You are on page 1of 61

BÖLÜM 3: YERLEŞİMLER

Türkçe Çeviri : Akın Sarı

I. MST’de Yerleşimler

Toprak genellikle oldukça uzun bir mücadelenin sonucunda bir kere zapt edildiğinde ve
mülkiyeti yasallaştırıldığında köylüler kendilerine tahsis edilen topraklara yerleşir. Bu
tarımsal topluluklar “yerleşimler” olarak adlandırılır.1

Yerleşim kelimesinin Brezilya’da sadece yakın zaman önce benimsendiğini belirtmek


önemlidir. Bu kelime 60’ların ortasında ortaya çıkar. “Toprak için mücadele eden toplumsal
hareketler açısından, bir yerleşim zapt edilen toprakla eş anlamlıdır. Devlet açısından bu bir
grup topraksız aile için düzenlenen bir alandır ve toprak sorununu çözmenin bir yoludur.”2

Yerleşimler çok çeşitlidir. 20 ile 30 arası ailenin yerleştiği yerler vardır, oysa başka
yerlerde 600 ya da 700 aile vardır, gerçi bu çok sık görülen bir durum değildir. Öte yandan,
bölgesel özellikler, pazarlardan uzaklık ve aldıkları toprağın niteliği yerleşimler arasındaki
önemli farklılıkları belirler.

MST yerleşimlerinin özelliklerinden biri “üretimin örgütlenmesine olan ilgileri ve,


bununla beraber, Hareket tarafından belirtilen daha geniş bir mücadele stratejisiyle ilişkili
olarak, yerleşim içerisindeki hayatı bir bütün olarak örgütlemek için daha genel bir strateji
saptamasının olmasıdır.”3

Yerleşimlerin örgütlenmesi süreci için genel kurallar vardır, ancak MST bunların
farklılaştırılmış bir biçimde uygulanması gerektiğine dikkat çekmeye özel önem verir. Her
yerleşim, kendi durumuna göre MST’nin kurallarını yorumlayarak, kendi yolunu çizmelidir.
Kendi özel koşullarına, benimsediği örgüt tarzına ve bunun ele geçirilen toprakta köylüler için
yol açtığı yeni bir yaşama tarzına göre kararlar almalıdır. “Hiçbir benzer iki yerleşimin
olmamasının nedeni budur, ancak bunların MST tarafından işgal edilen bir toprağın kısımları
olduğunu gösteren özellikleri vardır.”4

Yerleşimler gittikçe artan şekilde Brezilya’da tarım reformu için mücadelenin ekonomik
ve politik artçı kuvvetleri oldu. Yerleşimler finansmanın ve bağımsız kadroların çoğuna
katkıda bulunur böylece bu kadrolar hareketin ülkenin diğer bölgelerinde örgütlenmesi için
zamanlarını adayabilirler. Bir kamp içerisindeki bütün köylülerin aynı zaman diliminde
topraklarını almadıklarını belirtmek önemlidir.5
Başlangıçta, INCRA6 bireysel bir temelde görüşülmüş olan ailelerin nüfus sayımını yaptı,
ve bu verilerle toprağı neye göre dağıttığını gösteren bir gerekçeler listesi hazırladı. İlk
yerleşimlerin oluşumu bu şekildedir; örneğin Rio Grande do Sul içersindeki Anonni
malikânesi bunlardan biridir. Daha sonra MST, üyelerinin akrabalıklarından ötürü kamplarda
önceden oluşturulmuş aile gruplarını –toprağı dağıtırken- dikkate almak için resmi bir kurum
oluşturdu. Hareket grubu meydana getiren ailelerin ve onların alâkadar olduğu alanın ve bu
kriteri kabul eden kurumun bir listesini INCRA’ya teslim etti. Bu ilk zaferdi. Bir diğeri daha
sonra oldu: MST çekiliş yoluyla sahip olunan toprağın dağıtımında başarılı oldu böylece
toprak bölüşümü saydam bir süreç oldu; çekilişler aile grupları tarafından yapıldı. “Sürekli
kampların” bulunduğu diğer yerlerde çekilişi köylülerin kıdemiyle birleştirirler.7

Köylülerin yerleştiği topraklar özel latifundia ya da devlet topraklarının


kamulaştırılmasıyla olabilir. İlk durumda, hükümet toprağın sahiplerinin yatırımlarını telafi
eder: çitler, evler, depolar vb. ve kamulaştırılan toprak için onlara yirmi yıl ya da daha fazla
bir sürede ödenen Tarım Borcu Senetleri (TDA) isimli mülkiyet hakkını verir.8 Bazı
durumlarda, olup bitene ivme kazandırmak için –kamulaştırma süreci çok yavaş olduğundan-
hükümet on yıl vadeyle tarımsal borçların senetlerini ödeyerek toprakları kamulaştırmak
yerine toprak sahiplerinden satın almaya karar verir. Yakın dönemde, hükümet devlet
şirketleri içerisindeki özelleştirilmiş devlet tahvillerini satın almaları için toprak sahiplerinin
senetlerini kullanmalarına müsaade ederek kamulaştırılan toprak sahiplerine yardımcı oldu.
Kamu toprakları davasında, bunlar çalıştırılmak üzere hükümet tarafından topraksız çiftçilerin
bakımına bırakıldı.

Şimdi bazı yerleşimlerin, biri Pirituba’da, São Paulo eyaleti, ve diğeri Arjantin’le sınırda
olan Santa Catarina’da, örgütlenmesi üzerine iki somut deneyimini değerlendireceğiz.
Hareketin bu deneyimlerden ve ülkenin her yanındaki diğer deneyimlerden öğrendiği temel
dersleri çalışmaya başlamadan önce, bu yerleşimlerde yaşayan MST liderlerinin belirttiği gibi,
bu örneklerde ne olup bittiğini adım adım takip etmenin okuyucu açısından önemli olduğunu
düşünüyoruz .

II. PIRITUBA ÇİFTLİĞİNDEKİ YERLEŞİMLER

Aşağıdaki metin Mayıs 2001’de Marta Harnecker’le bir röportajda São Paulo
Eyaletindeki MST lideri Delwek Mateus tarafından verilen demeçtir. Mateus zamanını daima
hareket içerisindeki yerleşimlerle çalışmaya ve bu eyaletteki kooperatiflerin örgütlenmesi
görevine adamıştır. Mateus, Pirituba Çiftliğinin işgaline katılmadan önce ve MST’ye üye
olmadan önce tabandaki kilise cemaatlerinin bir üyesiydi.

6. İŞGAL

80’lerin başlarında, kır işçileri sendikasının aracılığı ve Katolik Kilisesi’nin desteğiyle,


yasanın kendilerini koruduğunu bildikleri için9, São Paulo bölgesinden topraksız insanlar
hükümetten Pirituba Çiftliğinin işlenmemiş topraklarını hükümetten istemek üzere
örgütlenmeye başladı.10

Hükümetle; bu alanlardan doğrudan sorumlu sekreterlerle; belediye başkanlarıyla,


müsteşarlarla –başka bir deyişle, São Paulo eyaletinin birçok yetkilisiyle, toplantılar yaptılar.
Ancak bu toprağı yeniden elde etmek ve yasaya uyarak bunları almak yeterli değildi. Çiftliği
işgal etmeye karar vermeleri bu sırada oldu.

7. Küçük Grupların Bastırılması

1980’den 1984’e kadar, küçük bir grup topraksız köylü –30 ile 50 aile arasında- bu
alanlarda çeşitli işgaller gerçekleştirdi. Büyük toprak sahipleri, aileleri zorla çıkarmak için
derhal ücretli gangsterlerini yolladı.11 Bu yıllar topraksız köylüler ve büyük toprak sahipleri
arasındaki mükerrer çatışmalarla damgalandı. Birçok ihraç oldu. İşçiler o vakit grubu
genişletmek ve örgütlerini geliştirmek gerektiğini anladı.

1) Kitlesel İşgal: 300 Aile Çitleri Parçalar

Hazırlık mitingleri semtlerde ve bölgenin kır işçileri sendikasının merkezi bürosunda


yapıldı. Grup topraksız işçilerle tartışmaların neticesinde büyümeye başladı.

13 Mayıs 1984’de, yaklaşık 300 topraksız aileyle birlikte – kadınlar, erkekler ve


çocuklardan oluşan 1000 civarında insan- Pirituba Çiftliğindeki çitleri parçaladık. Aileler –
çoğunluğu köylü aileler- Parana eyaletini de içine alan bölgenin farklı belediyelerinden
geldi.12 Bu benim davamdı. Ailem ve 30 insanla daha geldim. İstediğimiz toprakta kamp
kurduk ve en sonunda kazandık. Bu MST daha henüz São Paulo’da yokken, Brezilya
topraksız köylülerin ilk kamplarından biriydi.

2) Kampta Direnmek İçin Örgütlenme

Önce işgal, toprak sahipleriyle karşı karşıya gelme süreçleri, dikkat gerektiren durumlar,
vb. tekerrür etti, ancak biz büyük bir grup olduğumuzdan, toprak sahiplerinin tepkisine
direnebildik ve bu defa gangsterleri bizi zorla çıkaramadı.
Asıl endişemiz kendimizi nasıl örgütleyip hayatta kalacağımızdı. Bizi destekleyen CPT13
sayesinde, Rio Grande do Sul’da geliştirilen deneyimler hakkında bilgi almaya çalıştık.
Onlardan kampı aile ve çalışma grupları içerisinde örgütleme gereğini öğrendik: güvenlik,
yiyecek, müzakere, sağlık, eğitim vb. Kendimizi örgütleme sürecimiz Güney’deki
deneyimlere benziyordu.

Akrabalıklarından ötürü birbirlerine yakın olan 10 ile 15 arası aile grubuyla, örneğin aynı
mahalleden gelen ve uzun bir zaman birlikte yaşamış olanlarla, başladık. Bu gruplardan
kampta çalışma ekipleri örgütledik.

3) Yerleştirilecek Ailelerin Seçimi

Mücadele sırasında –yaklaşık dört ay sürdü- terk eden aileler ve kabul edilecek şartlara
sahip olmayan başka aileler vardı. Seçim ölçütü hepimizin arasında değerlendirildi. Ve
aşağıdaki şekilde karar verdik: topraksız kır işçisi olmak, hiçbir gelir sahibi olmamayı, bir
kamu görevlisi olmamayı, çocuklara sahip olmayı -ki böylece toprak bizzat aile tarafından
işlenebilir, önceden deneyim sahibi olmayı ve bir süre bölgede bulunmuş olmayı gerektirir.

Kamp kurdurulan köylüler ve yerleşecek olan ailelerin sayısının saptamasında payı olan
eyalet ve alanın büyüklüğü birbiriyle bağlantılıdır. Her aile asgari koşullarda yaşamak için
yeterli gelire sahip olabilsin diye tahsis edilecek toprağın büyüklüğünü belirtmeden önce
bölgenin özel tarımını dikkate aldık.

Bu saptamalar bizim 150 aile seçmemizi sağladı. Eğer gerekseydi daha fazla seçebilirdik,
170 ya da 180, çünkü her aileye teslim edilen arazinin büyüklüğünü biraz azaltabilirdik.

Aileleri yerleştirmek için iki toprak arazisi alabildiğimiz için, iki gruba ayrılmak zorunda
kaldık: birisi 95 aileden ve diğeri 55 aileden meydana geliyordu. Toprağın dağılımı yeterince
eşit olduğundan hiçbir sorun yaşanmadı.

Toprağımız iki grup arasında iyi saptanmış olsa da, bazen her iki toprakta da kolektif bir
biçimde kullanıldı veya bazen aynı makineleri ya da araçları kullanmak için bir araya geldik.
Pirituba çiftliği çok büyük olduğundan ve biz onun sadece küçük bir kısmını işgal
ettiğimizden, bölgeden –bizim deneyimimizle ilgilenen- diğer aileler kendilerini örgütlediler
ve yeni işgallere ön ayak oldular. Sonuç olarak 1986’da üçüncü bir grup yaratıldı; 1988’de bir
dördüncüsü; 1990’da beşincisi; ve 1992’de altıncısı yaratıldı. Bu gruplar on yıllık bir dönem
sırasında çıktı ve 360 aileyi kapsadı. Bugün altı grup vardır: diğerleri ortalama 50 aileyken,
yaklaşık 100 aileyle en büyüğü birinci kamptır. Hepsi hemen hemen aynı deneyimleri yaşadı.
Başlangıçta kolektif bir dernektiler; daha sonra daha küçük gruplar oluşturdular. Bugün çeşitli
gayri resmi gruplar olduğu kadar birçok kooperatif vardır ve bunların hepsi Bölgesel
Kooperatifin parçasıdır.

8. Yerleşimin Örgütlenmesi

1) İlk olarak, Desteklenen Üretim

Kamp yapan ailelerin çoğunluğu bölgeden köylüler olduğu için -bizim örneğimizde olup
biten ise toprağın kullanımı için yetki almadan önce- onu nasıl kullanacağımızı daha önceden
değerlendirmiştik ve ne ekeceğimizi zaten biliyorduk. Hükümet yerleşime bilgi vermek için
bir grup teknisyen yolladığında, biz zaten örgütlüydük ve kolektif çalışma için önerilerimizi
tartışabiliyorduk.

Her iki grup kır köylerinde (agrovilas) örgütlüydü.14 Sık çalılıkları temizlemeye başlamak
için kolektif çalışmayı kullanma fikri derhal ele alındı çünkü toprak terk edilmişti ve berbat
bir durumdaydı.

Daha sonraları, toprağın niteliğinin kötü olduğunu bildiğimizden ve onu işletmek için
paraya ihtiyacımız olduğundan, traktör almakta gerekli olan kredi için devlete baskı yapmak
üzere iki dernek kurduk. Bu bizim ilk kolektif eylemimizdi. Bize devir edilmiş olan toprağın
%50’sini bu traktörlerle işlettik. İlk tahıl, fasulyeler ve pirinç hasadı iyiydi ve onları ilk yıl
boyunca aileleri beslemek için kullandık. Bu tarz örgütlenme iyi bir üretim miktarı verir. Bu
iki nedenle çok önemliydi: birincisi, ailelere yiyecek temin etmek için; ikincisi, toplum tarım
reformu ve işgali sorgulayarak tepki gösterdiğinden bölgenin toplumuna bizim bir avare
takımı olmadığımızı, lâkin çalışmak, üretmek istediğimizi ve tarım reformunun mümkün
olduğunu kanıtlamak için.

2) Aile Gruplarının Doğuşu

Kolektif çalışma ve dernek deneyimi ilk iki ya da üç yıl boyunca devam etti. Her grubun
kendine özgü deneyimi oldu. Ancak 1987-1988’den itibaren bu yöntemin herkesi memnun
etmediğini anladık, farklı bir yöntemle üretim yapmak isteyenler vardı. Bu bağlamda bir
başka tartışmanın ortaya çıkışı bu şekilde oldu: Kendimizi nasıl örgütleyecektik. Daha sonra
aile gruplarını yaratma fikri ortaya çıktı. O zamana kadar sadece bir tek büyük grup vardı,
ancak bu andan sonra daha küçük gruplar örgütleme fikrine kapıldık ve bugün halen sahip
olduğumuz sistem budur.
Şu anda, her yerleşim 8 ile 30 aileden oluşan gruplar içerisinde örgütlenmiştir. Bazıları
kooperatifler oluşturmayı, diğerleri gayri resmi gruplar kurmayı seçti. Az çok kolektif çalışma
deneyimleri vardır.

Bu aile grupları üretim için üç yol denedi: tamamen kolektif çalışma (Tarım ve Sığır
Yetiştirme Kooperatifleri, CPA); kolektif üretimin bireysel üretimle el ele gittiği ortak
çalışma; ve bir çeşit işbirliği olsa da, örneğin, bazı durumlarda makinelerin kullanımıyla
bireysel çalışma.

3) Büyük Birimleri İdare Etmekteki Güçlükler

Birkaç yıl sonra çeşitli meseleler bazı köylülerin ayrılmasına neden oldu. Bunlardan biri
Pirituba Yerleşim Derneği’ni etkili bir şekilde idare etme güçlüğüydü, çünkü geniş bir çiftçilik
alanını, birçok makineyi ve kaynakların önemli bir miktarını idare etmekte büyük bir sorun
yaşandı. Bütün bunları idare etmek ve nasıl çalışması gerektiğini anlamak zordu. Birçok
eleştiri vardı çünkü insanlar bu çok büyük mali ve idari yapıyı kontrol edemiyordu.

4) Daha Küçük Gruplar Katılımı Kolaylaştırır

Daha küçük gruplar içerisinde her şey daha kolaydır. Çalışma miktarları –hatta mali ve
idari işleri- daha azdır ve bu anlamayı ve katılımı teşvik eder. Sorunları anlamayan kişi
katılmak için kendisini uyarılmış hissetmez.

Geniş resmi toplantılarda, işler daha zordur, çünkü bir grubun diğerine karşı çıktığı, bir
fikrin diğerine karşı konduğu bir tartışma tarzı olur; katılım genellikle çok sınırlıdır, çünkü
önerilerini ve fikirlerini açıklamak isteyen insanlar bunu yapmaya cesaret edemez. Fakat
günlük yaşamda bunu yaparlar.

Kendi deneyimimden sonra, büyük bir birlik yaratmadan önce daha geniş bir anlayış ve
politik, kültürel, ideolojik ve ekonomik dünya vizyonu için köylüleri eğitecek bir süreç olması
gerektiğine inanıyorum –başka bir deyişle, kendi bilinçlerini arttırmalıdırlar. Bu kapasiteyi
kazanırken daha karmaşık bir yönetimi anlayabileceklerdir ve katılım için bölgesel yapılara
geçeceklerdir.

Ailelerin tam katılımıyla beraber, böylece bütün bir süreci daha küçük gruplardan inşa
eder, tabandaki gruplardan temsilcilerin başını çektiği daha geniş bir bölgesel yapıya sahip
olana kadar, bu gruplardan temsilcilerin katılımıyla birlikte ikinci bir aşamaya geçersiniz.
Yapmaya çalıştığımız budur: aile gruplarının temsilcileri aracılığıyla yerleşimlerdeki yaşamın
diğer yönlerini içine alan daha geniş bir deneyim yaratmak.
5) Kır Köyleri ve Arsaları Bölüştürme Yolları

Evleri nasıl yerleştireceğimizi tartıştık. Köylüler kır köylerinin avantajlarını anlamalarına


karşın bir kır köyünde yaşamayı oldukça sert bir şekilde reddettiler. Bu durumu çözmek için
köylülerin en azından evlerinin civarında yetişen bazı ürün çeşitlerine sahip olma arzusuna
saygı göstermeye çalıştık. Şimdi evleri inşa ettiğimiz daha küçük arsalarımız var ve köylüler
yuka1, patates, sebzeler eker, komşuların sebzelerini yemeyecek bazı hayvanları yetiştirirler.
Bu arsaların yanı sıra uzakta kooperatiflerin kendi ürünleri üzerinde çalıştığı daha geniş
arsalarımız vardır.

Ayrıca okul, sağlık merkezi, kilise, sportif ve eğlendirici alanlar ve topluluk radyosu
bulabileceğiniz bütün yerleşimler tarafından paylaşılan bir topluluk merkezi vardır. Bu
esneklik ve köylülerin evinin yanında kendine ait arsaya sahip olma arzusuna karşı saygı,
ailelerin kendilerini iyi hissetmesi için çok önemliydi. Yerleşimi terk etmek isteyen hiçbir aile
yoktur, hepsi memnun edilmektedir.

Kır köylerindeki yaşam sosyal ilişkileri teşvik eder. Eğer her aile kendi bireysel arsasında
yaşamış olsaydı, birbirlerinden kilometrelerce uzakta, fikirlerini değiştirmek ve sorunları
değerlendirmek çok daha güç olurdu. Ancak birbirleriyle yakın yaşadıkları için, daha fazla
ilişki var ve bu yardımcı oluyor çünkü insanlar buluşur, sohbet eder, sorunları ve ne
düşündükleri hakkında konuşur. Örgüte ve sorunların çözümüne yardımcı olan bu toplumsal
karşılıklı ilişkidir.

6) Neden Kolektif Bir Yemek Salonu Yoktur

Bazı yerleşimlerde kolektif bir yemek salonunun bu karşılıklı ilişkiler için mükemmel bir
yer olduğunu bilmemize rağmen, bizim durumumuzda bunun işe yaramayacağını
düşünüyoruz. Pirituba yerleşimi –daha küçük bir ölçekte olmasına rağmen- nüfusu Rio
Grande do Sul, Parana, Pernambuco, Bahia, Minas Gerais’ın, ve daha küçük bir sayıda, bizzat
São Paulo’nun göçmen insanlarından oluşan São Paulo’nun kosmopolit niteliğini yansıtır.
Yemek alışkanlıkları çok farklıdır. Örneğin, peynirden hoşlanan Minas’lı insanlar vardır ve
başka şeylerden hoşlanan Bahia’dan insanlar vardır.

7) Toprağa Yönelik Mülkiyet Hakları

Toprağımız için henüz bir mülkiyet hakkına sahip değiliz çünkü devlet çok yavaş,
bürokratik ve şu ana kadar bize resmi bir belge vermedi. Fakat bu bizi endişelendirmiyor.

1
Tropikal bölgelerde çoğunlukla küçük çiftçiler tarafından yetiştirilen karbonhidrat bakımından yüksek ve
zengin lif kökleri olan bir sebze. (ç.n)
Gerçekten toprakta kalmayı garantileyen kesinlikle örgütlenmemiz ve toprağın kullanımıdır.
Yasa toprağın kullanımı için ve nihai bir mülkiyet hakkı olmadan, devletin bir imtiyaz
vermesi gerektiği hükmünü verir.

Eğer bir aile ayrılmaya karar verirse, toprağı satamaz, ancak üzerine her ne inşa edilirse
ona ödeme yapılması hakkına sahiptir: ev, arazi üzerindeki yatırımlar, çitler vb. Daha sonra
söz konusu toprak bu fırsatı bekleyen bölgenin bir başka topraksız ailesine devir edilir. Hem
MST hem de INCRA tarafından yapılan bir liste vardır. Hareket onları seçmek için kamp
yapan aileleri önerir ve genellikle, hükümet belediye başkanlarını –ya da politik etkisi olan
başka insanları- ister.

Bundan sonra, koşulları yerine getiren seçilmiş aileler toprak arazileri devir edilmek
üzere bir çekişile katılır.

9. KOOPERATİFLER

Pirituba bölgedeki tek yerleşimdir, ancak geleneksel küçük çiftçilerle ilişki içerisindeyiz
ve MST’ye katılmaları için onlarla hem üretimde hem de politik ve ideolojik çalışmada
birlikte çalışırız, böylece mücadeleye bizimle katılacaklardır.

