You are on page 1of 87

Amin Maalouf'un YKY'deki teki kitaplar Afrikal Leo (1993) Semerkant (1993) Tanios Kayas (1995) AMN MAALOUF

Dounun Limanlar EVREN: ESN TAL-ELKKAN

Yap Kredi Yaynlan Edebiyat-167 12. Bask: stanbul, Mays 2000 Dounun Limanlar / Amin Maalouf ISBN 975-363-512-5 zgn Ad: Les Echelles du Levant------- e Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk eviren: Esin TahYelikkan Ticaret ve Sanayi A.. 1996 Genel Tasarm: Faruk Ulay e Editions Grass* & Fasquelle, 1996 Bu Kapak Tasannu: Nahide Dikel kitabn telif haklan Akal Ajans Bask: efik Matbaas araclyla alnmtr. 1. Bask: stanbul. Kasm 1996 Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A..

Yap Kredi Kltr Merkezi stiklal Caddesi No. 285 Beyolu 80050 stanbul Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23 http.//www.ykykuitur.coni.ti http://www.shopjuperonline.com/yky e-posta: ykkultur4ykykultur.com.tr

Amin Maalouf
eviren: Esin Tal
Yap Kredi Yaynlar DOUNUN LMANLARI

Dounun Limanlar

Amin Maalouf, 1949'da Lbnan'da dodu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazetecilie balad; 1976'dan beri Paris'te yayor. eitli yayn organlarnda yneticilik ve ke yazarl yapm olan Maalouf, bugn vaktinin ounu kitaplarm yazmaya ayrmaktadr. Yaptlarnda ok iyi bildii Asya ve Akdeniz evresi kltrlerinin sylencelerini baanyla ileyen Maalouf, ilk kitabi Les Croisades vues par les rabes (1983, Araplarn Gzyle Ha-hlar) ile tannd ve bu kitabn evrildii dillerde de byk bir baar kazand. 1986'da yaymlanan ve ayn yl Fransz-Arap Dostluk dl'n kazanan ikinci kitab (ilk roman) Leon l'Africain (Afrikal Leo) ise bugn bir "klasik" kabul edilmektedir. Maalouf un 1988'de yaymlanan ikinci roman Samarcane (Semerkant) da cokuyla karland ve pek ok dile evrildi. Maalouf un sonraki kitaplar yine romand: Les Jardins de lu-miere (1991, Itk Baheleri) ve Le Premier Slide apres. Biatrice (1992, Beatrice'de Sonra Birinci Yzyl). Amin Maalouf, 1993'te yaymlanan roman Le Rocher de Tanios (Tanios Kayas) ile Goncourt dl'n kazand. Son roman Echelles du Levant (Dounun Limanlar) ise 1996'da yaymland. Amin Maalouf un drt roman yaynevimizce Trkeye kazandrlmtr: Afrikal Leo (1993), Semerkant (1993), Tanios Kayas (1995) ve Dounun Limanlar (1996). Esin Tal-elikkan, 1931'de Varova'da dodu. Notre Dame de Sion Lisesi'ni ve Siyasal Bilgiler Fakltesi Basn Yayn Yksek Okulu'nu bitirdi. On be sene Babli'de yazl basnda makale ve ke yazarl yapt. Yirmi sene TRT'de alt. Bu grevinin son on senesinde Yurtd Yaynlar Daire Bakanl'ru yrtt. Balca evirileri: Vclav Havel'den Grme - Kutlama -ar'y, Victor Hugo'dan 1793', aynca Sarah Bernhardt'm Anlar'm evirdi. Yap Kredi Yaynlan'ndaki dier evirileri: Amin Maalouftan Semerkant, Dounun Limanlan; Philippe Sollers'den Kadnlar; Osamu Dazai'den Batan Gne; Velibor oli'ten Bosnallar.

OdileCail'e Bu yk bana ait deil, bir bakasnn yaamm anlatyor. Kendine zg szckleriyle, onlar sadece belirsiz veya tutarsz bulduumda dzelttim. Kendine zg gerekleriyle, btn gerekler birbirine edeerde.

Ara sra bana yalan sylemi midir? Bilemem. Ama herhalde kendisi hakknda, sevdii kadn hakknda, bulumalar, aknlklar, inanlar, d krklklar hakknda sylememitir. Bunun kant elimde. Ama yaamnn her aamasnda kendi davranlar, hi de alelade olmayan ailesi, mantnn deiik dalgalar demek istiyorum ki delilikten bilgelie, bilgelikten delilie gidip gelen o bitmez tkenmez gelgitlerhakknda her eyi sylememi olmas mmkndr. Yine de iyi niyetli olduunu dnyorum. Belleine olduu kadar yarglamasna da gvenemediini kabul edebilirim ama, hep iyi niyetli olmutur. Ona 1976 Haziran'nda metroda rastladm. Kendi kendime "Bu, O!" diye mrldandm anmsyorum. Onu tanmak birka saniyemi almt. O gne kadar ona ne rastlamtm ne de adn duymutum. Sadece birka yl nce, bir kitapta resmini grmtm. Tannm biri deildi. Geri, resmi bir tarih dersi kitabnda olduuna gre, bir bakma tannm biriydi. Ama bu, resmin altnda ad yazlan bir byk adamn portresi deildi. Resim, bir rhtmda toplanm bir kalabal gsteriyordu; arka planda, sadece kk bir paras dnda, btn bir ufku kaplayan bir gemi vard; resmin altnda, Eski Dnya'dan insanlarn 2. Dnya Sava'nda Avrupa'ya gelerek Direni saflarna katldklarn ve dnlerinde birer kahraman olarak karlandklar yazlyd. Gerekten de kalabaln ortasnda, gzleri kamam gen bir adam vard. Ak renk sal, biraz ocuksu izgilere sahip, iekten girland o an taklm gibi, boynu azck yana uzam. .N.:"Les fichelles du Levant": Kelime anlam olarak "Dounun Merdivenleri" olup, bazj Akdeniz Umanlarna Franszlarn takt ad. Ne kadar zaman bu resmi seyre dalmtm! Okulda st ste drt sene ayn tarih kitabndan ders grdk: her yl bir a renmek durumundaydk. nce anl Antik a; skender'in fethettii Fenike kentleri; sonra Romallar, Bizansllar, Araplar, Hallar, Memluklar; daha sonra drt yz yllk Osmanl egemenlii; nihayet iki dnya sava, Fransz mandas: bamszlk... Bana gelince ben, programn nasl ilerlediini bekleyemeyecek kadar sabrszdm. Tarih tutkumdu. Daha ilk gnlerde btn kitab gzden geirmitim, tekrar tekrar okumaktan bkmamtm. Sayfalarn her biri kvrk, buruuk, keleri yenik, satrlarn altlan izik, kargack burgack yazl, yorum yerine nlemlerle dolu idi. Btn bunlar, o resmi iyice incelemi olduumu gstermek iin sylyorum. Beni ne bylemiti? Kukusuz bir avcun ii byklndeki resimde, o yata ne hayal ediyorsam hepsi vard: deniz yolculuu, serven, yce bir zveri, zafer ve belki de hepsinden ok, o muzaffer-tannya bakan gen kzlar... imdi ise, tanr burada. Karmda, Paris'te, metroda ayakta, bir stuna dayanm, kim olduklar bilinmeyen bir sr adamn ortasnda tannmam bir adam. Ama hep o hayran bak, hep o ocuksu izgiler, bugn artk krlam hep o ak renk salar. Ve hep o yana eik ba. Nasl tanmazsn? Volontaires istasyonunda indiinde, arkasndan gittim. O gn biriyle buluacaktm ama tercihimi yapmtm: greceim kiiyi akama doru veya ertesi gn arayabilirdim, ama onu bir kere kaybedersem bir daha gremeyeceimden emindim. Asla. Metro istasyonundan kmadan nce semt haritasnn nnde durdu. Burnunu yaptracak kadar yaklat, sonra, mesafeyi ayarlayacak biimde geriledi. Gzleri onu ele veriyordu. ansm denemeliydim, ona doru yrdm. Size belki yardm edebilirim... Dou ivesiyle konumutum, ho bir glmseme ve bir iki gzel szckle anladm belli etti. Ama yine de hayret etmekten geri kalmad. O zaman bir ekinme belirtisi farkettim, sanrm yanlmamtm. Evet ekingenlik ve hatt bir eit utan dolu korku. zinin srldn ama bundan pek de emin olmayan yine de bo yere sert veya kaba olmak istemeyen bir insann utan dolu korkusu.

Yaknlarda olan bir soka aryorum, dedi. Sokan ad Hubert Hughes. Onu bulmakta zorluk ekmedim. 8 te, dedim. Sadece H. Hughes yazmlar, okunmaz bir yaz ile... Yardmnza teekkrler! Yalanan gzlerimi deil de haritay yapanlan suladnz iin de teekkrler... Tatl bir yavalkla konuuyordu, sanki sylemeden nce her szc silkmesi gerekiyormu gibi. Ancak cmleleri doru, szckleri seilmi, eksii, elikisi olmayan cmlelerdi. Laubali olmayan bir dil! Hatt insanlarla deil de kitaplarla konuurmu gibi, modas gemi, ok eskimi szckler! Eskiden olsayd haritaya, plana gerek kalmakszn, igdmle yolumu bulurdum... Uzak deil. Sizi gtrebilirim; buralar bilirim. Rahatsz olmamam syledi ama nezaketen. Israr ettim; dakika sonra oradaydk. Sokan banda durdu, gzleriyle soka tarad ve biraz kmseyici bir biimde: Kk bir sokak, dedi. Pek kk bir sokak. Ama alt taraf sokak ite. Szlerindeki aleladelik ona benim gzmde bir zgnlk kazandrmt. Hangi numaray aryorsunuz? Ona saduyu dal uzatmaktaydm. Dala rutunmad. zel bir numara deil. Sadece soka grmeye geldim. nce kacam sonra da kar kaldrmdan ineceim. Ama sizi alkoymak istemem, iiniz vardr. Buraya kadar elik ettiiniz iin teekkrler! Bu noktaya geldikten sonra byle aynlmak istemiyordum, bilmeliydim. Tuhaf grnts merakm bsbtn artrmt. Fazladan nezaket gsterisiymi gibi son szlerini duymazlktan geldim. Bu sokakta anlarnz olmal! Hayr. Daha nce hi gelmedim. Yeniden yan yana yrmee balamtk. Ben sk sk ona bakarak, onu inceliyordum; o da, burnu havada, binalara hayranlkla bakyordu. Antsal stunlar. Salam ve gven verici bir sanat. Gzel bir burjuva soka. Biraz dar... Alt katlar lo olmal. Belki oras, cadde taraf yle deildir. Mimarsnz. Szm, bir bulmacann cevab gibi kmt! Fazla samimi bir grnt vermemek iin, soru sorar gibi de kmt.

Hi de deil. Sokan ucuna varmtk, aniden durdu. Mavi beyaz plakay okumak iin gzlerini kaldrd, sonra sayg ifadesi olarak indirdi, iki yanma sarkm olan elleri nnde birleti, parmaklan hayali bir apkay tutmak istercesine, tuhaf biimde kenetlendi. Arkasna getim. Hubert Hughes Soka Direnii 1919-1944 Gevemesini ve bana doru dnmesini bekledim. Bir cenaze-deymi gibi fsldayarak: Onu tanr mydnz? diye sordum. Ayn tonda yantlad: Ad bir ey ifade etmiyor. aknlma aldrmayarak cebinden bir kk defter kard ve notlar almaa balad. Sonra da: Bana, Paris'te direniilerin adn tayan otuz dokuz sokak, cadde veya alan olduunu sylediler, dedi. Bundan nce yirmi birini ziyaret ettim. Geriye on yedi kald. Ad "Etoile" ikert* gittiim Charles-de Gaulle meydann saymazsak, on alt. Hepsini ziyaret edecek misiniz? Drt gnde, bol bol vaktim var. Neden drt gn? Tek bir aklamas vard bana gre: Sonra da memlekete dnyorsunuz? Sanmyorum... Birden, sz konusu Hubert-Hughes Soka'nda benden bir hayli uzakta dncelere dalm grnd. Memleketten, dnten sz etmekle hata m ermitim? Belki de bu "drt gn"den sz etmekle byle dnceye dalmt. Ruhuna henz nfuz edemiyordum. Bunun iin sz deitirmeyi yeledim. Hubert Hughes' tanmadnz ama Direni ile ilgilenmeniz bir rastlant olmasa gerek... Cevap vermesi gecikti. Yeryzne inmesi vakit ald. Ne demitiniz? Szlerimi tekrar etmek zorunda kaldm.

Doru, okumak iin savata Fransa'ya gelmitim. Direniiler tandm.

Az daha resimden, tarih kitabndan sz edecektim. abucak vazgetim. Onu bilerek izlemi olduumu anlam olurdu. Onu gzetlediimi anlam olurdu, belki gnlerden beri kt bir niyet beslediimi... En iyisi bilmezlikten gelmekti. O yllar belki de baz arkadalarnz yitirdiniz. Bazlarn, doru. : Siz de silah altnda deil miydiniz? ; i' Hayr Belki de derslerinize devam etmeyi tercih ettiniz... '; Tam olarak deil... Ben de gizlilik iinde yaadm. Herkes gibi. Herkes direnme rgtnde deildi o devirde. ok alakgnllsnz. Kar koyacak sandm. Bir ey sylemedi. Bunun zerine steledim: "Bence ok alakgnllsnz". Bu bir soru olmaktan ok, varlm bir sonumu gibi sevimli bir tonda sylenmiti. Her zaman iyi sonu veren eski gazeteci kurnazl; nitekim enesi ald. Cmleleri yava olmakla birlikte, heyecandan yoksun deildi; Size sadece gerei sylyorum! Binlerce insan gibi gizlilie gmlmtm. Ne daha gen, ne daha yal, ne daha korkak ne daha kahramandm. Aklda kalacak hibir ey yapmadm... Szlerindeki ve davranlanndaki kibarlkla, hibir dmanlk gstermeden, benim gibi srarl muhatabna gcendiini gstermeyi baarmt. Ne okuyordunuz? -Tp. Sanrm savatan sonra devam ettiniz. Hayr. Fazlasyla kuru bir "hayr". Bu adamda bir eyi incitmitim. Yapacak ok iiniz vardr. Size engel olmak istemem, dedi ve yeniden dncelerine dald. Bana kibarca yol veriyordu. Hi kukusuz yaral bir yanna dokunmutum. Ama asknt olmay srdrdm: yldan beri o dneme, Savaa, Direnie byk ilgi duyuyorum... Bu konuda onlarca kitap yuttum. Bunlar yaam olan biriyle konumann, benim iin ne demek olduunu bilemezsiniz! Yalan sylemiyordum. Bakndan onu yumuatm olduumu anladm. 10 11 Biliyor musunuz? dedi, uzun zamandr koyuverilmeyen bir rmak gibiyim. Bir yark almayagrsn. Susana akolsun! stelik nmzdeki gnlerde yaplacak iim yokken... Geriye kalan on alt ya da on yedi sokan ziyaretlerinden baka...

Gld. Onu gnlerimi doldurmak iin yapyorum, bu arada... Ne beklediini yeniden sormak istei duydum. Dncelerine yeniden dalmasndan ve hi kmamasndan korktum. Komu caddedeki kahvelerden birine gidip oturmay nermek, bana daha akla geldi. Kpkl iki bira ile, terasta yerlerimize oturduumuzda konuya dndm. Yanm kalan eitimine... Kurtulu'un ertesi gn sarho gibiydim. Kendime gelmem vakit ald. ok vakit. Ayrca, artk kafam eitime verebilecek durumda deildim. Ya aileniz? Israr etmediler mi? Doktor olmak isteyen bendim. Babamn her zaman benim hakkmda baka tasardan vard, o isterdi ki... Durdu. Belki de son tereddtyd. Konumadan nce, beni gn na kartmak istercesine bana uzun uzun bakt. Babam byk bir ihtilalci olmamAsterdi. Glmsemekten kendimi alamadm.' Evet, biliyorum, normal ailelerde baba ocuunun tp okumasn ister, ocuk da devrim hayalleri grr. Ama benim ailem "normal" diye tanmlanabilecek bir aile deildi... Anladm kadar ile babanz ilk ihtilalcilerden olmal. Herhalde o da kendini byle tanmlard. Daha dorusu devrimci bir ruha sahipti diyebiliriz. Asla hrn deildi. Hatt neeli, yaamay seven biriydi. Ama tam bir isyanc. Neye kar? Her eye kar! Yasalara, dine, geleneklere, paraya, siyasete, okula... saymak uzun srer. Deien ne varsa ve deimeyen ne varsa karyd. Kendisinin dedii gibi "Aptalla ve zevksizlie ve kirelenmi beyinlere" kar! Muazzam karklklar hayal ederdi... Byle davranmasna ne yol at? 12 Sylemesi zor. Ama ok genken, kinlenecei durumlarla karlat bir gerek. Herhalde elveriiz bir ortamda yetimiti... Yoksul mu demek istiyorsunuz? te burada yanldnz dostum. Bu szleri syleyince, utanrm gibi gzlerini indirdi. Ama sanrm daha ok gururlanmasn gizlemek istiyordu: Evet, bugn tekrar dndmde, gururlanmasndan utanyordu, dedi ki: Ben, uzun sre Dou'ya hkmetmi bir aileden geliyorum.

O gn, gecenin ge vaktine kadar konutuk, konutuk. nce kahvede; sonra aydnlanm kentteki gezinti srasnda; nihayet gece Bastille alannda bir birahanede. Hayatn, batan sona anlattrmak dncesi aklma tam olarak ne zaman geldi? Sanrm daha ilk szlerinde, blmleri mahcup bir biimde sergilemeye balad vakit. Bu hi de yapmackl olmayan alakgnlll ok sevimliydi, glmseyiindeki o krlganlk da yle; onaym bekleyen ve ender bkknlk gsterdiimde kayglanan baklar da; ve yine hi i grmedikleri anlalan, durmadan kprdayan, dnp duran ve neye yarayacaklarm kestiremedii elleri de yleydi. Onu nasl raz ettiimi anlatmam usan verir. Usan verir ve yanltc olur nk artk bugn, bu oyuna katlmak isteyiinde benim szlerimin veya becerikliliimin bir etkisi olmadn biliyorum. Aklayaym: drt gn beklemesi gereken ve ne olduunu sormaya cesaret edemediim o malm ey onu devaml rahatsz etmekteydi; dnmek istemiyor ama ayn zamanda baka bir ey de dnemiyordu. Kendisiyle babaa kalma korkusu yznden Direni kahramanlarnn adlarn tayan sokaklar dolayordu, yoksa zlemden deil. Benimle karlamas, oyalanmas iin en gl etken olmutu. Onu bu uzun bekleme gnlerinde sarsm, gdklam, tedirgin etmi ve gelecei geveleyip duraca yerde, gemii saat saat yaatm olacaktm. 13 Perembe Sabah Notlarma gre ona bir aramba rastlajntm. Ertesi sabah, saat dokuzdan itibaren dar ama yksek, duvarlar zerinde papatyalar serpitirilmi yemyeil bir kumala kapl vejuhafbir imenlik gibi grnen otel odasn-daydk; Odadaki tek koltua beni oturttu, kendisi oday arnlamay tercih etti. nce neden konualm? diye sordu. Sanrm en kolay ta bandan balamak olacak, dedim. Doumunuz... ki dakika sessiz durdu sonra bir soru ile yantlad. Bir insan hayatnn doumu ile baladndan emin misiniz? Yant beklemiyordu. yksne balama biimiydi sadece. Sz ona braktm ve mmkn olduunca az araya girmeye karar verdim. Hayatm, doumumdan yarm yzyl nce balad. Asla ziyaret etmediim bir odada, Boazii kysnda. Bir felket oldu, bir lk atld, bir delilik dalgas yayld ve hi durmad. yle ki dnyaya geldiimde, yaamaya ok eskiden balamtm. stanbvil'da baz olaylar olmutu. O gn yaayanlar iin vahim, bizler iin sradan bir olay. Bir padiah hal edilmi, yerine yeeni tahta oturmutu. Babam bundan en az yirmi kez sz etti; isimler, tarihler verdi. Hepsini unuttum ya da hemen hemen unuttum. Zaten pek nemi yok. Benim z ykm iin nemli olan, o gn gen bir kadnn att lk, haykrtr. Tahttan indirilen sultan, bakent evresinde bir yerde ikmete zorlanmt. Drt ua dnda, yaknlarndan ayrmlard. Adam, ne yapacan armt. Melankolik, afallam, bunalmt. imdiden yok olmutu. mparatorluk iin byk hayaller kurmu, yeniden ilerleme, eski azametine kavuma dleri

grmt; herkes tarafndan sevildiini sanyordu, evresindeki suskunluu an17 layamyordu. Nelere zlmse, kafasndan geirip duruyordu: adamlarn seememiti, hepsi kt tavsiyelerde bulunmulard, eliakln istismar etmilerdi. Evet, hepsi kendisine ihanet etmiti; Odasna kapanmt. "Artk kimsenin bana itaat etmek istemediini biliyorum ama buraya bir giren olursa ellerimle boarm," diyordu. Onu btn gece, sonra btn sabah tek bana brakm- *' lard. Yemek saatine kadar. O zaman kapsn almlard. Cevap bile vermemiti. Kayglanmlard, ama kim emirlerine kar gelebilirdi? Hizmetkrlar birbirlerine danmlard. Bir tek kii, onu krmadan, emirlerine kar gelebilirdi. Kz, sevgili yavrusu ffet. kisi birbirlerine derinden bal idi, hibir isteini reddetmezdi. Piyano retmenleri, saz, Franszca, Almanca hocalar vard. Onun huzurunda Avrupallar gibi giyinmeye bile cesaret etmiti. Giysileri Viyana'dan veya Paris'ten geliyordu. Tahttan indirilen Sultann kapsn korkmadan aabilecek tek kii oydu. Yeni ynetimden izin istenmi ve kz getirtilmiti. nce usulca kap tokman evirmeye alt ama kap almad. Yamndaki-lerden uzaklamalarn istedi ve seslendi: "Baba, benim, ffet. Yalnzm." Cevap yok. Titreyerek, muhafzlardan kapy zorlamalarn istedi ve btn sorumluluu zerine almaya yemin etti. ki g-.. l omuz darbesi. Kap ald. ki muhafz, ieri bakmadan, kat. Kz ieriye girdi. Seslenmeye devam etti: "Baba!" ki adm att. te o zaman odaya, koridora, hole, istanbul sokaklarna, btn mparatorlua ve oradan byk devletlerin bakanlklarna yaylan o l att. Tahttan indirilen Padiah damarlarn am boaz, morarmt. Giysileri kann oktan emmiti. ntihar m? Belki. Belki de bir cinayet. Katiller pekl baheden gemi olabilirlerdi. Gerek asla bilinmedi. Zaten, birka tarihi dnda, olayn kimse iin nemi kalmad... ffet orada kalakalmt. Korku iinde... Haykrn, soluk solua kal izlemiti. Yllar sonra bile, gzlerinde o korkuyu oku- mak kabildi. Matem gnleri getikten sonra bile, koridorlarda ayn bak, ayn soluklanmayla dolap durdu. O zaman bir eyi kabul etmek zorunda kaldlar. Artk en sevilen, martlan, onca neeli, onca ho kz, sevdii birinin kaybna alamyordu, dpedz akln yitirmiti. Belki de ilelebet. Annesinin, yal hekim Kitabdar'a bavurmaktan baka aresi kalmamt. Okumu bir Acem ailesine mensuptu ve stanbul konaklarnda, delilik belirtileri gsterenleri tedavi ederdi; ona bavurmak, umutsuzluun itiraf edilmesi anlamna gelirdi zaten. Hekim, hastay tanyordu, onu alt ay nce bir baka ortamda tanmt. Histerik bir hizmetiyi tedaviye gelmi ve sultann piyano aln dinlemiti. Viyana havalar almaktayd; kapnn nnde, ayakta durup dinlemiti. Durduunda onu Franszca konuarak tevik etmiti. Glmseyerek cevap vermiti. Biraz konumular ve yal adam memnun ayrlmt. O karlamay, o mzii, o kaygan elleri, o yz, o sesi hi unutmamt. O gn piyanonun bulunduu odaya tekrar girdiinde, ayn gen kz byk bir sknt ile dolarken grdnde, gzleri dalgn, parmaklar sklm olarak delice sylendiini duyduunda gzyalarn tutamamt. ffet'in annesi bunu grm ve hkrmaya balamt. Kendi yznden olduunu dnen yal adam, zr dilemiti. Hastalarnn ailelerini yattrmas sz konusu idi yoksa daha fazla

telalandrmas deil. Annesi "Onu stanbul'dan uzaklara grrsem?" diye sormutu. rnein Montreux'ye... Yal adam: "Ne yazk ki hayr. Yolculuk bir ie yaramaz," demiti. ayet kafasmdakileri deitirmek, felaketi hatrlatacak eylerden uzaklatrmak sz konusu ise, bu yeterli deildi. Bulunduu durumda, ehil eller ona bakmalyd. Annesi yumruklarn gsnde skmt. "Kzm asla bir tmarhaneye sokmam, lrm daha iyi!" Hekim, daha iyi bir are dneceini sylemiti. O akam, Galata'nn grltl yollarndan faytonu ile evine dnerken doktor Kitabdar sama bir hayal kurdu. Ancak ertesi gn bunu ffet'in annesine syledi: madem ki kz uzun yllar srecek bir bakma muhtat ve onu bir yere kapatmak sz konusu deildi, onu Anadolu'nun gneyindeki Adana'ya, oradaki evine gtrmeyi neriyordu; ona gece gndz, aylar, yllar sresince bakard, tek hastas olurdu ve yava yava, Allah'n izniyle, kendine gelirdi. Onunla gece gndz, yllar boyu megul olmak m? Hem de kendi evinde! Baka koullarda olsayd anne, hekimin bu nerisinin uygunsuz ve kstaha olduunu dnrd. nk kimse, 18 19 gzlerden rak, gece gndz ayn damn altnda oturan bir kadn ile bir erkein arasndaki evliliin grn kurtarmak iin olduundan phe etmezdi. Aslnda zverili bir davran. Evet, hekim asndan merhametli bir davrant bu. Ne var ki gnn birinde ffet gebe kald. Bu, bir kaamak myd? Yoksa cesur bir tedavi yntemi mi? Sorulacak soru! Bu iftin ocuuna inanmak gerekirse, ki babamdan bakas deildi, ikinci aklama geerlidir. Doktor Kitabdafn kendine gre kuramlar vard; bir okun etkisiyle akln yitirmi olan kendi-ninki gibi bir kadnn, bir baka okun etkisiyle iyileebileceini dnyordu. Gebelik, analk, ama esas doum. Ani hayat oku, ani lm okunu giderebilecekti. Kan kan yokeder. Kuramlar... Kuramlar... Tersini dnmek de pekl mmkn: doktor koca durmadan karsnn yannda, onu giydiren, soyan, ykayan, mrnn her saniyesini vakfettii, derinden sevdii gzel bir kadm; heyecan duymadan onu nasl seyredebilirdi? Elleriyle, gzleriyle, kaygan vcuduna dokunduunda nasl istek duymayabilirdi? Kald ki kadn her zaman da hasta deildi. stelik ara sra berrak bir kafaya sahip olduunu gsteren iaretler vard. Tam olarak berrak bir kafa deil! Onu mrnn sonuna doru tanm, incelemitim. Bylesi daha iyi idi yoksa ok ac ekerdi. Ama hay-krmad, i ekmedii uzun, rahat zamanlan olurdu ve o zaman evresindekilere byk sevgi gsterirdi. Bazen, etrefilli ama uyumlu bir sesle ark sylerdi. Kulamda hl skdar kylarnda stanbullu kzlarn gezisini anlatan bir Trk arksnn ezgileri var. Bir bakas da Trabzon'dan, ve lmden sz eden i karartan bir arkyd. Bykannem ark sylediinde btn ev susar, onu dinlerdi. ylesine sevecen olurdu ki. mrnn sonuna kadar sakin bir yz ve zarif bir endam oldu. Kocasnn, onu kollarnn arasna almak arzusunu gzlerimin nne getirebiliyorum. Onun da kk, uslu bir kz glc ile kucana snmasn. Btn bunlardan sonra, ii kendi gzlerinde hakl klmak iin, doktor Kitabdar uygun kuramlar gelitirmi olabilir. yi niyetle... Ne var ki bu kuramlar pek sonu vermedi, nk bykannem mrnn sonuna dek iyilemi deildi! Bu o

kadar basit deil! yilemedii doru, iyiletirici ok olmad. Ama oluna seve20 cen bir anne olmasn bildi. Daha sonra bizlerle ayn evde yaadnda, arln hi hissetmedik. Krizleri daha ender oluyor ve kalc sonular vermiyordu. Anne olmak onu iyiletirmemi olsa da, durumunu arlatrm deildi ve sanrm ona iyi gelmiti. Ama durumu bu adan gren pek az insan vard. Yal doktor eletirildi, eletirilmek ne sz, amura bulandrl-d. Tam bir kprme! Mrldanmalar, beddualar, hakaretler, karalamalar. Tabii ki nikhlyd, kimse de ocuun meru olmadn syleyemezdi. Ama koullar gerei, bir eit ahlaki akit vard ortada ve bu akln yitirmi kadn gebe brakmakla doktor Kitabdar bir bakma onu kullanm, sorumsuz ve uygunsuz davranmt. Meslek ahlakna aykr davranm, kendi aalk arzularna gre hareket etmiti. Kendisini savunmak iin garip kuramlarn ortaya attnda, bsbtn gzden dmt. Ne? Karsn bir laboratuvar kobay m sanyordu bu adam? Her taraftan gelen sulamalarn altnda ezilmi olarak, yal doktor kendini kabahatli bulmaya balam, mesleine ihanet ettiine ve alaldna inanmt. Hibir meslekda, "hametli ailenin" hibir ferdi, Adana'nm eraftan hibir ailesi kapsndan adm atmaz olmutu. Babam demiti ki: "Bize vebal muamelesi yapyorlard!" Sonra da kahkahay basyordu! 21 Adana'daki evimizi tanmadm, hayr, hi grmedim. Ama yaam yoluma, yukarlarda bir yerde hep kt karma ve sanrm benim iin oturduum evler kadar deeri oldu. Kentin merkezinde olduu halde kuytu bir yerdeydi. Yksek duvarlar ve glge veren byk aalar olan bir bahesi vard. Kerpiten yaplmt; yamurda kzarr, kuru havada ar bir toz kaplard. nsanlar nnden geerken grmezlikten gelirlerdi. Onlar iin anlalmaz korkular beldesi olmalyd; hkmdar ailesine ait evlere duyulan korkuydu, delilikten duyulan korkuydu; byclk yapt sylenen doktor KitapdarMan duyulan korkuydu. Byle bir evde, byle bir iftin kollarnda ocuk, durumun gerekdlma ek olarak, tuhaf kaan bir varlkt. Bir bakma doa kart bir varlkt ve onu Tanr'nm bir ihsan olarak deil, ey-tan'la yaplan ticaretin bir rn olarak gryorlard. O ocuk, yani babam, dar az kard. Okula hi gitmemiti. Osmanl soyundan gelen dier ocuklarla ortak yan, okulun ona gelmesiydi. lk yllar daimi bir hocas olmutu; sonra, bydke, her konu iin ayr bir retmeni oldu. Kendi yandaki ocuklar hi gelmezdi, o da hibirine gitmezdi. Arkada yoktu, retmenlerinin dnda kimseyle grmezdi. retmenleri bakalarna benzemezdi. Her gn "lanetlenmi" bir eve gelmeyi kabul eden insanlarn kendileri de zamann detlerine pek uymayan kimselerdi. Trke hocas papaz eskisi bir imam, Arapa hocas evinden kovulmu Halepli bir Yahudi, Franszca hocas, Anadolu'nun bir yresine nereden dt belli olmayan bir Polonyal idi ve hi kukusuz misli daha uzun bir adn ksaltlm olarak Wassa diye arlyordu... Doktor Kitabdar hayatta olduu srece, hocalar retmekle

22 yetindiler. Hep ayn saatte. Hibir gecikme hogrlmezdi. Hibir taknlk kabul grmezdi. Talimatlar dinlerler, ocuun kaydettii ilerlemeler hakknda bilgi verirler, ve her cuma nezaket ziyaretinde bulunarak, cretlerini alrlard. Yal hekim lnce, bu disiplin gevedi. Babam on alt yalarnda olmalyd. Onu gemleyen kalmamt artk. Ders saatleri bitmeyen tartmalarla uzuyor, hocalar genellikle le ya da akam yemeklerine alkoyuluyorlard, hepsi birden. Gen adamn evresinde kk bir saray erkn olumutu. Her konudan konuuluyordu, sradan dnceler ne srmek, Padiah slalesini vmek ya da dinin yksek deerlerini yceltmek ho karlanmyordu, o yllar. mparatorluun btn kentlerinde olduu gibi oras da, serbest dnce oda idi. Ancak Adana'daki evimizde komplolar dzenlendii sanlmamal. Siyasetin dikkatle dnda kalmyordu; Grupta ok fazla yabanc, ok fazla aznlk -Ermeni, Rum..- vard ve Osmanl yneticilerinin eletirilmeleri onlar rahatsz ederdi. Konuulsa konuulsa ancak ilerici kadnlardan, zorunlu eitimden, Rus-Japon savandan ya da uzaklardaki Meksika, ran, spanya veya in'deki isyanlardan sz edilirdi. Bambaka eylere ilgi duyulurdu: keifler, yeni teknikler. Fotoraf eref kesindeydi, ve bir gn bir tartma srasnda bu toplulua bir isim takmak akllarna geldi ve tereddtsz "Fotoraflk Dernei" adn ald. Mali olanaklara sahip tek adam babam olduu iin -sanrm Leipzig'den- en yeni gereleri ve fotoraflk kitaplarn getirten o olmutu. Dernein pek ok yesi bu sanat denemek durumundayd ve aralarnda en yeteneklisi, bir Ermeni olan Fen retmeni Nubar'd. retmenlerin en genci de oydu, rencisinden sadece alt-yedi ya bykt. Aralarnda devaml bir dostluk kurulacakt. Bir Trk ile bir Ermeni arasnda byle balarn kurulmas o tarihte bile allagelmiliin dmdayd. Neredeyse "ad" diyecektim. stelik phe nedeniydi. ilikisi, nazik toplumsal ilikiler, karlkl sayg, evet, baz evrelerde geiyordu da_, gerek bir arkadalk, derin bir ibirlii, hayr. ki topluluk arasndaki ilikiler, gzle grlr biimde bozuluyordu, Adana'da da her yerden fazla. Ancak evin dnda cereyan edenler, ierde olanlar hi etkilemiyordu. Hatt belki de ters etki yapyordu: nk bir Trk ile bir 23 Ermeni arasndaki dostluk, ok ender bir ey olmutu ve bu yzden iki gen iin daha byk deer tayordu; pek ok kii yksek sesle farkl olduklarn sylerken, onlar tek farkn arkadalklar olduunu sylyordu. Biraz ocuksu bir ciddiyetle, hibir ekilde ayrlmamaya ant iiyorlard. stelik hibir iin onlar, ortak tutkular olan fotoraflktan ayrmayacan sylyorlard. Bazen, Dernek toplantsnda, bykannem odasndan kp aralarna katlrd. Onlar tartmaya devam ederler, bazen konuurken ona bakarlard; o da onlara bakar, ilgiyle dinler grnrd; dudaklar kprdard; sonra, grnrde hibir neden olmakszn, bir konumann ortasnda ayaa kalkar ve gidip odasna kapanrd. Baka zamanlar sinirli olur, odasndan lk sesleri gelirdi. O zaman olu kalkp onu bulur ve babasnn rettii gibi tedavi ederdi. Annesi durulur durulmaz arkadalarnn yanma dner ve konumalarna braktklar yerden devam ederlerdi.

Bu talihsizlie ramen, uzun mutlu yllar yaanmt. O tarihteki fotoraflardan bu anlalyor. Babam yzlercesini saklamt. Bir bavul dolusu. zerlerine, solmu mrekkeple, iftiharla yle yazmt; "Fotoraflk Dernei -Adana". Onlar bazen, deer verdii kimselere gsterirdi. Her fotorafn hangi koullarda ekildiini, hangi tekniklerin kullanldn, grnt erevelemesinin, klandrmann inceliklerini ayrnts ile anlatrd. Bu konulardan hi bkmazd, bir fuar rtkan gibi... yle ki, bir gn bir konuk niyetlerini ters anlam, ev sahibinin bu resimleri satmak istediini sanm ve bir fiyat sylemiti. Babamn onu kapya koymasna ramak kalmt, adamcaz utancndan alamt. Sonunda btn fotoraflar o bavulda kald, o lene dek. ereveledii bir ikisinin dnda. Biri de annesinin dikkat eken bir resmiydi. Bir koltua oturmu azck dik, yaramaz bir renci gibi baklar pencereye kaym... Onu kendisi ekmiti, tabii, iinde bulunduu durum yznden, arkadalarndan hibiri resmi ekmeye cesaret edemezdi. ok tehlikeli ve fazla samimi bir davran! Bu bir yana, bavuldaki klielerin ou ona ait deildi. Nu-bar'mkiler vard, ve Dernein be-alt yesininkiler. En eskileri 1901 ylna aitti. En yenisi 1909'a. 1909 Nisan'na. ok kesin, yle deil mi? Daha da kesin olabilirim. 6 Nisan. Ba24 bam, unutmamam iin yeterince szn etmiti. Bu tarihten sonra eline bir daha fotoraf makinesi almak istemedi. O gn ne olmutu? Bir eit kyamet! Sayesinde doduum kyamet. 25 Adana'da ayaklanmalar olmutu. Kalabalk, Ermeni mahallesini yamalamt. Alt yl sonra ok daha byk apta olacaklarn provas gibi bir eydi. Ama bu bile dehetti. Yzlerce l. Belki de binlerce. Pek ok yer yaklmt, aralarnda Nubar'n da evi vard. Ama kars, on yandaki kz ve drt yandaki olu ile kaacak vakit bulmutu. Karsnn az bulunur bir ad vard: Arsinoye. Yegne Trk dostundan baka kimin evine snabilirlerdi? Ertesi gn, Kitapda/m geni evinde, hep birlikte gizlenmilerdi. Ama daha ertesi gn, yani 6 Nisan'da etraf sakinleti dendii iin Nubar birka kitabn, birka fotoraf kurtarabilir miyim diye evine 'bakmak istedi. Portatif bir fotoraf makinesi almt ve babam da ona benzer bir makine ile ona elik etmiti. Sokaklar gerekten de sakin grnyordu. Birka yz metrelik yollan kalmt ve iki arkada, yol Boyunca birka resim ekmilerdi. Nubar'n evine, daha dorusu tten kllerine ulaacaklar srada bir uultu koptu. Birka sokak tede, sa tarafta, bir kalabalk yryor ve gpegndz mealeler ve sopalar tayordu. Bizim fotoraflar gerisin geriye dnmler, Nubar var hzyla komaya balam, babam ise sultani bir arla brnmt. Niye koacakt? Kalabalk henz uzaktayd. Tam tersine, durup resim ekmi, hatt nde giden baz isyanclarn resmini ekmiti. Nubar deliye dnm, avaz avaz barmt. Bunun zerine babam da fotoraf makinesini bir ocuk gibi

barna basarak, komaya balamt. Her ikisi bahe kapsndan sa salim geebilmilerdi. Ama kalabalk pelerindeydi. Binlerce gz dnm kuduruk, toz toprakta tepiniyor, parmaklklar sarsyordu. Birka saniye sonra ldrmek, yamalamak, yakmak iin ieriye girmi olacak26 lard. Ama belki hl tereddt ediyorlard. Parmaklklarn arkasnda, bu heybetli ev, zengin bir Ermeninin deil, hanedan ailesinden birinin eviydi. Tereddt srecek miydi? Gittike kuvvetli salladklar parmaklklar isyanclara ve tereddtlerine yol vermeyecek miydi? Kalabalk artyor, lm lklar daha kuvvetle kyordu. te o srada bir askeri mfreze kagelmiti. Tek bir subay, bir avu adamla^ortaya km ama etkisi olmam deildi. Atnn stnde, klc elinde, yn kalpa banda, kumandan, elebalarndan biriyle konumu sonra bahvana, girmesi iin kapy amasn iaret etmiti. Babam onu bir kurtarc olarak karlamt ama askerin nezaket gsterilerine vakti yoktu. Kuruca, tm bu kargaala yol aan fotoraf gerelerinin teslim edilmesini istemiti. Babam reddedince, dieri daha da tehdit edici olmutu; itaat edilmeyecek olunursa adamlar ile uzaklaacak, hibir eyden sorumlu olmayacakt. Babam: Kim olduumu biliyor musunuz, kimin torunu olduumu biliyor musunuz? diye sormutu. Evet, diye yantlamt subay. Bykbabanz soylu bir hakan idi, lm korkun oldu. Allah rahmet eylesin! Byle konuurken, baklarnda acmadan ok kin okunmaktayd. Babam, kabul etmek zorunda kalmt. Fotoraflk Dernei iin byk masraflarla ithal edilmi ne varsa teslim edildi. Bir dzineden az olmayan en yeni makineler... Babam, o srada kulland makineyi saklayacak vakti bulmu, aya ile koltuun altna itmiti; makinenin iinde hayatna mal olabilecek olaylarn resmi vard. Askerler geriye kalanlar gtrmlerdi. Birinci katn penceresinden, Nubar ve babam, bu mcevherleri yere frlattklarn, isyanclarn nnde ezdiklerini, bir tekmeyle paraladklarn, artklar elleriyle parmakln tesine frlattklarn grebilmilerdi. te ancak o zaman kalabalk sakinlemi ve dalmay kabul etmiti. ki arkada birbirlerine akn akn bakmlard. lmden kurtulduklar iin rahatladklar halde zntleri bykt. 27 Gzel yllar bitmiti. Dernekli yllar bitmiti. Onun iin birlikte hayatlarn tehlikeye attklar, ortak gnldalan, Avrupal saf sevgilileri, fotorafl artk eskisi gibi kucaklayamayacaklard. Babam sadece koleksiyoncu olmu, artk en ufak bir resim ekmemiti. syanclarn fotoraf, son ektii resim olmutu. Tersine, Nubar ise profesyonel fotoraf oldu, ama Adana'da deil. Onun iin evini onarmak sz konusu deildi. Ermeni mahallesinin korkulu sokaklarna kmak dncesine bile tahamml edemiyordu. Bu kentte domutu ama gelecek, gemiin duvarlar iinde deildi.

