You are on page 1of 192

Reat Nuri Gntekin Gkyz

Kitap Yazan : Reat Nuri GNTEKN Altnc Basl

UYARI :

REAT Nuri Gntekinin btn eserlerinin basm, yaym, temsil haklaryla senaryosunu yaptrp filme aldrma haklan Reat Nuri Gntekin miraslarna ait olduundan, kendilerinin veya umum vekillerinin yazl izni alnmadan gerek resm, gerek profesyonel ve amatr sahne kurulular tarafndan oynanamaz ve radyofonize edilemez.

Reat Nuri Gntekinin Kanun miraslar Hdiye Gntekin El Gntekin

Dizildii ve basld yer: Gl Matbaas Tel: 284716 Cilt: Ksmet Mcellithanesi STANBUL 1978

E Kitap Tarayan: Yaar Mutlu Dzelti: Zmra E Tasarm: efrasiyab ayra sanal yayn http://ayrac. org|ayrac. org@gmail. com

Mays, 2007.

Reat Nuri Gntekin (stanbul, 25 Kasm 1889 - Londra, 7 Aralk 1956), Cumhuriyet dnemi edebiyatnda nemli bir yeri olan, alkuu, Yeil Gece ve Anadolu Notlar gibi nemli eserlere imza atm romanc, ykc ve oyun yazardr.

Hayat

Gntekin, 1889'da, Askeri tabip olan Nuri Bey ile Erzurum valisi Yaver Paa'nn kz Ltfiye Hanm'n olu olarak stanbul'da domutur. renim hayat boyunca birok il gezen Gntekin, ilkrenimine anakkale'de balamtr. Daha sonra zmir'deki Frerler okulunda bir sre renim grp snavla girdii Darlfnun Edebiyat ubesi'ni 1912'de bitirdi. Bylece renim hayatn yirmi yanda bitirmi oldu.

Gntekin 1927'e kadar Franszca ve Trke retmenlikleriyle mdrlk grevlerini stlenmitir. Baz grev ald okullar Bursa Sultanisi, stanbul Beikta ttihat ve Terakki Mektebi, Fatih Vakf- Kebir Mektebi, Akemseddin Mektebi, Feneryolu Murad- Hmis Mektebi, Osman Gazi Paa Mektebi, Vefa Sultanisi, stanbul Erkek Lisesi, amlca Kz Lisesi, Kabata Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ve Erenky Kz Lisesi'dir.

Gntekin, 1927'de maarif mfettii oldu ve bu arada Dil Heyeti'yle birlikte baz almalarda bulundu. 1939'da ise anakkale milletvekili olarak TBMM'de bulundu. Bu grevini 1946'ya kadar srdrd. 1947'de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Ankara'da yaymlanan Ulus gazetesinin stanbul kolu olan Memleket gazetesini kard. Gntekin daha sonra mfettilik grevine geri dnd ve 1950'de UNESCO Trkiye temsilcilii ve renci mfettilii grevleriyle Paris'e gitti. 1954'te ise yanda dolay bu grevden ayrlmak zorunda kald. Emekliliinden sonra bir sre stanbul ehir Tiyatrolar edebi heyeti yelii yapmtr.

Gntekin'e Akcier kanseri tehisi konulduktan sonra tedavisi iin Londra'ya gitti ve orda hastalna yenik derek ld. 13 Aralk 1956 gn, Karacaahmet Mezarl'na gmld.

Eserleri

Yazar, mfettilik grevi ile Anadolu'da gezdii iin Anadolu insan yakinen tanmtr. Eserlerinde Anadolu'da ki yaam ve toplumsal sorunlar ele alm insan insan evre ilikisi iinde yanstmtr. Romanlarnda kulland dil ve anlatm olduka yaln, diyaloglar canldr. Yazd, evirdii, kitap biimine girmi veya dergi, gazete sayfalarnda, tiyatro repertuvarlarnda kalm eserlerinin toplam yz bulur.

Romanlar

* alkuu (1923) * Gizli El (1924) * Damga (1924) * Dudaktan Kalbe (1924) * Akam Gnei (1926) * Bir Kadn Dman (1927) * Yeil Gece (1928) * Acmak (1928) * Yaprak Dkm (1939) * Deirmen (1944) * Kzlck Dalar (1944) * Miskinler Tekkesi (1946) * Harabelerin iei (1953) * Kavak Yelleri (1961) * Son Snak (1961) * Kan Davas (1962) * Ate Gecesi (1953) * Gkyz (1935) * Eski Hastalk (1938)

Tiyatrolar

* Haner (1920) * Eski Rya (1922) * midin Gnei (1924) * Gazeteci Dman, emsiye Hrsz, htiyar Serseri (1925, oyun) * Ta Paras (1926) * Yeil gece (1928) * stikll (1933) * Hlleci (1933)

* Yaprak Dkm (1971) * Eski ark (1971) * Balkesir Muhasebecisi (1971) * Tanrda Ziyafeti (1971) * Bir Ky retmeni * alkuu(N. Cumal)

Gezi Yazlar

* Anadolu Notlar (1936 iki cilt)

NDEKLER

GKYZ..7 BRNC KISIM...8 I.9 II.13 III.15 IV..18 V..23 VI.26 VII.30 VIII.34 IX..39 X..43 XI.47 XII.51 KNC KISIM...60 I.61 II.68

III.75 V..84 VI.88 VII.94 VIII.99 IX..103 X..107 XI.112 XII.115 XIII.119 XIV..127 XV..139 XVI.143 NC KISIM...148 I.149 II.156 III.163 IV..166 V..170 VI.177 VII.183 VIII.187 IX..192 X..196 XI.200

REAT NUR GNTEKN GKYZ

BRNC KISIM

1931 yaznn ilk haftasndayd.

Bir akamst stkardeim Rait ocuun Fatih arambasndaki evine uramtm.

Rait ocuk dediime bakp da onu sahici ocuk zannetmemeli. Bu, ona ailece taklm bir addr. Kendisi tam altm yandadr. Stkardeim oluuna gre aa yukar benim yam.

Rait ocuk Denizyollar vapurlarndan birinde kaptand. Son gnlerde tekat olduunu haber almtm.

Tekatlk, hayatta dnler, doumlar, lmler cinsinden ehemmiyeti bir gndr. Tekat olan da, snnet olanlar, evlenenler yahut bir kimsesi lenler gibi mutlaka bir kere yoklayarak gnln almak lzmdr. Yalnz insan onlara, gzn aydn m, yoksa gemi olsun mu diyeceini pek kestiremiyor.

Ben, Rait ocua bu manalarn ikisinde de gelecek bir tavrla inallah hakknda hayrl olmutur Rait ocuk dedim. Stkardeim, grnte pek memnundu. Kutu gibi drt odal bir evi, otuz drt lira tekat ayl, bundan baka bankada da iki bin lira kadar nakit paras vard.

Bereket versin son zamanlarda zerimden ocuk gailesi de kalkt, diyordu. Olan, benim gemide ark... Biz, imdi yenge ile bir Krolu, bir Ayvaz... Yengeyi bilirsin... Eline bir lira ver, pazara gnder, sana bir haftalk masraf dzsn... Otuz drt lira tekat ayl bizim canmz alr... Artk sayenizde ubuumu yakp yan geleceim. Krk sene bu... Dile kolay... Denize bu kadar zaman gemiler dayanmyor, deil ki vcut...

Rait ocuk, hakikaten krk senedir denizde yayordu. Alt sene askerliini anakkalede, Hfzrahman zrhlsnda geirmiti.

Bu alt sene iinde makine yalamak, diree akmak, halat ipi atmak, dalgal havalarda sallanmadan gvertede dolamaktan baka bir zanaat elde edemedii iin tezkeresini aldktan sonra da Hac Davut vapurlarndan birine girmi, derece derece ilerleyerek kaptanla kadar kmt. Son senelerde Karadenize ileyen kk bir vapurda alyordu.

Rait ocuk, beni grnce pek sevinmiti. Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatn anlatmaya balad.

Sylediklerinin ou manasz vakalard. Byk muharebede Zonguldaktan kmr getirirken gemisinin Moskoflar tarafndan topa tutulma gibi ehemmiyetli olanlar da zaten evvelden biliyordum. Fakat bunlar yz akyla sonuna ermi bir meslek hayatnn tesellileri olduu iin sabrla, hrmetle dinlemek lzmd.

Rait ocuk her hikyenin sonunda : Biz, ite byle eyler grdk, geirdik. Denizin ok cilvelerini tattk kk bey... diyordu.

Bu kk bey de tabi ben... Altm yanda bir adamn gz yapraklar gibi suyu ekilmi, trl damarlar, krklklar, phtlar, kzltlarla bezenmi yzne ne kadar yakan bir ad... Bereket versin onu artk Rait ocuktan baka bilen ve tekrar eden kalmamtr.

Rait ocuk, emektar hizmetimiz ve stannemin oluydu. Birbirimizden birka ay ara ile domu, on yana kadar bir evde bymtk.

Bir hizmeti ocuuyla arkadalk etmem ailemin kibirine dokunmu olmal ki, onun, beni admla armasna raz olmamlar, zorla kk bey dedirtmilerdi.

Rait ocukla oynadm gnler, benim en gzel gnlerimdir. Stninem, bilmem neden ona on yana kadar mavi alvar giydirmiti. ocukluumun hi bir hatras bende onun bu mavi alvar kadar canl ve renkli kalmamtr.

Rait ocuk, bir aralk bana evinin bahesinden dut toplamaya gitmiti.

Huriye yengeye:

Tekatlk senin iin de iyi oldu, dedim, mrnz hep ayrlkla geiyordu.

Yenge, ak szl saf bir kadncazdr. Ktan kalan atesiz mangal el alkanl neticesi birka kere kartrdktan sonra phe ve korku ile ban sallad:

Dorusunu istersen pek de iyi olmad beyefendi, dedi. ok kavga ediyoruz... Siz onun memnunum dediine bakmayn... Denizi unutamyor... Vara, yoa kzyor... Bir sabr, iki sabr... Ben de melek deilim ya... Haydi bir grltdr kopuyor... kide bir Samatyada deniz kenarna iner. Benden az buuk yz bulsa evi satp deniz kysnda ev almaya kalkacak... Geen gn kiremitleri aktarmak iin dama kmt. Aa inince ne dese beenirsiniz? Yahu, bizim damdan deniz grnyormu. Bir, iki yz liray gzden karsak da yukarya bir odack yapsak demez mi? Anlyorsunuz ya akl sra oradan denizi seyredecek... lmlk, dirimlik be on liramz var, onu da yiyecek... Sonra sen sa, ben selmet... Bir tersleyi tersledim. Neyse sindi.

Ben, glerek :

Yapmayaydn yenge, dedim, tekatler biraz titiz olurlar. Kusurlarna bakmamal...

Huriye yengenin de yz gld. Rait ocua kar tuttuu politikadan emin bir tavrla :

Arasra yle yapmazsan olmaz... dedi. Sonra baa kamam. Vallahi erkekler tekat olunca ocua dnyorlar beyefendi...

Yenge, iyi dikkat etmiti. Tekatlk, birok kimseler iin hakikaten bir ikinci ocukluk oluyordu.

Zavall Rait ocuk, yava yava oyuncaklarn bile tedarike balamt. Bahesinde ispinoz, florya tutmak iin hazrlad kse takm rafta duruyordu. Daha baka raflarda kk boya anaklar, eki, testere, tahta, cam, teneke paralar... Pencerenin stnde birka sabun kalb yannda tenekeden kesilmi krmzya boyanm bir horoz...

Yenge Hanm, bu ne? dedim.

Bacann tepesine takacakm da rzgrn nereden estiini anlayacakm... Onu keseyim derken makasn da azn bozmu... Bir kavga da onun iin ettik... Demdim ya, sa olsun, ocua dnd.

Rait ocuun elinde dut tabayla odaya girdiini grerek lkrdy deitirdik.

Biz, konua konua dutlar yerken ortalk da kararmt. Huriye yenge, perdeleri indirdi. erefime konsolun stndeki krmz fanuslu gelinlik lambasn yakmaya hazrland. Ben : Artk gece oldu. Bana izin diye ayaa kalktm. Kar koca dualar, senalarla beni aaya indirdiler. Yatalak bir hasta ile konuur gibi tekrar geleceimi vaat ederek sokaa ktm.

II

Darda daha bir para gne vard. Evdeki karanln, bask tavanlardan, kafesli dar pencerelerden, belki biraz da Rait ocuun tekatlnden ileri geldiini o zaman farkettim.

Evvel otomobil bulmak iin caddeye doru yryordum. Sonra, birdenbire fikrimi deitirdim. Halie doru inen dar sokaklara saptm. Yolu bilmiyordum. Fakat Unkapan kprsn nasl olsa bulurdum. Oradan tesi de kolay...

Bu mahallelerde gece imdiden balamt. Bir ihtiyar dudu, kapsnn nnde kokuta kokuta palamut kzartyor, bir ocuk, elinde ikide bir yerdeki irkef sularna drp ald bir ekmekle frndan dnyor, bir kk kz pencereden :

Resmiye... abuk gel... Babam kafa getirdi... Yemek yiyeceiz diye baryordu.

Gittike darlaan dolambal sokaklardan, ar ar iniyordum. Kafam manasz bir inatla mtemadiyen Rait ocuun tekatln dnyordu. Biraz sonra farkettim ki ben de bu gittike daralan sokaklar gibi birtakm karanlk ve dolambal dnceler lemine giriyorum.

Aklmda kaldna gre, Rait ocukla aramzda ancak iki aylk bir fark var. Hatta o da galiba benim aleyhime. u halde ben de onunla beraber tekatlk yana girdim, hkmen rkle atldm demek... yi amma, krk sene alt, yle byle birtakm iler grd. Biraz evvel genliine ait vakalar hatrlamaya alrken usuz bucaksz bir engine bakar gibi gzlerini bzyordu. Ya ben?

Benim en uzak hatram daha dn olmu gibi... Hatta bunlara hatra demek bile doru deil. Bir vaka insana zevk, azap, korku, mit, hasl iyi, yahut kt bir heyecan veren eydir. Onun hatra olmas iin bu heyecanlardan temizlenip ayrlmas bir mcerret fikir, bir l manzara halini almas lzm gelir. Halbuki benim hatra dediim eylerin bir, iki gn evvel ektirilmi bir diin yeri gibi daha szs tamamyla gemedi. Balanm birok ilerim vard. Hepsi olduu yerde duruyor. Okumay tasarladm, hatta alp ktphaneme koyduum kitaplar vard, hl bekliyor. O halde ben, bu krk seneyi ne yaptm, nasl rzgra savurdum?

Rait ocuun usuz bucaksz enginine bedel benim avu ii kadar bir yerim var. Ayn bir noktaya drbnn iki ayr ucundan bakan bir insan gibi birimizin eriilmez uzaklarda grdn brmz yap yakn gryor. Bu, neden byle oldu?

Rait ocuk, bana nispetle ok basit bir insan. Fakat muhakkak ki sebep sade bu deil. O, hayatta muayyen bir i grdne kani. Senelerce memleketten memlekete yk ve insan tam... Birok frtnalar grm, kazalara uram... Ka defa lmle yz yze geldikten sonra Allahn inayeti, kendisinin gayretiyle postu kurtarmaya muvaffak olmu... Onun ilerim, hizmetlerim diye vnd eylerin bir ksm insan glmsetecek saf, ocuka eyler. Fakat ne olursa olsun bunlar onun hayatna bir mana veriyor. Hasl, Rait ocuun anlatlacak bir mazisi var! Benim bir eyim yok.

Evet, bu akam ben de Rait ocuk gibi bir tekadm. Yalnz hangi iin, hangi hayatn tekad! te o, belli deil.

III

Eri br sokaklarda kaybolduumu sandm bir dakikada birden bire gzel bir meydana kverdim. Burada gndz yeniden balyordu. Bir setin stnde arpk barakasyla, kocaman bir narn altna atlm , be arkalksz hasr iskemlesiyle bir meydan kahvesi...

Ezan vakti olduu iin burada ak sakall bir kahveci den baka kimse grnmyordu.

Unkapan yolunu sordum. Aa sokak balarndan birini gsterdikten sonra :

Daha epeyce gideceksin... stersen bir kahve piirivereyim de bir para dinlen, dedi.

Bozkr kaldrmlar, beni iyice yormutu. skemleden birine oturdum. Yanmdaki krk taa baklrsa buras bir eski namazgaht. Aadaki alak evlerin stnden Haliin bir paras grnyordu. Akam kzll hl denizden ekilmemiti. Fakat ne bu manzara, ne karki eme bandaki kavga ve teneke grltleri beni dncelerimden ayramyordu.

Rait ocuk, askere gittii zaman ben, Tbbiye talebesi idim. Fakat ne talebe!

Yksek bir doktor olmak, birok insan lmden kurtarmak, hatta Avrupay artacak keifler, icatlar yapmak bana pek kk grnyordu. Benim gibi dnyaya nadir gelen bir insan, byle kk eylerle nasl doyard? Mesel memlekette idare bozuktu; hrriyet yoktu; zalim padiah, millete

etmediini brakmyordu. Avrupaya kar iki paralk itibarmz kalmt. Bu ileri ben dzeltmezsem kim dzeltecekti? Her halde programmda bu meselelere de ehemmiyetlice bir yer vermeliydim. Bundan baka dnya kurulaldan beri halledilmemi birtakm byk davalar, muammalar vard: Allah, din, ruh, cennet, cehennem ve saire dvalar... Bunlar, yalnz zihinleri kartrmak, insanlar mit, tereddt, korku gibi ypratc duygular iinde kvrandrmakla kalmyorlar, milletleri, ktalar birbirine dryor, boazlatyorlard. Demek ki, ben, mspet bilginin son basamana ktktan sonra oradan metafizik ve mehul lemine doru bir uu hareketi yapmal, yeryzne bu iler hakknda kat bir haber getirmeliydim : te o vakit kendime izdiim hayat program!...

Mektepte bir yandan Testnn terihini, Ganonun fiziini ezberlemekten, br yandan karmakark bir surette Volteri, Ogst Kontu, o zamann piyasasnda byk srm olan Bhneri anladm sanarak okuyordum. Namk Kemalden Bibliotheque Socialistein kk krmz propaganda kitaplarna kadar birok yasak kitaplar da caba...

Babam, ben, sekiz yanda iken lmt. Annemi ise hi tanmam.

Ben, amcamn Kz tandaki konanda bydm. Amcam, gn grm bir adamd. Vaktiyle Abdlzize mabeyincilik etmi, sonra birka sene Mamuretlziz valiliinde bulunmutu. Bahsettiim tarihte ra y Devlet azasyd. Amcam sevmez deilim. Kendi halinde, sessiz sedasz, tatl bir adamd. Fakat kk grrdm. O zamanki fikrimce, istibdat idaresine hizmet etmi bir memurun, temiz, deerli bir insan olmasna imkn yoktu. Ben, bir aralk gemi azya almtm. Cesaretten ziyade dnyann ka bucak olduunu bilmemekten ileri gelen bir pervaszlkla politikadan, dinden, trl trl tehlikeli eylerden uluorta bahsettiimi iittike amcam kh nasihat eder, kh beni azarlard. Ben, bunu onun idraksizliinden ve korkaklndan ileri geliyor zannederek istihfafla dudak bkerdim.

Gitgide ii yle azttm ki nihayet bir akam beni mtala haneden mdr odasna ardlar. Biraz sonra kapal bir arabada, yanmda bir kanun neferiyle Beiktataki Hasan paa karakolunu boyluyordum. Gidi o gidi...

Beni saraya kimin ne ekilde jurnal ettiini ne o vakit, ne de sonradan renemedim. Fakat mektepteki dolabmda tutulup karakola getirilen kitaplar, onlarn kenarna yazdm ipsiz sapsz notlar beni en korkun bir ihtillci tantmaya kfi idi.

Hasan paa karakolunda son derece fena muamele grdm.

Bu hatralar, sonradan birok defa vnmeme vesile tekil etmitir. Fakat bugn her eyi olduu gibi anlatmak ihtiyacnda olduum iin itiraf edeceim : Karakolda geirdiim gnler hakikatte hayatmn en skntl, tell ve zelil gnleridir. Kahramanlm bir sabun balonu gibi snmt.

O birka gnden sonra, hatta tutulduum gecenin sabah bana kabahatli bir bebek gibi alaya alaya tvbe ettirmek iten bile deildi ve byle bir tvbeden sonra muhakkak dnyann en uslu, uysal bir adam olacaktm. Fakat ne yazk ki hkimin deni kaldrmaya, krlan tamire vakti yoktur; onun ii sadece suluyu vurmaktr. Karakolda beni en pervasz bir ihtillci sanyorlard. Dolabmda tutulan kitaplara, onlarn kenarlarna krmz kalemle yazlm notlara gre haklan da vard.

O birka gn iinde uan kutan medet umdum. Korkak sandm biare amcam, beni bir kahraman gibi mdafaaya alt; almad kap brakmad. Fakat ok yaydan kmt. Byle bir meselede bir kere kda mrekkep damlad m kimse bir ey yapamazd.

Tevkifimin dokuzuncu gn beni birka Harbiye talebesiyle beraber bir asker vapuruna atarak Garp Trablusuna gnderdiler.

IV

Trablusta drt sene kaldm. lk seneki halimi ne siz sorun, ne ben syleyeyim! Srgn benim iin lm gibi bir ey olmutu. Hi beklenilmedik bir zamanda yediim tokman sersemlii bir trl gitmiyordu.

Ekseri muvazenesi bozuk zayf ruhlu insanlarda olduu gibi bende de orta yoktur. Daima utan uca giderim. Nerde o birka ay evvel dnyay dar grerek gkyzne saldrmaya kalkan lgn ocuk, nerde bu dnyaya ksm korkak, uyuuk, bedbin insan karikatr?. . Bu gne memleketinde usuz bucaksz bir tnele dalm gibiyim. nmde en ufak bir mit grmyor, lnceye kadar bu karanlk iinde yaayp gideceim sanyordum.

Trablusta amcamn tandklarndan yerli bir Arap ailesine inmitim. Aylarca dar kmadm; odamda srtst yattm. Anadolunun baz yerlerinde eski bir kocakar itikad vardr. Allah sinekleri Fatma anamz evde sklmasn, onlar kovup elensin diye yaratmtr, derler. Fatma anamz gibi ben de odamda aylarca biri kalkp biri konan yaz sineklerini kovmakla elendim. Bir elencem de gnde birka kere bahemizdeki kuyudan su ekmeye gelen gzelce bir Arap kzn pencereden gzetlemekti.

Burdan kurtulmaktan o kadar midimi kesmitim ki, bir aralk bu kzla evlenmeyi bile dndm.

Bereket versin Trablustaki bizim srgn hemehrilere...

Trablus, o vakit srgnler panayr gibi bir yerdi. lk zamanlarda memleketteki hrriyet kahraman bolluuna ayordum. Fakat biraz sonra anladm ki bunlarn hepsi politika mahkmu deildiler; aralarnda stanbul polisinin baa kamad birok hrszlar, serseriler, zorbalar da vardr. Byleleri tezelden bir tercme i hal uyduruyorlar, kendilerini politika mahkmlar, hrriyet fedaileri arasna kartryorlard.

Mahpuslar gibi srgnler de snf farkna pek aldr etmeyen, birbirinin aybn yzne vurmak ihtiyacn o kadar duymayan geni ruhlu, pikin insanlardr. Bunun iin sahici politika mahkmlar tekilere yz vermemezlik etmiyorlar, onlarn uydurma kahramanlk hatralarn da yalan olduunu bile bile dinliyorlard.

Para sknts ekmiyordum. teki hemehrilerin haline baklrsa zengin bile saylrdm. Annemden bana epeyce mal, mlk kalmt. Amcam, stanbulda bunlar gayet iyi idare ediyor, kiralarnn bir ksmn muntazaman bana gnderiyordu.

Para kokusu hi bir kokuya benzemez; abuk duyulur.

Muhta hemehrilerin bir ksm etrafmda dolamaya, bana kur yapmaya baladlar. sabet de oldu.

Onlarn tevikiyle yava yava sokaa kmaya, insan iine girmeye baladm. stanbuldan ayrldm gn, amcam hasta idi. Buna ve belki de daha baka tehlikelere bakmayarak zavall adam yatandan km, beni son bir defa grmek iin vapura gelmiti. Ayrlacamz srada syledii szler hl hatrmdadr: Aman ocuum, orada olsun azn pek tut. Bil ki orada stanbuldan ok hafiye vardr. Ne sylersen buraya, mabeyne yetitirirler. Seni bir gn affettirmek iin zayf bir midim var. Fakat gene bir gevezelik edersen o kap da kapanr.

Amcamn nasihatlerini bu sefer olsun tutmaya andm vard. Trablus, ikinci snf bir srgnd. Bir de daha hatrllar iin Fizan diye bir birinci snf vard ki oraya gitmek kr kuyuya dmek demekti.

lk zamanlarda etliye, stlye karmaya cesaret edemiyor, sade arkadalar dinliyordum.

Evvelce de sylediim gibi burada herkes politikac idi. , be arkada bir araya topland zaman mtemadiyen Abdlhamit aleyhine atlp tutuluyor, herkes, doru veyahut uydurma bir macera anlatarak vnyordu.

Derken, yava yava benim de itahm kabarmaya balad. Bundan baka Hasan paa karakolu gibi arkadalar da muhalefetimin ciddliine inanmlard.

ki yabanc dil bilen, okumu, kibar bir tbbiye talebesi... Fazla olarak mabeyinde eli olan byk bir adamn yeeni... Byle bir gencin buraya dmesi iin mutlaka cidd bir sebep olacakt. Ben. tabi burada da Hasan paa karakolundaki gibi vallahi kabahatim yoktur.

Yaptm bir cahillikten, zevzeklikten ibaretti. diyemem. Buna genlik gururum mani... Hem bu kadar sknt ektikten sonra benim de bir para vnmeye hakkm yok mu? Sonra Abdlhamitin

haksz yere zulm ettii, hayatn, istikbalini krd insanlardan biri de benim. Padiahm ok yaa! aracak deilim ya... Elbette biraz sylenecektim.

Yalnz ara sra transit olarak birka gn Trablusta kaldktan sonra Fizan yolunu tutan yolcular da gzden uzak tutmamak lzmd. Gzel bir usul bulmutum. Bana niin srldm sorduklar vakit esrarl bir tavrla glmser, ar bir eyler sylemeye hazrlanyormuum gibi yzlerine bakar, sonra vazgeerek: yle icap etti... Hayattr bu... Haritada her ey yazar... Sonu iyi olacak inallah... gibi manasz lakrdlarla bahsi kapatrdm. Bylelikle azmdan su diye tutulacak bir lkrd kmam olurdu. Fakat arkadalarla da ehemmiyetli srlarm varm da nedense sylemek istemiyormuum gibi bir phe uyandrrdm.

Bir zaman sonra arkadalardaki bu phe bana da geti. Yani, stanbulda hakikaten politika yaptma ve rejimle cidd surette uram bir adam olduuma inanmaya baladm.

Trablusta gitgide canlanyordum. Tnelin br ucunda tekrar ufak tefek klar belirmiti. Shhatim, neem, itahm gnden gne dzeliyor, yaamann tadn yeniden duymaya balyordum. imdi bana en lzm olan ey bizim bozulmu program tekrar yapmakt. Doktorluk fasl bu programdan oktan silinmiti. Bu vaziyette bir meslek tutmaya da imkn yoktu. u halde, aresiz, politikac olacaktm. Fakat yle kara cahil ayak politikacs deil, adam akll km bir politikac...

O vakit politika ile mcerret ilmi birbiriyle gayet kolay uzlar eyler sanyordum.

Hasan paa karakolunun hatralar eski kuvvetini kaybettii iin dilim de olduka almt. Hele emniyet ettiim birka uyank arkadala bulunduum zaman blbl gibi tyordum. Avrupada Jn Trklerin kard gazeteler muntazaman Trablusa gelirdi. Bunlarn aznn sklna emniyet edilen birka bildik yannda yksek sesle okumak, gece toplantlarnda Abdlhamite svp saymak bana politikaclk, komitaclk gibi grnrd. Cinci hocalar nasl muska ile, dua ile cinleri boarlarsa ben de lakrd ile memleketten mstebitleri kovacama kaniiydim.

Bir taraftan ilim ileri de politika ile atba gidiyordu. Avrupadan ynla kitap getirmitim. Odam bir dershane gibiydi. Mektep program eklinde bir program yaptrmtm. Riyaziye, fizik, kimya, tarih, felsefe, sosyoloji... Hepsi tamamd. Bunlar enmeden okuyor, not ediyor, hatta ezberliyor, bylelikle kendi kendimi yetitirdiime inanyordum. Trablusta, Vahap isminde srgn bir mhendis vard. Elli yalarnda, uyank ve zeki bir adamd. Bu Vahap, odama Teebbs i ahsi Darlfnunu diye bir ad da taklmt. Ne l! Herkes ilmi mekteplerde mahdut kafal hocalardan okur, sen dorudan doruya ehlinden; Aristo, Eflatun, Kant, Kont gibi birinci snf dhilerden okuyorsun! diye beni tevik ederdi. Tevik ediyor diyorum amma belki de alay ediyordu da ben farknda olmuyordum.

Hatta hi bir ie yaramam bir adam olmamda kafam byle harar doldurur gibi bin trl kark eyle tka basa doldurmann da ok tesiri olduuna hi phe yok.

nc senenin sonuna doru taknlm gene son dereceye kmt. Yaknda yeni bir belya urayacama hi phe yoktu. Rastgele padiahn, rejimin aleyhinde atp tutuyor, vilyette deta Meveret gazetesinin acenteliini yapyordum. O kadar ki Trablustaki arkadalarmdan bir ksm deta benimle konumaktan ekinmeye balamlard.

aydan beri hasta yatan mhendis Vahap, bir gece beni evine artt:

ok ileriye gidiyorsun zannederim. Kulama baz fena eyler alnd: Seni jurnal etmiler. Vilyet, hakknda tahkikat yapyormu. Aman, gzn a... Fizan boylayacak gibi grnyorsun. dedi.

nsan, koa koa yokutan inerken birdenbire aadaki bir tehlikeyi grp duraym der, duramaz; yolunu deitiremez; tepine tepine inmekte devam eder. Vahap, bu korkun havadisi verirken, ben de ayn haldeydim. Bir trl kendimi tutamyor: Adam sende... Ne kar?. . Umurumda bile deil... diye sinirli sinirli glyor:

Kemend i cangdaz ejderi kahrolsa celldn... Top olsa atlsa barma arz...

Diye Kemalden beyitler okuyordum. Okuyordum amma o gece de sabaha kadar uyuyamadm. Gzm yumup biraz geer gibi oldum mu kendimi Hasan paa karakolunda gryor, yatan iinde boyumca frlyordum. Yarabbi, sen bilirsin!

Politika kahramanl, hrriyet mcadelesi hakknda o zaman ne gzel fikirlerim vard. Sen, azna geleni syleyeceksin. Kendinden gerek fedakrlktan, vatan iin lmek saadetinden bahsedeceksin. Oturduun yerde nne geleni kesip bieceksin. Buna kar kimsenin sana ilimeye hakk olmayacak, bir klna bile hata gelmeyecek...

Drt gn dehetli bir korku iinde yaadm. Beinci gnn akam evime dndm zaman odamn kaps krlm, birok gizli kitap ve gazetelerimin yazhanenin gzndeki evrakm, tabancam ve bir miktar paramla beraber arlm olduunu grdm. (Arada onu da syleyeyim ki ilk geldiim sene yannda yaadm Arap ailesini oktan brakm, deniz kenarnda bal bana bir ev tutmutum. ) Hizmetim o gn izinliydi; birka saat evvel eve dnnce o da arp kalmt. Neye uradm Aksarayl Halil isminde bir srgn arkadatan rendim. O gn ortalk kararrken eve iki sivil memur girmi, odam aram ve ehemmiyetli grd eyleri alp gtrm. Aksarayl Halil, bu adamlarn ellerinde iki byk paketle evden ktklarn gzyle grmt. Halil, gz ak bir stanbul apknyd... Beiktata bir hafiyeyi dvd iin buraya srldn anlatrd. Trablusta belli bal bir i tutamamt. Halil, vakti yerinde arkadalarn ayak ilerine bakard; biz de onu elimizden geldii kadar koruyorduk. Halil, bana evvel ii anlamak iin polis karakoluna gitmemi tavsiye etti. Fakat sonra aklna bir phe geldi :

Amma gene bilmem beyefendi, dedi, insan hali bu! Ya muzr evrak filn var da onlar almaya geldilerse ayanzla kapana kslm olursunuz... Ehemmiyetli bir eyinizi almamlarsa hi arkasn aramazsanz daha iyi olur.

Sen git, yat bakalm, yarn, olsun da bir aresine bakarz, diye Halili savdm.

Vahap, bana tehlikeyi bir hafta evvel haber verdii halde ne diye Meveretleri, gizli kitaplar ve notlar yok etmemi, yahut daha emin bir yere kaldrmamtm! Hele el yazmla yazlm notlardaki baz satrlar dndke salarmn dibi buz gibi bir terle slanyordu.

Bunlarn hepsi polisin elindeydi. Yarn sabah beni yakalayacaklar ve doruca Fizana gndereceklerdi. Hatta yarn sabah da beklemeyeceklerdi. imdiden evimin abluka altnda olmad ne malm?

Karakola ve Fizana gitmemek iin bir tek are vard: Pariste Jn Trklerin yanna kamak. Bunu zaten senelerden beri kuruyor, fakat bir trl kati kararm veremiyordum. Demek ksmet bu gece imi!

Bereket versin Avrupaya nasl kalacan daha evvel uzun uzadya dnmtm. Hazrlm olmasayd bu gece bu aknlkla bu ii de beceremeyecektim. Eya filn dnlecek zaman deildi. Koluma pardsmden baka bir ey almadan yavaa kapdan ktm, karanl gzetleye gzetleye Fransz general konsolosluunun yolunu tuttum. ki gn sonra hrriyet kahraman, bir tetkik seyahatinden dnen svireli mhendisle beraber vapura biniyordu.

tiraf g olacak amma bu ksm tamamlamak iin bir ey daha anlatmaya mecburum.

Sonradan rendiime gre evimde yaplan aratrmann hakikati u imi :

Serseri Halil, parasz kalm, o gn evde kimsenin bulunmamasn frsat bilerek bahe duvarndan atlam, param, tabancam, kitaplarm alm. Beni korkutarak azm kapamak ve de bu polis hikyesini uydurmu. Hulsa, gen ve lim politikac mmi bir klhanbeyinin parmanda oynamt.

yle akla gelir ki zavall Vahapn, benim mabeyne jurnal edildiimi sylemesi de yaland. Fakat srf baka maksatla, fazla taknlma mni olmak maksadyla uydurulmu bir dost yalan...

Vahap bir daha grmek nasip olmad iin bunu kendisine soramadm.

O vakit stanbuldan kaan hemehriler yangndan kaar gibi bir haldeydiler. Birou komite merkezini imaret gibi kurulu dzen bir ey sanyor, Bir kere ne yapp yapp Parisi tutarsak tesi kolay diye dnyorlard.

Zavall Ahmet Rza, i bulma idaresi mdrlerine dnmt. stanbuldan yeni bir hemehri geldiini, komitenin yeni bir aza ile zenginlendiini duyduu vakit ilk sz : Aman geinecei var m? oluyordu.

Ben, Trablusta olduu gibi Pariste de hi para sknts ekmedim. Amcam lmeden evvel bana son iyiliini etmi. Galadaki han satarak parasn benim namma Osmanl Bankasna yatrmt.

Merutiyetten sonra stanbul gazetelerinden birinde Pariste gurbet ve mihnet seneleri balkl bir seri makalem kmtr. Bu gurbet ve mihnet hakikatte Felemenk peyniri iinde ile dolduran mehur sann gurbet ve mihnetinden pek farkl deildir.

Bir vatan mcadelesinde de olsa zenginin hatr baka trl saylyor. Paristeki hemehriler bana byk bir sevgi ve emniyetle kucaklarn amlard. Ansiklopedik bilgilerim, takn cerbezem daha ilk gnde Mahmut Paa ile Ahmet Rzann gzlerini kamatrmt.

Pariste benim iin tutulacak iki yol vard. Arkadalarla beraber politika hayatna atlmak, yahut da doktorluk tahsilime drt sene evvel braktm yerden balamak. Galiba bu ikincisi daha iyi olacakt. Fakat ya yirmi be; vatan benden hizmet bekliyor. Bende o zaman lkrd ile, yaz ile vatan kurtulacana sarslmaz bir iman var. Arkadalardan birou ara sra kendilerine verdiim ziyafetlerde merutiyet iln edilir edilmez benim iin ilk rtbenin nazrlk olacan sylyorlar. Dndklerimi, sylediklerimi yapmaya baladm zaman memleket birdenbire gllk, glistanlk olacak.

Harap yurt benden bu kadar byk iler beklerken benim kendi kendimi kliniklere, laboratuvarlara kapayp sessiz sedasz bir mektep ocuu hayat geirmeye hakkm var m?

Maksat bilimse burada istediini renmek iin mektebe yazlmaya da hacet yok. Her keden bir eme sur bu kadar bol ve ucuz ilim akyor. Zeki bir insan, gnde birka saat Sorbona ve byk adamlarn tede beride verdikleri serbest derslere, konferanslara gitse be sene iinde sayl limler srasna geebilir.

Kaya binen ihtiyarn; Ne l! nsan, hem oturuyor, hem gidiyor demesi gibi hem memlekete hizmet et, hem kendine...

Burada da Trablustakine benzer bir program yapmtm. Zamanmn byk bir ksmn mehur tarih, sosyoloji, edebiyat limlerinin kurslarn, konferanslarn dinlemekle geiriyor, bitip tkenmez notlar alyor, kitaplar okuyor, kafamdaki kargaal artrdka artryordum. Genlik ne gzel eydir. Mesel, Sorelin yahut Tardenin bir dersini olduu gibi hatrlayp anlattm zaman kendimi onlara yaklam sanyordum. Mademki onlar gibi dnyorum. Demek ki onlar derecesinde olmasam bile onlara yaknm! yolunda bir kuruntu...

Ders ve tetebbu saatleri dnda kalan btn zamanlarm komite ilerine verilmiti: Mnakaa, kavga, konferans, ra y mmete makaleler, hatta utanarak syleyeceim, iirler, Kemal azyla yazlm ate, kan, yldrm iirleri!...

Bunlardan baka, bir de Neler yapmalyz? diye bir kitap yazmaya balamtm. Bu, hl bitmemi kitabn baz yapraklar ktphanemde durur. Nevini de hl tayin etmi deilim. Fakat iinde tarih, felsefe, sosyoloji, edebiyat, her ey vard.

Geenlerde bir kitap ararken gene o ktlar elime geti. Birka sayfasn okudum ve acdm. Memleket bir balmumundan heykeller atlyesi olmalym. Ben de elime bir kitapla ierisine girerek bildiim gibi ilemeli imiim. Ne emsalsiz bir insan cemiyeti meydana getirecekmiim!

Yalnz, bu kitabm iyi bir taraf vardr ki inkr edersem kendime kar hakszlk olur. Bunu anlataym:

Ahmet Rza ve arkadalaryla benim aramda uzlam bir ihtilf vard. Onlar oportnistti. Aralarndaki kafa farklarna gre baka trl olmalarna da imkn yoktu. Onlar ra yi mmetin bana Ve emrhm ra hadisini yazmlar, gazeteyi Sanca erif e evirmilerdi.

Ben dinsizdim. Neler yapmalyz yazarken model olarak yalnz laik Fransay alyordum. Peygamber bandrasn aarak memlekete girmeyi, hkmet kuvvetinin yardan fazlasn gene eyhislmn eline brakmay, eskisi gibi hacsna, hocasna ayr ayr kavuk sallamay, doru bulmuyordum. Hatta bunu halka kar bir samimiyetsizlik, ilk bir aldatma sayyordum.

nklp yap; memlekette yeni bir idare iln et. Sonra en kk bir ilerleme adm atacan zaman eyhislm acaba nasl kandrsak?, Softalar acaba ne derler? diye dn. Mesel tiyatroya bir Mslman kadn karacan vakit zaman saadette kadnlar hutbeler iradederlerdi. imdiki zamann hutbesi tiyatrodur. Demek ki kadnlarn sahneye kmas Mslmanlk esaslarna mnafi deildir yolunda aalk teviller uydurmaya mecbur ol. Medreseler, imaretler ilesin. Szm ona yeni mekteplerde ocuklar Havva anamzn Hazreti demin kaburga kemiinden yaratldn, yeryznde ilk gemiyi Nuh Peygamberin yaptn retsinler. En sade bir fen meselesinden byk bir su iler gibi korka korka bahset! Buna inklp deil, maskaralk, adam aldatma derler.

Damat Mahmut Paa, Pariste ld zaman mezarnda nutuk verdirmemiler, arkadalardan biri de bunun yerine bir Yasin okuyuvermiti. Robespiyerlerin, Dantonlarn memleketinde bir inklp liderinin banda Yasin... Bu, bana insan kudurtacak bir mantkszlk gibi geliyordu.

Arkadalar bana : Dur bakalm, hele bir kere sa, , salim memlekete ayak atalm. dareyi ele alalm. Senin dediin eylere de elbette sra gelecek deselerdi belki lkrd anlardm. Fakat onlar yanl bir yola sapmlard; beni ilim diliyle kandrmaya alyorlar, lkin bilgi daarcklar benimkinden ok daha hafif olduu iin daima alt oluyorlard.

Bu noktalarda en ok Abdullah Cevdetle anlayordum. O da benim gibi her telden alan bol ve kark malmatl, ilme ve nazariyeye ok inanm bir ate idi.

Ahmet Rzaya gelince, o, beni daima beenmi ve tutmu bir insandr. Ondan grdm tek fenalk deerimden fazla kymet vererek beni martm olmasdr.

VI

Nihayet Merutiyet... On bu kadar yl ayrlktan sonra memlekete dn... stanbul, kardan grnnce kendi kendime : Ayrlk uzun srd amma dedi. Hele kr, seni kurtardk! diyorum. Fakat byle ilerde de gecikmeye gelmiyor. Biz, Paristen gelinceye kadar stanbulda baka kurtarclar tremi; btn sokak balar tutulmu... Nutuklar, alglar, renk renk gazeteler, bir kr dvdr gidiyor.

Dne kadar kelerinde yan gelip oturmu birtakm kimseler birka gn iinde kendilerine birer tercmeihal uydurmular, bahelerde Zr i bozumuzla aldk biz bu hrriyeti diye bar bar baryorlar. Bize de ara sra ho geldiniz. Gazanz mbarek olsun! diyenler var amma kfi deil.

On be gn gemeden bende iin iin mayalanma almetleri ba gsterdi. Arkadalara : Bu ne hal? Tefi biz aldk, parsay bakalar topluyor... Hani memlekete girer girmez idareyi ele alacaktk, yle yapacaktk, byle yapacaktk! diyorum. Fakat kulak asan kim?

lk zamanlarda en ok kzdm adam Ahmet Rza idi. ttihatlar onu karagz gstermelii gibi perdenin ortasna oturtmular, btn kuvveti kendi ellerine almlard.

Gezdiim, yrdm yerde ef bizi gz gre satt, inklb dejenere ettik diye ate pskryordum.

lknce bende patlak veren bu honutsuzluk, yava yava baka yerlerde de grnmeye balamt. Prens Sabahattin, grltl bir ekilde arkadalarndan ayrlarak Ahrar frkasn kurdu. Daha sonra ttihatlara kar Vahdettinin yeil bayrana kadar renk renk bayraklar ald. Ben, kendi frkamdan honut deildim. Fakat baka bir frkaya girmeye de bir trl kendimi raz edemiyordum. Sebebi u ki, benim beenebileceim frka yeryznde daha kurulmamt; kyamete kadar da kurulmasna imkn yoktu. Benim frkam ilim akademisi gibi hep seme limlerden, filozoflardan meydana gelecek... inde cahil, aptal, kstah, mazisi bozuk, karakteri zayf adam bulunmayacak... Yalan yok, riya yok, hakszlk yok, tehdit yok, antaj yok... Muhalifler bu frkann elinden hkmeti kapmak iin bin trl yaygara, tehdit, iftira, pislik, suikast, cinayet yapacaklar...

Benim faziletli limlerim kzmayacaklar, korkmayacaklar, alaka propagandalara, saldrlara kar koymayacaklar, her ii yalnz akl, mantk ve kanun vastasyla yoluna sokacaklar.

Ben, byle bir frkann mesel barsaksz bir insan, gibi yeryzne kmasna, ksa da be gn iinde trl rezalet ve sefaletle sprlp gitmemesine imkn olmadn dnemeyecek kadar toydum.

Zavall Ahmet Rza, benim btn titizliklerime, nazlarma katlanyor, bell bir maceraya atlmama meydan vermemek iin elinden geleni yapyordu. bana gelmeden beni idare etmek o kadar zor deildi. Ortada henz paylalmayacak bir ey yok. Komitede kimsenin hali tekinden iyi deil. Fazla olarak bir arada byk gn bekleyiin uyandrd karlkl sevgi havas var. Fakat sofra kurulup kaklar ilemeye balaynca i deiiyor. Ahmet Rza, bendeki sinirlilii frkada eskiden umduum kadar parlak bir mevkiye getirilmememe veriyordu. Kim bilir belki de hakk vard. Merkez i umum biraz enemi okasayd belki bsbtn baka bir adam olurdum. Fakat onlarn yle kark bir ana baba gnnde benim gibi septik, ukala bir insana fazla yz vermelerine sebep yoktu. Benim kuvvetli bir politika nazariyecisi olduuma ve memlekete hayrm dokunabileceine inanmakta devam eden Ahmet Rza hl frsat bulduka beni bir kuvvet olarak ileri sryordu. Baz husus toplantlarda ttihat efleriyle yaptm mnakaalar hatrlarm.

Zaten teden beri btn marifetim byle toplantlarda anlalmaz bir atee kaplarak gzel lkrd sylemek, artc fikir cambazlklar yapmaktan ibaretti. Ortaya bir mesele atld vakit son derece limane ve ince tahlillere giriirdim. Talt, hayretle gzlerini aar: Bu adamda bir eyler var amma bilmem neden ben ak anlayamyorum! gibi bir mana ile yzme bakard. Fakat biraz sonra onun pratik halk adam mant galebe alar: Gzel, l, fakat netice, karar? diye sorard. O zaman da almak sras bana gelirdi. Neticeyi, karar ben ne bileyim? Ben meseleyi tahlil ediyor, bu i yaplrsa u; yaplmazsa u, u u tehlikeler var, diyorum. Amma hangisini yapmamak lzm olduunu birdenbire nasl kestireyim? Eh, sen madem ki i basndasn. in beklemeye tahamml yoksa birinden birini yaparsn. Ben de sonra oturduum yerden seni tenkit ederim.

Tabi byle sylenemeyecei iin ben sadece ne bileyim? manasna gelecek bir iaret yapyordum. Talt, o vakit bsbtn aryor: Netice, karar yoksa o halde neden konuuyoruz!... diyordu.

Bazen arkadalar ac ac hrpaladm da olurdu.

Sokaklarda adam ldrld, Bekiraa kouunun muhaliflerle dolup tat gnlerdeydi. Bir gn merkez i umumde oturuyorduk. Bir aralk Avrupa byk adamlarndan bazlarnn ad gemiti. stanbul Muhafz Cemal Bey: Ne yazk bizde mesel bir Anatol France kmyor dedi. Ben, bir iki yutkunduktan sonra dayanamadm Zat linizin can galiba gene sopa ile adam ldrmek istiyor! dedim.

Nihayet Ahmet Rzann da ayaklar suya ermiti. Bir gn bana :

Yavrum, sen en iyisi gazetecilik yap, yaz yaz, dedi, dndklerini yazar, halk uyandrrsn. Yalnz, bir frka gazetesinde alacan, sa, solu, biraz kollamak lzm geleceini unutmayacaksn...

Gazetecilii bir zamandan beri kendim de dnmyor deilim. Arbal bir gazetenin bamuharriri olmak, dndklerimi olanca aklyla ortaya dkmek. Byle yaparsam bir skntdan kurtulacam, ferahlayacam sanyordum.

Ahmet Rzann bana teklif ettii gazete geri bir frka gazetesiydi. Fakat benden uluorta her eyi beenmem istemiyorlar, hatta makul tenkitlerim olursa dinleyeceklerini vaat ediyorlard.

Derken bir gn kollar svayp ie baladk. Fakat benim gibi bir adam iin bamuharrirlik ne demir leblebi imi. Dndklerimi lkrd ile gayet kolay anlattm halde kalemi ele alnca put gibi tutuluyordum.

Bir kere bir gazete makalesinin bir ilim yazsndan ok baka bir ey olduunu anlayamamtm. Herhangi bir meseleyi rastgele bir yerinden tutup paldr kldr yazmaya balamak elimde deildi. Mutlaka inceden inceye tahlillerle onun derin sebeplerine kadar inmek lzmd. Yazlarm bu yzden ak, canl politika makalelerinden ziyade siyas felsefe derslerine benziyordu.

Sonra, benim asl davam kendi kendimle idi. Bu fikri yazacam vakit onun doruluuna en nce kendimi inandrmakla balamalydm. Gazetecilikte, hele parti gazeteciliinde bu, pek seyrek nasip oluyor, gndelik makalelerim tereddtler, phelerle dolu bir geveleme eklini alyordu. Tandklardan : Yahu, sen ne derin, ne ilm makaleler yazyorsun. Yaz byle olur. Nedir o teki paavralardaki tulumbac kfrleridiyenler vard. yi amma teki paavralardaki tulumbac kfrlerinin bir harfini karmayan bu dostlarn benim ilm makalelerden bir tekini bandan sonuna kadar okumadklarna hi phe yoktu. Hatta komite arkadalar da yleydi. Ben, ara sra tersine tepen bir tfek gibi bizimkilere de atar, kendi kendime: Kzacaklar amma ne yapalm. Biraz inelemezsek olmaz! derdim. Fakat onlar benim st rtl kinayelerimin, dolambal tenkitlerimin farknda bile olmazlard.

O vakit ki mizah gazetelerinden biri Gndelik felsefe i siyaset mecmuas diye benimle ne gzel alay ederdi. Benim zavall gazete bir zaman byle kendi kendine sylendikten sonra batp gitti.

kmadk candan mit kesilmez derler. Ahmet Rza, beni bir kere de idare ilerinde denemek istedi ve yakn sancaklardan birine mutasarrf gndertti:

Sen imdi git... yi iler greceine, pek yakn bir zamanda varlk gstereceine eminim... O zaman seni vali yaparz diyordu.

Birdenbire vali yapsalard belki daha ziyade muvaffak olacaktm. Fakat benim o zamanki birka aylk tecrbemle anladma gre memuriyetler aadan yukarya deil; yukardan aaya doru gleiyor. Mesel tahrirat mdrnn mutasarrftan, ktiplerin tahrirat mdrnden daha fazla i adam olmalar lzm.

Ben, ie yani lkrdya baladm zaman kk memur arkadalar zekma, bilgilerim, n derinliine amlard. Onlar, gndelik muamelelere balaynca da benim azm ak kald.

Memurlarn en kts benden ok fazla muamele, usul, nizam, kanun biliyordu. Ben bu ilerde sfrdm.

Ben, nme ylan ktlar karsnda bocaladka, birdenbire karar veremeyerek ii medreseye dkmeye altka onlar nazik nazik bana yol gsteriyorlar, akl retiyorlard. Fakat hainler ii tadnda brakrlar m? Acemiliimi grnce beni atlamaya, oynatmaya kalktlar. te taraftan ileri fikirlerim kasaba erafn kukulandrmaya balamt. Onlar, bu fikirlerin hi bir zaman kutularndan dar kmayacak zararsz oyuncakl eyler olduunu anlayamyorlar, bana ters ters bakyorlard. Nihayet bir yamur duas meselesi kt. Ahali, bir gn daa kp bara ara Allahtan yamur isteyecekti. Ben, idareme braklm bir toprakta ahaliyi yamur duasna brakaym! Bu, olacak ey mi? Kendi memurlarm da kar tarafta olmak zere btn kasaba halkyla aramda korkun bir arpma oldu. Derken grlt vilyet merkezine aksetti. Validen sert bir emir aldm tnmadm. Dahiliye Nazrndan da emir alsam ayn eyi yapacama hi phe yoktu. Fakat i o raddeye gelmedi. Bir gece birdenbire verilmi bir kararla istifam yazdm. stanbula dndm. Hayatta ilk ve son memuriyetim budur. ay iinde beni otuz sene alp abalam kadar yormu ve zm bir macera.

VII

stanbula dndkten sonra uzun zaman Ahmet Rzay grmee gitmedim. ttihatlar gibi ondan da artk stkm syrlmt.

Gezdiim yrdm yerde birka sene iinde o da le gibi rd. ttihatlara kle oldu diye onu ekitiriyordum.

Ahmet Rzadan da birka ay hi ses seda kmad. Fakat bir akam sokaktan dndm zaman Meclisi Mebusun Riyaseti damgal bir zarf buldum. Ahmet Rza, hi bir sebep gstermeden beni yemee aryordu. Gittim. Yalnzd. Dargnlm bilmiyormu gibi sadece:

Ka vakittir nerelerdesin? Greceimiz geldi... dedi.

Yzn grnce ben, birdenbire yumuayverdim.

Politika lkrds alrsa kavga etmekten korktuumuz iin sofrada hep havadan sudan konuuyorduk.

Ahmet Rza, kahveden sonra uzun uzun yzme bakt.

Artk anlald. Sen bunlarla geinemeyeceksn, dedi. Ben hemen szn kestim, glmseyerek:

Meclisi Mebusun Reisi niin bizimle demiyor da bunlarla diyor acaba? dedim.

O, bu noktalarda artk benimle mnakaa etmemeye karar verdiini gsteren bir tavrla:

Bizimle, bunlarla ikisi de bir, dedi. Evet, senin imdiki halde muayyen bir tekilt iinde almaya kabiliyetin olmad anlalyor... En iyisi sen Darlfnun, mderrisi ol... Ne dersin? Genlii istediin gibi yetitirmek ve istikbale hkim olmak iin en iyi saha...

Ahmet Rzann bu fikri fena bir bulu deildi. Bugnk kargaaln ba sebebi memlekette hakik fikir adamlarnn devede kulak kabilinden olmasyd. Darlfnunda yeni insanlar, birka kuvvetli talebe nesli yetitirip halk arasna salmadka ilerin deimesine imkn yoktu.

Son zamanlarda idare ve politika ilerinden azmn payn alm olduum iin Darlfnun profesrl gururumu da okuyordu.

Ahmet Rza, sessiz sessiz dnmemden teklifin houma gittiini anlad, babacan bir glmseme ile:

yle, yle... Hepsinin iyisi bu, ben alkadarlarla da grtm... Eski arkada kaybetmemek hepsini memnun ediyor... Hangi dersi istersen mmkn olacak. . u halde hangisi keyfine gidiyorsa bana haber ver... tesine karma...

Beni yumuam grmek Ahmet Rzay da memnun etmiti. ki saat kadar eski gnlerden, Avrupadaki mcadele ve mit htralarndan tatl tatl bahsettikten sonra hangi dersin profesr olmak istediimi ertesi sabah bir tezkere ile kendisine bildirecektim.

