You are on page 1of 203

Robert Lindsey Annemin rettii arklarAnnemin rettii arklar uap8 cuSc pa iraq :u3punuinqjv 3IFV NOTHVW o be.

O zamanlar her ey byl gibiydi. 3 Nisan 1924'te geceyarsna bir saat kala domuum, igdsel yeteneklerimi annemden, dayankllm da bir goril kadar gl olan babamdan almm. Bu, dokuz aylk olduum zamanlardaki halim. Sevgi: Ermi bize geldiinde veya drt yalarndaydm. Bakclm stlenmiti. On sekiz yalarnda, ipeksi koyu kumral salar olan biriydi. Ona tapardm, sonra beni terk edip gitti. Bu resimde alt yandaym. Dokuz yaslarmdaki isyanm: Ermi'nin gidiiyle ortal birbirine katan, iflah olmaz bir ocuk olmutum. Evleri tahrip ediyor-kular vuruyor ve bcekleri yakyorc"*""" l* ^ -5 M ** oXlp3 E3AE5J JEJ.OpUEjg, iSEqeg,, ^^n ^n njqjoS Jiq EppjSi iJ3ijwipq JJT ututuipj u-njf o uiuiSEqeg,, uo/ 'av Sekiz yalanndaym, annemle beraber Evanston'dayz: annem neeli, canl ve modern dnceli bir insand. ocukluumda ok ender evde olurdu. Doay, hayvanlar ve gece semasn sevmeyi o Bestelenmi btn arklar bilirdi. Ba binlerce ark bugn bile hl ha Frannie bir seferinde bana yle yazmt: "Babam, o anlalmaz korkularyla cebellemedii zamanlar tatl, sevgi dolu ve nazik, neeli ve neelendirici, ho ve duyarl olabiliyordu. Fakat bu halleri kararan ifadelerle, frtna sessizlikleriyle ve patlad patlayacak kzgn bir durula bir anda yok olur giderdi." Evanston, 1930 (solda), 1935 (sada). L l un bir yandaym. Artk kular vurmuyordum ve zayflarn koruyucusu olmutum. Sokakta yatan bir kadn eve getirdiimde annemler baya sklmlard; meer kadn sarhomu. 3)}|l|Jiq 3[I (EpEJJo) llApSOf 3A (EP|OS) 31UUEJ.J au - png,, 'uiq uEpmuE|e[qE 'EpJEjuEiuEz nq usuiaq usuisj^ Frannie'yle sa saa ba baa girmemiz an meselesi... o sralarda babamdan ayrydk. Annemle babam ayrlm, annem, ablalarm ve ben, bykannem Bess'in California'da Orange'daki evine tanmtk. (O sralarda on yandaym.) unjSujp3 ZCMEJE UEpmjEJEj noi uiuuEjEqEq-EUE UEijEq iqiS unSuiCjuiEznD EUEq uiuiUE|4EpE>(JE izcq 3A UHUIJEJU3OJ-I 'lUIpAUiq 1948'de Jocelyn'in Altm Sekizini Caddedeki, su stma tertibat olmayan evinde kahve iiyoruz, ikimiz de o sralar Broadway'de sahneye kyorduk. Fotoraf Life dergisinde kacak bir yaz iin ekilmiti. Jocelyn Mister Roberts'Ac, ben Stanley Kowalski rolnde ihtiras Trawrarz'nda oynuyorduk. Jti? On alt yandayken, bir zamanlar babamn da okumu olduu Shattuck Askeri Akademisi'nde renciydim. Aradan geen bunca zamandan sonra

aniden susan an kulesinin srrn fcw_ nihayet aklyorum... Bu fotoraf, ^. Shattuck'n 1940 vllftndandr. BRANDO BRANDO Annemin rettii arklar ROBERT LINDSEY LE eviren: Grol Koca Remzi Kitabevi REMZi KTABEY / BESTSELLER 1. Basm: Temmuz, 1995 Orijinal Ad: Songs My Mother Taught Me 1994, Marlon Brando Bu kitap Random House, Inc.'in araclyla yaymlanmtr. Kesim Telif Haklan Ajans Trkiye'de yayn hakk: Remzi Kitabevi A., , 1995 ISBN 975-14-0491-6 Remzi Kitabevi A.. Selvili Mescit S.3 Caalolu-stanbul, 1995 Tel.: 522 0583 - 511 6916, Faks: 522 9055 Kz kardelerim Tiddy ve Franny'ye; G. L. Harrington'a, Clyde Warrior'a ve Bobby Hutton'a; ve beni yetitiren ocuklarma. I Kitapta geen film adlan orijinal haliyle braklm, filmden ilk sz edilen yerde, lkemizde sinemalardaki gsterim ad belirtilmitir. (Y. N.) nsz 1988 YILINDA, bir Hollywood aktrnn kars, yetenekli bir yazar ve aktrist olan eski bir arkadamdan bir telefon geldi. Arkadalarndan birine zel telefon numaram verip veremeyeceini sordu, ama isteyenin kim olduunu ve niin istediini aklamad. Birka dakika sonra telefonum tekrar ald ve tandk bir ses yavaa, "Ben Marlon Brando," dedi. Aslnda kendini tantmasna hi gerek yoktu. Hayatlarnn belirli bir ksmn karanlk sinema salonlarnda geiren milyonlarca kii gibi ben de sesini tanmtm. Son krk yldr, baka milyonlarca kii gibi onun sesiyle bymtm. Benden, hayatnn, sevdii bir kiinin byk hakszla uratldna inand bir blm hakknda bir kitap yazmam istediini syledi. Birka gn sonra Beverly Hills'de, Mlholland Yolu zerinde kilitli bir bahe kapsnn nndeydim. Kap ieriye doru ald ve biber aalaryla evrelenmi dolambal bir yolda nereye gittiimden emin olmadan ilerledim. Derken hayalet gibi bir eyin varln hissettim: yaknmdaki bambu ormannn bir blm sanki kmldanmaya balamt. Bu yaprak rtsnde sk yeilliklerle kamufle edilmi bir otomatik kap anszn ieriye doru alnca, ortaya bir geit kt. Tpk Binbir Gece Masallarnda karnzda aniden granit bir duvarn belirmesi gibi. Ormandaki geit iyice aralanp, beni sadece Marlon Brando'nun bir dan tepesindeki evine deil, hayatna da davet etti. ilk ziyaretimden sonra Mulholland Yolu'daki bu eve defalarca uradm; sonuta Brando'yla ok yakn arkada olduk. Garip bir ikili oluturuyorduk: ben sradan bir gemii olan ve otuz yl akn sredir ayn kadnla evli, The New York Times'm muhabiri olarak Los Angeles'da alrken karlatm ou aktrn s ve benmerkezci bencillii ve ocuka davranlarn alabildiine hor grmeyi huy edinmi, burnu havalarda bir gazeteciydim; o ise elli yla yakn sosyal hayattan sonra basm kk gren, hayatndan yzlerce kadn gemi ve sylediine gre hibiri iin "ki dakikadan fazla zaman ayrmam," srad, dnyadan elini ayan ekmi bir aktrd. lk yirmi dakikalk bulumamz srasnda ayakkablarm karttrm, kemerimi gevettirmi ve parmaklarm kablolarla, tenimin elektriksel tepkisini len bir

cihaza balamt. Btn bunlar yaparken bir yandan da bunun, sorular sorarak ve cihazn gstergesinin verdii tepkiye bakarak kiilik tahlili yaptrmak iin ara sra kulland bir teknik olduunu aklyordu. Bu olup bitene sinirlenmekten ok afallamtm. Bu ilk karlamamzda, onun, hayatmda rastladm en acayip insan olduunu ve bir film yldz olarak anlmaktan rahatszlk duyduunu, hatta belki de utandn kefettim. Sinemann, hayatnn en nemsiz yann oluturduunu syledi; bunu defalarca tekrarlayacakt. Yazar olarak insanlara sorular yneltmeye alkndm, ama o bunu tersine evirdi ve beni aileni, ocukluum, evliliim ve dncelerim hakknda sonu gelmez bir soru yamuruna tuttu. Sanki CIA'de sorguya ekiliyordum. Her eye kar byk bir merak vard ve tartabileceimizi dnd daha baka birok konuda bilgi sahibiydi - fizik, Shakespeare, felsefe, satran, din, mzik, kimya, genetik, gbrecilik bilimi, psikoloji, ayakkab imalatl vb. Hi beklemediim kadar ok ortak ynmz bulunduunu aknlkla fark ettim ve bylece dostluumuz derinleti. Hakknda konumay sevmedii tek konu gsteri dnyasyd. Ben gndeme getirmedike bu konuya hi deinmedi. Her seferinde saatlerce konuurduk - bazen gecenin ge saatlerine kadar ehirleraras telefonla, bazen de San Fernando Vadisi'ndeki biilmi geni tarlalara bakan evinin oturma odasnda karlkl oturarak. Baz sohbetlerimiz gn aarncaya kadar srp, stlm yzme havuzunda sona ererdi ya da an scak saunasnda tartmalarmz dosta devam ederdi. lk konumamzn konusu olan kitab hi yazmadm. Deimeye balamt ve bana olaylara ulardan bakma alkanln terk etmeye baladn ve artk bir zamanlar olduunun aksine dmanlarndan alma ihtiyac duymadn syledi. Hakkmdaki her eyi bilmek istedii kadar, kendine saklad dnceleri, yaad deneyimler ve zaaflar konusunda da samimiydi. nceleri bu samimiyetten kuku duymutum ancak arkadalmz ilerledike bunun gerek bir samimiyet olduunu grdm. Bata otobiyografisini yazmaya hi niyetlenmediini sylyordu: halkn bir film yldzna duyduu, marazi merak dedii eyi tatmin etmek iin kiisel dncelerini ortaya dkmenin aptalca ve aalayc bir ey olduunu sylyordu. Ancak zamanla baka ynlerden deiime uradka hayat yksn anlatmak konusundaki tutumu da ayn ekilde deiti. Dediine gre, hayatnn gereklerini yazmann faydal ynleri olduuna kendini inandrmt. Sonuta Random House yaynevi iin otobiyografisini yazmaya giriti. Ancak hemen hemen iki ylda ok az ilerleme kaydettikten sonra her eyi ieren bir otobiyografiyi tamamlamak iin gerekli heyecandan yoksun olduunu syledi ve benden yardm istedi. nceleri reddettim. Bir gazetecinin arkadana profesyonelce yaklamaya almasnn akllca olmayacan, nk bu artlar altnda nesnellii srdrmenin imknsz olduunu syledim. Ancak hibir eyi saklamayacana, bana kar tamamen drst olacana, evlilikleri ve ocuklar dnda soracam btn sorulara cevap vereceini sz verdi - bu sz de tuttu. Ona yardm etmeyi kabul ettim ve sohbetlerimizden notlar almaya, sonra da bunlar teybe kaydetmeye baladm. Konumalarmz saatlerden gnlere, sonra da haftalara uzad. Ona, hayat yksn anlatacak-sa filmleri ile ilgili deneyimlerinden de bahsetmesinin kanlmaz olduunu syledim; bunu kabul etmesine etti ama bu konudaki isteksizlii hibir zaman deimedi. Buna ramen ocuklar ve eski karlar hakknda hibir ey sylememe konusundaki kararlndan vazgemedi ve artk bu dnyada olmayan birka dnda hayatndan geen hibir kadnn kitabnda gerek isimleriyle yer al10 mamas konusunda srar etti. Aksinin uygunsuz kaacan syledi. Konumalarmz, Marlon'un kendi yazlar ve rasgele kda dkt dnceleri ile birlikte bu kitabn temelini oluturdu. Anlatt hikyeleri, yazlarn, dncelerini, fikirlerim ve deneyimlerini birletirerek hayat yksn ksa, z ve doru biimde aktarmaya altm. Kitabn yapsnn nasl olmas gerektiine karar verirken ve iindeki kelimeleri, olaylar, eretilemeleri ve anekdotlar seerken Marlon'un hayatn kanlmaz olarak kendi alglaymn, deneyimlerimin ve meraklarmn szgecinden geirdim. Kitabn n tasla tamamlandnda iindekilerin doruluundan emin olmak iin tekrar tekrar kontrol etti, dzeltmeler yapt, aklna gelen baka eyleri, gzlemlerini ve

grlerini ekledi. Ayrca metinde nelerin kalacana ve nelerin karlacana kendisi karar verdi. ROBERT LINDSEY BRANDO HAYATIMIN GEM YILLARINA uzanp bir eyler hatrlamaya altmda hibir eyin gerek anlamda berrak olmadn gryorum. Sanrm belleimdeki ilk an, ne kadar kk olduumu bile hatrlamayacak kadar kk olduum zamanlara dayanyor. Gzlerimi am gri bir kta etrafma baknm ve Ermi'nin hl uyuduunu fark etmi, bunun zerine becerebildiim kadar kendi kendime giyinmi ve her basamaa nce sol admm atarak merdivenlerden inmitim. Sandaletlerimi balayamadm iin verandaya kadar ayaklarm srye srye gitmek zorunda kalmtm. Otuz ikinci Cadde'nin sonundaki kmazda, gnein altnda bir basamaa oturup bekledim. Herhalde ilkbahar mevsimiydi, nk .evin nndeki byk aa, yusufuk bceine benzeyen iki kanatl tohumlarn dkyordu. Tohumlar rzgrsz gnlerde havada dne dne alalarak yavaa yere konarlard. Azm ak kalana kadar bam arkaya atp onlarn havada s-zlmelerini izler, umutla elimi uzatrdm; ancak elime hi konmazlard. Biri yere inince yeniden gzm yukarlara diker, gne basmdaki sar salar strken bir sonraki sihirli olayn gereklemesini beklerdim. Byle, bir sonraki sihirli olay bekleyiim, son altm be ylda hatrlayabildiim en gzel andr benim iin. imdi evde oturup gemi zamann peine dtmde, anlar ounlukla birbiriyle ilintisiz hayaller ve bulank duygular halinde aklmdan geip duruyorlar. Yeni biilmi otlarn tatl aromasn ve yanan yapraklarn mis gibi kokularn ve iinde ayaklarm sryerek dolatm yaprak tozlarnn keskin kokusunu hatrlyorum. Omaha'da scak leden sonralar sk sk uyuyakaldm bahede14 BRANDO ANNEMN RETT ARKILAR 15 ki inci ieklerinin gzel kokusunu hatrlyorum ve sanrm bu koku hep benimle olacak. Leylaklarn ve yabani gllerin gzel kokusunu, ilkbahar yamurlarn donduran frtnalarda, gmi lame elbiselerini giyinen evremizdeki aalarn gen kzlara benzeyen grntsn bir gn unutacam hi sanmyorum. Ya da, ne s eksi on bee dtnde botlarmn altnda ezilen Orta-bat karnn bugn bile iimi rperten unutulmaz gcrtsn, ne de pazar sabahlan evimizin merdiven boluundan ykselen kzarm ekmek ve pimekte olan msrl-yumurtal jambon kokusunu unutmam mmkn. Bana hep mahcubiyet vermi olan, dkme demirden eski moda bir odun sobamz vard. Harika bir sobayd ama bana yoksul olduumuz duygusunu verdii iin o zamanlar ondan utanyordum. Arkadalarm eve davet ettiimde mutfaktan ieriye geerken, sobay fark etmemeleri iin onlar megul etmeye, dikkatlerini zerime ekmeye alrdm. Annem itiinde, nefesi szck daarcmn tanmlamaya yet-ineyecei bir tatllk kazanrd. Bu garip bir birliktelikti: nefesinin holuu ve imesine duyduum fke. "Menopoz ilacm" dedii Empirin iesini hep gizli gizli yudumlard. ienin iinde genellikle cin olurdu. Byyp olgunlatka, nefesleri o tanmlanmas olanaksz ho kokuyla karm kadnlarla birlikte olacaktm. Bu koku beni hep cinsel ynden tahrik etmitir. Ondan istediim kadar nefret edeyim beni cezbettiini inkr edemem. ikiyi artrdka, iflah olmaz bir ayyatan baka bir ey olmadn gizlemesi gitgide daha da gleti, imesinin en ac veren yan bakmmzla uramaktansa sarho olmay tercih etmesiydi. Annem her zaman allmadk biriydi. Bazen, yamur yadnda, kenarlarna gz delii at bir al-veri torbasn kafasna geirirdi; tuhaf grnrd, ama o komik olduunu dnrd. O zamanlar bundan utanyordum, ama imdi yapsa glmekten krlrm. Evimize pek uzak olmayan demiryoluna gelip giden serseriler gibi, o zamanlara ait anlar aklmdan gelip geiyor. Bu anlarn bellleimi ziyaret etmeleri beni artt gibi, ou zaman bunlarn arasnda ac ve utan verici olanlarn yer almamas da artc.

"3 Nisan 1924'te gece yarsna bir saat kala Omaha Doum Hastanesi'nde dnyaya gelmiim. Rahimde ters dnm olarak domuum; bunun dnda dikkate deer bir ey olmam. Ailem kuaklar boyu Nebraska'da yaam ve atalarmn ou Irlandahy-m. Doduumda annem Dorothy Pennebaker Brando yirmi yedi, babam Marlon Brando Sr. yirmi dokuz yandaym. Aile benimle tamamlanm. Doduumda byk ablam Jocelyn be, dier ablam Frances iki yalarndaym. Her birimizin takma isimleri vard: annemin takma ismi Dodie, babammki Bowie - ama ben onu "Pop", ablalarm "Poppa"diye arrdk - Jocelyn'in Tiddy, Frances'in Frannie, benim takma ismim ise Bud'd. Yedi yama kadar Omaha'da her iki yannda bizimkine ok benzeyen evlerin ve o zamanlar kk bir olan ocuunun hayal edebilecei her eyden daha uzun gzken bol yaprakl karaaalarn sra sra dizildikleri geni bir cadde zerinde, ahap kaplamal bir evde oturduk. O gnlere ait anlarmn bazlar ok hotur. nceleri annemin ielerden demlendiinin, yine bir alkolik olan babamn da mutsuzluunun farknda deildim. Herhalde annemin alkoliklii yznden sk sk ortadan kayboluyor, sarho olup fahielerin peine dyordu. ok kkken, yanmdan ayrmadm kk bir yast her yere tadm hatrlyorum: bir ocukluk uuruydu bu. Onu kucaklayp garip zamanlarda, garip yerlerde uyuyakalyordum. Biraz byyp aalara trmanmaya baladm ve bitiikteki bo arazileri kendi kiisel krallm ilan ettiim zamanlarda bile onu yanmdan ayrmadm. ocukluumuzdaki deneyimlerimizin yetikinlikteki grnmz, davranlarmz ve kiiliklerimizi ne lde belirlediini kestirmek, genetiin ne lde sorumlu olduunu kestirmekten zor - belki de imknsz. Her ne kadar bunlarn her ikisinin hassas bir karmnn sonradan bizleri belirlediini dnyorsam da, bu dnyadaki herhangi bir eye basit ve kesin bir cevap verebilmesi iin insann dahi olmas gerekir ve ben bizi neyin nasl belirlediinden daha zor bir soru bilmiyorum. Sanrm olduka gelimi olan igdsel zelliklerimi, bir de mzik tutkumu annemden almm. Babamdan ise muhtemelen dayanma gcn, nk babam gerekten gl bir gorildi. Herki yllarda bana Bengal SuvaBen alt, Frannie sekiz, Jocelyn (ortada) ise on bir yandayken. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) ANNEMN RETT ARKILAR 17 ri Ordusu'ndaki bir ingiliz subayn, belki de daha yontulmu bir Victor McLagen'i<*> hatrlatacakt. Zamannn ounu yollarda kalsiyum karbonatl rnler - soyu tkenmi deniz memelilerinin fosillemi kalntlarndan elde edilen ve inaatlkta, imalatlkta, iftilikte kullanlan malzemeler satarak geiren gezgin bir satcyd. Gezgin bir satcnn bir otel komisine be dolar toka edip bir ie viski ve bir fahie isteyebilecei gnlerdi onlar. Otelin gvenlik grevlisine de bir dolar verdiniz mi, kadn odada kalabilirdi. Babam ite byle bir adamd. Babamla ilgili ocukluk anlarmn ou onun bana kar ilgisizliini hatrlatr. Onunla ayn ad tayordum, ama yaptm herhangi bir ey onu ne memnun eder ne de ilgisini ekerdi. Hibir eyi doru yapamadm sylemekten zevk alrd. Benden adam olmayacan sylemeyi de alkanlk edinmiti. Beni duygusal ynden, fark edebileceinden ok daha fazla ykard. Bir sz, bir bak veya bir kucaklanma ile hibir zaman dllendirilmedim. Bu tescilli serseriyi annesi 'drt yandayken terk etmi - birden yok olmu, bir yerlere kam - ve o da evde kalm halalarnn birinden dierine savrulup durmutu. Kadnlara duyduu derin fkenin bu deneyimden kaynaklandm sanyorum. Onu hem sevdim hem de ondan nefret ettim. Korkutucu, sessiz, kara kara dncelere dalan, fkeli, ok ien, kaba bir adamd; emirler ve ltimatomlar vermeye baylan bir zorbayd - ve sylediini yapacak kadar da sertti. Belki de bu yzden mr boyu otoriteden nefret ettim. Kzla alan kumral salar vard; uzun boylu ve yakklyd ve kar konulmaz, erkeksi bir grntye sahipti. Damarlarnda kan yerine alkol, erkeklik hormonu, adrenalin ve fke bileimi bir ey akard. Dier yandan, bulunduu her rtam kahkahaya boa-bilirdi. Kadnlar onu ekici, gl ve yakkl bulurdu. Ve iin artc yan, olaanst bir absrd espri anlayna sahipti.

Ancak babam kolayca bir bar kabadaysna dnebilirdi. Onu, kendine bakan birine "Ulan hyar, sen kime baktn sanyorsun?" derken hayal etmek hi zor deil. Bana anlattklarna gre (*) ABD'li sinema oyuncusu; iri kym, kaba, biraz da saf grnmyle anlabilir. John Ford'un Kailin Severse filminde bu zellii iyice belirgindir. (.N.) B2 18 BRANDO - kimin anlattn hatrlamyorum - bir keresinde San Fransis-co'daki bir barda sarho olup hasmm sk bir yumrukla kapdan darya, tramvay raylarnn zerine frlatm; bir tramvay neredeyse onlar ezene kadar orada yumruklamaya devam etmiler. Onu hi dvrken grmedim ama mor gzle eve dndn hatrlyorum. Duygusal bozukluklar hastalk dzeyinde cimrilie dnm bir adamd: zorunlu olmadka tek bir kuru bile harcamaz, paralarn pinti gibi saklard, insanlara tahakkm etmekten, onlar denetlemekten vazgemedi; kim bilir, hayatmn ounu dier insanlara hkim olmaya almakla geirmemin belki bununla bir ilgisi vardr. Bir keresinde sinemadayken kolunu omzuma atp kulak kepemle oynadn hatrlyorum; i gezilerinden dndnde de batan savma bir pck kondururdu, ancak bunlar nadir anlard. Belki nasl yapacan bilmiyordu, bellki fazlasyla gururluydu, belki de korkuyordu. Kimseye sevgi gsterdiini hatrlamyorum. Olsa olsa kpeklerimize gstermitir. Annesi katktan sonra babam daha ok Viktorya andan kalm gibi grnen halalar ve en az onlar kadar tutucu olan bykbabam bytm. Bykbabama "Pa" derdik; kolal yakalklar iinde, sert, tutumlu ve ihtiyatl bir adamd. Babam anneme lisedeyken k olmu. Sanrm annem hayat dolu, komik, allmadk ve kendisi gibi glmeyi seven biri olduundan. Babam byk aclar yaam ve kendisini terk ettii iin annesini hibir zaman affetmemi bir adamd. fkesinden geriye kalanlara da annem, biz ocuu ve barda kendisine bakmaya cesaret edenler katlanmak zorundayd. Frannie yakn zamanlarda bana gnderdii bir mektupta "bizim gibi bir ailede bymek drt, alt, hatta sekiz ebeveyne sahip olmak gibiydi," diyor, "babam akl d isel korkularnn etkisiyle kuatlmadnda tatl, sevgi dolu, dnceli, elenceli ve elendirici, cana yakn ve duyarl olabiliyordu; ama aniden btn bu zellikler, karamsarlklarla, gk grltsnden farksz sessizliklerle, bizim kk sular olduunu dndmz eylere kar fke patlamalaryla bir anda silinebiliyordu. Yalnzln egemen olduu, dostluklardan eser olmayan bir evdi. Babamn byle kt bir insan olmay istediini sanmyorum, ancak yaad ktlklerin ve terk edilmesinin etkilerinden kamak iin baka yolu yoktu." ANNEMN RETT ARKILAR 19 Ailemizde en bariz ekilde eksiklii duyulan ey balanmayd. "Bir kabahatin balandn hi hatrlamyorum," diye yazyor Frannie. "Asla af yoktu! Bizim evde, genelde 'su' ile ilgisi olmayan eyler iin sulama, ayplama ve cezalandrma vard ve bu kadar ok hakszla uramak hepimizde derin izler brakt." Annem, mzii ve renmeyi seven, narin, komik bir kadnd; ama babamdan daha fazla sevecen ve duygusal da deildi. Uyumsuzluunun ruhsal nedenlerini ve patolojisini ya da imesine neden olan etkenleri bugne kadar anlam deilim. Belki genlerinden kaynaklanyordu, belki de alkol hayattaki d krklklarn unutmasn salayan uyuturucuydu. Nedenlerini daima merak etim, ama cevabn hi renemedim. Ben byrken nadiren evdeydi, ancak onunla yanma uzanmas, bana kitap okurken kumral buklelerinin yastn zerine yaylmas ve bir anak kurabiye ve st paylamamz gibi birka tatl an da yok deil. Bazen hepimiz piyonunun bana toplanr, o alarken ark sylerdik: sadece birka kez olduunu hatrladm, ailece gerekletirdiimiz faaliyetlerden biridir bu. Annem dnyadaki btn arklar bilirdi, ve ben de nedenini pek bilmeden - belki onu memnun etmek iin - ezberleyebildiim kadarn ezberledim. Annemin bana rettii binlerce arknn mziini ve szlerini hl hatrlyorum. Ehliyetimin

numarasn hi hatrlamam, kendi telefon numaram bile unuttuum olmutur, ama ne zaman bir ark duysam - bazen sadece bir kez duymam yeter - melodisini ve szlerini hemen hatrlarm. Srekli iimden melodiler mrldanrm. Afrika arklarm, in arklarn, Tahiti arklarn, Fransz arklarn, Alman arklarn ve phesiz annemin bana rettii btn arklar bilirim. Mziini tanmadm kltr pek yoktur, in garibi, yetmili yllardan sonra yazlm tek bir arky bile hatrlamyorum. OCUKLUUMA AiT en eski ve en gzel anlarmdan bazlar Ermi ve gecenin ge saatlerinde yatak odamn penceresinden szlen ay yla ilintilidir. Ermi bakcm olarak Omaha'ya gelip bizimle oturmaya baladnda iki ya da yalarndaydm. Onu bugn gibi olanca berrakl ve canllyla hatrlyorum; on sekiz yandayd, hafif ayd ve ince, ipeksi, esmer bir teni vard. Danimarkalyd ama soyundaki bir iki damla Endonez kan tenine hafif tozsu, saydam bir gzellik kazandrmt. Gln daima hatrlayacam. Daha grmeden, duymadan odaya girdiini anlardm, nk nefesinin olaanst ho bir kokusu vard. Kimyasal bileimini bilmem ama nefesi ezilmi ve hafif mayalanm meyve gibi tatl tatl kokard. Gn boyu srekli onunla oyun oynardk. Gece birlikte uyurduk. plak yatard. Ben de yle: harika bir deneyimdi. Uykusu derindi; yatamzda uzanm yatarken, teninin penceremden szlen ay nn yumuak, byl amber lttsyla parlayn hl gzmde canlandrabiliyorum. Orada oturup vcudunu seyreder, gslerini okar, zerine kar ve vcudumu onunkine yaptrr-dm. Tamamen bana aitti; sadece bana. Ona delicesine taptm bilseydi bulutlarn tepesinde evlenirdik, sonra akmzn mcevherlerini kuanarak onu kusursuz elmaslardan yaplm arabamla yldzlarn, zamann ve n tesine, sonsuzlua gtrrdm. Ermi'nin Wally adnda bir erkek arkada vard. Yedi yamda bir derenin kenarnda kendi kendime oynarken bir arabann iinde ptklerini grmtm. armtm, ama bu olayn habercisi olduu felaketi kavrayamamtm. Bundan ksa bir sre sonra Ermi evlenip - Wally ile deil, Eric adnda bir genle beni terk ettiinde ykldm. Beni terk edeceini veya evleneceini hi sylememiti. Sadece birgn geziye kacan ve yaknda dneceini sylemiti. (Gerekten de dnd - yirmi yl sonra.) ANNEMN RETT ARKILAR 21 Ermi'nin artk hi dnmeyeceini fark ettiim gece, yukarya baktmda st beyaz bir gkyz grdm. Bulutlarn arkasna saklanm dolunay tepede, safran renkli evrende sanki oradan oraya srarken, dlerimin sona erdiini hissettim. Gitmesinin zerinden haftalar gemiti. Srekli gelmesini beklemitim. Ancak sonunda gelmeyeceini fark ettim. Kendimi terk edilmi hissediyordum. Annem uzun zaman nce iki iesi iin beni terk etmiti; imdi de Ermi gitmiti. Bu yzden yaammda hep beni terk edecek kadnlar buldum; bu sreci tekrar tekrar yaamam gerekiyordu. O gnden sonra dnyaya yabanclatm. Alt yamdayken Omaha'dan Illinois eyaletine, Chicago yaknlarndaki Evanston kasabasna tandk. Babam burada kendi irketini, Kalsiyum Karbonat A..'yi kurdu. Sanrm hayatmda ortaya kacak bir deiiklie hazrdm. Omaha'daki Field Ilkokulu'nun anaokulu ksmnda baarsz olup snfta kalan tek ocuk bendim. Nedenini hatrlamyorum. Belki de otoriteye direnmeye baladm iindi. Anaokulundan hatrladm tek ey snfn en yaramaz ocuu olduum ve retmenin masasnn altna girip bacaklarn dikizlediim. Sanrm dis-leksia^ hastalna yakalanmtm, ama o Samanlar bu hastaln bir ad yoktu. imdi bile, zellikle de gerilim iindeysem, kelimeler ve saylarla urarken byk dikkat gstermem, cmlelere teker teker bakmam gerekir: rakamlara bakarak telefonun tularna basarnam; daktilograflar gibi kadrana bakmadan tulara basarm. Annemin ikiye olan dknl Evanston'da daha da berbat-lat. Bazen alkol onu bir alama ve barma krizine srklyor, ama balarda genelde onu mutlu klyor; akrkeyif, neeli oluyor, piyanonun bana geip kendi kendine arklar sylyor; biz de ona elik ediyorduk. Ama nadiren evde oluyordu. Ermi de gittiinden, ounlukla yalnz kalyordum. Ksa bir sre sonra kendimi tuhaf davranlar iinde buldum. Derslerim ktyd, okulu asyor, bir vahi gibi davranyordum: onarlan evleri tahrip ediyor,

(*) Beyinsel zr nedeniyle okuma ve telaffuz gl. (N.) r Evanston'da Frannie'yle birlikte. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) Sahildeki gnlerimizden: Frannie'yle California'daki Balboa Plajl'nda greiyorum. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) Michigan Gl yaknlarnda, babamla birlikteyim. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) 24 BRANDO kular vuruyor, bcekleri yakyor, araba lastiklerini kesiyor ve para alyordum. Ayrca, artk eve gitmek de istemiyordum; zamanmn ounu snfmzdan uzun sredir arkadam olan Jimmi Fer-guson'larn evinde ya da sokan karsndaki bloun sonunda oturan Yunanl bir ailenin evinde geiriyordum. Kekelemeye de balamtm: yle belirgindi ki beni Northwestern niversitesi'ne gtrp konuma terapisine soktular, ama tedavileri baarl olmad. Haval tfeimle kazara bir ofr yaraladm. Evimizin byk veranda penceresinin camn atlattmda ise babam fkeden deliye dnd. Hatrladm komik olaylardan biri de evimizde alan Martinikli yardmc kadnn babam memnun etmek igzarl ile su srahisini boaltp iine cin koymasy-d. Babam ertesi sabah kahvaltya oturduunda cini bir dikite imi ve ofisine yar sarho bir halde gitmiti. Btn anlarm gibi o zamana ait olanlar da, daha sonraki olaylarn rengini alyor ve imdi arkasna geip hayatm incelediim o bulank prizmada ekil deitiriyor. Bir olayn olduundan baka ekilde gelitiine kendinizi inandrmann kolay olduunu rendim - birisi size, "O olay hi de dediin gibi olmad. Sen orada bile deildin,"diyene kadar olan biteni tam anlamyla bildiinizi dnrsnz. Hep kafamzdan bir eyler uydururuz ve bunlarn gerekte hatrladmz gibi olmad ortaya knca arabiliriz. Bu yzden, hayatm bu sayfalara dkerken, okuyucuya aklmn snrlarn ve yanlgya debilirliini hatrlatmak isterim. Yetimhanede bysem ok daha iyi olacan sk sk dnmmdr. Annemle babam bizim nmzde pek kavga etmezlerdi, ancak havada ypratc, grnmez bir fke kokusu srekli vard. Evanston'a tandktan sonra gerilim ve dile getirilmeyen dmanlk had safhaya vard. Nedenini bilmiyorum, ama bunu, babamn apknlna kar annemin gzn amaya ve kzmaya, babamn da annemin imesinden daha ok rahatszlk duymaya balamasna balyorum. CAROL HICKOCK'UN birdenbire uykuya dalmasna yol aan, garip bir hastal vard. Bir an uyankken, biraz sonra ayakta bile olsa, derin bir uykuya dalard; bir iki dakika sonra gzlerini yavaa krptrarak uyanr, uyumu olduunu fark bile etmezdi. Lincoln Ilkokulu'ndaki retmenlerimizden biri snfa onun rahatszln anlatm ve onunla ilgilenmemizi istemiti. Bu grevi zevkle kabul ettim. Ona bakmak istiyordum. Sonra da onunla evlenmeye karar verdim. Okuldan eve dnerken firsat bulduka ona elik ediyordum. Bir gn ona birlikte bir yerlere gitmeyi teklif ettim. Byk bir cakayla onu Coolie's Restaurant'a davet ettim; sonra da Mumya- filmine Boris KarlofPu seyretmeye gittik. Filmin korkun sahnesi geldiinde, tuvalete gitmem gerektiini syleyip ayrldm. Aslnda korkudan ta kesilmitim. Tuvalet yerine lobiye gidip o sahnenin bitmesini bekledim ve sonra da yerime dndm. Bir sonraki korkun sahne geldiinde yine kayboldum; bunu ncs izledi. Kim bilir Carol tuvalet alkanlklarm konusunda neler dnmtr. Bir leden sonra Carol'u ziyarete gitmitim. Kanapede otururken birden kendinden geti. Eilip onu ptm - ilk pcm. Bir dakika sonra kendine geldiinde "Naslsn?" diye sordum. Ancak yaptm bu hrszlktan hi bahsetmedim. Belki de evlenmem gereken'kz oydu. Ona ne oldu bilemiyorum. Lincoln'de sadece iki siyah ocuk vard, ikisiyle de arkadatm; zellikle de Asa Lee ile. Bir gn onlarn evindeyken o, yeeni ve ben bir kulp kurmaya karar verdik. Bakan, bakan yardrmasn ve sekreteri semeye sra geldiinde bakann kim olaca konusunda zorlandk. Ben kp "Kolay," dedim. "Eeny, meeny, mi26

BRANDO ney, moe. Catch a nigger by the toe. If he hollers let him go eeny, meeny, niiney, moe...(*> Birden omzumda bir el hissettim. Asa'nm annesiydi. Eilip "Tatlm," dedi. "Bu kelimeyi bu evde kullanmayz biz." aknlkla ona baktm ve "Hangi kelimeyi?" diye sordum. "Zenci," diye cevaplad. "Affedersiniz," dedim. Bu kelimenin ne anlama geldiini bile bilmiyordum ama Asa'nm yzndeki ifadeden nemli bir ey olduunu anlamtm. Azma bir eker koydu, bam sevgiyle okad ve "Tatl ey,"dedi. Bu rk sorunuyla ilk tan-mamd. Lincoln'de geirdiim drt yl boyunca beni ok az retmen sevmitir, nk uyumsuzdum, sk sk asilik yapyordum ve hepsi de benden umudu kesmilerdi. Bayan Miles'**' diye bir retmenim vard; tam da adna uygun bir kadnd. nk boyu neredeyse 1.90'd ve byk bir granit ktlesi gibi sert bir kiilie sahipti. Asa ile birlikte sk sk beraber olduumuzu renmi olacak ki, bir gn bizi snftan dar ard ve "Pekala, burada nelerin dndn syleyin bakalm,"dedi. Neden bahsettiini anlamamtm. "Hibir ey dnmyor," dedim. "Bana yalan syleme, neden hep birlikte dolayorsunuz?" dedi. Ayn kulpte olduumuzu syleyince, "Ne kulbym bu?"diye sordu. ikimiz de azmz amaynca beni kolumdan tuttu ve iddetle sarst. Alamaya baladm, belki Asa da alyordu. "imdi bana gerei syleyin, ne tr bir kulbnz var?"dedi. "Bu bizim kulbmz" dedim, "O bakan ben de bakan yar-dmcsym." Eeny, meeny, miney, moe. Yakala zenciyi ayandan. Barrsa brak gitsin eeny, meeny, miney, moe..." (O piti piti, karamela sepeti..." trnde bir ocuk tekerlemesi) (.N.) Miles: Uzunluk ls mil'in oul hali (.N.) ANNEMN RETT ARKILAR 27 Kulpte sadece bir ye daha olduundan ve Asa'nm yeeninden bahsetmedim. Bayan Miles "Hareketlerinize dikkat etseniz iyi olur," dedi. Alamaya devam ederek snfa dndm ve srama ktm. Kendimi aalanm hissediyordum ve ne olduunu da anlamamtm. Aladm, sonra da srama damladnda smmn burnumdan aaya aktn fark ettiimi hatrlyorum. Komikmi gibi yaparak dier ocuklar kahkahaya bodum, ama kendimi aalanm hissediyordum ve bunu olabildiince saklamaya altm. Aile albmmzde arkasna ablalarmn birka kelime karalad bir fotoraf var: "Bud - ne muhteem bir ocuk! Tatl ve komik, idealist ve ah, ok gen." Tiddy bir keresinde bana yle demiti: "Yedi sekiz yalarndayken eve srekli alktan lmek zere olan hayvanlar, hasta kular, bir derdi olduunu dndn insanlar getirirdin. Eminim frsatn bulsan kzlarn iinde en asy-la ya da en imanyla kardn, bunu da srf kimse onun yzne bakmad iin, o kzn kendisini iyi hissetmesini salamak iin yapardn." Sanrm bu doruydu. Mazlumlarn koruyucusu haline gelmitim. Kular vurmay brakm, koruyucular olutum. Karncalar ezen arkadalarm azarlar, onlarn da kendileri kadar yaamaya haklar olduunu, anlatrdm. Bir gn Evanston kumsal yaknlarnda bisikletle gezerken yerde uzanm yatan bir kadna rastladm; sonradan szm kalm bir sarho olduu ortaya kt. Bense hasta olduunu dnmtm. Onu bisikletimle eve tadm ve darda, verandada oturan annemle babama ona yardm etmemiz gerektiini, nk hasta olduunu syledim. arm ve rahatsz olmulard ama itenliimi bildiklerinden ona yardm etmilerdi. Bu olayn, benden daha anssz ya da arkada olmayan insanlara kar, daha o zamanlardan beri kendimi sorumlu hissettiimi gsterdiinin sonradan farkna vardm. Ancak kendilerine kar sorumluluk hissettiim sadece insanlar deildi. Tuhaftr, New York'a tandktan sonra yerde bir kt paras grsem, ben almazsam onu kim yerden alacak? diye dnrdm. Sonra eilip onu yerden alr ve p kutusuna atardm. 28 BRANDO

Ben on bir yandayken annemle babam ayrld; annem ve ablalarmla birlikte California'ya bykannemin yanna tandk. Bykannem ailenin kadn reisiydi; ona Bess ya da Nana derdik. Salkl, keskin yz hatlarna sahip, beyaz sal, aristokrat tavrl ve Gibson kzlar**' gibi grnen bir kadnd. Annem gibi o da fazlasyla bireyci davranrd ve tutucu ahlak anlaynn davran kalplarn kr krne benimsemeyi reddederdi. rlandallara zg zekice bir mizah anlayna sahipti ve insanlar elendirirdi. Sanrm mizah, ailemin alameti farikasyd; aklmz korumamz salayan bir ey varsa o da mizah anlaymzd. Bykannemin azndan her an ne kacak diye beklerdik. Muhteem bir gl ve insan davranlar konusunda absrd bir mizah anlay vard, ancak, ayn zamanda ciddi bir yana da sahipti. Hristiyan pratisyen bilimcilerden f**' biriydi ve sylediklerine gre bu ii iyi bilenlerdendi. Yedinci ve sekizinci snflar, Los Angeles'n gneyinde, Orange Vilayeti'ne bal bir ifti kasabas olan Santa Ana'da Julius C. Lathrop Ortaokulu'nda bitirdim. Annemin her zamankinden daha fazla imeye balad bir dnemdi bu. ikiyi brakmaya sz verir, sonra da bir iki lemi iin drt be gn ortadan kaybolurdu - sanrm evdeyken bizi sevmeye alyordu, ancak bize nadiren ilgi gsteriyordu. Belki de bir alkoliin ne demek olduunun henz farknda deildim, ancak ablalarm gibi ben de annemin yaratt sorunlarn sonularna katlanmak zorundaydm. Annem gizlice bir kede sarho olur, sonra da klasik alkolikler gibi bunu bizden saklamaya alrd. Santa Ana'da bir fantezim vard: hayatmdaki btn nemli insanlarn lm olduklarm ve sadece yayor taklidi yaptklarn kurardm. Terler iinde tavana bakarak saatlerce yatakta uzanr, dnyada hl hayatta olan tek kiinin ben olduumu dnrdm. On iki yanda bir ocuk iin - geri herkes iin - korkutucu bir eydi bu. (*) ABD'li izer Charles Dana Gibson'm canlandrd, 1890'larm tipik Amerikan gen kz. (.N.) (* *) Hastaln sadece duayla tedavi edileceine inanan bir Hristiyan Kilisesinin kurallarna gre, bu uygulamaya bavuran kii. (.N.) Evanston'da sekiz yalarmdaym. stte: Baarszlmdan dolay ocuk yuvasna gnderildiim Omaha'da ev devi yaptm ender anlardan biri. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) 30 BRANDO Evde sra vgye gelince en az pay hep bana derdi. Hi dllendirilmedim, vg almadm, hatta tevik edilmedim. Bir iki nazik retmen dnda kimse, herhangi bir konuda baarl olabileceimi dnmyordu. Bunlardan biri Julius C. Lathrop Ortaokulu'ndaki rehber retmenimdi. ismini unuttum, ancak bu adamn tevik edici szleri beni hep etkilemitir. Bir defasnda bana bir para metal vererek ondan bir eyler yapmam istedi. Onu bir demirci oca zerinde dverek tornavida ekline getirdim; kalb yapmak iin onu slak, kum dolu bir kutuya yerletirdim ve biraz alminyum eritip kalba dktm. Bir tornavida yapmtm ve bunun iin beni v,-d. Hayatmda ilk kez gurur duyacam bir ey yapmtm. Lathrop'da kt bir sporcu olmadm da kefettim; okulun dekatlon ampiyonasn kazandm ve hi durmadan bin snav ekerek bir rekor krdm. Beden retmenim beni durdurmasayd, yine devam edecektim. Durmam gerektiini, yoksa kalbime zarar verebileceimi sylemiti. imdi bile, stnden uzun zaman geen bu kk basanlar hatrlamak beni heyecanlandryor. Ayrlmalarndan yaklak iki yl sonra annem babamla tekrar barmaya karar verdi ve Illinois eyaletinde, Chicago'nun kuzeyine den kk bir kasabaya, Michigan Gl yaknlarndaki Li-bertyville'e tandk. Bir kez daha hepimiz, yeni bir balang iin umutlanmtk. Yaklak altm yl sonra bizi Illinois'e gtren trenin ritmini hl hissedebiliyorum. Tren sarslarak ilerlerken iki vagon arasndaki gei blmne gitmi ve demiryolunun ek yerlerinden getike takrdayan tekerleklerin enerjisini hissetmitim. Birden iimden gelen drtye uyarak kaplara duvarlara ellerimle vurmaya baladm ve bir caz drtls oluturuyormuasna trenin temposuna kendimi kaptrdm. Artk ben eski ben deildim: Baterist olmak istiyordum. O andan beri ne zaman trene binsem raylarn kard melodiye elik

etmek iin ellerimi, parmaklarm bir eylere vurmaktan kendimi alamam ve gecenin bir yars ne zaman bir tren dd duysam dirseklerime dayanarak yatakta dorulur, tekerleklerin raylarda takrdayn dinler, penceremden dumannn brakt izi grmeye alrm. Daha Doppler efektinin ne olduunu renANNEMIN RETT ARKILAR 31 meden ok nce tren ddnn ve tekerleklerin eliimsi arksnn gittike azalan sesini dinleyerek trenin ne yne gittiini ve hangi hzda seyrettiini kestirmeye alrdm. O eski trenleri gerekten zlyorum. l ANNEMN RETT ARKILAR 33 BEN ATA BNMl GELiRKEN, Wes Mickler koum odasnn yannda, sandalyesinin srtn ahrn duvarna yaslayarak kendini dengelemiti. Peavine Frenzy adndaki atma biniyordum. Az biraz kpklenmiti ve burun delikleri alp kapanyordu. "O at koturdun mu Bud?" "Galiba, biraz." "Bunu bir daha. yaparsan yemin ederim kna, bir tekme yersin." Glmemeye alarak suratm buruturdum. "O yal at sakatlayacan grmyo musun?" diye sordu Wes. "Fark etmedim Wes." "Akln banda m senin?" Konutuu aksanla Wes, ne sylese beni gldrrd. Wes, Bradley Yolu'ndaki iftliin ortayd; ailem burada, Li-bertyville'in be mil dnda bir ev kiralamt. Tam bir iftlik saylmazd, daha ok insanlarn atlarn brakabilecekleri ya da bir gnlne at kiralayabilecekleri bir at iftliiydi. Wes'in orta Bili Booth bir at tccaryd. Hep i peinde koar, atlar karavanl arabasyla oradan oraya gtrrd. Wes atlar severdi. Peavine bize ait olsa da hep onunmu gibi hissederdim. Glmemeye alrken yzmn ald hali Wes grmesin diye Peavine'in br yanna geip zengiyi ayarlar gibi yaptm. Beni hep glmekten ldrrd. Sylediklerini komiklik olsun diye sylemezdi, ama o ciddi olmaya altka bana daha da komik gelir, glmemi bastrmaya almaktan boazm dmlenirdi. Bir gn yeni braklan bir midillinin ahrn temizlerken, Wes danda durup parmaklklardan midillinin beni seyretmesini izledi. Midilli kprdanmyordu, ama burun kanatlarn oynatyordu ve kulaklar da geriye yatmt. Burnuna dokunmak iin yavaa uzanyordum ki Wes "Eline hkim olsan iyi olur evlat, o lanet olas ey sana bir ifte atarsa bur'dan taa n yola kadar uarsn" dedi. Azmdan havas kaan balon gibi bir ses kt ve kendimi yere atarak lk gbrelere doru yuvarlandm. Wes hibir ey sylemedi; sadece bakt. O bana baktka ve sessiz kaldka glmekten katlyor, nefes almaya alarak yerimde tepmiyordum. Wes sonunda uzaklat ama midilli o iri gzleriyle bana "Yaptn grdn m?"dercesine bakyordu. Birden byk bir korkuya kapldm. Nihayet glmemi bastrabildim ve ahrda emekleyerek apkam aramaya koyuldum. Wes tberklozun son evrelerindeydi. ok gemeden srt kamburlat. Biraz yukar kaldrarak tamak zorunda kald dirsekleri, iki ok gibi arkay iaret ediyordu. Hep ksryor, grtlan temizliyor ve bazen dilerine yapp kalan koyu bir balgam t-kryordu. Hemen hemen hi glmsemezdi; glmsediinde ise az bir altn mezarl gibi grnrd. Yz derisinin altndan kafatasm grebilir, tkrmek iin eildiinde dumanl mavi gzleri kafasndan frlayp decek sanrdnz. Az altn mezarl gibi grnse de, Wes'in ata bindiinde glmsemesi, bilmediiniz bir eyleri bildiini hissettirirdi size. At srtnda domu gibi orada alabildiine heybetli dururdu. Bindii btn atlarla yumuak bir sesle konuurdu - bir kadnla konuur gibi. Atn stnde kendinden emindi; evinde gibiydi. Ancak bir sre sonra atlarn stne bile kamaz oldu. Genelde koum odasnn dndaki sandalyede oturup lm beklerdi. Tkrrken hayatnn azndan kp gideceini dnrdm; bir gn gerekten de yle oldu.

Wes Mickler: bir yerlerde dodu, Bradley Yolu'nda ld. Doumuyla lm arasnda neler olduunu hibir zaman anlatmad. Bazen annem kendini bilemeyecek kadar sarho olduunda, bardan bir tandk ya da bir yabanc onu e.ve getirirdi. Bazen de biz onu aramaya kardk ya da bir polis memurundan telefon gelirdi: "Dorothy Pennebaker Brando burada. Karakola gelip onu alr msnz?" Genelde evi Jocelyn ekip evirirdi. Benden ve Frannie'den saB3 34 BRANDO dece birka ya byk olmasna karn bizi yetitirmenin sorumluluunu stlenmek zorunda kalmt. Ona duyduum kran borcu denmez. Frannie ile, Jocelyn'den daha fazla tartyor olsam da birbirimize ok yakndk. Hepsinden te, hepimiz ayn gemideydik. Ama aileyi bir arada tutan Tiddy'ydi. Annem ortalarda yokken, nelerin yaplmas gerektii konusundaki talimatlar hep ondan alrdm. Karnmri doymasn, giyeceklerimin temiz olmasn hep o salard. Grdm en mkemmel, en gl kiiydi, ama herkesin bir dayanma snr vardr: Zamanla hem o, hem de Frannie bu snra ulaacakt. mz - bazen babam da bize katlrd - annemi aramak iin ok dolamszdr. Gneli leden sonralar Chicago'nun batakhanelerini kap kap dolar, pe pee her barn kapsn ap, ine benzeyen karanln iine gz atar, annemi bar taburelerinden birinde bulmaya alrdm. On drt yalarndayken babam bir gn onu eve getirip yukarya kard. Ben aada, oturrna odasndaydm. Annemin dmesini, ardndan tokat ve yumruk seslerini duydum ve yukarya kotum. Annem yatan zerinde uzanm alyor, babamsa zerine doru yryordu. fkeden deliye dnm halde dilerimi skarak, babamn zerine yrdm, sanki Goliath'n gcyle dolmutum; dilerimin arasndan tslayarak kan, net ama alak bir sesle, "Ona bir daha vurursan seni ldrrm," dedim. Babam gzlerime bakt ve donakald. fkeden kanndaki adrenalin bu kadar ykselmi biriyle hayatnda hi karlamadnn farkndayd herhalde. Babam hibir eyden korkmazd ve lmne dvebilirdik. Belki de kendini sulu hissettiinden buna kalkmad. Byk ihtimalle hayatnda ilk kez fiziksel bir meydan okuma karsnda geri ekiliyordu. Annemi yatakta brakarak yatak odasndan kt, gitti. Oturduumuz iftliin yanndan geen tara yolu, adn yaklak bir mil aadaki krk dnmlk gzel bir iftlii yneten yal Bradley'den alyordu. Biri Hollandal dieri Kzlderili iki olu vard. Bradley'nin burnunun zerindeki siyah bal sivilceler inanlmaz derecede bykt. Syledii hibir eyi hatrlamyorum; nk o muhteem siyah sivilcelerinden gzlerimi alamyordum. ANNEMN RETT ARKILAR 35 n dilerinin ou eksikti. Neredeyse seksen yanda olmalyd, ancak hemen her gn iftliimizin yanndan geen stabilize yolu yrr, geerken duraklar ve ineim Violet oralardaysa, ona merhaba derdi. Ailemizde hep hayvan beslemiizdir, ama hayvanlar gn getike benim iin daha nemli olmaya balamlard, nk hissettiim sevgi eksikliinin stesinden gelmeme yardmc oluyorlard. Okuldan geldiimde evde kimseyi bulamazdm. Lavaboda bulaklar, piyanonun altnda kedi pislii ynlar durur, yataklar yaplmam, btn ev dank ve bo olurdu. Ablalarm ya hl okulda ya da arkadalaryla, annem bir yerlerde imekte, babam ise kadn peinde olurdu. Bu nedenle sevgi, ballk ve arkadal hayvanlarda aradm - bugn de yaptm gibi. Bunlardan biri Dutchy isminden kocaman, siyah bir byk Danua'yd. Her ilkbahar evin nndeki ayr, kanarya renkli hardal ieklerinden bir okyanusa dnr, rzgr ktnda kabarp alalan, her an bir kayala arpp kpklenecekmi .gibi srklenen altn dalgalar olutururdu. Tarlalarn ortasndan geerek kasabann br yakasna ulaan bir patika vard. Sk sk bu patikadan atla mil aadaki De Plaines Nehri'ne giderdik. Dutchy ilkbahar sonlarnda ykseklii bir buuk metreyi bulan hardal tarlasnn iinde tavan kovalamay ok severdi. Birini gzden kaybettiinde aniden dururdu. Bir iki saniye sonra

san hardal baaklarnn arasnda iki metre havaya srayp tarlada bir kmldanma olup olmadna bakan o iri, zift karas kpein siluetini grrdnz. Nureyev gibi olaanst uzun bir sre havada asl kalabilirdi. Sonra kovalamaca tekrar balard. Dutchy'nin havada donmu grnts beynime kazlan, sonsuza kadar unutamayacam anlardan biridir. Sanrm hi tavan yakalamamt, ama denemekten de asla vazgemezdi. Dutchy'den baka, Jersey cinsi ineimiz Violet'i ok severdim. Onu gnde iki kez samak benim grevimdi. Baz k sabahlar hava yle souk olurdu ki, hayvann zerinden dumanlar kard. Yatamdan kp tulumumu ve galolarm giyer, ahra giderdim. Onu, orada kendi vcut ssndan yaylan buharlarn arasnda ner-deyse gizlenmi halde bulurdum. Genelde boynuzlan arasnda bir ispen horozu ve birka tavuk tnemi olurdu. Violet bu haliyle bana dnp baktnda Paris'ten alnm ssl, k bir apka giyLibertyville'de: Sevgiyi hayvanlarda aradm. Danua cinsi kpeimiz Dutchy, Nureyev gibi zplard. Aada: Peavine Frenzy adh atmn sranda. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) . ANNEMN RETT ARKILAR 37 mis gibi grnrd. Kafasn evirerek bana bakar, kapdan giriimi seyreder ve dosta bir gnaydn "mo"su ekerdi. Hayvanlar sevmenin kolay olduunu dnmmdr hep, nk sevgileri koulsuzdur. Gvenilir ve sadktrlar. Sevgi dnda hibir karlk beklemezler. Yaz aylarnda ahrn kapsn aar Violet'in stne biner ve onu krlara srerdim. Asla ikyet etmezdi. Kollarm ona dolayp perken sevgime karlk verdiini hissederdim. Saman yedikleri iin, ineklerin nefesi ok ho kokar; nefesinden yaylan scakl duyardm. Yazn iftliin etrafnda genelde bir iki dzine kedi olurdu: Davetsiz de olsalar konukseverlikle karlanan misafirler ve Violet'i ne zaman saacam dakikas dakikasna bilirlerdi. Her sabah ahra gittiimde onlar be alt metre uzakta sralanm beni bekler bulurdum. St samaya balar balamaz arka ayaklan zerinde dorulup sraya geerler, n patilerini kaldrarak yzlerine st fkrtmam beklerlerdi. Ben de onlarn bu beklentisini boa karmazdm. Beni gldrmedikleri hibir an hatrlamyorum. Bazen st saarken Violet aniden ayan kaldrp st kovama sokar ve st yerde bulunan hayvan pislii, saman ve toz toprak paralaryla kirletirdi. St ve samakla geirdiim zaman boa gitsin istemediim iin bir para tlbent bulundurur, ne zaman bunu yapsa st szerek pislik veya saman paralarn ayrrdm. Herkes de o st ierdi. Uyduruk szgecimden ve stlerine hayvan pislii dtnden kimseye bahsetmedim. Ne zaman Violet'i sasam, tavuklara yem versem ya da ahr temizlesem galolarma hayvan pislii paralar yapr ve bu beni ok utandrrd. Galolarm istediim kadar ykayp serte ovalayaym, koku gene de yok olmazd. En ok da iftlik ocuu olarak grnmeme neden olduklar iin rahatszlk duyardm. Liberty-ville Lisesi'nde, kasabada oturan ocuklar, iftliklerde daha da kts, ok sayda fakir ocuun yaad Roundout denilen demiryolu makas istasyonu civarnda - oturanlardan stn tutan bir zppelik hkimdi. iftliimiz Roundout'a uzak saylmazd. Bu nedenle ablalarm ve ben sanki ifte damgal gibiydik ve Libert-yville yeniyetmelerinin hiyerarik dzeninde st sralarda yer almyorduk. Her sabah okula gitmeden nce ayakkablarm ve galolarm firalar, hayvan pislii kalntlarm temizlemeye alrdm. 38 BRANDO Okula gittiimde de, herkes snfna girene kadar bekleyip en son ben girer ve kimsenin kokuyu hissetmediini umardm. Bir kz basketbol mana gtryorsam aktrmamaya alarak havay koklar, vagondaki inek pislii kokusunu hissetmi olabileceini dnerek utanrdm. Bununla birlikte, ocukluuma ait birok gzel anm da var. Okul kasabada olduundan, ya kasabaya inen komulardan birine beni de almasn rica eder ya da

Lake Forest ve Waukegan'dan geerek Libertyville'i Chicago'ya balayan hatta alan tramvaya binerdim. Bazen hava gzelse eve kadar be mil yolu yrr, yolda telgraf direkleri zerindeki fincanlara ta atardm. Birini krdmda zafer kazanm gibi olurdum, hele de tellerden birini indirmi-sem. Bazen de arkadalarmla dolambal yollardan Roundout'a gider, demiryolu boyunca yryerek gevemi ray ivilerini toplayan demiryolu iileri ile ene alar ya da yan hatlarda oturan dekovillerden birini karr, gelen giden trenleri kontrol ederek birka mil yol alrdk. Kn raylar kaygan ve buzlu olduunda Roundout'a gidip buharl lokomotiflerin tekerleklerinin zerinde kayarak ilerlemeye almasn seyrederdik. Yazn ise demiryolunun kenarna oturup rayn zerine sakzla bir peni yaptrr ve trenin onu dmdz etmesini beklerdik, sonra da bu yamyass olmu bozuk paralardan kolyeler, kemerler yapardk. Trenin yaklatn duyduumuzda herkes hep bir azdan barmaya balard: "Haydi, haydi, abuk olun... tren geliyor!" Raylara cesaret edebildiimiz kadar yaklar, trenle aramzda birka metre mesafe kaldnda trenin frlatt, boynuz vurmuasna actan akl ve talar yzmze gelmesin diye hep birden arkamz dnerdik. On drt on be yalarmdayken tahta bira flarndan yaplm davullarda yeteneimi ilerletip F Brando ve Fclar adnda bir grup kurunca hayatm nasl kazanacama karar verdim. Kk bir orkestra oluturduk, ama yrmedi ve hi para kazanamadk. Ben de harlm karmak iin kasabadaki sinemada terifatla baladm. Cumartesi olduunda iftilerin ou ailelerini kasabaya film seyretmeye getirirdi, hangi filmin oynadna bakmazlard. Mterilere zaten dolmu olan sralarda yer gstermekten byk zevk duyardm. Bir dzine insann karanlkta sra boyunca sk teANNEMlN RETT ARKILAR 39 pi ilerlemeye almas, bakalarnn zerine oturmas, ayaklarna basmas, genel bir kargaaya yol ap sonunda srann br ucundan kmas tam bir elenceydi. zellikle scak havalarda iinde olmay hi istemediim kaskat bir niforma giymek zorundaydm. Serinlemek iin gmleimi giymemeye baladm. Giyiyor-mu gibi gstermek iin de ceketime bir ift manet dikmitim. Ceketimin iine bir gslk giydiim iin kimsenin fark etmediini sanyordum. Dier terifatlardan birinin ispiyonlamasyla iten atlnca, bir miktar rm brokoliyi - hibir ey gnete iki hafta kalm brokoliden kt kokamaz ince ince kydm ve iyice mayalanana kadar beklettiim Limburger peyniriyle kartrarak havalandrma sisteminin giri borusuna yerletirdim. Sinemay yle bir koku basm olacak ki seyirciler sokaa frlad. Bundan daha byk bir olamazd. Beni iten atan adam bunu kimin yaptn tahmin bile edemedi. Libertyville Lisesi'nin kt rencilerinden dim, hibir ekilde slah edilemez kronik bir okul kaaydm. Srekli mdrn odasna, disipline gnderilirdim. Bay Underbrink benden pek holanmazd; byk ahap masasnn arkasnda, yznde sert ve usanm bir ifadeyle oturur ve tlerini pe pee sralamaya balard. Otorite kabul etmeyiime snf retmenim Bay Russel da ok kzyordu ve ceza olarak beni kk drmeye alyordu. Bir keresinde kendini kaybedip beni iddetle sarstktan sonra tm snfa zek derecemin noksan olduunu ilan etti ve snfa ayak uydurmak istiyorsam dikkatimi toplamam gerektiini syledi. Kendimi zorlamadm, nk sklm ve fkelenmitim. Okuldaki ikinci senemde de durumda bir gelime olmad. Yaryl sonuna kadar kaldm veya braktm* ders o kadar oktu ki, ikinci snf tekrarlamam gerektiini sylediler. Okulun kt ocuklarndan biriydim. Erkek ya da kz arkadalarm oktu, ama birok retmenimin ve ou arkadamn anne-babalarnn gznde lanetlenmitim; bazlar bana pislikmiim gibi davranrd. O zamanlar bunun farknda olmasam da, hayatn gereklerini kefetmeye balyordum: Toplumdaki hemen her grubun yeleri dier gruplardan daha stn olduklarna kendilerini inandrmaya alyordu; ister dini gruplar, uluslar, yamur or-manndaki komu kabileler, isterse de kendi kulplerine kabul 40 BRANDO

edilmenin dierlerinden daha yksek sosyal statye sahip olma anlamna geldiim iddia eden birbirine dman tara kulplerinin yeleri olsun, durum deimiyordu. Kast sistemi Hindistan veya ngiltere gibi lkelerde daha ok gelimi olabilir, ancak neredeyse btn kltrlerde toplumun her kademesi kendilerinin altnda grd gruplara hkmetmeye alr. Libertyville'de, en alttaki kastta yer alyordum. Libertyville Lisesi'nde ektiim zorluklara babamn bulduu zm, beni bir zamanlar kendi gittii okula, Minnesota eyaletinin Faribault kentindeki Shattuck Askeri Akademisi'ne gndermek oldu. Disiplinin bana byk faydas dokunacana inanyordu. Shattuck'ta uzun sre kalamayacam daha batan belliydi. O zamanlar vcudumun her zerresi otoriteye ve genel anlamda uyumlulua isyan ediyordu. SHATTUCK ASKER AKADEMiSi kampusu, tara Ingiltere'sindeki arbal yatl okullara benzer bir ekicilie sahipti. Gotik sluptaki simetrik kireta binalar ve sarmaklarla kapl uzun, kare biimindeki an kulesiyle, .uzaktan bakldnda onlardan birini andryordu. Kule, ksa bir sre sonra, gnde iki kez uygun adm yryeceim tren meydanna bakyordu. Binalarn tesinde bir futbol sahas ve alma nizamyla talim yaptmz eitim alan vard. Kalk borusu alt buuktayd; gnn ilk itimas iin ayakkablarmz parlatp niformalarmz giyerdik; jimnastik hareketlerinden sonra hizaya geip sabah talimini yapar ve kahvaltya giderdik. Be alt saat ders yaptktan sonra leden sonralar spora ayrlrd. Shattuck'a geldiimde on alt yandaydm, ikinci snn tekrarladm iin yatm olan rencilerden bir snf gerideydim. Shattuck Sava'tan ksa bir sre sonra kurulmutu ve o tarihten beri Amerikan Ordusu iin asker yetitiriyordu, ilk gnden itibaren okulun geleneklerini ve retmenlerimizin bize reteceklerini syledikleri disiplin, dzen, onur, itaat, cesaret, ballk, vatanseverlik gibi deerleri sergilemi eski mezunlarn kahramanlklarn kafamza kazmaya baladlar. Federal hkmet, o zamanki birok askeri akademiye olduu gibi Shattuck'a da talimlerde kullanmamz iin tfek ve top yardm yapyordu. Her yl birka mezun West Point'e girmeye hak kazanyordu. retmenlerimize "efendim" diye hitap ediyorduk. Grevleri bizi eitip iyi vatandalar haline getirmek, tarihin balangcndan beri generallerin ordulanna kabul ettirmeye altklar otoriteye itaat duygusunu bize alamakt. Askeri zihniyetin tek hedefi vard: Askerleri mmkn olduunca mekanik hareket eder hale getirmek. Bir telefondan veya makineli tfekten bekledikleri amazl bir insandan bekliyorlard ve askerlerini bireyler ANNEMN RETT ARKILAR 43 Babamn izinden gidip yazldm Shattuck Askeri Akademisi, Faribault Minnesota. Oradan aileme gnderdiim mektuplar hl duruyor, imdi hepsi o gnlerle ilgili ok eyler anlatan birer belge niteliinde. (Robert LaRose) olarak deil de bir ekip olarak hareket edecek ekilde eitiyorlard. Ordunun ilemesi iin tek yol budur. Sadece bireysellikten uzaklaarak dzen, disiplin sayesinde iyi bir asker olabilirsiniz. Birok kimse bundan gerekten holanr. Hem Shattuck'ta hem de sonra, yzlerce defa bunun rnekleriyle karlatm. Ama ben bundan nefret ediyordum, insanlarn sraya dizilmesi, niformalar iinde takm halinde uygun adn yrtlmesi midemi bulandr-yordu. Nadiren ziyarete gelen ya da mektup yazan annemle babam zlyordum, ama Shattuck'ta acnn ve bazen de yalnzln yan sra elence de vard. Okulu boverip kendimi ona kaptrmamakla en iyisini yapmtm. Buray mahvetmek istiyordum. Otoriteden nefret ediyor ve kar koyarak, ykarak, bozarak, trl hilelere bavurarak ve arkasndan dolaarak onu alt etmeye alyordum. Bana bir himiim gibi davramlmamas iin elimden gelen her eyi yapardm. Zaten sizi askeri niformann iine sokup, uyum ve disiplin istediklerinde, hedefledikleri ey de size bir hi olduunuzu kabul ettirmektir. Geenlerde etrafta bir eyler ararken Shattuck'tan eve yolladm ve ablam Frannie'nin saklad bir yn mektubu buldum. Oraya gittiimden birka hafta sonra yazdm ilk mektupta annemle babama yle demiim: "Okula balamak

korkun zor geldi, ayrca ingilizce, Franszca, Cebir temelimin zayf olmas ileri bsbtn zorlatryor. Buna ramen reniyorum; belki hzl deil ama her eyi reniyorum. Btn derslerimi geebilmeyi umuyorum. ok alyorum ve sanrm baaracam... Portland'dan John Adams adnda ok iyi bir ocukla ayn odada kalyorum (sk ocuk)..." Shattuck'n yemekhanesinde verilen yemekler iin de yle demiim: "Yemekler ok iyi ve istediiniz kadar alabiliyorsunuz. 4,5 kilo aldm. Artk elbiselerimle 71 kilo, elbisesiz 68 kilo geliyorum. Futbol oynarken incittiim srtmn ars dnda ok iyiyim. Ama arlar geiyor ve futbolda istersem ok iyi olabilirim. Futbol oynamak iin iri yar olmak gerektii dnlr. Bo laf. Biraz form tutmak yeterli... Burada nefes almaya zaman yok. Hep koturmaca. st snflar bize sert davranyorlar. Bazlar elence arayan zrjpeler. Bazlar ise ok ileri gidebiliyorlar. Bundan hi holanmyorum, ama ileri oluruna brakmann en iyisi olduunu 44 BRANDO rendim..." Civardaki bir kzlar okuluna dansa gitmiim, ama hayal krklna uramm: "Kzlar ok gzeldi; bir de bu kadar skc olmasalard. nerebildikleri tek ey o amatal in damas oyununu oynamak ya da n bahedeki imlerde oturmak... Bazen ok yalnz kalyorum ve tabii evde olmak istiyorum. Anne ltfen bana yaz. Evden uzakta, okuldaym, biliyorsun... Adresim Shattuck Okulu, Faribault, Minnesota." Ablamn saklad dier mektuplarda ilk yaadm iyi ve kt olaylar anlatmm: Eyll, 1941 Sevgili Ailem: Burada ders program tm fkesiyle zincirinden boanm gibi. Bo geen tek bir saniyem yok. Daha nce yazacaktm ama Tanr sizi inandrsn hi zamanm olmad. Futbol oynayabileceimi sanmyordunuz deil mi? Artk as tahmin ilk kadrosunda sa ak oynuyorum. Arlarm hi sormayn! Her tarafmn nasl ardn bir Tanr bilir. Sadece ayakkablarm balayabiliyorum... iki snava girdik, her ikisi de ok iyi geti. John'dan ok holanyorum ve ok iyi arkada olacamz sanyorum - daha dorusu biliyorum... almak tm gcm ald. Tek bir satr daha yazamayacam. Sevgili olunuz, Bud. Eyll, 1941 Sevgili Ailem: Fiziksel arlarm geti ama, manevi olanlar henz gemedi. retmenler ok sert ve genelde aldm dl kma kocaman, sk bir tekme. Futbolda ilk kadrodaym ama dersler ok zor olduundan takmdan ayrlmak zorunda kalabilirim. Zaten sadece baarp baaramayacam grmek istemitim. Topa ok iyi vurduumu grdm ve bundan mutlu oldum. Akademik anlamda bir eyler baarmay gerekten istiyorum. artc ekilde geometri ve Latin Amerika tarihi derslerini seviANNEMIN RETT ARKILAR 45 yorum... Biraz evimi zledim ve annemi istiyorum, ama sanrm stesinden geleceim. Buraya geldiimden beri sadece bir mektup aldm. Ailenin bebeinden desteinizi esirgemeyin. Burada insan neelendirecek, iyi niyetli birka szn ne anlama geldiini bilemezsiniz. Tm hasretimle, Bud. Ekim, 1941 Sevgili Ailem: Sandm kadar iyi bir futbol oyuncusu deilmiim, ama hl urayorum. Oyun hakknda daha nce bilmediim ok ey rendim. Birka kez oyuna sokuldum, ancak o kadar heyecanlandm ki hibir ey yapamadm. Kim ne derse desin elimden gelenin en iyisini yapmaya alyorum. Sigara imiyorum, kfretmiyorum, ablalarmn ya da annemin onaylamayaca hibir ey yapmyorum... ingilizce dersi iin Uultulu Tepeler' okumam gerekiyordu ve hayatmda hi bu kadar houma giden bir kitap olmamt. John'un ba dertten kurtulmuyor. Ciddi bir su olmasna ve daha nce bir kez yakalanmasna ramen geceleri darya kyor. Yerlere tkryor. Bir punduna getirip pencereden veya istedii herhangi bir yerden hemen svabiliyor. Bu sabah saat 2.00'de Faribault'da kt hreti olan, kk bir kzla randevusu vard. Ona sz geirmek mmkn deil. Ama yine de her zaman kibar ve ho... Buraya geldiinizde konuacak ok ey var, bu yzden acele edin