Geriye, gecei yeri semek kalyordu. Ermenilerin ou Adana'dan ve dier tara kentlerinden kayor, bakent stanbul'da toplanyordu. Nubar "Kaplann penesinden kap, azna snmak! Benden yok!" demiti. O, kafasna Amerika'y koymutu. Ama byle bir ie girimek iin ok para bulmak, ilikiler kurmak, baz ileri nceden zmlemek, birtakm evrak salamak gerekiyordu. Yani ksacas zaman gerekiyordu, oysa Nuba/n acelesi vard. Arkadann evinde birka gnden fazla kalmak istemiyordu; Kitabda/n evinden de, ancak lkeyi terk etmek iin kmaya kararlyd. zm fsldayan kars -evet Arsinoye- oldu. O sz konusu olunca, fsldamak yerinde bir deyim! Yeryzne gelmi en ekingen, en silik insand, ayaklar birbirine bitiik, elleri bal, gzleri yerde, onu ilgilendirmeyen konuda, yani hayat ile ilgili olarak bir ey sylemeye cesaret etmeden nce binbir zr dilemi ve yerin dibine gemiti. Yllardr Lbnan Da'nda yaayan bir kuzeni vard. Ara sra, cesaret verici mektuplar yollard. Belki de Amerika olana kadar, bir sre orada beklemek doru olabilirdi? Geri oras da Osmanl toprayd. Ama yarm yzyldan beri Da'a bir eit zerklik verilmiti. zerklik stats, Byk devletlerin teminat altndayd ve onlarca yakndan gzleniyordu. Ermeniler iin ideal smak olmasa bile, yine de en az tehlikeli yerdi. Herhalde en az girilecek yer! Nubar bu dnceyi iki gn sreyle kafasnda evirdi evirdi. Bir kez karar verince, arkadana haber verdi. Babam: Yani beni terk etmeye karar verdin. Evim senin iin yeterince geni deil herhalde, demi olmal. Evin geni, lke dar. lke, en iyi arkadama dar geliyorsa, bana neden gelmesin i 28 Nubar, bir Ermeni retmenle bir Trk prensi iin koullarn ayn olmayacan anlatacak havada olmamal... Zaten babam cevabn beklememi bile. Baheye, ceviz aalarnn altna gezinmeye km, koca dumanlar kartacak biimde sigarasn tttrerek... Nubar onu ara sra pencereden gzlyormu. Sonra yanma gitmeye karar vermi. Ne yapacan bilmediini hissetmi. En sevgili dostsun, en cmert evsahibisin, senden vicdan azab duyulmadan ayrlnamaz. unu bil, bamza gelenleri ne sen istedin, ne de ben! Ama ne sen, ne de ben nleyebiliriz. Bunu yapmalydm... Arkada ve evsahibi onu dinlemiyordu. Bir saatten beri kafasndaki dnceyi olgunlatrmaktayd. Ben de seninle gelsem? Lbnan'a m? Belki... Gelirsen... Benimle gelecek olursan... Verebileceim... Ne verirdin?

ki arkada neesini, genliini bulmutu. Zek oyunlarna dknlklerini de... Ama bu seferki oyun onlar uzaklara gtrecekti... Nubar yksek sesle: Sana ne verebilirim? diye sordu. Topran var, ka tane kyn var, bir saray yavrusu evin var; oysa benim mtevaz evimden geriye, ta stnde ta kalmad! Sana en deerli kitaplarm verebilirdim; her eye sahip birine bile eski bir kitap hediye edilebilir. En gzel, en baarl, en vndm fotoraflar verebilirdim. Ama hibirini veremem, hepsi yand; kitaplar, klieler, eyalar, giysiler, her eyi kaybettim. Sana ancak kzm verebilirim. Babam: Kabul! demi. Seninle geliyorum. ki arkada bu konuda ciddi miydi? Sanrm ilk bata her ikisi iin de akayd. Ama sanrm daha sonra hibiri, dieri krlr korkusu ile, sznden dnmek istememi. Nuba/n kz on yandayd. Yana gre uzun boylu, ama kara kuru, berbat giysiler iinde, bir kadn msveddesi olmaktan ok, sulak yerde bitmi bir ocuktu. Ad Cecile idi. Be yl sonra, babasnn arkada ile evlendi. 1914'te. Savatan az nce. Grkemli 29 bir dn yapld. Trkler ile Ermenilerin belki de son kez birara-da ark syleyip, dans ettikleri bir len oldu. Binlerce kii arasnda, o zaman Ermeni olan Da Valisi Ohannes Paa da dne gelmiti. Eski Osmanl memurlarndan olan Ohannes Paa, o vesileyle mparatorluk topluluklarndan Sultann yce elinin be parma olan Trkler, Ermeniler, Araplar, Rumlar ve Yahudiler arasnda yeniden kurulmu olan kardelik hakknda bir nutuk sylemi ve uzun uzun alklanmt. Nubar, elence arasnda bile kayglarndan kurtulamyordu, ama damat bir mahalle kopili kadar neeliydi: "Haydi kaynpeder, kafandakilerden kurtul da aramza katl! evrende glp elenenlere bak. Burada, Adana'da eksikliini duyduumuz eyleri bulmadk m? Artk Amerika'ya g etmenize ne gerek var?" Gerekten de her ey iyiye gider gibiydi. Babam, evlenmeden hemen nce, Beyrut yaknlarndaki amlk Tepe'de, terk etmi olduunun benzeri kagir bir kane yaptrmt. Adana'da'n, aileden kalma eyalar, annesinin mcevherlerini, babasnn eski letlerini, hallar, kasalar dolusu tapu ile ferman ve tabiatyla fotoraflarn getirtmiti. Yeni Kitapdar maliknesinin salondaki byk duvarna, resimlerden en beklenmedik olan aslmt: mealelerin kindar alevleri arasndan grlen balan sarkl, suratlar terli isyanclarn resmi; bu tuhaf av tablosu, babamn mr boyu gzleri nnden silinmeyecekti. Yllar boyu, ziyaretiler dalga dalga gelip bu yzlere bakacak, tandk bir yz arayacakt. Bardam da bocalayp durmalarn uzun sre seyredecek, sonra da "Hi aramayn, tandk bir yz kmaz; bu halktr, bu yazgdr" diyecekti.

Onlara srtn dnen ve odaya her girdiinde onlar grmemek iin gzlklerini indiren Nubar'n aksine, babam her zaman o adamlarn karsna otururdu. Babam, arkadann kendisiyle birlikte oturmasn istemiti ama Nubar, ayn zamanda atlye olarak da kulland ok daha mtevaz bir ev kiralamt yanbanda. Valinin resm fotorafs olmu ve birka ay iinde ileri byk gelime gstermiti. Tpk u dalardaki baharn ksa olacan bildii iin, bymekte acele eden buday baa gibi. 30 1914 Sava o yaz balad. Onu bilenler, her zaman Byk Sava diye anarlar. Bizim oralarda, ne siper, ne insan kayb, ne zehirli gaz vard. atmalardan, alk ve salgn hastalklara oranla, daha az etkilenilecekti. Sonra, kyleri boaltan gler oldu. Artk Da'da uzun sre, oca ttmeyen pek ok ev olacakt. Bu arada Adana'da ve btn Anadolu'da kym balamt. Dou topra en kt gnlerini yaamaktayd. mparatorluumuz, utan iinde can ekiiyordu; herkes kendi tanrsna, dierlerinin dualarn susturmas iin yakanyordu. Sa kalanlarn kuyruklar, yollarda uzayp gidiyordu. Vakit lm vaktiydi. Annem hamileydi. Ablama hamileydi. Ben savatan sonra domuum. On dokuzda. Annemden sk sz etmem. nk onu pek az tandm. Erkek kardeimi doururken ld. Drt yanda bile deildim. Ondan tek bir anm var. Odasna gitmitim, yalnayak. Aynann karsnda, gecelikleydi. Elimi tutmu, i karnna gtrmt. Belki de ocuun kprdadn hissetmemi istiyordu. Anlamadan yzne bakmtm, yanaklarnda gzya vard. Bir yerinin aryp armadn sormutum. Elinde buruturduu mendiliyle gzlerini silmi sonra beni yerden kaldrarak kollarna alm, barna basmt. Gzlerimi kapayarak scack kokusunu iime ekmitim. Beni yere indirmesini hi istememitim. Neden alyordu? Bir sanc m? Kadnca bir znt m? Geici bir hzn m? Bugn bile bunu renmeyi o kadar ok isterdim ki! Onu bir baka trl de hatrlar gibiyim ama pek emin deilim. Annemi, kapnn yannda durmu, bileklerine doru genileyen, beline tam oturmu beyaz giysisi ve tll apkas ile grr gibiyim. Bir hayr kuruluunun toplantsna gidiyormu gibi... ama 31 ite, dediim gibi, pek emin deilim. Belki de, daha sonra fotorafn grdm de, kendisini grdm sandm. Hareket etmiyor gibiydi. Durmas donuk, glmsemesi yavan ve tek sz yok! Bakt ben deildim! te bu kadar. Baka an yok. ektii aclardan ya da lmnden hibir iz yok. Btn bunlar benden gizlemilerdi. Sonralan, bazen bylesine sz kesilmesini, gelecein akadan edilen bir sze balanm olmasn, ruhunda frtnalar esmeden kabul etmi miydi diye dnrm. Belki de her eye karn kabullenmitir. O tarihte byle eyler olaand. Babalar sz verir, kzlar uyard. Baz hallerde, kendileri iin seilen kocay ok irkin bulurlarsa ya da bir bakasna gnl vermilerse, direnebilirlerdi... Bazen de byle bir ey hayatlarna mal olurdu. Anneme gelince, kendisi iin yaplan seimden znt duyduunu sanmyorum. Kocas eliak bir adamd. Birlikte yaamak pek kolay i deildi nk tek ocuk, sultan ocuu olmann

verdii marklk vard. Ama hi de drdrc, fkeli; sinsi bir adam deildi. Birinden nefret etmesi gerekse, zlrd; stelik yakkl adamd. Her zaman iyi giyinir, biraz hatta birazdan da te zppe, hele de apkalar, kolal yakalan, ceketinin pilileri, san bynn uzunluu sz konusu olduunda manyaklard. Annemin ona olan duygularn tahmin etmek iin, yanltc olmayan bir gstergem var: kendi aile*si. Nubar ve anneannem, mr boyu babama byk sayg gsterdiler, ona baklarn grmek yeterliydi, o neelenince neeli olurlar, endieliyse kayglanrlar, en kt kusurlann ho grrler, bu da onun, kzlarna kt kocalk ermediini anlamak iin yeterliydi. Yine de annem, ksa mrnde fazla neeli gnler yaamad. Her biri zor gebelik geirdi. Birincisi 1915'te idi. Bugn, bir Er-meninin bir Osmanl Trknn ocuunu tamasnn ne demek olduu anlalabilir mi, bilmiyorum. Elbette ki kocas herhangi bir Osmanl Trk deildi. Ve davranlar her zaman rnek davranlar olmutu. Nuba/a kar sarslmaz dostluu da yle. Ama o tarihte, her bireyin davranlarn kim inceleyecekti ki? Kim, gerek dnceleri renmeye alrd? yle zamanlarda, soyunuzun dnceleri, topyekn size mal edilir. Yal Ermeni Vali, hanedanmza ok bal olduu halde, bir gn iinde azlediliverdi. Da'n 32 zerklik stats bir kalemde yok edildi. Osmanl makamlarndan kamak iin oraya sman Ermeniler, btn o insanlar, bir anda kendilerini kapana kslm hissettiler. Nubar, yeni batan Amerika dleri kurmaya balad ama artk kz evli ve ocuklu bir kadnd ve onsuz ve kk ailesi olmadan gitmek sz konusu deildi. Oysa babam, gitmek szn duymak bile istemiyordu. lk balarda, vakit kazanmak iin, karsnn dourmasn ve iyilemesini beklemek gerektiini sylyordu. Daha sonra, kendi annesinin bu durumda Amerika'ya girmesine izin verilmeyeceini, onu brakmann sz konusu olamayacan bahane etti... Esas neden bu deildi. Daha dorusu tek neden bu deildi. Atlantik'i geen ilk ruh hastas, bykannem olmayacakt. Sanrm babam, soylu ailesi ile mesafeli ilikilerine karn, ara sra aa vurduu kmsemelerine karn, soyuna ilgisiz deildi. Dou topraklan zerinde olduu srece Prens idi, hkmdar torunu idi, yce fatihlerin slalesindendi. Bunlan sergilemesine de gerek yoktu. Oysa Amerika'da, sadece sokaktaki adam olacakt. Bunu asla kaldramazd. Dn ondan sz ederken, soyluluk nvanlanna, slaleye, ya da mevkilere gsterilen itibara isyan ettiini belirttiimi sanyorum. Bir bakma, tam olmasa da, isyancyd. Tutarsz olduunu sylemek istemiyorum. Kendi kendisiyle tutarlyd da... Osmanl slalesine, kendi slalesine svse de, asl kz nedeni kmesi, ykma doru gitmesiydi. Gelecekten ok, gemie mi bakyordu? Bunu sylemek kolay deil. Alt taraf gelecek, zlemlerimizden kuruludur, baka neden olacak? Her kkten insann yaad Dou limanlarnda, yan yana yaanan ve dillerin birbirine kart o dnem, gemiin anmsanmas m? Gelecein habercisi mi? Bu d grenler, gemie bal olanlar m yoksa gelecei hayal edenler mi? Buna cevap veremeyeceim. Ama babam buna inanrd. Soluk renkli bir dnyada bir Trk ile bir Ermeni'nin karde olmas... Kendi dnyasn ona iade ettikleri takdirde, Tann'ya, o dnyann deimemesi iin dua etmi olurdu; bunun olmayacan bildii iin, mr boyu, bitmez tkenmez bir soylu ayaklanmasndan yana oldu. Prens olmasayd, ihtilalci olmazd. Raylan zerinde ilerleyen deimez bir dnya istemiyordu, mdan km ne varsa onu honut ediyordu: bozguncu sanat, ypratc bakaldn-

33 lar, abartl bulular, delice hevesler, gariplikler, delilie varana dek... Yalnz ara sra, en ihtilalci fikirler onda aristokratik duygular harekete geiriyordu. Gerekten de -ki bu bir sr rnekten sadece biridir- ocuklarnn okula gitmelerini hi istememitir. Kendisinin getii yoldan gememizi istiyordu: bir eitmen, eve gelen hocalar! Biri kp da bunun, ilerici dnceleriyle badamadn syleyecek olsa, hararetle kar koyuyordu. nsanlarn asi doduklarn, okullarn onlar uysal, yumuak bal, kapkulu kimseler olarak yetitirdiklerini sylyordu. Gelecein ihtilalcileri byle bir yoldan geemezdi. Srnn iinde boulup gidemezlerdi! ocuklar iin, hi^jr5kj^u.kahulje.ne^ii retmenleri tut-^k-Siy-eidu.. Gerek_retanenler diyordu, size deiik gerekler retenlerdir Sanrm babam bylece, kendi genliinde en iyi olan ne varsa, onu tekrar etmek istiyordu. Nubar ve Fotoraflk Dernei'nin dier yeleriyle olan gnldal ve fikirdal! Bunlar tekrar bulup bizlere aktarmak istiyordu. Bunu ksmen baard, sabahlan retmenlerin geli saati, benim iin korkulacak bir saat deildi, baz tartmalarmz ve baz srlan paylamamz anmsyorum... Belki biriyle, ya da dieri ile bir su ortakl da kurmu-uzdur... Ancak iki Kitapdar evi arasndaki, Adana'daki ile Beyrut'taki evler arasndaki benzerlik bundan ibaretti. Adana'daki ev, dnyann dnda, kilitli kafesler ardnda, bir avu yenilmez adamn gidip geldii bir evdi, aksine ikincisi, gnee bakan bir an kovan idi. Ak salon, ak sofra, ak kucak... Daimi dostlara olduu kadar gnlk arkadalara da ak... Anlalmam ressamlar, kadm airler,, gelip gemekte olan Msrl yazarlar, arkiyatlar, bitmez tkertmez bir uultu... Benim gibi bir ocuk iin bu, devaml bir len olabilirdi. Oysa bir ikence oldu, sregelen bir musibet! Sabahn erken saatlerinden geceyansma kadar evremiz srekli kaynyordu. Bazen artc, tuhaf ya da bilge adamlard ama ounlukla babamn servetinin, an yenilik araynn ve fark gzetmemek tutkusunun ektii nemsiz asalaklar, dzenbazlard... ocukluumun neesini baka yerlerde buluyordum. ok ok ender olarak, ailemin evinden uzaklara katm zamanlar. O gnlerden kalan en gzel anlarm m? yl st ste, yaz tatillerinde, anneannem ve dedemle, Baks'n Kanal denilen Kanat Bak kyne giderdik. Her sabah, uyanr uyanmaz, dedemle 34 birlikte tepelere trmanrdk. Sadece yrmek iin aldmz sopalar ve almz gidermek iin aldmz meyvalar ve reklerle... ki saatlik trmantan sonra, Romallar zamannda yapld sylenen, ama eski an gzelliinden hibir eye sahip olmayan kaba tatan yaplma bir oban evine varrdk; kaps o kadar alakt ki, ben bile o yata, eilerek girerdim. erde, hasrlan patlam, sallanan bir iskemle ve bir de kei kokusu ile karlardk. Ama oras benim iin bir saray, bir cennetti. eriye girer girmez kendime bir yer bulurdum, bykbabam darda, ykseke bir tan zerine oturur, iki eliyle bastonuna dayanrd. Beni, hayal kurmam iin, rahat brakrd. Tannm, yle bir kendimden geer, yle bir dnyann hkimi olurdum ki... Evrenin ik sevinleri karnm gdklard. Yaz bitip de yeryzne indiimde, mutluluum yukarda, o kulbede kalrd. Geni evimizde, evremde duvar haklan, oymal kllar, Osmanl ibrikleri ile ilemeli rtler altnda yatarken hep o kulbeyi dlerdim. Zaten bugne kadar, mrmn btn aamalarnda, ocukluumun getii topraklan ryamda grdmde, hep o kulbe karma kar. Oraya st ste yaz gittim. On, on bir, on iki yalarmda... Sonra by bozuldu. Bykbabamn baz salk sorunlan kt, bu ykseklere trmanlan yapmamas sylendi. Oysa bana, tek bir gm tel olmayan simsiyah salan, kapkara byklar ile ne de gl gelirdi. Ama o bir bykbaba idi, haylazlklanmz ona yaramaz olmutu. Yazlmz deitirmek zorunda kaldk. Gzel, yzme havuzlu, gazinolu, balolu otellere gider olmutuk ama, ocukluumun cenneti uup gitmiti.

Hayr, babam hibir zaman bizimle gelmezdi. Tatil demek, zaten onunla olmamak demekti... Evden uzaklatka, giderek ty gibi hafiflerdik. O, evde kalrd. Bu "yaylacl", bu belirli dnemlerde ky yrelerinin scandan kaan kentliler kalabaln kmserdi. Aslnda, belki de haklyd. Yam ilerledike, her konuda babama hak verir olacam. Sanrm dier erkekler iin de bu byledir. Benim delice heveslerim, zamanla onunkilerle ayn olacakt. Soyaekimden ya da pimanlktan... Ama bir konuda ona hep kzgnlk duyacam, belki de ondan srekli ka nedenim de budur: o da beni byk bir devrimci yapma istei! Bu, dier ailelerin oullar iin isteyebilecei aptalca bir tutku deildi. Bu bir saplant idi. Belki bugn, glmsememe neden oluyor ama ocuklu35 umda, yetime aamda beni hi de glmsetmedi. Daha sonralar da, beni bir uursuzluk gibi izledi. Anlyor musunuz, babam, aydn despot diye tanmlanacak biriydi. Aydn, nk bizleri zgr insanlar olarak yetitirmek isterdi. Aydn, nk kzn da oullan gibi yetitirmek istemiti. Aydn, nk ada bilimlere ve sanata tutkuyla balyd. Ama despot! Dncelerini yksek sesle, kesin, geriye dnmeden syleyi biimi ile despot! Bizden istedikleri ile, geleceimizden bekledikleri ile despot! Amacnn soylu bir ama olduunun inanc iinde, ocuklarnn buna uymak isteyip istemeyeceklerine ya da yapabilip yapamayacaklarna aldr bile etmezdi. Balangta, karde zerindeki basks aynyd. Ama yava yava ablam ve kardeim, bu baskdan synlmasm bildiler ve beni mr boyu, babamm bu saplantsmm arhm ekmek zere tek bama braktlar. 36 Annem 1922 Eyll'nde, nc ocuunu doururken ldnde, ablam sadece yedi yandayd. Ama o saat evin hanm olmutu. Annemin uzun bir yolculua ktn ve o uzak beldede onu zmemek iin uslu durmam gerektiini, kupkuru gzlerle syleyen o oldu. Sannm bunu syledikten sonra, yatana kapanp vargcyle alamtr. mz arasnda, ocukluundan itibaren, sadece ablam yerini doldurmasn bilmitir. Derlermi ki, babam ablam iin evinin ats olmutur, benim iin sadece bir tavan! Babamn sesindeki ayn vurgular, ayn ifadeler ablama gven verirken beni bouyor ve dengemi bozuyordu. Gzlerimin nnde hl, binlerce kez tekrar etmi olmas muhtemel bir sahne durmaktadr. Babam sabah kalktnda, tra olmadan, taranp giyinmeden, kokusunu srnmeden, yani kmaya hazr olmadan bana bile grnmezdi. nce berberi gelirdi, sonra hazr olduunda, kapsn aralar ve ablam aynalk etmesi iin anrd. Yani, bir aynann karsmdaym gibi dimdik, sessiz dururdu. Ablam da onu incelerdi. Bir dm dzeltir, bir tozu silkeler, bir lekenin koyuluuna yakndan bakard. Bunlan yaparken, kukulu bir hal taknr, so- " nunda bir ba hareketi ile onayn verirken de hi acele etmezdi. Babam da kararn kendinden emin olmayan biimde bekler grnrd. Bu merasim tamamlandktan sonra odasndan kard, ilk admlarn duraksayarak atar sonra kendinden emin yry biimine kavuurdu. Salona kadar. Orada, kahvesi onu beklerdi. Demin, "kmaya hazr olmadan" dedim, aslnda "oturmaya hazr olmadan" demeliydim. Babam az kard. Sabahlan kalktnda, ak pencereden bakar, sabah havasn iine eker, denize, kente, amla37

ra, orada duruyorlar m dercesine bir gz atard. Sonra, merdivenlerden inip, salona geerdi. lk ziyaretiler gecikmezdi. Hatt bazen, onu bekliyor olurlard. Sanrm annem hayatta iken, her sabah "ayna olmak" grevini o yklenirdi. Onun yerini almakla ablam, babamn stnde yle bir nfuz sahibi oldu ki, bu kadarn dlemem bile olanakszd. yle ki, babam,, ablama bir ey kabul ettirmeye bile girimedi. Erkek kardeim de, tpk ablam gibi, onun boyunduruundan syrlmasn bildi. Ama baka yoldan, sinsice. Babamz, kendisini ykseklere oturtmaya kalkmasndan vazgeirmek iin her eyi denedi. Babasnn, annemizin lmne neden olduu iin kendisinden nefret ettiinden emindi. Babam, bile bile byle aalk bir duyguya asla sahip olamazd. Ama bir ocuk, doumundan itibaren sevilmedii duygusuna kaprsa, asla tam olarak yanlmaz. Daha balangcndan itibaren, kardeimle bizim aramzda -biz derken btn aileyi kastediyorum- bir farkllk gze arpard. Herkes ince, boylu, endaml, sanki doutan gsterili ve zarifti. Herkes! Olgun yataki erkeklerde ister istemez kan gbei dnda incecik olan babam, bir vakitler annem, Nubar, her iki bykannem, ablam ve ben, hepimiz hemen hemen ayn biimdeydik. Bir ortak aile havamz vard ite! Erkek kardeim dnda. Daha kklnden itibaren ikoydu ve Ijep yle kald. Bir domuz gibi durmadan tikindi. Sanrm u ana kadar admt sylemedim: Salem! Zaten onun ilk kzma nedeni buydu, dierleri gibi bir isim! isim arasnda yadrganmayan tek add! Benimkini yeryznde baka hi kimse tamaz. Elli yedi yl sonra bile, adma alamadm. Kendimi tanttmda, adm gizlemeye alyorum. Dn karlatmzda, hatrlarsanz sadece "Kitabdar" dedim, yle deil mi? Babamn bana... ykledii ismi, asla tahmin edemezsiniz: syan! Evet ya syan! "Boyun emezlik", "Bakaldr", "taatsizlik"! Hi olunu syan diye aran grlm mdr? Fransa'da bulunduum sralar, adm arabuk sylerdim. nsanlar beni bir skoyah ozan sanrlard. Babamn kaprislerini aklayacama, kafam sallamay yelerdim. Geelim. Sadece, admn tanamayacak kadar ar olduunu belirtmek istedim. Ablamn ismi -babaanneminki gibi- ffet idi. 38 Beyrut'ta az grnr isimlerdendi. ou insan "Yvette" sanyordu. ki sava arasnda lke, Fransz mandas altndayd... Aslnda drt yz yllk Osmanl egemenliinden sonra Fransz mandasna geilmiti. Ama aniden, kimse Trkeyi duymak istemez olmutu. Sonunda, her eye ramen, Osmanl ailesinden olan bizler iin, Lbnan'a yerlemenin hi sras deildi ama ne yaparsnz ki, seimi bizler iin biz deil, Tarih yapt. Yine de nankr ya da insafsz olmak istemem. Beyrutlular Trkeyi unutup Franszca konumay yeleseler de, bizlere tek bir gn istenmeyebileceimizi hissettirmediler. Tam aksine, dnn "igalcisinin" aralarna konuk olarak gelmesinden gururlanyor ve eleniyorlard. Bana her zaman, yaknlarmz ve yabanclar, bir eit kk prens gibi davrandlar. Kkenimi asla saklamak gereini duymadm. Ama baka eyden konuuyorduk... Ha evet, kardeim Sa-lem'in adndan! Benimkisi kadar yadrganr olmadn sylemitim. Hatt yaygn, kulaa ho gelen bir isimdi. Bildiiniz gibi "salam" anlamna gelir ki, bu da, kendisini doururken annesi len bir ocuk iin ac veren bir armdr. Kardeime gre, ona bu ismi, annesinin ardndan yaad mr boyu hatrlansn diye ve belki de onu ldrd iin cezalandrlsn diye takmlard. Oysa babamn byle bir niyeti olmamt. Kesinlikle olmamt! Ona gre bu isimle, trajik bir doumun tek mutlu olayn, ocuun sa salim kaln kutlamak

sz konusuydu. yle olmasna yleydi de, ailelerin ocuklara dncelerini, o anlk sevinlerini ya da kayglarn belirten isimler vermeleri ok kt bir alkanlk. Herhalde siz de kabul edersiniz ki bir isim, insann mr boyunca yazacan yazabilmesi iin bembeyaz bir sayfa olmal. Kardeime bu ismi vermek, bence talihsiz bir dnceydi. Ancak maksat cezalandrmak ya da yermek deildi. Kald ki balangta babam, benim iin tad garip niyetlerin aynn kardeim iin de tamt. Kardeim bundan kurtulmak iin elinden geleni yapt. Derslerini bolad, her biri deilse de ou mkemmel olan retmenlerine serserice davrand. Tknarak ald, bunu sylemitim. Ama daha da ktsn yapt. rnein on iki yandayken, 17. yzyla ait minyatrl, nefis bir kitap alp sahaflara satt, suu da bahvann oluna att. Gerei rendiinde, babamn onuru krld; hayatnda ilk kez ocuunu dvd, hem de vahice, kemerinin to-kasyla kanatana dek... 39 Onu evden kovacana, odasn da, ocuun gnln almak iin bahvann oluna vereceine yemin etti. Ancak ocuk da, ailesi de bunu, ihtiyatl davranarak, reddetti. Olunu evden kovaca yerde, dlerinden kovdu. Belki de onu bu ekilde cezalandrdn sanyordu, oysa aksine, onu kurtarmt. Ne yazk ki benimle yle olmad. Babamn btn dleri benim omuzlarma bindi. Hem de ne dler! En benzer biimde karikatrlerini izecek olsam diyebilirim ki dledii dnya, sadece kibar ve cmert, son derece gzel giyinmi, hanmlar nezaketle selamlayan, rk, dil ve din farkllklarn ellerinin tersiyle iten, fotorafla, uaklara, sinematografiye ocuklar gibi merak saran insanlarn yaad bir dnya idi. Szlerimi, bir eit asabi gl olarak kabul edin. Ya da utan dolu bir srt olarak. nk dn grd, en soylu ynleriyle 19. yzyln uzants olabilecek yirminci yzyln dn ben de grdm. Bugn, d kurma cesaretine sahip olsam, bu ii srdrrm. in bu ynyle, baba-oul benzeiyoruz. Dnyann, kendisini uyandrp yolunu izmesi iin baz olaanst insanlara, ayaklan Dou'da, baklar Bat'da devrimcilere ihtiyac olduunu sylemeye baladnda, ona benzemez oluyorum. O ise, baklarn bana evirmiti. Anladm kadaryla, Tan-n'nm yollad, kendisinden mucizeler beklenen adam, bendim. Bazen ikisi birleirdi, Nubar ve bab. am. ki saf, iyi niyetli, iki onanmaz saf! Sen, byk bir devrimci olacaksn olum! Bu baklar altnda tek arzum: kamakt. sim deitirmek, yer deitirmek istiyordum. Bana olan sevgilerinin, an gvenlerinin, vakitsiz hayranlklannn beni korkuttuunu ve soluksuz braktn onlara nasl anlatmalydm? Gelecek iin baka tasarlanm olabileceini nasl sylemeliydim? Bu taanlarm daha az iddial deillerdi stelik! Ben de, kendime gre, dnyann deimesini istiyordum. Babam, skender ve Seza/dan Napolyon'a kadar, Sun Yat Sen'den Lenin'e kadar fatihlerin ve devrimcilerin ve kendi atamz Muhteem Sleyman'n yaam yklerini okumam iin srar ederken, benim kahramanlanm Pasteur, Freud, Pavlov ve zellikle Charcot idi. Bu ynmle, Charcot gibi nrolog olan ve onu svire'de grdn syleyen babamn babasna benziyordum. ocukluum boyunca evde, akln yitirmi bir bykannenin varl, dikkatimi ve merakm psikolojiye ve nrolojiye ynlendirmi olmal. 40 Hemen hemen on iki yamdayken kararm vermitim. Kendi kendime sz vermitim ve her gece odama kapandnda bu yeminimi tekrarlyordum: doktor olacaktm! Ne bir fatih ne de bir devrimci, doktor olacaktm! Tek duraksamam, bilimin son aamasnda nasl bir yol izleyeceimdi. Bazen hayalimde bir

pratisyen oluyor ve Dr. Schweitzer gibi ku umaz, kervan gemez yerlere gidiyordum, bazen de aksine, bir aratrmac, bir deneyci olarak bir laboratuvarda, bir mikroskobun zerine eilmi, alyordum. lk nceleri kimseye bundan sz etmedim. Bu sun ne kadar sakladm bilemiyorum. Sanrm iki- yl, sonra ablama bir para aldm. Ona gvenebilirdim. Bana ihanet ermeyeceine ve yardm edeceine gvenebilirdim. "undan emin ol", demiti. "Gn geldiinde neye karar verdinse, yalnz onu yapacaksn. Babana nasl kabul ettireceini deil, ne istediini dn ve istediinden emin ol. Gerekirse babam bana brak." Gerekten de babam zerine alan o oldu. Bir kere, okulun son iki ylnda, kabul edilir bir diploma alabilmem iin okula gitmem iin onu ikna etti. Bunu hemen baarabilmi deildi ama Nubar, giriimini desteklemi ve sonunda babam kabul etmiti. Bundan bir byk iftihar pay kartacakt. Evdeki retmenlerimden rendiklerimle, daha okula girer girmez, snfmdaki ocuklardan o kadar stn oldum ki, dersler bir oyun gibi geldi; dil bilgisi, edebiyat, retorik, fen, tarih... Btn konulara ylesine hkimdim ki, babamn garip dncelerinin doruluu ortaya kyordu. Onun sayesinde olaanst bir eitim grmtm; o eitimi bunca kt kullanmam bir talihsizliktir! Bakaloryann birinci ve ikinci snavlannda, bakasndan daha fazla alma gerei duymadan, lkenin en iyi notunu aldm. 1936-37 yllanyd. Adm gazetelerin ilk sayfasnda yer almt. Bu, babamn zaferiydi! Olu, imdiden dierlerinin nnde "at sryordu". Bana gelince, aldm bu sonular, iimde ii sonuna kadar gtrme istei dourmutu. Evden ve babamn byk taleplerinden uzakta bu ii tamamlamaya kararlydm. Gn getike en nl tp fakltesine sahip Montpellier'yi dnr olmutum. Bu kez de "babam zerine alan" ablam oldu. Bunu byk bir beceriyle gerekletirdi. Tbbn, insan deitirmek isteyenler iin ideal bir dal olduunu savundu. Ksa zamanda bilgin, bilge, veli41 nimet hatt kurtarc grnm kazandn ve zaman gelince insanlar yneten kii olabileceimi ileri srd. Benim iin dledii gelecee ulamann en uygun yolu tp okumak myd? Babam bu dnceyi ters bulmad. Temmuz sonunda, Champollion gemisine, babamn hayr dualar ile bindim. Hedef: Marsilya idi. Beyrut limannn binalar ufukta kaybolur kaybolmaz, aaya inip bir ezlonga yorgun, bitkin, zgr uzanverdim. Babam, gizlice devrim liderliine hazrlandm sanabilirdi. Benim tek bir arzum vard: Okumak, okumak, okumak! Tabii ara sra da dinlenmek. Ama artk hi kimse devrimden, Dou'nun diriliinden, nurlu gelecekten sz etmesindi! Hatt, kendi kendime gazete bile okumamaya sz vermitim! Perembe Akam 42 Kendi anlarm canlandrmak iin, syan'n anlattklarn kesmek istemedim. amlk Tepe'deki kagir evi grmtm. ine hi girmemitim ama, her gn nnden gemitim nk okulun yolu zerindeydi. Gzlerimin nne geliyor. Hibir eve benzemezdi: ne tam anlamyla ada, ne da evi, ne Osmanl idi, btn sluplarn bir karm idi. Yine de, hatrlayabildiim kadaryla, btnyle ho... Demir parmaklklar gzmn nnde, her zaman kapal, ara sra siyah-beyaz bir DeSoto'nun gemesi iin alrd. Bir de, hibir ocuun oynamad imli bahesi... Anlarm, ellili yllarn ortalarna kadar gidiyor; syan'n gelip benimle konutuu gnler bile geride kald. Ancak eski dergilerde, eski sanat kataloglarnda, evremdeki konumalarda; Kitabdar