Benim bu geceki gibi baz tuhaf uyanklk zamanlarm vardr. O gece de byle bir eyi btn iylii ve plaklyla grdm bir geceydi. Karanlkta yaya olarak evime dnerken yle dnmeye baladm: Been beendiini al!... Allah raz olsun, ttihatlar beni lim diye tanyorlar... Fakat neyin limi olduumun kendileri de farknda deiller... Terih, makine yahut musiki mtehasss olduumu sylersem hemen kabul edecekler... Elverir ki bir ihvann hatr ho olsun!. . aka br tarafa neyin, hangi ilmin mtehasss olduumu ben kendim biliyor muyum? Bunca sene okudum, yazdm, syledim, en yksek garp niversitelerinde, kur, konferans dinledim. Neyin mtehasss oldum?

Doktorluk yarda kald... O, yle bir gizli yara ki hi parmak dokundurmaya gelmez... Kendi kendime fizie altm, netice hokkabazlk kabilinden bana fenn elencelerle kendimi elendirmek oldu. Kimyaya baladm; renkli fotorafta karar kldm. Tarihle uratm! Rastgele yn yn ciltler okudum. Mesel Vande isyann gn gnne biliyorum da doru drst bir Osmanl tarihi bilmiyorum. Felsefe, sosyoloji, estetik daha bilmem, hepsi de ayn halde... Hepsi zerine yarm yamalak birok eyler biliyorum, konuuyorum. Fakat hi biri benim iim mesleim diyebileceim bir ekilde pimemi... ttihatlar daha baka ihvana da: Senden iyi deil ya... Been beendiini al! demiler. Darlfnunda benden besbeter hokkabazlar var. Fakat bu, benim de soytar alayna karmam iin bir sebep mi? Zaten ttihatlardan btn ikyetlerimin can noktas bu cins maskaralklar deil mi?

Bu ii kabul edersem, artk kendime de namuslu bir insan gzyle bakmaya hakkm kalmayacak.

Ertesi gn darlfnun hocaln kabul edemeyeceimi ksa, kuru bir mektupla Ahmet Rzaya bildiriyor, aklmda kaldna gre: Bundan sonra psenin: Yalnz adam yegne kuvvetli olan adamdr. szn kendime dstur edineceim. Yalnz alacam diyordum.

O gn ile bu gece arasnda yirmi be seneye yakn bir zaman geti. Otuz beine kadar ok ile ektiini, tecrbe grdn, hayat anladn zanneden bir adam tam olgunluk anda duruyor, arkasna bakyor, etrafna bakyor, daha ehemmiyetli olarak kendi iine bakyor.

Hem bakalar gibi kendi kendine de zalim, msamahasz , bir bakla... Parman akana koyarak derin derin dnyor : Bakalaryla beraber alan adam kendi fikirlerinden, kanaatlerinden fedakrlk etmeye mecburdur. Arkadalarnn birok yolsuzluklarn, uygunsuzluklarn ho gmmeye mecburdur. Yani her cihete klmeye mecburdur. Kuvvet ancak yalnzlktadr. Bundan sonra tek bana almak lzm.

Mehur Don Kiotun yel deirmenlerine hcum programna hayli benzeyen bu program yirmi ksur sene ne netice verdi? imdi size birka kelime ile bunu anlataym:

O zamandan beri memlekette ta yad, kyamet koptu: talyan Muharebesi, Balkan Muharebesi; Byk Muharebe, tekilerden daha korkun bir muharebe demek olan mtareke, nihayet stikll Muharebesi... Memleketin iinde bunca bouma, arpma, kan, gzya, bunca yklmalar ve yeniden yaplmalar...

Yalnz adam bu vakalar karsnda daima seyirci ve tenkiti kald. Kaybedilen, kazanlan muharebelerin inceden tahlilini yapt. Byk Muharebe ve mtareke hkmetlerinin yolsuzluklarn kesinden tenkit etti. lenlerin yasn tuttu. Alayanlarla alad. Lozandan sonra balayan sra sra byk inklplar alklad. Fakat hep dardan, kenardan, uzaktan... Bu vakalarn hi birine karmad, bir ta eliyle uradan kaldrp oraya koymad, bir gn rahatndan, keyfinden kk bir fedakrlkta bulunmad. La Fontainein mehur bir masal vardr:

Kzgn bir gne altnda ift atn dik bir yokuu karmaya alt bir arabaya bir karasinek musallat olur. Sinek, atlarn birinden tekine koar, nnde vzldayarak aklnca, onlar gayrete getirir. Sonra da araba yokuu knca : ok kr, sknt ektik amma arabay da tepeye kardk! der.

Hakikatte benim memlekete hizmetim sinein arabaya yardmndan pek fazla deildir. te en geni bir programla balam krk senenin hikyesi... fls ve rezalet... Buna kar bir tek tesellim var: Ben, daima bir hr fikir havarisi oldum. lim denen eye daima bir kle sadakatiyle inandm ve bal kaldm. Gkyz masallar temelinden yklmadka insanln kurtulmu saylamayacan, istiklllerin en g elde ediliri olan fikir istikllinin ancak byle kazanlacan daima yksek sesle syledim.

Hi imdiye kadar bu yolda yrrken en kk zaafa ve tereddde kendimi kaptrmadm.

Ben, cemiyet hayatnda bir ie yaramam olabilirim. Fakat hi olmazsa kendi hayatm insanca yaadm. Hi bir hareketimle fikrimi nakzetmedim.

VIII

Ben, meydan kahvesinde bunlar dnrken ortalk epeyce kararmt. Kalktm; gene eri br sokaklardan Unkapan kprsne doru inmeye baladm. Evlerden birinden gelen bir ninni sesi beni birdenbire baka dncelere saptrd. Byk emeller benim bir aile oca kurmama da mni

olmutu. Herkes gibi ben de olua, ocua karm olsaydm belki avunur gider, bu saatte kendimi bu kadar bo ve yalnz bulamazdm.

Bu bo ve krk seneler iinde sevmeye vakit bulamadm dersem inanr msnz? Kadnla alkam sreksiz ve deersiz birka maceradan, manasz apknlklardan ibaret kalmtr. Ak, bende yle dumura uram bir duygu ki ben yataki birok insanlarn duyduu sevmek hasretini bile duyamyorum. Byle olmakla beraber evimdeki yalnzlk da elliden sonra bana ar basmaya balamt. Bir Glen kalfam vardr ki annemin evltldr. Ya yetmie yakndr. Fakat henz kzolan kzdr; benim gibi ona da dnya evine girmek ksmet olmamtr.

Ekseri kocaya varamam kzlarda olduu gibi Glende de tatsz bir bedbahtlk vardr. Boynu byk, elleri koltuklarnn altnda hi deimeyen yeil entarisiyle evde sessiz bir gezinii vardr ki, bir evliya sandukas yerinden kalkm dolayor sanrsnz.

Eskiden evimde vakit geirmek en sevdiim eydi. Bazen gnlerce kitaplarmn arasnda kapanp kaldm olurdu. Ara sra serserilik ihtiyac duyduka mart kedisi gibi sokaa frlar, bir mddet tede beride srtp yorulduktan; glmek, elenmek, gevezelik etmek ihtiyacm giderdikten sonra gene en byk bir zevkle keme, kitaplarma dnerdim. Dediim gibi elliden sonra bende eve kar da bir soukluk uyanmt. Her sokak dnnde bo odalarda Glen kalfann yemyeil dolat gzmn nne geldike ayaklarm geri geri gidiyordu. Her halde bu eve biraz grlt lzmd. Bir aralk kimsesiz bir ocuk bulup evlt edinmeyi dnmeye balamtm. Fakat onun da o kadar derdi vard ki. Nihayet geen sene tesadf karma istediimden iyisini kard.

Tesadf diyorum amma Sevim, doduunu bildiim bir ocuktur. Zavall kz, rr yangn gecesi dnyaya gelmitir. Doduktan birka saat sonra annesiyle beraber bir sedyeye koyarak yangndan kamlar, sabaha kar evleri yanmt.

Bu yetmiyormu gibi anas da drt, be gn iinde humma yi nifasiden lp gitmitir.

Sevim, byk bir hakszln kurbandr. Ailede ona uursuz derler. Hatta utanmasalar btn rr yangnnn mesuliyetini ona ykleyeceklerdir. Ailemiz, imdi darmadandr. Kimse kimseyi tanmaz. Tananlar da amcamn mirasndan dolay birbirleriyle kanl bakldrlar.

Sevim, byk halamzn torunudur. Topu binbas olan babas anakkalede ehit olduktan sonra kl ksz kalmtr. ocuk, btn hayatn yat mekteplerinde geirmi, nihayet geen sene Amerikan Kolejinden diploma almtr.

Yal, bal, okumu, yazm insanlarn Sevime uursuz demelerini nedense teden beri hazmedememiimdir. ocua kar duyduum alka ve sempatinin sebebi de son zamanlara kadar bundan ibaretti. Drt, be sene evvel Sevim, bir mektupla beni bir mektep msameresine davet etmiti. Yaknlarmdan birisi tarafndan hatrlanmak houma gitti ve msamerede bulundum.

Meer beni ona aratan da ayn neviden baka ihtiyam! Galiba geleceimi pek ummuyormu ki dehetli sevindi. Beni yere, ge koyamyor, elimden tutarak mektebin tesini, berisini gezdiriyor, rast gele amcam, benim kk amcam diye takdim ediyordu.

Beni bir tercme roman kahramanna benzeten bu gln kk amcam tabirinin hikmetini evvel kavrayamadm. Fakat biraz sonra yanmza gelen mark bir kz, foyay meydana kard. Bu kz, glerek :

Efendim... Ben de size teekkr borluyum. okolalarmz Sevimle beraber tatl tatl yedik, dedi.

ardm : Ne okolas kzm? dedim.

Sevime gnderdiiniz okolalar...

Gzm, Sevime iliti. Kzn yz karmakarkt. Birdenbire hakikati anladm :

Evet, hatrlyorum... Pek iyi etmisiniz, dedim.

Vah zavall ocuk! Demek arkadalarna analarndan, kardelerinden gelen hediye ekerlen, okolalar senelerce yemi, fakat byyp akl bana gelince arayan, soran olmayan bir kimsesiz kz olmaktan utanmaya balam... Nihayet cep harlndan artrd para ile bir kutu okola yaptrm, benden geliyor diye arkadalarna vnm.

Bazen byk sevgilerin ne sudan, ne hiten sebepleri vardr ocuun bu yalan bir anda onu bana bir z evlt sevgisiyle balad. Zevzek kz, yanmzdan ayrlp gitmiti. Birbirimize syleyecek lkrd bulamyorduk.

Sevim, utancndan yerin dibine geiyordu. Fakat benim utancm onunkinden aa deildi. Zengin denecek bir adam olduum halde kimsesiz bir akraba ocuunu bir kere arayp sormam olmak bana byk bir ayp gibi grnyordu.

O gnden sonra Sevime sk sk hediyeler, hem de en zengin arkadalarnnkini bastracak hediyeler gitmeye balad. Bundan baka her sene de mektebin msa meresinde bulunuyordum. ocuklar sahnede piyes oynarken ben de yerimde Sevime daima birinci derecede ehemmiyet vermi efkatli amca rol oynuyordum. Byle byle bir zaman sonra hakikaten teden beri sevitiimize ve birbirine gayet yakn iki insan olduumuza inanmaya baladk.

Nihayet, geen sene son snfn diploma merasiminde de bulundum. Geceye doru nutuklar, arklar, mzkalar iinde diplomalar verilip perde kapannca ocuklar bir teltr almt. Evvelden hazrlanm bavullar, paketleri bahede sra sra dizilen otomobillere yerletiriyorlar, yukarda bir ey unutup unutmadklarn anlamak iin, yahut belki de senelerce yaadklar yerleri son bir defa grmek ihtiyacyla yatakhanelere kouyorlard.

Aralarnda, hocalaryla, arkadalaryla ayrlk sahnelerinin bir trl sonunu getiremeyenler, gelin giden kzlar gibi sevinli bir hznle alayanlar vard.

Sevim de bir aralk kk bir tel geirdi. Fakat benim vestiyerde karan apkam bulmak iin. Onu yanllkla bana geirmi bir ihtiyar ngilizden alp bana teslim ettikten sonra koluma girdi, elindeki kurdeleli diplomay beyaz eteklerine vurarak benimle teden beriden konumaya balad.

Ben, bo bulunarak:

Sende bir hazrlk yok Sevim, dedim.

Sevim, biraz duraklar gibi oldu; sonra cidd bir tavrla :

Benim hazrlk biraz uzun srecek, dedi. Daha birka gn burada misafirim. Size de bugnlerde bir angaryam decee benziyor. Malm ya, biraz bir ey rendik... Kk bir ngilizce muallimlii bulmama yardm edersiniz... Sizin tandklarnz oktur.

Sevim, bu szleri ar ar sylyor. Her cmlenin sonunda arkasn sylemek yakk alp almayacan dnyor gibi be, alt saniye duruyordu. Ben de o esnada onun syleyemedii taraflar zihnimden tamamlyordum :

Sende hazrlk yok diye benimle eleniyorsun galiba... Gidecek yerim olmadn bilmiyor musun? Burada birka gn daha kalabilmek iin yzm kzartp mdrden izin istedim. Allah raz olsun, olmaz demedi. Deseydi artk otele mi gidecektik Allah bilir... Size de galiba bir angaryam decek...Galiba diyorum... nk kimsesizliimi bilen bir iki yakn arkada, babalarna, kardelerine syleyerek bana i bulacaklarn yarm azla vaad ettiler... Fakat mit zayf... Halimi bildii halde bana sende hazrlk yok diyecek kadar yabanc bir akrabaya iim dmesini istemezdim. Fakat sonunda galiba gene sana muhta olacaz.

ocuun bu sknts karsnda ne yapmak lzm geleceini o dakikada tasarlamtm. Fakat bu defa da benim dilime bir tutukluk arz oluyordu. Nihayet, ben de onun gibi tane tane konumaya baladm: Sevim, kzm... Sen mektebi bitirdin... Geri bir i bulmak mmkn... Fakat ne de olsa bir gen kz iin yalnz yaamak doru bir ey deil... Onun en iyisi... yle yaparz... Anlatabiliyor muyum?

ocuk hayretle yzme bakyor, evet diyor. Fakat, tabi, bir ey anlayamyordu. Yalan olmasa bilmem bu dnyada ne yapacakmz? Hemen bir masal uydurdum ve anlattm:

Sevim, ben bir zamandan beri bir ey dnyorum. Bilmem sen ne diyeceksin? oluum, ocuum yok. Bilirsin ki byle eyler de bu yatan sonra tedarik edilemez... Seni kendime evlt etmeyi kurdum. Korkma, ok uzun deil... Kocaya varncaya kadar misafirim olacaksn... Zannederim ki bir arada ok iyi gnler geireceiz... Geri odan hazrlatmadm. Sebebi... Sebebi sen hangisini beenirsen onu al diye... Yarn arya karz. Biraz yeni eya da dzeriz.

Benim kekelememe bedel Sevimin dili bsbtn tutulmu gibiydi. Ara sra bir ey sylemek iin azn ayor, fakat sesi kmyordu. . O esnada motoru ilemeye balam bir otomobilden bir kz atlad, yanmza kotu; Sevimi iki yanandan perek:

imdilik Allahasmarladk. Ben gene mektebe gelir, seni grrm, dedi.

Ben: Buraya beyhude zahmet etmeyin... Evine gelin ocuum, dedim. Arkadanz imdi gtryorum.

Kz, ard; Sevimin birdenbire ev, adres sahibi olmasna inanamyormu gibi:

Sahi mi Sevim? dedi.

Bu kz, araya girmemi olsayd, Sevim, belki bana bir para naz ederdi. Fakat arkadana kendisinin de kimsesiz bir kz olmadn gstermek yle bir zevkti ki dayanamad:

Amcam brakmyor, mutlaka gtrmek istiyor, dedi.

Ben, biraz evvel trl tereddtlerle ie baladm halde imdi gayet kat hareket ediyordum. Sevimin yatakhanedeki , drt para eyasyla kitaplar be dakikada topland, otomobile yerletirildi. ocuu bir baka gn gene mektebe getireceimi syleyerek hocalarna veda etmesine bile meydan brakmadm. Sevimi evine gtren otomobil mutlaka tekilerin arasna karmal, onun mektepte kalmadn arkadalarna gstermeliydi. Be dakika iinde ne inklp!

Hayatmda hi sevmedim gibi bir ey. Fakat vaktiyle birisini sevmi olsaydm, ummadm bir dakikada nianlanarak onu evime gtrseydim, galiba bu gecekinden daha fazla sevin ve heyecan duymayacaktm.

Sevim, o gn bugn evin kz gibidir. Umduumdan gzel huylu bir ocuk kt. Neesi ve canllyla beni tekrar evime sndrmt. Kh gezmeye karz; kh bir iki dostla beraber hoa geceler geiririz. Glen kalfann trbe yeili entarisi bile bazen bana taze imen renginde grnr. Saygl bir kz olduu iin benim rahatna dkn ihtiyar bekr kaprislerime de ilimiyor. Hele yalnz kalmak, okumak ihtiyacnda bulunduum zamanlarda semtimize uramaz. Kendisini aratp zorla yanma getirinceye kadar. Yalnz, ge kaldm, yahut eve gelmediim geceler akacktan biraz kr, grlt eder. Buna kzmak yle dursun, beni de arayp soran bir insan bulunmas deta houma gider.

Biraz evvel de sylediin gibi Sevim, evin kzdr. Fakat geldii gnden beri ad nedense misafir kalmtr. Bunu deitirmekte de bir fayda grmyoruz. nk bu kelime her zaman bir arada kalmayacamz hatrlatyor ve bizi birbirimizden sklmak, usanmak tehlikesinden koruyor. Bylece er ge, kocaya vard zaman da ben fazla garipsemeyeceim.

Unkapan kprs kapal olduu iin bir sandala binmitim. Deniz o kadar gzel, sandal o kadar rahatt ki, yolu mmkn olduu kadar uzatmak fikriyle sandalcya beni Karakye gtrmesini syledim. Haliin bu ksmn dolduran mavnalar arasnda oyalana oyalana ilerliyorduk. teden, beriden sulara dklen klar mavnalardan f f zeytinya akyormu gibi ar bir parlt ile deta kreklere yapyordu. Rait ocuun tekatl kafam alabora etmi, beni saatlerce trl kark, karanlk dnceler iinde bunaltmt. imdi Sevimi dnmek bana bu sandaln, arkama kayklarak ensemi dayadm yast kadar dinlendirici geliyordu. Byle olmakla beraber sandaldan Karaky kprsne ktm zaman btn o eski yerleri ve zamanlan bamdan ziyade ayaklarmla dolam gibi yorgundum.

IX

Kapdan girince bir frtnaya tutuldum. Sevim, arkasnda benim kimyager gmleim, elinde bir szgeli mutfak kepesi, zerime saldrd:

Akolsun size... Be dakika daha gelmeseydiniz karakola telefon edecektim; rezil olacaktk... nsan ellisinden sonra tekrar ocuk olur derler... ok doru... Hesap verin bakalm nerelerde srtyordunuz bu saatlere kadar?...

Kz, beni kollarmdan yakalam, dut silker gibi tartaklyor, kepenin yalar stmze, bamza sryordu...

Kz, git iine... Zaten gbel ayakta duruyorum; ayp, diye kendimi kurtarmaya alyordum... Fakat sert bir fra, elbiseden sokan tozunu, amurunu nasl defederse, bu tartaklamann da beni yle temizlediini, bu uursuz akamn dncelerimi rk yemiler gibi dktn duyuyordum.

Ben, grnte kadn avclndan baka marifeti olmayan bir salon erkeine benzerim. teden beri gzel giyinmeye, gzel konumaya merakm vardr. Kadnlarla konuurken hareketlerimde, sesimde bir tiyatro jnprmiyesi yapmacklar vardr. Bundan en ziyade kendim ikyet ettiim halde bir trl tashih edemem. Sonra, yzm de inanlmayacak kadar gen kalmtr. Nihayet bekrm. Neden imdiye kadar olua ocua karmadm? Btn bu sebeplerden dolay birok kimseler gibi Sevim de beni apkn sanr ve darda baz gizli maceralarm olmasndan phelenir.

Bu geceki gibi eve ge geldiim zamanlar kz, bu phesini yzme kar tekrar etmekten de ekinmez. Sandalda bir aralk skntdan kravatm gevetmi, sonra dzeltmeyi unutmutum.

Sevim, beni zorla portmantonun aynasna srkleyerek :

una bakn da utann, dedi. Bunu hangi yosma byle balad? Ellisini am ihtiyarlar batan karmasn bilirler insan gibi bir boyunba balamasn bilmezler.

Bu sefer de yal kepesini inadna elbiselerime, salarma dokundurarak kravatm dzeltmeye balad. Parmaklaryla beraber dili de durmadan iliyordu

Merak edecek bir ey olmad malm... Nerede olduu malm... Gzn kapa, ihtiyar amcann yosmasyla kar karya gel cilveletiini sinema gibi seyret, gl... Fakat eytan, adamn aklna baka eyler de getiriyor. Ellisini gemi insann gz grmez kula iitmez, bana kafasna ne kadar olsa sersemlik gelir... Hadi teden bir tramvay, yahut otomobil... Allah esirgesin. Yukar katta k ve ayak sesleri vard.

Gevezelii brak Sevim, dedim. Misafir mi var? Sevim, birdenbire ciddileti beni elimden tuttu mutfaa doru gtrerek :

Sormayn, dedi, bir baskna uradk ki... Yukarda tam bir dzine insan bekliyor... ki saattir Glen kalfayla canmz kyor.

ardm :

Sevim hafif bir tereddtten sonra saymaya balad:

Evvel Hayriyeler... Btn aile... Sonra... Sonra... Kz, kalabalktan holanmadm iin beni korkutuyordu.

Glerek : Bo yere kendini yorma; anlald, dedim.

Misafirler topu topu iki kiiden ibaretti. Arkadam Mkerremle uzak akrabamdan Turgut isminde gen bir ocuk.

Byle olmakla beraber iki kiiyi arlamak Glen kalfayla Sevime bir dn sofras karmak kadar ar gelmiti. Yalnz olduumuz zaman Glen kalfa bize yarm yamalak bir eyler piirir. Fakat bir misafir geldi mi evin iinde bir teltr balar. Sevime gre Glen kalfann yemekleri insan iine kamayacak kadar eski tertiptir; kendisinin de mutfaa girerek yeni ve k yemekler hazrlamas lzmdr. Halbuki yeni kzlarn mektepte kitap tarifeleriyle rendikleri alk malm... Sevim, elinde yazl formller, terazilerle mutfaa girer, arkasnda benim kimyager gmleimle saatlerce alr. Nihayet yemek pier. Fakat her nedense her defasnda mutlaka bir yanllk olur, ya etler yanar, ya da pirin tkz kalr. Grnr bir kusurlar olmad zaman da tatlarnda mutlaka hazin bir yavanlk vardr. Saatlerden beri Sevimin beyaz gmleine, terazilerine, bunlardan fazla olarak da bilgi edasna iinen Glen kalfa, hain hain gler, bazen ben de kendimi tutamayarak onun gibi yaparm. O zaman Sevim utanla kark kzgnl grlecek eydir. Zavall ocuun: Siz beenmezseniz beenmeyin. Pekl olmu, ben yerim! diye bize inadndan fena yemei kinin yutar gibi zorla yedii bile olur.

Onlar, bu akam da misafirleri yukarda yalnz brakmlar, mutlaka birbirleriyle ekiip duruyorlard.

Sevim, beni elimden tutarak evvel yemekleri gsterdi, sonra yemek odasn gstererek :

u sofraya da bir bakn, dedi, malm ya bizim ev hanmlna pek aklmz ermez.

Sevim, sofray ok zenerek hazrlam, bahede ne kadar iek varsa yolup getirmiti. Arada syleyeyim ki Turgut, birka aydan beri bize pek dadanmtr. Sevime hafif tertip kur yapmaktadr. Temiz ve deerli bir ocuk olduu iin Sevimle evlenmesi pek iyi olacaktr. Fakat ne kadar olsa serde kz babal var. imdilik biraz ar alyorum ve hi bir eyin farknda deilmi gibi grnyorum.

Yalnz, ara sra Sevime hafife taklmaktan da kendimi alamam. Nitekim bu akam da yle yaptm. Sofrann gzelliine am grnerek:

Bu ne ihtiam byle, dedim. Haberimiz olmadan birini mi evlendiriyoruz nedir? Bu ssler Turgut erefine mi?

Sevim kalarn atarak :

Elbette, gayet tabi, dedi. Ne yaparsnz kendimizi beendirmek, bamzn aresine bakmak lzm... Hem siz biraz misafirlerin yanna ksanz iyi edersiniz... Adamcazlar iki saattir yalnz oturuyorlar.

imdi, satama sras bana gelmiti. Sevimi tepeden trnaa szerek :

Tevekkeli deil... Ben de bu taknlk, bu cokunluk nereden geliyor diye dnyordum... Kapdan girer girmez, elinde kepe, stme bir atl atld...

Sevim, beni tekrar kollarmdan yakalad:

Hadi Allah akna yukar kn... Anlald siz, bu gece beni kudurtmaya karar vermisiniz, diye merdivene doru srklemeye balad.

Mkerremle Turgut birbirinden bir tat duymasna imkn olmayan iki insandr. Aralarnda lkrd mevzuu km bilir ka saat evvel tkenmi, her biri bir kede kendi lemine dalmt. Mkerrem, gzln takm benim kitaplar kartryor, Turgut, Sevimin albmdeki artist kartlarn seyrediyordu.

Mkerremi Trablustan beri tanrm. Benimle ayn senede oraya srlm bir defterdarn oludur. O vakit yedi, sekiz yalarnda vard. Ben, kendisine Franszca ve hesap retirdim. Bugn o, elliye yaklamtr. Krktan sonra ya farknn pek ehemmiyeti kalmad iin bugn Mkerremle akran gibiyiz. O da benim gibi evlenmemitir. Bebekteki evinde bir dul kz kardeiyle yalnz yaar. Gene benim gibi o da her boyadan boyanmtr. Mlkiye mektebinden sonra Beyrut ve Aydn vilyetlerinde birer sene maiyet memurluu, sekiz, on ay muhalif gazetecilik, arkasndan bir sene Sinopta srgn... Bu, birinci ksm... kinci ksm politikaya tvbe, su mhendislii tahsili iin Belikaya hareket... Bir buuk sene sonra Byk Muharebe, askerlik iin memlekete dn. . anakkale Muharebesi, yanandan, sol elinden ve kalasndan bycek yara... Yanandaki yarann izi hl durur. Sol elinin kk parma yoktur. Byk Muharebeyi ve mtarekenin ilk aylar teyzesinin Aydndaki iftliini idare etmekle geirmitir. Bu defa artk lmek var, dnmek yoktur. Hayatnn sonuna kadar toprak adam kalacakt. Bu da ikinci ksm... nc ksm Yunanllar tarafndan baslmas gnnden Mudanya mtarekesine kadar kurtulu muharebesi...

Mkerrem, bir dalda durmamakla beraber ne yaptysa iyi yapmtr. Sulhtan sonra bellibal bir i tutmamtr. Zaten buna ihtiyac da yoktur. O da benim gibi olduka hali, vakti yerindedir. stelik de becerikli ve tutumludur.

imdi ii, gc ispritizma kitaplar okumak ve tecrbeler yapmaktr. Baka memleketlerdeki ispritizmaclarla muhaberesi vardr. spritizmaya dair dnyann neresinde ne baslsa mutlaka ona gnderilir. Bizi tanyanlar aramzdaki yaknla daima hayret etmilerdir.

Dorusu aranrsa haklar da vardr. Ben, insann gkyzyle alkasn kesmedike tam insan olmayacana inanm kzl bir ate o, ahretle dnya arasnda bir nevi telsiz telgraf acentesi kurmaya kalkm bir insan...

Nasl oluyor da bu kadar ayr kafada iki adamn bir itikleri su ayr gidiyor?

in iyz hi grnd gibi deildir. Anlataym : Mkerrem de benim gibi atedir. u farkla ki ben, aa yukar kendimi bildim bileli yleyim. Hemen hi din terbiyesi grmedim. lk genliimde dnya benim iin yle doluydu ki, gkyznde bir baka hayat dnmek ihtiyacn duymadm, tabi bir zaruret gibi grdm.

Mkerrem, ocukken kuvvetli bir din terbiyesi almtr. Sonra, on bele yirmi arasnda onda bir phe hastal balam; isyanlar, gzyalar iinde senelerce devam eden bu hastal hi bir ey durduramam; neticede ocukluunun muhteem masal kat kat gkleri, cennet, cehennemleri, melek ve peygamberleriyle kp gitmitir. Bizim neslin birok ocuklarnn mterek hikyesi...

Mkerrem, bunu anlatrken birok defalar kendimi ldrmeyi dndm. Gnlerce kuyu balarnda, uurum kenarlarnda dolatm. Zannederim ki bu, bir deliliktir. Fakat ne kendim, ne kimse farknda olmadk. Bereket versin geti amma iimi yangn yerine evirdikten sonra... der.

Bence Mkerremin hastal kendi zannettii kadar gememitir ve bu ispritizma merak onun senelerden sonra baka bir ekilde tekrar uyanmas ve devamdr.

Mkerrem atedir; eski masum itikatlarna, cennet, cehennem, ahret, ebed hayat hayallerine bir daha dnmesine imkn yoktur. Fakat ispritizma onu baka bir yoldan baka bir mistisizme doru gtrmektedir.

Mkerrem, on, on iki sene evvel ispritizma kitaplarn roman okur gibi okumaya koyulmutur. Yani iindekilere inanmayarak, fakat kuvvetli bir alka duyarak.

Ayn zamanda tiyatroya, hokkabaza gider gibi tede, beride yaplan ispritizma tecrbelerine de devama balamtr. Srf elenmek maksadyla. Fakat gitgide bu merak onu saryor. Kitaplarda okuduu baz vakalar onu uzun uzun dndryor.

ki karde varm. By kansere tutulmu. leceini anlaynca kne yle bir teklif yapm :

Bir byk ta parasn ikiye blelim, yarsnn zerine ben kendi elimle bir msra yazp imzalayaym ve kimsenin bilmediin bir yere gmeyim. Sen birka ay sonra bellibal ispritizmaclarla bir masa tecrbesi yap. Beni ar. Eer bazlarnn syledii eyler doru ise, yani insan ldkten sonra ruh yaamakta devam ediyorsa tan nerede olduunu malm iaretlerle sana haber veririm.

Byk karde, lmnden birka ay sonra ta parasnn bir bahenin bilmem Kanc aac altnda gml olduunu haber vermi.

Tecrbeyi yapan heyet onun dedii yerde yazl ta bulmu.

Mkerrem, bu ve buna benzer iler hakkndaki dncelerini yle anlatyor:

Bu ilerle uraan insanlarn hepsini yalanc, yahut vizyoner addetmek insafszlk olur. Bilkis aralarnda yalan sylemesine ve yalanclarn telkinine kaplmasna imkn olmayan gayet namuslu ve arbal limler var... Bu adamlar, pheye dyorlar. Dorusunu isterseniz dncelerimde de yle bir karar yok... Baz bir gece yarsndan sonra ruhlarn bizim dnyamzdan baka bir dnyada yaadklarna inandm oluyor. Etraftaki korkun yalnzlk trl trl hayallerle dolmaya balyor. Ah, bu itikat ne tatl ey!...

Fakat sabahleyin uyandm zaman kendimi bombo buluyorum. Amma sama eylerle uratk gene diye glyorum. Ne anlalmaz ey!. . Kafa ayn kafa. Fakat insan gnete baka trl dnyor, karanlkta baka trl...

Ben ok kere:

Onun iindir ki sinir hastanelerinde sabaha doru bekilerin saysn iki misline karrlar, yolunda bir aka ile lkrdy kaparm.

Mkerremle cidd hi bir mnakaamz olmaz. nk o da esasen benim fikrimdedir. Ara sra ispritizmasna takldm zaman o, benden evvel davranr:

Malm, malm, nafile yorulma der, insan saatini aldrsa... Biri saati bulmular, getireceklermi yolunda ortaya bir lkrd atsa gidenin geri gelmeyeceini bildii halde ah, hani yle bir ey olsa diye dinlemez mi? Bizimkisi de o eit bir fantaziyeden ibaret... Fakat ya ispritizmaclarn syledikleri milyarda bir ihtimalle doru karsa... Neler kazanacamz bir gznn nne getir...

Mkerremin hastal son bir iki sene iinde daha ziyade artt. Yaknlarda yeni bir ey tutturmutur:

nsanlar kendilerini ve birbirlerini aldatp avutmak iin gkyz masal uydurmular. Masal o kadar ocuka ve iptida ki insanda az buuk tenkit fikrin uyand gibi tutulur yeri kalmyor. Biz de o vakit her eyi kknden ykarak ate oluyoruz. Mesel imdi nmze birisi ksa da u kar dan arkasndan bize haber getirmeye kalksa : Orada kanatl develer uuyor, keiler ark sylyor, derelerden erbet akyor gibi inanlmaz lkrdlar sylese bundan o dan arkasnda hi bir ey yok neticesini mi karacaz? Ne biliyoruz Akl dediiniz bu bozuk dzen aletle neyi kestirip atmaya muktediriz?

Geen gn de bana gayet cidd bir tavrla yle bir ey syledi:

Bize gre uur nedir?

Maddenin filn veya falan ekilde bir kombinezonundan doma; anlalmaz bir k... Bu n iyi, kt bir eyler meydana getirdiine de phe yok deil mi? Bir bardak suda kocaman bir frtna... imdi insan vcudundan kentilyonlar ve kentilyonlarca byk maddenin gene filn veya falan ekilde bir kombinezonundan da bizimkiyle ltrlemeyecek kadar byk bir uur ve kudret domu olmasn niin imknsz grelim? Menei bizimki kadar tabi ve madd olan bu kuvvete pekl Allah diyebiliriz.

Ben, cevap vermeden glmeye, sekiz on yanda bir ocuu sever gibi Mkerremin yanaklarn okamaya balamtm. Evvel kzyor gibiydi. Nihayet, benim glmem ona da geti. Ac ac srtarak:

Fazla m samaladk! dedi. Yok olup gitmek yle fena ki insan, ne halt kartracan aryor.

XI

Mkerrem, merdivenden ktm grr grmez:

Gel, gel dedi. Kitaplarndan birinin kenarna bir not yazmsn. Eer inanarak yazdnsa imdiye kadar kendini ldrmediine aarm.

Hzl hzl yapraklar evirerek notu aryordu.

imdi samalarla uraacak vakit deil, dedim. Gel de hep bir arada konualm. Turgut maallah bu gece dne gider gibi giyinmi... Sebebini sorabilir miyiz?

ocuk birdenbire aalad, kzarp bozarmaya, kekelemeye balad. Demek tam stne basmz.

Ne vakitten beri burdasn Mkerrem?

Eh, bir iki saat oluyor...

Sen Turgut?

Aa yukar drt saat.

Mkerremin iki saatini karrsak Sevimle Turgut iki byk saat yalnz kalmlard... Yeter de artar bile. Turgut toy, utanga bir ocuktur. Mutlaka birdenbire almaya cesaret edememi, yarm saat, belki daha fazla gevelemitir. Nihayet on dakikalk bir deklarasyon nutku... nk Turgutun uzun lkrd sylemeye kabiliyeti yoktur. Kz da evet demeden evvel yarm saat, eyrek nazlandysa hesap tamam geliyor demektir.

Sofrann iekleri, Sevimin taknl, Turgutun prl prl rugan iskarpinleriyle jaketatay, dn lkrdsn iitir iitmez sulu bir ocuk aknl gstermesi, bu tahminimin doruluuna phe brakmyordu.

Eh, demek ki gzel, elenceli bir gece geireceiz. Ailenin en yakn dostu olan Mkerremin de gelmesi ne iyi bir tesadf oldu. Kararlarn bize her halde sofrada haber vereceklerdir. lk sz Turgutun syleyeceini ummam. Fakat kz yzszdr, ekinmez. Sevimin benden bu kadar abuk ayrlmasn gnl istemezdi. Yalnz, u var ki her vakit insana Turgut gibi ksmet kmaz. Ne yapalm, hayrls.

Turgut, Sevim iin hakikaten karlmaz bir partidir. Ya yirmi be, yirmi alt... Mcevher gibi bir ahlk. Bana vur, azndakini al dedikleri cinsten bir melek... Bankadan ald ayln yz liray getiini zannetmem. Fakta mirleri kendisinden ok honutluk getiriyorlar. Her halde ilerisi aktr. Fazla olarak da babasndan kalma bir eviyle iki kk dkkn vardr.

Gzellie gelince, Turgutta boy bos, kelle kulak yerindedir. Bir atlet vcudu astragan gibi prl prl kvrck kara sal gzel bir ba... Kz tarafnn kendini biraz ar satmas lzm gelir amma ne yalan syleyeyim. Turgut, gzellike Sevimden ok stndr. Herhangi bir artist heykeltra zene bezene yapt bir vcudun stne Turgutun ban seve seve oturtabilir. Mermerden yontulmu gibi

muntazam izgili, temiz cill, klsik bir heykel yz... Omuzlarna bir harmaniye atsanz Roma imparatorlarndan biri diyebilirsiniz.

Yalnz, bakt ve konutuu zaman bir para bnleir, mna ve ihtiamndan az ok kaybeder. Fakat her halde bu byk bir kusur deildir. nk kaideleri stne sessiz ve hareketsiz duran heykeller de bakmaya ve konumaya balayacak olsalar ne ekil alacaklarn bilmiyoruz. Belki heykeltralarn, onlarn gz yerlerini bo brakmalar da buna mni olmak iindir.

Szn ksas Turgut, insan gzeli denen eydir. Sevime gelince, onu ilk grdnz zaman suratna bakmasn cannz istemez. Ufak tefek, soluk, sska, esmer bir kz. Yalnz, Turgutun aksine olarak o konutuu, bakt ve hayret ettii zaman kazandka kazanr. Eskiler tebihte hata olmaz derler. Mesel karanlk, perdeleri inik, mnsz bir pencere gz nne getirin. inde birdenbire k yanyor, perdeleri alyor, karnza ummadnz bir saray dekoru kyor. Prl prl, renk renk mbleler, biblolar, avizeler, bu dekorun iinde durmadan deien ve birbirine hi benzemeyen gzel gzel kadn yzleri eleniyor, glyor, trl aiftelik ediyor:

Benim kzn verdii intiba aa yukar budur. Konumaya balad zaman enesi sonsuz bir sevimlilikle sivrilir; dilerinin duru sedef akisleriyle prldayarak meydana kmas bir saniye evvel iki ince glge olan dudaklarn nar iei gibi renklendirir... Gzler de yle. Durgun zamanlarnda donuk ve bulank sar zannettiiniz gzlerinin yeile alar bir rengi olduunu grrsnz.

Byk terzilerin pahaclna bazen aarz. Bakalarnn, mesel otuz liraya yapt bir kostm siz neye seksen liraya yapyorsunuz? deriz. Onlar: Bakalarnn dikii grnle biz makineden ayrt edilmez gibidir.

Yalnz bizimkinde belli belirsiz bir hava fark vardr. Biz, sekiz, on misli fazla paray srf bu fark iin alrz derler.

Sevimin de herkes gibi bir burnu ve burnunun kanatlarn yanana birletiren bir izgisi vardr. O izginin nasl bir gzellii olduunu ve etrafn nasl gzelletirdiini terzilerin o belli belirsiz havasndan baka bir eyle anlatmak mmkn deildir.

Neyse sz uzatmayaym. Sevimin gzellii elle tutulur, dille anlatlr makbul bir gzellik deildir. Yalnz, dinamo iledike meydana kan k ve hareket gibi seici bir havadr.

Benim ocukluumda saf byk hanmlar grc gezerler, beendikleri kzlarn hepsini kara kal, kara gzl, top ehreli, beyaz diye tarif ederlerdi. O gnlerde yaam olsaydk zavall Sevim kimse tarafndan beenilmez, muhakkak bama kalrd. Geri Turgutun al moruna karm bu kadar kz arasndan Sevimi ayrmas da bir muammadr amma neyse...

Sofrada Mkerremi yanma aldm; Sevimle Turgutu nikh memuru gibi yan yana karma oturttum.

Yemek yary buldu, sonuna yaklat. Hl ocuklarda bir hareket yok.

Ara sra ortaya manal lkrdlar atyorum. Fakat onlar anlamamazlktan geliyorlar.

Kz, gayet neeli. kide birde biri masann altna elini sokup onu gizli gizli gdklyormu gibi durmadan glyor; sylyor. Bir iki saat ylece kendisine sevmekten, evlenmekten bahsedildiine hi phe yok. Fakat Turguttaki bu kark yzn, bu bombo gzlerin sebebi ne? Sanrsnz ki kulbnn o gnk mata kaybettiine dair bir haber alm. Turgutu amak iin en iyi are spordan bahsetmek olduunu bilirim. Fakat aksi gibi benim de spor hakkndaki bilgim o kadar kof ki. Kulamda kalm mehur bir futbolcunun adn syleyerek :

Nasl son mata iyi oynad m? dedim.

Turgut, istemeye istemeye glmseyerek: O, tekat olal be sene, alt sene oldu dedi. Aman ya rabbi, bu sporcular bizden beter... Otuzuna girmeden tekat ol, kenardan yeni yetienlere: Gooool diye barmaktan baka tesellin kalmasn. Halimize bin kredelim.

Mkerrem de bir aralk Turguta bankadaki iine dair bir ey sormutu. Sevim :

Turgutu tebrik edin, dedi. Kendisine bankann Antalyadaki ubesinin mdrln teklif etmiler. Bu yata ok gzel bir ey... Ben arrm :

yle mi Turgut, dedim.

Turgut, bayla gevek bir evet iareti yapt.

Bunu neye daha evvel haber vermedin?

Sevim, onun lkrd sylemeye niyeti olmadn gstererek kendisi cevap verdi:

Tereddt ediyor... Ben, kendisine bu frsat karmamasn teklif ettim. imdiki zamanda erkeklerin azck stanbuldan uzaklamadka adam olmalarna imkn yok.

Havadis fena! ler umduum kadar iyi gitmemi; aralarnda bir anlamazlk var. Kendilerine biraz yardm etmem mmkn amma aksi gibi yalnz deiliz. Eh, Allahn gn sade bugn deil ya! Nasl olsa ileride bir yolunu bulur; aralarn dzeltiriz. Zaten byle iler pek birdenbire olursa o kadar tad kmaz.

O dakikadan sonra Turguttan gzm ayrmadm. ocuktaki sknt arttka anyordu. Bunu yznden ziyade tabaklarndan anlyordum. Zavallnn enesi yalnz lkrd iin deil, yemek iin de pek zor alyordu.

Turgutun en sevdiim eylerinden biri de itahdr. Dev gibi ocuk. Mide devekuu midesi gibi akl ta yutsa eritecek kuvvette. Yemein bu akamki gibi getii zamanlarda ayaklarnn masann altnda deta itahtan tepindiini duyarm.

XII

Yemekten sonra bir aralk Sevimi aa sofada bir keye ektim :

Bak buraya dedim, bu gece Turgutun pek acayiplii var. Ne dersin?

Kz, evvel omuzlarn silkti:

Ne bilirim ben? Kendine sorun! diye beni atlatmaya kalkt.

Hele hele... Bana bu ite senin de parman var gibi geliyor, dedim.

Ne mnasebet?

Bana neye yalan sylyorsun?

Sevim, elimden kurtulamayacan anlamt:

Ortada gizli kapakl bir ey yok, dedi. Turgut bu akam bana evlenmemizi teklif etti. Beni ok istediini, evlenmeye raz olmazsam bedbaht olacan filn syledi. Uzun sze ne hacet... Byle zamanlarda ne sylenebileceini elbette benden iyi bilirsiniz.

Sevim, kravatmn ucunu yakalam, nasl rldn, nasl dikildiini evire evire tetkik ediyor, yzme bakmyordu. Sesinde garip bir tutukluk vard. Bu gayet tabi iten bahsederken neden bu kadar skldna kendi de ayor ve kzyor gibiydi.

ok gzel... Sen ne cevap verdin?

Ben mi? Ben de ona birok komplimanlar yaptm. Kendisini ok yakkl ve centilmen bulduumu syledim. Seninle evlenmek herhangi bir kz iin anstr. Fakat ne yazk ki benim sana varmama imkn yok! dedim.

aka ediyorsun Sevim...

Byle ite aka olur mu?

Bu da doru ya! Merakm gittike artyordu:

Peki, bari sebebini syle. Sevim omuzlarn silkti:

Sebebi ite yle, dedi.

Kz, sakn sen birisini sevmeyesin?...

yle bir niyetim olsa Turgutu seviverirdim, olur biterdi.

Ben, artk iyiden iyiye kzmaya balyordum.

Bana bak Sevim, dedim. Turgutu neye istemediini ben mutlaka bilmeliyim.

Sevim, birka saniye tereddt ettikten sonra:

Pekl syleyeyim, dedi. Turgut, ok basit bir insan...

Ne demek istediini anlayamyorum.

Benden ok iyi anlarsnz amma sylemek iinize gelmez. Siz, kz olsanz bu kadar basit bir insanla evlenir misiniz?

Glmeye baladm:

Hani o gnler... Bir saniye tereddt etmem.

Efendim, resmen yalan sylyorsunuz. Turgut iki saat yanmzda bulunduu zaman esneye esneye ene kemiklerimiz kopuyor.

Bunlar ne biim lkrdlar Sevim? Bilirsin ki ben, Turgutu...

Seversin malm... Fakat yannda lecek gibi sklyorsunuz. Kh elinize bir ey alp oynarsnz, kh gazete ilnlar okuyorsunuz. Arnz tutmu gibi oradan oraya dolarsnz. Hatta ark sylemek detiniz olmad halde adamcazn erefine yavatan bir ark tutturduunuz bile olur. Hele ara sra onunla konumanz... nsan, be yandaki bir ocukla nasl konuursa yle konuuyorsunuz... Bir bebek telffuzunu taklit etmediiniz eksik...

Lkrd sylerken gzlerinizi klte klte bir glmseyiiniz vardr ki Allah esirgesin... Bereket, zavall Turgut, oralarda deildir. Bu oyunlar benim gzmden kaar m sanyorsunuz?

Konumamz tehlikeli bir ekil alyordu:

Sevim, kzm, ocuum, dedim. Bunlar birtakm sama vehimler. Fakat tutalm ki dediklerin doru... Bundan ne kar? Ben, yle byle altmna gelmi bir adamm. Bilirsin ki ihtiyarlk ayr bir lemdir. Bizim kendimize gre trl dncelerimiz, zevklerimiz, kaprislerimiz olur. Turgutla aramzda bir anlamazlk varsa bil ki su onda deil bendedir. Yirmi yanda bir kz olsam tabi kafam, da yirmi yanda bir gen kz kafas olacakt. Geri bir hayal lemine daldk doludizgin gidiyoruz amma taptaze bir kz bann iine benim ypranm brt bcek yuvas haline gelmi ihtiyar beynimi oturtacak deiliz deil mi? Kafam da kendim gibi taze olduktan sonra da Turguta oynaya oynaya varmamak iin sebep kalmaz.

Kzn hafife omuzlarn okayarak ilve ettim:

Hem bilirsin ki ihtiyarlar biraz ahlksz olurlar, genleri ekemezler. Tut ki ben de Turgutun genliini, kuvvetini kskanyorum.

Kzn yznde istedii lkrdy kurnazlkla azmdan alm gibi memnun ve alayc bir glmseme belirmiti:

Teekkr ederim. reneceimi rendim...

Ne rendin?

Turgut hakknda tpk benim gibi dndnz... Anlatk mersi.

Sevim, bunlar benimle ayn tutuk sesle, yzme bakmadan konumutu. Szn bitirdikten sonra kravatm brakt; sraya sraya yukar kt.

Vay yumurcak, vay! Bacak kadar boyuyla beni yere vurmutu. Syledikleri netice itibariyle doruydu. Turgutu ok sevmekle beraber ikimizi iki gn bir odaya kapasalar muhakkak ldrrdm.

teden beri kadnlarda bir eye dikkat ederim. Erkein aksisini, ihtiyarn irkinini, edepsizini hazmedebiliyorlar, fakat biraz bncesini asla...

Ne kadar yakkl olursan ol, yznde lzumundan fazla saf bir ruhun almeti olan o malm lhuti glmseme az buuk titredi mi yandn gittin.

Yalnz, uras muhakkak ki bu geceki pazarla uymamas Turguttan ziyade Sevimin zararna olmutur. Kz, ne de olsa bandan kavak yelleri esen delimen bir ocuktur. Bugn Turgutu fazla basit diye beenmedi. Fakat ben eminim ki bunda Turgutun kendini olduu gibi gsteren ak, babacan bir delikanl olmasnn da tesiri var. Yarn kimbilir kafaca ondan ok aa hangi serserinin syrk cokunluu, yavan ukallklar, esrarl budalalk veya delilikleri Sevime zengin bir ruhun almetleri gibi grnecek, kz, bir hayale kurban gidecektir.

Neyse, bereket versin ki ortada imdiden krlm dklm bir ey yok. Erge nasl olsa aralarn bulurum.

Hi bir eyin farknda deilmi gibi sakin bir ehre ile yukar ktm zaman Turguta:

Ey anlat bakalm, Turgut, dedim. Bu Antalya ii iin ne karar verdiini daha sylemedin.

ocuk dalgn bir glmseme ile:

Gideceiz, dedi. Mmkn olursa bu hafta iinde ilerimi bitirip yola kacam.

Orada sklmayacak msn acaba?

Zannederim imdilik daha iyi olacak.

Bizim klarn eski detidir. Sevdiklerine kstler mi sazlarn koltuklarna alp gurbete karlar: Kamber, Kerem, Ferhat vesaire gibi.

Demek ki Turgut da saz yerine gllerini, sardunyalarn, banka defterini alp Antalya yolunu tutuyordu. ocuk, o kadar krgnd, siyah jaketatayndan yle ac bir yeis akyordu ki ben kz olsam dayanamaz, ne olursa olsun gnln ho ederdim.

Fakat bazen uyuz kedi yavrularna, kulara filan alayacak kadar yufka yrekli grdmz mzmz kz ocuklar ilerine gelmedii zaman canavar gibi olurlar.

Ac, Turgutu dile getirmiti. Ortaya att lkrdlar pulu eksik istidalar gibi. Hepsinde : Sevim diyorum... Son pimanlk para etmez... Gel u delilii brak yolunda bir yalvar var... Fakat kz, hi oralarda olmuyor, radyoyu kartryor, Mkerremin ispritizma masallar da balad ve Turgutuk odann bir kesinde kaybolup gitti.

***

Mkerremle bir arada geirdiimiz geceler en tatl gecelerimizdir. Bunlarla ben, alay olsun diye Gkyz geceleri adn veririm. Birka saat akl, mant bir yana atp Mkerremin masallarna kendimizi kaptrdmz, onun akn ruhlar arasnda yaadmz iin hakikaten de byledir.

Sevim, grnte benden daha itikatszdr. Her eyi kknden budar ve benim ram olmakla vnr.

Mektepte budala bir ihtiyar Mrs. kza protestanlk propagandas yapmaya kalkm, bu, onu bsbtn ileden kararak btn dinlere dman etmitir. (Budalalar vastasyla yaptrlan btn propagandalarn hikyesi...)

Sevim, o zamandan kalma bir alkanla cennet, cehennem, Allah, peygamber kavgalar yapmaya pek merakldr. kide birde Mkerreme satar ve aralarnda szm ona ilm arpmalar olur.

Mkerrem tabi Amerikal mis deildir. Sevimi birka dakika dinledikten sonra ispritalistlerin malm tekerlemeleriyle kz yakalamaya, hrpalamaya balar. Sevim bunlarn bir pf noktas olduunu sezer fakat bilgi daarc pek hafif olduu iin Mkerremi nereden yakalamak lzm geldiini bir trl bulup karamaz.

Siz niye bir ey sylemiyorsunuz? Cevap versenize, diye benden imdat ister.

Ben, yalandan kalarm atarm, cidd bir tavrla:

yle ey olmaz... Mnakaay yapan ben deilim, derim.

Zaten Mkerremin maksad Sevimi kzdrmaktan baka bir ey olmad iin kza ullandka ullanr. Nihayet Sevim, mantk dairesinde onunla baa kamayacan anlayarak ii ocuk inadna dker, birok gleriz.

Bu bittikten sonra Mkerremin ispritizma masallar, havadisleri balar. Merakl bir politikac son gnlerde Hitlerin, Gandinin ne sylediini nasl bilirse o da ruhlarn Avrupada, Amerikada belli bal ispritizmaclara verdikleri son mlakatlar yle bilir.

Mkerremin ruhlarnda bizi en ok tutan taraf onlarn romanesk hikye kahramanlarna benzemeleridir. Bilmem btn ispritizmaclarnki de yle midir? Mkerremin ruhlar yeryznde en ok neye zlp sklmlarsa ldkten sonra da daima onunla meguldrler. Mesel arlan ruh ok fukaralk ekmi bir adamn ruhudur. ldn yani alk, souk skntsndan, alacakl korkusundan ve yeryznn bunlara benzer bin trl zntsnden yakay kurtardn. Artk bacaklarn uzatp rahat rahat yatsana. Hayr! Orada da gene zenginlik, fakirlik dedikodusu. Onlar iin artk kap baca meselesi olmayacandan herkesin mutfana, yazhanesine, kasasna girer; kimin ne aldm, kimleri kafese koyduunu ispritizmaclara haber verir.

Mkerrem, kocasn kskand iin verem olup lm bir kadn anlatt. Kocas, nerede, hangi kadnla apknlk ederse gryor, arlmad ispritizma masalarna koarak trl iskanda yapyormu.

Hasl, son Rusya arn ne vakit masa bana arsalar oluk ocuu ile nasl ldrldn anlatyor Napolyon gzel gnleri hi anmayarak hep Vaterloodan, Sent Elenden bahsediyor.

Bunu Mkerreme de sylerim :

Sen, ruhlarn yaamasnda bir teselli aryorsun amma Allah belsn versin byle yaamann, derim, dnyada st ste gn ekmeye dayanamadm bir ar lmden sonra temelli yerleip kalyor... Bsbtn yok olup gitmek milyon kere iyi...

Mkerrem, phe ve inatla ban sallar:

yle syleme... u pis dnyann aclarnda bile yle bir tat var ki her eye razym... Elverir ki yok olmayalm, der.

Mkerremde gene taze havadisler vard: Czdanndan bir kt karp gzln takarak:

ocuklar, bir mektup okuyacam, dedi, siz gene isterseniz masal deyin. Fakat bence ok ehemmiyetli... Malm ya biz ispritizmaclar yeni bir vaka haber aldmz zaman birbirimize bildiririz. Bu mektubu bana Bursadaki bir ispritizmac arkada yazyor. yle byle bir adam zannetmeyin... Kmil, malmatl bir eski fizik hocas. imdi dinleyin.

Ben, okumay delicesine severim, fakat bakasnn okuduunu dinlemeye hi yzm yoktur.

