You are on page 1of 70

SKENDER PALA K DRHEM BR EKRDEK

Tarayan Sleyman Yksel www.suleymanyuksel.com

Dzenleyen mer Arslan E-Yayn: ayra sanal yayn Ocak, 2008 http://ayrac.org ayrac.org@gmail.com

SKENDER PALA 1958, Uak doumlu. stanbul niversitesi Edebiyat Faklte-si'ni bitirdi (1979). Divan edebiyat dalnda doktor (1983), doent (1993) ve profesr (1998) oldu. Edebiyat aratrm acs olarak eitli ansiklopedi ve dergilerde bilimsel ve edeb makaleler yaynlad. Ortaokul ve liseler iin ders kitaplar yazd. Trk Silahl Kuvvetleri'nde alt yllarda Osmanl deniz tarihiyle ilgili aratrmalarda bulundu ve bir ksmn kitaplatrd. zellikle divan edebiyat sahasndaki almalaryla dikkat ekti. Divan edebiyatnn halk kitleler ince anlalabilmesi iin klsik iirden ilham alan makaleler, denemeler, hikyeler ve gaz ete yazlar yazd. Dzenledii divan edebiyat seminerleri ve konferanslar, kalabalk dinl eyici kitleleri tarafndan takip edildi. "Divan iirini Sevdiren Adam" olarak tannan skender Pala, Trkiye Yazarlar Birlii Dil dl'n (1989), AKDTYK Trk Dil Kurumu dl'n (1990), Trkiye Yazarlar Birlii nceleme dl'n (1996), Kayseri Aydnlar Oca Yln Fikir Adam dl'n (2001) ald. Hemehrileri tarafndan "Uak Halk Kahraman" seildi. Babil'de lm stanbul'da Ak adl roman Trk Eitim-Sen, Trkiye Yazarlar Birlii, Polis Akademisi ve Emniyet Tekil at ile deiik retim kurumlarnca yln roman (2003) seildi. Halen, stanbul Byk ehir Belediyesi Kltrel ve Sosyal ler Daire Bakan ve stanbul Kltr niversitesi r etim yesidir. www. iskenderpala.net

ki Dirhem Bir ekirdek skender Pala Kap Yaynlar 28 skender Pala Btn Eserleri 21 ki Dirhem Bir ekirdek skender Pala 15. Basm: 20002002, BKY Yaynlar 611. Basm: 20022004, L&M Yaynlar 12. Basm: Kasm 2004, Kap Yaynlar 16. Basm: Mays 2005, Kap Yaynlar 17. Basm: Eyll 2005, Kap Yaynlar ISBN: 9758950371 Yayn Ynetmeni: Cahit Akn Kapak Tasarm: Utku Lomlu Dizgi: Bahar Kuru 2000, skender Pala 2004; Bu kitabn yayn haklar Kap Yaynlar'na aittir. Kap Yaynlar Ticarethane Sokak No: 53 Caalolu / stanbul Tel: (212) 513 342021 Faks: (212) 512 3376 e-posta: bilgi@kapiyayinlari.com www.kapiyayinlari.com Bask ve Cilt Melisa Matbaaclk iftehavuzlar Yolu Acar Sanayi Sitesi No: 8 Bayrampaa / stanbul Tel: (212) 674 9723 Fax: (212) 674 9729 Genel Datm Alia Basm Yaym Datm Ltd. U. Ticarethane Sokak No: 53 Caalolu / stanbul Tel: (212) 511 5303 Faks: (212) 519 3300 Kap Yaynlar, Alfa Yayn Grubu'nun tescilli markasdr.

NDEKLER 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 Sunu Abay Yakmak Adn Deftere Geti!.. Afyonu Patlamak Az(n)a Tkrmek Azndan Baklay karmak Ahfe'in Keisi Ali Cengiz Oyunu Ali Kran Ba Kesen Alk Okumak (Alk Tutmak) Alt Kaval st ehane Altndan apanolu kyor Arafat'ta Soyunmu Hacya Dnmek Aslna Huuu... Nesline Huuu!.. Ate Pahas At Alan skdar' Geti Avcunu Yalamak Badat Gibi Diyar Olmaz Balta Asmak Balk Kavaa knca Bam Teline Basmak Bel Balamak Bulgurlu'ya Gelin Gitmek Burnundan Fitil Fitil Gel(dir)mek Cemaziylevvelini Bilmek Ceza-y Sinimmar adrn Bana Ykmak am Devirmek izmeyi Amak Dalkavuunu Bulmak Defin Kulan nlatmak Demokles'in Klc Di Bilemek Dokuz Dourmak Dolap evirmek Edep Ya Hu! Eli Perevi Eli Kulanda Eski amlar Bardak Oldu Eski Kula Kesiklerden Eref Saat Eyyam Reisi Fertii ekmek Gemi Maymunu Gibi Goygoyculuk Yapmak Gzden Srmeyi ekmek Hac Mandal Mhr Halep Oradaysa, Arn Burada! Hap Yutmak
5

49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99

Hem Kel, Hem Fodul Hem Kemanke; Hem ileke Hoafn Ya Kesilmek ki Dirhem Bir ekirdek pe Un Sermek pin Ucu psiz Sapsz Kabak Banda Patlamak Kabak Tad Vermek Kalb Dinlendirmek Karaku Hkm Karaman'n Koyunu Ka Yaparken Gz karmak Kak Dman Keileri Karmak Krk Yllk Kani, Olur mu Yani Krkndan Sonra Saza Balamak Ks Dinlemek Kpn Doldurmak Lf Gzaf Lfla Peynir Gemisi Yrtmek Lahanac - Bamyac Matrak Gemek Maval Okumak Molla Kasm Muhavere-i Tebabliye Musul emesinden Su mek Mnasebetsiz Mehmet Efendi Mrekkep Yalamak lr msn; ldrr msn? Pabucu Dama Atlmak Psteki Say(dr)mak Pf Noktas Rahmet Okutmak Sabr (ana) Tat Saman Altndan Su Yrtmek Sar izmeli Mehmet Aa Sebilhane Barda Srra Kadem Basmak eb-i Yelda Tas Tara Topla(t)mak Tazya Muska Yazmak Tekeden Teleme almak Temize Havale Etmek Topra Bol Olmak Turnay Gznden Vurmak Vermeyince Mabut Ye Mehmet Ye! Yok Devenin Ba Yolunacak Kaz Zerdeyle Zrva
6

SUNU Anlatm gzelletirmek, savunulan fikir ve dnceyi daha etkili klmak zere her dilde kalplam baz szler bulunur. Ataszleri, dua ve temenni cmlecikleri, svg ve ilenler, bilmece ve tekerlemeler, vb... Bu tr kalplam szler arasnda, dilin bnyesinde en sk rastlanlanlar ise deyimlerdir. ki ya da daha fazla kelimeden meydana gelen ve kelimelerin z anlamlar dnda bir anlam ifade eden sz gruplarna deyim denir. Eskiler buna tabir derlerdi. Dilin bnyesinde kalplam ve kklemi olarak deimeden kullanlan deyimler, hi phe yok ki anlat ma canllk ve g katarlar. Bu sayede dncelerin ve olaylarn muhataba daha etkili bi imde yanstld bir gerektir. Deyimler, ataszleri gibi her durumda kesin doru olmayabilir ve genel kural nitelii ta maz; bunun yerine yalnzca zel bir durum karsnda doru kabul edilir ve ylece kullan lrlar. Nitekim kurall bir cmle nitelii gsteren deyimler de vardr ve bunlar ataszlerine benz ese de anlatmda deyim grevi yaparlar. "Et trnaktan ayrlmaz" dediimizde her durumda kesin bir doruyu anlatm oluruz; bu bir ataszdr. Oysa "et trnak olmak" dersek baz durumlar iin geerli olan bir deyimi ifade ederiz. "At alan skdar' geti" dediimiz vakit zel bir durumu, "Garip kuun yuvasn Allah yapar" dediimiz vakit de genel bir doruyu anlatm oluruz. Elinizdeki almada yer alp da atasz gibi grnen deyimler bu trdendir. Ataszleri, genellikle, uzun zamanlarn tecrbeleri sonucu ulalan dorularn veciz ifades idir; oysa deyimler, genellikle bir ykye, bir efsane veya vak'aya dayanr. Baz kiilerle ilg ili anlar ve hikyeler, tarihten alnm olaylar, vs. deyimlerin ortaya k nedenleri aras nda n sralar paylarlar. Bu bakmdan deyimlerin kaynaklarn arayp bulmak, olduka meakkatli bir itir. Osmanl tarihleri, eski ansiklopedik eserler, tarih szlkleri, tezkireler, letayifnameler, durub- emsal ve tarih fkra derlemeleri, muhtelif elyazmas kitap ve mecmualar, bilimsel aratrmalar, folklor periyodikleri, halk kltr aratrmalar vs. hep deyimleri perakende biimde bulabileceimiz eserlerdir. Bazen rasgele bir sayfada, bazen bir dip notta, bazen da hi ummadnz bir el yazmas sayfasnda bir deyimin ortaya k hikyesiyle karlamak mmkndr. Yllardr, deyimlerin hikyelerini bulduka topluyordum. Sonra bunlar Zaman gazetesind eki stunumda peyderpey yazdm. Okuyucularmdan bu konuda ok sayda mektup ve takdir aldm iftiharla sylemeliyim. Hemen hepsi, bu hikyeleri topluca bulabilecekleri bir kaynak soruyorlard. Biz, bu konuda iki kitaptan daha yararlandk. Bunlardan biri Osman izmeciler'e (nl Deyimler ve ykleri), dieri de Yusuf Ziya Bahadnl'ya (Dey imlerimiz ve Kaynaklar) aitti. Her iki alma da maalesef bugn artk kitap vitrinlerinde yer almamaktadr. Okuyucuya ilgin gelen bu tr hikyelerin topluca bulunabilecei bir kaynak ihtiyacdr ki, elinizdeki kitabn olumasna vesile oldu. almamzn asl nemli yan ise Osmanl harfli kaynaklarda rastlayp derlediimiz deyimleri de ihtiva etmesidir. Bylece toplam 99 adet deyimin hikyesine ulatk. Bunlar bir kitapta toplama cesaretini okuyucularmzn takdir ve teviklerinden, gerekli yardm da rencilerim A. Demir, A. enyurt ve E. Erolu'ndan aldk. Deyimlerimizin ortaya k hikyelerini bilmek, konuurken bize ne kazandrr bilmem; ama dilimizin kltre yansyan yzne bir renk kataca kesindir. Umarz, bu konuda daha geni aratrma yapacaklar iin bu kk kitap, bir balang olur.
7

1 ABAYI YAKMAK Aba, dvme ynden deiik kalnlklarda yaplan bir tr kuman ad olup genellikle beyaz renkte imal edilir. Siyah renklisine ise kebe denir. Bu cins kuman kullanld pek ok yer olmakla beraber, aba denilince genellikle dervil erin giydii hrka anlalr. Vcudun tamamn rtecek kadar geni ve uzun, yakasz ve yensiz dikilen abann zellii, dmesiz olup kuak ile kullanlmasdr. Abann tekke mensuplar ve tasavvuf ehli olanlar yannda dier insanlar tarafndan da kullanlan bir giyecek olmas, aba hakknda dilimize pek ok deyim ve atasz kazandrm tr. Abal: Fakir, kimsesiz. Abac: (Mecazen) Hazra konmay seven, bedavac. Abas krk yerinden yamal: Yrtk prtk giyecek kadar fakir. Alaca abal: Hrkas yamalklarla dolu olacak kadar fakir. Abaya brnmek: Tasavvuf yoluna girmek. Kaba (kebe) yerine aba giymek: Tasavvuf yoluna girmek. Ban abaya ekmek: (Mecazen) lmek. Aba da bir kaba da bir giyene (Gzel de bir irkin de bir sevene): nand ey adna her eyi ho gren; ince eleyip sk dokumayan, merebince yaamak iin bakalarnn ayplam alarn hie sayan. Aba vakti yaba; yaba vakti aba (olmaz): Her ie uygun bir ara veya yol yordam mevcuttur. (Yaba, harmanda ekin savurmaya yarayan drt atall trmk eidi olup aba giymi bir insan tarafndan kullanlmas zordur. Bunun birinci sebebi, harman mevsiminin ok scak olmas; ikincisi de yaba sallarken abaya dolamasdr. Buradan yola karak atasznden mecazen, ibadet zaman ibadet; i zaman i anlay kartlabilir.) Abann kadri yamurda bilinir: Aba insan yamurdan koruduu gibi abaya brnen ins anlar da bel yamurlarndan korunur, (mu diye rivayet olunuyor!) Aba yeninden yldz gsterir: Madd zenginlik veya manev kudret ile dileyeni muradna erdirecek kudrete sahip kiileri anlatr. Bir abam var atarm; nerde olsa yatarm: Gezginci dervilerin hlini anlatan bu sz, taa topraa, oduna tahtaya, ula aputa ehemmiyet vermeyen kiilere zg anlayn ifadesi olup gnl zenginliini anlatr. Zeyl: Aba ile alkal olarak deyim daha kald. Tam da zamanmz anlatyorlar: Birincis ini "Vur abalya!" diye kullanyorlar. kincisine "Aba altndan sopa gstermek" diyorlar ki dervi geinme iddiasnda iken dervilie yakmayan iler yapmaktan kinaye olarak ok masum gibi grnp de zorbala soyunmay karlyor. Dieri de nc -kiiler iin kullanlan "Abac kebeci; bu neci (Abac, kebeci, sen neci?)" szdr. Sanrz, bunu izaha hacet yoktur. imdi gelelim abay yakmaya. Bu deyim mecazen "birisine k olmak, tutulmak, gnl vermek" gibi anlamlar ihtiva eder. Derviler arasnda birilerinin aknn byklnden bahsedilecekse eskiden, "Ooo! Abas hayli yanktr!" gibi ifadeler kullanlrm. Eski tekkelerin mimar kompleksi iinde bir mescit (veya cami), ortada adrvan olan bir avlu ve avluyu evreleyen dervi hcreleri, byke bir dershane, mutfak, kiler, ambar, vs. bulunduu bilinmektedir. Bilhassa k aylarnda dershanenin oca harl atele yaklarak derviann burada toplanmalar salanr; bylece hem iktisat yaplr, hem de uzun saatler mritten istifade ortam oluturulurdu. te byle bir k gecesinde, yn abalarna brnm derviler dershanede halka olup eyh efendiyi dinlemeye balamlar. Efendi hazretleri, cotuka anlatm; anlattka coturmu
8

ve derviler kendilerinden geecek derecelere gelmiler. Bu srada, ocaa srt dnk derv ilerden birisinin abasna ate srayp duman ttmeye balamsa da derviin scakl hissettii yok!.. indeki ate, dndakinin scan bastrm durumda. "Pir akna Yr akna (Allah akna)!" yanmaya devam ediyor. Nihayet eyh efendi, duman fark edip bu mridini ikaz ile yanmaktan kurtaryor ve arkadalar arasnda mahcup olmasn diye onu dierlerine "gerek Hak k" olarak tantyor. imdi argo lisanda kullanlan "abay yakmak" deyimi, ite o hadisenin yadigrdr. 2 ADIN DEFTERE GET!.. Dilimizde, hak etmedii halde bir makamn yetkilerini kullanarak st perdeden konuan yahut nemsiz bir baars zerine "bir yumurta bin bir gdgdak" ortal velveleye verenler hakknda sylenen bir deyim vardr: Anr eeim anr, adn deftere geti. Deyimin ilgin bir hikyesi var. Osman izmeciler'in nl Deyimler ve ykleri (stanbul 1989) adl almasndan naklen (s. 20) anlatalm: Tarihimizdeki ilk istatistik Tanzimat yllarnda yaplm. Ancak o yllarda, saymn ve say lmann faydasn anlamayan insanlara istatistii izah etmek ok zor olduundan, yetkililer dnp tanmlar ve yumuak gei iin ncelikle kylerde bir hayvan saym yapmay uygun bulmular. Kylnn biri, saym bittikten, memurlar gittikten sonra ahrdaki eeinin durmadan anrdn grm. Adam sabahtan beri bir ie yaramadan yalnzca semiren eeine bakm, bakm ve saym sebebiyle yapamad ilerinin, boa geen gnnn acsyla k m: Anr eeim anr... Adn deftere geti!.. 3 AFYONU PATLAMAK Eski tiryakiler, ramazanda afyonu macun haline getirir ve mercimek byklnde toplar yapp her sahurda iki tane yutarlarm. Ancak her bir macunu srasyla bir, iki, kat ktlara sarmay da ihmal etmezlermi. Bylece kt, mide z suyunda eriyince macun midede dalr ve birka saatliine keyif devam edermi. Tabi iki kat kda sarlan macun, birka saat sonra, kat kda sarl macun da onu takiben kana karnca tiryaki iftara kadar rahat etmi oluverir. Ancak bu plann yolunda gitmedii, afyonun kdnn zor parelendii yahut kana karmas geciktii durumlarda tiryaki krizlere girer ve d dnyadan deta kopar. Afyonu patlayp kana karasya kadar farkl tepkiler verir. Konuulan veya yaplan eye uygun karlk verilmeyen, anlama ve alglamada geciken durumlarda "Daha afyonu patlamad galiba!" gibi cmleler sylenmesi bundandr. 4 AZ(IN)A TKRMEK Argo szler arasnda "Azna tkrdmn..." veya "(Ben onun) azna tkrrm.!" gibi kullanmlara rastlamsnzdr. Terbiyesi elvermeyenler iin ar kfrler yerine kullanlan aza tkrmenin asl birtakm hurafelere dayanr. Eskiden stma, ateli hastalklar, ellerde kan siiller, akl dengesini yitiren kiiler, vs. iin birtakm cahil hocalara gidilip nefes ettirilirdi. Tbbn gelimedii ve din istismarnn alp yrd zamanlardan kalan bu alkanlk hl, binlerce saf insann, akn akn falclarn, cinci hocalarn veya szde ermilerin kapsnda birikmesine sebep olmaktadr. Eskiden hastalara nefes eden kiiler hi olmazsa birka dua ile iinde "ifa" sz geen ayetleri
9

okurlar ve Kur'an'n ifa olmasndan medet umarak kendilerince bir kda ayetler, tls mlar, rakamlar, ekiller, vs. yazar, bunlar gen biiminde kvrp muska diye hastalara verirlermi. imdiki muskalarn iinde ne yazl olduunu hocann kendisi bile bilmemekt edir. Muska ve nefesin tarihine bakldnda ta Keldanilere kadar bu tr istismarlarn olageldii grlmektedir. Gk bilimleriyle yakndan ilgilenen Mezopotamya toplumu Keldanilerin, falclkla gelecei renmeye almak gibi hastalklar da illar yerine tlsmlar ile tedavi etme yntemleri var imi. slmiyetin bunu menetmi olmasna ramen kolay geim yolu arayan birtakm cahil hocalar, bu tr tedavi yollarnda mahir olduklarn syleyerek yine kendileri gibi cahil ve stelik de aresiz insanlar istismar etmi, gya onlara ifa datm lardr. te bu tr hocalarn muska yazabilmeleri ve okuyarak nefes edebilmeleri iin bir stattan el almalar yani sembolik olarak "Tu tu tuu!" diyerek azlarna tkrtmeleri ger ekir. Bylece azna tkrlen kii, tkrenin yetkilerini kullanabilir, onun halifesi veya vekili gibi icraatta bulunabilir. Bu, bir tr icazetname ve mezuniyettir ki artk o kiinin de okuduu hastay iyiletirebilecei yahut muskalarnn ifa olacana inanlr. Tabii bunun karlnda aza tkrene dnyalk bir eyler de takdim edilmesi gelenektendir. Bebek yahut kk ocuklarn, manev itibarna ve ermiliine inanlan kiilere gtrlerek azlarna tkrtlmesi ve ardndan da ileride o kii gibi ulu bir zat olmalar iin dua istenmesi yakn zamanlara kadar geerli olan Anadolu detlerinden biriydi. Eski tekkelerin eikleri, bu sebeple ok anm olsa gerektir. Btn bunlardan anlalan o ki argodaki azna tkrmek deyiminde, bir stnlk mcad elesi vardr. Birisinin azna tkrdn veya tkrmek istediini "azna tkrdm" veya "azna tkreyim" gibi basmakalp deyimlerle ifade eden kii, sz konusu meselede azna tkrlenden daha usta olduunu veya olabileceini ima etmeye almakta, "Bu konuda ben onun azna tkrrm!" diyerek de bir nevi tehdit savurmaktadr. El almak deyimi tasavvufta herhangi bir mride intisap etmeyi karlar. Tarikata ait bir treyi yapmak, bir etkinlikte bulunmak ve hastala okumak iin izin almaya "el almak"; bunun karlna da "el vermek" denir. El veren kii kendisi de bir mritten el ald iin bu silsilenin ta Hz. Peygamber'e kadar uzandna inanlr ve hatta baz hastalklara okuyan, kurun dken, tlsm yapan yal kadnlar "Tuu, tuu, tuuuu; el benim elim deil Fatma anamzn elleri" diyerek hasta zerine (ocuklarn da azna) tkrrler. Aza tkrmenin yalnzca hasta okumaa zg bir gelenek olmadn u hikyeden de anlamak mmkndr: Vaktiyle, sama sapan iirler yazan bir air, Molla Camnin meclisinde, stat, demi, dn gece ryamda iirler yazyordum ki Hzr aleyhisselm grdm. Mb arek aznn tkrnden bir para benim azma thledi. Molla Cam, adamn, iirlerinde keramet sezilmesi iin byle sylediini ve gya Hzr'n feyiz verici nefesine mazhar olduuna dair yalanc hret peinde kotuunu anlayp cev ab yaptrm: Be ahmak, yle deil! Bence Hzr aleyhisselm bu iirleri senin yazdn grnce yz ne tkrmek istemi, ama o srada azn ak olduundan, tkrk suratna gelecei yerde azna girmi!.. 5 AZINDAN BAKLAYI IKARMAK Trkede bakla ile alkal iki deyim vardr. Her ikisinde de illiyet, kurutulmu baklann zor slanmas ve zor yumuamasyla ilgilidir. Kurutulmu baklann aza alndnda slanp yumuamas uzun bir sreyi ilzam eder. Sr saklama ve dilini tutma konusunda kendisine itimat edilemeyen kiiler iin "Aznda bakla slanmaz" deyiminin kullanlmas bu yzd
10

endir. Yani duyduu bir srr hemen bakasna anlatr, demlenesiye kadar yahut bir bakl ann slanaca mddet kadar olsun beklemez demeye gelir. Baklayla ilgili dier deyim, baklay azndan karmaktr. Deyim, iimizden getii halde mekn ve zaman msait olmad iin nezaket veya siyaseten syle(ye)mediimiz eyler iin birisinin bizi ikaz zmnnda "kar azndan (dilinin altndan) baklay" demesine iar ettir. Deyimin hikyesi yle: Vaktiyle, ok kfrbaz bir adam yaarm. Zamanla, kendisine yaktrlan kfrbazlk hretine tahamml edemez olmu. Soluu bir tekkede alm ve durumu tekkenin eyhine anlatp srf bu huyundan vazgemek iin dervilie soyunmaya geldiini sylemi. eyh efendi bakm, adamn niyeti halis, geri evirmek olmaz, matbahtan bir avu bakla tanesi getirtmi. Bunlara okuyup fledikten sonra yeni dervie dnp tembih etmi: imdi bu bakla tanelerini al. Birini dilinin altna, dierlerini cebine koy. Konumak ist ediin vakit bakla diline taklacak, sen de kfretme isteini hatrlayp o anda syleyecein kfrden vazgeeceksin. Bakla aznda slanp da erimeye balayacak olursa, cebinden k ardn yeni bir baklay dilinin altna yerletirirsin. Adamck, eyhinin dedii gibi tekkede kalp kendini kontrol etmeye balar. Bu arada eyh efendi de bir yere gidince, onu yanndan ayrmamaktadr. Yamurlu bir gnde eyh ile dervi bir sokaktan geerlerken bir evin penceresi hzla alr ve genten bir kz ocuu ban uzatarak, eyh efendi, biraz durur musun, deyip pencereyi kapatr. eyh efendi syleneni yapar, illa yamur sicim gibi yamaktadr. Snacak bir saak alt da yoktur. stelik niin durd urulduunu henz bilmemektedir ve kz da pencereden kaybolmutur. Bir ara evin kaps na varp kzn ne istediini sormak geer iinden ve tam kapya ynelecei srada kz tekrar pencerede grnr ve eyh efendi, der, birka dakika daha bekleseniz... eyh iinden "La havle" ekse de denileni yapmamak tarikat adabna mugayir olduundan biraz daha beklemeyi gze alr. O srada, kfrbaz dervi kendi kendine sylenmeye bal amtr. Yamurun iddeti gittike artmakta, bizimkiler de iliklerine kadar slanmaktadrlar. Nihayet pencere nc kez alr ve kz seslenir: Gidebilirsiniz artk!.. eyh efendi merak eder ve sorar: yi de evldm bir ey yok ise bizi niin beklettin? Efendim, der kz, elbette bir ey var, sizi sebepsiz bekletmi deiliz. Tavuklarmz kul ukaya yatryorduk. Yumurtalar tavuun altna koyarken bir kavuklunun tepesine bakl rsa, pililer de tepeli olur, horoz karm. Annem sizi geerken grd de yumurtalar kul ukaya koydu. Mnasebetsizliin bu derecesi zerine eyh efendi, Ulan dervi, der, kar azndan baklay!.. 6 AHFE'N KES Ahfe, Arap gramerinin en byk limlerinden ayr kiinin addr: Ebl-Hasan Sait b. Mesade, Ebl-Hattab Abdlhamit ve Ali b. Sleyman. Bunlarn her de yaptklar al malaryla Arapaya byk hizmetlerde bulunmular, ancak ilerinden birinin ad, bu al malarndan dolay deil; alma sisteminden dolay ibretle anla gelmitir. Ahfe kelimesi aslnda tropikal iklimlerde grlen bir tr gz hastalnn addr. Gnee ve a ar duyarllk sebebiyle ortaya kan bu hastala yakalananlar gzlerini ksarak bakmak zorunda kalrlar, bu da ciltlerinde bozulmalara sebep olurmu. Ahfelerin gzleri
11

kk olup geceleyin gndzden, bulutlu havada da gn ndan daha iyi grrlermi. Sz konusu dilci de bu illetten mustarip olduundan Ahfe lakabyla tannm ve asrlar ierisinde artk ad yerine yalnzca lkab kullanlmtr. Ahfe, yaad muhit itibaryla dil konusunda verdii dersleri dinlemeye istekli kimse bul amaz; saylar birka gemeyen rencileri de sk sk derslere devamszlk ederlermi. Byle durumlarda Ahfe hem retmenliin hakkn vermek, hem devletten ald paray hak etmek, hem de bilimsel aratrmalarn ilerletmek iin rencisiz snfta dersini anl atmaya devam eder, kesinlikle vazifesini aksatmazm. Ancak snfta bir muhatap olursa, ders takririnin daha zevkli geeceini dnp keisinin boynuna bir ip geirerek, bir r enci gibi kendisiyle beraber derslere getirmeye balam. Dersini anlatyor, gerekli yerlerde "Anladn m?" diyerek keinin yularn ekiyormu. Kei, yular ekildike mecburen ba n ne eiyor, Ahfe de bunu tasdik manasna alp bir sonraki bahse geiyormu. Ahfe ile keisi arasndaki bu hoca-renci ilikisi o kadar uzun srm ki, sonunda kei Ahfe'in "Anladn m?" manasna gelen hitabn duyar duymaz, ipinin ekilmesine gerek kalmadan artl refleks ile ban sallamaya balam. Ahfe, yllarca derslerine byle devam etmi ve dilin inceliklerini renecek insan bulam aynca Recisine retmeyi bir grev uuru saym. Ama ne yazk ki keisi asla konuamam. imdilerde Ahfe'in keileri, yava yava hecelemeyi sktler. Ama ne yazk ki hl "Tabii efendim, haklsnz stadm, doru sylyorsun azizim, ba stne mdrm..." demekten te geemediler. "Ahfe'in keisi gibi ban sallayanlarn bu bapta gsterdikleri ilerleme ise artl refleks olmaktan kp irad refleks hlini ald. Buna da zamanmzda, "Salla ban, al maan!" diyorlar. 7 AL CENGZ OYUNU Hile ile i yapanlarn dalaverelerine ve akla gelmeyecek tuzaklarna Ali Cengiz oyunu denir. "Filnca falancaya bir Ali Cengiz oyunu oynad ki..." diye balayan cmlelerin arkas nda eytann bile aklna gelmeyecek hileler, dzenbazlklar anlatlr. Bu deyimin menei eski bir halk hikyesine dayanr. Nklan- asar ve raviyan- eker gftr u gna rivayet ve bu yolla hikyet ederler ki; eski zamanda bir sehhar adam gayb ilimleriyle uraarak istedii ekle girebilmenin tlsmn kefetmi. Cifr, remil, falclk, yldz ve kyafet ilimlerine de vkf olan bu adam, sihirbazl kta o derece ileri gitmi ki cann elendirmek ve halka marifetini gstermek zere sk sk ekil deitirmeye ve insanlar hayrette brakan oyunlar karmaya balam. Hatta bu oyunu menfaatleri iin kullanmakta ve halk aldatmakta da stne yokmu. Sz gelimi hanmna, "Bahede bir keimiz var, pazara gtrp satver," der, sonra da baheye gidip kei klna girer, hanm kendisini sattktan sonra yine insan olup eve dnermi. Bu sihirbaz adamn bir huyu da isteyen herkese sihrini retmekmi. Ne var ki marifetini her kime retse, sonra ona bir oyun yaparak mat eder, ldrrm. Mesela oyunu renen kii kanarya olsa, sihirbaz bir atmaca olup onu avlar; renen aa olsa, sihirbaz ate olur onu yakarm. Devrin padiah, bu gidiata dur demek isteyince, tellallar rtp bu dzenbaz kendi huzurunda mat edene kzn vermeyi vaat etmi. Herkes bu tehlikeli snavdan kaarken Ali Cengiz adnda fakir bir dervi, bu ie talip olmu. Ali Cengiz, sihirbazdan oyunu renmek zere kurs almaya balam. Ne var ki sureta ahmak gibi davranp asla rendiini gstermiyormu. Bylece sihirbaz, Ali Cengiz'i kolay lokma olarak grp oyunu en ince ayrntsna kadar anlatmaktan ekinmemi.
12

