You are on page 1of 387

zgn Ad: Nastolnaya Kniga Ateista Birinci Basm: 1 9 6 8 eviri (dzeltilmi ve geniletilmi) 9. bask ( 1 9 8 7 ) esas alnarak yapld.

Bu yapt, S. D. Skazkin'in genel redaktrl altnda u yazar kadrosu tarafndan yazlmtr: S. F. Anisimov, N. A. Airov, M. S. Belenkiy, A. V. Belov, V. M. Boguslavskiy, Yu. F. Borunkov, B. E. Bhovskiy, L. N. Yemelyanova, V. 1. Garaca, V. F. Zbkovets, A. N. Koeyuv, N. D. Kufakova, R. R. Mavlyutov, B. V. Meyerovskiy, M. A. Mezentsev, S. A. Mirskov, M. P. Msdlov, S. S. Nikonenko, M.P. Novikov, A. A. Osipov, L. T. Pinuk, P. . Pukov, D. M. Ugrinovi, V. G. Furov, V. R. erhin, G. A. pajnikov, G. 1. Erlin.

D o a Basn Yayn Datra T i c a r e t Limited irketi Eskiehir M a h . Dolapdere Cad. Karabatak Sok. N o : 3 1 ili / istanbul Tel: 0 2 1 2 2 4 7 65 17 (pbx) Faks: 0 2 1 2 2 4 7 2 4 6 1 web: www.evrenselbasim.com e.posta: bilgi@evrenselbasim.com Evrensel Basm Yayn - 3 4 2
E M E K , D N VE NSAN

eviren Arif Berberolu Genel Kapak Tasarm Sava eki Kapak Uygulama Bahar Erolu Kapak Fotoraf Merve Glenay Aksoy Birinci Basm: Ekim 2 0 0 7 ISBN 978-975-6106-76-1 Bask Ezgi Matbaas
Sanayi Caddesi Altay Sokak No: 10 obaneme -Yeibosna / STANBUL Tel: 0 2 1 2 4 5 2 23 02 - 6 5 4 94 18 e-posta: ezgimatbaa@mynet.com

NDEKLER

NSZ
"Din -ezilen alak herifin soluu- acmasz bir dnyann kalbi olduu gibi, duygusuz bir dzenin de ruhudur. Din halkn afyonudur."
K. Marx

nsann soyutlama yetisinin geliimi, dnyay usd yollardan aklama(i) abas, doastne inancn, yani dinin ortaya knda temel ilevi grd. Yaam koullan, doastne inanca uygun zemin yaratarak, insann kendi korkular altnda ezilmesini de beraberinde getirdi. Zor ve toplumsal adaletsizlikler karsnda bakaldran insan, klelik zincirleri zerindeki din denen yapma iekleri, bir lde syrp atm demektir. Bilinen bir gerektir ki, insanolu hibir dinin olmad tarihsel srelerden geti. Ancak doay kavrama abas iindeyken yaad, yz yze geldii korkular, dinin ilk tohumlarn da onun yreine ekti. Din, balangta somut elere, nesnelere tapnma eklinde baladysa da, zamanla doast varlklara ve olaylara inanca dnt. Yani insann ok tanrlar oldu: ateten suya, ylandan imee, kabile reisinden krala... Ama bunlarn hepsi 'insanlama' sreci boyunca soyut bir tanr kavram iinde eritildi. Doada ve toplumsal yaamda insan zor durumda brakan her olay, artk varlna ilikin en ufak somut bir iaret olmayan tanrnn varlnn kant sa9

ylr oldu. Tanrnn teklii de, F. Engels'in dedii gibi, "dou despotunun tekliinin yansmasndan baka bir ey deildir." Toplumsal iblm ve snflarn ortaya kyla birlikte de, din, egemen snflarn hizmetine girdi ve smr tanrsal bir emir, bir yazg olarak sunulmaya baland. Gerekte din nedir, sorusuna ite F. Engels'in yant: "nsanlarn gndelik yaamlar iinde onlara egemen olan d glerin kafalardaki dsel yansmas, iinde dnyasal glerin dnya d bir biim ald yansma." Snfl toplum koullarnda btn smr ve ezme biimlerini hakl gstererek, egemen snflarn karlarn korumas, dinin toplumsal kkenini oluturur. Din, gereksindii yaam elerini smr toplumunun snfsal yapsndan alr, bu yzden onu sadece aydnlanma hareketiyle toplum yaamndan skp atmann olana yoktur. Bu ancak, karlar din tarafndan korunan ve dinin varlyla desteklenen snflarn ortadan kaldrlmasyla olabilir. Smr toplumunda dinin temel ilevi, smry 'meru' gstermek, bu dnyann dzeltilmesi iin mcadelenin gereksizliini ve anlamszln bilinlere ilemektir. Snfsal elikilerin st din rtsyle rtlerek, emeki kitleler arasndaki dinsel ve mezhepsel ayrmlar kullanlarak, smr arknn aksamadan ilemesi salanmaktadr. Bu noktada yle der V. . Lenin: "i snf blnmek deil, birlemek zorundadr. i snf iin, onun dmanlar tarafndan cehalet iindeki kitlelerin bilincine ekilen us d dnce ve anlamsz kr inanlar kadar, acmasz bir dman yoktur..." Yine, Lenin, her smr toplumunun iki toplumsal grevin yerine getirilmesini gereksindiini yazar: Celladn grevleri ve papazn (ya da imamn, hahamn vb. .n.) grevleri. Bu grevlerden ilkini devlet yerine getirir, ikincisini dini kurumlar. Dnyann bilimsel kavrannn anahtar, zgr dncenin temeli kukuculuktur. Bilim alannda sorulan sorular din alannda sorulacak olursa, ortada din diye bir ey kalmaz. Bir peygamberin (tanrsal bir gle!) gkyzne ykselip tanryla konumasn kabul eden bir beyin, fizik yasalarn ne yapacak? Hangi insanlk sorunu vahiylerle zld?.. Abelyar: "Biz kuku duyarak aratrma-incelemeye balarz, aratrma-inceleme sayesinde de geree ularz." Dio

nin gerek diye bir sorunu olamaz; olursa, o zaman dinin kendisi olmaz. Bilimin insan usunun etkinlii altnda snr tanmaz geliimine karn, toplumlarn yaamnda dinin varln korumas, dahas belli corafk alanlarda (zellikle slam dnyasnda) etkisinin giderek artmas, zerinde dnlmesi gereken bir konu. Bu etki, yoksullua, cehalete, insanln yaad byk dramlara kout olarak artmaktadr. Oysa insana yaraan dnya, insann gerekten "insan" olarak yaayabildii, bilim nn aydnlatt bir dnyadr. Emperyalizmin yaylma politikalarnda (Irak, Trkiye vb.) kendine dayanak yapt temel olgunun din (zellikle slamiyet) olduu, yadsnamaz bir gerekliktir. Emperyalizm, kendi igal ve talan politikalarn daha kolay yrtebilmek iin, srekli dinsel ve mezhepsel ayrlklar olabildiince krklemektedir (Ortadou rneinde olduu gibi). 'Yeil Kuak' projesinin ardndan BOP (Byk Ortadou Projesi), emperyalizmin dnya enerji kaynaklar zerindeki egemenlik stratejisinin en nemli admdr. Kimi silahl slami rgtlerin ABD'yi en byk dman ilan etmeleri ve bu hedefe ynelik baz eylemler gerekletirmeleri, mevcut gereklii deitirmiyor. nk emperyalizm bu unsurlar kullanp, sonra rahatlkla bir kenara atabiliyor, hatta dman ilan edebiliyor (Taliban ve Usame bin Laden rneinde olduu gibi). Uluslararas sermayenin gdmndeki din eksenli ynetimler de, toplumsal uyann nn tkamak, krc, onuru inenerek sadakayla yaamaya mahkm edilmi toplumlar yaratmada, en etkin silah olarak dini kullanmaktadrlar. nsanlarn en byk yanlglarndan biri, dinsizliin ahlakszlk olduu eklindeki inantr. Marksist dnya gr, ahlakn snfsal bir z tadn, bu balamda ii snf ahlaknn itaati deil, bakaldry, smry ortadan kaldrmak iin mcadeleyi zorunlu kldn syler; toplumsal adaletsizliin, eitsizliin ve ahlakszln yok olu koullarnn, ancak sosyalist bir sosyoekonomik yap iinde oluabileceini kabul eder. Eer ne srld gibi, din=ahlak forml geerli olsayd, btn toplumlarn u ya da bu dini benimsemi olmalar gz nne alndnda, ahlakszln bugne dek or

tadan kalkm olmas gerekirdi. Ayrca erdemli, 'gzel insan' olma anlamnda, birok tanrtanmazn insanlk iin rnek kiilikler olduunu unutmamak gerek. Din, insan toplumlarna hangi mutluluu, hangi huzuru verdi? Yaratt ac, gzya, kan, ikiyzllk, cehalet, karanlk ve nefretten baka nedir? Birok dindar, kendi dininden olmayan, ya da kendisi gibi dinsel buyruklar yerine getirmeyenleri ldrme hakknn ona tanr tarafndan verildiine ("Mrikleri bulduunuz yerde ldrn." Kuran, Tevbe Suresi, ayet 5), dahas bunun 'dl'n alacana inanmyor mu? Yzyllar boyunca din adna, tanr adna aktlan kan, hangi insan ahlakyla badar? Bu balamda, dinler tarihinin ayn zamanda vahetin ve kann tarihi olduunu sylemek, kesinlikle abart olmaz. Din, insann zgrlk sorununun dnda bir olgu deildir. Dinle insan zgrl birbirini dlar. Tanrnn insana verdii irade zgrl, cehennem korkusu ile cennet dl arasnda bir seme zgrldr ki, tam bir ikiyzllktr bu. Ya zgrlk ya da br dnya hesab, nc bir seenei yok insann. Bu buyruklara dayanan dinsel ahlak, ahlaki davranlarn kayna olan zgr seimin dorudan yadsndr. Din gerekte nedir, insanln geirdii 'dinsiz' dnemler, dinin douu, din ve toplumsal snflar, din ile ahlak arasndaki balant, dinsiz yaanamaz m?... Bu balk ve sorulan daha da uzatmak olas. nsan beynini en ok kurcalayan kavramlar, tanr ve din kavramlardr kukusuz. Usun snrlarn zorlayan, insan hep bir korku ve merak iinde tutan doast glere inan, insan yaamdan uzaklatran, onu insan olmaktan alkoyan en nemli etmendir. Bilimsel bilgi eksikliidir dinsel dogmalar insan yaamnn temel esi haline getiren. Depremleri allahn bir cezas olarak deerlendiren, ya da 'topraa atlan bir tohumun neden yerin altna doru deil de, yukar doru filizlenip uzad' sorusunu sorup, yantn da 'bitkinin gkyzndeki allaha uzan' eklinde yine kendisi veren bir "niversite rencisinin, bilimsel bilgiyi ne lde zmsedii dndrc deil midir?
12

a i? t> n la;-

Bu kitapta, hi kimsenin dini duygular incitilmeden, hakaret edilmeden din ve dinler hakknda hem genel bilgiler, hem de eletirel deerlendirmeler yer almaktadr. zellikle byk dnya dinlerinin (Yahudilik, Budizm, Hristiyanlk ve slam) douu, toplumsal ilevi, bilimsel ilerleme karsndaki tavrlar, ateizmin ksa tarihesi, zgr dncenin geliimi gibi konular yaptn ana dokusunu oluturuyor. Trkede yaymlanan bu nitelikte ve kapsamda ilk yapt zellii tamas bir yana, nemli bir a kapatacak olmas, sanyorum evirisi iin verdiim emee deecek. A. Berberolu

13

ADA DNYADA DN
NSAN TOPLUMUNUN OLUUMUNUN DNN TARHNDEN NCEK ERKEN EVRES 1960'l-80'li yllarn paleontolojik ve arkeolojik buluntular, insan toplumunun oluma zamanna ilikin, o gne kadar benimsenen dncelerin zorunlu deiimine yol at. 1960 ylnda ingiliz Arkeolog L. Leakey (Liki), Kuzey Tanzanya'nn Oldovay Boaz'mn fosil tabakalar arasnda, birok ynden Avustralopithecuslara (insans maymun, .) benzeyen ama beyin hacmi ynnden onlar ok geride brakan bir canlya ait kemik kalntlar buldu. Avustralopithecuslarda orta beyin 500 santimetre kpten biraz fazla iken, L. Leakey'in bulduu varla ait beynin hacmi neredeyse 660 santimetre kpe varyordu. Yine ingiliz arkeologun kendi bulduu ve Homo habilis (becerikli insan) diye adlandrd varla ait kalnt, aletli almann rastlanan ilk izleriyle Avustralopithecuslardan ayrlyor: Ayn blgede o canlya ait kemiklerle birlikte akl tandan yaplma ilkel aletler bulundu. Potasyum-argon yntemiyle, Homohabilisin 1750 bin yl nce yaad kesin olarak saptand. insan, her eyden nce bilinli alet yapmyla hayvandan ayrldna gre Homohabilis birok antropolog tarafndan, insan trnn ada bilimde saptanan en eski temsilcisi olarak nitelendirildi (kimi bilim adamlar Homohabilis'i insan saymyor ve insanncesi bir varlk olarak gryor). 1970 ylnda Kenya'nn Rudolf Gl'nn dou kysndaki
15

Kobifara'da, kesin olarak 2,6 milyon yaa sahip bir fosil tabakasnda elde edilen buluntular daha az heyecan verici olmad: Kazlarda bugne dek bilinen en eski i aletleri bulundu. Her ne kadar insan kemik kalntlar, bu i aletleriyle birlikte bulunmu deilse de, aletleri yapann Homohabilise yakn bir varlk olabileceine kuku yok. Bylece, 20-30 yl ncesine kadar insann yeryznde varoluunun 1 milyon yldan fazla olmad sanlrken, gnmzde pek ok aratrmac, Dou Afrika'da elde edilen buluntulardan sonra, insan trnn yeryzndeki yan 3 milyon yl ncesine kadar gtryor. insan trnn en eskisi saylan Cava Pitecantropuslar (Homo erectus de Java), Homo habilis trnden ok ge bir dnemde yaadlar (Pitecantropuslarn ounluu 500 bin-1 milyon yl kadar nce yaad, bir ksm biraz daha nce). Bizim bildiimiz dier eski insanlar (Arkanthroplar) da Homo habilis tryle karlatrldnda, ok daha ge bir dnemde yaamlardr: Kobifora'da bulunan insan kalnts (1,5 milyon yldan fazla), Orta Afrika'da bulunan bir insan fosili (1 milyon yl nce), Kuzey Afrika Atlantropu (500 bin yl nce), Orta Avrupa'da yaam Geydelberg insan (350-400 bin yl nce), Dou Afrika'da bulunan Oldovay Pitecantropusu (yaklak 500 bin yl nce), Dou Asya Sinanthropu (300 yl veya daha nce) ve daha bakalar. Btn bu trler morfolojik ynden, zellikle de beyin yaps ynnden gnmz insanndan ok byk farkllklar gsteriyordu. Eski insanlarn (ya da insanslarn, .) beyni, hacim bakmndan, bugnn insan beyninden ok aa dzeydeydi; eski insan beyninin n yar (arm merkezlerinin bulunduu yer) ok az gelimiti. insan trnn evrimi, 2 0 0 bin yl ya da biraz daha nce, eski insanlarn (Paleoantroplar) sklkla Neanderthaller olarak adlandrlan daha gelimi bir trnn ortaya kyla sonuland. Neanderthaller, daha eski insanlarla karlatrldnda,
16

evrim bakmndan nemli lde ilerlemilerdi kukusuz. Beyin hacimleri bugnn insannn beyin hacmine yaklam durumdayd. Ne var ki, beyin yaps henz pek ok ilkel zelliini koruyordu ve Paleoantroplarn soyutlama yetenei, Arhantroplarla karlatrldnda ykselmi olmasna karn, yine de snrl kalmt. Eski ve daha eski insanlarn yaad zaman, alt paleolitiin arkeolojik ana rastlar (bazen bu dnemin son evresi baka bir a -orta paleolitik a- olarak ayrlr). Alt paleolitik a, 40-30 bin yl nce yerini, ta aletlerin yeni ve daha yetkin yapm yntemlerinin ortaya kyla kendini gsteren st paleolitik aa brakt. Alt ve st (veya biraz daha erken) paleolitik devirlerin snrnda, insann biyolojik gelime sreci temelde tamamlanmt: insan trnn evriminde yeni bir aamann temsilcisi olan ve kendinden nce yaam btn atalarnn eklinden ok daha st dzeyde ada insan tipi -Homo habilis- ortaya kt. DN NCES DEVR Peki, toplumsal bilincin bu biimi, yani din, insan toplumunun bu kadar uzun sren tarihinin hangi aamasnda dodu? Az da olsa iyi niyetli, dinerkiliin (klerikalizm) tutsa olmayan btn bilim adamlar, dini, insann geliiminin ancak belli bir aamasnda ortaya km tarihsel bir olay olarak gryorlar. Fakat dinin ortaya k zaman konusunda, her zaman, ayn eyi sylemiyorlar. rnein, Amerikal aratrmac E. O. Jeyms ve tannm Hollandal paleontolog G. H. Kenigsvald, Sinanthrop insannn bir tr dinsel dnceye (tasarm) sahip olduunun sylenebilecei kansn tayorlar. Onlar, bir lde, kendi grlerini dorulayacak, inandrc kantlar ortaya koyamamalarna karn, bu eski insanlarn by trenleri yaptn ne srmekteler. Sinanthroplarn zor yaam koullar, len insanlarn cesetlerinin yenmesine yol amt byk bir olaslkla; hayvansal yiyeceklerin elde edilme dneminin yerini, bu yiyecek
17

trnn greceli ktlk dnemi alm olabilirdi. Fakat Sinanthroplarda dinin var olduunu, bunu dorulayacak herhangi bir arkeolojik kantn bulunmamas nedeniyle, yadsmak gerekiyor. Bununla birlikte, bu eski insan trnn morfolojik zelliklerinin incelenmesi de, bizi zorunlu olarak byle bir sonuca gtrmekte. Belirtildii gibi, btn eski insanlarn beyni soyutlama yetenei ynnden ok yetersizdi, bu da, bu insanlar arasnda dinin domu olma olasln ok azaltmaktadr. DNN DOUU Neanderthal insannn soyutlama yetenei gzle grlr ekilde ykselmiti. Soyutlama, insana, iinde yaad dnyay kavramas ynnde ok byk olanaklar salarken, bir yandan da gereklikten kopuun, iinde yaanlan dnyayla balarn usd yollarla aklanmasnn koulunu yaratyor. Bu da, her eyden nce doastne inancn, yani dinin ortaya k iin temel ilevi grm oluyor. O an toplumsal yaam koullan da, doastne inancn douuna nemli lde yardmc oldu. Paleolitik ada yaam son derece zordu. nsan, tam anlamyla, her admda lm tehlikesiyle burun burunayd. V. I. Lenin, ilkel insann "yaamann, doayla mcadelenin yaratt zorluun basks altnda" olduunu syler (V. . Lenin, Top. Y., c. 5, s. 103). ilkel insan, bu ar mcadelede ou zaman yenilgiye uramtr. Soyutlama yeteneinin artmasyla da, urad baarszlklarn nedenlerini aramaya balar, imdada, insan iin nemli olan eitli doa olaylarnn dsel yorumuna olanak veren d gc yetiir. Buradan da, F. Engels'in dedii gibi, "insanlarn gndelik yaamlar iinde onlara egemen olan d glerin kafalardaki dsel yansmas, iinde dnyasal glerin dnya d bir biim ald yansma olan" din doar (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 20, s. 328). Bylece, Neanderthal insannn yaam koullar, btn kukularn dnda, onda doastne inancn domasna yardmc
18

oldu. u soruya yant vermek ok daha zor: Neanderthal insannda byle bir inancn doabilmesi iin soyutlama yetenei yeterli dzeyde gelimi miydi? Bu olduka karmak sorunun zm iin genellikle Neanderthal l gmme konusuna ynelindi. Neanderthal'ler, eski insanlardan farkl olarak, llerini gmyorlard. Gnmzde Neanderthal aa ait, bilinli yaplm, 20'den fazla mezar bulundu. Bilim adamlarnca yaplan incelemeler srasnda, bu mezarlarn, ller zerinde bir tr ayin yapldn dnmeye izin veren baz zelliklerine gz atld, iskeletler ounlukla, iinde yaanlan maaralarn evresindeki mezar ukurlarnda bulundu. ller genellikle yan taraflarna yatrlm ve ouna belli bir corafik yn verilmi (dou-bat) biimde; iskeletlerin bir ksm da bzlm halde bulundu (ller balanm olabilirler). ller, avda ldrlm hayvanlardan bir parayla, bazen de i aletleriyle birlikte gmlmler. Neanderthal l gmme edimleri deiik aratrmaclar tarafndan ayn ekilde yorumlanmyor. Kimi bilim adamlar, bu edimlerde kiinin kendi topluluuna balanma konusunda duyduu yar igdsel bir endienin, ryen cesetten kurtulma ynndeki yar igdsel istee kout olarak, toplulua balln ortaya kn grmekteler sadece. Kimi bilim adamlar da, Neanderthal l gmme edimlerinin toplumsal balarn bilincine varldna ve ortak yaama (kolektivizm) duygusunun douuna kant olduunu dnyorlar. Fakat yine de bilim adamlarnn ounluu, Neanderthal l gmme edimlerinde dinsel kltn ilk izlerini grmek eilimindeler. rnein, Neanderthallerin l gmmeleri konusunda mevcut btn yazl belgeleri gzden geiren, ayrca Sovyetler Birlii topraklarnda (Teik-Ta Maaras) bulunan mezarlardan birini inceleyen akademisyen A. P. Okladnikov, Neanderthallerin ller zerinde belli dinsel trenler (ritel) yaptklar sonucuna vard. Okladnikov, Neanderthallerde l kltnn, hayvan kltnn ve gne kltnn var olduu olasl zerinde durdu. Byle bir gr, en ciddi gr olarak grn19

yor. Bunun yan sra, son yllarda (Avrupa'daki Bazuha, Regurdu vd. maaralar) elde edilen bir takm arkeolojik buluntular, Neanderthallerde dinin ilk izlerinin varlna ilikin varsaym ynnde daha da arlk kazanmaya balad. Neandertaller iin sadece biraz bulank dinsel dlemler ayrt edici zellik iken, gelimi soyut dncelere sahip ada insann ortaya kyla birlikte, din, ok daha ak ve ekillenmi bir nitelik kazand. st paleolitik a insan, arkeolojik bilgilerle izlenip iyi grlebilen, yeterince karmak dinsel inanlara sahipti artk. Mezolitik ve neolitik alara, ayrca bronz ve erken demir alarna gelince, snfsz ilkel toplumlarn kltrn inceleyerek, bu toplumlar zerinde egemen olan dinsel inanlar konusunda, etnografyann sunduu bilgilere dayanarak da bir yargya varmak olasdr. LKEL SINIFSIZ TOPLUMDA DN lkel snfsz toplumda din ok eitliydi ve onun eski biimlerinden biri de totemcilikti. Totemciliin ierii konusunda bilimde henz ortak bir dnce olumu deil; bu konudaki ateli tartmalar bugn de srmekte. Birok bilim adam totemcilii din saymyor. Bunlarn bir ksm onu toplumsal rgtlenmenin bir arac olarak nitelerken, bir ksm da onun, ilkel insann nesneleri ve olaylar snflandrma abas olduunu dnyor. Sovyet bilim adamlar, totemciliin byk toplumsal nemini yadsmadan, onu bir din olarak gryorlar. En genel anlamyla totemcilik, bir ynyle insan gruplar arasndaki, dier ynyle insanlarla baz bitki ve hayvan trleri, ya da doa olaylar arasndaki gizemli yaknlk ilikisine inantr. Totemcilik kabile sistemine en sk ekilde baldr ve dinin bu biiminin, oluan kabile ilikilerinin insanlarn bilincindeki dsel yansmas olarak doduu ynnde de bir dnce vardr. Genellikle her kabile ayn anda hem ayr bir totem grubu halinde yayor, hem de totem nesnesi olan hayvann, bitkinin vb. adn tayordu. Totem inanlar birka deiik tre sahipti: Kabile totemciliinin temel tr dnda, kabile alt gruplar20

na zg (ailesel, cinsel, kiisel vb. totemcilik) trleri de vard. lkel insanlar arasnda byye inan da ok yaygnd. Bysel dncelere gre, belirli okuyup fleme yollaryla, by szleriyle herhangi bir doa olaym, ya da insan etkilemek olasdr. Fetiizm de -szde doast zelliklere sahip cansz nesnelere tapma dzeyinde sayg- ilkel toplumda ok erken domutu. inde yaad corafik ortam ilkel insan iin byk nem tayordu. Doa insana egemendi; insan, doa gleri karsnda sk sk tam anlamyla acnacak duruma dyordu. Doa kltnn eitli biimleri buradan dodu. rnein, ilkel insanlar arasnda gnee, topraa, suya tapma dzeyinde sayg ok yaygnd. Deiik ve gelimi zanaatsal kltler de vard (avclkla ilgili, tarmsal vb.). lkel inanlarn en gelimi biimi animizmdi (canlclk). Animizm ruhlara, cana veya genel olarak doann bir ruha sahip olduuna inantr (bazen btn ilkel dinsel dnceler iin genel bir kavram olarak kullanlr ki bu yanltr). lkel insan, iinde yaad btn dnyay, hayvanlarn, bitkilerin, doa olaylarnn ve doadaki nesnelerin sahip olduklarn dnd ruhlarla enlendirirdi. Atalar klt -yaayan nesillerin yaamn etkiledii sanlan lm atalarn ruhlarna tapma dzeyinde sayg- gelimi kabile sistemi iin, en bata da ataerkil kabile iin son derece karakteristiktir. lkel dini inanlarn belirtilen btn biimleri, bir kural olarak, birbirinden kopuk deil, sk ekilde i ie gemi halde yaar. Yine de, u ya da bu blgedeki herhangi bir inan trnn, dierlerinden ayrlmas az rastlanan bir durum deildir. rnein, Avustralya'da zellikle totemcilik gelimiken, Afrika'nn baz blgelerinde fetiizm vb. gelimitir. SINIFLI TOPLUMDA DN nan biimleri snfl toplumun douundan balayarak yava yava deiime urar. Yeni toplumsal ilikileri, yeni sos-

yal yaplar yanstan, karmak dinsel dnce sistemleri ortaya kar. Kamutanrc (panteist) bir dzen ekillenmeye balar, stelik yeryznde var olan hiyerarik toplumsal sistem, bu kamutanrc dzende kendi yansmasn bulur. ilkel toplumsal sistemin son evresinde, klt (din) hizmeti veren zel bir insan grubu (bycler, amanlar, rahipler) dier insanlardan ayrlr. Snfl toplum koullarnda da bu din adamlar snf rgtl bir kimlik kazanr ve toplumda sz sahibi olarak ciddi ekilde arln duyurmaya balar. Dinler, snfl toplumun ilk alarnda politik bir nitelik kazanrlar. Fakat devlet iktidarnn merkezilemesiyle, baz olaylarda dier tanrlarn tamamen veya ksmen (onlar azizler, melekler, eytanlar vb. dzeyine drerek) yerini alan belli bal bir tanr, dinlerin iinde yava yava kendini belli eder. Balangta, snfl toplumlarn gelimi dinsel sistemleri, kural olarak, iinde olutuklar halkn etnik topraklarnn snrlar dna kmazlar. Bu tr dinlere, btnyle doru bir adlandrma olmasa da, genellikle ulusal dinler deniyor: Dinlere benzer ekilde ortaya kan bu erken dnem etnik topluluklar ulus saymak, hakl bir deerlendirme deildir. Ayrca, bazen byle bir din herhangi bir halkn iinde deil de, politik ve kltrel ilikilerle birbirine balanm halk gruplar arasnda yaylr. Bu tr dinlere ulusal din demek yerine, onlar ilkel toplumsal sisteme zg geleneksel yerli kltlerden ayrarak, snfl toplumun yerel (snrl) dinleri demek daha doru olsa gerek. Eski Msr'n, Babil'in vd. dinleri blgesel olarak snrl dinlerdi. Bu dinlerin bazlar yok oldular, tarihe kartlar. Baz dinler de gnmze kadar yaaya geldiler. YAHUDLN DOUU Gnmze kadar yaayan en eski, blgesel olarak snrl dinlerden biri Yahudiliktir. Yahudiliin ilk izleri, I.. 2 binli yllarda Filistin topraklarnda yaayan Yahudiler arasnda ortaya kt. Yahudilik, politik bir biim aldktan sonra, I.. binli yllarda yava yava tektanrl bir dine dnt.
22

Balangta, Yahudilik, son derece dar bir blgede yaylmt ve neredeyse kck bir lke olan Filistin snrlarnn dna kmamt. Yahudilerin, Yahudilii "ayrcalkl din" olarak yaymaya almalar, yanda kazanma hareketinin gelimesine yardmc olmad. Bu yzden, Yahudilik, (Filistin dnda yaayan) kk gruplar saylmazsa, her zaman sadece Yahudilerin dini olarak kald. Ancak onlarn kendine zg tarihsel yazglar, bu dini kabul etmi insanlarn birok lkeye yerlemelerine yol at. Yahudiliin mezheplerinden biri Karaimilik'tir. Bu mezhep, l.S. VIII. yzylda Babil'de dodu. Karaimilik, dier Yahudi mezheplerinden farkl olarak, Yahudiliin kutsal kitab olan Tanaha'dan ok daha sonra ortaya kan Talmud'u -Yahudi dininin gelenek, grenek ve ibedet yasalarnn derlemesi- kabul etmez. Karimiler, kk etnik-dinsel bir gruptur. Dier bir Yahudi mezhebi, sadece Talmud'u deil, Tanaha'nn da bir ksmn reddeden Samaritlerdir. ATEETAPARLIK (ZERDTfLK) Ateetaparlk da ok eski blgesel, snrl bir dindir. Bu din .. 2 bin ile bin yllar arasnda Gneybat Asya veya baz aratrmaclara gre, Orta Asya'da dodu ve Kafkas tesi blgenin dou kesiminde de yayld. Ateetaparln kurucusu olarak efsanevi peygamber Zerdt kabul edilir. Bu dinin en nemli zellii, aka ifade edilen iyilikle ktln karlkl savam dncesi olan ikiliktir (dalizm). Zerdtlik, "temizleyici g" olarak nitelenen atee tapmay buyurur. len Ateetaparlarn cesetleri zel "susma kuyular"na gmlr. Toprak ve ate l bedenleri lekelediinden, ateetaparlar, insan bedenlerinin topraa veya atee verilmesinin uygun olmadn sylerler. Onlar, ruhun lmszlne, te dnyaya (ahret) ve dnyann sonunun geleceine inanrlar. Zerdtliin kutsal kitab Zend-Avesta'dr. VII. yzylda Gneybat ve Orta Asya'nn Araplar tarafndan fethinden sonra, Ateeta23

parln konumu ciddi ekilde sarsld, bir sre sonra da bu corafyadaki varl neredeyse btnyle sona erdi. Ateetaparlardan byk bir grup kendi topraklarndan gerek Hindistan'a snd. Hint Ateetaparlarna Parslar deniyor. Ateetaparlk, gnmze gelinceye dek nemli deiikliklere urad ve tektanrl eilimler bu dinde gzle grlr derecede glendi. nan anlay iine Ateetaparla zg dncelerle birlikte, Hristiyan ve Islami elerin de girdii Yezidi* mezhebi, Ateetaparlkla birlemitir. Yezidiler, Ateetaparlar gibi ikiliki (dalist) olmakla birlikte, sadece iyilik ilkesine inanmakla kalmaz, ktl de tavus kuu (Melek Tavus) olarak betimlerler. Bunlarla balantl olarak, Yezidi mezhebini "eytaniler" ya da "eytana tapanlar" sayan kimi Mslman ve Hristiyan gruplarn, Yezidilere kar nyargl davrandklar grlmektedir. MANDEZM Gnmze kadar yaayan bir din olan Mandeizm, Gneybat Asya'da dodu. Bu din I.S. I. yzylda ortaya kt. ki dilde ve Hristiyanlk, Yahudilik, daha ok da eski Dou dinlerinden pek ok eyi iine ald. Hristiyanla yakn baz ayinler Mandeizm iin karakteristiktir, rnein, vaftiz ve arapl ekmek yedirme gibi. Mandeenler, kendi peygamberleri olarak Ermi Johannes'i (Vaftizci Yahya, .) sayarlar. HNDUZM Hindistan'n erken snfl toplumsal yaps iinde yerel din olarak Brahmanizm yaygnlk kazanmt (I.. 1. bin yl). I.. 1. bin yln ikinci yarsnda Brahmanizmin konumu, Gney
* Yezidilerin Kitabal-Cilva (Vahiy kitab) ve Mushaf- Re (Kara kitap) adl iki kitaplar vardr. Her iki kitabn da asllar Krtedir ve Yezidiler dualarn Krte yapmaktadrlar, -.n. 24

Asya blgesinde zayflad ve zamanla yerini dier dinlere brakt. Fakat I.S. 1. bin yln ilk yarsnda, Hindistan'da, Brahmanizm retisi Hinduizm eklinde yeniden canland. Hinduizm, gerekte kendi iinde bir btn din deildir, aksine yerel Hint dinleri sistemidir ve politik bir nitelik tar. Fakat kimi Hindu teologlar onu kamutanrc bir din (Veda okulu) olarak yorumlamaya almaktalar. Balca tanrlar Brahma, Vinu ve iva'dr. Hinduizm'in temel ilkeleri: Dharma (grev), karma (gnah) ve samsara (ruh g). Hindularm kendi kutsal kitaplar (Veda'lar) vardr, ancak bir takm kat dinsel yasalarn olmamas Hinduizm iin ayrt edici bir zelliktir. Hinduizm, toplumdaki kast farkllklarn kendi otoritesi olarak kutsallatrr. Hinduizm'de iki temel eilim vardr: Vinuizm (zellikle Tanr Vinu'ya tapanlar) ve ivaizm (Tanr iva'nn yoluna ba koymu olanlar). ivaclar arasnda, akti'ye (Tanra ya da diil balang -.) tapanlar (aktalar) dierlerinden ayrlrlar. XIX. yzyln ikinci yarsnda Hinduizm'in iinde, gnmzde ok sayda yanda olan Arya Samac hareketi dodu. Bu akmn yandalar kast sistemini reddederler. Arya Samac hareketi iinde dinsel ayinler (ritel) son derece basitletirilmitir. CAYNZM VE SHZM Caynizm ile Sihizmi, Hindistan'n yerel, snrl dinlerinden saymak gerek. Caynizmin .. VI. yzylda doduu sanlyor ounlukla, ancak bu dinin kklerinin ok daha eskilere gittii tahmin edilmekte. Din adn, kurucusu olarak byk sayg duyulan, yar efsanevi peygamber Cina'dan alyor. Caynizm, o zamanlar Brahmanizmin egemenleine bal olarak, Hint toplumunun kast sistemi iindeki geni halk tabakalarnn honutsuzluunun sertletii bir ortamda dodu. Caynizme gre, her insan, snfsal ya da kastsal bamllnn dna karak kurtulabilir. Caynalarn tapn znesi onlarn 24 peygamberidir.
25

Gnmzde Caynalar arasnda ok sayda varlkl kimse -tccarlar, tefeciler vb.- bulunmaktadr. Sihizm, Caynizmden ok daha sonralar ortaya km yeni bir dindir. XV. yzyln balar ile XVI. yzyln sonlar arasnda olumu ve ilk zamanlar kendini Hinduizm iinde protestan bir akmm gibi gsterdi. Sihizm tektanrl bir dindir, ruhban snf tanmaz ve akta yaplan ayinleri reddeder. Sihler, kast sistemine kesin olarak kar kmlar ve insanlarn eitliini ilan etmilerdi. Ne var ki, Sihizm, zamanla anti-feodal ve demokratik niteliini yava yava yitirmeye balad. Sihler in en sert sava giderek daha ok baka din veya mezhepten olan insanlara yneldi. TAOCULUK in dinleri -Taoculuk ve Konfyslk- I.. IV-III ve VI-V. yzyllarda, aa uygun olarak dodular. Balangta her iki reti de dinden ok, birer felsefi sistemdi. Yar efsanevi filozof Lao-Tzu, Taoculuun kurucusu saylyor. Taocu retinin en nemli yasalar "Tao-te-king" adl kitapta yer alr. Bu kitapta idealist dncelerle birlikte, doa diyalektiinin ve materyalizmin kimi eleri de yer alyor. Taoculuk yava yava idealizme kayar ve II. yzylla birlikte bugnk dine dnr. Bu dnemde Taocu tanrllar panteonu oluur ki, balca tanrlardan biri Lao-Tzu'dur. Kehanetlerde bulunan, eitli byler, ayinler yapan, kutsal nazarlklar satan Taocu din adamlar ortaya kar. KONFYSLK Konfysln felsefi sistemi Kung-Fu-tze (I.. 551479, ad, filozof ya da stat Kung anlamna geliyor. Konfys ise adnn Latince'lemi hali) tarafndan kuruldu. Konfyslk, eskimi, etkisini yitirmi din adamlar snfnn karlarn yanstan Taoculuktan farkl olarak, in'deki feodal26

brokrat elit tabakann oluturduu felsefeydi. Konfysln bata gelen savlarndan biri -jen min retisi olarak adlandrlan- her insann toplum iinde sahip olduu konumu kesinlikle anlamasn gerektiriyordu. Genel olarak, Konfyslkte toplumsal-etik motifler bata gelir, dnya grnn nitelii arka plana atlmtr. Konfys felsefi sistem I.S. I. yzyldan balayarak, yava yava bir dine dnr. Fakat Konfyslk, bir din olarak, dier dinlerden yeterli kesinlikte ayrlmasn salayacak bir takm zellikler tar. Kimi aratrmaclar, Konfyslk retisini bugne dek bir din olarak deil, tersine, etik-moral bir reti saymlardr. Konfyslk, bir ruhban snf tanmaz, bu dine zg ayin (ritel) ve trenler her zaman resmi grevliler, ya da aile reislerinin nclnde gerekletirilir. Bununla birlikte Konfyslk, kendi panteonuna sahiptir, Konfys'n kendisi de tanrlatrlmtr. Kurban kesme Konfyslkte de vardr. Atalar klt ve ruhlara inan, bu dinde ok nemli yer tutar. NTOZM Japonya'nn blgesel, snrl bir dinidir, ortaya k bakmndan Taoculuk ve Konfyslkten keskin izgilerle ayrlr. intoizm, felsefi bir sistemin dnm sonucunda deil, ilkel kabile inanlarnn (atalar klt, doa klt vb.) geliim sreci iinde dodu. Bugnk biimiyle intoizm, tipik bir snfl toplum dinidir. intoizm'de bir yn ulu tanr vardr, ama onlar arasnda en ulusu gne tanras Amaterasu kabul edilir. zellikle Japon imparatorunu tanrlatrmak, intoizm iin ayrt edici bir niteliktir. 1945 ylnda imparator klt resmen kaldrld, ancak kimi intoistler lm Japon imparatorlarna eskiden olduu gibi, birer tanr olarak sayg duymay srdrmekteler.

27

DNYA DNLER
ada dnyada yerel, snrl dinlerden baka, dnya dinleri denen dinler de geni bir alana yaylm durumdalar. statistiklere gre, bu dinler -Budizm, Hristiyanlk ve slam- gnmzde dnya nfusunun yaklak yarsn oluturuyorlar. Dnya dinleri, yerel snrl dinlerden farkl olarak, ulusal ve politik snrlar olmayan ve deiik lkelere, deiik ktalara yaylm dinlerdir. Ayn dine inananlarn arasnda farkl diller konuanlarn da yer ald bu dinlerden her birinin yz milyonlarca taraftar vardr. Dnya dinlerinin ortaya k ve genilemesi, snfl toplumun geliim yasalarna uygun olarak, devletle lkeler arasndaki ekonomik, politik ve kltrel ilikilerin gelimesi sonucunda gerekleti.

BUDZM'N DOUU
Dnya dinlerinden en eskisi Budizm'dir. I.. V-IV. yzyllar arasnda Kuzey Hindistan'da dodu. Budizm'in douu, Hint toplumunda nemli deiikliklere yol at: Kabile ilikileriyle dzeni ykld, snfsal bask artt ve byk kleci devletler ortaya kt. nceki kabile dinleri, yeni toplumsal koullara yant veremedi. Hkmdarlk saraynn rahat ve gz alc yaantsn isteyerek reddetmi, bir hkmdarn yar efsanevi olu Siddhartha Gautama, Budizm'in kurucusu kabul edilir. Budizm'in temel dnceleri, "Tripitaka" ya da Pali dilinde "Tipitaka" denilen "Kutsal" kitaplarda dile getirilir. Budizm, byk olaslkla, Brahmanizm'in kollarndan (sekt, mezhep)
28

biri olarak dodu. Daha sonra, karma ve samsara retileri de iinde olmak zere, Brahmanizm'den birok dnceyi benimsedi. Budizm, ayn zamanda kast sistemine eletiriler yneltti ve Brahmanizm'e zg kurban kesme geleneini yasaklad. Budizm, yaamn belli bal btn alkanlklarndan tam olarak vazgemeyi retir: nanan insanlar, bu aclar zincirinden kurtulua belki Nirvana'yla (dnyadan vazgeme) ulaacaklardr. Budizm'in ktle kar koymama ynndeki sav, bunun yannda sabr alamas ve yeryznde daha iyi bir yaam iin mcadeleyi yadsmas, emekilerin smrc snflara kar savamda kullanaca silahlar elinden ald. Budizm'de mezhepler ok erken dodu. Budizm, I.S. I. yzylda iki yne ayrld: Theravada ve Mahayana. Theravada ya da Hinayana (Kk Araba), Dou Hindistan'da doarak, "kurtuluun dar yolunu" yayd. Bu retiye gre, Nirvana'ya sadece snrl sayda insann dar evresi (keiler) ulaabilir. Theravada, nitelii bakmndan, erken dnem Budizm okullarna yakn duruyor ve dnyasal olan her eyden vazgemeyi ok kesin biimde zorunlu klyor. Theravada'da Buda'nn henz bir tanr rolyle deil de, byk bir retici ve dier insanlara kurtulu yolunu gsteren, olaanst temiz ahlakl bir insan olarak ortaya kmas, ayrt edici bir zelliktir. Mahayana (Byk Araba) "kurtuluun geni yolunu" vaat eder. Bu retiye gre, Nirvana'ya sadece bir kei deil, halk da eriebilir. Bunun dnda, bir Mahayana yanda, sadece kendi kurtuluunu deil, dier insanlar da dnmek zorundadr. Bu nedenle, bakalarn Mahayana'ya kazanma hareketine bu retide byk nem verilir. Sadece Pali Kanon'u (Pali yasas) tanyan Theravada'dan farkl olarak, Mahayana, d gcne saygy ve daha ge dnem Budizm'e ait Sanskrite yazlm birok dinsel dnceyi korur. Bu retide Buda artk bir insan deil, tanrdr ve bir Buda yerine birka Buda (Buda Sakya-Muna'dan baka, Buda Amitaba, Buda Oirvana vb.) ortaya kmtr. Bodisatvalar da -Nirvana'ya gemeye hak
29

kazanm, ancak dier insanlar kurtarmak iin dnyada kalmaya karar vermi kiiler- byk sayg grrler. Mahayana retisinde, erken dnem Budizm'de olmayan cennet ve cehennem dncesi de vardr. HIRSTYANLIK VE HIRSTYANLIK NDEK ELMLER l.S. I. yzylda Roma mparatorluu'nun dou topraklarnda yeni bir din -Hristiyanlk- dodu ve btn dnyada geni kabul gr ve yayld. Bu din, kleci sistemin rme koullarnda dodu ve balangta klelerle yoksul halkn kle sahiplerine kar protestosunun zayf bir ifadesiydi. Yoksul halk, yoksulluunu douran koullardan k, gzlerini gkyzne evirerek arad. Ad Hristiyanln douuyla balantl olan Kurtarc sa tipi byle dodu. Hristiyan dininin temelinde, ikence ekerek lmyle, szde insanln gnahlarnn bedelini deyen sa'nn balatc misyonuna, gelecekte sa'nn dirilip tekrar dnyaya gelmesi gerektiine, korkun bir mahkemenin kurulacana, ahrete ve tanrsal egemenliin mutlaka kurulacana inan yatar. Bu dogmatik dnceler, btn Hristiyan akmlar iin temel dncelerdir. Hristiyanlara, lmden sonra mutlaka girilecek olan sonsuz yaamda (br dnya), yeryz yaamnn skntlarndan kurtulma umudu veren Hristiyan inancnn varl, bu dncelerde ikindir. Hristiyanlk, kendi iinde btnlk tayan dinsel bir ynelim deildir, pek ok farkl akma ayrlmtr. Hristiyanln kk paralara ayrlma sreci, bu dinin var olduu yzyllar boyunca srd. IV. yzylda Dou ve Bat Hristiyan inanlar arasnda, Roma Katolik ve Ortodoks kiliselerinin ortaya kt 1054 ylnda resmen ekillenen bir paralanma grlmeye balad. V. yzyln balarnda, Hristiyanln adn Konstantinopoll Patrik Nestorius'tan alan ve saysal ynden az olan eilimlerden biri konumundaki Nesturilik dodu. sa Mesih'te iki niteliin -tanrsal ve insansal- varln kabul eden ve Hristi30

yanlarn ounluunu oluturan Diofizitlerden farkl olarak, Nesturiler, sa'nn bir insan-tanr olmayp, kilise tarafndan tanr yaplm bir insan olduunu kabul ederler. Gerekte, Nesturilik, Dou Roma mparatorluu'nun baz illerinde grlen ayrlk eilimler iin dinsel bir klft. 431 ylnda Efes Kilise Konseyi Nesturilii bir sapknlk olarak mahkm etti. Hristiyanln Monofizit eilimi, l.S. V. yzyln 40'l yllarnda Bizans'ta ayr bir konuma geti. Monofizitler, Diofizitlerden ve Nesturilerden farkl olarak, sa'y ne insan-tanr ne de insan, bizzat tanr olarak grrler. stelik burada, sa'nn nitelii konusundaki dogmatik tartmalarn arkasnda, Dou Roma imparatorluu'nun birok yerinde var olan ayrlk bir eilim yatmaktadr. 451 ylnda Kalhedon (Kadky) kilisesinin ekmenik (evrensel) konseyinde Monofizitler yenilgiye uradlar, retileri de sapknlk olarak mahkm edildi. Gnmzde Ermeni Gregoryan kilisesi, Yakubi kilisesi, Msr ve Habeistan'daki (Etiyopya) Kopt kiliseleri Monofizitlie mensuptur. Bununla balantl olarak Ortodoksluk, Monofizitlik ve Nesturilikte benzer ayinler vardr ve Hristiyanln bu eilimi, bazen koullu olarak "Dou kiliseleri" ad altnda birletirilirler. Btn Hristiyanlar Katolik dogmalar temelinde ve Roma papasnn nclnde birletiren Katolik kilisesi, her zaman biricik Hristiyan kilisesi olmaya alt. Ancak Roma, Dou kiliselerinden genellikle sadece kk gruplar koparmada baarl olabildi. Bu kopan gruplar Katolikliin temel dogmalarn kabul ettiler ama kendi eski ayin biimlerini de korudular. Gnmzde, Ortodoks ayinli ama Papa'nn yetkisini tanyan ("uniatka") bu tr birka kilise vardr: Bunlar, Yunan Katolik (Ortodoks kilisesinden kopma), Ermeni Katolik (Ermeni Gregoryan kilisesinden kopma), Suriye Katolik (Yakubi kilisesinden kopma), Kopt Katolik (Kopt kilisesinden kopma) ve Maroni kilisesidir. XVI. yzylda Avrupa'da, toplumun deiik tabakalarnn
31

katld, Katoliklik kart Reform hareketi balad. Hristiyanln Ortodoksluk ve Katoliklikle birlikte nc byk eilimi olan Protestanlk, Reform hareketinin rndr. SLAM'IN DOUU VE SLAM NDEK ELMLER Dnya dinlerinin en yenisi Mslmanlktr. Bu din, .S. VII. yzyln balarnda, Arabistan yarmadasnda dodu. Tektanrl bir din olarak ekillenen slam, kendisinden nceki tektanrl dinler olan Yahudilik ve Hristiyanlktan belirgin ekilde etkilendi. Dier birok din gibi, islam da badak (homojen) deildir, iki nemli ana kola ayrlmtr: Snnilik ve iilik, islam'n iki ana kolu sk sk sz konusu edilerek, iiliin, zellikle Muhammed'in yaam ve hareketlerine ilikin yklerin bir toplam olan, "kutsal sylence" anlamndaki snneti kabul etmemekle Snnilikten farkl olduu ne srlr. Gerekte, peygamberin snneti iiler tarafndan da kabul edilir, ancak onlar snneti sadece Muhammed'in ailesinin otoritesine dayandrrlar; oysa Snniler, peygamber ailesinin otoritesinin yannda, snneti, peygamberin silah arkadalarnn tanklna da dayandrrlar. iilerin, snnet dnda, kendi zel "kutsal sylence"leri (ahbar) de vardr. iilikte ac ekmi kutsal kii klt ok gelimitir. Hazreti Ali'nin ikinci olu Hseyin'e, ac ekmi kutsal kiiliklerden biri olarak, tapma dzeyinde, ayr bir sayg duyulur. iiliin en nemli savlarndan biri de, yeniden ortaya kacak ve yeryznde tanrnn dzenini kuracak olan "gizlenen imam" (Mehdi) inancdr. iiler de Snniler gibi, Kuran'n tanr tarafndan gnderildiini kabul ederler, ama Kuran'daki ayetlerin mecazi yorumuna da izin verirler. Suudi Arabistan'n Mekke ve Medine kentlerini kendileri iin kutsal sayan Snnilerden farkl olarak, iilerin asl hac yeri, sylenceye gre Hazreti Ali ile "byk aclar ekmi" olu Hseyin'in mezarlarnn olduu Irak'n Necef ve Kerbela kentleridir. Halife Ali henz hayattayken, yandalar arasnda, slam'n greceli olarak daha az bilinen nc mezhebi Hariciliin do32

uuna olanak yaratan bir paralanma oldu. Arap toplumunda oluan kabile aristokrasisine iddetle kar duran Hariciler, sradan kabile yelerinin ve dier smrlen toplumsal kesimlerin haklarn savundular. Mslman toplum iinde demokratik ilkeleri aka dile getirdiler, halife seimlerinin yaplmasn istediler. Harici retisine gre din, gndelik ilerle salamlatrlmaldr. Buna karn, bu slam mezhebine bal inananlar, baka din veya mezheplere mensup olanlara ve genel olarak kendilerinden farkl dnen herkese, dier Mslmanlardan daha byk bir tahammlszlk gsterdiler. Gnmzde Haricilik, lml bir mezhep olarak biliniyor. slamn temel mezhepleri iindeki eilimlere gelince, bunlarn ou iilik iindedir. VIII. yzylda doan Zeydilik, tad dogmalar bakmndan iiliin Snnilie en yakn kollarndandr. Zeydilik, "gizlenen imam" (Mehdi) inancm yadsr, kutsal kii kltn ve din adamlar snfn reddeder. Zeydilerin dini inancnda baz ussal elerin varl sz konusudur. Onlar, rnein, alnyazs dogmasn yadsrlar, Kuran'n insan eliyle yazlmadna inanmazlar. Zeydilerin byk bir hogrye sahip olmalar, onlar iin ayrt edici bir zelliktir. VIII. yzylda, adn iilerin altnc imamnn olu ismail'den alan Ismailiye adl ii mezhebi kuruldu. Bu, saysal olarak az, ama ok etkin bir mezheptir. Neoplatonizm ile Budizm'in Ismaililik inanc zerindeki etkileri aka grlyor. Ayrca, Budizm'den "ruh g" dncesi de alnmtr. Ismaililer Kuran' mecazi olarak yorumlarlar. Mslmanlktaki tapnma biimlerini kabul etmezler, oru tutma konusunda srarc deillerdir, dua edilmesini ve hacca gidilmesini zorunlu saymazlar. Bu eilim de iki ana gruba ayrlr: Mustalitler (smaililik kartlar) ve Nizaritler (Yeni Ismaililer). Yeni Ismaililerin byk blm Hindistan'da yaar ve balarnda da "yaayan tanr" sfatyla tapma dzeyinde sayg duyduklar bir Ismaili imam vardr. Tadklar dogmalar ynnden Ortodoks slam'dan fazlasyla uzaklaan ve Zerdtlik ile Hristiyanlktan pek ok d33

nceyi benimseyen Drziler, Ismailiye mezhebinden ayrlmlardr. "Ruh g" inanc, Ismaililerde olduu gibi, Drzlerde de yaygndr. Onlar da tanrnn belli zamanlarda bir insanda cisimlenebileceine inanrlar. Drzlerin inancna gre, tanr, son kez Fatmi halifesi El Hakim'de ete kemie brnmtr. Drziler bu halifeye tanr olarak sayg duyuyorlar ve kyamet gn onu bekliyorlar. Ortodoks slam'dan uzaklaan dier bir ii mezhep Nusayriler, yani Alevilerdir. Ismaili mezhebine yakn bu mezhep yandalarnn inanc, Hristiyanln ve Zerdt dininin etkisi altnda uzlamac (sinkretik) bir nitelik kazand. Drziler, halife El Hakim'i cisimlemi tanr olarak sayarken, Nusayriler kutsal kiiye -Ali, Muhammed ve Salman- iman ederler, bununla birlikte bu lnn bana Ali'yi koyarlar. Alevilerin birok ayini Hristiyan ayinlerini andrr. Yine kendi dogmalaryla slam'dan epeyce uzaklam ve Zerdtlikten birok dnce alm olan iiliin bir kolu durumundaki Ali-Allah mezhebi de mam Ali'yi tanrlatrr. Bu mezhebin insanlar kapal bir yaam srer ve baka din veya mezhepten insanlarla iliki kurmazlar. Bahailik, slam'da kendine zg bir konuma sahiptir. X I X . yzyln ortalarnda bir ii mezhebi olarak doduktan sonra, Bahailik, slam'daki klt ve ayinleri btnyle bir kenara att. Bahailik, Ortodoks slam'dan o denli uzaklat ki, birok din adam onu baka bir din olarak niteliyor bugn. Bu dinsel oluumun yeleri de kendilerini Mslman saymazlar. Bahailer snfl bir dnya ve evrendelik (kozmolitlik) vaazyla ortaya ktlar, buna bal olarak sadece Yakn Dou toplumlarnn burjuva snflar arasnda deil, ABD ve Bat Avrupa'nn kimi evrelerinde de sempati kazandlar. Bektailik (doruluku dervi tarikat) znde bir ii tarikatdr. Bektailik inanc uzlamac (sinkretik) bir nitelik tar, onda islam (ii) dnceleriyle birlikte, Hristiyanla ait eler de buluruz. Tarikat yeleri iin bekrlk ayrt edici bir zelliktir. Snnilik, iilikten farkl olarak, ok sayda eilime izin ver34

medi. Gerekte, Snnilik drt mezhebe ayrlr, fakat bunlarn hepsi de mminlerce ayn nitelikte mezhepler olarak kabul edilirler ve her dindar Mslman bu mezheplerden kendi dnc e s i n e uyan herhangi birine mensup olabilir. Mezhepler, ayin biimleri ve Kuran' yorumlama yntemleri bakmndan birbirlerinden ayrlyorlar. Maliki mezhebi tutuculuuyla ayrlyor, Hanifiler daha liberaldirler, afiler Kuran'n grece serbest yorumuna ve dini sylencelerin eletirel zmlemesine izin verirler. Gnmzde saysal olarak az olan Hanbeli mezhebi, Mslman din adamlaryla dindarlarn en banaz kesimini birletirmi bir mezheptir. XVIII. yzyln sonlarnda, Araplarn Trk boyunduruuna kar verdii savala sk bir balant iinde doan ve Snnilikte "protestan" bir hareket olan Vahhabilik, Hanbeli mezhebinin iinde ekillendi. Vahhabiler, tanryla insanlar arasnda (peygamberler dahil) hibir aracnn olmamas gerektiini sylerler, bu nedenle de din adamlarnn varln reddederler. Vahhabilik, kendi mensuplarna ttn ve kahve imeyi, ipekli giysiler giymeyi, deerli taklar takmay haram klar. Bu mezhep, Allah adna sk bir sava yrterek ve kutsal kiiliklere tapma dzeyinde saygya iddetle kar karak, Muhammed kltn reddeder. Kabe'de bulunan "kutsal" siyah taa (Hacer el-Esved) yaplan hac ziyaretini, Vahhabiler puta tapma olarak nitelendirdiler (daha sonralar bu hac edimine drste yaklamaya baladlar). slam dinindeki eilimlerin ksa zetini bitirirken, X I X . yzyln 8O'li yllarnn sonunda Hindistan'da ortaya kan Ahmediye tarikatn da belirtelim. Bu tarikat adn, kendini mehdi ilan eden kurucusu Mirza Gulam Ahmed'den alr. Ahmedilik, uzlamac (sinkretik) bir nitelie sahiptir: Tarikat retisi, islam dogmalarn Hristiyanlk ve Hinduizm'in kimi eleriyle birletiriyor. Ahmediye tarikatnn d politikas her zaman ingiltere yanls bir nitelik tamtr. Ayrca, tarikatn yneticileri Hindistan'daki smrge ynetimine kar sava reddetmiler ve dahas, "ingiliz ynetiminin iyilikseverliinden" sz etmilerdi.
35

TEMEL DNLER
YAHUDLK Yahudilik, gnmze kadar korunan, bata Avrupa olmak zere dnyann pek ok lkesinde nemli sayda mensubu bulunan en eski dinlerden biridir, israil'de Yahudilik, gerek anlamda bir devlet dinidir. Yahudilik Dogmalar Yehova'nm tek tanr olarak varlna, Mesih'e, ruhun lmszlne ve br dnyaya inanmak, balca Yahudi dogmalardr. Yahudi dinerkiler, dinsel grlerin deiebilirliini yadsyarak, szde eski Yahudi patriklerinin tektanrclk yanls olduklarn iddia ediyorlar. Ancak, Tevrat'ta anlatlanlar ve son birka on yl iinde yaplan arkeolojik kazlar bize gsteriyor ki, eski Yahudiler, bu arada Eski Ahit'teki patrikler brahim, Ishak ve Yakub doal glere tapnmlar, deiik "kutsal" varlklar tanrlatrmalardr. Bugnn dindar Yahudilerinin tapnma dzeyindeki ay trenleriyle dualar, bu tapnma ediminin eski Yahudilerde olduunu dndrmektedir. Ruhlara inan, Talmud'da yazl olan, kk gemiin derinliklerinde, dinsel bir kalntdr. Talmud, sadece her iki cinsten, ok sayda toprak ve su, gndz ve gece cinlerinin varlna izin vermekle kalmaz, bununla birlikte onlarla savamak iin zel bir reetesi de vardr. Eski kaynaklar, Yahudilerin tapndklar pek ok kabile tanrsnn varln gsteriyor.
36

Tanrnn tek olduu inanc Yahudilerde ok ge doar. Yehova, ancak, krallk dnemi denen kleci Yahudi devletinde "tm halkn" tanrs olur. Kabile yapsnn yok oluuyla birlikte kanlmaz olarak, kabile tanrlar da ortadan kalkarlar. teki tanrlarn sfatlar Yehova'ya verilir. O, bolluk veren, zanaatta akl hocal yapan, savata koruyan bir tanr olur. teki tanrlar da Yehova'ya baml bir konuma gelir, onun hizmetkrlarna dnrler. Yehova kltnn merkeziletirilmesi ve onun Yahudilerin tek tanrs olarak kabul edilmesi iin verilen sava, uzun srd. Bu savan banda egemen smrc snflar bulunuyordu, nk ilkel toplumun ve kabile dzeninin tasfiyesi, kendi egemenliklerinin "btn halkn" tanrsnn otoritesiyle korunmas, karlar gerei onlar ilgilendiriyordu. Eski Yahudiler arasnda tektanrc grlerin yaylmasnda en nemli rol, Yerualem (Kuds) Tapna etrafnda toplanm hahamlar oynad. Bu tapman hahamlar krala balydlar. Onlarn sahip olduu zenginlik, bolca yaplan ba ve sunulan armaanlarla yldan yla artyordu. Sadece Yahudi topraklarndaki dier btn tapnaklar ortadan kaldrmak deil, btn srailoullarn Yerualem Tapma'nda gerekletirilen tek Tanr Yehova kltyle birletirmek isteyen Hahamlar, bu sayede, zamanla Yahudi krallarn kendi etkileri altna almaya altlar. Tektanrclk eilimi Msr, Babil ve ran'daki dinlerde de vard ve bu eilim her zaman politik merkezilemenin, kraln mutlak iktidarnn yansmas olmutur. " . . . Tanrnn teklii," diye yazyor Engels, "dou despotunun tekliinin yansmasndan baka bir ey deildir" (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 27, s. 56). Ne var ki, tektanrcl benimsetme ynndeki bu giriimler, her defasnda yerel dinlerin rahipleri ve dier merkezi glerin direnciyle boa karld. Tutarl ve ilkeli bir tektanrclk, tarihte ilk kez Yahudi dininde ilan edildi. Bu, kukusuz, kimi burjuva bilim adamlarnn syledikleri gibi, Yahudi ulusal ruhunun kendine zg farkl nitelikleriyle deil, Yerualem Ta37

pma'nm, kraln himayesinden yararlanan ve onun tekelinde bulunan hahamlarnn snrsz iktidaryla akland. Erki snrsz Tanr Yehova'ya inan, Yahudi dininin temelini oluturur. Yahudi din adamlar, br dnyada bireysel kurtuluun birinci ve zorunlu koulu olarak inananlarn, tanrya, kr krne, nedensiz balanmalarn isterler. Tora ("be" anlamnda Huma, .) ya da Museviliin be kutsal kitabn ieren Eski Ahit'in (Tevrat) tanrdan geldiine ilikin dnce, Yahudi dogmalarndan biridir. Fakat Yahudi ideologlar, ldeniz (Lt Gl) kysndaki maaralarda bulunan tapnma nesneleri zerindeki el yazmalarnn etkisi altnda, "Tora kitabnn da, Musa'nn bir yarats olarak, birden ortaya kmadn" kabul etmek zorunda kalyorlar. Tora, "farkl yazarlarca kaleme alnm ve bilinmeyen redaktr ya da redaktrlerce bir araya getirilmi birka belgeden oluma bir kompozisyon olarak srmektedir. Kutsal Kitap'm (Tevrat), yzyllar boyu sren bir zaman kesitinde deiik insanlar tarafndan yaratlm olduunun kabul, u noktay ieriyor: "Tora, felsefi adan... Yahudi dini iin, en iyi metafizik tezlerden daha fazla ayrt edicidir" nk onun retisine gre, Yahudilikte tanr, "bir karmdan ok postulattr." Bylece, Yahudilii savunan biri, tanr Yehova'nm varln tantlamann olanakszln, hibir "kutsal kitap"n olmadn kabul eder. Tanr Yehova hakkndaki Yahudi retisinin bileenlerinden biri, Mesih dogmasdr. Mesih, insanlara hak ettiklerini vermek zere, adil bir yarglama iin gelecek olan kurtarcdr. Yahudi inancna gre, "Mesihli gnlerde" dnya yeniden kurulacaktr. Talmud'a gre, Mesih' in yeryznde grnd anda, "her gn yeni rnler ortaya kacak, kadnlar her gn dourur olacak, toprak ise ekmek ve ipekli giysiler verecek", insanlar 1000 yl kadar yaayacak, hastalklar, ekimeler, savalar son bulacak. Hahamlarn retisine gre, saylar dokuz olan mutucularn grnmesine ilikin dnce de, Mesih'in gelecei dogma 38

syla balantldr. Onlar arasnda, lleri diriltecek ve "Mesih zamannn tapmak eyasn ortaya karacak" olan ilk aziz roln, mistik Peygamber 11ya oynayacaktr. Y a h u d i l i i n Mesih retisi, dnyann sonunun (kyamet) ak ve renkli bir ifadesi eklini ald. Dinerkiler, gksel kurtarcnn gelecei konusundaki vaaz, gelecekteki yaamn geliini tanry honut edecek insan davranlarna balamak iin kullanyorlar. Bu ne demektir? Yahudi ideologlar, insann varlna ilikin ikici (dalist) gre skca sarlarak, iyilikle ktln insann iinde srekli attn sylyorlar. Bu atma, btn insanlarn beden ve ruhtan yaplmalar kouluna baldr. Bedeni insanlar douruyor, ruh ise tanr tarafndan bedene "ekiliyor." Hahamlar, inanm bir Yahudi'nin, verdii bu armaan iin tanrya srekli teekkr etmesi ve onu hep temiz tutmas gerektiini sylerler. Bir Yahudi, sabahlar, yatandan kalkarak dua eder: "Tanrm, bana verdiin ruh temiz. Onu sen yarattn, sen dzenledin, onu bana sen verdin, sen koruyorsun; onu hibir zaman zmezsin, lmden sonra da bana geri vereceksin... Sen, iyilii bol tanrm, l bedenlere ruhlarn geri verensin." Hahamlar, dnyadaki yaamdan el ekmeye, zulme ve smrye kar savama katlmay reddetmeye arda bulunarak, insann yeryzndeki yaamnn gelecee bir hazrlk olduunu sylerler. Demek ki, insan, gnlerini ve yllarn itaat iinde, dualar ve orularla geirerek, Yehova'nn emirlerine sk skya uyarak, srekli lm dnmelidir. Tanr bilimciler, "zamann sonundaki" gksel mahkemeyi, Yehova tarafndan, Yahudi halknn dmanlarna, btn gnahkrlara ve Yahudilie katlmayanlara kar kurulacak bir mahkeme olarak hayal ediyorlar. Yahudilik, dindar insanlarn bilincine korku ve umut yerletirerek, tanr katnda kendilerine bir yer salama kaygsyla onlar acil toplumsal sorunlardan uzaklatrarak, yerine getirilen ve inenen her tanrsal emir iin bir dl-ceza sistemi hazrlamtr.
39

br dnyada insana verilecek ceza, her trl adaletsizlii, her trl toplumsal ktl hakl gstermektedir. Dindarlar ac ekerken, namussuzlar neden refah iinde yayorlar? nk, diyor Talmud yorumcular, gnahkrlar bir cezayla snamak gerekiyor, dindarlarsa br dnyada dllerini alacaklardr. Hahamlar, dindar insanlarn karsnda yaptklar konumalarda, insann birinci kaygsnn "gnlerini saymak" ve br dnyann mutlu, sevinli yaam iin, dua ederken zgn bir kalbe sahip olmak gerektiini syler dururlar hep. Bu konumalar, bilimd dncelerin cahil insanlarn bilincinde pekimesine yaryor, dnyadaki adaletsiz dzenlerin sonsuza dek yaamasna ve dindar insanlarn yaamlarndaki ac ve zorluklarla bark kalmalarna hizmet ediyor. acl Yahudilik ada Yahudiliin yenileme sreci XIX. yzyln ikinci yarsnda ABD'de balar. Sinagog yneticileri Yahudiliin hibir dogmasnn zerini izmeden ve yeni hibir ey eklemeden, nemsiz "yeniletirmelerle" dini temizlemeye baladlar. Onlardan bazlar, haham geleneinde kimi deiiklikler yaparak, "muhafazakr Yahudiliin" vaazna baladlar; bakalar da ABD'ye geen yzyln (XIX. yy.) sonlarnda varlkl gmenlerce Almanya'dan getirilen, yeniletirilmi Yahudiliin propagandasn yapyorlard. Reformcularn yapt yenilikler olduka yzeyseldi. rnein, sinagogdaki hizmet dzenine el attlar. Sinagog hizmetleri Ibranice deil, ingilizce olarak yaplmaya baland. Hahamlarn giysileri ada bir hale getirildi. Hahamlar, Hristiyan kiliselerine yknerek, sinagoglarda erkeklerle kadnlar arasnda bulunan blmeyi kaldrdlar. Bunlarn ne denli korkarak yaplm "reformlar" olduunu grmek zor deil. "Muhafazakr Yahudilik" denen Yahudiliin bir zellii de, bunu savunanlarn btn Yahudi geleneklerine sk skya
40

|i, ar narve in 0ek k-

ci t, te, la 11t1i. rk

bal kalnmas ama ayn zamanda da bu geleneklerin ada Amerikan koullarna uydurulmasn ynnde bir dnce belirtmeleridir. 192,0'li yllarda Amerikan Yahudileri arasnda hayli yayj a n reformcu ve muhafazakr Yahudilik, bugn ciddi bir bunalm iindedir. Bu konudaki dinsel istatistik, dinden ayrlmalarn saysn dk gstermesine ve doru nitelememesine karn, bir inandrclk tayor. ada Yahudi tanrbilimcilerin temel eilimi, ortaadaki btn emirleriyle birlikte "ortodoks" Yahudilii yeniden canlandrmak ve korumak arzusunda ifadesini buluyor. Ayrca, bu eilim, din yanllar ve srail'de iktidarda olan burjuvazi arasnda da gldr. Bu eilimin ABD'deki yandalar kendilerini "rekonstruktivistler" olarak adlandrmaktalar. "Rekonstruktivistler", Yahudilii ada Siyonist liderlerin benimsedikleri ulusalclkla dzelterek, onu canl tuttular ve ortaan Rabinik Yahudiliinin zelliklerini ona geri kazandrdlar, Sinagog, tanrnn gerek sz olarak, "rekonstruktivizm"in, reklamn yapmaktadr. Ama rekonstruktivistlerin abas, emekiler zerinde beklenen etkiyi yapmad. Hahamlarn kendileri, Yahudilerin dinin barna geri dndklerini gsteren ciddi belirtilerin grlmediini itiraf ediyorlar, ada Yahudiliin yeni karakteristik zellii, Hristiyanlkla birlik araylarnda ifadesini buluyor. ngiltere'deki byk Yahudi burjuvazisinin ideologu olan Cloud Montefore, geen yzyln (XIX. yy.) sonlarnda, ilk kez bu konudan sz etti. Dnyasal ilerle (politika, ekonomi vb.- .) ilgilenen kimse1er de din alanndaki birletirici eilimleri destekliyorlar. Fransz burjuva tarihi Jul zak, "politik ve milliyeti antisemitizmin" kayna olarak, "dinsel antisemitizme" kar sava iaryla, 1947 ylnda "Yahudi-Hristiyan Dostluk Dernei"ni kurdu. 1947 Temmuz'unda, Zelisberg'de (svire) yaplan toplantda, bu dernein temsilcileri, Yahudiler ve Katolikler, "On
41

Zelisberg Maddesi" diye adlandrlan program belgesini kabul ettiler. Bu belgede, ayrca, Hristiyanln Yahudi dininin bir zeti olduundan, Eski (Tevrat) ve Yeni Ahit (ncil) sayfalarnda ayn tanrnn yer alndan, sa Mesih'in, Davud'un soyundan gelme Yahudi bir bakireden doduundan vb., bu nedenle de Yahudilerin sa'nn vaazlarm fke duymadan onayladklarndan sz ediliyor. Belge, sa Mesih'in armha geriliinde Yahudilere ynelik aslsz sulamann geri alnmas konusunda, Katolik kilisesi bakanna (Papa) yaplan bir aryla son buluyor. Belli kararszlklarna karn, Vatikan, Yahudilikle birlik oluturma abalarna doru admlar atyor. Vatikan'da kurulan zel bir komisyon, Yahudilik, slam ve dier dinlerle ibirlii sorunlaryla ilgileniyor. Dinerkiler, "dinsel birlik" araylaryla, her halkn iindeki snfsal ayrlklar, uluslararas arenadaki snf savamnn gcn ve nemini perdelemeye almaktalar. Bu olgu, Vatikan Konseyi'nin 1965 Ekim'inde yaplan IV. dnem toplantsnda, antisemitizm konusunda duyulan zntnn ve sa'nn armha geriliinde Yahudi halknn susuzluunun dile getirildii, "Avrupa Belgesi" denen bir belgenin sonunda kabul edilmesiyle de anlalyor. Yahudi yenilikiler, Vatikan Konseyi tarafndan kabul edilen "Avrupa Belgesi"nde belirtilen grlerin tamamna katlyorlar. Konsey, bu belgede u aklamaya yer veriyor: sa, kendi kendini Mesih sayd. Bu onun byk hatasyd. "Yahudilik, isa'nn dnyaya yz evirdiini, sadece br dnya ve Mesih devriyle (kyamet, .) ilgilendiini kabul edemez. Yine de Yahudi yenilikiler, Yahudilikle Hristiyanlk arasnda bir "itenlik ve karlkl anlay kprs"nn kurulmas iin mcadele ediyorlar. Birletirici eilimlerle birlikte, Neohasidizm, Yahudi dini iinde nemli bir rol oynamaya balar. Bu akm, ada Yahudi tanrbilimcileri nasl byledi? Yaadmz ada, komnist dnceler gezegenimizdeki halklarn kalbine doru yol
42

alrken, kr inan savunucular ile mistikler kamak zorunda kalyorlar. Onlar, nc ada dncelere olan dmanlklarn, olabildiince gizleyebilmek iin, gzlerini gemie evirerek kutsal bir ad aryorlar. Yahudi dininin savunucular, byle bir ad buldular. Bu kii, VXIII. yzylda Polonya ve Ukrayna Yahudileri arasnda doan "sofuluk retisi" Hasidizmin kurucusu Bet (srael Ba'al em Tov) oldu. Bet, yandalarn kurtulu mcadelesine armyordu, onun "sofuluk retisi" acmasz gereklikten kaa bir aryd. Hasidizm, Yahudi topluluu iindeki sosyal elikileri saptam olmasna karn, insann grevi olarak tanrya hizmeti, tanrsal gizleri bilmeyi ve yrek kabartan bir dua araclyla tanryla kaynama arzusunu grr. Bet'in retisi ok sayda yanda buldu, nk bu reti topluluk iindeki snf mcadelesini dinsel bir tarzda yanstyordu. Bet ve ardllar, retilerinde, dindar kii (ermi, .), yani doast gce sahip ve doay keyfince yneten insana ilikin bir dnceye yer verdiler. Hasidizmin gizemcilii, gnmzn pek ok Yahudi dinerkisi tarafndan kalkan olarak kullanlmakta. Onlar, aydnlanmay, bilgiyi ve materyalist felsefeyi ktleyerek, Bet retisinin (Hasidizm) vld, Yahudi halk iin onun "zgn" ve "deerini hi yitirmeyecek", btn insanlk iin "derin" bir anlam tayan ve "demokratik" bir reti olduunun yazlp izildii ok miktarda yayn karyorlar. Hasidizm yandalar, bu retinin, bata emekiler olmak zere, herkese uygun ve herkese anlalabilir olduu masaln srekli yaymaktalar. Hasidizmin ABD'deki etkin canlandrclarndan biri olan Menae Unger, Bet ve rencilerinin "Yahudi halk kitlelerinin iinde yetitiklerini, sradan insan savunduklarn, halkn en alt tabakalar ile yoksul dm kk burjuvazinin hayalleri yklm ruhlarn iman ve sevinle doldurarak, onlar ok yksek bir dzeye kardklarn" ne sryor. Unger, Hasi43

dizmin gizemciliini ve dogmalarn ssleyerek, koyu gericilie ve kr inanlara kar savam X I X . yzyl Yahudi aydmlanmaclarn ktlyor, yerden yere vuruyor. ada dinerkiler, Hasidizmin "toplumsal gcnn" Yahudi halk kitlelerini yaamsal nemdeki snf mcadelesinden, smr ve zulme kar genel bir proletarya savamndan uzaklatrd iin, ona deer veriyorlar. Hasidizmin Londral savunucusu M. Mayer, Bet'in adn ak ak syleyerek, u vaaz veriyor: "Bir insan dua ediyor ve ona maddi bir iyilikte bulunmas iin tanrya yalvaryorsa, o zaman onun duas bounadr. Bu durumda insanla yce tanr arasna maddi bir perde ekilmi oluyor, nk dua eden kii ruh alanna kaba bir giri yapmak istemitir. Byle bir dua karlksz kalacaktr." Yahudiliin savunucular, genlii sinagog kltne ekmek iin gl nlemler alyorlar. rnein, son zamanlarda Amerikan sinagoglarnn reklam panolar, ayinler srasnda "bolca enlik" vaadiyle imanl Yahudileri srarla ibadete aryorlar. Dini bayramlar, Neohasidizmin savunulmasnda nemli bir yere sahip. Bu akmn yayclar, inanl insanlara ynelik dinsel etkileme yntemlerini yetkinletirerek, gya paskalya, cumartesiler ve Yahudiliin dier kutsal gnlerinin znde bulunan "ulusal tohum"u ayr tutuyor, Tanr Yehova'nm huzur, nee ve sevin iin setii gnlerde bir "tansn gerekleme" umudunu canl tutuyorlar. Yahudiliin savunucular, yaptlarnda, Hasidizm'i Yahudi halk kitlelerinin toplumsal yaam koullaryla olan tarihsel balar dnda ele alarak, onu "ilk Yahudiliin gizemli ruhunun zn aa karan, Musa'nn ve dier peygamberlerin, Talmud ve Kabala yazarlarnn vahiy ve esinlerinin srdrcs" bir reti olarak reklam ediyorlar. Oysa Hasidizm, emeki Yahudilerin yaamnda son derece gerici bir rol oynad ve oynamaya da devam ediyor. Hasidizm, emekilerin kurtulu savana, bilime ve kltre dmandr, halka gizemcilii (mistisizm) ve kr inanlar benimsetiyor.
44

Yahudilik ve Siyonizm Yahudi ilahiyatlar, Kutsal Kitap'taki metinlerden Yahudilerin tanr tarafndan seilmi bir halk olduu dogmasn "k a r d l a r . " Tanr Yehova'nn srail halkn "setii" eklindeki bu dnce, tektanrclm eski Yahudiler arasnda doduu ve Tanr Yehova'nn Yahudilerce btn tanrlarn en "gveniliri" olarak seildii tarihsel srecin ters yansmasdr. Yahudilerin seilmi bir halk olduu dogmasnn en ateli savunucular, Siyonistler ile karlarn dinsel sylemlerle maskeleyen Yahudi burjuva milliyetileridir. "Hu Emonim" ("Ortodokslar Birlii") yesi srailli dinerkiler, Yahudilerin "seilmi halk" olduu dogmasn yaymaktalar. Onlar, srail'in igal ettii Filistin topraklarnda yeni Yahudi yerleim yerlerinin kurulmasn ve mevcut yerlerin de korunmasn istiyorlar, Yahudiliin politik dncesini savunarak, bu dncenin ana ekirdek olarak Siyonizm'i iermesi iin aba harcyorlar. Dinerkiler, lkenin politik yaamnda Yahudi dinine ok byk nem vererek, "MilliyetiDinci Parti"yle birlikte, gen sraillilerin bilincine ilhak ve ovenizm dncelerini yerletirmeye almaktalar. Ama srail'de, rnein, "seilmi halk" dogmasn mahkm eden, Yahudiliin politize olmasna kar kan, dnce zgrl, demokrasi ve Araplarla birlikte geni kapsaml bir barn kurulmas iin etkin mcadele veren "alom ahav" ("imdi Bar") gibi bir hareketin iinde yer alan insanlar da var. Mesih dogmas da, sylendii gibi, Yahudilik inancnn temel bileenidir. Filistin'in ilhaknn, szde Mesih'in Yerualim'e geri dn hakkndaki retinin gerekten ete kemie brn olduunu savlayan Siyonistler, gnmz koullarnda Mesih roln kendileri stlenmi durumdalar. ABD ve Bat Avrupa'daki hahamlar, halk kitleleri zerindeki etkilerini bu ekilde koruyabileceklerini varsayarak, Siyonizm'i desteklediler. Demek ki, Yahudiliin baz dogmalar Siyonizm tarafndan silah olarak alnd ve bunlara Siyonist ideolojinin btnl
45

iinde yer verildi. Ama bu, Yahudilik ile Siyonizm'in hi de zde anlaylar olduu anlamna gelmez, nk Siyonizm (Tevrat'ta anlatlanlara gre, Kuds Tapna'nn yapld Sion Da'ndan geliyor), X I X . yzyln sonlarnda doan ve Yahudiler iin Filistin'de "barnma hakknn korunmas"n salama amacmdaki Yahudi burjuvazisinin milliyeti hareketidir. Siyonizm, Yahudi iileri, deiik uluslarn ii snflarnn burjuvaziye kar verdii genel savamdan uzaklatrmaya almaktadr. Bu nedenle, V. . Lenin, Siyonist ideolojiyi, znde btnyle yalan ve gerici bir ideoloji olarak niteler (V. 1. Lenin, Top. Y., c. 8, s. 72). ada Siyonizm, proemperyalist Yahudi burjuvazisinin milliyeti, gerici ideolojisidir. Her gerici ideoloji gibi, Siyonizm de dine, doal olarak, belli tutucu ve ulusalc dncelerden oluan bir birikime sahip durumdaki Yahudilie yneliyor. Bylece, "tanrnn setii halk" domasyla silahlanm olan Siyonistler, "btn dnya Yahudi ulusunun" snfsal ayrmasnn sz konusu olmad ve Yahudiler arasndaki snf savann, antisemitizmin sonsuza dek srmesi anlamna gelecei eklinde bir dncenin, geni apl propagandasn yapmaktalar. Siyonizm, ayn ekilde Yahudileri paralanmaz bir topluluk ve szde Yahudiler arasnda ezilenle ezenlerin, yoksullarla zenginlerin olmadn kabul eden antisemitizmle de i ie giriyor. Komnistler, enternasyonalistler olarak, antisemitizme her zaman kar kmlardr. V. 1. Lenin, ii snfnn "blnmek deil, birlemek zorunda olduunu" syler. "i snf iin, onun dmanlar tarafndan cehalet iindeki kitlelerin bilincine ekilen us d dnce ve anlamsz kr inanlar kadar, acmasz bir dman yoktur... Bu nedenle ii snf, ne ekilde olursa olsun, uluslarn ezilmesine kararl biimde kar kmaldr... zellikle ernosotentsler,* Yahudilere kar nefret dolu bir kkrtma kampanyas yrtyorlar. Purikeviler, kendi iledikleri btn sular iin Yahudi halkn gnah keisi yap* ernosotentsler: arlk Rusya'snda Yahudilere kar pogrom (kym ve yama) yapan silahl ete yeleri, -.n. 46

maya alyorlar" (V. I. Lenin, Top. Y., c. 25, s. 86). Politik Siyonizm denen ideolojinin ideologu Theodor Herzl'dir ve 1896 ylnda yaymlanan "Yahudi Devleti" adl kitabnda ulusal dmanln, bu arada antisemitizmin snfsal karakterini yadsr. Yahudilerle Yahudi olmayanlarn, kesinlikle, hibir toplumsal ve politik koulda dostluk ve bar iinde yaayamayacaklarn ne srer. "Buradan u mantksal karma varld: Yahudiler ile Yahudi olmayanlar, antisemitizme ve rkla kar birlikte mcadele edemezler ve etmemelidirler, dahas, onlarn birbirlerinden ayr yaamalar gerekir." (V. Erlik, Gerici Dncenin flas, -Bar ve Sosyalizm Sorunlar, 1973). Siyonizmin ada ideologlar, onun burjuva-milliyeti niteliini zenle gizleyerek, szde btn Yahudilerin Musevi, Musevilerin de Siyonist olduunu kantlamak iin, kan ter iinde alyorlar. Onlar, btn Yahudileri "atalar dini" bayra altnda birletirip, birbirine kenetlemek iin, Musevilii bir etken olarak kullanmak istemilerdi. Biz, Siyonistlerin hayallerini reddederek, Yahudi, Musevi ve Siyonist kavramlar arasndaki anlam ayrmn, tarih bilimine uygun olarak gryoruz. Yahudi etnik, Musevi dinsel, Siyonist ise politik bir sfattr. Bilimsel ateizmin yayclar, bu anlam arasndaki fark grerek, abalarn emekilerin bilincine yk olan dinsel kr inanlara ve us dlklara kar yneltmektedirler. Onlarn amalar, btnyle insancl amalardr: Komnizmin kurucularn yalan ve yanl bir ideolojiden kurtarmak.

47

BUDZM Budizm (Sanskrite "buda" szcnden gelme, tam anlam aydn, aydnlanm), Orta Asya, Dou ve Gneydou Asya ile Uzak Dou'nun birok lkesinde geni bir yaygnla sahip dnya dininden biridir. Budistlerin dncesine gre, yksek kutsalla erimi her varlk, buda, yani aydnlanm olabilir. Yeryzndeki ad Sakyamuni ("Sakya kabilesinden bir mnzevi") olan budalardan biri, insanlara, izleyicilerinin bir kural olarak, Sanskrite "dharma" (reti, yasa) dedikleri, "kurtulu" retisini bildirdi. Bu nedenle "buda" terimiyle genel olarak Sakyamuni anlatlmak istenir. Sorun, Sakyamuni'nin tamamen mitolojik bir kiilik olup olmadnda ya da onun yaamyksnn temelinde, derlemecilerin dinsel fantezilerle ssledikleri, bilimin henz zemedii baz gerek olgularn yatp yatmadmdadr. Sakyamuni'nin "yaamyks"ne benzer yklerin ortaya k, 1. S. II.-III. yzyldan daha nce deildir. Ancak, Budist yazn onu olmayacak ekilde betimlese de, Sakyamuni'nin Budizm'in bir insan kimliiyle tek "kurucusu" olduuna kuku yok. Buda Sylencesi Budistler, saysz defa beden aldktan sonra yaam arknda dnmekten kurtulacak olan Buda'nn, btn tanrlarn yeryzne inmelerine ve insanlara kurtulu yolunu mutulamalarna karar verdiine inanrlar. O, "kendisinin son enkarnasyonu" iin, Kuzey Hindistan'da yaayan Sakya kabilesinin Gautama (onun adlarndan biri olan Gautama, buradan geliyor) boyundan soylu bir kral ailesini seti. Buda, aclarn nedenini ve onlardan kurtulu yolunu anladktan sonra, kendi buluunu insanlara mutulamaya karar verir. lm tanrs -ktlk eytan- Mara, her yola bavurarak buna engel olmaya alr. Ama Buda, Mara'y yener, Benares'e gelir ve orada, ksaca yeni bir dinin temel dnceleri48

ni oluturduu ilk vaazn verir. Onun vaazn dinleyenler, birbiri ardna peinden giderler. zleyenleri, onunla beraber dolaan rahip grubuna katlrlar. Etrafndaki rencileriyle birlikte, mucizeler eliinde retisini yayarak, 40 yl boyunca Hanga Vadisi'nin ehir ve kylerinde dolat. lm onu seksen yanda yakalad; lm, gr netliinin gndz izlenimi verdii bir mays gecesinde, dolunayn douuna denk geldi (bu nedenle, Budistler iin bu, " kutsal" gn saylr). Budizm'in eitli okul ve eilimleri, Sakyamuni'nin yaad yllara ilikin farkl tarihler sunuyorlar. Olaylarn ounda, onun ..VII-VI. yy. veya VI-V. yy. arasnda yaad varsaylyor. Yakn zaman nce baz Dou lkelerinin Budistleri, Sakyamuni'nin lm tarihinin, I.. 544 ylnn dolunayl bir mays gecesi olduunda anlatlar ve 1956 ylnda, Budizm'in 2500 yldan beri var olduunu ok ak biimde belirttiler. Budizm Dogmas Budizm dogmasnn en nemli dncesi, varlk ile ac kavramlar arasndaki zdeliktir. Budizm, Brahmanizm tarafndan gelitirilen ruh g retisini, yani lmden sonra her canl varln yeni tr bir canl varlk (insan, hayvan, tanr, ruh vb.) biiminde yeniden doaca inancn yalanlamad. Ancak, Budizm, Brahmanizm retisine nemli deiiklikler getirdi. Brahmanlar her snf iin dini tren, kurban ve yalvarma yoluyla "iyi bir ailede yeniden doua" erimenin, yani raja (prens), Brahman, zengin tccar veya kral olarak yeniden bedenlenmenin mmkn olduu savn ne srerken; Budizm, her trl yeniden ekil al, btn varlk biimlerini kanlmaz bir felaket ve ktlk olarak aklad. Bu nedenle, yeniden douun tamamen son bulmas ve Nirvana'ya, yani hilie eriebilmek, bir Budist'in en yce ereidir. nsanlarn byk ounluu iin Nirvana'ya hemen erimek, neredeyse olanakszdr. Bir canl varln, Buda'nm gsterdii kurtulu yolunu izleyerek, genellikle yeniden ve yeniden

49

deiik ekiller almas gerekir. Ama bu, ulaldktan sonra varl "yaam girdabndan" karabilecek, kendi yeniden dirili zincirini tamamlayabilecek olan "yksek bilgelik" dzeyine ykselmenin yolu olacaktr. Buda'nn izleyicileri, tpk acnn bitiine, kurtulua, hilie gtrecek olan yol gibi, onun varln -acnn- nedenini ve zn anlam olmasn, onlar insanlara amasn, Buda retisinin en nemli noktas sayarlar. Budistler, Buda tarafndan mutulanan "drt soylu gerei" kabul ederler. Bunlarn birincisi, her trl varoluun ac (strap) olduudur. kincisi, acnn nedeninin insann kendi iinde temellendiidir: Yaama tutkusu, zevk, egemenlik, zenginlik; bunlar, yaama balanmann deiik biimleridir. nc gerek, acya son vermenin olanakl olduunu bildirir: Bunun iin yaama tutkusundan kurtulmak, hibir gl duygunun olmad, her trl istein bastrld bir duruma ulamak gerekir. Sonuncu ve "drdnc soylu gerek", "sekiz katl orta soylu yol" denen emirlerden oluur: "Doru gr, doru istek, doru sz, doru davran, doru yaam biimi (namuslu kazanla yaama, .), doru aba, doru dnme ve doru dnce younlamas" (buna genellikle meditasyon deniyor; Sanskrite "dhmna", ince "an", Japonca "dzen"). Budizm'in z, "drt soylu gerek" retisinde anlatmn bulur. Btn dinler, gerek yeryz yaamn, madde d, gksel, szde lmle balayan bir yaamn karsna koyarlar. Bununla birlikte, dnya yaam her zaman i karartc renklerle betimlenir, tanryla btnlemeye engel olan gnah olgusuyla aklanr; ahret yaam ise, insann yeryznde ektii skntlar sabrla ertelemesinin dln kazanma abas olarak ilan edilir. Budizm, bu noktada dier dinlerden farkl deildir, ama o, yaadmz dnyann eletirel deerlendirmesini mantksal bir sonuca vardrr. Budizm, yaamla acy zde klarak, her eyin sadece ac ve yok olua deil, yle ki sevince bile mahkm edildii dnyay zellikle karanlk resmeder; bir canl varln byle bir yaama balln artrmas ise sonsuza kadar
50

bedenlenme tehlikesini, en azndan bir ktlk olarak, iinde tamas anlamna gelir. nsann kendi yazgsn, her yeniden dou eklini, kendisinin yarattn syler Budizm. Yeni bir yeniden douun somut zelliklerini belirleyen gce karma denir. Budizm'in karmas, varln daha nceki btn yeniden doularndaki davranlarnn ve dncelerinin toplamdr. Karma retisi Brahmanizm'de de vardr. Brahmanlar da, karmann -ceza yasas- ruh gnn harekete geirici gc olduunu retirler. Bu zmre (Brahmanlar) iin kurban kesme emrini yerine getirip getirmeyerek, Brahmanlara sayg duyarak veya duymayarak, ok saydaki yasa ineyerek veya inemeyerek, insan kendi ruh g nn yeni eklini yaratr -en rezil ve iren hayvanlardan balayp krallar ve tanrlarla bitirerek. Budizm, "ceza yasas"n (karma) benimsedi ama ona yeni bir ierik de kazandrd. nsann bu yaamdaki her eyini karma belirlese de, insan kendi davranlarn, dncelerini, szlerini, hareketlerini semede belli bir zgrle sahiptir. Bu ksmi irade zgrlnde de, Budizm'e gre, kurtulu yolunun talar denir. Bununla birlikte sorun kurban kesimlerinde, ayinlerde ve yasaklarda deil, insann kendi davranlarndadr. insann zellikle dnya yaamndaki hareketleri ve dnceleri onun gelecekteki karmasn, "deiim"le ald yeni varlk biimini, yani aclarn belirler. Ama bu da az. Budizm'in zellikle baz okul ve eilimlerinin retisinde, duygusal bir dnyann olmad ifade edilir. Duygu dnyas, bizim sadece hastalkl, yolunu arm bilincimizin bir sonucu, grdmz bir dtr. zellikle bu bilin -Budizm'e gre, biricik gerek varlk- karmann mutlak yasasna baldr ve katksz acnn, duygu dnyasnn trajik bir tablosunu resmeder bize. Bu bilin, pek ok kk paracktan (dharma), yani belli bir kompleks olarak karmann etkisi altnda oluan bilin elerinden meydana gelir; bu eler, sz konusu yeniden douun bireysel bilincini ve
yeniden 51

bilincin bir ilevi olarak da, bizi evreleyen duygusal dnyay yaratrlar. Dharmalar yatmcaya kadar, sz konusu varln lmnden sonra, bu bireysel bilincin yeniden douu kanlmazdr; yaam tekerlei dnn srdrr. Budizm'in Toplumsal retisi Toplumsal yaama, insann gerek yaamdaki yerine ve amalarna ynelik Budist grler, dorudan Budizm dogmasndan gelmez. Budizm'in varlk (= ac) retisi, kuku yok ki, elikiler stne kurulu toplumsal dzen tarafndan kanlmaz ekilde srekli bir azap ve acya mahkm edilen emeki kitlelerinin gerek durumunu, kendine gre ters biimde yanstr. Ancak, Budizm, bir din olma zelliiyle, insan dnya gereinden uzaklatrarak, snfl toplumda insanlarn byk ounluunun kanlmaz olarak ektii acnn saptanndan yanl bir sonuca varr. Budizm, bu acy mutlaklatrr, onu her varln temel yasas haline getirir, bylelikle ikyet etmeden aclar hilie, yani Nirvana'ya ertelemenin karl olarak bir dl vaat eder, aclar douran sisteme hakllk kazandrr. Yaam (=ac) ve her canl varln ektii aclar iinde iledii bireysel su konusundaki Budist reti, her varl yaamda onun payna denle birletirmek zorundayd. Bilindii gibi, karma yasas her ey iin zorunludur. nsanlar, hayvanlar, insanlarn erken dnem Budizm'e dnk bilincinde hal yaayan eski Vedist panteon tanrlar, karmaya, baml klnmtr. nsanlarn acda ve kurtulu hakk konusunda sadece kendi aralarnda deil, hayvanlar ve tanrlarla da eit olduklar dncesi, Budizm'in toplumsal roln belirleyen en nemli dnsel etmendir. Budizm gemite kle insana, daha sonralar feodal kylye, hatta ada toplumun iisine bir raja, bir tanr olarak yeniden doabileceini ya da varln srekli yeniden dirili srecinin son bulabileceini, yani Nirvana'ya eriilebileceini vaat etmiti, bugn de ediyor. Oysa Budistlerin d52

ncesine gre, yaamn her trl nimetlerinden yararlanan bir varlk, kendi kendini hi hoa gitmeyecek bir yeniden dirilie srkleyebilir. Btn canl varlklarn acda eitlii ve kurtuluun mmkn olduu dncesi, ezenlere kar verilen mcadelede emekileri silahsz brakmaktadr; mlkiyet temelindeki toplumsal eitsizlik de, dier baka eyler gibi, bu "dler dnyasnda gvenilmez ve deikendir. Budizm, insann hayattayken yaam snrlar dna kmasn, yani bir sanghaya (keiler cemaati) giriini kurtuluun en etkin esi sayar. Erken dnem Budizm'in sanghas, gnll olarak btn yaamsal tasalardan ve ballklardan kendini syrm insanlarn oluturduu bir birlikti. Sangba'ya giren bir insan ailesinden, mal-mlkten vazgemek, mensup olduu Varna'nn (Eski Hindistan'da kast) buyruklarna uymay brakmak, erdenlii kabul etmek, ayinler yapmak, keiler iin belirlenmi sar harmaniyi giymek ve sadece insanlarn verecei armaanlarla yaamak zorundayd. Kei yaants ayrntl biimde dzenlenmiti. Keilere, onlarn btn yaamn belirleyen 253 yasak konmutu. Sradan dindarlar iin keiler zel kiilerdi, neredeyse doast varlklard. Keiler, tapnma dzeyinde bir sayg emberiyle kuatlmlard; bu sayg, daha sonraki dnemlerde Budist keilerin baz lkelerde dorudan ilahlatrlmalarna dnecektir. Lamaizm Budizm'in bir biimi olan ve XIII-XVII. yzyllar arasnda Tibet'te ekillenen Lamaizm, Rusya topraklarnda XVIII. yzylda ortaya kt ve Buryatlar, Kalmklar ve Tuvalar arasnda yayld. Lamaizm, Devrim'den nce bu halklarn boyunduruk altna alnmasnda arla yardmc oldu. Buryatistan'm Budist din adamlarnn ba olan Bandido Lama'y bu dini makama, genel valiyi de manastr ba keiliine bizzat arn kendisi atad. Lamalar, arie II. Yekaterina'y Lamaizm panteonunun
53

en nemli tanralarndan biri olan Tsagan Dara Ehe'nin yeryznde cisimlenmi hali ilan ettiler; ondan sonra gelen btn Rus arlarn da tanrsal kiilikler olarak grdler. Lamaizm ideolojisinde Budizm'in temel ilkeleri korunur. Bununla birlikte, Budizm'in bu tr kendine zg zellikler tar, ama bu zellikler esas olarak, szde inananlarn tanrlarla iletiim kurmalarn olanakl klan karmak ayinlerden ibarettir. Lamaizm, dnya hakknda tamamen bilimd dnceler ieriyor. Lamalar, yeryznn okyanuslarla evrili ve zerine bir anakarann drt deiik biiminin (daire, yarm daire, gen ve kare) yerletirildii dz bir alan (mandala) biiminde olduunu sylyorlar. Alann ortasnda Sumeru Da ykseliyor, gnele ay onun etrafnda dnyor ve bu dn sonunda gece-gndz deiimi meydana geliyor. Dnya bir filin stnde duruyor, fil de bir kaplumbaann. Kaplumbaa denizde yzyor. Yeryz gnahlarla dolup tatnda, kaplumbaa kprdamaya balyor ve depremler bu yzden meydana geliyor. Demek oluyor ki, her yer sarsnts, daha ok dua etmek, manastrlara daha ok armaanlar sunmak gerektiinin bir iaretidir. Gne ve ay tutulmalarna, ktcl eytan Raha'nn bu gk cisimlerini yutmak istemesi yol ayormu. eytan Raha'y kovup gnele ay kurtarmak iin de, kazanlara vurmak, barmak ve havaya ate etmek gerekiyormu. Lamaizm, hi ard arkas kesilmeyen bir ayinler a iinde, frklkle, kehanetlerle, szde insann att her admda ona pusu kuran kt ruhlarla ve Budizm'in gereklerinden en ufak bir uzaklamaya tanrlarn verecei cezayla korkutarak, dindar insann akln elmektedir. i Tsagalgan bayramnda Lamaizm'in dmanlarn avlamak olan Tanra Lhamo, cehennem efi Erlikhan'm ba yardmclarndan biridir, Lhamo, dilerinin arasnda bir insan cesedi tutan ve srtnda belleme yerine insan derisi olan bir katrn srtnda zplayarak giderken betimleniyor: Lhamo, dinine ihanet ettii iin kendi olunu ldrm ve derisini yzmtr.
54

Budizm'de yaamn z olarak grlen acya ilikin retinin ierdii temel dnceler, tam bir itaatkrlkla smrc s n f l a r a boyun eme ynndeki istek, Lamaizm'de de geerlidir. Gelecek olan Buda'ya Lamaizm panteonunda zel bir yer veriliyor; hemen hemen btn manastrlarda bulunan ve 'maydara' denen devasa Buda resimleri 16 metreye kadar bir ykseklie sahip olabiliyorlar. Buda'nn, yaknda yeryznde grnmesi ve gnahkrlar cezalandrarak, dine hizmet edenleri hak ettikleri dlle dllendirmesi ve adil bir yaam kurmas gerekiyormu. Byk Ekim Devrimi'nin zaferi, sosyalizmin kuruluu ve arlk Rusya's dneminin geri kalm (gerekte onun smrgesi olan) kenar blgelerinde yeni kltrn geliiminde ulalan byk baarlar sonunda, Lamaizm'in Buryatlar, Kalmklar ve Tuvalar zerindeki etkisi giderek azalmaya balad. 1930'lu yllarda emekilerin istekleri dorultusunda Baykal tesi datsanlarn (ibadethane) ve Kalmk Cumhuriyeti'nin hrullarnn (ibadethane) ou yava yava kapand, binalar da emekilere verildi. Datsanlardan dalan lamalarn bir ksm emeki olarak retim alanna girdi, bir ksm da faaliyetini srdren datsanlarda kendi dinsel (zellikle "tbbi") almalarna devam etti. Fakat Lamaizmin kalntlar henz btnyle temizlenmi deil. Gnmzde Sovyetler Birlii'nin Buryat, Kalmk ve Tuva Muhtar Sovyet sosyalist Cumhuriyetleri ile rkutsk ve itinsk blgelerindeki Buryatlarn yaad yrelerde hl Lamaizm inancn koruyanlar var. Sovyetler Birlii'ndeki Budist kilisesi, lkedeki Budistlerin setii merkezi ruhani ynetim (din konseyi) tarafndan ynetilir. Ruhani ynetimin bakan Bandido Hambo Lama denen dini bir unvan tar. Ynetim bakannn kona, faaliyetini srdren ve Ulan-Ude'den (Buryatistan'n bakenti) 40 kilometre gneyde bulunan Ivolgin datsannm iindedir.
55

Budizm ve adalk Asya lkelerinin Avrupal smrgeciler tarafndan srekli boyunduruk altnda tutulmas, pek ok Dou kltrnn ykmna, ulusal kltrlerin yok olmasna, ulusal enstitlerin ortadan kalkmasna, ulusal dncenin bastrlmasna neden oldu. stilaclarn dncesine gre, halklarn kleletirilmesinde boyun emeyi salamas gereken Hristiyanlk, smrgelerde srarla benimsetilmeye alld. Ne var ki, Hristiyanln zorla benimsetilmesinde byk bir baar salanamad, stelik smrgecilerin izledii politika, ou zaman eski ulusal-dinsel dncelerin ve alklarn yeniden canlanmasna yarad. Ulusal burjuvazi, Avrupa ve Amerikan smrgecileriyle rekabet savana girerken, zellikle btn gcyle yerel dinleri canlandrmaya, bunlar ulusal kurtulu savann ideolojik silah yapmaya alt. Smrgeciler de, yerel dinlere mensup din adamlarnn halk zerindeki arln grerek, onlar kendi yanlarna ekmeye yneldiler. Asya lkelerinin dzensiz geliimi, Budist din adamlarnn bu lkelerin toplumsal yaamna ok deiik biimlerde katlmalarna neden oldu. Japon emperyalistleri, "Budizm'i yayma hedeflerinde" birlemek (kukusuz, Japonya'nn sava "himayesi" altnda) zorunda olan " Budist lke" (Japonya, in, Hindistan) idealini aka propaganda eden, dahas Budizm'in dinsel retisini saldrgan sava hakl gstermek iin kullanmaya alan Budist din adamlarnn bir blmn, kendi saflarna ekmeyi baardlar. Bununla birlikte, Japonya'da, emperyalist politikay ve militarizmi -yine Budist inancna zg bir yaklamla- eletiren Budist rgtler dodu. zellikle Alman faizmi ile Japon emperyalizminin yenilgiye uramalar ve bu lkelere kar kazanlan politik bamszlklar sonrasnda, Asya lkelerindeki eitli Budist rgtlerin farkl politik programlar ortaya kt. Emperyalistlerin burada yeniden egemenlik kurma ynndeki saysz giriimleriyle durum gleiyor. Budizm'in de ulusal kurtulu hareketine, ye56

ni smrgecilie kar savaa katlmasnn salanm olmas doaldr. Birok lkede ulusal bamszlk mcadelesi verenler, Budizm retisini kendilerine dayanak yapmaktalar. Ama emperyalistlerin ve yerli gerici glerin, Budizm'i ulusal kurtulu hareketlerine kar ve anti-komnist propagandada kullanmalar sk rastlanan olaylardr. Budizm, Hindiini lkelerinin politikalarnda nemli bir rol oynuyor. Burma, Kamboya, Laos, Tayland gibi lkelerde Budist rahiplerin says ok fazla ve hemen her kyde de bir manastr var. Bir rahibin d, inananlar iin yasadr. Bu nedenle, resmi olarak katlmasalar da, rahiplerin politik yaam zerinde gerekten nemli bir arlklar var. Yeni smrgeciler, Budist rgtlerin yneticilerini defalarca kendi yanlarna ekmeye altlar. Amerikan Gizli servisi (CIA), 1946 ylnda Tayland'da, ulusal Budist kilisesinin ba olan Kral Mahido'nun ldrlmesini rgtledi, sonra da bu eylemden tr ilerici kurulular sulad. Bu provokasyon, Amerikan emperyalizminin, Tayland byk burjuvazisinin gerici kesimi ile din adamlarna dayanarak, askeri gruplarn da yardmyla, 1947 ylnda bir takm reformlar yapmasnda ve bu yolla Tayland'daki konumunu nemli lde salamlatrmasnda, onun iine yarad. Budist din adamlarnn gerici hareketler iinde yer aldklar dier olaylar da yaygn olarak bilinir. Yine de, gelimekte olan lkelerin Budist din adamlar ounlukla halk kitlelerinin ulusal kurtulu savana katlmaktadrlar. Bir takm Budist yazarlar, "toplumsal dncenin byk devrimi"nin, ancak "Bat'nn materyalist nitelikteki toplumsal deerleri ile bireysel manevi deerlerinin yerini, Buda'nm retisine dayanan gerek deerlerin ve dncelerin almasyla baarya ulaabileceini varsayarak, Budizm'in btn dnyaya yaylmasnn savan vermekteler. Budizm'in btn propaganda programlar Asya'nn dnda hazrlanyor. Federal Almanya'daki (Bat Almanya, .) Budizm yandalarndan Doktor
57

Helmut Klar, Budizm'in Avrupa'da ocuklar iin "materyalizme kar baklk esi" olmas gerektiini dnyor. Temelinde, ie dalma (meditasyon) yoluyla aydnla eriilebileceine, evrenin gerek znn kavranabileceine, dahas "Buda" olunabileceine inancn yatt Zen Budizm'i, bir takm gl propaganda yaynlaryla, bugn Asya dnda, zellikle ABD ve Federal Almanya'da baz pratik baarlara sahip oldu. Evrenin bir yanlsama (illzyon) olduu eklindeki Budist reti, bu lkelerin mistik eilim iindeki bir ksm aydnnn (entelektel) ve genliinin ruh haline ok uyuyor. "Zen" tarafndan tlenen gereklikten "dnsel soyutlama", aslnda iinde yaanan gereklikten, toplumsal sorumluluk ve insanln kendi varln koruma duygusundan katr. " Z e n " , Bat'da kendisine tapnanlar, szde sezgisel yoldan, mantksal bir zmleme olmakszn eriilecek olan "ahlaki, ruhsal ve entelektel kurtulu" vaadiyle kendine ekiyor. Zen Budizm'i; mnzevi yaamdan ayrlmadan, ne trde olursa olsun, bu inanc benimsemi insanlarn allm yaam dzenini u ya da bu lde bozabilecek kesin adaklar kabul etmeden, toplumdan tam isel bir bamszla erimeyi insanlara vaat ediiyle de, onlar iin ekicidir. "Zen" retisine gre, insan, isel olarak toplumdan bamsz bir konum kazanabilir, fazla bir aba gstermeden, bu toplumun deiimi de sz konusu olmakszn, onun ("Zen" retisi) ilkelerinin korunmas sayesinde "ruhun tam dinginliine" eriebilir. "Zen" retisi ok ak biimde Budizm'in zn ifade eder. Budizm'in z de, Zen Budistlerinin vaazlarnda ok iyi grld gibi, dnyadan koputan, toplumdan katan, bireyin souk bencilliini pekitirmekten te bir ey deildir. te bu nedenle Budizm, ada burjuva toplumunda anlay ve destek buluyor; ierdii birok dnce, gnmzde yeni gizemcilii besliyor. Son on yllar Budist rgtlerin almalarna yeni ve nemli bir nitelik kazandrd: adaln temel sorunlarn zme
58

savan, en bata da barn korunmasn nne grev olarak koyan uluslararas Budist birlikleri olumaya balad. Bu nitelikteki ilk byk birlik, 1950'de Kolombo'da (Sri Lanka) kurulan Btn Dnya Budistlerinin Kardelii (VBB) adl rgt oldu. Bu kuruluun merkezi, daha sonra, Amerikan emperyalistlerinin etkisinin zellikle byk olduu Tayland'a tand. Amerikal Hard, rgtn genel bakan yardmclna getirildi. Hard, Amerika'nn Gneydou Asya'daki saldrgan politikasn destekleyerek, Budistleri ulusal kurtulu savandan uzaklatrarak, sosyalist sistemlere kara alarak, rgtn almalarn youn ekilde yeni smrgecilerin karlar dorultusunda ynlendirmeye balad.