maliknesinden sz edildiini duydum. Bu malikne, iki dnya sava aras dnemde, Dou'nun yksek sanat oca olarak hatrlarda kald. O evde, konserler, iir geceleri, fotoraf sergileri ve her trl al yaplrd. Karmdaki szn fazla etmemiti. Onun anlarnda tm bu zenginlik pek az yer tutuyor olmalyd. O sesler onu sar, o klar kr ediyordu. ine kapanyor ve yolculuk dlyordu. lk konumamz be saat srmt. Bazen sohbet biimimizi bile tarttmz oldu. Pek az soru sorduum halde, fikir alverii yaptmz da oldu. Ama daha ok, kafasnda tasarladn yazdryordu. Otelinin barnda hafif bir le yemei yemitik ve o dinlenmeye kmt. Yorgun dtnden ertesi gne randevu vereceini sanmyordum. yle olmad, aksine akam saat altdan sonra bulumamz nerdi. Bah'da, leden sonralar uyumak alkanln yitirmi olduumdan bir kahveye giderek notlarm dzene soktum. Sonra, syledii saatte oda kapsn aldm. Giyinmiti, beni beklerken oday arnlyordu. lk cmleleri hazrd. 45 Fransa'da kendi dlerimi gerekletirebilirdim. Kendi soframda yiyebilirdim. Bu sadece bir grnt deildi. lk kez, bir birahanenin terasnda oturduum gn hatrlyorum. Gemi Marsilya'ya vardktan sonra idi, Montpellier trenine binmeden az nce... masa kk, tahta bir masayd, zerine ak ile bireyler izilmiti. Kendi kendime ite mutluluk! demitim. Baka bir yerde olma mutluluu! Aile sofrasna oturmama mutluluu! Az kalabal ya da bilgileri ile parlamaya alan davetliler yok! Baba glgesi yok. Baklarma, tabama, dncelerime dikilmi baklar yok! Mutsuz bir ocukluum olmad, yo hayr! martlm, yoksulluk ekmemi! Ama bir bakn arln srekli zerimde hissetmek. Muazzam bir sevgi, umut dolu bir bak, ama ayn zamanda beklenti dolu bir bak. Ar. Tkendirid. O gn, Fransa toprana ayak bastm ilk gn, kendimi hafiflemi hissediyordum. nmden gen kz gemiti. Uuan giysileri ve tuhaf hasr apkalan vard. Bir enlikten kam, bir tablonun iinden km gibiydiler. Glyorlard. Hibiri bana bakmamt ama sanki benim iin klk deitirmiler, sanki benim iin geit resmi yapmaktaydlar. Yaknda, bir kadnla tanacamdan emindim. Bu gen kzdan daha gzel, herkesten daha gzel biriyle. Birbirimizi sevecek, birbirimize sarlm halde saatlerce kalacaktk. Sonra el ele plaja gezmee gidecektik. Daha sonra da, okumam tamamlandnda gemiye tekrar bindiimde kolunda girmi olacakt ve ben onu usulca koklamak iin bam eecektim. Sekiz yl sonra Fransa'dan ayn gemiyle, Tp diplomas alma-' dan ama direni madalyas ile dneceimi syleselerdi... Bu babamn ryas idi, benimki deil! Montpellier'de, tp rencileri arasnda, adm ksa srede "i-nek"e kt. [Dierlerinden ok almyordum ama daha iyi alyordum. Hocalarm, ince eleyip sk dokumay retmilerdi. Asla yarm anlamakla yetinmemeyi. Gerekli zaman ayrmay ve bu zaman iinde anlamay, zmlemeyi retmilerdi. te yandan mkemmel bir belleim vard. Bunu da, en azndan bir ksmn hocalarma borluydum. Bir kere rendiimi, bir daha unutmuyordum. Bunlar vnmek iin sylemiyorum. Alt taraf parlak bir 46 renci olmam, asla doktor olamadma gre, ne iime yarad? Bunu sylyorsam, orada belirli bir sayg

grdm belirtmek iin. Ben yabana mucize idim, renciler arasnda en genci, her zaman en iyi not alan! te yandan, gler yzl, sevimli, ekingen... Aslnda, hibir eyin gzm kamatrmad ama bir sr eye atm bu yeni dnyada mutluydum. Nelerden konuuyorduk? Derslerimizden, retmenlerimizden, rencilerden, tatil projelerinden! Tabii ki, erkekler arasnda olduumuzdan, kzlardan da sz ediyorduk. O zaman hemen susuyor, afallyordum. Ne syleyebilirdim ki? Dierleri, gerek ya da hayali servenlerini anlatyorlard. Benimse sadece dlerim ve yamn basit istekleri vard. Onlar dinliyor, onlarla glyor, kadnlarn vcutlarn anlattklarnda bazen kzaryordum. Arkadalar "durum"dan konutuklarnda da sze karmyordum. ou tandk isimler tekrar edilip duruyordu. Daladier, Chautemps, Blum, Maginot; Siegfried, Franco, Azana, Stalin, Chamberlaine, Schuschnigg, Hitler, Horty, Bene, Zogu, Mussolini... Btn bu insanlar azck tanyordum ama haklarnda dierlerinden daha az bilgi sahibi olduuma inanyordum. Hepsi, syledikleri eylerden ok emindi. Yabanc olan, yeni gelen ben, dinlemekle yetiniyordum. Bazen dikkatli, bazen dalgn! Uluslararas konferanslara, ateli beyanlara, zellikle birliklerin durumlarna gre gerginlik artyor ya da azalyordu. Tabii ki kaytsz deildim, nasl olabilirdim ki? Arkadalarmn sandndan ok daha fazlasn biliyordum. Ama kendilerine zg bir tartma biimleri vard, stelik kendi vatanlanndayd-lar... Sessizce dinleme alkanlna sahiptim. Aile sofrasnda her zaman benden yal, benden bilgili, kendilerine benden daha ok gvenen insanlar olurdu. Syledikleri hakknda bir dncem varsa, kafamn iinde evirip evirirdim, hele babamn "Ya sen ne diyorsun syan?" demesinden nefret ederdim. nk o an hibir ey dnemez olurdum. Kafamda bir boluk, tutarsz szckler oluur, aptalca eyler sylerdim. Konuklar da kendi aralarnda konumaya devam ederlerdi. Bu bir yana, Montpellier'de, arkadalarmn beni dinledikleri, belirli bir saygnlk kazandm kendi dnyam vard. Derslerimizden konutuumuzda, -ki kayglarmzn banda yer alyorlard-en ok arl olan benim grlerim olurdu. Dierleri, benden byk de olsalar, sayg gsterirlerdi. Biyolojiden ya da kimyadan 47 konuuldu mu, bir vatanda ile bir yabanc arasnda fark kalmaz... Yabanc olduum iin sknt ektim mi? Aslnda hayr. Size byle bir izlenim verdimse, iyi anlatamam olmamdandr. Yabanclk, dikkate almam gereken, hayatmn bir gerei idi. Yani kadn yerine erkek olmak, on yanda veya altm yanda olmak yerine yirmi yanda olmak gibi. Aslnda bu pek kt bir ey deildi. Bu, birtakm eyler yerine, baka birtakm eyler sylemem ve yap-mamd. Benim kklerim, tarihim, dillerim, srlarm, iftihar edebileceim nice konular, belki kendime zg sevimliliim vard... Hayr, yabana olmak beni rahatsz etmiyordu ve evde olmamaktan memnundum. Bazen lkemi zlyordum, oras kesin. Ama aile ocan deil. Oraya dnmeye hi acelem yoktu. lk yaz dnp bir^iki ay geirmeye sz vermitim. Ancak yaz tatili yaklarken, babama, Fas ile Cezayir'i grmek istediimi yazmtm. Kendime ok yakm hissettiim ama ancak kitaplardan ve resimlerden tandm bu lkeleri grmeye can atyordum... Sonunda, oraya da gidemedim. Salk sorunlar yznden btn yaz odamdan kamadm. Aslnda, tuhaf sorunlar. ksrk krizleri tutard ve baz geceler, nefes almakta zorluk ekerdim. Doktorlar anlamamlard. Kh astmdan, kh veremden sz ediyorlard. Fransa'ya gelmeden nce, bu hastalklardan hibirinin olmamasn anlayamyorlard. Bir ara btn bunlarn, numara olup olmadn dndler. Numara deildi. Hayr, hi deildi. Anlayacaksnz... Ama nce kafamn iini, o dneme gre, kronolojik bir sraya sokaym... Acele edeceim. 1938 Eyll'nde, Mnih'te sava uzaklatrlmt. 1939

Mart aynda Prag'da sava yaklayordu. Artk kimsenin kukusu kalmamt ve evremdeki genlerden ou, ordunun gcn ve dmann gszln kyaslamada yanyorlard, patlayacak bir balon! Ancak baka trl konumak, yakk almazd! Ben baka trl m konumak istiyordum? Drst olmak gerekirse, hayr. O srada deil. Onlar zevkle dinlediimi ve grlerini paylatm sylemeliyim. Onlar gibi gveniyordum. 1940 Haziran'mda, Alman igali srasnda, onlar gibi aladm. Yklmtm. Birdenbire, yabanc olmaktan kmtm, artk hi deildim. Bu bir defin treniydi ve ben lenin ailesinden biriydim. Alyordum, bakalarn teselli etmeye alyordum, onlar da beni teselli ediyorlard. Petain konutuu vakit, onu dinledik. zetle yle demiti: 48 er kotu gitti. Hepimiz kt gnlerden geiyoruz ama sizlere en korusunu yaatmamaya alacam. Bizim anladmz bu oldu De Gaulle'e gelince, o nl Haziran gn yapt ary duymamtm, arkadalarmdan hibiri de duymamt. Ama sannn hemen ertesi gn, ieriini rendik. O tarihte, bir tercih yapma durumunda kalacamz sanmyorduk. Bir yandan, kurtanlabile-cek ne varsa kurtarmak gerekiyordu; bunun iin de en iyisi bir sre igalci ile iyi geinmekti. Petain'in yapt buydu. te yandan Mttefiklerin destei ile, hibir uzlamaya, dne gitmeksizin almaya hazrlanmak gerekiyordu. De Gaulle'n Londra'da yaptfo buydu. Bu grnt, bizim gibi yasta olanlara azck gven veriyordu. Bu durum ne kadar srd? Kimileri iin drt yl. Kimileri iin de birka gn. 49 Masann evresinde alt yedi kiiydik. Vichy'de, Yahudilerle ilgili yasa ilan edilmiti. Yahudilerin durumunu ve bundan byle giremeyecekleri yerleri -eitim kurumlan- saptyordu. Bir renci, yasann ok kurnaz olduunu savunuyordu. Onu hl anmsyorum, bizden bykt, enesinde sakal vard ve hep baston ile dolard. Her zaman birlikte olduumuz biri deildi ama ara sra bize katlrd. Ona gre Almanlar Petain'den, "Serbest blgeye girmeleri ve Yahudilerle megul olmalar iin izin vermesini" istemiti. Manevray anlayan mareal de; yasay kendisi kartarak yollarn kesmiti. Bu yorumda bulunmaktan memnun, bira bardan boaltm, bir parmak iareti ile bir yenisini smarlam, sonra bana dnerek yzm incelemeye balamt. Neden ben? Karsnda oturuyordum ama, baklarmda houna gitmeyen bir ey olmalyd. "Sen ne dnyorsun Kitabdar? Hi sesift kmyor. Bir kere olsun konu, bu nlemin kurnazca olduunu itiraf et!" Dierleri de srarla bana bakar olmulard. En yakn arkadalarm bile, suskunluumun gizledii gr renmek istiyorlard. Bunun zerine, gln olmamak iin, "bir kereye mahsus" konutum. ok uysal biimde, aa yukar unlar syledim: "Seni iyi anladmsa, durum una benziyor: Bu birahaneye seni gebertmek iin bir herif gelmi, yaklatn gryorum, ieyi kaptm gibi senin beynini datyorum. Burada yaplacak ii kalmadn gren adam omuzlarn silkip gidiyor. Numara iyi skyor?" En ufak biimde glmsemeden, alak sesle, retmeninin karsnda duraksayan renci gibi konutuum iin, karmdaki alay ettiimi hemen anlamad. Hatta: "Evet, aferin, bunun gibi..." diye laflar etti. Ancak dierleri, kahkahay bast. Ancak o zaman kzard, yumruklarn skt. Kavga olmad, hayr. ki biimsiz sz 50

syledi sonra grltyle iskemlesini oynatp, srtn bana dnd. Bense hemen kalkmtm. Sadece ocuka bir kavga, yle deil mi? Ama ok sarslmtm. Bir hoparlre konumu ve btn kent beni duymu gibiydi. Bir bakas olsayd, daarcn boaltmaktan ferahlk duyard... Ben duymadm! fkeliydim, kendime kar fkeli. Hep byle olurum. Aylarca sessiz kalrm, neredeyse konumay unutacak kadar, sonra birden baraj yklr ve ne varsa; neyi tutmusam her eyi koyuveririm, bitmez tkenmez bir gevezelik balar ve daha susmadan piman olurum. 51 O gn, Montpellier sokaklarnda kendime nasihat edip durdum. Kendimi kontrol etmem gerekirdi! Duygularma hkim olmay renmeliydim! zellikle insanlarn akn olduklar sava dnemlerinde. Kentte yrmekteydim ve pimanlm bastrmakla o denli meguldm ki gzm bir ey grmyordu. Geni ama yanm denmi bir at kat kiralamtm. Madam Berroy adnda bir kadndan. Bitmez tkenmez merdivenlerden karken de, kocaman anahtar kilidinde dndrrken de kendime tler vermeyi srdryordum. O birahaneye bir daha asla gitmeyecektim! Bir daha asla byle tartmalara karmayacaktm! Kendi kendime, btn vaktimi derslerime vereceime sz vermemi miydim? Yabanc bir lkede olduumu unutmakla, hata etmitim. stne stlk yenik dm, yans igal edilmi bir lke. Alalm, pusulasn arm bir lke. Kzgnlkla hcrebilim kitaplarm am, iine dalmaya karar vermiken, kapm alnd. O gn, Ballon d'Alsace birahanesinde grdm biriydi; yanmzdaki masaya, patronun olu ile oturmutu. "Sizi birahaneden beri izliyorum" dedi. Ak konuan biriydi. "Tartmanz dinledim. zr dilerim; ok yakmnzdaydm ve yksek sesle konuuyordunuz. Beni ilgilendiren bir konuydu. Sanrm hepimizi ilgilendiren bir konu." Bir ey sylemiyordum. Tetikteydim. Onu gzlyordum. Szlm bir yz, kapkara, taranmam salar, salarnn ortasnda havaya kalkm bir tutam, yakmad ama parmaklarnn arasnda oynayp durduu bir sigaras vard. O tarihte yirmi bir yamday-dm, o otuzuna merdiven dayamt. Ben konusaydm, demin sylediklerinizin aynn sylerdim. Kelimesi kelimesine, dedi. Yz bir glmsemeyle aydnland ama glmseyii geici oldu. 52 Ne var ki susmay yeliyorum. En azndan kalabalk yerlerde. ok yksek sesle konuanlar, hareket yeteneklerini yitirirler. Bu zor gnlerde, szlerini lmek, kiminle konutuunu bilmek, her an ne istediini ve nereye gittiini bilmek gerekir. Daha henz her ey yklm deil. Dayanma iinde bulunmak kouluyla ve de ihtiyatl olmak... Elini uzatt, kendimi tanttm: Adm Kitabdar. Bana Bertrand deyin. Elimi uzun uzun tuttu, st kapal bir anlamay mhrlemek ister gibiydi. Sonra gitmek zere kapy at: Tekrar geleceim...

Pek bir ey sylememiti, ancak bu ksa ziyareti Direni rgtne giri tarihimin balangc oldu. Hatrmda kalan en deerli sz neydi, biliyor musunuz? "Bana Bertrand deyin" demi olmas. Ben ona gerek adm sylemitim, o ise takma adn! Grne baklrsa gizleniyordu. Oysa aslnda tam tersiydi/ Kendini aa kartyordu. "Bana yle deyin" demekle, bu sadece savataki adm, bakalarna kar gerek admm gibi davran, ama artk bizlerden biri olan sana, yalan gerek diye yutturacak deilim demek istiyordu. Henz bir ey yapmamtm ama, deitiimi hissediyordum. Sokaklarda, deiik biimde yrdm, deiik biimde baktm ve bakldm, deiik biimde konutuumu hissediyordum. Dersten sonra, Bertrand' beklemek zere at katma dnmek iin acele ediyordum. Her merdiven gcrtsnda, kapya se-irtirdim. Onu fazla beklememitim. Ertesi gn urad. Tek sandalyeye oturdu, ben de yatama. "Haberler o kadar kt deil!" demiti. "ngiliz pilotlar mucizeler yaratyor!" Drlen birka uan saysn sylemi, ikimizin de keyfi yerine gelmiti. Ayrca, ngilizlerin Cherbourg'u bombaladklarn sylemiti, bu ie de yan yarya sevinmiti: "Askeri adan herhalde gerekliydi, ancak halkmz dman konusunda yanlmamah..." Sonra gemiim, dncelerim hakknda sorular sormutu. Kibarca. Bir eit giri snavndan getiimin farkndaydm ama bunu birbirini daha fazla tanmak isteyen arkadalann sohbeti gibi yrtmt. Cevaplarmdan birine sramt, belki de iyi anlatamamtm. 53 Almanlar ile Franszlar arasndaki ezeli kavgaya pek aldrmadm ya da bunun, kanm kaynatmaya yeterli olmadn sylemitim. Benim ailemde gelenesel olarak, atalarmdan biri Bavyerah bir servenci ile evleneli beri, hem Franszca hem Almanca konuulmutur. Her iki kltre ayn deeri vermiizdir. Hatt belki maksadm ve dncemi aarak, igal ve igalci szcklerinin benim zerimde, bir Fransz'n zerinde yapt etkiyi yapmadn syledim. Ben, yzyllar boyu igallerin yapld bir yreden geliyordum ama igali yapanlar atalarmd, yzyllardr Akdeniz havzasn igal etmilerdi. Buna karlk rk dmanl nedir bilmezlerdi. Babam Trk, annem Ermeni. Kyamn tam ortalk yerinde,' el ele tutuabildilerse, nefreti reddetmede birletikleri iindi. Bu husus, bana da miras kald. Benim vatanm ite bu. Nazizmden, Fransa'y igal ettii gn deil, Almanya'y igal ettii gn nefret ettim. Fransa'da ya da Rusya'da ya da kendi lkemde domu olsayd, ayn derecede nefret ederdim. Bunun zerine Bertrand ayaa kalkm, ikinci kez elimi skmt. Grnmez bir makama rapor sunar gibi ksk bir sesle ve yzme bakmadan "Anlyorum" demiti. Ne yaptn, varsa rgtnn ne olduunu, benden ne beklediini sylemedi. Grdnz gibi Direni rgt ile ilk ilikilerim gevek oldu. Bir ay sonra tekrar geldi. Ona, beni habersiz brakt iin tatl tatl sitem ettiimde glmsedi ve cebinden morumtrak ktk-lann bulunduu kk bir paket kartt. Onlara kelebek dendiini henz bilmiyordum. Okumam iin birini bana verdi. zerinde sadece unlar yazlyd: "1 Kasm gn, hr Fransa pilotlarndan biri, bir Alman deniz ua drd. Siz hangi yandasnz?" Altnda, sa yanda kede: "zgrlk!" szc vard, trnak iinde bir nlem iareti ile birlikte. Bunun sadece bir lk deil bir imza olduu anlalsn diye. Ne dersin? Ben ne diyeceimi dnrken, hemen eklemiti:

Bu sadece bir balang. Sonra, ne yapmam gerektiini aklamaya balad. Kk ktlar usulca posta kutularna, kap altlarna, hemen her yere koymak. Ama Faklteye deil, henz deil, dikkati ekmemesi iin kendi mahalleme de deil, lk grev, bir eit antrenman olacakt 54 benim iin. nemli olan dikkati zerime ekmemekti. "Yz adet kelebek var, cebine koy ve sonuncusuna kadar dat. zellikle evine gtrme. Tabii bir tekini, sokakta toplamsn gibi, kirleterek alkoyabilirsin. Ama asla eve paketle dnme. Datamadklarn frlat at." Dediklerini harfi harfine yerine getirdim ve iler pek fena yrmedi. Bertrand birka defa bana kelebekler, ya da el ilanlar getirdi, metinleri daha dolgundu. Onlar ya datmak ya da duvara yaptrmak gerekiyordu. Bu da pek houma gitmiyordu nk bu ii yaparken her yanma, ellerime, giysilerime tutkal yapyordu, yakalanacak olsam su kantlan zerimdeydi. Propaganda alannda hemen her ii yaptm, kent duvarlarna tebeirle yaz yazmak da dahil... Bunun da ellerde ve ceplerde izi kalyordu. Fransa'ya geldiimde kendi kendime gazete bile okumayacama dair sz verdiim dnlrse, sz vermekte pek acele etmiim; doumum, eitimim itibaryla olan bitene ilgisiz kalamazdm. Ama birtakm koullar da gerekiyordu. Birahanedeki kavgadan sonra, sylediim gibi, bir daha asla bu gibi tartmalara katlmamaya karar vermitim. Bertrand geldii vakit, ciddi kararlar almaya hazrlanyordum. Rastlant, yle deil mi? Ya da isterseniz ksmet deyin. Gelmeyebilirdi. Ertesi aylar derslerime kapanrdm. O birahanede, yandaki masada oturmas, sylediklerimizi duymas, beni izlemesi ve beni rgte sokmas gerekiyormu! Usulca. Eer bana, bu ie girmek isteyip istemediimi sorsayd, dnmek iin sre ister, belki de hayr derdim. Ama o kadar ustaca davrand ki, direni ebekesine girecek miyim diye kendime soracak vakti bulamadm. Onunla her ey, fark edilmez biimde olup bittiye geliyordu. Bir gn, bir sr grev stlendiim bir srada bana urad, bir sr eyden konutuk, ayrlaca srada "dier arkadalarla grtm" dedi. "Gerek adn kullanmaman yerinde olacak. Seni nasl aralm." Kafasnda bir isim aryormu gibi yapt. Ben "Baku" dedim. Artk benim de bir sava adm vard. Evet Baku, kentin ad gibi. Ama kentle hi ilgisi yok. Aslnda bu, dedem Nubar'n sevecenlikle bana takt bir isimdi. Yalnz o byle derdi, bakas deil. lk nceleri bana "Abaka" derdi. Ermenice "gelecek" demek. Bana balad tm mitleri toplad sz55 dik. O da babam gibiydi ite! Sonra, bir okaytan dierine geerken, bu isim "Bak"ye dnverdi. Bertrand'n ynettii ebekede herkesin bir sava ad ve belirli grevleri vard. Kelebekler, ilanlar, geirdiim acemilik gnleri geride kalmt, daha st aamaya gemitim. Yaknda kendi gazetemiz olacakt, her ay kartacamz, belki olaylar gerektirdiinde daha sk yaynlayacamz gerek bir gazete. Ad: zgrlk! rgtn ad da yleydi. O karanlk ve kt gnlerde, bize kl bir isim gerekliydi. lk saysn teslim almak zere Lyon'a, kent merkezinde varlkl bir eve gitmem gerekti. Yanmda bir arkada vard. Birahane patronunun olu Bruno! Yandan nce gelimi, bir boksrnki gibi krk burunlu bir o.cukru, yannda yrmek bana tuhaf bir gven hissi veriyordu.

kinci saysndan sonra, bir baka datm yntemi bulduk. Bira datan bir kamyon, gazeteleri Ballon d'Alsace birahanesine getiriyordu, bizler birahaneye gidiyorduk. Biz diyorum nk Bert-rand, benden baka renciler de bulmutu. Etkili ama bir sre sonra dalacak bir gruptu. Birahaneye geliyorduk. Bruno bize iaret ediyordu, mahzene iniyorduk, her birimiz elli kadar gazete alyorduk, hibir ey olmam gibi kyorduk. Bu sistem, bir yl boyunca tkr tkr iledi. niversitede, kentin hemen her yerinde insanlarn zgrlk'ten sz ettiklerini, yazlarn yorumladklarn, birbirlerine posta kutularnda son sayy bulup bulmadklarn sorduklarn gayordum. Kamuoyu hareketleniyordu. Bu hissediliyordu. Petain'e sayg duymaya devam edenler vard ama rejimine ve bakanlarna deil! Petain'i savunmaya devam edenler, hareketlerinde zgr olmadn sylyorlard. ok yal oluu ve gemi hizmetleri, baz hareketlerini mazur gsteriyordu. Grubun dnda kimsenin, eylemlerimden kukulanmadndan emindim. Ancak bir gn, son sayy almak iin Ballon d'Alsace birahanesine gittiimde, jandarmann bira kamyonunu sardn grdm. Askerler gidip geliyor, gazete tomarlarn tayorlard, birahane, nar aalan ile evrili bir meydana bakyordu ve patron, gzel havalarda darya masalar koyard. Meydana alt kk sokaktan klrd. Gerekli bir nlem olarak, her zaman ayn sokaktan gelmezdim. O gn, birahaneye bir hayli uzak bir sokak56 tan gitmi ve neler olup bittiini zamannda grebilmitim. Dmdz yrmeye devam etmi, nce yava, sonra hzl daha sonra da koarak yoluma devam etmitim. imde korkudan baka, baarsz olmann verdii zntden baka, bir de sululuk duygusu vard. Byle durumlarda bu her zaman hissedilir ama bende hafif bir duygudan te bir eydi. Jandarmalarn dikkatini eken ve peine dtkleri ben miyim, birahanedeki gizli yerin ortaya kmas benim yzmden mi diye durmadan dnp duruyordum. Neden ben? nk birka hafta nce beni endielendiren ama daha sonra zerinde durmadm bir olay olmutu. Bir leden sonra, evden ktmda, nbet tuttuu aka belli olan bir jandarma ile burun buruna geldim; beni grnce allak bullak olmu, merdivenin altna saklanmaya kalkmt. nce merak etmi, dikkatli olmam gerektiini dnm ama sonra omuzlarm silkmi, bu olaydan ne Bruno'ya ne Bertrand'a sz etmitim. Oysa imdi vicdan azab ekiyordum. Bu gerek bir ikenceydi. O gn, birahaneden uzaklanca, oturduum semte yneldim, Montpellier'de adna "Yumurta" denilen Komedi Alan'nm yan-bana... Ama dorusu bu muydu? Aslnda, trl hareket edebilirdim: hemen yok olabilir, gara gidip ilk trene atlar, yakalanmak-tansa bilinmeyen bir yere gidebilirdim. Soukkanllkla odama gider, tehlikeli olabilecek her kd yok eder, kimse beni ihbar etmeyecek midiyle normal yaamma dnebilirdim. Bir de orta yol vard: odama gider, dzene sokar, ihtiyacm olabilecek birka paray yanma alr, ev sahibi Madam Berroy'a arkadalarmn beni sayfiyeye davet ettiklerini syler, bu da aniden yok oluumla ilgili kukulan datm olurdu. Bu sonuncusunu setim. Panik ile gven aras bir duyguyla. Yolda saa sola sapm, beni izlemi olanlann ilerini zorlatrmak istemitim... Evimden birka metre tede, niformal bir jandarmann oturduum binaya girdiini grdm. Onu, gznden enesine uzanan ustura yarasndan ancak tanyabildim. Bu, geen seferki jandarmayd. Geri dndm, dosdoru gara gittim. Nereye gitmeli? Kafamda tek bir adres vard: birka ay nce, Bruno ile birlikte gazeteleri almaya gittiim Lyon'daki varlkl ev! Evde gen bir ift oturuyordu: Daniele ve Edouard. Biraz ansm varsa

evde olurlar ve beni Bertrand ve rgtn dier yeleri ile bulurururlard. 57 O akam, kaplarn aldmda saat dokuz dolaylarnda olmalyd. Adam, skntl bir ifadeyle ieri girmemi syledi. nceki karlamamz hatrlatp, olup biteni anlattm. Ban sallad, nazik ama gergindi; zellikle, izlenip izlenmediimi bilmek istiyordu. "yle bir izlenim almadm" dediimde, "izlenim yetmez!" anlamna gelecek biimde yzn ekitti. Kans Daniele, daha nazike araya girdi: "Hemen telaa kaplmamal. Her ey yoluna girer. Herhalde yemek yemediniz..." Sofrada kiiydiler. Ev sahiplerim ve bir gen kz. Kz kendini tantt. Bileik bir isimdi ve stnkr sylenmiti. Kukusuz onun da kod adyd. Ben de kendimi tanttm: "Baku". Ev sahibesi: "Gzel isim" dedi. "Bykbabam takmt. Gelecek demek olan bir szcn ksaltlm. Bu ad tekrar ede ede, gzel bir gelecek iin ksmet kaparmy alacana inanyordu." Konuk kz ard: Yani bu, sizin gerek adnz m? Hayr, adm yanl ama yk doru. Hepsi birka saniye bana bakakald, sonra hep birlikte gldk. Konuk kz: Aylardr glmemitim, dedi. Bunu sylerken, glmeye devam ediyordu ama dier ikisi aniden susmutu. Yemein sonuna kadar konumalar gnn nemli olay evresinde dnd: Sivastopol sava ve Berlin'in kentte Rus direncinin krldn aklamas! Ev sahipleri, Almanlarn ilerlemelerine karn Dou cephesinin almasnn etkilerinin, Amerika'nn da savaa girmesiyle, yaknda hissedileceini sylyordu. Konumalarndan, komnist eilimli olduklarn anlamtm. Buna biraz amtm nk arkadam Bertrand, De Gaulle'c ve Katolikti, komnistlerden kukuyla sz ederdi. 58 Yemek biter bitmez, Edouard odasna ekildi. Daniele, yatacam oday gsterdi; yatamn zerine kocasna ait bir pijama ile temiz bir havlu koymutu. Sonra, konuk kzla bana, salona geip konyak imemizi nerdi. Gen kz ilgimi ekmiti. Ufak tefek, ksa kesilmi simsiyah sal, her glmseyiinde kapanan ekik yeil gzlyd. Yz prl pnld ama gzlerinin evresinde, kapandklar vakit gne nlan gibi izgiler vard. Ona devaml bakmamak iin kendimi zor-luyordum ama baka yere bakmam da kolay olmuyordu. Baklarm, gzlerinden salanna, salanndan gzlerine inip kyordu. yle tatl ve gven verici bir havas vard ki...= Franszcay dzgn konuuyordu ama benimkinden daha belirgin ve nereli olduunu tahmin edemediim bir ivesi vard. Kim olduunu, nereden geldiini, Lyon'daki bu evde ne aradn sormak istiyordum... Ama iinde bulunduumuz durumda, byle sorular sorulmazd. Savan gidiatndan, kamuoyunun durumundan, direnme ruhundan, birtakm parlak eylemlerden konuuldu ama kendimizle ilgili olarak sadece sava adlarmzn belirtilme-siyle yetinildi. iveye gre nereli olunduu tahmine alld. lkesi, blgesi, evresi, topluluu... Konumalarmzda sra Kuzey Afrika savalanna ve Mussoli-ni'nin Msr'a gireceine dair son haberlere

geldi. Bir sredir esnemekte olan ev sahibemiz de odasna ekilmiti. "Hemen yatmanz gerekmez, rahata ikinizi bitirin" demiti. Dan kt. Sessiz kaldk. Nereden sz aacamz bilmiyorduk. Kitaptan bir ey okurcasna: Daniele giderken sohbetimizi de birlikte gtrd, dedim. Sofradaki gibi glmeye balad. Hem neeli, hem zntl, hem tutuk, hem cokun... Evrenin en tatl mzii! Ve o dalgn gzler! Aniden: Ne dnyorsunuz? diye sordu. "Sizi" demek iin ok pikin olmam gerekirdi, dolambal yoldan gitmeyi yeledim: "u savaa lanet ediyordum. urada oturmu, konyamz yudumlarken, u karabasan, u korku, u izlenmek korkusu olmadan sohbet edebilseydik..." 59 Biliyor musunuz? dedi. zlenmemi olsaydk, burada, bu dairede, bu konya birlikte ier olmazdk... Sessizlik. Gzlerimi indirdim nk inceleme sras ona gelmiti. Kadehimin dibindeki kahverengi damlaca gzlerimi diktim. Birden: Gerek adm Clara. Clara Emden, dedi. Bu koullarda, bu cmlenin benim iin ne anlama geldiini nasl sylemeli. Tedbirli olma kurallarn bu biimde bozmakla, ok daha byk bir kapalla, mahremiyete brnyorduk. Ben de adm akladm. Olduu gibi. Sonra ailem, kkenim, okumam, emellerim hakknda bir sr ey anlattm, bunlar daha nce, anlattm biimiyle, kendime bile aklamamtm. Evet, iimde gizli kalm baz eyleri, o gece, onunla konuurken kefettim. Sonra o konutu. Kendisinden, ocukluundan. Doduu kent olan Avusturya'daki Graz'dan. Ailesinden. Balangta birlikte gldk, sonra hayallerimizde gezindik; tm o garip huylu, acaip mes-lekli bykbabalar, uzaktan insana hayal kurduran tm o isimler, Lublin, Odessa, Vitez, Pilsen, Memel. Sonra birden baka eylerden sz etmeye balad. Baka yerlerden. Oturulan ya da glen yerlerden deil ama cehenneme giden yollardan. Geziler yarm kalyordu. Yollar, bir kentten dierine gitmiyordu. Trenler, bir gardan dierine seyretmiyordu. Corafya bulartklayordu, yerleri bilemiyor, yzleri tanyamyordum, dncemde sadece dikenli teller ardnda, kodeste niformal ya da mahpus klkl adamlar vard. Clara btn yaknlarnn izlerini yitirmiti. O tarihte, kamplar bilmediimiz sanlmasn. Gazetemiz zgrlk olan biteni, yaplan kyam srekli aklyordu. Pek ok ey biliyorduk. Pek ok ey ama asl bilinmesi gerekeni deil. Her eyi biliyorduk ama, Naziler tarafndan bile korkun addedilen, o elle tutulamaz eyi bilmiyorduk: topyekn soykrm! Onca ey grm olan Clara bile, bunu konumuyordu. Tarihin en vahi kyclndan sz ediyor ama, "nihai zm"den bahsetmiyordu. Byle bir eyi hayal bile etmek, canavarca duygular gerektiriyordu.

60 Btn ailesini yitirmiti. Kelimenin tam anlam ile yitirmiti. Kimileri lm, kimileri vahet beldelerine yollanmt. Belki bazlar kurtulabilirdi. Clara, hl mit ediyordu. Ailesi yakalandnda, onu gizleyip svire'ye geirmi olan katolik bir arkadandaym o sra. Evet, svire'ye. Tam bir gvenlik iinde iken yine de Lyon'a gelmeyi semiti. nsanlarn, ailesinin savat, ld bir srada bir yere snm olmay kendine yediremiyordu. rgtmzden biriyle iliki kurmu, buraya geiini salamt. Karlatmz gece, kimlik belgelerini bekliyordu. Nereye gitmek iin? Ne yapmak iin? Aklamalar bu noktaya taklp, kesildi. Gemii hakknda her ey, gelecei hakknda hibir ey! uras akt ki, zgr svire'den yenik Fransa'ya, vurumak iin geliyordu. "Yarn biri gelip ktlarm getirecek. Sanrm sizinkileri hazrlamadan nce size birka soru sormak isteyecektir. Takma ad Kalpazan Jacques imi!" Sabahn yedisinde kapmz aldnda, Clara ile konumaya dalmtk. Hibirimiz koltuumuzdan kprdamamtk. Adam her birimizle ayn grmek istedi. Birbirimizi yanaktan pp belli belirsiz bir "grrz" diyerek, ayrldk. Kalpazan Jacques, bana yeni bir kimlik vermek iin, bir fotorafm ve baz ayrntlar bilmek istiyordu. Yam ve grnm bir yana, rnein ivem ve tahsilim vard. Dikkate alnmas gerekiyordu. Ayrca, snnetli olup olmadm sordu. Bir deftere not ald. Usulca yok oldu. gn sonra, belgelerimle geri geldi. Yeni yaamm konusundaki kesin bilgilerle de... 1919'da Beyrut'ta domu oluyordum. Babam bir Fransz subay, annem Mslmand. (eitli zelliklerimi aklayan bir kimlikti bu! Soyadm: Picard, adm: Pierre Emile idi. in dahiyane yn, bana uygun grd meslekti: elektriki, daha dorusu tp aletleri tamircisi! nk bana bir iveren bulmutu. Toulouse dolaylarnda, hastanelere ve muayenehanelere tp aletleri yapan Direni rg-t'nden biriydi. Orada altm, evinde kaldm sylemeye hazrd. Aletleri onarmak, kontrol etmek, bakmlarn yapmak iin btn Fransa'da dolatm syleyecekti. nanlr klnmas gere61 ken zekice bir bulu! Gidip patronumu grdm, bana aletlerin alma biimini retti ve kullanma tariflerini ezbere renmemi istedi. Bu gizleni biimini bulan Bertrand olmu. Montpellier'de yaptklarmdan etkilenmi, tehlike karsnda davran biimimi beenmi, balant ajan ya da daha basit bir deyimle kurye olarak, biilmi kaftan olacam dnm. Tam olarak ne mi yapyordum? rgtmzn ulusal dzeydeki yneticileri, blge sorumlular, birbirlerinden uzak direni gruplar arasnda haberleme, emir yollama, isteklerde bulunma, bilgi, belge, sahte evrak ara sra da silah gnderme gerekiyordu. Bu nitelikleri tayan benim gibi biri iin, Bertrand ite bu ideal kimlii uygun grmt. Yl boyu, bir sr prospekts ve kullanma rehberi ile dolaabilecektim. i daha da gvenceye almak iin, her gittiim yerde onarmda bulunuyor ya da aletleri kontrol etmek zere bir muayenehaneye uruyordum. Sk sk, gerekten de onarm yaphm oluyordu. Sistem iyi ayarlanmta. nemli bir belge ulatrmak gerektiinde onu bana, Baku'ye veriyorlard. Hayr, Picard deil, Bak'ye. Dieri benim resmi admd. Herkesin nnde beni o ekilde armaya dikkat

ediyorlard. Ama rgtte, benden sz ettiklerinde, bir belgede adm getiinde, zellikle Picard denmemeli idi. Picard' kimsenin bilmesi art deildi, nemli olan Baku idi. Efsanevi Baku! Bunu aka diye sylyorum. Ama bizim kk evremizde bir efsane olduum doruydu. Baku, fier mektubu yerine ulatrr, her dman barajn, aznda bir iek, rahatlkla aabilir. Bir eit frlama... Bunu belirttikten sonra, iddia edilen basanlarm gerek boyutuna indirgeyelim. Bir kere, zerimde hi silah tamazdm, bu da yolculuklarmda tehlikeli olurdu. Bu nedenle dn, "Silah altnda mydnz?" ya da "Daa ktnz m?" diye sorduunuzda size evet diyemedim. Szckler uygun deildi. Bazen, sava trenlerde geirmiim gibi geliyor... bir postacydm, bir datc, glgede kalm bir kurye... Katkm pek yle nemli deildi ama, sanrm yararlyd. Bana uyuyordu. Babamn ruhu incinmesin ama, ben hibir zaman lider ya da kahraman olacak adam deildim. alkan, sorumlu bir o62 cuk olmaktan ileri gitmedim. Direni rgtnn bir taeronu... Biliyor musunuz, ona da gerek var. D krklna uradnzsa, bunu anlarm. Mthi eyler anlatacak nice insan var. Ben, gerekten grkemli, o dnemin en kahramanca sylemlerinden birine kartm ama ondan sadece pay karttm, en ufak bir rolm olmad. Onun iin de o olay, benim aktif haneme yazmayn. 1943 Ekim ayndaydk. On be aydan beri, hibir engele taklmadan, kuryelik yapmaktaydm. Marsilya'da karlatm Bertrand bana bir mektup vermiti, Lyon'da Dire-ni'e katlan bir kurmay subaya acele iletmem gerekiyordu. Sanrm mektup, Cezayir'den General De Gaulle'den geliyordu. Sz konusu adrese vardmda, endie verici bir eye rastlamadm. Merdivenlere yneldim. Merdivenlere krmz hah serilmiti ve zerlerinde amur izleri vard. O gn yamur yadndan, bana anormal gelmedi. Yine de, ara sra yaphm gibi, basit bir nlem aldm. Subay nc katta oturuyordu. Ben, ikinci katta durdum, antamdan mektubu kardm, paspasn altna soktum, tehlikeli bir durum olmadn "yolun ak olduunu" anladktan sonra, on saniye iinde onu geri alabilirdim. "Yol ak" deildi. Kapy milis niformal biri at. Elinde bir tabanca vard. Doktor burada m? Hangi doktor? Doktor Lefevre. Kardiyograf onarmaya geldim. Beni bekliyor. Burada doktor Lefevre diye biri yok. yle mi? Bana nc kat, on numara demilerdi... Buras sekiz numara. zr dilerim, yanlm olacam. in iinden syrldm sandm. Adam, antam amam sylediinde bile... iinde tehlikeli bir ey yoktu. Prospektslere uykulu gzlerle bakarken, ierden biri seslendi: Getir onu!

