You are on page 1of 7

RZGR Yreimiz ne zaman ac ekse, onu hatrlarz, ocukluk gnlerini.

Tepeye yakn ormanla kapl bir ky evinde, karanlk bastktan sonra. Kardeim ve ben. Yatmamz iin kaln kaln yorganlar ve ar yn yataklar hazrland. Eskiden hep byle olurdu; cam, erevenin bir taraf, hep krk veya yastkla ya da ktla kapatlm. Darda rzgr aalar devirirken, bu cam aral, sabaha dek rktc bir mzka gibi durmakszn, ruhumuzu titreterek alard. Uzun uzun mezarlk servilerinin en tepeleri, yerleri sprr gibi eilir, yatakta stmze decek gibi glgeleri, camdan, ereveden byr, byr, oday doldururdu. Eski mezar talar toprana biraz daha eilerek saplanr, sanki mezar talarnn sarklar oynayarak, evimizin iine dolard. Her sknt iindeki ruh, Tanr'nn gs gibi, yksek bir tepede rzgrla gs gse geldiinde, dnyay iyiletirecek ve hi tkenmeyecek kopkoyu mavi bir glgenin, bedenine bir daha kmamak zere girdiini hisseder... Bu kopkoyu karanlk mavi glge, girmeden insann iine... ne ihtiyarlayabilir, ne dinlenebilir insan. Kaya gibi gl tarihin, kutsal kitaplarn szlerini, kapaklarn, sayfalarn da bu rzgr kurutmu, emitir. Bu dnyada hibir eyin cevabn bilmiyorum, rzgrn krba gibi kaylaryla hayata smsk balandm dnda. Ne zaman karma ksa, umutsuzluk iinde, o koyu mavi zincirlerini getirip, sarar ellerimi, kollarm. Ve birka dakika sonra rzgr, tm bedenimi smsk sard o tarihi kaylarn bir sihirbaz gibi aniden zverir. imdeki rperti sona erer. Sonsuz bir ferahlk duyarm. Bir kleydim, kral olurum; bir fareydim, kartal olurum. Karanlk olsa da etrafm, bahar ok uzaklarda kalsa da, derinliime zift gibi srlm korkularm kazyp, sprp gider, o ladin aalarnn koyu glgesiyle! nce, kurumu aa dallarnda dt decek yabani fasulyeler gibi, iinde kurumu siyah bilyeler gibi tohumlar birbirine arparak, minicik n n'larla serin ve neeli bir oyuna balar. Akam zili gibi serpintili bir ses, "gn bitti" der. Uzaklardaki sularn incecik tozdan sesini aa diplerine getiren rzgr, artk hepimizi tmeye balamtr. Gnein hi bitmeyecek uzayan son glgeleriyle ktcl hayaletler gibi uzadka uzar mezarlklarn glgesi, geceye hazrlanan eytani, hortlaks, hrsz, cins maymunlar gibi, iren fsltlarla glgeler her bir aacn etrafnda ember ember kirli karanlklar oluturur. Gn boyu aa dallarnda

durmakszn patlayan cvltl renkli balonlar gibiydi. imdi, rzgrn her bir kolu aalara arptka, ucubeleen, ekilsizce uzayan dallarn trnaklar, sakallar, bin yllk bir maaradan yzlerce yl hi kmadan yaam tuhaf yaratklar gibi artk hep karanlk yiyerek byyen maara bcekleri gibi konuur... Biz tam uyuyacaz, sanki canavar suratl, balgama batm yzleriyle ekilsiz maymunlar gelip bizi boacaklar, sanki bu yatakta, bu seslerle boularak leceiz! Uzaklarda kpek srleri topluca havlyorlar. Rzgr yzlerce baltasyla ormana girmitir. Helva gibi, arap gibi uzun akamn renkleri sona erdi. Kck sarmaklar, gn boyu ip atlar gibi neeyle rzgrla oynamaktan oktan bkt. imdi, korkuyla aalarn kaln gvdelerine di geirerek skca tutunmaya baladlar. Rzgr, karanlkla sarma dola elinde kapkara baltasyla kol gezdike ormanda, dallar, aalar, minicik