Professional Documents
Culture Documents
zet
Devletler, uzunca sre egemen birimler olarak hukukun yegne yaratcs ve uygulaycs olmulardr. Egemenlik, bu srete devletin hkmetme yetkisini merulatran balca ara olmutur. Oysa zellikle son dnemde yaanan pek ok gelime, egemenlik asndan farkl bir noktaya gelindiine iaret etmektedir. zellikle II. Dnya Savandan sonra devlet egemenlii sorgulanmaya balanm; mutlak bir egemenlik anlaynn birey ve grup haklarnn ihlaline sebep olabilecei ve bireysel haklarla zgrlklerin gvence altna alnmasnn sadece devletlerin inisiyatifine braklamayaca fikri, uluslararas dzlemde etik ilkelere dayal normatif bir dzen oluturulmasna ynelik araylar beraberinde getirmitir. Bunun yannda kresel kapitalizmin geldii aama ulusal ekonomilerin yerlerini tek bir kresel ekonomiye brakmalar ynnde ilemektedir. Avrupa Birliinin yeni bir siyasal rgtlenme modeli olarak belirii ve yaratt ortak egemenlik havuzu araclyla ulus-devlet anlayna farkl bir boyut kazandrmas da ulusal egemenlik anlaynda yeni bir aamaya gelindiini gstermektedir. Bu noktada temel meruiyet kayna olarak devletlerin egemenlie hl ihtiya duyduu; evrensel lekte barn ve siyasal istikrarn korunmas iin devletlerin sorumlu egemenlik anlayna sahip olmalarnn gerektii sylenebilir. Anahtar Kelimeler: Egemenlik, ulus-devlet, meruiyet, insan haklar, kreselleme.
56
63-1
Giri
Siyaset kuramnn en gncel iddialarndan biri ulusal egemenliin gnmzn toplumsal ve siyasal koullarnda anlamn yitirdii ya da en azndan belirgin bir dnme uraddr. Egemenliin ulus-devlet iin tad nem gz nnde bulundurulduunda bu yaklam gayet doal karlanmaldr. Zira adna modern devlet dediimiz en yetkin siyasal rgtlenme biimi, hukuksal adan varln egemen olmasna borludur. Fransz Devriminden sonra ulus-devlet ile zdeleen modern devletin kendi ncesindeki siyasal yaplanmalardan farkn gsteren ana unsur egemenliidir. Bu nedenle ulus-devletin rol ve ilevlerinin ska sorguland bir dnemde egemenlik kavramnn da eletirel deerlendirmelerin konusu olmamas beklenemez. Burada ncelikle, egemenliin gnmz dnyasnda ne anlama geldiini saptamak iin yol haritasnn izi srlmeye allacaktr. O halde egemenlikle ilgili birka tespit yaparak balayalm. Egemenlik, her eyden nce devletle zdeleen ve devletin ayrc vasf olarak grlen bir kamusal gtr. Sz konusu gcn devlete getirdii, toplumsal ve siyasal alan dzenleme amacyla norm koyma ve bunlarn gereklerini yerine getirme yetkisidir. Devletin meruluunu aklayan temel hukuksal ilke olarak beliren egemenlikten beklenen ilev, devletin hkmetme gcnn hukuksal dayanaklarn ortaya koyabilmektir. Bu balamda zellikle Ortaada grlen paralanm ve dank siyasal yaplanmalarn tek ve merkeziyeti devlete
Bu alma, Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Siyaset Bilimi Anabilim Dalnda 2006 ylnda savunduum doktora tezime [Egemenliin Dnm: Tarihsel ve Siyasal Adan Egemenlik Kavramnn Yeni Anlam] dayanlarak hazrlanmtr. Danmanm Prof. Dr. Mehmet Ali Aaoullarna tez srecindeki deerli katklarndan tr teekkr ederim. Ancak almada grlebilecek her trl eksik veya hatann yalnzca bana ait olduunu zellikle belirtmeliyim.
56
H. Emrah Beri
57
doru geirdii evrim, devlet iktidarnn bu yeni konumunun aklc ve hukuksal dayanaklarn bulmay zorunlu klmtr. Dolaysyla egemenlik kavram, aslnda Avrupada yzyllar boyunca yaanan siyasal, toplumsal ve ekonomik koullarn, daha doru bir ifadeyle iktidar mcadelelerinin doal bir sonucu olarak ortaya km ve bu yndeki kuramsal tartmalar, tarihsel gelimelerin etkisiyle ekillenmitir (Camilleri/Falk, 1992: 11). Bu makale, egemenliin devlet iin tad nemi, kavramn tarihsel geliiminden hareketle ortaya koyan bir blmle balamaktadr. almann izleyen blmnde, egemenliin gnmz siyasal ilikilerinin anlamlandrlmasnda oynayabilecei (muhtemel) roln zerinde durulacaktr. Bu amala, ilk olarak, klasik egemenlik anlaynn ngrd mutlakln krlmasna ilikin rnekler ele alnacak; buradan hareketle hukuk devleti fikrinin glenmesi veya uluslararas hukukun gelimesi gibi nedenlerle, devletlerin, ou zaman kendi iradeleriyle olsa bile, egemenliklerini kstlamay kabullendikleri savunulacaktr. Uluslararas sistemin paras olarak kalabilmek ya da kendi aralarnda kurduklar ekonomik veya siyasal rgtler araclyla daha byk kazanmlar elde edebilmek iin devletlerin ibirliine gitme abalar, egemenlik zerinde kstlayc bir etki yaratmaktadr. Burada seilen rneklerin her biri, devletlerin egemenliklerini kstlamalarna ya da ksmen baka bir organa devretmelerine neden olan somut olgular yanstmaktadr. zleyen blmde, ieriinde meydana gelen kapsaml deiime ramen devletler sisteminin egemenlie hl ihtiya duyduu savunulmaktadr. Bunun nedeni, devletlerin gerek yurttalaryla gerekse kendi aralarnda kuracaklar ilikilerde hukuku temel almalarnn bireysel haklarla evrensel barn korunmasn salayacana duyulan inantr. Nitekim egemenlikten doan haklara riayetsizlik, uluslararas sistemi bir kaosa srklemekte; buna karlk egemenlii d mdahaleden tamamen bamsz grmek ise bireysel haklarn ihlaline neden olmaktadr. Bylece yaz boyunca izlenen izginin egemenlik kavramnn gemiten gnmze geirdii dnm yanstmas, ayn ekilde kavramn gncel siyasal pratikler iin tad anlam ortaya koymas amalanmaktadr.
57
58
63-1
Bu ynde getirilecek bir snrlama egemenliin doasna aykrdr ve egemen otoriteden bahsetmeyi imknsz hale getirir; bu bakmdan sz konusu mutlak otorite, Tanrdan sonra, kendi zerinde hibir g tanmaz (Bodin, 2003: 3-4). Fransz hukuku, dnemin koullarnda egemenliin adresi olarak mutlak monarileri gsterir (Philpott, 2001: 117). Kavramn pratikte ifade ettii anlama bakldnda egemenliin bir bakma monarilerin kilise ve imparatorluk karsnda rtn ispat etmesinin arac olduu grlr (Schilling, 1971: 216). Monarinin reit olmas, yalnzca lke iinde siyasal denetimi eline almasyla snrl bir gereklie iaret etmez; ayn zamanda d glerin lke ii sorunlara karmasna izin vermemesi anlamna gelmektedir. Yasalar, artk monarkn iradesinin rn olarak ortaya kacak; devlet, edim ve eylemlerinde d unsurlarn etkisinden bamsz davranma imknna kavuacaktr. Bu balamda Bodin, aslnda yalnzca kraln stnln yasal bir zemine oturtmamakta; ayn zamanda egdmle yrtlen bir ynetim sistemini tanmlamakta ve savunmaktadr (Giddens, 2005: 133). Kavram, Bodinin brakt yerden devralan ve spanyol dnr Suarezin devletin toplum zerindeki stnlnn arka plannda yer alan toplumsal szleme (Akal, 2003: 14-15) kuramndan da yararlanan Thomas Hobbesa gre ise devletin douu ayn zamanda egemen ve uyruklarnn belirmesine de iaret etmektedir (hobbes, 2001: 130-131). Dolaysyla Hobbes iin egemenlik devletle birlikte var olan bir olgu ve kavramdr. Hobbes, devlet egemenliini gvenlik endiesinden hareket edilen rasyonel bir zemine oturtacak; bylece, siyasal bir kurum olarak devletin hem doal hukuk hem de Tanrsal yasalar ile balants kesilmi olacaktr. Bodinin aksine Hobbesta devlet otoritesinin kayna tanrsal iradede deil, toplumu oluturan bireylerin kiisel gvenliklerini salama dncelerinin rn olarak doan toplumsal szlemede bulunduundan Hobbesun kuramnda egemenliin kayna Tanr deil, toplumun bizatih kendisidir (Akal, 1995: 111). Bunun yaratt sonu, devlet ile meruluk szcklerinin birlikte kullanld cmlelerde Tanr lafzna artk ihtiya duyulmamasdr. Siyasal iktidar merulatrmak iin teolojik destek araylarna gerek duymayan bu yaklam, Rnesans ile balayan birey eksenli ve akla dayal yeni bir evren tasarmnn siyaset kuramnda ulat u noktadr (Akal, 1995: 119). Egemenliin siyasal pratikler asndan uluslararas dzlemde belirmesi ise 1648de imzalanan Westphalia Antlamalar araclyla olmutur. Kukusuz, ulusal ordular kurarak iddet kullanma hakkn tekeline alan, merkez brokratik kurumlar araclyla kendi uyruklarnn yalnzca kendisine vergi demesini gvenceye balayan modern devletin douu, egemenlik kavramnn ortaya kn nceler. Otuz Yl Savalar sonrasnda Westphalia Antlamalar araclyla teritoryal adan kendi alanlarnda zgrce hareket
58
H. Emrah Beri
59
etmeyi ve birbirlerinin coraf snrlarna sayg gstermeyi kabul eden prenslikler, egemenliin karlkl kabulne dayanan modern devletler sisteminin temellerini atmlardr (Philpott, 2001: 4). Westphalia Antlamalarnn modern devletin oluumu asndan en nemli sonucu, otorite ile toprak arasnda ba kurulmas, bylece kendi corafyas ierisinde devletin geni bir zerklie sahip olduunun kabul edilmesidir (Philpott, 1999: 144-167). Bylece devletin toplumdan kesin bir ekilde ayrld ve -kendinden menkul ekildetoplumu oluturan bireylerin yaamlar ve bedenleri zerinde son sz syleyebilme yetkisiyle donatld grlecektir. Stephen Toulminin ifade ettii gibi Westphalia, Avrupal glerin yneticilerini ahlk eletiriden kurtarm; her ynetimin Devletin kurumlam/messes adn belirleme hakkn yeniden teyid etmekle kal[mam]; (...) ayn zamanda ynetime bir mutlak moral egemenlik de ver[mitir] (Toulmin, 2002: 270). Meruiyet szcnn altnda yatan rza ve onay olgularn egemenliin bu moral yznn ardnda aramak hi de yanl olmayacaktr.