1) Bölgesel Kooperatif

Size anlattığım gibi, burada Pirituba’da çeşitli kooperatif biçimlerimiz vardır: kolektif bir
şekilde çalışan Tarım ve Sığır Yetiştirme Üretim Kooperatifleri; kolektif ve bireysel üretimi
birleştiren karma kooperatifler; ve kooperatif yolundaki gayri resmi gruplar.

Bu farklı kooperatifler ve gayri resmi gruplar bölgesel bir MST kooperatifine bağlıdır. Bu
daha yüksek aşamada örgütün daha geniş yönlerini bölgesel bir seviyede değerlendirir ve
işçilerin katılabileceği bir yer olmaya çalışırlar. Ekonomik amaçları pazarlamayı desteklemek
ve küçük tarım ve sığır yetiştirme endüstrileri yoluyla ürünlerini geliştirmektir. Bölgesel
kooperatifin görevi esas olarak ekonomiktir. Bu nedenle, yerleşik köylülerin yaşamının
kültürel, sosyal, sağlık ve eğitimsel yönleri gibi, diğer yönlerine katılmak için daha geniş bir
yapıya ihtiyaç duyarlar.

2) Katılımcı İş Gücü

Üretim kooperatiflerinde, çalışma birleşmiş köylüler, özellikle genç olanlar, tarafından


gerçekleştirilir. Bu, gençler için yeni çalışma kaynakları açmanın bir yoludur.

Artık ürünlerin dağıtımı konusunda, başlangıçta her bir ailenin çalışma saatlerine ne
kadar iştirak ettiğini hesaba katmadan bunları bütün aileler arasında bölüştürdük. Bu yöntem
bizde birçok soruna yol açtı: En büyük gayreti gösteren insanları teşvik etmemekle sonuçlandı
çünkü her hissedarın farklı çalışma miktarını ödüllendirmedi, daha doğrusu tam olarak üretimi
arttırmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda civarda aylaklık etmeyi teşvik etti. Daha
sonra bu ürünleri çalışılan günlere göre ve en sonunda çalışılan saatlere göre dağıtma
formülüne geçtik. Bu formül daha öncekilerden daha iyidir çünkü daha fazla çalışan insanı
teşvik eder, ancak yine de mükemmel değildir çünkü her hissedarın üretkenliği aynı değildir:
genç ve güçlü bir hissedar bir saatte daha yaşlı ve zayıf bir hissedarın yapabileceğinden çok
daha fazla tahıl kaldırabilir. Genç insanlar bundan hoşnut değildir çünkü büyüklerinden daha
fazla üretir ancak aynı miktarı alırlar. Kooperatifin her üyesinin çalışmasını ölçmek için en
etkili formülü henüz bulamadık. Bu tarım ve sığır yetiştirme hizmetlerinde sanayide
olduğundan çok daha güçtür.

Hareket çalışılan saatlere göre ödemenin yanında aynı zamanda çalışma için bir mistik
ortaya koyması ve öykünme için farklı yollar bulmak gerektiğini düşünür.

3) Kooperatiflerdeki Sorunlar

a) Makineleşme ve iş gücü

Makineleşme hakkında konuşurken, makine yerine kullanılacak iş gücüyle ne yapılacağı


üzerine önceden bir plan olmadan onları satma hatasını yaptığımızı hatırlatmak zorundayım.
Bizim yerleşimde çok büyük bir alt yapıya sahibizdir: traktörlere, orak makinelerine ve
kamyonlara çok yüksek yatırımlar yaptık çünkü tohumlar bizim temel üretimimizdir: Büyük
ölçüde makinelere ve çok az iş gücüne dayanan tahıl, fasulyeler ve buğday.

b) Modern teknolojiye şiddetli bağımlılık

Çok somut bir sorunumuz var –bu küçük bir problem değildir, bilakis büyük bir sorundur:
makinelerimiz, araçlarımız, üretim için tekniklerimiz büyük ölçüde –modern teknoloji olarak
adlandırılan- özel makineler, melez tohumlar, zirai gübreler ve herbisit’den2 oluşan
geleneksel teknoloji paketine dayanır. Kendimizi bu bağımlılıktan kurtarmalıyız, fakat ilk
önce bir geçiş döneminden geçeriz, çünkü üretim kooperatiflerimiz bu model üzerinde
örgütlenmiştir. Bugün MST içerisinde hem yerleşimde hem de ulusal çapta bu bakış açılarını
tartışıyoruz.

c) Teknolojik pakete bağlanan Krediler

2
Özellikle yabani bitkilerin öldürülmesi için kullanılan madde (ç.n).
Bu kolay bir hizmet değildir çünkü bize krediler ve teknik yardım bu paket etrafında
tahsis edilir. Makineler, çok büyük traktörler ve toprağın büyüklüğüne göre çoğunlukla uygun
olmayan araçlar satın almak zorundayız, ve üstelik, bunlar birçok iş gücünü özgür kılar.

Diğer yandan bu büyük ölçüde çok uluslu şirketlere dayanan çok pahalı bir teknolojik
pakettir. Bütün işçilerin gelirini yiyip bitirmenin yanı sıra, bu ürünler çevreye ve sağlığımıza
zarar verir. Bizim üretimimiz mükemmeldir, bereketlidir, miktara göre eyaletteki en iyilerden
biridir, ancak hiçbir gelir getirmez çünkü pahalı bir modele dayanır.

d) Piyasanın mantığı dayanışmanın mantığına karşı

Kooperatiflerimizde daha ucuz pazarlama ve rekabetçilik için saptadığımız amaçlara


kavuşamadık. Bizim sınırımız buraya kadardır, sistem buna müsaade etmez. Günümüzde,
kooperatifler geliri ve yerleşimcilerin üretimini arttırmak için kendilerini elle tutulabilir küçük
girişimlere adıyor. Bunlar çok farklı olabilir: Sadece bir kaçından bahsetmek gerekirse, küçük
tarımsal-sanayilerden bölgesel bir halk piyasası yoluyla doğrudan tüketiciye pazarlamak
bunlardan biridir.

Yapması en zor işlerden biri ekonomik olarak yapıcı olmaya çalışırken mevcut kapitalist
model içerisinde etkin ve rekabetçi olmaktır. Gerek yerleşimcilerin gelirini gerekse de üretimi
çeşitlendirerek, alternatif üretimi teşvik ederek, maliyetleri azaltarak, bu tarımsal-sanayi
ürünleri için yerel bir piyasa yaratarak fiyat dalgalanmalarını destekleyecek koşulları
geliştirmek için ihtiyacımız olan pratik alternatiflerin nedeni budur.

Bu girişimler bölgesel kooperatifler aracılığıyla desteklenebilir, fakat amaçladıkları


değişimi açık bir şekilde anlamalıdırlar. Mesele mevcut model içersinde yarışmak değildir,
buna rağmen somut alternatifler bulmaktır. Bugün bu MST kooperatiflerinin sorumluluğudur.

e) Burjuva yasallığı

Öte yandan, kapitalizm tarafından dayatılan yasallık aynı zamanda sınırlar koyar:
kredilerimizi, teknik yardımı keserler, denetimlerle, suçlamalarla bizi taciz ederler ve
pazarlamaya mâni olurlar. Bize sınırlar koydukları açıktır çünkü bugün MST hükümetin,
burjuva projesinin ana düşmanıdır; çünkü biz onların modelini, esas olarak tarımsal modeli,
sorguluyoruz.

Eğer hükümet ve burjuvazi kooperatifler yoluyla bizi engelleyebilirse bunun nedeni bizi
yürürlükteki yasalar çerçevesinde çalışmaya zorlandığındandır. Onlar oyunun kurallarını
kararlaştırır. Biz onlar istediği müddetçe ilerleyebiliriz, ancak bunu artık istemediklerinde,
bize sınırlar koyarlar.

f) Kadınların ve genç insanların düşük katılımı

Örgütün kendi pratiğinden kaynaklanan bir başka sorun hem kooperatiflerde hem de
topluluklarda kadınların ve genç insanların düşük katılımıdır. Genellikle, yasa kadınların
katılımına müsaade etmesine rağmen, kooperatiflerde erkekler sorumlu olur. MST her iki
grubun katılımını sadece kooperatiflerde değil, aynı zamanda bireysel olarak çalışan ailelerin
aktif yaşamında da sağlamaya çalışıyor. Neyi nasıl üretecekleriyle ilgili olarak kararlarda
kadınların katılımını istiyorlar. Önümüzde kadınların katılımının erkeklerinkiyle eşit ölçüde
olduğu CPA deneyimi var. Kadın kooperatifte, aynı haklar ve görevlerle birlikte, bir hisse
daha fazladır. Bu ilginç bir süreçtir, en azından bazı kooperatiflerimizde bu deneyim
mevcuttur.

4) Bir Alternatif: Organik Tarım

Araçları ve üretim tekniklerini (makineleşme, araçlar, toprağın kullanımı) yeniden


örgütleyerek bu kooperatifleri yeniden inşa etmek zorunda kalacağız. Kendi tohumlarımızı
üretmek ve kimyasal gübrelerin ve ilaçların kullanımından kaçınmak zorunda olacağız.

Bu yeni öneriyi kurmak için halihazırda bazı küçük alternatif deneyimler bulunuyor.
Ancak kuşkusuz bu süreç birkaç yıl gerektirecektir, çünkü bir şeyin uygulamaya konması
farklıdır, örneğin organik tarım pahalı bir adaptasyon sürecinden geçmek zorunda kalacaktır.
Sorun şudur: değişim devam ederken bu bedeli kim öder? Biz devlet sübvansiyonları ya da
bunun için mücadele vermeye hazır örgütlü bir toplulukla doğrudan pazarlama yoluyla bu
bedeli ödeyecek olanın toplum olmasına gerektiğine inanıyoruz. Küçük çiftçi bunu ödeyemez,
sermaye birikimine sahip değildir ve bu değişim dönemi sırasında herhangi bir geliri
olmayacaktır. Bir olay diğerini engeller. Bunu aç kalamayacağı için yapmaz. Bu değişim
sürecinin sınırıdır.

Bu değişimi gerçekleştirmeyi umuyoruz, ancak çok az deneyim var çünkü maliyeti


üstlenecek hiçbir kaynağa sahip değiliz.

a) Alternatif üretim olarak bal

MST kooperatifinin bölgesel desteğiyle şu anda Itapeya yerleşiminde var olan modele
somut bir alternatif örneği bal üretimidir. Bölgede üretilen bala faydası olacak, küçük çiftçileri
içine alan, küçük bir fabrika kuruyoruz ve bu üretimi de teşvik edecektir. Bu girişim, devlet ya
da çok uluslu şirketlere dayanmadan, ne de onlarla yarışarak, yerleşimcilerin gelirini arttırma
amacındadır. Bu avantaj balın aileler için sağlıklı bir yiyecek olmasıyla artar ve tarım için ne
toksikleri ne de kredileri gerektirir, çünkü arılar kendi başlarına çalışır.

Başladığımız bir başka alternatif ağaçlar veren kerestelik orman –ve meyve- dikimini
teşvik etmek için bir fidanlıktır. Bu uzun vadeli bir hizmettir ve çok ısrar ve sabır
gerektirecektir, şu anda sahip olduğumuz her şey mevcut modeli takip etmektedir ve farklı bir
şey inşa etmek kolay değildir. Yerleşimimizde henüz bir tarımsal-sanayi yok, fakat küçük bir
domuz eti üretimi gibi, bunda çok basit olan küçük girişimlere sahibiz. Ayrıca ev yapımı
tatlıların üretimine başladık. Bu faaliyet yerleşim alanlarından birindeki kadınların
sorumluluğundadır. Bu çok zengin bir deneyimdir çünkü birçok kadın buna katılır.

Tarımsal-sanayinin ilerlememesinin nedenlerinden biri sahip olduğumuz üretim tarzıdır:


tahıl ve fasulyeler. Bu tarz üretim için bir tarımsal-sanayinin tesisatı büyük bir yatırım
gerektirir. Yeterli sermayeye sahip olmadıkları için, yerleşimciler ürünlerini bölgeden alıcılara
satmak zorunda bırakılır. Güney’deki ya da burada São Paulo eyaletindeki, Pontal de
Paranapanema’daki büyük tarımsal-sanayiler PROCERA’dan kaynaklarla kuruldu.
Kooperatifi birçok aile meydana getirdiğinden, her şahıs kredisinin toplam miktarı büyük
tarımsal-sanayilerde yatırım yapmak için yeterli paraya ulaştı. Ancak burada, küçük sayıda
yerleşimcimiz olduğundan, PROCERA kredisinin miktarı, sahip olmak istediğimiz gibi,
büyük bir fabrika kurmak için yeterli değildi.

Bunu yapamamanın yine de olumlu bir şey olduğunu düşünüyorum çünkü bu mevcut
teknolojik modele karşı alternatif bir üretim doğrultusunda değişim fikri üzerinde çalışmamızı
mümkün kılar. Eğer bir tarımsal-sanayi kurmuş olsaydık, işimiz çok daha zor olacaktı çünkü
onu işletmek zorunda kalacaktık ve bunun için mevcut modele dayanırdık.

Mevcut durum küçük tarımsal-sanayileri hakkında düşünmemizi sağlıyor. Bizim büyük


projemiz yoldaşların, kadınların ve genç insanların, hem bizzat işte hem de projenin
idaresinde katılımlarını teşvik etmek için, bazı basit olanları da içine alan, küçük tarımsal-
sanayiler kurmaktır. Bu küçük tarımsal-sanayileri burada bölgede muhtemel bir üretim için
dönüştürmeyi ve hatta ürünü civarda pazarlamanın bir yolunu bulmak için bunları bir ilk adım
olarak kullanmayı istiyoruz.

İlk yapmamız gereken şey köylülerin tasarıyı anlayabilmesi için bilinçlerini


yükseltmektir. Bunu ancak anlarlarsa kabul edecekler. Bu uzun vadede teori ve pratikte onları
eğitmek için çok çalışmayı gerektirir: köylüler somut uygulamalar görmek ister; bu onlar
açısından olayları anlaşılır kılar.

5) Sosyal ve Kültürel Alanları İçermek için İşbirliğinin Kapsamını Büyütmek

Daha geniş bir işbirliği doğrultusunda ilerlemeliyiz, çünkü mücadele kooperatiflerin


ekonomik bakış açısıyla bitmez. Bu işbirliği yerleşimlerin sosyal ve kültürel örgütlenmesini
ileriye götürmelidir: işçilerin politik ve ideolojik bilinçliliğini arttırmalıdır. Eğer ilerlemezsek,
şu anda karşı çıkmamız gereken direnişin, başımızdan geçen ve MST açısından örgütlü bir
taban gerektiren bir çeşit “özel dönemin”, üstesinden gelmek çok zor olacaktır.15 16 17

Tabanımız bütün cephelerde, ekonomik üretimde ve sosyal ve kültürel bilinçte, örgütlü


olmalıdır. Köylü kültürümüzü yeniden inşa etmeliyiz, çünkü şu anda kapitalizm tarafından
dayatılan kültüre epey bağlıyız. Bu nitelik bakımından bugün elde etmemiz gereken ileriye
dönük en büyük sıçramadır!

Fakat bunu başarmak için kooperatiflerin bir adım ötesine geçmeliyiz. Temel amaçları
ekonomik neticeler ve pazar için mücadele olduğundan, kooperatif etrafında örgütlenen her
şey özellikle üretken neticelere, tarımsal-sanayi ve pazarlamanın geliştirilmesine ve onların
gelirlerini arttırabilmeleri için yerleşimcilerin ürettiğinin verimli-kazanç olmasına odaklanır.

Başlangıçta kooperatiflerin ekonomik etkinliğinden çok mutluyduk ve sosyal ve kültürel


yönler ya da politik ve ideolojik yönler hakkında endişe duymadık, kooperatiflerin ekonomik
imkânının tabanımızın örgütlülüğünü garantilemek için yeterli olacağını düşündük. Ancak bu
biçimde olmadı, çünkü kooperatifler bile verimli kazanç kurumları olamadı.

Kendimizi eleştiriyoruz ve bizden önce olan direnişin ve yerleşimcilerin düzeni için daha
geniş bir kooperatife dayalı yeni bir öneri hazırlamak gerektiğinin farkındayız. Direnişimizi
garantilemek için geniş bir örgütsel sürece ihtiyacımız var. Resmi olarak kooperatiflere dahil
edilmemiş olsalar bile, toplulukları örgütlemeliyiz çünkü yerleşimcilerimizin çoğunluğu üye
değildir.

MST bu yerleşimcilere yaklaşmalı ve onları hareketin örgütlü tabanının parçası haline


getirmelidir; eğitsel, sağlık, eğlendirici ve kültürel yönler üzerinde çalışmalıyız. Bu da ortak
faaliyettir ve bu nedenle Kooperatif Sistemi bunun içerisine katılmalıdır.

10. EĞİTİM

Yerleşim üretimsel alanda çok iyi deneyimlere sahiptir. Fakat, eğitim ve sağlık gibi, diğer
alanlarda da varız. Ve şimdi kültür ve eğlence üzerinde çalışmaya başlıyoruz.
1) Okul Sistemi

Pirituba örneğinde, topraksız köylülerin eğitimi devlet politikasını izler. İlk eğitim, kamu
sistemi ve devlet sözleşmesi altındaki öğretmenlere bağlı olmasına rağmen, yerleşimin kendi
okulunda verilir. Ama orta dereceli okul eğitimi kentlerde yapılmalıdır.

São Paulo hükümeti, kırsal bölgede eğitimin çok pahalı ve köylü çocuklar için eğitimin
daha iyi olduğu kentte çalışmanın büyük avantajı olduğu iddiasıyla, mevcut kırsal bölge
toplulukları içersindeki pek çok ortaokulu ortadan kaldırma politikasını benimsedi. Çocukları
bu okullara götürmek için devletten taşıt ücreti aldık. Mücadeleyi kazandık.

Ne var ki bu politikaya karşıyız. Teorik ve pratik bir öneriden yola çıkıyoruz: Eğer
insanlar çiftçiyse ve kırsalda yaşıyorsa, çocukluktan itibaren pratik bilgilerini geliştirmeleri
gereken yer orasıdır. Çiftçi çocuklarının eğitimi, bitkilerin, hayvanların, üretimin nasıl
doğduğunu ve geliştiğini, ailelerinin nasıl çalıştığını görebilecekleri kırsal bölgede olmalıdır.
Bu, insanların kültürel eğitimi bakımından temeldir. Eğer gelecekte köylülerin var olmasını
istiyorsak, onları çocukluktan geliştirmeye başlamalıyız.

Yerleşim içerisinde eğitim genel olarak köylülerin gördüğü eğitimden çok daha iyidir.
Daha iyi örgütlendikleri için, yerleşimciler taleplerinin göz önüne alınmasını istemek için
daha fazla güce sahiptirler. MST eğitim bölümü aracılığıyla, yerleşim içerisindeki öğretim
kalitesinin gelişmesine de katkıda bulunuyoruz.

2) Sadece Birkaç Öğretmen Militandır

Kamu sisteminde sözleşme hazırlama şartından dolayı, Pirituba’da aynı zamanda


MST’nin militanı olan çok az öğretmen vardır: bu öğretmenler orta dereceli okul eğitimlerini
bitirmiş ve bir kamu sınavına katılmış olmalıdırlar. Fakat bu öğretmenlerimizin bizim
planlarımıza katılmadığı, öneride bulunmadığı, yönlendirmede bulunmadığı, konuşmadığı ve
tartışmadığı anlamına gelmez.

Bizim buradaki rolümüz eğitimdeki koşulları düzeltmesi için devletin üzerinde baskı ve
denetim kurmaktır. Militanlarımız aracılığıyla, öğretmenlerle konuşarak ve fikirleri onlarla
beraber değerlendirerek, MST’nin eğitim önerisini açıklayarak, öğretimin kalitesini çok
geliştirmeliyiz. Bu süreç yerleşimin başından beri devam ediyor. Bu henüz ideal bir düzeyde
değildir, ne var ki etkin katılım sayesinde iyi deneyimlerimiz oldu.

Bu durum okul dışında çocuklara hareketin tarihini ve ilkelerini öğretmemize yol açtı,
fakat bunu yapmak kolay değildir. Adım adım öğretmenleri ikna etmeye çalışıyoruz, böylece
bu konuları öğretmeye başlayacaklardır. Bu arada biz ideolojik olarak topraksız çocukları
geliştirmeye başlamak için, doğrudan kendileriyle çalışmalıyız. Öğretim grubunun farklı
yollar bulmak zorunda olmasının nedeni budur: çocuklarla etkinlikler, öğretmenler ve ailelerle
birlikte değerlendirmeler vb.

11) SAĞLIK

Bu konuda Pirituba’da iyi bir deneyime sahibiz ve devletin önerimize katkıda


bulunmasını ve katılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ancak çok çeşitli fikirler var dolayısıyla bu
da bir inşa sürecidir.

1) Geleneksel Tıpı Kullanarak MST Planına Katıl

MST’nin sağlık planı sağlık tedbiri ve tıbbi bitkilere dayanır. Halen ulusal çapta planımızı
oluşturma süreci içerisindeyiz. Şu ana kadar başka bölge ve eyalet gruplarını içerse de yerel
deneyimler geliştirdik. Bunu eyalet hükümetleriyle anlaşmalar imzalayan federal hükümetin
programıyla, “aile doktoru” olarak adlandırılan, birleştirmeye çalışıyoruz. Bu bazı eyaletlerde
ilerleme kaydederken bazılarında olmuyor. Bu programın Küba’nınkiyle ilgisi yoktur. Bu aile
doktoru programı çok sallantıdadır.

Burada bir doktorumuz ve ücreti devlet tarafından ödenen bazı sağlık işçileri var ve
ailelere bakmak için periyodik olarak yerleşimdeki sağlık merkezimizi ziyarete gelirler.

Bu çalışmayı geliştirmek için kendi işimizle doktor ve işçilerin koruyucu sağlık


çalışmasını birleştirmeye çalışıyoruz. Bazı militanlarımız bu grupla görüşüyor ve genel olarak
sağlığı geliştirmek için bizim çabalarımızın birleşmesini öneriyorlar.

2) Bütün Yerleşimlerin Sağlık Merkezi Yoktur

Bütün yerleşimler sağlık merkezlerine sahip değildir, fakat en azından bunlardan ikisinin
olacaktır. Doktor, her iki günde bir, yerleşimlerde üç yere gelir. Civardaki ailelere bakar.
Doktorun küçük çiftçilerin yanı sıra bizim yerleşimcileri de gördüğü küçük çiftçiler
bölgesinin civarına yakın bir başka sağlık merkezi daha vardır. İlginç olan kısım bizim
önerimizin küçük çiftçilerle de tartışılıyor olmasıdır.

