You are on page 1of 26

BÖLÜM 1: MST’NİN TARİHİ

Türkçe Çeviri : Akın Sarı

I. Yakın Arka Plân


Brezilya’da Topraksız Kır İşçileri Hareketi (MST) ülkeye Portekizlilerin gelişine dayanan
ve toprak için uzun zamandır devam eden bir mücadeleyi miras almıştır. Biz burada sadece
daha yakın bir tarihsel arka plândan bahsedeceğiz: ilk köylü hareketleri 1950’lerde örgütlendi
ve 1964 askeri darbesinin bunlar üzerinde etkisi oldu. 1950 ve 1964 arasında toprak ve tarım
reformu için mücadele eden üç önemli köylü örgütü ortaya çıktı: Köylü Dernekleri (Ligas
Campesinas), ULTABS1 ve MASTER2.
1) Köylü Dernekleri
Köylü Dernekleri Vargas1 diktatörlüğünün sonu yaklaşırken, 1945 civarında oluşmaya
başladı.3 Köylü Dernekleri maaşlı bir sistemde çalışmak üzere topraklarından zorla
çıkarılmaya direnen kendi topraklarına sahip köylüleri, ortakçıları4, kiracıları ve medierosları5
kapsıyordu. Hemen hemen bütün eyaletlerde oluşturuldular ve belirlenmiş bir nokta ve
zamanda binlerce köylüyü örgütlediler. Bağlı oldukları Brezilya Komünist Partisi (PCB)
tarafından desteklendiler.
1947’de, Dutra2 hükümeti PCB’yi illegal ilân ettiğinde dernekler şiddetli bir şekilde
ezildi. Yedi yıl sonra, liderleri olan Brezilya Sosyalist Partisinin temsilcisi ve avukat olan
Francisco Juliao’nun desteğiyle Pernambuco’da yeniden ortaya çıktılar. Bu tarihten itibaren,
başka bölgelerin yanı sıra, Kuzey Brezilya’nın bu ve diğer eyaletlerinde yeni Dernekler
oluşturuldu. 1962’de 13 eyalette bulunuyorlardı ve hali hazırda birçok toplantı ve kongreler
düzenlemişlerdi.6
İdeolojik ve politik etkilenmeleri farklı sol partilerden geliyordu, ve birçok şeker
fabrikasının yönetimini ele geçirdikleri için; Pernambuco’da ilerici vali olduğundan Miguel
Arrães’in seçilmesinde çaba sarf ettiklerinden için; ve Goulart3 hükümetinin tarım reformunu
içeren bir yasayı uygulamaya koyması için kitlelerin kesintisiz baskısından dolayı ünlü
oldular.
Zaman içerisinde, onları topraklarından sürmek isteyen büyük toprak sahiplerine karşı
direniş mücadeleleri giderek güçlendi. Bu mücadelede birçok köylü öldü. 1962’de ülkedeki en
büyük Sape Derneğinin kurucusu João Pedro Texeira öldürüldü. Hiç şüphesiz Köylü
Dernekleri o zamanları tarım reformu için mücadelenin en kitlesel ve radikal hareketiydi.7
Topraklarından çıkarılmaya direndiler ve Katolik Kilisesi ve PCB tazminat ve mülk
başlıklarını kapsayan farklı aşamalara bölünmüş bir tarım reformunu savunurken, onlar
toprakları işgal etmeye devam ettiler.
Derneklerin bir kısmı gerilla grupları örgütlemeye çalıştı; birçok işçi hapsedildi ve ordu
grupları dağıttı. Son olarak 1964 askeri darbesiyle birlikte ortadan kalktılar.
2) ULTABS

1
Getulio Vargas, 1930’da Brezilya Anayasasını yürürlükten kaldırmış ve Sao Paulo’da bağımsızlık istemiyle
ayaklananları bastırmış ve uzun süre diktatörlük rejiminin başında kalmıştır. Bir muhalif gazeteciye tertiplenen
suikastın kışkırtıcısı olduğu gerekçesiyle ordu görevinden ayrılmasını istediğinde intihar etmiştir. (ç.n)
2
Enrico Gaspar Dutra, asker kökenli devlet adamıdır. 1946-1951 arasında Brezilya cumhurbaşkanlığı yaptı (ç.n)
3
Belchior Marquez Goulart, cumhurbaşkanlığı yaptığı sırada tarım reformlarına girişmeğe çalıştıysa da, 26 Mart
denizci ayaklanması sırasındaki pasif tutumundan ötürü 1964’de askeri darbeyle devrildi. (ç.n)
Köylü Dernekleri Pernambuco’da yeniden ortaya çıkarken, 1954’de PCB köylü
birliklerini koordine etmek için, belediye, eyalet ve ulusal düzeylerde örgütlenmiş bir çeşit kır
işçileri birliği olan Çiftçi ve Tarım İşçileri Sendikasını (ULTAB) oluşturdu. Bu girişimle
birlikte, PCB işçiler ve köylüler arasında politik bir ittifak için koşullar yaratmanın yollarını
aradı. Bu örgüt diğer köylü gruplarının zaten güçlü olduğu Pernambuco ve Rio Grande do Sul
dışında bütün eyaletleri kapsıyordu. Esas olarak São Paulo, Parana ve Rio de Janeiro
eyaletlerine nüfuz ettiler.
Aynı zamanlarda, köylü dünyası üzerinde sosyalist fikirlerin etkisine ve bayrak olarak
tarım reformunu yükseltmelerine meydan vermeme çabası içerisinde, Katolik Kilisesi’nin
muhafazakâr kesimi 40.000 kadar pek çok köylü örgütlenmesi ve sendikayı kuran Rio Grande
do Norte’deki Kır Yardımlaşma Hizmetleri içerisinde örgütlendi.
Bu arada, Katolik Kilisesi’nin ilerici kesimi, köylülerin okuma-yazma kampanyaları ve
politik eğitiminde çalışmış eğitimci Paulo Freire’nin4 katılımıyla birlikte, Tabanda Eğitim
Hareketini kurdu.
3) MASTER
Son olarak, ancak daha küçük bir boyutta, 1950’lerin sonunda, Rio Grande do Sul
eyaletinde Topraksız Çiftçiler Hareketi (MASTER) Encruzilhada do Sul’da toprak işgal eden
300 ailenin tahliye edilmesine direnerek ortaya çıktı. Daha sonra birçok çiftlikte (fazendas)
sorumluluk üstlenebilmiş olan vali Leonel Brizola’nun desteğiyle birlikte bütün eyalette
gelişti. MASTER’ı diğer Derneklerden farklı kılan saflarındaki işçilerin toprakta kalmak için
savaşmak yerine toprağın bir parçasını zapt etmesiydi. 1962’den itibaren latifundia çitlerine
yakın kamplarda örgütlenmeye başladılar. Hükümetin desteği 1962’e kadar sürdü. O yılın
seçimlerinde Brezilya Emek Partisi’nin (PTB) yenilgisiyle birlikte, hareket giderek zayıfladı
ve askeri darbeyle birlikte ortadan kayboldu.8

4
Bankacı eğitim modeline karşı alternatif pedagoji yöntemleri öneren ve bu yöntemlerle sistem karşıtı hareketler
arasında koşutluklar kuran Brezilyalı aydın. 1964 askeri darbesinden sonra 16 yıl sürgün yaşadı. Brezilya’da
Eğitim tarihi ve eğitim felsefesi profesörü olarak çalıştı. UNESCO, Harvard vb. kurumlarda eğitimci olarak
görevler üstlendi. (ç.n)
a)Sendikalaşma Çabaları
1961’de ULTAB Belo Horizonte’de Çiftçilerin ve Tarım İşçilerinin Birinci Ulusal
Kongresi’ni gerçekleştirdi. Köylü Dernekleri’nden 215 ve MASTER’dan 50 delege dahil
olmak üzere yüz kırk bin işçi katıldı. Bu toplantıda Köylü Derneklerinin daha radikal önerileri
PCB’nin önerileri karşısında ağırlık kazandı. Köylü Derneklerinin önerileri sendikalaşmayı
destekleme, iş kanunun oluşturulması ve ücretler ve sosyal güvenlik hakkı için bir kampanya
yapılması ihtiyacını dile getiriyordu. Bu kongre toprak için mücadelelere büyük bir ivme
sağladı.
Kontrol etmedikleri köylü örgütlerinin bu gelişmesinden dolayı, köylülerle birlikte
çalışan hükümet ve bazı kuruluşlar kır sendikalaşmasını denetim altına almak, bazı
durumlarda, hareketi zayıflatmak ve emirleri altına almak için sendikaların yaratılmasını
önerdiler. Kır işçilerinin gelecek federasyonunu ayarlamak için yerel ve eyalet toplantıları
düzenlendi. PCB ve Katolik Kilisesi bu alan üzerine mücadele etti ve gidişatı ele geçirmek
üzere her iki tarafın birkaç girişiminden sonra, sonunda Aralık 1963’de Tarım İşçilerinin
Ulusal Konfederasyonu’nu (CONTAG) oluşturmak için bir anlaşmaya vardılar. O zamanlar
şiddetli bir şekilde bastırılan Köylü Dernekleri bu sendikalaşma sürecine katılmadı.
II. Diktatörlük ve Köylü Hareketinin Gerilemesi (1964-1978)
Mart 1964’de askeri darbe yönetimi ele geçirdi. Diktatörlük “köylü hareketlerinin
komünist bir tehdit olduğunu ileri sürerek bütün hareketleri şiddetli bir şekilde bastırdı. Önde
gelen liderler hapsedildi, bir çoğu sürgüne gitmek zorunda kaldı, ve diğer yüzlerce lider
öldürüldü. Brezilya’da terör hâkim kılındı. Tarım reformu hakkında konuşan herhangi biri
cezaevinde birkaç ay kalmaya adaydı [...] Baskı o kadar sertti ki [daha önce belirtilen] üç
köylü hareketi de ortadan kaldırılmıştı. Kır işçilerinin bazı sendikaları çok etkisiz bir direniş
ortaya koydu aynı zamanda faaliyetlerini tamamen değiştirdi ve bir sosyal yardım
kuruluşunun niteliklerini üstlenmeye kadar vardı.9”
Sendikaların bu toplumsal yönü general Medici 1971’de kırsal kesim için bir sosyal
güvenlik fonu olan Funrural’ı oluşturduğunda ve onun bürokratik faaliyetlerini sendikalara
aktardığında güçlendi. Bugün bu sendikaların çoğu halen Funrural’ın delegeleri olarak
değerlendirilir.10
1960’lar kırsal kesimin yatıştırılmasıyla sonlandı. “Mezarlıktan barışa. Tarım reformunu
düşleyen ve bunu elde etmek için toplumsal hareketler içerisinde kendilerini örgütleyerek
adımlar atan Kuzey ve Güneyden binlerce kır işçisi askeri çizme altında düşlerinin
paramparça olduğunu gördü.11
“Diktatörlüğün başlangıcında, ordu toprakla ilgili çatışmalara izole edilmiş bir çözüm
sunma fikriyle, böylece köylüleri terhis ederek, Toprak Kanunu12 ortaya çıkardı. Amaçları
tarım sorununun ulusal bir sorun olmasını önlemekti.13
III. MST’nin Doğduğu Genel Çerçeve
Şimdi de MST’nin doğuşunun arkasındaki genel çerçeveyi yakından inceleyelim.
1) Ekonomik Koşullar
1970’ler boyunca kırsal kesimdeki kapitalist modernizasyon, özellikle Güney’de, zaten
güçlü ulus ötesi şirketler tarafından kontrol edilen tarımsal ihracatlar doğrultusunda idare
edilen, tarımsal sömürünün bütünlüklü ve hızlı makineleşmesiyle birlikte meydana geldi. Bu
evre “muhafazakâr” ya da “sancılı modernizasyon” olarak da bilinir, zira kır kökenli aileler
açısından sosyal ve ekonomik yıkımlara neden olmuştur.
Soya fasulyesi plantasyonlarının girişi kırsal bölgede makineleşmeyi hızlandırdı. Bu
ürüne uygulanan en gelişmiş teknolojilerden dolayı köylü yığınları topraklarından zorla
çıkarıldı. Makineleşme Güney ve Güneydoğu’da kahve ve pamuk plantasyonlarındaki ortakçı
ve kiracı çiftçilerin işini devr aldı, böylece topraksız köylü kitleleri meydana geldi.
Özellikle 1975 ve 1980 arasında bu çiftçiler büyük kentlere ya da tarımsal kolonizasyon
alanlarına göç ederek bireysel çözümler aramak zorunda kaldı. İlk durumda, hızlandırılmış
sanayileşme sürecinden etkilendiler –bu “Brezilya mucizesi” olarak bilinen dönemdi- ancak
rüya çok çabuk yerle bir oldu. Endüstriyel krizin ilk işaretleri 70’lerin sonunda ortaya çıktı ve
bununla beraber, göç eden köylüler için artık daha fazla bir işin bulunmadığı kentlerde işsizlik
büyüdü.14
İkinci durumda, tarımsal kolonizasyon alanlarına doğru göç edenler –özellikle Rondonia,
Para ve Mato Grosso eyaletlerinde- toprak bolluğu vaat eden resmi propagandadan etkilendi.
Ancak derhal sorunlar çıktı: Yollar, üretim araçları ve sosyal yardım hiç yoktu. Kaderlerine
terk edilen göçmenler köylü statülerini korumaktan acizdiler. Bu topraklar bir aile için tahıl ve
diğer temel ürün gıdalarının tarımsal üretim koşullarından yoksundu. Diğer yandan hükümet
çok büyük sayıda insanı Brezilya’nın uluslararası sınırlarına yerleştirme stratejik fikrinin yanı
sıra madenlerin, değerli taşların ve kerestelerin sömürüsüne ön ayak olan bir iş gücü arıyordu.