Kaabilirdim. Ama sonuna kadar masum rol oynamak daha mantklyd. eriye girdim. Grmeye geldiim subay, bir koltua oturtulmu, elleri bal, ensesine bir tabanca dayanm durumdayd. Onu tanyor musunuz? Hayr, hi grmedim. 63 Doru sylyordu. Belki de beni beklemiyordu bile ve kim olabileceimi belli belirsiz tahmin ediyordu. Ama kapsn almtm bir kez ve milisler hata yapmaya hi niyetli deillerdi. Subayla beni, otuz kadar adamn topland bir hapishaneye gtrdler. Bazlarn tanyordum ama tam anlamyla masum bir insan olarak hibirini tanmadm. Gestapo'nun dindeydik. Usullerine uygun bir soruturma bekliyordum ve gizli rgte katldmdan beri, kendi kendime bin kez sorduum soruyu bir kere daha sordum: ikence altnda konumayabilecek miydim? rgt ortaya karacak ve yzlerce arkadan tutuklanmasna yol aacak bildiim onca adresi vermeyebilecek miydim? Hayatta her zaman en iyi dostum olan belleim, aniden dmanm kesilmiti: onu bir yok edebilseydim, bombo klabilseydim! Tek bir savunma yolum vard: her eyi yadsmak! Ben bir tbbi gere tamircisiyim, ite o kadar! Elektrik kesintileri yznden aletler sk sk bozuluyordu, iim bamdan aknd. Tabii, Toulouse' daki patronuma kadar giderek, onu konuturmaya kalkabilirlerdi. Ancak, o kadar nemli biri deildim; benden hareketle uzaklara ulamay denemezlerdi. Bir gece hapiste yattm, ertesi gn leden sonra, aramzdan on be kiiyi alp bir yk vagonuna bindirdiler. Sanrm bizleri, sorgulayacaklar yere gtreceklerdi. Oraya hi varmadk. Hareket edeli birka dakika olmutu ki, yaylm ate balad. Vagona, Lyon'un ortalk yerinde, direniiler saldrmt. Dier ayrntlar sonradan rendim. O an sadece kapnn aldn ve birinin: "zgrsnz! Haydi koun! Daln!" diye bardn anmsyorum. km komutum, arkamdan bir salvo atei bekleye bekleye... Salvo atei olmad. Birka saniye iin bir kiliseye gizlendim, sonra bir ara sokaa daldm. Paay kurtarmtm. imdilik. nk btn ktlarm almlard ve gittiim yerlerdekileri tehlikeye armadan nereye gidebileceimi bilmiyordum. orabmn iinde sakladm biraz param vard, doru drst bir yemek yemek iin kk bir lokantann kapsndan girdim. Karnm doyunca, gelecei daha aydnlk grrm diye dnyordum. Tek mteri bendim. Yemek saati deildi. le yemei iin ok ge, akam yemei iin biraz erken. Yine de masann zerindeki listeyi alp iine gmldm. Patron gelince, kulaa ho gelen yemek ismi semitim. Yemek yemek istiyordum. ok mu erken geldim? 64 ji!Az. Gzel. stediklerim... Azm sulandran yemekleri sraladm. Patron, szm kesmeden dinliyordu, not da almyordu. Tatmin olmu bir adamn glmsemesi vard yznde, bu yemeklerin isimlerinin sylenmesi bile onu gururlandryor gibiydi. Sipariim bittiinde, kmldamad, ayn glmsemeyle durdu. leri

abuklatrmak iin, boazm temizleyerek: Hepsi bu kadar dedim. Adam doruldu, hazrola geer gibi bir tavr taknd: Drt gndr erzak gelmiyor. Sadece mercimek orbas ve bayat ekmek var, dedi. O kadar zgn grnyordu ki, onu teselli etmek istedim: ok iyi, orba tam istediim eydi. Kalkp gidecek deildim ya! Dumanlan tte tte orba geldi. meye baladm. lk kak, gerekten mercimek, ama yle herkesin bildii deil! Kimyonlu mercimek! Bizim oralarda yapld gibi, bol kimyonlu mercimek. . Tuhaf diye dndm. Yoksa bu Lyon yemei mi? Hayr, bu tat adam yanltmaz, nereye ait olduunu pekl biliyordum. Patrona sormak istedim. Neredeyse onu aracaktm, kendimi tuttum. Ona ne diyebilirdim? orbasnda, lkemin tadn bulduumu mu? Hangi lke? Oradan ne zaman ayrldm? Ne zamandr Lyon'daym? Aman, sakn! Benim durumumda, kimliksiz bir kaak durumunda, yaplmamas gereken, tanmadk biriyle gevezelik etmektir. Hele de kimliimi aa vuracak bir konuda! Sorularm yuttum, bayat ekmek paralarn iine banarak orbam imekle yetindim. Patron gitti, az sonra kars tabam almaya geldi. ylesine silip sprmtm ki, taban dibi parlyordu. Tabam ald, bana hibir ey sormadan dolusunu getirdi. Teekkr ederim, nefis olmu. Kymde yapld gibi, dedi. Yce Tanrm! Benim ivemle konuuyordu! Eski Kta'nn ivesi! Hangi ky olduunu o kadar sormak isterdim ki... hayr, buna hakkm yoktu, kendimi tutmam gerekiyordu. Heyecansz bir biimde: Teekkrler! Nefis olmu, diye tekrarladm. 65 Hemen yemeye baladm, gzlerim tabaa dikili, mutfaa dnmesini bekleyerek. Ama dnmedi. Orada durup, yzm incelemeye balad. Her eyi anlam olduundan emindim. Nereden geldiimi, neden bir ey sylemediimi... bir ara gzlerimi kaldrdm. Byk bir sevecenlikle bana bakyordu. Hi kimse bana bylesine uzun, bir ana sevgisiyle bakmamt. Omzuna dayanp alamak istedim. Sonra, sessiz sorularm anlam gibi, konumaya balad. Kocas eskiden, General Gouraud ile birlikte Dou Ordusu'nda as-kermi. Kararghlar, yaad kyden uzakta deilmi. Bazen, ailesinin iftliine gelip, yumurta satn alrm. Ara sra, birbirleriyle iaretle konuurlarm. Savatan hemen sonra evlenmiler, 1928'de Fransa'ya gelip bu lokantay amadan nce, on yl Beyrut'ta yaamlar. O konuurken, ben durmadan kendi kendime tekrar etmekteydim: belki de bu kadnla kocas, "Picard" ailesi idi. Yani benim szde ailem! Bylenmi bir ocuk gibi, boazm kupkuruydu. Yine de bir ey sylemiyor, bir ey aklamyordum, ama artk kaamak baklar atmyordum. Bu bir gnlk annenin gzlerinde kaybolmu gibiydim. Sormu olsayd, her eyi anlatrdm. Hibir ey sormad, sadece o geleneksel ."Allah'a emanet ol!" szlerini syledi, sonra da yok oldu. Bir daha ortaya kmad.'Yemein sonuna kadar kocas servis yapt. O da tek sz etmedi, su

ortaklarnn yz ifadesiyle yetindi. Ama o kadn, o ksa karlama beni altst etmiti. Artk bir sulu deildim, artk izlenmiyordum, o anlk korkularmn kat kat stne kmtm, benliimin ok stne; dakika dakika ufkum geniliyordu. Hatt olaylarn hi de kt gitmediine kendi kendimi inandrmaya balamtm. Hi kukusuz izim srlyordu ama zgr olduum iin! Daha o sabah en kts, ikenceyi, aalanmay, lm beklerken akam bir lokantada zgrce sipari veriyor, iiyor, yiyor, keyfini kartyordum. stelik hepsinden daha nemlisi, ok daha nemlisi, yle denebilirse, sava kazanmak zereyken! Birka gn nce Korsika'nn kurtulduunu haber almtk, italya'da Mussolini devrilmi, hatta lke Mttefiklerden yana geip Nazi Almanya'sna sava ilan etmiti. Dou'da Ruslar taarruza 66 gemi, Kafkasya'y geri alm, Krm'a doru ilerliyorlard. te yandan btn Amerikallar o mthi askeri gleriyle btn cephelere yaylmaktaydlar. ngiltere sahillerinde kartma hazrlklar yaplyordu. Fransa'da, kamuoyu hemen tamamen bizden yanayd. Baz insanlarn yal Mareal'e gsterdikleri hogr, var ile yok arasndayd; onu hl mazur grenler vard ama peinden giden kalmamt. Direni, gn getike daha gleniyor, cesareti artyordu; kant; kurtulmam salayan eylemdi. Yemek bittiinde, kahve geldiinde, artk baka bir adamdm Atalarma layk bir fatihtim, kapal dudaklarmn ardnda trkler sylyordum. Korkum gemiti, endiem hafiflemiti. Geriye zgr olma keyfi kalmt...' 61 O kk lokantada mr boyu kalmak isterdim. Kendimi gvenlikte hissediyordum. Kald ki, rgt tehlikeye atmadan nereye gideceimi, hangi kapy alacam bilemiyordum. Belgelerim olmadan trene bile binemezdim; ilk kontrolde yakalanrdm. ansa inanr msnz? Ya da ksmete? Bizim oralarda, insan ancak lambasmm fitili bittiinde lr diye bir deyim vardr. Galiba benim fitilim henz bitmemiti. Lokantadan ktmda kimi grdm dersiniz? Jacques'i! Kalpazan Jacques'i! Gz gze geldik ve hemen baka yere baktk. Onunkilerde bir aknlk, benimkilerde mutluluk ifadesi! Onu izledim. Uzaa gitmedi. Lokantaya bitiik binanm ikinci katnda "atlyesi" vard. Devaml sekiz kii alyordu. Ona iinde bulunduum durumu anlatmam gerekmedi. Zaten her eyi biliyordu. Vagondan ktmda beni tanmlar ama benimle uraacak vakit bulamamlard. Jacques, uzaa gitmemi olmamdan kukulanyormu zaten. Tabii yola koyulmak iin yeni belgelere, yeni bir kimlie ihtiyacm vard. Ama kurtarcmn aklna aniden daha iyi bir fikir geldi: beni ie almak! Ona, yapabileceinden ok i yklyorlard. Tek bana i grrken, imdi her yatan yedi yama vard. Bir yenisi ho karlanacakt. "Yeter ki yazn, doktorlarn yazsna benzemesin!" Beni denedi. zen gsterdim. Kalpazanla mthi yat-knmm. Ancak ban dneminde ne yazk ki bu yeteneimden yararlanmayacak kadar ilke sahibiymiim. "Kimse mkemmel deildir." Bunlar syleyen Jacques idi. Bana ok ey retti ama, kara mizah anlayna varana kadar, ondan ok ey renmek isterdim. Sahte belge atlyesini her zaman heyecanla anacam. Yeri doldurulamayacak bir karnca yuvas gibiydi. Sadece sahte belge dzenlenmiyordu, gl bir dmann karsnda duracak bir ev68 reni yaratmak, ynetmek sz konusuydu. Jacques ve arkadalarnn, kl krk yaran almalar

olmasayd, hibir direni eylemi yaplamazd, gizli bir rgt kurulmas bile dnlemezdi. Oysa adlan hep glgede kald. Her an lmle burun buruna olan insanlarn maddi-manevi karlk beklemeden bylesi nankr bir ite almalarn neyle aklarsnz? Bu insanlarn bir ksm Tann'ya inanmyorlard ki ahrette dllendirmeyi beklesinler! Onlann kaderini paylamaktan iftihar ediyor muydum? Evet, ediyordum, sylemekte saknca yok. Bazen, savatan sonra, Dire-ni'in bu gizli kalm ynne ilgi gsteren birine rastladmda saatlerce ne yaptmz ayrntsyla anlatyordum. Buna karlk, "muhteem" kam yz yirmi altnc kez anlatmam istediklerinde canm sklyordu. Alt taraf ne yapmtm ki? Altm metrelik bir kou, iyi bir yemek, ans eseri bir karlama! Bunun iin kahraman olmutum! Geri, bir kez, elimde kopya kalemi bir ey yazmak ya da bir haber iletmek iin hayatm tehlikeye atmtm... Dikkat ettiyseniz, feylesofluum zerimde. Pek aza indirgenen binlerce eylem; bin kez iirilen tek bir eylem, toplarsanz krl kyorum! Kimyonlu orba yaplan lokantanm sahiplerini ne yazk ki bir daha grmedim. lk zamanlar, atlyeden dan kmyordum, yemeimi getiriyorlard, orada yatyordum; birka ay sonra dar kmaya baladm, sokaklarda biraz biraz dolamaya baladm ama lokantanm nnden gemeye hep kandm. O tarihte, iinde bulunduum durumda, birine yaknlk duymusam, en iyisi bana dert amamak iin ondan uzak durmakt. Ancak Kurtulu'tan sonra oraya gittim. Lokanta kapalyd. Grne gre, aylardan beri kapalyd. Bir komusu, "temenin" Grenoble yaknlarndaki evine dndn syledi. Bana gelince, sahte belge atlyesinde gizlenmeye devam ettim. Hi kmldamadan, Kurtulu'a kadar. Kurtuluu, birka ie ampanya patlatarak kutladk; Jacques, ieleri haftalarca nceden soutmaya balamt zaten. Hepimiz mutlu, biraz da hznlydk. Gizliliin kalkmas ile, biraz da servenimiz son buluyordu. nsann her zaman bana, iyi bir dava uruna kt adam olmak gibi bir durum gelmez. 69 Daha sonra, Montpellier'ye gittim. Ama hemen deil. Bert-rand, eitli grevler iin daha ay beni Lyon'da alkoydu. Montpellier'ye gidince, sanki evime ilk kez girmi gibiydim. Savatan nce, henz Baku olmadan yaadm yere dnyordum. Tabii arada, haberlerini almtm. Bira kamyonu olaynda tutuklanm olan Bruno ile babasnn sadece iki ay hapis yattklarn biliyordum. Ancak bir yl sonra, ok daha ciddi nedenlerden yakalanp, toplama kampna gnderilmilerdi. Baba dnmt ama Bruno yoktu. Birahanenin yanndaki alan; bugn adn tayor. lk nce oraya gittim. Patron beni grnce, olunu bulmua-sna bana uzun uzun sarld, barna bast. O gne kadar belki de sadece iki kez el skmtk, bira smarlamann ya da hesap istemenin dnda onunla konutuumu bile hatrlamyorum. Kars da sava srasnda lmt. Belki de olunun hi dnmeyeceini hissetmiti. Birahaneden knca, ev sahibem Madam Berroy'a gittim. O da beni kucaklad. Kentte, hakkmda hikyeler anlatldn haber verdi; Tp Fakltesi'ne gidince, bunun doru olduunu anladm. Aniden ortadan kayboluum, kkenim, ya da sylentilerle olaylarn birlemesi yznden mi bilmiyorum ama Kitapdar adl insan, bir Direni kahraman olmutu. Pek ok olayn erefini bana yklyorlard, bunlarn bir ksm uydurmayd, dierleri gerek de olsa, oynadm rol inanlmaz derecede abartlmt. Madam Berroy'a gelince, karlaraamzdaki heyecan dindikten sonra, kentte benim hakkmda anlatlanlar zerine nasl olup da soruturmaya gelmediklerine akl erdiremiyordu. Yani ben gittikten sonra, buraya gelip eyalarm kartran olmad m?

Hi kimse gelmedi. Ne milis, ne jandarma, ne de Almanlar, yle mi? Hi kimse diyorum. Btn eyanz mahzende sakl, kimse dokunmad. Onlar kaldrmak zorundaydm, oday kiraya verebilmek iin, anlarsnz ya... Bu, resm makamlarn bana pek nem vermediklerini gstermekteydi. Ama ev sahibem iin, imalarndan anladm kadaryla, bu bana atfedilen efsanevi becerikliliimin bir kantyd: Baku asla kapana kstrlamaz! Ya o katm gn, bizim binaya giren jandarma neyin nesiydi diye soracaksnz. Zaten o konuya geliyorum. Size, madam Ber70 roy'un, pek de parlak bir n olmayan t pt bir kz olduunu, bilmem sylemi miydim. Hayr, ondan sz etmedim hi. Bu benim Doulu ynm, aile terbiyem... arkadalarm sk sk ondan sz eder, bana taklr, onunla bir ey olup olmadn... sorarlard. Aslnda ben her zaman, kadnlarla ok utanga olmuumdur, hibir maceraya giriemezdim. Ara sra Germaine ile karlatmzda, ona nazike glmserdim, o da aynn yapard. Yanaklarm hafife kzarr, merdivenleri kmaya devam ederdim. O gn Madam Berroy: "Biliyor musunuz, siz yokken kzm evlendi" dedi. "Size damadm tantacam, sizin gibi birinin elini skmaktan onur duyacaktr." Salona girdim, gerisini tahmin edin... Germaine'nin kocas, jandarma niformas giymiti. Yznde, gznden enesine kadar inen bir bak yaras vard. Ayaa kalkt, glmseyerek elini uzatt: Sanrm bir iki kere merdivenlerde karlatk, dedi. Germaine ile flrt ttiim gnler. Beni o kadar korkutmutunuz ki... Demek bo yere kamm! O gn, jandarmay binadan ieri girerken grmeseydim, hayatm bambaka olacakt. Bundan daha m iyi, daha m kt? Bu soruyu soracak kadar yaama ans olmusa, buna pek de kt denilemez. . - -. Ama beni bekleyen bir baka srpriz vard. Ev sahibemle, eski odama nostaljik bir bak frlatmak zere merdivenlerden karken, burnuma aniden bir kf kokusu arpt. Nefes almakta zorluk ektim. Bu evden ktktan sonra, en ufak bir nefes alma zorluu ekmediimi anmsadm. Bu kf kokusunu buraya geldiimde hissetmi ama daha sonra duymaz olmutum. imdi yeniden beni bouyordu. Son nefesimi verircesine: niyorum, dedim. Kapy kapatt, endieyle bana bakt: Grdm kadaryla astm krizleriniz devam ediyor. Ara sra. Yalnz siz deilsiniz! Sizden sonra oday kiralayan delikanlnn da astm vard. ki gece, doktor armak zorunda kaldm. Sonra devam etti:

imdi oda boken, isterseniz bu gece yatabilirsiniz, kirac olarak deil, bu kez davetlim olarak. ok naziksiniz, ancak bu gece Marsilya trenine binmeliyim. 71 Tabii ki yalan sylyordum. Ancak ertesi gn gidecektim. Ama o lanet olas at aralna gereinden ok para vermiim... Geceyi, tbbiyeli bir arkadan odasnda, uykusuz geirdim, benim iin tm anlatlanlar yapmadma onu inandrmak iin. Bo aba! Bana yaramayan ya da yerine gre yarayan bir olay, bir yanl.anlama, btn sylenenleri doru karr oldu. Kurtulu'un ertesi gn eitli direni hareketleri arasnda, eitli sorunlar zmlemek zere toplantlar yapld. Temizlik hareketi, srgne yollananlarn ne olacaklar, direniilerin silahszlanmalar, yiyecek iecek salanmas gibi sorunlar. Bu toplantlardan birine, zgrlk rgtnden hibir eleman katlamad iin, Bertrand benim gitmemi ve sylenenleri not etmemi istemiti. Onun tahmininin aksine, dier rgtler birinci derece sorumlularn gndermiti, stelik Lyon basnnn foto muhabirleri de oradayd. nk bir gece nce nemli bir ibirliki tutuklanm ve toplant aniden nem kazanmt. Bylece benim resmim de, Direni rgtnn gizli yneticilerinden biri olarak, Progres gazetesinin ilk sayfasnda kmt. Motpellier'de hi kimse yanllk olduuna inanmak istemedi. Kahraman olduunuzu yadsmaya kalktka nnz byr, stelik alakgnllsnz diye saygnlnz artar. Sylendiine gre, alakgnlllk, kahramanlarn yc erdemidir. Cuma Sabah 72 Eylemlerini kmsemeye alrken, tsyan'n samimi olduundan eminim. Onu bir "lider" sanmak, ocukluundan beri katlanamad bir dnceydi. Byle bir ey sylendiinde tam tersini iddia eder, yadsmalarnda o denli srarc olurdu ki, karsndakiler aknlk ve phe iinde kalrlard. En azndan, benim tepkim yle oldu. Birbirimizden ayrldktan ok sonra notlarm okurken, olaylara daha yakndan bakmak istedim. Fransa'nn gneyine giderek o dnemi, gizli rgte giri biimi, basknlar, f-sldamalar, gizli rgt ebekeleri hakknda bilgi topladm. Bir ay sren olaanst almalardan, karlamalardan, zararsz sorulardan, birbirini dorulayan ifadelerden sonra, baz evrelerde bir "Baku" efsanesi olduunu ve onun, Direni rgtndeki rolnn basit bir "kurye"likten ibaret olmadn rendim. Ama acaba bunun nemi var myd? Roln nemi, alt taraf bir deerlendirme iidir. O insan bana, kendi gereini anlatmt. Yani olaylar ve bunlarn yan sra hissedilenleri, insan kendini anlatmaya baladnda, nesnellik, yalann sslenmii olmuyor mu ? Kendi kendime, daha fazla aratrmamaya sz verdim. Onun szleri ve kendi yazarlmla yetinecektim. Gereklerin yaratcs, efsanelerin yaratcs, ne fark amal lkenize dnmek zere, Fransa'dan ayrlmanzda kalmtk. Sanrm Beyrut'ta sizi bekliyorlard...'

Hangi gemiyle dneceimi kimseye sylememitim ama babam, bunu nasl rendiini Tann bilir, btn kente haber vermiti. Direni rgtndeki eylemim konusunda binlerce yk retilmiti. Kod adm Baku, azdan aza dolayordu. Baku, Jacques, Bertrand, kalpazanlk, sava, Direni. Henz 75 yirmi yedi yanda deildim ama sanki hayatm tamamlanmt. Belki. ' Limana var. Rhtmda bekleyen kalabalk. Merdivenlerden inecekken yalanan gzlerim. Boynuma iek gerdanlk takmak zere yaklaan, salar kpr kpr gen kz. Bam eiyorum, plak kollan yanaklarma deiyor. Doruluyorum. Arkamda tanmadm sesler birbirine karyor. Bir fotoraf kmldamamam, ayn biimde glmsemeye devam etmemi, objektife bakmam iaret ediyor. Herkes hareketsiz kalyor, nefesini tutuyor, uzun saniyeler. Sessizlik. Sonra yava yava, sahne ayn hareketlerle tekrarlanyor, lklar ykseliyor. Alklar, yaasn sesleri! te, babam ilerliyor. Banda krmz ftr bir apka. Bir bayram apkas. Kalabalk, gemesi iin yol veriyor. Baklarmz karlayor. Eskiden, omuzlanma yk gibi binen bu baklar, o gn bana hafif geliyor. Babam apkasn karp beni kucaklyor. Sk sk barna basyor. Yeniden alklar. Beni kendinden uzaklatrp yzme bakyor. Ben onun gzlerinde, beklediim sevinten, beklediim gururdan baka bir ey okuyorum birden. Beni tekrar kendine ektiinde, bir soru geveliyorum. Cevap veriyor: "Daha sonra, evde her eyi anla-tnm." Birdenbire, youn ama pek hak edilmemi bir cokunun ortalk yerinde duyulan kaygy duyuyorum. Ke banda, kskan bir rakip gibi felaketin pusu kurduu kaygsn duymak! Ama nsezilerime de gerek kalmadan, bu kalabaln iinde pek ok kiinin olmadn gryorum. Ailemden bir tek babam gelmiti. Ya dierleri, onlar nerdey-di? Bir kere, lkenin en iyi fotorafs, bizleri sraya dizmek, azarlamak, flana hayran brakmak iin hibir frsat karmayan bykbabam yoktu. Byle bir klieyi dnyada karmazd! Evet, neemi nce bu bozdu, bu fotorafta fotoraf eksikti. Beni bekleyen arabaya binerken, gzlerim onu arad. Bykbabam nerede? Onu gremiyorum. Nubar gitti. Yetmi yanda birinden sz ederken, insann iini karartan szler! Korktuumu duyacam diye bir ey sormaya cesaret edemedim. Babam devam etti: Bykannen ve dayn Aram ile birlikte Amerika'ya gitti. 76 Bykbabam bana yeniden iade edilmi gibi rahatladm, neem yerine geldi. Sevilen birinin lmnden sonra, yaanan olaylann bir karabasandan ibaret olduu d kurulmaz m? Bir saniyelik bir zaman iinde, bir mucize yaam gibiydim. Yine de merak ettim. Bykbabamn g etme tasansn oktan terk ettiini sanyordum. Birden, bir baka korkuya kapldm:

Ya ffet? O nerede? Onu da gremedim? Ablan Msr'da. Savan banda evlendi. Sana haber veremedik. Kocas kim? Tanmyorsun. Mahmut; Hayfa'da eski bir ailenin, Karmal-lefin olu. Burada bir ngiliz bankasnda alyordu, Kahire'ye atand. Babas da, stanbul'da Osmanl Bankas'nda alyordu. Damadmz iyi bir ocuk, drst, sevimli ama biraz... Bu son szleri sylerken, ara sra yapt bir hareketi yaptn grdm. Avularn ve yzn gkyzne sonra da yere, sonra yine gkyzne, kere st ste ve byk bir hzla secdeye varr gibi evirdi. Kendine gre "Yobaz" ya da "Softa" demenin bir yoluydu. Onu pek ciddiye almamak gerekirdi, sokakta, elinde tespihi, dudaklan kprdayan her adam, ona gre bu sfata laykt. Ablam mutsuz deil ya? Hayr, zaten kocasn kendi seti. Sanrm iyi anlayorlar. ffet iin kayglanma, kendini saydrmasn biliyor. Beni zen o deil... znt m dedim? Bu son yllar ektiklerim, zntden de te! Dn sevincini bozmak istemem ama bihnen gerek: zerimize byk bir felaket kt. u an, drt yldan beri ilk kez mutluyum. Greceksin, evimiz yine dolup taacak. Onu tandm gibiydi. Kendi kendime fkeyle ama iin iin elenerek bunu dndm. O dolup tamalar, o kaynama, o bitmeyen gidip gelmeler bende iyi bir an brakm deildi ki! Babam iin durum ok bakayd. Gzleri aniden doluvermiti, elleri fkeyle birbirine kenetlenmiti. Drt yldr, kapmzdan ieri kimse girmiyor. ocukluumda, Adana'da olduu gibi. Vebalymz gibi! Elimi ellerinin zerine koydum, bizi nasl bir felaketin vurduunu daha renmeden nce, dertlenmitim. 77 Kardein Salem... doduu gne lanet olsun! Byle syleme! Neden sylemeyecek misim? Benim etimden ve kanmdan olduu iin mi? iimde, beni kemiren bir tmr olsa, etimden ve kanundandr diye onu sevecek miyim? Szn kesmekten vazgetim. Kar koymalarm da det yerini bulsun diye idi. Yoksa benim de kardeime dknlm ve sevgim yoktu. Savatan nce, gittiim sralarda, Salem, lenfatik ve iko bir ocuktu; derslerinde geri, ie yaramazn tekiydi. Herkes, onun adam olmayacandan emindi. Nasl bir gelecei olacakt? Kendisine den serveti har vurup harman savuracak, ondan sonra da aabeyinin ya da ablasnn srandan geinecekti... Onu hibirimiz nemsememitik. Yani, ktlk yapma yetisini nemsememitik demek istiyorum. Bilindii gibi sava, baz insanlarn zeksn ve enerjisini uyandrr. Bazen iyi yolda ama genellikle kt yolda! . Sava yllarnda, her yerde olduu gibi lkemizde de yokluklar ekildi, karneye balanmalar oldu.

Karaborsann yan sra, her trl kaaklk ban alp yrd. Kimileri yaamak, kimileri zenginlemek iin bu ii yapt. Kardeim de bu ie giriti ama ne yaamak ne zenginlemek iin. Sk sk yok oluyordu. Gnn ve gecenin her saatinde! Odas evin bir ucunda olduundan gizli bir kapdan girip kabiliyordu. Babam hibir eyin farknda deildi. Ablam onlarla oturmu olsayd, bireylerin dndn fark ederdi. Belki Salem de bu kadar ileri gidemezdi. Ablam gidince, baaa yuvarlanmasn hibir ey durduramad. Gnn birinde, olanlar oldu: Fransz askerleri gelip evimizi sard ve bir hoparlrle, ierdekilerin elleri havada, dar kmalarn istedi. 78 Bu, dman hatlarn ykarcasna yaplan usulne uygun bir saldryd. Babam hibir ey anlamamt. Penceresinden, avaz avaz bir yanllk yapldn haykryordu. Sonra hayretle, askerlerin tavanarasndan uvallar, kasalar, metal bidonlar, karton kurular karttklarn grd. Bunlardan, kullanlmayan garajda, merdiven altnda hatta kardeimin odasndaki dolapta ve yatann altnda da vard. Herif, evimizi karaborsaclarn deposu haline getirmi ve babam hibir eyden kukulanmamt. Salem ayn zamanda, ayn yoldan satlacak bir sr eyay bykbabamn fotoraf atlyesine sokmutu. Konuyu daha da vahim klan, bir gece nce kentin gneyinde, karaborsaclarn sk sk kullandklar koyun yanbamda bir arpma olmasyd. Bir gmrk lm, iki kaak yaralanm ve yakalanm ve gece boyunca sorguya ekildiklerinde, kardeimin ad ortaya kmt. Kardeim -soylu Kitapdar ailesi iin ne byk onur!- etenin beyinlerinden biriydi; atma srasnda, mal teslim almak zere sahilde bekleyenler arasndaym. Kamadan nce, gmrkye ate edenler arasnda. Ate eden o muydu? Bunu yadsd ve kimse kamtlayamad. Geri evde pek ok silah vard ama hibiri kasalarndan kartlm deildi. Cinayet aleti asla bulunmad. Herkes hapise atlmt. Kardeim, babam, bykbabam ve formllerin arasnda kaybolmu ne olup bittiini babamdan da az anlayan, Amerikan niversitesi'nde kimya profesr olan daym Aram. Bahvan ile olu da hapisteydi. "Kardeinin hibir eksii olmamt. Bunu bize neden yapt?" deyip duruyordu babam. Kardeimin neyinin eksik olduunu babama nasl anlatmal? Ben de, ocukluumda o evde, kendimi ka midi olmayan bir mahkm gibi hissetmemi miydim? Her eyi, eyalar, ziyaretileri, duvarlar yok etmek istememi miydim? Beni tutan ne olmutu? Sevildiimi biliyordum. Ar bir sevgiyle kar karya idim ve beni, onca uzaa gitmeye iten de bu olmutu; ancak olgunlatktan sonra geri gelmitim. Sevildiimden emin olmasaydm, iimdeki aclk byyp dururdu ve savan da yardm ile yanl bir adm atardm. Bir cinayet ilemek ya da intihar etmek gibi - nk Sa-lem'in yaptklar her ikisine de uyuyordu. Cinayet ve intihar neredeyse baarl oldu. O sava yllarnda, kaaklk hi de hafife alnan bir ey deildi, hele de silah ve cep79 hane kaakl! Neyse ki konuyla grevlendirilen Fransz subay Albay Heloire, babam iyi tanyordu. Savatan nce ka kez evimize gelmiti. Dou dillerinin eski bir rencisi idi ve kltrl bir adamd. Fotoraf koleksiyncsyd. Babam ile Nubafn ne ho insanlar olduklarn ve kardeimin doumundan itibaren balarna nasl bela olduunu yakndan biliyordu. Babamla bykbabam, sratle hapisten kartmaya alt. Yine de otuz be gn hapiste kalmlard. Dierleri -ki daym Aram da aralanndaydbirka ay sonra serbest kalabildi. Tabii kardeim dnda; ama Albay, yan dikkate alarak -olaylar srasnda yirmi yanda bile deildi- kardeimin kellesini kurtarmay baard. Kaaklarn idam

edildi; Salem on be yl hapse mahkm oldu, eitli aflar cezasn te iki indirdi. Btn ailem iin, bu olay ok kltc oldu. Evimize gelip giden pek ok kii, uzun sre, yakalanrz korkusuyla yaam. Ki-tabdar'n evi, kaaklarn sna ve mallarnn deposu olmusa, oraya her girenden kukulanlmaz myd? Babam hapisten knca, pek az kii, ama gerekten pek az kii, gemi olsun demeye gelmiti. Saylar, bir elin parma kadar olan bu insanlara kar byk bir minnet duyuyordu. Sofrasndan kalkmam olan btn o dierleri ile grmemeye yemin etmiti. te anne tarafm bu hava iinde Amerika'ya gitmeye karar verdi. Yz kzartc bir sula hapise atlm olan oullarnn, rencilerinin karsna kacak yz kalmamt. niversite rektr, kendisini o kadar methedici bir tavsiye mektubu yazmt ki, birka gn iinde ailesiyle g etme izni gelmiti. O sava gnlerinde, olaanst bir kimyac olmasnn, hi kukusuz byk etkisi olmutu. Amerika'ya gider gitmez, Delaware'de patlayc maddeler imal eden bir fabrika tarafndan hemen ie alnmt. Babam yalnz kalmt. Ablamsz, Nubafsz, bensiz, evresinde alageldii erknsz! Yal, kak annesiyle babaa... yannda srekli nedime grevi gren bir hemire olduu halde, ara sra annesine kendisi de bakyordu. Hapisten ktktan birka gn sonra, Albay Heloire kendisine, byk olu syan'n Direni hareketinin kahramanlarndan olduu haberini getirmeseydi, o onursuzluk iinde yaayabileceini sanmyorum. Albay bunu nasl renmiti? Tamamyla rastlant sonucu. Heloire, 1941'de ngilizlerin yardm ile Dou'yu Petainci-lerden alm zgr Fransa kuvvetlerindendi. Kaaklk iini bitir80 dikten ksa bir sre sonra Fransa'da Provence'e gizlice gitmi ve Bertrand'a rastlamt. Eski Kta'y, gemiini, Osmanl hanedann konumular ve adm bylece ortaya atlmt... Babama dnelim. Onun iin, Direni'e katlmam, o gn limana vardmda tahmin edemeyeceim bir anlam tayordu. Her zaman, inanlar ve beni bir "devrim lideri" yapma d nedeniyle, davranlarmdan holanacan biliyordum. O d lm deildi, iinde yayordu ama ncelikli kayglan vard: beni, saygnln yeniden kazanmann bir arac olarak gryordu. Kardeim, admz, evimizi lekelememi miydi? Benim Direniiliim ite bu pislii temizliyordu. Yzkaras, insanlar kapmzdan uzaklatrmam myd? Basmdaki hale ile geri dnmem, onlar geri getirecekti. Onlar, hi kin duymadan tekrar kabule hazrd, sadece yazgdan almak istiyordu. Geliimin ertesi gn byk bir ziyafet dzenlendi. Evimiz ziyaretilerle dolup tat, kimileri davetli, kimileri davetsiz. Salona, hole, merdivenlere dalm durumdaydlar. Kimileri de bahede gizli grmeler yapmak iin dolayordu. Babam kaslp duruyordu. Ben de bu koullarda, sanlan kahraman olmadm syleyemiyordum. O gn alakgnllle veya kibarla yer yoktu, gn babama ve evimize saygnln geri verme gnyd. Elbette ki bir eyi yanl, ya da ssleyerek anlatmyordum, eitli kusurlarm arasnda vnmemin yeri yoktu. Hayr, yalan sylemiyordum ama gerei de sylemiyordum. Brakyordum konusunlar, inansnlar! Babamn tekrar gldn grmekle mutluydum. On gn sonra, babam annesini kaybetti. Talihsiz ffet, seksen yedi yandayd ve bir aydan beri yatandan kmaz olmutu. Babamn ilk tepkisi: Geen yl lseydi, tek bama defnedecektim, oldu. nce rahatlad ama anne sevgisine hi de ters dmeden! Sonra alad.

Her zaman akl hastas olarak tand annesiyle, sadece onun bildii gizli bir anlamalar vard. Bazen artc sahnelere tank olmutum. Ama asla soru sormazdm. rnein, Fransa'ya gidip gitmemem konusunda ona da danmt. Bu ilk kez oluyordu. Bu kadar ak hatrlamamn nedeni, benim nmde cereyan etmesin81 dendi. Kulana bireyler fsldamt. Bykannemin byk bir dikkatle dinler gibi bir hali vard. Sonra azn amt. Konuacak gibi. Ama az ylece kalakalmt, yuvarlak ve kara glgeli, hi bir sz kmadan! Babam bekliyordu. Sabrla. Bunun zerine, baz belirsiz sesler kartt, bana kalrsa zrvadan baka bir ey deildi. Babam dinlemiti. Ban ciddi ciddi sallayarak. Sonra yanma gelip, babaannemin saknca grmediini sylemiti. Bu, aralarnda bir oyun muydu? yleye benziyordu ama yle deildi. Bunu do-rulayabilirim. Babam, yal ffet'i asla gln duruma drmek istemezdi. Evet, dncesini bu biimde alyordu, bu annesiyle arasnda tek kpryd ve kabul etmek gerekir ki ayr bir dilleri vard ve birbirlerini anlyorlard. Ona alayan tek insan babam deildi. Ben de birden onu zler olmutum. Yetmi yldan beri bu soylu ama deli hanmefendi, evde kutsanm bir varlkt. Saf, bir hayalet gibi, mrldanarak konuan, ocuksu bir varlk. Onun sayesinde hayata, zamana, manta, ussalla kar kukucu ve alayc bir felsefeye sahip olmutuk. Her zaman sakl yaad; babam onu utanca bomak istemedi. Cenazesi, lkenin yksek grevlilerine yapld gibi, btn dini cemaatlerin temsilcilerinin hazr bulunduklar biimde kaldrld. Benim szde baarlarm, grkemli dnm, bunu salam oldu. te bu yzden, biraz nce "rahatlamaktan" sz ettim. Defin treninde, bir padiah kz ve bir kahramann bykannesi olduu unutulmad. Babam, annesini kaybetmenin znts ve mevkiine layk bir cenaze treninin tatmini arasnda, kark duygular iindeydi. Onu gzlyordum. Bazen dncelere dalyor, omuzlar km, alamamak iin kendini tutar haldeydi, bazen de baklarn kalabala, nemli kiilere eviriyor ve yas tutan birinin vakan iinde doruluyordu. Normal zamanda byle davranmazd. Yaralyd... Definin ertesi gn, taziyeleri kabul etmek zere babamn sanda oturuyordum. Biri gelip bir "yabanc"nn beni grmek istediini, durumdan dolay ieriye girmeye cesaret edemediini syledi. "Yabanc": Clara idi! ' 82 Onu kollanma alp, sarlmak, sarlmak istedim. Hibir ey byle bir davrana izin vermiyordu. Ne gemiteki ilikilerimiz, -her birimiz kendi yolumuza girmeden nce koltuklarmzda karlkl oturup sadece bir gece konumutuk- ne de bugnk durumumuz- yas iinde oluumuz, karalar giymi taziyeye gelenler buna elvermiyordu. Buluma sevincini fazlasyla aa vuramazdk bile. nce, byle acl bir gnde geldii iin zr dilemekle sze balad; baheye kmay nerdim. Sadece oradan geiyormu. Vapuru bir gece nce Beyrut limanna demir atm, akam ayn yoldan Hayfa'ya gidecekti. Filistin'de kalmak istediinden emin deildi, yal daysna elik etmek zere gelmiti. Kendimizden sz ermekten sanki korkuyormu gibi, konumalarmz daynn evresinde dolanp durdu." Ailem, daymn daha genken bile krk yllk bekr alkanlklarna sahip olduunu sylerdi. Alt kzdan sonra domu, mr boyu almasna gerek kalmayan bir miras edinmi tek erkek ocuktu." Tpk babam gibi, dedim, eve bir bak frlatarak.