59
60
63-1
Bylece Fransz Devriminden sonra egemenlik, ulusal bir ierik kazanr. Baka bir ifadeyle devlet otoritesi ulusun varlyla zdeletirir; siyasal toplum dorudan kurucu bir irade olarak ulusun rzasna balanr. Dier taraftan ulusal egemenlik kuram, tek kiiye dayal hkmet sistemlerine kar halkn ounluundan g alan temsil demokrasinin kurumsallamasn salamtr. Fransz Devriminin ilk dnemi, ulusal egemenliin gerek anlamn bulmas asndan temsil ve dorudan demokrasi yandalarnn tartmalarna sahne olmutur. Ancak gerek Devrimin ncs durumunda bulunan burjuvazinin snfsal karlar, gerekse siyasetin pratikleri, temsil demokrasinin daha gereki bir model olarak belirmesine neden olmutur. Nitekim ulus-devlet modeli araclyla temsil demokrasinin kurumsallamas salanm olur. Bu modelde, bireyler, yurtta sfatyla, halk ya da ulus kimlii ierisinde btnleirler ve bu btnleme, bireylerin tekil iradelerinin, en azndan kamusal alanda, dikkate alnmamasn, tamamnn iradesinin genel irade ats altnda bir araya gelmesini ifade eder (Aaoullar, 1991: 22-23). Ulusal egemenlik, Fransz Devriminin domasn salad kavramlardan biridir; ama, kavramn ekillenmesi asndan bunun ncesinde Rousseau ve Sieys gibi dnrlerin kuramsal abalar bulunur. Devrimin ortaya knda mevcut iktidar ilikilerinin toplumun ounluunun ne denli aleyhine ekillendiinin altn izen ve onlar farkl bir dnyann mmkn olduunu ikna etmeye alan dnrlerin byk etkisi vardr. Rousseaunun kurgulad, Toplum Szlemesi kavram araclyla ulusal egemenlik anlay asndan yaamsal nem tayan kavramlardan biri olan genel irade ile karlalmaktadr (Rousseau, 1989: 19). Devletin ve onunla zdeleen halkn iradesi olarak ortak iyilii gzeten ve yaatan genel irade, bu ynyle herkesin iradesi olmaktan farkllar. Ortaya kan kendine zg bir yaam, ortak bir siyasal benlii ve iradesi bulunan ahlk ve kolektif kamusal bir kiiliktir (Aaoullar, 2006: 97). Bu durum, toplumu ynetecek egemen birimin douu anlamna gelmektedir. Nitekim Schulzee gre devlet otoritesinin mutlak bir hl almasn salayan en nemli etmen, bir btn olarak hukuk sisteminin tamamen aklc ve hiyerarik ilkeler dorultusunda dzenlenmesi; bylece devletin kamu yararn gzeten bir aygt olarak grlmeye balanmasdr (Schulze, 2005: 19). Bu adan bakldnda Rousseaunun egemeni toplum szlemesiyle bir siyas topluluk olarak olumu; halktr. (Ebenstein, 2001: 253). Bylece Rousseau, ynetim erkini kullanacak meru bir topluluu tanmlamaktadr. Rousseau iin egemen, genel iradeyi oluturan yurttalarn btndr. Bylelikle Rousseau halk ile egemeni zdeletirecek, buradan halk egemenlii kuramna ulaacaktr. Egemenliin adresi olarak halk gstermesiyle Rousseau, soyutlama dzeyinde egemenliin adresini
60
H. Emrah Beri
61
gsteremeyen ya da bundan kanan ve egemenliin monarkn ahsnda temsilini ngren ncellerinin aksine kuramsal adan daha gl bir yaklam ve daha ahlk bir tutum sergilemitir. Zira siyasal iktidar, artk halkn iradesine gre geri alnabilecek ya da deitirilebilecek bir aygttan ibaret kalacaktr (Sabine, 1969: 283). Ulusal egemenliin siyaset kuramna eklemlenmesi bakmndan nemli rol bulunan bir dier isim olan Emmanuel Joseph (Abb) Sieys, Fransz Devriminin hemen ncesinde, 1789un Ocak aynda, yaymlad nc Tabaka Nedir? balkl provokatif risalesinde ayrcalklar zerine kurulu dzeni eletirir. Sieyse gre aristokrasinin ayrcalklarla donanmas, eitlik zerine kurulan doal hukuka aykrdr. Ayrcalklar kaldrldnda ise geride nc tabaka, herey, yani tm ulus kalacaktr (Aaoullar, 2006: 192). Sieys asndan ruhbanlar zaten ayr bir snf oluturmamaktadr ve bunlar kamusal grev olan din hizmetlerini yrtmekle devli yurttalardan baka bir ey deildir. nc tabaka herey olduuna gre devleti ynetme hakkn da haiz olmas gerekir; baka bir ifadeyle egemenlik ulusundur (Sieys, 2002: 122). Sieyste ulus, bu ekilde kurucu bir siyasal zne ve anayasal bir mekanizma olarak belirir (Sarca, 1969: 104). Sieyse gre ulus, [o]rtak bir yasa altnda yaayan ve ayn yasa koyucu tarafndan temsil edilen bir ortaklar topluluudur.; buna karlk kamusal ve toplumsal ayrcalklara sahip snflarn ise tm yeleri ayn haklara sahip olmas gereken ulus ierisinde yerleri yoktur (Sieys, 2002: 527). Ulus tanmna girmeyen ayrcalkl snflar, ayn zamanda ortak dzenin ve yasalarn dnda kalarak ulusa zararl da olmaktadrlar. Bunlarn konumlar devlet iinde devlet (imperium in imperio) gibidir (Gze, 1986: 218). Sieys, bylece yasalar nnde eit hak ve ykmllklere sahip bir ulus kurgulamtr; ayrca ayn ulusu iktidarn kayna olarak gstermi ve tek tek bireylerin zerine yerletirmitir (Sarca, 1969: 105). Bu ekilde dnr, Devrimle siyasal alann temeline yerleecek ulusal egemenlik kavramsallatrmasn oluturmu; egemenliin ulus adna hareket etmeye yetkili temsilciler araclyla kullanlacan syleyerek Rousseaunun yadsd temsil mekanizmasn merulatrmaya almtr (Sarca, 1969: 109). Klasik egemenlik anlaynn dou sreci, Fransz Devrimi ile tamamlanm; egemenlik, 1791 Fransz Anayasasyla anayasal bir kavram haline gelmitir (Hakyemez, 2004: 43). Ayrca bu dnem egemenliin tek bir kiiye ya da bir gruba deil, ulusun tamamna ait olduunun kabul, yani ulusal egemenliin douu asndan da nem tar. Bunun siyaset pratikleri iin anlam, uluslarn kendi yazglarna hkim; siyasal zne haline gelen bireylerin devlet ynetiminde sz sahibi olabilmesidir. Fransz Devrimi, egemenlik kavramnn mutlak olma, sreklilik ve devamllk gibi zelliklerini aynen
61
62
63-1
devralmtr. Ancak ulusal egemenliin asl sahibi olan ulusun bu yetkisini kullanmay salayacak temsilcilerin varln kurama eklemitir. Devrimciler tm ulusun yasa yapma ve ynetim ilerine katlamayaca dncesiyle bu ii yrtmek zere ulus iinden temsilcilerin grevlendirilmesini zorunlu gstermi; bu ekilde Amerikan Devrimi ile balayan temsil demokrasinin kurumsallamasna ynelik sre, Fransz Devriminden sonra doruk noktasna varmtr (Dupuis/Dri, 2004: 118 vd.). Gerekten de ulusal egemenlik, siyasal iktidarn kullanmn dorudan ulusa balayan bir zellik gsterir. Egemenlik ulusa ait olduuna gre tm siyasal organlar, kayna ulusta olan bir yetkiyi kullanrlar. Burada genel irade ile yasa arasnda dorudan bir ilikisellik kurulduu grlr. Ulusal egemenlik kuram, yasalarn kaynann da egemenliin ahsnda somutlat, yasa syleyen ve uygulayan monark deil, ulusun bizatihi kendisi olmas sonucunu dourur. Yasa yaratc dnyev ilevi ulus dorudan deil, temsilcileri araclyla, yani bir bakma dolayl olarak stlenecektir. Yasalarn tek kayna durumunda bulunan ulus, yasalarn uygulamaya geirilmesi, yani ynetim ilevini devlet aygt araclyla kullanacaktr (Akal, 1999: 36). te yandan 1791 Anayasasnn normatif