sarmaklar, ite asl imdi, birbirlerine daha yaknlar, kucaklamak isterler, minicik renkli yzlerce morlu iek, karanla gmlrken, sanki cvltlarla dolu yzlerce irkin ocuk l perde perde ykselir... Rzgr girdike ierlere! Gnn renkli telan bastran karanlk... Artk korkularn ssyle baka tr bir merhamet, baka tr bir st beni, koru beni, diyerek ona buna sarlan, ok uzaklardaki bir Tanr'dan yalvararak yardm isteyen lklarla inler durur sabaha dek. ounun paralanp lm saati gelmitir. Sabaha kalmaz. te orada, tm dnyamz, uzun aalarn boyunlarna, kpelerine, sonsuz bir kederin bakyla uzanr. Artk gzmze hi uyku girmese de, ay bizi unutsa da, yldzlar hi ldamasa da, gklerin ve tarihin ve alarn bu yakaran, yalvaran sesleri, ruhumuza al paralar gibi srtnp, korkuyla tutuurlar... Bundan daha gl bir tedavisi yoktur tabiatn. Ruhlarmza ruhlardan emanet. Hala, teskin iin onu, ocukluumuzun gecelerinde rzgrn fsltsyla, zillerle, rktc mzkasyla, ekilsiz hayvanlarn lklaryla boarak sylediklerini yeniden hatrlamak isteriz... Bu yzden kardeim rzgrdan ok korkuyordu. Her rzgr ktnda alar, barr, tepinir, evde yatmak istemez, arkadaki komularmza yatya giderdi. Ben de ok korkardm, ama kardeim korktuu iin yle aalanrd ki, "pis, rzgrdan korkulur mu, bamza i kartma, ellemin kaps gece vakti alnr, millet yatandan kaldrlr m, ne cins ocuk, rzgrdan korkmak m olur..." ve bin trls. Kardeim arka komulara gider, ben kalrm. Ama imdi bu ky evinde, gidecek baka da ev yok. Krk kat yorgann iine gmlr, bir kulam skca yasta bastrr, dier kulama da, kimse grmeden gizlice, kt, p gibi bir ey tkardm. Aradan yirmi be sene geti, ou hikyeyi unuttum, ama her banyo sonrasnda kulam tkanr oldu. Banyo yapnca insann kulana su kamasnn normal olduunu, bunun herkeste byle olduunu dnr, ikayeti olmazdm. Bir zaman sonra, kulam arkasndan yoklaynca, kk bir sertlik fark ettim. Fazla bytmek istemedim, kuruntudur deyip nemsemedim. Bir gn canma tak dedi, karmzda poliklinik, kulakya gidersem canm m kar deyip, stm giyip hemen frladm. Poliklinikte kulak, burun, boaz yazan yerde sraya girip beklemeye baladm. Sra bana geldi, ieri girdim durumu anlattm, doktor kancal bir eyi kulama sokup fndk byklnde zehirden yemyeil bir ey kard, bir kk ta yirmi be senedir orda yayormu. Doktor, hemireler glmekten krld. Kancann ucunda benim ta, herkese gstermeye balad, yan odalara ziyarete gidip, dier doktorlara da uzaydan gelmi ta gibi tehir etmeye balad. Anlamadm eyler oluyordu, birden herkes barmaya balamt. nce doktora, niin kulamn dibinde baryorsunuz, dedim. Etraf o kadar grltl ve sesliydi ki, herkes iini gcn brakm barmaya balamt, her eyden ve herkesten, yerde srnen kt