Ne var ki daym Stefan, bir aileye hi sahip olmak istemedi. Graz'daki evinde hayatn, fevkalade yetimi bir uak dzenliyordu. Hangi saatte kahvesini getireceini, akamlan viskisini nasl hazrlayacan biliyordu. mr boyu iflah kesilmi olan babam, daymdan onu ldrecekmi gibi sz eder, annemse, ocuklara bu denli kr rnek olan z kardeini savunmaya bile kalkmazd. Zaten Graz'daki btn Yahudilerin, Stefan Temerles hakknda pek olumlu dnceleri yoktu. Onun da buna cevab, hibir Yahudi dostu olmay idi. Bununla iftihar ederdi. Kampa atldn rendiimde buna nasl dayanacan dnp durdum. Mantken, ilk lenler arasnda olmalyd. Hepsi ld; ailemde kim varsa... Stefan daynn dnda... 83 Nasl hayatta kalabildiini bilmiyorum. Ben de bu kbusu hatrlatmak istemiyorum. Sadece mutlu yllardan sz ediyorum, asla gemiten deil. Onun yannda, durmadan hayali bir albmn yapraklarn evirir gibiyim. O da en ufak bir sz sylemeden, en kk bir heyecan gstermeden "bakyor". Ne sevin, ne aknlk, ne gemiin zlemi, hi! Bazen, belki de uyuukluu sayesinde hayatta kald diye dnyorum. Evet, uyuukluk. Dierlerinin istekleri, emelleri, tutkular, mitleri vard ve kendilerine uygulandnda onlar parampara etmilerdi. Daymn byle eyleri yoktu. Hibir bekledii yoktu, kendisine sunulann dnda. ans varm ki, kimse ona lm sunmad. Bugn, ailemden kalan tek varlk o. Benim iin, yal bir akraba m yoksa ihtiyar bir evlat m, bilemiyorum. Galiba her ikisinden birer para. Kampa atlanlarla megul olan bir dernek aracl ile onu bulduumda, bundan sonra ne yapmak istediini sordum. Artk Graz'a dnmesi sz konusu deildi. Filistin'e gitmek istedi, onu gtryorum. Onu u anda, otelin terasnda bir duble viski ile babaa braktm. Barmenle dostluk kurdu. Bu sabah onlar, uzun bir konumaya dalm buldum, oysa benimle olduunda konuacak pek bir ey bulamaz. Savatan nceki kadm apkalarndan ve imbikten daha iyi geirilmi viskiden sz ediyor olmallar. Clara, kendisini bizim eve gtrecek birini bulmakta hi glk ekmemiti. "Sanrm bu kentte seni herkes tanyor." Ona dnmden, karlanmamdan, hakkmdaki kk efsaneden sz ettim. Benden ok heyecan gsterdi: "Ne gzel bir serven!" Omuzlarm silktim. Sonra birlikte, "eski muharipler" gibi, anlardan sz ettik. Gezintimiz bir saatten fazla srd. Gnler ve geceler boyu, en ufak bir yorgunluk hissetmeden yryebilirdim. Kendi hakkmzda, Tarih'in evrilen ve alacak olan sayfalan hakknda, dnyann gidiat hakknda sylediimiz her sz bizi birbirimize yaknlatnyordu. Drt yl nce, aramzda bir mesafe olduu halde, birbirimize sarlm gibiydik. Oysa ellerimiz bile birbirine ancak dokunuyordu. O an "seni seviyorum" diyemedim. Ne kendime ne de tabii ki, ona! Yal birinin bunu sylemesi belki gln gelecektir. Delice bir akla tutulduum her halimden belliydi ama szckler aklma gelmiyordu. Byle zamanlarda, sizinle alay bile etse ya da ktlk 84 bile dnse, "ak" syleyeceiniz bir srdaa ihtiyacnz vardr. Kendi kendinize, cevab belli olan soruyu sorabilmeniz iin. Saatine bakt, sanki damarlarm kopartmt. Kalbim gerekten acyordu. Yalvarr gibi: "Henz deil!" dedim. Yrmeye, konumaya devam etti. Birka dakika sonra, yeniden saatine bakt, durdu. Daym uzun sre yalnz brakamam. Seni de ierden bekliyorlar...

Evin giri kapsna gelmitik, ziyaretiler gelmeye devam ediyorlard. Onlarn nnde pemedik bile, Fransa'da deildik... sadece elini sktm. Sonra arkasndan baktm. Salona dnp, babamn yanma oturdum. Ben yokken gelmi ve imdi odada epeevre oturmakta olanlar, beni pmek ve taziyede bulunmak iin art arda yanma geldiler. Kafam baka yerdeydi ama her birine nazik davranmaya altm. Tabii ki onu dnyordum, geirdiimiz nefis anlar yeniden hayalimde yaamak ve gidiine zlmekle yetiniyordum. imde bir fke ykselmekteydi. Kendi kendime: ilk seferinde her birimiz kendi yolumuza gittik, tekrar bulumak iin kadere gvendik diyordum. Sava zamanyd, gizlenmek gerekiyordu, baka trl yapamazdk. Bugn ise, mucize eseri birbirimizi bulmutuk ve kendimizi yeniden kaderin ellerine brakyorduk. Ya kader bizden yana olmazsa? Ya Clara'y bir daha grmezsem? Onun byle gitmesine seyirci kalmakla, aklszlk etmiyor muydum? Bir tokalama, ve hayatm, mutluluum belki de sonsuza kadar uup gitmi olacakt. Ona yazamayacaktm nk Filistin'de nerede kalacam,,ne kadar kalacan bilmiyordu. Belki ona birini gnderebilirdim ama byle bir eyi dnmemitik bile. Birlikte olduumuz srece bir sr eyden -zellikle daysndan- sz etmitik, mr boyu bir arada olacakmz gibi! Sonra, vedalamay zorlatrmamak iin, birka saniye iinde ayrlmtk. Aklma geldike kuduruyordum. Yine de bir ey belli etmemeye altm. Sonra aniden, bir konumann ortalk yerinde, ayaa kalktm. Benimle konuana, sonra da babama birka zr szc geveledim. Neredeyse koarak dar ktm. Bir taksiye atladm: "Rhtmdaki Palmir Oteli'ne" dedim. 85 Yolda ofrn szlerine dnmeden yant verirken, Clara'ya bu ani geliim hakknda ne diyeceimi dnyordum. Otelde, uak onu armak zere gittiinde, syleyeceklerimin provasn yapmaktaydm. Biraz kaygl aaya indiinde: Bana yazmaya sz ver demeyi unutmutum, diyebildim. tiraf edeyim, pek aptalcayd. Ama ne yapalm, bu koullarda ne kadar aptal olunursa, o denli duygulandrn olunuyor. Clara, kendisine ok vahim bir ey haber veriyormuum gibi, kalarn atarak ve ban sallayarak beni dinledi. Sonra saa, sola bakt ve dudaklarma, ku gagalamas kadar kaamak bir pck kondurdu. aknlm geince, koarak merdivenlerden kt. Ben de eve dndm. Tanrm, gkyz o gn ne kadar maviydi! 86 ki ay sonra bana yazd. Yedi-sekiz sayfalk bir mektuptu ama yine de dknklma uramtm. Hayr, tam anlamyla dknkl deil, diyelim ki tatmin olmamtm. Nedenini biliyordum. O pck olmam gibi davranyordu. Daha da kts, bahede dolarken bana sen dedii halde, mektubunda "Du bist" yerine "Sie sind"* diyordu. Bir adm geri... Evet ya, Almanca yazyordu. Oysa Lyon'da karlatmzdan beri Franszca konumaktaydk; ara sra yanl yapsa da dzgn konuuyordu. Ama i yazmaya gelince, Chateaubriand yerine Goethe'yi tercih

ediyordu... O pckten pimanm gibi bana siz diyordu. Kiiel hibir ey yazmamt, ikimiz hakknda da hibir ey... Yine daysndan sz ediyor, ona uygun bir ev bulmann zorluunu anlatyordu. Days Graz'daki evin eini bulacan m sanyordu yoksa? Ona, alelacele yaplm bir binann giri katnda iki odal, mutfa salonun iinde olan bir ev gstermilerdi. stelik Hayfa'nm Yahudiler ile Araplar arasndaki gerginliin ok yksek olduu ve hemen her gn bir atmaya ya da cinayete rastlanlan semtinde! Clara, bu derece iddet beklemiyordu, mektubunun iki yerinde, "zlmesi gereken trajik bir anlamazlk" diyordu. Nazizmin bozguna uramasnn ertesinde, Hitler'in nefret ettii iki halkn, her biri hakl olduunu ve kendine hakszlk yapldn dnerek birbirini ldrecek duruma gelmesini, dncede bile kabul edemiyordu. Yahudiler, bir halkn grebilecei en byk zulm, yok edilme giriimini grdkleri iin hakszla uradklarn dnyorlard ve byle bir eyin bir daha olmamas iin ne varsa harekete geirmeye hazrdlar; Araplar da, ktln kendi srtlarndan onarldn oysa Avrupa'da ilenen cinayetlerMetinde Almanca 87 de en ufak bir sorumluluklar olmad halde hakszla uradklarn dnyorlard. Clara, mektubunda, hibir yan tutmadan, durumu sakince yo-rumluyordu oysa Yahudiler ile Araplar arasndaki dmanlk ban alp gitmiti. Zaten o da bunu incelemekle yerinmiyordu. Harekete gemiti, savataki gibi direnmekteydi. Ama bu kez direndii, savan kendisiydi. Bu mektubun beni dkrkhna urattn syledimse, bir ak mektubu beklediim, en azndan domakta olan ilikimiz hakknda bireyler syleyeceini sandm iindi. Oysa elimdeki, bir "silah arkadandan" gelen bir mektuptu. Clara, evresindeki savatan derinlemesine etkilenmi grnyordu ve btn gcyle onu "alt etmek" iin abalayacan sylyordu. Ayrca byk bir resmiyetle PAJUW Komitesi'ne girdiini bildiriyordu. Palestine Arab and Jewish United Workers'in (Filistin Arap ve Yahudi iler Birlii) ba harflerinden oluan PA-JUVV'un amalarndan uzun uzadya sz ediyordu. Kukusuz hepsi ok iyi niyetliydi. ok az sayda olmalarna karn -asla hayatiyet gsteren bir rgt olmad- tarihin akn deitirmeyi umuyorlard. Bunlara ben de inanyor muydum? Bugnknden az! Otuz yllk bir savatan sonra, yiit PAJUW Komitesinin var olduunu dnmek bile insan gldryor. Bazlar alay ederek glyor, bense sevecenlikle. O tarihte byle deildim. O tarihteki dn biimime dnecek olursam -ki bu pek kolay bir i deil, sanrm Clara ve arkadalarnn projesini alklamtm. nk ideallerime uygundu. Sadece Clara'dan geldii iin deil. Adndan da anlalaca gibi, komite tam anlamyla solcuydu. Ne yaparsnz, o tarihte rk ve din dmanlna kar gelmek isteyenlerin: "iler, birlesiniz!" demekten baka areleri yoktu. Bu bizleri pek uzaa gtrmedi ama, "Birbirinizi ldrmeyin!" demenin baka bir biimiydi. Clara'ya ve mektubuna dnelim. Hemen yantlamtm. Ayn gn ya da ertesi gn. Franszca. Ona "sen" dedim, ayn eyi yapaca midiyle. Baka bir samimiyet belirtisi yoktu. Birka haftadr neler yaptm anlatarak, onun gibi davrandm. Yani, konferanslara katlp "kendi savam" anlatyordum. Daha nce sylemedim ama, bu konferanslar yaptm tek iti. Bu sayede btn lkede tannm biri

oldum. Bu i, beklenmedik bir aksilik yznden, tesadfen balad. Evimizin yannda bir spor ve kltr dernei vard ve babam tanyan yneticileri, "deerli direnii" onuruna bir enlik dzenlemek istemilerdi. Bir salon tutmular, masrafa girmilerdi. Belirlenen tarihten bir hafta nce bykannem lmt. enlik de suya dt. Ne dans, ne koti-yon! Ancak, her eyi iptal edecekleri yerde, dereden tepeden konu-urcasna "benim savam" anlatmam, birtakm fkralar anlatmam ve sorulan sorulara yant vermemi istediler. Yas sresince byle bir ey yapmama engel yoktu. Dans pistine sra sra sandalyeler konulmutu. Benim iin de kk bir masa, zerinde de bir bardak su. Hibir hazrlm yoktu. Birka an anlatmaya baladm, aklma ne geliyorsa, basit szcklerle ve bir sr verircesine... Sylevlere alk insanlar armlard. Suskunluklarndan, nefes allarndan, i ekmelerinden, bazen de onaylama ya da aknlk anlamna gelen seslerinden, kalabalk ile aramda bir akmn varln hissettim. Ayn akam, konumak iin an daha aldm. Ertesi haftalar, bakentin eitli semtlerinde, tm ky kentlerinde ve baz da kylerinde konumak iin onlarca an geldi. nsanlar her yerde, iki saat boyunca, dikkatleri dalmadan beni dinliyorlard. Ben de, o gne kadar tanmadm bir zevk duyuyordum. Onlar kendinden gemi, onlar kendinden geiren ben de mest olmu durumdaydk. Vaktime hic acmyordum. Babama gelince benim iin besledii hayaller dnlrse, o toplantlarda bana hangi gzle baktn sylemeye gerek yok. in "yeni" olan yn, benim de "lider" yazgsna sahip olduuma inanmaya balamamd. Direniteki servenimin izinden giderken, bu yeni deneyim bende ilk defa babam ile Nubar'n, hakkmdaki nsezilerinin doru olabilecei dncesini yaratt. Belki de her eye ramen, yazgnn rd bir gelecee sahiptim. Belki diyorum nk bu dnceye sahip olsam da direnmiyor deildim. Dn sylemitim. Ya da evvelki gn myd? Savatan sonra tahsilime devam etmek istemedim. Belki de bu eit bir geveme iinde olduumdand. Evet, iler herhalde byle balad. Artk yoluma hibir engel kmayaca duygusuna sahiptim. Engel yokmuasna yrmem yeterliydi. D ite byle balar. Sanrm biraz hzl gittim. De henz gememitim, henz btn kanatlanma sahiptim, btn keyfim kam deildi. 88 89 Bir gn, bir semt sinemasndaki konferanslarmdan birinde, salonun ta dibinde birinin, Clara gibi baktn grr gibi oldum. Geleceini bildirmemiti. Yerimde duramyordum. Bir k iin mutluluk budur ite! Bir konferans iin de felaket budur! Benim konutuum gibi konumak, bir aktrn sahnede kendini vermesi gibi, dikkatini younlatrmay gerektiriyordu. O gn, onu grdm andan itibaren, aklm bamdan gitti. ok fazla soru, ok fazla sabrszlk, ksa kesip sonunu getirmitim. Sonra dinleyicilerden beni affetmelerini, sorulara cevap veremeyeceimi syledim. Toplanty yneten, dneceime sz verdikten sonra, "aile ileri" diye bir aklama yapt. Yarm saat sonra, evde, salonda oturuyorduk. nce Clara'y babama tantrdm. Babam onunla birka kelime konumu, kibarca ekilmiti. Clara, bir projeyle gelmiti. Komitesinin kard gazetenin ilk says iin, igal grm lkelerde Nazilere kar savam Arap ve Yahudi direniilerinin yklerini yaynlamay dnyordu. Ama akt: her iki taraf, ayn safta olduklarna, ortak gelecekleri iin mcadeleye inandrmak. Bu adan, benim tanklmn nemi olabilirdi.

Salonda en dik koltua oturmutu. Bir bakasna oturmasn nerdimse de, yazmak iin, o koltutm daha iyi olduunu syledi. Sonra bir not defteri kartp dizlerine koydu. Uzun, plise bir etei vard, yeilsiyah ekose bir etek ve beyaz bir bluz. Bir okulluya benziyordu. Fransa'ya geliimden lkeye dnme kadar sren servenimi anlatmam istiyordu. Haftalardan beri, giderek artan bir kalabala ayn hikyeyi anlatan benim gibi biri iin bu ok basit bir iti. Oysa sessiz duruyor, nereden balayacam bilemiyordum. Sessizlik uzaynca, iimi kolaylatrmak istedi: "Dolu bir salonda, hayatn hi bilmeyen insanlarn karsnda olduunu farzet ve bala..." dedi. Tamam, balayacam. Ama byle ikimiz, bir salonda, sen o dneme ait bunca ey bilirken, kolay i deil. Ama deneyeceim. Kendimi toparlamama izin ver. Yine uzun bir sessizlik. Clara, bana bir sz vermeni istiyorum. Ne anlatrsam anlataym, bitti demeden szm kesme ve bana hi bakma. 90 Sz! ocukluklarma glmsyordu. akn. Belki de duygulanm. Yeniden sessizlik. Sanra, bugne kadar unutamadm u szler azmdan dkld: Son karlamamzdan sonra ok dndm ve imdi sana k olduuma kesinlikle eminim. Sen, hayatmn kadnsn, bir bakas olmayacak. Burada olduun zaman seni btn varlmla seviyorum. Ayn eyleri hissetmiyorsan, srar etmem. Bu yle gl ve ani bir duygu ki, seni esir almaldr, bu, zamanla allan bir eilim deil. Onun iin, byle bir duygun yoksa, bir dakika sonra baka eylerden konuuruz ve seni bir daha rahatsz etmem. Ama ansma, bireyler hissediyorsan, o zaman dnyann en mutlu insanym ve sana: "Clara, karm olmak ister misin? Seni son nefesime kadar seveceim" derim. Szm kesecek korkusu, szckler azmda dolanacak korkusu ile her eyi bir anda syleyiverdim. Bir kez olsun ona bakmadm. Sustuum vakit de ona bakmadm. Gzlerinde kaytszla ya da acmaya benzer bireyler grmekten korkuyordum. Hatt armasndan da korkuyordum nk gsterecei her trl aknlk belirtisi, ayn niyette olmadmz anlatrd ve bundan sonra syleyecei her ey sadece terbiye ya da acma gerei olurdu. Bu yzden ona bakamyordum, gzlerim gibi kulaklarm da karmak istiyordum. nk baklar kadar szlerinden de korkuyordum, sesindeki tondan, kaytszlndan, acmasndan... sadece nefes alma kulak vermitim, bir soluk... scack. Evet. "Evet" demiti. En gzel, en sade yantt ve en az beklediimdi. aprak birtakm eyler syleyerek, bu koullarda pek olas bulmadn... syleyebilirdi. Onu hemen durdurur: "Szn etmeyelim" derdim. Her eye ramen arkada kalacamza sz ver-dirtirse "Tabii" derdim ama bir kere daha adn bile duymak istemezdim.

Aksine, kendisinin de ayn eyleri daha ilk karlamamzda duyduunu syleyebilir, ben de ne diyeceimi, ne yapacam bilmezdim. Ama bu yaln "evet", bu kuru "evet", beni soluksuz brakmt. Neredeyse ona "Neye evet?" diye soracaktm. nk sadece "Evet, duydum", "Evet, bilgi edindim", "Evet dneceim" diyebilirdi. 91 Ona endieyle, kukuyla baktm. Bu gerek "evet" idi. Bu en saf "evet" idi. Yal gzler ve sevilen bir kadnn glmsemesiyle... Cuma Akam 92 u anda isyan'dan ayrldm. Rastgele bir bahane ile -iptal etmem gereken bir randevu...- Ortadan yok olmam gerektiini hissediyordum. Gzlerinde canlandrd o anyla onu babaa brakmak. O saniyeyi uzatmasna, sylenenleri tekrar duymasna, sevdii kadnn yzn grmeye devam etmesine olanak tanmak. Gerisi abuk gelir. Kapy minnetle at ve asansre kadar dar, sar koridor halsnn stnde benimle birka adm att. Akama doru dndmde, sevinci henz yok olmamt. Bana "Nerede kalmtk?" diye sormas, iin ucunu kard iin deil, ama sanrm benim: "Evet demiti" diye tekrar etmemi duymak iindi. Bundan nceki grmemizde yaptm gibi, dolmakalemimin kapan am, yeni bir deftere balamtm. Birinci sayfaya "Cuma Aka-. m" diye yazmtm. Oysa o, sanki syleyeceine zorlanr gibiydi: Hemen yazmamanz isteyebilir miyim? Dolmakalemimi kapattm. Bekledim. Bekledim. Sesi sanki uzaktan geliyordu: Clara ve ben, ptk. Bu itirafta bulunurken kzardna bahse girerim. Ben de gzlerimi indirdim. Byle almak arna gidiyordu. Zaten bu abadan sonra, baka bir ey sylemeden oday arnlamaya balad. Sonra, i dnyasnda ho bir gezintiden dnm ve aniden orada olduumu fark etmi gibi! te! diye bir iaret yapt! Sanrm bu zel fasl kapatmt. Defterimin sayfalarn, alk olduum biimde dzelttim ve anlattklarn yazmaya hazrlandm. Ama duruverdim. Gzlerinin ldamasndan, kafasndaki gezintiyi henz tamamlamadn anladm. Dolmakalemimi tekrar kapattm ve ceketimin i cebine yerletirdim. Defteri kapatp kollarm kavuturdum. Glmsedi. Yakasn kaldrd. Gzlerimi ona diktim. Hayatnn bu fasln anlatmak, sanrm onu genletirmi, coturmu, biraz da becerikli klmt. Bana itiraf ettiklerini, ona ihanet etmeden, nasl nakledecektim? Yo hayr, Dou terbiyesine uymayan tek ey sylememiti. Yine de, onun yannda yazmadm szleri azndan sylettiysem, kendimi affetmem. Sahneyi, byk izgileriyle izersem, kendime daha az kzarm.

ilk geliinde olduu gibi yine Palmir Oteli'ne inmi olan Clara'yt grmeye gitmi ve dudaklarna pck kondurduu yere gelmiler. Bu kez de ortalkta kimsecikler yokmu. te o zaman syan, Clara'nm pcne cevap vermi. Aynn, bir ku gagalamas kadar hafif. Sonra da merdivenleri kmak zere birbirlerinin parmaklarn tutmular, baklar birbirlerinden kopmaz olmu. nc kattaki odann geni bir penceresi varm; solunda rhtm binalar, sanda deniz... Clara pencereyi am. Kentin grltsyle birlikte lk bir rzgr dalm odaya. Nemli eller birbirine g vermi, gzleri sevinten ve utantan kapanm. O konuurken; not tutmadm iin onu izleyebiliyordum. nce, uzun olduunu fark etmitim ama bu kez gzme gerilerek uzatlm gibi gelmiti. Evet, tamamyla gerilmi, bacaklar, kollar, tm bedeni ve zellikle boynu, kk kafasna oranla grlmemi biimde uzam gibiydi. Belki de bu yzden kafasn hep yana eiyordu. Eskiden, Tarih kitabndaki fotorafta olduu gibi; imdi karmda da eikti. O ise, baklarma aldrmadan, sevgilisi kolunda, yoluna devam ediyordu. Akam olunca, Saint-Georges krfezine doru, kordonda yrmeye tktk ve evliliimizi konutuk., Evet, hemen o akam. Niye bekleyecektik ki? Mutluluk, avularmzn arasndan sert bir ip gibi kayyordu, yakalamak iin ellerimizi kapatp, skca tutmamz gerekiyordu. Bundan sonraki karlamalarmz artk rastlantya brakamazdk. Gelecekteki her saniyeyi birlikte yaamaya niyetliydik. Sonsuza dek. Engel varsa, kaldrlacakt. Bize gre, baedemeyeceimiz ey yoktu. Alnacak birka karar, yaplacak birka tercih! te o kadar! nce nasl bir evlilik! Beyrut'ta medeni nikh yoktu. Oysa dini nikh istemiyorduk. Birlemek iin yalan sylemeye niyetimiz yoktu. Ne onun, ne de benim evremizdeki dinler hakknda fazla bilgimiz yoktu. Ne diye bilir gibi davranacaktk? Her iki olaslk, zmden ok sorun yaratyordu. Benim ok daha iyi bir fikrim vard: Kalpazan Jacques! Clara dehet iinde: 96 Sahte evlilik belgeleri mi isteyeceksin? diye sordu. Onu yanltmtm. Jacques, bans dneminde, Paris'in kk yrelerinden birinde belediye bakanyd. Bir kere bundan sz etmiti, o da sava bittikten sonra. Tekrar eski grevine dnmeyi dnyordu. Bizi, bilmeden tantran ondan baka kim nikhmz kyabilirdi? O gece Lyon'da her ikimiz de ondan bakasn beklemiyorduk ki! abucak karar verdik: Fransa'ya, nikhlarn en sadesi iin yalnz gidecek sonra dnp yaknlarmzla olay kutlayacaktk. Tasarmz babama anlattmda hi duraksamad: "Zeki, gzel, sevecen ve Devrimci! Daha ne isteyebilirim?" ok sevinliydi. Daha ilk saniyesinden itibaren Clara'y benimsemiti. Clara ise, elenceli, gr sesli, hassas bir babaya sahip olmutu, ona tapyordu. Geriye Stefan day kalmt. Clara ne tepki vereceinden emin deildi. Srf saygsndan dolay, onayn almak istiyordu ama hayr diyecek olursa, daysn dikkate almamaya kararlyd. Birka haftalna her birimiz hazrlklarmz tamamlayp, yaknlarmza haber vermek, gerekli belgeleri toplamak iin ayrlmtk. Sonra Paris'te u gn, u yerde, u saatte, yani 20 Haziran, le, Horloge rhtmnda buluacaktk. Neden Horloge rhtm? nk Lyon'daki "atlyede" alrken bir arkada bana, sava ncesinden bir hikye anlatmt. Hikyede iki sevgili, Horloge rhtmnda iki kule arasnda buluuyorlard. Arkada bir kent plan ap Seine kysndaki yeri gstermiti. Aklmda kalm, belki uurdur dedim, buluacamz yeri semem gerektiinde aklma gelen yer oras oldu. Paris'te her ey ngrld gibi geti, hatt daha da iyi. Cla-ra ile ben, kulelerin yanma hemen hemen ayn anda vardk, o rhtmn bir yanndan, ben te yanndan. Kalpazan Jacques -eski grevine dnm

olduu halde onu byle armaktan vazgeemi-yordum- tanklarla iliki kurup, getirtmiti. Benim tanm Bert-rand, Clara'nnki Lyon'daki ev sahibemiz Daniele olacakt. Belediye binas o kadar kalabalk ve sessizdi ki, yeralt dnyasna dnm gibiydik. Bu da arkadalarmn houna gitmiti, her hareketin bir anlam olduu o eski gnleri hatrlarken yrekleri szlamh. rnein, tannmadan sokakta yrmek, her seferinde yenilenen bir macerayd; oysa imdi tannmadan sokakta yrmek znt konusu! Drt yl boyunca baharatl yemekler yemiken, imdi perhiz yemeinden nasl zevk alnr? 97 O dnemde benim byle zntlerim yoktu. Direni rg-t'nn byk isimlerinden biri deildim, olsa olsa bir isimciktim. Dolays ile dten geree geiteki yuvarlanmay hissetmi deildim. Yeraltndan kar kmaz, herkesin herkesi tand lkeme dnmtm. Sonra, Clara vard. Birlememiz sava sayesinde olmusa da, onunla barta yaamak istiyordum. Gemie zlem, benim iin sadece bir sayg ifadesiydi, sevdiim, taptm ise gelecek idi. Birlikte geireceimiz yllarn gelecei, zellikle yakn gnlerin gelecei! Artk adm tayan insan ile atacamz o ilk admlar. lk kez birlikte yapacamz btn o iler! Sevgililerin birbirlerine verdikleri sz, ve tutulan sz! Daha nce grmtm, daha nce yapmtm, daha nce gerekletirmitim duygusu ile Clara'y pmedim hi, hatta elini bile tutmadm. Daha nce sevmitim duygusuyla da! Ak, el dememi olarak kalabilir, heyecan da yle. Aylar da gese- yllar da gese! Hayat, bklacak kadar uzun deil! 98 Fransa'dan dnmzde babam, Kitapdar maliknesinin o gne kadar grmedii bir davet verdi. Gitmeden nce, delilikler yapmamas iin yalvarmtm. Sadece: "Bu zevki benden esirgeme!" demiti. Ben de ses kartamamtm. Korktuum btn delilikleri yapt. ki orkestra tuttu, biri Dou dieri Bat mzii alacakt, yzlerce insan ard, yemek odasnn kapsndan geirebilmek iin yere kadar indirmek zorunda kalnan muazzam bir pasta smarlad. Iklandrmadaki zenginlii, yiyeceklerdeki bolluu anlatmaya utanrm. mr boyu, sonradan grmelere sylenip durmu olan babam, sonradan grme biri gibi davranmt. Ama ite, mutluydu, Clara da mutluydu, baka ne isteyebilirdim? Ya ben? Mutlu deil miydim? Surat asar grnmek istemiyordum ama atafata ilgisizdim. Kutlanan olaydan dolay mutluydum, ara sra Clara'mn elini tuttuum iin mutluydum, onunla baktm, gldn duyduum ve gece bitince ban gelip omzuma dayayacan syledii iin mutluydum. Uzun sredir grmediim insanlan grdm iin de mutluydum, bunlann da banda, Msr'dan, o gne kadar grmediim kocasyla gelen ablam vard... Tabii bir de Stefan day vard. Babam ona yazm, sonra da bir araba gnderip aldrtmt. Hayfa ile Beyrut aras 150 km. idi ve o tarihte, aradaki molalar ile drt saat sryordu. Stefan day erken gelmiti, le zeri. Kalabalk gelmeden, tanma olana bulmutuk. Bu karlamadan korkuyor muydum? Tam anlamyla deil. Asl sinirli olan Clara idi. Daysna kar, anne ve babasndan miras edindii bir ekingenlii vard. Dayda bulduklar kusur neydi? Zengin, manyak ve isiz gsz takmndan olmas m? Ben, babamla iyi anlaacandan emindim. Her ikisi de, bu yzylla barn kuramam on dokuzuncu yzyl insanyd ancak birbirlerine anlatabilecekleri ortak nostaljileri olabilirdi. 99 Kk bir korku duydumsa, oda ablamn bir sre grnmedikten sonra kocasnn kolunda salona girdii srada duymuumdur. Sahneyi bir dnn: bir yanda, Araplarla Yahudiler arasndaki gerginlik yznden Hayfa'y terk etmek zorunda kalan ve bir daha hi dnmeyeceini anlayan, kkl bir Mslman aileden

gelen Mahmut; te yandan bu kente yerlemek zere gelmi Orta Avrupal Stefan; her ikisi de yeni evlilerin yakn akrabas... Tantrma fasln ksa kesmeye kararlydm: "Mahmut Cr mal, enitem. Stefan Temerles, Clara'nm days." Tokalatlar. O an babam, Franszca olarak yksek sesle: Ortak bir yannz var, dedi. Mahmut Hayfal. Gelinimizin days da Hayfa'da oturuyor. Clara ile baktk. Frtnay daha iyi atlatabilmek iin el ele tutuuyorduk. Babam devamla: Yan yana oturun. Birbirinize anlatacaklarnz vardr, dedi. stelik bir de srar ediyordu, yle deil mi? Ancak bunu dalgnlndan ya da kabalndan yapmyordu. Bir anlamda kafa tutmak, meydan okumak iin yapyordu. Babam, Dou'da bir hayli yaygn olan, insanlarn kkenleri ile ilgili konularda alnmasnlar diye ll davranlrhas alkanlndan nefret ederdi. rnein, insanlarn her zaman kullandklar szckleri, "kendi aralarnda" iken sarfettikleri kelimeleri, "Dikkat filanca Yahudidir", "Falanca Hristiyandr", "Femekan Mslmandr" uyarlar zerine sansr etmelerine, ierlerdi. Peki ya, yan yana oturttuu iki adam vurumaya kalkrsa. Ne yapalm, bunu hak etmiler demektir, ite o kadar! Onun grevi, ayn byk servenin iinde yer alan bu adamlara insanca davranmaktr. Buna layk deillerse, kendilerinin bilecei eydir. Ya bu yzden dn berbat olursa? Demek ki byle bir dne layk deilmiiz, ite o kadar! Clara ile benim ilk tepkimiz, bir rezalet kmasndan korkmak oldu. Bu pek cesurca deildi ama kendinizi bizim yerimize koyun. Ailelerimiz arasnda herhangi bir dmanlk olsun istemiyorduk, iinde bulunduumuz gnlerde, evliliimiz zaten kolay bir i deildi. zellikle, evremizdeki dmanlklardan korunmaya muhtatk. Ama bu sadece ilk tepkiydi. gdsel. Clara ile baklarmzda, endie kadar elenme de vard. Sonra, hibir ey demeden, geri geri gidip oradan ayrlverdik. 100 Dndmzde, aradan bir saat gemiti. Her ikisi de braktmz gibi, yalnz, karlkl kahkaha atmaktayd. Tabii nedenini biliyorduk. Biz de Clara ile rahatlam ve endie duymann utanc iinde, kahkahalarna katlmtk. Bir sre sonra, orada olduumuzu fark eden Mahmut ve Stefan day, bizimle birlikte mutluluumuza kadeh kaldrdlar. Onlar gren, dnyann en iyi arkadalar derdi. yle olmasn o kadar isterdim ki... ama ne yazk ki hayr! Belki de artk, ok geti! unu bilin, kavga da etmeyeceklerdi. Yo hi de deil. Sonuna kadar birbirlerine nazik davranacaklard. Birbirinin ei koltuklarda oturmu centilmenler kulbndeki gibi, birbirlerine ngilizce fkra anlatacaklard. Asl konuan, karsndakinin neesini grp coarak fkralar anlatan, el kol iaretleri, mimikler ile anlattklarn ssleyen enitemdi. Bir ara, grnrde hibir neden yokken, tu hava deiti. Baka davetliler onlara yaklam, tantrlm,

karlkl eilip bklm ve o sra Mahmut, bir zr mrldanarak ekilmiti. Bir sre sonra hava serinleyince, birinci kata bir hrka almaya ktm. Enitem orada, karanlkta bir divana oturmutu. km bir hali vard. Nesi olduunu soracak oldum ama kendimi tuttum, onu rahatsz ederim korkusuyla grmezlikten geldim. Btn gece bir daha ortaya kmad. Onu bu hale sokan ne olabilirdi. Aaya indiimde, ablama anlattm. Endielendi ama armad. Son zamanlarda kocas sk sk byle oluyormu, nnde ne zaman Hayfa'dan sz edilse nce couyor, uzak gemie, ocukluuna ait binlerce hikye anlatyor, gzleri parhyormu. Onu seyretmek bir zevkmi. Ama ardndan en ufak sessizlikte, aniden kalar atlyor ve hznleniyormu. Kendi ruh hallerinden hi sz etmiyormu. Bir gn ablam, btn bu anlatt anlarn bir kitap haline getirmesini nermi, bu dnceyi iki eliyle birden kovarak: "Anlarm m? Mezarcnn krei ile yapt gibi, gnee tezek ynlar atyorum." demi. Stefan dayya gelince, Mahmut ile yapt konumalar, onun zerinde bambaka bir etki brakmt. Ters etki diyebilirim. Genelde ask suratl ve homurdanan bir adam olan Stefan day gecenin geriye kalan ksmnda; neeli, genlerle akalaan, hanmlara taklan ve birdenbire ortadan kaybolan arkadan gzleriyle arayp'duran bir adam olup kmt. 101 Gece biterken Clara'y grm, ona doru komu, bir kenara ekmi ve bir sr verir gibi: Onlarla... barmann, sence bir yolu yok mu? diye sormutu. evrene bak, Stefan day. Bartk bile. Ben buradan sz etmiyorum, beni pekl anladn! Yllardan beri ilk kez o akam ablamla konuurken, kocasnn, babamn dedii gibi namaz seccadesine kapanm bir softa olup olmadn sordum. Gld. Bir gn babam, din hakknda ileri geri konuurken, Mahmut bozulmu, ite olan bundan ibaret! Bu, babam ile benim aramzdaki fark. kimiz de ayn eyi dnrz ama ben, orada bulunanlar krabilir diye, dndklerimi sylemem. O ise, burnunun dikine gider; gerei kendisinin sylediine emin olarak... Hangi davran daha iyi? Bugn iin, onun gibi olmadma zlyorum. Ama gl bir sesin glgesinde yaadm iindir ki, umduu ve arzulad gibi isyanc olmadm. 102 Bu davetten sonra bir ikincisi de Hayfa'da yapld. lk nceleri bu ikincisi, hem Clara'ya hem bana gereksiz grnd. nk.Stefan day Beyrut'a gelebilmiti. Ama PAJUW yeleri srar etmilerdi. Onlar iin bunun.nemi vard ve onlar krmak istememitik. Yirmi kii kadardlar. Yahudiler ve Araplar. Belki Yahudiler, Araplardan biraz daha fazla. Toplanty dzenleyenlerden biri olan Nairn, bir konuma yapm ve birlememizi, rnek alnacak bir olay, akmz kin ve nefretin yalanlamas olarak nitelemiti. Her an yakp durduu Halep vinesi kokan piposu ve kr salaryla tuhaf bir insand Nairn! Ne tam bir ii ne tam bir aydn idi - iflas etmi bir sanayici idi. Dierleri, snf kkeni konusunda kitaplarn sylediklerine bakacak olurlarsa, ona gven duymamalydlar. Ama hi kimse, onu harekete geiren

nedenlerden, zverisinden kukulanmyor ve hatt toplantlarda belirli bir arl olduuna inanyordu, ddia edildiine gre, Naim'in ailesi, bir vakitler kentin yansna sahipmi. Yani bir vakitler zengin olduklann sylemenin doucas! Nairn her eyi satm, nesi var nesi yoksa yitirmi, sadece Osmanllar dneminden kalma deniz kysnda bir evi vard. Geni ve ahane bir yap olan bu eve bakacak olanaklan kalmamt ve evi grdm gnlerde, hali periand. Duvarlann svas dklm, yer yer ykk, bahesi ot brm, odalannda eya yerine hasr ve eski ilteler/ak bir at her eye karn soylu, huzurlu, byl bir ev! Onurumuza verilen davet de ite bu evde yapld. O davet gecesi, uzaklardan iki patlama sesi geldi. Heyecanlanan tek insan bendim. Dierleri duruma alktlar, kaytsz biimde, grltnn nereden geleceini tahmin ediyorlard. Dans etmeye sadece birka saniye ara verilmiti. Sonra, kiralk bir fonografn sesiyle, dansa devam edildi. 103 O yaz; ne kadar da ok davet verildi! Bir girdaba srklenmi giderken, Clara ile her an kafamzda olan ama ciddi olarak sormadmz soruyu sormaktan kanmaktaydk: nerede yaayacaktk. Emin olduumuz tek ey, birlikte olmamz gerektii idi. Evet, ama nerede? Bu karar bugn almam gerefcseydi, ne yapacam ok iyi biliyorum. Yaz sonu Montpellier'ye dnerdik, ben tp tahsilime, Cla-ra da tarih derslerine devam ederdi. Bugn, tek yapacam eyin bu olduuna eminim. ayet o gnk gen adamn kafasnda, bugnk yal adamn akl olsayd; yal adamn sesi "Ka! Karn al, ko, buralardan ka!" derdi. Ama o gnlerin iki genci olarak, hayallerimiz vard. Dou'da bir frtna esecekti ve biz, plak ellerimizle bu frtnay durdurmak istiyorduk. Durum, tam anlamyla buydu. Btn dnya, Araplar ile Yahudilerin yllar boyu, hatta yzyllar boyu birbirlerini ldrmelerini bekliyordu, herkes bir karara varmt bile... ingilizler, Sovyetler, Amerikallar ve Trkler... Herkes. Biz ikimiz dnda! Biz, bu anlamazl nlemek istiyorduk, akmzn simgesinin "bir baka yol" olmasn istiyorduk. Cesurca m dediniz? Hayr, mantkszca! Bir bar, bir uzlama umudu beslemek olasdr, bu ok v verici, gzel, saygn bir davran... Ancak yaammz buna balamak, mutluluumuzu, akmz, birlikteliimizi, geleceimizi ortaya srmek ve tek bir sa-' niye bile kaybedebileceimizi dnmemek... buna bugn takacam ad: "samalk", "yanlg", "mantkszlk", "aptallk", "intihar" olur! Ama o tarihte baka ey sylyordum. Fransa'da -drt yl geirebileceimizi dnmemitim bile. Yl 1946 idi. Frtnann gemesini bekleyebilirdik... beni ltfen durdurun, bu konuda durmadan konuabilirim! Kararmz vermitik; Dou'da yerleecektik! Hayfa ile Beyrut arasnda, snrn ak olduu, ky yolundan mesafenin ok az olduu dnemde... ki limanmz vard, eskiden dendii gibi iki "merdivenimiz" ve bir dizi konut, ama hibiri yalnzca bize ait deil! Hayfa'da kh Stefan dayda, kh Naim'de kalyorduk. Beyrut'ta da, baba evi vard ve baka yerde kalmamz sz konusu deildi. Babam, maliknede tek bana yayordu. Biz de, ok doal olarak oraya yerlemitik. Clara'nn evi olmutu, ev sahibesi o idi. Ben ona tutkundum ve babam onu ok seviyordu. En sevdiimiz ev, Lbnan'daki evimiz miydi? Belki... artk bilemiyorum... nk ilk zamanlar Hayfa'ya dzenli olarak gidiyor104 duk. Clara daysna, iki ayda bir geleceine sz vermiti. Komite toplantlarn da terk etmek niyetinde deildi. stelik Naim'i kendimize iyice yakn hissetmeye balamtk. kimizin en iyi arkada olmutu. Evi de ok sevimliydi... ot brm bahesi denize kadar uzanyordu. Oraya her gittiimizde byleniyorduk. Ne var ki, yine de esas konutumuz Beyrut'tayd. Tahsilimize de orada devam etmeye baladk.