3) Alternatif Tıp

Yerleşim içerisinde alternatif ilaç için bir eczanemiz ve tıbbi bahçemiz var ve bazı
militanlarımız nasıl ilaç hazırlanacağını bilir. Doktor bizim sağlık önerimizi beğendi ve bu
önemlidir. Onunla konuşuyoruz böylece o da yerleşimde yaptığımız ilaca reçete yazabiliyor.
IV. “CONQUISTA DA FRONTEIRA” YERLEŞİMİ

Aşağıdaki ifadeyi Marta Harnecker’e 8 Mayıs 2001’de Chapeco’daki bir röportaj


esnasında, Ulusal MST Önderliği’nden Irma Bruneto verdi. Irma 1984 sonunda ve 1985’de
Santa Catarina’daki ilk toprak işgallerine katıldı. Bundan önce Kırsal Toprak Komisyonu,
Çiftçi Kadınlar Hareketindeydi ve buradan MST’ye katıldı. Başından beri hareketin
örgütçülerinden biriydi. Ulusal Önderlik üyesi olmadan önce üç yıl eyalet hükümetinin bir
üyesiydi.

1. İLK ADIMLAR

1) Ronda Alta’dan Esinlenme

Santa Catarina Eyaletinin batısında bir belediye olan Abelardo Luz’da, Mayıs 1985’de,
bir işgal hazırlamaya karar verdik, ancak buna girişmeden önce Ronra Alta, Rio Grande do
Sul’da bulunan yoldaşları ziyaret etmeye karar verdik. İşleri nasıl yapacağımızı bilmiyorduk.
Oraya bunları öğrenmeye gittik. Onlar buraya önceden yerleşmişti ve on aileden oluşan
gruplarda kolektif bir tarzda örgütlüydüler. Bu örnek izim üzerimizde büyük bir etki yarattı:
işgali gerçekleştirmeden önce onları örnek almaya karar verdik.

Katolik Kilisesi Genç Piskoposları’ndan dokuz genç insandan oluşan bir grup Abelardo
Luz’da kamp yaptı ve bugüne kadar birlikte kaldık. Bizim gruplarımız başka insanlar
tarafından ziyaret edildi. Nasıl konuştuğumuzu, nasıl yaşadığımızı gördüler ve bize
yaklaşmaya başladılar.

Ve, üç yıl sonra, Haziran 1988’de, Dionísio Cerqueiro’da toprak edinme imkânı
olduğunda, kolektif bir şekilde çalışmaya karar veren aileleri çoktan seçmiştik. Arjantin
sınırına yakın olan bu uzak yere gitmeyi kabul ettik, çünkü bu iyi bir topraktı.

En son yerleştirilecek olan bizdik, ancak kampta geçirdiğimiz bu uzun zaman süresi
birbirimizi daha iyi tanımamıza, kolektif bir tarzda çalışmaya kimin hazır olduğunu ve
olmadığını bilmemize yardımcı oldu ve yeni yaşamımızla yüz yüze gelmek için daha iyi
hazırlanmamızı ve çalışma komisyonlarımızı yaratmamızı sağladı.

2) Küçük Gruplardan Tek Büyük Bir Gruba

Oraya vardığımızda kafamızda, Ronda Alta’da görmüş olduğumuz gibi, on aileyi


kapsayan küçük gruplar yaratmak vardı. İlk yaptığımız şey toprağı tetkik etmek oldu. Dağları,
ovaları, çok değerli bir ağaç olan araucarialı3 toprağı vardı.
3
Güney Amerika’da bulunan orman çamları. Özellikle Brezilya’da çıkan en önemli keresteleri sağlayan bu
ağaçlar kolay işlendikleri için en önemli gelir kaynaklarındandır (ç.n).
Bu ziyaretten geri döndüğümüzde engebeli topografyasından ötürü bu toprağı ailelere
nasıl dağıtacağımızı konuşmaya başladık. Diğerleri kötü toprak alırken bazı ailelere daha iyi
toprak mı sağlamalıydık? Bazısına alt yapı sağlarken, diğerlerine yapmayalım mı? Neden bazı
aileler kayrılmalı da, diğerleri değil? Engebeli topografya ve toprağın doğal kaynakları bize
bu küçük gruplardan oluşan işbirliği planını bozdurdu ve daha sonra Abelardo Luz kampından
35 aileyi tek bir grupta birleştirmeye karar verdik.

3) Bir Belediye 25 Aileyi Daha Dahil Eder

Daha sonra Dionísio Cerqueira Belediyesinden mücadeleye katılmamış 25 aile daha üye
oldu, ancak bunun nedeni belediye başkanının baskı sarf etmesiydi. Bu bizim ilk
kavgalarımızdan biri oldu. Bundan kaçınamadık, fakat belediye başkanı ve kolektif
çalışmanın önemli olduğunda hem fikir olan ilerici bir INCRA yöneticisiyle görüşmek
zorunda kaldık.

Ailelerin seçilmesine bile yardımcı olduk çünkü belediyenin Tarım Konseyinin üyeleri
olduk. Ne çeşit ailenin yerleştirilmesi gerektiğine karar vermede yardımcı olmak için
çağrılıyorduk. Koşulumuz ailelerin kolektif çalışmayı kabul etmesiydi. Tarım reformu ya da
bizim hareket hakkında hiçbir şey duymamış insanlar için bunun ne anlama geldiğini iyi
tahmin edebilirsiniz. Bu 13 yıl önceydi!

Bu köylülere yaklaşmaya, mücadelemiz hakkında onlarla konuşmaya ve kendi gruplarını


oluşturduklarında onları desteklemeye karar verdik. Planımız için onları ikna etmeye çalıştık
çünkü başarının büyük ölçüde sürece katacaklarına dayandığını biliyorduk. Eğer şahsi
çalışmaya başlasalardı, bu bizim için bir tehlikeydi, çünkü eğer böyle bir şey olsaydı, her biri
kendi toprak parçasını isteyecekti.

Dolayısıyla toprağın bölünmesinde hayali bir sınır saptadık ve bazılarımızın bir tarafta ve
diğerlerinin başka tarafta çalışmasına karar verdik. Alt yapıyı da bölüştürdük. Bu grupla ne
olup bitebileceğinden hiç emin değildik. Zorlukların üstesinden gelemeyeceğini düşündük.
Sadece çabucak bir toprak parçası elde etmek için kolektif çalışma önerisini kabul eden bu
ailelerden bazısının ayrılmaya başladığı doğrudur. İlk 25 ailenin sadece 12’si kalmaya devam
etti. Bizim grubumuzda da ayrılan bazı aileler vardı. Ancak bu her zaman olur.

4) İlk Yıllardaki Zorluklar

Başlangıçta, ilk üç yıl boyunca, çok zor bir dönemden geçtik, kamptaki o üç yıldan bile
daha zordu. Hiçbir zaman aç kalmamamıza rağmen, bazen yiyeceğe bile ihtiyaç duyduk.
Toprak çok sıkıydı, sadece sığır yetiştirme için kullanıldı. 35 aile için yalnızca bir çift
öküzümüz vardı. Tohum ekmek için koşullar uygun değildi ve hiç kredimiz yoktu, bununla
birlikte ihtiyacımız olan süt; toprak korunabilsin ve üretmeye başlayabilsin diye gübre; ve bir
traktörü temin etmek için 11 inek satın alacak kredi bize verilene kadar borç aldık. Bu ilk
yıllar boyunca yiyeceği temin etmek için çalıştık. O zamanlar, her iki grupta otonomdu.

5) Bir Kır Köyü Kurulmaz

Evlerimizi gruplara ayırma tarzımız tipik bir kır köyü gibi değildir; ailelerin kendi
evlerini coğrafi bir alanda inşa etmelerini kararlaştırdık. Her biri kendi evini kurmak istediği
yeri seçti, bazısı birbirine yakınken diğerleri uzaktaydı, ancak her zaman belirli bir sınır
içerisindeydiler. Okul, ana okul, buzdolabının yanı sıra yerleşimin ortasında topluluk merkezi
vardı. Ve biraz uzak bir noktada iki grup ev vardı. Bunlardan hiçbiri diğerine beş dakika
mesafeden daha fazla değildi.

Biz kamptan gelen aileler olarak evlerimizi inşa etmek için ihtiyaç duyduğumuz odunu
beraberimizde getirdiğimiz için şanslıydık. Ormanda kamp yapıyorduk ve yolları yapmak için
birçok ağacı kesmek zorunda kaldık. Orman yok olacağından, ağaç kesmek ve kampın her
aile üyesine iki metre küp vermek için INCRA’nın onayını aldık. Bu odunu 500 kilometreden
fazla götürmek zorundaydık ve onu karşılıklı yardım sistemini kullanarak –çok istisnai bir
durum- kendi evlerimizi inşa etmekte kullandık. Bu imkâna sahip olduğumuzdan, çiftliğin
hizmetlerini terk ettik: belediye bölgesinden gelen 25 aile için evler, çadır, ahır. Yöneticinin
evi çok büyüktü; oraya dört aileyi yerleştirdik.

2. YERLEŞİMLERİN ÖRGÜTLENMESİ

1) Aile Grupları

En başından itibaren, 35 aile tabanda gruplar oluşturdu ve ilk tartışmalarımızı


gerçekleştirdiğimiz yer burasıydı ve daha sonra fikirleri ve inisiyatifleri hayata geçirdik. Aile
grupları18 her zaman yerleşimimizin örgütlenmesi için bel kemiği olmuştur. Bütün iş ilk önce
bu gruplarda tartışılacaktır. Eğer onları mücadele için seferber etmek zorunda kalırsak, kaç
insanın gideceği kararını verdiğimiz yer bu gruplardır; eğer ziyaretçilerimiz varsa, öğle
yemeği ve kalınacak yer için gruplara ayrıştırılırlar. Gruplarımızda önerileri değerlendirir ve
sonuç alıcı eylemleri yönlendiririz.

Çoğu yerde olup bitenler burada olmaz: aile gruplarının birbirlerinden uzakta yaşadıkları
için yerleşime vardıktan sonra kaybolmaları gibi. 1990’da MST’de militan bir çekirdek
oluşturma fikri hakimdi. Asıl amaçları faaliyetler için pratik tavsiyeler vermeden önce belirli
tartışmaların detayına inmek ve çalışmaktı. Kendi örgütlü aile gruplarımız önceden
bulunduğundan, yukarıda militan bir çekirdek yaratmayı kabul etmedik. Eğer bazıları militan
olur ve diğerleri olmazsa, elbirliğiyle nasıl çalışacaktık? Bize göre, militan çekirdeğin
görevlerini yerine getirmesi için önerilen mekân, yerleşimin koordinasyon toplantıları ve
bütün yerleşimcilerle durumu değerlendirdiğimiz ve özel meseleleri incelediğimiz
topluluklardı.

Gruplarımız her 15 günde bir toplandı ve bu toplantıların her zaman bir çalışma gündemi
ve tartışılmak üzere konuları oldu. İşler daha kolaydı çünkü aileler birbirine bitişik yaşıyordu.
Eyaletimizde bir defa 350 aileden oluşan grubumuz oldu.

2) Yapı

Yerleşim için beş ile dokuz insandan oluşan bir koordinasyon ya da liderlik yarattık. Daha
sonra, yeni görevler ortaya çıkmaya devam ettiği için, özel birimler yaratmaya başladık ve
sadece daha genel durumlar liderlere ulaştı. Bu nedenle tartışma için gruplarımız, politik ve
sosyal koordinasyon ve ekonomik koordinasyon komisyonlarımız oldu. Daha derin bir analizi
gerektiren çok şiddetli tartışma konularını değerlendirdiğimizde, her iki koordinasyona da
katılırız. Bir ara, sadece bir birimdeki sosyal, ekonomik ve politik sorunlar üzerine çalıştık.
Başlangıçta birçok komisyon -çalışma, planlama ve eğitim vb.- kurduk.

Her şeyde daima çok esnek olduk. Komisyonların -bazısını dahil etmeyerek, başkalarını
yaratarak- sayısını arttırarak geliştirmeye ve değişiklik yapmaya devam ettik; hiçbir zaman
katı olmadık.

3) Yönetmelikler

İç tüzüklerimizi kaleme almamız gerektiğinde, Ronda Alta’nın tüzüğünü örnek almaya


çalıştık, ancak bizim gerçekliğimiz çok daha karmaşıktı dolayısıyla düzenlenecek çok daha
fazla şeyimiz vardı. Daha sonra kuralları kendi ihtiyaçlarımıza dayanarak kaleme almaya
karar verdik. Bu göreve iki ya da üç insanı koyduk. Bir aya ihtiyaçları vardı, daha sonra
değerlendirmek için tasarıyı gruplara sunduk ve bundan sonra, onu meclise sunduk.
Yönetmelikler kamptan gelen 35 aile içindi. Belediye bölgesinden gelenler kendilerininkini
tasarladı, ve mantıklı olarak bunun için daha fazla zamana ihtiyaç duydular.

4) Serbest Kadrolar

Yerleşimden önce bazı insanları serbest bıraktık böylece hareket içerisinde çalışabildiler;
şimdi Mato Grosso’da olan bir yoldaşın durumu buna örnektir. Bizimle kamp yaptı, buraya
yerleştirilmişti ve kooperatifin bir üyesidir, ancak hemen hemen bizim yerleştiğimiz zamanda
bir başka eyalette çalışmak için taşındı.

İlkin sadece üçümüz serbesttik; şimdi 60 ailesi olan bütün yerleşimde dokuz kişiyiz. Aşırı
sayıdan ötürü protesto ettiğimiz zamanlarda bile, serbest kadroların önemine dair hiçbir
şüphemiz yoktu.

Önceleri, yerleşimin iç çalışması doğrultusunda Hareket için serbest bırakılan kadroların


katkıları daha yoğundu, çünkü bütün grubu birleştirmemiz gerekiyordu. Örneğin ben
zamanımı kooperatif ve dışarıdaki iş arasında bölmeye çalıştım. Artık yerleşim gittikçe daha
az bana gerek duyuyor.

5) MST’ye Destek Payı

1986’da PROCERA’yı elde ettiğimizde, Hareket bu kredinin bir miktarının örgütü


desteklemek için verilmesi gerektiğine karar verdi. Eğer kişi kredi olarak 1000 reyal alırsa, 40
reyalı örgüte yardım etmeyi taahhüt edecekti. Bütün eyaletlerde aynı oranlar yoktu; bazısı %3
katkıda bulunur, başkaları %5 katkıda bulunur. Her eyalet kotayı kendi bölgesinin
gerçekliğine göre belirler. Buna herkes uymaz. Birçok insan MST’ye toprak zapt etmek için
katıldı ve bir kez onu elde ettiklerinde, onunla ilgili hiçbir şey yapmak istemediler. Ben
katıldığımda, örneğin, bu benim tek amacımdı: toprak. Daha sonra fikrim değişmeye başladı,
ancak bu herkeste olmadı. Her kredinin %4’ünü teslim etme meselesi yerleşimimizin
meclisinde kabul edilen kolektif bir karardır. Herkes tarafından kabul edilmese bile, eğer
çoğunluk ödemeyi kararlaştırırsa, Harekette kalabilmek için ödenmesi gerekir. Eğer biri kabul
etmiyorsa ayrılmalıdır. Bu önlem medyanın bize karşı kampanyasında kullanıldı; köylüleri
ödeme yapmaya zorladığımızı söylediler.

3. Birleşme Süreci

1) Gereksinimler Bizi Sıçrattı

Yerleşimimizi meydana getiren iki grubun birleşmesi yavaş yavaş oldu. Başlangıçta, her
iki grubun kendi koordinatörleri vardı. Ayda bir toplandık ve birbirimize yardım ederek
deneyimlerimizi mübadele ettik. Okul gibi topluluğun bazı yerlerinde beraber çalışmaya
başladık. Daha sonra bizzat gereksinimler bizi sıçrattı.

2) Dayanışmacı Davranışlarla Geliştirilen Bir Süreç

Diğer grup gayri resmi bir grup olarak kalırken biz 1990’da bir kooperatif oluşturmaya
karar verdik. Birleşmenin elverişliliği üzerine düşünmüş olmamıza karşın, şartlar yine de
olgunlaşmamıştı ve süreci zorlamak için elverişli değildi. Ama yine de, ortak olmasalar bile,
kooperatif aracılığıyla kazanılan bütün yardım paralarının her iki grup arasında eşit bir
temelde dağıtılmasına karar verdik. Bu çok önemliydi, çünkü eğer biz yardım parası alırken
onlar almasaydı, farklılıklar olacaktı ve biz bunu istemedik.

Ertesi yıl, gelecekte birleşme olasılığı üzerine eğilmek için bir ay süresince ders aldık.
Birleşmemizin sembolü olarak bir ağaç bile diktik. Çok dikkate değer bir süreçti!

Daha sonra birleşmeye başlayabileceğimiz koşulları tartışmaya başladık. Üretimler


arasında en kolayı olan arı yetiştiriciliğiyle başladık; daha sonra yapılar, barakalar, depolar,
toprağın bir kısmı ve en son sığır yetiştiriciliğiyle devam ettik. Basitten daha karmaşığa
yöneldik. Bir yıl bir şeyi birleştirdik; ertesi yıl bir başkasını. 1995’de diğer grup en sonunda
ortak olarak kooperatife katıldı. Tek bir genel önderlik ve tek bir koordinasyon oluşturduk ve
herkes çalışma komisyonlarına katıldı. Örneğin, tarladan sorumlu olan grupta, buradan ve
oradan insanlar vardı. Bütün bu yıllar boyunca gerçekleştirilen işi mahvetmemek için çok
teferruatlı, yavaş, adım adım bir süreç oldu.

Birleşme sürecine en çok katkıda bulunan diğer grupla olan tutumumuzdu. Boş yerleri
bizim yerleşimlerden insanlarla doldurmak istediğimiz için ilk etapta onları reddettikten
sonra, yerleşimimizle kaynaşmaları sona erdiğinde, tutumuzu değiştirmeye ve onları kabul
etmeye, Hareketimize çekmeye ve kaynaşmalarına yardım etmeye karar verdik19.

Bu birleşmede, sürecin yavaş yavaş olgunlaşacağını umarak ve herhangi bir baskıdan


kaçınarak çok yavaş bir şekilde yol almaya çalıştık. Bizi ziyarete gelen ve iki grup olduğunu
gören birçok insan onları birleştirmemiz gerektiğinde ısrar etti; birleşmeden önce neyi
beklediğimizi anlamadılar. Bu süreç sırasında birçok eleştiri aldık. İlk başta, sadece bazı
faaliyetleri birleştirdiğimizde ortak etkinliklerden çok her grubun faaliyetine öncelik verme
eğilimindeydik. Bu her şeyi birleştirmemiz gerektiğinin, aksi takdirde geriye düşme riskine
gireceğimizin farkına varmaya başladığımız zamandı. Bugün birliğimiz hiçbir zaman ayrı bir
şekilde çalışmamışız gibi görünmektedir.

4. ÜRETİM

1) İlk Planlamamız

Grubumuz birçok cesaret, birçok çabayla yaratıldı; öykünecek hiçbir örneğimiz yoktu. İlk
planlamamızı yapışımızın çok güç olduğunu hatırlıyorum çünkü bizim grubumuz Hareket
içerisindeki diğer deneyimlere oranla çok büyüktü. Bazı tarım bilimcilerin gelmelerini ve bize
yardım etmelerini istedik fakat onlar bizim gerçekleştirdiğimizden daha azını biliyordu.
Çözüm bulma vakti geldiğinde, her şeyi kendi fikrimize göre yapmak zorunda kaldık, hiç
kimse bizim için karar veremezdi.

Bizim ihtiyaçlarımızla ilgili olarak, patates, soğanı ne kadar ekmemiz gerektiğini dikkatle
gözden geçirmeye çalıştık. Bunu hiç yapmadığımız için, biz doğru rakamları tutturana kadar
ekim çok yavaş oldu: bazen ihtiyaç duyduğumuzdan daha fazla ürettik, bazı üründe ihtiyaç
duyduğumuza erişemedik. 12 yıldır bu işteyiz, ve sadece üç yıl önce hayatta kalmak için
ihtiyaçlarımıza göre üretmeye başladık. Bugün her ailenin ne tükettiğini biliyoruz.

Önceleri, esas olarak iki şeyi pazarladık: Paraguay çayı (mate) ve fasulyeler. Bize önemli
geliri sağlayan 10.000 Paraguay çayı bitkisine sahiptik ve aşağı yukarı 300 ton ürettik. Tahıl
ürettik ancak bu sadece kendimiz içindi, onu nadiren sattık.

2) Sekiz Yıllık Planlama

Daha sonraları sekiz yıl için planlama yaptık. İlerlememizi ve ne kadar yol
alabileceğimizi dikkatle gözden geçirdik ve bunu yerine getirdik. Yerleşimimizde yiyecek,
hayatta kalma her zaman önce gelir. Planlamayla istediğimiz şey insanların iyi bir yaşam
edinmesi, iyi beslenmesi ve bunun gibi şeylerdi. Ancak insanların yiyeceğin yanı sıra başka
gereksinimleri olur ve onları karşılamaya çalışmalısınız. Bu onları memnun etmek için daha
fazla gelir yaratmanın yollarını aramaya başladığımız süreçti. Epey zaman sonra, üretim
çizgimizi açıkladık. Bugün tavuk, süt, balık ve Paraguay çayı gibi daha çok gelir elde
ettiğimiz bu alanlarda daha fazla yatırım yapıyoruz.

3) Tavuk Üretimi

a) Başlangıçta küçük bir girişim

Tavuk tarımsal-sanayi üretimine sahibiz; bu kooperatifimizi oluşturduğumuzda başladı.


Küçük bir deneme ile yola çıktık. 8’e 12 metre bir bina için proje hazırladık. Başlangıçtaki
fikir yiyecek bir şeyler edinmek ve arta kalan ürünü satmaktı. 1000 tavuk üretebilir, 500
tüketir ve başka pek çok tavuk satın almak için geri kalanı satabilirdik. Bu yapı daha sonra
geri ödediğimiz bir krediyi finanse etti. Daha sonra artan miktarı kentte satmaya başladık ve
her zaman çok iyi kabul gördü. Tavuklarımızı kimin satacağı üzerine kavga edildi. Tavukları
pazarlamayı yasallaştırmadan, yönetmeliklere uymadan yıllarca sattık. Şimdi her şey yasaldır.

b) Gıda

Tavuklar tahıllarımızın ve soya fasulyemizin bir karışımını yer, bununla birlikte karışımı
hazırlamak için bazı bileşenlerin alımına bağlı kalırız. Aynı zamanda civciv satın almalıyız ve
bu bizi bağımlı kılar. Ve ilaç, vitaminler almak zorundayız. Bizim tavuklarımız daha
kalitelidir, daha ağırdır; diğer tarımsal-sanayilerin onları sadece 40 gün yetiştirmesine karşın,
biz yaklaşık olarak iki ay yetiştiririz. Son sekiz ya da on yıldır bu üretimin içinde
bulunuyoruz.

c) Pazarlama

İlk önceleri tavuğu satın almak için yerleşime geldiler ancak daha sonra, herhangi bir
ürün adı olmadan, sadece paketle tavukları pazara götürmeye başladık. Ve Arjantin’den
insanlar onları satın almaya geldi; onlar bu yüksek kalite ürüne en büyük talebimizi teşkil
ediyordu. Günümüzde bu önemli bir faaliyettir; günde 7000 tavuk için soğutmamız var. Şu
ana kadar bu kapasitenin %15’ini kullanıyoruz. Beş yıl içersinde 52 tavuk üretim yapısına
gereksinim duyacağız. Bugün sadece 12 tane var; 40 taneye daha ihtiyacımız var.