parasndan bile korkmaya baladm; bir kt paras topraa srnrken bu kadar ses kartamazd. Odalarn kaplar gacrtyla alyordu, btn tuvaletlerin musluklar, sifonlar ayltyla tslyordu. Seslerden acilen kurtulmak iin, kulamdan kan taa bir daha bakmadan koarak eve katm. Hzla yatama gmldm, sesler peimden kovalyor. Kendimi sakinletirmeye baladm, yukar kattaki komu kadnn sesi, alt kattaki kadnn mutfaktaki bulak sesleri, yan sokaktaki kahvenin sesleri, Allahm her taraf sesle doluydu ve insanlar bu seslerle nasl yayordu. Bir byk oka girmitim; normal zamanlarmdaki gibi, aldrmamaya baladm, elime gazete alp normal insanlar gibi okumaya baladm. Gazetenin sayfalar hartyla alyor ve katland yerlerde krlrken kdn kartt incecik sesler beni ldrtmaya yetiyordu. Elimin kolumun vcuduma srtnrken kartt sesler, ayaa kalktm, yryordum, halya deen ayamdan sesler kyor, "tanrm her taraf seslerle dolu"... Bu gerek bir ok idi ve atlatmam uzun srd. Geriye dnp tm hayatm yeniden dnnce, anlarmda nemsemeyip stnden atladm birok tuhaflk yerine oturuyordu. Liseli arkadalarmla bir gn topluca sahilde ark sylyorduk, herkes sylyordu ve ben sadece mrldanyordum, nk sesimin iyi olmadn biliyordum, ama yine de topluca bana dner, "Nihat yalvarrz sen syleme, ok bozuyorsun!" derlerdi. Ben bu ikazn, kt sesi olanlara yaplan hakl bir espri olduunu sanrdm, ama, ekilmez, katlanlmaz bir ac feryad olduunu hi tahmin edemezdim. Tam da o yllarda ocukluk anlarm yazmaya balamtm, bir arkadam yazdklarm okuyup "ok gzel resimler" demiti. Doru, sadece resim idiler, "ses" yoktu ilerinde. Neye uradm ardm. Memleketten karken, hayatmn yarsn orda unutmuum. Yeniden gidip, her soka, her tepeyi, her yolu, her dkkn, her dereyi, her tandm bir daha grp, bu resimlerin "seslerini" sil batan zihnime doldurmalydm. yle de yaptm, yllar sonra unuttuum sesleri toplamak iin ehre gittim ilk gittiim yer, denize yz elliiki yz metre mesafedeki Sotka'daki evimizdi. Sotka Mahallesi'nde evimizin lamnn denize ulat yer (bugn toprak doldurulmu), ite ocukluumdan hatrladm yerler. O gnlerde, ocukluk ite, demir bilye yutar, sonra helaya gider, sonra lamn denize ulat yalya koardk. Balardk bokumuzdan km m, kmam m, demir bilyenin yalya gelmesini beklemeye. Bokumuzdan helaya, oradan lama, ordan denize yrmekte olan bilyeyi yle merak ederdik ki, lamn aznda, o smk alaryla dopdolu ilerine, nasl midemiz kalkmadan saatlerce bakar, beklerdik. Ve denizden gelen rzgrn bu lama girerken kartt uultular yukardaki evimizin helasnda melmi sarken, gtmzn bu sesle, bu rzgrla d. Ve ayn delikten, gemilerle dnyann bir ucundan gelmi farelerin sahile boalp, sahilden evimizin helasna kadar yryp, tam da melmiken kafasn delikten kartp... Farelerin de suu yoktu, onlar bu karanlk lamlara rzgr srklemiti! Babamn ocukluk arkada Rum kz, Yunanistan'a gtkten bir mddet sonra intihar etmi. Babam, tam krk yl sonra memleketi gezmeye gelmi turist olundan reniyor. Ben de bir akam Zigana'ya mteri gtrrken, babamdan reniyorum. Sislerin iinde yol, sis lambamz da yok. Yava yava Maka deresini takip ediyoruz. Babam birden, "liforida, liforida" deyip, frene bast. Derenin kenarna inip sigara iti. Sular rplan bir araf gibi durmakszn yastklam kayalarn stne dklyor. Bir mddet sisin iinde gezindi. "O gn de byle bir sis vard", "mart duman, indi mi, iki ay kalkmaz, Urus kye indi, bizim asker de peinden, kyde Ermeni, Rum komularmz vard, o sisin iinde kim kime ate etti, kim kald, haziran gneinde rendik, ben hasrn iine saklandm" dedi.