Sizi seviyorum, Bud. 9 Not: Ltfen acele edin. Ekim, 1941 Sevgili Frannie: Bu, yaknda sana yazmay dndm uzun mektubun girii saylr, iyi dileklerini gnderdiin mektubu almaktan byk mutluluk duydum. Bugnlerde bir mektubun ok kymeti var. oktandr yazmadm iin zr dilerim, ama tuvalete 46 BRANDO gitmeye bile vaktim olmad. Evet abla, bu doru! Tuvalete gidemediim iin neredeyse drt gndr kabzlk ekiyorum. Okul inanlmaz derecede zor ve tm dikkatimi derslere vermekte ok zorlanyorum ama naslsa stesinden gelirim. Birinci takmda futbol oynuyordum ama srtm incittim ve artk spor bile yapamyorum. Davul ve trompet grubunda, orkestrada ve dans bandosundaym. Tanrm, seni grmek ve burada yaadm bir yn komik olay anlatmak iin sabrszlanyorum... Sevgilerimle, Bud. Kasm, 1941 Sevgili Ailem: Bugn olaylarla doluydu... zel bir toplantda okulun sz geen btn st snf rencileri kardelik derneine (okulun bu gne kadarki en iyi dernei) katlmam istediler. Okulun sadece en sevilen rencilerinin girebildii bu dernee ye olmak byk bir eref; hem de benim gibi "yeni bir ocuk" iin! Olur ey deil. ye says ok az ama olabildiince etkiye sahipler. Gelecek yl At Takmna girmem g olmayacak... U Silahrler'i okuyoruz; daha nce hi okumamtm ve ok ilgin buldum. Her ikinizi de ok seviyorum, Bud. Kasm, 1941 Sevgili Ailem: Bir ocuun sahip olabilecei en sabrl, en iyi ailesiniz. Eve gelip sizinle konumak, hatta sadece evde olmak beni ok sevindirecek. Okul iyi ama sersemletici. Hayatn kendisi sersemlen'ci, Allahn belas bir ey. ok ey reniyorum ve gerek bir erkek oluyorum, gen bir erkek belki ama, bir erkek. Eskiden nemli olduunu dndm birok ey artk yle gelmiyor... Hepinize sevgiler, Bud. ANNEMN RETT ARKILAR 47 Aralk, 1941 Sevgili Ailem: Byk olaslkla karnemi aldnz ve notlarm pek parlak grnmyor. retmenlerimin oraya yazdklar grler umurumda deil. Ben elimden geleni yapyorum. Derslerim ve dier her ey konusunda daha sistematik ve dzenli olmaya baladm. LTFEN bana gvenin. Baaracam, bunu biliyorum. Her ey birdenbire yn deitirebiliyor. Bunun birok yolu var. John gittiinden beri gelime gsterdim. Noel tatili yaklarken ve boru alp herkes dar kmken dersleri tekrar gzden geirmek iin mkemmel bir frsatm olacak. Eve gelmeyi iple ekiyorum... Bu son gnler tam bir ikence. O kadar ok dev verdiler ki arrsnz. Sanrm bu gerekiyor nk hafta rendiklerimizi unutmak iin yeterince uzun bir sre. ok kt tmm; bu yzden birka gndr hastanedeydim. Not: Ltfen bana notlarmdan bahsetmeyin. alyorum ve sizi hayal krklna uratmayacam. Bud. ANNEMN RETT ARKILAR 49 ASKERi OKUL RENCiLERi haftada bir kere eve mektup yazmakla ykmlydler, ben de bu grevi aksatmadan yerine getiri-yordum. Frannie'nin saklad bu mektuplara yllar sonra baktm-. da yazarnn o masum, saf ve gerekleri gizlemeye alan havas beni ok etkiledi. O mektuplar okurken ocukluunu pek yaayama-m, ilgi ve efkat bekleyen ve syledii herhangi bir eyin anne ve babasnn sevgisini kazandrmasn umduu iin yalanlar sralayan, istekli ve yalnz bir ocuun hayali belirdi gzlerimin nnde; kendine pek az gvenen, anne ve babas tarafindan beenilmeyi ve takdir edilmeyi bekleyen ve bunun iin de her eyi yapmaya hazr olan bir ocuktu bu. Szlerinin anne ve babasn kandrp, onlarn da kendisini sevdiklerini sylemesini salayaca umuduyla

durmadan onlar ne kadar ok sevdiini yazyor ve gerekte tersi olduu halde mektuplarnda hep her eyin yolunda olduunu tekrarlayp duruyordu. O zamanlar bu hissettiim eylerin bilincinde deildim. Bana sknt veren eyin ne olduunu bilmiyordum. imdi anlyorum ki, o gnlerde sevgi ve efkat grme umutlarmn tm de bo, beyhude umutlarm. Ama ben kendimi kandryormuum. Hl onlarn sevgisine layk olduuma onlar inandrmaya alan mektuplar yazp dururken, bu gerek zerinde dnmeye hi yanamamtm. Galiba, anne ve babasn seven bir oul olduum iin, ayn ekilde sevilen bir oul da olabileceimi dnyordum. Mektuplarmda anlatlmayan eylerse, o zamanlar hissettiim gvensizlik duygusu ile yaadm dier sorunlardan dolay kendimi sula-mamd. Ana-babalarn ocuklaryla urarken sz ve tavrlar n daki ldrc olabilecek silahlan nasl olup da kullandklarn, veya ocuklarna kendine sayg duymay retecekleri yerde, utan duygusu alamalarn hl anlayamyorum. Yanl izlenim vermek istemiyorum: Genliim hep yle aclar ve mutsuzluklar iinde gemedi. Elenceli ve neeli geen, ok gnlerim de oldu. Fakat hayatmn byk bir ksm otoriteyi alaa etme niyetiyle yaptm bir sr dmanca davranlarla doludur. Duygularm gizlemeyi bilmezdim. Uzun bir sre neden yle kendimi deersiz hissettiimi veya deersizlik hissettiimde neden dmanca tepkiler gsterdiimi anlayamadm. Ksacas, Shat-tuck'ta geirdiim sre boyunca kark duygular ve deneyimler yaadm; kendimi kimi zaman sevgi ve efkatten yoksun bir ekilde yapayalnz, kimi zaman da kvrdm yalanlar ve evirdiim dolaplarla otoritenin hakkndan gelebildiim iin ok keyifli hissediyordum. Shattuck'a girdiim sralarda buluttan nem kapan bir mizacm vard. Grltden, insanlarn seslerini birdenbire ykseltmelerinden ve fevri hareketlerinden hep nefret etmi - hl da ederim -ve ne zaman byle bir durumla karlamsam kendimi tutamayp patlammdr. Bir keresinde evde uyurken odama girip beni sarsarak yemein hazr olduunu syleyen kz kardelerimden birini fena halde marizlemitim. Beni sarstnda gzm birden donuverdi ve zerine doru yryerek yumruu geiriverdim, ama sonra kendime gelerek hemen piman oldum. Bugn bile nevrim dndnde farknda olmadan igdsel bir davranla ellerimi havaya kaldrarak sa elimle yumruklamaya hazr bir vaziyet alrm. Artk kimseye vurmuyorum, ama o yumruklamaya hazr pozisyona geme alkanlm hl sryor. Bu alkanln bana nereden musallat olduunu hibir zaman bulamadm. Shattuck'ta geen bir olay bu alkanlmn yllar ncesine gidebileceini gsteriyor: itimada hazr olan en son kii hep ben olurdum. Hengmeye ve jimnastik salonundaki o kalabaln grltsne, zellikle de sabah sabah itimaya hazrlanrken birilerinin saa sola bara ara emirler yadrmasna dayanamazdm; bu yzden hep ardan alrdm. tima alanna genellikle ya boru alnrken ya da "Tabur, dikkat!"komutu verilirken giderdim. Neyse, ite bir gn, bir b gnnde byle istemeye istemeye jimnastik salonuna girerken arkadalarmdan biri arkamdan yaklap hzla omzuma vurdu, "Gnaydn Banjo" (takma adlarmdan biri) dedi. Der demez arkama dnerek hi dnmeden hemen yumruu patlatverdim. zerine eilerek, "Bana bak orospu ocuu, bir daha byle yaparsan seni gebertirim," dedim. Onun da fkelenmeye baladn B4 I 50 BRANDO ANNEMN RETT ARKILAR 51 fark ettim, ama kar karya kald durumun bana nasl bir bela aabileceini fark etmi olacak ki geri ekildi. Sonra hemen zr diledim. Shattuck'a girdikten yaklak ay kadar sonra okul mdrmz - ad Dr. Nuba Fletcher'd, ama biz ona, "Tuba Nuba" derdik - btn taburu Japonya ile savaa girdiimizi bildirmek iin toplamt, ilk srada oturuyordum. Bana bakt ve bir zamanlar tabura Amerika'nn Birinci Dnya Sava'na katld haberi iletilirken babamn oturduu ayn srada imdi benim oturmakta olduumu syledi. Babam Shattuck'tan topu temeni olarak mezun olduu iin galiba Tuba benim de ayn ekilde greve atanacam dnyor ve buna kesin gzyle bakyordu. Zaman

zaman o ve dier st rtbeli ahsiyetler bana, "Marlon yaptn u hergeleliklerden vazgesen senden iyi bir subay olur," demilerse de niformann iinde bir saniye bile kalmay dnmyordum. Hayatm boyunca bir eyi yapmam gerektiinde kendi kendime hep, "Neden? "diye sordum. Gsterdiim ilk tepki hep, "Niin yapmam gerekli?" sorusunu sormak oldu. Mantkl neriler fikrimin deimesini salayabilirler, ancak aklma yatmayan hibir eyi de yapmam. Gr bir sesle barp selam akmay hibir zaman becerememiim-dir, oysa Shattuck'ta insanlardan bunu yapmalar bekleniyordu. Kurallar inerken yaptm ve orada bulunmama anlam kazandran bir sr lgnlklar, en akrak numaralar, st rtbelileri tefe koymalar ve zevzekliklere ilikin harika anlar, hl dn gibi aklmdalar. Savaa girdikten sonra bamzda bulunan gen retmenler orduya katldlar. Bu yzden okul ynetiminin, imknlar lsnde etraftan bu a kapatmak iin toplad yeni retmenlerle idare etmek zorunda kaldk. Ancak bu retmenlerin ou mesleklerine hi uygun olmayan, ileri gemi, yal bal, yorgun adamlard. Doalar gerei yeniyetmelerin akllan, zellikle de bir araya geldiklerinde, yetikinlerin sabrlarn lp, taracak dereceye getirecek trl hinliklere alr. Tabii bizde de bu hinlikler eksik olmazd. Vitalis adndaki bir sa toniinin alkol ierdiini ve zerine ate tutulduunda elik mavisi bir alevle birka saniye muhteem bir ekilde yandn kefetmitim. Bu kefimden sonra gecenin bir yars bir ie Vitalis'i merdivenlerden iki kat aaya, holanmadm bir ocuun oda kapsna kadar yerlere ve duvarlara boca ettim. Sonra saklanmak zere odama girerken ateledim. Toniin alevi birbirini izleyen muhteem gzellikteki harelerle merdivenlerden aa szld. Bir baka seferinde de, bir grup arkadamla birlikte, bizim gibi, retmenlerinin zayf bir tarafin bulup, bu zayfl kullanmaktan asla vazgemeyen yaramaz ve acmasz rencilerden ekinen bir retmenin odasnn vasistasna bu Vitalis'ten dkp yaktk. Korkudan neredeyse orackta lp kalacakt. Kendisini grmesek bile alevleri elbisesiyle sndrmeye altn duyabiliyorduk. akamz herhangi bir zarara neden olmad, sadece biraz yrek hoplatan mavi alevler akmt o kadar. Shattuck'n tarihinde hl akla kavumam esrarengiz bir olay da benim eserimdir. Kolayca sinirlenmemin yan sra, yksek seslere hibir zaman tahamml edemedim; tabii bu yksek sesi ben setimse i deiir: rnein bakasnn ke bucak kaaca denli yksek perdeden alan bir mzik parasn saatlerce dinleyebilirim. Fakat baz sesler - zellikle de otorite kurmaya ynelik sesler - sinirden tylerimi rpertir. Shattuck'taki kulenin an her on be dakikada bir - saat balarnda, eyrek gecelerde, yarmlarda, eyrek kalalarda - alar, snfa giri, yemek yeme, uyuma, itimaya kma veya talim zamanlarmz haber verirdi. Bu, otoritenin sesiydi ve ben bundan nefret ediyordum. Artk buna dayanacak halim kalmadn dnerek bir gece ge saatte kulenin tepesine trmanarak - tek bana bu hareketim bile okuldan atlmama neden olabilirdi ann almasn salayan mekanizmay bozmak istedim. Ancak tepeye ulatmda an susturmann yegne yolunun, ona vuran tokma ortadan kaldrmak olduunu fark ettim; 70 kg. civarnda olmalyd, ama yine de onu skmeye kararlydm. ann eyrek saat sonraki alna kadar bekledim; neredeyse sar olacaktm, eildim, tokma asl olduu engelden kararak omzuma ykledim ve basamaklardan aaya szlerek yere indim, ilkbahard, gece ay yla dopdoluydu ve kendimi ok iyi hissediyordum. Tokma birka yz metre srkleyerek bir yere gmdm. Hl orada olmal. Metal dedektr olan biri aratrsa onu kolayca bulabilir. Shattuck'taki an kulesinin srrn nihayet aklyorum. ( Robert LaRose) ANNEMN RETT ARKILAR 53 Tokma kazdm kuyuya gmerken yeniyetmelere zg o sevinle kkr kkr gldm. Sabah okulda harika bir sessizlik hkm sryordu. retmenler kulenin etrafnda toplanm yukarya bakyor, kafalarn sallyor, neler olduuna bir anlam vererhiyorlard. Milletin aknl karsnda glmemek iin kendimi zor tutuyordum. Sava zamanyd ve bir gram metal paras bile tank, silah ve uak

yapm iin gerekliydi; bu da, kaybolan tokman yerine yenisinin konamayaca anlamna geliyordu - bu benim iin iyi bir haberdi, fakat retmenler iin bir felaketti, nk rencilerin snflara giri klarn ve dier dzenlemeleri bu anla salyorlard. Ne yapacaklarn arm bir haldeyken trompet almay bilen bir renci buldular ve onu saat balarnda boru almakla grevlendirdiler. Ancak hangi paray almas gerektii konusunda bir karara varamadklar iin her defasnda baka bir para almasn uygun buldular; "Annie Laurie"yi alabilir, bu da zevahiri kurtarmaya yetebilirdi, ne var ki, baka yeni bir para renmesini istediler; ocuk da her defasnda nota atlyordu, ok komikti ve o boruyu beceriksizce almas beni glmekten ldryordu. Farkl bir ezgi karacam diye o boruyu yrtnarak flerken hep yanl nota alan bu zavall cahil ocuu hi unutmayacam. Tokman yerinde olmadn fark edince okul ynetimindeki retmenler rencilerden birinin sorumlu olabileceini dnerek btn rencileri itimada bir araya topladlar ve sulunun kendiliinden ortaya kmasn emrettiler. Kimse kmaynca, tabur okul dna kmaktan men edildi. Bu, arya kamayacamz, normal izinlerin geici olarak kaldrld ve teneffslerde alma odasn terk edemeyeceimiz anlamna geliyordu. retmenler, bylelikle hrszn yaptklarn etrafta bbrlene bbrle-ne anlatacan ve onun yznden btn bir tabur ceza grd iin de rencilerden biri tarafndan gammazlanacan umuyorlard. Hi vakit kaybetmeden Shattuck'n en saygdeer geleneklerinden birine kar yaplm olan bu menfifr saldrnn aratrmasn bizzat yrtecek, rencilerden oluan bir komite kuracam haberini etrafa yaymaya baladm. Tabii retmenler bu hareketimi memnuniyetle karladlar. Sonra bu hrszla katlm olabilecek pheliler listesine btn hasmlarmn - holanmadm 54 BRANDO rencilerih - adlarn sraladm. Bugn bile bu incelikli numaram ve bu iin stesinden geli tarzm dnrken koca bir tebessm yaylr dudaklarma, in asln hibir zaman hi kimse renemedi. Sonunda retmenler pes etmek zorunda kaldlar; yasaklar kaldrld ve her ey normale dnd. Bu arada da ben, Shattuck'n saygdeer geleneklerinden birini koruma yrekliliine, onuruna ve duyarllna sahip karak sulunun eyleminden sorumlu tutul->nasm, talep eden tek renci olduum iin evrede bir valye gibi grlmeye balamtm. Askeri bir okulda baarl bir "serseri" olmann srr tek bana almaktan geer. Eer bir srr sizden baka bilen yoksa onu en iyi ekilde koruyabilirsiniz; becerikli ve dikkatli davranrsanz sizi kimseler yakalayamaz. 7 SHATTUCK'TA iKi SMESTR geirdikten sonra bir yaz tatilimde trene kaak binerek, sokak serserilerinin kamplarnda geceleyerek ve aylaklara taklarak tam bir berdu hayat yaadm. Yol arkadalarm Amerika'nn drt bir yanndan gelen kopuklar, tam anlamyla profesyonel serserilerdi ve ilerki yllarda tanyacam baka kltrlerin her birinden greceim trden kat ve ayrntl kurallardan, gelenek ve greneklerden olumu toplumsal bir sistemleri olduunu rendim, ilk rendiim eyse, bir yabancya zel hayat ile ilgili soru sormamak oldu. Birou karsndan, polisten ya da artk yaamak istemedii bir hayattan kayordu ve ne yaptklarn sorduunuzda genellikle "Sadece vakit geiriyorum," cevabn veriyorlard. Onlarn argolarn, jargonlarn ve gizli iaretlerini de rendim: rnein, bir ara sokan duvarlarndan birine tebeirle iziktirilmi belli bir iaret, yaknlarda huysuz bir kpein yaadn, baka, farkl bir sembol de, bu semboln izildii yere en yakn evdeki insanlarn bonkr olduklarn belirtiyordu. leye doru kampta yaayan herkes sebze, et ve balktan oluan sofraya eklenecek yiyecek bir iki para ey getirmek zorundayd. Her birimiz kampa elimizde bir yiyecekle dner ve bunlar ortaklaa kullandmz bir kabn iinde piirerek yerdik - bulabilirsek sac bir tabaktan, olmazsa karavana usul, piirdiimiz kaptan. Kamplarn birok kltrde olduu gibi, nceden belirlenmi demokratik bir dzeni vard: benim gibi daha gen ve tfil serserilerin gngrm dier serserilere saygda kusur etmemeleri beklenirdi; ounlukla kdemli bir serseriye - bu anlamazlklar her ne kadar ou kez yumrukla zmlense de - hakemlik etmek iin danlr, kendisine,

herhangi bir seime bavurulmadan bir tr bakanlk grevi verilirdi. Kampta ate genellikle gn boyu yanar, zerinde de, pasl bir zgarann stne kondurulmu ve iinde kaynamaktan artk zift haline gelmi kahve bulunan bir kap olurdu. Serseriler kahve 56 BRANDO telvelerini olduu gibi kabn iine boaltrlard. Herkes kahveyi sade ierdi, nk byle pierdi - ekersiz, stsz. Hasso adnda elimsiz bir Yahudinin bana ok yardm dokundu. Seyyar bir makas bileycisiydi, kap kap dolar, ine satar ve bir n yemek karlnda bozuk eyleri tamir etmeyi teklif ederdi. Bana ok eyler retti; kime gvenip, kimden saknacam; az bir alnteri karlnda karnm nasl doyuracam; bir yk vagonunda kaak bir yolcuyu yakaladklarnda ellerindeki mee sopasyla kafasna vuran ve istasyonlarda gizlice devriye gezen demiryolu grevlilerini, kaak seyahatlerde nasl atlatacam hep ondan rendim. Hasso manevra istasyonuna bir mil kala trenden atlayp yrmem gerektiini ve istasyonu getikten sonra yolculuuma bir baka trene atlayarak devam etmemi sylemiti. Bo vagonlardan mmkn olduunca uzak durmam gerektiini, nk bunlarn en ok sarslan vagonlar olduklarn ve takr tukur sesler kararak insan uyutmadklarn rendim ondan. "Dolu bir vagon bul ve mmknse yatacan yeri karton kutu istiflerinin zerine hazrla; bu mmkn deilse, bu i iin borular - demiryolundan krk elli santim ykseklikte bulunan ve vagonun altnda uzanan elik milleri - kullanabilirsin," demiti. Bunu yapmann en emin yolunun miller arasna bir tahta paras yerletirip zerine uzanmak olduunu, ancak tren hzl giderken demiryolu yatandan akl talarnn frlamasna dikkat etmem gerektiini belirtmiti. Souk havalarda tahtann iyi bir yaltkan olmadn, fakat gazete ktlarnn snmak iin bire bir olduunu retmiti bana. Ya bir yzeye serecein drt kat gazete kd seni nemden, gmleinin iine yerletirecein birka para kt da sert rzgrlardan koruyacaktr, dedi. Bu numaray ilerde, motosiklet kullanmaya baladm gnlerde tekrar hatrlayacaktm. Geceyi bir serseri kampnda geirmediim zamanlar kh bir yabancyla, kh yolda tantm bir dostla kalyordum. Genellikle her yk vagonunda makaslar iin, trenin yn konusunda aklamalar ieren notlar bulunurdu. Bu notlar sayesinde yolculuk edeceim hatt belirleyerek Minnesota'daki ekin zamanna yetimek zere Wisconsin5! bir lde batan baa kat ettim. Fakat hastalanarak yolculuu yarda kestim ve Jimmy Fergusonlar'a -deerli dostumun evine - Wisconsin'daki Rice Lake'e gittim. ANNEMN RETT ARKILAR 57 O zamanlar insanlar daha bonkrd ve size ufak bir alma karlnda bir n yemek sunarlard. yle gnmzdeki gibi aman aman sular ilenmezdi. Benim tek endiem demiryolu grevlileriydi. Bir gn bir iftinin evine yaklap kapy tklattm ve det olduu zere bir n yemek karl alabileceimi syledim. "Peki bunu hak etmek iin ne yapabilirsin?"diye sordu karmdaki adam. "Ne olursa." iftilik hakknda bir ey bilip bilmediimi sorduunda bir iftlikte oturduumu syledim, beni alp ahra gtrd ve orada inekleri sap domuzlar besledim. Sonra mutfaa gidip ailesiyle birlikte akam yemeine oturdum. Yemekten sonra ifti uyumam iin beni kznn odasna yollad. Aman Tanrm! Seyyar satclarn ryalarna girebilecek bir durumdu bu. Kz ok gzeldi, klar sndnde birka defa yatana gitmeyi aklmdan geirdim. Ama sonra kendi kendine dndm; bu insancklar bana bu kadar iyi davranmken bunu nasl yapabilirdim? Bu salakl bir daha hi yapmadm. Sonbaharda Shattuck'a geri dndmde yazn soluduum zgrlk havas hemen uup gidiverdi. Yine o niformalar, tertipler, yanak dzende yrmeler, yoklamalar ve zorunlu itaatler. Ben de bunlarla birlikte eski numaralarma geri dndm. Shattuck'ta ders alp snf gemeye dier okullarda olduumdan daha fazla hevesli deildim. Belki disleksia hastalm, belki de baka nedenler yzndendir, bilmiyorum, ama okulda hibir zaman baarl olamadm ve hep oradan

uzaklamann yollarn aradm. Dier renciler gibi ben de dnem balarnda be ders alyor, fakat ok gemeden baarsz olup birini brakyordum, sonra bir dierim, bir dierini daha, derken dnem sonunda geriye kala kala bir veya iki dersim kalyordu. Bazen derse girmemek iin hasta numaras yapyordum. Shat-tuck'taki tek hemire, Mahalia (bize ona Mahoola derdik) adl iyi kalpli bir kadnd, yllarca hrt tyszlerle uramaktan bitkin dm olmasna ramen iyiliinden hibir ey kaybetmemiti. Hasta olduumu sylediimde alnm eller ve "ey, atein pek yokmu 58 BRANDO gibi grnyor. Bir lelim bakalm," derdi. Sonra azma bir termometre tktrarak baka bir hastaya bakmaya giderdi; aleti azmdan kararak canla bala pantolonuma srter, tekrar azma yerletirirdim. Termometreye bakmak iin geri dndnde derecenin 39 ila 40C' gsterdiini grnce Mahalia bana sevecen bir bak frlatr ve "Baya yksek. Bu kadar atein varm gibi grnmyorsun, ama yine de imdi doruca yatana gitsen iyi olur," derdi. Ben de "Hay Allah, bak sen u ie," derdim. drt gn derslerden yrtardm ve birka hafta sonra ayn numaray tekrarlardm. Ders yapmak istemediim baz zamanlar sabah erkenden kalkar, snfn kap deliine bir ata sokar, bunu ileri geri hareket ettirerek deliin iinde krlmasn salardm, zaman kasabadan bir ilingir getirilmesi gerekir, snfa kimse giremedii iin de o gnk ders iptal edilirdi. Bu yolla birok kilidi hurdaha ettim. Sonra retmenleri kaldklar odalara kilitleyip derse girmelerini engellemenin de ayn ekilde kolay olduunu fark ettim. Bir hol boyunca karlkl sralanm odalard bunlar ve yz yze bakan odalarn kap kollan birbirine balandnda, kaplar ieriye doru ald iin, oda sakinlerinden hibirinin dar kmay baaramayacan kefettim. retmenler genellikle ikinci katta oturduklarndan dar kmak iin pencereyi de kullanamayacaklar, bylece kendi odalarnda hapis kalacaklar ve o gn ders filan olmayacakt. Bu kadar ok dersi veremediim veya braktm iin genellikle soluu, snftan atlanlarn gnderildii yer olan alma odasnda alrdm. Annemin bana rettii 125 kadar arknn bir listesini karmtm ve ne zaman alma odasna gitsem bu listeyi karr, iinden bir ark seer ve azma, emeden su ier gibi yaklatrdm ellerimle, bu arky fisltl bir slkla alardm. Sevdiim birka dersten biri de herkesin Dk olarak bildii Earle Wagner adl hocann verdii ingilizce dersiydi. Onun sayesinde, dili kullan biimi bana yeni bir kinatn kaplarn aan Shakespeare'le tantm. alma odasnda saatlerce Shakespea-re'in, bugn bile hatrlayabildiim, insann kafasna kaznan birok satrla dolu o eserlerini okuduum oldu. National Geograp-hic'm sayfalarn kantrmaktan da holanyordum, ki bir gn bu derginin sayfalar arasnda bir baka gzel eyle, Tahiti 'yk tanaI ANNEMN RETT ARKILAR 59 aktm. Kumsallarnn gzellii ve Tahitililerin gelenekleri, ama her eyden ok da insanlarn yzlerindeki o ifadeler beni byle-yip kendimden geirdi. O yzlerde mutluluk vard, dzenbazlktan eser yoktu. Yapmack ifadeler yoktu; bu yzler sadece gnl holuunu gsteren, iyi niyetle izilmi net bir harita gibiydiler. Kendisini eytann Adas benzeri bir yerde, tutsak gibi hisseden biri olarak, Tahiti bana en kt benzetmeyle bir tapnak, daha iyisini sylemek gerekirse de nirvana gibi grnmt. 8 DK WAGNER YIPRANMI eski apkasn bana yana doru yatrarak yerletirip, kendisine zenli ve sanki sefahat lemlerinin adamym gibi bir hava vermeye alrd. Oysa, bu leme giremeyecek kadar dnyadan rkyordu bence. arpk bir glmsemesi ve dudann zerinde kallavi bir by vard. Kampusu, birka adm arkasndan gelen ingiliz kan buldog kpeiyle dolard. zerinde o zarif, bir pelerini andran ve omuz ksmlar eprimi trenkotu olurdu hep. valyelere,

krallara yarar bir edas ve te-atral bir stili vard - ite kendi apnda bir dk diye dnrdm. Dk, ingilizce blmnn bakanlnn yan sra, Shattuck'm Tiyatro Kulbyle de ilgileniyordu. Bir gn bana Kral Tut Efsanesinden esinlenerek uyarlanan A Message from Khufu adl tek perdelik oyunda rol almay teklif etti. Oyunda Be adl karakteri canlandrdm. Gsterinin sonunda arkadalarm ile Dk beni baarl bulduklarn sylediklerinde sevindim. Spor faaliyetlerinin dnda, Santa Ana'daki Julius C. Lathrop Junior Lisesindeki atlye retmenimin yaptm almay beenmesinden beri, o gne kadar beni ven olmamt. Baka oyun denemelerine de katldm. Frannie'ye, "ingilizce dersinde yeni yeni kelimeler reniyor ve Hamlet alyorum," diye yazmtm. "Wagner'in kendisine has yntemlerle rettii eyler insann yeteneini artryor." Aileme yazdm bir baka mektupta ise yle demiim: "ingilizce ok zor bir ders, ama ayn zamanda da ilgi ekici, nk tiyatro oyunlar hazrlyoruz. Shakespeare sahneliyoruz. u Dk mthi bir adam dorusu'." Shattuck'taki ikinci ylmda Vurucu Tim adl talim takmna girdim. lkedeki en iyi takmlardan biri saylan bu takma seilmek onur vericiydi. Resmigeitlerde ve dier okullarla yaptmz msabakalarda yanak dzende yryor ve tfeklerimizi havaya atp dzenli ve ezamanl hareketlerle gsteriler yapyorduk. MANNEMN RETT ARKILAR 61 sabakalarn hibirinde birincilii kaptrmadk, ama ok zor iti dorusu; hareketlerimizin her dakikas iin belki on saat altrma yapyorduk. O yl eve yazdm mektuplarda ailemin beni ziyaret etmesi iin adeta yalvaryordum. Bir mektubumda "ldnz m, kaldnz m, neredesiniz?" demitim. O yln sonbaharnda yolladm bir mektupta babama unlar yazmtm: Perembe gn son antrenman yaptk. Takmmz Cumartesi Culver'da sezonun son mana kacak. Ma ekimeli, iyi bir ma olacaa benzese de kazanma ansmz drtte bir. Antrenrmz, gsteri timimizin silah eitiminde kendimi sakatlayp haftam boa harcamam olsaydm takmn as oyuncusu olabileceimi syleyerek beni teselli etti. Neyse, gelecek yla bakarz artk. Merasim niformam terziden aldm, tam bir "ehzade"ye benziyorum. Tezahrat istemez ocuklar, tepi-nin yeter. Dikimi bir harika, beni ak gibi bir asker yapyor ve de ok k... Hayatta grmediim, bilmediim eyleri buraya gelince grdm, rendim. Buras insan hayretler iinde brakyor. En ksa zamanda buraya gelirsiniz umarm. Seni ve annemi ok zledim. Ne tatl kadndr o yarabbim. Gelirseniz ayet, tam da enlie rastlayacaksnz. Her eyden nce kran Gn var, sonra bir tiyatro gsterisi de (benim de bir rolm var) olacak. Byk bir dans partisi de verilecek. Kzlarla hi ilgilenmiyorum. Etrafta kz varm, yokmu umurumda bile deil. Ergenlik ann, insann akln "kzlar"la bozduu o sorunlu yllarn geride brakm olmaktan ok memnunum. Hi dans partisine gitmediimi sylesem bana inanr msn? Sevgiler, Bud. Sevgili Ailem Zaman ok yava geiyor. Sanki sekiz aydr buradaym. Antrenrden herkes nefret ediyor. Ben de yle. Vurucu Tim takmnda hi fena deilim. Yzba bu ii kvracam sylyor... kampus sonbahar renkleriyle bezendi, insan mahvedi62 BRANDO yor. Dk'e olan saygm gn getike artyor. Felaket bir adam. ingilizce dersi bugnlerde biraz arlat, nk gramer alyoruz, ama konuya vakfm. ikinizi de ok ok seviyorum, Bud. * Her pazar gn kiliseye giderdik. Burada rencilerin ou' uykuya dalar ve ok dindar olan Dk ile dier hocalar, kestiren var m diye sralarn zerinden bizi szerlerdi. Herkes gibi ben de oradaki her eyden sklrdm. Sknty datmak iin her zaman birbirimizi dirsekle drterdik; zaman zaman da osuruk ekimeleri olurdu. Ergen olmann verdii gle sralarn tahta demelerini sarsacak ve byk bir grltyle muhteem patlamalar yaratacak denli sk yeller sallayabiliyorduk. Biri bombasn saldnda hemen yanndakine sulayc bir

bak frlatyordu. Eer yanndaki glerse, daha da iyiydi, nk glmek bir sululuk belirtisi saylacandan numara amacna daha kolay ulayor ve herkes sulanan kiiye irenerek bakyordu. Sonra bir bakas daha gl yellenmeye urayordu. Bir pazar gn rencilerin pederin nnden srayla geip komnyon* *> aldklarn grdmde merakma yenik dp pelerine takldm. Yiyecek bir eylerle birlikte arap falan verildiini duymutum. Bylece ben de dierleri gibi diz kp bekledim. Sra bana geldiinde peder azma ince bir ekmek paras uzatt, fakat yutmak yerine yanalmn iine yaptrp nemene bir ey olduunu anlamak iin dilimin zerinde evirip evirmeye baladm. Sonra arap uzatt. arab annda yudumladm, fakat kaba yle sk yapmm ki peder azmdan ekmek iin nndeki parmaklktan ayayla g almak zorunda kald. Srama .geri dndmde komnyon ekmeini azmdan kararak dikkatle incelemeye koyuldum. Bir ara etrafma baktmda Dk'n kar srann kesinden atk kalarla beni szdn fark ettim. Ayinden sonra odasna artt ve "Kinatn her eye kadir varln kendine (*) Komnyon: Hristiyanlarda isa'nn bedeni ile kann temsil eden ekmek ve arap sunumuna ve bu ayinlere verilen ad. (.N.) ANNEMN RETT ARKILAR 63 oyuncak ettin. Tanr yardmcn olsun. sa Hazretleri'ni bugnk gibi bir daha kk drme. Bir daha asla,,'''' dedi. "Ne yaptm ki?" "Kutsal Ekmekle oynadn grdm. Ona sayglarn en byn gstermelisin, aksi takdirde eytan'a davetiye kartm olursun." Dk karma aldm iin kendimi kt hissediyordum. Benim ok deer verdiim bu insan, yaptklarmdan dehete dm grnyordu. zgn olduumu, fakat ayinin tad anlam bilmediim iin byle yaptm syledim. "Ekmek isa'nn bedeni, arap ise kam," dedi. Bunu duyunca "Yamyamlk gibi" diye dnmekten kendimi alamadm, ama dncemi sylemedim, nk Dk' zmek istemiyordum. Derslerdeki baarszlma ramen baz hocalar beni subay yapma abalarndan vazgememilerdi. Belki tevik iin, belki de liderlik vasfina sahip olduumu, onlar kadar benim de idrak etmemi salamak amacyla Nbeti Kolluu takarak bana bir katn sorumluluunu verdiler. Tabii bana verilen bu yetkiyi oradaki rencileri yiyecek ve tatl haracna kesmek iin hi gecikmeden kullanmaya baladm; ellerindeki yiyeceklerden bir srk verirlerse Pazar gnk yoklamadan sonra haklarnda tutanak yazmayacam sylyordum; bu yntem gangsterlerin aldklar fedailik haralarndan devirilmiti, bunu sadece dmanm olduklarn bildiim ve ispiyonculuk yapan tiplere kar uyguluyordum. Grevime ksa bir sre sonra son verildiini sylemeye bilmem gerek var m? Devlet desteiyle retim yapan dier askeri okullarda olduu gibi ordu Shattuck'a da, yaptklarmz deerlendirmek zere ara sra mfetti gnderirdi. Bu mfettiler rencilerin askerlik vasflarn tayp tamadklarna dikkat eder, gerektiinde Shattuck mezunlarn bir temen ya da yzbaya verilen greve atarlard. Her teftiin birka gn ncesinde renci birliklerine yanak dzende tertip emri verilir ve teftiin yalnz Shattuck iin deil ayn zamanda orduda subay olarak grev alacak olan bizlerin ileriki meslek hayat iin tad nem anlatlrd. Harita okuma, sava taktikleri ve genel askeri disiplin gibi konularda btn rendikle64 BRANDO rimizi azami gayret sarf ederek gsterirken, mfettilere kar saygda kusur etmemenin hayati bir nem tad da hatrlatlrd. O yl tefti iin Shattuck'a sert mi sert bir albay gelmiti. Hocalardan biri ona benden sz etmi; yanma gelip hocalarn benim ortal birbirine kattm sylediklerini, ama bununla birlikte bende baz liderlik vasflarnn bulunabileceini, nk haylazlklarma dier rencileri de let ettiimi, ayrca an kulesindeki tokmak kaybolduunda onca rencinin arasndan kp btn sorumlularnn cezasz braklmamasn isteyebilecek kadar onur ve grev bilincine sahip olduumu gsteren tek renci olduumu syledi.

Alma nizamnda ellerimizde silahlarla tam tehizat ormana dalmamz emredildi. Krmz birlii geri pskrtmekle grevli olan mavi birliin komutasndaki subaylardan biriydim. Albay yanma gelerek, "Asker, tabur komutann ld diyelim. Ne yaparsn?" diye bir soru sordu. "Birlik komutannn emrini beklerim, komutanm," dedim. "Diyelim o da ld. Ne yaparsn?" "O zaman takm komutannn emrini beklerim, komutanm," dedim. "Hadi diyelim o da ld. O zaman ne yaparsn?" diye sorunca, "O zaman tabana kuvvet kaarm herhalde, komutanm," dedim. Bu onun bekledii bir cevap deildi ve itaatsizlik olarak nitelendirildi. Gzaltna alnp oda hapsi cezasna arptrldm. Ama bundan memnundum, nk o gn yaplacak olan ikinci bir alma nizam tatbikatna katlmayacaktm bylece. Fakat odamda tek bama bir saat kadar kaldktan sonra iime bir sknt bast ve ehre inmeye karar verdim. Fakat maalesef bu izinsiz km hemen fark edilmi; gzaltnda oluum da dikkate alnd ve okulla iliiim kesildi. "Marlon, senin gibi biri bu okulda barnamaz,"dedi Tuba Nuba olanlar rendiinde. "Seni artk burada tutamayz." zgn bir ekilde oda oda dolaarak btn arkadalarma veda ettim. Dk'e uradmda, "Takma kafana Marlon, her ey yoluna girer. Bir gn kendini btn dnyaya kabul ettireceinden eminim," diyerek beni hayretler iinde brakt. ANNEMN RETT ARKILAR 65 Onun bu szleri aklmdan hi kmad. Beni kucaklarken gzlerim birden yala doldu. Bam omzuna yasladm ve kendimi tutamayarak alamaya baladm. O ana kadar sevilip takdir edildiimi hi mi hi fark etmemitim. O an bile byle bir eyin doru olabileceine pek ihtimal vermemitim. O zamana kadar ilk defa biri bana bylesine sevecen davranyor, laf hi dolandrmadan yreklendirici szler sylyor ve benimle bylesine yakndan ilgileniyordu. Dk'n gzlerinin iine baktm ve szlerinde samimi olduunu anladm. Bugn bile o an hatrladmda iimde bir eyler kprdar ve onun o zamanlar benim iin ne kadar deerli olduunu dnerek i geiririm. Eve gittiimde annemle babamn yzne baktm, yzlerinden umutsuzluk ve d krkl okunuyordu. Ama bu hallerine teden beri alktm zaten. ki hafta kadar sonra eve Shattuck'tan bir mektup geldi, yle yazyordu: "Sayn Brando. Size haksz davranldn dndmz iin biz renciler ile taburda grev yapan btn subaylar eylem yaptk. Okula tekrar alnmadnz takdirde ve okula alnmanza kadar geecek sre zarfinda derslere katlmayacamz bildirdik..." Eylemi uzun uzadya akladktan sonra mektup yle devam ediyordu: "Okula tekrar kabul edilmeniz konusundaki giriimlerimizin olumlu sonulandn size sevinerek bildiririz. Okul ynetimi Shattuck'a geri dnebileceiniz ve kaybettiiniz zaman yaz okulunda telafi edebileceiniz konusunda karar almtr." Mektubun altnda okuldaki btn rencilerin imzas vard. Mektubu grnce annemin gzleri doldu, benimse koltuklarm kabarmt. Tavrlarna kar ilgisiz ltm iin, on an babamn nasl bir tepki gsterdiini hatrlamyorum. Birka gn dnp tandktan sonra, rencilerin bu davrann her zaman hatrlayacam ve beni kolladklar iin onlara mr boyu kran duyacam, fakat Shattuck'a geri dnmemeye karar verdiimi, bir yol ayrmnda olduumu ve teki yolda karar kldm, yeniyetmeliimin karannca anlatan bir mektup yazp yolladm. Hendek ama, boru deme, kiremit aktarma gibi tamiratlar ve ev inaatlarnda yan iler yapan kk bir inaat irketinde, hafB5 ^66 BRANDO tada 35 Dolara bir i buldum. Kot pantolonumun ceplerine kendi kazancm olan bir para hayatmda ilk defa giriyordu. Kendi paramla smarladm o ilk birann tad hl damamda.

Evde kala kala kii kalmtk, nk her iki kz kardeim de New York'a gitmiti. Tiddy, lisedeki oyunculuk denemelerinden sonra American Academy'nin Tiyatro Konservatuvar Blm'ne girmiti. Frannie de Gzel Sanatlar Fakltesi renci Cemiye-ti'nde ressamlk almalanm srdryor ve Greenwich Village'de sanatlk kariyerini elde etmeye hazrlanyordu Shattuck'a yolladm o mangalda kl brakmayan mektupta yazdklarma ramen, setiim yolun ne olduunu, beni sonunda neyin beklediini bilmiyordum ve kendimi yine niformann iinde bulacam gnlerin hi de uzak olmadn dnerek endieleniyordum. Libertyville'de benim yamdaki birok kii askere alnm, bir o kadar da gnll yazlmt. Ordu, askeri okul gemiine sahip rencileri havada kapyor ve grev yerlerine subay rtbesiyle gnderiyordu. Bu yzden ben de ubeye gidip gnll yazlaym bari dedim. Askerlik ubesindeki doktor fiziksel bir rahatszlmn olup olmadn sordu. "Zaman zaman di/im arr," dedim. Shattuck'taki bir futbol karlamasnda rakip takmla birbirimize girdiimiz srada arkamdan biri sarlm ve dizkapamda yer alan yarm ay biimli kkrdak dokuyu zedelemiti, sonradan o doku bir operasyonla yerinden alnmt. Doktor bacam kavrayp dizimi hafife oynatacak ekilde yana ekti. "zgnm evlat, ama dizin biraz sorunlu grnyor," dedi. "Seni re ayracam." Annemle babam bir gn tm cesaretlerini toplayp beni bir keye ektiler ve bu durumda ilerisi iin ne dndm sordular. "Bilmiyorum," dedim, ama aklmda birka fikir vard. nceki Noel New York'a kz kardelerimi ziyarete gitmi ve eve dndmde Frannie'ye "New York'u seviyorum ve hayata atldmda orada yaamay dnyorum... Ah ah, orada olmay isterdim. Oras dnyann en byleyici ehri... " diye yazmtm. Annem, hayatta bir eye karar vermemin istikbalim asndan ANNEMN RETT ARKILAR. 67 nemli olduunu syledi. Babam da ticaretle ilgili bir blmde okumam halinde masraflarm karlamay vaat etti. Sportif faaliyetler dnda insanlarn vgsn kazandm tek ey oyunculuk olduu iin onlara, "New York'a gidip tiyatro oyunculuunu denememe ne dersiniz?" diye sordum. 1943 GZNDE BENi Pennsylvania Istasyonu'ndan alp ablamn Greenwich Village'de oturduu apartmann nnde brakan taksiden bamda grenlerin dudan uuklatacan dndm ak krmz bir ftr apkayla etrafima hava basa basa indim. New York'ta zgrce geirdiim birka gn; zellikle de o gnlerdeki hibir otorite tanmayan pervaszlm ve istediim yere gidip, istediim zaman istediimi yapabileceime olan inancm capcanl hatrlarm. Artk ne niformalar, ne itimalar, ne boru sesi, ne yanak dzen eitimi ne de trenler, yat emirleri ve komutanlar vard. Okullardan hep nefret etmitim ve imdi zgrdm ite. Bir gece Washington Meydan'na kp ilk defa sarho olana kadar itim. Yaya kaldrmnda szdmda kimse oral bile olmad. iim geldiinde bir alln arasna salverdim. Kimse, "Hop no-oluyor," falan demedi. Hibir eye ve hi kimseye bal olmadm bilmenin huzuruyla Washington Meydan'ndaki yaya kaldrmnda kendimden geercesine uyudum. Canm istediinde yatyor, istemediinde yatmyordum. O ilk birka hafta ierisinde edindiim uyku alkanln hayatm boyunca srdrdm: gecenin bir yarsnda yatyor, ertesi gnn saat onunda veya on birinde kalkyordum. Brooklyn'de gece boyunca srm bir partinin sonlarna doru sabah alt sralarnda oturduum yerden kalkp yeni yeni aarmakta olan gkyznn grnd pencereden dar baktm ve otobs, araba ve taksi farlaryla l l parlayan caddeyi seyre koyuldum. Bir sre sonra yaya kaldrmlar ellerinde antalarla telala iyerlerine kouturan insanlarla doldu. Bu telaeyi izlerken kendi kendime, bu insanlar gibi sabah erken kalkp aceleyle gideceim bir ite almann ne kadar korkun bir ey olacan dndm. Village'deki Patchin Place yaknlarndaki bir apartmanda kalan Frannie'nin New York'taki dairesindeyken, 1944. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.)

70 BRANDO Frannie kendisiyle birlikte oturmam teklif etti. Best & Company adl maazada asansrclk ii buldum, oradan ayrldktan sonra garsonluk, sonra alc yamakl, bfecilik ve imdi aklma gelmeyen bir sr ie girdim ktm. Bir gn leden sonra Drdnc Cadde, Yedinci Sokak'taki bir kafeteryaya girip iki kiinin arasnda bulduum bo bir yere oturdum. Onlarla laflamaya baladm, ilerinden biri koyu bir Teksas aksanyla konuuyordu, merak edip nereli olduunu sordum. "New Yorkluyum," dedi. "Peki bu Teksas aksann nereden aldn?" diye sordum. "Askerdeydim." "Askerlikle Teksas aksannn ne alakas var?" aknlm yzmden okunuyor olmalyd. "Bu bir eit koruyucu klft,"dedi, "nk, askerde Yahudi olduunu rendiler mi-, sana eidi isimler takarlar, gidip gelip seninle urarlar ve dnyan dar ederler. Bu yzden Teksaslym-m gibi davranyordum." Teskeresini alal sekiz ay olmasna ramen bu alkanlndan bir trl kurtulamadn syledi. Sonra birbirimize kendimizi tanttk. Teksas aksanyla konuan kiinin ad Norman Mailer, dierinin de Jimmy Baldwin idi. O sralarda henz tannmam bir yazar olan Mailer'le dostluumuz pek pekimedi ama Jimmy Baldwin'le Hector's Cafeteria' daki o ilk tanma faslndan sonra sk fk ahbap olduk. Aramzdaki iliki anlamlyd ve en belirgin zelliklerinden biri de, dier siyah arkadalarmda nadiren rastladm bir zellikti; konuurken aramzdaki rk farklln hi mi hi dikkate almazdk. Ne o ne de ben rk konusunu amay gerekli grrdk. Aramzdaki iliki snrsz bir insan ilikisiydi, birbirimize samimiyetle her eyimizi anlatrdk. Ben aptal bir ite alyordum, o da yle; o zamanlar henz doru drst bir eyler yazmamt, ben de ne yapacam, nereye gideceimi bilemez bir haldeydim. Maalesef Jimmy de, Libertyville'i terk ettiimden beri tanyp sevdiim ve anszn anlamszca, trajik bir ekilde len, o varlarn yoklarn hemen vermeye gnll dier dostlarmn akbetine urad. lmnn yakn olduundan bana hi sz etmedi, kanser olduunu ancak lmnden sonra rendim. ANNEMN RETT ARKILAR 71 Ablamn oturduu dairenin hemen yanndaki dairede ad Est-relita Rosa Maria Consuelo Cruz olan bir kadn oturuyordu. Onu Luke diye arrdm. Kolombiyalyd ve benden on-on be ya bykt; buday tenli, alml ve son derece zarif bir kadnd; al mkemmeldi. Kocas uluslararas seferlere kan bir denizciydi. Bir gn beni akam yemeine davet etti; mine atei, mum , arap falan derken yalnzla veda ettim. Luke ok ateli bir kadnd ve sekste snr tanmyordu. Altna don giymezdi, New York'ta sk sk o cadde senin bu cadde benim beraberce dolar, ara sokaklardan birine dalar ve orackta ii bitirirdik. Bir gece bir bale gsterisini seyrederken elini dalgamn zerine koydu, ben de etekliinin altndan onunkini kavradm. Bir sre sonra ikimiz de kopardk. Heyecandan yle bir barp kkrdamaya balad ki salonda oturan dier seyirciler durup dururken bu kadna ne oldu diye merak etmi olmallar. Kocas seferden dndnde aramzdaki ilikiyi renip ondan boand. Dostluumuz uzun yllar srd. O zamanlar kendisine ok nem verdiim biriydi o, fakat ilikimiz bittikten sonra nice kadnlar gelip geti hayatmdan. 10 DNYANIN EN IY gruplar srekli Manhattan'a urar ve Har-lem ile ehrin bat yakasndaki Elli ikinci Cadde boyunca sralanm olan caz kulplerinin neon klar ve krmz sayvanlarnn ardnda, harika mziklerinden rnekler sunarlard. Ben de bu gsterilerin mptelas olup kmtm. Libertyville'deyken caz alemindeki idollerim Gene Krupa ile Buddy Rich'ti. Fakat dans edip kendimden gemek amacyla Broadway'deki Palladium adl balo salonuna gittiim bir gece Afro-Kba mziiyle tantm. Her aramba gecesi orada mambo msabakas olurdu ve byle gecelerde pist yle bir dolard ki, New York'ta Portoriko kan tayan kim var kim yoksa oraya toplanm sanrdnz, insanlar o gece ehrin nezih

yerlerinde btn bir hafta boyunca garson olarak veya el arabasyla eekler gibi alm olmann acsn kartrlard. Dans ederken vcutlarn inanlmaz ekillerde hareket ettiriyorlard; bu o gne kadar grdm en gzel danst, tek kelimeyle bylenmitim. Her aramba gecesi adeta bir festival havasndayd ve o geceyi btn bir hafta boyunca iple ekiyordum. Palladium'da yle gecelerde nee, zevk ve cokuyla yer yerinden oynard. Afro-Kba mzii alan gruplarn iinde en iyileri saylan Tito Puente ile Tito Rodrigues orann daimi gruplaryd. nce biri bir para alar, bitirdiinde hemen devreye dieri girer, bylece mzik hi durmadan devam ederdi. Ritim (saatin tik taklar bile olsa), bildim bileli beni hep harekete geirmitir ve bu adamlarn aldklar mziin ritimleri, kar konulmaz derecede canlyd. Her grubun iki veya bongocusu vard ve yle muazzam ve karmak ritmler yapyorlard ki yerimde duramyordum. Bagetle almada olduka iyiydim - o sralarda davul dersleri alyordum - ama bongo almay hi denememitim. Palladium'a gittikten sonra davul derslerini brakp bongo satn aldm ve bir dans kursuna girerek harika bir siyah dans olan Katherine Dunham'n hocaln yapt snfa ANNEMN RETT ARKILAR 73 adm yazdrdm. Bir sre hayatm modern dans olarak kazanmay dndm. Dunham o zamanlar "ilkel dans" olarak adlandrlan dans trn dnyann drt bir yann dolaarak renmiti. Snfta dans etmek veya bongo almak konusunda serbest brakldm zamanlarda bongo almay tercih ediyordum ama, bu dans aklm bamdan alacak denli etkiliyordu beni. Dunham'n snfnda benden baka iki beyaz daha vard; geri kalan hep siyaht. Gzlerinde ok deiik bir ifadeyle bakan Flo-retta adl Jamaikal hemire de bu siyahlardan biriydi. Gzkapak-larn, gzlerini neredeyse tamamen kapayacak biimde indirir, bu da nedenini bilmediim bir ekilde beni tahrik ederdi. Sevimemizin ardndan ne onun beyaz bir erkekle, ne de benim siyah bir kadnla daha nce beraber olmadmz fark ettikten sonra farM rktan iki insann birbirine duyduu merakla birbirimizi incelemeye koyulduk. Beni neden bu kadar arttn bilmiyordum, ama ten rengi benimkinden farkl bir kadnla sevimek ile beyaz bir kadnla sevimek arasnda herhangi bir farkn olmadn anlamak bana nedense ilgin gelmiti. Aradaki tek fark tenlerimizin rengiydi; bir sepya fotoraf gibiydik. Baparmamla tenine bastrdmda ukurun etrafnda parlak bir hare beliriyordu; daha nce byle bir vcuda hi elim dememiti. Birlikte ok gzel anlarmz oldu, ama sonunda herkes kendi yoluna devam etti. Okuldan ayrld ve bir daha da kendisinden hi haber alamadm. Harlem'de alan bir grubun methini duymutum ve bir gece metroya atlayarak soluu 132'nci Caddedeki, giri ksmnda bar, arka ksmnda bir grubun mzik ald yerde kk bir dans pisti bulunan izbe bir kulpte aldm. Kafam kyakt ve bir iki para dinledikten sonra gruba doru yryp bongocuya, "Ben de bir para alabilir miyim?" diye sordum. Cebimden 5 Dolar kartp uzattm, ama'herif hi tnmad bile. Yanndaki ask suratl da ayn ekilde benimle ilgilenmiyor gibi grnyordu. Derken gzleri bir rulman byklnde bir am yarmas bitiverdi yambamda, "Paray bana ver koum," dedi. "Bongo almak istiyorsun deil mi? O zaman ulan bakalm. Nasl alyorsun bir grelim." "ey, imdi dinleyeyim de sonra alarm," dedim. Birden ortalk sessizleiverdi. Ne ola ki, diye dndm. Sonra 74 BRANDO kulpte gz temas kurduum tek kiinin bu yarma olduunu sezinledim. Derken bir de baktm ki oradaki tek beyaz benim. Yerime otururken arkamdaki masada bir yn kadn gzme arpt. Grup tekrar almaya balad, arkama yaslanp dinlemeye koyuldum; orada bulunmaktan hal memnundum. Sonra birinin bana "Dans etmek ister misin?" dediini duydum. Bam kaldrdmda ok gzel bir hatunla yz yze geldim. "Dans m? Sorulur mu hi, tabii ki." Dans etmeye baladk, adm sordum. "Ruby." "Benim adm da Buddy." "Buddy, Buddy ha?"

"Aynen yle," dedim; kzn yznde arpk bir glmseme belirdi, dudaklar aralandnda ortaya kan altn diinin parlaklnn elik ettii ho bir glmseme. Mzik durana kadar dans ettik ve yerimize oturup laflamaya baladk. Konuurken bana deil, arkamdakilere baktn fark ettim. Anszn "Benim adm aslnda Sugar,"dedi. Arkama dndmde be alt kadnla birden yz yze geldim. Sonra tam arkamda bir adamn oturmakta olduunu grdm; adam adam deil gzleri 45'lik plak byklnde, siyah bir devdi. Karmdaki surat pek tekin deildi; anlayacanz sert bir kayaya arpmtm. Sandalyemden kalktm, ta yutar gibi yutkundum, ne syleyeceimi dnrken nce yeri sonra da ayaklarm incelemeye baladm. Nihayet dnp ona doru yrdm; midem bir piyanistin parmaklan gibi kpr kpr kprdyordu. Kadnlarn dikkatli baklar altnda yannda durdum. Benimle ilgilenmiyor grnyordu, gzlerini ylece dikmi karya bakyordu. Soukkanl grnerek "Dostum, ehre yeni geldim. Buralarn yabancsym," demeye alrken beni susturdu ve aheste aheste "Benim adm Leroy, L-E-R-O-Y" dedi. Bu szler hl kulaklarmda nlar. "ey, Bay Lefoy," dedim, "aslnda 'biraz eleneyim, biraz da mzie taklaym diye dnmtm." Siyahlarn jargonuna yabancydm, bir tek "taklmak" lafn biliyordum ve hemen hemen her lafin banda kullanyordum. "Adm Bud. Burann yabancsym," dedim. "Chicago'dan yeni geldim. Kimseyi rahatsz etmek niyetinde deilim." ANNEMN RETT ARKILAR 75 "Bu gzel ite," dedi Leroy, "okgzel." Gzel kelimesini telamz ederken her harfi adeta be saniyede sylyordu; buna da krd, nk harfleri tek tek sylemeye de kalkabilirdi. "ok iyi koum, ok iyi," diye tekrarlad. "Teekkrler. Artk her ey yolunda, deil mi?" dedim. Bana bakt ve "H" dedi. Hi bitmeyecekmi gibi grnen bir "Hu" yd bu. Yzme bir kez olsun bakmad. Kafam toparlamaya alarak yerime gidip oturdum ve dudaklarmda donup kalm olan arpk tebessm silmeye abalayarak kzla yemden konumaya baladm. "Erkek arkadan m?" diye sordum. "Eeee," ban hafife kaldrd ve "bir bakma yle saylr," dedi. "Baksana," dedim. "ehir iine gitmeye ne dersin? Dans edip elenebileceimiz gzel yerler biliyorum. Gelmek ister misin?" "Tabii," dedi. "Neden olmasn aslanm? kalm." Masaya hesab braktktan sonra paltomu almak zere giriteki barn yaknndaki vestiyere gittim. Paltomu zerime tam geirmitim ki, arkama dnp holden ieri baktm, bir de ne greyim, sandalyeleri zerine ters konmu masalara doru, biri, yere teet tam gaz uuyor. O biri Ruby/Sugar'di. Ortal yattrmaya falan kalkmadan sa ayamn zerinde tam bir dn yapp kapy atm ve hayatnn ilk kobrasn grm dokuz yandaki bir kz ocuu gibi tabanlar yaladm. Darda arkamdan gelenlerin ayak seslerini iitince daha da hzl komaya baladm. Kap nlerinde toplanm bir grubun nnden geerken ilerinden birka bana, "Tabakhaneye mi gidiyorsun beyaz ocuk," diye seslendi. Kanm-daki adrenalin miktar o kadar artmt ki Jesse Owens'i bile en iyi gnnde ardmda brakabilirdim, iki blok tedeki bir kavakta bir araba brmz kta duruyordu; n kaportasnn zerinden bir uzun atlamac gibi ap 110'uncu Cadde'deki metroya doru komay srdrdm. Metronun merdivenlerini drder drder inerek platforma vardm. Platformun sonunda bir posta kutusunu kendime siper ederek gelen var m diye arkama baktm. Cehennem aza-byla geen uzun bir bekleyiten sonra hi gelmeyecek sandm tren sonunda geldi. Fakat onun gelmesiyle birlikte bir grup gen merdivenlerden aa hzla inmeye balad, ite buraya kadar diye 76 BRANDO dndm; Central Park'n altndaki bir yeralt istasyonunda kanlar iinde can vereceim, stelik daha hayatnn baharnda on dokuz yanda bir genken. Trenin Elli Dokuzuncu Cadde'ye kadar hibir istasyonda durmayacan biliyordum. Yolculuum binlerce yl srm gibi geldi bana. Bacaklarmdan ayak parmaklarma

kadar vcudumun her yerinden ter boanrken ha geldi ha gelecekler, diye bekleyip durdum. Tren Elli Dokuzuncu Cadde'ye vardnda hemen inip etrafma bakndm, ama ardmdan kimse inmedi. O zaman kimsenin beni kovalamadn anladm; her eyi kafamda kurmutum. 11 NEW YORK'TA ZGRLMN tadn karmama ramen, hl kafas kark bir delikanl olduum, o yln sonbaharnda yazdm bir mektuptan da anlalyor: Yarn okullar alyor ve ben ok mutluyum; nk bir sredir sinirli otobs ofrleriyle, pasifistlerle, felsefe yapanlarla, tuhaf gln insanlarla, New York'la ve kendimle deliler gibi urap durdum. Tanrm! Bir cevap aryorum, ama bulamyorum. Hayr, hibir ey bulamyorum. Kendimi yle brakp rahatlayaym dedim, ama yine hibir ey deimedi. Dorunun, hakikatin, onun paralarnn ne olduunu dndke ldracak gibi oluyorum. Hibir ey elde edemiyorum. Sonuta deien bir ey yok. evremde o kadar ok ktlk, korku, nefret ve yalan dolan var ki. Bu konuda bir eyler yapmak istiyorum. Tehlikeyi gze almaktan korkmak beni deli ediyor, iyi bir insan olmaya, manukl davranmaya, iyi niyetli ve drst olmaya altka sana yalanc diyorlar. Hemen senden pheleniyor; sana gceniyor ve senden nefret ediyorlar, insanlara anlay gsterip onlar balamak iin elimden geleni yapyorum, fakat kimi zaman duyumsadldarm szlerle ve tavrlarla anlatmaya kalktmda bunun karln ok pahalya dyorum. Toplum senin drst ve temiz kalman istemiyor, nk insanlar hep lanet bir korku iindeler. Akll uslu davranp hibir eye karmamaya altm, ama o zaman da kendi dnce ve ilkelerim dorultusunda hareket etmiyormuum gibi bir duyguya kapldm... Evimizin sonbahardaki halini, elmalar, yapraklar, kokulan ve oradaki milleti zledim imdi. Bunu dnrken bile boazmda bir eyler dmlendi... Sevgiler, Bud 78 BRANDO New School for Social Research'e sadece bir yl devam ettim; ama ne yld o. Bu okul ve New York, II. Dnya Sava'nm ncesinde ve sava srasnda Almanya'dan ve Avrupa ktasnn dier lkelerinden kam Yahudi rkndan birok olaanst insann adeta kutsal snaklar olmutu. Bu insanlar ehrin entelektel hayatn dnyada ei benzeri grlmeyecek kadar ksa bir zaman iinde ve benzersiz bir younlukta zenginletirmilerdi. Dnsel gelimemde Yahudilerin ok byk etkisi oldu. Yahudilerden kurulu bir dnyann iinde yayordum. Onlar benim akl hocalarm, benim "patronum", yol gstericim, dostumdular. O zamana kadar varlndan bile habersiz yaadm kitaplarn ve dncelerin dnyasyla tantrdlar beni. Onlarla geceler boyu birlikte olur, sorular sorar, onlarla tartr, neyin nasl olduunu aratrr, ne kadar az ey bildiimi, meramm bile anlatmaktan ne kadar aciz olduumu ve daha renecek ok ey bulunduunu grrdm. Bir liseyi bile bitirmemitim, oysa onlarn ou Avrupa'nn en iyi enstitlerinden ve fakltelerinden stn baaryla mezun olmulard. Kendimi aptal gibi hissediyor ve bundan utanyordum, ama onlar bende nne gelen her eyi renme itahn kabarttlar. Beni bilgiye susam biri haline getirdiler. O zamanlar ne kadar ok ey renirsem o kadar akll olacam sanmtm, oysa artk bunun doru olmadn anlyordum. Kant, Rousseau, Nietzsche, Locke, Melville, Tolstoy, Faulkner, Dostoyevski ve neden bahsettiklerini hibir zaman anlayamadm baka bir yn yazarn kitaplarn okudum. New School; Avrupa'dan gelen birok sk Musevi entelektel iin, Princeton, Yale ve Harvard gibi niversitelere gemede bir adama ta, bir yar cennetti. Onlar Avrupal akademisyenlerin kaymak tabakasndandlar ve hoca olarak olaanstydler. Hayatmda kafamn almad esrarengiz eylerden biri de dnya nfusuna gre parmakla saylacak kadar az olan Yahudilerin nasl olup da bu kadar ileri bir dzeye eritii ve birbirinden bu kadar farkl alanda - bilim, mzik, tp, edebiyat, sanat, ticaret ve i gibi birok alanda - bu kadar baarl olduuydu. Son yzyl iinde tarihe damgasn vurmu kiilerin bir listesini yapmaya kalktnzda ilk sray Einstein, Freud ve Marx alacaktr; de Yahudiydi. Listeye daha birok Yahudinin adn dahil edebiliriz. OyANNEMIN RETT ARKILAR

79 sa gnmzde hl ABD nfusunun sadece yzde n oluturduklarn grmek ok arpc. Ksacas Yahudiler mthi insanlar. Bir de yzyllar boyu uradklar zulmleri dnn: kymlar, yaklan mabetleri, Kazak aknlarn, datlan paralanan aile ocaklarn, zorla srgn edilmeleri ve Nazi soykrmn. nl srgnden sonra dnyann birok yerinde ne toprak almalarna ne de zgrce ibadet etmelerine izin verildi; siyasal seme haklarndan yoksundular ve ikamet edecekleri yerler bakalar tarafndan belirlenirdi. Kltrleri ayakta kalmay baard ve Yahudiler, dnyann grp grecei en baarl insanlar olup ktlar. Bir ara Yahudilerin bu parlak zeklarn ve baarlarn Orta Do-u'da uzun evrim aamalarndan geerek zenginlemi olabileceini dndm genlerine yormutum. Fakat sonra bu teorimin pek tutmadn fark ettim, nk srgnden sonra Akenaz Yahudileri d grn bakmndan ispanyol Yahudilerinkinden ok farkl bir topluluk oluturmulard, ispanyol Yahudilerinin Rus Ya-hudileriyle ortak hibir taraflar yoktu; gerekten de birbirlerinin dillerini bile anlamyorlard. Rus Yahudiler dierlerine gre kendilerini sekin ve stn gren Alman Yahudileriyle ilikilerini tamamen kesmi, kendilerini onlardan yaltmlard. Dou Avrupal Yahudiler ise ispanyol Yahudilerine uzaktan yakndan hi benzemi-yorlard. Bunun dnda yzyllar boyunca o kadar ok d evlilikler olmutu ki, genetik yaklamlar tek bana bu olguyu aklamakta yetersiz kalyordu. Birok Yahudiyle konuup, Yahudilerin tarihi ve kltrleriyle ilgili birok kitap okuduktan sonra Yahudiliin genetik olmaktan ok kltrel bir olgu olduu sonucuna vardm. Bu biyolojik deil, zihinsel, manevi bir durumdu. Ibranice'de seychel diye bir kelime vardr, Yahudi kltrne doru alan kapnn anahtar gibidir. Bu kelimenin, bilginin izini srmek ve lrken dnyay olduumuzdan daha iyi bir halde brakmak eklinde iki anlam vardr. Yahudiler eitime ve sk almaya nem verirler ve bu deerleri kuaktan kuaa aktarrlar. Grebildiim kadaryla onlar gibi bakalarndan stn olmaya ve sahip olduu enerjiyi bu uurda harcayan kltrlere bir tek Asya ktasndaki belirli baz kltrlerde rastlanyor. Yahudileri baarl klan etmenler de ite bir yanda bu kltrel gelenekleri te yanda dnyann drt bir tarafna srl80 BRANDO dklerinde ellerinde kalan tek deimez deerleri olan, Museviliktir herhalde. Tevrat ve Talmud araclyla nesilden nesile aktarlan gelenekler Yahudilerin hak ettikleri kaderi gerekletirmelerine herhangi bir ekilde yardmc olmutur; yani, birok alanda gstermi olduklar baarlar bir kant olarak sayabilirsek, onlarn, Tanr'nn "sekin kullar" olmalarn salayan bir kaderi. Birok alanda gsterdikleri baar bunun bir kant saylacaksa eer, bir eit "seilmi insan" olmalarnda yardmc olmutur. Onlar zeki ve baarl yapan nedenler ne olursa olsun, unu sylemeliyim ki, onlarla karlaana kadar doru drst bir ey bilmiyordum. Hayatmn her safhasna nfuz eden bir kltr anlayyla tanmam saladlar. New York'taki ilk dnemlerimde Dou Avrupal akademisyenler ile aratrmaclarn dnda, benden daha eitimli, daha bilgili ve daha ok hayat tecrbesine sahip olan Yahudi kzlardan da epey ey rendim. O gnlerde New Yorklu zengin Yahudi ailelerinden gelen kzlar arasnda, niversiteyi bitirip herhangi bir kariyere sahip olmadan veya evlenmeden nce, ehir iinde bir apartman kat kiralayp kaamak yapmak ok yaygn bir davrant. ok toy ve basit davranlarmla onlarn gznde Samanyolu'nun dndaki bir galaksiden gelme bir yaratk gibi grnyor olmalydm. Hayatnda okumakla aras pek iyi gitmemi, Yahudi lemine yabanc biriydim; motosiklet kullanyordum; enerjik, seksi, ekici ve yaz bir delikanlydm; hibir eyden olmasa bile srf bu zelliklerimden dolay onlarn alk olduklar erkeklerden farkl mostralk biriydim yani. Adetlerine karmyordum, onlar da benimkilerine. Onlar bana, ben onlara hayrandm. Birounun cinsel tecrbesi benimkinden fazlayd, ama ben de renmeye hevesli ve rendiklerinden mutlu bir renciydim dorusu. Onlann iinde zellikle benden on ya kadar byk gzel bir kadn olan Caroline Burke'u hatrlarm; onunla uzun boylu bir ilikiye girmediim iin bam talara vurduum ok oldu.