Soğuk-depolama makinesi çalıştıracak iş gücüne (yerleşik aileler) sahibiz: ancak


yeterince ham madde ya da tavuk yetiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz bu 40 binayı inşa
edecek koşullara sahip değiliz. Bunu bütünleşme yoluyla çözmeyi düşünüyoruz: dışardan bir
çiftçiden tavuklar satın almak ve onları bizzat kesmek gibi. Ancak bu, başka şeylerin yanı sıra,
bizim çiftçinin tavuklarını yetiştireceği koşulları yaratmamız gerektiği anlamına gelir:
Tavukların yediği karışımı üretmeli ve ona teknik yardım vermeliyiz. Bu çok büyük bir
güçlüktür zira bu çok karmaşık bir faaliyettir, bununla birlikte kâr getirir. En önemli
gelirlerimiz tavuklardan elde edilir.

d) Krediler ihtiyaçlarımızdan daha fazla teknoloji tarzı gerektirir

Bu kadar büyük bir soğuk-depolama makinesine ihtiyaç duymadığımızın gayet


farkındaydık, ancak piyasaya girebilmek için en azından yasa bunu gerektirir. Bu büyük
tarımsal-sanayilere faydalı olacak bir yöntemdir. Küçük olanların hiçbir imkânı yoktur.
Federal onay alabilmek – CIF- ve bizim doğal pazarımız olan Parana ve Arjantin’de satmak
için en azından bunu edinmemiz gereklidir.

Kredi PROCERA tarafından verildi.20 Soğuk-depolama makinesini kurmamız için limitin


çok az üzerine çıkmamıza müsaade ettiler. Bu bize aşağı yukarı 300.000 reyale mâl oldu. Bu
yıl, bize üçüncü kredinin verilişinin ardından, onu geri ödemeye başlamalıyız. Eğer
borçlarımızı ödemezsek, bize bir daha hiç kredi verilmez. MST bütün borçların üstesinden
gelmeye çalışıyor, ancak eğer başarısız olursa aylık ödemeler için parayı soğuk-depolama
makinesinin kazancından almak zorunda kalırız.

4) Kooperatif
Kooperatifimiz hükümete çok borçludur. Borçlar birkaç yıllıktır, çoktan ertelenmişlerdir.
Gelirimiz yaşamımızı sürdürmek için yeterlidir, fakat şu ana kadar borcu ödeyecek para
rezervini toplayamadık. Bu bütün kooperatiflerin, sadece bizim değil, en büyük
güçlüklerinden biridir ve bu tarımdaki krizle ilişkilidir, çünkü günümüzde örneğin tahıl,
fasulye vb. ürünlerin çok düşük fiyatı var ve onların satışından elde ettiğimiz kazanç yeterli
değildir.

Kooperatiflerin ailelerin kişisel ihtiyacının yanı sıra bir dizi sosyal ihtiyacı da
karşıladığını hatırlatmalıyız. Kooperatifimizin orta dereceli okula kadar ki çocuklar için bütün
okul malzemesini temin etmesi bunun bir örneğidir21; taşıt ve sağlık vb. giderleri de karşılar.

Öte yandan, bir üye ciddi bir şekilde hasta olduğunda, kooperatif giderlerin bir kısmını
öder. Sosyal güvencemiz yoktur, ancak bazı ölçütlerimiz vardır: eğer kişinin hafif bir hastalığı
varsa –diş ağrısı, baş ağrısı, ishal- o günkü ücretini kaybeder. Ancak hastalığı ciddiyse, eğer
hastaneye yatırılması gerekiyorsa, doktor tarafından mazur görülen çalışma günleri kendisi
çalışmış gibi ödenir.

Kooperatif ilaçların ödemesine de yardımcı olur. Bir kişi sürekli tedavi olmak zorunda
kaldığında, -örneğin, yüksek tansiyon- kooperatif ilacın yarı fiyatını öder.

Küba’daki CPA’dan esinlenen kooperatif halihazırda sahip olduğumuz şeye yasal bir
hüviyet kazandırdı: Kolektif çalışma grubu. Sadece yasal kısım değişti. Gayri resmi bir grup
olarak kalsaydık elde edeceğimizden çok daha fazla işi gerektiriyordu, ancak aynı zamanda
bize sermaye ve yatırımlara göre daha fazla güvenlik sağladı. Zira geçmişte, sermaye,
traktörler iki ya da üç kişinin adına kayıtlıydı ve aynısı banka hesapları, hükümet tarafından
dağıtılan -köylünün vergisini ödemesi için ihtiyaç duyduğu- ürünlerin ödeme listeleri için de
geçerliydi. Ve bu çok büyük bir risktir, çünkü bir gün bu insanlar tutumlarını değiştirebilir ve
bütün topluluğa zarar verebilirler.

Bu yöntem yasal bir bakış açısından daha fazla güvenlik sağladı: Şu anda ortak mülk
kooperatif adınadır ve eğer biri ayrılmaya karar verirse geri kalan insanlara zarar
veremeyecektir. Bu bir avantajdır. Bir başka görüş muhasebe şartları ve başka birçok şeyden
ötürü örgütümüzü geliştirmeye zorlandığımızdı. Önderliğimizin mantığı olan kooperatifin
yaratılmasıyla değişmedik. Yönetsel bir bakış açısından daha birçok gereksinim olması
dezavantajdır, bürokrasi büyür ve yasal ayrılıklar olur.

5) Bürokratikleşme
Kooperatifin uyması gereken yasalar vardır: “bunu yapabilirsin, şunu yapamazsın” ve bu
her nasılsa liderlerimizi bürokrat yaptı. Birçok kitle liderinin kooperatiflerdeki işi zamanını
tamamen alır ve başka şeyler için geriye çok zamanı kalmaz. Somut bir ihtiyaç var, birileri
buna yanıt bulmalıdır. Bu görev için başka türlü bir kadro bulmalıyız.

Birçok insan kooperatiflerin Hareketi bürokratikleştirdiğini düşünüyor. Bunun kullanılan


yöntemler, planlamanın gerçekleştirilme tarzı ve bunun gibi şeylerle çok ilgili olduğunu
düşünüyorum.

Bizim örneğimizde, bugün açıktır ki, kooperatifin kurulmasından sonra, yasa uyarınca
yapılacak çok daha fazla bürokratik işimiz oldu, fakat aynı zamanda bu yasal şartlar
örgütümüzü geliştirmemizi zorluyor. Ve bütün bu şartlara rağmen, sorunlarımız oldu; daha
fazla denetim ve bir dizi başka şeylere ihtiyacımız var.

6) Ticaret Kooperatifleri

Ticaret kooperatifleri yarattığımızda işlerin çok daha fazla değişeceğine inanıyorum.


Bölgede birçok yerleşim vardı, ancak hiçbiri, bizimkiler dışında, kolektif bir tarzda üretmedi.
Bunun üzerine kooperatif için bunları birleştirecek bir başka formül arama ihtiyacı hissettik,
bunun sonucunda Bölgesel Ticaret Kooperatifi fikrini öne sürdük. Bunun sayesinde süt
üretimindeki kooperatiflerle bu deneyimi geliştirmeye başladık. Bölgede süt ve peynir
sanayisi için üç küçük ünite inşa ettik, ve sonradan, 20 Temmuz 1996’da, San Miguel do
Oeste-Santa Catarina kooperatifini oluşturduk. Çoğu yerde, ilk önce kooperatif kuruldu ve
daha sonra sermayeleri, üretimleri örgütlendi. Kooperatif burada farklıydı. Bölgesel
kooperatif yarattığınızda sanayide önemli bir adım atıyorsunuzdur. Günümüzde hem
yerleşimciler hem de küçük çiftçiler için daha büyük yatırımları gerektiren uzun ömürlü süt
vardır.

Sütü bizim yerimizden aşağı yukarı 60 kilometre uzaktaki bir başka belediye
bölgesindeki fabrikaya yollayan bu kooperatife satarız. Ürünün adı Terra Viva’dır4 ve bütün
eyaletin dört bir yanına dağıtılmaktadır. Fabrika bölgedeki diğer yerleşimlerin –13 tane vardır,
yaklaşık olarak 500 ailedir- ve küçük çiftçilerin sütünün yanı sıra bizim sütümüzü de işler.

7) Tarım Toksikleri

Su ve bunun gibi şeyleri pisletmemek konusunda her zaman kaygılıyızdır. Başlangıçta


çok hoş bir değerlendirmemiz vardı ve asla zehir kullanmamamız gerektiği, suları, ormanları
korumamız gerektiği sonucuna varmıştık, ancak tütün dikmeye karar verdiğimizde –tahıl ve
4
Yaşayan Toprak (ç.n)
fasulyelerin fiyatı gerçekten düştüğü için- her şey unutuldu. Bu 1991’de oldu. Ekonomik bir
sorunu çözmek zorundaydık. O zamanlar tarımsal-sanayimiz yoktu, süt için henüz sığır sahibi
değildik. O zamanlar çok kazanç sağlayan tütün, para kazanmak için acil sorunumuzu çözdü.

Bu nedenle tütün üretmeye karar verdik ve zehir kullanmaya başladık. Daha sonra tütün
üretmeyi bıraktık, ancak tarım için üretimimizin geri kalanında toksikler kullanmaya devam
ettik. Bu çok çetrefil bir meseledir. Alternatifler arıyoruz, ama halen zehir kullanıyoruz ve şu
ana kadar durabilmiş değiliz. Bu bizim en büyük çelişkimizdir.

Onların zararlı olduğunu bilsek bile, onları kullanıyoruz çünkü daha pratiktir. Daha
emniyetli ya da daha ekonomik değildir, fakat iş gücünden epey tasarruf eder. Toprağı
temizlemek yerine, örneğin, her şeyi kurutan zehirle dezenfekte ediyoruz, bu nedenle toprağı
çapalamak gereksizdir; daha sonra ekim yapar; yabani otun büyümesini engellemek için bir
başka ürünle dezenfekte ederiz. İnsanlar bundan sonra kendilerini başka faaliyetlere
adayabilir; bu iş için o kadar çok insana ihtiyaç duymazsınız.

Ekonomik nedenlerden ötürü bütün bir projeyi mahvettik. Ancak en kötüsü bunun da
ekonomik sorunlarımızı çözmemesiydi. Bu kooperatif hayatımız boyunca yaptığımız en
büyük hataydı. İnşa etmemiz gereken bütün bir yapıdan ötürü borçlu olduğumuz için hiçbir
gelir sağlamadı ve tütün bize umulan sonuçları vermedi. Çılgına döndük ve toprağı çılgına
döndürdük, çünkü zehirler çok güçlüydü. Halen borçlarımız var. Bu hata için çok yüksek bir
bedel ödemek zorunda kaldık.

Tarımda toksiklere ilişkin sorununun bilincindeyiz, ne var ki onları kullanmaya son


vermek kolay olmayacaktır. Onlardan bir gecede tamamen kurtulamayız. Organik gübreler
kullanmak için, örneğin, dört ya da beş yıla ihtiyacınız vardır. Onlar olmadan çalışabilene
kadar yavaş yavaş ilerlemek zorunda kalacağız, ama bunun mümkün olduğuna inanıyoruz ve
elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.

5. OKUL

1) En Başından İtibaren Okula Yönelik İlgi

Haziran 1988’de yerleştik ve o andan itibaren bir okul sahibi olmak için mücadeleye
başladık. Okul 1989’da işlemeye başladı. Ve bundan sonra tarım reformunu destekleyen ve
MST’nin planı üzerine çalışmak isteyen öğretmenler aradık. Bu özelliklerde hiç kimse yoktu.
En sonunda Hareket hakkında hiçbir bilgisi olmayan fakat arzulu, açık ve öğrenmek isteyen
bir kadın öğretmen bulduk. Bugün kendisi Toprak Eğitimi olarak adlandırılan ilk gruba bağlı
Ijui fakültesindedir ve kooperatifin aktif bir üyesidir. Sonradan bir başka öğretmen aldık.
Böylece şimdi iki öğretmenimiz var. Okulumuz en başından itibaren Paulo Freire’nin
yöntemiyle çalıştı ve ulusal bir başvuru kaynağı oldu.

Öğrenciler dördüncü gruba22 kadar kooperatifte çalışır, daha sonra 20 kilometre uzakta bir
başka okula devam eder. Bu nedenle ortaokula 35 kilometre uzaktaki kentte gitmek
zorundadırlar.23 Ya da Veranopolis’de veya bir başka yerde çalışırlar. Ve bütün bunun cezası
kooperatif tarafından çekilir: okul malzemesi ve ulaşım aracından belediye başkanı sorumlu
olmasına rağmen, bazen kaynakları yoktur ve onu biz karşılarız çünkü bu kooperatifin
sorumluluğudur.

2) Okul: Bir Kooperatif Daha

Okulda, çocuklar yetişkinler gibi örgütlenir: toplantılar yaparlar, çalışma grupları ve


komisyonları vardır. Bu Kooperatif Okulu olarak adlandırılır.24

3) Anaokulları ya da CIRANDAS

Başlangıçta kadınlar çalışmadı. Grubumuz, çoğunluğu genç erkekler, 18 bekâr ve 17 evli


erkekten oluşuyordu ve eğer kadınlar da çalışırsa zarar edeceklerini düşündüler çünkü
kadınlara çalışmaları için ödemek zorunda kalacaklardı.

İkinci yılımız sırasında kadınlar çalışmaya başladı ve bunun üzerine çocukların bakımı
konusunda rotasyon fikri doğdu. Bundan sonra, bu üç grup tek bir ciranda’da birleşti.25

4) Genç İnsanlar Toprağı İşlemek İstemez

Genç insanların sorunu çok farklıdır. Yerleşimlerdeki okullarımızı bıraktıklarında ve


çalışmalarına devam etmek için kentlere gittiklerinde –o vakitler 10 ya da 11 yaşlarındadırlar-
başka etkilerin, çoğunlukla tüketici davranışları, tesiri altında kalmaya başlarlar. Burada
herkesin bir televizyonu olsa bile, bir şeyi ekranda görmek kentte insanlarla beraber
yaşamakla bir değildir. Moda ve bunun gibi şeyler hayatlarına girer. Ne korkunç bir şey!
Başka şeyler hakkında hayal kurmaya başlarlar ve başka etkilere maruz kalırlar. Ve ortaokula
devam ettiklerinde, bu etki çok daha güçlüdür.

Genç insanların çok büyük bir çoğunluğu, özellikle genç kızlar, kırsal bölgede
çalışmaktan hoşlanmaz; kentlerde ev işlerine bağlı olmayı tercih ederler. Bu kızlar açısından,
güneşin altında toprağı çapalayarak, ekerek çalışmak bir cezadır; bu işin değerli olduğunu
düşünmezler. Bu kızların çok azı kırsal bölgede kalır. Örneğin bazıları ITERRA’da hareketin
okullarındadır, bazısı militanlarla evlidir, ama genellikle eğitimleri için kooperatifin çabalarını
takdir etmezler. İncelemelerini bitirir ve giderler. Bu daha yaşlı olan bizler açısından çok
hüsran vericidir. Genç erkekler bunu biraz daha farklı bir şekilde, biraz daha iyi anlar. Yüzde
ellisi kooperatifte kalmayı planlamaz. Gerekçelerinden biri burada kooperatifte, bizimkilerden
farklı olan, düşlerine göre yeterince kazanmıyorlar; tüketmek, eğlenmek, dışarı gitmek ve
bunun gibi şeyler istiyorlar. En büyük endişelerimizden biri genç insanlara ilişkin olan bu
meseledir.

Hareket işgaller için birçok genç insanı seferber eder, fakat yerleşimcilerin çocuklarında
aynı şevk bulunmaz. Tarımın içinden geçtiği kritik durum genç insanların kırsal bölgenin
dışına atılmasıdır ve biz bundan kaçınamadık. Onlar için kamplara gitmek bir seçenek
olacaktır, fakat ilginç bir şey olur: Bu deneyimden geçmiş olan kendi aileleri çocuklarının
oraya gitmesini istemez.

5) Eğlence: Verimli bir Hizmet

Verimli bir hizmet olduğunu düşündüğümüz eğitim, sağlık, spor ve eğlenceyle ilgili
hizmetlere her zaman öncelik veririz. Kooperatif insanlara tarlada çalışmışlar gibi futbol
sahasının inşasında sarf edilen saatler için ödeme yapar.

6) Kadınlar Üzerine

Kolektif grubumuzun kadınlarla ilgili sorunları çözeceğini düşündük, zira bireysel


mülkiyet yüzünden eziliyorlardı, ancak deneyimler meselenin bu olmadığını gösterdi. Bu
önemli bir keşifti: kooperatif tek başına kadınların katılımıyla ilgili sorunu çözmez. Yardımcı
olan maddi bir durum söz konusudur –kolektif mülkiyet. Kooperatif kadınların verimli
çalışması için bir çözümdür, ancak ev işi için çözüm değildir. Evleri, dünyaları, rutin temizlik,
ailelerinin refahı... bu sorun çözülmemiştir. Kadınlar bazen bir toplantıya katılmaz çünkü
ekmek yapmak zorundadırlar. Örneğin ekmeğin bir toplantıdan daha az önemli olduğunu ve
eğer kadınlar toplantıda hazır bulunmazlarsa haklarını kaybedeceklerini belirten bir
yönetmelik tasarlamak zorunda kaldık. Hem kadınların hem de erkeklerin yoklukları için
geçerli bir nedenleri olmalıdır. Çalışmamızın kolektif yönü bizim için daimi bir konu
olmalıdır. Başka bir şey daha var: Gün boyunca ana okullarımız vardır, ancak gece yoktur,
dolayısıyla eğer akşam bir etkinlik olursa ailelerle iki aileden hangisinin katılacağını tartışmak
zorundayızdır.

Kooperatiflerimiz ve MST aile ilişkileri, kadınların da özgür olabilmesi için kadınlar ve


erkekler arasındaki ilişkilerin nasıl olması gerektiği hakkında çok daha derinlikli analizler
yapmalıdır. Öte yandan, kendilerini özgürleştirmekle alakadar olmayan kadınlar vardır, hiçbir
şey bulmazlar dolayısıyla katılmak zorunda kalmayacaklardır; onlarla hiçbir şey yapılamaz.
Kooperatiflerimizde aileyle ilgili görevlerin paylaşımında bazı ilerlemeler kaydettik, bütün
erkeklerin yapacağı ev işleri oldu: hafta sonları süpürür, yemek pişirirler... Bunda her ne
olursa olsun epey ilerleme kaydetmemize rağmen kadınlar yine de erkeklerden daha fazla
çalışır. Ama bazen sessiz kalan kadınların kendisidir: erkek eş ona toplantıya gitmesini,
kendisinin evde kalacağını söyler, fakat yine de gitmez. Peki bu tutuma ilişkin ne yapılabilir?

Bu yönde daha fazla çalışmalıyız; kadınlar katılma ihtiyacını öğrenmelidir. Elbette,


yağmur yağdığında evde kalmak çok daha iyidir, çünkü kadınlar en sonunda her zaman
düşlediklerini elde eder: bir eşleri vardır, çocukları vardır, bir evleri vardır, toprakları vardır,
kooperatif geçmişte üstesinden gelmeleri gereken sayısız sorunu halleder.

Bazı yerleşimlerin kolektif yemek salonu vardır, kendimizinkini oluşturmayı


düşünüyoruz, ama ilk başta ekonomik nedenlerden ötürü oluşturamadık, daha sonra bu
gittikçe zorlaştı zira insanlar evde olmaktan hoşlanır. Diğer taraftan, ailelerin biraz
mahremiyeti olmasının önemli olduğunu düşünürüz, ekonomik bir bakış açısından olsa bile,
ortak bir yemek salonu en iyi şey olacaktır.

Kadınların çoğunluğu sadece yarım gün çalışır. Soğuk-depolama makinesinin iki


vardiyası vardır: biri sabah ve biri öğleden sonra ve kadınlar yarım vardiya mı yoksa tam
vardiya mı çalışacaklarına karar verebilir. Ortak yemek salonu eğer tam vardiya çalışırlarsa
daha fazla gerekli olabilir.

6. BELEDİYE İLE İLİŞKİLER

Bizim grubumuz kamp yaptığı zamandan beri PT’ye26 ve sendikaya bağlıydı. Dionísio
Cerqueiro yerleşimine geldiğimizde yaptığımız ilk şey belediyenin, sendikanın faaliyetine
katılmak, Partinin nasıl çalıştığını görmek oldu. Biz zaten yerleşim içersinde örgütlenmiştik
ve bazı yerleşimcilerimizin sendika faaliyetlerine; diğerlerinin partinin faaliyetlerine ve
ötekilerin de Hareketinkilere öncelik vermesini kararlaştırdık.

Sendika sarı sendikalardandı27 ve son 15 yıldır liderleri aynı olmuştu. Bunun üzerine
belediyeden, kırsaldan önde gelen liderler aramaya başladık ve durumu değiştirmek için
yardımcı olduk. Başlangıçta çok zordu, polis bizi takip etti çünkü topraksız insanların
olumsuz bir intibası vardı.

Belediye faaliyetine katılmamız sendika aracılığıyla oldu. 1990’da sendika seçimleri oldu
ve sahip olunan tüzük fiilen hiç kimsenin onları yenmesine müsaade etmedi. İnsanlar
sendikaya katılma hevesini yitirdi, teşvik edilmediler. Bunun üzerine tüzüğü değiştirmek için
bir toplantı çağrısında bulunmaya karar verdik. Neredeyse bütün yerleşim, 60 aile, katıldı.
Seyahat etmek için bir otobüs aldık; 100 insandan daha fazlaydık. Böylece toplantıda
çoğunluk olduk ve tüzüğü değiştirebildik, bu nedenle ertesi seçimleri kazandık. Yerinden
edilen liderler bize karşı adaleti kullanmaya çalıştı, ama iki yıl sonra adalet bizi tanıdı.
Sendikadaki bu zafer bizim için çok önemli bir şeydi. Ninety percent of the merit went to our
settlement.

O zamanlar sendikacılık iyi görülüyordu, sendika hareketinin kavgacı bir ruhu vardı ve
belediye bölgesinde bir sendikanın başını çekmek önemliydi. İki yıl sonra, 1992 belediye
seçimlerinde –bu tarz katıldığımız ilk seçimler- adayımızı encümen üyeliğine seçtik. PT’nin
belediye tarihindeki ilk encümen bizim yerleşimden çıktı. Vekilliği müthişti, çok kavgacıydı;
nitelikliydi. Tek solcu encümen olsa bile, hakkına haşin bir şekilde ulaştı ve belediyede ilgi
odağı oldu. İyi çalışması ve bizim desteğimiz PT’nin 1996 seçimlerinde belediye başkanlığı
zaferine katkıda bulundu.