Rum kz, babamdan "liforida" istemi. imdi Zigana'ya kyoruz, orda olurmu, babamn aklna dt, zpkn yemi gibi. nk liforida, yksek yaylalarda olur, ku zmnden kk. Morumsu, siyahs, yerden bir kar yksekte minik aalarda yetiir. Yazlar babam uzun yoldan dnerken, liforida toplar Rum kzna gtrrm, sevgilisi. Oluyla konual drt yl oluyor, imdi Zigana'ya kyoruz, aklna dt. ylece gmldk sisin iine. Bir de derenin hrts, bir de hrtyla ykanan babamn yz. Gemite kalm anlar, yalanlar. Mart dumanndan kim ayklayp kartacak. Hibirimizin bilmedii kk maymun ald onu gtrd. Liforida, yksek tepelerde, rzgr almayan kylarda byr. Rzgr dallarn krmasn diye, rzgr oyun oynamasn diye, yere, topraa yaparak, srnerek byr! ocukken oynadmz, oyun (play). Kurallarn bizim koyup, oyuncaklarmzn adlarn kendimiz belirleyip oynadmz. Simgesel dman, simgesel ktler yaratp, oynadmz. Oysa, rzgrn ki "matr" (game). Man kurallar, ahlk var. Ma kartmak istersen, bakalarnn koyduu, tabiatn koyduu, tarihin koyduu kurallara boyun emek zorundasn. Bazlar eek kadar adam olmu, satran oynarken, ya da kahvede tavla oynarken bile hile yapar. Gnahkr, sahtekr bir insan olduu iin deil. Oyunu, hl ocukluunda tand ekliyle oynar, yani kurallar gizlice deitirmek ister. Masum bir giriimdir hilesi. Ama asla soylu bir insan olamaz. Sanat, yazar, asla olamaz! Bizim, partilerimiz, mesleimiz, ideolojilerimiz, gazetelerimiz de byledir, hl kendi uydurduklar "oyunu" oynamak isterler, sk sk "hile" yapar, oyunda "iyilerinktlerin"' yerlerini deitirirler. Oysa, toplumsal alanda herkesin binlerce oyunu vardr, bu yzden, bakalarnn oyunlarn ciddiye almak zorundayz ve o oyunlarn kurallarn bilip, sahneye byle kacaksn! Yani, yksek bir tepede bymseniz, boynunuzu bkeceksiniz, ya da elinize kanl bir balta alp gsnz aacaksnz. Rzgrla oynamaya gelmez. Tanr'nn tarihin madr bu. Kayalar, aalar, nnde unufak olduu gibi her gece beynimize bir ta der. Top oynam, terli srtm duvara vermitim. Annem, "olum yka yka kmyor, nereye srtyorsun srtn!" te bu Bizans sars olur, Ayasofya'nn dahi rengini tutturamyorlar imdi. stanbul'da dahi kalmad bu sardan. Eski Rum evlerinin demirden balkonlarna bin yllk yamurlar yayor. Rzgr damlar uuruyor. Saak altnda bir kiremit bama dyor. O gn bugn izini tayorum. Tarih bamz yarmtr. Kiremitin stnde Marsilya yazar, ka yzyl nce hangi gemiler getirdi? ehirde yine bir sylenti balamtr: Aztek altn. Kzlderili altn da diyorlar. Zengin bir aile tarafndan kuyumcuya bozdurulmu. Her on ylda bir ayn Aztek altn sylentisi, bir yerlerde, bir kpn dibini kazyor. Koloniler kuran, lkeler satn alan tccar ailenin, Cenevizlilerim son fertleri. Vahdettin'in talya'da halifelik turasnn elmaslarn alkolik damad iin skp satmas gibi, bir medeniyetin son krntlar harcanmakta. Bu sylenti, be yzyl nce, daha da nce spanya'dan gelmitir; imdi Ortahisar ya da Hackasm mahallesinde kaln duvarlarla evrili bahe iinde son nefeslerini vermekte! Ad, Sreyya. Bu adam hem gvur, hem niin ad: Sreyya. Sergei, Serio diye de okunurmu, bizimkiler