Sadece fiziksel ekicilii olan ve iyi eitim grm biri deil, ayn zamanda zerinden ze-rafet akan, gzlerinden zek fkran, gzelliklere deer veren ve bunlardan tad almasn bilen biriydi de. Antika eyalarla dolu bir dairede oturur ve nefis parfmler kullanrd. Herhalde ona 'kyden indim ehire' diyen tipler - hl gizliden gizliye tezek bulat ANNEMN RETT ARKILAR 81 m diye ayakkabsn ikide birde inceleyen on dokuzluk bir kyl ocuk - gibi grnyordum, ama yine de bana ok eyler rettiini sylemeliyim. Caroline'le birlikte bir gn Elli Yedinci Caddede yrrken "insann evresinde bu kadar sar sal ve krkl kadn olmas sence garip deil mi? "diye bir soru sordum; nmzde sar sal ve krkl bir kadn yryordu. Bana, "O Yahudi," dedi. "Nereden biliyorsun?" diye sordum. "ey nk... bilmiyorum, ama Yahudi," dedi. "Sar sal ve krkl olduu iin mi demek istiyorsun..." derken araya girerek, "Bak ben Yahudiyim ve Yahudilerin nden, arkadan, yandan ve stten nasl grndklerini iyi bilirim," dedi. "Peki bir Yahudiyi Yahudi olmayan birinden nasl ayrrsn?" diye sorunca da, "ey, bunu bilebilmen iin Yahudi olman gerekir," dedi. Orada kalakaldm ve Caroline'in mthi bir sezgi ve kavrama gcne sahip olduuna karar verdim. Aylardr New York'taydm ve modern bir dans olma isteim sryordu ki bir gn New School'un Tiyatro Atlyesi'ne girdim ve o gnden sonra hayatmdaki her ey deiti. 1943'n sonbahar aylar boyunca, tanmakta benim bile glk ektiim bir slupla, annemlere art arda iine yuvarland galaksiyi tanmak iin yrtnan ve hayatn anlamn olduu kadar, dnyada kendisine bir mekn da arayan toy bir ocuun azndan gnden gne daha zenle yazlm mektuplar yolladm: Sevgili Ailem: Beni soracak olursanz iyiyim, sivilceliyim, salklym. Daha bam sokacak bir oda bulamadm, ama sanrm bu hafta sonunda gzme kestirdiim bir tanesini tutacam... geen hafta Pirandello'nun "Tonight We Improvise"n sahneledik, ok iyiydi. Piscator oyunumu beendi. Oyun ok elenceli geti. Renata adnda (gzel bir isim) ilgin bir kzla tantm. Hayatn piyano alarak kazanyor ve. Almanca, italyanca, Franszca ve ingilizce biliyor. ok zeki. Almanya'da domu... Hibir kzla tamamen samimi ve iten bir iliki kurulamayacan yava yava reniyorum. Beni skmaktan baka bir B6 82 BRANDO ey yapmyorlar, gerekten... incil'i okudum. ok ho fikirler var iinde, ama beni pek ilgilendirmiyorlar. Nineciim Tan-r'dan korkmamz gerektiini neden sylerler bilmem ki?... Bunlar metro istasyonunda yazyorum ve aklma ne geliyorsa iziktiriyorum... Joy Thomson (yaz tiyatrosunda alan kz) kafa st yere akld ve hastaneye kaldrld - kafatas kemiinde krk varm ve beyin sarsnts geirmi. Kanada'ya dnd... Evde iler nasl? Baba, sylediklerin yava yava kyor. Anne, hastaln ne lemde? Hayat anlamyorum, ama tam gaz yaamaya da devam ediyorum. Hepiniz iyi insanlarsnz ve iimi rahatlatyorsunuz. Sevgilerimle, Bud. Sevgili Ailem: Mektup yazamadm halde bana krlmadnz iin size ok teekkr ederim. Birinizin doum gnn unutmadm inallah? Mektubumu bunca zamandr geciktirdiim iin hemen kaleme kda sarldm... Okul iyi gidiyor. Moliere'nin "The Imaginary Invalid"ini oynuyoruz. Oyun 18'inci yzylda geiyor ve ben gen bir canlandryorum. nemli bir rol bu. "Nathan the Wise" oyunundaki valye rolne de hazrlanyorum ki bu benim iin mkemmel bir ey. Felsefe derslerim tam anlamyla iyi gidiyor. Dr. Kaplan, benim kilisenin gc ve dini grler konusunda sylemi olduum eyleri konumalarnda doruluyor (aka deil ama). Harika bir ey bu. Syleyecek o kadar ok eyim var ki. amarlarm artk lavabomda ykyorum. Ev sahibemi sevmiyorum. Genlere ok nasihat veriyor; ok ama ok fazla. Rol yapmay, eylem ve hareketleri, duygular ynlendirecek bir duyarllk

gelitirmeyi renerek, nasl rol yapacam yava yava renmeye balyorum. Her ite olduu gibi bunda da ok aba sarf etmek gerekiyor, ama beANNEMIN RETT AJUCILAR 83 nim iin elenceli bir ey de ayn zamanda, nk seviyorum. Fran deliler gibi alyor ve karlnda harikulade sonular elde ediyor. Kendisi gayet iyi... Btemi sistemli bir dzene sokmaya alyorum. Hepinize Sevgiler, Bud. 12 NEW SCHOOL'UN Tiyatro Atlyesi'nin ynetmeni Alman tiyatrosunda ok saygn bir yere sahip olan Envin Piscator'du, ama bence ruhu Stella Adler'di. Stella, otuzlu yllarn balarnda Avrupa'ya gitmi, Moskova Sanat Tiyatrosu'nda Konstantin Stanis-lavsky'nin ynetimi altnda alm, onun tiyatro disipliniyle tekniklerini ABD'ye tayarak bunlar 1931'den balayarak on yla yakn bir sredir toplumsal sorunlara ilikin oyunlar sahneye koyarak ticari Broadway tiyatrolarna alternatif oluturmaya uraan oyuncu, yazar ve ynetmenlerden kurulu bir kumpanya olan Group Theatre'n elemanlarna retmiti. Onunla tantm sralarda Stella krk bir yalarndayd; uzun boylu, mavi gzl. Ba dndrc gzellikte san salar olan, heybetli, fakat hayatn sillesini yemi ok gzel bir kadnd. Harika bir aktristti, ama maalesef bir yldz olamamt ve sanrm bu durum onu ksknletirmiti. Amerika'daki en byk tiyatro ailelerinden birinin yesi olarak otuz yldan fazla bir sre iinde hemen hemen iki yz oyunda rol almt ve hakl olarak nl bir oyuncu olmak istiyordu. Fakat meslektalar dier Yahudi oyuncular gibi o da Yahudi kart acmasz ve haince tutumlara maruz kalmt; New Yorklu ve zellikle de Hollywoodlu yapmclar "Yahudi grnl" oyuncular, azlaryla ku tutsalar, repertuarlarna almyorlard. Hollywood her zaman Yahudi cemaatine mekn olmutur; Yahudiler tarafndan kurulmutur ve gnmzde byk lde onlar tarafndan iletilmektedir. Fakat bu durumun aksine Hollywo-od'da uzun bir sre Yahudi kart kat bir tutum hkim olmutur; bu tutum zellikle Yahudi kkenleri oyuncularn i bulabilmek iin kimliklerini gizlemek zorunda kaldklar sava ncesi dnemlerde daha da kat bir durum sergilemekteydi. Bu oyuncularn kimliklerini gizlemeleri anlalr bir durumdu, nk korkuyorlarANNEMIN RETT ARKILAR 85 di. Oyunculua hazrlandm dnemlerde tiyatro ajanlarnn bir aktr veya aktrisi bir rol iin seip deneme amacyla bir para okutmak zere tiyatroya gtrdkten ve para okuma ilemi bittikten sonra, yapmclarn, "Mkemmel. ok teekkr ederiz. Sizi arayacaz," dediklerini ve oyuncu gittikten sonra ajann, "Evet Al, nasl buldun?" gibi bir sorusuna "ok iyi. Mkemmeldi, ama olduka Yahudi grnl biri," karln verdiklerini sk sk duyardm. "Yahudi grn"ne sahipseniz rol alamaz, dolaysyla hayatnz idame ettiremezdiniz. Kirk Douglas, Tony Curtis, Paul Muni veya Paulette Goddard gibi grnmeli ve adnz deitirmeliydiniz. Adlarn saydm bu oyuncular da Yahudiydi, ama "Yahudi" grnl deillerdi ve Yahudi olmayan isimlerle kendilerini kamufle etmeyi bilmilerdi. Bylece Julius Garfinkle, John Garfield; Marion Levy, Paulette Goddard; Emmanuel Goldenberg, Edward G. Robinson ve Muni Weisenfreund, Paul Muni olmutu, isim deitirme furyas Barbara Streisand gibi baz insanlarn "Ben ismimi mismimi deitirmem kardeim. Ben bir Yahudiyim ve bundan gurur duyuyorum," demesinden sonra son buldu. Bir ie girmek iin artk Yahudilerin burun ameliyat olmalar gerekmiyor. Fakat Stella'mn o zamanlar iinde bulunduu durum farklyd. Hoolywood'a gitmi, film evirmiti. Bir yarar olur umuduyla soyadn "Adler" olarak deitirmiti, ancak gaga burunluydu ve bu onun, "Yahudi grnl" olmasna yetiyordu. Burnunu ameliyat ettirdi ve neredeyse grnmeyecek kadar klttrd; fakat buna ramen yapmclarn, onun hak ettii ve onu bir yldz haline getirecek tekliflerin yaplabilmesini olanaksz klacak denli Yahudi grndn sylemelerini engelleyemedi. Stella hayalini hibir zaman gerekletiremedi, ama geriye insan hayrete dren bir miras brakt. Gnmzde sinema filmlerindeki hemen hemen btn

oyunculuk teknikleri onun oyunculuk anlaynn etkilerini tar. Kendi zamanndaki oyunculuk kltrn de olduka etkilemiti. Oyunculuun, gnmzde izleme frsatn bulduumuz birok rneindeki gibi bir duruma gelebilmesinde, biz oyuncularn Stella'ya, dier Yahudilere ve Rus Tiyat-rosu'na neler borlu olduumuzu seyirciler bilmezler. Stella'mn Amerika'ya getirip bakalarna da rettii teknikler oyunculuk ppI Stella Adler: insan hayran brakan bir miras. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) ANNEMN RETT ARKILAR 87 anlayn kknden deitirmitir. Rusya'da rendiklerini ncelikle Group Theatre'n dier yelerine, sonra da benim gibi, onun rencisi olan oyunculara aktard. rencileri olarak biz oyunculuumuzu, onun bize rettii ekilde ve tarzda srdrdk. Amerikan sinemasnn dnya genelinde film piyasasna hkim olduu dnlrse, Stella'nn retilerinin dnyann drt bir yanndaki oyuncular etkilediini rahatlkla syleyebiliriz. Stella her zaman oyunculuu kimsenin retemeyeceini sylerdi, ama o retebiliyordu, insanlara duygularn kullanabilecek ve gizli duygularn aa kartabilecek beceriyi kazandrarak, onlarn kendilerini renmelerini salama konusunda ustayd. Bildiklerini anlalr bir dille aktarabilme yetenei de vard; sadece nerede hata yaptnz deil, ayn zamanda bunu neden yaptnz syleyebiliyordu. Olaanst bir sezgi yetenei vard ve amazd. Bir sahnede acayip bulduum bir hareketi es getiimde bunu hemen anlar ve "Hayr, dur, dur, dur... hata var," derdi. Sonra sezgisel zeksnn engin olanaklarn kullanarak, canlandrdm karakterin, neden yazarn belirttii ekilde davranmas gerektiini aklard. "Metodik rol yapma" Lee Strasberg'in poplerletirdii, ktye kullanp canna okuduu bir terimdi. Stella ise rencilerine kendi duygu mekanizmalarnn niteliini kefetmeyi, bylelikle bakalarnnkini de kefetmelerini retirdi. Bana hakiki, gerek olmay, kiisel olarak yaamam olduum, tanmadm bir duyguyu oynamaya kalkmamam retti. Stella ile birlikte oyunculuk anlay ellili ve altml yllarda tamamen deimitir. Ondan etkilenmi olan oyuncular ortaya kana kadar piyasada Sarah Bernhardt, Katharine Cornell veya Ruth Gordon gibi, benim 'ahsi' oyuncular diye adlandrdm trden birok oyuncu vard. George Bernard Shaw'm bir keresinde syledii gibi "Karakter oyuncusu, oynayamayan, oynayamad iin de oyunculuun kt bir kopyas olmaktan teye gemeyen, eitli kendini gizleme ve sahne numaralarn inceden inceye hesaplayan oyuncudur." Birok oyuncu, sakal brakp kostm deposundan srtlarna bir cppe geirmekle ve elinde asa tamakla Musa oldum zannediyordu. Oysa, ayn rol, yani sadece kendilerini oynamaktan baka bir yaptklar ey yoktu. Karakterin ektii bir 88 BRANDO azab veya aknln gstermek iin ellerini alnlarna koyuyor ve derin bir ah ekiyorlard, iten oynamak yerine dtan oynuyorlard. Gemite doal oynayan birka iyi oyuncu da vard. 1916 yapm bir film olan Ceneridcn bir blm seyretmitim. Barol Eleonora De oynuyordu. ok iyi bir akristti, fakat kariyeri, rakibi olan, gsterili Bernhardt tarafndan glgelenmiti. Oyunu gsterisiz, basit, teatral kurnazlklardan yoksun ve inanlmaz derecede etkiliydi. Oyunlarnda sezgisel gleri belli olan ve son derece doal oynayan dier iki oyuncu ise Paul Muni ile Jimmy Cagney'di. Ama onlar kanmca o dnemler iin bir istisnayd. Stella ortaya kana kadar sahne oyunculuu daha ok nutuk, yapay jestler, abartl ifadeler, bara ara ssl konumalar ile, aslnda hissetmeden yanstlan duygular zerine kurulmutu. ou oyuncu canlandraca karakterin duygularn ve heyecanlarn kendi deneyimleri arasna katmak iin hibir ey yapmyordu. Oyunculuk herkesin hayatnn iinde olan ve hi de esrarengiz bir yan bulunmayan becerilerdendir; annesinin dikkatini ekmek iin nasl davranmas gerektiini hemen kefeden tay tay duran ocuk olsun, kar-koca arasnda bin bir

eit dolap ve oyunun dnd bir evlilik ilikisi iindeki kadn veya erkek olsun, herkes bir ekilde rol yapar. Politikaclar bunun en canl rneidir, fakat onlar kt oyunculardr. Rol yapmadan hayatta kalmay baarm birinin olabileceini dnmek olanakszdr. Bu zorunlu bir toplumsal mekanizmadr: karlarmz korumak ve hayatmzn her safhasnda avantajl bir konum elde etmek iin rol yaparz. Bu igdsel bir ey, hepimizde mevcut olan bir beceridir. Birinden bir ey isteyeceimiz zaman veya bir eyler gizlemek ya da birine falanca ekilde davranmak istediimizde rol yaparz. ou insan bunu gn boyunca yapar. Birinin bizden bekledii bir duyguyu hissetmiyor, fakat ayn zamanda onu krmak istemiyorsak, bizden beklediini dndmz duyguyu oynarz; bizi ne kadar sksa da birinin projesini hararetle veriz. Bazlar duygularmz inciten szler sylese de incindiimizi onlara belli etmeyiz. nsanlarn gnlk hayatlarnda yaptklar rollerle, oyuncularn yaptklar rol arasndaki fark, birincisinde insanlarn bunu bilinsizce ve otomatik olarak yapmalar, tiyatro ve sinma oyuncularnn ise bir hikANNEMlN RETT ARKILAR 89 yeyi anlatmak iin yapmalardr. Aslnda birok oyuncu en iyi performansn kamera durduunda gsterir. Eski sinema yldzlarnn ou, bir yn ipek mendil slattrmadan rol yapmazlard. Ama yine de baarl olabildiler, nk ok deiik kiiliklere sahiptiler. Kahvaltda tahlgillerden hangisini ne zaman yiyeceimizi gsteren "takvim" gibiydiler: arambalar Quaker yulaf ile beraber Gary Cooper, cumalar buday ile Clark Gable vard. Bu filmler ayn beklentilerle izlediiniz hemen hemen ayn rolleri, birok defalar ayn ekilde oynam birbirine yakn kiilikte aktr ve aktristin oynad armut pi azma d trnden filmlerdi. Her rolnde Clark Gable yine Clark Gable'd; Humprey Bogart her zaman kendini oynard; Claudette Colbert her zamanki gibi Claudette Colbert'ti. Loretta Young oynad her filmde hemen hemen ayn karakteri canlandrrd. Yalandka da, yapmclar onun hl Loretta Young olduu konusunda seyircileri ikna etmek iin kameralarn merceklerine taktklar buu filtresine her defasnda bir yenisini eklemek zorunda kaldlar. Gnmzde sinemaclar yalln d emarelerini gizlemek iin kullandklar aygtlara "Loretta Young buusu" diyorlar. Ben anslydm, nk oyunculuk zanaatnn daha cazip bir hale getirildii bir dnemde aktr oldum; bu yzden Stella'ya minnettarm. Bir keresinde Stella gazetecilerden birine benim oyunculua kazandrdm yararl boyutlardan birinin, seyircilerde, insanlar hakknda byk merak uyandrmam olduunu sylemiti, insanlara kar teden beri merak beslediim - neler hissettiklerini, neler dndklerini nelere kar nasl tepki gsterdiklerini merak ettiim - doruydu ve merak ettiim eyleri ortaya karmay oldum olas kendime i edinmitim. Bir insan tam olarak anlayamadmda, onu, karakterini anlayana ve nasl tepkiler gsterdii bulana kadar, bir tilki gibi hi ylmadan izlerdim; bunu ondan yararlanmak amacyla deil - daha gen yalarmda byle bir amala hareket ettiimi itiraf etsem bile - bakalarna olduu kadar, kendimle ilgili eylere kar merak duyduum iin yapardm. nsan davranlarna kar bitmez tkenmez bir ilgi duyarn. Neden bu ekilde davranyoruz? Bizi u veya bu biimde davranmaya iimizdeki hangi itkiler yneltiyor? Bu sorularn cevabnn peinden komak benim hayat boyu 90 BRANDO uram oldu. Washington Meydam'ndaki cafelere srf insanlar seyretmek iin giderdim. Eer yanmda bir kadnla gitisem, onun neden bacak bacak stne atmaya veya bir sigara yakmaya karar verdiini ya da konumamzn bir yerinde boazn temizlemesinin veya alnna dm bir tutam sa geriye atmasnn ne gibi bir anlam tadn anlamaya alrdm. Broadway'de veya Krk ikinci Caddedeki Optima Puro dkknnn telefon kulbesinde oturur, pencereden, darda, oradan oraya yrmekte olan insanlar izlerdim. Onlar gzden kaybolana kadar iki veya saniye izlerdim; izlediim kii eer kulbenin yaknndan geiyorsa gzden bir saniye iinde kaybolurdu. Bir kibrit akm kadar sre iinde onlarn yzlerini, balarnn duruunu ve kollarn sallay biimlerini incelerdim; onlarn kim olduklarn - gemilerini, mesleklerini,

evli, kederli veya k olup olmadklarn - byk bir hevesle anlamaya alrdm. Yz, olaanst maharetli bir alettir; insann yznde 155 kadar kas olduu sylenir. Bu kaslarn birbirleriyle etkileimi sayesinde ok fazla ey gizlenebilir ki, insanlar da her zaman duygulann gizlemektedirler. Baz insanlarn yzleri ifadesizdir. Her zaman yzlerinde renk vermeyen bir ifadeyle dolarlar ve bu insanlarn yzlerini okumak ou zaman imknszdr; zellikle de Doulularn, Kuzey ve Gney Amerika yerlilerinin yzleri byledir. Byle bir durumla karlatmda, o zaman vcutlarnn duru biimlerini, gzlerini ne ekilde kapattklarn, durup dururken veya yanda kalacak biimde esnemelerini aa vurmak istemedikleri duygularn belirtisi olabilecek her eyi - okumaya alrm. Bunlar ocukluumdan beri ilgilendiim konulardr, insanlarn kendilerinin bile bilmedikleri kendilerine ilikin dolambal eyleri anlamaya, tahmin etmeye ve bunlar deerlendirmeye kar hep bir istek duydum iimde. Onlardaki sevgi, nefret, kzgnlk ve bencillik potansiyellerini, hayatlarnda istedikleri eylere kar ne kadar haz duyduklarn ve bunlar ne kadar istediklerini renene, bylece de evrelerini, aplarn ve snrlarn aa kartarak, gerekte onlar oluturan yapsal eleri kafamda oluturana kadar insanlar ineleyip ekitirmeyi srdrrdm. Kendi potansiyelimin ve snrlarmn ne olduklarn da ayn derecede merak ederdim. Herhangi bir eye ne lde tahamml edebildiim - nereye ANNEMN RETT ARKILAR 91 kadar drst olabildiim, ne kadar hatal davrandm, maddiyata ve maneviyata ne kadar nem verdiim, nereden itibaren korkmaya baladm, nereye kadar bir risk alabildiim ve beni en ok neyin rktt - konusunda kendimi hep yoklardm. Gsterdiim birka baardan sonra, Lee Starsberg bana retilen oyunculuun retmenlik payesini kendisine mal etmeye alt. O hibir zaman bana bir ey retmi deildir. Kimsenin farkna varmayacan bilse, gne ve aydan da hak iddia edebilecek biriydi o. Bencil ve hrslyd, Actors Studio'ya devam eden insanlar durmadan smrrd ve kendisini etrafa oyunculuun ilham perisi ve piri olarak gsterirdi. Bazlar ona adeta tapyordu, bunu neden yapyorlard hl anlayabilmi deilim. Bana gre o kuru ve yeteneksiz biriydi; kendisinden pek holanmazdm. Bazen cumartesi sabahlar Actors Studio'ya giderdim, nk o gn Elia Ka-zan'n dersi olur ve bir sr de gzel kz gelirdi. Strasberg oyunculuk konusunda bana hibir ey retmemitir. Bu konuda ne rendimse hep Stella'dan - daha sonra da Kazan'dan - rendim. 13 NEW YORK'A GlDMDEN birka ay sonra Frannie, Tiddy ve annem de New York'a geldi; babamla yine ayrlmlard. West End Soka'nda bir daire ald; ablalarm ve Tiddy'nin bir yandaki olu Gahan'la birlikte onun yanna tandk. Bize imeyeceine dair sz verdiyse de sznde duramad ve Libertyville ile Evanston'daki haline tekrar dnmesi pek uzun srmedi. Yatann altna ve mutfak dolaplarnn iine ie saklayp, tekrar gzden kaybolmaya balad, imesine engel olmaya altk ve bir iki hafta imeden durduu da oldu, ama ardndan yine kendini ikiye vurdu. Bunun duygusal bir kntden kaynaklandn dnyorduk. New School'da geirdiim bir yllk rencilik hayatmda, hayattaki birok eyden habersiz olmama ramen, gayretli bir renciydim. Birgn bir oyunun provasn yaparken Tiyatro Atlyesinin yelerinden biri yanma gelip bana yardmc olmak istediini syledi. Yapabileceimin en iyisini yapmaya gnll olduum iin sylediklerine dikkat kesildim. Rolm duyumsayarak oynamam gerektiini syledi. "Evet," diyerek sylediklerini onayladm. "Ben de buna urayorum." "Ama biraz daha dik durmalsn," dedi. "Omuzlarn geri ek, gsn dar ksn, omuzlarn dr, dr." Sylediklerinin hepsini yapmaya altm. Derken herifiolu takmlarm yoklad. "Bunlar da biraz ieri ek."

aknlktan dehete dm ve dilimi yutmu bir vaziyette kalakaldm. Ayn hareketi tekrarladnda neredeyse elim ayam tutmaz oldu. Sonra, "Kimlerden holanrsn? Erkeklerden mi, kadnlardan m, yoksa ocuklardan m?" diye sordu. Zeminden g almak iin ayam sahnenin zerine ivilenmi olan bir tahtaya yerletirerek suratna yle bir yumruk attm ki, Ailenin New York'ta yeniden bulumas, 1944. Annem (sada) babamdan yine ayrlmt. Jocelyn'in olu Gahafi bir yanda. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) 94 BRANDO nce odann bir ucunu, sonra da darmadan olmu bir suratla hastaneyi boylad. Bu olay nedeniyle Erwin Piscator beni cezalandrrken ona, adamn bana sarkntlk ettiini syledim. Buna karlk o da bu tr sorunlar adam dverek halletmenin tiyatroculuun adabna aykr bir hareket olduunu syledi. Ders ylnn sonunda, Sebastian' oynadm Twelfth Night (On ikinci Gece) da dahil olmak zere sahneye koyduumuz birok oyunun tekrarn yapacamza, yaz repertuarmz iin Piscator bizim grubu Sayville, Long Island'a gtrd. 1944'n o yaz dneminde birok cenabet olay olmutu ve bunun aknln zerimden bir trl atamamtm. Bir gn Piscator uyumakta olduum garajn atsmdaki blmeye gelip buradaki pl prty toplarken beni bir kzla yakalad ve "Yaz Repertuvar Kurallar"n inediim gerekesiyle artk aralarnda kalamayacam syledi. Hayal krklna uramtm, nk orada olduka gzel vakit geiriyordum. Fakat o gnlerde, rzgrda srklenen bir gazete kd gibiydim: rzgr nereye eserse oraya gidiyordum. Kovuldum ama, ans eseri hafta sonra I Remember Mama (Annemi Hatr-lyorum)'da profesyonel oyunculua ilk admm attm. Bir daldan umu baka bir dala konmutum. Hayatmda hemen hemen her zaman bu byle olmutur. Birok sorunla karlammdr, ama bir o kadar da ansm yaver gitmitir; birok ynden tlsml bir hayat yaadm. Sonradan, kumpanyamzdaki kzlardan birinin o yaz dnemi boyunca Piscator'u memnun ettiini rendim. Tepem att; beni gruptan atma nedeni olarak gsterdii eyi kendisinin de yapmas, ikiyzlln dik alasyd! John Van Druten'in yazd ve mzikal olmayan ilk versiyonu sahneye Richard Rodgers ile Oscar Hammerstein II. tarafndan konan I Remember Mama adl oyuna beni neren ahs, Maynard Morris adndaki bir tiyatro ajanyd. Yirmi yandaydm, ama o, oyun boyunca hep on drt yanda olan Norveli gmen ailenin olu Nels karakterini oynayabileceimi dnyordu. Beni, Rodgers ve Hammerstein'n ofisine deneme snav iin yollad. Orada Richard Rodgers beni gmleinin kollar svanm bir halde, atk kal, karanlk baklarla ve yznde kt bir ifadeyle karlad. Bu, profesyonel oyunculuk iin yapacam ilk grmeydi ve ne syleyeceimi, nasl davranacam bilmiyordum. I Remember Mama'daki annemi oynayan Mady Christians. (Bradley Smith) 96 BRANDO Rodgers bana sabrszlkla bakarak "Adnz nedir?" diye sordu. "Marlon Brando." "Oyunculukla ilgili neler yaptnz?" "ey, yaz repertuarmdaydm, Twelfth Night'da oynadm ve..." Sesini tatsz bir ekilde ykselterek "Tamam An ne yaptnz!" diye sordu. "Bunun dnda, hibir ey," dedim. Talip olduum karakterin konumasnn getii bir paray okuduktan sonra Rodgers Hammerstein'a beni beenmediini, ie almak istemediini syledi. Fakat John Van Druten beni beenmiti; karar konusunda dierlerine baskn kt ve bylece ii kaptm. / Remember Ma-mci'mn galas 19 Ekim 1944'te Music Box Theatre'da yapld; bir iki nemsiz rportaj dnda benimle ilgili nemli bir ey olmad o gn. Oyun bir hit haline geldi ve iki yl gsterimde kald. Oyunun zellikle sahne dnda geirdiim elenceli anlarn patrlyorum. Playbill dergisinde yaymlanacak olan biyografim iin kendimle ilgili trl hikyeler uydurmutum; rnein doum yerimin Hindistan'n Kalkta ehri olduunu sylemitim. Daha sonralar yine PlaybilFz doum yerim olarak farkl farkl yerlerin adlarn verdim - Bangkok,

Tayland ve Muk-den, in. insanlarn inanp inanmayacaklarn tartmak amacyla tuhaf hikyeler uydurmak houma giderdi. Genellikle de inanrlard. Oyunda babam canlandran Oscar Homolka, kendini bir halt zanneden aksi, huzursuz adamn biriydi; onunla uramak ok elenceli olurdu. Oyunun bir sahnesinde, sahnenin bir kesinde duran arabann iine binip ailenin dier fertlerini armak iin kornaya basmas, o kornaya basar basmaz da kulis grevlilerinden birinin sahne gerisinden trompet benzeri bir boruyu, ev dekorunun arkasndan duyulacak ekilde ttrmesi gerekiyordu. Homolka kornaya defalarca bastysa da kulis grevlisi srasn arp neden sonra borusunu ttrmeye balad. Bu Homolka'y ileden karmaya yetti; sahne grevlilerinden yal bir adamcaz sahne gerisinde seyircilerin duyabilecei ykseklikte bir sesle defalarca barp azarlad olurdu; bu yzden aralar almt. Kulis grevlisi Homolka'ya bir dahaki sefere armayacana dair sz verdi. ANNEMN RETT ARKILAR 97 Fakat bir gn kulisi baka bir eyle megulken borusunun iini kt mendille doldurdum, Homolka sahnede kornaya bastnda, adam, zamann armadan boruyu flemeye balad; t kmad. Daha gl fledi, gene ses yok. Grevli cierlerini patlatrcasma iirip boruyu var gcnle - o kadar ki, takma dileri azndan frlayacak neredeyse - flerken Homolka kpkrmz bir suratla sahneden ona doru brmeye balad. Adamn eli aya dolanm bir halde boruyu ttreceim diye yrtnmas grlecek eydi dorusu; glmekten kasklarma arlar girdi. Bir baka sahnede Anne'nin kz kardeinin bana "Sen gerekten gzel kahve yapyorsun. O kadar gzel ki, bir tane daha alacam galiba," demesi gerekiyordu. Bir frsatm bulup kahvenin iine tuzla ac biber sosu koydum. Bu cad bulamacndan bir fincan iti, bana dik dik bakarak bir tane daha istedi. Galann ardndan ksa bir sre sonra kekelemelerim tekrar balad. "The", "That", "There" veya "Those" gibi kelimeleri telaffuz ederken dilim "th"<*> sesine taklp kalyor ve kelimenin sonunu getiremiyordum. Bu ara sra oluyordu. Baz geceler iyiydim; bazlarnda ise oyunun orta yerinde kekelemeye balyor ve sonuna kadar bundan kurtulamyordum. Ama sonunda bu sorunumdan kurtulmak iin kendimi eitmenin bir yolunu buldum: oyunda "th" sesiyle balayan bir kelime telaffuz edeceim zaman dilimi hazr tutuyordum. Dilimi azmda gerektii gibi tutmak yle sanld kadar kolay bir i deildi. Seyircilerin fark edemeyecekleri bir ekilde hazrlanmak byk bir konsantrasyon gerektiriyordu ve bu i bazen tutuyor, bazen de tutmuyordu. Tiyatroda kendime bir kitaplk yapmtm ve sahnede iimin olmad zamanlar kulis grevlisinin alt kl bir kede oturur alrdm. Bir gece Richard Rodgers tiyatroya geldi ve beni zerimde sahnede giydiim ksa pantolon olduu halde kemde kitap okurken grd. Merhaba demek iin yanma yaklat. "Ne kadar ok kitabn varm byle." "Merhaba Bay Rodgers," dedim. (*) Ingilizcede "th" sesi, dili diler arasna sktrarak kartlr. (.N.) B7 98 BRANDO "Ne okuyorsun bakiim?" Eilerek elimdeki kitaba bakt. Epiktetus'un Sylevleriydi; sonra kitaplktaki dier kitaplara gz gezdirdi. Kant'n Saf Akln Eletirisi, Thoreau, Gibbon ve Rousseau'nun kitaplar vard. Akl karm bir insann yz ifadesiyle bana bakt ve baka tek sz etmeden ekip gitti. Ondan sonra bana nasl merhaba diyeceini bilemedi. Artk ajanlm Music Corporation of America'nn (daha sonra irket MCA Inc. adn alacakt) New York brosundan Edith Van Cleve yapyordu. / Remember Mama'ds. bir yl geride braktm sralarda bana Alfred Lunt ile Lynn Fontanne'm, yeni bir oyunun hazrl iinde olduunu ve benim iin bir randevu ayarladn syledi. Tiyatro binasna gittiimde bu randevunun sadece benimle deil birok kiiyle olduunu rendim. Dzinelerce gen aktr ayn rol oynamak iin orada hazr bekliyordu. Birka dakikada bir sahne yneticisi ilerinden birini aryor, bir iki laf ettikten sonra yolluyordu. Sra bana geldiinde

sahneye ktm. Nereden geldiini gremediim bir ses "Adnz nedir?" diye sordu. "Marlon Brando." "u sralarda bir oyunda oynuyor musunuz?" "Evet." Iklar bana dnkt. Sahnenin zerindeki klarn tesi zifiri karanlkt. "Hangi oyunda, Bay Brindel?" diye sordu egali belirsiz adamn sesi. "7 Remember Mama'da." Ardndan ne ben ne de o kii konumadmz iin, uzun bir sessizlik oldu. "Sylemek istediiniz bir ey var m?" iinde bulunduum durumu ok aptalca ve sama buldum. Uzun bir duraklamadan sonra yle dedim: "Karga karga gak dedi, k u dala bak dedi. ktm baktm o dala. Bu karga ne budala." Budala lafn, zerine basa basa sylemitim. Yine uzun bir sessizlik olmutu. Derken karanln iinde mrltlar duydum ve nihayet birisi "Evet, teekkr ederiz Bay.., eee, Brindle. Biz sizi ararz," dedi. Lunt'la yaptm tek almayd bu. ANNEMN RETT ARKILAR 99 New York'ta geirdiim o ilk yllarda mr boyu sren dostluklar kurdum: Janice Mars, William Redfield, Sam Gilman, Maureen Stapleton, Philip ile Maria Rhodes, Carlo Fiore ve dierleri. Lincoln, Nebraska'dan gelen, benimkine benzer bir mizah anlayna sahip olan Janice, Back Room adl meknn hem evsahipliini hem de assolistliini yapyordu; olaanst bir yorumcuydu. Ona gre bizler, yetimlerden kurulu bir aile gibiydik.-Bana geenlerde yollad bir mektubunda "Btn kurulu dzene kar karken, kaderine atan yetimler gibiydik," diye yazyor. "Hibirimizin huzurlu bir aile gemii yoktu, ama birbirimizi bulup kendi aramzda bir aile ortam yarattk. O ortamda hissettiklerimi hibir yerde bulabilmi deilim; hayallerimde bile. Bunu zlyorum (o bir aradayken hissettiklerimi) genliimizi, yardmlamamz, birbirimize olan hogrmz zaaflarmza, hatalarmza ve dier kusurlarmza olan hogry - hepsini zlyorum. Frtnann ortasnda birbirine skca kenetlenmi yetimler." Janice benim, Estralita gibi yaa benden byk kadnlar tercih ettiimi sylyordu: "Sen hep annenin yerini dolduracak bir kadn arardn. Hastalandnda ona giderdin. Bazen de o, sen yaramaz bir ocukmusun gibi sana bakmaya gelirdi. Bazen ondan kaarak dolabmza saklanrdn... Kadnlarn senden nereye kadar vazgeemeyeceklerini renmek iin, ii onlar aalamaya kadar vardrrdn. Senin iin seks Mars ikolotas yemek veya hap yutmak kadar nemliydi... kadnlara kar yanar dner bir tavrn vard. evrene yaydn gc elle tutulur bir ey gibi hissederdim; bu, iradeli ve ayn zamanda ihtiyatl bir ekilde kullandn bir eit manyetik bir gt. Dokunuunda insan ayarlan bir huzur vard. Seni kimse elde edemezdi; bu o zaman da yleydi, imdi de yle..." mrm boyunca kurduum dostluk ilikilerinden hibiri Wally Cox'la kurduum iliki kadar ne yakn, ne de nemli oldu benim iin. Evanston'da yedi-sekiz yalarndayken birlikte oynardk ve ikimiz de hemen hemen ayn dnemlerde New York'a gitmitik. Gm iilii ile kuyumculuk yapyordu, bizi neeli sohbetleriyle ihya ederdi. New York'ta eski dostluumuz tekrar balad ve bu dostluk onun 1973'teki lmne kadar srd. 100 BRANDO ld iin Wally'yi affedeceimi pek sanmyorum. O bir dosttan daha te biriydi benim iin; benim kardeim gibiydi, o, hayatmda, ablalarm hari bana en yakn insand. Ayn yerlerde domu, ayn kltrde yetimi, ayn deerleri paylamtk ve ayn mizah duygusuna sahiptik. ok komik biriydi ve beni elendirici bulurdu; birlikte harika gnlerimiz oldu. Kendi uydurduu bir karakter olan "Bay Peepers," kendisine, o Nancy Reagan'a ne kadar benziyorsa o kadar benziyordu. Drt-be dil bilir ve botanik, tarih, fizik, kimya, elektronik ile daha birok konuda akll laflar ederdi, isteseydi iyi bir bilimadam olurdu. Birlikte ormanda gezer ve beraberimizde mutlaka ilgin bir kaya, nefis bir yaprak, budakl bir dal ya da zehirli meelere dokunduumuz iin imi bir suratla dnerdik, insanlarn zaaflaryla benim kadar ilgiliydi ve benim en byk

hayat retmenlerimden biriydi. Yirmi yandayken dilimi nasl kullanacam bilmiyor, ifade gl ekiyordum. Wally adeta elimden tutarak bana konumay ve kelimelerde gizli duran hayat mziini duymay retti. ldnde aknla dtm ve bunu bir trl kabullenemedim. ldnde zerinde bulunan pijamas dahil ona ait baz eyalar alp sakladm. imdi bile kendi kendime onunla konuurum; ld iin ona lanetler yadrr (seni orospu ocuu), onu azarlarm. Yalnz olduum zamanlar baz eyler aklma gelir, glerim. Onun da orada benimle birlikte gldn dnerek. Wally'yi dnmediim bir gn bile yoktur. Bazen onunla yllar nce bir ormandan getirdiimiz kestane aacndan gezi bastonunu alr, evimin etrafn dolar, syledii komik laflardan birini dnr, glerim. Sonra da azma ne gelirse sayp dkerim, nk o kendine dikkat etmeyen alkoliin biriydi ve sonunda iddetli bir kalp krizi geirerek lmeyi baard.. 14 / REMEMBER MAMA'DA oynadm sralarda annem Libertyvil-le'e dnerek babamla bart. Annemin gidiinden ksa bir sre sonra arada bir gelen sinir buhranlar geirmeye baladm ve aylarca zerimdeki kasvetten kurtulamadm. Yemeden imeden kesildim, be kilo kaybettim; kendimi kederli hissediyor, her eyden alnyordum ve bunun neden kaynaklandn bilmiyordum. Her gece sahneye kmaya devam ediyordum ama duygularm karmakarkt. Oyunu aksatmadan srdryordum, ama hayat gnden gne anlamn yitiriyordu gzmde. Elli Sekizinci Sokak, Altnc Cadde'de tek odal bir daireye tandm. Hemen hemen her gece yalnzdm, insanlarn birbirleriyle didimelerine dayanamyordum. Birilerinin mnakaasna ahit olduumda kendimi sanki bceklerin saldrsna uram gibi hisseder ve oray annda terk ederdim. Bartlara, artlara ve yksek sese tahammlm yoktu. Kapnn arplmas bile beni telalandrmaya yetiyordu. Bir eylerden korkuyordum, ama korktuum eylerin neler olduunu bilmiyordum. Uyumakta glk ekiyordum, sinirliydim ve bazen aklm karmann eiinde olduum dncesine kaplyordum. Aleyhime yapldn hissettiim en ufak hareket karsnda bile iimden birilerinin suratn datmak geliyordu. Ne yapsam bounayd, kendimi bir trl iyi hissedemiyordum. Ne yapacam bilmiyordum. Kh ehri bir batan bir baa dolayor, kh Christian Scien-ce'n<*> okuma salonuna gidiyor, tek bama saatlerce okuyordum. Dinle pek ilgim olmamt - annemle babam da yle inanl insanlar deillerdi - buna ramen annem, bykannem ve Mary Baker Eddy'nin ruhlar iin birka kez dua ettirmiti bana. ite okuma salonunda saatlerce kitaplarn banda oturuyor, feeni bu (*) insann ruhsal ve bedensel tm sorunlarnn -dinin retileri dorultusunda hareket ederek zmleneceine inana-n bir mezhep. (.N.) 102 BRANDO hale getiren eylerin nedenini anlamamda yardmc olabilecek ve kendimi iyi hissetmemi salayacak bir eyler bulma midiyle okuyor, okuyordum. Bu, hayatmn etin bir dneminin balangcyd. Zamanmn ounu annemin gidiinden sonra beni evlat gibi barna basan Stella Adler'in ailesiyle birlikte geirmeye baladm. Onlar sayesinde aklm bama toplayabildiimi syleyebilirim. Stella, Sarah ile Yahudi sahnelerinin byk yldz Jacob P. Adler'in kzlaryd. Kocas, Harold Clurman nemli ve saygn bir yazar, yapmc ve eletirmendi. Onlarla birlikte akam yemei yemek, Marx Kardeler'le akam sohbetine katlmak gibi bir eydi. Libertyville'de sadece bir-iki Yahudiyle tanm, Yahudilerin incelikli, gl ve en akrak esprileriyle o gne kadar hi karlamamtm. Adlerler o kadar komik insanlard ki, onlara ne zaman gitsem kahkahadan katlp kalyordum; yari Ibranice yar ingilizce espriler sofrann etrafnda kurun gibi yaard ve ben kasklarn aryana kadar glerdim. Hepimizin olduu gibi Stella'nn da kusurlar vard ve bu kusurlar bazen insanlarn tepkisini ekerdi. Kimilerine gre szn saknmayan acmasz biriydi. Baz insanlan herkesin iinde rezil edercesine sular, onlar didik didik eder ve acmaszca eletirirdi. Ama bir retmen olarak kusursuzdu. Hayatmn o sorunlu dneminde bana sadece oyunculuu retmekle kalmad, hayat da retti. Nedendir bilinmez, bana kar ok sevecendi; bundan tr ona minnettarm. Akam yemeklerinde hep yanma otururdum, eli srekli elimin zerinde

olurdu. Bazen akam yemeinden nce yatak odasna girer, onu giyinirken seyrederdim. Aynann karsnda klot ve styeniyle otururdu, ieri girdiimde kendini gizlemeye alarak "Ay, Marlon. Ltfen canm. Gryorsun ki giyiniyorum," derdi. Ben de "Burada olmamn nedeni de o zaten. Bakalm doru drst giyiniyor musun diye," derdim. Birka kez gslerini avulamtm. Bana akayla kark "Yapma Marlon, yoksa tokad yersin," demiti. Yzne bakarak ben de "Bunu yapmayacam ikimiz de ok iyi biliyoruz," demitim. Byle birbirimizle ok paslamalarmz oldu. Aramzda gerek ANNEMN RETT ARKILAR 103 bir ilikinin pek de uzak olmayan bir gelecekte doacan dnyordum, ama bu dncem hibir zaman gereklemedi. Hayatma nemli retmen girdi. Dk Wagner ve Santa Ana'daki atlye hocam gibi Stella da, tam da ihtiyacn duyduum bir dnemde bir eyleri yapabilecek gte olduumu hissettirerek bana manevi adan ok destek oldu. Ac ektiim, paralanp kendimi dattm, sarsnt geirdiim, fiziksel ve duygusal alardan yaprandm dndm bir zamanda Stella bana retmen olarak tm bilgi ve becerisini vermekle kalmayp evinin ve ailesinin kaplarm ardna kadar am, tm benliini ve sevgisini de sunmutu. Beni kz Ellen'la tantrd. Ellen da annesi gibi ekici bir grne sahip, gzel ve akll bir kadnd. Fakat kiilii annesinin glgesi al-tnda kalmt. Olduka fotojenikti ve beyazperdenin nemli simalarndan biri olabilecek biriydi, fakat annesiyle olan ihtilaflar yznden oyuncu olmay hi dnmemi, bu yeteneine yazk etmiti. Ellen'la tantktan sonra olaylar birbirini izledi ve onunla ayrlk ve birlemelerle, yllarca srecek olan bir ilikimiz oldu. New York'ta ahbap olduum Yahudiler bana evlerini ve bilgilerini atklar sralarda II. Dnya Sava bitmek zereydi. Adlerle-rin akam sofralarndan ve Music Box Theatre'n sahnesinden sava bana ok uzak grnyordu. O zamanlar Avrupa'daki Yahudilerin balarna nelerin geldii konusunda henz kimse pek bir ey bilmiyordu. Savala ilgili bildiim eyler, tiyatro gsterilerimin aralarnda Krk Yedinci Sokak ile Broadway'deki Translux Sine-mas'na giderek izlediim grkemli arpma sahnelerinden ibaretti, insanlar orada ac iinde kvranp can verirlerken, bana gre savan anlam sevdiim sigara ve ekerlemeleri her zaman bulamamak, kalabalk trenler, New York'ta birok niformal insann dolamas ve grev aldmz USO (United Service Organisation - Birleik Hizmetler Organizasyonu) gsterileri ile snrlyd. Dnyann bir afetin iinde olmasna ramen ok az eyin deitii kansndaydm: Harlem'de zenci halk hl ikinci snf insan muamelesi gryordu, yoksulluk ve Yahudi kart hareketler hl ban alm gidiyordu ve etrafta adaletsizlik eskisi gibi diz boyuydu, iimden bir ses, bana btn bu olumsuzluklara karn bir eyler yapmam gerektiini ve dnya bunca derde bouurken oyunculu104 BRANDO un bu hayat gailesi iinde o kadar da matah bir i olmadn sylemeye balad. I Remember Mama- ile oyunculuun basamaklarn kma ans verilmiti bana, ama artk bundan bkmtm ve bu ans geri teptim. Uzun sreli bir yapmda haftada sekiz kere - alt suare ve iki matine - ayn rolde oynamaktan ne kadar nefret ettiimi daha ilk rolmde anlamtm. ansa bakn ki, tam paraya skmak zereyken Maxwell Anderson'n yeni oyunu Truckline Cafe'de. bana bir rol nerildi. Oyunun yapmcln Elia Kazan, Harold Clurman ve Stella, Cheryl Crawford ile Lee Strasberg'in de bulunduu Group Theatre'n dier yeleri stlenmilerdi. Annemlere rol aldm belirttiim mektubumda unlar yazyordum: "ABD posta sisteminde bir aksaklk m var acaba? Posta gvercinlerinin mektup iletmek konusunda bir hayli gvenilir olduklar fikrine cam gnlden kanlyorum, ama Bay Farley posta haberlemesi alannda son zamanlarda byk atlmlar yapt, iki gzm nme aksn ki! Peki niye yazmyorsunuz? Hi olmazsa bir tek mektup yollasaydnz bari.

Mhrlendim ve Max Anderson'n yazd, yapmcln Harold Clurman ile Elia Kazan'n stlendii, H. Clurman'n ynetecei bir tiyatro gsterisine postalandm (mektubumu da az sonra postalayacam). Oyunun ad Truckline Cafesava dnnde yaanan hesaplamalarla ilgili bir oyun bu. Bana nerilen rol ok iyi, ama iyi olduu kadar da kk (ki bu da benim iime geliyor). Beni o kadar ok beendiler ki haftada iki yz dolar deyecekler. Ajans creti ile vergiler knca elime net 154 dolar civarnda geecek. Bu hem gnlk masraflarm, hem de kabilecek ek masraflar karlayabilmemi salayacak, iyi i hani! Provalar iki hafta iinde balayacak. 'Mama'dan ubatn altsnda ayrlyorum. Nine'den gzel ve uzun bir mektup aldm. Onun ve senin, dnyada einiz benzeriniz yok anne. ikinizi de yrekten seviyorum. Dnyay ayaklarnzn altna sereceim gnlerin eli kulandadr. Baba, yllar var ki "yazmyorsun". Biraz bozuluyorum bilmi ol. Tm sevgilerimle, Bud. ANNEMN RETT ARKILAR 105 Not: Doum Gnn Kudu Olsun Baba! Sana grev yznden telgraf ekemedim! Nice neeli ve huzurlu yllar dilerim. Ni-ne'nin dedii gibi, eer bu dileklerime sen de katlrsan gerekleirler. Sevgimle birlikte bir de pck yolluyorum sana yal adam. Ben. Truckline C#/e'deki rol bana, daha ok Stella araya girdii iin vermilerdi. Harold beni I Remember Mama'da izlemi, Stella onu ikna edene kadar da kararsz kalmt; sonra da bomba gibi bir rol verdi; savatan dnen ve karsnn - o rol Ann Shepherd oynuyordu - savatayken kendisini aldattn renen Sage McRae adl psikopat asker roln. nceleri aldatldn kabullenmek istemiyor, sonra phelerinde hakl olduunu grerek karsn ldryor. Oyunun Sage'in karsn ldrmeye karar verip bunu uygulamaya geirdii an ok gerilimli ve hararetli bir and, seyircileri yerlerine mhlyordu. ehir dndaki deneme gsterilerimiz iin New York'tan ayrlacam gnn arifesi annemlere yolladm bir mektup, o zamanlardaki iyimserliim ile idealizmimi adeta yansr gibi: Sevgili Ailem: Ayn 13' aramba gn yaplacak son provaya ve 16'sndaki ala katlmak zere buradan ayrlyorum. Sonra bir haftalna Baltimore'a, oradan da bir haftalna Newark'a geip Martn ilk haftas rolm iyice pekitirmi olarak New York'a geri dneceim. Oyun iyi gidiyor gibi. Byle prova aamasndayken ne kadar iyi gittiini sylemek olduka zor tabii. Rolm duygusul bir rol ve baya ter atmam gerektiriyor. Buna ramen iyi gidiyor. Provam seyredenler iyi olacan sylyorlar. Bundan g alarak ben de yle olacan dnyorum. Eekler gibi alyorum, Allah vere de gsteri baarl olsa, nk o zaman biraz olsun dinlenebilir, piyano ile dans derslerime biraz para ve zaman ayrabilir ve bir iki hafta da orada kalabilirim. Aksi takdirde istenilen baary elde etmek iin her gn dur-mamacasna alp didinmemiz gerekecek. Aa yukar bir 106 BRANDO buuk haftadan beri gece gndz alp duruyoruz. Btn bunlarn zerine bir de dier oyunun gsterisine (geen perembe ayrldm) katlnca iflahm kesildi... Oyunda geen laflan duyduka, kafalar iyice karm ve kendilerine bir yn belirleyememi insanlara klavuzluk etmek iin amaz bir izgide ve ileriyi grerek, hayatlarmz kat bir disiplin iinde oluturmamz gerektiine olan inancm daha da artyor, isteri, grip ya da dizanteri kadar bulac. Dnyann bir yans dier yarsna kar kendini koruma lgnl iinde korkuyla manyaka eyler yapyor. Taraflar arasndaki korkuyu katmerletirerek artran darbeyi kar taraf kadar korkarak ve acele ederek indirmeye alan taraflardan birine katlmaktan baka kar yolumuz yok. Oyuncu Max Ander-son'n dedii gibi "Karndaki hayadan avularnn iine alp tartmaksn - hayatn iin bir yol belirleyene kadar onlan evirip evirmeli ve tartmalsn!" Kendine dikkat etmeyi, almay, yaamay ve mutlu olmay ayna anda baarabilenler varsa, ben de

pekala baarabilirim. Bu adeta kanlmaz bir oyun. Umarm bunda baarl olurum. Evet, imdilik bu kadar cancazlarm, hepinize iyi geceler dilerim. Sevgiler, Bud. Oyunun galas 17 ubat 1946'da Belasco Theatre'da yapld. Olumlu eletiriler aldm; kendileriyle hayat boyu srecek bir dostluk kurduum Ann ve Karl Maiden de yle. Fakat eletirmenler oyunu beenmediler ve oyun, iki haftadan ksa bir sre oynadktan sonra kaldrld. Ksa mrl olmasna ramen Truckline Cafe'dcn sonra baka i teklifleri almaya baladm. Bunlardan bir tanesi de yapmc, ynetmen ve ayn zamanda, Helen Hayes ve Lynn Fontanne ile birlikte Broadway'in tahtn paylaan Katharine CornelPin kocas olan Guthrie McClintic'ten geldi. Guthrie Truckline Cafe"yi izlemiti ve karsnn da rol ald George Ber,; nard Shaw'm Candida'smdz kendisinden yal bir kadna k olan gen bir air, Eugene Marchbanks roln verdi. Guthrie ho bir adamd, dedii dedikti ve tuhaf bir mizah anlayna sahipti. Ft vard ve ne zaman kahkahalarla glse fit yerinden oynard; byANNEMIN RETT ARKILAR 107 le zamanlarda kasna bir tane akarak yerine oturtur ve hepten koyverirdi kahkahay. Katherine Cornell ise kendine zg, bo kafal ve olduka gzel bir kadnd, iyi bir oyunculuk zelliine sahip olmadan yldzla ykselmesini salayan bir grn vard. Oyunculuk slubu ylesine garipti ki, sahnede kendisiyle bir trl balant kuramyordum; onunla birlikte oynamak bir domates ekirdeini dilemek gibi bir eydi. Bazen canlandrd karakterle ilgisi olmayan bir oyun kartr ve ona uymayan eyler sylerdi. Ben de elimden geldiince ona uymaya alrdm. Farkl ritimlerle dans eden iki kii gibiydik; onun ayak hareketlerini yakalamak iin abalyordum. Btn bunlara ramen oyun houma gitti; galas yirmi ikinci ya gnme rastgelmiti. Ekipte, Wesley Addy ve hayran olduum oyunculardan biri olan Mildred Natwick'in yan sra Sir Cedric Hardwicke de yer almaktayd. Hardwicke, ayn kalptan kma oyunculua sahip aktrlerden biriydi ve oyunculuk kariyerinde hep tek bir ifadeyle oynamt; oyun sresince de ayn ifadeyi kulland. Adam, nceki gsteriden farkl olarak bir kez olsun ne gzn krpt, ne de kulaklarm oynatt. Bir keresinde sahne dndan beni izlerken, biri onun kafasn sallayp kendi kendine "cinsel ekicilii olan biri olmal bu" diye fsldadn syledi bana arkadalarmdan biri. Haksz da saylmazd. nk talihsiz bir ekilde bana uygun olmayan bir role yerletirilmitim. Truckline Cafe ile Candida'.zn sonra televizyon ve Hollywood da dahil olmak zere birok yerden teklifler yamaya balad. Ringce Grrz adl bir televizyon oyununda oynadm; bir boksr canlandryordum, ama aslnda bir ksa mesafe koucusunun yeteneklerini tamay gerektiren bir rold bu. Oyun televizyondan naklen yaynlanyordu ve bu yzden birka dakikada, bir setten dier sete yirmi be metrelik mesafeyi bir adm bile geri kalmadan amam gerekiyordu. Bir sahnedeki rolm gerei kaybettiim bir ma sonras du alacak ve o srada canmn skkn olduunu belirten bir ifade kullanacaktm. ortla dua girerek suyun akmasn beklemeye koyuldum, ama sahne grevlisi srasn arm ve vanay amay unutmutu. Kamera alyordu, ama musluklardan bir damla bile su akmyordu. Ne yapacam bilmiyordum, iimden "Bari duun balna doru mitsizce ve pimanlkla ba108 BRANDO karak ma kaybetmi olamamm ne kadar kt bir ey olduunu dneyim," dedim. Bunu yaparken suyun akmasn sabrszlkla bekliyormu gibi yapyordum. Derken, birdenbire bamdan aa buz gibi bir alayann iinde buluverdim kendimi; su yle souktu ki, sahne grevlisi sanki zellikle buzlukta bekletmiti mereti. Yediim ok nefesimi kesmiti ve bu durumda daha fazla kalacamdan pek emin deildim. Ama kamera zerimdeydi ve yle ya da byle bu iin altndan kalkmam gerekiyordu. Canlandrdm karakteri unutarak, "Aman yarabbim," diye banverdim. Daha sonra adamn biri gelip du sahnesindeki oyunumdan tr beni kutlad. Bu, televizyondaki naklen yayna son km oldu.

O gnlerde her Hollywood stdyosunun, New York'ta Broadway'deki oyuncular arasndan yeni yzler arayan gzcleri vard. Stdyolarn oyuncu, ynetmen, yazar ve yapmclardan oluan kadrolar kontrata baladklar o eski sistemin can ekimekte olduu dnemlerdi. Birok stdyonun yedi yllk dnemi kapsayan bir kontrat imzalatmak iin bana olta att ok oldu, ama yutma-yp teklifleri geri evirdim; onlara karma konusu gzel olan bir film karsa, o da sadece bir film iin olmak aryla kontrat imza-layabileceimi syledim. Yetenekli ajanlardan biri bir gn, sinema endstrisinin sz geenlerinden biri ve Twentieth Century-Fox'un yneticisi olan Joe Schenck'e, beni kastederek, ilgileneceini dnd gen bir aktrden bahseder. Grme iin stdyoya gittiimde, ununu elemi, eleini stdyonun duvarna asm, seksenine merdiven dayam Schenck, karsnda duran bu gence bakarak, "Anlat bakalm evlat, bugne kadar neler yaptn?" diye sordu. "Birok oyunda rol aldm..." "Burnunu dzelttirmeyi dnyor musun?" "Neden dzelttireyim ki?" "yle daha iyi grnrsn da ondan," dedi. Sonra da arkasna dnp duvar boydan boya kaplayan Tyrone Power'm resmini incelemeye koyuldu. "Neyse, baka zaman konuuruz," dedi ve grmemiz bylece sona erdi. Broadway yapmcs Edward Dowling bana American Theatre Wing'in Eugene O'Nei'in yeni bir oyununun hazrl iinde olANNEMlN RETT ARKILAR 109 dn ve oyunla ilgilenmemin iyi olacan syledi. O'NeilPin Desire Under the Elms (Karaalar Altnda) dahil birok oyununu okumu, onun kasvetli, olumsuz ve karanlk eyler yazan bir yazar olduuna karar vermi ve karakterleri araclyla iletmeye alt eylerin felsefesini bir trl kavrayamamtm. Gene de Bay Dow-ling'e hazrlk provasna katlacam belirttim. Hazrlk provasndan nceki gece bana oyunun neredeyse drt santimetre kalnlndaki nshasn gnderdi. Okumaya baladm, ama daha fazla devam edemedim. nk diyaloglar ok uzun ve skc geldi bana. Onuncu sayfasn okuduktan sonra uykuya dalmm. Ertesi gn tiyatroya gidip Bay Dowling ile yardmcs Margaret Webs-ter'a oyunun beceriksizce yazlm, kt bir oyun olduunu, hibir zaman da baarl olamayacan bir bir syledim ve bunun nedenlerini onlarla tarttm. Sonunda "Oyun hakknda siz ne dnyorsunuz peki?" diye sordum, "iyi taraflarn syleyin bana." Bunu sormutum, nk, ortalkta ahkm keserken, aslnda oyun hakknda hibir ey bilmiyordum, birinci perdeyi bile doru drst okumamtm. Eddie bana oyunun iyi olduunu neden dndn ve O'Neill'in syledii eylerden neler kardn byk bir sabrla anlatt. Kafamda oyunun neyi anlattna dair en ufak bir fikir olumad halde kuru sk laflar etmeye devam ettim ve sonunda oyunda yer almak istemediimi syledim. Tabii ki, galasndan sonra The Iceman Cometh, O'Neill'in bayapt olarak kabul grd. 15 THE ICEMAN COMETH yerine Stella'nn kardei Luther'n ynettii A Flag is Born (Bir Bayrak Douyor) adl oyunda rol aldm. Oyun Ben Hecht tarafindan yazlm, mziini Kurt Weill yapmt; esas olarak israil devletinin kurulmasna destek veren politik bir propaganday iermesine ve Filistin'e yerlemek zere Avrupa'dan g eden Yahudileri yolda engelleyip onlara gei izni vermeyen ingilizleri dolayl olarak yermesine ramen gsterili bir dille yazlm gl bir oyundu. O dnemlerde, yani 1946 Ekiminde New York'taki Yahudi cemaati ile birlikte dnyann drt bir yanndaki Yahudiler, Filistin'in gelecei ve Siyonizm konularyla yafandan ilgiliydiler. Oyunda rol almak istememin bir nedeni, Yahudilerin ldrlmesinin ardndaki gerein yava yava gn na kmas, dier nedeni de Adlerler'e ve ayn zamanda hem dostum hem de retmenim olan ve bana, kurulmasn arzuladklar, sadece Yahudilere ait olacak bir devletle ilgili hayallerini anlatan, dier Yahudi tandklarma duyduum yaknlkt. Bunlarn ardnda yatan nedenlerden biri de, galiba, bir grup halinde bir araya gelmi insanlarn dier bir grubu dlamalarn, sonra da o grubu yok etme abasna girmelerini salayan ve kolaylatran insani drtleri anlama

isteimdi. Bylece insan davranlarnn karanlkta kalm yzn anlamaya duyduum, mr boyu srecek bir ilginin ilk admlarn atyordum. A Flag is Born'dz benim dmdaki herkes Yahudiydi. Oyunun . yldz aktr Paul Muni hayatnn en iyi oyunculuunu sergileyerek artc bir performans gsterdi. Sahneyi onunla paylayordum; beni aka, getiriyordu. Oyunculuu byleyiciydi ve beni derinden etkiledi. Sahnenin yanndan izlemeye yetimek iin soyunma odamdan telala ktm tek oyuncuydu. Rolnn tek bir szc dahi beni hayal krklna uratmad. Ben, David adnda, Filistin'e gitmeye abalayan gen bir kundaky canlandryordum; ANNEMN RETT ARKILAR 111 canlandrdm karakter oyunun bir blmnde peygamber gibi bir adam olan ve ald yaralar sonucu lmn eiine gelmi Tev-ya'yla, (Muni'nin canlandrd karakter) bir mezarlkta karlar. David yardm etmeye alrsa da baaramaz ve Tevya lr. David de onun cesedini bir Yahudi bayrana sararak, tahminen vatan adna arpmak zere Filistin'e gitmek iin oradan ayrlr, ikinci perdenin banda bir konumam vard ve bu konumam sresince yukardan bir, yanlardan da birer k olmak zere k kaynayla aydnlatlyordum; yukardan gelen k dierlerinden daha parlakt. Konumam ok ateli ve itham ediciydi ve uzun bir duraklamadan sonra balyordu. Perde aldktan sonra uzun bir sre bekliyor ve konumama sakin bir sesle "Neredeydiniz?" diyerek balyor, yine bir sre bekliyor ve "Neredeydiniz siz Yahudiler?" diyordum. Uzun bir duraklamann ardndan bu sefer cierlerimi patla-trcasna "Neredeydiniz siz Yahudiler, alt milyon Yahudi frnlarda canl canl yaklrken, neredeydiniz?" diye haykryordum. Bu blm hemen hemen tamam Yahudi olan seyircilerin tylerini diken diken ediyordu. O dnemlerde Yahudi cemaati iinde, insanlanna ynelik kym durdurmak iin yeterince bir eyler yapp yapmadklarna bazlar Auschwitz'i bombalamas iin Bakan Roosevelt'e zamannda bask yaplmas gerektii grndeydi rnein - dair bir vicdan hesaplamas yaandndan, konumamn o blm seyircilerin damarna basyordu. Baz gsterilerimizde Yahudi kzlar yerlerinden kalkyor ve koridorlarda feryat edip alayorlard. Bir keresinde de ben "Neredeydiniz siz Yahudiler, alt milyon Yahudi frnlarda canl canl yaklrken," demitim ki, seyircilerin arasndan kzgnlk ve sululuk duygusuyla dolmu bir kadn yerinden frlayp bana doru "Pek sen neredeydin?" diye haykrmt. O zamanlar Yahudi ve Yahudi olmayan birok kii gibi ben de ingilizlerin, Hitler'in lm kamplarnda yaayan yar a insanlar -yiyecek sknts eken, hayatlarnda bir parack umuttan ve tifodan krlan ocuklardan baka hibir eyleri olmayan, ileri kan alayan insanlar - yeni bir hayata tayan tekneleri yan yolda durdurmalarna, fkeyle kar kyordum. Bergen-Belsen, Dachau ve Auschwitz'ten daha yeni km bu insanlarn ingilizler tarafndan denizin ortasnda durdurulup, stne stlk bir de Kbrs'ta tel rgler arasna hapsedilmesi, affedilmesi mmkn olmayan bir 112 BRANDO hareketti. O zamanlar; ne Yahudi terristlerin Araplar rasgele ldrp, kendi topraklarn kurmak iin onlar ge zorladklarndan haberdardm, ne de ingilizlerin bu hareketi, eski Yahudiler gibi ezelden beridir o topraklarda yaayan milyonlarca Arabn g iini kendi zerlerine almak iin yaptklarndan. Adlerler'le olan dostluum kadar, bu oyun da benim hevesli bir srail yanda olmamda ve daha sonra da, bu olayn bir eit iportacln yapmamda etkili olmutur. Oyun bittikten ksa bir sre sonra annemlere yolladm aadaki mektupta, kafamda tasarladm eyleri anlatyorum: Sevgili Ailem: Politik bir rgtn, yani zgr Bir Filistin Devleti isteyen Amerikallar Dernei'nin aktif yelerinden biriyim artk. Benim grevim lkeyi dolap sempatizan gruplardan yardm toplamak amacyla onlarla konumak ve ilerde ba toplayp bizi destekleyecek yeni gruplar oluturmak, iim iki ay kadar srecek. Chicago'ya ne zaman gnderileceimi henz bilmiyorum. Filistin anlamazl ile ilgili gerekleri birok kii pek bilmiyor. Bilseler ne kadar sarsc olduunu anlarlard, ingiliz Koloni Dairesi'nin ne kadar

adaletsizce ve acmaszca eyler yapabileceini duysanz inanmazsnz. Bu konuda derme atma eyler bildiim sanlmasn.. Doru ve tarafsz bir sonuca ulamadmz dndmzde dikkatli bir eitim srecinden - haftalk geiyoruz. Size konuyla ilgili baz bilgiler yolluyorum. Bir haftaya kadar yola km olacaz. Mesleimi aksattm veya iimi gevek tuttuumu sanmayn sakn. Yapacamz eyler hi de yle basit eyler deil. Tiyatrodan daha nemli ve daha fazla sorumluluk isteyen eyler bunlar. Bu orbada benim de bir tuzum bulunsun diye elimden gelen gayreti gstereceim. Hibir zaman olmadm kadar canl hissediyorum kendimi. imdi acele etmem gerekiyor. Size bu konuyu daha sonra ayrntsyla yazarm. Ba toplama iinden yzmn akyla ktktan sonra, Ameri-ka'daki Yahudi cemaatin, Yahudilerin kendilerine ait bir lkenin ANNEMN RETT ARKILAR 113 kurulmas ynndeki isteklerinin hangi faaliyet dzleminde gerekletirilmesi gerektii konusunda bir fikir ayrl iersinde olduu fark ettim. Bazlar David Ben-Gurion'u desteklemekteydi; Ben Gurion, grnte ingilizlerin, Yahudilerin Kbrs'ta ve baka yerlerde gz hapsinde tutulmalarna ilikin srarlarn kabul ediyor, ama gizliden gizliye de gemiler dolusu Yahudiyi Filistin'e ka-ryordu. Dierleri daha sabrszd ve Stern etesi ile Irgun Zvai Leumi gibi Yahudi yeralt rgtlerini desteklemekteydi; bu rgtlerin yeleri ingiliz inadn krp israil devletini daha erken bir tarihte kurmak iin terr ve askeri hareketin art olduunu dnyorlard. Birok Yahudi arkadan gibi ben de militanlarn tarafm-daydm. Nazilerin lm kamplarna girildii ilk gnlerde ekilmi filmleri seyrederken iimden bir eyler koptu ve bunca acya maruz kalm Yahudilerin dnyann artk onlara eziyet edemeyecei emin bir yere tanmak iin gereken her eyi yapmaya haklar olduunu dndm. Irgun'a mmkn olduunca ok para toplamaya altm ve toplama kamplarndaki Yahudilere yaplacak yiyecek yardm iin gerekli ban ykseltilmesine katkda bulundum. Sonra da zgr Bir Filistin isteyen Amerikallar Dernei iin lkeyi batan baa dolap ba toplayan, aslnda Irgun'un genlik kollarndan biri olan yirmi iki kiilik bir ekibin yesi oldum. Yahudi okullarna, sinagoglara ve benzeri yerlere gidip, Hit-ler'in lm kamplarndan kurtulma ansna erimi Avrupal Yahudilerin yeniden salksz ortamlarda ve Naziler'inkini aratmayacak insanlk d koullarda nasl yaamaya zorlandklarn anlatyorduk. Aynca ingilizlerin Filistin'den atlmas gerektiini ifade ediyorduk. Gezdiimiz mabetlerde, Ben-Gurion'un tarafim tutan Yahudilerle benim de taraftar olduum terristleri destekleyen ve o gnlerde ad "zgrlk Savalar" olan gruplar arasnda sk sk atmalar olurdu. O zamanlar durumun karklndan pek haberdar deildim, imdilerde bunu daha iyi kavrayabiliyorum. B8 16 IRGUN'A YARDIM ETTM sralarda Washington'dan aileme gnderdiim bir mektubumda unlan yazyordum: "Washington-lular genelde siyah kartlar, kafay yemek zereyim. Umarm ksa bir sre sonra buradan ayrlrz. Sinemadaki haberlerde Ku Klux Klan'n tekrar toplu eylemlere baladn grdm... Yaptklar eyleri dnmek bile insann tylerini rpertiyor. Chicago'ya gittiimde, oradan yiyecek yardm konusunu konumak zere Li-bertyville'e urayacam. Maamn hemen hemen tmn Avrupa'ya gnderiyorum ama yine de yeterli olmadn hissediyorum... Yazn ne yapacam konusunda henz ayrntl bir plan yapmadm, fakat nmde birok olaslk var. Tallulah Bankhe-ad'le bir oyun yapmak gibi..." Edie Van Cleve, baroln yakn arkada Tallulah'n oynayaca Jean Cocteau'nun The Eagle Has Two Heads (ki Bal Kartal) yaptnda oynamam istiyordu. Oyun iinde Edie'nin benden yapmam istedii eylerin dnda fazladan bir eyler yapmam gerektirecek bir durumla karlamadm, nk Tallulah oyunculuumun o emekleme dnemlerinde bana kar ilgili, olduka cmert ve anlayl davrand. Ayrca oyundan alacam paraya ihtiyacm vard.