Çok geçmeden, zaten tehlike dolu olan bu çalışma koşulları, bu bölgelerde yerleşmeye
başlayan büyük ulus ötesi şirketler tarafından topraktan çıkarma tehdidi yoluyla
yoğunlaştırıldı. “Hükümetin mali teşvikleri (bölgenin çiftliklerinde gelir vergisiyle bağıntılı
parayı kullanma imkânı) tarafından harekete geçirilen Güneyli mülk-sahipleri ve iş adamları
Amazon bölgesinde toprak mülkiyeti haklarını satın almaya başladı. Ancak “şirketlerin göz
diktiği toprak büyük ölçüde, çoğunluğu hiçbir mülkiyet hakkına sahip olmayan işçiler
tarafından önceden işgal edildiğinden” toprak için yeni tarz bir mücadele ortaya çıktı:
Kendilerini zorla çıkarmaya çalışan mülk sahipleri ve şirketlerin faaliyetlerine karşı
işgalcilerin, ya da posseirosların5 direnişi. Bu yüzden çoğunluğu ölümler ve mülk sahiplerinin
plantasyonları ve hanelerinin yanması yoluyla yıkımla biten çatışma ve saldırganlıklar arttı.15
Bir toprak parçası arayışındaki bu uzak yerlere göç eden yüz binlerce köylünün düşleri artık
yerle bir olmuştu.
Sosyo-ekonomik bir bakış açısından, tarımsal makineleşme yüzünden topraktan zorla
çıkarılan bu köylülerin kullandığı iki giriş yolu bu şekilde kapatılmıştır: hem kentlere göç
etme hem de tarımsal sınırlarla birlikte alanlara taşınma.16
Bu durum üçüncü bir çözüm bulma ihtiyacını ortaya çıkardı: bu, kırsal bölgede direnişe
kalkışma ve yaşadıkları yerde köylülerin toprak elde etmesini sağlayacak mücadele
yöntemlerini araştırmaydı.17 Son seçeneği seçen bu köylüler MST’nin toplumsal tabanı oldu.18
2) Sosyal ve Politik Koşullar
a) Ülkenin demokratikleşme süreci
Diğer yandan, “Brezilya mucizesi” olarak adlandırılanın artık bir mucize olmadığı ve
ülke ekonomisinin büyümesi hız kaybettiği için, askeri rejim gittikçe zayıfladı ve ülke bir
demokratikleşme süreci başlattı. İnsanlar, ilk önce insan haklarına odaklanarak,
hoşnutsuzluklarını göstermeye başladı ancak çok geçmeden başka talepleri oldu ve São Paulo
dışındaki, İşçi Partisi’nin (PT) kökeni olan, önemli sendika mücadeleleri sayesinde sendikalar
daha fazla güçlendi.
b) Kavgacı Kır Sendikacılığı 19

5
Posseiros, Brezilya’da verimsiz toprakları sahiplenerek işleyen kiracı veya konakçılardır. (ç.n)
Bu şartlarda, köylüler korkularını yenmeye başladı, kır sendika muhalefeti ve biraz
kavgacı sendikacılık nüvesi bulunmaktaydı.20 Bu sendikalar daha önce bahsedilen kırsal bölge
için düzenlenmiş, ve hükümetin tarım politikalarına karşı olan sosyal güvenlik fonunun
yaratılmasıyla güçlendirilen resmi sendikaların yardımcı tabiatını eleştirdiler. Nihayet bu
gruplar Merkezi İşçi Sendikası’na (CUT) katılarak son buldu.
On yıllardır, federal hükümet sendika hareketine bir dizi ayrıcalık vererek ve sendikaların
çizgisini yardımcı ve hizmet sendikacılığı doğrultusunda yönlendirmeye girişerek kendisinin
uzantılarından biri yapmaya çalıştı. Kır sendikalarının dişçileri, doktorları, satılık seçilmiş
tohumlar ve veterinerlikte kullanılan ürünleri vardı.
Resmi sendikacılık hepsi ulus ötesi şirketler tarafından yapılan seçilmiş tohumların,
kimyevi gübrelerin, hayvanlar için ilaçların ve diğer ürünlerin kullanımından meydana gelen
yeşil devrime çeşitli biçimlerde yardımcı oldu.
“Kavgacı kır sendikacılığı” sendika yapısını içeriden harekete geçirmeyi tercih etti.
Toplumsal mücadele yönünü ortaya koydu ve bu bakış açısı en başından itibaren dostça
tabirlerle henüz doğmakta olan MST’yi abarttı. Birçok lideri MST’nin ilk olaylarına katıldı.
Hareketin Birinci Ulusal Toplantısı’nda bulunanların %80’inin sendika liderleri olduğu
söylenir.21
3) İdeolojik Koşullar: Kilise Piskoposlarının Etkisi
70’lerin ortalarından itibaren ideolojik yön, Özgürlük Teolojisi’nin esintisi altında,
Katolik Kilisesi Kırsal Toprak Komisyonun (CPT) gerçekleştirdiği çalışma aracılığıyla
serpiliyordu.22 Rahipler rahip olmayanlarla birlikte kırsal bölge civarında köylüler için
örgütlenme ve mücadele etme ve sorunlarını cennette değil, burada dünyada çözmeleri
gerektiğini beyan ederek gezindiler. Diğer taraftan, CPT’nin ekümenizmi23 sayesinde,
çabalarını diğer kiliselerle birleştirebildiler, böylece tek bir hareketin gelişmesine katkıda
bulunuldu.
Sözün kısası: toprağın yoğunlaşmasındaki ani artış ve topraksız kır işçilerinin sayısının
büyümesi; hem güvence yoksunluğu hem de zaten belli bir denge seviyesinde yaşamaya
alışkın olan bir nüfus arasında sefalet salı veren bu durumu düzeltebilecek alternatiflerin
gerilemesi; çeşitli kiliselerin ilerici piskoposlarının etkisi ve ülkede devam eden
demokratikleşme süreci –bunların hepsi sözü edilen toprağın işgali için kendiliğinden
inisiyatiflerin çatısını meydana getirdi. MST’nin birleşmesi için toplumsal taban bu şekilde
kurulmuştur.
IV. MST’nin Doğuşunu Kolaylaştıran Mücadeleler (1978-1984)
Topraksızlar Hareketinin oluşumunu –baskının şiddetinin daha az olduğu- Güney’de
toprak için mücadelelerin yeniden başladığı 1978’den 1984’e uzanan bir döneme
bağlayabiliriz. İlk kıvılcımlar Rio Grande do Sul’de alevlendi .
1) Güney’de Mücadeleler
a) Macali ve Brilhante
Mayıs 1978’de, Kaigang yerli topluluğu, Noncai’deki Yerli Arazisi, topraklarına
yerleşmiş olan 1200 küçük köylü aileyi zorla çıkartarak topraklarını yeniden elde etmek için
eyleme başladı. Zorla çıkarılan ailelerin her biri kendi çözüm yollarını aradı. Bazısı başka bir
belediyedeki akrabalarının evlerine gitti, 50 kadarı iş aramak için Porto Alegre’ye göç etti ve
kendilerini kentin dışında yaşarken buldular. Üç büyük grup yol kenarında kamp kurdu: biri
Cruzeiro kasabasında, Planalto Belediyesinde; bir diğeri Arazinin sınırındaki, Noncai
Belediyesinde; ve üçüncüsü, Tres Palmeiras kasabasında, Ronda Alta’da bir bölgede.
Bu üç grup destek aramaya başlamak için belli bir tarzda örgütlenmişti. Porto Alegre’de
tarım reformunu destekleyen bir gruptan oluşan soldan bazı militanlar, onları ziyaret etmeye
ve onlarla politik çalışma yapmaya başladı.
Tres Palmeiras’da kamp yapan aileler, kent bölge rahipleri, papaz Arnildo’nun desteğini
istediler. Arnildo onları rahip evinde misafir etti ve kendilerine yiyecek ve giysi sağladı, ancak
bunun yanı sıra onlara Özgürlük Teolojisinin bakış açısından İncil okudu, ve onların vaat
edilmiş toprakları arayan Tanrı’nın halkının özgürleşmesinden ve acılarından bahseden Hicret
Kitabının Üçüncü Kısmı üzerinde düşünmelerini sağladı. Dinleyenler bunun aynı zamanda
kendi hikayeleri olduğu fikrine kapıldılar. Bu grubun toprak için örgütlü kalmaya ve mücadele
etmeye karar vermesi bu şekilde oldu.
Yerli arazisinden atılmış olan köylüler arasında toprağı bir kere daha işgal etmek
isteyenler vardı. Dolayısıyla hem rahip Arnildo hem de Porto Alegre grubu tarafından
gerçekleştirilen eylemlerden biri, Yerlilerin bu toprakları istemekte haklı olduklarını çünkü bu
toprakların onlara ait olduğuna ve Rio Grande do Sul eyaletinde yasal olarak dağıtılabilecek
birçok toprak olduğuna çiftçileri ikna etmek içindi.
Tartışmaların meydana geldiği ve insanların politik bilinçliliğini arttığı bütün bir süreç
boyunca örgütlenme, mitingler ve toplantılar gerçekleştirildi. Haziran 1978’de, zorla
çıkartılan ailelerin yaklaşık otuzu, çaresizlikten taşındı ve –çok bireysel bir tavırla- ötekilerin
önüne geçmek isteğiyle, Rondinha’daki Sarandi Çiftliğinde bir alanı, bunun bir orman arazisi
olduğunun farkında olmadan, istilâ etmeye karar verdi. Kendilerine verilmesi için alana
girmelerinin yeterli olacağını düşündüler. Polis bölgeyi derhal kuşattı ve onları geri çekilmeye
zorladı.24
Yol kenarında kurulmuş kamplarda meydana gelen gelişmeler hakkında bilgilendirilen
yetkililer endişelenmeye başladı ve bu köylülere kolonizasyon projeleri içerisinde topraklar
teklif etmeye karar verdi. Eyalet hükümeti bunların bir kısmının eyaletin güney kısmındaki
Bage’de yerleştirilmesini önerdi. Federal hükümet, diğer yandan, Terranova Projesi olarak
bilinen aynı şeyi Mato Grosso’da yapma olasılığının ana hatlarını gösterdi. Yüz on sekiz aile
Bage’ye ve yaklaşık 550 aile Terranova’ya gitti.25
Geri kalan yaklaşık 500 aile halen örgütlüydü. Epey zaman sonra –1 Ağustos’ta- vali
Amaral de Souza’ya bu eyalette yerleşim talep eden ve eğer talepleri karşılanmazsa, bir kez
daha Sarandi çiftliğini işgal edeceklerini bildiren toplu bir dilekçe yollamaya karar verdiler.
Vali 30 günlük bir müddet istedi ve demagojik bir şekilde eğer talepleri karşılanmazsa bizzat
onlara işgallerinde eşlik edeceğini açıkladı. Müddet sona erdiğinde ve hiçbir cevap
verilmediğinde, 7 Eylül’de, şafakta, 110 aile Macali’deki toprakları işgal etmeye karar verdi.
Ertesi gün askeri polis ulaştı26 ve köylüler direnişte ısrar etti ve bizzat kadınlar çocuklarıyla
birlikte ön safta yer aldılar. Polis geri çekildi, sözünü tutmaya zorlanan valiyle görüşmeler
başladı. En sonunda vali köylülerin bu toprak parçasında oturmasına izin verdi ve polis
gücünü geri çekti.27
Macali, askeri diktatörlük sırasındaki ilk toprak işgalini temsil eder. Bu zafer bölgede
yeni işgalleri teşvik etmiştir. Kısa bir süre sonra, Brilhante, ve daha sonra Anonni işgal edildi.
Santa Catarina (70’lerin sonu), Parana (1980), São Paulo (1980), ve Mato Grosso do Sul’de
(1979’den itibaren) başka kıvılcımlar tutuştu.
b) Encruzilhada Natalino
Encruzilhada Natalino kampı28 mücadeledeki daha önceki deneyimlerin bir sonucuydu.
Kamp 8 Aralık 1980’de, Noncai Yerli Arazisinden zorla çıkartılmış olan Natalio isimli bir
yerleşimci çadırını Ronda Alta Belediyesindeki Ronda Alta, Sarandi ve Passo Fundo’ya giden
yolların ağzında kurduğunda başladı. Daha sonra bütün bölgeden daha fazla topraksız aile
gelmeye başladı.
50 aileyle başlayan ve 600 aileyle, 3000 civarında insan, sonlanan kamp stratejik bir
yerde kurulmuştu. Çadırlar 2 kilometreden fazlaydı. Hükümet, başarısız bir şekilde,
işgalcilere iş teklif ederek onları etkisizleştirmeye çalıştı ancak bu reddedildi.
Bu deneyimi bir başlangıç noktası olarak düşünerek, aileler gruplarda, komisyonlarda ve
sektörlerde örgütlenmeye başladı. Zamanında yaygın biçimde benimsenmiş MST gazetesi
Sem Terra isimli bir haber bülteni bile yayınladılar. Direnişlerinin sembolü olarak bütün
bildirilerinde taşıdıkları yalın bir haç yaptılar.
Kampçılar en yakın belediyelerde var olan latifundaların teknik bir araştırmasına başladı.
Böylece kendi bölgeleri içerisindeki toprakla bağlantılı sorunların çözümlenebileceğini
hükümete gösterebildiler. Aslında, kampa yakın olan 4000 hektar satılıktı.
21 Haziran 1981’de, toprağın işgalinden altı ay sonra, São Felix de Araguaia’dan (Mato
Grosso), Katolik piskopos D. Pedro Casaldaliga kampçılarla dayanışmasının ifadesi olarak
Aşai Rabbani Ayini’ni yönetti. 6000 insan katıldı ve ayin mücadeleyi ulusal bir çağrışımla
ortaya koyduğu için ülkenin her tarafında tanındı.
Bu baskı altında, federal hükümet önerisini aileleri Roraima, Acre, Mato Grosso ve Bahia
kolonizasyon projelerine nakletmek yönünde takdim etti. Ancak bu ikinci öneri de reddedildi.