Sağ kanat eğer bu aday seçimleri kazanırsa, yerleşim lehine çalışacağını ve geri kalan
insanların hiçbir hakkı olmayacağını söyledi. Belediye bölgesinde cemaati bize karşı
yöneltmeye çalıştı, fakat bu işe yaramadı çünkü kazandık. Ve şimdi, 2000 yılında, belediye
başkanını bir kere daha seçtik ve encümenimiz üçüncü vekilliğine başladı.

Sadece politikada sivrilmiyoruz; belediye futbol şampiyonluğunda da yükselişteyiz.


Ticarette de yeni kapılar açtık. Şu anda göz önünde tutuluyoruz, kredi almakta hiçbir
sorunumuz yok. Son 15 yıl boyunca bize yönelik asla şikayet olmadı ve sorunlarımız kendi
aramızda çözüldü. Bir gün, kent yargıcı iç düzenlemelerimiz hakkında bilgi sahibi olmak,
neden herhangi bir şey için polisi aramadığımızı, neden hiçbir zaman yasayı konu
etmediğimizi öğrenmek için yerleşime gitti. Sırrımızı anlamak istiyordu.

Birçok yiyecek yardımında bulunduk. En son kampanya yaptığımızda, kentteki ana


okullarına yiyecek bağışladık, onlara bütün ürünlerimizi küfelerle yolladık.

PT’den bir belediye başkanı olmasında ısrar etmemizin çok olumlu olduğunu
düşünüyoruz. Bugün Belediye Sağlık Konseyine, Belediye Eğitim Konseyine katılıyoruz –
kadın öğretmenimiz oraya katılır ve bizim öğretim yöntemimizi diğer okullara götürebilmiştir.
Kırsal Kalkınma Konseyi’nde de bir üyemiz bulunuyor, sendikada insanlarımız var ve her
düzeylerde katılmaya çalışıyoruz.

Fakat bu her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez. Sağın bize karşı başlattığı güçlü
kampanyadan çok fazla etkilendik; belediye başkanının sadece yerleşime yardım edeceğini
söylendiğinde, belediye başkanı bunun doğru olmadığını kanıtlamaya çalıştı ve sonuçlarına
katlandık. Belediye başkanı son etapta yerleşimi gözetir. Örneğin, ilk vekillik sırasında
yollarımız berbattı, ve en son işitilen biz olduk. Asfaltlanmamış 4 kilometre yolumuz vardı, ve
her defasında bizi görmeye geldiklerinde şunu söylediler: “Eğer PT’den bir belediye
başkanınız varsa bu nasıl olabilir? Belediye başkanının ofisini işgal etmelisiniz.” Belediye
başkanı herhangi bir yere –örneğin, bir seferberliğe- gitmemiz için asla para yardımında
bulunmadı. Bunun için asla sorun çıkarmadık, ne var ki bizim de onların öncelik listesine
konulabilecek karşılanmayan ihtiyaçlarımız var.

PT’nin çalışması sayesinde, belediye birçok yönden gelişti –örneğin, sağlıkta. Ancak
başka bir sorun vardır: diğer partilerle bir koalisyon olduğu için, Eğitim Bakanlığı ilk vekilliği
boyunca yeni hiçbir şey yapmadı, hiçbir şey! Hiçbir şey! Ancak şimdi bir şeyler yapabiliyor.
PT Eğitim Bakanlığını stratejik bir cephe olarak düşünmeli ve bunu PMDB’ye28
bırakmamalıdır, çünkü bizim için ideolojik yönler çok önemlidir. Bütün olup biten Bayındırlık
Bakanlığının5 kamu nazarında çok daha fazla görünmesidir ve yetkilerini yenilemek için
bunun önemli olduğuna inanırlar. İdeolojik tartışmadan ziyade daha çok kazanmaya
odaklanmışlardır.

Chapeco’da, örneğin, eğitime epeyce yatırım yaptılar ve bu konuda çalışmak için


programlar oluşturmaya ilgilidirler. Dionísio Cerqueira’da yönetimdeki yatırımlardan ziyade
doğru bir yönetime daha fazla dikkat ettiler. Önceki yönetimlerle fark dürüstlükte, kaynakların
iyi idaresinde, iyi yollarda yatar. Bütçemize ortak oluruz, ancak kaynaklarımız kıt olduğundan
bu çok anlamlı değildir.

7. MST DEĞERLENDİRMESİ

Şu anda noksanlıklarımızı değerlendiriyoruz. İnsanlarımızın hükümetin saldırısına


karşılık verme tarzı Hareket içerisindeki zayıf noktalarımızı görmemizi sağladı. Bazı insanlar
yaptığımız her şeyin yanlış olduğunu düşünür. Bu değerlendirmeyle aynı fikirde değilim:
geçen 15 yıl boyunca birçok değerli şey inşa ettik. MST bir çeşit devlet oldu. Devletin
yapması gerekeni ve çok daha fazlasını yapıyoruz. Hareket bir bütün olarak insanlar hakkında
endişelenir. Biz toprak, ev, topluluk, eğitim, sağlık, kültür, kadınlar, genç insanlar... için
savaşırız. Bütün Brezilya’da bu meseleler üzerine çalışan başka hiçbir örgüt yoktur.
Mücadeleyi yönlendirirken, okul, öğretim yöntemi, kadın öğretmen, öğrenci, sanat, müzik...
hakkında düşünmeliyiz. Mücadelenin akıl almaz miktarda kompleks işlerle ilişkisi olmalıdır.
Her zaman biz bir devlet gibiyiz dememim nedeni budur. Çok büyük bir şey inşa etmekte
olduğumuza inanıyorum.
5
Department of Public Works
Bizi herkes zaten biliyor. Kendimizi örgütlüyor; toprağı, bir kamu arazisini işgal
ediyoruz. Şimdi yaptığımızı biraz değiştirmeliyiz, bu modelle mücadele etmek için farklı
şeyler yaratmalıyız.

Bir diğer şey çok büyümemiz ve çok övülmemizdi –“dünyanın ışığı”, “Brezilya’nın ışığı”
olarak düşünülüyoruz- nitekim bütün bunlarla çok coşku duyduk ve bazı kapıları açık
bıraktık. Şimdi önemli sorunlarımızdan birinin sömürülen bir sınıfa göre insanlarımızın sınırlı
bilinçliliği olduğunu keşfettik. Daha iyi ekonomik koşullar için, krediler için mücadele
etmeleri gerektiğini çok iyi anlamalarına rağmen yeni bir toplum için mücadele etmeleri
gerektiğini anlamıyorlar.

V. GENEL KOŞULLAR

Bu somut deneyimlerden sonra, şimdi MST’nin bunlardan ve Brezilya’nın her tarafında


başka birçoklarından edindiği dersleri ayrıntılı açıklamaya devam edelim.

1. Mücadele Toprağın Zapt Edilmesiyle Sona Ermez

Brezilya’nın yanı sıra dünyanın başka kısımlarında da uygulamaya konduğu gibi tarım
reformunun farklı deneyimleri –daha önce söylediğimiz gibi- çalışmak için toprağı köylülere
dağıtmanın yeterli olmadığını kanıtlar; tarım reformu aynı zamanda köylünün yaşamını
sürdürmesini sağlayacak iş koşulları yaratılmalıdır: Teknolojik devrimin kaydettiği
ilerlemeden faydalanmak için makineleşme, tohumlar, krediler, teknik beceri olmadığında,
köylülerin ürünleri için satış alanları açılmadığında toprak bir özgürlük alanı olmak yerine bir
kâbusa dönüşür ve bu süreç köylülerin ürünü çok düşük fiyatlara satması veya toprağı
tümüyle terk etmesiyle son bulur.

Mücadele diğer amaçlara varmak için sadece ilk adım olan toprağın fethiyle sona ermez;
sadece küresel bir toplumsal dönüşüm bunu sağlayacaktır. Bu arada biz önceden yerleşmiş
ailelerin yaşamlarını sürdürmelerini temin etmek ve imkân olduğunda “toprağı zapt eden
köylülerin sosyal ve ekonomik kalkınmasına” yardım etmek için üretimi örgütlemeli ve
planlamalıyız.29 Bu kolay bir görev değildir, zira tahsis edilen topraklar genellikle düşük
niteliktedir, tükenmiştir ya da güçsüzleşmiştir çünkü büyük toprak sahipleri onları doğru bir
şekilde kullanmamıştır. Öte yandan, bu toprakların çoğunlukla çok yetersiz bir alt yapısı
vardır ve gördüğümüz kadarıyla, hükümet kendi kaderine terk edilmiş köylüyü kendi haline
bırakarak ne yeterli üretim araçları, ne de tavsiyeler ya da düzenli teknik yardım sağlar.30
Bu yüzden halihazırda topraklarını fetheden köylülerin Hareket içerisinde örgütlü ve
ilişkili bir tarzda kalmaları için yeni mücadelelerini başarılı bir şekilde üstlenmeleri çok
önemlidir.31

2. Yerleşik Topluluğun Örgütlenmesi

MST, köylülerin kamp yaparken ki gibi örgütlü aile grupları şeklinde yerleşimlerde
kalması gerektiğine inanır. Buna yardımcı olmak için, agrovilas (kır köyleri) olarak
adlandırılan evlerini bir araya getirmeye çalışarak, küçük kırsal toplulukların oluşmasını
teşvik etti. Ancak bu tavsiye sadece az sayıda yerleşimde başarıyla takip edildi.

Bunların gerçekleşmesi ülkenin farklı bölgelerinin özelliklerine ve ailelerin ulaştığı


bilinçliliğin derecesine bağlıydı. Evlerini kendilerine ait özel ve ayrı toprak arazisine koymak
yerine, köylülerin kasabalarda her zaman örgütlü olduğu Kuzeydoğu gibi bölgeler bulunur.

Bu ilk etapta bu bölgedeki toprağın nitelikleriyle ilgilidir. Bu toprak çok verimli değildir:
sebze meyve bahçelerinin olmadığı ve kırsal işçinin tarımsal işini yapması için, evinden
epeyce uzakta olan yerlere gitmesini gerektiren yarı kurak bir yerdir. Bu işçiye göre mücadele
etmek doğaldı, böylece devlet kır köyleri inşa edecekti. Bunu zorunlu kılan objektif durum
buradadır. Ancak aynısı toprağın çok daha fazla verimli olduğu Güney için doğru değildir.
Oradaki eğilim toprak arazinde kendi başına yaşamaktır.32 Diğer yandan, orada kır köyleri
fikri 80’lerde INCRA tarafından zorla dayatıldığı için, birçok direniş ortaya çıktı.

Bu bölgede, kır köyleri sadece kolektif bir tarzda çalışan ve tarım ve sığır yetiştirme
kooperatifleri kurmuş olan grupların bulunduğu yerde oluşturuldu. INCRA’nın zorlayıcı
politikasının dışında, Güney’den köylülerin bir kır köyünde yaşamayı reddetmesinin başka iki
nedeni vardır: bunlardan biri, genellikle eviyle çalıştığı arazi arasındaki önemli mesafedir;
diğeri, bir bahçe ya da hayvan çiftliğine olanak sağlamayan bir evle diğeri arasındaki azıcık
yer olmasıdır.

Ve MST yol gösterebildiği halde evlerin dağıtılma tarzını dayatamadığı için, karma bir
çözümü kabul etmek zorundadır: Bazı aileler kır köylerine gider ve diğerleri şahsi arazilerinde
kalır.33

Fakat ailelerin çoğunluğunun evlerini kendi arazilerinde inşa etmeye karar vermesi örgüt
ve topluluk yaşamı için bir engel olmuştur: mesafeler çok büyüktür ve genellikle bütün
yerleşik aileleri toplamak için yerler planlanmamıştır.34
MST’nin şu anda evlerin yeri için atalardan kalma bir arzu olan köylünün evini kendi
arazisi üzerine kurmasını ve aynı zamanda evleri birbirine yakınlaştırılmasını dikkate alacak
bir taslak deniyor olmasının nedeni budur.35

Rondonia, Mato Grosso do Sul ve Espírito Santo’da uygulanan deneyimlerden, evleri


örgütlemek için Nucleos de Morada ve Nucleos Habitacionales olarak adlandırılan yeni bir
yol planlıyorlar.

1) Nucleos De Morada

Nucleos de Morada olarak bilinen, yerleşimcilerin evleri, daha önce, evlerin birbirlerine
yakın olmasını sağlayan parselleme sistemi üzerinde karar kılmalarına rağmen genellikle 25
hektar olan arazinin üzerinde inşa edilir. Ortak bir alanın olduğu merkezi bir yer yönünde
birleşen güneş ışınlarını tahayyül edelim. Evler güneşin etrafında yerleştirilmiştir. Bu planla,
10 ile 15 arası aile bir araya gelebilir, ve eğer arsa daha küçükse 20 ile 25 kadar aile
toplanabilirler. Tasarı ailelerin evlerini önceden anlaşılmış özel bir sıraya göre inşa
edeceklerini garanti etmelidir.36

2) Nucleo Habitacional

Núcleos Habitacionales’ın bu deneyimi Espírito Santo’da geliştirildi. Bu örnekte, evlerini


birbirine yakın inşa eden, her arsanın yaklaşık olarak yarım hektar olduğu küçük aile grupları
söz konusudur. Diğer deneyimle karşılaştırıldığında temel farklılık evlerin arsaların üstüne
inşa edilmemesidir. Toprağın topografik bir incelemesinden sonra, aileler Núcleos
Habitacionales’de nereye yerleşmek istediklerine karar verir ve evleri, yol kenarında, örneğin,
birbirine yakın yerleştirecek bir plan hazırlarlar ve daha sonra arsalar kendi evlerine mümkün
olduğunca yakın ayrılır. Tek koşul evlerin birbirine yakın yerleştirilmesidir –geri kalanı aile
gruplarının düş gücüne bağlıdır.

Hem ilk etapta hem de ikinci durumda, arsaların planı ve evler arasındaki boşluklar
topografya, su kaynakları, sokaklar, elektrik şebekeleri vb. başka teknik yönleri hesaba
katarken evleri birbirine yakınlaştırmaya çalışır.

Her iki durumda ev gruplarının merkezi yerinde ya da bir ucunda toplantılar ve partiler
için büyük bir salon, tarımsal ve spor ürünlerini depolamak için küçük bir çadır, bir okul ve
dini törenler için bir yer inşa edebilecekleri, küçük bir sosyal alan yaratırlar.37 Sosyal alan
stratejik olarak önemlidir çünkü evleri birbirine yakınlaştırdıklarında peşinde oldukları esas
olarak daha yakın sosyal ilişkiler için koşullar yaratmak ve buradan, birlikte hareket etmek
üzere aileler için farklı yollar tesis etmektir.
3) Kuzey ve Kuzeydoğuda Kır Köyleri

Kuzey ve kuzeydoğuda iki çeşit kır köyüyle çalışılır. Birinci çeşit gruplar bütün
yerleşimlerin ailelerinin tek bir kır köyünde, aşağı yukarı 500 ile 600 aile ile olanıdır. Bunun
henüz sonuçları iyice incelenmedi. İkinci çeşitte, yerleşimlerin ailelerini birçok daha küçük
kır köyüne bölerler. Yerleşimin 700 ailesinin her birinde 20 evi olan 34 kır köyü içerisinde
örgütlendiği Sergipe deneyimi vardır. Arsalar 25’e 40 metredir. Ailelerin evleri bu yerleşime
yakın alanlara inşa edilsin diye belli bir miktar sulanmış hektara (her bir aileye dört hektar)
sahip olmalarına müsaade eden bir sulama projesi kafalara sokuldu ve bazı kır köylerinin
birbirine çok yakın olmasının nedeni budur, bazen sadece caddeyi çaprazlama geçmeniz
gerekir. Fakat her birinin kendine ait iç örgütlenmesi vardır.

Deneyimler 40 ile 150 evden oluşan kır köylerinin örgütlenmesi için ve su, elektrik ve
sokaklar gibi alt yapı sorunlarını çözmek için, halen biraz kırsal bir tarzda olsa da, en iyi
koşullara sahip olduklarını gösterdi. Bu 25 aileyle çok iyi işleyen herhangi bir kır köyü
olmadığı anlamına gelmez, bununla birlikte şu ana kadar 25 aileden daha az ya da 150’den
daha fazla ailenin örgütlenmeyi daha çok zorlaştırıp zorlaştırmadığı belli değildir.38

MST toprağı amaçları uyarınca en uygun tarzda dağıtmak için, bazı yerlerde, örneğin
Espírito Santo, bu çalışma için INCRA’nın komutasına katılan bir topografya girişimini
örgütleyebildi.39

4) Yerleşim Grupları

Öte yandan, yerleşimlerde aile grupları yaratmak MST’nin amaç birliği açısından çok
önemli olmasına karşın, bazılarının polos de assentamentos (toplama kampları) olarak
adlandırdığı şeyi kurmak da önemlidir. Latifundia tarafından kuşatılmış, izole edilmiş bir
yerleşimin hemen hemen hiçbir etkisi olmayacaktır ve minimum bir ihtimalle pazara ulaşmak
için bütün çabaları başarısız olmaya meyillidir. Bazı yönlerden sistemin mantığını değiştirmek
için –özellikle MST’nin tarımsal kooperatiflerinden ürünlerle alternatif bir halk piyasası
oluşturulması fikrini zorlayarak- birçok yerleşimi bir alanda bir araya getirmek ve hem
ekonomik hem de eğitsel, hem kültürel hem politik alanlarda bölgede etkilerini artıracak
ilişkilenme [articulation] tarzı yaratmak gereklidir.

Rio Grande do Sul’de bir hayli sınırlı bir çevrede yerleşmiş 1000 ile 1500 aileyi bir araya
getirme fikri üzerinde çalışıyorlar, böylece ekonomik ve politik etkileri çok daha güçlü
olacak. Küçük izole yerleşimler bölgenin mantığını değiştirmekten acizdir ve bu mantık
tarafından yutulurlar.40
Birçok yerleşimin sadece bir grupta toplanması alt yapı sorunlarının çözülmesine de
yardımcı olur, zira sadece 20 aileden oluşan bir yerleşime su getirmek ve bir yol inşa etmekle,
bütün bunları 1500 aile için yapmak aynı şey değildir. Bunun için bölgede ideolojik ve politik
çalışma ortaya koymak çok önemlidir, böylece bölgenin sendikası ve politik liderleri ve yerel
idareler projeye kazandırılmış olur. Ve bölgenin komşularının MST planlarını destekleyen bir
tutuma sahip olması çok daha önemlidir. Bölgenin insanlarıyla doğrudan iletişim sağlamak
için yerel bir radyo istasyonu da gereklidir.

5) Aile Gruplarının Çekilişi

Daha önce değerlendirilen bütün deneyimlerde, başarının anahtarının ailelerin gruplar


içersinde örgütlenmesi olduğunu gördük; dolayısıyla bizzat kamptan ilişkiler yoluyla gruplara
ayrılmaları ve daha sonra çekilişte bir grup olarak bulunmaları gereklidir, böylece bir kere
toprağı aldıklarında aynı yerde beraber olabileceklerdir. Daha sonra her birine belli bir arazi
tahsis etmek için bu aileler arasında bir iç çekiliş örgütleyebilirler.

“Daha iyi örgütlendiğimiz bölgelerde, bizim seçim ölçütümüzü kabul ederler. Daha zayıf
olduğumuz diğer bölgelerde aileleri kamp yapıp yapmadıklarını dikkate almadan INCRA
seçer, fakat genelde baskın çıkan Hareketin görüşüdür.41

6) Mülkiyet Haklarının Türleri

MST onunla ticaret yapmak isteyenleri değil onu işlemeyi gerçekten arzulayanlara ait
olan halihazırda zapt edilmiş toprağı garantileyen yasal düzenlemeler için mücadele etmek
gerektiğine inanır, çünkü toprağı üretmek için değil satmak için, para kazanmak ve başka bir
yere –genellikle kentte- yerleşmek üzere bir toprak parçası için kaydolan insanlar vardır ve
MST’nin toprağın bireysel özel mülkiyetin bir parçası olarak tahsis edilmemesi gerektiğini
düşünmesinin nedeni budur. Daha doğrusu, toprağın kullanımı için –bu ailenin ya da aile
gruplarının ve çocuklarının topraktan faydalanmak ve onu kullanmak hakkı anlamına gelen-
bir imtiyaz hakkı olmalıdır. Bu yasal belge mülkiyeti değil, sahip olmayı garantiler ve eğer bir
aile kendilerine tahsis edilen toprağı artık işlemekle ilgilenmiyorsa, onu satamaz, onu işlemek
isteyen bir başka köylüye teslim etmelidirler. Vazgeçen köylü kendi başına ve ailesinin
çabalarıyla arazisine inşa ettiği her şeyin karşılık değerini alacaktır, ancak toprağın kendisi
için hiçbir şey almayacaktır, çünkü toprak doğanın bir armağanı olarak düşünülür.

INCRA, bilakis, ailelerin censing yasal sürecinin başlamasından sonra, İşgal Yetkisi42 ve
İmtiyaz Onayı43 ile birlikte ikinci yıl içersinde bir mülkiyet hakkı vermeyi önerir. Düşünce
şudur: köylü mukabele kartlarıyla birlikte (on yıl devredemeyeceği) mülkiyet hakkını
mümkün olduğunca çabuk alır böylece yerleşimi oluşturmak için ödemek zorunda olduğu
giderler için INCRA’ya masraf ödemeyecektir.

MST aile gruplarının kolektif bir şekilde çalışmak istediği ortak mülkiyet devrini de
destekler. Ve bu durumda ve bireysel mülkiyet durumunda hem kadın hem de erkek
isimlerinin bu devirlere kaydedilmesini düşünür. Bu kadın için bazı avantajlar demektir, zira
bundan sonra erkekle eşit haklara sahip (tatiller, emekli aylıkları ve diğer avantajlar) bir işçi
olarak düşünülür.

7) Yerleşimlerdeki Aile Grupları

Toprak hangi tarzda dağıtılırsa dağıtılsın, MST’nin üzerinde durduğu şey aile gruplarının
yaratılmasıdır. Bunlar bölgesel gruplar olabilir -Nucleos de Morada ya da Nucleos
Habitacionales örneği gibi- ancak daha büyük topluluklar, 30 aileden daha fazla, iki ya da
daha fazla ailenin oluşturulmasını icap ettirir. Bu gruplar yerleşimin idaresi için temel
örneklerdir.44

Deneyimler MST’nin her aile grubunun üyeleri arasından iki koordinatör seçmenin en iyi
şey olduğunu düşünmesine yol açtı: bir kadın ve bir erkek, böylece tartışmalarda ve
yerleşimlerin koordinasyonundaki meseleler hakkında kadına özgü vizyon arz edilecektir.