Edie'nin beni grme iin Tallulah'n Westchester'daki evine yollayndan nce bir arkadam bana onun lezbiyen olduunu tlatmt, ama ok gemeden iin yle olmadn akozladm. Tallulah, bir aktrist olmaktan ok, farkl ve allmam kiilii sayesinde yldz olmay baarm oyunculardand, insan balayan kaln bir sesi vard. st ba sahtiyan**' gibi kokar ve krmz bir pakette tad ingiliz sigaras ierdi; sigaray gm azlna zenle ilitirir ve sanki sahnedeymiesine yava ve dnceli hare(*) Sahtiyan: Tabaklanarak boyanm ve cilalanm deri. (.N.) ANNEMN RETT ARKILAR 115 ketlerle yakard. Burnu keskin, enesi keli ve az ince ve dzd - z Bycs''ndeki Kt Kalpli Cad tiplemesi iin biilmi kaftand. Alkole bulanm alak sesiyle Tailulah ok ho olmay becerebilirdi. Zeki, hazrcevap biriydi ve komik hikyeler anlatrd. O sralarda zerinde siiller bulunan koca burunlu bir adamla beraber olduu sylenmiti bana; sylediine gre adam tam anlamy1 la bir irkinlik abidesiymi ve Tallulah bir gn arkadana adamn-kine saksofon ektiini anlatm. Adamn ne kadar irkin bir yaratk olduunu bilen arkada da, yaptndan dolay hayrete dtn belirterek "Bunu neden yaptn peki?" diye sormu. "Sevgilim," demi Tallulah, "o yz grmemek iin ne gerekiyorsa yaparm." Rolmn blmlerini okumay bitirir bitirmez Tallulah beni oyunda grmekten memnun olacan belirtti. Ama galiba benimle Stanislas rolnden ok seks iin ilgileniyordu. Provalar baladktan sonra onun genellikle gnn erken saatlerinde kafay bulup, gnn geri kalan ksmlarn sarho geirdiini rendim. Beni Elysee Oteli'ndeki odasna armak iin senaryoyu gzden geirme bahaneleri uydurmaya balad. Bundan holanmyordum ama o, oyunun yldzyd ve paraya ihtiyacm vard. Akamn erken saatlerinde gzleri yar baygn bir halde ve dudaklarnda belli belirsiz bir glmsemeyle dolar, sonra da batan karma numaralarna balard. Krk yandayd, benimse yam yirmi ikiydi ve grne gre gen erkeklerden holanyordu. Ona kar imdi o zamankinden daha fazla sevecenlik duyuyorum. nk bugne kadar z sayglarn gzellikleri ile ekicilikleri zerine kurmu akt-ristlerin, bu zelliklerini yitirdiklerinde z sayglarm tekrar kazanmada zorluklar ektiklerini grdm; Tallulah gibi baz aktristler de yitirdiklerini dndkleri eyleri bulmak umuduyla gen erkeklere yneliyordu. Tallulah'n durumu byleydi, tabii o zamanlar bunun farknda deildik. Tallulah'la ilk karlamamzdan sonra. Frannie'ye, Tallulah'la ilgili olarak unlan yazmtm: "Zihnim, kibrit kutusu byklndeki bir alanda, her biri kendi trnan kesmeye alan iki elin parmaklar gibi." Frannie, o dnemlerde babama yolladm bir mektubu da saklam: 116 BRANDO Sevgili Babacm: Bir haftadr gece gndz prova yapyorum... Bankhead'le birlikte almada bir sorun kmyor, ama toplumun adi olarak nitelendirecei kadnlardan biri. Onun bayalmdan, kendine dknlnden ve insanlara kar ftursuz davranlarndan ireniyorum. Politik grleri arpk urpuk. Onun ahsi isteklerinden korunmak iin eidi hilelere bavurmak zorunda kalyorum; bu da beni zorlu bir turnenin beklediini gsteriyor. Oyunda onun vicdann etkileyip hayatn tekrar gzden geirmesini salayan iei burnunda bir priteni canlandracam... Yaasn! Annem burada. ok gzel grnyor... Umarm bir frsatm bulur da birazck olsun knn stnde oturur ve iinden ne geliyorsa onu yapar. Bir oyun yazabilirse sahneye konmasnda yardmc olabilirim. Senin hakknda harika eyler syledi baba, houma gitti, ok mutlu oldum. Galaya gelme gibi bir durumun var m? ubata denk gelecek sanrm. Nerede olduumu bilmen iin sana bir de gsteri yapacamz yerlerin listesini yolluyorum. Bir de yolladn para plan ile gelir vergisi konusundaki bilgiler iin sana ok teekkr ederim. Kontrat iin seni armamamn nedeni para konusundaki ileri artk kendi bama halletmem ve doacak sonular tek bama yklenmem gerektiim dnmemdi... Maamn 57'nci Sokaktaki banka hesabma her hafta ek usulyle yatrlmasn

uygun buldum. Vadeli ve vadesiz olmak zere iki hesap atrdm ve artk kazandm paralarn iime yaramas konusunda kararlym. Sana minnet borluyum baba. ihtiyac olsun olmasn u zibidi oluna yardm etmek iin her zaman hazr ve nazrsn... en ksa zamanda bana yazmay ihmal et-rae. Sevgilerimle, Baba Olun Bud. TaHulah'n gen sevgilisini canlandrdm oyunun galas New England'da yapld. Rolmn hakkn verdiimi pek syleyemem. ANNEMN RETT ARKILAR 117 Birok hatamn dnda canlandrdm karakterin aksann da iyi veremedim; o zamana kadar hi aksan almamtm. Hepsinden daha kts de, onunla pmemi gerektiren sahneleri istemeye istemeye oynamamd. Nedendir bilinmez dudaklar, zellikle de dili ok souktu. Sahnede her zaman dilini destur demeden yallah azma sokard. Souk bir su ylannn zorla bir delie girmesine benziyordu bu. Duruma gre ilgisiz davranmaya alyor ve ne yapsam, nasl yapsam da bu blm atlatsam diye dnerek onu kzdrmayacak ekilde uzak durmaya alyordum. Dili boazma ulamadan nce azmn btn haritasn kartrd. Canlandrdm karakterin ekingenliine snarak utanga bir edayla geri ekilerek toy bir erkein saflnn romantizmiyle boynunu pmeye balardm. Fakat o, boynunun plrnesinden holanmazd ve byle durumlarda ban eerek yine dudaklarm dudaklarmla birletirmeyi baarrd. Birka kere sarmsak yemeyi denedim, ama ona engel olmay baaramadm; sonra sahne grevlisine bir di losyonu aldrarak pme sahnelerinin ardndan azm bu losyonla alkalamaya baladm. Ama bana o da yeterli gelmedi ve bu sefer gl bir gargara satn aldm ve pme sahnelerinin ardndan gargara yapmaya baladm. Tallulah hayat boyunca ok ac ekmiti ve ac dolu geen o gnlerinden bahsetmeyi severdi. Ona kar bir trl sempati bes-leyemiyordum; alaryla younlmutu adeta. Duygularyla bylesine ili dl olmasayd byk bir aktrist ve olaanst ekicilikte bir kadn olabilirdi, ama yine de bana sorarsanz oyunculuktan ziyade alkol ve pohpohlanmaktan daha ok holanyordu. Bir gn dedikoduculardan biri Tallulah'a gidip, benim pme sahnelerimizden sonra gargara yaptm anlatm; odasna girmeyiime zaten sinirlenen Tallulah bunu duyunca iyice ileden km. Yapmclara benim rolme uygun olmadm syledi, sonra alt haftalk ehir d gsterilerine katldm ve iffetime zarar gelmeden kap dar edildim. Tallulah'la sevimek yerine, krk ielerin zerinde srnmeyi tercih ederdim. Oyunculuk hayatmn artk son erdiim dnmeye balamtm. Kovulduktan sonra aileme New Haven'dan aadaki mektubu yolladm: 118 BRANDO Sevgili Ailem: 'Babo Kartal'dan u temennilerle ayrlm bulunmaktaym: inallah T. Bankhead bir gn yzmeye gider de denizdeki btn balinalar zerine srar. Tanr btn kertenkeleleri korusun ve o arada Tallulah'n cann da almay ihmal etmesin! Artk her ey bitti, hayatm da yle. Beterin de beteri bu... Dndmde okula gidip piyano ve armoni ile birlikte Kat-herine Dunham'dan dans dersi alacam. O gn iple ekiyorum. Bir flt aldm ve gayet iyi alyorum. st dudamn deve duda veya babamnki gibi uzayaca gnler yakndr. Trende kars iki mptelas olmu aresiz bir adama rastladm. Ona A.A. <*'dan bahsettim ve isterse A.A. hakknda yazlm bir kitap gnderebileceimi syledim. Baka ne yapabilirdim ki? Karsna ikiden laf aacak olsa ii hemen mnakaaya eviriyormu. Elden ne gelir? Sevgiler, Bud. Kovulduum gn tm, hasta olmutum. Kendimi hem skntl, hem de rahatlam hissediyordum. Boston'dan New York'a giderken, o gece trende uyuyakaldm ve birisi, iinde oyunda kazandm sekiz yz dolar bulunan czdanm yrtt. Parasz pulsuz, ulsuz ve de huzursuz olarak ne yapacam bilmeden, ama ne olursa olsun bir iin ucundan tutmam gerektiinin bilincinde olarak New York'a vardm.

Derken talih yine yzme gld. Birka hafta sonra bu konuda babama unlar yazdm: Sevgili Babacm: y Artk tamamen hazrm. Ekimin 4'nde "ihtiras Tramva-y"nn da provalarna balyorum. 550 Dolar (haftada) bir de ift maa alyorum. Oyunu Elia Kazan ynetiyor. Ba aktrist, Jessica Tendy. Karl Maiden yardmc rolde oynuyor. Gl, (*) A. A. : Adsz Alkolikler Dernei (.N.) ANNEMN RETT ARKILAR 119 vurgulu ve samimi bir oyun - entelektel olmaktan ok duygulara hitap ediyor. Annem sana oyundaki rolm hakknda yazacak. Baba, sende biriken paramn byk bir ksmna ihtiyacm var. Pintilik ettiimi sanma, sadece kazandm parann bir ie yaradn grmek istiyorum o kadar. Buraya geldiinde konuyu ayrntsyla konuuruz. Bud. 17 BABAMA O MEKTUBU yollamadan birka hafta nce Edie Van Cleve bana Elia Kazan'n Tennessee Williams'm yeni bir oyununun ynetmenliine hazrlandn belirtti. Orijinal ad The Poker Night (Poker Gecesi) iken, A Streetcar Named Desire (ihtiras Tramvay) olarak deitirilmiti. Kadn karakter Blanche DuBois iin Jessica Tandy ok nceden seilmiti, ama erkek karakter Stanley Kowalski'yi canlandracak aktr bir trl bulunamyordu. O rol iin nce John Garfield seilmiti. Ama Garfield, oyunun yapmcs, ayn zamanda MGM'in yneticisi "Lois B. Mayer'in kz ve film yapmcs David O. Selznick'in kars - sonradan ayrldlar - olan irene Selznick'le anlamamt. Sonra rol Burt Lancaster'a nermilerdi, ancak Hollywood'daki bir stdyoyla daha nceden anlam olduu iin ondan da vazgemek zorunda kalmlard. Daha sonra da Harold Clurman rol iin beni Kazan'a nermiti. Fakat gerek Gadg (Kazan'n takma ad) gerekse irene benim nerilen rol iin ok gen olduumu belirtmilerdi ve zellikle irene oyunda rol almam konusunda isteksiz davranmt. Sonunda karar Tennessee Williams'a brakmak konusunda fikir birliine varmlard. Gadg, Williams'la, Cape Cod'daki yazlnda grmemin daha iyi olacan syleyerek tren bileti iin bana 20 Dolar verdi. Fakat ulsuz olduum iin parann ounu daha New York'a varmadan harcadm ve Provincetown'a kadar otostopla gitmek zorunda kaldm. Yol beklediimden de uzun srd ve biriki gn geciktim. Tennessee'nin evini g bela bulduktan sonra, bu sefer o benr kapda zrlerle karlad ve tuvaleti akt iin grme yapamayacan syledi. Ama ben gzm karartarak tuvaleti tamir etmeyi baardm. Rolm okudum, bir iki saat ho-be ettik, sonra Gadg'i arayarak rol iin beni istediini syledi. Yllar sonra Tennessee'nin mallarnn vekilliini yapan Lady Maria St. Just, o gnk okumamdan sonra Tennessee'nin ajan ANNEMN RETT ARKILAR 121 Audrey Wood'a gnderdii ve oyun hakkndaki grlerini de ieren mektubunun bir nshasn bana verdi. Mektubu yaymlamak iin ondan izin aldm: 29 Austos 1947 Sevgili Audrey: ... Brando'nun kiiliinde bir Stanley'in kp gelmesinin bizim iin ne byk bir ans olduunu sana anlatamam. Bu karaktere gen bir aktrn neler katabileceim daha nceden dnmemitim. Huysuz bir yalnn yabanilii ile duygusuzluu, bylece genliin doal bir yansmas olarak ortaya kyor ve karakteri daha gerek klyor. Oyundaki karakterlere herhangi bir ithamda bulunduum sanlmasn. Bunu oyundaki dier karakterlerin kiiliklerine kar olabilecek bir yanl anlamay ve hakszl nlemek gerektii inancyla sylyorum. Brando'nun rol okuyu tarzndan oyunculukta yepyeni bir deerin doduunu syleyebilirim; bugne kadar dinlediim en baarl okumayd. Kendisinde, savan gen yetenekler zerinde brakt etkiyle birlikte ortaya km gibi grnen, zgn bir karakter gelitirmie benziyor. Bu, Garfield'in giriebileceinin ok tesinde bir deerdir. Oyunculuktaki yeteneklerinin dnda ok duyarl, en az Burt Lancaster kadar da fiziksel ekicilii olan biri. Brando kontrat imzaladnda, diyebilirim ki bugne kadar ektiimiz

btn skntlara dee-bilecek ve bir ei daha bulunmayan drt drtlk bir yldz ekibimiz olacak. Bir Hollywood yldz yerine Brando'yu oynatmamz bizim amzdan ok yararl olacak, nk bylece yapma vurulacak Hollywood damgasndan da kurtulmu olacaz. Irene'in ofisinde ocuun kontrat imzalamasn nlemek iin giriilecek geciktirme veya tekrar gzden geirme gibi bahaneleri engellemek iin elinden geleni yap ltfen. Umarm irene gsterisi iin New York'a gitmeden bu i tamamlanr. Ev bu hafta azna kadar dolu. Joanna, Margo [Jones, bir yapmc], Marlon, Pancho .[Tennessee'nin birlikte olduu kii] ve ben. Yatma dzenini doru drst ayarlayamadk ve Brando ile Margo ayn odada - ift kiilik karyolada - yatmak zorunda kaldlar. apal apal yatmlardr artk! Margo ile 122 BRANDO Joanna iin ranza kurmutuk ama Margo ranzann stne ktnda tahtalardan bazlar isyan etti. Ayrca tuvalet tesisat da bozuldu, bu yzden iimizi allklarn arasnda grmek zorunda kaldk. Tesisatyla telefonda mnakaa ettiim iin eve geleceini sanmyorum. Elektrik tesisat da bozuldu. Artk biz de yemek srasnda Wingfieldler'e olduu gibi "sonsuz bir karanla mahkmuz." Hepsi st ste geldi! Ha, bir de mutfa su bast! Marlon tam da bu kk afetin ortasnda geldi ve ileri dzene soktu. Ama rol ona verme nedenimin bu olduu sanlmasn. Btn bu olanlar Pancho'ya fazla geldi. Bavulunu hazrlayarak Eagle Pass'a geri dneceini syledi. Ama tabii her zamanki gibi kararndan vazgeti. Umarm oyunun provalar sresince Aralk'a kadar evinde, hi olmazsa New Orleans'ta kalr. Pek sakin bir insan deil, biliyorum. Btn huysuzluklarna ramen aslnda ok sevecen bir insan ve bugne kadar onun yaknlna ve arkadalna ok altm. Fakat New York dendi mi, zellikle oyunumun provalar da varsa, ok kaprisli ve sinirli olabiliyor. Umarm bu dnem boyunca onun Gney'de bir yerde kalmas veya en azndan kendisine oyalanacak bir eyler bulmas bir ie yarayabilir. O zaman ben de rahat edebilirim... Sevgilerimle, Tennessee ihtiras Tramvayt^ndaki baarsndan sonra Tennessee baka oyunlar da yazd, ama bu oyun kariyerinin doruk noktasyd; ondan sonra yazd oyunlarda nereye gideceini, ne yapacan bil-miyormuasna kendini tekrarlamaya balad. Sanki artk tkanm gibiydi. Fakat gcnn doruklarmdayken olaanst yeteneinin yannda ok sevecen, son derece mtevaz ve tatl dilli bir insand. Kazan ok doru bir biimde onu zrh olmayan bir insan olarak tanmlamt; zrhszd, savunmaszd, herkesin ve her eyin kendisini yaralamasna akt. Son derece drstt. Derin bir nevrozdan muzdarip, kadim bir ruha sahip bir air, kendim ypranmaya adam duyarl ve nazik bir insand. Hi yalan sylemez, kimseye kt laf etmezdi ve her zaman espriliydi. Ama ne yazk ki hayatn ANNEMN RETT ARKILAR 123 ok kt harcad. Kltr dzeyimiz Tennessee gibi hassas bir insana yeterli destei verecek ve yol gsterecek kadar gelimi olsayd, belki hayatnda karlat glkleri yenebilirdi. Homosekseldi, ama yle efemine hareketlerle veya saldrganca bunu da vurmaz ve oyununda yer alan aktrlere hi sarkt olmazd. Kendisi sylemedii srece onun bir homoseksel olduunu anlayamazdnz, iini, sonunda onu lme gtrecek denli kt bir eyler yiyip bitiriyordu. New Haven, Boston ve Philadelphia'daki prova gsterilerinde sonra ihtiras Tramvay'nn galas New York'taki Ethel Barrymore Tiyatrosu'nda 3 Aralk 1947'de yapld. Ablam Boston'dan babama ektiim talgrafi hl saklar. BU GECEK GSTERDEN NCE PARAYA HTYACIM VAR. ARDINDAN AHANE BiR MEKTUP GNDERiYORUM. MARLON. New York'taki gala gecesinden sonra Russian Tea Room'a gidip elimize nce The New Torla Times' alarak eletirileri okumaya baladk. Gazeteleri ilk atmzda ncelikle iinde oyunumuz hakknda eletiri km m diye baktk, grnce de rahat bir nefes aldk; oyunumuz ok beenilmiti. Birka yazar, duyarsz ve kaba mizal Stanley Kowalski'yi canlandrrken kendimi oynadm grndeydi; bir baka deyile oyunun baarl olmasndaki asl etken benim Stanley Kowals-ki'nin ta kendisi olmamd onlara gre. Hayatmda

birka Stanley Kowalski'yle karlamtm - hayatlarnda burunlarnn dikine giden, kendilerini hi sorgulamayan, pazulu, derdini anlatmaktan aciz, sinirli mahlklar, vcutlar salam ve tesini dnmeden konuan, kendini bilmez erkeklerdi bunlar. Btn bu zellikler bana ok yabancyd. Asljnda Stanley Kowalski'nin tam tersiydim ben. Duyarlydm, oysa o kabayd, onda amaz bir hayvansal igd ile sezgi vard. Daha sonralar oyunculuk kariyerimde bir role balamadan nce canlandracam karakterle ilgili aratrmalar yaptm, ama Stanley Kowalski'de byle bir ey yapmamtm. O karakteri oyuna dayanarak hayal gcmle yaratmtm. Onu Ten-nessee'nin szlerinden meydana getirmitim. Bu oyundan sonra birok roln, zellikle de sinema filmlerindeki rollerin, oyuncu tarafindan yaratlmas gerektiini rendim. ihtiras Tramvaynda Jessica Tandy ile. Seyirci hi olmadk yerlerde glyordu. (Eileen Darby.) ANNEMN RETT ARKILAR 125 Eer elinizde iyi yazlm bir hikye yoksa oyuncunun bizzat kendisi karakterin daha gereki grnmesi iin almaldr. Eer oyuncunun elindeki oyun ihtiras Tramvay gibi yazlm bir oyunsa, o zaman oyuncuya yapacak ok az i der. Oyuncunun yapaca oyuna herhangi bir mdahalede bulunmayp, sadece oyunun kendi halinde seyretmesini salamak olacaktr. Doalama oyun Tennessee Williams gibi bir yazarn oyununda ilemez, Shakespeare'in oyunlarnda da. Bu tr yazarlar oyunlarn ylesine baarl bir biimde yazarlar ki, oyuncular kelimelerin zerinde kendiliinden kayarlar. Bilindii gibi insann kendi kendini objektif olarak deerlendirmesi olanakszdr, ama ben Stanley karakterini pek baarl can-landramadm dncesinde olduumu syleyeceim. Oyunla ilgili en iyi eletiri, benim oyundaki role uymadm yazan bir eletirmen tarafndan yazld. Kim Hunter mkemmel oynamt ve Stella rolne de ok iyi uyuyordu. Ayn ekilde Karl Maiden de iyi bir aktrd. ok baarl bir izgi izlemesine ramen alakgnlllnden hibir ey kaybetmemi ender insanlardan biriydi. Fakat Jessica'yla ikimizin rollerimize pek uymadmz dnyorum. Blanche rolnde onu hibir zaman inandrc bulamadm. Onda oyunun gerektirdii kadns inceliin veya yaknln bulunmadn dnyordum; Tennesse-e'nin o karakterde tahayyl ettii krlganln bulunmadn da. Tennessee'ye gre Blanche DuBois'da saf olan bir eyler vard; Stanley insanln karanlk yzn temsil ederken, o paralanm bir kelebekti. ylesine yumuak ve ylesine narin. Blanche Stella'ya "Hayvanlardan uzak dur," derken insanlarn hayvani taraflarn kastetmekteydi. Blanche'm yalanc ve ikiyzl biri olduu dorudur, ama yaayabilmek iin yalan sylemektedir - hayallerini canl tutmak iin. Oyuncuya, "Gerei sylemiyorum, gerek olmas gereken eyi sylyorum" ve "Kalbimde yalan olmad hi," dedirtirken, Tennessee bunlar kastediyordu. Kazan'a, seyircilerin Blanche'a acmalarn salamay hedeflediini sylemiti. "Blanche," demiti, "sonunda seyircinin anlay ve merhametiyle bulumal... ama Stanley'in kt ruhlu biri olarak alglanmasna neden olmadan." Jessica, Blanche' tam anlamyla amas bir insan yapabilirdi, ama canlandrd karaktere seyircilerin sempati ve acma hissi 126 BRANDO duymalarm salayamayacak kadar keskin dilliydi rolnde. Bu durum, canlandrd karakterin tad potansiyeli seyircilerin iyi anlayamamasna ve dolaysyla oyunun dengesini yitirmesine neden oldu ve benim canlandrdm karakter seyircinin gznde Tennessee'nin istemedii biimde sempati toplad. Oyun dengesini yitirdii iin, seyirciler birok blmde bana glerek Blanc-he'm aptal bir karakter gibi grnmesine neden oldular ki, bu Tennessee'nin kastetmek istedii eyden ok farkl bir durumdu. Stanley'in komik grnmesi iin zel bir ey yapmamtm. Ama insanlar glyorlard ite ve Jessica da byle anlarda kplere biniyordu. O kadar kzyordu ki, birgn Gadg'e bu konuda bir eyler yapmasn syledi, ama Gadg hibir ey yapmad. Seyircinin bana her glnde Jessica'nn kzdn gryordum. Durumun byle bir hal almasnda benim sulu olmadm biliyor olduunu dnmeme ramen, sulu benmiim gibi, benden

holanmadn hissediyordum. Senaryoda ne yazyorsa o ekilde oynuyordum; seyircilerin kahkahalar, beni de en az onun kadar artyordu. Fakat elimizde harika bir oyun vard ve bu yzden baarl olmutuk. Bir oyuncu kt bir oyunu ne yaparsa kurtaramaz; ne kadar iyi oynarsa oynasn, eer elindeki oyun gerek bir tiyatro deilse, azyla ku tutsa sahnede hibir ie yaramaz. Oyuncu ekibine on iki havariyi alsanz ve ba oyuncu olarak isa'y getirseniz, eer oyun kt bir oyunsa, kt eletiri almaktan kurtulamaz. Oyuncu bir oyuna bir eyler katarak yardmc olabilir, ama onun baarl olmasn salayamaz, ihtiras Tramvay'ndz elimizde, sahneye konan en iyi oyunlardan biri vard ve skalamamza olanak yoktu. 18 ANNEM NEW YORK'TAN ayrldktan sonra bende balayan huzursuzluk ve depresyon halleri ihtiras Tramvaynn gsterimi sresince ve ondan sonra uzun bir dnem boyunca ara ara devam etti. ocukluumda bana verilmi olan, be para etmez bir insan olduum kuruntusundan kurtulmam uzun yllarm ald. Tabii o zamanlar byle bir duygu tadmdan habersizdim, iimi, ne olduunu bilmediim bir eyler kemiriyordu, ama duygulanm gizleyip gl grnmeye alyordum. Bu, hayatm boyunca hep byle olmutur. Gl olmadm halde evreye kendimi yle gsteriyordum. Bununla birlikte oyunun galasndan sonraki gnlerden birinde, yardma ihtiyacm olduunu fark ettim ve Gadg'e dantm. Bana New York'taki tannm Freudu analistlerden biri olan psikiyatrisi Bela Mittelman' nerdi. Bela, hayatmda grdn en souk insanlardan biriydi. Bir yaknlk, anlay ve yardm bulmak amacyla, yllarca ona gitmeyi srdrdm, ama elime buzdan baka bir ey gemedi. Onda scakln s'si yoktu. Ofisindeki mobilyalarda bile bir soukluk vard; ne zaman ofisinden ieri adm atsam tir tir titrerdim. Belki sadece psikiyatri okulunun kurallarn yerine getiriyordu, ama bana soracak olursanz insan davranlar konusundaki anlay ktt ve bana hi mi hi yardm dokunmad. Artk nedenini bilmediim duygularmla baetme ii bana dyordu. Bu duygularmn, annemin gidiiyle yakndan ilgili olduunu sezinliyordum. Hangi zamanlar ve neden ortaya ktn yine de bilemiyordum. New York'ta ona olan sevgimi gstermek iin bir ans daha elde etmitim, ama sevgimi gstermeme ramen anneme bir trl yaklaamamtm. Btn bu olanlara krk yalanma gelinceye kadar herhangi bir anlam veremedim. O krkl yalarmdan sonra bile, anlam veremediim duygulanma, fkeyle karlk verirdim. 128 BRANDO Oyunculuun salad yararlardan birinin de, oyunculara normal hayatlarnda hi ifade imkn bulamayacaklar duygulan ifade etme ans tanmas olduunu dnrdm, iinizde gml olan youn duygularn duman, durur durur da birgn banzn arkasndan ttmeye balar; ite byle bir durumun psikolojik drama iin yararl olduunu dnyorum. ocukluumdan itibaren gelimi olan duygusal: gvensizliimin - olduum gibi davranmak isteyiimin engellenmesinden, istediim halde sevgi grememekten, deersiz olduumu hissetmekten dolay yaadm hayal krklnn - aktrlmn zerinde, en azndan ksmen yararl etkileri olduunu dnyorum. Bu zelliim sanrm, baz insanlarn sahip olmad trden bir birikimi kullanmama imkn tanyordu. Bu barla ayn zamanda mimik zenginlii de salyordu, nk istenmeyen veya ho karlanmayan biri olduysanz ve sizi siz yapan zellikleriniz, etrafnzdaki insanlar tarafndan kabul grmediyse o zaman kabul grecek bir kimlik arayna girersiniz. Bu kimlik genellikle karnzdaki insanlarn yz ifadelerinde bulunur, insanlar incelemek sizde zamanla bir alkanlk halini alr, konuma biimlerini, sorulara kar ne tr cevaplar verdiklerini ve grlerini incelersiniz; sonra da bir tr meru mdafaayla yzle -rindeki ifadeyi ve rol yapma biimlerini nk ou insan kendisini dardan incelemeyi sever - taklit etmeye balarsnz. Neyse, ite aktr olduum zaman insanlarn karsna eitli davran rnekleriyle kmam salayacak kadar ok taklit tryle donanm bulunuyordum. Oyunculuumda bu zelliimin, youn duygularm kadar etkili olduu kansndaym. Ablalarma her zaman yakn hissetmiimdir kendimi. nk her birimiz, ailemiz bellediimiz o firnda kavrulmu olmann ortak tecrbesini paylayorduk, her ne

kadar farkl skntlar yayor-duysak da. Herkes kendi yoluna gitmiti. Ama aramzda, sadece ayn cankurtaran simidine yapm insanlarda grlebilecek cinsten bir sevgi ve yaknlk, her zaman varln srdrd. Tiddy belki de beni herkesten daha iyi tanrd. Daha yenilerde, bana New York'taki genlik gnlerimle ilgili eylerden bahsettii bir mektup yollad: "O, 'Tramvay' takm basan kazandnda sen sadece yirmi ANNEMN RETT ARKILAR 129 yanda, gencecik bir ocuktun. Hayatta yol almaya urayordun ve becerilerini denetleyecek durumda deildin. Balangta sadece igdlerini izleyebilirdin sonradan bunlarn iyi gdler olduu ortaya kt - ama seimlerinin doru olduunu nereden bilebilirdin ki? Yirmi yan ne kadar kaypak bir ya olduunu [olmak zorunda olduunu] ve sende olduu gibi, bir insana hem hretin kaplarn ap hem de adn ktye karabildiini hatrlayan var mdr acaba? Utan verici bir durumdu bu; sen olup biteni hak ettiini dnemezdin gerekten bunlardan sorumlu olduuna inanamazdn - zaten babamz senin bir tamirci ra bile olamayacan sylerdi. Peki neler oluyordu Tanr akna? Senin hayatnda ilk defa doru bir eyler yaptn bilmek gzel bir eydi, ama btn her eyin bir aklamas olabilir miydi bu? Sen aktr oldun, nk oyunculuk sende varolan tek yetenek, insanlarn "olduka iyisin," dedikleri tek ura alannd. Gizlenmek iin hem iyi, hem elenceli bir aland. Birok oyuncu canlandrd karakterlerin ardna gizler kendini. Bu hayat birok insann gzyle incelemenin yollarndan biridir. Yaptklarnn sorumluluunu hissetmeden, btn o teki insanlar gibi "olabilmek" gzel bir eydir. Ancak burada kt olan bir ey vardr, o da insanlarn oyuncuyu canlandrd karakterlere gre deerlendirmesidir ki, bu tam da o anda bir ayrmcl beraberinde getirir... hret ve para tabii ki kt eyler deiller, insann hayatn cilalayan eylerdir bunlar, ancak parayla hretin asl nemli eyleri elde edemeyeceini herkes bilir." Erkenden gelen bu baarya olan tepkileriyle, Illinoisli toy bir ocuun baedebilmesinin zor olduunu sylerken Jocelyn hakl myd? Uzun zaman nce hissettiim eylerin neler olduklarn imdi pek hatrlayamayacam. Ama ihtiras Tramvay ile ilgili aklmda en ok kalan ey, haftada alt gece ve iki le sonras oynamamdan kaynaklanan duygusal kntdr. Her gece 8.3 O'da sahneye kp gece boyunca barp armak, alamak, tabaklar krmak, duvarlar yumruklamak ve ayn younluu yaamak, kendimde hissettiim duygulann aynsn seyircinin de hissetmesini her gece, ama her gece salamaya almak ne demektir, bilir misiniz? Gzlerinizin feri sner. Bir de oyun boyunca uratnz bu duygular deryasn sahnede brakp gerek halinizle eve gittiiB9 130 BRANDO nizi ve uyuyup uyandktan sonra birka saat iinde yine ayn eylere hazrlanmanz gerektiini dnn. Sporda her zaman rekabetiydim ve Stanley Kowalski rolnde de baarsz olmam engelleyen benzer gvencelerim vard: dierlerini geip en iyi olmaya almak. Bu yzden rolm iyi oynamak iin her defasnda kendimi zorluyordum. Ama ite bu da duygularm fazlasyla ypratyor, beni yoruyor ve bunaltyordu. Oyun sahneye konduktan birka hafta sonra ii brakmak istediysem de yapamadm, nk kontratmn sresi oyunun gsterimi boyunca geerliydi. En nefret ettiim gnler, matine gnleriydi. Uyanp saate baktmda geciktiimi fark ediyor ve tiyatroya zamannda yetimek iin btn bir yolu koarak katetmek sorunda kalyordum. Elli ikinci Sokak, Beinci Cadde'deki evimden Broadway'deki Krk ikinci Sokaa matineyi karmamak iin soluk solua koup, o gnn matine gn, yani aramba veya cumartesi olmadn rendiim ve bu salaka hatam yznden daha fazla uyuyamadm iin bam talara vurduum ok oldu. Birok defa da ge vakitlere kadar birileriyle takldm iin gece yars veya leden sonra ikide uyanp tekrar yattm ve tiyatroda olmam gereken zamandan bir saat nce uyandm oluyordu; byle gnlerde yataktan kalkar kalkmaz bir rpda hazrlanyor ve tiyatroya doru depara kalkyordum. Tiyatroda en ge sekiz on

bete olmam gerekiyordu, ama daha erken gidip biraz altrma yapmay ve istediim grn elde etmek iin Stanley zerinde biraz almay tercih ediyordum. Hazrlk almalarn elimden geldiince uzun tutuyordum ve bazen gsteriye ge kalyordum. e gitmekten nefret ediyordum. Bir Broadway oyununda baar kazanm olmann elbette ki avantajlar vard ve bunlar imdinin aa yukar 5.000 dolarna eit olduunu zannettiim 550 dolar haftalk almakla da snrl kalmyordu. The Eagle Has Two Headim provalar srasnda finan-sal ilerimi kendi bana halletmek istediimi belirtmitim ama babam hem ok megul olduum, hem de param iletmek konusunda henz ok tecrbesiz olduum konusunda beni ikna etmeyi baard ve bylece aldm ekleri ona yollamaya baladm; kiram dyor ve bana da yetecek kadar cep harl brakarak parann geri kalan ksmn biriktiriyordu, ihtiras Tramvaymdan aldm para beni baka eyler kadar ilgilendirmiyordu. Her gece gsteri ANNEMN RETT ARKILAR 131 bitiminde soyunma odamda beni yedi-sekiz kz hazr bekliyordu. Onlar batan aa szyor ve ilerinden birini o gece iin ayryordum. Yirmi drt yanda, akl bilmem nesinde olan bir ocuk iin bundan daha gzel bir ey olamazd. Bundan da te, istediim kadn yataa atabileceimi biliyor olmam, mest edici bir eydi. Partilere baylyordum, dans ediyor, bongo alyor ve kadnlarla yatmay seviyordum - hangi kadn, kimin kars olursa olsun. Bazen lgnca eyler yapardm. Yetmi kinci Sokak'ta bir apartmann on birinci katnda oturduum sralardayd. Evimde parti veriyordum ve ben dahil herkes zomdu. Pencerelerden birinin yanna gidip misafirlerime doru, "Bu dnyadan ve iindeki her eyden bktm. Size tahammlm kalmad artk, bktm bu hayattan," diye bararak pencereden atladm ve ortalktan kayboldum. Pencerenin altnda bulunan bir buuk metre geniliindeki bir kolonun zerindeydim, vcudumu duvara yaptrm, ellerimle de pencere kenarna skca tutunmutum. Sonra bir elimle binann yanndaki beton korkulua tutunarak pencere kenarndaki elimi ekiverdim. Misafirlerim hep bir azdan lk attlar. Yetmi ikinci Sokak zerine pestilim km bir halde yaptm dnm olmallar. Pencerenin altna tneyip kkrdamaya balamtm ki, bir ara gzm aaya kayd, neredeyse kk dilimi yutuyordum. erde herkes hl lk layd. Derken kzlardan biri pencereye doru koarak gzleriyle, aadaki Yetmi ikinci Soka, cansz bedenimi grebilmek iin, bir aa bir yukar tarad, ta ki beni saklandm yerde bulana kadar. Beni grnce "Aman, atla geber. Sanki umurumdayd," dedi. Glerek ieri trmandm. Hepsinin yz kpkrmz olmutu. Alnlarndaki damarlar pt pt atyordu ve hep birden bana hakaret ediyorlard. Manyaklk ite; iki kadeh iince bende korkudan eser kalmamt. O apartmanda lgnca eyler yaptk. Bazen ben ve arkadalarm, srtld her yerde yanan u eski kibritlerden alr ve btn bir paketi bitirene kadar bunlar pencereden aa atardk. Kibritler caddeye deer demez alev alr ve harika bir k leni yaratrlard. Birok kez de New York telefon rehberini un ufak yrtp, paralarn pencereden aa atmtk. Bazen de rehber yerine The New York Times' yrtardk. O apartmanda birok meceram oldu. Bir gece bir arkadam beni telefonla arayarak "Dinle, elimde iki 132 BRANDO tane aynal kar var. Siyah bir Cadillac'lar var ve mthi eyler. Beendiini gtr, ama galiba ikisi de 'falafo',"dedi. (O zamanlar fahieler iin bu jargon kullanlyordu.) Kzlar bizi almaya geldiklerinde arkadam Fredie'nin sylediklerinde yerden ge kadar hakl olduunu grdm. Kzlar siyaht ve ok ekiciydiler, bam dndren bir parfm srmlerdi. Kzlardan biri "Nereye gidelim?" diye sorunca "Bilmiyorum. Ben bulunduum yerden memnunum," dedim. Arka koltuktaki kz parlatmaya gemitim. "Bizim muhite ne dersiniz?" diye sorunca ben de, "Bana uyar. Nerede?" dedim. "Harlern'de." Bunu duyunca bamdan aa kaynar sular boand, ama yine de "Gidelim anasn sataym,"dedim. Kzn oturduu yer nc kattayd. Oraya gitmekteki esas amacmz gerekletirdikten sonra, arkadamla onun yanndaki kz yatak odasna geri

dnerlerken ben de dier kzla mutfakta kt oynamaya baladm. Derken birden dandan fkeli bir dinozorun ayak seslerine benzer sesler gelmeye balad; aklmdan dinozorlarn yumruklan var myd diye geiriyordum, i amarla-ryla karmda oturmakta olan ekici kadn birden gzlerini falta gibi ve azn da ardna kadar aarak bana bakakald. Yumruklama sesleri her defasnda kapnn ieriye doru biraz daha gmesine neden olacak kadar iddetini artrarak devam ediyordu. Soukkanl grnmeye alarak, "Bu da kim byle?" diye sordum. "Benim dostum "dedi "Arkadan m yani? "dedim. "Yavrucuum, dostum dedik." Bu kelimenin o anlamda kullanldn daha nce hi duymamtm; o zamanlar baz kadnlarn erkek arkadalar iin "dostum" veya "kocacm" gibi laflar kullandklarm bilmiyordum, ama ii annda kapmtm. Kadna olabildiince soukkanl grnerek "Bu binann yangn k var m acaba?"diye sordum. Bayla yatak odasn iaret ettikten sonra, ayakkablarmla elbiselerimi toparladm ve Fredie'yi drterek "Ben yangn merdiveninden tyyorum nk, kzn dostu kapya dayand. imdi gelANNEMN RETT ARKILAR 133 miyorsan, seni aada binann yannda bekliyor olacam," dedim. Fakat Fredie de durumu annda akmt ve zerinde bulunduu ii yarda keserek hemen peime dt. Birlikte yangn merdivenlerim inebildiimiz kadar hzl inmeye balamtk. Yere yaklatmzda kat yukar baktk ve bir herifin "Durun lan! Erkekseniz kamayn!" dediini duyduk. Kmza neft ya srlm gibi oradan uzaklatk, ama btn bunlara demiti dorusu. nk kzlar ok ekiciydiler. O gece bana elik eden arkadam Carlo Fiore'yle New Scho-ol'da bir oyunculuk dersinde tanmtm. Oyuncu olarak i bulmasn kolaylatracan dnd iin adn Fredie Stevens olarak deitirmiti. New York'ta tantm ilk arkadalarmdan biriydi, kzlar paylaamazdk; o birini bulur, ben kapmaya alrdm; ben birini bulduumda o kapmaya alrd. Fredie'nin kocaman bir Romal burnu vard. Brooklynlilerin yayvan aksanyla konuurdu ve oyuncu olarak da be para etmezdi. Burnunu iki veya kez ameliyat ettirmiti. Burnu, son ameliyatnda doktorun neter yerine konserve aacan kullanmak zorunda olduunu dndrtecek kadar klmesine ramen, bu bile hibir ie yaramamt. Kendini entelektel zannediyor ve New York'un aydn tabakasndan olduunu dnyordu. Kendini dev aynasnda gryordu; yle ki arkadalarmdan biri Shakes-peare'nin bir szn deitirerek, onun anlatt hikyeler iin unlan sylemiti: "Ahmak birinin azndan anlatlan, ses ve Fiore'yle dopdolu, bombo hikyeler.**' "Daha sonra Fredie'ye i bulmaya altm, ama bulamadm, ta ki kendi yanmda bir eyler ayarlayana kadar. Ho ve en akrak biriydi, ama sorunlar vard. Aktrlkteki ansszlnn bunda ne kadar pay vard bilmiyorum ama, sonunda eroin bamls oldu ve kullanmam iin beni ok zorlad "Bir imdiklik al," diyordu kendi deyimiyle. Reddettiimde de bana, "Oo, sen yaamay bilmiyorsun olum," diyordu. (*) "tales told by an idiot full of sound and Fiore, singnifying nothing." Szn asl yledir: "Life is a tale told by an idiot full of sound and fury, signifying nothing (Ahmak birinin azndan anlatlan grlt ve fkeyle dopdolu, bombo bir hikyedir hayat.) Burada fke (fury) szc ile Fiore ad yer deitiriyor. (.N.) 134 BRANDO Onu bu alkanlndan kurtarmak iin elimden geleni yaptysam da gzlerimin nnde yava yava eriyip gitti. Bir keresinde eroin krizi geirirken yanndaydm, korkun bir eydi. Salland, titredi, kendini yerden yere att ve sakinletiinde Brooklyn'deki italyan semtine geri dnp ailesinden yardm isteyeceini syledi. Birka saat sonra beni ailesinin evinden arayarak, benden biraz Seconal istedi. Satn alp evine gtrdmde, ok dokunakl bir sahneyle karlatm. Bir gn bana annesinde zihinsel bozukluk olduunu sylemiti; yzndeki ifadeden, annesinin durumundan tr utan duyduunu fark ettim. Ancak

annesinin yannda sevgiyle durmu, kollarn omzuna dolamt; herhalde annesini reddettii gibi bir yargya varmam nlemek istiyordu. Ben, bir oyuncu olarak basan kazandktan sonra, Fredie ile aramzdaki iliki de limonilemeye balad. zellikle kariyerleri inie gemi birok oyuncu ve yazar arkadamda karlatm trden sorunlar onunla da yaadm; nce kskanlk krizlerine girdi, daha sonra durup dururken bana ksmeye balad. Btn bu davranlara maruz kalmak ok yaralaycyd benim iin, nk neyin ne olduunu anlayamayacak kadar gentim. Yllar sonra Janice Mars bana Fredie'nin benimle kurduu arkadala yle veya byle kurban gittiini dndn syledi. "Zavall Carlo seninle kurduu arkadala yenik dt ve kendine bir hayat kurmay baaramad... Senin hretinle, parann ekiciliine daha fazla tahamml edemedi. Senin ok yaknnda bulunmak lmcl bir tehlikeydi. Hi aba harcamadan yanna istediin kiiyi bir bataklk gibi ekebilirdin. Byle olmas senin suun deildi, insanlara yardm etmek istiyordun, ama yardm elini uzatr uzatmaz da, senin karnda, konumlar gerei kendilerini aciz hissettikleri iin, onlarn gznde sahip olduklar her eyden stn grnyordun. Bu durum kendilerini kaybetmelerine neden oluyordu. Carlo iin de durum byle oldu; kendi kendini yiyip bitirdi, uyuturucu batana sapland ve kp gitti." Fredie sonunda uyuturucudan kendini kurtarmay baard ama bu sefer de alkolik oldu ve benim hakkmda bir kitap yazd; belki de satabilecei tek ey olarak bu kalmt elinde. Hayata veda edene kadar da kendini mahvetmeye devam etti. 19 GECE GE SAATLERDE, herkesin uykuda olduu o sabah karanlnda, tan aarana kadar uyank kalmaktan hl holanrm. Bu alkanlm New York'a gittiim ilk gnlerden bu yana hi deimedi. En iyi dnebildiim ve yazabildiim zamanlar bu zamanlardr. New York'taki o ilk yllarmda gecenin bir yans motosikletime atlar gezerdim - nereye olursa. O zamanlar ehirde bugnk kadar su ilenmezdi. Motosikletinizi apartmann dna, alnma endiesi tamadan rahata park edebilirdiniz. Yazlar gecenin birinde, ikisinde veya nde motosikletin zerinde arkanzda bir kzla ehirde gezmenin gzellii anlatmakla bitirilemez. Yola yalnz ksam da gezerken bir bz buluyordum. Edna adnda, tatl bir Yahudi kz vard. Babas ok zengindi. Kahverengi sal ve esmer tenliydi, Doululara benziyordu, canl, iyi bir eitim grm, nefis bir kzd. Park Caddesi'nde lks bir apartmanda babasyla bir-lilkte yayordu. Nedendir bilinmez, evleriyle ilgili aklmda en ok kalan ey perdelerinin drapeleriydi: pencereler bembeyaz, tiril tiril iki perdeyle kaplyd. Birincisi cafcafl kvnmlar yaratan satenden pilili bir perdeydi, ikincisi gelin duva gibi, yerlere kadar ipeksi bzglerle bezeli beyaz bir perdeydi. Bir gece yars saat iki civarnda motosikletimle apartmann nnde durdum. Apartmann kapcs bana yanl limana girmi bir gemiciymiim gibi bakarken, motosikletimden inip ona Edna'ya dahili telefonla Bay Bran-do'nun kendisini beklediini sylemesini rica ettim. "Saatin ka olduunun farknda msn?" diye sordu bana. Ben de, Edna'nn beni beklediini, ki bu doru deildi, eer ieri alnmadm renirse bann belaya'girebileceini syledim. Bana inanmam gzlerle bakan kapc telefon edip Edna'y uyandrd. Kapcnn kulana yaptrd ahizeden zayf, uykulu bir sesin "Kim?" diye sorduunu duydum. "Bay Brando." 136 BRANDO Sonra ne dediini duyamadm, ama adam telefonu kapattktan sonra bana, "Soldaki asansrden kacaksnz," dedi. "Biliyorum, biliyorum," diyerek gecikmeden dolay canmn skldn belirtircesine baka hibir ey sylemeden ieri yollandm. Babas kendi yatak odasnda uyuyordu. Biz de Edna'nn odasna gittik. Pencereden hafif bir rzgr ieri szlyordu ve Edna'nn arkasndaki ipek ve saten perdeleri, alm bir parat gibi iiriyordu. zerinde ince bir saten gecelik vard. araf atm, lk vcudunun yayd ho koku beni kendimden geirdi. Edna, soyunmama hi ses karmad. Yattaa yattm, beni yumuak ve sevgi dolu kollaryla sard. Sevitikten sonra, "Bir eyler attrmak ister misin?" diye sordu. Saat aa yukar sabahn drdyd ve perdelerden szlerek oday belli

belirsiz aydnlatan ay dnda, darda hava henz aydnlanmamt. istediimi belirttiimde kalkp mutfaa gitti ve beraberinde irlanda rtlerinin zerine Fransz kristali bardaklarda portakal suyunu ve ingiliz gm tabaklarda tam bvamnda kzartlm tostlar, yumurtalar zenle yerletirdii bir kahvalt tepsisiyle geri dnd. nmde gm ve kristallerle dolu bu tepsiden onunla birlikte kahvalt ederken, iimden, ite hayat bu olum, diye dndm hatrlyorum, eer bu da deilse zaten hi aramaya demez. Bunun gibi birok romantik anlarm oldu, ama zellikle o sabah yaadklarm nedense unutamyorum. imdi Edna'nn nerede olduunu bilmiyorum. Aradan ok zaman geti, ama bana neler geldiini hep merak eder dururum. ihtiras Tramvaynn gsterime girmesinin ardndan Shattuck Askeri Akademisi'nden beni geri ardklarna dair mektuplar gelmeye balad. Komutan gelmi gemi en nl Shattuck rencisi olduumu yazyordu. "Aramza tekrar katln ltfen," diyordu, "sizinle gurur duyuyoruz." Beni attktan sonra byle davranmalarnn uygunsuz olduunu dnyordum. Bana gnderdikleri mektuplar nemsemedim. Bir daha ne Shattuck'a geri dndm ne de byle bir giriimde bulundum. 20 GL BiR DELKANLI olduum dncesinden uzun bir sre kurtulamamtm. Sama sapan bir nedenle, beni daha erkek yapacan dndm iin, boks yapmay seviyordum. Babam kadar gl biri olmak istiyordum. Babam iyi bir boksr olmasnn yannda, sk bir kavgacyd. Tan anlamyla babam gibi olmak istediimi kastetmiyorum - bu hayatta isteyebileceim son ey olurdu, nk ondan nefret ediyordum - sadece farbnda olmadan baz zelliklerimi ondan alm olabileceimi ima etmek istiyorum. Gl bir adamd; gl biri olmann her ey demek olduuna inanmtm belki ve yirmili yalarmdayken iyi bir boksr olduumu dnyordum. ihtiras Tramvay'mn gsterimleri srasnda, perde aralarnda benimle boks yapmas iin sahne grevlilerinden birini kandrmay hep baarrdm. Boks eldivenleri de almtm, sahnenin altndaki bir odada kandrmay baardm sahne grevlisiyle birlikte bir iki yumruk sallardk birbirimize. Bu, sahne aralarnda hem zamann abuk gemesini salar, hem de skntm biraz olsun giderirdi. Bir gece ikinci ve nc sahneler arasndaki bolukta, sahneye kmak iin krk dakika kadar bir zamanm vard ve daha nce boks yaptm kiilerden hibiri benimle boksa yanamyordu. Derken daha nce hi boks yapmadm bir grevli gzme arpt, ona teklif ettim, ama geri evirdi. Ona, "-Hadi, yapma" dedim, "kavga etmeyeceiz ki, biraz boks yapacaz o kadar.*" Yirmili yalarnn banda, kaln telli siyah dalgal sal, aa yukar 1.81 boylannda ve 110 kilo arlnda dalyan gibi bir ocuktu. "Canm istemiyor," dedi. "Biraz antrenmana ihtiyacn var, benim de yle," dedim. "Hayr." Ben srar ettim, o reddetti, derken sonunda beni caydramaya138 BRANDO can dnd iin midir nedir, pes etti. Aa indik, eldivenleri giydik ve boksa baladk. Fakat ok uyuuk dvyordu, ben de "Hadisene, ie yarar bir yumruk bekliyorum. Biraz defans almak istiyorum. Vur bana. Merak etme cann yakmam," dedim. Fakat o, eldivenlerimin zerine hanm hanmck dokunularna devam ediyordu. Sonunda dayanamayarak, "'Hadi, bana gerek bir yumruk indirir misin ltfen? Cann yakmayacam " dedim. Sonra ne olduunu tam hatrlamyorum, ama yumruunun burnumun zerine bir balyoz gibi indiini hissettiimi ok iyi hatrlyorum. Sonra burnumdan oluk oluk kan akmaya balad. O zamana kadar boks yaparken hi canm yanmamt, ac iinde kvranyordum. Yukar, soyunma odama karak aynaya baktm ve yzmn kan revan iinde olduunu grdm. Yzm silerken sigaramdan bir nefes ektim ve ilgin bir manzarayla karlatm: sigaramn duman alnma doru byk, beyaz bir bulut halinde ikiye ayrlarak ykseliyordu.

Bir eylerin yolunda gitmediini anladm. Aynaya tekrar baktm ve burun direimin st yansnn imi olduunu fark ettim; ikinlik yolunu engelledii iin, duman kenarlarndan ikiye ayrlarak yoluna devam ediyordu. Olacak i miydi imdi? diye syleniyordum kendi kendime. Bir dakika iinde sahnede olmam gerekiyordu. Metne gre, eve sarho bir halde ocuumun doumunu kutlamaktan geliyordum ve Jessica'yla mnakaa ettikten sonra, onu kucaklayp yataa gtr-yordum. aresiz yzm silip sahneye doru yrmeye baladm. Benim aralarda boks yapmam uygun bulmayan Jessica oturduu sandalyeden bana doru, geriye bakarak, metinde yazmad halde, "Seni sersem ey," dedi. O sahneyle birlikte nc sahneyi hibir ey olmam gibi bitirdik. Oysa ikinci sahnede Jessica'y kucaklayp yatrrken, kan yutmaktan midem bulanmaya balad iin, neredeyse kzn zerine karacaktm. Fakat seyircilerden hibiri durumun farkna varmad; baba oluumu kutlarken bir barda veya baka bir yerde kavga ettiimi ve yzmdeki kann da makyaj olduunu dnm olmallar. Seyircileri selamlarken kan hl burnumdan oluk oluk akyor, ayakkablarma, gmleime, pantolonuma ve sahneye damlyordu. Sonra hastaneye gittim, orada beni sadist bir kasap muayene etti. ANNEMN RETT ARKILAR 139 nce burnumu yerine getirmek iin anestezi falan uygulamadan kemiklerimi parmaklaryla skt. Acya kar olduka dayankl olmama ramen, o herif bende dayankllk falan brakmad: gzmden yalar gelinceye kadar bastrp skmaya devam etti. Sonunda burnumu yerine oturttu, stne bir bant yaptrd. Burun kemiimin iyilemesi iin hastanede bir hafta kalmam salayarak bana iyilik etmi olmasna ramen uzun bir sre o orospu ocuunun ayn ekilde burnunu krmak istedim. Tatil yapacam iin memnundum. Rolm geici bir sre iin Jack Palance stlenmiti, ben de hemireleri telalandrmakla meguldm, ie gitmem gerekmiyordu, ama bunun da bedelini dyordum dorusu. Birka gn sonra gzlerimin etrafndaki morartlar gemeye, burnumun ikinlii inmeye balad, iime tekrar dnecek kadar iyi grnmeye baladmda doktor, "Size iyi haberlerim var Bay Brando: bir iki gn sonra sizi taburcu edebileceiz," dedi. Hastaneden henz ayrlmak istemiyordum. Hastanede bulunmaktan ok memnundum. Sonra irene Selznick'in beni ziyarete geleceini rendim. Bir arkadama tiyatro malzemeleri satan bir dkkndan bana makyaj seti almasn syledim sar, yeil, eflatun, krmz ve mavi - alp getirdi. Gzlerimi Beinci Cadde'den geen bir kamyonun altnda kalm birinin gzlerine benzeyecek ekilde boyadm. Sonra burnumu kaln bir bandajla kavun gibi sardm. irene odama girdiinde yatamda rty eneme kadar ekmi yatyordum. Gzlerim yar ak, yorgun bir sesle, "Beni buradan ne zaman salacaklar irene," diye sordum. Yzndeki korku dolu ifadeden akna dndn okuyabiliyordum. Bana doru eilerek, "Aman Yarabbim, Marlon! Bu halde alamazsn. Yerinden kprdayaym deme sakn; iyileene kadar bir sre sensiz alrz. Sen dinlenmene bak. Ne zaman kacam biz sana syleriz," dedi. "Ltfen" dedim, "irene burada mahvoluyorum, kmak istiyorum." Emreden bir sesle, "Otur oturduun yerde," dedi. Hastanede bir hafta daha kaldm bylece. 21 HTRAS TRAM VATI iki yllk bir gsterimin ardndan 1949'da sona erdikten sonra Avrupa'ya gidip, orada ay kaldm. Zamanmn ounu Paris'te at pat Franszca renerek ve harika eyler yaayarak geirdim. Paris'in asi genlerinden biriydim. Aklma esen her eyi yaptm, birok kadnla dp kalktm, zamanm bozuk para gibi harcadm ve leden sonra ikilere kadar uyudum. Paris'te insann aklna gelebilecek her eyi yaptm. New York'a dndmde giysilerimin ou ve neredeyse sahip olduum her ey elimden uup gitmiti. Arkadalarma kar hep bonkr olmuumdur. Kazandm parann ounu onlara vermitim, zaten ver-mesem de aryorlard, saolsunlar. Bir gece uyandmda yakn arkadalarmdan birini karmda buldum, ikimizin arasnda masa vard ve zerinde iine paralarm koyduum bir kutu duruyordu, ellerini kutuya daldrmt. Gzlerimi atmda ellerini kutudan ekip kalalarna koydu ve bana bir akal bahsi frlatarak,