Aman Mkerrem, bize ac, dedim. O mektup deil deta gazete... Daha kardan bakarken deniz tutmu gibi oluyorum. Gel, sen, unu bize aznla anlat da tatl tatl dinleyelim.

Mkerrem, huyumu bildii iin kzmad, ksa bir tereddtten sonra balad:

Bursada Yldrm mahallesinde bir viran ev varm... Bu ev, senelerden beri bo duruyormu, sahibi ayln be kda kadar indirdii halde kimse yanamyormu. Sebebi: Uursuzluk... Geceleri bu evde oturanlarn ayaklar dibine ufak ufak ta, kerpi paralar dyormu.

Ben gldm:

Zaten virane bir evin ta, kerpi yadrmaktan baka ne marifeti olur ki? dedim.

Mkerrem, masann stndeki mektupla gzl gstererek beni tehdit etti:

kide birde lkrdm kesersen okurum ha... Nihayet, birka ay evvel Bursaya Bulgaristanl bir muhacir ailesi dm: Boy boy ocuklar, gelinler, kaynanalarla on, on iki kiilik bir aile. Baba, uursuz bir eve mteri km. Konu komu: Vazge, burada kimse tutunamaz, yledir, byledir demilerse de sz anlatamamlar. Adamcaz:Siz, galiba fukaraln ne ateten gmlek olduunu bilmiyorsunuz, tek kafam sokacak bir delik bulaym da isterse tepemden ta yasn. Cinle, eytana kulak asacak halde deilim demi. Eski kadnlarn bir detleri vardr. Yeni bir eve girdikleri zaman perilerin gnln ho etmek iin bir keye eker erbeti dkerler. Muhacirin kars erbet yerine mutfakta sarnca bir avu kesme eker atm: Aln aznzn tadn demi. Aradan iki gn geiyor. Bir gece ihtiyar kadn elinde mumla merdiven karken ayann dibine yumuak bir ey dyor. Eilip bakyor. Sulu bir eker paras... eker, kadnn gz nnde yava yava eriyip kayboluyor. Hcum artk balamtr. Gn gemiyor ki evdeki kadnlardan biri, nne bir slak eker paras dtn grp yaygaray basmasn. Hepsi bu kadar da deil. Geceleri sarncn kovasna bal zincirin kendi kendine angrdad, sofalarda ayak seslerinin dolat iitiliyor. Bir gece, kzlardan biri annesinin yukar odadan kendisini ardn iitiyor, eline lmbay alp kyor; kadn uykuda buluyor. Vakay haber alan ispritizmaclar harekete geliyorlar. Bu asrda tabi cin peri masallarna inanacak deiliz. Bu, olsa olsa ruhlarn iidir. Bir gece u evde bir masa tecrbesi yapalm diyorlar. Birka gn sonra tecrbe yaplyor. Ruhlarn azgnl o kadar stlerindedir ki tecrbe balar balamaz hemen masann bana yorlar ve sorulan suallere hi nazlanmadan cevap vermeye balyorlar:

Sen ruh musun?

Evet.

Adn nedir?

Gafi...

Arkadan var m?

Var.

Onun ad ne?

Garko...

Bu evde oturanlardan ne istiyorsunuz?

htiyarlar istemiyoruz.

htiyarlar sizi memnun etmek iin ne yapsnlar?

Evden ksnlar.

spritizmaclar bu konumadan sonra muhaciri aryorlar. Ruhlarn emrini anlatyorlar.

Muhacir, inat bir adamdr.

Tanmam. diyor Gorko Morko diye. Bulgar mdr nedir bunlar? Ayl pein verdim. Gnm doldurmadan hkmet bile beni karamaz. Ne isterlerse yapsnlar.

spritizmaclar Gafi ile Gorkoyu tekrar arr

Siz, yalnz byle iaretle mi cevap verirsiniz?

Hayr.

Bize grnmek elinizde midir?

Evet.

Ne zaman?

Bu ayn yirmi yedinci pazartesi gecesi...

Artk kendimi tutamayarak kahkahayla glmeye baladm.

Benden cesaret alan Sevim de makaralar koyverdi:

Sizinkiler ii hokkabazla dktler, gryorum, dedi.

Mkerrem, kzd, fakat belli etmedi. Sadece:

Bu, yle pek tabi bir gl deil kk hanm, biraz korktunuz gibi geliyor bana, dedi.

Ben mi? O, sizin kuruntunuz... Bende yle sama eylere inanacak gz var m?

Eh, olabilir... nsanlktr... Ben, ne serbest dncler bitirim, ki destur demeden sprntle tkrmezler.

Mkerrem, bana dnerek devam etti:

Bu, byle olmakla beraber ocua hak vermemek bile kabil deil. Byle zincir akrdatmalar, sofada dolamalar, bakasnn sesini taklit ederek adam armalar bizim ilme de pek uymuyor... Hele o pazartesi akam grnme vadinde bir... Yanllk olsa gerek... Bizim ilmin arballar ruhlarn malm masa takrtlarndan baka bir vasta ile varlklarn gstermelerini kabul etmezler... Bakalm grrz.

Ben senin yerinde olsam pazartesi akamki tecrbede mutlaka bulunurum.

Bulunmayacam akln kesiyor mu? Mektubu zaten bunun iin yazmlar...

Demek sen imdi bu i iin enmeden Bursaya gideceksin?

Elbette... Daha uzaklara da olsa ne kar?

Bizi de gtr bari... Deil mi Sevim? Bursada scaklar balamtr ama fena seyahat olmaz.

Ben, tabi bunlar aka diye sylyordum. Fakat Sevim, szlerimi yle sevinle karlad ki birdenbire kararm verdim:

Pilavdan dnenin ka krlsn... Geliyoruz Mkerrem, dedim. Eer bizi itikatsz diye aranza almak istemezseniz o gece gelmeyiveririz. Sevimle orada, burada dolarz...

Sevim, o yaa kadar stanbuldan kmad iin bu kk gezintiyi Amerika seyahati gibi gryor, sevincinden ldryordu.

Bu kadar nee Turguta bir alay gibi grnm olacak ki ocuk birdenbire ayaa kalkt, dargn bir tavrla :

zin verirseniz ben gideyim, yarn da ilerim var, erken kalkacam, dedi.

Zavallnn ne kadar hakk vard.

Sen, kendinden daha aa birini zene bezene sev, yzn kzartp iste. O, bir kalemde olmaz diyip iin iinden ksn. Sen, koskoca adam bir taraftan zpkn yemi balina gibi cannla urarken bu seyahat lkrdsn ortaya atmakla ben de saygszlk etmitim. Belki biarenin bu gece benimle konumay tasarlad eylerden biri de balay seyahati idi. Hay Allah cezasn versin.

Kabahatimi tamir etmek ister gibi:

Sen de bizimle gelsene Turgut, ne iyi olur, dedim.

Kz, kardan bana elleriyle aman yapma gibi iaretler etmeye balamasn m? Bir ey deil, Turgut grecek, biarenin bsbtn kalbi krlacak.

Bereket versin o, saa, sola dikkat edecek halde deildi. Teklifime can sklm gibi ser bir tavrla:

mkn yok, dedi. Birka gne kadar yolculuk var. stanbuldaki ilerimi bitirmeliyim. Her eyden evvel i...

imden: Ha yle, biraz erkek ol! Kendini gster! diyordum.

Fakat o, Sevimin biraz daha kalmasn rica etmesi zerine tekrar yanndaki sandalyeye kvermesin mi?

kmadk candan mit kesilmez, derler. Biare, hl iin farknda deil, kzn tekrar kararndan dnmesini umuyor.

O gece saat ikiye kadar oturduk. Bu yetmiyormu gibi bir de misafirlerle beraber sokaa ktk; ayaklarmzda ev terlikleriyle onlar Taksim bahesinin nne kadar gtrdk. Sevim, bir koluna beni, bir koluna Mkerremi almt. Turgut cenaze arkasnda yrr gibi yasl bir arlkla arkamzdan geliyordu.

Onlardan ayrldktan sonra Sevime:

Turgut ok mahzun... Biliyor musun ne kadar hata ettin? dedim.

O, eliyle azm kapad:

imdi cidd lkrd dinleyecek halde deilim. Kolumdan sk tutun. Bu gzel gece, Bursa ve hepsinden fazla olarak da ksa bir zaman iin evlenmekten kurtulu beni yle hafifletiyor ki balon gibi havaya uacam sanyorum.

KNC KISIM

Sylemesi ayp olacak ama imdiye kadar bunca yer gezdiim halde Bursay ben de ilk defa gryordum.

Bizi, ekirge alvar biiminde bol aba pantolonlu, pos kranta bykl bir adam karlad. Bu, Mkerremin ispritizmac muallim arkadayd. Adamcaz, Sevimle benden utanyor, konuurken arafl byk hanmlar gibi elini azna kapyordu.

Sevim, Bursay gezmek iin pek sabrszd. Otelde yarm yamalak bir ykanma ve dinlenmeden sonra iki ispritizmac ahbab babaa braktk, bir otomobile atlayarak rastgele ehri dolamaya baladk. Bir baka gn de hep bir arada Uludaa kacaktk.

Sevim, otomobilde durmadan Mkerremle arkadan ekitiriyordu.

u Mkerrem, muhakkak ki ok zek, ok okumu yepyeni bir adam... Byle bir insan, nasl oluyor da bu eit budala Arap bac uydurmalarna inanyor?. . Arkadayla nasl kucaklatn grdnz m? Arkada da ne arkada!. . Ben, evvel dokumac esnaf filan sandm... Kravat, galiba bugn ilk defa bizim erefimize taklm...

Tra da yle... Nereden anladn diyeceksin? Yznn tesinde, berisinde sakal paralar kalm... Salam ikier, er santimetre var...

Adamcazdan ne istiyorsun Sevim?

Adamcazdan bir ey istemiyorum. Mkerreme kzyorum... insan, byle bir adamla ne konuur? Az kalsn eski eyhler gibi elini pecekti... Siz, ondan daha yalsnz, fakat...

Fakat?

Fakat ok yenisiniz... Aranzda , be asrlk kafa fark var gibi... Her ne ise, sizi de pek martmaya gelmez...

Sen, byle eylere karmasan daha iyi edersin Sevim... nsan kafas yle senin anlayacan kadar basit bir ey deil... Nene lzm... Biz imdi Bursamza bakalm...

ofr, gz ak bir ocuktu. Bize grlecek neresi varsa hepsini gster diye verdiimiz ak bonodan istifade ediyor, rast gele dolambal sokaklara dalp kyor, yokulara trmanyordu. Ara sra da teyi, beriyi gstererek uydurma tarih malmat veriyordu. Nihayet, ortalk kararrken bizi

Yeil Caminin nne brakt. Mkerreme orada randevu vermitik. O, daha evvel gelmi, setin stndeki kahvede kendi kendine bizi bekliyordu.

Sevim, takn bir nee ile ona bir nbet daha att:

Arkada ne yaptnz? O, imdi bu saatte akam yemei yiyordur deil mi?... Sevgilinden gzel haberler alm grnyorsunuz... Biliyor musunuz Mkerrem neye benziyor? Hani baz pheli yarm sevmiler vardr... Sevgili uzakta olduu vakit birka hafta haber alnmazsa iki tarafl pheler balar, sevdiinden phe, sevildiinden phe... Muhabbet, yava yava gever... Taze bir haber, yahut mektup lzmdr ki ate yeniden krklensin... Mkerrem de ruhi revalardan bir zaman havadis almazsa imann kaybetmeye, bizim gibi olmaya balyor. Fakat bugnk gibi halis niyeti azlardan taze havadisler renirse tekrar azyor...

Mkerrem glerek cevap verdi:

Kk hanm, sevme, sevime inceliklerini pek derinden biliyor grnyorsunuz. Bunlar ne vakit rendik maallah...

Mkerremle Sevim, perde perde grlty arttryorlard.

Sabahleyin bizimle beraber stanbuldan gelmi kalabalk bir Alman ailesi nmdeki masada oturmutu. Ara sra dnyorlar, ne sylediimizi anlamadan glyorlard. Daha fenas camide akam namazndan km birka kasketli ihtiyar da ters ters bize bakmaya, aralarnda bir eyler homurdanmaya balamlard. Sevimi plak kollar, ngrakl kahkahalaryla kokot, bizi iki yal hovarda sanarak aypladklarna hi phe yoktu.

Sevimi usulca drterek:

Yava, herkes bize bakyor, dedik. Kz, omuzlarn kaldrarak:

im kaynyor ne yapaym?... Buras insan ldrtacak kadar gzel, dedi.

ocua hak vermek lzmd.

Yaz iinde bu kadar gzel bir akama pek seyrek rast gelinirdi. Kahvenin radyosu bile hi bir radyonun baramayaca kadar kuvvetle baryor ve bu ses, insana fena gelmiyordu. Yeilde ge vakte kadar kaldk. Yava yava sesler kesilmi, etrafmz boalmt. Gnn yorgunluu artk kendini gstermeye balyordu.

Sevim, setin kenarnda kollarn demir parmakla, ban kollarna yaslam uyuyor mu, dnyor mu belli olmuyordu.

Otele dnmek zaman gelmiti. Ayaa kalktmz vakit Mkerrem, Emir sultan camiyle Yldrm arasnda bir yer gstererek:

Yarn akam gideceimiz yer oras, dedi. ehrin bu ksmndaki fakir mahalleler seilmeyecek

kadar kararm olduu iin Mkerrem, bize bunu teye, beriye dalm snk klarla tarif ediyordu.

Sevim, glmseyerek:

Ne gzel, dedi. Gkyzndeki bir noktay nasl

yldzlarla tarif ederlerse Mkerrem de bize bu evi yle tarif ediyor. Mkerrem:

Tebih fena deil, dedi, fazla olarak doru da... Biz o noktadan gkyzne girmeye alacak deil miyiz?

Sevimi gene glecek, grltl mektep akalarna balayacak sanyordum. Fakat o, sesini karmad. Karanlkta ayaklarmzn altnda sonsuz bir uurum gibi derinlemi, gkyz gibi klardan baka bir varl kalmam grnen bu mahalleler, karsndaki Emir sultan, Yldrm camilerinin bym hayaletleri ocuu rktme benziyordu. Mkerrem, onun bu saatte aa dm kelebek gibi artk kanat rpamayacandan emin, ar ar devam ediyordu:

Oradaki ykk evin kapsndan belki gkyzne gireceiz. Mutlaka inanmak lzm deil... Ben de sizden daha man btn bir insan deilim... Fakat inanyormu gibi kendimizi vermek, beklemek lzm... Belki hi ummadmz bir eyler greceiz.

Ben :

Dorudur, dedim. Bugn bizimle beraber gelen Almanlar nasl yeni sansasyonlar aramaya geldilerse biz de yle geldik... Onun iin senin dediin gibi kendimizi tamamyla vermeliyiz. Yalnz, arada unu syleyeyim ki sen, bu iin hakikaten artistisin... nsan zihniyetiyle inanmadan heyecana drmek iin zaman ve saat semesini gayet iyi biliyorsun...

Mesel, benim bunca senelik ate kzm bu dakikada benden ayrm, kendine ekmi gibisin... O, galiba karki evde gkyzn greceine inanmaya balad bile...

Sevim kalknmaya alt:

Ne sylyorsunuz... Ben, o kadar hafif bir kz mym?

Mkerrem, esrarl bir yaknlkla Sevime:

Beyhude rpnp duruyorsun, dedi. O mnakaalar, itirazlar lf... Sen, ne zaman olsa benimlesin, benimlesin... Aramzda hi ayrla imkn var m? Dnya dediimiz bu yldz yaratld yaratlal beraberiz... Bir hamurdan yorulduk... Ka yz bin yl ayn klarn, talarn, hayaletlerin karsnda aladk, gldk, umduk, inandk... imdi, bu yldzmz kadar eski kafada naslsa domu , be kabak ekirdei gibi fikir daha dorusu lkrd bizi nasl ayrr? Nerede grlm byle rezalet?...

ki teklifsiz dost olmakla beraber Sevimle Mkerrem etiketten ayrlmazlar, birbirlerine daima siz derler. Halbuki imdi Mkerrem ona sen diye hitap ediyordu. stelik Sevimin ne de olsa yetimi bir kz, kendisinin gen denebilecek bir erkek olmasna bakmayarak kz kollarndan tutuyor, kendine ekiyor, san yanan okuyordu. ocuk, Mkerremin bu hareketinden ziyade onun yaknlk, beraberlik iddiasna kar isyan etmi gibi kendini kurtard:

Yanlyorsunuz... ok yanlyorsunuz... Aramzda hi bir yaknlk yok...Ben, o taraftanm! dedi.

Sevim, Ben o taraftanm! derken ocuka bir gururla beni gsteriyordu.

Fakat Mkerrem aldrmad, ayn esrarl ve bir para alayc inatla devam etti:

O taraf, bu taraf yok... Hep bir taraftanz... Yani o da benim taraftan... Belki bu sene, gelecek sene deil... Fakat ya biraz daha ilerlesin... htiyarlk vehimleri bastrmaya balasn... Gkyz hastalnn bu kaarlanm atede de nasl nksettiini greceiz... Yaarsak belki bir gn u Yeil Caminin penceresinden size onun arpk bir kasketle namaz kldn da gsteririm.

Hatta kim bilir, belki birka bin yl evvelki daha gln putperest pratiklerine de der. Ben:

Olabilir, lm gibi bunamak da hak, diye gldm.

Sevim de benim gibi yapmak istedi. Fakat nafile... Zavallnn sesi bu gece pek hafif kyordu. Ondaki bu hemen hemen sebepsiz, yahut da belki sadece yorgunluktan ve geceden ileri gelen sarsnty Mkerrem de sezmi. kzn stne dtke dyordu:

ocuklarn bir yeri arr, doktorlardan saklar, armyor... bir ey yok! diye inat ederler, tepinirler. Doktor: Pekl, anladk bir ey yok ama sen geni azn aver de bakaym, yahut, u kaktaki urubu hatrm iin iiver derler. Haydi, ben de yle sylerim: Sen itikatsz bir yeni zaman kzsn. Gkyzne, cine, periye inanmyorsun. Pek gzel... Yeni kalfaln tebrik ederim amma gel istersen u karanlk sokakta bir gezinti yapalm, snk klaryla gkteki saman yoluna benzemeyen u kar yoldan ar ar Emir sultan mezarlna doru kalm. Orada imdi hakikaten in, cin yoktur... Kocaman aalarn altnda , be kavuklu krk ta, onlarn altnda da krk anak mlek paralarndan farksz be, on kemik paras... Hepsi bu kadar... Dnyann en az korkulacak yeri mezarlktr. nk buraya yalnz ktlk yapmaya kudreti kalmayanlar getirilir. Bu saatte orada talardan birinin stne kp bana kck bir tango paras syleyebilir misin?

Sevim, bir dakika duralad, sonra benden yardm beklediini anlatan bir sesle kesik kesik:

Siz, ii azttnz Mkerrem, dedi, deta meydan okuyorsunuz. Peki, ben de hazrm... Bir mezar tann stnde tango sylemek size itikatlardan kurtulmu bir yeni zaman kz olduumu gsterecekse giderim. Ne dersiniz, ok yorgun deil misiniz?

Sevim, bu suali bana sormutu. Maksat meydanda. Kz korkuyor. Fakat korktuunu belli etmeyi nefsine yediremiyor; benden bir are bulmam istiyor. Fakat ben gene Peki, gidelim! dersem, el ar, dman gayreti gidecek.

Ben, glmsemeye baladm:

Bu saatte mezarlkta tango... ok l... Arkasndan tangonun caz hkmnde bir beki, yahut polis dd... Saman yolundan ks ks aa karakola iniyoruz. Gece vakti nbeti komiser aryor. Hakk da var ya... Yal bal iki odam, bir kz... Bunlar deli mi, edepsiz mi, byc m? Biz alacak bir ey yok... Han m mezarlkta Libre Panseden imtihan ediyoruz diyoruz.

Birini bir koluma, birini bir koluma alarak Setba yolunu tutmutum. Biraz sonra baka eylerden konumaya baladk. Fakat Sevimin zihni bu ie taklp kalmt. Kprden geerken bir kere daha durdu; bana:

Bir ey sormak isterim, dedi, tutunuz ki ben Mkerremin dedii eyi yapmaktan ekindim. Bu, neyi ispat eder? Bana annemden kalan boynumdaki u mini mini madalyonun bir maden parasndan baka bir ey olmad malm... Fakat ben, onu yere atp ayamla ineyemem deil mi? Bu onun boynuna, etine srlm bir hatradr. Bir mezar tan da inemekten, stnde tango sylemekten ekinirsem zannederim ki bizim gibi bir insann htrasna hrmet etmekten baka bir ey yapm

olmayacam. Demin bunu becerin syleyemedim. Librpansr olmak insanl, insan duygularn hie saymak mdr rica ederim?

Mkerrem durdu, belini kprnn parmaklna dayayarak yeniden balad:

Yavrucuum, bir ta, yahut maden paras gzmzde baka talardan, madenlerden ayr bir kymet ald m feti oldu demektir. Biz de en yeni ekilde bir Fetiistiz. Ama bakalar onda birtakm gizli kuvvetler vehmetmi de sen, sadece annenin boyuncuuna srld iin onu divinize ediyormusun... Aradaki fark pek o kadar byk deil. Taptaze bir ocuksun. Shhatin de yerinde... Eh, Allaha kr byk bir kaygn da yok... Fakat ya, hastalk, byk bir sknt sendeki bu hrmetin gradosunu gnden gne artrabilir; bugn sadece htra dediin madalyon, bile ne bileyim ben, seni mesel bellardan koruyan, akl, sabr, saadet veren bir let haline gelebilir. te sana tam bir feti... Sylemek istediim de bundan baka bir ey deildi zaten... Be, on senelik derme atma tahsilin, okunmu be on kitabn krntlaryla yaplm, bin zorlukla tutturulmu bir yap... Ancak iskambil kdndan bir kula kadar salam bir nazariyeler evi...

Buna kar da yeryznn muhakkak en kdemli hayvanlarndan olan insann btn gemiinin birikintileri demek olan sevk i tabiler, tiyatrolar, putperestlikler, masonlar... Nasl isteriz ki bin glkle ayakta duran iskambilden ev, o demir gibi ar kuvvetlerin basp ykselmesine dayansn?...

Mkerrem, eliyle Uludan tepelerini gstererek devam etti:

uradan baknca Samanyolu, Uludan tepelerinde ttp gkyzne yaylyor gibi deil mi? Gndz, gne iinde ayrlyoruz, her birimiz, baka baka fikirlerimizle ayr ayr dnya oluyoruz. Gece oldu mu koyunlar gibi bir ba baa verme ihtiyacdr balyor. Geceleri gndzden ne kadar bakayz, yamurlu gecede, ak gecede, , ayl gecede, aysz gecede, umduumuz, sevdiimiz, yorgun, sarho yahut hasta olduumuz, yaknlarmzdan birini kaybettiimiz gecelerde ne kadar baka baka insanlarz... Sevim, ocuum... Bir saat sonra ne olacamz biliyor musun?

Sual, Sevime sorulmutu. Fakat cevab ben verdim.

Talihimiz yardm eder de uralarda bir araba, yahut otomobil rast getirirsek yataklarmzda yorgunluktan cenaze gibi uyumu olacaz.

Mkerrem, gene glmsedi:

Uyumak deyip geiyoruz ama bunun nasl bir inklp olduunu derin dnrsek dehetten ldrmamz lzm gelir...

Bamzn manifaturac camekn gibi muntazam raflara dizilmi renk renk, prl prl eyasyla, yani fikirlerimizle yatamza giriyoruz, kepenekleri kapyoruz. be dakika sonra bir sis bir duman... Eya, yerli yerinden oynamaya balyor; renkler, biimler deiiyor. Talar, madenler duman gibi ttmeye balyor. Hele bu uyanklktan uykuya geiin bir n vardr ki insann tylerini rpertir; gznzn nnde mesel o gn ldn rendiiniz kimsenin yz var. Bunun bir hayalden, bozuk dzen bir resimden baka bir ey olmadn biliyorsunuz, fakat o dediim deime dakikasnda bu resim canlanmaya balyor. Bir dakika evvelki: l dirilmez, kediler lkrd etmez yolundaki mantk kanunlarnz hani nerede? Bu dakika iin mutlak hakikat yatanzn stndeki tavan deil, balayan ryanzdr! Birdenbire sarslp uyanacak olursanz gzlerinizdeki ya, sinirlerinizdeki sarsnt, yreinizi yakan ac, bu hakikate ne kadar candan inanm olduunuzu gsterir. Btn bu deiikliin sebebi kafa makinesinin ileme tarzndaki kk bir bozukluk veya deiiklik...

Bu sylediim eyin yalnz uyku denilen hle mahsus olmadn, uyank, bir insann da gz bakarken, ayaklan yrrken derece derece ne uykulara, ne ryalara kapldn anlatmaya bilmem lzum var m? Bu kadar oyuncak bir kafann nesiyle vnrsn? Bir daha hurafeye, masala, hele insanlarn en eski ve en muhteem bir uydurmas olan gkyz masalna kaplmayacana nasl gvenirsin? Sevim, ocuum, gene tekrar ediyorum: Sen benimsin. Toprak, stnde gezen sapasalam bir insana: Benimsin, erge benimsin! demekle ne kadar hakl ise ben de sana Benimsin, hatta erge deil; imdiden benimsin! demekte o kadar haklym.

Bir eye dikkat ediyorum. Mkerremin yanandaki yara izi bu gece daha derinlemi grnyor, bu yara ve kalkk duran elindeki kesik parmak ona anlalmaz bir korkunluk veriyordu.

Sevimin sinirleri adamakll bozulmaya balamt. . ocuk, bana sokularak bir kere daha meydan okudu:

Ne derseniz bo... Ben onunla beraberim. Mkerrem, acyarak gld:

Ben senin yerinde olsam asl bu adamdan korkarm ocuum... Niin mi diyeceksin?... Pekl, dinle...

Karda henz kapanmam bir dkkn, onun iinde iki sakall manav grnyor... Bu manavlar mutlaka dini btn Allah adamlar, gkyz adamlardr... Biraz evvel namazlarn kldklarna, dualarn ettiklerine hi phe etme... Onlar lrken ku, yahut sinek gibi azlarndan kacak bir ruhlar olduuna, bu ruhun gkte meleklerle beraber uacana inanyorlar... Byle olduu halde iki gnlk fani dnyann menfaatlerini, hesaplarn hi armazlar; her ilerinde bir makine duygusuzluuyla hareket ederler... Gelelim imdi bu koltuuna snmaya kalktn itikatsz adama... Bu adam, gkyzne kar bayrak am bir kzl dinsizdir... Ruh diye bir ey tanmyor. Onun iin karacierin safra, azdaki bezlerin tkrk salmas kabilinden, beyin de durmadan fikir yapan ve karan bir makinedir... Fakat tuhaf deil mi ki bu maneviyat namna hi bir ey katbul etmeyen adam, iine en kk bir ey dt zaman kuyu gibi, maara gibi derin sesler veren bir i dnyas var... Herhalde bu kark insandan daha ziyade korkmak lzm gelir...

Yanmzdan bir otomobil geiyordu. evirdim.

II

Yorgunlua hi yzm yoktur.

Ertesi sabah on buua kadar yataktan kalkamadm. Sevim, rahat verseydi daha da kalkmaya niyetim yoktu. Kz, yumruklaryla kapma vurarak:

Bu, ne uykusu byle Allah aknza... Bursaya uyumaya m geldik? diye baryordu.

Sevim, erkenden uyanm, otelcinin kzn peine takarak kaplcada ykanmaya gitmiti.

Dnte benim hl uyuduumu renince bir nbet daha dar km, o ara ehre gidip gelmiti.

Sen, byle kata kalktn? dedim.

Herhalde ok erken...

Mkerrem nerede?

O, beni de bastrd. Benden evvel uyanarak arkadalaryla bulumaya gitmi...Akam yedide Belediye Bahesinde bulualm! diye haber brakm... Demek btn gn hi grnmeyecek... Bu, daha iyi oldu... Biz, bildiimiz gibi gezeriz...

yi ama hava ok scak...

Ne yapalm, vaktinde getireydiniz. Seyyah insan oturur mu?

Sevim, o gn beni akama kadar oradan oraya srkledi. Elinde bir Bursa rehberi, ehirde ne kadar cami, trbe, eme varsa hepsini grmek istiyordu:

Kz, sen bu kadar senedir stanbuldasn. Ayasofyay grdn m?

Hayr.

Sleymaniyeyi, Fatihi, daha iyisi herhangi bir cami veya trbeyi?...

Bazlarn yle dardan grdm ama...

O halde bunlar grmekten ne kacak?

Bursal olaydk da beni stanbula seyahate gtreydiniz, elbette grrdm... Seyahat, kendi memleketinde grmedii eyleri grmek deil midir?

Sevim, yalnz grlecek eylerle iktifa etse ne l!. . Fakat yenecek eyleri de mutlaka tanmay seyyahlk vazifelerinden biliyor, sokaklarda delikli Mihali paynirin den, top top leblebi ekerinden nane suyuna kadar ne grse alyordu.

Kz, sen, bayram ocuklarna dndn. Miden bozulacak, yatp kalacaksn, diyordum.

Dinleyen kim?

Bir aralk beni camilerden birinin minaresine karmaya kalkt. Bu, artk fazlayd.

Numarann asl byn geceye braktmz unutma, dedim. Bakalm bu gece Mkerremin ruhlarn yahut perilerini greceiz. Fazla yorulursan sinirlerin bozulur. Dn geceki gibi gene korkarsn.

Sevim, kzd, kalarn att:

Bunu bir daha tekrar ederseniz size fena halde gcenirim... Ben, byle sama eylerden korkacak kadar budala mym?

Mkerrem budala m?

Deilse neden budalalarla konuuyor? Hem ben, dn gece biraz hastaydm.

yi ya benim sylediim de bu... Kendini bu kadar yorarsan gece hastalanrsn... Zaten zeytin ekirdei kadar bir kzsn...

Bugn ne kadar iyi, ne kadar neeli olduumu grmyor musunuz... Bu minareye mutlaka kmak lzm...

O halde sen yalnz k... Ben, seni burada beklerim.

Kim bilir, oradan ne gzel eyler grnr ama mademki istemiyorsunuz, ben karm.

Sevim, emsiyesini kapayarak karanlk merdiven aralna dald. Fakat ayanda yn terlikleriyle hayalet gibi sessiz, kuzgun kara sakall, opur yzl gen kayyumdan korkmu olacak ki girmesiyle kmas bir oldu:

Hayrola... Niye dndn?

Merdiven sahiden pek dik... Gzme yediremedim...

Yan yana caddeye doru yrmeye balamtk. Ben, ks ks glyordum. Sevim, evvel grmemezlikten gelmeye alt. Fakat olmad. O da benimle beraber glmeye balad. Bir yandan da sebebini anlamam gibi yalanc bir hayretle: Yan gzle bakp bakp ne glyorsunuz Allah akna... Glecek ne var? diye bana atyordu.

Ben, babaca bir dertleme yapar gibi:

Ne olacak bu sizin, yeni kzlarn hali Sevim?... dedim. Bir yandan muharebeye varncaya, kadar btn erkek ilerine girmeye kalkrsnz. Bir yandan byle her eyden korkarsnz... Geceden korku, mezarlktan korku, minareden korku, kayyumdan korku...

Sevim, utanyor, zlyor, kzyordu... O, byle hrnlk ederken ben, kalarnn, burnunun, dudaklarnn, ald ekillere bakyor, iimden: Turgutun kza yanmakta hakk varm diyordum.

O, evvel beni kuru grltyle susturmak istemiti. Fakat bugnk yorgunluklarn acsn karmadka yakasn brakmayacam anlayarak aadan gremeye beni zayf tarafmdan avlamaya alt:

Krk ylda bir Bursaya getirdiniz, bir para elendiimi grdnz ya... Burnumdan getirin bakalm, diye szldanmaya balad.

Neyse, ok gemeden gene aramz dzeldi.

Darack sokaklar, toprak kulbeler arasnda nereye gittiimizi bilmeden rastgele yryorduk. Nihayet, usuz bucaksz bahelere girdik.

Bursa, scaktan yanp kavrulurken burada her taraftan su akyor, yamurlu bir gnden bozuk bir ehir kaldrmndan geer gibi ara sra tatan taa atlamaya mecbur oluyorduk. Sevimin beyaz potinleri deta amurlanmaya balamt. lerde eit eit allar, dikenler, sazlar arasnda kaybolmu bir bataklktan kurbaa sesleri geliyordu. imdiye kadar stanbulda tabiatn kara cahili kalm olan Sevim, burasn bir Amerika orman gibi mi grd nedir, lle suyun kenarna gidelim diye beni zorlamaya balad.

Vazge. Belki ylan filan vardr korkarsn, dedim. Kz, birdenbire durdu, gzlerini gzlerime dikerek:

Sizden bir ricam var, dedi. Bana bir daha korkudan bahsetmeyeceksiniz. Size fena krlyorum. Siz, beni hi adam yerine koymuyorsunuz.

Ne mnasebet?

Pekl biliyorsunuz ki ben, sizin Turgutunuzdan da, hatta Mkerreminizden de daha ileri fikirli bir yeni zaman ocuuyum.

Korku ile ileri fikirlilik arasndaki mnasebeti hakikaten kavrayamadm.

Bu alayc tavrlar brakn da ak konualm... Mkerremin dn geceki szleri bana ok dokundu. Ben, kendimi masaldan, hurafeden kurtulmu bir kz sanyormuum. Halbuki hi de yle deilmiim.

Kendiyle benim aramda fark yokmu. Bunun ack mnas ben, ku beyinli bir kzm... Sizin beni mdafaa etmenizi beklerdim... Hi o tarafl olmadnz, hatta stelik ona hak veriyor gibi bir eyler sylediniz.

Sevimin hrnl bana tab grnmedi. Hatta bir saniye bunun bir hastalk balangc olmasndan korktum.

Sevim, yok yoruluyorsun. ok abur cubur yiyorsun. nsan, byle zamanlarda fazla titiz olur. Mkerrem, sana yle bir ey sylemedi. O biarenin derdi bsbtn baka. Grmedin m bana bile nasl att? dedim.

Sevim bileklerimi smsk tuttu, avular ate iinde idi:

Evet, evet... Ona da dikkat ettim. Siz kim, o kim?

Sevim, dostumuzun aleyhinde sylyorsun... Ben senin byle konutuunu ilk defa iitiyorum.

Ben kimsenin aleyhinde sylemiyorum... Sade hakikati sylyorum... O kadar etrafma bakyorum. Siz, grdm insanlarn hi birine benzemiyorsunuz. Ne yepyeni bir insansnz siz... Mesel Turgut sizden kim bilir ka ya kk... Amma hakikatte o, sizin byk babanz gibi... O kadar eski fikirli... Hatta daha akas fikirsiz...

Biliyor musunuz bana evlenme teklif ettii gece bir aralk een ramazan gn oru tuttuunu syledi. Niin gn? nsan ya inanr, ya inanmaz deil mi? nanrsa otuz gn tutar, inanmazsa hi... Bence bunun ikisi aras fikirsizlikten, kafaszlktan baka bir eye dellet etmez...

Sevim, Turguta atarsan bozuuruz...

Pekl... Zaten Turgut daha uzun konumaya demez... Haydi o, on yandan sonraki vcudu nasl alabildiine bymse zihni o kadar geri kalm bn bir ocuk diyelim... Ama ya Mkerrem?. . eytan ekici gibi adam. Byle budalalklara nasl inandn aklm almyor... Biraz sonra seyredeceimiz maskaral dnn... Bir alay sal, sakall insan, muhacirlerin evinde ruhlar grmeye gidiyor... Turgut gibi genleri bir trl, yallar bir trl... Bu halle bu memleketi nasl yeni bir memleket haline getireceiz? Siz, onlarn hi birine benzemiyorsunuz. Bu yanzda yirmi yanda bir ocuktan daha gen fikirlisiniz. Ne saklayaym kendimi de beeniyorum. nk ben de sizin gibi dnyorum. Mkerremin geceki szlerine niin o kadar ierlediimi anladnz m? Dostunuzun beni ocuk saymas, o budalalar arasna kartrmas fenama gitti...

Sevimin yanana hafif bir fiske vurarak:

Ne iyi ocuksun sen! dedim.

O bu szleri syledikten sonra ferahlam, tabi haline dnm gibiydi. Hi bir ey gibi kurbaalardan, ylanlardan da korkumuz olmadn gstermek iin batakln kenarlarnda dolatk! Baheler arasndaki incecik yollara daldka daldk.

Bir aralk bileindeki saate bakan Sevim tella:

Eyvah. Mkerrem yedide bizi Belediye Bahesinde bekleyecekti. Saat imdi yedi buuk, dedi.

Benim senelerden beri dakika amayan kronometreye gre hatta daha fazlayd, sekize yirmi vard.

Karda hl bir glge yla parlayan tepeler bize vaktimizi artmt. imdi bu tella bu karmakark yerlerden kmak da bir meseleydi. Artk yol, iz aramaya vaktimiz olmad iin rast gele bahelerin ortasndan geiyor, hendeklerin stnden ayorduk. Sevimin etei bir dikene taklp yrtlm, beyaz potinleri amura batmt.

Ben, ara sra:

Acele etme... nereye gittiimizi bilmiyoruz; bsbtn yolu saptacaz, diye durduka o, geri dnp beni kolumdan yakalyor, kahkahalarla glerek

Korkmayn... stikamet belli... Uludaa doru mar mar, diye kumanda veriyordu.

Neyse, umduumuzdan daha az bir zaman iinde tren yolunu bulduk.

Yalnz, yolun bundan sonras da daha az kolay deildi. Girdiimiz fakir mahallelerde arabaya, otomobile benzer bir eye rast gelmeye imkn yoktu. Biz, dolambal sokaklarda iki admda bir yol sorarak Ulu Camiy bulmaya alrken Sevim, benim yorgunluumla alay ediyor:

Siz, galiba bu gece muhacirin evinde perileri grmeden uyuyacaksnz, diye glyordu.

Belediye bahesinin nne geldiimiz vakit ortalk

yiden iyiye kararmt. Mkerrem, gazinoda bir aacn altnda kim bilir ne zamandan beri bekliyordu. Bizi grnce ayaa kalkt. Dalgn ve sinirli bir tavrla:

ok geciktik, dedi, yemek iin otele gidip gelmeye vaktimiz yok. urada birka lokma bir ey yiyiverelim.

Mkerrem, bizi caddedeki lokantalardan birine soktu, ne yemek istediimizi bile sormaya lzum grmeden bir eyler smarlad. Bu gece her eye o karyordu.

Sevim, biraz ar yemek yer. Mkerrem, birka kere:

Biraz acele etseniz iyi olur, dedi.

Nihayet, dayanamadm:

Ne oluyoruz? Vakit o kadar ge deil, dedim. Mkerrem:

Ge, dedi, arkadalar bizi bir buukta Yeil kahvede bekleyeceklerdi. Saat ikiye geliyor.

Sevim, anlayamad, hayretle gzlerini aarak:

Ne bir buuu... Gece yarsndan sonra m gideceiz? diye sordu.

Alaturka bir buuk... Yats vakti...

Bu alaturka saat, beni birdenbire ocukluuma gtrd. Hayalimde birdenbire zaman ls deiti, gece uzad, gerileti: Otuz yl evvelin akam ezanyla balayan zifir karanlk, sessiz ve vah gecelerden biri oldu. Alaturka iki, hakikaten gecenin ne ge bir saatiydi... Bir kupkuru kelimenin insanda bu kadar byk deiiklikler yapmasna amamak mmkn m? Fakat dorusu aranrsa asl alacak ey, Mkerremin bu kadar ksa bir zaman iinde eski saati bu derece benimsemesi, Sevimin bunu anlamamasna hayret edecek derecede kendini unutmasyd.

Lokantadan Yeile giderken hl bu his haletinin tesiri altndaydm. Kendimi eski zamanlarn eski bir gecesinde gayet ge bir saatte sokakta dolayorum sanyordum.

Yeil kahvesinde drt kii bir masann etrafnda bekliyordu. Bu drt kiinin bu kadar yakndan ba baa vermeleri de Allahn baka bir hikmetiydi. Bunlardan biri bir gn evvel grdmz esnaf klkl fizik muallimiydi. kincisi dev yapl bir miralay mtekaidi. ncs imdi kk bir elektriki dkkn ileten bir eski eyh; drdncs Cokun Ylmaz adnda yirmi belik bir mektep muallimi...

Yeilden Yldrm Camiine doru inili, kl dar sokaklar arasndan bir yry daha balad.

Gndz ki yorgunluun, hele biraz evvel den korkarak inemeden yuttuum ar yal yemeklerin stne bu, benim iin hakikaten fazlayd. stelik potinlerimin biri de fena halde ayam skmaya balamt.

Biz, alayn en arkasndan yryorduk. Sevim, benim koluma girmi, kh benim topallamamla, kh ndekilerle eleniyordu:

Bunlar gkyz yolcular deil mi? imdi ruhlar m cinler mi neyse onlar grecekler... Mkerrem, bu gece yeryzndeki eviyle dkknlar gibi ahireti de sigortaya koyuyor. Hepsi neyse ne amma ben, en ziyade u rkmez midir Ylmaz mdr nedir... O gen mektep hocasna acyorum. Gndz mektepte ocuklara biz gen cumhuriyetin gen ocuklar... Karanl yktk, taassubu kestik, hurafeyi astk. Bir elimizde inklbn bayra, bir elimizde yeni bilgilerin mealesi nereye gidiyoruz, biliyor musunuz? diye kim bilir ne edebiyatlar yapmtr? Gndz yeni fikre, gece meczup fizik muallimiyle elektriki eyhin peinde gkyzne... Hadi canm, bu kadar maskaralk olmaz!...

Sevim, kolumda, gizli gizli glerek alay ederken birdenbire kzyor, gndz ki anormal hrnlkla sesini perde perde ykseltmeye balyor. Bir ey deil, ndekiler duyacaklar, ayp olacak...

Ben, mtemadiyen onu drttrerek:

Kz, zaten ayamn acs kendime yetiyor, bir de sen canm skma... Kes sesini, nereden attk bu belya! diye syleniyordum.

ie sokaklar bir trl bitip tkenmek bilmiyordu. l gz gibi snk bir, iki pencereden baka hi bir yerde k yoktu. Bastmz yeri grmyorduk. Buna mukabil her tarafmz bir su sesidir sarmt. Avlularda, bahelerde, duvar diplerinde yzlerce insann kendi kendilerine alamalar gibi bir ses.

Geceyle beraber kuvveti de artm gibi grnen Sevime bir ke banda birdenbire bir kesiklik geldi: Bir dakika oturmazsam gidemeyeceim diye bir eme bana oturuverdi. Elini tahta bir oluktan akan serin suya sokuyor, yzn salarn slatyordu. ndekiler bizi unutmular, kar sokan iinde kaybolup gitmilerdi. imdi bir ikinci defa da burada kaybolmak tehlikesi ba gsteriyordu. Bereket versin Mkerrem, gerisin geriye dnerek:

Nerede kaldnz? diye bize seslendi.

Sevim, su itikten sonra canlanm bir gvercin gibi yerinden frlad:

imdi artk bir gnlk yol daha gidebiliriz, dinlendim, dedi.

Genlik!

III

Dinlediimiz masal iin bu yerden daha hayal verici bir dekor tasavvur edilemezdi; karanlk aalarla dolu bir bahe... Sonunda viranlktan gmek zere iki katl, yayvan bir tahta ev... ki yanna payanda m, ardak m olduu anlalamayan koca koca kalaslar... Bu kalaslara sarlm sarmak, yahut asmalar kim bilir ka seneden beri byye byye evin btn yzn kaplamlard. Bir taraf hi barnlamayacak hle gelmi olacak ki kemerli uzun pencerelerine tahtalar, gaz tenekeleri mhlanmt. Bahe kapsndan girerken Sevimin bir an duraladn, kolunun kolumda titrediini duydum. Fakat abucak kendini toplad; ayaklarnn ucunda ykselip azn kulama yaklatrarak apkn bir glle fsldad:

Cin, yahut periler bu evi elden karmamak iin ne kadar hrnlk etseler yeridir. Onlarn kendilerine bundan daha gzel bir yurt edinmelerine imkn yok...

Bir kz ocuunun bu eve ayak atarken glmesi, aka yapmas gzel cesaret! Fakat bunun gsteri, yahut bir sinir hali olmas da mmknd. Ona yattrc bir ey sylemi olmak iin:

u grnteki korkunlua bak Sevim, dedim, bence hi phe yok ki iittiimiz masal bu grnten domu... Byle yere ancak byle hikye yarar. Burada evhama kaplmamak, her tarafta hayaletler grmemek iin insan, hakikaten srm gibi sinirlere sahip olmal... Korkmayacan muhakkak. nk salam kafal bir kzsn... Fakat belki bu tecrbe, sinirlerini bozar. Bak, kendini yokla... stersen girmeyelim.

Sevim, derin bir nefes ald, sonra glmseyerek:

Hani bana artk korku lkrds etmeyecektiniz, dedi... Greceksiniz ki, ben onlardan daha kuvvetli bir kzm.

nmzdekiler eve girmilerdi. Kapnn hafif nda Mkerremin karaltsn grdk. Koluyla iaret ediyor;

Hadi, ne bekliyorsunuz?. . Gelsenize... diye sesleniyordu.

O, bu gece hakikaten bambaka bir adamd. Bizi deta itip kakyor, bir kumandan gibi sert bir sesle emirler veriyordu. Daha tuhaf biz de ocuk gibi onun her dediini yapyorduk.

Kapdan kf, toprak, rm ot kokan yamru yumru bir tala girdik. Kara mintanl, kee klhl, kr sakall bir adam, elinde tenekeden bir petrol lmbasyla bize yol gsterdi. kk bir merdivenden (slak eker paralarnn dp eridii merdiven) yukar sofaya ktk. Btn eya, stne eski bir asker battaniyesi serilmi bir kerevetle birka arkalksz kahve iskemlesinden, bir de tahta masadan ibaretti. Ruhlar biraz sonra bize bu masann bandan sesleneceklerdi.

Mkerrem, saatini karp baktktan sonra:

Saat iki buuk, dedi, fakat arkadalardan biri eksik olduu iin biraz daha beklememiz icabediyor.

Eksik arkada bir eski hukukuydu, merutiyetin ilk senelerinde adliye mstearlna kadar km, sekiz, on sene evvel tekat olarak Bursaya ekilmiti.

Ge kalan arkada beklerken teden, beriden konuulmaya baland.

Ben, insanlar hi bir ibadet yerinde bu masa karsnda olduu kadar saygl, ekingen ve boynu bkk grmemitim.

nmzde bir peygamber ls yatyormu gibi kimse sesini ykseltmeye, dnya ilerine dair bir ey sylemeye cesaret edemiyordu. Hele Muallim Cokun Ylmaz, imtihana girmi gibi ellerini dizkapaklarna koyarak bzlm, tesbih bceine dnmt.

Ben bile sebebini bilmeden sigaram sndrmeye mecbur olmutum. Miralay, galiba hepsinin bayd; ar bir sesle tane tane syledii szlerden byle anlalyordu. Sevim, masann etrafndaki sandalyelere oturmam, tek bana pencerenin yanndaki kerevetin kenarna ilimiti. Ben, ellerim cebimde ar ar dolayordum.

Kapal kaplarn birinden kulama hafif bir ses geldi. Dikkat ettim: Kurn okunuyordu. Yava yava kapya yaklatm. Biraz evvel bize k tutan sakall adam bu hareketime dikkat etmiti. Yanma geldi, kapy aralayarak: Yava baba... Yava diye seslendi. Odada birdenbire mehur Gandiyi gryorum sandm...

Ayn ehrede, ayn kyafette bir ihtiyar... Yalnz, bu ondan daha kuru ve hi deilse otuz ya daha byk... Bir de zavallnn entarisi pek parampara... htiyar, sakall adamn bu szlerini anlamam gibi gzlnn stnden hayretle bakyor; elinde tuttuu mumun damlalar Kurnn stne dklyordu. Sakall adam, onun yanna yaklaarak kulana eildi, bir eyler syledi; sonra yanma dnerek:

Bizim peder, dedi. Kurn okuyor da... Yava okumasn syledim...

Bulgaristanl ev sahibi siz misiniz?

Evet...

Demek sizin peder de var...

Peder, valide, evlt, baldz, torun, hi eksiimiz yok Allaha kr... Bir eksiimiz bu ruhlard... Onlar da tamam oldu.

Sakall adamn gzlerinde garip bir zek yahut zekdan da daha kymetli pratik bir hayat bilgisi vard. Son szler onun bu vakalara inanmadn, yalnz derinden derine can skldn gsteriyordu.

Pederin Kurn okumasnn ne zarar var?

Birazdan ruhlar aracaklar... Efendilerin detlerini pek bilmem de...

Vallahi onu ben de pek bilmem ama bir zarar olmasa gerek...

Siz efendilerden deil misiniz?

Deilim... Yani ruh arma ilerinden anlar bir insan deilim.

spritizmac deilsiniz.

Evet, ispritizmac deilim. Onlarn arkadaym. ocukla beraber yle bir grelim, dedik.

ocuk korkmaz m?

Onun bacakszlna bakmayn. Demir gibi bir kzdr.

Akolsun be yahu... Benimkiler konu komuda... Hep bu bellar onlarn tabanszl yznden bama geldi ya... Sz temsili koyunlardan biri kendini suya att m tekiler de ardndan atarlar. Bizim ocuklar da yle yaptlar... lemi tela verdiler.

Peki, sen bunlara inanmyor musun?

Olur mu beyim yle ey? Bizim bunak peder bile inanmaz bu ruhlara... O, sade Kurna bel balar, hayr, er Allahtan gelir der, ruh gelmi, hastalk gelmi, dman gelmi o, aldrmaz, Kurnn okur.

Peki, sen?

Muhacir, glmsemeye balad; dndn olduu gibi syleyecekti, tereddt ediyordu; nihayet hafif ve alayc bir lisanla:

Bir Allah, bir cennet, cehennem vardr derler, biz de eh yleyse vardr deyip gideriz. Olmu ne kacak, olmam ne kacak?

Bu evde bu saatte bu kaba saba toprak adamndan iittiim bu lkrdlar bana bir mucize gibi grnyordu.

Sandklar dolusu kitap okuyorum senelerce etrafmdakilerle ve kendi kendimle arpyorum, birok sevgilerimi, meyillerimi, mitlerimi, kan ve gz yalarna bakmadan boazlyorum. Btn bu

didinmeler niin? Kafam rya ve esatirden temizlemek, istiklallerin en g elde edileni olan fikir istiklline erimek iin deil mi? Bakalarn benden ok aalarda grmenin verdii vah yalnzlk gururu iinde bayra o tepeye dikerken omuz bamda okuyup yazd bile pheli bir halk adam, bir toprak adam beliriyor, buraya benden daha evvel geldiini sylyor.

eri sofadaki masann banda araba araba bilgi ve enerji var. Eski fizik hocalar, hukuk limleri, granitten oyulmu bir kahraman byk zabitler, fert olarak belki hi, fakat yeni inklp ruhunun bir tezahr olarak her kuvvetten daha kuvvetli olmas lzm gelen gen muallimler var.

Grnte bana ok yakn olan bu insanlarla iki ayr cinsten hayvan kadar farklyz. te taraftan mektep, medrese grmemi bu halk adamyla aramzda hi bir inan fark yok. kimiz de topran stndeki byk bolua ayn evhamsz gzle bakyoruz.

Yoksa gkyz illeti, denildii gibi insanln hamurunda olan bir ey deil de ona sonradan karan ve yaylabildii yerlerde salgnlar yapan bir yabanc maya m?

Hukuku arkada hl gelmemiti. Mkerrem, sk sk pencerenin nne giderek karanla bakyordu.

Ev sahibinden bana geceleri iinden zincir angrtlar gelen sarnc gstermesini istedim. Yavaa merdivenden iniyorduk. Sevim, arkamzdan geldi. Ona nereye gittiimizi syledim. Koluma yaparak: Ben de geleyim diye yalvard. Sen otur, korkarsn diyeceim ama gene kzacak... aresiz: Pekl... dedim. Biz mutfak kapsn aarken gene bir grlt oldu. Bereket versin kocaman bir kara kedinin pencereden atlayp katn grdk de aklmza baka bir ey gelmedi.

Muhacire: Sakn zincir akrts da bu kedinin marifeti olmasn? dedim. Adamcaz, camlar dklerek birer iskeletten ibaret kalm pencereleri gstererek glmsedi: Ne demezsin? Deil kedi, kpek, burada kular utuu bile olur. Gel gr ki kadn ksmna sz anlatamazsn

Zincirleri angrdayan kova, samsan stnde asl duruyordu. Muhacir, eilerek sarncn kapan kaldrd:

Bizim aklsz kadn kahve ekerlerini buraya atm. eker yerine zkkm yiyesiceler... Hep bu bel, o ekerlerden kt ya...

Bu adamn karsnda hayranlm gittike artyordu. Bu saatte bu sarncn iine bakarken hi ekinmeden zkkm yiyesiceler diyebilmek iin insana ne sinir kuvveti lzmd! Etrafndakilerin lgn korkusu, btn bir mahallenin tel, sal sakall, akll uslu adamlarn yukarda masa etrafnda toplanmalar bu cahil adamda en kk bir phe ve vehim bile uyandramyordu. Dorusunu sylemek lzm gelirse ben, sarnca eerken, gizli bir kuvvetin beni birdenbire ieri ekmesinden korkuyormu gibi ellerimle talar tutuyor, srtmda souk bir rperme hissediyordum.

Buras kuyu gibi derin ve karanlk grnen bir yerdi. Ben, geri ekildikten sonra Sevim yaklat. Korkmadan buraya bakmak o zavall iin de bir namus borcu olmutu.

Bu sefer bendeki... sinirlilik diyeyim... daha ziyade artt. ocuk, birdenbire ellerimin arasndan frlayp kaybolacakm gibi smsk omuzlarndan tutuyordum. Bu arada ufak bir kerpi paras m drdk nedir; suyun yznde belli belirsiz bir kmldanma oldu. Aralarnda kibrit ba byklnde birka krmz benek... Dudamdan hzla ektiim sigarann aksi...

Sevimin vcudu hafif bir sarsntyla geriye frlad. yle bir anlk kk bir hareket ki omuzlar ellerimde olmasa belki hi sezmeyecektim. Gz gze gelmitik. Bir ey sylemek iin azn at, fakat dileri birbirine arpt ve birdenbire sz syleyemedi.

Sevimin ehresi sapsaryd yahut belki muhacirin elindeki fena ktan bana yle grnyordu. Mutfakta artk iimiz kalmamt. Biz, karken seyrek ak sakall, uzun boylu bir ihtiyarn elinde bir elektrik feneriyle acele acele sakak kapsndan girdiini grdk. Bu, ge kalan hukuku arkadat.

Adamcaz, karanlkta yolunu arm, bir saate yakn bir zaman sokak aralarnda dolamt.

Gkyz yolcular onunla tamamlanm oluyordu. Artk Gorko ile Gafinin vaatlerini yerine getirmelerini bekleyebilirdik.

Kumanda eski miralaydayd. Sevimle ben kerevete ekildik. Muhacir, merdivenin yannda yere meldi. tekilerin hepsi iskemleleri ekerek masann etrafnda bir halka yapmaya hazrlanyorlard.