Sreyya demi, doktor Sreyya'ya. Glbahar Hatun Mahallesi Ltfullah Sokak'ta (imdi tanjant yolu oldu), doktor Sreyya'nn cenazesini papaz almaya geldiinde, anneme niin papaz alyor, dedim. Annem gvurlarn cenazesini papazlar alr, dedi. Gvurlukla gnahkrl bir bildiim iin, gnahkrlarn lsn papazlar, iyi insanlarnkini hocalar kaldrr diye dndm. Bahesinde byk bir kuyu olan ve bildim bileli sokak kapsndan kafasn kartp, btn mahalleliye yllarca bkp usanmadan "...nivartm siz ldrdnz, nivartm siz ldrdnz, katiller!" diye baran Ermeni kocakarnn evi ise, bugnk halk ktphanesinin arkasndaki sokaktayd. Vartn da ne olduunu yirmi yl sonra rendim, "gl" demekmi. Nivart, yeni gl. Yeni gelinlere sylenirmi. Nerden bilebilirdim, Ankara radyosu, iinde Ermeni ismi geen btn trkleri

yasaklayp kaldrd. Nivart, doktor Sreyya'nn kzyd. Baba kz, yalnz yayordu. Nivart, mahallenin bir delikanlsndan hamile kalm. Doktor Sreyya dedikodudan sokaa kamaz oldu. Krtaj iin kzn masaya koydu, kendi kz kendi masasnda kald. Doktor Sreyya'nn hi kmad evinde benim tandm gnlerde ite bu yzden ad: Deli Sreyya olmutu. Deli Sreyya'nn sokak kapsnn bir kere aldn grdm, papaz geldiinde! Biz, Hz. sa'y tanyoruz, onlar Hz. Muhammed'i kabul etmiyor. Bunun hesab sorulmalyd. Dokuz yanda bu usuz bucaksz davay srtlayp, Ganita'ya inen yolun ortasnda Santa Maria Kilisesi papaznn nn kestim. Kzgnlkla "niin" dedim. Dostluumuz byle balad, ok net Trke konuan, ksa boylu, beyaz sal bu adam, bu memlekette sakal by olmayan tek adamd. Mahalleli onu ok seviyordu nk talya'dan getirdii elbiseleri yoksul insanlara datyordu. Santa Maria Kilisesi'nin nndeki havuzun altnda bir define yatyordu, bunu da babam iddia ediyordu. 1963 ylnda Bitpazar'ndaki caminin minaresi rzgrdan ykld, kardeim bu minarenin tandan alp mahalleye geldi. Annem, "buncack ocuk mbarek tatan ne anlar" deyip, kolundan tuttuu gibi Kur'an renmesi iin hocaya gtrd. O gnlerde komumuzun kz kocaya kamak zereydi, kardeime iinde mektup olan bir kibrit kutusu verip sevdii ocua gtrmesini istedi. Konumalardan kzn Akaabat'a kocaya kaacan renmiti. Kutuyu, yani emaneti verdikten sonra, ermi nn duyan annesi, aka yollu: "Olum, gel bir kahve falna bak" dedi. Kardeim fincan eline alp yormaya balad, "senin kzn kocaya kaacak" dedi. Komular glt, akam zeri kzn kat anlalnca komular evi istila etti, katn bildin, nereye katn da bilirsin, dediler. Ermiliine toz kondurmayarak kadnn elini ap inceledi, "hanm senin kzn Akaabat'a kat" deyince, mahalleli arabalara doluup Akaabat'a yola kt. ar Mahallesi'nde oturan Madam'n evi, evimizle ayn sokaktayd. Madam'n Trabzon'da birok dkkn, evi vard. Kiralar bir trl toplayamyordu. Sonunda sokaklarda baran, aran, kfreden, herkese sataan cad bir kadn olup kmt. Elinde kalan son evi de Trabzon'a tayin olmu nl bir hakimin elinden ald sylenir. Kimseyle konumaz, kapsn kimseye amaz. Madam, btn ehre kst. Madam'n bahesindeki eftalileri kefetmitim, Madam'n kapsn tekmeliyor: "Amerikan kovboylar, severler budaylar, ya da bulgarlar", unuttum