Yılların getirdiği hareketlilikten sonra öğrenilen bir başka ders haddinden fazla
toplantından kaçınmak gerektiğidir, çünkü derin tartışmalar yapmak çok zordur. Ve toplantılar
iktidardaki herhangi bir başkan tarafından da maniple edilebilir.

MST’nin tartışma ve kararların, aile grupları gibi, herkesin kendi görüşünü, fikirlerini ve
ciddi bir şekilde değerlendirilen önerilerini açıklayabildiği daha küçük gruplarda yapılması
gerektiğine inanmasının nedeni budur. Toplantılar bu küçük grupların önerilerini beyan
etmelidir. Sonuç olarak MST topluluklar aracılığıyla “minik toplantıların” yapılmasını tavsiye
eder.45 46

Tartışmanın verimli olması için, tartışma açısından konular hakkında önceden iyi bilgi
sahibi olunmalıdır. Caracas’ın eski belediye başkanı Aristobulo Isturiz’in söylediği gibi, “çok
bilgili insanlar olmadan demokrasi olmaz.” Ve eğer farklı öneriler varsa, herkesin fikrine
saygı gösterecek gerçekten üst düzey tartışmalar olması gereklidir.

3. HİZMETLERİN ÖRGÜTLENMESİ

1) İç Hizmetler
Yerleşimler içerisinde çoğunlukla MST’ye karşı olan tanınmamış insanların –örneğin,
küçük bir dükkanın sahibi, benzin istasyonundaki adam, teknisyen ve başkaları- müdahalesini
önlemek için Hareket, kampta bizzat yerleşimden insanlarla -örneğin, tabandaki çekirdek ya
da yerleşimin koordinatörleri tarafından yönetilen bir topluluk pazarı yaratarak- bu hizmetleri
nasıl çözeceklerini dikkatle gözden geçirmelerini önerir.

Ayrıca benzin istasyonu, iç ulaşım düzeni ve diğer hizmetlerle ilişkisi olan faaliyetlerin
koordinasyonun yerleşimin koordinatörleri tarafından üstlenilmesini salık verir. Eğer bölgede
bir hizmet kooperatifi varsa, bu faaliyetleri o üstlenebilir. Aynı zamanda ailelerle yerleşimden
insanlarla beraber evler inşa etmenin yanı sıra, aynı zamanda bütün yerleşimciler için başka
hizmetler üstlenen bir iş kooperatifinin örgütlenmesi olanağı tartışılabilir.47

2) Eğitim

Aile grupları aracılığıyla bir ya da iki insanla, okulla işbirliği yapmak ve öğretim planının
değerlendirmesine katılmak için eğitimle ilgili bizzat kamptan bir çalışma grubu
hazırlanmalıdır.

Yerleşimler kendi içerisinde kurulacak olan okulla birlikte MST’nin öğretim kurallarını
uygulamaya koyacak öğretmenleri temin etmeye çalışmalıdır.48 Hareketin mücadelesi budur,
zira öğrencilerin belediyeye ait okullara gidebilmesi için belediye başkanları çok sık ulaşım
araçları yollamayı tercih eder.

Ayrıca 0’dan 6 yaşa kadar çocukları, topluluk yaşamında en başından itibaren eğitmek ve
kadınların çalışabileceği koşulları yaratmak için bir anaokulu oluşturmaya çalışmalıdırlar.
Okumayı teşvik etmek için ailelerin elde edilebileceği ayrı bir salona MST malzemelerini ve
toplanan dergileri koyarak, bir kütüphane örgütlemek de çok yerindedir.

3) Sağlık

Sağlık Sektörü sadece dört yıl önce ortaya çıkmış olsa bile, sağlık en başından beri
MST’nin meselelerinden biri olmuştur.49 Hareketin bu hizmetleri üstleniş tarzına dair daha
önceki kanıtlara tanık olduk.

4) Sosyal Alt Yapı

Ayrıca ailelerin eğlenmek, kutlamalarını ve kültürel faaliyetlerini, dini törenlerini vb.


yapmak için toplanabileceği bir sosyal merkeze sahip olmanın önemini gördük. Küçük bir
meydana, bir futbol sahasına, çocuklar için bir parka ve hoş bahçelere sahip olmak da
önemlidir.
5) Din

Köylülerin çoğunluğu inançlı olduğundan ve farklı dinlere ya da mezheplere bağlı


olduğundan dinin özgürlüğe götüren içeriklerini teşvik etmek ve onu icra edenler arasında
evrensel bir duyguyu özendirmek önemlidir.50 Eğer farklı dinler bulunuyorsa, kendileri
açısından birleşmek ve ibadetleri için kullanımı karşılıklı anlaşma yoluyla programlanacak bir
yer inşa etmek akıllıcadır.

6) Alanı Güzelleştirmek

Toplulukların fiziksel görünüşü çok önemlidir. Halktan savaşçıların isimleriyle güzel


bahçeler, sokaklar, temiz ve bakımlı alanlar, yerli bitkilerle yeniden ağaçlandırma –bütün
bunlar hoş bir atmosfer yaratır. Kır köyleri ya da nucleos de morada ya da habitacionales
örneğinde, evler aynı seviyede inşa edilmelidir, ve aynı renkte boyanmalıdır; ayrıca benzer
çitleri olmalıdır, tarımsal yapıları ve araçları iyi bir şekilde ibraz edilmelidir ve eğer
mümkünse, her evin ya boyanmış ya da bezden yapılmış bir MST bayrağı olmalıdır.

Olayın anısını canlı tutmak için basit bir plaket ya da küçük bir anıtla topluluğun toprak
mücadelesi tarihinin parçası olan yerler de (polise direniş gösterdikleri işgal edilen ilk yer vb.)
mühim olmalıdır. Hasat kutlamaları gibi köylü geleneklerini yeniden kazanmaya da
çalışmalıdırlar. Belediye bölgesinde sık sık –ya haftalık ya da daha az sıklıkta- panayırlar
düzenlemek önemlidir.

7) Dayanışma Eylemlerini Teşvik Etmek

Bölge kamplarıyla ve kamptakilerin okulları ve hastaneleri için yardım ürünleri


aracılığıyla dayanışma eylemlerini ve çeşitli faaliyetler için gönüllü çalışmayı teşvik etmek
insanlarda bilinçlenme meydana getirir.

8) Sanatsal ve Kültürel Gösteriler Düzenlemek

Yerleşimlerdeki en önemli sorunlardan biri eğlence eksikliğidir ve bu özellikle kadınlar


ve çocukları etkiler. Farklı kültürel faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için yaratılıcılık teşvik
edilmelidir: şiir ve müzik festivalleri; faaliyetler planlamak için tipik bayramları kullanmak,
tiyatro grupları, müzik grupları, edebiyatla ilgili atölyeler vb. örgütlemek.

Hoparlörler almak ve daha önemli hizmetlere genç insanların katımını teşvik eden
topluluğa ait bir radyo istasyonu örgütlemek mükemmel olacaktır.

9) Ekolojik Bir Tarımsal Kalkınma İçin Çabalamak


MST yerleşimcilerin insani kalkınması için mücadele ederken, aynı zamanda doğayı
korumaya çalışır.

MST’nin ulusal liderlerinden biri olan Gilmar Mauro şöyle diyor: “Bize göre, yerleşim
insan hayatı ve doğasının yeniden doğuşudur. Ekonomik, sosyal ve insani kalkınma için
çevreyi koruyan, nehir kaynaklarını toparlayan, harap edilmiş alanları yeniden eken, kimyevi
ve zehirli gübrelerin kullanımından kaçınan, her çeşit meyve ve çiçekler yetiştiren, ve kuşları
ve vahşi hayvanları koruyan bir politika tayin etmenin gerekli olmasının nedeni budur.”51

a) Çevre için Öneriler

Topraksız insanlar tarafından işgal edilen ve yerleşimlere dönüştürülen alanlarda, “bütün


yerleşimciler ve içinde yaşadıkları cemaat için barınma, kültürel ve ruhsal koşulların yanı sıra,
maddi yaşam koşullarında (yiyecek, sağlık, barınma, giyinme, ulaşım) daimi bir ilerleme
süreci olarak” anlaşılan bütünlüklü bir kırsal kalkınma uygulamaya çalışmalıyız.52

Öte yandan, MST bu bütünlüklü kırsal kalkınmada, her çeşit sömürüyü ortadan kaldırarak
kırsal işçi ve ailesinin bütün sosyal ve insani kalkınmasını amaçlamanın yanı sıra, toprağın
tahribatına meydan vermeyerek tarımsal reform alanlarındaki uygun doğal kaynakların akılcı
kullanımını önerir. Bu mesele aşağıdaki tavsiyelerde açıklanmaktadır:

• Doğal kaynakların (toprak, su, fauna ve bitki örtüsü) yok edilme pratiklerine meydan
vermeyin.

• Ormanları koruyun, yerleşimlerde bulunan orman türlerinin ve bitki örtüsünün


kolektif kullanım pratiğini saptayarak, her insanın ihtiyacına göre, yerleşim içersinde
yeniden ağaçlandırma için planlar tasarlayın.

• Bütün eğitimsel ve öğretimsel faaliyetlerde doğru bir çevre politikası uygulama


ihtiyacının bilincini geliştirin.

• Bu konu hakkında bilgi arttırmak için çevre ile ilgili topluluklarla anlaşmaları
destekleyin ve ortak programlar geliştirin.

• Devletin çevreyle ilgili koruma programlarını desteklemesi için, yeniden


ağaçlandırmayı, doğal kaynakların korunması ve doğayı etkilemeyecek tarımsal ve
sığır yetiştirme teknolojilerinin üretimini de içine alan, kamu politikaları
geliştirmesini isteyin.
• Bütün yerli alanlarının sınırlarını ve eski quilombos’dan53 arta kalanı koruyun ve
kültürlerine de saygı gösterin.

• Haşerelerin ve zararlı yabani otların denetimi ve üretim için alternatif teknolojiler


kullanarak insanların ve doğanın yaşamına kasteden zirai toksik ürünlerin kullanımına
karşı mücadele edin.

4. ÜRETİMİN ÖRGÜTLENMESİ

1) Üretim ve Kooperatif Alanında Tavsiyeler

Biriken deneyimi göz önünde bulundurarak, MST üretim alanında aşağıdaki tavsiyeleri
planladı.54

2) Üretim Planı

Aşağıdaki unsurları dikkate alacak bir plan kaleme alırken üretimi doğru bir şekilde
planlamak gereklidir: alanın farklı topraklarının verimlilik potansiyeli, bölgenin iklimi,
kamulaştırılmış malikânedeki mevcut su. Yerleşen ailelerin gereksindiği temel gıdayı da
dikkate almalıdırlar: çeşitli hububatların kolektif ya da bireysel üretimini, süt, yumurta,
peynir, yağ için hayvanların üremesine ve yılın mevsimlerine göre farklı meyve türlerini
önceden sezinlemelidirler.

Hayatta kalmak için bu üretim yerel ve bölgesel piyasalarla uyum halinde olan bir
üretimle birleştirilmelidir, böylece her ailenin ürettiği gıdanın yanı sıra ihtiyacı olan gıdayı
satın alması için minimum bir geliri olacaktır. Yerel piyasanın potansiyelini incelemek bu
yüzden çok önemlidir: bölgenin belediye bölgelerinde hangi ürünler satılabilir ve yerleşim
koşulları daha iyi nasıl kullanılabilir. Muhtemelen birçok aracın kolektif kullanımını tartışmak
zorunda kalacaklardır.

Önemli olan insanlarda kolektif bir tarzda düşünme alışkanlığını yaratmaya başlamak ve
her bireysel düşü mevcut üretim potansiyeli ve ekonomik faaliyetlerin planlaması için gerçek
ihtiyaca adapte etmektir.55 Üretim için planlama yapılırken, çevreyle ilgili yönlerde hesaba
katılmalıdır.

3) Ortak Faaliyet Biçimleri

Eğer aile gruplarının birbirlerine yakın yaşamalarını sağlayabiliyorsanız, işler çok daha
kolay halledilir. Bazı durumlarda ekonomik faaliyetlerinin kolektif kalkınmasına tamamen
erişene kadar, hem sosyal sorunları çözmek hem de ekonomik ihtiyaçlarının bazılarını
(makineleri kiralamak ya da satın almak, ürünleri pazara ulaştırmak vb.) birlikte üstlenmek
için grupların arasında farklı işbirliği biçimleri kendiliğinden ortaya çıkar.

Halen kamptayken aile gruplarının kolektif bir şekilde çalışma istekliliğini göstermesi
önemlidir, çünkü bu devredilecek toprağın ve kaleme alınacak üretim planlarının yöntemine
dahil edilmelidir. Genç insanları ve kadınları istihdam edecek farklı kolektif çalışma
faaliyetleri planlamak mümkündür – örneğin, küçük bir reçel üretimi, ekmek ve başka benzer
ürünler. En basitten daha karmaşık ortak faaliyet biçimlerine gidilebilir.

Teknik Tavsiye Grubu

MST teknik tavsiye grubunun yerleşimleri düzenlemesi ve bu önerinin merak


uyandırması bakımından işbirliği yapması için Hareketin önerisine ikna edilmiş olmasının çok
önemli olduğuna inanır. Bu, çok disiplinli olan bir grup için ideal olan yerleşimde yaşamak ve
yerleşim hayatına tam olarak katılmaktır.56

Kredi Kontrolü

Kamu kaynaklarının yanlış kullanımına meydan vermemek için, yerleşimlerin önceki


kolektif planlamasından dolayı, yerleşimcilerin aldıkları kredileri devam etmeye karar
verdikleri ekonomik ve sosyal planları uygulamaya koymak için kullanmaları çok önemlidir.57

Yeni Bir Üretim Tarzı

Hareket, monokültür6 ve tarımsal toksik ürünlerin kullanımı üzerinde yoğunlaşan, kârlara


dayalı ve piyasanın yasalarınca idare edilen modelin yerine geçecek yeni bir üretim tarzını
teşvik etmeye gayret eder. Yerleşik ailelerin ihtiyacını göz önünde bulunduracak ve halk
kesimleri için uygun fiyatlarda ürünlerini satacağı alternatif bir halk piyasası arzu edecek,
temel amacı piyasada rekabet etmek olmayacak, bununla birlikte daha ekolojik bir üretim
tarzını geliştirecek yeni bir model.

5. MST ve ALTERNATİF TEKNOLOJİLER

Son zamanlarda, artan sayıda tarım bilimci, teknisyen ve çiftçi alternatif teknolojiler
arıyor çünkü Brezilya tarımının modernleşmesi sürecinde uygulanan ve çokuluslu sermayenin
zapt edilemez gelişini ve kimyasal ürünlere dayalı sanayileşmiş teknolojik modelin girişini
gerektiren ithâl edilmiş teknolojileri reddediyorlar: gübreler, haşere ilaçları, herbisitler;

6
Bir tarımsal ürünün aynı arazi üzerinde seneler boyunca ekilmesi (ç.n).
genetik ürünler: melez tohumlar, ve makinede işlenen ürünler: ekin biçiciler, güçlü traktörler,
başka şeyler.

Bu yeni tekniklerin ve bunların kullanımlarının ortaya konduğu temel yollar –halen


yürürlükte olan- diktatörlük ve devletçe desteklenen teknik yardım aracılığıyla uygulanan
kırsal krediler sistemidir. Çiftçilere verilen teknik yardımın tarzı Kuzey-Amerikan
sisteminden kopya edildi ve bu sistem altında çalışmaya başlayan ilk tarım bilimcilere
Rockefeller Vakfı ve Ford Vakfı doğrudan, yoksul ülkelere yardım verdikleri bahanesi altında,
ödeme yaptı. Bu teknolojilerin girişi birçok soruna yol açar: Birincisi, bunlar ülkenin
gerçekliklerine uygun değildir. İklimin, toprağın özelliklerinin ve tarımsal mülkiyet
örgütlenmesinin Brezilya’nınkinden tamamen farklı olduğu ABD’den ve Avrupa’dan gelirler.

İkincisi, tarımın izlemesi gereken tek yol olarak genelde kimyasal gübrelerin, haşere
ilaçlarının, zehirlerin ve makinelerin kullanımını desteklemek ve köylülerimizin geleneksel
uygulamalarını itibardan düşürmek için bir kampanya eşliğinde gelirler.

Üçüncüsü, araştırmayı hükümetin deneysel araştırma merkezlerinde sadece çokuluslu


şirketler tarafından üretilen ürünler ve girdiler için bir teste indirgerler. Küçük çiftçilerin
ihtiyaçlarını karşılamak için hiçbir araştırma yoktur. Geçmişte, Brezilya’nın tarımsal
teknolojisi için araştırma buluşlarını çiftçilere sunan bir kamu kuruluşu olan Embrapa 58
tarafından gerçekleştiriliyordu. Bugün bu kuruluş iflas etti ve teknolojiler çok büyük
şirketlerin kalkınma modellerini dayatmak üzere kontrol edilmektedir.59

Dördüncüsü, tarım için toksik kullanımına bağlıdırlar, bunlar ciddi şekilde çiftçilerin ve
bu tarz tarımsal ürün tüketicilerinin sağlığını tehlikeye soktuklarından daha önce ülkelerinde
yasaklanan girdilerdir. Bu yalnızca insanların ölümüne yol açmakla kalmadı, aynı zamanda
doğaya, toprağın korunmasına ve bizzat iklime ciddi bir şekilde zarar verdi.

Bu durumdan ötürü, bu uzmanlar halihazırda toplumsal olarak kabul edilebilir, ekonomik


olarak uygun, çevresel olarak sürdürülebilir ve kültürel olarak yeterli olacak alternatif
teknolojiler hazırlıyor.

Bu teknolojiler, çiftçilerin geleneksel pratiklerinden ve bizim tarım bilimcilerin bilimsel


bilgisinden gelir ve kalkınmanın yararı ve toplumun refahı içindirler ve birkaç tüzelkişiye
para kazandırmak için değildir.60 61

MST yerleşimlerinin alternatif teknolojiler kullanmasını ister, böylece genel olarak küçük
çiftçiler için örnek olabilirler. Çeşitli bölgelerde bilgiyi mübadele etmek için yerel girişimler
vardır.
Bazı Somut Ekolojik Eylemler
a) Tarımı Çeşitlendirme

MST beslenme için yeterli miktar ve kaliteyle ürün çeşitlerini garantilemeye çalışarak
monokültüre son vermeye ve tarımı çeşitlendirmeye kararlıdır.

b) Toprağı koruma ve doğal ürünlerle gübreleme

Ürünleri birleştirmek, iklimimiz ve toprağımız için daha uygun olan diğerlerini


kullanmaya başlamayı ve eski çeşitleri yeniden elde etmeyi ister. Ayrıca çevreye göre
makinelerin akılcı bir kullanımını –gelişi güzel değil- elde ederek yerel güç kaynaklarını
kullanmalıdır.

1) Ekolojik Tohumların Üretimi

Bazı MST yerleşimlerinde tohumlar, tarımsal girdiler ve tarım için ekolojik yardım
altında yiyecek üretilir. Aynı zamanda geçmişte kullanılan ve her bölge için daha uygun olan,
ancak melez tohum endüstrisi tarafından kızağa alınan çeşitleri yeniden elde ederler. Bu bakış
açısından, São Miguel do Oeste, Santa Catarina yerleşimlerinin ve küçük çiftçilerin deneyimi
önemlidir, dokuz ürün çeşidi yeniden elde edildi ve tohumlarda kendine yeterli olmaktalar.
Yerleşimciler sebzeler için ekolojik ve organik tohumlar (zehirsiz ya da kimyasal gübresiz)
üretiyor ve bu meyvelerin ve sebzelerin tamamen organik ve doğal üretimi için temeldir.

Bu tohumlar Yerleşik Çiftçilerin Bölgesel Kooperatifi/RS olarak adlandırılan MST


kooperatiflerinden biri tarafından Bionatur ticaret ünvanı altında satılıyor. Ekoloji taraftarı bir
başka eylem yerleşimler içerisinde fidelerin, yerli ağaçların, meyve ağaçlarının ve bazen,
egzotik türlerin bile üretimi için fidanlıkların oluşturulmasıdır.

2) Salgınlarla Savaşmak İçin Doğal Ürünlerle Deneyimler

Genellikle bitkilere saldıran haşereler ve hastalıklarla savaşmak için doğal ürünleri de


tecrübe ederler. Geleneksel toksik ürünler kullanmak yerine, calda bordalesa62 olarak bilinen
mantar öldürücü ilaç, biyolojik kontrol ve doğal böcek öldürücüleri gibi doğal uygulamaları
kullanıyorlar. Yakın zamanlarda, MST toprakla ve yaşamla bağlılıklarını özetleyen ve
yerleşimcilerin refahının yükselmesi ve iç örgütlenmenin birliği için bir kılavuz olan 10 âhlaki
buyruğu63 kabul etti.

Bir: Doğanın varlıklarını ve toprağı sevin ve koruyun.

İki: Doğa ve tarım hakkında devamlı olarak bilginizi geliştirin.


Üç: İnsanlar arasında açlığa son vermek için yiyecek üretin. Monokültürden ve tarımda
toksik ürünlerin kullanımından sakının.

Dört: Var olan ağaçları koruyun ve yeni alanları yeniden ağaçlandırın.

Beş: Akarsu kaynaklarını, barajları ve gölleri koruyun; suyun özelleştirilmesine karşı


mücadele edin.

Altı: Çiçekler, tedavi edici şifalı otlar, sebzeler, ağaçlar vb. ekerek yerleşimleri ve
toplulukları güzelleştirin.

Yedi: Artık maddeyi uygun bir şekilde işleyin ve hava kirliliği ve çevreye yönelik
saldırıya yol açan bütün uygulamalarla mücadele edin.

Sekiz: Dayanışma sergileyin ve herhangi bir kişi, cemaat ya da doğaya yönelik uygulanan
bütün haksızlara, saldırganlıklara ve sömürüye karşı isyan edin.

Dokuz: Herkesin bir toprak parçası, ekmek, eğitim ve özgürlük sahibi olabilmesi için
Latifundium’a karşı savaşın.

On: Zapt edilen toprağı asla satmayın, çünkü toprak gelecek kuşaklar için bir mirastır.

VI. Çeşitli İşbirliği Biçimleri

Daha önce gördüğümüz gibi, 1984’de kurulduğundan beri, MST tarımsal işbirliğinin en
farklı biçimlerine, bilhassa hepsinin en mükemmel işbirliğine, çok önemli bir rol biçer:
üretimde elbirliği Hareket tarafından “işi örgütlemenin en üstün yolu” olarak görülür. Uzun
bir zaman “kırsal bölgede sosyalleşme ve yeni insanın oluşumu” için en umut veren
alternatifin Tarım ve Sığır Yetiştirme Kooperatifleri (CPA) olduğuna inandılar. Ancak
zorluklar kooperatif üretiminin ekonomik ve sosyal amaçlarına yansıdığında, kitleleri
işbirliğine yöneltmenin en iyi yolunun hizmet kooperatiflerine öncelik vermek olduğunu
anladılar. Kredi kooperatifleri sonradan doğdu.