ierik kazandrd temsil kurumunun geni halk kitlelerini iktidarn uzanda tutmas nedeniyle (Hobsbawm, 1989: 120) demokrasiyi mitos haline getiren bir yz olduu da iddia edilebilir (Aaoullar, 1991). Nitekim temsil demokrasinin en makl savunusu, tpk Fransz Devrimcilerinin yapt gibi pragmatizme dayanr. Tm vatandalar ayn anda ayn mekna toplamak geni toplumlarda neredeyse imknsz olduuna gre, iradelerinin yansmas ancak temsilci grevlendirmeleri suretiyle olacaktr (Arblaster, 1999: 124). Bu noktada, son olarak, egemenlikle hukuk arasndaki ilikiye bir kez daha deinilmelidir. Egemenlik kavram, ortaya atld dnemde (15-16. yzyllar) mutlak monarilerin meruiyet kaynaklarn ortaya koymak bakmndan anlam tayordu. Uhrev veya metafizik dayanaklara ihtiya duyulmakszn siyasal iktidarn neden toplumu ynetme hakkna sahip en st otorite olduu sorusunun yant egemenlik kuram araclyla bulundu. Ulusal devletlerin de ancien rgimein rn olan egemenlik kavramna sahip kmalar, egemenliin devletin znde bulunan bir ilke olduu ynndeki anlayn kuramsal adan bir hayli gl ve tutarl olduunu gsterir. Bu balamda kavramn ulusal egemenlie doru geirdii evrim, siyasal iktidarn merulatrlmas asndan aslnda olduka ilevsel bir yz olduu eklinde deerlendirilebilir. Ancak bu deiim sreci, kavramn baka bir ynne de iaret etmektedir: Devlet asndan zorunluluu. Gerekten de modern devlet kendisini nceleyen siyasal yaplanmalardan en fazla sahip olduu hukuk nosyonu bakmndan ayrlr. Doal ya da uhrev hukuk, modern devlette yerini
62
H. Emrah Beri
63
sekler, aklc ve herkese eit ekilde uygulanan bir hukuk anlayna brakr. Bununla ezamanl olarak devlet, meruluunu ya da meruluk gerekesini kendi dndaki unsurlarda bulan bir siyaset anlayndan kurtulur; varln kendinden menkul bir zemine oturtur. Bu durum, devletin tm edimlerinde hukuksalla yaslanmasn gerektirir; ancak bundan daha da te, bizatihi kendisinin hukuksal bir kurum olduunun kantlamasn zorunlu klar. O halde her eyden nce devletin bu konumu nasl elde ettiinin sorgulanmas gerekecektir. Egemenlik, zaten, siyasal otoriteyi belirli bir hukuksal zemine oturtma, grev erevesini aklc ve hukuka dayal bir balamda izme arayyla oluturulan bir kavramdr. Bu nedenle egemenlik mant siyasal bir toplumda bir ya da bir grup insann snrsz iktidarna kar kar (Middleton, 1969. 146). Szgelimi egemenliin mutlak ynne vurgu yapan Bodin ve Hobbesun iktidar kurgular byk lde tek kiinin egemen konumda bulunduu monariye hizmet eder. Ancak onlarn kuramlarnda da somut snrlama durumlar aka belirtilmese bile- monarkn egemenlii keyf bir hukuk dla dayanmaz (Aaoullar/Kker, 2000: 26-27). Aksine, rnein Bodin, siyasal iktidarn kendiliinden ve kanlmaz ekilde adalete uygun olarak davranacan varsayar. Tm bu sylenenlerden anlalabilecei gibi, modern devlet, hukukla kurduu iliki nedeniyle egemenlie belki de baka hibir kavrama olmad kadar ihtiya duyacaktr. Ancak devletin yine ayn egemenliine dayanarak totaliter bir grnme brnmesi tehlikesi de yok deildir. Nitekim 20. yzyln banda egemenlie ynelik farkl yaklamlar, ayn yzyln sonunda yaanacak kuramsal tartmalarn habercisidir adeta. Bu noktada egemenlii ele alma asndan iki farkl yaklamn belirdiini grrz. Egemenliin devlete salad sonsuz/snrsz iktidarn tehlikesinin farkna varan Leon Duguit ve Karl Popper gibi liberal isimler egemenlii reddetmekte ya da hukuk devleti anlaynn gelimesiyle birlikte siyasetin bu kadim kavramnn anlamn yitirdiini sylemekte tereddt etmezler (Duguit, 2000; Popper, 2000, 2005). Schmitt ve Kelsen gibi Alman kamu hukukular ise tam tersine bu kavramn devlet kuram iin tad anlamn altn kalnca izerler (Schmitt, 2002; Kelsen, 1969). II. Dnya Sava deneyimi, egemenliin ne kadar tehlikeli olabileceini savunanlarn tezlerini hakllatrmak iin kullanabilecekleri olduka ok sayda argman sunar. Ama sava sonras dnya, liberal tezlerin aksine egemenliin anlamn yitirmesinin tek bana insanln daha mutlu ve mreffeh bir hayat yaamalarn salamaya yetmeyeceini gsterir. Zira, reel politik adan bakldnda, Souk Sava sonrasnda egemenliin yerini hegemonyann almas ve devletler aras ilikilerin hukuk deil, g dengesi ekseninde ekillenmesi hukuksal veya siyasal adan egemenlik haklarna riayet edilmedii takdirde yaanabilecek kaos manzaralar sunar. Uluslararas
63
64
63-1
dzlem, hukukla deil, gle ekillenecei srece dnya leinde kalc bir barn tesis edilmesi mmkn olmayacaktr. Evrensel lekte bar ve dzenin tesis edilmesinde en fazla ihtiya duyulan kavramlardan birinin egemenlik olduunu sylemekte hibir saknca yoktur. Ancak bu noktaya ilikin zmlemeler derinletirilmeden nce bir parantez alarak egemenliin siyasal pratiklere iki farkl yansmas ele alnacaktr.
64
H. Emrah Beri
65
ite dzeni kurma ve koruma araylarn dourmu, d dnya asndan genel hatlar hukukla belirlenmemi bir yapnn bulunmasn zorunlu klm ve bylece i dzen, dnya dzenine tercih edilmitir. Devletin i siyaset ve yurttalar zerinde aktif mdahalede bulunabilmesi asndan i egemenlik, pozitif egemenlik olarak da anlr. Doal olarak bunun karsnda negatif egemenlik anlay bulunur. Devletin, d otoritelerin mdahale ve denetimlerinden bak olmas anlamnda kullanlan negatif egemenliin karl tahmin edilebilecei gibi yukarda d egemenlik olarak nitelediimiz modeldir (Uygun, 1996: 396-397). Aslnda iki tanm da belirli bir noktada kesimektedir. Kesime noktas, adna lke dediimiz coraf snrlar ierisinde, devlet aygtnn ynetimini elinde bulunduran ve kendisi zerinde hibir g tanmayan bir otoritenin varldr. Bu otorite, gcn baka bir otorite merkezinden alm deildir; rnein bir devletin iinde yer alan kurum ve birlikler, zaten ksm ve snrl olan otoritelerini devletten devirirken, egemenlii ikin devletin bu yetkisi asldir ve hibir yerden iktibas edilmemitir (Bagil, 1957: 135). Yegne egemen birim olan devlet, i siyasetini kendi belirledii kurallar erevesinde srdrecek ve yurttalarndan koyduu kurallara uymalarn bekleyecektir. Devlet, ayn ekilde d siyasetinde tamamen bamsz hareket etme ve dier devletlerle ilikilerini baka aktrlerin zorlayc mdahaleleri olmadan kendi karlar dorultusunda belirleme ans bulacaktr. Bu balamda egemenliin belirleyici zellii baklktr. Devletin i alannda mutlaktr; kendi alter egosuyla, baka bir devletin egemenliiyle karlat d alanda [ise] grelidir, egemenlik (Beaud, 2003: 274). Bundan dolay i egemenlik ile d egemenlik, aslnda tek ve ayn sistemi olutururlar. Baka bir ifadeyle devlet egemenlii, ancak, bu baka devletlerle karlaldnda ve onlar tarafndan sayg grnce anlam tar. Bu nedenle egemenlik mant, bir uluslararas sistemin varln gerektirir.