ite, tekerlemesini syleyince madam dayanamayp elinde birka eftaliyle sokak kapsn ap "susman iin yeterli mi" deyip eftalileri uzatyor. Bu madamn en masum, en sessiz haliydi, nk madamn Amerika'da kz vardr ya da kocas, her neyse, madamn Amerika'yla bir derdi vardr. Nuh peygamber tufann son gnleri kilerde erzak kalmadn grnce, biraz incir, biraz buday, biraz nohut alp bir yemek yapar. nk her birinden ayr bir yemek yaplamayacak kadar azdr erzak. Bu yemein ad auredir. Hepiniz gibi, bizim de evimizde yedi bin yllk bu gelenek sregelmitir. Gelin grn ki, cihan savalar auremizi politik laboratuvarlarda ayrtrd. Anadolu topraklarnda siyasi labirentin son odasna geldik, nmz arkamz duvar, gei yok. Ya bu aureyi yeniden yaparz ya da yzyllarca dedelerimizden dinlediimiz aurenin tadn, torunlarmza anlatr dururuz. Peygamber meselesini de babamdan rendim. Babamn eski 57 avrole arabasyla Kisarna, Karluk, Sumeriye, Argaliya, Hozamiye, Tirzik, Art, Mamat, Hurdimera, Zangariya (imdi tm bu isimler deitirildi) amlk, hastane, Kirehane'ye dolmu yapyorduk. Son seferler akam namazna, karanla kalyordu. Babam, namaz kamasn diye beni arabada brakp,

10

aalarn arkasnda aceleyle namazn klp geliyordu. Nefes nefese ve her defasnda gzleri bym olarak. Gaza basp ehre doru kayorduk. "Yine geldi, ehit yanmda namaz kld" diyor. Kirehane yolunda aalklarn iinde kld namazlarn ounda, iki metre boyunda dev bir ehidin yannda secdeye durduunu sylyor. Namaz bozmamak iin dualar bir rpda okuyup, abucak selam verip kayor. ehre kadar "inanmayan kfirdir, inanmayan kfirdir" deyip, karanlklardan ve karanlk glerden korkmam iin elinde dilinde bildii ne varsa, sayp duruyor. Oysa, bo arabann arka koltuuna dizlerimi koyup, enemi koltuun ba tarafna dayayp, arka camdan, hzla aktmz fndklklar... Msr tarlalarn, Kisarna'y, kyl kadnlar, kpekleri, uzaklarda bir tepede evin bacasn. Ky kahvesi nnde bekleen insanlar. Sessiz, kendi halinde rzgrlarla elenen aalklar... Rzgrn duman yava yava yrtp, datn.. Srtnda yk, dalarn bir ucundan bir ucuna giden lastik ayakkabl kyl kadnlar. Yosun balam su yalaklarn byk bir sisin iinde hayal meyal seyretmek, ne byk macerayd. Mesela u kabak, gnde yz metre yol alr. leye varmadan tarla dolar, grd her eye sarlr, ne sarlma. Yetim ocuklar gibi, sulu sar kollar dmlenir, bir daha zlmez. Mesela u fasulyeler, daha dn ekmi, srn stne yumurta kabuu koymu, bugn ikinci katn penceresinden Trabzonspor man izler. Papaz babam iyi tanyordu, papazn sakal olmad halde, "sakalina situum" diye sze balar, "dinsiz, imansz" diye bitirir. Papazla, iki metre boyunda mezarndan kalkan ehit konusunda karlkl problemleri vard. Papaz, ayn ehidin Smela Manastr etrafnda kendisine ve birok Hristiyan hacya grndn iddia ediyordu. Babamn iddiasna gre ehitler, mbarek, ermi insanlara grnr, kfire grnmez, papaz yalanc domuzun tekiydi. stelik babam delil olarak, ehidin belinde Srmene ii, kemik srtl bir Osmanl kamas grmt. Bir gnde alt yz bin haly dorayan Kl Aslan gibi papazn nn