Dokuz merkezi ve üretim, hizmetler ve pazarlama için 81 yerel ve kredi için üç


kooperatif oluşturdular: Sarandi’de Crenol; São Miguel do Oeste’de Cooperados; ve
Cantagalo’da CREDİTAR. 45 tane tarımsal-sanayi birimi daha vardır.

Şimdi bütün bu yıllar boyunca kooperatifteki farklı deneyimlerden öğrenilen dersleri


değerlendireceğiz.

1. Üretimde İşbirliği

1) Koşullar
MST üretimde işbirliği uygulamasının zorlanamayacağını öğrendi; ilk önce yerleşimciler
arasında işbirliğini kabul edilebilir ve arzulanan bir yargı haline getirecek kültürel ve maddi
koşulları yaratmak gerekliydi.

Eğer bir yerleşimde bir toplantı sırasında bir kooperatif kurulması gerektiğini emretmeye
kalkışırsanız, bu girişimin başarısız olacağına hiç şüphe yoktur. Nasıl çalışmak istediklerine
ve oradan geliştirilecek duruma karar vermesi gereken yerleşimcilerdir. İşbirliğinin
uygulaması çok esnek olmalıdır ve benimsenen biçimler hem nesnel hem de öznel koşulları
hesaba katmalıdır.64

a) Nesnel koşullar

Nesnel koşullar arasında, ilk olarak, birleşmeye başlamak isteyen grupta ne kadar
sermaye toplandığını ve kredi alma olasılıklarını; ikinci olarak, üretebilecekleri ürünün
çeşidini; üçüncü olarak, çevrenin doğal koşullarını; dördüncü olarak, depo merkezleri
arasındaki mesafeyi göz önünde bulundurmalısınız –örneğin, bu sütü tüketecekleri yerden
uzakta bir yerleşimde bir süthane kurmazsınız.65 Ancak bununla beraber bir başka çok önemli
etmen vardır: Eğer bir köylü topluluğu halen hayvan sabanları kullanıyorsa, en mantıklı şey
kullanmak istenilen teknolojinin aileyle birlikte işleyecek olmasıdır; bununla birlikte köylü
eğer makineleştirilmiş çiftçilik için traktörler ve başka makineler kullanmaya karar vermişse,
yaratıcı sürecin kendisi birleşme ihtiyacını gerektirmediğinden ötürü bu kolektif üretim için
örnek teşkil etmeyecek olsa bile iş aletlerini kiralamak ya da satın almak için adeta temel bir
mesele olacaktır. Bir topluluk, örneğin, domuzları tetkik etmek için bir tarımsal-sanayi
oluşturmak istediğinde işler farklıdır; bu durumda kolektif çalışma teknik bir gereklilik olur:
bir grup insan hayvan kesecektir; bir başkası derisini yüzecektir; bir başkası eti kesecektir; bir
başkası sosisleri hazırlayacaktır; hatta bir başkası onları paketleyecektir vb.

b) Öznel Koşullar

Bütün öznel koşullar esnasında, önceki iş deneyimleri önemli bir rol oynar: daha önce
farklı iş bölümü biçimlerinden geçmiş olan ücrete dayalı işçiler kolektif çalışma için bireysel
temelde çalışmış olan küçük köylülerden daha iyi hazırlanırlar.

Ailelerin toprağın zaptı için mücadeleye katılmalarının yanı sıra politik bilinçlilikleri de
önemlidir. Topraklarını mücadele yoluyla zapt edenlerin durumu toprağı bir danışman, bir
politik parti, kiliseler vb. aracı yoluyla elde eden köylülerinkinden çok farklıdır.66 67

2) Çeşitli Biçimler
Daha önce gördüğümüz gibi, üretimde işbirliği herkesin katılabilmesi için komşuların
ortak faaliyetlerini programladıkları karşılıklı yardım68 örneğinde olduğu gibi en basit
ödemeden ya da yardım paralarının hiçbir rolünün olmadığı doğrudan mübadele hizmetleri ve
tarımsal-endüstri üretimi için daha karmaşık kooperatif biçimlerine kadar çok farklı biçimler
benimseyebilir.

a) Ortak Çalışma69

İlle de kolektif bir üretim süreci olmasa bile, bir yerleşimin işçilerinin birlikte
gerçekleştirebilecekleri çeşitli faaliyetlere yakından bakalım.

1. Plantasyonları “karşılıklı yardım grupları” yardımıyla temizleyerek ortadan kaldırın.

2. Kolektif bir şekilde sahiplenilen öküzü ya da toprağı makinelerle işleyin ve ekin.

3. Şahsi arsalarda çalışmaları için makineleri, traktörleri ya da biçer döverleri herkesten


satın alın.

4. Tohumları, gübreleri ve ekinleri korumak için kulübeler inşa edin.

5. Sadece bir sözleşmeyle banka borcu isteyin.

6. Ürünü en iyi fiyatlara satın.

7. En ucuz fiyatlara mal ve girdiler satın alın.

Bunlar temel yöntemlerdir. Birçok başka çeşitler vardır, bir çift öküz ya da ortak işte bir
kamyon kullanmak gibi. Grup bu faaliyetlerle birlikte aynı zamanda üretken hizmetleri
paylaşarak ortak çalışma yaptığında, sonuç olarak bir kolektif çalışma grubumuz olur.

Her bir yerleşim, her bir topluluk, her bir köylü yoldaşıyla birlikte değerlendirmeli ve
kolektif bir tarzda rahatça ne yapılacağına karar vermelidir. Sonuçlar olumsuz olduktan sonra,
uzun vadede, hiç kimse zorlanamaz.

3) Ortak Çalışmanın Avantajları

MST köylünün belli bir çalışma yöntemine katılması için baskıya razı edilmemesi
gerektiğinde ısrar etse de, Hareket toprağın bu kolektif çalışma biçimlerini teşvik eder zira,
bunun bireysel avantajlarının yanı sıra, “toplumu değiştirmeye başlamanın ve bir gün Brezilya
tarımında sosyalizme varmanın tek yolu” olduğuna inanır.70

a) Ekonomik avantajlar
Ekonomik bakış açısından birçok avantaj vardır.71 İlk olarak, kredilere ulaşmayı
çabuklaştırır ve depo, ulaşım araçları vb. gibi yeni teknolojilerde daha önemli yatırımlar
yapmalarına imkan tanır72 zira bankacılık meselelerinin üstesinden gelmek için bunlar
yeterlidir. Müdür 100 milyon borcu olan kişiye karşı 10 milyon borcu olandan farklı bir
davranış sergiler.

İkincisi, iş daha etkili ve üretken olur: iş bölümüne olanak sağlayan daha geniş sayıda
insanın toplanmasından dolayı tarımsal verimlilikte bir artış olur. Başlangıçtan beri MST
kooperatiflerinin yaşamış olduğu bütün sıkıntılara rağmen, yerleştirildikleri bölgelerin hektar
başına ortalamasından daha fazla üretiyor olmaları ilginçtir. “Klasik bir örnek vardır: Terk
edilmiş ve tam olarak kullanılmamış latifundia bölgesi olan Bage, Rio Grande do Sul’de,
yerleşimler belediye arazisinin %5’ini işgal eder ve bölgenin tarımsal üretiminin %50’sinden
daha fazlasından sorumludurlar.”73 Verimlilikteki bu artış farklı nedenlerden ötürüdür:

a) Birkaç aile birleştiğinde ve işlenmiş toprağı arttırdığında, daha yüksek bir teknolojik
niteliğe sahip olan traktörler ve başka makineler gibi üretim araçları satın alabilir ve
böylece daha fazla etkili olurlar: izole edilmiş bir çiftçi gerek toprağın kullanımını
mazur göstermek için yeterince toprağa sahip olmadığından gerekse de hiçbir parası
ve kendisini finanse edecek herhangi bir bankası olmadığı için bir traktör satın
alamaz.

b) Toprak kolektif bir biçimde işlendiği için, en iyi mevsimde tohum ekebilirler.

c) Teknik yönden tohum ekimini ağır yağmurlar yüzünden toprağın parçalanmasının ve


erozyonun önüne geçecek küçük oluklarda düzenleyerek, dağ alanlarını, en berbat
alanları, kolektif otlaklar için olanları vb. dikkate alarak topraktan daha fazla
faydalanırlar.

d) Ortak alan büyüdüğü için, piyasa için soya fasulyesi, fasulyeler, tahıl, pirinç gibi
farklı mahsuller ekebilirler. Şahsi çalışma en büyük bölgede tek bir piyasa ürünü
ekmek ve geri kalanı kendi kullanımları için ekme eğilimindedir.

e) Hizmet çeşitlerinin her bir kişinin kendi uzmanlığı ya da tercihine göre gruba katkı
yapacağı daha iyi bir dağılımı olabilir. Şahsi arsalar örneğinde her bir çiftçi her şeyi
yapmalıdır, dolayısıyla sonuçlar alt düzeydedir ve iş nitelik açısından daha düşüktür.

f) Tarım bilimcilerden teknik yardım alınmasını daha kolaylaştırır. Bu tarım bilimciler


için 100 aileyi içeren 1000 hektarlık bir alandan sorumlu olmak her on hektarda 100
aileyi ziyaret etmekten daha kolaydır.
g) Kentteki ticari işlemlerde zaman tasarrufu sağlar, böylece köylü tarımsal iş için daha
fazla zamana sahip olur.

Üçüncüsü, altyapılarını geliştirebilirler: elektrik, içme suyu, yollar ve hiç kimsenin tek
başına yapamayacağı kulübeler inşa etmek gibi diğer gelişmelere imza atabilirler.

Dördüncüsü, daha uygun fiyatlara satın alabilir ve satabilirler. Eğer 100 çuval gübre satın
alırsanız sadece 10 çuval aldığınızdan daha iyi bir fiyata alırsınız ve eğer 100 çuval buğday
satarsanız 10 çuval sattığınızdan daha fazla kazanırsınız.

Beşincisi, sıkıntılı durumlara daha iyi şartlar altında karşı koyabilirler. Geçici bir salgın
mahsullerine saldırdığında ya da kuraklıklar veya sel baskınları olduğunda zarar her bir
çiftçiyi iflasın eşiğine getirir, fakat bu durumda sorunu herkesin arasında paylaşabilirler ve
buna katlanması daha kolay olur. Ailede bir hastalık olduğunda, grup ekini işlemeye devam
eder ve hiçbir kayıp olmaz.

Son olarak, çok önemli bir şey vardır: MST yerleşimleri kalkınma yaratarak, vergilerde
bir artışla beraber ticareti arttırarak bölgenin ekonomisini harekete geçirme eğilimindedir.74

b) Sosyal Avantajlar

Ortak faaliyet sosyal bakış açısından da önemli avantajlar barındırır.

Birincisi, toplumun daha kolay örgütlenmesini sağlar.

İkincisi, sağlık, eğitim, yerleşimlerin güzelleştirilmesi, el işi vb. ile ilgili sorunların
çözümüne yardımcı olur.

Üçüncüsü, eğer aileler beraber çalışmaya devam ederse, şahsi arsalar üzerindeki sosyal
izolasyonu parçalarlar; insanlar bir topluluk içerisinde yaşamaya ve karşılıklı ilişkilerini
geliştirmeye alışır.

Dördüncüsü, anaokullarının ve kolektif yemek salonlarının oluşturulmasıyla birlikte,


kadınların kolektif çalışmaya katılması çok daha fazla kolaydır.

Beşincisi, toplulukta yaşayan çocuklar daha güvenilir bir çevrede yetiştirilir ve kolektif
çalışmanın önemini pratikte öğrenmeye başlar.

Altıncısı, ailelerin eğlence ve kültürel faaliyetler geliştirmeye daha fazla zaman ayırması
için kolaylıklar vardır.

Yedincisi, bir köylünün bir başkasından daha iyi yaptığı toplumsal farklılıklar yoktur.
Bütün aileler eşit ilerleme kaydeder ve aynı güçlüklere birlikte karşı koyar.
Sekizincisi, grup içersinde yardım ve arkadaşlık bakımından bir tutum geliştirmek, bu
suretle yavaş yavaş herkesin bireyciliğini ve dayanışma yokluğunu bertaraf etmek için
koşullar yaratılır.

Dokuzuncusu, mahallerde her zaman meydana gelen kavgalar, işlerin genellikle şiddetle
ve polisin varlığıyla son bulduğu bireysel arsalarda olduğu gibi değil, daha demokratik,
sağlıklı bir tarzda çözülür.

c) Politik avantajlar

Politik bakış açısından, tarımsal işbirliğinin de kendine has önemli avantajları vardır:
Birincisi, grup içerisinde politik tartışma için daha geniş bir müddet yaratır, toplumun nasıl
işlediğini anlamayı mümkün kılar ve insanların toplumsal bilincinde bir yükseliş sağlar.

İkincisi, kadrolar oluşturabilir ve daha sonra onları örgütlenme için serbest bırakabilirler
ve bu sonradan onların diğer yerleşimlere ve tarımsal çalışmayı etkilemeden toprak için başka
mücadelelere yardım etmelerine imkan tanır. CONCRAB tarafından gerçekleştirilen bir
çalışmada 154 aileden oluşan beş kooperatifte 18 militanı tam gün ve diğer dördünü yarım
gün nasıl serbest bıraktıklarını görebilirsiniz.75 76 77

Üçüncüsü, toprağı savunmak konusunda hükümetlere, büyük toprak sahipleri ya da


bankalara karşı daha güçlüdürler ve mücadelelerinde geniş bir tarımsal reform ve toplumda
derin değişimler için daha fazla inançlıdırlar.

Dördüncüsü, köylüler sorunlarını kolektif bir şekilde değerlendirir ve karar alımları bu


değerlendirmelerin sonucudur.

Beşincisi, bu bütün küçük köylüler için olduğu kadar toplumun diğer kesimleri için de bir
örnek ve referans noktasıdır zira bu ekonomiyi, üretimi ve insanların yaşamını
kapitalizminkinden farklı bir mantıkla düzenleyebilmenin mümkün olduğunu kanıtlar.

4) Üretim Kooperatiflerinin Değerlendirmesi

MST yerleşimlerinde üretimde işbirliği açısından başarılı deneyimler olduğunu


yadsıyamayız, fakat bu kooperatiflerin çoğunluğunda örnek olmamıştır çünkü alternatif bir
kooperatif tarzının yaratılmasında başarılı olmak kolay bir iş değildir, zira mevcut tek
piyasaya – diğer şeylerin yanı sıra, altyapı ve girdiler artarken tarımsal ürünlerin fiyatlarının
düşürülmesini belirleyen kapitalist piyasa- girmelidir. Fakat bu nesnel güçlüklere ilaveten,
MST üretimde de hatalar yaptı. Şimdi bunlardan bazılarını inceleyelim.

a) Piyasa için Monokültür


Hareketin en önemli öz eleştirilerinden biri piyasaya monokültür sağlamak için çaba sarf
etmesi oldu. Stédile bunun bir hata olduğuna inanıyor. Yerleşimler, piyasaya ya da fiyat
dalgalanmalarına bu kadar fazla bağlı olmamak böylece üretim çeşitliliğini korumak için
sadece piyasa için değil aynı zamanda kendi kullanımları için de üretmeliydi. Sadece soya
fasulyesi ya da mısır ya da pamuk ya da yukka üretmek çok büyük bir risktir.78

Yerleşimler çok az ürünün üretimine bağlı olduğunda, köylüler piyasanın


dalgalanmalarına karşı aşırı ölçüde savunmasız olur. Öte yandan, monokültür, özellikle
Güney’de, insanları yıl boyunca belli zaman dilimleriyle işsiz bırakan bir dönem dayatır.79

b) Abartılmış makineleşme

Stédile göre, yerleşimlerde yapılan hatalardan biri üretim derecesine göre ayarlanmamış,
abartılmış bir makineleşme uygulamasıdır. Eğer 30 hektar bir alanınız varsa, ancak 100
hektarınız varsa kâr getirecek bir traktör neden satın alırsınız?80 Bu tarz üretim imkânlarıyla,
traktöre yatırılan para onu satın almak için başlarına aldıkları borcu ödemek için hiçbir zaman
yeniden bulunamayacaktır.

Alvaro de la Torre şöyle diyor: Bu büyük ölçüde, tarımsal-sanayi sürecini bir bütün
olarak olmasa da, tarımsal-sanayi yapısını geliştirmeyi teşvik ettikleri 1994 ve 1996 arasında
bize tahsis edilen kredi kolaylığından ötürüydü. Bir başka deyişle, üretimin ihtiyaçlarına ya da
insanların kullanmak zorunda olduğu bu yeni teknolojinin öğretimine tekabül etmeyen
oldukça modern teknik bir altyapıyla başladılar.81

Bugün, kooperatiflerin çoğunluğu borç içersindedir –daha kötüsü- insanlar devlete çok
muhtaç hale gelmiştir. Geçmişte böyle bir şey doğru bulunmazdı çünkü insanlar kendi
güçlerine daha fazla güvenirdi. Fernando Henrique Cardoso’nun ikinci dönemi sırasında
MST’nin bütün taleplerini görmezden gelerek, onu zayıflatmak için mümkün olan her şeyi
yapmaya karar verdiklerinden durum çok daha ciddidir.

Abartılmış makineleşmeye yönelik eleştirel tepkinin herhangi bir makineleşme biçimini


reddetmek olmadığını, yine de, belirtmeliyiz. Hareket içerisinde hiç kimse bu tutumu
benimsemez –tersine, belli bir derece makineleşme, her nerede mümkünse, köylüye işinde
yardımcı olmak ve başka faaliyetler açısından işçilerin bir kısmını özgürleştirmek için
gereklidir.82
Eğer traktörleri pirinç plantasyonlarında kullanacaklarsa, bahçede; ya da süt ineklerinde,
veya yarım gün çalıştıklarından daha yüksek gelirler sağlamak için iş gücünü kullanan başka
faaliyetlerde çalışmak için kendilerini daha iyi örgütlemelidirler. Hiç kimse traktörleri
bırakacaklarını ve öküze geri döneceklerini söylemedi. Öküz sadece bölge bir traktör için
uygun olmadığında kullanışlıdır.83

2. Ticaret Kooperatifleri

Hükümetin hiçbir zaman pazarlamayı dikkate alacak bir tarım politikası olmadığı için
(ürünleri; üretimi nakletmek için ulaşım düzeni ve yolları gözden geçirmek) küçük çiftçinin
iki çıkış yolu vardır: “Ya imalatını çok büyük tarımsal-sanayisi için ucuz ham madde olarak
satar ya da onu hiçbir satın alma gücü olmayan bir nüfusa perakende satar.” 84 Bugün, tarım
için ayrılan her reyal, tohumlar, gübreler ve diğer girdiler için 18 senttir; ve ürünleri gözden
geçiren ve ticaret yapanlar için 70 senttir. Çiftçi sadece 12 sent temin eder.

1) COANOL DENEYİMİ

Duruma karşı koymak için 370 ailenin iştirâk ettiği Anonni Çiftliği yerleşiminin
deneyiminden esinlenerek, Rio Grande do Sul’de bölgesel bir ticaret kooperatifi oluşturmaya
karar verdik.

Sadece farklı yerleşimleri değil aynı zamanda bölgenin küçük çiftçilerini de birleştiren
COANOL ortakların ürünlerini toplar, daha sonra bunları gözden geçirir (temizler, kurular ve
onları seçer) ve kendi sanayilerine teslim eder. Dolayısıyla vicdansız komisyonculara
katlanmak zorunda olan köylülerin kendisi değil, bu rolü üstlenen ve bunu çok daha uygun
fiyatlarla daha profesyonel bir tarzda gerçekleştiren kooperatifti: Yüzde on beş ücret talep
etmek yerine, klasik kooperatiflerin yaptığı gibi, onlar sadece hemen hemen nakil ve
vergilerin ücreti olan yüzde sekiz ödenmesini ister.

Bunun yardımcı etkileri oldu. Diğer aracı kuruluşlar fiyatlarını indirmeye zorlandı. Ve
şimdi kooperatif çok daha fazla ürün işlediği için, şirketlerle pazarlığa çok daha iyi hazırdır.
Ticaret kooperatiflerinin karşılaştığı temel sorunlardan biri piyasa rekabetiydi, çünkü bu
faaliyet içerisinde %17 olan Ticari Eşya Tedavül Vergisi’nden mesul olmamak için federal
gelirden sorumlu bölge vekiline rüşvet vermek gibi rüşvetçilik ve birçok kirli dolap örneği
bulunmaktadır. Veya ürünleri daha iyi bir fiyata satabilmek için ürünlerin kalitesini
sınıflandıran memura rüşvet verdikten sonra memur onları gerçekte sahip olduklarından daha
yüksek bir kaliteye sahiplermiş gibi sınıflandıracaktır.
MST kooperatifleri, komşularının bazılarının piyasaya kendilerininkinden aşağı kalitede
ürünler getirdiğini, bununla beraber onlara daha iyi para ödendiğini görebiliyordu. Bunun
açıklaması az önce anlattığımız bu rüşvetçilik sistemiydi. Aynı şey ürün satın almak zorunda
olduklarında da olur.

2) Hizmet Kooperatifleri

Bölgesel ticaret kooperatifleri sonradan hizmet kooperatifleri oldu. Hem yerleşik aileler
hem de belediye örgütü ya da bölgeden küçük çiftçiler üye olabilir. CPA’lar bile üye olabilir. 85
86
Ortakların sayısında herhangi bir sınırlama yoktur, ki bu 30’dan daha fazla ortağa sahip
olamayan üretim kooperatiflerinde mevzu bahis değildir.

Bu kooperatifler –söylediğimiz gibi 1995 ve 2000 arasında çok yaygın olan- ürün
pazarlama sürecini, girdileri ve tüketici mallarını düzenler. Ayrıca teknik yardım ve eğitim
verirler ve belediye ve mikro-bölgesel seviyelerde bir çeşit planlama yaparlar.87 88
Çoğu
durumda tarımsal ve sığır yetiştirme ürünlerini de gözden geçirirler: kağıt hamuru makineleri,
süt pastörizasyonu için mikro merkez, soğuk-depolama aletleri, pirinç hasatçıları, depolama
aletleri ve başka şeyler yaparlar.

