You are on page 1of 14

KAYIP HAKKAT

Kyamet koptu sanki! Gk ald, yer yarld! srailoullarndan helak edilen bir kavmin yok olu sahnesinde, tam da onu yutan bir girdabn ortasndayd. Gklerden yaan yamur deil, lklard! Onu iine almaya gelen, lme aran lklar Sen hakikati bulamayacaksn! Ebedi yoklukta boulacaksn! diyordu. Cierleri darald, boaz kurudu. Nefes alamyordu. Son bir aba Son bir bak etrafa Yok mu bir k, bir kurtarc?! Bu karanla gmlp bir daha hi var olmamaya m, nereye gidiyorum?! Ben hakikati istiyorum! Ebul-Ala souk terler iinde birden uyand. Darda iddetini artrm bir yamur ve aaran karanlk; ierde ise yeni bir gk grltsnn habercisi imekten arda kalan bir aydnlk vard. 1057nin souk bir k sabah nce, duvardaki kandilin, evin delik bir yerinden giren esintiyle titreyen glgesini fark etti. Sakinlemiti. Deminki yaadklarnn m yoksa imdinin mi gerek olduunu dnd bir an. Pencereye yaklat. Sabah oluyordu. Dar baktnda yorgun bir ruh gibi ift sren komusundan baka kimsecikler yoktu. Aalarn ve kayalarn yar karanlk glgeleri, grd kabusun bekileri gibi rperti verdi kalbine. Klesi yazn da uyandn fark etti. Onu ok severdi Ebul-Ala. yaz, bir mrlk sarslmaz sadakatin kendi karsndaki mcessem haliydi. Yllardr hizmetindeydi. Sorulmadka bir ey sylemez, sylenmedike bir ey yapmazd. Hafif merep krntlardan bile uzak, ferasetin zincir bir a gibi rd salam bir karakteri vard. Semerkanttaki kle pazarndan geldii gnden beri hep byleydi. Her zaman efendisinin sa arkasndan yrr ve daima ona yardmc olurdu. En zor zamanlarn en yakn destekisiydi. Btn bu sebeplerden, kurduu bir vakftan gelen, aylk otuz dinarn tam yarsn yaz istemese de ona veriyordu. Ebul-Ala, kbleye doru oturup Kuran okumaya balad. On drt yanda babasn, otuz alt yanda annesini kaybetmiti. mr boyunca annesinden baka hi bir kadn sevmedi. Hi evlenmedi. Vaktiyle Mezar tama unu yaznz: Ben babamn gnahym. Ama benim gnahm

olmayacak! demiti. Hayatn anlam uydu: Hayat eski bir hastalktr ve devas da yoktur. Geirdii her frtna, onun ruhundan bir inanc kkleriyle birlikte savurup atmt. Son yllarda da artk her eyle tek bana mcadele etmekten bitkin dmt. Hayata kar ok karamsar ve tedirgindi. Btn bunlara ramen inan atei, gnlnn en derin vadisinde, kllenmi ac ynlar altnda usul usul yanyordu. Etraf aydnlannca Mushaf kaldrp her zamanki yeri olan, ierden bacal ocan zerindeki geni raftaki, kanatl iki melek figr ile ssl kk sandn zerine koydu. O an aklna bir bilgi akt sanki, bir sahne geldi. Babasn hatrlad. Hayatta her eyi babasndan renmiti: Mcadele etmeyi, sabretmeyi, glmeyi, alamay, nazm ve nesri ocukluunda her sabah byle kalkarlar, babas okur o dinlerdi. Onun lmnden sonra yaad yllar, bir kabusun renksiz sayfalaryd. Babasnn lmnden sonra sand hi amadn hatrlad. Geri u an hayal meyal hatrlad kadaryla o kkken, babas bu sand birka defa am, ona zen gsterdiini babasnn tavrlarndan anlamt. imdilerde ise o sand amak ona sanki babasnn tabutunu amak gibi geliyordu. Babas ona her sene, ata yadigar bir sz nakleder yl boyunca da hal ve hareketlerinde o szn dersini ilerdi. Her konu da syleyecek bir sz olurdu onun. Mutluluk demiti bir defasnda: Bakasnn sevgisini kazanmaktr. Dierleri hep zevktir. Sevgi nasl kardan balarsa yine oradan sona erer. lk seven, aslnda ilk sevilendir. Kk yavrusu: Ama ben kitaplar ok seviyorum deyince; Senin kitap merakn bir zevktir. nk hibir sevgiyi sen bitiremezsin. Nasl ki sen balatmadysan. demiti. lmeden nce de o senenin szn nakletmiti oluna: Hakikat, bazen onu gremeyecein kadar yakndr! Ama bu szn dersini yapmak nasip olmamt. Ebul-Alann gzlerinden dklen iki damla ya, btn o hatralarla beraber gzlerinden kayp gitti. Gnlnn ta iinde babasndan kalma bir an gibi, hasretin ezikliiyle yumruunu skt. Hibir ey yapamamann fkesi geince, yumruunu yavaa brakt. Parmaklaryla gzlerini sildi. Hemen

