam ve kullanmlarndan da anlalm olaca zere Kurandaki herhangi bir kelime veya kavram her getii yerde ayn anlamda kullanlmaz. Szgelimi, salt kavram her zaman namaz anlamna gelmez. Daha akas bu

92

kavram, kimi ayetlerde bildik namaz ibadeti, kimi ayetlerde dua ve niyaz, kimi ayetlerde genel manada ibadet, kimi ayetlerde ise din ritel gibi manalarda kullanlr. Nitekim Kurandaki bir kelime ve kavramn hangi ayette hangi manada kullanldna dair el-Vch ven-Nezir ismiyle birok mstakil eser yazlmtr. Bu eserlere bigne kalnarak Kuran kavramlaryla ilgili bir bilimsel alma yapmak aslnda mmkn deildir. Byle iken, zellikle Trke meallerde Kurandaki birok kelime ve kavramn her defasnda ayn ekilde evrildiine, hatta hi evrilmediine, sadece dnleme yoluyla kelimelerin Latin alfabesiyle meale aktarldna tank olunmaktadr. Szgelimi, ilm, kitb, zulm, zlim, fitne, takv gibi birok anahtar kavram aynyla Trkeye nakledilmektedir. Hlbuki bu kavramlar, iinde yer aldklar ayet ve surenin Mekk veya Meden oluuna, szn siyak ve sibkna gre ok farkl anlamlar tamaktadr. te btn bu hususlarn farknda olarak hazrlanan bu almann Kurann kelime ve kavram dnyasna veya en azndan kelime, kader ve ecel kavramlarnn Kuranda hangi anlamlarda kullanldna bir nebze k tutaca umulmaktadr.

93

KAYNAKA

Akbulut, Ahmet (2001), Sahabe Dnemi ktidar Kavgas, Ankara: Birleik Yaynlar. Akerson, Fatma Erkman (2000), Dile Genel Bir Bak, stanbul: Kardeler Matbaas. Aksan, Doan (1995), Her Ynyle Dil, Ankara: TDK Yaynlar. Albayrak, Halis (1996), Kurann Btnl zerine, stanbul: ule Yaynlar. Altnta, Ramazan (1997), Kuranda Hidayet ve Dalalet, Konya: REV Yaynlar. ls, Ebs-Sen ihbuddn Mahmd (2005), Rhul-Men f Tefsril-Kurnil -Azm ves-Sebil-Mesn, Beyrut: Darul-Fikr. Atay, Hseyin (1961), Kurana Gre man Esaslar, Ankara: Ajans Trk Matbaas. Aydnl, Osman (2001), slam Dncesinde Aklleme Sreci, Ankara. Bac, H. Musa (2009), nsann Kaderi: Hadislerin Telkin Ettii Kader Anlay, Ankara. Badd, Eb Mansr Abdlkhir b. Thir (1928), Usld-Dn, stanbul: DarulKtbl-lmiyye. Bkilln, Eb Bekr Muhammed b. Tayyib (1947), et-Temhd fir-Red alel-Mlhidetil -Muattla ver-Rfiza vel-Havric vel-Mutezile, Kahire: Kitbuttemhid. Basr, Ebl-Hseyn (1983), el-Mutemed f Uslil-Fkh, Beyrut: Beav, Eb Muhammed el-Hseyn b. Mesd (1995), Melimt-Tenzl, Beyrut: Darul-Marife. Bolelli, Nusrettin (1993), Belgat (Arap Edebiyat Bilgi ve Teorileri), stanbul: FAV Yaynlar. Buhr, Eb Abdillh Muhammed b. smail (1992), el-Cmius-Sahh, stanbul: ar Yaynlar. Cevad Ali (trs) el-Mufassal f Trhil-Arab Kablel-slm, Badat. Cevizci, Ahmet (2002), Felsefe Szl, stanbul: Paradigma Yaynlar. Cndiolu, Dcane (2005), Kuran evirilerinin Dnyas, stanbul: Kakns Yaynlar. ___________(trs), Kuran Anlamann Anlam, Ankara: Kitabevi Yaynlar. Crcn, Ebl-Hasen Ali b. Muhammed Seyyid erf (1995), Kitbut-Tarft, Beyrut: Darul-rad. Cveyn, Ebl-Mel Abdlmelik b. Abdillah (1950), el-rd il Kavtiil-Edille f Uslil-tikd, Msr: Kitabul-rad.