Aralarnda en sevinli ve heyecanl grnen elektriki eyhti. Tekkesi kapandktan sonra balayan ryasz, istiraksz hayata bir trl alamayan bu adam, bu gec de bu oyunla kendini avutacak, Gafi ile Gorkoda ebed canann yeni bir tecellisini seyredecekti.

Muallim Cokun Ylmaza gelince, yle sanyorum ki, ylgnlklarn her trls o zavallnn kafatas iinde halla tokma gibi durmadan ileyip tyordu: Gafi ile Gorko yu grmek korkusu; grmemek korkusu perde ardnda bir ey bulunduuna inanmamakla acaba bir su iliyor muyum korkusu, inanmakla inklp ocuu, yeni mektep hocas tresine aykr ayp bir ey yapyor muyum korkusu hatta galiba ilve olarak da maarif mdr duyarsa ne der? korkusu...

Ik snmeden nce grdm son manzara Cokun Ylmazn yzndeki bu aknlk oldu.

Tuhaf ey... Seans balayal on dakikaya yakn olduu halde hl ses yok... Kazara bir yanna kolu dokunacak olsa seksen trl ses karan, hareket yapan krk kahve masas deta ta kesilmi...

Eski miralayn burada bile sertliini kaybetmeyen sualleri cevapsz kalyor.

Gafi ile Gorko acaba randevu saatinin gecikmesine mi kzdlar? Yahut araba bizim gibi itikatszlarn bulunmasn m ho grmyorlar?

Yava yava midim kesiliyordu. imden: Vah vah, bizim Mkerremin yorgunluklar yand galiba... derken belirli belirsiz bir tkrt... Herhalde beklenilen tkrt bu olacak ki masann etrafnda bir kaynama oldu, birisinin derin derin nefes aldn iittim...

Sevim, ellerini ellerimin iinde brakmt. Neler duyduunu bu ellerinden anlamaya alyordum. Fakat onlarda da hi bir hareket yok... Yalnz souk bir nem... Oynar gibi yaparak parmaklarmla yava yava nabzn aramaya baladm.

Gzlerim karanla almt. Oturduum yerden bahede aalarn tepeleriyle, st ste birka dam, bir de gkyznn bir paras grnyordu. Bu damlardan, birinin bacasnda bir leylek silueti gzme iliti. Yldzlar kuun etrafnda yle gzel bir ereve yapmt ki, bunu Sevime de gstermek istedim, ocuu yavaa drttm. Fakat hayatta ne anlalmaz melun tesadfler vardr. Sevim ban evirir evirmez leylek, kurunla vurulmu gibi birdenbire bacadan yuvarland, damn kiremitleri stnde birka kere tekerlendikten sonra kayboldu. Sevim, kendini alamad, ay... diye haykrd.

Saniyesinde Mkerremin tannmayacak kadar deimi sesi:

abuk lmba... Lmbay yakn... diye bard. Lmbadan evvel hukukunun elektrik feneri parlad, bize dnd.

Seans bozulmutu. spritizmaclar: Ne var, ne oldu? diye tella etrafmz alyorlard. Baklarndan anladma gre hepsi Gorko ile Gafinin vaatleriyle Sevimin bu feryad arasnda bir mnasebet bulunmasndan pheleniyorlard.

Ortal yattrmak ii bana dmt. Evvel: Ne yaptn ocuk?... Seans bozdun diye Sevime ktm. Sonra, ayaa kalkarak vakay anlattm:

Hi bir ey yok... Kar bacada bir leylek duruyordu... Ku birdenbire dt... Olur a... Bunu grnce birdenbire heyecanland... ocukluk... Mazur grn... stemeden sizi rahatsz ettik.

Ben, bunlar sylerken emniyet verici bir sknetle glmsyor, ara sra Sevime dnerek:

Beendin mi yaptn? diyordum.

Evet, bir leylein bir baca tepesinden dp lmesinde alacak ne var? Onlar da bizim gibi can tayorlar. Hele lrken btn hayvanlar birbirlerine o kadar benzerler ki. Mesel zehirlenmi bir kpekle, kmr arpm bir insann llerine bakarsanz onlar karde sanrsnz. Bir kuun da bir insan gibi birdenbire bir taraf bozularak yklp lmesinde hi alacak bir ey yok. Hatta bu leylein ldn de bilmiyoruz grdmz ey bacadan yuvarlanmasndan ibaret.

Fakat gel gr ki bu grnn tesirinden ben de kendimi kurtaramyorum. Leylek, vcuduna bir ey arpm gibi, tpk kurunla vurulmu gibi dt; dikildii yerden kopmu bir al mulaj katlyla tekerlendi. Etraftaki sokaklarda; bahelerde, duvarlarda akan su sesleri bir bir iitilecek kadar sakin bir gecede olmasak hayvann kurunla vurulduuna hkmedeceim.

Sonra, leylek, bizde teden beri tekin saylmayan, duruu, uuu trl mnlara yorulan dervi gibi bir ku... Biz bakar bakmaz ta kesiliyor dmesi nasl insan sarsmaz? Hele bu vaka Gafi ile Gorkonun kendini gstermeyi vaad ettii bir dakikaya tesadf ederse!. . Biraz evvel sarnca bakarken duyduum souk rperme tekrar srtmda dolamaya balyor.

Sevimin seans bozmas bir cihetten de hayrl olmutu. yle ki:

spritizmac arkadalar bozuk havalarda yaplan tel konumalarnda olduu gibi evvel yedi sekiz dakika hi bir cevap almamlard. Sonra, tek tk birtakm iaretler gelmeye balamt. Fakat aksilie bakn ki bunlardan da bir mn kmyordu.

spritizmaclar bu antraktan istifade ederek masa banda heyecanl bir konumaya giritiler. En byk bir fen akademisinde, yahut siyas kongrede de ancak bu kadar ciddiyet ve ehemmiyetle mnakaa yaplabilirdi. Arkalarnda, yer yer kireleri dklerek meydana km duvar badadileri arasnda birtakm gizli kulaklarn kendilerini inlemelerinden korkuyorlarm gibi btn sesler kskt. O kadar ki biz bile bulunduumuz yerden ne sylediklerini aka iitemiyorduk.

Yalnz, miralayn kendinden emin ve hkim bariton sesi son sz syledi:

Hintli Kate King grnecei zaman da gelen iaretler byleydi. Herhalde ehemmiyetli bir gece yayoruz. Hazr olalm.

teden Mkeremm de ngiliz kitaplarndan ezbere okuyup tercme ettii baz cmlelerle onu tasdik ettiini iittik.

Ehemmiyetli bir gece yayoruz. Hazr olalm Bu sz, mesel muallim Cokun Ylmazn azndan ksa kimse aldr etmeyecek... Fakat iriyar bir eski kumandann aznda hazr ol borusu gibi bir tesir yapyor. Miralay, bu dakikada sinirlere, iradelere yle hakim ki aklna esip de mesel geliyor, kan gibi bir sz syleyecek olsa st ste kendimizi merdivenlerden atacaz.

Gzm gene muhacire iliiyor, o merdiven bandaki yerinde hi istifini bozmam, zevkine varamad bir ocuk oyununu seyreder gibi ispritizmaclara bakyor... Havadaki heyecana kaplmak yle dursun, hatta uykusu gelmi, gzleri boncuk gibi klm...

Gz gze geliyoruz; kardan bana glmsyor, esneyerek ban sallyor. Bu iaretin mnsn yalnz ikimiz anlarz.

Ne yapacaklarsa yapsalar da biz de yatp uyusak. Bu, ne mkemmel kafa, ne mkemmel sinir ya rabbi. Bu dakika Gafi ile Gorko karsna gelseler o gene inanmayacak:

Sizin iiniz yok mu Allah severseniz diye kovacak.

Muhacirdeki sknet bana da geiyor; kendim gibi bu okumu efendiler namna da bu cahil halk adamndan utanyorum.

Sonra ondan aldm kuvvetle Sevime dnyorum:

Naslsn? Sen de heyecana kaplyor musun? diye soruyorum. Kz, dudaklarn bkerek:

Maskaralk, diyor.

Kelime gzel ama gzlerindeki bu bulank renk, yzndeki bu l sarl ne oluyor?

Lmba, tekrar snd; ortalk birdenbire zifir karanlk kesildi. Sevim, bu defa arkasn pencereye vermiti. Elleri gene ellerimde; ba omzumda, en kk bir hareketle gsme kapanacak bir vaziyette... Gzlerim karanla altka sofadaki eya belli belirsiz seilmeye balyor. Duvarda aslm bir apka deta canlanm, altnda bir budak delii kapkara bir tek gz gibi bakyor. Hafife arkama dayanmtm. Duvarn svalar atrdamaya, dklmeye balad. Tekrar doruldum; elimin tersiyle ceketimin arkasn silkelemeye baladm. Bu defa elim ceviz byklnde bir kire parasna rastlad. Kire duvardan kopmu, lif gibi bir eyin ucunda sallanyordu. Parmam dokunur

dokunmaz lif koptu, kire ovucumun iinde kald. ri bir tesbih tanesiyle oynar gibi bununla oynuyordum; parmaklarmn arasnda krklanyor, klyor. Artk teden beriden dklp kaybolan eker paralarnn srrn anlam gibiyim...

Miralayn sesi imdi bir perde arkasndan gelir gibi yumuam, ar ar sualler soruyor. Pek fark edemiyorum amma dakikalar getii halde gene cevap yok...

Yavaa bam evirerek Sevime bakyorum. Kz, uyur gibi gzlerini yummu. Keke yle olsa. Fakat sinirlerin bu kadar ayakta olduu bir dakikada uyumak mmkn m?

Sevim, mutlak korktu; kar duvardaki karanlk bir tek gze benzeyen budak deliinden, yahut baka bir eyadan, yahut da kim bilir belki beklenen hayaletlerin bir den bire gzkvermesinden...

Arkada rzgr esmi gibi belli belirsiz bir kap gcrts... Gene bam eviriyorum... Yarm saat nce Kurn, okuyan ihtiyar byk baba, kapy aralam, ayakta ispritizmaclar seyrediyor. Bu adam grmemi olsam oraya korkun bir mumya getirip dayamlar sanacam. Karanlkla yalnz yznn birka izgisi ile gzleri, bir de gsnde kavumu kuru parmaklan seiliyor.

Birdenbire miralay hkrk tutmu gibi bir ey oldu masada, sandalyede kk bir kprdan... O esnada elimdeki sva paras yere dt. Sevimin iskarpinine srad; kz, birden bire sarsld, boynuma sarlacak gibi elimden frlamasyla yzst yere, ayaklarmn altna yuvarlanmas bir oldu.

Seans gene bozulmutu. Ben, soukkanllm kaybetmemeye alarak:

Merak etmeyin... Ehemmiyetsiz bir baygnlk, imdi geer, diyordum.

Mkerrem, muhabirle beraber aaya koarak sarntan su ekti, delik kovay merdivenlere akta akta sofaya getirdi.

Sevim, bir dakikada denize dalp km gibi oldu.

Baygnlk, benim ilknce zannettiim kadar ehemmiyetsiz bir baygnlk deildi. Kzn vcudu kaskat kesilmi, dileri kilitlenmiti. Ne souk su, ne ovuturmalar, sarsmalar tesir etmiyor, ocuk, bir trl aylamyordu. O kadar ki bir aralk lm olmasndan korkarak kalbini dinledim.

Mkerremle bir otomobil buldurup onu otele atncaya kadar ne ektiimi anlatamam.

Bu baygnlk, hakikaten imdiye kadar grdm baygnlklarn hi birine benzememiti. ocuk, ikide birde gzlerini ayor, glmseyerek yzmze bakyordu. Biz artk geti diye seviniyorduk, fakat yarm dakika sonra o, ar bir uykuya dayanamyor gibi tekrar gzlerini kapyor, kendinden geiyordu.

Bu saatte doktor bulmak da ne g! Bereket versin otel sahibi yakndaki kaplcalarn birinden doktor bulup getirdi. O zavall da romatizmadan imi ayaklarna bir are aramak iin o akam stanbuldan gelmi ve erkenden yatmt.

Doktor: Allaha emanet, merak edilecek bir ey yok, bu yata kzlarda byle buhranlar olur... Gndz fazla yorulduunu, abur cubur yediini de sylyorsunuz... Yarn sabaha bir eyi kalmaz dedi lokman ruhu kabilinden bir iki de il verip gitti.

Rahatna dkn bir ihtiyar bekr iin hastabakclktan zor angarya olur mu?

ocuk elbise deitirecek halde deil. Soyunmadan yatana yatrsak st, ba srlsklam... Allah selmet versin. Mkerrem, suyu kovasyla kzn bandan aa boca etti. Bu sefer de bamza bir zatre derdi kacak.

Mkerreme:

Keke Glen kalfay da getirseydim, dedim. O, glmseyerek:

Bamza gelecei bilseydik daha kestirme bir i tutardk. Yani hi buraya gelmezdik, dedi.

Tecrbenin bozulmasna sebep olduumuz iin Mkerremi bina ve Sevime iinden kzyor sanyordum. Baktm ki hi yle deil... Mkerremdeki o rktc yabanclk meer srf o saatte ve o havaya mahsus takma bir ruh ve suratm. O, saatini tekrar alaturkadan alafrangaya evirmi. Demek imdi Sevimin yata yannda iki kiiydik. Fakat derde bakn ki bu iki kii de kt Glen kalfa kadar ie yaramyordu. Sevimin elbise deitirmesi deta iinden klamayacak bir mesele olmutu. Mkerrem, bu ii bana teklif ediyor, ben:

Nasl olur? diyordum, Sevim, benim evldm ama z kzm da olsa gene soyup elbisesini deitirmem doru olmaz... Keke bu ii de doktora yaptrverseydik... Onlar iin her eye izin vardr...

Artk korkacak bir ey kalmam grnyordu. Frtna atlam, sinirler yatmt. Yldrmdaki evin uursuz karanlndan sonra burada gne altnda gibi neeleniyor, birbirimizle akalamaya balyorduk. Ben, glerek devam ettim:

Evet, onu kadndan saymak acayip olur ama gel gr ki o, kendini yle sanr. Yarn sabah geceliini, yahut pijamasn... Bavulunda nesi var, gece yatarken ne giyer, onu bilmem ya... Her ne ise kendini elbise deitirmemi grnce utanp sklmaya kalkar. Kzlarn ii fesattr... Bilmem Paul et Viriginie romann hatrlar msn? Viriginie gemide bozulmak zere... Tayfalardan biri onu kucana alp denize atlmak istiyor... Kz, onun plak olduunu gryor; plak bir erkee srnmek namussuzluunu yapmaktansa lmeyi tercih ediyor. O kyamette yaplacak baka ii yokmu gibi elini gzlerine, gzlerini de gkyzne kaldryor... Bak maskarala!. . Halbuki zavall tayfa ondan ne kadar temiz... Adamcaza o dakikada Hanginiz kadn, hanginiz erkek? diye sorsanz belki cevap veremeyecek...

Neyse, bu ite de otelci, imdadmza yetiti. Aada bir hizmeti yatyormu. Onu uykudan kaldrd.

amar iini bitirdikten sonra Sevimi karyolasna yatrdk, gece scak olduu iin zerine yalnz ince bir pike rt rttk.

ocuk, derin bir uykuya dalm gibiydi. Yalnz, bir eye dikkat ettim. Vcuduna el dedii zaman dokunu ne kadar hafif olursa olsun bir zemberek yay boanm gibi birdenbire sryor, gzlerini ayor, fakat kimseyi tanmyor, biraz sonra tekrar kendini kaybediyordu.

Mkerreme:

Bende bu gece uyku filan arama, dedim. O:

Benden de al o kadar, dedi. Seninle u sofadaki koltuklara kar karya oturur, dinleniriz.

Yorgunluktan her tarafm ayr ayr aryordu. Mkerrem de benden daha iyi bir halde deildi. Koltukta vcudunu bir yandan bir yana evirirken deta inliyor:

Vallahi meydan daya yesem bu kadar perian olmazdm, diyordu. Hani: ocukla yola kma! diye bir atalar sz vardr. Tamamn hatrlayamadm... Sen tella benim ne korktuumu fark edemedin... Huyunu, suyunu bilmediim bir ocuk... Allah gstermesin lr m lr... Bizde de akl dorusu?

Kabahat ne sende, ne bende... ocuk ne olduunu bilmiyoruz...

Aman, bekr olduumuza bir yiyelim de bin kredelim. nsan bir tanesiyle uraamyor... rili ufakl bir alay ocuu olanlara Allah imdat eylesin...

Uykusu olmadn syleyen Mkerrem, on dakika gemeden horlamaya balad. Ben: Git bari yatana yat, uyuyorsun! diye drttke o, gzlerini ap krpyor: Alay m ediyorsun? Rya m gryorsun?. . Byle gecede insann gzne uyku girer mi? Hastay beklemek lzm... diye syleniyordu.

Bir saat kadar kendi kendime oturdum, dndm. Dndm diyorum amma buna dnme demek de doru deil. Gz ak rya grr gibi bir ey... Kafam bu

gnk vakalarla o kadar kanksam ki hi birini yanna uratmyor... Gzmn nnde hep yabanc ve manasz eyler var... Geenlerde tramvayda seyrettiim bir dv. Eski bir bildiin: Sana ucuz antrasit buldum! diye elli liram dolandrmas... Gene bir arkadan, Birka param var. Ev mi alaym, dkkn m? diye benden akl danmas... Hakikaten mhim mesele... Bu zamanda ev mi almal, dkkn m. ? kisinin de iyi ve fena taraflarn karlatryorum, bir trl iinden kamyorum.

Ara sra aralk kapya yaklaarak Sevimin nefeslerini dinlemek vazifesini de unutmuyorum. Neyse kzn soluu dzeldi... Korkulacak bir ey kalmad. Fakat hasta bakclk da amma g eymi... Ah, bekrlk!. .

Nihayet, Mkerrem gibi benim de oturduum yerde iim gemi...

Birdenbire bir konuma sesiyle gzlerimi atm. Lmbalar snm. Dardan biri mi geldi de onlar sndrd, yoksa ehir cereyan m kesilmi? Ne kadar uyuduumu bilemiyorum. Havann tecek kadar serinlemi olmasna gre sabah yakn.

Konuma devam ediyor. Ses Sevimin sesi, fakat kalnlam, tkanm, yabanclam bir ses. Tek tek sylenen kelimeler gayet ak. Fakat imdiye kadar hi iitmediim acayip, barbar bir dilin kelimeleri... Bunlarn mnsz sesler olmasna da imkn yok ki. nk Sevimin syleme ahenginde hakl bir dvay anlatan, karsndakini kandrmaya alan bir insann skneti ve mant var. Fakat karsndaki kim?

Karyolann bir taraf oturduum yerden grnyordu. Sevim, dirseine dayanarak yatanda yar dorulmutu.

Vcudumda bu konumadan m, yaklaan sabahn nemli serinliinden m geldii belli olmayan bir rperme duydum. Bu gece bu, ncyd.

Birdenbire yerimden kalkarak:

Sevim, Sevim, diye seslendim.

Kz, benim sesimi iitir iitmez su ilerken yakalanm bir ocuk sessizliiyle tekrar yatverdi. Odaya girdiim zaman onu braktm vaziyette grdm. Elektrii evirdim, yand. Bu da alacak ey.

Sevim, ne oldun?

Cevap yok. ocuk, akamdan beri devam eden ayn uyku ve baylma aras dalgnlk iinde... O kadar ki kendimin uyanrken bir rya grdme inanacam. Fakat buna da imkn yok. nk Sevimin ince kay kemeri yastn kenarndan yere sarkyor. Bense onu belinde bu kemerle yatrdm katiyen biliyorum.

Artk ne yorgunluk, ne vcudumda duyduum nbet krkl beni uyutamad. Bamn iinde kk kk yklerce elektrik ampul yanm gibiydi. Bunlarn birer birer snmesi ve benim tekrar uyku uyuyacak hle gelebilmem iin sabah beklemek lzm geldi.

VI

Yeni doan gne, sinirlerimi yattrm, korkularmn bo olduunu bana ispat etmiti. Bir yr koynuna giriyormuum gibi tatl bir nee iinde yatama girerken yle dnyordum:

Uyannca Sevimi ayakta bulacama hi phe yok... Belki dn sabahki gibi tede beride dolatktan sonra kapma gelecek: Bu ne uykusu byle?... Gezmeye ge kaldk! diye tahtalar yumruklayacak ama bouna yorulacaa benziyorsun kzm...

Bu sefer, , beni yataktan kaldrmak g olacak.

Gzm atm vakit saat on ikiyi geiyordu. Otelde ve sokakta hi ses seda yoktu. Sevimin bu saate kadar beni arayp sormamas ok tuhaft. Yoksa o gelmiti de ben mi duymamtm?...

abucak giyinerek dar ktm. Sofa bo, btn kaplar kapal... Mutlaka Mkerremle gezmeye kmtr, yahut da otelin bahesinde oturuyorlar.

Sevimin oda kapsna birka kere vuruyorum. Cevap yok. Demek ki tahminim doru. Fakat yreim bir trl rahat etmiyor. Kapy aralayarak ieri bakyorum:

Oda, akamki gibi darmadank. Sevim, karyolasnda yatyor. Bu ne hal! Srtmda gene o akamki hain rperme ile yataa yaklatm. Sevimin zerine eildim. Soluk ald bile hissedilmiyor.

Kolunu sarsarak:

Sevim, Sevim, diye seslendim. O, hi kmldamadan ar ar gzlerini at, yzme bakt:

Sevim ne oldun? Naslsn?

Yabanc dil konuuyormuum gibi anlamadan yzme bakarak glmsyordu.

Hasta msn? Neye kalkmadn, bir yerin mi aryor?

Niin cevap vermiyorsun?

O, devrin bir nefes aldktan sonra gene ayn glmseme ile ar ar gzlerini kapad.

Bir gecenin bir insan bu kadar deitirmesi akla sar ey deildi.

ocuun yanaklar km, derisi burumu, korkun bir sarlk alan yznde yer yer morartlar belirmi. Hatta daha ileri giderek yznn, burnunun biimi de deimi diyeceim.

Gerilip incelmi renksiz dudaklarnn altnda deta dilerinin ekli seiliyor.

nsanda en ge len salardr.

Salar ki vcut ldkten sonra da bir zaman canl bir parlaklkla dalga dalga yaamakta ve bymekte devam ederler; Sevimin salar kirli bir yapa kmesi gibi bann etrafna yapm, yznde kocaman bir at sinei dolayor; kirpikleri, dudaklar arasnda girecek yer arar gibi bir eyler yapyor. Tavan gibi en kk grltden huylanan uyank ve sinirli Sevim, sinein bu iren cilvelerine hi aldr etmiyor.

akaklarnda belirmi kaln mor damarlarn hzl hzl att grnmese lm sanlacak. Mkerrem nerede? ocuk ne vakitten beri yalnz? Niin yannda bir hizmeti bile yok?

Sevimin ldrc bir hastala uram olmas pek mmkn. Fakat ben, imdi bu tehlikeden ziyade onun yalnzln dnyorum. Kimsesiz bir insan gibi bir otel odasnda yapayalnz braklmasna delicesine acyorum. Daha ne yapmak lzm geldiini de bilemiyorum.

Bir aralk pencerenin yanna gitmitim. Sokakta ilk grdm insan Mkerrem oldu; yannda beyazl bir iman madamla otele doru geliyordu. Onun ieri girmeden geip gitmesinden korkuyormuum gibi deta koa koa aa indim. Baka bir zamanmda olsayd beyazl iman madamn kim olduunu anlaynca mutlaka glmekten katlrdm. Madam Tp Fakltesi hocalarndan mehur bir doktorumuzdu. Krem rengi bol sadakor elbisesi, ak yakal spor gmlei, beyaz iskarpinleri, beyaz panamas, beyaz ipek emsiyesiyle uzaktan bana ellilik bir Ermeni madam gibi grnmt...

Mkerrem:

yi olacak hastann doktor ayana gelirmi, dedi. stat da stanbulda imtihanlarn bitirmi, geceki

doktor gibi Bursada dinlenmeye gelmi... Biraz evvel sokakta iki gzel ii kzla korte ederken yakalandm. Hemen posta edip getirdim.

Profesr benim de ahbabmdr. Enine, boyuna alabildiine bym, en, akac bir limimizdir.

Beni sa ba karmakark, yzm kim bilir ne halde grnce:

Hasta zatliniz mi? diye taklmaya balad.

Keke yle olsayd doktor! dedim, ocuk, pek fena...

Profesr, bir yandan: Deildir inallah... Deildir inallah diyor, bir yandan etrafna baknarak:

Vallahi ben bu otelin bu kadar gzel olduunu bilmezdim... Keke ben de buraya inseydim, diye syleniyordu. Sevimin odasna girince:

Kolay gelsin hanm abla... Sen buraya yatmaya m geldin ayol, ben yle ey istemem... Kalk bakalm, diye bard.

Sevim, gene gzlerini at; bu yabancnn burada ne aradna, kendisine niin byle bardna amadan ayn dalgn glmseme ile bakt. Sonra tekrar gzlerini kapayacakt. Fakat profesr, buna da meydan vermedi. ocuu ensesinden tutup kaldrarak:

yle dorul bakalm da u iin bir kar yolunu arayalm, dedi. Sonra panamasn, ceketini kararak karyolann kenarna oturdu

On be gn hasta yz grmemeye yeminimiz vard amma hatrn iin bozacaz... Ne yapalm?

Profesr, Sevimin nabzna, diline, gzkapaklarnn iine bakyor, vcudunu sert hareketlerle evirip evirerek gsn, srtn dinliyor; karnn, kasklarn, bacaklarn yokluyordu.

Sevimin hali beni korkuttuu gibi galiba benim halim de Mkerremi korkutmutu:

Tel etme o kadar canm... Hadi yzn, gzn yka, tra ol... Ben, senin hi bu kadar kendini braktn grmedimdi... ocuklua lzum yok, dedi.

Hakikaten ben de imdiye kadar bu derece kendimi braktm, sabahleyin tram, tuvaletimi tamamlamadan Glen kalfann yanna bile ktm hatrlamyordum.

On, on be dakika sonra tekrar Sevimin odasna dndm zaman bsbtn baka bir manzara ile karlatm: Odadaki eya dzelmi... Sevim, yatanda; arkasna, kollarnn altna yerletirilmi yastklar arasnda deta oturuyor. Bu vaziyette kz, biraz kendine gelmi, rengi dzelmi gibi. Profesr, karyolann yanna ektii bir koltua oturmu, hem limonata iiyor, hem konuuyor.

Konuuyor, diyorum amma syleyen hep kendisi. Zaten o da bundan ikyet ediyor:.

nsan kapal kutu, kzm... Ben ne bilirim? Yarm saattir sana trl dalkavukluk ediyorum... Azndan tek kelime alamyorum. Belinde, dizkapaklarnda ar, sz, yahut karncalanma gibi bir ey duyuyor musun?

Kzm, dilini mi yuttun? Kendimi Bursada bir kyl geliniyle evlenmi de iln ak ediyorum sanyorum...

Bu akaya profesrle beraber biz de gldk. Fakat Sevim hi aldrmad.

Hadi gel istersen iaretle konualm. Ben sana suallerimi byle yaparak soraym, sen de bana byle byle cevap ver.

Profesr byle byle derken pandomima oynar gibi iaretler yapyor, yzn, gzn oynatyor, sonra Sevim tarafndan gene iaretle cevaplar veriyor ve glmekten katlyordu. Fakat ne yapsa nafile. Sevim, hastadan ziyade inat ve dargn bir ocuk vaziyetinde somurtuyor, kalarn atarak nne bakyor.

Profesr, hl midini kesmeden szne devam ediyordu:

ocuum, hastalnn ne olduunu doktor hastaya sylemez, hasta doktora syler... Dedim ya insan, kapal kutu... Senin iinde ne var, ben ne bilirim? O nabz, dil, bilmem ne muayeneleri iki para etmez diyelim. Vcuttaki almetlerin de geri tek tk faydas olur amma pek mahdut baz vakalarda...

yle nabza bakp, gze bakp sende u var, bu var, diye ikembeden hkmler vermek arlatanlarn iidir. Daha iyisini ister misin? Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esasl bir ey sylemez... Hele hastalk balanglarnda... Bir de baktk ate ykselmi, ierde bir alaboradr balam. Kardan bir kara buluttur geliyor... (Korku ile kollarn kaldrp gzlerini aarak) Ulaaan, dehet! inden ne bel kacan anlamak iin keramet sahibi olmal.

Profesr, Sevimin bu tafsilt anlamasndan phe ediyormu gibi bize dnyor, sessiz sinema komiklerine mahsus mbalaal el, kol, yz hareketleriyle devam ediyor:

Evet, bu kara bulutun iinden ne kacak? Sekiz, on hastalk vardr ki ayn almetler, arazlarla balar. Acaba hangisi? Almetlerin bir ksm objektiftir; doktor bunlar dardan grr, bir ksm sbjektiftir; bunlar hasta ierden duyar. Hasta ierden duyduklarn doktorun dardan grdklerine ilve etmeli. Kendi cenesthesi sinin tam bir tasvirini yapmaldr ki o adamcaz da az ok ne halt

edeceini bilsin... Tek elin sesi kmaz. (Elini davul alar gibi sallayarak) Bak, bunun sesini duyuyor musunuz?.. Ne gezer?(Ellerini, birbirine arparak) imdi nasl, ha?. . Gl be kzm; biraz yzn glsn... Nedir bu somurtkanlk canm? Allah, Allah... Ne sylyordum? Ha, evet, hastann duyduklarn btn inceliiyle doktora anlatmas arttr. in nihayetinde doktor nedir? O da herkes gibi bir adam. Fark ok hasta ok hastalk grm adamcaz olmas... Hasta: Ben unu, unu duyuyorum demeli ki doktor da: Bu vaziyette unu, unu, unu demi; u, u, u hastalklar sonradan u, u, u kmt. Caiz ki sen de o neviden bir ey hazrlanmakta olsun... Ona gre tedarikli bulunalm diyebilesin... in can alacak noktasn anlatabiliyor muyum? te hastann rol, ite doktorun rol...

Profesr, gittike couyor, P. C. N. den yeni gelmi talebeye ders anlatyor gibi bahsi derinletirdike derinletiriyordu.

Gzel szler, istifadeli szler. Fakat ne are ki Mkerremle ben, bunlar dinleyecek halde deiliz. imdiki halde zihnimiz yalnz bu bely, yani Sevimin hastaln nasl atlatacamz dnmekle megul. O sylemken biz akn akn birbirimizin yzne bakyoruz. Profesrn nee ve emniyetle odaya girmesi, hastay kolundan yakalad gibi kaldrp dikmesi bizi evvel ferahlatr gibi olmutu. Fakat biraz sonra korkun jestlerle yapt kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehete drd.

Avamdan zatlar olmadmz iin ak konuabiliriz, dedi, imdi ne sylesem yalan olur. Daha pek balanglardayz...

Muhakkak olan u ki ocuk hasta... (Bu noktada bizim de phemiz olmadn bedbin birer ba iaretiyle profesre anlattk. ) di bir mide fesadndan ibaret de olabilir; yahut... Her ne ise... imdiden tela sebep yok... Ben akam gene urayacam... Hay Allah cezasn versin! Hay Allah cezasn versin! urada doktor olduumu bile saklayaym diyordum. nceden bir mshil ile balayacaz. .

Mkerremle ben korkun bir ey iitmi gibi birbirimize baktk Profesr, bunu farketti:

Ne oluyorsunuz Allah akna? dedi.

Ben, mahcup mahcup glmseyerek boynumu bktm:

Buna imkn yok doktor... mkn yok...

mkn m yok? Bu, ne demek?

u demek ki... Hasta kendini bilmiyor. Biz, ona yardm edecek vaziyette deiliz...

Mkerrem, sz azmdan alarak ayn komik korku ile devam etti:

Burada gurbet elde kalm iki beceriksiz ihtiyar bekrz... Ne yapacamz bilemiyoruz...

Profesr, bir kahkaha atarak:

Hakknz var, dedi, bu ii bana brakn... Size l bir hasta bakc gndereyim... Merak etmeyin, bir, iki saate kadar burada olur.

Mkerrem de, ben de profesrn bu vaadine pek inanmamtk. Fakat birka saat sonra Glen kalfaya benzeyen ellilik bir kadnn elinde kocaman bir anta ile geldiini grdk ve geni bir nefes aldk.

Sen misin: Hayat bombo geirdik... oluk ocuk sahibi olmadk diye kendini trl budala hznlere kaptrp zlen? Al bakalm aile saadetini...

VII

Hasta bakc, Habibe Resul isminde bir eski belediye ebesiydi. Bir hafta ara ile iki lohusann lmne sebep olduu iin diplomas elinden alnm, bundan baka on ay da hapis yatmt. imdi iki buuk seneden beri hasta bakclk ediyordu.

Habibe Resul, girdii hastanelerin hi birinde tutunamam, iki buuk senede alt yer deitirmiti. Sebebi doktorlarn kendisini ekememesi idi. Ebe demek yarm doktor demektir. Habibe Resul, hi hatr, gnl tanmaz, doktorlar yanl bir i yaptlar m hemen eki gibi kafalarna inerdi.

Kadncaz, altnc hastanesinden de bu sabah kovulmu bulunuyordu. Yalnz, bu seferki kovuluun sebebi meslek rekabeti deil, meslek ahlk idi. Ba doktor birka gnden beri gen bir hasta bakc kz odasna alarak ayaklarn ovduruyormu. Hastanede bu kadar hizmeti varken gen bir kza ayak ovdurmak ne mnaya gelir? Kr kr parmam gznde... Halbuki zavall Habibe Resul, yle pek fazla bir ey de yapmamt. nsanlk hali bu, ba doktorun kaps nnden geerken orap bann dtn grm, onu dzeltmek iin yere melmi... O dakikada ba doktor hmla kapy aarak

hastabakcy kulandan yakalam: Vay hnzr kar her ey bitti de bir kaplardan beni mi gzetliyorsun? Topla pln, prtn... Ykl buradan... Bir daha seni grrsem kemiklerini krarm... diye istifaya davet etmi...

Kimin kimi istifaya davet edeceini Habibe Resul, pek yaknda mahkeme huzurunda ba doktora gsterecekti. Sade paa ban balarken kulana gelen birka lkrd ile kap aralndan kazara gzne ilien bir iki ey onu hastaneden attrmaya kfiydi. Hem sade hastaneden olsa pp bana koysun. Habibe Resul, onu evinden de kovduracakt.

Biz, btn bu tafsilt hastabakcnn kendi azndan dinledik. Hem de ie baladktan nihayet yarm saat sonra. Bir yandan da odadaki eyann yerini deitiriyor, otelin hizmetisini durmadan indirip kararak aadan tepsiyle, gaz ocaklar, kvetler, oturaklar getirtiyor; bunlar masann, karyolann altna diziyor, temiz bir yatak arafn stlerine koyuyordu.

Bir aralk penceredeki perdeleri kaldrmak istedi. Bunlar mikrop yuvasdr. Hasta odasnda byle eylerin bulunmas fenne uygun deildir diyordu. Otel hizmetisi bunlarn ar, yerli perdeler olduunu, Bursadan perdeci getirip saatlerce uramaynca sklmesi kabil olamayacan syleyerek vazgeirdi. Habibe Resul:

yleyse asit borik alnsn. Bir leen asit borikli su hazrlayp yetiebildiim yerlerini elimle dezenfeksiyon yapaym bari! dedi.

Hastabakc bundan baka Mkerremle bana da uzun bir talimat geti. Mikroplu ellerimizle hastann eyasna dokunmayacaz. Hele il ielerine hi karmayacaz. Hastaya il vermek, il yazmak derecesinde ehemmiyetli bir ihtisas iiydi.

Habibe Resul, profesr stanbuldan tanyordu.

Allah iin ok keskin doktordur. Sade biraz terelellidir ama ziyan yok... Biraz da hastann naturasn kollamadan il yazar... Bereket versin ben bilirim de ona gre idare ederim. Mesel o, bir iltan on be damla verin dedi mi on iki damladan fazla vermemeli. Hastaya sert gelir.

Mkerremle birbirimize baktk. O, dayanamad:

Bu kadar merakla nasl olmu da o kazalar elinizden km? dedi.

Efendim, aksilik vakalarn st ste gelmesinde... ki lohusa birer hafta ara ile leceklerine drt, be ay ara ile lm olsalard kimsenin dikkatini celbetmez, diplomamz da elimizde kalrd.

Hlsa, bizim hastabakcda dehetli bir tekilt ruhu vard. Yarm saat iinde oteli bir hastane ekline sokmu, hepimizi seferber etmiti.

Bereket versin mevsim sonuydu. Otelde bizden baka kimse yok gibiydi. Dn sahipleri gibi adm banda bahi dattm iin hizmetiler de yksnmyorlard.

Sevimi hastabakcya teslim ettikten sonra Mkerremle birka lokma bir ey yedik; arkasndan mide dolgunluuna filan bakmayarak gzel bir kkrtl su banyosu... Neyse biraz aklmz bamza geldi.

Otelin arkasndaki glgelik bir arda Mkerremle kendimize karargh yapmtk. Can skntsndan durmadan tavla atyorduk. Ara sra da birimizden biri yukar karak Sevimi yokluyordu. ocuk, hl dil, az vermeden yatyordu.

Hastabakc onun san, ban, kln, kyafetini dzelttii iin artk sabahki korkunluu da kalmamt. imdi, hastadan ziyade uyuyan bir insana benziyordu. Belki de hakikaten yleydi. Ben; her odaya girite elimi bana koyuyor: Sevim... Sevim diye sesleniyordum. O, derin bir uyku iinde rahatsz edilmi gibi glkle kirpiklerini ayor, glmseye glmseye yzme bakyor, sonra gzlerinin karas yava yava kaybolarak tekrar bendinden geiyordu.

Mkerrem gene bir aralk yukar kmt. Yanma dnd zaman hiddetten mosmor kesilmi, akak damarlarnn ok gibi frlam olduunu grdm.

Buraya bak birader, dedi. Ben bu hastabakc kary kovacam...

Ben, yerimden frlayarak:

Aman Mkerrem, ldrdn m? dedim. O, geri ekilerek:

Mdafaa etme!Vallahi, billahi seninle bozuurum. Kary az kald yakaladm gibi pencereden atacaktm. Kendimi zor tuttum... Vay irkef vay.

Mkerrem titizdir, sinirlidir. Fakat imdiye kadar hi bu derece kzdn grmemitim

Ne halt etti biliyor musun? Vallahi sana sylemeye haya ediyorum... Nereden attk bu belya?...

Mkerrem, gittike sesini ykseltiyor, aza alnmayacak szleri kt kt svyordu. Ben, Otelin pencerelerine bakarak:

Ne yapyorsun? Kendine gel, rezil olacaz! dedim. O, biraz yatr gibi olarak anlatmaya balad:

Demin o pis, ukal suratyla srta srta yanma yaklat: Beyefendi, ayptr sormas amma bu hanm kimin nesi? dedi. Ben: Beyin kz gibi bir ey... Yakn akrabas diye batan savma bir cevap verdim. O, yaptka yapt: E, hanm evli mi bekr m?. . Evli deilse kz m dul mu?. . Anas, babas, baka akrabas yok mu?. . Ne vakitten beri beraber yaarlar? Bursaya ne yapmaya geldiniz? Ben sinirlenmeye baladm. Bunu o da farketti: Aklnza bir ey gelmesin, dedi, malm ya biz yarm doktor saylrz. Baz ilerde doktorlarn anlayamadn da cizane anladmz olur. Hani ek tecrbe grdk de... Dorusunu isterseniz benim aklma bir ey geliyor... Ben, karnn yzn grp kzmaym diye baka taraflara bakarak: Ne gibi? dedim. O, bana gene sualler sormaya balad: Hanm, dn akam birden bire baylm... Siz beraber olduunuz iin bilirsiniz! Bugnlerde hi gnl bulanyor muydu? Kusuyor muydu? nk bu baygnlk bana tabi gelmedi de... Anlyorsun ya kar Sevimin gebe olmasndan phe ediyor. Biraz evvel: Sizler bunun necisiniz? filan diye soruuna nazaran benimle senden de... Hay Allah belsn versin.

Mkerremle ben, deta birbirimizin yzne bakmaktan utanyorduk.

O, devam etti:

Ben olduum yerde ta gibi donup kaldm. Kary halayacam amma bir kere azm aarsam, biliyorum, tadnda brakmayacam. Belki i bu kadarla da kalmayacak... Dayaa kadar varacak... Yabanc bir memlekette, otelde, hasta banda kacak rezaleti bir gznn nne getir... Kaltak daha ne halt etmi biliyor musun? Sevimi uykudan uyandrm... Dur, dur, bana anlatt gibi anlataym...Bana dedi ki: Bende ayp yoktur... Her eyi ak ak konuabiliriz... Geri hanm evli deil, evli deil ama eh, insan hali bu ya... Genlik, cahillik... belki bana bir kaza gelmitir. Demin il iirmek iin uyandrmtm. Kzm, derdini syleyemeyen derman bulamaz... Ben diplomal ebeyim... Aklma byle byle bir ey geliyor... Gel bana bu iin dorusunu syle de bir aresine bakalm dedim.

imdi, artk kzma sras bana gelmiti. Kendimi tutamayarak Mkerremin yakasna sarldm:

Allah akna doru syle... Bunlar Sevime sylemi mi? dedim.

O, ban sallayarak:

Nasl, hak verdin mi? dedi. Sylemi kaltak... Hatta Sevimden tasdik cevab da alm...

Ne sylyorsun?

Karnn sylediklerini... Yavrucak, kendini bilmiyor... Gzleri ak bulunduu zaman ne sylenirse tasdik eder gibi glmsyor ya. Herhalde karya da bu ekilde glmsemi olacak... Yani benim yerimde Eyp Peygamber olsa ancak bu kadar sabrederdi... imdi, artk benim rolm bitti. Bir daha yzn grrsem kadn demem mutlaka dverim. Sen, imdi yukar kar, bu edepsizi defedersin.

Mkerremin hakk vard. Byle bir mahlku bir dakika daha yanmzda tutmak doru olmazd. Arkadama:

Sen, burada dur... Ben, imdi gelirim, deyip yukar ktm.

Odadan ieri girince gzme ilk ilien ey kvetle oturak oldu. kinci manzara kardaki da boazn dolduran akam karanl...

Bu akamla bu oturak birdenbire btn cesaretimi krd. Kadna bir ey sylemeden ks ks aa indim.

Grdm eyleri Mkerreme anlattktan sonra:

Bir beldr baa geldi, ekeceiz, dedim.

O, derin bir gs geirdikten sonra boynunu bkt:

Ne yapalm, yle olacak... Elimiz, kolumuz bal! dedi.

Tekrar masann bana geerek tavla oynamaya baladk.

VIII

Hastaln drdnc gn.

Otel tek yatakl bir klinik halini ald.

Profesr, krem sadakor elbisesi, mavi gzl, beyaz ipek emsiyesiyle gnde iki nbet uruyor, bize Sevimin yata banda birer saatlik iki ders veriyor.

Hastann atei ve dalgnl eski halinde. Profesre gre bekleme gnleri daha gememitir. Tepemizdeki kara buluttan ne kacan hl bilmiyoruz... di bir mide fesadndan uyku hastalna kadar her ey mmkndr.

Birinci gn mideyi temizledik. Ate dmedi Demek ki sebep yalnz evvel zannettiimiz gibi ocuun abur cuburla midesini bozmas deilmi! kinci gn stmadan phelendik; kuvvetli dozda kinin verdik. Midesi almaynca enjeksiyon yaptk. Hastada gene deiiklik yok. u halde bunda da yanlmz. Gelsin bir nc tahmin ve o tahminin de doru olmadn gsterecek bir tedavi.

Profesr:

Bence en emin usul, bu eliminasyon usuldr, diyordu, zehirleri vcuttan defetmek mnasna olan eliminasyon deil ha... u mantktaki bildiimiz eliminasyon... Ortada bir hdise, vaka var: Faraza bir odadan bir miktar para arlm... Olur a gz ak ok... O gn de odaya diyelim ki on kii girmi... Paray aran elbette bu on kiiden biri... Sen, ben olacak deiliz ya... Anlatabiliyor muyum? Ben de, diyelim ki, Allah saklasn, alman parann sahibi, yahut polisim de hrsz enselemek istiyorum... Hrsz, acaba bu on kiinin hangisi? Ne bilirim ben? Peygamber deilim ki... Benim yapacam u... On kiinin ekil ve ekalini bir szerim; mmknse cemaziylevvellerini de bir yoklayveririm... Ondan sonra dizerim sraya herifleri... Derhal, efendim, en pheli grneninden balarm birer birer aramaya...Gel st arayacam... Ha ha ha. Baktn bir ey kmad. Gel bakalm ikinci... Onda da m yok...Sen yana bakalm nc.

Bylece muhtemel messirleri taraya taraya nihayet hakik messirin yakasna yaprm... Ben, bir kere onu yakaladktan sonra da gerisi kolay... Tehis de tpk byledir... Bir de bakarsn, efendim, bir gn evvel keklik gibi seken dipdiri bir insan, bir gn sonra kargabken yemi gibi kvrlm yatyor... Fena havadis! te hdise... imdi sebepleri yakalamak lzm.

Sana, yani doktora kardan birtakm ifritler sinsi sinsi dillerini karyorlar... fritler, yani hastalklar... anlald m efendim? Bu halt hangisinin yediini birdenbire kestirebilsen mesele yok. Baarrsn neyse onun ilc, alatrsn anasn... te bu kadar... Fakat acaba hangisi? Balarsn, efendim, demin anlattm usul ile tahkikata...Bak buraya stma... Sen yle ufack tefecik grnrsn; insan arada bir tesinden, berisinden gdklayp rpertmekten baka fenaln yok sanrlar... Fakat senin ne habasetlere kadir olduunu ben bilirim ben... Sakn bu naneyi yiyen sen olmayasn? Bakalm grrz... Dayarsn efendim, slfat oyunu... Elli santigram olmad, bir gram... Olda olmad, (bedesten telll gibi elini kaldrp dik dik bararak) korkma, bir buuk... ki... Hatta daha ilerisine git... Korkma

sulfatodan... (Ksa bir durutan sonra) haaa anlald... Demek haksz yere gnahna girmiiz... Sen, gel bakalm ey klar, irler hastal tberkloz (Bir karlkl konuma taklidi yaparak): Aman efendim... Kerem edin... Ben byle erip savurmaya kadir bir mahlk muyum? Ne kadar ar ezgi fstk makam yrdm bilmez misiniz? Hem, efendim, hastay dinlediniz; rntgen nda seyrettiniz. Bana benzer bir eye rast geldiniz mi?... Kes sesini habis... Kulak tuttum, parmak vurdum geri sesin gelmedi... Gelmedi ama sen, onu bakalarna yuttur, bakalarna... Senin, kstebek gibi ne akla gelmez kelere saklanp ne marifetler yaptn bana sorsunlar bana... Eer herife bu kaz sen oynadnsa elimden kurtulamazsn... Fen, daha seni grtlandan yakalayp bastracak trna bana vermedi... Fakat senin habasetlerine kar benim de habasetlerim var... Saklandn yeri bulacam; sonra da bir kumandan gibi vcudun btn kuvvetlerini sana kar seferber edeceim... Seni bsbtn yok edemesem tule kireten bir kale iine kapayacam... (Nispet veren ocuk gibi yumruklarn biribiri stne vurarak) Ya... Ya... Ya... Ben, durumum mu sanrsn?... Ben, dururum mu sanrsn? Diyelim ki tberklozda da yanldk... Gelsin bakalm bir bakas...

Profesr, btn hastalklara karmzda bir geit resmi yaptryor, her birinin karsnda Shakespeare piyesi oynar gibi korkun jestler, mimiklerle uzun tirajlar okuyor. Biz, akn bir halde Mkerremle birbirimize bakyoruz.

Bereket versin, Sevim, pek grltl sahnelerde gzlerini yava yava ap bakmakla beraber, bu szleri anlayacak halde deil... Yoksa ocuk, etrafn saran hayaletlerin deheti karsnda mutlaka korkudan ldrrd.

Konferans bittikten sonra profesr, hastann buzundan bir srahi limonata yaplmasn emrederek bizi baheye indiriyor. imdi, artk vazife bitmi, glp elenmeye sra gelmitir... Profesr, para almad iin biz, onu hi olmazsa bir saat elendirmeye, yni attklarn glerek dinlemeye mecburuz.

Halbuki biraz evvel hasta odasnda geen sahneden sonra bizim enemizi bak amyor, yzmzden den bin para oluyor...

Profesr, bizim dndmz, somurttuumuzu, kahkahalarla anlatt kar kz hikyelerinden tat duymadmz grnce kendinin de keyfi kayor. Fakat zek adam, bu neesizlie kendi verdii korkunun sebep olduunu arabuk anlayarak bizi teselliye balyor:

Yahu, siz galiba hastay merak ediyorsunuz. Vallahi, billahi kalbm basarm; bileklerimi keserim, yle bir lm tehlikesi filan yok. Birka gn iinde ayaa kalkacana hi pheniz olmasn, diyor. Fakat bu teminatn bizi yattrmadn grnce elinde limonata srahisiyle yanmza gelen Habibe Resule taklmaya balyor.

Habibe abla huuu... Ayol, hani sen vaktiyle kabak kantosu mu ne oynarmsn... Saklama, saklama, iittim... Hatta bu yzden ham ervah bir hastane mdr seni iinden karmaya da kalkm... unu bana da oynayversene...

Habibe Resul, utanyor:

A, ilhi Profesr Bey... Sen, , rya m gryorsun Allah akna... Kim oynad kabak kantosunu? diyor.

Hastabakcnn yzne bakmadmz halde kardan doktora iaretler yaptn hissediyoruz. Fakat profesr, bunu da aa vuruyor:

yle ne iaretler edip duruyorsun bana? Kabak kantosunu oynamak ayp m? Keke bilsem de ben de oynasam...

Doktor, akay bu kadarla da brakmyor:

Bana bak, yle gizli iaretler beni huylandrr ha... Gel, yle yakn gel bakaym... Burann havasndan m, suyundan m nedir? Gzme baka trl grnmeye baladn. Cami yklmsa da mihrap yerinde... gibi szlerle kadna taklyordu. Hasl, profesr, akay o derece ileri gtryor, yle szler sylyordu ki yzsz Habibe Resul, onun karsnda deta Meryem ana gibi grnyordu.

unu da syleyeyim ki Habibe Resul, artk gzmze bakmyordu. Bir kere son derece alkan ve iine merakl bir kadnd. Sonra bizden yz bulamad iin mi nedir, lubalilii de brakmt. Brakmasa da ne yapacak halimiz vard? Sevim, iyileip kalkncaya kadar sopa ile kafamza vursa ses karmamaya mecburduk.

Drdnc gnn akam Mkerrem, bir aralk tavla zarlarn elinden frlatarak:

Sana bir ey syleyeyim mi? dedi. Biz yarn sabahtan tezi yok buradan basp gidelim. Kzn burada dzelecei yok. Sonra, profesr, lim adam, hoca adam ama beni amad. Brakalm da eliminasyon usuln bakalarna tatbik etsin.

IX

Sevim, denizde alr gibi olmutu.

Vapur, Boz burnunu dnnce bir para konuturmaya ve gnlerden beri ilk defa yiyecek yedirmeye de muvaffak olduk.

Hele eve vardmz zaman bsbtn iyilemiti. Yata hazrlanncaya kadar salondaki kanepeye uzand. Hatrn soran Glen kalfann yanan, enesini okayarak: Ben hasta mym? Hi bir eyim yok! diye glmsedi. Biz yokken gelip masann zerine ylm Avrupa mecmualarndaki resimlere bakt. Hatta bir aralk hafife radyoyu bile atk. Fakat alg sesini iitir iitmez gzlerinden yalar akmaya baladn grerek kapamaya mecbur olduk.

Btn bu halleri hastaln artk bittiine almet sayarak seviniyorduk. Mkerrem, annesini yoklamak iin Bebeke gitti.

Hatta hastabakcya da Kurtulutaki kz kardeini grmek zere bir gece izin vermekte bir tehlike grmedim. Ve biz, Glen kalfa ile yalnz kaldk, fakat...

Geceyle beraber balayan nbet arttka artyordu. Bursadaki sessiz dalgnlklar nevinden bir ey olsa o kadar aldr etmeyeceim. Fakat bu seferki nbet, bambaka bir ey... Yz buz gibi souk bir ter iinde, dili dar km, gzleri donuk bir cam parltsyla parlyor... Vcudu zaman zaman karyolay sarsacak kadar iddetli sarsntlarla titriyor. Glen kalfa ile beraber kollarna basp durdurmak istiyoruz. A iinde rpnan byk bir balk gibi bizi silkeliyor; bileklerime rpnan byk bir balk gibi bizi silkeliyor; bileklerime yaparak yatakta doruluyor, elbiselerini yrtyor... Sonra, ara sra insan sesine benzemeyen ac bir makine lyla haykryor.

Glen kalfa aknlndan, bara bara dualar okumaya balamt. Mkerreme telefon edeceim: Bir doktor bul. Acele yeti diyeceim. Aksi gibi telefon bozuk. Saate bakyorum. Daha yarm... Sabaha dnya kadar vakit var.

Sokaktan beki geiyordu. ardm; bir otomobile atlayarak acele bir doktor bulup getirmesini syledim. Kimi getireyim dedi. Kim olursa olsun. Elverir ki bana can yoldal etsin.

Gzm duvardaki saatte, dakikalar sayyorum. Yarm saat, bir saat geiyor... Ne bekiden, ne doktordan haber yok... Glen kalfann dualarna mukabil ben de Glistann naslsa hatrmda kalm bir hikyesini durmadan tekrar ediyorum: Adamn biri sabaha kadar hastann banda bekledi. Sabahleyin hasta iyi olup ayaa kalkt; hastay bekleyen ld.

Nihayet, bir saat bir eyrek sonra kapda bir otomobil duruyor; iinden iman bir adamn indiini grerek geni bir nefes alyorum.

Bu gece doktorlarn deniz elencesi varm. Beki, kimin kapsn aldysa bo dnm. Nihayet, Tophane karakolunda bir belediye doktoru ele geirmi...

Tuhaf tesadf! Doktor, uzun zamandr izini kaybettiim bir eski Glhane arkada kmasn m?

Mektepte Hasan ukureme dediimiz bu arkada imdi belediye doktoruydu. Bu gece tarafndan yaralanm bir Rum kadn iin karakola armlar. ini bitirip eve dnecei zaman bizim beki yakasna yapm...

Doktor, krizi yattrmak iin bir iki ine yapt, neyse ocuk, biraz sakinleir gibi olarak gzlerini kapad.

Hasan, bembeyaz salaryla Sevime ine yaparken ben bir keden onu seyrediyordum.

Zavall Hasan ukureme! O da vaktiyle benim gibi ok parlayacak sanlan bir ocuktu.

Muallim Feyzi Paa onun iin: Byle giderse bu ocuk, grrsnz, bir byk lim yetiecek derdi. Fakat Hasanck byle gidememi, talih onu bsbtn baka yollara saptrm olduu iin paann tahmini de doru kmamt.