"Selam," dedi. Maddi eylere nem vermeyiimden yararlanmaya alan bir tek o deildi, Paris'teyken onun gibi birok arkadam oturduum daireye gelir, giysilerimi paylarken birbirleriyle kavga eder ve grnrde ne varsa silip sprrlerdi. ihtiras Tramvaynn baars istediim ekilde harcama yapabileceim bir hayat salyordu bana, ama ayn zamanda hayatm hi istemediim bir ekilde biimliyor ve arptyordu. hretin, hayat iki ksma ayrdn rendim: ne kadar avantaj varsa en azndan bir o kadar da dezavantaj vard. Belli birtakm rahatlklar vardr ve insann bir lde gl olmasn salar. Bir arkadanzn iini grdrmek istediinizde telefonlarnza cevap verirler. Cannz skan bir sorunu dile getirmek istediinizde sizi dinlerler - ite bunu hi anlayabilmi deilim, yani bir sinema artistinin dncelerine normal bir vatandan dncelerinden neden daha fazla nem verilir ki? Bana quantum fizii ve meyve sineklerinin ANNEMN RETT ARKILAR 141 iftlemeleriyle ilgili sorular soran gazeteciler de oldu, ben de sanki neden sz ettiimi biliyormuum gibi - sorduklar sorular cevaplandrrdm. Size ne sorulmu olursa olsun nemli deildir; insanlar cevaplarnza kulak verirler. Birok rportajc yazaca makaleyi zaten kafasnda bitirmi olarak bana gelirdi; Marlon Brando onlarn kafasnda nasl olsa egzantrik bir insan olarak yer etmiti ve kendi kendilerine, ona bir iki uyduruk soru sorarm, o da cevaplar, diye dnyorlard. Bir sinema yldznn gc ve etkileyiciliinde tuhaf bir yan vardr: kendimde yle bir eyin olmasn ben istemedim ya da bunu kendi irademle edinmedim; bunu bana insanlar verdi. Srf siz film yldz olduunuz iin insanlar size zel hak ve ayrcalklar tanrlar. hret ve onun insanlar zerindeki etkileri olduka yeni bir olgu; daha birka yzyl ncesine kadar, kanun yapc ynetim kademeleri ile Kutsal Kitab yazan havarilerin allayp pulladklar kraliyet mensuplar ve peygamberleri saymazsak, insanlarn kazandklar hretin kendi yaadklar evrenin dna tama ans pek olmazd, insanlarn ou okuma yazma bilmezdi ve bilgi birikimleri azdan aza aktarlan, kulaktan dolma bilgilerle snrlyd. Daha sonra iyi eitim veren okullar, gazeteler, dergiler, ucuz romanlar, radyo, sinema ve televizyon birbirini izledi ve hret denen olgu birden yerini ald. Budizm'in pek Yolu'nu ap in'de yaygnlk kazanmas 1500 yllk bir sre iinde gerekleebildi; Twist dansnn cila kokulu oturma odalarndan Tahiti'ye ulamas ise sadece iki hafta srd. Yz elli yl nce, birok Amerikal kimin bakan seildiini ancak seimlerden haftalar sonra renebilirdi, nk lkenin cra kelerine haber o kadar sre iinde ulaabiliyordu. imdi ise Bombay'da olan bir olay annda Grnland'da duyuluyor; bir sima dnyann her tarafinda tannabiliyor ve o zamana kadar hibir yeteneini kantlamam bir insan, nl olup kyor. Belli bir hreti olmayan insanlar nl olmay arzularlar ve nl olmay istemeyecek tek bir Allah'n kulu yoktur, diye dnrler. Bir insann hrete ve onun salad olanaklara srtn evirebileceini tasavvur edemezler. Ne var ki hret, hayatm zehir eden etkenlerden biriydi ve elimden gelse nl biri olmaktan seve seve vazgeerdim. nl olduktan sonra artk Libertyville, Illionis-li o Bud Brando tarihe kart ister istemez. Hayatm srdrmemi 142 BRANDO salayan iimin houma gitmeyen taraflarndan biri de, yanl bir hayat yaamak zorunda kalmamd ve bir elin be parman gemeyecek saydaki insanlar hari, btn insanlar hretimden etkilenmekteydiler. u veya bu biimde herkes bundan etkilenmektedir, bilerek veya bilmeyerek, insanlar nl olduunuzda sizi siz gibi grmyorlar, kafalarndaki efsanevi kiiyi gryorlar ki, o efsanevi kiiliin sizinle uzaktan yakndan bir benzerlii olmuyor hibir zaman. evrenizde gelitirilen efsane yznden nefret edilir veya sevilirsiniz, yle ki bu halinizle, size sunulan hayatla, mezarlarndan - veya lm ilanlarndan sessizce canlanan hortlaklar gibi sonsuza kadar ortalkla dolanrsnz. Bugn bile beni gl, duygusuz ve kaba saba Stanley Kowalski gibi gren insanlarla karlarm. Beni byle grmeleri onlarn suu deil belki, ama yine de ok tatsz durum bu. Bizler hepimiz, ben de dahil olmak zere, u ya da bu lde

rntgenciyizdir; ama hret sz konusu oldu mu, pezevenklerden babakanlara kadar (her yl aras biraz daha boalan, birbirine biraz daha yaklaan iki utur bu) herhangi bir insann hayatna burunlarn sokmalarna olanak tannmamasndan nefret eden, ehvet konusunda doyumsuz bir itah tayan le kokulu bir basnn yamalayc, sinsi avcl ortaya kar, istediini elde edemedii iin kafas karmakark, fkeli, kskn bir basndr bu ve en nemli ahlak ilkesi, "para getiren her ey mubahtr" biiminde tarif edilen bir kltrn paras olduu iin, hakknzda hikyeler uydurmay are sayar. Ben de masum biri deilim: ben de para iin eitli eyler yaptm. Be para etmez filmler de evirdim, nk onlardan gelecek paraya ihtiyacm vard. Bu kitab da para iin yazyorum. nk Random House'tan Harry Evans'n teklifi sonucu giritim bu ie. Bana, eer yaynevlerinden bir sinema yldznn kitab karsa, henz eserleri yaymlanmam yetenekli yazarlarn sat ans dk kitaplarnn yaymlanmasna parasal destek salayacan syledi. Deerli kitaplar yaymlayabilmek iin arada bir deersiz kitaplar da yaymladn syleyerek pot krmt krmasna, ama en azndan drst davranmt. Harry de benim gibi iini iyi bilen orospulardand, nereden, nasl para yapacan iyi biliyordu. Aramzdaki tek fark benim "kar caddenin" orospusu olmamd. Kendimden biraz nefret ettiim anlamna m geliyor bu acaba? Sanmyorum, olsa olANNEMIN RETT ARKILAR 143 sa, bu zelliklerimi ak bir ekilde grp, sylemekten ekinmediim iin, bir para gururlandm kabul edebilirim. Otuz yl sekreterliimi yapan Alice Marchak, bir keresinde benim blnm bir kiilie sahip olduumu, bir yarmn sinema yldz olmaktan ve bana salad iktidardan honut olduunu, dier yarmn da bunlardan honut olan yarmdan nefret ettiini dndn sylemiti. Bu dncesini pek yerinde bulmamtm, ama zaten bir insann kendi kendisini anlamas imknszdr. Her ne kadar bilindlarn didik didik edebilen, kendi karakterlerini sezinleyebilme yeteneine ve kendilerine ilikin derin bir bilgiye sahip olan yogi ve swamiler varsa da, insanlarn ou, kendilerinin nasl bir insan olduklarn grmeyi baaramazlar, nk herkesin kendisine ilikin mitolojik bir bak vardr. Alice'in grd kiilik baka birinin grecei kiilikten farkldr. Aabeyim gibi sevdiim Wally Cox beni Alice'in grd biimde grmeyecektir. Tandmz insanlann her biri bizi farkl prizmalardan grr. Alice'in izlenimleri Alice'e aittir ve bana ardndan bakt mercee gre de dncelerinde hakldr. Her ey algda bitiyor. Dnyada var olan eyleri nesnel olarak yarglayabilecek hibir g yoktur. Nesnellik bilimadamlarmn uydurmasndan baka bir ey deildir. Bana salad parann dnda sinema yldz olmaktan aynca holanyor muydum? Alice ne dnrse dnsn yle olmadn sanyorum. Kendimi her zaman dikkatle ve titizlikle yoklardm. Dengesiz bir tarafm var m yok mu diye, ok gen yalarmda kendimle ilgilenmeye baladm. Tutarl bir davran modeli gelitirmek iin kibirli ve hrsl taraflarm acmaszca eleiriyordum. Meslek hayatmda veya yaay tarzmda,"hret olmaktan honut kaldm gsteren bir belirtiye hi rastlamadm. Yok yok, film yldz olmaktan holandm hi sanmyorum. Kendimi dier oyunculardan ayr bir yere koyuyorum. Onlar veya yaptklarn kmsediimden deil, ama sadece onlarn arasnda yer almak istemiyorum, o kadar. Otuz yandayken, bana The Wild One filmindeki halim nedeniyle vgler yadran bir mektup yazm olan, gen br kadna gnderdiim mektubumda, kendimle ilgili baz eyler yazmtm: "Sevgili Cleola... gndermi olduun nazik mektup iin sana teekkr ederim. Koltuklarm ka144 BRANDO barttm syleyebilirim. Ama yine de beni bu kadar vmemeliy-din, nk ben de senin gibi insanm. Kimi zaman mutluyum, kimi zaman kederli, bazen suskunum, bazen de neeli - yani dnyadaki drt milyar insandan ne eksik ne de fazla hibir zelliim yok. Beni olmadm biri gibi dnmeni istemem." Ama ne sylersem syleyeyim, ne yaparsam yapaym yine de insanlarn beni efsaneletirmelerinden kurtulamayacam rendim. hretin hayatma getirdii o

byk deiikliin, ne kendimle ilgili dncelerimle, ne de hrete gsterdiim tepkiyle alakas var. Ama hret, dier insanlarn ona gsterdikleri tepki ve tavrlar belirliyor. Ben deimedim. Ne istenmediim duygusunu yaadm Libertyville'deki hayatm, ne de imdiki avantajlara sahip olmadm o toyluk zamanlarm unuttum. Baarya ve onun gizli tehlikelerine, insana verebilecei zararlar dnerek, hep kukuyla baktm. Sonu olarak, nl olmasaydm benim iin daha iyi olurdu diyebilirim. nk gerek yetikinliimde yaadklarm, gerek hayat grm, gerekse arkadalarm ve ailemin hayatlar, hretimin etkisiyle hem renklendi hem de bozuldu. Janice Mars, nl birinin yakn iliki kurduu insanlarn hayatlarm mahvettii konusunda haklysa, bunun, bir de br yz olduunu syleyebiliriz: nl olmayan insanlar da nl insanlarn hretlerine kaplarak, o insanlarn evrelerindeki kiilere olan gvenini sarsmaktadrlar. nl olduumdan beri arkadalk kuracam kiinin benden mi, yoksa nmden ve benimle ilgili yaratlm olan efsaneden mi etkilendiini srekli kestirmek zorunda kaldm, ilk fark ettiim ey insanlarn nmden etkilenmeleri olur. Etkilenmediklerim ne kadar sylerlerse sylesinler, bu byledir. Baz arkadalarma i verdim, sonra da onlarn beni kullandklarn, daha da kts, soyduklarn fark ettim. Bo bir hayat yaadktan sonra satacak hibir eyi kalmad iin, arkadalmzn kimseyi ilgilendirmemesi gereken zel taraflarn anlatan bir kitap yaymlam olan Carlo Fiore gibi beni hayal krklna uratan arkadalarm da oldu. Ama yine de onlarn bunu, mali skntya dtkleri iin yaptklarn dnyorum. Bir kere nl oldunuz mu, evrenizdeki her ey ve herkes deiir, babanz bile. ihtiras Tramvayindan sonra babam beni deliye eviren eyler yapmaya balad: artk beni Marlon diye anANNEMIN RETT ARKILAR 145 yordu. Oysa o zamana kadar beni ailemdeki herkes gibi, Bud veya Buddy diye arrd. Bana bir zamanlar Bud diyenlerin Marlon, Marlon diyenlerin de Bud demesi beni ileden kanyordu. nl bir kiinin bana gelebilecek en byk felaket kendisiyle ilgili yaratlan efsaneye kendisinin inanmasdr burada, bunu hibir zaman yapmadm, vnerek syleyebilirim. Yine de eletirdiim insanlarn iinde bulunduklar bataklkta benim de yer aldm dncesi beynimi kurcalamyor deil, nk hret - benim de gerekletirmekten kendimi alamadm - baarnn gbreleri sayesinde salkl bir ekilde yeerir. Dorudan sorumlu saylma-sam da kendime daha az kokumu bir yol izebilirdim, ama yksek bir eitim almam olduumdan ve nl olmann pisliini de beraberinde getireceini dnemediimden, sonulara kaytsz kalmaktan te bir ey gelmezdi elimden. Sinema yldz olmak iin plan program yapm, bunu arzula-m ya da yldzla heves etmi deildim. Kendi kendine oluvermiti bu. Geimimi salamak istememin dnda, oyunculua zel bir istek duymadm. Oyuncu olduumda, hayatm srdrmemi salayacak bir yol bulduum iin sevindim. Daha becerikli olduum baka bir alan yoktu ve oyunculuk bana zor gelmiyordu. Hele hele biraz da tecrbe kazandktan sonra fazla bir aba harcamadan rahatlkla alabiliyordum. Sonralar, oyunculuk eski elenceli halini kaybettiinde bile, ksa zamanda ok para kazanmann tek yolu olmaya devam etti benim iin. Son kertede, oyunculuk benim iin bir aratan, ok aba sarf etmemi gerektirmeden para kazanmam salayan bir kaynaktan baka bir ey deildi. alma saatleri ksa, getirdii para iyidir ve iini bitirdikten sonra da kular kadar zgr olursun. Oyunculuk ocuklarn oynad evcilik oyununa benziyor biraz. Hor grdm iin sylemiyorum, hayatn baka alanlaryla daha fazla ilgiliydim sadece. Rol aldm oyun ve filmlerin bazlarnn konusu ilgin olabiliyordu, ama oyunculuun kendisi beni pek fzla ilgilendirmiyor dorusu. Buna ramen baz mesleklere gre avantajl taraflarnn olduunu da sylemeliyim. Hayatm emlakilik veya avukatlk yaparak geirmeyi istemezdim. Sabah dokuzda gidip, akam bete dneceim bir ie tahamml edebileceimi de pek sanmyorum. Disiplin altB10 146 BRANDO

na girip de baka baka insanlara kar sorumluluk tayacam ortamlarda almay becerebilecek bir tip deilim. Fakat stdyolarn oyunculua verdikleri para, yerleri sprenlere verilenle ayn olsayd, yerleri sprmeyi tercih ederdim. Neyse ki imdi her hafta hi aksatmadan evime urayp para getiren ve stne stlk hatrm soran birileri var. "Gnaydn Marlon, naslsn?" "idare ediyoruz, saol. Haftaya daha fazla para getirdiinde grmek zere, gle gle." Paris'ten dndmde, birok yeni oyun ve film teklifi beni bekliyordu, ilerinden birini kabul ettim - bir filmlik bir anlamayla, yle yedi yllk bir kontrada deil. Filmin ad The Men*di (Erkekler); konusu II. Dnya Sava sonrasnda California Askeri Hastanesi'ndeki felli ve yar felli bir grup askerle ilgiliydi. Filmin yapmcs Stanley Kramer, ynetmeni Fred Zinnemann'd. Senaryo Cari Foreman'a aitti ve ok iyiydi. Filmde, savan son gnlerinde bir Alman niancnn kurunuyla belkemii zedelenmi olan Ken Wilocek adndaki gen bir temeni canlandracaktm. mr boyu tekerlekli bir sandalyeye mahkm olmann nasl bir ey olduunu konusunda herhangi bir fikrim olmad iin Gney California'daki Birmingham Askeri Hastanesi'nden Ken Wilocek'le benzer gemilere sahip felli bir subayla grmek iin izin istedim. Hastane personelinden ve hastalardan bazlar durumdan haberdardlar, fakat hastalarn ou benim bir aktr olduumu bilmiyordu ve bu evireceim ilk film olduu iin de kimse beni tanmyordu. hafta boyunca hastalarn yaptklar her eyi yapmaya ve hayatlarm tanmaya altm. rendiim ilk ey, bu insanlarn kendilerine acnmasndan nefret ettikleri oldu. Bir keresinde, altlarmzda tekerlekli sadalyelerimiz, Ventura Bulvan'ndaki bir italyan restoranna akam yemeine gittik. Yanmza bir kadn yaklap, "Sizinle gurur duyuyorum ocuklar. Vatannz iin yaptnz fedakrlklar biliyorum," dedi. Kadn szlerini durmadan tekrarlarken ocuklar da rahatsz olmaya balamlard. Onun merhametine ihtiyatan yoktu. O kadnn, kendini sylemek zorunda hissettii eylerle igilenmiyorlard; yapmak istedikleri tek ey geceyi darda geirmenin tadn karmakt. Teresa Wright (stte) ve Jack Webb (altta) ile birlikte oynadm ilk filmim The Men'de ktrm olmu bir temeni canlandryordum. (United Artist Corporation) '\ 148 BRANDO "Sizin bir gn ayaa kalkacanz biliyorum. Biraz gayret edin, greceksiniz. Tanr'nn size yardm edip iyiletireceine inanyorum. Siz de buna inann, nk siz Tanr'yla, Tanr da sizinle beraberdir." ocuklarn canlan iyice sklmaya balamt. Ben de "Biliyor musunuz bayan, ben size inanyorum. Tanr'ya inanyorum," dedim. "ok gzel,"dedi. "inanman isterim. Buna inanmalsn asker, nk Tanr'nn yardmyla hastalnla baedebileceini biliyorum." Bunun zerine, "inanyorum! inanyorum! Tanr'nn buraya geldiini ve bedenime girdiini hissedebiliyorum. Tanr iimde! Hissediyorum..." dedim ve ayaa kalkarak step dans yapmaya baladm. Sonra restorann iinde tur attm ve "Rabbime krler olsun!" diye bararak kapdan dar tabana kuvvet komaya baladm. ocuklar tekerlekli sandalyeleri zerinde glmekten krldlar. Ama maalesef bu halleri pek uzun srmedi. Gen ve yiit ocuklard - ilerinden bazlar on yedi, on sekiz yalanndayd, kafal ocuklard, ilevsiz bir bedenin iine hapsolmulard ve artk bir daha ne kollarn veya bacaklarn oynatabilecek, ne de seviebileceklerdi. Birou hastalkl bedenlerini olabildiince hareket ettirebilmek iin olaanst bir gayret sarfediyordu; bazlanysa dilerinin arasna yerletirdikleri bir frayla harika resimler yapyordu. Fakat hayatlar azap verici bir zorluk iinde sryordu; bir ksm yeniden neelerini kazanp, hayatlarn kendi balarna srdrmeye azmederken, bir ksm da bundan vazgeiyordu. Belki de bu insanlarla ilgili en zc durum, elerini hayal

krklna urattklarn dnmeleriydi; birok vakada cinsel performans eksiklii grlyordu ve bu durum onlar yiyip bitiriyordu. Bazlar bana, elerinin haysiyetsiz ve sadakatsiz davranmak istememelerine ramen, er ya da ge, bir gn kendilerini aldatacaklarm bilmenin acsnn tarif edilmez olduunu sylemiti. Birmingham'da edindiim arkadalardan bazlar, artk dayanacak gleri kalmad iin intihar ettiler. The Men filminden midir nedir bilinmez, Kore sava iin orduya arldmda, oral bile olmadm. II. Dnya Sava srasnda orduya yazlmaya hazrdm, ama 1950'de artk dnyay daha iyi anlayaANNEMIN RETT ARKILAR 149 biliyordum - ya da yle olduunu sanyordum. Hkmetin benim adma ald kararlar konusunda kuku duyacak kadar okumutum. Sevk kdmda rk yerine salamdr ibaresini grnce New York'taki Asker Alma Dairesinin merkez binasna gittim. Shat-tuck'ta incittiim dizimden ameliyat olmutum ve salam saylamayacak kadar sakattm. Bana bir form verip doldurmam istediler. "Irk?" "insan," diye yazdm. "Teni?" "Mevsimine gre - beyaz et tonundan beje kadar deiebiliyor." Askeri doktor bana askere alnmam konusunda ne gibi engellerim olduunu sorduunda ona, "Ben psikonevrotiim," dedim. Bunun zerine beni bir psikiyatriste yollad. Psikiyatrisi de bana "Neden nevrotik olduunuzu ve askere alnamayacanz dnyorsunuz?" diye sordu. Ben de "Askeri okulda kt bir gemiim var," dedim. "Otoriteyle aram pek ho deildir, zaten bu yzden okuldan atldm. Ayrca ruhsal sorunlarm da var." Doktor bugne kadar psikolojik sorunlarmn tedavisi iin bir psikiyatriste grnp grnmediimi pheli pheli sordu, ben de ona Dr. Bela Mittelman'a gittiimi syledim. Yznde komik bir ifadeyle bana "Kim?" diye sordu. "Bela Mittelman." "Bela Mittelman m? Aman Tannm, nerede peki?" Ona, muayenehanesinin caddenin aasnda iki blok tede olduunu syledim. "Bunu duyduuma ok sevindim ite," dedi. Eski arkadalar-m. Sonra da sevk kdmn stne gtliigzel, "Askerlik yapmas sakncaldr," diye yazverdi. Biraz hobe ettik, kapdan karken bana kartn uzatarak, "Bela'ya beni aramasn syle," dedi. ite, Kore'ye gitmememin nedeni buydu. 22 EVRDM iKiNCi FiLM ihtiras Tramvaynd. Hollywoodlu sansrclerin Tennessee'nin hikyesinin baz ksmlarnda ufak tefek kesintiler yapmalarna ramen filmin oyundan daha gzel olduunu dnyorum. Oyunun Londra sahnesindeki gsteriminde Blanche roln oynam olan Vivien Leigh, film iin ngiltere'den arlmt ve bence o rol iin biilmi kaftand. Baz alardan deerlendirildiinde Blanche'n ta kendisiydi. Akllara durgunluk veren bir gzellii vard. Beyaz perdenin en gzel kadnlarndan biriydi, ama ayn zamanda krlgand da ve zel hayat Tenne-essee'nin yaral kelebei gibi aclarla doluydu. Onu birok alardan Blanch'a benzetiyordum, zellikle de kafasnn kart ve kendi kendisini tanmakta glk ektii zamanlardaki hallerini. Blanche gibi o da birok erkekle yatmt ve akl artk iyice karmaya, fiziksel olarak da ypranmaya balamt. Benimle kaamak yapmas iin ona frsat tanm olmam Larry Olivier'e dmanlk beslediim anlamna gelmez. Vivien'in bakalaryla dp kalktn bildiinden eminim. Fakat tandm btn dier kocalar gibi bunu grmezden geliyordu; unu da hemen belirteyim ki, Larry'ye, onun pili kmesine gizliden dalacak kadar ok gpta ediyordum. O filmde rol aldktan sonra baka bir Broadway oyununda oy-namamak konusundaki kararm netleti. Kulama "Hollywood'u grnce Broadway'i satt" gibi laflar gelmeye balamt. Bir adan doru saylrd, ama ne yaptm gayet iyi biliyordum. Ho-olywood'a hibir ekilde ve hibir zaman hrmet etmedim. Hrslarla, sahtekrlklarla, agzllklerle, bayalklarla ve tatszlklarla

dolu bir dnyadr Hoolywood. Ama iin bir de u yan var: bir filmde rol alrsnz, yln sadece ayn alarak geirirsiniz, bunun dndaki zamanda istediiniz gibi dinlenebilirsiniz. Uzun sreli oyunlarda oynamama kararma ramen, ihtiras Tramvay filminin ekimleri bittikten sonra New York'a can ata ihtiras Tramvaynn sinema versiyonunda Vivien Leigh ile birlikte. (Warner Bros./Kobal Collection'n izniyle) . Eine az rastlanr ynetmenlerden olan Elia Kazan'la birlikte. (Warner Bros) 152 BRANDO ata dndm. Carnegie Hall'un yaknndaki Elli Yedinci Sokak, Altnc Cadde'deki bir apartmanda oturuyordum ve kzlarla tanmak iin zaman zaman Actors Studio'ya uruyordum. Bu kzlardan biri, Lee Strasberg'in smrd insanlarn arasna yeni katlan Marilyn Monroe'ydu. Onu sava bittikten hernen sonra, ok ksa bir sre grm ve New York'taki bir partide onu yeniden grnce arplmtm - hem de kelimenin tam anlamyla. Partideki btn herkes iip dansederken, o, herkesten habersiz bir keye ekilmi kendi halinde piyano alyordu. Elimde iki, keyfim gcr, biriyle sohbet ediyordum. Derken biri omzuma dokundu, arkama bakmak iin dneyim derken dirseim kafasna hzla arpt. ok kt arpmt ve eminim ki kafasn felaket actmt. "Aman Tanrm!" dedim. "zr dilerim. Gerekten ok zr dilerim. Kazara oldu." Marilyn yzme bakarak "Kaza diye bir ey yoktur," dedi. Bunu komiklik olsun diye sylemiti, ben de glverdim. Yanna oturup, "Nasl piyano alnr sana gstereyim. Doru drst bir ey almay bilmiyorsun," dedim. Birka ly elimden geldiince iyi almaya altm; sonra biraz lafladk ve o geceden sonra zaman zaman telefonla onu arar oldum. Nihayet bir gece aradm ve, "Hemen kp yanna gelmek istiyorum. Bahane mahane istemem, eer beni grmek istemiyorsan imdi syle," dedim. Davet etti ve askerlerin ryalarn ssleyen bir manzara ksa sre sonra gerekleti. Marilyn duyarl ve hayat boyunca yanl anlalm bir insand; dnce ufku sanldndan daha geniti. Hayatn sillesini yemiti, ama gl bir duygusal anlaya sahipti - dier insanlarn duygularn anlamaya ynelik ok ince bir sezgisi, ok iyi terbiye edilmi ince bir zeks vard. O ilk grmemizden sonra beraber olmaya baladk ve ondan sonra da lm tarihi olan 1962 ylna kadar ara ara grtk. Beni sk sk arard ve saatlerce konuurduk. Bazen bana Strasberg ve onun gibi baka insanlann kendisinden nasl faydalanmaya altklarn anlatrd. Duygusal adan eskisinden ok daha salkl olmaya balamt. Son grmemiz lmnden iki- gn nce telefonla oldu. Los Angeles'taki evinden arayp beni akam yemeine davet etti. Bakalarna szm olduunu iin ANNEMN RETT ARKILAR 153 gidemeyeceimi, fakat bir gn ayarlayp bir hafta sonra kendisini arayacam syledim. O da "lr," dedi ve kendisinden duyup duyacam son sz bu oldu. O hafta Robert Kennedy ile aralarnda gizli bir buluma olduu ve Kennedy ilikilerine son vermek istedii iin Marilyn'in lgna dnd syleniyordu. Ama bana Marilyn hi de bunalmdaym gibi grnmemiti, stelik onunla o zamanlar bir ilikisi olmu olsayd, beni akam yemeine davet etmezdi sanrm. insanlann ruh hallerini anlama ve duygularn sezinlemek konusunda olduka iyiyimdir. Telefon konumamzda Marilyn'de bunalmn veya kendini yok etme isteinin olabileceini hissettirecek en ufak bir belirti sezinlemedim. Bu yzden onun intihar etmediine eminim. Bylesi mthi bir bunalmn eiinde olan biri ne kadar zeki olursa olsun, durumunu ne kadar gizlemeye alrsa alsn, kendini ister istemez ele verir. nsanlara kar dizginle-nemez bir merak beslerim ve Marilyn'in aklnn bir kesinden intiharla ilgili bir eyler geiyor olsayd, bir eylerin yolunda gitmediini hemen sezinlerdim. Bunu anlardm. Belki de yanllkla fazla ila ald iin lmtr, ama yine de ben, her zamanki gibi, onun ldrldne inanyorum.

O dnemlerdeki arkadalarmdan biri de vaktinden nce ok zc bir ekilde len Montgomery Clift'ti. ikimiz de Omahaly-dk ve hemen hemen ayn zamanlarda oyunculua adm atmtk. Ajanlmz ayn kii, Edie Van Cleve stlenmiti. Benden drt ya byk olmasna ramen bazen ayn rol iin ikimiz arasnda seim yaplmas gerektii olurdu. Aramzda bir ekime olmas kanlmaz grnyordu o gnlerde ben kendini en iyi olmaya adam, rekabeti bir gentim, o da ok iyi bir oyuncuydu - ama ona kar rekabeti hisler beslediimi hi hatrlamyorum. Benim aklmda o, talihsiz bir yazgs olan bir dost olarak yer etti. Onunla ilk olarak Truckline Cafe'dc karlamtk. O zamana kadar Monty birok oyunda oynamt. Ne kadar iyi oynadn merak ettiim iin The Searching Wind oyununa onu seyretmek iin gittim. Gerekten ok iyi oynuyordu. Oyundan sonra ona kendimi tanttm, beraber akam yemeine ktk. Birok ortak ynmz olduu iin aramzda konuacak ok ey kt ve pek ya154 BRANDO kn olmasa bile arkada olduk. Monty'de insana scak gelen bir eyler vard; ok ekici bir grnn yannda ok gl bir duygusall vard. Onda dikkatimi eken eylerden biri de hayatnda benimki gibi, cann skan baz eylerin olmasyd. Ama bunlarn neler olduunu bilmiyordum. Bir sre sonra, bir zamanlar onunla beraber olan bir kzla kmaya balamtm. Kz, onun biseksel ya da ecinsel olabileceini syledi. Ama bu bana pek doruymu gibi gelmemiti. Ona bunu sormadm ve hibir zaman da inanmadm, ama eer ecinsel idiyse, byle bir ey onu parampara etmi olmal. Nedeni ne olursa olsun can ekien bir adamd. Acsn dindirmek iin ispirto imeye balad, sonra da alkolik oldu. Onunla tantm ilk dnemlerde' Monty'nin neden yle davrandn veya kendisini neden harcadn anlamyordum, ama btn bu hallerine seyirci kalmak ok ac vericiydi. 1957'de The Young Lions (Gen Aslanlar) filmindeyken ona kimse rol vermek istememiti, araya girip ona i vermeleri iin yapmclar ikna ettim. Evimin yaknlarnda geirdii bir trafik kazas sonucu yaralandktan sonra i bulmas da glemiti; kazada st duda paralanm, estetik ameliyat olmutu, ama doktorlar kusuru tam olarak giderememilerdi. Glnce sadece gzlerinin ii glyor, st duda sabit kalarak, yzne tuhaf ve ters bir anlam katyordu. Onun baklarnda her zaman grkemli bir anlam gizliydi. Kazay bilinli olarak yapmt. Monty The Young Lionim ekimleri iin Paris'e geldii sralarda eskisinden daha fazla ispirto ve alkol almaya balamt. Yz kirli sar bir renk alm, ok kilo kaybetmiti. Kendini mahvetmeye doru yol aldn grnce bir keye ekip onunla btn ak yrekliliimle dobra dobra konutum; ona annemin iki alkanlndan ve katldm terapilerden sz ettikten sonra, "Monty, eer kendine hkim olmazsan ac dolu kt gnler seni bekliyor. Yardma ihtiyacn var. Alkolle falan olmaz bu i, bu dz bir duvara trmanmaya benzer. O duvar etrafndan dolanarak veya trmanmaya alarak aamazsn. nnde bzlm bir halde beklerken lp gideceksiri," dedim. Ona yardm dokunacan dndm bir terapistin adn verdim ve Adsz Alkolikler Dernei'ne katlmas iin tevik ettim. Uyuturucudan ve alkolden vazgemesini salar umuduyla onunANNEMN RETT ARKILAR 155 la saatlerce konutum. Ama filmin ekimlerinde sk sk szlerini ard durdu. Filmin ekimleri boyunca onu desteklemeye, elimden gelen yardm salamaya altm, ama kendini toparlayamad ve ekimlerden, ld tarih olan 1966'ya kadar yava yava kt, soldu gitti. Monty'nin ecinsel olup olmad konusunda kesin bir ey bilmiyorum. lmnden sonra bazlar bunun doru olduunu sy-ledilerse de, kendi hakkmda kartlan aslsz sylentileri duyduktan sonra, artk insanlarn bakalar hakknda sylediklerine inana-sm gelmiyordu. Bildiim bir ey varsa, o da Monty'nin ar bir duygusal yk tamaya alt ve bununla baa kmay bilemediiydi. 23 ELL YEDiNCi SOKAK, Altnc Cadde'deki apartmanda otururken biri beni telefonla ikide birde aramaya balad. Telefon alnca ahizeyi kaldrp, "Alo," diyordum, kardaki bir sre bekledikten sonra kapatyordu. Birka dakika sonra telefon

yine alyor, ap, "Kimsin? Neden konumuyorsun? Bana bak, en ksa zamanda psikiyatriste grnsen iyi olacak," gibi laflar ederken karmdaki beni sessizce dinliyordu. ay kadar sonra, bu kii (bir kadnd) bir daha aradnda, bu sefer rkek ve titrek bir sesle benimle konumaya balad. Ona kim olduunu ve beni srekli niye aradn sorduktan sonra, nihayet cevap vermesini salamay baardm; ihtiras Tramvaymn Broadway'deki gsteriminden beri yllardr aklnn benimle megul olduunu syledi. Ne i yaptn sordum, yol kesici olduunu syledi yani ufak soygunlar yapyormu, zellikle de iki satan dkknlara, sylediine gre ileri o dzenliyor, motosikleti olan sar dilsiz bir arkada da bu kirli ileri gerekletiriyormu. U saatlik bir konumadan sonra aylardan beri arkadayla birlikte, beni Long Island'a karma planlan yaptklanm syledi; orada beni bir yere hapsedip yemeyi dnyormu. Onun deli olup olmadn bilmiyordum, ama syledikleri gerek olsun, hayali olsun, aklnn pek yerinde olmadn anladm. Sonunda baya ciddi olduu ortaya kt; beni nasl karacan anlatmaya balad, hayatm ve gnlk rutin yaantm hakknda ok ayrntl bir bilgiye sahipti. Sar-dilsiz arkadana ihtiras Tramvaynn afiini sktrdn ve odasn - duvarlar, tavan ve taban - bununla kapladn anlatt. Bazen odasna kapanp a susuz gnlerce fotoraflara bakarm; yastnn altnda fotoraflarmdan birini saklyor ve zaman zaman onunla konuuyormu. Yakaladnda beni yiyeceini, nk beni sevdiini syledi. Bu kadnla yz yze grmem gerektiine karar vermitim. ANNEMN RETT ARKILAR 157 Birinin bylesi bir taknty gelitirebilmi olmas, kadnn iinde bulunduu kank ve dengesiz durumu ilgimi ekmiti. Evime davet ettim, geldi. Kapy zinciri yerinden karmadan atm ve sar arkada var m diye etraf kolaan ettim. Ellerini aralktan uzatmasn syledim, bir elimle ellerini tutarken zerini aradm. Silah yoktu, zinciri karp kapy atmda arkadan ilerde bir yerde grr gibi oldum. Kz odaya girip kk bir pufun zerine oturdu. Syledii ilk sz, "Eminim sen herkesi dvebilirsin," oldu. "Hi kimse herkesi dvebilecek kadar gl deildir," dedim. "Seni dvebilecek gte birisi mutlaka bulunur, stelik o kii hemen yan banda bile olabilir." Sylediklerime itiraz etti. "Yo, yo yo. Sen istediin kiiyi dvebilirsin. Yapamayacam syleme, nk yapabileceini biliyorum." "Tamam, peki," dedim. "Ben herkesi dvebilirim, iyi gzel de ne?" "Paraya ihtiyacn var m?" "Hayr," dedim. "Eer ihtiyacn varsa, bende ok da, onu demek istiyorum." Parayla tka basa dolu olan - grebildiim kadanyla stteki destelerin hepsi yzlkt - antasndan bir tomar yzlk kararak bana uzatt. "Gerekten paraya ihtiyacm yok." Pufun zerinde ylece otururken onu incelemeye altm. Yirmi yalanndayd ve zerinde psklleri olan deri bir ceket giymiti; italyan olmalyd, dolgun gsl ve ok ekiciydi. Adnn Maria olduunu syledi, ben de art arda sorular sormaya baladm. Birkana cevap verdikten sonra beni durdurarak "Sana bir ey sormak istiyorum. Senden bir ey istersem bana kzar msn?" dedi. "Hayr, tabii ki kzmam." "Kzmayacana emin misin?" "Kzmayacam, sz," dedim. "Bir ey yapabilir miyim?" diye sordu. "iyi de ne yapacaksn?" "Ayaklarn ykayabilir miyim?" 158 BRANDO Bu sorunun ardndan iimden yirmiye kadar saydktan sonra, "Ayaklarm ykamak m istiyorsun?" diye sordum. "Evet,"

"Neden?" "iimden yle geliyor. Nedenini bilmiyorum." "Olur," deme gafletinde bulundum. Mutfaa gidip byke bir leene lk su hazrlayarak geri dnd ve ayaklarm ykamaya balad. arm, biraz da rkmtm, ama itiraf etmeliyim ki biraz da holanmtm; bu iin sonu nereye varacak diye merakla beklemeye koyuldum. Hibir ey insan dimann dinamiklerini ve tuhaflklarn anlamak kadar ilgi ekici deildir. Maria ayaklarm zene bezene ve byk bir dikkatle ykadktan sonra, salaryla, byk bir tutkuyla kurulad. Maalesef ok gzel bir duyguydu bu. Btn olan biteni anlamaya balamtm: benim Isa, kendisinin de Maria Magdalena olduunu kuruyordu. Eilip ona baktmda, dnyevi kiiliim yava yava silinmeye balad ve yatama oturduunda ise insanlm oluturan btn zelliklerim; mantm, dncelerim, ahlaki deerlerim hepsi birden uup gidivermiti. Karmdakinin duygularndan habersiz, gslerini avulamaya baladm. Bir fici iinde elaleyi amaya alanlar gibi olduumu fark ettim. Sonra kendimi onunla yatan iinde oynar buldum; heyecandan tir tir titriyordu, hayalinde Isa Peygamber'le yattn dnyordu herhalde. i belli bir noktada rndan ktktan sonra, insann penisi kendisiyle ilikisini kesiyor, kendi programn uygulamaya balyor. O kendime hkim olamadm, azgnlm frenleyemediim, dediim dedik gen yalarmda, bu zellikle byle idi. Birinin arzulan sizi sarp sarmaladnda, orada artk mantk falan ilemez oluyor. Maria'nn iine girdiimde, "lyorum, lyorum..." demeye balad. "Hayr, lmyorsun," dedim. "Yayorsun. Hayata asl imdi balyorsun." Orgazm olduunu anlamtm ve ona her eyin yolunda olduunu syleyerek teskin etmeye altm, bekretini ilk teslim ettii kii bendim. Gelgelelim sonra piman oldum ve byle bir eyi nasl yapabildiimi kendi kendime sormaya baladm; beni Isa gibi gren ve l ANNEMN RETT ARKILAR 159 yemek isteyen birini batan karmtm. Ona, "Sanrm senin yardma ihtiyacn var," dedim. Ona bir psikiyatristin adn verdim ve uzun bir pazarlktan sonra onu, doktoru grmeye ikna ettim. Bir iki hafta sonra psiki-yatristi aradm, nk ciddi bir eylerin ortasnda olduumu hissediyordum. "Ona benim yapabileceim hibir ey yok," dedi. "Akln size takm durumda. Zaten bana gelmesinin nedeni de bunu yapmasn sizin istemi olmanz. Yardm istemiyor. O, sizi istiyor." Doktor, szlerine, "Kzn rahatszlklarnn kendisinin tedavi edebilecei trden olmadn," syleyerek devam etti. Beni karmak konusunda ciddi olup olmadn veya bana herhangi bir zararnn dokunup dokunmayacan sordum. Bu konuda emin olamayacan, ama bu obsesif haliyle her eyin mmkn olabileceini, bu yzden dikkatli olmam gerektiini syledi. Onu tekrar grmemem gerektiine karar verdim, ama bir yandan ondan etkilenmitim de. Fakat cinsel adan bana artk pek cazip gelmiyordu, nk yaralanmt ve bana eilimi vard, bende acma hissi uyandryordu. Yok, yok, aramzdaki ba koparmam gerekiyordu ve bu ok zor oldu. Aylarca beni arayp grmek istediini syledi, nazik olmaya alarak isteini kaamak cevaplarla reddettim. Sonra kapma yiyeceklerle pahal hediyeler gndermeye balad ve onunla tekrar yatmam iin bana srekli yalvard, ikide birde gelip kapm ald, ben de amadm. Alt ay sonra yeni bir taktik denemeye karar verdim. Telefonla beni aradnda, "Dinle," dedim, "beni bir daha asla aramaman istiyorum. Hayat zehir ediyorsun kendine ve beni skmaya baladn artk. Seni hayatmda istemiyorum, istemeyeceim de. Artk senin yzn bile grmek istemiyorum." Btn bunlar sylerken kendimi kt hissetmitim. Alyor, baryor ve yalvaryordu: "Byle syleme, ne olursun byle syleme..." O gn beni oturduum apartmann yaknlarndaki bir eczanenin telefon kulbesinden aramt. Bunu da konuyu bilen ve onu daha nce grm olan bir arkadamdan renmitim. Maria bana telefon ettii srada tesadfen oradaym. Bana bardn duymu, sonra da kulbenin camn yumruuyla krdn gr-

160 BRANDO mu, bilei kesilmi ve st ba kan iinde kalm. Sonra dar kp - 9 derecelik bir soukta gecenin iinde gzden kaybolmu. Arkadam durumdan haberdar etmek iin beni aramadan nce, ben kzn ailesine telefon am ve aabeyiyle grmtm. Aabeyi, ailesinin, Maria'nn bana olan takntsyla ilgili her eyi bildiini, fakat ellerinden hibir ey gelmediini syledi. Konumamz srasnda bana Maria'nn yatak odasnn kapma yedi tane kilit taktn, odasnda hibir ey yemeyip sadece fotoraflarma bakarak geirdii zamanlarn eskisine gre daha da sklatn ve aile fertlerinin onun durumunu endieyle izlediklerini anlatt. Drt saat sonra tekrar aradmda, aabeyi Maria'nn eve dndn syledi. "Peki nasl?" diye sordum. Eve st ba kan iinde dndn ve evde ne var ne yok -resimleri, televizyonu, sandalyeleri, anak mlei - krp dktn syledi; sonra odasna gidip btn ihtiras Tramvay afilerini skm ve atee vermi. "Peki imdi ne yapyor?" diye sordum. "Aada; caddede, afilerin kllerini seyrediyor." "Bilei hl kanyor mu?" "Evet." Bileindeki atardamarlardan birini kesmi olabileceini dnerek korkuya kaplmtm, aabeyi yarasn .sardn ve iyi olacan syleyince rahat bir nefes aldm. "iyi o zaman," dedim, "ona mmkn olduunca iyi bakn ve durumdan beni haberdar edin." Aylarca Maria'y ne grdm, ne de kendisinden bir haber aldm. Bir gn. benimle birlikte yaayan bir kadnla caddeden aa eve doru yrrken Maria yanmza yaklat;. Apartmann nnde eve dnm beklediini anladm. Bu olay, nllerin henz sokakta vurulma kuruntular gelitirmedikleri bir dneme - o zamanlar byle bir moda yoktu - rastlad iin onu grdmde herhangi bir endie duymadm. Yrrken adm adm yanmza yaklat ve bana dnerek, "Bu orospu sana bakamaz. Ancak ben sana..." "Maria, gitsen iyi olur. Bir daha buralara geleyim deme sakn. Bunda ciddiyim" dedim. ANNEMN RETT ARKILAR 161 Sonra admlar yava yava seyrekleti ve apartmana girdiimizde de arkamzdan sr oldu. Bu Maria'y son grm oldu; yalnz, Los Angeles'a gittikten sonra bana baarlar dileyen bir kart att. Yirmi alt yalarmdayken, Carnegie Hall'n stndeki katta otururken, burann apraznda kalan bir apartmanda oturan, tasa-rmclk yapan yar Filipinli, yar isveli bir kadn olan Lisa'yla, ksa sreli bir iliki yaamtm. Ben California'ya gittikten sonra Lisa eski oturduum apartmana sk sk gidip asansrcye - ad Sus-ho olan Barbadoslu bir adam - beni hi grp grmediini sormu. Sonunda Lisa'ya bir iyilik dnen Susho ona, "Evet, ama ok seyrek. Zavall Bay Brando," demi. "Ne demek istiyorsun?" Susho kanser olduumu ve New York'a sadece tedavi amacyla geldiimi sylemi. Lisa dehete kaplm ve bana ne tr bir tedavi uygulandn sormu. "Henz deney aamasnda olan bir tedavi ekli" demi Susho, "canl sperm enjekte ediyorlar. Ama doktorlar bu konuda ok zorluk ekiyorlarm, nk canl sperm bulmak zor oluyormu." Lisa Susho'yu bir dahaki grnde yine beni sorduunda, tedavi iin ksa bir sre New York'a urayacam, ancak doktorlarmn canl sperm bulma konusunda hl sknt iinde olduklarn sylemi. "Acaba diyorum," demi, "Marlon iin bir eyler yapmam konusunda bana yardmc olabilir misin?" Susho, Lisa'y aylarca Carnegie Hall apartmanlarnn erzak odalarna gtrm ve altlarnda bir eliyle menisini toplad plastik bir tp tutarak onunla cinsel iliki kurmutu, ii bittiinde ona teekkr edip meniyi yetitirmesi gerektiini sylyor, Lisa da bylece bana yardm ettiini dnyormu. insana inanmas g bir eymi gibi geliyor, ama anlattklarm tmyle doru. Lisa'dan rendiime gre, bu ilemler srerken Susho bir gn ona benim iyi grndm, ancak tedavilerin pahal olmasndan tr paraya sktm

sylemi. Bylece Lisa ona, bana iletmek zere para ve mcevherlerini de vermeye balam. B 11 162 BRANDO On yllk bir sre zarfnda Lisa'y hi grmemi olmama ramen, evine hrltlar karan birinin isimsiz telefonlar etmesinden sonra, o kiinin ben olduuma dair dnceler gelitirmeye balam. Sonunda o kiinin ben olabileceime karar vererek ilikimizden, sevimelerimizden, kanserimizden falan sz etmeye balam. Karsndaki hi konumuyormu, ama Lisa'nn gelitirdii p-: ck kodu sayesinde birbirleriyle anlaabiliyorlarm: Bir pck sesi, "Evet." ki pck sesi, "Hayr." pck sesi de, "Seni seviyorum," demekmi. Hattn br tarafndaki kiinin kim olduunu bilmiyordum, ama Lisa benim olduumu zannetmi ve bu durum yllarca srm. O kiinin ben olduuma dair iinde gl bir his varm ve bunun gibi eyler ite. Lisa srad bir zekya sahipti ve basamakl iki saynn blmn annda kafadan yapabilen tandm yegne kiiydi, yani yle apal biri de saylmazd. California'da bulunduum iin, haliyle ne Susho'nun kanser 'tedavilerinden', ne de telefon konumalarndan haberim yoktu. Ama birka yl sonra New York'taydm ve gece yars 1.30 gibi Elli Yedinci Sokak'ta yrrken aklma Lisa geldi ve hl ayn apartmanda oturup oturmadn merak ettim. Apartmann kapsndaki grevliye sorduumda orada olduunu rendim. Yukar kp kapsnn zilini aldm. Beni karsnda grnce Lisa afallad. Kapy tereddtle atktan sonra hzl hzl kanserimden ve hayatm kurtarm olmaktan dolay ne kadar mutlu olduundan bahsetmeye balad. Sonra yaklak on yldr telefon araclyla yaptmz zannettii seksi anlatt. Nihayet, "Lisa," "dedim btn bu anlattklarnn hibiri olmad. Ben de ne kanser vard, ne de seni telefonla aradm." Bana inanmad. "Evet, sendin. Sen olduundan eminim.'''' "Seni telefonla aradmda niye konumaym ki?" dedim, "ehirdeki enesi en dk insanm. Samaln daniskas bu." Susho'ya ka para verdiini sorduumda, "Yedi bin dolar civarnda," dedi. Susho'yu arayp ertesi gn kendisiyle grmek istediimi syledim. Her eyi yalanlad, ama Lisa'ya inandm ve New York emniyet mdrnn arkadam olduunu, ona konuyla ilgili her eyi anlatacam syleyince suunu itiraf etmek zorunda kald. ANNEMN RETT ARKILAR 163 "Lisa'ya her hafta deme yapacaksn," dedim. "ABD hkmeti ile Barbados hkmetini harekete geireceiz, bu yzden kamaya kalkma, nk seni buluruz." Ama maalesef Lisa Susho'nun bunlara maruz kalmasn istemedi, parasn geri almaktan ve davac olmaktan vazgeti. Carnegie Hall'n stndeki katta otururken bir gece uyandmda, yanbamda oturmakta olan bir kadnla gz gze gelip, yatamdan sradm. Oturduum yer bir odas, kk bir mutfa ve bir de banyosu olan kk bir daireydi ve kadn topu topu birka santimetre temdeydi. Yatan iinde srayp kollarm havaya kaldrdm. Hareketim ona komik gelmi olmal, nk hl yatan iinde srtst yaylm vaziyetteydim. O kadar rkmtm ki, hayalet mi deil mi diye neredeyse onu imdikleyecektim. "Sen de kimsin?" diye sordum. "Beni buraya niin ardn?" diye cevaplad. "Seni ben armadm ki." "Hayret bir ey. Buraya gelmemi istedin. Ben de geldim..." "Yanln var. Nerelisin?" "Philadelphiahyn." "Hangi rzgr att seni buraya?" "Beni aradn," dedi, "ve buraya ardn." "Hayr, byle bir ey olmad, eri nasl girdin peki?" "Kapnn stndeki vasisdastan." Yirmilerin stilinde ksa kesimli, koyu kumral salar olan, ciddi grnl, sade giyimli bir kzd. zerinde mantosu olduu iin vcut hatlarn

grememitim. "Dindar msn?" diye sordum, nk hal ve tavrlar bende yle bir izlemm uyandrmt. "Evet." "Peki niye gidip btn bunl-ar pedere anlatmyorsun? Neler yaptn ve btn olan biteni git anlat ona." ok inandrc konumutum herhalde. nk bu szlerimden sonra bana tek kelime etmeden kapdan dar kt gitti. Holn sonuna gidip asansre binene kadar arkasndan baktm, iki yl sonra, Hollywood'da oturduum sralarda birgn evime gitmek zere caddeden karya geerken, banda beyaz ponpnlu isko kukuletas bulunan bir kadn yanma doru yaklamaya balad. 164 BRANDO Onu grmezden gelerek evimin d kapsn amakla urarken arkamdan merdivenleri trmanarak yanmda durdu. Kendisini hl tanyamamtm. "Ne istemitiniz?" diye sordum, sorar sormaz da onun vasis-dastan odama giren kadn olduunu fark ettim. "Buraya neden geldin?" "Sana haber getirdim," dedi. "Kimden?" "Tanr'dan." Konuyu deitirmek amacyla hemen bir bahane uydurarak, "imdi gitmem gerekiyor," dedim. "Tanr'ya, bana yollam olduu haberi dinleyemeyecek kadar megul olduumu syle. Teekkr ettiimi, ancak diiye gitmem gerektiini O'na ilet ltfen." Ondan kurtulmak amacyla gerekten gidiyormuum gibi garaja yneldim. Fakat arabama bindiimde arkamdan geldi. "Gitsen iyi olur," dedim. "Peki Tanr'dan getirdiim haber ne olacak?" "Tamam, peki," dedim, "nedir, syle." Parmayla aletimi birka santimetre teden gstererek "te bu," dedi. "Tanr'nn gnderdii haber bu mu imdi?" "Evet." "Eyvallah," dedim. "O zaman syle Tanr'ya, de ki, gnderdiiniz haberden memnun olmu ve ona gz gibi bakacakm." Hadi hoakal, deyip gaza bastm ve bir daha onu hi grmedim. Bir seferinde de ergenlik anda kz kapm alp benden imzal fotoraf istedi. "Benim burada oturduumu nereden rendiniz?" diye sordum. Bana yarm yamalak aklamalarda bulundular ben de onlara elimden geldiince nazik davrandm. Yanmda onlara verebileceim bir fotorafm olmad iin ekip gittiler. Fakat o gnden onra - sanrm yalar on alt ile on yedi arasndayd - nereye gitsem karma ktlar, kh California'da, kh New York'ta. Masraflarn nasl karlyorlard bilmiyorum, ama adm adm peimden geldiler ve gittiim restoranlarda, otellerde ve baka yerlerde grnmeye baladlar. Onlara, "Kzlar ltfen peimi brakn," dedim. "Buna katlanamyorum artk. Sizi bir ANNEMN RETT ARKILAR 165 daha karmda grmek istemiyorum." Bir i nedeniyle gittiim New York'ta bir gn Plaza Oteli'nde kalyordum. Kap alnd, atm baktm karmda yine onlar. "Otel mdrn arayp buraya sizi tutuklamas iin polis gndermesini isteyeceim," dedim. Hep bir azdan ''''Tapma Marlon, ltfen yapma" diye yalvarmaya baladlar, ama artk burama kadar gelmiti, aradm. Otel polisi odama gelip btn kat aradn, ancak tarife uygun bir kza rastlamadn syledi. Be dakika sonra kapm tekrar aldlar; erzak odalarndan birinde rtlerin arasna saklanmlar. Bu, bir buuk yl kadar srd. Yllar sonra onlarn birinden canm sktklar iin benden zr dileyen bir mektup aldm; byle yapmaktan kendilerini alamadklarn yazyordu. Onu balamam istiyordu, ben de buna karlk olarak ona elimden geldiince nazik bir dille sonunda akllarn balanna topladklarndan dolay memnun olduumu belirten bir mektup gnderdim. Ama kapy ap bu kzlardan biriyle burun buruna gelmem pek uzun srmedi. O da benden zr diledikten sonra iki arkadayla beraber psi-kiyatriste gittiklerini syledi. Sorunun stesinden geldii iin onu kutladm ve sonra dnp gitti.

24 HTRAS TRAMVATl filminin ekimleri srasnda Elia Kazan, Karl Maiden ve Vivien Leigh arasnda geen bir ak sahnesini, ray platformlu bir kamerayla ekiyordu, ikisi kamerann nnde rollerini icra ederken, o da plaformun zerinde farknda olmadan onlarn hareketlerini tekrarlamaya balad; ellerini onlarla birlikte hareket ettiriyor, ayaklarn havaya kaldryor, dizlerini bititiriyor, Karl'n, sonra da Vivien'in szlerini fsldyor, karakterlerin yz ifadeleriyle jestlerini taklit ediyor, kalarn kaldryor, dudaklarn bzyor ve ban sallyordu. Sonunda heyecan yle bir hal ald ki, apkasn inemeye balad. ektii filmin sahnelerine o kadar duygusal ve derinden bir ba ile balanan baka bir ynetmenle hi karlamadm. Onun en ho yn de, ektii bir sahnenin ardndan, aksadn fark ettii taraflar gidermeye almasyd. Gadg'n doru drst tra olduu grlm ey deildi. Elektrikli tra makinesi kullanrd ve u veya bu ekilde enesinde, kesilmemi bir tutam sakal mutlaka bulunurdu, ihtiras Tmmva-y'ndz - hem oyunda, hem de filmde - onun oyuncular ne zaman yalnz brakacan bilebilen ender ynetmenlerden biri olduunu kefettim. Oyuncularn bir oyuna neler kalabileceklerini sezer ve onlar zgr brakrd. Sonra da sahneyi mkemmel bir hal alana kadar kendince ekip evirirdi. Bugne kadar birok sinema ynetmeniyle altm - bazlar iyi, bazlar vasat, bazlarysa berbatt. Kazan bunlarn iinde oyuncularla diyalog kurmay bilebilen en iyi ynetmendi. Takma adn beceriklilie olan yatknlndan alan Gadg**' birlikte altm ynetmenlerin iinde rolme adapte olmam salayan, oyu(*)Gadget, kk hnerli aletlere verilen ortak bir addr. (.N.) ANNEMN RETT ARKILAR 167 numa benimle birlikte katlp bana yol gsteren tek insandr. Ynetmenliinden nce Group Theatre'da oyunculuk yapmt ve sanrm oyuncularn durumlarn iyi anlamasn salayan zellii de buradan geliyordu. Bir oyuncuda sahnenin gerektirdii duygular ortaya karabilmeyi baarmak harika bir eydir. Onunla alrken ou zaman ekilecek sahnenin provasn nceden tamamlam olarak sete gider ve ekimden nce son bir kez zerinden yle bir geerdim. Gadg birka ekimden sonra nerede mdahale etmesi gerektiini bilir ve oyuncuya gerekli duygularn harekete gemesini salayacak eyler sylerdi; ou zaman da istediini elde etmeyi baarrd. Oyuncularn duygularnn ayarndan ok iyi anlayan biriydi ve olduka da yetenekliydi; onun gibi biriyle karlama frsatn belki de bir daha hi bulamayacaz. Bir roln icras zamanla geliir. Film ekimlerinde doru oyunu yakalamak ancak bir-iki belki de daha fazla denemeden sonra mmkn olabilir; sahnenin gerektirdii oyunculua admlarnz ancak nc veya drdnc ekimden sonra uydurmay baara-bildiiniz zamanlar olur. Gadg btn bunlan bilirdi; size yardmc olur ve her ekimde, ncekinden daha iyi bir performans karmanz salard. Baz ynetmenler ya sonucun iyi olacana ilikin gvensizliklerinden veya sonucun nasl olacan kestiremeyecek kadar kat olularndan dolay doalama yapmanz istemezler. Bu tr ynetmenler oyuncularn eitli doalamalarla rollerine katacaklar deiik anlamlara tahamml edemezler. Oyuncularn yeteneklerine kar son derece duyarl ve filmin btn arlm oyuncunun omuzlarna yklemeye gnlden hevesli olan Bernardo Bertolucci gibi ynetmenlerse sizi doalama oynamaya yreklendirir. Fakat oyununuza sizin yeteneklerinizin dnda kendilerinden herhangi bir katkda bulunmazlar. Gadg ok daha farklyd: iyi oyuncular seer, onlar oynamaya tevik eder, sonra da bu doalamalar zerinde, doalama mdahalelerde bulunurdu. Her oyuncunun rolne kendi ilhamn ve zelliklerini katmasndan yanayd; filminde rol alan btn oyuncular ilerinde serbest brakr ve ortaya gzel eyler knca da sevinir, mutlu olurdu. ekim srasndaki faaliyetlere her zaman yrekten katlrd ve sezgilerinde hi yanlmazd. Bazen oynadm sahneyi tam tamna ve zaman zamanna tamamlar, bazen de 168 BRANDO

onun uyarlarna nem vermemden dolay varln orada, sette hissettiim iin, byk bir ilhamla ekimi sorunsuz bitirirdim. ekimlerden nce genellikle bize dnp, "Dinleyin, sahneyi istediiniz gibi aln. Sonra da ne yaptnz bana gsterin," derdi. Bylece ben ve bir baka oyuncu tek bamza almak zere yanndan ayrlr, bir sahneyi kendi bildiimizce eitli biimlerde prova eder, doru olduunu dndmz bir yorumda karar klar ve bunu Gadg'e gsterirdik. O da ya, "ok iyi olmu, ok iyi," veya "Yok, oras yle olmaz, kartalm onu aradan..." derdi. Kendisiyle tartlmasn isterdi, ama bu insanlarn kiisel stnlk salamaya altklar trden bir tartma olmazd. Bir sahnenin nasl oynanacana ilikin aramzda sk sk yaratc tartmalar olurdu. Salam yarglar vard ve hatal olduu kantlanana kadar da bunlardan asla vazgemezdi. Karsna dikilebilir onun hatal olduunu syleyebilirdim, ama bu yzden bana hibir zaman kafay takmazd. Karlkl konumalarda "Ben" duygusunu bir kenara ekerdi ve akln kartrmay baardnzda ona hakl olduunuzu kantlam olurdunuz, bylece iddia ettiiniz eyi yapmanza izin verirdi. Hakl olduunuzu kantladnzda buna en ok o sevinirdi. "Tanr akna," derdim, "Byle yapamazsn; hibir eye benzemeyecek, insanlar buna inanmaz. Hi iyi deil. Kimse byle davranmaz, ama yine de senin dediin ekilde oynayacam." Sonra onun syledii biimde elimden geldiince iyi oynamaya alr, oyunumu bitirdiimde de, "imdi de benim sylediim ekilde yapalm," derdim. Son karar montaj odasnda verilirdi. ihtiras Tramvay''ndan sonra Gadg bana, John Steinbeck'in yazd ve ynetmenliini kendisinin yapaca Viva- Zapatai'da Meksikal devrimci Emiliano Zapata roln teklif etti. ok iyi bir film oldu, ama bana gre Kazan btn oyuncular Meksika aksanyla konuturmamakla hata etti. Benim kullandm Meksika aksan da yan m yamalak ve kt bir aksand ve oyuncularn hemen hemen hepsi standart Ingilizceyle konuuyordu ki, bu da filmde ok yapay duruyordu. Oyunculuuna sayg duyduum ve kiisel olarak da sevdiim bir insan olan Tony Quinn filmde kardeimi canlandryordu, fakat Viva Zapata.]: Makyajcyla ve Jean Peters'le birlikte. (Twentieth Century-Fox) 170 BRANDO ekimler sresince bana kar ok souk davranmt. Birlikte rol aldmz sahnelerde bana kar yaklamlarnda tatsz eyler sezinle-mitim. almamz bittikten sonra ona ne zaman bir-iki kadeh bir ey teklif etsem ya duymazdan gelir ya da azn burnunu buruturup, mrn krn ederdi. Bunun nedenini yllar sonra anlayacaktm. Filmin yapmcln Twentieth Century-Fox stlenmiti ve film bir hit haline gelene kadar stdyonun yneticisi Darryl F. Za-nuck'n pek ilgisini ekmemiti. Zanuck'n absrd bir grn vard; sanki hk demi Bugs Bunny'nin burnundan dmt; dileri odaya kendisinden saniye nce girerdi. iinip iinip dururdu; kk dalar ben yarattm gibi saa sola alm atard, kendini beenmiin biriydi, emrinde alan birok kiiye kar ok acmaszd ve yannda yedek olarak her zaman yeni bir kz olurdu. Viva ZapatuFy ekerken Jean Peters'in ten rengi konusunda Gadg'n bann etini yedi. Eski Hollywood ekolnn, stdyolarn beyaz oyuncular siyah ve Asyal rollerinde oynattklar dnemlerden kalma tutuculardand. Gadg' Jean'n alnan ilk grntlerde ok fazla esmer grnd konusunda srekli uyarr ve ba aktristi beyaz tenli grnmeyen bir filmi kimsenin para verip de seyretmek istemeyeceini sylerdi, ikide birde Jean'a makyajn deitirtir, Gadg'tan sahneleri Jean "fazla esmer" grnmeyene kadar deiik klandrmalarla tekrar tekrar ekmesini isterdi. Jean o zamanlar Howard Hughes ile beraberdi. Howard, Jean'n beraberinde Meksika'da ona yirmi drt saat boyunca refakat edecek, bir nevi gzcln yapacak bir kadn gndermiti. Hibir ey, sk korumalar altndaki bir hedefe ulamak kadar libidomu harekete geiremedii iin, kafam onu elde etmeye takmam da kanlmaz olmutu tabii ki. Bir iki kaamamz oldu, ancak refakatisinin gz hep zerimizde olduu iin ii bir yere vardramadm. Son aamay da gerekletirmeye karar vererek bir gece, saat iki civarnda oturduu evin damna ktm, iple tam Jean'n penceresine inmek zereydim ki, gzcs uyanp beni grd, bylece hemen oradan svmak zorunda kaldm. Ylmadm, amacm

gerekletirmek iin baka yollar da denedim, ama Howard Hughes'un emniyet duvarlarm amay hibir zaman baaramadm. ANNEMN RETT ARKILAR 171 Meksikal devrimci rolmden sonra Julius Ceasar'^ Markus Antonyus'u oynadm. Filmin ynetmeni Joseph L. Mankiewicz Louis Calhern, James Mason, Greer Garson, Deborah Kerr, Ed-mond O'Brien ve Cassius'u oynayan John Gielgud gibi isimleri bir araya getirerek ok iyi bir ekip hazrlamt, ingiliz oyuncular Shakespeare'in oyunlarnn dil ve stiline ainalklar nedeniyle Amerikal oyunculardan daha iyi olmalarna ramen, Maurice Evans gibi baz oyuncularn durumu bizim oyunculardan daha iyi deildi. Baz oyuncularn Gielgud*n etkisi altnda oynamalar anlalr bir eydi, nk Gielgud birok Shakespeare oyununda nemli rolldre imzasn atm bir oyuncuydu. Fakat benim gibi Shakespeare oyunlarnda hibir tecrbesi olmam birinin kalkp Markus Antonyus roln stlenmesi aptallktan baka bir ey deildi. . 25 BENC FLMM The Wild One (Kanl Hcum) konusunu Cali-fornia'daki kk bir ifti kasabasnda terr havas estiren bir motosikletli eteyi anlatan gerek bir hikyeden almaktayd. O filmde oynarken baya keyif aldm, ama insanlar zerinde yapt etkiden dolay filmi hibir zaman benimsemedim. T-shirt, kot ve deri ceketin birdenbire asilik sembol olmasna herkes gibi ben de ardm. Filmdeki sahnelerden birinde canlandrdm karakter Johnny'ye biri, "neye kar ba kaldrdn," soruyordu, o da, "Sende ne var?" diye cevap veriyordu. Filmde grev alan hi kimse filmin, genleri bakaldrmaya tevik edeceini veya bu konuda onlar yreklendireceini tahmin edemezdi. Filmin yapmcs Stanley Kramer, ynetmeni Laslo Benedek ve senaryo yazar John Paxton'in amalar, bir topluluun - burada motosikletliler ile kasaba halknn - gayri ihtiyari bir biimde kardelik kisvesi altndaki bir sr gdsyle, bir yamac takmna dnp sahip olduklar ahlaki deerlerden bir rpda nasl syrldklarn, yani daha sonra Amerikan askerlerini My Lai'deki silahsz Vietnaml sivilleri katletmeye kadar gtrecek olan be,nzer bir igdy canlandrmaya falan almakt. Bunun dnda ilgilendikleri ey, olsa olsa elenceli bir hikye anlatmakt, o kadar. Eer filme kar bir tepki olumusa, bu daha ok seyircileri ilgilendiren bir durumdur, filmin kendisini deil. Baz geri zekllar da The Wild One'm Hoollywo-od'un, ahlaki deerlerimizi ykna ve genlerin byklerine kar bakaldrmalarn kkrtma amacn tayan kampanyann bir paras olduunu ne srecek kadar ileri gidebildiler. Filmin gsteriminden sonra deri ceketler yok satmaya balad; tpk It Happened One Night (Bir Gecede Oldu) filminin bir sahnesinde Clark Gable gmleini kardnda seyirci onun iine fanila giymediini fark ettikten sonra fanila satlarnn dmesinde olduu gibi. Filmde, toplum tarafndan, iyi hibir zellie sahip olmayan ANNEMN RETT ARKILAR 173 kt huylu kiiler olarak grlen motosikletli eteleri yceltmekle sulandk. Musevi-Hristiyan deerler insanlar iyi ve kt olmak zere ikiye ayrr, sonra da toplum kt olarak deerlendirilen insanlar cezalandrr. Fakat ok sama bir eydir bu. Su ileyen birok insan bu yola sevkeden neden, toplumsal, duygusal ve ekonomik tatminsizlikleridir. Bu sorunu zmek iin toplum, kendi anlayn harekete geirerek onlar cezalandrr, baka sular ilediklerinde de, defa su ileyeni toplum d ilan eden o dillere destan fikir yrrle sokulur. Sorunu kknden halletmek istiyorsak yapacamz tek ey daha fazla hapishane kurmak! Yalandka hi kimsenin - filmde portreleri izilmi olan serserilerin bile yaradltan kt olmadn fark ettim. Bu grle ilgili olarak Tennessee Williams'm Elia Kazan'a ihtiras Tramva-jz'nm karakterlerine ilikin yazd (ve Gadg'in de otobiyografisinde alntlad) u szlerine katlyorum: "'iyi' ve de 'kt' insan yoktur" diyor Tennessee. "Bazlar nispeten biraz daha iyi, bazlar da nispeten ktdr, ama herkes, kt niyetli olmaktan ok, yanl anlamalarn etkisi altndadr. Birbirimizin kalplerinde olup bitenleri grmemizi engelleyen bir krlktr gidiyor... hi kimse herhangi birini gerekte olduu

gibi grmeyip egosunun izin verdii ekilde gryor. Birbirimizi hayatn iinde ite byle gryoruz. Kibir, korku, arzu, rekabet duygular - egomuzda bulunan arpklklar - ilikide olduumuz insanlara ynelik grmz artlandryorlar. Kendi egomuzdaki bu arpklklarn stne bir de dierlerinin egolarndaki arpklklar ekleyin, iinden birbirimize baktmz srann ne kadar puslu bir hal aldn daha iyi anlayabiliriz. Bu durum, aradaki pusluluu ykp yok edecek ve kalpleri btn aklyla yaknlatracak kadar birbirine youn bir sevgiyle bal iki insan arasndaki istisna ilikiler dnda, btn varolan ilikilerde hep ayn. Bu istisna ilikiler tmyle teorik sayabileceim kadar uzaklar bana..." Halkn The Wild One'z tepkileri^ o zamann ve o zamanki koullarn bir rnyd sanrm. Sadece yetmi dokuz dakika sryordu, yani modern standartlara gre ksa bir film saylrd ve bugn bakldnda modas gemi, basit bir film gibi grnyor; zaman onun lehine almam. Fakat film bir hit haline geldi ve fY ANNEMN RETT ARKILAR 175 Johnny rolyle oynadm The Wild One1 m setinde: "Sende ne var ?" (Phil Stern Photo) tabii ki kariyerimi olumlu ynde etkiledi, her ne kadar bunda yine ansn pay byk olsa da. Ne kadar ansl biri olduumu kantlayan rneklerle karlamak hep houma gitmitir ve bu film o rnekler iinde en iyisidir. Niin, nk bir kere rolm tamamen oyuncunun yeteneklerine dayalyd. Sonra, toplumumuzda bu filmle birlikte silkinip ayaa kalkmay bekleyen sinik arzu ve duygularn olduunu hi bilmezdim. Arka planda insanlarn bu filme ilgi gstermesinin nedenini, birka yl sonra niversite kampsle-rinde ve Amerika'nn btn caddelerinde patlak verecek olan toplumsal ve kltrel dalgalanmalarn, o sralarda insanlarn iinde yava yava ykselmeye balam olmasna balyorum. Doru veya yanl, o sralarda II. Dnya Sava'nm ardndan yaanan gei dneminden sonra yeni bir dnemin balang aamasndaydk; genler, byklerinin yaptklarn beenmemeye ve onlar sorgulamaya, sahip olduklar deerleri, ahlak anlaylarn ve otoritenin imdiki kurumlarn reddetmeye balamlard. Filmi ekerken zaten toplumda hafif kprdanmalar balam durumdayd. Genler bakaldr iin bir neden - herhangi bir neden aryorlard. Ben sadece doru zamanda, doru yerde ve doru rolde bulunuyordum bir de rol iin uygun bir ruh hali iindeydim - o kadar. Sinemada ve tiyatroda aldm birok rolde Johnny gibi bir karakteri dnerek oynamtm ve galiba bu nedenle de, onu senaryonun amaladndan daha duyarl ve sempatik biri olarak canlandrdm. Filmin bir yerinde Johnny ters ters yle diyordu: "Kimse bana ne yapmam gerektiini syleyemez." ite btn hayatm boyunca hissettiim ey de buydu benim. Johnny gibi benim de aram otoriteyle pek iyi deildi. Ne yapmam gerektiini syleyen insanlar canm skard ve Johnny'nin filmdeki gibi bir hayat tarzn benimsemesinin nedenini, yaral oluuna - ocukluunda yeterince sevgi grmemesine ve ocukluundan yetikinliine tad .duygusal gvensizliiyle baetmeye almasna -balyordum. Kendini deersiz biri gibi hissetmenin acsyla ks-tahlam ve yaplan eletirilere kulak asmaz olmutu. Gl grnmek iin elinden geldiince aba sarf ederken, aslnda iindeki mlayim ve kolay incinebilir kiilii gizlemeye alyordu. Toplumun dokusuna olan inancn yitirmiti ve kendine ait bir dnya yaratmt. Bir isyancyd, ama nemli bir parasn duyarllk ile ANNEMN RETT ARKILAR 177 The WM One'dan bir enstantane. Zaman filmin lehine almad. (Columbia Pictures'n izniyle) yumuakballk oluturuyordu. O dnemlerde bir rportajmda, "Amacm, toplumsal ykm gidermenin en iyi yolunun nezaket ve hogrden getiini gstermekti," demitim. nk Johnny'yi kafamda, ifade edemedii bir i karklktan muzdarip bir insan olarak canlandrmtm. Johnny hayatta o kadar ok hayal krklna uramt ki, sevgisini ifade etmek onun iin ok zor bir eydi. Kskanlnn altnda onulmaz bir sevgi istei ve arzusu vard, nk hayatnda eksikliini

duyduu bir eydi sevgi. Kendimi en iyi ekilde ancak bu kadar ifade edebilirdim. Bu rol canlandrrken hibir yabanclk ekmedim. The Wild One1 m ekimleri bittiinde filmi tamamlanm haliyle haftalarca seyredemedim; seyrettiimde de beenmedim. nk grntleri iddet dolu buldum. New York'a dnmeye can atyordum, ama almaya da hi niyetim yoktu. Niyetim dostlarmla - Billy Redfield, Maureen Stapleton, Janice Mars, Sam Gil-man, Wally Cox ve dierleriyle - grmekti. Bylece yaz sezonu iin bir kumpanya organize ederek Bernard Shaw'un Arms and the Man (Silahlar ve Kahraman) oyununu hazrladm ve New England'n kk kasabalarnda turneye ktm. Bana yenilerde gnderdii bir mektubunda Janice bu turneyle ilgili anlarn anlatyor: "lgn bir yazd. Sen ve Billy btn bir yol boyunca hizmetiler ve mezlerle etrafa hava atp durdunuz. Ben arabalarn arka koltuklarnda kendimi dlanm hissedip zntden kvranrken, sen ve Billy pikaplarnzn n koltuunda yan gelip yatyordunuz. Canlandrdn imgeyi patlayacak dereceye gelecek kadar iirdiin halde oynadn roln hakkn verdiini dnyordum. Haksz grlerle dolu ve acmaszca yazlm bir gazete kuprn bana gsterirken olduka rahatsz grn-yordun; kuprde, 'Marlon Brando geen gece "Arms and the Man"in galasn yapt ve kendini budala durumuna drd...' diye yazyordu. Ama szlerini aznda gevelerken harika grn-yordun; kafandan oyunla hi ilgisi olmayan1 laflar uyduruyor, sonra da harika eyler ortaya kartyordun. Bir keresinde tiyatronun dnda mthi bir karklk olmutu ambulans veya polis arabalarnn siren sesleri falan duyulmutu - ve diyaloglarmz duyulmaz bir hale gelmiti. Sen de bu boluu yanma gelip siren sesleB12 178 BRANDO rine dikkat kesilmi gibi yaparak doldurmutun. Zaman zaman da kendini elendirmek ve skntn datmak iin bizi oynatacak oyunlar gelitirirdin kurallarn senin koyduun oyunlar. Bunu grp de srf kendi rahatn dnerek byle eyler yapma hakkm nereden aldn sorduumda, glerek kendini beenmi bir edayla bana, 'nk ben bir yldzm,' demitin." Aadaki aileme yazdm bir mektuptan alntlanan blmlerde de grlecei gibi o yaz olduka elenmitik - yine ayn blmler, aileme ruhsal durumum hakknda hl yalanlar kvrdm konusunda ipucu veriyorlar bana. 28 Haziran 1953 Sevgili Anneciim ve Babacm: Umarm iyisinizdir. Gzel bir gln kysnda, nmde oyun masas ve daktilo, etrafmda cvl cvl binlerce kk yaratkla keyif atyorum. Dndm, tandm ve mektuplamalarmza bir eki dzen vermeye karar verdim. Zaman yle abuk akp gidiyor ki, bir de bakyoruz yapmay dndmz eylerin ok gerisinde kalmz... unlar yapmay dnyorum: Avrupa'ya gitmeyi, ya da orada veya burada, sonbaharda ekilecek olan filmde bir rol almay. Etraftan, italya'da ekilecek olan film iin bana 200.000 dolar nerileceine dair sylentiler duyuyorum. Jay (Kantor, o dnemlerde ajanlm yapan kii) 'The Egyptian' filminin senaryosunu okumu, beenmemi. Senaryoyu u sralarda okuyorum ve ayn ekilde ben de beenmedim. En ge k mevsiminin sonlarna doru New York'ta olacam. 'Arms and the Man' Agamemnon Agrippa'y payladndan bu yana grlen tarihin en byk fiyaskosu veya Betty Teyzenin Noel Baba klnda grnmesinden bu yana yaanan en iyi soytarlk rnei ilan edildi. ok iyi vakit geiriyorum, dier oyuncu arkadalar da yle. ok ho bir gezi bu, ne muhaliflerim tarafindan rahatsz ediliyorum, ne de... hayranlarmn saldrsna uruyorum. Glmekten ve yzmekten baka bir eyle ilgilenmiyorum. Seyirci durumdan memnun grnyor, dier ltlerin hepsinden nemlisi bu zaten... ANNEMN RETT ARKILAR 179 Meksika'ya ne zaman gidiyorsunuz? Hi vakit kaybetmeden gidin ve geceleri kzlarn balarnda atebcekleriyle dolatklar yeri benim iin grn. Artk ocukluk alarmdakinden ok daha mutluyum galiba. Dnya, son bir ylda, nceki yllarma gre gzme daha bir gzel grnmeye balad. Acmasz ve zdrap verici olaylarn zorlamasna ramen duygu ve dncelerimle hayatm