Bir ay sonra, köylüler bu defa, Goias Velho’dan (Goiana), Mato Grosso’daki Canamara
kolonizasyon projesine götürülen yerleşimcilerin sefaletini kınayan Katolik piskopos D.
Tomas Balduino ile bir başka dini ayin yaptı. Bu ayine 10.000’den fazla insan katıldı. D.
Tomas’a göre, kent işçileri açısından São Paulo ABC grevleri neyi temsil ediyorsa bu olay da
kırsal bölge için o anlama geliyordu.
Hükümet önerisinde ısrar ettiği için, bir toplantıda kampçılar baskı yapmanın bir yolu
olarak, Porto Alegre’deki hükümet binasının önünde kamp kurmaya karar verdi. Askeri Tugay
kamp yapmalarını engelledi, ancak vali onları ağırladı. Toplantı sırasında ordunun kampı
kuşatacağı ve kampın dışında olanların yeniden giremeyeceği bilgisini edindiler. Bu yüzden
mümkün olduğunca çabuk geri döndüler. Kamp, bir halk yapısının direnişini bastırmakta
uzman olan albay Curió tarafından idare edilen askeri birliklerce ele geçirildi ve Ulusal
Güvenlik Alanı ilân edildi. Curió sorunu 15 gün içerisinde çözeceğini söyledi. Kampçıların
direnişini kırmak için farklı yöntemler kullandı: Ailelere yiyecek dağıttı oysa bunun yanında
hoparlörler aracılığıyla onların seferberlik güçlerini bozacak bilgiler yayacağı süre zarfı
boyunca, saatlerce onları hizada durmaya zorladı; örneğin, Porto Alegre’den bir piskoposun
topraksız köylülerin Rio Grande’de toprak talep etme hakkı olmadığını ve hükümetin onları
kabul etmeye mecbur olmadığını açıkladığı bir röportaj vardı; başka zamanlarda hoparlörler
kolonizasyon projelerine nakil olmayı kabul etmeyenlerin hiçbir gıda almayacağını bildirdi.
Curió ayrıca Acre, Roraima, Mato Grosso ve Bahia’nın slaytlarını gösterdiği çok büyük
bir çadır inşa etti ve alanı ziyaret etmesi için bir komisyon önerdi. Köylüleri toplamaya iki
uçak geldi ve çok büyük bir asado (ızgara et) ile karşılandılar, ancak grubun üyeleri ellerini
yıkarken, su tükendi. Komisyon geri döndüğünde, üyelerinin çoğu projenin imkânsız
olduğunu bildirdi; toprak çok kumluydu ve su kıttı. Bir tek aile bile Bahia’ya taşınmayı kabul
etmedi.
Bu geri çevirmeye bir tepki olarak, kampçılara karşı şiddet büyüdü. Bir hayli toza yol
açan sürekli bir kamyon trafiği ve tahrip edilen su kaynakları vardı. Atlar panik yaratarak,
köylülerin ürünlerini çiğnemek için yollanıyordu. Bu karşı koyma gücünü kırma
operasyonundan sonra, kolonizasyon için bir başka öneri yaptılar ve bundan sonra kampı
bölebildiler: 137 aile bu öneriyi kabul etti.
En sonunda, kampı kuşatma altına almaya karar verdiler: Burası bütün ziyaretlerin
yasaklandığı toplama kampı haline gelmişti. Bu olay medyada eleştirildi ve Rio Grande do
Sul ve Santa Catarina’dan 137 rahip, Brezilya Avukatlar Cemiyeti üyeleri, eyalet ve federal
temsilcilerinin katılımıyla birlikte çok büyük bir gösteri örgütlendi. Bölgeye girmeleri
engellendiğinde, kampçılar haçlarını çıkardı ve askeri bariyeri dağıtarak bununla ilerledi. Bu
durumu tamamen değiştirdi ve topraksız köylüler yeniden ümitlendi.
Bir defasında, bir kampçı radyosunu ayarlamaya çalıştığında, şans eseri Brezilya ile
iletişim kurmak için müdahaleci güçler tarafından kullanılan istasyonu keşfetti. Bu kamp o
günden sonra düşman tarafından planlanan bütün hareketleri önceden haber alıyordu.
Bir başka defa, Curió şeker dağıtacağı anı göstermek için medyayı çağırdığında aileleri
ve öğretmenleri tarafından eğitilmiş olan çocuklardan şu yanıtı aldı: “Biz şeker istemiyoruz,
biz toprak istiyoruz!”
31 Ağustos’ta, müdahalenin başlamasından bir ay sonra, Curió emekliye ayrılmak
zorunda kaldı. Kampçıların direnişi ve yukarıda bahsi geçen insanların desteği bu zaferde
belirleyici oldu.
Kuşatmadan kurtulmuş olan kampçılar kendilerini yeniden örgütledi ve Mato Grosso’dan
hayal kırıklığı içerisinde geri dönen ailelerle birlikte genişledi. Vaziyet aynı olduğundan ve
yetkililer herhangi bir demeçle ortaya çıkmadıklarından, ilerlemek için mücadeleye dair yeni
bir şey yaratmanın zamanının geldiğini düşündüler. Şubat 1982’de, Ulusal Piskoposlar
Konferansı’nın toplantısı sırasında kampçılar Kilisenin ailelerin geçici temelde taşınabileceği
bir alan satın almasını önerdi. Bu kabul edildi ve Kilise kaynak toplamak için ulusal bir
kampanya planladı. Kampanyaya Lutherci Kilise de katıldı. Ronda Alta Belediyesi içerisinde,
Rio Passo Fundo Dam’a yakın 108 hektarlık bir alan satın alındı. Bu alan daha sonra Nova
Ronda Alta olarak isimlendirildi.
Bir buçuk yıldan fazla bir süre, topraksız köylüler mücadelelerinde ısrar ettiler. Valilik
seçimlerinden önce, toprak sorunuyla ilgili kendi önerdikleri çözümü adaylarla tartışmaya
karar verdiler. Eylül 1983’de, seçilen vali Ronda Alta, Cruz Alta ve Palmeira Missões
belediyelerinden ailelerin son yerleşimi için 1870 hektarın satın alınmasına izin verdi.
Bölgenin sekiz belediyesinden köylülerin katıldığı Encruzilhada Natalino’daki mücadele,
tarım reformunun önemini ve ihtiyacını göstererek, bütün Brezilya’da ses getirdi.
2) Mücadelelerin Ülkenin Geri Kalanına Yayılması
Orta Güney bölgesindeki bu toprak mücadeleleri, bütün ülkeye hızlı bir şekilde yayıldı.
Ancak yine de herhangi bir ulusal ifade [articulation] yoktu.
a) İlk İşgaller
João Pedro Stédile’e göre ilk işgallerden beri, 1979 ve 1985 arasında, “romantik bir
üretim düşüncesi” hakimdi29: köy işçisinin görgüsü toprağı zapt etmenin yeterli olduğuna ve
bu yolla bütün sorunlarını çözdüğüne inanıyordu. Üretim alışkanlıkları çok bireyseldi. Onun
için kolektif çalışma olasılığını kabul etmek çok zordu. Köylünün mücadelesi çok kişiseldi, ne
köylüleri ve işçi sınıfını bir bütün olarak düşünüyordu.30 Ne de ülkenin başından geçen
“hakkında fazla bilgi sahibi olmadığı” tekniklerin kullanımını gerektiren tarımsal
modernizasyon sürecinin farkındaydı.31 Köylü ne biliyorsa taklit etmeye eğilimliydi: “küçük
mülk sahibi” tarzındaki aile mülkü. Üretim esas olarak hayatta kalmaya adanmıştı ve sadece
fazla ürünler pazara gidiyordu.32
Bu süre boyunca, bir çeşit işbirliği olduysa bu karşılıklı yardım ve hizmetlerin
mübadelesinden oluşan gruplarla sınırlıydı. Ama yine de bazı eyaletlerde izole edilmiş
tarımsal işbirliği deneyimleri vardı: Topluluktan gruplar ya da Katolik Kilisesi’nin etkisi
altında meydana gelmiş resmi olmayan dernekler vardı.33
Ancak “ülkede var olan geleneksel modelin olumsuz deneyimlerinden ve küçük
çiftçilerin ekonomik sömürü politikasını geliştirmiş olan çok büyük tarım-sanayi işletmeleri
tarafından karakterize edildiğinden ötürü” bir kooperatif sistemini var eden direniş oldu.34 Bu
dönem 1984’de Topraksızlar Hareketinin oluşumu ve ertesi yıl ilk kongreleriyle sona erer.
V. KURULUŞ
1) Birinci Ulusal Toplantı: MST’nin Kuruluşu (20-22 Ocak 1984)
Yalnızca ulus çapında bir hareketin önemli bir politik araç haline gelebileceğini açık bir
şekilde anlayan Kırsal Toprak Komisyonuydu.35 Bu sürecin başında, bölgesel bir hareket
yaratmak düşüncesi vardı. Ancak daha sonra toprak için mücadeleyi güçlendirmenin... ve bu
mücadelenin bastırılmasını ya da yok edilmesini önlemenin en iyi yolunun ulusal bir hareket
olacağı açıklık kazandı.
Kafalarda bu amaçla, diktatörlüğe karşı mücadelenin tam ortasında 20 Ocak’tan 22 Ocak
1984’e kadar Topraksız İşçilerin Birinci Ulusal Toplantısı gerçekleşti.36 İşgal edilen birçok
toprağa popüler liderler katıldı: 13 eyaletten 100 temsilci, -daha önce belirttiğim gibi-
bunların arasında kırsal sendikalardan çok sayıda lider vardı.37
Birinci Ulusal Toplantı tarihi, MST’nin kuruluş tarihi olarak düşünülür. “Kır işçileri”
ifadesinin dahil edilmesi toprağı işlemek için işgal eden topraksız “kır işçileri” hareketi ile
toprağı kendi evlerini inşa etmek için işgal eden topraksız kent insanları hareketinin üyeleri
arasındaki karışıklıktan kaçınmaya yardım eder. Bu gerçekten yerleştirme açısından bir halk
hareketidir ve birçok yerde daha doğru bir isim altında Evsiz Barksız İnsanlar Hareketi olarak
varlığını sürdürür.
Topraksız İnsanlar Hareketi, bu yüzden, MST baş harflerini kullanan Topraksız Kır
İşçileri Hareketi açısından da daha popüler bir kısaltmadır.38 Bu toplantı sırasında MST’nin
rolü tarım reformu ve toprak için mücadele veren otonom bir kitle hareketi olarak tanımlandı.
MST ne bir sendika hareketidir ne de dini bir harekettir. Sendikalara ya da kiliselere
dayanmamalıdır. Kendi otonomilerini koruyabilmeleri için bizzat işçiler tarafından kontrol
edilmelidir.
Üst seviyelerde bürokratik pazarlıkları içermeyen bir sınıf mücadelesi hareketi olmasında
ısrar edilmiştir. O zamanlar, sendikalar idari faaliyete alışkındı, taleplerini Ulusal
Kolonizasyon ve Tarım Reformu Enstitüsü’ne (INCRA) gönderirler ve bütün kongrelerde
tarım reformunu talep ederlerdi –ancak hepsi buydu. Bu en yaygın sendika faaliyetiydi. Kitle
mücadelesini bir zorunluluk olarak ortaya atan MST oldu. MST’nin liderlerine göre, talepleri
imzalar, toplantılardan vs. oluşan bir listeyle hükümete yollamayı içeren bu sistem hiçbir şeyi
çözmüyordu. Deneyimler tarım reformunu ilerleten şeyin toplumdaki politik güçlerin ilişki
grafiğini değiştirmenin tek yolu olan kitlelerin mücadelesi olduğunu gösterdi.39
MST için politik eylemi tanımlama çalışması bu Birinci Ulusal Toplantı’da başladı ve
icraatlarını yönlendirecek genel amaçlar kaleme alındı.40 Kırsal Toprak Komisyonu tarafından
kullanılan “toprağı işleyenler için toprak” sloganı MST tarafından devr alındı. Ancak en
başından beri bu hareket tarım reformunun bir toprak parçasının zapt edilmesinde son
bulmayacağını anladı. Daha doğrusu, bunu tam usulüyle yerine getirmek için toplumun
küresel bir dönüşüme uğraması gerekir. Bu nedenle, toprağın onu işleyenler tarafından kontrol
edilmesi için mücadele ederken, MST aynı zamanda “kapitalizme son verecek” 41 “adil,
hakkâniyetli” bir toplum için mücadele eder.
Toplantılar vasıtasıyla deneyimlerin mübadelesi ihtiyacını devam ettirmek; sendikaların
mücadeleleriyle bağlılığı; kırsal bölgedeki mücadelelerle kentlerdekilerin biraraya getirilmesi;
yerli halkın toprak hakkını savunmanın yanı sıra onların ortaya koyduğu mücadeleyle
dayanışma gibi daha açık amaçlar da açıklandı.42 Hareket için otonomiyi garanti altına
çalışırken, sendika hareketi ve politik partilere katılımı da teşvik ettiler. Tartıştıkları en önemli
hedeflerden biri çok uluslu şirketlere ait toprak üzerinde tarım reformu için mücadele oldu.
“Hareketin anti-kapitalist niteliğinin ortaya çıktığı yer bu hedef oldu. Eğer Brezilya’da sadece
bir kişi bile topraksız kalacak olursa, yabancıların ülkede toprak sahibi olması doğru
görülmeyecekti.”43
Bu amaçlar açıklandığında, birinci toplantıyı, çoğunlukla işgaller aracılığıyla, toprak için
mücadelelerin artışı izledi. Mücadelelerdeki bu artış, örgütlenmenin büyümesiyle birlikte,
belediye, bölgesel ve eyalet komisyonlarının örgütlenmesini gerektirdi. Daha iyi örgütlenmiş
eyaletler başka eyaletlerde MST’nin oluşumuna yardımcı oldu.44
VI. MST’NİN TARİHİNDE ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARI
1. Hızlı Büyüme Dönemi (1985-1990)
1) Birinci Kongre (29-31 Ocak 1985)
Ertesi yıl, Tancredo Neves’in başkan seçilmesinden birkaç gün sonra, MST Curitiba,
Parana’da birinci kongresini gerçekleştirdi –böylece uzun askeri diktatörlük yıllarına bir son
verdi. Brezilya’nın 26 eyaletinin yirmi üçünden 1500 delege vardı. Başkanlık divanının
bileşenleri tarım reformu mücadelesine bağlı olan güçlerin muazzam çeşitliliğini yansıttı.