Benim amdan, devam etmeye altm desem daha doru olacak. Cizvit papazlarnn ynettii Fransz Tp Fakltesine kaydm yaptrmtm. Eitimin kalitesi, Montpellier'dekinden daha az iyi deildi. Daha ta balangta orada okuyabilirdim. Ama on sekiz yamdayken, babamn glgesinden kurtulmak istiyordum. Gitmi olmak iin okumaya karar vermitim yoksa okumak iin gitmi deildim. Ne var ki artk ayn insan deildim. Babam yalnz brakmak istemiyordum, szmona bir Direni kahraman olduumdan bu yana, ilikilerimiz tamamen deimiti. Evliliimden sonra daha da deimiti. Babam yalanmt ve evin hanm, benim kanmd. Clara da niversiteye yazlmt ve her zamanki gibi orada da ok faal idi. alkan bir renci ve bir militan! Arapay da renmeye balamt. Bana gelince, eitimimi tamamlamaya alyordum dedim. Evet, sadece "denedim!" Daha sralara oturur oturmaz, kendimi okumaya vermekte glk ektim. Herhangi bir eyi bellemek olanakszd. lk balarda, be-alt yllk aradan sonra; bunun normal olduunu sylyordum, o sre iinde kafam eitimle ilgisi olmayan o kadar ok ey kurcalamt -ki... ancak dikkatimi verememe sorunu devam etti ve giderek fkelenmeye baladm. Eskiden belleimle ve kavrama yeteneimle onca vnen ben, aniden gsz biri oluverdim. Utanyordum... Bunun aresini bulmam gerekiyordu. Ancak, tedavisi gereken bir anormallik olduunu kabul etmiyordum. Zamanla her ey yoluna girecek diyordum. Oyalanmaya bakyordum. Neyle oyalanmak. nce konferanslarmla, bazlarn tekrar ettim, yine Direni anlan hakknda. Sonra mutluluum... mutluluktan, bir oyalamaym gibi sz etmek yersiz kasa da yine de bu ii gryordu. Clara'nn yannda o kadar mutluydum ki, duygusal yaamm dnda olabileceklerin beni etkilemesine izin vermiyordum. Birbirimizin elini her tututa, kalplerimiz arpyordu ve ben 105 ne korkularm, ne de d dnyann uultusunu duyuyordum. Kendimi, her eyin yolunda gittiine inandrmaya alyordum. Bir bakma, her ey yolundayd... Hayr, doru deil. evremizde hibir ey iyi gitmiyordu. ok gemeden olacaklar karsnda, biz hl cennette yayorduk. Hatrlayacaksnz bu, Filistin'in Yahudilerle Araplara verilmek zere iki devlet olarak blnmesinden ok sz edildii dnemdi. 1947. Daha o tarihte krgnlklar o kadar bykt ki, uzlamac grleri yksek sesle ileriye srmek olanakszd. Her yerde suikast-ler, gsteriler, arpmalar, sava lklar! Hayfa'ya gidip gelmek iin, yollar her seferinde daha tehlikeli oluyordu. Clara ve ben, kurban edilmeye henz sras gelmeyenlerdendik. Sonra, birka pene darbesi, bizi sndmz yerden kartt. 106 Belki de dnm noktas, genel af ilan ile kardeimin hapisten kt gn oldu. leden sonra erken saatte, henz sofradan kalkmam, gevezelik ediyorduk. kimiz ve babam. O sabah, haberlerin en gzelini almtk: Clara hamileydi. Midesi bulannca doktoruna gitmi, oradan dnmt. Hepimiz ok neeliydik, zellikle, torununu kollarna aldn imdiden grr gibi olan babam. Ona, armaanlarn en gzelini vermiiz gibi konuuyordu. Birden bir araba sesi duyduk. Araba durdu,

sonra tekrar hareket etti; bir kap arpt, merdivende hzl ayak sesleri... Kardeim Salem eve dnmt. Onu hapiste ziyaret etmi miydim? Hayr. Tek bir kez bile hayr. O serserinin nasl davrandn unutmayn. Ya babam? Gidip grmse bile, bana bir ey anlatmamt. Ksacas hepimiz bu sayfay kapatmaya niyetliydik. Aramzda olmasn en az istediimiz bir srada, kagelmiti! Hapisten doru eve! Odasna. Kapsn da kitlemiti. Gidip kendisiyle konumayalm diye. Aniden buz gibi bir hava esti. Ev, ayn ev deildi. Artk bizim evimiz deildi. Konuurken sesimizi alaltyorduk. Babam bir anda, bambaka bir adam olmutu. Keyfi kam, yz aslmt. Hibir ey sylemiyordu. Ne ikyet ediyor, ne Salem'i lanetliyor, ne kovuyor, ne de affediyordu. Bize, Clara ile bana gelince, hafta sonu bitmeden Hayfa'ya hareket ettik. Kardeimle bir olay olmu deildi, atm da deildik. Birbirimize sadece birka sz sylemitik. Buna ramen gittik. aknlnz anlyorum. Belki de size bir itirafta bulunmam gerekecek. Bunu sylemek arma gidiyor, kendi kendime kabul etmem bile vakit ald, ancak saklamaya kalkrsam pek ok olay anlamak olanakszlasn Kardeimden her zaman korkmuumdur. 107 Yok, korkmak biraz abartl bir sz. Diyelim ki, onunla birlikte olduumda huzurum kayordu. Baklarmzn karlamasndan kayordum. Hangi nedenden tr? Karmak aklamalara girimek istemiyorum... Biz ayn biimde yetitirilmedik. Onda kpek dileri ve trnaklar olutu, bende byle bir ey olmad. El stnde tutulan hep ben oldum. Hi abalamak zorunda kalmadm. Her ey kolaylkla saland. Her ey, kahramanlk bile, tutku bile! Bana her ey, ryadaymm gibi sunuluyordu, evet demem yeterliydi. Her yerde, Direni rgtnde bile pohpohlanan ocuk oldum. Yerimi elde etmek iin hi mcadele etmek zorunda kalmadm. Yoluma ne zaman bir engel ksa, mucize gibi, daha geni, daha iyi bir baka yol kyordu. Yani hi savamak zorunda kalmadm. Bu, dncelerime de yansd. Ben hep uzlamadan, bartan yana oldum. syan edecek olsam bile, nefrete kar isyan ederdim. Kardeim iin bunun tersi geerliydi. Neredeyse, ldrmek iin dodu diyebilirim. Her zaman dvmeyi yeledi: babama kar, bana kar veya daha ok glgeme kar. Onun iin her ey bir hrn sava nedeniydi. Tknd yiyecekler bile. Bazen, kardeim bir kurt diye dndm olmutur. Ama doru deil. Kurtlar, yalnzca yaamak ve zgr olmak iin savar. Tehdit edilmedii srece yoluna devam eder. Kardeim ise, yaban kpeklere benzer daha ok... iinde bydkleri evi hem zlerler hem nefret ederler. Hayattaki yollar hep bir olumsuzlukla izilmitir: bir terk edi, bir ihanet, bir sadakatsizlik! Bu olumsuzluk onlarn ikinci doulardr, geerli olan tek dou! Kardeimle aramzdaki sava, dengesiz bir savat. Ben kamay yeledim, evet kamay, baka trl sylenemez. Clara ile Hayfa'ya gittik. Bir sreden beri zaten niyetimiz vard ama birka kere ertelemitik nk Galile yolu gvenli deildi. Ancak evdeki hava, gitmemizi hzlandrd. Tehlikelere ramen! Bu pek ihtiyatl bir davran deildi, stelik karm hamileydi. Ama biz asla ihtiyatl olmamtk; yle olsayd her ikimiz de Direni rgtne katlr mydk? Karlam da olmazdk, yle deil mi? htiyatszlk ve gzpeklik, bizde bir huy, bir gelenek olmutu. O gn, yollar zellikle sszd. Bu bile bizi alkoyamamt. Dosdoru araba srmekteydik. Ara sra endie verici tak tak sesleri geliyordu. Patlamaya benziyordu ama uzaktayd, bir ey duymam gibi yapyorduk.

108 Galile'de, yolculuumuzun son ksmnda sesler daha yakndan ve daha belirgin gelmeye balad. Ate, patlama sesleri ve yank kokusu. Ama artk yolumuzu deitirmek iin ok geti. Hayfa'nn giriine, Faysal ile Kingsway sokann kesine gelmitik, demiryoluna yakn... Hayfa'y bilmiyorsanz, bunlar bir ey ifade ermez... Jasacas kentin kuzey girii, orada arabaya iki serseri kurun isabet etti. Sonra bir patlama, bizi drt teker zerinden havaya sratt. kimiz de yeryznn en anlamsz szlerini sylemekteydik, o an akla ilk gelen szler: "Dikkat!" gibi ya da "O taraftan geldi!" gibi. Sanki dikkat etmek ya da nereden ate aldn bilmek bir ie yararm gibi. Direksiyona yapm, burnumun dorusuna gidiyordum. Saa sola sapmak olanakszd, enem titriyor ama "Korkma! Kork-ma.'Korkma!" diye tekrar edip duruyordum. Durmadan talara, araba lastiklerine, araba iskeletlerine, belki de insan vcutlarna arpyordum; bilemeyeceim, hibir ey grmyor, sadece btn hzmla gidiyordum. Nasl olduunu Tanr bilir, sonunda kentin teki ucunda, Stella Maris'e doru, Naim'in evinin nne geldiimizde, ellerimi direksiyondan kaldrmam iin birka dakikann gemesi gerekti. O gnk korku kadar kr bir korku duymamtk. Geri ya-ralanmamtk, ama korku baka bir eymi! Her yandan gelen ate ve patlamalar ortasnda, krnt ve dkntlerle dolu dumanl bir yolda, bir turist arabasnn iinde duyulan o acizlik kadar berbat ne olabilir? Biz korkak insanlar deildik ama bu bizi ayordu. Sz konusu olan ikimizin hayat idi, hatta mzn hayat, geleceimiz, akmz, mutluluumuz. Btn bunlar hafife almak, cinayet deil miydi? Bu olay Clara ile beni sarsmt. Aniden, sknetin, hatta hareketsizliin zlemini ektik. Haftalar boyu evden kmak istemedik. Bahede, plaja kadar birka adm atmak bile olsa... Gnlerimiz, bir kede bzlp kalmakla geiyordu. Cvldayorduk. Durmadan, doacak olan ocuumuzdan sz ediyorduk. Farkl bir dnya hayal ederek, oyalanyorduk. aknlmz ne oranda bykse, umudumuz o oranda bykt. Yarnlar ne denli karanlksa br gnler o denli aydnlkt. Size, evremizdeki gerginlikliklere, fkelere karn Clara ile 109 aramzda hi kavga, tartma olmuyordu gibi bir izlenim verdim belki de... Tabii ki oluyordu, ama sanlan konularda deil. Hatta diyebilirim ki olaylar her zaman, her zaman allagelmi beklentinin tersine cereyan ediyordu. Clara, sylediklerimin aksini sylediinde, Araplarn grlerini daha ok tutmam iindi, onlar daha iyi anlamam gerektiini sylemek iindi. Ben de ona kar geldiimde, dindalarna kar ok sert davrandn sylemek iindi. Tartma asla baka trl olmuyordu. Bu, bir uzlama, iyi geinme antlamas gibi bir ey deildi, iten gelen, samimi bir davrant. t Her birimiz, kendimizi dierinin yerine koyuyorduk. Birka gn nce, Paris radyosunda, bir Yahudi ile bir Arapl arasndaki tartmay dinlemitik. tiraf edeyim ki utanmtm. Heri biri kendi takm adna konuan, kt niyetli bir rekabet iine gi-j ren kiileri kar karya getirmek dncesi, beni utandryor vej tiksindiriyordu. Ben bu dellolar kaba, barbarca; zevksiz buluyordum ve unu da ekleyebilirim, kibar bulmuyordum. Btn fark da bu! Ahlaken kibar olan: Clara ile bendik. En kt Arabi anlamaya alan ve Yahudilere hogrl olmayan, ancak uzak-yakn ikenceleri anmsayarak Yahudilerin arlklarn mazur gren Clara!

Biliyorum, ikimiz de iflah olmaz saflardk! Ama sanldndan daha akl banda! Hayal ettiimiz o gelecein, bizim iin olmadn biliyorduk artk. En fazla, ocuklarmz iin olabilirdi. Belki bir ocuumuz olaca iin, ufkun tesine bakabiliyorduk. Her sabah, Clara'nn byyen karnna elimi koyuyor ve gz- lerimi kapatyordum. Radyodan, sahil yolunun hl amadr duyduka, artk aldrmaz olmutum. Kanl sokaklardan uzakt bulunan bu krk dkk Osmanl yapsndan hi kmak istemi-j yordum. D dnyay unutmutum, tahsilimi unutmutum, savaj unutmutum, ocuumun doaca yer o yap idi. Ve sonra, gittim. Cumartesi Sabah 110 tsyan'n Hayfa'daki gnleri, Clara ile gezintileri, gnlk yaamlarnn ayrntlar, ortak inanlar ve dleri hakknda sylediklerinin tmn nakletmedim. Bana olduu yerde dnenip duruyor gibi geldi. Yeni bir konuya getii her defasnda, aniden geriye dnyor, sz uzatyordu. Sabrla onu dinliyor ama not almyordum. Daha dorusu onu inceliyordum. Kuku yok ki, sabaha kar grd ryadan uyanmamak iin gzlerini kapal tutan biri gibi mcadele ediyordu. Son cmlesi, savatan yorulmu, havlu atan adammki gibiydi: Ve sonra, gittim. Yatan kenarna oturmak iin, dolamasn kesti. O akam, ne o, ne ben, baka bir ey sylemedik. Ancak ertesi gn, bir eit sorgulamay srdrdm: Yani, yalnz gittim mi demek istediniz? Evet, yalnz, Clara'sz. Beni ondan uzaklatran ne miydi? Babamn lmekte olduunu bildiren bir telgraf. Bunlar tam anlamyla doru olan szckler deil. Ama ben yle anlamtm. ocukluumdan beri, gnn birinde babamn lmekte olduu haberini almaktan korktum. Yllardan beri en korktuum ey buydu. Bydkten sonra daha az dndm ama kafamdan tam silmemitim, srmaya hazr bekliyordu... Telgraf sadece "Father ill"* diyordu. Kahire'den gnderilmiti. Ablam Beyrut'a gitmek zere uaa binerken, Mahmut'tan gndermesini istemiti. Ona da kardeim haber vermi. Ablam, hakl olarak, bana da haber vermeyeceini dnm. Beni nerede, nasl bulacan bilmediini iddia etti sonradan. Ama szlanma vakti deildi, babamn baucunda bulunmamz gerekiyordu. * Metinde ngilizce: "Baba hasta." 113 Fel inmi, az arplmt ama konumaya aba sarfediyor-du. Yan bana oturup, kulanz uzattnzda, ne dediini anla-yabiliy ordunuz. lk sorusu, bu koullarda karm neden braktm idi. "lmekte olan bir babann baucuna gelmek iin!" diyemezdim ya! En iyisi kaamak yant vermekti. "Onu merak etme. Oturduu semt sakin." "Dokuzuncu aynda, yle deil mi?" Sadece yedinci aynda idi ama onu yalanlayacak deildim. Onun iin hesap

yapmann anlam, benim iin ayn deildi. O lmeden nce, torununu grp grmeyeceini bilmek istiyordu. Grebilirdi. Clara dourduunda, babam hayattayd ama ocuu gremedi... Anlalr bir ey olan bu hesaplama yanlgs bir yana, akl bandayd. Btn olan bitene karn nasl gelebildin? Deniz yoluyla. Hayfa'dan Beyrut'a, karayolunda maceraya atlmak artk sz konusu deildi. Denemeye bile kalkmamfam. Daha kentten kmadan geri dnmek zorunda kabrdm. Limana gidip, dnyann parasna, Kuzeye giden bir Romen gemisinde bir yer bulmutum... Daha sonraki haftalarda babamn sal iniler ve klar gsterdi. Muazzam yatanda, dank beyaz salar, arplm yz ile bir hkmdar gibi yatarken, burta pek aldrr grnmyordu. Hatta bazen bana, bu yeni durumdan keyif alyor gibi geliyordu. Doktoru, bu gibi durumlarda renmi olduum eyleri tekrar etmiti, yani: "Bu gece de lebilir, birka haftada iyileip bir bastonla da yryebilir... daha da on yl yaayarak. zellikle byk heyecanlardan uzak tutmal, ok konumamal, fazla hareket etmemeli." Ne var ki, onu krmadan nasl susturacak, bir ocukmu gibi davranmamaya nasl alacaktk? Hepimizin kafasnda bu soru vard, yantn ablam buldu. Evde iki radyomuz vard. Babamn savatan nce satn ald cilal mblesi iinde iki kocaman radyo! Biri odasnda, dieri salondayd. Birincisine hibirimiz dokunmamtk. Gece odasna ekildiinde ya da leden sonra yatmaya ktnda, dmeleriyle oynar, ksa dalgadan uzak lkelerin yaynlarn dinlerdi: Karai, Sofya; Varova, Bombay, veya Hilversum ve bir not defterine yayn saatini, dilini, netliini kaydederdi. 114 Salondaki radyo bu yaynlan almazd. bresi genellikle Yakn Dou stasyonu, BBC'nin Kbrs'tan yapt yayn ya da ara sra Beyrut, am veya Kahire zerinde dururdu. Radyo, ayindeymiiz gibi dinlenirdi. Konuma olduu srece, kimse azn amyordu. En vahim haberler, en garip dnceler ileri srlse de, kimse onaylamyor ya da kar kmyordu. Hatta "Ya!" diye ardn belli etmek bile ho karlanmyordu. Bazen salonda, bu kural bilmeyen ziyaretiler azlarn aar amaz, babam seslice "tt" der, eliyle anlaml bir iaret yapar hatta bazen, tekrar edecek olurlarsa yumruu ile, biraz kaba bir iaret yapard. ayet tartlacaa, ancak radyo sustuktan sonra tartlabilinirdi. Babamn salam kolunu sallayarak konumaya alt ve * * fef in hrsla kalkp dmeyi kapatt an ok iyi hahrhyorum.v Hasta, refleksle aniden susuvermiti. Ablama, ald bu ani sonutan tr, hayran bir bak frlatmtm. O tarihte, radyolarn sesleri kmadan nce birka saniye snmalar gerekiyordu. Ses geldiinde, nce ok zayf kyor, ok uzaklardan, bir tnelin iinden geliyormu gibi oluyordu... O gn anlalr ilk szleri asla unutmadm: "Patlak veren sava..." Ablamn eli henz dmenin zerindeydi, acele ile baka yere evirmiti. Babam, yatamda dorulmutu bile... Karn... Yz titriyordu. Onu heyecanlandrmamaya allan en iyi yol, herhalde bu deildi! lk srail-Arap savan her dnmde, gzlerimin nne bu sahne gelir. 1948'deydi. Mays ortas.

Olaylar hzlanmt: Filistin zerindeki ngiliz mandas sona ermiti; Yahudi Halk Konseyi Tel-Aviv mzesinde toplanarak srail Devletini kurduunu ilan etmiti; bunu izleyen saatlerde Arap lkeleri savaa girmiti. Doru konumak gerekirse, bu siyasi ve askeri gelimeler beni artk heyecanlandrmyordu. Herkes oktandr, blgenin yanacan biliyordu. O gnler tek bir endiem vard, tek bir ey aklm bamdan almt: Clara ile doacak ocuun yazgs, nk artk bizi ayran bir snr vard, almaz bir snr ve uzun zaman iin... Zaten vard diyeceksiniz, bir sreden beri gidip gelmek olanakszd. Ama ayn ey deildi. Galile yollarnda yolculuk etmek, zaten tehlikeliydi, oras doru ama her zaman, denizden, havadan, aprak yollardan bir zm bulunuyordu. Savan patlamasn115 dan birka gn nce, Hayfa Komitesi yesi bir gazeteci Beyrut'a! gelmi ve Clara'dan bir mektup getirmiti. Merak etmememi, iyi olduunu, yaknlarda deneyimli bir ebe bulunduunu, kadnn douma gelmeyi sz verdiini yazyordu. Babamn saln soruyor, doacak ocuk adna ona cesaret verici szler yazyordu. Grdnz ya, henz gidip gelinebiliyor, haberleiliyordu. Ama bu durum savala son buldu. Snrlar tam kapand. Ne insan, ne mektup, ne telgraf, ne telefon... geebiliyordu. Hep ayn mesafedeydik, karayolundan -drt saatlik bir yoldu ama, bu drt saat artk bir varsaymdan ibaretti. Sanki artk k yllanndaydk, ayn dnyalarda yaamyorduk. Ben, bu almaz snrn br yannda, dnyadaki en deerli varlm brakmtm. Yazgnn karsnda, kedinin ldrmeden nce oynad fare gibiydim. Farenin, o anda, ldrarak, kamay beceremeyerek, bir k yolu bulamayarak, kendi evresinde dnp durduu sylenmez mi? Bakalan, savataki gelimeleri izlemekteydi, ben deil. Kim kazanacak? Kim kaybedecek? Umurumda deildi. Kendi savam, dieri balad anda yitirmitim. Bildirileri ve askeri marlar dinlemeyi o an kestim. Salonda radyo aldnda, odama kapanyordum. Dolabn, Clara'nm giysilerinin bulunduu ksmn ayordum ve kokusunu iime ekiyordum. Ve de alyordum. Adn on kez, yirmi kez, st ste tekrarlyordum. Sonra karmdaym gibi ontmla konuuyordum, ona ak dolu, umutsuzluk dolu sylevler veriyordum. Ara sra, kendimi toparlyor, kendime tler veriyordum. O zaman gzyalanm siliyor ve babamn baucuna gidiyordum. O, yaama aslmay srdryordu. Ben de, glkle de olsa, mit beslemeyi srdryordum. Hangimizin, dierini daha ok merak ettiini bilemiyorum. Bazen bana sorular soruyordu: Kim ilerliyor. Kim geriliyor? arpmalar nerede oluyor? ngilizler ne yapyor? Stalin ne diyor? Ya Amerikallar? Bilmiyordum. Balangta, onu zmemek iin sylemediimi sand. Sonunda bir ey gizlemediimi anlad. kimiz de bilmiyorduk. Herhalde ikimiz de ayn derecede duyarlydk. Onunla ayn anda keceimiz yazl imi. 116 Babam Temmuzda ld. Kuzey lkelerini zleten o scak gnlerden birinde. Sava devam ediyor, ilerliyordu. Mezarla giden yolda, milliyeti bir ses hoparlrden yalan bir zaferi ilan ediyordu. alan mar, cenazeye sayg iin susturulmutu. Yol kenarnda erkekler, glge bir siper bularak, balklarn kartmlard. Benim bam yanyordu. Sadece ara sra elimi alnmda tutuyordum, geici bir nlem!

Mezarla, kortejin banda girdim. Her yer doluydu: Mezar talar, kalabalktan grnmez olmutu. Ak havadaydk ama boulur gibiydim. Gne o kadar alakt ki, enseme, omuzlanma, akaklarma konmutu. Gzlerim yanyordu. Birisi, babamn yataca yere gtrmek zere, kolumdan tuttu. Dualar henz balamt ki, baylmm. Aklmda kalan, gzlerimin lahitin beyazl ile kamat... Acyan gzlerimi kapatm, bir daha amamtm. Yatakta bir ay kaldm. Gne arpmas. Btn gstergeler yleydi. Ate, baans, sayklama, kusma, ayakta duramama. Ama tek sulu gne deildi. Onca olay beni zaafa uratmt. Hayfa yolundaki patlama, uzun sre sonra bile dlerimi kaplyordu. Babamn lm, Clara'dan zoraki ayrlm; bir de haftalar ve haftalar sresince, belki de dourmu olabilecei, iyi olup olmad, ocuun yaayp yaamad, kz m olan m olduu dncesinin beni yiyip bitirmesi. Hele ocuun cinsiyeti konusundaki merakm sama gelebilir ama beni bitiriyordu, bunu hissedebiliyordum. Tabii gne, durumumu arlatran etken oldu. Ateim dtnde, iyilemediimi farkettiler. Dengesi bozuk, kak, tk dedikleri biri olmutum. Bunun iin sylenen pek ok szck var, 117 ' "deli" denmesi de dierleri gibi beni rahatsz etmiyor. Diyelim ki tuhaf davranyordum. En skc olan -belki de sonunda beni kurtaran bu oldu- aklm tamamen yitirmemi olmamd. Tamamen diyorum, te ikisini, drtte n, onda dokuzunu kaybettiim oldu; bu kesirler bir ey ifade edecekse... ama her zaman, eh karanlk anlarda bile, kafamn iinde, saklanm ve beni sarsan frtnalardan korumu olan, benden bir zerrecik vard. Ona, doktor-ben demek geliyor iimden. Biraz da yle idi: tam olarak hasta deildim, iimde hastaya hasta gzyle bakan ve bir gn onu iyiletirmesi gerektiini dnen teki varlk vard. Daha ilk bakta, hareketlerimi kontrol edemediim zaman bile, durumun farkndaydm. O gnler hissettiklerimi bugn anlatabilir miyim bilmiyorum ama deneyeceim. Bir gece, kafamda bir saplantyla uykudan frladm. Clara'ya hemen haber gndermeliydim. Beyrut ile Hayfa arasnda posta ilemediinden, bir mektup yazp bunu Fransa'ya, Jacques'a gndermeye karar verdim. O da mektubu Clara'ya kolaylkla ulatrabilirdi. Fikir gerekten iyi idi. Aklma gelir gelmez heyecan iinde kaldm. Ayn zamanda, bu kadar nemli bir mektubu yazamayacam biliyordum, korkun baanlanm vard, sinir hcrelerimden her birinin yandn hissediyordum. Bu yzden fikri benimsemeye ancak yazabilmek iin iyilememi beklemeye karar verdim. Gece idi, uzandm, sakinletim. Birka dakika sonra yataktan frladm, baucu lambam yaktm, bfi- dolmakalemle kt aldm ve yazmaya baladm. Sonra yeniden okuyup, dzeltip, izip, bozup, yazmaya devam ettim. Birinci cmleye skp kaldm gibi bir duygu vard iimde. Ara verip, yattm. kinci kez kalktm... sizi her harekelimin ayrnts iinde boacak deilim, hemen sonuca geeceim: afak sker skmez, kapnn nnde postacy beklemeye baladm. Mektubu, pul parasn, -genelde byle yaplmaz ama, hasta olunduunda yaplabilir- postacya verdim, sonra yatama dndm. leye doru byk bir telala uyandm, mektupta ne yazdm anmsamyordum ve geri almak zere postacy aramaya karar verdim. Onu bulamadm tabii. Yllarca vicdan azab ektim. Bugn ise btn bunlarn bir ey deitirmemi olacan syleyebiliyorum kendi kendime. Kafamdan kt bir dnce geecek olsa, vazgeene ya da harekete geene kadar, beynimin iinde vzldayp dururdu.

118 Clara'ya yazdm mektup konusunda, daha da batacaktm. Ona ne yazdm kesinlikle bilmiyordum. Bugn de biliyor deilim. inde bulunduum durumda, bir gece ncesinin karalamalarn da gndermi olabilirdim. Koca bir aptallk yaptm biliyordum sadece... hemen ardndan, sylediklerimi aklayacak ikinci bir mektup yazmam gerektiini de biliyordum... kincisinin, birincisinden de anlalmaz olduunu sylememe gerek var m? Onu da yollar yollamaz, korkun pimanlklar duydum, bunun zerine bir ncsn yazdm, belki dierlerinden de kr, sonra bir drdncsn... dnnce iimden haykrmak geliyor! Battm bile bile batyordum. Sonra duruldum, taknlk duruldu demek istiyorum. Bu kez bir baka konu tutturdum: btn gnm bahede dnenip durmakla geiriyordum. Otuz kere, krk kere, st ste... kafamn iinde hayali mektuplar yazarak, planlar kurarak... O ekilde dnenip dururken de yksek sesle, kendi kendime konuuyordum. Yanmdan geenleri, bir sis perdesinin arkasmda-larm gibi hayal meyal grebiliyordum. Bana seslenenleri duymuyordum. Benimle karlam olanlar, selamlamak zahmetine katlanmyordu. Esef edici birka sz etmekle ya da, daa taa, kendilerinden rak olsun diye- birka dua okumakla yetiniyorlard. Btn lkenin hayran olduu, yakkl delikanl... ne talihsizlik! Kimileri, gnetendir diyordu. Kimileri, yazg diyordu. Dierleri okumay suluyordu, bakalar da rs diyordu. Deli bykanne- N nin ans, hl belleklerdeydi. lgisizlik gstermediim tek ziyareti postacyd. Onu grr grmez ona kouyor, sorular soruyordum. Belki de bahede bu kadar dolamam, yolunu gzlediim iindi... belki. Artk bilemiyorum. O dnemden kalma anlarm hep puslu. En azndan bugn, bir bakasnn davrann izlercesine szn edebiliyor ya da bir nceki bir yaamm gibi konuabiliyorum. Bu iyiletiimi gstermez mi? Postacdan beklediim, Clara'nn yant idi. Gelmesi bir ay srd. O tarihte bu bana o kadar uzun gelmiti ki, artk geleceinden umudu kesmitim. Oysa, nerelerden dolanp geldii dnlrse, hi de uzun deildi. Beyrut'tan Paris'e, Paris'ten Hayfa'ya, Hayfa'dan Paris'e, Paris'ten Beyrut'a! Demek ki ok abuk yant 119 vermi! ok da alam olmal. Yazdklarm, daha ilk satrndan itibaren, iinde bulunduum zihinsel durumu ona gstermi olmal. Daha tek bir kelimesini okumadan, yazm grr grmez durumu anlam olmal. Cevab tatlyd. Daha ok acma dolu bir tatllk. Bir kadnn sevdii adama gsterdii tatllktan ok, bir anann hasta yavrusuna gsterdii tatllk. "Sevgili Bakcm" diyordu. Yalnz olduumuz zaman beni byle arrd. "Bir kzmz oldu. Sal iyi ve sana benziyor. Sana ilk fotorafn gnderiyorum. Adn, senin istediin gibi, Nadya koydum. Bizim resimlerimizden birini -Bertrand'n nikh dairesinden karken ektiini- ereveletip beiin baucuna koydum, bazen seni gsteriyor ve: "Baba" diyorum. Kzmz da glmsyor.." lk cmleler beni ok mutlu etmeliydi, yle deil mi? Hele de kzmzn fotoraf! Uzun uzun bakm, yzne bir pck kondurmu, i cebime yerletirmitim. O gnden beri, hep yanmda-dr, kalbimin stnde. Okumay braktm, alyordum. Sevinten. Mektubu yeniden elime aldmda, iler bozuldu. Clara:

"Hepimiz zor gnler geirdik" diyordu. "Babann kayb, uzun ayrlmz, evremizde olup bitenler, dayanlmas zor eylerdi. Dinlenmen gerek, kendine bakman gerek. Bu mektubu alr almaz, iyilemen iin sana yardmc olacak iyi bir doktora gideceine sz ver. Nadya'y ve beni hi merak etme. iyiyiz. Burada artk her ey sakin. Birlikte, nerede yaayacamz soruyorsun. Birbirimizi sevdiimize gre, mutlaka bir zm buluruz. imdi, kendine bakman istiyorum, sen iyileir iyilemez, btn bunlar sakin kafa ile konuuruz." Mektubun burasna gelince; alamaya, hkrmaya baladm. Balarda olduu gibi sevinten deil, hrsmdan. Bir cmlesi beni mahvetmiti: "yileir iyilemez konuuruz" diyordu. Her geen gn daha da battm biliyordum ve Clara yardm etsin istiyordum. Bana "urada, rnein Fransa'da bulualm, tekrar birlikte yaayalm, o zaman iyileirsin" diyecei yerde, tersini yapyordu: "yileince konuuruz" diyordu. Ne kadar zamanda iyileecektim. Bir yl m? ki yl m? On yl m? Ondan uzakta, kzmdan uzakta iyileeceimi hi dnmyordum. Dnya kararyordu. 120 O kck cmleyi yanl yorumlamadma bugn de emin miyim? Evet, o gnk gibi eminim. Ama imdi, Clara'nn tutumunu daha iyi anlyorum. Mektuplarm onu rktmt. Benimle bulumak, kzmzla birlikte benimle yaamak tehlikesini gze almadan, aklmn banda olduundan emin olmak istiyordu. Evet, bugn onu anlyorum; ama o dnemde, ona gcenmi-tim. hanete uram gibiydim. Bam suyun stnde tutmak iin rpndm bir srada elimi brakyor hissine kaplmtm. Onun iin de ok kr tepki verdim: uuruma yava yava kayacam yerde, yuvarlandm. O tarihte, bir saplantdan dierine geiyordum. Yeni saplantm da; gidip Clara'y bulmak ve onunla konumakt. Kararlydm. Kafamn iinde ne sava, ne snr, ne engel kalmt. Hepsi yok olmutu. Bavulumu topladm, aaya indim. Biri beni grp kardeime haber vermi olmal. nk ben kapdayken, koup geldi ve: Nereye gidiyorsun? diye sordu. Hayfa'ya. Karmla konumam gerek. Haklsn, yaplacak en iyi i bu. Otur, bir araba araym, seni doru oraya gtrr. - Ciddiyetle oturdum. Antrede bir iskemleye. Dimdik, bavulum ayaklarmn arasnda, bir istasyonda bekler gibi. Birden kap ald. Beyazlar iinde drt adam stme ulland, sarp sarmalad, kemerimi kartt. Kaba etime bir ine yapld. Kendimden getim. Belleimdeki son grnt, yal bahvan ile karsnn alad idi. Ablam imdadma ardm anmsyorum. oktandr yoktu ama ben farknda deildim. Babamn lmnden bir hafta sonra Msr'a dnmt. Kocas ile ocuklarndan daha fazla ayr kalamazd. Yanmzda olsayd, belki de kardeim bana byle bir ey yapmaya cesaret edemezdi. Geri o tarihte bile kafasnn dikine giderdi. Baba ocamz, artk herkesin gznde, onun eviydi. Delirdiim haberi kente ve herhalde btn lkeye yaylm olmal. Direni yklerimin yaylmasndan ok daha hzl biimde. Salem, aczimi kabul ettirmek ve bana vasi olmak iin aba sarfetmek zorunda kalmad. Mirasma el koyma yetkisini de almt. O, o serseri, bana vasi oluyordu!

O, st ste gelen aflar olmasayd, hl hapiste yatacak olan kaak, bana vasi! 121 te geldiimiz nokta! te soylu Kitabdar aile ocann akbeti! 122 Bylece, yirmi dokuz yanda, Yeni Yol Maliknesi denilen klinikte kendimi buluverdim. Bir tmarhane olduu doruydu ama, yksek dzeyde, zenginlere zg bir tmarhane! Uyandmda, temiz, madeni beyazlkta duvarlar, caml bir kap grdm. Oda kfuri kokuyordu. Hibir yerim armyordu. Hatta rahatlamtm, hi kukusuz bana* verilen sakinletiricinin etkisiydi. Ne var ki, dorulmak istediimde, bal olduumu anladm. Tam baracam srada kap ald. Beyaz gmlekli bir adam ieri girdi ve hemen balarm zmeye balad. Gece ok fazla kmldadm, derim korkusuyla beni baladklarn syledi. Yaland ama kavga edecek halim yoktu. Kibarca gidip gidemeyeceimi sordum. "Elbette," dedi. "Ama nce kahvenizi iin." Artk hep byle devam edecekti. Uyandmda, bir bakcnn -kadn olsun erkek olsun- gzetiminde, adna kahve denilen bir ey iecektim. la kokan bir ey. Sonra, ertesi sabaha kadar, bir kadavra kadar hareketsiz oluyordum. Ne arzum ne sabrszlm kalyordu. imde ne varsa arlam, uyumutu. ok yava konuuyordum. Belki fark etmisinizdir, bu yavalk bugn de sryor. Maliknedeyken daha da yava konuuyordum. Yava yryordum. Yava yiyordum, tatsz tatsz orbalar, kak kak iiyordum. Hi kar koymadan. Kahvenin iine ne koyduklarn hi bilmedim. Daha sonralar, btn zalimlerin ryas olan, insanlan yumuak bal klmak iin oradakiler zerinde deneyim yapp yapmadklarn ok dndm. Kukusuz bol miktarda bromr ve bir miktar da uyuturucu koyuyorlard... olmayacak eyler mi kuruyordum yoksa? Doktor Dawwab'm klinii, her eyden nce bir para makinesiydi. Yirmi kadar kak zengin vard, aileleri, balarna gelen felakete fakirleri de ortak etmek istemedikleri iin, buraya yatrlmlard. 123 Dawwab m? Hayr, ilk gn uyandmda grdm beyazlar iindeki adam o deildi. O adam, hastabakcyd. Dawwab mdrd. Oraya geldikten on gn sonra beni odasna artt. On gn! Dnebiliyor musunuz? Beni acil olarak hastaneye kaldryorlar, sonra da muayene etmek iin on gn bekletiyorlar! Onun tarz buydu! Bizleri uzaktan inceler ve pek ender grnrd. Btn gn bizleri "koyuverdikleri" geni salonun yannda kk bir oda yaptrmt. Oraya lolukta gelir oturur, kaim gzlkleriyle, tiyatro izler gibi bizleri izlerdi. Bana kalrsa, adam bir arlatand. Duyduum kin yznden byle konutuumu sanmayn. Elbette ki kin duyuyorum ve duymakta da haklym nk o herif ve birka kii daha, hayatmn akn deitirdi. Bunu dnmeme yol aan, fkeden bir eyi grmez hale geliim deil tam aksine aklmn bana gelmesidir. arlatan diyorum nk szde klinik olan bu yerde beni asla iyiletirmeye almadlar. Ne beni ne de dier hastalan. O bir doktor muydu? Yeni Yol Maliknesi bir klinik miydi? Daha ok, evresi itli bir al. Bakclar, birer hayvan terbiyecisi, biz hastalar da, hapsedilmi, zincirlenmi hayvanlar! Hayr, ayamza taklm prangalarla deil, pastel rengi ilalarla, ruhu ve beyni kanatana kadar sktran prangalarla zincirlenmi!