daha yaanlr hale getirdiimi hissediyorum... Bu yl artk psikiyatri seanslarmn sona ereceini umuyor ve buna inanyorum. Mittelman da bu duygularm doruluyor... Anne, bana her zamankinden daha fazla mektup yazmak senin annelik grevlerinden biri. Size pek mektup gndermediim ortada. Ama ayn ekilde siz de bana yazmyorsunuz. Bugne kadar size yolladm en uzun mektup bu neredeyse. New England' grmenizi isterdim. Ah! Ah! Gezilip grlecek ve kafa dinlenecek o kadar ok yeri var ki anlatamam. Sonbaharda buralar muhteem olmal. George Washing-ton'n tekneyle transit getii gln kysnda kalyoruz. Buradaki kendim beenmi kyllerin en ufak bir tarihi olaydaki bbrlenmelerini grseniz glmekten lrsnz. Bu cmleyi urasam ancak bu kadar aptalca yazabilirdim herhalde. Bakalm, yazmay unuttuumuz bir ey var m? Yok sanrm - her ikinizi sevdiimi sylemekten baka. Kk olunuz, Bud. 26 HEMEN HEMEN o dnemlere rastlayan bir tarihte annem bana Russel adn verdii bir raku hediye etti. Bildiim bileli Brando ailesinin evlerinde hayvan hi eksik olmazd. Hayatmn deiik dnemlerinde atlarm, ineklerim, tavanlarm, bir sr kedim ve kpeim oldu. Bir de Bay Levy adnda bir kazm vard. Annem onu bir keresinde Noel Baba gibi giydirmiti; kimbilir belki de bunu, Noel aacnn altndaki hediyelerin azln bize hissettirmemek iin yapmt. Sonra maymunlarm oldu, evin etrafnda canlarnn istedii gibi uan beyaz gvercinlerim, ylanlarm, farelerim, evcil farelerim, ad Chuck olan bir karnca yiyenim, hatta tane de elektrik balm oldu. Gnn birinde de iki yz kiloluk bir Yorkshire domuzu almay dnyorum. yle sanld gibi etrafi pislemeyen, doutan temiz hayvanlardr. Oldum olas hayvanlarn insanlardan pek de farkl olmadklarn dnm ve onlara bu gzle bakmmdr. iimde onlarn baz ynlerden bizlerden daha zeki olduklarna dair bir eyler hep hissetmiimdir -tpk bizim birok ynden onlara gre stn taraflarmzn olmas gibi. Yunus balklar, balinalar ve bilgisayarlar veya iaretler araclyla insanlarla iletiim kurabilen maymunlarla ilgili ortaya atlan yeni iddialar sonucunda zeknn tanm eitlendi. Genetik olarak empanzelerle bizim aramzda yzde birden daha az bir fark var ve bizi farelerden ayran oransa yzde iki. The Wild One filmini ekerken, kameralarn yerletirilmesi srasndaki bo bir zamanda, ses platformunun tesindeki imenlikte yatarken, yan bamda bir adamn empanzeyle birlikte oturduunu fark ettim. "Ad ne?" diye sordum. "Peggy." "Ka yanda peki?" "Alt." ANNEMN RETT ARKILAR 181 "Ona dokunmamda bir saknca var m?" "Hayr," dedi sahibi, "insanlardan holanr." Peggy'nin karsna geip, yzm yzne arada birka santim kalacak ekilde yaklatrdm. Onu pecek kadar yakndm, Hi kprdamad, ama gzleri yzm incelerken fldr fildrd. Bana, aynen ona baktm gibi bakyordu; onun, iinden, 'Bu salak kimdir? Benden ne ister' diye dndn tasarladm. Bu ekilde belki drt dakika durduk durmadk deri ceketimi nazike tutup beni kendine doru ekmeye balad. Beni iyiden iyiye incelemeye koyulduktan sonra bir parmayla T-shirtmn boazn ekitirerek gsme, sonra gzlerimin iine bakt ve parman incitmekten saknr gibi nazike uzatarak gzmn kenarnda birikmi olan apa ald. Elinde bu garip nesneyi bir sre inceledikten sonra, trnann arasna geirip azna gtrd ve uyku perisinin bu armaann, trnandan syrarak n dileriyle inemeye balad. Glmemek iin kendimi zor tuttum. Sonra ceketimin fermuarm aarak ceplerimi kartrmaya koyuldu. Yaptklarn gryor muyum diye ikide birde bana bakyordu. Ne kadar gl olduunu merak edip bileklerinden kavradm ve ellerini birbirinden ayrdm. nce ellerini gevek brakt, sonra birletirmeye balad; bu kadar da fazla artk diye dnm olmal. Ellerini o kadar rahata birletirdi ki, benim gcm tnmad bile. Benden on kat glyd. Burnuna dokunup gdsn gdkladmda enesini gsne dayayp glmeye balad: Kah kah kah. Korkun derecede insana

benziyordu. Dayanamayacak hale gelince bir ayayla bileimi kavrad, btn gcmle onu gdklamaya altmsa da, pes etmek zorunda kaldm. , Peggy'nin iinde bana benzeyen birinin olduu besbelliydi. ; Onunla geirdiim anlar muhteemdi, o anlar, gzlerim bir daha ; almamak zere kapanana kadar taptaze beynimde yaayacaklar. Bu olaydan sonra bir empanze almaya karar vermitim, fakat amacm gerekletirmeme frsat olmadan annem Russel', gen rakunu verdi. Annemin harika mizah anlaynn yan sra byk bir hayal gc de vard. Rakunlar evcilletirmeye kk yalarnda balanr; birok hayvan olduu gibi, rakunlar evcilletirmenin de en iyi yolu gvenlerini kazanana ve dokunularnza altrana kadar kendi ellerinizle besleyip bytmektir. Rakunlar iyi gre182 BRANDO mezler, ama ok gelimi bir koku alma yetenekleri ve kar koyamadklar bir merak duygulan vardr. Dokunma duyularnn hassasl stne hayvanlar leminde ei benzeri yoktur. Russel uyankken hi durmadan hareket eder, bulduu her eyi ylmadan inceleyip yoklard; bir keresinde bir kol saatinin dililerini, yaylarn datp parampara etmiti. Bazen ayakacumda benimle birlikte uyurdu, uyandnda penelerini ayaklarmn arasna sokar ve beni gdklard. Tam bir uyku bozand. Bu yzden onu yatama almazdm. Evin iinde onunla kovalamaca oynar, bouur ve onu gdklardm; bundan ok holanrd. Russel suyu da ok severdi ve kvetin iinde saatlerce oynard. Kvetin iini talarla ve onun elenceli bulaca vr zvrla doldururdum. Banyonun penceresinde kurulup, be kat aadaki caddeyi seyretmekten holanrd. Partilerin ba kahramanyd, omzuma tneyip konuklarn seyretmeyi severdi. Samla oynar veya parmaklarn kulama sokar, sonra bir dn yapp penesini burnuma, azma sokmaya alrd. Ne zaman ne yapaca hi belli olmazd. Genellikle rakunlarn ayaklarn ykadklar dnlr, oysa bu yanl bir kandan baka bir ey deildir; ayaklarn suya sokarlar nk suyu sever bu hayvanlar. Uykudan kalktklarnda durup dinlenmeden atlak ve oyuklar yoklar, solucan, kurt ve kerevit gibi yiyecek bir eyler aratrrlar. Eve birilerini davet ettiimde veya onu evde tek bana brakmak zorunda kaldmda genellikle banyoya kapatrdm. Oras ayn zamanda onun uyku odasyd, nk baka bir odada olsa ortaln altn stne getirirdi. Klar banyo souk olurdu. Bir sabah iimi yapmak iin banyoya girdim, hl uykulu olduum iin klozete oturmay tercih ettim. Russel oktan uyanmt. Yanma gelip ayaklarnn zerinde uzanarak buz kesmi penelerini klozet kapann kenarna koydu. Sonra oradan ekilip klozetin arkasna geti. Dirseklerim dizlerimin zerinde ve enem avularma dayanm vaziyette uykumu elimden geldiince muhafaza etmeye alyordum. Derken birden kendimi lk la bir metre havada buluverdim. Russel, klozet kapa ile popom arasnda bir boluk bulup, buradan Kuzey Amerika'nn en souk penesini sokarak hayatmn pandiini yedirmiti bana - tam isabet. Annemin bana verdii evcil rakun Russel. Aklna eseni yapyordu, ite (stte sada) Elli Yedinci Sokak'taki evimde komunun dairesine doru yolu tutmu gidiyor. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan.) 184 BRANDO Russel zamannn ounu banyonun penceresinde geirirdi. le saatlerinde Elli Yedinci Sokak, Altnc Cadde'nin trafiinin birka kere karmasna neden oldu. Apartmann aasnda bazen pencerede oturmu olan Russel' inceleyen merakl bir kalabalk toplanrd; New York'ta kalabalk yaratmak istiyorsan, yukarlara bir yere bakp oray parmanla gstermen yeterlidir. Bir gn bir eyler okurken kapmn zili ald. Kapy kimin aldn bilmeden amak detim deildi; arkadalarm geldiklerinde de zili ifreli alarlard. Fakat bu sefer kap alnmak ne kelime, yumrukla yklyordu, aresiz atm. Gzme ilk ilien ey bir kay oldu; sonra kafam kaldrrken bir rozet ve bir yz belirdi gzlerimin nnde. Adamn New York Polis Tekilatnn semelerinden olduu her halinden belliydi. "Vahi bir hayvannz var m?" diye sordu, ben de, "ey... bir hayvanm var, ama vahi deil," dedim. Polis, "Onun nerede olduunu biliyor musunuz?" diye sorunca da, "Banyoda," dedim. O da, "Doru, banyoda ama

sizinkinde deil, komunuzun banyosunda," dedi. "Ne?" dedim, "Orada ne ii var onun?" "Orasn bilemem, ama onu oradan karman gerekiyor arkadam. Isrma huyu var m?" dedi. "Yok canm, o kurabiyeyi bile sramaz,"diyerek aklma o an ne geldiyse uyduruverdim. (Russel, ona nasl yaklaacan bilmeyen birinin ensesini annda didikleyiverirdi.) Komunun dairesine getim. Kadn elleri gsnde, az bir kar ak, Eddie Cantor gibi gzlerini aarak bana bakt; ok olmutu. "Nerede?" diye sorduumda bana cevap veremedi; kolunu olabildiince ileri uzatp banyoyu gsterdi. Banyoya girdim ve Russel' tuvaletin iinde oynar buldum. Adm syleyince, ban tuvaletten dar kard. "Ne yapyorsun burada eolusu?" deyince, rakunlarm bilinen cvltl sesiyle karlk verdi. st ba srlsklamd. Ona elimi uzatm, penelerini elimin zerine koydu, ekip kucama aldm. Onu kucama alacam zaman hep bu hareketi tekrarlardk. Kadnn evinden ayrlrken, "Ne kadar zgn olduumu bilemezsiniz. Byle bir eyin nasl olduunu inann anlayabilmi deilim," dedim. Ben zrlerimi sralarken Russel'n kuyruundan da kadnn bej hals zerine pr pr tuvalet sular szlyordu. Kadn olayn etkisini henz zerinden atamam, korkudan kaskat kesilmi haliyle karmda yle sus pus duruyorANNEMIN RETT ARKILAR 185 du. Dev polisin yanndan geerken, "ok zgnm memur bey, sz veriyorum bir daha byle bir ey olmayacak," dedim. zr stne zr dileyerek daireme girdim, kapy kapattm ve o koca elli polisin kapm alp ceza yazmasn bekledim, ama hibir ey olmad. Russel'n Bayan Goldman'n banyosuna girmeyi nasl baardn hl anlayabilmi deilim, nk her iki banyonun pencere eikleri sadece be santim genilikteydi ve aralarnda otuz santimlik bir mesafe vard; pencerenin beinci katta olduu da dnlrse, bunun imknsz olmas gerekirdi. RussePla ilgili hatrladm en gzel olaylardan biri de annem onu kendini beenmi bir grup kokanaya gsterirken gerekleti. Annemin omzunda kolyesiyle oynayp kulaklarna penelerini sokarken kadnlar kkrdadlar, annem de bir para gururla, "ok sevimli, yle deil mi?" deyip alayl alayl srtt. Russel, annemin bir omzundan dierine geti ve annemin, "Yapma canm," deme gafletinde bulunup, azn amasndan yararlanarak penelerini ieri sokup takma dilerini dar ekmesi bir oldu. Annem dilerini kavrayp tekrar azna sokmaya altysa da, Russel iyi bir eyler bulduundan emin olduu iin brakmamaya niyetliydi ve ayn kararllkla dileri dar ekmeye devam etti. Annem rezil rsva olmutu. Sonunda boumadan annem galip karak protezlerini eri br de olsa yerine takmay baard. Glme nbetine tutulmutum ve yere ylmamak iin mutfak kapsna sk skya yapmtm. O gne kadar byle acayip bir eyle hi karlamamtm. Sonunda Russel byd ve iyice zaptedilmez bir hale geldi. Kitaplktaki btn kitaplar datyor, btn plaklarnm zerine iiyordu; ortalk uyuturucu taramasndan gemi gibi grnyordu. Artk Russel'a sepet havas almann zaman gelmiti. Onu kn balarnda, k uykusunun belirtileri henz balarken Illino-is'deki iftliimize geri gtrdm. Ambardan uzak bir yere samanlardan bir kmes yapp onu iine yerletirdim ve yiyecek bir eyler koyarak oradan uzaklatm. Birka saatte bir karlarn iinde ayaklarmn ucuna basa basa kmese yaklayor ve samanlarn arasndaki delikten onun top gibi bzlerek uyuyuunu seyrediyordum. Onunla oynamak geliyordu iimden, ama bunun imknsz olduunu biliyordum. Arkam dnp giderken boazma bir eyler dmleniyordu. 186 BRANDO ilkbahar gelip de tomurcuklar amaya baladnda, Russel bir kmesin ona salad gven ortamndan ayrlp kaderine doru yol almaya karar verdi. nceleri kmesinden ksa da darda pek fazla durmuyor ve tekrar top gibi kvrlarak yatp uykusuna devam ediyordu, ilkbahar gelince onun da tomurcuklar amaya balamt. ok ekici bir dii rakun bulup ailesini kurmu olmal, bir daha hi gremedik. Onu zlyorum. 27 VlVA ZAPATA! ile birlikte bir baka film iin benden habersizce Darryl Zanuck'la iki filmlik bir anlama yaplmt. O gnlerde kontradan okuma alkanlm

yoktu. Ajanlm yapan ve ayn zamanda arkadam olan Jay Kantor'un ajans kontratn yeniletmek iin deliler gibi peimden kousunu dn gibi hatrlyorum. Sonunda beni bir kede kstrp kontrat imzalamazsam iini kaybedeceini syledi. "Ltfen hi olmazsa bunu benim iin yap," dedi. Yatak odama gidip zel kalemimi elime aldm ve kdn zerine adm ilitiriverdim. Kontrat koltuunun altna sktrdnda sevinten neredeyse havalara uacakt. Ama onun bilmedii bir ey vard; kontrat uucu bir mrekkeple imzalamtm, bylece o, ajansa varana kadar imza filan kalmayacakt. Beklediim gibi beni arayarak imzal nshann bende olup olmadn sordu. Deliye dnmt. "Sen aldn ya, hatrlamyor musun?" dedim. Kontrat imzalama konusundaki gnlszlmn nedeni, sanrm bunun beni balamasndan holanmamamd. O gnlerde ertesi gn birilerine sz vermek bile zor gelirdi bana. Eskiye gre daha bir toparlanm olmama ramen, bugn bile zaman zaman ilerimi ertelerim. Fakat incelikli akalar yapmaya bugn bile tam gaz devam ediyorum. Ayn tr akalar bana yapldnda da, buna herkesten ok ben glyorum. Zanuck bana ille de The Egyptian (Msrl) filminde oynayacaksn diye tutturunca, hibir ey sylemeyip New York'a geri dndm ve ajansmn, adam ayak st kazklayan elemanlarnn kapm almalarn bekledim. Zanuck benden iki milyon dolar talep ediyordu. Beklediim gibi grevlendirilmi iki belal Jerry Gershwin ile Jay Karitor kapmda beliriverdiler. O dnemlerde babam paraszlmdan yaknyordu, ama ben hi iplemiyordum. "Brak, dava etsinler," diyordum. Sayn belallarm, "Yapma, Marlon, hastte: Arkadam, ajanm ve "kurbanm" Jay Kantor'la birlikteyim. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan) Solda: Jean Simmons'la Desiree'deti bir dans sahnesinin provasn yaparken. (Twentieth Century-Fox) ANNEMN RETT ARKILAR 189 di de u iki dolar' diyorlard, ben de, "demiyorum, kardeim," diye cevab yaptryordum. Sonunda Zanuck geri adm atarak Desiree (Napolyon ve Sevgilisi) adl filmde Napoleon roln neren baka bir anlamayla karma kt. Tam anlamyla olmasa bile zaferi ben kazanmtm. Bu yzden anlamay kabul ettim. Filmin ynetmenliini Henry Kos-ter yapt. Ev devlerimi eksiksiz yapp elimden gelen gayreti gsterdim. Sevimli ve iyi bir insan olan Koster, Napoleon'un Avrupa tarihindeki yerinden ok, niformalarla ilgilenen renksiz bir kiilikti. Ama film bana Josephine rolnde oynayan Jean Simmons'la tanma frsat da salam oldu. ekici, ho, gzel ve tecrbeli bir kadnd, birlikte baya elendik. Fakat maalesef Stewart Gran-ger'la, o byk beyaz avcyla evliydi. Bana gre Desiree snk ve yzeysel bir filmdi. Bu yzden gsterime girdikten sonra baarl bulunduunu sylediklerinde afalladm. Aklma H. L. Menc-ken'in szleri geldi hemen; yle demiti: "Amerikan halknn beeni dzeyini dren eylere yatrm yapanlarn hibiri kaybeder miyim diye dnmesin." Bu szlere gre filmin beklentileri karladn rahatlkla syleyebiliriz. 28 OTUZLU YILLAR BOYUNCA, Gadg dahil Group Theatre'm birok yesi Komnist Partisine katlmt - kanmca bu karar, daha ok partinin krizi sona erdirecek ve lkedeki ekonomik eitsizlii dzeltecek ilerici neriler getirdiine, rk adalet dzenine kar ktna ve faizmin karsnda durduuna ilikin idealist grlerinden dolay almlard. Ayn ekilde Gadg dahil birou ksa zamanda partiden soudularsa da, McCarthy dneminin kargaas iinde paylarna deni almaktan da kurtulamadlar. Amerika'y Blc Faaliyetleri Aratrma Komitesi'nin bakanln siyasal topluluumuzun drstlk abidelerinden biri saylan, daha sonra sahtekrlk suundan hapse atlan J. Parnell Thomas yapyordu. Komitenin dier yeleri, halkn Hoolywood'a olan ilgisini smrmekten ve kendilerine taraftar toplamaya almaktan baka hibir eyle ilgilenmez grnyorlard. Gadg' soruturmaya aldlar; bugn bile hl o gnlerde vermi olduu ifadelerin skntsn ekiyor, ifadesinde, bir zamanlar komnist olduunu itiraf etmekle kalmayp, halen komnist olan Group Theatre yelerinin adlarn da vermi. Birok eski arkada bu yzden ona fena halde bzd ve verdii ifadeleri ihanet sayarak bir daha onunla grmeme ve almama karar ald.

Btn bunlar olmadan nce Gadg, All My Sons (Btn Oullarm) oyununun ynetmenliini yapt Arthur Miller'la birlikte alyordu. Oyunun gsterimi sona erdikten sonra, Gadg bana, New York rhtmlarndaki hayat anlatan bir senaryo gsterdi. Miller bu projeden ekilince de bunu Amerika'y Blc Faaliyetleri Aratrma Komitesi kurulmadan nceki dnemlerde, kendisi gibi ad baka ilere karanlardan biri olan yazar Budd Schul-berg'e nerdi. Schulberg'in elinde mafyann New York ile New Jersey limanlarna girip kan kargolardan pay almasyla ilgili, dl alm bir gazete aratrmasndan yola karak yazd, limanlardaki * ANNEMN RETT ARKILAR 191 yolsuzluklar konu alan bir senaryosu vard. Gadg ile Schulberg ellerindeki almalar birletirerek ekecekleri filmin finansmann salayacak bir stdyo bulmak iin aylarca srecek bir aratrmann iine girdiler. Darryl F. Zanuck bir ara senaryoyu deneme kabilinden kabul edebileceini syledi, fakat ksa bir sre sonra hikyenin, Hoolywood'u televizyonun esaretinden kurtaracam dnd renkli ve sinemaskop teknikle ekilecek bir film iin ok zayf olduu gerekesiyle bu kararndan vazgeti. Nihayet On The Waterfront (Rhtmlar stnde) adn alacak olan filmin yapmcln The African Queen'm (Afrika Kraliesi) de yapmcln stlenmi olan, byk "dilencilerin" sonuncusu, bamsz alan yapmc Sam Spiegel, finansrln de, Columbia Pictures'tan Harry Cohn stlendiler. Filmde Terry Maloy adnda, bir zamanlar boksrlk yapm ve ald lm tehditlerine ramen Jersey Limann haraca kesen, "Babalar"n aleyhinde tanklk etmekten ekinmeyen bir ykleme iisinin gerek hayatn canlandracaktm. Rol kabul etmek konusunda biraz isteksizdim, nk Gadg'n tand insanlarn skntya dmelerine neden olan davran kabul edilir gibi deildi. Bu yapt, adlarn verdii kiilerin ounun o dnemlerde komnistlikle bir ilikisi olmad dnlrse, zellikle aptalcayd. Kara listeye sadece Gneyde bir siyahinin lin edilmesini protesto eden dileke imzaladm iin alnmtm. Broadway'de Mr. Ro-berts\2i oynadktan sonra baar izgisini ykseltmi olan ablam Jocelyn de kara listeye alnanlar arasndayd. Gerekesi de evlilik soyad olan Asinof soyadn tayan baka bir kiinin sakncallar arasnda yer almasyd. O gnlerde adm atmaya sol ayanzla balamanz bile sizin Komnist Partisi yesi olduunuz kukusunu uyandrmaya yeterdi. lkede faizmin kurulmasndan klpay bir farkla kurtulduumuza inanyorum. Gadg, davrann hakl gsterecek gerekeler bulmak durumundayd. Bu yzden de dnyay ele geirmeye alan kt glerin varolduuna ve komnizmin Amerika'nn zgrl iin ciddi bir tehdit oluturduuna baya inanmaya balad. Bana, arkadalar gibi kendisinin de komnizmi denediini, nk o dnemlerdeki dier grlere gre komnizmin daha iyi bir dnya vaat eder grndn, fakat daha salam bir grle karlanca On the Waterfront: John Hamilton ve Pat Henning ile doklarda, (stte); Karl Maiden ve Eva Marie Saint ile birlikte (altta). (Columbia Pictures/The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'n izniyle) ANNEMN RETT ARKILAR 193 bundan vazgetiini sylerdi. Davalarndan vazgememi olan eski arkadalarna meydan okuduunu bile bile, komitenin nnde doruyu sylemekte olduka zorlandn, ama sonunda onlann arkadalklarn kaybetmi olmasna ramen yaptklarndan asla piman olmadn syledi. Sonunda fimde oynamay kabul ettim. Fakat o zamanlar Gadg ile Budd Schulberg'in On The Waterfronfu. metaforik bir argmana hizmet etsin diye yaptklarnn farknda deildim: o filmi yapmalarnn nedeni arkadalarn ihbar etmi olmalarn hakl gstermekti. Tabii Terry Malloy karakterinde, ktlklere kar gelen, cesur, kahraman bir kiilik yaps sergileyerek oynadm. Ne Gadg, ne de Bud Schulberg komitenin nnde ifade vermekte tereddt etmilerdi. O dnemlerde Gadg sinemann gidiatn etkileyebilecek ynetmenlerden biriydi. Stella Adler'den ve onun Avrupa'dan getirmi olduu tekniklerden etkilenmiti. Filmlerinde hep kendiliin-denliin ve gereklik duygusunun olumasn salamaya alrd. Filmin figranlarn ykleme iilerinden seti. Filmin byk bir

ksmn New Jersey rhtmnn en khne yerlerinde ekti. ekimler srasnda havann ok souk olmas onu sevindirdi. nk souk, filme ayr bir gereklik katyordu, nefeslerimizin buharnn perdeye yansm halini dndke keyifleniyordu, iin en komik taraf da, filmin ekimleri iin Gadg'n mafyadan izin almak zorunda kalmasyd. Onu le yemeine davet ettiklerinde beni de peinden srkledi. Beraberce yemek yediimiz beyefendinin Jersey Rhtm mafyasnn ba olduunu daha sonra rendim. Gadg, arkadalarn komnistlikleri yznden komiteye teslim etmi olmasna ramen, Cosa Nostra'yla ibirliine hibir zaman yanamamtr. Kendi llerine gre onlarla grmesi bir ikiyzllk gibi grnebilir belki, ama onun bir de bir filmi ekmek iin gerekli her eye balklama atlamak gibi bir huyu da vard. Sonra o dnemlerde Cosa Nostra'dan birok kiiyle tantm ve diyebilirim ki, onlar sahip olduumuz birok politikacya deimem. Filmin dier oyuncular arasnda kadim dostum Karl Maiden, Eva Marie Saint, Lee J. Cobb ve Rod Steiger da vard. Gadg'n etkili bir oyuncu ynetmeni olmasn salayan nedenlerden biri de insanlarn duygularn ynlendirebilmesiydi. Oyuncularnda vaB13 Rod Steiger'la birlikte On the Waterfront\u\ taksi sahnesinde. (Columbia Picturcs/Kobal Collection'm izniyle) ANNEMN RETT SARXILAR 195 rolan eyleri ortaya karmaya alr ve btn sahnelere kendini vererek katlrd. ekim aralarnda yannza gelir ve sizde oynayacanz sahneye uygun duygular yaratacak eyler sylerdi. Bu tekniiyle muzurca eyler yapt da olurdu. Viva Za.pa.ta.rdz Tony Quinn'in kardeini oynuyordum. Gadg Tony'nin yanna gidip benim szde onun arkasndan sylediim baz eyler uydurmu. Bu Tony'nin hakkmdaki duygularn etkilemi ve filmde iki karde arasndaki uyumazl gsteren gerekli duygusal atmosferin yaratlmasnda etkili olmu; fakat maalesef Gadg sonradan Tony'ye sylediklerinin uydurma olduunu syleme zahmetini gstermemi. Btn bunlardan benim hi haberim olmamt, ta ki filmden on be yl sonra bir Talk Show programnda Tony konuyu gndeme getirene kadar. Tony'yi telefonla arayarak bunlar sylemediimi ve Gadg'n kendisini rolne uygun bir ruh haline sokmak iin bunlar uydurduunu belirttim. On be yl srm olan bu yalan gidermek beni ok rahatlatmt dorusu. O gnden sonra Tony'yi e tekrar konumaya baladk. Gadg, oyuncularn performansn etkilemek konusunda ok baarlyd, ama oyuncular da bunun bedelini demek zorundaydlar. On The Waterfronfun bir taksinin arka koltuunda geen bir sahnesi konusunda bana birok kez sorular yneltildi. O sahne Kazan'n ynetmenliine iyi bir rnektir. Filmde Rod Steiger'n hayatta bir diki tutturamam kardei rolndeydim, o da benim Mafya ile ilikilerimi glendirmeye alan namussuz bir sendika liderini canlandryordu. Filmde aklm bama toplamam iin Mafya tarafndan defalarca beni ikna etmeye zorlanr, nk ortalkta dnen dolaplar Rhtm iletmeleri Kurulu'na iletmek istediim bilinmektedir. Senaryoda Steiger'n, silahn bana dorultup, "437 River Caddesi'ne gitmeden nce fikrini deitirsen iyi olur," demesi gerekiyordu; gideceimiz yerde ldrlecektim. Kazan'a, "Onun kardeine byle bir ey syleyebileceine inanamyorum. Seyirci de zaten kardeine hayat boyunca yakn olmu ve ona otuz yl boyunca bakm birinin birdenbire silahn kaburgalarna dayayarak onu lmle tehdit edebileceine inanmayacaktr. Bu hi de inandrc deil," dedim. 196 BRANDO Gadg'le yaptmz yararl tartmalardan biriydi bu. "Sahneyi bu ekilde oynamam,"dedim. O da, "Oynayabilirsin; ie yarayacak greceksin,"dedi. "Ama bu ok sama,"dedim. "Hi kimse kardeine bu ekilde konumaz." Sahneyi onun syledii gibi defalarca ekerken, "Olmuyor Gadg, gerekten olmuyor," diyordum. Sonunda, "Pekala, bildiin gibi yap yleyse," dedi. Bylece Rod'la ben sahneyi doalama oynayarak tmyle deitirdik. Gadg ikna oldu ve oynadmz sahneyi filme ekledi.

Doalamamzda aabeyim silahn kardnda, nce silaha sonra da onun yzne olanlara inanmadm belirten bir ifadeyle baktm. Tetii ekebilecei aklmn ucundan bile geemezdi. Onun adna zlyordum. Sonra Rod boksrlk kariyerimden sz etmeye balad, iyi bir menajerim olsayd ringlerdeki durumumun daha iyi olabileceini syledi. "Seni ok abuk harcad," dedi. Ben de, "Beni harcayan o deildi Charlie," dedim. "Sendin. Garden'daki geceyi hatrlyor musun, hani soyunma odama gelip bana 'Bu gece senin gecen deil aslanm. Wilson'm zerine oynayacaz,' demitin. Hatrladn m? 'Bu gece senin gecen deil,' Hayr efendim, benim gecemdi\ Wilson'i mahvedebilirdim. Ama ne oldu? O baanl boksrler listesine girdi, ya ben? Baarsz damgasn yiyip kap dar edildim. Sen benim aabeyimdin Charlie, benimle biraz olsun ilgilenebilirdin. Benimle biraz daha fazla ilgilenseydin, byle be parasz ortalklarda srnmezdim... imdi belli bir seviyede olurdum. Bir eylerle urayor olurdum. imdiki gibi bir serseri olmak yerine belli bir kimliim olurdu hi olmazsa. Beni harcayan kii sendin Charlie..." Film gsterime girdikten sonra birok kii iyi bir i kardm iin beni kutlad ve bu sahneyi baarl bulduunu syledi. Oysa bu sahne tamamen oyuncularn fikirlerine gre kotarlm bir sahneydi ve seyircilerin baz etkili sahnelerde filmi kendilerini kaptrarak izledikleri trden bir ruh haliyle gerekletirilmiti. Bizim oynadmz ekliyle, bu sahnenin baarsz olmas imknszd, nk hemen herkes iinde bulunduklar koullardan farkl koullarda kendilerinin de belli bir seviyede olabileceklerini, daha farkl bir ANNEMN RETT ARKILAR. 197 kimlikte olacaklarn dnr, insanlar ite filmde bunu grnce kendilerini hemen o karakterle zdeletirdiler. Tiyatronun sihri de buradan geliyordu; seyircilerin hepsi bir anda Terry Malloy oluverdiler; sadece bir etenin karsnda durma cesaretini gstermekle kalmayp, ayn zamanda, "Ben bir serseriyim. Bunu biliyorum; serserinin biriyim..." deme yrekliliini de gsteren kiiyle ozdeslestiler. Gn geldiinde Gadg bana, filmin tamamlanm halini gsterdi. Filmdeki performansm grnce ok canm skld ve gsteri salonunu terk edip gittim. Filmdeki halimi koca bir sfir olarak grmtm ye oradan Gadg'e tek sz etmeden kmtm. Kendi halimden utanmtm. Hi kimse hatasz olmaz. Gadg'in bakalarna, zellikle de kendisine byk zarar verdiine inanyorum. Ama bana rettii eylerden dolay ona minnettarm. ok iyi bir retmendi. Akademi dlleri trenine gidip kazandm Oscar dln alp almamak konusunda tereddt iindeydim. Sonucun abadan daha nemli olduunu hibir zaman dnmedim. Akademi dlleri trenine giderken, bir yandan da arabann iinde smokinimi giysem mi, giymesem mi diye dnp duruyordum. Sonunda, ne olacaksa olsun dedim; insanlar bana teekkrlerini sunmak istiyorlard ve eer bu onlar memnun eden bir eyse neden gitmemezlik edeyim ki? O gnden sonra tm dllerle ilgili dncelerim deiti ve bir daha ne eit olursa olsun hibir dl kabul etmemeye karar verdim. Yalnz bu, baka insanlarn dncelerinin deersiz olduunu dndm eklinde yorumlanmasn; tandm ve deer verdiim birok insa'n dllere nem verir ve Akademi dlleri'ne veya baka dl trenlerine katlr. Byle dnmekle onlara tepeden bakm olmuyorum, umarm onlar da bana tepeden bakmyorlardr. dl gecesi zldm tek ey Dk Wagner'in orada olmayyd. nk o artk yaamyordu. On The Waterfront iin bana verilen Oscar'n bana neler geldiini bilmiyorum. Aradan bir sre getikten sonra ortalklardan kayboluverdi. Artk onu unutmutum ki, bir-iki yl nce avukatm beni arayarak Oscar'mn Londra'daki bir mzayede salonunda 198 BRANDO sata karlmak zere olduunu syledi. Mzayede Salonu yetkililerine byle bir sat gerekletirmeye haklarnn olmadn belirten bir mektup yolladmda, karlnda bana isteklerim dorultusunda hareket edebilmeyi

istediklerini, ancak dlm hediye ettiim kiinin buna izin vermediini belirten bir mektup gnderdiler. Yazdklar resmen yaland. 29 OYNADIIM OYUNLARIN baz blmlerinde konuurken dura-layp lafi azmda gevelediimde tiyatro eletirmenleri hayrete dtler. Birok rolde tek bir heceyi bile teklemeden konuurken baz rollerde de insanlarn gnlk hayatlarnda kullandklar konumalara benzetmek iin durup, dnp konuuyordum. Bunu yapan tek oyuncu da ben deildim. Eleonora De gibi iyi bir aktrist olan ve geleneksel oyunculuk okulunun adal, yzeysel jest ve debdebeli diyalog tekniklerine srt eviren Dame May Whitty, mrltl ve duraksamal konumalaryla nl bir oyuncuydu. Onun zamannda oyuncularn kelimeleri azlarnda geveleyerek veya yutarak, halkn konutuu biimde konutuklar grlm ey deildi, ama o bunun stesinden gelmeyi bilmiti. Eer herkes eski oyunculuk okulunun kurallarna gre konuuyor olsayd, o zaman kimse konuaca kelimeyi bir an iin bile olsa tartmaz, kelimeleri aznda gevelemez ve, "I, ey..." veya, "Ne dedin, anlamadm?" gibi laflar etmezdi. Gnlk hayatlarnda insanlar dncelerini ifade etmek iin azlarn atklarnda ne syleyeceklerini nadiren bilirler. Konumaya balamadan nce syleyecekleri eyleri dnrler; konumalarnda kullanacaklar kelimeleri akllarndan geirdiklerini yzlerinden okuyabilirsiniz. Doru kelimeyi yakalamak iin bir an duraklarlar, kafalarnda cmleyi olutururlar, ondan sonra konuurlar. Stella Adler'den nce pek az oyuncu bunun farkndayd; ou oyuncu kendilerine verilen diyaloglar diksiyon kurundaki gibi konuurdu ve eer seyirciler bir oyuncuriln konumasnn bir yerini anlamayacak veya kendilerini anlamak iin biraz zorlayacak olsalar o oyuncu hemen eletiri alrd. Seyirci oyunculardan tiyatronun dnda pek rastlanmayan bir dil beklemeye altrlmt. Gnmzde ise oyuncularn sanki o an yayorlarm gibi dnp 200 BRANDO tanarak konumalar beklenir. imdi Amerika'da birok oyuncu bu etkiyi salamakla megul. Bununla birlikte bu tekniin iine baz taklitilikler szd. rnein, birok oyuncu hareketlerine doallk katmak iin sigaraya bavurur. Sigarann revata olduu dnemlerde, Stella baz oyuncularn hareketlerini eletirirken, bu hareketlerini sigara oyunculuu olarak adlandrrd. Genellikle oyuncular, Stella'nn Rusya'ya gidip Stanislawski'yle almasnn oyunculuk tekniini ne kadar derinden etkilediini bilmezden geliyorlar. Bu oyunculuk ekol Amerikan tiyatrosuna ve sinemasna ok hizmet verdi, ancak yaptktan snrlyd. Amerikan tiyatrosu, Shakespeare veya herhangi bir klasik oyunu hibir zaman baarl bir biimde sergilemeyi gerekletirememiti. Bunun nedeni ise Shakespeare veya baka bir klasik oyunu ortaya karan bir gelenei besleyen kltrel bir dzenlemeye, bu oyunlar meydana getiren dile kar belli bir yatknla ve o oyunlarn dayattklar stillere sahip olmaymzd. Shakespeare'de duraksamal konuamazsnz. Doalama yapamazsnz ve tmyle metne bal kalarak oynamak zorundasnzdr. ingiliz tiyatrosu bizim bilmediimiz bir dil anlayna ve Shakespeare'i anlamak konusunda bizden daha fazla bilgiye sahip. ABD'de ingilizce, geliimini arpuk urpuk srdrd. ok deil, bundan elli yl kadar nce ingiltere'de Shakespeare'in oyunlarn adal bir dille katleden klasik bir oyun stili mevcuttu. Gnmzde bile Shakespeare'in Hamlefie. oyunculara ilikin syledii harika konumalar grmezden gelip, sanat zelliklerini tehlikeye atan oyuncu ve ynetmenler hl mevcut. Shakespeare'in bu szleri sadece oyunculuk iin deil, her eit sanatsal faaliyet iin geerlidir. Aynen aktaryorum: Verdiim paray, ne olur, dediim gibi, rahat, zentisiz syle. nk birok oyuncular gibi sz parlatmaya kalkacaksan, msralarm ehrin tellalna okuturum daha iyi. Elini kolunu da havalara savurma yle; lsnde, tadnda brak her eyi. Duyduun cokunluk bir sel, bir frtna, bir kasrga gibi de olsa, onu dindirecek bir hava bulmal, buldurmaksn. Dorusu, yrekler acs geliyor bana grbz bir delikanlnn, takma salar sakallar iinde bir acy yreini paralarca, didik didik ederce barp halkn kulaklarm yrtmas; o halk ki ok kez anlal-

ANNEMlN RETT ARKILAR 201 maz, dilsiz oyunlar, grlt gmbrty sever. Bir oyuncu Termagant'n kendisinden daha yaygarac, Nemrut'tan daha nemrut oldu mu, hak ettii ey krbatr bence. Bu hallere dme, rica ederim.(*> Bu szlerin ardndan syledikleri ise her oyuncu iin harika bir tavsiyedir: Fazla durgun da olma; akln kullanp ly bul. Yaptn sylediini tutsun, sylediin yaptn. En bata gzeteceimiz ey, yaradla tabiata aykr olmamak. nk bunda sapttk m tiyatronun amacndan ayrlm oluruz. Doduu gn de, bugn de tiyatronun asl amac nedir? Dnyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, ktlerin ktlklerini gstermek, amzn ne olup olmadm ortaya koymak. Gerei byltmek ya da kltmekle bilgisizleri gldrebilirsiniz, ama bu bilenleri zer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz btn bir kalabalktan daha nemli olmal sizin iin/**' ingiliz tiyatrosu, Kenneth Branagh'n V. Henry oyununun gsterimiyle birlikte serpilip geliti. Branagh oyunun diline bir zarar vermedi; oyunun saygnlna dokunmad ve Shakespeare'in retilerini harfi harfine yerine getirdi. Branagh'n insan davranlar ile dilin iirselliini birbiriyle kaynatrd bu yorum olaanstyd. Shakespeare'in bundan daha saf bir biimde yorumlanabileceini hi sanmyorum. Amerika'da bylesi bir safla ulamamz mmkn deil; zaten bu eit bir zevk anlayna da sahip deiliz. Ayn saatlerde farkl kanallarda Branagh'n V. Henry'si ile Arnold Schwarzenegger'in Terminator'. oynuyor olsa, insanlarn hangi kanal aacan kestirmek zor deil. Amerika'daki elence sektrne yaplan harcamalar zevk anlaymzn bir gstergesiyse, oumuzun eften pften eylere baml olduunu rahatlkla syleyebiliriz. Tiyatro olay ok az bilinen bir olgudur. Bunu bilip bilmediimden ben de emin deilim, insanlarn bir sr insanla birlikte (*) Hamlet, William Shakespeare (ev: S. Eybolu.) 202 BRANDO oturup karlarndaki beyaz perde zerine yansyan ve geree yakn birtakm grntler sunan iki boyutlu figrlere bakp eitli duygular yaamak iin, zorluklarla kazandklar paralar kocaman karanlk salonlara harcamalar bana ok garip geliyor. Beyaz perdedeki grntler karsnda alyor, glyor, grntdeki karakterin duygularna katlyor ve korkuyorlar; yle ki bu korku grdkleri sahnelerin etkisiyle gnlerce, hatta yllarca belleklerinden silinmiyor. Japonya'da, oyuncularn maske ve geleneksel giysilerle sunduklar, hareketlerin ve seslerin snrl ve belli bir dzen iinde gerekletirildii No tiyatrosunu seyredenlerin bundan etkilendiklerini grmek daha da anlalmaz bir eydir. Bunun yannda insanlarn bulutlara, duvar atlaklarna ve mrekkep lekelerine bakarak, eitli ekiller karma yetenekleri de vardr. Resimlere bakarak, bunlardan bilinaltlannn ynlendirmesiyle bir hikye oluturma yeteneklerini de unutmamak gerekir. Bu tr testler daha ok psikolojik profil oluturmak iin yaplyor, yani bu tuhaf yetenein bize aka anlatt ey, nmzde duran eyleri olduklar haliyle gremediimizdir. Shakespeare'in de gzelce ifade ettii gibi, bizler bir eit ayna tutuyoruz "dnya"ya. Her zaman insanlarn fikirlerinden veya yz ifadelerinden onlarn duygularn - aa vurmadklar duygular - okuruz, insan zihninin bu tuhaf hallerinin toplamnn ruhumuzu oluturan zelliklere denk dt sylenebilir. Hepimiz evremizi iinde bulunduumuz konumun mercekleriyle grrz. Bu durum quantum fiziinde baz konularn ayrntl aklamalarnda bavurulan, yntemlemi bir durumdur da ayn zamanda. insanolunun bu ilgin zellikleri bir oyuncunun performansnda da seilebilir. Oyuncular, ounlukla oyunlarn baz anlarnda fazla rol yapmadan oynamay tercih ederler. Oyuncu rolnn bir annda ok az bir reaksiyon gsterir ya da hi reaksiyon gstermezse, o zaman seyirci zihninde, onun neler hissettiini canlandrmaya abalar. Bazen oyuncular bu reaksiyonsuz oyun tarznda ortaya muhteem eyler koymay baarrlar. Fakat baz tip oyuncular vardr ki, oyunlarn en st performanslaryla oynamak iin sabrszlanrlar. Stella'nn babas ve byk Yahudi oyuncularndan biri olan Jacob P. Adler, kumpanyasmdaki oyunculara u d vermiti: "Tiyatroya girdiinizde rolnz iinizde yzde

ANNEMN RETT ARKILAR 203 yz hissediyorsanz, seyirciye bunun yzde seksenini gsterin. Yzde altm hissediyorsanz, yzde krkm gsterin. Fakat sadece yzde krkn hissediyorsanz o zaman devreye reaksiyonsuz oyunculuu sokun." Asla en st performansnzla oynamayn, demiti Stella. Baz roller vardr ki, bunlarda daha az rol yapmak, daha az reaksiyon sergilemek daha iyidir. Jimmy Cagney'nin hem byk bir oyunculuk yetenei, hem de mthi bir grn vard. Apayr bir baka, gl ve aydnlk bir kiilie sahipti; kendi kendini yetitirmi bir oyuncuydu. Hibir oyunculuk kursuna gitmemiti. Fakat, kendi zamannn oyuncularndan farkl olarak, canlandraca karakterin gizli zellikleri zerinde almay yelemiti. Kendisini canlandrd karakter olduuna inandryor, seyircinin de buna inanmasn salyordu. Bir oyuncunun renmesi gereken en zor eylerden biri de, douu kondsyon salonunda brakmamas gerektiidir. Bir baka deyile, iinizde canlandracanz karakterin duygularn gn boyu ksk atete tarmadan kaynatmay bileceksiniz. Btn hazrlklarnz uzak ekimlerde harcarsanz, orta uzaklktaki ekimlerde ve en ok ihtiya duyacanz yakn ekimlerde elinizde ok az birikim kalr. Sra yakn ekimlere gelene kadar kurumamak iin, oyuncu canlandrd karakterin duygusal konumunu kaybetmeden skunetle oynamasn bilecek. Oyuncunun halinden anlayan zeki ynetmenler - ki ne kadar az sayda olduklarn bir Allah bilir bir de ben - bile oyuncunun tecrbeli olmadn anladklarnda hemen onu kendi dncelerine alet etmek isterler. Bir rnek vermek gerekirse, ilk filmim The Menide bir daha y-ryemeyeceimi ve iktidarsz kalacamf kabullendiim duygusal bir sahne ekilecekti. Sahne alamam gerektiren bir sahneydi. Stdyoya sabah saat 7.30'da gidip soyunma odama kapandm ve orada bende duygusal eyler uyandracak mzik, iir ne varsa dinledim, okudum. Sahneyi zihnimde defalarca oynadm, biraz provasn yaptm ve rolme drt drtlk hazrlandm. Fakat saat 9.30'da, yani sahnenin ekiminin yaplaca saatte her ey uup gitmiti. Douu kondsyon salonunda brakmtm. O an hi unutmam. Tam anlamyla tecrbeli bir oyuncu olmadnz takdirde, baz ynetmenler duyarszlklanyla sizin mahvnza neden olabilirler. 204 BRANDO Bir oyuncunun motivasyonu daha ok oyuncunun kendisini kk ayrntlarda younlatrp younlatrmadna bal olarak artar veya azalr. Eer bir ynetmen film ekibini ve dier oyuncular iyi hazrlayamazsa, oynayacanz sahnenin havasn karabilir. Ynetmenler ok hassas bir duygusal ifadenin oluturulmasnn ne kadar zor olduunun ve bynn ne kadar abuk bozulabilecei-nin farknda deildirler. Oyunculuun en yorucu taraflarndan biri de, insann ikide birde farkl duygular yaamak durumunda kalmasdr. Bu, elektrik dmesine basar gibi, "imdi kzp duvarlar yumruklayacam," deyip sonra da yine eski halinize dnmek o kadar kolay deildir. zgn veya kzgn olmanz gerektirecek bir sahnenin ekiminden nce belki de saatlerce bu duygular iinizde muhafaza etmeniz gerekir ki, bu da insan ok ypratr. Baz ynetmenler bunu anlamazlar, ya hi oyunculuk yapmadklarndan ya da bir zamanlar kt oyuncu olduklarndan. Bir oyuncu iyi bir ynetmenden ok eyler renebilir, buna bir diyeceim yok. Fakat kendilerini yetersiz hisseden baz ynetmenler de vardr ki, bunlar, ounlukla bu yetersizliklerini otori-terlikleriyle, saa sola emirler ve ltimatomlar yadrarak gizlemeye alrlar. Sizi st beygiri gibi gren bu tr ynetmenlerle ayn ekilde uramak en doal hakknzdr. Her eyi bildiklerini zanneden ynetmenlerin says inanlmaz derecede fazla. Bunlar, oyunculuun ne mene bir ey olduuna dair en ufak bir fikre veya anlaya sahip olmamalar bir yana, bir karakterin nasl oluturulduundan bile habersizdirler. Elinize senaryoyu tututurarak pazartesi gn sizi ekime beklediklerini sylerler; rolnz yaratmak da size der. ayet zevk anlayna gvenmediiniz veya salam bir sezgiye sahip olmayan, bu yzden de biraz tehlikeli bulduunuz bir ynetmenle alyorsanz, dizginleri ele alp oynadnz sahnenin iyi olmas iin bizzat sizin uramanz gerekecektir; yani bir anlamda sahneyi sizin

ynetmeniz gerekecektir. Eer ynetmen sahneyi yanl yorumlamsa ve ille de kendi istekleri dorultusunda ekilmesini istiyorsa, o zaman sahneyi onun kullanmak istemeyecei biimde kt oynayarak bunu devre d b-. rakmlsnz; bunu itibarnzn iki paralk olacan bile bile gze almalsnz. Yakn ekimlerde veya bel st ekimlerinde - yakn olan her trl ekimde - yarm yamalak konuarak, kt bir ANNEMN RETT ARKILAR 205 oyunculuk sergileyerek yapt dokuz ekimden dokuzunun da kt olmasn salayn ve onu alt edin. Nihayet, onun yorulup hayal krklna kapldn dndnz bir anda, sahneyi szk dndnz biimde oynayn. O zaman, sahnenin ekiminin sa salim tamamlandn grp sevinerek size minettar olacak ve sahneyi oynadnz biimiyle brakacaktr. Ona asla taviz vermemelisiniz. Fakat bu bahsettiim numaralan sadece yeteneksiz ynetmenlere ekmelisiniz. Eer birisi bir tiyatro oyununu Hollywood'da filmlerin meydana getirildii gibi hazrlamaya kalkrsa, milletin maskaras haline gelir. Broadway'de bir oyun sahnelemeden nce, oyuncularla ynetmen, yle bir be-alt hafta bir araya gelerek motivasyon hakknda konuur, metin ile oyunun karakterlerini tartr, oyunu stnkr alr, sahneyi kolaan eder, oyunun deiik provalarn yapar ve nihayet gsteriyi belli bir zemin zerine oturturlar. Sonra oyunu Schenectady'de veya New Haven'da seyirci nne karak test ederler, son rtularn da yaparak sekiz hafta sonra tantmn yapmak zere New York'a dnerler. Her ey tekrar gzden geirilip dzeltildikten sonra, sra oyunun galasna gelir. Hollywood'da ise filmle ilgili anlamalarn yapld ve konumalarn ounu para, "hedeflenen haslat", "kr ortakl," gibi konularn oluturduu bir toplant yaplr. Sonra elinize bir senaryo tututururlar ve oynayacanz rolle birlikte sete terif etmenizi beklerler. Onlarn ii orada biter ve bundan sonra siz rolnzle babaa kalrsnz. Sinema ynetmenleri size, oynayacanz karakteri nasl canlandracanza ilikin ok az tyo verirler. Ortaya iyi bir i kyorsa, bunun nedeni birok sinema filminde olduu gibi doalama oynanmasdr, nk oyuncular ynetmenlerden yukarda bahsettiim gibi ok az yardm grrler. Bazen yaptnz doalamayla filmin konusunu veya oyunu glendirirsiniz, ama her zaman olmaz bu. rnein bir Tennessee Williams oyununda oynuyorsanz, metne bal kalmak zorundasnzdr. Fakat ou metin her zaman bu kadar kat olmaz, siz de metni, nasl rahat ediyorsanz yle yorumlarsnz. yle zamanlar olur ki, ynetmenin iyi zannettii kt senaryolu bir filmde oynamanz iin size bir teklif gelir. Byle durumlarda ie hi bulamamak yaplacak en doru harekettir. 206 BRANDO Oyunculuk tecrbelerim iersinde bir filmi adabyla ektiini grdm ynetmenlerden biri, kendisi bir zamanlar hem oyunculuk yapm, hem de oyun ynetmi olan Elia Kazan'd. Broad-vvayli yapmclar bir oyuncuya rol verip, onunla birka kere grtkten sonra gala gecesinde ie balamasn isteselerdi ne olurdu dersiniz? Byle bir hareket, annda sorumsuzca bir davran olarak yorumlanrd ki, tiyatro camiasnda hi kimse byle bir ey yapmazd zaten. Fakat sinema filmlerinde bu tr davranlar olaan ynetim prosedrlerinden saylr. Bir tiyatro oyununda, oynadnz bir sahnenin vurgusunu deitirebilir, temposunu kendi bildiinizce ayarlayabilir ve taral seyircinin tepkisine gre oyunun kilit saylabilecek hassas noktalarm ynlendirebilirsiniz. Fakat sinema filmlerinde ynetmen "Kes" ve "Yaptr," dedi mi i bitmitir. Ynetmenler montaj odasna girdikten sonra oynadnz sahneyi istedikleri gibi kua evirebilirler. Oyuncu, oyunu kendi kuralna gre oynamay bilmiyorsa, hamle yapp istedii oyunu vermekten acizse, burada yapabilecei hibir ey yoktur. Dsturunuz u olmal: Aptal, kendini beenmi, duyarsz veya beceriksiz bir ynetmene gz atrma. 30 BR SEYRC SNEMADAN ktktan sonra, "Ne filmdi be! Mthi bir oyunculuktu! O kadar ok etkilendim ki, kendimi tutamayp hngr hngr aladm," derken, yanndaki arkadann ayn film iin, "Skntdan patladm," dediine sk sk

ahit oluruz. Bu durumda ikinci adamn, filmin konusuyla veya filmdeki karakterlerle kendisi arasnda duygusal bir yaknlk kuramadn syleyebiliriz. Bu iki insann ayn film hakknda farkl dnmesinin nedeni, insanlarn sinemaya giderken beraberlerinde, filmin konusuyla aralarnda bir ba kurup kuramayacayla dorudan ilgili, birbirinden farkl, eitli hayat tecrbeleri, dnce ve tavrlar da gtrmeleridir. Ayn aklama politik bir konumay dinleyen ve buna birbirlerine taban tabana zt tepkiler gsteren kiiler iin de geerlidir. Ksa bir sre nce Andrei Konchalovsky'nin ynettii, iki mankmun kann anlatld ve Jon Voight, Eric Roberts, Rebecca DeMornay ile Kyle T. Heffner'n harika bir performans sergiledikleri Runaway Train1}. (Firar Treni) seyretim. Filmin vasat bir gie haslat vard, ama daha ok da karakterlerine yklediim anlamdan olacak, beni ok etkiledi. Daha nce de belirttiim gibi, hayatm boyunca zgrlme ok nem verdim; filmi seyrederken, hapse tekrar dnmemeye kararl bir ekilde, lm bile gze alarak eksi yirmi be derece soukta tam gaz yol almakta olan trenin tepesinde duran firarinin (Jn Voight canlandryordu) kiiliinde, kendimi grdm ve onun duygularn sanki iindeymiesine yaadm. Karakterle aramda kfrmu olduum bu manevi yaknlk, filmi seyrederken olaanst eyler yaadm bir sinema leni halindeydi benim iin. Bu zgrl istemeyen insanlarsa, filmi daha farkl alglayacaklardr; bu gibi insanlar iin otoriteye itaat, hayatn doal gereklerinden biridir. 208 BRANDO Aklma imdi Hitler'in film yapmcs Leni RiefensthaPin ektii Nazilerin propaganda filmleri geldi. Bir stadda binlerce insan toplanmtr, Fhrer grndnde, hepsi birden onu olayn etkisiyle kendinden gemi bir ekilde Nazi selamlanyla karlarlar. Alman halknn Hitler'i kefettii bylesi anlardan birinde de, Amerikallar ocakba sohbetleri srasnda FDR'Hye ynelik mitoslarndan bazlarn kefettiler. Adamn, derin depresyonlara bal sorunlara bir zm getireceine kendilerini inandrmak istiyorlard. Nrnberg'deki stadyumda toplanan Almanlar, Hitler'in yanar dner, manyak bir kiilie sahip olduunu ve yanndaki kiilerin ekiya, yalanc ve cani olduklarm bilmiyorlard. Zihinlerinin tiyatrosunda onunla ilgili efsaneler yaratyorlard. Halk cokuyla alklarken, yry yaparken veya selamlarken aslnda tmyle irade d, isterik hareketler iindeydi. nk Hitler'i, aradklar nderi bulduklar dncesiyle ve gurur duyacaklar bir Almanya'nn tekrar kurulaca hayalleriyle yceltiyorlard. Gn boyu grdmz ve yaptmz her eyde teatrallik mevcuttur. Hitler rneinde de grld gibi, insan ruhunun temel zelliklerin biri de, ikna yoluyla belli bir yne kolayca meylettirilebilmesidir. Iknaya bu kadar ak oluumuz hayret vericidir; oyuncunun ii de bu zelliimizi ynlendirmektir. On The Waterfron?\a (veya benim iin Runaway Train) olduu gibi, en etkili oyunculuk biimi seyirciyi karakterle ve o karakterin karlat durumlarla zdeletirerek, sonunda zihninde o karakterin kendisi haline gelmesini salayan oyunculuktur. Konu iyi ilenmise ve oyuncu da bu ileyiin nn tkamyorsa, seyircinin karakterle zdelememesi iin hibir neden yoktur. Buradan karak unu sylemek istiyorum, bence insanlarn zorluklarla kazandklar paralarn bir ksmndan feragat ederek sinemalara gitmek istemeleri, sinemalarn onlara normal hayatlarnda karln pahalya deyebilecekleri trden eitli yaantlar tatma frsat tanmasndan ileri geliyor. Belki de sinema, insanlara, ayak bileklerinden bungee ipiyle bal bir halde bir kprden adaI ANNEMN RETT ARKILAR 209 *) Franklin Delano Roosevelt: ABD Bakam (. N.) yan insanlann hissettiklerine benzer duygular yaatyordur: Kendilerini altm metrelik bir ykseklikten aaya brakp lmn eiine geldikleri duygusunu yaadktan sonra ipin onlar emniyetli bir ekilde tekrar yukar ekmesiyle birlikte, bu duygularnn etkisinden kurtulurlar. Tpk bir filmi seyrederken

hissettiimiz gerilim duygusunun ardndan sinemadan ktktan sonra eski halimize dnmemiz gibi. Oyunlarn gsteriminin karanlk bir ortamda gerekletirilmesi rastlant deildir, zira bu, seyirciye orada bulunan dier seyircilerden kendini soyutlayabilme ve oyunun karakteriyle babaa kalma imkn tanr; karanlkta dier insanlar gzden kaybolurlar. Yunan tiyatrosundan ok nce kefedilmi olan bu yntemin garip bir yan vardr. Bu yntem ilk insanlarn zamannda erkekler ava kmak zere maaralarn terk ettiklerinde artlarnda braktklar kadn, ocuk ve yallarn can skntlarn gidermek iin kendi aralarnda gerekletirdikleri dansl ve szsz oyunlar srasnda kefedilmi olmal. Dnyann en eski meslei fahielik deil, oyunculuktur. Maymunlar bile rol yapyor. Bir maymunu huylandrmak isterseniz gzlerinizi onun gzlerine dikip kprdamadan bakn. Bu hareketinizi bir saldr olarak grp gsn yumruklamaya ve size her an saldracakm gibi davranmaya balayacaktr; maymun byle yapmakla aslnda gzlerinizi ondan kartmak iin rol yapmaktadr. Hikye anlatcl, her kltrn temel zelliklerinden biridir -insanlar hikyelere manen katlmay hep istemilerdir - ve bu yzden belki de oyuncularn her toplumda nemli bir yeri vard. Ama oyuncular ii asl gerekletirenin seyirci olduunu ve olayn ayrlmaz bir paras durumunda bulunduunu hibir zaman unutmamaldrlar: Ta Devri'nde maaralardaki gsterilerden, kukla oyunlarna ve Broadway prodksiyonlarna kadar btn teatral giriimler oyunun oyuncusu konumuna gelecek olan seyircinin duygusal katlmna olanak salayabilirler. Birok oyuncunun aslnda o kadar iyi oynamadklar halde mthi bir performans gsterdikleri iin vld grlr. Bunun nedeni, seyircinin filmin konusundan ve karakterin karlat durumlardan etkilenmesidir. Daha nce de belirtiim gibi On B 14 210 BRANDO The Waterfronfun Terry Malloy'u bunun iyi bir rneidir. John Hurt'n Victoria a ingiltere'sinde yznn eklinin bozulmasna neden olan korkun bir hastala yakalanm ve bu yzden, insanlarn kt davranlaryla alaylarna maruz kalan bir insan canlandrd, The Elephant Man (Fil Adam) filminden ok etkilendim. Filmde konu ilerledike, fil adamn insani taraflar yava yava ortaya kar ve zorluklarla, istismarlarla karlamalarna ramen asaletlerinden hibir ey kaybetmeyen seyircilerden biri haline geliverir. O filmi seyrederken gzyalarm tutamadm, nk ok dokunaklyd. John Hurt ok iyi bir oyuncu ve bunu birok rolnde; rnein harika bir oyunculuk sergiledii Ben Claudi-M/un televizyon uyarlamasndaki Caligula rolnde de kantlamtr. Fakat The Elephant Man filmindeki rol, oyuncunun etkisinin ar bast rollerdendi ve baarl olmamasn gerektirecek hibir neden yoktu. Bu durumun tersi de ounlukla dorudur: filmin konusunun kt kaleme alnd veya gereki olmad durumlarda oyuncular baarlmas imknsz bir iin iinde bulabilirler kendilerini ve iyi bir performans gsterseler bile hak ettikleri vgy alamazlar. Seyirci, oyuncunun ne kadar g bir iin altndan kalktn anlamad iin deeri anlalmadan yitmi, birok iyi oyunculuk rnei biliyorum. Tabii, amaladklar oyunculuu gerekletirmek iin farkl oyuncular farkl teknikler uygularlar. Laurence Olivier'i burada rnek verebiliriz. Britanya Imparatorluu'nun semalarnda gnein batmasyla birlikte ingiltere, Shakespeare'le ve dnyann bu gelmi gemi en byk yazarna miras kalm olan muhteem ingiliz tiyatrosu gelenekleriyle yava yava balarn yitirmeye balamt ki, neredeseyse tek bana Olivier klasik ingiliz tiyatrosunu yeniden ayaa kaldrarak ingiliz kltrnn belli bir seviyede kalmasn salad, ingiliz kltrne yapt katklarn paha biilmez olduunu sylerken Eski Victoria a'nn o harika repertuvar oyuncularndan yararlandn da belirtmeden gemeyelim. Larry'nin oyunculuunun en iyi rnlerini hayatnn sonlarna doru verdiine inanrken, aslnda onu iyi bir oyuncu gibi deil de, bir mimar olarak gryorum. Rollerini ok gzel hazrlyordu, ama bunlar bir bakr levha zerine asitle ilenmi figrler gi-