Hasan ukureme mektepten kar kmaz gnderildii Arabistandan bir trl kendini kurtaramad iin krlenip gitmiti. stelik Byk Muharebede sene de Bombayda ngilizlerin elinde esir kalmt. Kendisini on, on iki sene evvel bir kere daha grmtm. Salar gene aarmt. Fakat imdiki kadar km deildi. O vakit: Ben tekat oldum. Fakltede alarak ihtisas imtihanna girmek istiyorum diye gzel bir cesaretle yeni bir hayata balamaya hazrlanyordu. Fakat pek az bir ara ile kendisine tekrar rast geldiim zaman: ocuklar daha yetimedi. Bir hkmet doktorluu aramaya mecburum demiti.

Feyzi Paann mstakbel limi odada eilip kalkt srada pantolonunda bir yama gzme iliti. Biraz evvel de ineye hazrlanrken gmleinin eskilikten akm bileklerini ieri doru kvrdna dikkat etmitim. im szlad.

Hasl, eski mektep arkadam meslee vefaszlk etmemi olmakla beraber o da benim gibi bir ate idi. Hayat, acayip ey! nsan, ne umuyor, ne buluyor!

Hasan ukureme de vaktiyle benim gibi ukalyd. Daha talebe iken kendini ermi, yetimi bir doktor gzyle grd iin bana ve arkadalarna: Collegue diye hitap ederdi. Nedense imdi de bana sz sylerken yle diyordu. Meslei krlm bir insan olmann acsn bana duyurmamak iin mi? Yoksa kendinin de yar yolda kaldna, benden daha fazla bahtiyar olmadna bir iaret mi? Bunu ancak kendisi bilir.

Seni olmayacak bir saatte rahatsz ettik, dedim. Galiba ok yorgunsun... Uykusuzluktan gz kapaklarn imi.

O, glmseyerek:

Uykusuzluktan deil; bbrekten, dedi, kalp de bozuk... Geri bozuk olmayan yer de yok gibi ama oluk ocuu daha birka sene srkleyebileceim. yle umuyorum.

Hasan ukureme, skntl bir zamanmda imdadma yetitii iin ok memnun grnyordu. Hastadaki sknetten ziyade onun yorgun mavi gzlerindeki tatllk beni yattrmt.

Karyolann nndeki halnn stnde diz kp oturan ihtiyar Glen kalfa, yorgunlua dayanamam, bir zaman sallana sallana uyuduktan sonra nihayet secdeye yatar gibi avularn ve yzn yere koyarak uyumutu. yle ki uzaktan biri grse onu namaz klyor sanrd.

Hasanla kar karya bir saat, belki hatta daha fazla dertletik.

Nihayet, yorgunluktan onun da Glen kalfaya dneceini anlayarak artk gidip yatmasn syledim. Zavall, yeni bir kriz karsnda tekrar armadan korkarak:

sterseniz kalabilirim; sofadaki kanepede bir saat yatarm, dedi ve sonra iini ekerek glmsedi:

Artk eskidiimiz iin evde de pek tel etmezler. Ben, raz olmadm:

Yok, yok... Sen dinlenmelisin Hasan, dedim, biz, artk ihtiyarladk; yle uzun cefalara dayanamayz.

Kendimi onunla bir tutuyordum ama o zavall, benden on, on be ya daha km grnyordu. Hasan, kapdan kaca zaman:

Kendinizi zmeyiniz. Bu geceyi byle geirelim de yarn sabah daha esasl bir aresine bakarz. Ben erkenden gelirim, dedi.

Fakat tedaviyi stne almak istiyor sanmamdan korkarak hemen ilve etti:

Doktordan ziyade dost gibi tabi... Byk kolejlerden hangisine bavurmamz lzm geleceini beraber dnrz. Belki size bir faydam dokunur.

Yreim bir kere daha szlad.

Bam ateler, arlar, uultular iinde... Gzlerim kanlanm, dilim pasl... Kemiklerim krlyor.

Yorgan dek yatacam, yatacam ama evde artk hayatndan korkulmaya balanm baka bir hasta var. Onun iin, aresiz, ayaktaym. Evin iinde bastm yeri grmeden sersem ser sem dolayorum.

Sabahleyin evvel Mkerrem skn etti; arkasndan hastabakc... Bir saat sonra Hasan... ocuk, gene geceki gibi... Etrafndakiler! tanmyor; odaya yeni girenlerden korkuyor; o korkun makine lyla haykrarak kendini karyoladan frlatp atmaya kalkyor... ki, kii bu ku kadar ocuu zor zaptediyoruz.

Doktor geldii zaman Sevim dalgnd. Gzlerini anca ondan da korkarak l basacak sanyorduk. Fakat o, bu sefer korkudan ziyade lgn bir hiddet iinde uyand. Gzleri yerinden oynam, az kprm, dilerini gcrdatarak, zavall Hasana: Bu eek kim... Bu eek kim... diye haykrd... Arkasndan kfrler. Hem de ne yakas actmadk denen cinsten ayp kfrler... Derecesini undan anlamal ki ben elimi yzme kapadm; Mkerremle Glen kalfa dar katlar. Yalnz doktor, sesini karmad.

Sevim, benim bile hepsini bilmediim bu szleri kimden, nasl, ne vakit rendi? Ah, u insan denen mahlkun en temizinin iinde bile neler var!

in asl alacak taraf gnlerden beri iki lkrdy bir araya getirip syleyemeyen ocuun bunlar en usta bir klhanbeyini bastracak bir kolaylkla birbiri arkasna dizmesiydi. Fakat o, bu kadarla da kalmyor, doktoru paralamak ister gibi hareketlerle atlmaya alyor, bunu yapamaynca hiddetle yzne tkryordu.

Biraz sonra sofada utana utana doktora yaklatm, ocuun ne yaptn bilmedii meydanda olmakla beraber bir ey sylemek, gnln almak ihtiyacn duyuyordum. Fakat onun zihni bsbtn baka eylerle megul olduu iin beni dinlemedi bile...

Dne dne, hatta biraz korkarak: Bir menenjizim grnyor, Kolleg, dedi, bakalm byklerimiz ne diyecekler?

Geceki vapur elencesinden sonra henz uykuya yatm olduklar muhakkak olan bykleri bugn elde etmek imknsz grnyordu. Byle olmakla beraber akam stne doru Mkerrem, bunlardan bir tanesini yakalayp getirdi.

stad, Bursadaki profesrle taban tabana zt yaratlta bir insand, yani dirhemle lkrd sylyordu.

Hasan, kendisinin doktor olduunu sylemekten ekinmiti. Fakat Mkerrem, sz arasnda bunu yumurtlad. stad, gzlerini klte klte bu fakir kyafetli ihtiyar szd:

Ya!. . ok l, dedi.

stadn bu zavall adama syleyecek nesi olabilir? Fakat hi bir ey sylememeyi de nezakete sdramad iin dudak ucuyla:

Bir septisemi grnyor, dedi. Sonra bize dnerek ilve etti:

Mamafih, yarn muavinim bir ponotion lombaire yapsn. Bakalm.

stat, giderken bir parmak iaretiyle Hasan yanna ard. Onun doktor olarak arlm olmasna imkn vermedii iin:

Siz galiba ailedensiniz... unu, unu, yaparsnz! dedi.

Bunlar, hastabakcya verilecek emirlerdi. Fakat ilim otoritesinin ne olduunu bilen Hasan, bu emirleri gcenmeden, utanmadan, kumandann dinleyen bir nefer hrmetiyle dinliyordu.

***

Ertesi sabah gelen bir ikinci stat hysteriden phe etti; hysterinin baka bir hastalkla kararak bu neviden bir kriz meydana getirmesini mmkn grd. Mkerremin gene o gn akama doru getirdii bir nc stat ise yalnz septisemi ve hysteri phelerinin kritiini yapmakla iktifa etti ve mspet bir ey sylemedi.

Ortaca henz tehire benzer bir ey yoktu; sade eczanelerden boyuna paketler, ieler, tpler, eit eit ineler, buz torbalar tanyordu.

Hastann odasnn bitiiindeki oda ufak bir lboratuar halini almaya balamt.

Sokak kaps akt. Konu komudan esnaf raklarna kadar eve girip kann hesab yoktu.

Glen kalfa gibi bana da bir sersemlik geldi; alk alk dolamaktan, nme gelene glmsemekten ve kendimi dolandrtmaktan baka bir eye kudretim kalmad iin evin btn ilerini Mkerremle Habibe Resul ellerine almlard.

Mkerrem bana:

Bu, byle olmayacak, dedi. u doktorlarn n bir araya toplayalm. Bir konsltasyon yapsnlar... Neye karar vereceklerse biz de ona gre hareket edelim.

Hasan da bu fikirdeydi.

Ertesi akam ortalk kararmasna yakn stat, Sevimin yata banda toplanyorlard.

Ben, aa sofada doum ars eker gibi ellerim kasklarmda durmadan dolayordum. Nihayet, yukar sofada ayak patrtlar... nde statlar, arkada Mkerremle Hasan, merdivenden indiler; sokak kapsnn yanndaki misafir odasna yrdler. Ben, gene yanlarna gidemedim, fena bir ey sylemeye balarsa hemen kamaya hazr bir vaziyette dardan dinlemeye baladm.

Baz tiyatro ilnlarna aktrleri sahneye giri srasyla yazdklar gibi ben de doktorlarn ne sylediklerine eve giri srasyla anlatyorum.

nc stat ilk ve son sz olarak unu syledi:

Ben, menenjit tberkloz diyorum. Kanaatim bu. Doktor, bu sz, meslektalar uzun mnakaalara girimiler, itirazlar yapmlar, kendisi de bo yere konumaktan yorulmu gibi sert ve hiddetli bir sesle sylemiti.

Bu oduncu baltas gibi birdenbire kafama inen kat hkmden sonra artk kamann mnas kalmad iin kapya yaparak dinlemeye baladm.

Ksa bir skt... Sonra, bir gn evvel histeri zerinde srar eden ikinci stadn sesi hi przsz:

Ben de bu fikirdeyim hocam, diyor.

Saniyeler geiyor... Son midim birinci stadda, yani hastala septisemi demi olan doktorda... Onun azndan kacak sze bal...

O, biraz durduktan sonra sadece:

Olabilir, diyor ve arkasndan hemen saati soruyor; dokuza eyrek var cevabn alnca tel ediyor.

Olabilir.

Hele saat meselesiyle bir araya gelince bu tek szn mnasn yle geniletmek mmkn: Olabilir... nk olmayacak ey mevcut deildir... Fakat olmamas da mmkn... Bunun sebeplerini size uzun uzun anlatabilirim de... Fakat ne yazk ki imdi vakit yok... Sonra sesinden, konumasndan anladma gre lkrd dinlemee de niyetin yok... Bu, senin eski huyundur...

Hadi bu seferlik de senin dediin olsun... stanbulda hasta m eksik? Elbet bir bakasnn yata banda gene bir araya geliriz... Alacan olsun...

Ayak sesleri kapya yaklayor. Ben, utanlacak bir ey yaparken yakalanmaktan korkuyormus gibi t sofann br ucuna kadar kayorum; avularmla yzm kapyorum.

Beyin veremi; muhakkak lm... Vah, ocuum!

Ortalk o kadar kararm ki, orada kimse beni fark edemiyor.

Kapnn kapandn, sokaktaki otomobillerin motorlarn iletmeye, birbiri ard sra yrmeye baladklarn duyuyorum.

Biraz sonra omzuma bir el dokunuyor. Yzm ap bakyorum: Mkerrem... O, benden daha tabi adam ocuk gibi alamaktan utanmyor, yanandaki krklar yala dolu.

Ne yapalm karde? Dayanacaz, diye omuzlarm okuyor.

Birka adm tede Hasan ukureme. O, alamyor, fakat elinden bir ey gelmedii iin deta mahcup vaziyette boynunu bkmt.

Uzaktaki yazlk bahelerin birinden bir zurna taksimi geliyordu.

Ben, o akam Mkerrem gibi alamadm. Fakat imdi ne zaman, nerede bir zurna sesi iitsem birdenbire gzlerim yaarr. alglarn en kaba ve glnc olan zurnaya alamak!... Bu, o kadar ayp bir ey ki fark eden olur diye hemen mendilimi kararak burnumu silerim; kirpiklerimin arasna bir ey kam gibi yaparak gzkapaklarm ovutururdum. Ne yaparsnz ki zurna, o geceden sonra benim iin alamadan dinlememe imkn olmayan lirik ve mukaddes bir musiki oldu.

XI

Beyin veremi!

Demek birka gne kadar Sevimi kaybediyoruz. Artk gleri saymaktan baka iimiz kalmad.

Mkerremin alayarak syledii gibi: Ne yapalm, dayanacaz!

Eski faklte htralarndan kalma krntlarla zihnimde korkun levhalar yapyor. Sevimin nasl leceini imdiden gryorum:

arpnp rpnmalar, lklar, ar ar dinecek, ocuun ensesi, omuzlar kslacak, gzleri alaacak. Gitgide sayklamalar, derin uyku dalgnlklarna deiiyor, ihtilalar duruyor; vcutta yer yer feller balyor.

Baz iekler, nebat hayatnn dncesiz cehdiyle nasl yzlerini gnee veriyorlarsa ocuk, onlarn aksine yzn ar ar karanla, duvara eviriyor, eviriyor!... O, bu uykudan ancak havaszlktan tkanarak, yahut son bir sara arpntsyla titreyerek lmek iin uyanacaktr.

Hodkm deyin, ne derseniz deyin. Artk Sevimin yanna gitmemeye, lrken yzne bakmamaya karar vermitim.

Durmadan evin iinde dolayor, teyi, beriyi kartryor, Mkerrem, ara sra hastann odasna girip ktka ellerimi ovuturarak nasl? diye soruyordum.

Hasan, bir aralk ortadan kaybolmutu; evine mi gitti, ne yapt bilmiyorum. Birka saat sonra tekrar geldi; elinde kk bir el antas vard:

Msaadenizle ben imdilik buraya yerleiyorum dedi. Birka gn ilere bir arkada bakacak.

Ertesi sabah aramza bir yeni arkada daha kart.

Sevimin hastaln bir akam evvel haber alm olan Rait ocuk.

imdi evde drt ihtiyar erkek oluyorduk.

Birinci gece gzm hi uyku tutmamt. Ertesi gn de aa yukar ayakta geti. Fakat ikinci gece dayanamadm; bir aralk uzandm kanepenin stnde sarho gibi szp kalmtm.

Sabaha doru Sevimin odasndan gelen bir sesle uyandm. ocuk alyordu. Fakat ne alay! Hasan, o gn bana demiti ki: Menenjit tberklozun bu devresinde hasta byk strap ekiyor gibi grnr; fakat hi bir ey duymaz. htillar, feryatlar tamamyla mekaniktir; hastaya artk lm gzyle baklabilir. Can acs eklinde deil de eter ve kloroform uykularnda bazen duyulan uzak varlk hissi eklinde az bir uur kalrsa ite o kadar...

ocuun ac ekmeden lmekte olduuna inanmak da gene bir eydi. Fakat bu ses madd bir straptan ziyade devaml bir talihsizlie alayan bir insann uurlu alayna benziyordu. Bilmem bakalar iin de yle midir? Uykudan uyanrken iittiim btn sesler ve arklar bana ok tesir eder.

Bu birka saatlik uyku, vcudumu az ok dinlendirmi, duyma ve zlme kabiliyetimi artrmt. Hi bitip tkenmeyecek sanlan bu alay bu saatte beni o kadar ldrtt ki bir daha bu sesle uyanmamak iin ocuk lnceye kadar uyank kalmaya yemin ettim.

Ne yerimde durmaya, ne hastann odasna gitmeye kudretim yok. Evin iinde dolayorum. htiyarcklarn her biri bir kede yorgunluktan uyuyakalm. Mkerrem, kravatyla, potinleriyle benim karyolann stnde yatyor... Doktor Hasan, yerde bacaklarn altna alm, nndeki iskemlede ak duran bir kitaba ban koymu...

Rait ocuk, kapnn nnde kvrlm, evde baka bir ey kalmam gibi ceketini derin bkerek bana yastk yapm...

de bu rahatsz vaziyetlerde hrlar, inler gibi sesler karyorlar. Daha tede karanlk bir odada Glen kalfann kesik kesik ksrd iitiliyor.

Biraz evvel bu insanlarn hasta bir ocuk etrafnda el ele vererek alp abalamalar gzel bir efkat manzaras meydana getiriyordu. imdi uyku, aradaki balar kesmi, her birini bir keye atm... Herkes, kendi ayr derdine, ayr bir ryasna dm.

erdeki ses, kendi kendine alyor. Kimseden himaye, imdat yok!... Hi bir ey yaamann irkinliini, btn arpnp rpnmalarn boluunu bana bu kadar kuvvetle gstermemiti. Birer birer hepsinin zerine eilerek yzlerine bakyorum:

Maskeler dm, ilerin btn yorgunluu, bezginlii, sefaleti aa vurmu.

Arada hi bir mnasebet yok... Fakat ben ikiyle, elenceyle, akla gemi ziyafet gecelerinin sonunu, bozulmu sofrann, devrilmi ielerin etrafnda bozuk ehreleri, buruuk elbiseleriyle szm sarholar dnyorum.

Yalnz, bu zavall ihtiyarcklar acaba hangi yenilip doyulmu ziyafetin, hangi hayatn sarhou!..

erde Sevimin odasnda bir glgenin kmldadn gryorum. Sonra, bir pencere alyor... Hastabakc uyanm. Yahut belki daha evvel uyankt da ben farknda deilim. Bu, bana garip bir teselli oluyor. Kendimi tutmasam bir iki gn evvel sokaa atmak istediim Habibe Resuln ellerini

peceim. Pencereler ak... Sabah balyor... Doktor Hasann ban dayad kitab yavaa ekiyorum. Birka gnden beri ortada srnen benim Glistan

Hasann ak brakt sayfay okuyorum.

Karl bir k gecesi padiah batanbaa samur krklerle donanm scak saraynda sabaha kadar eleniyor; yar plak bir fakir, pencerenin altda souktan titriyor. Nihayet sabah oluyor. Fakir, ban kaldryor, sknetle: Senin gecen de geti; benim gecem de geti! diyor.

Ben hikyeyi Sadnin kastettii manadan bsbtn baka bir manada alyorum; kendime bu satrlardan garip bir teselli kararak: Her ey geecek; bu geceler de geecek! diyorum.

XII

Ertesi sabah Hasan, Sevimin odasndan kyordu.

Mkerrem, ellerini ovuturarak nasl? diye sordu.

Doktor, ne cevap vereceini bilemiyormu gibi yzmze bakarak glmsyordu. Ben, ask bir ehreyle Mkerremi azarladm :

Arkadamz yalan sylemeye mecbur etmekte ne mana var? Hakikati bilmiyor muyuz? dedim.

Mkerrem:

Hi olmazsa zavallnn daha ne kadar ekeceini kestirmek mmkn olsa? diye iini ekti.

Hasann glmsemesi hl devam ediyordu. Sakin ve ekingen bir tavrla :

Yal bal insanlarz, dedi, birbirimizi bo tesellilerle aldatacak deiliz... Size garip bir ey syleceim. Bende bir mit balad.

Mkerrem, sinirli bir hareketle ban ne edi, benim de iimden inanmak gelmiyordu.

Hasan, ne dndmz anlayarak hafife kzard :

Biliyorum ben, spesiyalist deilim. Bykler hkmlerini verdikten sonra bana sz dmez. Fakat uzun doktorluk hayatmda ben de ok vaka grdm. Bizim meslekte tecrbe biraz ilim demektir. Size dertleme kabilinden bir ey syleyeceim. Ben, hastaln menenjit tberkloz olmasndan phe ediyorum.

Menenjit tberklozun baka trl bir seyir gstermesi lzmd... Sonra, ate meselesi var. Hastann muntazaman ateini alyorum. Krk, krk bir... Halbuki benim bildiime gre menenjit tberklozda ate otuz dokuzu gemeyecek... Kitaplarnzn arasnda acaba bir patoloji kitab var m? Birok aradktan sonra ktphanemin st rafnda bir Lemoine buldum.

Hasan, gzln takarak menenjit tberkloz bahsini bir gzden geirdikten sonra heyecanla: te, dedi. Bakn, kendiniz de okuyun. Ate hi bir halde 39u gemez diyor.

Mkerremle Hasann gsterdii yere baktk ve okuduk: La fievre ve depasse guere 39.

Kalbim, kuvvetle arpyordu: Birdenbire mide kaplmaya cesaret edemeyerek Mkerremin elini yakaladm: Ne dersin? dedim.

O, benden ok daha cokun, ok daha tesir altnda kalmaya istidatl bir insandr. Sevincinden kekeleyerek: Dorudur, mutlaka dorudur, diyordu. Tp faklteleri iin yazlm koskoca bir patoloji kitabnda yalan, yanl olur mu? Lemoine, dnyann en byk profesrlerinden biridir... Bu kuvvette bir adamdan bu kadar ehemmiyetli bir meselede yanl sz kar m? Lemoine bu...

Halbuki zavall Mkerrem kitabn tp faklteleri iin yazldn kendi uydurduu gibi Lemoine ismini de o gn ilk defa iittiine hi phe yoktu.

Biraz evvel, doktorun mitten bahsetmesine kzd halde imdi benim sevinmekten ekiniyor gibi grnmeme can sklyor, kollarmdan tutup sarsarak :

Glsene... Memnun olsana... ocuu kurtaryoruz, diye baryordu.

Mkerremin sevinmesine sz yok ama aknlktan Hasann kalbini kracak gaflar da yapmaya balamt :

Vallahi arkadamz mtehasss filan deil ama o heriflerden on kat iyidir... lmi pek yoksa bile dikkati var, hsnniyeti var, tecrbesi var...

Ben, yar bu gaflarn nn almak, yar bo kmas da pekl mmkn olan mide fazla hayal kartrmamak iin Mkerreme ktm :

ocukluk istemez... Oyuncak deil, bir ar hastalk karsndayz... Daha ne olacamz kimse katiyet1e kestiremez... dedim.

Hakikaten bu mit boa karsa yava yava hazmetmee baladmz acya yeniden dnmek ok fena olacakt.

Mkerrem, benden yz bulamaynca, Rait ocua kotu: doktorun kefini, Lemonenin ehemmiyetini yava sesle ona anlatmaya balad.

Kaptann ikide birde kaln sesiyle:

Hadi bakalm... Hadi bakalm... kmadk candan mit kesilmez... lecekle lmeyecei Allah babadan baka kimse bilmez. Moskoflar benim gemiyi batrd vakit vallahi bozulmama bak srt kalmt, yolunda cevaplar verdii iitiliyordu.

Garip tesadf!

Menenjit tberkloz tehisi koyan stat birka saat sonra otomobille kapmza dayanverdi. Kar sokakta bir hastaya gelmi, bu arada bizim de ne halde olduumuzu grmek istemi.

Onu karmzda grnce Hasann da, benim de dilimiz tutuldu. Yeni midimizi renirse kendisini yalanc karmaya yelteniyoruz sanacak, alay etmee bile tenezzl etmeden renksiz bir glmseme ile yzmze bakarak : yle ey otur mu hi? diyecek ve onun bu hkm hastal, deilse bile, yeniden menenjit tberkloza evirecekti.

stat, daha azn amad halde midim birdenbire sfra inmiti.

Fakat o, hastaya dokunmaya bile lzum grmeden ylece bir baktktan sonra inanlmayacak bir ey syledi :

Menenjit tberkloz deil.

O kadar tabi konuuyordu ki, hatt tehisinin yanl kmasna bile can sklmyor gibiydi.

Evet, menenjit tberkloz deil... yle olsayd hasta imdiye kadar oktan alp vermi bulunurdu. Yalnz, son pheyi de kaldrmak iin bir gzc bularak bir kar ayn muayenesi yaptrmak lzm...

stat, Hasana dnerek ilve etti.

Bununla artk siz megul olursunuz. Birdenbire doktorun o kadar lehine dnmtk ki, utanmasak elini, ayan pecektik.

Zavall Mkerrem; sevincinden : Allah raz olsun... Sa olun... Var olun yolunda birtakm dilenci dualar ettikten sonra deli gibi sokaa frlad; yarm saate kalmadan yannda bir gz mtehasssyla eve dnd.

Kar ayn muayenesi de ayn neticeyi veriyor; hastaln menenjit tberkloz olmad yzde yz sabit oluyordu.

O halde ne? Ne olursa olsun, elverir ki o, olmasn. Elbet bir aresi bulunur. Mkerrem stme saldrp benimle greecekmi gibi ellerini rpyor:

Bayram etmek iin daha bekleyelim mi? diye baryor.

Hastay kollarndan tutarak yatandan kaldryoruz, onun bir ey anlamadan bakan akn gzlerine kar:

Kurtuldun, kurtuldun, lmeyeceksin artk, diye mjde veriyoruz!

XIII

Sevim, hl kendini bilmeden yatyor. Fakat beyin veremi tehlikesi atlad ya... imdiden ona iyi olmu gzyle bakyoruz.

Ka gndz hemen hemen a yaadmz o zaman fark ettik. Glen kalfa gene yalan yanl bir eyler piirmiti.

Mkerrem :

Kadnm, sen onlar hemen kaldrmaya bak, dedi. Sokoa m dkersin, gizli bir yere m saklarsn... Sakn ha gzmz grmesin... Bize Sevimin kurtulmas erefine gzel bir ziyafet lzm... yle deil mi doktor... Tatls, tuzlusu, ikisi her eyi tamam... llallah efendim... Ka gndz insanlktan ktk.

Mkerrem, bunlar sylerken yemek sahanlarn tepsiye doldurup Glsen kalfann eline veriyor, kadncaz ite kaka yemek odasndan karyordu.

Ben :

ldrdn m ne yapyorsun? dedim. Mkerrem :

imdi ne yapacam grrsn... diyerek telefonun bana geti; byk lokantalardan birine otomobille nihayet yirmi dakika iinde yetitirilmek artyla mkellef bir yemek smarlad.

Yarm saat sonra ben, Mkerrem, Hasan, Rait ocuk, dn sofras gibi donanm bir masa bana oturuyorduk.

Sofrada drt, be trl yemekten baka eit eit ikiler de vard. Mkerrem:

Allah aknza oyunbozanlk etmeyin de hep birden rak ielim, diyordu. Byle zamanlarda hi bir iki insan rak kadar dinlendiremez.

Rait ocuk, eski ayyalardandr. Fakat nedense iki itiini o zamana kadar benden saklard. Ummad bu teklif karsnda kendinden geerek:

Hay azn peyim, orbadan dnenin ka krlsn, diye bard.

Ben, pek az iki ierim. Doktor Hasan da herhalde benim gibidir. Fakat geirdiimiz skntdan sonra yle fevkalde bir eyler yapmaa ihtiyacmz vard ki biz de onlara uyduk :

Kabul, kabul, diye ellerimizi kaldrdk.

Ben, bir, nihayet iki kadehle ii geitirmek niyetindeydim. Doktor da benim gibi yapyor, kadehteki raksn boyuna sulandryordu.

Mkerremle Rait ocuk, bunu fark ederek stmze dmee baladlar.

ki gnden beri cidd bir ie yaramadn grerek mahcup olan Rait ocua nihayet kendini gstermek frsat kmt.

Kadehi doldurup doldurup azma yanatryor:

Elimden i kk bey; yle byle altm yllk arkadaz. Bir gn yle karlkl rak iememitik. ok kr, Allah bu gnleri de gsterdi, diye sevincinden deta alyordu.

te tarafta da Mkerrem doktora musallat olmutu. Bir ey deil, Hasann bbrekleri, kalbi zaten bozuk... Ka gndr bizim urumuza rahatn feda etmesine karlk adamcaz hasta edeceiz.

Rait ocuk, bana byk bir derdini daha itiraf etti.

Romatizmalar sebebiyle doktorlar rak imesini yasak etmiler.

Doktorlarn zaten unu yeme, bunu ime diye kel khyalk etmekten baka neye hayr dokunuyor, diyordu, gel gelelim yengeye anlatamyorum. Devlet her yerden men i mskirat kanununu kaldrd, bizim evden kaldramyor... Dinlemeyeceim, ieceim; bilirsiniz ben yle kar ksmndan korkan erkeklerden deilim... Lkin rak da keyifli iilirse tad kar, deil mi? Yengenin hub cemalini bilirsiniz... Bir de stelik o surat bir kar sarktsn da sen de karsnda rak i... Hadi

efendim... Lanet olsun... Yenge imdi kapdan girip de beni bu halde grmeli... Allah bugnleri de gsterdi ya, hay kk bey hay, vallahi bugn beni ihya ettin... Bir tane daha vereyim.

Birok uratktan sonra nihayet kendimi Rait ocuun elinden kurtarmann aresini buldum, sert bir sesle:

Bana bak stkarde, dedim, daha stme dersen seni yengeye haber veririm...Ben kardan korkmam filn diyorsun ama bak karmam... Kendin dn...

te tarafta Mkerrem, kolunu doktorun boynuna dolam, biraz evvelki takn neeye mukabil, imdi bir rikkat ve teessr nbeti geiriyor:

Ah, doktorcuum, bilmezsin, bu ocuk bizi ne kadar berbat etti, diyordu. Niye ona bu kadar balyz? Bu da ayr mesele... Onun da, benim de daha bir iki sene evvel hayatmza karm bir ocuk... Sen elli yana kadar korkudan evlenme... Sonra hi yoktan kendine bir sevgi icat et... Byle rpn dur... unu da syleyeyim ki bu korkumuzun baka bir sebebi de var... Biliyor musunuz bu hastala biz sebep olduk... Evet, ikimiz... Ya ocuk bizim yzmzden lseydi... Sen syle doktor, biz ne yapardk?

Mkerrem, sarholuktan yzn, gzn buruturarak alyordu. Doktorun sarholuu tatl bir sersemlik eklinde kendini gstermiti, ban iki tarafa sallayarak, mavi gzlerini baygn baygn szerek:

Allaha emanet... Allaha emanet... Allaha emanet, diyordu.

Biraz sonra hava gene deiti. Ka gnlk yorgunluk, uykusuzluk stne rak, iyice beynimize vurmutu; birbirimizin boynuna sarlarak pyoruz teki odada bir ar hasta bulunduunu dnmeden kahkahalar atyoruz. yle ya ne kar? Bu ziyafet, bu enlik onun kurtulmas erefine deil mi? Hasl, keyfimiz o kadar yerinde ki bir algmz eksik... Becerebilsek ark da syleyeceiz.

Fakat, elencenin en kzt bir zamanda sokakta bir otomobil duruyor... Arkasndan bir kap zili...

O karmakark kafa ile ne oluyoruz? Kim geldi? demee vakit kalmadan talkta, sofada ayak patrtlar, inceli, kalnl birtakm sesler iitiliyor. Derken yemek odasnn ak kaps nnde melon apkal iki erkek kadn, bir Arap bac grnyor... Bunlar, benim senelerden beri kapm almayan dargn akrabalar... Sevimin can stnde olduunu duyarak alaya szlaya otomobillere dolup gelmiler.

Belki de ge kaldklarn, evde kazanlar, teneirlerle karlaacaklarn zannederken bizi rak sofras banda bulunca hakl olarak aryorlar, syleyecek lakrd bulamyorlar.

Ben, oturduum yerde bir onlara, bir sofradaki kark tabaklara, devrilmi kadehlere, meze sprntlerine, arkadalarn klk kyafetine bakyorum...

Rait ocuk, ceketini, gmleini kararak dekolte bir tire fanila ile kalm... Doktor Hasan daralm, burumu sof ceketi, uzam sakalyla iportac Yahudilere dnm... ki saat evvel elbiselerini tye gndererek benim eski bir pijamam giymi olan Mkerrem, zaten tabi zamanlarda bile taraa gelmeyen kabark asi salar, rakdan horoz ibii gibi kzarm yzyle maskara bir kyafette...

Manzaray yle bir gz nne getirin: Kzgn bir temmuz gn. Bir yanda can stnde bir hasta... te yanda murdar bir rak sofras banda en suratl, en kyafetli bir alay ihtiyar glyor, baryor, birbirine trl cilveler yapyor.

Misafirler bizim iin ne dnseler, ne syleseler yerden ge kadar haklar yok mu?

Bu dakikada bana pekl inme filan inebilirdi. Fakat gariptir ki bunun tamamyla tersi oldu. Yani itiim rak bir saniyede beynimden frlayp karak kendime geldim.

Beklenmez bir tehlike karsnda aknlktan kendini o tehlikenin ta gbeine kaldrp atan bir adam gibi sofaya, misafirlerin nne frladm ve arkamdaki rezalet ve enaat sahnesinin kapsn iddetle kapadm.

Basknn beni nasl can evimden vurduunu anlatabilmek iin biraz bu akrabalarmdan bahsetmee mecburum. Sevimin geirmekte olduu lm tehlikesi karsnda eski kavgalar, kinleri unutarak evimi ereflendiren bu grubun reisi Pervindir. Pervin, benim kk amcamn kzdr. imdi aramzdaki ya farknn ne kadar arttn bilmiyorum. Fakat ocukluumuzda ben, ondan drt ya byktm.

Pervin, mark, titiz, dedikoducu bir kzd. Nedense bana gayet souk grnyordu. Bu yaramazlk ettiim zaman evde beni:

Bana bak! Uslu oturmazsan Pervini sana alrz ha! diye tehdit ederlerdi.

Benim yam on sekiz, onunki on drde gelince kz, bana baka trl grnmee balad.

Bir mnasebetsizlik yaptm zaman beni gene Pervini vermekle tehdit etselerdi galiba eskisi kadar korkmayacaktm. Ona gelince, tabi huyundan gemez; o, beni gene uluorta ekitirmekte devam

ediyordu. Fakat teden, beriden de kulama benimle evlenmek istediine dair baz lakrdlar geliyordu.

Srgne gitmemi olsaydm belki Pervinin gene gzme baka trl grnd bir bahar gnnde kendisi, yahut akrabalardan biri tarafndan ortaya atlacak bir teklif bizi pekl kar koca yapabilirdi.

Onunla evlenmek srgne gitmekten daha m iyi olurdu, daha m fena; bunu imdi kestiremeyeceim. Fakat galiba daha fena olurdu.

Avrupadan dndm zaman Pervini daha evlenmemi buldum. Ben, o vakit, otuz bee yaklayordum. O, etraflar krmaya balam gzlerinde derin bir hznle yirmi bei doldurmakta olduunu sylyordu.

Pervin, o zaman benimle evlenmeyi hakikaten istedi ve alttan alta birtakm manevralar evirdi. Fakat yazk ki onun bana korku vermedii mevsim bir daha dnmemek zere gemiti. Gekince kzlarn ibadete, yahut kedi, kpee dtkleri malm! Pervin de politikaya merak sardrmt: Erkek biiminde giyinir; o vaktin kadnlar erkek iine pek karamadklar iin hayr cemiyetlerinde alr, gazete ve mecmualarn son sahifelerine politika yazlar yazard.

Pervin, bu politika meraknn bizi birbirimize yaknlatracan umuyordu. Halbuki ben, hl da yledir o ya, politikac kadndan hi holanmazdm. Evlerine lokantadan yemek gelir, skkleri gndeliki ii kzlar diker, ocuklar salya, smk iinde ortada dolarken yakasnda rozetle nmayilere, toplantlara koan cemiyeti kadndan da yle.

Pervin, bacak bacak stne atarak, dudanda uyuz bir hanm sigarasyla, ttihat tilf dedikodularna girimee kalktka vcudumda bcek geziyor gibi souk, souk bir eyler kprdanr, yzn grp kzmamak iin bam bir yandan bir yana evirirdim.

Bu huysuz kzn yaa olduu gibi kafaca da bu kadar kemale ermeden evvel yapt komu ve akraba dedikodular bunlarn yannda ne kadar sempatik kalyordu. Uzatmayalm Pervin, benden yz bulamaynca fena halde arpld, bozuldu ve o zamandan sonra ttihatsn da, tilfsn da bir yana atarak benimle uramaya balad.

Gene o tarihle st ste aileden iki zengin ihtiyar lmt. Daha onlarn lleri ortada yatarken akraba arasnda bir boumadr balad. Kurtlar ilerinden biri ld zaman leini nasl paylaamazlar, onu ve birbirlerini didiklerlerse bizim akrabalar ta yle sa saa, ba baa birbirlerini yiyorlard. Biri, lnn deli, frengili ve bunak olduunu ileri srerek vasiyetnameyi rtmee alrken teki miraslardan birinin z evld olmayp pi olduunu ispat iin kap kap ahit ve vesika topluyor, mahkeme koridorlarnda, sille tokat, dvmeler oluyordu.

Bu kavga iki seneden fazla srmtr. O zamandan beri de btn aile birbirine dargndr.

Ben, ne bir yandan, ne teki yandandm. Fakat hepsinden fena halde tiksindiim ve bunu ak ak yzlerine sylemekten ekinmediim iin o zamandan beri hepsi bana dargndr. Bugn belki yirmi seneden beri ilk defa yz yze geliyorduk. te bu aksi basknn niin beni bu kadar berbat ettiinin sebepleri!

Pervin, benden midini kesince Byk Muharebede vagon ticareti yapm ve epeyce para kazanm bir iadamyla evlenmiti. (Bugn hastay grmee gelen melon apkallarn biri de o idi.)

Pervinin kocasn eskiden de tanrm. inin karn gayet iyi bilen sansar gibi bir heriftir.

Tarihini pek hatrlamyorum; Cumhuriyetten biraz evvel, yahut sonra Byk Millet Meclisine de sokulmaya muvaffak olmutu. Fakat Huy cann altndadr. derler; orada da tek durmam; kark birtakm ticaret ilerine giriecek kendini attrncaya kadar uramt. Pervinin kocas tekrar mebus seilmedii iin o gn bugn devlete kskndr. lk zamanlarda tede beride gazete karacan, Frkaya muhalefet yapacan syleyip gezerdi. Fakat yaz yazmak iin evvel yaz yazmay, sonra yazacan bilmek lzm. Militan politika yapmak iin de az ok cesarete ihtiya vardr... Halbuki Pervinin kocas cahil olduu kadar da vesveseli ve tabansz bir adamdr. Korkmadan yreini zmeden muhalefet yapmak iin bir are dnm, namaza balamtr. Elinde tespihiyle cami cami gezer; tersine evrilecek kasketi olmad iin melon apkasyla imamlarn ta arkasnda namaza durur ve bylelikle hkmete kafa tuttuunu zanneder.

Birbirimizi grmediimiz bu yirmi sene iinde Pervinin durup dinlenmeden benimle uratn, nne gelene beni ekitirdiini iitmitim. Ben bunlar haber aldka ellerimi ovuturur, evimiz, kymz ayr iken Pervin, beni bu kadar rahatsz ediyor. Ya, Allah esirgesin, kedi ile uvala girer gibi onunla ev bark olsaydm nereye kaardm? diye keyifli keyifli glerdim.

Bugnk vakadan sonra glmek sras galiba ona geliyordu.

Yemek odasnn kaps kapandktan sonra aklma baka ey gelmedii iin alk alk:

Buyurun... Oturun... Rahatsz olmayn, dedim. Onlar, oturma zaman olmadn bana hatrlatmak ister gibi hi kmldamadan dimdik durdular. Pervin, grup namna sze balad:

Sizi rahatsz etmemizin sebebi Sevimi ok ar hasta diye iittik de...

Ksa bir durutan sonra ierdeki manzarann irkinliini anlatmak isteyerek ilve etti:

Her halde syledikleri kadar ehemmiyetli bir hastalk olmayacak...

Sen ol da bir cevap bul, ver.

Ehemiyetli deil desen, kz bir adm tede ateler iinde kalp gibi yatyor. Ehemmiyetli desen zaten frsat kolluyorlar bir yandan kimsesiz bir ocuk can ekiirken te yanda rak iip elenmek vicdana sar m? Bir sr sal, sakal ihtiyar, yanzdan da utanmyorsunuz? diyecekler.

Ka gndr ne halde yaadnz, nasl insanlktan ktmz, bu rak sofrasnn bana nasl dtmz bu insanlara nasl anlatrsn?

Aklm bamda olsa gene bir eyler sylemee, kendimi mdafaaya alacam. Fakat biraz evvel kafamdan frlayp ktn sylediim rak yeniden bulut gibi stme kyor, zihnimi durduruyor, dilimi arlatryor.

Baracam, yahut dp baylacam, hasl, unutulmasna imkn olmayacak bir maskaralk yapacam; Pervinin eline korkun bir silah vermi olacam. O, bunu nne gelene anlatarak mrnn sonuna kadar memnun yaayacak. Bu, bir daha kalknamamak zere alt olmak korkusudur ki bana biraz cesaret ve zek verdi;

bereket versin arkadalar gibi soyunmu filan da deilim; ceketimin kollarn ekip klma dzen vermee alarak :

Doktorlar menenjit tberkloz diye bizi tela drdler, dedim, ok kr yle olmad katiyen anlald. Sevindik, deta enlik yapyorduk.

enlik yapyorduk derken elimle yemek odasn gsteriyordum. Sesime, jestlerime kzgnlkla karlk bir emniyet gelmiti. Misafirlere meydan okur gibi bir tavrla kravatm, salarm dzeltmee, ne kadar yalansa dalma gen, gzel ve k kalacak yenilmez ve unutulmaz adam olmaa balyordum.

Bu sefer Pervinin kocas bir sual sordu :

Memnun olduk... u halde ocuk iyi? Grtlam bir iki kere inip kt.

Evet... Evet... Tehlike kalmad... Yani hastalk... Gzlerim Pervinin gzlerine rastlad ve kendimi tutamayarak yalan syledim :

Yani hastalk geti.

Tam benim szm bekliyormu gibi Sevim ieriden ac ac alamaya balamasn mi?

nsanlara bu kadar ktlk kondurmak doru bir ey deil amma Pervin, beni yakalad iin deta sevincinden rpnd; bana yalanm bir kere daha tekrar ettirmek iin :

Hastalk geti yle mi? dedi.

Azmn iinde dilim kuruyordu. Keke birka saniye acele etseydi de bu lakrdy hi sylememi olsaydm! aresiz, az deitirmee, gevelemee baladm :

Yani geti dediysem esas itibariyle geti... Dne nispetle geti. Yoksa ate, kriz devam ediyor... Biz de korktuk... Fakat en byk profesrler yeminlerle temin ettiler ki artk hastalk, yzde yz gemi demektir... Anlatabiliyor muyum?

Onlar anlyoruz der gibi pheli pheli balarn salyorlar, birbirlerine bakyorlard.

Bu esnada Habibe Resul, tertemiz beyaz gmlei, ensesinden sktrlm bartsyle odadan kt. Kalabal grnce bir gsteri yapmak ihtiyac duymu olmal ki bana resm ve souk bir tavrla :

Efendim, hastay artk fenn bir ekilde beslemee balamak lzm, dedi, zaten doktor da biraz evvel bunu sylemiti. Ben, stl bir yumurta sarsndan balayacam.

Evet, Habibe Resuln vazifesi banda bir asker, yahut fen adam gibi etrafndakileri hi grmeden syledii bu lakrd bir gsteriten, bir ukalalktan baka bir ey deildi. Fakat ne yerinde ve ne sevimli bir ukalalk! Hastabakc, sade bu lakrdsyla deil; kyafetiyle, tavryla da bu dakikada evin namusunu kurtaryordu. nk doruyu sylemek lzm gelirse bu kzgn yaz lesinde iip iip cvm bir alay ihtiyar sarhola dolu en eve az ok bir hasta evi grn veren srf onun bu kyafeti ve bu edas idi. Habibe Resuln bu dakikada yalnz bir yerde elime geirmi olsaydm sevin ve sarholuktan mutlaka boynuna sarlr perdim.

Fakat hain kadn, ii gene tadnda brakmad; sska kalalarn oynata oynata misafirlerin nnden geti; yemek odasnn kapsn aarak seslendi:

Doktor Bey, bir kere de size soraym... Ben st ve yumurta sarsyla limantasyona balyorum.

Mkerremle Rait ocuk, yemek odasnn teki kapsndan kamlard. Fakat zavall Hasan ukureme raknn sersemliiyle yerinden kprdanamam, oturduu yerde ban tabaklarn arasna koyarak uyuyup kalmt.

Sahneyi salondan yemek odasnn bir tiyatro perdesi gibi alm kapsndan bir oyun seyreder gibi seyrediyorduk.

Hasan, kapnn aldn, hastabakcnn ddk gibi sesiyle bardn iitince, mavi gzlerini acyor, her zamankinden daha fazla imi grnen yorgun yznde akn ve mahcup bir glmseme ile bize bakyor, Habibe Resuln lakrdlarn kavrayamayarak ar ar, peltek peltek:

Efendim... Efendim... Efendim... Stl yumurta m efendim... Pekl olur efendim. O da olur efendim, diye syleniyor.

Sonra, ayaa kalkmak istiyor; sendeleyerek masaya arpyor, bardaklar, tabaklar angrdatyor; dk pantolonunu iki eliyle kaldrmaya alyor...

Pervinin bana iittirmek iin gldn, yanndakilere yksek sesle:

Ay, doktor, doktor dedikleri bu merhum Sultan Reata benzeyen ihtiyar m? dediini iittim.

Komedi kfiydi; hzla ilerleyerek bir ikinci defa kapy ektim.

Talih diye ite buna derler... Zavall melek ahlkl Hasan Kurueme! O, herkese cann verircesine iyilik etmee alt halde talih onu nne gelene inetiyor. Akl banda olmayan Sevim, onu grnce: Kim bu eek?... diye baryor; ykselmi meslekta onun doktor olduunu iitince gzlerini klte klte yaaa... diyor ve hal diliyle aa yukar Sevimin sylediinin aynn tekrar ediyor. Pervin, baka trl hakaret ediyor.

Evet, buna talihten baka bir ey denemez. nk krk bu kadar sene evvelki bir ocukluk arkadana yardm iin ihtiyar ve hasta halinde gecelerce uykusunu ve rahatn feda eden bu melek insan bu dakikada delicesine yanarak ve acyarak sevdiim halde ben de vaziyeti kurtarmak iin onun aleyhinde sylemee mecbur oluyorum :

Asl doktorlar ok mhim statlardr. Bu bir eski arkada... Bize yle byle bir yardm dokunuyor, diyorum.

XIV

Pervin, Sevimi grnce korkmu gibi bir iki adm geri ekildi... Elleriyle gzlerini kapayacakm gibi yaparak :

Vay yavrum... Ne oldu sana? Sen bitmi gitmisin, diye inledi. Hkrarak alayacakm da kendini zorla tutuyormu gibi azn, burnunu oynatyor, eliyle gsn bastryordu.

Sevimin doktor Hasan ilk grd zaman syledii szleri bir kere de ona kar tekrar etmesini ne kadar isterdim.

Fakat ocuk, bunu yapmad, sakin zamanlarndaki o dalgn ve tatl bakyla Pervine uzun zaman glmsedi, sonra boynunu bkerek gzlerini kapad.

Pervin, cesaretle yatan kenarna oturmu, elini Sevimin alnna koymutu.

tekiler hastaln sri bir hastalk olmasndan korkarak oturmaktan, eyaya el srmekten ekmiyorlard. Hastabakc Habibe Resuln burada ok houma giden bir ukalal daha oldu. Fen namna kumanda veren bir sesle:

Affedersiniz amma hasta dald; yalnz brakmak lzm, dedi.

Pervinden baka herkes ok zldklerini anlatan yz ve ba iaretleriyle yava yava dar ktlar.

Grmediim halde hepsinin kapy aar amaz sahneden kan aktrler gibi yzlerini deitirdiklerine, biribirlerinden aldklar kk kolonya ieleriyle ellerini, azlarn, burunlarn temizlediklerine emindim.

Pervin, odadaki eyay, illar bir bir gzden geirdikten sonra nmde durdu :

Sizinle biraz grmemiz lzm, dedi.

Hay hay... Nasl isterseniz?...

sterseniz baka bir odaya gidelim.

O da olur.

Evi eskiden bilen Pervin, kitap odamn yolunu tutmutu. O, nde; ben arkada merdiveni ktk.

Pervin, mezat eyas grmee gelmi mteri gibi hi sklmadan masalarn, kanepelerin, tablolarn, biblolarn nnde duruyor, ak kaplardan ban ieri uzatyor, tozlu grd eylere parman sryordu.

Ben, kadn gibi merakl ve titiz bir insanm. Evimin eyasna, temizliine, tertibine ok dikkat ederim. Biraz dank bir ocuk olan Sevimle bu yzden kavga ettiimiz bile olur. Fakat aksilie bakn ki hastalk, her iimiz gibi evin iini de altst etmiti.

Eya, hakikaten mezada karlm gibi karmakark ve toz toprak iindeydi.

Pencerelerden birinin perdesi kopmu, sarkyor; geridonun stnde bir leen ibrikle nereden nasl geldiine bir trl akl erdiremedeim bir ift hamam naln. Ak bir dolap kapandan yatak rtlen frlam... Hasl, her tarafta bekr kokusu, han kokusu var.

Tam kitap odasna yaklatmz zaman kap, bir frtna gibi ald. Rait ocuk yar beline kadar plak olarak dar frlad; nalal kunduralaryla patr patr tavan aras merdivenine doru kamaya balad.

Meer stkardeim, biraz evvel terli gmleini ykayarak benim kitap odasnn balkonuna asm. Gmlek balkonun demiri stnde bandra gibi sallanyordu. Olan olmutu;artk kendimi tutamayarak glmee baladm:

Efendim... Hali gryorsunuz... Bu hastalk elimizi, ayamz yle artt ki...

Pervin, bir ey sylemeden hafife glmsedi, masann bana oturdu.

Allah, yirmi senelik bir ayrlktan sonra, iki eski sevdaly nihayet kar karya getiriyordu. Pervin, bir hasta evine deil de bir dne gidiyor gibi sslenmiti. Bu zahmetlere benim iin katlandna ne phe!...

Onu grdm zaman mutlaka ne kaybettiimi anlayarak iimin yanmas lzmd. Ona bakarken hakikaten yreime bir hzn kmt. Fakat Pervini kaybettiim iin deil, anasn, byk yengemi hatrladm iin...

nsan lmez derler... ok doru... Zavall byk yenge, dar alnnn altnda yuvarlak mavi gzleri bir kanatl iri bir et beniyle ssl biraz bask burnu, seyrek beyaz dileriyle yirmi, otuz sene evvelki gibi karmda oturuyordu. Fakat yeni moda, eski kadn kadnck teyzeyi ne kyafete sokmutu?

Ona bakarken :

Pervinle evlenmediim baka bir cihetten de isabet olmu, diye dnyordum, onu zihnimde anasyla bu kadar kartrnca kar gzyle bakamayacak, byk yengemi koynuma alyor, amcam aldatyormuum gibi dehet iinde kalacaktm.

Pervin, bir yandan elindeki kurunkalemiyle nndeki bloknotun stne izgiler iziyor, bir yandan ktphane raflarndaki kitaplar seyrediyordu. Bu arada ikide bir gz ucuyla bana bakmay da ihmal etmiyordu:

Kitaplarnzn daha oaldn zannediyordum, dedi, son zamanlarda galiba okumuyorsunuz?

oald amma eskilerin ie yaramayanlarn atyorum da...

ok l... ok l...

Benimle ne konumak istiyordunuz?

Sevim hakknda tabi...

Sevime gsterdiiniz alka beni pek sevindirdi. Pervin, hafife dudaklarn kst; sonra, ar ve mahzun bir ciddiyetle kalarn kaldrarak:

ocuun hali beni dndryor, dedi. Bu szn ak manas u idi :

Ev bir serseri yala olmu... Her taraf pislik gtryor... ocuk, bir kede canyla urarken, br tarafta raklar iilip sefahat yaplyor... Bunlar benim gzmle grdklerim... Daha grmediim kim bilir neler var... Hastay mehur doktorlara baktryoruz diyorsunuz... Onlarn da aadaki pantolonu dk sarhotan daha hr matahlar olduklarna inanamyorum... Bu bakmszlk iinde ocuun iyi olaca pheli...

Pervine sylenecek ok ey vard... Fakat bunu yaknda kacana hi phe etmediim frsatlara braktm ve lakrdnn hakik manasn anlamam gibi bn bir cevap verdim :

Vallahi o cihet bizi de dndryor. Fakat gentir, vcudu bizim vcutlar gibi tamir kabul etmeyecek ekilde hrpalanmamtr. nallah iyi olur.

Biraz evvel dudaklarn ksan Pervin, bu defa rimelli gzlerini ksarak yzme bakt:

Hastalk ehemmiyetli bir ey olmayabilir... Fakat dikkatli bir tedavi lzm... Sizin iin bir ey sylemiyorum... Eksik olmayn, ona evldnz, yahut torununuz gibi bakyorsunuz. Fakat bekr bir erkeksiniz, yle deil mi? Her ey para ile olmaz... Dorusunu isterseniz ben, bu hastabakcya da pek gvenemem...

Muharebe iln edilmi, arpma balamt:

Pekl... ocuun daha iyi baklmas iin bir are dnyorsanz syleyin...

Gnl istemez amma mesel iyi bir hastaneye kaldrlabilir... Hastanede ne olsa disiplin vardr... Her eyi saati saatine yaparlar... Bilmem, ben byle dnyorum.

Bunlar sylerken ehresini, sesini gayet ustalkla idare etmesine ramen gzbebeindeki sinsi gl yakalamtm. Maksat meydanda : Yat mektebinde okuduu mddete Sevimi aileden kimse arayp sormuyor, diplomasn alp i buluncaya kadar barnacak bir otel, yahut pansiyon odas arad bir srada ben, onu evime alyorum. Bunu yapmak Pervini ve teki akrabalar kk drmek demektir. ocuk gld, syledii, iime yarad mddete onu yanmda alkoydum. imdi, ki ne olduu, ne kadar srecei belli olmayan bir hastalkla ban yere vurdu, onu bir evltlk gibi evimden srp karyorum, sedye ile hastaneye atyorum. Pervin de gezip yrd yerde benim gvenilmez bir serseri olduumu sylemekte ne kadar hakl olduunu herkese ispat ediyor. Ben, alndm gstermeden sakin bir tavrla :

Zannederim ki ocuu hastaneye gndermek benim iin de, sizin iin de ayp olur, dedim. Biz, burada elimizden geleni yapyoruz. Fakat eer devlethanenizde daha iyi baklacan zannediyorsanz siz bilirsiniz.

Pervin, fena yakalanmt. Ringde sk bir yumrukla sersemlemi bir boksr gibi ban silkiyor, gzlerini ap kapyor, bir trl kendini toplayamyordu. Hastay al, gtr demek benden beklenecek bir hareket deildi. Dorusunu sylemek lzm gelirse bu ar i lakrdy ben de kendimden beklemezdim. Fakat hiddet, insana ne yaptrmaz?

Biraz evvel nasl iim yana yana doktorun aleyhinde bulundumsa imdi de karmdaki dman, can stnde bir hastay bana atmakla korkutuyordum.