94 elebi, lyas (2002), slm nan Sisteminde Aklclk ve Kad Abdulcebbar, stanbul: Esed, Muhammed (1996), Kuran Mesaj: Meal-Tefsir, ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk, stanbul: aret Yaynlar. Fahredn er-Rz, Eb Abdillah Muhammed b. mer (2004), Mefthul-ayb, Beyrut: Darul-Ktbl-lmiyye. ____________(1986), el-Erban, Kahire: Darul-Cl. Fazlur Rahman (1987), Ana Konularyla Kuran, ev. Alpaslan Akgen, Ankara: Fecr Yaynevi. Ferr, Eb Zekeriy Yahya b. Ziyd (trs), Menil-Kurn, Beyrut: leml-Ktb. Frzbd, Mecdddn Muhammed b. Yakb (trs), Besiru Zevit-Temyz, Beyrut: elMektebetl-lmiyye. Gezgin, Ali Galip (2002), Tefsirde Semantik Metod ve Kuranda Kavm Kelimesinin Semantik Analizi, stanbul: tken Yaynlar. Glck, erafettin (1997), Bklln ve nsan Fiilleri, Ankara: Seluk niv. Yaynlar. ____________(2008), Rzk, DA, stanbul. Grmez, Mehmet (1997), Snnet ve Hadisin Anlalmas ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, Ankara. Gler, lhami (1998), Allahn Ahlaklii Sorunu, Ankara. Gndzz, Soner (2005), Arapada Kltr Dil likisi: Arapann Yaplanmas ve Alglanmasnda Etkin eler, Din Bilimleri, V/2. Ick, Yusuf (2002), Kuranda Temel ki Kavram: Tevil ve Mteabih, Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XVIII, Konya. Izutsu, Toshihiko (trs), Kuranda Allah ve nsan, ev. Sleyman Ate, stanbul: Yeni Ufuklar Ner. bn r, Muhammed Thir (trs), et-Tahrr vet-Tenvr, Tunus: Dar-u Sahnun lin-ner vet-Tevzi. bn Atyye, Eb Muhammed Abdlhak b. Glib (2001), el-Muharrerl-Vecz f Tefrsril-Kitbil-Azz, Beyrut: Darul-Ktbl-lmiyye. bn Czey, Ebl-Ksm Muhammed b. Ahmed (2003), et-Teshl li Ulmit-Tenzl, Beyrut. bn Hanbel, Eb Abdillh Ahmed b. Muhammed (1992), el-Msned, stanbul: Dar-u Sadr. bn Kesr, Ebl-Fid mdddn (1983), Tefsrul-Kurnil-Azm, Beyrut: Darul-