59

HIRSTYANLIK
Hristiyanlk, deiik diller konuan birok halk arasnda yaylm, dnyann en byk dinlerinden biridir; yaklak iki bin yldan bu yana varlm srdrmektedir. Hristiyan misyonerlerin dnyada faaliyet gstermedikleri, "yolunu arm" ruhlar kendi dinlerine ynlendirmeye almadklar bir ke bulmak zordur. Misyonerlik faaliyeti meyvelerini veriyor. Yeryznde milyonlarca insan Hristiyanl benimsiyor. Hristiyan dini kendi iinde bir btnlk gstermez. O da dier dinler gibi, en nemlileri Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlk olmak zere, bir takm bamsz kollara ayrlmtr. Bu mezhepler, Hristiyanlk dogmasnn temel Ortodoks * dncelerini koruyarak, baz dogmalar kendilerine zg yorumlama biimleriyle, kltsel zelliklerinin farkllyla birbirlerinden ayrlmaktalar. Farkl Hristiyan eilimlerin temelinde yatan ortak noktalan, bunun yannda tadklar farkllklar aka ortaya koymak iin, bu eilimlere dorudan ynelmek, onlarn balca zellikleriyle tanmak gerek. Ortodoksluk Bugn dnyada 15 otosefal (bamsz) kilise bulunmaktadr: istanbul, iskenderiye, Antakya (Suriye, Lbnan), Kuds, Rus, Grc, Srp, Bulgar, Kbrs, Yunan (Grek), Arnavut, Leh (Polonya), Romanya, ekoslovakya ve Amerikan kilisesi. Bunun dnda, iki otonom Ortodoks kilisesi bulunmaktadr: 1957'den beri Fin kilisesi ve 1970 ylndan beri de Japon kilisesi. Btn Ortodoks kiliseleri iin dogmalar, inan anlay ve klt (ibadet, ayinler) ortaktr, bununla birlikte kilise yasalar (kanon) balamndaki bamszlklarn koruyorlar. stanbul patriklii evrensel (ekmenik) saylyorsa da, bu, onun sadece "eitlerin birincisi" olduu anlamna geliyor ve ona dier Or* Buradaki Ortodoks szc, Hristiyanln bir mezhebi olarak deil, dogma ve kiliseye uygunluk anlamnda kullanlmtr.- .n. 60

todoks kiliselerinin faaliyetlerine karma hakk verilmiyor. Otosefal kiliselerin bamszlk snrlar, sz konusu otosefal kiliseye zerklik veren bir anlamayla belirleniyor. Bir zerk kilisenin bapiskoposu, mlk sahiplerinden olumu bir konsey (sen sinod) tarafndan seiliyor, daha sonra (o kilisenin bal olduu) otosefal kilisenin patriince onaylanyor. Ortodoks Kiliselerinin rgtlenme ve Ynetim Sistemi

Ortodoksluk da, Protestanlk gibi, bir merkezden ynetilmiyor. Vatikan benzeri otosefal kiliseler, blge konseyleri tarafndan yaam boyu o makamda kalmak zere seilen patriklerin (bapiskoposlar, metropolitler) ynetimi altnda bulunuyor. Patrikliklerin kendi meclisleri (sen sinod) vardr. Ortodoks kilisesinin ruhani dairesi, dindar insanlarn oluturduu meclislerde seilen, topluluun btn ynetsel ve ekonomik grevlerini yerine getiren kilise konseyleri tarafndan ynetilir. Ortodoks kiliseleri VIII. yzyldan sonra evrensel (ekmenik) konsey toplantlar yapmadlar (Ortodoks kiliselerinin katld son konsey, 787'de yaplan ikinci iznik Konseyi oldu). Blgesel konseylerin her birinde kanon (dini yasa) ilkeleri onaylanr, azizler listesi yeniden gzden geirilir veya eksikleri giderilir, kiliseden ayrlmlara ve din sapknlarna yaklam biimi belirlenir. rnein, Rus Ortodoks kilisesi 1971'de yapt blgesel konsey toplantsnda, yal mminlerin aforoz edilmelerine ilikin kilise kararn kaldrd. Hiyerarik ynetim ilkeleri, yani din adamlarnn en aadan en yukarya birbirine bal olma ilkesi, btn Ortodoks kiliseleri iin, ayrt edici bir zelliktir. Btn ruhbanlar hiyerarik ilikiler iinde alt, orta ve st kademe olarak ayrlrlar. Bunun dnda, ruhban snf kara (evlenmeyen keiler) ve beyaz (evlenebilen din grevlileri) olarak da kendi iinde ikiye ayrlr. Gnmzde Ortodoks kiliselerinin evrensel (ekmenik) konseyini toplama plan erevesinde, btn Ortodokslar kapsayan toplantlar gerekletiriliyor. Bu toplantlarda dinsel esinlerin

61

kaynayla ilgili sorunlara, insanlarn kilise yaantsna daha etkin katlmna, farkl din veya mezhepten insanlarn birbirleriyle evlenmesinin nndeki engellerin kaldrlmasna, kilise yasalarnn eitli ihlallerine vb. ilikin sorunlarn ele alnmas ynnde neriler tartlyor. 15 otosefal (bamsz) kilise arasnda says en kalabalk ve en nfuzlu olan Rus Ortodoks kilisesidir. Bu kilisenin bnyesinde 7 bin ibadethane, 16 manastr, iki ilahiyat akademisi, papaz okulu bulunmaktadr. Moskova patriklii aylk dergiler, ilahiyat belletenleri, deiik dini yaynlar karyor. Patriklie ait iliklerde ibadet ve ayinlerde kullanlan dini eya (mumlar, halar vb.) retimi yaplyor. Ortodoksluk retisinin zellikleri

Ortodoksluk retisinin temelini, 325 (znik) ve 381 ylnda yaplan (Konstantinopolis), yani ilk iki evrensel konsilde (sen sinod) onaylanan dini ilkeler (credo, ament) oluturur. Bu dini ilkelerin 12 blmnde (paragraf), yaratc olarak tanr, onun evren ve insanla olan ilikisi hakkndaki tasarmlar ekillendirilmitir. Tanrnn l varl (teslis) *, tanrnn cisimlenii, kefaret (deme), (sa'nn) dirilii, vaftiz, ahret yaants vb. konular bu ilkelerin iinde yer almaktadr. Ortodoks kilisesi, btn temel dini tasarmlar (dogmalar) bizzat tanr tarafndan insana bildirilmi ve usla kavranamayan, tartlmaz, sonsuz, deimez, mutlak gerekler olarak ilan eder. Ortodoks tanrbilimciler hep unu yineleyip duruyorlar: "nsan, us yoluyla tanrdan ok, kendi i dnyasnn btnn kavrar." Bu nedenle, tanry kavramann temelinin din olduunu ifade ediyorlar. Btn Ortodoks kiliseleri, "ilk evrensel kilisenin bu dogmatik kaltna (miras) hibir ey eklemeden ve ondan hibir ey eksiltmeden, onun emanet brakt inan atsn olduu gibi korumay" temel ykmllkleri sayarlar. Sadece ilk yedi evrensel konsey (sen sinod) tarafndan onaylanm dini tasarmlar gerek kabul ediliyor.
* Teslis- Hristiyan inanana gre; Baba, Oul (sa) ve Kutsal Ruh ls tek bedende birleerek tanry oluturur - .n. 62

Daha ge dnemde yasal bir zemine oturtulan Katolik dogmalara (papann yanlmazl, Araf, Meryem'in dayanaktan yoksun gebe kal ve onun vcudunun ge ykselii vb.) gelince, bunlarn tamam Ortodoks kiliseleri tarafndan yanl, "Kutsal Kitap" ve "kutsal sylence"ye aykr grlyorlar. Protestan kiliselerinin, (dinsel) gizlerin ounu yadsmalar, inananlarn sradan inanl insanlar ve ruhban snf olarak ayrlmasn ve bireysel kurtulu konusunda kilisenin olaanst bir rol olduunu reddetmeleri de, Ortodoksluk asndan hata kabul ediliyor. Ortodoks kiliseleri sadece kendi retilerinin kusursuzluunu tantlamaya deil, onu dindar insanlar arasnda yaymaya da byk nem verirler. nanl insanlardan dinin ilkelerini ezbere bilmeleri, ayin srasnda koroda yerine getirmeleri istenir. Fakat dindar bir insann Ortodoks din retisinin en nemli noktalarn kavramasnn temel arac, ibadet (klt) ve ona bal btn din hizmetleri sistemidir. Ortodoksluk ve Manevi Kltr Sorunlar

Ortodoksluun yenilenmesi, sosyo-politik ve toplumsal-tarihsel sorunlarn gzden geirilmesiyle snrl deil. Bugn zellikle Ortodoks kilisesi tarafndan ne srlen popler sorunlar arasnda, "kilisenin kltrel kaltnn" bu popler ligiyle balantl bir kltrn oluumu ve geliiminde, Hristiyanln rol ve nemi sorunu ilk planda yer almaktadr. ada Ortodoks yaznnda, Hristiyanln Rusya'daki mimarlk okullarnn ortaya knda, tapmak mimarisinin geliiminde, Rus ikon ressamlarnn ulat yksek sanatsal dzey zerinde oynad roln etkisi vurgulanyor. Tanrbilimciler, rnein, 'Andrey Rublev "Troitsa- l Birlik" adl nl tablosunu ancak Aziz Sergey Radonejski'nin manevi deneyimlerine dayanarak yaratabilirdi' eklinde bir sav ne sryorlar; ulusal kltrn geliimini de, herhangi bir kilise hiyerarisinin faaliyetine balyorlar.
63

birlikte Ortodoks ideologlar, bilimin ve aydnlangereki edebiyat ve sanatn uzlamaz dman olarak kilisenin oynam olduu irkin rol anmsamamaya alyorlar. Hristiyanlk, onlarn dncelerine gre, doduu andan itibaren, manevi kltr alannda kendisinden nce ulalm olan her eye hmanist bir ierik kazandrd. Hristiyanlk, antik sanatn szde ahlak dlma son verdi, insann ruhsal yaamna yce ahlaki ilkeleri getirdi, yeni bir deerler dizgesi yaratt, bireysel gzellie soyluluk kazandrd ve oturmu ilkeleri mkemmelletirdi; insann ruhsal yaamna ylesine damgasn bast ki, son iki bin yllk uygarlk, Hristiyan uygarlk dnda baka bir uygarlk olarak nitelenmemeli. Bu tanrbilimcilere gre, gerek din, umutsuz insanlarn en yce gereksinimlerini karlayan, ruhsal yaamlarnn temeline imento olan, halkn sekin temsilcilerini eiten, halka entelektel ve sanatsal ba yaptlar sunan dindir. Gnmzn Ortodoks ilahiyatlar, Sovyet insannn gemi alarn kltr antlarna, sekin Rus ustalarnn, ressamlarnn, edebiyat ve sanat adamlarnn yaratlarna ynelik artan ilgilerini de bununla aklyorlar. Dinle kltrn karlkl ilikisi sorununda Ortodoks yorumunun temelsizlii, her eyden nce, ruhsal olaylarn topluma ilikin Hristiyan dnce sistemiyle zdeletirilmesinden, kltrn etkin insan eylemi ve toplumsal-tarihsel koullardan koparlmasndan kaynaklanmakta. Bilindii gibi, manevi kltrn geliimi din kouluna deil, insanlarn eylemlerine, iinde yaadklar gerekliin onlar tarafndan derinliine ve tm boyutlaryla alglanmasna, yaadklar zamann deneyim birikiminin ve nc dncelerinin kavranlmas kouluna baldr. lerici toplumsal glerin, toplumun ruhsal yaam zerindeki kilise kontrolne kar yrtt savam, kltrel deerlerin yaratlmasna ve yaylmasna yardmc oldu, toplumsal ilerleme davasna hizmet etti. Btn dinsel kurulular, toplumun ruhsal yaam zerinde dinsel egemenlii salayacak dzeyde yksek ruhsal idealleri, kesin bir
Bununla mann, 64

dille savundular. Ortodoks ideologlarn, "Hristiyanln kltr kalt"nm tad nemin geici olmadn kantlamaya almalar, kilisenin aydnlatma faaliyetinin bilgisizlik ve cehaletin yaylmasna, gericiliin egemen olmasna ve her trl zgr yaratcln boulmasna paralel gittii eklindeki toplumsal-tarihsel gerei deitirmiyor. acllama, Dogmalar ve Kltler

Ortodoksluun kendine zg acllamas; birok ilahiyat ve din grevlisinin Ortodoksluun dogmatik ilkelerinin snrlar dna kmadan, bir bakma dogmalar ilk planda ne srp, dier noktalar glgede brakarak, bu ilkeleri yeni bir tarzda yorumlamalarndan ibarettir. rnein, Hristiyanln temel dncelerinden biri olan 'kurtulu' dncesi, dindar insanlarn ada dnce sistemine tam uygun tarzda yorumlanyor bugn. Yakn zamana kadar, dini emirlere uyarak, "dua kahramanlyla", ileci bir yaam benimseyip gnahlar dnyasnn batan karc nimetlerini reddederek insann kurutulua, mutlulua ve refaha kavumas gvencesi verilirken, bugn, Hristiyan din adamlarna gre, "Hristiyanlarn kendi ilerine kapanmalar, dnyada yaayan insanlardan ayrlmalar, onlarn bu hareketlerini yaratlm olan her eyin yaratcs ve aydnlatcsnn mahkm ettii davranlar kategorisine sokuyor. Gnmzde toplumsal ilere etkin olarak katlmn reddedilii, tanr buyruuna uygun bir hareket olarak deil, yanl bir anlayn sonucu, dahas Hristiyanln znn tahrifi olarak deerlendirilmekte. Ortodoks ideologlarn sylemlerine gre, bu dnyadaki yaamn hie sayan, yaad hayat kendi emeiyle, insanlarn yaam koullarnn mkemmelletirilmesine etkin katlmla ssleme kararllnda olan bir kimse, gerek bir Hristiyan saylr. Fakat bireyin tanrbilimsel yorumdaki toplumsal etkinlii, radikal olmasna karn, sonuta Hristiyanlk etkinliiyle zdeletiriliyor. nsanda kendi gerek karlar ve gereksinimle65

ri konusunda tahrif edilmi bir kavray biimini douran, ncil'e dayal bir zgrlk hayali de bu yorumun lt ilan ediliyor. ada Ortodoks savunuculuk (apologetik), sosyal ve politik kavraylarn yeniden gzden geirilmesiyle, toplumun ruhsal yaamnda ve insan etkinliklerinde dinin oynad roln abartlmasyla snrl deil. Bugn, evrene ve insana ilikin dnce dizgesi de iinde olmak zere, din kompleksinin tamam yeniden ekillendiriliyor. Ortodoks ideologlar, bugn bireyin eilimlerini deerlendirmenin baka biimlerini ne sryorlar, insann ideal yaam tarznn belirleniminde farkl bir yaklam sergiliyorlar, sosyalist toplumda aile-evlilik sorununa, kadnn yaam etkinliindeki rolne vb. ilikin daha nceki dnceleri yeniden gzden geiriyorlar. nanla bilginin, bilimle dinin karlkl ilikisi sorunlarna Ortodoks tanrbiliminde giderek daha ok ilgi gsteriliyor. Bununla birlikte, bilim konusundaki Ortodoks temelli yaklamlar, bilimi dinle karlatrmamak iin, daha nce yapld gibi, alan dine brakmaktan, tanrbilimin hizmetine sunmaktan ibarettir. Btn bunlarn amac udur: Birincisi, ada Ortodoks savunuculuk iin yeni kantlar (argmanlar) hazrlamak; ikincisi, dinsel dnceler sisteminin deer yitirdii koullarda dindarl salam bir temele oturtmak; ncs, din ideolojisinin yaad bunalm amak; drdncs, bizim toplumumuzda (Sovyetlerde) egemen olan bilimsel-materyalist dnya grne kar savamann uygun ara ve yntemlerini nermek. Ortodokslua zg saf bir olgu olmayan dinsel acllk, dindar insanlarn ok byk bir ounluunun bilincine zarar vermekte. Dinin acllatrlmasna, her eyden nce, yeni toplumsal-politik yaam koullarnn etkisi altnda dindar insanlarn bilincinde gerekleen deiim yol amaktadr. Ne var ki, dindar insanlarn bilincindeki bu deiim gerici nitelikte bir deiimdir; dinsel acllk, yeni bir dini ynelim sistemi yara66

tarak, bu bilince ters ynde etki ediyor. te bu nedenledir ki, dinin btn yenilenme biimlerini adamakll irdelemek gerekir, nk bu yaplmadan etkili bir bilimsel-ateist propaganda almas yrtmenin olana yoktur. Fakat yenilenen dinsel dnceler sistemi, hibir ekilde dinin zn deitirmiyor. acllaan Ortodoks ideolojisi, bilimsel materyalist dnya gryle asla uzlamaz bir ideoloji olarak, sadece insann bilinli yaratclnn nndeki (gerici) dnya gr engellerini ykseltebilen, hayal rn bir anlamsz dnceler sistemini ne srmektedir. Katoliklik Katolikliin rgtlenme Yaps ve Propaganda Aygt Katoliklik, dnyann drt bir yannda taraftar bulunan en yaygn Hristiyan mezhebidir. Bat'da yaymlanan (abartl) verilere gre, 1980'li yllarn ortalarnda dnyadaki Katoliklerin says 800 milyon (dnya nfusunun yaklak %18'i) civarnda. Katolik kilisesi kat ekilde merkeziletirilmitir: Bir merkezi ve bir bakan vardr. Katolikliin merkezi ile bakan olan Roma Bapiskoposu'nun (papa) konutunun bulunduu yer, Roma'nm gbeinde kck bir ehir-devlet olan Vatikan'dr. Vatikan devleti (yzlm 440 OOOm2, snr uzunluu 2600 metre, yaklak 1000 kiinin yaad), kendi armas, bayra, posta iletmesi, radyosu, basn, kk bir muhafz birlii ve yaklak 100 kiilik bir jandarma grubunun yan sra, egemen bir devlete zg dier kurumlara sahiptir. Yeryzndeki egemenlikle dinsel egemenliin birletirilmesi, tarihte son yzyllarn en seyrek rastlanan olaydr. Papa'nn dnyasal iktidar, bugnk eklini 1929 ylnda XI. Papa Pius ile Faist Mussolini Hkmeti arasnda imzalanan Lateran anlamalaryla ald. Bu anlamalar gereince Vatikan devleti kuruldu, onun uluslararas hkmranl tannd, kilise lkede (talya) birok ayrcalk ve hatr saylr dzeyde finansal yardmlar elde etti.
67

1984 ylnda talya ile Vatikan arasnda imzalanan anlama gereince, Lateran anlamalarnn ierdii hkmlerde bir takm deiiklikler yapld (Katolikliin talya'da "tek resmi din" olarak egemen konumuna, okullarda zorunlu din derslerinin okutulmas uygulamasna vb. son verildi). Papa, Roma Curia's (Kilise Kamu leri Konseyi, Papalk sekreteryas, yarg kurumlar, meclisler -Katolik cemaatlerivb. oluan Katolik kilisesinin merkezi ynetim aygt) araclyla btn kiliseyi ve dnya lkelerinin byk ounluunda faaliyet gsteren kiliseye bal ok saydaki kuruluu ynetir. Papa, Katolik kilisesinin tepe hiyerarisini -kardinaller ve piskoposlar- deiik lkelerin kilise temsilcilerinden (ruhbanlar) seerek atar. Kardinaller meclisi, Katolik inancna gre sa Mesih'in vekili, Havari (ermi) Petrus'un ardl, kilisenin evrensel ba, Batnn patrii, talya'nn ve Roma vilayetinin bapiskoposu, Vatikan'n devlet bakan olarak Papa'y, mr boyu o makamda kalmak zere, kendi arasndan seer; Katolikliin otoriter-monarik devlet yapsnn ok aamal hiyerarisini talandrr. Vatikan, egemen bir devlet olarak, dier devletlerle ilikilerini karlkl gnderilen diplomatik temsilciler araclyla srdrr. Papaln farkl derecede ve statdeki diplomatlar pek ok uluslararas kuruluta, yzden fazla lkede akredite edilirler, bu lkelerin hkmetleri de papalk makamnda gerektii ekilde temsil edilirler. lgintir, talya ile Vatikan da karlkl eli gnderiyorlar birbirlerine. Hkmran ehir-devletin varl, papalk makamnn burjuva devletlerinden, kapitalist sistemden "bamsz" olduu ynndeki kilise propagandasn kolaylatryor, stelik papann etkin diplomatik faaliyetleri iin uygun koullar yaratyor. Ayrca, sava yllarnda, savaan lkeler arasnda diplomatik ilikilerin kesildii dnemde, kulis arkas (gizli) anlama ve politik tertipler iin Vatikan uygun bir yer olmutu. rnein, kinci Dnya Sava srasnda papalk diplomasisi, faist lkeler ile ABD ve ngiltere arasnda,
68

Sovyetler Birlii'ne kar ve o n u zarara uratacak ayr bir bar y a p l m a s p e i n d e k o m u t u .

ada Katolik kilisesi, sadece kendi yanda olan dindarlarn dnya gr zerinde deil, burjuva ve reformist eylem adamlarnn toplumsal, felsefi ve etik teorileri zerinde de ciddi etkisi olan, bir byk bir dinsel-politik ve ideolojik yapdr. Katolikliin gnmzn burjuva devletlerinin ideolojik ve politik yaam zerinde etkin rol oynamasnda, ona, yapsal zellikleri, tarihsel gelenekleri ve deneyimleri ile birok koldan oluan kitlesel rgtlenme a yardmc oluyor. Kilise; ona byk bir disiplinle bal ok byk bir ruhban ordusuyla, saysz kei tarikatyla (en byk kei birlii Cizvitler 25 bin, Fransiskenler 20 bin, Conventuel kardeler 16 bin, Kapuzen kardeler 12 bin, Benediktenler 10 bin, Dominikenler 8 bin), misyoner rgtleriyle, halk kitleleri zerinde dinsel etki yaratmada yararlanlan hayr kurumlar ve dier kurulularyla bal bana bir aygttr. Btn Katolik kiliselerinin bnyesinde 1,5 milyondan fazla rahip (kei) ve rahibe, ayrca 4 0 0 bin kadar da papaz bulunmaktadr. Katoliklik, her yana kol salm bir dini mekanizma olmakla birlikte, kendi sosyal pratii iinde sinema, radyo, televizyon, basn ve yaynclk, Katolik niversiteleri ve dier Katolik eitim kurumlar gibi gl propaganda aralarn kullanmaktadr. ocuklarn ideolojik eitimine Katoliklikte ayr bir nem veriliyor. rnein, talya'da btn ocuk yuvalarnn (ana okulu) % 25'i dorudan kiliseye ait, zel ve resmi ana okullarnda grevli personelin % 70'ini rahibeler oluturuyor. talya genelinde yaklak 4.500 eitim kurumu Katolik kilisesinin ynetimi altndadr. Dnya genelinde ise, deiik dzeylerde 28 binden fazla Katolik okulu bulunuyor. Katolik kilisesinin toplumsal-politik nitelikteki bir iin gerekletirilmesine, ruhbanlarla birlikte Katolikleri de ekmesi, onun faaliyetleri asndan tipik bir zelliktir. Kilisenin kont69

rol ve ynetimi altnda almalar yrten toplumsal rgtler, sosyal yaama mdahale ve devletin i ve d politikalarn etkilemek iin nemli lde kullanlyorlar. Katoliklik, birok kapitalist lkede iktidarda bulunan byk siyasi partilere (talya'da Hristiyan Demokrat Parti, Federal Almanya'da Hristiyan-Demokratlar Birlii ve Hristiyan Toplumsal Birlik, Avusturya'da Halk Parti, Hollanda'da Katolik Halk Parti vb.), sendikalara ve ky dernekleri ile genlik ve kadn rgtleri gibi daha pek ok baka sosyal rgte sahip. Bu rgtler, ayn dinden (veya mezhepten) insanlarn karlarn koruyan birlik grnts altnda, emekilerin snf rgtlerinde birlemesini engelliyor, ii snfnn birliini paralyorlar. Toplumsal Katolik rgtlerin oluturduu ounluk, Katolik hareket denen bir sistem yaratyor. Katolik hareketin erkek, kadn ve genlik rgtleri, gazeteci birlikleri, retmen dernekleri, niversite hocalar dernekleri, hekim rgtleri, sporcu dernekleri gibi rgtleri bulunmaktadr. Her ruhani dairenin, her piskoposluun yaknna mmkn olduunca Katolik hareketin bir ubesi kuruluyor. Deiik Katolik rgtler lke apnda ulusal olarak birletii gibi, uluslararas birlikler de oluturuyorlar. Katolik rgtler bir btn olarak bnyelerinde on milyonlarca insan bulundurmakta ve btn anakaralarda almalarn srdrmektedirler. V. I. Lenin, yaad dnemde, "gnmz burjuvazisinin snfsal karlar ile snfsal rgtlenmesinin, dini kurulular ve din propagandasyla olan ilikisi "ne dikkat eker. Bu ilikiyi, Katolik rgtlerin burjuva lkelerindeki faaliyetlerini izleyerek aka grmek olas. Bununla birlikte, kilisenin kendisinin de ok byk bir kapitalist yap olduunu unutmamak gerek. Kilise; banka sermayesi, hisse senetleri, toprak (rnein, talya'da yaklak 500 bin hektar, Federal Almanya'da yaklak 2 5 0 bin hektar toprak kiliseye ait) eklinde ok byk finansal kaynaklara sahip. Kilisenin elindeki sermaye, pek ok lkede -talya, Fransa, Portekiz, spanya, Bolivya, Peru vb.- eko70

nominin en deiik alanlarna yatrlyor. Vatikan'n sahip olduu sadece dviz ve altn rezervi, yaplan baz hesaplamalara gre, tahminen 12 milyar dolar buluyor. Burjuva lkelerindeki u l u s a l Katolik kiliseler de, kendi balarna birer byk kapitalist konumundadrlar. Katolik retisinin zellikleri

Katoliklik, Ortodokslukla karlatrldnda, reti ve kltte kendine zg kimi zelliklere sahiptir. Katoliklik, Hristiyanln ortak dogmas olan l birlik (teslis) dogmasn, ncil'in ve ncil'de anlatlan evrenin ve insann yaratl hakknda mitler sisteminin gerekliine inanc paylamakla birlikte, rnein, Ortodoksluun kabul ettii, Kutsal Ruh'un sadece tanr-babadan "gelmediini", tanr-ouldan da geldiini kabul eder. Katolikler, cennet ve cehennemin dnda Araf'n varlna inanrlar, sa'nn yeryzndeki temsilcisi ve Aziz Petrus'un ardl olduunu syledikleri Vatikan'daki Papa'nn din ve ahlak konularnda yanlmazln kabul ederler. Katolikler, sadece "Kutsal Kitap " (ncil) deil, ayn zamanda "kutsal sylenceleri", Ortodokslardan farkl olarak, sadece ilk (yedi) evrensel konsilin deil, sonrakilerin de kararlarn kapsayan kilise geleneini, dahas Papa'nn yarglarn da kendi inanlarnn kayna sayarlar. Bununla birlikte ncil'i yorumlama hakkn sadece kilise kullanr. Gizli kalmas gereken iler ve Hristiyanlk iin ortak olan ayinler de, Katoliklikte kendine zg bir tarzda yaplr. rnein, gizli vaftiz, Ortodokslukta sadece suya batrmayla yaplrken, Katoliklikte su dkme veya suya batrma yoluyla yaplyor. Onaylama (konfirmasyon) denen gizli kutsal ya srme ilemi, Katoliklikte ocuk 7-8 yan doldurduktan sonra yaplr (Ortodokslarda ise, doumdan ksa sre sonra). Gizli vaftiz mayasz ekmekle (Ortodokslarda kvasla) yaplr; bununla birlikte yakn zamana kadar sadece din adamlar arapla ekmek yiyebilirlerdi, cemaati oluturan insanlar ise sadece ekmek yemek zorundaydlar.
71

Hristiyan dininin bir kolu olan Katolikliin en nemli ayrt edici zellikleri: Bakire Meryem'e tapnma dzeyinde coku dolu byk sayg ve onun bedeninin ge ykseliine (mira) inan; grkemli teatral ayinler, dindar insanlarn duygular ve bilinleri zerinde etki yaratmak iin sanatn btn trlerinin kullanlmas (zellikle plastik sanatlar -freskler, heykeller- etkin biimde kullanlmakta); her trden kutsal nesneye duyulan byk sayg; ilekeler, azizler ve kutsanmlar klt; banda "yanlmaz" olan Papa'nn bulunduu, kat bir tarzda merkezilemi hiyerarik rgtsel yap. Katolikliin Toplumsal retisi

Katolikliin toplumsal-politik retisi, tarihin deiik aamalarnda nesnel koullara bal olarak, kimi eklemelerle veya baz ksmlarnn atlmasyla bir takm biimsel deiikliklere urad. Ancak gerek bir ideoloji, gerekse kilisenin politik pratii olarak dinin, toplumda mevcut smr ilikilerini her zaman korumaya ve kitlelerin bilincini dinsel yanlsamalarn (illzyon) yalan atmosferine ekerek, bu kitlelerin toplumsal etkinliklerini frenlemeye ynelik bir ilevi oldu. Yzlerce yl boyunca feodal sisteme bal Katolik kilisesinin toplumsal ilevi, ideolojisi ve politikas, aa yukar geen yzyln (XIX. yy.) ikinci yarsndan sonra, kapitalist toplumun temel ilkelerinin glenmesi ve korunmas gereksinimleri ynnde yeniden ekillenmeye balad. Kapitalizmin temel ilkelerinin korunmas ii, "dinin karlarnn", "yksek Hristiyan deerlerin", "doal yasann" korunmas maskesi altnda yrtlyor. Bu yaplrken, inceltilmi toplumsal bir demagojiye bavuruluyor:Kapitalizmin "Hristiyanlatrlabilecei" ve "iyiletirilebilecei" hayalinden sz ediliyor yaygn olarak; geri kalm emeki tabakalar da (proletaryann bir ksm, toplumun orta tabakalar, kk burjuvazi vb.) hl inanyor buna. Din klf altnda burjuva propagandasnn dncelerini etkin biimde yayan gerici Katolik
72

din savunucularnn, birok gncel sosyo-politik sorunda burjuvazi yanls hareketlerini izlemek olas. Marks ve Engels, daha "Komnist Parti Manifestosu "nda, papalk kurumunu, komnizmin "kutsal" takibi iin kapitalist dnyann btn gleriyle el ele veren, onun can dman olarak damgalamlard. Bu deerlendirme, Manifesto'nun yaymndan sonra yz yl aan bir zaman dilimi iinde, Vatikan'n eylemleriyle tam anlamyla doruland. Ykselen komnist harekete kara alma, bu hareketin grev ve ideallerinin arptlarak gsterilmesi, geen zaman iinde gerici dinerkilerin faaliyetinin temeli oldu. Gerici din yanllar, komnizmi din inancna sahip insanlarn gznde olumsuzlamak iin, onu szde yksek manevi deerleri yadsyan, insanla ve uygarla dman, gnahkr bir reti olarak gsteriyorlar. Vatikan Din Brosu (eski engizisyon), 1 Temmuz 1949 tarihli bir kararnameyle, komnist partilere sempati duyan, yaynlarn okuyan ve seimlerde komnist adaylara oy verenleri aforoz etti. Vatikan, kendi temel ereine -emekileri komnizmden uzaklatrmak- ulamaya alrken, Nisan 1959'da, dini inan sahibi insanlarn sadece komnist partileri desteklemelerini deil, dinden uzaklamadan da olsa pratikte komnistlerle ve onlarn olduu hareketlerle ibirlii yapan, "her ne ekilde olursa olsun onlara yardmc olan" Hristiyan rgtleri desteklemelerini de yasaklad. Komnizmin baarlar; emekileri birbirinden ayrmak ve ruhsal ynden kertmek, onlara snfsal itaatkrl ve Hristiyan uysalln telkin etmek amacndaki kilise yandalarn, toplumsal almann daha inceltilmi yntemlerini kullanmak zorunda brakyor. rnein, kilise, kendini dindar emekilerin dostu ve "doymak bilmeyen kapitalizmin" tehditlerine kar onlarn koruyucusuymu gibi ortaya koyarak, yrtt anti-komnist propaganday demagojik vaazlaryla birletirmektedir. Kilisenin "anti-kapitalizmi", ifadesini, "dizginsiz bir agzllk" ve "bencillikle" kirlenmi iktidar temsilcilerinin baz
73

ahlakszlklarnn temel nedeni ilan edilen, kapitalizmin zel "eksikliklerini" mahkm etmesinde buluyor. Btn bunlar "Adem'le Havva'nn iledikleri byk gnahn zc sonular" olarak ifade ediliyor. Kilise yandalarnn kulland antikapitalist kavramnn z, XI. Papa Pius'un u szlerinde en ak anlatmn bulur: "Kapitalist sistem aslnda ok iyi bir sistem, o sadece irkinletirilmitir." Sac Katolik ideologlar kapitalist sistemi yceltiyor, onun deimezliini ve doal bir sistem olduunu vaaz ediyorlar. Bu amala, sonuta kapitalist cretli emek sistemini, burjuva devletini, uzlamaz elikiler stne kurulu snfl toplumun varln ve her eyden nce kutsallarn kutsal kapitalist yapy, yani zel mlkiyeti koruyan, zel toplumsal-dinsel retiler hazrlyorlar. Burjuva lkelerindeki Katolik rgtlerin banda bulunan sac yneticilerin gerici hareketi, gnmzn en nemli uluslararas sorunlarnda da kendini gstermekte. Emperyalist glerin uluslararas ilikiler alannda birok gerici giriimi, Katolik rgtlerin banda bulunanlardan uzun yllar boyunca destek ve kabul grd. rnein, kilise, "gelecein en iyi gvencesi" ve "tanrtanmazla", "tanrya kin besleyenlere" kar en etkili silah olarak, Kuzey Atlantik (saldr) Pakt'nn (NATO) kuruluunu selamlad. Katolik hiyerarisi, zamannda Rusya'da gerekleen sosyalist devrimin zaferini olduu gibi, Avrupa, Asya ve Amerika ktalarnn birok lkesinde demokratik halk cumhuriyetlerinin zaferini de dmanca karlad; kara almadan yalan haber yaymaya, komplolara katlmaya varncaya dek hibir yntemi kullanmaktan ekinmeksizin, uluslararas gericiliin gen halk iktidarlarn boma giriimlerinde btn gcyle ona yardm etti. Sac din adamlarnn Katolik hmanizmine ilikin gzel tmcelerle gizlemeye altklar btn bu gerekler, onlarn yrtt sosyal politikann gerek anlam hakknda bir dnce edinme olana veriyor.
74

Katoliklikte
olarak

acllama

Son yllarda Katolik kilisesi yneticileri, ideolojik ve politik acllama, yzyllar boyunca Katolik inanc iinde kemiklemi "deerlerin yeniden gzden geirilmesi" yolunu semek zorunda kaldlar. Bunun balca nedenleri, bugn yeryznde meydana gelen toplumsal deiimlerdir. Btn dnyada sosyalizmin tarihsel baarlar, emperyalizmin gelecee dnk derinleen krizi, milyonlarca emekinin amzn devrimci karakteri altnda ekillenen yeni gereksinimleri ve zlemleri, bar koruma ynndeki kitlesel hareketler, gelime ve bilimin ulat byk baarlar, Katolik kilisesi gibi geleneksel, tutucu, dinsel-politik bir kurumu bile, bu etkenleri gz nne almak zorunda brakyor. Katoliklikteki "yenilikilik", Katolik kilisesinin XXI. Evrensel (ekmenik) Konseyi'nde, 1962-65 arasnda yaplan drt oturumda ve kilisenin konsey sonras faaliyetlerinde aka kendini gsterdi. Dindar emekilerin ruh hali, uluslararas arenada gler arasnda oluan karlkl ilikilerin, olas anlamazlklarn sonular, Katolik kilisesinin tepe yneticilerinin tutumlarn etkiliyor. Bugn Katolik din adamlarnn belli bir kesimi, yeni durumu en st dzeyde gz nne almaya, kendini gerici politikalara balamamaya aba gstermekte; bu kesim, saldrgan emperyalist evrelerin btn d politik hareketlerini kendiliinden kutsallatrmaya uzak durmaktadr. Uluslararas ilikilerde anti-emperyalist yaklamlar sergileyen, sradan insanlar i gericiliin etkisinden koruyan, sava kart eylemlere katlan, faist rejimleri insanlk d ilan eden onurlu din grevlilerinin, sol eilimli dini akmlarn (bu arada dini inan sahibi entelektellerin, sendikal birliklerin vb.) saysnn az olmadn da unutmamak gerek. Sol eilimli birok din adam sosyalizmden yana tavr bile almakta. Ama bu tutum, sac kilise yneticilerinin knamasyla karlamakta. Papa XXIII. John, adaln bir takm keskin sorunlaryla gereki bir yaklam gstererek ilgilendi. Onun papal d75

neminde (1958-1963), Vatikan'n yrtt politik propagandada baz yeni eilimler belirmeye balad. Papa XXIII. John'un yaymlad mesajlarda ve bulunduu giriimlerde komnizmi fke duyarak ktlemekten, demokratik, sosyalist rgtlere ynelik ak bir nefretten, bu rgtlere kar izleme ve bask uygulamaktan, NATO (1949), SEATO (1954) gibi saldrgan sava bloklarn kesin destekten uzak olmas, onun ayrt edici bir zelliidir. Papa XXIII. John, Papa XII. Pius'un papal dneminde (1939-1958) "souk sava"a kar yrtlen politika dorultusunda, bar koruma, dnyadaki anlamazlklarn nne geme, termonkleer silahlarn yasaklanmas, farkl sosyo-politik yapdaki devletlerin bar iinde bir arada yaama ilkesinin benimsenmesi iin, defalarca giriimlerde bulundu. Birbirini izleyen bu tr dnceler, aralarnda Papa VI. Paul'un (1963-1978) ve u andaki Papa II. John Paul'un da olduu, dier Katolik dini yneticilerin birok demecinde yanssn bulmutur. Bu yneticiler, rnein, termonkleer silah denemelerinin ksmi olarak yasaklanmas konusundaki Moskova Antlamas'm desteklediler, genel bir silahszlanma, nkleer silahlarn yasaklanmas, uluslararas anlamazlklarn grmeler yoluyla zmlenmesi ynnde demeler verdiler; Vietnam Sava'nn yan sra, Yakn Dou ve dier blgelerde sren savalarn durdurularak, barn salanmas arsnda bulundular. Vatikan, gvenlik ve ibirlii konularnda btn Avrupa'y kapsayan bir danma konferansnn toplanmas dncesini de destekledi. Papa II. Jean Paul verdii pek ok demete (1978'de yaymland) ve BM, UNESCO gibi rgtleri ziyaretleri srasnda yapt konumalarda bar ve silahszlanma ierikli, nkleer tehlikeye kar ve Helsinki Szlemesi'nin eksiksiz hayata geirilmesi ynnde arlarda bulundu vb. gibi. amzn uluslararas gncel politik sorunlarnda izlenen gereki politikalar, Katolik hiyerarinin nemli bir kesimi tarafndan yeterince destekleniyor. Gerekten, Vatikan'n izledi76

i uluslararas yeni politik izgi, deiik grup ve eilimler aras n d a aralksz sren sava koullarnda domaktadr. Sac din adamlarndan oluan gruplar, dnyadaki ortam kztracak, Sovyetler'e ve sosyalizme kar sertlii krkleyecek kampanyalar dzenlemekteler. Fakat gnmz Katolikliinde egemen olan, bu ak gerici, anti-komnist militan kanat deildir. Halkn btn tabakalar arasnda sosyalizme kar bir sempatinin byyor olmas, Katolik yneticilerin byk ounluunu, birbirini dlayan iki ideoloji -komnizm ile Katoliklik- arasnda yeni iliki biimleri aramaya zorluyor. Bu Katolik yneticiler, komnizme kar savan kaba, ilkel biimlerinin dindarlar arasnda destek bulmadnn bilincine vararak, kendi dncelerinin propagandasnda ou zaman daha ince yntemler kullanyorlar. Komnizmi yenmenin yolu olarak, komnizm yandalarnn ikna edilmesi dncesi, Papa VI. Paul'un birok demecinde yer almaktadr. 1963'n Aralk ay sonlarnda Roma'da talyan emekilerinin Hristiyan Birlik Kongresi gerekletirildi; Papa VI. Paul, "komnistleri dndrmek" amacyla "insan yaamnn btn ynlerinin biricik tam ve doru yorumu" olan Hristiyanlk deerlendirmesini kullanarak, bu ynde daha etkin aba gstermeleri iin kongre delegelerine arda bulundu, ar delegelerce kabul edildi. Benzer bir propaganday, materyalist, ateist dnya grn srekli "kusurlu", kaba (vulgar), bireyin ve toplumun gelimesini engelleyici bir gr olarak gsteren Papa II. Jean Paul yapmaktadr. Geleneksel tutumun acllama sreci, dnyadaki Katolik rgtlerinin tam anlamyla dinsel, yar dinsel ve genel olarak din d btn alanlardaki faaliyetlerinde kendini gstermektedir. Son zamanlarda toplumsal ve politik konularda verilen her trl deme, burjuva toplum koullarnda ilevi olan Katolik rgtler iin giderek daha alldk olmaya ve emekilerin, zellikle de iilerin iyilii, btn sknt ekenlerin korunmasna ilikin demelere giderek daha ok elik etmeye balad.
77

rnein, Papa II. Jean Paul'un Afrika, Avrupa, Latin Amerika, Asya lkelerine pek ok kez yapt geziler srasnda halklarn aclar, yoksulluklar, maddi geim skntlar, toplumsal ve ulusal ynden eitsizlikleri defalarda dile getirildi. Ancak iyi dileklerin ilan edilmesine karn, emekilerin bu dilekleri hayata geirecekleri etkin aralara sahip olma haklar, her zaman olduu gibi, reddedilmektedir. "Madem ki emein dnyas nefretin deil, sevginin dnyas olmak zorundadr" denilerek, snf savann daha nce de "kat ve yetersiz bir ema" olarak aklandn belirtmek yeterlidir. Buna benzer reeteler, yzyllardr emperyalist boyunduruk altndaki gelimekte olan lkelerin halklarna da nerilmekte. Kilise iindeki, yani dinin dorudan kendi alanndaki bir yn dncenin, kltn "acllatrlmas", ada insann dnyadaki ruh haliyle, materyalist grleriyle fazla elimemesi, gnmzn dinsel reti ve rgtlerinin ruhuna denk dmesi amacyla yaplmaktadr. Buradaki reform hareketi, mrn doldurmu eski elerden ve gzle grlen samalklardan kurtulmak (daha dorusu, onlar ilk planda ne srmemek) dncesiyle, kilise yasalarm ve tapnma trenlerini (ayinler) dindar insanlar iin daha ekici klmaya yneliktir. Ayrca, X X I . Evrensel (ekmenik) Konsey tarafndan kabul edilen Liturya Yasas, Latin ayininin zellikle Asya ve Afrika lkelerinde yerel alklarla (det) birletirilmesini; sradan bir dindar tarafndan anlalr olmas iin ayinin baz blmlerinde ve dini trenler srasnda yerel konuma dilinin, ulusal mziin kullanlmasn, ayinin basitletirilmesini; sradan gnlerde "srarla nerilen" ama pazar ve bayram gnlerinde zorunlu ilan edilen vaazlara byk bir dikkat gsterilmesini emrediyor; ayinlere katlan herkesin arapl ekmek yemesine izin veriyor; sanatn btn trlerinin en geni biimde dinin hizmetine sunulmasn neriyor. "Yeniliki" eilim yanllarnn, ada bilim ve tarihsel ilerlemenin ulat baarlarn basks altnda, Katoliklii fazla78

syla eskimi gstermemeleri iin, kilise tarafndan uygulanan "adala yaklama" yntemleri ok eitlidir. "Yenilikiler", "Kutsal Kitap "m yorumunun "acllatrlmas"n savunuyor, ncil'de yer alan en sama dncelerin tam anlamyla anlalr olmadnn, bu dncelerden bazlarnn sadece "halk sylencesi" olarak kabul edilmesi arsnda bulunuyorlar. Kukusuz, bu, ncil'in tamamn phe altna sokmamak, otoritesini kurtarmak iin yaplyor. Son zamanlarda "yenilikiler"in reform hareketi, kilise yneticilerinin Papa tarafndan desteklenen bir blmnn etkin kar hareketiyle karlamakta (Latin ayin sistemine mutlaka uyulmas, bekrln korunmas vb. isteniyor). Gnmz Katolik kilisesi, dini gzden dren tarihsel gereklerle kendi arasna bir snr ekme amal kampanyasn bugn de srdryor. Papa II. Jean Paul bile, Galilei Galileo'nun kilise tarafndan cezalandrlmas olayn, bilimle din, kiliseyle dnya arasndaki "yararl" birliin nndeki engellerin kaldrlmas ynnde yapt arlar iin kullanarak, bu olayn bir hakszlk ve hata olduunu kabul etti. Katolik kilisesinin kitleler zerinde, emeki ynlar arasnda sahip olduu etkinin korunmas iin mcadele etmek, onun baat sorunudur. Katolikliin her trl nlemle yenilgiye uratlmaya allmas zamanmzn "byk skandali" dr (Papa XI. Pius, emekilerle kilise arasnda derinleen ayrl byle adlandrmt). Kukusuz, (din alanndaki) her trl yeniletirme abas, tarihin doa yasalarna uygun geliimini durduramaz. Tarih; bilimsel bilgi ve toplumsal ilerlemenin basksyla konumunu giderek yitiren din hakkndaki kararn veriyor. Protestanlk Protestanlk, Hristiyanln Ortodoks ve Katolik mezhepleriyle birlikte, ounluu bamsz kilise ve inananlar topluluunu bnyesinde toplam en nemli eilimlerinden biridir. Bu79

gnk Protestanln ideolojik ve rgtsel zellikleri, birok bakmdan onun ortaya k ve sonraki gelime tarihine baldr. Reform Hareketi

Protestanlk XVI. yzylda, reform hareketi dneminde dodu. Reform, Engels'in szleriyle syleyecek olursak, Avrupa burjuvazisinin feodalizme kar verdii sava iinde ilk kararl mcadele, Avrupa'daki burjuva devriminin ilk hareketi oldu. Burjuva devriminin ilk hareketinin din savalar biiminde grlmesi rastlant deildir. Kitlelerin duygu ve bilinci, sadece kilisenin onlara emrettii dinsel bir gdayla besleniyordu, ieriini feodalizmden kapitalizme geiin oluturduu bu tarihi hareketin basks altnda, dinsel bir rengi kabul etmek zorunluydu. Almanya'da Martin Luther'in (1483-1546) gnah balama belgesine* kar k, Reform hareketinin ilk admlarndan biri oldu. Luther, Katolik ruhban snfn, tanryla insanlar arasnda araclk etme hakkna sahip olarak din ve vicdan kendi kontrol altna alma savna kar kt. "Tanr, diyor Luther, hi kimsenin bir kii zerinde egemenlik kurmasna ne izin verebilir, ne de vermek ister; kii ancak kendi kendine egemendir." insan, ruhunu, kilisenin yardm olmakszn, ancak tanrnn dorudan armaan ettii din yoluyla kurtarabilir. Luther'in kurtulu, ya da isa'nn balatc zverisine inanc hakl gsterme hakkndaki retisi, Protestanln temel dogmalarndan biri oldu. Lutheran reform, herkesin papaz olabileceini, tanr katnda btn inananlarn eit olduunu ilan etti. Geleneksel erken
* Para karl gnah balama 12. yy. sonrasnda Avrupa'da yaygnlk kazanan ve yolsuzluklara neden olan dini bir uygulamayd. 'Gnah balama belgesi' (endljans) denen bir belge, kilise grevlilerince para karl halka satlyor ve bu belgeyi alan kiinin btn gnahlarndan arnm olaca syleniyordu. Rahipler bu iten ciddi kazanlar elde ediyorlard. Luther 'gnah balama belgesi' (endljans) ticaretine kar km, parayla gnah balamann olamayacan sylemiti - .n. 80

dnem kilisesinin yeniden canlandrlaca sylemi altnda, papazlarn ayr bir snf olma durumuna son verilmesi, keiliin, ba papazln, Roma Kuriyas'nn (Papalk Meclisi) kaldrlmas, yani btn kutsal hiyerarinin varlna son verilmesi talebi ne srld. Kilisenin deerindeki d, kentlilerin karlarna denk geldi. Katolik hiyerariyle birlikte, papalk kararnameleri ve mesajlarnn yaptrm gc, konsil kararlar ("kutsal sylence") reddedildi, din konusunda tek otorite olarak "Kutsal Kitap" kabul edildi. Her inanan kii, Lutheran retiye gre, incil'i kendi anlay dorultusunda yorumlama hakkna sahiptir. Luther tarafndan Latince'den Almanca'ya (ilk kez) evrilen incil, dnm geiren Hristiyanlk yandalarnn klavuz kitab oldu. Luther'in temel retisi olan "aklanma" (dini hakl gsterme) retisi dinin dondurulmasna gtryor. Bu reti, "ruhun kurtulu" yolunun, kilise hiyerarisi ile ayr bir kutsal etkinliin yadsnmasndan getiini ne srerek, insann dnyadaki etkinliini tanrya hizmet olarak niteledi, insan, kurtuluu dnyadan kata deil, dnya yaamnda aramalyd. Keiliin, yani din adamlarnn evlenme yasann mahkm edilii, bu anlaya dayanyor, insann dnya yaam ve onun kendini olabildiince dine vermesini salamas gereken toplumsal dzen, Hristiyanln nemli bir noktasn oluturmakta. Reform Hareketinde ki Kamp

Reform hareketi toplumsal ynden homojen bir hareket deildi ve ok ksa srede iki kampa blnd: Luther'in banda bulunduu lml kentliler ve Almanya'da en byk temsilcisinin Thomas Mnzer'in (Yaklak 1490-1525) olduu halkdevrimci kamp. Engels, Mnzer'in din felsefesinin, "tanr" ve "dnya" kavramlarn kamutanrc (panteist) bir bakla zdeletirerek, birok bakmdan ateizme yaklatn; Mnzer'in retisinin "sadece Katolikliin deil, genel olarak Hristiyanln temel dogmalarna kar olduunu" belirtir (K.
81

Marks-F. Engels, Top. Y., c. 7, s. 370). Mnzer, cennetin yeryznde aranmas arsnda bulunuyor, "artk ne snfsal ayrlklarn, ne zel mlkiyetin, ne toplumdan kopuk, toplum yelerine kar ve onlara yabanclam bir devlet iktidarnn olaca toplumsal sistemden" baka bir anlama gelmeyen tanrsal kralln yeryznde kurulmasn istiyordu (K. Mark-F. Engels, Top. Y., c. 7, s. 371). Mnzer, Luther'in "dini hakl gsterme" formln, toplumsal ve politik bir programn uygulanmas iin, halk kitlelerinin aktif hareketinin zorunluluunun kant olarak kulland; Engels, bu program 'dsel biimde nceden sezilmi komnizm' diye niteler. Mnzer'in yandalar, zellikle Anabaptistlerden (Yeniden Vaftizciler)* ve "Tanrnn Oullarnn Eitlii" hareketinden olanlar, yurtta eitliinin salanmas ve son derece byk mal varl eitsizliinin ortadan kaldrlmas gerektii sonucuna varmlard. Almanya'daki Reform hareketinin doruk noktas, ayaklanmaclarn yenilgisi ve nderleri Thomas Mnzer'in ldrlmesiyle sonulanan 1525 ylndaki Kyller Sava oldu. Snfsal elikilerin keskinletii koullarda, Luther, halk hareketine kar kt. Lutheran Reform, temelde, var olan dzenlere ve iktidarlara koulsuz itaat edilmesini aklad, gerici Alman prenslerinin silahna dnt, "dzen"in dayana ve "Hristiyan tevekkl"nn olana olarak, prenslerin mutlak egemenliini onaylad. Engels'in, "kentlilerin reformla yenilenen kilisesinin sonunda pazarlkla salanan kuruluu" olarak deerlendirdii "Augsburg tiraf", kentli reformunun zn ifade eden bir belgedir. Bu belge, Lutheranliin temel ilkelerinin ifadesi oldu. 1530 ylnda kral V. Karl'a sunuldu, ancak kral bu belgeyi reddetti. mparatorla Lutheran reformu kabul eden prensler arasnda, 1555 ylnda Augsburg Din Bar ve Hogr Bildirgesi'yle son bulacak olan bir sava balad. Prenslere, "lke ki* Vaftiz uygulamasnn sadece ergenlik dneminde olmas gerektiini ne sren bir Protestan mezhebi - .n. 82

minse, din de onundur" ilkesine uygun olarak, kendi uyruklarnn dinini belirleme hakk verildi. Btn bunlar, Lutheran reformun zn dile getiriyor. Luther, K. Marks'n yazd gibi, "dindarlktan gelen klelii yendi, ne var ki onun yerine inanca dayanan klelii koydu. Dinin otoritesini canlandrarak, otoriteye inanc krd. Laikleri papazlara dntrmekle, papazlar laikletirdi. Dinsel duygular insann i dnyasnda yaratarak, dtan gelen dindarlktan insan kurtard. nsann bedenini zincirden kurtardktan sonra, yreini zincire vurdu" (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 1, s. 422-423). Protestanln Yayl

Reform hareketi XVI. yy.'n ilk yarsnda Almanya dnda hzla yaylmaya balad. Lutheranlk Avusturya, skandinav ve Baltk lkelerinde kk sald. Polonya, Macaristan, Fransa gibi lkelerde bamsz Lutheran topluluklar ortaya kt. Ayn dnemde, isvire'de Reform hareketinin yeni biimleri -Zwingli yandalar ve Calvinciler- dodu. nderleri Zwingli (lm, 1531) ve Calvin (1509-1564) olan isvire'deki Reform, reform hareketinin burjuva zn Lutheranlktan ok daha tutarl biimde yanstt. Ayrca, Zwingli hareketi, zel by gcne saygy ve Lutheranlk tarafndan vaftiz ve arapl ekmek yeme trenleri arkasna gizlenen tanrsal aff reddederek, daha byk bir kararllkla Katolikliin ayinsel ynnden koptu; arapl ekmek yedirmeyi, ekmekle arabn sa Mesih'in sadece etini ve kann simgeleyen, onun armha geriliini anmak iin yaplan basit bir dinsel tren olarak niteledi. Zwinglici kilise rgtlenmesinde, Lutheran kilisenin aksine, cumhuriyet ilkesi tutarllkla uygulanyordu: Her cemaat bamszdr ve kendi din grevlilerini kendisi seer. Engels'in szleriyle, "o dnem burjuvazisinin en gz pek kesiminin" ideolojisi olan Calvincilik, ok daha fazla yayld. Katoliklikten dnen Jean Calvin, 1536'da reform hareketinin bana geerek nclk ettii Cenevre'ye yerleti. retisinin temel dncelerini, Calvinci kilisenin temel yaptlar olan
83

"Hristiyanlkta t" ve "Hristiyan Dininin Balayc ilkeleri" adl yaptlarnda dile getirdi. "Mutlak nceden belirlenim" retisi, Calvinciliin temel dogmalarndan biridir: Tanr, daha "dnyann yaratlndan" nce, szde insanlarn yazglarn belirlemi, bir yanda cenneti, dier yanda cehennemi hazrlam ve insanlarn hibir abas, hibir "hayrl ii", ulu tanrnn nceden belirledii eyleri deitiremezmi. Bu reti, Engels'in szleriyle sylenecek olursa, "dnyada yaplan ticaret ve rekabetteki baar veya iflasn, deiik insanlarn alkanlk veya ustalna deil, bunlara bal olmayan nedenlere bal olma gereinin dinsel biimde yansmasdr. Belirleyici olan, herhangi bir insann iradesi veya eylemi deil, gl, ama belirsiz ekonomik glerin merhametidir." Teolojik planda ise bu reti, Reform'un temel ilkelerinden biri olan 'iyi ileri deil, dini hakl gsterme' ilkesine baldr. ki yzl bir ruh haline sahip dindarlarn toplumsal ve bireysel yaamlarnn kendine zg bir dar kafallkla dzenlenme biimi, en korkun nlemlerle engellenen baka inantan olmann her trl belirtisine kar hogrszlk, Calvincilikte en bandan beri vard. Calvincilik, dogmatik temeline uygun olarak, Hristiyan kltnde ve kilisenin yapsnda kkl bir reform yapt. Katolik kltnn neredeyse btn d niteliklerini deitirdi: konlar, papaz cppeleri, mumlar vb. bir kenara atld. ncil'i okumak ve yorumlamak, Zebur'dan arklar seslendirmek, ayinlerin temel edimleri oldu. Kilise hiyerarisi ortadan kaldrld. Calvinci dini topluluklarda ynetici roln Presbiteryenler (ihtiyarlar heyeti) ve vaizler oynamaya baladlar. Presbiteryenler ile vaizler, cemaatin dini yaamn yneten kilise meclisini oluturuyorlard. Dogmatik sorunlar, vaizlerin oluturduu zel meclislerin -kurultay- yetkisine giriyordu; bu meclisler daha sonralar cemaat temsilcilerinin katld yerel ve ulusal kongrelere dnt. ngiltere'deki reform, Almanya veya svire'yle karlatrldnda baz farkl zellikler tayor. Buradaki reform, bir halk
84

olarak balamad, inisiyatif iktidardaki glerin elindeydi. ngiltere parlamentosu, 1534 ylnda kilisenin papadan bamszln aklad ve kilisenin bann kral VIII. Henry olduunu ilan etti. ingiltere'de btn manastrlar kapatld ve mal varlklar zoralmla (msadere) kraliyet hazinesine devredildi. Ama bununla birlikte Katolik dogmalar ve ayinlerinin korunaca duyuruldu. Protestanln Anglikan kilisesi zerindeki etkisi zamanla artt ve Anglikan kilisesiyle Katoliklik arasndaki ayrm derinleti. 1571 ylnda, "kral, tanr szlerini vaaz etme ve gnah kartma hakkna sahip deil"se de, "onun kilisede en yksek otorite olduu" parlamento tarafndan onayland. Anglikan kilisesi, Protestanln 'dini hakl gsterme' ve dinin tek kaynann "Kutsal Kitap" olduu dogmalarn kabul etti; ancak, Katolikliin 'gnah balama belgesini (endljans)', ikon ve kutsal saylan eyalara sayg konusundaki retisini reddetti. Bununla birlikte, kaytsz koulsuz olmasa bile, kilisenin kurtarc gcne ilikin Katolik dogmas da kabul edildi. Liturya ve Katoliklik iin karakteristik olan dier kimi ayin biimleri korundu, piskoposun dokunulmazl kald. Iskoya'da kilisenin reform hareketi, Calvinizmin bayra altnda yapld. Bu harekete ingiliz ilahiyat John Noks (1505-1572) nclk etti. Iskoya'daki reform hareketi, Stuartlar hanedanna kar yrtlen savala balantlyd. XVI. yzyln 60'l yllarnn sonlarnda, Katolik soylulara dayanlarak ve papa tarafndan da verilen destekle, Maria Stuart bozguna uratld. Iskoya'da Calvinciliin iinden kma Presbiteryen kilisesi kk sald. Bu kilise, isa'nn inananlar topluluu zerindeki mutlak egemenliinin ve kendi ats altndaki btn yelerinin hak eitliini tanma noktasndan hareket ediyordu. Bu balamda, Anglikan kilisesinden farkl olarak, piskoposluk tasfiye edildi ve sadece Calvincilik ruhuna sahip Presbiteryenlik korundu. Bu kilisenin ad da buradan geliyor. XVI. yy. sonlar ile XVII. yy. balar arasnda ingiltere'de toplumsal elikilerin keskinlemesine bal olarak, mutlakhareketi 85

yeti rejime kar kralc reformdan honut kalmayan bir burjuva muhalefet olumaya balar. ngiltere'deki yandalarna Pritenler denen Calvinizm, ingiliz burjuvazisi arasnda yaylr. Ilml Pritenler, Presbiteryen kilisenin kuruluunu istemekle yetindiler; oysa Independentler (bamszlar) denen radikal kanat devlet kilisesi ilkesini btnyle reddetti: Her dini topluluk (cemaat) bir dini veya mezhebi semekte tamamen zgr olmalyd. Demokratik elerin etkin hale gelmesi, Baptistler, Kuakerler vd. dini akmlarn domasna yol at. Bu akmlarn dinsel bir biim alarak olumas, daha ok halkn alt tabakalarnn burjuva devrimin sonularndan d krklna uramasnn bir yansmasyd. Bylece, gelecekte Protestanl temsil edecek olan temel akmlar, Almanya ve svire'deki reform dneminde, daha sonra da zellikle ingiltere'deki burjuva devrimi srasnda ekillendiler. Lutheranlk ve Calvinizm, dorudan reform dneminde doan, burjuva bir ruhla reforme edilen Hristiyanln balca biimleri olarak kaldlar. Dier btn Protestan oluumlar, bu akmlarn temel ilkelerini sadece deitiriyorlar. ada Dnyada Lutheranlk

Lutheranlk, Protestanln en byk akmdr. Birok lkede Lutheran Evangelist kiliseler bulunmaktadr. Bu kiliselerin en nfuzlu olduu yerler iskandinav lkeleridir -izlanda, Danimarka, isve, Norve, Finlandiya ve Almanya. Kuzey Amerika'da da ok sayda Lutheran kilise bulunmaktadr. Gney Amerika'da bu kiliselerin konumu zayftr; Brezilya'nn Lutheran kilisesi, en gl olandr. Asya lkelerinde Lutheranlarn says azdr. Etiyopya, Sudan, Kamerun, Liberya gibi Lutheran kiliselere sahip Afrika lkelerinde, bu kiliselerin etkisi gl biimde hissedilir. Lutheranln temel dogmatik belgeleri, Luther ve Protestanln dier nde gelen vaizi Melanchton tarafndan yazlan "Augsburg tiraf" ile 'Apologie-Savunma"dr. Lutheran re-

tinin odak noktasn 'aklanma' (dinin hakl gsterilmesi) oluturur. Luther'in iki dnya egemenlii retisi, kilisenin dnyayla ilikisini niteler. Luther, yaam aka iki alana bler: Dinsel ve toplumsal yaam. Birincisinin ieriini inan, Hristiyanlk vaaz, kilisenin faaliyetleri; ikincisini ise, dnyasal edimler, yurttalk ahlak, devlet ve us oluturur. Birinci Dnya Sava'ndan gnmze kadar geen zaman diliminde Evangelist teolojinin en nfuzlu eilimi, nemli temsilcilerinden bazlarnn K. Bart, E. Bruner, ve R. Bultman olan "diyalektik teoloji"dir (ya da "bunalm teolojisi"). Bu hareketi, svireli tanrbilimci K. Bart'n "Poslanyekrimlyanam-Romallara Mektup" (1921) adl yapt balatt. "Diyalektik teoloji "nin temel dncesi, Hristiyan dininin ussal kantlar, felsefi argmanlar veya bilimsel verilerle dtan kantlanamayaca anlayndan ibarettir, Hristiyanlk inanc, tanrnn "benimle", "benim varlmla" karlamasnn sz konusu olduu, "dorudan isel bir karlamadan" domaktadr. "Din her zaman tanrnn bir armaandr." Gerek din, vahiy dinidir. "Diyalektik teoloji" yandalar, Hristiyanlk inancnn tek kayna olarak ncil'e bavururlar. Protestanlk ideolojisinin znel ncil yorumu ve kavrayyla birlikte oturmam, belirsiz oluu, hem Protestanlk iindeki politik tutumlarn, hem de Lutheran-Evangelisit akm iindeki eilimlerin geni bir ayrmnn yaplmasn olanakl klmakta -ilerici, bar mcadelesine etkin olarak katlmay kabul eden, dahas sosyalizmi destekleyen ya da sosyalizmin kuruluunda yer alan dindar evrelere ve teologlara pratik olarak katlan eilimlerden, emperyalizmin en gerici uakln yapan, nkleer bir sava savunan ve anti-komnizm propagandas yapan eilimlere kadar. Pek ok Lutheran-Evangelist kilise ynetiminin gerici emperyalist bir politika izlemesine karn, sradan dindarlarn ounluu ve ruhban snfn birok temsilcisi bu politikaya katlmad gibi, faizme, nkleer silah yarna da etkin olarak kar kyorlar.
87

Bizim lkemizde Lutheranlk, esas olarak Bal tk cumhuriyetlerinde -Letonya ve Estonya- yaygndr. Bizdeki en nfuzlu Lutheran rgtlenme, banda bir bapiskoposun bulunduu Estonya Evangelist-Lutheran kilisesidir. Gemite Baltk boylarndaki Lutheranlk, Baltk lkeleri Rus imparatorluunun bileenleri haline geldiinde, tam bir ballkla otokratik arlk ynetimine hizmet etti, sonraki dnemlerde de Letonya ve Estonya'daki burjuva hkmetlerinin milliyeti politikalarn destekledi. Lutheran din adamlarnn nemli blm Sovyetlere kar dmanca bir tutum taknd ve Byk Anayurt Sava yllarnda Nazilerle ibirlii yaparak, kendi onurunu ayaklar altna ald. 1944 ylnda ok sayda din grevlisi yurt dna g etti. Son yllarda pek ok dindar insan Lutheran kilisesinden uzaklat. Lutheran kilisesi, etkisini korumaya alarak, imdi srarla Sovyet iktidarna drste bal olduunu belirtiyor, kendini Sovyet gereine uydurmaya, zamann ruhuna yant vermeye alyor. Lutheranln bugn propaganda almalar alannda verdii asl destek, toplumsal yaama ilikin konularn, zellikle de moral-etik sorunlarn yorumuna ynelik olmakta. Eer yakn gemite Lutherci din adamlar, Hristiyanl komnizme yaklatrmay denemeseydiler, son yllarda durum deiirdi. Komnizmi, Hristiyan dncelerin gerekletii bir toplum olarak yorumlama eilimi aka grlyor.

88

SLAM slam'n Douu islam, "dnya dinleri" denen dinden biridir. Gneybat, Gney, Gneydou Asya ile Afrika lkelerinin bir ksmnda y a y l m t r ve bu lkelerin mevcut sosyo-politik ve kltrel yaam zerinde nemli bir etkide bulunmaktadr, islam; Afganistan, Iran, Irak, Pakistan, Suudi Arabistan, BAE, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Sudan vd. lkelerde devlet dinidir. Sovyetler Birlii corafyasnn Orta Asya, Kazakistan, Kuzey Kafkasya, Kafkastesi, Tataristan ve Bakrd halklarnn baz kesimleri arasnda, islam kalntlar varln srdrmektedir. islam I.S. VII. yzylda ekillendi. Arabistan'n sosyo-ekonomik ve kltrel yaamnda deiimler yaratan bir takm nesnel tarihsel koullara bal olarak dodu. Araplarn airet-kabile dzeninin bozulmas, ticaretteki zorluklar ve yaanan bunalmlar, uluslararas durumun olumsuzluu nedeniyle kentlerin ekonomik yaamnda balayan d gibi etkenler, Arap toplumu iinde birleme eilimleriyle birlikte, politik olarak salam bir devlet bilincinin olgunlamasn salad. Btn halkn karlar, lkenin salam ve uzun erimli birliini, ekonomik ve politik durumunda istikrar, yabanc saldrlara kar koymay, yeni ticaret yollarnn aranmasn zorunlu klyordu. Bu hedefler iin, altnda halkn sahip olduu glerin pekitirildii ideolojik bir bayrak gerekliydi. O bayrak islam oldu. O devirde Araplar bir tek dine sahip deillerdi. Arap kabileler arasnda deiik dini inanlar yaylmt, oktanrllk vard. Ancak Arap kabilelerin balayan politik merkezilemesi, bir tek soy ve kabile kltnn yaratlmas isteini dourdu. O dnemde artk olumu olan tek tanrl dinlerin -Yahudilik, Hristiyanlk ve Ateetaparlk, kukusuz, islamiyet'in ekillenme srecine byk bir etki yapmtr. Mekke'deki Kurey Kabilesi, I.S. VII. yzyla doru Arabistan'n en gl kabilesi olma gcne eriti. Kurey, dier kabileleri ve yakn kentlerle vahalardaki topluluklar kendi ege89

menlii altna ald. Kureyilerin ykseliine bal olarak, Mekke'deki Kabe tapnann nemi de artmt. Kurey Kabilesi'nin "ilah" ya da "Allah" denen tanrs, yava yava g ve nfuz ynnden grece zayf kabilelerin inandklar tanrlarn yerini almaya balad. Bu tanr, daha sonra her eye egemen, tek, var olan her eyin yaratcs en gerek tanr sfatyla, "Allah" olarak islam dinine girdi. Burjuva tarihileri, Mslmanlarn kendileri gibi, slam dininin douunu tamamen Muhammed peygambere balarlar. Ama, islam dininin propaganda edilmesi ve yaylmasnda Muhammed'in etkin roln yadsmadan, bu roln fazla abartldn sylemek gerek. Kendiliinden de anlalaca zere, Muhammed, Mslman ilahiyatlarn savladklar gibi, tansklar, yaratan bir adam deildi. Muhammed, kendisine ilikin kltn Mslman din adamlar ve banaz dindarlarca fazla iirilmesinden tr, efsanevi bir kiilik olmutur. Daha nce domu olan mitolojik Isa ve onun "kahramanlk" yksnn, Muhammed kltnn olumasna yardmc olduuna kuku yok. islam, kendi peygamberinin, dier dinlerin kurucularndan ve tansklar yaratan nclerinden geri kalmasna izin veremezdi. Muhammed'in, lmnden yllar sonra yazlan biyografisi, dier peygamberlerin ve deiik dinlerin kurucularnn yaamyksne ok benzer. Dier ideolojik akmlar gibi, slam da bir anda poplerlik kazanmad. Ama 630 ylnn sonlarna doru, Arabistan'n byk bir ksm artk "Allah'n elisi"nin egemenlii altnda bulunuyordu. ok gemeden oluan merkezi teokratik devlet, lkedeki yeni toplumsal sistemin pekitirilmesi ve snr tesi fetihi bir yaylma politikasnn gerekletirilmesi iin, islam' ideolojik silah olarak kulland. slam Dogmalar slam dogmalar, bir din retisinin btn niteliklerine sahiptir. Temelinde tanrya -evrenin yaratcs ve yneticisi,
90

gnne, br dnyada alnacak dl veya cezayainan yatar. Hristiyanlkta olduu gibi, slam'da da btn ins a n l a r bir tek lte gre ele alnr: Tanrnn emirlerine, din adamlarnn tlerine uymak. Bu balamda, Mslmanlar ve gvurlar olarak ayrlyor insanlar. slam dogmalarna gre, mmin Mslmanlar cennette sonsuz bir mutlulukla dllendirilirken, gvurlarla Mslmanlar arasndaki gnahkrlar da cehennem azabyla cezalandrlacaklardr. Bylece, slam da dier dinler gibi, dini emirlere ve din adamlarnn isteklerine ses karmadan uyan bir dindara br dnyada dl vaat ederek, insan mutluluunun arann gkyzne havale etmektedir. Evrenin yaradlna, doann ve toplumun devindirici glerine ilikin bilimd dncelere dayanmak konusunda, slam'n dier dinlerden fark yoktur. Bir Mslman iin her ey Allah'a baldr. O, var olan her eyin ba ve sonudur. slam'n btn temel ilkeleri buradan hareketle ekilleniyor. Mslmanlar, su gtrmez gerek saydklar ve btn mminler iin zorunlu olan u temel dncelere gre hareket ederler: Allah'a, Kuran'n kutsallna, Muhammed'in Allah'n elisi olduuna, ruhun lmszlne, llerin kyamet gn yeniden dirileceklerine, cehennem ve cennetin, eytanlarn, cinlerin ve meleklerin varlna inanmak.
kyamet

Allah'a man Allah'a inan, slam dininin birinci ve temel dogmasdr. Allah birdir ve her eye gc yeter. O evrenin, yeryznn, gkyznn ve btn yaam biimlerinin yaratcsdr. Onun ne oullar, ne de kzlar vardr, nk Kuran'da dendii gibi, "onun ei yoktur." Allah evreni tek bana ynetmektedir, onun izni olmakszn hibir ey gereklemez ("Allah nasl isterse yle yaratr", "o istediini yapandr"-Brc Suresi, yet:16). Kendi dncesine gre Allah'a itaatsizlii, ona inanmamas nedeniyle, insan gerek bu dnyada, gerekse br dnyada ce91

zalandrlabilir. insanlar gerekletirdikleri eylemler ve davranlarndan tr, bu i iin zel olarak atanm melekler izler. Mslmanlar, Allah'n her zaman her trl tans yaratacak durumda olduuna inanrlar. O, g, yeryzn, dalar, rmaklar, bitkiler ve hayvanlar dnyasn, "ol!" szcyle ifade edilen, byle bir tek hareketle yaratt. Mslmanlarn dncesine gre, Allah, tarihin akn, doa yasalarnn ileyiini her an bozabilir, nk onun kudreti her eye yeter. Bir mmin, Allah'n sonsuz erk sahibi oluu konusunda kuku duyamaz ve duyma hakkna da sahip deildir. Aksi halde, bedelini ancak din adamlarna verecei armaanlar, ya da hac -Kabe'yi veya dier "kutsal" yerleri ziyaret- grevini yerine getirmekle deyebilecei ok ar bir gnah ilemi olur. Ruhun lmszl slam dogmalarn oluturan elerden biri, ruhun lmszlne ilikin bilimd dncedir. Mslmanlar, lm annda bedenden ayrlan baka bir tzn varlna inanrlar (bazen o tzn farkl ekillerde cisimlenmesinden sz edilir). Kyamet gn llerin dirilecei inanc da bu dnceyle balantldr. Erken dnem slamiyet'te yeniden dirili derken, llerin uyuduu ve yeniden dirilile de mezarlarndan kalktklar ("kyam") anlalrd. Cenneti hak edenler, hastalklarndan, bedensel kusurlarndan arnm olarak, ihtiyarlamadan, elden ayaktan dme nedir bilmeden, sonsuz mutluluun tadn karabilirler. Bununla birlikte, bedensiz ruhlarn yaam alan olarak cennet, insanlarn alglama ve betimlemeyle kendilerini kaptrmadklar tatlar, gnahkr bedenin ykleri ve temiz duygularla tat alma alks hakkndaki dier dnceler, daha ge dnemde dodu. Kyamet slam'daki kyamet inanc, ksmen puta tapar (putperest) Araplarn geleneksel br dnya inanc, ksmen de Hristiyan
92

dogmasnn etkisi altnda dodu. Ne Kuran'da ne de dinsel sylencelerde tam bir kyamet betimi yoktur. Din adamlar, vaazlarnda ya da dindarlarla yaptklar sohbetlerde, genellikle dinleyenlerin merak ve dzeyine gre, onlarn d gc, duygu ve psikolojisi zerinde dorudan veya dolayl etki yapabilme hesabyla, kyamete ilikin uydurma eyler sylerler. Mslman din adamlar, dinsizliin yaylmasnn, baba ve dedelerin gelenek ve alklarnn unutulmasnn, ibadet yerlerine, din adamlarna vb. saygszln, szde dnyann sonunun belirtisi olduunu ve bunlarn ardndan kyametin geleceini vaaz ederler. Baka bir deyile, dnyann sonunun gelii demek, ateizmin yaylmas demektir. Kyametin yaklamas, dnyann sonunun gelmesi, yine Mslman vaizlerin szleriyle syleyecek olursak, korkun doa olaylar, 'almetler' ve tansklarla birlikte olacak. Din adamlarnn, dindarlarn gzn korkuttuklar dnyann sonu ve kyamete ilikin masallar, dini koruma mcadelesinde onlarn sahip olduu en etkili aratr. Cennet ve Cehennem Mslmanlar, zellikle llerde ve scak kuakta yaayanlar, cenneti, serinliiyle, temiz ve souk sularyla, yeillii ve meyve baheleriyle, her eyin son derece bol olduu olaanst bir vaha olarak hayal ediyorlard: Lezzetli yiyecekler, iecekler, ipek giysiler, iinde st, bal ve arap akan rmaklar. Cennette her Mslman'a bir huri -kara gzl, ipek gibi sa rgleri olan, yumuack beyaz tenli gen kz- dyor. Bu huriler tatl okaylarn vermeye her zaman hazrlar, onlar hep gen kalrlar ve bakireliklerini yitirmezler; onlarn bedensel temizlikleri bsbtn lekelenemez ya da (lekelense de) elencelerden hemen sonra eski haline gelir. Cennetin doruklarnda lotus iekleri boy atar, glgesinde mminler dinlenir. Kuran'n asl ile insanlarn yaptklarnn yazld dier "kutsal defterler" de cennette sakl durur. Cennetin zerinde, sekizin93

ci kattan yukarda Allah'n taht bulunmaktadr ve bu taht byleyici bir k samakta, gkyznde, yani Allah'n tahtnn altnda yaayanlara huzur, rahatlk ve mutluluk vermektedir. Mslman vaizler, inananlar bu betimlemeyle ekmeye alarak, cenneti byle canlandryorlar kafalarda. Mslmanlktaki cehennem yedi daireden oluuyor. Cehennem her trl ikence aletleri ve gnahkrlarn ikence ilalaryla donatlmtr. Bu ikence aralar; ate, kaynar katran kazanlar, vcuttan et kopartmak iin kskalar, zehirli akrepler, ylanlar ve gnahkrlar paralamak iin atlan her trden canavarlardr. Cehennem azab, bu islam dogmasna gre, cennet zevkleri ve mutluklar gibi, sonsuza kadar srecektir. Cehennemin zerinde Srat Kprs vardr. Sa teli kadar ince, Azrail'in klc kadar keskindir bu kpr. Onu geenleri cennete gtrr. Gnahkrlar Srat'tan geemezler. Onlar gnahlarndan tr cehenneme gidecekler. Gnahkrlarn affedilmesi iin, Muhammed vekil olarak Allah'n huzuruna kacak ve cehennemde sadece sonsuza kadar atete yanma cezasna arptrlanlar kalacak.

e y t a n ve Melekler Klt
Melekler ve eytanlar klt islam'da nemli bir yer tutar. Melekler, Mslmanlarn dncesine gre, Allah'n habercileri olarak, onun verdii grevleri itiraz etmeden yerine getiren madde d varlklardr. Cebrail, Mikail, srafil ve Azrail, Allah'n tahtna en yakn melekler olarak kabul edilirler. Cebrail'in grevi Allah'n emirlerini bildirmektir, Mikail evrenin ileyiini gzetler, israfil kyametin geldiini haber verecek olan boynuzdan bir boruyu almak iin hep hazr bekler, Azrail ise korkun lm meleidir. Azrail'in, klcyla Allah'n lm kararn yerine getirdii ve ruhu bedenden kard eklinde bir inan vardr. O, gnahkr ve ktlk yapanlarn gzne grnmekte ve onlara anlatlmaz bir korku vermektedir. Her insann yaarken yapt iyi ve kt davranlar not
94

eden iki koruyucu melei vardr. lmden sonra insann cennete mi cehenneme mi gideceinin belirlenmesi iin, yapt iyilik ve ktlkler tartlr. Bunun dnda, Mslmanlar, Nekir ve Mnkir adl, ilk sorgulamay yapan, insanlarn dnyada yaptklar ilerin hesabn cennetin bekisi Rdvan'dan ve cehennemin bekisi Malik'ten isteyen iki lm meleinin varlna inandrlyorlar. Allah'a itaat etmek istemeyen, Mslmanlarn blis (eytan) dedikleri bir baka melek var ki, Allah tarafndan lanetlidir. Allah, snrsz erk sahibidir, kukusuz, itaat etmeyen iblisin hakkndan gelebilir, ama onu, insanlarn inancnn salamln, islam'la badamayan batan karc eyler karsndaki dayanklln deneyerek, onlar ayartsn diye kyamet gnne kadar dnyada brakmaya karar vermitir. Yazg (Kader) islam'daki en nemli dogmalardan biri, btn slam dogmalarnn en keskini olan yazg konusundaki dogmadr. Bu dogmaya gre, dnyada Allah'n istencinden bamsz hibir ey gereklemedi, gereklemez de. islam dncesine gre, daha evren yaratlmadan nce, Allah'n kyamet gnne dek yaplacak btn dinsel ve dnyasal ilerin yazlmasn emrettii kalem yaratlmt. Kalem, Allah'n istencini yerine getirerek, insanlk tarihinin geleceinde olmasna karar verilen eyleri yazmtr ve hi kimse de bunu deitiremez. Demek ki, her insan Allah'a baldr. Herkesin yazgs nceden belirlenip yazlmtr. lm bile ancak Allah'n belirledii yazgyla gelir. Bu, Kuran'da aka ifade edilir: "Allah'n izni olmadka cana lm gelmez; zaman belirlenmi bir yazgdr lm" (Ali mran Suresi, yet: 45). Demek ki, insanlar, yrdkleri yolu doumla birlikte buluyorlar; Allah o yolu nceden belirlemitir. Onlarn yaam skntlarndan ikayet etmelerine izin verilmedi, nk skntlar Allah tarafndan nceden belirlenmitir. Onlarn belalar95

dan yaknmalarna da izin verilmedi. Yoksulluk da Allah'tandr. nsanlarn, Allah'n gsterdii yolda sabrla yrmeleri gerekir. Dindar insanlar edilgenlie, sabrl olmaya ve boyun emeye (tevekkl) mahkm eden yazg dogmasnn gerek anlamn kavramak zor deil. slam'n Toplumsal retisi slam'n toplumsal retisi, yzyllar boyunca temelde deimez olarak kald. lahiyatlar ve dinsel kurumlar, Allah tarafndan yaratlan her eyin mutlak mkemmellii ilkesinden hareketle, mevcut toplumsal dzeni (smr dzeni), gklerde kurulmu bir dzen saydlar ve onu deitirmeye ynelik btn abalar "tanrya kar gelmek" olarak deerlendirdiler. Smrclerin iktidarna kar halkta uyanan honutsuzluk, Allah'a ve dine kar ilenmi ok ar bir su sayld. Smrc toplumsal ilikilerin temelinde yatan retim aralarnn zel mlkiyeti, dokunulmaz ilan edilmitir. X X . yzylda dnyada yaanan byk toplumsal deiimler, reel sosyalizmin ideolojik ve pratik ekim gcnn olaanst gelimesi, Mslman lkelerin emeki snflarnn toplumsal deiiklikler konusundaki eilimi, slam'n sosyal konumu zerinde etkisini gsteremedi. Gemite benzeiklii olmayan kimi anlaylar gelitirildi. Sovyetler Birlii'ndeki Mslman din adamlar, halkn smr dzenine kar kmasnn tamamen hakl olduu, bu hakkn Kuran retisinden ve snnetten doduu, sosyalizm ile komnizmin kuruluunun ise, 'hayrl' bir i olduu yargsna varm bulunuyorlar. Bu arada, Kuran ayetleri ile peygamberin hadislerinde, retim aralarnn kolektifletirilebilecei de dahil, "sosyalizmin ilkeleri"ne ilikin emirler "buluyorlar." slam ilahiyatlar, slamiyet'i sadece toplumsal deiimler iin olanaklar yaratan bir reti olarak deil, ayn zamanda sosyalist toplumun kuruluu ynnde canlandrc bir etken
96

olarak gstermeye alyorlar. "slam'n emrettii btn dnce ve dini tren (ritel) biimleri, ahlak normlar ve yasama kurumlar zellikle bu amaca hizmet etmektedir" diye yazyor "Musulmane Sovetskovo Vostoka" dergisinde, nde gelen ilahiyatlardan biri. Sosyalist bir eilim iine girmi Sovyetler dndaki baz Mslman lkelerin din adamlar, kapitalizm ile komnizmin en iyi yanlarnn alnp benimsendii bir toplum modeli olarak niteledikleri, "slam sosyalizmi"nden sz etmekteler. Bu toplumun esas olarak, retim aralarnn hem zel hem de toplumsal mlkiyetine dayand grlyor. Btn topikliine karn, bu "slam sosyalizmi" anlay, belli koullarda Mslman kitleleri sosyo-ekonomik deiimlere ekme konusunda, snrl ilerici bir rol oynayabilir; bu sosyo-ekonomik deiimler, kimi gelimekte olan lkelerde ilerici ynetimler tarafndan uygulanmaktadr. Kapitalist ekonomik sistemin yrngesinde bulunan lkelerin (Fas, Pakistan, Malezya, Msr vd.) din adamlar rgtleri bambaka bir tutum iindedirler. Bunlarn ou, toplumun tm yelerine bar ve mutluluk salayan en iyi toplumsal sistem modelinin, Muhammed peygamber zamannn Mslman toplumu olduunu ne sryorlar. Onlar, Mslmanlar, bin yldan fazla bir sre nceki toplumsal dzenlerin yeniden canlandrlmasna armaktalar. Bu blgenin din adamlarnn bir ksm, en ilerici, gelimi ve mutlu yaayan bir topluma gidebilecek biricik yolun, Kuran ve snnette ortaya konan hukuk ve ahlak kurallarnn (eriat, .), gnmzn Mslman lkelerinde benimsenmesinden getiini sylyorlar. Bu gibi anlaylara gre, smr dzenine ve onun temeline -retim aralarnn zel mlkiyeti- kar savamann gerei yoktur ve siyasi iktidarn niteliini deitirmeye de almamaldr. Sadece eriata dayal uygulamalar yrtmeli ve bunlarn gerekletirilmesini mutlaka salamaldr, ite o zaman Mslman lkelerin nndeki btn toplumsal ve ekonomik sorunlar zlm olacak97

tr. Bu tr anlaylarn iinde ateli anti-komnist eler ve reel sosyalizme ynelik karalamalar ska yer almaktadr. Grdmz gibi, slam temelli btn toplumsal kavray biimlerinde, dnyadaki insansa! sorunlar doast glere, bu glerin istencine balama ynnde kendine zg bir ama sz konusu. Demek ki, slam'n sosyal retisi, Mslman lkelerin nnde duran temel toplumsal sorunlarn gerek zm programn vermedii gibi, ada tarihsel srecin ve onun devindirici glerinin gelime ynn anlamaya da yardmc olmamaktadr. Bu reti, kendi yandalarn, onu savunanlar, toplumsal ilerlemeyi salamak iin verilen savamn gerek yollarndan uzaklatryor. islam'da acllk slam ilahiyatlar yzyllar boyunca, slam retisinin, onun kltsel emirlerinin ve toplumsal hedeflerinin deimez olduunun altn izmekteler. Daha bu yzyln (XX. yy.) balarnda, Rusya'daki slam ideologlarndan biri, Muhammed retisinin "kyamet gnne dek deimeden kalacan" yazmt. Ama toplumsal yaamda ve dindarlarn bilincinde meydana gelen deiimler, din adamlarn, pek ok sorunun yorumunu "adaln gerektirdii ekilde" yapmak, dinsel bileenlerde belli deiikliklere gitmek zorunda brakyor. Bu abann -zamanmzn insan iin dini ekici klmak- amac, insanlar dinin birey ve topluma yarar saladna, dnyadaki sorunlarn zmne yardm ettiine inandrmak. Bizim lkemizde din adamlarnn nce sosyo-politik konumu deiti. Din adamlar, her trl toplumsal dnm mahkm etmekten ve Sovyet iktidarna kar kmaktan, toplumsal devrimi onaylamaya, yeryznde sosyalizm ve komnizmin kuruluunun, Kuran'da bildirildiine ilikin aklamalara getiler ve Allah'n inayetini kazandlar. Sovyetler Birlii'ndeki Mslmanlarn sosyalizm idealini kendi z idealleri olarak
98

ve gnlk yaamlarnda bu ideallerin gerekkatldklarn gsteren t a r i h s e l gerekliin, din a d a m l a r n c a kendine zg bir k a v r a n ve yanstlma biimi bu konum iinde ortaya kt. Bugn bu nemli sorun, dinsizlere ilikin bir sorun olarak grlyor. nsanlar her zaman, Allah tarafndan mutluluk verilecek olanlar, yani Mslmanlar ve byle bir mutlulua sahip olamayacak olanlar, yani gayrimslimler eklinde tasnif eden slam geleneinin aksine, ada ilahiyatlar, btn insanlarn dnyada mutlu olmak iin yaratldklar savn ne srmekteler. Dahas, dinsizlere br dnyada sadece cehennem azaplar vaat eden islam dogmasna aykr olarak, ada din adamlar, eer dinsizler sosyalist toplumun yararna iyi alr, ya da elde silah lkelerini savunurlarsa, onlarn da cennet mutluluunu mit edebileceklerini sylyorlar. nanl insanlarn byk ounluu, islam'n pek ok ibadet ve emirlerinden rahatsz olup, bunlar yerine getirmekten vazgeerken, dinin, zamanmzn koullarna uydurulmas konusu, dinsel kurulularla din adamlarnn almalarnda nemli bir yer tutuyor. Din adamlar, dindar kiilerin dindarln kimi zelliklerini yitirmelerini, ustalkla seziyorlar. Eer bu sre bundan elli yl nce (1918'lerde, .), dini rgtlerde ve din adamlarnda ak bir honutsuzluk uyandrsayd ve onlar, mminlerin davranlarnda, bilinlerinde bu dinsellik zelliklerinin yeniden canlandrlmas ynnde etkin davranmak zorunda braksayd, gnmzde onlar iin ok daha belirleyici bir konum sz konusu olacakt. Onlar byle bir duruma pek ok adan alp katlandlar. Ve ite din grevlileri, dinin pek ok kat, zorunlu emirlerini artk yerine getirmeyen insana, kendini dindar sayma izni veren deiik argmanlar arayp buluyorlar. Bu amala, Allah'n Mslmanlara zorluk yaratmak istemedii, aksine onlara kolaylklar saladyla ilgili Kuran'dan yetler gsteriyorlar. Bu tr alntlardan ibadet ve emirlerin azaltlm ekilde
benimsediklerini letirilmesine 99

yerine getirilebilecei sonucunu karyorlar, stelik bu din grevlileri asndan sadece yzyllardr sren geleneklerin yeniden gzden geirilmesi deil, ayn zamanda kutsal kitaplardaki dorudan emirlerin nne gemek de uygun grlyor. rnein, din adamlar, birok Mslman'n imann be koulunu yerine getirmediini ve ramazan aynda oru tutmadn anlayla karlayarak, namazn belirlenmi zamanlarda deil de "olanak olduu zaman", orucun btn ramazan ay boyunca deil de bu ayn banda, ortasnda ve sonunda olmak zere sadece birka gn tutulmasna "izin veriyorlar." Din grevlilerince oru tutmaktan "kurtarlan" deiik mesleklerden iilerin says giderek artyor. Camilere gnll yaplan balarn, baz ibadetlerin yerine geebilecei kabul ediliyor. rnein, birok din grevlisi, kurban bayramnda kurban kesmek yerine, kurbanlk bir hayvann derisinin deeri kadar paray cami kasasna yatrmay uygun buluyor. Din adamlar, bu gibi durumlarda dindarlara "gz yumulmasna" izin vererek, bylece insana, kendini dinsel emirleri yerine getirmi sayabilme kolayl salyor, bununla birlikte de dinsel yaplanmalarn finansal temelini salamlatrmak iin de ilave kanallar bulmu oluyorlar. Sovyetler Birlii dndaki lkelerde slam'n acllatrlmas sorununun iyz biraz farkldr. Kapitalist gelime yolundaki lkelerin Mslman rgtleri, doal olarak, toplumsal sorunlar baka trl yorumluyorlar. Onlar retim aralarnn zel mlkiyetinin korunmasndan yana ve snf mcadelesine kardrlar, emekilerin smr dzenini hedef alan fkesini mahkm etmekteler. Ama zaman onlar da etkiliyor. Btn byk din adamlar, Mslmanlar emperyalizme, Siyonizm'e, rkla, yeni smrgecilie kar, bar ve kendi lkelerinin bamszlk sava iin dier mezheplerdeki insanlarla ibirliine ararak, sava kart bir bayrak altnda yerlerini alyorlar. Her Mslman'n itihat, yani dinsel ve hukuksal konular 100

da bamsz dnme hakk olduuna ilikin anlay, ilahiyat e v r e l e r d e giderek daha gl bir yol ayor kendine. Ve X . yzylda drt dinsel-hukuksal okulun (mezheplerin) olumasyla birlikte, "itihadn kaps kapand" diyen geleneksel Snni anlay giderek daha fazla eletiriliyor. Pek ok tanrbilimci t a r a f n d a n itihat konusuna yeni yorumlar getiriliyor. Yzyllar boyunca, Mslmanlarn "gvurlara" kar yrtmekle ykml olduklar din sava anlamna gelen cihat, gnmzde ciddi biimde yaylan bir anlay durumundadr. Mslman lkelerin ekonomik ve askeri gcnn salamlatrlmas ve srail tarafndan igal edilmi Arap topraklarnn kurtarlmas iin yrtlen sava, bununla birlikte dnyada slam propagandas, bu kavram (cihat) altnda yaplmaktadr. acl eilim iindeki din adamlar, Mslmanlar, dnyadaki bilimleri benimsemeye, dini kurulular tarafndan yzyllarca korunmu, "kutsal yerler" diye bilinen ve ibadet edilen yerler konusundaki kr inanlarla savamaya aryorlar. slam'n toplumsal konumunun deimesi, Mslman din adamlarnn slam ideolojisi ve klt pratiini deitirme giriimleri, toplum iinde doan nesnel srelerin dinsel biimdeki bir yansmas deildir sadece. Bu, ayn zamanda, din adamlarnn, geleneksel slam dncesi ve emirlerinin, Mslmanlar zerindeki etkisinin artk bu geleneksel ereve iinde korunamayaca ynndeki anlaylarnn sonucudur.