O adam bu yola itenin ne olduunu hi bilemedim. Para olmal, ama yalnz para deil! Mutsuzluklar gzetleyerek zevk alma arzusu da olmasa gerek. Belki iktidar hrs, otorite kurma istei. Pek ok zengin ailenin zerinde, onlar istemedikleri bir beladan kurtard iin, byk etkisi vard. Maliknede, derebeyliindeki bir zorba gibiydi. Koridordan gemesi, personelin ve hastalarn nefeslerini tutmalar iin yeterliydi. stediklerini yerine getirmemiz iin, azm amasna bile gerek yoktu. Kurumunun, ann ilerisinde olduuna, dnyaya rnek olduuna kendini inandrmt. Basit bir ilkesi vard: hastalarn, her trl karkln dnda tutard. Heyecan yaratc, duygular altst edici ne varsa, ieri sokulmazd. Dardan ieriye hibir haber szmamalyd, ya da ok sonralar ve hafiflemi olarak girmeliydi. Ne mektup, ne telefon, zellikle ne de radyo! Personelin, bizim nmzde yeni bir olaydan sz etmeleri yasakt. Dan da klm-yordu, ziyareti kabul edilmiyordu ya da pek ender olarak edili124 yordu. Hastann duygusal sorunlar varsa, onlar zmlemekten,;;!' se, bastrma yoluna gidiyorlard. 'Sklyor muydum? Hi sklmyordum. nsan, zledii zevkleri edinemediinde sklr. Dawwab hastal kaynanda ele almaktayd: bizleri, zlemlerimizden arndryordu! Gn boyunca, kt ya da tavla oynuyorduk. Tatl bir mziin eliinde. Hi durmadan tatl bir mzik alyordu, geceleri bile! Okumamz da serbestti. Ancak asla yeni kitap ya da gazete vermiyorlard... Eski bir ktphanede on kadar Arapa ve Franszca kitap ve eski ciltli dergiler vard. Hepsini, istisnasz hepsini okudum, bazlarn iki hatt kez... Baka ne mi yapyorduk? Pek bir ey deil! Gezintiler mi? Bahede birka adm, asla uzaklara gitmeden ve daima gzetim altnda... unu itiraf etmeliyim, sabah kahvesinin de yardm ile, bu yaama almtm. Gzlerinizin hayretle aldn gryorum. Yanlmayn, byle bir yaamn da ekici bir yan vardr. Tabii ki daha iyisi dnlebilir ama daha kts de olabilir. Milyonlarca insan iin, cennet bile saylabilir. Ama "ben hayatm ne yapmaktaym?" diye sorulursa, o zaman isyan etmek iten deil! Ama ite, Maliknedeki insanlar, kendilerine byle sorular sormuyorlard. Zaten yeryznde acaba ka kii, mrnde hi deilse bir kez, kendine byle bir soru sormutur? O gnlerde, iinde bocaladm alkantlarda, bu yeni yaam biimi beni hemen isyan ettirmedi. eytanlarmdan, saplantlarmdan, taknlklarmdan, bakalarnn acyan baklarndan kurtulmutum. Evet, Maliknedeki yaam tarzndan memnundum, kendimi uyuuklua koyuvermitim, karda, bir daha uyanmamak zere uykuya dalanlarn duyduklar zevk ile. Ben de bir daha uyanmayabilirdim. D dnya beni korkutuyor, tiksindiriyordu. D dnya, kardeimin yaad evdi bundan byle... Bir zaman gelmi, dnyann bana ait olduuna inanmtm. Nazizmle savamam. Sava sonrasndaki umutlar. Konferansma gelen btn o kalabalk. Hapise giren serseriler; kalbime bastrdm, hayalimdeki kadn. Hibir ey benim iin olanaksz deildi. Ama artk o zamanlar ok uzaklarda kalmt. Darda, kardeim alp yrmt. "Darda" dedim, bu klinikte kullanlan deyimdi. "Dars" esrarl bir yerdi, zlemden ok korku ile szn etmekteydik. Ben de mi? Evet, bir bakma ben de. Darya -

125 kp kaybolmaktan korkan sadece dier hastalar deildi. "Bir bakma" dedim, nk sz konusu olan hangi bendim? syan m? Baku m? Direniteki insan artk ben deildim ya da ksmen bendim. nk bilinli bir biimde, boyun emeye asla raz olmadm. Byle syleyince, armanz anlyorum. ok direnmediim doru! Geriye baknca, nedenini biliyorum. Hayatmda ne varsa karmt. Artk okuyamayacam biliyordum. Parlak bir ekilde baladm halde artk dikkatimi toparlayamyordum, artk eski heyecanm yoktu. Otuz yamdaydm ve hl bir baltaya sap olamamtm, eski hayatmdan kopamam, bilinmez bir gelecein aray iine girmitim. lk ruhsal bunalmlarm olduunda, asla doktor olamayacam anlamtm. Fazla dnmek istemiyordum ama bu baarszlk beni bitiriyordu. Clara'ya gelince, yarglama ve davranma biimlerimde bir dinginlie kavumadm srece, onu geri alamayacam biliyordum. Bir lgn gibi rpnmaktan, rezalet kartmaktan korkuyordum. Hayatmda her ey kt gidiyordu ama inat edecek olursam, daha da ktye gideceine inanmtm. unu da ekleyeyim: bae-mek ile isyan etmek arasnda bir karar veremedimse, bana verilen ilalar yzndendi. Terazinin kefesinde ar basmlard. Erken gelen yallma snmtm artk. imde, sabrszlk diye bir ey kalmamt pek. Zaman akp gidiyordu. Btn bunlar ne kadar srecekti? Kafamn iinde belirli bir sre yoktu. Birka ay m? Birka yl m? Sonsuzluktu. Ama hissediyordum ki sonsuzluk bu yerde deildi. Beklediim bir ey vard. Diyelim ki bir iaret. Mucize dememek iin. imde hl yaayan ben, buna inanyordu. Cumartesi Akam Ve mucize oldu. Daha belirgin olmak iin yle syleyeyim: yava yava olutu. Uzun sre, hibir ey olmad. nk mucize beklediim yerden gelmedi. 126 Cumartesi gn oteline gittiimde, isyan: Yarn akamdan sonra gremeyeceiz, dedi. Ya anlattklarnz bitmezse? Bu akam anlatabildiim kadar anlatrm. Mmkn olduu kadar ge yatarz. Sylenecek ey kalmsa, ne yapalm, onlar da askda kalr. Belki bir seferlik... Vakit kaybetmeyelim, abuk gitmeye alacam. Gnn birinde, kardeim gelip, beni klinikten ald. leye doru. Drt yldan beri ilk kmd. Hayr, beni kapattklarndan beri hi kmamtm. Fazla ziyaretim de yoktu. Salem ylda bir kere, iyi olup olmadm sormaya geliyordu. "yiyim" diyordum, hemen gidiyordu. Ablam daha sk gryordum. Msr'daki byk scaklardan kamak iin Lbnan dalarna, yaz geirmeye geldiinde, birka kez bana uruyordu. Sanrm byle gnlerde, sersemleticilerin dozunu arttmyorlard. nk karsna geer, az ak ona bakardm, benimle istedii kadar konusun, anlan

tazelesin, sorular sorsun, tek hece ile cevap verirdim. O zaman gzlerini silerek giderdi. Bu ilk k benim iin bir olay olmalyd. Oysa ne sevinli ne de zntlydm. Olsa olsa, kukulu olabilirdim, o da belki! Mdr son dakikada haber vermiti, alkanlklarm bozmamtm. Beni ardklarnda kt oynuyordum. Yerimi birine brakp, gittim. ofr, siyah-beyaz koca bir arabann kapsn at. Salem iindeydi. Her zamankinden daha sevimliydi. Eve, yemee nemli konuklarn geleceini ve benim de bulunmam istediini syledi. Bir 129 kez daha yalan sylyordu. nemli bir yemek olunca: "Gidip aabeyimi tmarhaneden alaym" diye byklk gsterecek hali yoktu ya... Gerek bakayd. Salem, lkenin en nemli adamlarndan biri olmutu. Bunu zlerek sylemiyor deilim, ama ite yleydi... Dnn kk kaaks unutulmu gibiydi. Meslek deiimi mi? Basamak sray m? Her neyse, kucak dolusu milyonlar kazanyordu. Bir uaktan dierine koup duruyordu. nl ve saygn bir kii olmutu. zlerini evimizde grmek mmknd. Yeni bir servet, eskisini unutturmutu. Bir zamanlar vahi ve bakmsz olan bahemiz imdi imler iindeydi. Manzarann zn oluturan incir aalan kesilmiti, sadece birka yal am aac kalmt. erde Adana'dan gelmi olan eski eyalar yok olmu, yerlerine yaldzl yayvan koltuklar gelmiti. Yz elli yldan beri zerine baslan hallar da gitmiti. Bir tek benim odam ayn kalmt. Kimse girmemiti, tozunu almak iin bile! Yine de yataa uzanm ve uyumutum. Birka dakikalk yolculuk beni yormutu. Ok konuklar gelince, gelip beni uyandrdlar. Kim olduklarn bilmiyordum. Hibir soru sormamtm, kardeim de bir ey sylememiti, belki de srpriz yapmak istiyordu. Fazla kalabalk deillerdi ama nemli kiilerdi, nk Salem bir metrdotel tutmutu. lk gelen araba, Fransa bykelisinin arabas idi. Yannda, Fransa hkmet yelerinden biri vard. Evet, Bertrand idi. Yani, Direniteki ad ile Bertrand! Sanrm beni sormu. Clara'ya yazm, o da bildiklerini nakletmi. Sonra bykelisine yazm. Bykeli aratrm, nereye kapatldm ve ne olduumu renince, Bakanna beni grmemesi tavsiyesinde bulunmu. Ama Bertrand, srar etmesini bilirdi. Ona kar gelmek istemeyen diplomat., bu le yemeini tasarlam. Kardeimin, eref ve minnet bir yana, bir Bakan kabul etmenin ilgisini ekeceini dnm. Ne var ki Bakan ancak, ben olursam gelecekti. Resmi ziyarette bulunan bir Bakann, yabanc bir lkede bir yabancnn, stelik gemii karanlk bir yabancnn evine gidip yemek yemesi dnlemezdi bile. Buna karlk, eski bir direni rgt efi, pekl bir silah arkada ile yan yana, ayn masaya oturabilirdi. Yemek srd kadar; Kitabdar maliknesi, yeni batan benim evim oldu. 130 Bir maskaralk. irkin bir alveri. stelik aalayc bir gn. Ama sonucu bakmndan, bana yarar dokundu. Neden aalayc? Aradaki fark yznden... anlayacaksnz.

O gn gelip beni aldklarnda, aktif hanemde" -yle denilebilir-se- drt yllk zoraki uysallatrma mevcuttu. O sabah da, vazgeilmez ikimi imitim. Son saatlerimi, hantal hantal iskambilleri karmak zere, dier hastalarla geirmitim. Hepimiz ayn biimde yayorduk, ayn biimde konuuyor, ayn ritimle hareket ediyorduk. Dardan bakan biri iin bu, rlantide oynayan bir film gibi olmal. Dokunakl ya da komik! Bizler iinse, normal yaam biimi! Oysa o gn leyin, sofrada, gerek dnyann ritminde yaayan insanlarla bir arada oldum. Elilikten insanlar vard, gazete yaz ileri mdrleri; bir bankac... Hepsi ok abuk konuuyorlard, benim iin fazla abuk, bana bir ey demeyen isimler sralyorlard: Panmunjom, McCarthy, RFA, Musaddk; hi duymadm olaylar hakknda yorumlar yapyorlard; bana bir ey sylemeyen konularda glyorlard. Bertrand srekli bana bakyordu. nce sevinle. Sonra hayretle. Daha sonra hznle. Ben sadece yemek yiyordum, gzlerim tabamda... ki kere bana bir ey syledi, fark edene kadar, ne demek istediini anlayana kadar, atalm brakana kadar, kafamn iinde bir yant hazrlayana kadar... ben konumaya balamadan, uzun sren sessizlikten sklan dierleri, konuyu deitiriyorlard. Tanrm, ne alalma! Yerin dibine girmek istedim! Sonra, yemein sonuna doru, toparlanmaya altm. Btn kafam toplayarak, bir cmle hazrlamtm, kendi kendime olabildiince hzl sylemeye sz vermitim. Bir sessizlik olsun diye bekliyordum. Olmad. Ya da frsat yakalayamadm. Bykeli saatine bakarak, bir sonraki randevuyu hatrlatt... Herkes kalkmt. Ben, kendi ritmimle kalkyordum. Hepsi yemek odasndan km kapya yneliyordu. Oysa ben ancak, sofraya abanarak ayaa kalkabilmitim. Otuz yamda olduuma kim inanrd? Bertrand aniden, piman olmu gibi dnd. Bana doru geldi, sarld, kucaklad. Uzun sre. Bana konuma sresi tanmak ister 131 gibi. Sofrada syleyemediklerimi, iimde kaynayan, boazma taklm olan, dudaklarmn ucuna gelen, anlamasn istediim her eyi sylemenin frsat idi. Hibir ey syleyemedim. En ufak bir kelime bile! Geri geldiini grmenin verdii heyecan ve aknl gstermekten baka... omzunun ardndan, beklediklerini grdm tekiler! Bu kez de azm aamadm. nemli olduunu, yaayanlarn dnyasna dnmek iin tek ansm olduunu hissediyordum. Ama belki de konu onca yaamsal olduu iin, felce uram gibiydim. Konuamadm ama, son anda, grnmeyen balarmdan kurtularak minicik bir harekette bulundum. Bertrand'n gitmesini nlemek iin elini tuttum, cebimde bir resim aradm. Kzmn resmi, Clara'nm gnderdii. Evet, dnyann btn yeni doan bebeklerine benzeyen yeni domu bir bebek resmi. Sonra fotoraf evirdim, arkasn okuyabilsin diye: Nadya! Kafasn sallad, omzuma vurdu, bireyler mrldand, sonra gitti. Gzlerinde hzn, acma ve bir an nce gitmenin tela okunuyordu. Bunun bir yardm ars olduunu anlam myd? Hayr, hibir ey anlamamt. Ona bireyler syleyecek vaktim olmutu. Usulca syleyebilirdim, o resmi ekip kartmaktan ok daha usulca. Uzaklatnda gzlerinde, grlebilecek her eyi grdm: hzn ve acma. imdi, Fransa'ya dner dnmez Clara'ya yazdn biliyorum artk. Cenaze ilan gibi bir ey! Zavall Baku'nun tannmayacak hale geldiini, kendisinin tand ve Clara'nm tand zgrlk rgtndeki delikanlnn artk yaamadn yazm olmal. Onu unutup, yeni bir hayat kurmasn sylemi olmal. Kardeimin ofr beni geri gtrrken, ben de yklm durumdaym. Btn frsatlar karmtm.

Salem'e gelince, sevinten umalyd. Beni hapsettiinden kukulanmlar myd? te, iyi niyetini gstermi, serbeste gelmeme izin verilmi, yemee katlmam, davetlilerle konumam -yle sylenebilirse- salam ve herkes zihinsel durumumun berbat olduunu, uzmanlam bir klinikte bulunmamn yanl bir ey olmadn, hatta kardeimin yasal mirasm zerindeki vesayet hakknn yerinde olduunu saptamt... Bu le yemei sayesinde kardeim, bir. baka pislikten kurtulmutu: hapse girmesine yol aan eski kaaklk hikyesinden! 132 Serveti sayesinde yeterince saygnlk kazanmt; kabul edersiniz ki saygnlk, satlk bir kadn gibidir, bu kez itibarn tam anlamyla kazanm bulunuyordu. Onu on yl nce mahkm eden Franszlar, imdi bykelilerinin ve bakanlarnn evinde gidip yemek yemelerini kabul ediyorlarsa, o zaman masum olduuna onlar da inanmlardr, aksini kim iddia edebilir? Benim kurtuluum iin amalanm bu yemek daveti, kardeimin bir basamak daha ykselmesine yol amt. Sanrm o tarihte pek ok kii, ayn kandan, ayn evden, bylesi dikkat ekici bir adamla, benim gibi bir paavrann nasl ktn kendi kendilerine sormulardr... Benim yazgm bilenler, ailesinde byle bir lekenin bulunmasndan ac ekecek olan yksek ahsiyetin hatrna, bundan sz etmemekteydiler. ou var olduumu unutmutu. Beni, trensiz, duasz, oktan gmmlerdi. Yalnz yabanclar deil! Yaknlarm bile! Benim iin bireyler yapabilecek tek bir kii vard: o da ablamd. Baka kimse deil. Bykbabam Nubar ve bykannem Amerika'ya vardktan az sonra lmlerdi; lkeden aalayn koullarda ayrlm oian oullan Aram ise, aile ile ya da aileden geri kalan ile ilikiye girmek istememiti. Baka kim vard. Direni rgtndeki arkadalarm m? Beni tanm olanlar, Bertrand'dan ne olduumu renmi olmallard. Sanrm zlmlerdir de, ama sonra unutmulardr. Onlara gcenmek mmkn m? Zaferden sonra, sebepsiz yere yklan ilk arkadalar ben deildim... Bazen savan da sonbaharlar vardr! Baka kim? Clara m? lk nceleri, sylendiine gre, bana yazm, hi elime gemeyen mektuplar... Ablama da haber gndermi, o da beni bulmamasn tavsiye etmi. Neden? ffet, karmn beni, yazlan geldiinde kendisinin grd gibi grmesini istememi. Hayfa'dan Beyrut'a gemek olanakszd, sahte belgeler salamak, su ortaklan bulmak gerekiyordu. Hem Araplann hem sraillilerin phesini ekerdi. Ablam, Clara'nn, kzn brakarak ya da daha kts kzn bu servene birlikte srkleyerek, btn engelleri ap, konumaktan aciz, hareket etmekten aciz, ayak sren bir varlkla karlaacak olursa, mr boyu d krklna urayacan dnm olmal. Daha iyi bir zaman, biraz kendime gelmemi beklemek daha iyi olmayacak myd? Belki de o zaman, Clara ile Nadya ile karlamamn oku yararl olabildi. O gnler ablam, iyileeceimi umuyordu... henz. Ama her.ziyaretinde da133 ha az inanmaya balad. Gn geldi, inanmaz oldu. En kt srada. Tam bireyler beklemeye baladm srada. Ama ona krgn deilim, Clara'ya da deilim, kendi iime hapsolduumu, diri diri gmldm nasl bilebilirlerdi? mdat dememitim ki! O berbat le yemeinin akamnda, yanlm dzeltmek iin, konuma yeteneime gvenmeyerek, bir kt parasna u basit cmleyi yazmaya altm: "Buradan kmak ve normal yaama dnmek istiyorum."

Bertrand'a iletemediim iin zgn olduum ve geldiinde ffet'e ulatrmak istediim bir yardm ars idi. Bu kd, Nad-ya'nn resmi yannda, cebimde tutuyordum. Bunu yazmamdaki neden, yalnzca, sras geldiinde konua-mamam korkusu deildi. nk her zaman ayn zihinsel durumda deildim. imdeki fkeyi de biriktirmeye ihtiyaam vard. Tpk lde kaybolan ve susuzluk tehlikesi karsnda kalan insanlarn bazen, yapraklarn zerindeki ebnemleri imek zere damla' damla biriktirdikleri gibi. fke, tiksinti, pek ender isyan tepkileri, hantallam onuruma kavumak iin deerli birer yakt gibiydiler. Ablam o yaz, tatilini geirmek zere Da'a gelmedi. Ertesi yaz da gelmedi. Onu bir daha grmedim. Salem bir gn, enitemiz Mahmut'un Msr makamlar ile bann dertte olduunu sylemiti. Baka bankaclarla birlikte sekiz ay tutuklu kalm, sonra krgn ve bezgin, Orta Dou'dan olanca uzaa g etmeye karar vermi. Avustralya'ya, Melbourne'e! Baka bir eyden de kukulanmaktaym; nk ablam, en azndan bize vedaya gelirdi. Sanrm kardeim, birtakm dalaverelerle ffet'i miras d brakt. imdeki sezgiden baka ve orda bur-da kokusu kan birka gsterge dnda kantm yok. Neyse, iren konulardan sz etmeyelim! Ziyaretlerini deerlendirebilecek durumda olsaydm, ablaml beni belki yine grmeye gelirdi ama karsnda heceleyen birini! grmekten ve alayarak yanndan ayrlmaktan baka bir ey yapa-I 134 myordu ki! Avustralya'dan vapura veya uaa binip gelmek ne ie yarayacakt? Kald ki hi gelmedi. Yine de, yaz yaklarken onu bekledim. Ama her yl biraz daha az mitlenerek. Son umudumu da kaybetmekteydim. ayet hayatta kalabil d imse, hayatta kalmamak da bir iradeyi gerektirdii iindir. O iradem bile yoktu. lme el uzatmak iradesi hatta gc bile yoktu. Birka ie ila almak veya merdivenlere kadar komak, atya kmak, bolua atlamak... sadece iki kat, biraz ans ile, her yanm krlabilirdi. Bunu sylememeliyim. Benim ansm, tam tersine, sonuncu midim de sndnde, ii bitirme gcne sahip olmaymd. Tnelin ucunda k grnmese bile, k varm gibi yrmek ve n grneceine inanmak gerekir. Bazlar, gelecee inanmaya devam ettikleri iin sabrederler. Bazlar, ii bitirmeye cesaret edemezler. Korkaklk, kukusuz hor grlmeli ama o da yaamn bir paras. Kabullenmek gibi, hayatta kalma aralarndan biri. Ancak beni hayatta tutan korkaklk ya da kabullenmek gibi bir ey olmad. Bunlardan byle sz etmem yanl. Lobo vard. Maliknenin "mterilerinden" biriydi. Genellikle bir arada gevezelik ederdik, vazgeilmeyen dost olmutu. Yegne arkada. Ondan biraz sonra sz edeceim. Yllar boyu, hayatmda kimsenin sahip olmad neme sahip oldu. Ama nce beni, lmekten nasl caydrdn anlatmalym. ntihar konusundaki kararszlklarm anlatmak, benim iin kolay deil. Maliknede ylesine bir ocuka jurnalcilik vard ki, kendimi yok etme isteimden kukulanacak olsalard, gece yataa balarlard... ancak Lobo, belki de bir eyden kukulanm olduu ve beni konuturmak istedii iin, hayatna son vermeyi birden ok dnm olduunu itiraf etti. Benim iin de yle oldu dediim zaman, yirmi yllk tmarhane kdeminin ve yirmi yllk ya farknn verdii stnlkle nasihatte bulundu:

"lme son are olarak bakmalsn. Hi kimsenin seni alko-yamayacam bil. Ama lme gidebilecein iin, onu yedekte tut; sonuna kadar. Diyelim ki gece bir kbus grdn. Bunun bir kbus olduunu bilirsin ve kurtulmak iin ban biraz oynatman yeter. Her ey daha basit, daha dayanlr hale gelir ve bir bakarsn en korktuun eyden zevk alr olmusun. Hayat seni korkutuyorsa, 135 iini yakyorsa, en yaknlarn irkin maskeler takmsa... hayat budur de, ikinci kez anlmayacam bir oyun olduunu syle. Zevk verici ve ac ektirici bir oyun, inan ve aldatma oyunu, maskeler oyunu, onu sonuna kadar oyna, ister oyuncu olarak ister izleyici olarak. zleyici olman daha iyi, iinden kolay karsn. 'Son kurtulu aresi' yaamama hep yardmc olmutur. Elimin altnda olduu iin, bu areye hi bavurmadm. Ama ahretin direksiyonu elimin altnda olmasayd, kendimi tuzaa dm hisseder ve bir an nce kamaya bakardm." Lobo, baka insanlardan daha hasta deildi. Ama sadece, nasl denir, "zel huylan" vard ve ailesi ya onu iyiletirmek ya da rezaletten korumak iin buraya kapatmt. Hayatnn byk bir ksmn birka nl kurumda geirmiti ve sannm buras, geldii drdnc ya da beinci yerdi. Bandan pek ok ey gemiti. Hatt doktorun biri, kt huylann kartmak iin onu lop lop doramaya kalkm ve annesi bilinli ya da igdsel olarak onu kurtarmt. Bu kt servenden lakab "lobo"yu edinmiti. Kendisi bile bunu alay konusu ederdi... evresindeki her eye, yaamna, gemiine byk bir kaytszlkla bakard. Maliknede, Lobo'nun ayn bir konumu vard. Odasna bir piyano konulmutu. Bazen, btn bir gn, ayanda terlikler, boynunda yeil ipek fulan ile oturur, ezbere alar ya da taburesinden kalkmadan benimle gevezelik ederdi. Bizlerin aksine, telefon grmeleri yapabilir, mektup alabilirdi. Aslnda kimse, deli olduunu dnmyordu. Kardeimin, bir hkmet deiiminde bakan olduunu da o haber verdi. Evet ya, bakan! Lobo, afallayacam biliyordu; Sa-lem'in nasl bir adam olduunu ona anlatabilmitim. "Kahve"mi tamamyla itiimden emin olduktan sonra, haberi verdi. Sersemlemitim, aslnda sersemlik gnlk halimiz olduuna gre, her zamankinden ok sersemlemitim demek istiyorum. Lobo, kendine gre beni teselli etmiti: Olan biten seni artmamal syan. Kendi kendine, kardeinin sana gre, bir stnl olduunu tekrar et. Nasl bir stnlk? O, eski bir direniinin kardei, sense eski bir kaaknn! Glmtm. Burukluum gemiti. 136 Bylece, kardeim para ve saygnlk kazanrken, ben salaklarn gl dudaklanmda, batmaktaydm... Yllar geiyordu ve uzun zamandan beri, ok uzun zamandan beri artk mit etmez olmutum. Oysa durum birden deiti. Talih kuu, tozlu bir kutunun iinden mrmn dosyasn kartm ve daha dikkatlice bakmt. Talih kuu, kzm Nadya'dan bakas deildi. niversiteye yazlmak zere, Paris'e yeni varmt. Evet, Nadya! Ben de, onun bebekliindeki resmim ile belleinde kalmtm. Ama artk yirmi yandayd ve iinde birbir trl isyan vard. Savalarn birbiri ardndan geldii Dou'dan bkmt. Oradan

uzaklamakta acele ediyordu. Onu yannda tutmay baaramayan, yalnz gitmesini de iine sindiremeyen Clara, kahramanlk dneminin eski dostlarn greceine dair ona sz verdirmiti. Bertrand' byle buldu. Sanrm Bertrand, artk bakan deildi ama yine de etkili ve Direni'in byk isimlerinden biriydi. Nadya, iine gmlnen koltuklann olduu zengin bir salonda kabul eden ve hafif bir glmsemeyle inceleyen insann karsnda, neden orada bulunduunu aklamak zorunda kalmt: oysa Bertrand onda annesi ile babasnn benzerliini kefe alyordu. Annem sizi grmem iin srar etti. Sannm onu sava srasnda tanmsnz... Demek sen Nadya'sm. Nadya Kitapdar. Tabii ki anneni tandm, baban da. Her ikisi de, gal srasnda olaanstydler. ki mkemmel arkada. Unutulmayacak dostlar. Bertrand "baban da" dediinde bir huzursuzluk hissetmi. imek gibi, abucak geen... sonra da benden sz etmeyi ardan alm. Montpellier'de karlamamzdan, tartamalanmzdan, korkularmzdan, Baku'nun, ele gemez Baku'nun basanlarndan konumu. Nadya szlerine yapp kalm. Annesinden baz eyler renmiti ama bilmedii ok ey vard. Babas olacak delikanly gzlerinin nne getirmeye alyordu. Bertrand daha sonra, daha hzl bir biimde hastalm ve klinie kapatlm anlatm. te o zaman, denize attm imdat iesi aklna gelmi, kzma aynntlanyla, o berbat le yemeini, cebimden karttm fotoraf hikyesini anlatm. Kendisine ackl ve gln geldii iin Clara'ya anlatmaktan vazgetiini, belleinde arkadann hazin grnts kalmasn diye o fotoraf hikyesini kafasndan skp attn... 137 lmemi bir babann yetim kz karsnda durup, byklerin dnyasna adm atmaya hazrlanrken, o fotoraf hikyesi birden bambaka bir anlam kazanmt. ' Nadya'nm gzleri ya iindeymi. O gne kadar sadece, soyundan biriydim, oysa artk etinden biri olmutum. Ona ynelik ve onca ge ulaan bu mesaj, onun gzlerinde, boulan birinin son ans gibiydi. O tarihten beri ne olduumu ve sudan kurtarmak iin ne yapabileceini dnmeye balamt. Bertrand, yanndan ayrlan gen kzn arkasndan sevecenlikle bakt. ocuksu yry aniden kayboluvermiti. Bense, o gn, mzklk yapan hasta ile on sekizinci iskambil oyunumu oynuyor olmalydm. 138 Resmini bir tlsm gibi kalbinin stnde tayan o hasta adam, Nadya nasl dnmesindi? O akl hastas -evet, evet szcklerden neden korkaym?- en iyi arkadana kendi resmini, bir azize- nin resmini gsterir gibi sunan o akl hastas! Yeni domu bebein o sevimli yz, yeryznn neesi! Kzm iin, onun yanda ideal olabilecek, d saylabilecek her ey, ama her ey, artk bu tmarhaneye tklm gen ihtiyarda odaklanyordu. niversite yurdunda, oda arkadana hi durmadan tekrarlyordu: "O benim babam, hcrelerimin yans, kanmn yars, gzlerimin rengi, enemin biimi ondan geliyor. O benim babam." Bu szcn lezzetini seviyordu.. Ya o baba, koruyucu koca bir yaratk olmak yerine, zayf, yaral, terk edilmi bir hayvancksa? Ya kz korumas altnda olacak yerde, onu korumas altna alan bir anne olursa?

Nadya beni, yann sevecenlii ile dnyordu. Ama hayalleri bundan ibaret deildi. Bana ulaabilecek, bir iaret verebilecek bir yol aryordu. Ona gnderdiim iaretle, on be - on alt yl sonra yant vermek zere... Babasn bulmak, kurtarmak onda bir saplant olmutu. ine kapand ve ilalar yznden sal bozulduu iin, artk iyileecek durumda deil miydi? Bu soruyu kendi kendine sormaktayd. Bundan hayrl bir basiretsizlik dodu. Annesine sylemi miydi? Tek kelime ermemiti. O tarihte, ilikileri pek parlak deildi. Clara'nn, bir gemie sahip, ar basan bir kiilii vard. Nadya, kendi servenini, kendi direniini yaamak istiyordu. Annesinin havlu att yerden balamak istiyordu... Niyetini, Bertrand'a da hemen am deildi. Tek basma hareket etmeye kararlyd. Bu onun serveni, onun savayd. Sz konusu olan, onun babasyd. 139 Ne yapacann duyulmasn istememekte haklyd. O kadar tuhaftr ki, gerekletirmesine ne Bertrand ne de Clara izin verirdi. Daha sonra rendiime gre, bundan sadece oda arkadana sz etmiti. Arkadann ad Christine idi ve soyad, Paris'in en byk kuyumcularndan birine aitti. Nadya ona, bir dei-toku nerisinde bulundu. ki gen kz birbirlerine ok benziyordu. Kimlik kartlarndaki resimleri birbirine kartracak kadar, Kalpazan Jacques'a layk yntemlerle. Christine, Nadya'run fotoraf ile yeni bir pasaport karm, pasaport dairesindeki memur hibir ey anlamamt. Kzmn, Christine adna kendi resmiyle dzenlenmi bir pasaportu vard artk, hi kimse gerek adndan, milliyetinden, doduu kentten kukulanmadan, snrdan snra geebilirdi. Ailesi ile balarn kopartm olan arkadana gelince, bir sre arl olan bir ad tamaktansa, hem Mslman hem Yahudi olan bir kzn kimliine girmeyi elenceli buluyordu. Evet, tam anlamyla, hem Mslman hem Yahudi! Babas olan ben, en azndan kt zerinde Mslmanm; annesi, en azndan nazari olarak Yahudi. Bizim oralarda, babann dini geerlidir, Yahudilerde ise annenin. Mslmanlara gre Nadya Mslman, Yahudilere gre de Yahudi idi. Kendisi birinden birini seebilirdi ya da hibirini semezdi veya ikisini birden semek isteyebilirdi... evet, ikisini birden ve daha birok ey. Kendisine kadar gelmi btn o soy izgileriyle, Orta Asya'dan, Anadolu'dan, Ukrayna'dan, Arabistan'dan, Beserabya'dan, Ermenistan'dan, Bavyera'dan gelen fetih ya da ka yollaryla iftihar ediyordu. Kan damlalar arasnda, ruhunun her bir zerresi arasnda bir tercih yapmaya hi niyeti yoktu. Yl 1968 idi. Bana anlatldna gre, Fransa'daki renciler iin heyecan verici bir yl! Ama Nadya'run tek dncesi yola kmakt. Nefret ettii Dou'ya! Vizesini, uak biletini alm, otel rezervasyonunu yaptrmt, hepsi arkadann adna. Beyrut'a varnn ertesi gn bir taksiyle Yeni Yol Maliknesine gelmiti. Orada olup olmadm renememiti ama oradan kprdayp bir yere kmadm tahmin etmiti. Mdrn odasna kabul edildiinde sahte adn sylemi, Davvvvab da ister istemez nl kuyumcu ailesiyle ilgisi olup olma140 dru sormutu. Tam kararnda, ne ok ne da az bir ilgisizlikle, "Evet" demiti. Ayn soruyu sorduklarnda Christine'nin yapt gibi...

Zaten biraz da onun iin buradaym, demiti kzm. Hassas bir konu ama sadede dorudan gelmeyi yelerim. Halalarmdan biri birka yl nce Lbnan'da yayordu. Kurumunuz hakknda ok vc szler duymu. Sizi gelip grmemi o tavsiye etti. Babam iin. Birka yldr, bir hayli ciddi ruhsal sorunlar var, uzmanlarn gzetimi altnda... rnein kimler? Nadya hazrlklyd, nl birka isim vermi, Mdr de bayla onaylayp konumasn srdrmesini rica etmi... Bir sre yurt dnda yaamas babama iyi gelecek diye dndk. Babama ve btn aileye. Biliyorsunuz bizler tannm insanlarz, bu durum ailemizin nne zarar veriyor. Babam da bunun farknda. Onu burada tedavi ettirme dncesini henz ona amadm ama iyi bir yere, kar koyacan sanmam. Burada btn istediklerinin var olduunu sanyorum: gne, huzurlu bir evre, iyi bir bakm... Onun iin de nasl bir yerde yaayacan grmek zere gelmi bir eit ncym diyelim. Son karan vermeden nce, belki sizin Paris'e gelmeniz iyi olacak, tabii masraflar bize ait olmak zere... Balk yemi yutmutu! Doktor Dawwab, zevkten drt ke, zengin mirasya kurumunu gezdirmeyi nermiti. nce baheden baland. Fikir edinsin diye ufak bir gezinti. Da manzaras, hemen tesinde deniz manzaras. Hi kullanlmad iin yepyeni duran tbbi gereler! Ayrca odalar - piyanosunun banda olan Lobo'nun odas. Sonra yeil bitkilerin ssledii geni salon. Bu gibi ziyaretlere ahk olmayan hastalar, konua yaklamak iin iskambilleri brakmlard. Dawwab: Endie etmeyin, size bir ktlkleri dokunmaz, dedi. Nadya onu yattrd. Titiz mfetti havalarn korumaya alyordu. Fazlasyla temiz salonun kesinde bucanda toz kalm m diye saa, sola, yukan aaya bakyordu. Onu sarsan duygular anlamak kolayd aslnda, bu hastalar arasnda o gne kadar hi grmedii babasn aryordu. O gn kt oynamyordum, ne de dama veya tavla. Lobo ile azck surdan burdan konumutuk, sonra o piyanosuna gitmi 141 ben de bir kitap almtm. Ziyareti geldiinde kitabma dalm, dierleri gibi ona yaklamamtm. Sadece, yerimden kalkmadan bam kaldrmtm. Yabancy grmek iin. Baklarmz karlamt. O kzn kim olabileceine dair en ufak bir fikrim yoktu. Oysa o beni tanmt. Eski resimlerdeki gibiydim. Gzleri donup kalmt. Benimkiler de yle, ama meraktan... Biraz da akvaryumlardaki balklarmz gibi bizi incelemeye gelen bu yabancya kzgnlmdan. Surat etmi olacam ki, Daw-vvab hafife glerek, zr diler gibi: Onu okurken rahatsz ettik, dedi. Ama ayn zamanda, baklaryla beni bonbardman eder gibiydi.