Snav, padiahn cuma selmlndan sonra yaplacakm. Ali Cengiz, bir ko klna girip meydana gelmi. Sihirbaz, derhal bir kurt olmu. Ali Cengiz su olup kurdu bomak istey ince, sihirbaz kendini atee evirmi. Bir mddet ikisi de klktan kla girmiler. Sonunda Ali Cengiz bir iek olup padiahn kucana dm. Sihirbaz bir eek ars olup zerine konmu. Ali Cengiz derhl dar olup yere yaylm. Sihirbaz hemen tavuk klna girmi ve darlar toplamaya balam. O, darlar yiyedursun Ali Cengiz arkadan bir tilki olup tavuu bomu. Sihirbazn cenazesinin def(n)edildii gn, Ali Cengiz ile padiahn kznn krk gn krk gece srecek dnleri balam. Ne var ki Ali Cengiz'in sol elinden iki parma eksikmi artk. Yine de onlar ermi muradna, biz kalm kerevetine. Not: Ali Cengiz kelimelerinin "l-i Cengiz (Cengiz soyu)" armndan yola karak bu deyimin Anadolu'daki Mool istilsyla da bir alkas bulunduunu sylemek mmkndr. 8 AL KIRAN BA KESEN Klhanbeyi aznda "Ali kran ba kesen" diye bir deyim vardr. Bkn ve acmasz serser iler hakknda kullanlr. Bu deyim aslnda "Dal kran ba keser" atasznden galattr. Atalarmzn, insanlar aa ve bitki sevgisine tevik iin dal krann ba kesmi kadar sulu olduunu belirtmeleri, eskiden beri Trk-slm tresinde aa ve bitki hukukunun derinliini gsterir. Fatih'e atfedilen "Ormanlarmdan bir dal kesenin ban keserim." sz de bu anlayn tezahrdr. Ne ki, bizler "Dal kran ba keser." szn "Ali kran ba kesen" yapp Anadolu'yu aasz, bitkisiz brakmz. Dou ve Gneydou'da bir tek yaprak olmakszn uzayp giden bozkrlar, bir mill ayp deil de nedir? Devleti bir kalem geelim, peki, blge insannn aa sevgisi bu kadar m azalmtr?!.. Eer yle ise elbette "Dal kran ba keser." sz "Ali kran ba kesen"e dnmekte gecikmeyecektir. are, belki de bu sz Dal krann ba kesilir" ekline dntrmekten geiyor. Aa dikmek geleneini yitireli ok olmu; bari aa katlinin nne geilebilse!.. 9 ALKI OKUMAK (ALKI TUTMAK) Alk kelimesinin szlklerdeki anlam "Bir eyin beenildiini, hoa gittiini anlatmak iin el rpmak ya da o yolda szler sylemek"tir. Annemizin ak st kadar Trke olan bu kelime, karg (beddua) kelimesinin zt anlamlsdr. Ancak eski lgatler 'alk tutmak' ile 'alk okuma'y daima birbirlerinden ayrmlardr. Bize gre alk tutmak, afacan bir oc uun klas bir hareketini el rparak vmek ise, alk okumak da bir sanaty 'Yaa, var ol!' szleriyle onurlandrmaktr. Tarih manasyla alk, "Padiahlar ile vezirler hakknda, halk tarafndan hep bir azdan sylenen dua szleri"dir. Eskiden bayram merasimlerinde, cuma selmlklarnda ve muht elif kutlamalarda bu tr temenniler ska duyulur imi. Vaktiyle okunan alklardan bazlar u trde szler ihtiva eder: Padiahm ok yaa! (Bu alkta 'sen' kelimesi yer almamakta ve baktmz tarih kaynaklar da alkn 'Padiahm sen ok yaa!' eklini zikretmemektedirler. fadenin bu tr kullanm yanltr. mr- devletinle bin yaa! Aleyke avnillah (Allah yardmcn olsun)! Urun ak; ikbalin fzun olsun! Devletinle bin yaa! Maallah!
13

Gururlanma padiahm senden byk Allah var! El rparak yaplan alklar da tpk okunan alklar kadar vg anlamnda, olumlu mana ihtiva eder. Bu durumda bir kii yahut olay protesto iin alk tutmak yahut bir cenazeyi alk ile uurlamak gibi banal uygulamalardan istihzal bir mana anlalmak gerekir. Hani, protesto edilen kiiye "Tebrik ederiz, pek doru yaptn!" yahut lene "yi ki ldn de kurt uldun (veya kurtulduk)!" der gibi!.. 10 ALTI KAVAL ST EHANE Paralar birbirine benzemeyen ve uygun olmayan, dolaysyla bir ie yaramayan aparatlar hakknda veya giyim kuam konusunda birbirine uymayan ve yakmayan kyafetler iin alt kaval st ehane deyimini kullanrz. Buradaki ehane kelimesinin stanbul'da bir semt ad olan ihane ile herhangi bir alkas yoktur ve ihane sylenii yanltr. nk ehane diye namlusunda alt adet yiv bulunan tfek ve toplara denir. Yivler, mermiye bir ivme kazandrd iin ateli silahlarn gelimesinde nemli bir yere sahiptir. Evvelce kaval gibi ii dz bir boru biiminde imal edilen namlular, yiv ve set tertibatnn icadyla birlikte fazla kullanlmaz olmu ve gerek topuluk, gerekse tfek, tabanca, vs. ateli silahlarda yivli namlular tercih edilmitir. Merminin kendi ekseni etrafnda dnmesini ve dolaysyla daha uzaa gitmesini salayan yivler bir namluda genellikle alt adet olup mnhani (spiral) ekl inde namlu iini dolanrlar. Alt adet yiv demek, namlunun da alt blme (e hane = alt dilim) ayrlmas demektir ki halk dilinde eane (iane deil) eklinde kullanlr. Bu izahtan sonra st kaval, alt ehane biiminde bir silah olmayacan sylemeyi zait addediyoruz. nk kaval toplarn att glle ile ehanelerden atlan mermi farkldr. Keza kaval tfekler ile fiek atlrken ihane namlulu tabancalardan kurun atlr. Bu dur umda bir silah namlusunun yarsna kadar kaval, sonra ihane olmas da mmkn deildir. Ancak yine de vaktiyle bir avcnn, yivlerin icadndan sonra ifte (ift namlulu) tfeinin kaval tipi namlularnn st ksmlarn teknolojiye uydurmak iin ehane yivli namlu ile takviye ettiine dair bir hikye anlatlr. Hatta bu uydurma tfek yle acayip ve gln bir grnm alm ki dier avclar uzunca mddet kendisiyle alay etmiler ve "Alt kaval st ehane / Bu ne biim tfek byle" diyerek kafiyelendirmiler. O gnden sonra, halk arasnda bu hadiseye telmihen birbirine zt durumlar iin alt kaval st ehane demek yaygnlam ve giderek deyimleerek dilimize yerlemitir. 11 ALTINDAN APANOLU IKAR Tarihimizde apanolu lakabyla anlan bir slle vardr. Yozgat ehrini kuran Ahmet Paa, bu sllenin ilk tannm kiisi olup 1764 ylnda Sivas valisi iken nce azledilmi, ardndan da idam ettirilmitir. Ahmet Paa'nn byk olu Mustafa Bey ve ardndan da kk olu Sleyman Bey, vali olurlar. Sleyman Bey, bu sllenin hretini afaka salm bireyidir. Yozgat ehrini bayndr hle getiren ve Osmanl hkmet boluundan istifade ile Amasya, Ankara, Elaz, Kayseri, Mara, Nide ve Tarsus'u iine alan bir hkmet kurup adn Celaller listesinin serlevhasna yazdran odur. Sleyman Bey zamannda sad ece halk arasnda deil; devlet kademelerinde de apanolu ad, korku ve ekingenlikle anlmaya balar. te o dnemde devlet memurlarndan biri, verilecek bir yolsuzluk kararn kovuturmak zere mfetti tayin olunur. Aratrmalar ona, apanoullarndan birka kiinin de yols uzluklarda parma olduunu gsterir. apanolu Sleyman Bey'in nfuzundan ekinen memur, durumu yakn bir arkadana anlatp fikrini ister. Ald cevap yledir: Bu ii fazla kurcalama; altndan apanolu karsa ban belda demektir!..
14

Mfetti ne yapsn; soruturmalarn yarda brakp yuvarlak cmleler ile sonucu ilgili mercilere bildirir. apanolu Sleyman Bey yaad zamanda, takvimler 1700'l yllarn sonuna yaklam aktayd. imdi 2000'li yllardayz ve bir yerlerde yollar daima bir apanolu kesmi oluyor. 12 ARAFAT'TA SOYUNMU HACIYA DNMEK Arafat, Mekke-i Mkerreme'ye yaya olarak alt saatlik mesafede bir dadr. Haccn artlar ndan biri de bu daa kp dua etmektir. Hac adaylarnn ihrama brndkleri yer de buras olup hac mddetince bedenlerinde dnya nimetlerinden hibir ey bulundurmam alar, sadece dikisiz iki para bez ile rtnmeleri gerekir. Bu hareket hac adaynn, temsil olarak dnyay geride braktnn (terk-i dnya) gstergesidir. Dolaysyla "Arafat'ta soy unmu hacya dnmek" sz varn younu birdenbire yitiren yahut bir vesile ile terk ederek yoksullaan kiilerin durumunu anlatmak zere sylenir. Deyimdeki "soyunmu" kelimesini "soyulmu" diye sylemek yanltr. yle ya, Arafat'ta hrszn ne ii olabilir?!.. Dnya kurumad ya!.. 13 ASLINA HUUU... NESLNE HUUU!.. Vakti zamannda bir hkmdar, vezirlerine yle bir emir vermi: Tebaamdan bana Hzr Aleyhisselm' bulup getirecek bir kul var mdr, aratrlsn!.. O gnden tezi yok memleketin drt bir yanna tellllar kartlm. Ancak kimsenin bu ie cesaret ettii yok! Meer devlet elinin erimedii uzaklarda bir yerde pek yoksul bir ihtiyar yaarm. Adamck uzun uzun dndkten sonra "Eer baz artlar ne srerek bu ie talip olursam ahir-i mrmde birka zaman olsun bolluk ve refah yz grrm. Hk mdarn, tebaas olarak bizi arayp sorduu mu var? Hem ola ki talih yaver gider," deyip sarayn yolunu tutmu. Hkmdar, ihtiyara krk gn sre tanyp her trl isteinin yerine getirilmesini ferman buyurmu. htiyar o krk gn, kendisi gibi ne kadar fakir fukara varsa doyurmu, yardmda bulunmu. Krknc gn sarayn adamlar kapya dayanmlar ve "Buyur efendi, gidiyoruz!" demiler. Zavall ihtiyar, sayl gnn ok abuk getiini bilerek emre rza gstermi. Yolda yanlarna bir fakir dervi taklm ve Ben de sizinle geleyim ve saray bir kez olsun greyim, demi. htiyar buna da rza gst erip huzura varmlar. Hkmdar ihtiyara bakm; o hkmdara bakm. Ortada ne Hzr var, ne mazeret. Adamck durumu anlatacakken hkmdar ate pskrr vaziyette en byk vezirine sormu: Efendi, syle, bu densize ne ceza verelim? Hnkrm, bu adam krk katrn kuyruuna balayp srtelim. Aslna huuu... Nesline huuu!.. diye bir ses duyulmu ihtiyarn yanna taklp gelen fakir derviten. Sultan sesini karmam ve ortanca vezirine sormu: Syle bre bu herife ne yapalm? Bu herifi kekek edip leini kpeklere yedirelim. Aslna huuu... Nesline huuu!.. demi yine fakir. Padiah ona sert sert bakm. Sonra ayn suali kk vezire sormu. Cevap:

15

Yce sultanm. Bu zavall ihtiyar zaten mrnn sonuna yaklam. Yoksulluk ve devletin ilgisizlii yznden bir yalana tevessl etmi. Kald ki ald her kuruu fakir fuk araya datm. Affetmek byklk almetidir. Byklnz gsterip balayveriniz. Aslna huuu... Nesline huuu!.. demi yine dervi. Padiah fkeyle sesin geldii yana dn erek kkremi: Bizce bu szn manas "Asln da Allah'a havale ettim, neslini de!" olmaldr. Byle bir temenni iyiler iin dua; ktler iin beddua makamnda olacaktr. Bre sen kim olasn ve niin hep ayn eyi syleyip durmaktasn? Padiah huzurunda edep byle mi olur? Dervi hkmdar saygyla selamlam ve sze balam: Hametl hnkrm! Senin byk vezirinin babas katrc idi, onun iin ihtiyar katrlara srtmek istedi. Ortanca vez irinin babas kekek dkkn iletirdi. Etin artn da kpeklere atard. O da babasnn yaptn uygun grd bu ihtiyara. u kk vezirine gelince. O asil bir vezir ailesinden gelmektedir ve vicdan bu ihtiyara devlet himayesiyle mcazat etmesini gerektiriyor. Bab asndan da yle grmt zira. Hepsinin szleri, asllarn ve fiillerini gstermekte. Ben de o sebepten "Aslna huuu; nesline huuu!" diyorum. Padiahn merak artm. Hayretler iinde, bu fakirin btn bunlar nereden bildiini merak ederek sormu: Peki, dervi sen kimsin? Ya sen, bugn kimi bekliyordun hnkrm? Sonra da nce kk veziri, ardndan kendini iaret ederek, te vezir; ite Hzr!... deyip ortadan kayboluvermi. 14 ATE PAHASI Vaktiyle Osmanl hkmdarlarndan biri maiyetiyle avlanmaya km. Bir ceylann pe inden koarken, vakit bir hayli ilerlemi ve gn batmaya yz tutmu. Bu srada gk kar arm, ortal iddetli bir rzgr ve ardndan da savruntulu bir yamur bastrm. Hnkr ve adamlar, en yakn kulbeye kendilerini zor atmlar. Meer sndklar kulbe odunc uluk yapan bir garibe aitmi. Adamck onlar ieri alm. Sultan her ne kadar adam tedirgin etmemek iin kim olduklarn sylememi ise de oduncu durumu kavram ve ocaa byk odunlar atp kulbeyi iyice stm. Darda hem slanp hem yen padiah ve adamlar bu durumdan pek memnun kalmlar ve geceyi orada rahata geirmiler. Hatta bir ara hnkr, Dorusu u ate bin altn eder, diye sylenmi. Ertesi gn yola kacaklar vakit, padiah oduncuya sormu: Efendi! Bizi ihya ettin, harl atein sayesinde geceyi pek rahat geirdik. Syle bakalm borcumuz ne kadar? Oduncu, frsat deerlendirmenin zamandr deyip rayici yksek tutmu: Bin altn beyzadem! Vekilhar hemen atlm: Ne masraf ettin ki bin altn istersin bre densiz? Sabaha kadar atei ayn kvamda tuttum. Byle da banda bu ate az bulunur. Ama ate bu denli pahal mdr? O srada padiah vekilharcna dnp: Aa, demi, ate iyiydi, imdi pahasn verin! Oduncunun bu tavr halk arasnda yu bulunca, deerinin stnde fiyat biilen eyler hakknda "ate pahas" denilmeye balanm ve giderek deyimlemi. Umulana gre ok pahal bulunan fiyatlar hakknda bugn dahi "ate pahas" denir.

16

15 ATI ALAN SKDAR'I GET Bolu Beyi'ne ba kaldran nl ekya Krolu (air Krolu ile kartrlmasn) bir gn atn aldrm. Asil bir hayvan olan atn aramak iin tebdil-i kyafet ile diyar diyar dol am ve sonunda yolu stanbul'a dm. Atn, satlmak zere pazara getirilen hayvanlar arasnda grnce, hemen alc rolne brnp: Efendi, demi, bu at gzele benziyor. Ancak binip bir denemek istiyorum. Satc, onu tanmad iin binmesine izin vermi. At, zerine binen eski sahibini tanyp drtnala komaya balam. Krolu, Sirkeci sahiline gelip bol para vererek bir sal kiralam ve ver elini skdar. Bu arada at cambaz, aldatldndan dolay kvranr dururmu. Krolu'nu atyla birlikte bir sal zerinde gren cambazn dostlarndan biri, onu teselli iin seslenmi: zlmeyi brak! At alan skdar' geti. O adam Krolu'nun kendisi idi. Bugn bu sz, " iten geti" manasnda kullanrz. 16 AVCUNU YALAMAK Umduumuz bir nimet ele girmedii zamanlarda sylenilen bu deyim, eskiden kadnlar arasnda yaygn iken bilahare k noktas unutulup erkekler tarafndan da kullanlr olm utur. Eskiden hamile kadnlarn a erme (a yermek) dnemleri ile bebekli hanmlarn st dnemlerinde canlan ekip de ulaamadklar bir ey olursa, gslerinin iecei veya stlerinin kesileceine dair bir inan mevcutmu. Fakirlik, yasaklama, shh gerekler, vs. ynnden bir eyi can ektii hlde ondan tadamayan bir kadn, sanki onu tadyormu asna sa avucunun iini yalar ve bylece nefsini kreltir, istedii nimeti yediini farz edermi. Ayn uygulamann ocuklara ynelik bir versiyonu da imrendikleri yiyecekten onlara bir tadmlk da olsa ikram etmektir. Eer ikram edilmezse ocuun bir yerlerinin iecei sylenir ki bu ifade, galiba kadnlarn gs imesi ile ayn olsa gerektir. 17 BADAT GB DYAR OLMAZ Dilimizdeki "Ana gibi yr, Badat gibi diyar olmaz." sznn asl muhtemelen "Ane gibi yar; Badat gibi diyar olmaz." eklindedir. nk szn aslndaki Ane kelimesi, Badat yaknlarndaki sarp bir uurumun kuatt dik bir geidin addr. Badat gibi (gzel) ehir, Ane gibi de (sarp, ama manzaral) yar (uurum) olmaz, demeye gelir. Ancak siz Badat'n Osmanl Trk' iin nemine baknz ki oradaki Ane'yi anne yapvermi. Tpk "Yanl hesap Badat'tan dner." szyle Badat'n eskiden beri bir ilim merkezi olduunun altnn izilmesi gibi. 18 BALTA ASMAK Yakn zamanlara kadar halk arasnda balta asmak (balta olmak) deyimi, "kaba kuvvet ile haksz kazan elde etmek, zorbalk ile hara almak" gibi anlamlarda kullanlmtr. Bir ki iyi korkutarak yaplacak iten pay almak, ahlak ve ekonomik yapnn bozulduu dneml erde ortaya kan sosyal hastalklarn banda gelir. Bugn etelerin yapt ii, Osmanl'nn bozulma dnemlerinde yenieriler yapm ve bunun iin de balta asmay det hline getirmiler. Bu deyim de tarihin ac hatralar arasnda bylece yer alm ve ad unutularak uygulamas bugne kadar yaamtr. Osmanl Devleti'nde iler rndan kmaya balaynca, bozulma btn kurumlara sr amt. Yenieriler bu srada pastann byk dilimi peinde akla hayale gelmeyecek suiist
17

imaller yapmaktan ve 18. yzyla doru deta bir ehir ekyas olarak yaamaktan geri durmadlar. yle ki artk hukuk devleti hak getire!.. stelik hak ve hukuku da kendi kafal arna gre yorumlayan ve onlara arka kan devletllar, brokratlar, askerler var iken... Hara almay kazanlm hak gibi gren ve bunun iin her frsat deerlendiren zorbaya kar, gcn yitirmi devlet ne yapsn?!. Zorbalk o derece ileri gitti ki stanbul'da nerede paral i varsa, yenieriler bir yolunu bulup mdahil oluyorlar ve sahibini haraca kesiyorl ard. Sz gelimi bir yerde inaat m balam, hemen gidip daha yeni ykselen duvara, kendi mensup olduklar orta iaretini tayan bir tahta akyorlard. Bunun anlam, "Artk bu bina bizim korumamzdadr ve kimseden zarar erimesine msaade edilmeyecektir." idi. Sanki o binaya zarar eritirmek isteyen varm gibi... Maksat, bina sahibinden zaman zaman hara almaktr. Eer vermez ise ilk zarar, bir kundaklama operasyonuyla phesiz yine ayn yenierilerden gelir. Zenginlerden birinin kz veya olu evlense, hemen gidilir gelini tayacak atn zengisine orta iareti tayan bir plaka aslr ve dn sahibinden para szdrlrd. Eer vermeyecek olurlarsa o dnn gereklemesi biraz zor grnrd. Derlerdi ki "Gelin ata bindi; ya nasip..." Dn sahibi, isterse hara vermesin. Yenieriler arasndaki ehir ekyal giderek o raddeye gelmiti ki eskiden orta (blk) adna i gren sergerdeler ortalarn da unutup kendi ahs karlar iin i grmeye bal adlar. Orta iareti asmak yerine bu sefer balta asmay yelediler. Herhangi bir yere balta asan yenieri mensubu, harac da tek bana gtrmeye balad. Satlacak binalar ile gayr imenkuller, pazara getirilen mallar ile iletme ve retim messeseleri, bu tr gruplarn baltalaryla peylendi. Bunun en youn uygulamas da stanbul limanlarna gelen ticaret gemilerinde yaanyordu. Ne zaman limandan bir gemi girse, bir zorba yenieri gider gem inin babafingosuna bir balta asard. Artk, gemideki tacirlerin alm satmndan ve yklem elerden elde edilecek gelirin belli bir yzdesi bu yenierinindir. Gemilere balta asma gelen ei o derece ileri gitti ki stanbul'un deniz ticaretini olumsuz etkileyen bir hareket olarak sonunda tarihe de geti. Sultan III. Mustafa'nn u drtl tam da balta aslan yllar anlatr: Yklptr u cihan sanma ki bizde dzele Devleti erh-i deni verdi kamu mbtezele imdi Ebvb- Sadet'te gezen hep hezele imiz kald hemn merhamet-i Lem-Yezel'e Cihan oktandr yklp gitmede; sanma ki bizde dzelir. Alak felek, devleti batanbaa aalklar eline drd. imdi artk stanbul kaplarn dolaanlar, hep ayak takm. imiz, Allah'n merhametine kald vesselam!.. 19 BALIK KAVAA IKINCA Son Posta gazetesinin 25 Mays 1940 tarihli nshasnda "Hindistan'da balklar kavaa kmaya balad" eklinde bir haber vardr ve altnda u bilgi mevcuttur: "Hindistan'da ve Hindiini'de Anabas adnda ok garip bir balk vardr. Bu balk, sudan dar kp yz metreye yakn yryebilmektedir. Bu yolu otuz dakikada almaktadr. Bu balklarn gl kuvvetli olanlar, aalara da trmanmaktadr." Bu haber, besbelli ki imd iki asparagaslarn babalar tarafndan yazlmtr. Haberin tek okunabilirlik gerekesi de dilimizdeki "balk kavaa knca" deyimi olsa gerektir. Kavak aac, sulak yerlerde hzla yetien ve kerestesinden istifade edilen bir aa olduu iin bizim corafyamzda daima var olagelmitir. Bugn, Anadolu'da kavak kelimesiyle tretilmi yer isimlerini (Aynalkavak, Kavaklar, Uzun Kavak, vs ) sralamak bile uzunca bir liste yaynlamay gerektirir. Trklerimizde, edebiyatmzda (servi yerine), folklorum uzda kavak sembolizmine ska rastlanmaktadr. Dilimizde, gerei yaplamayacak vaatleri anlatmak, gya onlarn icra zamann bildirmek zere "balk kavaa knca..." denir. Gya, baln kavak aacna kmas nasl imknsz ise, bu tr vaatlerin gereklemesinin
18

de yle imknsz olduu anlatlmaktadr. Oysa bu deyimdeki kavak sznn kavak aac yla bir alkas yoktur. Burada anlan kavak, stanbul'da bulunan Kavak semtleridir. stanbul Boaz'nn Karadeniz'e alan noktasnda iki yerleim alan vardr. Bunlardan Asya'dakine Anadolu Kava, Avrupa'dakine de Rumeli Kava denilmektedir. Kavaklar, ok rzgrl ve akntl olduu iin burada balk avlamak imknsz gibidir. Hatta bu blg ede balk da fazla elemez ve burada balk tutulup karaya karlamaz. Tahminimiz o ki bu deyim stanbul civarnda tretilmi; ama git gide dier ehirlere de yaylnca stanbul'daki bu semtleri bilmeyenler tarafndan Kavak ad, kavak aac gibi anl alm ve 'balk Kavak'a knca' deyimi de kavak aacyla ilikilendirilmitir. nk dey imin anlam her iki okunua da uygundur. Mamafih, aaca bir metre kadar trmanabilen bir balk cinsinin olduu ve bunlarn, sular ekilen bataklklardaki kavaklara trmandklar da bilinmektedir. Yine deyimlerimiz arasnda bulunan "Banda Kavak yelleri esiyor" benzetmesinde de sz konusu kavak yeli Kavaklar'da esen iddetli rzgrdr ki kontrol altna alnamayan, bildi ince de hareket etmekten dolay bir ie yaramayan dncelerin sahipleri iin; yani delik anllk cokunluunun aykrln anlatmak zere kullanlr. 20 BAM TELNE BASMAK Bam (bem) kelime olarak evin st, at demektir. Trke'de dam olarak kullanlr. Bir musiki terimi olarak kullanlan bam telinin orijinal telffuzu "bem teli"dir. Bem, aslnda kanun, tambur gibi sazlara taklan tel demektir. Bem (veya bam), sakaln dudaa en yakn olan kaln teline de denir. Telli sazlarn en stnde bulunduu ve kaln ses verdii iin bu tele musikide "bam teli" denilmitir. Bunun kart zir (alt) olup o da en ince teli karlar (zir bem = alt ve st, ince ve kaln teller). Eskiler, en yksek perdeden name karan bam telinin sesini, baran, fke ile sesini ykselten kiilerin kprmelerine benzetmiler ve bunun adn "(Birinin) bam teline basmak (veya dokunmak)" diye koymular. Eer birisini ar derecede kzdracak bir sz kasten sylyorsanz, karnzdakinin bam teline bastnzdan hi pheniz olmasn. nk o da bam telinden ses verecek, hm ile kubbeleri nlatacaktr. 21 BEL BALAMAK Birisine gvenmek, bir ie mit balamak yerinde kullanlan bel balamak, dilimize tarikat ritelleriyle yansm bir deyimdir. Sufiler, bir tarikata girmek ve ikrar vermek anlamnda bel balamak derler. Ftvvet ehli, kendi halkalarna dhil olanlara et (ynden dokunmu kemer) kuata gelmilerdir. Mevlevilikte buna elif nemet (keeden dokunmu uzunca kuak), Bektailikte de ti-bent denilir. Bir kii tarikata girince beline balanan bu kuak, derviin, artk o yolun btn yasaklarn kabul ettii, btn emirlerini yerine getirecei anlamna gelir ve bu hususta kuak kuatma merasiminde kendisine telkin olunurdu. Hayat tarznda kkl deiiklikleri ngren bel balamak, insana bir tr kurtulu ve gven hissi telkin eder; bylece bel balayan kii de huzur bulurdu. Bugn deyim, daha ziyade olumsuz anlamyla "Sana bel balamtm, bu ie bel baladm, ona bel balanmaz, byle bir ie bel balamak doru deildir" gibi kullanmlaryla yaar. Tarikatlarn gittike yozl at dnemlerin hatrasn tayan deyimin giderek tasavvuf anlam unutulmu, dilim izde gvensizlik anlamyla yaamaya devam etmitir.