65
66
63-1
1776da kabul edilen Virginia Anayasas ve 4 Temmuz 1776 tarihli Amerikan Bamszlk Bildirisi devlet iktidarnn bireysel haklarla snrl olduu ynnde hkmler ierir ve bu haklar doktrinden hukuksal pratiklere aktarr (Kapani, 1993: 45). Ancak bu belgeler ile tanmlanan haklar, yaama geirilmeleri bakmndan ulusal bir nitelik gsterir ve siyasal iktidar ilkesel bir ykmllk altna sokar. Gerekten de bu rneklerde, doal haklarn garantr olarak devletin bizatih kendisi belirmektedir. Oysa insan haklarnn devlete hukuken tannmas tek bana fazlaca bir anlam ifade etmeyecektir (Sancar, 2004. 120). Kukusuz, haklarn gvence altna alnmas noktasnda hukuksallk nemli bir etkendir; ancak bundan daha nemli olan, devletin bu haklara uymasn salayacak ve uygulamay denetleyecek evrensel lekli, yaptrm uygulama gcne sahip denetim mekanizmalarnn oluturulmasdr. Evrensel lekli denetimden bahsedilmesi devletin karsna kacak en az kendisi kadar gl bir zne bulma ihtiyacndan kaynaklanr. Ulusal dzlemde devlet en stn otorite olduuna gre devleti bireysel haklarn gvence altnda bulundurulmasna zorlayacak sivil denetim dnda alternatif kurumsal bir yapnn ortaya kmas olduka g gzkmektedir. 19. yzylda kle ticaretinin yasaklanmasna ve 20. yzyln banda kleliin tamamen ortadan kaldrlmasna, yine ayn srete alanlarla etnik aznlklarn haklarnn korunmasna ynelik abalar (Krasner, 1999: 105-109) ile daha ok sava hukukuna ilikin dzenlemeler ieren 1907 Lahey Konvansiyonu istisna tutulursa insan haklarnn bir btn olarak uluslararas dzlemde siyasal ve hukuksal bir mesele haline gelmesi kinci Dnya Sava sonrasnda vuku bulmutur (Donnely, 1999: 71). Gerekten de II. Dnya Savandan sonra devletlerin mutlak egemenlii sorgulanmaya balanm; Nazi deneyiminin de etkisiyle mutlak bir egemenlik anlaynn birey ve grup haklarnn ihlaline sebep olabilecei ve bireysel haklarla zgrlklerin gvence altna alnmasnn sadece devletlerin inisiyatifine braklamayaca fikri, uluslararas dzlemde etik ilkelere dayal normatif bir dzen oluturulmasna ynelik araylar beraberinde getirmitir. Hukukun yalnzca devletlerin inisiyatifine braklmamasna ynelik abalar, Avrupa Konseyi (AK) bnyesinde oluturulan Avrupa nsan Haklar Mahkemesi (AHM) ile ilk gl rneini bulur. AK yesi lkeler tarafndan imzalanan ve 1953 ylnda yrrle giren nsan Haklarnn ve Temel zgrlklerin Korunmas Avrupa Szlemesiyle ye lkelerde insan haklar ihlallerinin srekli olarak izlenmesi, bylece ihlallerin nlenebilmesi iin hzla harekete geilmesi ngrlm; Konsey yesi lkelerin giriecekleri hak ihlalleri karsnda bireyleri koruyacak Avrupa nsan Haklar Mahkemesi kurulmutur. Bu balamda AHM, bireyleri, yurtta olduklar devletin hukuk d edim ve kararlarna kar koruyan bir izgi izler. hukuk yollar
66
H. Emrah Beri
67
tketildikten sonra bavurulan ve kiinin haksz devlet edimi veya karar nedeniyle urad zararn tazminini hedefleyen AHM, her ne kadar ilke olarak bamsz hareket etseler de son tahlilde, devlet organ olan mahkemelerin bireyin korunmas asndan yeterince tarafsz olamayabilecekleri nclnden hareket eder. Bu adan AHM, bireylerin evrensel hukuksal standartlara uygun ve adilane bir ekilde yarglanmalarn gvence altna almay hedefleyen uluslararas bir mekanizmadr. AHMnin en nemli hukuksal sonularndan birisi de bireyi uluslararas toplum iinde bir zne olarak kabul etmesi ve bireysel haklarn korunmas sz konusu olduunda bu alann devletleraras ilikiler ile snrl olamayacan ortaya koymasdr (Robertson/Merrils, 1989: 113). Kukusuz, ilk bakta AHM kararlarna ilgili devletin uymas istee bal (baka bir ifadeyle irad) gibi grnr; ancak, Konseyin ngrd demokratik hukuk devleti anlay hatrlandnda Avrupa Konseyi yeliini srdrebilmek iin kararlarn gereini yerine getirmek adeta bir zorunluluk halini almtr. Uluslararas sistemin bir paras olarak kalmak, her eyden nce sistemin dayand normatif ve etik ilkeleri benimsemeyi zorunlu klar. Bylelikle Avrupa Konseyi, yesi olan devletlerde demokratik standartlarn ve hukuk devleti anlaynn glendirilmesi, daha dorusu devlet iktidar karsnda birey haklarnn korunmas amacyla hukuksal bir zemin oluturur. Konsey ve kendisine bal AHMnin nemi bu noktada aa kar. Devletlerin uygulamalar ile i yarglama usl veya srelerinin evrensel hukukun gereklerine uygun olup olmad AHM araclyla denetlenmekte; devletler, aleyhlerine verilen kararlara uyarak bir anlamda egemenlik haklarnn belirli llerde snrlanmasna izin vermektedirler. Gerek AHM gerekse 1998 tarihli Roma Antlamas ile temelleri atlan ve 2002den itibaren sreklilik kazanan Uluslararas Ceza Mahkemesi (UCM), insan haklar ihlalleri sz konusu olduunda ulusal yargnn tesine geilebileceini, yine ayn ilkeler dolaysyla siyasal iktidarn kendi yurttalarna davranlar bakmndan bile uluslararas hukukla bal olacan gstermektedir (Falk, 2005: 68). nsan haklar ile ilgili tzel dzenlemelere gidilmesini zorunlu klan ve aksi durumda ambargo uygulanmas veya diplomatik ilikilerin kesilmesi gibi yaptrmlar ngren bu anlayn gittii en u nokta, insan haklar ihlallerini sistematik hale getiren devletlere uluslararas toplum adna giriilen insan mdahaledir (humanitarian intervention) (Ignatieff, 2002: 115). BM Antlamasnn nl 2/7. maddesi devletlerin egemenlikleri altndaki topraklara, kendi talepleri olmakszn mdahale edilemeyecei anlayn ierir (Mills, 1998: 130). Oysa insan haklarn temel alan insan mdahale kavramyla, baka lkelere ynelik g kullanma gerekeleri, politik ya da stratejik deil, evrensel ve insan ilkelere dayandrlarak meru grlmtr. Ayrca mdahale, her ne kadar bir ya da birka lke tarafndan yrtlse de asl zne olarak
67
68
63-1
uluslararas toplum gsterilmitir. Bu balamda mdahaleci devletler, genelde, uluslararas toplum adna hareket ettikleri iddiasndan yola karlar (AYOOB, 2002: 83). Souk Sava sonrasnda insan haklarn koruma amal olarak uluslararas toplum adna giriilen mdahalelerin en nemli rneklerini BM Gvenlik Konseyi kararlar dorultusunda Somali, Bosna, Haiti ve Dou Timora ve NATO inisiyatifinde Eski Yugoslavyaya ynelik asker harektlar oluturur (Rehman, 2003: 33). Burada karlalan asl sorun ise mdahale mekanizmalar araclyla yeni hegemonyac bir anlaya kap alabilmesidir. Kukusuz, egemen bir devlete baka bir ya da bir dizi devlet tarafndan dorudan g kullanmak suretiyle mdahalede bulunulmas egemenliin genel mant ile badamaz. Ancak bu tr bir yaklamn insan haklar ihlallerini sreenletirmeye yardmc olaca da aktr (Kratochwil, 1995: 42). Bu bakmdan mdahale, dier tm seenekler tkendikten sonra son are olarak bavurulduu takdirde meru grlmesi gereken bir yntemdir. Son kertede, bu yntemin ulusal egemenlii -en azndan bir sreliine- askya alan bir ara olduu da aktr (Ignatieff, 2002). Siyasal pratikler asndan ise Westphaliac bir anlay, egemenin kendisini insan haklar ile bal grme ykmllnde olduu fikrini daha batan reddeder (Brunkhorst, 2000: 53). Egemenin mutlakl, siyasal ynetimlerin kendileri tarafndan belirli bir taahhtte bulunulmad takdirde yurttalarna veya lke snrlar iinde bulunan yabanclara muamelede nceden belirlenmi ve duyurulmu standart prosedrlere uyacaklar fikrine yabancdr (Falk, 2001: 123). Bu balamda Westphaliac dnya sistemi anlaynn doal bir anari varsaymna dayand grlr. Aslnda uluslararas dzeni hukukla balama dncesi bile klasik egemenlik kuramnn ierik deitirmesi gerektiini gsterir. Uluslararas hukukun devletler asndan balayc normlar ve yasal kstlamalar getirmesi, hatta bunun tesine geilip insan haklarn srekli olarak ihlal eden devletlere kar, uluslararas toplum adna mdahalede bulunulmas lkelerin tek balarna hukuk yaratc ve uygulayc egemen birimler olduklar, kendi dlarnda belirlenen hibir ilkeye uyma ykmllklerinin bulunmad varsaymna aykrdr (Morgenthau, 1970: 404). Zira egemen gcn balca zellii hukuk yaratmak ve hukukun tek meru kayna olmaktr. Dolaysyla egemenin doal haklarla veya uluslararas hukukla snrl olduuna ynelik yaklam, aslnda uluslararas sistemin kabul edilebilir tek aktr olarak devletleri gsteren egemenlie ynelik Westphaliac mutlak baklk anlaynn ortadan kalktn gsterir. Bunun yannda kresel kapitalizmin geldii aama ulusal ekonomilerin yerlerini tek bir kresel ekonomiye brakmalar ynnde ilemektedir. Ulusal ekonomi iinde devletler piyasay dzenleme bakmndan temel rol oynarlar; vergi vb. yntemlerle blm ve yeniden datm bir iktisad sorun