95

Marife. bn Kuteybe, Eb Abdillah b. Mslim (1995), Tevl Muhtelefil-Hds, Beyrut: Mektebetl-Mtenebb. bn Mce, Eb Abdillah Muhammed b. Yezd (1992), es-Snen, stanbul: ar Yaynlar. bn Manzr, Cemleddn Muhammed b. Mkerrem (2003), Lisnl-Arab, Kahire: Darul-Fikr. bnl-Cevz, Ebl-Ferec Cemleddn Abdurrahmn (1985), Nzhetl-AyninNevzr, Beyrut: el-Mektebetl-slm ____________(1987), Zdl-Mesr f lmit-Tefsr, Beyrut: el-Mektebetl-slm. Kd Abdlcebbr, Ebl-Hasen Kd Abdlcebbr b. Ahmed (1965), erhl-UslilHamse, Kahire: Darut-Turasil-Arabi. ____________(1969), Mtebihul-Kurn, Kahire: Darut-Turasil-Arabi. ____________(1971), el-Muhtasar f Uslid-Dn, (Resill-Adl vet-Tevhd iinde), nr. Muhammed Amra, Kahire: Darut-Turasil-Arabi. Kaplan, Mehmet (1999), Kltr ve Dil, stanbul: Dergah Yaynlar. Karadeniz, Osman (1992), Ecel zerine, zmir: Anadolu Matbaaclk. Kazanc, Ahmet Ltfi (1968), slamda rade, Kaza ve Kader, stanbul. Kele, Ahmet (1998), Hadislerin Kurana Arz, stanbul. Ko, Turan (1995), Din Dili, Kayseri: Rey Yaynlar. Komisyon (Hayreddin Karaman, Mustafa arc, brahim Kfi Dnmez, Sadrettin Gm) (2003), Kuran Yolu: Trke Mel ve Tefsir, Ankara: TDV Yaynlar. Kurtub, Eb Abdillh Muhammed b. Ahmed (1988), el-Cmi li Ahkmil-Kurn, Beyrut: Darul-Ktbl-lmiyye. Macit, Nadim (2000), Kelamn levsellii ve Gnmz Kelam Problemleri, zmir: F Yaynlar. Martinet, Andre (1998), levsel Genel Dilbilim, ev. Berke Vardar, stanbul: trs. Mtrid, Eb Mansr Muhammed b. Muhammed (2006), Tevltl-Kurn, stanbul: trs. Mverd, Ebl-Hasen Ali b. Muhammed (2007), en-Nket vel-Uyn, Beyrut: DarulKtbl-lmiyye. Mevdudi, Ebul-Al (1986), Tefhimul-Kuran, ev. Komisyon, stanbul: Beyan

96

Yaynlar. Muktil, Ebl-Hasen Muktil b. Sleymn (2002), Tefsru Muktil, Beyrut: DarulKtbl-lmiyye. Mslim, Ebl-Hseyn Mslim b. Haccc (1992), el-Cmius-Sahh, stanbul: ar Yaynlar ve Dar-u Sahnun. Nes, Eb Abdirrahmn Ahmed b. uayb (1992), es-Snen, stanbul: ar Yaynlar ve Dar-u Sahnun. zdemir, Metin (2002), Ezel Bilgi Anlaynn Problematik Yn, Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: VI/1, Sivas. zsoy, mer (1994), Snnetullah: Bir Kuran fadesinin Kavramlamas, Ankara: Fecr Yaynevi. ____________Gler, lhami (1996), Konularna Gre Kuran, Ankara: Fecr Yaynevi. ztrk, Mustafa (2004), Kurann Mutezil Yorumu, Ankara: Kitabiyat. ____________(2006), Kssalarn Dili, Ankara: Kitabiyat. ____________(2008), Meal Kltmz, Ankara: Ankara Okulu Yaynlar. ____________(2003), Kuranda ve slam ncesi Arap Dncesinde Dehr Kavram, Ondokuz Mays niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Say: 16, Samsun. Rb el-sfahn, Ebl-Ksm Hseyin b. Muhammed (1986), el-Mfredt f Garbil -Kurn, stanbul: Darul-Marife. Reid Rza, Muhammed (1999), Tefsrul-Kurnil-Hakm (Tefsrul-Menr), Beyrut: el-Heyetl-Msriyyetl-Ammell-Kitab. Rehr, Muhammed (1403), Mznl-Hikme, Kum. Saleb, Eb shk Ahmed b. Muhammed (2004), el-Kef vel-Beyn f Tefsril-Kurn, Beyrut. Saussure, Ferdinand (1998), Genel Dilbilim Dersleri, ev. Berke Vardar, stanbul. Semn el-Haleb, Ahmed b. Ysuf (1993), Umdetl-Huffz f Tefsri Erefil-Elfz, Beyrut: Darul-Kalem. Sinanolu, Mustafa (2002), Kelime, DA, Ankara. ehristn, Ebl-Feth Muhammed (trs), Nihayetl-kdm f lmil-Kelm, Kahire: Mektebetl-Msenna. evkn, Muhammed Ali b. Muhammed (trs), Fethl-Kadr, Beyrut: Darul-Marife. Taber, Eb Cafer Muhammed b. Cerr (1999), Cmiul-Beyn an Tevli yil