19

22 BULGURLU'YA GELN GTMEK ngilizcede "Why all this unnecessary fuss (Bu gereksiz acele niye)?" diye bir deyim vardr. Bunun Trke karl "Bulgurlu'ya gelin mi gidecek?" eklinde ifade olunur. Bulgurlu, stanbul'un Anadolu yakasnda Kk amlca Tepesi'nin (Eski ad Bulgurlu Da'dr) Marmara'ya bakan yamalarnda, stanbul'un gzelliini en mstesna biimde gzler nne seren bir yerleim blgesidir. imdi tamamen beton yn olan blge, 1950'lere kadar henz bir ky olup ahap ve baheli evleri, havadar mekn, abhayatmisal sular ile la-tebih cennet gibi bir sayfiye yurdu imi. Yavuz Sultan Selim devrinde buras, mer Seyfettin'in ncili Kaftan hikyesindeki Muhsin elebi'nin iftlii imi. Bulgurlu adnn, burada yaplan bir savatan sonra padiaha hadisenin "Dmanla bulgur gibi kaynama oldu," diye anlatlmas zerine verildii sanlmaktadr. 17. asrda Sultan Ahmet'in (I) mridi Aziz Mahmut Hda hazretlerinin burada bir ilehanesi ve tekkesi olduu ve bir ziyaret esnasnda padiahn gzle grlebilen araziyi iaretle "eyhim buray kabul buyur" dedii, onun da kabul ederek her bir karn ky halkna vakfettii rivayetler arasndadr. Semtin, aalarn, ieklerini, meyvelerini, sularn, vs. dier hurda teferruatn anlatmay Haluk Dursun dostumuza brakarak, biz Bulgurlu'ya gelin gtrme bahsine gelelim. Bulgurlu kynn en eski detlerinden birini, her yl bahar mevsiminde burada yaplan enlikler olutururmu. Bu enlikler dolaysyla kyn ayrlarnda greler tertip edilir, bu greleri seyretmek iin stanbul'un her semtinden kilimlerle, kurdelelerle ssl kz arabalaryla akn akn insan gelir, bunlardan pek ou, sayfiye olarak yaz boyunca burada evler kiralarlar ve stanbul manzarasna doyarlarm. Ayn enlikler esnasnda, Hda il ehanesi yannda stanbul'daki btn Arap baclar (Afrikal halayklar, hizmetkrlar, vb.) toplanp memleketlerindeki usulden elenirler, Aziz Mahmut Hda'ye adaklarda bulun urlar imi. Bulgurlu'nun dillere destan bir zellii de dnlerinin dokuz gn dokuz gece srmesi ve olan analarnn, gelinlerine z kzlar gibi muamele etmeleridir. mdi, gzel sulan iip temiz havalar teneffs ederek byyen kara yaz pehlivanlarn yet itii bir kyden yle boylu poslu, t gibi, el ayak biimli, levent-endam bir delikanlnn helli olmann, evre kylerdeki gelinlik kzlarn hayallerini ssledii bir vakadr. Buna dokuz gn sren peri masal dnlerinin sultan olmak, kaynana yerine kendisini el st nde tutacak bir kaynvalide edinmek gibi avantajlar da ilave olununca, grcs gelmi, nian taklm bir kzn gelin olmak iin acele etmesi tabii oluverir. Hani ya araya bir mnafk girer nian bozuluverirse diye korku da ekiliyorsa; artk eyizin tamamlanmas ym, harman zamannn beklenmesiymi, kimin umurunda?!.. Ate bacay sarm, acele ve tela, gz kr etmitir. Bu durumda gen kza stanbul az deyimiyle "Bu ne acele, Bulgurlu'ya gelin mi gideceksin?" denilse "Evet!" cevabnn alnmas mukarrerdir. Bulgurlu hakknda daha geni bilgi Reat Ekrem'in stanbul Ansiklopedisindeki Bulgurlu maddesinde mevcuttur. 23 BURNUNDAN FTL FTL GEL(DR)MEK Nankrlk, haramzadelik ve ihanet hallerinde beddua manasyla kullandmz bu dey imdeki "fitil (fetil)" kelimesinin eskiden kullanlan drt anlam vardr: 1. Lamba fitili 2. Ovalamakla deriden karlan yuvarlak kir 3. Yaraya konulan pamuk 4. rg Bu anlamlarn hemen hibiri, yukardaki deyime tam uygun gzkmyor. En sondaki rg anlam, biraz eski ikence tarzlarn hatrlatyor (Yer yer dm atlm olan bir yumak ipl
20

iin ucunu sulunun burnundan azna sarktp bir ileri bir geri sararak ikence yapldn Evliya elebi yazar.) ve dolaysyla bir beddua iin elverili grnyorsa da deyimde geen "fitil" kelimesi bir arlk ls birimi olarak bambaka anlam tar. Dirhemin drtte bir ine "denk", dengin drtte birine "krat", kratn drtte birine de "fitil" denir. Bu durumda fitil, dirhemin kesirlerinden biri olarak muhtemelen bir damla kan arlnda olmaldr, hakk yenilen kiinin hakk, eyledii beddua gerei zalimin burnundan damla damla (fitil fitil) gelebilsin. Hafazanallah!.. 24 CEMAZYLEVVELN BLMEK Zaman zaman duymu yahut okumusunuzdur. Eer birisinin gemiiyle ilgili olumsuzl uklardan bahsediliyorsa, "Biz onun cemaziylevvelini biliriz!" denir. Cemaziylevvel, hicr takvimdeki aylardan beincisinin ismidir. Bunu takip eden aya da cemaziylhr ad verilmitir. Hicr aylarn sras yledir: Muharrem, safer, rebiylevvel, rabiylhir, cemaziylevvel, cemaziylhr, recep, aban, ramazan, evval, zilkade, zilhicce. Vaktiyle kapkulu askerler iyle (yenieri ve svari blkleri ile acemi oca efrad) devlet memurlar, ayda bir maa (ulufe) alr ve aldklar maaa bu ay adlarndan seilmi harflerden oluan bir isim veril irmi. Buna gre drt isim ve karladklar aylar yledir: Masar: Muharrem, safer, rebiylevvel Recec : Rebiylhr, cemaziylevvel, cemaziylhr Resen : Recep, aban, ramazan Lezez : evval, zilkade, zilhicce. Kelimelerin asl Arapa cmadlula ve cmadhre'dir. Arabistan'da, takvimin yrrle girdii zamanlarda, iki ay boyunca yamursuzluktan kaynaklar kurumu. Buna baklarak da bu aylara cmadlula (ilk kuraklk) ve cmadlhre (son kuraklk) adlar konulmu. Cemaziylevvel ve hiri, halkn aylar olarak bildii recep, aban, ramazan aylar takip eder. Bunun iin eski haminneler bu iki aya "byk tvbe, kk tvbe" adn koymularm-. imdi gelelim "cemaziylevvelini bilirim" kinayesine: Bilindii zere Osmanllarda arivcilie byk nem verilir ve devlete ait her belge titizl ikle saklanrd. imdiki gibi dosyalama sisteminin olmad devirlerde, devlet daireleri bu i iin uvallar kullanr ve her aya ait biriken evrak bir torbaya doldurarak saklarm. Ariv evrak birbirine karmasn ve arand zaman kolay bulunabilsin diye de torbalarn zerine iri yaz ile ait olduu ayn ismi yazlr, bylece mahzene indirilip kronolojik sras na konulur imi. Yllardan birinde cemaziylevvele ait evrakn, sandk iine mhrlenip bir yere nakli ger ekmi. Henz fakir bir mlzm olan ariv memuru, istenilen evrak sanda boalttktan sonra bo torbay alp evine gtrm. Bir mddet sonra da fakirlik belasyla torbadan bir i donu diktirip giymeye mecbur olmu. Ne var ki torbann zerindeki halis bezir isi mr ekkep, ykamakla kmam ve cemaziylevvel yazs tam da poposunda, okunur vaziyette kalakalm. Olacak bu ya; bir gn kalem (eskiden devlet dairelerine bu isim verilirdi) ark adalar onu i donuyla grp poposundaki cemaziylevvel yazsn okuyunca fakir mlz mn srr ortaya dklm; aralarnda imal imal glmeye balamlar. Gel zaman, git zaman; mlzm efendi alp abalam, okumu yazm ve ksa srede ykselmi. Artk kadife astarl samur krkler, mcevher ilemeli kaftanlar giyer olmu. Eski arkadalar kendisine gpta ile bakmaya ve hatta kskanmaya balamlar. Onun yc eliinden bahsedildii bir gn de ilerinden biri, Canm, demi; imdiki hline bakmayn, biz onun cemaziylevvelini biliriz. O gnden sonra cemaziylevvelini bilmek, birisinin mazideki bir aybndan kinaye olarak kullanlmaya balanmtr.
21

25 CEZA-YI SNMMAR Sanrm bu sz artk bilenimiz kalmad. Ancak ok deil, daha elli sene ncesinin insanl ar, ceza-y Sinimmar denildiinde yreklerinde bir ac hisseder ve "Vah ki vah!" diye hay flanrlard. Ceza, "iyi veya kt, bir eyin karl; ceza ve mkfat" demektir. Ruz- ceza, "Her eyin karlnn verilecei gn, kyamet gn" manasna gelir ve iinde iyiliklerin de karl, yani mkfat (mcazat) gizlidir. Oysa bugn kelimenin iyi manas tamamen unutulmu, yalnzca kt manasyla ceza anlalr olmutur. imdi anlatacamz hikye ise bambaka bir ceza trn konu alr: "ran ahlarndan Numan bin Mnzir elenceyi seven, dnyann zevk- sefasna dkn, bu uurda her trl devlet imknn seferber etmeyi huy edinmi, uh yaratll bir hk mdar imi. ran halk onun zamannda zevk- sefa iinde yaam. Devlet hazinesinin harcamalar bu uurda sarf edilir olmu. Mnzir, halkn rahat yaatan bir ah olarak tarihe gemek iin ne gerekiyorsa yapmaya azmetmi. Bu uurda kendisi, halkna rnek oluyor ve dnya nimetlerinden istifade ur una hibir fedakrlktan kanmyormu. Bir ara aklna bu icraatlarn antlatracak bir kk yaptrmak gelmi. lkenin en byk ve maharetli mimar olan Sinimmar' huzura armlar: Bak a mimarba, demi Mnzir, benim iin yle bir yerde yle bir saray yap ki dnyadan km alma adna hibir ey eksik olmasn! Sana iki yl mhlet!.. Sinimmar, bu emri alr almaz ie koyulmu. nce lkeyi bir utan dierine dolam. Kuf e'de, Frat sahillerinde hkim bir tepeyi beenmi. Gerekli hazrlklar tamamlayp hemen ie koyulmu. Mnzir, hibir fedakrlktan ve masraftan kanmyormu. ki yln hitam nda saray tamam olmu ve Sinimmar, aha sarayn gezdirmi. ah, devletin ileri gelenler iyle birlikte sarayn her katna, her odasna, her penceresine geldike hayretten hayrete dyormu. Sinimmar saraya yle bir k perspektifi vermi ki ah iin hazrlatlan oda gnn her saatinde ayr renkte grnr, sabahki rengi mavi iken, kuluk vakti hava, l eyin beyaz, ikindide sar olurmu. Mnzir btn odalar gezdikten sonra, Sinimmar onu sarayn terasna karp gnein batn seyrettirmi. Mnzir, her dakikada heyecan art arak akam etmi. Nihayet usta mimar onu maiyetinden ve hizmetkrlarndan ayrp bir mahzene indirmi. Mahzende kendisine, bir ta iaret ederek demi ki: ah- sahanm!.. Bendenizden adnza bir saray yapmam istediniz. te bu Havernak Saray, dnya durduka sizin adnz yaatacaktr. Saraynzn anahtar da u grdnz ta. Eer bir gn saraydan bkarsanz yahut gnlnz ho etmez hle gelirse, u ta ekip saray terk ediveriniz; bir saat sonra yerle bir olacaktr. Numan bin Mnzir, sanatnda bu derece maharet gsteren Sinimmar' binlerce szle vd kten sonra, ertesi gn kuluk ayn terasta beraber imek ve madd iltifatlarn sunmak zere davet edip odasna ekilmi. nceleri ona ne tr bir hediye verse bu aheserin karl olamaz diye dnm ve hazineler balamay kafasna koymu. Ancak saatler ilerl edike eytan gnlne vesvese verip "Ya bir bakas iin sarayn bir eini daha yapar yahut ifre tan yerini bakasna sylerse!" diye aklna fitne salm. Ertesi gn Sinimmar, kend inden emin, insanlarn alklar arasnda sarayn merdivenlerini trmanp terasa km. ah onu Frat manzaras seyretmek zere korkuluun kenarna getirmi ve srtndan iterek mkfatn vermi. Zavall Sinimmar uuruma doru szlrken sesi kayalklarda yankl anyormu: Dier ta ahm, dier ta!.. Derler ki Sinimmar'n anahtar tann bir benzeri daha var idi. O ta dierinin aksine her yl karlp yerine yenisi konulmazsa saray yine kmeye mahkmdu. te bu hadiseden sonra ceza-y Sinimmar, dillere destan olmu.
22

Bugn Havernak Saray'nm yerinde yeller esiyor, Mnzir'in ise adn hatrlayan yok. Ancak eminiz ki dnya durduka Sinimmar ad yaayacaktr. nk o mkfat yerine cezaya arptrlmann, ceza-y Sinimmar'n sembol olagelmitir. evrenize baknz. Mutlaka bir Sinimmar ile karlaacaksnz. Dnyada zalim Mnzir'ler var olduka elbette mazlum Sinimmar'lara da rastlarsnz. Ve unutmaynz, zalim olmakt ansa mazlum olmak daima iyidir. 26 ADIRINI BAINA YIKMAK Osmanl hkmdarlar, sefer esnasnda hareketlerinden ve hizmetlerinden honut olmad klar vezirlerini azletmek iin kaldklar adrn direklerini sktrp balarna yktrrl ard. Bu hareket, iktidardan dme manasna eski Trk geleneklerinde mevcut olup Orta Asya'dan itibaren uygulanmtr. Fatih'in, Karaman seferi srasnda Mahmut Paa'nn; Yavuz'un da aldran dnnde Hersekzade Ahmet Paa ile Dukaginolu Ahmet Paa'nn adrlarn balarna yktrdklar mehurdur. Tarihte hibir vezirin, bi-gayr-i hakkn (haksz yere) adr bana yklmamtr. llki bugn... imdi, bu deyimi damn bana ykmak eklinde kullanyoruz. 27 AM DEVRMEK am devirmek ile pot krmak hemen hemen ayn anlama gelecek iki deyimimizdir. Ka yaparken gz karmak da bunlara yakn bir anlamdadr. Acemi terziler elbise dikerken kumata meydana gelen uygunsuz bzlme veya kvrmlara pot denir. Kesim veya dikim hatas saylan potun giderilmesi, gizlenmesi olduka zordur. tlemek veya gereksiz pensler ile potu kaybetmeye almak, orada kuman krlmasna (pot krmak) yol aar ve daha fazla dikkati eker. imdi stanbul'un merkez yerleri saylan pek ok meknda eskiden eraf ve kibar takmnn sayfiye kkleri bulunur, her kk birka dnmlk arazi ierisinde balar, baheleriyle tannrm. Zariflerden birinin, Erenky taraflarnda byle geni bir kk varm. Bahesindeki her eit aa yannda, zellikle am fidanlaryla dikkati eker ve parmakla gsterilirmi. Kk sahibi bahenin bir kesine ilve bina yaptrmaya karar verince, gereken keresteyi sonbaharda tomruk hlinde getirip duvar dibine istifletmi. O vakitlerin binalar ahaptan yaplr ve am, grgen, mee, ceviz, vs. aacn hemen her eidi kullanlrm. Sayfiye mevsimi bitince kk halk Bayezit'teki konaklarna tanmlar. Efendi, giderken kk bekleyecek uaa yle tembihte bulunmu: nmzdeki mevsim hizmetliler iin buraya bir ilve bina yapacaz. Biz yokken bir hz arc bulup bahedeki aalarn arasndaki amlar bitir, tahta ve kalas yaparak sundurm ann altna istifle. Saf uak, denileni yapmakta gecikmemi. Ne var ki istiflenmi am tomruklarn bitirec eine, bahenin gzellik sembol am aalarn kestirmi. ri amlar dier aalarn zer ine devrilirken de hzarcya, "Bizim efendinin cimrilii tuttu. Bu amlar tahta edince yazn glgeyi nerde bulacak?!.." diye dert yanarm. Haberi efendiye yetitirenler, Uak amlar deviriyor, bahe elden gidiyor, demiler. Bizim "am devirmek" deyimi de buradan dilimize yadigr kalm.

23

28 ZMEY AMAK Syleyite daha ziyade "izmeyi ama!", yahut "izmeden yukar kma!" biiminde emir kipiyle ve boyundan byk bir ie giriildiini ima eder mahiyette kullanlan bu deyimin hikyesi yledir: Mild- sa'dan asr evvel Efes'te Apelle (Apel) isimli bir ressam yaarm. Byk sk ender'in resimlerini yapmakla hret bulan Apel'in en byk zellii, yapt resimleri halka amas ve gizlendii bir perdenin arkasndan onlarn tenkitlerini dinleyip hoa gid ecek yeni resimler iin fikir gelitirmesi imi. Gnlerden birinde bir kundurac, Apel'in resimlerinden birini tepeden trnaa szp tenk ide balam. nce resimdeki izmeler zerinde grlerini bildirip, kunduraclk sanat bakmndan tenkitlerini sralam. Apel, bunlar dinleyip gerekli notlar alm. Ancak bir mddet sonra adam, resmin st ksmlarn da eletirmeye ve hatta teknik ynden, sanat asndan renklerin kontrast ve glgelerin derecesi zerine de ileri geri konumaya balay nca Apel, perdenin arkasndan barm: Efendi, haddini bil; izmeden yukar kma! 29 DALKAVUUNU BULMAK Eski konaklarn kadrolu dalkavuklar olduu bilinir. Bunlar, efendilerinin skntl anlar nda onlarn her dediini tasdik etmekle birlikte, yeri gelince szn dudaktan esirgemeyen; bazen de neeli hikyeler ve nktelerle onlar elendirip rahatlatarak devlet nizamna katkda bulunan, soytar tipli insanlardr. Dalkavukluk deyip gemeyiniz. Bu yle her babayiidin harc da deildir ve her birerleri imtihanla ie alnrlar. te hikye: Vaktiyle yksek rtbeli zatlardan biri kendisine bir dalkavuk edinmek isteyip telll rtm. Belirtilen gn ve saatte kapda baz dalkavuklar toplanmlar. Srayla imtihan odas na alnmaya balamlar. Efendi, ilk geleni yle bir szm ve sormu: Sen dalkavuk musun? Evet efendim, ben dalkavuum. Amma hi de dalkavua benzemiyorsun. Nasl benzemem efendim. Filn paann yannda be sene; falan vezirin kapsnda sene hizmet ettim. Efendi ona yol vermi ve dier aday ieri almlar. Ona da sormu: Sen dalkavuk musun? Ayn cevaplar ve ayn konumalar... Byle birka aday snandktan sonra ieriye birisi girmi. Soru ayn: Sen dalkavuk musun? Evet, efendi hazretleri; bendeniz dalkavuum. Amma sen yle pek dalkavua benzemiyorsun. Hakk- liniz var efendim; pek yle dalkavua benzemem. Fakat sanki biraz da dalkavua benziyorsun. Evet biraz da benzerim efendim. Efendi darya haber salm: Ben dalkavuumu buldum, dierleri dalp gidebilirler. Binlerce esef ki eskiden bir by n bir dalkavuu olurken imdi her byn yzlerce dalkavuu var. Dahas, eski dalk avuklar bazen yle hakikatli szler ederlermi ki bu szler meclise bir bomba gibi dp herkesi kendine getirirmi. Yine eseftir ki imdilerde insanlar, bir dalkavuk tutmak yerine evrelerindeki herkesten dalkavukluk bekliyorlar. Dorusu bu manzaraya baknca insan, "Nerede o eski dalkavuklar!" diye i geiriyor.
24

30 DEFN KULAINI INLATMAK Vaktiyle, 16. asr airlerinden Ah Benli Hasan'n Hsn- Dil (Gzellik ve Gnl) adl nazm-nesir kark eserinde "defin kulan nlatmak" diye bir deyime rastlam ve ne manaya geldiini anlamakta zorlanm idim. zm Sleyman Faik Efendi'nin, 18. yzy ln sonlar il 19. yzyln ilk eyreindeki stanbul entelektel hayatnn hurda teferruat yla dolu nl Mecmua'sn incelerken buldum. nce Faik Efendi'yi dinleyelim: Kuztdan El-Hac brahim Efendi ki ekirdi demekle mehur ve ta'lk-nvsnn mtevas tlarndan ma'dd ve eser-i kalemi olarak sitne'nin ekser mahallerinde levhalar mehd idii vreste-i kayd- sutrdur. Mezkr, be-gyet mahbb'l-kulb ve ihvan meynnda muteber-u makbul bir zt- meh-medet-slb olmakla 202 (1787-1788) tarihinde Okm eydan'nda vak Tekye-i Kemnken trendznndan ol vaktin zuref-y kemn-ken ile bteye azmyi ederken avizesi olan zile tri isabet ile geirmi ve bu madde bdi-i imtiyz akran olarak ol mahalde bulunan uar-y kemnken birer ikier beyt ile medh sena ile baz msralarda dahi tarih vaki' olmakla bu mahalle kayd olundu. Asr- mezkrda Tekye-i Kemnken meclisinde bulunan uarnn adedine nazaran ol tar ihte -be yz air bulunmak iktiz edip devr-i Ahmed Hn- Slis'den evhir-i asr- Selim Hn- Slise gelince kesret-i uar derkr iken 230 (1815) tarihinden beri kllet-i erbb- ahyr ve teksl-i ashb- isti'dd u iktidardan n uarya inkraz tr ve el-yevm szleri tahsne yn uar hemn be-altya bali olmayaca bedih olup bu haletin sebeb-i ma' nevsi, galiba zamn- hlin adem-i m-'aresi olmak gerektir. Burada anlatldna gre ekirdi unvanyla bilinen talik yaznn stat hattatlarndan Kad brahim Efendi, bir gn Okmeydan'ndaki Kemankeler Tekkesi'ne gider ve oradaki ok atma msabakalarnda kemann kuvvetle ekip hedef olarak konulan defe okunu frlatr. Ne var ki ok defe deil de onun evresindeki zillerden birine taklp kalr. Okun hedefi bulmamasna ramen zili delip gemesi, keman eken pazularn kuvvetini gstermek bak mndan herkesi hayrete drmtr. Bu garip vak'a zerine brahim Efendi'nin dostlar birer beyit ile kendisini kutlar ve hatta bazlar da hadiseye tarih drrler. Faik Efendi bu beyitlerden 25 kadarn kaydetmitir. Bu metinden anladmza gre eski okuluk tal imlerinde hedef olarak def de kullanlmtr. Belli ki o devirlerde okun, hedefi bulduunu belli etmesi iin defin evresine "kulak" denilen ngrdak ziller taklmaktadr. Defin kula na isabet eden okun bir nlama sesi verdii dnlerek bu zillerin sert madenlerden (demir, pirin, vb.) yapld dnlebilir. Bu durumda oku hedefe nian alp ancak zili vurabilmekten kinaye arak tretilen "Defin kulan nlatmak" deyimi, galip ihtimal ile byk krlar umularak giriilen bir iin ok kk bir menfaatle sonulanmas anlamnda kullanlmtr. 31 DEMOKLES'N KILICI Kolay grnen her ite bir tehlikenin var olduunu belirtmek yahut sorumluluk hissini unutmamak gerektiini anlatmak zere "Demokles'in klc gibi" deriz. Hikye yle: Demokles, M.. 4. ylda Syrakusai kral olan Dionysios'un nedimlerinden birinin addr. Tarihler Dionysios'un basit bir aileden gelmekle birlikte cesareti ve kvrak zeks ile devr inde hzla ykselip lkenin kralln ele geirdiini yazarlar. Kartaca ile yapt uzun sav alar neticesinde Syrakusai'yi devrin en gl devleti haline koyan Dionysios, iddet yanl
25

s bir hkmdar olmakla birlikte, adaletli davrandn gstermek zere yannda daima bir kl tar ve gerektiinde de kelle uurmaktan geri durmazm. Demokles, efendisinin sadakatini kazanarak hizmetinde bulunurken ona kralln nimetl erinden bahsetmeye ve kral olmann ne kadar rahat bir i olduunu sk sk tekrarlamaya balam. Demokles'in bu davranna iyiden iyiye can sklan Dionysios, nedimine bir ders vermek istemi. Szn yine krallk nimetlerine geldii bir gn demi ki: Demokles, senin de bir sre kralln nimetlerini tatman istiyorum. Yarn btn gn benim tahtma sen otur ve lkeyi dilediince ynet. Demokles, hayal bile edemeyecei bu iltifat karsnda ok sevinmi. Bir gnn beylii beylik diyerek, ertesi gn iple ekmeye balam. Ne var ki Dionysios o gece adamlarna emredip devaml yannda gezdirdii klcn, at kuyruundan bir kla balatarak tahtn tam zerine astrm. Ertesi sabah byk bir heyecan ve evkle tahta oturan Demokles bir de bakm ki bann tam zerinde bir kl sarkmakta. Ha dt, ha decek... Demokles tahta oturmu oturm asna ama gn boyu souk ecel terleri dkm. Kraln klc olduu iin de onu yerinden indirtmeye cesaret edememi. Sonunda, anlam ki can korkusu ekerek tahtta oturmak mutluluk deil, ancak ikence; bu artlarda krallk da dtan grnd gibi huzur ve mutluluk deil, bilakis korku ve tedirginlik kaynadr. Velhsl Demokles, btn gn tahtta oturmasna ramen hibir icraat yapamam. Akam olunca Dionysios kendisine: Nasl, demi, Demokles, kralln tadna vardn m? Demokles cevap vermi: Hametmeap, krallk tatl olacakt ama yazk ki kl Demokles'in deildi. 32 D BLEMEK Husumetleri anlatmak iin kullandmz bir deyimimizdir, "di bilemek." Hani yle, fk enin insana yaptrabilecei btn ktlkleri iine alr bu deyim. An yakalad anda mahvetmeye, hayatn sndrmeye, rzkn kesmeye hazrdr birine di bileyen kii. Oysa deyim, hi de yle kt bir hatray yanstmaz. Bir hadis-i erifte, "Eer mmetime ar gelmeyeceinden korkmasaydm, her namazda onlara misvak kullanmay emrederdim" buyrulmutur. Di salnn ne derece nemli olduunu her frsatta iln eden modern tbba rnek olacak bu dsturu atalarmz, o derece titizlikle uygulamlardr ki misvak, onlarn hayat prensiplerinden biri olmu, en zor artl arda dahi unutulmam, ihmal edilmemitir. Rivayete gre, sabah vakti Mslman ordularn kararghn uzaktan kefe kan bir Hal mfrezesi, onlarn sabah lacasnda dereye indiklerini, ellerindeki aa paralarn dilerine aa yukar srdklerini, sonra su ile ellerini, yzlerini, ayaklarn ykayp gittiklerini grp bunun ne olduunu anlayamaynca bir nevi harbe hazrlk seremonisi yaptklarna kendilerini inandrrlar. Gelip ordu iinde bunu dillendirdiklerinde, ortalk birbirine girer ve u yolda cmleler yksek sesle sylenmeye balar: Mslmanlar, yine bilmediimiz bir harp hilesi yapyorlar anlalan. Hem bu sefer dil erini de bileyerek bizi paralamak niyetindeler. Banz kurtarn! Zavall Hal askerinin giysisi gibi kalbi de kararm olmal ki di temizlii gibi bir meden iyet emaresini, kendi iinde bulunduu vahetle tevile kalkyor ve zihninde malubiyeti kabul ediveriyor. Gerekten de sabah namazndan sonra atlarna binip dman zerine sren gaziler, karargh yerinde bulurlarsa da ordudan bir eser bulamazlar. adrlardan birinde yakaladklar yaral bir Hal askeri, tir tir titreyerek onlara yle der: Kefe kan askerler, sizin di bilediinizi grmler. Bu haberi duyunca hi kimse siz inle savamak istemedi ve benim gibi yarallar da brakp ekildiler.

26

33 DOKUZ DOURMAK engelolu Tahir Paa (. 1851), Osmanl bahriye tekiltnn slah iin gayretle alm bir amiraldir. Kaptanderya olduu dnemde Bahriye Dairesi, Kasmpaa'daki Divanhane (imdiki Kuzey Deniz Saha Komutanl) binasnda bulunuyordu. O srada, padiah irad esiyle btn Kasmpaa ve Galata havalisinin asayi grevi kendisine verilmiti. Acmasz ve tavizsiz bir kiilie sahip olan paa, ie, gece fenersiz sokaa kma yasayla balad. Yasan kontrol iin zellikle zifiri karanlk gecelerde avularyla sk sk kendisi de teft ie kp sulular cezalandryordu. Onun yine byle teftie kt gecelerden birinde, yas aa uymayan yirmi kadar adam toplayp huzuruna getirmiler. Bizzat kendisi sorgulam aya balam: Bre syle, emrimin ramna fenersiz olarak nin sokaa ktn? Paam, bendeniz ttn tiryakisiyim. Baktm ttnm kalmam, bir fiek aynga almak iktiza ettiydi... Paa adamn szn kesip grlemi: Vurun buna elli denek! kinci adam alp yine sormu: Bre haylaz! De bakalm, nin fenersiz sokaa ktn? Paa hazretleri, ne yalan syleyeyim, ben akamcym. Bizim Panayot'un meyhanesinde bir iki tek atmadka uyuyamam. Vurun buna altm sopa! Byle byle, Kasmpaa ve Galata'nn ayak takmndan hezele gruhu lykyla cezaland rmaya balar. Sra onuncu adama gelince, paa ona da sorar: Gel bakalm herif! Sen niye sokaa fenersiz ktn? Adam titreyerek anlatr: Paa hazretleri! Karm hamile idi. Sanclar tuttu. ki sokak ilerimizde bir ebe vard. Onu armaya gitmem iktiza etti. Ancak, feneri gndzden komu dn almt. Mecbur kaldm, fenersiz ktm... Sonras malm, avularnz beni derdest edip huzur- lilerinize getirdiler. Paa, adamn hlinden doru sylediine kanaat getirip bunu tahkik iin hemen, adamlar ndan birini zavallnn tarif ettii adrese gndermi. Bir eyrek kadar sonra haberci, soluk solua gelip kadnn gerekten dourmak zere olduunu haber vermi. Paa, sakaln avucuna alp bir yandan emrinin inendiine fkelenirken dier yandan, adamn hline acm. Sonunda, adam affeder tarzda paylam: Seni bu kez affediyorum. Fakat karn olacak o densize syle; bir daha gecenin byle olur olmaz vaktinde dourmasn. Zavall adam sevinle evine komu ve doruca yatak odasna dalm. Bakm ki bir bebek alyor. Yreine sular serpilmi ve karsna efkatle yaklap sormu: Aman karcm. Gemi olsun, neyimiz var? Kadn, adama hi yz vermeyerek sitem etmi: Efendi, ne kadar da rahatsn. Gya ebe aramaya gitmitin. Desene ki arkadalarnla keyfe ktn da imdi utanmadan gelmi, hlimi soruyorsun!? Adamck aresiz, cevap vermi: Hatun, hatun! Sen burada bir dourdunsa, sorguda sra gelinceye kadar ben dokuz do urdum. Bu deyim, dilimizde, sonucu merakla beklenen uygulamalarn tedirginliini bildirmek zere kullanlr.