Pervin, bunun kurusk bir tehdit olduunu her halde anlamt. Fakat Sevimi eve gtrmenin lakrds, akas bile o kadar korkuntu ki birden yalm indirdi, istemeye istemeye:

O da olur, dedi, ocuumuzdur. Tedaviye almak boynumuzun borcu... Yalnz, u var ki bizde de buradakinden iyi baklacan ummuyorum... Hem maksad yanl anladnz galiba... Burada Sevime baklmyor demek istemedim... Eksik olmayn. Elinizden geleni yapyorsunuz. Fakat malm ya hastanenin hali baka... Kendim de hastalansam gideceim yer doru oras...

lk arpma benim bu kestirme hareketimle bitmi oluyordu. Byle olmakla beraber Pervin, derhal baka bir planla ikinci bir taarruza geti.

Hastalk geinceye kadar size yardm etmemize tabi msaade edeceksiniz. Evde zannederim hastabakcdan baka ie yarar insan yok... O Glen kalfa ne hale gelmi yle... nsan kurusu gibi bir ey olmu... Ben, size imdilik Asude bacy vereyim... yi kadndr. Sizi eker evirir. Kendim de sk sk gelir, hastann temizliine filan bakarm...

Bu szlerin manas da meydanda : Deil mi ki bir kere bu eve ayam attm. yle kolay karamayacaksn... Bir yandan ben, bir yandan Asude bac seni elimizden geldii kadar tartaklamaya alacaz.

Ne Pervine, ne Asude bacya : Siz bizim eve gelmeyin denemezdi.

Misafirlerin yava yava ayaklandklarn, mze gezer gibi sofalarda takr takr dolatklarn, girip kmadklar yer, kartrmadklar eya brakmadklarn iitiyordum. Benim kadar titiz olmayan bir insan bu saygszln beni ne kadar huylandrdn dnyada anlayamaz. deta sokakta rlplak dolayormuum gibi dayanlmaz bir sknt.

Yerimden kalkarak:

Peki, nasl isterseniz yle olsun. Asude bacy brakn, dedim ve yrdm.

***

Ben, Mkerrem, doktor Hasan, Rait drt, hastabakc be, Glsen kalfa ile Asude bac yedi...

Sevimin etrafndaki ihtiyarlarn says o akam tam yediye kyordu. Rait ocuun ara sra:

Yenge meraktadr... Haber de veremedik... Allah vere de evi kapayp gelmee kalkmasa, demesine gre biraz sonra sekize kmamz da mmkndr.

Bu yedi kiinin yedisinin de evde ayr ayr rol var. Mkerrem evde ikinci ben demek; doktorla hastabakcnn vazifeleri malm; Rait ocuk sokak, Glen kalfa mutfak ilerine bakacak; sude bac hepimizin stnde daire mdr gibi bir ey...

Evde deta kendiliinden bir devlet dairesi kuruluyordu. Kalabalklatka ie yarama kabiliyeti azalan dairelerden biri.

Ortalk kararrken Rait ocuk sinsi sinsi yanma yanat :

Maallah artk gnller rahat. Hasta kurtuldu. yle lm filan tehlikesi kalmad, dedi.

Stkardeim, bunlar beni memnun etmek iin sylyor, ben de bakalm arkasndan ne kacak? diye dinliyordum...

Siz de ok kendinizi zdnz anm. Hasta olacaksnz, diye korkuyorum.

Ben :

Nerde o talih, diye iimi ektim. Rait ocuk, ellerini sallayarak :

Yo, yo... Allah esirgesin, dedi, sizin yle bir kafanz dinlendirmee ihtiyacnz var... Gndzden biraz rak kald. Eh, yetimezse bakkal da burnumuzun dibinde... yle birka kadeh imelisiniz ki kendinize gelin... Eh, biz de size cizane arkadalk ederiz...

Haaa... Anlald.

Rait ocuun can gene rak istiyor; gndzki ziyafetin tad damanda kald. Stkardeim rakdan bahsederken az sulanyor, ak pencereden ikide bir sokaa tkryordu. Kaptan kendisini deta Niantanda hava tebdiline gelmi sanyordu.

imde bir eyler kabaryor; kzacam Rait ocuu fena halde, halayacam. Gndzki rezaletin acsn ondan karacam. Fakat niin? Bir gece evvel ben mitsizlik iinde kvranrken bana acyor grnmesi yalan myd? Hayr. Rait ocuk benim iin kendini atee at! desem atar; o, yle bir adamdr. Ama krk ylda bir Huriye yengeden kurtulmu; az tadyla bir rak imek istemi... Bunu niin tabi grmemeli? Hastaya daha fazla acyamyorsa, hasta evinde rak imenin saygszlk olacan idrak edemiyorsa kabahat onun mu? Zaten kimin, kimin acsna, strabna bundan fazla acd var? Sevimi en ok seviyor grnen ben bile hayatndan midimi kesince odasndan ayam ekmi deil miydim? Bugn onun yata banda Pervinle sen, ben kavgas yapmadk m?

Hayat olduu gibi almak lzm. Bu, byle gelmi, byle gidecek...

Fakat Rait ocuun szlerini iiten sinirli Mkerrem dayanamad:

Yahu, kaptan... Bir de alg getirsek nasl olur? dedi.

Stkardeim, yapt mnasebetsizlii anlayarak utanr gibi oldu. Fakat Huriye yengesiz bir geceyi belki bir daha bulamayacan dnerek be, on dakika ortadan kayboldu. Sonra onun, tepsi bulamad iin bir kvetin iine doldurduu domatesler, yeil biberler ve rak iesiyle sessiz sedasz damdaki tarasaya katn grdm.

***

Sevim, o geceyi rahat geirdi. Gnller az ok ferahlad iin evin ii de olduka dzelmiti Bizi ekip evirmee memur olan Asude bac bata olmak zere ihtiyarlar erkenden ayr ayr odalara ekildiler ve yorgunluktan l gibi uyudular.

Ev, bir hastaneye dnmt. Bu gece en sakin oda hastann odasyd. tekilerden ksrkler, aksrklar, trl trl iniltiler geliyordu. Biraz evvel tarasada hafif hafif ark syleyen Rait ocuk, yldzlarn altnda szm olacakt. Horultular evin alt katna kadar geliyor, iri vcuduyla bir yandan bir yana dndke tarasann inkolar takrdyordu.

Glsen kalfa ile Asude bac iki yat kap yoldadr. ocukken biri Kafkasyadan, teki Sudandan alnarak stanbula getirilmiler, ailemize satlmlardr. Asude bac, Glen kalfa gibi kz olan kz deildir.

Otuz sene evvel Medineye gelin gitmi, fakat Haremi erif hademelerinden olan kr kocasnn, stne evlenmesine kzarak bir iki sene iinde tekrar stanbula, eski efendilerinin yanna dnmtr. Miras kavgas senesi aile ikiye blnd zaman bu iki eski kap yoldalar da ayrlmas lzm gelmi. Glen kalfa bize, Asude bac Pervinler tarafna dmtr. O vakitten beri onlar da birbirlerini ilk defa gryorlard.

Glen kalfa ile Asude bacnn birbirinin ak kymetini bilmeleri lzm gelir:

kisi de memleketlerinden alnyorlar, gnlerce, gecelerce at terkisinde gtrldkten sonra da ayn pazarda ayn konaa satlyorlar, senelerce ayn insanlarn pisliini temizliyorlar, dayan ve artk yemeini yiyorlar. Bunlarn hi birisi olmasa yetmier yanda belki de fazla iki ocukluk arkada... Biilmi bir tarlada etraflarn bombo brakan oraktan naslsa kurtulmu iki ekin baa... Bunlar birbirine bakarken her halde yreklerinde tatl tatl bir eylerin kprdamas lzm...

Yalnz, hakikat, bunun tamamyla tersinedir. Glen kalfa ile Asude bac kediyle kpek gibidir; teden beri birbiriyle hi geinemezler.

Sebep acaba birbirlerinin dilinden anlamamalar m?

kisi de altm seneden beri stanbulda yaadklar halde Trkeyi renememilerdir. Bildikleri kelimelerin says sanrm ki yz, yz elliyi bulmaz. O da telffuzlar birbirinden ok farkl olmak artyla... Mesel Asude bac soba borusuna sebb boors, muslua nutnu der. Glen kalfa bunlar sobe brs, mutlak diye telffuz eder.

Fakat benim bildiime gre insanlarn mterek bilgileri ne kadar oalrsa birbirleriyle anlamalar o kadar gleir, aralarndaki uurum o kadar geniler. Misl bizim Sevimi tedavi eden doktorlar...

Renk fark desen o da deil. nk kara koyunla ak koyun aralarnda deri ayrlna bakmadan pekl geinip gidiyorlar.

Hakikat udur ki Glen kalfa, hemen btn erkezler gibi yaratltan kskn ve bedbindir. ok alkandr, yerine gre fedakrdr, fakat yz glmez, lakrd anlamaz, hele akadan hi anlamaz. Bazen en olmayacak eyden alnr; gnlerce kimse ile konumaz. Kalfann dargnl da bir acayiptir. O, bir kiiye kst m btn dnyaya ksm demektir. Yzn duvara dnerek yere melir, dirseklerini dizine, bileklerini enesine dayayarak oturur. Bu zamanlarnda gnln almak iin ne

yapsanz, ne kadar maskaralk etseniz botur. O kadar inatdr ki, arkasndan kurunla vursalar sanrm ki vaziyetini deitirmeden yklr, yahut oturduu yerde kaskat kesilip lr.

En byk sitemi homurdanr gibi: Benim evim, barkm m var? demektir.

Benim evim, barkm m var? Bu szden de anlalr ki kalfann en byk acs kocaya varmam olmaktr. Yirmi otuz sene evvel bunun farknda olaydm elbet hamal amal demez, onu birine verirdim. Fakat imdi artk pek ge...

Hasl, Glen kalfadaki hrnlkla alnganln, laf anlamazln yars kanndan douyorsa, yars da hi phesiz dnya evine girmeden ihtiyarlam bir kz olmasndan ileri gelmektedir.

Asude bacya gelince, o birka sene iinde olsa kocaya varm, akn ve erkein tadn tatmtr. Ama kocasnn iki gz krm; ne kar? Allahn hastal. Hem Asude bacnn anlattna gre bu kr Medineli, birok gz ak insandan daha zevk ehli imi. Hatta ayrln asl sebebi de bu deil mi ya?

Medinelinin Asude bacnn kana, gzne, sa ve yznn rengine bir diyecei yokmu, fakat eliyle yoklad zaman burnunu ve kulaklarn ok kocaman, gsn sarkk bulurmu. Bir de bacaklarmn erice olmasndan holanmazm. stne baka bir kar getirmesinin sebebi de bu.

Asude bac, bazen eliyle evini yktna piman olur, Deli kar! Evlendiyse evlendi... Allann emri... Sana ne oluyordu? Onun ekmei de, her eyi de on karya yeterdi! diye kafasn yumruklayarak bizi glmekten katltrd.

Bununla beraber Asude bacda eski enlik kalmamt. ok ihtiyard. Zayflktan vcudunun kemikleri frlam, rengi deta yeile, gzleri st mavisine dnmee balamt.

Pervin, Asude bacy bizi eksin evirsin diye getirmiti. Fakat o biare kendisi baklmaa muhta bir halde idi.

Glen, sudenin kahvesini eline getiriyor, o oturduu yerde uyuyarak dolu fincan yere dryor, stelikte : Ne oldu Glen kalfa, sen ne yapt ayo? diye kalfaya atyordu.

Asude bac ile Glen kalfa evvel ahret karde, karde diye yalancktan sarma dola olmular, koklayorlar gibi bir eyler yaparak elleriyle birbirlerinin srtn okamlard. Fakat ok gemeden aralar bozuldu. Pervin, gitmeden evvel: Hadi bakalm... Greyim seni... u evi bir hala yola koy diye sudeyi fena halde iirmiti. Bac, o hzla eski kap yoldana kafa tutmaya, sama sapan emirler vermee kalkt. Elinden i gelmedii gibi akl da bir eye ermediinden Gleni evin iinde oradan oraya koturmaya balad. stelik dili de durmuyor, ikice birde : Ayo, seni ayan yok mu

ayo? Kap alnyo, seni kulan yok mu ayo? Mutfaa kedi girdi, seni gzn yok mu ayo? Sen nas Gen kafasn ayo? diye zavally halyordu.

htiyar erkez, evvel sesini karmyordu. Fakat yava yava onda birtakm kzgnlk almetleri belirmee balad. Mutfakta bulak ykarken iri iri tabaklara, anaklara, kaklara attn, tten ocakla ve elinden kayan sabunla kavga ettiini iitiyordum.

Sevimin hastal devam ediyor. Evin hali malm. Ben hizmeti kavgas fasletmek yle dursun kendimi dvmee kalksalar; Ne yapyorsunuz? diyecek halde deilim. Byle olmakla beraber yapacak bir ey de yok. Bac bunak. Ne halt ettiini bilmiyor. Lakrd anlamyor. Fakat teki de ihtiyar bir erkez... Dik kafasna nasl sokarsn? Byle olmakla beraber ara sra Glen kalfann srtn okuyorum: Kalfacm, ihtiyar halinde ne kadar yorulduunu, zldn grdke yreim szlyor... Asude bac misafir... Sen ev sahibisin... Sen, ona uyarsan bizi ayplarlar... Zaten ka gnmz kald? Sevim iyi olur olmaz bac da yerine gidecek, ev gene sana kalacak... gibi szlerle yattrmaya alyorum. Nihayet bir gn Asude bacnn bir lakrds her eyi altst etti.

Kavga, Rait ocuun yorganndan kyordu. Arada onu da syliyim Rait ocuk, Huriye yengeyi kandrp bizim eve postu sermiti. Onun odas bizim yukar ki tarasa idi. Deniz, derya ayann altnda, kaptan kprs gibi bir yer. Odunluktan eski bir kerevet bulup kararak kendine bir karyola da yapmt. Gndzleri biraz ortada dolayor, bir iki kere bakkala, kasaba, eczaneye gidiyor, akam oldu mu, raksn, yeil biberini, domatesini alarak yerine kyordu.

lk gece akta szp kalarak kollar, dizleri tutulmu olduu iin Glen kalfa ona kalnca bir yorgan vermiti.

Kalfa, bir amardan sonra naslsa bu yorgana kap geirmeyi unutmu. Asude bac da naslsa bunu fark etmi. Bac, Gleni azarlarken fena bir gaf yapt: Ayo, kapsz yorgan ayp deil mi ayo? Sen ev kadnl bilmez mi ayo? dedi.

Asude, ahret kardeini can evinden vurmutu. Sen ev kadnl bilmez misin? demek, Ben kocaya vardm, sen varamadn! diye ona nispet vermek demekti.

Tabi bir kyamettir koptu... Kyamet diyorum amma yle grlt, patrtl bir ey deil... Keke yle olsayd! Glenin bacya atmas, hatta biraz ileriye gitmesi beni memnun bile edecekti. Fakat kalfann huyunu evvelce de syledim. O bir insana kst m btn dnyaya kser. Elindeki yatak takmlarn usulca yere brakt; gen kzlndan kalma tek bir hatra olan kvrak, ince belini kra kra odasna gitti; yzn duvara yaptrarak yere meldi, dirseklerini dizine, yanaklarn avucuna kapayarak kst. Artk kafasna balta ile vur, bakla birer birer azalarn dora; azndan : Benim evim, barkm m var? dan baka bir sz olabilirsen akolsun.

Bir ey deil, Glen, oturunca evin ileri de bsbtn durdu. Geri evde yemek grlts yok. Eskiden tatlsyla, breiyle mkemmel bir konak as olan Asude bac elinden kabuklu yumurta yenmeyecek hale gelmi, gz, kula, az, burnu her taraf akyor.

htiyar Glen de bu bir tabur insanla tabi baa kamaz.

Neyse yemei lokantaya vererek davay kknden halletmitim.

Evet, ama tahta, amar, bulak gibi bir yn i var; sade eve girip kanlara kap amak, kahve piirmek bal bana bir mesele...

Dardan ayr bir adam getirsem ev, zaten ykn ald; konu komuya, esnafa kepaze olacaz.

Pervin portmantonun dibinde unutularak kokmaya balam sprnt tenekesine, muambalarn stndeki taban izlerine, buruuk gmleime bakarak :

Ne kadar deimisiniz. Eskiden delicesine titiz, ve merakl bir insandnz, diyor.

Zaman, ona uyulacak zaman deil. Biliyorum. Fakat bsbtn de bo brakamyorum.

htiyarlk, hakikaten fena ey, diyorum. nsan yalannca gzel huylarn kaybediyor. Buna mukabil kt huylar daha kuvvetleniyor, gibi bir cevap veriyorum. Nihayet, bir gn ben de Pervine bir hcum yaptm.

Asude bac, kavun yerken uyumutu, burnundan iplik gibi ince bir su akyordu.

Bac eksik olmasn yoruluyor; dedim, bizi ekip eviriyor; yalnz siz belki hizmetinden mahrum kalyorsunuz; yemee filan bilmem kim bakyor?

Bunu gayet cidd ve saygl bir tavrla sylemitim.

Pervin, srtnn ortas kanyormu gibi bir iki kere kmldand; omuzlarn, kreklerini oynatt:

Kalfa eski bir emektardr, dedi, artk dinlenme zaman gelmitir. Bu yata insan ie koturmak vicdana smaz... ocuumuzun hatr olmasayd buraya da gndermezdik.

Bu yata insan ie koturmak vicdana smaz benim Glen kalfay altrmama bir tat.

Ben, bugnlk syleyeceimi sylemi olduum iin sadece:

yledir... yledir... Eksik olmayn, dedim ve kestim.

lk zamanlarda Pervinin hastabakc Habibe Resl ile anlamasndan pek korkmutum. ki dedikoducunun el ele verip bize kar kazan kaynatmas hakikaten fena bir ey olurdu.

Ne bileyim, mesel Habibe Resuln ilk geldii gn kard gebelik hikyesi biraz daha ilenerek Bursada gizli bir ocuk drme hikyesi ekline girebilirdi.

Ama bu, bir gen kzn namusuyla, hayatyla oynamak olacakm! Ne kar?

Altma kadar ne trl bir hayat geirdiini herkes bilen yahut da kimse bilmeyen ihtiyar bir bekr, gnn birinde gzelce bir akraba kzn evine almaya kalkyor. Niin? Hadi, daha ileri gitmeyelim de kzn teki akrabalarn kk drmek, utandrmak iin yaptn kabul edelim... Ancak, bu yana kadar gece mekteplerinde kim bilir nasl ocuklar arasnda babo yaam, huyu, bilinmez bir yetikin kz, banda sk bir bask ister; aile terbiyesi ister... Halbuki burasn gren gz klavuz ister mi? yolgeen han gibi bir yer... Giren, kan belli deil... Her gn, her gece evde aile dostu diye bir alay serseri... Yz yaral, parma kesik, eteci suratl bir ihtiyar kurt... Durup dururken neye Antalyaya kat anlalmayan bizim haylaz Turgut... Daha kim bilir kimler? Her halde Sevimin bana bir ey geldi... Onlar da rezaleti rtbas etmek iin kz Bursaya kardlar... lse de, kalsa da artk ondan hayr yok... Demek oluyor ki bu adam, aileye gsteri yapaym derken zavall ocuun kanna girdi.

Belki fazla ileri gidiyorum zannedeceksiniz. Fakat benim tandm Pervin, srf beni yere vurmak zevki iin byle bir masal uydurmaktan ekinmeyecek bir insandr. Bereket versin Habibe Resul ile perileri barmamt.

Fazla yksekten atmas, evin iinde herkes gibi hastabakcya da amirlik taslamas Habibe Resul kzdrmt. Pervin, ikide birde: Her enjeksiyonda rngay kaynatn; gece pencereyi kapamayn gibi tembihler vermee kalktka kadn, yan yan, ters ters bakyor; az daha stne varlsa ykselmee hazr titiz, atlak bir sesle : Malm... Malm... Fen neyi icap ettirirse o yaplr... Bizim iimiz bu... diye cevap veriyordu.

Asude bac Glen kalfa davasnda Habibe Resul, kalfa tarafn tutmutu. Bu, ihtiyar erkez hesabna byk bir kazant.

Bazen Asude bac, kalfaya attka hastabakc da ona atyor: Ayol, hatunun ektii yetmiyormu gibi bir de sen mi bana bel oldun? Hadi ekil oradan bakaym! diye baryordu. Hatta beni ortada grmezse bacnn karsna geip azn, yzn arptarak, kollarn bacaklarn titreterek onun taklidini yapt: Ayo. Sen nasl Guan kafasn ayo! diye onun azyla konutuu oluyordu.

Habibe Resuln bir iyilii de Asude bacnn ayan hastann odasndan kesmesi olmutu. Bac, odada kazara bir yere elini srecek olsa hastabakc: Aman, aman, mikroplu ellerini srme... diye baryor, daha olmazsa : Sen ne yaptn bilmiyorsun. Otu ota, suyu suya katyorsun... Hadi sen k bakalm! diye kadncaz ite kaka dar atyordu.

Asude bac ara sra yanma yaklayor, mavilemi sulu gzlerini gzlerime dikerek benden af diliyordu :

Ban kusuruma bakma! Hastaya hizmet edemorum. Bi kar var. Bana baaro. Ban korkorum, korkorum...

Ben, memnun memnun, glmekten kendimi alamayarak :

Sen zlme. Bana da baryor, ne yapalm! Hadi sen odanda rahatna bak, diyorum; ne are onun da srtn okuyorum.

***

Son kavgann balamas gibi bitmesine de gene Rait ocuk sebep oldu. Bir gece eve glle dm gibi korkun bir patrt ile uykudan uyanarak sofaya frladm.

Rait ocuk sabaha kar damdan inmek istemi. O gece fazla itiinden mi, yoksa karanlkta bast yeri grmedii iin mi tavan aras merdiveninin basamandan aa sofann ortasna kadar yuvarlanm.

Odamdan ktm zaman stkardeim yolun te ikisini kolaylamt. ri vcuduyla yuvarlanrken trabzanlara sarlmaya alyor, ya kolu eline geiremiyor, ya tuttuu halde tekrar brakmaya mecbur oluyor; kh yan yatarak, kh srtst taklak klar gibi bacaklarn bann stnden ararak inmekte devam ediyor ve boa giden her tutunma teebbsnden sonra tekrar yola karken ulan, ulan, ulan, ulan diye baryordu.

Sofada pehlivan grei oluyormu gibi evi faslal gmbrtlerle sarsan bu garip yuvarlanma btn uyuyanlar odalarndan dar uratmt.

Bunlarn arasnda Sevim de vard: Hasta, uzun, beyaz gmleiyle yatandan kalkarak kapya kadar birka adm atm, takati daha ilerisine gc yetmedii iin yeni yryen bir ocuk gibi iki eliyle oradaki koltuun kenarlarna sarlmt.

ri vcuduyla karaya vurmu bir balina gibi sofann ortasnda yatan Rait ocuun stnden atlayp geiyorum. Sevimi kucaklyorum.

ocuu bir daha ayakta grmek midi o kadar iimden km ki gzlerime, onu kollarmda tuttuuma inanamyor, ryada kucaklanm bir hayalet gibi eriyip gitmesinden korkuyorum. O dakikada omuz bamda biri daha beliriyor: Glen kalfa.

Kalfa, yava yava eiliyor, Sevimi kucana alp kaldracak gibi kollarn kalalarnn etrafna doluyor, fakat kuvveti yetmedii iin o vaziyette, diz st kalyor, iinden sylyor denecek kadar hafif bir sesle dualar okuyor ve alyor.

Artk, tlsm bozulmu, Glen, nasl Asude ile beraber hepimize birden darlmsa, imdi de hepimizle ve bac ile barmtr.

Dmenin dehetine gre Rait ocuun birka yerinden krlp atlam olmasndan ve evde onun iin de bir klinik odas almasndan korkuldu. Fakat Allahtan ucuz kurtulmutu.

Kaptan, yava yava yatt yerden kalkarak sofada be, en adm yrd, diz kapaklarn, ayak bileklerini titreterek bir yerinde krk, kk olup olmadn muayene etti; sonra parmaklarn aarak ellerini evirip evirdi; kollarn kaldrp indirdi; yumruklarn kalalarna koyarak belini ve ban saa sola bkt. Nihayet, iskambilde papaz iareti verir gibi enesini bir iki kere oynatarak son muayeneyi de bitirdi.

Herkes, Sevimle megul bulunduu iin kimse Rait ocua bir gemi olsun bile dememiti.

Kaptan, biraz bekleyip etraftan midi kestikten sonra bu vazifeyi kendi yapt:

Hakikaten byk gemi olsun, dedi. sonra pencereden kardaki Kz kulesi fenerinin etrafnda yava yava aarmaya balayan denize gzlerini dikerek kaln sesiyle derin bir ah ekti:

Aaah! Karada dmek denizde dmee benzemiyor.

Rait ocuun dmesi btn ev halkn uyandrd dedim amma yanlmm : Asude bac daha imdi evdeki grlty fark ederek kalkyor, pat... pat... pat merdivenleri karak :

Ayo ne odu ayo? Ava hss m gad ayo diye syleniyordu.

XV

Hastalk durmutu.

Sevim, gnden gne alyor, bizi birer birer tanmaya, admzla armaya balyordu.

Daha ayaa kalkacak halde deildi. Ara sra arkasna, koltuklarnn altna yastklara dayayarak yatann iinde oturtuyorduk.

Ik, gzlerini rahatsz ettii iin odasnn tek byk penceresine siyah bir tl germitik. Sevim, hastal esnasnda daha uzam grnen kirpiklerini ksa ksa bir zaman denize bakyor, sonra ban yanna brakarak uyuyordu. Uykular da artk o yar ak gz kapaklarnn arasnda titreyen fersiz gzleri, kslm enesi, kenetlenmi dileriyle arpntl sara baygnlklarna benzeyen uykular gelmiti. Ara sra korkulu bir rya gryor gibi gs hzl hzl kabarp inmekle beraber onlar da epeyce dzelmiti.

Ik gibi sesin de onun zerinde fena bir tesiri vard. Odada ayaklarmzn ucuna basarak yryor ve gayet alak sesle konuuyorduk, iki ie birbirine deerek nlad, yahut masann stndeki bir gazete rzgrdan hrdad zaman onun titreyerek gzlerini atn gryorduk.

Sessizlik, imdi Sevim kadar benim de aradm ve muhta olduum bir eydi. Ev, artk tenhalamaya balamt. Huriye yenge, Rait ocuu zorla eve gtrmt. Glen kalfa sessiz, sedasz mutfanda alyor, hastabakcdan fena halde gz ylm olan Asude pek binde bir ortalarda grnmeye cesaret ediyordu.

Mkerrem de artk evine dnmt. Her gn beni yoklamaya geliyor:

Hepimize gemi olsun, diyordu. Frtnadan kma dndk... ocuk, gn gnden iyilie doru gidiyor. Doktorlara gre artk hastalk bitti; imdi nekahet devresindeyiz. Sevim, ayaklanr

ayaklanmaz sizi Adaya, yahut Yalovaya gtreceim Yaz berbat ettik. Bari sonbaharda birka hafta kendimizi bir kalafata ekelim.

Benim parmam kprdatmaya mecalim yok. Byle olduu halde Ada, Yalova lakrdsn iittiim vakit hiddetle yerimden frlyorum :

Bir daha gezmee gitmek mi? Tvbeler tvbesi... Benden ge. O dediin gn gelsin. Kz, bir kere ayaa kalksn.

lk yapacam ey nedir, biliyor musun? Hasta olmak... Hem hastaln tadn karmak iin evde de yatmayacam, kendimi hastaneye kaldrtacam. Bir daha kalkmak nasip olursa kalkacam gne kadar kimseyi yanma uratmayacam.

Mkerrem, manasz gibi grnen bu szlerin nasl bir ihtiyacn ifadesi olduunu anlayamyor; glerek: Hadi brak Allahn seversen... Artk sklacak bir ey kalmad... Dediim gibi frtnay atlattk... Barometre gn gnden gzel havaya doru gidiyor diyordu.

***

Evet, barometre, daha dorusu termometre on, on be gn gayet iyi gitmi, ate otuz yedi drt diziyeme kadar dmt. Fakat, byle gzel gzel gidip dururken bir yere taklm gibi birdenbire olduu yerde duruvermiti. imdi, gnlerden beri ne bir diziyem ileri, ne bir diziyem geri. O kadar ki doktorun bile bu inat karsnda Allah, Allah! diye ardn, acaba bozuldu mu phesizle aleti elinde evirip evirdiini gryorum.

Hasta, son derece zayf... Bir para kendine gelmesi iin yiyip imesi lzm... Fakat yarm bardak stle bir yumurta sarsn verinceye kadar akla karay seiyoruz. Ka, yahut barda azna yaklatrdmz zaman istemediini anlatmaya kuvveti olmad iin dilerini kilitliyor, gzlerini kapyor.

Ne zaman elimi salarnn arasna soksam bann souk bir terle slak olduunu anlyorum.

Doktorlar, ilk hastaln getiini, bunun anlalmayan bir ikinci hastalk olduunu ve sebebini bulamadklarn sylyorlard. Evet, amma biz, birinci hastaln ne olduunu da hl anlayamamtk. Bu hal karsnda birka doktor bir araya toplanarak yeni bir konsltasyon yaptlar. Hastann kalbi, cieri, barsa, bbrei sk bir muayeneden geti; vcudunda aranmadk bir yer braklmad : Yok, hi bir yerde bir ey yok.

Derken, rntgen, kan, idrar ve saire tahlillerine sra geldi; fakltede bu i iin birka kobay feda edildi : Yok, yok, yok...

Haftalarca sren bu uzun, derin aratrmalardan sonra tp ilmi nihayet hkmn verdi: ocuun hi bir yerinde hi bir ey bulunamamtr; btn za sapsalamdr. Byle olunca, hastann da hasta olmayp iyi olduunu kabul etmek zarureti karsndayz.

Mkerrem, bu hakikati bir trl zihnine sdramyor :

Vaktiyle filozoflardan biri atlan okun olduu yerde durup oku atann gittiini ispata kalkm, diyor, doktorlarn hkm de buna benzedi. ocuk hasta deil. Anladk amma bu ate, bu dknlk ne oluyor? Ben, kendi hesabma yle zannediyorum ki bu ite en doru hkm, bizim kt Glen kalfann ikide birde tekrar ettii u hkmdr: Allah dert verip derman aratmasn!

Doktorlardan mit kesilince : Bari biz kendi aramzda bir konsltasyon yapalm da bamzn aresine bakalm! dedik. Ben, Mkerrem, doktor Hasan benim kitap odasnda bir toplant yaptk.

Lakrdya ilknce Mkerrem balad ve unlar syledi :

Yahu, ben uzun uzadya dndm. Bizim doktorlara kzmaya hi hakkmz yok. Adamlar, gayet doru hareket ediyorlar... Niin mi diyeceksiniz? Anlataym. Mesel sobamz gzel gzel yanarken birdenbire ttmeye balad. Ne yapacaz? Elimizden sobaclk gelmiyorsa bir sobac aracaz... Sobac geldi; borular skt, temizledi, tekrar takt... Fakat soba gene ttyor.

Adamcaz, bu sefer bir zahmet daha ederek dama kt; bacaya teberi sarktt; bacann azndaki apka mdr nedir onu dzeltti... Orada bir ey kalmadn grerek aa indi. Fakat soba gene ttmekte devam ediyor... imdi adamcaz: Bu sobann ne kendinde, ne borularnda benim ilmime gre fena denecek hi bir ey yok. u halde bu soba iyidir demekte haksz mdr? Ona hak verirsek ayn eyi yapan doktorlara neye hak vermeyeceiz? Ben kollarm kavuturarak:

O halde ne yapacaz? dedim; hasta ok kr iyi oldu diye kolundan tutup zorla yatandan m kaldracaz?

Doktor Hasan, bir ey sylemeden dnyordu. Mkerrem elleri pantolonunun ceplerinde, odann iinde dolaa dolaa szne devam etti:

Elbette durmayacaz; bir eyler yapacaz. Ben, evvel dndklerimi syleyeyim de sizler ister kabul edin, ister etmeyin; sizin bileceiniz ey... Bata Bursadaki profesr olmak zere doktorlardan birou Sevimin hastalna infectieuse bir hastalk dediler. Ben, cahilane bir iddiada bulunacam. Bu hastalk bal gibi bir sinir hastaldr. Sebebi de biziz, evet benimle sen... Bursaya gitmeseydik, o gece o uursuz evde kz korkutmasaydk bu olanlar olacak myd? Yzde seksen hayr, yzde yirmi evet... Yzde yirmiyi de izah edeyim... Belki doktorlarn dedii gibi hastalk daha evvel kzn

vcuduna yerleip gizli gizli hazrlk yapmtr; yahut evdeki byk sinir sarsnts belki asl sebep deildir de sadece bir vesile, bir bahanedir...

Bunlarn hepsi doru olabilir... Fakat, cahil deyin, aptal deyin, ne derseniz deyin; ben gene tekrar edeceim : Kzn hasta olan yeri sinirleridir; yahut ruhudur... Bence ikisi de bir... Hastalk bir sinir bozukluu ile balamtr... Belki bir ikinci hastalk, doktorlarn dedii gibi infecteuse bir hastalk bely katmerlendirmiti... Zaten adamcazlar, netice itibariyle; vcuttaki hastalk her neyse geldi, geti. Bir ey kalmad; bir ey bulamyoruz, demiyorlar m? Demek ki vcuttaki hastalk geti; bence asl olan sinir hastal kald. Bir sinir hastal byle ate, nbeti bilmem ne yapar m acaba? Ne bileyim belki yapar, belki yapmaz? Fakat bence sinirin yapmayaca yoktur... Hele bu yata kzlarda hysterie filan gibi bir kadn hastalyla de karverirse... Grmyor musunuz? Freud filan neler kartryorlar? Hasl, benim fikrim : biz artk dahiliyecileri brakalm... Adamakll bir sinirciye, yahut ruhcuya bavuralm... Bakalm bir de o marifetini gstersin... Benden bu kadar... Kafam kesseniz bakasn dinlemem...

Mkerrem, pencerenin nne giderek bize arkasn dnm, limandaki vapurlar seyre balamt. Ben, Hasana :

Siz ne dersiniz doktor? dedim. Hasan, dne dne cevap verdi:

Her halde bir akliyeciye de mracaat etmek fena olmayacak.

XVI

Bilmem imdi ne oldu? Ben ocukken, Karacaahmet mezarlnda bir Miskinler Tekkesi vard. Caddeden bakld vakit serviler ve mezar talar arasna glkle seilen bir ta yap...

oluk ocuuyla beraber buraya kapatlan hastalarn mezarlk snrndan dar adm atmalar yasakt. Bunlar, btn gn mezar talarnn stnde, diz boyu allarn arasnda oradan oraya srnrler, uyuklarlard.

Miskinlerin hayattaki vazifeleri evde kalm kzlar iin bir deirmen tann etrafnda min armakt. Bir kz, on sekiz, yirmi yana gelip de ksmeti kmad m mutlaka Eypteki Niyet Kuyusuyla beraber bir kere de bu Miskinler Tekkesine gtrlrd.

Kkken akrabadan bilmem hangi abla iin ben de bir kere buraya gittiimi hatrlarm.

min gnleri miskinlerin byk faaliyet ve bayram gnleriydi. Tekkenin nndeki meydanlkta toplanrlar; evde kalm kz ortadaki deirmen tan onlarn en gl kuvvetlilerinden birinin yardmyla birka kere evirir; sonra hep bir azdan min, min diye barrlard.

Ev, imdi bu Miskinler Tekkesine dnmt. Geirdiimiz frtnadan sonra hepimiz hasta gibiydik. Btn gn evin iinde miskin miskin dolayor, yeni domu ocuklar gibi gnde birka nbet uyuyup uyanyorduk.

Yava yrmek, korka korka konumak det olmutu.

Bir kap gcrdad, birisi merdivenlerden biraz hzl inip kt zaman Sevim gibi biz de rkyorduk. Hasta kendi haline braklm, daha ak sylemek lzm gelirse kesinde unutulup gitmiti.

Hastaln iddetli zamanlarnda ocuu bir dakika yalnz brakmayan Habibe Resul bile imdi onu ihmal ediyor, saatlerce Glen kalfa ile mutfakta oturuyor, yahut kapdan, pencereden komularla ene yartryordu.

Bir zamanlar evin, hatta mahallenin btn sevgisi, heyecan, merhameti, merak hastay bir dalga gibi drt bir yanndan saryordu. imdi, bu dalga niin geldii bilinmedii gibi niin gittii de bilinmeden ar ar ekiliyor, ocuu odasnda yapayalnz brakyordu.

tiraf ac olacak ama ben bile eskisi kadar onunla megul deildim. Odamda tembel tembel kitap kartrmay onun yannda bulunmaya tercih ediyordum. Demek uzunca srerse insan sevmekten, acmaktan da yoruluyor.

Yeni doktorumuz elli yalarnda ok okumu, arbal bir sinir mtehasssyd.

ok mterisi olmad iin sk sk bize uruyor, her gelite hastann yannda bir saatten fazla kalyordu.

Sevim, onu mutlaka iyi edilmesi lzm bir hastadan ziyade bir etd mevzuu gibi alkadar ediyordu.

Bunu Mkerrem de farketmiti. deti olduu zere ikide bir sinirleniyor, sert sert sylenmeye balyordu :

Karde, bu observasyon nice beri srecek? Hastalk, olduu yerde duruyor... Ne ileri, ne geri... ocuk deiliz... Saklamaya lzum yok... Bu ilerde ne ileri, ne geri demek: ileri, daima ileri demektir... Bu gidile kz, gnden gne vcuttan decek ve lecek... O vakit observasyon da tabiatyla bitmi olacak...

Ben, doktorlarla hastalk mnakaalarna girimekten, hatta kendimce tehisler ileri srmekten holanrm. Eski bir tp talebesi, bir yarm doktor sfatyla bu ukalal biraz tabi grmek lzm... Fakat Sevimin hastal esnasnda bu mnakaalardan o kadar uzak duruyor, hatta hastalk hakknda hemen hi bir ey sormuyordum. Anlalan o da kendiliinden bir ey sylemeye lzum grmyor, sade

Gemesine geecek... Fakat byle hastalklar iin zaman tayin edilemez... Belki biraz srklenir, belki umduumuzdan daha abuk geer, diyordu.

Doktor, ocukta irs bir bozukluk, bir maraz mili aryor olmalyd ki bazen ailesi hakknda sualler soruyor, benden ald cevaplar dikkatle cep defterine not ediyordu.

Mkerrem, birka kere doktoru deitirmeyi, yahut hi deilse baka bir mtehasss da ararak reyini almay teklif etti.

Ben, buna hi yanamadm.

Aman brak... Konsltasyonlardan fena gzm yld... Baka doktor deyince tabi baka fikir... Arkasndan iki fikir arasnda bir kavga... Bu sefer hangisine bel balamak lzm geleceini kestiremeyeceiz, gene seninle birbirimizi yemee kalkacaz. Baka doktordan vazge... Bu, pekl olgun bir adam...

Benim bu inadmda yukarda bahsettiim yorgunluun, uyuukluun da alkas vardr. Evin sknetini bozacak her eyden korkuyordum. Amma, bu, Sevimin aleyhine olacakm! Artk o kadar ilerisine aklm ermiyordu.

Ara sra Sevimin odasna girdiim zaman utanr gibi bir halim vard.

Habibe Resul, gnde iki defa Sevimin ateini alyor, bunu gsteren grafikten daha fazla bir ey retecekmi gibi elimi ocuun alnna koyuyor, ayn souk terle slak salarnn arasndan geirerek okar gibi ensesine gtryorum.

Sonra, bileini ovucumun iine alarak nabzn sayyorum. Bu bilek, bu el, ne kadar incelmi, ne kadar insanlktan km...

Sandalyeyi yataa yanatrarak oturuyorum, onunla konumaya alyorum. Bana bu ocuun en byk hastal etrafndaki eylerle, hayatla alkasn kesmi olmas gibi grnyor. yle sanyorum ki onu bir para sarsp uyandrmaya ve etrafyla alkadar etmee muvaffak olsam alacak, yava yava kendine gelmee balayacak.

Fakat, bunun iin ne yapsam bo, ne yapsam nafile.

Ara sra sevmedii insanlar hakknda uydurma havadisler, elenceli dedikodular anlatyorum. Daha olmazsa, mesel, tandklarndan birinin ldn sylyorum.

O, hi bir teessr almeti gstermeden beni dinliyor; szlerim uzayacak olursa ban yasta brakarak gzlerini kapyor. O vakit, onu mutlaka cevap vermee mecbur edecek sualler soruyorum:

Bir yerinde ar, sz var m?

Hayr...

Cann bir ey istiyor mu?

Hayr...

Seni bir otomobile bindirip biraz gezmee karaym. Hava alrsn, alrsn. Doktor da zaten yava yava gezmee balaman istiyor.

Hayr...

Dn, bak... Hi mi bir ey istemiyorsun?

Hayr...

Bu tecrbeden sonra artk aramzda konuulacak ey kalmamtr.

Sevim, ellerini kavuturup yastk gibi yanann altna koyuyor gzler gene ar ar kapanyor. Salar artk o kadar uzad ki yastn kenarlarndan sarkyor. Sevimin en gzel yerlerinden biri de kalaryd: Ksa, dz, ince kalar... Bunlar bcek antenleri gibi daima canl hareketlerle kmldanr, onun btn i hayatn ifade ederdi.

ocuun ne kadar sndn anlamak iin imdi yalnz bu kalara bakmak kfiydi.

Onlar da sa gibi uzayarak tel tel alnna, akaklarna doru yrm, Sevim, deta gr, atk kal bir insan haline gelmiti.

Demek, o, gayet tabi bir kz grnmesine ramen gizli gizli odasna kapanr, kalarna o byl diyeceim gzellii vermek iin ayna karsnda saatlerce cmbzlarla, makaslarla urarm. Koketlikten holanmyor gibi grnmesi de bir koketlikmi...

Ben, bu ka misali karsnda daha ileri giderek yanak ve dudaklarn, burun ve enenin, yaama ve hareket halinde ald o harikulade gzellii de ruhtaki koketlie verecek gibi oluyorum.

Halbuki hastalk, ii sndrnce bunlarn hepsi bitiyor; Sevimin ehresi orta yal herhangi bir hasta kadnn yprak, gevek ve mnsz ehresi oluyor. Artk bu ehrede bir insan tutacak hi bir ey kalmamtr.

nsanda asl olan vefaszlk, burada da kendini gsteriyor.

Sevimin gzlerini kapamas uyumak demek olmadn pekl bildiim halde sesimi yavalatarak hastabakcya:

ocuk, uyudu; rahatsz olmasn, diye yalan sylyorum; ayaklarmn ucuna basarak odadan kyorum.

Onu lecek zannettiim gnlerde nasl yanndan katmsa imdi de onun irkinliinden, ruhsuzluundan kayorum.

NC KISIM

Biraz da kendimden bahsetmeyeyim mi?

Bu grltler iinde yaz gemi, sonbahar yary bulmutu. Ara sra hava birdenbire bulanyor pencerenin nndeki aatan yapraklar kopup umaya balyor, baheye biraz yamur serpeliyordu.

Aksi gibi Mkerrem de bugnlerde pek kendini brakm, yirmi, otuz sene evvel Kurbaaldere kenarnda hazan ve akam iirleri yazmaya kan gen airlere dnmt.

O, vaktiyle mhendislik, iftilik, politika vesaireye olduu gibi bir aralk da iire merak sarmtr. Edebiyat Cedide iirlerinden birou hl ezberimdedir. Bu edebiyatn en kuvvetli mevzuu sonbahar olduu iin midir, nedir, iir hastal Mkerremde en ziyade bu aylarda teper.

Glen kalfa aada, baheye serdii amarlara musallat olan yamurla kavga ederken, Mkerrem de panjurlarn arasna skm bir kuru yapra eline alyor, baklar bulank, omuzlar dm, dakikalarca evirip eviriyor; sonra gzlerini yumuyor, ban saat rakkas gibi iki yana sallaya sallaya derin bir sesle okumaya balyor:

Haran, hazan sen ey remide fasl melal

u krdn mtehassis nahif dallardan

u dktn mteverrim, zavall yapraklar

Yaz veda hayat edip gidiyor

Bizi dest i itaya terkediyor

Mkerremin yavaa kolundan ekiyorum:

Yazn bitmesinde o kadar korkulacak bir ey yok diyorum, inallah be, alt ay sonra gene gelir. Fakat ben gideceim ve bir daha gelemeyeceim... Burasn da byle bil...

Mkerremin Aydnda on be senedir bir trl bitmeyen bir miras dvas vardr. O gnlerde avukatndan bir mektup ald. Avukat, son gnlerde iin sarpa sardn, kendisi hemen oraya gitmezse bunca senelik emein boa gideceini yazyordu.

Mal cann yongasdr derler. Mkerrem, bu mektubu alr almaz birdenbire hastalndan kurtuldu, dipdiri bir adam oldu. Dvann tarihini bana en kk noktalarna kadar bir kere daha anlattktan sonra:

zin verirsen be, on gn gideyim karde, dedi, eh, ocuk da maallah iyi... Bana ihtiyacn olacan zannetmem... Fakat insanlk hali bu; ayet ban sklrsa bana iki kelimelik bir telgraf uurursun, olur biter.

Ben, tabii itiraz etmedim, hatta yle, yle... Biz merak etme. Sen de ok yoruldun, zldn diye tevik bile ettim. Fakat ne yalan syleyeyim, biraz da arpldm.

arplmak niin? in nihayetinde Mkerrem, bir arkadatan baka bir ey deil. Byle zamanda bir arkadatan beklenecek vazifeyi fazlasyla yapt.

Haftalarca evini, barkn, rahat yatan brakarak ot minderler stnde yatt. Bu kadar fedakr bir arkadatan daha fazlasn istemeye ne hakkm var?

Oras yle olduu halde bir trl zlmekten de kendimi alamyorum: Git, git... Al, elen... Burada bizimle beraber yatmaya ne mecburiyetin var? diye st rtl sitemler yapyorum.

Yani akas tarafndan atlatldn sezen metreslere benzedim. Bari fazla kalma. abuk gel! demeyi kibirime yediremiyorum: Bu i on be yirmi gnde bitecek bir ie benzemez gibi lkrdlar onaya atarak ondan teselli ve teminat bekliyorum.

Bunlardan bir ey kmadn grnce bu defa da kendime kzmaya balyorum:

Altm yanda erkeksin... Bir insana bu kadar fazla korku, vehim, zaaf niin? Yannda lala gibi bir insann daima seni korumasna ne ihtiyacn var?

Fakat bu hiddet de uzun srmyor, biraz sonra hakikate, ac hakikate boyun emek lzm geliyor:

Gel u iin dorusunu syle de sen de kurtul... Etrafndaki insanlarla ocuk gibi burun buruna yaamak ihtiyac da, yalnz yaamak korkusu da, hatta bu fark ettiin zaaflara saman alevi gibi , be dakika parlayp snen hiddetlerle kzman da hepsi ihtiyarlktan geliyor, ihtiyarlk! Onu bataki aklarn, azndaki dilerin saysndan ziyade bu trl ihtiyalar, meraklar, sebepsiz vehimler zntler, huysuzluklar haber verir. Arkadann seni brakp gitmesine kzman gibi...

Mkerrem, konukandr. Geri kalabalk toplantlarda biraz sinirli ve atak grnr; abuk kavga eder. Fakat ba baa konumalarda, dertlemelerde ei bulunmaz. stedii zaman gzel de yaz yazar. Yalnz, nedense mektup yazmay beceremez. En yakn dostlarna yazd mektuplar eski ina kitaplarndaki muhaberat rneklerine benzeyen resm ve souk birka satrdan ibarettir.

Bu sefer, kendini bana kar sulu vaziyetinde grd iin Aydndan sk sk gnderdii mektuplar bir sayfaya kadar karyor. Fakat bunda da zaten iri olan yazsn bir kat daha bytmek ve satr aralarn parmak parmak amak suretiyle hilekrlk yapyordu.

Sonra, her mektubunda hi zihin yormadan hemen kelimesi kelimesine tekrar ettii klieler vard:

Burada iler Arap sa gibi karm. Btn gnlerimi bu ileri mnasip bir suret i halle iktiran ettirmeye almak ve birtakm erbab mefsadetn hiyel desaisine kar koymakla geiriyorum.

Her gn her saat sizleri dnmekteyim. Sevim kzmz inallah daha iyicedir. Avdetimde kendisini tamamyla kesbi afiyet etmi bulacam midiyle mteselliyim.

Mkerrem, btn gnlerini Arap sana dnen ilerini dzeltmek ve erbab mefsadetle uramakla geiriyorsa her saat bizi dnmeye nereden vakit buluyor? Bizi dnyorsa erbab- mefsadetle nasl urayor? Ben zannediyorum ki Mkerrem, kendini adamakll kapp koyverdi. Sabahtan akama kadar mahkemelerde, avukat yazhanelerinde kouyor, didiiyor, barp aryor, btn azalar ve sinirleriyle yayor; geceleri de otel odasnda kim bilir ne rahat, ne deliksiz ve ryasz bir

yorgun hamal uykusuyla uyuyor. Dvann sonu iyi karsa ne l! Fakat herhalde bu didini yorulma neticesinde ele geecek paradan ok daha iyi.

Yani akas arkadam kskanyorum. nn baka yerlerde elendiini haber alan srnak kadnlar gibi kendi kendime zlyorum, kzyorum, darlyorum. Fakat, bir yandan da Mkerreme verdiim cevaplarda iki arkada mnasebeti iin ok gln olan bu duyguyu sezdireceim diye dm kopuyor. htiyarln en ac taraflarndan biri de bu trl zayflar ve maskaralklar deil midir?

Biz, daha iin balangcndayz. Bakalm ileride bamza daha neler gelecek?

Sevimin hastal zamannda aylarca alc gzyle aynaya bakmamtm. imdi sinema perdesi karsnda oturur gibi gardrobun aynas karsna sandalye atp oturuyor, dakikalarca yzm seyrediyordum.

Samdaki aklar oalmt. Fakat aradaki fark sade bundan ibaret deildi. Eskiden bunlar daha yumuakt; telleri daha inceydi gibi geliyor bana. imdi, adna misine mi derler, ne derler, balk oltas yapmak iin kullanlan bir nevi at kllar vardr ya, salarm, onlar gibi diklemi grnyordu.

Bunlar, stelik seyrelmiti de. Aralarndan dikkatle baklacak olursa bamn eti fark ediliyordu; yer yer sivilceler, syrklar, belli belirsiz beyaz kabuklarla dolu, yeni domu kedi yavrularnn karn gibi kzltl, mide bulandrc bir et...

Byk ve kalarmdaki aklar, salarmdakinden daha azd. Fakat bunlar grnmeleri en lzm olanlarm gibi deta tekileri rterek n safa kyorlar, stelik de kendi balarna ayr ayr istikametlere doru tel tel uzuyorlard.

Gzlerim klm ve hafife tekerlemi grnyordu. Sa gzkapamn sol gzkapamdan daha dk olduunu ve bozuk bir stor gibi biraz glkle inip kalktn fark ettim. ok gariptir, fakat teden beri bu byledir de ben mi dikkat etmedim? Yoksa bu da yeni yln hediyelerinden midir? Bunu sylemeye muktedir deilim.

Gzlerimin aknda krmz damarlar, topluine ba byklnde san lekeler belirmiti. Dikkat edilirse alt gz kapaklarmn su toplam l deriler gibi hafife sarkt grlyordu.

Daha aaya, yanaklarn balad yere grnmez bir kalem hafif bir kurun tozu estompu geirerek benimle elenmi gibiydi.

Birok akranlarm senelerden beri bana: Seni kskanyoruz. Bu, ne gzel cilt. Hi ihtiyarlayacaa benzemiyorsun! derler.

Bu, bir dereceye kadar doruydu. Yzmde ok az buruuk ve izgi vard. Derim renkli ve gergindi. Admn haksz yere apkna kmasnn bir sebebi de galiba cildimin bu mevsimsiz tazeliidir. Fakat yakn zamanlara kadar bir imtiyaz, tabiatn bir iltimas gibi kalm olan bu tazelik imdi iddetle aleyhime dnmeye balamt.

Ben yaratlta btn ihtiyarlarda olduu gibi derim, yank, yahut yaral etlerin sonradan balad deriye benzer maraz bir incelik, effaflk alyor, deta turuncu renkte bir sulu kann urada hzl hzl akt, burada kme lenip kald, daha aada ince damarlara taklp phtlat, morard grlyordu.

Tabiatta hi bir eyin sonbahar insannki kadar zengin ve parlak olmuyor. Sonbahar merakls airler bilmem neden onu Kuytu ormanlar, ssz dereler n i evrak ile dolu lflarda aramaya giderler de insanlarn yznde seyretmeyi akl etmezler.

Gzel yerlerimden biri de burnumdu. Eskiden: ihtiyarlk; salarm, gzlerimi filan bozabilir; fakat galiba bu buruna o da bir ey yapamayacak! diye dnrdm. htiyarlk ne mucizelere kadir deildir!

Aynaya baktm zaman burnumun gene o burun olduunu gryordum. Tabi ekil deitirmesi iin bir sebep yoktu. Fakat yzmn rengiyle onun rengi arasnda bir ayrlk belirmiti. Aynada srarla baklacak olursa bu burun, hemen hemen takma bir burun gibi gzkyordu. Sonra, yanaklarmdaki hafif knt, onu bir para iriletirmiti. Dorusu aranrsa su burunda deil, ken yanaklardayd. Fakat bu, onu mazur gsterecek bir sebep olabilir mi?

Nihayet, ciltteki morlu, krmzl, incecik incecik damarlar az ok burnun zerine de yrmeye balamt. Ancak bunlarn hepsinin fenas burun deliklerimin enfiye ekenlerde olduu gibi hafife kzarp kabarmaya, kanatlarn aa aa dmeye balamas idi.

Geri btn bunlar aylardan beri devam eden zntlerin, yorgunluklarn, uykusuzluklarn meydana getirdii arzalard. Sk bir istirahat, ustalkl bir makyaj bu arzalar defedebilirdi. Fakat ka ay, ka sene iin?

Sevimin ok arlat bir gece aknlktan doktor Hasana: Acaba bunun hi bir aresi bulunamaz m? diye sama bir sual sormutum. Hasan da mitsizdi. Fakat bunu aka sylemeye dili varmad iin: Tp; mutlaka lmle bitmeye mahkm bir tek hastalk tanr: htiyarlk... diye cevap vermiti.

Arkadamn fena bir dakikada lakrd olsun diye syledii bu sz, bana imdi derin bir hikmet gibi grnyordu.

Evet, ne yapsam, ne kadar urasam bo... Hasann dedii hastal artk hi bir ey durduramayacakt.

Aynada kendime bakmaya devam ederek be sene, on sene sonraya ait tahminler yapmaya, o zamanki halimi grmeye alyorum.

Boy ksalacak, omuzlar kacak, uzam gibi grnen kollarm yrrken ileriye doru sallanacak, gerdanm hindi kursa gibi sarkacak. Yzmdeki kllardan her biri kendine gre bir ayr yk haline gelerek derileri aa aa ekecek... Burun geveyecek, ardandan kurtulmu bir asma dal gibi halsiz halsiz sallanacak.