Gördüğümüz gibi, yerleşimler daha sonra yerel ya da mikro-bölgesel piyasalara


katılmaya başlar. Bu kooperatifler yerleşimciler ve bölgenin birçok küçük çiftçisi için başvuru
noktaları olur. Yerel ticaret, politik otoriteler ve yerel topluluklar bu deneyime büyük saygıyla
bakmaya başlıyor. MST’nin bu artan prestiji kırsal işçilerin yanı sıra aynı zamanda kentteki
diğer işçilerin örgütlenmesinde olumlu bir etkiye sahip olmasını mümkün kılar.89

Bu kooperatifler tarafından yerine getirilen hizmetler üyelerinin etkili bir şekilde


çalışabilmesi ve bütün idari gereksinimleri yerine getirebilmesi için çok faydalı olmasına
rağmen, bu görevleri üstlenecek eğitimli kadrolar aramak zorunda kaldılar ve bu kadrolar
çoğunlukla MST kadroları oldu. İdari hizmetleri sürdürdüklerinde, evvelki politik
sorumluluklarını terk etmek zorundadırlar ve bu Hareketin politik yönünü zayıflatır.

3. Kredi Kooperatifleri

1996’da, birçok üretim kooperatifi ve bölgesel hizmet kooperatifleri örgütledikten sonra,


MST kredi kooperatiflerinin çoğalması üzerine bir tartışma başlattı. Yerleşimcilerin
birikimlerini kullanmak ve daha önce bahsettiğimiz Tarım Reformu Kredi Programı
(PROCERA) gibi, devlet kredilerini yerleşimcilere aktaracak bir birim olmak düşüncesi
hakimdi.
O zamanlar Parana, Cantagalo’da oluşturulan Kredi Kooperatifi’ni (CREDİTAR)
izlemeye karar verildi. Ve bir başka CRENHOR yaratmak için Rio Grande do Sul, Sarandi’de
de tartışmalar başlattı.90

1) Sarandi’deki CRENHOR Örneği

Novo Sarandi’de olup bitenlere bakalım.91 Daha önce söylediğimiz gibi, bir ticaret
kooperatifi olan COANOL’e sahiptiler. Bu kooperatif kredileri küçük çiftçilere ve
yerleşimcilere aktarmak düşüncesiyle, vekalet ettiği sermayeyi kullanarak, Banco do Brasil,
Bndes92 ve Rio Grande do Sul (Banrisul) Devlet Bankası gibi federal mali kurumlardan kredi
bulmaya çalıştı. Bu bankalar parayı bir kredi kooperatifine vermek hususunda özen gösterir
çünkü bankanın müşterilerine vermesi gereken bütün hizmetler kooperatif tarafından
üstlenilir.

Bu kredi kooperatifinin üyeleri MST, Küçük Çiftçiler Hareketi (MPA) vb. gibi örgütlü
gruplar ya da hareketler olmalıdır. Kooperatif projelerin ve sözleşmelerin kaleme alınmasını
üstlenir ve bunların kaydından sorumludur. Çiftçinin artık kente gitmesi, bankada kuyrukta
dikilmesi, finansmanı için vakit kaybetmesi gerekmez; kredi kooperatifi topluluğa gider ve bu
tarz faaliyet için oraya bir şube koyar. Başka şeylerin yanı sıra, banka hizmetleri için yüzde on
ve on bir arasında masraf yazarken, kooperatif çok düşük bir faiz, sadece yüzde yedi, ister.
Öte yandan, güçlük çekenlere yardım etmek için özel bir kredi planı oluşturma olasılığını
iyice düşünmüştür. Eğer banka %1,4 masraf yazarsa, kooperatif sadece yüzde bir masraf
yazacaktır.

Bu kooperatif otuz dört üyeyle 1996’da başladı, ancak çok hızlı bir şekilde büyümeye
başladı ve bugün dört bin altı yüzden daha fazla üyesi vardır. O yıl, Küçük Çiftçiler
Hareketinin mücadelesi sayesinde, üyelerin sübvansiyonun yanı sıra özel bir kredi planı
oluşturdular: Aile Tarımının Takviyesi için Ulusal Program (Pronaf), fakat hiçbir banka bunu
vermeye istekli değildi. Novo Sarandi Kooperatifi bu görevi üstüne aldı. Bankalar
Kooperatifin gösterdiği başarıyı fark ettiğinde, bütün dışarıda bırakılanları bir daha kazanmayı
denedi.
Şimdi Kooperatif 21 belediyede vardır ve Merkez Bankası (Banco Central) tarafından
yetkili kılınmadığı için daha fazla görev üstlenmemektedir. MST, hizmetlerini genişletmesi
için diğer belediyelerden sürekli talep geldiğinden bu kooperatifin hareket alanını arttırması
için bankanın yetkisini istedi, fakat banka bu görevi üstlenmesi için kooperatifi değil, diğer
bankaları tercih etti. Bugün kooperatiften insanların topluluklarında Banco de Brasil ve diğer
bankalardan personeli insanlarla konuşurken bulmak olağandır: bankalar kooperatifin çalışma
tarzını benimsemek zorunda kaldı.

CRENHOR muazzam itimada sahiptir çünkü örgütlü gruplarla çalışır ve bundan dolayı,
hiçbir hata oranı yoktur. Her zaman borç verdiği parayı tahsil eder. Eğer bir üye karşılık
vermezse, sorumluluğu üstlenen kooperatiftir. Şahsi krediler vermez, ancak kişi grubun bir
üyesiyse ve onların tam desteğine sahipse kredi verilir. Bu ayrı tutulanların dahil edilmesini
daha kolaylaştırır, zira bir çiftçinin çok az kaynağı olsa bile, eğer kolektif desteğe sahipse
borcu üstlenme ihtimaline göre kendisine bir kredi verilecektir –küçük bile olsa, bu her zaman
değerli bir şeydir.93 Bu bankaların kendini güvende hissetmesini sağlar, borç verdikleri bütün
paranın geri geldiğini bilirler.

2) Kendi Kredi Sistemimiz Doğrultusunda mı Yol Almalıyız?

MST’nin kendine ait bir kredi sistemine sahip olması gerektiği kanısına varıldı. Elbette
hareket her zaman Tazmin Odası, Banco do Brasil, Bndes ve Banrisul gibi başka mali
kurumlarla anlaşmalar imzalamak zorunda kalacaktır; hizmetler, bununla beraber, oyunun
kurallarını koyacak bir kooperatif içerisinde örgütlenecektir.

3) Engeller

Her zaman olduğu gibi varolan kapitalist sisteme karşı herhangi bir alternatif karşısında,
egemen sınıflar pasif kalamaz ve krediler alanındaki bu halkçı adımı kabul edemezler. Son
zamanlarda engeller çıkarmaya başladılar. Eğer geçmişte bir kooperatif toplumsal sermaye
miktarının yirmi misli borca girebiliyorduysa, şimdi sadece sermayesinin beş misli kadar
girebilir. Eğer geçmişte bin reyal ile (her elli reyal ile yirmi üye) bir kooperatif
oluşturulabiliyorduysa, şimdi elli bin reyale ihtiyaç vardır. Bütün bunlara ilâveten kredi
kooperatiflerinin kooperatif mülklerinin net miktarının sekiz misline sahip olması gereken bir
kredi merkezine bağlanması gerektiği söyleniyor.

4) Borç ve Bürokratizm
Ancak işleri güçleştiren yalnızca bir düşman stratejisi değildir, aynı zamanda MST’nin
kendi başlangıç projesinin büyümesinden kaynaklanan sorunlar vardır. Alvaro de la Torre’ye
göre asıl fikir, büyüklüğü üye çiftçilerin tasarruf kapasitelerine göre olacak kredi
kooperatifleri yaratmaktı. Aynı zamanda bu grupların devlet tarafından dağıtılan kredileri
köylülere verebilecekleri düşünüldü. Sorun CRENHOR’un çok fazla büyümesiydi, aşağı
yukarı yedi ya da sekiz şubesi vardı ve orta ölçekli bir kredi kurumu olduğundan daha önce
bankalar tarafından gerçekleştirilen bütün bir muhasebe ve idari işlemler dizisini yerine
getirmeliydi.

Üyelerin artık denetleyemediği çok büyük bir idari bölüm oluşturmak zorunda kaldı;
yöneticinin kendisi bile çok sıkı bir kontrol uygulamadıkça güçlükler yaşadı. Örneğin, günlük
faaliyetlerin bilançosunu yapmalıydı ve bu çok fazla zaman alıyordu. Üyelerin kontrolü bir
temsilci aracılığıyla dolaylı bir şekilde yapılmaktaydı.

Ve CRENHOR’un faaliyetlerinde sadece üyelerin tasarrufları esas değildir, hükümet


kredilerinin transfer edilmesinden de sorumludur. CRENHOR zamanında ödeyen müşteri ile
ödemeyen müşteri arasında ayrım yapmaya son verir ve kredileri en çok ihtiyacı olanlara
dağıtmamaya, zamanında ödeyenlere dağıtmaya eğilimlidir. Ve hepsi bu değildir: yeniden
dağıtılan kredileri devletten önce karşılaması gerektiği için, borçluları adaletin ellerine
vermeye zorlanmıştır. Aynı şey hizmet kooperatifi COANOL ile oldu. Fonları üyelerinin
tasarruf kapasitesinin çok üstüne çıktı. De la Torre kooperatiflerin sermayesinin yalnızca
üyeleri tarafından katkıda bulunulan payların toplamı olması gerektiğini düşünüyor –borçların
ödemesini garanti altına alabileceği ve üyelerin kooperatiflere sahip olduğunu hissedebileceği
tek yol budur. Ancak bu gerçekleşmez. Hem kredi kooperatiflerinin mirası hem de hizmet
kooperatiflerininki büyük ölçüde kooperatif dışındaki kaynaklardan gelir ve bu sistemi
çökertir: Kooperatifler giderek borçlanır, kooperatifleri terk eden üyeler borçlarını ödemez ve
dayatılan teknolojik paket girdiler üzerine gerekli olduğundan daha fazla harcatır, böylece
kârları düşer ve sorun büyür.
Kredi kooperatifi CREDİTAR’dan sorumlu Mário Schons, durumun çok daha çetin
olduğunu itiraf eder zira –başka şeylerin yanı sıra- CREDİTAR, kredi kooperatifleri Merkez
Bankası kurallarıyla idare edilir ve eğer banka aniden hesapları kontrol edecek olsaydı, bunu
yapma hakkı olurdu. “Eğer kooperatif köylüleri desteklemeyi sürdürmek isterse, bu bir kez
daha yerleşimciyi topraksız bir insan yapacaktır. Bu kapitalizmin sizi yapmaya sevk ettiği
çelişkidir. Bu tarz bir soruna meydan vermemek için, kooperatifin kendisi önlemler alır:
köylünün parasal durumunu değerlendirir ve köylü daha fazlasını istese bile, kendisine sadece
bu kapasiteye tekabül eden miktarda para verir.” 94

Sonunda, bu uzun yol süresince MST, mevcut yasaların geleneksel olanlardan farklı bir
kooperatif oluşturmak konusunda herhangi bir çabaya girişmenin bir deli gömleğine eş değer
olduğunu kanıtlayabildi. MST’nin mevcut Kooperatifler Kanununun değiştirilmesinde ve
geleneksel olanlardan farklı işçi kooperatiflerinin örgütlenmesini teşvik etmek için bir yasa
tasarlanmasında ısrar etmesinin nedeni budur.

NOTLAR:
1
“Bir yerleşim topraksız köylülerin kullanması amacıyla toprağın bir kısmında çalışan aile gruplarından
meydana gelir ve toprak tarım ve sığır yetiştirme üretimi için kullanılır [...]. J. P. Stédile and Frei Sérgio, La
lucha por la tierra en el Brasil, Barcelona’daki MST’ye Destek Komitesi (tarihsiz), S.46 Orijinali Portekizce,
Salvador, 1999.
2
Roseli Salete Caldart, Pedagogia do Movimento Sem Terra, Editora Vozes, Petropolis, Rio de Janeiro, 2000,
S. 120.
3
Yukarıda A.g.e. S. 121
4
Age.
5
Toprak için baskıdan sonuç almak açısından, MST’nin bir alan işgal etmek için bölgedeki mümkün olan en
geniş sayıda topraksız köylüyü örgütlemeye çalıştığını unutmamalıyız.
6
Ulusal Kolonizasyon ve Tarım Reformu Enstitüsü
7
Bakınız Bölüm II: İşgal ve Kamp
8
Toprak Bankasının avantajlarından biri büyük toprak sahiplerinin senetle değil, para ile ödeme yapmasıdır.
9
Tarım reformu yerleşimlerinin toprakları içerisindeki bütün kamusal toprakları kapsayan sadece Sao Paulo
eyaleti için geçerli bir yasa vardı. “Eyalet yönetiminde politik bir değişime neden olan 1982 seçimleriyle birlikte,
Sao Paulo eyaletinde zirai vaziyetle ilgili olarak yeni bir yerleşim oluşturuldu. Jose Gomes da Silva Tarım
Bakanlığını işgal etti ve arsaları düzenlemek için bir proje uygulamaya koydu.” B. Mançano Fernandes, A
Formação do MST no Brasil, Editör Vozes, Petrópolis, 2000, S. 67.
10
Bu malikâne Sao Paulo eyaletinin güney doğu kısmındadır. 17.500 hektarı ve Itapeva ve Itabera’nın iki
belediyesini kapsar. Devlete bağlı olan bu topraklar hükümet tarafından yasal tedbirler yoluyla Pirituba’dan
yararlanmak isteyen büyük kiracılara kiralandı. Ancak toprak çoğunlukla terk edildi. B. Mançano Fernandes, A
Formação do MST no Brasil, Yukarıda A.g.e S.67.
11
Jaguncos
12
Pirituba Parana eyaleti sınırından 30 kilometredir. Ben 100 kilometre uzakta bir bölgeden geldim.
13
Kırsal Toprak Komisyon
14
Bu kelime Brezilya’da evlerin sadece bir yerde gruplara ayrıldığı tarımsal yerleşimler için kullanılır.
15
Fasulyeler
16
Pratik nedenlerle Pirituba (eski mâlikanenin adı) hakkında konuşuyoruz, bununla birlikte şu anda orada MST
bu toprakları işgal etmeye ve malikânenin bir kısmını zapt etmeye başladığı sırada, 1986’dan beri oluşturulan
altı yerleşim vardır. Bazen, altı yerleşimden bahsetmek yerine “alanlardan” bahsediyoruz, “ancak bunlar pratikte
son on yıl boyunca aynı malikâne üzerinde oluşturulan yerleşimlerdir.” Norberto Martines, bu çalışma için
notlar, 2 Aralık, 2001.
17
Küba’nın sosyalizmin Doğu Avrupa ve SSCB’deki yenilgisinden sonra içinden geçtiği döneme bir benzetme
olarak gönderme yapıyor.
18
“Tabandaki çekirdekten” bahsediyor, ancak “militan çekirdek” ile karıştırmayı önlemek için J. Pedro Stedile
tarafından önerilen “aile grupları” ifadesini kullanmaya karar verdik.
19
MST oportünistleri daha önce mücadele sürecinden geçmeden toprak tahsis edilmiş köylüler olarak düşünme
taraftarıdır.
20
Bu artık bulunmuyor. 2000 seçimlerinde Fernando Henrique Cardoso Yönetimi tarafından ortadan
kaldırılmıştı.
21
İlkokuldaki ikinci sınıfa gönderme yapıyor.
22
İlkokuldaki dördüncü sınıfa denktir.
23
Orta Dereceli Okula denktir.
24
Bu yönün gelişimi için Bölüm IV: Eğitim bakınız.
25
MST kendi anaokullarını böyle adlandırır.
26
İşçi Partisi
27
Brezilya Portekizcesinde: pelego
28
Brezilya Demokratik Hareketinin Partisi
29
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra..., Yukarıda A.g.e S. 47.
30
A.g.e.
31
MST, Construindo o Caminho, Movimento dos Trabalhadores Rurais Sem Terra, São Paulo, Haziran 1986, S.
164.
32
Norberto Martines, bu çalışma için notlar, 2 Ağustos, 2001.
33
MST-Concrab, O que levar em conta para a organização do assentamento, Cuaderno de Cooperação
Agrícola No. 10, Mayıs 2001, S. 12.
34
A.g.e.
35
Bu sonuçlar broşürde etraflıca geliştirildi. O que levar em conta… Yukarıda A.g.e, S. 12-14.
36
Bu genelge dağıtımının kusuru çok esnek olmamasıdır. Yerleşik ailelerin sayısının uzun bir süre sabit kalacağı
inancına dayanıyordu, ancak mesele bu değildir.
37
Mahalleler her zaman yerleşimcilerin inisiyatifi sayesinde kurulur.
38
J. P. Stédile, bu çalışmaya notlar , 31Temmuz, 2001.
39
MST-Concrab, O que levar em conta…, Yukarıda A.g.e S. 9.
40
Alvaro de la Torre, Röportaj Marta Harnecker, Yukarıda A.g.e
41
Norberto Martines, bu çalışma için notlar, 5 Kasım, 2001.
42
Belli bir ölçüde izin son mülkiyet hakkı dağıtılırken hükümet tarafından verildi.
43
Bankanın kredi yetkisi vermesi için köylüyü destekleyen mektup.
44
MST-Concrab, O que levar em conta…, Yukarıda A.g.e S. 14.
45
A.g.e.
46
Yukarıda A.g.e S.14-15
47
Yukarıda A.g.e S.19
48
Bu okulun özellikleri üzerine, bakınız bu kitabın konuya ilişkin bölümüne.
49
Bilgi Ceara’daki MST ulusal koordinasyon üyesi ve sağlık sektörünün ulusal koordinatörü Vilanice Silva
tarafından verildi, röportaj Natalia Alvarez, Havana, 13 Nisan 2001
50
Her din insanı hem yabancılaştırmak hem de özgürleştirmek için kullanılabilir.
51
Gilmar Mauro, Article “O MST e o Meio Ambiente,” Nação Brasil magazine, No. 122, Eylül 2000, S. 22-25.
52
A.g.e.
53
Sömürgecilik zamanları boyunca, sahiplerinin malikânesi civarındaki alanlarda sefil bir hayat yaşamaya
zorlanan siyah köleler özgürlük içerisinde yaşadıkları, quilombos olarak adlandırılan, alanlar örgütleyerek büyük
gruplarla dağlara doğru kaçtı. Bunların en büyüğü República dos Palmares (1618-1698) olarak biline gelen
Alagoas ve Pernambuco eyaletleri arasındaki sınırdadır. Ganza Zumba ve Zumbi esas liderleriydi. Bazı tarihçiler
bu quilombos’larda 30.000 siyahın yaşadığını hesapladı.
54
Bu konu hakkında bakınız MST-Concrab, O que levar em conta…, Yukarıda A.g.e S. 15-17.
55
Yukarıda A.g.e S.16
56
Yukarıda A.g.e S.17
57
A.g.e.
58
Empresa Brasileira de Pesquisas Agropecuárias
59
J. P. Stédile, “Terra de todos,” Caros Amigos dergisinde röportaj, Haziran 2000, S. 32.
60
MST, Construindo…, Yukarıda A.g.e, S. 200-201.
61
Yukarıda A.g.e S.201
62
Bakır sülfit ve su ile kireç karışımı.
63
Sem Fronteira dergisinden alınmıştır, Aralık 2000, No. 285, S.21
64
J. P. Stédile ve B. Mançano Fernandes, Brava…, op. cit., S. 117, Braz. Ed., S. 101.
65
A.g.e.
66
Brezilya’da belediye temsilcileri vereadores olarak adlandırılır.
67
J. P. Stédile ve B. Mançano Fernandes, Brava…, Yukarıda A.g.e S. 118, Braz. Ed., S. 102.
68
Brezilya Portekizcesinde: mutirão
69
Construindo o caminho’dan alınmıştır, MST, São Paulo, 1986, S. 186-187.
70
Yukarıda A.g.e S. 190.
71
Yukarıda A.g.e S.191-192
72
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra… Yukarıda A.g.e, S. 50.
73
Yukarıda A.g.e S.48 Bununla birlikte Stedile şunu açıkça görür “başlangıçta birçok insan iş bölümüne karşıydı
çünkü iş bölümünü kapitalizmle karıştırıyorlardı.” O zamanlar bu iş bölümünün -üretici güçlerin gelişmesinin
doğal bir sonucu olarak- sadece insanları sömürmek amacıyla değil fakat genel olarak yaşam şartlarını da
geliştirmek için kullanılabileceğini anlamadılar. CONCRAB tarafından basılan bir broşür iş bölümü ilk
incelendiğinde Taylor modeli tarafından üretilen yabancılaşmanın dikkate alınmadığını belirtir. Bakınız Conrab,
A evolução da concepção de…, Yukarıda A.g.e S. 17.
74
J. P. Stédile and Frei Sérgio, La lucha por la tierra..., Yukarıda A.g.e S. 48.
75
Construindo…, Yukarıda A.g.e, S. 193-194.
76
Yukarıda A.g.e, S. 192-193.
77
Concrab, A evolução da concepção de…, Yukarıda A.g.e., S. 26.
78
J. P. Stédile, röportaj Marta Harnecker, 22 Mayıs, 2001.
79
Yukarıda A.g.e
80
A.g.e
81
Alvaro de la Torre, röportaj Marta Harnecker, Porto Alegre, 13 Mayıs 2001
82
J. P. Stédile, röportaj Marta Harnecker, Yukarıda A.g.e.
83
Yukarıda A.g.e
84
Elena Ferreira, Otto Fifueiras’den alıntılandı, “Sabor de Campo,” Sem Terra dergisi, Yıl III, No. 10, Ocak-
Şubat. 2000, S. 37. Yukarıda A.g.e, S. 37.
85
Vilmar Martins Silva, Novo Sarandi Tarım Kooperatifi lideri, Rio Grande do Sul, röportaj Marta Harnecker,
Eylül 1999.
86
Concrab, 1997, S. 62-71, B. Mançano Fernandes’dan alıntılandı, A formação do MST…, Yukarıda A.g.e, S.
233.
87
Vilmar Martins da Silva, röportaj Marta Harnecker tarafındandır, Yukarıda A.g.e.
88
B. Mançano Fernandes, A formação do MST…, Yukarıda A.g.e, S. 233.
89
Op. cit., Concrab, A evolução da concepção de..., Yukarıda A.g.e., s. 23.
90
Concrab, Sistema..., Yukarıda A.g.e, S. 34.
91
Waldemar de Oliveira, Kredi Kooperatifi Crenhor’un lideri, röportaj Marta Harnecker, Eylül 1999.
92
Banco de Brasil yatırımları ve tarımsal üretimin işletme giderlerini finanse ederken BNDES sadece yatırımı
finanse eder.
93
Daha önceden belirtilen Waldemar de Oliveira’nın röportajda açıkladığı şey burada son bulur. Öte yandan,
Norberto Martines’e göre, dağıtılan krediler uzun vadeli yatırımlar için değil, yıllık üretimle ilişkilidir –bunların
kontrol edilmesi çok güç oldu.
94
Mário Schons, röportaj Marta Harnecker, Santa Catarina, Mayıs 2001.

You might also like