ardndan da zerine bir eyler alarak yazla beraber Camiul-Kebirin yanndaki ktphaneye gittiler. Ktphane, onun rahat nefes ald tek yerdi. Pek ok kitab daha grmeden sadece dokunarak eski ya da yeni oluundan, kokusundan, kalnlndan veya Semerkant ya da Badat kad oluundan tanyabilirdi. Onun kitap merak ta ocukluundan beri mahallede bilinir, takdir toplard. Ayrca zekasyla da Marrada tannr, yallar ona, hem oyun oynatmak hem de kendileri elenmek iin deiik sorular sorarlard. Bu arada Maarrada eskiden beri dolaan bir kayp mektup sylentisi vard. Rivayete gre peygamberliinden bin sene kadar nce Himyeri hkmdarlarndan birisi, son peygamber Hz. Muhammede (s.a.v.) verilmek zere bir parmene mektup yazmtr. Bu mektubu hkmdar, en ok gvendii vezirine vermi ve Ona da en gvendii kiiye bu mektubu vermesini ve bu ekilde asrlar gese bile mektubun, son peygambere ulamasn salamalarn istemi. Bylece mektup, Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekkeden Medineye hicret ettii zaman Ebu Eyyb el-Ensar tarafndan kendisine teslim edilmiti. Btn bu anlatlanlara ramen bir daha o mektubu gren veya onun hakknda bir ey duyan olmamt. Bunu ilk duyduunda Ebul-Ala ok glmt Hz. Musa ve Harun zamanndan bir mektup! Ne byk bir kehanet! Sradan insanlarn bu gibi eylere ok kafa yormakla mrlerini israf ettikleri kanaatindeydi. te ne zaman ktphaneye girse bu sylenti aklna gelir ve Her halde burada ok parmen olduundan derdi. Ktphanede, kapnn tam karsndaki raflarda bir kitap ararken, yava admlarla biri geldi ve memurun olduu taraftaki kitaplara ilgiyle bakt. Bir kitap alp her sayfasn dikkatle evirdi. Ebul-Ala, sesleri ok rahat okuyabiliyordu. Arkas dnk olmasna ramen Ebul-Ala, bu kiinin tavrlarndan ne aradn ok iyi bilen biri olduu sezdi. Burnuna hafiften nitrat vb. kimyevi kokular gelmeye balad. Yabanc, memura tpla ilgili birka eser sordu. Konumasna baklrsa bu kii kendi yalarndayd. Gelen

ahs konuma srasnda elinden yere bir alet drm ve hemen almt. Ebul-Ala, kard sesten, bunun astronomide kullanlan tasarm karmak bir alet olduunu dnd. Zira buralarda mekanik tasarml aletler hi bulunmazd. Kitaplara merakl; tp, kimya ve astronomi ile ilgilenen biri. Dayanamad arkasna dnd ve tahmin ettii kii olup olmadn renmek iin Ebu Reyhan sen misin? dedi. Uzunca entarisi yolculuk neticesi biraz amurlu, grbz bakl Biruni ok ard ve Evet. dedi Benim. Ksa bir tanmadan sonra uzun bir sohbet balad aralarnda. Biruni, Ebul-Alaya Hindistanda grdklerini anlatt. Biraz da Mahmuttan bahsetti, mehur Gazneli hkmdarndan. Biruni, ktphaneye yakn bir handa kaldn da ilave etti. Kendisini nasl tandn sorunca, Ebul-Ala bandan geen bir olay aktard. Daha evvel uzun sre mektuplat birisi varm. Bir gn mektuplat kii kp gelmi ve kendisine beli bir selam vermi. Ebul-Ala da ona ismiyle hitap edip Ho geldin deyince adam ok arm. Ebul-Ala ise aklam Sesin sahibinin, szn sahibi olduu slubundan belli.. Konumalar arasnda u mektup sylentisi de gemiti. Biruni Kalbi imar, ilmi imarndan ok olur. dedi mektubun bulunmasyla alakal. EbulAla tam anlamasa da Biruniye ne demek istediini sormad. Zaten ylesine, sz arasnda gemiti. O konuda bundan baka sz kmad azlarndan. Biruni, Ebul-Alann ok ileli bir hayatn meyvesi olan ktmser tavrn fark etti ve ona mutluluu sordu. Ebul-Ala: Mutluluk, sevilmektir deyince; Doru dedi Biruni ve ekledi Akl, varl seven u iki eyi bulmusa gerekten mutlu olmutur: Birincisi, ibadete layk bir tanr; kincisi de itaata layk bir insan. Bunlar bulan akl gvenin saltanatnda huzurun klesidir. Semavi dinlerin ilk tabileri bu ikisine de sahipti. O yzden yeryznn en mutlu insanlarydlar. Badat hakknda da konutuktan sonra Biruni, manal bir bakla nallah birka arkadamla beraber evine ziyaret iin geliriz. diyerek Ebul-Ala ile vedalat. ocukluundan beri Ebul-Alann gnlnde Badat grmek hep vard. Bugnlerde bunu daha ok istiyor, iinde farkl bir heyecan duyuyordu. Orasnn zenginlii ve aaas dillere destand. lim merkezi olarak da ayn hrete sahipti. Darul-lm diye bir bilgi merkezinin