Birka gn evvel sokakta bir otomobil bozulmu, ofr ceketini atarak patlak lastii tamire koyulmutu. Kap akt. Yava yava dar ktm; bir iki ocuk ve esnaf rayla ofr seyretmeye baladm. ofr, oturduu yerin altndaki kutudan kard mein ve lastik paralarn keserek birbirine ekliyordu. Konserve kutusuna benzeyen bir kutunun iindeki macun gibi bir eyi grmek iin eilmitim. Kark sar sal bir ocuun da ayn jestle eildiini grdm: Konumaya baladk:

O: Amca, tekerlei bununla m yaptracak?

Ben: Bilmem... Galiba...

O: Bu, katran m, zamk m?

Bilmem.

E, bu, koca tekerlei tutar m?

Belki tutar, belki tutmaz.

Birdenbire kzdm hissederek doruldum. Kendimi ok fena bir yerimden yakalamtm. Bozuk otomobili grnce tin tin sokaa ini, fevkalde bir eyler oluyormu gibi ocuklarla beraber mele kalka ofr, aletlerini, kutularn seyre dal, hatta o kark sal kopille konuuum; bunlar inkr edilmez ihtiyar jestleri, ihtiyar meraklar idi.

Birka sene iinde kim bilir bu meraklarn, manilerin ne trleri doup alacakt. Artk iskelelerde mavnalara nasl kiremit yklediklerini mi seyre gideceim? stanbula gelen inli seyyahlar grmek iin saatlerce otellerinin karsndaki gazinoda m oturacam? Bakalm vukuat gsterir.

Sonra, ikide birde hi sebepsiz parlayp snen gln hiddetler balayacak... Vcudun en kolay ve zahmetsiz oynayan yerleri olduu sylenen gz, yanak, az, burunla trl tehdit iaretleri yaparak barp armalar... Arkasndan abucak piman olarak: Ay, fazla ileri mi gittik? Ya herif bir ey yaparsa... Ya herif bir ey yaparsa? diye heyecanlar, yahut abucak yzm buruturup alayvererek helllik dilemeler...

Sonra birtakm sebepsiz korkular, vehimler... Gittike genileyen yatamda bam, ayaklarm koyacam yeri kestiremeyerek eelene eelene: Ya mutfak kapsnn demirini unuttularsa, ya mutfak kapsnn demirini unuttularsa... diye syleni...

htiyarln hrslarn da unutmamak lzm... Yeni basld iitilen paralar toplamak hrs, evin iindeki saatleri le dd ile ayar etmek hrs...

Belli olmaz: be sene sonra belki evlenmeye de kalkarm; komunun evltln, yahut berberin giesindeki matmazeli alacam diye tuttururum ve alrm.

Karmn eve akn etmeye balayan bitip tkenmez ofr, algc, gazinocu akrabalaryla rak sofralarna otururum; bunlardan biri beni ihtiyarlktan grmyor sanarak kadna aktan aa satat zaman ksklaan sesimle: Ay... Ay... Ay... Senin gl gibi karma satamaya ne hakkn var?... Beki arn, polis arn... Bu keratay evimden karn! diye barrm.

Nihayet, her ihtiyarda olduu gibi bende de er ge birtakm hastalklar ba gsterecek... Mesel gnn birinde: Sende eker var; tatl yemeyeceksin! diyecekler... Tatl yememekten ne kar? Fakat o vakit inadna ekerli eylere musallat olacam. Bana gizli eker vermeleri iin hizmetilere yalvaracam; olmazsa terliklerimi elime alp ifte yn oraplarmn ucuna basa basa mutfaktan eker almaya gideceim; yahut bahe kaplarna zampara dadandrr gibi tahin helvaclar dadandracam.

Sevimin hastalnn bu devresinde her eyi unutarak srf kendi derdime dmtm. Bu, bir krizdi. Bir ya krizi demek bilmem doru olur mu? Kadnlar bu krizi galiba ylda bir defa, doum gnlerinin yaklat tarihlerde geirirler. Ben, onu imdiye kadar drt, be ylda bir geirdiimi hatrlyorum... Mesel, yam otuzdur. drt, sene soranlara otuz der gider ve buna yar, buuk kendim de inanrm. Derken gnn birinde bir hesap... Bakarm ki otuz drt, yahut otuz bei bulmuum... , drt seneyi byle birdenbire atlay bana dehet verir. Bunu hazmedinceye kadar bir, iki gece uyumadan, evvel yatamla bir, iki saat evrilir evrilirim; kara kara dncelere kaplrm. Sonra, birok kimselerin yapt bir, iki senelik hilelere tenezzl etmeyerek mesel otuz bei gene birka sene iin resm ya olarak kabul ve iln ederim... Bylece dava da biter. Ben, ite byle Olimpiyat enlikleri gibi her , drt senede bir doum gn yaparak bu yaa kadar geldim. Fakat krizlerin hi biri bu altm ya krizi kadar zorlu olmamt ve zannederim ki bu, artk sondur.

II

K yaklamt.

Geceye doru souk kt iin salondaki byk ini sobay yaktryor, nndeki eski bir kaplan postunun zerine boylu boyunca uzanyordum. Bu post; ocukluumdan kalan hemen tek yadigr eyadr; yer yer soyulup delinmi olmasna ramen hl dayanmas, bsbtn yok olup gitmemesi alacak eydir.

ocukken de gene bu postun stnde uzanp yattm, ikide birde sobann kapan aarak atelerle oynadm hatrlarm.

Bana eskiden beri soba atei kadar hayal veren bir ey yoktur. Btn byk projelerim bu ateten domu, gkyzne kar hazrladm suikast burada balamtr. Fakat imdi o gnlerden ne kadar uzaktaym.

Habibe Resul, sk sk kaamak yapyor. Hatta ara sra akrabalarna gece yatsna bile gidiyordu. O yokken hastay ben bekliyor; bu postun stnde Sevimin daima aralk duran kapsna kar nbet tutuyordum.

Hastann a tahammlszl gittike arttndan, odasndaki ampul karm, yerine mavi bir gece kandili taktrmtm. Bu sebepten geceye doru onun odasndaki kasvet bir kat daha artyordu.

Akamn Sevim zerinde baka bir tesirine de dikkat etmitim. Ortalk kararrken hasta, gzlerini tavandaki bir budak deliine dikiyor, o deliin arkasnda yalnz kendinin duyabildii bir sesle tavana kulak veriyordu.

Bu vaziyet, bende anlalmaz bir korku ve sknt uyandrmaya balamt. Ne zaman odaya girsem onu ayn halde greceimi bildiim iin hemen hi yanna uramyor, nbetiliimi yattm yerden yapyordum.

Vakit geirmek iin etrafma bir yn kitap ve mecmua dizmitim. Fakat bir trl bunlar okuyamyor, itah bozuk bir hastann yemeklere yapt gibi deta bir tiksinti ve bulant ile birini brakp birini alyordum.

yi amma onlardan da irenirsem daha fazla ihtiyarladm, koltuuma mhlandm gnlerde halim ne olacak?

Bir gece, birdenbire isyan ettim. Beni yemee armaya gelen Glen kalfaya:

Siz oturup yersiniz... Ben, dar kyorum... Gece de belki ge gelirim, dedim.

Odamda acele acele giyinirken:

lemin derdini ekecek ben mi kaldm? z kzm olsa ancak bu kadar bakabilirdim. Bir ey tanmam, billahi, diye syleniyordum.

Sokaa ktm zaman yat mektebinin duvarndan atlayp kam bir ocuk kadar heyecanlydm. Kendimi otuz, krk ya genlemi buluyordum. Gzel bir program yapmtm. Evvel algl bir lokantada gzel bir yemek, sonra sinema, son numara olarak da bar... imde byle bir delicesine elenmek ihtiyac vard ki viskiyi biraz fazla karrsam bardan bir artist kaldrp gtrmem bile mmknd.

Gittiim lokanta be, alt ay evveline kadar stanbulun en iyi lokantalarndan biri saylrd. Fakat ieri girer girmez garip bir iflas kokusu aldm. Masalar bombotu. Bir kede be, alt kiilik bir grup rak iiyordu.

Eski bir tandk olan bagarson bir devlet dkn edasyla lekeli smokininden, buruuk kirli yakasndan utanyor, sofra rtsndeki bir yamay bir sigara tablasyla saklamaya alyordu.

Patron, bir kede vergi tahsildarna benzeyen kavunii pardsl, melon apkal, enesi bal bir adamla mnakaaya dalmt.

Yemekler de yemeklikten kmt. Talihsizliin birinci almeti olan kk sefil hileler onlar aza alnamayacak bir hale getirmiti.

Bir sene evvel lokantann kk sahnesine smazken imdi kiiye inmi olan orkestra, bagarsonun bir iareti zerine almaya balad. Bu zahmet, benim iindi. Oturduum yerde deta utanyor, adamcazlarla gz gze gelmemek iin bam nme eiyordum.

Elencenin ikinci numaras olan sinema gzel ve kalabalkt. Ancak burada da benim talihime bir hastalk filmi gsteriliyordu.

Alam yzl bir yldz muharebede iki gzyle bir bacan kaybetmi nianlsn odadan odaya gezdiriyor, kalnl, inceli hkrk sesleri hi durmadan rzgr ve yamur grltlerine karyordu.

Filmin sonuna doru vaziyetin dzelmesinden midimi keserek kendimi dar attm ve barlardan birinin yolunu tuttum.

Neyse, orda bir para nee ve hayat vard.

Bir kede viskimi ierken gzlerimle etrafta bir tandk aryordum. Kim olursa olsun razydm. Elverir ki bana hastalktan gayr bir eyden bahsetsin.

Kar kede sekiz, on gen bara bara birbirleriyle ve bar kzlaryla aka ediyor, kahkahalaryla cazn sesini bastryorlard.

Ben, etiketi seven bir adamm. Umum bir elence yerinde bar da olsa bakalarn hie sayarak fazla grlt edenlere kzarm. Fakat, bu gece bu barmalar, kahkahalar bana ho geliyor, ne sylediklerini, neye gldklerini bilmediim halde ben de kendi kendime glmsyordum. ki masa temde oturan ve ara sra kck yznde insana korku verecek kadar byk gzleriyle dnp dnp bana bakan bir artist kz, bu glm kendine mi sand nedir; oturduu yerden benimle konumaya balad:

Arkadanz yok mu?

Yok.

Benim de yok.

Eh, olabilir... nsanlktr bu...

ok kimseler beni masalarna davet ederler ama ben herkesten holanmam... Kendi kendime oturmak daha iyi...

yledir.

Siz, yalnz oturmaktan sklmyor musunuz?

Sklmam.

Kz, benim kendisini davete yanamadm grnce maksadn daha ak syledi:

Yannza geleyim mi?

u yanmdaki masaya otursanz daha iyi!

Neye kendi masanza deil de yannzdaki masaya?

Belki bir gren olur da dedikodu yapar.

Kz, byk keif yapm gibi gld:

Anladm, karnza sylerler diye korkuyorsunuz. Ah, bu erkekler... Hem karlarndan korkarlar, hem de byle barlarda gezerler.

Davetteki souklua aldr etmeden yanmdaki masaya gelip oturmutu. Konumasndan ve tavrlarndan anlaldna gre bu, ya bir iki sene evveline kadar bayram yerinde salncakta sallanm bir mahalle kz yahut da srnak bir evltlkt. Beni kandrmak iin rimelli gzlerini szerek plak omuzlarn oynatarak cilveye balad:

Tabiat bu ya; ben, genlerden hi holanmam. Yallar daha ok beenirim. Onlar, daha fazla kadn kymeti bilirler... Baknz, benim kocam genti, gzeldi, zengindi. Gel gelelim zppeydi. Bir trl sevemedim. lle ayrlacam. Ben seni istemem! diye tutturdum. ocukcaz, hep ayaklarma kapand, tabancalarla kendini intihara kalkt! Dinlemedim, ayrldm.

Bunlar sylerken ne dereceye kadar inandm anlamak ister gibi yan gzle yzme bakyordu. Hi bozmadan: Vah... vah!... Yazk olmu! diye bam salladm grnce rahat etti, yalan daha airane tafsilatyla sylemeye balad:

Sonradan dayanamad, kendini intihar etti ya!... Bana st ste kurun skm... lrken de hep benim adm sylemi. Ben de paraya kyarak kocaman bir buket yaptrdm. stne fotorafm yaptrdm;salarmla ismimi yazdm, cenazeye gnderdim. Artk sokakta her gren alam...

Garson, yanmza yaklayordu. Kz, arsz arsz yalvarmaya balad:

Ne olur bana ampanya smarlasanza... Korkmayn byk ie deil, kup... Bir tek kup... Midem ok aryor da... teki ikileri iemiyorum.

Peki, yle olsun...

Kz, garsona ampanya ile beraber bir ey daha emretti:

Bana bak Mio... ampanyay getirirken onlara gster e mi? Kr gzleri grsn de patlayp atlasnlar...

Sonra, kardaki genlerin masasn gstererek izah etti:

u kzlar gryor musunuz... Ah, ne kafalar tala ezilecek ylandr onlar... u zppeler kendilerini arp da beni armad diye deminden beri benimle olay ediyorlar. Ben, yle cebi delik olanlara tenezzl edecek olsam ok... Onlarn yle lort gibi kurulup durduklarna bakmayn... Ceplerini arasan ikier liralar kmaz. imdi sizin bana ampanya iirdiinizi grdkleri zaman kskanlklarndan kuduracaklar... Patrona kar da iyi oldu ya! Efendim, bizim patron, vicdansz bir adamdr. ok konsomasyon yapmyorsun!diye beni ikide birde hrpalyor... Bugn, yarn belki de bsbtn kovacak... Dorusunu isterseniz onun da hakk yok deil... Vergiler ok... Kriz var...

Glmekten kendimi alamayarak sordum:

Krizi sen de biliyor musun kzm?...

A, bilinmeyecek ne var? Benim babam da zengin bir adamd... Krizden batt.

vnmeler, yalanlar faslna tekrar girmitik. Babasnn konaklarn, otomobillerini, hizmetilerini uzun uzun anlatyordu. Fakat birdenbire bilinmez nasl bir ihtiyala hakikati sylemeye balad... hem de olanca ilii ve aklyla:

Evde benden baka bir annem ve kz kardeim daha var. Byk ablam bir senedir veremden yatyor. Babam, hem ihtiyar, hem ktrm... Artk ie gidemiyor... imdi, btn ev, benim elime bakyor... Ben, ok gzel dans ederim... Hatta burada numaraya kacam ama teki arkadalarm patronu kandrmlar... Bana bir trl izin vermiyor... Yoksa Den, demin apa dans yapan yan sars Macar kzndan daha iyi oynarm... Bir aralk ehir Tiyatrosu baletine gireyim dedim. Oraya da

iltimas lzm. Boyun ksa diye almadlar. Talih ite. Demin iskarpinim patlad... Patlamam olsayd sizinle dans ederdik... O kadar ampanya smarladnz... Ben de karlk size bir tango ikram etmek isterdim ama ne are? Artk gelecek sefere... Bu kaza, teki artistlerden birinin bana gelseydi vallahi gece yars filan demezler, iskarpin yaratrlard... Biliyor musunuz ben, bar kapandktan sonra Etyemezdeki evime kadar yaya gideceim... Bereket versin, babam hasta... Erkenden yatyor da farknda olmuyor... Babam, barda altm bilmiyor; beni telefonda alyor sanyor... Bilse kyametleri koparr. Eski limleri bilirsiniz ya mutaassp olurlar; asrilikten anlamazlar... Ah, ben buralara dmeyecektim ya ablamn hastal ii bozdu. Doktorlar et, st, tereya yedirin diyorlar... Halbuki...

Kz, evde yatalak baba ile verem ablann yata etrafndan, alktan, sefaletten nasl birbirlerini yediklerini yalan olmasndan phe edilmeyecek tafsilatla anlatyordu. Ben, bunlar dinlerken glmekten kendimi alamyordum. Evdeki hal malm? Lokantada kriz, sinemada hastalk; burada kriz, sefalet, hastalk hep bir arada... Talihin bu inadna kar glmekten baka yaplacak bir ey yoktu.

Kz yanmdan kovmaya yzm tutmad iin saatime baktm. ok ge kaldm anlam gibi yalanc bir tella kendimi bardan dar attm.

Sokak, sis iindeydi. Bu, yetmiyormu gibi hafif de bir yamur yayordu. Bu defa dertli artistten kamak iin deil, vakti anlamak iin saatimi kardm: On yirmi geiyor. Bu kadar skntnn bu kadar zamana nasl sdna deta hayret ediyorum.

Elence program bitti; artk evin yolunu tutmaktan baka yaplacak i kalmad. Birdenbire gzmn nne snk sobann yanndaki delik deik kaptan postu, hasta odasnn aralk kapsndan grlen evhamla dolu mavi k geliyor.

Siste yolunu kaybetmi bir gemi gibi sokan ortasnda duruyorum. Gazeteler ara sra baz kimselerin Arnavut ky akntsnda, yahut imendifer altnda ldklerini yazyorlar; fakat sebebini sylemiyorlar.

Bu zavalllardan birounun benim gibi artk gidecek yeri kalmamak hastalndan ldklerini anlyor ve kendilerine hak veriyorum.

Bu saatte caddede bir karakol, bir iki otel ve bardan baka ak yer yok.

Mecburiyet olmadan ne otele, ne karakola girilmez. u halde, aresiz, gene bir bara giriyorum; yanma kadn gelirse yzm kzartp kovmak kararyla bir masaya oturuyorum.

***

Bu ikinci bar, birincisinden daha kalabalk ve grltlyd. Gene bir viski getirttim ve dans eden iftlerin birer birer nmden gemelerini seyretmeye baladm.

Bardam yarlanm, bam dnmeye balamt. Ortadaki kalabaln arasnda birdenbire bizim Turgutu grmeyim mi? Turgutla dans eden kz gayet ksa boylu olduu iin teki iftlerin arasnda kayboluyor, gen akrabam, kvrck salar, gzel ve vakur ehresiyle ortada kendi kendine zplyor gibi grnyordu.

O da beni ayn saniyede grd ve fena halde bozuldu. Kolundaki kz nereye saklayacan aryor, kendini benim nme doru srkleyen akntya kar koyabilmek iin var kuvvetiyle urayordu.

Dans bittikten sonra Turgut sklm bklm yanma geldi; kz ortadan kaybolmutu. Evvel ikimiz de birbirimizden utanyorduk. Benimki neyse ne... Fakat onun utanmas bsbtn manaszd... Kimseye hesap vermeye mecbur olmayan gen ve hr bir ocuktu. Hele Sevimden grd muameleden sonra ne yapsa hakk vard.

Turgut, niin stanbula geldiini birka kelime ile bana anlatt:

Bir i iin beni buraya ardlar. Dn vapurdan ktm. On, on iki gn kadar kalacam. Fakat, beni bsbtn alkoymalar da mmkn...

Akrabamla birok eylerden konutuk. Fakat Sevimin ad hi gemedi. Turgut, onu tamamyla aklndan karm gibi grnyor, bana ok mesut olduunu ve elendiini sylyordu.

Nihayet, dayanamadm:

Sevimin hastaln elbette duymusundur Turgut, dedim.

O, buna fazla ehemmiyet vermiyor gibi yaparak:

Evet, yle bir ey iittim, dedi. nallah bsbtn geirdi?

Geti ok kr... akat, hl yataktan kalkamad...

Turgut, bara birka arkadayla gelmiti. Onlar, ikide birde kardan iaret ediyorlar, hatta garsonla haber gnderiyorlard.

Ben, birka defa:

stersen git Turgut... Arkadalarna kar ayp olur, dedim. Fakat o, benimle kalmak iin srar ediyor:

Ziyan yok... Onlar teklifli insanlar deil diyordu.

Turgutun Sevimi bir daha grmemeye karar verdiine phe yoktu. Byle olduu halde benden bir davet beklediini ve biraz nazlandktan sonra bu daveti kabul etmek iin yandn hissediyordum. Ne are ki ben, bunu yapamayacaktm.

Turgut, ne de olsa basit bir ocuktu. Sevimi imdiki sefaleti iinde grnce ondan irenerek, bu hayali bir daha zihninden kovamayacakt.

Halbuki ben, Sevimin bir gn gene eski gzelliine dnmesinden ve Turgutla bir ak izdivac yapmasndan midimi kesmemitim.

Bar, tenhalayor; kalkma zaman geliyordu.

Nihayet, Turgutun Sevimi grmek ihtiyac kibir ve dargnln alt etti, gzlerime bakmaya cesaret edemeyerek:

Sevim lmlerden dnd, dedi, bir kere hatr sormak lzm gelmez mi?

Benim iin yaplacak bir ey kalmamt:

Nasl istersen, diye cevap verdim.

III

Sanrm ki hi bir sinema rejisr kart, yahut irkin bir artisti ahalinin gzne gstermek iin benim kadar teknie ve sanat hilesine bavurmamtr.

Oday bir sahne gibi ssledim; yata daha keye, daha derine ektim. Yastklar hastaya vereceim yar oturma pozuna gre dizdim. Sevimin salarn uzun uzun tarayp hafife dalgalandrdktan sonra bann ortasndan ikiye ayrdm. Bu salar, akaklarla kalarn bir ksmn rttkten sonra omuzlarna ve gsne doru dalyor, spanyol giprnden geni bir yakann dantelleri zerinde deta eskisi kadar canl ve parlak grnyordu.

En gc; yz tuvaleti idi. Elimdeki kk trnak makasn salarnn tesine, berisine birka kere gezdirdikten sonra utana utana kalarna gtrdm. Sevim, gzlerini kapad. Makas o kadar hafif hareket ettirdim ki akaktaki salara m, yoksa kalara m dokunduu deta seilmiyordu.

Nihayet, baka bir hile de yaptm. Habibe Resul, Sevimi kolonyal pamukla temizlemeye altrmt.

Ben, kolonya yerine belli etmeden bir yz kremi kullandm. Bu krem, cilde tatl bir beyazlk ve effaflk veriyordu. Hatta bunu da kfi grmeyerek kreme bir para da ruj kartrdm.

Rejisr sanatnn can noktas: karanln iinde elektrikle yaplan mucizelerdir. Hastann a tahammlszlk gstermesi benim glge ve elektrikten de istifade etmemi kolaylatryordu. Penceredeki tl perdenin arkasndaki siyah istorlar daha ziyade indirdim. Mavi gece kandilinin alacal bir ipek mendile sararak daha ok tatllatrdm ve btn bunlara tbbn kat bir emri ssn verdim.

Hastaya yaklalmayacak, dokunulmayacak, yksek sesle sz sylenmeyecekti. Soba banda uzun bir telkinden sonra Turgutu esrarl bir mabede sokar gibi elinden tutarak Sevimin odasna gtrdm zaman kendi eserine kendi de alayan bir artiste benzemitim. Grn mkemmeldi. Sevim, kenin derinliinde, hareli elektrik nn yapt gayrmadd hava iinde deta etrafndaki eyadan ayrlyor, iyi baslm romanesk ak hikyelerindeki renkli kz resimlerine benziyordu.

Turguta braktm yerden ayrlmamasn iaret ederek yataa yaklatm, gayet yava sesle:

Sevim... Sevim, bak, kim geldi kzm, dedim. Hasta, gzlerini at, Turguta uzun uzun bakt.

Btn ehreler gibi Turgutun ehresi de ona bir ey sylemiyordu. Ne hayret, ne heyecan, ne sevin, ne hatta can sknts... Etrafta her gn, her saat grmeye allm eyaya bakar gibi bir bak...

Ben, bu durgun ve l baka bir mana vermek iin yalan sylemeye baladm:

Uykularnda daima onun adn sayklyordun, ocuum... Bak, ite geldi... Heyecanlanma... O, gene gelecek. Bsbtn iyi olup kalktn zaman gene hep bir arada gzel, hatta eskisinden daha gzel gnler geireceiz... Hatrlyor musun Bursada, bahelerin arasnda kaybolduumuz gn onun iin ne gzel eyler sylemitin...

Sevimin yalanm yzme vurmasna imkn olmadn bildiim iin korkmadan szlerime devam ediyor, onun azndan Turguta tatl mit lakrdlar sylyordum.

Sevim, bunlar belki iitmiyordu bile. Bir zaman Turgutun zerinde duran gzlerini yava yava tavana, budak deliinin arkasnda fsldaan gizli seslere doru kaldrd. Bu esnada ba biraz arkaya dyor, boynunun altnda kavumu elleriyle; glgede kalan bann etrafna elektrik nn izdii hale ile dua eden Meryem resimlerine benziyordu.

Ben yalan bir derece daha ileri gtrerek:

Orada da byle ban gkyzne kaldrarak uzun bir tahayyle dalm, gidenlerin bir daha geri dnmeyeceini sylemitin, dedim.

Bu dakikada Turgutun gznde iki iri ya damlas parladn grdm.

Perdeyi kapamak iin bundan gzel bir zaman olamazd. Turguta yava bir sesle:

Hadi ocuum, artk kalm, dedim. Sevim, fazla mteessir. Gelecek sefere onu bsbtn iyi olmu greceksin.

***

Bu vaka beni epeyce teskin etmiti. Sevimin shhatinde hi bir deiiklik grlmedii halde ben imdi onun iyi olacana daha kuvvetle inanyor ve ayaa kalkar kalkmaz ne yapp yapp Turgutla evlendirmeyi kararlatryordum. imdi, bana yeni birtakm iler de kmt. Haftada bir iki kere Sevimi grmeye gelen Turguta kar kz gzel gsterme komedisine devam etmek. Bunun iin daima yeni dekorlar dnyor, icatlar yapyordum. Daha fenas Turgutu Sevimin gizlice kendisini sevdiine de inandracak szler ortaya atyordum. Bu, tehlikeli bir oyundu. Kzn iyi olunca yeni bir aksilik karp karmayaca kestirilemezdi. Fakat, artk o kadar ilerisini dnemiyordum. Gen

kzlarla gen erkekleri evlendirmeyi i g edinen, azlarndan sz yaparak onlar birbirine k eden ihtiyar kadnlara benzemitim.

IV

lk gnlerdeki hzn kaybetmi olmakla beraber Pervin, gene ara sra Sevimi yoklamaya devam etmekteydi. Her geliinde elini bana koyarak:

Gene mi ate, ne bitmez ate bu? diye syleniyor, atei yapan benmiim gibi dargn baklar, sinirli hareketlerle trl trl sualler soruyordu:

Ne olacak bu ocuun hali, rica ederim? Bu gidile iki ay daha yaar m dersiniz? Hastalk, buldu, buldu da bu biareyi mi buldu?

Ne kadar temiz olursa olsun Sevimin yatak rtlerini, amarlarn deitirmeyi, odasnn muambalarn slak bezle silmeyi det etmiti. Habibe Resule pek di geiremedii iin benimle Glen kalfay halyor, bylece ileri yoluna koyduunu, kendine den akrabalk ve insanlk vazifelerini yaptna kanaat getirdikten sonra kp gidiyordu.

Pervin, bir gn bize kocasyla beraber birka da misafir getirdi. Krk kusur seneden beri grmediim Hac yenge isminde bir akraba, onun olu, gelini ve torunu.

Nemiz olduunu hl bilmediim bu Hac yenge, ben daha bir tbbiye talebesi iken otuz yalarnda bir kadnd. Aile iinde gzelliiyle hret almt. Herkes gibi ben de bu gzellie hayran olur: Bu kadar fevkalde bir insana Hac yenge denir mi? diye kzp dururdum. Hac yengenin hreti sade gzelliinden baret deildi. Bir para oynak olduunu da sylerlerdi. Kark ve karanlk bir mazisi vard.

Resm aile siciline gre bir tarihte Srre Eminliiyle Hicaza giden bir akrabamz, onu Arafatta hac merasimi esnasnda grm, kk bir karantina memuru olan kocasndan ayrtarak stanbula getirtmiti ki Hac yenge ismi de buradan geliyordu. kinci bir rivayet, yengeyi skenderiyede bir elence evinden karyordu.

Hac dnnde hastalk sebebiyle uzunca bir zaman skenderiyede kalan Srre Emini, Hac yengeyi fena bir gece leminde sevmi, bilmem hangi trbeye gtrp tvbe ettirdikten sonra nikhla kendine almt.

Bu dedikoduyu bana anlatan bir Harbiyeli akrabamn u szleri hl hatrmdadr:

Haccetmek ne kadar sevapsa, dm bir kadn tvbekar etmek de o kadar sevaptr. Binaenaleyh bizim akraba iki kere haccetmi saylr. stelik de elinde byle yznn bir yanndan te yan grnyor denecek kadar effaf ve gzel bir kadn kald.

Hac yengenin ettii tvbeye ramen tek durmad, yaramazlk ettii sylenirdi.

Her akam st byklarn burarak sokaktan geen bir erknharp zabitine kafesin arkasndan mektup attn grenler vard. Teyzelerden biri de her zaman eve girip kan bir doktorun bir gn kap arasnda onun yanan makasladn gzyle grmt.

Bu dedikodular belki doruydu. Fakat uydurma olmalar da akla gelebilirdi. Bir kere ailemizdeki kadnlar arasnda onun gzelliini kskanmayan yoktu ve olamazd. Erkeklere gelince, bakalarn kartrmayarak yalnz kendimle Harbiyeli akrabamdan bahsedeyim: ki toy ocuktuk; bu kadnn bizim iin bir Hac yengeden baka bir ey olabileceini dnmeye kafamz msait deildi. Fakat tomurcuk halindeki erkekliimiz bizde ona kar gizli istekler uyandrr ve bu his, onun baka erkekle sevitiini tahayyl etmeyi bizim iin bir zevk ve ihtiya haline getirirdi.

Harbiyeli akrabamla ben, kendimizden bir ey uyduruyor deildik; fakat onun hakknda iittiimiz kupkuru bir lakrdy yle zevkle ssleyip iliyorduk ki deta ona yepyeni bir yalan ekli veriyorduk. Bu dedikodu baka bir akraba hakknda ksayd hi phe yok ki sadece ayplayp geerdik.

Bu gibi duygularn ailemizdeki teki erkekleri de Hac yenge ile uramaya sevketmi olmas mmkndr. Aradan geen krk bu kadar yl, kadnn gzelliiyle beraber btn bu dedikodular da silip sprm, onu imdi ailenin mbarek bir ihtiyar yapmt.

Hac yenge st gibi beyaz salar, buruuk yzyle asl imdi eli plecek bir Hac yenge olmutu. Fakat ne yazk ki bugn de yeni zevke uymad iin midir nedir, onu herkes asl ismiyle aryor: Bedia yenge diyordu.

Hadi, artk ben de yle syleyim. Bedia yenge birok seneden beri ileri bir Nafa Mhendisi olan oluyla vilyetlerde geziyordu. Olu, benden be alt ya kkt. Fakat burumu yz, kamburlam omuzlaryla benden ok daha yal grnyordu.

Bedia yenge beni grnce hafif bir hayret feryad kopard:

Aman yarabbi, ne kadar gen kalmsnz! dedi. Sizi sokakta grseydim hi glk ekmeden tanyacaktm... Srgne gittiiniz zaman da aa yukar byleydiniz...

Eski bir ehlivukuf azndan kt iin bu sz, beni deta memnun etti.

Bedia yengenin krk bu kadar sene evvel tand bir ocuun yzn deil, varln bile hatrlamas bir meseleydi. Halbuki o, bana ait vakalar, kendimin bile zor hatrladm hikyeler anlatyordu.

Bunlar dinlerken glmsyor, kendi kendime:

Fena yakalandn Bedia yenge, diyordum, bunlar o vakit kalabalk konaklarmzda dzinelerle dolaan ocuklardan rastgele biri hakknda aklda tutulacak eyler deil... Demek o vakit sen de hakikaten gzel olduunu kendimin de tasdik ettiim gen ve lgn mektepliye pek akraba gzyle bakmyordun.

Bedia yengenin baz akalar aklma geliyordu. Mesel durup dururken parmaklaryla burnumu kstrr, fakat bu akay hi bir zaman byklerin yannda yapmazd.

Ellerim ok kuvvetliydi. Avucumu yumduum zaman ailenin en kuvvetli erkekleri bile parmaklarm aamazlard. Bedia yenge bunu bildii halde benimle ikide birde bahse giriir, parmaklarm amak iin soluk solua dakikalarca urar, dirseklerini gsme, kaburga kemiklerime dayar, neticede muvaffak olamaynca hrsndan kapal yumruumu srmaya kalkard. Bunlar da tabii yanmzda pek kk ocuklardan baka kimse bulunmad vakit...

Bedia yenge, aileden kimlerin sa kaldn sormu, benim stanbulda bulunduumu renince mutlaka grmek istemiti. Fakat bugnk ziyaretin asl sebebi bu deildi.

Pervin, bunu bana u szlerle anlatt:

Bilmem bilir misiniz? Bedia yenge, Sevimin byk annesinin arkadayd. ok seviirlerdi. Sevimi tanmamakla beraber hastaln iitince mteessir oldu. Sonra, sebebi bir trl anlalamayan bu hastalk hakknda bize baz eyler syledi. Ben, hastalk ilerinde fenden baka bir eye inanmam. Fakat ne olursa olsun bunlar bir kere de sizinle konumaya karar verdik, yle deil mi?

Pervin, bu suali kocasna sormutu. O, tespihle oynayarak:

Evet, evet... Yengenin syledikleri yabana atlacak eyler deil, dedi. Muvafk grrseniz bu meseleyi etraflca konualm.

Anladma gre Pervin, bugn burada bir nevi aile meclisi kurmaya gelmiti. Acaba bunun altndan ne kacakt? Yetmi belik Hac yengenin Sevimin hastal hakknda sylenecek nesi olabilirdi?

Bu hastalk hakknda imdiye kadar doktorlarla ve herkesle o kadar ok konumutum ki bunu bir kere de Bedia yenge ile tekrar etmek fikri beni imdiden esnetiyordu.

Fakat ne yaparsnz? Baa gelen ekilecek...

Pervin, kadn cemiyetleri azalklarndan kalma bir itiyatla toplantnn yukarda benim kitap odamda olmasn istedi. Biz, yukar karken Turgut da elinde bir iek demetiyle sokak kapsndan giriyordu. Kalabal grnce ard; olduu yerde kalakald. Ben:

Gel Turgut, dedim, aramzda yabanc yok... Yukarda bir aile meclisi kuracaz... Sen de bulun da eksiimiz kalmasn...

Bu gln aile meclisinin ileride anlatacam eylerle ok yakndan alkas olduu iin sylenen szleri bir tiyatro piyesi, yahut resm bir toplant zapt gibi hemen kelimesi kelimesine tekrar edeceim.

Pervin, kk bir balang nutkuyla mzakereyi at:

Siz, Sevimin yalnz akrabas deilsiniz. Onu kendinize evlt edindiniz; hayatnn mesuliyetini zerinize aldnz... Dn akam yengeye onu syledim ya... Bir baba, evldna nasl bakarsa siz de ona yle bakyorsunuz. Bunun iin ailemiz size ne kadar teekkr etse azdr...

Hi beklemediim bu kelimeler beni sevindirecei yerde bilkis korkuttu. Bu kadar iltifat, bedava olamazd. Altndan mutlaka bir ey kacakt. Nitekim hayatnn mesuliyetini zerinize aldnz sz buna bir iaret saylabilirdi.

ocuksuz bir insan iin bunu tabi grmelisiniz efendim, diye glmsedim.

Pervin, devam etti:

Byle olmakla beraber bizde Sevimi sizin kadar severiz... Onun bu hali byk, kk hepimizin yreini paralyor... Sanrm ki doktorlardan beklenecek pek byk bir eyimiz kalmad... Neyse bunu size yengemiz sylesin... Haydi yenge...

Bedia yenge baklarnda ve gllerinde eski genliinden bir ey saklamt. Yetmi be yanda bir kadndan umulmayacak bir kolaylkla ve tatllkla sylemeye balad:

ocuumuzun hastaln Pervin kzm bana uzun uzadya anlatt. Doktorlar, bu hastala bir are bulamamlar... Bilir misiniz niin? Siz yeni kafallar ben syleyince gleceksiniz. Akam Pervin kzm da evvel gld. Fakat sonradan bana hak verdi. Sevim niin iyi olmuyor? Onun hastal bildiimiz hastalklardan deil de ondan... Ailemizde birok kadnlar ve kzlar bilirim ki bu hastala tutuldu, bazlar da kurtulamayarak ld... Dediimizi tutarsanz yle umarm ki piman olmazsnz; Sevimi kurtarrsnz.

Bedia yenge yanmda oturuyordu. Elini elimin zerine koyarak bir sual sordu:

ocukluunuzdan belki aklnzda kalmtr. Siz mayangalar diye bir ey biliyor musunuz?

Bu mayanga kelimesi bana yabanc deildi. Fakat ne olduunu bir trl bulup karamyordum. Yenge dndm grerek devam etti:

Ben size anlataym... Mayangalar, eski bir ocaktr...

skdarda cadiye mahallesinde tekke gibi bir yerleri vardr... imdi tekkelerle beraber bunlar da daldlar ya... Neyse... Bu mayangalarda birtakm fakir Arap kadnlar otururdu. Arap diyorsam bizim Asude bac gibi Habeler... stanbulun birok eski aileleri bu ocaa baldr... Aileden yeni bir ocuk dnyaya geldi mi cadiyedeki bu Araplara haber yollanr; onlardan biri eve gelerek ocuu ttsden geirirdi. Bylece ocuk mrnn sonuna kadar iyi saatte olsunlara, mayangalara balanm olurdu. Bizim zamanmzda ttscye krmz krep bezine bal bir sar eyrek altnyla beneksiz bir kara horoz verilir, bu biareler de bununla geinirdi.

Bu ttsy birka senede bir tazelemek detti. Hele ocuk, bycek bir hastala tutulduu, evlendii, dourduu vakit ttsy eksik etmeye gelmezdi. Bal bir kadn ayet darda douracak olursa ttss bir iki ay evvelinden gnderilirdi. Glmeyiniz... Ben de bir zamanlar bunlar bo eyler diye glp geerdim amma sonradan yle eyler grdm ki... bildiklerimden birkan size de

anlataym... Kimin nesi olduunu size anlatmak g olacak... Akrabamzdan Ferhunde ve Vesime diye iki kz karde vard... Bunlardan Ferhunde Adanada, Vesime Ktahyada doururken ldler... Ferhundenin ebesi: bu kadar senelik ebeyim... Byle ey grmedim... ocukcaz iskemlede gerilip kald; boazn skyorlarm gibi gzleri yerinden uruyor, azndan kpkler geliyordu. Bylece ku gibi rpna rpna kollarmda ldu demi. Vesime de gene onun gibi tkanm, lnceye kadar ne istiyorsunuz benden... Bomayn beni diye r r rm... Meer bunun sebebi neymi biliyor musunuz? Zavall ocuklara douracaklar vakit stanbuldan tts gnderilmemi... Ben, kendim ka tane hasta bilirim ki yatakta stlerini, balarn yrtarak arpnp rpnrken tts kokusunu alr almaz sakinletiler, sonra da bsbtn iyi olup kalktlar... Benim zamanmda ocuklara sebepsiz bir yaramazlk, hrnlk geldi mi hemen mayangalardan tts getirtilip yaklrd. Ben, hafife glmseyerek:

Bizim Sevim de acaba byle bir tts hastalna m urad dersiniz, diye sordum.

Bedia yenge, tekrar elimi tuttu; insan kandrma sanatn hl ok iyi bildiini gsteren bir glle:

Daha onun sras gelmedi, dedi, ben btn bildiklerimi syleyim ki ona gre konualm. Benim merhum paa ile evlendiim senelerde Pervinin byk halas Mrvvet, Edirnede doururken anlalmaz bir hastala urad, deli gibi oldu; stanbulda gstermedik hekim brakmadlar. Bir trl aresi bulunmad. Nihayet onun da ttssz dourduu anlald. cadiyede mayangalarda bir byk dn yapld.

Turgut, saf bir hayretle sze kart:

Halay mayangalara yeniden kocaya m verdiler? diye sordu.

Bedia yenge, tatl bir kahkaha koyverdi:

Hi yle ey olur mu ocuum? Mayangalarda baz hastalar iin byk gece davetleri yaplr. Zavall Arapklar yeni elbiselerini giyerler; kpelerini, yzklerini takarlard. Gece yarsna kaar zilsiz tefler alnr, ttsler yaklr, iyi saatte olsunlar davet edilirdi. Kazanlarda yemekler piirilerek btn mahalleye datld iin bunun adna dn denerdi...

Pervin, Bedia yengenin szn keserek bana:

Vaktiyle Sevimin annesinin de ttsye kurban gittiini sylemilerdi, dedi. Belki siz de hatrlarsnz.

Benim hatrladm Sevimin annesinin rr yangn yanarken dourduundan, birka gn sonra da hummay nifasden ldnden ibaret, dedim.

Pervin:

Ben gayet iyi biliyorum, dedi, o gece yangn telyla ttsy yakmay unuttular. Bir, iki gn sonra lohusay al basnca akllar balarna gelmi; hemen nadiyeye adam koturmular. Fakat, ttsc kadn geldii zaman hasta lm bulunuyordu... Bunun iin yalnz Sevimi ttslemiler; ocuun mayangalara bal olmas da bundan ileri geliyor.

Ben, artk dayanamadm. Pervine:

Bu tts ve mayanga iine sevgili yengemiz gibi siz de inanm grnyorsunuz, dedim.

Pervin, bu sz ne maksatla sylediimi anlad, can skld:

Vallahi ne inanyorum; ne inanmyorum... ikisi aras bir ey, diye kalarn att.

Pervinin bu szne imdilik bir balmumu yaptrarak tekrar Bedia yengeye dndm:

Sizce Sevimi ttslemek mi lzm geliyor efendim? diye sordum.

Yenge:

Bence yle. dedi, yoksa ocuun annesinin ve bykannesinin urad akbete uramasndan korkabiliriz... Herkes kocasn kskand iin kahrndan kendini astn syledi. Bence sebep bu deildir. Zavall Ayeyi kimse benim kadar yakndan tanmamtr... Son zamanlarna kadar yannda bulundum. Aye hastayd. Hem de tpk Sevim gibi hasta. Son zamanlarda glmyor, sylemiyor, gzlerini bir yere dikip dnyordu. Nihayet, bir gece sabaha kar kendini bir iple odann ortasna ast. ocuklar, Sevimin hali beni korkutuyor. Demin odasna girdiim vakit yatakta bykannesini gryorum sandm. Yz de ne kadar benzemi. Ne yapacaksak bir ayak nce yapmalyz... Yoksa ocuun gnahna gireriz.

Oday bir dehet havas kaplamt. Herkes, birbirine bakyor, gzleriyle, dudaklaryla anlalmaz iaretler yapyordu.

Bedia yenge devam etti:

Pervin kzm, Sevimin nasl hastalandn da bana anlatt. Bursada onu perili bir eve gtrmsnz... Bakalar iin neyse ne... Fakat Sevim gibi ttsl bir ocuun byle bir yere gtrlmesi hi iyi olmam...

Ben, burada Bedia yengenin szn keserek:

Yanllk var yenge, dedim, perili ev deil, ruhlu ev... Arada fark var.

Yenge glmseyerek devam etti:

Onlarn hepsi bir kapya kar yavrum... Geceleri tavanlardan eker yayormu, sofalarda trl klkta insanlar, hayvanlar geziyormu... spritizmaclar ruh sanmlar ama yanl, bunlar hep iyi saatte olsunlara mahsus almetler...

Yan gzle Pervine bakarak:

Bizim zamanmzda tavanlardan dklen ekerler, sofalarda gezinen insanlar, hayvanlar bu kadar ok deildi. Sonradan artm olacak... dedim.

onlarn azlnda, okluunda deil... Her halde Sevimin bu eve gitmemesi lzm gelirdi... rendiime gre ocuk, vurulmu ku gibi birdenbire yere dm... Gene sylyorum... Hastaln sebebini baka yerde aramayn... Doktorlardan hayr gelmez... Bilmiyorum ama cadiyedeki ttsclerin hepsi arlmamtr sanrm... Bir kere onlara ba vurmal... Ben, bildiimi syledim... Artk tesini siz dnn...

Bu hemen kelimesi kelimesine tekrar ettiim szler Cumhuriyetin ilnndan birok seneler sonra, hurafeye, periye, byye, ttsye alan savan onuncu ylnda geiyordu.

Bedia yenge, yetmi belik bir eski zaman kadndr. Ne yapsa ho grmek, anlatt cin, peri masallarn manzume okuyan yedi yanda bir kz ocuunu dinler gibi glmseyerek dinlemek lzmd. Onun bir sinir hastaln tts ile tedavi etmek istemesinde alacak bir ey yoktu. alacak ey bir eski mebusun, bir byk nafa mhendisinin, senelerce kadn cemiyetlerinde alm, yaz yazm, konferans vermi bir yeni kadnn, yeni nesilden yksek tahsil grm yirmi be yanda bir bankacnn bu szleri rkm ve inanm bir ehre ile dinlemesi, yar bunak bir bykanne sayklamasndan imdat ummas idi.

O gece, Bursada o uursuz eve giderken Sevimde ispritizmaclara kar uyanan ocuka isyan hatrlyordum. Dev yapl miralayla gen ilk mektep hocas iin: Memleketin en ileri insanlar olmas

lazm gelen bu insanlar, hl bu maskaralklara inanmakta devam ederlerse bu memleketin hali ne olacak? demiti.

ocuun isyann imdi ben kendi iimde duyuyor: Ah Sevim! Bu saatte hi olmazsa sen benim yanmda bulunmalydn! diyordum.

Btn bu insanlarn fikirlerini bir kere de ak bir itiraf eklinde kendi azlarndan dinlemek istedim.

Sevim hakknda konumak iin bir aile meclisi kurduk, dedim. Sevgili yengemiz dncelerini sylediler. imdi de teki akrabalarmz dinleyelim. Herkesin fikri anlaldktan sonra kararmz veririz. Olur mu?

Eski mebus, tespihini sallayarak:

Kabul, kabul, dedi.

Evvel, Bedia yengenin sanda oturan Pervinden baladm:

O, biraz tereddtle:

Ne bileyim, dedi. Bedia yengenin anlatt eyleri iittiniz. Yengemizin hatr kalmasn... Ben byle eylere pek inanmam... Fakat ne bileyim... Ortada birtakm vakalar var ki...

Bu defa Pervinin yakasn brakmamaya azmetmitim, glmseyerek:

Demin de ayn eyi sylediniz, dedim. Ne inanyorum, ne inanmyorum, ikisi aras bir ey dediniz. Nasl olur? Benim bildiim bir eye ya inanlr, ya inanlmaz...

Eskiden Pervinin bir huyu vard. Bir eye can skld vakit elini ensesine atar, sann rglerini yakalayarak ekitirip dururdu. Bu sefer de yle yapt. Fakat oktan tarihe karan rgsn ele geiremeyince elbisesinin yakasyla sinirli sinirli oynamaya balad.

Mademki merak ediyorsunuz, anlataym, dedi. Cine, periye inanmyorum. nk geri fikirli bir insan deilim. Geri bizim zamanmzda Darlfnunlar filan yoktu... Fakat halime gre ben de olduka okudum. Bu gn bile hl kitab kapam deilim. Hem roman filan deil; cidd ilim kitaplar...

Pervin, vaktiyle hakikaten okurdu. Ktphanesinde Tarih i Eblfaruk, Ben Neyim?, Doktor Duziye tirazlarm, Maddiye Mezhebinin Reddi gibi krka yakn kitab vard. Birbirimizden uzak yaadmz yirmi sene iinde bu ktphanenin daha ne kadar zenginletiini bilemiyorum.

Pervin, gittike artan bir atele devam etti:

Evet, okumu, yazm bir insann bu zamanda cine, periye inanmas ayptr... Fakat yengenin anlattklar da yabana atlacak eyler deil... Mesel bir aileden drt, be kadnn doururken ttss yetiemedii iin kvrana kvrana ldn gryoruz... Bunlar sade bizim bildiklerimiz. Daha neler var! Bunlarn hepsi mi tesadf?

Ben, gene glmseyerek:

Ya tesadf, ya cin, peri ii, dedim. Birinden birini kabul edeceksiniz ki ona gre kararmz vereceiz...

Akrabam fena sklmt. Bu defa kocas sze kart:

Msaade buyurursanz ben de zatlinize bir ey soraym, dedi. Kinatta her hadisenin sebebini biliyor musunuz? Manyetizma nedir? Telepati nedir? spritizma masas niin kendi kendine oynar? Hatta mknats nedir? Elektrik nedir? Radyo nedir? Bunlarn sebep ve mahiyetlerini bana syleyebilir misiniz? Hayr, deil mi? u halde kinatta bildiimiz tabi kuvvetlerden baka birtakm mafevkattabia kuvvetler var ki inkr edemeyiz.

Artk yksek felsefeye girmitik. Eski mebus, ispritalizim ve materyalizm dvalarnn Abdlmecit zamannda konuulmu ve bitirilmi en iptida mevzularn bir krs cersi gibi anlatyor, engin cehaletinden gelen bir emniyetle ara sra etrafna bakyordu Pervin de evvel tekiler gibi kendini bu dersin tesirine kaptrmt Fakat biraz sonra benim kocasyla iin iin alay ettiimi anlaynca sabrszlanmya, yerinde kvranmaya balad.

Nihayet, dayanamad, kocasnn szn rastgele bir yerinden keserek:

O kadar derinlere gitmeyelim, dedi. Bilirsin ki benim imanm seninki kadar btn deildir. Siz, demin reyimi sormutunuz, syleyeyim. Ben byle eylere pek az inanyorum... Fakat baz hastalklarda tp bile manev kuvvetlerden istifade ediyor... ocuu bir kere ttsletirsek ne kaybederiz? Yengemizin dedii milyarda bir doru ise Sevimi kurtarm oluruz.

Pervin, bir eye az inanmakla ok inanmak arasnda bir fark bulunduunu zannediyor, bir masala milyarda bir ihtimal vermekle ne kaybedileceini anlayamyordu.

Ben, bu defa mhendise dnerek:

Sizin fikriniz, dedim. O, can sklm gibi:

Bunlar bendenizin aklmn erecei eyler deil tabi dedi, fakat maneviyat kknden inkra taraftar deilim. Hastann ttslenmesinde bir zarar grmyorum.

Sen Turgut?

Ben, enitemizin szlerini orijinal buldum. Amerikada da byle eylere inanyorlarm... Biliyorsunuz Amerika ne kadar ileridir... Maneviyat inkr edilemez... Arkadalarmn arasnda Avrupada, Amerikada tahsil edenler var. Bir kibritle sigara yakmyorlar... Bir tayyareye binmeniz lzm gelse, numaras on olsa biner misiniz? Demek ki bilmediimiz bir eyler var... Ben Sevimi ttscye okutmaya taraftarm. O mutlaka kurtulmal...

Eski mebus, fen adam, mhendis, entellektel yeni kadn, yeni gen, hlsa i bandaki orta nesil ile hayata derhal yeni atlan gen nesil hkmlerini vermiler, yetmi belik Hac yenge partiyi kazanmt.

Mayangalar bir eski tarikat, on sene evvel kapatlm bir tekkedir. Bu tekkeyi Afrikann yar maymun zencileri idare ederdi. Tarikatlar, herhalde bildiimiz dinlerden, Mslmanlk veya Yahudilikten ok daha eskiydi. Yeni kanunun datt bu tekkeden tede beride elbise , be kii kalmt. Biz, bunlardan birini altndan arayacak, onun yakaca tts ile hastamz iyi edecektik.

Bu bir oda dolusu hortlak arasnda en ok yaayan ben olduum halde kendimi bir mezarda gibi yalnz ve aresiz grerek bunalyorum. Mesele artk bir ocuun hayat meselesi olmaktan km, hi bir ocuun hayatiyle llemeyecek kadar kymetli olan byk ve mukaddes varln hayatna dayanmt.

Yavaa yerimden kalktm:

Bu noktada anlamamz kabil deil, dedim.

VI

Hac yenge, ocukluumun birok hatralarn yeniden diriltti.

O gece sobann ak kapa karsnda hep bunlar dnyor; bir iz bile brakmadan silinip gitmi olmas lzm gelen bu hatralar sandkta saklam gibi tertemiz, sapasalam bulduuma hayret ediyordum.

Hele bunlarn iinde bir tanesi vard ki beni sardka saryordu:

Hac yenge, bana krk sene evvel mayangalarda yaplan peri dnn anlatt zaman gzmn nne i ie bask tavanl, karanlk yer odalar gelmiti.

Olabilir, her sz zihinde iyi, kt bir hayal uyandrr; insan bir masal dinledii zaman da birtakm yerler ve ehreler gryormu gibi olur. Bu karanlk yer odalar her halde o neviden bir hayaldir.

Fakat gariptir ki ben dnmeye devam ettike bu hayal aklayor, geniliyor, tesinden, berisinden birtakm ocukluk hatralarma balanyordu.

Nihayet, anladm ki bu bask tavam yer odalar evvel zannettiim gibi bir hayal deil, hakikatin ta kendisidir; vaktiyle hasta Mrvvet hala iin mayangalarda yaplan dne beni de gtrdler. Bedia yenge tahmininde yanlyordu. Dn krk sene evvel deil, elli drt, elli be sene evvel olmutu. Ben, o vakit nihayet be, alt yalarndaydm.

lk nce bir hayal ile kartrdm bu hatray zihnim bir fotoraf pla gibi deta develope etti ve sade peri dnn deil, Mrvvet halann korkun hastaln da grmeye baladm :

O, ok uzun boylu, zayf bir kadnd. Simsiyah atk kalar, donuk kara gzler, hi kmldamayan balmumu sanlnda bir yz...

yle sanyorum ki bu ehreyi imdi olduu gibi o zaman da daima uzaktan korka korka seyrettim ve hi bir zaman yanna yaklamadm. Onu stanbulun uzak bir yerinde byk baheli bir kkte tedavi ediyorlard. Beni de oraya gtrmlerdi. Niin gittik? Ne kadar kaldk? Bunlar bulup karmama imkn yok...

Aklmda yalnz u kadar bir ey kald: Kkte grlt etmek, barmak yasak; Mrvvet hala hastadr; geceleri ona korkun bir eyler grnyor. Bahenin bir kesinde sk aalar arasnda byk bir bostan kuyusuyla, mhlanm bir kap vard. Geceleri Mrvvet halaya gelenlerin bu kapdan geldiine inanr ve ortalk karardktan sonra o tarafa bakmaya cesaret edemezdim.

Mrvvet halay hocalar okurdu. Bunlardan biri yeil sarkl, uzun sar sakall bir adamd. Bir zaman sonra o, ortadan kayboldu. Yalnz, uzun boyuyla, kara gzlklerini hatrladm bir ikinci hoca gelip gitmeye balad.

Nihayet bir ncs... Bunun ehresi o kadar gzmn nnde ki ressam olsam imdi hi bir eksiksiz kda izebilirim. Adn bile unutmamm: Yamal Nuri.

O, teki hocalar gibi sarkl, sakall deil... Temiz kyafetli, yakalkl, boyunbal, bastonlu, ufak tefek bir kalem efendisi... Yz akla smayacak kadar korkun... Bir tabebek ban tokmakla acn, sonra paralarn yanyana getirin... te Yamal Nurinin ehresi deta yerlerinden oynam ve kzl et paralaryla birbirine yamanm gibiydi. Onun Yamal Nuri ismi hocalktaki hreti de galiba bundan ileri geliyordu. Yrrken iki de birde sarslyor, vcudunun btn azalar dalacak gibi oluyordu.