101

DN VE AHLAK
YAHUD AHLAKI Musa'nn Emirleri Yahudi ideologlar, ahlak kurallarnn Sina Da'nda tanr Yehova (Yahve) tarafndan Musa peygambere akland konusundaki Tevrat sylencesini yineleyerek, dindarlar, bu kurallarn sonsuza kadar btn insanlar iin konmu olduuna inandrmaya alyorlar. Fakat beinci kitaptaki ahlak emirlerinin zmlemesi gstermektedir ki, bu tr dnceler yalan temeli zerine kurulmutur, ilk emir, Tanr Yehova dnda dier tanrlar insana yasaklyor: "Benim karmda baka tanrlarn olmayacak" (k, 20:3); baka tanrlara tapnma ve hizmet etme, "kendin iin putlar ve hibir eyin betimini yapma" (k, 20:4) ve son olarak, "Rabbin adn bo yere azna alma, nk Rab onun adn bo yere azna alan cezasz brakmaz" (k, 20:7). ne srlen dnceler, ahlak kurallaryla hibir ortak noktaya sahip deil. Bunlar dinsel nitelikte isteklerdir ve tektanrclk yanllarn oktanrll benimseyenlere kar savaa armaktadr ki; bu sava, egemen kleci devlet monarilerinin, ilkel toplum ve kabile geleneine kar yrtt snf mcadelesini yanstan bir savatr. Tevrat'ta daha sonra yle denmekte: "Cumartesi gnn kutsamak iin, onu aklnda tut" (k, 20:8). k Kitab (Tevrat'n bir blm), cumartesi gnnn kutsal saylmasn, tanrnn evreni alt gnlk bir almayla yarattktan sonra,
102

gn yatp dinlenmesiyle gerekelendiriyor, ikinci yasa, "cumartesilere uyulmasn" emreder, nk Yehova kendi halkn Msr'daki klelikten kurtard. Hahamlar "Kutsal Kitap"taki metinlerde grlen bu uyumazlklar kullanyorlar. Onlar cumartesi olgusunu kendi emirleriyle kartrdlar ve o gn ate yaklmasn, yemek piirilmesini, herhangi bir iin konuulmasn, tarlada almay, hastalarn tedavi edilmesini, llerin gmlmesini vb. yasakladlar. Hahamlar tarafndan beyinleri uyuturulan dindar insanlar da, cumartesi gnnn kutsallna ve o gn iin emredilenlere uyulmasna daha byk bir krlkle inanarak, gereksiz dini davranlar itaatkrlkla yerine getirir oldular. Gerekte ise, cumartesi yasaklarnn ortaya knn ahlakla hibir ilgisi yoktur. Cumartesi gn, ok eski Yahudilerde Ay'n ruhuna ayrlmt. Bugnlerde Ay'n bir evresi belirtilirdi, onun iin de haftann yedi gn "rahatlama gn" olarak grlrd. Tevrat'ta yer alan cumartesi konusundaki emirlerde, eski Yahudilerin inanlar da yanssn bulmutur. Tevrat'n beinci emri yle der: "Babana ve annene sayg gster" (k, 20:8). lk ahlakn kurallarndan biri olan annebabaya saygnn gereklilii, henz hibir dinsel dncenin ortaya kmad insan topluluu iinde ekillenmitir. Yahudi dinerkiler, Eski Ahit'te sz edilen bu ahlak ilkesini yine de dine mal ediyorlar. Onlar, bu ahlaki gereklilii, bunun onlara genliin zgr dnceli ynelimlerini bastrma, genleri itaatkr ve her syleneni yapan bir ruhla yetitirme, "babalarmzn ar eline kar" bakaldranlarn ban ezme hakk verdii anlamnda yorumladlar. Geriye kalan be emre gelince, onlar bu emirlere sadece olumsuz anlamlar yklyorlar: Tembellik, kskanlk, boboazlk, isteriklik vb. Talmud yorumcular, olan doduunda herkesin honut olduunu, kz doduunda ise zldn sylyorlar. Talmud'a gre kadn, kocasnn klesidir: "Bir erkek karsna yapmak istedii her eyi yapar." ite kadnn yazgs: Gen
cumartesi 103

kzlnda babann otoritesi altnda, evlendikten sonra da kocann egemenlii altnda yaamak. Kadn hapsedilmi bir varlktr. O, evde oturmak, kilit altnda olmak, drt duvar arasnda yaamak, hi kimseyle grmemek, hayatm tam bir yalnzlk iinde geirmek zorundadr. Talmud, kadn medeni haklardan yoksun brakr. Kadn, bir kle olarak, mahkemeye kamaz, tank olarak arlamaz veya tank olamaz. O, renim grme hakkna sahip deildir. Kitap okumak ona yasaktr. Tevrat' bile renmesine izin verilmez. "Kz kardei Tore'yi renmek, ona (kadna) sefahat alamakla ayndr" diye yazyor Talmud'da. Yahudi teologlar, Tevrat'ta yer alan Havva'nn Adem'in kaburgasndan yaratldna ilikin mit hakkndaki yorumlarnda, kadn aalamaktalar. Anlalan o ki, tanr, Havva'y Adem'in vcudunun hangi parasndan yaratacan uzun sre dnm. Ban yukar kaldrmasn diye, kadn Adem'in kafasndan yaratmayacam diye dnm. Gizli gizli bakmasn diye, onu gzden yaratmayacam. Konuulanlara kulak misafiri olmasn diye, kulaktan yaratmayacam onu. Gevezelik etmesin diye, dudaklardan yaratmayacam. Kskanlk duymamas iin, onu kalpten yaratmayacam. Sonunda, tanr, kadn gsterisiz bir varlk olmas iin grnmeyen bir organdan, kaburgadan yaratmaya karar vermi. "Tanr, kadnda yaratt her organla onu mahkm etmitir: "Kapansn, kapansn." Talmud, kadna toplumsal almaya katlmasn yasaklyor. O, sadece evde kocas iin almaldr. Kadn ocuk dourmak iin yaratlmtr. Evlilii reddetmesi su ve gnahtr. Evlilik sevgi temelinde, kadnn seimine gre, zgr iradesiyle deil, bir zorunluluk olarak yaplr. Yahudiliin "Kutsal Kitap'^ dayanarak kadna yaklam ite byledir. Yahudiliin Aile ve Evlilik Kurallar Talmud'da, klelik anda olumu aile ilikilerini dzenlemeye aran boanma kurallar belirtiliyor. Talmud yorum104

allarnn retisine gre, u ekilde meydana gelen aile, toplumun temelini oluturmaktadr: 1) Evin sahibi erkek -ailenin mutlak efendisi, 2) kadn -ailenin oalma arac, 3) almakla ykml kleler. Toplumun temelinin bu ekildeki yorumuna uygun olarak, Talmud yorumcular, kadnn evlenecei erkein snrsz egemenlii altna girecek olmasndan tr, nikah szl bir mal anlamas olarak grmekteler. Bu szl anlama, daha sonra yazl bir ekle dntrlyor. Anlamada nianllarn ykmllkleri bir bir sralanyor, eyizin miktar ve deme ekilleri belirtiliyor. Talmud yorumcularnca hazrlanan ve Talmud'da yer alan aile ilikileri alanndaki evlilik ve boanma yasalar, kleci topluma zg yasalardr. Ama Talmud'daki aile hukuku, mistik bir sisle rtl olarak, dinsel bir ruhla anlatlmakta. Evlilikler, diyor Talmud yorumcular, gklerde son bulur. Bir ocuun doup bydkten sonra evlenecei einin, onun doumundan nceki krk gn iinde tanr tarafndan belirlendii anlatlr Talmud'da. Bu "kutsal" kitapta erkeklerin ayr haklara sahip olduklar aka belirtiliyor. Neden ne olursa olsun, kocaya karsndan boanma hakk veriliyor. Talmud yorumcularndan biri olan Rabbi Akiva, bir kocann baka bir kadn kendi karsndan sadece daha gzel grmesi durumunda bile, karsn boamaya hakk olduunu ne srmtr. Hahamlar da Talmud'da belirtilen boanma hakkn korumaya hl zenle aba gsteriyorlar. Sinagog, srail devletinde aile, evlenme ve boanma konularnda tam bir zafer kazanm durumdadr. lerici eylem kadn Rut Lubi, yle yazyor: "Binlerce ailenin mutluluu, dinerkilerin ellerinde bulunuyor. Yrrlkteki evlilik yasas, lke iin bir yzkarasdr." srail'in medeni hukuku, dnyadaki en geri medeni hukuklardan biridir. Talmud'un kadn hakkndaki vaazlar yasa haline getirilmi. Kadnlar miras alma hakkna sahip deiller, birinci derece bir mahkemeye tank olarak kamyorlar. Kadn,
105

boanma hakkndan yoksundur. Boanma konusunda karar verme hakk sadece kocaya aittir. Eer erkek, einden boanmay kabul etmiyorsa, hibir adli makam o nikh bozamyor. Kadercilik (Fatalizm) Talmud, kadnn sadece insanlk onurunu deil, genel olarak insan kiiliini de aalyor. Talmud'daki tler btnyle kaderci bir ierie sahip. Talmud yazar Eleazar Kappor yle diyor: "Bil ki, yaplan her eyin bir hesab vardr; mezarn senin iin bir snak olduuna inandrma kendini, nk sen kendi istencinle domadn, sen kendi istencinle yaamyorsun, kendi istencinle lmeyeceksin ve hkimler hkimine, Rabbe hesap vermen kendi istencinle olmayacak." nsan davrannn kaderci bir koula balan, insan herhangi bir seim olanandan yoksun brakyor, onun btn yaamn kr d glere bal klyor. Yahudi vaizler, gerek yaam srecine hi dikkat ekmeden, insann ahlaki gerekelerinin, onu, tanrnn holand dindar bir insan gibi davranmak zorunda braktn sylyorlar. insann btn davranlarnn kaderci bir koula bal olduu yolundaki dini propaganda, Yahudiliin cennet-cehennem, br dnyadaki ball brek veya krba hakkndaki retisiyle elimektedir. Bundan tr Talmud yorumcular, manta aykr olarak, "her eyin nceden grldn ve zgrlk verildiini" (Abot, III, 15) ne srmekteler. Bu isel eliki ve uyduruk dnceyle, onlar, her insan davrannn hakl olarak gkte Tanr Yehova'dan bir karlk (dl veya ceza) grecei beklenir eklindeki, Yahudiliin en nemli ahlak kurallarndan birini kurtarmaya alyorlar. Etik Yahudilik Son zamanlarda Yahudi inancnn yayclar yeni toplumsal yaam koullarna daha gl biimde uymak zorunda kalyorlar. Bunlar, X X . yzyldan nce esas olarak dinsel dogma106

l irin ve ayinlerin yorumuyla ilgilenirlerken, gnmzn Yahudi dinerkileri kendi konumlarn kurtarmak iin, ilk planda Yahudiliin etik deerini ileri sryorlar. Amerika'da yaayan ve gnmzn nde gelen Yahudilerinden biri olan M. Viner'in dncesine gre, dar ulusalc, btnyle yasaklardan oluan dini, "gerek etik bir dine" dntrmenin zaman gelmitir. Viner de, teki Yahudi ilahiyatlar gibi, Yahudiliin ahlaki dncelerinin kaynann Eski Ahit (Tevrat) ve Talmud olduunu syleyerek, "Kutsal Kitap "ta yazlanlardan ve Talmud'un ok saydaki tlerinden, evrensel bir din iin kural ve ilkeler karlmasn neriyor. lkemizdeki hahamlar da, khnemi Eski Ahit emirlerinin an gereklerine uydurulmas ynnde verdikleri szl demelerle aba gstermekteler. Etik Yahudilik yandalar btn ahlak kategorilerini soyut olarak, toplumsal bilin biimlerini douran toplumsal koullardan kopararak ele alyorlar. Onlar, zel karlar kltn ve bireysel mutluluu savunarak, insann tanrya yaklam sorununu titizlikle gzden geiriyorlar. nsandan kendi ruhunu kurtarmas ve br dnyadaki bireysel mutluluunu gvenceye almas konusunda, bencilce bir kayg tamasn istiyorlar. Yahudiliin ahlak anlaynn komnist terbiyeye aykr dt ve gurur, bamszlk, onur sahibi olma bilinci ve yaratc etkinlik gibi karakter zelliklerinin ekillenmesine engel olduu, ok iyi anlalyor. Mesih'in geleceine, kiinin lmszlne, te dnyann ve gksel bir egemenliin var olduuna inan, Yahudiliin temel dogmalarndan biridir. Yahudi ilahiyatlar, Mesih'in yeryzne gelecei vaazyla, szde insanlarn ahlaki ve dinsel davran biimine bal olan toplumsal dzenin yeniden kurulacana ilikin, dsel tablolar yaratarak halk uyutmaktalar. Talmud yorumcular ve gnmzn Yahudi dinerkileri, btn evrendeki yaamla birlikte, her ayr insann yaamnn ve geleceinin, tanr ve onun Tora'snn emirlerinin kat bir ekilde
107

yerine getirilmesine bal olduu eklindeki teolojik bir dnceyi savunuyorlar. Sanhedrin Antlamas'nda, gelecein dnyasnda (ahret) ans olmayan ahlaksz kiiler bir bir sralanyor. llerin dinlemeyeceini ne srenler, Tora'nn tanrdan gelmediini syleyenler, dnyayla ilgili kitaplar okuyanlar, "boyunduruktan kurtulanlar", "vasiyeti bozanlar", Epikrosular vb. bu ahlaksz kiilerden saylyor. Mesih'in egemenlii hakkndaki Talmud retisi, .S. I. yzylda artk insann ve dnyann sonuna (kyamet, .) ilikin ak bir ifade eklini almt. Engels'in, gksel mahkemeye, br dnyada alnacak dllere ve cezalara ciddi yaklaan, g (tanr katn, .) ve cehennemi yaratan, bylece "ac ve yaam sknts ekenleri, aclar gezegeni dnyamzdan sonsuz cennete gtrecek" (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 22, s. 483) k bulan insanlar olarak niteledii, ilk Hristiyanlardr. Talmud'un ahlak tlerinde, yeryznn gnahl yaamnn karsna, gklerdeki ideal bir yaam konuyor. Dnyann insan bilincinde bu ikiye bln, smr toplumunda insann yaad toplumsal basknn bir yansmasdr. Bask ve aalanma, insann dinsel bir temelde kendine yabanclamasn douruyor ve onu gklerde bir yere yerletiriyor. Bu nedenle kapitalizm koullarnda dinle mcadele, sadece dinsel retilerin eletirisiyle snrl deildir, toplumsal ilerleme, demokrasi ve sosyalizm mcadelesini de iine alr.
* * *

Yahudiliin temel dncelerini gzden geirdik. Bu dncelerin gnmzde Yahudi ilahiyatlar tarafndan, adaln gereklerine yant vermesi gerektii ekilde yorumlandn da unutmamal. rnein, baz ada Yahudi ilahiyatlar, kendilerini komnist ahlakn gereklerine uydurarak, srarla Talmud'un zanaat, komu sevgisini kutsal sayan tlerini
108

avp buluyor, bu tleri szde Yahudilik iin zyapsal (kaolan hmanizm ve adaletin gerekleri olarak sunuy o r l a r , Talmud etiini komnist ahlakn gerekleriyle badatrmaya alyorlar. Ancak, Yahudiliin ahlak tleriyle komnist ahlak zdeletirme abasnn eletirilmeye deecek bir yan yoktur; nk Yahudi ahlak, gerekte zel mlkiyeti, bask ve smry savunmaktadr. Dinsel ahlak, dorudan dinsel dnya grlerinin etkisi altnda oluan ahlak anlaylarnn, ilkelerinin, etik biimlerin toplamdr. Btn dinlerin vaizleri, ahlakn doast, tanrsal bir kkene sahip olduu savn ne srerek, bylece kendi ahlak kurallarnn ebediliini ve deimezliini, onlarn zaman d ve snflar st niteliini ilan ederler. Fakat gerekten, Marksist-Leninist bilimin gsterdii gibi, ahlakn temelinde doast gler deil, bu dnyadaki gerek yaam, insanlar arasndaki maddi, ekonomik ilikiler yatar. Ahlak, toplumsal yaamn belirledii bir toplumsal bilin biimidir. Snfl toplumda her ahlak sistemi snfsal bir nitelik tar, insanlarn davran biimlerini u ya da bu snfn karlar uyarnca deerlendirir. Din vaizlerinin, dinsel ahlak ilkelerinin, bir dinin birletirdii btn insanlar iin, varsl ve yoksullar, smrcler ve smrlenler iin ortak anlamlar tadn gsterme abalar, dinsel ahlakn snfsal zn gizleme amacna yneliktir. Bu snfsal z, yansmasn boyun eme, dnyadaki zorluklar yenmeyi sabrla erteleme, br dnyada tanrsal bir cezaya arptrlmay bekleme veya dllendirilmeyi mit etme vaazlarnda bulur, iktidar glerine itaati isteyen, yeryzndeki adaletsiz toplumsal sistemlerin deimezliini ne sren, smrclere uysallkla boyun emenin karl olarak tanrsal dl vadeden dinsel buyruklar, Lenin szleriyle sylenecek olursa, emekilerin uyuturulmasna ve yaadklar adaletsiz durumun pekimesine hizmet etmekte, onlar toplumun devrimci dnmndeki can alc grevlerinden alkoymaktadrlar.
rakteristik) 109

Ahlak kurallar deiik dinsel sistemlerde farkl olabilirler. Bu, her eyden nce, sz konusu ahlak kurallarnn farkl lkelerde, farkl halklarn iinde ve toplumsal gelimenin farkl aamalarnda olumasndan kaynaklanr. Ama bu kurallarn hepsi smrc toplum koullarnda ekillendiler ve uzlamaz elikilere dayal sosyo-ekonomik formasyonlarn adaletsiz toplumsal yapsnn yaratt, insanlar aras eit olmayan ilikileri kutsallatrdlar. Bu, her eyden nce, smrc snflarn karlarn ifade eden dinin ahlak ilkelerinin snfsal ieriine baldr. Dinsel ahlak, dinin bir bileeni olarak, dinsel kr inanlarn yok edilmesi, smr ve snfsal eitsizliin ortadan kaldrld adaletli toplumsal koullarda yeni ahlaksal ilke ve kurallarn pekitirilmesi lsnde alacaktr.

110

BUDST

AHLAKI

Budistlere gre, Budist ahlak, btn dinsel ahlaklar gibi, br dnyada onlarn kurtuluunu salamaya ynelik ve bu dinin temel dogmatik dncelerine dayanan bir ahlaktr. Budist skolastii, grece karmak olmasna karn, ona dayanan ahlak basit ve geni kitlelerce anlalabilirdir. Bu basitlik ve anlalabilirlik, Budizm'in Hindistan dnda geni bir alana -Tibet'te, in'de, Japonya'da, Hindi-ini halklar arasnda ve Seylan (Sri Lanka)'da- yaylmasnda byk bir rol oynad. Snfl toplum koullarnda acnn kanlmazl konusundaki Budist retinin en nemli hareket noktalar, ezilenler tarafndan benimsendi, kolayca kavrand; bu da ezenlerin yararna bir durum yaratt. Budizm, dnyada ekilen aclarn kanlmazl teorisinden hareketle, her insann kurtuluunun onun kendi elinde olduunu ne srer. Dnyasal karlar iin her mcadele giriimi, Budizm yayclarnn szleriyle syleyecek olursak, yeni aclarn sonsuza kadar srmesi gibi, korkun bir tehlikeyi iinde saklar. Yaamsal tutkular reddetmek, iindeki "her trl gl duyguyu" yenmek, insann aclarna son verir. indeki gl yaama isteini bastrmak, insan iin, herhangi bir canl varlk iin ne kadar doal bir davrantr? Erken dnem Budizm, ar ilecilii, kendi kendine ac ektirmeyi (mazoizm) ve bedeni ldrmeyi yadsyordu. Sylence, Buda'nn, kendi "aydnlanmasndan nce, yedi yl boyunca kendini sk bir ilecilie verdiini ama bunun ona gerei bulmada yardmc olmadn sylyor. Budizm, "sekiz katl orta soylu yoP'un, kurtuluun tek yolu olduunu ne sryor. Kurtuluun "Sekiz Katl Soylu Yolu" Bu yol, Budist yazna gre, u halkalardan oluuyor: "Doru gr, doru istek, doru sz, doru davran, doru yaam biimi, doru aba, doru dnme ve doru dnce younlamas. "
111

Budist yazn, "sekiz soylu yol"u oluturan halkalarn anlamlarn ayr ayr aklayarak, "doru gr" kavramyla, szn ettiimiz Budist retinin ekirdei olan "drt soylu gerein" bilinmesini ve doru alglanmasn anlamak gerektiinin altn izer. Bunlar bilmeyen kiinin kurtuluu olas deildir, kurtulu yolu ancak Budizm'i retmekle olanakldr. "Doru istek", bilincine varlan "drt gerek"in insanlarn kendi yaamlarnda gerekletirilmesi kararll olarak yorumlanyor. Bu kararlln ortaya k biimlerinden biri, doruluktur, yani yalan, kabal, iftiras olmayan bir dil. "Doru davran" ilkesi, her eyden nce, "be ahlak koulumun ("pana-ila") gzetilmesi anlamna gelmekte. "Doru yaama biimi", her eyden nce, geim aralarn "drste elde etmek" yoluyla yaamaktr. "Doru aba", bilinci bu gerekd varla balayan her eyi ortadan kaldrmaya yneltilmi olmak zorundadr. Budistler, "doru dnme"nin, bilincine varlm ve kurtulu yolunda ulalm eyleri, her zaman dnyasal elere balln ortadan kaldrlmas yolunda toplamak olduunu, anlamak gerektiini sylerler. "Doru dnce younlamas" ise, mantksal olarak bilinci mkemmelletirmenin, iinde dnyasal balardan kurtulma konusunda bir i sevince bile yer olmayan, dnyadaki her eye uzaklam btn byk eylere ulamann, kendine hkim olmann ve Nirvana'ya erimeye yakn bir grnmn ortaya knn yoludur. "Mkemmel yaam", Budizm'e gre, kendi yalanc grlerini ve dnyasal olana balln yenme dncesine dayanarak, duygu dnyasnn ktlk ve acsnn stesinden gelinebildii bir yaamdr.

B u d i z m ' i n Ahlak deali


Budizm'de "doruluk" ya da "mkemmellik" anlayn, btn dnyasal arzu ve duygulardan uzaklk olarak nitelemek gerekir. Yalnz kendi bireysel kurtuluunu dnen bencil insan, ilkel Budizm'in idealiydi. Bir Budist, onu kuatan aclara
112

ve insanlarn ektii skntlara, bunlarn birer yanlsama (illzyon) olduunu unutmadan, rahat bir gzle bakmal. Benim yanlsamamn yaratt heyecan, onda bir eyi deitirme abas, bir tutku salgn, kanlmaz olarak yaam yeni bireysel yozlamalara ve aclara gtrr. Her etkin kt davran, kime kar yneltilmi olursa olsun, hoa gitmeyecek yeni deiimlere yol aaca iin, bir Budist, kendini, komularn ve arkadalarn zalimlerden, zorbalardan ve hibir ktlkten korumamaldr. Btn yasa metinlerinde sessizlik ve duygusuzluk ile bilgelik, kavray ve kurtulu arasnda bir eitlik vurgusu yaplm. zellikle insan bu dnyann aclarna eken btn canl insani duygular ve ballk hali, kurtulu iin tehlikedirler. Byle bir vaaz, ezenlere tam itaat istemekle, ezilenleri ruhsal olarak zincire vurmutur. Bilindii gibi, zora ve zulme kar savan yararsz olduu Budizm tarafndan aka dile getirilmekte, nk, sadece sz konusu deiimin olumsuz nesnel biimine yol aan iddetin hissedilmesi, sadece bireysel olarak kendi eziliinin znel bilincine varmadr gerek olan. Ya da baka bir deyimle, bu, gemi yaantda ilenmi gnahlarn bir sonucudur. Budizm, ektiin aclarda sulu olan sadece sen kendinsin, der ezilen insana. Bu nedenle, sabret ve btn aclara uysallkla katlanarak, gelecek yaamnda bu aclardan kurtulmaya al. Budizm'in bir metninde, klelerin "onlara verilenlerden, kendi ilerini iyi yapmaktan, efendileri hakknda iyi eyler konumaktan honut olmalar gerek" deniyor. "Pana-ila" Bir Budist, en iyi yeniden dou olanana kavumak iin, gnlk yaamnda "be ahlak koulu"na ya da "be emre (pana-ila)" uymak zorundadr. te bu be emir (pana-ila): Herhangi canl bir varl ldrmemek, hrszlk etmemek, yalandan kanmak, eine ballk gstermek, alkol kullanmamak. Budist vaizler, bu "be emri" sadece Budizm'e zg ahlak ku113

rallar olarak gsteriyorlar. Fakat, bu emirlerin neredeyse harfi harfine Musa'nn emirleriyle rttn ve bunlarda, tpk dier dinlerin benzer emirlerinde olduu gibi, dine zg hibir ynn bulunmadn grmek zor deil. Bu ahlaki gerekliliklerin, insanlarn kendi aralarndaki ilikilerin ve bireyin toplumla olan balarnn dzenlenmesini gerektiren, tarihsel olarak gelien belli toplumsal koullarn etkisi altnda ekillendii bilinir. Bu basit ahlak kurallarnn Budizm'in ahlak kodeksi iinde yer alyor olmas, Budizm'in genel anlamda anti-hmanist ve bencil (egoist) bir ahlak nitelii tad gereini hi de ortadan kaldrmaz. Birincisi; Budizm'in iki bin yldan fazla bir sre boyunca var olduu somut toplumsal koullarda, onun zorla elde ettii insanlk iin ortak ahlaki gereklilikler, emekileri yeryznde daha iyi bir yaam iin savatan alkoyarak, onlarn, iktidara, gce ve retim aralarnn mlkiyetine sahip bulunanlar tarafndan ldrlme ve yamalanmasn hibir zaman engellemeyerek, daima iktidardaki varsllarn ve smrclerin karlarna uygun olmutur. kincisi; bu ahlaki gereklilikler, dier btn dinlerde olduu gibi, sadece insanlarn davranlarn belirlemek zorunda olmayp, dinsel kurtuluun da aracdrlar: Bunlara uymamak, gelecekteki (br dnyadaki, .) dsel mutluluun temelini ykar. ncs; Budizm'deki bu gereklilikler sadece ahlakn temel dncesini belirgin klarlar ki, bu dnceye gre, her trl tutku, istek ve zorbalk kurtulua zarar verir, bu tutku ve isteklere sahip olanlarn aclarn artrr. Emee Bak Emek, insan yaamnn temelidir, bu durumda, Budizm'e gre, insan dnya yaamna balayan en nemli etkenlerden biridir. Budist yaznda emek, zararl, (br dnyada) kurtuluu engelleyen bir e olarak nitelenir. "Hibir eyimiz olmasa da, biz ok mutlu yayoruz, tanrsal klar saan bir neeyle besleniyoruz" diyor Dhammapada'nn 200. ktas. "Kendini dnmeye deil de bo eylere veren, amacn unutan, yaam114

dan tat almaktan baka ey dnmeyen biri, derin dnceye dalan birine imrenir" diyor 209. kta. Bu nedenle, dnyada herhangi bir ey yapma konusundaki her trl abay yadsmak, yce bir erdem oluyor. rnein Budizm, bakalarnn srtndan geinen bir keiin, emee dayal her trl etkinlii, aile balarn ve aile ykmllklerini yadsmasnn, onu ideal bir insan yaptn syler. Budizm, her trl dl hak eden emek olarak, sadece keiler topluluunu beslemeye ynelik emei sayar. Kadna Bak Kadna ballk -e, anne veya kz karde- dnyadaki en gl ballklardan biri olduundan, Budizm'de kurtulu yolundaki en nemli engellerden biri saylr. "Bir erkein kadna ynelik arzusu -en alt dzeyde olsa bile- yok edilinceye dek, onun akl, annesini emen bir buza gibi, (kadna) baldr" diyor Dhammapada (284. kta). Erken dnem Budist retiye gre, aile balar paralanmadan kurtulu olas deildir, kadn da kurtulu yolundaki en gl engellerden biridir. Bundan tr, tam bekrlk, doal olarak, Budizm'in geliiminin en erken aamasnda (birok Budist eilim ve okul iin bugn de geerli) "erdem yolu"nda olan kiiden zorunlu olarak istenen bir durumdur. Erken dnem Budist kaynaklarn tm, kadn kurnaz, entrikac, zevk ve elence dkn ve yalanc bir varlk eklinde betimleyerek, ona son derece olumsuz yaklayorlar. Ama Budist yaznda baz erdemli kadn rneklerinin olduu da bir gerektir. Ne var ki, bu rnekler, her zaman ve sadece, dnyadan el ekmi rahibelerdir. Bunlarn says ok azdr ve kurtulu yoluna km kadn tiplerinden ok daha renksiz betimlenmekteler. Daha ge dnemdeki Budist okullar, kadna, sadece en aa dzeyde yeniden canlanma hakkn tanyorlar. Cennete girmek iin de, kadnn nce kadn olmaktan kmas, yani erkee dnmesi ve bu sfatla cennet mutluluunu hak etmesi gerekiyor.
115

Kadna bu ekildeki bir bakn, birok Asya lkesinde kadnn srtna ar bir ykn binmesine, onun ekonomik ve tinsel ynden kleletirilmesine fazlasyla hizmet etmesi doaldr. Lamaist Ahlak Budist ahlak retisi Lamaizm'de (Tibet Budizm'i) ayr, belirgin bir ekil kazand. Lamaizm, Mahayana'nn daha sonraki geliimiyle, kendi dogmalarnda duygular dnyasnn, yani aclar dnyasnn (Samsara), hilik dnyasyla, yani rahatlamayla (Nirvana) keskin bir tarzda karlatrlmasndan hareket eder. Samsara'da " dnyann" tamam ile btn alt snfn canl varlklar (insanlar, hayvanlar, cehennem sakinleri, Tengriler, Assuriler ve Biritalar) yollarn yitirmilerdir. Onlarn hatalarnn nedeni aptallk, cehalet (kurtulu yolundaki bilgisizlik anlamnda) ve dnyaya ballktr. Varln gelip geici olduu vaaz, Lamaizm'de zellikle ak, anlalr, somut, duygusal bir biim almtr. Byle olmutur, nk Budizm sindirilmi, cahil, feodal kyl kitleleri arasnda yaylm ve din renimi onlarn dzeyine uygun hale getirilmitir. Din propagandas iin sanatn btn trlerinin etkin olarak seferber edilii bundandr. Kapal, ask suratl Tibet dalarnn sekilerinde dzensiz biimde dalm ya da Moolistan'n tekdze step manzarasnda bir lgm (serap) gibi aniden beliriveren bembeyaz, yaldzl, parlayan atlaryla tapnaklar; dini orkestrann devasa borusunun kilometrelerce uzaa giden brt eklindeki sesi; nemli bayramlarda manastrlarn evresinde szlrcesine, ar ar ve gsterili biimde gezinen kalabalk lama (Budist rahip) alaylar; iinde krmz, sar giysileriyle, zerine dualar yaptrlm ince uzun kat yapraklar ark syler gibi glkle okuyan keilerin gezindii, tapnma konulu bir pandomimada korkun maskelerle ve lgnca tempo tutarak danslarn yapld tapmaklarn gizemli loluu; btn bunlar ve pek ok baka ey, inanan insanda gl duygular uyandrmak, bu zor anlalr ve korkun
116

doast dnyann ululuuyla ve bu doast dnyann yeryzndeki tapnanlarnn gcyle onun bilincini bomak iin, Lamaizm'e yneltiliyor. Bu duygusal etkileme aralar kalabal iinde ba yeri betimleyici sanat alyor. Tapnaklar dinsel ierikli, ounlukla sanat deeri yksek tablolarla, cennetin veya tanrlarn gksel mekanlarnn betimlendii hacimli maketlerle, ruhlara yalvarmak iin karmak aralarla, pandomima ve yry iin kullanlan maske ve giysilerle, eitli dini eyayla vb. dolu. Sansarin-Hurde Bu dini yaratlar iinde ba yeri, Sanskrite-Moolca terminolojide "Sansarin-hurde" (sansar tekerlei, yani yaam, duygusal varlk tekerlei) denen, yaam tekerlei alr. Bu tekerlek btn manastrlarda bulunur ve halka dinsel ahlak vaaz vermek iin, Lamaizm tarafndan balca grsel-eitsel eitim arac olarak yaygn ekilde kullanlmtr. Olaanst gelimi kaslar, dehet saan gzleri, krmz veya kara derisiyle bir insan olarak betimlenen korkun ruh Mangus -lmn hizmetkr, yrtc dileri ve keskin peneleri arasnda aclar dnyasn simgeleyen bir halka tutuyor. Halkann ortasnda, bir ylan, bir horoz ve bir domuzun birbirine sarlm olduu kk bir halka daha var. Bunlar, kanlmaz yeniden doua (acya) yol aan glerin simgeleridir, bu gler: Kin, ehvet dknl (bu kavramla yaama her trl ballk kastedilmekte) ve cehalet, aklszlk (kurtuluun olabileceini ve gerekliliini bilememe). Lamalarn, resmin bu blmn yorumlayarak, kini, her eyden nce dindar bir insann yaama ynelik honutsuzluu, onun zalimlere duyduu nefretin aa k olarak aklamalar, doaldr. Cehalet ise, dine kar gereken ilginin, Budizm'e saygnn olmamas olarak tanmlanyor. Ana halka ile ortadaki kk halka arasndaki boluk samsara dnyasnn betimiyle doldurulmu. Canl varln yeniden
117

douunun temel biimleri konusunda grsel olarak ifade edilen dnce, be blmde veriliyor. Bununla birlikte, alt blmde her zaman cehennem yer alyor, insanlarla insan-tanrlarn (tengriler ve assuriler) dnyas halkann st blmne yerletirilmi. insanlarn dnyas, Budizm'in yayld lkelerle snrl corafik alan olarak gsteriliyor hep. Hindistan (beyaz fil, bir tapnan yaknnda vaaz veren bir kei), Tibet (Lhasa'daki Dalay Lama Saray), Moolistan (gebe adrlar, develer) ve Buryat (Rus izbesi, bir ifti, bir tren). Bu "insanl" blgenin alt snrna, kanlmaz acy sembolize eden drt resim (doum yapan bir kadn, bir ihtiyar adam, bir l ve yanma bir rahip-otacnn oturduu bir hasta) yerletirilmi. Tengriler ile assuriler huzur ve sevinci bilmezler. Onlar sonu gelmez bir dmanlk iindedirler, birbirlerini mzraklar ve kltan geirirler. Insan-tanrlarn arasnda mutluluk da yoktur; onlarn payna denin azap ve ac olduunu syler Budizm. Geriye kalan dier blmde acnn kanlmazl tezi daha da ileri gtrlr. Hayvanlar birbirlerine saldryor, gller zayflar paralyorlar. Birita diye adlandrlan kocaman gbekli ve incecik boyunlu mitolojik varlklar, daha az perian durumda deiller. Bu varlklar srekli alk ekiyorlar, nk azlarna gtrdkleri yiyecekler bir anda tutuup yanyor ve alev olarak boazlarndan dar dklyor. Lamaizm'de Cehennem En korkun aclar, cehenneme deni bekliyor. Halkann alt blgesinde, elinde bir aynayla cehennem gzcs Erlikhan (Sanskrite'de; ukur, kuyu) tahtta oturuyor. Cehennemde bulunan her ruhun yapt iler aynada yansyor. Bundan baka, gnahkr kiinin yannda, onun iyi ve kt eylemlerinin muhasebesini karan iki cin bulunuyor. Bu cinler, uvallarndaki
118

beyaz ve siyah halkalar, gnahkr kiinin eylemlerinin ls olarak Erlikhan'n nne dkyorlar. Erlikhan'n tahtnn sana ve soluna cehennemin blmleri yerletirilmi. Bu blmler sekiz scak ve sekiz souk paradan oluuyor. Her blmn, orada uygulanan ikencenin niteliine uygun bir ad var. Birinci blm "srekli iyileenlerin" blm: eytanlar, kendi yaralarn abucak iyiletiren gnahkrlar mzraklarla yaralyor ve ikence durmadan sryor. "Kara izgiler cehennemi" blmnde, eytanlar, gnahkrlar testerelerle keserek bedenlerine siyah izgiler ekiyorlar. Cehennemler, hi yatmayan, tam bir ate denizi olan korkun blme varncaya dek, giderek daha scak bir hal alyorlar. Gnahkrlarn, keskin azlar yukar gelecek ekilde topraa saplanm bak ve kllarn zerinde kendilerini durmadan yaralayarak kotuklar bir cehennem de var. Souk cehennemlerde "sivilceli deriler", "sivilceleri patlayan deriler", "ay! ay! diye lklar ykselen cehennem", "gcrdayan diler cehennemi" vb. blmler var. Samsara tekerleinin emberine 12 dilim, yani her canl varln kendi yeniden canlan srecinde getii aamalarn betimi yerletirilmi. Bu aamalar uygun resimlerle sunuluyor: Yal bir kr adam, douran bir kadn, yumurtalarn zerinde bir tavuk, aatan frlayan bir adam, meyveler, arap ien bir adam, bir gzne ok saplanm tek gzl bir adam, birbirine sarlm bir erkek ile bir kadn, terk edilmi bir ev, sandaln iinde bir adam, bir maymun, mlek yapan bir mleki ve yolunu bulamayan yal, kr bir kadn. Bu resimlerin her biri sembolik bir anlam tayor ve lamalar tarafndan Budist ahlakn ruhuna uygun olarak yorumlanyor: Tutku ve cehaletin sonucu olarak ac. Sansarin-hurde kompozisyonunun sol st kesinde, gzlerinde bir kla Buda resmi yer alyor; bu k, onun kurtulua gtren retiidir. Sa st kede, vaaz veren bir kei figr bulunuyor. Kei, gne olma olasl bulunan solgun bir da119

ireyi iaret ediyor, bu, bazen Nirvana (aydnlanma) olarak yorumlanyor, ama her durumda kurtuluun simgesidir bu daire. Lamaizm'de Cennet Sansarin-hudre, cehennem azaplarn ak ekilde betimlerken, erdeme karlk verilecek gksel dl konusunda pek de ak bir dnce koymuyor ortaya. Galiba bu, cennet retisinin Budizm'de ge olutuunu gsteriyor. Cennet anlay, yava yava Lamaizm'de ok saygn bir tanr olmaya balayan Buda Amutaba'ya inancn gelimesi dolaysyla, yeryznde ekilen azaplara karlk btnyle gerek, ekici bir dl olarak ortaya kyor. Budizm retisine gre, Amutaba, yeniden douun (ac) en nemli nedeni olan ehvet dknln ortadan kaldryor. O, yksek bilgeliin tam rahatl iinde, her canl varln oraya dtkten sonra onun vaazn dinleme onuruna erebilecei ve bylece kesin kurtulua son adm atabilecei cennette (Sanskrite, "sukavati", yani temiz toprak; Moolca, "divacin") gururla oturuyor. Lamaist yazarlarn yaptlarnda, bu mutluluk diyarnn bolluk ve gzelliini betimlemek iin renkler esirgenmiyor. Cennetin topra krlp ufalanm deerli talardan ve madenlerden oluuyor, son derece de verimli. Orada ne kayalklar ne uurumlar ne toz var; genel olarak hoa gitmeyen veya zararl hibir ey yok. Oradaki her ey gz okuyor, us iin retici, kalp iin sevin verici. Orada ne yalanclar, ne iftiraclar, ne kaba insanlar ne de dedikoducular var. Cennet sakinlerinin tamam erkek cins olduklar ve cennette lotus ieklerinden ortaya ktklar iin, orada doum acs da yoktur. lm srasnda da ac olmaz orda ve beden bir anda ruhtan ayrlr. Cennet sakinleri, daha nceki yeniden doularnn 180 milyar yllk sresi boyunca, onlarn kesin kurtuluuna yardm etmesi gereken yaptklar btn davranlar anmsarlar. yle ki, 7 bin gen kz, arklarla, danslarla mutluluk diyarnn sakinlerini elendirirken bile, bu, onlarda tutkular uyandrmaz, onlar "her zaman kurallara sk skya baldrlar."
120

Budizm'in yayclar, btn dindarlara vaat ettikleri yer olan cenneti byle betimliyorlar. "On Kara Gnah" ve "On Beyaz Erdem" Lamaist ahlakn temelini "on kara gnah" ve "on beyaz erdem" retisi oluturur. Lamaizm'in yasalar kitab Tonilhuyn imek (Kurtuluun Ss), "kara gnahlar" kategoriye ayryor. Birincisi, bedensel gnahlar: ldrmek, hrszlk, zina. kincisi, dil gnahlar: Yalan, iftira, kavga etmek, alay. ncs, bilin gnahlar: Kskanlk, kin, sama dnceler. Erdemler de gerektii gibi snflandrlyor. Birinci blm: Acma duygusu, sadaka datma, ahlaksal temizlik (bunlar bedenin erdemleri). Doruluk, dmanlk gtmemek, incelik ve "kutsal kitaba" sayg, dil erdemleridir. Sonuncusu, bilin erdemleri ise lmllk, merhamet ve dinin gerekliine inantr. Lamaizm'in gnahlar ve erdemler hakkndaki retisi, emekilerin kendi klelik durumlarnda herhangi bir eyi deitirmeye ynelik her trl abalarn engelleyen egemen snflarn elinde gl ideolojik bir silah oldu. Lamaizm, toplumun sosyal dzenindeki adaletsizlii, insann daha nceki yeniden dou gnahlar iinde kendisi tarafndan gerekletirilen btn kiisel felaketleri aklayarak, insana gelecekteki yazgs iin bir sorumluluk ykledi. nsann gemiteki ve bugnk yeniden douunda iledii sulardaki kiisel sorumluluu konusunda Lamaizmin alad kesin inan, insann her admnn doast glere bal olduu inancyla ok iyi rtmtr. Ama insan tanrlarn ve ruhlarn gazabndan "koruma" konusundaki Lamaist kayg, hi de karlksz deildi ve Lamalarn varsllamalarnn en nemli kaynaklarndan biri oldu.

121

HIRSTYAN

AHLAKI

Hristiyanlk ahlak, ifadesini, ahlak ve ahlakszla ilikin kendine zg dncelerde, anlaylarda, belirli ahlak kurallarnn (rnein, buyruklar) toplamnda, kendine has dinsel-ahlaksal duygularda (Hristiyan sevgisi, vicdan vb.) ve dindar insann kimi istemli niteliklerinde (sabr, itaat vb.), ayrca ilahiyat ahlak sistemlerinde ya da teolojik etikte bulur. Btn bu saylan eler, Hristiyan ahlak bilincini oluturur. Hristiyanlarn ahlak bilinci, toplumsal ve tarihsel koullara bal olarak, onlarn grup ya da toplum iindeki gnlk davran biimlerinde yansr. Bu bilin, balangta klelerin ve Roma tarafndan kleletirilmi halklarn, kendi zgrlk ve mutluluklar iin verdikleri savataki zayflklarnn bir yansmas olarak domutu. Hristiyan ahlak, bundan sonraki geliiminde, insanln gelecekteki ahlaksal ilerleyiini frenleyici bir g olarak ortaya kp, Hristiyan ahlak bilincinin arkaik ve renkli dnsel ieriinde varln gnmze dek srdren kimi zgn nitelikler kazand. Hristiyan ahlak, tarihsel varlnn srd yzyllar iinde, deiik snflarn toplumsal-politik karlarna uygun hale geldi, snfsal eitlilik iinde cisimleti: Bir yanda Hristiyan-feodal Katolik ve Ortodoks ahlak, ayrca Hristiyan-burjuva Protestan ahlak; dier yanda kilisesinin sapkn bulduu kimi ortaa halklarnn Hristiyan-demokrat ahlak ve hatta ii hareketlerinin erken dnemlerinde Hristiyan-proleter ahlak ("Hristiyan sosyalizmi"). Btn bunlara karn, Hristiyan ahlaknn dier ahlak sistemlerinden, rnein burjuva aydmlanmaclarn ahlakndan veya daha ok ateist proleter ahlaktan ayrlmasn olanakl klan zelliklere sahip Hristiyan ahlak bilincinin, zgn ideolojik bir olgu olarak ayrlmasna olanak tanyan deimez dinsel ekirdek, Hristiyan ahlak iinde korundu. Hristiyan (ve genel olarak her trl dini) ahlakn temel dncelerinin dinsel dogmalarla zorunlu bir ba iinde sunulmas, onun balca zelliidir. Hristiyanlk inancnn "tanr
122

vahiyi" dogmalar deimez kabul edildiinden, bunlarn soyut ierii de grece deimezlik gsterir ve glerini dindar insanlarn her yeni kuanda korurlar. Burada sz konusu olan dinsel ahlakn tutuculuudur ki, bu tutuculuk, gemiten miras kalan khnemi ahlaksal kr inanlarn, deien toplumsal-tarihsel koullar iinde ykn tar. Dind ahlak sistemlerinde bulunamayacak olan ahlaksal tlerin dinsel ahlakta var olmas, onun din dogmalaryla ilikisinden doan dier bir zelliidir. Gerek yaamda insanlarn temel karlaryla elien ac ekmenin hayrl oluu, balama, dmann sevme, ktle kar koymama gibi Hristiyanlk tleri ve dier dnceler bunlara rnektir. Hristiyanln, dier ahlak sistemleriyle ortak olan dncelerine gelince, bunlar, dinsel-dsel tasarmlarn etkisi altnda nemli deiikliklere uram dncelerdir. Hristiyan ahlak en ksa ekliyle, Hristiyanlk dogmalarna sk skya bal ahlaki dncelerin, anlaylarn, kurallarn, duygularn ve Hristiyanln gerektirdii davran biimlerinin oluturduu bir sistem olarak tanmlanabilir. Din, gnlk yaamlarnda insanlar zerinde egemen olan d glerin, onlarn kafalarndaki dsel yansmas olduuna gre, bu balamda insanlar arasndaki gerek ilikiler, bozulmu dinsel bir dlem eklinde Hristiyanlk bilincinde yansmasn bulmaktadr. Ahlak Kurallar ve Hristiyanlk Emirleri Hristiyan ahlak, ailede, bir toplulukta, toplumda insanlar arasnda karlkl ilikilerin dzenlenmesine ynelik bir takm kurallar toplamdr, incil'in "hayrl emirleri", Eski Ahit temelli bilinen bu tr emirlerdir, dierleri ise Yeni Ahit'e dayanan ahlak tleridir. Bunlar kendi iinde, Hristiyan ahlaknn resmi kilise yasalar olarak adlandrlabilecek bir toplam meydana getirirler. Hristiyan ilahiyatlar, tanr bir olduuna gre, incil emir123

lerini kkenleri, btn insanl ilgilendirmeleri ve ierdikleri ahlaki anlam asndan, tanrya sayg duyma ve tapnma sayarlar. Ama Hristiyan ilahiyatlarn ahlaksal kurallarn douu ve ieriine ilikin yorumu, bilimsel adan btnyle temelsizdir. Marksizm-Leninizm, insanlarn ahlak bilincinin toplumsal koullara bal olduunu tantlyor. Toplumsal yaam, insanlarn snflara ayrld koullarda srdne gre, smrc toplumun ahlak sistemi iinde var olan her ey snfsaldr, demek ki, btn insanlar kucaklayan ortak ahlak yasalarnn oluturduu bir btnlk (kodeks) olamaz. Bu, gemiin genel ahlak ilkelerinde, btn insanlk iin ortak elerin hibir zaman bulunmad anlamna gelmez. Deiik snflarn ahlak yasalar arasnda nemli uyumazlklar bulunmasna karn, bu yasalarda ortak yaamdaki kiisel davran biimlerine ilikin kimi ortak zorunluluklar, hibir insan topluluunun onlara uymadan var olamayaca basit ahlak kurallar bulmak olasdr. Yaknlarna kar anlamsz acmaszlk, hainlik, ihanet, ahlak bozukluu, yallara saygszlk, anne-babaya kar yerine getirilmesi gereken greve nem vermeme ve bunlara benzer daha baka davran biimleri, btn ahlak yasalar tarafndan mahkm edilmitir. Hristiyanlk, toplumsal yaamda meydana gelen olaylar kendine gre yanstan bir ideolojidir. Hristiyanln, kendi ahlak ilkelerini yaratrken, tm insanlk iin ortak olan kimi basit ahlak kurallarn da iermesi doaldr. Eski Ahit'teki onlarca szde yansmasn bulan, topluluk iinde kiisel davran tarzlar konusunda herkese kabul edilmi basit ortak gerekler, Yahudiliin eski Tora (Tevrat) metinlerinde sz konusu edilmeden ok nceleri, ortak yaam deneyimiyle dzenlenmi gereklerdir. Bir insann hemcinsini ya da kendi kabilesinden birini ldrmesine izin verilmemesi, kabile ii evliliin yasak olmas gibi alklar, daha klan-kabile sistemi iinde domutu. Eski Ahit'teki btn ahlaki-hukuksal ilkeler, kleci devle124

tin doduu koullarda ekillendi, Jerusalem (Kuds) tapnann din hizmetlileri tarafndan hazrland. Din grevlilerinin, klt (tapnma) hizmeti veren kiiler olarak, kendi ahlaki-hukuksal ilkelerini tanr adna ilan etmeleri doaldr. rnein, o dnemin ataerkil kleci koullaryla rten baz basit ahlak kurallar, eski Yahudilerin "kutsal" kitaplarnda "tanr emirleri" eklini almtr (yaklak olarak I.. IX-VII. yy.). Bylece, toplum ahlak kurallarn incil'den deil, aksine, incil ahlak kurallarndan bazlarn insanlarn gerek toplumsal yaam deneyiminden almtr. Eski Ahit'te yer alan emirler yakndan incelendiinde, bunlarn insanlk asndan ortak bir anlama sahip, mmkn olan btn ahlaki emirleri kapsamaktan uzak kald gze arpar. rnein, kiisel davran biimlerine ynelik u ilk ahlaksal emirler bunlara eklenebilir: Tembellik etme, bilgiye ve bilgelie sayg duy, kalp krma, bakalarnn insanlk onuruna sayg duy, yurdunu sev, ak ol... ilk drt emrin, kendi balarna ahlakla dorudan ilikilerinin bulunmad, dikkati eken bir gerektir. Bu emirlerde ahlak kurallarnn deil, eski Yahudiliin din renimi ve ayinlerle ilgili emirleri kendini gsterir: Tektanrllk konusundaki kat zorunluluk, baka tanrlara tapnma yasa, her eyi tanr adna anma ve cumartesi gnnn, bir insann dier insanlar ve toplumla iliki kurmas iin deil de, tapnma koulunu yerine getirmesi iin ayrlmas ars. Buna karn, saylan bu emirler ahlak zerinde zararl bir etkide bulundular; nk binlerce yl boyunca banaz hogrszln deimez motifleri olarak, baka dinden insanlarn kovuturulmasna ve "din uruna sava "a hizmet ettiler. Eski Ahit incil kitaplar btn bu eylemlerin betimleriyle doludur. Gerek ahlak, insan temel alan ahlaktr, ilk drt dinsel emir de, tanr sevgisi uruna insan sevgisini feda etmeyi zorunlu klar. Hristiyanlk ahlak, incil'in tanr sevgisinin "birincil ve en nemli emir", insann bir yaknna duyaca sevginin ise
125

tanr sevgisinden sonra geldii ve ona bal olduu aka ifade edilen szlerine dayanr. Eer insan sevgisi tanr sevgisine engel oluyorsa, bir Hristiyan tanr sevgisi uruna insan sevgisinden vazgemelidir. Byle bir uyumazlk da pekl olasdr, nk "...dnyayla dostluk tanrya dmanlktr... kim ki dnyayla dost olmak ister, o kii tanrya dman olur." nsanln ortak yaam dostluu, arkadal, karlkl insan ilikilerini gerektirir, Hristiyan ahlak ise, bir mmini tanr sevgisinden uzaklatran "insana gveni" ve "insandan honutluu" mahkm eder. nsana gvensizlik vaaz olan byle bir terbiyeyle yardm sadece tanrdan umma, dindarlarn ahlak bilincini ve davran tarzn bozuyor. Bu, insanlar birbirinden ayryor, onlar yalnzla mahkm ediyor, dier insanlara kar kaytsz olan, yeterince banaz birer dindar haline getiriyor. rnein, eer birinci srada yer verilen tanr sevgisi emriyle dindarln artrlmas deil de, insanda gerekten insancl dncelerin, duygularn ve alklarn gelitirilmesi anlalyorsa, o zaman bu emir, insanlarn ahlaksal olarak bunlar gerekletirmelerine engel olur. K. Marks, "insan ne kadar ok tanrya snrsa, o kadar daha az kendisi olarak kalr" derken, bunu kastetmiti. Eski Ahit'ten alnma geriye kalan dier alt emir dorudan ahlakla ilgilidir. nsann ortak yaamna ait baz ilkel kurallar, bu emirlerde yansmasn bulur: Anne-babayla ilikide saygnn gereklilii, insan canna kyma, ahlak dkl, hrszlk, iftira, kskanlk gibi davranlardan menetme. Ancak, birincisi, bu genel ahlaki gereklilikler tanrdan gelmi bir vahiy deil, gerek yaamdan doan gerekliliklerdir. kincisi, bu gereklilikler dinsel bilinte nemli deiikliklere urad. Gerek Yahudilikte, gerekse Hristiyanlkta saylan basit ahlak kurallar insanlk asndan ortak anlamn yitirdiinden, bu kurallar, belli insan gruplarnn karlar erevesinde yorumlanmtr. rnein, Ortodoksluun akait kitab, dindar bir kimsenin, "ebe126

veyn" ad altnda yallara sayg konusundaki beinci emri sadece baba, ya da anneye sayg deil, ayn zamanda "anne-babann yerini alan" herkese, yani "sivil yneticilere" ve "dini liderlere", en bata da krala, onun ardndan kilise papazlarna, ve sonuta, "deiik alanlarda bata bulunan kiilere", demek oluyor ki egemen snflarn ve onlarn devlet temsilcilerine sayg olarak almas gerektiini aklyor. inde iktidar sahiplerine itaat etme telkinleri bulduumuz "Kutsal Kitap"n pek ok yeri, ebeveyne sayg konusundaki emrin bylesi bir yorumuna neden olmaktadr, nk her trl iktidar tanrdandr; mlk sahiplerine boyun emek sadece korkudan ya da uysallktan deil, dorusunu sylemek gerekirse, zalimlikten de kaynaklanyor. Beinci emir, bu ekilde, soyut bir tarzda ifade edilirken, basit ahlak kurallarn yanstm olmasna karn, Hristiyan dinindeki yorum ve kullanmnda smrclerin snfsal karlarn yanstt; bu nedenle, beinci emrin insanlk asndan ortak bir anlam tad savnda bulunulamaz. "ldrmeyeceksin" emri olan altnc emir, eer soyut olarak ifade edildii ekliyle alnacak olursa, hi kimsenin buna bir diyecei olamaz. Ne var ki, Hristiyanlk, bu emre eitli snrlamalar koymutur. Eski Ahit'te ierdii anlama gre, "ldrmeyeceksin" emri, Yehova'nn "dyle" hapsedilen "srailoullar soyundan" bir kabilenin yelerinin yaamn korumutur sadece. Bu emrin koruyucu ilevi, baka soydan olanlar ya da baka bir tanrya inananlar kapsamaz. "Tarihi kitaplar" denilen Eski Ahit ncil kitaplarnda insan katliamlarnn betimlendii ok sayda resmin yer almas, artc deildir. Bu emrin Yeni Ahit asndan yorumuna gelince, eliik bir yorumdur bu. Bir tarafta, sa, sadece ldrmeyi deil, "kendi kardeine" ynelik sevimsiz, basit bir fke duygusunu bile mahkm ederek, bu emrin daha da gl klnmasn onaylar. Dier tarafta, ayn sa, ona inanmayan birinin fiziksel olarak katledilmesi, ya da tanrnn korkun mahkemesinin yaknda
127

onu mahvedecei yalanyla o kiiye gzda verilmesi arsnda bulunur. Kitlesel olarak katledilen putataparlar, Yuhanna'nn Vahyi'nde aka resmediliyor. Hristiyan inanc, bir klenin tanr huzurunda 'insan' olduunu sylemesine karn, altnc emrin koruyucu ilevi, gerekte kleleri iine almaz. Dik bal klelerin efendilerince katledilmeleri, lncil(ler)de o efendinin tartmasz yasal hakk olarak grlr. Hristiyan kilisesi, kiliseye veya gerek yaamdaki bir iktidara boyun emeyen insanlara ynelik korkun katliamlarda, dini otorite olarak kendini temize karmak iin, yarm yamalak bir Hristiyan hmanizmini kulland. Hristiyan din grevlileri, "Kutsal Kitap"a dayanarak, "dinden kmlara", "kiliseden ayrlmlara" kar yok etme seferleri dzenlediler, bu eylemleri kutsadlar. Bilindii zere, Hristiyan kiliselerinden hibiri, emperyalistlerin kard ne birinci, ne de ikinci dnya savan knad. Zinann knanmas, yani evlilikte ee ihanet, toplumda tek eli ailenin oluumundan bu yana genel bir ahlak kural oldu. Ancak "zina yapmayacaksn" emri, ncil'deki cisimleniiyle, gerekte, einin (kadn) olas bir aldatmasnda sadece erkei korumaya yneliktir. Bundan baka, Hristiyanlk, bu kural, eninde sonunda zinaya yol aan, sonucu dorudan eliik olan her trl ileci ve eskimi kat emirlerle dzenledi. Hristiyanlk, "zina yapmayacaksn" emrini genel olarak, erkek ve kadndan istenen ama eit olmayan erdenlik kouluyla ok snrlamtr. Sekizinci emir olan "almayacaksn" emrinin, varsllarn mlkiyetini koruduu o denli aka belli ki, bu emri zel mlkiyete dayal toplumsal koullarda insanlk iin genel bir kural diye gstermek, utanmazca sergilenen bir ikiyzllk olmutur. rnein, zel mlkiyete sahip olmamas bir yana, kendisi kle sahibinin bir mal olan kle asndan, bu emrin koruyucu ilevi hibir anlam tamaz. "almayacaksn" emrinin pratikteki ileyii, baka inantan olanlarn mlklerini de kapsam
128

dnda brakr: ncil'deki yama resimlerinin says, katliam ve ahlaki yozlama resimlerinden daha az deildir. Din grevlilerine gelince, onlarn agzllkleri baka bir bilmecedir. Yine kendiliinden anlalaca zere, "almayacaksn" emri, emek Lininleri smrcler tarafndan ellerinden alnan emekilerin "yasal" yoldan soyulma alann da kapsamaz. D o k u z u n c u emir olarak ifade edilen "yalanc tanklk etmey e c e k s i n " emri, insanln ilk ilkesidir. Yalan, iftira, aldatma, h a i n l i k gibi davran biimleri, ahlaki adan insana yakmayan zellikler saylmtr her zaman. Ne ki, bu basit ahlak ilkesi de Hristiyanlk tarafndan bozulmutur. Birincisi, ncil' in Matta blmnn 5. Bap'nda grld gibi, yalan tanklk gnah, tanr adna yalan yemin olarak, dar anlamda anlalmaktadr. Gerek ya da yalan ifade, kendi iinde bir nem tamyor: Dinsel adan burada nemli olan, tanrya saygszlk korkusudur. kincisi, insanlar aras karlkl ilikiye (yani, ahlakn gerek alan) gelince, hem ncil, hem de kilise tarihi kurnazca sylenmi yalan ve hile rnekleriyle doludur. "Dindar yalan", kilisenin yararna, "tanrsal" emirlere pek itibar etmeyen din grevlilerinin bir davran ilkesi haline getirildi. Ve "bakasnn malna tamah etmeyeceksin" eklindeki onuncu emir, bir varsln maln zorla elinden alma eylemini deil, sadece, bu ynde bir dnceyi, niyeti de yasaklar ki, bu emirde Yeni Ahit'in snfsal nitelii en ak ekliyle ortaya kar. Onuncu emir, Yeni Ahit'i benimsemi Hristiyan ahlaka, dier Musevi emirlerinden daha yakndr. Eski Ahit'in emirleri yasaklayc bir nitelik tar. Bu emirlerde insann neleri yapmamas gerektii sralanyor, yani olumlu ideal ahlak konusunda ne yapmas gerektiinden hi sz edilmiyor. Yeni Ahit temelli Hristiyan ahlak, Eski Ahit' in yasaklayc hkmlerini koruyarak, ona olumlu ideal Hristiyan ahlak diye adlandrlabilecek ahlak oluturan birok kural ekledi. Bu ideal ahlak en fazla sa'nn dadaki vaaznda (Matta, Bap: 5) younlatrlm bir tarzda betimlenir. Burada, ruha
129

sefil olanlarn, alayanlarn, alakgnlllerin, adalete susam olanlarn, iyilik yapanlarn, temiz kalplilerin, bartrc olanlarn, adalet istedii iin srgne gnderilenlerin, gnl krmayanlarn, bakalar hakknda hibir ekilde kt sz sylemeyenlerin kutsanm olduklarndan, dmann bile seven ve zorbala kar koymayan bir kimsenin mutluluundan sz edilir. Onlara -"dnyann tuzu", "dnyann " olanlaragksel bir krallk miras kalacak. On emirde insanlk iin herhangi bir "mutluluk" esi var mdr? Bu emirler somut tarihsel alarn rndr, Roma mparatorluu'nda ezilen halk tabakalarnn, iinde bulunduklar durumu iyiletirmek konusunda gsterdikleri zayfln ideolojik bir yansmasdr. Bu yzden, ncil emirleri ne tarihsel adan, ne de insanlk asndan kabul edilebilir. Ahlakn ve adaletin basit ilkeleri, kural olarak, emekilerin bakaldrsnn ayrt edici zellikleri sfatyla ortaya kmtr hep, kukusuz, bu zellikler sabr, itaat, zorbala kar koymama gibi Hristiyanlk emirleri olamazd; bu emirler emekilerin ve Roma tarafndan kleletirilen halklarn kurtulu enerjisini harekete geirmedi, aksine zincire vurdu. Bylece, Hristiyanlk iinde, ou kez erken dnem Hristiyan topluluklarn demokratik oluumunu onaylayan, kendine zg ideal bir mminlik ekillendi, nk "mutluluk emirleri"nde yoksullarn erdemleri saylmakta bir bir, hem de bu dnyada daha iyi bir yaamn gerekletirilebileceine inancn yitirmi yoksullarn. Byle bir vaaz, hi kukusuz egemen snflarn yararna oldu, nk smr ve toplumsal boyunduruun yol at aclar hakl gsterdi, dahas yceltti. Hristiyan ahlak, gszlk duygusundan doarak, bu gszlk bilincini bir deve, boyun emeyi de Hristiyan emekilerin en nemli erdemine dntrd. "Hristiyanln toplumsal ilkeleri, diye yazyor Marks, egemen ve ezilen snflarn varlnn gerekliliini, egemen snfn ona iyilik etmesi iin de, ezilen snfn sadece mmince bir dilekte bulunmasn vaaz eder."
130

Demek oluyor ki, Hristiyan ahlak kimi basit ahlak kurallarn, emirlerde soyut olarak ifade edildii ekliyle iermemezlik yapamazd. Ancak, bu kurallar Hristiyanlk bilincinde arptlmtr, nk: Birincisi, genel olarak din, arptlm dnya grdr. kincisi, bu arptma balamnda Hristiyanlk, smrclerin snfsal karlarn hakl gsteren ve koruyan bir ideolojiye dnmtr. Hristiyanlk ve Hmanizm Hristiyanlar, kendi dinlerini gerek insan sevgisinin ve insancln (hmanizm) cisimlendii din sayarlar. Hristiyan vaizler zellikle ncil'de yer alan u ardaki insancl anlam ne karyorlar: "Komunu, kendini sevdiin gibi sev." Bu vaizler bizim lkemizde zaman zaman bu savsz, komnizmin temel ahlak anlaynn u ilkesiyle zdeletirirler: "nsan insann dostu, arkada ve kardeidir." Gerekten, baz Yeni Ahit kitaplarda insanclla, sevgiye, dargnlarn karlkl olarak birbirini balamalarna ar niteliinde zl szler yer alyor. Sevgi ve her eyi balama ars gibi vaazlar, ilkel Hristiyan topluluklarn yaad zel koullarn belirledii bir durumdur. Bu vaazlar, bir yandan egemenlerin bask ve kovuturmas altndaki koullarda topluluk yelerinin dayanmasn glendirmenin gerekliliini dile getirirken, dier yandan dmanlarn balanmas ve zorbala kar konulmamas ars, topluluk yelerinin zalimlere kar direnmede kendi gszlklerini kabul etmeleri sonucunu dourdu. lk dnem Hristiyanlar ektikleri acnn cn alma grevini tanrya brakmlard, onlar tanr mahkemesinin tez zamanda kurulacana inanyorlard ve sa, "bir kuak gemeden, bunun gerekleecei" vaadinde bulunuyordu onlara. Bu nedenle, dmanlar balamaya hazr olma duygusu, onlarin bilincinde, zalimlere kar (br dnyada, .) stnlk salayacaklarna inanmann getirdii gizli bir sevin duygusuyla birlemiti. "Eer dmann asa, karnn doyur; eer susuzsa,
131

su ver ona: nk, sen bunu yapmakla onun bana korlar ym olursun" (ncil'in Romallara blm, 12:20). Bylece kurban, cellat karsnda hayali de olsa ahlaki bir zafer kazanm olur. Ezilen insan, yaad hayatta aalanmasna ve ac ekmesine karn, dmanlarna ynelik bu tuhaf sevgi ve balama biiminde, kendi kendini bir dnceye inandrr. Hristiyanln soyut zgecilii (altrzm) evrenseldir, kimseyi darda brakmadan ve insann sahip olduu deerden bamsz olarak herkesi kapsar. Hristiyanln btn eilimlerindeki ilahiyatlar bunda srar ederler. Hristiyanln genel zgecilik vaaznn gizi, insann insana duyduu sevginin deeri konusunda allmam bir anlay iinde barndrr. Btn sorun, Hristiyanl sevgi ve endie konusu olarak insann deil de, inananlarda 'ulu tanr'ya kar beslenen znel bir sevgi duygusunun ilgilendirmesidir. nsan sevgisi, kurtulua gtrecek olan tanr sevgisinin gsterilmesi amacyla ancak ortaya kyor. Bu sevgi, lmden sonraki mutlak dle kavumak niyeti tadndan, znde bencilce bir sevgidir. Genel olarak, kilise yandalar Hristiyanl sevgi ve insanlk dini olarak gstermek isterken, insann yaknlarna, komularna duyduu sevgiyi ve balama duygusunu daha da ykseltecekmi gibi, ncil'den baz tmceler alp yorumluyorlar. Bu parlak szler, eer soyut olarak alnyorlarsa, hak vermemenin olana yok. Kukusuz, insanlar arasnda bar, sevgi ve dirlik dzenin yaratlmas iyi bir eydir. Ancak bu genel gereksinim ve istekler, baz somut yaamsal durumlarda kullanlma alan bulduklarnda, zaman zaman baka bir biimde ortaya kyorlar. Din yaylalarnn insancl sylemler alntlad ayn ncil kitaplarnda, kin ve hogrszlkle ykl pek ok dnce bulmak olas. rnein, komuyu sevme ve genel balama konusunda sa'ya atfedilen szlerin yer ald Luka ncil'inde, sa'nn retisini kabul etmeyen herkese ynelik antipatik duygularn beslendii, acmasz intikam tehditlerinin yer ald dnceler bulunabilir. te sa'nn rencilerine ver132

elii emir: "Balarna kral olmam istemeyen dmanlarm buraya getirin ve nmde ldrn" (Luka, 19:27). Bunu izleyen zamanlarda yle bir durum ortaya kt ki, genel sevgi konusundaki soyut vaaz, balangta naslsa yle, yani smrc-smfl toplumda insanlar arasndaki ekonomik, sosyo-politik ve ahlaki ilikilerin geliimine hibir olumlu katkda bulunmayan bir iyilik dilei olarak kald. Ama baka dnceden ve baka inantan olanlara, "dinden sapmlara" ve ateistlere ynelik hogrszlk, en ak biimde giderek ykseldi. Hristiyanln herkesi sevme ve genel balama sylemi, zora kar koymama vaazyla ilintilidir. Zorbala, iddete kar koymama teorisi, Hristiyan ruhunun en ekici icatlarndan biri saylr. Kimi dindarlar, pratik yaamda bile bu kar koymama ilkesini uygulamaya alrlar; rnein, Tolstoycular gibi. Ne var ki, bu tr giriimlerden hibir zaman hibir ey elde edilebilmi deildir. Her trl toplumsal-ahlaksal teori konusunda, kesin hkm insan toplumunun gerek tarihi vermektedir. Hristiyanlk, yaklak yirmi asrlk tarihi boyunca herkesi sevme ve balama vaaznda bulundu, ama yine de ktl, kini yok edemedi. Bu gerek, pratik yaamda zorbala kar koymama ilkesinin ie yaramazln yadsnamaz biimde tantlyor. Byk kitleler btn dnyada bar ve esenliin salanmasna ilikin kendi sorumluluunun bilincine varrken, toplumsal boyundurua, rkla, yeni savalar tezghlayanlara kar etkin biimde kar karken, Hristiyanln herkesi sevme ve ktle kar kmama vaaz, gnmzde insanlarn ezici ounluu tarafndan kukuyla karlanyor. Kilise yandalar bu durumu gz nne alarak, sevgi ve kar koymama emrine baz snrlamalar koyuyorlar imdilerde. Hristiyanlk yaylalarnn akladklar gibi, bu emir sadece kiisel ilikilerle ilintilidir, yoksa devlet kurumlarn ve bugn ayr kiiler olarak deil de stlendikleri resmi ilevle ortaya kan bu kurumlarn hizmet verenlerini kapsayacak dzeyde geniletilemez. rne133

in, btn Evangelist-Baptist* topluluklarna ynelik yle bir aklama yaplmt: sa'nn "iddete kar kmayn", "dmanlarnz sevin" eklindeki btn bu emirleri bizim kiisel dmanlarmzla ilgili emirlerdir. te burada, kiisel ilikilerimiz alannda sabr, itaat, sevgi ve merhamet gibi niteliklerin ortaya kmas iin byk bir zgrle sahibiz. Burada dier yanamz (dmana, .) yaklatrabiliriz." Fakat bu koul, Hristiyan hmanizminde aslnda az deiiklik gsterir. Kiisel ve kiisel olmayan dmanlar arasna net bir snr izgisi ekmek g olacandan, "kiisel" dmanlara kar hareket etmek gerekir. rnein, bir serseri (huligan), ya da cani, Hristiyan insan severliine gre, kurban tarafndan balanm olarak ve cezasz kalarak, bir sre sonra, bazen daha byk olmak zere ikinci, nc kiilere de ayn zarar verebilir; demek ki, bu sulu sadece sz konusu kiinin deil, toplumun da dmandr. Hristiyan ahlak dsturu (kodeks), szl ve yazl propaganda araclyla, bir dindarn yaamndaki nemli olaylara denk den duygusal arlkl ayinler yoluyla, insann ahlak bilincine etkide bulunur; ayinler araclyla da insann pratik morali zerinde etki yaratr. Bu ahlak ilkeleri, dindar kiiye, Hristiyanlk asndan insann btn davran biimlerine, alklarna ve yaamna damgasn vuran ideal, adil bir yaam sunmakta. Bu ideal, komnizmi kuran toplumun gerekletirmeye alt ideale uzaktr. ideal Hristiyan nsan Her ahlak sistemi kendi ideal insanm, model olarak taklit edilmeye uygun gerek bir yaam yaratr. Marksist etik, ideal komnist insana sahiptir. Bu ideal insann yaratlmas iin komnizmin inas, gerekli maddi ve manevi koullar hazrlamaktadr. Bu ideal, proleter devrimcilerin, komnizmin bilin* Vaftizin ancak din renimi yapan ve tvbekar olan erginlere, suya batrmak yoluyla yaplmasn ngren reti, -.n. 134

li kurucularnn grntsn giderek daha iyi bir tarzda genelletiriyor. lkemizdeki Hristiyan ideologlar, zaman zaman komnist ideal insann Hristiyan ideal kiilie yakn olduunu ve bundan dolay Hristiyan terbiyenin yeni insann ekillenmesine hizmet ettiini ne srmekteler. Ama din hangi anlamda buna hizmet edebilir? Hristiyanlk, ideal insan kiilii olarak nasl bir tip ortaya koyuyor? "Ruha sefil olanlar mutludurlar, nk onlarn gksel bir lemleri vardr" (Matta, 5:3) diyen bu Evangelist emir, insan usunun, bilgisinin Hristiyanlk asndan tad younlatrlm deeri kapsar. Eski Ahit'in "Vaiz" blmnde, yeryzndeki bilgeliin "ruhun azab" olduuna ilikin dokunakl (patetik) szler buluruz. "nk fazla bilgelikte fazla keder vardr; bilgisini artran, kederini de artrr" (Vaiz, 1:18). Hristiyanlk, sonsuz erk sahibi tanrnn kiilii karsnda insann kendini nemsememesi, ruhsal ynden kendini bir hi saymas arsnda bulunur. Komnizmin kuruluu ise, insanlarn btn glerini ve bilgilerini vermelerini gerektirir, insanlarn kendilerini kmseme ve hie saymalar deil, aksine btn yeteneklerini ok ynl olarak gelitirmeleri, insan ve insann yaamdaki yerine ilikin Marksist anlayn zn oluturur. Hristiyanlk, kiisel kurtuluun en nemli koullarndan biri olarak bedenin rmesi gerektiini ne srer. Hristiyanlk, bedensel ilecilie ok byk nem verir, nk ruhun maddeden nce geldiini savlayan bir dnya gr olarak, dinin znn davurumunu onda grr. Bu dogmatik dnce, Hristiyan ahlak iin en ciddi sonulara sahiptir. Sorun u ki, Hristiyanlk, beden ile gnah saylan ihtiraslar konusundaki dnce arasnda ba kuruyor; ruhla da ilecilikten tr ulalan erdemleri, yani insan tanrdan uzaklatran, kiiliin ahlaki mkemmelliinin zorunlu koulu olarak kendini gsteren her eyi, yapay ekilde bastrma edimini ilikilendiriyor. ilahiyatlarn dncesine gre, Hristiyanln btn erdemleri ileci zveriden domaktadr: Salam bir inan, sabr,
135

mertlik, alkanlk vb. Ahlakn mkemmelletirilmesi ynndeki vaazn lkemizdeki inananlarn bilinci zerindeki etkisini nemsememek olmaz. Bilindii zere komnist ahlak da aalk ihtiraslarn, kt huylarn bastrlmasna, hayvani igdlerin kontrol edilmesine byk nem verir. Buradaki nemli farkllk, Hristiyanln sorunu zellikle vcut ile ihtiras balamnda anlamasdr. Hristiyanlk, yaam iin gerekli olan, ama inanan insan szde tanr ile "birlik" olmaktan uzaklatran btn insani gereksinimleri, ilgileri, istekleri bu szlerin altnda dnyor. Bu nedenle Hristiyan ideal insan ile Hristiyan erdemli yaam, insanlarn gerek yaamdaki temel karlaryla hibir ekilde uyumaz. Tanr akyla kendi bedenine ikence eden ideal bir ileci, bugn dindarlardan bile merhamet bulamyor. ada bir dindarn psikolojisini de hesaba katarak, onun bilincinde ilkel ortaa ileciliine ait bir istein yanssn bulmak iin, kilise yanllar, Hristiyan ileciliini ada koullara uydurmak zorunda kalyorlar. Kilise geleneinin aksine, gnmzn Hristiyanlk yayclar sal ve mutlu bir yaamn dier gereklerini yadsmyorlar. Onlar, iman eden kiiye, sa'nn orucu ve ahret adamln (mnzevilik) ktye kullanmadn, onun sadece krk gnn le ayrdn, yaamnn geriye kalan btn gnlerini toplum iinde insanlarla birlikte geirdiini anmsatyorlar. Bedensel g, tanrya enerjik ekilde hizmet etmek iin gereklidir. Ancak son zamanlarda eer Hristiyan ileciliini yeni yaam koullarna uydurma abalar grlyorsa; birincisi, bu, bir zorunluluktan domaktadr, ikincisi, ileciliin dinsel z deil, biimi deimektedir. Yukarda grld gibi, insan yaamnn gerek deerlerine ve insanln yaratt kltre genelde saygszca yaklam, Hristiyanla zg bir durumdur. Hristiyanlkta Deer Sorunu Deer kavram, nesnel dnyada gerekleen olaylarn olu136

turduu geni bir alan kapsar. Marksist felsefede deer, genel olarak e ayrlr: Ekonomik deer (retim aralar ve rnler), sosyo-politik deer ve tinsel deer. Bu deer trleri arasnda karlkl sk bir iliki vardr. Bununla birlikte, belirleyici rol ekonomik ve sosyo-politik deerler oynar. Burjuva felsefesinde, temel olarak iki balk altnda toplanabilecek pek ok deer kuramsal (aksiyolojik) eilim vard, bugn de var: Nesnel idealist deer kuram ve znel idealist deer kuram. Birinci kuram, deeri, insan bilincinden bamsz olarak var olan, mutlak ve deimez bir zden ibaret bulunan nesne olarak yorumlar. kinci kuram, yorumunu deerin nesnellii olmad noktasna indirerek, deeri, bireyin nesneden ald haz, ondan salad yarar olarak tanmlar. ada tanrbilimciler, burjuva idealist felsefenin deiik dncelerini alarak, Hristiyanln kendine zg deer anlayn yarattlar. Hristiyan ilahiyatlar, insan iin bir deer yaratan olaylarn, insandan bamsz olduunu kabul ediyorlar. Ama ayn zamanda, onlarn savma gre, rnein gerek, iyilik, gzellik gibi olgularn, her trl bilincin dnda, bamsz olarak var olduklar dnlemez. Onlarn anlayndaki insan yaamnn deeri, gerek varla tanrda sahip olarak ve bir "vahiy" sonucunda ortaya karak, sadece ve sadece varla "ait" olan bir olgudur. Deer ilikisi, tanrbilimcilere gre, insann ve insanln pratik eylem srecinde ekillenmez, aksine, sonsuz ve deimez olan deerler, insanlarn yaam etkinliini belirler. Gerek, iyilik, gzellik gibi deerler en yksek ve mutlak ifadesini, kusursuz gzellik, gerek ve iyilik olarak nitelenen tanrda bulur. Bu deerlere ynelim ve olaylarn birer deer olarak kavranmas, szde ilk tanrsal yarat olan insan ruhuna zgym. Gerekten maddeler ya da olaylar, ancak insanlarn yaam etkinlikleri srecinde bir deere dnrler. nsan emek aralar sayesinde d dnyann nesnelerine sahip olur, kendi dndaki olaylar denetimine alr ve bu ekilde gereksinimlerini
137

karlar. nsan, kendi yaam etkinlii srecinde, onun gereksinimlerini karlayan, ya da bir gereksinime yant veren maddelerin elde edilmesinde ara olarak i gren d gerekliin nesnelerini iyi ya da yararl, ama zararl olan da kt olarak deerlendirir. Deerlerin toplumsal nitelii, bir zaman dilimi iinde belli insan gruplar iin deer olan u ya da bu olay veya nesnenin, kendi i elikileriyle baka bir tarihsel aamaya geildiinde kt saylmaya balamasnda da grlr; ayn olayn, belli bir zamanda bir toplumsal grubun temsilcilerince iyi olarak deerlendirilmesine karlk, baka bir grup tarafndan kt saylmasnda da durum byledir. Deerlerin sadece tanrsal yaratmn bir sonucu olarak ilan edilmeleri deil, deiik deer trlerinin kendine zg dinsel hiyerarisi de, Hristiyan anlay iin ayrt edici bir zelliktir. lahiyatlar btn deerleri ikiye ayrrlar: Maddi deerler ve manevi deerler. Tanrbilimciler asndan maddi deerler, ya da doann egemenliindeki deerler pek nem tamayan deerlerdir. Ruhsal yaam alanna -bilim, sanat vb- ait deerler en yce deerler saylyor. Bu piramidi ahlaki deerler talandryor. Bununla birlikte ilahiyatlar, bilinen, dnyadaki yaama dayanan insani ahlak deil, zellikle dinsel ahlak ve daha dar anlamda da Hristiyan ahlak kastediyorlar. Din, ahlakn biricik kayna kabul edildiinden, bundan, Hristiyanln en yce deer olarak grld anlalyor. Hristiyan ilahiyatlar, tanrnn "sahip olduu l -Baba, Oul ve Kutsal ruh, - yaam iinde her eyi kapsayan ve dahas ilk bamsz deer, tamamen mutlak bir varlk olduunu" savlayarak, aslnda, gerek yaamn ve insann deerini drmekteler. Gerekten, onlar, komu sevgisinin Hristiyanln en nemli emirlerinden biri, insann ve insan yaamnn byk bir deer olduunu ne sryorlar. Ne var ki, tanrbilimcilerin yaptlarnn ortaya koyduu gibi, insan sadece tanrnn bir yarats olduundan tr, ayrca o bir mmin olabilecei ve ol138

mas gerektii iin bir deerdir. nsan yaamnn deeri, insana tanr tarafndan verilen, (tanrya) kul olma olanadr. Baka bir deyimle, insan yaam, ancak tanrya hizmete adand zaman bir deer oluyor. lahiyat deer kavram, aka tanry bir deer olarak ifade ederken, aslnda, insanlarn daha iyi yaam koullar yaratmak iin verdii savam deersiz klyor, insann gerek gereksinimlerini grmezlikten geliyor. Tanrsal Plan ve Kii zgrl Din, insan kii ve kiilik olarak deerlendirir. Bu, ilahiyatlarn dncesine gre, ayn varln snrlar iinde birbirinden bamsz iki tzdr. Kiinin temeli bedendir. Kiiliin temeli ise, ruhtur. nsan kii olarak tamamen doaya bamldr; o, doann bir parasdr ve bu haliyle bir erek olarak deerlendirilemez. Kiinin bamszl yoktur, o toplumun iinde erimitir, ondan sadece kaytsz artsz itaat etmesi istenir. O, zgrlkten yoksundur. Dier bir sorun, insann nasl bir kiilik olduudur. lmsz ruh, insanda zel, insana zg bir dnya yaratr. Bilinen anlamyla, ruhla kiiliin ayn ey olduu sylenebilir. Kiilii, toplumdan bamsz olarak ruh yapar. Kiilik kendi bana bir erektir ve sadece tanrya bamldr. nsan, kiilik olarak "tanrya benzeyen" bir varlktr, "tanrnn grnmdr". Kiiliin olmas iin, insann kendi bireyselliini yenmesi gerekir. Bu, ancak tanryla iliki kurmak yoluyla olanakldr. nsan tanryla ne kadar ok ilikide olursa, doas o kadar temiz olur ve o lde kiilii oluur. nsan dier btn gereksinimlerini olabildiince smrlamaldr. Ancak bu yolla kiilik, yani "tanrya benzer" bir varlk ortaya kar. nsann gerek varl iki ayr tze blnmez. Ruh bedenden ayrlamad gibi, kiilik de bireyden ayrlamaz. nsan bir btn varlktr. Marksizm kiiliin geliimini, insann ahlaki, entelektel, fizik ve dier zelliklerinin uyumlu bir ekilde gelitii bir sre olarak anlar. Bunun btn temeli, dinin vaaz
139

ettii gibi, maddi gereksinimlerin karlanmasn bir kenara atmakta deil, aksine insan yaam iin daha uygun koullarn yaratlmas uruna savamdadr. Din, kiinin zgrl sorununu nasl zyor? Din, bu son derece nemli, karmak ve ok ynl sorunu basitletiriyor, kaba bir tarzda ele alyor, onu esas olarak irade zgrl sorununa indirgiyor. lahiyatlar, kiinin zgrlyle, sonuta irade zgrln anlamak gerektiini ne srerler, nk aslnda, "irade zgrl, tanrsal grnmn temel ve nemli zelliklerinden biridir..." Dinsel dncelere gre, her eyin temeli ve nedeni, "tanrsal yaratmla" ortaya kan bu tanr iradesidir. Bununla "tanr hikmeti "nden, bir bakma, btn doa olaylarn ve insan yaamn tam anlamyla iine alacak ekilde geniletilen bir tanrsal plandan sz edilmek istendii anlalyor. Ama eer bu byleyse, o zaman kii zgrlnn kapsam nedir, nasl anlamal onu? lahiyatlar, "tanrsal yaratm"n kiinin zgrlyle elimediini sylerler. Tanr iradesi, diyor onlar, insan davranlarna her zaman etki etmez, yani insan tanrya boyun ememekte zgrdr. lahiyatlar kant olarak, Hristiyanln "byk gnah" (Adem ile Havva'nn iledikleri gnah, .) mitini ne srerler. Fakat kilise yanllarnn tanrsal yaratm, insan iradesinin zgrlyle birletirme abalar temelsizdir. Din yayclar, "Tanrsal yaratm"la irade zgrln birletirmeye alarak, btn mantk biimlerine aykr davranyorlar. Ama ilahiyatlarn kantlarndan(!) sz edildii yerde, mantk, kural olarak, her zaman geri ekilir. Bireyin zgrl, der din, ruhun zgrldr, onun insan kuatan doal ve toplumsal ortamdan bamszldr. nsan bir kiilik olarak kendini gsterir ve bir gereksinim temelinde, sahip olduu iradeyi reddetmeye kendini inandrr. Bu tr dnceler, ilahiyatlarn kii zgrln bir yapnt haline getirdiklerini aka gsteriyor. Tanr, insan hareketlerindeki btn niyetleri ve bu hareketlerin sonularn nceden bildii
140

iin, insann sadece hareket zgrl deil, seme zgrl de elinden alnm oluyor. Marksist materyalizm, nesnel gereklilik ile insan zgrlnn ayrlmaz birliini kabul etme noktasndan hareket eder. Ancak byle bir yaklamla irade zgrl, insan davranlarnn olanaklar ve snrlar doru kavranabilir. nsan iradesinin zgrl gereklilik temelinde olanakldr, gereklilikten bamsz olarak deil. V. 1. Lenin, "Materyalizm ve Ampiriokritisizm" adl yaptnda, Marksist retinin zgrlk anlayn drt ana noktada topluyor. V. 1. Lenin'e gre, insan zgrl: Birincisi; doa yasalarnn gerekliliini tanmay gerektirir. Olaylar arasndaki nemli ilikiler doa yasalarnda ortaya kar. Bu ilikiler olmakszn zgrlkten sz edilemez. V. . Lenin, "siz eer bir dakika, bir saat, bir gn sonra ortaya kacak olan genel hatlaryla da olsa nceden gremiyorsanz, bu nasl bir zgrlktr?" diye sorar. kincisi; insan iradesi ve bilinci doann gerekliliine uymaldr. nsan kendi dnce ve hareketlerini doaya uydurmak zorundadr. Doal dzenin bilgisi, zgrln kouludur. nsann bamsz davran ve kendiliinden etkin abas, ancak nesnel doa yasalarna uygunluun kavran temelinde olanakldr. ncs; zgrlk sreci, dorudan bilgi srecine, doann, toplumun ve dncenin bilinen ve bilinmeyen yasalar arasndaki orana baldr. Nesnel dnyann doa yasalarna uygunluk bilgisi, insanlarn pratik emek faaliyetlerinde cisimlenmelidir. zgrlk ancak byle mmkn olabilir. Drdncs; "zgrlk, kavranlm gerekliliktir" forml, pratikle ilintisiz bir ekilde tek bana alndnda, sadece genel bir tanm olur. zgrlk, toplumsal insann yaam etkinliini niteler. Bu yaam etkinliinin belirleyici esi emektir, maddi ve manevi deerlerin retimidir. Bireyin zgrl sorunu, bir emek sorunu, yaratclk sorunu olarak karmza kyor. zgrln
141

en genel ayrt edici zellii (karakteristii), emein en genel ayrt edici zelliiyle rtr. nsann z, belli bir eree ynelik yaratc etkinlik olan emekte ortaya kar. nsann znn geliimi ve aa k da, Marksist anlaya gre, insann zgrldr. Demek ki, bireyin zgrl sorunu, Marksizm'de, insann btn yaratc glerinin ve yeteneklerinin gelime sorunu olarak ortaya konuyor. Hristiyanlkta Ahlakn lt Btn ahlak sistemlerinin temelinde belli bir balang ilkesi, insan davranlarnn ahlaki ynden deerlendirilmesinin genel bir lt bulunur. Hristiyanlk, bir davran tarz iindeki iyiyi ve kty, ahlaki olan ve olmayan seme konusunda kendi ltne sahiptir. Hristiyanln ahlak lt, rnein aydmlanmac etik gibi, din d bir sistemin ne srd ltten nemli lde ayrlr; kukusuz, ahlaki olanla ahlak d olann deerlendirilmesi konusundaki komnist yaklama da temelden aykrdr. Marksist-Leninist felsefe lt olarak gerei (yaam pratiini) kabul eder. Ahlaki dncelerin, anlaylarn, normlarn ve onlara uygun den davran biimlerinin deerlendirilmesinde de bu ltn kullanlmas gerekir. Ahlaki ynden insan yaamnn ve etik gerekliin deerlendirilmesindeki pratik lt, ifadesini bir lde, insann davranlaryla evresindeki insanlara, topluma salad yararda, ya da aksine, verdii zararda bulur. Fakat yararn ls, genel olarak pratik lt, grecelidir. Belli koullarda yararl saylan bir ey, baka koullarda zararl olarak deerlendirilebilir. Marksizm-Leninizm, yarar ltnn bu greceliini, onun yer ve zaman kouluna bal olduunu gz nne alarak, toplumda insanlar aras ilikiler iin yararl ve zararl olann, yani ahlaki olanla ahlaki olmayann belirlenmesine tarihsel adan ve somut bir temelde yaklar. V. . Lenin, insanln ortak geliiminin genel izgisi, amzda komnizmin kuruluuna ynelik olduuna
142

gre, komnizmin zaferine ve glenmesine hizmet eden her eyi yararl, ahlaka uygun saymak gerektiini syler. H r i s t i y a n l n ahlak lt anlaynn yanll, Marksist, bilimsel etiin aydnlnda grlyor. Hristiyanlk, Marksist ahlak ltne karlk, tanryla birlikte sonsuz mutlu bir yaam iin, kiinin lmsz ruhunun kurtuluu balamnda, kendi ltn ne sryor. Gerek, insani ltn yerine, insan d veya insanst, yani dsel, uydurma bir ahlak ltnn konmas, ahlak iin, yani dnyadaki insanlar aras ilikiler bakmndan bir tehlike ieriyor. Hristiyanln ahlak ve ahlakszl deerlendirme ynndeki yaklamnn bireyci ve keyfi (znel) bir yaklam olmas, bu tehlikeyi oluturmaktadr; nk (Hristiyanla gre) her insan tanryla bir birlik oluturmakta ve sonsuz yaam iin bireysel olarak kurtulmaktadr. Peki, insan kendisi iin nasl bir ahlaki l semeli? Hristiyan ilahiyatlar, bu soruya yant verirken, tanrnn insanlarn ruhuna genel, deimez, mutlak bir "ahlak yasas" koyduunu sylyorlar. Bir Hristiyan "(iindeki) tanrsal ahlak yasann varln duyumsar", o, ahlakl bir insan olmak iin, ruhundaki tanr sesine yeterince kulak verir. Ancak, "tanrnn varl" her dindar tarafndan kendine gre duyumsand iin, bir davrantaki iyiliin ve ktln, iyinin ve ktnn ayrntsndaki Hristiyan lt, keyfi ve belirsiz ekilde ortaya kar, ilahiyatlar, bu ltn znel niteliini aka kabul ediyorlar. Ama eer bir dindar, davranlarnn deerlendirilmesinin lt olarak, ciddi anlamda sadece kendi bireysel dini duygularn saymaya balarsa, onun davran tarz, evresi ve bu evrenin karlar bakmndan anlalmaz ve keyfi bir nitelik kazanr. Bu tr keyfi bir davran, zaman zaman ceza yasasyla elien bir noktaya varabilir. zellikle Protestanlk mezhebi tarafndan srarla ve aka dile getirilen dinin ilerden nce geldii sav, ahlak iin baka bir tehlikeyi ieriyor, insanlarn yeryzndeki yaam koullarnn insana yarar bir dzeye karlmas ynndeki etkinlik, Hris143

tiyanlk iindeki dncelere gre, kurtulu iin fazla bir nem tamamaktadr. Eer btn ahlak dinle snrl olsayd, o zaman her ey dine ait olmazd, ahlaki deerin alan dnda kalrd. Gerekten de, Protestanlkta, bir lde de Katoliklikte "ahlakla ilgisiz davranlar" denen davranlar konusunda, baka bir anlay var. Bunun dnda, eer ahlak dinle rtyorsa, bu durumda insan, tanrya duyduu gl inanc gstermesiyle, rnein gnah kartmak ya da vaftiz sayesinde, gerek kt davranlarnn ahlaki sorumluluundan kolayca syrlr. nsanlarn gerek yaamlarndaki ilgilerden doan bilimsel etik, bylesi bir ahlaki sorumluluk anlayyla badaamaz. Bu ahlaki sorumluluk, hibir d gerekeyle -din, gerekletirilen ayinler, vb.- ortadan kaldrlamaz. Bilimsel etik, "ahlakla ilgisiz davranlar" dncesi olarak da grlemez. nsann btn davranlar yararl ya da zararl davranlar olarak deerlendirilmelidir. Bir davrann deerlendirilmesi, eer sadece insanla tanr arasndaki ilikiyle belirlenirse, o zaman, gerekten, insanlarn deiik davranlarnn ou ahlaki deerlendirmenin dnda kalr. Hristiyanln Vicdan ve Grev Anlay Hristiyanln ahlak anlayna gre, vicdan, "tanrsal ahlak yasasnn" her insana zg znel duyumsanndan baka bir ey deildir. Btn insanlarn ruhu, szde tanr tarafndan doutan byle bir duyumsama yeteneiyle doldurulmutur. Ayrca, tanr insanlara kendi "yasasn" dardan da retiyor: Peygamberler araclyla szl olarak, ya da "kutsal metinler"de saptanm olan emirler ve dier ahlaki nerilerin yazl olarak aklanmas .eklinde. lahiyatlar, bu vahyi, ya da "d" yasay, grev olarak niteliyorlar. Bylece, grev ile vicdan sonsuz, deimez ve mutlak olan ayn "tanrsal ahlak yasasnn" iki yn, ya da iki ayr grnmdr. Bilimsel etik, vicdan ile grevin dinsel yorumunun tersine, insan bilincine ait elerin gerek yaamdan doduu nokta144

hareket eder. Grevi, insann iinde yaad toplum, t o p l u l u k , aile karsndaki ykmllklerinin toplam olarak t.mlamak gerekir. Bu ykmllkler zgr bir seimin sonucu deildir, sz konusu kiinin yaad ve davran biimleri s e r g i l e d i i somut toplumsal bir ortamda edinilir. Grev bilinci ve duygusu, bireyin btn yaam boyunca aile, topluluk, toplum tarafndan verilir. Yeni doan bir bebek, belli bir toplumsal ortamdaki insann deneyimine bal olarak, zerine sonradan bir eyler yazlacak olan "temiz bir tahta" dr. Demek ki, grev, toplumsal ve tarihsel koullara baldr. Ayr kiilere ait grev, insann kendi davranlarn bal klmak zorunda olduu bir d zorunluluk olarak ortaya kar. Ama pek ok insan, grevi kendi isteiyle kabul ettii, kendisi iin mutlak bir olgu olarak anlyor. Byle bir insan, sadece nasl davranmas gerektiini bilmez, baka trl davranmamas gerektiini de duyumsar. Grevin bu znel tarafna, yani bireysel ahlak bilincinin rgensel bir esi olan greve, biz vicdan diyoruz. Demek ki, grev ile vicdan, ahlaki olarak mkemmel dzeydeki bireyin bilincinde ayrlmaz bir btndr. Sadece bilmek deil, her normal bilince zg bireysel bir olgu olarak, kendi ykmllnn cokusunu duymak bir yetenektir. Byle bir coku olumlu (rahatlk duygusu, temiz vicdanl bir insandan honut olma), ya da olumsuz (kt vicdandan doan azaplar) olabilir. "Vicdan azab", ne zaman bir davranta bulunsak, o zaman ortaya kan, grev anlaymzla badamayan tam bir tatsz duygusal durumdur. Vicdansz insan, her eyden nce, grev anlay bakmndan kendi davranlarn deerlendirme yetisini kaybetmi insandr. Vicdanda hibir mistik, doast e bulunmaz. nsann btn bilin biimlerinde olduu gibi, vicdann da doal bir douu sz konusudur. V. 1. Lenin, insanlarn birka milyar kez yinelenen basit hayvani davranlarnn, onlarn bilincinde mantk figrleri olarak kaldn yazar. Belli bir lde vicdana yaklaldndan da sz edilebilir. Vicdan, herhangi bir norsindan 145

mal bilin biiminden ayrlmaz bir e haline geldi; nk vicdan, toplumsal bir varlk olarak insan bilincinin btn tarihsel evriminin bir sonucudur. Kimi Hristiyan ideologlar, grev ve vicdann snfsal bir temelde kavran yznden, komnist ahlak eletirmekteler. Gerekten de, Marksist etik, deiik insanlarn deiik vicdanlar olduunu, vicdann grev anlaynn farkllna bal bulunduunu ne srer. Grev, nesnel-toplumsal bir olgu olarak toplumsal karlara bal olduuna gre, deiik snflarn temsilcilerinin vicdan da snfsal bir nitelik tar. nsan ruh halinin genel bir zellii olarak vicdan, somut ierii bakmndan grecelidir. rnein, eer smrc snflarn temsilcilerinin vicdan sz konusu edilmek isteniyorsa, vicdan bir anda, sadece kendi karn dnen adamn vicdanna dnr. Hristiyan eletirmenler, Marksist etiin bu konuya ilikin ierdii dnceyi paylamazlar. Onlara gre kayna tanr olan vicdan, herkes iin bir, deimez ve mutlaktr. ayet, diyor onlar, baka bir anlay olanakl sayarsak, o zaman kanlmaz olarak, "bir snf su katlmam ktln, dier bir snf ise iyiliin ve kurtuluun taycs olacaktr." Buna verilen yant bir kez daha yinelemek gerek: Genel anlamda vicdan, grev bilinci ve grev duygusu olarak, her snfa ait insanlarn bilincine zgdr kukusuz. Ancak bu insanlarn vicdan farkldr, nk deiik toplumsal gruplarn temsilcilerinin grevleri farkldr. rnein, kleler, toprak kleleri (serfler), proleterler "kan ter iinde" almakla grevlendirilmilerdir, onlar terlerken efendileri terlemeden "ekmek yerler", hem de utanp sklmadan. Snfsal ahlak sistemlerinin varl, szde bir snf yceltme, dierlerini ise aalama isteinde olan Marksistlerin icat ettii bir ey deildir; burjuva-dinerki (klerikal) ideologlar istese de istemese de gerek bu. Emekilerin sahip olduu ahlakn, smrclerin ahlak karsndaki stnl de, hibir istee veya eilime bal olmayan bir gerektir. Demek ki, sz konusu olmas gereken, bir snfn
146

btn temsilcilerinin tamamen kt, dier bir snfn temsilcilerinin ise tamamen iyi olup olmad sorunudur. nsan ahlak, byle snrlar tanmaz. Ama ahlaki ynden baz insanlarn daha gl, bazlarnnsa daha zayf olduunu herkes bilir. Eer ayrntlar deil de, doa yasalar gerei, temel eilimleri gz nne alacak olursak, en irkin karakter zellikleri (kar dknl, kabalk, kibir, sinsilik vb.) en ok smrcler arasnda yaygndr, nk bu kiilik zellikleri, yeerecei uygun zemini zellikle burada bulur. insann kendisi iin u ya da bu ahlak sistemini semesi, nesnel olarak onun sosyal-tarihsel koullarla belirlenen yaamna baldr. Bu ahlak seimi znel anlamda, insann kendi yaamnn temel amac olarak nne neyi koyduuyla ve kiisel varlnn anlamn nerede grdyle de belirlenir. Yaamn anlam sorunu, insann grevi ve onun dinsel karar, Hristiyanlarn btn ahlak bilincinin ekillenmesi zerinde nemli bir etkide bulunur. nsan Yaamnn Anlamna likin Sorununun Hristiyan ve Marksist zm Hristiyan ilahiyatlar, Marksist felsefenin, br dnyay ve ruhun lmszln kabul etmedii iin, yaamn anlam sorununa yant verecek yeterlikte olmadn sylerler. Eer, diyorlar, her ey lmle, kiinin tamamen yok oluuyla son bulacaksa, bu durumda yaamn ksa srmesinde nasl bir anlam olabilir? ilahiyatlarn dncesine gre, yaamn anlam sorusuna, ancak ruhun lmszlne inanan din yant verebilir. insan iinden klmaz karamsarlndan kurtarma yeteneine sadece din sahipmi, nk varlnn gelecekte srecei umudunu veriyor ona. Hristiyan inancna gre, insann dnyadaki yaamnn anlamn yaamn kendisinde deil, onun dnda aramak gerek. Hristiyan yaamnn ama olarak belirlenmesi de, sonsuz ahret yaam iin bir kurtulutur. Bu kurtulu, "temel dinsel gerek"tir.
147

Yaamn anlam sorununun dinsel zmnden, insan ahlakna ilikin, aslnda insann anlamszlatrman yeryzndeki yaamna ilikin bir takm sonular kyor. Bu zm, insan yaam iin anlamn yitiren btn nemli eylere gre yaamn ve kltrn tad deerin kendine zg (spesifik) bir snflandrmasn yapyor. Bu zmde, insan yaam iin nemli olan her ey anlamsz klnyor, bunun yerine pek ok yararsz ve uydurma istek, bir havarinin mektubundaki szlere tam uygun biimde, en nemli ve gerekli eyler olarak ortaya kyor: "Dnyay ve dnyada bulunan eyleri sevmeyin... nk dnyada olan her ey: Bedenin ksnll ve gzlerin ehveti ve yaam kibri babadan deil, dnyadandr. Ve dnya da, dnyann ehveti de gelip geer ama tanrnn isteini yerine getiren sonsuza dek kalr" (Yuhanna-I, 2:15-17). Yaamn anlam konusundaki Hristiyan anlay, yaamn iyiliklerini nemsememe ve toplum iin almann, insanla hizmetin yararm reddetme noktasna kadar gider: iki tanrya, yani hem dindeki tanrya, hem de hrs tanrsna (Mamon) hizmet edilmez, insanolu er ya da ge yok olup gideceinden, insanlara hizmetin hibir anlam yokmu. Yaamn anlam mutlulukta deil, nk yeryznde mutluluk olanakszdr; yaamn anlam ktle kar savamda deil, nk ktlk, insanln zayf gleriyle deil, ancak snrsz erk ve iyilik sahibi tanr tarafndan ortadan kaldrlabilir; insana da u emredilir: "Ktle kar durma." Szn ksas, insan yaamnda, Hristiyanln silmedii, dnyaya dnk, insanlarn yaamsal karlarna ynelik hibir ey yoktur. Yaamn anlamna ilikin sorunun Hristiyanlk asndan zm ve insann ne olduunun belirlenii, yeterince ilkel bir dnceye indirgeniyor: Tanr insanlar sadece, ona hayran olan, onu seven ve buna karlk ondan sonsuz ahret yaamnn dln alan varlklara sahip olma isteine bal olarak yaratmtr. Saflna karn, bu mit, inanan insanlarn usu zerindeki etkisini bugn de srdrmektedir. Bundan tr, yaamn anlamna ilikin H148

ristiyan anlayn sadece temelsizliini tantlamak deil, onun karsna bilimsel materyalist anlay da koymak gerekir. Hristiyanlk, tarihin sama bir grnt almas yznden, insanln kendine zg varlmda, tanrsal amacn dnda hibir anlam grmez. Ama yaamn anlam konusundaki Hristiyan anlayn asl tehlikesi, onun bireyle toplum, bireyle insanlk arasndaki karlkl ilikiyi, yani ahlakn zn oluturan ilikiyi arptmasndadr. Dini sadece ruh ve ruhun kurtuluu ilgilendirdiine gre, bu durumda toplumla bireyin yaam amalar arasndaki ilintiyi, kiiliin deerinin nesnel ve znel ltleri arasndaki ba koparmaktadr. Bylece, yaamn anlam sorununun Hristiyan zm, bireycilik iin dnya gr niteliinde bir temel oluyor. Ancak, eer sadece bireyin karlar noktasndan hareket edilirse, yaamn anlam ve amac sorununu doru zmenin olanaksz olduunun altn iziyor V. 1. Lenin. Bireyin karlarn toplumsal amalarn belirlediini sylemek, daha byk bir yanllk olurdu. "nsann amalar nesnel dnya tarafndan belirlenir ve bu amalar insann varln gerektirir, onu bir temel olarak, hazr bulur. Ama insann amalar, dnyann dndan, dnyadan bamsz alnm gibi grnr ona." Bilimsel dnya gr, bireyin lmszl konusunda hibir yanlsamaya yer brakmaz. lm bir insan, ne fiziksel olarak, ne de herhangi bir baka biimde, hibir yerde ve hibir zaman dnyaya geri gelmez. lmden sonra onu bekleyen, doumdan nceki ayn eydir: Hilik. Kukusuz, insan vcudunun olutuu madde yok olmaz, o daha sonra baka biimlerde ve baka bileimlerde yer alarak var olmaya devam edecek; onun, reme hcreleri iinde yer alan bir paras ise, yeni yaamlarn kayna olacaktr. Fakat kiinin lmszlnden sz edilirken, onun bedeni, bilinci, bellei, yani insana kendi bireyselliini duyumsatan, ona "ben" dedirten btn eler kastediliyor. Ruhun lmszl diye bir ey yoktur. Bedenin, sinir sisteminin, beynin ykmyla birlikte, mevcut yaam bilinci de paralanr, o kiiliin varl sona erer.
149

Materyalistler, dinsel ierikli birey kavramnda yer alan kiiliin lmszl dncesini kabul etmeseler de, eer kiiliin varlnn insan soyunun varlna kopmaz balarla bal olduu grlyorsa, kiiliin lmszl dncesinin kimi anlamlarn yadsmazlar. Bizim bildiimiz deerler hiyerarisinde en yksek deer, insanlktr. Onun zerinde ykselen hibir deer olmadna gre, insanln var oluunun anlamn onun dnda deil, onun kendisinde, insan soyunun korunmas ve gelimesine hizmet eden her eyde aramak gerekir. Ama insanlk bireylerden oluur, o halde, her ayr kiiliin varlnn anlam da, bu amacn gerekletirilmesine olabildiince katlmak olmaldr. Birey, arkasnda bir kuak brakarak, insanln biyolojik olarak korunmas ve ileriye dnk geliimine katlabilir. Bizim "ben"ligimizin bir paras ocuklarda var olmay srdrr; bir insan, kendi kiiliine ait nitelikler olduunu itenlikle duyumsad ok ey bulur ocuklarnda. nsan, kendi varln dier insanlarn belleinde, kitaplarda, sanatsal yaratlarda, arabalarda, evlerde ve kendi yaamnn yaayanlarda kalan ve hl devinim halindeki dier rnlerinde srdrr. nsan yaamnn anlam, toplumun ilerici geliimine sunduu katkyla llr. nsann kiisel lmszl udur: Kimi insanlar gmldkten hemen sonra unutulurlar, kimileri ise kuaklar boyu belleklerde ve gereklemi ilerde yaarlar. Hristiyanlk ve Emek Daha nce de belirtildii zere, amzda insanln ilerlemesinin yolu komnizmin inasdr. Bu yzden, V. 1. Lenin, sosyalist toplumdaki bilinli bir insann yaam, anlamn, sosyalizmin kuruluuna etkin olarak katlmakta, "eksiksiz bir refahn salanmas ve toplumun tm yelerinin her ynden zgr geliimi iin" gsterecei abada bulmaldr, diye yazar (V. 1. Lenin, Top. Y., c. 6, s. 232). Byle bir etkinliin en nemli esi emektir. Bu balamda, nicelik ve nitelii toplum iin yararl bir rnde cisimlenen emek, kiiliin deerinin temel l150

t olmaktadr. Toplum yararna alma ykmll, komnizmin kuruluunda yer alan bir insann, SBKP'nin programnda yansmasn bulan en nemli ahlak ilkesi ilan edilmitir. Komnizmin dmanlar, bir tr emek, bir tr retim klt yaratmakla suluyorlar Marksistleri. Ama bu sulamada, komnist ahlak iin aalayc hibir ey yok. Sovyet insanlar, hakl olarak, almay salkl bir organizmann doal gereksinimi, insanlarn yaamnda eitim, dinlenme, elenme gibi dier yaamsal gereksinimlerin koullarn yaratan bir etkinlik olarak, insanln var olmasnn temel, zorunlu art sayyorlar. Gnmzn Hristiyan vaizleri, bugnn dindarnn psikolojisine uydurarak, Hristiyanln da almay, insann dnya yaamnda en nemli ykmll olarak ycelttiini eitli ekillerde ifade ediyorlar. Bu tr bir dnce, Hristiyanln emek konusundaki anlaynn tek ynl birka tanmn ieriyor. Hristiyanln gerek tutumu ok kark ve eliiktir. Gnmzn Hristiyan vaizlerinin emek yorumu ncil'e dayanmakta. Ama deiik zamanlarda ve deiik halklarn yazd ncil metinlerinde, almaya ilikin son derece eliik yarglar bulmak olas. Bu, rastlantsal bir ey deil. alma, ncil'in yazld kleci ada klelerin ve yoksul halk tabakalarnn ksmeti saylyordu. Aktr ki, almann paryalarn zorunlu ura sayld bir toplumda, emee saygszln, yanssn ayn zamanda egemen ideoloji olan dinde bulmas zorunluydu. Hristiyanlkta, zorunlu bir etkinlik olarak, almaya ynelik olumsuz bir yaklam sz konusudur; emee deer verilmemesi, yeterince ak ifadesini ve hatta dogmatik dayanan tanrnn gznde bulmutur. Emee ilikin arptlm dnce, Tevrat'n Adem ile Havva'nn iledikleri gnah mitiyle balantldr. Tanr, kendi iradesine ihanet ettii iin Adem'in srtna, lanet olarak ar bir i ykler: "Topraa dnnceye dek alnnn teriyle ekmek yiyeceksin" (Yaratl: 3:19). Tanrnn bu dmanlna tam uygun
151

olarak, Hristiyanln emekte deer verdii asl ey, onun insanlara yararl olan rnleri deil, ar ve insan iin ekici olmayan almayla e grlen klfettir, acdr. Bir Hristiyan bu yk tamak zorundadr, ve alma ne denli ar olursa, o denli tanrnn houna gider. nsann kendi yaam koullarnn iyiletirilmesine ynelik yapt i, kurtulu dncesi bakmndan, ikinci derecede nem tayan bir olgu olarak deerlendiriliyor. Gerek Hristiyan, ayet retim amal alma ile tanrya hizmet arasnda bir seim yapmak zorunda kalrsa, dnyasal kayglar bir yana brakp, sa'nn peinden gitmek zorundadr. retim amal almann tad nemin kmsenmesi anlay, iletmelerde, kolhozlarda pek ok dindar emekinin heyecan duymadan almasnda, emek verimliliini ve kendi retici niteliklerini artrma ynnde bir istek duymamasnda grlyor. Dini gnlerde ve bayramlarda ie klmyor. Btn bunlar, bu tr dindar insanlarda alma grevi bilincinin ve duygusunun, yani komnizmin kuruluuna inanm insann farklln belirten niteliin bulunmadn gsterir. Hristiyanlk Asndan Birey ile Toplumun Karlkl likisi Birey ile toplum arasnda var olan karlkl ilikiye varana kadar komnist anlay, dzgsel (normatif) ifadesini komnizmi kuran insann ahlaknda, yani ortaklaaclk, yoldalk, dayanma ve karlkl yardm ilkelerinde bulur. Bireyin toplumsal konumunun zenginlie ve iktidara bal olduu, zenginlik ile iktidarn da dier insanlarn bask altna alnma koullarn yaratt snfl smr toplumunda, bireycilik ve bencillik psikolojisi geliir. Zorunlu toplumsal deiiklikler pekimedii iin deil, aksine, Hristiyan kiliselerinin kendileri de bylesi deiimlere kar savatklarndan, "komunu sev" vaaz, ibadethanelerde yzyllar boyunca nlamasna karn, insanlarn yaamnda herhangi bir eyi deitirmede zayf kald.. G. V. Plehanov yle yazar: "Bireycilie kar gk152

kesinlikle bir ot bitmez. Ne zaman ki insanlarn karlkl (dnyasal) ilikileri, artk ifadesini 'insan insann kurdudur' ilkesinde bulmaz olur, ancak o zaman insan yaamnn ac meyvesi ortadan kalkar." (G. V. Plehanov, o religii i tserkvi, 1957, s. 373) Bireyi topluma kar koyan dinsel bilin, yle geni bir kiisel kar kavramn iermez. Hristiyanlk, bireycilik ideolojisinin egemen olduu snfl smr toplumunda doup gelitii iin, dindar insanlara bireyin tek bana olduu duygusunu alamtr. Hristiyanlk, bireycilii dogmatik gerekelere dayandrr. Demek oluyor ki, Hristiyan inancna gre, sadece her ayr insan, lmsz bir ruh olarak tanrya kar sorumluluk tayor. Hibir insan topluluunun ruhu yoktur. Bu dogmatik ilkeden hareketle, Hristiyanlk, bireye insan topluluklar veya toplum karsnda nem bakmndan ilk sray veriyor. Bizim lkemizde toplum, btn yelerine kolektif gr ve alklarn bilincini benimsetme savam veriyor. Kilise yanllar ve banaz din yayclar, bu durumu gz nne alarak, kendilerini dindar insanlarn ruhsal yapsna daha iyi uydurmak arzusuyla, Hristiyan ahlakn Ortodoks bireyciliini maskeliyorlar. Onlar, sa'nn ilk rencileri olan havariler ile onlarn yandalarnn gr birlii iinde olmalarna ve arkadaa dayanmalarna iaret ediyorlar. Ancak btn bunlar, dier btn (yaamsal) kayglar karsnda, Hristiyanln bireysel kurtuluun birincil derecedeki nemine ilikin ilkesel amacn geersiz klmyor. Marksizm'in gya bireyi grmezden geldiini ve onu toplulua feda ettiini savlayan dinerki (klerikal) eletirmenlerin, ortaklaaclk ilkesini eletirmeleri rastlant deildir. Bu gibi uydurmalarn temeli yoktur. Ortaklaaclk bireyi basklamak bir yana, aksine onun ruhsal ve ahlaksal geliiminin kouludur. Marksizm-Leninizm, zgrl, bireyin ortak toplumsal yaam isteinden hayali bamszlnda deil, insanlar ezici doa glerinden ve toplumsal baskdan kurtaran eylem dayayznde 153

nmasnda grr. K. Marks ile F. Engels'in belirttikleri gibi, "birey, ona kendi yeteneklerini her ynden gelitirme olana veren aralara ancak kolektif bir yaam iinde sahip olabilir, demek ki, bireyin zgrl ancak topluluk iinde olanakldr" (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 3, s. 75). Bireyin zgrlne ilikin Hristiyan anlay ise, kolektif dayanmay bireysel kurtulu dncesine feda eder. Bu dnce, pratik bir davranta cisimlendiinde, dindar kiiyi insanlarn gerek kurtulu uruna verdii ortak savaa katlmaktan alkoyar. Hristiyan ilahiyatlar, bireyin toplumla olan ilikisiyle deil de, tanryla kurduu ilikiyle ilgilendiklerinden, gerek toplumsal kurtulu sorunlarna kaytsz kalyorlar, stelik emekilerin haklarnn inenmesini, egemen snflarn ve devletin keyfi, zorba davranlarn normal karlyorlar. Bireyin kar karya kald toplumsal bask, smr ve zorbaln her eidini mahkm eden komnist ahlak, en insancl ve en adil ahlaktr. Hristiyanln Aile ve Evlilik Yasalar Hristiyan vaizler, salam bir aile oluumuna sadece dinin temel olabileceini, tanrnn yardm olmakszn aile mutluluunu yakalamann olanaksz olduunu savlarlar. Dindar insanlara, dindar ve mmknse ayn toplumdan birini kendilerine e (erkek veya kadn) semeleri nerilir. ayet byle bir birlik olanakszsa, bu durumda evlenen Hristiyan erkek veya Hristiyan kadn, eine dini retmek ynnde aba harcamaldr. Hristiyanlk, aileyi, her eyden nce yeni kuaklarn dinsel eitiminin bir arac olarak gryor. Gnmzn Ortodoks vaizleri "Hristiyan evlilii"ni, insanlarn sa'yla btnletii "evsel kilise" olarak aklyorlar. Ama Hristiyan ahlak tarihi, bu ahlakn evlilik ve aile konusunda kendine zg grlerinin tarihsel adan deitiini tantlamtr. Kleci eski Yahudi devletinde oluan evlilik ve aile ilikile154

i, yanssn Eski Ahit'te bulmutur. Burada ataerkil (patriarkal) kabile dzeninin kalntlar hl korunmaktayd. te yandan, komu kabileler ve daha gl devletlerle srekli bir sava durumunun yaand koullarda, Eski Ahit'in aile ve evlilik yasalar, kk bir halkn varln koruma kaygs tayordu. Bu, Eski Ahit'in aile ve evlilik konusundaki yasalarnn baz zelliklerini belirledi. Eski Ahit (Tevrat), tanrnn houna giden bir durum olarak bekrlk dncesine uzaktr. Yeni Ahit'in (incil) aile ve evlilie ilikin yasalar, erken dnem Hristiyan topluluklarn ok renkli toplumsal yapsnn, dahas Hristiyanlk ideolojisinin olutuu ilk evredeki karmak geliiminin yansmas olarak dodu. Hristiyanln sonraki biimlerinde grlen geleneksel kadn dmanl ve hatta bekarlk koulu, erken dnem Hristiyanlk metinlerinde hemen hemen yoktu. Bilindii gibi, ilk Hristiyan topluluklar klelerden ve zgr yurttalarn yoksul tabakalarna mensup insanlardan olumaktayd. Bu insanlar, erkekler ve kadnlar, hep birlikte bir efendiye balydlar ve salam, devamll olan bir aile kurma olanandan yoksundular. Bu nedenle, rnein, havari mektuplarnda grld gibi, ilk demokratik Hristiyan topluluklarnda, greceli olarak serbest rf ve detler vard. Erken dnem Hristiyan topluluklarnda, kadnlar, papaz mezinin (diyakoz) kars ve khin sfatyla ne karak nemli bir rol oynarlard. Fakat ksa sre sonra, Hristiyanlkta, bir yandan sk aile dzeni, kadnn kocaya tabi olmas ve zinann mahkm edilmesi koulu ortaya karken, dier yandan, durumu gerei aile kurma olana bulunmayan kiinin bekr (veya bakire) kalmas vaaz verilmeye baland. Erken dnem Hristiyan topluluklarda doal olan bu ikiyzllk, Hristiyanln sonraki gelime srecinde dinsel-dogmatik bir anlam kazand. Klelik dneminin yerini, byk toprak sahiplerine balln, daha sonra da toprak kleliinin (serflik) almasyla birlikte, kyl emekiler, bekrln onlar iin bir zorunluluk olmaktan kmasndan tr, aile kurma olanana
r

155

kavutular. Buna karn, kiliselerde kutsal grevde bulunanlar topluluu ayr bir oluum olarak kendini gsterdi, bununla birlikte st dzey kilise grevlileri, bekrlk yeminini kabul eden keiler arasndan seildi. Bekrln, tanrnn daha ok houna giden ve kendini tanrya hizmete adam bir Hristiyan iin zorunlu bir durum olarak, aile yaamna yelenmesi, "Kutsal Kitap" ve Hristiyanlk anlaymca dorulanmaktadr. Aile ve evlilie ilikin Hristiyanlk yasalar, kyllerin yaam zerinde olumsuz bir etkide bulundu. Farkl dinden, hatta Hristiyanln farkl mezheplerinden kiiler arasnda bile evlilii yasaklayan ilke, birbirini seven insanlarn yaad saysz trajedinin nedeni olmutur. Kilisenin kutsamad evliliklerin geersiz olduu kabul edildi. Kilise devletten ayrlmam olduundan, bu, insanlar iin zor bir snav gerektirdi. Ne denli salam ve mutlu olursa olsun, kilise d evliliin zinayla edeer bir ahlakszlk saylmas yznden ekilen ahlaki aclar bir yana, kadn, len kocasndan kalan mal zerindeki miras hakkndan yoksun brakld; ayn ekilde "evlilik d doan" ocuklar da pek ok yurttalk hakkndan, bunun yannda babann malndan miras alma ve adn tama hakkndan yoksun kald. Kilise tarafndan kutsanm evlilik, pratik olarak bozulamazd. Bundan zellikle kadnlar zarar gryordu. Bir kural olarak, kendi istemi dnda kocaya verilen kadn, nefret ettii bir adamla arasndaki aalayc ilikiden hibir kurtulu midi olmakszn, onun hakaretlerine btn yaam boyunca katlanmak zorundayd. Boanma zgrlnn olmamasn, V. . Lenin, doru bir saptamayla, "ezilen kadn cinsinin en st dzeyde ezilmesi" olarak niteler. "Aile dzeni" ve ortaan Hristiyan aile ahlakna ilikin dier kurallarnn yazlndan bu yana yzyllar geti. Ama Hristiyan kiliseleri, bir evlilik ne denli mutsuz olursa olsun, bugn bile kilise nikahnn bozulmazlmda diretmektedirler. lkemizde yaanan proletarya devrimi ve sosyalizmin kuruluu, ailedeki "aile dzeni "ne son verdi, kadnlarn toplum156

sal yaama etkin katlmn salad ve bu katlm, kadnlarn durumunda muazzam iyilemeleri beraberinde getirdi. Kadnn aile ve toplum iindeki aalanan durumu, onun dine balanmasnn balca nedeniydi. Sosyalizm sayesinde, byk toplumsal retim birliklerinin yaama geirilmesiyle, kadnlar ruhsal yalnzlktan ve gerilikten kurtuldular. Durumlarnda ve bilinlerinde deiiklikler grlen Sovyet kadnlar, dindar kadnlar saylrlar. Btn Baptist topluluklarn yelerine gnderilen bir mektupta, "kilise ats altndaki topluluun ruhsal durumu, nemli lde kz kardelerin durumuna baldr" diye belirtilir. Hristiyan din adamlar, "Kutsal Kitap "ta, kadnlarn onurunun aaland yerleri sessizce geitirmeye alrlar; onlarn yerine, kitlesel vaazlarda, kadn bir lde aalamayan incil metinlerini ne karrlar.
* * *

Hristiyanln ahlak ilkeleri yzyllar iinde, deiik toplumsal-tarihsel koullarda ekillendi. Bundan tr bu ahlak sisteminde, farkl toplumsal snflarn ve dini gruplarn dncelerinin yansd, en farkl ideolojik katmanlamalar bulmak olasdr. Hristiyan ahlak bilinci ile Hristiyanlarn uygulamadaki ahlaknn son derece eliik oluu bundan belli oluyor. Kendi iinde eliik, eskil dncelerin ykn tayan, klelik andan miras kalm, yaanlan adaki insanlarn ahlaki mkemmellii iin yzyllarca "ktye kullanlmasyla" rkl anlalm byle bir ahlak sistemi, Sovyet halknn davran biimine yn verebilir mi? Bu soruya 'evet' demenin olana yoktur. Toplumsal dzeni hakl ilkeler temelinde deitirme savamndaki nc insanlk, yeni, ncekiyle kyaslanamaz derecede mkemmel, insanlarn yaamsal karlarna uygun bir komnist ahlak sistemi yaratt.