68
H. Emrah Beri
69
haline getirirler. Modern devlet, daha geliiminden itibaren ekonomik alana dorudan mdahale etmi, koruma ve ynlendirme gibi aralarla ekonomi zerinde sz sahibi olmutur. rnein, Wallersteinn kaydettii gibi, devlet, yasal kstlamalar getirme yoluyla belirli alanlarda tekel oluumunu yasaklayabilir ya da tam tersine bunu salayabilir (Wallerstein, 2002: 76). Ulusal apl bir blm sorunundan hareket eden sosyal devlet anlaynn ardnda yurttalarn ayn devlet ats altnda yaadklar dier insanlara kar ykmllkler iinde bulunmalar ve bu konuda ynlendirici ilevi devletin grmesi anlay yatar. O halde ulus-devletle birlikte devletin ekonomi zerindeki yetkisinin ulusal bir nitelik kazand sylenebilir. Bu srete, Polanyinin ifadesiyle, ekonomik yaam, yalnzca yerel ynetim dzeyinde deil, ulusal dzeyde uygulanan topyekn dzenlemelerle ynlendirilmeye balanmtr (Polanyi, 1986: 86). Oysa gnmzde kresel kapitalizmin dnyay tek bir pazar olarak gsteren yaklam, devletlerin ekonomilere mdahale etmesinin nn kesmeyi amalar. Ayn srete IMF, Dnya Bankas ve Dnya Ticaret rgt gibi ulus-st kurulular, bir bakma ulus-devletten rol alarak kresel ekonominin koordinatlarn belirleme iini zerlerine alrlar. Gerekten de kinci Dnya Savandan sonra uluslararas alann doal bir anari ortamnda deil, nceden belirlenmi ve devletlere ilkesel ykmllkler getiren koullar erevesinde ekillenmesi fikri, tpk ayn amala oluturulan Birlemi Milletler gibi, Uluslararas Para Fonu (IMF), Dnya Bankas, OECD ve GATT ile daha sonralar Dnya Ticaret rgtnn kurulmasn beraberinde getirmitir (Youngs, 1997: 118-119). Uluslararas ekonomik kurulularn etkinlik alanlarnn ulusal ekonomilerin aleyhine genilemesi, daha ok kapitalizmin kresel bir g olarak evrensel lekte kazand gle e zamanl olarak ilerler. Bu balamda kresellemeyi salt teknolojik gelimelerin meydana getirdii bir olgu olarak grmek yetersiz kalacaktr (Kazgan, 2002: 95). Kreselleme, dnyada belirli bir ekilde yapsallam ilikileri deitirme ve yeniden dzenleme potansiyeline sahip siyasal ve ekonomik boyutlar da olan bir olgudur (Sassen, 1996: 24). Ancak bunu besleyen gl bir ideolojik damar bulunduunu da kaydetmek gerekir. zellikle 1970lerden sonra g kazanmaya balayan neo-liberalizm ya da yeni sa akm, devletin piyasaya her trl mdahalesinin bireysel zgrln ihlali anlamna geleceini ve gerek anlamda zgrlk bir sistemin ancak kapitalizmin nnn almasyla yaam bulacan savunur. Uluslararas ekonomik kurulularn da lkelere ynelik tavrlarn bu ideolojik sylem erevesinde ekillendirdii ve temelde kresel kapitalizmin her bir lkede yapsallamasn amalad aktr. Bu, ulusdevletin egemenlik haklar pahasna olsa da gerekletirilecektir. 1945ten bugne kadar olan srete, genellikle ekonomik temelli almalar yrten pek ok ulusst oluum, ulus-devletlerin egemenliklerini
69
70
63-1
belli llerde snrlama pahasna faaliyet gstermektedir. Bunlar gibi ekonomik ibirlii araylarnn uzants olarak doan Avrupa Birlii (AB) ise hepsini aan bir nitelik kazanm ve siyasal ulusst oluumlarn en yetkin rnei olarak belirmitir. Bylece ulus-devletin egemenlik iddiasna ilikin tartmalar da yeni bir yere gelmi; kavram, adeta ilk teorisyenlerince tannamayacak bir ierik kazanmtr. Avrupa Birliinin yeni bir siyasal rgtlenme modeli olarak belirii ve meydana getirdii ortak egemenlik havuzu araclyla ulus-devlet anlayna farkl bir boyut kazandrmas bu konudaki en gncel rneklerden bir dieridir. Burada ncelikle uluslararas ve ulusst birimlerin egemenlik asndan ifade ettii anlama baklmaldr. Uluslararas rgtlerin dahil olduu hukuk dzeni (uluslararas hukuk) ierisinde devletlerin egemenliklerini baka bir organa devretmeleri gibi bir durum yaanmaz. Oysa ulusst hukuksal dzen, ksm bir egemenlik devrini zorunlu klar. Bu durum, ayn zamanda ulusdevletin niteliklerinde bir deime anlamna gelir (Dedman, 1996: 7). Ulusst siyasal bir rgtlenme modeli olarak AByi oluturan lkelerin, bu yeni yapnn egemenlik alann geni biimde doldurma yoluna bilinli bir abayla girdikleri aktr: Ortak Pazar yaratlmas, para ve maliye politikalarnn uyumlatrlarak para biriminin tekletirilmesi, birleik ordu oluturulmas ve d politika alannda ortak hareket edilmesine ynelik araylar bu dnceyi yanstan gelimelerdir. AB, egemenlik zerinde iki trl etki yaratmtr. ncelikle dier tm ulusst oluumlarda benzeri yaand gibi Birlik yesi ulus-devletler egemen birimler olarak kalmaya devam ederler. AB entegrasyonu bu anlamda kendisini oluturan ulus-devletlerin egemenliklerini tmden ortadan kaldrmamtr. Ancak meselenin ikinci boyutuna baktmzda farkl bir ynle karlarz. AB, btnsel bir yap olarak kendisine ye lkelerin egemenliklerinin bir ksmn devralr ve onlarn snrlar da dahil olmak zere kapsad corafya zerinde bu yetkiyi kullanr (Gerstenberg, 2001: 301). Bylece Birlik, bir anlamda, ortak egemenlik havuzu (Peterson, 1997: 559-578; Newman, 1996: 5) oluturmakta ve her bir ye devletin egemenliinin bir ksmn bu havuza aktarmasn istemektedir. Doal olarak bu aktarm, ABnin belirledii ibirlii snrlarnda kalr. ABnin henz politika belirlemedii ya da yetki alanna girmeyen konularda egemenlik devri sz konusu olmamaktadr. Birliin gerek herhangi bir ye devletin snrlar iinde gerekse tm ye devletlerin kapsad alanda giritii ulusal politikalara mdahaleyi ieren ve yerel yasalarn zerinde yer alan eylemler ile dzenlemeler, sz konusu havuzda biriktirilen egemenliin devrinden doan yetkilerden kaynaklanr. Dolaysyla AB projesi ile ye devletler, egemenliklerini aama aama Birlike devretmektedirler (Karaka, 1993: 14). Bu balamda ABnin genileme sreci,
70
H. Emrah Beri
71
siyasal adan devletin egemenlik alanna ait yetkilerin kullanlmasyla ilgilidir ve AB btnlemesi, bu balamda, ulusal egemenlikten belirli llerde feragatin n-kabuln gerektirir (Pierson, 1998: 33). evrenin korunmas amacyla belirli uluslararas antlamalar imzalamann kresel toplumun bir paras olarak kalabilmek iin adeta bir zorunluluk halini almas ve sivil toplum kurulularnn gerek ulusal gerekse uluslararas arenada teden beri devlet tarafndan yrtlen birtakm ilevleri stlenmesi de ulusal egemenlik anlaynda yeni bir aamaya gelindiini gsteren dier baz rneklerdir. rnein BM eski Genel Sekreteri Butros Gali gibi ulus-devletlerin oluturduu dzenin banda bulunan bir isim, sivil toplum kurulularnn halkn temsilinin temel biimi olduunu ve bu oluumlarn uluslararas ilikiler alanna katlmalarnn siyasal meruiyet zeminini genileteceini syleyerek sistem iinde STKlarn arlnn artacann sinyallerini vermitir (Krut, 1997: 12). Galiye gre bu oluumlar, artk uluslararas yaamn tam bir paras durumuna gelmilerdir ve bu nedenle yakn gemie dek yalnzca egemen devletlerin katlmlar olduu bir forum grnm izen Birlemi Milletler artk STKlar da kapsayacak tarzda yeniden ekillendirilmelidir (Ghal, 1996: 7). Gerekten de kurulu yllarnda ve hatta Souk Sava esnasnda bu tr oluumlara souk bakan BM, son dnemde STKlarla diyaloa dayal ve yatay bir ilikiler a gelitirmeye balam; danma ve karar alma srelerine giderek daha fazla STKnn katlmn salama ynnde bir eilim iine girmitir (Suy, 2002: 47). Bu noktada ulus-devletlerin ve dolaysyla ulusal egemenliin ortadan kalktn sylemek, temsil demokrasinin hl baat siyasal sistem olduu gnmzde gereki bir yol olmaz. Kald ki egemenlik, ite devletlerle yurttalar arasndaki ilikinin gerekesi; dta zayf devletleri gl devletlere kar koruyan hukuksal bir ilkedir. Hatrlanaca zere ABDnin Iraka mdahalesine kar klmasnn temel nedeni, egemen bir devletin bu hakknn ihlal edilmesidir. Somut koullar, g dengesine dayal Westphaliac bir egemenlik anlaynn artk geerliliini yitirdiini gstermektedir. Bu noktada yaplmas gereken ise tarihsel bir olgu ve hukuksal bir ilke olan egemenlii yadsmak deil, sosyal haklar da ieren bireysel hak ve zgrlkler ile uluslararas hukukun etik ilkelerini gz nnde bulundurarak yeniden tanmlamaktr.