kurulduunu ok gzel bir ktphanesinin olduunu iitmiti. Orayla alakal pek ok hikaye, gelen kervanlar tarafndan her zaman anlatlyordu. Hatta Endlsten bile oraya gelenlerin olduunu duymutu. Sonunda Badata gitmeye karar verdi ve sadk dostu yazla beraber yollara dt. En yakn kara yolundan Dicleye ulamak istiyordu Zira hem daha emniyetliydi. Kara ve nehir yoluyla Badata vardlar. Mevsim k, hava epeyce serindi. nce dardan gelen tccarlarn urak yeri olan kk bir han bulup yerletiler. Hann kapsndan girerken, yz prsm, ayaklar ve kollar plak, srtnda kei ynnden kaln bir aba, banda rahibelerin rtt tarzda bir al olan zayf grnl, ksa boylu gen bir meczup titrek bir ses ve rkek bir bakla EbulAlaya Hakikat, bazen gremeyecein kadar yakndr! dedi ve koarak uzaklarken de Sana Badattan mektup var! diye barp gzden kayboldu. Ebul-Ala ok armt. nk ilk sz babasnn ona lmeden nce yapt tavsiyenin aynsyd Hakikat bazen gremeyecein kadar yakndr. Ayrca niye meczup Mektuptan bahsetmiti. Hem de Badattan. Acaba kayp mektup ile bir alakas var myd? Bir meczubun hezeyanndan olmadk karmlarda bulunduunu dnd ve gld kendi kendine. Olanlardan akla hayale gelmedik anlamlar karmaktansa yatp uyumay tercih etti. Zira yarn Darul-lme gidecek ve belki de yzlerce kitap inceleyecekti. Ertesi sabah Badata geliinin sebebi olan Darul-lme gittiler. ok byk bir yerdi. ok fazla odaya ve geni bir ktphaneye sahipti. Byk bir salonda kitap istinsah eden tahminen 100 kadar verrka vard. Orada ilim meclislerin kurulduunu, ktphane blmne pek ok aratrmacnn geldiini grdler. Burada aratrmaclar iin yemek bile verilmekteydi. Buna benzer yerlere gitmiti Ebul-Ala ama Darul-lmden ok etkilendi. Ktphanede dolarken memurlardan mstensih Ebu Mansurla tantlar ve sonra Ebul-Ala, saatlerce kitaplar inceledi. Daha ok edeb eserlere ilgi duyuyordu. 14 yalarnda yazd bir divan bile vard. Tm gn orada kald. Btn kitaplara bir gnde bakmas imkanszd. nk 11.000 cildi akn
a

nehir yolu hem daha hzl

Mstensih, para karl, yazarak kitap kopya eden kiiye verilen isim.

kitap vard. Sz arasnda Ebu Mansur, her gn pek ok ban olduunu ama nedense bugn sylemiti. sabahtan i beri herhangi akam bir kitap bann Tam yaplmadn bittiinde olmak zereydi.