MST eyalet tertip gruplarından temsilcilerin yanı sıra, Katolik piskoposlar ve baş piskoposlar,
Lutherci papazlar, eyalet hükümetinden olduğu kadar Central Unitaria de Trabalhadores’den
de (CUT) temsilciler vardı.45
Solun farklı kesimleri tarafından benimsenen duruşun aksine, bu kongre Yeni Cumhuriyet
(New Republic) ile bir antlaşma içerisine girmeme hususunda politik bir tutum beyân etti.46
Hem PCB hem de PcdoB’nun47 etkisi altında, soldan diğer güçlerin yanı sıra, CONTAG ve
reformist sendikalar, hükümet tarafından desteklenen Ulusal Tarım Reformu Planının
uygulanacağına inandılar. Bu nedenle, köylü hareketinin hükümetle işbirliğini içeren bir
tutum benimsemesi gerektiğini düşündüler.48 MST, aksine, reformun yeni sivil hükümetin iyi
niyetinin emri altına verilemeyeceğine inandı ve kendisi için baskı ortaya koyacak ezici bir
kitle mücadelesi geliştirme ihtiyacının ana hatlarına işaret etti.49
MST’nin liderlerinden biri olan, João Pedro Stédile’ye göre, o zamanlar Hareket zayıftı
ve daha büyük ve reformist bir güce katılmış olsaydı, örgüt ortadan kaybolurdu.50 Bu yüzden
Birinci Ulusal Toplantı tarafından benimsenen “Toprağı işleyenler için toprak” sloganının
yerine kullanılan yeni sloganın nedeni anlaşılabilir: “Tek çözüm İşgal.” İşgal bugüne kadar
stratejik bir araç oldu.
a) İşgallerin Artışı
Birinci Kongre’den kısa bir süre sonra, Yeni Cumhuriyet olarak bilinen demokratik geçiş
dönemi başladığında, ülkenin her yerinde önemli işgaller çoğalmaya başladı. O yılın Mayıs
ayında, Santa Catarina’nın batısında, sadece bir bölgede en büyük işgal dizileri meydana
geldi. Başkan Sarney ve tarım reformu bakanı, CONTAG Kongresine katıldığı sırada MST
sadece bir hafta içerisinde 40 belediyeden 5000 aileyi taşıyarak 18 çiftlik işgal etti. “bu
bölgede neredeyse bir devrimdi [...] Kitleler hükümeti bekleyemeyeceklerini” ve mücadeleleri
ve seferberlikleri için yeni demokratik boşluktan faydalanmaları gerektiğini anladı.51 MST
toprak için savaşan herkes için bir referans noktası oldu. Diğer eyaletlerden militanlar
harekete yaklaşmaya başladı.
b) Dernekte bir adım ileri: başlangıç noktası olarak küçük derneklerin oluşturulması52
Dernek yoluyla kooperatifteki deneyimlerin çoğalmaya başladığı an budur. MST bunu
yerleşimciler arasında yapmış olsa da, Kırsal Genişleme ve Teknik Yardım Şirketi (EMATER)
aracılığıyla hükümet, onların arasından küçük üreticileri teşvik etti. Yerleşimlerdeki üretim
düzeni kolektif çalışma için 10 ile 15 aileden oluşan küçük gruplar meydana getirerek başladı.
Bu dini etkenlerden esinlenilmiş idealist bir öneriydi: İncil’in 12 havarisi ve tabanda
Hıristiyan cemaatleri.
İzole edilmiş ya da birleştirilmiş farklı faaliyetlerin uygulamaya konması için küçük
gruplardan oluşan işbirliği modeli hiçbir resmi aracılık olmadan 1989’a kadar varlığını
sürdürdü. Bunların üyelerini biraraya getiren şeyin, nadiren politik olan, farklı kaynakları
vardı.53
Fakat kolektif bir şekilde çalışmaya arzulu olan bu küçük gruplar, bazılarının “hayatta
kalmak için işbirliği” olarak tanımladığı şeyde son buldu54 çünkü bu yöntem başlangıçta belli
olmayan ancak orta vadede tarımdaki modernizasyon süreci açısından engel haline gelecek
birçok sınırlamayı gerektirdi.
2) Yerleşimcilerin Birinci Ulusal Toplantısı
Mayıs 1986’da, MST yerleşimcileri nasıl örgütleyeceği ve hangi üretim biçimlerini teşvik
edeceği üzerine ilk görüşmesini gerçekleştirdi. Bu 11 eyaleti temsil eden 76 yerleşimin
katılımıyla birlikte Parana, Cascavel’deki Birinci Ulusal Toplantı sırasında oldu.55 Bu karar
çok özel bir bağlamda ortaya çıktı: yerleşimlerin sayısındaki hızlı büyümeden ötürü o
zamanlar Hareket içerisinde, özellikle ilerici bir hükümetin bulunduğu São Paulo eyaletinde,
daha önce yerleştirilmiş olan ailelerle birlikte MST dışında bir başka halk hareketi
oluşturmanın uygun olacağına inanan azınlık bir eğilim ortaya çıktı. Eğer zaten toprak elde
edildiyse, harekete bağlı olmak için hiçbir neden olmayacağını düşünüyorlardı.
Eğer MST’nin tek hedefi toprak zapt etmek olsaydı, önceden toprak zapt etmiş olanların
MST saflarında kalmaları için geçerli bir neden olmayacaktı. Fakat dünyanın diğer
kısımlarında uygulamaya konan farklı tarım reformu deneyimleri köylüler için toprak zapt
etmenin yeterli olmadığını gösterdi; makineleşme, tohumlar, krediler, teknik beceri olmadan
köylülerin teknolojik devrimde yapılan ilerlemeyi kullanmalarına imkân vermek; ürünleri için
satış yerleri olmadığından, toprak bir özgürlük alanı olmak yerine, bir kâbusa dönüşür ve bu
süreç köylülerin ürünü çok düşük fiyatlara satması veya toprağı tümüyle terk etmesiyle son
bulur.
Mücadele, bu yüzden, toprağın zaptıyla bitmez –bu sadece ilk adımdır. Hedeflerinin geri
kalanı toplum küresel bir dönüşüm geçirdiğinde tam olarak karşılanmış olacaktır. Ancak
toplum önemli ulus ötesi tarım-sanayi şirketlerini destekleyen neo-liberalizme karşı mücadele
verirse, radikal bir tarım reformu gerçekleşecektir. Bu süre zarfında, daha önce yerleşmiş olan
aileler için, geçinmelerini garanti edecek üretim planlanmalı ve örgütlenmeli ve “toprağı zapt
eden köylülerin sosyo-ekonomik kalkınması” mümkün olduğunca çabuk tesis edilmelidir.56
Bununla birlikte, sadece ekonomik nedenler yoktur, etnik ve politik nedenler de
bulunmaktadır: hali hazırda toprağı zorla ele geçirmeleri bu işçilere halen bu hedefleri elde
edememiş sayısız başka köylü olduğunu unutturmamalıdır ve şu anda daha iyi yaşam
koşullarına sahip olanlar mücadele içerisindeki kardeşleriyle dayanışmalarını göstermelidir.
Bu toplantıda daha önceden MST’de iskân edenleri dahil etmeme stratejik kararı
benimsendi. Harekete mali yardımda bulunan, kadroların sadece örgütün görevlerinde
çalışması bakımından serbest olmasını sağlayan vs. yerleşimlerdir. Bu işi sağlam tutmak için,
Ulusal Komisyon ya da Yerleşimciler Bölümü kuruldu ve bunlar 1986’dan 1989’a kadar
faaliyette bulundu.
3) PROCERA’nın Zaptı (1986)
O zamanlar en çok tartışılan konu kredi kullanma hakkıydı. Yeni hükümet köylülerin
desteğini kazanmak için askeri diktatörlük tarafından karara bağlanan sübvanse kredi
sistemine son verdi.57
Krediler olmadan toprağı işlemek için tohum ve gerekli araçları satın almak imkânsızdı.
Bundan ötürü MST hükümet üzerinde baskı kurarak, bu yolla yerleşimler için özel bir kredi
planı yaratacak olan mücadeleyi örgütledi. 1986’da daha çok PROCERA olarak bilinen Tarım
Reformu Özel Kredi Programı uygulamaya kondu.58
İki tarım kredisi geliştirildi: her çeşit köylü için büyük bir kredi olan PROCERA Tavan
Fiyatı I ve sadece kooperatifler ve dernekler için olan ve birincisinin miktarını ikiye katlayan
PROCERA Tavan Fiyatı II.59 Bu, yalnızca kooperatif üyelerinin derneğe üye olmayan
köylünün iki misli miktarını almasından ötürü değil, fakat aynı zamanda bu yolla alt yapıda,
temel ürünlerde, acil yatırımlara ve yerleşik ailelerin barınak koşullarında gelişmelere olanak
sağlayan çok uzun taksitlere verilmesinden ötürü çok uygun bir krediydi.60 Kâr oranı çok
düşüktü ve hem sermaye hem de kazanç üzerinde %50 indirim içeriyordu.
Başka iki tip ekonomik yardım daha verildi: ekonomik faaliyetlere başlayabilmeleri için
yerleşik ailelere tahsis edilen küçük bir miktar paradan oluşan “kalkınma kredisi” –aileler
çoğunlukla bu krediyi iş araçlarının ve hayvanların alımına yatırdı ve genellikle bu aileler
bunu ortak bir biçimde kullanarak bitirdi. Diğer yardım en az 40 metre kareden oluşan konut
inşa etmekti. Genellikle ortak alımlar yaptılar ve evler karşılıklı yardım yoluyla inşa edildi.61
Devlet tarafından bağışlanan kredilerin ortaya çıkardığı sorun, özellikle yılın tarımsal iş
girdilerinin (tohumlar, gübre, makine-saatleri) “yeşil devrim” olarak adlandırılan belli
teknolojik paketlerle bağlantılarının olmasıydı.
Köylü, ürünleri için bir proje hazırlamak zorundaydı, ve aldığı para girdilere
harcanıyordu. Yılın hasadıyla onu geri ödeyecekti. Bu kısa vadeli finansman köylüyü zorunlu
tohum alımına bağlı kıldı ve bu kendi üretiminin önüne geçti.
Bu daha sonra bu ticaret üzerinde tekel sahibi ulus ötesi şirketlerden tohumların
%100’nün alımıyla son bulan Bölgesel Pazarlama Kooperatifi ile meydana geldi. Bugün,
Kooperatif bu tutumu düzeltiyor ve şu anda kendi tohumlarının %60’ını üretiyorlar.
a) Kooperatifteki farklı deneyimler inceleme altında
Tartışmada üretimin nasıl düzenleneceği üzerine kabul edilen çok farklı iki düşünce
vardı: esas olarak teknik etkinlik parametresini hesaba katarak üretimi düzenlemek isteyen
tarım bilimciler; ve dayanışma, kardeşlik vb. insani ve manevi değerlerde ısrar eden rahipler.62
Bazı teknisyenler63 işbirliği deneyimlerinin Brezilya’da neden başarısız olduğunu
araştırmaya başlayan MST görüşlerine ikna oldu. Ayrıca Nikaragua, Honduras, Şili, Peru,
Meksika ve daha yakın dönemde, İspanya ve İsrail’deki64 deneyimleri ve bilhassa Küba’nın
Tarım ve Sığır Yetiştirme Üretim Kooperatifleri (CPA) örneğini incelediler. MST aynı
zamanda bu alanda, aralarında Clodomir Santos de Morais’in olduğu, Brezilyalı uzmanlarla
ilişkiler kurdu.
b) Ulusal MST Toplantısı ve büyük derneklerin doğuşu (1987)
Üçüncü Ulusal MST Toplantısı 1987’de gerçekleştirildi. Yerleşimlerin teşkilatını
geliştirmek için resmi kurallar oluşturdu. Bu süre zarfında hareket Kuzeye doğru genişledi ve
bazı ilerici yönetimler ve Katolik Kilisesi tarafından desteklenen büyük yardım dernekleriyle
(makinelerde, pazarlamada vs.) bağlantılar kurdu.65 Sermaye birikimine imkân veren MST
örneğinden esinlenmiş ülkenin farklı kısımlarında birçok büyük dernek ortaya çıktı.66 Bu
derneklerde kolektif çalışma buna rağmen zikredilmedi. Kolektif üretimden ziyade
yerleşimcilere ihtiyaç duydukları hizmetleri vererek onların politik temsilciliğine devam
ettiler. Bu deneyimler çok sınırlı olsa bile, bunlar yine de daha sonra bütün zamanlarını
Harekete adayabilecek ilk kadroları özgürleştirme erdemine vasıl oldu.
c) Santos de Morais’daki Laboratuar
O zaman sularında, Clodomir Santos de Morais kırsal bölgede teşkilâtın kolektif
çalışması için bir öneri sundu: Öneri, kooperatifte pratik bir alıştırma için bir aylık
laboratuvarlardan meydana geliyordu.
Bu laboratuarlar köylünün, 30-40 günlük deneyim boyunca, bütün üretim süreci boyunca
bizzat katlanmasını gerektiren kırsal çalışma yöntemlerinden vazgeçmesini ve bunların
yerine, sanayi üretiminde uygulandığı gibi, işbölümünü geçirmesini anlaması için tasarlandı.