71
72
63-1
zordur. Bylesi bir iddia, kavrama kendisinde olmayan nitelikler atfederek onu fetiletirmek anlamna gelir ve bu denli byk beklentiler iine girmek itiraf etmek gerekirse safdillik olur. Elbette, egemenlik ortadan kalksa da tm hukuksal belgelerin merkezine yerlese de farkl devletler arasnda g ilikileri yaanacak ve gl devletler zayf devletlere bask, zor vb. yollarla kendi isteklerini yaptrma ynnde aba harcayacaklardr. Bunun yannda her iktidar ilikisi ktye kullanlabileceine gre siyasal iktidar ellerinde tutanlar, kendilerine tabi olanlarn birtakm haklarn ihlal edebilecekler ya da onlara kar kt muamelede bulunabileceklerdir. Egemenlik, tam bu noktada anlam tar. Glnn zayf karsnda korunmas, bu ister devletler aras ilikiler isterse bireyle devlet arasndaki ilikiler iin geerli olsun tek bir yolla mmkndr: Hukukla. Egemenliin belki de en nemli yz, tm bu g dengesinin hukuksal ierii tayin edebilecek ilke olmasdr. Zira kendisini hukukla bal olarak grdn syleyen bir devlet, ncelikle bu yetkisini hukuktan almaldr. Burada gerek yerel gerekse evrensel adan mevcut iktidar ilikileri veri olarak alndnda iki farkl yaklam sergilenebilir. lki reel politiin acmasz koullarndan yaknlarak olsa bile, bunlarn deimesinin imknszlnn vurgulanmas ve bylece egemenliin artk anlamn yitirdiinin sylenmesidir. Siyaset, salt g ilikisine indirgendiinde taknlacak gereki bir tutumdur bu. Gereki, ancak sorunlara zm aramak yerine mevcut sorunla yaamay kabullenecek veya tleyecek kadar sinik. Oysa siyaset demokratik bir bak asyla deerlendirilip insan topluluklarnn katlm ve zgrlemesiyle ilikilendirildiinde daha farkl bir deerlendirmeye gidilmesi mmkn olur. Egemenlik, devleti meruiyetle donatan bir kavram olarak siyasal iktidarn hukukla ilikisinin olumlu tarzda dzenlenmesini salayacak birincil etmen olacaktr. Ancak kavramn bu ilevinin de tesine geilerek tm devletlerin birbirlerinin egemenlik haklarna karlkl olarak sayg gstermesi ve bu ilikiselliin hukuk araclyla korunan rgtl bir yapya oturmas daha iyi ve daha barl bir dnyann meydana gelmesinde yararl olabilecektir. Soruna bu adan bakldnda egemenliin hl gncel ve hl gerekli bir ilke olduu sylenebilecektir. Gncel, nk, yukarda deindiimiz gibi gnmzde siyaset kuramnn merkezindeki tartmalar ulus-devletin yeni binyldaki ilevleri ve konumu zerinde odaklanmaktadr. Ulus-devletin, etkin bir siyasal model olmaktan ktna ynelik iddialar, bu yapnn her ne koulda olursa olsun korunmasna ynelik en az dieri kadar keskin kar tezler retilmesini beraberinde getirmektedir. Bylece ulus-devletin daha demokratik ve zgrlk bir tarzda rgtlenerek varln nasl devam ettirilebilecei sorusunun yant gzden karlmaktadr. Gerekli, nk, egemenlik, ulusdevlet olgusunun hukuksal ve siyasal adan dnlmesini salayan temel
72
H. Emrah Beri
73
kavramdr. Dolaysyla ulus-devletin gcnn zayfladna ilikin cmlelerde yer alan ulus-devlet ifadeleri ulusal egemenlikle deitirilse bir anlam kaymas olmayacaktr. Egemenliin neminin kantlanmas asndan en gncel rnek olarak Ortadou corafyasnda son dnemde yaanan baz olaylar gsterilebilir. ncelikle ABDnin Afganistanla balayan, Irakla genileyen ve baka corafyalara da yaylaca anlalan igal hareketleri, baka devletlerin egemenlik haklar dikkate alnmadnda yaanacak gelimelerin ne lde hukuksuz ve gayrmeru olabileceini gstermitir. rnein 2003 ylnn balarnda gerekletirilen Iraka ynelik asker mdahale, Birlemi Milletler tarafndan ak ekilde kar klmasna ramen ABD nclnde tek tarafl olarak uygulamaya geirilmitir (Beri, 2003: 57 vd.). Bu srete insan haklarna aykr uygulamalarn hukuksuzlukla ve gayrmerulukla ezamanl gitmesi herhalde tesadf deildir. Zira hukuk olmadnda yalnzca iktidarn kullanmn snrlayacak kendiliinden ileyen bir mekanizmann varlna umut balamak gerekir. Bu konudaki en arpc rneklerden birisini de ABDnin Kbadan kiralad topraklar zerinde bulunan Guantanamo Askeri ssnde yaanan insanlk dram oluturur (Agnew, 2005: 498). Birlemi Milletler ve Uluslararas Af rgt raporlar, Guantanamoda bulunan tutuklularn hukuksuz ekilde alkonulduklarn ve ikenceye maruz kaldklarn aka ortaya koymasna ramen fiilen hibir lkenin denetiminde olmad iin ss yneten ABDli yetkililer, burada yaanan hibir hukuk d olaydan sorumlu tutulamamakta ve yarglanamamaktadr. Bu rnekte egemenlik ile hukuk arasndaki iliki, en ak biimde kendisini gsterir; egemenliin olmad bir toprak paras olarak kabul edilen Guantanamoda hukuk da yoktur (Michaelsen/Cutler, 2004: 293). Bundan dolay ABD, ste bulunan tutuklulara, sava esirlerine ynelik muameleleri dzenleyen Cenevre Szlemesi hkmlerini uygulamay reddetmekte ve terr zanls olarak burada alkonan insanlara kar, ikence ve kt muamelede bulunan kendi yetkililerini yargdan muaf tutmaktadr. Guantanamoda bulunan tutuklularn ikence ve kt muameleye maruz kalmalarnn, temel ve en basit insan haklarndan mahrum tutulmalarnn nedeni egemenliin salad hukuksal gvencelerin uzanda olmalardr (Paye, 2005: 48). Burada ironik olan, ABDnin ve bu srete kendisine destek veren ngilterenin tm hukuksuz ve uluslararas karar alma inisiyatifleri devre d braklarak gerekletirildikleri iin gayrmeru uygulamalarn yaama geirirken kendi egemenliklerini koruma ihtiyacyla hareket ettiklerini sylemeleridir. Nitekim daha nce egemenliin tanm deitirdiini ve insan haklarn ierecek ekilde yeniden belirlenmesi gerektiini savunan ngiltere
73
74
63-1
Babakan Tony Blair, Londrada 2005 Temmuz ay iinde yaanan terr saldrlarnn ardndan devlet egemenliinin zgrlklerin kslmasna imkn tandn ve lke gvenliinin korunmas asndan zgrlklerin ksmen de olsa feda edilebileceini ifade etmitir (aktaran Hasan, 2005). zgrlk havarisi ABDde McCarthycilik yeniden hortlam, ancak bu sefer hedef komnistler deil, Mslmanlar olmutur. Oysa bir devletin kendi egemenliini korumak iin baka devletlerin egemenliklerini ihlal etmekten kanmamas, Westphaliann ngrd anari ortamnda bile kolayca kabullenilebilecek bir durum deildir. Bunun yannda ABD ve ngiltere bata olmak zere pek ok Bat lkesinin artan terr eylemleri karsnda kendi topraklarnda gvenlik nlemlerini olaanst artrmalar ve bunu, egemenlik haklarna dayanarak yapmalar, egemenlik ile zgrlk arasndaki gerilimi canl tutmaktadr. 11 Eyll sonrasnda tm Bat lkelerinde bir zgrlk daralmas yaand aka grlmektedir. Bunun sebebi ise rnein George W. Bush ve Tony Blair gibi devlet adamlarnn aka ifade ettikleri zere egemenliklerinin korunmas dncesidir. Yukarda saylanlar, egemenliin nemini ve gncelliini kantlayan kt rneklerdir. Ama bir de soruna tersinden baklmas denendiinde farkl bir manzara ile karlalacaktr. Egemenlik hakkna sayg duyulmas, ama devletler tarafndan da bu hakkn sunduu yetkilerin belirli snrlarda kalarak kullanlmas, daha dzenli ve bar bir dnya salayabilecektir. Nitekim Birlemi Milletlerden Dnya Bankasna bir dizi politik ve ekonomik kuruluun nemi burada ortaya kmaktadr. Bu tr yaplanmalar, devletlerin baka devletlerle eit statde ilikiye gemeleri ya da devletler arasnda hukuksal, ticar, mal ve ekonomik ilikilerin ana hatlarnn izilmesi ve muhtemel anlamazlklarn giderilmesi bakmndan nemli bir ilev stlenebilirler. Westphalia sonrasnda ortaya kan anari durumu, bara ve huzura dayanan evrensel lekli bir dzeni deil, egemenlie duyulan saygnn dourduu bir asgar mtereklerde uzlama anlayn yapsallatryordu. Oysa uluslararas ibirlii amacyla oluturulan kurumlar, bunun ok daha tesine geerek bir btn olarak insanln yararna uygun ekilde karlkl ibirlii ve dayanmann hkim olduu bir dzen tesis edebilirler. Burada egemenliin asl ilevi, sz konusu dzenin olumasn salayacak temel kurucu unsur olmasdr.