157

SLAM

AHLAKI

slam'n Ahlak lkeleri slamiyet'in ahlak retisi, Kuran'da belirtilen ahlak kurallarnn mutlak anlamndan hareket eder; bu ahlak kurallarn toplumsal gelimenin somut tarihsel koullarndan ve insanlarn gereksinimlerinden koparr, bunlarn ebedi ve deimez kurallar olduunu ilan eder. Din adamlarnn dncelerine gre, slam ahlakn yaratan Allah, mutlak bir mkemmellie sahiptir. Buradan da, onlara gre "btn zamanlar ve halklar iin" gerekli olan slam ahlaknn mutlak doruluu, ebedilii ve deimezlii sonucunu karyorlar. slam ilahiyatlar, bu ahlakta hibir eyin hibir zaman deiemeyeceini ne srerler. Sadece Allah'a inanmann bile bireye yksek, kusursuz bir ahlak gvencesi verdii sans, bu ahlaka uygundur. slam retisi, etik mutlaklk ilkesiyle birlikte, dogmatik ahlak ilkesini ne srer. Bu reti, byle bir davran biiminin toplumsal sonularna bakmadan, Kuran'n tanr tarafndan belirlenmi ve ussal kantlara bal olmayan ahlak kurallarn koulsuz yerine getirmelerini ister Mslmanlardan. lahiyatlar, akla veya amaca uygun olmasndan deil, yukardan byle emredildii, tanr byle istedii iin, insann baka trl davranmamas gerektii noktasndan hareket ediyorlar. Burada, bireyin, toplumsal ahlakn zenginliini benimseme ynnde bamsz, eletirel bir yaklam olanakszdr. Gerekten insan, Allah tarafndan emredilen kurallardan bir anlna kuku duyarak, (dini kitaplarn deerlendirmesine gre) bu aalk, kk, yararsz eye, yani eletirel bir yoruma cret edebilir mi? Bu ilkelerin birbiri ardna benimsenmesi, onlara sk skya uyulmas istei; Mslmanlar arasnda slam ahlak kurallarna kr krne, eletirmeden bir balla, farkl dnce ve farkl dinden (veya mezhepten) olanlara ynelik, onlarla her trl diyalogu olanaksz klan militanca bir hogrszl pekitirmeye yol amaktadr. Byle bir hogrszlk, tarihte defalarca, "gvurlara kar sava" ad altnda, ideolojik (veya dinsel)
158

dmanlarn kitlesel olarak yok edilmesi eklinde kendini gsterdi. slam ahlaknn ebedi, deimez ve evrensellii, onun kurallarnn btn zamanlar ve halklar iin yararl olduu konusundaki slam retisinden yola klarak, gelimi sosyalist toplumda yaayan Mslmanlara, feodal toplumun ahlak ilkeleri ve kurallarna gre yaamalar nerilmekte. Marksist-Leninist bilim, ahlakn doast bir kaynaktan doduuna ilikin dncenin temelsizliini, inandrc bir ekilde tantlad. Toplumsal dnce ve tarihsel gereklerin gelimesindeki sonulara dayanarak, K. Marks ve F. Engels, her ahlak sisteminin, toplumda var olan toplumsal ilikilerin bir yansmas, bu nedenle de gelien tarihsel bir olgu olduunu inandrc biimde ortaya koydular. Snfl toplumda btn insanlar iin ortak bir ahlak olmad ve olamaz. "...Biz, diye yazyor F. Engels, herhangi bir ahlak teorisinin, bugne dek, sonuta o toplumun ekonomik durumunun bir rn olduunu sylyoruz. Toplum bugne dek snfsal elikiler iinde devinerek geldii iin de, ahlak her zaman snfsal bir ahlak oldu: O, ya egemen snfn egemenliini ve karlarn hakl gsterdi, ya da, ezilen snf yeterince glenir glenmez, onun bu egemenlie kar duyduu fkenin bir ifadesi oldu, ezilenlerin gelecekteki karlarn temsil etti" (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 20, s. 95-96). slam ahlak anlay, ahlak ancak Allah'n yaratabileceini, insanmsa ahlaki anlaylar dzenleyecek durumda olmadn, bireyin sadece Allah'n emirlerine srekli uyarak ahlakl olacan, insann kendi dncelerine gre davranma abasnn ise, onu ahlak bozukluuna gtreceini syler. Din savunucular yzyllar boyunca, dini kitaplardaki emirlere dayanarak, insann aalk doasnn onu gnaha ektiini, ve ancak Allah korkusunun onu erdemli bir insan olmak zorunda braktn otoriter bir tonla dile getirmekteler. Bu, slam ahlak anlaynn, insan davrann bir d zorlayc gcn, yani tanrdan ce159

za grme korkusunun belirledii noktasndan hareket ettiini gsteriyor. Biz burada, insann gcne, soylu davranlara yol aacak nedenlerin olabilirliine, insann sayg uyandracak davranlarda bulunma, daha ok da dtan bir zorlama olmakszn, bu yzden sulu saylmak korkusu tamakszn, bir grevi zgrce yerine getirebilme yetisine duyulan gvensizlii gryoruz. slam ahlak, insana herhangi bir ortamda bulunaca ve her koulda doru olacak olan belli bir davrann gsterilmesi durumunda ancak, onun doru davranabileceini varsayarak, insann dk bir ahlak bilincine sahip olduu noktasndan yola kar. Byle bir ahlak, insan dnmeden davranmaya ynlendirir. Buradaki mantk udur: nsanlarn btn davranlar ok nceden tanr katnda belirlenmiken, insann yaamsal durumlarn karmakl zerinde kafa yormasnn hibir anlam yok. slam anlayna gre, ahlak, ancak din erevesi iinde olanakldr ve her trl insani ahlak da gerek ddr. Geleneksel slam ahlak anlay, ateist ahlak bilincinin varln olanak d grr; ateizm, gerekte, ahlakszlkla bir saylr. Kuran'da, dinsizlerle adaletsizler arasnda bir fark olmadna ska iaret edilir. Sadece mminler iyilik yapabilirler, dinsizlere bu yetenek verilmemitir. Din dnda bir ahlakn varlnn olanakszl konusundaki slam grnn temelsizlii, pek ok kantla rtlmektedir. Ahlak kurallar, her eyden nce, dinle aralarnda hibir ba olmakszn uzun zaman varln srdrmtr. kincisi, insan toplumu din olmadan en iyi ekilde yaayabilir, ama ahlaksz yaayamaz. Sosyalist toplumun, kitlesel olarak tanrtanmaz bir toplum olmas, buna ak bir rnektir. Sosyalist toplumda giderek daha ok konumunu yitiren din, tarihe aykr olmaya balar. Ahlaka gelince, onun etkisi ve nemi, srekli ykselen insan ilikilerini dzenlemesindedir.
160

Yaamn Amac ve Anlam Her ahlak modelinin insanlar arasnda belli ilikileri dzenl e m e k , onlarn davran tarzlarn deerlendirmek ve kurallar k o v m a k iin, belli bir amaca ynelmi "yaam program"n hazrlamak zorunda olduu teden beri bilinir. Peki, slam ahlak asndan insan yaamnn anlam nedir? 'Her ey insann iyilii iin, her ey insan iin' iar, bilimsel komnizm retisini yaama geiren reel sosyalizmin iardr. slam'n temel iar 'her ey Allah iin, her ey onun adn terennm etmek iin'dir. Dua etmek, ayinler yapmak, almak, renmek ve dahas bir insan sevmek veya ondan nefret etmek, sadece Allah iin olmaldr. slam inancna gre insann en yce ahlaki devi, en nemli amac, Allah'a hizmettir, onu vmektir. Geriye kalan btn deerler ikinci derecede, fazla nemi olmayan, deersiz eylerdir. Bylece, insan yaamnn tad anlamn, toplumun btn yelerinin her ynden geliimi iin gerekli koullar yaratmaya ynelik, gerek dnyasal ideallerin gerekletirilmesi arzusu deil de, tek olan ve insana gksel bir dnya temin eden doast bir gce srekli hizmet etmek, yorulmakszn bu gcn inayetine layk olmaya almak olduu anlalyor. slam, insan dnyada en yce deer olarak gren Marksizm'in tersine, insann tad deeri, insan tanr tarafndan yaratld ve tanrya hizmet ettii iin sadece kabul eder. Bu nedenle, slam, insan yaamnn anlamm ve amacn, insann her ynden ve uyumlu geliiminde deil, onun yetenek ve kapasitesinin toplumsal ilerleme iin gelitirilmesinde deil, Allah'a hizmette ve yalvararak ondan merhamet dilemede grr. "Bir Mslman'n yaamnn amac Allah'a yaknlamaktr. Mslman kii kendisi iin deil, Allah iin yaar ve bir Mslman olarak onun btn hareketleri bu amaca ynelik olmaldr..." diye bir ifade okuyoruz, Dnya slam Federasyonu'nun bir yaynndan. Bununla birlikte, bir ilahiyat, "insann buna ne kadar ok ilgi gsterirse, tinsel ve ahlaki geliimi161

nin o denli byk olacan" dnyor. Bu dnceler, Allah'n adna u ifadenin yer ald Kuran'dan domaktadr dorudan: "Ben cinleri ve insanlar sadece bana ibadet (kulluk) etsinler diye yarattm" (Zriyt Suresi, yet 56). nsann sk sk bunu yapmak zorunda olduu bilinsin diye de, Kuran'da u emredilir: "Gnein douundan nce de batndan nce de Rabbini v, gece vakti de gn ortasnda da onu v ki, honutlua erebilesin" (Th Suresi, yet 130). Din, insan yaamnn anlamn ve deerini bozar. O, bu anlam ve deeri; insann ne kadar sofu, tanr inancnn ne denli derin oluuyla, doast bu gce hizmet etmeye ne kadar ok zaman ve yeteneinin ne kadarn ayrdyla lmektedir. Ve yaam, slam retisine gre, tapnarak, boyun eerek ve sabrla Allah'n merhametini ve bu merhametle birlikte sonsuz cennet mutluluu umudunu kazanmaya almas iin insana verilmektedir. Demek oluyor ki, insann en biricik ve esiz dnya yaamnn, kendi bana hibir deeri yoktur. Bu yaam, sadece br dnya yolunda bir snavdr. Kuran'da u uyar yaplmakta: "Dnyadaki yaam, sadece bir oyun ve elencedir..." (En'am Suresi, yet 32). Bu yaamn nimetlerinden yararlanmak isteyenlere de, "br dnyada ateten baka ey yoktur, ve onlarn burada rettikleri orada ie yaramaz, yaptklar eyler de bo eyler olarak kalr" (Hd Suresi, yet 16). Bu tr amal korkutmalar, Allah'a kulluk etmeyen insanlarn yaamnn bir anlam olmad gibi, hakl da gsterilemeyecei konusunda, dindar insann dncelerini bomaktadr. Smrc snflar Mslman emekileri sava ve baka dinden (veya mezhepten) emekileri yok etmek iin slam bayra altnda kolayca toplayabilsinler diye, dindarlar, gemi yzyllarda bylesi karmlarda bulunmulardr. nsan yaamnn anlam demek olan bireysel mutlulua eriilmesi de, dinsel inan tarafndan reddedilir. nsan bireysel mutluluunu Allah'a hizmet iin feda etmelidir, nk dnya yaam "sadece bir aldan aracdr" (Hadd Suresi, yet 20);
162

'mallarnz ve ocuklarnz da bir imtihan aracdr, ve Allah'n byk bir dl vardr" (Tebn Suresi, yet 15). br dnyada Allah'n iyiliini hak etmek, bir mmin iin en byk mutluluktur. Buna erimek iin de sadece yorulmakszn dua etmek ve dnya yaamnn ekici elerini, ar isteklerini reddetmek olan dinin btn emirlerine uymak yeterlidir. nsan yaamnn amac ve anlamna ilikin bu tr ynergeler, toplumsal bask ve yoksulluk altnda ezilen emeki insann, ortaya kan durumdan hibir kurtulu umudu tamad smr toplumunda doabilirdi ve domutur. nsan, bu dnyada mutluluu umut edemez. Egemen snflar ve bu snflarn karlarnn savunuculuunu yapan din ideologlar, insana bu umudu ne verebilir, ne de vermek isterler. Din grevlileri, Allah korkusunu vaaz ederek ve bu dnyadaki yaamda yazgya boyun eme (tevekkl) ve sabretmenin karlnda, "br dnya "da mutlulua eriilebilecei ynnde bir umut alayarak, smrlen emekilerin dizginlenmesinde smrc snflara yardm etmektedirler. Sosyalizm, bireyle toplum arasndaki uzlamaz elikileri ortadan kaldrr, onlarn karlarn birletirmek iin uygun koullar yaratr. Sosyalist toplum her eyi, her insann yaamnn usa uygun olmas, ruhsal olarak zenginlemesi, mutluluk beklentisinin en st dzeyde gereklemesi iin yapar. Bylesi koullarda, insann sadece yeteneklerini ve kapasitesini her ynden gelitirebilme olana deil, bununla birlikte bu yeteneklerin ve kapasitenin olabildiince toplum yararna kullanlma gereksinimi de doar. Aslnda, bireyin yeteneklerinin ekillenmesi ve gelimesi ve bunlarn toplum yararna kullanlmas, bileik bir sretir. Sosyalizm koullarnda toplum yarar ile bireyin yarar birbirine baldr. Burada, insan yaamnn anlam, toplumun ve bireyin mutluluu iin mcadelede somutlar. Yaamn anlamna ilikin slami dncelerin sosyalizm gereiyle, bilimsel materyalist kavrayla yz yze gelmesi, bu
163

dncelerde belli deiimlere yol ayor. Dindarlarn ahlak bilincinin dnm de, dinsel yaplarn konumunun deiimi zerinde etkisini gsteriyor. Bugn yeryznde mutlulua kavuma sorunu, sradan insanlar tarafndan yle keskin bir sylemle konuyor ki ortaya, din adamlarnn bu mutluluktan vazgeemedikleri dile getiriliyor. Yeryz yaamnda mutlulua erime konusu, ilahiyatlarn toplumsal ilerleme ve ahlaki mkemmellemeye ilikin gelitirdikleri yeni anlaylar btnleyen bir e haline gelmekte. "Dinsel yaam, ilerleme ve dnyevi yaamla birletirme"nin zorunluluu konusunda bir dnce (Musulmane Sovetskovo Vostoka, 1971, No: 3-4, s. 12), lkemizin Mslman din adamlarnn konumalarnda ska duyulmakta. Ama ilahiyatlar "ahret yaamnn", bu dnyadaki yaamdan daha deerli olduunu bugn de ne srmekteler. Yine bugn cami minberlerinden Allah' insanlardan, insanlktan daha ok sevme arlar duyulmakta. Din adamlar, insann dnya yaamnda mutluluu yakalama olanandan sz ederlerken de, bu dnce her zaman Mslman olmaya balanyor. Bununla birlikte, toplumsal dzenin hibir nem tamad anlalyor. Din savunucularnn grne gre, slam dini, kendi inananlarna her toplumsal sistemde mutluluk salama gcne sahiptir. Ahlakn lt slam, insan yaamnn anlamn ve amacn yaamn snrlar dna karken, bu ama ve anlam doast bir gce balarken, ahlak ltnn niteliini de belirlemi oluyor. slam dinine gre evrendeki her ey Allah'n iradesiyle meydana geliyor, bu nedenle insan btn davranlarn Allah iin yapmaldr. nsann kendi iradesine gre ve kendi adna gerekletirdii bir davran ahlaki olamaz. Bu nedenle, din adamlar, bir davran biiminin ahlaki ltn belirlerken u veya bu davran tarznn, zellikle Allah'a yaranmak iin onun adna yaplmasn her eyden nemli sayarlar (ilahiyat164

larn her ie ve dahas atlan her adma kural haline gelmi u bizlerin syleniiyle balamay nerdiklerini anmsayalm: lismillahirrahmanirrahim (Rahman ve Rahim olan Allah'n ulvla)"). Tanrnn en ok houna giden hareketler dinsel tr e n l e r (ayinler) olduuna gre, din asndan bu trenlerin ahlaki nemi ok byktr. Ahlaki emirler de yzyllar boyunca bvle yorumlanmlardr. Komnist ahlak asndan, insan ne denli bilinliyse, ne denli byk bir toplumsal etkinlik gsteriyorsa, tm halk ilgilendiren ilerdeki katks ne denli bykse, ahlaki olgunluu o dcli yksektir. SBKP'nin X X V . Kongresi'nde yle denmekte: "Szle iin birlii gnlk davran kural haline geldiinde, hibir ey etkin yaamsal bir tutum, toplumsal grev konusunda bilinli bir davran gibi, kiilii bylesine yceltemez" iSI'.KP X X V . Kongre Belgeleri. Moskova, 1976, s. 77). Komnist ahlakn lt, toplumsal gelimenin bilimsel kavranna, kapitalist sosyo-ekonomik formasyondan komnist sosyo-ekonomik formasyona geiin nesnel, tarihsel zorunluluunun anlalmasna dayanr. Komnist ahlak lt, bir insann, toplumsal ahlak kurallar ve ilkelerini ayracak bilince sahip olmasnn yannda, onlara gre davranmas durumunda ancak, yksek ahlak sahibi olabileceini syler. Komnist ahlak ltne gre, her insan toplumsal karlar ve sosyal ilerleme iin mcadele etmelidir. slam ahlak, insann ahlaki olgunluunun belirlenimine baka bir noktadan yaklar. Burada temel lt, insann sofuluu, dindarlk derecesidir. Dindarlk da, Kuran'a gre, dine inanma ve dinin zorunlu btn emirlerini salam bir ekilde yerine getirmektir. slam ahlaknn lt, doast bir gce hizmet etmek olduuna gre, iyilik, ktlk, doruluk, mutluluk, vicdan gibi bu ahlakn kulland dnyasal yaamn ahlak ulamlar (kategoriler) da, ayn ekilde Allah'a inanca balanyor. "Allah'n nceden belirledii insan davrannn sonsuz ilkeleri yerleiyor" diye yazmakta tannm bir Mslman ya165

zar. Bu yazar iki yol gsteriyor: "Birincisi, mmin kii Allah'tan uzaklarsa bu ktdr; ikincisi, mmin kii ona yaklarsa, bu iyidir." Ahlaki gerekler insanlarn nesnel gereksinimlerine, toplumsal yaamn gelimesine ne denli uygun derse dsn, slam ahlak iin bir nem tamaz. lahiyatlar, u ya da bu gereklilie, bunlar Kuran'da veya Hadislerde emredildikleri, yani Allah'n ya da Muhammed peygamberin istedikleri eyler olduklar iin uyulmas gerektiini sylerler. Sosyalist toplumdaki bir mminin nne bununla balantl pek ok sorun kmaktadr. Kuran ve Hadislerde emredilen eylerin zamann ruhuyla elimeleri, insanlara gnlk yaamlarnda engel olmalar durumunda ne yapmal? rnein, gnmz Mslmanlarn dinsiz ve baka dinden olanlarla ilikilerinde nasl bir tutum ilgilendirmektedir? Kuran, Mslmanlara imdilik dokunmayan dinsizlerin, mminleri belaya uratmak istediklerini, nk onlarn aka dman olduklar uyarsn yapar. "Ak Kitap" (Kuran), Mslmanlar dinsizlere kar savamaya arr: "Ey peygamber! Mminleri arpmaya tevik et..." (Enfl Suresi, yet 65), "Kfre batmlarla karlatnzda boyunlar vurulur..." (Muhammed Suresi, ayet 4). Yine Kuran: "Mrikleri bulduunuz yerde ldrn" (Tevbe Suresi, yet 5) diye buyurur. Allah, ahlak ilkesi olarak unu kabul eder: Cana can, gze gz, buruna burun, kulaa kulak, die di... "Ak Kitap"ta, Sovyet yaam tarzna, inananlar da dahil olmak zere, lkemiz insanlarnn ahlak anlayna asla uymayan birok kural var. rnein, slam ahlak vaaz edilerek, Mslmanlarn nne karmak sorunlar konmakta, slam yandalarnn ahlaki bilincini bozan zmlenemez kartlklarn zm nerilmekte. slam ahlak, bundan yaklak 1400 yl nce emredilmi olan ve gemi alarda yaam kuaklarn deneyimlerini yanstan kurallarn, hi itiraz edilmeden yerine getirilmesini vaaz etmekte. Komnist ahlak ise, bunun tersine, gemi kuaklarn
166

toplumsal deneyimine seici yaklamay nerir insana, nk her yeni kuak yeni koullarda yaar ve retimde bulunur, ncekilerden farkl olarak, ondan yeni eyler istenir, nnde yeni grevler durur. deal nsan deal slam ahlaknn odak noktas, pimanlk duyan bir gnahkrn, Allah'n merhametini kazanmak iin hep dua etmesi ve dindarca hareketlerde bulunmasdr. nsan, Allah'n karsnda srekli bir korku duyarak, iledii gnahlar ya da yar gnahlar iin her dakika ondan ba dilemelidir. lahiyatlar, imam El-Buhari'nin ifadesine gre, dindarca davranmada rnek bir Mslman olan Muhammed peygamberin, gnahlarnn balanmas iin yalvararak gnde yz defa Allah'a yneldiini sylerler. Her admda batan karlmas ve baz konularda ar istekler duymas beklenen, doutan iradesiz, yoldan kmaya eilimli basit bir lmlnn Allah'n merhametini hak etmesi iin, bu Allah'a ynelme iini ok daha sk yapmas gerektiini syler slam vaizleri. Mslman ilahiyatlarn dile getirdii ahlaki mkemmellik, insan sadece bireysel heyecanlarn iine hapseder; her yerde hazr ve nazr ve her eyi bilen Allah'n nnde korku duymaya zorlar. Bu ahlaki mkemmelliin amac, insandaki din inancn daha da derinletirmek, dindar kiinin br dnyada Allah'n huzuruna "temiz" olarak kabilmesine ve cennette kendine bir yer kazanmasna hizmet etmektir. Bu tr ahlaki dnceler gereince, insanlara yzyllar boyunca aalk duygusu, korkaklk, itaatkrlk, edilgenlik, dalkavukluk, yani emekileri mevcut duruma raz olmaya zorlayarak, onlarn ezildikleri durumdan honutsuzluk duymalarn engelleyen, bylece smr dzeninin korunmasna yardmc olan kiilik zellikleri aland. Sosyalist sistem koullarnda slam'n bu tr ahlaki yaptrmlar, bir ksm insann toplumsal etkinliinin bymesini
167

nlemekte, dindar insann yeteneklerinin tam geliimini engellemekte, onun ilgilerini ve gereksinimlerini snrlamakta, ona ikiyzl psikolojik bir yap kazandrmaktadr. deal Mslman tipi, nemli bir deiim geirirken, gnmzn pek ok ilahiyats ona, dini kitaplarda bulunmayan, ama yeni toplumu kuran insan iin ayrt edici olan zellikler -enternasyonalizm, ortaklaaclk (kolektivizm), toplumsal etkinlik, sosyalizmin dmanlaryla uzlamazlk, bar sorunu ve halklarn zgrl, toplumsal karlarn inenmesini ho grmeme vb.- ykleniyor. Fakat bu ideale yaklamann ilahiyatlar tarafndan ne srlen yntemleri, pek ok adan gemite kalmtr. slam ahlak, ahlaki mkemmellie erimek isteyen insann, her eyden nce, iyi ve kt davranlar konusunda slam retisini rehber edinmesi gerektii savndadr: Bu reti dikkate alnarak iyi davranlarda bulunmak, ktlklerden kanmak. Mkemmellie yaklamak, gnahlardan srekli arnmay gerektirir. Gnahlardan kurtulmak iin de dua etmek, ayin yapmak, oru tutmak, slam'n emirlerine uymak gerektiini syler din grevlileri. slamiyet'in en nemli be koulu -dinin be temel direi, din adamlarnn bu konuda hep syledikleri gibi, Mslmanlar Allah'a yaklatryor ve her iki dnyada onlara mutluluk salyor. Bir Mslman'n, slam dininin be koulunu yerine getirmesinin, onun "ahlaki ve kltrel bakmdan mkemmel ve her ynden gelimi bir birey" olmasna da yardm ettii imdi anlalyor. Mslman ilahiyatlar buna dayanarak, mminleri, kendilerini mkemmelletirmeye armaktalar, doru saylmasa da, bylece dindar bir insan, Mslmanlarn ahlaki geliimlerini salama umudu veren bir sistemi benimsemi oluyor. Din adamlar bu konuda birok dindarn iine kararszlk tohumu ekmekteler. lahiyatlar, bireyin ahlaki mkemmellie eriip eriemeyeceini, ya da onun btn abasnn boa gidip gitmeyeceini bir tek Allah'n bileceini sylyorlar.
168

V. 1. Lenin, dinin insana, onun baaryla izleyemeyecei bir ideal verdiini, nk bu idealin doast bir gce balandn belirtir. Ahlak ideali gelecee seslenmelidir. Bu ideal, var olan insan tipiyle karlatrldnda, erimeye aba gsterilmesi gereken, mkemmel insan olma idealinden te bir ey deildir. Bu ideal, toplumsal ilikilerin gelimesiyle orantl olarak doan ve yeni, ilerici olana eilimi yanstan insansal nitelikler gibi nitelikleri ierir. Komnist ahlak ideali, "ruhsal zenginlii, ahlaki temizlii ve fiziksel mkemmellii, uyumlu bir ekilde kiiliinde birletirmi yeni insann yetitirilmesi" sorununu ortaya koyar (SBKP Program, s.120-121). Byle bir sorunu bireysel olarak zmenin olana yoktur. Komnist toplumu kurma yolunda verilen ortak sava iinde zlr bu sorun. Biz, gelecein her ynden gelimi kiiliinin birok ideal niteliklerine sahip, azmsanmayacak sayda insann olduunu gryoruz artk bugn. Komnist ahlak ideali, Sovyet insanlarm boyun eme ve sabretmeye deil, yaam komnist temeller zerinde yeniden kurmak iin, khnemi ve geri kalm her eyle etkin olarak savamaya arr. Bununla birlikte, toplum, her bireyden kendini yetitirme ve mkemmelletirme konusunda bireysel bir aba gstermesini de ister. Din zellikle bu karmak ve zorunlu srete yardmc olamad gibi, frenleyici ciddi bir rol oynamaktadr.

169

GEMTE VE GNMZDE ATEZM


KLEC TOPLUMDA ATEZM Ateizmin kkeni, toplumsal retim pratiinin ilk kez byk bir bilgi birikimine yol at, yazl yaptlarn douunun da bu bilgi birikiminin artna ve yetkinlemesine olanak tand tarihin bu uzak ama dek uzanr. te yandan, bu a, ilk kez smrc bir sistemin kleci beden almasnn btn ar ykn ounluun srtna ykarken, bir avu insann oluturduu aznla politik, sanatsal ve bilimsel almalarda bulunma olana tand bir ad. Gerek bilginin mitolojik, fantastik sylence ve poetik sylemlerin oluturduu bir ym iinde kaybolduu, kart dncelere dayanan bu zaman diliminde doa, insan, insan bilinci ve evren ile dnceyi egemenlik altna alan yasalara ilikin bir bilgi sistemi doar. Evreni anlamaya alan insann ilk admlar, onu, hibir eye inanmamak, sadece akla uygun kantlarla tantlanabilen ve somut olgulara dayanan eyleri gerek kabul etmek gerektii noktasna gtrd. Bilimin ve bilimsel dnya grnn ilk belirtileri bu ekilde ortaya kt. Bu ilk bilimsel, ateist dnya gr, aslnda materyalizmin ta kendisidir, nk: "...Materyalist dnya gr, en basit anlamyla, doann her trl d eden bamsz, olduu gibi kavranmas demektir. Bu nedenledir ki, materyalist dnya grne ilk olarak antik Yunan filozoflarnn sahip olduklar kendiliinden anlalmaktadr" (K. Marks, F. Engels, T. Y., c. 20, s. 513).
170

Bilimsel dnya gryle dinsel dnya gr arasndaki materyalizmle idealizm arasndaki atmayla karmak bir hal almakta ve birbirine gemektedir. Bu atmann tem e l i n d e toplumsal uzlamazlklar yatar. Bilimsel, materyalist, a t e i s t dnya gr ile din ve idealizm arasndaki en temel eliki, bu atmann taraflarnca ksa srede ve tam olarak kavr a n a b i l m i deildi. Bilimsel dncenin ncleri, ou zaman kendilerini egemen dinsel dncelerden kurtaramyorlard, oysa onlarn karsnda yer alanlar arasnda doa, insan ve insan dncesine ilikin bilimsel bilgiler de ieren, genellikle bilimd bir bilgi sistemini benimsemi
atma,

kimseler de vard. Bunun dnda, dinde ve felsefede "dncelerle dncelerin var olduu maddi koullar arasndaki ba giderek birbirine karmakta, aradaki halkalar giderek karanla gmlmektedir. Fakat byle olsa da bu ba varln srdrmektedir" (K. Marks, F. Engels, T. Y., c. 21, s. 312). Demek oluyor ki, Demokritos'un materyalizmiyle Platon'un idealizmi arasndaki kartlk, Atina demokrasisi ile Atina aristokrasisi arasndaki kartlktr. ESK HNDSTAN'DA ATEZM Dinsel kitaplar olan Veda'larn ortaya k (.. 2 binli yllarn ortalan), tanrlatrlm doa glerine tapnma bakmndan eski Hindistan iin ayrc niteliktedir. Daha ge dnemde, kleci toplumun douuyla birlikte bir tanrya inan da dodu, mitoloji geliti. Kutsal kitaplarda (Veda'larda) tanrsal yaratmn sz gtrmezlii de yazar. Lokayata (arvaka) Okulu'nun Brihaspati, Dhian gibi ilk Hint bilim adam-felsefecileri Vedalarm otoritesine kar bayrak aarlar (.. VI. yy.). Lokayata filozoflar, hibir tanrnn (invaranm) olmad, evrenin hi kimse tarafndan yaratlmad ve sonsuza dek kendi yasalarna gre var olaca dncesini tarlar. Btn nesneler toprak, su, k ve rzgrlardan ibarettir. Bu eler deiik biimlerde bileime girerek btn nesnel varlklar, bu
171

arada insanlar da meydana getirirler. Bu elerin her biri kendi bana bir bilince sahip deildir, ancak bu birleme sayesinde, yksek bir bilince sahip farkl bir yap olutururlar. Bu yapnn ykmyla birlikte bilincin de yok olmas kanlmazdr. Veda'larda, bir yalan olan te dnya (ahret) ve cennetten, ayrca, kurban edilen hayvanlarn da cennete gideceinden sz edilir. Eer bu doru olsayd, diyor Lokayata filozoflar, o zaman sevgi dolu bir olun, kendi babasn cennete gitsin diye kurban etmesi gerekirdi. Lokayata filozoflarna gre, doa btn insanla kar kaytszdr, onun tad niteliin ahlak ilkeleriyle hibir ilintisi yoktur. Ne doada, ne de insanlk tarihinde akla uygun hibir ey sz konusu deildir. Sankhya Okulu'nun nl temsilcisi Kap ila (. . yaklak VI. yy.) bu grlere ok yakndr. Varl inandrc argmanlarla (kantlarla) tantlanamayan nesnelerin var olmadn syler Kapila. Tanrnn varl ne alglama, ne karm, ne de rneksemeyle (analoji) dorulanmaktadr, oysa bunlar gerek bilgiye ulamann olmazsa olmaz yollardr. O halde, tanr yoktur. Kapila, hibir eyin yoktan var olamayacan savlar. Tamamen farkl nesnelerden tamamen farkl nesneler doar. Birincisi (douran, .) madde olarak ikinciye (doana, .) hizmet eder; gerek birinciler, gerek ikinciler, btn nesnelerin nedeni olan ncesiz ve sonrasz maddeden oluurlar. Her ey atomlardan meydana gelir. Canllar cansz yaplardan doar, bunlar arasna keskin bir snr ekmek zordur. Kapila, bilinten yoksun para elerden oluan bir bedende bilincin douuna, tpk Lokayata filozoflar gibi bir aklama getirir. Kapila'nn dnce sistemi, Purusa retisi konusunda, iinde bir tutarszlk tar. Kapila, bilinten yoksun maddenin dnda, balangc ve sonu olmayan, her eyi bilen ve maddeyle hibir ilintisi bulunmasa da, bilince sahip hassas bir enin
172

(Purusa'nn) srekli

daha olduunu kabul eder. Madde devingendir ve deimektedir; Prusa ise duraan ve deimezdir.

ESK N'DE ATEZM Eski in'de materyalist ve din kart dncelerin ortaya k, bilimin geliimine sk skya baldr, zellikle gkbilimin. inli bilim adamlar, gne tutulmasyla ilgili kaytlar .. bin yl nce tutmaya baladlar. Yldzlarn hareketleri in'de yzyllar boyunca gzlemlendi ve .. IV. yzylda tarihin ilk yldz katalogu orda yapld. Gkbilimciler tarafndan saptanan yldz hareketlerinin periyodiklii, doada meydana gelen her eyi yneten nesnel doa yasalarna (tao) uygunluk dncesinin ne srlmesinde nemli rol oynad. in'de Bat jou (.. IX-VIII.yy.) dneminde u sav ne srlmt: "stn bir varln var olmas olanak ddr! Evren be ana eden olumutur, bunlar: Metal, aa, su, ate ve toprak." Bu dncelerin sonraki yzyllarda gsterdii geliim, gnmze dek ulaan nl "Tao de tszin" (.. IV-III. yy) adl yaptta iyice grlyor. Bu yaptta, evreni bir tanrnn deil, evrenin kendine zg bir yasann (tao'nun) ynettii dncesi yer almaktadr. Evrenin yaratcs bir tanrdan genel olarak sz edilmiyor kitapta. Olaylarn btn akn sz gtrmez biimde tao belirlemekte ve herhangi bir doast gcn varlna olanak tanmamaktadr. Materyalist ve din kart dnceler, evreni yneten bir tanrnn, ya da herhangi bir doast gcn varln yadsyan Sun Tsza (.. III.yy.)'da nemli bir gelime gsterir. Eski in'in byk materyalist ve ateist dnr Van un (I. S. I. yy.), "Lun-Hen" adl yaptnda, evrenin ncesiz ve sonrasz olduunu, temelini de, btn nesnelerin ondan doduu ve onun iinde deitii tzn (tsi) meydana getirdiini aka syler. Evrenin hibir erei yoktur. Nesneler kendi kendilerine meydana gelmektedirler, herhangi bir ruhun eseri deildirler.
173

Her ey doa yasalarna gre gerekleir ve ortaya kan her ey bu yasalara uygun biimde erken ya da ge lr. lmsz beden olmad gibi, lmsz bilin (ruh, .) de yoktur. Van un, bilgiyi gerekletirmesi gereken koullar olarak unu ne srer: Bir iin gerek mi gerekd m olduu sadece deneyle, bir tartmada ne srlen savlarn gerek mi gerekd m olduu da sadece kantlarla anlalr. ANTK YUNAN'DA ATEZM Antik Yunan'da, bizi evreleyen evreni bilimsel-materyalist bir temelde ilk kavramaya alanlar, Milet Okulu filozoflar Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes olmutur (I.. VI-VI. yy.). Bu filozoflar, evreni, evren d (doast) glere ynelmeden, kendi kendisiyle aklamaya altlar. Miletliler; matematik, gkbilim, fizik, biyoloji gibi bilim alanlarna ok deerli katklarda bulundular. Herakleitos (Heraklit) (yaklak 540-480), Empedokles (yaklak 490-430) ve Anaksagoras, evrenin ncesiz ve sonrasz olduu, tanrlar tarafndan yaratlp ynetilmedii, kendi doal yasalar iinde var olduu ve ynetildii eklindeki gr benimseyerek, Miletlilerin dncesini paylatklar gibi, onu daha da gelitirdiler. "Bu evren (kozmos) btn varlklar iin bir ve ayndr, hibir tanr ya da insan onu yaratm deildir, o her zaman vard, vardr ve belli lde yanan, belli lde snm, sonsuza dek canl bir ate olarak da var olacaktr." Empedokles'e gre, yaratlmam ve yok olmaz olan ve drt ana eden (toprak, su, hava ve ate) oluan madde evrenin temelidir. Anaksagoras ise, maddenin ncesizlii ve sonraszln savlamada daha da ileri gider. Sadece bir btn olarak maddenin kendisi deil, maddeyi oluturan ve onun niteliini tayan kk paracklarn (gomeomeriya) her biri de, kesinlikle ne yaratlmtr, ne de yok olacaktr. Anaksagoras, gerekten, kendi dnce sistemine akl -maddenin paralarn dzene koyan bir gc- sokmutur. Ancak, Anaksagoras'm baz paralar gnmze dek ulaan
174

onun bu akl'la, bir tr nesnel bilinten ok, devinen zdeksel bir gc anlad grlyor. Evreni yaratan ve yneten akl deildir, o sadece onun oluumuna neden olur, s o n r a d a n meydana gelen olaylarn ak zerinde herhangi bir etkide bulunmaz. Dnce birlii iindeki bu filozoflar, evrende nesnel doa yasalarnn hkm srdn de kabul ederler. Gzden geirilen dnemin materyalistlerinin (Herakleitos, Empedokles, Anaksagoras) din kart grleri, Miletlilere gre baz yeni noktalar ierir. Sz edilen filozofun grleri henz mitolojik elerden arnm deilse de, evreni yorumlay biimlerinin, Miletlilerinki gibi sadece dind olmayp, ayni zamanda din kart olduunu da sylemek gerek. Yaptlarnda tanrlarn olmadn, tanrlara tapncn samaln aka dile getiren ve bunu da ktlk yapan insanlarn refah iinde yaaylar, iyi insanlarmsa zulme katlanmak durumunda olularyla (eer insanlarn yazglarn ynlendiren tanrlar var olsayd, hibir ey olmazd) tantlayan Miletli Diagor'un almalar da bu dneme aittir. Matematik, gkbilim, fizik, biyoloji, sosyoloji, etik, estetik, mantk, alg teorisi gibi alanlarda yazd kitaplar nemli bulgular ieren nl filozof Demokritos (.. yaklak 460-370), materyalizmi kendinden nceki filozoflar iin eriilmez bir noktaya ykselten, antikam byk bir dn adamyd. Demokritos ncesi materyalizm ve ateizmin evrenin ncesizlii ve sonraszl sav, Demokritos'ta, evrenin temeli olan atomlarn ncesizlii ve sonraszl noktasna ular. Bununla birlikte, maddede hareketsiz hibir ey grmeyen, dtan bir hareketin maddeye eklenmesine (kolayca dine gtrebilecek bir gr) gereksinim duyan Anaksagoras'm aksine, Demokritos, hareketi organik olarak atomlara zg bir zellik sayar. Sadece maddenin deil, hareketin de yoktan var edilemezliini ve yok edilemezliini yazar.
yaptnda,

Demokritos, doal sre iersinde, doa d glerin belli bir eree ynelik mdahalesini btnyle olanak d grr. Nedenselliin mutlak egemenliini savlar, evrenin yara175

tcs ve yneticisi olduu sylenen tanrlarn varln yadsr. Demokritos, tanrlarn varlna ilikin dncenin "kurnazca bir yalan" olduunu, tanrlarn gerekte olmadklarn, onlarn varln ancak kimi toplumsal yaplarn ve alklarn gcn benimseyen u ya da bu halkn kabul ettiini ne sryor. Fakat Demokritos, kendi dncelerine bal deildi. Havada, ate atomlarndan olumu ve "kimileri yararl, kimileri zararl bir takm ekillerin uutuunu... Bunlarn insanlara gelecekten haber verdiklerini..." sylyor; bu ekilleri tanrlar olarak adlandryor. Fakat Demokritos'un tanrlar ne snrsz erk sahibidirler ne de lmsz. Epikuros (Epikr) (.. 341-270), retisi ateizmle zdelemi, antikan byk bir ateistiydi. O, bu hakl n, Demokritos'un felsefi kaltna dayanarak, ateist dnya grn her ynyle incelemesi sonunda kazanmtr. "...Epikuros, diye yazyor Marks ve Engels, antikan gerek, kktenci bir aydmlanmacsydi; o, antikan dinine aktan aa saldrr ve ateizm Epikuros'tan Romallara kendiliinden geer..." (K.Marks, F. Engels, T.Y., c. 3, s. 127). Epikuros'un hareket noktas udur: "Hibir ey yoktan var olmaz. Eer bu yle olmasayd, o zaman her eyden bir ey doard..." Bundan, kendisinin tanrlar tarafndan yaratlmln olanaksz klan evrenin ncesiz ve sonrasz olduu, doann dnda var olan ve onu etkileme yeteneine sahip her trl gcn yansm sonucu kyor. Dinin kaynaklarndan bir, Epikuros'a gre, dnyann oluumuna ilikin bilgi yoksunluudur. Fakat Epikuros, dinin yol at en byk zarar, onun insanlar acnacak hale getiriinde ve kendi yazglar iin duyduklar korku yznden aciz klmasnda gryor. Epikuros, "doann btn bilimsel aratrma-inceleme alanlarn terk eden ve mitolojinin alannda skp kalan kimseyi knar. Bilimsel bir aratrma-inceleme gizleri zmek zorundadr. Bu aratrma-inceleme, yldzlarn madde
176

olmakla birlikte, toprak bir yapda olduklarn, bu gk cisimlerinin hareketleri ile deprem, kasrga, gk grlemesi, imek vb. gibi doa olaylarnn, tanrlara deil, doa yasalarna bal olduunu tantlar. zellikle, antik Yunan mitolojisinin, orada insann sonsuz bir cehennem azab ektiini syledii te dnya inancn srarla yalanlar Epikuros ve maddi evrenin dnda hibir eyin olmadn tantlar. Din kart en nemli argmanlardan biri olarak, Epikuros, tanrlarn rahatlnn ve yksek gnencinin mkemmelliine ilikin dinsel dnceyi kullanr. Doann kontroln ve insanlarn yaam izgisini (yazgsn) tanrlara atfetmek demek, insanlar tadklar btn niteliklerden yoksun grmek, onlar l saymak demektir. Epikuros, buradan hareketle, tanrlarn rahatlnn ve gnencinin, onlara dnyay ynetme roln veremeyecei yargsna varyor. Ancak bu ekilde argman sunmann baka bir yn var: Epikuros'un retisi, bu haliyle iinde dinsel dnceler barndryor. Gezegenler aras bolukta (uzay boluunda), ne insanlarn yaptklarna, ne de doada olup bitenlere karan bir tr varlklar yaamakta: Tanrlar. Bu tanrlar atomlardan yaplmlardr, demek ki lmldrler. Ancak kesinlikle rahattrlar: Onlarn varlnda, gnlnn insanlardan yana akmas gereken ideal bir bilge kiiliin nitelikleri ete kemie brnmekte. Antik dnyada, Yunan pheci felsefe okulunun hazrlad, din kart olduka fazla argman sunumu vard. Bu arada pheciler, tanrlarn varl konusunda bir yargya varmaktan kanmay ilke olarak savunurken, bunu, herkesin benimsedii bir dine ait trenlerin yaplmas ve insanlarn onu (dini) inan biimlerine ayrmalarndan tr deil, bir toplumun hangi yaam biimini istemesine kar gelmemek gerektiinden tr yaptklarn ne sryorlar. Fakat pheciler, Epikurosularn militan ateizminden en nemli ayrm olarak byle bir tutum taknarak, dinsel dnya grnn temellerine ykc bir
177

eletiri ynelttiler, dinsel inancn btn akl diiliini ortaya koydular. Btn, ya da hemen hemen btn insanlarn tanrlara inanyor olmas ve bunca insan herhalde yanlyor olamaz denmesi, o ada dinin lehine kullanlan bir kant saylyordu. pheciliin nde gelen temsilcilerinden Karneades (.. 214129), toplumun byk ounluu kendi cehaletinden tr ska yanlg iine dmektedir, bu nedenledir ki bir grn ounluk tarafndan benimsenmesi o grn gerek olduunu gstermez diyerek, bu sava kar kmtr. Bunun dnda, Karneades, tanrlara inanmayan halklarn olduu gibi, bir dine inanan toplumlarda tanrlarn varln reddeden insanlarn da bulunduunu syler; demek ki, bu sorunda genel bir kabuln sz konusu olduu btnyle doru deildir. Bu pheci dnr, evreni yaratan evren d bir tanrnn varln da, evrenle rttrlen bir tanr retisini de reddeder. Tanr temelli reti (din) konusunda her eyi evrene bal klma amacyla yaplan pheci eletiri (erekbilim), olduka ayrntl ve inandrcdr. Doaya gelince, diyor Karneades, yldz hareketlerinin periyodik aralklarla tekrarlanmasna bal olarak, belli zamanlarda denizlerde meydana gelen gelgit ve dier doa olaylar, btn bunlarn hi de tanrlarn ii olmadn gsteriyor. Karneades, insanlarn ilerini ynetirken, tanrlarn, yaammzn btn olaylarn belirlenmi iyi amalara ynlendirdiklerine ilikin gre kar u sav ne srer: "Eer tanrlar, gerekten insan soyunu dnyor olsaydlar, btn insanlar iyi yapmalar veya hi deilse onlar gvenilir koruyucu insanlarla evrelemeleri gerekirdi." Oysa toplum yaamndaki ilerde bir adaletsiz hkm srmekte. yi insanlar zorluklar iinde, aalk kimseler ise ceza grmeden, namussuzluk yaparak refah iinde yayorlar. Din yandalar buna u yant veriyorlar genellikle: Burada sulu tanrlar deildir, insanlardr sulu olan: Tanrlar, insanlara iyi ilerde kullanmalar iin akl ver178

mitir, ama insanlar bu akl aalk ilerde kullanyorlar, o halde kusur insanlarn kendilerindedir. Karneades, bununla balantl olarak, tanr dncesine ynelik yle bir knama cretinde bulunuyor: "Sen, suun insan kusurlar iinde olduunu mu sylyorsun? Bu durumda sua ve kusura olanak tanmayan bir akln verilmesi gerekirdi insanlara!" Yoksa, "Tanr nereye ynelse, istedii her eyi yapabilir" eklindeki dinsel sav kabullenmek gerekir; o zaman, yaamda egemen olan ktln sorumlusu tanrdr. Peki bu nasl bir tanr byle? Ya da tanrnn snrsz erkini (kudretini) reddetmek gerekiyor, bu durumda da tanr tanrln yitirmi olur. Sekstos Empirikos'un (.S. II. yy.) ortaya koyduu kantlar daha az inandrc deildir. Eer tanr, diyor Empirikos, dnyadaki yaam dnyorsa, ya btn dnyay, ya da bir ksmn dnyordur. Fakat dnyada ok fazla ktlk var, bundan, dnyann tmn dnmedii sonucu kyor tanrnn. Anlalan o ki, tanr dnyadaki yaam dnyorsa, ancak u klardaki olaslklardan biri erevesinde, sadece bir ksm insann yaamn dnyordur: Tanr, dnyadaki yaama ilikin kaygsn, tm dnyay kapsayacak ekilde genele yaymak istiyor olabilir; btn dnyay korumak istiyor, ama bunu yapamyor olabilir ya da bunu yapabilme gcne sahip olsa da, yapmak istemiyor olabilir veya o bunu hem istemiyor hem de btn dnyay dnecek gce sahip deildir. Bu klardan ilki, yeryznde ktln egemen olmasndan tr kendiliinden ryor, ikinci k kabul edilirse, tanr sahip olduu snrsz gc yitirmi olur. nc k kabul edilirse, tanr kskan bir varlk olarak ortaya kar, sonuncu k kabul edilecek olursa da, tanrnn zayf ve kskan olduu anlalm olur. Bu klardan biri kabul edilecei iin, teki klara bakarak, tanrnn tm dnyaya ilikin bir tasasnn olman kabul etmek gerekecek. "Eer tanr, bir konuda herhangi bir kayg tamyorsa ve eer onun hibir ii ve eylemi yoksa,
179

o zaman hi kimse tanrnn varln nerden anladn syleyemez. Demek ki, bu yzden, tanr var m yok mu anlalamaz." Ateist dnce, sonraki geliimini eski Roma'da srdrd. ESK ROMA'DA ATEZM Roma toplumunda Epikrclk, ok sayda yandaa sahipti. Bu okul, Roma'da alt yzyl boyunca -..II. yzyldan, I.S. IV. yzyla dek- varln srdrd. Demokritos'un, Epikuros'un ve Antik Yunan'n dier ateistlerinin muazzam bilimsel kaltndan bize, kk paralar (fragmanlar) halinde ok az ey kalm olmasna karn, antikan en byk materyalist ve ateistlerinden birinin, Tita Lukretius Kara'nn (I.. I. yy.) gnmze kadar ulam ateist ierikli byk felsefi yaptn, bize Roma kalt brakmtr bir btn olarak. nl "O prirode veey / Nesnelerin Doas" adl destan (poem), idealizmi eletirerek, Epikuros'un retisine her ynyle k tutmakta ve deliller sunarak onu dorulamaktadr. Fakat bu poemdeki eletirinin ana noktas, Lukretius'un bilimle karlatrd dindir, btnyle saptanm gereklere, bu gereklerin aklla ve doal yoldan aklamasna dayanan incelemedir. Lukretius'un k noktas udur: "Hibir ey yoktan var olamaz, var olan bir ey yok olamaz." "Her eyin ncesiz ve sonrasz maddeden meydana geldii" tezi, burada, 'ilk paracklarn iinde hep var olan', atomlara zg hareketin yoktan yaratlamazl ve yok edilemezliiyle birlikte, atomlarn da yoktan var edilemezlii ve yok edilemezlii olarak ortaya kyor. Gerek evrenin tanr tarafndan yaratld, gerekse hareketin evrene dtan verildii sav kesin olarak reddediliyor. Evrendeki her ey, olaylarn doal ak zerinde gizemli (doast) glerin herhangi bir mdahalesine olanak tanmayan deimez yasalara gre gerekleir. Evren tanrlarca yaratlmad gibi, onu yneten de tanrlar deildir. Dindarlara gre, doal olaylarn akna tanrlarn varln kantlayan akla uygunluk yasas yol amaktadr; oysa gerek
180

olan doal olaylarn akna tanrlarn deil, doal nedenlerin yol atdr. Bylece, doaya egemen "kibirli efendilerin olmad, meydana gelen her eyin yaratc tanrlarn katlm olmakszn, kendi iradesiyle meydana geldii" anlalm oluyor.
Lukretius, srarl eletirisini sadece dinsel dncelere deil, Platon'un r u h u n lmszl zerine temellendirdii idealist retisine de yneltir.

air, dinsel inanlarla tahrif edilen btn olaylarn bilimsel aklamasn verdikten sonra, bu inanlarn dou nedenlerine ilikin soruyu da yantlyor. Evrenin maddesellii ve ruh konus u n d a k i cehalete neden olan, te dnyaya ve ruhun lmszlne vb. inanmay gerektiren lm korkusudur. Dahas, kendiliinden meydana gelen korkun doa olaylar konusundaki cehalet, bu olaylar karsnda duyulan korkuya neden olmaktadr. Tanrlara inanc douran nedenlerden biri, gk cisimlerinin (yldzlarn) belli bir dzen iinde meydana gelen ve tanrlara mal etmenin hibir dayanann bulunmad hareketlerine bal olarak gerekleen doa yasalar konusundaki bilgisizliktir. Lukretius'un dncesine gre, dlerin temelinde yatan doa olaylar hakkndaki bilgisizlik de, tanrlara inancn yolunu amaktadr. Dinde sadece dzmece ve temelsiz bir dncenin varln gren antikan pek ok dnrnden farkl olarak, Lukretius, Epikuros'tan daha byk lde, dinin iinde insanlk retisi iin sadece yanl deil, her eyden nce son derece zararl, l bir dncenin yattn grr. Lukretius, Epikuros'un dncesine katlarak, dinin insanlar acnacak hale getirdiini syler. Fakat ounluun benimsedii, 'dinin insan ahlakl kld' eklindeki gr rterek daha da ileri gider. Lukretius, 'suun kayna dindir' tezini tantlar. Destann yazar, tanrlarn snrsz erkine inanc ykmay ve insanlara kendi glerini; doann en derin gizlerini zme yetisine sahip olan akllarnn gcn gstermeyi, kendisi iin yksek bir onur sayyor.
181

ki yzyl sonra ortaya kan Lukianus (yaklak olarak, .S. 120-180), Lukretius'un poemi gibi, hem adalarnn inanlarn, hem de btn dinlerin temellerini amanszca sarsan, klasik satirin (yergi) lmsz tiplerini yaratr. "Razgovor bogov / Tanrlarn Konumalar" adl tartmalarda, Yunanllar ile Romallarn tapnd btn tanrlarn stndeki kutsallk rts kalkyor. Burada, tanrlarn sadece mitolojik kiilikler olmayp, insan dlemiyle Olimpos'a karlm insanlar olduklar da gsteriliyor, sadece en zavall insanlarla, hatta hayvanlarla karlatrlan bu tanrsal varlklarn birer hi olduklar ortaya konuyor. Bu tartmalarda tanrlar, ahlak bozukluu ve kaba ksnllk, utanmadan yalan syleme ve vngenlik, alaka kskanlk ve her eyi almaya hazr olu gibi, her trl kt davran biimine sahip varlklar olarak karmza kyorlar. Lukianus,ok eski alarn inanlarn hicvederken, kendi zamannda yaygnlk kazanan yeni dinsel inanlarla, bu arada Hristiyanlkla da ayn dzeyde kinayeli ve acmaszca alay eder. Lukianus, ("Lubitel lji / Yalan Dkn", "Lukiy, Aleksandr, ili Ljeprorok / Lukiy, Aleksandr Ya da Sahte Peygamber", O konine Peregrina / Peregrina'nm lm Hakknda" adl diyaloglarda), bu dinsel inanlarn vaizlerini -yalanclar, arlatanlar, kendine zg ahlakszl yksek ahlak gevezeliiyle perdeleyenleri ve yalan olduu kendilerince ok iyi bilinen bir retinin yayclarn- ortaya koyar. Hem te dnyadaki yaama ilikin retinin, hem de yeryzndeki yaamn nimetlerini nemsememeye ynelik arlarn ve "sonsuz yaam" vaadinin temelsizlii ve samal ortaya kar. Romal yergicinin (Lukianus) "Peregrina'nm lm Hakknda" adl politik yergisi, erken dnem Hristiyanln nde gelen eylem adamlarndan birine ithaf edilmitir. Hristiyanln devlet dini olduu gnden beri, bu dinin pek ok eylem adamnn ahlaki yozlama iinde olduunu kabul eden Hristiyanlk savunucular, Hristiyanln ilk alarmdaki Hristi182

yanlarn yksek ahlakl kiilik rnekleri olduklarna hl inanmaktalar. Sagrl ada Lukianus'un tankl, Hristiyan ilahiyatlarn bu yalann kesin olarak rtmektedir.
L u k i a n u s ' u n yaptlarnda dinsel dnya grnn en temel ilkeleri z g n b i r t a r z d a h i c v e d i l m e k t e . L u k i a n u s , d o a d a k i her eyin t a n r l a r n iradesine g r e deil, na gre gerekletiini sylyor. kendi zgn yasalar-

Doay ve toplumu tanrlar kontrol ediyor deildir. Tanrlar sadece namussuz insanlar cezalandrmak gcnden yoksun olmayp, onlarn varln yadsyan Epikurosular 'yola getirmek' gcnden de yoksundurlar. Onlara sadece, insanlar arasnda tanrlarn varlna inanmaya hazr, yeterince akl yoksunu insann olduuna gvenmek kalyor.

183

BLMSEL VE DNSEL DNYA GRLER


Bilimsel dnceyle dinsel inan arasndaki keskin ideolojik savam yzyllardr sre gelmekte. Bilim ve din, her biri ayr ayr olmak zere, bizi kuatan evrene, insann bu dnyadaki yerine, evremizdeki gerekliin kavranmas ve deerlendirilmesine ilikin belli grleri bir btn halinde insanlara sunmaktadr. Bu grler toplamna dnya gr diyoruz. nsann dnya gr, onun evrende var olan eylere ve olaylara yaklamn belirlerken, yaamnn btn ynleri zerinde, emek etkinlii ve ruhsal gereksinimleri zerinde (bazen ok ciddi) bir etkide bulunamaz. Buradan, insanlara gerek dnyann olaylarna doru yaklama, bu olaylar doru kavrama, doa ve toplumdaki gelimenin doa yasalarna uygun karakterini ortaya koyma ve bu gelimeleri kendi yararlar ynnde deitirme olana veren bilimsel, materyalist dnya gryle eitilmesinin gereklilii ortaya kyor. FELSEFENN TEMEL SORUNUNUN ZM nsann dnya gr, her eyden nce, onun yaama ilikin dncesiyle, maddeyi alglama ynndeki soruya verdii yantla, bizi evreleyen evrenin bilinmesi -evreni kavrayabilir miyiz kavrayamaz myz- konusunda ne dndtiyle belirlenir. Bu soru, felsefenin temel sorusudur. Kiinin dnya gr, onun bu soruya verdii yanta gre materyalist veya idealist olabilir.
184

Bilimsel, materyalist dnya gr, ilk varln (verinin, .) olduu noktasndan hareket eder. Kendi geliimi iinde bilinci douran ve onun geliimini belirleyen madde, temeldir. Bilin (ruh, .), maddeden tremi olan ikincil edir, insan, kendi bilincinde evreni yanstr. Dinsel dnya gr, bu soruyu kart tutumlarla yantlyor; bir ruhu, madde d bir varl balang olarak kabul ediyor. Btn dinlerde bu balang, mutlak bir bilgelie sahip, her eye gc yeten, dnyann ve insanln yazgsna hkmeden, evrenin yaratcs ve yneticisi tanrdr. Materyalist dnya gr bizi evreleyen evrenin kavranabilirliini kabul eder. Doann ve toplumun gelime yasalar, nesnelerin ve gerek olaylarn dnyann deitirilmesinin olanan belirleyen z, insan iin kavranabilirdir. Din, sonsuz erk sahibi bir tanrnn varln kabul ederken, insann sadece tanrnn izin verdii eyleri kavrayabileceini var sayar. Bylece, felsefenin temel sorununa ilikin farkl yarglar, evrene farkl yaklamlar da belirlemi oluyor.
madde

EVRENE LKN DNSEL NANLARIN VE BLMSEL DNCELERN DOUU Tketim nesnelerinin retim srecinde oluan maddi toplumsal ilikiler toplamnn, toplumsal yaam olarak yansmasndan baka bir ey deildir dnya gr. Bu nedenle, u ya da bu dnya grnde karlatmz btn dnceler, insanlarn kendi yaamlarndan kan maddi bir temele dayanr; bu dncelerde hibir ey yoktur ki, yle ya da byle kendi gerekliinden kmam, bu gereklii yanstmyor olsun. Ancak bir dnya gr iinde bu yansmann biimi farkl olabilir. Bilimsel dnya gr, gereklii olduu gibi yanstr. Evrenin yapsna ve gelime yasalarna ilikin dncelerin tamam, bilimsel dnya grnn ieriini oluturur. Dinsel dnya grnde de insann dnyasal yaamnn yansmas sz konusudur, ama din gereklii ters yz ederek, fantastik bir bi185

imde, olduundan baka trl betimler. Dinsel dncelerde evren ikiye ayrlr: Gerek evren ve dzmece evren. Bu ayrmla birlikte dnyasal gler, dnya d bir ekil alrlar. nsanlar, dinsel biimlerde ve dncelerde kendi zlemlerini, duygularn, isteklerini canlandrrlar. nsan, kendi doasnn temiz insansal zelliklerini ve toplumsal yaamna zg ilikileri, farknda olmadan evrene yklemi oluyor. Din savunucular, insann hep dindar olduunu, her zaman doast bir varla inandn ne srerler. Fakat eski halklarn yaantlarn ve kltrlerini inceleyen bilim adamlarnn elde ettikleri saysz buluntular gstermektedir ki, ilkel insann bilinci her trl dinsel inancn dndadr. Hibir din insana kendi atalarndan -hayvanlardan- miras kalm olamaz, ilkel insann aklna, ancak yiyecek elde etmekle, retim aletleri vb. yapmyla balantl srelerin bir etkisi olmutur. Dinin ilk belirtileri bundan birka on bin yl nce ekillenmeye balad, insanolu, yaam savamnda byk zorluklarla karlarken, anlayamad olaylar karsnda korku duyarak, doa glerine doast anlamlar ykler oldu. Gerekliin bu yanl anlalmas, kendi geliimi iinde birok aamadan geerek, sonunda gnmz dinlerinin douuna yol at. Bizim uzak atalarmz sadece sel, frtna gibi korkun doa olaylar karsnda gsz deil, gnlk olaylar karsnda da zayftlar, souktan korunamyor, alk tehlikesi altnda yayorlard. insann elinde, ta veya aatan yaplma en basit i aletleri bulunuyordu sadece. nsanlar yiyecek bulmak iin konak yerlerini srekli deitirmek zorundaydlar. Yarn ya da yarndan sonra belki yiyecekleri olacak, bu, birok bakmdan onlarn avdaki baarlarna balyd. Her admda baka tehlikeler de bekliyordu insan, yrtc hayvanlarla karlamak, yldrm arpmas, orman yangn... insanlar, doa olaylarnn nedenlerini bilmeden, evrelerinde olup bitenleri anlamadan, nesnelere ve doa glerine doast zellikler atfetmeye baladlar. eitli zararsz olaylar iyi, aksi186

ne hastalk, alk, l m getiren olaylar da kt kabul ediyorlard. D a h a s o n r a k i a l a r d a y a a y a n i n s a n l a r , b u o l a y l a r r u h l a r , eytanlar vb. gl varlklar olarak dnmeye baladlar.

nsan, hayvanlar da tanrlatrd. Balca geim kayna balklk olan insanlarda balklar tanrlamtr. Tarma gei ve hayvanlarn evcilletirilmesine kout, ilkel toplumda tanrlar domuz, kpek ve insanlarn ekonomik yaamlarnda yardm bekledikleri dier evcil hayvanlar biiminde ortaya karlar. Atalarmzn bir zamanlar doa olaylarn canl varlklar olarak kafalarnda canlandrmalarna ilikin, bu tr bir rnein bugn de var olduundan sz ediliyor. Toplumsal gelimenin ok alt bir basamanda bulunan Andaman Adalarnn (Hint Okyanusunda) kara derili insanlar, bugn bile Gne' in, Ay'n ve yldzlarn, doast canl varlklar olduuna inanmaktalar. V. K. Arsenyev, "V debryah Yssuriyskovo kraya / Ussuri lkesinin Isszlnda" adl nl yaptnda, hayvanlarn kiiletirilmesini anlatr. Nanay* halkndan olan Dersu Uzala, yaban domuzlarna niin insan dediine ilikin soruya u karl verir: "insanlardan farkl deildir bunlar, sadece zerlerindeki gmlek farkl. Yalann anla, kzgnln anla, evresindekileri anla. insanlardan hi fark yok." Bir Nanay atei de, suyu da, orman da canl sayard. insanlk, evren konusunda dsel, yanl dncelerin yan sra olumlu bilgiler de edindi, insanlarn pratik gereksinimleri, daha iyi yaam koullarna erime istei, onlar doayla savamak zorunda brakt. Bu savam srecinde yava yava ve artarak bir gzlem ve deneyim birikimi olutu insanda. Doal afetlerle karlap bunlarn etkisini kendi stnde duyan insan, doa glerinin zararl etkisini neyin uyandrdn, doal glerin etkisinin neden bazen iyi, bazen ykc olduunu, onu kendi emri altna alp kontrol etmenin olanakl olup olmad* Nanaylar: Rusya'nn Habarovsk eyaletinin Kur, Urmiye ve Komosomolk blgeleriyle, in'in Sungari ile Ussuri rmaklar arasnda yaayan Asyal bir halk. Sovyet ynetimiyle birlikte acl yaam koullarna uydular, -.n. 187

n bilmek istedi. nsanlarn nnde, insan evreleyen gerekliin ve insann bu gereklik iindeki yerinin ne olduu sorular duruyordu. nsanlar evreyi dikkatle gzlemleyerek, deiik doa olaylarnn nedenlerini buldular. Bylece bilimin ilk admlar atlm oldu. Bizim takvim sistemimizin kullanlmaya balamasndan yzyllar nce Babil'de, Eski Msr'da ve in'de gk cisimlerinin yllara ve gnlere bal olarak deien durumlarn gzlemleme almalar kesintisiz olarak yaplyordu. Bu lkelerin ekonomik yaam doru bir takvime gereksinim duyuyordu. Ekim zamannn, yamur mevsiminin bilinmesi gerekiyordu. Bu, gkteki Ay'n, Gnein ve yldzlarn durumunun gzlenmesiyle belli oluyordu. rnein, Msr'daki ekim almalar, Nil Nehri'ndeki taknn sona ermesinden hemen sonra yaplyordu. Msrllar, parlak bir yldz olan Sirius yldznn sabahn erken bir saatinde douda grnmesini, nehirdeki taknn habercisi olarak belirlemilerdi. nsanlar gk cisimlerinin hareketlerini renerek, bundan binlerce yl nce takvimler yapmay, gne ve ay tutulmalarn nceden tahmin etmeyi rendiler. nsann yava yava oluan ilk bilimsel bilgi birikimi, binlerce yllk bir srecin rndr. Eski Msr ve Babil'de, Hindistan ve in'de matematik ve gkbilim dodu, kimya ve tp bilimlerine ilikin bir takm bilgiler ortaya kt. Mekanik, tarm bilimi ve biyoloji alanndaki ilk admlar da o dnemde atld. "Kutsal kitaplar"da yazl olan ve tantlanmas olanaksz kr bir inanca dayanan dinin aksine, bilim, denenmi gereklere, deneye, gzleme, doa olaylarnn ve toplumsal yaamn ok ynl incelenmesine dayanr. Her bilimsel sonu sk ekilde denenmekte ve tantlanmaktadr. Bilim bize unu demez: te iindeki her eyin aka belli olduu ve artk ona hibir eyin eklenemeyecei ve deitirilemeyecei evrenin tam, eksiksiz bir tablosu; doay daha fazla incelemenin gerei yok. nsa188

kutsal kitaplardaki mitlere kr krne inanmaya aran dinin syledii, ite budur. Hayr, der bilim, evrende daha bilinmeyen ok ey var, her eyi yeterince biliyor deiliz henz. renme srecinin sonu yoktur. Bizi evreleyen dnyay kavr a m a n n bilimsel zellii, her trl bilginin bir anda deil, para para elde ediliyor olmasdr. Fakat bu bilgiler, bizim bilincimizden bamsz olarak var olan gereklii giderek daha fazla, giderek daha tam ve doru biimde yanstr hale gelmektedirler. Bilimin elde ettii bilgiler srekli daha ok aklk kazanmakta, genilemekte, derinlemekte, bununla birlikte bilim, bizim daha nce tm bildiklerimizden yararlanarak ve onlar koruyarak gelimektedir. Eski bilgiler ounlukla yeni bilgilerle dorulanyor, yetkinleiyor, giderek daha tam ve daha doru bir nitelik kazanyor. Ancak baz eyler de bir kenara atlyor. Bilimin gelime yolu byledir. Bundan yaklak 2 5 0 0 yl nce Antik Yunan'da, "evrenin tulalar" olan atomlar hakknda materyalist bir reti doar. Btn evren bu en kk paracklardan olumutur. Atomlar sonsuzdur, deimez ve paralanmazlar. Byklkleri ve ekilleri ynnden birbirlerinden farkllklar gsterirler. Gemi alarn dnrleri byle diyorlard. Gemi yzyllarda, evrende onlarca (yaklak 100) deiik trde atomun varl saptanmt. Atomlar sadece arlklaryla, lleriyle deil, kimyasal zellikleriyle de, yani dier paracklarla deiik kimyasal bileimlere girme kapasiteleriyle de farkllklar gsterirler. Bunun zerine X I X . Yzyln sonu ile X X . Yzyln balar arasnda, zamanla paralanan radyoaktif atomlar bulundu bilimsel almalar sonunda. Atomlarn da paralanabildii bylece anlalm oldu, nk atomlar daha kk paracklardan, element denilen madde zerrelerinden -elektronlardan, protonlardan ve ntronlardan- meydana gelmitir. Demek ki, bilimin gelitii yzyllar boyunca atomlar hakn

189

kndaki bilimsel bilgiler pek ok kez deiti. Fakat bu deiiklikler ait olduklar bilimi geersiz klm olmadlar, aksine srekli yeni ve daha yeni bilgilerle onun eksiklerini tamamladlar ve ona derinlik kazandrdlar. Gemi alarn atom bilimcileri, atomlarn iyapsn renmek iin onlarn iini inceleyemediler. Antik alarn bilim adamlar, sonradan yava yava gelimi olan atom bilimin temellerini attlar sadece. Her bilim bu ekilde geliir. Bilim, henz o kadar da tam ve doru olmayan ilk bilgilerden balayarak yava yava ilerlerken, bizim de doann u ya da bu olayna ilikin bilgilerimiz giderek derinlemekte, doruluk kazanmakta ve genilemektedir. Bilim, mrn doldurmu dncelerin terk edilmesinden korkmaz. Din ise eskimi, oktan rm dncelere srarla sarlmalarn emreder insanlara. EVRENN KAVRANII KONUSUNDA BLMSEL VE DNSEL DNYA GRLER Bilimsel dnya gr evrenin kavranabilirliini, yani gerekliin insan aklnda doru ve derinlikli yansmasn kabul eder. Bu olmakszn insan kendi yaam koullarna uyum gsteremezdi, gerektiinde gereklii kendi eilimleri dorultusunda deitirecek durumda olamazd. nsanlarn evrene ilikin gereklik bilgisi pratik olarak denenmekte ve dorulanmaktadr. Bu sayede, insan, gerekliin tam ve ayrntl yanstlmasna, yani mutlak gereklie giderek daha fazla yaklatka, alglamann sonsuz srecinde gereklik eriilebilir olmaktadr. Din savunucular, bilimsel dnya grn karalamaya alarak, bu dnya grnn kendi kendisiyle elitiini ne sryorlar: Bilimsel dnya gr, bir yandan insann gereklii alglayabileceini savlarken, te yandan, bizim bu gereklii hibir zaman sonuna kadar alglayamayacamz ortaya kyor. Bu durumda, diyalektik bir elikiyle karlayoruz. Birincisi, bilimsel dnya gr insann bir takm mutlak gereklie sahip olduunu (ayrca, maddenin objektif, yani bilinten
190

bamsz ve ilk veri olduunu, bilincin ise ondan doduunu, evrenin alglanabilirliini vb.) yadsmaz. kincisi, insann evreni bir anda btnyle yanstmasnn olanakszlna karn, onu para par ve yava yava kavryor. Greli gereklii kavrarken, bununla birlikte mutlak gereklii de kavrar, nk mutlak gereklik greli gerekliklerin toplamndan olumaktadr, bu nedenle de her greli gereklikte mutlak gerekliin bir pay vardr. lahiyatlar, alglama konusunda iki olanak gryorlar: Birincisi, "tanrya alan gerekliklerin" alglanmas, ikincisi de maddi dnyann alglanmas. Birinci alglama konusuna gelince, bunun kayna "kutsal kitaplarda", "kutsal grntlerde" vb. canlandrlan tanr esinidir. nsanlar, szde tanrsal esinleri alglayarak, onlarda gizli olan anlam bularak, dinsel retiyi oluturan gerekliklerin bilincine varyorlar. Din savunucularnn bir ksm, dinsel alglama konularnn, yani doast alann, belirli noktalarda, gzle grlr maddi dnyann alglanma alanna bal olabileceini varsayyorlar. Buradan kan sonu udur: Bir alann alglanmas, dier alglama sayesinde gerekleebilir. Ayrca, tanrsal esinlerde maddi gerekliin bir tablosu ortaya ktna gre, insan bu esini renerek, onunla birlikte maddi dnyann kendisini de alglyormu. Demek oluyor ki din, dorudan deil, dolayl yoldan "renmektedir" doa ve toplumsal yaam: Tanrnn yardmyla, onun esinlerinin renilmesiyle. Maddi nesneler dnyasnn dolayl yoldan kavranna gelince, din asndan, insan kendi bana maddi dnyay kavramaktan acizdir. O bunu ancak tanrnn izniyle ve ancak onun yardmyla gerekletirebilir. "Kutsal pederlerden" biri olan Aziz Agustin'in savlad gibi, "btn bilgiler tanrsal bir ktan douyor, insan akl gereklii tanrdan alyor." Din, insann maddi dnyaya ilikin bilgilerinin fazla bir deer tamadn, aslnda gerekli olmad gibi, zararl bile olduunu savlamak eilimindedir. "sa'dan sonra hibir eyi merak -191

etmemiz gerekmiyor; ncil'den sonra hibir aratrma-incelemenin gerei yok" der, Hristiyanln tannm din adam Tertullianus. ncil'in insanlara uyars udur: "Gizli olan arama, kutsal olan inceleme"; "bilgiyi oalttka, acy da oaltrsn." Fakat tarihsel sre ve ona kout olarak bilimin arlnn artmas, alglama konusundaki dinsel gr maskelemek zorunda brakyor gnmzn din savunucularn. Bugn baz ilahiyatlar sorunu yle bir ekilde gstermeye alyorlar ki, insan doann gizlerini daha derinliine kavradka, orada tanrnn varln dorulayan daha ok kantlar buluyormu. Dine hizmet edenlerin "teorik" kant, bununla birlikte, doann tanrnn eseri olduu, yani tanrsal akln cisimlenmesi olduu, bu nedenle de insan doay kavrarken, birka ekilde tanrnn kendisini de, onun akllln ve snrsz erkini vb. de kavrad noktasna kadar iniyor. Din savunucularnn, maddi dnyann kavranmas srecini kendileri iin zorunlu bir yola bu ekilde yneltme abalar, bilimsel bulgularla rtlmektedir: Bilimsel bulgular dinsel "gereklere" ok ak biimde aykr der. BLMSEL VE DNSEL DNYA GRLERNN AKLA YAKLAIMLARI Bilimsel dnya gr, kanlmaz olarak gerekliin aklc bir temelde aklanmasna dayanr. Din ise, akl ve akla uygun olanla elien bir yaklam benimser. Din, znde akl ddr ve akln gerekleriyle badamaz. Kr bir inancn snrsz egemenliinin sz konusu olduu dinde, akla yer yoktur. lahiyatlar, dinsel akl dla hakl gerekeler bulmak abas iindedirler. ada ilahiyatlardan biri yle yazyor: "Doada, canllar dnyasnda bile, insan akl ynnden ona sama (akl d) gelen olaylarla karlar, bylece ruhlar aleminde aklc dnmenin doutan gelen snrll ortaya kar. " Bu durumda, dine hizmet edenlerin belirli deiik eyleri kartrmaya altklarn sylememek mmkn deil. Sorun u ki, bilimin karlat gerek bir olayn "akld" olu-192

u, iin grnen yzdr. nsann evrene ilikin bilin dzeyinin derinlii, onu eninde sonunda gereklerin ve olaylarn doal nedenlerinin anlalmas noktasna gtrr. Dinsel dncelere gelince, o akl diilik bu dncelerin gereidir ve hibir bilin derinlii gelecekte bu gerei "akla uygun" hale getiremeyecektir. Szde, "bilimsel teoriler, dinde kabul grm dncelerden hibir zaman btnyle bamsz olamazlar" eklindeki bir sav bile, dinsel akl diilii koruma ynnde baka bir bahane olarak kullanlmaktadr. Ne de olsa, sorunun bir yannda, doann kendisine ve zne aykr olan bu tr glerin ve olaylarn iinde hibir eye dayanmayan, kantlardan yoksun dinin varl; dier yannda ise, gerekliin geliim yasalarnn kavranmasna ve bilimsel varsaymlara dayanan teorinin salaml bulunmaktadr. Dinin gerei ters yz eden fantastik dnceleri, dinsel dnya grlerinin tamam, nesnelerin dnsel yansmas olan mantk yardmyla kantlanamazlar. Bu nedenle din, insan gerekliin doru anlalmas yolundan uzaklatran, gerein ters yz edildii, yalan yanl bir deliller sistemine, skolastie, her trl kurnazlk yoluyla safsatacla ynelmek zorunda kalyor. lahiyatlar, birbirinden bamsz tek tek olaylara sarlarak, rastlantsal d ilikiler iinde parazite yaayarak ve olaylarn zne inmeyi bir yana brakarak, din yararna ne srdkleri kantlara akla uygun bir grnt veriyorlar sadece. DNSEL VE BLMSEL DNYA GRLERNN TOPLUMSAL ROLLER Her dnya gr, insanlarn gnlk pratik yaamlarnda kendilerine rehber edindikleri dncelerin toplamdr. Bilimsel dnya gr, evren hakknda insana doru bir dnce vererek, bylece, iinde bulunduu ortam anlamada, gelecekte gereklii kavrama ve deitirme ynnde doru yolu bulmada ona yardmc oluyor. nsanlar bilimsel dnya grn rehber
-193

edinerek, doa glerini kendi egemenlikleri altna almakta ve bu sayede doann gerek efendileri haline gelmektedirler. Toplumsal alanda bilimsel dnya gr, toplumsal yaamn gelimesinde emekilerin oynayacaklar roln bilincine varmada onlara yardmc olmakta, smr dnyasnn yklp, snfsz toplumun kuruluunun gerek yolunu aydnlatmaktadr. Demek ki, insann sahip olduu ve onun yardmyla dnyay alglayp deitirecei bu gl silah, bilimsel dnya grdr. Dinsel dnya gr, toplumsal yaamda bilimsel dnya grne aykr bir rol oynar. Bir dindarn, altnda ezildii koullardan kurtulu iin, dinsel dnya grn rehber olarak grdne kuku yok. Fakat insan, dinden yardm umarken, gerekte kendisini ruhsal bir klelie mahkm etmektedir, nk din onu ezici koullardan kurtarmaz, aksine bu ezici koullarn deimezliini sonsuzlatrr. Dinsel dnya gr insan yanl yola yneltir; adaletsizlii, sosyal eitsizlii ve daha baka istenmeyen durumlar douran gerek nedenleri aa vurma ve kavramaktan uzaklatrr. Bu nedenleri dnyasal yaamda deil, doast glerin iradesinde aramay retir. Bununla birlikte, btn umudunu sadece, gerekte var olmayan bu doast glere balamaya zorlar insan. Dinsel dnya gr, bu ekilde, insan dinin yardmyla kurtarmaya alt dnyasal yaamdaki bu ezici koullarn korunmasna hizmet eder. Bu dnceyi biraz daha aarak, iki nemli soruna eileceiz. insanln dinin douuna yol aan ana sorunlarndan biri, doa glerine kar verilen sava oldu. Din, insann bu savamdaki eksik glerini tamamlamas iin arld, insan, gerek aralarla evrene boyun edirecek gte deilken, ona kendi bilinci iindeki hayal gcnn yardmyla "boyun edirdi." Evrene boyun edirmenin byle hayal edilmesi, insann gszln perinler ancak. Dier yandan, evrenin bilimsel kavran, doay kendi erekleri dorultusunda deitirmesi ve doa glerini insanln yararna geni biimde kullanmas iin, insana boyuna byk olanaklar sundu ve sunmaya devam ediyor.
-194

B t n dinler unu retir: Tanrnn merhametini bekle, sevap ile ve ayet burada, bu dnyada deilse de, mutlaka br dnyada, ldkten sonra, seni dllendirmesini dile. Fakat insanlarn pratik eylemi, insann "tanr olmadan eie kadar bile adm atamayacan" oktan ve inandrc biimde rtm b u l u n u y o r artk. Derin inanl insanlar dahi, bilgiyle donanm insann doann sahibi olduunu anlayamyorlar. Bu insann gc tm aklyla ortadadr. O sadece iinde yaad doann yasalarn kavram olmayp, ayrca doa glerini kontrol etmekte, bu glerden kendi erekleri ynnde giderek daha ok yararlanmaktadr. insan toplumu, durmadan yeni ve daha yeni i aletleri yaparak ve bunlar yetkinletirerek, yeni malzemeye sahip olarak hzla deitike, doay da egemenlii altna alma yoluna girdi. Bunun iin de bilgiye gereksinim vard. Kaba ta aletlerden bugnn karmak makine ve mekanizmalarna, ta ve aa devrinden sentetik maddeler devrine, doa gleri karsndaki zayflktan doann cesaretle deitirilmesine kadar, insan toplumunun geliim izgisi byle olmutur. Ve insanlarn bu yoldaki ilk yardmcs da bilimdi. Kimya biliminin ulat baar noktas, doay deitirme olanaklarmza parlak bir rnektir. Bu bilim dal, doal zenginlikleri daha akllca ve ekonomik olarak kullanmaya, doal ham maddeleri -kmr, petrol, tarmsal retim artklar- ok deiik sanayi rnlerine dntrmeye olanak salyor. Salam ve zarif bir kumaa bakarken, onun doal gaz bezinden yapldn gzde canlandrmak zordur. Oysa bu, kimya biliminin sradan, bilinen bir baarsdr. Kmrden parfm ve sabun elde edilirken, salamlk ynnden metalden aa kalmayan plastik makine paralan, msr koanndan yaplmaktadr. lenmi petrol rnlerinden krk manto, aa talandan kauuk... Teknik ilerlemenin "nnde giden" kimya biliminin bize sunduklar saymakla bitmez. Kimyann tarmdaki nemi de ok byktr. Kimyasal -195

gbreleme, yabani otlarn yok edilmesi, kimyasal zehirli maddelerle ilalama, bytc maddeler vb. yksek dzeyde rn garantisi salamaktadrlar. Akademisyen D. N. Pryaninikov, topraa yeterince organik ve mineral gbreler vererek, tarmsal rnn alt yedi kat artrlabileceini hesap etmitir. insanlarn toplumsal ktlklerden kurtulmas sorunu, teden beri insanln akln kurcalayan baka bir sorundur. Din bu sorunun nne geemez. Peki, ama nasl bir yol nermektedir ktlkten kurtulmak iin? Ezilen, yoksul ve acl insan, iinde bulunduu dayanlmaz koullardan kurtarma ynndeki saysz denemenin baarszlkla sonulanmas, u dinsel sav dourmutur: insan sahip olduu glerle toplumsal ktl ortadan kaldracak durumda deildir. Ktln varl, insanlar iledikleri gnahlardan tr cezalandran tanrnn emriyle nceden belirlenmektedir. Demek oluyor ki, sosyo-ekonomik ve politik dzenden, smrc snflardan kaynaklanan ve insanlarn da maruz kald btn felaketlerin sorumluluunu din yklenmitir. Bu da kanlmaz olarak, hep smr ve zulm dnyasnn korunmasna hizmet etti. Din insanlara, bu dnyann skntlarndan, insann szde gerek mutluluu ancak orada bulabilecei br dnyada, yani "tanrsal dnya "da kurtulacaklarn vaat eder. Mademki bu dnyadaki btn felaketler, dinsel inanca gre, insann kendi yaratcsna balln ve sevgisini snamak zere tanr tarafndan gnderilmekte, yleyse ktl ortadan kaldrmaya almann gerei yok. Din ve onun hizmetindekiler, bylece, toplumsal adaletsizliin korunmasna nesnel olarak yardm etmektedirler. BLM VE DNN TOPLUMSAL GELMEYE YAKLAIMLARI Materyalist tarih anlay, toplumsal gelimenin nedenini toplumun dnda deil, iinde aramak gerektii noktasndan
-196

eder. S z konusu neden, toplumun maddi yaam ko u l l a r n d a yatar. Bununla birlikte, toplumsal gelimeyi belirleyen temel g maddi retiminin biimidir. retim biimi, retim gleri (maddi deerler reten insanlar, i aletleri, retim aralar) ile retim ilikilerinden (retim faaliyetleri srecinde insanlar arasnda oluan ilikiler) meydana gelir. retim glerinin srekli yetkinlemesi, gelimesi, onlarn zelliklerinden biridir. retim ilikileri retim glerine baldr. retim gleri kendi geliimleriyle, sonunda retim glerinin ykselen dzeyine uygun den yeni glerle yer deitirirler. zerinde baka toplumsal ilikilerin (politik alandaki, ulusal sorun konusundaki vb. ilikiler), felsefi, hukuksal ve dier dncelerle ona gerekli olan kurumlarn ykseldii toplumun ekonomik temeli, retim ilikilerinin toplamn oluturur. Alt yapdaki deiim, styapnn deiimini de gerekli klar. Sonunda btn toplum, genel olarak kendi geliiminin yeni ve daha yksek bir aamasna geer. Doa yasalarna uygun nesnel bir sre olan toplumsal gelime, tarihsel materyalizmin k noktasdr. Kukusuz, smrye dayal bir dnyada, eski dzenlerin korunmasnda karlar olan snflar her zaman var olacana gre, yeni sosyoekonomik yapy pekitirmek, bir toplumun ilerici glerinin, gerici snflarn direniini ne denli abuk krmasna baldr. Ancak yeni toplumsal bir dzen kanlmaz olarak (erken ya da ge, bu baka bir sorun) domak zorundadr. nsanlar, retim glerini gelitirerek, maddi deerlerin retim srecini gerekletirerek ve mrn doldurmu glerin direniini snf mcadelesi yoluyla krarak, toplumsal gelimeye hizmet ederler. Bylece, toplumsal gelimenin nesnel gereklilii, gerekten insanlarn, en bata da emeki kitlelerin pratik eylemleri sonucunda gereklemi olur. Dinsel dnya gr, toplumsal geliim sorununun zm konusunda idealist bak asna uygun bir yaklam sergiler. Toplumsal yaamn btn olaylarnn ilk nedenini tanhareket -197

rda, onun iradesinde grr, insanlar, tanr tarafndan nceden belirlenmi olan tarihin akn deitiremezler. Onlar ancak tanrnn ve kaderin elinde birer oyuncaktrlar. Tanr onlar, kendi isteklerini gerekletirmek iin kullanr. Dinsel dnya grnn kaderci(fatalist) bir tutumu benimsedii buradan belli oluyor. insanlarn baz bamsz hareketler sergilemelerine dinin izin verdii dorudur. Toplumsal yaam iinde insanlar u veya bu deiiklii szde yapabilirlermi. Ancak onlarn eylemleri, sonunda yine de tanrnn iradesine baldr. Bu eylemlerin baars, insanlarn davran biiminin ne derece "tanrnn iste i n e uyduuna ve ne oranda "tanrsal plana" uygun dtne baldr. Bilindii gibi, baz devrimci hareketler dinsel sloganlarla dodu ve bugn de domaktadr. Bu nasl aklanr? F. Engels de bu soruya yant vermiti. Orada, dinsel dnya grnn stnlnn ar bast gibi bir grnt kyor ortaya. Dinin etkisi altnda bulunan emeki kitleler, kendi devrimci isteklerini dile getirecekleri toplumsal bilincin baka bir biimini grmyorlar. Bunun yan sra, kitleler, dinsel inanlarn gerici znden soyutlayarak, devrimci harekete dayanma olasl bulunan dnceleri dinde aryorlar. Demek ki, iinde bir devrimin gerekletii biricik zorunlu biim din oluyor burada. Bununla birlikte, byle bir durumda din, devrimci dnm srecini kanlmaz olarak frenler. Vaazlarnda devrimci sarsntlarn ana nedeninin yer bulmad din, gerek devrimcilerin, gerekse gericilerin u ya da bu dine gre gnah karmalarnn bir gerek olduunu syler. Son zamanlarda, dinin hizmetindeki baz kimseler toplumsal yaamdaki bozulmalara, ayrca emperyalistlerin sava kartma politikalarna ve smrgecilie kar kmaktadrlar. Oysa din savunucularnn kendileri de "Hristiyanlk retisi"ni ve "kilise babalar"nn sylediklerini bahane ederek, yurtlar edinmilerdir. Bu nedenle, sz konusu kar klar,
-198

dnya sahnesinde sosyalist ve ilerici glerin baar kazanmasn salayan halklarn toplumsal bilincindeki ciddi sallantlarla aklanabilir ancak. DNYA GR VE SOMUT BLMLER Bilimsel dnya gr, evrenin yaps ve geliim yasalarnn genel ilkelerine, somut bilimlerin verilerine dayanarak ve bu verileri genelletirerek ular. Ancak bilimsel dnya gr ile somut bilimler arasndaki ba tek yanl deildir. Bilimsel dnya gr de, somut bilimleri, evrenin yapsna ilikin genel teorilerle, gerekliin kavranmas ve deitirilmesinin bilimsel yntemiyle donatr. Bu da, somut bilimlere, maddi dnyann gizlerini daha baarl bir ekilde aklama olana sunar. Bilimsel dnya gr ile somut bilirhler arasndaki bu iki ynl ba, onlarn ayn temele dayandklarn gsterir: Her ikisi de "bilimsel" anlayn iindedir. Dinsel dnya gr, bilimsel dnya grnn aksine, somut bilimlerden uzak durarak, evrenin dorudan yanstlmasn ister; tanr esinini kendi grlerinin kayna sayar. Somut bilimlerle ilikiyi reddetmenin nedenlerinden biri, dinsel dnya grnn gereklii olduundan baka trl gstermesidir. Din, evrene ilikin ierdii grlerin kaynann tanrsal esin olduunu aka syler. Fakat bu esinlerin zmlemesinin gsterdii gibi, gemi alarda yaam insanlarn primitif (ilkel) tasarmlarnn yanss bulunmutur bunlarn (esinlerin) iinde. Din, gemi alarda yaam insann ilkel grlerini kutsallatrarak, bunlar tanrsal esin diye gstererek, kendini, srekli gelien, nesnel dnyaya ilikin bilgilerimize srekli daha fazla aklk kazandran ve derinletiren bilimin karsna koyar. Bu nedenle kilise, yzyllar boyunca amansz bir sava yrtmtr bilime kar. Zaman, dinsel dnya grnn bilime dmanca yaklamn deitirmedi. Fakat gnmz olaylar iinde, kilisenin b-199

tn abalarna karn, bilimin insanlarn byk ounluu iin sz gtrmez biimde otorite olduu bir zamanda, din savunucular birok bakmdan tutumlarn deitirdiler. Gnmzde din adamlarnn sadece en tutucu kesimi kesin olarak bilimi yadsmaktadr. Dierlerine gelince, zamann ruhunu gz nne alarak, doal bilimlere sayg duyduklarn aka sylemekle birlikte, bu bilimlerin bulgularndan ateist yarglara varlmamasn, daha da ileri giderek, bilimlerin dine ve tanrnn varln tantlamaya hizmet etmesini istemektedirler. Dier bir "yeni bulu", dinin ve bilimin kendi zel inceleme alanlarnn olduu savdr: Bilim, insan duyu organlaryla eriilebilendir, din doastnn, ruhlarn alandr. Burada ifte gerek retisinin* yeniden canlandrlma abasn grmek zor deildir. ifte gerek retisi, kendi zamannda ilerici bir karakter tayordu, nk hukuk biliminin kazand baarlarn gerekliini kilisenin geliiminden bamsz ve kendine zg bir tarzda yanstyordu. Gnmzde bu reti, dini bilimin ykc etkisinden korumaya arlyor. ifte gerek retisinin temelsizlii ortada. Yaamn kendisi gsteriyor ki, bilim yoluyla evrenin btn gizli yerlerine girilmekte, bilimsel aratrma-incelemeler snr tanmamaktadr. EVRENN YAPISI HAKKINDA BLM VE DN Evrenin yaps hakkndaki din retisinin ayrc nitelii, onun insaniinciliidir (antroposantrizm). Antroposantrizmin (Yunanca insan'dan geliyor) z, tanrsal yaratmn zirvesinin, tanrnn son hedefinin insan oluundan ibarettir. Bu nedenle dnyada var olan her ey, tanr tarafndan insan iin yaratlmtr.
* ifte Gereklik retisi: Ussal gereklikle, dinsel gereklii birbirinden ayrmak ve her birini kendi alannda geerli saymak yoluyla dinseliikten bilimsellie geii salayan Rnesans retisi... Liklik anlaynn temeli ifte gerek retisi'dir. Ortaada bilimin dine kar savunucusu olan bu reti, gnmzde dinin bilime kar savunuculuuna dnmtr, -.n. -200