Yamal Nuri, sessiz bir adamd. Bu sessizlii bilmem nasl anlatmal? Baz cisimler vardr ki uan ar, sallanan ngrak gibi daima ses karr. Garip bir ifade olacak ama bu adam, deta sessizlik nerediyor, o yaklarken etrafta her ey susuyordu. Konumas gayet yavat. Onu iitebilmek iin etraftaki en kk grltleri durdurmak, yznz onun korkun yzne yaklatrmak lzmd. Yamal Nurinin hastay okuyuunu herkes gibi ben de birka kere uzaktan seyretmitim. Pencereler kapanyor evin ii gnlk dumanndan gz gz grmeyecek hale geliyordu.

Yamal Nuri, yerde bir seccadenin stnde hasta ile diz dize, evvel hafif bir fslt ile balyor. Etrafta herkes kulak kesiliyor, sessizlik daha ok artyor... Derken birdenbire bir insan gsnden kmasna imkn verilmeyecek kadar dik, yrtc bir feryat... Yamal Nuri, sarsa vcudunun btn zemberekleri boanm bir korkun arpntlar iinde gsn yumruklayarak Yarab! Yarab diye haykryor.

Birka saniye evvelki sessizlikten sonra bu ses, kulaklarda yle bir tesir yapyor ki insana yer yerinden oynam gibi geliyor. Kanlar sararyor, ocuklar haykra haykra alamaya balyor. yle sanrm ki bu ses, son nefesini vermek zere olan hastay bir an iin canlandrp ayaa kaldrabilirdi ve Yamal Nuri, btn kerametini bu sese borlu idi.

Mrvvet halay her halde Yamal Nuri de iyi edememi olacak ki onu nihayet mayangalara gtrmlerdi.

Bu dnden kalan hatra da undan ibaretti: Uzun arabalarla krmz toprakl bir yoldan geiyoruz... Sonra, bahsettiim karanlk yeralt odalar... Hasrlarn stne dizilmi ufak telek tepsiler iinde Arap baclar yemek yiyor... Daha sonra mum nda gene gnlk dumanlarn arasnda zilsiz defler

alnyor, korkun ehreli bir bac. Mrvvet halann nnde arpnp rpnyor; yzn yerlere sryor...

Nihayet, bu odalardan birinde beni bir battaniyeye sararak uyuttuklarn ve uyandrdklarn gryorum...

Mrvvet halay bu peri dnnden sonra bir daha grdm hatrlamyorum. Ailenin ileri gelenlerinin elli bu kadar sene sonra Sevimi kurtarmak iin bulduu ve ileri srd are ite byle bir dnd.

***

Sobann nnde yatmaktan kemiklerim armaya balad zaman ayaa kalktm, okunacak bir kitap aramak zere yukar ktm. Ktphanede ilk elime geen ey soluk krmz kapl bir kitap oldu: Tabiatn Esrarl Kuvvetleri.

Hi hatrlamadm bu kitab benim alm olmama imkn yoktu. Her halde Mkerrem getirmi olacakt.

lk sayfasn aar amaz u satrlara rastgeldim:

Gkyz zannettiimiz kadar bo deildir.

Ne tuhaf! Bir zamandan beri nereye el atsam hep bu eski masallarla karlayorum. Kitabn tesine, berisine gz gezdirmeye baladm: Aa, yukar bugn Pervinin ve kocasnn azndan dinlediim hikmetler... Yalnz, bunlar daha renkli ve zek bir. insann kaleminden km, aralarna doru olduu temin edilen tutucu hikyeler serpitirilmi...

Onu gene aldm yere brakyorum. Baka bir kitap, arbal bir ilim ve fikir kitab aramaya balyorum. Aada sobann karsnda pek farkedememitim. Hava iyiden iyiye soumu, darda kar yayor.

memek iin acele ediyorum. Fakat hangi kitaba el atsam nafile... Anlyorum ki bu gece, fikrin, plak fikrin beni teselli edebilecei bir gece deildir; bir para ryaya, masaya ihtiyacm var.

Tabiatn Esrarl Kuvvetlerini braktm yerden tekrar alyorum; bir roman gibi okumak iin aa gtryorum.

Yanlmamm. Kitab yazan bizim Pervin ve kocas cinsinden bir budala... Fakat ne are ki kendimi bu budalann penesine kaptrdm; koca kitab yarladm halde bir trl elimden brakamyorum.

Habibe Resul, gene izinli olduu iin bu gece hastay Glen kalfa bekliyordu.

Kalfa tabi oktan uyumutu. Bir aralk hastann odasnda grlt diyemeyeceim, belli belirsiz bir hareket, bir kprdanma oldu... Yerimde dorularak dinlemeye baladm... Arkasndan fslt denecek kadar hafif bir ses: Sevimin sesi...Bir ey mi istiyorsun Sevim? diye seslenecektim; gayr ihtiyar sustum. Sevim, konuuyor, Bursada ilk bayld geceki sesiyle mehul bir kimseye anlalmaz bir eyler sylemeye balyor.

Srtmda o geceki souk rperme ile nefes almaktan korkuyordum. Ses, biraz sonra byd; Bursada iittiim mehul barbar dilin kelimelerini ak ak semeye baladm.

Srtmdaki souk rpermenin yava yava btn vcudumu sardn, salarmn dikildiini duyuyordum.

Nihayet, dayanamadm; bilinmez bir kuvvetle arpmaya hazrlanyormuum gibi sert bir tavrla yerimden kalkarak: Sevim, ne var, bir ey mi istiyorsun? diye odaya yrdm.

Gene o uursuz Bursa gecesindeki gibi Sevim, birdenbire sustu; ben, kapdan girerken sinsi bir hareketle yatana uzanverdi.

Odadaki gece kandilinden baka elektrii de yakyorum. Hasta, sessiz ve hareketsiz uyuyor.

Bunlar, bir hastalk sayklamasndan baka ne olabilirdi? ocuun bir somnambl gibi yerinden kalkmas, ben kapya yaklar yaklamaz sinsi bir hareketle yatana kayvermesi ve sayklama esnasnda hep ayn anlalmaz szleri tekrar etmesi geri garipti. Fakat ben, ne Hac yenge, ne hatta Pervin deilim ki bundan mna karmaya kalkaym, kendimi vehimlere kaptraym.

Bunlar, gndze mahsus gayet makul dnceler. Ancak gece olunca muhakemedeki bu sknet bozuluyor, saat ilerledike nabzm hzlanmaya, kulaklarm uuldamaya balyordu.

Yatma vakti geldii zaman bir trl odama gidemiyor, elimde artk okuyamadm bir kitap, saatlerce hasta odasndan gelecek sesi bekliyorum.

Nihayet, drdnc gece iki buukla arasnda odada gene o belli belirsiz hareket balad. Arkamdan Sevimin deimi, kalnlam heyecanl sesi...

Yanmda hazr duran kt, kalemi yakaladm; iittiklerimi aynen yazmaya baladm :

Saz afay malka da gorbia vayyareve meygaln sakkalebi nalefi annay sunana bameduna.

Birdenbire parmaklarmn heyecandan yani korkudan titrediini farkediyorum. Bu mnsz korku ve zaaf beni isyan ettiriyor.

Yerimden frlayarak deta hiddetle hastann odasna yryorum. Mnasebetsizlik yapan bir insan azarlar gibi sert bir sesle: Ne var, ne oluyorsun? diye syleniyorum. Sevim, o kadar dalgn bir uyku iinde ki beni iitmiyor. Sarsp uyandrsam zorla gzlerini aacan, belki de korkacan dnyorum. Mutlaka bir ses iitmek ihtiyacnda olduum iin bu defa salonun iinde dolaa dolaa kendimi azarlamaya balyorum: Hasta sayklamaz m? Buna bu kadar ehemmiyet verecek ne var? Asl hasta sensin!

Bu son sz, pek de yalan deil. Ben, kendim hastaym. Yahut iimde gizli gizli bir hastalk hazrlanyor. Yoksa bu saatlere kadar niin kalaym?

Masann stndeki kutudan bir sigara alyorum. Yakmak iin kibrit yok. Elime geen bir kd sobaya sokarak tututuruyorum. Fakat sigaram yakarken bu kdn biraz evvelki sayklamay yazdm kt olduunu farkediyorum. Parmam hafife yakmak pahasna alevi sndryorum.

Kttaki yar yanm yazlar beni tekrar korkutuyor.

Yerdeki bir kt parasyla sigara yakmaktan daha tabi ne olur? Fakat o saniyede aklmdan gayr ihtiyar u dnce gemitir:

Bu yazlar bana yaktran kuvvet, Sevime o barbar szleri syleten gizli kuvvettir. Szlerinin bir senet gibi elimde kalmasn istemedi.

***

Saz afay malko da...

Artk ezber bildiim bu szler, yahut sesler zerinde gnlerce dndm. Evet, bu, bir hasta sayklamas... Fakat nasl bir sayklama? Benim bildiim sayklama da geri bir hrdavat sergisi gibi karmakarktr. Fakat paralardan her birini ayr ayr tanyabilirsiniz.

Halbuki bu paralarn hepsi yabanc, hatta benim yazdklarmdan ve sylediklerimden ok fazla yabanc. , . . Ben onlar nihayet insan harfleriyle tekrar ediyorum. Halbuki Sevim, onu ses ve azlar bizimkinden ok farkl birtakm mahluklarn dili gibi sylyor... Hele gorbia sesi Gorkoya ne kadar benziyor? Pervine ve kocasna benzer bir insan olsam bu seslerin onlarn dilinden kelimeler olduuna hkmedeceim.

Bu garip sayklamay bir sr gibi herkesten saklyordum. Yalnz doktora hastann baz geceler saykladn, uyku arasnda azndan anlalmaz birtakm szler ktn syledim. Glmseyerek ve zorla hatrlamaya alyormuum gibi yaparak birka kelimesini tekrar ettim. O, buna ehemmiyet vermedi, dudan bkerek: Olabilir dedi.

niversitede senelerce filoloji okutmu bir dostum vardr. Bir gn bir bahane ile onu grmeye gittim, evvelden yazp czdanma koyduum bu kd birdenbire aklma gelmi gibi cebimden kararak:

unlar bir yerden kopya ettim. Merak ediyorum. Mevcut lisanlardan birine benziyor mu? Bir mnalar var m? diye sordum.

Filolog dostum bunlar birka kere okudu:

Bilmiyorum, dedi, mevcut lisanlardan hi birine benzetemedim. Bir kere tetkik edeyim, bir ey bulursam sana cevap veririm.

Birka gn bekledikten sonra dostumu telefonla aradm; o:

Ben de senin gibi bunu merak ettim. Aradm. Fakat hi bir netice elde edemedim, dedi.

***

O geceden kalma bir ey daha var. Kd sndrrken hafife yanan parmamdaki yank bir trl gemiyor, gnden gne byyor. Hastabakc, onun iin diyor ki :

Buna geceyan derler, yle pek kolay gemez, siz inanmazsnz ama bunun bir ilc vardr. Yats ezan vakti birisi sokak kapsn alar, hasta pencereden : Gece yanna ne yaparlar? diye

sorar. Kapdaki ate atarlar diye cevap verir. Hasta da elinde tuttuu snm kmr parasn pencereden atar. Siz inansanz yapverirdik.

Ne l, ne l! Sevimi bir ttsc bac bulup ttsleyelim, ben de pencereden bir kmr paras ataym. kimiz de hastalklarmzdan kurtulalm.

VII

Kara k...

Gnlerden beri gne yz grmyoruz. Gkyz amur renginde bulutlarla tersine evrilmi usuz, bucaksz bir bataklk gibi grnyor.

Mkerremden hl haber yok. Artk utanp sklmay braktm. Ona yazdm mektuplarda stanbula dnmesi iin deta yalvaryordum.

Kuvvet yalnzlktadr. Yalnz adam herkesten kuvvetlidir diye bbrlendiim gnler ne kadar uzakta kald. Srden ayrlmak, etin ve ssz bir yolda tek bana yrmek bana vah bir gurur veriyordu.

Hatta son gnlerde Sevimin yata banda kurulan bir aile meclisinde de az ok buna benzer bir ey duymutum. Aile, hasta bir ocuunu lmden kurtarmak iin bin sene, on bin sene evvelki tedavi usullerine dnerek bir nevi putperest dn yapmay, hastay niversite kliniinden orangutan yavrularnn inine nakletmeyi teklif etmiti.

Bense bir insan hayatnn mesuliyetini zerime alarak dnya ilminin ve kendi cumhuriyetimizin davasn tek bama tutmutum. ocuk, gzmn nnde lp gitse de bu davada sonuna kadar dayanacaktm.

Bunu yapmamak, yalnz bunca asr kan ve gzya iinde alp abalam bir insanln mukaddes mirasn inemek deil, kendi hayatm da inkr etmek olacakt. Onun iin btn aile eski ve yeni kadnlaryla; uyank i ve fen adamlaryla, yepyeni sporcu genliiyle bana Sevimi zencilere okutmaktan bahsederken onlara acyor, kendimi hepsinden yksek, hakl ve kuvvetli buluyordum.

Yalnz, gnler getike bende de korkutucu baz almetler belirmeye balamt. Bedia yengenin bunak masallarnn saf maddeye katlm bir maya gibi durmadan ilediini, iimde gizli sarsntlar, ykntlar yapmaya baladn dehetle gryordum.

Muharebe, dardaki dnya ile benim aramda bir muharebe kald mddete korkulacak bir ey yoktu. Fakat o, gittike daha derinlere sokuluyor, kendi kalelerimin iinde iimde birtakm arpma sesleri balyordu.

Zihnimin hi bir zaman bu kadar fazla ve maraz bir faaliyetle ilediini hatrlamyorum. Hi bir ey, gndelik hayatn hi bir gailesi bam durmadan ilemekten ve fikir karmaktan alkoyamyordu: Sayklamalarda olduu gibi birbirini tutmayan, brt bcek kabilinden bo, aalk, kk fikirler...

Sokakta sa sakalna karm yar plak birtakm serserilerin, yamur, amur iinde etraflarn hi fark etmeden, kendi kendilerine dolatklarn grrz; yle sanyorum ki bu hastalar da kendi i lemleriyle durmadan bu neviden fikir karan insanlardr.

Bu sakall serserilerle aramda baka bir noktadan da benzerlik vard: Hi bir iim olmad halde gndzleri saatlerce sokaklarn cvk amurlar iinde dolamaya balamtm. Evet, bataklardan kaynayan haarat gibi bir, iki sabit fikrin etrafnda durmadan doup oalan bo, aalk, kk dnceler... Bu tarzca bir zihin faaliyetine sokaklarda rastgele dolamaktan daha fazla uyan ve tempo tutan bir ey olamaz sanrm...

Bu sabit fikirlerden biri doktorlarn tedavi etmeye deil, ne olduunu anlamaya bile muvaffak olamad baz hastalklarn muska, tts, dua okunmu su gibi eylerle iyi edilmesi idi. Mahut Tabiatn Gizli Kuvvetleri kitabndan sonra Tedavi Mucizeleri diye bir baka kitap ele geirmitim.

Muharrir doktordu. Hayatndan mit kestii birok hastalarnn bir ayazmadan bir yudum su imek, boynuna tlsml bir maden paras takmak gibi eylerle iyi olup ayaa kalktklarn uzun uzun anlatyor, bunlarn1 doruluunu temin iin isimler, tarihler, adresler, mektuplar zikrediyordu.

Bu vakalar, belki batan baa uydurmayd; yahut da birtakm tesadfler... Sokakta yrrken gevi getirir gibi onlar tekrar zihnimden geiriyor. Hac yengenin masallaryla karlatryor ve bunlarn hepsi iin bir izah aryordum.

Sonra, birdenbire aklm bama geliyor, bunlar dnmek bile insan zeks iin ayp bir ey diye kendi kendimden utanyorum. Fakat aradan birka dakika gemeden bu dnceler gene bama yor, beni derin bir dalgnlk iinde sokak sokak dolatrmaya devam ediyordu.

Bir akam ezan vakti Fatihte eski mahallemizden geiyordum. Yar yklm bir duvar kenarnda bir demir parmakl elleriyle yakalam bir ihtiyar kadn grdm. Burada vaktiyle bir evliya trbesi vard. Bu kadn mutlaka iyi olmayan bir hastas iin dua ediyor diye dndm. Be, on adm ilerideki bir

camiye iki adam giriyordu. ocukken bayram sabahlarnda beni de birka defa getirdikleri bu camiyi bir kere daha grmek iin iimde garip bir merak uyand. Tannmaktan korkuyormuum gibi ekine ekine ieri girdim.

Caminin ii souk ve karanlkt. Titrek bir ya kandilinin nda birka ihtiyarn kendi kendilerine namaz kld, dua ettii grlyordu. Bunlar, belki de benim ocukluk arkadalarmd. deta yanlarna yaklamak ihtiyacn duyuyordum. Geen elli yl iinde cami bana klm gibi grnyordu. O kadar hayali bu darack kubbeye nasl sdrmtk?

Birdenbire Bursada Yeil Camiin nnde Mkerremin syledii sz aklma geldi: Belki seni birka sene sonra tersine evrilmi bir kasketle burada dua ederken grrz. Bugn, bu akam saatinde anlalmaz bir ihtiyala bu camiye giri acaba bir balang myd?

Bu kadarna ihtimal vermem. Bu kubbenin artk bana bir ey sylemesine imkn kalmamt. Fakat uras da muhakkakt ki Nemrut gibi gkyzne attm oklar geri dnyor, yeri ve sebebi bilinmez yaralarla beni delik deik ediyordu.

***

Gece, bendeki bu maraz zihin faaliyetini artryor ve daha korkun ekillere sokuyordu.

Hac yengenin anlatt birka lm vakas kendi uydurma hayallerimle bir roman gibi byyp geniliyor akrabalarmn nasl ldklerini btn teferruatyla gryordum. Btn bu esrarl lm vakalar hastann daima yar ak kapsndan grnen mavi kandil na benzer bir n iinde geiyor, lenlerin hepsi Sevime benziyordu. Bedia yenge de Selimi yataktan grnce bykannesini gryorum zannetmemi miydi?

Onlarn hepsi dnya ile alkalarn keserek uzun zaman tavandaki gizli bir sesi dinliyorlar sonra grnmez bir kuvvetle bouur gibi yalvara yalvara, alaya alaya lyorlard.

Zaman zaman bir ryadan uyanr gibi silkindiim bu hayalleri bamdan defettiim vakit izahlar da beni yattramyordu: Evet, bu da stma gibi, tifo gibi bir vcut hastalyd. Fen sebebini ve ilcn bulamad iin zayf kafal ve yarm imanl birtakm insanlar bunu cine periye atfediyorlard. Fakat ailede birok insanlar bu hastalktan lmlerdi. Demek ki Sevimin de bu ekilde lmesi veraset kanununa gre nne geilmez bir zaruretti.

***

Zanederim ki artk iin gizli kapal bir taraf kalmamtr.

Fen, bir ey vadedemiyordu. aresizlik karsnda, ben de tekiler gibi gzlerimi yava yava gkyzne evirmeye, Sevimin hastal iin ondan bir eyler beklemeye balamtm. Bunu kabul ettiim dakikadan itibaren yamur duasna kanlar, bir kibritle sigara yakmaktan korkanlar, hastalarn frkye gtrenlerle aramda hi bir fark kalmyordu.

Kendini bir hakikat ve hr fikir Havarisi sanan bir insan iin sanrm ki bundan feci bir ifls ve rezalet olamayacakt. Anlalmaz bir hastalk vakas karsnda bozguna urayan, kknden sarslan bir kanaat ve meslek kadar ocuka ve maskaraca bir sahtekrlk tasavvur edilebilir mi?

Bununla beraber ocuun hayat pahasna da olsa sonuna kadar dayanmaya, onu mayangalarda tedaviye gtrmek isteyen budalalarla beraber yrmeye kati bir azmim vard.

VIII

Bir vaka, beni bsbtn ileden kard. Bir gece elimde ak bir kitapla sobann banda uyuyakalmtm. Birdenbire iddetli bir sarsntyla uyandm. Sevimin her zaman aralk duran oda kaps kapalyd.

Bu, bana anlalmaz bir dehet verdi. Kalbim tkanarak kotum.

Kap, arkasndaki bir eye takld iin birdenbire almad. Hzla iterek ieri girdim ve yerde bir sandalye grdm.

Beni uyandran grlt bu sandalyenin devrilmesinden ileri gelmiti.

Sevim, beyaz gecelikleriyle dimdik odann ortasnda duruyordu. Bir kavgaya hazrlanr gibi sert bir sesle sordum :

Neydi o grlt?

Hasta, akn akn cevap verdi:

Ben dtm.

Sen mi dtn? Niin? Neye yatandan kalktn?

Ben mi? Susadm da... ok susadm... Su imeye kalktm... Su ierken ayam sandalyeye takld... dtm...

Suyu itin mi?

tim.

Srahi daha dolu duruyor.

ecektim... Daha imedim.

Al, i!

Ayaa kalktn biliyor musun?

Biliyorum ya... Susadm da uyandm... Susuzluk ne fena... Su verecek kimse yok... te kaza ile ayam sandalyeye takld; dtm.

Aylardan beri dargn bir skt iinde yatan Sevimdeki bu deiiklik, korkumu artryordu.

Su ierken ayam sandalyeye takld!

Bundan daha acemi bir yalan olur muydu? Evet, Sevimin su imek iin yatandan kalktn sylemesi yaland. Bunlar sylerken sinsi ve rkek bir bakla yzme bakmas da bunu gsteriyordu.

Ben, imdilik bu yalana inanm gibi grndm ve sakin bir sesle sordum :

Bir yerin acd m?

Acmad... Bir yerim acmad...

Bu esnada geceliinin eteinde bir kan lekesi gzme iliti. Baktm: dizkapanda kk bir syrk var.

Sen bir ey olmadn sylyorsun ama dizin kanam, dedim.

Sevim, kan grnce birdenbire haykrd ve Acyor, acyor diye alamaya balad.

Bana yle geldi ki, bu alay da yaland.

Bitiik odada yatan hastabakc grltden uyanarak yanmza gelmiti. O da ne olduunu anlayamyor, akn akn etrafna baknyordu. ben, ayn sakn tavrla :

Bir ey yok, dedim. Sevim, su imeye kalkm... Aya sandalyeye taklarak dm... Dizkapanda bir ufak syrk var... Biraz tentrdiyot srelim...

Hastay tekrar yatana yatrdk, habibe Resul, yaraya tentrdiyot srerken Sevim durmadan haykryordu. Yatann kenarna oturmutum. Bu frsat karmamak istiyor, ona sualler sormaya hazrlanyordum.

Fakat Sevim, maksadm sezmi gibi bir trl alamann arkasn kesmiyordu. Nihayet, iniltileri ve gzyalar durdu; ban yana evirerek derin bir uykuya dalm grnd.

Biraz evvelki szler ve alamalar gibi bu uyku da yaland.

Kafasnn her zamandan fazla bir faaliyetle ilediini, bir pusuya yatm gibi sinsi sinsi beni gzetlediini seziyordum. Hastabakcya gidip yatmasn syledim ve salondaki sobaya birka odun attktan sonra elimde kitabmla kapnn yanndaki koltua oturdum. Sandalye, hl dt yerde

duruyordu. Kymetli bir su delilini elden karmaktan korkan bir adliyeci gibi bu sandalyeye dokunmaktan ekmiyordum.

Sevim, sessiz ve hareketsiz yatmakta devam ediyordu... Onun orada kendi kendine o mehul barbar dili sylerken yakaladm zamanlardaki sinsi yatyla bu yat arasnda ne korkun bir benzerlik vard.

Sevime kitap okuyormuum hissini vermek iin ara sra hzla yapraklar evirerek dnyordum :

Her zaman aralk duran kap niin kapanmt? Sandalyenin yuvarlanmas kap kanadnn kendiliinden kapanmasna sebep olamaz myd? Sevim, yataktan kalk t zaman sandalye acaba neredeydi? Belki ocuk, adm adm srahinin durduu kk masaya doru yrrken bir kesiklik duymu, sandalyeye tutunmak istemi ve yuvarlanmt. Uzun zaman ayaa kalkamam, son derece zayf bir hasta iin bir baygnlk da akla gelebilirdi. Nihayet, bir somnamblizm vakas karsnda bulunmaman belki de uykuda idi. Fakat aylardan beri azn amad halde birdenbire dillenerek sulu bir ocuk gibi beni kandrmaya almas niindi?

Ben, aklmla bu vakaya makul ve tabi sebepler aramaya alrken hayalim de te tarafta maraz bir faaliyetle iliyor, gzmn nnde ldrtc sahneler canlanyordu. Ben, sobann banda uyuklarken saat mtemadiyen ilerliyor; muayyen bir vakit gelince Sevim, gzlerini tavana dikerek gizli seslerini derin derin dinliyor; sonra titreye titreye yatanda doruluyor; kh bir makul mdafaaya, kh bir ikyete ve konumaya balyor.

Nihayet uramaktan yorulmu ve tavanda sylenen eylere kanm gibi titreye titreye yatandan szlyor; usulca kapy kapyor. Bykannesi gibi kendini odann ortasnda asmaya urayor. Fakat beceremiyor, ayann altndaki sandalye ile beraber yere yuvarlanyor.

Daha Bursada ilk bayld gece, odasna girdiim zaman kay kemerini karyolann kenarnda grm, onun biraz evvel bu kemerle yataa girdiini hatrlayarak arm deil miydim?

Oturduum yerde gz ucuyla etrafa bakyor, bir ipucu yakalamaya alyordum. Nihayet, gzlerim tavann ortasna dikildi. Eskiden burada bir yenidnya aslyd. On be, on alt sene evvel evi tamir ettirirken bu eski zaman ssn de oradan kaldrtmtm.

Yenidnya o vakit bir engelli iviye takl dururdu. Onu karrken bu iviyi de skp skmediklerini hatrlayamyordum. Bana yle geliyor ki ivi son zamanlara kadar oradayd. Fakat imdi yoktu.

Aylarca tavandaki bir budak deliine gzn diken Sevim gibi ben de imdi gzlerimi bu ivi deliinden ayramyordum.

Tavan, pek o kadar yksek deildi. Sandalyeye kan bir insan, elindeki bir ipin ilmiini oraya geirebilirdi. Fakat her halde ok glkle. Byle bir mahareti son derece zayf ve halsiz bir hastadan beklemeye imkn yok gibiydi. Ancak byle fevkalde buhran zamanlarnda insanda ne esrarl enerjiler uyand bilinemezdi.

Sabahleyin oday temizletmek bahanesiyle Sevimi salona kaldrttm; titizliklerine, lgnlklarna kulak asmadm. Odada Sevimin amar dolabndan hal altlarna, karyola somyasnn iine kadar her eyi aradm. iltesinin bir tarafnda kk bir skk grnyordu. Sk genileterek elimi soktum, pamuklarn iini aradm bir ey bulamadm.

Yalnz perdelerden birinin kordonu yoktu. Bu, beni evvel tellandrr gibi oldu. Fakat Sevim, onunla kendini asmaya kalktysa vakadan sonra bu kordonu bir yere saklamas lzmd. Halbuki odada ne kordon, ne engelli iviye benzer bir ey ele geirememitim.

***

phelerimi kimsenin bilmesini istemiyordum. Fakat hastabakcnn bir para kulan bkmek de mutlaka lzmd...

Sevim, galiba uyku esnasnda yatandan kalkp geziyor, dedim, dn gece sandalyeye arpp dt. Bir baka gece odadan kp merdivenden filan yuvarlanmas da mmkn... Onun iin ihtiyatl olmamz lzm... Hastay benim yatak odasna gtrnz. Buras daha genitir. Siz de karyolanz bir keye korsunuz... Ben, imdilik kitap odasnda yatarm...

Benim oda Sevimin kald odadan daha az tehlikeliydi. Eya ve amarlar arasnda bir Kuak bile bulunmamasna dikkat ettim. Hastabakc ile Glen kalfay bir bahane ile dar savarak pencerelerin stne gizli srgler taktm. yle ki bundan sonra pencereleri yalnz kendim ap kapayabilecektim. Ayn zamanda Sevimi geceleri gzlerini dikip dinledii budak deliinden korkun telkinlerinden de kurtardma inanyordum.

Fakat zehir tam tersini yapmt. Bu tedbirlerin hi biri beni tatmin edemiyor, Sevimi bir gece aslp lm greceim kanaatini iimden karmyordu.

Kymetli bir vazom vard. Bir gn naslsa dp krlm. Habibe Resul ile Glen kalfa bir hayli korkmular.

Akam st kapdan girdiim zaman hastabakc muzdarip bir ehre ile karma kt:

Beyefendi, size fena bir haber vereceim, dedi.

Zihnim o kadar Sevimle doluydu ki birdenbire: ocua bir ey mi oldu? diye haykrdm. Telm Habibe Resul de korkuttu. Artk benden hayr kalmamt. Teslim bayran ekiyordum.

IX

Kitap odamda Pervinle kar karya oturuyoruz. Akrabam, o aile meclisi gnnden beri bana dargn. Ben, hastaln devam ettiini, midimin gnden gne zayfladn anlatrken, o gzlerini gzlerimden kararak denize bakyor.

Pervinin hakk var. Bendeki byk deiiklii anlayamyor. te taraftan ben de onu daha fazla alamyorum, sz uzattka uzatyorum. .

Nihayet: Bilmem ki ne yapmal? diye ellerimi ovuturduumu grnce dayanamad; ac bir glmseme ile :

Biz bildiimizi syledik... Dinlemediniz. O halde ne yaplacan dnmek size kalr, dedi.

Sonra, sinirli bir tavrla yerinden Kalkt. Ben, onun kp gitmesinden korkarak:

Gryorum ki btn aile Sevimin hastalndan beni mesul tutuyor, dedim.

Bunu sylerken glyordum.

Pervin, birka kere yutkunduktan sonra:

Dorusunu isterseniz yle, dedi. Ben, ayn glmseme ile :

Eer ttsden, mayangadan bir ey umuyorsanz yapn, dedim, ben mni olmam.

Akrabam, alay ettiimi zannederek aksi aksi yzme bakyordu. Sakin bir tavrla devam ettim :

O gn belki biraz cannz sktm. Fakat bilirsiniz ki ben meden adamm.

Hepimiz medeniyiz.

Onu demek istemiyorum... Yani ekseriyet denen eyin haklarna riayet etmesini bilirim... Sevim, hepimizin ocuudur... Ben, dinsiz bir adamm...

Fakat bunun ehemmiyeti yok... Siz ne lazmsa yaparsnz... inizde dert kalmasn...

Pervin, bendeki mukavemeti krdna memnundu. Fakat bir taraftan da kendilerinin sadeliiyle elenir gibi tavrlar almama can sklyordu.

ki gn sonra eve ihtiyar bir bac getirterek Sevimi ttslediler.

O gn, benim kitap odamda bir aile meclisi daha kuruldu. Bedia yenge bu ttsy kfi grmyor, Sevime mutlaka mayangalarda bir dn yaplmak lzm geleceini ileri sryordu.

Pervin bu fikirde deildi. Bir kere hkmet btn tekkeler gibi mayangalar da kaldrm, eski ttsclerin her biri bir yere dalmt. Belki bunlardan birkan bir araya toplayarak bir gizli dn yaptrmak kabil olurdu. Fakat bu, ok tehlikeliydi. Polis haber alrsa, mahkemelere dlr, ailenin namusu bir paralk olurdu...

Pervin, bir aralk bana dnerek: Siz ne dersiniz? diye bir sual sordu.

Ben, artk bitmi, ifls etmi bir adamm; Bedia yenge ne derse ben de elbette onu derdim.

Fakat dknlm aa vurmaya cesaret edemedim. Bu budalalklar srf akrabalarmn hatrn ho etmek iin dinlemeye katlanan itikatsz adam roln oynamaya devam ederek dudak bktm :

Benim ne diyeceim olur? dedim. Siz neye karar verirseniz onu yaparz... Benden artk itiraz yok...

***

Aile meclisinin veremeden dald karar, ben, o gece kendi kendime verdim. Vaktiyle Mrvvet hala iin yaplm olan mayanga dn Sevim iin de yaplacakt. Ben, artk kendimi Pervinden ve kocasndan daha aalara dm bir insan grdm iin rezaleti onlardan da saklamaya karar vermitim. Sevimi ttsleyen ihtiyar bacy bir gn nmze katarak Turgutla beraber skdara getik. cadiyedeki ocak oktan dalmt. Fakat sra sra viranelerin arasnda yar km bir evde seksenlik bir bac yayordu. Bu eski mayangalarn en son kzyd. tede, beride alk eden birka ihtiyar Arap toplayarak son bir dn yapmaya karar verdik.

Onlar, mahalleye bir ey sezdirmeden dn hazrlayacaklar, biz, ortalk karardktan sonra hastay otomobille oraya getirecektik.

Bu teebbste Pervinin ileri srd polis korkusundan baka korkular da vard. Aylardan beri yatandan kalkmayan bir sinir hastasn bir gece motorla skdara geirmek, otomobille karanlk sokaklarda dolatrmak, korkun bir viraneye sokmak hayat iin tehlikeli olabilirdi.

Fakat ben, o zaman bu tehlikeleri anlayamayacak kadar kendimi kaybetmitim.

Gariptir ki bir odadan bir odaya geirmek istediimiz zaman ortal birbirine katan Sevim, o gece hi bir hrnlk yapmad. Denizin biraz sarsntl olmasna ramen motorda ban dizime koyarak sessiz sedasz yatt. Otomobilde de ayn hal. Macerann beni en korkutan taraf hastay otomobilden karp mayangalarn evine sokmakt. Bu dakikada onun birdenbire haykrmaya balamas ve polisin dikkatini celbetmesi mmknd. Byle bir ey yaparsa azn tkamak iin elimde bir mendil tutuyordum. Fakat o, byle bir ey yapmad gibi sokakta da in cin yoktu. Turgutun onu minimini bir ocuk gibi kollarna alarak otomobilden eve gtrmesi yarm dakika bile srmedi.

ocukluumun hatrlanmayacak kadar eski bir zamannda grm olduum mayanga dnn elli be yl ara ile o gece bir kere daha gryordum. Yer bile belki ayn yer, ayn bask yeralt odalaryd. Sokaktan k grnmesin diye pencereleri yamal bezlerle smsk kapamlard.

Kollarnda cam bilezikler; kulaklarnda, boyunlarnda kalaydan kpeler, inelerle yer sofralarnda takm takm yemek yiyen eski dnclerden imdi ancak sekiz on htiyar bac kalmt.

Sevimin oraplarn kardlar, sokak kapsnn eiinde kesilen beneksiz bir kara tavuun kanyla alnna kk bir iaret izdiler. Sonra bir pstekinin stne seksenlik bac ile diz dize oturttular. Biraz sonra da oda koyu bir gnlk duman iinde gz gz grmez bir hale geldi.

Baclar, ikide birde perdeyi aralayarak sokaa bakyorlar, polis korkusundan zilsiz teflere vurmaya cesaret edemiyorlard.

Eski cokunluklarndan, arpnp rpnmalarndan eser kalmamt. Dualar hafif bir fslt derecesinden ileri gemiyordu.

Dn yarm saat iinde bitti. Ttsler, beneksiz kara tavuklar, il eyrek altnlarla perilerin hiddetini yattrdktan sonra sessiz sedasz evimize dndk.

Mays 1939... Hastalk hi bir iz brakmadan gemi. Sevim eskisi kadar shhatli ve neeli bir kz olmutur. O, imdi Turgutla nianldr. Bir iki aya kadar evlenecekler. Her gn, ar pazar dolaarak ona kk bir apartman hazrlamaya alyoruz, iin en gzel taraf udur ki bu evlenme, benim zorumla da olmuyor. Hatta biraz kendimizi skarsak buna bir ak evlenmesi de diyebiliriz. K sonunda havalar amaya balarken Sevim de baz iyilik almetleri belirmiti. Uykular sakinleiyor, ktan, sesten holanmaya, yaamann su imek, glmek, konumak, yrmek gibi shhatli bir insan tarafndan anlalmasna imkn olmayan byk, kk yzlerce tadn yeniden duymaya balyordu.

Geri onunla hl yedi, sekiz yanda bir ocukla konuur gibi konuuyordum. Fakat o, artk szlerimi merakla dinliyor, yerine gre glyor, seviniyor yahut heyecanlanyordu.

Kk el defterine kaydettii tetkik notlarn artk tamamlam grnen lim doktorumuz: Evvelce de sylediim gibi hastalk frtna gibi esti, savurdu. imdi artk tamamyla getiini tahmin ederim diyor. Fakat bu mjdeye inanmakta hl tereddt ettiimi grerek ilve ediyordu:

ve hele sinir hastalklar doktorluu cerrahlk derecesinde ilerlemi deildir. Bu hastalk gibi birok vakalar karsnda sahilden frtna seyreden bir denizci vaziyetindeyiz; elimiz, kolumuz tamamyla baldr. Buna ramen denizci, frtnann getiini sylerse inanmak lzmdr. Artk o kadarna akl erer. Doktor, hastaln almetlerinde yanlabilir. Fakat shhatin almetlerini tayinde yanlmas daha gtr. Gnlnz rahat etsin.

Sevim, daha sokaa kacak hale gelmemiti. Belinden tutarak ve btn arln zerime alarak ona evin iinde, tarasada, bahede kk kk gezintiler yaptryordum. le ve akam yemeklerinde sofray daima baka bir odaya hazrlatyor, Sevimi bir ziyafete gtrr gibi sslyordum.

Baz akam yemeklerinde Mkerremle Turgut da hazr bulunuyordu. ( Mkerreme kar iimde hl manasz bir soukluk ve krgnlk var. Fakat her byk sevgi ve dostluun tarihinde bunlara tesadf etmek zarurdir. Tabi, zamanla geecek. )

Havalar snnca Sevimi dar karmaya baladm. Onu otomobille yava yava Bykdere, Kthane yollarnda dolatryordum.

Bir zaman sonra Sevim, bu gezintilerde Turgutla arkadalk etmeye balad. Bazen le yemeinden sonra sokaa kyorlar, akam ortalk karardktan sonra eve dnyorlard.

Sevim, yeni hayata km bir ocuk gibiydi. Her gezme dnnde yeni bir yer kefettiini bana heyecanla mjdeliyordu:

Kthane tarafnda bir ky var... Grmeyin ne kadar gzel...

Bugn dere kenarnda stl bir kahvede oturduk; sandalla Kthane deresinde geldik.

Byk dere yolunda bir aalk bulduk. Oraya mutlaka Sizinle de gitmeliyiz...

Sevimin kefettii yerlere mutlaka bir kere de beraber gitmemiz lzmd. Fakat bunlar kuru szlerden ibaret kalyor, Sevim, vaatlerini bir daha hatrlamak ihtiyacn duymuyordu.

Genlik, bahar ve nekahet... Bu kuvvetin bir araya gelmesi Sevime kyler, aalklar ve stl kahvelerden daha baka eyler de kefettirdi.

Bir akam gene byle bir gezintiden dnmlerdi. Mkerremle beraber onlar sofra banda bekliyorduk. Yeni olarak ne kefettiklerini sorduum zaman Sevim, ban nne edi; Turgut, memnun bir ehre ile:

zin verirseniz evleneceiz, dedi. Bugn de bunu kefettik.

Bu havadisi birka gnden beri zaten beklemekte olduum iin fazla armadm.

O gece, hepimiz iin bir enlik gecesi oldu. Sofrada gz ucuyla Sevimi tetkik ediyordum:

Asl Keremi, irin Ferhat nasl sevdiyse o da Turgutu yle seviyordu.

yle baklar, vcudunun rzgrla eilen bir dal gibi nianlsna doru kendiliinden yle eilileri vard ki bunun byle olduuna phe brakmyordu. Bir akn ne kadar uzun zaman yaamas mmknse bu ak da o kadar yaayacakt. Artk Turgutun szlerini de eskisi gibi elenerek dinlemiyordu.

Btn dikkatini ona vermiti. Hastalnda tavandaki esrarl budak deliinden iittii sese nasl kendini kaptrdysa imdi de Turgutun sesine yle kaplyor, etrafnda sylenen eyleri dinlemeye bile lzum grmyordu.

Yemekten sonra onu bir keye ektim, ellerini tutarak :

Syle bakalm Sevim... Hakikaten mesut musun? dedim.

Glmseyerek cevap verdi:

Bilmezsiniz ne kadar?

Turgutu ok mu seviyorsun?

ok.

Sualimde bir mana vard. Ona geen sene ayn yerde bana Turgutla evlenmek imknszlndan bahsettiini anlatmak istiyordum.

Fakat o, bunu hatrlamad bile.

Bu byk mucizenin sebebi acaba neydi? Bence hi phe yok ki hastalk...

Byk yeralt ykntlar nasl bir tek gecede topran yzn deitirirse hastalk da Sevimi yle deitirmi, bir insanda on, on be senelik tabi bir yaamann meydana getirecei deiiklikleri birka ayda yaparak onu hayatn bir devrinden baka bir devrine gtrmt.

Biraz evvel hastaln Sevimde bir iz bile brakmadan getiini sylemitim. Yanl!

imdi onun yalnz ruhunda deil, vcut ve yznde de deiiklikler gryordum. Hafife imanlamaya, renklenmeye balamt. Yat mekteplerinde kark tesirler altnda gemi yalnz bir ocukluk, gene bu tesirler altnda balam bir bul buhran onda zararl m, faydal m olduu kestirilemeyecek birtakm gizli zehirler biriktirmiti. Anlalmaz kararszlklar, hrnlklar vard. Kk bir vaka, onu en lgn bir needen en karanlk hznlere, bedbinliklere gtryordu. Kendi bilgilerinin ok ykseinde olan fikir meselelerine garip bir atele sarlmt. Bazen en ar ve akl durdurucu ilerde ince bir sezi kabiliyeti gstererek beni artyordu. Tabi hayatn yollarndan ayrlarak mistik maceralara atlan baz fikirler iin ldren ve kendini ldrten ihtillci ocuklar her halde bu nevi insanlar arasndan yetiiyor.

Bence Sevimdeki i gzellii gibi yaamaya ve konumaya balad zaman yznde beliren o emsalsiz madde gzellii ve cazibesi de tamamyla bu buhrandan geliyordu.

Byk hastalk, imdi bu zehri temizlemi, onu muvazeneli, sakin, mesut bir orta insan yapmt.

Bir sene evvel: Basit adam... nsan onunla ldrr dedii Turgutla anlamalarna artk hi bir engel kalmamt.

Gene, imdi anlyorum ki bir sene evvel Sevimin Turguta kar duyduu nefrete biraz da Mkerremle ben sebep olmutuk.

Ben, yama gre inanlmayacak kadar gen kalm bir insandm. Saf fakat uyank bir gen kza ok yksek ve ileri grnecek fikirlerim vard. Bunlar daima ona beendirecek koket ekillerle sylemesini biliyordum. Sonra, Sevimi beeniyor, bu hayranlm ona kimsenin kendisini benim kadar anlayamayaca fikrini verecek kelimelerle sylemek ihtiyatszlndan kanmyordum.

Bunlar yle eylerdi ki gen olsam Sevime kendimi delicesine k edebilirdim. Fakat aramzda en kk bir hayale meydan aamayacak kadar kocaman bir ya fark vard.

Bu, Sevimin karsnda bir lnn resmi, yahut bir roman kahraman gibi imknsz bir hayal kalmaya mahkmdum ve zannederim ki onu bsbtn ileden karan ey de bu imknszlkt.

Mkerreme gelince... Sevimle onun arasnda da ayn ya uurumu... O, tam olgunluk anda hkim, realist bir erkek kuvvetiyle mehul ve mefhume doru beklenmez atllar o, an mistik ve hayal adam zaafn kendinde toplam garip bir ahsiyetti. Muharebede yaralanm yzyle kopmu parmayla, ispritizma masas banda gkyznden ald seslere kadar her ey ile Sevimin zerinde korkulu bir tesir yapmt. ocuk, bu iki cazibe ve istikllini kazanmaya alan elimsiz akl ile gkyznn korkun, gizli mknats arasndaki bu arpmada kendini kaybetmi, basit ve natrel Turgut, bir zaman iin ona bir ey sylememiti.

XI

Sevim gibi benim de bir hastalk geirdiime phe yoktu. Fakat onun dokuz ay evvel dt yataktan yeni bir mevsim iei gibi tazelik ve renk iinde kalkmasna mukabil ben, manen lm bulunuyordum.

Btn hayatnda bir hr fikir havarisi olduunu sylemekle n; insanln ve memleketin btn istikbalini masal ve hurafeye kar kazanaca istikbalden bekle, inananlar zaafla itham et; ge el aan biareleri aypla kendini vehimden kurtulmu insann en mkemmel modeli olarak ileri sr, sonra gnn birinde bir ocuun anlalmaz hastal karsnda ne yapacan ar, Afrikal baclara tts yaktrmaya, putperest dn yaptrmaya kalk.

Dnyada hi bir dknlk, bununla llemez, hi bir zaaf bir insan bu kadar kltp alaltamazd. Rezaleti Sevimle Turguttan baka kimse bilmiyor gibiydi. Bilseler de bunun manasn anlamalarna imkn yoktu.

Birka ay ne kadar strap iinde yaadm anlatamayacam. Fakat hayatta hi bir ey ebed deildir. Zamanla bu straba da almaya baladm.

Bir akam styd. Sevimle Turgut daha gezmeden dnmemilerdi. Kap alnd. Baktm, doktor Hasan... Epeyce zamandan beri birbirimizi grmemitik. Hasanda bir fevkaladelik vard. Kl, kyafeti dzelmi, tavrlarna ve baklarna bir canllk gelmiti. Ben, sormadan o, anlatmaya balad:

Size vedaya geldim. Birka sene iin gene stanbuldan ayrlyorum. Belediye doktorluu ile geinemiyorum. Allah raz olsun, bir eski arkada, beni yeni yaplan imendiferlere amele doktoru tayin ettirdi. Yarn akam bu vakit stanbuldan ayrlm bulunacam.

Hasan, nereye gideceini bile doru drst bilemiyordu. Malatya ile Elaz arasnda konup gecek, be, alt ay sonra tren yoluyla beraber ehre girecekmi... Daha sonra da Diyarbakra, yahut daha baka taraflara doru hareket...

Altm bu kadar yanda son bir defa talihini denemek, ark kylerinde, amele kamplarnda genliinin nasipsiz sergzetini bir kere daha tekrar etmek onu korkutmuyordu. Bir tek endiesi vard. Gidecei yerin fazla dalk olmas. Eskiden da kadar sevdii yoktu. lde yaad mddete daima yeil ve sulak tepeler sayklamt. Fakat imdi de aksi gibi yksek rakml yerler kalbine iyi gelmiyor, ayaklarn iiriyor, geceleri bunalmalar, ba dnmeleri, gz kararmalaryla onu uykudan uyandryordu.

Bir daha birbirimizi grecek miyiz, grmeyecek miyiz? Burasn imdiden kestirmek mmkn deildi. oluk ocuu ile son bir akam yemei yemesine mani olarak onu yemee alkoydum. Ak pencerenin nnde denize kar saatlerce dertletik.

Herkesten, hatta Mkerremden bile sk sk sakladm srr ona amaktan kendimi alamadm.

Bu, belki bir saygszlkt. Geim sknts iinde bulunan bir ihtiyar ve hasta adama benim strabmn hayal ve manasz bir ocuk strab gibi grnmesi ve onu ac ac glmsetmesi pek mmknd. Fakat Hasan, beni byk bir dikkatle dinledi ve unlar syledi:

Size kendi bamdan gemi bir vakay anlatrsam belki biraz ferahlarsnz. On be sene evvel yirmi yanda bir olumun kemik vereminden ldn biliyorsunuz. Sa kalasnda bir byk yara vard ki durmadan cerahat yapyor, akyordu. Natr tberkloz oluuna gre bu yarann hastay ldrecei muhakkakt. Komulardan m duymu nedir? Anas bir gn bana Edirnekapsnda bir tmarcdan bahsetti. Bu adam, yaralar o kadar gzel ve sk sararm ki cerahat kurur, hasta az bir zaman iinde iyi olup ayaa kalkarm. En byk doktorlarn mit kestikleri birok hastalar, bu tmarc sayesinde lmden kurtulmu. Natr tberkloz bir yarann sarld iin iyi olmas!... Bunu on iki, on yanda bir mektep ocuuna bile kabul ettirmek gtr. Fakat ben, tam kemal yanda bir doktor, bir fen adam olduum halde buna deta inandm. Tmarc, gnlerce evimize gelip gitti. Bundan bir ey kmayacan sylemekle beraber yolunu sabrszlkla beklerdim. Turguta kar duyduu nefretle biraz da Mkerremle hatta ocuum bir pansuman esnasnda onun elinde ld. Sizin banzdan geen ey de bunun ayndr. Ne yapalm, hepimiz insanz. nsan, bir felkete urad m muhakemesi duruveriyor. Bir hastalk sayklamas esnasnda sylediimiz eylerden nasl mesul deilsek bir felket karsnda muvazenemiz sarsld zaman yaptmz ilerden de mesul deiliz. Nitekim, bende olduu gibi, felket atlatldktan sonra insan, gene eski fikirlerine dnyor.

Melek yaratll arkadamn bu szleri bana garip bir skn ve tevekkl verdi. O gnden sonra maneviyatm yava yava dzelmeye balad.

Hasann stanbuldan ayrlndan iki hafta sonrayd. Bir gn Pervin, ocuklaryla Asude bacy alarak bize gelmiti. Salonda oturuyorduk. ocuklar bir aralk Asude bacdan bir masal istediler. Sevim de buna alka gsterdi:

Kuzum bac, ocukluumda, sen arkl Arap masallar sylerdin, dedi, hani bir adn saklayan ocuk mu vard, neydi? Unutmadnsa onu sylesene...

Asude bac srtt:

Sen Bamedunenin masaln istiyorsun galiba... Syleyeyim kzm, dedi.

Bu Bamedune kelimesi dikkatimi celbettii iin ben de dinlemeye baladm:

Asude bacnn memleketinde bir kadn varm. Bu kadn, her gece Allaha dua ederek bir ocuk istermi. Bir gece ryasnda ona ak sakall bir dervi grnm:

Senin bir ocuun olacak... Adn Bamedune koyacaksn... Sakn olmaya ki bu ad kimseye sylemeyesin... Bakalar duyarsa Bameduneyi lm bil! demi.

Derviin dedii gibi kadnn dokuz ay on gn sonra bir ocuu domu (Asude bac stanbulda rendii bir tebihi kullanarak zenci ocuuna altn topu gibi bir ocuk diyordu. ) Gel zaman git zaman Bamedune bym, kocaman bir delikanl olmu... Arkadalar onunla adsz diye elenirlermi, ocuk da bundan mteessir olarak alarm. Kadn, olunun srarlarna dayanamam: Senin adn Bamedunedir ama bunu kimseye syleme, sonra lrsn! demi. O gnden sonra ocuk, kendisiyle elenenlere: Benim de bir ismim var ama kimse bilmez! dermi. Nihayet, bir gn bilmem nasl olmu, ocuklar Bamedunenin adn renmiler ve sokakta bara bara tekrar etmeye balamlar.

Bamedune fena halde arlanm, hemen eve dnerek yeni elbiselerini giymi, babasndan kalan bir ata binerek ln yolunu tutmu... Gidi o gidi... ocuk, bilmem ka gn getikten sonra bir yerde durmu. Yzn gneten tarafa evirmi ve kendi dilinde bir ark okuyarak halinden ikyete balam...

arknn her tekrarnda atn ayaklar bir para kuma gmlm... Kum denizi evvel Bamedunenin diz kapaklarna km. Sonra, yava yava kalalarna, beline, gsne ykselmi... Nihayet dudaklarn, gzlerini kapatm... ocuk, arndan yere batp gittii halde kumlarn altndan ses gelir, geceleri lden gecen kervanlar hl, hl bu sesi iitirlermi...

Masal bitince ocuklar:

Hadi Asude bac, imdi de Bamedunenin arksn syle, dediler:

Bac, ar ar balad:

Saz afay malka ida

Gorbia veyyarave meygalin

Sakkalebi netefi anay

Sunana bamedune.

Sevim, arknn bir kere daha tekrarn istedi ve bu defa Asude bac ile beraber kendi de sylemeye balad.

Ben, oturduum yerde hayretten donakalmm. Sevimin hastalk gecelerinde konutuu barbar dili meer ocukluunda Asude bacdan dinleyip rendii masal tekerlemesinden baka bir ey deilmi.

Ben, bunu o zaman sknt ve mitsizlik gecelerinde zihnimde ssleyip pslemitim; Bursadaki evde beklediimiz ruhlarla, damdan den leylekte, hastalk esnasnda Sevimin geirdii dalgnlklar ve daha baka eylerle bunun arasnda korkun mnasebetler kurmu ve o gizli kuvvetlerle konuma hikyesini uydurmutun*

Birka gn sonra gene bir tesadf tavandan kaybolan cengelli ivi muammasn da hallediyordu:

Tavan arasnda bir ey aramaya kmtm. Bir kede krk iskemleler, tozlu resim ereveleri arasnda mahut yenidnya gzme iliti. Baktm, Sevimin dt geceye kadar tavanda grdm zannettiim engelli ivi hl ucunda duruyor. Demek, hastann o gece kendini tavana asmaya kalkt hikyesini de gene kendim uydurmutum.

***

Ortada artk alacak bir ey kalmyor. Hatta benim en kkl ve kuvvetli zannettiim bir kanaatimde sendelememi de tabi grmek lzmdr. Herkes ihtiyarlar, her ihtiyarlayan sendeler ve der.

Kahraman asker ihtiyarlar; geceleri yatanda rzgr seslerinden, kap, pencere tkrtlarndan korkup titremeye balyor, byk pehlivan ihtiyarlyor, elleri artk ka tutamyor. Bu insanlara ilimemeli. Onlar vereceklerini vermi, devirlerini bitirmi, hrmete lyk mtekaitlerdir. Fikir adamlar iin de byle bir tekatlk hakkn neye kabul etmemeli?

ocuklukla beraber hayal ve masal devrini kapyoruz; hurafeler, bo itikatlar, bacalarmzda yuva tutmu leylekler gibi kanatlanp kanatlanp bilinmez bir yerlere doru uuyorlar. O yata, bir gn ortasnda gibi, her ey ak ve aydnlktr.

Ne yapabilmemiz mukadderse onu yapyor, iyi, kt bir i meydana koyuyoruz. Nihayet, ihtiyarlk, yani ikinci ocukluk geliyor, Vcut, kuvvetten dyor; damarlar sertleiyor, fikirler titriyor, bulanyor.

te o zaman gkyz bizi tekrar kendine doru ekmeye, kulamza gizli seslerini duyurmaya ve ezel masalyla vehimleriyle, bo mitleriyle bizi byk uykuya hazrlamaya balyor.

Leylekler, kanatlanp gittikleri yerlerden birer birer dnerek bacamzda gene eski yuvalarn tutuyorlar. Onlarn gitmeleri gibi gelmeleri de sadece bir mevsim meselesidir.

Ne kar, biz artk rollerini bitirmi, cemiyete vereceini vermi mtekaitleriz. Kemal yandayken ne yapabildikse ancak onlar saymak lzm... Elverir ki yarm eserlerimizi devam ettirenler bulunsun; arkada braktmz yerler bo kalmasn.

SON

You might also like