74
H. Emrah Beri
75
yetecek bir kavram olduunu iddia etmek hayli zordur. stelik hem mutlak monarilerin en gl olduu dnemlerde hem dnya savalarnn yaand zaman aralnda hem de en canl rneklerini yaadmz gnmzde, egemenliin devlet iktidarnn totaliter bir ierikle kullanlmasnn temel hukuksal gerekesini oluturduu hatrlandnda bu zorluk birka kat daha artar. Ancak egemenliin ne denli gerekli olduu da bu rnekler araclyla bir kez daha ortaya kmaktadr. Egemenlik, bir bakma devlet ile hukuk arasndaki kprnn temel ayadr. Tm bu noktalar gz nnde bulundurulduunda nasl bir egemenlik? sorusuna verilecek en gereki ve en makul yant, sorumlu egemenlik eklinde belirmektedir (Falk, 2005: 183). Bu sorumluluk, hem devletin onun adna iktidar elinde tuttuu kendi halkna hem de kendisiyle eit konum, hak ve statye sahip dier devletlere kardr. Devlet, tm uygulama ve edimlerinde evrensel hukukun temel ilkelerine bal kalmak, insan haklarn ihlal etmemek ve stlendii ykmllkleri yerine getirmek asndan kendi halkna kar sorumludur. Ksacas egemenlikten kaynaklanan yetkiler hukuk devletinin snrlar iinde kalnarak kullanlmaldr. Hukuk devleti, temelde siyasal iktidarn genel, soyut ve nceden belirlenmi (ngrlebilir) ilkelerle bal olmasn, dolaysyla belirli bir hukuk dzeni araclyla otoritenin snrlandrlmasn gerektirir. Ancak hukuk devleti, kendini sadece bizatih kendisi tarafndan retilen yasalarla snrlamayan, yani haklarn korunmas sorununu biimselprosedrel gvencelerle snrl grmeyen bir ierie sahiptir (Kalyvas, 2005. 226). Bu balamda evrensel hak ve zgrlkler, gvence altna alnm, devlet hukuk meydana getirme potansiyelini hukukun gerisine gndermi olmaktadr (Erdoan, 2001: 95). Bu balamda akldan karlmamas gereken bir dier nokta da kuramsal adan egemenliin tek sahibinin ulus olduudur. Demokrasinin nemi bu noktada aa kmaktadr. Temsil mekanizmasna dayanan ulusal egemenlik anlay, demokrasinin modern toplumda hayata geirilebilmesini salayan temel aratr. Dolaysyla ulusal egemenlikle demokrasi arasnda, kuramsal adan, pozitif bir iliki bulunur. Bu adan asl tartlmas gereken egemenliin ortadan kaldrlmas deil, demokratikletirilmesi olmaldr (Cohen, 2004: 3). Dolaysyla halkn istek ve beklentilerinden kopuk, toplumsal dinamikleri alglama becerisi gsteremeyen ve kendisini toplumun zerinde konumlandran bir siyasal otorite ada demokrasinin gerekleriyle badamaz. Egemen otoritenin dier devletlere kar sorumluluu ise onlarn egemenlik haklarna sayg gstermek, uzlamazlklar g mcadelesiyle deil,
75
76
63-1
karlkl grme ve mutabakat araclyla zmeye almak balamnda zetlenebilir. Bunun yannda sz konusu sorumluluk, dier devletlerle egdm iinde hareket etmek kouluyla, bu anlamda uluslararas toplumun bir paras olarak, kendi devletlerinin hukuksuz muamelelerine maruz braklan halklara yardm elini uzatmay da kapsamaktadr. Bu adan ciddi ve sistematik insan haklar ihlallerinde bulunan devletler ile siyasal ve diplomatik iliki kurmaktan kanma eklinde bir strateji izlenmesi bu yndeki politikalara rnek gsterilebilir (Donnely, 1995: 258). Bu durumun en nemli sonucu sadece yerel ve ulusal apta snrl kalmayacak ve tm dnyaya yaylacak demokratik ve zgrlk bir dzenin belirmesi olabilecektir.
Sonu
Egemenliin tarihin belli bir dneminde, devlet otoritesini merulatrmak iin kullanlan bir ara olduu aktr. Gerekten de egemenlik, uzunca bir sre nce mutlak monarilerin siyasal iktidar tek balarna kullanmalarnn yolunu am; ardndan ulusal egemenlie evrilmesiyle de mevcut siyasal yaplanmann srekliliini salamtr. Bu alardan bakldnda egemenlik kavram, devleti meruiyetle donatr ve kuramsal adan dier tm rgtlenmelerin zerine yerlemesini salar. Egemenlik, bu yzyle siyasal iktidarn hukuksal bir boyut kazanmasn salayan, devletin znde yer alan, onun meruluunu resmeden ve devleti niteleyen bir kavramdr. Dolaysyla devletlerin oluturaca uluslararas bir dzlem, egemenliin hukuksal bir ereveye oturmasn zorunlu klar. Egemenlik, devletin znde yatan bir kavramdr; ancak, bu durum, siyasal dzeni koruyan temel aygt durumunda bulunan devletin sonsuz ve snrsz bir g kullanma hakkna sahip olduu anlamna gelmez. Aksine evrensel lekte barn ve siyasal istikrarn korunmas ve srekli hle getirilmesi, devletlerin hem ynetimleri altnda bulunan bireylere hem de beraber dzeni oluturduklar dier devletlere kar sorumlu egemenlik anlayna sahip olmalarn gerektirir. zgrln kimi durumlarda egemenlik ile atmaya girebileceini fark etmek zor deildir. Burada nemli olan zgrlkler ile devletin bekas arasnda greli bir denge kurmay baarabilmek, dahas egemenliin toplumsal bir boyutu bulunduunu, yani znde insanlara ait olduu unutmamaktr. Bu balamda egemenliin, dier devletlerin varolma haklarna saygl bir anlayn yapsallamas olarak tanmlanmas yeterli olmaz. Egemenlik, birey ve insan topluluklarnn haklarn gvence altna alan, demokratik tarzda rgtlenmi devletlerin birbirlerinin ayn haklarna sayg duyarak oluturduklar ve bar ile gvene dayal bir uluslararas sistem iinde gerek anlamn bulacaktr. Ksacas hukukun
76
H. Emrah Beri
77
zerinde deil, iinde bir siyasal yaplanmann sahip olduu egemenlik, otorite ve zgrlk arasndaki dengenin salanmasnda yardmc olacaktr. Tarihsel bir urak olan ulus-devletin sonunun geldiini sylemek, siyasal pratikleri anlamlandrma asndan doru bir yaklam olarak grnmemektedir. Ancak ulus-devletin hkmranlnn farkl bir yne girdii de aktr. Devlet hkmranlnn hukuksal dayanan oluturan egemenlik kavram, artk siyasal iktidarn kullanmnn yeni yntemlerini gstermektedir. Ulus-devlet, trdeletirici, btncl ve mutlak otoriter yapdan, daha esnek, farkl toplumsallklar kapsayan, kresel dzenin paras durumunda bulunan bir modele doru evrilmektedir. Bu gidiin, uluslararas sistemi, birey haklarn daha fazla gvence altna alan, demokratik ve zgrlk bir ynetim anlayna gtrmesi beklenebilir. Ayn yaklamn evrensel uzants ise devletlerin karlkl olarak birbirlerinin haklarna saygl, ancak hak ihlalleri gibi tm insanl ilgilendiren sorunlara duyarl bir grnm izmeleridir. Bu ekilde egemenlik, tm toplumsal ve siyasal aktrlerin beklentilerine yant verebilecek bir istikrar ilkesi olarak devlet iin tad nemi koruyacaktr.
Kaynaka
AGNEW, John (2005), Sovereignty, Regimes: Territoriality and State Authority in Contemporary World Politics, Annuals of The Association of American Geographers (Vol 95, No 2): 437-461. AAOULLARI, Mehmet Ali (1991), Demokratik Mitoslar: Halk-Ulus Egemenlii ve Siyasal Temsil, A..S.B.F.D. (Cilt XLVI, No.1-2): 195-228. AAOULLARI, Mehmet Ali (2006), Ulus-Devlet ya da Halkn Egemenlii (Ankara: mge Kitabevi Yay.). AAOULLARI, Mehmet Ali/KKER, Levent (2000), Kral-Devlet ya da lml Tanr (Ankara: mge Kitabevi Yay., 2. Bask). AKAL, Cemal Bali (1999), Devlet, Yasa, Hakimiyet, Cumhuriyetin 75. Yl Armaan (stanbul: stanbul niversitesi Yay.): 21-55. AKAL, Cemal Bali (1995), Sivil Toplumun Tanrs (stanbul: Engin Yay., 2. Bask). AKAL, Cemal Bali (der.) (2000), Devlet Kuram (Ankara: Dost Kitabevi Yay.). AKAL, Cemal Bali (2003), Modern Dncenin Douu: spanyol Altn a (Ankara: Dost Kitabevi Yay., 3. Bask). AYOOB, Mohammed (2002), Humanitarian Intervention and State International Journal of Human Rights (Vol. 6, No. 1): 81-102. Sovereignty, The
BAGL, Ali Fuat (1957), Trkiyenin Siyas Rejimi ve Esas Tekilat Hukuk Dersleri- Birinci CiltFasikl 1 (stanbul: Baha Matbaas). BEAUD, Oliver (2003), Egemenlik, Siyaset Felsefesi Szl (stanbul: letiim Yay.) (ev. . Yerguz vd.): 271-280. BER, Hamit Emrah (2003), Sava, Meruiyet ve Ahlkilik, Birikim (Say 169): 57-62. BODIN, Jean (2003), On Sovereignty (Cambridge: Cambridge University Press, 6 th ed.) (ed. ve ng. ev. J. H. Franklin).