Eğitimde, pratik deneyim yoluyla, iş bölümünün faydalarını hedeflediler.67
Laboratuvar süresince köylüler iş gücünün taşralı niteliklerinden –bireycilik, kişiselcilik,
kendiliğindencilik, anarşizm, hareketsizlik, uysallık, sekterlik ya da radikalizm, sadakatsiz
davranışlar, maceracılık, kendine güvenme- kaynaklanan kusurlara karşı savaşmaya çalıştı.68
Bu laboratuvarlar önemli bir katkıda bulundu çünkü yalnız ve izole edilmiş hiçbir şey
yapamayan köylülerin bizzat tecrübe edinmelerini sağladı. Öte yandan, eğer diğerlerine
katılsalar, çok daha fazlasını başarabilir, böylece kendilerini örgütleme ihtiyacının bilincini
yaratırlardı.
Fikir iyi olmasına rağmen, uygulaması her zaman olumlu değildi. Çoğu kez bu
laboratuvarlar yerel dinamiklere, köylü ritmine ve insanların yaşam çizgisine, kültürel
yönlerine... saygı göstermedi. Bir kez grup oluşturulduğunda –önceden kamp kurmuş ve
örgütlenmeyi arzulayan 50 ile 100 arasında aile- 40 gün sonra kooperatifin ortaya çıkması
gerektiği şart koşuldu. Fakat köylüler genellikle çok daha yavaş adımlarla olgunlaştı ve
kamplarda yaratılan ilişkilere göre zirai işbirliği grupları yavaş yavaş ortaya çıkma
eğilimindeydi.
4) Üretimle Bütünleştirilmiş Eğitim Dersleri (FIP)
Bu yetersizliklerinden dolayı laboratuvarlar kızağa çekildiğinde, kamplarda 15 ile 20 gün
arası süren kurslar örgütlendi –bunlar Eğitimle Bütünleştirilmiş Eğitim Kursları (Cursos de
Formacion Integrada a la Producción, FIP) olarak biliniyordu. Köylüler aynı zamanda iş yaptı
ve ders çalıştı. Sınıf saatleri üretim ihtiyaçlarına dayandı. Derslerin içerikleri hem politik hem
de teknikti.69
Alvaro de la Torre’ye göre, vaktiyle kooperatiflerin oluşturulmasında MST’nin sağladığı
güven kooperatifi teşvik eden PROCERA gibi, kamu desteğinin varlığıyla ve insanların
kooperatifin bir üyesi olma gönüllülüğüne göre değerlendirildiği tarzla pekiştirildi. Böyle
hareket etmeye gönüllü olanlar, devrimci olarak değerlendirildi ve geri kalana küçümsemeyle
yaklaşıldı.70
a) Yerleşimlere karşı sağın kampanyası –Üretime Vurgu
Taslağını hazırladıkları yeni anayasada tarım reformu etrafındaki politik tartışma
bağlamında71 ve ülkenin her yanındaki MST yerleşimlerinin sayısının artışını göz önünde
tutarak, toprak sahipleri direnişlerini örgütlemeye ve bütün silahlarıyla savaşmaya karar verdi.
Baskının yanı sıra –toprak için mücadelede birçok sendika liderinin cinayeti dahil- toprak
üzerinde mülkiyet hakkını korumak zorunda oldukları konusunda kamuoyunu ikna etmeye
çalıştılar. Verimsiz toprak olarak adlandırılan, işlenmemiş toprağın, tahsis edilemeyeceği
kabul edilmesine rağmen, anayasal süreç sırasında bu büyük toprak sahiplerinin mücadelesi
mülkiyetin kayıtsız şartsız hakkını garantilemeyi amaçlıyordu.
Bu tip saldırılar MST’yi yerleşimler içerisindeki üretim etkinliğiyle daha ilgili olmasını
sağladı. Kolektif çalışmayı gerçekleştirmek için bir kooperatif oluşturmak yeterli değildir –
aynı zamanda tarım reformunun uygulanabilir bir şey olduğu ve bunun varolan sosyal
sorunların çoğunu çözebileceği kanıtlanmalıdır.72
Bu büyük ölçekte üretmek, ürünleri pazarlamak ve zirai-sanayiler yaratmanın en iyi
yolunu bulmak yönünde bir iç tartışmaya yol açtı. Üretim bedelinin daha düşük olması ve
kalitesinin yükseltilmesi gerektiği düşünüldü. Bu süreç köylülerin ancak basit tarımı terk eder
ve toplumsal üretim ilişkilerini modernleştirirlerse kırsal bölgedeki kapitalizme
direnebileceklerini anlamalarını sağladı. Aksi takdirde, sistem tarafından yutulacak ve bir kez
daha büyük kentlerin varoşlarına sürüleceklerdi.
5) Beşinci Ulusal Toplantı
Beşinci Ulusal Toplantı 1989’da yoğun politik coşku içeren bir atmosferde
gerçekleştirildi –genel olarak kitle hareketi büyüyordu, hem CUT hem de PT güçleniyordu ve
hatta Lula’nın 1989 başkanlık seçimlerini kazanacağına inanılıyordu.73
Yeni slogan, “İşgal et, diren, üret” böylece bu toplantıda doğdu. Yeni öğe “üretmekti.”
Ayrıca yerleşimcilerin yeni tarz bir toplum yaratılması gerektiğine, tarım için kendi
modellerini hazırlayarak, üretimin farklı bir tarzla örgütlenmesi gerektiğine şiddetle inanıldı.
İşçi Partisi lideri Lula’nın, başkan seçilmesinin önemine, böylece ülkenin değişmeye
başlayabileceğine inanmışlardı.74
2. Collor De Melo’nun MST’ye Yönelik Saldırısı
1) İkinci MST Ulusal Kongresi
İkinci MST Ulusal Kongresi, Lula’nın yenilgisinden ve yeni başkan olarak Collor de
Melo’nun gelişinden kısa bir süre sonra, 1990’da Brezilya’da gerçekleştirildi. Bu sadece bir
seçim yenilgisi değildi, fakat aynı zamanda bir bütün olarak işçi sınıfı açısından politik ve
moral bir yenilgiydi.75 Bu yenilgi Brezilya’daki kitle hareketinin 10 yıllık büyümesine bir son
verdi. Militanların moralini etkiledi ve MST özel örneğinde, hızlı ve derin bir tarımsal reform
uygulamaya koyma umutlarını etkiledi. Hareket bundan sonra en kötü evrelerinden birine
girdi.
Yeni hükümetin ilk önlemi hareketi bastırmak oldu. Hareketin eyalet merkez bürolarını
ele geçirdi, belgelerini aldı ve ona karşı yasalarca emredilen duruşmaları destekledi; MST’ye
son vermeye kararlıydı. 76
“İşgal et, diren, üret” sloganı 1989’dan 1994’e kadar halen kullanılmasına rağmen, vurgu
“diren” kelimesi üzerindeydi. Hareket, o zamana kadar elde edilen gelişmenin Collor’un
saldırısını durdurmaya yeterli olmadığının ve bu yüzden yerleşimlerin olduğu kadar hareketin
organik yönlerinin de güçlendirilmesinin gerekli olduğunun, mücadelenin çok çetin
olacağının farkına vardı. Bu nedenle MST daha aktif üyelerini militan çekirdek içerisinde
birleştirmeye ve direnişin en güçlü politik ve ekonomik odakları olarak Tarım ve Sığır
Yetiştirme Üretim Kooperatifleri’ni teşvik etmeye kalkıştı.77
Brezilya Tarım Reformu Kooperatifleri Konfederasyonu (CONCRAB) yaratma fikrine
yol açan Yerleşimcilerin Kooperatif Sistemi (SCA) üzerine uzun tartışmalar oldu.78
a) Üretim için ilk kooperatifler ve bunların yeni bir model için incelenmesi
İkinci MST Kongre’sinden birkaç ay sonra, Rio Grande do Sul ilk Tarım ve Sığır
Yetiştirme Üretim Kooperatifleri’nin (CPA’lar) ortaya çıkışına şahit oldu.79
Bunun nedenlerinden biri o zamanlar değişimlerin Magna Carta içerisinde yapılıyor
olmasıydı. 1988’de yeni Anayasa resmen kabul edilmeden önce, kooperatifler hem
INCRA’nın hem de Devlet Kooperatif Teşkilâtının kontrolü altındaydı. MST’nin kooperatifler
hakkında neredeyse hiç konuşmamasının nedeni budur ve konuşmaya, yeni yasa
kooperatiflere müdahale etmek için INCRA’nın yetkisini devir alarak bu toplulukların
özerkliğini tanıdığında başlamıştır.
Hareket kooperatif deneyiminin asıl özünü yeniden bulmaları gerektiğini düşünüyor. Bu
fikrin 19.yüzyılın sonunda Avrupa işçi sınıfından geldiğine ve burjuvazinin bunu devr
aldığına ve daha sonra deforme ettiğine inanıyor. Bu, hareketin yaratmaya çalıştığı
kooperatifin kapitalist olanlardan neden farklı olduğunu açıklar, çünkü bu kooperatifler
sadece küçük üreticiler ve ailelerinden –başka bir deyişle, sadece işçilerden- oluşur ve
teşebbüsün büyümesi ve bu amacın dayattığı engelleyici mantık yerine ortaklarının
ihtiyaçlarına öncelik vermeye çalışır.80
MST tarafından desteklenen kooperatif sistemi “kırsal bölgede, farklı tarzlarına saygı
gösteren, bir işbirliği süreci geliştirmeyi” amaçlar.81 “Aile gruplarından ya da üretim
gruplarından oluşan yerleşimcileri ve küçük köylüleri örgütlemesi” gerektiğini82 ve bölgesel
farklılıklara saygı duyulması gerektiğini ve yeni bir teknolojik modelin araştırılması
gerektiğini düşünür.83
2) Yerleşimcilerin Kooperatif Sisteminin Oluşumu (1990)
Yerleşimcilerin Kooperatif Sistemi’nin (SCA) oluşumu 1990’da başlar.84 Sistem “kırsal
bölgede üretken yaşamın yeni yollarını” inşa etmek için gerçekleştirilen çalışmaların
sonuçlarını dikkate alır. CPA’nın “toprağın kolektif örgütlemesinin üst aşaması” 85 olduğuna
inanırlar, ancak bu başka üretim biçimlerinin görmezlikten gelinmesi anlamına gelmez.
Sistemin, bu yüzden, hem bireysel köylüleri hem de dernekleri, kolektif grupları, CPA’ları ve
CPA’lara ürünlerini daha iyi şartlar altında pazarlamalarını sağlamak için ortaya çıkan
Bölgesel Pazarlama Kooperatifleri’ni içinde barındırması gerektiğini düşünürler.
a) Kendi Kredi Sistemini Yaratma Maksadı
Ülkede tarım reformu için herhangi bir ilerlemeyi önlemek maksadıyla Collor de Melo
hükümeti tarafından benimsenen önlemlerden biri, tarım kredileri ve kamusal politikaları
tamamen yerle bir etmek oldu. Bunun üzerine MST, yerleşimcilerin sürekli kredi sahibi
olmasını garanti etme ihtiyacının farkına vardı ve kredi için kendi mekanizmalarının
oluşumuyla ortaya çıktı. Başlangıçtaki düşünce hükümetten, yabancı varlıklardan, Dünya
Bankası ve diğer mali topluluklardan kaynakları ele geçirmek için “büyük merkezi bir kredi
kooperatifi” yaratmaktı. Konu üzerinde uzmanlarla beraber iki yıllık tartışmadan sonra,
projenin mümkün olmadığı sonucuna vardılar. Yasa ilk önce belediye düzeyinde işlemeyi ve
daha sonra merkezi düzeyde işlemeyi gerektirdiği için, bu –başlangıçta, çok fena halde
gereksindikleri acil kredileri temin etmeden sadece idari giderlerde bir artışı gerekli kılacaktı-
onlarca küçük kredi kooperatifi anlamına gelecekti.86
b) Genel Kooperatiflerin Merkezi Büroları
En sonunda, kredi sorununa çözümün kredi kooperatiflerinin yaratılması olmadığına,
ancak pazarlama kooperatifleri, tarımsal kooperatifin farklı biçimleri, dernekler ve hatta
küçük çiftçi kooperatiflerinin aynı grup içerisinde birleşeceği Zirai Kooperatifler Merkez
Büroları’nın (CCA)87 yaratılması olduğu sonucuna vardılar.88
Bu merkezi bürolar tasarlandığında, kendi ekonomik amaçlarını kendileri belirledi, ancak
daha sonra bunu mümkün kılacak maddi koşulların var olmadığı açıklık kazandı. Örneğin,
kendilerini piyasada konumlandırmaktan acizdiler. Aslında, bu Merkezi Kooperatif Büroları
yalnızca yerleşimcilerin politik ifadesi, işbirliği için MST kurallarının uygulamaya
konmasında bir araç oldu ve eyaletten önce iyi bir politik temsiliyet aracı olarak son
buldular.89
CPA’ların satışlarından ve alımlarından, tarımsal ürünlerin naklinin örgütlenmesinden ve
bir CPA’nın hepsini kendi başına tedarik edemeyeceği makine ve diğer gereçlerin alımından
sorumluydular.90
c) CONCRAB’ın Oluşumu (1992)
Bu kooperatifleri eyalet düzeyinde örgütleme ve Ulusal Konfederasyonun parçası haline
getirme düşüncesi hakimdi. Mayıs 1992’e kadar dört merkezi eyalet kooperatifi vardı: Rio
Grande do Sul, Santa Catarina, Parana ve Espirito Santa, bu yüzden MST’nin başını çektiği
Brezilya Tarım Reformu Kooperatifleri Konfederasyonu’nu (CONCRAB) oluşturdular91 ve
daha sonra Yerleşimcilerin Kooperatif Sistemi aracılığıyla, bu merkezi kooperatifler fikrinin
diğer eyaletlerde bilinmesi yönünde bir çaba oldu.92 Bugün bu kooperatiflerden dokuz tane
var, yeni beş tanesi ise şunlardır: São Paulo, Bahia, Parnambuco, Ceara ve Maranhão
3. İyileşme ve İlerleme Dönemi
1) Itamar Franco Hükümeti Toprak için Mücadeleyi Destekliyor (1992-1994)
Collar’ın azledilmesi politik bir zaferdi ve Itamar Franco hükümetinin gelişi MST
açısından bir kurtuluştu, çünkü bu açıkça sosyal zaferlere göre ilerici olmamasına rağmen,
Yeni Cumhuriyet’inkine benzer bir dönem açtı. Hükümet hareketin politik bir temsilci olarak
düşünülmesi için alanlar açan çalışma bakanı93 aracılığıyla MST ile görüştü. Ve daha sonra,
ilk kez olarak, bir başkan resmen bu örgütün bir delegasyonunu kabul etti.94
2) Kooperatif Üzerine Ulusal Seminer (1994 Sonu)
1994’ün sonunda “MST’de İşbirliğinin Geleceği” üzerine ulusal bir seminer yapıldı. İşi
örgütlemek için en iyi aracın Tarım ve Sığır Yetiştirme Üretim Kooperatifleri olmasına
rağmen, yerleşimlerde kitlesel işbirliğine gerçekten imkân veren şeyin, hizmet kooperatifleri
gibi, üretken olmayan faaliyetler olduğu sonucuna vardılar.