27

34 DOLAP EVRMEK Gizli kapakl iler yapanlar hakknda sylenen dolap evirmek deyimi, bize eski konak gel eneinin bir yadigrdr. Ka g devirlerinde, zengin konaklarnn erkekler ksmna selmlk; kadnlar ksmna da harem(lik) denilirdi. Aile dndan kimseler geldii vakit, kadn ile erkekler ayr oturdukl arndan konan harem ile selml arasndaki duvarda bulunan dolap devreye girer ve iki taraf arasndaki hizmetler bylece yrtlrd. Dolap, eksen etrafnda dnen, silindir eklinde bir aparattr. Raflar hlinde dzenlenmitir ve kadnlar tarafndan raflara yerletirilen yemekler, dolap evrilerek erkekler ksmna geer, oradan boalan kaplar yine ayn usul ile alnrd. Eski konaklarn ounda yemek servisi byle yaplr, mahremiyet hissi de dolaplarn her vakit kullanlmasn zaruri klard. Akn, her devrin en geerli duygusu olduuna phe yoktur. Konaklardaki halayklar, arabaclar, bahvanlar, vs. ve alar, hizmetiler, yamaklar, dadlar, kalfalar arasnda, frsatn bulunca ilnak iin krmz gl demetleri, iekler, ipekli mendiller, lokumlar, lavantalar, vs. de bu dolaplara konularak kar tarafa gnderilir, bylece konak sahibine sezdirmeden dolap evrilmi olurdu. Hseyin Rahmi'nin romanlarnda, heyecanl rnekl eri abartlarak anlatlan dolap evirmelerden gnmze, bu deyim kalmtr. 35 EDEP YA HU! Osmanl Trkesi'ni bilenlerimiz, birtakm eski hat levhalarna bakarak atalarmzn hangi dsturlar erevesinde bir hayat felsefesine sahip olduklarn az ok kestirebilirler. Eskiden evlerin, resm dairelerin, ibadethanelerin ve insan aya basan pek ok meknn duvarlar, bu tr levhalardan en az birka tanesiyle tezyin edilmi olur ve en dikkatsiz naz arlar bile kendine celp edecek sslere, tezhiplere, bezemelere, ilemelere sahip bulunurlar imi. Bunlardan birisi de "Edep ya Hu!" ibaresidir. En fazla talik yahut celi sls hat ile yazlan bu ibare, aslen tarikat adabna mugayir bir hareketi sadr olan dervie hitaben, mrit azndan dklr. Ancak zamanla yalnzca tas avvuf evreleriyle snrl kalmayp btn bir Trk-slm kltrn kaplayacak ekilde hret bulmu, yaygnlamtr. Bu bakmdan tasavvuf meknlarn haricinde dahi Edep ya Hu'lara rastlamak mmkndr. "Edep ya Hu!" hatlarnn stat hattatlar elinde eitli ist iflere brnen ekillerinden en yaygn olan bir Mevlev sikkesini sembolize eden eklidir ve genellikle de sikkenin evresinde u beyit yer alr: Ehl-i irfan arasnda aradm kldm taleb Her hner makbul imi ill edeb ill edeb Bilgeler, meclisinde kendine uygun bir hner arayan kiinin her hnerden daha ok edebi makbul saymas, suflerin toplum vicdanna ne derecelerde tesir ettiinin de delilidir. slm, elbette bir edep dinidir; ancak tasavvufta edebin apayr bir yeri vardr. Tarikat adabnn her kademesinde edep n plandadr. Suf, canl olsun cansz olsun -ki onlara gre her yaratlmn can olduu farz edilir- her eye ve herkese kar edebini korumak zorund adr. Kapnn arplmadan yavaa rtlmesi bir edeptir. "Kapy kapat" denilemez (Allah kimsenin kapsn kapatmasn); belki kapy rt, yahut srla denilebilir. "Lambay (mumu, ) sndr" denilemez (Allah kimsenin n sndrmesin); lambay dinlendir denilir. Keza lamba yaklmaz, ancak uyandrlabilir. Birisi konuurken szn kesmek, gizli kon umak, mecliste fslt ile lkrd etmek, iaret ve imar etmek, vs. hep edebe aykr davran lardr. Gezerken yere, ayan sesi duyulmayacak derecede yumuak baslmaldr. Kapdan klrken arkasn dnmek edepsizliktir. Kap eiindeki ayakkablar darya deil (zira bunun manas "git, bir daha gelme" demektir), ieriye doru evrilir. Uyuyan birini uyandrmak iin onu sarsmak yahut adn nlemek abestir. Bunun yerine yastna parmak ularyla vurulup hafif sesle "Agh ol erenler!" denilir. Uyanan kiinin de yataktan
28

kalkarken yastn pp yorganyla grmesi (grmek, tasavvuf tabiatndandr ve pmek, yahut permi gibi dudaa dedirmek manalarna gelir) bir edep kaidesidir. Bir ey alnp verilirken keza ayn kaide geerlidir. Yemek yiyenin az aprdatmas, azda lokma varken konumas, kahveyi, ay hprdeterek imesi, fincan yahut barda ses k artarak tabaa koymas, yahut da sofrada kak ve ataldan ses kartmas edep harici har eketlerdendir. Btn bunlara gnlk hayatn adabmuaeret kaideleri arasna girmi yzlerce dsturu ilave edebilirsiniz. "Edebi edepsizden ren" atalar sz, ibret alma hasletinin telkininden ibarettir. "Eline, beline, diline" dsturu ise hakikat yolcusunun kendine ait olmayan bir eyi almamas, uyg unsuz kelm sylememesi ve kimsenin namusuna halel getirmemesi demektir. Zaten edep kelimesi de e (eline), de (diline) ve b (beline) harflerinden mteekkildir ve tam manasyla insann uymas gereken dsturlarn remzidir. Erenlerin "Elin tek, dilin pek, belin berk tut! " demesi de bunun derviesidir. Sz konusu tasavvuf edebin dnda, hayatn her kademesi bir edebe vabestedir. Yeme imeden, giyim kuama, hlden kale, hkmet etmeden siyasete, nefes almadan lme, her eyin bir edebi vardr. Gnmzde, bu edebi gsterebilecek alperenlere ihtiya vardr. Yoksa insana "Edep yahu!" derler!.. 36 EL PEREV Trk sanatlar ierisinde en kkl geleneklere sahip olanlardan birisi de musikidir. nk mehter musikisinin evveliyat, bin yl akn bir zamana kadar uzanr. Osmanl Devleti, ilk gnnden itibaren mehter ile tank yaam, dolaysyla musikinin de asla dnda kalm amtr. Osmanl mehteri, btn asrlarn birikimleriyle gelie gelie XVIII. asrda nadir bir mk emmeliyete eriir. Bu asrda artk, Trk mehterhanesi Avrupa'da ses getirmekte, mehter musikisi de Avrupal musiki adamlarn etkilemektedir. nk bu asrda eliler sk sk mehter eliinde kabul edilir; hatta yabanc lkelere giden elilik heyetleriyle birlikte bir mehter takm da gnderilir olmutur. zellikle 1699 Karlofa Bar Antlamas'ndan sonra yabanc lkeler ile sk sk eliler dzeyinde grmeler, szlemeler, anlamalar, vs. hzlanm, btn bu faaliyet gruplar arasnda deiik katl mehter takmlar da yer almtr. te bu dnemlerin hatras olarak Mehterhane de zel bir mar besteler: Eli Perevi. Tarihte, Trklerin Kantemirolu (16731723) dedikleri bir zat vardr. Uzun mddet Bodan Beylii yapan bu zatn asl ad Demetrius Cantemir'dir. Enderun'da Trk musikisi tahsil etmi ve bilhare yazd kitaba bu konuda yapt ciddi almalar da ilve etmitir. Kitapta, Trk musikisi sesleri iin icat ettii bir nota sistemi ile o devir saz eserlerinin not alarn da vermektedir. Bu konuda uzunca bir makale yazm olan Haydar Sanal, bu kitabn adn zikretmemekle birlikte iinde yer alan Elilik Perevi'nin notalarn neretm itir. Elilik Perevi, yalnzca trenlerde icra olunan muhteem bir martr. Irak makamnda ve harb dyek usulnde bestelenmi olan perev, asker marlarmz arasnda da sekin bir yere sahip imi. O kadar ki oradaki ezgiler ve geiler pek ok Avrupal musiki adamna parmak srtmtr. zellikle stanbul'da icra edildii zaman, Osmanl'nn btn ihtiamn omuzlayp elilerin ruh hllerine tesir eder ve deta grmelere Osmanl lehine zemin hazrlarm. Evliya elebi'ye gre bunu alan mehter takmnda, her biri bir hamam kubb esi kadar olan yz elli ift deve ksleri, fil ksleri var imi. Bayram gn ve geceleri ile saray dnlerinde bu perev, on sekiz devletin elileri huzurunda icra edilirmi.
29

Mehter tekilt 1826 inklb ile feshedilmi ve bir daha Trk corafyasnda Elilik Perevi duyulmam; geriye, dilimizde tabasbus anlamnda kullanlan deyim kalmtr.* *bkz. Hayat Tarihi Mecmuas, Yl 2, Say (ubat 1966), s. 35-41 37 EL KULAINDA Eskiden birisi yanndakine, Ezan okundu mu, dediinde, eer vakit ok yakn ise, Okunmad ama (mezzinin) eli kulanda; dermi. Gereklemesi pek yakn olan iler hakknda "(Henz olmad ama) eli kulanda!" deriz. Bu deyimin kayna Asr- Saadet'e, Bilal-i Habe'ye kadar uzanr. slmiyet yaylmaya balayp da Mslmanlarn says artnca, namaz iin onlar bir araya toplamak zere ezan okunmas kararlatrlm ve sesi gzel olduu iin de Habeistanl eski kle Hz. Bilal, bu vazifeye seilmiti. Ne var ki Medine'deki mrikler ve dier dinlere mensup olanlardan baz tahammlsz insanlar, ezan okunurken sesi duyulmasn diye grlt yapmaya, oc uklar toplayp Bilal-i Habe ile alay ettirmeye balamlard. Bunun zerine Hz. Bilal, ell erini kulaklarna tkayarak ezan okumaya balad. Bilhare mezzinler, ellerini kulaklarna tkamay bir tr Bilal-i Habe snneti gibi grdler ve ezan yle okudular. 38 ESK AMLAR BARDAK OLDU Evliya elebi, nl Seyahatnamesinde Bolu'yu anlatrken yle der: (...) Ab- hayat sular ve kutu bozas ve am ve ard bardaklar olur kim andan su ien ab- hayat- cavidan bulur. Ol diyarda ona senek ve bodu derler.* mdi, am aacnn ilenmesi kolaydr. stelik aacn bir zellii de suyu souk tutmas ve ona ltif bir koku vermesidir. Piknik arazilerindeki emelerin, am gvdelerinden aktlm asnn bir sebebi bu olsa gerektir. Ayrca, am ormanlarndan kan kaynak sular da old uka itibar grr. am ile su arasndaki bu illiyet, Evliya elebi'nin de dedii gibi am ormanlar bulunduu yerlerde aatan yekpare bardaklar (veya bodular) yaplp su kab olarak kullanlmasna yol am. elebi'nin verdii malmata gre deyimi "Eski amlar bardak oldu" eklinde okumak hat aldr. Geri mantk olarak eski cam krklarnn toplanp yeniden imalta sokulup bardak yaplmas mmkndr. Hatta bir dnemin slm fetihlerinde yoksulluktan dolay kiliselerin kk anlar da su tas olarak kullanlm olabilir. Bu durumda "Eski anlar bardak oldu" diyenler de hakl kabilir. Ancak deyimin yle bir hikyesi anlatlr: Vaktiyle orman kylerinden bir delikanl, askere gitmi. O yllarda askerlik de uzun sryor hani. Geri dndnde kyn yaknndaki byk am aalarnn kesildiklerini grp babasna sebebini sormu. te cevap: Olum, sorduun o eski amlar bardak oldu. Askerde iken sana gnderdiimiz harlklar nereden geldi sanyorsun? *Seyahatname, TS Ktp. Badat Kk, nr. 304, v. 278 a.

30

39 ESK KULAI KESKLERDEN Becerikli, i bilir ve kvrak zekl olmakla birlikte, bu meziyetlerini kendi menfaatleri dor ultusunda kullanan, bu arada ufak tefek kaamaklarla kendisine kar salayan kiilerden bahsederken kullandmz bir deyimimiz vardr: Eski kula kesiklerden. Bu deyimin dilimizdeki varl ta 16. asr balarna, Hac Bekta Veli zamanna kadar uzanr. Bilindii gibi Hac Bekta Veli hazretlerinin kurduu tarikat (Bektaiyye), yenier ilerin resm tarikat olmu ve asker ocana girenler, genellikle bu tarikat adabnca yaam lardr. Ancak yenieriliin, daha ilk dnemlerden itibaren devirme sisteminden besl enmesi tarikatn da yozlamasn hzlandrm ve yenieriler arasnda Bekta geleneine uymayan davran ve hayat tarzlar, hogryle karlanp giderek tarikat dsturlarnd anm gibi alglanmalarna yol amtr. Rivayete gre, Bektailie girmeyi kabul eden muhiplere tarikatn artlar aklanp, bunl ara uyacaklarna dair sz alndktan sonra, eyh tarafndan baz kk nasihatler verilir ve tekkenin kap eiinde kulaklarndan birine bir delik alarak halka biiminde bir kpe taklrm ("Kulana kpe olsun" sz buradan geliyor olmal). Eski kaynaklarn "mengu" ismiyle kaydettikleri bu kpe, muhibbin artk dervi olduuna iaretle, kula ndan Hz. Ali'ye bal olduunu sembolize eder. Nitekim, Yavuz Sultan Selim'in kuland aki menguun da Bektalik sembol olduunu syleyenler vardr. Yenierilerin belli bir yaa kadar evlenmeleri yasak olduundan, bu kpe zamanla onlarn mcerret (bekr) ya amay kabul ettiklerinden kinaye olarak anlm ve kula kpeli dolaan birinin yenieri taifesinden olup evlenmeyeceine inanlr olmu. "Kula deldirmek" ikrar vermek manas tar ki bundan, eyh eiine ba koyup kula deldirenlerin, kendilerine telkin edilen eyl erin hilfna davranmalarnn yasaklanm olduu anlalr. Ne var ki insanolu, nefis sah ibi olmak hasebiyle sk sk ikrarndan dne gelmitir. Gel zaman, git zaman... Tarikata gir erken mcerretlik sz verip kula deldiren dervilerden bazlar, zaman ierisinde ka amak evlilikler yaparak yol yordam azdrdklarnda, Balm Sultan bunlar huzura arp keyfiyeti renmek ister. lerinden birka vaziyeti inkra kalknca da onlara ders olsun diye kulaklarndaki mengularn ekip alr. Tabi bu esnada, bizimkilerin kulak memeleri yrtlr. Bilhare halk, bunlarn eskiden Bekta olduklarn telmihen "eski kula kesik", "eski kula kesikler" diye sylemeye balar. te, sonraki zamanlarda bu cmleler birer deyim hline gelip umumilemi ve bugn herkes hakknda kullanlr olmutur. 40 EREF SAAT e balamann uurlu ve uygun zamann tanmlarken "eref saatini bekle" telkininde bul unur yahut yaplan bir iin hayrl sonu vermesi durumunda "eref saate rastlad" deriz. Bir kimseye bir ii yaptrmann en uygun zamann bildirmek zere kullandmz bu dey imin asl eref-i saat (zamann ereflisi, muvafk zaman, denk gelme) eklinde ifadelendir ilen bir astroloji terimidir. Tarihte gk bilimleriyle ilgilenen ilk medeniyetler, Smerler ile Keldanlerdir. Mezopot amya'nn bu eski kavimleri, gk cisimlerine tapar ve yldzlarn hareketleri ile aldklar deiik konumlardan baz hkmler karrlarm. imdi astroloji dediimiz ilm-i ahkm- ncum'un esas ite buraya dayanr.

31

Astrolojiye gre, insanlarn ve kinatn hareket ve tavrlarnda burlarn etkisi, daima hiss edilmektedir. nsanlar, hayvanlar, bitkiler ve madenlerden her biri bir burcun ve gezege-in etkisi altnda hareket eder. Duygular, ahlk, huylar, salk, rakmlardan burlar, deiik zamanlarda deiik etkiler gsterir ve bazen olumlu, bazen olumsuz sonulara sebep olurlar. Astroloji sisteminde yer alan her bir yldz ve gezegenin etkisi altndaki insan da yldzna uygun olarak iyi veya kt cimri veya cmert, neeli veya zgn, ksaca talihli veya talihsiz dnemler yaarlar. Eskiler, gezegenlerin kutlu ve kutsuz zamanlarn tespit etmilerdir ve bir gezegenin ilk hareket noktasna dnn, onun kutlu zaman kabul edip buna zaman- eref (veya eref-i ems, eref-i kamer) demilerdir. Yldzlarn burlar sistemindeki konumlar, uurlu (sa'd) veya uursuz (nahs) dnml erle doludur. Gezegenlerin on iki burcu snrlayan zaman dilimlerine girileri (ykselen bur) ve durular, o burcun gnee gre konumu ierisinde bazen uurlu, bazen da uursuz zamana denk gelir. Bu yzden, her bur iin aylk veya gnlk dilimdeki kutlu ve kutsuz saatler deiebilir ve bazen ayn banda olan kutlu saat (sa'd), bir sonrakinde son una; birinde gn ortasna rastlayan kutsuzluk (nahs), ertesi gn akam veya sabaha rastl ayabilir. Bunu ancak astroloji ile yakndan ilgilenenler takip edebilirler. te, uurlu old uu tespit edilen veya zannedilen byle bir zamanda balanlacak ilerin insana uur getir eceine inanlr ve buna eref-i saat denilir. Eskiler eref saate ok nem vermiler ve yldz ilminin bu ubesini ayrca ele alp ihtiyarat adyla zelletirmilerdir. Emevler ve Abbasilerden balayarak hemen btn slm sarayl arnda mevcut olan mneccimlerin uratklar ilerden birisi de eref saati tespit etmek ve onlar belli dnemlere ait listeler hlinde sultana sunmak olmutur. Osmanl saraynda da mneccimbalk messesesi bulunur ve padiahn tahta kmas, ehzadelerin doumu ve isimlerinin konulmas, sava iln, ordunun hareketi, nemli bir devlet iine balanlmas, sadrazama mhr verilmesi, bina inaatna temel konulmas, denize gemi indirilmesi, sultanlarn dnlerinin yaplmas, vs. pek ok konunun zamann tespitte mneccimba, son sz sylemi ve iler ona gre yrtlmtr. O kadar ki eref saati bir dakika bile tehir edilmeyerek btn terifat ve protokol ona gre dzenlettiren padiahlar olmutur. Sultan II. Mehmet'in, stanbul'un fethi iin mneccimlerin belirledii eref saatte sefere kt rivayeti bunlardandr. Gnmzde, al merasimlerinde kurban kesilmesi, bir ie balanlaca gn sadaka ver ilmesi, uur getirsin diye baz gnlerde zel davranlarn tercih edilmesi, uur szlerinin tekrarlanmas, vb. pek ok dette biraz da bu eref saat anlaynn etkisinin bulunduu dnlebilir. Eski airlerin eref saatlerinin, sevgiliye vuslat n olduunu Enderunlu Fazl'n u beyt inden anlyoruz: Bir gn elbet ola eref saati Bu dil-i ikestemi ben salarm Bir gn elbet sevgilinin eref saatine rastlarm da u krk gnlm yaplr. Baknin u beytinden de eski cinci hocalarn, eref saatte muska yazdklarn anlyoruz: Ryunda l'li zre hatt- mg-br- yr rnlik yazar eref-i fitbda Sevgilinin yzndeki misk damlas ben, dudann zerinde yle durur ki; grenler, gne burcunun, eref saatinde irinlik muskas yazdn zannederler.

32

41 EYYAM RES Menfaatini dnen ve gne gre davranan, gnn gn eden oportnist insanlara eyy amc denir. Eyyam (gnler) kelimesi ile yaplan baz deyimlerde de hemen hemen ayn anlam mevcuttur: Eyyam dostu (iyi gn dostu), eyyam efendisi (dalkavuk)... gibi. Dilim izde eskiden kullanld hlde bugn unuttuumuz bir de eyyam reisi deyimi vardr. Eskiler, sabit ve tutarl bir tavr iinde olmayp yel nereden eserse oraya gre eilen kiil ere, eyyam reisi derlermi. Bu gemilerin krekle seyre kt kadrgalar devrinde forsalarn, nefeslerini amak ve zinde kuvvet ile krek ekmek zere hep bir azdan tempo tutarak syledikleri "Heyamola!" tekerlemesinin kayna hakknda iki rivayet vardr. Birincisi "Hey ya Mevl!" yakarnn bir ksaltmas, ikincisi de "Eyyam ola!" tem ennisidir. Uygun rzgr ve msait eyyamn her iki rivayet iin de geerli olduunu sylem eye gerek yok sanrz.. Hani, nabza gre erbet verip karsndaki kiinin mizacna uygun davranarak menfaatlerini muhafaza eden insan tipleri vardr!.. Bu davrann rnekleri her ada bolca grlebilir. Eyyam reisi tabirini gemiciler icat etmitir. Gemicilerin ska telffuz ettikleri rzgr kel imesinin bilinen "yel ve esinti" anlam dnda, bir de "zaman, devir, a, yaanlan gnler ve ikbal, talih, nfuz" anlamlar vardr. Eski gemiciler, msait rzgr altnda zaten rotasna uygun seyretmekte olan bir geminin, dostlar alverite grsn diye, idaresini ele almaa yeltenen gsteri merakllarna, eyyam reisi derlermi. Bu tavr halkn dilinde de eyyam reisi diye anlm ama anlamna biraz da dalkavukluk eklenmitir. Bir farkla ki dalkavukluk kiiye bal iken eyyam reislii zamana baldr; rzgr nereden eserse, oradan ses verir. Hani bu tynette bir airin, Ger bana uymazsa eyyam, uyarm eyyama ben dedii bir dizesi vardr. Halkn diline "Zaman sana uymazsa sen zamana uy" eklinde yansyp sanki bir ayet veya hadis gibi hkmyle amel olunan bu kastl sz, bizce tam da eski eyyam reisi tipini tarif etmektedir. Hafazanallah!.. 42 FERT EKMEK Sultan II. Abdlhamit'in gayretiyle Hicaz demir yolu yaplrken bu i Almanlara ihale edilmi ve tabi antiyelerin nemli sorumlular, memurlar, teknisyen ve efleri Almanl ardan teekkl etmitir. Tesisi biten gar ve istasyonlardan ii nakleden vagonlarn makin istleri, kondktr ve makaslar da Alman olduundan, eer vagon bir yerden hareket edecekse nce kampanalar alar, btn yolcular bindikten sonra da hareket memuru "Fertig!" diye barrm. Fertig, Trke'de "Hazr!" demektir. Alman hareket memurlarnn "Fertiiig!" diye uzatarak nlemelerine uzun sre muhatap olan halk, bundan holanm olmal ki giderek trenin kalktn "fertii ekti" biiminde ifade eder olmu. Daha sonradan ise deyim haline gelerek anlam genilemesine uram ve Trkeye iyiden iyiye yerlemitir? Bu deyimin "savumak, kamak, uzaklamak, geri dnmemek zere gitmek, lmek" gibi manalar vardr. 43 GEM MAYMUNU GB Unutulmaya yz tutan, hatta unutulan deyimlerimizdendir; 0 oturduu yerde kprdamadan saatlerce duran veya elini alnna siperlik edip uzun uzun ayn noktaya bakan kiiler hakknda "Gemi maymunu gibi (oturuyor/bakyor)!" denilir.

33

Bugn televizyonda ovmenlik yaptrlan maymunlar, tarihin her devrinde insanolunun dikkatini ekmi; ama ilk defa Osmanllar tarafndan faydal bir i kolunda istihdam edilmilerdir. Atalarmz, Marip'ten (Kuzey Afrika memleketleri) getirdikleri maymunlar cinslerine gre tasnif eder ve salkl olanlarn tersane hizmetlerine ayrrlarm. Akdeniz'i, nered eyse bir Trk gl olacak kadar avucunun iine alan Trk denizcilerinin, zellikle 16. asrdan itibaren denizcilik fenninde mkemmel gelimeler gsterdikleri bilinmektedir. te, o dnemlerde ve bilhassa Sultan II. Bayezit devrinden itibaren gemilerde gzc olarak maymunlar kullanlmtr. Bunlar, Gelibolu ve stanbul tersanelerinde zel eitim ile terbiye edilen maymunlar olup harp gemilerinin seren ve cundalarna oturtularak, ufuktaki gemiler gzetletilir imi. Maymunlarn gzleri yaratltan keskin olup uzaklar ok iyi grdkleri bilinmektedir. Gemi maymunlarna biz, fazla sesi kmayan, isyan ve kkrtmalara itirak etmeyen, birka muz ile akam sabah hizmet eden; kar, frtna dem eden seren direi zerinde oturup etraf gzetleyen ve ucuz i gc teminine imkn veren bir tayfa gzyle bakabiliriz. stelik, bir gemide iki tane byle maymununuz var ise, iki vardiya nbet hizmeti de tamam olacaktr. En gzeli de gemiyi veya karay grnce kapt andan bahi istemeyecek, yahut grdn saklayp ihanet etmesinden korkulmayacaktr. Maymunlarn resimleri neden hep elleri alnlarnda siper olmu ekilde uzaklara bakarken izilir diye merak ederdim. imdi anlyorum ki zavall hayvan, gnn yarsnda byle durmaktan kaskat kesiliyor besbelli. Seren kaidesine tnemi vaziyetteyken ufukta bir gemi grdnde aaya seslenerek haber veren maymunlar, acaba kalyon veya kadrga grdklerinde bunu da ayryorlar ve ayr bir ses veya hareket mi yapyorlard, dorusu merak konusu!.. 44 GOYGOYCULUK YAPMAK Byk ehirlerde oturanlar, arada srada merkez yerler ve meydanlarda bir grup grme zrl vatandan oluturduu derme atma bir orkestrann, gnn moda nameleri ter ennm ederek kamuya ak konserler verdiklerine ahit olurlar ve ekseriya durup dinlem eye vakitleri olmadklarn vehmederek geip giderler. Hlbuki durup dinleseler, merhamet ile musikinin ne derece birbirlerine yaktn anlayacaklar ve hzn ile cok uyu birbirine kattrarak irkileceklerdir. Bence o solistlerin haletiruhiyelerini bir lhza tahattur, kalplerimizin katlk derecesini lmeye kfidir. Ne zaman byle bir orkestraya rastlasam, kitaplarda okuduum eski goygoycular hayal ederim. Bakmayn siz, imdilerde goygoycu kelimesinin olumsuz bir anlam ifade ediyor oluuna! Eski goygoycularn, zamanmzn akaklaryla kraldan fazla kralc kesilen kkrtclaryla bir alkalan yoktur. Hele onlar, gnmzn sama sapan szlerle ortal bulandran yalakalarna hi benzemezler. Atalarmzn tand goygoycular, muharrem aynn ilk gnlerinde kme hlinde, kap kap dolaarak yardm toplayan grme zrl kiilerdi. lerinden sesi gzel olan biri "Gkte melek, yerde her can alad" gibi ili bir Kerbel mersiyesi okurken, dierleri de her msran sonunda "Hoy goygoy canm!" diyerek ona elik ettikleri iin bu isimle anlml ardr. Bu tekerlemenin "Hey kaygulu canm!" nakaratndan bozma olduu eski kitaplarda yazldr. Bir zamanlar stanbul'da, ehzadeba Camii imareti karsndaki Tabhane denilen vakf binada, ou Anadolu'dan gelmi grme zrl vatandalar oturur, her biri gndzleri deiik semtlerde dilenerek ayn at altnda geinip giderlermi. Muharrem ay girince, ehri semt semt paylaarak nlerinde gzleri grmekle birlikte, topal veya olak bir yed
34

eki ile altar kiilik gruplar hlinde goygoya kma detini, bunlar icat etmiler. Goygoy esnasnda birbirlerinin birer adm gerisinde, ndekinin ya sol omuzundan, yahut dene inden tutunarak yryen bu kader kurbanlar, bir rnek bez cppeleri ve ince yemeni serp ular ile stanbul sokaklarnda tam bir solistler grubu gibi dolarlar ve halkn ilgisini de ekerlermi. Ellerinde uzun asalar; bellerinde iki tarafl ve iki azl torbalar; yahut omuzl arnda ift gzl heybeler bulunduu malmumuzdur. Alt kiide toplam on iki gz torba bulunmas, on iki imamdan kinayedir. Goygoycular, gittikleri evlerin nnde halka olup mersiye yahut ilhiye baladklarnda, hane halk bir mddet dar kmaz ve ilhiyi dinler, sonuna yaklaldnda da kapy ap para yahut aure malzemesi olacak hububattan ne verilecekse bir kse iinde getirip yedekiye teslim ederlermi. Yedeki, verilen ey her ne ise alr, ona ait torbay tayann torbasna boaltp kab geri verirmi. Goygoycular, bu yolla topladklar malzemeyi Tabhane'de piirirler ve hem kendileri yer; hem de stanbul halkndan ifa niyetine isteyen olursa onlara datrlarm. Goygoycularn okuduklar ilhilerden en nls, u msralarla balar: Kerbel'nn yazlar ehd olmu gazileri Fatma Ana kuzular Hasan ile Hseyin 'dir (Hey kaygulu canm) Kerbel'nn ta iinde Nr balkr siyah sanda Yatur al kanlar iinde Hasan ile Hseyin'dir (Hey kaygulu canm. Hey kaygulu canm) 45 GZDEN SRMEY EKMEK evremizde birilerinin el abukluunu, dierlerinin gafletinden yararlanp menfaat temin ettiini, ustaca uygulanm arma planlarn yahut en masum anlamyla da beceriklilikler ini grdke, o kiiler hakknda "Ha, o mu; gzden srmeyi eker alimallah" deriz. Bir ins ann gz ak iken, kirpiklerindeki srmeyi aldrmas kendisi iin ne kadar ahmaka gr lrse, hrsz iin de o derece ustalkl (sanatnn erbab) olarak yorumlanr. Ama eer bu gz o gz, bu srme de o srme ise! imdi armaya hazr olun: Eskiden tersanelerde, gemi yapmnda kullanlan keresteler belli zamanlarda fermanlar kartlarak Kastamonu, Bolu, Karamrsel, vb. orman arazilerinden tomruk olarak getirtilip tersanenin uygun depolarnda stoklanr ve her yl aa kesilmesine msaade edilmezmi. Hem fazla yer tuttuklar, hem de ilemesi kolay olduu iin tomruklar geldikl eri gibi saklanmaz, dilinir, biilir ve ileride kemere, kasara ve omurga olmak zere deiik ebatlarda kereste hline getirilip ylece istiflenirmi. Bu kerestelere, tersane ustalarnn terminolojisinde "srme" tabir edilir. Srmelerin tiplerine ve snflarna gre ayrlarak ayr barakalara (depo) konulmasnn, hem tersanede alanlarn ilerini kolaylatrmas, hem de mekndan tasarruf salamas bakmndan nemi vardr. te bu barakalara da "gz" denilir. ki gz oda, gz hangar., gibi. imdi, gzden srmenin nasl alndn anlamsnzdr herhalde. Ancak biz, ilve edelim; eskiler bunun iin "almak" deil, "ekmek" eylemini kullanmlardr. nk zam anla tersane gzlerine birer beki yahut nbeti konulmu, buna ramen usta hrszlar, baraka duvarnda atklar kk deliklerden srmeleri birer birer ekerek gtrr olmular. Zaten deyimin asl "Gzden srmeyi ekmek"tir. Gzden srmeyi almak ekli herhalde grme uzvumuz olan gz ile alkal olmaldr. Nitekim srme (tutya, rimel) kull ananlar, onu "gze" ekerler (gze srme ekmek), "gzden" ekmezler (Gzden srmeyi ekmek yerine almak deriz.).
35

Bugn, deyimin tersaneyle ilgili orijinali yerine bildiimiz gz ve srmeyle ilgili olan anl am n plandadr. htimal ki bu ekli, hrszn maharetini daha gzel anlatr. Evliya elebi bu deyimi bir kat daha katmerlendirerek yle kullanr: "... bir adamd ki srmeden gz, azdan sz alard." 46 HACI MANDAL MHR Dilimizde Hac Mandal mhr diye bir deyim vardr genellikle, dediim olsun da sonu nereye varrsa varsn, makamnda kullanlr. te bu deyimin ortaya kyla ilgili olarak da hatrmzda bir mlemma vardr. Rivayete gre bir ramazan gn, Yeni Cami avlusundaki mhrclerden birinin bana bir denizci dikilmi. Gayesi mhr kaztmak. Ancak, mhrde her ey olsun istiyor ve srarla; Yaz baba, yaz. Ben neboluluyum. Orada bize Hac Kara Mandal oullar derler. Denizde bir teknem var; teknemin ardnda da bir sandal baldr. Bunlarn hepsi mhrde yer alsn ha, diyor!.. htiyar mhrc bu kadar sz bir mhr zerine nasl sdracan dnrken, bereket versin, o srada yoldan geen air yaratll biri, muhavereyi duyup imdada yetimi: Efendi baba, kaptann istediklerini ben syleyeyim, siz yazn: es-Sefnet maa 's-sandal nebolulu Hac Kara Mandal Adamn sze verdii icaz yine nazmen tercme etmek gerekirse: Sandal arkasnda bal bir gemi nebolulu Hac Kara Mandal, sahibi demek olur. 47 HALEP ORADAYSA, ARIN BURADA! Vaktiyle, grgszn biri ksa bir mddet Halep'te kalm. Yurduna dnnce de yerli yersiz konumaya, "Ben Halep'te yle yaptm, byle yaptm" gibi atp tutmaya balam. yle ki vnmelerinden halka gna gelmi. Gnlerden birinde, ky odasnda oturulurken sz cirit oyunundan, uzun atlamadan alm. Bizim vnme merakls dayanamayp sze girmi: Ben Halep'te iken on be arn atladm. Sabr tkenenlerden biri itiraz etmi: Yapma be iki gzm, on be arn atlamak kim; sen kim? Canm ne var on be arnda, atladm ite! O srada aralarnda bulunan marangoz, malzemeleri arasndaki arn karp ortaya koymu: Halep oradaysa, arn burada! Haydi atla da grelim!.. ?! O gnden sonra palavrac, her nerede bir kuru sk atsa halk kendisine "Arn burda!" demeye balam ve bu sz bir deyim olarak yaygnlam. Bugn dahi gemite yapt bir ey ile vnen; yahut yapmadn yapm gibi syleyen insanlara, hlihazr artlar altnda da ayn baary gstermesi arzusunu izhar iin sylenir. Bugn, arn yerine metrik l kullanyoruz. 68 cm. uzunluunda bir l birimi olan arn (arun), yakn zamanlara kadar Anadolu'da hl kullanlmakta idi. Hatta Malatya ve havalisindeki illerimizde "Halep oradaysa, arn burada!" deyiminden galat olarak arn yerine Halep kelimesini, bir l birimi gibi telffuz ettikleri vakidir: Be Halep kadife, sekiz Halep urgan., gibi.
36