karlarken Ebu Mansur: Nihayet bugn bir kitap geldi diyerek zlemin bitiini rahat bir nefesle syleyiverdi. Grmek ister misiniz? diye sorunca, Ebul-Ala nce pek ilgilenmedi. Ama bir an, iini kemiren merak duygusu ayaklarn kilitlemiti. Ne de olsa kitap onun iin bambaka bir dnya demekti. Dar doru gidecekken vazgeip ieri yneldi. Masann zerindeki kitab eline ald ve ok eski olduu cildinden belli olan kitabn ismine bakt. smi okuduunda bir an donakald. Kalp atlar sanki beyninde tokmaklanan bir davul gibiydi. nk kitabn ismi elBedayi fi Esrarit-Tebbi idi. Yani Tbballarn srlar hakknda hayret uyandran eyler . Tbbann Himyeri sultanlarna verilen bir isim olduunu daha nce duymutu. Babas onlarn Himyeriler olduunu sylemiti. Yani bu kitapta u mehur kayp mektup hakknda bir ipucu olabilirdi. Bir anda bu mektubu bulmay geirdi iinden. O an meczubun dediklerini hatrlad. Evet, sanki hayatnda bir el onu bir yerlere ve bir eylere srklyordu. Byle eylere hi inanmasa da gizemin bys altnda kitab itahla at. Kitap ok faklyd. smi, sayfa numaralar ve fihristi Arapa ama metni Aramiceydi. Bu, Ebul-Alann daha da meraklanmasna sebep oldu. Niye byle bir kitapt bu? Nereden kt? Hayatnn, zihninin ve kalbinin tam ortasna den bu kitap Bir fasl dikkatini ekti. Tam da arad eydi bu: Mektbu Tbba! Ama ne var ki o sayfa yoktu. Koparlmt. Ya da ok eski olduu iin muhtemelen kitabn getirildii yerde bir yerlere dmt. Baka eksik sayfalara da baklrsa bu ihtimal daha mantklyd. Dost olduklar Ebu Mansurdan kitabn hibe edildii adresi istediler ama her zaman tutulan kayt bu sefer tutulmamt. Artk bu mektubu kafasna koyan Ebul-Ala, Ebu

Mansurdan

bu

adresi

bulacana

dair

sz

ald.

Dalgn

bir

halde

ktphaneden ayrld.

Bu arada Ebu-Ala evreye alt. Kendilerine gre kk bir ev kiralamt. O evin ihtiyalar vesaire derken epey zaman geti. Badatn grlecek ok yeri vard ama detaylca gezemediler. Ebu Mansur her an gelebilirdi. Zaman kaybetmek istemiyordu Ebul-Ala. Bu gezintiyi, aradklar sayfay bulduktan sonra yapmay dnyordu. Nihayet ummadklar bir zamanda, bir akamst Ebu Mansur kageldi. Geliindeki sevinten adresi bulduu anlalyordu. Ebu Mansur nce, kitab ktphaneye kaydeden memuru bulmu sonra da ondan, kitab hibe edenin, o mahallede oturan, kocas vefat etmi ocuklarn da savata kaybetmi bir kadn olduunu renmiti. Ebu Mansur, Ebul-Alaya adresi verdikten sonra evinin yolunu tuttu. Onlar da vakit kaybetmeden yola koyuldular. Badatn akam ok farkl geldi Ebul-Alaya. Sanki sihirli bir perde ekilmiti ehrin stne. Ufukta kaybolan gnein ardnca brakt kzlln, ufkun hemen stnde, btn renkleri yutan, dipsiz bir kuyu gibi, gk kubbenin siyahl yutmutu. Kandillerle klandrlm yar aydnlk Badat sokaklarnda, iki yabanc, hayalet gibi yava yava yryorlard. Sevince veya kabusa doru yol alrken, bir mahkemede hakkndaki son karar dinleyen ve kalbi korku ile mit arasnda arpan bir mahkum gibiydi EbulAla. ok gemeden Ebu Mansurdan aldklar adrese ulatlar ve kapy aldlar. erden yal bir kadnn inlemeyle kark Kim o? sorusuyla aralanan kap, belki de onun iin bambaka dnyalara alyordu. Ev sahibi, son derece yal ama salkl, iyi giyimli bir hanmefendiydi. Elindeki bastonunu skca kavrayarak biraz tecesss dolu bir bakla gelenlere maksatlarn sordu. Ebu-Ala konuyu ksaca anlatt. Evin hanmefendisi uzun sre misafirlerini szdkten sonra Bu kitap diye sze balad. Ruhu arndran bir inziva berraklndaki sesiyle konumasna devam etti: Bu kitap, bana byk dedemden kald. Ona da babasndan kalm. smine ve