ANNEMIN RETT ARKILAR 211 biydi. Szlerini her zaman hi aksatmadan satr satrna okurdu. Doalama fikrinden nefret ederdi ve "Ben 'iindeki dnda' olan bir oyuncu deilim, 'dndaki iinde' olan bir oyuncuyum" derdi. Yapt her eyin itinayla hazrlanm olmas gerekirdi. Plansz programsz hibir ey yapmazd. Benden ve Stella Adler ile Rus oyunculuk geleneinden etkilenmi dier oyunculardan rahatsz olurdu ve galiba kendisini, oyunculuk gemileri geleneksel bir eitime dayanan oyunculara daha yakn hissediyordu. O tr bir oyunculuk sahnede etkili olabilir, nk seyirci ile oyuncu arasnda baya bir mesafe vardr, ancak sinemalarda, oyuncunun yz ifadelerinin yakn ekimlerde yzlerce kez bytld durumlarda bu oyunculuk tuhaf kaabilir. Larry de tandm dier ingiliz oyuncular gibi kaliteli oyun anlaylarndan dn vermezlerdi. The Entertainer1 Az (Sahte Tebessm) rnein dknlemi bir vodvil arkc ve danss Archi-e Rice tipini canlandrrken, roln gerektirmesine ramen Cockney aksanyla konumay reddetmiti. Kendi seviyesinden dk bir aksan konuamayaca iin bunu yapmt; sadece kusursuz bir ingilizce'yle konuabilirdi. Olivier'nin yapt gibi, hayatm klasik tiyatroya adam olsaydm iyi olacana dair bir eyler sylendiini iittim. Byk bir oyuncu olmay isteseydim, Hamleci oynamam gerektii grne ben de katlrdm, ama ne byle bir amacm, ne de isteim vard. Eer kitabm buraya kadar okuduysanz, oyunculuun benim iin hastalk derecesinde nem verdiim bir ey olmadn anlamsnzdr. Oyunculuu mesleim olduu iin ciddiye alyordum; her zaman btn gcmle altysam da, benim iin oyunculuk, hayatm kazanmam salayan bir aratan ibaretti. Klasik sahneyi semeye karar verseydim, bu hatal bir seim olurdu. Shakespere'e, ingiliz diline ve ingiliz tiyatrosuna saygm sonsuz, ama Amerikan kltr btn bunlarn zerine ina edilmemitir. Gerekten deerli baz eyler yapmaya gnll teatral giriimlerin, ayakta kalma anslar pek yoktur, ingilizler, dnyadaki ingilizce konuan halklar iinde dillerini seven ve barna basan en son halktr. Dillerini korurlar ve zerine titrerler, ama Amerikallar'da onlar gibi Shakespeare'den harika eyler kartacak ne 212 BRANDO stil vardr, ne yetenek, ne incelik, ne de dil anlay. Kariyerini Shakespeare'e adam bir oyuncuyu bizim seyircimiz gznn yama bakmaz, ala mahkm eder. Bizimkisi televizyon ve sinema kltrdr. 31 L 1955'TE GUYS AND DOLLSdz (Gnl Yolu) Jean Simmons'un canlandrd Salvation Army adl yardm dernei grevlisine k olan kumarbaz Mesterson roln stlendim. Filmin ynetmeni Joe Mankiewicz filminde oynamam iin bana teklifte bulunduunda ark syleyemediimi ve daha nce hi mzikallerde rol almadm syledim. O da bugne kadar hi mzikal ynetmediini, birlikte tecrbe edebileceimizi syledi. Mzikalin filmden nceki Broadway gsteriminde mziklerini yapan Frank Loesser bana ark sylemeyi retecek italyan bir mzik retmeni ayarlad. Birka haftalk bir eitimden sonra filmdeki arklarm kaydetmek zere Frank'le beraber kayt stdyosuna gittim. Orada kaydedilmi arklarm daha sonra ekimlerde play-back yapmak zere kullanacaktk. Vurgularn "sopa zoruyla" verildii dublaj odasnda tek bir notay bile armam mmkn deildi; baz notalar da artk iyice salaklmdan armtm. Yanl yapsam da tek: nisyenler ayn yeri tekrarlamam sylyorlar, sesimle notalar birbirine ekleyip kararak eksiksiz bir kayt elde edene kadar urayorlard. Bir parada szlerimi o kadar pepee birletirmilerdi ki, ekimler srasnda azm uydurmaya lrken nefessiz kalp neredeyse bouluyordum. Seyirci sylediim bir arknn eitli uralarn bir araya getirilmesinden meydana "eldiini hi fark etmedi bile. Film tamamlandnda, Sam Goldwyn bir araba tahsis ederek gzm boyad ve filmin New York'taki galasna katlmaya ikna etti. Byle gala gecelerine gitmeyi hep reddederdim, ama bana araba gndereceini sylediinde kendimi buria zorunlu

hissettim. Byle hediyelerin masraflarn filmin btesine eklediini, bu yzden de cebinden be para demediini nereden bilebilirdim ki? Bir limuzin Jean Simmons'la beni Plaza Hotel'in kapsndan alp, projektrlerle ve zemin klaryla prl prl, insanlarla ve onYnetmen Joe Mankiewicz, birlikte renebileceimizi sylediinde, Guys and Dolls mzikalinde ark sylemeyi kabul ettim. (Phil Stern Photo); altta: Frank Sinatra'yla birlikte. (MGM/ The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'in izniyle) ANNEMN RETT ARKILAR 215 lan tahta kalkanlaryla geri pskrtmeye alan polislerle cvl cvl Time Square'e gtrd. Sinemaya yaklatmzda kalabalk birden ne atlarak polis barikatn yard ve limuzine Mool savalar gibi saldrmaya balad. Kendilerinden gemiesine lklar atarak arabay drt bir yandan sardlar ve burunlaryla yanaklarn frnda pelteleen puding gibi camn zerine yaptrmaya baladlar. Bir kzn ba izdiham nedeniyle camlardan birinin krlmasna neden olunca, ofr panie kaplarak gaza bast ve nndeki bir grup genci az kalsn eziyordu. Nihayet bir sr atl polis yolumuzu amak iin kalabal datmaya balad. Ancak geride yine de bir blk insan kalmt, bu yzden yolumuza daha fazla devam edemedik. Kalan yolu yle bir gz kararyla deerlendirdiimde elli metre kadar mesafe olduunu tahmin ettim ve yolun kalan ksmn nasl aacamz merak etmeye baladm. Derken arabaya iri yar alt polis yaklat, kapy at ve Jean' kaptklar gibi havaya kaldrarak sinemaya kadar gtrdler. Sonra sra bana geldi: alt kiilik bir baka polis grubu beni arabann iinden ekerek havaya kaldrd ve yldrm hzyla sinemaya doru karmaya balad. Yer yerinden oynuyordu, kulaklarm duymaz olmutu. Polislerden biri bir kolumu, dieri br omzumu, dier ikisi de bacaklarm tutarak beni havada tayorlard. Kalabaln iinde yava yava ilerlerken sadan soldan insanlarn oram buram yoklamaya, ap aram ellemeye balamalar hi gecikmedi. Sonra birisi kravatm yakalayp, kavrad fakat polisler bunu fark etmediler ve tayn artrlm beygirler gibi ileri ynde zorlamaya devam ettiler. Bam dnmeye balad. Baramyordum nk boulmak zereydim; barabil-seydim bile etrafta o kadar ok grlt vard ki, sesimi polislere duyuramazdm. Bu halat ekme savandan sonunda polisler galip kt ve kravatm kavram olan kii yenilgisini kabul edip, kravatm brakmak zorunda kald. Polisler beni lobiye kadar tadlar, orada can havliyle kendimi merdivenlerin zerine atarak titreye titreye, "Aman Allah'm nereden geldim buraya?" diye kendi kendime sylenmeye baladm. Yzm silmeye balamtm ki, bir de baktm elimde bir kt var. Kd kvrmlarndan atmda bunun zerinde admn yaz216 BRANDO l olduu bir mahkemeye celp kd olduunu grdm; On The Waterfront filmi iin bor para ald ve demedii gerekesiyle birileri tarafndan Sam Spiegel aleyhine alan bir davada tanklk yapmak zere mahkemeye arldm belirten bir katt bu. O celp kdn veren kiiyle tanmay ok isterdim dorusu. Kd elime nasl tututurduunu hi mi hi zemedim. insanolunun karakterinde var olan; kalabalklar saldrgan srs haline eviren zellii hep tuhafma gitmitir. Arabann pencerelerinden bize cam gibi parlayan a gzlerle bakan o insanlar adeta trans halindeydiler. Kendilerini sihirli bir fltn peinden gitmekten alkoyamayan robotlar gibiydiler. Ayn sinemann nnde birka yl nce benzer bir olay, ksa konlu orap modasnn takipileri olan gen kzlar bylemi Frank Sinatra'nn da bana gelmiti; on yl sonra da Beatles farkl bir nesli benzer bir ekilde etkileyecekti. Nedendir bilinmez belli bir hreti olan kimse, istese de istemese de hayranlar tarafindan bir mesih gibi grlr; insanlar beendikleri bu hretli kiilere, olmay arzu ettikleri efsanevi kiilikleri atfederler. Hkmetimizin yksek dozda uyuturucu ald iin len Elvis Presley'in ansna zerinde onun resminin bulunduu posta pullarn bastrmas, bana ok komik geliyor. Hayranlar yarattklar efsanenin bozulmasn istemedikleri iin onun lmne

neden olan eye hi deinmek istemiyorlar. Elvis'in uyuturucu bamls olduunu kabul etmeyip, aslnda siyahlarn kltrnn mal olan rock'n ro' onun kefettiini iddi-a ediyorlar; oysa siyahlar arklarn ondan yllar nce rock'n roll tarznda sylyorlard. Elvis bunlar taklit ederek yldz oldu. Efsaneletirme olgusundan nasibini alanlar, sadece nl kiiler veya politik liderler deildir. Dmanlarmz hakknda olduu kadar arkadalarmz hakknda da efsaneler yaratrz. Bunu elimizde olmadan yaparz. Michael Jackson olsun, Richard Nixon olsun, haklarnda olumsuz haberler kan, beendiimiz kiilere hi dnmeden hemen arka karz, nk yarattmz efsanenin yklmasna gnlmz izin vermez. Watergate'le ilgili haberler patlak vermeye baladnda, Nixon'a sayg besleyen birok Amerikal duyduklarna inanmak istemedi. Yllar sonra ilerinden bazlar Nixon'm baz gizli iler evirmi olabileceini kabul etmekle beraber, yine de o kadar kt olmadn sylemeye baladlar, "nsan ANNEMN RETT ARKILAR 217 hep doru yryecek deil ya, ara sra da tkezler," diyerek ona arka kyorlard. Kendisini adil dzenin koruyucusu bir babakan sayan ahsn, aslnda kiiliinin ayrlmaz bir paras olarak dnebileceimiz dolaplar evirdiini kabul etmekten kanyorlard. Nixon'm Oval Ofis'te teybe alnm sesinden makamn ve kendisini o makama getirmi olan insanlar istismar ettiini duyduklarnda bazlar, babakanlarn ar bir bask altnda olduklarn ve bu yzden yapt eylerin anlalr olduunu syleyerek ona arka kmaya altlar. 1994'te ldnde, tarih, onu efsaneletirmi olan kiilerce adeta yeniden yazld. Ardndan yas tutulduu gnlerde bir gazetenin ke yazannn onun iin yazdklarndan anlalaca gibi, Nixon yeniden birdenbire azizler mertebesine ykseltildi. Sevdiimiz kiilerle ilgili yarattmz efsaneleri korumak iin trl bahaneler uydurduumuz dorudur, fakat bunun tersi de o kadar dorudur. Holanmadmz bir kiiyle ilgili dncelerimizi, nmze onun iffetli biri olduuna dair kantlar serilse de deitirmeye hi yanamayz. Bunun nedeni, tanr ve eytan efsanelerinin, bizim iin hayati bir nem tamasndan ileri gelir. 32 ANNEMN RETT ARKILAR 219 GUTS AND DOLLS'da ark syleme hazrlklarm srdrrken Elia Kazan beni, East of Eden (Cennet Yolu) adl yeni filminin setine davet etti. ekimi California'nn Salinas Vadisi'nde yaplan ve John Steinbeck'in ada bir Habil ile Kabil hikyesini anlatt eserinden uyarlanan bu filmde oynamam iin Gadg aylar nce bana teklifte bulunmutu; kardeimi Montgomery Clift oynayacakt. Fakat o sralar meguldm ve sanrm Mont da yle. Bu yzden Gadg beni oynatmay dnd role, ona benimle tanmak istediini syleyen James Dean isimli yeni bir oyuncuyu getirmiti. Bizi tantrmadan nce Gadg bana, bu yeni oyuncusunun kendisine, hep benimle ilgili sorular sorduunu ve oyunculuk teknii ile hayatn benimkinden rnek aldn dndn syledi -en azndan, The Wild Owe'daki halimi rnek alyordu. Jimmy o zamanlar yirmi yalanndayd, yani benden yedi ya kkt, ok ho bulduum saf bir hali vard. Onunla ilk tanmamzda, onda lkenin orta-bat kesiminden gelen ifti ocuklarnn byk bir ehre ilk ayak bastklar zaman beliren ve bende de New York'a ilk geldiim zamanlarda olumu olan o tavr deiikliklerini fark ettim. Ayn ekilde onda, bir zamanlar gen yamda kendimi birdenbire hretin iinde bulmu olmamdan kaynaklanan o bocalamay da fark ettim. Tantmz srada ok heyecanlyd ve bana oyunculuumu taklit etmekle kalmadn, hayat tarzm da benimsediini, bongo almay rendiini, motosiklet kullandn syledi ve benden aka oyunculuunu deerlendirmemi istediini belirtti. nceki tecrbelerimden de bildiim gibi, bir oyuncuda oyunculuk yeteneinin bulunmas o oyuncuyu tek bana yldz yapmaya yeterli deildir. Bunun yannda birok baka zelliklerin daha bulunmas gerekir: grn, kiilik, fizik, yetenek. Greta Garbo, Tallulah Bankhead ayarnda bir aktrist deildi belki ama fizii dzgnd. Hemen her filminde ayn karakteri oynamt, ama gzellii vard ve allmam bir kiilie sahipti. Bunun yannda Mickey Rooney oyunculuk leminin

tasz krallarndan biriydi. Hibir zaman baoyuncu olmay baaramamt - boyu ok ksayd, dileri dzgn deildi ve cinsel cazibesi yoktu - ama tpk Jimmy Cag-ney gibi her roln stesinden gelmesini biliyordu. Charlie Chaplin de ok iyi bir oyuncuydu. Boyuna kendilerini tekrarlayan birok oyuncular, gene de yldz bir oyuncu olmay baardlar. Bu oyuncularn grnleri ile kiilikleri ylesine ilgi ekici, cazip ve gzalcyd ki, tek bana bu zellikleri bile seyirciyi honut etmeye yetiyordu. East of Eden, Rebel Without a Cause (Asi Genlik) ve Giant (Devlerin Ak) gibi sadece filmde rol alm olan Jimmy Dean iin her ey yolunda gidiyordu, iyi bir aktr olma yolunda hzla ilerlemesinin yannda, iyi bir grn ve zellikle kadnlarn houna giden krlganl, onu seyredende merak duygusunu kamlayan bir kiilii ve fizii vard. Kadnlarda onun bakmn stlenme arzusu gibi ana bir duygu uyandryordu. Duyarl biriydi ve kiiliinde insan artan taraflar vard. Birdenbire patlayan ve enerjik biri deildi, ama iinde gizli bir enerji ve duruunda seyirci zerinde mthi bir etki yaratan belli belirsiz bir yaralanml-n izleri vard. Benim gibi o da, rastlant sonucu 1950'lerdeki toplumsal deiimlerin bir sembol haline geldi. Rebel Without a Cause filmi, yeni bir yitik kuan ve bu kuaa olan tepkinin bir hikayesiydi. The Wild One gibi bu film de, kltrmz iten ie titretmekte olan sarsntlarn bir belirtisiydi. O dneme doru yol alan yllar - insanlarn peruklar taktklar ve toplumun kendini beenmi tavr ve deerlerinin, leydilerin el stnde tuttuklar erkeklerin sa biimleri kadar gerek olduu - Brylcream a'na benzetiyorum. Rock'n Roll, Beatles, Woodstock, insan haklar hareketi, rklk ve Vietnam Sava'm protesto etmek iin insanlarn sokaklara dklmesi kapda hazr bekliyordu. Farkl ya gruplar ile toplumun deiik katmanlarnda bir yabanclama duygusu kendisini hissettirmeye balam, ancak henz aka ifade edilmemiti. Eski geleneklere ve saygn kurumlara kar gvensizlik artmt; toplum dokusu, iyi veya kt yeni eylere gebeydi. il 220 BRANDO Btn bu deiimlerin ortasnda yer aldmz iin Jimmy Dean ve ben, bazen bu deiimin sembolleri - baz durumlarda da yabanclamay kkrtan kiiler olarak - ilan edildik. Toplumdaki bu hava deiiminin bizimle bir ilgisi yoktu tabii ki, biz olsak da olmasak da gerekleecekti. Filmlerimiz yeni yeni gelien bu tavrlar hibir ekilde hzlandrmad, ancak onlara gsterilen tepkiler sonucu aadan yzeye doru ykselen kprdanmalar yanstan bir ayna vazifesi grd. Baz insanlar bu aynaya bakarak aslnda orada olmayan eyleri grdler. Efsaneler byle oluur. nllerin evresinde kuaklar onu kendiliinden bytrler; kuaklarn denetimi dnda bir sretir bu ve kendilerini efsaneye kaptrana kadar da hibir eyin farknda deillerdir. Laurence Olivier, Wuthering Heights (lmeyen Ak) filmindeki Heathcliff rolyle efsane olmutu; o gzel yzyle rolne tam olarak uyuyordu ve stelik ok iyi bir oyuncuydu. Emily Bronte'nin, yldz barmayan iki anlatt romanndan uyarlanan bu film dnyann yarsn gz yana bomutu ve oyuncunun etkisinin ar bast baarl filmlerden biriydi. O zamanlar hi kimse Olivier'nin yar tanr bir figr haline gelip, hayatnn sonuna kadar dnyann onu Heathcliff olarak alglayabileceini tahmin edemezdi. Halk, o filmden sonra Olivier'yi kolektif bilincinde Heathcliff olarak hatrlad, tpk Jimmy Dean'i drt kapl eski bir Mercury'nin iinde lm yarna karken veya beni bir motosikletin stnde hatrlad gibi. Oyuncular, oynadklar roln kendilerini bir efsane haline getirip getirmeyeceini nceden tahmin edemezler. Humphrey Bogart etkileyici bir icracyd, ama bir oyuncu olarak onun yle ses getiren biri olduunu pek syleyemeyeceim. Casablanca'nn senaryosunun asl mesajn veya bir klt film haline geleceini bilip bilmediinden pheliyim, ama ite o filmdeki rolyle halkn gnlne taht kurdu. Charlie Chaplin, bilinli bir ekilde kendisini bir efsane haline getirme sezgisine sahip ender oyunculardan biriydi; nce Serseri tiplemesini yaratm, sonra da bunu kullanmasn iyi bilmiti.

Canlandrdnz karakteri ne kadar iyi oluturabilirseniz, insanlar da sizi o rolle birlikte o derece efsaneletirirler. Her ey algda bitiyor. Kot pantolonu herhangi bir eyi temsil ettii iin giymiyordum, sadece rahatlndan dolay tercih ediyordum, htiANNEMlN RETT ARKILAR 221 ras Tmmvayindz kot ve tirt giydiim ve The Wild One'dz motosiklet kullandm iin adm asiye kt. Baya bulduum iin konformistlikten nefret ettiim doruydu, fakat adm asiye karan asl ey Hollywood kurallarna uymay kabul etmeyiimdi. Hedda Hopper'la veya Louella Parsons'la rportaj yapmaya yanamyordum, nk bu bana dzmece ve insan alaltc bir eymi gibi geliyordu. Her oyuncunun gazetecileri yalayaca dnlrd. Sizden, yznze bir glck kondurarak onlara hayatnzn ilgin olaylarn anlatmanz ve filminizin biletlerinin satn artrmada size yardm ettikleri ve kariyerinizin ynn belirlemede etkili olduklar iin oyunu kuralna gre oynamanz beklenir. Fakat benim tannm biri olmak gibi bir derdim yoktu. Oyunculua ilk adm attm sralarda gazetecilere kar ak ve drst olmaya altm, ancak lafima laf ekleyip ii cinsellie dktklerini grnce, bir sre sonra onlarla bir daha asla grmemeye karar verdim. Bana sama sapan, yersiz sorular sorulmasndan ve o sorulara verdiim cevaplarn arptlmasndan bkmtm. Sinema yldzlarnn putlatrlmas fena halde canm skyordu; Hoolywo-od, ben ve benim gibi insanlarn, New England'daki bir deirmenci kasabas veya Texas'taki bir petrol iftilii gibi para getiren bir nesne olarak deerlendirildii bir yerdi. East of Eden filminin setinde tanmamzdan sonra Jimmy, beni bir konuda fikrimi almak veya geceleyin birlikte bir yerlere gitmeyi nermek iin sk sk aramaya balad. Telefonda konuup ayn partilerde grnmeye baladk, ama arkadalmz hibir zaman samimi dzeyde olmad. Sanrm beni bir aabey veya bir retmen olarak gryordu. Galiba ben de ona kar yle davra-nyordum. Kendimi ona yakn hissediyor ve onun iin zlyordum. Ar duyarl biriydi, gzlerinden, hareketlerinden ve konuma biiminden onun ok aclar ekmi biri olduunu grebiliyordum. ok zor bir ocukluk geirdiini ve babasyla sorunlar yaadn sylemesine ramen yine da tam oiarak anlayamadm nedenlerden tr edindii bir gvensizlik duygusunun eziklii altndayd. Birilerinden yardm almasnn, rnein terapiye gitmesinin ona yarar olabileceini syledim. Sylediklerimi yapp yapmadm bilmiyorum, ama onun gibi sorunlu bir gencin kendisini 222 BRANDO birdenbire hretin kucanda ve Hollywood'un tantanal ortamnda buluvermesinin ne denli zor bir ey olabileceini ok iyi biliyordum. Ayn eylerin Marilyn'in bana geldiini grmtm ve ayrca bunu kendi tecrbelerimden de tanyordum. Beni taklit etmeye almakla Jimmy'nin kendisine musallat olmu gvensizliinden syrlmaya altn zannediyorum. Fakat yine de ona, yaptnn doru olmadn syledim. Bir keresinde bir partiye geldiinde ceketini karp rulo yaptn ve yere attn grdm. Bu bana, benim yaptm bir eyi hatrlatt iin, onu bir kenara ekip, "Byle yapma Jimmy," dedim. "Sen de herkes gibi ceketim as. Onu bir kenara frlatmana gerek yok. Hem sonra ceketini yerden almaktansa asl olduu yerden alman daha kolay." Bir baka sefer de ona, bir oyuncu olarak beni taklit etmesinin ok aptalca olduunu syledim. "Jimmy, kendin gibi olmalsn, benim gibi deil. Beni taklit etmeye alma. Kendini gelitirmek zorundasn." Ona, bir bakas olmaya almann kmaz bir sokaa girmeye benzediini syledim. Sonralar geriye bakp dndmde, bir insann kendi tarzn bulana kadar bakalarnn tarzn kullanmasnda hi de yle garipsenecek bir ey olmadn anladm. Zaten Jimmy de zamanla kendi tarzn buldu. Onunla ilk tantmz gnlerde kendi tarzn oluturma aamasnn bandayd, fakat Gianf evirdii gnlerde artk beni taklit etmeye almaktan vazgemiti. O zamanlarda da gvensizlii sryordu, ama artk kendisi olmutu. O son filminde korkun derecede iyiydi, insanlar kendilerini onun alaryla zdeletirerek onu bir klt kahraman haline getirdiler. Artk elimizden onun, bir baka yirmi yllk bir devrede nasl bir

oyuncu olabilecei zerine tahmin yrtmekten baka bir ey gelmiyor. Bence ok byk bir oyuncu olabilirdi. Ama ite yle olmad ve ld, kendi efsanesinin iine sonsuza dek gmld. 33 ABLALARIMIN SAKLADII rengi atm, kahverengi bir zarfn iinde, okuyucularn bazlarn, Shakespeare'in eserleri kadar etkileyebilecek trden bir ak hikyesinin, uzun yllar ncesine ait kalntlar duruyor. Birbirlerine srlsklam k ergenlik andaki bir kzla bir olann karlkl yazdklar mektuplarda anlatlan hikyeler bunlar. "Sevgilim," diye yazyor olan, "Seni benden alrlarsa, sensiz ne yaparm, ne ederim? Sen benim her eyimsin, insann yannda senin gibi tatl bir kz olursa yapamayaca ey yoktur. Senin varln yanmda hissettiimde, cehennemin yedi ateinin iine dalmak bile kolay grnyor bana..." "Senin sevgini her saniye iimde tayorum," diye yazyor kz da. "Seni seviyorum, sana tapyorum. Dnyada hi kimseye deil, birbirimize aidiz... bu alnlarmza daha ilk gnlerimizde yazlm. Bunu hep iimde hissettim. Seni ne kadar ok sevdiimi hi, ama hi bilemezsin... sen hayatmda en deer verdiim eysin. Sana bir ey olursa aklm karrm..." I. Dnya Sava'nda siperlerde arpmak zere gittii Fransa'ya ayak basar basmaz, "Bir tanem, dnyann en mutlu erkei benim, ama bunu ne kadar hak ediyorum bilmiyorum," diye yazyor olan. "Benim olduunu bilmek bdhi o kadar mutlu ediyor ki, mutluluktan havada uuyorum. Evlenmek istediim tek kii sensin, benim olduun dncesi harika bir ey. Hayatmzn sonuna kadar dnyann en mutlu insanlar biz olacaz." Evlenme gnn arifesinde, "Hava ve su kadar ihtiyacm var sana," diye yazyor kz. "Seni seviyorum, tana tapyorum... Seni ilk grdm gnden beridir hissettiim sarslmaz gven duygusunu, seni ne zaman dnsem hep hissediyorum. Ne olursa olsun bana yardm etmek iin yanmda hazr bekleyeceini biliyorum. Senin de bildiim gibi bir tanem, senin iin dnyalar vermeye ha224 BRANDO zrm... Ben tamamen sana aitim, sen de bana. ikimiz bir olduktan sonra dn olmu, olmam nemli deil diye dnyorum, zira iki insann btn ak yrekliliiyle, biz daha nce birbirimizin olduk. Bu, alnlarmza daha batan yazlmt. Bunu ben her zaman iimde hissettim, bizi tanyan herkes de bunun farkndayd..." Annemle babamn birbirine yazd, bu tutku ve akla dolu mektuplardan daha dzinelerce var. insanlarn setikleri szckler, hayatn baka alanlarnda olduu gibi, sahip olduklar tecrbelere, deerlere ve nyarglara gre deiir. Bu mektuplar ilgi ekici olduu iin deil, annemle babamn hayatlarnda yolunda gitmeyen eylere bir aklama getirebilirim umuduyla okudum. Beni ben yapan nedenleri bulmak iin hayatmn her safhasn gzden geirmeye neredeyse yetmi ylm verip de bir sonu alamaynca, insann kendisine kar drst olamayacan anladm ve bu mektuplardaki tatl, umut dolu ve tutkulu insanlarla ailem diye bildiim kiileri sevdiim, ama beni bilmezlikten gelen alkolik bir kadn ile manevi adan beni ezen ve annemin hayatn perian eden alkolik bir erkek karlatrmaya altm. Ruh yaplaryla, bu arada kendi ruh yapmla ilgili ipular bulmaya alrken, yaadklar ac dolu hayata onlarla birlikte zldm. Mektuplardan kardm kadaryla babam, iki itii iin Nebraska niversitesi'nden ihra edilmi. Annem, okumak zere gittii New England'daki kolejden babama yle yazm: "Sodayla kark eyrek bardak viski, alt sigara, sonra porto arab, ardndan yine viski itim, bu seferki ncekinden daha fazlayd... o zamandan beri kendimi pek iyi hissetmiyorum... Sarholuun nasl bir ey olduunu grmek iin itim. Byle bir eyi herkesin iinde veya evde deneyemezdim, evlendiimizde de bunu yapamazdm, nk geen geceki halimi grm olsaydn, utancmdan yatan iine girer, mrmn sonuna kadar oradan kmazdm. Bir tanem, asla ve asla yapmamamz gereken tek ey sarho olmak. Korkun bir ey bu."

Evlenmelerinin arifesinde babamn teyzelerinden birinin yollad bir mektupta yazlanlar acaba babamn davranlarn aklayan bir ipucu olabilir mi? "Marlon," diye yazyor teyzesi, ""AizginJt Annemle birlikte On the Waterfront\n setinde. Bu, en son fotoraflarndan biri; bundan birka ay sonra ld. (AP/Widc World Photos) 226 BRANDO ler senin elinde olsun. Dodie, yapmas gereken eyleri ona birinin sylemesinden memnuniyet duyacaktr. Kendini ona sunmann, ona olan sevginin bir belirtisi olduunu sanma sakn. nk bu doru deil..." ipular var, ama cevap yok. Annem New York'tan ayrldktan sonra babamla bart ve ikisi de Adsz Alkolikler Dernei'nin yardmyla ikiden kurtuldu. Sonra on yl kadar birlikte yaadlar. Onlara Nebraska'daki kum tepelerinin orada, klar dzln st cila gibi kar ve buzla kapland iin annemin buz okyanusu adn takt yerde bir iftlik satn aldm. iftlik, Broken Brow yaknlarndayd, lgn At'a suikast yaplan yere pek uzak deildi. Annem iftliin adn laf olsun diye Para Kesesi iftlii takmt. Orta-batda insanlar paralarn keselerde saklarlar, ha kese, ha kumbara yani. Babamn, annemin hayatn kahreden zamparal brakp brakmadn bilmiyorum, ama annem iftlii seviyordu ve orada babamla birlikte, i yzlerini bilmesem bile, sradan bir hayat yaad. Adsz Alkolikler Dernei'ne giderek hayatlarnn krk dkk paralarn birletirip, bundan birlikteliklerini yanstan ve alkolden uzak durmalarn salayan bir eit hayat aynas oluturarak, kendilerini iyi kt idare etmeyi baardlar. 1953'te babamla gittii bir Meksika gezisi srasnda annem hastaland ve oradan doruca California'ya getirildi. ld srada elleri ellerimde, hastanedeki yatann yannda bulunuyordum. ldnde sadece elli be yandayd. Son nefesini verdii zaman, sandan bir tutam kesip, zerinde ld yastk ve parmandan kardm ok gzel bir akuamarin yzkle birlikte yanma aldm ve kapdan kp gittim. Pasadena'da bir ilkbahar sabah, saat be civaryd, doadaki her ey sanki onun ruhuyla bir renk cmbne brnm gibiydi. Bana doay, hayvanlar, gece se-* masn sevmeyi ve yeryzyle dosta geinmeyi o retmiti. Orada, hastanenin dnda benimle birlikte olduunu hissettim ve bu duygu sayesinde, iimde onun yokluunun acs biraz olsun hafifledi. Gitmiti, ama ruhunun doadaki varlklara dntn ve onun gvende olduunu hissediyordum. Birden gzmde ykseklere trmanan devasa bir kuun grnts canland ve Ferde ANNEMN RETT ARKILAR 227 Grofe'nin Missisipi Sttfm duyar gibi oldum. imdi de o mzii sk sk duyar, annemi o ekilde grrm: heybetli bir ku, lk hava ktlesinin zerinde bir sre szldkten sonra sarp bir kayal geerek gkyznde ykseldike ykseliyor. Annemin yzn hep yanmda saklyorum. ldkten sonra uzun bir sre yzn ta l l ve rengrenktf. zeri mavinin btn tonlanyla bezeliydi, ama imdi bakyorum da renkler yava yava silinmeye balam. Her geen yl daha da siliniyor; rengi artk mavi deil, buulu, puslu bir grilikte. Nedendir bilmem. 34 ORTA YALARIMDA, kendimi adayabileceim ve hayatm anlaml klacak bir eylerin arayna girdim. Elia Kazan'n sylediine gre bir keresinde ona, "te karnda kafas kabaklamaya balam orta yal bir hi. Rol yaparken kendimi bir sahtekr gibi hissediyorum. Hayatta her eyi yaptm - dztm, itim, altm - ama hibirinin bir anlam yok," demiim. Byle bir eyi sylediimi hatrlamyorum, ama sylemi de olabilirim tabii. Dnyada bu kadar nyarg, adaletsizlik, nefret, alk, yoksulluk ve ac kol gezerken film evirmek bana aptalca ve alakasz bir eymi gibi geliyordu ve koullar iyiletirmek iin stme deni yapmam gerektiini hissediyordum. Hayatmn o dnemlerini felsefi bir phecilikle geirerek, ben, kardeini korumayan biriysem, o halde kimim - diye dnmeye baladm. Benim sylediim

szlerle, canlandrdm Sezar'n szleri arasnda ne kadar benzerlik var? Hayatmn snr nerede bitiyor ve bakalarna kar olan sorumluluum nerede balyor? Uzun bir sre toplumsal adaletsizlik ve politik riyakrlk olarak grdm eylere kar mcadelede yer almam gerektiini dnerek hareket ettim. Yam ilerledike eskiden hissetmi olduum eylerin doruluuna daha az inanr oldum, ama tabii onlar o zamanlarda doru bildiim eylerdi. Hayatmn birok dneminde siyah ya da beyaz dnya anlay bana daha ekici ve anlaml grnmt; taraf tutmak kolay oluyordu, israil devletini kurma abalan iinde susuz Filistinlileri ldrdklerini dnmeden Yahudi terristlerinin yanda olduum sralarda her eyde doru ve yanl bir taraf olduunu, bir ara taraf olamayacam dnyor ve daima doru olann yannda olmay istiyordum, iyi insanlar olduu gibi kt insanlar da vard ve kt insanlar benim dma-nmd. insan akl, gri blgelerde ayor. "Bu insanlar kt," "bu kt," veya "u iyi" demek insann daha kolayna geliyor. YalanANNEMlN RETT ARKILAR 229 dka hibir eyin tmyle doru veya tmyle yanl olamayacan ve insanolunun faili olduu her eyin kendi mirasndan, grnden, genlerinden ve tecrbelerinden etkilendiini anlamaya baladm. Hukuk sistemimizin dnyay sulu ve susuz olarak ikiye ayran Hristiyan inan zerine kurulu oluunu onun balca hatalarndan biri olarak gryorum. Hibir bebek dnyaya kt olarak gelmez. nsanlarn genleri farkl zelliklerde dzenlenmi -hepsi kendine zg bir zek dzeyine, yetenee, kiilik izgisine ve fiziksel yapya sahip olabilir. Fakat bunun dnda insanlar dnyaya plak gelirler, insann dman belledii birini "kt" diye snflandrmas ok basit bir harekettir. Eskiden Joe McCarthy'nin kan dkc eylemlerinin ncs Roy Cohn'un, tandm birok kiiye gre daha ktcl biri olduunu sylerdim. imdiyse onu yle davranmaya iten nedenlerin neler olduklarn bilmediimin farkndaym. Artk eskisine gre daha balaycym. Fakat bu dnce yapsna ulamam uzun yllarm ald. Bir dmanmdan nefret etme ve ondan alma isteinin iimi hl zaman zaman kemirdii oluyor, ama sonra bunun bo bir duygu olduunu ve hayatmn geri kalan ksmnda beni bundan daha nemli eylerin beklediini dnerek vazgeiyorum. Gen yalarmda basnn, "vicdann sesi" diye adlandrd haberlere kendimi sk sk kaptrrdm. Beni en ok etkileyen de ocuklarn ac ekmesiydi. Btn dnyann bu kadar ok ocuun alktan lmesine nasl gz yumabildiim aklm almazd. Glnn zayf ezdiine ahit olduumda da suskun kalamazdm. nsanlar, alelade tepkiler gsteren bir liberal olduum gerekesiyle beni bir tarafa koyarak, "Brando ty bitmemi yetimlerin hakkn korur," gibi allm laflar ediyorlar. "Militan", "radikal" ve "liberal" gibi laflarn kullanlmasna karym, nk bunlar insann karmak davranlarnn yanl anlalmasna ve yanl deerlendirilmesine kolayca neden olabilecek tanmlamalar. Ama yine de, olaylar siyah ya da beyaz diye deerlendirdiim dnemlerde yapm olduum eylerden dolay baz insanlarn aklnda bu tr tanmlamalara izin verecek bir imaj yaratm olabileceimi kabul edebilirim. Bir zamanlar papaz olmay bile dndm, bir ruhanilie veya insanlara huzur veren bir kiilie sahip dindar biri olduumu d230 BRANDO ndmden deil, bana hayatta bir ama salar umuduyla byle bir eyi istedim. Bu dnceyle bir sre oyalandm, ama gereklemesini salayacak kadar istememi olmalym ki, sonunda vazgetim. Belki de o zamanlar bar, toplumsal adalet ve yeryz kaynaklarnn daha adil paylamn salamak iin elimizdeki son umudumuz olarak grdm Birlemi Milletler'e duyduum inan da bu dncemden vazgememe neden olmu olabilir. Farkl devletlerden gelen farkl karakterlere, renklere, dinlere ve dncelere sahip birok insan, tarihte ilk defa ortak karlara sahip olmak iin bir araya geliyordu. Yoksul insanlara kendi kendilerine yetmelerini salayacak teknik bilgi ve ara gere vermeyi, onlara i imkn salayarak endstrilerini gelitirmeyi vaat eden BM'in teknik programyla ilgili belgeleri okuduumda ok etkilenmitim. Birlemi Milletler Uluslararas ocuklara Yardm Fonu (UNICEF)'na gnll olarak katldm, nk bu kurulu

dnyann drt bir tarafndaki milyonlarca a ocuun beslenmesini hedefliyordu. Kuruluun gezici elilik grevini, baka deyile, farkl trden bir dinin vaizliini stlendim; verdiim vaazn konusu, dnyann, her eyden nce ocuklarna iyi bir hayat salamas gerektii zerineydi. UNICEF iin televizyon spotlar hazrladm, birok lkeyi ziyaret ederek oralarda bu kuruluun nemini anlattm basn toplantlarna katldm ve ba toplamak iin gsteriler dzenledim. Bu kadar ocuun ektii sknt ve aclara insanlarn ilgisini, sinema oyunculuu konusundaki tecrbelerimi kullanarak ekebileceim gibi bo bir gurura kaplarak BM'le ilgili bir de film yapmay dndm. 1955 baharnda, dnyada iyi bir eyler yaplmasna destek vermek, annemin lmnden sonra, kendisini eksik hissetmesin diye babama oyalanaca bir i salamak ve vergi indiriminden yararlanmak gibi temel dnce nedeniyle, kendi film irketimi annemin kzlk soyadn tayan Pennebaker Productions - kurdum. Daha nce de belirttiim gibi, ihtiras Tramvayndan haftada 550 dolar kazanyordum ve sonralar bu gelirim daha da katlanak artt. Paramn hemen hemen tamamn, deerlendirsin diye babama veriyordum. Karnm doyurduum, yatacak bir yere sahip olduum ve ailemle sevdiim insanlar geindirecek durumda olduANNEMN RETT ARKILAR 231 um srece para benim iin hi nemli deildi. Babam birikmi param iletti, ama btn cimri insanlar gibi o da kt bir i adamyd ve bugnn deeriyle 20 milyon dolarn tamamn batrd. Parann bir ksmn olmayacak bir srclk iine yatrmt, ama ounu, kurnaz bir satcnn onu eski madencilerin terk ettii bir cruf dandan, altn filizi kararak servet elde edebileceine ikna ettii eski bir maden ocanda batrd. Babam yle ufak tefek ilerin adam deildi canm; btn param o madencilik iine yatrdktan sonra ocaktan karlacak altn filizinin deerinin, yaplacak olan btn ilemlerin masraflarn karlamayacak kadar dk olduunu fark etti. Bylece ben de elimdeki paradan kurtulmu oldum. Uzun bir sre bu olay benden gizleyerek suu kabullenmek istemedi; konuyu bana atnda da suu bakalarnn zerine att. 35 BRAZ DA BRLEM MlLLETLER'lN Asya ktasndaki teknik yardmna destek salayacak bir filmin finansmanna katb salamak amacyla, John Patrick'in Vern Sneider'n romanndan esinlenerek yazd o harikulade oyundan uyarlanan The Teahouse of the August Moon (ayhane) adl filmde rol almay kabul ettim. 1956'da filmin ekimi iin Tokyo'ya giderken, hikyeyle ilgili ipular yakalarm dncesiyle yolu biraz uzatarak Filipinler, Tayland, Endonezya gibi Asya'nn gneyinde kalan birok lkeyi gezme frsat da buldum. Bu lkeleri uzaktan tandm dnemlerde, endstrilemi lkelerin, yoksul lkelerin ekonomilerini gelitirmek iin harcadklar abalar takdir ediyor ve dnyann bu konuda yapmas gerekenin bu olduuna inanyordum. Fakat yakndan baknca durumun ok daha farkl olduunu anladm; smrgecilik sona ermiti ermesine, ama nceleri smrge olan bu devletlerin ekonomileri, endstrilemi devletlerce hl smrlmeye devam ediyordu. Bu lkelere dardan yaplan balar daha ok, yardmda bulunan lkelerin politik karlarna hizmet etmekteydi ve Batllarn ou Asya lkelerinin dilinden anlamaya hi tenezzl etmeden uaklarla, burbonlarla, klimal brolaryla, bol masrafl partileriyle, sadece beyazlarn katld kulpleriyle, villa-laryla, darya tamamen kapal, "su geirmez kapsllerde" yaamaktaydlar. Karlatm, d yardmlar blmnde alan memurlarn ou, stnlk duygusuyla hareket eden, grnte alakgnll, kstah tiplerdi. Belli ki bu tavrlar, ABD dier devletlerden daha fazla televizyon setine ve arabaya sahip olduu iin sistemimizin de kusursuz ilediini dnmelerinden ve baka devletlere kendi hayat tarzlarn benimsetmeyi tanrsal bir grev saymalar gibi bir yanlgdan kaynaklanyordu. O zamanlar diplomatik dnyann kurallarndan ve ABD'nin d politikasnn iki yzllnden habersiz olduum halde, bu lkelerde desteklediANNEMIN RETT ARKILAR 233 imiz politik liderlerin ounun sadece kendilerini ve bankadaki hesaplarn dndklerini sezebiliyordum. Kendileri saraylarda yaarken, vatandalar kulbelerde oturuyordu.

Asya'nn gneydou kesimine yapm bu gezinin meyvesi, BM'in yardm program kapsamndaki bir baka filmin, Tiger on a Kite'in taslak metnidir. Bu filmin ekimi hibir zaman gerekleemedi, ama bu senaryo The Ugly American'in (irkin Amerikal) hazrlaycs oldu. Aktr olmann en ekici yanlarndan birisi de, bu tr gezilere olanak vermesidir. Bu geziler sayesinde insanlarla tanma ve karlamann yan sra baka kltrleri tanma frsatn bulmam, mesleimin baz olumsuz taraflarn dengelemekteydi. Sz konusu gezi srasnda Bali'ye yaptm bir ziyareti bambaka bir heyecanla hatrlarm. Henz adann byk turist aknlarna uramam olduu, dolaysyla da tatl bir masumiyeti ve safl koruduu dnemlerdi. Bu adada gn boyu pirin tarlasnda alan, sonra evlerine dnen zanaatkarlar ve sanatlar grdm. Irmakta yzyor, dans retiyor veya kendi sanatsal ileriyle urayorlard; adeta bir cennette yayorlard. Turistler kltrlerini kirletip, bozmadan nce Balili kadnlar gsleri akta gezerlerdi. Ancak, bunlardan biriyle yolda karlaacak olursanz gslerini hemen rttn grrdnz; aslnda plak gsle dolamann yanl olduunu dnmelerinden deil, size sayg gstermek istediklerinden yaparlard bunu. Kadnlarn vcutlar ok gzeldi ve bana daha az "sayg" gstermeleri iin elimden geleni yapardm. Ayam bir kayaya dayayp, bir rman akntsna uzandktan sonra, suyun omuzlarm dvmesine izin verirken ya da rman aasnda ykanmakta olan bir grup plak Balili kadn seyrederken, hayatta bundan daha gzel bir eyin bulunamayacan dnrdm. Bir denizciyle tanmtm, gemisi Bali'den geerken sUya atlayp kam ve hayatnn geri kalan ksmn burada geirmeye karar vermiti. Bunun nedenini ok iyi anlyordum. Bali dilini kabaca renmiti ve tarn renkli iki kzla birlikte'yayordu. Bir zamanlar ahap iinde uzmanlam bir gemi marangozu iken, imdi hayatn, kalardan ayak parmaklarna kadar vcudun her noktasnn kpr kpr oynatld trden bir dans olan legon^^ elik eden enstrmanlar yaparak kazanmaktayd. Benden, Amerika'ya dnd234 BRANDO mde, kendisine bir miktar, erkekliini kuvvetlendirici testosteron hap gndermemi rica etti, ben de gnderdim. The Teahouse1'da, Okinawa adasna demokrasi ile serbest teeb- . busu getirmekle grevlendirilmi bir Amerikal subay canlandran Glenn Ford'la, film boyunca bu subayla srekli uraan Sakini adnda yerli tercman canlandrdm. David Wayne'in Sakini'yi mkemmel bir ekilde canlandrd Broadway oyunu, iki kltr arasndaki gl atmalar kulak ard etmeden veren nefis ve elenceli bir komedi rneiydi. Daha nce de belirttiim gibi iyi yazlm bir oyun oyuncularn iyi ya da kt oyunlarndan pek etkilenmez; ama Glenn Ford'la ben, The Teahouse gibi bir filmde, oyuncularn srf kendileriyle ve oyunculuklaryla igilenmekten ve bu kaygyla adeta emilmi olmaktan tr, uyumlu bir oyun ortaya koyamayp, gzel bir sahne oyununu veya filmi nasl berbat edebileceklerini kantladk. Rezalet bir filmdi ve ben yanl bir roldeydim. Gene de Julius Ceasar'A-n. tantm Louis Calhern'le tekrar alyor olmaktan memnundum. Muhteem, ok iten, kocam, klasik grnml bir oyuncuydu. Filmin konu edindii kitapta geen her numaray ayrntsyla biliyordu; Broadway'de her trden oyunda rol almt ve tiyatro hayat ile ilgili bir sr ans vard. Bir keresinde bana, yeni bir oyuna hazrlanrken, al gecesi ayk olamayabilecei endiesiyle yapmclarn kendisini New York'taki oyuncularn kulb Lambs Club'n drdnc katndaki bir odaya nasl kilitlediklerin anlatmt. Yapmclar gittikten sonra Calhern pencereden aa bakarken Lambs'm garsonlarndan birini sokaktan geerken grm. Ona seslenmi ve kaldrma yirmi dolar atarak yukarya bir ie viski ile bir kam getirmesini sylemi. Adam kilitli kapy tklattnda Louis, "Kamn bir ucunu anahtar deliinden geir, dier ucunu da ieye sok," demi. Bylece kamla btn bir ieyi bitirerek ksa bir sre iinde iyice kafay bulmu. Onu odaya kilitlemeden nce stn ban iyice taramadan geiren ve iecek bir ey var m diye oday didik didik arayan yapmclar, kendisini geri almak iin dndklerinde gzlerine inanamamlar ve Louis'in dediine gre, nasl olup da sarho olduunu hibir ekilde anlayamamlar. Louis'in olay InANNEMN RETT ARKILAR

235 giliz polisiye romanlarn andryordu; orada da, btn kap ve pencereler ierden kilitli olduu halde roman kahramanlar odann ortasna uzanm bir cesetle karlar. Her eye ramen Louis al gecesinde gsterdii performanstan dolay harika eletiriler alm, tatl bir ayyat; grnte en akrakt, ama aslnda ii kan alayan mutsuz ve yalnz bir adamd. Kars onu ksa sre nce terk etmiti; teci bir durumdu aslnda. Bu yzden ac ekiyordu ve itike iiyordu. Tokyo'ya varmzdan birka hafta sonra kalp krizinden ld. Onun kahkahalar atarak ve mutlu bir ekilde ldn dnyorum. Birileri Louis'e dini bir tren dzenlememiz gerektiine karar vermi ve bu dnceyle tahta sralar, nnde diz klen banklar ve yerde hasrdan bir yolluu bulunan, stcdan yoksun bir Katolik kilisesi bulmu. Komik bir ekilde film afiindeki sraya gre kilisenin iine dizildiimizde ortalk buz gibiydi. Glenn oyunculara yarar bir performansla vglerle dolu heyecanl bir giri yapt. Heyecanl bir ekilde Louis'i nasl zledii anlatyor, ge bakarken enesi titriyor ve sanki oradaym gibi Calhern'e sesleniyordu. Bu srada rahip ayaa kalk, otur, diz ok, kalk, diz ok buyruklar verip duruyordu. Katolik olmayanlara byle asansr gibi bir aa bir yukar hareket etmemiz baya kark gelebilirdi. Bir sre sonra Glenn'in bacan acyla ovuturduunu fark ettim; derken rahip tekrar "Diz kn" dedi. Buna Glenn fkeli baklarla ve kzgnln belirten duyulabilecek ykseklikte bir sesle tepki gsterdi. nce eilmek istemedi, sonra yarya kadar eildi, derken tamamen diz kt. Nedense bana bu ok komik geldi ve glmeye baladm. Herkes dnp bana bakt, byk bir ykmla yz yze olan birinin gzyalarn tutmak iin yutkunmas gibi glm gizlemeye altm. Ellerimi kederle gzlerimin zerine kapayarak kkrdamam durdurmaya altm. Fakat insann nefe-senin kesilerek katlp kald cinsten bir glme kriziydi bu. stne stlk btn bunlar bir cenaze treninde yapyor olma dncesi beni daha da zvanadan karyordu. Bunun zerine Glenn'in de bana akn akn sanki, "Tanrm, benden daha fazla zdrap ekiyor, bundan eminim," der gibi bakmas beni daha fazla gldrmekten baka bir ie yaramyordu. Tam anlamyla bir kbustu, ayinin bitimine kadar bekleyemeyecektim. Rahip de benim The Teahouse of the August Moon'dz ok yanl bir roldeydim. stte: Glenn Ford ve Eddie Albert'la birlikte. (MGM/ The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'in izniyle) Teahouse'AA bir ekim paydosu srasnda. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan) ANNEMN RETT ARKILAR 237 zdrap iinde kvrandm grm olacak ki yanma yaklaarak, "Evladm, istersen yan odaya geelim, orada Louis'in ruhuyla daha rahat konuabiliriz," dedi. Bu fikre herkes uydu, yoksa i rndan kacakt. Bylece rahiple birlikte odada biraz daha dua ettik, ama yine de duann sonuna kadar glmeme engel olamadm. Otele dnerken yolda Glenn dahil herkes, dtm berbat duruma anlay gsterdi. Louis'in lmnden sonra, ok komik bir aktr olan Paul Ford'a onun roln verdiler, ama ben, ynetmen Danny Mann ve Glenn filmi mahvettik. Daha ekimin ilk gnnde Glenn'in bir numaral rol hrsz olduunu fark ettim. Yznn sol taraftan ekilmesini istemiyordu, nk soldan "kt grndn" dnyordu. Bylece sete ekimler balamadan nce geliyor ve sa tarafndan grntlenecek ekilde yerini ayarlyordu, iaret verildiinde geriye bir iki adm atarak dier aktrlerin balarn ona doru evirmelerine neden oluyor, bylece hem dier oyuncularn yzlerinin drtte nn grnt d kalmasn, hem de kendi yznn kameray tamamen doldurmasn salyordu. Bazen ben kamerann nndeyken yzme doru bir hareket yapyor ya da ben konuurken seyircinin dikkatini ekecek bir takm hzl hzl hareketlere giriiyor ya da canlandrd karakteri ilgi ekici klmak iin kekeleyerek konuuyordu. Glenn'in ne haltlar kartrdn anlyordum, ama bu yaptklarnn ne kadar bariz grndnn farknda olduunu sanmyorum. Kameraya agzllkle saldran birok oyuncu grmtm, ama byle davranan onun apnda birine daha nce hi rastlamamtm. Bu tr yollar ve teknikleri herkes kadar ben de biliyordum, bir

sr deildi bu. Birok oyuncu bunu yaparak seyirciyi kapmaya alr. Olivia de Havilland derin derin nefes alarak gslerini ikide birde iirebilecek harika bir numara kefetmiti; bu hareketine balar balamaz sahnedeki dier oyuncularn hakkndan kolayca gelebiliyordu, nk seyircilerin - en azndan erkek seyircilerin veya kadn seyircilerin yarsnn - akl gslerinin hareketine taklp kalyordu. Fakat Ford rol hrszl iini alabildiine abartp, ikimizin hassas bir denge iinde oynamamz gereken bu zarif hikyenin her karesinde ilgi oda haline gelmek istedi. nceleri Glenn'in konumuna ve statsne zarar verecek biri 238 BRANDO olmadm konusunda ona gven vermek istedim ve birok sahnede de drtte lk bir dn yaparak yznn kamerada tam olarak grnmesini saladm. Birbiriyle dven savalar olmadmz anlamasn istedim, ama oral bile olmad. ekim balamadan nce yerlerimizi alyor, kamera almaya balar balamaz Glenn bir iki adm geri gidiyor, ben de bam ona doru evirmek zorunda kalyordum; kamerada yzmn btn kacakken neredeyse profilden grnyordum. Aptal olduumu dnyordu herhalde. Sonunda her eyin can cehenneme deyip, bir dahaki sefere ayn eyleri yaptnda onun peisra yrdm. Geri gittiinde zerine gidiyordum, bir iki adm daha gerilediinde ben de bir iki adm ilerliyordum. Bu ii sahnede tango yapar gibi oradan oraya gezer hale gelene kadar srdrdk. Sonunda kameraman, "Durun! Kameray sabitleyemiyorum artk! Odan dna ktnz," diye bard da, durduk. Sonunda artk filmin nallan diktiine karar verdim ve bundan sonra hibir ey yaplamayacan anladm. Bu, ince nkteli bir komediydi ve biz bunu mahvetmek iin urayorduk. Bu film maalesef Danny Mann'in en iyi filmlerinden biri olmayacakt. Her ey bir yana bir komedi sanats olarak kendimi baarsz buluyordum; bu rol benim yerine David Way-ne'in oynamas daha yerinde olurdu. Madem filmi kaybettik, bari Glenn'in oyunculuuyla biraz dalga geeyim dedim. Ondan sonra da sete Glenn'den nce gidip kamerann onu sol tarafindan grntlemesini salayacak ekilde sahnedeki yerimi ayarladm. Sahnede uzun bir rol geerken cmlelerinin arasna giriyor veya kendi cmlelerimi uzatyordum. Konuurken metni kartrmak iin elimden geleni yapyordum. Oyuncular rollerinin uzun olduu sahnelerde aknlktan hi holanmazlar. Bu yzden birgrup Okinawahya uzun bir konuma yapt bir sahnede, setin depo grevlisinden aldm bir sineklikle arka planda sinek avlamaya baladm. Yakn ekimlerinde ise avlayacak sinek aryormu gibi yaparak kamerada bir grnp bir kayboluyordum. Glenn bana sanki kafasna ekile vuruyormuum gibi bakyordu. Ne dneceini bilemiyordu, nk daha nce ona, aktrmadan yapt btn numaralarna izin veriyorken, imdi byle davranyor olmama bir anlam veremiyordu. Onu ypratmtm; ANNEMN RETT ARKILAR 239 aklndan neler geirdiini anlamayacak kadar aptal sanmt beni herhalde, ama byle sanmas sette ve set dnda ona oynadm oyunlarn daha zevkli olmasn salad. Yiyecek konusunda ok cimriydi. Bir keresinde bir sahnenin ekimi srasnda ayn soyunma odasn paylayorduk. Ordu kantinlerinin birinden ald ekerleme ve tatllar odada gizli bir yere saklam bana bir tane bile vermemiti. Elinde bir kutu kurabiyeyle dnd baka bir gn, bunlar soyunma odamza saklarken grdm. Gittikten sonra birka tane ardm. Glenn kurabiyelerden bazlarnn eksilmi olduunu fark eder etmez, kapdan hmla karak oradan gemekte olan bacak kadar Japon ocuklarn sulamaya balad. Onlara yle baryordu: "Yok kurabiye. Yok kurabiye. Yok yemek kurabiye. Girmek yok ieri." ocuklara yapt bu hareketler hi houma gitmiyordu ve bana kalrsa o kurabiyeleri zaten ilk nce onlara vermeliydi; nk o dnemlerde oralarda tatl bulunmuyordu. O gnn akam, kalan birka kurabiyeyi yiyip, birkan da yerlere attktan sonra ayamla ezdim, eri girip yerdeki krntlar grdnde sinirden kprd. Alt tarafi 1.75 dolarlk kurabiyelerdi bunlar, ama onu ileden karmaya yetmiti. Hemen yapmclarn devriye grevlisini kapda

beklemesi iin ard; zamanla bu olay sette, "Kurabiye Nbeti" eklinde alay konusu haline geldi. Ertesi gn yerlerde daha fazla ezilmi kurabiyeyle karlanca bana gelip, konu hakknda bir ey bilip bilmediimi sordu. Ben de ok arm gibi bir tavr taknarak hibir ey bilmediimi syledim. "Nbetileri atlatp treylere nasl girdiler acaba?" diye sordu kendi kendine. Bunu hibir zaman anlayamad, ingiliz polisiye romanlarnda-ki salonda bulunan ceset bilmecelerine benzeyen olaylardan biriydi bu da - tpk Louis Calhern'in, viski ve kam bilmecesi gibi. 36 OYUNCU OLMASAYDIM herhalde dolandrc olur ve hapsi boylardm diye dnrdm sk sk. Ya da belki de ldrrdm. Oyunculuk bana, aralarndan birounun, en az New York ve Beverly Kilis'teki meslektalar kadar kak ve hastalarnn duygusal sorunlarn daha da iinden klmaz hale getirirken, onlar paracklarn-dan ayrlmaya motive etmekte inanlmaz derecede usta olduklarn retmekten baka bir halta yaramayan psikanalistlere, binlerce dolar yedirebilme lksn salad. Benden iyi bir dolandrc olurdu diye dnyorum. Olmayan bir eyleri oluyormu gibi gstermekte ve insanlar samimi olduuma inandrarak ok rahat bir ekilde yalan sylemekte baya iyiyimdir. iyi bir dolandrc herkesi aldatabilir, ama ilk aldatt kii kendisidir. Bir vaiz olmay aklmdan geirdiim zaman, adrda vaizlik gsterisi yapmam salayacak yeteneklerimin, iyi bir dolandrc olmama da yeteceine inanyordum. Baarl bir oyuncu olmak bana ayn zamanda, bo zaman lksn de salad. Ylda bir film yapyordum, o da zaten en fazla aylk bir zaman demekti ve menajerim arayp da, "Yl sonunda vergilerinizi yatrmam gerekiyor, baka bir film yapsanz iyi olur," diyene kadar almam gerektirmeyecek miktarda para kazanyordum. The Teahouse1 dan sonra, menajerliimi yaptn sanan babam, yeni bir film iin beni sktrmaya balad; oysa onu annemin lmnden sonra oyalanr da can sklmaz diye irketin muhasebe brosuna yerletirmitim. Pennebaker Productions'n ok ciddi mali sorunlarla yz yze olduunu sylyordu. Her zaman olduu gibi yine akl fikri paradayd. BM filmine ve evirmek istediim bir westerne ok masraf ettiimden yaknyor ve Pennebaker'in muhasebe brosuna yerletirdiim bir arkadamn da beni sANNEMlN RETT ARKILAR 241 mrdn iddia ediyordu. Eer hemen bir film evirmezsem Ulusal Vergi Brosuyla (RS) bamn belaya gireceini ileri sryordu. James A. Michener'in romanndan uyarlanan, Joshua Lo-gan'n ynetmenliini stlenecei ve Warner Brothers'n yapmc William Goetz'le, Pennebaker'n da ibirliiyle, masraflar ve rizikoyu paylaaca bir film anlamasn imzalamam iin beni sktrmaya balad. Roman okudum, ad, Sayonara'yd. Konusu sava sonras Japonya'snda geiyordu, insan ilikileri konusunda ilgin sorular gndeme getiriyordu; fakat senaryoyu beenmedim. Lo-gan'n oynamam istedii senaryo ve kitaptaki karakter, Binba Lloyd Gruver, Kore'deki ABD Hava Kuvvetleri pilotlarndandr; gzel bir Japon kzna, Hana-ogi'ye k olur. Kz ayrcalkl bir dans grubu yesidir. Farkl rklarn mensubu olan bu iki n nlerinde, her iki kltrde de bulunan endogami (sadece ayn rktan ya da ayn kasttan insanlarn evlenmesine izin veren bir evlenme deti) engeli kaya gibi dikilmektedir. Byle bir kurala dn verdii iin hikyenin dolayl yollardan bir eit rklk yaptn dndm. Fakat sonunda yaplacak bir deiiklikle bu film yapmak istediim, olumlu etkileri olabilecek filmlerden biri haline gelebilirdi. Logan'a Madame Butterflyvari sonun, rklararas evliliin kt bir ey olmad ve kadn erkek birbirini sevdikten sonra bundan daha doal bir ey olamayaca mesajn verebilecek bir sonla deitirilmesi halinde, filmi kabul edebileceimi syledim, iki n filmin sonunda evlenmesini istiyordum, Logan kabul etti. Fakat Japonya'dayken bir gn Josh'n hibir ey yapamayacak kadar ar bir depresyon geirdiini fark ettim. Filmi yeniden yazma ve doalama oynama fikrinden vazgeip, iin altndan yzmzn akyla kmann daha doru olacana karar verdim. Josh'n sorunlar ve uzun sren yalar yznden ekimleri

zorluklar iinde yaplan bir filmdi Sayonaro.; ve Josh'n ou zaman olup bitenden haberdar olduundan da pheliyim. Babam artk bana Bud yerine Marlon diyordu ve ilikimiz karlkl nezaket havas iinde yryordu, ama aramzdaki srtme hi bitmedi. Benim adma almaya baladktan sonra ondan bir ey yapmasn beklemedim, ama o durmadan irketimin sama saB 16 ANNEMN RETT ARKILAR 243 Sayonara, filminin ekimlerinin devam ettii sralarda: Babamla birlikte Japonya'da filmin ekimlerinin yapld yerdeyiz (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan); bir Budist tapnanda Josh Logan ve bir rahiple birlikte. (Warner Bros./The Academy of Morion Picture Arts and Sciences'n izniyle) pan, amasz projelere paralar akttn ve benim paradan ok, bo laf retmeye bayldm belirten notlar gnderip duruyordu. Sayona.ra'daki kr hissemizi henz almadmz bir srada bana yle yazmt: "Senin baladn nakit 18.000 dolarn yan sra, 25.000 dolar MCA'e ve 153.000 dolan da Paramount'a bor olmak zere toplam 196.000 dolarlk bir masrafmz var. Prodktr firma olarak Pennebaker'n itibar gnden gne dyor ve sen de bundan nasibini alabilirsin." BM'in filmine sadece hazrlk aamasnda 72.000 dolar harcadmz sylyordu. "Anlaamadmz noktalardan biri de Pennebaker'n dnyaya yararl bir g unsuru olmas fikri. Bu gzel bir fikir, tamam, ama beni asl dndren, byle bir amacn stesinden embriyo aamasndaki bir yapmc irketin gelip gelemeyecei..." Babamn dncesi ne olursa olsun, ben, sadece elenceli olmakla kalmayp ayn zamanda toplumsal deer de tayan ve bana dnyann iinde bulunduu durumu dzeltmeye katkda bulunduum duygusunu verebilecek filmler yapmak istiyordum. Babam bu dncelerime katlmyordu: irket, ncelikle ticari nitelikli, zevkli ve iyi filmleri hedeflemeli, ancak kendini kurtardktan sonra duygularn tatminine ynelik ileri amalamalyd. "Bence," diyordu, "ata et, ite ot veriyoruz. Amacmz, daha dorusu film endstrisinin amac, yol gsterici, tepeden inme dnceleri kullanmaya almaktan ok, elendirmektir... daha uzun sreli gerek yardmlar belki de en iyi ekilde fonlar, niversiteler, tp aratrmalar, hastaneler ve hatta kiliseler tarafndan gerekletirilir ve bunlar da zorlu ticari abalar sonucu kazanlm paralarla yaplabilir. Sylediin gibi paraya kar belli bir ynden duyarlym. Ama bence, sen de baka bir ynden paraya kar duyarlsn. Bir gn bu farkl eilimlerimiz hakknda konusak iyi olur. Ama deil de bir ara olarak bakt srece, insann para kazanmasnda kt bir taraf olduuna ben ahsen inanmyorum... iyi bir ekilde kullanld srece para en yce amalarn bir arac haline gelebilir. Pen-nebaker yeterli miktarlarda para kazandktan sonra arta kalan para, uygun grdn ilere rahatlkla yetecektir." Babam yazd notun devamnda Pennebaker'da alan arkadalarmn beni kullanp smrdklerini de yazyordu. "ok eyler biliyor, ok eyler gryorsun, ama duygularnla hareket etti244 BRANDO in iin seni kandrmalarna gz yumuyorsun," diyordu. "zel hayatnda byle davranabilirsin, ama Pennebaker'da bu olmaz..." Basn, hakkmda bir dizi hikye uydururken, insanlarn benimle ilgili dncelerine ve szlerine kar kaytsz grnmeye altm. Bu, hi etkilenmediim pozunda inandrc olmay basardn^ galiba, ama bu aldatc bir maskeden baka bir ey deildi. Gazete ve dergiler yalanlar uydurmakla kalmayp, gereksiz derecede de mstehcen eyler bulup yaz yazyorlard ve hepsi de aleyhimde tavr almt. Time ve Lz/e'taki hikyeler zellikle taciz ediciydi. Timim ve ortak irketinin o gne kadar yaymlam olduu aslsz haberleri gn na karmas iin bir aratrma kuruluu kiraladm. 8.000 dolar harcayarak bu yayn irketinin gemiinde haberleri yanl ve arptarak yazma konusundaki alkanlnn uzun bir dokmann yaptrdktan sonra, Time ile Lif? yerle bir etmek iin art arda televizyon ve radyo programlarn hareket geirdim. Altklar tarzda konuuyordum onlarla. almak istiyordum. Onlara eziyet

etmek istiyordum ve ellerinden de bir ey gelmiyordu dorusu; nk Henry Luce'un politika zaaflarnn sonucunda bu dergilerin habercilik anlaylarnn nasl arpk bir hal aldn anlatyordum yalnzca. Radyo ve televizyonlarda Luce'un dergilerinin ABD'nin itibarn mahvettiini, vatansever olmadn, lkemizi d lkelerin gznde iki paralk ettiini ve yabanc lkeleri, gnn birinde bedelini ulusumuzun demek zorunda kalaca yalan yanl hikyelerle yanlttn anlattm. Bunlar yapmaktan byk bir haz duydum. Hayatmn byk bir blmnde hep byle davrandm; bana hakszlk edildiinde aynen iade ettim. Time Inc., arkadalarmdan birinin akrabas olan bir kadn benimle grmesi iin yollamt. Kadna telefonda bir iki bahane sraladktan sonra onu yemee davet ettim. Yemekte ok fazla martini imitik, evime dnerken otoyolda S virajnda fenalat. Evimin nne park etmek zereydim ki, kendisine verilen grevi kahramanca yerine getirmeye hazrland. Arabadan inmek zereyken sanki aklna gelmi de ylesine sylyormu gibi, "Time'a neden bu kadar saldryorsun Marlon? Bunun ardnda yatan nedenler ne? Neler oluyor?" diye sordu. ANNEMN RETT ARKILAR 245 "ey, Time ile Life'm byk dergiler olduklarn dnyorum," dedim. "Ancak, yapmalar gereken baz dzeltmeler var ve bu amaca bir an nce hizmet etmek iin programlara ktm. Bunu yapmamn nedeni basnn hatalarn dzeltmenin bir vatandalk grevi olduunu dnmemdir. Aslnda bu tavrm takdir etmeliler. Dergilerinde editre mektuplar kesi var ya, ite bu da editre bir eit mektup niteliini tayor. Ama bu mektuplar srecek, ta ki Amerika'nn itibarn sarsmaya haklarnn olmadn dnene kadar..." Sonra, art niyetini belli eden dmamyla ba baa kalm, iki kamburlu bir ucube misali onu allarn arasna yatrdm. Fakat grtlama kadar alkolle ylesine dolmu, ylesine hareketsizleip bitkinlemitim ki, azmdaki kulak memesi mi, sarmak m bir trl ayrt edemiyordum. Neyse ki New York'a namusuna bir zarar gelmeden geri dnd. O gnden sonra Time admdan ok seyrek sz eder oldu. Hakkmda yazlanlar da yle stnkr eylerdi. Time Inc. byk bir kurulu. Aramzda gemi olan bu srtme ok gerilerde kald, ancak bu olanlarn irketin sonradan att salam admlar iin yararl olduu kansndaym. 1957 ylnn sonlarnda The Young Lioni evirmek zere Avrupa'ya gittim. Film Irwin Shaw'un romanndan uyarlanmt ve II. Dnya Savandan nce tanm ve sava srasnda ayr saflarda arpan askerin - iki Amerikal, bir Alman yaamn konu ediyordu. Montgomery Clift Yahudi kkenli Amerikal asker No-ah Ackerman', ben Alman asker Christian Diestl' canlandracaktk. Jay Kantor bana Jerry Lewis'ten ayrldktan sonra mesleki kariyeri inie geen Dean Martin'in ciddi brr roln stesinden gelebileceini kantlamak iin, filmdeki karakterlerden birine, savaa istemeyerek katlan Amerikal bir ovmen olan Michael Whiteacre rolne talip olduunu sylemiti, ben de yardmc oldum. Filmin ekimlerinden nce Paris'te bir lokantada Dean Martin'le konuurken birisi yanllkla zerime bir bardak scak su dkt. Su, kasklarmn bulunduu blgeye dklmt ve mthi canm yanyordu. Birka gn hastanede yatmak zorunda kaldm; orada senaryo zerinde kafa yordum ve szlememdeki haklarmdan yararlanarak senaryoyu deitirmeye karar verdim. 246 BRANDO Orijinal senaryoda kitaba bal kalnmt, yani kitapta Shaw'un yapt gibi btn Almanlar, zellikle de Nazizm'de kt olan her eyin bir portresi olarak sunulan Christian, eytann karikatrleri olarak resmedilmiti. Christian adi, aalk, pislik, meymenetsiz herifin biri, eytann bir kopyasyd. Savatan sonra Yahudiler tarafndan yazlm birok kitap, yaplm birok filmdeki gibi, bu da anlalr bir taraf tutmayd belki; nk, bilinli ya da deil, Yahudiler bu kitap ve filmlerde dnyann Yahudi kymn unutmamasn salamak ve ne bileyim, israil'e manevi ve maddi destei artrmak amacn tamlardr. Shaw ise kitabnda dolayl da olsa kymdan btn Almanlarn sorumlu olduklarn sylyordu. Bense, bu gre hibir ekilde katlmyordum. Shaw'un Almanlara olan nefretini bir yana itip, kitabn konusunu tamamen deitirdim, yle ki canlandracam karakter hikyenin balarnda, Almanlara belli bir ama sunabildii iin Hitler'i olumlu bir g olarak gren biri haline geldi. Fakat