48 HAPI YUTMAK Bir eyin artk gerekleme ihtimali kalmad, birisinin bana gelen kt bir hlden dol ay iflah olmaz mecraya girdii, dzen ve dubarann bozulup hakikatin ortaya kt, kt lklerin sona erdii durumlarda "Artk hap yuttu, hap yuttu saylr..." gibi ifadeler kull anrz. Bu deyim bize, Sultan IV. Murat zamannn yadigrdr. Sultan Murat'n kahve, mskirat (sarho edici maddeler) ve mkeyyifat (keyif verici maddeler) yasaklad dnemde saray casuslarndan biri, belki de kskanlk sebebiyle, hekimba Emir elebi'nin yasaklar inedii ve afyon kullandna dair bir ihbarda bul unur. Hnkr, Emir elebi'yi aslen ok sevmekte ve itibar etmekte, hatta kendisini sk sk sohbet iin huzura armaktadr. Bu ihbara nce inanmazsa da elebi'yi yoklamay da ihmal etmez. Gelen habere gre Hekimba kua arasnda bir curadan (yudumluk; yzk, mhr, vb. kk eyleri muhafaza etmek zere tanan kutucuk) tamakta ve afyon macununu da onun iinde saklamaktadr. Padiah bermutat, Emir elebi'yi satran oynamaya davet etmi. Oyunun tam orta yer inde, elebi, demi, kuan z de iinde ne varsa boalt hele! O dnemlerin kyafetlerinde cep kullanlmas yaygn olmadndan kalemdan, haner, mhr, para kesesi, vs. eyalar hep kuak iinde muhafaza olunur ve yoklama esnasnda kuak zdrlr imi. elebi, hnkrn bu emri zerine bir ihbara kurban gittiini ve ba na gelecekleri hemen anlam. Kuan zmeden cradan karp satran tablasnn zerine koymu. Padiah, cradan ters evirip mercimek byklndeki afyon haplarn tablann zerine boalttktan sonra sormu, Bre elebi bunlar nedir? Islah edilip zararsz hle getirilmi afyon haplar hnkrm. Ne yaparsn bunlar? la veya panzehir niyetine hastalara veririm. Peki hastalara zarar olmaz m? Hibir zarar yoktur hnkrm. O hlde, yutmaya bala bakalm. Emir elebi, padiahn fkesini iyi bildiinden, sonunun geldiini anlayp hibir ey syl emeden, gzleri yaararak haplar bir avuta yutmu ve sonra satran tablasnn bandan kalkarak, Elveda hnkrm! Devletinize zeval erimeye, deyip kapdan kp gitmi. elebi'nin bilhare, eve varnca kendisini tedavi etmek isteyenlere izin vermedii ve panz ehir olarak hibir ey almad hatta haplar bir an evvel kana karsn diye de bir bardak nar erbeti ierek dnyaya gzlerini yumduunu tarihle, yazarlar. elebi'nin, IV. Murat gibi bir hkmdarn hmna uradktan sonra lmeyi yaamaya tercih etmi olmasna armamak lzmdr. Bu hadiseyi takip eden gnlerde zamann ariflerinden biri, "elebi'ye ne oldu?" diyenlere "Hap yuttu!" diye cevap vermi. 49 HEM KEL, HEM FODUL Dilimizde "Hem kel, hem fodul" diye bir sz vardr. Burada geen fodul kelimesinin gn mz szlklerindeki karl, Arapauul olarak gsterilmi ve "bencil, kibirli, serke, yalnz kendini dnen, her zaman kendini hakl gren, stnlk taslayan" gibi manalar verilmi. Kelimenin asl fuzul'dr ve lzumsuz, fazla ey veya ziyade anlamndadr. Szl
37

kleri hazrlayanlar, "Hem kel, hem fodul" tekerlemesine bakarak bu karlklar istidlal etmi olmallar. nk fodul kelimesini fuzul olarak okuduumuz zaman, iki zt anlamla karlarz. Birincisi lzumsuz ve abes; ikincisi faziletli ve deerlidir. Klasik edebiyattan nasiptar olanlarn birou bilirler; nl airimiz Fuzul de bu mahlas nasl setiini anlat rken, kelimenin iki zt anlamn izah eder. Malm, eskiden sa dklm olanlarn "ok akll, zeki, faziletli" olduklarna inanlrd. ok almann salar dkt, bilginin de ok alma gerektirdii gz nnde bulundur ursa, tarama zrller iin neden akll denildii anlalr. Bu durumda "Hem kel, hem fodul" szn olumlu bir manada anlamak gerekir. Yani "faziletli olduu yetmiyormu gibi, bir de kel" manasna(!). Olamaz m yani? Dilimizde fodla diye de bir kelimemiz vardr. M. Zeki Pakaln'a gre fodla, eskiden halk yararna kurulmu olan imaretlerde yoksullara verilen kepek ekmeine denirmi. Bu ekmek yuvarlak, el ayasndan biraz byke ve pide gibi yass olur; gda deeri dk bul unduundan herkes tarafndan "ekmein deersizi" olarak bilinirmi. Eskiden av kpekl erinin bu tr fodla ile beslendii bilinmektedir. maretlerin kapsndan ayrlmayan o kadar insana yetmesi bir yana, pek ok medresenin de buralardan taamlanmas sebebiyle Osm anl'nn son dnemlerinde iyiden iyiye deer kaybetmi olan fodla, tabiri caiz ise sanki "ekmein kel olan" gibi anlalmtr. Bu durumda "Hem kel, hem fodul" sznn fodla ile alkas olduu da pekl dnlebilir. Yani, "sadece kel deil, ayn zamanda kalp, zsz" manasna.* *Ayrca bkz. Zerdeyle Zrva. 50 HEM KEMANKE; HEM LEKE ile, tasavvufta mridin nefsini krletmesi ve dnya nimetlerine srtn dnmesi iin alk veya dier yollar ile imtihan ve terbiye grmesine denir. ile, "krk" demektir ve tasavvufta bu imtihan ounlukla 40 gn srd iin "ileye girmek, ileden kmak, ilesi dolmak, vs." deyimler, dilimize birer tasavvuf terimi olarak yerlemitir. Ancak kelimenin baka bir anlam daha vardr ve "Hem kemanke; hem ileke" deyiminde yaar. Bu, tasavvuf yol unda olmad hlde ile eken ve aclarla yaayan insanlar iin sylenen bir deyimdir. Tfein icadndan evvelki zamanlarn en nemli silhnn, ok ve yay olduu muhakkaktr. Atalarmz yayn kavisli ksmna keman, yay germeye yarayan ipe de kiri veya "ile" dem ilerdir. ile, genellikle hayvan barsandan yaplr ve ince olan tercih edilirmi. Osm anl asker tekiltnn gngrm askerlerinin azndan sk sk "ok ile ektik vesselam! Ben az m ile ektim karnda! Biz ne ileler ektik!, vs." szler duyulduunda aslnda "kirie asldk" demek istedikleri; ancak, deyimin dier anlamn da ima ettikleri anlal rm. 51 HOAFIN YAI KESLMEK Yenieriliin bozulmaya yz tuttuu dnemlerde ocak mensuplar, buluttan nem kapmaya ve her yaplan iten kendileri aleyhine bir sonu karmaya balamlardr. Sultan II. Mahmut devrinde baklava ikram (baklava alay) ramazann 15'inde deil, bir gn gecikm eyle 16'snda yaplabilmi ve yenieriler bahilerini bir gn ge almaktan dolay gnlerce szlanmlard. te o devirlere ait "Hoafn ya kesildi" diye bir deyimimiz vardr dilim izde olmayacak eylerden honutsuzluk gsterip, incir ekirdeini doldurmayacak mazer etlerle nmayilere kalkarak haksz yere krgnlk beslenen durumlarda sylenir.
38

Vaktiyle yenieri ocaklarnda yemek datan mutfak meydancs, iine itina gstermeyen cinsinden birisi olsa gerek, zerinde ayet ve dualar yazl koca kepe ile nce yal yemekl eri ve pilv taksim eder; sonra da hoaflar datrm. Byle olunca yenieri ortalarna giden hoaf bakracnn zerinde bir parmak kalnlnda kalp gibi ya tabakalar yzer ve tabi bunlar ksmetine gre karavanalara da dalrm. Bir gn akll bir yenieri aas, durumu grp meydancy yanna arm ve: Bak a yolda! Bundan byle kepe temiz iken nce hoaflar dat. Yal ve scak yemekl eri sonra dat ki hem soumam olurlar, hem de tatlar birbirine karmaz. Meydanc, o gnden tezi yok emri uygulam. Ancak bu defa sofralara giden hoaf bakral arnn zerinde yalar gremeyen yenieriler, kazan kaldrmlar: Hakkmz yiyorlar, istihkakmzdan alyorlar. Hoafn yan bile kestiler. Yal hoaf isterk! Galiba imdilerde birileri, halkn hoafnn yan cidden kesmeye alyor! 52 K DRHEM BR EKRDEK Giyim kuamna zen gstermi, k ve ssl kyafetleriyle dikkat eken insanlar hakknda sk sk "iki dirhem bir ekirdek" sz kullanlr. Bu yaktrma, arlk ls olarak okkann kullanld eski devirlerden kalmadr. Belki biliyorsunuz, bir okka bugnk llerle 1283 gram tutar. Okkann drt yzde birine, dirhem ad verilirdi. imdiki gram ile ayn birim olduunu sanarak gram diyecek yerde dirhem denilmesi hataldr.) Dirhem, daha ziyade hassas teraziler iin kullanlan bir ldr. Ancak sarraflar, dirhemden daha hassas lmler iin bir arlk birimi daha kull anrlar. Buna ekirdek denir ki toplam, 5 santigram karldr. Eski devirlerin en kymetli paras olan bir Osmanl altn, toplam iki dirhem ve bir ekirdek arla sahiptir. Bu durumda sslenmi kimselere, iki dirhem bir ekirdek yaktrmas nda bulunanlar, mecaz yoluyla onlara altn demi olurlar ki bizce pek zarif bir nktedir. 53 PE UN SERMEK Kendisinden bir hizmet beklenen veya verilen grevi yerine getirmesi umulan kiilerin, eitli bahaneler ne srerek yava davranmalar yahut iin yaplmasna engel olmalar hlinde sylenen bu deyim, Nasrettin Hoca'ya atfedilen bir hikyeden kaynaklanr. Rivayete gre, Hoca merhumun bir komusu varm. dn ald eya yahut ara gereci geri getirmekte ihmalkr davranr, unutturabilirse hi geri getirmez yahut o kadar hoyrat kullanrm ki, ne alrsa bozuk, krk, delik, kopuk, sakat olarak iade edermi. Hoca bu komusuna, nceleri hatrn sayarak bir ey syleyememise de iten ie fkelenip artk dn bir eya vermemeye ahdetmi. Ertesi gn, komusunu kapda grnce, "Tamam, demi iinden, bu sefer ne istese verm eyeceim." Adam her zamanki pikinlikle, Hocam, demi, urgan lzm oldu, sizinkini dn alabilir miyim? Hoca, derhl bir mazeret uydurmak iin zihnini kurcalamsa da aklna bir are gelmemi. O srada hanmnn un elemekte olduunu grp, Kusura bakma komu, bizim hanm urgana un serecek.
39

Aman hocam, hi ipe un serilir mi? Vallahi komu, vermeye gnlm olmaynca ipe un da serilse yeridir! 54 PN UCU Sonucu bakalarnn kararlarna bal olan bir iten umut kesildii, yahut olumsuz netice alnaca belli olduu vakit, avamdan insanlarn dilinden "pin ucu p.t elinde" diye bir sz iitilir. Hemen her devirde geerliliini koruyan bu ifadenin hikyesi yledir: Vaktiyle medreseden icazetname alan mollalardan birisi, memleketi olan Bursa camiler inden birine imam tayin olunmu. Vazifeye balad hafta, ilk cuma hutbesini okuyacak olmas kendisini biraz heyecanlandrm olsa gerek, minbere kmadan evvel eski arkad alarndan, kdemli birisiyle anlam ve, Azizim, demi, ben minbere karken ayak bileime bir ip balayacam. Sen de gelip minberin dibine otur, beni kontrol et. Eer heyecanla yanl bir kelm edecek, bir yeri hat al okuyacak olursam ipi ekerek beni ikaz edersin. Ben hemen, durumu anlar, hatam dzeltirim. Dediklerini yaparlar ve gen imam minbere kar. Dieri de malum mahale mevzilenir. Hamdele, salvele derken tam hutbe metnine gelinir ve imam "Kle'n-Neb (Resulullah buyurur ki).." diye balar. O srada cemaatten biri, kendisine oturacak ver ararken yanll kla ipe taklmasn m?!.. mam ardn sanarak okuyuunu deitirir ve "Kyle'n-Neb... " diyecek olur. Bu sefer arkada onun yanl olduunu grp ipi eker. mam yine deit irir ve "Kle... " diyecek olur. Artk cemaat glmeye balamtr. Gen imam, nce ne yap acan bilemez. Bakar ki baka okuma ekli de kalmam. stelik dost bildii arkadann da kendisine oyun oynadn sanp ierlemitir. Ey cemaat-i mslimin! Ben de biliyorum ki bu "Kle'n-Neb' idi ve size ok gzel eyler anlatacaktm. Ne yapaym ki ipin ucu pu.t elinde... Varn dorusunu ondan sorun, deyip minberden iner. 55 PSZ SAPSIZ imdi olduu gibi eskiden de Anadolu'dan stanbul'a almak zere adamlar gelir, bunlarn ou da herhangi bir meslee sahip olmadklarndan ya hamallkla yahut kazma krekle alarak ie balarlarm. Bunlarn iinde yleleri olurmu ki hamallk yapmak iin ne bir ipleri, amelelik yapmak iin de ne bir kazma veya krekleri bulunurmu. Bir ip veya tutacak bir sap sahibi olmayan bu kiiler iin sylenen ipsiz sapsz deyimi de meslek sahibi olmamakla birlikte, bir ie gce de yaramayan adamlar hakknda tahkir anlamnda kullanlmtr. Hlen haylazlk eden, herhangi bir geim vastas peinde olmayan sorumsuz insanlar iin bu deyimi kullanrz. Hatta daha ileri giderek "pe sapa gelmez her ifin biri!" dediimiz de olur. 56 KABAK BAINDA PATLAMAK Eskiden, su kabaklarnn (susak) iine uzun mddet muhafaza maksadyla muhtelif cinste svlar konurmu. Su, ya, arap vs. imdiki gibi kristal kadehler, billur arap srahileri, estetik iki ielerinin bulunmad dnemlerde cebinde yahut cbbesinin altnda arap testisi tamak gibi bir yk altna girmek istemeyen haylazlar iin her yerde mebzul olan su
40

kaba ok cazip olacaktr. Bir defa ok hafiftir, kolay tanr. kincisi baheden istenilen ebada gelince koparp ileme koyma imkn vardr. Dahas, yle zevke gre de sslenebilir. Sz gelimi rengrenk boyanabilir, izgi desenlerle nak geilebilir, servi boyl unun temsil resmi ilenebilir, yahut da bir yenieri, pazusundaki dvmenin aynsn zer ine nakedip ona damgasn vurabilir, patentine geirebilir. Hele, yavrulam gibi iki boy kaba birbirine balayarak birini kadeh, dierini srahi olarak da kullanabilir, naklar yla da birbirine takm yapabilir. Kii, biraz da varlkl ise zerine mcevherat kakmalar koydurabilir, boyun ksmn murassa ilemelerle donatp dostlarna caka satabilir. Btn bunlar su kabann kymetini arttrrsa da onun asl deerini rint merepli insanlar bilir. Zira o; meyhaneye gitse ona, krlara gitse yine ona muhta olduunun farknda. Hele yle bahar gelip gl mevsimi de balam, meclis-i mestann kurulma alar gelmise... Ne var ki bu kaba gizli tamak gerekir. Bu durumda kaba saklamann iki yolu vardr. Tpay skca kapayp rmaa yatrmak veya aa dallar arasna kefenlemek veya onu yer altnda ve izbe mahallerde kurulmu Galata meyhanelerine istiflemek. stelik buralarda kabaklar, artk sakl deil, imdiki meyhane, bar ve cafe'lerde iki ielerinin sra sra vitr inlendii gibi raflara boy boy dizili veya asl durumdadr. Kpler, flar yannda kymetli ve yllanm (sad-sale) araplar bu kabaklarda mteri beklemektedir. Dahas, ieriye giren klhanbeyi yahut bkn, yataann karp hangi kaban ipini keserse o kaba peylemi, o akam iindekini bitirmeye ahdetmi demektir. Artk o, kaban iindeki arap ile meyhane kesinde tekrar be tekrar yklp kalmaya razdr. stelik biraz sonra siniler kurulmu, kabak kabak araplar, tabak tabak mezeler tanmaya balanm olacaktr. Bir, iki derken, kapnn hzl hzl vurulup ases veya zabta basknna uranlmas iten deildir. Gizli kaps olan meyhaneler bile bu durumda, fazla tekin saylmayacaktr. Zira, gizli kap nn knda da birka ahne (gece bekisi) onlar beklemektedir. Bu sebeple kimse yer inden kprdamaz ve kap alr. eriye giren asesler, ayyalar bir iki payladktan sonra flar krmaya, kpleri devirmeye ve nihayet dizi dizi aslm arap kabaklarn alp meyh aneci ile miolarn balarnda paralamaya balarlar. Gayrete gelip araya giren mteriler de kabaktan nasiplerini elbette alacaklar ve kabak onlarn da balarnda patlamaya balay acaktr. Meyhanede kaban patlamas iin ases basknna gerek duyulmad hller de vakidir. Yeter ki bir fke frtnas patlaya grsn. Nitekim ikili meknlarda hr gr eksik olmayac andan sk sk vuku bulan sarho kavgalar, bugn dahi grlen eylerdir. Bu durumda kavgann taraflar, kendilerine en yakn olan kaba alp dierine vurmak isteyecek, onlar ayrmaya alanlar da elbette kafalarna bu kaba yiyeceklerdir. yle ya, adam ayakta zor dururken elindeki kabaa nasl hedefi buldurtabilsin. te byle, kurunun yannda yan da yand ve birka kiiyle grlen bir iten en masum olann sorumlu tutulduu hllerde, zavallnn biri "Kabak benim bamda patlad!" diye yaknacaktr.* *Ayrca bkz. Kabak Tad Vermek. 57 KABAK TADI VERMEK Gen ve ehirli nesil, bu cmlemizden hibir ey anlamayacaktr eminiz. Zira onlar kaba, neuzibillah aata yetiir sanrlar. Hele kaban eitleri olduuna dair hi akl yormaml ardr. Sofrada tatl tatl yedikleri kaban "bal kaba" olduunu, kara kabaktan nefis brek ve bkmeler yapldn dnmemilerdir hi. Bu durumda, tabi ki su kabann ne menem bir ey olduunu da onlara tarif etmek gerekir.
41

Efendim, su kaba, bostan cinsinden olup yerde sebze gibi byyen, karpuzu andran kurs'u ucunda da kart hyar byklnde boyun ksm bulunan bir tr sebzedir. zellii, dalnda uzun mddet bekletilince iinin git gide koflamas ve hafiflemesidir. ekil itibar iyle ini vazolara, yahut ocuklarn henz tamamn iirmeye nefesleri yetmemi yar ikin erit balonlara benzer. D yzeyi przsz olduu iin snm araba lastikleri de bu yzden 'kabak" tabir olunur. Su kaba olgunlat zaman kutru 35-40 cm.; boyun ksm ile birlikte uzunluu da 80 cm. 'yi bulur. Ancak kk boyda olanlar daha kibardr ve kudemann ev hanmlar tarafndan kullanmlar tercih edilmitir. Eski insanlar, sv maddelerin tanmas ve nakli iin testiler yaparlarm. imdi mzelerde grp de ne ie yaradn pek kestiremediimiz amforalar, aslnda sv maddelerin ticar nakli iin kullanlmlardr ve zellikle gemilerin sintinelerinde iki sra istiflenmi olarak tanrlarm. Bu itibarla, gnmzn tankerleri yerine eskiden srlerle amfora yklemesi yaplmak zorundaym. Su kaba da tpk amfora gibidir ve hemen hemen ayn amalarla kullanlmtr. Ancak daha nce onlar tarladan toplamak, kurutmak, boyun ks mlarnn ucundan kesip ilerindeki lifleri bir mddet slak tutmakla yumuatp temizlemek ve nihayet azna bir tpa uydurmak gerekecektir. Bylece kabak kullanma hazrdr. ine ister su, ister sirke, ister zeytinya, ister susam doldurunuz; yahut ister tas, ister marapa, ister srahi, isterse erzak kesesi yerine kullannz, artk o sizin tercihinize kalmtr. Amma eer kaba dalndan kopardktan sonra, gne altnda yeterince kurutm am ve iinin liflerini iyi temizlememi iseniz, iine ne koyarsanz koyunuz, uzun mddet beklemeden dolay kaban enisi o maddeye sinecek ve bylece "kabak tad" vermesi kanlmaz olacaktr. Binaenaleyh, su kaban dikine ortadan yararak marapa veya hamam tas olarak kullandnzda kabak tad vermesi ihtimali yoktur. Dilimizdeki kabak tad vermek deyimi, bu uygulamadan kinaye olarak, uzun mddet srarc olunan ilerin git gide yozlamas ve bkknlk vermesini anlatr. *Ayrca bkz. Kabak Banda Patlamak. 58 KALIBI DNLENDRMEK lm karsnda insanolu daima duyarl olmu ve bu kanlmaz hakikati ifade etmek iin pek ok kelime, deyim ve mecaz kullanmtr. lm anlatmak bakmndan dnyann en zengin dili belki de Trke'dir. Trk vicdan, len kiinin iyilii yahut ktl karsnd aki duygusunu onun lmn anlatabildii kelimelere yklemi ve buna da tebcil yahut tahkir duygularndan birini sindirmitir. Bylece, len kiinin ahsiyeti, toplum iindeki yeri, adil veya zalim oluu gibi zellikler, lm anlatan kelimelere de yansmtr. yi bir kul iin "Rahmete kavutu, Hakk'a yrd, vuslata erdi..." gibi ifadeler kullanan halk, kendisine zarar dokunmu kiiler iin de "Mortu ekti, tahtal ky boylad, kaykld, kal b dinlendirdi, temize havale olundu..." gibi mecazlar bulmutur. Bunlar ierisinde" en ziyade ironi tayan "kalb dinlendirmek" deyimini vaktiyle bir fetva rneinde grm ve hayrete dmtm. Hatrladm kadaryla, eski zamanlarda halk canndan bezdirip pek ok insann ahm alm birisi, vefat etmi. lsn toprak kabul etmez diyerek cenazeyi kaldrmak zere kimse yanamaynca halk kerih kokudan galeyana gelip mft efendiye mracaatla, mft efendi cenaze sahiplerine hitaben bir fetva yazp gndermi. Fetva metni, aa yukar yle idi:

42

Labis-i libas- katran, hamil-i tac- eytan, sr- levayk- devran, isyan- Hakk ile hsr an bir herf-i na-erf-i hmar ve arib'l-leyl ve'n-nehar, amel-i mekruhesin gaseyan ve fikr-i fasidesin hezeyan ile kalb dinlendirip mrd itlaf olduu ba-haber-i faside kanail iyle cihana yaylp halk- cihann bedduay makbulesi galeyana gelmek ve taaffn-i lahm-i kerihi mmin- mminat in bais-i zuur ve hafazanallah avdet-i hayat ihtimal fikirden dr olunmayarak 'ila cehennemi zmera' bir ukura def edilmesine zinhar msaraat klna ve dahi kimesne mmanaat etmeye. Vakta ki lae-i mezburesin zir zemin kabul etmezse ol bapta tecdid-i fetva klna. Allah insanlarn sonunu hayr eylesin! Akl sahipleri iin bu fetvada ibretler vardr. 59 KARAKU HKM Salahattin Eyyub'nin maiyetinde bulunan emirlerden birinin ad Bahaettin b. Abdullah elEsed idi. Aslen Anadolulu olan Abdullah, hadm bir hizmetkr iken efendisi irkuh taraf ndan azat edilmi ve devlet kademesinde ykselerek saray nazrl grevinde bulunmutur. Bu esnada, sarayn rakip saltanat ailesini kontrol ve muhafaza ile memur edilmi ve bu grevini o kadar iddetle yerine getirmi ki oalmasnlar diye saltanatn erkekleri ile kadnlarnn bir arada bulunmalarn bile yasaklam. Mamafih, sonralar Sal ahaddin'in hizmetine girince, Kahire civarnda imar faaliyetlerine girimi ve onun vefat ndan sonra da olu Melik Osman'n hizmetinde bulunarak atabeylik makamna kadar ykselmitir. Pek ok tarih kaynan takdirle and Abdullah el-Esed adl bu vezirin asl lkab Karaku'tur. Tarihte, ahmakln mahhas timsali olarak ad anlan bir Karaku daha vardr. O da ayn asrda yaamtr. Baz aratrmaclara gre her iki Karaku, ayn kiidir. nk ahmakl sylenen Karaku'un asl hreti, verdii hkmlerdedir. Hl halk arasnda dolaan Kar aku hkm deyimi, onun hatrasn yaatr. Yine o devirlerde yazld sanlan, ancak bil inen nshalar daha sonraki yzyllara ait olan Kitab'l Fa-u fi Ahkm Karaku adl eserde, bu tr sama hkmler toplanm vaziyettedir. Sz konusu kitapta Karaku bir hkmdar, yahut bir hkim olarak anlr. Bu zellik, yukarda ad anlan her iki Karaku'un ayn kii olduu hususunda, tarihileri yanltm olabilir. Her ne kadar dny ann pek ok milletine mensup Karaku hkmleriyle bilinen ironi ustalar var ise de baz aratrmaclar bu kitabn, Karaku Abdullah el-Esed aleyhine uydurulmu hikyelerden ibaret olduunu sylerler ve her iki kiiyi bir tek tarih ahsiyet olarak gsterirler. Her ne hl ise!.. Bizce nemli olan Karaku'un Nasrettin Hoca'dan apayr bir kiilikte ve ncili avu-Bekr Mustafa tiplemesine yakn bir tarzda Trk ironi zeksnn zirvesi olarak kar mza kmasdr. Karaku, en olmayacak zamanlarda en olmayacak kararlar vererek topl umun, iinde bulunulan durumdan daha beter hlleri gz nne getirmesini salayarak, insanlarn hllerine kretmelerini salamasn bilir. O, ihtiyar ve gngrm edasyla; biraz meczup ve yar kak kiiliiyle; kanun ve kaideye, akl ve hikmete uygun olmayan zalimane kararlaryla toplum arasnda her devirde var olan adaletsiz uygulamalar stlenir. Karaku karar sz, bu yzden dilimizde bir mesel hkmnde yaar. te onun kararlarndan, gnmzde de benzerlerine ska rastladmz birka: Bir gn uzun sakall iki kii tysz bir adam Karaku'un huzuruna getirirler: Efendim, bu herif bizim sakalmz yoldu, diye ikyet ederler. Karaku adamlarn a rp hkmn verir: Bu adamn sakal gelinceye kadar her n de hapis ediniz. Sulunun sakal gelince, mtekiler de onun sakalm yolsunlar.
43

Bir gn Karaku'un huzuruna iki adam getirip birinin, dierinin gzn kardndan ik yette bulunurlar. Karaku ksasa hkmeder ve brnn de gznn karlmasn emr eder. Bu sefer Karaku'un adamlar araya girip, Aman efendim, bu bizim konan terzisidir. Gzsz kalrsa ie yaramaz, affediniz, derler. Karaku biraz dnr ve yle der: Kale kaps haricinde avclk eden bir adam vardr. Bunun yerine onun gzn karsnlar. Avcya bir tek gz yeter. Bir gn huzura elleri bal bir adam ile bir ceset ve bir de kz getirip yle derler. Ya Emir! Bu ceset canl idi. u kz ona hcum edip ldrd. u elleri bal adam da kzn sahibidir. Yksek kereminizle lnn hakkn alveriniz. Karaku elini sakalna gtrp bir mddet dnr. Sonra der ki: kzn karnn yarp ldrn; sahibini de serbest brakn. Aman yce emir, bu hkm adalete muvafk deildir. Karaku fkeyle barr: Halt etmeyiniz. Bu dava Firavun zamannda da olsa, benim verdiim gibi hkmedilirdi. imdi bir kz iin bir adam m ldrelim yani!?.. Karaku'un hikyeleri bu kadarla bitmez. Karaku tynetli anlar var olduka, Karaku hkmler de daima uygulanmaktr. evrenize baknz, televizyonlar izleyiniz, baz gazetel eri okuyunuz. Batan sona Karaku hkmlerle dolu olduunu greceksiniz. Sakn, ban za gelirse hayflanmaynz. Dnya, hep ayn dnyadr. 60 KARAMAN'IN KOYUNU air Necati Bey bir beytinde, Demiti ldrem seni ferah bu t- hm ile Dirg ahdine durmaz, sanasn Karamanldr O sevgili bir gn demiti ki: in ferah olsun, ite seni u gamze klcmla ldreceim. Yazk, yazk ki bu ahdinde durmuyor; sanrsn ki Karamanldr. der. Burada sznde durmayan sevgilinin, Karamanl olarak gsterilmesindeki ince nkteyi anlamak iin nce u satrlar okuyalm: Hadise II. Murat ile Karamanolu Mehmet Bey arasnda geer. II. Murat, bir sulh muhav eresi iin huzurunda bulunan Karamanolu hkmdarndan, bundan byle Osmanl ile iyi geineceine dair sz ister. Karamanolu elini kalbinin stne vurarak birka defa yemin eder: Bu can bu tende bulunduu mddete, soyumdan bir daha size muhalefet olunmayac aktr. Oysa ok gemeden Karamanolu yine Osmanl'ya kar ordu tedarikine balayacaktr. nk o yemini ettii srada cbbesinin gs cebinde, yani tam da eliyle vurduu yerde bir gvercin sakldr ve huzurdan ayrlr ayrlmaz gvercini uurup, te bu can bu tenden ayrld, yeminin hkm kalmad, diye parlak zeks ile vnecektir. Eskiden dilimizde, verilen szde durulmad zamanlarda sylenen "Karamanolu gibi, akam verdiini sabah alr." yahut "Karaman bahii gibi" diye iki sz var imi. Meer bu
44

szlerin ortaya kmas iin Karamanoullarnn birka ahd-ikenlii vuku bulmumu. Rivayete gre air Karamanl Nizam, zaman zaman Karamanolu Mehmet Bey'in meclis ine katlr, iirler okur, caizeler alrm. Bir defasnda yine sohbetler edilmi, iirler okunmu, bu arada Nizam de Mehmet Bey iin uzunca bir kaside inat eylemi. Mehmet Bey, biraz da akrkeyf dinledii bu kasideyi ok beenip aire yle demi; Sana caize olarak falanca filnca kylerin mahsultn baladm, hell olsun. Elbette ki air o geceyi sevinle geirir ve ertesi gn bu ihsann fermann almak zere huz ura kar. Ancak Mehmet Bey, akamki cmertliini unutmu grnr ve airi bandan savmak zere bir kese ake uzatp, Canm air, der, ben akam esriklik ile, aklm bamda olmayarak bir halt yemiim, sen imdilik ununla iktifa eyle. Nizam kendini kaybeder ve cevab yaptrr: H sultanm, akam yediiniz glbeeker idi; asl halt imdi yediniz. mdi, dilimizdeki "Karaman'n koyunu sonra kar oyunu" sz daha bir anlam kazanyor. Anlattmz Karamanoullar ile imdiki Karaman halknn, seciye ynnden artk bir alkas olmadn dnyoruz. Buna benzer bir hikyenin eski Acem ahlarndan birinin bandan getii nldr. Sanrz, Nizam bu hikyeyi bildii iin ta gediine koymutur. bnlemin, Son Asr Trk airleri'nde ayn trde bir muhaverenin Yusuf Kamil Paa ile air Nihat Bey arasnda da getiini yazar. 61 KA YAPARKEN GZ IKARMAK Masumane ilenmi baz hatalar vardr; hani birisine iyilik yapaym derken zarar dok unmak, iltifat edeyim derken karsndakini gln duruma sokmak, sayg gstereyim derken aalamak gibi. Tamamen iyi niyete bal bu tr hatalar iin dilimizde "ka yap arken gz karmak" denir. Resm tatilin cuma gnleri yapld eski toplumumuzda, dnler de bu gne rast getirilir ve perembe akamndan da gelin hanm sslenirmi. Kuafrlerin, gzellik salonlarnn, moda evlerinin bulunmad o zamanlarda gelini ssleyen hanmlara meata, kalemkr veya yz yazc, bu faaliyete de koltuk merasimi denilmitir. Koltuk merasiminin hanml ara has elenceleri olur ve bir tr kna gecesi gibi alnp oynanlr, glnp elenilir imi. Byle bir koltuk merasiminde kalemkr kadn, konan sofasnda elenen davetliler aras nda gelini oturtmu dizinin dibine ve balam sanatn icra etmeye. Salar, dudaklar, yan aklar, derken sra yz yazmann en nazik yerine, yani kalara gelmi. Kalemkr nce cmb zla fazla tyleri alm, ka boyayp inceltmi ve zel kalemiyle ekil vermeye balam. Olacak bu ya, tam o srada, ortada oynamakta olan yengelerden birinin aya kaym. Kad nck yere yuvarlanmayaym derken kalemkrn dirseine indirmi tekmeyi. Elindeki sert ulu kalem de gelin hanmn gzne bir ok gibi saplanm. Feryatlar, bar-rlar ile dn evi birden karvermi. Acele hekim arldysa da nafile, gelin hanm mrnn geri kalann bir gz kr yaam. O gnden sonra kalemkr, bir daha hibir gelin yz yazmaya arlmam. Hatta ad anldka, "Ha! Ka yaparken gz karan kadn m?!." diye de hret bulmu.