Dinsel antroposantrizm, insanlarn yaama alann, yani Yeryz'n evrenin merkezi sayan yerzekilie (jeosantrizm) dorudan baldr. "nsan, ona hizmet etsin diye tanr iin yaratld gibi, diye yazyor ortaa ilahiyatlarndan biri, evren de insan iin, ona hizmet etsin diye yaratlmtr; bu nedenle insan evrenin merkezine yerletiriliyor." Bu hareketsiz "merkez"in etrafnda gk cisimleri dnyor. lahiyatlar yzyllar boyunca jeosantrizmi vaaz ettiler, korudular, evren hakkndaki bu arpk dncenin deimezliini savundular. Jeosantrik grler zamanmzdan ok nce dodu ve ilk bata uzak atalarmzn bilincinde bir dzey dklne yol at. Uzak gemite insan, kendi gzleriyle grd kk bir dnyay tanyordu sadece. Evrene ilikin ilk tasarmlarn onun dncesindeki yansmas da yleydi: Yeryz evrenin merkezidir. Ya gkyz? nceleme ynnden eriilmezdi ve insanlar, gkyzn tanrlarn yaad -asla "fani dnya"ya benzemeyen, sonsuz, deimez ve mkemmel- bir dnya eklindeki dinsel dncelere inanyorlard. Fakat yldzlar evreni hakkndaki bilimsel bilgilerin geliimi, insann gzlerini evrene at. Doann incelenmesi bize gsteriyor ki, zaman ve uzam iinde doa yasalarna uygun olarak devinen, ncesiz ve sonrasz olan maddi dnyann dnda baka hibir dnya yoktur; evrende hibir doast g mevcut deildir, evrende var olan her ey srekli devinen maddeden meydana gelmitir. Bylece, bilim adamlar yeryzndeki deiik cisimlerin bileimini inceleyerek, en deiik eylerin, maddelerin, organizmalarn, birka basit maddeden (kimyasal elementlerden) olutuklarn ortaya koymulardr, bunlar: Oksijen, azot, karbon, fosfordur. Bu elementler de birbirleriyle deiik bireimler oluturarak, dnyaya srekli bir eitlilik vermekteler. Doadaki btn cansz maddeler ile canl organizmalar ayn kimyasal maddelerden olumaktadr. Bu anlalr bir eydir. Bilindii zere, canl organizmalarla cansz doa arasnda bir snr sz konusu
-201

deildir. Bitkilerin ve canl organizmalarn yaam koullar, beslenmeleri, iinde var olduklar ortam tarafndan belirlenir. Canl bir dnya vardr, bu dnya, cansz doa ortamnda cansz doayla sk bir ba iinde gelimektedir. Bugn evrendeki dier gk cisimleri hakknda pek ok doru, gerek bilgiye sahip bulunuyoruz. Yeryz'ne zaman zaman "gk talar" denen meteorlar (kozmik madde paracklar) dyor. Bu talarn incelenmesi, bunlarn bilinmeyen kimyasal elementlerden olumadn gsterdii gibi, bileimleri bakmndan bizim yeryzndeki toprak ve kaya paralarna benzediklerini de ortaya koyuyor. Dnyann ve dier gezegenlerin ait olduu gne sistemi, bilim adamlarnn hesaplarna gre 100 milyardan fazla yldzn bulunduu sonsuz yldz sisteminin (galaksinin) sadece kk bir parasdr. Bizim galaksimiz, evrenin sonsuz okyanusunda sadece ve sadece bir "yldz adas "dr. Gnein, yldzlarn, kuyrukluyldzn kimyasal bileiminin incelenmesi, ayn ekilde evrenin maddesel birliini kantlyor. Btn gk cisimleri, yeryzndeki cisimlerin olutuu ayn kimyasal elementlerden oluuyor. rnein, gnete hidrojen, helyum, karbon, sodyum, demir ve dier elementler bulunuyor. Gne sisteminin yldzlar ve gezegenleri de bu maddelerden olumaktadr. Evren sonsuz bir eitliliktedir. ok kk madde paracklar, devasa gk cisimleri, ok byk yldz kmeleri evrendeki boluu (uzay boluu) doldurmaktadrlar. Doadaki madde eitliliinin snr yoktur. Fakat bizim evrende karlatmz, evrende ondan baka hibir ey bulunmayan ve srekli deien birleik maddenin sadece deiik ekilleridir. Bu nedenle materyalist filozoflar, evrendeki birliin onun maddi (zdeksel) birlii olduunu sylerler. Doada birbirine benzemeyen iki ayr dnya (yer ve gk) yoktur. Sadece bir dnya vardr (evren, uzay). Biz bu dnyann iinde yayoruz. Evrenin btn nesneleri gibi, zerinde yaadmz Dnya da uzayda, evrenin iinde yer almaktadr. Bi-202

lim, doay aratrp inceleyerek, ok nemli baka bir sonuca daha ulat: Bizi evreleyen dnyada bir takm deiiklikler olmasa bile, dnyada bulunan hibir ey asla yok olmaz, ya da gk cisimlerinin ve doann dier nesnelerinin yapsn oluturan maddenin yokluundan herhangi bir ey meydana gelmez. M a d d e ne (yoktan, .) yaratlabilir, ne de yok olur. Bu, doann byk ve mutlak yasasdr. Bu yasa, bizim btn deneyimlerimizle ve bilimsel bulgularla kantlanmaktadr. Gerek doadaki bir olayda, gerekse bir fizik veya kimya deneyinde, maddenin tamamen yok olduunu, ya da yoktan var olduunu gsteren bir olay grmyoruz. Srekli deien, durmadan yeni biimler alan madde, asla yok olmaz. Madde her zaman vard ve hep var olacaktr. Bundan anlalan u ki, evrenin yaratl hakkndaki btn eski masallar birer yalandr. Evrenin "balang"ndan veya "son"undan sz etmek, doaya ilikin btn bilimsel bulgular ve doa yasalarn yadsmak demektir. Doann yzyllar boyunca aratrlp incelenmesi, doa olaylarnn doa yasalarna uygunluunu ve her olayn kendi doal ve maddi nedenleri olduunu tartmaya yer brakmayacak biimde gstermektedir. Sonsuz bir devinim ve gelime iinde olan maddenin kendisi, doada doa yasalarna uygunluun kaynadr. Ve doa yasalar hi kimse tarafndan bozulamaz, geersiz klnamaz. Doann her yerinde maddenin deiim yasalar geerlidir ve bir tek olay bile bu yasalara aykr olarak meydana gelemez. Evren tamamen sonsuzdur; bu, iinde doast glere, tanrya yer olmayan mucizesiz bir dnyadr. inde bulunduumuz evren, sadece madde olula, kendi geliimi iinde srekli deien maddeden baka hibir eyin bu evrende var olmamasyla snrl deildir, onun iinde gerekleen doa olaylar da sk bir bala birbirlerine baldrlar ve sk bir hareket birliktelii iindedirler. Btn bilimsel bulgular, yaantmz ve pratik deneyimlerimiz, olaylar arasndaki genel
-203

ilikiyi, bu olaylarn karlkl bamlln dorulamaktadr. Herhangi bir doa olay, dier doa olaylaryla balants dnda incelenecek olursa, onu kavramak mmkn olmaz. Dierlerinden soyutlanm bir olay, gizemli, anlalmaz ve mucize olarak grlecektir. rnein, insan, seyrek gerekleen bir doa olay olarak, gne tutulmasn gryor. Bu olaya, dier doa olaylaryla ilikisinin, gk cisimlerinin hareketlerinin dnda baklrsa, tutulma, anlalmaz bir bilmeceye dnecektir. Ancak bu olay, dier doa olaylarndan soyutlanmadan incelenecek olursa, bunun birlikte, evrenin yaps ve gk cisimlerinin hareket yasalarn biliyorsak, ite o zaman gne tutulmasnn nedeni aydnlanacak, anlalmaz bilmeceden de iz kalmayacaktr. Yaadmz evrende, ayet olaylarn doa yasalarna uygun biimde birbirini izlemesi olmasayd, btn yaantmz, alma hayatmz tam bir karmaaya (kaosa) dnrd. Hi kimse herhangi bir iin veya olayn nereye varabileceini kestiremezdi. ilkbahar yaanrken kimi zaman yaz, kimi zaman da k gelebilirdi yeniden. Kar bazen 0, bazen 20 derecede erirdi. Gerekte byle bir ey yok, olamaz da, nk doann her yerinde olaylarn doa yasalarna uygunluuyla karlamaktayz. Kukusuz, doada her zaman doa yasalarna uygun nedensel balar grmeyiz, herhangi bir olayn dierlerine nasl bir ball olduunu her zaman fark etmeyiz. Bu, tamamen anlalr bir eydir. Doadaki olaylarn karlkl ilikileri ok karmak bir nitelik tar. Ayn olay ve bu olayn geliimi, ok sk olarak dier doa olaylarnn ve nedenlerin ounluuna baldr. Bilimin amac, herhangi bir doa olayna yol amas gereken olaylar, nesneler arasnda var olan ilikiyi bulmak, kanlmaz olarak baka bir olaya neden olan bir doa olaynn doa yasasna uygunluunu incelemektir. Eer doada geerli olan doa yasalarna uygunlukta bozulmalar yoksa, mucize de yok demektir.
-204

NSANIN ORTAYA IKII VE ZNE LKN BLMSEL VE DNSEL YAKLAIMLAR Dinsel dnya grne gre, insan, tanrsal yaratmn bir defalk edimi sonucunda ortaya kmtr. O, bir anda, hazr ve yetkin bir ekilde yaratld. nsan, "yeryzndeki dier varlklardan esasl ekilde mkemmel ve onlardan kat kat stn... tanrsal bir ekil ve benzerlik tayan bir eserdir. Bilimsel dnya gr, bilimsel verilere dayanarak, bu dinsel masal reddeder. Bilim, insan ve hayvan organizmalarnn anatomik zelliklerinin ayn kkenden geldiklerine ilikin, birok su gtrmez kant ortaya koyuyor. zellikle, insan ve insanla birok ortak noktaya sahip insans maymunlarn yakn akrabal sz konusudur. nsans maymun ile insann ok sayda ortak zelliinin oluu, kendiliinden u sonucu karyor ortaya: nsan hayvanlar dnyasndan koparp, ayr bir dnyaya yerletirmenin hibir dayana yoktur. Bilim adamlarnn elinde bugn, insann hayvanlar dnyasndan kn gsteren ok sayda somut kant mevcut. Geen yzyldan (XIX. yy. .) beri, yer krenin deiik blgelerinde uzak atalarmza ait iskeletler bulunuyor. Bu iskeletlerin anatomik yaps, insann hayvanlar dnyasndan ktn en inandrc ekilde ortaya koyuyor. nsan trnn kkeninde, milyonlarca yl boyunca, aama aama maymun insana evrilen Avustralopitekiler (yani, gney maymunlar) bulunuyor. Bu srete ba rol emek, yani toplumsal alma oynad. "Byleyici bir gm gibi, Rafael'in tablolarn, Torvaldsen'in yontularm, Paganini'nin mziini yaratabilen insan eli, diye yazyordu F. Engels, sadece emek sayesinde mkemmelliin o yksek aamasna ulat." (K. Marks-F. Engels, Top.Y., c.20, s.488). Daha sonra insan gelitike, toplumsal etken onun gelecekte alaca biim bakmndan, giderek daha fazla belirleyici olmaya balad. Bilimsel dnya gr, insan zamann ve somut tarihsel koullarn dnda gren dinsel dogmann aksine, genel bir insann var olmad, her insann kendi ann rn oldu-205

u, mevcut toplumda egemen durumdaki toplumsal ilikilerin onda cisimlendii noktasndan hareket eder. Toplumsal yaamn maddi koullarn, baka bir deyile, kendi toplumsal varln deitirirken, insan, bylece kendini de deitirmi olur. lahiyatlar, bilimsel dnya grn gzden drmeye alarak, bu dnya grnn insan hayvanlarla ayn snfa soktuu iin, onun deerini drdn yineleyip duruyorlar. Gerekten bilimsel dnya gr, insan hayvandan ayran nitelikleri her zaman aka ortaya koymutur ve koymaktadr. Bu ayrt edici niteliklerin balcalar: Emek faaliyeti, konuma (dil) ve dnme yetisi. Hayvan doaya edilgen ekilde uyum salarken, insan etkin bir abayla onu kendi yararna deitiriyor. BLMSEL NGR VE DNSEL KEHANET Bilim sadece evrenin gizlerini zmeye almaz, ayn zamanda gelecei nceden grr, toplumsal olaylarla doa olaylarm nceden haber verir. Bilimsel ngr, maddi dnyann geliim yasalarnn bilgisine dayanr. Bilin, gereklii edilgen ekilde yanstmaz: Nesnel dnyann olaylarn zmler, rastlantsal olgularla olaylarn gerisindeki doa yasalarna uygunluu kavrar. Btn doa ve toplum olaylarnn kendi doal nedenleri vardr, belli yasalara bal olarak gerekleirler. Evren birleik ve paralanmaz bir btndr. evremizdeki olaylar ayrlmaz ekilde birbirine baldr. Bir olay baka bir olaya yol aar, o da yeni bir olaya. Bu olaylarn meydana geliini ve geliimini kavrayarak, bunlar arasndaki karlkl ilikiyi inceleyerek, meydana gelen olayn zn ve nedenlerini renir, hangi olaya bal bulunduunu ve onu douran etkenin ne olduunu saptarz. Bununla birlikte, farkl olaylarn nasl ve hangi srayla birbirini izlediklerini, ne zaman ve hangi koullar altnda yinelendiklerini de reniriz. Deiik olaylar arasndaki isel ve zorunlu ilintileri ortaya koyarak doa yasalarm saptarz. Birbirinden ayr nesneleri ve olaylar inceleyerek, bunlarn ortak ynlerini bulur, en nem-206

li en deimez belirtilerinin ne olduunu kaydederiz. Daha sonra bunlar genelleyerek, doal ve toplumsal olaylarn aknn bal olduu nesnel yasalar bulur ve ortaya koyarz. Tarih, pek ok bilimsel ngrnn tandr. rnein, bilim a d a m l a r , gk cisimlerinin hareketinin doa yasalarna uygunluunu ayrntl biimde inceleyerek, kuyrukluyldzlarn hareket yolunu gsteriyor ve buna dayanarak, matematik hesaplar yapp, hangi kuyrukluyldzn nerede ve ne zaman olacan belirtiyorlar. rnein, ngiliz bilim adam Halley, 1682 ylnda gne evresinde grnen kuyrukluyldzn (Halley Kuyrukluyldz, .), yaklak 76 yl sonra tekrar gkyznde grneceini sylemitir. Fransz matematiki Klero ise daha doru bir hesaplamayla, bu kuyrukluyldzn grnecei tarihi daha doru saptad; yapt hesapta topu topu bir aylk bir yanlma oldu. 1846 ylnda bilim adamlar tarafndan matematik hesap yoluyla, doa yasalarna ilikin bilgiler temelinde, daha nce bilinmeyen Neptn gezegeni bulundu. F. Engels, bu kefi 'bilimsel bir kahramanlk' olarak niteledi. 'Kopernikus'un (Kopernik) gne sistemi 300 yl boyunca bir hipotez olarak kald, son derece akla yatknd, ama yine de bir hipotezdi' diye yazar F. Engels. Fakat Leverre bu sistemin bilgilerine dayanarak, o gne dek bilinmeyen bir gezegenin daha var olmas gerektiini tantlamakla kalmayp, hesaplama yoluyla bu gezegenin uzaydaki yerini belirledikten sonra Alman gkbilimci Halle gerekten bu gezegeni buldu, Kopernikus'un gne sistemi hipotezi de kantlanm oldu. Jeologlar Yeryz'nn tarihini inceleyerek, yerkabuu iinde biriken yeralt zenginliklerinin oluma yasalarn ortaya koydular. Bu yasalar bildikten sonra, u ya da bu mineralin, doal yaktn, maden filizlerinin ve gazlarn nerede ve hangi cins toprak tabakasyla uyumlu olarak bulunmas gerektii nceden sylenebilir. nl Sovyet jeologu 1. M. Gubkin, uzun yllar boyunca petrol tabakalarnn oluma yasalarn inceledi. Petrol yataklarnn oluumunun yerkabuu katmanlarnn bel-207

li bir dzenine bal olduunu ortaya koydu. Gubkin, ulat sonulardan hareketle, Volga nehri ile Ural dalar arasnda kalan blgede ok zengin petrol rezervleri bulunabileceini sylemiti. Gubkin'in lmnden sonra bu blgede yaplan yeralt jeolojik aratrmalar, onun bilimsel ngrsn en parlak ekilde dorulad. Bilimsel ngrnn byk lde gerekleebilirlii, toplumsal yaam alan iin de geerlidir. Marks ve Engels, toplumsal gelime yasalarn derinliine inceleyerek, toplumsal gelimenin insanl kanlmaz olarak komnizme gtreceini tantladlar. Onlar, sorunun sadece insanlarn iradesine deil, nesnel doa yasalarna da bal olduunu gsterdiler. zel mlkiyet mrn doldurdu. retim byk lde toplumsallat. Bu da zel mlkiyet ile toplumsal olmayan blm biiminin yerine, toplumsal mlkiyetin ve toplumsal blmn konmasn gerektiriyor. ngr, insanlarn toplumsal yaamnn deimez etkenidir, baarl eylemlerinin kouludur. Nesnel dnyann derinliine kavranmasyla birlikte, nceden haber verilen olaylarn alan da geniliyor. insan kendi deneyimlerine dayanarak, gelecekle ilintisi bulunmayan, derin bir nitelik tamayan ve bilimsel adan akla uygun olmayan deiik ngrlerde bulunabilir. Bu tr ngrler, nedensel balar saptanm olmasa da, belli olaylara bal gzlemlerin srekliliine dayanr. rnein, halkn yle bir ngrs var: Eer krlanglar yere ok yakn ekilde uuyorlarsa, yamur yaacak demektir. Bu ngr deneyimle dorulanmaktadr. Aradaki halkalar, bu iki olay arasndaki banty aklamak iin yeterli deildir, sorunun z udur: Yamurdan nce hava basnc deiir, havadaki nem oran artar, bu srada bcekler yere daha yakn bir noktaya iner ve bu bceklerle beslenen krlanglar da onlarn peine derler. Demek ki, pek ok halk ngrs bir doruya dayanmakta, yzeysel de olsa gereklii yanstmaktadr. Bu ngrlerden farkl olarak, bo inanlara dayanan keha-208

netler, gerekte neden-sonu ilikilerine bal olmayan olaylar birbiriyle ilikilendirmektedir. Bu tr bo inanlara dayanan kehanetler, sadece ara sra grlen rastlantsal olaylarla desteklenen bir yanlg, ya da kendi kendini aldatmadr. Baarl bir bilimsel ngr iin, doann ve toplumun genel gelime yasalarn ok iyi bilmek, gereklii kavramada doa ve toplum olaylarn doru deerlendirme ve genelletirme olana veren bir yntemle hareket etmek gerek. nsan toplumlarnn tarihinde felsefi dncenin en yksek noktaya ulat Marksizm-Leninizm, bu yntemi bize vermektedir. Doal ve toplumsal yaamda, belli koullar altnda meydana gelen olaylara ilikin ngrlerde bulunma olanan ancak bu yolla elde ederiz. Doann onlara gre varln srdrd, insan toplumunun onlara gre gelitii nesnel ve bizim bilincimizden bamsz olan doa yasalar ne denli derinliine ve daha doru bilinirse, olaylarn nedenlerini ne denli daha iyi ve daha tam aklarsak, ngrlerimiz de o denli gereki olur, o denli byk bir dorulukla gerekleir. BLMN ZMLENMEM SORUNLARINA YNELK DNSEL KURGU (SPEKLASYON) Dinin gereklie ilikin asl anlay, bilimin henz zmlenmemi sorunlarn deerlendirmede kendini ok ak biimde gsteriyor. Bilim henz u ya da bu sorunu zme durumunda deilken, din savunucular bu olguya dayanarak, bilime btnyle bel balanamayacan, bilimin zmekte aciz kald sorunlar olduunu, bu nedenle bu tr sorunlarn ou zaman bilimden ok, dinin alanna girdiini tantlamaya almaktadrlar. Bu yaklam, insann dinsel yaamnn tad zn aa kma ok tipik bir rnektir. nsanlarn ruhsal davranlarn doru zmlemede, bilim uzun sre yetersiz kald. Nesnelerin ve olaylarn aklanmas iin nedenin nerede aranaca, bu nesne ve olaylar dnyasnda
-209

aka belli iken, imdi burada -insann ruhsal yaam alannda- baka bir yaklam bulmak gerekiyordu. Din bu alan kulland. Din, insanlarn ruhsal yaam alann dnyada geerli doa yasalarna bal olmayan, zel bir alan ilan etti. Bu nedenle gya bilim kanlmaz olarak burada baarszla uramtr. nsanlarn ruhsal yaam, din adamlarnn dncelerine gre, ancak dinsel bir yaklamla doru aklanabilir. yle ki: nsan znn ift ynl bir doas vardr: Birincisi, onun lmsz ruhu, ikincisi de, madde olan lml bedenidir. nsan, ruhunu tanrdan alr. Ruh, anlamsz olan bedenden bamszdr. Dahas, ruh bedene yerleerek, onu canl klmakta ve ynetmektedir. Ruhtur insann doadan bamszln, onun irade zgrln, ussal yeteneini ve balca kiisel zelliklerini nceden belirleyen. Ruh br dnyaya gmek zere, bedeni terk ettiinde insan lr, beden rr. Ne ki, ruhsal (psiik) olgularn bu tr yorumu, btn bilimsel bilgilerle reddedilmektedir. Btn ruhsal olgularn tek kayna beynimizdir. inde yaadmz dnyaya ilikin duygu ve dncelerimiz, bilincimiz, dnmemiz, beynin almasnn sonucudur. Beyin faaliyeti olmadan ne ruh olur, ne de bilin. nsan beyni almad an bilin kaybolur, btn manevi (ya da ruhsal) faaliyetler kesintiye urar. Rus dn adam A. 1. Herzen, ruhun bedenden ayrlabilir olmasna inanmann, bir nesnenin tad zelliin nesneden ayrlabilir olmasna inanmak demek olduunu syler. rnein, siyah kedi koarak odadan kt, ama siyah rengi ierde kald, demek gibi bir ey. nsanlarn binlerce yl boyunca ruh diye adlandrdklar ey, beynin bir ilevi olarak, bizim bilincimizden baka bir ey deildir. Rus bilim adam van Mihaylovi Seenov, daha geen yzylda (XIX. yy), insan beynini inceleyerek, ruh denen eyin, insan organizmasndan ne bamsz ne de bilinemez olduunu ortaya koydu. Ruhun maddesel organ beyindir. Madde olan bir organn almas gibi, beynin almas da incelenebilir. I. M. Seenov, yapt bilimsel incelemelerin sonularn, "Ref-210

[eksi golovnovo mozga / Beynin Refleksleri" adl yaptnda Bu yapt, insann ruhsal (psiik) davranlarnn incelenmesinde yeni bir sayfa at. . M. Seenov'un insann ruhsal hareketlerine ilikin dnceleri, nl fizyoloji bilgini 1. P. Pavlov tarafndan gelitirildi. Seenov'un yksek sinirsel hareket teorisi, "tanrsal ruh" kavramn kknden ykt. Omurilik ve beyin -merkezi sinir sistemimiz organizmann btn dirimsel faaliyetlerini dzenlemekte, vcudumuzun btn blgesel ileyiini ynetmektedir. Merkezi sinir sistemindeki en nemli rol beyne aittir. Beyin her an, organizma iinde ve d dnyada meydana gelen deiik uyar ve iaretlerin (sinyallerin) ounu alr. aretler sinir telleriyle vcudun btn organlarna geer. Beyinden bu iaretlere yant olarak, organizmann almasn dzenleyen ters iaretler, emirler gider sinirler araclyla. Organizmann, uyaranlara sinir sistemi yardmyla verdii karlk, refleks olarak adlandrlr. Az bilinen bir olay: Beyninin byk yar kresi olmayan bir ocuk dnyaya gelmiti. Yaklak be yl kadar yaad. Bu sre iinde hibir ey renmedi, kimseyi tanmad ve konumad. Bu tr olaylar tpta iyi inceleniyor. Beyinsel bir bozukluk sz konusu olduunda, rnein bir yaralanmaya bal olarak, beynin normal almas durur. Bununla birlikte insan, szde onun ruhuna bal olan her eyden kopar. Konuma ve anlama yetisini yitirir. Demek ki, insann btn psiik yetileri ne olduu belirsiz bir ruha deil, bedene, zellikle de beyne baldr. Bilim, insanlarn ruhsal aktivitelerinin temelinde, insan beyninde oluan maddi bir srecin bulunduunu, din tarafndan i dnyann aa k diye gsterilen ruhun, nedensel olarak d nesnel dnya kouluna bal olduunu inandrc biimde ortaya koymutur. nsanlarn psikolojik aktiviteleri de nesnel doa yasalarna baldr ve maddi dnya tarafndan ynlendirilmektedir. Yksek sinirsel hareket teorisi, dinin kendi savlarnn doruluunu kantlamak amacyla kullanmaya alt pek ok
aklar. -211

olayn bilimsel bir bak asyla aydnlanmasna olanak salad. Buna kout, d, hipnoz, kendi kendine telkin (otosugestion) ve buna dayanan "byyle ifa bulma" gibi olaylarn gizemli olduu dncesi de son buldu. lahiyatlar, psikolojik yaamn sadece tek tek olaylarna sarlarak, psikoloji alanndaki olaylar bilim tarafndan byk lde aydnlatlyor olsa da, bunun, bilimin insan yaamndaki btn ruhsal olaylar doyurucu bir ekilde aklayabilecei anlamna gelmediini tantlamaya alyorlar. lahiyatlar, ruhsal yaam alannn, her eyden nce dinin egemenliinde bir alan olduunu savlamaktalar. Henz zmlenmemi dier sorunlar konusunda da bilimlere darbe vurma abalar, din iin ayn dzeyde karakteristiktir. Bununla birlikte, bilimin, evreni bir anda ve btnyle aklayabilecek durumda olmad "unutuluyor". Bilim gerekliin az karmak olaylarnn aydnlatlmasndan, daha karmak olaylarn ortaya karlmasna, birinci almann sahip olduu zn kavranndan ikincinin kavranna doru yol almaktadr. Bu nedenle bilimin gcne kar bir kuku uyandrmann ve bilimin henz zemedii sorunlara ynelik speklasyonlar yaratmann hibir dayana yoktur. Bilim iin bugn karanlk olan, gelecekte aydnlanm olacaktr. Bu savn doruluu, btn bilimsel gelimelerle kantlanmaktadr. Olaylarn niteliklerini, snrlarn, nicelik ve niteliksel farkllklarn kavramann u aamasnda, her buluun, her yasann, tkenmez olan maddedeki her zelliin henz bilmediimiz gizli ynleri var. Bizi evreleyen dnyamz ada bilimsel bir bakla incelerken, doada meydana gelen sreleri daha net grr, doadaki geliimin karmak diyalektiini ve ieriinin derinliini daha iyi kavrarz. Ne var ki, nmzde yantlanmas gereken sorular hep olacaktr. Bilimsel kavray budur ite. K. E. Tselkovski bu konuda ok gzel sylemiti: "Doa kitab hi kimse tarafndan bandan sonuna dek okunamaz ki! te yaamn amac: Onu olabildiince daha fazla okumak, olabildiince srekli okumak. Biz daha ok sayfa evirdike,
-212

"doa kitab' her yaayan ve dnen iin o denli ilgin ve i .c olmakta." Bilimle din arasndaki ilkesel snr, zellikle u noktada gzle grlr ekilde belirgindir: Bilimsel ilke, dnyamz aratrp inceleyerek, meydana gelen olaylar her geen gn daha d e r i n l i i n e kavramay olanakl grr. Buna karlk din, dnsel adan insanln ocukluk evresinde doan ve daha sonra dinler tarafndan "ulu gerekler" diye sunulan btn o dogmalara inanma ilkesine dayanr. DNSEL DNYA GRNN ELKLER Her dinsel dnya gr kendi iinde eliiktir. Dinsel bir dnce dier bir dinsel dnceyle elitiinde, elikiler dinsel inancn iyapsma zg, yani isel olabildii gibi, dinsel dnceler mevcut gerekliin kendisiyle elitiinde, dsal da olabilirler. Dinsel dnya grndeki elimenin bir takm nedenleri var, ayrca bu olgu, her trl dinsel retinin, aslnda bir tek insan tarafndan ve ksa srede yaratlm olmadyla da ilintilidir. Dinsel reti, deiik dinlere ait ve sklkla eliik eleri iinde barndrr. Toplumsal yaamdaki gelimenin ok dk bir dzeyi, ilkellik ve insanlarn evrene ilikin bilgi yoksunluu bu elerde yansmasn bulur. u nedeni de gz ard etmemek gerekir ki, dinsel dnceler bir kez doduktan sonra kutsallk kazanmakta ve bu sayede dokunulmaz olmaktadrlar (nk din, sadece kendisinin ulat son noktann mutlak gereklik olduu savndadr). Bir kez "tanrsal gereklik" diye gsterilmi olan gereklik deimeden kalmal ki, tanrnn yanlmazl ve mutlak hikmeti konusundaki dinsel reti sarslmasn. Bu nedenle, dinsel dncelerin temelsizlii bilimsel bulularla ortaya konduunda bile, din, insan kuatan gereklik hakkndaki eskimi dnceleri terk edemez. Din, dinsel retinin aka sama olan dncelerine bazen kendince yalnz mecazi yorumlar getirerek, bu yanl grleri savunur.
-213

Tanrnn dnda, insanlarn btn kt, ahlakszca davranlarnn sulusu olarak grlen szde bir eytann olduu dncesi, dinsel inancn i elikilerine rnek gsterilebilir. Hikmet sahibi tanr, nceden bilmesine karn, buyruklarna uymayacak ve ona fesatlk yapacak olan eytan yaratyor. Tanr snrsz erk sahibidir, ama ayn zamanda eytan yenebilecek durumda deildir, ona kar amansz bir sava yrtmesine karn. Tanr bir szckle eytan yokluun karanlna gmebilirdi, ama o bunu yapmyor, onun yznden insanln byk bir ksm iin cehennem atei hazrlanan eytan, onun (tanrnn) can dman olsa da. eytan ayartmas konusundaki din retisi son derece eliiktir. Golbah, bu retinin samaln yerli yerine oturtarak, yle der: "Tanr, insanlar cezalandrmaktan zevk almak iin, eer insanlar onun hazrlad tuzaa decek denli aptallarsa, zaman zaman onlar ayartr. Ne var ki tanr, ayartma iinde, yeryzndeki grevi onunla alay etmek ve onun sadk kullarnn ahlakn bozmak olan eytandan yararlanr genellikle. Bu gizemli hareket tarz gsteriyor ki, tanr bazen yapt anlalmaz ilerle kendi kendine zevk almaktadr. Dinsel dogmann elikileri, bilimsel dnya grnde ve bilimde karlalan elikilerden temelde farkldr. Bilimsel dnya grnde ortaya kan elikiler, eer toplumsal yaamn genel geliim erevesiyle belirlenmi olan insan bilgilerinin kanlmaz snrllyla balantl ise, bu elikiler insann evren hakkndaki dncesinin derinlemesi lsnde zlmekte, ortadan kaldrlmaktadr (bu durumda, gerekliin geliiminin kayna olan diyalektik elikiler hesaba katlmyor), ama dinsel elikiler giderilememektedir. Bylece, bilimsel ve dinsel dnya grlerine ilikin dile getirilen btn dnceler, bir tek anlam olan bir yargya varma olana veriyor bize: Bilim ve din uzlamazdrlar.

-214

ORTAADA ZGR DNCE


Rnesans an klasik antik adan ayran bin yllk sre boyunca, dinsel dncenin feodal toplumun btn kesimlerinin akl zerindeki egemenlii, ateist dncenin geliimini ok zorlatrd. Anatole France'n hakl olarak belirttii gibi, bu dnemde "hi kuku yok ki, ruhban takm, deiik dnen herkesi annda yakma alksna, honut ve hemfikir olarak hizmet etmekteydi." Ancak, bu, koyu cehaletin vurduu zincirleri krmaya alan dnceyi btnyle boamad. Fransz filozof Pyer Abelyar (Petrus Abaelardus) (10791142), ortaa zgr dncesinin en byk temsilcisiydi. "Vvedeniye v teologiyu / Teolojiye Giri" adl tez almasnda, btn dinsel dogmalarn ya bo sesler olduunu, ya da bunlarn insan aklnn kavrayna uygun bir anlam tadklarn sylemekten korkmad. "Dnmeden inanan kii, onu inandrmak iin lehine sunulan kantlarn ne kadar salam olduunu anlamadan, lp tartmadan, kuku duymadan, kendisine ne syleniyorsa onunla yetinen kiidir." Akl darda brakarak hibir eye inanmamak gerektiine ar yapan Abelyar, unu sylemekten kendini alamaz: "Bir eye, tanr yle sylemi diye deil, o ey var olduu iin inanrsn." Her trl sorunun zmnde hareket noktas olmas gereken kukunun, geree varmann tek aklc yolu olduunu syler Abelyar. "Biz, diyor Abelyar, Kuku duyarak aratrma-incelemeye balarz, aratrma-inceleme sayesinde de geree
-215

ularz." Kukuya bylesine yksek bir deer veri, dinsel dnya grn temelden sarsmak ynnde byk bir nem tamaktadr. "Da i nyet / Evet ve Hayr" adl yaptnda Abelyar, ayn konuya ilikin iki kart dnceden birinin son derece byk bir yanllk olarak grd noktann altn izerek, elikilerle dolu "kutsal" metinlerden alnma pek ok paray bir araya getirmi. Bu "kutsal" metin paralan ilk byk gnah (Adem'le Havva'nn iledikleri gnah), zgr irade, dnyann yaratl veya ebedi oluu, tanrnn ncesiz ve sonraszl ve dinin dier temel konular hakknda kilisenin "kutsal babalar" ve hatta "kutsal yazlar" birbiriyle taban tabana elien yantlar veriyorlar. "Kutsal" metinlerde ska su gtrmez bir gereklik olarak sunulan dinsel dnya grnn ak bir yalan olduu, bu ekilde ortaya konuyor. Abelyar, kendi usuluuna ve ortaa bilincinin dogmatikliine kar verdii savama karn, dinsel dncelerin tutsa olarak kald. Onun nesnel olarak dinin temellerini sarsan grleri, din adamlar arasnda da frtna kopard. 1121 ylnda Soissons'da toplanan kilise konseyi Abelyar'n bu dncelerini dinden sapma olarak ilan etti, onu kendi kitabn halkn karsnda yakmak zorunda brakt ve sonra da bir manastra hapsetti. zgr dnce talya'da da kendine yol at. XII. yzylda Floransa'da Epikrc, materyalist ve din kart dnceler ne sren birok bilim adam ortaya kt. Bu ada slam dnyasnda, din kart zgr dncenin bir takm nemli temsilcileri ortaya kt. Burada zellikle Tacik-Iran kkenli dn adam ve airi mer Hayyam' (1040-1123) anmak gerek. Hayyam'n "Rubailer"! insann ruhsal dnyasnn derinliklerine inmekle birlikte, felsefi dnmeye kap aralayan ve din kart ak dncelerle de ykl iirlerdir. Hayyam br dnyada bizi bekleyen nimetlere kavuabil-216

inek iin, bu dnyann nimetlerinden vazgememiz ynndeki dinsel ary yerer. Asla br dnya diye bir dnyann olmadn syler. Sadece doa yasalarnn egemen olduu bir dnya vardr. Bu doa yasalar karsnda cennet ve cehenneme ilikin dua ve gevezelikler glntr. "Niin taparsn dumanna, bir cami kandilinin?/ Cennet ve cehennem hakkndaki btn bu dedikodular niin?" slam dini de iinde olmak zere btn dinler, insanlar, onlarn "yabani otu" olan bir dlle te dnyada dllendirileceklerine inandrarak aldatmaktadr. Hayyam, biricik gerek var oluun dnyasal var olu olduu, sadece onun bir deer tad ve onun yok oluunun tanrsal bir karl (dl veya ceza, .) deil, ama hilii dourduu dncesini sk sk yinelemekte ve nkteli bir sylemle' dile getirmektedir. Tanrnn her eye gcnn yetecei ve her eyi bildiine ilikin dinsel reti ile dl veya ceza verme konusundaki reti arasndaki elikiyi ortaya koyar Hayyam:"Sen benim iin kilden bir vcut yaptn zaman / Biliyordun ihtiraslarm yenemeyeceimi benim / Sen deil misin sulusu, benim gnah dolu yaammn? / Ey tanr, syle, ne diye yakarsn beni cehennemde?" Toplumda egemen olan adaletsizliin tanr kayrasnn (iyilik) varln rtt ynndeki Epikrc dnce, Hayyam'm toplumsal ktl cokuyla aa vuran ve ayn cokuyla tam iyiliki bir tanrnn varln yadsyan sanatnda parlak bir anlatm kazanyor: "Ey gk, elin alaklara cmert senin / Onlara hamamlar, deirmenler, su arklar verdin / Ama yrei temiz olana sadece bir kuru ekmek / Tkrmm bylesi ge! / Yok tkrk kadar deeri onun!" Baz rubailer, Hayyam'n cesur dncelerinin, onun yaad toplumun belli evreleri tarafndan paylaldn tahmin etmeye olanak veriyor. rnein: "Ve ite byle yayoruz mavi gk kubbe altnda. / Yar dinsiz, yar Mslman." Rubailer din kart dnceyi sk sk aka yollu dile getiri-217

yor, ama air: "Ben btn bu yalanlara yalnz szde dman deilim" diyor. Hayyam, hangi din olursa olsun, akln dine tutsakln kesinlikle yadsdn en ciddi anlatmla ifade ediyor: "Klelik ruhu Kabe'deki putta da ikindir, an seslerinin dili klece boyun eiin dilidir ve kleliin kara mhr hem tespihe hem haa, hem kiliseye hem mihraba baslmtr." nl Arap filozofu bni Rt (Averroes) (1126-1198), din kart birok nemli dnce ortaya srd. Bu sekin dn adam, kendini Aristoteles'in sadk bir izleyicisi sayarak, Aristoteles retisinin materyalist tezini gelitirdi. Ibni Rt, zamannn bir evlad olarak, Arap filozoflarn btn insanln bilincine yazd hem tanr (burada Aristoteles'in "ilk harekete geiren" tanrsna benzer bir rol oynayan tanr), hem de ruhun lmszl dncesini kendi retisinde korur. Fakat Ibni Rt, evrenin tanrsal yaratmn kesinlikle yadsr, madde ve hareketin ncesiz-sonrasz olduunu, evrende doal zorunluluun, deimez doa yasalarnn hkm srdn savunur. Tanrnn kendisi zorunlulua gre devinir, doa yasalarn hkmsz klamaz o. Bu nedenle, vahiyler ve tansklar (mucizeler) gibi doast olaylar olanak ddr. Dualar olaylarn ak zerinde bir etkide bulunamaz. Ayr ayr her insann bilinci, o insann bedeninin, zellikle de beyninin bir yeteneidir. Ibni Rt, bu nedenle, btn insanln kiilikten soyutlanm usavurma gcn lmsz kabul etse de, ruhun lmszln, dahas tanrsal ceza ve dl yadsr. Ibni Rt, ifte gereklik retisini ilk ortaya atan filozoftur. Bu iki gereklik unlardr: Bir yanda bilimsel, felsefi, dier yanda dinsel, ilahiyat gereklik. Genel olarak Ibni Rt, bilimle dinin, felsefeyle de ilahiyatn birbirine karlk dtn syler. Ama bunlarn eitli konularda vard sonular farkldr. insan kalabalklar iin bir vahiye, bir otoriteye vb. inanmak gereklidir, nk inan halk oluturan insanlara kstek vurur. Bilim ve felsefe, eitimli insanlarn kk bir tabakas iindir. lmszlk ilahiyatn gereklii, lmllk ise felsefe-218

in gereklii olduuna gre, ayn yazar, ilahiyat alanndaki bir almasnda ruhun lmszl dncesini savunurken, felsefe alanndaki bir yaptnda bu dnceyi yadsmak hakkna sahiptir. bni Rt'n bu "ifte gereklik" retisi bir uzlama ruhu olarak gereklese de, kendi zaman iin byk nem tayordu ve ilk defa aklla inanc keskin bir ekilde ayrarak, son noktada bilinci dinin boyunduruundan kurtarmaya hizmet etmiti. Ibni Rt'n dnceleri, Hristiyan Avrupa lkelerinde yaylarak, bu lkelerdeki materyalizm ile dinsel kukuculuun geliimine ilerici nitelikte nemli bir etkide bulundu. Paris niversitesi'nde Averroes'in (Ibni Rt) grlerinin yaylmas ynnde etkin bir alma ortaya koyan Fransz yandalarnn ortaya k zellikle anlaml olmutur. Parisli Averroistlerin banda Siger Brabantski (yaklak 1240-1282) vard. Siger, kendi yaptlarnda ("O vozniknovenii i unitojenii / Dou ve Yok Olu", "O venosti mira / Evrenin ncesizliiSonraszl zerine".), evrenin ncesiz ve sonrasz olduunu, insanlarn yaamnda evrensel zorunluluun ilediini ve insanlarn hareketlerine tanrnn yn vermediini, insan bilincinin (ruh, .) onun bedenine ayrlmaz ekilde bal olduunu, bedenle birlikte bilincin de leceini ve insann lmnden sonra szde cehennemde onu bekleyen azaplar ekmesinin sz konusu olamayacan tantlamtr.

-219

BURJUVA TOPLUMUNDA ZGR DNCE VE ATEZM


RNESANSIN BYK BULULARI VE
DN KARITI DNCE XV. yzyln ikinci yars ile XVI. yzyln tamamn kapsayan zaman dilimi, Bat Avrupa'daki nc dncelerin dikkat merkezine din kart dnceleri srd. Bu devir, feodalizmin temellerinin yklmaya ve ona kar verilen savam iinde burjuva toplum ilikilerinin biimlenmeye balad bir devirdir. Bir yanda denizcilik, sanayi, ticaret alanlarndaki tarihsel baarlar, deneysel doa bilimlerinin ortaya kn ve doaya ilikin gerek bilgilerin elde ediliini zorunlu klarken, dier yandan bu alanlar, bu tr bilimlerin geliimi iin temel yaratyordu. Deneysel doa biliminin ilerlik kazanmas burjuvazi ve onun banda bulunduu toplumun ileriye doru geliimi iin ivedi bir zorunluluk haline gelmiti. Bu ivedi zorunlulukla birlikte, yeni toplumsal ilikilerin pekimesi ortaan toplumsal kurumlarnn yklmasn gerektirdi; gerek doa biliminin ve ondan ayrlmaz olan bilimsel dnya grnn salam bir temele oturmas da, btn ortaa yaamn bir kska olarak boan dinsel dnya grnn ykln zorunlu kld. Ortaan bilimsel bulgular dine ok gl darbeler indirdi. Byk corafya keifleri, ortaan dnya ve dnya zerinde yaayanlarla ilgili dncelerini ykt. Dinin evrene ilikin
-220

kutsallatrd grler, Kopernikus ve Galileo tarafndan rtld. Dinsel dnya grne en byk darbeyi, zellikle Nikolay Kopernikus (14731543), evrenin heliosantrik (Gne zekilii) sistemini inceleyen Polonyal bu byk bilim adam vurdu. Kilise tarafndan desteklenen, evrenin merkezinde Gne'in deil de, Dnya'nn olduu ynndeki eskimi dnceler yerle bir oldu. Dnya, insanlarn tanr tarafndan seilmi bu yaam yeri, gne sisteminin sradan bir gezegeni dzeyine indi. Dnyann esiz oluu hakkndaki dncelerle birlikte, dnyaya kutsal bir sfat ykleyip onu dier gezegenlerle karlatrma dncesi de btn dayanaklarn yitirdi. nsann tanrsal yaratmn yksek erei olduu dogmas sarsld. Ve kilise yanllarnn, Kopernikus'un retisini "dinden sapma" olarak ilan etmelerine karn, bilimin zafer yryn frenlemeye gleri yetmedi. italya, Rnesans anda Avrupa dncesinin ncs olarak ne kt. XV. yzylda Padua niversitesi herkesin bildii Averroizmin merkezi haline geldi; "ifte gerek" retisi ile evrenin ncesiz-sonrasz olduuna ilikin retiye her yerde Padua retileri denmeye baland. Paduallarm bir ksm, Arap filozof Ibni Rt'n 'sadece her insann ruhu lmldr, insanln kiilik dndaki usu ise lmszdr' eklindeki grlerine btnyle katlyorlard. Padua Okulu'nun kimi temsilcileri daha ileri giderek, btn ruhu lml ilan ettiler. III. yzylda Yunanistan'da yaam, bu gr paylaan Afrodisiasl Aleksandr (skender) adna dayanlarak, Padua Okulu'nun bu temsilcilerine Aleksandrclar dendi. Pietro Pomponazzi (Petrus Pomponatius) (1462-1524) de bunlar arasndayd. Pomponazzi, "O bessmertii dui / Ruhun lmszl" adl yaptnda, kendi meslektalarna kalabalklarn bo inanndan bamsz yaklaan bir din yasa yapcsnn, halka dini vaazda bulunarak, amacn baka trl ortaya koyup, kendini alim gsterdiini yazar. Buradan kanlmaz olarak, akl (bilim) ve inancn (din) bizi nasl ynlendirdikleri gibi iki farkl
-221

sonu kyor: Akl dinden farkl olarak, rnein, doa yasalarnn ileyiinin tansklara (mucize) yer vermedii, tansklara inancn "rahipler tarafndan uydurulmu bir yalann sonucu ve basit insanlarn hastalkl hayal gcnn rn" olduu yargsna gtrr bizi. Pomponazzi; Yahudilik, Hristiyanlk ve slam karlkl olarak birbirlerini dladklar iin, bu dinlerden ikisinin byk lde yalana dayandn; bunun da inananlarn ounluunun aldatld anlamna geldiini sylyor. Ama eer ounluk aldatlmaya izni veriyorsa, geriye kalanlar aldatlmyor mu? Ruh lmsz m? Pomponazzi "Pisaniya / Yazlar" adl yaptnda, byle bir gr dorulayan bir yerin olduunu, ancak doann incelenmesi ve dnmenin bu gr rttn yazar. Birincisi, bilin (ruh), vcudun organlarna ayrlmaz ekilde baldr ve onlarla birlikte lr. ikincisi, lmszlk ve (tanrsal, .) dl konusundaki reti isel bir elikidir: insanlarn yaptklarndan, 'her eye kadir' tanr sorumlu olmak zorundadr. Pomponazzi, insanlarn dl umudunu yitirerek ve ceza korkusunu stnden atarak ar sular ilediklerinin akland bilinen dinsel teze karlk, ruhun lmszlne ve tanrsal dle inanmayan namuslu insanlarn saysnn az olmad, u ya da bu dine inanan ahlaksz insanlardan daha fazla olduu yantn verir. Tanrsal bir dl beklemeksizin yaplan iyi iler, tek drtc etkeni tanrsal dl olan ilerden ok daha ahlakidir. Kt davranlardan kanmasnn biricik nedeni, bu tr davranlar sadece onursuzluk saymak olan bir insan, kt davranlarda bulunmay yalnz te dnyada grecei ceza korkusuyla istemeyen bir insandan ok daha ahlakldr. Bu nedenle ruhun lmszlnn ve tanrsal dln yadsnmas, bu dncelerin kabul grmesinden ok daha iyi pekitirir ahlak. Bu ada bilimin dine kar verdii savamn en ak anlatm, Giordana Bruno'nun (1548-1600) dnceleridir. Bruno,
-222

Kopernikus'un bulgularndan yola karak daha ileri gider: Helyosantrizm yerine sonsuzluu, merkezi olmayan evreni ve s o n s u z evrenler retisini koyar. Hristiyanln evren hakkndaki grlerini ykarak yle haykrr: "ileri! Dnya'nn szde evrenin merkezi olduu teorisini yk. Muazzam ve biricik yldzlar evrenine bakabilmemiz iin, nmzdeki kapy ardna dek a..." Bruno, akln, "iinde bulunan bir ym (l, .) kutsal kalnt sayesinde " her eyi kavrayabileceini sylyor. nsan aklnn doann gizleri zerinde, kr inanlar, dar kafallk ve hogrszlk zerinde kazand zaferde, yksek bir mutluluk grr. Bruno, dinsel usdcla (irrasyonalizm) ve bilmesinlercilie (obskrantizm) dmandr. Bruno vahiyi de, tanrsal yaratcl da, ruhun lmszln de yadsd. Avrupallarn oktanrclktan (paganizm) Hristiyanla geiini yle anlatr: "Halklar iin ipe sapa gelmez masallar uyduruldu, ortaya barbarlk kt ve tehlikeli saylan bilim iin kymlar a balad." Zorbalar, tiranlar, itaatsizlik nedeniyle insanlar te dnyada ar bir cezann bekledii ve ruhun lmszl yalanlaryla halk korku iinde tutmak iin dini kullandlar. "Evren yaratlm deildir, diye yazar Bruno. Yukardan aaya dzen veren, (evreni) dtan yaratan bir yaracmn var olmas olanakszdr." Bu, aslnda, ateist bir grtr. Fakat Bruno, savat dncelerin etkisinden tam olarak kurtaramad kendini. "Tanr ve doa, ayn maddedir" dncesini ne srerek, maddenin ve btn nesnelerin bir ruh tadklarn sanyordu. Onun bu canlzdekilii (hilozoizm), doada gerekleen sreler konusundaki teolojik dncelere uyuyor. Ve onun bu tutumu, kamutanrc (panteist) bir anlam ieriyor. Ama Engels, kamutanrcln zgr insan dncesine, yani ateizme gidite son aama olduunu belirtir. Bruno, onu lme yollayan Romal engizisyoncularn lm kararn dinlerken, yle seslenir onlara: "lm kararm, belki de, benim dinlerken duyduumdan daha byk bir korku iinde okuyor-223

sunuz." lm yiite karlayan dier bir sekin italyan ateisti Luilio Vanini (1585-1619) de, Tuluz parlamentosu tarafndan yaklma cezasna arptrld. Vanini, atete yaklarak idamn izlemeye gelen binlerce insana yle seslendi: "Eer tanr olsayd, tamamen adaletsiz ve drstlkten uzak bu parlamentoyu yldrmla vurmasn isterdim; eer eytan olsayd, onun bu parlamentoyu yutmasn isterdim... ama ne biri, ne de teki olmadndan, hibir ey yapamyorum." Vanini, yaptlarnda, evrenin ncesiz-sonrasz olduunu, onu tanrnn yaratmadn ve ynetmediini yazar. Evrenin dnda olan "tanr deildir ilk devindirici g." Byle bir tanr hi yok. Var olan, "devinimin balangc olmas nedeniyle, ayn zamanda tanr da olan doadr" sadece. Doa tanr olarak niteleniyor, tam insansal bir zellik olan akl da ona (doa-tanrya, .) ykleniyorsa, bu Samadr. Antik dnemlerin kantlarndan yararlanarak, tanr inancna yol aan elikileri ortaya koyuyor Vanini: "Tanr, ktl ya ortadan kaldrmak istemiyor, ya da kaldramyor, ikinci k ateistlerin dncesini doruluyor, birincisi tanry ktln kayna yapyor." "Tanr, insanlarn hatalarn ya biliyor, ya bilmiyor. Eer biliyorsa ve tanr iin bilmekle istemek ayn ey olduuna gre, o halde bu hatalarn yaratcs da tanrdr." Bu durumda o bir tanr olamaz. "Dnyay bilmeden ynetemeyecei iin, eer bu hatalar bilmiyorsa dnyay ynetmek konusunda hibir kayg tamaz." "ayet byk kymlar ve yanllklar tanr tarafndan nceden haber verilerek nlenmediyse, onun dnyada olup bitenlere bsbtn kaytsz kald sav ne srlebilir." Bu durumda da o bir tanr deildir. Ama iinde bylesine ok kymn olduu dnya ilerini dndn varsayalm tanrnn. "O, dnyada olan bu ilerle ilgilenerek, bunlar nceden bildirip nleyemiyorsa, kymlara ve ktle son vermek iin etkin nlemler alacak gte deil demektir. Onun gc her eye yetmiyorsa, o zaman bir tanr deildir o.
-224

"Kutsal Yazlar"da tanrsal ilhamn (vahiy) canlandrldn gz ard etmemeli. Ama yle bir ey var m? "Kutsal Yazlar" yalan saymann ciddi dayanaklar var, nk insanlar tanrnn 'her eye kadir' olduuna inandrarak, kendi iinde eliiyor, bu a r a d a "ncil metninden kan sonu u ki, eytan tanrdan daha gldr... Tanr, herkes kurtulmu olsun istiyor, ama kurtulan kii az. eytan, btn insanlarn cezalandrlmasn istiyor ve insanlarn neredeyse tamam cezalandrlyor." nsanlarn davranlarna tanr yn verdiine gre, onlarn davranlarna karlk verilen tanrsal dl veya ceza hukuka aykrdr. Tanrsal dl veya ceza, Vanini'nin ayrntlaryla rtt ruhun lmszln gerektiriyor. Birincisi, insanlarn doum, beslenme, byme, lm, vcut yaps ve psiik yapnn temel nitelikleri hayvanlarmkiyle ayndr. "Bu nedenle, eer ruh hayvanla birlikte lyorsa, insanla birlikte de lmesi gerekir." kincisi, btn yaratlanlar lr, demek ki ruh da lr. ncs, "bugne dek hi kimse ller dnyasndan geri dnmedi." Drdncs, "en nde gelen bilginler", gerek antik dnemlerin, gerekse "gnmzn en byk dn adamlar lmsz ruhlar yadsdlar." Dinin toplumsal rol, Vanini'ye gre, olumsuzdur: cahil halk, bu aletin (dinin, .) yardmyla "tanrlarn karsnda duyduu korkudan dolay klelik iinde yayor." Vanini de, Bruno gibi, ortaan baz dncelerinden syrlabilmi deildir. nsanlarn yazgsn gk cisimlerinin belirlediine inanyor. Vanini, zaman zaman kamutanrcla dyor. Yine de iki byk talyan bilim adam, ateizmin mutucular olarak sonsuza dek insanln belleinde yaayacaklar. RNESANS DNEMNN KUKUCULUU VE DNSEL DNYA GRNE KARI SAVAIM talya'da ortaya kan ilerici dnceler, dier Avrupa lkeleri zerinde olumlu bir etki yapt. Ama ilerici dncelerin yaylmasnn ana nedeni, Fransa, Hollanda ve Almanya gibi
-225

lkelerde bu dncelerin renilmesini salayan koullarn talya'dan daha az olmaydr. an sosyo-politik hareketleri, kendi isteklerini dinsel bir kalp iinde dile getirerek, karlkl olarak birbirini yalanlayan ve kovuturan pek ok deiik mezhebi (Lutheran, Anglikan vb.) dourdu. Bununla birlikte, Protestanlk daha ortaya kar kmaz, hogrszlk ve acmaszlkta Katoliklikten geri kalmadn gsterdi. Cenevre'de 60 yl iinde 150 insan farkl dncelerinden tr yakld. Yzyllar boyunca insanlarn bilincine egemen olan grlerin yok edilmesinde ilk adm Rnesans att. Eer mutlak biimde doru saylan dncelerin doru olmad anlalmsa, bir eyin doru olduuna gvenilebilir mi? nsanlarn bilin dzeyine kardklar btn dncelerin mutlak yanl olduu anlamna gelmez mi bu? a iinde genileyen dncenin bu hareketi (diyalektik konusundaki bilgisizlik sayesinde), kanlmaz olarak dncelerin iddetle yok edilmesine gtrd. Ortaan Fideizm (nanclk)* ve dogmatizminin tarihe karmas, bilimsel materyalist dnya grnn hak ettii yeri almas iin, onun yadsma edimine yol amas gerekiyordu. Bu edimi, usulukla (rasyonalizm) sk bir ba iinde, Rnesans ann kukuculuu gerekletirir. Usuluk hibir eye inanmamaya, her eyi usla lp tartmaya ardr, yani her eye kukuyla yaklamak ve her eyi eletirmektir. Rnesans ann din kart kukuculuunun en parlak anlatmn bulduu lke, Fransa oldu. Franoise Rabelai (1494-1553), Epikr materyalizminin geni bir yer bulduu "Gargantyua i Pantagryuel" adl lmsz yaptnda, ortaan koyu gericiliine kar savamda kukuculuk silahn ok iyi kullanr. Bu yaptta ruhun lmszl ve Hristiyanln dnyasal mutluluu reddetmeye ynelik ars hicvedilir. Byk yergi ustas, saduyulu bir yaklamla, gln bir samalk olarak tanrsal ilhamla (vahiyle) alay
* Lenin, fideizmi "bilginin yerine kr inancn konulmas" olarak tanmlar, -.n. -226

eder. Rable, kr inancn usu tutsak etmesine iddetle kardr. Uir kahramannn, annesinin kulandan doduunu syleyerek, szlerine u eklemede bulunuyor: "Sizin byle garip bir olaya inanacanzdan, kuku duyuyorum. Byle bir olayn olduu konusunda siz bana inanmazsnz, ama drst, akl banda bir insan ona sylenen ve yazlan her eye inanr. Solomon'un Bilmecesi'nin XIV. blmne baknz: "Gnahsz bir insan her sylenene inanr." Aziz havari Birinci Paul'un Korintoslulara gnderdii mektuba baknz. XVIII. blm: "Merhametli bir insan her eye inanr." "O halde siz neden inanmyorsunuz? Gzle grlmeyen hibir gerek yoktur, diyorsunuz. ten de size diyorum ki, ite bu nedenle sizin kukuya yer olmayan dine inanmamanz gerekir, nk Sorbonlular, inancn "gzle grlmeyen eylerin giysisi" olduunu sylerler. Bu olay bizim dinimize, yasaya, usa ve "Kitab Mukaddes "e aykr mdr? Ben kutsal incil'de, benim sylediimle elien hibir ey bulamyorum. Ama eer tanr byle bir ey yapmak istemi olsayd, tanrnn bunu yapamayacan m syleyecektiniz? nk, diyorum size, tanr iin hibir ey olanaksz deildir ve ayet o isteseydi, btn kadnlar ocuklarn kulaklarndan doururlard." Din kart kukuculuk, B. Deperye'nin 1538'de Paris parlamentosunun kararyla yaklan kitab "Kimval mira"da, E. Dole'nin "Tsitsieronian"mda, J. Tayuro'nun "Diagologi / Diyaloglar "mda ve dier birok yaptta, daha keskin bir biimde r t a y a kar. Her halkn inanlarnn, ahlak anlaynn ve toplumsal dzeninin, o halkn yaad lkenin doa ve iklim koullarna bal olduu yolunda materyalist bir retiyi ne sren nl Fransz dn ve eylem adam Jan Voden (1530-1596), koyu gericilikle savamda nemli rol oynad. Voden'in "Beseda Semerh" adl (yazarn lmnden sonra el yazmalar geni bir alana yaylan) yaptnda Hristiyanln savunucusu, bir Ya-227

hudilik yanls, bir Mslmanlk yanls, bir nedentanrc (deist)* ve ateizme yakn bir kukucu yer alyor. Bir diyalogda, ncil'deki metinlerin karlatrlmas, bu metinlerin gven vermediini gsteriyor denilmekte, nk usla elimesi bir yana, bu metinler kendi iinde eliiktir. sa'nn tanrsall ve din adna dedii bedelle ilgili dogmalar, Boden'in gsterdii gibi, saduyuya aykr dyor. Ruhun lmszl ve lmden sonraki dl veya ceza ise, toplumsal yapy pekitirmek iin uydurulmutur. Din yandalarndan, "btn ilkelerin ve kantlarn yerine sadece bir szck kyor: nann!" Ama neye dayanarak? Tanr olduu iin, sa'nn szlerine mi dayanarak? Fakat onun tanr olduunun kantlanmas gerekiyor? Yoksa "Kutsal Kit a p ' ^ dayanarak m? Ama o da kendi kendisiyle eliiyor. Boden, inancn yerini bilginin almakta olduunu syler. Boden, var olan btn dinlerin temelsizliini ortaya koyarak, insana zg "doall" dinin doasna stn tutuyor ki, bu da, onun tarihle ilgili konularda kanlmaz olarak dar bir ereve iinde kaldn gsteriyor. Rnesans kukuculuunun en derin szcs Miel Monten (1533-1592) olmutur. "Opta / Denemeler "inde (15801588), ounluun kabul ettii grlerin basksndan kurtulma ve hibir eye inanmayp, bir otoriteye bel balamadan her eyi lp tartan, usa deer veren insanlarn rnek alnmas arsnda bulunur. Monten, insan bilincinin (ruh) tamamen onun bedenine
* Deizm (nedentanrclk) -lk olarak XVI. yzylda ngiltere'de ileri srlmtr. Kiiletirilmi ve yneticilii kabul edilmi bir tanr anlay yerine, kiilikd ve sadece ilk neden olmakla yetinen bir tanr anlayn dile getirir. Bu ilke-tanr, evreni yaratmakla iini bitirmitir ve artk evren kendi yasalaryla ilemektedir. Vahiy, ilham, peygamber, kutsal kitap, kader, kilise, papaz vb. dzmece eylerdir. John Toland nedentanrcln ncsdr. XVIII. yzyl ngiltere'sinde bir sre ayn anlamda kullanlan zgr dnce, doal din ve neden tanrclk akmlarnn felsefesel temeli Locke retiidir.- .n. -228

bal olduuna ve bedenin lmyle birlikte ruhun da kamlm a z olarak ldne ilikin ne srlen sav, ayrntl biimde kantlarla tantlad. Uyku, baylma ve dier her trl bilin yitimi, "lmn gerek ve plak yzle" bize grnmesidir. nsanlar ve onlarn "hayvan kardeleri" "doa anamzn" ocuklardr. Yaadmz maddi dnya, var olan her eyin toplamdr. br dnya diye baka bir dnya yoktur. Bu yaklamla, Lukretius'tan bol bol alnt yaparak ve onun grlerine katlarak, Platon'un idealizmini, skolastiklerin iradeciliini (volantarizm),* mistisizmi ve (insaniincilii (antroposantrizm) eletirir Monten. Ruhun lmszlyle birlikte, lmden sonraki dl veya ceza dncesi de rtlyor. lmden sonra bir dllendirme veya cezalandrmann olanakszl, eer byle bir ey olabilseydi, o zaman ok byk bir adaletsizliin yaanm olaca tantlanyor. ayet tanrda nesnelerin ilk nedenselliini (yaratm, .), yani insanlardan temelden farkl bir eyi grmek sz konusuysa, Jivor Monten, o zaman ona ne akl, ne doruluk, ne acma duygusu yklenemez. Aksi halde o bir insan olur. Bu balamda, Epikuros ile Straton'un dncesi onanm oluyor ki, bu dnceye gre doa bilinten tamamen yoksundur, isel zorunluluk sayesinde geliir ve olaylarn ak zerinde tanrlarn herhangi bir mdahalesi sz konusu olamaz. Din "yukardan" aa tanrsal yollarla deil, "aadan" yukar insanlar araclyla kk salp yerleir. Dinleri tanrlar deil, insanlar kuruyor. "Din, halka kstek vurmak ve onu boyunduruk altnda tutmak iin yaratlm, insanlarn kendi uydurmasndan baka bir ey deildir." Dinin bir yarar var mdr? Ahlaksz emelleri gerekletirmek amacyla uydurulan dinler, kukusuz, insan toplumlarna zarar veriyor. Peki, ya iyi amalarla kurulan dinler (Monten, Hristiyanl bu dinlerden sayyor)? Bu iyi dinler insanlar daha m iyi
* Volantarizm (istenilik, iradecilik) stenci nesnel temelinden kopararak her eyin temel belirleyeni sayan, doa ve toplum yasalarnn karsna koyan bilirnd, idealist bir anlay, (.n.) -229

yapyor? Bu dinler insanlar mutlu klyor mu? Doaya aykr olarak yaamn sevinlerinden vazgemek, Hristiyanlk da dahil btn dinlerin bir kouludur, bu da insanlar mutsuz klyor. nsanlar zorla dine, zellikle de Hristiyanla iten farkl dncedeki insanlarn eliyle gerekletirilen gaddarlklar, zulmler dier insanlara byk aclar yaatmaktadr. Hristiyanlk, kendi tarihi boyunca korkun bir hogrszlk yaratm, bilime soluk aldrmam ve kltrel deerleri yok etmitir. Monten'in asl amac, fideizmle savamaktr. Kitaplar deil, nesneleri inceleyen, deneye ve usa dayanan bir bilim uruna savam vererek, byle bir bilimin olanaklarnn snrszln aka dile getirdi Monten: "Bir ada bilinmeyen olarak kalan bir ey, sonraki ada aydnlanm olacaktr... Bu nedenle ne aratrmaincelemenin zorluu, ne de gcmn yetersizlii umutsuzlua drmemeli beni, nk bu sadece benim zayflmdr", yoksa genel olarak insan usunun zayfl deildir. DN KARITI BULULAR VE HAREKETLER Bu an ilerici dncelerinin yer ald yaptlar iin karakteristik olan nokta, bu yaptlarda en cesur (din kart, .) dncelerin yannda, dinsel itenliin onayland ifadelerin de yer bulmasdr. Bu yaptlarn sayfalarnda, koyu gericilie kar mcadele veren savalarn yakld atein i karartc yanss vardr. Gnmzn gericileri, zgr dnceli insanlarn drst sylemlerini rnek gstererek, bu dn adamlarnn Hristiyanla ihanet ettiklerini, Rnesans anda din kart dncelerin hibir yaygnlk kazanamadn ne sryorlar. XVI. yzylda Avrupa'da ne kadar ok Epikrcnn, deistin, ateistin ortaya ktna, zellikle bu ada "zgr dnceli", "deist", "ateist" gibi szcklerin ilk kez kullanlmaya baladna ilikin ada dn adamlarnn ortaya koyduu pek ok kant, gericilerin bu savn rtmektedir. Hristiyanl ve dier btn dinleri aka reddeden yapt-230

larn Rnesans anda geni lde yaylmas gerei, deizm ateizmin sz konusu ada olanakszlna ilikin gr r t m e k t e d i r . Bu yaptlar basl veya elyazmas biiminde elden ele dolat (XVI, XVII ve XVIII. yzyllarda bu yaptlardan birini bulundurmann, bulunduran kiinin yaamna mal olabilme olaslna karn) ve gnmze dek ulatlar.
ve

1573 ylnda yaymlanan "Balajenstvo hristian, ili bi veri / Hristiyanlarn Mutluluu Ya da Din Kams" byle bir kitaptr. Bu kitabn yazar Joffrua Balle, 1574 ylnda Paris'te kitabyla birlikte yakld. Kitabn temel dncesi, dinin yadsnmas ve onun yerine bilimi yerletirmeye ardr, insann bilgisi arttka, inanc daha ok azalr ve dinin yerini onunla badamaz olan bilim alr. Diyelim ki "kendisine byk bir bor dediiniz birisi, borcunuzu ikinci kez demenizi istiyor sizden. Bu kiiye, elimizi vicdanmza koyarak, u yantlardan hangisini vermek isteriz: "Ben borcumu dediime inanyorum" mu, yoksa "Ben borcumu dediimi biliyorum" mu? Dncem o ki, byle bir durumda "ben biliyorum" demeyi reddedip "ben inanyorum" diyen bir dindar yoktur. Balle, Katoliklii, cilii, genel olarak Hristiyanl reddeder, iik Hristiyanla inananlarn inanc "korkudandr." Balle, hiitn dinleri bununla suluyor. Btn dinler sadece dzmece deil, ayn zamanda zararldr da. Bir insan, "btn dinlerin yol at cehennem ile ahlak bozukluunun, irenliklerin ve ktlklerin bilincine varmal" ve bunlardan kanmaldr. Paduallarn "ifte gerek" ilkesini reddederek, yle der Balle: "Bilgilerimizden doan bir dnce vardr, bir de cehaletimizden yararlanarak din, endie veya bize telkin edilen tanr korkusu yoluyla iimize yerletirilen baka bir dnce vardr... nan bilgi yetersizliidir, nk bilginin olduu yerde inan lmtr, orada yaayamaz." insann ahlak ve mutluluu da, Balle'nin szleriyle syleyecek olursak, sadece bilgiye ve usa baldr. Gerekten, Balle, bilgiyle donanarak, bilince dayanan bir
-231

tanr anlayna varacamz sanyor. Din kart dncenin birok temsilcisi, iki yzyl sonra bile XVI. yzyln bu dar kafalln yenemedi. Balle, yukarda sz edilen kitabnda olduu gibi, btn dinleri reddettii "O tryoh obmanikah" adl imzasz tezinde de dncelerini maskeleme yoluna gitmiyor. Onun gnmze ulaan en erken dnem yapt 1598 tarihini tayor, ancak adalarnn tanklna gre, onun baslan ilk yaptlar yaad yzyln birinci yarsnda ok geni bir okur kitlesine yaylmtr. Musa ve Muhammed'in tanryla ilikileri hakknda anlatlanlar eer yalansa, Isa hakknda sylenenlerin de ayn ekilde yalan olmas, Balle'nin bilimsel yaptnn ana dncesidir. Hristiyanlar, incil'in tanrdan gelen vahiyleri ierdiine inanyorlar. Ayn eyi inliler kendi eski kitaplar iin, Hintliler Veda'lar iin, Mslmanlar Kuran iin sylyorlar. Hangi dine inanmal yleyse? Bilindii zre, her din tekini yalan olmakla suluyor. Peki imdi ne yapacaz? Ya hepsine inanacaz, ki bu gln bir ey olur, ya da hibirine inanmayacaz, kukusuz dorusu da bu..." Musa, putataparlarm yalann aa vurdu, Isa Yahudilerin, Muhammed de hem Musa'nn (Yahudilerin), hem isa'nn (Hristiyanlarn). "Bundan kan sonu u ki, her yeni din kurucusunun bir hile iinde olduundan nceden kukulanmak gerekiyor." Tanrlarn varln kantlama ynnde ne srlen savlar, Balle'nin yaptnda adm adm rtlyor. Yeryznde yaayan insanlar tanrnn varln gerektii ekilde gstermektedirler sav, bunlardan biridir. Yazar bu sava yant olarak, sadece 'kendi yaknlarnn dncesi ile okuduu drt kitapktan edindii dnceyi btn insanlarn dncesiyle zdeletirenler, byle sylyorlar' karln vermekte, "italya'ya, Hristiyanln merkezine gidin ve orada zgr dncelileri, bir de ateistleri saymay deneyin diyorum. Ondan sonra, btn insanln, tanrnn var olduu ve ona tapnmak gerektii y-232

nndeki tanklnn kabul edilebilir olduunu syleme cesaretini gsterebilecek misiniz, bakalm?" Din savunucularnn ne srdkleri dier bir sav yle: 'Ama evren, kendi yaratcsnn ynetimine bal deil midir?" Yazar, buna u karl veriyor yaptnda: "Olabilir, ama mutlak deildir." Var olan her eyin doa d bir gcn mdahalesi olmakszn gerekleme olasl daha yksek. Byle bir aklama, doaya dayanan bir aklamadr. ayet tanrnn varl kabul edilse bile, niin ona tapnmak gerekiyor? Halkn emeiyle geinen asalaklar, ortaya klaryla birlikte dinler uydurmak zorunda kaldlar: "...Agzl tembeller, sradan insan akl iin eski psk, karmak ve karanlk eyler uydurdular... Oh, senin acl emeinin meyveleri bu bycler iin ne tatl lokmalardr!" "Ynetimin dizginlerini elinde tutan bu tanrlar, halkn saflndan yararlanarak tefeci payn skp alyorlar, nk bu yalan aa vurmak iin ok bilgi ve ok zaman gerekli, oysa "sradan namuslu insanlarn, obanlarn ve kyllerin ne bo zamanlan, ne de bilgileri var." Bu din kart grlerde yer alan toplumsal nedenler, 1524-1525 yllar arasnda Almanya'daki kyl ve yoksul kentlilerin devrimci eyleminin ncs olan Thomas Mnzer' in (yaklak 1490-1525), "panteizmi Hristiyanlk biiminde, hatta yer yer ateizmle ilikilendirerek vaaz ettii" * felsefesinin dayand toplumsal nedenlerle ayndr. Bu ada koyu gericiliin kalesi olan spanya bile, yeni dncelerin etkisine kaplarn amaya alr. Burada, mistisizm ile teolojiyi hedef alan ve bilimin gcnn snrsz olduu eklindeki yaygn grn arln duyurduu bir retiyle X. L. Vives (1492-1540) ne kar. Doa olaylarn aklarken bu olaylarn meydana geliini tanrya dayandrmann ve tansklarn reddedildii, bilincin bedene bal oluunun her ynyle tantland ve ruhun lmszlnn yadsnd, Huan Uarte'nin "ssledovaniye sposobnostey k naukam" adl yapt yaK. Marks - F.Engels, Top.Y., c. 7, s. 370.

-233

ymland 1575 ylnda. Dier bir sekin spanyol bilim adam Miel Servet (yaklak 1510-1553) daha da ileri gider. "Vosstanovleniye hristianstvo" (1553) adl yaptnda btn dinleri yadsr ve tanrnn ne ruh, ne de akl olup, her ey, yani doann kendisi olduunu syler. Servet, Cenevre'ye kaarak onu ldrmeye alan Katolik gericilerden kurtulurken, Protestanlarn penesine dt: Calvin, onu kitabyla birlikte atee gnderdi. Bylece, gzden geirilen ortaada din kart dncelerin yaylmas, su gtrmez bir gerek olmutur. Ancak, bu, Rnesans dneminin ilerici insanlarnn yaptlarnda karlalan btn kr inanlara, sadece dile getirilen dnceleri bunlarla maskelemek amacyla o yaptlarda yer verildii anlamma gelmez. Bu dn adamlarnn dnya grleri, gerektiinde birbiriyle eliiyordu. "Onlarn, yzyllar boyunca kutsal saylan eyleri dncenin barndan ekip koparmalar zor oldu" (Herzen). XVII. YZYILDA ZGR DNVE VE ATEZM elime, eklektizme varacak derecede sistematiklikten uzaklk ve olumsuz, ykc elerin olumlu eler zerindeki stnl, XVI. yzyl ile XVII. yzyln balarndaki din kart dnceler iin ayrt edici niteliklerdir. XVII. yzylda, temel ierii dncelerin olumlu bir tarzda gelitirilmesi olan, ksmen erken, ksmen de ilk kez ortaya konan, ayrntl incelenmi, derli toplu felsefi sistemler dodu. Bu retiler Descartes, Gassendi, Spinoza, Hobbes, Locke gibi filozoflarn retileridir. Ykc e ikinci planda kalsa da, burada son derece nemli bir rol oynar. Bu rol zellikle Rene Descartes (1596-1650) ve Pierre Gassendi'ye (1592-1655) aittir. Bu filozoflarn felsefenin baz temel sorunlarna yaklamlarnn elikili olmasna karn, her ikisi de dogmatizme ve fideizme kar karlar, her ikisi de otoritelere ve herkese kabul edilen grlere klece boyun eie son verilmesi ve hibir eye inanlmamas arsnda bulunurlar. Bu iki filozof da skolastie gl darbeler indi-234

rirler. ikisi de agnostisizme (bilinemezcilik) kar ksalar da, kukuculua kukuyla bakmalarnn onlar iin hareket noktas ilevi grmesi, karakteristiktir. Ne biri, ne de dieri kendi ncellerinin din kart tutumlarna katlmam olsalar da, onlarn retileri sadece genel olarak ortaan dnya grlerine kar verilen savama deil, her eyden nce dine kar verilen savama byk katk salad. Gassendi'nin Libertenler (zgr dnceliler) denilen ok saydaki yanda, hibir zaman onun dindarlna katlmadlar. Yetenekli yazarlar F. Lamot-Levaye, . Saint-Evermont, B. Fontenelle, Feofil de Viyo, S. Sirano de Berjerak ve byk Molier, Monten'in kukuculuuna ve Gassendi'nin Epikrclne dayanarak ve koyu gericiler iin eriilmez olan nkteli biimler bularak, ateist dnceler bile ne srdler. Kartezyanizme* gelince, zayf ynlerine ve idealistler ile Hristiyanlk savunucular tarafndan kullanlmasna karn, hem gerici kamp, hem de ilerici dn adamlar, Descartes'in dncelerinin olduka ilerici bir nem tadn ayn zamanda deerlendirdiler. Descartes'in ilk yaptnn gn yzne kndan alt yl sonra btn kitaplar hakknda yaklma karar verilmesi ve dncelerinin de propagandasnn yasaklanmas bouna deildir. BENEDKT SPNOZA'NIN ATEZM XVII. yzyln sekin materyalisti Benedikt (Baruh) Spinoza (1630-1677), ateist dncenin yzyllar boyunca en byk temsilcisi oldu. Spinoza, Descartes'in dalizmini (ikicilik) reddederek, hem bir lye hem dnme yetisine sahip olan tz kabul eder sadece. Var olan bu biricik tz, Spinoza'nn tanr diye de niteledii doadr. Ne usa, ne duygulara ve ne de bir iradeye sahiptir bu tanr: Spinoza'nn (dnce, .) sistemi iinde
* Kartezyanizm- Fransiz dnr Rene Descartes'in felsefesinin addr. Descartes'in ad Latincede Renatus Cartesius Latincede (Renatus Kartezys) olarak sylenir ve yazlrd. Kartezyanizm deyimi buradan tremitir, -.n.

-235

dile gelen bu kamutanrc biim, Marks'n belirttii gibi, tad ateist zden farkldr. Spinoza, teolojiyle din arasndaki sk ba grdkten sonra, gerekliin teleolojik ynden kavranmasn hakl olarak reddeder. Filozof Spinoza, doast olaylara inanmayarak, teolojinin yerine nedensellii ve ne olursa olsun rastlantya olanak tanmayan deimez zorunluluu koyar. "Bogoslovsko-politieskiy traktat" adl yaptnda, Spinoza, incil'in bilimsel eletirisini ilk balatan dn adam olarak ortaya kyor. Bu yaptta Spinoza'nm zgn materyalizmi -usuluu- kendini gsteriyor. Din konusunda herkesin "dncesini zgrce syleme hakkna ve yetkisine" sahip olduu noktasndan hareketle, Spinoza, incil yorumlanrken "maddeler toplam olan doal dnyann", yani akim dnda hibir kuraln olmamas gerektiini var sayar, incil'i titizlikle inceleyerek, pek ok eliki ve samal inandrc bir ekilde ortaya koyar, incil metinlerini dolduran tansklarn yalan olduunu gsterir: "Geree aykr, yani doast bir eyin olmas, tam bir samalktr." Bylece, incil'in sadece tanrsallk deil, en basit ekliyle bir ussallk tad bile sz konusu edilemez. Bu kitabn zihinlere kaznm bir vahiy sanlan kutsal halesi, bu ekilde alt st edildi. Spinoza, incil metinlerinin titiz bir zmlemesine dayanarak bu almay yapan ilk filozoftur. Btn dinler, diye yazyor Spinoza, her insann kendi zgr dnme yetisini kullanmasn ve gerei yalandan ayrmasn btnyle engelledikleri iin, insanlar akll varlklar olmaktan karp hayvana dntren ve deta akim n tamamen sndrmek amacyla bilerek uydurulmu kr inanlardr. Dinin kkeni tanrsal deil dnyasal, yani toplumsaldr. Spinoza, ezilenlerin bilincinde dinin, "korkak ve bezgin ruhun kuruntular ve sayklamas" olduunu syleyerek, kitlelerdeki dinselliin en nemli toplumsal kaynaklarndan birini kavramaya yaklar. Ne var ki, Spinoza'nm ateizmi tutarszdr. Bu, btn felse-236

fi sisteminde yer alan teolojik yazlardan ok, "itaat ve dindarlk" iin halka "tanry nasl duyumsayacan" ve ahlakn en nemli isterlerinden ibaret olan dogmalarn alanmasn zor u n l u klan dinin gerekliliine ilikin retide kendini gsteriyor. Bu noktada burjuva filozofun snfsal dar kafall kyor ortaya. PERRE BAYLE'NN VCDAN VE DNCE ZGRL SAVAI Pierre Bayie (1647-1706) yaamm, Hristiyanln hunharla arda bulunan deiik dedikodularn yaymakla kalmayp, bunlara teorik dayanaklar da yaratan ateli savunucularnn hogrszlyle savaa adad. Bayle'nin, yukarda ele alman XVII. yzyl filozoflarndan farkl olarak, ykc bir ereinin olmas ona bir stnlk salyor, ancak belli olumlu grleri bulunmasna karn, bir sistem yaratamad. Descartes ve Spinoza'dan sonra, Bayie, "temyiz hakk bulunmakszn, son merci olarak her konuda karar vermemiz istenen yksek mahkemenin akl olduunu" kabul eder. Gerek dinde, gerekse ahlakta son sz akl syler: "Her trl dnce, ya "Kutsal kitap"ta bulunan bir dnce olarak, ya da eer doann ak, net bir ekilde kavranyla rtlyorsa, daha baka bir yanllk olarak ne srlyor, zellikle ahlak konusunda." Bayie, bilincin bedene bal olduu konusunda sz edilen deneyime uygun olarak, ruhun maddeselliini kabul eder. Kald ki insann madde olmayan bir ruhu bulunduu, hayvanlarn bu ruhtan yoksun olduklar eklindeki dinsel grn, hayvanlar dnce ve kendiliinden duygulardan yoksun grmesi samadr, nk insanlarla hayvanlarn psiik durumlar genelde zdetir. Ruhun maddeselliinin kabulyle birlikte de, onun lmsz olamayaca anlalyor. Bayie, tanrnn varlna ilikin ne srlen kantlar ve tanr hikmeti konusundaki retiyi rtr. Ama en byk cokuyu, din kart ahlak anlayn delillerle ortaya koyarken gsterir; din insanlar ahlakl klarken, ateizm ahlaksz yapyor
-237

eklindeki sav yerle bir eder. Bu sav her eyden nce, dindar Hristiyanlarn iledii saysz ar sularla rtlmektedir. Ateistlerin ahlak ynnden dindarlardan aa deil, aksine ok stn olduklar, yksek ahlak timsali tanrtanmazlar olarak gsterilen Epikuros, Stilpon, Diagor, Vanini, Spinoza, Bayie gibi dn adamlar tarafndan tantlanyor. Bayie, bylece, Marks'm belirttii gibi, "pek yaknda gereklemeye balayacak olan ateist toplumun ortaya kn mutulad." Bayle'nin kukuculuu, Monten'in kukuculuu gibi elikilidir. Onun usuluu, "us sadece ykma... kuku uyandrma yeteneine sahiptir" sylemiyle rtyor. Dinin yerine koyduu ahlak, genel olarak pek ok dncesinde olduu gibi, Bayle'ye teolojinin damgasn basyor. Fakat Bayle'nin kukuculuunda net olarak ne kan temel e, onun din kart ynelimidir,

B U R J U V A DEVRM DNEMNDE
NGLTERE'DE ZGR DNCE XVI. yzyln sonundaki Hollanda devrimi ile XVII. yzyln ortalarndaki ingiltere devrimi yeni bir dnemin balangcnn, kapitalizm ama giriin iareti oldular. Burjuvazi ilk kez bamsz bir snf olarak tarih sahnesine kt ve kendi karlarn, ereklerini aka dile getirdi. Feodal retim biiminin yerini, daha ileri ekonomik ilikilere dayanan bir toplumsal yap ald. Burjuva sistemin oluumu toplumun ruhsal yaamnda yansmasn buldu ve keskin ideolojik bir savam beraberinde getirdi. Burjuvazinin temsilcileri feodalizm dneminin egemen gr ve geleneklerine, ortaan skolastik dncesine, dinsel gericilie ve banazla kar sava atlar. Onlar eskimi alklar (det), ahlak anlayn ve kurumlar kararllkla eletirdiler, kilisenin ruhani diktatrlne kar ktlar, dinsel hogr ve zgr dncenin gerekliliini aka dillendirdiler. Kapitalist gelime yoluna giren ilk lkelerden biri ingiltere
-238

oldu. Doan ngiliz burjuvazisinin ideologlar doay kavramann bilimsel ynteminin temelini attlar, materyalist felsefenin geliimine, dinsel dnya grnn eletirisine byk katkda bulundular. Francis Bacon (1561-1626), bilimsel bilginin gcn aka dile getiren, skolastik dogma ve otoritelere meydan okuyan bir dn adam olarak tarihe geti. Doann kavranmas ve insann egemenliine boyun emesi, Bacon'a gre, bilimin ana erei ve grevidir. Bilimin canlanmasnn ve doay kavramak iin yeni bir yntem bulmann Bacon tarafndan ortaya konan amac, zorunlu olarak dinsel inantan kopua, akln inan karsndaki stnlnn pekimesine gtrd insan. Ve Bacon'un retisi, Marks'm szleriyle syleyecek olursak, iinde bolca "teolojik tutarszlklar" barndrmasna karn, zgr dncenin geliimine nesnel olarak yardmc oldu, din eletirisine hizmet etti. nsan aklna zincir vuran, bilimin yaylmasn engelleyen kr inanlarn Bacon tarafndan aa karlmas, ilerici bir nem tar. Bacon, otoritelere kr krne inanc, mrn tketmi geleneklere klece uymay, bu tr kr inanlardan, ya da kendi terminolojisine gre "putlar"dan sayar. Bacon, gerek ateizmden uzakt ve dinsel dnya gryle ciddi uzlamalara izin veriyordu. rnein, tanrnn, akll bir ruhun ve tanrsal esinin (vahiy) varln kabul ediyordu. Bacon'un katld ifte gerek retisi ve ayn ekilde szde birbirini tamamlayan doa felsefesiyle dini sentezleme abas, uzlatrc bir nitelik tayordu. Ancak Bacon'un zgr dncesinin tarihsel nemi, bu teolojik tutarszlklarla deil, onun felsefi materyalizmiyle, deneysel bilimin savunusu ve kantlaryla, insan usunun onaylanmasyla ortaya kyor. Bacon'un dinsel-skolastik ideolojiye kar balatt savam, XVII. yzyln sekin ngiliz materyalist filozofu Thomas Hobbes (1588-1679) srdrd. Hobbes'in ateizmi, ncelikle dinin douu konusunda kendini gsteriyor. Hobbes, dinin douunun tanrsal bir temele dayandrlmasn kesin biimde reddeder
-239

ve "dinin doal tohumunun" insann kendisinde olduunu, insan doasnn kendine zg nitelii iinde kk saldn tantlar. "Leviafan, ili Materiya, forma i vlast gosudarstva tserkovnovo i grajdanskovo" (1651) adl yaptnda Hobbes, dinin ortaya kna hizmet eden u koullara dikkat eker: Birincisi, "gzlemlenen olaylarn nedenlerini renmek" ynnde insana zg eilim; ikincisi, "eylerin balangcn" kavrama istei; ncs, "nesnelerin nedenlerinin gerekliine kanaat getirmede" insanlarn acizlii veya yeteneksizlii (nk bu nedenlerin byk bir ksm giz olmay srdryor); drdncs, nedenlerin bilinmemesinden kaynakl, gelecee ilikin korku ve endie. Hobbes, 'tanrlar korku yaratt' savnn tad doruluun altm izer. Fakat Hobbes'e gre, insanlarn ne olduunu bilmedikleri her ey karsnda duyduklar korku, sadece putataparl veya ok tanrl dinleri douruyor. nsanlar, bir tek tanrnn olduu dncesine ise, esas olarak her eyin asl nedenini kavrama, varoluun ilk nedenini (yaratcsn, .) saptama ynndeki eilimlerinin etkisi altnda varyorlar. Hobbes, ncil metinlerinin kutsallna ynelik kukuyu dile getirme cesareti gsteren ilk burjuva ateistlerinden biriydi. O, ncil'in deiik zamanlarda ve deiik insanlar tarafndan yazlm olduunu tantlad, Eski ve Yeni Ahit'in (Tevrat ve ncil) her szcne gz kapal inananlar hicvetti. ncil' e ynelik bu gibi grler, "Kutsal Kitap"n tanrsal bir ierik tadnn itirazsz kabul edilmesini isteyen, onun gereklii konusunda her trl kukuyu mahkm eden resmi din anlayyla keskin bir eliki iindedir. Hobbes'in yaptlar, bir yandan Katolik, dier yndan Anglikan kilisesi tarafndan lanetlendi. ngiliz zgr dncesinin bundan sonraki geliimi John Locke (1632-1704) adyla balantldr. Locke, felsefi dnceleri asndan materyalistti. Balca yapt "Opt o eloveeskom razume"de sensualist alg teorisini (nesnel duyumculuk) ayrntl bir tarzda inceledi, her trl insan bilgisinin duyular-240

dan doduuna ilikin sav, deliller gstererek her ynyle tan t l a d . Ama ngiliz filozof, materyalizmden ayrlp, kendisinin dini hedef alan grlerinde yanstlamayan idealizm ve ikicilie (dalizm) kaymay olanakl gryor. Locke' un din konusundaki uzlatrc, btnlkten yoksun tutumu, kendini bir y a n d a n dinsel Ortodokslua ve kilise dogmaclarna kar k n d a gsterirken, dier yandan tanrnn varln kantlamaya almasnda, hareketin ve bilincin kaynan tanrda grmesinde, "Hristiyanln akla uygunluunu" savunmasnda, ateistlere saldrmasnda gsteriyor. Locke, doutan dnceler teorisinin eletirisini tanr, tanr klt vb. konulara ilikin dncelere dek genileterek, bu dncelerin de doutan olmadn, yaam sreci iinde insanlar tarafndan dier dncelerle ayn koullar altnda elde edildikleri sonucuna ulat. ayet tanr dncesi doutan bir dnce deilse, yleyse kendine ait bu tanr dncesini nerden ald? Locke, bir deist (nedentanrc) olarak, yani tanry kiilikd, evrenin ve insann akla uygun ilk nedeni (yaratcs, .) sayarak, tanr hakkndaki anlayn "nesnelerin nedenini ve yapsn aratrp incelemeye" ynelik "ayrntl bir dnme edimiyle elde edildiini" kabul eder. Ancak "tanr hakkndaki en doru ve en iyi dnceler", ona gre, sadece biraz akl olan ve erdem sahibi insanlarn ulaabilecei dncelerdir. Oysa insanlarn byk ounluu, kuaktan kuaa geen kr inanlarn tutsa durumundadr. Tanrnn bir kiilii olduu, onun doal srecin akna ve toplumsal yaama kart eklindeki dncelerin Locke tarafndan yadsnmas, onun yaad zaman asndan ilerici bir nitelik tayordu. Dinin stnlne ilikin ilahiyat teorilere karlk olarak, Locke, dinle ilgili sorunlarda insan usunu yksek yarg ilan etmiti. Locke, Eski ve Yeni Ahit'in (Tevrat ve ncil) ieriinin ussal bir zmlemesini yaparak, kutsal kitaplardaki dogmalarn gerekliinin kukulu oluunu gzler nne serdi.
-241