fihristine bakmtm bir ara. Ama Aramice bilmediim iin muhtevasn okuyamadm. Ben de bir sayfa grdm bu kitaptan kalma, ktphanemde bir yerlerde. Onu bulabilirsem getireyim. dedi. Ksa bir zaman sonra elinde ok eski bir sayfayla ieri girdi. Onu Ebul-Alaya, sanki bir emaneti sahibine iade eder gibi verdi. Ebul-Ala, ocuklar gibi sevinmiti. O sayfada gemie ve gelecee dair bir sr vard. Pek ok ey bu srla daha iyi anlalacak, zihinlerin bulankl yerini berrakla brakacakt. O gece kaldklar eve geri dnerken, sokaklarda urtannb tuhaf baklar arasnda ellerindeki sayfada ne olduu merakyla hzlca yryp gittiler. Ertesi gn ilk i Aramice bilen bir Yahudi buldular. Adam sayfaya yle bir gz att. Sonra da bir sayfalk tercme iin verilen parann ok az olduunu syleyerek tercme etmeyi reddetti. lave edilen bir dinar, Yahudinin karar vermesini kolaylatrd. Yahudi tercman: O fasl altnda iki satr yaz var. Bunlar ne iinize yarayacak.. deyince Ebul-Ala: Sen okumana bak! diye kt. Yahudinin sylediine gre sayfada mektup hakknda u bilgiler vard: Bu bir parmendir ve Himyer hkmdarndan, vlm peygambere bir mektuptur. 910da sakl kalacaktr.. Ebul-Alann zihninde bu ses yankland: 910da sakl kalacaktr. Bu ne demek ki? diye dnrken aklnn bir ucundan da Nereden bileceiz kitabn gerekten doru olduunu? Belki de sonradan bir maceraperestin yazd bir ey! Hem Aramice! Belki de Aramice bilen bir Yahudi yazd bunu! Evet evet. Kesin bir Yahudi yazd! diye mrldanrken kalbi aklyla ayn eyleri sylemiyordu. O gece bir karar deiikliyle eve gitmediler ve o civardaki Ebu Hayan et-Tevhidinin dzenledii bir meclise katldlar. Bol bol dncenin akt bir konuma meclisiydi bu. Musikiyle elenir gibi felsefeyle elendikleri o uzun k akamlarnda, pencerelerinden Badatn gecelerine, birer ark gibi fikir terennmlerinin ykseldii o mehur meclisler Pek ok ey konuuldu o

Abbasilerde polis tekilatna bal grevliler

gece, nceki geceler gibi. Hakikatin ne olduu, bilginin kayna, ilahi iradenin alemle ilikisi Ebul-Ala ge saatte Ebu Hayyann yanna gitti. Ebu Hayyan ondan yaa ok byk olsa da kaderi ok farkl deildi. Kk yata annesini ve babasn kaybetmi, gaddar bir amcann elinde genliinin baharn tketmiti. Ar alarnda yirmi yl yaadm halde hi kimseden ne samimi bir sevgi ne de himaye grdm. dedi dostuna. O da iini dkt, kendinden bahsetti. Badata asl geli sebebi ilimdi. Ama kader onu farkl bir yola sokmutu. O mektubu aryorum. Bu yolun sonunda ne olduunu merak ediyorum. O yzden sonuna kadar yryeceim diye de ilave etti hararetle. Uzun uzun konutular. Ebu-Ala sadece bu serven iin ektiklerinden deil btn hayat boyunca ektii skntlardan bahsetti. Hayatn en acmasz, en siyah yzyle karlatn ve yllardr bu hayat derdinden muzdarip olduunu syledi. Tevhidi, uzun uzun dinledikten sonra o hem hrsl hem karamsar gencin sa elinden tuttu ve yavaa ayasn evirdi. Bak dedi avucundaki izgileri gstererek Bu izgiler bizim kaderimizi temsil eder. Aslnda senin hayatn bu aya kadar ak ve sade. Bir sre duraklad Skntlar dedi Ah u skntlar!. Derin bir nefes ekti. Nefesini verirken yznden, dnceyle kark bir tebessm dkld. Belinden kk hanerini karp Ebul-Alann sa ayasna izgi eklinde bir yara at. nce bir kan izgisi olutu Ebu-Alann ayasnda. te! dedi Ebu Hayyan, Binlerce han, mescit ve imaretler, istilaclarn at kinemeleri, nal sesleri glgesinde ezilirken, yaad kabuslarda annesi ve babas gzlerinin nnde aslan, genlikleri hatta tm hayatlar savan ate ve dumanlaryla uup giden Badatn evlatlarnn; tadklar amansz bir hastalk yznden emanet edildikleri akrabalar tarafndan, vahi gebelere satlan masum ocuklarn ya da yaadklar zdraplar dillerin anlatmaktan aciz olduu dier pek ok insann skntlar yannda senin ektiklerin bu kadar! Artk buna sen zlr msn sevinir misin onu bilemem.. Btn bunlar dinleyen Ebul-Ala dnce ve kabulleniin skutuyla uzunca bir sre avucuna baka kald. Doru. diyebildi sadece. nancn sorgulad. Sonra teslimiyetini, sonra krn,