45

Bu deyimin "am devirmek" ile bir yakn anlam var ise de am devirmekte, hatay ileyenin hamakati ve cahillii n plandadr. Yani bilmezlikle ilenen hatalar iin am dev irmek deriz; ama istemeyerek yaplan hatalar iin ka yapaym derken gz karmay kull anrz.* * Ayrca bkz. am Devirmek. 62 KAIK DMANI Anadolu'da hl baz adamlarn, elerinden bahsederken aka yollu "(Bizim) kak dm an" diye sz ettii yerler vardr. Dinleyenler, adamn bu ifadesiyle zevcesinden bahsetti ini anlarlar. Bu szde kadna bir hakaret kast yoktur. Hatta belki kocasnn, bu sz ile eine kar sempatisini ifade ettii bile sylenebilir. Vaktiyle, fakirliin kol gezdii, insanlarn da lks merakna kaplmadklar bir dnemde kadnlar arasnda yle bir yanl kanaat dolar imi: Eer bir adam refaha erer, zenginleirse ikinci bir hanm almak iin araylara girer. "Bor, yiidin kamsdr" denilir ya hani, erkein de eer borcu biterse ayran kabarr. Onun iin kocann yoksulluunu daima kendisine hissettirmek lzmdr. Bunun en kolay yolu da sofradan geer. Evde iki kak var ise birini krmak lzmdr ki bey geim derdinden baka bir ey dnmeye frsat bulamasn; yuvasna bal olsun. Bu fikrin bugn iin ne kadar tutarsz olduu aktr. Sanrz, vaktiyle de i grmemi olm al ki uyank kocalar, hanmlarndan "kak dman" diye sz etmeye balamlar. Sanrz buradaki kak bir semboldr ve ihtiyatan fazlasn elde tutmak yerine tasadduk etmek gerektiini, gnl rzasyla tasadduk edilmeyince (veya zekt verilmeyince) baka yollardan zarara uranlacan (kadnn kazara iki kaktan birini krmas gibi), oysa rza ile verildii takdirde yuvaya az tad, mutluluk ve bereket gelecei anlatlmak istenmekt edir. 63 KELER KAIRMAK Asab davranlar sergileyen, sinirsel bunalma girmi gibi saldrganlaan veya akl denges ini yitirmi gibi davranan kiiler hakknda keileri kard, deriz. Bu deyimin, Burdur yr esinde ortaya kt sanlmaktadr. Bu yredeki nsuyu maaras bilinmezden evvel, bir oban civarda kei srsn gdyormu. Keilerin len scanda, suya yakn bir glgelik yerde uyutulup dinlendirilmesi dettendir. Bu srada oban da biraz istirahat etmi ve sabahn erken vaktinden itibaren kei srsyle birlikte da bayr dolat iin dinlenmi olur. Keiler, bilindii gibi evik ve haar hayvanlardr. En olmayacak kayalarn tepesine kar, hoplayp zplayarak en sarp yerlerdeki otlara bile ularlar. Hatta bu yzden, sarp ve dar yollara kei yolu tabir olunur. Burdurlu oban her zamanki gzerghnn aksine o gn, nsuyu blgesinde keilerini yayl ma salm. Ne var ki le sca bastrd hlde keileri sulayacak bir su bulamam. ar esiz, srsn bir aacn glgesinde istirahate salp kendisi de uykuya dalm. Aacn glg esine samayan keiler iyiden iyiye susayp su aramak zere kendilerince bir yol bularak nsuyu maarasna girmiler. Meer, bu maarada yamur sularndan olumu gletler, kar suyu birikintileri varm. oban uyandnda, bir de bakm ki ortalkta srden bir eser yok. evreyi aratrm, oray buray yoklam ama nafile.
46

Eyvah, demi iinden, keileri kardk, imdi sr sahiplerine ne derim! Koskoca sr nereye gider? Kyl beni ldrr alimallah. Bu dnceler iinde aklna gelen btn yerlere tekrar tekrar bakm. Maaradan haberdar olmad iin de aresiz, kye dnm. Ancak grevini ihmal ettii iin aklndan bin bir trl dnce geiyor, nne gelene, keileri kardm, imdi ben ne yapacam diye soruyormu. obann bu aresizlii kylleri de akna evirmi ve hep beraber sr nn kaybolduu yere gitmiler. Bir de ne grsnler, sr kendi kendine otlamaya devam ediyor. Meer len scanda maarada dinlenip suyunu ien keiler, sonra yine yaylmak zere dar kmlar. Sry sayan kyller saynn da tam olduunu grnce, durmadan keileri kardm diye sayklayan obann delirdiinden veya bir dzenbazlk peinde old uundan phelenmeye balamlar. Srye yeni bir oban tutmular. Lkin birka gn sonra yeni obann bana da ayn olay gelmi. O da keileri kardm diyerek, kye dnm. Bu sefer kyller blgeyi aratrmaya karar vermiler ve imdiki nsuyu maaras n bulmular. Ondan sonraki zamanlarda, keilerini karmayan obanlarn bu maarada le istirahati yapmalar gelenek olmu. Keilerini karan obanlarn deli divane hareketl eri de sinir krizlerine girerek ne yaptn bilmeyenler iin bir benzetme olup, bu deyim dil imize yadigr kalm. 64 KIRK YILLIK KANI, OLUR MU YAN Uzun sre belli bir slp zerine hareket eden insanlarn, birdenbire deimeleri ve eski tavrlarnn tersini yapmalar ok zordur. Bu deyim byleleri hakknda sylenir. Divan airlerinin nemlilerinden saylabilecek Tokatl Ebubekir Kani Efendi (.1792), genliinde hacegan snfna dahil olup devlet hizmetinde grev almtr. Krk yana kadar Tokat Mevlevhanesinde hizmet gren Kani, Hekimolu Ali Paa'nn Trabzon valiliinden dnnde onun maiyetine girip stanbul'a gelerek divan ktipliine atandrlm, paann, sadrazamlktan ayrlmas zerine de Silistre valiliine gnderilen bir zatn divan katibi olarak Rumeli'ne gemitir. Nesirdeki (dz yaz) baarsyla bilinen Kani hosohbet, latifeyi seven, biraz da hicve meyilli bir yaratla sahipti. athiyat ile Hrrename'si, bu alandaki baarsna delildir. Latifecilii lm deinde de srecek kadar ileri olan Kani, "Ben Fatiha dilencisi deilim, mezar tama fatiha yazmayn!" diye bir nkte sylemi, lmnden sonra mezarn yaptranlar da bunu bir vasiyet gibi uygulayp akasna karlk vermilerdir. imdi, Eyp Sultan Mezarl'nda bulunan kabrinin ahidesinde Fatiha ibar esi yoktur. Kani, Silistre'deyken Voyvoda Alexander'n yannda zel sekreter olarak da hizmet etmi ve o sralarda gen bir Rum dilberine gnln kaptrm. Ya elliye yaklaan Kani'nin ak da o derece olgun km ve gzel kz da onu sevmi. Ne var ki kz bir papaz sllesinden gelmekte ve tutucu bir hayat yaamaktadr. Kani, dillere destan olan akn mutlu sona erdirmek iin kza evlenme teklif ederse de nafile, kzn ailesinden zinhar olmaz cevabn alrlar. Aklar bu sefer acya dnr. Sonunda kzn aklna bir are gelir; Kani'nin Hrist iyan olmas. Bu are zerine, kzn babas evlenmelerine raz olur ve bir gn Voyvoda'y ziyarete gittiinde konu alr, Kani Bey'i yanlarna arrlar. Papaz efendi teklifi yapar: Kani Bey, bir artla kzm sana vereceim, hemen imdi dinini deitirip Hristiyan olursan!.. Kani Bey'in zihninde imekler akar. O yrelerde ska kullanlan Yani adn hatrlayarak der ki: Yapmayn papaz efendi, krk yllk Kani, hi olur mu Yani?!.

47

65 KIRKINDAN SONRA SAZA BALAMAK 40 rakam, hemen btn toplumlarda nemli bir saydr ve genellikle olgunluk ifadesi iin kullanlr. Bugn "Krkndan sonra saz almaya balayan teneir paklar" eklinde kullanlan yukardaki deyimin asl "Krkndan sonra saza balayan teneir paklar" ekl inde olup iinde "almak" eylemi gemez. nk buradaki saz, bildiimiz balama yahut mzik aletlerinden biri deil; "sazl szl elence meclisi"dir. Daha yakn zamanlara kadar gazinolara "saz" denir ve "saza gitmek" ikili elenceye gitmeyi ifade ederdi. Son zamanl arda bir ark sznde "Saza niye gelmedin; sze niye gelmedin?" eklinde anlan saz, "el ence meclisi"nin, sz de "sohbet meclisi"nin karldr. Eskiden pek ok ehirde, ad "saz" olan ikili sala gazinolar olduu malmdur. stanbul'da, Sirkeci tren istasyonunun yakn nda, imdi Merzifonlu Kara Mustafa Paa adna ih????????? 66 Ks Dinlemek ????????i, apnn genilii ile llr ve kkleri at; bykleri ise deve veya fil srtnda, iki tarafl denk oluturacak ekilde tanr imi. Ks tayan hayvanlarn zamanla bu sesten sar olduklar cmle leme ayandr. Eskiden ksn en mkemmelleri Badat'ta yaplr ve imalleri izne bal olurmu. Zira, ksler yalnzca padiahlara mahsus mehter takmlarnda bulunur (Bu yzden tarihte dai ma "ks-i hakam" adyla anla gelmitir) ve sesinin azametinden dolay da her zaman al nmazm. Ksn zellii, sesinin gr ve dehetli oluudur. Ks sesine alkn olmayan hayvanlarn, bu sesten rkmeleri sebebiyle mehterhanenin atlar zel olarak eitilir ve seferlerde kse yakn gidecek acemi atlarn kulaklar balanrm. ??? Eer siz son hcumu yapmayp da iki gn daha mehter sesi devam etseydi; ehir kendil iinden decekti ve biz teslim karar almtk. Bu anekdot, Osmanl mehterinin ve ks sesinin ihtiamn anlatmak iin uydurulmu bir efsane olsa gerektir. ??? Rivayete gre, vaktiyle Osmanl ordusunda yllarca ks tayarak ihtiyarlam bir deve emekliye sevk edilmi. Grd hizmetin karl olarak boynuna bir tekatlk berat aslm ve istedii ba ve baheye girip otlamasna izin verildii, buna mni olanlarn cez alandrlaca iln edilmi. Fermanl deve, zgrln btn nimetlerinden alabildiince yararlanp giderken, bir gn fakir bir adamn bostanna girip nne gelen ne varsa silip sprmeye balam. Bostan sahibi yrei yanarak manzaray bir mddet seyretmise de dayanamayp deveyi kovmaya yeltenmi. Ancak bunu kimseye belli etmemesi gerektiinden eline bir teneke alp kk bir ubuk ile yava yava vurmay ve ufak yollu grlt ile deveyi rktmeyi denemi. Bu ses deveye sinek vzlts gibi gelmi olsa gerek ki oral bile olmam. Bostan sahibi biraz daha yaklam, kulann dibine varm, ama nafile! Bu sefer tenekeye bir perde daha yksekten vurmay denemi. Deve hazretleri dnp bakmyor bile! Tempoyu arttrm. Yine kr etmiyor. Bu arada yan tarlada alan komusu grlty duyup seslenmi: Yahu komu! Bouna emek ekme. O deve yllarca ks dinlemi; senin teneke sesine aldrmaz bile!
48

Kyl sust yakalanm gibi mahcup, olduu yere ylvermi. Ks dinlemi deveye ses ini duyuramamann strab ile yanm yaklm; ama ne are tarlay kurtaramam. Not: Bu deyimin versiyonu olan bir atasz de "Hem eek eti yemi; hem ks dinlemi" eklindedir ki hem inat, hem vurdumduymaz olmaktan kinayedir. 67 KPN DOLDURMAK Haksz kazan elde edip zengin olarak, yahut bakalarnn hakkn gasp ederek kendine kar salayp bol kazanl yksek makamlara ulamak anlamnda kullandmz bu deyim, hukuk sisteminde her zaman grlen yanl uygulamalarla ilgilidir. Bilindii gibi yarglar, ihtilflar zmeye, hakly hakszdan ayrmaya memur kiilerdir. lk insanlardan itibaren, adna ne denilirse denilsin yarg olacak kiinin bilgili, saygn, tecrbeli, gngrm kiilerden seilmesine dikkat edilmi, en nemli zellik olarak da onlarda, bir gvenilirlik vasf aranmtr. Sonraki devirlerde yarglar, devletin resm gr evlileri olarak sosyal yapda yerlerini alnca, yine belli bir tahsil ve seviyeye ulam olmal ar art aranmtr. Osmanllar dneminde yarglara "kad" denilir ve kadlk makam byk nem tard. Tanzimat'la birlikte getirilen yeni tekilt kapsna kadar da (1839), bu nemini korudu. Daha evvel kazaskerlere ve dolaysyla sadrazama bal olan kadlar, bu devirde eyhlisl mlk makamna balandlar. II. Merutiyet'le birlikte (1908) adliye tekiltna naklolund ular. Cumhuriyet devrinde ise kadlarn yrttkleri eri mahkemeler lavedilerek, bug nk yasama tekilt kuruldu. Kadlk kadar suiistimale ak, baka bir meslek daha bulmak zordur. zellikle de tarada!... nk kadlar, tamamen vicdanlarna dayanarak hkm veren insanlardr. man ve drstlk, menfaat ve nefis ile arpnca, genellikle bu ikinci grup galip kar: Hele bir de hesap soran yoksa! Bu durumda halk, kad huzuruna kmaktan ke bucak kaacaktr elbette! Her ne kadar "Kad anlata gre fetva verir!" ise de Osmanl'nn son asr kadlar iin "Davacn kad olursa, yardmcn Allah olsun!" denilmitir. nk bu meslei kabul etmemek iin hapis yatmaya raz olan mam- Azam'lar a gemi, yerine "Kad ekmeini karnca yemez!" anlayn ortaya koyan bir kad hkimiyeti devri balam tr. mrn mahkemeler icra etmekle geiren nice kadlarn Mahkeme-i Kbra'y unutmalar, elbette acdr! Ancak hepsini ayn kategoride deerlendirmek de elbette hakszlk olur. Birka kad kt icraat yapnca, bunun hepsine temil edilmesi doru deildir. Elbette, ki ilerin beer zaaflar vardr. Ancak halk nazarnda en drst olmas gereken kiiler de phesiz kadlardr. Halk, kendinde leke kabul edebilir; ama kendisi hakknda hkm veren kadda asla!.. Rivayete gre "kpn doldurmak" deyiminin ortaya kmasna neden olan olay, u ek ilde cereyan eder. Eski dnemlerde, Rumeli'de bir kasabaya bir kad tayin olunmutur. Kad zulm ve soygunculukla ksa zamanda halk canndan bezdirir. Kasabal, stanbul'a bir ariza gnderir ve durumu anlatr. Padiah, kady grevinden azleder. Kad, kasabay terk etmek iin evinin eyalarn kanl ara ykler. Halk sureta onu uurlamaya gelmi gibi evinin nne toplanp tecesssle mal
49

n mlkn gzetlemektedir. Kasabaya ulsuz gelen kadnn -drt kanya smayan eyalar yklenir. Son olarak kad, evin mahzeninden bir kp karr. Neyse!.. Khyalar kp zorlukla tamlar. Kad kp kanya yklemeden evvel yere koydurtmu, sonra merakla seyreden halka, Yaklan, demi, yaklan; size bir ey gstereceim! Herkes gelip merakla kpe bakm. Grmler ki koca kp altnla dolu. Tabi ki bunlar, kendilerinden alnan altnlar. Halk gzlerine inanamam hlde, akn akn bakarken kad sze balam: Ey ahali: Size acyorum. Hliniz harap, istikbaliniz hazin!.. Bakn hele u kpe! Dolmas na iki parmakk yer kalmt. Sabredemediniz!.. imdi, yeni gelen kad bo kp ile gelecek. Bense kpm doldurmak zereydim. Kpm doldurduktan sonra, sizin iin de alacaktm. Hizmetimden kendinizi mahrum braktnz!.. 68 LF GZAF Hani "lf" diye bir kelimemiz vardr. Son zamanlarda "sz, kelm" karl olarak kullan lmas yaygnlat. Hemen herkes, birilerinin szlerinden "lf" diye bahsediyor. Halbuki lf denildii zaman sz veya kelma bir menfilik, bir olumsuzluk, hatta yerine gre istenmeyen bir tavr katlm olur. Sz, ntr bir varlktr. Onun st derecesine kelm, alt derecesine lf denir, Kelime, Gencine-i Gftr Ferheng-i Ziya isimli Farsa szlkte (c.III, s. 1731) "beyhude ve manasz sz, lakrd, haddin fevkinde sylenen sz, nme, kendini gsterme" karlklar yla verilmi. Buradaki haddin fevkinde tanm, siyas literatrmze "maksadn aan sz" olarak girmitir ki tam olarak lf karlar. Bu kelime, eskiden beri dilimizde daha ziyade "lf gzf" eklinde kullanlmtr. Gzaf (asl gizaf),"beyhude sz, abes, faydasz lakrd" demektir. Yani, lf ile e anlaml (mteradif) bir kelimedir. Bu yzden ikisinin yan yana kullanlrken lf- gzaf, eklinde (tamlama biimiyle) ifade edilmesi hataldr. Ama yan yana kullanlmas, szn deerinin iyiden iyiye drldne dellettir ki anlam "sama sapan sz" demek olur. Siz siz olun, sz ile lfn o ince izgisini asla inemeyin. Hele konutuklarnza "Canm ite, laf gzaf!.." dedirtmeyin. 69 LFLA PEYNR GEMS YRTMEK Ziya Paa'nn "ynesi itir kiinin lfa baklmaz" diye bir bercestesi vardr. "Lfla peynir gemisi yrmez!" sz, halk arasndaki aa yukar bunu karlar. Rivayete gre bir zam anlar stanbul'da, Edirneli Aksi Yusuf adnda bir peynir tccar var imi. Madrabaz ve cimri birisi olup Trakya'dan getirttii peynirleri stanbul'da satar, artann da deniz yoluyla zmir'e gnderirmi. zmir'de peynir fiyatlar ykseldike elinde ne kadar mal var ise gem ilere ykletir ama navlunu pein vermek istemeyerek, kaptanlar yalanlaryla oyalar durur, "Hele peynirler sa salim varsn, istediin paray fazla fazla veririm," diye vaatlerde bulun urmu. Birka kez aldanan tccar gemi kaptanlarndan birisi, yine zmir'e doru yola kmak zere iken diklenmi: Efendi, tayfalarma para deyeceim. Geminin kalkmas iin masarifim var. Navlunu pein demezsen Sarayburnu'nu bile dnmem. Aksi Yusuf her zamanki gibi, Hele peynirler salimen varsn... demeye balar balamaz gemici: Efendi, lfla peynir gemisi yrmez. Buna kmr lzm, ya lzm. Aksi Yusuf paray demi. O gn akama kadar u bir tek cmleyi sayklayp durmu: Lfla peynir gemisi yrmez ha!?..
50

70 LHANACI BAMYACI elebi Sultan Mehmet, saltanatnn ilk yllarnda olu Murat' Amasya'da yerine vekleten brakp kendisi bir mddet Merzifon'da ikmet eder. O srada, Timur ordularnn svari talimlerini rnek alarak, svari talimi yaptrlmasn irade buyurur. Kendisi Merzifon'da maiyetinde bulunan iki yz kadar svariyi alp Suluova'ya iner. Murat da Amasya'daki sv arilerden bir o kadar getirmitir. Sra talimlere gelir. Gya bunlardan bir ksm dman, dierleri dost olacaklardr. O zaman henz imdiki manevralarda olduu gibi krmz kuvv etler ile beyaz (bazen yeil) kuvvetler icat edilmemitir. Askerleri de birbirinden ayrmak gerekmektedir. Dnp tanrlar ve areyi bulurlar: Amasya, bamyasyla mehurdur. Merzifon'da ise byk lahanalar yetiir. Buna istinaden Amasyal svarilere "Bamyaclar", Merzifon efradna da "Lhanaclar" tesmiye olunur. Bu iki ismin manevralarda kullanlm as daha sonra o kadar tutulur ki Osmanl tarihi boyunca btn talim ve manevralarda "Bamyaclar aa; Lhanaclar yukar!" komutlar verilip eitimler yaplmaya balanr. Gel zaman, git zaman!.. Sultan III. Selim, bir bahar gn Davutpaa'da kendi maiyetini toplayp askerlerin karsna karr. At oynatmak, cirit atmak, silh kullanmakta hangileri daha mahir, grmek ister. Bunlardan bir taraf lhanaclar, dierleri bamyaclar olurlar. Maharetler ortaya dklr, elenilir ve talimler sona erer. Dilimizde, srf enlik olsun diye davranan, bir amaca ynelikmi gibi gayret ettii hlde ie yaramayan eyler yapan kiiler iin bu deyim kullanlr. 71 MATRAK GEMEK Zaman zaman duyarz: Ne matrak adam! Matrak bir filmdi. Seninle matrak gemiler. Matrak olsun diye... Tahmin edilecei gibi bu ifadelerde matrak, "elendirici, gln, komik" gibi manalarda ve ksmen argo biimiyle kullanlmaktadr. Kamus- Trkte matrak "denek, sopa, talimci ii" karlklaryla anlm ve matrak iin de "dmeli ile talim reten adam, talimci" denilmitir.* Talimci matrak ise, zerine deri kaplanm ba yuvarlaka ve kaln bir denek, yahut lobut cinsinden bir tr uzunca tokmaktr. Peki o hlde, kelime nasl olmu da bir tr elence ve alay manasna brnm? Bunun iin kltr tarihimizin matrak oyununa bir gz atmamz kfidir: Eskiden cirit gibi, kuy u evgn gibi bir tr spora matrak oyunu ad verilmekteymi. Evliya elebi'yi dinleyelim: (Sultan IV. Murat) her fende yegne-i asr bir padiah- Sam-akran idi. (...) Matrakbazlkta da stad- kmil idi. Karsna bir er gelemezdi. Her bir stada bir canipten muhalefet ile darp urup matrak kafasnda trak ettirirdi. Matrakbazlk yzaltm bent idi. Hnkr ancak yetmi kadarn bilirdi.* *Seyahatname I, 257. Evliya'ya gre matrak genellikle imir aacndan yaplr, cilalanr, dna sahtiyan (kei derisi) sarlr ve ucundaki topuzu yumuak braklacak ekilde balanrd. ki takm hl inde ve bir tr asker talim kabilinden oynanan matrak oyununda rakipler ellerine birer matrak alarak meydana atlp arprlar; matraklar birbirlerinin kafalarna, srtlarna
51

vurmaya gayret ederlermi. Msabakada ama, rakibin kafasna vurabilmek ve kendisini de darbeden korumaktr. Usta matrakbazlar hi darbe almadan rakiplerini pes ettirirler ve oyunu kazanm olurlar. Anlalan, matrakbazlarn karlkl olarak meydana kp birbirlerine vurmalar ile bu arada denler, sendeleyenler ve yuvarlananlarn hlleri, hayli ilgin ve komik olurmu. Yoksa matrak kelimesinin bugnk anlam treyemezdi. Matrak oynayanlara, matrakbaz denir. Bu kelime de daha sonra madrabaz ekline dnp mecaz yoluyla, bakasna hile yapan ve onun aleyhine oyunlar eviren kiileri tanmlamada kullanlmtr. Elbette ki bunun imdiki asker talim hocalar ile bir alkas yoktur. Evliya'ya gre matrak oyununun 160 eidinden en mehurlar "kesme, bala, sani, kulak, balatop, topkafa" gibi adlarla anlr ve asker bir talim olmak zere, yenieri ortalarnca oynanrm. Elbette bu oyuncularn, onlar seyreden asker ve siviller iinde taraftarlar bulunuyordu. En azndan, matrakbazlarn ocakl ayaktalar arasnda, kran krana lf dellosuna dnen bir rekabet hissinin mevcut olduu tahmin edilebilir. Hatta belki de vaktiyle onlar bugnk futbol, basketbol, buz hokeyi, polo, hentbol, vs. malar gibi seyirci topluyorlard. Kim bilir eski madrabazlar, imdiki baz futbolcularn pir-i sanileri bile olabilirler. Bu durumda, ara nesil iin tulumbaclar ve onlarn tulumba takmlarn hatrl amak yerinde olur. Kanun Sultan Sleyman 1533 ylnda ran seferine ktnda, ordunun iinde Nasuh adl bir de matrak bulunuyordu. Adndan anlalyor ki Nasuh iyi bir silhor, sekin bir matrak ustasdr. Ama, biz onu daha ok tarihi olarak tanrz. nk o, Kanun dnemine ait hadiselerin anlatld bir tarih kitab yazmtr. Bugn yegne yazma nshas stanbul niversitesi Ktphanesi'nde bulunan bu eserin ilk blm, Kanun'nin yl sren ran seferine ayrlm ve ordu-y hmayunun konaklad btn menzillerin ayr ayr minyat rleri izilerek tarih bilgiler, rengrenk grntler ile desteklenmitir. Eserin bu blm "Beyan- Menazil-i Sefer-i Irakeyn" adyla ayr bir kitap olarak asl tarihten daha byk bir hrete sahiptir. inde, iki Irakn (Irak- Arap ve Irak- Acem) XVI. asrdaki yerleim blgelerine ait ok deerli bilgiler ve minyatrler vardr. Eser, ihtiva ettii tarih bilgiden ziyade atalarmza ait haritaclk, corafya, ehircilik ve minyatr tarihi asndan fevkalde nemlidir. Nas uh'un her konaklad menzilde eline parmeni, fray, boyalarn alp d dnyay ve evreyi izmesi, dorusu o gnn artlarnda icra edilen pek klfetli bir sanattr. Ancak padiahn ferman ile bu almay yapt dnlrse, ileride karln da grd kes indir. O zaman grmemi olsa bile, adnn imdiye kadar yaam olmas az ey midir?!.. Beyan Menazil-i Sefer-i Irakeyn, Hseyin Y. Yurdaydn tarafndan nsz, giri, eviri yaz, notlar ve dizin ilvesiyle yayna hazrlanm; Trk Tarih Kurumu tarafndan 1963 ylnda tpkbasm usulyle neredilmitir. 72 MAVAL OKUMAK Trkede "maval okumak" diye de bir deyim vardr**'Aslsz sz sylemek, faydasz kon umak; aldatmak, kandrmak, hileye sapmak" gibi anlamlar ifade eder. Maval kelimesinin asl Arapa "mevval"dir. Mevval, uzun hava biiminde bir tr ezgi ve teganninin addr, Araplarn halk trklerindeki nakaratlar oluturan ve genellikle uzatl arak sylenen anlamsz "yalelli" szleri gz nnde bulundurulursa, mavaln niin "faydasz lakrd" anlamna geldii anlalabilir. Ancak mavaln edeb bir nazm tr olarak da gerek eski Trkmen topluluklar, gerekse Balkanlardaki Trk halklarnn edebiyatlar
52