90’ların ikinci yarısında, Hizmet Kooperatifleri bölgesel seviyede çok sayıda artış
gösterdi. Üretimin, girdilerin ve tüketici mallarının alınıp satılma sürecini örgütlediler. Ayrıca
teknik yardım ve eğitim verdiler ve belediyede ya da mikro-bölgesel seviyelerde farklı
planlama yöntemleri uyguladılar.95
Öte yandan bu seminer, üretimde işbirliğinin uygulanabilirliğini belirleyenin toprağın
büyüklüğü olmadığını, bununla birlikte toprağın yerinin, kullanılan teknolojik modelin,
mevcut sermaye miktarının, ve pazarın imkânlarının belirleyici olduğunu doğruladı. Ayrıca
tarımsal-sanayiye girişin yerleşimlerin ekonomik kalkınması için stratejik bir görüş olduğu
kanısına vardılar, çünkü bu gençliği topluma kazandırdı ve üretime değer kattı. En sonunda,
eyaletin, bu yöntemle sermayenin “ilksel birikim” olasılığını ortadan kaldırarak, yeterli bir
kredi, teknik yardım ve araştırma sistemi aracılığıyla tümevarımsal bir rol oynamak zorunda
kalacağı, işçi sınıfı tarafından kontrol edilen ve yönlendirilen bir eyalet müdahalesi olmadan
yerleşimler açısından herhangi bir özerk kalkınma olamayacağını düşündüler.
3) ITERRA’nın Kuruluşu (1995)
Ocak 1995’de, Rio Grande do Sul’de, Tarım Reformu Eğitim ve Araştırma Teknik
Enstitüsü, ITERRA (Veranopolis’de Instituto Técnico de Capacitación e Investigación de la
Reforma Agraria) kuruldu. İlk görevi Kooperatif İdaresi Teknik Kursunu (TAC) devralmak
oldu ve daha sonra profesörler yetiştirmeyi amaçlayan bir öğretmenler kursu örgütlemeye
karar verdi. Bu kurs Josue de Castro Okulu olarak adlandırıldı.
4) Üçüncü MST Kongresi (1995)
Üçüncü MST Kongresi Brezilya’da, Fernando Henrique Cardoso Cumhurbaşkanı
olduktan birkaç ay sonra, Temmuz 1995’de yapıldı. Bütün ülkeden yaklaşık olarak 5000
delege vardı.
Kongrenin sonuçlarından biri neo-liberal hükümete karşı mücadele vermek gerektiğiydi
çünkü tarım reformunun geliştirilmesi gereksinimiyle taban tabana zıttı [came head on in
contradiction].
Tarım reformunun ilerlemesi için bütün toplumun tarım reformunu, topraksız yoksul
köylü insanların meşru mücadelesi ve de bu toplum için olumlu sonuçların kaynağı olarak
kucaklaması gerektiğini anlaşıldı. İnsanlar ülkenin bir bütün olarak kalkınmasının ancak kırsal
bölge kalkındırılırsa mümkün olacağını anlamalıydı. Yoksulları kentlere hareket ettirmek
herkes için canlı bir cehennem demektir. Bu “Tarım Reformu herkesin mücadelesidir”
sloganında özetlendi.
Öte yandan, bu Kongre aynı zamanda başarılı kitle mitingleri yapmanın mümkün
olduğunu kanıtladı. Bu mitinglerin meseleleri enine boyuna analiz edeceği hiçbir zaman
beklenmedi. Tarım reformu, örneğin, orada tartışılamazdı –bu tarz tartışmalar önceden daha
küçük toplantılarda gerçekleştirilmelidir, zira MST mitingler için alanlar yaratmak, ülkenin
her yanında toprak mücadelesi önderlerinin birleşmesini ve kardeşliğini ister. Bu mitinglerin
en değerli yönü birbirinden öğrenerek, bir arada olma ve deneyimleri paylaşmadan
kaynaklanan güçtür.
O zamandan sonra, çeşitli eyaletler 1000’den fazla insanla kitle eylemleri yaptı. Geçmişte
250 ile 300 arasında tertiplenen sınırlı bir delege miktarları vardı.9697
Bu kongre sırasında, 1993’den 1995’e kadar gerçekleştirilen uzun bir ideolojik
tartışmanın ardından, MST tarım programı kabul edildi. Bu program “Brezilya’da kırsal
bölgenin yeniden düzenlenmesi için bir öneri ortaya koyar. Toprak edinmeyi ve bilgiyi daha
fazla demokratikleştirmeye çalışır. İlk defa bir tarım reformunun parçası olarak eğitime
ulaşma hakkı ve okul kurumundan bahseder. Geçmişte, klasik tutuma göre, tarım reformu
programı sadece toprağın dağılımından bahsederdi. MST’ye göre bilgiyi yaymak toprağı
bölüştürmek kadar önemlidir; tarım reformu insanların kalkınmasına dayanan kırsal bölgenin
gelişmesi bakımından daha geniş bir sürecin parçasıdır, böylece insanlar bir tarlanın ortasında
yaşasalar bile, daha mutlu ve daha eğitimli olabilir.”98
Kongre sadece tarımı düşünen basit bir köylü hareketi olma geleneğini ile ilişkisini
kestiği için, tarımsal-sanayi fikrini de dahil ediyordu. João Pedro Stédile şöyle diyor: “Biz
durup sadece ham madde üretemeyiz ve kapitalistlerin bizlerin kesesinden kendilerini
zenginleştirmelerine müsaade edemeyiz. Bir adım ileri gitmeliyiz: toprağın ürettiği ham
maddeyi biz kendimiz dönüştürmeliyiz, böylece çok uluslu tarım-sanayi şirketleri bizi
sömüremez; bu malların üzerine fazladan değer koymak ve ürünü daha düşük fiyatlara
satabilmek; bununla beraber kentin toptan pazarına girişimizi arttırmak.”99
5) Fernando Henrique Cardoso Yönetimi ve Taktikleri (1994-1998)
İktidardaki ilk yılları boyunca, Fernando Henrique Cardoso Yönetimi MST’ye karşı
tekdüze taktikler kullanmadı. Önceleri hareketi görmezlikten gelmeye çalıştı. Bu taktikler
Ağustos 1995’de gayri ihtiyari bir şekilde dünyaya Brezilya’da tarım sorunu varlığını gözler
önüne seren Corumbiara katliamı ile daha sonra Brezilya’da çok büyük bir kongrenin
örgütlenmesiyle boşa çıkarıldı.100 Üçüncü Ulusal Kongre 5000 delegeden oluşan etkili
şahısları bir araya getirdi: birçok insanı harekete geçirebilen bir hareketin gücünü ve varlığını
yadsımak imkânsızdı.101
Bu taktikler başarısız olduğunda, hükümet bundan sonra, INCRA’nın başkanı Francisco
Graziano isimli, akademik dünyada tanınmış bir şahısla Hareketi kafalamaya çalıştı. Bu şahıs
MST kamplarını ziyaret ederken ve onlara “canım cicim” davranırken, Hareket ülkenin her
tarafında, 1996’nın ortalarında meydana gelen, çok büyük toprak işgalleri dalgası hazırladı.102
Bu taktiklerin de sonuç vermediğini anladıktan sonra, hükümet bundan sonra izolasyon
uygulamaya karar verdi: MST’yle müzakere etmedi. Bu tutuma karşı çıkmak için, MST Nisan
1997’de Brezilya’da büyük yürüyüşü örgütledi ve yürüyüş kitlesel ve kavgacı içeriğinden
ötürü bütün Brezilya’yı salladı. Bu olaydan sonra, şiddet hüküm sürdü.103
Bu yüzden büyüyen bir halk hareketine karşı hakim sınıfların klasik taktiklerinin üç yönü
harekete geçti: birincisi, “birkaç kırıntı dağıtarak ya da kendini beğenmiş, bireyci veya
ideolojik olarak zayıf liderleri pohpohlayarak” kafalama girişimiydi; ikincisi, kitle hareketini
bölme çabasıydı104; ve üçüncüsü, baskıydı. Eğer kafalama ya da bölme işe yaramazsa, baskıyı
denemeliydi. João Pedro Stédile şöyle diyor: “Burjuvazi sınıf mücadelesinde her zaman bu
tarz hareket etmiştir. MST bunun için hazır olmalıdır”.105
4. Brezilya Kırsal Bölgesine Amerikan Modelinin Uygulamasından Kaynaklanan Kriz
Stédile göre106, MST’nin küçük çiftçiler açısından “Kuzey Amerika tarımsal modeli”
olarak adlandırılan şeyin tüm sonuçlarını ve onların yerleşimlerde giriştikleri kır kalkınması
çabalarını anlamaya başlaması, Cardoso’nun ikinci yetki devri sırasında oldu. Bu model çok
önemli derecede makineleştirilmiş –iş gücünde azalmaya bağlı olan- pazarla tamamen uyumlu
çiftliklerin (fazendas) gelişmesini teşvik etti. Büyük stratejik devlet şirketleri –elektrik,
telefon, madenler- özelleştiğinde, Cardoso tamamen tarıma yöneldi.
Bu model ekonominin büyük ölçüde uluslararasılaştırılmasına dayalıdır. Yerli piyasalar
ithâl ürünleri tarafından tedarik edilir. “Geçmişte, neredeyse hiçbir tarımsal ürün ithâl
edilmezdi; sadece Arjantin’den biraz buğday ithâl ederdik, ancak tarımsal ürünün %90’ı
ülkede üretilirdi. Günümüzde bu ürünlerin hemen hemen hepsi Brezilya’da yetişebilmesine
rağmen, gıdada yerli piyasa için bir yılda 5 milyon dolar harcıyoruz.” Bu modelin genel
özellikleri şunlardır:
1) Büyük Şirketlerin Denetimi Altında Bir Yerli Pazar ve Uluslararasılaştırılmış
Fiyâtlar
Birincisi, büyük şirketlerin denetimi altında ulusal bir tarımsal pazar kurulması.
Geçmişte, Brezilya’nın her bölgesi kendi pazarına ve kendi fiyatlarına sahipti. Bir eyaletteki
tahılın fiyatı bir diğerinkinden farklıydı: Chapeco’nunki Fortaleza’nınkinden farklıydı, çünkü
fiyat tahılın bölgedeki bedeli tarafından tespit ediliyordu. Bu günümüzde işlemez, sadece bir
pazar vardır –başka bir deyişle, aynı şirket Chapeco, Porto Velho, Fortaleza ve Recife’yi
tedarik eder. Ancak işler burada bitmez. Bu firmaların çoğu çokuluslu şirketler olduğundan,
fiyatlar da uluslararası piyasanın fiyatları olur. Tarımsal ürünlerin fiyatları bundan böyle iç
ekonominin mantığına göre oluşmaz. Meydana gelen büyük değişim budur. Bugün, Chapeco
ve Fortaleza’da tahıl fiyatı aynıdır. Diğer yandan, eğer Fortaleza’da hiç tahıl yoksa, tahılı Rio
Grande do Sul’de aramazlar, Kanada’dan, Arjantin’den getirirler. Üç çok uluslu şirket
-Cargill, Dupont and Burg Borns- bugün Brezilya’da tahıl ticaretinin %90’ını kontrol
ediyor.107
2) Tarım-Sanayilerinin Oligopolizasyonunu
İkincisi: tarım-sanayilerinin oligopolizasyon ve özelleştirilme süreci
“Ekonomik bir bakış açısından, bu Brezilya’nın boyutlarından dolayı saçmadır, tarım-
sanayilerini her küçük kentte kurabilirler. Bu daha fazla istihdam ve daha homojen bir
kalkınma süreci yaratacaktır. Ancak tam tersine, şu son dört yıl boyunca bu tarım-
sanayilerinde çok şiddetli oligopolizasyon oldu. Örneğin, neredeyse üç şirket Brezilya’da süt
piyasasını kontrol etti: Nestle, Gloira (bir ABD şirketi) ve Parmalat. Bizim
kooperatiflerimizin yanı sıra küçük üreticiler de ürettikleri sütü onlara satmaya zorlandı.
Üretici için sütün fiyatının bu kadar düşük olmasının ve tüketimci açısından bu kadar yüksek
olmasının nedeni budur: Süt uluslararası piyasaya göre fiyatlandırılır. Brezilya’da süte
İtalya’daki fiyatın aynısını ödersiniz, ancak Brezilyalı üreticiye çok az ödenir. Parmalat
çiftçiye litre başına bir reyalin 20 sentini öder ve sütü 1 reyale satar –asıl fiyatın beş misli.