sonra da yaptklarn Hayat bir erit gibi geti zihninden. Ebu Hayyan, son tavsiyelerini verdi: Aklmz gne gibidir, ise irademiz. Gne ile arasna baka bir ey girerse ki onlar ihtiras ve tutkularmzdr, iradenin aydnlatt topraklar karanlkta kalr. O topraklarn ne kadar harap olduu da tekrar gn vurduunda anlalr. O yzden sen nla gnein arasna bir ey sokma ve ilave etti: Umarm o mektubu bulursun. Ertesi sabah, dnmekten bezmi, akamdan kalma bir ba arsyla bitkin bir halde uyand. Kahvaltdan sonra da yazla beraber Badat dolamaya karar verdi. Bu i iin handan iyi cins iki siyah at kiraladlar. Sakin bir gezinti iin eitilmi atlard bunlar. Badata gelen ziyaretiler eer ok zenginlerse drt tarafndan klelerin kaldrd bir tahtla gezerler, eer ok zengin deilseler bu atlardan kiralarlard. Ebul-Ala nde yaz arkada yola ktlar. ki atl ehri dolamaya baladlar. Daire eklinde bir ehirdi Badat. Dousuyla bats aras yaklak 43.000 ceribti.c Nfusu ise yaklak 1,5 milyon ehrin ortasnda kesien iki yol, ehri drt paraya blyordu. ehir, Diclenin her iki tarafnda da verimli topraklara sahip bir ova zerinde kuruluydu. Ebul-Ala Bir bakma saraylar lkesi derken, aslnda eskiden edindii bir takm bilgileri hatrlad. Vaktiyle Halife Mansurun Huld (Ebediyet) Saray, Muktedir Billahn gizli geitleri ve trl savunma dahilikleriyle dolu mehur saray buradayd. Hatta o sarayda, zerinde eitli kularn utuu gm bir aacn da iinde bulunduu ok katl bir havuz vard. Havuzun her iki yannda da sanki imdi saraydan kverecekmi gibi, rzgarn kanatlandrd drt nala koan on be saf kan Arap at heykeli Ve son olarak Halife Mutemidin Sreyya (Yldz) Saray ite tm ihtiamyla karsndayd! Mamur oluundan bu yana pek ok ayaklanma ve sava grmesine ramen Badat, hala muhteem, hala gzeldi. ehrin iinden nehre kadar byk kanallar mevcuttu. Musul zerinden Ermenistan mallar kara yoluyla Dicleye kadar gelir, Badatta da byk gemilerden kayklara aktarlarak bu kanallardan ehre getirilirdi. Nehir trafii o kadar youndu ki irili ufakl yirmi bini akn tekne bu sularda ticaret yapyordu. Bu manzaralar
c