nda yaad bilinmektedir. Bunlarda da keza, uzun hava gibi msralar arasnda ahengi salayan ve ezgiye lirizm katan anlamsz heceler bulunur. Ali Ekrem'in, Hi gelmiyor mu guna uze-i ceres Dalarda bir maval okuyan nm perde ses msralarnda, mavaln dalarda okunduu gibi bir anlam kyor ki bu, onun folklorik zelliini de yanstr. ehirli Araplarn gazel ve arklarna karlk, bedev l Araplarnn mavallar daha tabi ve basit olsa gerektir. Ayn milletin farkl kltr corafyalarnn rnl eri olarak, bunlardan birincisi, ilenmi ve sanatla yorulmu zengin edebiyat birikimini; ikincisi de yaln ekliyle folkloru temsil eder ve tabidir ki ezgilerinden balayarak ifade ett ikleri manalara kadar, aralarnda fevkalde byk farklar vardr. Edebiyat ve iir kltr ve birikimine sahip bir airin azndan kan sanatkrane bir msra ile, l mugaylanlar aras nda deve yavrularn gden bir ocuk yahut kadnn, anlaml iki ift sz arasna katt yal eller arasnda elbette ifade ettikleri dnce hayal ve fikirler asndan farkllklar olacaktr ve birincisine nazaran dierine maval kelimesinin olumsuz anlamn yklemek, hakszlk saylmayacaktr. Maval kelimesinin dilimizde byle olumsuz bir anlam ile kullanlmas, Osmanllar dnem inde balamtr. O devirde de klasik airler (divan airleri) ile halk airlerinin (saz airleri) syledikleri iirler arasnda, byle bir fark mevcut idi. Eskiden, saz airlerinin manzumel erine pek yle edeb bir deer de atfedilmezdi. Hatta toplumun gzde iirinin, ilenmi, estetik yaps belirlenmi ve klasiklemi olan divan tarz iir olarak kabul edildii ve saz airlerinin msralarna da deta 'ahenkli bir sz' olarak bakld dnemler yaanmtr. in ilginci, o zamanlar, saz airleri de bu durumun farkndaydlar ve hatta, ilerinden biraz tahsil grp iir eitimi edinenler, divan airleri gibi iir sylemeye yeltenir, klasik tarzda manzumeler yazarlard. Mamafih, sosyal yapya bal olarak farkl edeb muhitlerin meydana k, her iki iirin de belli seviyelerde toplum tarafndan benimsenmesine zemin hazrlyordu Ancak dikkat buyurulusun ki, dilimizin bir deyime ihtiyac olduunda temel yapnn haricinde bir rnekle "maval okumak" deniliyordu da mesel "trk rmak" denilmiyordu. Hlbuki mavaldaki teganni zellikleri, pek ok Anadolu trks ve uzun havasnda da pekl mevcuttur. yle nakaratlar arasna "oof... oooof.." diye bal ayp "aman... amaaaaan"larla devam eden ezgilerin kart trklerimizin says az mdr sizce? Dilin mant, kendine has olan her eyi korumaya ve himayeye gayret eder de olumsuz bir anlam iin yabanc bir kltr malzemesini kullanmaktan ekinmez. Yani dil, kendisine sayg gstermeyenler iin trky ok grr de sonunda onlara maval okutur. 73 MOLLA KASIM Son zamanlarda, sk sk duyduumuz isimlerden biridir Molla Kasm. Daha ziyade, ortaln toz dumana dnd zamanlarda onu sahnede grrz. Her kafadan bir sesin kt dnemlerde, gidiata nizam verme adna ortalklarda ileri karman orman eden birileri var ise, bilin ki Molla Kasm i bandadr. Onun alma alan fevkalde genitir. Her konuyu bildiini, her iten anladn kendisi syler. Edebiyattan siyasete, ekonomiden evre sorunlarna, terliksi hayvanlardan kml zararlsna, aero-dinamikten bilgi ilem casusluuna varasya dek, aklnza gelebilecek her konuda Molla Kasm kendini topluma adam bir babayiittir. Bilumum tabakat (biyografik silsile) kitaplar, onun ilk atasnn yine Molla Kasm ismiyle, Yunus Emre anda yaadn zikrediyorlar. Rivayete gre bizim Yunus, hayat boyunca bin manzume yazm. Daha sonra, baz Yunus hayr anlar tarafndan bunlar bir deftere kaydedilmi ve elden ele dolar olmu. Nihayet bir
53

gn, Molla Kasm'n eline de tututurulmu. Bizimki "iir okumak iin yle her mekn ve zaman uygun deildir. Elbet ki dem gerek hemdem gerek," diyerek torbasn bldrcndan, patlcandan; helvadan, peynirden; armuttan, peksimetten bilumum azkla doldurmu, Yunus Divann da pekmez dolu kabakenin altna sktrp bir rmak kenarna postu sermi. Azklarn piirmek iin bir ate yakp, imenlerin zerine srt st yaylm. Bir yanda alevlerin trts, dier yanda rman rlts... "Tamam", demi, "ite imdi iir okunacak vakittir." Bir tane okumu, dudak bkm; "Vaiz misin mbarek!" demi, hemen yrtp atm suya. Baka bir tane okumu, burun kvrm, "Fazla dorucu bu dhi!" deyu atm onu da atee. Gel keyfim gel! Bir suya; bir atee derken iki bin sayfa eriyip gitmi elinde. te tam o sr ada, birden gzleri fal ta gibi alvermi. Meer Yunus, onun adna da bir beyit yazmm. yle: Dervi Ynus bu sz eri br syleme Seni sygaya eker bir Molla Kasm gelir Molla bunu okuyunca tevbe etmi, kendisinin cahillii kadar Yunus'un ermiliini de bih akkn anlam ama olan da Yunus'un iki bin iirine olmu. Mamafih, Yunus'un o iki bin ii ri yine de boa gitmemi; binini sularda balklar, binini de gkte melekler, okur dururl arm. Modern Molla Kasm'lara bakarak, byk byk atalarnn gsterdii bu insaf ve pimanla rahmet okumak, mstehap olur sanrz. 74 MUHAVERE- TEBABLYE Efsaneye gre, Nuh'un torunlar, gkyzne trmanmak iin birok kattan meydana gelen ve son kat tapnak olarak dzenlenen bir kule yapmlar. Gkyzn hkimiyeti altna almak isteyen insann kendini beenmilik ve nefsine gvenini simgeleyen bu kule hakk nda, Tevrat ve ncil ile Yunan mitolojisinde de deiik varyantlar vardr. Babil Kulesi yaplrken Allahu Teala, kendisine irk komak zere yaplan bu binada al anlarn dillerini deitirmi (insanln dalmas) ve hi kimse dierinin dilini anlamaz olmu. Onun iin kimsenin birbirini anlamad konumalara "muhavere-i Tebabliye (Babillilerin konumalar)" denilir ve bu sz eskiden beri, halk arasnda bir deyim olarak kullanlr. Her kafadan bir sesin kt, kalabalk bir meknda, meclis adabn ineyerek, ikier kiinin birbiriyle laflad ve seslerin bir uultuya dnt durumlar, tam da muh avere-i Tebabliye saylr. 75 MUSUL EMESNDEN SU MEK Musul'da, Yunus Nebi zamanndan kalma bir eme varm. Suyundan ien masumlara ifa, zalimlere zehir olurmu. Ne zaman ehre bir zalim vali gnderilse, halk bir mddet sonra onu gtrp bu emeden su iirir ve birka gnde grterek zulmnden kurtul urmu. Musul'un zarif kiizadeleri arasnda, zalimlere kar "tiin Yunus Nebi emesi ola!" demek, bir darbmesel olmu. Garip olan o ki zalim valilerin hepsi, bu sz nezaketle sylenmi bir dua sanp "Allah raz ola!" cevabn verirmi. Dilimize Osmanl kltrnden yansyan bu deyim de zalim yneticiler hakknda hl kullanlmaktadr.

54

76 MNASEBETSZ MEHMET EFEND Hi uygun olmayan bir vakitte hi uygun olmayan bir hareket yapan, yahut lf syleyenler hakknda kullanlan bu deyimin hikyesi yle: Sultan II. Mahmut devrinde Mehmet Efendi isminde bir zat yaarm. Mnasebetsizlikle hret bulmu. Padiah bir gn onu dinleyip, mnasebetsizliinin derecesini lmek ist emi. Efendiyi huzura getirmiler. Uzunca bir sohbet olmu; ama adamda hibir mnaseb etsizlik yok. Nihayet sohbet sona erince Mehmet Efendi, birka kese ihsan alarak oradan ayrlm. Aradan gnler gemi. Sultan Murat, Babli'yi teftiten dnd bir srada faytonuyla Caalolu yokuunu kmakta iken Mehmet Efendi, arabacya seslenmi: Hnkra arzm vardr, bildiriniz. Sultan Mahmut sesi tanyp, "Galiba nemli bir maruzat var!" diyerek arabacsna bir lhza beklemesini syler. Ne var ki yokuun en dik olduu noktada durmulardr ve atlarn orada zapt edilmeleri zordur; ayaklar yoku aa kaymaya balar. Mehmet Efendi gayet sakin, sorar: Padiahm, acaba zurna almasn bilir misiniz? Padiah biraz akn, biraz da merakl: Hayr, bilmem, der. Bendeniz de bilmem efendim. yle mi der, padiah, szn sonunu bekleyerek. Bu srada fayton da geri geri kaymaya balamtr. Mehmet Efendi devam eder: Evet Efendimiz! Bursa'da halamn damadnn bir yal teyzezadesi vardr? Eee!?.. O da zurna almasn bilmez efendimiz. Ya!.. Vallahi efendimiz, hatta... Arabann yoku aa gideceinden korkan Sultan Mahmut dayanamayp adamlarna ba rr: ekin u mnasebetsiz Mehmet Efendi'yi yolumdan, yoksa ya ben baylacam; yahut atlar!.. 77 MREKKEP YALAMAK Yllar tahsil grm, ilim renmi kiiler hakknda "mrekkep yalam" denir. Bu deyim bize matbaadan evvelki zamanlarn el yazmas kitaplar ve hattatlar yahut mstensihler inden yadigrdr. El yazmas kitaplarn sayfalar hazrlanrken, przleri kaybolsun ve kalemin kayganl salansn diye parmenlerin zeri ahar denilen bir tr sv ile cilalanr, ardndan da mhrelenir imi. Ahar, yumurta ak ve niasta ile hazrlanan muhallebi kvamnda bir hamule olup kt zerinde bir tabaka oluturur. Kitap kurtlarnn pek sevdii ahar, asl nda, suyu grnce hemen erir. Aharn bu zelliinden dolay eski zamanlarn hattatlar yahut kopya usul kitap oaltan zanaatkrlar (mstensihler), bir hata yaptklar vakit onu silmek iin (mrekkep silgisi henz icat edilmemitir) sere parmaklarnn ucunu azlarnda slatp hatal harf veya kelimenin zerine srerler, bylece zemindeki ahar da lr ve aharla birlikte hata da kendiliinden kaybolur gidermi. Bazen btn bir cmlenin silinmesi gerektiinde ayn ilemi tekrarlamak gerekir hattatn sere parmana gelen mrekkep, ister istemez diline geer, bylece hattat mrekkebi yalam olurmu.

55

Mrekkep, bezir isinden hazrland iin suda zlmesi tabidir. Bu yzden el yazmas eserler asla su ve trevleri ile temas ettirilmez. Ancak, kitap henz yazlma aamasndayken mrekkebin bu zellii hattatlarn iine yarar, gerek divitlerinin ucunda kalan mrekkep lekelerini gidermek ve temizlemek, gerekse sayfaya kk bir tirfil yahut iml koymak iin diviti tekrar mrekkebe bandrarak israf etmek yerine, ucunu dillerine dedirir ve oradaki mrekkebin zlp kullanlmasn salarlarm. Bu durumda da dill erinin mrekkep olmas, yani mrekkebi yalam olmalar kanlmazdr. Sonuta eskiler, bir insann yalad mrekkep miktarnca ilminin ziyadeletiini varsayarlar ve okuma yazma bilenlerin pek az olduu alarda azck da olsa mrekkep yalam olmay, toplum iinde sayg almeti olarak alrlarm. 78 LR MSN; LDRR MSN? Neticesinden hayret ve aknlk iinde kaldmz, houmuza gitmeyen bir hareket, bir sz, bir dnce karsnda "lr msn; ldrr msn?" diye yaknrz. Hikyesi yledir: Vaktiyle kylnn biri hacca gitmi. Tabi, dnte ee dosta, hsm akrabaya hediye get irmek detten... Herkese miktarnca hediyeler aldktan sonra, kyn aasn da hatrlam. Hediye konusunda uzun mddet karar verememise de "Aamz, bamzn tacdr, efend imizdir; ona gtreceim hediye kendime alacamdan aa olmamaldr." diye dnerek haclar detince bir ie zemzem doldurup bir fniye yetecek kefenlik bez kest irmi. Dnte yol yordamnca, hediyelerini sunmak iin aann eiine yz srm. Gelin grn ki aann khyas, bu durumdan holanmayarak hediyeleri adamn suratna frlatm: Be adam! Hi byle hediye olur mu?! Ben byle bir hediyeyi imdi aaya nasl takdim ederim? Kyl hulus- kalple srar etmi: Canm khya, eliye zeval olmaz; sen heman bunlar odasna gtr. Ben bunlar bin bir emekle ta Hicaz'dan getirdim. Biraz tartmadan sonra khya raz olmu ve elinde hediye bohas ile aann huzuruna girip meramn ylece arz etmi: Aam! Sersemin biri Hicaz'dan size kefenlik bez ile gasil suyunuza katlmak zere zemzem getirmi. imdi lr msnz; ldrr msnz?!.. 79 PABUCU DAMA ATILMAK Osmanllar devrinde esnaf tekilt, Ahlik geleneinin uzants olarak belli bir nizam ier isinde ve fevkalde salkl ilemitir. Her esnaf teekklnn bir kethdas bulunur ve kethda o meslek dalnn inceliklerini, kanunlarn, ynetim biimini iyi bilir, esnafn al ma dzeni ve drstln de-netlermi. Esnaf ile kethda arasnda yiitba denilen, bilirkii konumunda bir esnaf temsilcisi bulunur, sanatnda hile yapanlar olursa, yiitba tarafndan tespit edilerek kethdaya bildirilir ve gerekli ceza ilemler balatlrm. Bu, bir nevi, imdiki TSE kontrolrl demektir. Herkesin meslek ahlk ilkeleriyle alt o dnemlerde bir zanaatkrn yapt ite ihmal veya hileye sapmas, nadir grlen hadiselerdendir. abucak bozulan, yrtlan veya ryen mallarda bir hile aranr, bulunursa kethdaya ikyetle ilgisinin cezalandrlmas istenirmi.
56

Takdir edilir ki ayakkab imalt, bu tr ikyetlere ak bir meslektir. Ksa srede eskiyen ayakkabnn kullanm hatas m, yoksa retim hatas m olduu sk sk tartma ve ikyet konusu edilmeye baland devirlerde, rk ark yaplan, abuk sklen yahut delinen ayakkablar dolaysyla kethda, sk sk arklar yiitbasn arp tahkikat yaptrr olmu. Eer bir imalt hilesi sz konusu ise ilgili usta arlr, esnafn ileri gelenleri, yi itba ve dier meslek temsilcileri huzurunda kethda tarafndan tekdir edilir, ald cretin mteriye iadesi salanr, dava konusu olan ayakkab da kullanlmamak iin dama atlrm. Bir esnafn yapt ayakkabnn dama atlmas o usta iin en byk ayp olup meslekteki eref ve itibarn sfrlar ve mterisinin azalmasna yol aarm. Bu uygulama btn esnaf tekilt iin bir genelleme niteliinde olup birisi hakknda "pabucu dama atld" denilmesi artk o meslekten ekmek yemesinin zor olduuna iaret saylm, esnafn bu titizlik ile i grmesi temin edilmitir. Bu uygulamann Ah Evran'dan kalma olduu, daha o zamanlarda da hatal malzeme reten zanaatkarn, Ah eyhi tarafndan meclisten karlp pabucunun tekke damna atld ve evine yalnayak gnderildiine dair rivayetler vardr. 80 PSTEK SAY(DIR)MAK Nimeti klfetinden az veya elde edilen krn, harcanan emee demeyecei durumlarda sylenen bir szmz vardr: Psteki saymak. mkn harici gibi grnen bir ey iin boa gayret sarf etmenin mantkszln anlatr. Vaktiyle stanbul'un Topta bimarhanesine (akl hastalarnn tedavi edildii yer, tmarh ane) alayl paalardan biri idareci tayin olunmu. Bir mddet tabiplerin tedavi usullerini ve hastalarn gidiatlarn gzlemleyen paa, yava yava iin iine girmeye, yalnzca idar deil, tbb konulara da mdahale etmeye balam. Koular geziyor, kendince delilerin durumlarn inceliyor ve bazlarnda hibir anormallik grmedii iin onlarn akllandna hkmediyormu. Nihayet, onlar snamak iin kendince bir usul gelitirmi. Buna gre del ileri tek tek huzuruna artp nlerine bir psteki koyarak, Say bakalm, diyormu, u pstekinin tylerini ve bize tam olarak syle. Eer hasta, Efendim, bu zor i, hepsini sayamam, diyorsa darya; yok, Ba stne paam, deyip ie koyuluyorsa geri, hcresine gnderiyormu. Meer, hastalardan biri bir gn, Nasl sayaym paa hazretleri, demesin mi!.. Paa ar naar, "te byle..." deyip pstekinin kllarn tek tek sayar gibi yapm. Onun bu gayretini gren tmarhane tabipleri, bu aklllk testini her ne kadar tbb kurallara uygun bulmasalar da mantk kurallarna uygun bulduklarndan veya korkudan, hi itiraz edem emiler. Paa zamanla bu ii o kadar ileri gtrm ki, btn gnn hastalar ve pstekiler arasnda geirir, hatta hastaneye yeni getirilen hastalara da ayn testi uygulayp pstekinin kllarn saymann zor olduunu syleyenleri "deli deildir" tehisiyle geri gnderir, hastaneye kabul ettirmezmi. O gnlerde paann arkadalarndan biri, yolda tabiplerden biriyle karlap sormu: Bizim paa ne yapyor? Psteki sayyor!
57

81 PF NOKTASI Vaktiyle testi ve anak mlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yllar bu meslekte alan bir rak, kalfa olup artk kendi bana bir dkkn amay arzu eder olmu. Ne yazk ki her defasnda ustas ona: Sen, demi, daha bu iin pf noktasn bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor. Ustann bu sonu gelmez nasihatlerinden sklan kalfa, artk dayanamaz ve gidip bir dkkn aar. Aar amasna da yeni dkknnda gzel gzel yapt testiler, kpler, vazolar, srah iler onca titizlie ve emee ramen orasndan burasndan yarlmaya, yer yer atlamaya balar. Kalfa, bir trl bu atlamalarn nne geemez. Nihayet ustasna gider ve durumu anlatr. Usta: Sana demedim mi evldm; sen bu iin pf noktasn henz renmedin. Bu sanatn bir pf noktas vardr. Bunun zerine tezgha bir miktar amur koyar ve: Haydi, der, ge bakalm tezghn bana da bir testi kar. Ben de sana pf noktasn gstereyim. Eski rak ayayla merdaneyi dndrp amura ekil vermeye baladnda usta, nnde dnen anaa arada srada "pf!" diye fleyerek zamanla testiyi atlatacak olan baz kk hava kabarcklarn patlatp giderir. Bylece rak da bu sanatn pf denilen noktasn r enmi olur. Her sanatn incelik gereken nazik ksmna da o gnden sonra pf noktas denilmeye bal anr. 82 RAHMET OKUTMAK Rahmet okutmak deyimi, aa yukar "Gelen, gideni aratr" atalar sznn karldr. Ktlkte sonra gelenin, nce geleni bastrm olmas hlinde "Rahmet okuttu" deriz. Mehmet Akif, Az meyhaneye rahmet okuturken hele bak Bana gelmi de eriat kesilmi avanak diye yaknrken, deyimi pek gzel kullanm. Trkede bu deyimin nasl tretildiine dair, yle bir hikye mevcuttur: Hrszn biri hastalanm ve sekerat- mevt halinde iken Allah'a u yolda dualar edermi: Yce Allah'm!.. Dnyada nasibim hrszlktan imi. Ne kazand isem bu yolla kazandm. oluk ocuumun kursana hell lokma girmedi. O kadar insann ahm aldm, hakkn yedim. Bu kadar gnah ile Senin yce huzuruna nasl kaym! Arkamdan beni hayrla anacak kimse de yok. Bilkis herkes beni lanetle anacak. Affet Allah'm!... Hrszn delikanl olu, bu hle bakp babasna demi ki: Baba, sen hi merak etme. Ben seni her gn rahmetle andrrm, iin rahat olsun. Hrsz lm. Evin geim yk olana gemi. Delikanl babasnn mesleini srdrmeye kararl. Balam hrszla. Ancak babasnn aksine, girdii her evi deta kuruturmu. n eden iplie ne var ne yoksa alr, ev sahibine plak odalar brakrm. yle bir zaman gelmi ki, evleri soyulanlar, eski hrsz, yani delikanlnn babasn arar olmular. Diyorl arm ki:
58

Babas da hrszd ama, Allah rahmet eylesin ihtiyac kadar alard. Bunun gibi agzl ve arsz deildi. Bir hrsza da rahmet ancak bu kadar okunur! 83 SABIR (ANAI) TATI yi kalpli bir zenginin gen yata vefat zerine, zntden ksa zamanda hanm da ruh unu teslim etmi. Tek vris durumundaki kz ocuklarna, amcasn vasi tayin etmiler. Kzn amcas zalim km ve kzn mallarna el koyduktan gayri bir de kendini hizmeti gibi kullanmaya balam. Yenge bir yandan, yeenler bir yandan zavall kz hem itip kak yorlar, hem de kendilerine hizmet ettiriyorlarm. Zamanla, ocukcaz dvmeye de bal amlar. Btn ev halknn ayr ayr eziyet ve takazalarna, hakaret ve tokatlarna maruz kalan yavrucak, her gece yatana gzyalar iinde girer olmu. yle sindirmiler ki, derd ini kimseciklere aamyormu. Kzcaz bir gece, yine yast gzyalaryla slanarak uyuya kalm. O gece ryasnda Eyyp peygamberi grm ve derdini olduu gibi anlatm. Sonunda Hz. Eyyp onun srt n svazlayp, kendisine sabr tavsiye etmi ve yeil bir anak vererek: Evldm, demi. Bu ana gizli bir yerde sakla. Her gn bildiin dualar oku ve iinden daima "Ya Sabir" ismini vird edin. Alayacan zaman gzyalarn bu anakta biriktir. anak dolup tat gn inallah senin de ilen bitecek! Kzcaz heyecan iinde uyanm. Bir de ne grsn; yeil anak ba ucunda duruyor. an a saklayp, ryasndan kimseciklere bahsetmemi. Zaman su gibi akar derler; kzcaz ne zaman odasna ekilip alasa gzyalarn bu anaa dkm. Hayat gn gnden ekilmez oluyor; ama anak da bir yandan doluyormu. Scak yemek yzne hasret, gittike eriyerek ergenlik ana yaklam. Bir gece yle ok alam ki anak ha tat ha taacak. O srada Eyp aleyhisselmn szlerini dnp ne olacan merak ediyormu. Sabaha kar amcas kendisini arm ve btn ev halkyla birlikte denizar bir seyahate gideceklerini syleyip tehditkr ve azarlar bir eda ile kulan ekerek eve gz kulak olmasn, aksi hlde cann alacan sylemi. Kz ac ierisinde kvranrken, iinden "nallah senin de bir cann alan bulunur!" diye geirmi. Mazlumun ahi yerde kalmazm; o yolculukta ev halknn bindii gemi batm ve hepsi boularak lmler. Sabrl kzcaz anasndan babasndan kalan mirastan baka amcasnn da tek vrisi olarak her eyin sahibi olmu. Dilimizdeki "sabrmz tayor, sabr tat, sabrm tarma, vb." deyimlerin menei budur. Tahamml snrlarnn zorland anlarda azmzdan dklen bu szn eskiden cidd bir yaptrm varm ve ulu orta deil, nadiren sylenir; ama sylenince de ardnda durulurmu vesselam!.. 84 SAMAN ALTINDAN SU YRTMEK Vaktiyle bir ova kynde, kyller tarlalarn sulamak iin rman suyunu nbetlee kull anmak zere anlamlar. Irmak boyunda bulunan tarlalar, alan kanallar vastasyla sra ile sulanyor, herkes ziraatiyle megul oluyormu. Kyn akgzlerinden birisi, daha fazla su alabilmek iin tarlasnda derin ama ince bir kanal kazp rmaktan su almay aklna
59

koymu. Kanal gizleme maksadyla da zerini al rp ve talarla rtp araziye uydurmu. En ste de saman ynlar koymu ki kimse kanaldan phe etmesin. Bir mddet sonra, rman daha aalarndaki tarlalara giden suyun azalmas zerine kyller, durumu aratrmaya karar vermiler. Ne are ki arayp taramalar sonusuz kalm. Daha yukarlarda ok akan suyun, belirli bir noktadan sonra birdenbire azalmas na bir trl anlam verememiler. Nihayet tarlalar dolap bakmaya balamlar. Kaak su alan kylnn tarlasna geldiklerinde, bostan havuzunun daima su ile dolu durduu dikk atlerini ekmi. stelik, havuzun zerinde saman krntlar yzmekteymi. Bu suya bu samanlar nereden geliyor diye aratrnca, saman ynlarna ulamlar ve hileyi anlayp samanlar eeleyince kanal bulmular. Bunun zerine, kyn ihtiyar heyeti toplanm ve kyly falakaya yatrmlar. Denei vururken diyorlarm ki: Saman altndan su yrtrsn ha! Al bakalm hak ettiin cezay!.. Bugn deyim, bakalarna sezdirmeden menfaat temin eden; yahut insanlar, birbirine drp ortal kartranlar hakknda kullanlr. 85 SARI ZMEL MEHMET AA nce, Bar Mano'ya rahmetle u msralar okuyalm: Yaz dostum! Yoksul grsen besle kaymak bal ile Yaz dostum! Garipleri giydir ipek al ile Yaz dostum! ksz grsen sar kanadn, kolunu Yaz dostum! Kimse gmez bu dnyadan mal ile Yaz tahtaya bir daha/Tut defteri kitab Sar izmeli Mehmet Aa/Bir gn der hesab Evet! Hesab de(me)yen Sar izmeli'nin hikyesi yle: Sar izmenin moda olduu bir zamanda, zmir erafndan birisi, uan arp tembih etmi: Bak a efendi! Aydn'dan Mehmet Aa isminde birisi gelecek. Harman zamannda sar izme almas iin on drt ake vermitim. Borcunun vadesi geldi, bugn defterden borc unu sildim. imdi faytona bin, doru istasyona! Uzun boylu, orta yal, efe bykl biridir, hemen tanrsn. Uak istasyona varm. Tren boalmaya balam. Bir mddet, tarife uygun adam aramsa da nafile. Bari izmesinden tanyaym diye bu sefer ayaklar tarassuda balam. Ne var ki sar izmelerden giyen giyene. Nihayet aresizlik iinde en benzettii kiiye seslenmi: Mehmet Aa! Bizim bey seni konakta bekliyor. Tesadf bu ya, sar izmeli adamn ad Mehmet olup Aydn'da kendisini aa diye arrlarm. Beraberce konaa varmlar. Bey bakm ki gelen sar izmeli ile onun borlusu Mehmet Aa arasnda bir benzerlik yok. Elindeki defterin alacak hanesine bir yandan Mehmet Aa'nn adn yeniden yazarken, dier yandan ua paylamaya balam. Nihayet uak: Bey, demi, buras koca bir ehir, sar izmeli de oktu; Mehmet Aa da. Seninkini yaz deftere bir daha! Bu hikye halk arasnda yayldktan sonra, kim olduu, ne olduu belli olmayan birisinden bahsedilirken "Sar izmeli Mehmet Aa" deyimi kullanlmaya balanmtr.

60

86 SEBLHANE BARDAI
Byk yerleim merkezlerinin ilek caddelerinde ve byk camilerin avlularnda yer alan sebilhanelerin pencereleri nnde gelip geenlerin cretsiz su, ayran, erbet (k mevsim inde salep, st, vb.) imeleri iin sra sra bardaklar bulundurulmas dettendir. Keza, cami klarnda ve sebil nlerinde yoksullarn ve dilencilerin sra olup beklemelerine de sk sk rastlandndan bunlarn acnacak hlde dizilmeleri, sebilhane bardaklarnn dizilmelerine benzetilmi ve sra sra duran kiiler hakknda sebilhane barda gibi (dizilmek) deyimi kullanlr olmutur. Deyimin bir versiyonunu da Evliya elebi, "Engr kerpici gibi bir kal ba dizilmek" eklinde anyor ve ardndan da Ankara kerpilerinin beyaz, dzgn kesilebilen ve asla bozulmayan cinsten olduunu ekliyor.

87 SIRRA KADEM BASMAK


Sr, gizli ey demektir. Tasavvuf evrelerinde ve zellikle Mevlevlikte, bu kelimenin srl amak eklinde fiil yaplm hli ska kullanlr. Srlamak, "kapamak, rtmek, ses ve hava akmna msaade etmeyecek derecede bir yere gizlemek" anlamna gelir. Nitekim Mevlev iler, kapy yahut penceri kapa yerine, "srla, irret" derler. Srlamak ve srlanmak ise gm lmek, lnn gmlmesi anlamnda kullanlr. Falanca kiiyi srladk, filn zat srroldu, gibi. Kelimenin bu kullanl, len bir kii sorulduunda ise, "Srra kadem bast!" eklinde cev aba dnr. Kadem basmak, adm atmak, gitmek, demeye gelir. Deyimin dilimizde yayor olmas oktandr ortalkta grnmeyen, yahut birilerinden kaarak kendisini gizl eyen kiiler hakknda kullanlmasndan dolaydr.