97

-Kurn, Beyrut: Darul-Fikr. Tabers, Eb Ali el-Fadl b. Hasen (1997), Mecmaul-Beyn f Tefsril-Kurn, Beyrut: Darul-Fikr. Tirmiz, Eb sa Muhammed b. sa (1992), es-Snen, stanbul: ar Yaynlar. Topalolu, Bekir (1997), Halm, DA, stanbul. ____________(2001), Kdir, DA, stanbul. ____________(2002), Kudret, DA, Ankara. Tun, Cihat (1994), Ecel, DA, stanbul. Ts, Eb Cafer Muhammed b. Hasen (1979), el-ktisd fm Yeteallaku bil-tikd, Necef. ok, Necip (1947), Genel Dilbilim, Ankara: Ankara niversitesi Dil Tarih Corafya Fakltesi Yaynlar. zm, lyas (2001), Kaderiyye, DA, stanbul. Vhid, Ebl-Hasen Ali b. Ahmed (1994), el-Vast f Tefsril-Kurnil-Mecd, Beyrut: Darul-Fikr. Vardar, Berke (1992), Dil Biliminin Temel Kavram ve lkeleri, stanbul: TDK Yaynlar. Watt, Montgomery (1981), slm Dncesinin Teekkl Devri, ev. Ethem Ruhi Flal, Ankara: Birleik Yaynlar. ____________1982), Modern Dnyada slam Vahyi, ev. Mehmet S. Aydn, Ankara: Hlbe Yaynlar. ____________(1995), Hz. Muhammedin Mekkesi, ev. M. Akif Ersin, Ankara: ____________(1996), slamn lk Dnemlerinde Hr rade ve Kader, ev. Arif ____________Aytekin, stanbul. Yavuz, Yusuf evki (2001), Kader, DA, stanbul: DA. Yazr, Elmall Muhammed Hamdi (1979), Hak Dini Kuran Dili, stanbul: Eser Neriyat. Zeccc, Eb shk brhim b. Serr (1988), Menil-Kurn ve rbuh, Beyrut: Aleml-Ktb. Zemaher, Ebl-Ksm Mahmd b. mer (1977), el-Kef an Hakikit-Tenzl, Beyrut: Darul-Ktbl-lmiyye.

98 ZGEM

KSEL BLGLER Ad Soyad Doum Yeri ve Tarihi Meden Durumu Adres : Abdullah ESEN : Ceyhan / 31.01.1977 : Bekr : Huzur Evleri Mah. 153 sk. Ekim apt. A/Blok 6. Kat. no: 12, ukurova/ADANA E-posta Telefon : esen919@hotmail.com : 0 505 494 60 53

ETM DURUMU Yksek Lisans 2004-2009 : ukurova niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Temel slam Bilimleri, Anabilim Dal, Adana Lisans 1997-2004 Ortaokul-Lise 1988-1994 lkokul 1984-1988 DENEYM 2009-. 2008-2009 2006-2008 2005-2006 : Gazi Mustafa Kemal lkretim Okulu, Baykan/Siirt : avular Yeni Yerleim lkretim Okulu, Merkez/Bingl : Gndodu Koleji, Merkez/ADANA : stek Vakf zel Gnen lkretim Okulu, Merkez/ADANA : ngilizce, Arapa : Be Ocak lkokulu, Ceyhan/Adana : Ceyhan mam Hatip Lisesi, Adana : ukurova niversitesi lhiyat Fakltesi, Adana

YABANCI DL

You might also like