Cerib, 1366 m2

10

her ikisine de her eyi unutturmu, bir anda ikisi de sanki hayal iklimine dalmlard. Neden sonra arya doru dndler. Badatn kuruluundan beri pek geni tutulmu karlkl dkkanlarn bulunduu caddelerden getiler, kuyumcular, attarlar, kuma dkkanlarn Garip eyler de satlyordu bu pazarlarda: uzak doudan gelen kular, Hint ylanlar, hastalklar iyiletiren deiik bcekler... arlar dolatktan sonra Basra kapsndan geerek ehir merkezinden ayrldlar. Kerh mahallesine doru yol alrken, gzleri, iyi terbiye grm maymunuyla gsteri yapan bir gezgine takld. Adam ok deiik eyler anlatyor etrafndaki kk kalabal adeta bylyordu: Efendiler! Bana ve u zavall insana acynz! Zira vaktiyle bu maymun uzak ama ok uzak bir lkenin, dinine bal bir veliahdyd. O srada maymun eline ald misvakla dilerini fraladktan sonra nndeki seccadede namaz klar gibi hareketler yapmaya balad. Yabanc szlerine devam etti Lakin onu ekemeyen ve tahta gemek isteyen kk kardeinin yandalar, kt bycler, ona by yapp maymuna evirdiler! stelik onu tekrar insan haline dntrmek iin ondan tam 1.000.000 dinar istediler! Bu srada maymun cebinden kard bir mendille gzyalarn ve yzn silmeye balad. Gezgini dinleyenlerin kalpleri yumuam, yabancya ve eski veliahda ok acmlard. te tam bu srada gezgin:Bunun iin diyar diyar gezip bu paray toplamaya alyoruz. Siz de onun eski haline dnmesi ve tahtn geri almas iin ona yardm ediniz! Allah balarnz kabul etsin! dedi ve yardmcsna, izleyicilerin verecei dinarlar toplamas iin elindeki torbay iaret etti. Torba yava doluyor, gezginin gzleri parlyordu. Toplama ii bittiinde ba yapanlar, verdikleri parayla bir zavallya yardm etmenin gnl rahatln yaarken, gezgin, ban emi zevksiz bir veda tebessm eliinde torbadaki dinarlar saymaya balad. Bir ara etrafn gzetlemek iin ban kaldrnca gzlerindeki sahtekarlk mhr, Ebul-Alaya gne kadar aikar geldi ve Her maln bir alcs oluyor diyerek glp geti.

11

O akam da baka bir yere misafir olmay dndler. nceki gn mehur filozof Ebu Hayyan dinlemilerdi. Ebul-Ala, yaz a Bu akam da bir sfnin konumasn dinleyelim dedi. O havalide Maverdinin sohbetine katlmak iin yola koyuldular. ok souk bir akamd. ki yolcu vard akamzeri caddede. Bir mddet sonra balayan rzgar dar bir sokaktan geerken, onlar geri srklyor ve souk, kemiklerine iliyordu. memek iin balarna aldklar aln sarkan ksmn, burun ve azlarn kapatacak ekilde omuzlarndan arkaya attlar. Sisli bir hava vard. ok da iyi grmyorlard yolu. Ebul-Ala bir an bu ziyaretten vazgemek istedi ama zaten meclise ok az kalmt. Bir taraftan trl dnceler Ebul-Alann beynini kemiriyordu. Ka ehir dolat Badata gelmek iin, ka kpr geti! Hankaha vardklarnda eyvanl geni bir avludan getiler. Hzla avludan geerlerken, stunlarn her biri, gemiin sisli perdeleri gibi geride kalyordu. Daha ieri girmeden bir scaklk sard bedenlerini. Maverdinin banda siyah bir sark, zerinde de beyaz bir cbbe vard. Derin bir tasavvufi konu iliyordu. Arkada bo bir yere sessizce oturdular. Vaaz onlar epey etkilemi, sese kulak verip dalmlard. Maverdi Bu kapda, arayan aradn bulur. Bulan bulduunu kaybeder. unu unutmayn ki bir satrlk phe, bin yllk iman sndremez. deyince Ebul-Ala birden irkildi ve dikkat kesildi. Acaba bana bir ey mi demek istiyor? diye geirdi iinden. Maverdi, peygamberlerin onlarca asrlk rehberliklerinden bahsetti. mmetleri konu edip bir mminin kalbinin Allahn evi olduunu syledikten sonra da: Bir kimse bin senelik haber iin ta dokuz yz on yl teden geliyor da hakikat akna kendi evine bakmyor. Halbuki hakikatlerin yeri sandklar ya da tabutlar deil kalplerdir. Ebul-Ala birden dondu. Bu szler tamamen kendisiyle alakalyd. Hayretler iinde kald. Kainattaki her ey de onunla beraber donmutu sanki. O an her eyi st ste koydu. Artk keif gereklemi sr anlalmt. Sevin ve hzn bir arada yaad. Ne yapacan bilemedi. Vcudu kaskat kesildi. nce babasnn szlerini hatrlad Hakikat bazen onu gremeyecein kadar yakndr. Sonra kk hann nndeki titrek meczubun o szleri tekrarn Himyerilerden