kestiimde, papaz: "Peki, Muhammed son peygamber ise, her gn gazetelerde ortaya kan peygamberlere ne diyorsun?" dedi. Bu soruya hazrlkl deildim. Akaabat'ta peygamberlik iddiasyla bir cinci hoca yakalandn gazeteler yazyordu. imdiki ad hsan Hamimizade Kltr Sitesi olan Smer Sinemas'nn nnde yere melip TeksasTommiks okuduum gnlerdi. Bam kaldrdmda nmde dikilmi her zamanki gibi glmseyen papaz grdm. Bu benim nme melen ilk insanolu idi. Sinemann nnde eli bakl kfteci, papazdan huylanm bize doru bakyor. Bu kftecinin iyi bir n yoktu. Rzgrla kafay yedii sylenir. Rzgr geldiinde stne, sanki, birka kii bakla ona saldryormu gibi, rzgra "yapma, yapma!" diye barp, bir keye sinerek kendini rzgrn baklarndan korumaya alr. Papaz elindeki gazeteyi gsterip: "Bakn, bakn dnyann sonu geldi!" Haberi okuyan kfteci de tekrarlad, "dnyann sonu geldi, dnyann sonu geldi." Gazeteyi papaza verirken, "kzle mi yatt ha bu orospu" dedi. Birlikte gltler. Gazetede "buza douran kadn" haberi vard. Kfteci de papaza bir hikye anlatmaya balad. Mahallesinin kabadays Ylmaz, belal, kumar iin kyn, evini satm, anasnn paralarn yemi, sra bileziklere gelmi. Kocakar anas da bilezikleri vermiyor. Yal kadn balkona karp, bacaklarndan aa sarktm. Ya verirsin bilezikleri, ya da atarm. Btn mahalleli toplanm. Ylmaz'a korkudan kimse ses kartamyor. Ama kocakarnn alvar yerine el kadar klot giydiini gren mahalleliye zevkli bir seyir, dedikodu malzemesi km.

11

Mahallelinin hocas da getiimiz cuma, vaazda: "El kadar klot giyen kadunun ua da ikici, kumarci olur" demi. Geenlerde Ylmaz, burdan geiyormu. ekmi ba dayam duvara: "Utanmyor musun lan, anann donunu mahalleliye gstermeye". Ylmaz, kftecinin delirdii hikyesini iyi bildii iin, "rzgr at kocakarnn alvarn" deyince kfteci, "yapma, yapma!" diyerek korkuyla kayor. Hikyenin sonunu birok defa dinlemi olan papaz da kfteciye akayla "rzgr yapt!" deyince, kfteci tamamen delirerek: "Yapma, yapma, yapma!" diyerek kayor! Drtbe yl nce Trabzon Zanos Kprs ayandaki bakkalda satlan kavurmadan trnak kmt. Kavurmay yapp satan adam, karsn kesmi, yarsn kyma, yarsn da kavurma yapt anlalm. Bu nl adamn ismi Mehmet Burnaz idi. Trabzon'da ak meydanda, belediye nnde halkn huzurunda en son idam edilen ite bu Mehmet Burnaz'dr. Rzgrl bir havada halk daire eklinde toplanm, ipte, rzgrn da yardmyla dnp duran, dili dar sarkm Mehmet Burnaz'n cesedini seyrediyor. Beki, i olsun diye, rzgrdan sallanp dnen cesedi durdurmak iin, cesedin karnna doru jopuyla yle bir dokundu. Cesedi drtkledikten sonra arkasn cesede, yzn halka doru dnd. Ani bir rzgr, Mehmet Burnaz' ipte hzla dndrp, bekiye arkadan arptrd. Halk, bekinin bu sahnede korkudan kafay yediini dnyor. Beki de her defasnda savunma yollu: "Ben yapmadm, rzgr yapt!" diye cevap veriyor. Zamanla tuhaf olmu, meslei brakm bu kfteci, o beki olur! Ne zaman oyunu lehime deitirmek iin gerei karnndan drtklemek, hile yapmak istesem, rktc bir mzka durmakszn kulamn dibinde almaya, uuldamaya balar.

12

You might also like