Buna kout olarak, Locke, dinsel banazla kararllkla kar kt, dinsel hogr iin mcadele verdi. "Pismo o veroterpimost" adl yaptnda, her insann dini konularda zgr olduunu, sadece kendi vicdanna gre davranmas gerektiini gsterdi. Bu nedenle devlet, kendi uyruundaki insanlara din seimi ve dinsel grleri benimseme konusunda tam bir zgrlk tanmak zorundadr. Bununla birlikte, dinsel hogr ve vicdan zgrl ynndeki isterlerinde bir istisnaya izin veriyor Locke. Bu istisna ateistlerle ilgili. "Tanrnn varln yadsyan kimselerin", ona gre, "dinsel hogr ayrcal isteme haklar olamaz." ne srd gereke de u: Ateizm, ahlak ve hukuk dzeniyle badamazm ve toplum iin bir tehlikeymi. Locke'un zgr dnce anlay, erevesinin darlna karn, din ve kilise eletirisinin gelimesinde nemli bir rol oynad. XIII. YZYIL NGLZ DNRLERN DEZM VE ATEZM XVII. yzyln sonu ile XVIII. yzyln balar arasnda ingiliz zgr dncesinin en sekin dn adamlar John Toland (1670-1722) ile Antoni Kollinz (1676-1729)'di. Locke'un rencisi ve izleyicisi olan bu iki dnr, onun materyalizmini gelitirdiler, yeni felsefi dncelerle zenginletirdiler, bununla birlikte de onun teolojik snrlln atlar. J. Toland "Hristianstvo bez tayn (Christianity not musterious) / Gizemsiz Hristiyanlk" (1696) adl yaptnda, usun kr inanca kar savunusunda yrekli bir k yapt. Eer us iin eriilmez veya ona aykrysa, hibir din kabul edilemez. Toland, Hristiyan din adamlarn, Hristiyan dininin tad gerek dnsel z baka trl gsterdikleri, onu bir giz perdesiyle rttkleri, ona mistik bir nitelik verdikleri iin sular. Dinsel dnya grnn eletirisinde Toland'n felsefi materyalizmi, zellikle de kantlaryla ne srd madde ile hareketin birbirinden ayrlmazlna ilkin dncesi, onun k noktas oldu. Toland'n "Serena'ya Mektuplar" (1704) adl
-242

yaptnda dile getirdii hareketin maddeye zg bir zellik olduu konusundaki tezi, ilk harekete geirici tanrsal g d n c e s i n e , maddeye zg hareketin, yaamn ve bilincin kaynann tanr olduu ynndeki nedentanrc (deist) dncelere kar ynelttii keskin bir eletiri oldu. Din eletirisi Toland'n btn yaptlarnda yer bulur. rnein, "Serena'ya Mektuplar"da, ruhun lmszlyle balantl kr inanlar aa vurur, putataparln, tanrlara tapnmann, dinsel trenlerin kkenlerini ortaya koyar. 1720 ylnda Toland'n "Tetradim" ve "Panteistikon" adl son iki yapt gn na kar. "Tetradim" birbirinden bamsz drt makaleden oluur. Makalelerden biri, dinsel banazla kurban edilen, eski alarda yaam nl kadn dnr pati'ye ayrlm. Toland, papazlar, her zaman ruhsal zgrln katilleri olarak ne ktklar, dinsel hogrszlk ve banazl krkledikleri iin sular. "Panteistikon", derinlii olan zgn felsefi bir yapttr. Bu vaptta evrenin ncesiz ve sonraszl, madde oluu ve maddenin hareketinin ok eitlilii, doadaki btn nesnelerin srekli birbirini etkiledii ve aralksz deitii savlar ne srlmekte. Bununla birlikte, Toland, btn dinleri reddeder, btn insanlara "nasl istiyorlarsa o ekilde dnmelerine ve ne dndklerini aklamalarna izin verilmesini" ister. J. Toland, tarihe "zgr dnceliler" (ngiltere'de en kararl ve uzlamaz din kartlarna byle deniyordu) hareketinin ideolojik temelini atan dnr olarak girdi. lk "zgr dnceli dnrlerden" biri, Toland'la ayn dnceyi paylaan ve onun mcadele arkada olan A. Kollinz'di. 1713 ylnda Kollinz'in sadece ngiltere'de deil, dier lkelerde de geni bir n kazanan "Rassujdeniye o svobodomslii / zgr Dnce zerine" adl yapt yaymland. Bu yapt Kollinz'e, ateli bir zgr dnceci, sk bir din ve klt eletirmeni n kazandrd. Kollinz, Hristiyanln ve dier "olumlu" dinlerin temel ta olan tanrsal esin retisinin, zgr bir dnceyle ele alnma-243

sn istiyordu. Kollinz'e gre, tanrnn doas ve sfatlar sorunu gibi, btn dinlerin temel sorunlarnnn eletirel bir zmlemesinin yaplmas zorunluydu. Bu ngiliz zgr dncecisi, din savunucularnn tanrnn doas veya varlna ilikin dncelerinin saduyuya ne denli aykr dtn, tanrnn sfatlarn belirtme konusunda ilahiyatlarn ne lde birbirlerinden ayrldklarn inandrc biimde ortaya koyuyor. Kilise yandalar arasnda, tanr bedensel bir varlk mdr, deil midir, insan gibi iddetli sinir krizleri (fke, kin vb.) geirir mi, geirmez mi, bilgelik, irade, iyi kalplilik, acma duygusu, kutsallk vb. vasflar ona atfedilebilir mi, edilemez mi gibi sorunlar konusunda, bir dnce birlii sz konusu deildir. Kollinz, Hristiyanln temellerini kar konulmaz bir eletiri ateine tutuyor. Trinite ( aziz: Baba-Oul-Kutsal ruh), lenlerin dirilecei, lmden sonraki (ahret) ceza veya dl, insann alnyazgsnn tanr tarafndan nceden belirlenii, Adem ile Havva'nn iledikleri byk gnah, bedel deme vb. konularn oluturduu Hristiyanlk retisinin isel elikilerini ve temelsizliini madde madde ortaya koyuyor. Kollins, din eletirisini genel olarak deist bir tutumla yapyor. Filozof, "ncesiz ve sonrasz bir varln" var olduu noktasndan hareket ediyor, tanrnn varlnn yadsnmasn "doal olmayan ve sama bir dnce" sayyor. Gerekte, bu dnceyle o, "ateist dnce dizgesi"ni kabul etmemi oluyor ve dahas tanrszlara kar baz saldrlara olanak yaratyor. Fakat Kollinz, yine de aka, "zgr dncenin ateistlerin saysnn armasna olanak yaratmas, zgr dncenin snrlanmas yoluyla kr inan sahibi ve banaz insanlarn saysnn artmasndan daha iyidir" der. David Hume (1711-1776) gibi zgn bir din eletirmeninden sz etmezsek, XVIII. yzyl ngiliz zgr dncesi eksik belirtilmi olur. Felsefede bilinemezciliin (agnostisizm) bu parlak temsilcisi, kukuculuunu tanry kavrama noktasna kadar geniletti, Hristiyan retinin geree uygunluuna
-244

ku-kuyla yaklat, dinsel kr inanlar eletiri konusu yapt, di,lt-rkilie (klerikalizm) kar sava at. Hume, dinin douuna k tutmay, onun ortaya kna zemin yaratan nedenleri bulup ortaya karmay, dinsel inanlarn tarihsel geliim srelerini betimlemeyi ama edindi. Hume'un szleriyle, insanln ilk ve en eski dini oktanrllk (politeizm), ya da putataparlkt. oktanrllk, Hume gre, doan btn gerek nedenler konusunda tam bir bilgisizlik iinde bulunan cahil insann, bu nedenlere "duygu ve us" vermesinden domaktadr. Doa olaylarnn ok eitlilii, toplumsal yaamn karmak ve eliiklii, doa yasalarna uygun olarak oktanrll kabule gtrd insan. oktanrllktan trktanrlla gei, Hume gre, dinsel dncelerin uzun ve ar ileyen bir srecidir. Bu srecin temelinde zel bir sayg ve tapnmann konusu (sje) olan herhangi bir tanrnn yceltilm e s i yatar. Hume, herhangi bir tanrnn yceltilmesi ile yeryzndeki efendilerin kendilerine baml olanlar zerinde yceltilmesini, iktidar koltuundaki snrsz erk sahibi egemenlerin saray dalkavuklarnca tanrlatrlmasn karlatrr. Hume, Hristiyan ilahiyatnn bir elikiler ve samalklar yuma olduunu, onun en anlalmaz safsatalara dayandn, cehalet ve belirsizlik peinde olduunu belirtir. Btn tarihsel dinleri yadsrken, dinsel dogmalara ve kilise retisine iaret ederken, "akla uygun kimi nedenlere ya da akll yaratcya ilikin dnceyi" bir kenara atmaz ama. Hume. doadaki nesnelerin artc dzeyde akla uygunluunun, doal srelerin doru ve tekdzeliinin insan bu dnceye grrdn kabul ediyor. Bylece, filozof Hume, dier deistler gibi, "evren herhangi bir tanrsal varln, btn nesnelerin ilk nedeninin (yaratc, .) eseridir" eklinde bir sonuca varyor. Hume'un anlaynn geleneksel deist anlaylardan fark, deistlerin dinsel bilincin ilk biimi (sonradan yaplan eklentilerle tahrif edilmi) olarak deil, bu bilincin son rn olarak yaydklar doal bir dinden sz etmesidir. nsan usunun ilkele-245

rine uygun olarak "yce akln" (tanr, .) varlna inan, Hume'e gre, evrene ilikin felsefi kavray ve teoriyle birlemitir. Ama kendi kukuculuuna baldr, bu noktada doann kavranlamazln ve tanrsal bir varlktan sz etme niyetini dile getirir. JEAN MESLER(MELYE)'NN MLTAN ATEZM VE TOPK SOSYALZM ingiltere'de doan zgr dnce, dier lkelerdeki ateizm dncesinin geliimine nemli bir etkide bulundu. zellikle Fransz Aydnlanma dncesi zerindeki etkisi byk oldu. ilerici Fransz dnrler, Man'n te yakasnda balayan din eletirisini derinletirip srdrerek onu tam anlamyla tanr inancn yadsmaya, dorudan ateizme kadar gtrdler. Ansiklopedicilerin -Diderot ve Lamartin, Baron d'Holbach ve Helvetius- ortaya kmasndan ok daha nce Jean Meslier (1664-1729)'in "Zaveaniye / Vasiyet"i (el yazmas olarak) Fransa' da yayld. Topluma ancak yazarnn lmnden sonra mal olan bu kitap, materyalizm, militan ateizm ve topik sosyalizmin mkemmel bir bileimidir. Btn yaamn kyller arasnda geiren Meslier, kyllerin korkun boyunduruk ve smrden kurtulmalarna yardm etmeyi, asalaklar -papazlar, soylular, varlkl kimseler- devirmeyi, toplumsal adaletsizliin balca kayna olarak grd zel mlkiyeti ortadan kaldrmay balca grev sayar kendine. Bu savata Meslier, halkn kurtuluu iin dinsel retilerin yalanlarnn aa vurulmasna birincil derecede nem verir. Meslier'e gre din retisi, gllerin halk onunla boyunduruk altnda tuttuu ve smrerek posasn kard en nemli aratr. Meslier, kararszlk gstermeden felsefede materyalist gr savunur ve Descartes ile Malebranche'm ikici (dalist) dncelerini her ynden eletirir. Bunu yaparken, gerek yaamda insann da bal bulunduu doa yasalarnn egemen olduunu, insan bilincinin onun birlikte doup birlikte ld ken-246

di maddi, canl organizmasnn bir rn olduunu belirtir. Doast olaylar kesinlikle olas deildir, nasl ki ruhun lmszl olas deilse. Meslier, "Zaveaniye / Vasiyet"te yapt din eletirisinde, bir yandan materyalist felsefeye, dier yandan dindeki temel varlkbilimsel (ontolojik) dnceler ile dinsel ahlak ilkelerinin son derece ayrntl bir zmlemesine dayanyor. Meslier, Eski ve Yeni Ahit(Tevrat ve Incil)'ten, din byklerinden bol bol alntlar yaparak, dindeki ve eitli "eserlerin" bildirdii temel dncelerin ak yalann deil sadece, dinin verdii byk zarar da tantlyor. Zevk ve elence dknlnn, cinayetlerin, insanlardaki ahlaksal rme ve her trl toplumsal ktln nedenlerinden birinin din olduu ynndeki dnceyi etraflca ve kantlaryla ortaya koyuyor. Emeki kitlelerin dnce ve isteklerinin szcs olarak, Meslier'in, gerek toplumsal ve politik dncelerini, gerekse ateist grlerini bir btnlk iinde ortaya koyduunu belirtmek gerek. O, aka, zorbalar alaa etmesi iin halka arda bulunur; bununla birlikte, sadece Hristiyanln deil, papazlar olsun olmasn, ayinleri olsun olmasn, her trl tanr inancnn sadece btnyle yalan deil, ayn zamanda savalmas gereken zararl bir bilin biimi olduunu aka dile getirir. Burjuva filozoflar olan Ansiklopedistler bile, toplumsal ve politik grlerinde Meslier kadar ileri gidemediler. Ateizm konusuna gelince, Rousseau ve Volter gibi Fransz Aydnlanmasnn bylesine byk temsilcileri, nedentanrclar (deistler) olarak, tadklar dncelerde Meslier'den ok daha lml ve dncelerine ok daha az balydlar. VOLTER'N NEDENTANRICILII VE DNERKLK KARITLII Dine ve kiliseye kar kan ilk sekin Fransz aydnlanmaclardan biri, Volter'di (1694-1778). Volter, 1722 ylnda "kutsal yalan aa karma"y ciddi bir grev sayd "Za i
-247

protiv" adl felsefi poemini yazar. O zamandan yaamnn son gnne dek, btn yazn trlerinde antiklerikal ierikli onlarca yapt yazarak, dine kar verdii sava kesintisiz srdrr. Volter'in yaptlar defalarca toplatld ve yakld. ki kez Bastil hapishanesine kapattlar onu, uzun yllar srgnde yaad, din adamlar ile siyasi otoritelerin srekli saldrlarna urad. Neredeyse lmne dek bakent Paris'e girii yasakland, yaamnn son yirmi yln, yerletirildii Fransa-svire snrndaki bir iftlikte geirdi. Volter'in din eletirisinde gsterdii stn yararll yeniden deerlendirmek g, ama bu eletirinin tarihsel ynden snrl olduunu ve tutarszln da unutmamak gerek. Volter, dinsel kr inanlarla savarken, tanrnn varln yadsmad gibi, ona tapnmay da istedi. Ama Volter'in tanrs, elbette, Hristiyanln eli tanrsyla (Baba-Oul-Kutsal ruh, .) hibir ortak noktaya sahip deildi. Bu, "ncesiz ve sonrasz, kendi kendine var olmu ve dier btn varlklarn ilk nedeni olan yce, akll bir varlktr." Volter, tanry evrenin asl ilk nedeni (yaratc), maddeye hareketi veren ve onu dzene sokan etkin bir g olarak betimler. Bununla birlikte, Volter'in deizmi ok ak bir etik ve toplumsal ierie sahiptir. Volter'in dncesine gre, tanr inanc ahlakn temeli olmal. Yasalar nasl gerekliyse, din ve tanr dncesinin de gerekli olduunu savlar. Bu kstektir -Volter bu gerekliliin altn defalarca izmiti. Bununla birlikte, bu kstein temel ilevi, halk kitlelerini, Volter'in deyimiyle "ayaktakm"n varlkl snflarn mlkiyet ve karlarna kastetmekten alkoymaktr. Volter'in u tumturakl tmcesi, onun din konusundaki ikici (dalist) ve eliik tutumunun, zgr dncesindeki eksikliin ksa bir zetidir: "Eer tanr olmasayd, onu icat etmek gerekecekti." FRANSIZ MATERYALSTLERNN ATEZM Volter, eski kuak Fransz aydnlanmaclarndandr. Onun balatt din kart sava, orta kuak aydnlanmac-248

l a r D i d e r o t (1713-1784), Helvetius (1715-1771), Holbach (1723-1789) srdrd. Felsefi materyalizm, bu dnrlerin y a p t l a r n d a doa bilimi ve bilgi kuramn da kapsayan tam bir dnya gr haline gelir, ateizmin aka dile getirildii bir nitelik kazanr. Fransz materyalistlerinin ateizmi, militan ve uzlamaz bir ateizmdi, burjuva ateizminin yksek bir biimiydi, uzlamaz oluuyla din ve kilise savunusu niteliindeki btn dncelerden farklyd. "Ben, diye yazyor Diderot, aln kutsal yala yalanm btn tanrlardan nefret ediyorum, sanki olarn adlar yok... ve bize ne papazlar, ne de tanrlar gerekli." Deni Diderot, etrafnda an en iyi beyinlerini bir araya getiren ve XVIII. yzyl zgr dncesinin en byk ant olan nl "Bilim, Sanat ve Zanaat Ansiklopedisi"nin yaratcsdr. Diderot, daha birok mkemmel dzeyde materyalist ve ateist nitelikte yaptn da sahibidir: "Grenler iin Krler Hakknda Mektup", "Doann Yorumu zerine Dnceler", "D'Alembert'in Ryas", "Barahip Bartelemi le Sylei", "Rameau'nun Yeeni" ve daha pek ok bakalar. Diderot, dncelerinden tr kovuturmalara ve basklara urad. "Felsefi Dnceler" adl yapt yakld ve kendisi de Vensen atosu'na hapsedildi. Diderot'un "Ansiklopedi"nin hazrlanmasnda birlikte alt mcadele arkada Helvetius da, en kararl din kartlarndan biri olarak n kazand. Bu n, Helvetius'un "Akl zerine" adl materyalist ve ateist bir ruhla yazlm yapt gn yzne ktktan sonra iyice pekiti. Papaz, Paris bapiskoposu ve Papa, Helvetius'un kitabn "Hristiyanln temellerini bozma eilimindeki iren bir retiyi" ieren bir yapt olarak mahkm edecek ve yasaklayacaklardr. 1760 ylnda bu kitap, parlamentonun ana merdivenlerinin dibinde aka yakld. Helvetius'un ikinci byk yapt "insan zerine", ancak yazarn lmnden sonra yaymlanabildi. Filozof bu yaptnda "ulusun iyilii" asndan dinin zararl olduunu tantlyor, dinsel hogrszle kar kyor,
-249

vicdan zgrln savunuyor, ruhban snfn iyzn ortaya koyuyor. Holbach, dinle mcadelede nemli bir rol oynad. Materyalist felsefeyi ve ateizmi kantlarla dorular ierikte yirmiden fazla rn ortaya koydu. "Doann Sistemi", "Yevgeni' ye Mektuplar", "Azizler Kamp", "Cep Tanrs", "Ortadaki Hristiyanlk", "Kutsal Mikrop" vd. yaptlar, Holbach'a btn dnyada n kazandrd. Din kart yaptlar korkun basklara yol at, bunlarn okunmas veya datm hapis tehlikesi douruyordu. Bu nedenle, Holbach'n yaptlarnn isimsiz yaymlanmasnn bir kural haline gelmesi, rastlant deildir. Ald nlemlere karn, filozof Holbach, srekli gizli polisin gzetimi altndayd ve gerek dini, gerekse siyasi otorite, onu Fransa'nn en "kt niyetli ateistleri"nden biri sayyordu. Ateizmin delillerle dorulanmasna ve geliimine Fransz materyalistlerinin nasl somut bir katks oldu? Diderot, Helvetius, Holbach, tarihsel dinler denen btn dinleri karlatrarak, bunlarn temelsiz, zararl ve insanln isteklerine dman olduklar sonucuna varyorlar. te, Aydnlanmaclarn yorulmadan tantladklar ve yaydklar sav: "Btn dinler ayn ekilde dzmecedir." Btn dinlerin temel dncesi olan tanr dncesi, bu filozoflar iin en bata gelen yalandr. Fransz materyalistleri, doa biliminin verilerine dayanarak, tanrnn her eyin yaratcs ve her eye egemen olduu dncesini btnyle yadsyorlar. Onlar, bu konuda ngiliz ikicilere (deistler), kendi yal adalar Volter'e kyasla, ileriye doru nemli admlar attlar. Evrenin zdeksel birlii ve sonsuzluu, hareketin maddeye zg genel bir nitelik olmas, Fransz filozoflarn salam dncesine gre, "zdeksel evrenin dnda herhangi bir varln var olduu dncesini" geersiz klyor, tanr anlayn insann d gcnn bir rnne, bir ham hayale, bir yapntya dntryor. Dinin douu, z ve toplumsal ilevine ilikin Fransz materyalistler tarafndan birok yeni ve derin dnce dile getiril-250

di. Din, doal nedenler konusundaki bilgisizlikten, bilinmeyen ve rktc doa gleri karsnda duyulan korkudan, insanlarn yaamlar ve yaam izgileri konusundaki gvensizlikler i n d e n doar. Bununla birlikte, Fransz materyalistler, dinin douunu, kk salmasn ve yaylmasn, onun toplumdaki rolne ve kimin karlarna hizmet ettii kouluna bal olduunu belirttiler. Materyalist Fransz filozoflar, dinin toplumsal kkenini, dnyasal kaynaklarn ok yakndan irdelediler. Ama genel olarak onlar, dine yaklamda daha aydnlatc bir tutum sergilediler. Tanr inanc esas olarak cehalet ve yalandan kaynakland iindir ki, dini toplumsal yaamdan silmenin yolu olarak bilginin yaylmas ve kr inanlar zerindeki rtnn kaldrlmas dnld. Diderot, Helvetius ve Holbach'a gre, din adamlar dinsel kr inanlarn korunmasnda sorumluluu tamak zorundadrlar. Aydnlk eletirmenler, her zaman kilise yandalar ile ilahiyatlarn boy hedefi olmutur. Gemi alarn ateistlerinden hi kimse, XVIII. yzyl Fransz materyalistleri kadar, din savunucularnn sularn yzlerine bylesine bir fkeyle arpmam, hi kimse onlar bu denli acmaszca yermemi ve iyzlerini aa vurmamt. "Din eletirisi", Marks'n szleriyle syleyecek olursak, Fransz ateistler tarafndan "yeryznn eletirisi"ne baland. Onlarn dine kar verdikleri savam, zorbala kar savamla i ie geti ve bu savam tamamen feodalizmin toplumsal sistemi olan mutlak monariyi dourdu. Fransz materyalistlerin dinsel ahlak eletirisi, ateist dncenin geliimine deerli bir katk oldu. Onlar iin din ile ahlak birbirine taban tabana zttr. Ahlak topluma yaymak ve pekitirmek iin, genel bir kabul gren dinin yararl olduu masaln yalanlamalar, Fransz materyalistlerin tarihsel bir hizmetidir. Diderot, Helvetius ve Holbach, btn kararllklaryla dinsel hogrszle ve banazla kar ktlar. nemli bir g olarak, direkenlikle Hristiyanln ve kilisenin foyasn orta-251

ya kardlar. Gerekten de, sa, sa'nn doumu, tansklar (mucize), ektii aclar, lm ve yeniden dirileceine ilikin Evangelist* mitler, bu materyalistler tarafndan amanszca eletirilir. Hristiyanlk gizleri ve ayinleri ineleyici bir slupla yerilir. Hristiyan ahlakn ikiyzll ve insanclla kar oluu ortaya konur. Hristiyanlk, btn dinler gibi, insan bozar, onu bir kula evirir, sahip olduu gce ve yeteneklerine zincir vurur, irade ve bilincini boar. Orta kuak Fransz materyalistlerden hibiri 1789-1794 arasndaki burjuva devrimine kadar yamad. Fakat bu materyalistlerin dncesi, XVIII. yzyln sonunda mrn tamamlayan feodalizm ile yeni burjuva sistem arasnda Fransa'da alevlenen son tarihsel savamn baaryla sonulanmas asndan byk nem tayordu. Fransz aydnlanmasnn gen kua Devrim'in adalar oldu: Jack Andre Naigeon (Nejon) (1738-1810), Pierre-Sylvain Marechal(1750-1803), Volney (1757-1820). Bu dnrlerin yaptlarnda sadece dinin ve kilisenin ok ynl eletirisi deil, ateizmin de akllca yaplm propagandas yer alr. Naigeon'un ateist ierikli en nemli yapt -"Voin-filosof"Hristiyanl hedef alan keskin bir politik yergidir. Dnya ateist yaznnda, Hristiyanl niteleyen ve ierik y nnden bu denli derinlikli ve biim ynnden bu denli gl bir anlatma sahip bir yapt bulmak zordur. Dinsel kr inanlara kar uzlamaz bir muhalif olan Naigeon, devrim yllarnda toplantya arlan Anayasa Meclisi'ne, dinle ilgili her trl ima ve ifadenin "insan ve Yurttalk Haklar Bildirgesi" nden kartlmasn nerdi. O, kin dolu Katolikliin yerine Fransz burjuvazisinin koymaya alt "yce varlk" kltnn yerletirilmesine kesin olarak kar kt. Marechal, dncesine bal ve etkin bir ateistti. "Fransz Lucretius'u", "Tufandan Kurtarlan Kitap", "Namuslu Adam* Evangelistler: Matta, Markos, Yohanna ve Luka adl drt havariye verilen addr. Bunlarn yazd drt incil vardr; sa'nn yaamn da bunlar kaleme aldlar, -.n. -252

lar Almana" gibi ateist ierikli birok mkemmel yapt onun kaleminden kmtr. "Namuslu Adamlar Almana" 1787 ylnda yaymland, Paris parlamentosunun kararyla yakld ve yazar da hapis cezasna arptrld. Felsefi materyalizm, Marechal'in ateist dncelerinin temeliydi. Marechal, doann hibir yaratcya gereksinimi olmadn syler. Tanr, bir ham hayaldir, hayalettir. Marechal, dinin ortadan kaldrlmasn, topik komnist bir ruhla, mlkiyet eitliinin yaratlmasna balar. Gerekten, onun mar tarzndaki u szleri ateizme bir ardr: "Bakaldr insan! Mlk sahibi tavryla kalk! Bakaldr! Sayg duy kendine! Anla kendi deerini! Tapnma hibir tanrya! Senin karndakiler yalnz sana eit olanlardr! Sen bir ann olu deilsin, soyun sonsuzdur senin. Bir zamanlar bir tanr yaratmad seni, kendi eklinle. Senin varlnn balang eleri, her zaman evrenin sonsuz ilkeleri olarak hizmet edecektir." Fransz tarihi ve aydnlanmac Volney, Marechal kadar militan ruha sahip bir ateist deildi. Ancak Volney'in "Ykntlar Ya da imparatorluk Devrimleri stne Dnceler" adl en nemli yapt, ateist dnce tarihinde hatr saylr bir iz brakt. Volney, doal afetler ve doa gleri kltnden Hristiyanla kadar uzanan dinsel dncelerin geliimini izlemeye alr. Volney, dinin kkenini gerek dnyann, "evrenin fiziksel glerinin" insanlarn bozulmu bilincindeki yansmasnda grr. Tanr dncesinin ieriini aklarken yle yazyor Volney: "insan tanr yaratmad, insan kendine benzer bir biim vererek tanry yaratt. nsan tanrya kendi akln verdi, ona kendi eilimlerini balad, kendi dncelerini atfetti." Volney, ateizme, doann materyalist kavranna yaklarken, ayn zamanda ikicilik (deizm) de hakkn verir ve btn dnyay canl klan "gizli bir g "n varln kabul eder. Fakat Volney, btn dinsel sistemlerin reddedilmesini ister ve gerek tanrnn doa yasalar olduunu syler.
-253

ALMAN AYDINLANMACILARIN DN VE KLSEYE KARI SAVAI zgr dncenin ve ateizmin geliimi Almanya'da da kendini gsterdi. Bununla birlikte, Alman halknn dnsel yaamn etkileyemeyen Fransa ve ngiltere'ye oranla, Almanya'nn ekonomik ve politik geriliini gz ard etmemek gerek. Bu tr dncelerin propagandas, XVII-XVIII. yzyllarn Alman devletlerinde egemen olan mutlakyeti feodal sistem koullarnda inanlmaz glklerle karlat. ktidar sahiplerinin keyfi davranlar, ruhban snfla el ele vererek halk kitlelerini ezen, soyup soana eviren prenslerin ve soylularn ar basks, toplumun ilerici glerinin dankl ve zayfl, Almanya'da ateist dncenin geliimine uzun zaman engel oldu. Ama bu koullarda bile materyalizm ve ateizmin baz filizlerine rastlyoruz. XVIII. yzyl Almanya'snda ciddi bir materyalist ve ateist gelenein olduuna hi kuku yok. Bu gelenek, din ve ynetim kart birok bildirinin yazar, XVII. yzyln Alman ateisti ve devrimci demokrat Mattias Knutsen (1646-1674)'e kadar uzanr. Bu bildirilerin birinde yle diyor: "Ben tanrya inanmyorum, incil'i hie sayyorum ve size diyorum ki, papazlarla bataki yneticileri defetmek gerek, nk onlar olmadan ok gzel yaanabilir." Knutsen, ruhun lmszl, cennet ve cehennemin, doast glerin, tansklarn (mucize) var olduu konusundaki dinsel retiyi reddeder. Biricik gerek, insann dndaki nesnel dnyadr, yeryzndeki yaamdr. Alman ateist Knutsen, ncil'in tanr tarafndan gnderildiini (tanr kelam olduunu, .) de yadsr, onun dpedz bir insan yarats olduunu, ama belli bir tarihsel deer tadn syler. O dnemin Almanya'snda, T. Lau (16701740) ve Hermann Samuel Reimarus (1694-1768) gibi, egemen dinsel dnceleri eletiren bu tip eletirmenler buluruz. Lau, "Tanr, Evren ve nsan stne Dnceler" adl yaptnda evrenin yaratln yadsr, onun ncesiz ve sonrasz olduunu savlar, din-254

sel dogmalar reddeder. ncil'in ussal ve zgr dnceci bir tutumla eletirel incelemesinin onuru Reimarus'a aittir. Ama Rt'imarus, inceleme yazlarn hayattayken yaymlamaya karar veremedi, bu yazlar ilk kez onun lmnden sonra, sekin Alman yazar ve filozof Lessing tarafndan yaymland. Reimarus, ingiliz ve Fransz destlere katlarak, resmi Hristiyan dininin ve dier vahiy dinlerin karsna, akln ve bilimin verilerine davaan "doal din"i karr. ncil' in tanr tarafndan gnderilmi bir kitap olmadn ve olamayacan syler. Eski ve Yeni Ahit, deiik zamanlarda yaam ve farkl grler tayan ok sayda yazarn kaleme ald yaptlardr. Reimarus, ncil ahlakn iddetle yarglar. Yeni Ahit (ncil)'in onun tarafndan yaplan eletirel zmlemesi, sa Mesih'in, eski dinin yerine vei bir din kurma niyetinde olmayan, ama rencileri ve yandalarnn yardmyla iktidar ele geirmeye ve kendini srail'in krai ilan etmeye alan, sadece ve sadece bir vaiz olduu sonucuna gtrr onu. ncil'in bu tr bir yorumunun haklln bir yana brakarak. bu yorumun ncil'in dinsel anlamndan btnyle ayrldnn altn izmek gerek. stelik Reimarus, sa'nn tanrsal varln yadsr, "Tanrnn olu"na atfedilen tansklar olanaksz grr, isa'nn yeniden dirileceinin de havarilerin bir uydurmas olduunu ilan eder. Reimarus, dini deist bir yaklamla eletiri konusu yaparken, F. V. to, bir materyalist ve ateist olarak ortaya kt. simsiz yaymlanan "Usun ve inancn Birlii" (1692) adl yaptnda to, Spinoza'nn felsefi teorisini izleyerek, sadece maddi tzn var olduu savn ne srer. Madde olmayan ruha ilikin dnceyi reddederek, bilincin beyne bal olduu teorisini savunur ve bedenden ayr lmsz bir ruhun hibir ekilde var olamayaca sonucuna varr: "Ruh ya da cann kendi kendine veya doada lmsz ve insann dnda olmad aktr." to, Hristiyanln temel dogmalarn aktan aa eletirir: Evrenin yaratln, llerin yeniden dirileceini, br dnyada
-255

dl veya cezann olduunu vb. ncil' i tarihsel bir belge olarak niteler ve kutsalln reddeder. to'un kitab yasakland ve yasal olmayan datm yznden cezalar verildi. Kitap, 1694 ylnda Berlin saraynn bulunduu meydanda yakld. . H. Edelmann (1698-1767) da Alman Spinozaclardandr. Spinoza'nm etkisiyle kamutanrc-materyalist dnceyi benimser; tanrnn maddesiz bir varlk olmasnn usd olduunu ve onun doadan nce varlnn sz konusu olmadn tantlar. "Tanr ve madde birdir, ayrlmaz bir btndr; tanr, madde olmadan maddi bir dnyay asla yaratamazd" diye yazyor Edelmann. ncil'in ve din tarihinin irdelenmesi, Edelmann' Hristiyanln yadsnmasna gtrr. sa'nn tarihselliini reddetmeden, onda sradan bir vaiz kimlii grr, deiik kiilerce yazlan ndileri de zgn edebi yaptlar olarak niteler. Alman ateist dinsel ayinleri reddeder, kiliseyi dnyasal iktidarn hizmetisi olarak adlandrr. Edelmann, grlerinden tr basklara urad ve uzun yllar boyunca Almanya'da oradan oraya dolamak zorunda brakld. Kitaplar yakld. Almanya'da zgr dncenin savunulmasnda ne kanlardan biri de Protestan papaz . G. ultz (Schultze) (17391823)'tu. Onun "Genel Olarak Dinin ve Teolojinin, zel Olarak da Yahudiliin Felsefi ncelemesi" adl isimsiz yapt, dinsel inanlarn douunu materyalist bir temelde aklama denemesidir. Tanr anlay, ultz'a gre, d gcnn bir rndr. Din, onun sylediklerine gre, ahlakn temeli olamaz. "Toplumun yararl ve deerli bir yesi olmas iin, doal ahlak insana yeter." Dinsel ahlak ise, din adamlar tarafndan bozulmu ve baka trl gsterilen bir ahlaktr. ultz, eksiksiz bir vicdan zgrln zorunlu grr. Her insan inanaca din konusunda veya dinsiz olmakta zgrdr, devletin bu ie karmamas gerekir. Din kart eyleminden tr ultz'un dini unvan geri alnd ve kendisi de mahkemeye verildi. . A.Aynzidel (1754-1837), din eletirisine materyalist felsefenin bak asyla yaklat. Dinin kltrszlk ve cehaletten
-256

doduu sonucuna vard ve bunu insanlarn klelik bilincine balad. Din kesinlikle yararszdr: "Halk dini anlamyor, din de ona hibir yardmda bulunamyor." Hristiyanlk, Aynzindel'de apayr bir fke uyandrmt. "Her dinin kendi aptallklar vardr, ama din bu aptallklar ok gzel bir dzeyde tar iinde." Alman filozof, insan aalamak ve korkutmak iin dnlm bir kleler dini olarak niteler Hristiyanl. Tansklara ve ncil'deki mitlere inanc fke ve ineleyici bir slupla yerer. Aynzindel, dinsel ahlak da iddetle eletirir. "Gerek ahlakn olumasna ancak dinsizlik olanak yaratabilir." Aynzindel, yaptlarn yaymlamad, bu yaptlardan sadece, filozofun dostu olan nl Alman hmanisti ve demokrat J. G. Herder (1744-1803) tarafndan dzenlenen kimi fasikller bize kadar ulat. "Ateizm tartmas" denilen tartma, XVIII. yzyln sonlarna doru Almanya'da oluan ideolojik ortam niteler. Tartma, F. K. Forberg (1770-1848)'in, 1789 ylnda, Fichte'nin kard " Felsefe Dergisi"nde yaymlanan "Din Dncesinin Geliimi" adl makalesiyle balad. Forberg'in makalesi, yazar dinin nemini yadsmasa da, ateist bir nitelik tayordu. Ama Forberg'in anlayna gre din, tanrya sayg ve tapnmadan ibaret deildir, o, insann iyilik ve adalet eiliminden domaktadr. Forberg, tanrnn ncesiz ve sonraszl, mutlak varl gibi geleneksel dnceyi ise gerekten yadsd ve tanrnn varlnn kantlanamazlm grd. Ancak az sayda Alman dnr, dine aka ateist grlerle kar kt. Bunlarn ou, dinden tam olarak kopmadan, zgr dnceci bir yaklamla eletirdi onu. Gotthold Efraim Lessing (1729-1781) ve Johann Gottfried Herder (1744-1803) gibi Alman aydnlanmasnn nde gelen temsilcileri bu grubun iinde yer alan dnrlerdir. Lessing, kendini Spinoza'nn izleyicisi sayd ve tanrnn evrenin dnda deil, iinde olduu savn ne srd. "Ortodoks tanr anlaylar benim iin giderek yok oluyor" diye yazar
-257

Lessing. Dinin, insanln geliiminin belli bir aamasnda zorunlu olarak doduunu ve byle bir zorunlulukla da ortadan kalkmakta olduunu savlayarak, din sorununa tarihsel adan yaklar. Lessing'in Ortodoks kiliseyle mcadele konusunda yazd yaptlar ok nemlidir. "Nathan der Weise / Bilge Natan" adl dramasmda dinsel hogry, insanlar arasnda dinsel ve snfsal kkenlerinden bamsz bir eitlii savunur. Putataparl, Yahudilii ve Hristiyanl, asl erei akln ve adaletin doruuna varmak olan insanln ahlaksal evriminin birbirini izleyen aamalar olarak niteler. Lessing'in gen ada Herder de tarihsel adan k tutmaya alt dine. Herder, dinsel inanlarn douunu, insann yeryzndeki emekleme anda karlat ve onda korku, endie yaratan zorluklara, yoksunluklara bal olduunu dnr. "Tanr" adl yaptnda Spinoza'nm retisini savunur ve Hollandal materyalistin (Spinoza) dncelerini izleyerek tanry evrenle zdeletirir, tanrsal yaratma eylemini, evrenin yoktan var edildiini reddeder. Herder, bir Protestan papaz olmasna ve dinden tam olarak uzaklaamamasna karn, Alman zgr dnce tarihine kararl bir dinerkilik (klerikalizm) ve Ortodoks Hristiyanlk kart, sekin bir aydnlanmac ve hmanist olarak girdi. Byk Alman air ve yazarlar J. F. Schiller (1759-1805) ile J. W. Goethe (1749-1832) Almanya'da zgr dncenin geliiminde byk rol oynadlar. Schiller, vahiyci (ya da resmi, .) dini, cennet ve cehenneme ilikin papalk masallarn yadsr, papazlar ve keileri yerer, iyzlerini aa vurur. air, zgr ve gl insan yceltir, insanlarn mutluluk, sevin ve ak arzusunu biricik gerek din olarak ilan eder. Goethe, insann ideal kusursuzluunu, uyumlu geliimini savunur ve her frsatta dile getirir. Byk Alman airin hmanizmi, onu dinin reddine gtren felsefi materyalizmle birleir. Goethe, yaptlarnda dinselidealist dnya grne muhalif, doann kendi bana bir birlik, insann ise onun bir paras,
-258

bir eseri olduu gr dorultusunda yaam merkeze alm bir dncenin de savunucusu olarak ortaya kar. Dinerkilik kart (antiklerikal) bir bilin, dinsel dogmalara ve ayinlere kar bir dmanlk ve kilise yandalarna ynelik aalayc bir tutum Goethe'nin btn yaptlarnda arln duyurur. X I X . yzyln balarnda Almanya'da, demokratik hareketin lke apnda gelimesi, radikal burjuvazinin ykselen evrelerindeki muhalif bilinle balantldr. "Dorudan sz konusu olan, diye belirtiyor F. Engels, mevcut devletin ve miras alnan dinin artk ortadan kaldrlmasdr." Almanya' mn dnsel yaamnda iki etken, dine kar savan genilemesine yardmc oldu. Birincisi, Tubingen niversitesi'nden (Tubingen Okulu) bir grup Alman liberal-Protestan ilahiyatnn erken dnem Hristiyanlk tarihi alannda yapt incelemeler, ikincisi de, Hristiyanln eletirisinde daha byk bir kararllkla ortaya kan, ateizmi pekitirmek iin zemin hazrlayan ve Gen Hegelciler denen, Hegelci felsefe okulunun sol kanadnn ekillenmesi. "Tubingen Okulu temsilcileri, Yeni Ahit'in zmlemesi temelinde, drt incil'in de grg tanklarnn anlattklar hikyeler olmayp, yitirilmi 'Kutsal Kitaplar'm sonradan tekrar yazlm ekilleri olduklar ve havari Paul'a mal edilen mektuplardan zgn olanlarn saysnn drd gemedii vb. sonucuna vardlar" (Engels). Tubingenliler, incil kitaplarnda ok sayda elikiyi, birbiriyle atan kart grleri ortaya koydular, incil tansklarn (mucize) gerek saymay reddettiler, Yeni Ahit'te anlatlanlarn ounu tarihsel bir deer tamadklar, ya da dzmece olduklar gerekesiyle kabul etmediler. Bununla birlikte onlar, yine de tamamen dinsel bir temel zerinde kaldlar ve Engels'in belirttii gibi, "hl kurtarlabilecek bir eyi, kurtarmaya" altlar. nde gelen Gen Hegelcilerden biri olan tannm Alman filozof ve tarihi D. F. Strauss (1808-1874) Tubingen Okul' ndan kt. O, 1835 ylnda yaymlanan "isa'nn Yaam" adl kitab sayesinde sadece Almanya'da deil, btn Avrupa'da
-259

geni bir ne sahipti. Bu kitapta, kilise retisinin anlattklaryla hibir ekilde uyumayan sa hakkndaki ncil mitlerinin ortaya kma ilikin bir teori aklanmakta. Strauss, Yeni Ahit'in eletirel zmlemesini yaparak, ncil'in ieriinin mitoloji sanatnn rn olduunu, "sa'nn ne kiiliinde, ne de eylemlerinde doast hibir eyin bulunmadn" gsterdi. Strauss, sa'y bilinen tarihsel kiiliklerden biri olarak grr ve Hristiyanln efsanevi kurucusunun yaamyksn her trl usd eklentilerden kurtarmaya alr. Strauss'un, kitlelerin dinsel ruh halinde ortaya kan ve ancak sonradan ncil yazarlarnn yazd ncil(ler) konusunda bilinmeyenleri pekitirmesi, onun teorisinin en nemli noktasyd. te, ncil' deki birok hikyenin btnyle, kendi dlemlerinde yarattklarn konu olarak alan Evangelistler tarafndan yazldn syleyen, Gen Hegelciler hareketinin dier bir nde gelen temsilcisi B. Bauer (1809-1882)'in asl kar kt buydu. Bauer, Strauss'tan farkl olarak, sa'nn tarihselliini reddeder ve Yeni Ahit'te sa Mesih hakknda yazlan her eyin, "tasarmlar dnyasna ait olduunu, bu durumda da, (sa'nn) gerek dnyaya ait bir insanla hibir ortak yannn bulunmadn" tantlar. Hristiyanln Yunan-Roma dnyas iinde douuna ve bu yeni dinin douunun tarihsel ve toplumsal koullara bal oluuna ilikin savn kantlarn ortaya koymas, Bauer'in gerekletirdii nemli bir hizmet oldu. Buna karn, F. Engels onun erken dnem Hristiyanlk tarihi alanndaki almalarn ok nemli bulmasna karn, Bauer'in genel felsefi grleri Marksizmin kukcularmca iddetle eletirildi. F. Engels, Bauer'in incelemelerinin u sorunun zmn olanakl klan zemini temizlediklerini belirtir: "Hristiyanlk iinde sistemleen dnce ve tasarmlar nereden douyorlar ve dnyaya nasl egemen olabildiler?" Materyalist ve ateist sekin Alman filozofu, L. Feuercbah (1804-1872), bu sorunun zmne nemli bir katk salad. Feuercbah, Hristiyanln gerekliine ynelik kukusunu, sa-260

dece kiilikten ayr olmayan insan usunun byk eylemlerinin lmsz olduunun tantland "lm ve lmszlk Dncesi" (1830) adl yaptnda dile getirdi. 1841 ylnda, Feuerbach'm en nemli yapt olan ve insan znn dsel yansmas olarak dinin dnyasal kkeninin, ateist dnce tarihinde felsefi materyalizmin bak asyla ilk kez ortaya konduu "Hristiyanln z" yaymland. Feuerbach, dinin zne ilikin derslerinde yle yazar: "Her trl tanr, d gcyle yaratlm bir varlktr, bir grntdr, hem de insan grnts, ama insann kendi dnda ve bamsz bir varlk eklinde var olduunu sand bir grnt." Feuerbach, dinin douunu ilkel insann zayflna ve cehaletine, onun doa glerine tam baml oluuna balyor. nsan, baml olduu, ona yabanc ve gizemli grnen her eyi tanrlatrd. Gerek doa olaylar klt ("doal din"), gerekse insan klt ("vahiy dini") byle dodu. Vahiy dini, insan duygularnn, gereksinimlerinin ve isteklerinin ters ifadesinin sonucu olarak, tarihsel gelimenin ok ge bir aamasnda ortaya kt. Feuerbach, dinsel tasarmlarn dinin tinsel, duygusal temeliyle birlikte, bilgikuramsal (epistemolojik) bir kkene de sahip olduunu belirtir. Feuerbach, bu dinsel tasarmlardaki dncenin varlkla bir bann bulunmadn, kendi iinde duyu organlarnn kavrayndan ve gereklii arayan anlaylarn oluumundan uzaklama olanan yitiren, soyut bir dncenin geliimini gryor. Tanr dncesi -btn dinlerin odak noktas- tam da bu ekilde ortaya kyor. Feuerbach'ta, dinin sosyolojik nedenlerini ve toplumsal ilevini aklama abasn gryoruz; rnein, putataparlktan (oktanrl dinler) tektanrl dinlere geiin, insanlarn dnyasal efendilerine, mutlak iktidara bamllklarnn artmasyla balantl olduunu belirtiyor. Krallarn yceltilmesi, Feuerbach'a gre, tek ve erki snrsz bir tanr dncesinin douuna yol amtr. Feuerbach'n yapt dinsel ahlak eletirisi, Hristiyanln
-261

ahlak ilkeleri zerindeki rty kaldrmas byk nem tar; insanlarn ahlakl ve adil olmalar iin bir tanr inancna gerek olmadnn altn izer. Dahas, dinin "ahlaksz davranlara kaynaklk ettiini, ahlakla dinin, inanla sevginin birbirleriyle dorudan elitiini" syler. zellikle, saysz kymn altnda dinsel hogrszlk ile banazln yattn grerek, bunlardan sert ifadelerle sz eder. Dinle idealist felsefe arasndaki i balanty, dinsel dnya gr ile idealist dnya gr arasndaki birlii aa karmas, Feuerbach'n tarihsel hizmeti oldu. Feuerbach, materyalist ve ateist bir tutumla Hegel'in nesnel idealizmini, Kant'm bilinemezciliini (agnostisizm), Schelling'in gizemciliini (mistisizm) gzden drr. Alman hmanist filozof Feuerbach, insann dinden kurtarlmasn, bilimin zaferini dledi. "Hibir din, benim dinim gibi deildir!" diye haykrd. Marksizmin kurucular, Feuerbach'n ateizmine ok deer verdiler, kendi ateist grlerini olutururken onun din eletirisinden yararlandlar. Feuerbach' m materyalizmi ile ateizmi, Marksist ateizmin teorik kaynaklarndan biri oldu. Bununla birlikte, Marksizmin klasik yaptlarnda, Feuerbach'n materyalizmi ile ateizminin snrll her ynyle ilenir. O, dini insann bir rn, yarats olarak nitelerken ve tanr dncesinin insann kendine yabanclamas olduunu tantlarken, belli bir tarihsel insandan deil, soyut insandan sz eder. nsan belirli toplumsal ilikilerden yaltan, onu sadece doal, biyolojik bir varlk olarak gren bylesi bir yaklam, antropolojik bir ilkenin adn ald. Feuerbach'n snfl toplumda dinin toplumsal kklerini btnyle aa karp ortaya koymasna, din afyonundan kurtulmann etkin bir yolunu bulup gstermesine, zellikle bu ilke engel oldu. Feuerbach, dinin alt edilmesinin tek yolu olarak kitlelerin aydnlatlmasn, eitimin btn toplumsal snflar ve katmanlar kapsayacak ekilde yaygnlatrlmasn dnyordu. Bu aydnlanmac Alman filozofu, insanlarn bilincindeki dinsel kr inanlarn acmadan
-262

sklp atlmasnn, toplumsal yaamda kkl deiimleri zorunlu kldn kavrama noktasna gelemedi. Feuerbach ateizminin snrll, dinin gelecei var mdr sorusunda da kendini gsterdi. Dinsel dnceleri, br dnya ve doast glerin varln kesin biimde yadsrken, yeni, "ussal" bir dini, sevgi dinini savunuyordu Feuerbach. Onun retisine gre, insann insana duyduu sevgi geleneksel dinin yerini almal ve gerek din olmaldr. Feuerbach, tarihi kavrayta idealist kalarak ve toplumun yeniden yaplanmasnn devrimci yolunu yadsyarak, dinin roln yeniden deerlendirdi, onu btn toplumsal ktlklere are olacak ekle dntrd. RUS DEVRMC-DEMOKRATLARININ ATEZM A. I. Herzen, V. G. Belinskiy, N. G. ernievskiy, N. A. Dobrolyubov gibi Rus devrimci-demokratlar, ateizm retisi tarihinin parlak sayfalarndan birini yazdlar. Onlarn ateist grlerinin zellii, Rusya'da XIX. yzyln ilk yarsnda oluan tarihsel koullara bal olarak ekillenmesidir. Bu dnemde Rusya'da, feodal-kleci ekonomik yap iinde yeni, burjuva ilikiler aka ortaya km, snfsal elikiler ve snf savam keskinlemeye balamt. Bu bunalm, Rus toplumundaki ilerici glerin tad politik bilincin gelimesine yardmc oldu. Rus kyllnn devrimci, toprak kleliine kar dncesi, anlatmn devrimci-demokratlarn grlerinde buldu. Devrimci-demokratlarm grlerindeki radikalliin, kendilerinden nce gelen Bat Avrupa ateizmindeki radikallikten daha gl olmas, dnemin koullaryla balantldr. Bu nedenledir ki, Rus devrimci-demokratlarnn ateizmi, Marksizm ncesi ateizmin gelimesinde en yksek aama olmutur. Toprak aal ve toprak klelii temeli zerinde duran Rusya'nn resmi ideolojisi bileenli bir formle dayanyordu: "Ortodoksluk, otokrasi (mutlakyet) ve ulus. Rus Ortodoks kilisesi, otokratik-kleci sistemin ana dayanaklarndan
-263

biri olarak ne kyordu. Kilise ile arlk rejimi, el ele verip ezdikleri halkn karlarna aykr biimde birbirlerini desteklerken, sk bir birlik iindeydiler. Devrimci-demokratlarn, bu balamda, devrimci kylln karlarm dile getirerek ve Rusya'daki sisteme ynelik sava srdrerek kiliseye kar kmalar, btnyle anlalr bir eydir. Onlarn ateizminin dayand dnsel temel materyalist felsefeydi. Gerek dinin douunun, oluumunun ve nemli dinsel eilimlerin rolnn, gerekse Ortodoksluk dahil dinin toplumsal ilevinin ortaya konduu derli toplu bir ateist anlay yaratma abas, devrimci-demokratlar iin ayrt edici bir zelliktir. Devrimci-demokratlar, dinin, insann klece boyun edii doal gler karsndaki zayflnn, evresinde olup bitenleri anlayp aklayamamasnn sonucu olarak doduunu varsayyorlard. Bu d gler dmanca ve fkeyle ortaya ktklar iin, insan, merhamete gelsinler diye kurbanlar keserek yaklat onlara. O dnemde Rusya'da aktan ateizm propagandas yapmak olanakszd, bu nedenle devrimci-demokratlar dorudan Ortodoksluu eletirecek durumda olmadklarndan, Ortodoks kilisesini ima ederek dier dinlerin iyzn ortaya koydular. rnein, N. A. Dobrolyubov, islam'n ve Budizm'in douunu zmlerken, hakl olarak, dini sadece bir aptallk veya kastl uydurulmu bir yalan saymann yanl olacana iaret etti. Din, insan toplumunun belli bir ann rndr. Devrimci-demokratlar, dinin her trl baskc (despotik) ynetimle dorudan bir balantsnn olduunu net biimde anladlar (Ortodoksluk tarihi bunu dorulayacak zengin bir malzemeye sahip). rnein, Herzen, insann dnyada neler olduunu grmemesi iin, dinin onu, gzlerini gkyzne evirmek zorunda braktn yazar. Belinskiy, Lenin'in sansrsz demokratik yaznn en iyi rnlerinden biri olarak niteledii "Gogol'e Mektup" adl eletirisinde, kiliseyle otokrasi ve Rusya'nn toprak kleliine dayal rejimi arasndaki dorudan ili
-264

kiye k tutar. Belinskiy, aydnlk gelecein ancak uygarlkla, bilgi ve kltrle yaratlabilecei savn ne srer. Herzen, itaat ve ii tanrya brakma vaaznn koyu bir gericilik ve zararl olduunu, byle bir vaazn halk kitlelerinin aalanmasna ve ezilmesine yaradn syler. Rus devrimci-demokratlar, cennet ve cehennemin sz konusu edildii br dnyaya ilikin dinsel masallarn, kilise tarafndan egemen snflarn karlar dorultusunda kullanldn, bu masallarn insanlara dnyasal hazlardan saknmay, acya katlanmay, sefaleti tlediini ve btn bunlarn sadece lmden sonraki dl veya ceza iin olduunu kavramlard. Dinin ve ruhban snfn iyzn aa karmak, Ortodoksluun ve onun balaklarnn resmi ideolojisine kar savamak, dinin toplumsal kkenini anlamaya almak; ite Rus devrimci-demokratlarn sergiledii ateizm anlaynn tarihsel hizmeti. Ne var ki, dinin toplumsal kkeninin aa karlmas sorunu, zmeye ok yaklam olsalar da, devrimcidemokratlar iin zmsz kald. Dinin douunu aklamada, ok hakl eyler sylerken, zaman zaman idealist nitelikte aklamalara da izin verdiler. Devrimci-demokratlarn grndeki darlk, kendini dinin ortadan kaldrlmasnn yntemine ilikin sorunda aka gsterdi. Toplumun uzlamaz snfsal yapsna ve buna bal olarak dinin varlnn egemen smrc snflar tarafndan korunup pekitirilmesine karn, devrimci-demokratlar, onun hibir zaman eitim ve kltrle yok edilemeyecei gereini anlamadan, aydnlanmay dinle mcadelenin en nemli aralarndan biri saydlar. DOABLM VE ATEZM XIX. yzyl sekin doabilimcilerin, bilimsel dnya gr ile dinin badamazlna ilikin bir takm cesur aklamalarla ne kt bir yzyl oldu. XIX. yzyln ikinci yarsnda doabilim alannda yaplan bulular arasnda, . Darvvin'in (1809-1882) hayvanlarn do-265

al evrimi ve insann treyii teorisi, dinsel mitlerin temelsizliini ortaya koymada ayr bir rol oynad. Bu teori, insann tanr tarafndan yaratldn syleyen incil masallarna ykc bir darbe indirdi. "Darwinizm, Adem'in tarihsel lm oldu." Darwin, dinsel dogmalar bakmndan, bulgularnn ortal kartrc bir nitelik tadn biliyordu. Sonunda, henz 1844 ylnda, (yani insann treyii konusundaki yaptnn yazlndan nce) dostu Joshep Houker'e, "k parltlar grnd ve ben (bunu sylemek, birini ldrdn itiraf etmekten farkszdr) trlerin deiir olduuna inandm." diye yazar. Ancak, Darwin, gerekletirdii bulularndan kan ateist sonulara kendisi ulamad. Bunu onun dostlarndan ve yakn izleyicilerinden biri olan, sekin ingiliz biyolog Thomas Henry Huxley (1825-1895) yapt. Huxley, 1869 ylnda piskopos Samuel Wilberforce ile yapt bilimsel tartmada, dinsel dnya grnn temel ilkelerinden biri olan insann tanr tarafndan yaratld dncesini ykc bir eletiriye uratr. Huxley, kendini bilinemezci (agnostik) olarak nitelese de, onun bilinemezcilii kendine zgyd, nk o, tanrnn varlnn bilimsel bir gerek gibi anlalabilir ve tantlanabilir olmadn kabul ediyordu. Onun bak asndan bu, tanry gerek kavrayn bir nesnesi olarak grmemek iin yeterliydi. Aslnda, Huxley'in bilinemezcilii, Engels'in szleriyle, "utanga materyalizm", ya da Lenin'in ifadesiyle, doa tablosunda tanrya yer brakmayan doabilimsel materyalizmin stn rten bir "incir yapraiyd. Darwin'in dncelerini paylaan ve savunan dier bir bilim adam nl Alman biyolog Ernst Haeckel (1834-1919) ateizmi savunma ve yaymada daha byk bir rol oynad. Haeckel, Darvincilikle rten ve gerekli ateist sonular karlan bir bilimsel dnce sistemine kendi bamsz abasyla vard. "Natrliche schpfungsgeschicbte / Yaratln Doal Tarihi" (1868) adl yaptnda, yaamn cansz maddeden kendiliinden meydana geliine (otogenesis) dayanarak, canl varlklarn or-266

taya kn ve evrimini aklamak iin doast bir balangc olanakl grmenin yararszlm ve temelsizliini kantlad. Darwin, Haeckel'in yaptn ok nemli bularak, unlar yazd: "Benim vardm hemen hemen btn sonular, bu aratrmalarla dorulanmakta ve birok konuda bu aratrmalarn salad bilgiler benimkilerden daha zengin." Haeckel'in biyoloji teorilerinin felsefi temeli, btnyle tutarl olmasa da, Huxley'in grlerinden ok daha net doabilimsel materyalist bir temeldi. Haeckel, hibir doast balangca olanak tanmayan evrenin doal birlii savn ne srerek, kendi retisine "Monizm / Bircilik" adn verdi. O, sadece ateist dnya grnn doabilimsel nermesini pekitirmekle kalmad, etkin ekilde militan ateizm savunusuyla ne karak, bu nermelerden dorudan din kart sonulara ulat. Dinsel inanlar eletirisinde, insanlarn yaratt tanr suretiyle "gaz halinde bir omurgal" olarak alay etmekten, ruhun lmszl ve lmden sonraki yaama ilikin Hristiyanlk dogmalarn tamamen reddederek keskin, kinayeli klarda bulunmaktan ekinmez. zellikle Haeckel'in "Dz'e Weltratsel / Evrenin Bilmeceleri" (1899) adl yapt, ateist propaganda asndan byk bir etki yaratt. V. I. Lenin'in yazd gibi, "zaman yitirmeden btn dillere evrilen ve ucuz zel basklar halinde kan yz binlerce nsha, bu kitabn halka ulatn, E. Haeckel'in bir anda kendi tarafna ektii okur kitlelerinin olduunu aka gsterdi. Dnyann btn lkelerinde felsefe profesrleri ve tanrbilimciler Haeckel'i bin bir deiik biimde rtmek ve ykmak iin youn bir aba iine girdiler... Devlet hazinesinden beslenen felsefe profesrlerinin ona hakaretler yadrmad kuduzca bir saldr yoktur. l bir skolastik iindeki bu kurumu profesr mumyalarnn, Ernst Haeckel'in onlara att amarlarla -belki de hayatta ilk kez gzlerinin nasl parladn ve yanaklarnn nasl kzardn grmek elenceli oluyor" (V. 1. Lenin, Top. Y., c.,18, s.,370-371). Haeckel, 1906 ylnda Mnih'te, zgr dnceli aydnlar bir
-267

araya getiren ve dinsel kr inanlarn kkn kazmay, bilimsel bilgiyi yaymay kendine ama edinen "Birciler Birlii"ni kurdu. Ksa srede dier lkelerde de bu tr kurulular ortaya kt. 1911 ylnda Hamburg'da birinci uluslararas "Birciler Birlii" kongresi yapld. Katlanlar arasnda ok sayda doabilim uzman byk bilim adamlar vard: sveli fiziki-kimyac Svante Arrenius, isvireli psikopatolog Avgust Forel, Amerikal biyolog Jack Leb, Avusturyal kimya bilgini Wilhelm Ostwald. Bu kurulu, uzun yllar boyunca bir takm popler-bilimsel dergi, bror ve din kart almanaklar yaymlad. Haeckel'in lmnden sonra "Birciler Birliinin bana W. Ostwald (1853-1932) geti. Haeckel ile onun yandalarnn ateizmi, tutarl bir bilimsel ateizm deildi. Onlarn ateizminde, dinin toplumsal ilevinin bilimsel kavranna hak ettii deer verilmedi ve dinin toplumsal yaamda alt edilmesine baland. stelik Haeckel ve yandalarnn materyalist doa anlay, yeterince salam felsefi kantlara sahip deildi. rnein, Lenin'in nitelemesiyle, ok byk bir kimyac ve kendi erkeci (enerjetizm) felsefi anlayyla o kadar da anlalmaz bir filozof olan W. Ostwald, idealist felsefeye ciddi dnler verdi. Bunun dnda, bu bilim adamlar dinsel kr inanlarn yok edilmesini, toplumsal, snfsal, burjuva nyarglarn ortadan kaldrlyla balantl grmyorlard. Haeckel, politik grlerinde aka muhafazakrd. Bismark'n sosyalistlere kar yapt olaanst yasalar takdirle karlayarak, toplumsal eitsizlii hakl gsterdi ve sosyalizmin "kltrszlkle, barbarla dnle ayn anlama geldiini" ilan etti. V. I. Lenin'in, onda belirli partisel amalarn olmayn Haeckel'in "felsefi safl", onun isteini "materyalizme kar hkm sren dar kafal bir kr inan" olarak grmesi rastlant deildir. Bununla birlikte bu byk burjuva bilim adamlarnn, gerek kendi bilimsel bulularyla, gerekse bu bulularla vardklar tanrtanmaz sonularla bilim adna
-268

dine, akl adna inanca kar karak, ilerici bir rol oynadklarna hi kuku yok. 1889 ylnda Brksel'de temeli atlan, birok kapitalist lkede kurulular olan, dzenli aralklarla kongreler toplayan ve kendi periyodik yaynlarn karan "zgr Dnceciler Birlii", "Birciler Birlii"nin gnmzdeki tarihsel devamdr. Bu birlik, yapsal ynden trdelik gstermez. yelerinin bir ksm ateist dnce geleneine yakndr; bunlarn ou kamutanrc (panteist), ya da nedentanrc (deist) dncelerin izleyicisidir. Buna kout, bu rgtn liberal burjuva aydnlarnn dinerkilik kart (antiklerikal) hareketleri, tamamen olumlu bir rol oynamaktadr. 1952 ylnda Amsterdam'da kurulan ve ideolojik alann laikletirilmesi (seklarite) iin ortaya kan, dnyasal (dind, .) ahlakn deerli olduunu, bu ahlakn dinsel ahlaktan stnl savn ne sren "Uluslararas Hmanist ve Etik Birlii"nin almalarndan da sz etmemek olmaz. Bu "Birlik", hmanist dnceleri, insann gcne, onun evreni kavrayabilme yeteneine inanc pekitirme savam veren liberal aydn kesimin temsilcilerini bir araya getiriyor. Burjuva sistemin korunmasna karn, ortaya konan sorunlarn zm konusunda gzleri eitim ve kltrden baka yollar grmeyen yelerinin ounluunun sahip olduu dar kafallk, Birlik'in almalar zerinde etkisini gstermektedir. MARKSZM DII ADA ATEZM Felsefe tarihi, dinle idealist felsefe arasndaki kan bana karn, idealist felsefenin btn biimlerinin dinsel ncllerden hareket etmediini, ya da dinsel sonularla tamamlanmadn gsterir. dealist niteliine ve bu nitelie aykr olmasna karn baz bilinen felsefi akmlar, din kart bir konuma sahiptirler. Aka "tanr ld" diyen Nietzsche'nin gerici, usd retisi buna ak bir rnektir. Marksist olmayan ada filozoflar arasnda, gerekten, baz dn adamlarnn ortaya aka
-269

ateist dnceler koyduu ok az sayda olay gzlemliyoruz. ingiliz yeniolgucu (neo-pozitivist) Bertrand Russell (18721970) ile Fransz varoluu (egzistansiyalist) Jean Paul Sartre (1905-1980) gibi, grleri birbirinden o denli farkl iki dn adam, ada idealist filozoflar arasnda ateist dncenin en nemli iki temsilcisidir. Russell'n kurucusu olduu idealist felsefi akmn savunucularnn ounluu, bu felsefeden ateist yarglara varmazlar, tpk nclerinden birinin Sartre olduu dier idealist felsefi akmn savunucular gibi. Bu felsefe akmlar, bylece, her iki akmn da dayand temelin rklnn kant olan gerek dinsel, gerekse din kart sonulara olanak tanrlar, oysa bilimsel bir felsefe bilimd, dinsel sonulara izin vermez. Russell, genlik yllarndan itibaren dinsel dogmalarn doruluundan kuku duymaya balamt. Bu dogmalar zerinde daha fazla dndke, bunlarn temelsizliine ynelik dncesi daha ok pekiti, insan ruhunun lmszl dogmasnn yadsmmdan, yaratc bir tanrnn kabulnn hibir dayanann olmad ve tanrbilimciler tarafndan tanrnn varlna ilikin ne srlen btn kantlarn iler tutar tarafnn bulunmadndan emin olma noktasna geldi. Russell, makaleleriyle, verdii derslerle, bilimsel tartmalarla, radyo konumalaryla on yllar boyunca etkin biimde mcadele etti dinle. Bundan krk yldan fazla bir sre nce verdii herkese ak bir konferansta, "Ben neden Hristiyan deilim?" sorusuna net bir karlk verir: "Hristiyanlk da, dier btn dinler gibi, bilimsel bilgiye deil, yanl bir dnceye dayanyor. Bu yanl dncenin kayna korkudur: Gizemli olann karsnda korku, baarszlk karsnda korku, lm karsnda korku." Dinsel inancn kkeninin bu aklamasyla Russell, Lukretius'tan Feuerbach'a uzanan, yzyllarca sren demokratik ateizm geleneini devam ettirmi oldu. Sz konusu bu gelenee gre de korku, insann ne olduunu anlayamad ve gc-270

nn etkisine eriemedii gler karsndaki zayflndan, umarszlndan domaktadr. lahiyatlar ve filozoflar tarafndan tanrnn varlna ilikin ileri srlen kantlar, Russell, mantksal temelsizliklerini ve bilgici (sofistik) niteliklerini ortaya koyarak, birbiri ardna akl szgecinden geirir. O, kantlanamayacak eyleri kantlama konusundaki yeni giriimleri gzden geirirken, klasik kantlarla yetinmez: Us, tanrbilimcileri her zaman sular, savunmaz. Russel, dinin insanlk tarihinde oynad ve oynamay srdrd olumsuz roln anlalmasna byk bir ilgi gsterdi; bu rol: Israrla bilimsel bilgiye kar savamak, ilerleme ve yenilie engel yaratan dogmatik bir otorite olmak, insanln birliini frenleyen i savalar ve ekimeleri dourmak. Russell, mkemmel bir ahlaka ancak dinsel kr inanlarn ortadan kaldrlmasyla sahip olunabileceini gsteren yeterince salam kantlar ne srerek, ahlakn douuna ilikin dinsel dnceleri inandrc ekilde rtr. Russell'in uzun yllar kapsayan din kart etkin almas, onun felsefe ve moral alandaki otoritesiyle, edebiyat ve ekonomik-politik konulu yazn alanndaki ustalyla ve sarslmaz dnceleriyle uyum iinde, kapitalist lkelerde ateist dncelerin propagandasnda nemli rol oynad. Bununla birlikte, ada ateizmin bu biiminin teorik ve politik dzeyi, ateizmin Marksizmde ulat dzeyden ok, Marksizm ncesi aydnlanmac ateizme yakndr. Russell, dinin dnyasal kkenini ortaya koymaya alarak, psikolojik, duygusal boyutun derinliine inmez ve dinin toplumsal, snfsal temelini aa karmaz. Russell'in felsefi tutumunun, madde d, doast varlklara inancn eletirisini kanlmaz olarak snrlayan idealist bir tutum olmas, onun dinsel dogmalar rtme abasn zayflatyor. Sonuta, Marksizm ve komnizme duyduu soukluk, X X . yzyln bu ingiliz aydnlanmac snn, dine kar toplumsal devrimci dnmlerin en etkin yntemine uygun bir sava yrtmesine engel oldu.
-271

Sartre, gerek felsefi, gerekse politik grleri bakmndan Russell'den nemli lde ayrlr. Onun ateizmi de tad farkl anlam, farkl dnce, farkl eilimle kendine zg zellikler tar. Sartre'n ateist grlerinin temelinde mantksal kantlardan ok, psikolojik ve ahlaksal kantlar yatar. Onun yapt din eletirisinin sadece felsefi yaptlarnda deil, edebi yaptlarnda da ok parlak bir anlatm kazanmas rastlant deildir. Sartre'n amac, tanrbilimsel kantlarn mantksal olarak rtlmesinden ok, dinin kendine ekici duygusal etkisine ynelik bir kar hareketin yaratlmas, dinsel duygularn ortadan kaldrlmasdr. Sartre'n "eytan ve Tanr" adl piyesinin kahraman Henrih, yle haykrr: "Sen imdi, 'tanr var' denen o byk yalan reneceksin... Tanr yoktur! Bann zerindeki bolua bak: Odur tanr. Kapdaki atlaa bak: Tanr o. Topraktaki bir delie bak: Odur tanr. Tanr sessizliktir, hiliktir tanr.1" Sartre'a gre tanr inanc, varolou felsefenin temel ilkeleriyle badamazdr ve bu inanc yceltip yayan kimse, kendi ilkeleriyle eliir. Varoluuluun temel sav, dinsel dnya grnn teolojik niteliiyle, bu grn tanr hikmetiyle yaratlan ve korunan her eyin akla ve amaca uygun olduu ve genel bir uyum iinde bulunduu inancyla szde aka eliiyor, insann tanrsal yaratm varoluu insaniincilik (antroposantrizm) asndan o denli kabul edilmezdir ki, Sartre yle der: "Eer tanr varsa, o zaman insan bir hitir. Tanrnn yaratt deildir insan; o, kendini kendinden var edendir... insan, kendini kendinden yapan varlktan baka bir ey deildir, ite varoluuluun birinci ilkesi." Tanr inanc, insan boyun emeye ve ii tanrya brakmaya mahkm eder; kendine deil, hayal rn doast bir varla mit balamak zorunda brakr onu. Bu inan insanla aykrdr: insanlarn acizliine ve birbirlerinden kopmalarna hizmet eder. "Ben tanry, beni dier insanlardan ayrd iin ldrdm... Bu devasa cesedin insan dostluunu zehirlemesine
-272

katlanamam" der Sartre, yaratt kahramanlardan birinin azyla. Dinle insan zgrl birbirini dlar. Tanrnn insana gnahkrlk ve ceza korkusu altnda verdii irade zgrl, tam bir ikiyzllktr. Ya zgrlk, ya da br dnya hesab (dl-ceza, .), nc bir ey verilmi deil insana. Sz konusu bu buyruklara dayanan dinsel ahlak, ahlaki bir davrann kayna olan zgr seimin dorudan yadsndr. Karmzda salam, uzlamaz bir ateizm varm gibi grnyor. Oysa bu ateizm, bilimsel ateizme o denli uzak ki! Sartre'm, her eyin tanr tarafndan nceden belirlendii (yazg, .) dncesiyle birlikte, kendi dnya grndeki doal ve tarihsel zorunluluk yasasna uygunluk anlayn kaldrp bir kenara frlatmas, ne de olsa genel anlamda bir tr determinizmdir. zgrlk, (Sartre'da) her trl nedensel koula ball yadsyan ve nesnel gerekliliin kavranmasna bal olmayan znelvoluntarist bir mutlakla dnmekte. Her trl toplumsal kural yadsyan ahlak, kesin bir emir olur: Nesnel ltlerin "sen sen ol" uyars ortadan kalkar ve tamamen etik bir nihilizme dnr. Dostoyevskiy' in kahramanlarndan birinin zdeyi niteliindeki u szlerinin Sartre'n beenisini kazanmas rastlant deildir: "Eer tanr yoksa, her ey caizdir." te varoluu ateizmin paradoksu: Tanrnn varln yadsmay ve dinden kopuu gerektiren bir ey koullara deil, istee ve zgr seime baldr, bununla birlikte o ey, hibir snrlamaya izin vermez; tanr "seimi" ni, dinsel "angajman" her trl snrlamann dnda tutar. Ve Sartre'n "tanr ldr, bu bir gerek, tartlmayacak bir gerek", szlerine karn, varoluuluun bilimsel ateizmden ayrld nokta, bir eye inanp inanmamay kiinin kendi zgr ve eit hakkna dntryor olmasdr. Marksizm d ada ateizmin nemli temsilcilerinden sz ederken, Amerikal filozof Corliss Lamont (1902-1995)' un din kart etkin almasna deinmemek olmaz. Lamont'un
-273

"doal hmanizm" dedii felsefi gr, birok nemli konuda Marksizmden ayrlr, ama yine de Russell ve Sartre' m grlerinden farkldr ve materyalizme eilim gsterir. Bu, onun din kart kant gsterme abasna nemli bir dayanak yaratyor, salamlk ve inandrclk kazandryor. Lamont'un din kart en nemli yaptmdaki temann 'ruhun lmszl' olmas tesadf deil. Bu, sadece Hristiyanln temel dogmalarndan biri deil, ayn zamanda dinsel psikolojinin ve ahlakn da kaynadr. Lamont, ruhun lmszl dogmasn, konuyla ilgili ve dinsel inanlarn temelini ykan ada bilimsel bilgileri kullanarak rtr. Bedenle ruhun karlkl etkisine ilikin geleneksel kaba dncelerin eletirisiyle yetinmez, ruhla bedenin ikiliini hakl gstermeye alarak, daha ok inceltilmi psikofizik kavrayn temelsizliini ortaya koyar. Ruhun lmszl ve br dnya inancn mahkm eden bilimsel yarg, son ve kesin olan yargdr. Lamont, " T h e Illision Of Immortalty / lmszlk Yanlsamas" adl kitab konusunda, "Bu kitabn tamam, lmszle inanmann, usu ayaklar altna almak demek olduunu zellikle gstermek zorundadr" diye yazar. Lamont, lmden sonraki tanrsal dl ya da ceza inancnn toplumsal ilevine k tutmaya alr. Bu inan, onun szleriyle syleyecek olursak, yeryzndeki gerek yaamn tad deerin insancl anlamn ve bu yaamn deitirilip mkemmelletirilmesi gerekliliini ortadan kaldryor. "Eer insanlar, diye yazyor Lamont, bu yaamn her ey olduu bilincine varsaydlar, bugnk yaamn seyirci kalnan allm hakszlklarna ve aklszlklarna katlanmaya daha az eilim gsterir ve bunlara en sert ekilde kar koyarlard." lmden sonraki tanrsal dl veya ceza inanc, hakszln dnyadaki egemenlii iin tanrya saygnlk kazandrmakta, bu hakszln dnya d bir mutluluk hayaliyle rtmesine hizmet etmektedir.
-274

Yapt din eletirisinde Lamont, belirsiz bir hmanizm ve demokratiklikle yetinir, dinin snfsal kkenini ve snf mcadelesindeki roln kavrama noktasna gelmez. Tarihsel srecin kavranna Marksizmin deerli katksn kabul etmekle birlikte, tarihsel materyalizme ynelmez, onu basit ve kaba bir ekilde, sadece "iktisadi materyalizm" olarak yorumlar. "zgrlk ve stencin Pekitirilmesi" adl almasnda, insanlarn otomatik ve tanr istenciyle ynlendirilen yazgnn oyunca olmadklarm tantlayarak, yazgc (fatalist) determinist anlay akllca yadsr. Lamont, gereklilikle zgrln diyalektik birlii olan Marksist-Leninist tarihsel yasalara uygunluk retisi ile mekanik determinizm arasndaki snr hakk olmayarak kaldrr. Lamont, sahip olduu ateizm anlaynn toplumsal bilin zerinde gsterdii ilerici etkiye karn, doast balangcn (tanrsal ilk yaratm, .) btn biimlerini yadsmasna karn, yine de bir din terimi olan "nbelirlenimcilie" (yazg) izin verir; yksek ideallere balln koruduunu belirtmek iin, burjuva liberalizminin bir zellii olan resmi gelenekilie teslim olur.

-275

MARKSST ATEZM
MARKSZMN KURUCULARININ ATEZM Tarihteki ilk bilimsel dnya grnn -diyalektik ve tarihsel materyalizmin- ortaya k, proletaryann dnya grnn tad niteliin ayrlmaz bir paras olan bilimsel ateizmin gerek anlamda douuyla sonuland. Ateizmin yeni biiminin douuna, daha ok Avrupa lkelerindeki gelimelerle sosyo-ekonomik yaplarn deiimi yol amtr. Kapitalizmin XIX. yzyln ilk yarsndaki hzl geliimi, sanayi proletaryasnn douu ve onun verdii snf savamnn gelimesi, dnya gr Marksizm olan yeni bir snfn -ii snfnn- tarih sahnesine k anlamna geliyordu. Bu snfn ideologlar, insanln felsefe, toplum ve doal bilimler alanndaki dnsel birikimine snfsal adan yaklaarak, bylece gemi alarn bilim ve dn adamlarnn rettii btn deerli dnceleri ortaya koyduktan sonra, bilimsel bir temele dayanmasyla gemiin btn teorilerinden ayrlan yeni bir dnya gr yaratmay bildiler. Bilimsel ateizmin toplumsal temeli ii snfysa, teorik temeli de diyalektik ve tarihsel materyalizmdir. Materyalist tarih anlay, Marks ve Engels'e, dini insan yaamnn zgn bir yansmas olarak kavrama, douunu ve var oluunu da toplumsal yaamn maddi koullaryla aklama olana verdi. Gemi yzyllarn ateistlerince yaratlm olan btn deerli dnceleri ieren ve onlar yaratclkla yeniden ileyen
-276

ateizm, akla uygun, ciddi bilimsel bir reti olarak, dier btn ateist retilerden tamamen farkldr. Marksizm ncesi ateizmin amac, yeryzndeki yaama ilikin ilkelerinden tr dini eletirmekti, yani din eletirisinden teye gitmeyen bir ateizmdi bu. Oysa Marksist ateizm, sadece dini eletirmeyi deil, devrim yoluyla yeryzndeki yaam deitirmeyi ve dinin varlnn gereksiz hale gelecei bir toplumsal yap kurmay da kendine grev sayar. Marksist ateizm devrimcidir; ii snfnn devrimci hareketine, proletarya devriminin hedeflerine ve geleceine sk skya baldr. Marksist ateizm ii snfnn, onun partisinin ve devletinin belirlenmi pratik eylem program olarak ortaya koyar kendini, gemi yzyllarn ateistlerinin yetindii arzulanan iyilikler toplam olarak deil. Kltrl insanlarn oluturduu dar bir evreyle snrl olan gemiteki ateizmin aksine, Marksist ateizmin yz smrlen emeki snflara dnktr, kitlesel bir dnya gr oluu da rastlant deildir. Dine bilimsel yaklam, Marksizmin kurucularna, dinin ortaya knn gerek nedenlerini ve onu ortadan kaldrmann yollarn aklama olana salad. Ateist ynelim, Marks ve Engels'in erken dnem almalar iin ayrt edici bir zelliktir. Kukusuz, Marksizmin kurucularnn ilk yaptlarn proleter ateizme ait grlerin aklamas olarak deil, sadece devrimci-demokrat ateizmden proletarya ateizmine doru gtren bir yol olarak grmek gerek. K. Marks'n "Yahudi Sorunu" (1843), "Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eletirisine Katk" (1843-1844) gibi "AlmancaFranszca Yllk "ta yaymlanan yaptlar, Marksist ateizmin oluumunda en nemli aama oldu. "Yahudi Sorunu" adl makalesinde K. Marks, Gen Hegelci Bruno Bauer'in, her eyden nce dinin ortadan kaldrlmasnn, dier btn halklarn kurtuluu gibi, Yahudilerin de kurMarksist -277

tuluu olaca eklindeki yargsna kar kar. Toplumsal ktln kaynann din deil, toplumda meydana gelen maddi koullar olduunu syler. Marks, politik zgrln ada toplum koullarnda, pratik anlamda zel mlkiyet hakk olarak gerekletiini, bu arada insann kurtuluu iin zel mlkiyet hakknn kaldrlmasnn zorunluluunu tantlar. Bylece, dinin ortadan kaldrlmas sorunu, ilk kez toplumsal yapnn kkten deiimiyle dorudan ilikilendirilmi olur. K. Marks, bu dnceleri, Marksist ateizmin temel ilkelerini ilk kez aka belirttii "Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eletirisine Katk"da gelitirir. Marks'm hareket noktas udur: nsan yapan din deil, dini yapan insandr. "Din, henz kendi benliini bulmam ya da kendini tekrar yitirmi insann bilincidir, kendini duyumsamasdr" (K. Marks- F. Engels, Top. Y., c. 1, s. 414). Dinin douu rastlantsal deildir. Din toplum tarafndan, "tersine evrilmi bir dnya"nn ortak teorisi olarak, tersine evrilmi bir dnya gr biiminde yaratlr. Marks, dinsel yoksulluun, nasl gerek yoksulluun dile gelii ve ona ynelik bir protesto olduunu gsteriyor. "Din -ezilen alak herifin soluu- acmasz bir dnyann kalbi olduu gibi, duygusuz bir dzenin de ruhudur. Din halkn afyonudur. (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 1, s. 415). Din eletirisinin, dini douran toplumsal koullarn eletirisi olduu, tamamen anlalr bir eydir. Kendi bana bir erek olmakszn, "dine kar sava, ruhsal sevin kayna din olan bir dnyaya kar verilen dolayl savatr (a.g.y., s. 414-415). Dine kar sava, halkn ezilmilikten kurtuluuna ve onun tarihi etkileme yeteneini gelitirme genel ereine bal olmak zorundadr. Din eletirisi, klelik zincirleri zerindeki naylon iekleri syrp atar, dnmesi ve onu evreleyen gerek dnyay deitirecek eylemde bulunmas iin, insan dinsel dten kurtarr. Bununla birlikte Marks, ada toplumun kendi bana ya-278

plan eletirisinin, - b u toplumun sorunlarnn teorik zm pratik zmlerinin zorunlu koulu olsa da- onun yeniden yaplanma sorunlarn henz zmediine dikkat eker. "Eletiri silah, kukusuz, silah eletirisinin yerini alamaz, maddi bir g, yine maddi bir g tarafndan yklmal; ama teori de kitleleri kucaklar kucaklamaz maddi bir g haline gelir" (a. g.y., s. 422). Marks, toplumun dinden kurtuluunun gerek yolunu ancak proletarya devriminin aacan syler. Marksist ateizme ait dncelerin bundan sonraki geliimini, Marksizmin kurucularnn "Kutsal Aile Ya da Eletirel Eletirinin Eletirisi", "Alman deolojisi", "Almanya'da Kyl Sava", "Kapital", "Ailenin, zel Mlkiyetin ve Devletin Kkeni", "Ludvvig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu", "Anti-Dring", "Doann Diyalektii" gibi temel yaptlarnda buluruz. Dinin temelinde kitlelerin cehaletinin yatyor olmas ve dinden kurtuluun yolunun aydnlanmadan gemesi, eer demokratik ateizmin k noktas ise, Marks ve Engels, dinin, insan toplumunun rgtleniine temel olan nedenlerin etkisiyle doduunu ortaya koydular. Din (her ikisini de iermesine karn) cehaletin, ya da bilinli uydurulmu bir yalann rn deildir. Din, insann zerindeki egemen glere klece bir boyun ei iinde olduu toplumsal yapnn zorunlu sonucudur. "Din, insanlarn gndelik yaam iinde onlara hkmeden d glerin, onlarn kafalarnda dsel (fantastik) olarak -gerek dnyaya ait glerin dnya d gler eklinde- yansmasndan baka bir ey deildir" (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 20, s. 328). nsanlk kendi geliiminin erken dnemlerinde, yani doann bir d g olarak insan zerinde egemen olduu dnemlerde, byle bir dsel yansmann nesneleri olan doa glerini henz kavrayabilmi deildi. nsan toplumlar doa gleriyle birlikte gelitike, bylesi bir yansmann zneleri durumundaki doa gleri, ok gemeden insan zerinde egemenlik kuran ve yine insan iin anlalmaz olan toplumsal gler
-279

haline de gelmi oldular. Bylece, Marks ve Engels, toplumsal yaamn materyalist kavran temelinde, dini tarihte ilk kez insan toplumlarnn nesnel geliim sreci balamnda aklamay bildiler. Marks ve Engels, tarihte ilk defa, dinin iki nedene bal olarak doduu eklindeki ateist dnceyi ortaya koydular: Birincisi, toplumsal nedenlerin gc, ikincisi de, bilgibilimsel (gnoseolojik) nedenler. Baka bir deyimle, din, bir yandan kendi kkleriyle toplumsal yaama girerken, dier yandan insann alglama ediminin kkenine sahip oluyor. Peki dinin kkeni nedir? Din ilkel toplumda insanlarn doa gleri karsndaki gszlnn bir ifadesi olarak dodu, daha sonra bunu izleyen tarihsel alarda da, insan zerinde egemen olan toplumsal gler karsnda insann gszln dsel (fantastik) biimde yanstarak varln srdrd. Din, kleci toplumdan balayarak, smrc snflarn grn yanstmaya ve savunmaya, emekilerin ruhsal ynden ezilmesinin arac olarak kendini gstermeye balar. Snfl toplum koullarnda btn smr ve ezme biimlerini hakl gstererek, egemen snflarn karlarn korumas, dinin toplumsal kkenini oluturur. Din, smr toplumunun bilinen snfsal yaps iinde kk saldna gre, bu durumda sadece aydnlanma hareketini yaygnlatrarak onu yok etmek olanakszdr. Bu ancak, karlar din tarafndan korunan ve dinin varlyla desteklenen snflarn ortadan kaldrlmasyla olacaktr. Dinin bir de bilgibilimsel (gnoseolojik) kkeni vardr. Bilindii zre, insan bir olguyu kavrama srecinde dncelerden yararlanr. Her trl dnce de bir soyutlamann sonucu olarak doar. Her konu, her olay benzersiz, sadece kendine zg ilinekler tar, tpk belli bir trn tekrarlanabilir btn olaylarnn kendine zg ilinekler tamas gibi. rnein, btn evler bir takm ilinekleriyle birbirlerinden ayrlrlar ama ayn zamanda btn evler iin ortak olan ilinekler de sz konusudur. Btn evlere zg olan ortak ilinekler "ev" kavramnn anla-280

mini yklenir, bununla birlikte bu anlamn oluma srecinde, ayr ayr evlere zg olan zel ilinekleri soyutlarz. Gereklikten bu uzaklatrma, anlamlarn dncelerde yansyan olaylardan ayrlmasna olanak yaratr. nsan bilinci, anlam gerek nesnelerden istedii gibi koparabilir, onu nesnelerin balang tz olarak grmeye balayabilir. Dinin ve idealizmin douu bilincin bu zellii sayesinde mmkndr. Bu "speklatif yapnn gizi" Marks ve Engels tarafndan "Kutsal Aile, ya da Eletirel Eletirinin Eletirisi" adl yaptta ortaya konuyor. Dinin douu iin balca koullardan biri olarak, insan bilincinin belli bir dzeye varmas gerektii btnyle anlalr bir eydir. nsann doaya kar savata henz ok gsz olduu bir evrede, dinin douundan nce uzun bir dinsiz sre yaand insanlk tarihinde. Din yoktu o zaman. Din dodu, nk dinin douu iin insann sadece gerek gszl deil, ayrca bilincin bu gerei yanstmas, dsel-dinsel bir ekilde bilince tamas gerekiyordu. Tanr dncesinin douuna kadar, din, kendi geliimi iinde bir takm tarihsel biimler ald. Bu da sadece toplumsal geliim sonucunda deil, insan bilincinin geliimi ve ok yksek dzeyde soyutlama yapabilme noktasna ulamasyla oldu. Demek ki, Marks ve Engels, dinin snfsal ve bilgi bilimsel (gnoseolojik) temelleri olduunu tantladlar, bylelikle onun gerek ortaya knn, gerekse varln srdrmesinin en nemli nedenlerini akladlar. Bu nedenlerin anlalmas, dinin douunu doru kavrama ve aklamaya olanak verdii gibi, dinin ortadan kaldrlmasnn yolunu gstermeyi de olanakl klyor. Dinin varlnn son bulmas iin, sadece cehaletle savamak yeterli deil. Her eyden nce dinin snfsal temelleri ortadan kaldrlmaldr, yani dini koruyup yaatan ve cehaleti besleyen smr toplumunun, smrc snflarn ortadan kaldrlmas zorunludur. Marks ve Engels, insan toplumlarnn gsterdii gelimenin genel niteliini ve ynelimini ortaya koyarak, kapitalizmden
-281

komnizme geiin tarihsel bir zorunluluk olduunu akladlar. Dinsiz topluma geiin de ayn lde kanlmaz olduunu gsterdiler. Din her zaman var olmadna ve ancak toplumsal yap iinde meydana gelen belirli koullara bal olarak ortaya ktna gre, toplumsal yaamn devrimci dnmyle bu koullarn ortadan kaldrlmas, dinin tamamen tasfiyesinin de yolunu aar. Yine de ak olan bir ey var: Din, proletarya devriminin zafere ulamasnn ardndan kendiliinden ortadan kalkmaz, onun tamamen yok olmas iin kesintisiz bir tarihsel sre gerekir. Marks ve Engels, buradan hareketle ii snfnn dini ve kiliseyi hedef alan temel grevlerini belirlediler. Marksizmin kurucular, ii snfnn dine kar mcadelesinin, proletarya diktatrln kurmak iin eski toplumun btn glerine ve geleneklerine kar verdii mcadelenin bir paras olduunu ortaya koydular. Marks, genel anlamda demokratln kendine zg bir nitelii olan vicdan zgrl isteminin, dine yaklamda son erei onu ortadan kaldrmak olan ii snf partisince ho karlanmayacana iaret eder. Ne var ki, proletarya diktatrlnn zaferi sonrasnda dinin ortadan kaldrlmas yasaklama yoluyla gerekletirilemez. "... Kovuturma, diye yazyor F. Engels, istenmeyen dnceleri pekitirmenin en iyi aracdr! Ak olan bir ey var: Gnmzde tanrya hl yaplabilecek biricik hizmet, ateizmi dinin zorunlu simgesi olarak ilan etmektir (K. Marks-F. Engels, Top. Y., c. 18, s. 514). Dine ynelik her trl yasaklama giriimi, kanlmaz olarak onun uzun sreli yasaklanmasna yol aar ve dine hizmet edenleri yeryznde ektikleri acnn halesiyle talandrr. Bylece Marks ve Engels, bilimsel ateizmin sadece teorisini yaratmakla kalmayp, ii snfnn ve onun partisinin dini tamamen ortadan kaldrmak iin yrtt savamn pratik programn da sunuyorlar. Marksist ateizm bundan sonra Paul Lafarg (1842-1911), Avgust Bebel (1840-1913), Georgiy Valentinovi Plehanov
-282

(1842-1918), Franz Mering (1846-1919), osif (Josef) Ditsgen (1828-1888) vd. deerli Marksist dn adamlarnn adlaryla balantl olarak bir genileme ve gelime gsterecektir. Marks ve Engels'in sekin ardllar, Marksizm ve ateizm dncelerinin Avrupa lkelerinde yaylmas iin ok ey yaptlar. Ancak onlarn tarihsel hizmetleri bununla bitmez. Onlar sadece Marksizmin kurucularnn yaratt dncelerin yaylmas iin deil, bu dncelerin gelimesi, Marksist ateizme ait sorunlarn incelenmesi iin de ok ey yaptlar. Marks ve Engels'in sekin ardllarnn almalar, Marksist ateizmin geliiminde gerekli bir aama oldu. MARKSST ATEZMN GELMNDE LENNC AAMA XIX. yzyln sonlarnda kapitalizm en yksek ve son aamasna -emperyalizm aamasna- girdi. ryen ve can ekien kapitalizmin emperyalizm a, ayn zamanda sosyalist devrimin de ngndr. Vladimir ili Lenin'in nclk ettii hareket, tam da proleter devrim srecinin yaklat ve gereklemeye balad bu tarihsel dnemde genilemeye balad. Emperyalizm koullarnda ii snfnn devrimci hareketinin ykseliinden korkan burjuvazi, tarihsel gelime perspektifini yitirerek, feodalizme kar savata kitlelere nclk ederken kulland 'zgrlk, eitlik, kardelik' belgisini (iarn) yadsmakla kalmad, burjuva devrimler anda insan akln btn toplumsal kurumlar yarglamaya aran burjuva filozoflarnn dncelerini de yadsd. Emperyalizm koullarnda, ayrca birinci Rus devriminin (1905 Devrimi, .) yenilgisi sonrasnda keskinleen ideolojik sava, burjuva felsefi dncesi iindeki deiik eilimlerin (Yenikantlk, Mahizm) yaklamlaryla Marksizmi revizyona uratma ynnde artan btn abalarla balantl geliti. Sadece snf sava, devlet ve devrime ilikin Marksist reti, sadece diyalektik ve tarihsel materyalizm deildi revizyona konu olan, Marksist ateizm de revizyonun znesi olmutu.
-283

Din eletirisi sorunu devrimci burjuvazinin tarihsel grevidir. Bat'da burjuva demokrasisi, kendi oluum sreci iinde bu grevi nemli lde yerine getirdi. Ancak burjuva devriminin zaferinden ve tam bir din zgrlnn az ya da ok hayata geirilmesinden sonra, ii snfyla burjuvazi arasndaki snf savamnn iddetlenmesinden tr, dinle mcadele sorunu ikinci planda kald. Bat Avrupa sosyal-demokrasisi bu sorun karsnda "kaytsz" bir tutum taknd. Burjuva hkmetlerinin (Fransa, Almanya) klerikalizme kar atklar "sava" yardmyla, emekilerin dikkatini bilinli olarak snfsal sorunlardan uzaklatrmaya almalar, belli bir lde bununla akland. "Burjuva antiklerikalizmi, emeki kitlelerin dikkatini sosyalizmden uzaklatrmann arac olarak, diye yazar V. . Lenin, dine kar savamda ada "kaytszlk "n Bat'da sosyal-demokratlar arasnda yaylmasndan nceydi" (V. 1. Lenin Top. Y., c. 17, s. 424-425). Bat'dan farkl olarak Rusya'da bambaka koullar olumutu. Demokratik-burjuva devriminin ncs olarak Rusya proletaryas, dine kar savata da ideolojik nc olmak zorundayd. V. L Lenin'in tarihsel hizmeti, emperyalizm koullarnda, sosyalist devrimin hazrlk grevlerinin dorudan Komnist Parti'nin pratik grevleri olduu dnemde, deiik bir z tayan revizyonistlere kar savam iinde Marksist ateizmi gelitirmek oldu. Geri kalm Rusya'nn karmak koullarnda V. . Lenin, bilimsel ateizm teorisini sadece daha ileri gtrmekle kalmad, proletarya devriminin zaferinden nce ve proletarya diktatrlnn kuruluundan sonra, yani sosyalizmin inas aamasnda, dine ve kiliseye kar partinin pratik programnn oluturulmasnda da en nemli rol oynad. Aralk 1905 ylndaki birinci Rus devrimi dneminde, V. . Lenin, partimizin program belgelerinden biri olan "Sotsializm i religiya / Sosyalizm ve Din" adl makalesini yaymlad. ada toplumu smr toplumu olarak niteleyen V. . Le-284

nin, emekilerin ekonomik ynden ezilmelerinin kanlmaz olarak dier btn ezme biimlerini de (politik, tinsel vb.) douracan belirtir. Uzlamaz snfsal elikiler stne kurulu bir toplumda derin sosyal kkleri bulunan din, tinsel boyunduruk biimlerinden biridir. "Nasl ki yabanl insann doayla savataki zayfl tanrlara, eytanlara, tansklara (mucize) vb. inanc douruyor, ayn ekilde ezilen snflarn ezen snflara kar savataki zayfl da kanlmaz olarak, te dnyada daha iyi bir yaam inancn dourmaktadr" ( V. . Lenin, Top. Y., c. 12, s. 142). V. . Lenin, dinin ezenlerin karlarna hizmet ettiini belirterek, onun "sermayenin klelerinin tad insanln, u ya da bu lde hak ettikleri insanca yaama isteklerinin boulduu bir tr ruhsal votka" olduunun altn izer. Dinsel baskdan kurtulmann bir yolu var: Bilimsel baarlarn din afyonuyla sava iin kullanld srete, ii snfnn devrimci savam. V. . Lenin, dinin, devletle ilikisi noktasnda 'zel bir sorun' olarak ilan edilmesi gerektiini belirtir. Bunun anlam udur: Her vatanda kendine uygun grd bir dini semekte tamamen zgr davranabilir, ya da hibir dini kabul etmez ve tanrtanmaz olur. Bir toplumun btn yeleri, inandklar din veya mezhepten bamsz olarak eit haklara sahip olmal, dinsel kimlii akla getiren her ey btn belgelerden karlmaldr. Devlet tarafndan kilise ve dini topluluklara yaplan btn parasal yardmlarn kesilmesi gerekir. "Kilisenin devletten tam olarak ayrlmas, ite sosyalist proletaryann ada devlete ve ada kiliseye kar ne srd istek budur" (V. . Lenin, Top. Y., c. 12, s. 144). V. . Lenin, devletle ilikisi balamnda dini kiisel bir sorun sayarak, partinin ideolojik adan silahszlandrlmas ve sosyalizmle dini uzlatrma ynndeki her trl giriime kesin olarak kar kmt. Din, ii snf partisiyle ilikisi bakmndan 'kiisel bir sorun' olarak grlemez. Parti; bilimsel, Marksist dnya gr-285

ne dayanan, ilkesel olarak her trl dine dman, ii snfnn kurtuluu iin savaan bilinli savalarn oluturduu bir birliktir. Parti, ii snfn her trl baskdan, bu arada dinden de kurtarmak ister. Ve bu mcadele, bir parti yesi iin kiisel bir sorun deil, partinin ortak sorunudur. Dinsel bask smr dzeninin bir rn olduuna gre, sosyalist devrimin ve proletarya diktatrlnn baarya ulamas iin ii snfnn verecei devrimci mcadele olmakszn, bu basky ortadan kaldrmak olanakszdr. Sosyalist devrimin baars iin verilen savamda, dinsel ayrmlar yznden devrimci glerin paralanmasna izin verilmez. Burjuvazi bu dinsel ayrmlar her zaman krklemeye alr, nk emeki kitlelerin dikkatini dinsel sorunlara ekmek onun karnadr. 1905-1907 devriminin yenilgisi ve balayan gericilik dnemi, sonraki yllarda Rusya'nn dnce yaamnda iz brakt. Toplumsal mcadeleyi umursamama, anlamsz bulma halleri geni bir yaygnlk kazand. Bu dnemde ar dzeyde artan bireyci, gizemci (mistik) ve erotik dncelerle birlikte felsefede idealist eilimler yaylr, dinin etkisi artar. 'Tanr arama' ve 'Tanr yaratma' gibi dinsel-felsefi akmlar moda olmaya balar. Mahizmin (Ampiryokritisizm) gerici felsefesiyle mcadele srecinde, V. . Lenin'in Marksist ateizmin temelini -diyalektik ve tarihsel materyalizm- savunan ve gelitiren en nemli felsefi yapt "Materyalizm ve Ampiryokritisizm" (1908) yaymland. V. L Lenin, partililik felsefesine ilikin Marksist retiyi daha da gelitirerek, felsefi idealizm ile dinin ayn snfsal ve bilgibilimsel (gnoseolojik) kkene sahip olduklarn, ayn toplumsal ilevi yerine getirdiklerini, X X . yzyl koullarnda felsefi idealizmin yobazla giden bir yoldan baka bir ey olmadm tantlad. Burjuva filozoflarn, partinin (RKP, .) felsefe alannda verdii savamn dnda kalma abas, aslnda idealizmi ve dini, gelien bilimin ve materyalist felsefenin darbelerinden koruma abasdr. Sadece Marks'n manta dayal felsefi materyalizmi, her trl idealist teorinin temelden kart
-286

olarak, ada bilimsel bir tutumla din ve onun felsefi balaklaryla ideolojik savama olanak veriyor. V. I. Lenin, revizyonistlerin sosyalizmle dini uzlatrma abalarnn rastlant olmadn, bu tr abalarn felsefi temelinin Marksizden idealizme bir sapma olduunu ortaya koydu. Bu da pek doaldr, nk bir yanda Marksist felsefeyle Marksist ateizm arasnda, dier yandaysa idealizmle din arasnda isel ve mantksal bir ba sz konusudur. Marksizm, materyalist bir felsefe olarak, dinle sava halindedir. Ama smr toplumunda dinin kaynana bilimsel adan k tutarak, materyalizmin dier btn biimlerinden daha ileri gider Marksizm. Eer bir burjuva materyalisti, kitlelerin cehaletini dinin varlnn nedeni sayar ve bu nedenle ateizm propagandasnda dinle mcadelenin tek arac olarak, bu cahil kitleleri aydnlatmay kendine grev bilirse, bir Marksist de ada kapitalist lkelerde dinin her eyden nce toplumsal temelleri olduunu ne srer. Emekilerin toplumsal ynden ezilmeleri, sermayenin kr gleri karsnda aka grlen acizlikleri, dinin bu temellerini dourmaktadr. Fakat kapitalizm koullarnda kitlelerin sadece eitilmesiyle dinin ortadan kaldrlmas olanakszdr. Sermaye iktidarnn btn biimlerine kar savam vermek gerek ve bu savam Marksist partinin yrtt ateist propagandayla balantl olmak zorunda. V. 1. Lenin, proletarya devriminin zaferine kadar, kitleleri smrye dayal toplumsal dzene kar savamak zere rgtleyerek, buna kout emekileri eiterek, sabrla almann gerekliliini vurgular. Politik bir din savann ilan ise, "dine ynelik daha byk bir ilginin canlanmasna yol amak ve dinin gerek yok oluunu zora sokmaktr. "Snflarn ve Partilerin Dine ve Kiliseye Yaklamlar" (1909) adl makalesinde V. . Lenin, Sinodun* deerlendirilmesi konusunda Devlet Dumas'nda alan tartmada, fark11

Sinod- Bir kilise blgesinin ilerinin ynetimiyle ilgili olarak toplantya arlan din adamlar heyeti. -287

l snflarn dine baknn farkl olduunu gsterdi. Egemen snflarn dine yaklam, ezilenlerin yaklamyla ayn deildir. Bununla birlikte, kendi snrlar erevesinde bir snf olan burjuvazinin iindeki deiik toplumsal gruplarn da dine yaklam farkldr. V. I. Lenin, Devlet Dumas'nda yaplan tartmalar zmleyerek, deiik siyasi partilere (Oktryabristler, Kadetler, Trudovikler vd.)* mensup temsilcilerin sergiledii tutumlarn ieriini ak ve derinlikli bir tarzda veriyor, sadece Boleviklerin Marksist dnya grnden doan din ve kilise konusundaki grlerinin, halk kitlelerinin beklentilerine yant verdiini ve din sorununun gerek zm olduunu ortaya koyuyor. Burjuva aydnlarn dnya grn aa karmak zere kaleme ald "Vehalar stne"** adl makalesinde V. I. Lenin, burjuva aydnlarn bu makaleler sekisini "liberal dnekliin ansiklopedisi" olarak niteler. Gericilik yllarnda burjuva ideologlar materyalizme sava aarak, ernievskiy' i, Belinskiy'i, Dobrolyubov'u idealizme ve dinselmistik retiye dmanlklarndan tr eletirir ve tmyle dinsel bir dnya grn yeniden kurmaya abalarlar. Bu ekilde gericilie sapma, ideolojide beklenmeyen bir tutum deildir. Bu sapma, gerici politik yaklamlara uygun der ve onlar tarafndan belirlenir. Bilimsel ateizm teorisinin geliiminde ve uygulamadaki ateist almalarda, V. . Lenin'in "O znaenii voinstvuyuevo materyalizma / Militan Materyalizmin nemi" (1922) adl makalesinin oynad ve gnmzde oynamaya devam ettii
* Oktryabristler- 1 9 0 5 Kasn'mda kurulan byk kapitalistlerin monarist partisi. Byk kapitalistlerin ve byk iftlik sahiplerinin karlarn temsil ediyordu. Ekim Devrimi'nden sonra Sovyet iktidarna kar silahl savaa giritiler. Kadetler- Anayasal-Demokratik Parti'nin yeleri. Kadet Partisi, liberal-monarist burjuvazinin partisiydi. Sovyet iktidarndan sonra kar-devrimci cephede yer ald. Trudovikler - Kk burjuva aydnlardan ve kyllerden oluan bir grup. ** Veha- Kar-devrimci Kadetlerden bir grubun yaymlad makalelerden oluan bir seki (1909). Bu makalelerin yazarlar, 1905-1907 Devrimine kar gerici bir tutum taknarak, devrimci-demokratik mcadeleyi ktlemeye altlar, -.n. -288

roln ne olduunu yeniden deerlendirmek zordur. V. 1. Lenin'in bu makalesi, "Pod znamenem marksizma / Marksizmin B a y r a Altnda" adl teorik derginin k nedeniyle kaleme alnmtr. Lenin, bu derginin militan materyalizmin ve ateizmin yayn organ olmas ve yorulmak bilmeksizin ateizm propagandasn yrtmesi gerektiini syler. V. I. Lenin, XVIII. yzyl Fransz materyalistlerinin ateizm stne yaptlarn ok deerli grerek, bu yaptlarn gerekli yorumlarla birlikte yaymlanmasn nerir. Burjuva ateizmiyle birlik oluturmann gerekliliinin altn izer; byle bir birlik dinsel kara gericilikle sava iin gereklidir. Ateizm propagandas konusunda derginin nne ak grevler koyan Lenin, dinin ada, temizlenmi ve "iyiletirilmi" biimleriyle savama dikkat eker. Marksist-Leninist ateizm emeki kitlelerden destek ve sayg grd. Bu konuda, Em. Yaroslavski, I. I. Skvordsov Stepanov, A. V. Lunaarskiy, N. K. Krupskaya, P. A. Krasikov gibi sekin Leninist-ateistlerin byk hizmetleri oldu. 1941 ylndan nce birka ateist dergi ve "Bezbojnik / Tanrsz" adl bir gazete kt. "Ateist" yaynevi bu yllarda pek ok kitap ve bror yaymlad. Ateist yaznda temel eilim, en geni okur tabakalar dnlerek yaplan popler-kitlesel yaynlar ile uzmanlarn ilgi duyaca ciddi tarihsel aratrmalard (Vipper'in, Ranovi'in, Nikolski'nin vd. yaptlar). Ateizm sorunlarn inceleme almalar gnmzde de srmekte. Ateist yazn alanndaki en nemli eilimlerden biri, henz zmlenmemi sorunlarn irdelenmesidir.' Dinin deiik biimlerinin incelenmesi, gnmzdeki din biimlerinin tarihi zerinde allmas, dinin toplumsal niteliinin ve dinsel bilincin irdelenmesi, ite Sovyet ateistlerinin ele aldklar sorunlardan bazlar. Ateizm alannda hatr saylr dzeyde genileyen ve gerek teorik genellemeler iin, gerekse ateist eitimdeki pratik almalar iin deerli bilgiler sunan somut sosyolojik incelemeler olduka ilgi ekicidir.
-289

Bugn gelinen aamada, emperyalizm ile sosyalizm arasndaki ideolojik savan keskinlemesine bal olarak, anti-komnizm planlar erevesinde rgtlenmi baz d dinsel kurulularn Bat gericilii tarafndan nasl kullanldklar incelenmektedir. Bilim adamlar Marksist-Leninist temele dayanarak, deiik dinsel sistemler iinde varlk bulan eilimleri aa karmaya, dini bilimin darbelerinden koruma abasndaki gnmz ilahiyatlarnn ne srdkleri kantlarn rkln gstermeye almaktalar. Sosyalist bilim adamlar, dinin yaad amazdan kurtarlmas iin ilahiyatlarn yneldii kurnazlklar eletirerek ve sadece Marksist yaklamn ada dnyann sorunlarnn zmne olanak verdiini ortaya koyarak, bilimsel materyalist dnya grn pekitirmektedirler.