88 EB- YELDA
Klasik iirimizin lmsz beyitlerinden bir tanesinde air yle der: eb-i yeldy mneccimle muvakkit ne bilir Mbtel-y gama sor kim geceler ka saat eb-i yelday ne mneccimler, ne dahi muvakkitler tanmlayp anlatabilirler. Gecelerin ka saat olduunu, var git gam tutkunu olanlardan sor! Eskiler, kn en uzun gecelerine eb-i yelda derlermi. Bu sz, efrenci knunuevvelin (aralk) sonu ile knunusaninin (ocak) banda yaanan uzun geceleri anlatr. nk k mevsiminin en uzun geceleri ile yln en uzun gecesi (22-23 Aralk) bu gnlerdedir. Eskiden mneccimlerin en nemli vazifelerinden biri, yllk takvimi dzenlemek idi. (Saray memurlarndan olan mneccimbalarn, yldzlarn hareketlerini inceleyerek baz hkmler karmak ve ona gre eref saat belirlemek gibi grevleri de vardr.) Yaplan takvimlerde gecelerin ve gndzlerin sreleri ve bu arada eb-i yelda da belirlenir, buna gre ezan saatleri tespit edilir ve bunlarn hepsi Ulu Bey ziycinden hesap edilerek bir liste hlinde saklanrd. Sultan III. Selim zamannda, Ulu Bey ziyci yerine Fransz heyet-in aslarndan (astronom) Cassini'nin hazrlad ziyc kullanlarak takvim dzenlenmeye bal anmtr. Muvakkitlere gelince; bunlar tamamen vakit tayini ile uraan memurlardr. Resm dairel eri genellikle camilerin sokaa bakan girileri ile kaplarnn kenarlarndaki kk meknl
61

ardr. Baz Osmanl camilerine bitiik olarak ina edilmi muvakkithaneler vardr ve bunlar da neredeyse sebiller kadar yaygn bir urak yeridir. Muvakkitler usturlab, rubu tahtas, kble-nma (kbleyi gsteren = pusula), saatler (kum saati, gne saati, vb.) hazrl ayp bunlarn alma sistemlerini, ayarlarn, tamirlerini gerekletirirlerdi. Bu arada ebi yelday belirlemek de onlarn grevi idi. Memlekette ne kadar gemici ve kaptan var ise (dardan stanbul limanna gelenler dhil) onlarn saat ve pusulalarna gre kendi zaman aletlerini ayarlar idiler. Osmanl'nn son devirlerinde, muvakkithaneler yerine meydanlara saat kuleleri dikilmi ise de bu kulelerdeki saatler de yine muvakkitlerin ayarna muhta kalmlardr. Bu bakmdan saat kuleleri eski muvakkitlerin nemini kaybettirmemi, belki de oralarda teorik ve pratik ders gren insanlarn saysnda bir arta sebep olmutur. Bu bakmdan eski muvakkithaneler tam manasyla birer Saatleri Ayarlama Enstits* olarak vazife yapmlardr. *Ahmet Hamdi Tanpnar'n Saatleri Ayarlama Enstits adl romannn kahra man muvakkit Hayri rdal'dr ve roman, muvakkithane ve muvakkitlerin son dnemleri hakknda olduka zengin sahneler ve epizotlarla doludur. Bu konuda Yahya Kemal'in de enfes bir beyti vardr: eb-i yeldda uzar fecre kadar kss-i ak Ta ki Mecnn bitirir nutkunu Leyl syler imdi, dnelim beytimize: air, benim aclar ve kederler ile geirdiim gecelerin her biri bir eb-i yeldadr ve muvakkitler, yahut mneccimlerin belirledikleri eb-i yeldalar, onun yannda pek ksa kalrlar, demek istiyor. yle ya, bir gecenin ne kadar uzun olduu, o gec enin karanlkta geen saatlerinin niteliiyle deil, o gecede yaanlan dakikalarn niceli iyle ilgilidir. Btn bunlardan, eb-i yelda tamamlamasnn, klar dilinde bir deyim hlini aldn bilmem sylemeye gerek var m?!.. 89 TASI TARAI TOPLA(T)MAK Badat dilencilerinden, mehur bir Abbas O var imi. Mevsimine gre ya cerre kmak; yahut dilencilik yapmak suretiyle zengin olmu. Btn Badat'n tand bu adamn hr etinden istifade etmek isteyen bir sefil, Abbas' kollamaya balam. Nihayet bir ramazan gecesinde hamama girdiini grp ardnca ieri dalm ve kurna banda yanna yaklap yle demi: Efendim! Bendeniz dilencilie balamaya karar verdim. Umarm ki bu asil sanatn incel iklerini bu kulunuzdan esirgemezsiniz. Ne guna usul ve kavaidi var ise bilcmle renmek isterim, u mbarek geceler hrmetine, ltfediniz!.. Abbas, bu girizghtan sonra evke gelip cevap vermi: Peki evlt, reteyim. Dilenciliin balca kural vardr; kulana kpe olsun. Bir, her nerede olursa olsun istemeli. ki, her kimden olursa olsun istemeli. Ve , her ne olursa olsun istemeli. Yeni yetme dilenci hemen o anda Abbas'n elini perek demi ki: Ustam, ben fakirim, Allah rzas iin bir ey!.. Abbas arm. Buras hamam bre! Burada dilencilik mi olur? Her nerede olursa istemeli dedin ya usta!
62

yi ama ben zaten senin kadar fakir bir dilenciyim. yle ama, ikinci kural, istemek iin adam sememek gerektiini bildirmiyor muydu? Fe subhanalllah! Bu kurna banda, ben imdi sana ne verebilirim be adam? Elbisem darda. Paralarm evde. te ortada bir tasm bir taram var. Usta, imdi senden rendiim kurallarn ncs der ki, her ne olursa olsun istemeli. Ben tasa taraa da razym. Abbas akn, etraftan onlar dinleyenler hayrette, adam tas tara alm ve hamamdan kp gitmi. O gnden sonra Abbas dilencilie tvbe etmi ve soranlara da; Tas tara toplattk! Gayri bizden bu iler gemi, diye yaknrm. 90 TAZIYA MUSKA YAZMAK Amasya'da vali bulunan ehzade Bayezit, iyi bir avc idi. Av merakyla cins tazlar beslerdi. Maiyetindeki sipahilerden biri, bir taz satn ald. stiyordu ki tazs ehzadenin tazlarn gesin ve bu sayede gze girsin, kendisi de iyi bir nam edinsin. Birka zaman altrd ise de taz battal kmt. Talimler ve dayaklar kr etmedi. Nihayet, bir gn Kzlrmak'tan tuttuu balklar bir st dalna dizip yaknlarda oturan Buharal Mustafa Dede adnda bir eyhin kapsna dayand. Kapy on be yalarnda bir delikanl amt. Bu, eyhin olu Hamdullah idi. Babam evde yok, hacetiniz ne idi, dedi. Sipahi boynunu bkt: u balklar babana hediye getirmitim. Tazma muska yazdracaktm. Hamdullah, bakar ki balklar taze, Aam, der, gam ekme, muskay ben de yazarm; babamdan ruhsatm var. Muska yazlr, balklar alnr. Aradan birka gn geer. Sipahinin tazs ehzadenin tazlar n geride brakp avlar yakalamaya balar. Bayezit'in emri ile tazy huzura getirirler, gr rler ki boynunda bir muska asl. ehzade emreder ve muskay ap okurlar: Tamah ettim semee Muska yazdm kpee Ya gesin tazlar Ya dayansn ktee ehzade, muskann macerasn dinlerken bir yandan da yaznn gzelliine hayran olmutur. Hamdullah ile tanmak ister ve dost olurlar. 1481'de Fatih'in tahtna oturmak zere stanbul'a gelirken yannda getirdii bu gen adam, Trk hat tarihinde bir merhale saylacak olan eyh Hamdullah'tan bakas deildi. Uzun yllar Bayezit, ondan hat mek etti ve dostunu mr boyunca koruyup kollad. 16. yzyldan bize hatra kalan tazya muska yazmak deyimi de, kar ilikileri yznden karsndaki insann safln kullanmaya alanlar hakknda kullanlr. 91 TEKEDEN TELEME ALMAK mknsz denemeye veya yapmaya alanlar hakknda, veya uygunsuz, dayanaksz ve sama sapan saldrlar karsnda sylenen bu deyimin kkeni Trkmen airetlerinin hayv anclk geleneine dayanr. Bilindii gibi teke, keinin erkeine verilen addr ve st salamaz. Oysa kei stnden pek ok gda maddesi retilebilir. Bunlardan biri de telemedir.
63

Teleme, muhallebi kvamnda yumuak, tuzsuz, yourda benzer bir yiyecektir. Besleyici zellii ve lezzeti damak zevkine hitap eder. Teleme, yaz mevsiminde keiden salan st henz scak iken, incir aacnn gvdesinden alnan beyaz st ile alnr (mayalandrlr). Aatan ince bir dal krlarak alnan bu st, bilhassa incir yapraklarn kopardmzda akan st gibidir. Bir tencere kei st, birka damla incir st aktldktan sonra yapran sapyla kartrlp 20 dakika kadar uyumaya braklrsa mayalanan kei st teleme hline gelir. Deyim, tekeden st salamamas esasna gre uydurulmu olup yksekten atanlar hakk nda da kullanlabilir. ok sama eyler anlatan birisi iin "tekeden teleme alyor" demek gibi. 92 TEMZE HAVALE ETMEK Argoda ve klhanbeyi aznda "ldrmek, ksa yoldan ii bitirmek" anlamna gelen bu dey imin temize havale olundu ekli de kullanlr. Buradaki temiz kelimesi, muhtemelen "temyiz" olmaldr. Temyiz, bilindii gibi hakly hakszdan ayrmak, doru ile yanl ayrt etmek gibi anlamlara gelir ve hukukta, bir st mahkeme olarak kurulmu mahkemelere denir. Temyiz mahkemesi, genellikle hkm ve hkim hatalarn giderir ve sz konusu davay kl krk yararak inceler. Bylece temyize havale edilen bir i de kknden hlled ilmi, anlamazlk giderilmi ve haklya hakk, haksza cezas verilmi olur. Ancak lm manasnda temize havale etmenin karl, mahkeme-i kbra'da verilecek gerek karar olmaldr. Bir insann temize havale olunmas, biraz da onu Hakk'n adaletine havale etmek demektir.,. 93 TOPRAI BOL OLMAK lk a inanlarna gre, insanlar ldkleri vakit birtakm eyalaryla birlikte gmlrl erdi. Tanrlarna sunmak ve te dnyada kullanmak zere mezarlara birlikte gtrdkleri bu eyalar genellikle kymetli maden ve talardan mamul kap kaak ile taklardan olu urdu. Trk beyleri de slmiyetten nceki zamanlarda korugan dedikleri mezarlarna altn, gm ve mcevherleriyle birlikte gmlrler, sonra da zerine toprak ydrtarak hyk yaplmasn vasiyet ederlerdi. Eski medeniyetlerin beii olan Ortadou ve Anadol u'da, pek ok nl hkmdarlara ait bu tr mezar ve hykler hl bulunmaktadr. Altn ve hazine her zaman insanolunun ihtiraslarn kamlam, nerede ve ne kadar kutsal olursa olsun elde edilmek iin insan kanunsuz yollara sevk etmitir. Hyklerdeki hazineler de zamanla yamalanmaya balannca lenin ruhunun muazzep edildii dnc esiyle zerine toprak ylr ve gittike daha byk hykler yaplr olmu. O kadar ki lenin yaknlar ve cenaze merasimine katlanlarn birer kfe toprak getirip mezarn st ne atmalar, gelenek hlini alm. yle ya, mezarn zerinde toprak ne kadar bol olursa, dmanlar ve art niyetliler tarafndan almas ve hazinenin yamalanmas, o kadar engell enmi olurdu. Bu durumda topra bol olan kii de te dnyada rahat edecek, en azndan kullanmaya eyas ve tanrlarna sunmaya hediyesi bulunacaktr. Bugn dilimizde yaayan "topra bol olmak" deyimi, aslnda len kii hakknda bir iyi dilek ifade eder. Trklerin slm dairesine girdikten sonra yava yava terk ettikleri hyk gelenei, "topra bol olmak" deyiminin de gayrimslimler hakknda kullanlmasna yol amtr. Yakn zamanl ara kadar Mslman ller iin "Allah rahmet etsin!", dierleri iin de "Topra bol olsun!" denilirdi. imdiki gazetelerin lm ilnlarnda bu deyimin bilinsizce ve Mslman ller
64

hakknda da kullanldn gryoruz. Eer iln verenler, kendi llerini rahmet yerine bol topraa lyk gryor ve buna inanyorlarsa, bize de "Topra bol olsun!" demek der. 94 TURNAYI GZNDEN VURMAK Herhangi bir hususta uzun sre suskun ve hareketsiz kalndktan sonra gerek tesadfen, gerekse bilinli olarak byk bir baar elde edildiinde "Durdu, durdu da turnay gznden vurdu" deriz. Tecrbeyle deil de zamann akyla llen hemen btn baarlar, bu deyimin deiik zaman kiplerindeki bir versiyonu ile izaha allr. Deyimin ortaya k, bir avc mbalaasna dayanmaktadr. Avcln yaygn olduu yrelerde genellikle avclar kulb gibi ileyen bir mekn bulunur ve btn avclar buraya gelip bol palavral hikyeler anlatrlar. Attklar da konutuklar da sama olan bu tip avclarn yalanlarna ve mbalaalarna diyecek yoktur. Pek ou hayal rn olan bu hikyelerden birisi yledir: Avclar meclisinin en yal ve gngrm yesi olan ikarizade Sayyat Aa, bu mecliste anlatlanlarn hepsini huu ile dinler, hepsine aferinler okur; ama kendisi hibir gn, bir hikyesini anlatmazm. Bu hal dier avclarn dikkatini ekince, aralarnda karar alp demiler ki: Sanatna ak olsun ey byk avc! Bunca yllk mrn ve bir nice eyyam av peinde sey eran- deveran etmiliin var muhakkak. Ltfeyleyip, bir hatra da sen anlatsan da dinleyip istifade etsek... Hep bizler konuuyoruz ve hep senin sustuunu gryoruz. ikarizade bir mddet nazlanm, "Olmaz, bunu benden istemeyin ltfen!" gibi mazeretler ile geitirmeye alm. Nihayet srar ve merak iyice artnca yle derinden derine bir i geirip: Aaaah!.. demi. Ne olursunuz beni konuturup meclisinizi yasa bomayn ve beni genl iimin en hazin hatras ile yeniden yzletirerek derdimi tazelemeyin. Zaten ne vakit bu yrek paralayan hatra aklma gelse, cierimdeki ate evremdekileri de yakyor da o genlik eyyamnn utanc beni bouyor... ikarizade Sayyat Aa'nn bu szleri, meclise bir alev topu gibi dm. Herkes merak ve heyecan ierisinde, "Demek ki ortada ok duygusal ve ackl bir av hikyesi var," diye ge irmiler ilerinden ve tabi anlattrmak iin srarlar artrp bin bir dereden su getirmiler, teselli szleri sylemiler. Avclar meclisinde herkes tek kulak olup Sayyat Aa'nn azna dayanm. t yok. Bizimki nce bir yutkunmu, eski meddahlar gibi oturuuna yeni bir eki dzen katarak balam anlatmaya: Efendim, avcla baladmn ilk gnlerindeydi. Toy bir delikanl saylrdm. Bir gn tfeimi omzuma, tazm glgeme alp yle tek bama bir sayt- ikar edeyim dedim. Bir sigara ekimlik mesafe gittikten sonra gkte bir turna grdm. Baktm yolu dorultmu, aheste aheste szlyor. imden "unu, dedim, zararsz bir yer inden, ayandan vuraym." Ben bunlar dnrken turna biraz uzaklar gibi oldu. Tam sa ayana nian alp ektim tetii. te, ne olduysa o anda oldu. Zavall turna, gagasyla ayan kamaya yeltenmez mi?!.. Cierim yand gitti; ama elden ne gelir!?.. Kucaz yle iki yz- yz metre kadar bir mesafeye dt. Tazm ald getirdi. Baktm, tam da dndm gibi zararsz bir at idi. Samalarmdan yalnzca biri, ayana isabet edecek yerde, ba siper olduu iin sa gznden girip sol gznden km? Kucazn baka hibir eyi yok. lla iki gz iki eme kanyor. Ben hayatmn en byk pimanl ile ne yapacam ardm. Tabii biraz toyluk da var. Kan tutmu gibi donakalmm. Ku rpn
65

yor, benim iim szlyor. Byle ne kadar zaman geti bilmiyorum; asl hazin sahne o zaman yaand... Sayyat Aa sznn burasnda, bir ara verip nce iki kez barn yumruklar ve alamakl bir eda ile i geirerek bir bardak su ier; sonra da acyla yutkunup anlatmaya devam eder: Nasl geldiler, nereden geldiler, ne kadar zamanda geldiler, bilemiyorum, baktm rpnan kr turnann stnde bir blk turna toplanm dnp durmakta. Bana doru yle bir tyor ve yle kanat rpyorlar ki hayatmda yle bir deheti baka bir gn yaam adm. Af dilesem, hangisinden dileyeceim. Konusam ne diyeceim!.. Tam bir aknlk hli, sizin anlayacanz. Birden, onlarn kendi dilleriyle tp anlatklarn grdm. Hayret ki hayret! Kr turnaya bir eyler anlatyorlard. Sonra onu aralarna aldlar ve yld rm gibi havalandlar. Dinleyenlerin akn ve hayret dolu baklar arasnda Sayyat Aa szlerini bitirdi: te yarenler!.. Turnalar, katar halinde umaya o gnden sonra baladlar. Aralarna ald klar kr turnaya ses vererek uu istikametine yneltmeyi o gn kefettiler. imdi turnalar srf o uursuz gn bana hatrlatmak ve benden intikam almak iin katar halinde umay huy edindiler. Hatta bu haber dnyadaki btn turnalar arasnda yayld ve onlar benim yzmden katar tekil eder oldular. Bylece bir yerlerde anadan doma bir kr turna var ise seslerine gelip yolunu bulabilsin. Geenlerde o kr turna ki epey yalanm, ryama girdi ve dedi ki: Ey btn zamanlarn en byk stad! Biz, senden sonra bu cihanda byle nazik, d nceli ve hassas bir stat avc grmedik. ki gzm senin sanatna feda olsun! ikarizade Sayyat Aa'y dinleyenlerden biri hayretinden patlar ve: Ehh!! stat, der, durdun, durdun; ama sonunda turnay da gznden vurdun. Pes dor usu!.. 95 VERMEYNCE MABUT Rivayet olunur ki, Sultan II. Mahmut, tebdil gezdii bir ramazan gnnde, skdar'da mcerret bir kunduracnn, bo rse eki vurarak her hamlede "Tkand da tkand" ded iine ahit olmu. Merak saikiyle ieri girip bunun sebebini sormu. Adamck anlatm: Bir gece ryamda grdm. emeler vard. Bazlarndan arl arl sular akyor, bazlar ndan szyor, bir tanesi de p p damlyordu. O srada bir pir-i nuran belirdi. Ona bu emeleri sordum. "u arl arl akanlar, padiahmzn talihidir. Szanlar devlet erkn ndan filnca paalarn ve falanca zenginlerin talihleridir. u damlayan da senin talihindir, " deyip kayboldu. Yerden bir p aldm ve benim talihim olan emeye yaklatm. ple biraz kurcalayp lleyi amaya altm. Ah, ellerim krlsayd! Filvaki p krld ve artk o eski damlalar da damlamaz oldu. O gnden sonra mterim kesildi, kazancm bitti. fls ettim, bu hale geldim. imdi de talihimden ikyet ile "tkand da tkand" zikriyle bo rs dvyorum. Padiah kendini aikr etmez ve saraya dnnce adamn sylediklerini tahkike memur gnderir. Meer, adamcaz herkes tarafndan "Tkand Baba" diye tannmakta ve nasipsiz-liiyle bilinmekteymi. O kadar ki, emeden su doldurmaya gitse emeyi bir kurbaa tkar; bir mal almak iin pazara urasa, ona sra gelmeden mal bitermi.

66

Sultan, mbarek ramazan aynda garibi sevindirmek ister ve bir tepsi baklava yaplmasn, her dilimin altna da bir sar altn konulmasn emreder. Sonra, tepsiyi bir zengin kona ndan iftarlk geliyormu gibi gnderir. Nasipsizlik bu ya; Tkand Baba, bir tepsi baklavay bir iftarda yiyip bitirmek yerine satp parasyla birka gn iftar etmeyi dnerek tepsiyi pazara karm. Padiah durumu renip zlmse de niyetine sadakat ile ayn minval zere ertesi gn nar gibi kzarm bir hindi dolmas yaptrp yine iini altn ile doldurarak Tkand Baba'ya yollar. Baba'dan baklava tepsisini satn alarak parsay toplayan uyank mteri, bu sefer yine kapya dayanp Baba'nn akln elmenin yollarn aramaktadr. Der ki: -Bre Tkand Baba ya! Sen bir garip demsin. Tek bana bu hindiyi nice yiyeceksin. Gel sen de bu hindiyi bana sat. Pazarlk tamam olup hindi de kanatlannca, padiah bu derece safderunlua, ar derec ede fkelenip derhl Tkandy1 saraya artr. avular eliinde iftar vaktine yakn, karga tulumba sarayn yolunu tutan Tkand Baba, tellanr. "Bir su ilemi olmalym, ama ne ola ki!" diye kara dnceler iinde huzura alndnda, neredeyse baylmak zeredir. Bu hle padiahn yrei dayanmaz ve fkesi merhamete dner. Sultan, olup bitenleri anlatt zaman, Tkand Baba hayretler iinde hnkrn ayaklarna kapanp, dualar, krler okumaya balar. Padiah, ona son bir hak daha tanmay isteyip doruca hazine-i hassa odasndaki altn ve mcevher dolu sandklardan birinin huzura getirilmesini buyurur. Sandk gelir. Sultan Mahmut, selmlk dairesinin ini sobasnn altn yoklayp krei eline alr ve: Tut u krei! Sanda daldr. Ne kadar alrsa hepsini sana baladm, der. Tkand Baba, maks talihinin byle bateten muradna muvafk harektndan fazlasyla heyecanlanr. Sevinten titre-ye titreye krei sanda daldrr. Bir mddet iteleyip alkalar ve itina ile kaldrrsa da krek ters dalmtr ve ancak sap ksmnda bir tek kzl altnla kar. Baba, dp baylr. air ruhu tayan hisli padiah ise seili bir slpla o tar ihe geen szn syler: Vermeyince Mabut, ne yapsn Mahmut!?.. 96 YE MEHMET YE! Vaktiyle mirasyedinin biri sandaln tamir ettirmi, ziftletmi. bitince, vekilharc eline on yedi liralk bir masraf pusulas tututurmu. Yal komularndan hesabn bilen bir ark ada ile sohbet esnasnda sz sandaldan alnca, arkada hayretler iinde, ayn tamirat daha birka gn evvel be alt mecidiyeye yaptrdn sylemez mi!.. Bizimkinde afak atm ve derhl eve dnerek vekilharca kp epey azarlam. Vekilhar, sonunda dayan amayp kendisini u itirafla mdafaa etmi: A efendi! Komu bey yalnzca sandal ziftletti. Hlbuki bizim sandaln tamirinde ben ziftlendim, hamlac ziftlendi, uak ziftlendi, aba ziftlendi..." imdi bu hikyenin uzun uzun yorumunu yapp, devlet sandalndan ziftlenenlerden bahs etmek yerine, baka bir hikye daha anlatalm ve aradaki anlay farknn nelere mal old uu yorumunu size brakalm: Sultan Abdlmecit tebdil-i kyafet gezdii bir gn, Bayezit'ten Fatih'e doru yrmekteymi. Vezneciler'deki ttnc dkknlarndan birine girip dkkn sahibi ile
67

konumaya balam. O srada, dkkna Nafiz Paa urayp akta satlan ttnlerden az bir miktar alm. Dkknc ttn sararken kendince i geirip glmsemi ve bilhare padiah ile aralarnda u konuma gemi: Efendi, az evvel ttn alan kim idi? Beyim, o zat esbak maliye nazr Nafiz Paa'dr. Peki neden glmsedin? Bakalar at ve araba ile gezerken bu namuslu adam, her zaman dkknma yaya gelir. Devlete ait hibir eyi ahs ilerinde kulland grlmemitir. Hz. mer yaratll, bir asilzadedir. Keke btn devletllar bunun gibi olsa diye aklma geldi de ona glmsedim. Bu mlakattan sonra hnkr, saraya varr varmaz Nafiz Paa'nn maliye nazrlna tayin ini iade eder. u kt'a, zamann airlerinden biri tarafndan, bu hadise zerine sylenmi ve uzun yllar tekrarlanp durmutur: Sdk ile devlete hsn-i hizmet Olmuyor ind-i lh'de heba Buna brhn- kav ister isen te Mliyye'de Nafiz Paa yle demek olur: Devlete iyi hizmette bulunmak, Allah katnda asla boa gitmi olmaz. Bu szme kuvvetli bir delil isterseniz, ite Maliye Nazr Nafiz Paa! 97 YOK DEVENN BAI Olmayacak eyler hakknda, inanlmayacak szler karsnda yahut abartlm yalanlar hakknda bir alay ifadesi olarak "Yok devenin ba!.." deriz. Hikye gya, Hoca Nasrettin'in ocukluunda gemi: Nasrettin'in dul annesi ince eirip sk sard ipleri oluna verir, gtrp pazarda uygun fiyata satarak, geimlerini temin etmesini istermi. Nasrettin yumaklar pazara gtrr, saatlerce elinde gezdirir, hatta baz zamanlar satamadan geri getirirmi. Nasrettin'in safl ndan istifade etmek isteyen baz uyanklar, aralarnda anlap yok "ipin kt erilmi", yok "gevek sarlm," vs. diyerek, szlerini yandalarna tasdik ettirip mal ucuza kapatm aya dadanmlar. Nasrettin eve gelip de annesinden azar iitmeye balaynca, aldatldnn farkna varr, ancak i iten gemi olurmu. Bir, iki derken Nasrettin bu ie ierlemi ve pazar etesine bir oyun oynamay planlamaya balam. Bir kurban bayram ertesi olsa gerek, Nasrettin, bir deve kellesi ele geirip annesinin ipler ini ona sarm. Tabi yumak hem byk, hem de ar olmu. Pazara vardnda ber-mutat ayn madrabaz mteriler, etrafn evirmiler. Ancak ne var ki yumak pek yle ucuza kap atlacak gibi deil. Evirip evirdikten sonra fiyatn sormular. Nasrettin, o gne dek kendi hakkndan ne kadar aldlarsa hepsini toplayp uygun fiyat sylemi. O srada ilerinden biri gya fiyat krmak iin alayl alayl sylenmi: Nasrettin! Yumak olduka byk, pek de ar. inde ta olmasn?!.. Soruyu, Yok devenin ba, diye cevaplar Nasrettin, alayl alayl! Pazarlk biter ve Nasrettin paras n alp gle oynaya evin yolunu tutar. Ertesi gn yuman iinden gerekten deve ba ktn gren uyanklar (!) Nasrettin'i tutup doru, kadnn huzuruna gtrrler. Kad sorar: Yuman hileli imi. Niye hileli mal sattn? Nasrettin itiraz eder: Zinhar kad efendi! Bunlar bana sordular "inde ta m var?" diye. Ben de "Yok devenin ba!" dedim. Buna ramen, onlar yine de satn aldlar. Bunda benim ne kabahatim ve hilem olabilir?
68

O gn, kk Nasrettin mahkemeyi; Trk dili de bu deyimi kazanm. 98 YOLUNACAK KAZ Osmanl hkmdarlar iinde tebdil-i kyafet eyleyip halkn arasna kanlar II. Osman, IV. Murat, III. Osman, III. Selim ve II. Mahmut ile snrldr. Bunlardan sonuncusu, bir yaz gnnde yanna iki mabeyincisini alarak yollara dklr. Sirkeci'ye gelip bir sandala bin erek Beylerbeyi'ne geeceklerdir. anslarna, ihtiyar bir kayk der. Amma ne kayk! Yllarn tecrbesi ile artk neredeyse stanbul Boaz'nda grnen yolcular hllerine, tav rlarna ve klk kyafetlerine bakarak kylerini syleyecek kadar tanmaktadr. Bittabi bu seferki yolcularnn da kimliklerini hemen anlar. Ancak asla ses karmaz ve iini yapar. Beikta nlerine gelindiinde padiah kaykya, Baba, der. 32 ile naslsn? htiyar hi tereddt etmeden cevaplar: 32'yi 30'a vuruyorum, 15 kyor. Biraz skttan sonra padiah, yeniden kaykya lf atar: itiliyor ki son zamanlarda ehirde hrszlar ziyadelemi; senin evine de giren oldu mu? Bundan iki ay evvel biri girdi. Son gnlerde birisi daha dadand ya! Bakalm ne olacak?! Padiah skt eder. Kayk da iine devamdadr. Ancak mabeyinciler konuulanlardan bir mana karmak iin kvranp durmaktadrlar. Bu durum, padiahn gznden kamaz ve kayk, Beylerbeyi iskelesine yanamak zereyken kaykya sorar: Babalk, sana iki besili kaz gndersem, yolabilir misin? Hay hay efendi, ruhlar duymaz, cascavlak ederim. Padiah sandala bir kese ake atar ve karaya karlar. Gel gelelim mabeyinciler meraktadr. Nihayet ertesi gn, hnkr ile kay k arasnda geen konumay anlamak zere doruca Sirkeci sahiline. yle ya bir vesile ile padiah hazretleri bu konuyu aar da szlerin manasn kendilerine soruverirse!.. htiyar, kayklar kahvesinde ubuk ekerken bulurlar. Bir kenara arp husus grmek istediklerini sylerler. Dar kp kaykla biraz uzaklarlar. Adamlar hemen sadede gelerek: Baba dn Beylerbeyi'ne yolcu gtrdn. Beli. Onlardan ikisi biz idik; seninle konuan da hnkrmz hazretleriydi. Bir hatamz m oldu aalar? Hayr da, biz konutuklarnz merak etmekteyiz. Canm mahrem eyleri mi syleteceksiniz bana? Haa! Ancak... htiyar nazlanrken aalardan biri bir kese altn karp avucuna sktrr. O zaman ihtiyar, kayn ynn Sirkeci'ye doru evirip anlatmaya balar: Sultanmz buyurdular ki, 32 ile nicesin? Yani geimin nasldr, demek istedi. Ben de azmda 32 diim var; onu bir aya gre ayarlyorum. Ay 30 gn, ben ise 15 gn ancak i bulabiliyorum, dedim. Eee? htiyar yine nazlanr. Bu sefer dier mabeyinci keseye kyar. htiyar devam eder: Sultanmz son aylarda hrszlar oald, sana da gelen oldu mu dedi. Yani "kak hrszl arn" kastederek 'Son gnlerde evlenmeler artt. Senin ocuklarndan da evlenen oldu
69

mu?' demek istedi. Ben de "Evet evime bir hrsz girdi, yani olumun biri evlendi; dieri iin de hazrlklar var, bakalm, Allah Kerm dedim. Hnkrn hrszdan kast, kak hrsz, yani gelin idi. Mabeyinciler "Meer ne kadar basitmi!" manasnda birbirlerine bakarken kayk sandal iskeleye yanatrr. Ya nc sual ne idi? htiyar yavaa sandaldan kp misafirlerini etekleyerek u cevab verir: Aman efendim kerem buyurunuz. Padiah efendimiz buyurdular ki iki besili kaz... Allah mrnz arttrsn, ite sizleri gnderdi. O gnden sonra bu hadise, halk arasnda yu bulur ve kolay para arptranlar iin "yolun acak kaz" deyimi dilimize yerleir.. 98 ZERDEYLE ZIRVA

nl tarih ustas Srur'nin bir beyti vardr. Der ki: Fodulsun ey kemerba fodalay beenmezsin marette pien zerdeyle zrvay beenmezsin air, fodul kelimesini "faziletli" veya tam zdd olan "hibir eye yaramaz" anlamlaryla; fodalay ise "fazilet sahipleri" ve "fodla" manalaryla tevriyeli (her iki anlam da beyte uygun) kullanyor. kinci dizedeki zerde, malm tatlnn addr. Zrva ise yine zerdeye benzeyen bir tr tatldr. maretlerde piirilen zrvalar nceleri incir, zm, hurma, eker ve pirinten yapl rm. Sonra sonra sadece pirin kullanlarak lapams bir tr pilva dnm ve zerine eker ekilerek yenilir olmu. Zrva kelimesinin mecazen "abes ve manasz sz" demek olduuna baklrsa zrvann da uydurma bir tatl olduu tahmin edilebilir.* *Ayrca bkz. Hem Kel, Hem Fodul.

70

You might also like