Bu bey sadece okur, sabahtan akama kadar. Tutkusu budur. Pek doru deildi, durumu biraz sslemiti, szde entelektel bir yer olan kurumunun saygnln arttrmak iin. Nadya: Eer yleyse, ben de ona bir kitap vereyim. Yeni bitirdim, dedi. El antasn ap bana yneldi. Mdr: Gerekmez diyecek oldu ama Nadya yanma gelmiti. Kitab bana uzatmadan nce iine bir ey tktrdn grdm. Sonra srtmakta olan Dawwab'a gitti. akmlktan kendime gelmemiken kitab atm. Baln okuyabilme frsatn bile bulmadan, sa tarafnda, st ksmda, yazarn adnn stnde sahibin adnm yazlm olduunu grdm: Nadya K. Aniden ayaa kalktm. Ona tuhaf bir biimde bakmaya baladm. Yznde, Clara'yi anmsatan izgiler vard. O an, hi kuku duymadan, orada durann kzm olduunu anladm. Dawwab'm kim olduunu bilmediini de hissettim. Onu ele vermeyeceime dair kendi kendime sz verip ona doru yrdm. Benim bir robot gibi ilerlediimi gren Nadya panikledi. Kendisini tandm anlad, kurduu atnn kmesinden rkt. Ona yetitim ve kitab gstererek "mersi" dedim. Elini tuttum, yakalad, ben de hi durmadan "mersi, mersi, mersi, mersi" diyerek elini salladm. Mdr sinirli bir glle: Kitabnz onu duygulandrd, dedi. Nadya'y pmek iin daha da yaklatm. Adam avaz kt kadar: 142 Yeter, ileri gidiyorsunuz, diye baryordu. Soukkanlln korumaya alan Nadya: Brakn, bunda bir ktlk yok, dedi. Bunun zerine onu barma bastm. Ksa bir sre. Kokusunu duydum. Ama Dawwab bizi ayrmt bile. Nadya ise stlendii ii, duygusalla kaplarak berbat etmemek iin benden ayrld ve: Bu bey ok duygulu, dedi ve doktora dnerek -ki cesaret isterdi- babam da okumaya baylr, ona olanlar anlatacam. Bu hasta ile ok iyi anlaacandan eminim. Aslnda, doktorun beni davranmdan tr cezalandrmasndan ve kitab elimden almasndan korkmutu... bunun iin de, bu dokunakl sahnenin -sonradan rendiime gre- son tereddtlerini de yok ettiini ve baka hibir kurumun babasna bunun kadar uygun olmayacan sylemi. Babadan kastettii kuyumcu tabii ki! Dawwab'm az kulaklarndayd. Ben ve kitap kurtulmutuk. Bir de kitaba sokuturduu mektup... Zaten mektubu acele giysilerimin arasna gizlemitim. Tuvalete gitmi ve kitabn ilk sayfasn yrtntm. htiyat, ihtiyat... Zarfn zerinde adm yazlyd. Nadya, mektubu dorudan elime

verebileceini dnmemi, bana iletecei umuduyla gvenebilecei bir hastaya vermeyi tasarlam. Mektup ne mi diyordu? Yaama sevincime kavuabilmem iin gerekli birka sz! "Baba, Ben senin yokluunda domu olan, kalbinin stnde resmini tadn ama yine de senden uzakta bym olan kznm. Uzakta m? Aslnda bizi birbirimizden birka kilometrelik nefis bir sahil yolu ayryordu ama aramzda lanet olas bir snr, kin ve anlayszlk duvar ykselmiti. Bir de hayal gcnn yokluu... Ben domadan nce, sen ve annem savaa ve kine kar ba-kaldrmtnz. Sava ok gl grnyordu ama sonunda annem ve senin gibiler direndiler ve kazandlar. Hayatta her zaman bir yol bulunur, mecrasndan km kendine bir baka yol yapan nehirler gibi. Sen, annem ve dierleri bakaldrm, yazgy aldatmak iin sava adlar edinmitiniz. Benim savam o kadar grkemli deil ama bu benim savam ve sonunda kazanacam. Ben de snrlar gemek iin bir sava ad edindim. Seni gelip grmek ve sana: 'Bil ki darda bir kzn var ve sen onun en deerli varlsn ve seni sabrszlkla bekliyor' diyebilmek iin..." Bu sade szckler beni daha okurken deitirdi. Bana erkeklik ve babalk onurumu, yaama zevkimi geri verdi. Hibir srprizi olmayan yarnlardan beni ayran saatleri ekip uzatmakla yetinmi-yordum artk. Beni bekleyen sevgi idi. Benim hayatmn bana hibir yaran kalmamsa da, Nadya iin onu koruyacak ve gzelletirecektim. Kzm bir baba sevgisiyle, bir yetimekte olan insan sevgisiyle seviyorum. Eskiden sevilen, beenilen Baku'yu onun iin canlandrp zgrle kavuturmak, onun iin, koluna girip iftiharla gezecei bir baba olmak istiyordum. 144 Yine de, hayatla banmak istemem, bunun gereklemesi iin yeterli deildi. Bu, kendini ldrmeye kalkan bir babaya kznn gelip elini tutarak: "Baba, istemediin bu hayat, benim iin koru!" demesi zerine intihar projelerinden vazgemeye benzemiyordu. Durum daha karmakt. Tabii ki bama gelenleri anlyordum ve mutluluk duyuyordum. Ama btn bunlar bir sis perdesinin ardndan grmekteydim. Puslu bir kafann ardndan. Yirmi yllk, zoraki de olsa, kabul edilmi, rza gsterilmi bir tmarhaneye sokuluun pusu ve pas ardndan. Moral bozucu yirmi yllk bir yaam, yirmi yllk elimsiz irade! Yirmi yllk yavalatlm, hantallahnlm dnce ve konuma! Bir daha belirteyim, sadece lmekten vazgemek, uurumun kenanna gelip tam atlayacakken geriye bir adm atmak ve titreyerek uzatlan scak eli tutmak szkonusu deildi. O kadar basit deildi. Ayn rnei verecek olsam derdim ki, salam topraa basarak deil ama dar bir ta geit zerinde bir ie viski ierek uurumun kenannda duruyordum. Geriye dnmek iin karar vermem yetmiyordu, nk benim durumumda, selamete ulayorum diye uuruma yuvarlanmak da vard. nce aylmam, ak bir gre, berrak dncelere sahip olmam ve attm her adm nereye attm bilmem gerekiyordu. Benim durumum buydu. Oysa yalnz ben deildim sz konusu olan... beni ieri atm olanlar vard. Kitabdar Konan tekrar almam ve miras hakkm elde etmemi istemeyen kardeim vard. Gelir kaynan oluturduum ve arac olduum Dawwab vard. Onlarn egemenlikleri altnda bulunduum srece, kuku-lanmalann nlemek gerekiyordu. An ihtiyatl olmalydm.

te size bir rnek: Kafam toparlayabilmem iin, sabah kahve145 sindeki ilalardan kurtulmam gerekiyordu. Kurnazlk gstermeliydim, gzetim hergn ok sk deildi: biraz abayla, aklm da bama toplayarak bunu baarabilirdim. ayet ilalan aniden kesmi olsaydm felaket olurdu. Krk sekiz saat iinde o kadar sinirli olurdum ki, kendimi ele verirdim; bu kez doktor, ayn ilalar ine ile vermeye kalkrd ve beni daha yakndan gzetlerdi. En mantkl davran, ila dozunu yava yava azaltmakt. Sabah "kahvelerinde" ila tadnn son damlalarda daha fazla olduunu fark etmitim. Fincann dibindeki damlalar azmda tutmay daha sonra lavaboya tkrmeyi becerebildim. Birka hafta sonra, ok daha iyiydim. Sakin olmakla birlikte, kafam daha berrakt. Okurken, bakalarnn davranlarna bakarken bunu hissedebiliyordum. Tuhaf bir izlenimim vard. Eskimi duygularm yenileriyle deitirmiim gibi bir duygu iindeydim. Ya da yedek bir duygu edinmi gibiydim. Kafam toparlaynca fark ettiim ey, bakclarn, hastalarn nnde, bazlar tamamyla tpsal, dierleri alayl yorumlar yaptklar ve bunlar ok hzl, eksik szcklerle ya da ksaltmalarla yaptklar idi. O kahrolas sersemlie sahip olduum dnemde, btn bunlar, tek bir szcn bile anlamadan, burnumun dibinde cereyan etmekte idi. Oysa imdi, kk bir abayla anlyordum. Bazen hastalara taklan isimler ya da birinden birinin salk durumu hakknda endie verici aklamalar ya da mrlerinin geriye kalan ksmlar stnde bahse girimeler oluyordu, tepki vermemeye alyordum. Hayr kafamda bir plan yoktu, gerekten yoktu! Hibir ka plan yapmamtm, hele byle bir ey hi yoktu. Sadece kendime gelmeye, kafam toparlamaya alyordum, kzm beni ardnda cevap verebilmem iin. Ah evet, bir ey daha... beynimi altrmaya, bellek altrmas yapmaya aba gsteriyordum. Bir gn, gittike sk yaptm gibi, okuyordum. Eski bir macera romanyd ve Leheden evrilmiti; yk gzel ilenmiti ve sonunu merak ediyordum. Sayfalarn hzl hzl eviriyordum. Birden, bam kaldrdmda, bakcnn merakl gsterileriyle karlatm. Her zamanki yavalmdan kurtulmutum, hareketlerim canl, sinirli, enerjik olmutum ve bakc kadn bunu fark etmiti. Doktora haber vermeden nce, emin olmak iin bana bakmaya devam ediyordu. Bunun zerine, ritmimi yavalatmaya altm ve bunun iin de baz paragraflar iki ke146 re okumaya baladm. te o zaman, btn paragraflar ezberlemeye karar verdim. Benim "zihinsel eitimim" iin yararl myd bilmiyorum ama yeteneklerime gvenmeme yardmc oluyordu. Evet, evet, beni iyi anladnz. O bakc normal ritimle okuduum iin beni Dawwab'a ihbar edebilirdi! Maliknedeki dnce, hastann ajitasyon potansiyeline sahip olduklar ve iddetli buhran geirebilecekleriydi. Rlantide olduklar srece, tehlike yoktu. Her ani hareket, her ajitasyon belirtisi bir buhrann habercisi olabilirdi. Bu yzden, Nadya'y ya da ondan gelecek bir iareti beklerken dikkatli olmalydm. Sanrm kzmn da en byk istei beni kurtarmakt. Ama bu nasl olacakt? Beni grmek iin hapishaneme szmak baka, beni oradan kartmak bakayd. Kzm, iini baarm olmaktan, klinik mdrne oyun etmekten gurur duyuyordu. Hele, mucize

kabilinden, mektubu elime tututurmu olabilmekten. Benimle konumu olmaktan, kucaklam olmaktan... Beni, bir yabancy kucaklar gibi, daha da kts, can skc biriyle tokalar gibi kucaklamt. Ama her ikimiz iin, bu ilk pmemizdi. Sanki sevgilimden sz" eder gibi konuuyorum. Kzma ilk pcm jdi, yirmi yl iinde tek pcm! Haftalar getikten sonra bile etkisindeydim! imdi bile, o anlar yeniden yaaynca... zr dilerim, nerede kalmtk? Ah evet, kzmn taanlarndan sz ediyorduk. Ziyaretinin ok mkemmel getiini sylemitik. O kadar ki... her eyde baa-nl olacana inanmaya balayacak kadar... ertesi haftalan, plan kurarak geirmiti. Gzpek planlar... karma planlan! Kurnazln yeterli olmad, baka aralar kullanlmas gerektii sonucuna varmt. Evet, karma! Zavall yavrum, gnl akln elmiti! Yeniden Bertrand'a gitmiti, yardmn salamak amacyla. Dnnden bu yana, onu ilk kez gryordu ve Malikneye nasl girdiini ve benimle nasl karlatn anlatmt. Bertrand, onu nce sevgiyle hatt hayranlkla dinlemiti. Kzmda, ses tonunda, kendi genliini, Clara'nnkini ve benimkini bulmutu. Ancak k147 zm, olumlu tepki alp yeni tasarlarndan sz edince, Bertrand'm yz aslmt: Buraya kadar yaptklarn onurlandrc. Bundan gurur duyabilirsin ve benim, annenle babann eski bir arkada olarak gurur duymamam elimde deil! Ama dikkat! Baban hakknda anlattklarn, bana onunla son karlamamz anmsatt. Bylesi ciddi bir konuda gerek izlenimlerimi senden saklayacak olursam, gerek bir dost deilim demektir. Baban yarm bir adam, heyecanlarn sevecen davranlarla, gzyalaryla gsterebiliyor ama daha teye gidemiyor. Seninle konutu mu? Sadece mersi dedi. Baka bir ey diyemezdi nk Mdr bize bakyordu. Durumu, zellikle belli etmemek gerekiyordu. Sen bunu, zverili ve yiit ruhunla byle deerlendiriyorsun. Oysa ne yazk ki gerek, ok farkl. Ben baban grdm, onunla yan yana saat geirdim. Konuabileceini biliyordu, tehlike yoktu. Bana "beni yannda gtr" diyebilirdi. Yannda ben ve bykeli olmak zere, hemen gidebilirdik, kt kardeinin diyebilecei hibir ey olmazd. Ama hayr, syan hibir ey syleyemedi, tek bir szck etmedi. Ayrlacam srada son bir mitle ona doru gittiimde, istedii her eyi syleyebilirdi, yalnzdk. Yine bir ey sylemedi. Sadece senin resmini cebinden kartabildi. Sevecen, dokunakl bir davran ama yanm bir adamn davranlar.' Seni, yirmi yanda, babasn hi grmemi bir gen kz olarak karmda grp bu sahneyi anlattmda, gzlerim dolmutu; sense benden yz kat daha heyecanlydn. Harikuladeydin. Onu kucaklamak, unutmadn sylemek iin grmeye gittin. ok iyi. Alklyorum. ki mkemmel arkadama layk bir kzsn. Ama imdi gerekle yzyze gelmek sras. O adam, yanm bir adam, bu byk hakszlk ama gerek bu! Onu son grdmde, artk ayn adam deildi. Heyecanlarn ancak gzyalan ile ya da kucaklamayla gsteriyordu, ite o kadar! O tarihten sonra tmarhanede geirdii on alt yl, durumu daha iyiletirmemitir. Byle bir plan uygulamaya kalktnda ne gibi tehlikelerle karlaacan dnmek bile istemiyorum. Tehlike gzn korkutmuyor, emin ol, beni de korkutmaz. Diyelim ki karma olay dndn gibi gerekleti, diyelim ki baban, yakalanp ift kilit altna konulmadan oradan ekip kardn, hatt daha

ileri gideyim, diyelim ki buraya, bu daireye geldi, u koltukta oturdu... ne olacak? Durumunu anlayacak ve onu benzer bir yere kapatmak zorunda kalacaksn. Bir evladn, bir dostun zemeyecekleri tbbi, zihinsel, ruhsal sorunlar vardr. Alkanlklar, arkadatan olan bir ortamdan onu koparp alacak ve belki de daha az sevecen, daha kapal bir baka kurulua yerletireceksin." Kzm, Bertrand'm yanndan svp sayarak ayrlm. Bir kez daha tek bana hareket etmeye karar vermi. Ancak kararll sarslm bulunuyordu. Duyduu szler kafasn kartracakt. Beni brakmayaca vaadine aslarak yokuu kmaya baladm bir srada, o -henz aka kendisine itiraf etmemi bile olsa-vazgemiti. Ama ben bulunduum yerde bunu bilemezdim. Gnn birinde kp geleceinden emindim ve hazr olmak istiyordum. Nadya'y bekleyerek yaadm. Yllar boyu, her gece uykuya dalmadan nce, ertesi gn geldiini grecsk miyim, hangi kimlie gizlenerek ve ne gibi eyler uydurarak gelecek diye dnyordum. Ama beklediim yarnlar, dnde kald. Hayr; kzm bir daha hi gelmedi. Ona krgn deilim, neden gelsindi? Beni kurtarmak iin mi? Beni bir kez kurtarmt. yiletirici szler sylemiti. Yokuu trmanmaya balamtm. imdeki dipsiz kuyunun duvarlarndan yava yava trmanyordum. Savayordum! Sisi datmak, aklm bama toplamak, belleimi glendirmek, isteklerimi uyandrmak iin savayordum! Bu artk benim savamd, yalnzca benim! Bu sava, iki kat zenle srdrmeliydim. Talihsiz dostlanm, davranlarn taklit etmek iin gzlemeye devam ederek... nk her geen gn, sersemlik durumum ile uyanklk durumumun hi de ayn olmadn fark edebiliyordum. Nitekim, konuurken yalnzca szlerimin hz, yalnzca vurgusu, yalnzca o bitmez tkenmez, cmleleri uzatan "eeee'er deil, szck daarc da deiiyordu. Anmsatt istekler krletilmise, szckler de unutuluyordu. Her ey, sz, bak, bir ey yerken yz buruturma ya da buruturmama, binlerce kk aynnt, hastann usul usul sersem-letirici dozu yutan ile yutar gibi yapan birbirinden aynyordu. Btn bunlara karn, kamay dnmyordum, henz deil. Elde ettiim, sabrsz bir davranla yitirilemeyecek kadar de148 149 erliydi. Ne yani? Bir yk kamyonuna gizlenerek mi? Duvar atlayp, muhafzlardan daha hzl koarak m? Hayr, ansm bu yollardan deneyemezdim. Gitmek, Tann'nn gn bunu dnyordum. Tmarhaneden uzaklamak, baka bir yerde olmak, zlemini ektiim buydu. Ama bir engeli amak iin fiziksel bir aba harcamak? Yo, hayr. Kzm bekliyordum. Diyeceksiniz ki, gelmeyince ne oldu? Yant, sorunuzun iinde. Sonu gelmeyen an, ulalmayan an yoktur. Byk bir tutku ile beklenilirse, zaman getike beklenilen gnn yaklat sanlr... Bir yl m geti? Daha iyi denilir, hazrlanacak zamana ihtiyac vard. ki yl m geti? Gelmesi yakn... Kald ki, Maliknedeki zaman, dars gibi gemiyordu. Kimse hapishanedeki gibi entik atmyordu. Hepimiz, mr boyu hapistik. mr boyu, birbirinin ei gnler... gn saymann ne yaran vard? Son Gece

150 Saat gecenin on biri, belki de on bir buuu olmutu, ackmtk, dinlenmemiz iyi olacakt. syan ile birlikte, gece ak bir birahanede soan orbas imeye ktk. Yemekte, aramzda bir sessizlik olduu srada, i cebinden, krmz deri kapl, yaldzl bir dille kilitlenen eski bir ajanda kartt. Sayfalarm evirmem iin bana uzatt: Aklmdan geenleri yazmtm. Son zamanlarda, Maliknedeyken yazdm. Sayfalar gzden geirdim. ou beyazd, dierlerine balksz, noktasz, uyaksz eyler yazmt. Onun izniyle u birka satr naklediyorum: Ardmda cennetin kaplar arpt dnmedim Ayaklarmda ayaklarmn glgesi yolum boyunca duvara kadar uzanyor Kapal gzkapaklanmn altnda glgeme basyorum tpk kan damarlarna benzeyen Anadolu yollarndaki gibi Belleimde kagir ve hayal caml daha gzel bir evin ans, Kulaklarmda kentin uultusu Babil'in tatl uultusu Eskiden eskiden llerde yok olmu uluslarn ileri karakollar Eskiden eskiden gkyznn merdivenleri eskiden eskiden sabrszlk a eskiden gelecek Sonra birlikte otel odasna dndk. kimiz de ok yorgunduk ama zamanmz azalmt, gerdanln son parasn tamamlamak gerekiyordu. Beni yattrmak istercesine: Hikyemden az bir para kald, dedi. Yetmili yllara geliyorum. 153 Darda, sesi bize kadar ulaan baz olaylar oluyordu. Ses derken, silah sesi demek istiyorum. Patlamalar, youn ate, ambulans sirenleri. Henz sava yok. Sadece habercisi salvolar. Grltl, gittike sklaan iddet olaylar. Darda insanlar ne olup bittiini belki anlyorlard, bize sadece grlt ile yetinmek kalyordu. Sonra bu grlt bizi rahatsz etmeye balad. Size "Skkn" denilen hastadan daha nce sz ettim mi? Sanmyorum. Talihsiz arkadalarm arasndan, sanrm sadece Lobo'dan sz ettim. Skkn, Lobo'nun tam tersiydi. Lobo, ince, hassas, zararsz biriydi, bana, ailesi srar ettii o da onlar krmak istemedii iin orada bulunduu izlenimini verirdi; dnyann kendisine gre olmadn, ok erken ya da ok ge geldiini, ya da dnyann kt bir yerine geldiini dnrd. Ksacas, sessiz sedasz, elini ayan ekmi biriydi, tek istedii ey, ara sra piyanonun taburesine oturmakt. Skkn iin durum yle deildi. O buraya, bambaka bir "gzerghtan" -yle denilebilirse- gelmiti: Cinayetten! Bir gn, bir delilik annda, elinde kasap ba ile sokaklarda komu, geerken on kadar insan yaralam ve yakalanmadan nce bir de kadn ar yaralamt. Avukat sorumsuz olduunu ileriye srm, bu gr kabul edilmiti. Ailesi onu doktor Dawwab'in rnek kliniinde yatrana kadar, birka ay resm bir kuruluta yatmt. Ara sra, dudaklar titrer, ldrme isteinin teptii anlalrd. Ancak sakinletiriciler sayesinde -sanrm ona b^den daha fazla veriyorlard- yattrlyordu. imdi ondan sz ediyorsam, o dnemde, endie verici bir davran olduu iindi. Bu bir iddet gsterisi

deildi, doktorlar buna are bulurlard, bir eit sessiz, iin iin sevinti. Ne zaman bir yaylm atei duyulsa, siklon, bir su ortandan ifreli bir mesaj ahyormuasma sevinirdi. Ya da d dnya kendisine uzun sre kt davrandktan sonra, sonunda iyi ynlerini kabul etmi gibi sevin duyard. Adam uzun boylu, gr kzl sal, kaln enseli, kk eneliydi. Gl elleri vard ve bu elleri bir bakla korkmadan dnmek olanakszd. Glmsediinde, bakalar benim kadar endielenir miydi bilmem? Bakclar, ilk buhran belirtisinde onu balamak iin yakndan izlerlerdi. Ama o hi hareket etmezdi. G-lmsemekle yetinirdi. atmalar sklap, bulunduumuz yere kadar geldiinde, Skkn kendinden gemeye balad. Dierleri, hastalar ve bakclar, 154 Maliknenin igal edilecei korkusu iinde yaamaktaydlar. Geri Malikne bir kale gibiydi, salam ve yksek duvarlar ve atda gzetleme yuvalan vard. evremizdeki milislerden her biri, Malikneyi bir kale gibi, genel kararghlar gibi kullanmak isteyebilirlerdi. Ya da silahl birka serseri oray yamalamaya kalkabilirdi; bu deli zenginlerin barnanda hazineler saklanyor olamaz myd? Ya da en azndan para eden deerli birka para eya? Davv-vvab, kendisini korusunlar diye semtteki ete balarna para veriyordu. Maliknedekilerin "dars" ve "dardaki insanlar" hakknda fazla bilgileri olmadn sylemitim. Sadece Skkn zafer havalarna brnm olsa da, aramzdan ou bam "byle biteceini biliyordum" der gibi sallyordu. Hastalar arasnda korkuya kaplan tek kii bendim. Lobo'nun dnda kimsenin tahmin edemeyecei bir nedenden tr... Lobo'ya almtm ve o da beni yattrmaya alyordu: evremizde olanlar haber alan Nadya'nn, hayatmn tehlikeye dmesinden endie ederek gelmesinden korkuyordum. Hayr, gelmesini istemiyordum. Byle bir tehlikeye atlmasn istemiyordum. Ortalk sakinlemeden nce deil! Bugn, byle bir maceraya atlmayacak olduunu rendim. Gen bir adamla tanm ve ksa bir sre nce evlenmi. Kocas ile Brezilya'ya gitti. Bir delilik yapmasndan en korktuum an, Atlantik'in te yakasnda hamileymi... Birka gn nce, ocuu ister kz olsun ister olan, adna Baku diyeceini haber aldm... Benim anm byle srdrecekti. Artk kuryelikler, tuhaf maceralar tarih olmutu... Allahtan kliniin evresindeki olaylar ktye gitmekteydi. Milisler, daha grltl silahlar edinmilerdi, ne uyayabiliyor, ne yiyebiliyor, ne okuyabiliyor ne de eskisi gibi iskambil oynayabiliyorduk. Kulamz pencerelerde, her top at ile srayp, baryorduk. Sonra bir gn Dawwab yok oldu. Silahlarn ara vermesinden yararlanp, arabasna bindi, kat. Meslektalarna haber vermi olmal nk ayn akam, btn personel, buhar oluverdi! Ama biz hastalara bir ey sylememeye karar vermilerdi. Hayr, tek bir szck bile. Bizi, nakledilemeyecek kadar ar bir yk, gerei syleyemeyecek kadar ne yapaca belli olmaz yaratklar diye nitelemi olmallar... bizi kendi kendimize brakvermilerdi. 155 Bunu fark ettiimizde gece olmutu. Yaylm atei yeniden balamt. Klinik, iki dman milis kuvveti arasndaki tampon blgede, kimseye ait olmayan topraklar zerinde bulunduu iin, igal edilmemiti. Her iki taraf bunca hrsla atyorsa, her biri dierinden nce klinii ele geirmek istedii iindi. Korkun gnler bekleniyordu. O uursuz yattrclarn verilmeyecei gnn ertesinde de korkun eyler bekleniyordu. Uursuz ama ne yazk ki gerekli; hastalar yattrclardan aniden yoksun kaldklannda, birbiri ardndan buhran geirdiklerinde neler olacan dnmek bile istemiyordum.

156 O geceyi mr boyu anmsayacam. Birinci katta, srunlu, balko-numsu bir yerdeydik. Oras salk personeline aitti ama Lobo ile birlikte gelip oturmutuk ve dierleri, iskemleleri srerek bizi izlemilerdi. Karanlktaydk, tepemizden san, sonra krmz, sonra gene sa-n, daha sonra yeil izler brakan mermiler geiyordu. Ara sra ortalk iiyor, ardndan patlamalar oluyordu. Gzlerimi Skkn'n mest olmu yznden ayramyordum ve kendi kendime, ila verilmediinden ertesi gn nasl bir canavar kesileceini soruyordum. Btn gece sandalyelerimizin zerinde mhlanp kaldk. Genelde, bizleri gelip alrlar ve akam yemeine gtrrlerdi, yemekten sonra biraz oturur, sonra da bizleri odalarmza gtrp sndrrlerdi. Ne yapacamz syleyecek kimse kalmad iin, hibir ey yapmyorduk. ylece oturuyorduk. Orada, yemeden, yatmadan, kmldamadan, sonsuza dek durabilirdik. Sonra, dalann ardndan gne dodu. Gn ile yalnz ate deil sesler de yok olmutu. Birka ksa dakika sresince, tam bir sessizlik. Manzara muhteemdi! Tepeleri, kyleri, uzak kentleri, tan aanrken hafif mavi, beyazmtrak olan sahili ve denizi bir bakta kcaklamak olasyd. Her yerde yklm evler, sokaklarda cesetler, barikatlarn zerinde kirlenmi bayraklar olmalyd... plak gzle bunlan grmek olanakszd. Sadece huzur verici sonsuzluk! Mavi, yeil ve hatta ku cvltlar. Birden art arda patlama sesleri. Bir daha, bir yenisi daha. Her ey yeniden balayacakt. Ayaa kalktm. Yksek sesle "Gidiyorum" dedim. Kimse tepki vermedi. Skkn'n glmsemesi artt. 157 Lobo'ya dnp baklarmla sordum. Bunun zerine o da kalkt ama sadece omzuma vurup "Talihin ak olsun" demek iin. Arkasn dnp gitti. Birka saniye sonra piyanosundan Varova konertosu duyuldu. Bombardmanlar enikonu younlamt ama mziin sesi bastryor, elik ediyordu. Odama gittim, birka para eya topladm. Ne bavul, ne anta, yalnz cebe girecek eyler. Baz ktlar, biraz para, ajandam, ve ilalar, baka bir ey deil. Yola koyuldum. Evet, yaya. Ana kapdan getim ve yolun kenarndan, bakente doru yrmeye baladm. On be kilometre kadar vard. Normal zamanda kimse bu mesafeyi yaya gitmeyi dnmez. Ancak o sabah hibir ey normal deildi. Ne ben, ne yol, ne insanlar, ne koullar. Yrdm. Her zamanki yrymle. Acele etmeden ama hi durmadan. Hibir ey iitmeden, hibir ey grmeden. Ayakkablarmn ucuna ve yoldaki akl talarna bakarak yryordum. Tek bama. Ne yaya, ne de ara. Yerleim yerlerinde bile insanlar adeta gmlmlerdi ya da daha uyuyorlard. Yolum, aile evimizin nnden geiyordu. Ya da evden geriye kalm olandan... eri girdim. Bir tur attm, tekrar yola koyuldum. Bekleyiniz! (Bu parantezi amadan nce ok duraksadtm, kahramanm sahnede, szn ettii kiilerle babaa brakmaya ntyetliydim. Ancak bundan sonran hakknda susacak olursam, rolm iyi oynamam olacaktm. Konumamzn banda, perembe gn, syan ilk kez kardeinin adn sylediinde, yerimden sramtm. Bir sre nce, bir gazete haberinde, ellili yllarda ksa bir sre Bakanlk yapm Salem Kitabdar adl bir i adamnn, Beyrut yaknlarnda, atmalarn olduu bir tepede bulunan evinin ykntlar arasnda l bulunduunu okumutum.

Olay birka kez karmdakine anlatmak istedim ama her seferinde yeri geldiinde anlatmak zere kendimi tuttum. Doduu evi ve sevilmeyen kardeinin yazgsn ne zaman syleyeceini merak ediyordum ve ev ile kardein ayn anda yok oluunun, lkeden ayrlmasyla ilgisi olup olmadn bilmek istiyordum. yknn burasna geldiinde, sylemezlik edemeyecekti. Onu gz-lyordum. Eve uradn kanarak sylemiti. Fazlasyla kanarak. Yoluna devam etmeye hazrlanyordu. Onu durdurmalydm. Bekleyiniz! 158 Huzursuzdum, beraber geirdiimiz son drt gn olmadm kadar huzursuz. Olaylar aceleye getirmek, yksn baka yne evirmek istemiyordum, sylediklerinin kendi ak iinde devam etmesini istiyordum... yine de suskunluunu sonuna kadar srdrmesini kabul edemezdim, zaman damlyordu. Bunun iin de sordum: Eviniz ne durumdayd? Harapt. Duvarlar yklmamt ama alevler yznden is iindeydi ve delik deikti... Orada ok kalmadnz... Hayr, bir tur attm, anahtarlar aldm ve gittim. Hangi anahtarlar? Btn anahtarlar. Bakn! Bavulundan eski bir okul antas kartt, iindekileri yatan zerine boaltt. Elli kadar anahtar vard. Ne ellisi? yatan zerine savrulmu anahtar says belki yz, iki yz kadard. Bazlar demet lalinde, bazlar tek... bazlar grkemli, eski zaman usul, dkme, ilemeli... dolaplarn, sandklarn, ekmecelerin, oda kaplarnn, sokak kapsnn anahtarlarn toplamt; teneke kutulara atlm paslanm anahtarlar da... onlar toplayp yanma almasnn nedenini anlayamyordum; onun iin "cann kurtarmann" yaran mutlakt, ona kar gelmek istemedim. Ne var ki, kafamn iindeki sorular bitmiyordu. Neden kardeinden sz etmiyordu ki? Onu lm, yz kanl ya da can ekiirken grd iin, unutmaya m alyordu? Bana gelenleri hl bilmiyor muydu? Yoksa... byle bir ey aptalca ama, drst davranmam gerektii iin aklmdan geeni sylemeliyim: karmda duran adam, yknt halindeki evine uradnda, karde katili olabilir miydi? Ona daha yakndan, ekinmeden baktm. Prl prl gzlerini, i grmemi ellerini, yal ocuk kafasn, huzurlu ve parlak dudaklarn inceledim... vicdan azab eken bir adama hi benzemiyordu, hele soukkanllkla adam ldrecek birine hi. Ona ne kadar baksam, sadece saflk ve drstlk gryordum. Kuku ekecek bir ey yoktu, ya da olsa olsa yznde lafifbir titreme ve bahlarnda zaman zaman bir dalgnlk... uzun ilesinin yansttnn dnda hibir ey... Hayr, Habil'den, Kabil'i ldrd iin kukulanmayacam! Bu kara dnceleri kafamdan attm. Her ey, kardeinin durumunu bilmediini gsteriyordu; .kimse ona haber vermemi, gazeteleri okumam olmalyd.

Kendi kendime, zerinde durmayalm dedim! Benim aknlm 159 fark etmediini umarm; byle alaka bir kuku ile ondan ayrlacak olursam, zlrm... Srf vicdanm rahatlatmak iin son bir soru ynelttim: Evde kimse yok muydu? Hi kimse. Yoluma devam ettim.) Bakentin varolar daha canlyd. Grltl ama olaysz bir banliyye gelmitim. En azndan o gn iin olaysz. Bir taksi beni Fransa Bykelilii'ne gtrmeyi kabul etti. Oraya vardmda, Bertrand'n adn verdim. Benim Susam'm Bertrand idi. Kaplar ald. Makineler tkrdad ve ertesi gn Paris'teydim. ansm varm. Arkadam haftalna Japonya'ya gitmeye hazrlanyormu. Beni grmek iin yolculuunu krk sekiz saat erteledi. Karlatk. Biraz mahcuptu diyebilirim. Benim kayp biri olduumu dnm olmaktan ve zellikle bunu, ona buna ve hatt Clara'ya yazmaktan mahcup... ama sulanabilir mi? Her ey, benim iyilemeyeceimi gsterir gibiydi. Kald ki, hi kimseye krgn deilim... Bertrand ile uzun bir gn geirdim, eskisi gibi syletik. Gece uacakt, kalan birka saati en iyi biimde kullanmaya altk. Anlatacak o kadar ok ey vard ki... Bana Nadya'y anlatt, tasarlarn, neler konutuklarn, evliliini, ocuunu... Sonra Clara'dan sz etmek istedi. Szn kestim. Ben yokken neler yaptn bilmek istemiyordum. Herhalde yirmi sekiz yl boyunca beni bekleyip, szlanmamtr. Soyadlar, tarihler, adlar... bir vakitler birbirimizi sevdik ve bizi ayran ne varsa, bizim kusurumuz deil. Geriye bakacak vaktim kalmad. Bertrand'dan sadece karmn adresini istedim. Ona yazdm. Yazmak iin koca bir gn harcadm. Bama gelen her eyi, nasl yaamsam olduu gibi yazdm. Nasl dtm, Nadya sayesinde nasl ayaa kalktm... Sonra ona randevu verdim. Hayr, bana cevap vermedi, verecei bir adres brakmamtm. Geri ona telefon edebilirdim ama telefonda ok heyecanlanrdm, kullanmaya o kadar az alktm ki... zihinsel durumum hakknda ona anlattklarmdan sonra, heyecanm yanl yorumlayabilirdi... 160 Bana ok acele cevap vermesini de istemiyordum. Olumlu ya da olumsuz, cevabnn candan olup olmayacandan emin deilim. Onun iin ona sadece randevu verdim. Uygun olabilecek en yakn tarihte, gelmesi iin gerekli vakti vererek... gelecek olursa. Hangi gn, neresi olsun diye dndm. Sonra zm, apak gzlerimin nne serildi. Sadece eski bulumamz tekrar edecektik. 20 Haziran, le vakti, Horloge rhtm. ki kule aras.

Evet, 20 Haziran yarn. br randevuya gelmiti, buna neden gelmesin? Ne dersiniz? 161

Birbirimizden sabaha kar ayrldk. Scak, sevecen bir tokalama, ikimizde de minnet duygusu ve bir daha grme dncesine sahip olmay... beklediim sorunun da gelmeyii: btn bu notlarla ne yapmak ni-yetindeydim. alakalem doldurulmu alt defter. Ne yapacam henz bilmiyorum diye cevap verirdim. yksnn, yirmi yl bir dosyada uykuya yatacan bilemezdim ki... Ama hibir ey sormad. Sanrm, onurunu yollara drmek ve eilip toplamamak alkanlm edinmiti. Ona son bir endieli bak frlattm fark edecek miydi? Neler tasarladmdan kukulanm myd? Sanrm yapaca buluma ile, baka bir eye dikkat edemeyecek kadar meguld. Saatlerin gemek bilmedii bir srada karsna kmtm. Bir boluu doldurmutum, belki yaamn kt zerine dkmek gibi gizli bir niyetini gerekletirmitim. Artk kendisini brakmam istiyordu. Otel odasndan ktm. Yapmay tasarladm i bana ne gurur vermekteydi ne de utan! leden birka dakika nce, buluaca yere gittim. Hayr Horloge rhtmna deil, ama tam karsna, Seine nehrinin teki yakasna, Inr kafenin birinci katna geip oturdum. Baka trl davranabilir miydim? Geirdiimiz gnlerin kanlmaz sonucuydu. O kadnn var olup olmadn, neye benzediini, gelip gelmeyeceini ve yirmi sekiz yl sonra nas'l karlaacaklarn merak ediyordum. Ne gurur duyuyordum ne de utan demitirt. Oysa utandm bir ey vard: yanma bir drbn almtm. Gerekliydi. Rehberlerin, nehrin bu ksmnn genilii lakknda ne dediklerini bilmiyorum ama karsnn kolayca grnmeyeceini bilecek kadar buralarda gezinmiliim vard. Orada olacan bildiiniz birini dolarken tanmak, beyaz salarn, boyunu, endamm, yana eik kafasn saptamak baka, yzn sabrsz gzlerini, ovalayp durduu bileini, ge am inci ieklerinden bukete benzeyen bir eyi elinde tuttuunu grmek baka... Saatim tam on iki, endieli deilim diyemem. Gelirse, bir hayata ye165 niden balanacak. Yllar ve yllar geti ama zaman, bir yansmadr: gemi saatler ve gnler, haftalar ve yllar sonunda ayn kl ynna sahip olurlar. Gelecek, sonsuzlua kadar gitse de, saniye saniye yaanr. Clara gelirse, bir an kesintiye uram ykleri devam edecektir. Ya gelmezse? Beni endielendiren de buydu. syan, sadece bu buluma iin yayordu, gelmezse ne yapacan dnm myd? Buluma yerini semedeki gerek neden konusunda kukulanmaya balamtm. O rampa, o uracktaki kpr, yzyllardif sonu gelmeyen vaatlere tank olmu nehir... On ikiyi geiyor. Drbnmle her bakmda, komu masadaki gen ift fsldayor. Ne sallyorlar, bilmiyorum. Yaptm ey onlar ilgilendirmez ama yine de huzursuzlanyorum. Karda, adammda bir hareket var. Uzaktan verdii izlenim en azndan yle Kendi evresinde birka kez dnd, bir teknenin gemekte olduu nehire sarkarak bakt. Kprnn zerindeki turistler, bireyler iaret ediyorlar, belki

de ona1. Cevap vermiyor, arkasn dnyor. Yzn grmez oldum. Sanki omuz-lan km... Masaya kahve parasn brakp, kalkyorum. Hzl yryorum. Belki beni grdne memnun olmayacaktr, belki nezaketi bir yana brakp, daha fazla hayatna karmamam isteyecektir. Yine de bu kentte, imdilik, tek dostu ya da en azndan yazgsna ilgisiz kalmayan tek insan benim. Kprye yneliyorum, ona bir bak frlatyorum. On ikiyi dokuz geiyor. Admlarm hzlandryorum. Kprnn ortasna geldiimde du-ruveriyorum. Soluumu tutuyorum. nnde bir kadn var. Ufak tefek, kr sal, arbal bir giysisi olan ama yz glen, imdiden gzleri kapanm. Erkein ba hl eik, srt hl pervaza dayal... onu grmedi. Kadn yaklayor. Sanrm birka szck mrldanyor, iirk syan bana kaldrd. Kollarn da kaldrd, uzun sre umam bir kuun kanatlar gibi... u anda birbirlerine yapm durumdalar. Balarn ayn biimde sallyorlar, onlar ayran yazgy utandrmak istercesine... birbirlerini hrsla tutuyorlar. Sanrm henz konumadlar, nk alyorlar. Dudaklarmn titrediini hissediyorum. Sonra birbirlerini brakmadan biraz ayrlyorlar. Drt el, iice ama 166 artk glmsemiyarlar. Clara uzun bir aklama yapyor gibi, isyan dinliyor, ne eilmi, az aralk... Clara ne diyor? Belki de sonsuz gemiin nasl olduunu anlatyor. Belki gelecekten sz ediyor, birlikte geirecekleri geiecekten. Belki de, son derece dikkatli bipmde, artk neden arklarnn olanaksz olduunu sylyor. Elvle mi gidecekler yoksa her bin kendi yoluna m? Beklemeye niyet ediyorum, o kadar merak ediyorum ki... ama hayr, bu kadar yeter, uzaklamam gerek. . Yoldan geenler var, durmu onlara bakyorlar, merakl, duygulanm... ama ben onlara ayn biimde bakamam. Ben yoldan geen biri deilim ki... 167

You might also like