-290

DN VE PSKOLOJ (DNDAR NSANIN PSKOLOJS)


DNSEL PSKOLOJNN ZELLKLER Din son derece karmak bir oluumdur; birka enin toplam olarak ortaya kar: Dinsel bilin, dinsel trenler (klt, tapnma), dinsel kurumlar. DNSEL BLNCN YAPISI Toplumsal bilincin dier biimlerinde olduu gibi, dinde de iki dzeyi (iki alan) grmek gerek: 1) Din ideolojisi, yani meslei din adaml (papaz, imam, vb.) olanlarla ilahiyatlar tarafndan dinsel dogma ve mitlerin daha ok ya da daha az sistematize edilmi ifadesi; 2) Dinsel psikoloji, yani sradan dindar kitlelerin kendine zg dinsel tasarm ve duygulan. Din psikolojisi, gerek ekonomik temelle, insanlarn nesnel yaam koullaryla olan ilikisi, gerekse onu oluturan paralar bakmndan ideolojiden ayrlr. Din psikolojisinde baz bileim elerini grmek gerek. Bu psikoloji, toplumsal yaam koullarnn ortaya kard bir kiilik karsnda insanlarn acizliinin dorudan yansmas olarak, nemli lde kendiliinden doan inanlar, duygular, dsel tasarmlar, grler, anlaylar toplamdr. Dinin, insanlarn kendileri zerinde egemen olan glerle dorudan, yani duygusal ilikilerinin bir biimi olarak var olduu konusunda, Engels'in "Anti-Dring"de syledikleri bilinir.
-291

D N S E L DNCELER VE TASARIMLAR
Dinsel dnce ve tasarmlar, kitlesel bilin alannda kendine zg nemli bir yere sahip. Birincisi, bu dnce ve tasarmlar sistemlememi, karmakark (kaotik) bir nitelik tar. Din, inanl insanlarn ok byk bir ounluunun bilincinde dogmalarn ve mitolojik tasarmlarn herhangi bir ekillenmi sistemi olarak deil, daha ok ayr tiplerin, dncelerin, betimlerin, mitolojik yklerin vb. bir biimi olarak varln srdrmektedir. kincisi, kitlesel din bilincinde daha egemen olan, soyut dnceler ve dogmalar deil, belirgin tasarmlar ve biimlerdir. nsann d gcyle yaratlan doast znelere duygusal yaklam olmadan, dinsel inan olanakl deildir. Dinsel inan znesiyle duygusal bir ilikinin domas iin de, inan znesinin dindar insan tarafndan duygusal bir somutluk iinde, belirgin ekilde tasarmlanmas gerekir. lkel bir din incelendiinde, dinsel tasarmlarn belirgin, renkli karakteri ok ak olarak kendini gsterir. lkel dinsel inanlar, hemen hemen salt mitler biiminde, yani uydurulmu doast varlklara, bu varlklarla balantl u ya da bu olaylara ilikin ykler eklinde ortaya kmaktalar. Bir mit, her zaman canl, renkli, ak bir nitelik tar. Dinsel tasarmlarn canl ve renkli nitelii "kutsal" kitaplarn ieriinde de kendini gsteriyor. Evrene ilikin genel grler, rnein, ncil'de soyut dnceler ve tasarmlar olarak deil, aksine gze kulaa seslenen mitolojik betimler ve ykler eklinde anlatmn buluyor. Ayn ey Eski ve Yeni Ahit'in ahlaki emirleri iin de geerlidir. Bu emirler; soyut kurallar, insann davran tarz konusunda ekillenmi gerekler (bunlar, rnein, Eski Ahit'te "on emir" eklinde yer alyorsa da) olarak deil, gerekli ahlaki sonularn ve tlerin (ahlaki t veren masallarn) karld dzmece olaylarla ilgili, tamamen somut sanatsal ykler eklinde ok sk olarak karmza kmakta. Byk bir kalabalk oluturan dinsel tasarmlarn renkli ve canl mitolojik nitelii, din yanllar ve banazlar tarafndan,
-292

dindar insanlar zerinde daha iyi sonu verici bir etki yaratmak amacyla, ustalkla kullanlyor. rnein, Ortodoks papazlarn verdii vaazlarn ou, ncil'deki belli bir mite, bir menkbeye veya ahlaki t veren bir masala dayanyor. ncil tipleri dinleyen kiinin belleinde daha iyi canlanabilsin diye, vaizler, sz konusu miti btn ayrntlaryla ve sanatsal bir tarzda, parlak bir anlatmla vermeye alrlar. Daha sonra da, Hristiyan ahlakn ruhuna uygun biimde, bu miti genel ahlaki yarglara uydurarak "yorumlamaya" geerler. Sovyetler Birlii'ndeki dindar insanlar arasnda geerli olan Baptist retinin elyazmas yaznnn gsterdii gibi, bu yaznn nemli bir ksm, Baptist ilmihalini de ykler, piyesler, iirler vb. eklinde sanatsal klma isteiyle aklyor. Ateistlerin, teorik ve pratik almalarnda, kitlesel din bilincinin yukarda gsterilen zelliini gz nne almalar ok nemlidir. Onlarn dine kar verdikleri ideolojik savam, soyut dinsel kurallarn ve dogmalarn sadece teorik eletirisiyle snrl olmamal; dinsel mitolojinin eletirel zmlemesiyle de ilgilenmeliler. ncil'deki mitolojik tiplerin kutsallk ve gizemlilik rtsn kaldrmak, bu tiplerin uydurma niteliini inandrc biimde ortaya koymak iin, onlar douran gerek tarihsel koullarn gnna karlmas ynnde aba gstermek gerekir. Ayn zamanda, bizim bu konudaki propagandamz stnkr ve alayc olmaktan, dinsel mitolojilerin kiilerini glnletirmekten uzak olmaldr. nanl insanlarn dinsel duygularn inciterek, acemice ve kaba bir tarzda yaplan din kart propaganda, onlar dinden uzaklatrmaya yaramaz, aksine buna engel olur. Dinsel mitlerin yetkin ve derinlii olan bir eletirisi, bizim kendimize zg gr ve dncelerimizin anlatlmas srecinde, grseliitsel yntemlerin kullanmyla da tamamlanmaldr. rnein, komnist ahlakn temel ilkelerinin anlatlmas, eer soyut bir teoriye indirgenmez de somut olgulara, tiplere, olaylara dayandrlrsa, geni kitleler iin ok daha inandrc olan bir ses getirir. Belli bir insan, olay, ya da yaamsal du-293

rumla ilgili parlak bir yk, dinleyenlerin bilincine daha iyi iler, onlarn sadece uslarn deil, duygularn da etkiler. SOSYALST TOPLUMDA DNDARLARIN DN BLNC Sosyalist toplumda dini btn insanlarn din bilincinin incelenmesi, en nemli ve gncel sorundur. Sosyalist toplumdaki ilikilerin pekimesi, dinin sosyal kkenini sarst ve ateist propagandann baarl olmas iin uygun koullar yaratt. Kitlelerin dinin tinsel etkisinden aamal olarak kurtarlmas, sosyalist yaam tarznn etkisi altnda gereklemekte. Bu sre karmak ve birok bakmdan eliik bir nitelik tayor. Genel laikletirme eilimi, insanlarn dinsel kr inanlardan kurtulmas, farkl olaylarn bugn iin dindarl gelitirmesine olanak tanmyor. Toplumsal, mesleki ve yetime bakmndan eitli dindar insan gruplar, tamlk, derinlik ve yeinlik bakmndan kendilerini farkl dzeylerde dinden kurtaryorlar. Laikleme sreci, sadece eski dindarlarn dinden uzaklamaya balamasnda deil, belli lde hl dinin etkisi altnda bulunan insanlarn dinsel bilincinin deimesinde de kendini gstermekte. Geleneksel dini inanlar ve dnceler, yeni yaam koullarnn etkisi altnda, bilim ve kltrn gelimesi sonucunda yenileniyor. SBKP Merkez Komitesi'nin yardmyla, Toplumsal Bilimler Akademisi-Bilimsel Ateizm Enstits alanlar tarafndan yaplan aratrmalar gsteriyor ki, geleneksel dini inan ve tasarmlarn deiik bileenleri farkl dayankllk ve deimezlik dzeyine sahiptirler. Kimi geleneksel dini dnceler (rnein, ncil'de yer alan evrenin, yeryznn, gezegenlerin, bitkilerin, hayvanlarn, insann vb. oluumu hakkndaki dnceler), dini inanc olan insanlarn byk ounluunca terk ediliyor, ama dier dnceler (tanr dncesi, ruhun lmszl) daha direnli olarak yaamay srdryor. Ruhun lmszlne inananlarn saysnn tanrya inananlarn saysna gre, gelecekte nemli lde azalacan gsteren pek ok sosyolo-294

jik aratrmann sonucu, dikkatle zerine eilmeye deer. yle grnyor ki, ruhun lmszlne inancn zellikle ada bilimle iddetle elimesi durumu, burada belirleyici bir rol oynuyor. Tanr inancna gelince, bu inan, sz konusu verilere gre, dindar insann bilincinde ou zaman nedentanrc (deist) ve kamutanrc (panteist) bir renk almakta. Gnmzn dindar insan, varln kabul ettii doast bir varlk iin ektii snrn alanndan, bilim ve pratiin arl altnda, giderek uzaklayor. Tanr, dindar insan tarafndan genellikle sadece evrenin ilk nedeni olarak kabul ediliyor, bazen de, XVII. yzyln Hollandal filozofu B. Spinoza'nm yapt gibi, evrenin kendisiyle zdeletiriliyor. Ama bu, aslnda, geleneksel dini tezde yer alan tanr dncesinin yadsnmas anlamna geliyor. LAHYATILAR LE DEALST FLOZOFLARIN DNSEL DUYGULARA BAKII Birok ilahiyat, filozof ve sosyolog, din alannda duygularn nemli bir rol oynad gereini ok nceden belirtmilerdir. Hristiyan ilahiyatlar, "kilise babas" Augustin' den (IV.-V. yy) balayarak, dinsel duygularn ve ruh halinin neminin altn izdiler. lahiyatlar ile burjuva filozoflarn ounluunun, her insana zg doutan dinsel bir duygunun, tanrya kar zel bir eilimin olduunu ve bu dinsel duygunun, insann kendini tek olarak duyumsad dier btn duygusal srelerden ayrldn sylemeleri, onlarn geleneksel yaklamdr. Bununla birlikte, pek ok ilahiyat ve idealist filozof, dinsel duygunun, tad z bakmndan us iin anlalmaz olduunu ne srmektedir. Onlar, insanlar "tanryla btnleme", "dindar olma" ynnde inandrmaya abalyorlar; temelinde dinsel duygunun yatt, mistik aydnlanmann bir hareketidir bu. Dinsel duygunun kaynan tanrda gryorlar.
-295

DNSEL DUYGULARIN KENDNE ZG NTELKLER Gerekte, doutan gelen, temelde dier insan duygularndan farkl hibir "dinsel duygu" yoktur. Dindar insanlarn duygusal sreleri, fizyolojik dayanaklar ve temel psikolojik kapsam bakmndan kendine zg hibir ierik tamaz. Korku, sevgi, nefret, fke, hayranlk vb. gibi en bilindik insan duygular, dinsel inanlarla balantldr. Bu nedenle, dinsel duygular dier btn duygularla karlatrarak, psikolojik adan ayrmaya almann bir dayana yoktur. Ancak, biz, tanrbilimciler ve idealistlerin dinsel duyguya ilikin anlaylarna kar karak, inanl insanlarn duygularn dinsel dncelerle ilikilendirerek, bu duygularn bilinen zellikler tadn unutmamalyz. Dindar insanlarn psikolojisinin kendine zglln, onlarn sinirsel-fizyolojik ileyi biiminde aramamak gerek. Son derece dindar insanlara zg olsa da, sadece dinsel bilin temeline dayanan hibir ayr fizyolojik sre ya da ileyi biimi yoktur. Temelinde psiik srelerin ve olaylarn yatt yksek sinirsel bir ileyiin fizyolojik yasalar, gerek dindarlarda, gerekse dinsizlerde ayndr. Bundan tr, yksek sinirsel fizyolojinin yardmyla, dinsel bilinte kendine zg nitelikler bulmann olana yoktur. Bu ynelimin iine girme abalar, kanlmaz olarak, dinin biyolojik alana ekilmesine gtrr. Bu sylenenler, yksek sinirsel ileyiteki sz konusu fizyolojinin, ateistler iin yararsz ve gereksiz olduu anlamna gelmez. Btn psiik faaliyetler, dindar insanlarn psiik faaliyetleri de dahil olmak zere, fizyolojik yasalar temeli zerinde gerekletiine gre, bu bilgiler, doru yolun bulunmas ve insanlarn bilincini etkileme yntemleri bakmndan gereklidir. Ama yksek sinir fizyolojisi, dinsel bilincin zelliklerini ortaya karmada yetersizdir. iaret edilen sorunu, genel psikolojiyle de zmenin olana yoktur. Genel psikoloji, her zel koulda ve her toplumda
-296

kendine zg olan insan psiik faaliyetlerinin genel yasalarn inceler. Uydurulmu, dsel, doast bir objeye ynelmekten ibaret olan dinsel duygularn temel zelliklerini gstermek, ancak s o s y a l psikolojiyle olanakldr. Sosyal psikoloji, dinsel duygularn kendine zg toplumsal ynn, toplumun ve her ayr insann yaamnda oynadklar rol belirtir. Dindar insanlarn dini duygularnn znesi tanr, ruh, "eytan" ve bunlar gibi uydurulmu, insann hayal gcnn rn olan dsel varlklardr. Dinsel duygularn gerek znesi olmadna gre, bir dindarn tad dinsel duygularn da bir nemi yoktur ve bu duygularn tanmas, o insann kendi enerjisini, ruhsal ve fiziksel glerini bouna harcamas demektir. Dinsel duygular, yle grnyor ki, var olan gerek objelere, rnein herhangi bir insana ("aziz", "ermi" vb.) veya bir nesneye ("tansk yaratan" ikon, "kutsal" bir kaynak vb.) ynelik olmalar durumunda, gerekten, sadece doast nitelikler (tansk yaratma, hastalara ifa verme vb. yetenei) atfedilen varlklar trnden kendi znelerine her zaman bal olmazlard. Din, her koulda, insan duygularn gerek olduu savlanan uydurma bir zneye yneltiyor. Bu da bilinen insan duygularnn bozulmasna yol ayor. Dindar insanlarn kendileri dinsel duygularn zararlarnn bilincinde deiller. Bu insanlar, sk sk, dinsel duygularn onlara belli bir rahatlama saladn, "yaam ykn hafiflettiini", yaamn zorluk ve skntlarn yenmede kendilerine yardm ettiini sylerler. Gerekten, psikolojik dinsel duygular, tam znel anlamda, insan bilincindeki elikilerin ortadan kaldrlmasnn arac olarak ne kyor, d travmalar konusunda bilinen psikolojik deimezlik durumunu yaratyor, olumsuz etki olarak biriken birok olayda ayr bir duygusal "boalma" salyor. Ancak, yaamdaki elikilerin ve zorluklarn bu ekilde ortadan kaldrlmas dsel bir nitelik tar, nk dini duygular insanlarn gerek yaam koullarnn deimesine
-297

yardm etmezler, insan sadece bir sre iin yaad gerek dnyann dna "karrlar." Yaamdaki elikileri ortadan kaldrmak ynnde dinin nerdii "zm", znde bu elikilerden dler ve yalanlar dnyasna katr. Din, inanl bir insana, onu rahatlatyormu duygusu verse de, o insann yaam koullar gerekte olduu gibi kalmaktadr. Dinsel duygular insan gereklikten uzaklatrr, bylelikle onun deimesini engeller ve toplumsal uzlamazlklar, elikileri gizlerler. Duygusal sreler, dinsel bilincin en canl eleridir. Kitlelerin dinsel ruh hali ve duygular, toplumsal yaam koullarnn deimesine ok sert tepki verirler. rnein, Hal Seferleri zamannda kitlelerdeki banaz dindarln nasl ykseldiini veya sama sapan denen eylerin bir anda nasl geni bir alana yayldn, anmsayalm. Dinsel duygularn ve ruh halinin hzla yaylmas, birok bakmdan yknme ve telkinin sosyo-psikolojik ileyiine baldr. Psikolojik telkin ve yknmenin ileyii, kilise yanllarnca dinsel duygularn glendirilmesi amacyla kullanld ve kullanlmaktadr. Belirtilen ileyiler, psikolojik etkilemenin kendine zg baz aralarnn (ayinin uygulanma srecinde, rnein, belli szlerin ve ritmik beden hareketlerinin uzun sreli ortak tekrar vb.) kullanmyla, dinsel duygularn sanatsal olarak uyandrld kimi tarikat ya da daha deiik dini eilimlerin toplu ayinlerinde nemli bir rol oynuyor. nsan, lgnca yaplan bu tr ayinlerin sonunda, bazen kendinden geme noktasna gelir, evresiyle olan iletiimini keser, sama sapan szler haykrmaya balar. Peki, zellikle hangi duygular kullanyor dinler ve dindar insanlar iin en ayrt edici (karakteristik) duygular hangileridir? Deiik din ve mezheplere mensup, farkl alarda yaayan dindar insanlarn duygular, nemli lde birbirinden ayrlr. Bununla birlikte, eer tektanrl ada dinler, ayrca bugnn Hristiyanl sz konusu edilecek olursa, "ortalama"
-298

inanl insanlarn, en sradan dindarlarn duygularnda ba rol oynayan baz duygular ayr tutulabilir. DNSEL KORKU Dinsel korku duygusuyla balayalm. ok deiik nedenlerden tr korku duyulabilir. Eer insan, onu tehdit eden gerek bir tehlikeye bal olarak korku duyuyorsa, bu durumda o korku, hakll olan bir korkudur ve uyarc bir rol oynar, insan harekete geirir. Bununla birlikte, genellikle, korku duygusunu bir ekilde etkisiz klmas, onun yerini almas gereken baka duygular harekete geer. Dinsel korku; tanr korkusudur, br dnya korkusudur, cehennem azab vb. korkusudur, yani var olmayan eyler karsnda duyulan korkudur. nsann kendi abalarn, onun sadece dsel bir varlkla -tanr- olan ilikisiyle balantl sorunlarn zmne yneltmesi, dinsel korkunun yol at toplumsal zarardr. Dindar insann bilinci iin u dnce her zaman yeterli oluyor: "Tanry gazaba getirmemek." Bu da pratikte, dinin verdii bir takm tlere, dinsel kurallara ve emirlere eksiksiz uymak zorunluluu anlamna geliyor. Bu tr bir korku insan aalar, kendi uydurduu eylerin klesi yapar. Korku duygusu, ocuklarn din retiminde ok byk bir rol oynuyor. Henz kck ocuklarn beynine u korku ileniyor: Byle yaparsan, tanr cezalandrr. DNSEL SEVG Hristiyan din savunucularnn zerinde ok konutuklar sevgi duygusunu ele alalm. Bu, din sevgisi dedikleri sevgidir. Baptistlerin tapnma evlerinde yle bir yaz grlebilir: "Tanr sevgidir." Hristiyanln insana sevgi verdii, insandan insana ynelik gerek bir sevgiye ancak Hristiyan dininin egemen olduu bir ortamda ulalabilecei dncesi, kilise yanllar ile banazlarn srekli vaaz ettikleri ana dncelerden biridir.
-299

Bakalm, Hristiyan sevgisinin anlam nedir. Burada, dier dinsel duygularda olduu gibi, gerek insana ynelik doal, salkl sevgi duygusunun bozularak deitirildiini gryoruz. Bir dindarn temel sevgi unsuru, tanrdr. Matta ncil'inde denir ki: "Tanrn btn kalbinle, btn ruhunla, btn kavrama gcnle sev. Bu, birinci ve en byk emirdir." Kilise yanllar ve banazlar bu dnceyi srarla aktarp dururlar. rnein, "Bratskiy Vestnik" (1962, say: 4) dergisinde unu okuyoruz: "ki tr sevgi vardr: Birincisi tanr sevgisi (birinci ve asl sevgi); ikincisi ise insana, komuya, kardee duyulan sevgidir ki, bu, sevginin alt biimidir." Din savunucular, bu ekilde, "kardei" veya "komuyu" sevmenin, tanr sevgisiyle hangi lde eliip elimediiyle orantl olduunu sylyorlar. Bu nedenle, Hristiyanlktaki sevgi, baka dinden veya mezhepten insanlarla dinsizlere kar beslenen dmanlkla sk sk birletiriliyor. Feuerbach, bu konuda yle der: "Sevgi bile, en samimi isel bir duygu olarak, dindarlk sayesinde salt sanal, dsel bir sevgi olmaya balad, nk dinsel sevgide insan yalnz tanr iin sevilir, yani bu sevgide insan sadece hayali olarak sevilir, gerekten sevilen ise sadece tanrdr." Bu anlay, dindarlarn davran biiminde yanssn bulur. Mmin (lml, .) Hristiyanlkla yobazlk ve banazlk ounlukla bir arada yaar. rnein, Rus ayrlklarn kendi kendilerini yakmalarn, ya da kiliseden (ve dinden) ayrlmlarn urad kitlesel kymlar anmsayalm. Bu gibi olaylarn psikolojik zeminini, tanr sevgisinin baat sevgi, geriye kalan btn sevgi biimlerinin de buna bal olduu eklindeki gr yaratmaktadr. Eer dinci bir banaz, tanrnn ondan bir ey istediine inandrlsa, cinayete kadar her eyi yapabilir. DNSEL DUYGULAR KONUSUNDA SOMUT ARATIRMALAR Din, sosyalist toplumda temel dayanan yitirir. Dinsel inancn snmesiyle birlikte, geleneksel dini duygular aamal olarak zayflamaya ve yok olmaya balar. Fakat yakn zaman-300

larda yaplan aratrmalarn gsterdii gibi, dinsel korku ve dinsel sevgi duygular, lkemizdeki pek ok dindar insann bilincinde giderek daha nemli bir rol oynamaktadr. V. V. Pavlyuk tarafndan zbekistan'n Rovensk blgesinde yaplan bir aratrmann verilerine gre, ankete katlan 143 kiiden 88'i (% 61,5) "tanr korkusu" tadn sylyor. Bunlarn byk ounluu, her insann iledii gnahlar ve dini emirlere yeterince uymamasnn karl olarak, tanrnn korkun bir yarglamada bulunacan dnyor. Dindarlarn tanr korkusu duyup duymadklar ynndeki soruya verdikleri yantlar ilgintir: "leyeceim herhangi bir sutan tr, tanrnn beni cezalandracandan korkarm", "gnahlar cezalandracak korkun bir yarg olarak tanrdan korkarm" vb. Ayn ekilde, dindar insanlar arasnda dinsel sevginin (yani tanr sevgisinin) ne denli yaygn olduunu gsteren aratrma verileri de ilgin. Anket sonular, din savunucularnn vaaz ettii tanr sevgisinin, btn dindar insanlarda bugn o kadar da yank bulmadn gsteriyor. Kendini dindar sayan 143 insandan, sadece 75'i (% 52,5) tanrya sevgi duyduunu sylyor. 25 kii (%17,5) belirsiz yant veriyor. Bunlar, tanr sevgisi konusunda emin olmayanlar. Bu gruptan inanl bir kadn, yle diyor: "Tanry sevip sevmediimi, bilmiyorum. Olum yokken tanry sevdiimi, ama daha sonra, olum olunca btn sevgimin oluma aktn sanmtm." Sade bir yaam sren % 30'luk kesim, genel olarak tanrya sevgi duymadn sylyor. Bununla birlikte, belirtilen verilerin eksiksiz olduu sylenemez ve tamamlayc bir kontrole gereksinimi var. Bu veriler, lkemizdeki dindar insanlara zg genel eilimin doru saptandn gsteriyor. Sovyet gerekliinin arl (erk) ve sosyalist yaam tarznn etkisi altnda, pek ok dindar insann geleneksel dini duygular giderek zayflyor. Bu, dinin genel snme srecinin gstergelerinden biridir. Ancak, dinsel duygularn bizim lkemizde artk neredeyse ortadan kalkm olduunu sanmak, dnp tanmadan varlm bir kanyd. ok sayda inanl insan, eskiden olduu gi-301

bi bugn de derin dinsel duygulara sahip. Bu duygular onlarn bilincinde ve davranlarnda silinmez izler brakyor, onlar pratik yaamdaki gerek sorunlarn zmnden alkoyuyor. Dini inan sahibi insanlarn dinsel dnceleri, hayalleri ve hedefleri, deta psikolojik yaamlarnn merkezi oluyor ve onlarn btn bilincine damgasn vuruyor. Onlarn bilincindeki btn alglama, duygu ve istem sreleri, u ya da bu lde doast bir varla balanyor ve bylece kendilerine zg bir eilim kazanyorlar. Baka bir deyile, dindar insanda, toplumsal ynelimler ve hedeflere ilikin kendine zg bir deerler sistemi oluuyor. Dindar kii, yaad dnyayla olan btn iletiimini, edindii btn izlenimleri bu sistem sayesinde filtreden geiriyor ve dinsel adan yeniden dzeltiyor. DNN AHLAK DUYGULARI BOZMASI Ahlaki duygular rnekleyerek, bu sreci gzden geirelim. Her insan, ahlak kurallarna dayanan ahlaki bilgilere, grlere, dncelere sahiptir. nsan, ahlakl bir varlk olarak, buna paralel her zaman belli duygular tar: Bencillik ve karna dknlk, ya da aksine bakasn dnme (zgecilik) ve dier insanlar sevme, bireyci veya kolektif bir ruha sahip olma, vicdan ve pimanlk duygusu vb. Saylan btn bu ruhsal durumlar, insann topluma, toplulua ve dier insanlara yaklamn ifade ederler, bu nedenle de ahlaki duygular olarak adlandrlabilirler. Derin dinsel inanc olan insann ahlaki duygular ayr bir nitelik kazanr. Din, ahlaki duygulara (topluma, insan topluluuna, ya da ayr bir insana) ynelik gerek nesneyi dsel, uydurulmu, doast olanla deitirir. Bylece, bir insann ahlaki duygular, onun din inancn pekitirmek amacyla kullanlm olur. Din asndan en nemli ahlaki sorun, insann tanryla ilikisidir. Bir insann dier insanlarla ilikisi, din retisine gre, tanryla olan ilikiye baldr. Dindarlarn uyduu en nemli ahlaki emirler, onlarn tanryla ilikilerini dzenler. Bilinen ahlaki duygularn bozulmas, yerinden edilmesi, bu
-302

zemin zerinde gereklemekte. rnein, vicdan duygusunu alalm. Dindar bir banazn vicdan duygusu, tmyle hayali bir varla, yani tanrya yneliktir. Bu dindar kii, insanlarla ilikilerinde sergiledii her trl davran konusunda, eer "tanr yle istemise", vicdan azab duymaz. Bu nedenle, dindar bir banaz, vicdan rahatl iinde insanlar ldrebilir veya onlara ikence edebilir (engizisyonu anmsayalm), ve onun a s n d a n , gerekletirecei byle bir davran ahlaki olacaktr, nk bu davran "tanr iradesine" uygun dmektedir. Pimanlk duygusu da ayn ekilde bir tahrifata uruyor. Din, bu duyguyla tanr karsmda gnah ve su ileme duygularnn yerlerini deitiriyor. Dindar bir ileci, insanlarla ilikilerindeki davran biiminin ahlaki ya da ahlakd olduunu, kendi gr asndan deerlendirmez. O, doal ekilde beliren btn insan duygularnn ahlakd olduklarn, birer gnah nitelii tadklarn daha batan kabul eder, nk bu duygular onu tanrdan uzaklatrr, "batan karc eylere srklerler." Bu nedenle, byle bir ilecinin nnde duran temel grev udur: Gerek yaamdan uzaklamak, "yasak meyve"yi yememek iin kendini tutmak ve bylece ahlaki mkemmellie erimek. DNN PSKOLOJK KKEN Buraya kadar dinsel duygulardan sz edildi, yani doast, hayal gcnn yaratt bir varla ynelik duygulardan. Bu tr duygular, dini inanc olan insanlara zg duygulardr. Ama sadece bu duygular deildir dinle balantl olan. insanlarn din iin uygun zemin yaratan bu duygular, ok daha karmak ve dolayl balarla dine bal olsalar da, baz koullarda ona kpr de olabiliyorlar. insann belli duygusal durumlar, din ideolojisinin onu etkilemesi iin uygun bir zemin olutururlar. Demek ki, dinin psikolojik kkeni, din inancnn domas iin baz olanaklar yaratmakta. Bu olanaklar gerekleir ya da gereklemez, bu, birok baka koula baldr; balca rol insanlarn toplumsal yaam koullar oynar.
-303

Korkular, her eyden nce, dinin douu iin psikolojik zemin yaratan duygulardan saymak gerek. Korkuyla din arasndaki iliki konusu, daha antik a ateistlerince ilenmiti. "Tanrlar korku yaratt" zdeyii bu antik aa kadar gider. Marksizm ncesi ateizm, bu balanty ana hatlaryla doru saptamt, ancak tanrlar yaratan ve yaratmay srdren bu korkunun toplumsal kaynaklarna k tutamad. elikiler toplumunda insann kendisinin ve yaknlarnn yaam iin duyduu korkuyu, ona gelecekten haber veren eylerden duyduu korkuyu vb. douran toplumsal etmenler, Marksizm ncesi ateistler iin glgede kald. Ama Marksizm, kitlelerde dini douran o korkunun toplumsal nedenlerini ortaya koymay bildi. Her tr korku mutlaka dine gtrmez. Rastlantsal olaylarla (tehlike vb.) uyandrlan, bireyin ksa sreli heyecan durumu olarak korku, dinle balantl da olmayabilir, insanlar iin bilinmez ve onlar zerinde egemen olan d glerin yaratt korku, kanlmaz olarak dini douruyor. zellikle, insanlarn ne olduunu anlayamad, bununla birlikte yazglarnn bal bulunduu doa olaylar, onlarn yaam koullar, bu korkuyu douran ve onlarn bilincinde dnya d, doast gler eklinde beliren gler olarak dine gtryorlar. Korku, dinin kayna olma niteliini tayarak, herhangi bir bireyin bir defalk heyecann deil, az ok deiebilirlii olan ve kitlelerin toplumsal yaamn yanstan duygusal bir durum olarak ne kar. Sosyalizm, insanlar zerindeki toplumsal glerin boyunduruunu krarak, bu tr bir kitlesel duyguyu douran en nemli toplumsal etmeni de ortadan kaldrm oldu. Korku, ayr bireylerin bir heyecan durumu olarak mutlaka dine gtrmez. Bu, korkunun tryle de ilgilidir, lm korkusu gibi. LM KORKUSU VE DN Hristiyan din savunucular ve ilahiyatlar, lm korkusunu ancak tanrya, br dnyaya ve ruhun lmszlne
-304

inancn

yenebilecei dncesini srarla benimsetmeye al-

yorlar.
S o r u n u n bu ekilde ortaya konuunun bir dayana yok. lm korkusu, biyolojik, doal bir kendini koruma igds o l a r a k yorumlanamaz. lm korkusunu yenebilecek durumdaki bir insan, bu korkuyu felce uratr, nk lm korkusunun toplumsal bir temeli vardr. Bu korku belli toplumsal koullarda glendii gibi, belli toplumsal koullarda da daha kolay yenilir. Bir insan, kendini evrenin merkezi olarak grdnde, davranlarnn temelinde bencillik yattnda, dier insanlar onun iin sadece kendi bireysel hedeflerine ulamasnn aralar olduunda, lmden daha ok korkar. nsanlar ayran, onlar birbirleriyle kar karya getiren toplumsal koullar, lm korkusunu fazlasyla artryor. Gnmzn burjuva sanatnda, tpk felsefede (varoluuluk) olduu gibi, lm korkusu, btn bireysel heyecanlarn ana dncesi (leitmotif) olarak ne kyor. Bu, lmekte olan bir snfn tipik ruh halinin yansmasdr. Kendi yaamlarn ortak abalarn, ortak hareketlerin bir paras sayan, ortak bir amata birleen insanlar, lm korkusunu hep birlikte baaryla yenerler. Bireyin lmszlnn bir ham hayal olduu, lmszln ancak toplumsal olabilecei bilinci, insan basklayp ezmez, aksine, onun etkinliini artrr, yaratcln harekete geirir. Pek ok insann lm korkusunu yenmesi iin gereken uygun ortam, ancak sosyalizm koullarnda gelien gerek bir ortaklaaclk (kolektivizm) yaratabilir. Ama lm korkusu, zayf, bilinci zehirlenmi, salam bir dnceye sahip olmayan insanlarda, ruhun lmszl ve dier dinsel dnce ve tasarmlar konusundaki mitin benimsenii iin elverili bir zemin yaratabilir. Usun kontrol edemedii gl duygular, hayal gcn harekete geirebilir ve onu yanl bir kanala yneltebilirler. Bu, lm korkusuyla da ilgilidir. spanyol Katolik yazar Miguel de Unamuno aka yle diyor: "Ruhun lmszlne inanmak, ruhun lmsz olma-

-305

sn istemek demektir ama bu istein usu ineyebilmesi ve ondan uzaa gidebilmesi iin, bunun istenmesi olduka gtr." Kilise adamlar, "usu inemek" iin baz duygular dayanak yapmaya, sk sk sanatsal yoldan bu duygular uyandrmaya ve glendirmeye alyorlar. DNN DER DUYGUSAL KAYNAKLARI Din iin uygun zemin yaratan duygular ve ruh hallerinin oluturduu bir btn daha var. Tasa, keder, yalnzlk, yani insanlarn alaryla balantl btn duygular bu btn oluturuyor. Hristiyan dini, neredeyse douundan bu yana, insanlarn aclar zerinde parazite yaaya geldi. yle ki, ekilen acy Hristiyanln yksek erdemi ve gelecekteki br dnya mutluluunun teminat sayarak, kendine zg bir "ac ekme klt" yaratt. "Hristiyanlk acnn dinidir" diye yazan Feuerbach hakldr. Hristiyanlk, hayali bir avuntu vererek, yoksulluk ve aclarla balantl olumsuz heyecanlara dayanyor. br dnya mutluluunu, bu dnyada szde kanlmaz olan aclarn karsna kararak, bu ii kendi nne grev olarak koyuyor. Demek ki, ateist eitimin ak iinde, sadece dindar insanlarn hissettii duygular dnmemeliyiz. nsanlarn, dinin etkisi iin belli bir uygun zemin yaratan, ona kpr ilevi grebilen baz duygusal durumlarn gz nne almak, daha az nemli deildir. Yukarda belirtilen olumsuz heyecan biimlerinin hzla yenilmesi, ateistleri ilgilendirir. Bu tr duygularn almas, birok bakmdan kolektif ortama, insanlara ilgi ve zenle yaklalmasna baldr. Moral destek, bazen de maddi destek, topluluun duyduu kaygy paylamak, insan yaamnn bilinen noktasnda sorunu zc bir rol oynayabiliyor. Kaytszlk, biimcilik, devlet brokrasisi gibi olgular, insanlarn yaamn bozmakla kalmyor, ayn zamanda din afyonunun tayclar olarak kullanlan birer bahane oluyorlar.

-306

DNSEL ALIKILAR, D E T L E R , GELENEKLER


Dinsel psikoloji ortamnda daha ok sreklilii olan, deimez eler ile daha canl ve deiken eleri ayrabiliriz. Kimi basmakalp, duraan insan davranlarnn psiik ynn, deimez elerden saymak gerek: Alkanlklar, detler, gelenekler. Srekli tekrarlanan tapnma hareketleri, zamanla kuaktan kuaa aktarlan gelenee dnen, kendine uygun alklar yaratyor. Btn bunlar, kltsel hareketlerin tekrarnn bir zorunluluk olduu biiminde, dindar insanlarn bilincine kazmyor. Sovyetler Birlii'ndeki dindarlar arasnda, bu insanlarn neredeyse tek olarak gerekletirdikleri dinsel ayinler srasnda ortaya kan bu tr davran biimleri az deildir. Bu gibi insanlarn ounlukla kat dinsel dnceleri yoktur; dinsel inanla olan balar zayftr. Ama onlarn iinde ok sayda insan dzenli olarak kiliseye gidiyor, dini bayramlar kutluyor. Bu ayinsel gelenekilik, daha ok Ortodokslarda ve ibadetini srdren yallarda, en kat ekilde de Baptistlerde ve dier banaz gruplarda grlyor. Bu tr insanlarn dindarl derin deildir, ancak, bununla birlikte onlarda oluan dinsel davran biiminin klieleri, ciddi anlamda salamdr. Bu davran klielerinin almas iin, dini bayramlarn ve ayinlerin tarihsel olarak ortaya kn anlatmak, onlarn gerek anlamn ve niteliini gstermek yeterli olmuyor. Ateistler, eer dini bayramlarn, geleneklerin ve ayinlerin karsna yeni, sosyalist bayramlar, gelenekleri, alklar ve trenleri karabilirlerse, dinsel geleneklerin ortadan kaldrlmas konusunda byk baarlar elde edebilirler. Dinsel psikolojinin temel zelliklerini belirttikten sonra, dindar insann bilincini oluturan merkezi, belirleyici ksm, yani din inancn daha ayrntl inceleyebiliriz.

-307

DN NANCI
Din ideolojisi iinde ve dinsel oluumlarn pratiinde, din inancnn nemli bir yeri vardr. Btn ilahiyat sistemleri, sonuta dinin delillerle dorulanmasna ve hakl gsterilmesine hizmet ederler. Ama pratikteki din hizmetinin asl amac, tanr inancnn canlandrlmas ve pekitirilmesi iin, insanlar zerinde eitli etkileme aralarnn kullanlmasdr. Din savunucular, tanr inancnn her insann doutan gelen bir zellii, tanrnn, materyalist bir yaklamla aklanamayan tanrsal yaratma gcyle insanlara verdii bir armaan olduunu sylerler. Onlar, bilgili bir insann ateist adan ikna oluunu, bir insann din inancndan bamsz her trl gvenini, din inancnn kusurlu, bozuk bir ekilde ortaya k olarak nitelerler. Ateistlerin grevi, inan gibi, gven gibi karmak tinsel bir olgunun gerek, bilimsel aklamasn vermek, bu olgunun ilahiyat aklamasnn temelsizliini gstermek, dinsel inancn, materyalist ve ateistlere zg gven ve kanlarla olan kartln net biimde ortaya koymak. nan anlaynn kendisi son derece karmaktr; en alt dzeyde karlkl ball olan iki eyi ierir: Bilgibilimsel (gnoseolojik) e ve psikolojik e. Bu nedenle, inancn zmlemesi bilgibilimsel adan olduu gibi, psikolojik adan da incelenmeyi gerektirir.

-308

NANCIN BLGBLMSEL ES Bilgibilimsel planda inan, bilincin gerek toplumsal, gerekse bireysel srecindeki zelliklere baldr. Marksizmin klasikleri, bilin srecinin karmaklnn ve eliikliinin defalarca altm izdiler; bilincin toplumsal pratik ve onun en nemli esiyle, yani insanlarn retim faaliyetiyle olan sk ilikisini somut kantlarla ortaya koydular. Bilincin temeli ve lt olarak toplumsal pratik, tarihsel adan snrl bir nitelik tar ve u ya da bu dnceyi btnyle ve kesin biimde annda onaylayamaz veya rtemez. insanln kendi geliiminin her aamasnda kulland bilgi birikiminin iinde, pratik tarafndan dorulanan ve mutlak gereklik deeri kazanm bilgiler olduu gibi, pratik olarak hl denenemeyen bilgiler de var. Her yeni kuak, kendinden nceki kuaktan sadece retim glerinin belli gelikinlik dzeyini ve retim ilikilerinin niteliini deil, ayn zamanda btn bilgi ve yanl dnceleri de miras olarak alr. Pratikte doruluu kantlanm, gerek bilimsel bilgilerle birlikte, dinselfantastik dnceler de benimsenir. Ancak her yeni kuak, daha nce inan olarak benimsenen miras alnm bilgileri kendi pratik faaliyeti iinde kontrol eder; pratikte dorulanmayan dnce ve tasarmlar bir kenara atar, evrene ilikin gerek bilimsel bilgileri daha ayrntl bir ekilde aklar ve derinletirir. Din savunucular, bilgi zenginliinin bu gerek srecine aykr olarak, nceki kuaklardan miras kalan dinsel mitlere inancn her zaman korunmasn isterler. Onlar, din inancnn korunmas adna, bilimsel aratrmalar dorudan yasaklamaktan ekinmediler. nsann gnlk yaam iinde onu kuatan ok eitli ve karmak doa ve toplum olaylarn kavrama zorunluluu, bu olaylarn en genel ilkelerinin aklanmas ve snflandrlmas ynnde bir istek de dourur. Her insan, toplumdan ald bilgilere ve kendi bireysel deneyimine dayanarak, kendisi iin zihinsel bir evren modeli yaratr. nsann bilgileri geliip derinletike, toplumla olan ilikisi ok eitlilik kazandka, genel
-309

olarak toplumsal almadaki etkinlii artar, bu durumda da bireysel deneyimi zenginleir, daha da nemlisi, evrene ilikin dncesi dorulanm olur. Ama eer insan, iinde yaad dnyaya ilikin yeterli bilimsel bilgilere sahip deilse, dnyayla olan pratik ilikisi de gndelik tekdze bir yaamn dar ereveleri iine skm ise, o zaman dncelerinin nemli bir ksm ya onun gnlk yaamndaki dnsel ortamda varln srdren bir inanca, ya da u veya bu otoriteye dayanacaktr. Bylesi durumlarda evrenin dinsel aklamasnn benimsenebilmesi, alacak ey deildir. Grdmz gibi, bilgilerin gerek kavran ve gelime sreci, inanca dayal bir noktay da ieriyor. Bilgibilimsel planda inanc, nesnel veya znel nedenler yznden tek anlaml olamayan ve u anda inandrc ekilde tantlanamayan bir takm dnce ve tasarmlarn, insan tarafndan gerek kabul edilii olarak tanmlamak olas. Byle bir tanm, biimsel bakmdan her trl inanc niteler. Bu tanmda, inan anlaynn insann isel dnme srecinin durumunu niteledii, inan nesnesinin kendi biimiyle deil, dnce ve tasarmlar eklinde ortaya kt aka belirtiliyor. Baka bir deyile, insan herhangi bir konu veya nesneye deil, bu konu veya nesnenin aslnda kavran biimine inanyor. Gerekten, kimi idealist filozoflar ve felsefeyle uraan ilahiyatlar, zaman zaman, insann kendi dndaki maddi dnyann nesnel varlna inanmasn da inan olarak adlandryorlar. Ama inancn bu ekilde geniletilen bir yorumu, inanc bilgiyle kartrma, her trl bilgiyi inan eklinde, inanc da bilginin k noktas olarak gsterme amac tamaktadr. Gerekten, bu durumda biz inanla deil, bilgiyle ilgileniyoruz; nk insann dnda ve ondan bamsz olarak var olan maddi gerekliin nesnel varlna ilikin tez, insanln btn pratii tarafndan kantlanmakta ve her insann bireysel deneyimiyle srekli dorulanmaktadr. Yukarda belirtildii gibi, ger-310

ektiinin tek anlam olduu delillerle ortaya konamayan, tan t l a n a m a y a n dnce ve tasarmlar, inancn nesnesi olabiliy o r l a r . Bir dnce veya tasarmn, kendi pratii iinde salam bilimsel kantlara sahip olduu durumlarda, inan, tam anlamyla bilgi alanna aittir. nancn ve bilginin bu ekilde blmlere ayrl, gerek toplumsal, gerekse bireysel bilincin zmlemesi yaplrken net olarak grlr. nsanlar, inan alann, benimsenmi olanla benimsenmemi olann, kavranlanla kavranlamayann snrlar iine yerletirerek, pratik retim faaliyetleri iinde, her zaman, gerekliin benimsenme srecinde elde edilmi ve pratik olarak denenmi bir bilgi birikiminden hareket etmilerdir. nsanlar, boray gzlemledikleri ve ona ilikin dinsel bir yorumda bulunduklar srece, bu olayn zn kavrayacak durumda olamadlar. Bilgi sahibi olduktan sonra ancak, insan, bu olayn doal zelliini aklayabildi. Cahil insanlar dnda, hi kimsenin aklna gk grlts ve imei lya peygamberin hareketleri olarak aklamak gelmez. Bylece, toplumsal pratiin gelimesi ve evrene ilikin bilgilerin gittike oalmas ve yaylmas lsnde, inan alan, kendi nesnesini bilimin ve pratiin az incelenmi alanlarnda bularak, insann gnlk yaam snrlarnn dna giderek daha ok ekilecektir. Gerek kavrama srecinin bir noktas olarak inancn incelenmesi, kimi ilahiyatlarn her trl inanc doast bir olgu, tanrnn bir armaan olarak gsterme abalarna son verdi. Fakat inancn bu ekilde nitelenmesi, dinsel inan ile din d inancn farkll sorununu hi de ortadan kaldrmaz. Sz konusu inan biimlerinin tam biimsel benzerliine karn, aralarnda sadece farklar deil, inan nesnesinde de dorudan bir kartlk vardr. lahiyat yaptlarnda dinsel inanc nitelemek iin, genellikle Yahudilere yazlm mektuplardan alntlanan szlere yer veriliyor: "nan, beklenenin gereklemesi ve gzle grlmeyenden emin olmaktr... Gz kapaklarnn tanr szyle yaratldn, o halde grlenin grlmeyenden kt-311

m inan olarak biliyoruz." lahiyatlar, verdikleri vaazlarda, din inancnn gzle grlebilene, aka kantlanabilene deil, insann kavrayamayaca ve bilemeyecei eye inanmay gerektirdiini, sk sk belirtirler. Din inancnn temelinde her zaman doastnn kabul yatar. nsan, evrenin tanr tarafndan yaratldna, kendi psiik yapsnn tanrsal bir yaratm olduuna ya da br dnya yaamna ve o dnyada verilecek dl veya cezaya inanyor mu? te btn bu sorularn temelinde, tamamen gerek olan maddi evren ve onun hareket sreleri iinde meydana gelen her ey konusunda, doast glerin ve varlklarn belirlenmi rolnn tannmas yatyor. lahiyatlar, tanrnn ve btn doast dnyann insan usuyla kavranamayacan, tanrnn varln reddeden ussal kantlara bakmadan, buna inanmak gerektiini sylyorlar. Katolik tanrbilimcilerin, tanrnn ussal kavrannn olabilirlii konusundaki dnceleri, tanry Hristiyanlk temelinde kavrama yoluna ilikin yukarda verilen deerlendirmeyi deitirmiyor; nk onlar da, insann tanry aramaya raz olmas halinde ancak, usun onu tanrya gtreceini, yani nce tanrnn varlna inanmay kabul ediyorlar. nan, dinsel sistemler iinde yardmc bir eden bilincin bamsz, en nemli zelliine dnr ki, bu zellik, ilahiyatlarn dncesine gre, ussal kavraytan, mantksal kant sistemlerinden kesin olarak ndedir. Sonuta, btn Hristiyan tanrbilimciler, Tertullianus tarafndan ifade edilen tezin tannmas noktasna geliyorlar: "nanyorum, nk samadr." nan konusunda insan usuna yardmc bir rol biiliyor: Us, yapabildii lde inanc delillerle kantlamak zorundadr ve din inancnn nesnesini delillerle kantlamada aciz kald anlaldnda da, susmaldr. Eer varsaymsal bilgideki bir takm dnceler dnce olarak nitelendiriliyor, nesnel varlklar ve srelerle zdeletirilmiyorsa, bu durumda, dinsel inancn ayrt edici bir zellii olarak, bilinte var olan inan objesi nesnelleir. Hem tanrbi-312

limciler, hem de dindarlar, tanrya ilikin dnce veya kavrayn deil, ama zellikle tanrnn kendisinin, gerek kabul edilen doast varln, onlarn dini inanlarnn nesnesi olduunda srar etmekteler. Din d inan, dinsel inancn tersine, bilim yoluyla saptanm ve pratikte denenmi gereklerden hareketle, toplumsal pratiin genelletirilmesi temelinde aka belirtilen bir takm varsaymsal dncelere, kendi nesnesi olarak sahiptir. Daha sonraki hareketin temeli olarak, byle bir inancn ierii ya yalan kabul edilecek, ya da bilimsel adan kantlanabilir bilgi deeri kazanarak, pratikteki ileyi iinde deneyselbilimsel bir yoklamayla dorulanacaktr. Byle bir inan, bilginin geliim srecinde ikincil derecede nem tayan, yardmc bir e olarak ortaya kar. NANCIN PSKOLOJK YN nancn bilgibilimsel yn dnda, bir de psikolojik yn var, nk inan iin ayrt edici olan sadece bir ey hakkndaki bilgi deil, ayn zamanda o eyle olan duygusal ilikidir. Anlalan o ki, inanc kandan ayrmak gerekiyor. Kan, genellikle, u anda btnyle kabul edilmi olmasa da, insann bilimsel olarak tantlanabilen dnce ve tasarmlarn gerekliine inanmasn adlandrmak iin kullanlan bir kavram. Baka bir deyimle, inanla kan, nesneleri bakmndan birbirinden ayrlyorlar. Kannn nesnesi, genellikle tantlanabilen bir dncedir. Psikolojik ynden ise, yani sz konusu dncenin gerekliine kiisel olarak inanma bakmndan ayn tarzda ortaya kyorlar. lahiyatlarn, inanc tanrsal bir armaan, her insana zg bir olgu olarak ilan edip, kendi teorilerine uzak olan bilim adamlarnn kansn da inan olarak adlandrmalar balamnda, nanla kan arasnda byle bir ayrmn olmas zorunludur. Gerekten de, rnein, Galileo'nun Dnya'nn Gne etrafnda dnd, Ay'n da dnya etrafnda dnen bir gk cismi olduu ynndeki kans, salam bilimsel
-313

formllere, deneylere ve gkbilimsel gzlemlere dayanyordu. Bu, bilgiydi, inan deil; ama savunulmas, korunmas gereken bilgi de, doal olarak, bu nedenle bilim adamnn bu bilgiye salam, duygusal bir yaklamn gerektirmiti. nsann sahip olduu bilgi birikiminden, onun sadece gnlk kiisel faaliyeti iin bir deer tayanlar inancn veya kannn nesnesi oluyor. Bu tr bilgilerin alan; insan faaliyetinin zellikleri, onun pratik ve ruhsal ilgileri tarafndan belirleniyor. Dnce ve tasarmlara bu tr duygusal bir yaklam douran nedir, ya da, baka bir deyimle, inancn psikolojik yn nasl aklanr? Tanrbilimciler, bu inan yetisini insann ruhuna, onun yaratl srasnda tanrnn koyduuna inandrmaya alrlar insanlar. Sorun, onlarn dncelerine gre, insana zg bu inan susuzluunun neyle giderildiidir sadece; eer Hristiyanlarda olduu gibi, byk bir deere, tanrya, ya da herhangi bir dnyasal varla inanmayla gideriliyorsa, bu durumda, inanlan deer geici bir deer demektir. Gerekten de, bu olgu bir yandan insan yapsnn psikofizyolojik zellikleriyle, dier yandan insan kuatan gerekliin benimseniinin insana zg zellikleriyle aklanyor. kinci noktadan balayalm. Salt tepkisel hareketleri dnda, insann btn ayrt edici zellikleri, belli bir amaca yneltilmi bir nitelik tar. nsan, bir harekette bulunmadan nce nne bir hedef koyar, bu hedefe ulama yollarn ve aralarn belirler. nsan bunun gibi zelliklerini, toplumsal alma ve srekli yeniden retim srelerinde kazand. Toplumsal (retim) pratii srecinde, bireysel pratik faaliyetin aknda olduu gibi, sadece u ya da bu dnce dorulanmaz, insann nne daha nce hesapta olmayan yeni sorunlar da kar. Pratik faaliyetin kendisi, insan yeni sorunlarn karsna koyar ve bunlarn zmn ister ondan. Bylece, insan, bazen onu amacna ulatracak yollar ve aralara ilikin yetersiz bilgileri deneyerek, bu amacn gerekletirmeye koyulur. nsan iin amacn kendisi, rnein, avc halklar iin av, ya da iftiler iin rn yetitirme ii gibi, ya-314

amsal bir neme sahip olduuna gre, ondan srarla amacna erimesi ve sonuca ulaaca konusunda kendine gvenmesi istenir. O, sadece bir ksmnn istenen sonuca gtrebilecei birok hareketi, arac semek ve denemek zorundadr. Ksmen belirsiz bir yolda byle bir ilerleme, insandan, onun ruhsal ve fiziksel glerini seferber etmesine yardmc olacak bir gven ister. Kendi tasarm ve dncelerine duygusal yaklam yetenei, yukarda sz edildii gibi, insann psikofizyolojik zellikleriyle balantldr. Burada, tp doktoru P. V. Simonov tarafndan, duygunun nitelii konusunda ne srlen kavraya ksaca deinmek uygun olacaktr. Bu durumda, duygunun temelinde yatan fizyolojik sreler sorununu bir kenara brakarak, bizim sorunumuz asndan dorudan bir nem tayan onun kavray ynn belirtelim. P. V. Simonov, gelimi hayvanlarla insann allm hareketlerinde nemli bir etmen olarak, duygular inceliyor. Duygular yetersiz bilgileri dengeler ve bylece, bilinmeyen koullarn varlklar karsnda ayakta kalmada, insana (veya hayvana) yardm ederler. Duygu, bilgi yetersizlii veya fazlal olduu zaman doar; P. V. Simonov'un kavray tezi temel olarak byledir. Duygunun karakteristik zellii, tepkiyi hzlandrmas ve kuvvetlendirmesidir; duygular bu nedenle hareketin devamn salar ve bilgi yetersizlii durumunda da yeni bilgilerin aranmasna yardm ederler. Bundan tr, zellikle ya tek anlaml tantlamas olmayan, ya da yalanlanan ve ayn zamanda o insan iin nemli bir anlam tayan dnce ve tasarmlar, duygusal bir renk kazanrlar, kan veya inancn nesnesi olurlar. Eylemin salt bilgiye dayanarak gerekletii ve amaca varmann kukuya yer brakmad durumda ise, duygular ortaya kmaz. Bu nedenle duygular, gerek olduklar herkese kabul edilen bu tr tasarm ve dncelerle bir arada bulunmaz. Btn bunlar, inancn psikolojik ynden varlnn, tamamen materyalist bir aklamasnn olduunu ve tanrbilimsel
-315

dncelerin aksine, (inancn) tanrnn varln kabule ynelik bir kavraya gereksinimi bulunmadn gsteriyor. DNSEL NANCIN ZELLKLER Fakat ortaya yle bir soru kabilir: ayet inancn varl, yukarda belirtildii gibi, retim sreciyle balantl ve dnceyle tasarmlar inancn nesneleri olarak insan iin yaamsal neme sahipseler, o zaman doast bir varla, erki snrsz ve kavranamaz olan tanrya ilikin dnce ve tasarmlar, yani insann gnlk ilgilerinin snrlar iinde doan dnceler, nasl oluyor da derin bir dini inancn objelerine dnebiliyorlar? Tanrbilimciler, ancak inancn tanrsal zelliklerini kavrama temelinde yant verilebileceini varsayarak, bu soruyu sk sk ortaya atyorlar. ada psikoloji byle bir olguya tamamen materyalist bir aklama getiriyor. Gerekliin, insann ona yaklamndan bamsz olarak insana grnmesi, insann gereklii psikolojik yanstnn zelliklerinden biri. Bilin sreci, bilinsiz psiik bir ilikinin, bilincine varlm bir kavraya dnmesidir. Bir hareketin, somut hedeflere ve koullara bal olarak, insana zg her an belirli bir benimsenme amac vardr. nsan, duyu organlarna etki eden d etkenlerin tmnn deil, ancak bazlarnn bilincine varr. rnek verelim. Bir adam, arkadayla heyecanl heyecanl bir eyler konuarak sokakta yryor ve deta evresindekileri gz grmyor, ama davran biimi doduu ortamla tam bir uygunluk iinde. Bu adamn kafasnda, bilincine varlm bir sokak yok. Ama gitmesi gereken eve ulatnda, duracak, girmesi gereken evin bu olduunun bilincine varacak. Sonra da iinde bulunduu ortam net olarak alglayacak. Dnme alannda da benzer bir sreten sz etmek olas: Bir insan pek ok dnceye sahip ve bunlar kavram olabilir ama bunlardan bazlarna ilgisiz kalr, dierleri ise onun iin kiisel bir anlam kazanr.
-316

insana tanr dncesini alamak iin, anlalan, bu dncenin insann gnlk yaamsal gereksinimlerine sk skya balanm olmas gerekiyor. Bu balanty kurmak, bir ynyle, ancak insann benzer bir dnceyi benimsemeye kendi yaam deneyimiyle hazr olduu zaman mmkndr. K. Marks'n belirttii gibi, dindar birey, ya kendi benliini bulamam, ya da artk kendini yitirmi insandr; yani, belli toplumsal nedenlerden tr, onu kuatan sosyal yap ve ona yabanc glerle mcadelede kendi zayflnn bilincine varm insandr. Bylece, bu insan, byle bir dnceyi benimsemeye artk eilimlidir. Dier ynyle, tanr dncesi yle bir biimde olmal ki, insan iin bireysel bir anlam tasn, can alc noktalarna dokunsun, bylece onda belli duygular uyandrsn. Her din, tanr dncesini insann bilincine "alamay" garanti eden, gerekli kantlama (argman) sistemine sahiptir. Tanr dncesi, insann retim faaliyetindeki baarsyla, onun ahlak duygusuyla, estetik heyecanlaryla balantldr. Ama tanr dncesini insann gnlk ilgilerine balamaya olanak tanyan ana halka, hi deilse Hristiyanlkta, bireysel kurtulu dncesidir. insann kendi yazgsna ve lmden sonra onu neyin beklediine ilikin bir dnce, insana heyecan vermez. Fakat ilahiyatlar, byle bir kurtuluun, yani yaamda ekilen zorluk ve aclara karlk br dnyada alnacak dln koulu olarak, tanr inancm, usun ona bakaldrmasna karn, korunmas gereken, itiraz edilmeyen bir inanc ne srmekteler. ilahiyatlar, tanrya inanc dindar insann yaamnn temeli yapmaya alarak, bununla birlikte, byle bir inancn herkese zg olmadn belirtmek zorunda kalyorlar. Onlar, dinsel inancn en ok aamas olduunu belirtiyorlar: Birincisi, d inan, ya da onlar kimi zaman buna "iitsel inan" diyorlar; ikincisi, kaytsz (lakayt) inan; ncs de canl, ateli, tutkulu inan. nanc bu ekilde derecelere ayrma, tanr inancnn insann gnlk yaamnda nasl bir rol oynadna gre yaplyor. D veya "iitsel" inan, tanr hakknda bir ey-317

ler duyan ve tanr dncesini kabul eden bu gruptaki inanl insanlar iin ayrt edicidir, ancak, her an yaanan duygularn her zaman nesnesi olmaz ve o insanlarn davranlarn gdlemez. Onlar tanrnn varl dncesine, onlar iin geree son derece yakn grnen varsaymsal bir olgu olarak yaklarlar, ama dncenin kendisi onlarn bilincine "zg" deildir; bu dnce, dncenin kendisi tarafndan uyandrlan ve o insanlar, dini emirleri yerine getirmek zorunda brakamayacak kadar zayf duygulara baldr. Bu tr inanl insanlar kiliseye neredeyse hi gitmez, oru tutmaz ve dini bayramlarn gereini yerine yetirmezler; kiliseyi, ancak ocuklarn doumunda yaplan vaftiz trenleri, yaknlarnn lm nedeniyle dzenlenen ayinler gibi, her zaman yaplan bir trene katlma zorunluluu doduunda hatrlarlar. Kaytsz tanr inancna sahip dindarlarn oluturduu grup, kilisenin asl tapnma edimine ilikin temel emirlerine uyar, yani az ok dzenli ekilde kiliseye gider, dier kilise ayinlerine katlr. Ama onlarn gnlk davran biimini, birinci gruptaki dindarlarda olduu gibi, dinsel dnceler deil, baka eler belirler. Onlar tanrya inanrlar, din retisi hakknda bilgileri vardr ama sadece bir takm biimsel emirleri yerine getirerek tanrya kar grevlerini yaptklarn dnrler. Gnlk davranlarna gelince, bu davranlar onlarn gerek yaam koullarmca belirlenir ve bu insanlar kendi yaam koullarn dorudan alglar, neredeyse tanryla hi ilikilendirmezler. Bu tr inanl insanlar bizim lkemizde olduka byk bir ounluk oluturmakta. Gnmzn Ortodoks ilahiyatlarndan birinin, 'tanr inanc, inanl insanlarn usunda merkezden periferilere kaymtr' eklinde bir itirafta bulunmas rastlant deildir. nc gruptaki dindarlar, diri bir inanca sahip, gnlk davranlarnda dini dncelere sk skya bal insanlardr. Bu insanlar, bireysel kurtuluu yaamlarnn baat amac haline getirirler; 'kurtulu'u garanti etmek iin gnlk yaamlarn-318

da dini emirleri hayata geirmeye alrlar ve sadece inanlarn hakl gstermede onlara yardm etmesi sz konusu olduu zamanlarda ba vurduklar usun abalarn da, bu amaca balarlar. Dinsel inanca zg niteliklerden ve onun duygusal-psikolojik ynnden sz ederken, inancn dindar insan iin tad duygusal deer zerinde durmamak olmaz. Acdan, bireysel skntlardan perian hale gelmi, yaamn yorduu bir insan dine ynelir, dini bir topluluun yaamna ve dini dncelere katlmaya balar, bununla avunur. Birok dindar insan, dini inancn kendilerine rahatlk ve honutluk duygusu verdiini syler. nan, gerekten duygusal bir geveme, bir rahatlama yaratabilir, ama bu olgu, ilahiyatlarn akladklar gibi, tamamen insann szde tanryla bulumasndan, gerei ve ruhunda nlayan sesi bulmasndan kaynaklanmaz. Sorun btnyle bakadr. Eer yukarda sz edilen anlaya gre, son saydmz duygular, yetersiz bilgilerin tamamlanmasn gerektiriyorsa, demek ki, olaylar hakknda bilgi edinme srasnda, duygusal gerilimin gc de zayflyor. Eer bir insan st ste belalara uruyorsa, bu durumda, bu denli ok olumsuzluu birden yaamasnn nedenlerini kendi kendine aklamakta zorlanr ve salam bir dnya grne sahip olmad iin de, ona rahatlama salayabilecek bir ey arar. Kimileri, her eye yant vermesi beklenen dine ynelirler. Dinin buna verecei yant basit olduu gibi, baka bilgileri de gerektirmez: "Tanrnn istei byle. Tanr insan snavdan geirir, insan da dln alabilir." Baka bir aklamas olmadndan, insanlar onu kabul ederler. Byle bir insan iin dier dindarlarla ilikide olmak, toplulukta (cemaat) var olan ve aciz durumdaki bireyin ruh haline uyan psikolojik hava byk nem tar. Topluluk iinde bu duygu artk bireysel bir duygu olmaktan kar, doast gler karsnda insana zg acizlik ruhu btn toplulua yaylr, bu da kiinin yalnzlk duygusunu ortadan kaldrr.
-319

Dindar insan, dinsel bir topluluk (cemaat) iine dtkten sonra, topluluun varlna bal psikolojik bir etkiden baka, bu dinsel oluumun yaratt duygusal etkileme aralarnn etkisini de zerinde duyumsar. Dindar insanlar, bu aralarn uyandrd heyecanlar, iten gelen kendi duygular olarak alglamaz, onlar dinsel dncelerle ilikilendirirler. Ama dini rgtler, bu aralarn kitlesel etkisinin dnda, bireysel erevede inanc kendiliinden pekitirecek pek ok yntem yarattlar. Bu tr aralar arasnda ilk srada gnlk dualar belirtmek gerek, insan, dua iinde deta yeniden ve yeniden kendi kendini telkin (otosgjesyon) eder, tanrnn varlna inandrr. Skntlarn, dileklerini tanrya bildirerek, elinde olmadan kendi tasalarn dnr, yeniden onlarn bilincine varr; ona birok durumda o denli arm gibi gelen skntlar ve tasalar artk kesilecektir. Bundan baka, tanrya havale edilen kayglarn bir paras olan umut, insana rahatlama vererek bir lde duygusal gerilimini hafifletir. Bu olgu, dindar insanlarca, tanrnn gerekte var olduunun ve dinin gereklikle rttnn yeni kant olarak benimsenir. Ortodoks ve Katolik mezheplerinde papaza gizlice gnah kartma edimi de, dindar insanlarn psiik durumu zerinde etki yapan bu tr dini bir uygulamadr. Bu uygulamayla, yaptklar ve davran tarz konusunda, insana dinsel emirlerin nda yeniden ve iyice dnmesi buyrulur. Bu ayinsel uygulamann defalarca tekrar, insann btn olaylarn zmlemesinde dayanaca deimez dinsel ilkeler edinmesi ve zgl bir dinsel dnme tarznn ekillenmesiyle sonulanr. Dinsel inanc pekitirme aralarndan bazlarnn verilen rneinde, tanr dncesinin us d (irrasyonel), eriilmez olduu yargs akla geliyor. Tanrbilimcilerin itirafna gre, dinsel rgtlerin pratiinde, mantksal deliller sunma olgusu, duygusal etkilemenin zenle seilmi aralaryla pekitirilmektedir.
-320

Bylece, din, alglama srecinin elerinden biri olan ve yardmc bir rol oynayan inanc, insann sahip olduu, tanrnn yce armaan nitelemesiyle, gerek bilimsel bilincin karsna koyarak, tanry kavramann kendi kendine yeterli bir arac haline getirdi, ilahiyatlar her ne kadar bilimsel alglama yntemlerini dinle uzlatrmaya alsalar da, din iin gerek alglama sreci ve dnyann deitirilebilir olduu dncesi ikinci plandadr, nem tamayan bir sorundur. Ateizm, dinsel inancn karsna inanszl deil, insanln yaratc yeteneklerine duyulan, bununla birlikte, yeryznde mkemmel bir toplumsal dzenin kurulabilecei ynndeki derin inanc karr. Bu inan, insanln kendi mutluluu iin verdii savamn btn deneyimlerini kendine temel olarak alr; insan toplumunun doa yasalarna uygun gelime yollarna ilikin, pratikte dorulanm bilgilere dayanr.

-321

DN VE SANAT
Dinle sanatn karlkl ilikisi gerek ateizm teorisi, gerekse ateist eitim pratii asndan ok nemlidir. Uzun tarihsel alar boyunca sanatn dinle sk bir iliki iinde olduu bilinir. Sanatn konular (sje) ve biimleri byk lde dinsel mitlerden alnmtr, sanatsal yaratlar (heykeller, freskler, ikonalar) bir dinsel klt sistemini ierir. Pek ok din savunucusu, dinin sanatn gelimesine yardmc olduunu, sanatsal dncleri ve biimleri rettiini savlamaktalar. Bu ilikide sanat ile dinin gerek oran ve kltr tarihinde birbirleri zerindeki etkilerinin nitelii sorusu kyor karmza. Sanat, toplumun ruhsal yaamna dinin egemen olduu alarda bile, sk sk dine dman ve ona kar yneltilmi bir g olarak ortaya kyordu. zgr dnce ile ateizmin tarihi, sanat tarihine ayrlmaz biimde baldr. Gemiin ilerici sanat, emekilerin ateist eitim sisteminde bugn de baaryla kullanlabilir. Sovyet sanatnn, gelimi sosyalist toplum emekilerinin bilimsel dnya grnn ekillenmesinde nemli bir rol oynamas isteniyor. Sanatn gc onun duruluunda, duygusal-psikolojik etkisindedir. Ateist dnceler sanat aracalyla toplumun en deiik katmanlarna yaylabilir. Kitlelerin estetik yaratclnn gelimesi, estetik gereksinimlerinin giderek daha fazla karlanmas, yeni insann yaratlmasnda nemli bir rol oynuyor. Bundan kan sonu u ki, ateist eitim sisteminde sanatn rolnn incelenmesi nemli bir konudur.
-322

DNN VE SANATIN KKLER Dinin ve sanatn douu incelenmeksizin, aralarndaki karlkl ilikinin bilimsel kavran olanakszdr. Dinin ve sanatn douu sorunu gemite keskin tartmalara yol at, gnmzde de amaya devam ediyor. Sanatn ve dinin douu konusunda deiik uzmanlk alanlarna mensup bilim adamlar (arkeologlar, etnograflar vb.) arasnda yrtlen tartmalar, ksmen bilim adamlarnn elinde ilk alara ait sadece blk prk, birbirinden kopuk olgularn bulunuyor olmas, ksmen de arkeolojik kaynaklarn (bize kadar ulaan kaya resimleri, elle yaplan kk nesneler, bezekler vb.) yorumunun, kural olarak, birbirini tutmamas ve bir takm varsaymsal (hipotetik) dncelere olanak yaratmas nedeniyle ortaya kyor. Fakat bu, sorunun sadece bir yn. Dier ve ok daha nemli yn, dinin ve sanatn douu sorununun idealizm ile dinin bilimsel, materyalist dnya grne kar verdii keskin ideolojik sava alannda kalyor olmasdr. Bu nedenle birok burjuva bilim adamann gerek yntem bilimsel adan doru sayd nermeler (ncller), gerekse vardklar yarglar, onlarn ortak felsefi tutumlar ve dnya grleriyle belirlenmekte; bilimde bilinen baz olgularn yorumuna kanlmaz olarak onlar damgalarn basmaktalar. lkel sanat ancak XIX. yzyln ikinci yarsnda ortaya karld. Bu dnemin arkeolojisinde ilkel insan denince, kltrel gelimenin ok aa bir basamanda bulunan ve sadece temel maddi gereksinimlerini elde etmekle yetinen "maara adam" akla geliyordu. Avrupa'da ilk buluntular, zerinde ok gzel hayvan figrlerinin yer ald geyik kemii gravrler olduu iin, aratrmaclar tarafndan bu gravrler ilk nce amzn balangc olarak tarihe mal edildiler; gerekten o dnemde bu buluntular en azndan on bin yl ncesine aittiler. 1879 ylnda spanya'da Altamira maarasnda renkli hayvan betimlemelerinin bulunmas arkeologlarn ounluunca kukuyla karland. Bu ilkel resimlerin parlakl, canll ve mkem-323

mellii, kafalardaki "maara adam" dncesiyle ylesine eliiyordu ki, Altamira maarasndaki ilkel resimlerin gerek olduunun kabul edilmesi iin eyrek yzyl gemesi (ve Fransa'nn gneyinde birok maarada benzer resimlerin bulunmas) gerekecekti. Ancak X X . yzyln balarnda, st paleolitik an ilkel insannn yaratc sanatla etkin biimde urat, sanatsal bir olgunluk ve mkemmellik tayan pek ok kaya resimlerini, heykelleri ve gravrleri bize miras brakt gerei genel kabul grd. Bu balamda u soru kyor karmza: lkel insan yaratc sanatla uramaya iten sebepler nelerdi? Batl aratrmaclarn ounluu, sanatn douunun bysel kavran denilen anlaya dayanarak, bulunan maara duvar resimleri ile heykellerin ilkel insanlar tarafndan bysel amalarla yapldklarn kabul ettiler. Bu maara resimlerinin ve heykellerin etrafnda, av hayvanlarnn avlanmasnda baar salamak ve yine ileride yaplacak avlarn baarl olmasn gvenceye almak bakmndan, hayvanlarn remesine ynelik by ayinleri dzenleniyordu. Buradan, sanat byden ve dinden douyor eklinde genel bir yargya varld. rnein, ilkel sanatla ilgili aratrmalar yapan nl Alman aratrmac Herbert Kun yle yazmt: "Hayvan betimleri, sadece buzul anda deil, daha ge yaanan mezolitik, neolitik, bronz alarnda ve en sonu btn ortaa boyunca, gnmze gelinceye dek her zaman bir tapnma edimine (klt) bal olmutur." Sanat da, Kun'un dncesine gre, din gibi, "insann, tanrnn ebedi gizini ama yoludur", tanrya yaklama biimlerinden biridir. Maaralarda bulunan pek ok duvar resimleri ve heykeller, gerekten, by amacyla yaplm ve kullanlmlardr. Ancak hi kimse, btn ilkel sanatn byye bal olduunu varsayamaz. Birok ilkel sanat yaptnn (gravrler, heykelcikler) i aleti ve ev eyas olarak yapld biliniyor. rnein, tutak (sap) ksmna ok zarif kei, keklik ve daha baka hayvan figrleri oyulmu metal mzraklar bulundu. Neolitik aa ait
-324

pek ok yaamsal nesne bezeklerle sslenmi. Bu tr aralarn tm tapnma iin deil, retim veya yaamsal gereksinimler iin kullanlmtr. Bu durumda dnyann estetik benimsenii ilkel bir dine bal deildi. Ama sorun sadece bundan ibaret deil, ilkel sanatn byyle ilikisinin olduu gerei, hi de onun byden doduunu gstermez. Birok aratrmacnn iaret ettii gibi, ilkel bilin sinkretik (blnmez), btnlkl, ayrmsz bir nitelik tar. Mitolojik ve bysel biimler, dnceler, dnyay estetik alglamann ilk izleri, insanlarn hareket tarzn ayarlayan ilk kurallar, insanlarn evresindeki nesneler ve olaylara ilikin ilk ampirik bilgiler bu bilinte birbirine gemi ve kaynamtr. Sovyet bilim adamlarnn ( A. P. Okladnikov vd.) aratrmalar gstermitir ki, sanat yaptlar ilkel insanlarn yaamsal eylemlerinin btnne sk skya balyd, bu yaptlar yar ilevseldi, yani ayn zamanda insanlarn bir lde yaamsal gereksinmelerinin karlanmasnda kullanlyorlard, ilkel bilincin btnl, farkllk gstermemesi, blnmezlii, onun (estetik) elerinin tek bana dier (bysel) elerden doduu anlamna gelmiz. Aksine, ilkel sanat ve ilkel byy douran toplumsal gereksinimlerin sadece birbirinden farkl deil, eliik olduklarn da belirtmek gerek. Dnyayla estetik iliki ve onun estetik alglan, emek temelinde, insanlarn retim eylemi iinde doar. alma sreci, insann sadece doadaki rnleri elde etme sreci deildir. Bununla birlikte bu sre, Marks'm belirttii gibi, iinde insann kendi amalarn, yeteneklerini ve deneyimlerini retilen nesnelerde cisimlendirdii, doay "insanlatrma" srecidir, insan, doadaki nesnelerin doal zelliklerinden yararlanarak, bu nesneleri kendi dncesi ve amalar dorultusunda deitirir, biimlendirir. Dnce ve amalarnn olabilirliini gsterir, gerektiinde onlar kendi eilimleri ynnde gerekletirir, bununla birlikte de kendi yeteneklerini ve glerini nesnelerde cisimlendirir. nsan pratik amalar iin aralar yaparken,
-325

bir yandan da her nesneye objektif olarak konmu bir "l y gerekletirmeye, yaratt nesnelerde bakm (simetri), uyum, tartm (ritim) gibi zellikleri en iyi ekilde gstermeye alr. Bununla birlikte insan, her nesneyi edinme, onu kendi amalarna balama yeteneiyle yaratma srecinden tat alr. Bylece, retim sreci iinde bu srecin bir yn olarak, ilk kez dnyayla estetik bir iliki ortaya kar. Daha sonra bu iliki geliir, karmak bir hal alr, giderek nesneler dnyasn sarar ve sonunda pratik (yaamsal) retim srecinden ayrlr, insan eyleminin kendine zg bir biimi, dnyay alglamann bamsz bir biimi olarak ortaya kar: Sanat doar. Demek ki, dnyann estetik alglan ve onun en yksek biimi olan sanat, insann doa glerine boyun edirmesi temelinde, onun yaratc zgr emeinin, yeteneklerinin, yetilerinin ve bilgilerinin giderek daha tam gerekleme srecinde ortaya kyor. yleyse, sanatn insan zgrlnn kendini gsterme biimlerinden biri olduu sylenebilir. Bilindii zre, genel olarak dinin ve onun ilk biimlerinden biri olan bynn toplumsal kkenleri gerekten elikilidir. Din ilkel insann doa karsndaki zayflnn bir rn va yansmas olarak doar. inde yaanan dnyann henz bilinmeyen, anlalamayan olaylar karsnda duyulan korkudur dini douran. lkel by emek srecine sk skya baldr, ama bu ba tamamen kendine zg bir badr. By dsel, yanlsamal tasarmlarn ve bysel eylemlerin toplamdr ki, ilkel insanlar gerek pratiin yardmyla pratik sonulara (baarl av, balk tutma, dman kabilelere kar zafer kazanma vb.) ulama olana konusunda bir gvenden yoksun olduklar zaman, bu sonulara by yoluyla ulamaya alrlard. ngiliz Etnograf B. Malinovski, byy "umutla korku arasnda gidip gelme" olarak niteledikten sonra, onun sosyal-psikolojik temelini baarl bir ekilde ortaya koyar. lkel insanlar by treni yaparken, bir yandan bilinmeyen ve onlar iin kontrol edilemeyen glerin yaamlarn etkilemesinden (rnein, or-326

inanda av hayvanlarnn, rmak veya denizde balklarn ortadan yok olmas, topluluk yelerinin aniden ve topluca hastalanmas, dman saldrlar vb.) korkarlar, dier yandan ise sz konusu by trenlerinin onlar korktuklar bela ve afetlerden koruyacan mit ederler. Bundan dolay, ilkel bynn toplumsal kkeninin insanlarn pratikteki gszl, onlarn kontrol altna alabilecek durumda olmadklar doal ve toplumsal glere bamll ve doay kavrayamaylar olduu aka ortada. O halde, din ve onun ilk biimlerinden biri olarak by, zgrln yitirmi insann ortaya k ve yansmasndan ibarettir. Buradan hareketle, dnyann estetik alglann din ve by gereksiniminden ok, asl baka toplumsal gereksinimler douruyor, sonucu karlabilir. Tarihsel olarak, o devrin toplumsal bilincinin tad zellik ile yaratc sanat ve by trenleri arasnda sk bir ban var olmas, asla ilkel sanatn byden doduu anlamna gelmez. Marksist bak asndan, sorunu ilkel st yapnn bir esinin dier bir eden doduu eklinde koymak, bsbtn samadr: lkel insanlarn maddi yaam etkinlikleri sistemi iinde, bu elerden her birinin kendine zg dou nedenleri vardr. SANATSAL DLEM LE DNSEL DLEM Dinle sanatn karlkl ilikisini incelerken, sanatn onu dine yaklatran baz ynlerinin olduu gereini gz ard etmememiz gerekir. nsan d gcnn, insan dleminin etkin yaratc etkinlii olmakszn sanatn olmas olanakszdr. Bununla birlikte, sanatta yaratlm tipleri "ilkrnek" denilen tiplerle her zaman dorudan ilikilendirmek olanakl deildir. Folklorda (destan, masal) olduu gibi, meslek haline getirilmi (profesyonel) sanatta da dsel olarak yaratlm doast varlklara ska rastlanmakta. Anmsayalm, rnein, Rus masallarmdaki babayaga (cad, aramba kars) veya konkagorbunka (kambur), yine Rus kahramanlk arklarndaki solovyarazboynika
-327

(blbl haydutlar) veya "idolia poganovo". Dsel olarak yaratlm eytan tipinin Goethe, Gogol ve Bulgakov dahil olmak zere, btn dnya yazn tarihine getiini unutmayalm. Kanlmaz olarak u soru kyor karmza: Eer doast, dsel varlklar sadece dinsel mitlerde deil, sanat yaptlarnda da bulunuyorsa, bu durumda sanatla din, sanatsal dlemle dinsel dlem arasnda farkllklar var mdr? Evet, farkllklar vardr. V. . Lenin, iki tr dlemin (hayal) ayrtma varan Rus gazeteci ve eletirmen D. . Pisarev'in sylediklerine gndermede bulunur. D. I. Pisarev, insanda yaam aktivitesini uyandran, gerek ereklere varmak iin onu ileriye gtren bir dlem olduu gibi, insan gsz klan, onu yaam gereinden uzaklatran, iindeki etkinlii sndren, bilin ve istem ynnden onu alklatran bir dlem tr de vardr, diye yazar. Sanatsal dlem, birinci tre ait dlemdir. Btn sanatsal tipler, ne denli dsel olursa olsunlar, yntem gerei her zaman gerek insan karakterleri ile insan yazgsnn daha derinliine kavranmasnn sadece ayr aralar olarak ortaya karlar. Halk destanlar veya masallar, her eyden nce doast, yani dsel kahramanlara ve olaylara inanmay gerektirmemeleriyle dinsel mitlerden ayrlrlar. Ayn ey profesyonel sanat iin de sylenebilir. Materyalist Alman filozofu Ludwig Feuerbach sanatn bu zelliinin altn izer: " . . . Sanat, kendi yaratlarn gerekte olduklarndan baka trl, yani sanat yaratsndan baka bir eymi gibi gstermez; oysa din kendi uydurulmu varlklarn gerek varlklarm gibi sunar." L. Feuerbach, burada aslnda sanatsal dlemin dinsel dlemden farkna dikkat ekmekte. Her dinsel dlem, kendi yarattklarn gerekmi gibi gstermeye alr, insan dleminin rnleri, insan hayal gcnn ileyiinin sonular, dinde kendi bana davranabilen bamsz varlklar, ayr konular haline geliyor. Doastnn gerek olduu inanc olmadan din yaayamaz. Sanat temelde dinden ayrlr. Yaratc sanatsal dlemin e-328

itliliine ve zenginliine karn, sanat hibir zaman gerekliin yerine kendi yaratlarn koymay savlamaz. Sanat gereklii yanstr, onu belli bak alarndan deerlendirir, ama sanat gerekliin kendisi olarak grlmez, grlemez. Sanatta dlem gerekliin anlalmasna yardm eder, kendine zg u ya da bu bir tarzda gerei dile getirir. Baka bir deyile, dinsel dlem gereklikten uzaklama, gerek dnyann yerine hayali, gerek d bir dnyay koymann yntemiyken, sanatta dlem gereklii benimseme yntemidir. Din insann kafasnda gerek dnyay dsel bir dnyayla deitirmeye alr ve imgesel, gerek d eyleri "yce gereklik" olarak sunar ki, bu da onun insana verdii zarardr. Bundan yzden V. . Lenin, dinselidealist dnceleri "hastalkl hayal gc" olarak niteler (V. . Lenin, Top. Y., c. 18, s. 193). Demek ki, doast eylerin gerek olduunun kabul, dini sanattan ayrmaya olanak tanyan en nemli gstergedir. Bu gstergeyle balantl ikinci olgu, inanan insanlarn doast gleri etkilemeye almalarna yardm eden, dselpratik bir etkileme sisteminin dinde var olmasdr. Bu sisteme klt (tapnma) deniyor. nl Sovyet bilim adam, akademisyen Y. P. Frantsev, bu konuda yle yazar: "Burada mitin dinsel ierii ortaya kyor, bu mite inanan herkes mutlaka belli ayinleri yapmak zorundadr. Eer bir mit, insan bir eyi yapmaya zorunlu klmyorsa, o artk mit deildir, bir masal, sanatsal bir dlem ya da doadaki yaama ilikin nahif bir tahmindir, ama dinsel bir dnce deildir. Mit insan ayinler yapmak zorunda brakt zaman, dinin nemli bir bileeni haline geliyor." Dinsel mitlerin tarihsel gelime sreci iinde destan, masal, menkbe ve efsane gibi yaznsal trlere dnmesinin az rastlanan bir olay olmad bilinir. rnein, antik Yunan mitlerinin tarihsel yazgs byledir. Eski Yunanllar (Grekler) mitolojik menkbelerin gerekliine inanr ve mitlerin anlattklar tanrlara tapnrlarken, mitoloji Antik Yunan dininin ayrlmaz
-329

bir esi haline geldi. Mitlerin gerekliine duyulan inan kaybolduu zaman da, trenler sadece allm basmakalp davran tarzlar olarak korundular; Antik Yunan mitolojisi giderek daha ok deiik sanatsal yaratlarn kayna haline geldi. Gnmzde de onun rol byledir. ESTETK DUYGULAR VE DNSEL HEYECANLAR Dine ve sanata zg genel noktalar belirttikten sonra, toplumsal bilincin bu biimlerinde duygusal srelerin ayr bir rol olduundan sz etmemek olmaz. Gerek estetiin, gerekse dinin mitolojiyle ilikisinde belli duygular ve heyecanlar iermesi gerekir. Bununla birlikte, duygusal sreler olmadan ne sanatn ne dinin olamayaca bir yana, her ikisinin de bir takm psikolojik mekanizmalar iermesi ortak noktadr. Aristoteles, tiyatroda sahnelenen antik bir trajediyi izleyen insann, karmakark heyecenlar duyduunu belirterek, bu durumu "katarsis" (arnma) terimiyle karlar. Sz konusu trajedide anlatlan olaylar ne denli ar ve trajik olursa olsun, seyirci sonunda, uyarlan, serbest kalan duygular eliinde kendi duygusal boalmn yaar. Katarsis sonunda eliik, bazen ar, ac veren duygular, Sovyet psikolog L. S. Vgotski'nin ifadesiyle, sanki kendi boalmlarn bulmakta ve ksa bir ie kapanmada yakc olmaktadrlar. Estetik duygularn sz konusu ie szmas, trajediyi sadece tiyatroda kavrayan insanlara zg deildir. Her ayr olayda kendine zg bir katarsis varsa, bu, gerek sanatsal yarat srecinde, gerekse sanat yaptn alglama ediminde mevcut olan estetik duygular iin genelde tipiktir. Dindar insanlarn ortak veya bireysel tapnma srasnda duyduklar dinsel heyecanlar, bir lde katarsisle benzerlik gsterirler. Tapnma, duygusal-psikolojik adan bakldnda, duygusal boalma araclyla olumsuz heyecanlardan "soyunma "dr. Bir dindar, onu aclardan ve baarszlklardan kurtarmas, yakarlarn duyarak isteklerini yerine getirmesi umudu
-330

iinde tanrya ynelir. Dindar, tanrnn gerekliine ve onun sonsuz erk sahibi olduuna inandndan, yapt dua ona psikolojik bir rahatlama ve avuntu veriyor. Ancak, duann ve genel olarak dinin verdii psikolojik rahatlamann, aslnda kendi kendini aldatma olduunu unutmamak gerekir. Bu rahatlama yanl ncllere, doast eylerin ve tanrnn gerek olduu inancna dayanmakta. Din inanc, insann enerjisini ve istemini onun yaam koullarnn deitirilmesine, yaad sorunlarn ve zorluklarn gerek zmne yneltmek yerine, onun btn dncelerini, umutlarn tanrya evirmektedir, yani onu edilgenlie, itaatkr olmaya ve yazgya boyun emeye mahkm etmektedir. Estetik duygularla dinsel duygular arasndaki benzerlik, duygusal srelerin temel gei biimine ilikindir. Bu duygularn ieriklerine, ynelimlerine gelince, estetik heyecanlarla dinsel heyecanlar arasnda ok temel, ilkesel farkllklar sz konusudur. Estetik duygular somut olgulara ve nesnelere yneliktir: Doa olaylar, emek aralar ve yaamsal gereler, insanlar, ve en sonu sanatsal yaratlar -resimler, yontular, romanlar, iirler, destanlar, filmler vb. Btn bu olaylardaki estetik duygu, nesnel dnyann insan tarafndan estetik alglan sreci iinde ortaya kar ve insanlarn nesnel dnyay, karlkl insan ilikilerini ve karakterleri daha derinliine kavramalarna yardmc olur. Dinsel heyecan baka bir ierik ve baka bir ynelime sahiptir. Dinsel duygular her zaman doast eylere, yani dsel, gerekte var olmayan eylere yneliktir: Tanr, ruh vb. Baz durumlarda gerek konular veya insanlar da (rnein, Ortodokslarn "Tansk Yaratan" veya "Kutsal" ikonu, Katoliklerin Roma papaz vb.) dinsel duygularn nesnesi olabiliyor. Ancak, bununla beraber dinsel duygular, bu nesnenin doast bir zelliine ("tansklar yaratma" yetenei), ya da onun doast bir varlkla, tanryla ilikisine yneliktir. u halde, dinsel duygularn nesnesi, burada dorudan dsel bir nitelik ta-331

yor. Demek ki, doast bir varla inanca bal duygular, aslnda, bolua yneliktir, insanlarn ruhsal (psiik) ve fizyolojik enerjisinin boa harcanmasdr. Estetik duygular insan yceltir, ufkunu geniletir, i dnyasn zenginletirir. Dinsel duygular ise, aksine, insan aalatr, onu gereklikten soyutlar, dler dnyasna gtrr; zetle, insann toplumsal eylemlerine, yaratc sanatsal etkinliine engel olur. DNSEL SANATIN TANIMI Din ve sanat, tarihsel geliimleri iinde sadece birbirlerini etkilemekle kalmadlar, i ie girdiler, kaynatlar, "dinsel sanat" terimiyle ifade ettiimiz kltr tarihinin kendine zg olaylarn yaratarak, birletiler. Sadece dinsel bir mitolojiden alnma temasna, konusuna (sje), tiplerine bakarak, u ya da bu sanatsal yapt dinsel sanata ait grmek olas deildir. Avrupa halklarnn pek ok resim, yontu, edebiyat yapt gibi sanatsal yaratlarda ncil mitolojisinin kimi konu ve tiplerinden yararlandklarn, ancak bu yaratlarn dnsel ynelim ve dnyay duyumsama ynnden Hristiyanlktan ok uzak olduklarn biliyoruz. rnein, Michelangelo'nun yontularn, ya da Kramski'nin resimlerindeki sa tipini anmsayalm. Dinsel sanatn karakteristik oluunda balca iki nokta vardr: Birincisi, yaptn genel dnsel ynelimi; ikincisi, onun dinsel klt sistemindeki yeri. Dinsel sanat konusunda, geni ve dar olmak zere, iki anlamdan sz edilebilir. Dinsel sanat, geni anlamyla, dinsel dnceleri ve istekleri sanatsal aralarla dile getiren yaptlar, yani dinsel ynelimler tayan, insanlara tanrnn sonsuz erk sahibi olduu dncesini, ona tapnmak ve buyruklarna uymak gerektiini alayan yaptlar ierir. Dinsel klt sistemini ieren ve bu klt iinde belli ilevleri yerine getiren yaptlar, daha dar anlamda, dinsel sanat alanna ait saymak olas. Baka bir deyile, dinsel sanat dar anlam-332

da, tapnmaya dayal (kltsel), kilise sanatdr. Doal olarak, her trl kltsel sanat dnsel adan dinsel bir ynelim tar. Fakat kltsel sanat, bir tapnma znesi (kiliselerdeki ikonlar) veya dinsel tapnma ediminin bir arac (org mzii, koro arklar vb.) olarak ortaya ktna gre, kendine zg olma (spesifik) anlamnda da dinseldir. KLT SANATININ TEMEL LEVLER Klt sisteminde yer alan dinsel sanat, yar ilevsel bir nitelik tar. Her trl sanat yapt, dinsel klt sistemi iinde farkl ve nemli lde birbiriyle elien iki ilevi yerine getirir. Birinci ilev; sanat yapt dinsel eilimleri, dnceleri, heyecanlar uyandrdna, dinsel inanlar yeniden balattna ve pekitirdiine, dorudan bir ara olarak tapnma edimine ska hizmet ettiine gre, spesifik olarak dinsel, kltsel bir ilevdir. kinci ilev ise, kendine zg estetik bir ilevdir, nk sanatsal yaratcln rndr ve onu alglayan insanlarn estetik duygularn harekete geirir. Belirtilen bu iki ilev arasnda son derece karmak ve elikili bir iliki sz konusudur. Estetik ilev, belirli koullar altnda klt sanatnn herhangi bir yaptnn dinsel etkisini glendirebilir; estetik duygular da dinsel heyecanlar etkinletirip derinletirerek onlarla i ie girebilir. Ama ayn estetik ilev, baz durumlarda, sz konusu sanat yaptnn kltsel anlamn ve dinsel ynelimini arka plana iterek, dine ters de debilir. Klt sanatnn belirtilen iki ilevinin birbirine oran hangi etmenlere baldr? Burada, gerek znel, gerekse nesnel dzenin birok koulu rol oynar. Her eyden nce, dinsel bir ayinde bulunan insan davrann znel koullardan saymak gerekir. Eer bu, derin inanl bir insan ise, o zaman doal olarak u ya da bu kltsel konunun veya eylemin estetik yn, onun bilincinde her zaman dinsel yne bal olacak, dinsel yn de estetik duygular iererek ve kendine baml klarak baskn hale gelecektir. Oysa bir ayinin dinsel yn, dinsiz ya da ka-333

rarsz birinin bilincinde sk estetik heyecanlarla ikinci plana itilebilir. Bu durumda estetik duygular, dinsel eilimleri ve dnceleri btnyle veya ksmen yerinden ederek egemen olabilirler. Klt sanatnn ilev orannda nesnel etmenler ve ayrca kilise sanatnn u ya da bu yaptnn sanatsal artamlar da belli bir rol oynayabilirler. Bir ikon, yetenekli bir ressamn aheseri olabildii gibi, bir "kilise ressam"nn stnkr yapt nemsiz bir alma da olabilir. Bu ikon her zamanki gibi dinsel bir ilevi yerine getirecek olsa da, onun bu iki durumdaki estetik etkisinin farkl olmas doaldr. Kilise iin esas olan, bir ikonun ve ibadethanelerde kullanlan dier sanatsal yaptlarn kltsel ilevidir. te bu nedenledir ki, rahipler, gemi alarn byk ustalarnn (Andrey Rublev de dahil) elinden kma eski ikonlar khnedii, ie yaramaz hale geldii vb. gerekelerle, hi acmadan yerlerinden skp attlar. Bu yzden, insanlar, eski ikonlar grp bunlarn sanatsal deerlerini anlama olanandan uzun zaman yoksun kaldlar, nk bu ikonlar tatsz (muhteem olmalarna karn) koruncaklar iinde sakl tutuluyorlard. KLT SANATININ ELKLERNN KAYNAI OLARAK DOASTNE NAN Klt sanatnn temel grevi, tapman insanlarn us ve duygularn sanatsal aralar yardmyla doastne yneltmektir. Bu nedenle, herhangi bir dinin kltsel sistemi iinde kullanlan sanatn yazgs, o dinde doast olarak sz konusu edilen eye birok adan baldr. Doast, balangta, yani dinin ilk biimlerinde (by, fetiizm, totemizm vb.) dnyasal, doal olandan ayrlm deildi henz. lkel insanlar, ya maddi varlklarn doast zellikler tadna (fetiizm), ya da bu nesneler arasnda doast ilikiler bulunduuna inanrlard (by, totemcilik). Fakat doast varlk veya z (can ya da ruh) dncesi, ilkel toplumun gelimesinin daha ge bir evresinde dodu. Kiilik d
3 34

ruhlar, daha sonraki evrelerde tanrlara dnerek ete kemie brnecek ve bireyselleeceklerdir. Ancak oktanrl eski dinlerde tanrlar, henz doal afetlerden, yabanl hayvanlardan ve insanlardan net olarak ayrlm deildiler. Eski Dou'nun oktanrl dinlerinde tanrlar, ounlukla doal afet ya da yabanl hayvanlarn grnts altnda ortaya karlarken, eski Yunan ve Roma dinlerinde kendilerini insan biiminde gsterirlerdi. oktanrl eski dinlerde doastnn henz doal olandan ayrlmad, tam bir ruhsal varla dnmedii olgusu, sanatsal aralarn doastnn betimlenmesi iin geni ekilde kullanlmasna hizmet etti. Eski dou lkelerinde, Antik Yunan ve Roma'da sanatn, bu topraklarda egemen olan dinselmitolojik dncelere sk skya bal oluu rastlant deildir. oktanrl dinde doast ile dnyasal, doal olan henz birbirinden belirgin ekilde ayrlmamken, doal olan (gerek) ile doastnn ikilii (dalizm) tm aklyla kendini tektanrl dinde gsterdi. Bylece, Yahudilikte, dnyasal olana, alglanabilen gereklie duygusal kar koyuun yce, br dnya temelli balangc olarak, tanr Yahve (Yahova)'nin teklii, biriciklii anlay yava yava ekillenmeye balad. Tanr ezeli ve ebedidir, dnyasal varlklar ise gelip geici ve sonludurlar. Tanr sonsuz erk sahibidir, evrenin yaratcsdr; evren onun yaratc eyleminin sonucudur. Tanr bilgelik ve erdemin simgesidir, oysa insan zayf ve gnahkr bir varlktr. Yahudilikte grlen tanrnn yce, br dnya temelli varlm gerek dnyann karsna koyma anlayn, Hristiyanlk ve slam dinleri de benimsediler. Bu dinlerin inan dizgeleri (akait) tanrnn yeryzndeki nesnelere ve olaylara benzemezliini, onun dnyasal olan her eye kartln belirtir. Bu nedelle tek tanrl dinlerin nne karmak bir sorun kt: Tanrnn betimlenmesi olas mdr? Bilindii zre, tanrnn her trl betimi, ancak dnyasal biimlerle, doal, maddi dnyann biimleri erevesinde olasdr. Bu durumda, sanat, tanry betimleyerek onu duyusal olarak algla-335

nabilen gereklik dzeyine indirgemi gibi oluyor. Oysa tanr, tektanrl dinlerin inan dizgelerine gre, dnyasal llerin kullanlamayaca yce ruhtur. oktanrl deiik dinler, belirtilen soruna eitli zmler getirdiler. Yahudilik ile slamiyet, ne ekilde olursa olsun, ibadethanelerde tanrnn resmedilmesini yasaklama yolunu setiler. Bu dinsel yasaklama, Mslman lkelerde sanatn gelimesini adamakll etkiledi, btn canl varlklarn -insanlarn ve hayvanlarn- resminin yaplmasn kapsayacak dzeyde geniletildi. Bu yasaklama yznden Arap resim sanat son zamanlara kadar portre resmine yabanc kald; ortaan doulu ustalarnn sanatsal yaratclklar ise, sadece deiik bitki bezeme biimlerinin yaratlmas ynnde bir gelime gsterdi. Hristiyanlk, ortaya knn ilk yzylndan itibaren iinde iki eilim (gr) tayordu. Balangta, antik kltrn "putataparlna" kar etkin biimde savaan birok "kilise babas" tanrnn her trl betimine (tasvir) ve genel olarak betimleme sanatn (gzel sanatlar) tehlikeli putataparlk sayarak, ona kar ktlar. "Tanr, put yapmay ve putlara tapnmay yasaklyor" diye yazar Tertullianus. Bu eilimin Hristiyanlk iinde gsterdii gelimenin en yksek noktas, Bizansl ikonakrclarm I. S. VIII. yzyldaki hareketi oldu. Yeryzndeki maddi ara gerele tanrnn ruhsal, yce ve dnyasal olmayan doasn betimlemek olanaksz olduundan, ikonakrclar, Hristiyan kilisesinin tanrnn betimlenmesine (resmedilmesine) izin vermemesi gerektiini savladlar; onlar iin nefret uyandran putataparlm kalntlar olarak ikonlara kar sava atlar, ama yenilgiye uradlar. Hristiyanlkta, tanrnn ve azizlerin kilise iinde betimlenmesine olanak tanyan baka bir eilim zafer kazand. Bu eilimin zaferi, betimleme sanatnn Hristiyan kltnde geni kullanmn olanakl kld ve bylece dnsel ve psikolojik etkilemenin gl aralarn kilisenin hizmetine vermi oldu. Bununla birlikte, bu eilim, Hristiyan klt sanatnda kendine z-336

g isel, derin bir elikinin varlna yol at. Bu, koullanmla, ematiklie ve gerekliin arptlmasna (deformasyon) ynelik eilimle, yeryzndeki olay, ekil ve olgularn sanatsal olarak doru, gereki betimine ynelik eilim arasndaki bir elikiydi. Birinci eilim, sanatn kltsel, dinsel belirleniminden doar. rnein, bir ikon mademki tanrnn, doast bir varln betimidir, o halde onda betimlenen ey "sradan" insanlarn, gerek olaylarn vb. taklidi olmamaldr. ada Ortodoks ilahiyatlardan biri, eski ikonlarm asl deerinin, insan kuatan nesnel dnyann gzle grlr gerekliine her ynden benzememelerinde olduunu, yazar. Kiliseye bal olarak koullama ve ematize etme eilimi, klt sanat iinde yeryzndeki insan tipleri ve karakterlerinin gereki bir tarzda yeniden yaratlmas eilimine kar direnir. Bu ikinci eilimin kkleri dinin erevesini aar. kon ressam kendini halkndan soyutlayamad, yaad a, bu an arad ve istedii eyleri, canl insan karakterleri ve tiplerini yanstamad; ou zaman bunun bilincine bile varamad. te eski Rus ikonlar ve fresklerinin dinsel simgeleri iinden, o an yaantsn sanatsal ynden alglama eilimi aka belirdii iin, Bakire Meryem, sa ve aziz tiplerinin arkasnda o dnemin dnen, duyarl insanlarndan oluan bir evrenin varl sezilir. Belirtilen elikinin teorik, bilgibilimsel (gnoseolojik, epistemolojik) kaynaklarn Hegel de kavramt. yle yazyor Hegel: "Grdk ki, sanat, betimlemenin merkezine her eyden nce tanrsal balangc koymak zorundadr. Ama tekil ve her eyi kapsayan olarak ele alman tanrsallk, aslnda ancak dnceyle eriilebilirdir; kendi kendine ekilsiz bir ey olarak sanatsal dlemin konusu olamaz." Bu dnce materyalizmin diliyle ifade edilecek olursa, u anlama gelir: Doast bir varlk "sanatsal dlemin konusu" olabilir, yani, sanat yoluyla ifade edilebilir ama doal, dnyasal biimlerde betimlenmi olarak.
-337

KLSE YASASI VE SANATSAL YARATICILIK Gereklii koullama, kaba hatlaryla verme ve arptma eilimi, pratik anlatmn Ortodoks kilisesi tarafndan yasalarn hazrlannda, yani ikonlarn yazm ile kilise duvarlarna resim yapmn sk bir ekilde dzenleyen kurallarn toplamnda buldu. Kilisenin ikonografi yasas Bizans'ta ekillendi ve kendi iinde Hristiyan dnya grnn birok nemli zelliini cisimlendirdi. Bizans klt sanatnn temel amac, Hristiyanln var olduunu savlad doast "gksel" dnyann sanatsal aralarla kavranmasyd. Bundan, ikonlar konusunda kilise tarafndan ne srlen temel gereklerin yerine getirilmesi gerektii sonucu kyor. Birincisi; ikonlardaki sa, Meryem, peygamberler, havariler ve azizlerin gsterildii betimler, onlarn dinsel, dnya d, doast niteliklerini aka belirtmek zorundaydlar. Bu nedenle, betimlenen gksel kiinin ba her zaman ikonun oda, gzleri de ikona bakan kiiye evrili oluyor. kincisi; doast dnya, Hristiyan anlayna gre mademki ebedi, deimez ve devamldr, yleyse ikonlardaki ncil kiileri ve azizlerin de devinimsiz, dural (statik) bir ekilde betimlenmeleri gerekir. ncs; Bizansl ikon ressamnn grevi, nesnelerin sonsuz metafizik zn anlamak olduuna gre, ikon yasas ikonlarda zaman ve meknn betimlenmesi ynnde kendine zg artlar ne sryordu. Nesneler, insann onlar o anda, belli bir noktadan (dorusal perspektif) grebildii ekilde deil, tadklar z bakmndan ikon ressamna nasl grnyorlarsa o ekilde betimleniyorlard. Bu nedenle bir ortaa ikon ressam, konularn betiminde birka gr asn, birok izdm birletiriyor, betimlenen kiilerin llerini onlarn gerek mekndaki durumlaryla deil, tadklar dinsel nemle (tersine perspektif denen ekilde) vb. belirtiyordu. konlarda belirtilen zaman da kendine zgyd. Ayn ikonda belli bir kii deiik konumlarda, zaman asndan birbirinden ayrlm olarak betimleniyor. rnein, Vaftizci John, ikonlarn birinde, iinde
-338

kendi kesik kafasnn olduu bir kse tutuyor. Ikonda betimlenen enin gerek diilii, bir koula bal oluu, ikonun altn fonu olarak beliriyor stelik. Altn fon her betimlenen eyi ayrm, onu gerek, dnyasal ortamndan ekip alarak kusursuz (ideal), doast bir dnyaya tam gibidir. Kilise yasas (konsil karar), tapman insanlarn dikkatini sadece gerek dnyadan "gksel", doast bir dnyaya yneltmekle kalmaz. Bu yasa, tanr ve aziz kiiliklerin betimlendii bir basmakalp betim sistemi yaratt, bylece kilise ziyaretleri srasnda, dindar insanlarda yksek dinsel cokular uyandran, basmakalp dinsel biimlerin yaratlmasna hizmet etti. Kafas dinsel dncelerle dolu ortaa ressam, kilise yasasnn dgmatikletirici, uyuturucu etkisinin bilincinde deildi her zaman. rnein, kilise yasas, birok Rus ikon ressam iin, kendiliinden anlalaca zre, o dnemde toplumun ounluunun tad bilincin ayrlmaz bir paras olan dinle ilgili salam, canlandrc bir ey olarak ortaya kmt. Fakat yasa, nesnel olarak ortaa ressamlarnn yaratclklarna zincir vurdu, sanat kiiliklerinin geliimini frenledi. Kukusuz, kilise yasasnn hibir art, ortaa ressamlarnn yaratc kiiliklerinin ortaya kmasna btnyle engel olamazd. Bu ressamlarn zgnl, baz kompozisyon tarzlarnda, kutsal konulara aykr kimi ynelilerde ve dinsellikten uzaklamalarda ortaya kt. Ama bu zgnlk, her eyden nce ve her eyden ok, ikon ve fresklerin renklerinde klman karar, renk seimi, renklerdeki oran, ayrt, deiim vb. noktalarnda kendini gsterdi. Eski Rus ikonlarnn estetik artamlarm anlamak iin, her eyden nce bu ikonlarda Rus ikon ressamlarnn kulland ve temeli renk olan "sanatsal diP'i iyi anlamak gerek. Eski ikonlarn tad estetik deeri, onlarn olaanst, esiz renk uyumlarnn dnda anlamak, bununla birlikte onlar yapan sanatlarn yaratc kiiliklerini ortaya koymak olanakszdr. Rusya'da kilise yasasna kar ak muhalefet, XVII. yzylda Simon Fyodorovi Uakov ile yakn arkadalar tarafndan
-339

balatlr. Uakov'un yandalar da ikonlarda betimlenen "aziz ehrelerinin" geleneksel ematikliinin stesinden gelme konusunda etkin giriimlerde bulunur ve yaamn betimlenmesine yaklama, yaayan gerek insanlara benzeyen "yzler" yapma abas iine girerler. XVIII. yzyl Rus ressamlar, Uakov'un ikonlarndan gerek portre sanatna adm adm yaklatlar. DNLE SAVATA GEMN SANATI Bilinen anlamda din, sanatn ieklenmesine, zgrce gelimesine her zaman dmandr. Sanatn temel nesnesi insandr. Her trl sanat, insan dorudan anlatmayan (mzik, mimarlk) bile, derin insansal bir z tar. Ve zellikle bu insansal doasndan tr anat, dine aykr dmek zorundayd. Sanatta, yaama ballk, iyimserlik gibi din iin kabul edilemez rgensel eilimler vardr her zaman. Hristiyan kilisesinin sanatta gldr (komedi) esine kar srekli sava amas tesadf deildir. Yaamda ve sanatta gldr, gereklie eletirel yaklamla balantldr. Glme, ruhsal saln, canlln, iyimserliin gstergesidir. Ama din, karamsarlk, tasa, edilgenlik ve boyun emenin egemen olduu bir ruh hali kokar. Glme, kilise yandalarnda nefret uyandrr, nk o, sreklilii konusunda zen gsterdikleri "ruhun tapnma durumunu" ykma uratyormu. Gerek Bat Avrupa'da, gerekse devrim ncesi Rusya'da kilisenin yaama dayal, dinsiz sanata kar yrtt saysz kovuturma olay zellikle bu olguyla (gldr) aklanmakta. Rus Ortodoks kilisesinin, gezgin tiyatrocular ne denli sert kovuturmalara urattn anmsayalm. eitli mzikaldramatik ve dansl ksa oyunlar sahneleyerek lkeyi dolaan halk oyuncularna Rusya'da skomorohlar* deniyordu. Bu gezgin ti*Skomoroh- Szlk anlam maskara, soytar demek olan bu ad, Eski Rusya'da gezgin tiyatro oyuncular iin kullanlrd. Bunlar gerekte, tm lkeyi dolaarak ksa dramatik tiyatro oyunlar sahneleyen, dansl-arkl gsteriler, akrobasiler yapan, mzik aletleri alan halk oyuncularyd, -.n. -340

yatrocularm yaratclnda feodalizmi ve kiliseyi hedef alan bir yn vard. Bu sanat, halk arasnda byk bir beeni ve yaygnla sahipti; XV. yzyla ait bir kilise elyazmas paras bunu doruluyor: "Ne zaman kiliseye gitmek gerekse -elyazmasnn yazar- yakmyor ya esniyoruz, ya kanyoruz, bazen geriniyoruz, uyukluyoruz ve diyoruz ki: Souk ya da yamur yayor... Ama ne zaman danslar, algclar ya da daha baka bir oyuncu elenceye veya bir aptallar srsne katlmaya arsa, herkes zevkle kouyor oraya... Ve btn gn orada dikilip etrafa baknp duruyor." Halk sanat, kilise egemenliinin arln duyurduu en karanlk dnemlerde bile, hibir zaman iyimser, yaama bal niteliini yitirmedi. Bu sanatta, Hristiyanln dnyay alglama biimiyle, resmi kilise ideolojisiyle badamayan ynler hep var olmutur. Halk sanatnda dorudan dinerkilie kar (antiklerikal), hatta din kart motifler buluruz. Rus masallarnda, arklarnda ve ataszlerinde sadece papazlar ve keiler deil, tanrnn kendisi de yerilir. rnein, "eytann Tanryla ekimesi", "Azizler Mahkemesi", '"Tanr Neden ld" gibi halk masallarnda tanr, bazen azizlerin, bazen de eytann parmanda oynatt aptal bir safdil olarak karmza kar. Fakat bu halk masallarmdaki kurnaz ve akll eytan, genellikle bir insandr -basit bir mujik (kyl) ya da asker. Bu ve dier olgular, yaratc halk sanatnda her zaman kendiliinden baz materyalist dncelerin var olduunu, dine kar yadsyc bir eilimin ve salam bir kukuculuun ortaya ktn gsteriyor. Profesyonel sanat da, dine kar verilen ideolojik savamn etkili aralarndan biri olarak, uzun zamandr ortaya km bulunuyor. Rnesans a, Katolik kilisesine kar savamda sanattan yararlanmann parlak rneklerini verdi. Bokkao, Rable (Rabelais) ve o an dier yazarlarnn, keiler ve ruhban snfnn asalaklm, oburluunu, ahlaki rmln amanszca yerdikleri yaptlarm anmsayalm. Bu dinerkilik kart (antiklerikal) gelenek, XVIII. yzyl Fransz aydnlan-341

maclar tarafndan srdrld, gelitirildi. Volter, Katolik kilisesini kastederek, "irkefi ezin!" arsnda bulunmutu. Ve Fransz aydmlanmaclar, sanat da dahil olmak zere, ellerinde bulunan btn aralarla Katoliklie kar mcadele ettiler. Volter, iinde dinerkilie kar keskin dnceler barndran ok sayda yapt verdi. Diderot, din olgusunu bir ynyle aa vurduu "Rahibe" adl yaptn yazd. Baron d'Holbach'm din kart politika ve ekonomi yazlar, keskinliiyle, nkteli oluuyla, dnsel derinliiyle farklln ortaya koydu. XVIII. yzyl Fransz materyalistlerinin nkteli ve canl yazn, byk etkisini bugn de okur zerinde gstermekte. Bu yazn, V. I. Lenin'in de "Militan Materyalizmin nemi stne" adl makalesinde belirttii gibi, ateistlerin yararlanabilecekleri ve yararlanmalar gereken bir yazndr. Sanatta kilise ve din kart motifler Rusya'da X I X . yzylda ak ekilde ortaya kt. Byk Rus airi A. S. Pukin, "Gavriiliada" -bu, Hristiyanln gnahsz gebelik mitini (Meryem'in gebelii, .) konu edinen parlak, k saan, neeli ve nkteli bir parodi- adl yaptn yazarak, Ortodoks kilisesinin kutsal sayd deerleri yerden yere vurdu. Yaamnn son dneminde F. M. Dostoyevski, felsefi ve toplumsal sorunlarn zmn Hristiyan dini iinde aramasna karn, tanrtanmaz dnceler onun yaptlarnda allmn dnda, gl bir tarzda dile getirilir. L. N. Tolstoy, V. I. Lenin'in deyiiyle, sadece Ortodoks din adamlarnn deil, samalk ve saduyuya aykr niteliini gstererek Ortodoksluktaki dogmalarn ve ayinlerin de btn maskelerini acmaszca drd. Din ve kilise kart dnceler, devrimci-demokrat saftaki Rus yazarlarnn yaptlarnda nemli bir gelime baars gsterdi. M. E. Saltkov edrin, Iyuduka Golovlev tipinde dinsel sofuluu ve ikiyzll ykc bir karara varr. Kilise ve din eletirisi A. I. Herzen, N.A. Nekrasov ve demokratik akmn dier yazar ve airlerinin yaptlarnda nemli bir yer tutar. X I X . yzyl Rus gereki ressamlarnn resimleri de dinerk-342

ilik kart (antiklerikal), bazen de din kart dnce ve amalar tar. V. G. Perov'un tablolarnda, Rus ruhban snfnn ve keilerin dnyas, agzlln, oburluun ve cehaletin, ikiyzlln ve yalann, asalakln ve ahlaki rmenin dnyas serilir izleyenin gzleri nne ("Kyde Paskalya Yry", "Yunakta ay Sohbeti" vb.). . E. Repin, Perov'un ve dier ressamlarn dinerkilik kart (antiklerikal) gelenei ("Kursk Vilayetinde Hal Yry", "Diyakoz" vd.) srdrerek, "Gnah kartmay Reddedi" adl tablosunda iki dnya grnn, iki yaam anlaynn atmasn resmeder. Bir devrimci, papazn kendisine nerdii dinsel "avunma"y gururla reddediyor. Bu tabloda, Repin'in sempatisinin ateist devrimciden yana olduu grlyor. sa tipi bile -Hristiyan inancnn temel tipi- baz Rus ressamlar tarafndan, dinsel ideolojiden uzak, hatta ounlukla ona aykr dnce ve amalarn dile getirilmesi iin kullanlmtr. rnein, N. N. Ge'nin "Gecenin Gizi" tablosundaki sa tipi, insanlarn stnde yceltilmi bir tanr olarak deil, ac eken bir insan tipi olarak ele alnmtr. arlk sansr bu tabloyu, "kaba materyalizmin anlatm" olarak deerlendirmiti. adalar, . N. Kramski'nin "sa lde" tablosundaki sa'y, nc Rus aydnlarnn araynn kendine zg trajik bir yansmas, kendi vicdanyla ba baa kalan ve ne denli sknt iinde bulunsa da, kendi yolunda ylmadan yrme kararllnda olan bir insan tipi olarak algladlar. Gemiin sanat, ateist eitim sisteminde bugn de nemli bir e olmay srdrmekte. "Sanat, ajitasyonun en byk aracdr ve o, dine kar savata bize gereklidir..." diye yazar A. V. Lunaarskiy. ATEST ETMN ARACI OLARAK SOSYALST TOPLUMDA SANAT Ateist eitimde sanatn rol sorununu, sadece dorudan ateist ideolojik bir yn tayan sanat yaptlarnn insanlar zerindeki etkisine indirgememek gerek. nsanlarda kendi gleri-343

ne inanma ve ilgilerini etkin ekilde gereklie yneltme duygusu uyandran her trl salkl, yaama bal sanatn, bilinen anlamda dine kar durduunu ve dinin yenilmesine yardmc olan manevi bir g olarak ortaya ktn, gz ard etmemek gerek. N. K. Krupskaya, sanatn din kart cephedeki rolnn "bir arknn dini arklardan uzak oluuyla, din kart tablolarn yaygnlk kazanmasyla, din kart piyes ve filmlerin sahnelenmesiyle bitmediine" dikkat eker. "Sanatn rol ok daha genitir. Sanat, genel anlamda duygusal rgtlenmeyi salar, ortak bir coku yaratr. nsanlar varsllatka, her bakmdan daha iyi olurlar." nsann estetik gereksinimlerinin giderek daha doyurucu dzeyde yerine getirilmesi, estetik yeti ve yeteneklerinin gelimesi, sosyalist kiiliin oluumunda, yeni insann ekillenmesinde nemli bir rol oynar. Estetik yaratclk, dendii gibi, insan yceltir, onun kendi glerine ve kaynaklarna duyduu gvenin pekimesine yardm eder, salkl ilgi ve gereksinimler yaratr ona. Btn bunlar, dinin insanlar etkileme kanallarn kapatr, emekilerin bilimsel dnya grne sahip olmalarna yardm eder. te, Sovyet insanlarnn kitlesel olarak sanatsal yaratclk etkinliklerine kendiliinden katlm, ok ynl estetik eitimi, onlarn ideolojik ynden geliimi ve ateist dncelerinin ekillenmesi asndan byk nem tamakta. Yeni sosyalist bayram ve trenlerin estetik yn, bu etkinliklerin yaamda kk salmasnda, Sovyet halklarnn yaamna girmesinde nemli rol oynuyor. Deneyimin gsterdii gibi, on yllar, yzyllar boyunca kilisenin benimsettii dinsel ayin ve bayramlarn etkisinin ortadan kaldrlmas, ancak bu temel zerinde mmkndr. Toplum, sosyal gruplar, aile ve kiiler iin nemli olaylar parlak, etkileyici trenler iinde biimlendirme gereksinimi, yaayan her toplum iin, bu arada sosyalist toplum iin de nesnel bir gereksinimdir. Dinsel trenlerin Sovyet halklarn etkileme yollar ve kanallar, ancak bu gereksinimin karlanmasyla kesilebilir.
-344

Sanat, gemite sk sk dini ve kiliseyi sert biimde eletiriyordu. Ama bu eletiri, her zaman ateist gre uygun tarzda yaplan bir eletiri olmuyordu. Gemi dnemlerin baz byk sanatlar, resmi din hkmlerinin kaldrlmasn dillendirirken, ayn zamanda resmi dinin yerine temizlenmi, iyiletirilmi, inceltilmi bir dinin konmasna altlar. rnein L. N. Tolstoy, "devlet hizmetindeki" papazlarn btn maskelerini drrken, ayn zamanda, V. . Lenin'in belirttii gibi, onlarn yerini "ahlaka inanan" papazlarn almasn istemiti. Sovyet sanat dinin ortadan kaldrlmasnda zel bir rol oynayabilir, nk Sovyet yazarlarnn ve sanatlarnn ideolojik temeli bilimsel ateist dnya grne uyan bir temeldir. Sanat kitleleri etkileme asndan ok geni olanaklara sahiptir. Usu ne karan, yksek edebi deere sahip bir kitap, dini gzden drmeye ynelik filmler veya piyesler, insanlarn bilinci zerinde onlarca kuru ve skc bror ya da makaleden ok daha etkili olabiliyor. Ateist dnceler, sanat araclyla, toplum katmanlar arasnda ateist propagandann imdiye dek bulamad bir yol aabilir kendine. Sovyet sanatnda ateizm temas uzun zamandr, devrimin ilk yllarndan beri var. Ancak bizim toplumun tarihsel geliim sreci iinde, ateizm sorununun sanat yoluyla zmnde baz deiiklikler oldu. 1920'li-30'lu yllarda, kltsel alanda hizmet veren kimselerin (din adamlar, .) i yzn aa vurma ve onlar alay konusu yapma temelinde, yergi arlkl ajitasyon yaptlar arlkta iken, bugn sanatlarn nnde, dinin insan kiilii zerinde zararl etkilerde bulunarak uyandrd derinlemi sosyo-psikolojik anlamazlklarn ortaya konmas sorunu durmaktadr. Ne yazk ki, Sovyet sanatnda ateizm konusunun, bugn hl sorunun zne inmeden, daha ok "sadeletirme" yoluyla zlmeye alldn, belirtmek gerek. Ateist eitim asndan, insanlar dine ynelten sosyo-psikolojik nedenleri aa karan, din ana dolanm insann ruhsal dramna k tutan sanatsal yaratlar, hi tartmasz
-345

nemlidir, etkilidir. rnein, V. Tendryakov'un ykleri ("udotvornaya", "rezvaynoye proisestviye", "Apostolskaya komandirovka" vd.), N. Evdokimov, V. Pomerantsev'in ve dier baz yazarlarn ykleri, bu tr edebi rnlerdir. Sanat, sadece nitelii, douu, toplumsal ilevi bakmndan dinden temelde ayrlmakla kalmaz, bununla birlikte insanlarn ruhsal kurtuluuna, onlarn bilimsel dnya grnn biimlenmesine katkda bulunma yeteneine sahip bir g olarak, dine kar durur. Sosyalist toplumda sanatlarn ve emekilere ynelik estetik eitimle ilgilenen herkesin grevi, yeni insann yaratlmasndaki soylu erekler iin, sanatn olanaklarndan en st dzeyde yararlanmaktr.