77
78
63-1
BROWN, Chris (2002), Sovereignty, Rights and Justice: International Political Theory Today (London: Polity Press). BRUNKHORST, Haike (2000), Rights and the Sovereignty of the People in the Crisis of the Nation State, Ratio Juris (Vol 13, No 1): 49-62. COHEN, Jean L. (2004), Whose Sovereignty: Empire versus International Law, Ethics & International Affairs (Vol. 18, Issue 2): 1-24. DE BENOIST, Alain (1999), What is Sovereignty, Telos (No. 116) (ng. ev. J. Kostova): 99-119. DEDMAN, Martin J. (1996), The Origins and Development of the European Union: A History of European Integration (London & New York: Routledge). DUGUIT, Leon (2000), Egemenlik ve zgrlk, AKAL, C. B. (Der.) Devlet Kuram (Ankara: Dost Kitabevi Yay.) (ev. D. Kse, S. Ko): 379-400. DONNELLY, Jack (1995), Teoride ve Uygulamada Evrensel nsan Haklar (Ankara: Yetkin Yay.) (ev. M. Erdoan, L. Korkut). DONNELY, Jack (1999), The Social Construction of International Human Rights, DUNNE, T./WHEELER, N. J. (eds.), Human Rights in Global Politics (Cambridge: Cambridge University Press): 71-102. DUPUIS/DRI, Francis (2004), The Political Power of Words: The Birth of Pro-democratic Discourse in the Nineteenth Century in the United States and France, Political Studies (Vol. 52): 118-134 . EBENSTEIN, William (2001), Siyas Felsefenin Byk Dnrleri (stanbul: ule Yay., 2. Bask,) (ev. . zel). FALK, Richard (2001), Yrtc Kreselleme: Bir Eletiri (stanbul: Kre Yay.) (ev. A. aksu). FALK, Richard (2005), Dnya Dzeni Nereye: Amerikan Emperyal Jeopolitikas (stanbul: Metis Yay.) (ev. N. Domani, N. Arhan). GERSTENBERG, Oliver (2001), Denationalization and Very Idea of Democratic Constituonalism: The Case of European Community, Ratio Juris (Vol. 14, No. 3): 298-325. GHALI, Boutros-Boutros (1996), Foreword, WEISS, T.G./GORDENKER, L. (eds.), NGOs, the UN& Global Governance (London: Lynne Rienner Pub.). GIDDENS, Antony (2005), Ulus-Devlet ve iddet (stanbul: Devin Yay.) (ev. C. Atay). HAKYEMEZ, Yusuf evki (2004), Mutlak Monarilerden Gnmze Egemenlik Kavram(Ankara: Sekin Yay.). HASAN, Ghali, Creating a New Enemy, http://www.globalresearch.ca/index.php? context=viewArticle&code=HAS20050714&articleId=696 (Eriim Tarihi: 23. 12.2005).
HINSLEY, F. H. (1966), Sovereignty (New York: Basic Books). HOBBES, Thomas (2001), Leviathan veya bir Din ve Dnya Devletinin erii, Biimi, Kudreti (stanbul: Yap Kredi Yay., 3. Bask) (ev. S. Lim). HOBSBAWM, Eric J. (1989), Devrim a: 1789-1848 (Ankara: V Yay.) (ev. J. Ergder, A. enel) HOFFMAN, John (1998), Sovereignty (Buckhingham: Open University Press). IGNATIEFF, Michael (2002), Intervention and State Failure, Dissent (Vol. 49, Issue 1): 115-123. KALYVAS, Andreas (2005), Popular Sovereignty, Democracy, and Constituent Power, Constellations (Vol. 12, No. 2): 223-244. KAPAN, Mnci (1993), Kamu Hrriyetleri (Ankara: Yetkin Yay., 7. Bask). KARAKA, Aye Il (1993), Avrupa Topluluu Hukuk Dzeni ve Ulus-Devlet Egemenlii (stanbul: Der Yay.). KAZGAN, Glten (2002), Kreselleme ve Ulus-Devlet: Yeni Ekonomik Dzen (stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yay.). KELSEN, Hans (1969), Sovereignty and International Law, STANKIEWICZ, W.F. (ed.), In Defence of Sovereignty (Oxford: Oxford University Press): 115-131.
78
H. Emrah Beri
79
KRASNER, Stephen (2001), Sovereignty: Organized Hypocrisy (Princeton: Princeton University Press). KRATOCHWIL, Friedrich (1995), Sovereignty as Dominium: Is There a Right of Humanitarian Intervention?, LYONS, G. M./MASTANDUNO, M. (eds.), Beyond Westphalia? State Sovereignty and International Intervention (Baltimore: The Johns Hopkins University Press): 21-42. KRUT, Riva (1997), Globalization and Civil Society NGO Influence in International DecisionMaking (UNRISD). MICHAELSEN, Scott/ SHERSHOW, Scott Cutler (2004), Beyond and Before Law at the Guantanamo, Peace Review (Vol. 16, No. 3): 293-303. MIDDLETON, K. W. B. (1969), Sovereignty in Theory and Practice, STANKIEWICZ, W.F. (ed.), In Defence of Sovereignty (Oxford: Oxford University Press): 132-159. MILLS, Kurt (1998), Human Rights in the Emerging Global Order: a New Sovereignty? (London/New York: Macmillan/St. Martins Press). MORGENTHAU, Hans J. (1970), Uluslararas Politika Cilt 2: G ve Bar Mcadelesi (Ankara: Sevin Matbaas) (ev. B. Oran, . Oskay). NALBANT, Atilla (1997), niter Devlet: Blgesellemeden Kresellemeye (stanbul: Yap Kredi Yay.). NEWMAN, Michael (1996), Democracy, Sovereignty and the European Union (London: Hurst Company). PAYE, Jean Claude (2005), Guantanamo and New Legal Order, Monthly Review (Vol. 57, Issue 1): 45-55. PETERSON, John (1997), The European Union: Pooled Sovereignty, Divided Accountability, Political Studies (XLV): 559-578. PHILLPOTT, Daniel (1999), Westphalia, Authority and International Society, JACKSON, Robert J. (ed.), Sovereignty at the Millennium (Massachusetts: Blackwell Pub.): 144-167. PHILPOTT, Daniel (2001), Revolutions in Sovereignty: How Ideas Shaped Modern International Relations (Princeton/Oxford: Princeton University Press). PIERSON, P. (1998), The Path to European Integration: Historical-Institutionalist Analysis, SANDHOLTZ, W./SWEET, A. S. (eds.), European Integration and Supranational Governance (Oxford: Oxford University Press): 27-58. POLANYI, Karl (1986), Byk Dnm: amzn Siyasal ve Ekonomik Kkenleri (stanbul: Alan Yay.) (ev. A. Bura). POPPER, Karl (2000), Ak Toplum ve Dmanlar Cilt 1- Platon (stanbul: Remzi Kitabevi Yay., 4. Bask) (ev. M. Tunay). POPPER, Karl (2005), Hayat Problem zmektir: Bilgi, Tarih ve Politika zerine (stanbul: Yap Kredi Yay.) (ev. A. Nalbant). REHMAN, Javaid (2003), International Human Rights Law: A Practical Approach (Dorset: Pearson Education). ROBERTSON A. H./ MERRILS, J. G. (1989), Human Rights in the World: An Introduction to the Study of the International Protection of Human Rights (Manchester & New York: Manchester University Press, 3 rd Edition) ROUSSEAU, Jean Jacques (1989), Toplum Anlamas (stanbul: MEB Yay., 2. Bask) (ev. V. Gnyol). SABINE, George (1969), Siyasal Dnceler Tarihi 2: Yeni a (Ankara: Trk Siyasi limler Dernei Yay.) (ev. A. ktem). SANCAR, Mithat (2004), Devlet Akl Kskacnda Hukuk Devleti (stanbul: letiim Yay., 3. Bask). SASSEN, Saskia (1996), Losing Control? Sovereignty in an Age of Globalization (New York: Columbia University Press).
79
80
63-1
SARICA, Murat (1969), Fransa ve ngilterede Emredici Vekletten Yeni Temsil Anlayna Gei (stanbul: . . H. F. Yay.). SCHILLING, Kurt (1971), Toplumsal Dnce Tarihi: Birey-Topluluk-Toplum (stanbul: Varlk Yay.) (ev. N. nol). SCHMITT, Carl (2002), Siyasi lahiyat: Egemenlik Kuram zerine Drt Blm Kitabevi Yay.) (ev. E. Zeybekolu). (Ankara: Dost
SCHULZE, Hagen (2005), Avrupada Ulus ve Devlet (stanbul: Literatr Yay.) (ev. T. Binder). SIEYS, Emmanuel (2002), nc Tabaka Nedirden Seme Paralar, TUNAY, M. (der.) Batda Siyasal Dnceler Tarihi: Yeni a, Seilmi Yazlar (stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yay., 2. Bask) (ev. M. A. Aaoullar): 517-543. SUY, Eric (2002), New Players in International Relations, KREIJEN, G. (ed.), State, Sovereignty, And International Relations (Oxford & New York: Oxford University Press): 373-386. AYLAN, Gencay (2003), Deiim, Kreselleme ve Devletin Yeni levi (Ankara: mge Kitabevi Yay. 2. Bask). TEZ, Erdoan (1996), Anayasa Hukuku (stanbul: Beta Yay., 3. Bask). TOULMIN, Stephen (2002), Kozmopolis: Modernitenin Gizli Gndemi (stanbul: Paradigma Yay.). TUNAY, Mete (der.) (2002), Batda Siyasal Dnceler Tarihi: Yeni a, Seilmi Yazlar (stanbul: stanbul Bilgi niversitesi Yay., 2. Bask). UYGUN, Oktay (1996), Federal Devlet (stanbul: nar Yay.). WALLERSTEIN, Immanuel (2002), Bildiimiz Dnyann Sonu (stanbul: Metis Yay.) (ev. T. Birkan). YOUNGS, Gillian (1997), Political Economy, Sovereignty and Borders in Global Contexts, BRACE, L./HOFFMAN, J. (eds.), Reclaiming Sovereignty (London/Washington: Pinter Pub.): 117-133.
80