12

bahseden kitaptaki bir satrlk bilgiyi, ondan phe ediini ve Maverdinin Bin yllk iman bir satrlk phe, ardndansa Bin senelik haber iin 910 yllk yol sz yldrm gibi dt kalbine! O, ta Maarradan gelmiti buralara. Maarrann da merik ebcedinde say deeri tam olarak 910du! yleyse mektup da Maarradayd. stelik hi amad kendi evindeki o sandn iinde! O gece kt yola Ebul-Ala, Badat sokaklarndan. Hava kararmt. Bir den yamur balad ve ksa srede iddetlendi. Damlalar, zerlerine bir dman gibi iniyordu. Kyamet koptu sanki! Gk ald, yer yarld! srailolullarndan helak edilen bir kavmin yok olu sahnesinde, tam da onu yutan bir girdabn ortasndayd. Gklerden yaan yamur deil lklard! Onu iine almaya gelen, lme aran lklar Sen hakikati bulamayacaksn! Ebedi yoklukta boulacaksn! diyordu. Cierleri darald, boaz kurudu. Nefes alamyordu. Son bir aba Son bir bak etrafa Yok mu bir k, bir kurtarc?! Bu karanla gmlp bir daha hi var olmamaya m, nereye gidiyorum?! Ben hakikati istiyorum! Ebul-Ala souk terler iinde birden uyand. Darda iddetini artrm bir yamur ve aaran karanlk; ierde ise yeni bir gk grltsnn habercisi imekten arta kalan bir aydnlk vard. Uyanr uyanmaz yatann karsndaki ta rme ocan zerini yoklad. Fakat sand orada bulamad. Byk bir aknlk ve fkeyle hemen yaz ard. Ona sandn nerde olduunu sordu. Ama ald cevap onu bir kat daha artt. yaz yllardr ilk defa yalan sylyordu. Kulaklarna inanamad. Zira, yle bir sandn hi olmadn sylemiti. Her eyi tekrar dnd ve yaza hatrlatt. Fakat o, Ebu-Alann bahsettiklerinden hibir ey anlamamt. Sadece kekeleyerek unlar syleyebildi Efendimiz, siz kk yata gzlerinizi kaybettiniz. Ayrca 40 yldr Maarradan dar adm atmadnz. Beni balayn ama her halde tesirli bir rya grdnz. Hayr! diye haykrd Ebul-Ala Hayr. Olamaz bu, bu imkansz. Ben gittim grdm hatta sen de vardn yaz, hatrlamyor musun? derken bir taraftan hkra hkra alyor, gzyalar gmleini hatta oturduu yatan slatyordu. Ya Ebu Reyhan? yaz, Hindistandan gelen ou seyyahn, onun isminden

13

bahsettiklerini ama Biruninin Maarraya hi gelmediini syledi. Keza, Ebu Hayan et-Tevhidiyi ve Maverdiyi de hi grmemiti ama birinin filozof dierinin mehur bir sufi olduunu duymutu. Dnyalar bana ykld EbulAlann. Elbette ryayd! Nitekim ite! Grmyordu! Yine o karanlk dnyasna dnm, yine o siyah maarasna ekilmiti. Darda aheste yaan yamur devam ederken, ieriye toprak kokusu iyice doldu. yaz bir ara pencereden baknca uzaktan birka kiinin eve doru geldiini fark etti. En nde uzun entarili biri yryor Ona yal biri elik ediyor ve siyah sarkl bir dervi de hemen arkalarndan onlar takip ediyordu. yaz bu insanlarn nereden gelip nereye gittiini dnrken EbulAla, yazdan Kuran okumasn istedi. yaz diz kp Mushaf ald ve nne gelen ilk ayeti okumaya balad: Peygamberleri onlara: Onun hkmdarlnn alameti sandn size gelmesidir. Meleklerin tad o sandkta Rabbinizden size bir ferahlk ve skunet, Musa ve Harun hanedanlarnn braktklarndan bir kalnt vardr. Eer inanm kimseler iseniz sizin iin bunda phesiz bir alamet vardr dedi Bakara,248 Bu ayetleri dinlerken Ebul-Ala btn grdklerini tekrar hatrlad. Bu bir iaretti. Bir titreme ald vcudunu, tpk o meczup gibi Ban edi. Alayarak avularn birletirip enesine doru gtrnce sa ayasnda kk bir hanerle alm ince yaray fark etti. Bir ara annesini grd. aran bir tebessmle ona bakyordu. Bu souk k sabahnda gnein ilk klar bir ana yrei gibi strken, Ebul-Alann yal gzlerinden birer damla daha ya szld, ferah ve skunetle. Gnl pejmrde, dudaklar titrek bu ihtiyarn kalbi son kez ama bin yllk bir hakikat ve akla arpt. Yllarca laykyla sevemedii o esiz ve sonsuz kudrete ruhunu teslim ederken aylardan Rebiulevvelin 12si ve yl 1057diydi.

14

You might also like