-346

DN VE DEVLET
SMRC DEVLET VE DN Snfl toplumda din, her zaman egemen smrc snflarn hizmetinde olmutur. Bu, rastlantsal bir ey deildir. Dinsel kurumlarn kendileri, bir kural olarak, smrclerin sahiplii rolne soyunmutur hep. V. . Lenin, her smr toplumunun iki toplumsal grevin yerine getirilmesini gereksindiini yazar: Celladn grevleri ve papazn (ya da din adamnn, .) grevleri. Bu grevlerden ilkini devlet yerine getirir, ikincisini dini kurumlar. Bu iki grev arasnda, smr dzenlerinin korunmas ynndeki genel ereklerden doan sk bir ba bulunur. Kukusuz, birok lkenin tarihinde devletle dini kurumlar arasnda geici anlamazlklar yaanmtr. Bu anlamazlklar iktidara sahip olma, zenginlikleri paylama savayla balantlyd, ama birlikte hareket etme zorunluluu doduunda, bunlar hep ikinci planda kalmtr. Gnmz koullarnda dinsel kurumlarla burjuva devletler arasndaki birlik daha sk olmaya balad. Birok kapitalist lkede, eitli kiliselerin ynetimleriyle dorudan ilikide olan dinerki partiler, uzun sredir iktidarda bulunuyorlar. Kukusuz, kapitalist lkelerin anayasalar dinle devleti birbirinden ayryor. Bu lkelerden bazlarnda (Fransa, talya, ABD) kilise resmen devletten ayrdr, bir ksmnda (ngiltere, sve, spanya, srail) ise, devlet dini vardr. Ama bu, aslnda hibir eyi deitirmiyor, nk btn kapitalist lkelerde dini kurumlar, bir kural olarak, devletle birlik olup emekilerin karlarna kar dururlar.
-347

Burjuvazinin feodalizme ve onun manevi dayana olan dine kar kt bir dnem yaand. Burjuvazi, henz ilerici ve devrimci bir snf olma zelliini tarken, demokratik zgrl, bu arada vicdan zgrln, kilisenin (dinin) devletten ayrldm ilan etti. Fakat, egemen snf konumuna geldikten sonra, burjuvazi dine ve kiliseye ynelik yaklamn deitirdi. Dinin, kitlelerin ruhsal adan kleletirilmesinin arac olarak, feodallere gerekli olduu gibi, burjuvaziye de gerekli olduu anlald. Dier yandan, kilise kendini yeni, kapitalist toplumsal ilikilere uydurdu ve severek burjuvaziye hizmet etmeye balad. Kimi burjuva devletlerin anayasalarnda yazlan bu vicdan zgrl, sonuta, kiinin kendine uygun gelen bir dini (veya mezhebi) sadece seme hakkyla snrl kald. Ateist dncelerin zgrl ise sz konusu deildir. Dini kurumlarn ald devlet destei, ifadesini ateizme kar savata buluyor. Bu tr yasalar ABD'nin baz eyaletlerinde varln srdrmekte. rnein, Arkansas eyaletinin anayasasnda denir ki: "Tanrnn varln yadsyan hi kimse, eyalet kurumlarnda grev yapamaz ve mahkemede tanklk etmesine izin verilemez." Dinsel dogmalara sayg, pek ok eyalette retmenlie kabul edilmenin zorunlu kouludur. Herhangi bir dine mensup olmayan Amerikallar, her trl 'talihsizlii' bekleyebiliyorlar: sizlik, rejime iten bal olmamakla sulanma vb. Baz eyaletlerde kilise nikah, yasalarla zorunlu hale getirilmitir. lkenin birok eyaletinde Amerikan ve dnya yaznnn klasiklerine (Mark Twain, W. Foulkner, E. Hemingway, C. Dickens, W. Shakespeare) edebe aykrlk gerekesiyle sansr konmutur. Yakn zamana kadar ABD'de, C. Danvin'in evrem teorisini reten retmenlere kar alan "maymun davalar" grlyordu. Bilindii gibi, Washington'da insan haklarndan sz etmeyi severler. Bununla beraber, ABD, halen yrrlkte olan insan haklar konusundaki uluslararas 19 hukuk anlamas ve szlemesinden 14 tanesini bugne dek imzalam deildir.
-348

Kapitalist devletler dini rgtleri ve kurumlan finanse etmekteler. Katolik kilisesinin en nemli gelir kaynaklarndan biri, deiik devletlerin yapt ve byk meblalar tutan balardr. Vatikan'a yaplan toplam bata, sava (kinci Paylam Sava, .) sonras ABD'si ilk sray alyor. Kilise ile burjuva devletler arasndaki ibirlii, yansmasn, eitimin dzenlenmesi roln devletin kiliseye vermesinde buluyor. Birok kapitalist lkede, yetien gen kuaklarn eitimi kiliseye braklmtr.

ARLIK RUSYA'SINDA KLSE


Devrim ncesi Rusya'da egemen olan Ortodoks kilisesi, feodal-monarik devletin hizmetindeydi. O, devlet aygtnn ana bileeniydi ve birok resmi grevi yerine getiriyordu: Nfus kt kaytlan, nikh ve lm kaytlar, halk eitiminin dzenlenmesi, arlk bildirilerinin ilan edilmesi vb. Devlet, kendi asndan, egemen kiliseye her trl destei salyor ve onu koruyordu. Kiliseye salanan parasal destek, eitim alanna yaplan harcamalarn kat kat stndeydi. Btn din grevlileri devlet gvencesi altnda bulunuyorlard. Kilise, kendi mlkiyetindeki toprak ve iletmelerden gelir elde ediyordu. Bunun dnda, halktan toplanan eitli vergiler de kiliseye ok byk bir gelir salamaktayd. Devrim ncesi Rusya'snda devlet kiliseye sadece parasal destekte bulunmuyordu. Hukuksal destek de byk bir rol oynuyordu. Egemen dine kar yaplan her trl konuma, devlete kar ilenmi bir su saylyor, sresiz srgn ve krek cezasna kadar, en iddetli ekilde cezalandrlyordu. arlk Rusya'snda devlet, dini kurulular egemen kilise, "tahamml edilebilir" ve "izlenmesi gereken" dini eilimler eklinde tamamen ayrmt. rnein, dinde yaplan reformlara kar kan ve resmi Ortodoks kilisesine muhalif veya dmanca yaklaan, 17. yzylda domu dinsel-toplumsal hareket (staroobryadestvo), bu "izlenmesi gereken" eilimlerdendir. Byle
-349

bir ayrm, birok dindar insann yurttalk haklarnn kstlanmasna, ou zaman da dorudan kovuturmalara yol ayordu. Devrimden nce, halk eitiminde kilise ynetici bir rol oynuyordu. ok sayda okul (kiliseye bal ilkokullar) dorudan kilisenin ynetimi altndayd. Bu okullarda ocuklarn eitimi dinsel bir ruh temelinde yrtlrd. Geriye kalan dier btn eitim kurumlarnda (kolejler, lise vb.) din retmenleri grev yapard; tanrnn yasalar retilir, gn duayla balar, okul binalarnda dinsel tapn nesneleri (ikonlar, halar vb.) bulunurdu. Baka bir deyile, resmen kiliseye bal olmayan eitim kurumlarnda da, ocuklar dinsel bir ruhla yetitirilirdi. V. I. Lenin, bu tarihsel dnemi, "kilisenin devlete klece bal olduu, Rus vatandalarnn da devlet kilisesine klece bir bamllk iinde bulunduu utan verici ve lanetli gemi" olarak adlandrr (V. L Lenin, Top. Y., c. 12, s. 144). SOSYALST DEVRM VE DN Byk ekim sosyalist devrimi; eski, yzyllar iinde olumu kilise-devlet ilikilerini kknden ykt, insanlarn dinsel veya ateist dnceleri zerindeki her trl zorlamay kararl bir ekilde ortadan kaldrd; Komnist Parti'nin programnda yer alan vicdan zgrlne ilikin talepleri Sovyet devletinin bir yasasna dntrd. Sovyet devletinin en nemli ve gerek sosyalist almasna paralel olarak karar verdii, genel demokratik kkl dnmlerin ilk hedeflerinden biri pomeik* mlkiyeti ile kilise-manastr toprak mlkiyetinin tasfiyesi oldu. 26 Ekim -8 kasm- 1917 de yaplan Btn Rusya Sovyetleri Kongresi'nin ikinci oturumunda, pomeik, manastr ve kilise topraklarnn zoralm (msadere), toprakta zel mlkiyetin kaldrlmas ve topraklarn halkn ortak malna dntrlmesi hakknda, kyllkle ilgili 242 emre dayanan bir kararname kabul edildi. Kararname, bu sorunun ak, demokratik zmnn bir gstergesi olarak, (1 kar, 8 ekimser oya
*Pomeik- arlk Rusya'snda byk iftlik sahibi (aa). -350

karlk) byk bir oy okluuyla kabul edildi. 2 Ekim - 1 5 Ekim- 1917'de onaylanan "Rusya Halklarnn Demokratik Haklar Deklarasyonu "yla lkedeki btn byk ve kk etnik topluluklarn ve uluslarn eitlii ve egemenlii, her trl ulusal ve ulusal-dinsel ayrcalk ve kstlamalarn btnyle kaldrld ilan edildi. Deklarasyon, Ortodoks kilisesinin egemen konumuna son verdi, btn uluslarn ve halklarn emekilerine demokratik hak ve zgrlkler konusunda gvence salad. Btn Sovyet vatandalar, dinsel kimliklerine baklmakszn eit haklara kavuturuldu. Halklarn klelikten kurtarlmas yasas, ideolojik alanda byk devlet ovenizmine ve burjuva milliyetiliine byk bir darbe indirdi. Ekim 1917'de Halk Komiserleri Sovyeti (SNK), "Eitim ve yetitirme ilerinin dini kurumlardan alnp Halk Eitimi Komiserlii'ne verilmesi k a r a r i n , gen kuaklarn din ve ahlak temelli eitiminde kilisenin sahip olduu en gl aralardan yoksun braklmasnn hayta geirilmesini onaylad. 18-31 Aralk 1917 tarihli "Medeni nikh, ocuklar ve nfus ktne geirme" ye ilikin yasa hkmndeki kararname, "Rusya Cumhuriyeti bundan byle sadece medeni nikh kabul edecek... Zorunlu medeni nikhla birlikte yaplan dini nikh, evlenenlerin kendi zel sorunudur, hukuksal bir deeri yoktur" eklinde bir dzenleme getirdi. Bu yasa karar ile "Nikhn bozulmas" hakkndaki kararname (16-29 Aralk 1917) toplumsal yaamda ve bireyin haklarnn gvenceye alnmasnda nemli rol oynadlar; nk evlenmek isteyen kiilerin gnah kartmalarnn ya da dinsiz olularnn medeni nikh asndan bir deeri yoktur. Sovyet iktidarnn ilk kararnameleri, kii zgrlnn gerek nesnel, gerekse znel koullarnn, gerek vicdan zgrlnn hukuksal temellerinin yaratlmas, yani yeni bir yaamn ekillenme srecini balatt. Bunlarn gerekletirilmesi; birincisi, kilisenin feodal mal varln ortadan kaldrd, sermayeyle olan ban kopard; ikincisi, lkenin btn halklar arasnda hak
-351

eitliini salad; ncs, kii zgrln gvenceye ald, "baka dinden" biriyle evlenen ve papaza gnah kartmak zorunda braklan ve hatta hapis cezasna arptrlan bir Hristiyamn yaamak durumunda kald, arlar dneminde yasal dzenlemesi yaplm uygulamaya son verdi; drdncs, ocuk haklarndaki kstlamalar kaldrd, hakaret, ac ve zaman zaman yaanan aile trajedilerine son vererek, gerek anne-babalarm ocuklarna kar, gerekse ocuklarn anne-babalarma kar hak ve ykmllkleri konusunda evlilik d ocuklarla evlilikten doan ocuklar eit haklara kavuturdu, "evlilik d ocuklar", "gayrimeru ocuklar" gibi terimleri hukuk terminolojisinden kard; ve son olarak, kadnlarn yazgsnda gerekten tarihsel bir deiimin ifadesi oldu. Sovyet iktidar, kadnlara erkeklerle eit alma, eitim, toplumsal-politik yaama katlma haklar verdi, bunlarla birlikte nikh bozma hakk da tand (devrim ncesi yasalar bu hakk sadece erkee veriyordu). Bugn bile pek ok kapitalist lkenin, kadnlarn erkekler karsndaki eitsizliini tam olarak ortadan kaldrmadn, belirtmek gerek. Son yllarda ngiltere, ABD, Fransa, Federal Almanya gibi lkelerde, kadnlarn resmi-hukuksal konumlarna ynelik yaplan baz iyiletirmelere karn, bu lkelerde alma cretleri, birok meslee giri ve eitim konularnda kadnlar aleyhine yaplan ak ayrmclk bugn de srmektedir. 23 Ocak (5 ubat) 1918'de V. . Lenin'in imzasyla yaymlanan "Kilisenin devletten, okullarn da kiliseden ayrlmas" hakkndaki yasa, Sovyet cumhuriyetinin gerek hmanist bir karar olmutur. Yasann birinci maddesi yle diyor: "Din devletten ayrlmtr." Paris Komn'nn (1871) uyum yasasnn bir art ile RSDRP (Rus Sosyaldemokrat i Partisi )'nin II. parti kongresinde (1903) kabul edilen birinci programnn 13 Madde'sine, bu laiklik maddesinde olduu gibi yer verilmitir. Parti'nin yasa karar yaplan bu istei, u anlamlara geliyor: Birincisi, dini kurulularn devletin politik etkinlik alanndan uzaklatrlmas; ikincisi, kilisenin devlete ait herhangi
-352

bir grevi yerine getirmekten kurtarlmas, rnein nfus kt ilemleri (doumlar, nikhlar, lmler, doum kd verme); ncs, kilisenin maddi adan devletten bamsz hale gelmesi; drdncs, devlet organlarnn kilisenin i ilerine ve kilise yasalar erevesindeki almalara (dini inanlar ve tapnma kurallarnn retimi -akait-, din hizmeti, dini trenler, din adam kadrolarnn atamalar ve dini merkezlerin bu kadrolar tarafndan ynetimi) karmamas. Kararname gereince Ortodoks kilisenin ayrcalna son verildi; btn kilise ve dini kurulular haklar ynnden eit duruma getirildi, bu balamda "egemen" ve "kovuturmalk" kilise anlaylar bir kenara atld. Btn kilise topluluklar ile dini cemaatler, dindar insanlarn sadece dini gereksinimlerini yerine getirmeleriyle ilgilenme hakkna sahip ayr topluluk ve birlik stats kazandlar (Madde: 10). Blgesel ynetimlerin, vicdan zgrln engelleyen veya snrlayan herhangi bir yasa ya da karar kartmalar yasakland (Madde: 2). Kararname'de dinsel bir kurulu olarak sadece kilise zerinde deil, dorudan dindarlarla dinsizlerin haklar, bireyin zgrl konusu zerinde de byk bir ilgiyle durulmutur. rnein, 3. Madde yle diyor: "Her vatanda herhangi bir dini kabul edebilir veya hibif dini kabul etmeyebilir. Herhangi bir dine mensup olmak veya hibir dine mensup olmamakla balantl her trl hak yoksunluu ortadan kaldrlyor." V. 1. Lenin, bu maddeye dt notta der ki: "Vatandalarn hangi dinden veya dinsiz olduklarn gsteren her trl iaret btn resmi belgelerden kaldrlacak." Bu, kararnamenin yaynlanmasndan sonra, ie alnma veya bir eitim kurumuna atanmada, dinle ilgili bir sorunun rol oynamad anlamna geliyor. Herkes bilir ki, Sovyetler Birlii'nde bir resmi belgede -anketlerde, vb.- dinle ilgili bir tek satr bulunmaz. Sovyet devleti, bir dine mensup olmak veya olmamak durumunu kiiye stnlk salayan bir etmen olarak grmez; oysa dinle olan ba, btn burjuva lkelerinde stnlk salayan
-353

bir e olarak dorudan veya dolayl yoldan kullanlmaktadr. 5. Madde; toplumsal dzeni bozmamak ve ayn zamanda Sovyet Cumhuriyeti vatandalarnn haklarna kastetmemek kouluyla, dinsel trenlerin gerekletirilme zgrln gvenceye almtr. Yerel ynetimler, bu durumlarda toplumsal dzeni ve gvenlii salamak iin, gerekli nlemleri alma hakkna sahiptirler. Kararname, kiliseler veya dini cemaatler yararna zorunlu vergi cezas ile vergilendirmeyi yasaklad gibi, ayn ekilde bu cemaatlerin kendi yelerine ynelik zorlamada bulunmalarn veya ceza vermelerini de yasaklad. Kararname, eitimin tam olarak toplum yaamna dayal (monden) hale getirilmesi dorultusundaki Leninist istei hayata geirdi. "Eitim kiliseden ayrlr" der 9. Madde. Bu madde uyarnca, devlet ve topluluk okullarnn hibirinde, hatta yaygn eitimdeki derslerin okutulduu zel eitim kurumlarnda din temelli bir eitime izin verilmedi. Bu maddede, vatandalar kiisel olarak dini renebilir ve retebilirler deniyor. Eitimin dinden ayrlmas, gen kuaklarn yetimesinde ve eitiminde nemli bir rol oynad, halkn eitiminin gelimesine, kltr devriminin gereklemesine hizmet etti. Kararname'nin ierdii dier dnceler de son derece demokratik dncelerdir; dinsel topluluklar ile ruhban snfn mlkiyet, dinsel mal varl konusuna deinilen blmleri de bu niteliktedir. Kilisenin devletten ayrlmas (laiklik) ilkesi gereince, dindar insanlarn karlar da hesaba katlarak, Kararname (Madde: 13), btn kiliselerin ve dini topluluklarn elindeki mlkiyetlerin halkn mal olduunu ilan etti. Din hizmetlerinin verilmesi amacyla ayrlm olan yaplar ve dini malzeme, zel kararlar gereince, yerel resmi makamlar veya merkezi devlet ynetimi tarafndan dini topluluklarn yararlanmas iin parasz olarak verilmeye baland. nsanlarn dncelerine, dini ve yaamsal geleneklerine sayg, kilisenin devletten ayrlmas kararnamesi iin olduu kadar, Sovyet devletinin din ve kilise hakkndaki dier btn
-354

yasa kararlar iin de ayrt edici bir zelliktir. Bu kararlar, bir dine inanyor olsun, dinsiz olsun, herkese eit haklar tanma ve btn dini kurulularn ilevlerini zgrce yerine getirmelerini salama ynnden de zgn kararlardr. Kent ve ky emekileri, devletin nlemlerini etkin biimde desteklediler. Sadece, ayrcaln ve sermayesini yitiren yksek kilise makamlar ile kilise grevlileri, Toprak Kararnamesi ile "Kilisenin devletten ve eitimin kiliseden ayrlmas" hakkndaki kararnameyi, bununla birlikte ii-kyl devletinin dier yasa kararlarn dmanca karladlar ve kardevrimin i ve d komplolarna etkin olarak katldlar. Onlarn bu tutumlaryla balantl olarak, ynetsel nlemlere bavuruldu, Sovyet iktidarnn dmanlarnn mahkeme sreci balad; bu olgudan yararlananlarn "dine bask uygulanyor" eklinde lklar ykseldi. Bu yalan ve iftira kesin olarak yalanlanal ok oldu, hem de Ortodoks kilisesinin kendisi ve lkemizin dier dini kurulular tarafndan. Din adamlar, yle dendii gibi, Sovyetler Birlii'nde hibir zaman bask altna alnmadlar, idari adan sorumlu tutarak alan davalar, kilise faaliyeti, ya da dini faaliyet klf altnda kardevrimci alma yrten, halk dmanl yapan din grevlilerine ynelik uygulamalard sadece. Toplumsal sistemimizi ve onun demokrasisini gzle grlr dzeyde stn klan sosyalizmin zaferi sonunda, din adamlarnn mutlak ounluu, Sovyet iktidarna bal olduklarn gsteren drst bir yaklam iine girdiler; bugn, hkmetin i ve d politikalarn destekliyor, etkin ekilde yeni bir sava tehlikesine kar mcadelenin iinde yer alyorlar. SOVYETLERN DN KONUSUNDAK YASAL DZENLEMELER (MEVZUAT) Sovyet devleti yeni, sosyalist bir devlet modelidir. Bu devlet, kkl sosyal ve ekonomik dnmleri gerekletirdi, insann insan smrmesine, snfsal elikilere ve ulusal dmanlklara son verdi. Sovyetler Birlii'nde retim aralarnn
-355

toplumsal mlkiyeti, gerek demokrasi, emeki kitlelerin zgrl saland. Bizim toplumumuzda bilimsel, materyalist bir dnya gr egemendir. lkenin birok blgesinde yrtlen sosyolojik aratrmalarn gsterdii gibi, yetikin kuan byk ounluu, dinsel grlerden kurtulmu. Ama dine inananlar da yok deil. Sovyet yasalar, tanrya inanp inanmama konusunda, her insana kendi zgr iradesiyle karar verme olana tanr. Din konusundaki yasalar, dindar insanlarn ve dini topluluklarn seme olana ve haklarn gvenceye almtr. Sovyetler'in din hakkndaki yasal dzenlemeleri (mevzuat), Sovyetler Birlii'nde dinin durumunu, devletle din arasndaki karlkl ilikileri, bununla birlikte dindar insanlarn hak ve ykmllklerini belirleyen devlet ve hukuk kararlarnn bir toplamdr. Din mevzuat Marksist-Leninist teorinin salam temeline dayanyor. Kilisenin devletten ayrld hakkndaki kararname Sovyetler Birlii anayasasna girmitir; 52. Madde yle der: "SSCB vatandalarnn vicdan zgrl, yani herhangi bir dini kabul etme veya hibir dini kabul etmeme, dini inancn gereklerini yerine getirme veya ateist dnceleri yayma hakk gvenceye alnmtr. Dinsel inanlarla balantl dmanlk ve nefret uyandrlamaz. Sovyetler Birlii'nde din devletten ayrdr..." Sovyetler Birlii anayasas ve dinle ilgili yasalar; vicdan zgrlnn hayata geirilmesi, burjuva anayasalarnda belirtilen vicdan zgrlnden daha kusursuz, daha kapsaml ve daha derinliine gereklemesi balamnda, sosyalist sistemin stnlnn ak kantdr. Yasalar, dindarlarla dinsizlerin haklarn eit lde korur. Sovyet anayasas, btn Sovyet yurttalarnn, etnik kken, toplumsal konum ve mal varl, rk ve ulusal kimlik, cinsiyet, eitim, dil, dinle iliki, urat iin tr ve nitelii, yaad yer ve baka nedenlere baklmakszn, yasalar nnde eit olduunu syler. Sovyet yurttalar ekonomik, politik, toplumsal ve kltrel alanlarn tmnde
-356

eittir (Madde: 34). Btn Sovyet yurttalar gibi, dindarlar da alma, dinlenme, salnn korunmas (nitelikli salk hizmetleri Sovyetler Birlii'nde paraszdr), yallkta, hastalkta, alma yeteneini ksmen veya tamamen yitirme ve ailenin geimini salayamaz hale gelme durumlarnda maddi gvenceye sahip olma, konut, parasz eitim, kltrel olanaklardan yararlanma haklarna sahiptir. Btn Sovyet vatandalar devlet ynetimine ve toplumsal ilere katlma, yasalar tartma ve kabul etme, yasalarn devletin tamam asndan ve blgesel anlamda tad neme karar verme haklarna sahiptir vb. Sovyetler Birlii'nde dindar vatandalarn haklarna ynelik kastetmeleri nlemek amacyla zel hukuk kurallar konmutur. RSFSR (Rusya Sovyet Fedarif Sosyalist Cumhuriyeti) Yksek Sovyet Prezidyum'u (Bakanlk Heyeti) 18 Mart 1966 tarihli "RSFSR Ceza Yasas'nn 142. Madde'sinin uygulanmas" hakkndaki zel kararla, "Kilisenin devletten ve eitimin kiliseden ayrlmas" hakkndaki yasalarn ihlalinin, RSFSR Ceza Yasas'nn 142. Madde'sine gre cezay gerektirdii akland. Ayrca bu yasalar inemenin, "vatandalarn ie alnmamalar veya eitim kurumlarnda almalarna izin verilmemesi, iten karlmalar veya altklar eitim kurumundan uzaklatrlmalar, yasal kolaylk ve avantaj haklarndan yoksun kalmalar ve yine ayn ekilde dine yaklamlarna bal olarak, baz nemli haklarnn kstlanmas" anlamna geldii ifade edildi. Dindar insanlarn haklarn koruyan benzer yasalar, dier Sovyet cumhuriyetlerinde de kabul edildi. Anlald zre, Sovyet devleti, hi kimseye ta giyme (dn ayini), ocuklarn vaftizi, ibadet toplantlarna dzenli katlma gibi, dinsel trenler konusunda bir yasaklama getirmiyor. Bu, her vatandan kendi kiisel sorunudur. Sovyetler Birlii'nin dindar insanlar, 18 yan doldurmu kiilerden oluan ve says 20 kii civarnda olan dini topluluklar iinde dini gereksinimlerini toplu halde yerine getirebilirler, eer katlan mminlerin says 20 kiiden azsa, bir grup olu-357

turarak da ibadetlerini yapabilirler. Dini bir birlik (cemiyet veya grup) oluturan dindar insanlar, dinsel gereklerin yerine getirilmesi balamnda ayin dzenleyebilir, dua veya dini sohbet gibi amalarla toplanabilirler; din hizmeti verecek grevlileri veya onlarn bu alanda gereksinim duyduklar baka kiileri cretle tutabilir veya seebilirler; ibadethaneleri ve dier dinsel nesneleri kullanabilirler; din hizmeti vermek amac tayan ibadethanelerin yapm, din grevlilerinin geimi ve bir takm dini malzeme iin gnll ba toplayabilirler. Din konusundaki Sovyet yasalar, gerek dindar yurttalarn, gerekse dini cemiyetlerin hak ve ykmllklerinin bir sentezidir. rnein, bizim devletimiz, Sovyetler Birlii'nde halkn mal olan ibadethaneleri ve ibadet malzemesini kullanm amacyla dini topluluklara parasz verir. Ama dini inan sahibi insanlar, bu ortak mal korumak, saknmak, gerektii ekilde tutmak zorundadrlar ve bunlar sadece ibadet amacyla kullanabilirler. Bunlarla birlikte, din konusundaki yasalar dinlerin eitliini salar. Btn dinler ayn haklara sahiptirler ve iinde dini topluluklarn veya ynetim organlarndaki dindar gruplarn kaydnn da bulunduu, ayn ykmllkleri yerine getirmek zorundadrlar. Yalnz u var ki, bir dini topluluk, kayt altna alnma kararnn SSCB Bakanlar Kurulu'na bal Din leri Konseyi'nin kabulnden sonra ancak, kendi faaliyetlerine balayabiliyor. 18 Mart 1966'da RSFSR Yksek Sovyet Prezidyumu'nun "Dinle ilgili yasalarn ihlalinin idari sorumluluu hakknda" zel bir karar yaymland. Bu kararda, sz konusu yasalarn ihlalinin u anlama geldiini kabul etmek gerektii ifade ediliyor: Dini birlik yneticilerinin, devlet organlarnda bulunan birlik kaytlarnn dna kt; dini toplantlar dzenleme, yry yapma ve dier dinsel trenleri gerekletirme hakknda yasalarla belirlenmi kurallarn inenmesi; din grevlileri ve dini birlik (cemaat) yeleri tarafndan zel ocuk ve genlik toplantlar dzenlenip yaplmas, bununla birlikte tapnma edimiyle ilikisi olma-358

yan ii dernekleri, yazn (edebiyat) kulpleri gibi gruplarn rgtlenmesi. Yasalarn bu ekildeki ihlali, blge veya ehir icra komitesine bal idari komisyonlarca 50 rubleye kadar para cezas verilmesini gerektirir. Sovyet yasalar, dini cemaatlerin ve din grevlilerinin yararna zorla para toplamay, vergilendirmeyi; dinle ilgili yasalara uyulmamas ynnde ar amacyla davetiye, mektup, bildiri ve baka yazl belgelerin kitlelere datlmasn; halk kitlelerinde dinsel bo inanlar canlandrmak amacyla etkide bulunmay da yasaklyor. Bunlara benzer kararlar dier Sovyet cumhuriyetlerinde de kabul edildi. Btn bu yasal kararlar, hibir ekilde vicdan zgrlnn kstlanmas deildir. Bu kararlarda dinsel dnceler iin bir ceza ngrm sz konusu deildir. Sadece Sovyet yasalarm ineyen veya baka insanlar buna kkrtan kiileri sorumlu tutmaktadr bu kararlar. Sovyet devleti, Sovyet vatandalarnn haklarn ve grevlerini koruyarak, koltuk peinde koan, kendi karlarn her eyin stnde tutan, zaman zaman da toplum karlarna aykr davranan, bunlar ve peinde olduu baka emellerini dinle maskeleyerek, dier insanlarn haklarna zarar veren, yasalar ineyen kiilere kar kaytsz kalamaz. Dini cemiyetler ve onlarn din grevlileri kendine zg kurallarla ynetilebildiklerine gre, bu kurallar devletin yasalaryla eliemez. Dinle ilgili yasalar, rnein, dindar anne ve babalarn ocuklarn dini bir ruhla yetitirmelerini, kendileriyle birlikte kilise veya dier tapnma yerlerine gtrmelerini, dini trenler srasnda ayinlere katlmalarn yasaklamyor. Ama kimi ar din yanllar ocuklarn din eitimine el atyor, bunun iin "Pazar Okullar" ve baka 'okullar' kuruyorlar, dini trenlerin yapl srasnda ocuklar din adamlarnn emrine veriyor, eitli trde ocuk topluluklar, gruplar, toplantlar rgtlyorlar. Yasa, ite bu tr hareketleri yasad sayyor; Sovyet yasalarnn ocuklarn karlarn, onlarn manevi zgrlk hakkn koruyan gerek insancl z burada ortaya kyor. Bu planda da, RSFSR Ceza Yasas'nn (25 Temmuz 1962 tarihli
-359

yeni eklinde) dini trenlerin gerekletirilmesi grnts altnda vatandalarn kiiliine ve haklarna kastetmeye ynelik davranlara ilikin 227. Madde'sini yorumlamak gerekiyor. Bu maddeye gre; dindar gruplar tarafndan gerekletirilen ve yurttalarn salna zarar verici veya onlarn kiiliklerine, haklarna ynelik baka kastlar tayan ya da toplumsal almalar reddetmeye, vatandalk grevlerini yerine getirmemeye kkrtld, ayn ekilde reit olmayanlarn da katlmaya zorlandklar trden hareketlerin rgtlenmesi veya ynetilmesi cezay gerektirir. Benzer maddeler dier Sovyet cumhuriyetlerinin ceza yasalarna da girmitir. Btn bu kararlar, dini inan sahibi insanlarn haklarn korumaya hizmet ediyor, onlarn salklarn ve yurttalk onurlarn koruyor. Dini kurulular ile din alanlarnn faaliyetlerini dzenleyen yasal dzgler (normlar), pratik olarak btn lkelerde vardr. rnein, ingiltere'de, sadece dini kurulularn (kilise) deil, "btn grup veya mezheplerin dinsel trenler iin kulland her trl toplanma yeri..." kayt altna alnmaktadr (Kilise yasas, Madde: 332 ve 339). ingiltere'deki kilise yasalar, 20 kiiden fazla insann bir bina iinde, resmi kayt olmadan ayin yapmasn ceza kesmeyi gerektiren bir su olarak belirlemitir (Madde: 1411). Ayin toplantlarnn kaplar kapalyken, srgl veya kilitliyken yaplmamas gerekir deniyor baka bir maddede (Madde: 1413). 1433. Madde, "pratikte herhangi bir rgte ballk, insan bir yasann normal gereklerini yerine getirmekten bak tutmaz" deniyor. rnein, dini nedenler yznden kendi ocuklarna tbbi yardmda bulunmayan anne-baba, eer ocuk onlarn bu tutumu sonucunda lrse, ocuun lmnden sulu grlrler. Btn burjuva lkelerinde yurttalk haklaryla ilgili (medeni) yasalar, dini yasalarn stndedir. Sovyetler Birlii anayasas ve dinle ilgili yasalar, vicdan zgrl gvencesine zellikle vurgu yapar. Gvence, her eyden nce, dinin devletten ayrlmasnn (kapitalist lkelerdeki
-360

uygulamalarda olduu gibi) biimsel deil, gerek bir ayrlma olmasn gerektirir. Gvence, dini inan sahibi yurttalara, dinsel gereksinimlerini karlamalar iin gerekli maddi koullar salamaktr. Sovyet devleti bu anlay erevesinde, Ortodoks ve dinde reforma kar kan tutucu Ortodoks eilimlere ait ibadethaneler, Mslmanlara ait camiler, Katolik kiliseleri, Lutheranlara ait yerler (kirh), Yahudi sinagoglar ve Baptist ibadethanelerinden oluan 20 bin tapnma yerini dindar yurttalarn emrine verdi; bugn de dini cemaatlerin sreli dini yaynlar kartmas iin onlara olanaklar tanmaktadr. Dini topluluklar, yasayla belirlenmi gereksinimleri dorultusunda dini eya, ibadet iin gerekli malzeme, tama aralar edinme, bina kiralama, yapma veya satn alma hakkna sahiptirler. Birlik cumhuriyetlerinin yasalar iinde 1975-77 yllar arasnda yaplan bu tr bir yasal dzenleme, dini bir topluluk bnyesinde birlemi dindar yurttalarn haklarnn geniletildiinin, vicdan zgrlnn daha salam maddi gvencelere kavuturulduunun kantlarndan biridir. Gerek yksek, gerekse blgesel ynetim organlar -Sovyet halk vekilleri- tarafndan uygulanan dinle ilgili yasalara uyulup uyulmad ynndeki devlet kontrol, vicdan zgrlnn en nemli gvencesidir. Yasalarn ve dini rgtlenmelerle ilgili hkmet kararlarnn uygulanmasnn kontrolyle, SSCB Bakanlar Kurulu'na bal Din leri Konseyi de ilgilenmektedir. Meclis -birlik organ- blge icra komitelerinin, kent (Moskova ve Leningrad) meclisleri halk vekillerinin ve otonom cumhuriyetlerin bakanlar kurullarnn nerilerine gre, dini topluluklarn kayt altna alnmas veya kaytlarnn silinmesi, ibadethanelerin ve ibadet evlerinin almas ve kapatlmasna ilikin sorunun kesin zm ynnde karar alr. Sovyetin (meclis) yetkisinde olan bu ve dier konularda ald kararlar, gerek dini topluluklar, gerekse yerel Sovyet organlar iin balaycdr. Btn bu sorunlarn bir merkezden ynetilmesi ilkesi ayr bir nem tamaktadr. rnein, dini
-361

topluluklarn resmi kaytlardan karlmas (yasal konumunu yitirmesi, .), ibadethanelerin ve ibadet evlerinin kapatlmas byk bir naziklik, dikkat ve zen, btn sebepleri hesaba katmay gerektirir. Ortodoks ve Katolik kiliselerinin, camilerin, ibadet evlerinin kapatlmasna bu tarz bir yaklam, sorunun deiik mercilerde her adan ve defalarca gzden geirilmesi ve kesin kararn birlik organ tarafndan verilmesi, hatalardan kanmay olanakl klyor. Din ve kiliseye ilikin yasalara uyulup uyulmadnn kontrolnn merkezden ynetimi, vicdan zgrlnn inenmemesini gvenceye alyor, klt yasalarnn doru uygulanmasn ve sk gzetimini salyor, bylece btn dinlere eit bir yaklamla, yasalar nnde onlar eit klm oluyor. Ekim Devrimi'nin ilan ettii hukuksal, ulusal ve toplumsal eitlik, Sovyet halklarnn byk baarlar olan ulusal-dinsel ilikilerle balantl karmak sorunun hak ve adalet temelinde zm, zellikle sosyalist devletin, dnyada ilk kez insan haklar sorunlarnn zm ynnde pratik admlar attn, ulusal-dinsel dmanlklar tasfiye ettiini, btn halklar, btn vatandalar arasnda onlarn ulusal ve dinsel kimliklerinden bamsz bir eitlik saladn, tm dnyaya gstermektedir. Dinsel inanlarla balantl dmanlk ve nefretin yasaklanmasna ilikin anayasal kural (norm), Sovyet devletinin ulusal-dinsel ilikiler alanndaki baarlarnn yasalarla pekitirilmesi sonucunu dourmaktadr. Bu formle edi noktay ieriyor: Birincisi, bu dnce, bireyin dinle ilikisine bal olmayan haklarnn korunmasna yneliktir; ikincisi, ayr dinsel eilimler arasnda bir dmanln krklenmesine izin vermez; ncs ise, anayasada ikin olan sz konusu dnce, dinin toplum karlarna aykr amalarla kullanlmasna, sosyalist devletin dzen ve yasalarna dman bir ruh halinin yaratlmasna kar yneltilmi bir dncedir. Byle bir anayasal gereklilik, dindar insanlarn toplantlarnn Sovyet toplumunun karlarna ve devlet dzenine kar kullanlmasn,
-362

dindar yurttalar vatandalk grevlerini yerine getirmemeye, devlet ve toplum yaamna ve lke savunmasna katlmamaya teviki yasaklayan dinle ilgili yrrlkteki yasalarla uyumludur, btnyle yasaldr. Bu dncelerin tamam, anayasann vicdan zgrl de dahil, "haklarn ve zgrlklerin vatandalarca kullanlmasinm, "toplumun ve devletin karlarna, dier vatandalarn (bu arada ateistlerin) haklarna zarar vermemek gerektiinin belirtildii 39. Madde'nin ieriiyle bire bir rtmektedir. Sovyet yasalarn ihlal edenlere, toplum karlarna aykr eylemlerinden tr yant verilmesi, doaldr. Sovyetler Birlii'nde dindar insanlarn haklarnn inendii, dahas onlar zerinde bask uyguland uydurmasn yayan burjuva dinerki propaganda, bu tr olaylar kendine gre yorumluyor. Gerekleri arptanlar aka hileye bavuruyorlar, nk yasalar ihlal edenlere, zellikle toplumun karlarna aykr eylemlere karlk verilmek zorunda kalnmas olgusu, dindar insanlarn "inanlarndan tr" bask grdkleri eklinde gsterilmekte. Bu yntem yeni deil. Emperyalist gericiliin toplumsal sipariini yerine getiren, profesyonel iftiraclarn donatld bir yntemdir bu. Bunlar, sosyalist lkelerdeki dini cemaat yneticilerinin toplum ve devlet kontrol dnda olmalar iin mcadele ediyorlar. Ama devlet, din rts altnda baz kimselerin ona ve toplumdaki insanlara zararl olmasna izin veremez. Kald ki bu, sadece sosyalist devletlerle ilgili bir durum deildir. Kapitalist dnyada da devletin yasalarn ihlal edenlere, dindar veya dinsiz olduklarna baklmakszn, dava alr. Yasalar btn vatandalar iin balaycdr. Bizim lkemizde hayata geirilen vicdan zgrl, sadece dini gereklerin yerine getirilmesine ynelik bir zgrlk deildir; bu, ayn zamanda ateist dnceleri de yayma zgrldr. Ateist dnceleri yayma zgrl, SSCB anayasas tarafndan gvenceye alnm olarak, Sovyet demokrasisinin ve
-363

onun temel bileeni olan vicdan zgrlnn en nemli paralarndan biridir. Vicdan zgrln, bir yurttan (istedii) bir dine inanma zgrl olarak snrlayan burjuva yasalarnda eksik olan ateizm zgrl, demokrasinin temel halkas ve en nemli kouludur. Sovyetler Birlii'nde gerekleen vicdan zgrl, ateist propagandann ynelimini ve ieriini de belirler. V. . Lenin, Marksizmin, dindar insanlarn dini duygularna hakarete izin vermediini belirtir. Bu, btn Sovyet yasalarna nfuz ederek, bizim toplumumuzda usa uygun biimde uygulanan deimez bir ilkedir. Bilimsel ateizmin ok nemli ve doa yasalarna uygun bir baar kazanmasna karn, bu baar srecinin hzlanmas pek ok nesnel ve znel etmene baldr: Gelecekte ekonomik, politik, sosyal yaam, yaamn dntrlmesi, bununla birlikte ideolojik, dnsel-eitsel almann aralksz ve doru rgtlenmesi gibi btn alanlarda gsterilecek baarlara.

-364

TOPLUMSAL LERLEME VE DN
nsan toplumu ok karmak, srekli gelien bir organizmadr. Bu ilerici, gelecee dnk gelime sreci yaanrken, toplumsal yaamn deiik ynleri gelimenin genel gidii zerinde farkl etkilerde bulunur, karlkl olarak birbirlerini etkilerler. Tarihin ileriye dnk ak dz, sancsz bir sre deildir. nsan toplumunun geliimi sosyal anlamazlklar ve sarsntlar iinde gereklemektedir. Bu elikiler, insanlk dehasnn byk bulularnn insanln zararna kullanlmaya baland kapitalizm anda, zel bir gle birlikte ortaya kyorlar. Kapitalizm koullarnda ok erken bir gelime gsteren teknik, almay kolaylatrmak ve toplumsal refahn, bolluun kayna olmak yerine, emekilere saysz felaketler getiriyor, yoksulluu, isizlii kanlmaz klyor. Bilim ve teknik alanlarndaki yeni bulular, insanln yararna deil, insanlar kitlesel olarak yok etmenin aralar olarak kullanlmakta bugn. Kapitalizm koullarnda, K. Marks'n szleriyle syleyecek olursak: "...Grnen o ki, cehaletin karanl ker kmez, bilimin bile kirleniyor, baka trl yabiliyor" (K. MarksF. Engels, Top. Y., c. 12, s. 4). Kapitalizmin ykl ve daha st bir toplumsal sisteme -sosyalizm ve komnizm- gei, toplumsal glerin usa aykr biimde boa harcanmasna son verdi. Kapitalizmin yerini alan yeni sistemin zaferi, gelecekte toplumsal gelimenin daha yksek bir aamaya varacann gstergesidir. Komnist toplum, tarihsel ilerlemenin doa yasalarna uygun zorunlu bir aama-365

sidir. Bu, toplumsal gelimede kanlmaz bir aamadr. Farkl lkelerin ve toplumlarn tarihsel yazglar ne olursa olsun, gelimeleri ne denli zikzakl olursa olsun, tarihin nesnel ak komnizme gtryor. Toplumsal gelimenin komnizm aamas (formasyon), birinci evresi sosyalizmle birlikte, gemiin korkularndan kurtulmu insanln gerek tarihinin balangcdr. nsanln btn tarihsel gemii (ilkel komnal toplum hari, .), komnizm ncesi bir tarihtir sadece. nsan toplumlarnn gerek tarihi komnist aamayla balar. Toplumsal yaamn deiik ynleri, tarihsel ilerlemenin seyrinde deiik roller oynayabilirler. rnein, yeni retim ilikileri ilerlemenin motoru olabiliyorken, eski retim ilikileri de onun freni olarak ortaya kabiliyor. Politik ve hukuksal dnceler, ahlak, felsefe, sanat gibi toplumsal bilin biimlerinin de tarihin ak zerinde etkisi oluyor. Eer, rnein, politik ve hukuksal dnceler ilerici nitelikteyseler, yani ilerici snflarn karlarn yanstyorlarsa, bu durumda tarihsel gelimeye hizmet ederler. Ama eer bu dnceler gerici bir nitelik tayorlarsa, o zaman da tarihsel gelimeyi frenler, ilerlemeye engel olurlar. Din, btn toplumsal bilin biimlerinden farkl olarak, her zaman tarihsel gelimeyi frenleyen, gerici bir ideoloji olarak ortaya kar. O, toplumsal gelimenin her aamasnda gerici bir rol oynar. Din, insann zayflnn (ve umarszlnn) ifadesi olarak ortaya ktktan sonra, onu doa ve toplum gleriyle savata br dnya glerine bel balamak zorunda brakt. Her trl smry kutsallaman din, emekileri itaate, br dnyada insan bekleyen dl veya cezaya inanmaya arr, onlar gerek yaamda kendi karlar iin mcadeleden alkoy ar. Kilisenin toplumsal gelimede oynad rol konusu karmak bir konudur. Kilisenin karlar, onun varlnn baz dnemlerinde toplumsal gelimeyle akabiliyor. rnein, birleik bir Rus devletinin ekillenme evresinde, kilise, Rusya'nn
-366

birlii iin Moskova prensliklerini desteklemitir. Kilisenin bu tutumu, kendi konumunu salamlatrma arzusuyla balantlyd. Nesnel olarak, kilise yeni Rus devletinin kuruluunda olumlu bir rol oynad. Kimi durumlarda dinsel parolalar halklarn ulusal kurtulu savalarnda kullanld ve kullanlmaktadr. V. . Lenin, "politik protestonun dinsel bir rt altnda, btn halklarn baz geliim evrelerinde kendilerine zg bir tarzda ortaya kt olaylar vardr..." diye yazar. Bu, farkl etmenlerle birlikte insanlarn mcadele bilincinin snrl oluuna da baldr. Bu bilin biimi dinin her noktasna nfuz etmitir ve bu bilince sahip insanlar btn evrene sadece din prizmasndan bakarlar. Ve onlar, toplumun devrimci dnmnn gerekliliini kavradklar zamanlarda bile, kendilerini dinsel dnme biiminden kurtarabilmekten ounlukla uzak kalyorlar. Bugn birok dini lider, bir ok dini rgt, sava kart eylemlere etkin olarak katlyorlar. Onlar samimi olarak dnyann geleceinden endie duyuyor, silahlanma yarnn durdurulmasn istiyor, szcn tam anlamyla sava psikozu yaratarak atele oynayan burjuva politikaclarn kkrtc tutumlarn knyorlar. Emperyalist gericiliin, sava kart hareketlere katlan din adamlar zerinde bask kurma abalarna karn, onlar nkleer bir felaketin nlenmesi konusundaki kararllklarn giderek daha yksek bir sesle dillendiriyorlar. Din adamlar, bu eylemlerde, insanln baat grevinin yeryzndeki yaam korumak olduunu syleyen tanrtanmazlarla ayn safta yer almaktalar. Komnistler bu tutuma anlayla yaklayorlar. Ne var ki, bu sava kart tutum, dinin hi de baka bir ey olduu anlamna gelmiyor; onun yalana dayal bir dnya gr, gerici bir ideoloji olduu gerei ortadan kalkmyor, smr toplumundaki ilevi deimiyor. Din, K. Marks'n ok yerinde belirttii gibi, "halkn afyonu" olma roln srdryor.
-367

Dinin tarihte oynad gerici rol, dinsel dnya grnn kendi varlndan kaynaklanr. Bu nedenle, her toplumsal deiimde, din, toplumsal ilerlemeyi frenleyen gerici bir g olarak ortaya kar. Gnmz koullarnda, azalmadan sren ideolojik savata dinin yerinin ne olduu gzden geirilirken, oynad rol aka ortaya kyor. KOMNSTLERN DNE YAKLAIMI Komnist parti dine, dinsel kurululara nasl yaklar? Bu soru dindar ve tanrtanmaz insanlarca sk sk sorulur. Komnist parti, emekilerin snf mcadelesinin ncs, btn dinlere dorudan kar olan Marksist-Leninist dnya grne dayal dncelerde hemfikir insanlarn birliidir. Usa dayanan, bilimsel ateizm, Marksist-Leninist dnya grnn ayrc bir zelliidir. Marksizm-Leninizmin kurucular, snfl toplumda dinin toplumsal kkenini ortaya koyarak, onun ortadan kalkmas iin her eyden nce insann insan smrmesine dayanan toplumsal dzenin ortadan kalkmas, yani sosyalist bir devrimin gerekletirilmesi gerektiini tantladlar. Baka bir deyile, kapitalizm koullarnda komnist partinin nnde duran asl hedef, proletarya devrimini gerekletirmektir. Dier btn sorunlar bu temel amaca baldr. Bu nedenle, dine kar verilen ideolojik sava ii snf ve onun partisi iin kendi bana bir ama deildir. Bu ideolojik savam, sosyalist devrimi gerekletirme grevlerine baldr. Bunun nedeni de, kapitalizm koullarnda komnistler, birinci planda dine kar sava ne srmeden, btn emekileri kapitalizme kar savata birletirmeye almalardr. Komnistler, toplumsal ilerleme, bar ve halklar aras adaletin salanmas mcadelesinde, btn emekilerin birliinden yanadrlar. Devrim, btn smrlenlere nclk eden ii snf tarafndan gerekletirildiine gre, komnist parti, snf savann ak iinde din ve mezhep ayrm olmakszn, btn emekile-368

rin birliini zorunlu grr. Komnistler bununla birlikte, din kart propaganday srdrmeyi, kitleleri ateist bir ruhla eitmeyi gerekli sayar, bu almay devrim savana ve proletarya diktatrlne bal olarak yrtrler. Vicdan zgrl, kapitalizm koullarnda komnistler tarafndan ortaya konan genel demokratik grevler arasnda nemli bir yer tutar. Komnistler, kapitalist sistemde vicdan ve dnce zgrl iin mcadele ederler. Komnist parti, devletle ilikisi bakmndan dinin kiiye ait zel bir sorun olduunun ilan edilmesini ister. Ancak, komnistler, dini komnist parti asndan zel bir sorun olarak grmez, ona tarafsz yaklaamazlar. V. 1. Lenin, nc devrimci teoriyle donanm proletarya partisinin, dinle etkin ekilde mcadele etmesinin, dnya, insan ve topluma ilikin bilimd dinsel dnceleri aka ortaya koymas gerektiinin altn izer. Her trl dine kar ideolojik mcadele, partinin her yesinin grevidir. Fakat ateist propagandann ekil ve yntemlerinin seimi, tamamen proletaryann snfsal amalar, yer ve zaman koullarnca belirlenmelidir. V. 1. Lenin, btn parti yelerinin ateist olmasna ilikin bir maddenin Parti'nin birinci programna konmasnn amaca uygun dmeyeceini sylemiti; nk bu, ii snfn temel sorunlarn zmnden uzaklatrabilir, Parti'nin devrimci glerinin paralanmasna, saflarn dalmasna neden olabilirdi. Bu, hi de Komnist Parti'nin dinle mcadeleden vazgetii anlamna gelmemitir. Parti, din sorununun snf mcadelesi ve toplumun sosyalist temeller zerinde yeniden yaplanma olgusundan bamsz, soyut-idealist bir tarzda ortaya konmasn reddetmitir. Parti, btn dinlere ve gizemcilie hibir zaman hogryle yaklamad, "tanr arayanlar "a ve "tanr yaratanlar'^ kar etkin bir mcadele yrtt, rafine edilmi, dzeltilmi dini dncelerin i yzn aa vurdu, dini komnizmle zdeletirme ynndeki her trl abaya kar kt. Ekim Devrimi'nin zaferinden sonra, Mays 1919'da yaplan
-369

RKP (B)'nin VIII. Kongresi'nde kabul edilen yeni parti programnda, Parti'nin, 'kilisenin devletten, eitimin kiliseden ayrlmasyla yetinmeyerek, emeki kitlelerin dinsel kr inanlardan gerek anlamda kurtulmasna yardm etmeye alaca yazlmt. Parti, geni apl bilimsel bir eitim aydnlanma ve din kart propaganday rgtleyerek, kitlelerin planl ve bilinli bir toplumsal-ekonomik almay gerekletirmelerine zel bir dikkatle ynelir, nk dinsel kr inanlarn yok olmasn ancak bu durum salayabilirdi. VIII. Parti kongresi, din propagandas yrtlrken, dindar insanlarn dini duygularna ynelik her trl hakaretten kesinlikle kanlmas gerektiini zellikle belirtir (Madde: 13). Komnistlerin ounluu, din kart propaganday Parti programna sk skya bal kalarak yrttler. Ama Parti'nin 13. Maddesi'nin ihlal edildii olaylar da yaand. Bu nedenle 1921 ylnda Parti MK'si, din kart propagandann rgtlenmesi ve programn 13. Madde'sine ilikin bir karar ald. Bu kararda, parti yelerinden dine kar yrtlen kltr-aydmlanma almalarna etkin olarak katlmalar isteniyordu. 1923 ylnda Parti'nin XII. Kongresi, "din kart ajitasyon ve propagandann rgtlenmesi" hakknda bir karar onaylad. Kongre, ateist propagandann gelecekteki gelime ve gerekleme ltlerini belirleyerek, dindar insanlarn dini duygularnn herhangi bir ekilde incitilmesine kesinlikle kar olduunu, nk bunun dinsel kr inanlar ve dinsel banazl daha da pekitirebileceini ifade etti. Dinin kendiliinden ortadan kalkacana ilikin zaman zaman kendini gsteren dnceler, ateist eitimin tad nemin kmsenmesine yol amakta. Kukusuz, sosyalist gereklik, byk sosyo-ekonomik deiimler, Sovyet insanlarnn yaam tarz, onlarn dnya grlerinin deimesine, dinsel kr inanlarnn yok olmasna yardm ediyor, insanlarn kltr ve genel eitim dzeyinin ykselmesi kendi roln oynuyor, ama V. I. Lenin'in hakl olarak belirttii gibi, " btn ada top-370

lumlar tarafndan cehalete, bilgisizlie, kr inanlara mahkum edilen milyonlarca insan (zellikle kylleri ve zanaatlar) bu karanlktan ancak tam bir Marksist eitimin kurtaracan dnmek, bir Marksistin yapabilecei en byk ve en kt yanllk olur. Bu kitlelere, onlarn ilgisini ekmek, onlar din uykusundan uyandrmak, en deiik ynlerden ve en deiik yntemlerle canlandrmak vb. iin, ateist propagandaya uygun her trl malzeme verilmeli, yaamn pek ok farkl alanlarndan gereklerle tantrlmal, onlara olanakl olan her noktadan yaklalmaldr "(V. . Lenin, Top. Y., c. 45, s. 26). Parti, toplumun deitirilmesi ve toplumsal ilerleme mcadelesinde emekilerin birlii sorununu, en nemli sorun olarak grmtr her zaman. V. . Lenin, kitleleri dinsel (ve mezhepsel, .) etmenlere bal olarak paralama giriimlerine, gerici burjuvazinin "kitlelerin dikkatini gerekten nemli ekonomik ve politik sorunlardan bu yne ekmek iin, dinsel dmanl alevlendirme..." abalarna kesin bir tavrla kar kmtr. Lenin, "ezilen snfn cenneti yeryznde kurma ynnde verdii devrimci mcadeledeki birliinin, bizim iin, proleterlerin gkyzndeki cennete ilikin dnce birliinden daha nemli" olduunun altn izer (V. 1. Lenin, Top. Y., c. 12, s. 146). Bununla birlikte, Parti, ateist eitimin komnist eitimin ayrlmaz bir paras olduu noktasndan hareketle, dine yaklamndaki ilkesel tutumundan hibir zaman geri adm atmad. V. I. Lenin, yle yazar: "...Marksizme az da olsa ciddi yaklama yeteneine sahip, onun felsefi temellerini ve uluslararas sosyal-demokrasinin deneyimi konusunda birazck derin dnebilen biri, Marksizmin din konusundaki taktiinin Marks ve Engels tarafndan tutarl ve iyice dnlm olduunu; s bilgi sahiplerinin veya cahillerin sendeleme saydklar eyin, diyalektik materyalizmden doan dolaysz ve kanlmaz bir sonu olduunu kolayca grecektir. Marksizmin din konusundaki "lml" gibi grnen yaklamnn, bir kimseyi "rktp karmamak" vb. anlam tayan, "taktiksel" dedikleri dn-371

elerden kaynaklandn dnmek, byk bir yanlg olur. Aksine, bu konuda da Marksizmin politik izgisi onun felsefi ilkelerine ayrlmaz ekilde baldr" (V. 1. Lenin, Top. Y, c. 17, s. 418). Ateist eitime gelince, bu, dindar insanlara dmanca bir yaklamn sergilenmesi deildir; aksine, bu insanlarn gelimesini salama, bilinlerini yalan yarglardan ve dncelerden kurtarma isteinin ortaya konmasdr. Ateizm, zorunlu nitelikteki "dini simgelere" taklp kalmaz. Ateist eitim, byk bir zen ve dikkatle, dindar insanlarn duygularna mutlak bir sayg erevesinde yrtlr. V. . Lenin, yle diyor bu konuda: "Dinsel kr inanlarla sava son derece zenli yrtlmeli; bu sava dinsel duygular inciterek srdrenler, ok zararl oluyorlar. Bu sava, propaganda ve eitim yoluyla yrtlmeli" (V. 1. Lenin, Top. Y., c. 37, s. 186). Bu Leninist saptama, ateist eitimin en nemli ilkelerinden biri oldu.

-372

EKLER

ALBERT EINSTEIN
DN VE BLM insanlarn yapt ve bulgulad her ey, gereksinimlerini salama ve aclarn gidermeye sk skya baldr. Dinsel hareketler ve onlarn geliimi anlalmak istendiinde, bu hibir zaman akldan karlmamal. Ne tr bir ycelik olarak grnrse grnsn, btn insansal amalarn ve ulalan baarlarn temelinde duygular ve istekler yatyor. Hangi duygular ve gereksinimler insanlar dinsel dncelere ve bu szcn en geni anlamyla dine gtryor? ayet bu konu zerinde azck da olsa dnecek olursak, dinsel duygularn ve heyecanlarn beiinde en deiik duygularn yattn ksa srede grrz. lkel insanlarn kafasndaki dinsel tasarmlar her eyden nce korku, alk korkusu, yabanl hayvanlar karsnda duyulan korku, hastalklar ve lm karsndaki korku douruyordu. Yaamn bu aamasnda (olaylar arasndaki, .) nedensel balarn kavran genellikle son derece dk bir dzeyde olduundan, insan usu, insan iin korkun olan olaylara bal istem ve eylemden kendisi iin daha ok veya daha az benzeik bir varlk yaratr. Bundan sonra insanlar, bu varl merhamete getirmeyi dnmeye balarlar. Bunun iin belli etkinliklerde bulunur ve birbirine uygun olarak kuaktan kuaa aktarlan kurbanlar sunarlar; bu varl yattrmaya, yani onu insanlara yaklamnda daha iyiliki klmaya yardmc olurlar. Bu bakmdan ben buna korkunun dini diyorum. Dinin douu deil ama kurumlamas, kendile-374

rine insanlar ile insanlarn korktuklar (tanrlatrlm, .) varlklar arasnda araclk rol bien ve buna dayanarak hegemonyalarn kuran ayr bir din adamlar kastnn oluumuna nemli lde hizmet eder. Konumu baka etkenlerle belirlenen bir ef veya ynetici ya da herhangi bir ayrcalkl snf, dnyasal egemenlii sk sk din adamlarnn ilevleriyle birletirmekte, ya da ortak karlar elde etmek iin iktidardaki politik kast din adamlar kastyla el ele vermektedir. Dinsel biimlerin dier kaynaklar toplumsal duygulardr. Baba, anne, byk insan topluluunun efleri de lml ve yanlabilirdirler. ktidar elde etme arzusu, sevgi ve yardm gibi etkenler de tanrnn toplumsal ve ahlaksal (moral) anlamnn yaratlmasna neden olmaktadr. Tanr kayras (hikmeti) insan koruyor, onun yazgsna hkmediyor, onu dllendiriyor veya cezalandryor. Tanr, insanlarn tasarmna gre, kabile yaamnn, insanln ve ayrca bu szcn en geni anlamyla yaamn koruyucusu, baa gelen felaketler ve tatmin edilmemi istekler konusunda bir avutucu, l ruhlarn koruyucusudur. Tanr kavramnn toplumsal veya ahlaksal anlam byledir. Kutsal Kitap'ta (Tevrat) korku dininin ahlak (moral) dinine dnmn izleyerek grmek olas. Bu dnmn devamn da Yeni Ahit'te (ncil) saptamak olanakldr. Btn uygar halklarn, ayrca Dou halklarnn dinleri, aslnda ahlak dinleridirler. Korku dininden ahlak dinine gei, bir halkn yaamnda nemli bir sre demektir. lkel insanlarn dininin, aka bir korku dini, uygar halklarn dinlerinin ise, aka ahlak dinleri olduu eklindeki yanl dnceye kar uyarda bulunmak gerek. Ahlak dininin toplumsal yaamn daha yksek bir gelime dzeyinde bulunma stnlne sahip olmasna karn, gerek ilkel insann dini, gerekse uygar halklarn dinleri karma bir yap gsterirler. Tanr dncesinin antropomorfik (insanbiimci) nitelii, btn bu din eitleri iin ortak noktadr. Bir kural olarak, bu
-375

dzeyi sadece, zellikle baz sekin kiilikler ve zellikle de yksek derecede gelimi toplumlar geebilmektedir. Ancak hem ilkel insann, hem uygar toplumlarn dinlerinde, seyrek olarak rastlansa da dinsel duygunun nc bir aamas daha vardr. Ben bu aamaya kozmik din duygusu diyorum. Bu duyguya yabanc olan bir kimse, bunu hangi etkenin oluturduunu ok zor aklar, daha da nemlisi ona gereken tanrnn antropomorfik adan kavran sz konusu olamaz. Birey bir yandan insan isteklerinin ve ereklerinin hiliini, dier yandan doada ve dnceler dnyasnda beliren ycelii ve olaanst bir dzeni duyumsar. Birey, kendi varln, kendi trnn hapishaneye kapatlm varl olarak grmeye balar ve ancak btn Evren'i birleik ve akla uygun bir btn halinde kavrar. Kozmik din duygusunun ilk belirtileri, gelimenin ok erken aamalarnda, rnein Davud'a ait baz Zebur paralarnda ve Eski Ahit (Tevrat) peygamberlerinin kitaplarnda gsterilebilir. Kozmik din duygusunun ok daha gl eleri, Schopenhauer'in yaptlarndan rendiimiz gibi, Budizm'de bulunmaktadr. Ne dogmalar ne de tam bir insan imgesiyle alglanan tanry tanyan btn zamanlarn dinsel dehalar, bu kozmik din duygusuyla anlr oldular. Bu nedenle, temel retisi kozmik din duygusuna dayanan bir kilise olamaz. Bundan kan sonu u ki, btn zamanlar iinde zellikle dinden ayrlmlar arasnda bu duyguya fazlasyla eilimli, kendi adalarna ounluk ateistler, bazen de azizler olarak grnen insanlar bulunuyordu. Bu bakmdan Demokritos, Assisli Fransis ve Spinoza gibi insanlar pek ok ortak noktaya sahiptirler. Eer kozmik din duygusu, ne temel tanr kavraynn bir lde sona ermesine, ne de teolojiye gtryorsa, nasl oluyor da insandan insana geebiliyor ? Bana yle geliyor ki, bu duygunun uyand ve srd kiiler, onu yaamak ve sanatn, bilimin en nemli ilevi yapmak yeteneinde olan kimselerdir. imdi, gr bakmndan bilinenden ok daha byk fark-376

llklar gsteren bilimle din arasndaki ilikileri gzden geirme noktasna gelmi bulunuyoruz. Bu ilikiler tarihi planda incelenecek olursa, bunlarn, aka grlen nedenden tr, bilimle din arasndaki uzlamaz elikiler olarak kabul edilmesi gerekir. Buna gre, nedensellik yasasnn evrensel boyuttaki geerliliine, varlk hakkndaki dnceye tam olarak inanm bir kimsenin, evrendeki olaylarn gidiine mdahale yeteneinde olmas asla sz konusu deildir. Nedensellik hipotezi (varsaym) ciddi anlamda kabul ediliyorsa elbette. Byle bir insan korku dinini zerre kadar gereksinmez. Ona toplumsal veya ahlaksal bir din de gerekli deildir. Yaplan 'hayrl' iler iin dllendiren, ilenen gnahlar iin de cezalandran tanr bu insana gre usddr, nk insanlarn davranlar i ve d zorunluluklar tarafndan belirlenmektedir. nsanlar, cansz bir cismin iine ekildii hareketten daha fazla olmayan kendi davranlar iin, tanrnn huzurunda ceza grebiliyorlar. Buna dayanarak, ahlakn temellerini kertmi diye bilim sulanyor haksz olarak. Gerekten de, insann etik tutum ve davran acma, eitim ve toplumsal ilikilere dayanmak zorundadr. Bunun iin hibir dinsel ilkeye gereksinim yoktur. Eer insanlar sadece lm sonras bir korku ve cezann gcyle, yaptklar iyi ilere karlk alacaklar bir dl umuduyla kt davranlardan alkoymak mmkn olsayd, onlar iin son derece iren bir ey olurdu bu. Deiik eilimlere ait kilisenin srekli olarak bilimle savatn ve bilim insanlarn kovuturduunu anlamak zor deil. Fakat dier yandan, ben, kozmik din duygusunun bilimsel incelemenin harekete geirici en gl ve en soylu etkenlerinden olduuna inanyorum. Ancak olaanst abalar ve bunun dnda, yeni yollar aan hibir bilimsel almann onsuz ortaya kamad zveriyi yarar ekilde takdir edebilen kiiler, bu duygunun ne kadar gl olmas gerektiini, tek bana bir yapt yaratma yeteneinin allm pratik yaamdan ne denli uzak olduunu anlayabilirler. Eer ussallk Kepler ile New-377

ton'a gk mekaniinin temel ilkelerini zme ynnde ok uzun yllar boyunca kararllkla emek harcamalarna izin verdiyse, evrenin ussal donanmna derin bir gven duymalarndan ve bu evrende ussalln beliren en kk yansmasn bile byk bir tutkuyla kavrama isteini tamak zorunda olularndan trdr! Bilimsel bir inceleme hakknda daha ok kendi ulat sonulara gre bir yargya varan kii, ona kukuyla yaklalan bir ortamdaki insanlarn ruhsal dnyasna ilikin rahatlkla tamamen yanl bir dnceye sahip olur; bu kukucu insanlar, onlarn dncelerini paylaan ve dnyann drt bir yanma dalm insanlara yol gsterebilmilerdir. Ancak yaamn benzer ereklere adam bir kimse, saysz baarszlklara karn, kendisinin bu tr insanlar esinlendirdiini ve onlara nne koyduu hedefin doruluunu koruma gc verdiini anlayabilir. Bu yapdaki insanlar glerini kozmik din duygusundan alrlar. adalarmzdan biri, yaadmz materyalist ada, ancak derin dinsel duygulara sahip insanlarn ciddi bilim adamlar olabileceini sylyor; temelsiz bir dnce deildir bu. GEREKLN DOASI Rabindranat Tagore ile Sylei * Albert Einstein: Siz evrenden soyutlanm bir tanrya inanyor musunuz? Rabindranat Tagore: Evrenden soyutlanm bir tanrya inanmam. nsann bitmez tkenmez kiilii evreni kavrar. nsan kiilii iin kavranlamaz bir eyin olmas olanakszdr. Bu, evrenin gerekliinin insansal bir gereklik olduunu tantlar. Ben kendi dncemi aklamak iin, bilimsel bir olgudan yararlanacam. Madde, aralarnda hibir ey bulunmayan proton ve ntronlardan oluur, ama madde birbirinden ayr
* Bu sylei 14 Temmuz 1 9 3 0 tarihinde Einstein'in Berlin yaknlarndaki yazlnda yapld. -378

elektron ve protonlarn bir araya geldii uzay boluuyla ba olmayan bir btnm gibi gzkebilir. nsanlk da tpk bu ekilde bireylerden oluur, ama bireyler arasnda insan toplumuna canl bir organizma btnl veren karlkl insan ilikileri vardr. Evren genel olarak ayn biimde, bir birey gibi bizimle birlik iindedir. Bu, insann evrenidir. Ben dile getirilen bu dnceyi sanatta, yaznda (edebiyat) ve insann din bilincinde izleyerek gryorum. E i n s t e i n : Evren'in doasna ilikin iki deiik kavray biimi vardr: 1) Evren bir btn olarak, insana baldr, 2) Evren bir gereklik olarak, insan bilincinden bamszdr. Tagore: Evrenimiz insan sonsuzluuyla bir uyum iinde bulunurken, biz onu bir gereklik olarak kavrar ve bir gzellik olarak duyumsarz. Einstein: Ama bu, evrenin tam anlamyla insansal zdr. Tagore: Baka bir z olamaz. Bu evren, insann evrenidir. Onun hakkndaki bilimsel dnceler, bilim adamnn dnceleridir. Bu nedenle bizden ayr bir evren yoktur. Bizim evrenimiz grecelidir (izafi), onun gereklii bilincimize baldr. Usa uygun ve gzel olann bu evrene gereklik veren bir standard vardr: Duyumlar duyumlarmza uyan Ebedi nsan'm standard. E i n s t e i n : Sizin Ebedi nsan'mz, insan znn cisimleniidir. Tagore: Evet, ebedi znn. Onu duyumlarmz ve eylemlerimizin yardmyla alglamak zorundayz. Biz, bizdeki dar kafalla sahip olmayan Yksek nsan' anlarz. Bilim ayr bir kiilik tarafndan snrlandrlmam olan inceler; o, gereklerin kiilik d insansal dnyasdr. Din bu gerekleri anlar ve onlar bizim daha derin gereksinimlerimizle ilikilendirir; bizim bireysel bilincimiz gerekliin ortak anlamn kavrar. Din gereklere deer verir, biz de kendi varlmzn gereklikle
-379

uyum iinde olduunu duyumsayarak gereklii kavrarrz. Einstein: Ama bu, gerekliin veya gzelliin insandan bamsz olmad anlamna gelir. Tagore: Gelmez. Einstein: Eer insanlar bir anda olmadysa, o zaman Apollon Belvederskiy olaanst gzel olmaktan vazgemez miydi? Tagore: Evet! Einstein: Ben gzelliin bu ekilde kavranm kabul ediyorum, ama gerekliin kavranm kabul edemiyorum. Tagore: Niin? Bildiiniz gibi gereklik insan tarafndan kavranyor. Einstein: Ben kendi kavraymn doruluunu tantlayamam, ama bu benim dinimdir. Tagore: Gzellik, evrensel insanda cisimlenmi olan kusursuz uyum dncesinde ikindir; gereklik evrensel usun kusursuz kavraydr. Biz bireyler, kk byk hatalar yaparak, bir deneyim birikimi yaratarak, usumuzu bilgiyle donatarak geree yaklarz, yoksa daha baka nasl gerein bilincine varabiliriz ki? Einstein: Ben, bilimsel gerein, hakl olarak insandan bamsz bir gerek saylmas gerektiini tantlayamam, ama buna kesinlikle inanyorum. Pitagoras'n (Pitagor) geometri alanndaki teoremi, hibir eyi insandan bamsz olarak doruya yakn koymaz ortaya. Ne olursa olsun, eer insandan bamsz bir gereklik varsa, o zaman gerek olan bir ey bu gereklie uygun dmek zorundadr ve birinci gerekliin reddi ikincinin reddini gerektirir. Tagore: Evrensel nsan'da cisimlenmi olan gerek, aslnda insansal bir gerek olmak zorundadr, nk biz bireyler karmzdaki bir olayn ierdii her eyi kavrayabilseydik, bu olay hibir zaman gerek olarak, en azndan mantksal sre-lerin yardmyla, baka bir deyile, bir insan organ olan d-nme organ yardmyla yaklatmz bilimsel bir gerek olarak adlandrlamazd. Hint felsefesine gre, Brahma vardr, ayr bire-380

yin aklla kavrayamayaca veya szcklerle yazlamayacak olan mutlak bir gerektir. O, ancak bireyin sonsuzlua tam dalyla kavranabilir. Byle bir gerek, bilime ait bir gerek olamaz. Szn ettiimiz gereklik gibi, doa da dsal bir nitelik tar, yani kendini insan usuna gerekmi gibi gsterir, bundan tr de bu gerek, insansal bir gerektir. Ona benim gereim veya hayali gerek demek olas. Einstein: Belki de Hint felsefesinin anlay olan sizin anlaynza gre, bizim hayalle olan ilikimiz kiisel deil, btn insanln ortak ilikisidir. Tagore: Biz bilimde disipline balyz, bizim bireysel usumuzun koyduu btn snrlamalar bir yana atarz ve bylelikle Evrensel Insan'n usunda cisimlenen gerei kavramaya yaklarz. Einstein: Gerek, bizim bilincimize bal m? Sorunun z bu. Tagore: Bizim gerek dediimiz ey, gereklik bakmndan her biri Evrensel nsan'a ait znel olanla nesnel olan arasndaki ussal uyumdan ibarettir. Einstein: Gnlk yaantmzda bile, bizim tarafmzdan kullanlan maddelere insana bal olmayan bir gereklik yklemek zorundayz. Bunu, sz konusu duyu organlarmz arasnda usa uygun karlkl bir iliki kurmak iin yaparz. rnein, evde hi kimse olmasa da, u masa bulunduu yerde duracaktr. Tagore: Evet, masay evrensel us kavrayacak, bireysel us deil. Benim alglayacam masay, benim soyum da alglayabilir. Einstein: nsana bal olmayan gerekliin varl konusundaki doal bak amz ne aklanabilir, ne kantlanabilir, ama herkes inanyor ona, ilk insanlar bile. Biz gereklie insanst bir nesnellik yklyoruz. Varlmzdan, deneyimimizden, usumuzdan bamsz olan bu gereklik bize gereklidir, onun ne anlama geldiini syleyemiyorsak bile.
381

i I 1 1 I M T 1 !

Tagore: Bilim, masann sert bir cisim olduunu kantlad, bu sadece bir grntdr, demek ki ayet insan usu olmasayd, insan usunun alglad gibi bir masa da olmayacakt. Ayn zamanda kabul etmek gerekir ki, masann ilk fiziksel gereklii, birbirinden ayr dnen ok sayda elektrik gc merkezlerinden baka bir ey deildir, yleyse yine de insan usuna aittir. Gereklii kavrama srecinde, evrensel insan usuyla ayr bireyin snrl usu arasnda ezeli bir uyumazlk ortaya kyor. Kesintisiz sren kavrama sreci bilimimizde, felsefemizde ve etiimizde ileyiini srdryor. Her durumda, insandan bamsz herhangi bir mutlak gereklik olsayd, o bizim iin hi olmayan bir gereklik olurdu. Bolukta deil de sadece zaman iinde, mzik notalar gibi birbirini izleyen olaylarn geliimi iin, usun kendini gstermesi zor deildir. Mzikal gereklik, byle bir usun gereklii kavramas, Pitagoras'm her trl anlamdan yoksun olan geometrisi iin akraba oluyor. Kdn gereklii, kuku yok ki yaznn (edebiyat) gerekliine uzaktr. Kd kemiren bir gvenin usu yazn (edebiyat) diye bir eyi kesinlikle tanmaz, ama insan usu iin yazm, bir gereklik olarak kdn kendisinden daha byk bir nem tar. Tpk bunun gibi, eer insan usu konusundaki aklc veya duygusal bir grte bulunmayan herhangi bir gereklik varsa, bu gereklik, biz insan usu tayan varlklar olarak yaadmz srece, bir hi olarak kalacaktr. Einstein: Bu durumda ben sizden daha dindarm. Tagore: Benim dinim Ebedi nsann, Evrensel insan ruhunun, kendi z varlmn alglanmasndan ibarettir. Bu, benim "nsan Dini" dediim derslerimin konusuydu.

-382

CHARLES DARVVN
DNSEL GRLERM (OTOBYOGRAF) Bu iki yl boyunca din konusunda ok dnmek zorunda kaldm. "Beagle" gemisiyle yaptm yolculuk srasnda tam bir Ortodokstum. Baz subaylarn (kendileri de Ortodoks olmalarna karm), ahlakla ilgili bir konuda, itiraz edilemez bir otorite olarak, ncil'i delil gsterdiimde bana nasl iten gldklerini anmsyorum. ne srdm kantn yeniliinin onlar gldrdn sanyorum. Fakat bu sre iinde (yani Ekim 1836'dan Ocak 1839'a kadar) ben yava yava, Eski Ahit (Tevrat)'in dnya tarihine ilikin sylediklerinin aka yalan oluuyla, onun Babil Kule'siyle, kutsal bir t iareti olarak gsterdii gkkuayla vb., vb. ve onun tanrya kindar bir tirann duygularn atfetmesiyle, Hindularn kutsal kitaplarndan veya herhangi bir yabanln dini inanlarndan daha byk bir deer tamad bilincine vardm. O zamanlar, kendimi bir trl kurtaramadm bir soru gelirdi aklma sk sk: Eer tanr Hindulara imdi bir vahiy gndermek isteseydi, acaba tpk Hristiyanln bir inanla Eski Ahit (Tevrat)'e baland gibi, Hindularn da bir inanla Vinu'ya, Siva'ya vb. balanmalarna olanak tanr myd? Bu, bana hi olmayacak bir ey olarak grnyordu. Bu konuda daha sonra, herhangi normal bir insan, Hristiyanln onaylad tansklara (mucize) inanmak zorunda brakmak iin, en ak kantlarn gsterilmesi gerekirdi diye dnerek, doann kesin yasalarn bizim iin giderek daha faz-383

la inanlmaz olan tansklardan daha ok anladmz, uzak gemite insanlarn cahil ve bizim iin hemen hemen anlalmaz olan eylere kolayca inandklar yargsna vardm. ncil metinlerinin, onlarda anlatlan olaylarn tam meydana gelii srasnda dzenlendiklerini kantlamann olana yok. ncil blmleri, pek ok nemli ayrnty farkl ekillerde anlatmaktadr; bana yle geliyor ki, bu, sz konusu farkl anlatmlar tanklarn alldk belirsizliine balamak iin yaplyor. Az da olsa bir zgnlk tadklar ve deerli olduklar iin deil, beni etkiledikleri iin ileri srdm bu ve bunlara benzer dncelerin ak iinde, tanrsal bir vahiy olarak Hristiyanla duyduum inantan yava yava uzaklamaya baladm. Yalana dayal pek ok dinin olaanst bir hzla yeryznn geni bir alanna yaylm olmas gerei, benim iin belli bir nem tar. Yeni Ahit (ncil) ahlak o kadar da gzel bir ahlak deil, bu ahlakn mkemmelliinin, bir lde, bizim hl eretileme ve alegoriler yklediimiz onun yorumuna bal olduunu yadsmann sanyorum olana yok. Fakat ben hi de kendi inancm yadsma eiliminde deildim; ben buna inanyordum, nk her eyin nasl yeniden ve' yeniden Pompeililere gelen vahiy konusundaki dsel tasarmlara gelip dayandn, ya da herhangi bir baka yerde baz sekin Romallar arasnda, ncil'de anlatlan her eyi en artc biimde dorulayan karlkl yazlm eski mektuplar veya el yazmalarn iyi anlyorum. Ne var ki, kendime saladm sandm tam bir zgrlk sayesinde bile, beni ikna edecek olan bu tr deliller uydurmak benim iin giderek daha da zorlayordu. Bylece yava yava iimde bir inanszlk yer etmeye balad, en sonu bsbtn dinsiz oldum. Fakat bu o kadar yava oldu ki, en ufak bir znt duymadm ve o gnden beri, vardm yargnn doruluundan hibir zaman, bir saniye bile olsun kukuya dmedim. Gerekten de, herhangi bir kimsenin Hristiyan retisinin gereklemesini nasl isteyebileceini anlayacak durumda olduumu sanmyorum, nk eer
-384

bu reti yaln ekliyle ncil metninin gsterdii gibiyse, anlalan dinsiz insanlar -onlarn arasnda babamn, kardeimin ve hemen hemen en iyi dostlarmn da olmas gerekirdi- sonsuz bir ceza ekecekler. ren bir reti! Ben ahsen, tanrnn varl konusunda yaammn ok ge dneminde fazla kafa yormaya balam olmama karn, imdi kanlmaz olarak vardm belirsiz bir yargy ne sryorum. Paley'in aklad gibi, belli bir amaca ynelik plann doadaki varlna dayanan eski bir kantn (tanrnn varl), bana gemite o denli inandrc gelen bu kantn, bugn, doal ayklama yasasnn bulunmasndan sonra temelsiz olduu anlalmtr. Biz artk daha fazlasn savlayamayz, rnein, herhangi bir ift tarafl yumuakann mkemmel tarzda dzenlenmi kilidi akll bir varlk tarafndan yaplm olmalyd, tpk bir insann yapt kap kilidi gibi. yle grnyor ki, canl varlklarn deiebilirliinde ve belli bir plann doal ayklamann ileyiindeki varl, esen rzgrn ynndekinden daha fazla deildir. Doada her ey kesin yasalarn sonucunda olmaktadr. Bununla birlikte ben, bu sorunu "Evcil Hayvanlar le Kltr Bitkilerindeki Deiimler" adl yaptmn sonunda inceledim ve bildiim kadaryla, orada ileri srlen kantlar bir kez olsun herhangi bir itirazla karlamad. Fakat her admda karmza kan saysz mkemmel aralar bir kenara koyarsak, yine de u soruyu sorabiliriz: Dnyann genel olarak iyilie dayal dzeni nasl aklanabilir? Gerekten, dnyada baz yazarlar, ylesine byk aclara boulmu durumdalar ki, algladklar varlklar hesaba katarak, dnyada acnn m mutluluun mu daha fazla yer ettii ve dnyann genel olarak iyi mi yoksa kt m olduu konusunda bir kukuyu dile getirmekteler. Kanmca, kantlanmas zor olmasna karn, mutluluun daha ar bastna kuku yok. Ama eer bu hakl bir yargysa, bizim doal ayklamann ileyiinden bekleyebildiimiz sonularla bu yargnn tam bir uygunluk iinde olduunu kabul etmek gerek. Herhangi bir t-385

rn btn yeleri, ayet devaml ve en st dzeyde ac duymu olsaydlar, o zaman kendi trlerinin devamn unuturlard. Biz insanlarda byle bir ey sz konusu deil, ancak, bunun hi olmadn ya da en azndan sk sk olduunu dnmenin hibir dayana yok. stelik, baz dier dnceler, duyumsayan btn varlklarn, bir kural olarak, mutluluun tadn karacak ekilde dzenlendiklerini tahmine zorlamaktalar bizi. Btn varlklarn maddi organlarnn (corporeal and mental organs) ve psiik yaamlarnn (maddi organlar tayan varlk iin ne yararl ne de zararl olan organlarn dnda) doal ayklama yoluyla veya en ok uyum salayabilenin daha fazla yaamasyla gelitiine (egzersiz veya alknn birlikte devinimi) benim gibi inanan her insan, bu organlarn, onlar tayanlarn dier varlklara kar baaryla yarabilmeleri ve bu sayede saysal olarak artmalaryla ekillendiini kabul etmek zorunda kalacaktr. Bir trn en iyisinin seilmesi (ayklanmas) iin hayvanlar, rnein ar, alk, susuzluk, korku gibi ac veren duygularn yan sra, yeme, ime ve ayrca trn reme srecinin ilemesi vb. honut klc eylemleri yaratabiliyor, ya da yiyecek arama eyleminde olduu gibi birini dieriyle (ac verenle honut klan, .) birletirebiliyorlar. Fakat ar veya dier ac veren her trl etken uzun srerse, bu etkenler byk veya aniden ortaya kan herhangi bir tehlikeye kar canl varln kendini koruma drtsn ok iyi harekete geirmelerine karn, bir bezginlik douruyor ve canlnn eylem yeteneinin azalmasna yol ayorlar. Dier yandan tatl duyumlar, hibir ezici etkide bulunmakszn uzun srebilmekte ve btn sistemlerin etkinliini ykseltmektedirler. Demek ki, duyumsayan varlklarn tm ya da ounluu bu ekilde, doal ayklama yoluyla gelimi oluyorlar; hoa giden duyumlar onlara allm rehberler olarak hizmet ediyorlar. Biz bunu, maddi ve zihinsel glerimizin bizde -bazen ok byk oranda- gerginlik yaratan honutluk duygusunda, her gn yemek yemenin verdii zevkte, zellikle de dier insanlarla ilikileri-386

mizden ve ailemizdeki bireylere kar duyduumuz sevgiden doan honutlukta gzlemleriz. Bir alk olarak sergilenen ya da ska yinelenen bu tr hazlarm tamam, duyumsayan varlklarn ounu honut klmaktadr -ben bundan hemen hemen kuku duymuyorum; ou zaman azmsanmayacak dzeyde ac ekilmesine karn, yaanan mutluluk ekilen aclardan daha fazladr. Bu aclar tamamen 'Doal Ayklama', yani devam eden ve sadece her tre dier trlerle giritii son derece karmak ve deiken koullar altnda sren yaam savamnda, olabildiince byk baarlar salamaya ynelik bir eyleme inanla birlikte yaanyor. Dnyada ok fazla ac yaand gereini hi kimse yadsmaya almyor. Kimi dn adamlar, acnn szde insan ahlakn mkemmelletirdiini sanarak, bu gerei insan ilikileri erevesinde aklamaya kalktlar. Yeryzndeki insan says, duyulara sahip dier btn varlklarn saysyla kyaslandnda bir hitir, ama insanlar ahlak mkemmellii konusuyla hibir ilintisi olmakszn, sk sk ok ar aclar yaamak zorunda kalyorlar. Evreni yaratabilen tanr olarak, o denli gl ve o denli bilgiyle dolu bir varlk, bizim dar usumuzda sonsuz erk sahibi ve her eyi bilen bir varlkm gibi canlanyor; tanrnn iyilikiliinin snrsz olmad dncesi ise, ona bakmzda bir soukluk yaratyor, nk neredeyse sonu belirsiz bir zaman boyunca en alt basamaktaki milyonlarca hayvann acs nasl bir avantaj olarak gsterilebildi? Akll bir ilk nedenin (yaratc, .) varlna kar yneltilmi ve dnyada acnn var oluuna dayanan bu pek eski kant bana ok gl grnyor, bu arada acnn niceliksel olarak yksek dzeydeki bu varl, az yukarda belirtilmi olan, btn organik varlklarn deiim ve doal ayklama yoluyla gelitikleri ynndeki gre uygun dyor. Gnmzde akll bir tanrnn varln kantlama dorultusunda en ok bilinen argman, derin isel kan ve insanlarn ounluu tarafndan duyumsanan duygulardan dolay yok
-387

olmaktadr. Fakat Hindularm, Mslmanlarn ve dier dinlerden olanlarn, bir tek veya birok tanrnn varln, ya da -Budistler gibi- hibir tanrnn olmadn ayn ekilde ve ayn gle kabul edebildiklerinden kuku duymak uygun olmaz. Bizim tanr dediimiz varla inandklarna ilikin, herhangi bir doru savda bulunmann olanaksz olduu ok sayda yabanl kabile de varln srdryor bugn: Onlar, gerekten, ruhlara veya dsel varlklara inanyorlar; Taylor ile Herbert Spencer'n belirttikleri gibi, bu tr inanlarn nasl doduklar, byk olaslkla aklanabilir. Gemite, hemen yukarda szn ettiimize benzer duygular, beni tanrnn varlna ve ruhun lmszlne kesin olarak inanmaya gtrmt (yine de, din duygusunun bende gl bir ekilde gelitiini dnmyorum). Muazzam Brezilya ormanlarnn tam merkezinde bulunduum dnemde, "Gnlm"e, "insan ruhunu dolduran ve ycelten ama, hayranlk ve sayg gibi yceltilmi duygular konusunda, u kadarck olsun doru bir dnce ortaya koymann olana yok" diye yazmtm. 'Bir insanda, kendi bedeninin yaam eyleminden daha fazla hibir eyin olmad' eklindeki dncemi iyi anmsyorum. Ama bugn olsa, en grkemli manzaralar bile bende bu tr dnce ve duygular uyandramazd. Benim renkleri seme yeteneini yitirmi bir insana benzediim sylenebiliyor hakl olarak ve insanlarn krmz rengin varl konusundaki genel inanc, ne de olsa bu rengin (gerek) olmaynn kant olarak bir deer tayan benim krmz rengi alglama konusundaki bu yeteneksizliimi ortadan kaldryor. Eer btn rklarn btn insanlar tanrnn varlna ilikin ayn isel inanca sahip olsaydlar, bu kant inandrc olurdu, ama biliyoruz ki gerekten iin asl hi de yle deil. Bu nedenle ben, bu gibi isel kan ve duygularn, tanrnn gerekten var oluunun delili olarak bir anlam tadn kabul etmiyorum. Gemite, muazzam manzaralarn bende uyandrd ve tanr inancna iten bal olan o ruhsal durum, aslnda sk
-388

sk ycelik duygusu olarak adlandrlan durumdan ne farkl bir eydi, ne de bu duygunun douunu aklamak o denli zordu. Bu duygunun, belirsiz de olsa mzikle uyandrlan ayn tr gl duygulardan daha byk bir hakllkla tanrnn varlnn kant olarak gsterilebileceini sanmyorum. lmszlk konusuna gelince; bugn fizik bilginlerinin ounluunun bal olduu, zellikle de herhangi byk bir gk cismi gnele arpmaz ve bu yolla ona yeni bir yaam sunmazsa, gne ve btn gezegenler yaam asndan zamanla ok fazla souyacak grnn zerinde durulduu gibi, lmszlk kavramna da son derece gl bir ekilde ve neredeyse igdsel olarak inanlmakta, ancak bu, (yle aka) hibir ey gstermiyor bana. Eer uzak gelecekte insann bugnknden ok daha mkemmel bir varlk haline geleceine benim gibi inanlsa, o zaman insan ve duyu yeteneine sahip dier btn varlklarn o denli yava ilerleyen bir sreten sonra tamamen yok olmaya mahkm olduklar dncesi, katlanlmaz olur. Dnyamzn ykm, insan ruhunun lmszln kaytsz artsz kabul eden bir kimseye, o kadar korkun grnmeyecektir. Tanrnn varlna inanmann dier bir kayna, duygulara deil, usa bal olan kaynak, ok daha nemli lde etkiledi beni. Bu kaynak, belirsiz bir olayn veya zorunluluun sonucu olarak, uzak gemie ve gelecee bakma yeteneiyle birlikte insan da buraya dahil olmak zere, bu engin ve olaanst evreni betimlemenin byk zorluundan veya hatta olanakszlndan ibarettir. Bu ekilde dnerek, bir lde insan usuna benzer bir anlaa (us) sahip, yani Teist (tanr) adn layk grdm bir lk Neden'e ynelmek zorunda duyumsuyorum kendimi (bu yargnn aa yukar "Trlerin Kkeni"ni yazdm dnemde gl bir tarzda bana egemen olduunu anmsayacak durumdaym, ama o dnemle birlikte bu yargnn balangta benim iin tad nem ok yava ve pek fazla kararszlk yaanmadan giderek zayflad). Fakat o zaAan, insan
-389

usunun bu tr geni yarglara varma giriimlerine gvenilebilir mi diye bir kuku belirdi bende; daha aa dzeydeki organik hayvanlarn sahip olduu zayf usa bakarak, insan usunun gelimi olduuna nasl kesin olarak gvenebilirim? Neden sonu arasnda var olan, ama bir olaslk sadece miras alman deneyime bal olarak tad zorunlulukla (nitelik) bizi artan byle bir bantnn sonucuyla bir ilikimiz yok mu bu noktada? ocuklar iin tanr inancn bir yana atmak, bir maymunun igdsel korkularn ve ylana duyduu nefreti bir kenara brakmas kadar g olacandan, bu inanc ocuklarn usuna srekli alamann ve ok gl ekilde yaratlan, belki de onlarn tam gelimemi beyinlerine miras braklan etkinin olabilirliini de gzden karmamak gerek. Bu denli g sorunlarn azck da olsa aydmlatlabilecei savnda bulunamyorum. Btn eylerin balangcndaki gizler bizim iin zmlenemezdir; bana gelince, bir agnostik (bilinemezci) olarak kalmakla yetinmem gerekecek. Bir insan, tanrnn bireysel varlna veya cezasyla, dlyle lmden sonraki yaama ilikin inanc salam olmamakla birlikte, tad inanc hibir zaman terk etmeyebilir; ben bir dereceye kadar, yaam ilkesi olarak sadece bir eyi semek ve bu konuda yargda bulunmak durumundaym: nsanda en gl olan ya da ona en gzel gelen itepi ve igdlere uymak. Bir kpek bu ekilde hareket eder, ama o bunu bilinsizce yapar, bu arada bir insan gibi sezebilir, arkasna bakabilir ve kendi farkl duygularn, isteklerini ve anlarn karlatrabilir. Ve ite, insan, btn dn adamlaryla dnce birlii iinde, belli itepileri, zellikle de toplumsal igdleri izleyecek olursa, en yksek dzeyde bir honutluk kazandn anlayacaktr. Bir insan dier insanlarn iyilii iin alacak olursa, kendi yaknlarndan takdir grecek ve birlikte yaad insanlarn sevgisini kazanacaktr ve bu sevgi de, kukusuz, yaadmz dnyada alabileceimiz en byk tattr. Alkanlk haline geldiklerinde, neredeyse igd olarak adlandrlabilecek yk-390

sek itepilerinden ok, severek boyun edii kendi duygusal tutkular onun iin yava yava katlanlmaz olacaktr. Sahip olduu us, zaman zaman, teki insanlarn dncelerine aykr davranmak zorunda olduunu fsldayabilir ona, ki bu durumda onlarn takdirini hak etmez, ancak o yine de, kendi derinletirilmi dncesini veya vicdann izledii bilincinden hareketle, tam bir honutluk duyacaktr. Bana gelince, srekli bilimle ilgilenerek ve btn yaamm bilime adayarak doru yaptm dnyorum. Ben herhangi bir ciddi gnah ilemedim, bu nedenle de bir vicdan azab ekmiyorum, ancak yaknlarma daha fazla ve dorudan bir iyiliim dokunmad diye, fazlasyla znt duydum. ok hasta oluum, bunun yannda, baka bir konudan veya uradan bir dierine geii benim iin ok zorlatran ussal yapmn durumu, sndm biricik, ama yetersiz bir zr oluyor. Zamanmn sadece bir ksmn deil, tamamn iyi ilere ayrma olanam olsayd, bu beni nemli lde honut klard, diye hayal edebiliyorum. Dinsel inanszln ya da aklcln (rasyonalizm), benim yaammn ikinci yars boyunca yaylmasndan daha dikkate deer bir ey yok. Babam, evlilik nianm ncesinde (dine ynelik) kukularm zenle gizlememi tledi, nk bu tr akyrekliliin evlenen kiilere ne denli byk felaketler getirdiini grm olduunu syledi. Kadn veya kocas hastalanncaya kadar iler yolunda gidiyormu, ama bu kadnlarn kendi kocalarnn ruhlarnn kurtarlabileceinden kuku duymalar ve bu kukuyla kocalarnn ac ekmelerine neden olmalar yznden, kimi kadnlar o zaman byk aclar ekmi. Babam, uzun yaam boyunca sadece dinsiz kadn tandn ekledi szlerine; babamn olduka fazla insanla iyi tantn ve olaanst gven kazanma yeteneiyle farklln ortaya koyduunu da unutmamak gerek. Ona bu kadnn kimler olduunu sorduumda, onlarn birisinden, kendi baldz Kitti Vecvud'dan saygyla sz ederek, bylesine derin bilgili ve akll bir kadnn dindar olamayaca ynnde elinde su gtrmez
-391

kantlar bulunmadn, ancak sadece bir kan olarak devam eden, belirsiz tahminleri olduunu itiraf etti. Bugn, pek geni olmayan tandik evrem sayesinde, inanlar kocalarnn inanlarndan ok daha zayf birka evli kadn tanyorum (ya da daha nce tanmtm). Babam, kendisinin dinsizliinden kukulanarak onu kazanmay mit eden Miss Barlo adndaki yal bir bayann araclyla, salam bir argmandan sz etmeyi severdi: "Doktor! ekerin azm tatlandrdn biliyorum ve yine biliyorum ki, benim bir Kurtarcm var."

-392

You might also like