İtalya’da, tam tersine, süte litre başına 50 sent ödenir. Bu sanayiler için orada kâr payları çok
daha düşüktür. Onlardan yüzlerce vardır. Her kentte bir tane vardır. Brezilya’nın süt
üreticilerine ödenen bu çok düşük fiyat yoksulluklarını geride bırakmalarını önler. Bir kutu
Coca Cola almak için 5 litre süt üretmelidirler. İşte bu modelin mükemmel sonuçları!”108
3) Tarımda Kamu Sektörü Rolünün Azalması
Üçüncüsü, Tarımda kamu sektörü rolünün azalması. “Ekonomik bir faaliyet olarak
tarımın dünyanın bütün ülkelerinde ve bilhassa kapitalist ülkelerde etkinliğini devam
ettirebilmesi için devletin desteğine ihtiyaç duyulduğu iyi bilinir. Tarımın birçok yönü insan
iradesine bağlı değildir, ne var ki doğaya, iklime vb. de bağlıdır. Devletin onu farklı
biçimlerde korumasının nedeni budur; devlet tarımsal faaliyeti düzenlemelidir zira çok
atomize edildiğinden tek tek çiftçi şahısların isteklerine bağlı olamaz. Klasik bir kapitalist
ekonomi politikasının bir öğesi de devletin depolamayı; üretim için yardım kredileri ve teknik
desteği; kontrol fiyatlarını; tarımsal ve sığır yetiştirme sahalarındaki mali araştırmayı organize
etmek zorunda olmasıdır.109
“Ancak günümüzde, yeni modelle birlikte, Brezilya devleti tarımı terk ediyor. Ne
depolamayı, ya da fiyatları ne de yardım kredilerini kontrol ediyor. Askeri diktatörlük
sırasında, bir kamu bankası olan Banco do Brasil tarım için bir yılda yaklaşık 18 milyon dolar
verdi, buna karşın 2000 yılında sadece 3 milyon dolar tahsis edildi. Dolayısıyla 30 yıl sonra,
ve üretimdeki artışa rağmen, tarım borçları için ayrılan kamu kaynakları altı misli küçüldü.”110
4) Tarımsal Teknolojik Model
Bu modelin dördüncü özelliği şu anda yeni bir devrime –bioteknoloji- girmekte
olduğumuzdur. Ancak bu devrim büyük ulus ötesi şirketlerin tekeli altında başarısızlığa
uğramıştır. Bunlar tohum denetimini yönlendiriyor ve kendi tekellerine alıyorlar, böylece
çiftçilere yeni bir teknolojik modeli dayatabiliyorlar.
“Örneğin, Monsanto6 çeşitli transgenetik111 soya fasulyeleri üretmek anlamına gelmenin
yanı sıra, bu tohumu satın alan her çiftçiyi aynı zamanda onların ürettiği ve bu tür tohum için
hazırladıkları herbisit7 ya da haşere ilacı almaya zorlar. Bu şirketin kârları tohumlar değildir,
asıl kârları bu tohum için özellikle iyi olan herbisit ya da haşere ilaçlarındadır. Eğer çiftçi
tohum satın alıyorsa, Monsanto tarafından üretilen zehri de satın almalıdır.
“Şu anda, Brezilya tohum tekelleşmesi yüzünden ciddi bir sorunla karşı karşıyadır. Askeri
diktatörlük zamanında, tohumları üreten Embrapa’ydı112 -bu bir kamu şirketiydi ve bulduğu
bütün yeni tohum çeşitlerini herkes elde edebilirdi. Onları almak isteyenler, düşük fiyatlara
satın alabilirlerdi çünkü devlet bunları sübvanse ediyordu. Şu anda, sadece dört yıl sonra,
Monsanto ve Cargill hali hazırda Brezilya’da buğday tohumlarının %65’ini kontrol ediyor: bu
ürün de soya fasulyesi gibi aynı yoldan geçiyor[go down the same road].
“Bu aslında kârları ve toprağın mülkünü yoğunlaştıran bir modeldir ve insanlar bunu
şüphesiz anlıyor. Beş yıl önce São Paulo’da olduğu kadar Norte de Parana ve Nordeste’de de,
Brezilya’nın bütün pamuk üretimi küçük çiftçilerin ellerindeydi. Bu yeni politika pamuk
üretimini Mato Grosso’ya nakletti ve şu anda orada önemli derecede makineleştirilmiş büyük
çiftliklerin (fazendas) muazzam bir şekilde genişletilmesi söz konusudur. Bunların en büyüğü,
tamamen pamuğa tahsis edilmiş 100.000 hektar bir alanı ile, 20 biçer döver kullanır. Her şey
makineleştirilmiştir; ve aynısı buğday, soya fasulyesi ve pirinçte de olur.113
Bugün hükümetin tarım politikaları küçük çiftçilerin maruz kaldığı krizi şiddetlendirmiş
ve MST’ye sıkı bir darbe vurmuştur. Hareket şu anda her ne pahasına olursa olsun neo-liberal
tarım ihracat modelini uygulamaya kararlı olan hükümet tarafından çok büyük bir saldırının
hedefidir. Devlet kooperatiflerin kredilerini kesti114; şimdi sadece daha az kredi yok, aynı
zamanda bu kredilerin hepsi tek bir fondan geliyor –bu MST’ye bağlı olanlarla diğer küçük
çiftçiler arasındaki ayrımı kamçılayarak köylülerin bir kısmını diğerlerine yöneltmek için bir
yöntemdir.
Bu önlemler, tarımsal ihracatları modelinden dolayı küçük tarımdaki krizle birlikte,
MST’ye ağır bir darbe indirdi. Düş kırıklığı ve depresyon yerleşimcilerin içine iyice nüfuz

6
Tarımsal Biyoteknoloji alanında tekel olmuş bir şirket. Ayrıca su haklarını ihlâl etmesiyle bilinmektedir. (ç.n)
7
Bitki öldürücü olarak kullanılan kimyasallar (ç.n)
etti, çünkü resmi modele alternatif bir tarım tarzı aracılığıyla hayat şartlarını önemli ölçüde
geliştirmelerini sağlayacak gelir imkânlarının ufukta çok çok uzakta olduğunu anlıyorlar.
Liderler tabanlarını bir direniş dönemine hazırlıyor: krediler alma umudu ve dış yardımla
geçinmemeliler, aksine kendi kaynaklarıyla ileride nasıl devam edeceklerini görmeliler.
Ancak hükümet sadece MST’nin kaynaklarını kısmakla yetinmez, hareketi zayıflatmak
için başka taktiklere de baş vurur. Toprak işgali ve seferberliğin önüne geçmek için bir
formüle başvurur. Hükümet MST’nin bu yöntemle birçok insanı yerleştirebildiğini ve bunun
ona büyük güç kattığını, çünkü tabandaki üyelerine eğer kendilerini örgütler ve mücadele
ederlerse, hedeflerini elde edebileceklerini gösterdiğini bilir. Hükümetin 120 günlük bir
mühlet zarfında posta yoluyla müracaat eden herkese toprak vereceğini bildirmesinin nedeni
budur. MST bu teklifi bir bumeranga dönüştürerek yanıt verdi. Bilinç eksikliklerinden ötürü
bireysel temelde başvuran köylülere karşı mücadele etmek yerine –hükümetin kafasındaki
fikir kesinlikle buydu- çiftçilerin kitlesel olarak postanelerde bulunma taktiklerine başvuruldu.
Belli bir yerde kamp kuran bütün aileler –MST’nin farklı belediyelerden 1000’den 1500
insana varan kitlesel kamplar örgütlediğini hatırlarsak- müracaat formlarını istemeye geldi,
ancak postaneler kitlesel bir çıkışa hazır olmadığından, bu kadar çok insana yeterli gelmedi.
Eylemler hükümetin demagojisini açığa çıkardı: mühletler sona erdi, ancak toprak
dağıtılmadı.
Diğer yandan, MST ülkedeki diğer köylü örgütleriyle bir anlaşmaya vardı: Tarım İşçileri
Ulusal Konfederasyonun’dan (CONTAG) sektörlerle beraber, Küçük Çiftçiler Hareketi
(MPA), Barajlardan Etkilenen İnsanlar Hareketi (MAB)115, ve Kırsal Kadınlar Hareketinin,
birlikte müzakere etmesiyle hükümet diğerlerinin aleyhine bir hareketi kayırmak için farklı
politikalar uygulayamayacaktır.
MST aynı zamanda genetiği değiştirilmiş ürünlere ve tarımsal toksik ürünlerin
kullanımına karşı dünyanın farklı kesimlerinden116 köylü hareketleriyle birlikte mücadele
veriyor. Ayrıca MST Latin Amerika’da NAFTA’ya karşı mücadelede başı çeken hareketlerden
biridir.
5) Hükümetin Medyadaki Kampanyası
Hükümet hareketi sadece ekonomik olarak geriletmeye çalışmaz, aynı zamanda
kamuoyunu ona karşı yöneltmeyi ve sistematik bir yanlış bilgilendirme kampanyasıyla
hareketin toplumsal tabanını yanıltmayı arzulayarak, onun medyadaki imajını tahrip etmeye
çalışır. Gazeteler resmi demeci yayınlar ne var ki MST’ye yönelik polis şiddetini gizler.
MST’nin bir kadrosu olan Marcelo Batista şunları diyor: “Kitle iletişim medyası çok
güçlüdür ve günün her saati, bir hata arayarak ve hatta hareketi demoralize etmek için yalanlar
uydurarak tepemizde biter.117
Son zamanlarda, hükümet ve medya sadece bir yerleşime veya MST tarafından
gerçekleştirilen somut bir eyleme saldırmakla kalmaz, aynı zamanda hareketin dürüstlüğünün
ve ilkelerinin altını oyar. 2000 yılının sonunda, “Brezilya Piskoposları Ulusal Konferansı
(CNBB), Brezilya Avukatlar Topluluğu (OAB) ve Hıristiyan Kiliseleri Ulusal Meclisi
(CONIC) gibi topluluklar tarafından tanınmadıkları yalanı çok ciddiye bindi.”118
Kasım 2000’de, Parlamento üyeleri ve İşçi Partisi üyesi olan belediye başkanları MST’ye
karşı hükümetin kampanyasını kınayan bir bildiri yayınladı. Bildiride şöyle deniyordu: “ [...]
hükümet harekete karşı çok dikkatli bir şekilde ifade edilen bir eylem sergilemeye karar verdi.
Eski suçlamaları güncelleştirerek, kendilerini birkaç sente satmaya arzulu gazeteciler için
geziler finanse ederek, kamuoyunun zihninde varlığının temel gerekçesi kamu kaynaklarının
akışını saptırmak olan bir hareket imgesi bıraktı. Görevli kırsal parlamenterlerin bir rapor
hazırladığı sırada alışılmamış bir atiklikle, Federal Polis çiftçilerin evlerine zorla girdi ve
ülkenin her yanında hareketin liderlerine yönelik birçok tetkik başlatıldı.119 “Bu stratejik
harekâtın aşikâr olan amacı MST’yi, Köylü Derneklerinin askeri rejimin ilk birkaç ayında
ortadan kaldırılması gibi, ortadan kaldırmaktı.120
Buna rağmen, 2000 yılının kamuoyu araştırmaları sadece %14’ün Cardoso Yönetimi
politikalarını benimsemesine karşın, Brezilyalıların %56’sının MST’nin mücadelesini
desteklediğini gözler önüne serdi.121
Ne var ki bu sistematik kampanya tabanda olumsuz etkiler yaratmaya başladı çünkü MST
üyelerinin çoğu kendilerine darbe indiren büyük saldırı için ideolojik olarak yeterince
hazırlanmamıştı. Bu tehlikeli durumda, hareketin önderliği, sonradan ailelerini daha iyi
hazırlayabilsinler ve saldırıya engel olabilsinler diye militanlarını eğitmek için çok büyük
çabalar sarf etmeye karar vererek, çok enerjik bir şekilde karşılık verdi. 2001 yılından itibaren
ülkenin her tarafında kadroların eğitimi için kitlesel bir kampanya oldu, böylece aynı zamanda
tabanda insanlarını bu zor duruma karşı koymaya hazırlayabileceklerdi.122
Onu durdurmaya yönelik bütün bu çabalara rağmen, MST neo-liberalizme karşı
mücadelede temel ulusal referans noktası olarak kendisini güçlendirebilmiştir.
NOTLAR:
1
ULTABS: Brezilya Köylüleri ve Tarım İşçileri Sendikaları (Uniones de Labradores y Trabajadores Agrícolas
del Brasil).
2
MASTER: Topraksız Çiftçiler Hareketi (Movimiento de los Agricultores Sin Tierra).
3
Getulio Vargas, 1930-1945.
4
Hissedar: başka birinin toprağını işletmek için kiralayan
5
Toprağın sahibiyle ürününü paylaşmak zorunda olan çiftçi
6
Bernardo Mançano Fernandes, A Formação do MST no Brasil, Editora Vozes, Petropolis, 2000, s.33.
7
João Pedro Stédile and Frei Sergio, La Lucha por la Tierra en el Brasil, MST, São Paulo, 1999, s.14.
8
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST... Yukarıda A.ge , s. 34.
9
J. P. Stédile and Frei Sergio, La Lucha por la Tierra…, Yukarıda A.g.e,., S.14-15.
10
Yukarıda A.g.e, S.14-15.
11
Yukarıda A.g.e,.S. 15
12
Toprak Kanunu mülkün işgali sürecini düzenlemeyi ve tarım reformu için legal kurallar oluşturmayı isteyen bir
federal yasaydı. Toprağın toplumsal işlevinin yasal çerçevesini tanımlıyordu. Geçmişte var olmayan
kategorilerin tanımını da yaptı:, sömürü ve genişleme fikirlerini hesaba katan kavramlar minifundio e latifundio
[minilatifundia: 19. yüzyıl sonuna doğru kurulan köylü latifundiaları ç.n] (Alberto Martinez, Marta Harnecker’e
mektup, 2 Aralık 2001).
13
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., Yukarıda A.g.e,, S. 43.
14
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava gente, la trayectoria del MST y de la lucha por la tierra en
Brasil, Ediciones Barbarroja, Argentina, 2000, p. 16; Brazilian edition: Editorial Fundação Perseu Abramo, maio
1996, S. 16.
15
J. P. Stédile and Frei Sergio, La Lucha por la Tierra…, Yukarıda A.g.e, S. 15.
16
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava gente…, Yukarıda A.g.e. S. 17; Braz. Edition, S. 17.
17
J. P. Stédile and Frei Sergio, La Lucha por la Tierra..., Yukarıda A.g.e,., S. 17.
18
A.g.e.
19
Burada verdiğim bilginin büyük bir kısmı Tupan Silitan Belediyesi, Rio Grande do Sul, içerisindeki Marie
Elizabeth yerleşiminden Frei Flavio Vivian’dan elde edildi, Röportaj Marta Harnecker, Mayıs 2001.
20
J. P. Stédile, Os SemTerra, Teoria & Debate dergisi, No. 9, Ocak.-Mart. 1990, S. 6.
21
Yukarıda A.g.e,. , S.7
22
“O Topraksızlar Hareketinin doğuşundan sorumlu olan en önemli unsurdu çünkü her şeyi ve herkesi
biliyordu...” A.g.e, S. 8
23
Hıristiyan Kiliselerinin Birliği Hareketi
24
Buraya kadar bilgi João Pedro Stédile’den (Marta Harnecker’e mektup, 24 Mart 2001).
25
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., Yukarıda A.g.e, S. 51.
26
Rio Grande do Sul eyaletinde bu “askeri tugay” olarak adlandırılır.
27
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., Yukarıda A.g.e., S. 53.
28
Bu konuda, bakınız B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., Yukarıda A.g.e,, S.54-61
29
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., Yukarıda A.g.e,., S. 95.
30
Concrab, Sistema Cooperativista dos Assentados, Caderno de Cooperação Agricola No. 5, 2’inci baskı,
Haziran 1998, S. 28.
31
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., Yukarıda A.g.e, S. 95; Braz. Ed. S. 50-51.
32
Concrab, Sistema Cooperativista dos..., Yukarıda A.g.e, S. 28.
33
Yukarıda A.g.e, S.29
34
Concrab, A Evolução da Concepção de Cooperação Agricola do MST (1989-1999), Caderno de Cooperação
Agricola No. 8, Ağustos 1999, S. 6
35
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., Yukarıda A.g.e, S. 75-76.
36
Cascavel’deki, Parana, Piskoposluk Eğitim Merkezi
37
J. P. Stédile, Os Sem Terra, Yukarıda A.g.e, S .7
38
MST (Movimanto Sem Terra) baş harfleri ilk defa 1983’de, Encruzilhada Natalio liderleri protestoları
örgütlemek için bir komisyon oluşturduğunda, Santa Catarina ve Rio Grande do Sul sınırı arasındaki Uruguay
nehri üzerinde 25 hidroelektirik fabrika inşa etmek için yeni bir hükümet projesini ortaya çıkardıklarında, Ronda
Alta kampında kullanıldı.
39
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., Yukarıda A.g.e, S. 56; Braz. Edit., S. 50.
40
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., Yukarıda A.g.e, S. 83.
41
MST, Construindo o Caminho, Yukarıda A.g.e, S. 44. Burada Cascavel’de belirtilen beş ilkeye bakınız.
42
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST…, Yukarıda A.g.e, S. 83.
43
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, Yukarıda A.g.e, S. 56-57; Braz. Edit., S. 50-51.
44
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., Yukarıda A.g.e, S. 84.
45
Yukarıda A.g.e,, S. 88.
46
Askeri diktatörlüğün sonunda başlayan demokratik dönüşüm dönemi ve Tancredo Neves’in ölümünden sonra,
José Sarney başkan olduğunda (1985-1990).
47
Brezilya Komünist Partisi
48
Stédile, Os Sem Terra, Yukarıda A.g.e, S. 7.
49
“[...] Yeni Cumhuriyet ile müzakere etmeyi reddetmiyoruz, ABRA’dan yoldaşlarla arkadaşlık ilişkileri bile
vardı. [...] Plana katkıda bulunurken Brezilya’da 10 ya da 12 gün kaldık. Plan için birçok öneride bulunduk. Şu
anda yine de Tarım Reformunun ancak bizim insanlarımızın seferberliğinin, bir kitle hareketinin sonucu olursa
bu raporun sonuç verebileceğine inanıyoruz. Ve temel maddeleri dile getirmeye devam ediyoruz” [Stédile, Os
Sem Terra., Yukarıda A.g.e, S. 7].
50
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., Yukarıda A.g.e, S. 58; Braz. Edit., S. 52.
51
Yukarıda A.g.e, S. 58; Braz. Edit., s. 52-53.
52
Bu konuda bakınız Concrab, Sistema Cooperativista…, Yukarıda A.g.e, S. 29-30.
53
Concrab, A Evolução da Concepção..., Yukarıda A.g.e, S. 28.
54
Frei Sergio Antonio Gorgen and João Pedro Stédile, Assentamentos…, Yukarıda A.g.e, S. 151.
55
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., Yukarıda A.g.e, S. 104; Braz. Edit., S. 88.
56
J. P. Stédile and Frei Sergio, La Lucha por la Tierra…, Yukarıda A.g.e, S. 47.
57
Demagojik gayelerle çiftçiye verilen bir çeşit bağış ya da sübvansiyon.
58
Bu kredi biçimi 2000 yılında Fernando Henrique Cardoso’nun hükümeti tarafından ortadan kaldırıldı. Bu
tarihten sonra yerleşimciler kaynaklar için PRONAF (Aile Tarımının Artması için Ulusal Program) olarak
adlandırılan yeni bir kredi türüne sahip olan küçük çiftçilerle kavga etmek zorunda kaldı. 1997’de oluşturulan
yerleşimlere teknik destek programı da (LUMIAR) ortadan kaldırıldı.
59
Aslında, bu kredi ortadan kalktığında, kooperatifler oluşturma hevesinde de bir azalma oldu. (Alvaro de la
Torre, Röportaj Marta Harnecker tarafından, Mayıs 2001). Hiç kimse kredi yoluyla kooperatiflerin oluşumunun
teşvik edilmesine karşı değildir; MST içerisinde olumsuz olarak düşünülen şey bunun söz konusu sistemi
kabullenmek için birçok çiftçinin temel güdüsü haline gelmesidir.
60
J. P. Stédile and Frei Sergio, La Lucha por la Tierra...…, yukarıda A.g.e s. 49.
61
Norberto Martinez, Röportaj Marta Harnecker, São Paulo, 20 Mayıs 2001.
62
Concrab, Sistema Coooperativista dos…, Yukarıda A.g.e, S. 30.
63
Bu daha sonra Alternatif Tarım ve Sığır Yetiştirme Teknikleri Merkezi’ni (CETAP) tertipleyen, Rio Grande do
Sul’dan, Lino de David için örnek teşkil etti. J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda
A.g.e p. 114; Braz. Edit., S. 97.
64
Yukarıda A.g.e S. 114; Braz. Edit., S. 97-98.,
65
Nordeste ve Kuzeyde ülkenin diğer bölgelerinden daha fazla bilgi olduğuna dikkat çekmek ilginçtir;
INCRA’nın yerleşimleri tasarladığında toprağı bireysel arazilere bölmemesinin gerekçesi budur.
66
Concrab, Sistema Cooperativista dos…, yukarıda A.g.e s. 30.
67
Mario Schons, Röportaj Marta Harnecker, Chapeco, 8 Mayıs 2001
68
Clodomir Santos de Morais, Elementos sobre a Teoria da Organização no Campo, Topraksız Kır İşçileri
Hareketi , Ağustos 1986, s. 27-39.
69
Norberto Martinez, Röportaj Marta Harnecker, yukarıda A.g.e
70
Alvaro de la Torre, Röportaj Marta Harnecker, Porto Alegre, Mayıs 2001
71
5 Ekim 1998’de resmen onaylandı.
72
Frei Sergio, Antonio Gorgen ve J. P. Stédile, Assentamentos, yukarıda A.g.e s. 150.
73
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda A.g.e s. 53; Braz. Edit., op. 167.
74
A.g.e.
75
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda A.g.e s. 59-60; Braz. Edit. s. 53-54.
76
Yukarıda A.g.e s. 60; Braz. Edit., s. 54.
77
Concrab, A Evolução da Concepção de Cooperação…, yukarıda A.g.e s. 6-7.
78
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda A.g.e s. 60; Braz. Edit., s. 54.
79
COPANAR (Nova Ramada Tarım ve Sığır Yetiştirme Kooperatifi) 73 meslektaşla beraber Santos de
Morais’deki laboratuardan sonra oluşturuldu; Ekim 1989’da 41 meslektaş ve Cooptar’la birlikte Bage
Belediyesi’nde COOPTİL (Üretim Birleştirme Çalışması için Kooperatif) oluşturuldu.
80
B. Mançano Fernandes kitabı A Formação do MST no Brasil,’de s. 230. karşılaştırmalı bir tablo sağlıyor.
Ayrıca bakınız Concrab yayınları: Sistema Cooperativista dos Assentados, Caderno de Cooperação Agricola No.
5, İkinci Baskı, Haziran 1998, s.9-11
81
Age
82
B. Maçano Fernandes, A Formação do MST…, yukarıda A.g.e s. 11.
83
Age.
84
Tartışmaya son verilmesi ilk kez 1989’da başladı.
85
Concrab, Sistema Cooperativista dos…, yukarıda A.g.e s. 31.
86
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, op. cit., p. 121; Braz. Edit., p. 104.
87
Düşünce kooperatif için bir merkezi büro oluşturmak ve kooperatif olarak adlandırılması gerektiğinden onu
yasallaştırmaktı.
88
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda A.g.e. S. 120-121; Braz. Edit., S. 104.105.
89
Norberto Martinez, Röportaj Marta Harnecker, yukarıda A.g.e
90
Concrab, A Evolução da Concepção de Cooperação..., yukarıda A.g.e s. 10.
91
R. Salete Caldart, Pedagogía do Movimento Sem Terra, Editora Vozes, Petrópolis, Rio de Janeiro, 2000, s.
91.
92
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda A.g.e s. 122; Braz. Edit., s. 105.
93
Walter Barelli
94
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, yukarıda A.g.e s. 85-86; Braz. Edit., S. 70-71.
95
B. Mançano Fernandes, A Formação do MST..., yukarıda A.g.e s. 233.
96
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente…, op. cit., s. 61; Braz. Edit., s. 55.
97
Yukarıda A.g.e s. 62; Braz. Edit., s. 56.
98
Yukarıda A.g.e s. 92-93; Braz. Edit., s. 76-77.
99
Yukarıda A.g.e s. 93; Braz. Edit., s. 77.
100
9 Ağustos 1995 şafağında, yaklaşık 187 askeri polis 500 topraksız aileyi Corumbiara’daki (Rondonia) Santa
Elina malikânesinden zorla çıkarma emrine itaat etti. Bu köylülerin “infaz edildiği, işkenceye uğradığı,
aşağılandığı” kanlı bir katliama dönüştü. Silah atışları, denetim, deforme edilen yüzler, göz yaşları, ölüm vardı.
On işçi ve iki polis öldü.” (MST Mayıs 2001).
101
J. P. Stédile and B. Mançano Fernandes, Brava Gente..., yukarıda A.g.e s. 161; Braz. Edit., s. 143.
102
Age.
103
Yukarıda A.g.e s. 163-164; Braz. Edit., s. 145-146.
104
Yukarıda A.g.e s. 49; Braz. Edit., s. 43.
105
Yukarıda A.g.e s. 164; Braz. Edit., s. 146.
106
J. P. Stédile, Röportaj Marta Harnecker, São Paulo, Mayıs 2001.
107
A.g.e.
108
A.g.e.
109
Tarım ve sığır yetiştirme araştırması sanayideki teknolojik araştırmadan daha fazla zaman gerektirir. Bazen bu
20, 30 yıl alır. Sadece devlet bunu temin edebilir.
110
J. P. Stédile, Röportaj Marta Harnecker, yukarıda A.g.e
111
Transgenetik genetik olarak değiştirilmiş organizmalardır. Bu nedenle, transgenetik ürünler bazı genlerin bir
üründen alınmasına ve bir başkasına nakledilmesine müsaade eden genetik mühendisliğinin modern
tekniklerinin sonucudur.
112
Brezilya Tarımsal Araştırma Şirketi
113
J. P. Stédile, Röportaj Marta Harnecker, yukarıda A.g.e
114
Daha önceden açıkladığımız gibi, MST 1986’da ülkenin demokratikleşme sürecinin ortalarında bir kredi elde
etti, bu işbirlikçi bir tarz içerisinde çalışanları destekledi: bir kooperatifin üyesi olan aileler küçük bağımsız bir
çiftçiden iki misli aldı ve bazen bu kredilerde %50 indirim vardı.
115
Brezilya’da, baraj barragem olarak adlandırılır.
116
“Via campesina” olarak bilinen [Uluslararası Çiftçi Örgütünde ç.n] birleşmiştir.
117
Marcelo Enrique Batista, Röportaj Natalia Alvarez tarafındandır, 7 Şubat 2001
118
A Sociedade Brasileira em Defesa do MST, in Jornal dos Trabalhadores Rurais Sem Terra, yıl XIX, No.l
205, Kasım 2000, S. 10.
119
yukarıda A.g.e S.11
120
Cesar Benjamim, “Muito Barulho por nada,” e-mail, 6 Şubat 2001
121
Revista Sem Terra, yıl 3, Nisan-Mayıs-Haziran 2000, s.8
122
Bu konunun gelişimine Bölüm 5’de (MST ve İç Örgütlenmesi) bakınız.

You might also like