hikyenin ileri safhalarnda bu karakterin gzleri alp, o gne kadar inand eylerden kurtulmaya alacakt. Almanlarn ou gibi Christian da Hit-ler'in propagandalarna aldanmt. Avrupa'da ebedi bar ve huzurun ancak Avrupa'nn Almanlarca ele geirilmesiyle gerekleebileceine inanmaktayd. Tpk huzuru salamak iin Avrupa'y birletirmek istediini syleyen Napoleon'un kulland mantn aynsyd bu. Hikyenin, dnyada doutan "kt" denebilecek trden insanlarn olmadn, fakat insanlarn kt yola kolaylkla saptrlabilecei gereini gstermesi gerektiini dnyordum. Herhangi bir konuda genelleme yapmaktan holanmam; nk genellemelerin isabetli olduu durumlar ok enderdir. Filmin ekimi iin Avrupa'ya geldiimiz yllarda Amerika McCarthy dnemini yayordu; birok Amerikal btn komnistlerin - veya onlardan biriyle bir kadeh atm herkesin - eytann yeniden dnyaya gelmi bir temsilcisi olduu mitosunu benimsedii ve hedef ald insanlardan ok daha byk bir melanet olan McCarthy'nin yaptklarn grmezden geldii iin, ok kiinin hayat telef olmaktayd. The Young Lionida. btn insanlarda olduu gibi, Alnanlarda da olumlu taraflar olabileceini gstermek istedim. Bir insandaki iyi ve kt taraflar herkesin bak asna gre deiir. Hitler, AlANNEMIN RETT ARKILAR 247 manlarm stn, Yahudilerinse aa bir rk olduunu ileyen bir mitosun propagandasn yapt diye onun tam tersi bir mitosu kabullenmek ayn derecede hataldr; Yahudilerin ve Almanlarn iinde kts de vardr iyisi de. Christian Diestl karakterini insann hamurunda bulunan bir zelliini yanstmak - yani mitoslarn yaatmak uruna, inandklar eylerin olumsuz taraflarn grmezden gelmek iin hangi inanlmaz krlklere saplanabilecekleri gereini dile getirmek - zere oynamaya karar verdim. Bu her yerde her zaman olan bir eydir. Televizyonda rportaj spikerlerine Vietnam'da len oullaryla gurur duyduklarn, nk onlarn orada zgrl, vatanlarn ve Amerikan ideallerini savunmak uruna ldklerini syleyen aileleri izlerken, bunlar syleyenlerin bir yandan da bu savan ne kadar anlamsz olduunu ve ocuklarnn bir hi uruna pisi pisine gittiklerini ta yreklerinin derinliklerinde hissedip, bildiklerinden eminim. Ancak ocuklarnn anlarndan ve kahramanlk hikyelerinden baka tutunacak bir eyleri kalmad iin bunlar sylyorlard; oullarnn Lyndon Johnson, Robert McNamara ve dier "i bitiricilerin" anlamsz ve ykc politikalar sonucu ldklerini asla kabul edemezlerdi. Christian Diestl'm kiiliinde Johnson ve McNamara gibi insanlarn arpk doruluk ve idealizm anlaylarnn, ahlaksz veya yanl olarak niteledikleri unsurlara yaklam biimlerini ne kadar korkun boyutlara vardrabileceini ve bu insanlarn yaptklar rezilliklere nasl klf uydurabileceklerini gstermeyi de amaladm. Vietnam'daki Anka Operasyonu adn tayan CIA programnn failleri, yzlerce insana ikence yapmak ve ldrmekle tam yetkiliydiler. Bu programla yakndan ilikili birdA mensubu, bir keresinde bana bilgisayar kaytlarna Vietkong olarak geen herhangi birinin adnn, eitli suikast mangalarna annda havale edildiini ve bu kiinin er veya ge ldrldn sylemiti; adlar kaytlarda yer alan kiiler bilgisayara yanllkla da geirilmi ya da kendilerine garezi olan birtakm kiiler tarafndan ispiyon edilmise de olsalar durum deimiyordu. Bana bunlar anlatan CIA grevlisi rgtn st dzey memurlarndan birine bu konuyla ilgili ikyetlerini dile getirmi ve u cevab almt: "Bak, her savata masum insanlar lebilir. Eer drt kiiden biri aradmz insansa, ta248 BRANDO marndr. Geriye kalan yse kurban olmak durumundadr; sava bu, ne yapalm." CIA'in vicdan szlamadan grevini yerine getirmeye alm bu st dzey yetkilisi katksz bir Katolikmi, ama Heydrich'ten veya Himmler'den ne fark var, sorarm size? nsanlar yapacaklar her trl iin gerektirdii duruma altr-labilirler. lkeniz adna ilediiniz cinayetin ad vatanseverliktir. Vietnam'a gndermeden nce ordu, gen ocuklarn beynini Tann'nm saflarnda yeraldklar fikriyle

ykad. Deniz Kuvvetleri gen acemileri Pendleton Kamp'na yolladktan sonra orada d dnyayla balantlarn keserek, askeri ve beden eilimleriyle onlar grevlerine inanm birer asker haline getirdi. Bunlar, kendilerine verilecek bir emri annda yerine getirecek ekilde yetitirildiler, tpk II. Dnya Sava'nda Saipan'da kadn ve ocuklarn kaldklar kulbeleri fosfor bombalaryla yakmalar emredilen ve bu emri sorgusuz sualsiz, hibir vicdan azab ve sululuk duymadan yerine getirmi olan deniz erleri gibi. Bu askerler insanlar canl canl yakmak zere alev silahlar kullanyorlard, tpk pilotlarmzn Vietnaml sivilleri, vcutlarna saplandnda beraberinde kanlmaz lm de srkleyerek getirmesi iin tasarlanm ular ineli okuklar saan Napalm bombalaryla parampara ederken yaptklar gibi. My Lai kyllerini katleden askerler de II. Dnya Sava-'ndaki mezalimi gerekletiren Alman askerleri gibi doutan kt insanlar deillerdi. Sadece kana susam katil haline gelmek zere programlanmlard. Bragg ve Benning gibi istihkm taburlarnda askerlerimize, Christian Diestl'a ezberletilen dsturun ayns tekrarlatlyordu: "Hakl olsun, olmasn, vatani grevimi yaparm; vatanm iin her eyi yaparm." 37 WES MICKLER, bir oyuncunun hayatnda gerekli olacak en nemli eylerden birini retti bana: Atlara hibir zaman gvenme, dedi. nk akll at yoktur. Libertyville'de uzun bacakl sandalyesiyle geriye kayklr, bana uzun uzun ve bilgie bakarak btn atlarn sersem yaratklar olduunu sylerdi. Haklyd. Akll tek bir ata bile rastlamamtm. Kendim dahil, birok da aptal binici tandm. Western filmi eviren bir oyuncunun bulunabilecei en kt yerin, bir dzine atn kovalad bir atn st olduunu kefettim. Ne siz onlar grebiliyorsunuz, ne de onlar sizi. Toz yznden gr mesafesi birka metreye kadar azalabiliyor ve en ufak bir aksaklkta arkanzdan gelen adarn, sizi ezip gemesi an meselesi. Julius Ceasaf&z bir sava alan sahnesinde ordunun banda giderken ayakkabmn dili zengilerden birine takld. Eilip kurtarmaya altm, ama ulaamadm. ekim arasna kadar byle idare etmeye karar verdim. Ama aptalca bir karard bu. Biraz ilerledikten sonra arkama bir baktm alanda ne kadar at varsa hepsi hoplaya zplaya, itie kaka zerime geliyor; bazlar da yerlerde yuvarlanyordu. Hemen atm harekete geirmeye karar verdim; ama ayam skk olduu iin barp ararak at ikna etmekten baka yapacak bir ey bulamadm. Atm hzlanamyordu, arkamdan gelmekte olan atn nnden ekilemedim ve zengiye takl olmam sayesinde drtnala gitmekte olan srnn nne dmekten kl pay kurtuldum. Atlar yanmdan lgnca geerken kafam edim ve neler olduunu kestirmeye altm. Daha sonra rendiime gre bir eekars kovannn zerinden gemiim ve eeka-rlar bunun hncn ardmdaki binicilerden ve adardan almlar. Viva Zapatal filminde drt ad beni tutuldu olarak bayr yukar giden bir yolda drtnala gtrrken, tepede beni destekleyen bir blk askerle karlatmz sahnenin ekimi srasndayd. zerinde bulunduum uzun boyunlu aygr tutan oyuncu, asker250 BRANDO leri grdnde hayatnn son demlerini yaadn anlad iin atmn yularn serbest brakacak ve ben de bayr aa srerek kaacaktm. Fakat tepedeki askerlere bakarken bu drt atl farknda olmadan geeceim yolu da kapatmlard ve atm gayet sakin zerlerinden geiverdi. Yine ayn filmin bir baka sahnesinde figrann biri drtnala bana doru gelip, atndan inecek ve nemli bir haber iletecekti. Wes Mickler, tanmadm bir atn arkasnda yrrken, arada ifte atamayaca kadar bir mesafe brakmam konusunda beni daha nce uyarmt. "Atn toynaklarnn sana ulaabilecei mesafenin dna kadar kmazsan," demiti, "seni yere serecek bir tekme atmas iten bile deildir." Ama ite, bu figrana maalesef kimse byle bir nasihatte bulunmam olacak ki, atndan inip arkasna getiinde Mickler'in szn ettii bu yanl mesafede duruyordu. At, adamn bann arkasna yle bir tekme savurdu ki, adam silahla vurulmu gibi yere aklverdi ve orackta ld. Viva Zapata! filminin ekimleri srerken, gzelliinin tadn karmak iin ara sra le atla geziler yapardm. Byle l gezilerimden birinde ahit olduum

bir kelebek g olaynn sonrasna rasayan gnlerden birinde, yine bir atn zerine atlayp l yolunu tutmaya hazrlanyordum ki, daha eyere yerleemeden at srayp tepinmeye balad, iki saniye iinde kendimi nce havada, sonra yerde buldum. Yerde serilmi bir vaziyette krk kk var m diye kendimi yoklarken, stdyonun srtmalarndan biri yanma yaklap, "O ata binmemeliydin Marlon; daha nce kimse binmemiti ona nk," dedi. O zaman, onun le yemeinden sonraki ilk sahnenin ekimi iin binicisiz grntlenmek zere hazrlanan at olduunu anladm. Kendisiyle ilk kez karlaacam bir ynetmenle ie balamadan nce, onu tanyan bir oyuncuya gidip, "Yahu, bu adam kimin nesidir?" diye sormay det edinmiimdir. John Huston'la Reflections in a Golden Eye (Parltl Gzler) filmine balamadan nce John Saxon'a telefon edip yine bu malm soruyu sordum. "iyi adamdr," dedi John. "Banda dikilip durmaz, oyunculuuna karmaz ve ekimlerin bitimine yakn ortadan kaybolur. Fakat atlarla dolu kalabalk bir sahnenin ekimi denk gelirse dublr istemeyi sakn ihmal etme, nk lmne sebep olabilir." ANNEMN RETT ARKILAR 251 Huston'm oyuncular serbest brakt konusunda haklyd. Hibirimize hibir ekilde karmad. Filmlerinde iyi oyunculara yer veriyor, onlara gveniyor ve doalama yapmalarna gz yumuyordu. Fakat filmdeki karakterleri biimleme konusunda oyunculara Elia Kazan gibi yardm etmiyordu. Setin bir kesine kurulur ve yle derdi: "Evet, tamam ocuklar, ok gzel, iyi baladk, ama tekrar denemeye ne dersiniz?" Hibir zaman kesin bir ey sylemezdi, bu yzden kendi bildiimiz gibi hareket ederdik. Bu filmin ekimleri srasnda John, bol bol esrar iti. Bir sahnenin ekimi ncesinde bana da biraz marijuana uzatm, ben de imitim. tikten sonra uzun bir sre kim olduumu, nerede bulunduumu, ne yaptm bilemez bir halde kaydm, gittim. Bildiim her eyin yolunda ve dnyann kyak grnd, John'un da aynen byle dndyd. Gbela ayakta duruyordum ve biri bana bir ey sorduunda be saniye getikten sonra ancak, "Ne?" diyebiliyordum. Buna ramen bir ekilde ekimi bitirmeyi baara-bildim. Filmin ekimlerinin sonlarna doru Huston, John Saxon'un bana sylemi olduu eyi yapt: ortadan kayboldu. Baz gnler sete hi uramaz, grevini ynetmen yardmclarndan biri devralr, baz gnlerse iinin bana geer, birka saat altktan sonra, yine eker gider veya setin uzanda tek bana dolard. Bir filmin sonuna yaklatn hissettiinde nedense iine kapanr ve hznlenirdi. John Saxson'un Huston ile atlar konusunda sylediklerine pek nem vermemitim. Ne yazk ki, gemini azya alm bir atn zerinde bulunmam gerektiren bir sahnenin ekiminden nce, John bunu dublrsz baarp baaramayacam sorduunda, "Tabii," dedim. Hoolywood atlarnn srtlarnda epey zaman geirmitim ve hibirinden korkmuyordum. Fakat soyunma odasndan dar admm attmda koca bir aygrla burun buruna geldim. Hayvan yerinde duramyordu ve elektrik verilmi gibi oradan oraya sryordu. John, onu iyice azdrmas iin bir seyis tutmutu ve dorusu adam da elinden geleni ardna koymamt; at terden srlsklam oluncaya kadar koturmu ve her an ileri atlmaya, gemi azya almaya hazr bir duruma getirmiti. Ata bakarak, kendi kendime, "Bu da dier atlar gibi bir at sadece Marlon," dedim. Aygrlarn 252 BRANDO balarna buyruk ve zaman zaman da tehlikeli olduklarn biliyordum, yine de zerine biniverdim. Binmemle birlikte fitili atelenmi bir fiek gibi frlamas bir oldu. Drt be adm att, atmad, yanl bir atn zerinde olduumu hemen anladm. Adrenalinle ylesine yklenmiti ki beni ya bir ahrn ya da bir itin zerine srmesi iten bile deildi. Ayaklarm zengiden kurtardm, sa bacam kaldrarak tabanlarmn zerine decek ekilde amura atladm ve, "John, bana ihtiyacn olursa soyunma odasmdaym. Sanrm baka bir ata, olmazsa bir dublre ihtiyacm olacak," dedim.

Huston bu sahnenin geni ekimlerinde dublr kulland. Yakn ekimlerindeyse beni, kamyonete monte edilmi bir eere oturtarak korku dolu yz ifadeleriyle grntledi. The Young Lions'ten sonraki filmim One-Eyed Jacks'tc (Ak ve intikam) ata binmemi gerektiren bir sahne vard. Kuruluunun ilk drt yl iersinde Pennebaker, Birlemi Milletler'in tarihiyle ilgili iyi bir senaryonun yazlmas iin olduu kadar, iyi bir western senaryosunun hazrlanmas iin de byk harcamalar yapmt. Ancak konusunu Monte Kristo Kontu'ndzn alan bir western projesi dahil, hibir proje eitli nedenlerden tr tutmad. Daha sonra Charles Neider'n The Authentic Death of Hendry Jones isimli roman kulama alnd, te bu roman sonradan en sevdiim filmlerimden biri olan One-Eyed Jacks't dnecekti. Bu film ynetmenliim stlendiim ilk ve tek filmdi, oysa byle bir eyi aklmn ucundan bile geirmemitim. Filmi nce Stanley Kubrick'in ynetmesi dnlyordu, ama senaryoyu beenmemiti. "Marlon," dedi. "Senaryoyu okudum, ama filmin ne ile ilgili olduunu hl kartamadm." "Bu film, Kari Malden'in eline her hafta iki yz elli bin dolar saymak zorunda olmamla ilgili," dedim ben de. Kari Malden'le kontrat yapmtm ve bir haftalk her gecikme 250.000 dolarlk kayp demekti benim iin. Stanley de buna karlk, "ey, eer konusu sadece bununla ilgiliyse, o zaman zaten yanl bir film zerindeyim demektir," dedi. Sonra senaryoyu Sidney Lumet'e yolladm, ondan Gadg'e, ondan da bir iki baka ynetmene daha, ama kimse ynetmenliini One -Eyed Jacks filminin ekimleri srasnda bir dinlenme an. Bu film ilk ve tek ynetmenlik denememdi. Filmin baroln, otuz beinci ya gnm beraber kutladm Pina Pellicer ile paylamtm. (Paramount Pictures/The Academy of Motion Arts and Sciences'm izniyle) . 254 BRANDO stlenmedi, bu yzden i bana dt. Filmin byk bir blmn, Big Sur'da, birok gzel kadnla yatp, harika gnler geirdiim Monterey yarmadasnda ektik. ekimin ilk gn ne yapacam bilemez bir halde dururken, kameramanlardan biri ynetmenlerin sahneyi oluturmak iin kullandklar u optik vizrlerden birini elime tututuruverdi. Bununla karya baktm, bam sallayarak, "Bilmem ki... Bu sahnenin nasl olacan kestirmek zor, nk ok uzakta grnyor..." dedim. Kameraman yanma yaklat ve aleti nazike ters evirdi. Meer vizr ters taraftan tutuyormuum. "Acemi olabilirim, ama beinci haftaya kadar sabret," diyerek gldm. Arkamdan gizli gizli, kkr kkr glndn bilmeme ramen hi de canm skmyordum. Fakat beinci hafta, hatta beinci ay geldiinde hl urayordum. Film ay iinde tamamlanr diye dnyordum, ama alt aya sarkt ve masraflar ikiye katlanarak 6 milyon dolar buldu. Bu durum doal olarak filmin yapmcln stlenen Paramount tarafndan pek ho karlanmyordu. Filmin ekimlerini srdrrken, bir yandan da ne yapmam gerektiini tasarlamaya alyordum. Senaryo zerinde birok yazar urat - Sam Peckinpah, Calder Willingham ve son olarak Guy Trosper. Guy Trosper ile ekim sralarnda ve setlerde, ou zaman saati saatine, kimi zaman da dakikas dakikasna doalama oynayp, durumu grdkten sonra - senaryoyu yer yer yeniden yazp dzeltiyorduk. Baz sahneleri deiik alardan, diyaloglar ve oyam eklini deitirerek tekrar tekrar ektim, nk ne yaptm bilmiyordum. Bu sahnelerin ekimlerini, hikyenin hangi ksmlarna denk dtklerini bilmeksizin gerekletirdim. Hikyeyi kafamda ekillendirmek ve bu arada oyuncularn benim bir eyler yaptm zannetmelerini salamak iin ekim zamanlarndan aldn da ok oldu. Bu filmi ok sevmemin nedeni belki de birlikte altm insanlarla - Ben Johnson, Slim Pickens ve zellikle de Dad rolnde oynayan Kari Malden'le geirdiim ho anlarn bir yadigr olmasdr. Fakat bunu tekrar denemek istemezdim - ynetmenlerin sabahlar ok erken kalkmalar gerekiyor. Yine de bir gereklik yaANNEMlN RETT ARKILAR 255

ratmak, bir hikyeyi ilgi ekici hale getirmek ve oyuncularla almak ok elenceliydi. Bazen onlara tezgh kurardm. Sahnenin birinde Ben Johnson yurttalarndan biriyle tartyor ve onu ldryordu. teki adamn vurulmadan nce yzndeki lm korkusundan yoksun ifadeyi beenmemitim. Yzne iddet karsnda ok olmu bir ifade vermesini istiyordum. "Bu sahneyi tekrar deneyelim," diyerek kendisini bir kte balanm bir eere oturttum. Haberi olmadan kameray altrdm. zerine doru yrrken, "Larry, bu sahnede senin yle oynaman istiyorum," diyerek suratna rak diye sk bir tokat salladm ve hemen kamerann nnden ekildim. Suratndaki ifade harikayd, tam istediim gibi, ama ok hzl vurmu olmalym ki, dudann zerindeki yapma byk kaymt. Bu ekimi de bu yzden kullanamadk. Bir baka sahnede, sarho bir halde, yamurlu bir havada, bir evden ieri girecek inli bir kza tecavz edecektim. Bir filmde sarho ifadesini vermeniz imknszdr. Bir tiyatro oyununda bu yaplabilir, ama yakn ekimlerin olduu bir filmde asla. Bu dnceden hareketle gerekten sarho olursam, sahnenin baarl olacana karar verdim. Sahnenin ekiminin yaplaca gn, dier oyunculara yapmalar gereken eyleri de syledikten sonra akam zeri saat 4.15 gibi imeye baladm. Az bir ikiyle bile hemen kafay bulduum iin, vakit kaybetmeden hemen sendelemeye ve kza sarkmaya baladm. Ancak sahneyi tamamlayamayacak kadar sarhotum ve ekimi ayn yntemle tekrarlamak zere bir baka gne erteledik. O gn de baarl olamadk, istediimiz gibi bir ekim elde edene kadar da bu sahneyi tekrarladmz her gn sarho olmak zorunda kaldm. Hollywood'a geri dndmzde birisi, elimizdeki ekilmi film eridinin alt veya sekiz saatlik bir sinema filmine yetecek uzunlukta olduunu syledi. Bylece filmin montajn yapmaya baladm, ama ok gemeden sklp bir bakasna devrettim. Filmi son haliyle izleyen Paramount yetkilileri hikyenin filmdeki versiyonunu beenmediklerini sylediler; Kari Maiden dnda filmin yapmnda grev alan herkesi aldatmm. Bundan sonra Paramount, filmi iyice kua evirerek Karl' da aldatt. Btn bu olup bitenlerin ardndan, sklarak, btn projeden elimi ayam ektim. Burada, The Fugitive Kind filminin bir sahnesinde grlen Anna Magnani hakknda, beni nceden uyarmlard. (United Artists/The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'n izniyle) ANNEMN RETT ARKILAR 257 One-Eyed Jacks'ten yllar nce, Tennessee Williams beni ve Anna Magnani'yi oynatmay dnd yeni bir oyun, Orpheus Descending'i yazdn syledi. Ona sahnelere tekrar dnmeyi dnmediimi syleyince rolleri Cliff Robertson ile Maureen Stap-leton arasnda paylatrmt. Daha sonra, konusunu bu oyundan alan The Fugitive Kind filminde rol almam iin Tennessee ile Sidney Lumet bana teklifte bulunduklar sralarda ilk eimden ayrlmak zereydim ve paraya ihtiyacm vard. Filmde Mississippi'nin kk bir kasabasna urayan ve orada kendisinden yal bir kadnla (Anna Magnani) ilikiye giren gitarl bir serseriyi canlandracaktm. Arna, Open City (Ak ehir) adl italyan filmi ile yine Tennessee Williams'm bir filmi olan The Rose Tatoo'da. (Dvme Gl) harika bir oyun sergilemi bir aktristti. Sorunlu bir kadnd ve bence The Fugitive KinFdaki rolne pek uygun deildi. Boynunun krtn dnyordu; ocuklar boyun derisini gerip, krklar gstermeyecek ekildecnsesinden bantladlar. Bunu berbat bir aalama olarak alglyor; ne zaman bir krklk grse hiddetten kpryordu. Filmin ekimleri srasnda Lady Maria St. Just'a yazd bir mektubunda Tennessee yle diyordu: "Magnani'de yallk kompleksi var. Boynunun krtn dnyordu. ocuklar da gergin durmasn salayacak ekilde boynunu bantladlar. Bunu, ok onur krc buluyor; ama filmin ilk kopyasn seyrettiimizde ne zaman boynunda bir krklk grse, ileden kyordu." O zamanlar Tennessee'de de baz sorunlar grlmeye baland. Sk sk depresyona giriyor ve bundan kurtulmak iin iki iip hap kulan-yordu. Annesi ile kz kardeinin salnn onu endielendirdiini biliyordum, ama yine de bu duruma neym sebep olmu olabileceini pek bilmiyordum. Tennessee'nin usta Amerikal yazarlardan biri olduunu dnrdm; fakat bu filmi ve filmin uyarland oyun

hakknda pek fazla kafa yormu deildim. Amerikal birok usta yazarda olduu gibi, onun eserlerinde de siyah rkn esamisi okunmuyordu. The Fugitive KimPda, siyahlar neredeyse dekoru tamamlayan birer grnt gibi geri plana itilmilerdi. Hikyenin iinde siyahlar yer alyordu, ama ana dnceyle ilgisi olmayan sradan figrler olarak, ihtiras Tramvaynda da byle bir yap vard ve bana gre gizli bir rk ayrmcl tayordu. Tennessee'nin duB17 258 BRANDO yarsz biri olduunu ima etmek istemiyorum. Aksine tam anlamyla duyarl biriydi, ama hemen hemen her Amerikal yazarda hkim olan bir tavr o da paylayordu. Siyahlarn durumu biliniyor, fakat grmezden geliniyordu. Kanmca siyahlarn konumu hakknda hi kimse Jim Baldwin ve Toni Morrison'a gelinceye dein doru drst bir ey yazmay baaramad. Hollywood'da durum daha da vahimdi; The Birth of a Nation (Bir Ulusun Douu) gibi siyahlara kar ak bir dmanlk besleyen ve bu dmanl destekleyen evrelere yaranma amacn tayan banaz filmlerin dnda, bu konuya hi deinilmemitir. Tennessee, benden on alt ya byk ve gen erkeklere kar zaafi olan Anna Magnani'nin, kendisine, bana k olduunu sylediini belirterek beni uyard. Filmin ekimleri iin New York dna hareket etmeden nce de Magnani, benimle ilgili bu duygularn dorulad. Califbrnia'daki birka grmemizden sonra babaa kalabileceimiz bir an srek kollayarak sonunda, bir leden sonra, Beverly Hills Otelinin bir odasnda bu frsat yakalad. Onu cesaretlendirecek hibir ey yapmamama ramen tutkuyla beni pmeye balad. Yalanmaktan ve eski gzelliini yitirmekten kayglandn bildiim iin karlk vermeye altm ve nezaket gerei plerini karlksz brakmamam gerektiini dndm; onu reddetmemi byk bir aalama olarak alglayabilirdi. Fakat kollarn boynuma yle bir sarmt ki, kprdatmam imknszd. Onu itmeye altmda kollarn daha da kenetleyerek dudam szlatrcasma srd. Alt dudam dileri arasnda inenirken birbirimize yapm bir halde ylece kalakalmtk. Durumum, iftleme srasnda diisi tarafndan didiklenen ve son ldrc darbeyi bekleyen bir bcein durumunu andryordu. O beni yataa atmaya alrken olduumuz yerde ileri geri sallanyorduk. Gzlerim falta gibi almt. Gz gze geldiimizde ordusunu saldrya geiren Hun imparatoru Atilla'nn haline benzer delice bir cokunluk iinde olduunu anladm. Sonunda ektiim acya daha fazla dayanamayarak burnunu yakaladm ve olanca gcmle limon skar gibi sktm. rkp geriledi ve ben de katm. 38 ANNEMN LMNDEN (1953) birka yl sonra babam tekrar evlendi ve yetmi yalarndayken de sekreterlerimden biriyle beraber oldu. Yllar onu pek deitirmemiti; her zaman yakkl, pinti, ekici ve zampara biri oldu. nsanlarn, zellikle de kadnlarn holandklar ondaki o utangalk hali hibir zaman deimedi. Onun bu hali doal yapsnn bir parasyd adeta. Erkeksi sertliine ramen insanlara ho gelen, ok ince espri anlayyla bezeli, kibar, alakgnll ve ar tavrlar da vard. Film piyasasnda alabilecek yapda biri deildi. Yine de kendisine bir maa, bir masa, bir bro, bir sekreter ve oyalanp kendisini ie yaramaz hissetmemesini salayacak bir frsat verdim. Bir gn bana hibir ey sylemeden arkadalarmdan birini iten atvermi. Bunu duyduumda hemen brosuna kotum ve arkadamn iten atlmayacan syledim. Ona sylenip dururken iimde bir fke dalgas yava yava kabararak patlad; ve onu orackta, mahcubiyetten sus pus oturmu, hzla gzlerini krptran, kekeleyen birine eviri-verdim. Bir ii olduu iin kendisini ansl saymas gerektiini, nk onun durumunda olan, onun niteliklerine sahip birinin kendisini bir dknler evinde bulmasnn hi de uzak bir ihtimal olmadn syledim. Ailenin eski defterlerini aarak, annemin hayatn mahvettiini ve beni her frsatta kk drp kendimi ie yaramaz biri gibi hissetmem iin elinden geleni ardna koymadn syledim. Onu, darbe stne darbe vurarak parampara ettim, haysiyetini, gururunu yerlere serdim. Souk, drst ve mantklydm - barp armadm - sadece buz gibi souktum, zrler sralamaya kalktnda lafn azna tkyor ve hayatmz

nasl kararttn hatrlatyordum. Ona kz kardelerimin alkolik olmasnda dorudan sorumlu olduunu ve souk, sevgisiz, bencil, ocuka, ar alak ve adi, sadece kendisiyle dolu biri olduunu syle260 BRANDO dim. Szlerimin arl altnda kendini ie yaramaz, aciz, mitsiz ve zayf hissetti. Ona byle aa yukar saat kadar saldrdktan sonra konumamz kesmeye altnda yle dedim: "Eer bugnden itibaren, maan almak istiyorsan, otur oturduun yerde. Patronun ne sylyorsa dinleyeceksin. Burada patron benim, sen de bir eit iisin - en azndan bu sfat tayorsun - ve ben ne sylyorsam onu yapacaksn!" Otuz yldr, srf korkumdan yapmadm eyi saat iinde yapmtm. O gne kadar bana yapabilecei eylerden korktuum iin ona kar gelememitim. Beni srekli bastrp sindirmiti, ama imdi konutuka hakllma olan inancm ve gcm artmaya balamt. Joe Louis'in Max Schmeling'le ringlerdeki ikinci karlamas gibiydi: her tarafina altm. Gard dmt ve her yerine vuruyordum. Savunmasz, rlplakt ve sanki o, ie yaramaz bir paavraym gibi stne ullanmtm. iimdeki her eyi dktkten sonra gitmesine msaade ettim. Bu olayn hemen ardndan, ailenin btn bireylerini arayarak olup biteni anlattm; beni kutladlar. Kz kardelerim, "Ee, zaman da gelmiti hani," dediler. Fakat yaptklarmdan dolay iimde muazzam bir sarsnt duyuyordum. Sylediklerim yznden dnya sanki bama yklacakt. Birka gn sonra, babamla grtn syleyen bir psikiyatrisi beni telefonla arad ve yardmma ihtiyac olduunu, nk hastasnn ciddi bir depresyon geirdiini ve "bir uurumun kenarnda bulunduunu," syledi. "Doktor bey," dedim. "Beni aramanz takdirle karlyorum. Babam depresyon uurumundan aa dp, dibindeki kayalklara aklnca - yani yerlere yaylnca - beni tekrar arayn ltfen, o zaman bir eyler toparlamaya alrm..." Ondan sonra babam ne yanma yaklatracak ne de ok fazla uzaklatracak ekilde, dizginleri ele aldm. Onu kontrolm altna alp, hep denetimim altnda tuttum. 1965 baharnda Navajo Yerlilerinin Arizona'daki ikamet yerlerine yaptm ziyaret srasnda yal bir byc hekim kadnla tantm. Kara gzlerinden zek fkran ho bir kadnd. Ona, bana ANNEMN RETT ARKILAR 261 yle bir bakmakla hakkmda bir eyler syleyip syleyemeyeceini sordum. Tercman araclyla, bunu yapabileceini syleyerek, elini yaknndaki ii ieklerle dolu sanda daldrd, san peygamber ieklerini etrafima salacak ekilde bama ve omuzlarma serpti. Alkoln hayatmda byk bir rol oynam olduunu ve yldrma arplmak zere olduumu syledi. O bunu sylerken sinir sistemimi saran tuhaf bir duygu beni iliklerime kadar titretti. "Anne ve babanz u anda hayatta deiller," diye devam etti. "Hayr," dedim. "Sadece biri ld - annem - babam hl sa." Bir iki dakika geti gemedi, kabilenin postanesinden telefonla arandm haberi geldi. Telefondaki kz kardelerimden biriydi, babamn biraz nce ldn sylemek iin aramt. Yal kadnla karlkl gltk. "Bir saniye bile amadn," dedim. Arabama adayp, doruca evimin yolunu tuttum. Yol, aa yukar on iki saat srd. Honey adnda Hollandal bir kadnla beraberdim. Eve vanp yataa yattmzda ona, babamla ilgili neler hissettiimi anlattm. Uykuya dalmak zereyken gzlerimin nnde babamn grnts belirdi. Benden uzakta bir kaldrmdan aa doru yryordu. Omuzlar Willy Loman'm omuzlar gibi dk, yznde belli belirsiz bir glmsemeyle bana yle bir bakt. Yolun ebediyete uzanan ucuna geldiinde durdu ve arkasna tekrar bakt, bana doru yanm dnerek gzleri szgn yle dedi: Elimden geleni yaptm evlat. Sonra tekrar nne dnd, annemi aryordu; anladm. Sonra, annem gibi o da bir kua dnt ve ge doru szlmeye balad, utu, utu, ta ki onu bir kayann oyuunda beklemekte olan annehi bulana kadar.

Babam para konusunda o kadar sr kpyd ki, ld sralarda servetinin ne kadar olduunu kestiremedik. ikinci eine paylatktan ev ile 3.000 dolarlk bir sigorta poliesi brakm, kalann da - kimbilir ne kadar - farkl isimler altnda yatrd banka he-saplannda gizlemiti. Byk bir ihtimalle bu paralar yerli yerinde duruyordur. Yllar nce tesadfen giritii bir i yznden neredeyse turnay gznden vuracakt. lmnden sonra altn fiyatla262 BRANDO r birden ykseldi ve paralarm arur ettii eski altn madenlerinden karlan posalarn artlmas ilemi ilk kez krl bir i haline geldi. Ama o zamana kadar bu madenleri oktan elimizden karmtk bile. Babam imdi hayatta olsayd ne yapardm, bilmiyorum. lmnden sonra yle dnp duruyordum: "Tanrm, onu sekiz saniyeliine de olsa hayata geri gnder; enesini datmam iin sekiz saniye yeter de artar bile." Suratna yumruumu geirip, dilerinin dkln seyretmek istiyordum. Pestili kana kadar hayalarn tekmelemek istiyordum. Kulaklarn koparmak ve gz nnde ineyip yutmak istiyordum. Grtlan skp karmak ve boazndan aa tkmak istiyordum. Fakat zamanla, byle hissetmeye devan ettiim ve bunun stesinden kendi bama gelemediim srece hibir zaman zgr ve rahat hareket edemeyeceimi anladm. Gn getike de baz taraflarmn ona ektiini grecektim. Belki de genlerime ilemiti. fkeli bir adamd; hayatmn byk bir ksmnda ben de yleydim. Drt yandayken annesi tarafindan terk edilmiti, hissettiim benzer duygular o da yaam olmalyd. ocukken kz kardelerim de ben de sevgi iinde yaamamtk; byk ihtimalle o da yaamamt. Her nesil kendisinden ncekilere ve sonrakilere bedensel ve duygusal olarak bitimsiz bir halatn telleri gibi baldr. Ailedeki duygusal hastalklar da nesilden nesile tpk genetik hastalklar gibi aktarlr. Bizim gibi babam da ocukluunda bir bana kalm, bann aresine bakp kendi kendini yetitirmesi gerekmiti. nceden de sylediim gibi kimsenin doutan kt olduuna inanmyorum. Hepimiz ocukluumuzun ve zerinde pek az denetim imknna sahip olduumuz genetik ve evresel glerin bir rnyz. Kz kardelerim babam daha iyi anlamam iin bana yardmc olmaya altlar. Fran'n bir mektubunda bana belirttii gibi, babamzn babas, "O kadar kt ruhlu, sert, dehet verici biriymi ki, babaannemin hayatn ekilmez hale getirmi ve sonunda kadn dayanamayp babam daha drt yandayken evi terk edip gitmi. Babam, bir baba olmaktan ziyade, dedii dedik, sevgisiz bir herifle geirecei sefil, efkatten yoksun, endie dolu bir hayatn iinde bir bana kalakalm. Yaad bu ruhunu derinden yaralayc ve dehet verici yllarn stesinden hibir zaman gelemedi baANNEMIN RETT ARKILAR 263 bam. 1.82 m'lik bu... gl, erkeksi grnnn ardnda, kendiyle ve dnyayla bark olamayan... karmak, sorunlu ve iine kapank biri gizliydi." Sonunda, hayatm ille de srdrmek istiyorsam babam affetmek zorunda olduunu anladm. 39 HAYATIMIN EN MUTLU anlarn Tahiti'de geirdim. Tam bir huzur ortamn yakaladm bir yer varsa oras, Tahitililerin arasnda yaadm, bana ait adadr. Oraya ilk gidiimde, onlara yardm etmek iin para harcamay dndm aptalca; brakn yardm etmeyi ya da onlara bir ey vermeyi, stne stlk onlardan alabileceim ok ey olduunu rendim. Tahiti'den etkilenmem daha bulu alarma rastlar. Merakm. Shattuck'n ktphanesinde National Geographic dergilerini kartrdm gnlerde balad ve bu merak New York'a gidip k-tphanelerdeki Tahiti hakknda yazlm kitaplar taramamla, Poli-nezya'yla ilgili grntler bulma umuduyla Modern Sanatlar Mzesinin film arivlerini kartrmamla devam etti. 1960'larn balarnda MGM bana, Mutiny on the Bounty (Denizde isyan) isimli filmin ikinci versiyonunda Fletcher Christian roln teklif ederek, filmin ekiminin Tahiti'de gerekletirileceini syledi. Daha nce de David Lean Lawrence of Arabia (Arabistanl Lawrence) filminde, T.E. Lawrence roln teklif etmiti; Paris'e gidip onunla ve Sam Spiegel'le grtkten sonra, benim filmde rol alacam

duyurmulard. Fakat Mutiny on the Bounty sz konusu olunca ve David, Lawrence ofArabicfmn ekimlerinin alt ayda, byk bir ksmnn da lde tamamlanacan sylediinde, Tahiti'ye gitmemin daha uygun olacan dndm. Lean ok iyi bir ynetmendi, ama bir filmi yle uzun bir srede ekiyordu ki, lde bir glet gibi takr takr kuruyabilirdim. Tahiti'ye gidiimle birlikte, burayla ilgili hayallerim, karlatm gerekler karsnda ok snk kaldlar. Mutiny on the Bo-unty'nin ekimleri srasnda hayatmn en gzel gnlerini geirdim. Filmin birok blm, akta demirlemi olan H.-M. S. Bounty gemisinin benzeri bir gemide ekildi. Her gn, ynetmenin son, "Kes" direktifini duyar duymaz zerimdeki ingiliz deniz suANNEMlN RETT ARKILAR 265 bay niformasn syrp atyor ve filmde yer alan Tahitili figranlarla yzmek zere koyun sularna dalyordum. Genelikle gnde iki veya ekim yaplyor, bana da onlarla birlikte olmam iin bolca vakit kalyordu. Gn getike hayat nasl sevdiklerini gryor ve onlar daha da fazla seviyordum. Filmin ekimleri srerken, etrafta srf benim yzmden programn birka aylk bir gecikmeye uradna ve btede milyonlarca dolarlk ek masraflar ktna dair sylentiler yaylmaya balad. nceleri buna pek inanmadm, ancak daha sonra tpk Twentieth Century-Fox'un Elizabeth Taylor'i Cleopatra filmindeki hesap yanllarndan ve an yapm masraflarndan sorumlu tutmas gibi, MGM'in de btesindeki ek masraflarn suunu benim zerime yklemeye altn rendim. Oysa ben Tahiti'ye vardmda MGM daha doru drst kullanlabilir bir senaryo bile hazrlamamt; H. M._S. Bounty gemisinin maketinin yapm almalar tamamlanmam ve ekim ncesi yaplmas gereken hazrlklar gerekletirilmemiti. Daha ekimin balarnda stdyo, Fransz Polinezya'snda ekilecek byle bir film iin yapt maliyet hesaplarnn geree uymadn, giderlerin ok daha fazla olacan fark ederek ynetmen Carol Reed'i grevden almt. Bu da bal bana gecikmelere ve ek masraflara neden olmutu. MGM, haksz yere beni, gecikmelerin sorumlusu ilan etti. Beni, rportaj yapmay kabul etmediim iin sevmeyen ve ender olarak duygu smrs yapmadan, kendi bamsz aratrmalaryla ortaya karabildikleri gerekleri yazmay becerebilen elence dnyasnn basn mensuplar, MGM'in basn danmanlarnn konuyla ilgili aklamalarn haber yapmay daha uygun buldular; bu haber, kafalarndaki tuhaf ve huysuz Brando tipine gayet iyi uyuyordu ve ksa zamanda yalanlar derlenip toparlanp denkletirildi. Hayatmda ilk ve son kez bir basn danmanndan hikyenin benim azmdan yazlmas iin yardm istedim; ama neden sonra onun MGM'in akaklarndan biri olduunu rendim. Benim iin altn sanyordum, meer o, MGM'in muhasebe brosunda grevli olan ve suu benim zerime atmak iin MGM tarafndan tutulan biriymi. Bu durumdan ancak yllar sonra haberim oldu. O zamanlar insanlarn hakkmda yazdklaryla veya dndkleriyle pek ilgilenmediim iin 266 BRANDO olan bitenin zerinde durmuyordum, ta ki utanmazlmla ilgili hikyeler birbirine dolanp arap sana dnnceye kadar. Filmin ilk ynetmeni Carol Reed yetenekli ve hayran olduum bir ngilizdi. MGM, onun yerine Lewis Milestone'u getirdiinde bize CaroPun stdyoyla tartt ve iten atld sylenmiti. Fakat daha sonra rendiime gre kovulmasnn nedeni, Kaptan Bligh' kahraman olarak gstermek istemesiymi. Gerek hayatta da Kaptan Bligh bir kahramanm, ama Charles Laughton filmin ilk versiyonunda onu byle canlandrmad iin MGM tarafndan bu teklif kabul edilmemi. Filmin ikinci versiyonu yeni bir yorum getirmekten ok ncekinin eksikliklerini gidermeyi amalad iin, stdyo Laughton'n tiplemesinden vazgemek istememi. Mutiny on the Bounty'nm 1935 versiyonunu izlemi ve Charles Laughton'n oyununu beenmitim. Ancak Fletcher Christian rolndeki Clark Gable'n oyunu pek houma gitmemiti, ingiliz aksanyla konumaya bile tenezzl etmemiti; keza barol oynayanlardan Franchot Tone da Amerikal gibi konuuyordu. Ayrca ingiliz denizcilerini andrr tavrlar da yoktu; dolaysyla da ortaya sama sapan bir durum kyordu. Clark Gable her zamanki gibi Clark Gable' oynuyordu.

Trevor Howard'm yerinde olsaydm Bligh' oynama sorumluluunu zerime almazdm, nk doru veya yanl, tarihsel gereklie uygun veya deil, ortada yalnzca bir tane Bligh vard. Laughton'n tiplemesinin izlenmesi zorunluu Trevor Howard'm elini kolunu balyordu. Carol Reed, tarihe sadk kalarak isyanclar gerek hayatlarnda olduklar gibi ackl halleriyle tasvir etmek istiyordu. Fakat stdyo bunu kabul etmedi. Gerekleri saptrp ok kazanmak dururken, gerekleri syleme drstln gsteren hibir stdyoya da bugne kadar rastlamamtm zaten. Bylece Reed'in iine son verildi. Filmin ekim aralarndan birinde bir Tahitili arkadamla birlikte Tahiti adasnn en yksek dalarndan birine trmanmtm. Tepeye vardmzda arkadam kuzeyi gstererek, "u karki aday gryor musun?" diye sordu. Hibir ey grmyordum. "Oradaki kk aday gremiyor musun? Ad, Teti'aroa." NiBenim cennet adam, Teti'aroa. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan) 268 BRANDO hayet otuz mil kadar ilerde ufuk izgisinde hafif bir fira darbesiyle iziktirilmi gibi duran bir cismi semeyi baardm ve ok gemeden daha nce de Tahiti iin hissettiim o-mistik g beni epeevre kuatt. Dier Tahitili arkadalara ada hakknda sorular sordum ve Amerikal kr bir kadn olan Madame Duran'n mlkiyetinde olduunu rendim. Ada, William adl bir doktor olan babasna, Tahiti'nin son kral Pomerae V tarafndan verilmiti. Doktor adada yllarca yaam, bir hindistancevizi iftlii kurmu ve ldkten sonra oraya gmlmt. lmnden sonra aday, o gn bu gn adada yaayan kz Madame Duran devralmt. Filmin ekimleri bittikten sonra Teti'aroa hakknda dnmeye devam ederek, bu kk adann adnn geip gemediini renmek iin Tahiti zerine yazlm kitaplarm tekrar okudum. Somerset Maugham'n bir kitabnda adna rastladm ve aynca czzaml birinin hayatnn byk bir ksmn bu adada geirmi olduunu rendim. Arkadalarmdan biri, Nick Rutgers, bir keresinde bu adaya gittiini, Madame Duran' tandn syleyerek, birlikte oraya gidip beni onunla tantrmay teklif etti. Bylece Tahiti'ye geri dndm. Adada uak pisti bulunmadndan bizi oraya gtrmesi iin bir balk teknesi kiraladm. Adaya yaklatmzda uzaktan bir kymk kadar grnen bu kara parasnn tahmin ettiimden byk ve umduumdan da gzel olduunu fark ettim. Teti'aroa aslnda birok adadan olumaktayd: deniz seviyesinden birka metre ykseklikteki bir dzine mercan adas, adann etrafin toplam 600 dnmlk bir alan kaplayacak ekilde evirmekteydi. Adaya en uzak mercan adalarndan biri, hill biiminde nefes kesici gzellikte bir lagn oluturmutu. Kyya yaklarken dzinelerce eitlilikte bir sr ku bizi seyrediyordu; hemen karmzda kaln gvdeli hindistancevizi aalan kumun zerinde 'tylerle bezeli talar giymi bir grup nbeti asker gibi sralanmaktayd. nmzde gzmzn alabildiine geni bir sahil uzanmaktayd. Lagn en geni yerinden aprazlama be mil kadar bir uzunluktayd ve mavi rengin bildiim btn tonlarndan fazlasn barndryordu: turkuaz, koyu mavi, ak mavi, ivit rengi, kobalt mavisi, akuamrin. Bu renk paletini hayran hayran izlerken, be bin metre kadar stmde bembeyaz, yayvan bir bulut ANNEMN RETT ARKILAR 269 kmesi szlmekteydi; kendimi harika bir treni izliyormu gibi hissettim. Ada ksa bir sre iin glgede kald, sonra yava yava '' aydnland ve gne, lagnn birbiriyle yanan renkleri zerinde saten kumatan yansr gibi parlamaya devam etti. Byleyici bir grntyd. Arkada ve ayn zamanda yardmcs olan Annie'den baka kimsenin bulunmad bu adada yalnz yaayan Madame Duran beni itenlikle karlad. Aa yukar yedi saat kadar hi durmadan yryp konutuk. Dnyadan tecrit edilmi bir ekilde yayor olmasna ramen benim bir oyuncu olduumu biliyordu. Adadan pek ender ayrlyordu, ama dnyayla tek balant kurduu arac olan radyosundan, bir keresinde benim bir rportajm dinlemi. Kimsesi yok gibiydi, ama enerji, gizem ve hayat doluydu; grm geirmi birine benziyordu. Yirmi be yldr krd, ama aydnlkla karanl ayrt edebiliyordu. Mercan ve imentodan yaplm olan

evinde rahat bir hayat srdn syledi. Evinin etrafin kendi bulduu bir yntemle; aatan aaca gerdii telleri eline sard bir bezle tutmak suretiyle adann etrafin rahatlkla-dolaabiliyordu. Aatan aaca teli hissederek ilerliyor, sonra dier iki aa arasndaki tele geiyordu, bylece sknt ekmeden istedii yere gidebiliyordu. Madame Duran Amerika'da olup biten her eyi merak ediyordu. Bana adayla, babasyla, gemi enkazlaryla ve Tahitili eski dostlaryla ilgili hikyeler anlatt, bunlar bir kenara yazmadm iin imdi ok pimanm. Adadaki yegne dostlar inli bir melez olan Annie ile yrylerimiz srasnda glgede serinlediklerini grdm en az krk kedi ve kpekti. En byk can dman Tahiti'den gelen kpek hrszlaryd. Ne zaman kpek av iin biri adaya yaklaacak olsa onu emsiyesiyle kovalyormu. ok ho bir geziydi. Birka ay sonra adaya ikinci gidiimde kendisine elmal kek gtrdm. Ona kanm ok snmt, onun da bana. Sonra Tahiti'nin gemii ve bysyle ilgili daha fazla eyler anlatmasn istedim. Bir kez daha saatferce yryp konutuk. Yallndan tr sal konusunda daha fazla endielendiini sezinledim ve aday satmay dnp dnmediini sordum. "Hayr, dnmyorum," dedi. Fakat bu konumadan iki ya da yl sonra Teti'aroa'y satmay dndn, nk adadaki y270 BRANDO rylerinden birinde, ok kt bir biimde derek yaraland iin tedavi olmak zere byd yer olan California, Vallejo'ya gidebileceini belirten bir not ulat elime. Ada iin ne kadar bir fiyat dndn sorduumda, iki yz bin dolar dedi. Aramzda belli bir anlamaya vardktan sonra Tahiti'nin Fransz Valisine aday satn almay dndm syleyerek, bunun Tahiti ve Fransz hkmetince bir sakncas olup olmadn sordum. Vali, hkmet kabinesiyle bir toplant yaptktan sonra, toplulua kabul edildiimi, ancak gerekli evraklarn hazrlanmas iin belli bir sre gerektiini, hazr olduklar zaman bunu bildireceini hararetli ve kesin bir dille bana iletti. Gelgelelim aradan zaman gemesine ramen bir cevap alamaynca, Vali'ye, "Aday satn almam iin gerekli iznin kmamas konusunda sizin herhangi bir etkiniz var m?" diye sordum. "Kesinlikle hayr. Sizi aramzda grmek bizi memnun edecektir, bundan eref duyarz," dedi. Aradan bir yl gemi, ama belgeler hl hazrlanmamt ve Vali de grevinden ayrlmt. Grevinden ayrld tarihte elime "TETI'AROA ADASINI SATIN ALMAYA iLiKiN iZiN BAVURUNUZ REDDEDLMTR" yazan bir telgraf geti. Bu iin artk olmayacan dnmeye balamtm ki Tahiti'ye tekrar gidiimde Madame Duran'n hatrn sormak iin Te-ti'aroa'ya da uradm. Bana syledii ilk sz, aday satn alma konusundaki fikrimi deitirdiim iin hayal krklna urad, benim de tandm Amerikal bir i adamnn ayn ekilde adaya talip olduuydu; hkmet bu i adamnn teklifini uygun bulmutu, Madame Duran da kabul edecekti. Afallamtm, "Madame Duran, aday satn almak istiyordum ve hl da istiyorum, ama teklifim geri evrildi," dedim. "Teklifiniz neden geri evrilmi olabilir ki?" "Bilmiyorum." "Buradaki politikaclarn dneklikleri nldr. Siz, yine de denemeyi srdrn," dedi. Bu konumadan ksa bir sre sonra Paris'e giderek Tahiti'nin yeni atanan valisini bulmaya altm, buldum da. Nazik ve ho bir Korsikalyd. Birka saat iyi bir komu olacama onu ikna etmeye altktan sonra vali, Hkmetin aday satn almam konuANNEMlN RETT ARKILAR 271 sunda zorluk karmayacan, hem zaten Madame Duran'n aday hl bana satmay dndn syledi. Hemen Madame Du-ran'la balant kurdum. Ancak, kendisinin i adamyla hazrlad yz bin dolarlk anlamay imzalamak zere olduunu belirtti. Ben Paris'teyken anlatmz mebla verebileceimi, i adamnn nerdii fiyat karlayamayacam syledim. "Peki," dedi. "Madem size iki yz bin dolar nerdim ve siz de kabul ettiniz, o zaman nerim aynen geerlidir."

"Bunu kabul edemem. Doru olmaz. yz bin dolara sata-bildiinize gre, onunla anlamalsnz," dedim. "Hayr," diye diretti, "istiyorsanz ada sizindir. Ancak sizden adadaki Tow aalarndan hibirini kesmemenizi rica edeceim." Onun bu dileklerini yerine getireceime sz vermekle kalmayp, adann doal halini korumak iin elimden geleni yapacam da belirttim. Szmde de durdum. Tesadfen hi kimse benden bu konuda bir rvet talep etmedi. Etselerdi de zaten bir ey demezdim onlara; ama aslnda rvetin iten gelmeyen bir tebessmle baladn da biliyorum. Ak sylemek gerekirse, valilii etkilemek iin onlara elden geldiince sevimli davranmtm. Madame Duran', evinin sahipliini srdrmesi ve orada istedii kadar kalmas konusunda iknaya altm, ama o, "Olmaz, oras artk sizindir. Vallejo'ya geri dneceim," diye diretti. California'ya gidiinden ksa bir sre sonra Madame Duran ld. 40 1966'DA TETIAROA'NIN yasal sahibi sayldktan sonra, tanmak zere Papeete'den hkmete ait byk bir tekne ile adada gerekli olabileceini dndm birka para eyay yklediim kk bir tekne kiraladm. Bu deniz yolculuunda hayatmn en keyifli anlarndan birini yaadm, iki teknede bizden yaklak on kii vard. Hkmete ait tekne bizi kayalarn anda braktktan sonra, ky dalgalarnn nceki ziyaretlerimde kullandm kanaldan gememizi engelleyecek kadar byk olduunu fark ettik. Ancak, Tahitililerden biri, adann dier tarafnda bulunan bir geit bildiini syleyince, oraya gittik ve birinci tekne kyya rahata kverdi. Ben ikinci teknedeydim, ii, im bime makinesi, bir fici bira, elektrik jeneratr, trmk, havlu gibi paketlenmi bir sr eyayla tkabasa dolu byk bir sandald. Birinci teknenin izledii gzerghta szlrken, akntnn bizi adaya doru srklediini fark ettim. Kyya doru, nmzden sra sra iki ila metre boylarnda dalgalarn ykseldiini grdk; yukar doru ykseliyor, bir an ylece durduktan sonra kayalarn zerinde byk bir gle patlyorlard. Sonradan rendiime gre, byk bir Tahiti dalgas, Teti'aroa gibi bir mercan adasna arparken, kvrlan dalgann altnda kalan hava, zerindeki suyun arlnn etkisiyle skyor ve dalga kayalara arptnda bu havaya byk bir su ktlesi fkrtarak gl bir enerjiyle patlyormu. Kyya kmak iin doru zaman beklerken, kayalarn anda bu muhteem manzaray seyre daldk. Kayn banda dalgalarn durumunu gzleyen bir Tahiti-li kendi dilinde, "Haydi, imdi!" dedi. Beimiz birden btn gayretimizle krek ekmeye baladk, hayatmda byle elenceli bir ey grmemitim. Fakat, anszn hibir yere kmldamadmz fark ettim, aksine geri geri gidiyorduk. Mmkn olduunca hzl krek ekiyorduk, ama ters ynde yol alyorduk. Arkama baktm ve dokuz metre yksekliindeki bir dalgann zerimize doru gelANNEMIN RETT ARKILAR 273 mekte olduunu grdm Bana, sanki kardan "Tahiti'ye hogel-din Marlon''1 diye el uzatmaya alyordu. nmzdeki kayala bir an baktmda gzlerime inanamadm; hafif pembemsi renkte kupkuru bir alan kalmt. Arkamzdaki dalga, devasa bir pompa gibi nmzdeki kayalk blgenin btn suyunu emerek bize arpmaya hazrlanan koca bir yumruk oluturmutu. Joe Louis gibi de vurdu. Skm hava dar ktnda, kendimizi havada uarken bulduk. Dalgann tepesinde birka kez zpladktan sonra pembe, sert kayalklara doksan derecelik bir ayla, saatte seksen mil gibi bir hzla pskrtldk. Tahitililer hemen kayktan aa atladlar, ben o kadar hzl davranamadm. Kayn n ksm kayala arparak ikiye ayrld. Ayrlan ksmlardan birine lgn bir atn zerindeki rodeocu gibi skca yaptm. Kayk, kayala arpt srada, arkadan baka bir dalgann grltsn duyarak etrafma bakndm: bu ncekinden de byk grnyordu. Ya kayn yar parasna tutunarak onunla birlikte srnecek, ya da kayala tutunacaktm. Kayala tutunmay tercih ettim, nk sk skya yaptm kayk parasyla birlikte gelen dalgann altnda tepetaklak kalabilirdim. Kayala adar atlamaz ikinci dalga patlayarak mercan kayalnn jilet gibi keskin yzeyinde beni metrelerce srkledi; batan aa her tarafim yarld. Sonradan rendiim eyi o zamanlar biliyor olsaydm, kayalardan birine skca sarlr, dalgann zerimden amasn bekler, bir

sonraki dalgann geliine kadar baka bir kayaya tutunur, bylece ayn ilemi tekrarlayarak yava yava karaya kardm. Ama, bunu o zamanlar bilmiyordum ve to-pallaya topallaya karaya ktmda artk bende hayr kalmamt. G bela yryebiliyordum, her tarafimdan kan szyordu. Tahitililer mercan kayalarndan kt bir enfeksiyon kapabileceim! syleyerek beni uyardlar. Adada antibiyotik yoktu; bu da bir doktora grnmem iin Pa-peete'ye geri dnmem demekti. Telsizle yardm arsnda bulunduk; fakat hkmete ait teknenin gelii drt gn buldu. Bu kez tekneyle yanlarnda Tahitililerin "kayadan* seken" dedikleri, alak gvdeli zel bir kayk getirmilerdi. Bu kaykla dalgann gemesinden sonra kayalarn zerinden sekerek kyya kadar gelebiliyorlard. Adadan, teknenin geliini ve kay indirilerini seyrediyordum. Kaya nce kr sal, uzun boylu, gsterili bir adam bindi, B 18 ANNEMN RETT ARKILAR 275 Teti'aroa'da. Orada dolu dolu yaadm... (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan) peinden daha gen sekiz Tahitili onu izlediler. Yal adamn onlarn liderleri olabileceini dndm; marur ve asil bir grn vard. Genler ellerindeki kreklerle hazr beklerken, o ayakta antik alara ait bir denizci gibi iki dalga arasndaki uygun durgunluk ann kolluyordu. Grn eski Polinezyaltlarn efsanevi kahramanlarn hatrlatyordu. Bu konularda epey tecrbesi olduu besbelliydi. Kh dalgalan izleyerek, kh rzgrn hzm lerek, kh dalgalarn ykselip krlmasn inceleyerek yirmi saniye kadar bekledi. Dalgalar drt gn nceki kadar byk ve glydler. Kr sal adam kendinden emin ve kararl grnyordu. Nihayet etrafna bakndktan sonra iaret verdi. Sekiz gen adam kreklerine aslmaya baladlar. Kayk sanki arkasnda iki yz beygirlik bir motor varm gibi hzla kyya doru hareket etmeye balad. ok etkilenmitim; izlemeye deer bir manzarayd. Fakat, aniden arkalarnda bir dalga daha belirdi ve kaya arparak iindekilerle birlikte her eyi be metre havaya firlatverdi. Kimisi dalgann iinde, kimisi dnda srklenerek hzla kyya doru yaklamaktaydlar; krekleri drt bir yana dalmt. Kayk yan yatm, dalgalarn dibine doru tpk bir muz kabuu gibi yuvarlanyordu. Birden, Ta-hitililerin deniz bilgileri konusunda duyduum hikyeleri tekrar gzden geirmem gerektiini dndm. Sonradan rendiime gre, deniz seviyesinden yksek adalarda yaayan Polinezyallar alak seviyeli ada hayatn pek bilmezler-mi; ayn ekilde alak seviyeli adalarda yaayanlar da dierlerinin. Adaya ilk geldiim mrettebat ile bize yardma gelenler deniz seviyesinden sadece iki buuk metre kadar yksekte olan Teti'aroa gibi bir mercan adasna kmaya pek alkn deillermi. Karadan birka metre aldnzda suyun derinlii, yetmi derecelik bir eimle birden bin metreyi bulabilmektedir. Kyya doru byk bir dalga gelirken, kayalklarn su seviyeleri tabanlarna kadar ekilir ve dalga, zerindeki tekneyi veya herhangi bir eyi bir balyoz gibi plak kayalarn zerine vurverir. Teti'aroa'nn evresini kaplayan kayalklar, zerine bindiren bir tefenin altn bir testere gibi kesip yarabilecek kadar keskindir; kylarnda yatan en az on tekneye ait kalnt da bunu kantlamaktayd zaten. Aday satn almdan yllar sonra, California'l bir aile kendilerine ait bir tekneyle Avusturalya'dan dnerken, bu s kayalklara arparak g bela 276 BRANDO mercan adalanndan birine kmay baarmt. Oradan gemekte olan bir balk teknesine rastlayana kadar, bu kk adada bir hafta alk ve sefalet iinde isvireli Robinsonlar gibi yaamlard. Balk onlara, bulunduklar yerin Teti'aroa'daki otelime yalnzca birka mil uzakta olduunu sylemi. Adaya, birka ay sonra yaptm bundan sonraki gezimde, bu kez direkli, alak gvdeli bir yelkenli gemi olan Carthcgini-aw'la Papeete'den yola ktm. Tekne, kayalklarn anda demirledii iin kk bir kaykla kyya doru durgun bir deniz yzeyinde ilerledik. Hi zorluk ekmeden kyya yaklatk, kayktan atlayarak s kayalklarn zerinden sahile kadar yzdm. Hemen altmda eitli renk ve tonlarda o kadar ok balk yzyordu ki, gzm kapal rasgele zpkn

sallasam mutlaka bir tanesini vurabilirdim. Sahile ktktan sonra mercan adalarndan birinin ucuna kadar yrdm. Bu adacn bir ucu denize doru drt yz metre uzunluunda alak bir kum eridi halinde uzanyordu ve bu eridin u ksmnda denizin tam kysnda bir iki metre yksekliinde kk bir palmiye aac vard. Hava kararmt; gidip o palmiye aacnn altna uzanmaya karar verdim. Aacn etrafna hindistancevizleri salmt, gen biimindeydiler. Bir tanesini elime aldm ve u ksmn topraa gmerek kendime harika bir yastk yapabileceimi dndm. Yastm hazrladktan sonra yere uzandm, ayaklarm suyun iine daldrdm. Hafif bir meltem eserken, ben ylece uzanm gkyzn seyrediyordum. Suyun ss hava-nmkiyle hemen hemen aynyd. Derken bir an, Libertyville Lise-sindeki mdr masasnn banda, benim hayatta hibir zaman herhangi bir eye sahip olamayacam syleyip duran Bay Un-derbrink'in ask surat gzlerimin nnde canlanverdi. Madem o kadar akllydn Bay Underbrink, diye dndm kendi kendime, niin bir adan yok? Palmiyenin altnda gndoumuna kadar uyudum. Hava henz aydmlanmamken gkyzndeki yldzlara bakarak yle dndm: Burada, adna uzay dediimiz akl almaz genilikteki bir boluun ortasnda salnan bir gezegenin iinde bulunan youn bir okyanus ktlesinin ortasndaki kk, incecik bir kara parasnn zerindeydim ve hayvan iskeletlerinden oluan bu kayalklarn (mercan kayalklar byle olumutur gerekten de) zerinde ANNEMN RETT ARKILAR 277 uzanm yatyordum. O geceden sonra kendimi bir daha hibir zaman adann sahibi olarak grmedim; oray ziyaret etme ayrcaln elde etmek iin bir bedel demi bir kiiydim sadece. Benden nce bu adaya gelip, ayn sahilde yatm, ayn yldzlara bakm be yz ya da bin yl nceki btn Tahitilileri dnr dururum ve ne zaman Teti'aroa'ya gitsem bu insanlarn ruhlarn oralarda hissederim. 41 TETPAROA'YI SATIN ALDIIM ilk zamanlarda, doal mercan kayalarndan, imento ve aldan yaplm bir dzine kadar bina vard ve ou da onarlamayacak kadar kt durumdayd. Plan ve proje ilerinden holandm iin, adann orijinal durumunu ok az deitireceime dair verdiim sz de unutmayarak mevcut malzemelerle binalar restore etmeye baladm, ilk i olarak cz-zamhnn evini, onun ansna tekrar ina ederek, evresini ieklerle ssledik. Daha sonra, adann parasal ihtiyacn karlama amacna ynelik olan ve yirmi yllk bir srede tamamlanacak olan otelin inasna baladm. Otel, Tahiti yaplarnn tarznda mtevaz bir bina olacakt. Sonra bir okul, adada alan Tahitililerin barnmasn salayacak evler ve amz bir gn, bir kap dolusu DDT'yi yanllkla mutfan dolap rafna yerletirmeyi becerip de, birka bal un yerine DDT'ye bulayp kzarttktan sonra, bir de kk bir uak pisti ina ettik. Uak pistini yapmadan nce kk aksilikler bile lmcl sonular dourabiliyordu. Ne doktor, ne de hemiremiz vard ve tbbi yardm bize en az otuz mil kadar uzaktayd, ihtiyacmz olduunda yapabileceiniz ey, ya oradan gemekte olan bir balk teknesine haber vermek, ya da Papeete'den gnlk sefere kan tekneyi beklemekti. DDT vakasndan nce de adadaki hayatn tehlikeleri konusunda fikir edinmemi salayacak bir olayla karlamtm. Bir keresinde iki ada arasndaki bir boazdan dibe dalmaya karar vermitim. iyi bir yzcydm ve on iki metre derinlie tpsz dalabilecei-mi dnerek suya atladm. Aada, iki, iki buuk metre boylarnda kaya kpekbalklarna rastladm; beni endielendirecek kadar oktular. Fakat benimle ilgilenmiyor gibi grnyorlard. Bylece nefesimi tutup dibe vardm. Ancak orada beni, tek bana dolaan ve dierlerinden daha byk bir baka kpekbal bekliyormu. Ban evirdi, bana yle bir bakt ve bana doru yzmeye balaANNEMN RETT ARKILAR 279 di. Baklarndan holanmamtm. Grnd kadaryla o da benimkilerden. Ne yazk ki, o anda kaabilecek durumda deildim, nk arkasnda kalyordum. Kvrla bkle zerime daha byk bir hzla gelmeye balad. Onunla aramda birka metre kalnca baldrmn lezzetli bir yemek iin elverili olup olmadn kestirmeye altn grr gibiydim. Bir yerlerde, byle durumlarda

dalglarn dosdoru kpekbalmn yzne bakp, burnuna bir yumruk indirmeleri gerektiini okumutum. yle yapmak yerine, zerine kaynar su dklm bir kedi gibi suyu trmklayarak yzeye ktm. Kpekbalmn beni izleyip izlemediini bilmiyorum, yzeye nasl ktm bile hatrlamyorum nk. Bu olay, adada yaltlm olduumuz dncesini glendirdi. Kpekbal vcudumdan bir para koparm olsayd, tedavi iin adadan ayrlana kadar iim biterdi. Ann DDT'yi un zannedip balklar bulad zamanlarda adada deildim, ama balklardan yiyen herkesin ok hastalandn duydum. Neyse ki, ilerinden ikisi yemei karm da Papeete'den yardm iin tekne gelene kadar kurbanlara yardm edebilmiti. Ksacas, havaalanmz olsa iyi olacakt. Yetmili yllarn ortalarnda, adann sahibi olmamdan birka yl sonra, otelimiz yarm yamalak ancak kendine yetecek tarzda alr ve uak pisti kullanlabilir durumdayken Grandpere diye arlan yal bir Tahitili, balk avndan bir buuk metrelik iri ve krmz bir balkla dnd. O bunun krmz levrek denen kemikli ve lezzetli balk olduunu iddia ediyordu, ama bana daha ok, lagnn, aklarnda, ara sra grnen u zehirli krmz balklardan biriymi gibi gelmiti. "Bykbaba"ya bunu sylcdimse de, o zehirli olmad konusunda gvenceler verip duruyordu. "Onlara benziyor, ama deil," diyordu. Ben de, bu salar Tahiti'de aarttna gre, hangi baln yenip, hangisinin yenmeyeceini bilirsin gibilerinden, "Oldu, o zaman," dedim. * Geceyars saat ikide, dudaklarm uyumu bir vaziyette uyandm; hibir ey hissetmiyorlard. Ayaklarm karncalanyor, avu 'ilerim kanyordu ve korkun bir baarsna tutulmutum. Sadece biraz tatm olmama ramen btn bunlarn balk yznden olduunu anladm hemen. Gney Denizleri'ndeki balk zehirlen280 BRANDO ANNEMN RETT ARKILAR 281 L meleriyle ilgili hikyeler okumutum ve bu ekilde lmeyi hi mi hi istemiyordum: yenilen balk trnn zehirleyici etkisine gre kimi, birka saat iinde, kimi de drt gn iinde batta bar-ta ldrrm. Zehirin etkisiyle oluan kantdan kurtulmak iin vcutlarn dorayanlar bile varm. Yataktan dorulup aday dolamaya baladm ve balktan yiyen herkesin hasta olduunu rendim. Geminin kaptan ben olduuma gre gerekli ilalar salamak da bana dyordu. Sonra bir charter ua gndermeleri iin Papeete'ye telsizle haber yolladm. ilerinde durumu en kt olanlar "Bykbaba" ile drt arkadayd. Bal, Limburger peynirinden dokuz kez daha ar bir koku yayan f af uru ile birlikte yemilerdi. Fafaru u ekilde yaplyordu: Baln artk (genellikle de sakatat) ksmlar, ii deniz suyuyla dolu hindistancevizi kabuuna yatrlp, kokuuncaya ve ii kurtlarla doluncaya kadar bekletiliyordu. Sonra iinde sadece bakteriler braklp boaltlarak taze deniz suyuyla tekrar dolduruluyor, bylece taze balk etini salamura yapmak iin gerekli bakteri orbas elde ediliyordu. Drt, be saat iinde fafaru hazr hale geliyordu, etrafa gnein altnda sanki iki aydr duran bir lein kokusunu yayarak. yle bir koku yayyordu ki, yemek semeyen ahinler bile bunu yemeye yanamyorlard. Ayrca, duyduuma gre ahinlerin bile fafarunun kokusuna dayanamayp bayldklar oluyormu. Tahitililerin hepsi fafaru yemiyordu, ama Grandpere gibi bazlarnn vazgeilmez yemeiydi. Sofrada, fafaru yiyenler dierlerinden uzakta, rzgrn kokuyu alp gtrebilecei yere otururlar. Fakat fafaru yemi birinin kokusunu bir mil teden bile alabilirsiniz. Maalesef, Grandpere ve arkadalan o gn fafarularn zehirli balkla birlikte yemiler ve ok ciddi bir biimde hastalanmlard. Uak onlar alarak Papetee'ye gtrd. Oradaki hastanede iki hafta konaklamak zorunda kaldlar. Papeete ile ada arasnda uak seferlerine de balamtk, ama birinci snf ya da benzeri bir servis verdiimiz pek sylenemezdi. Uulan, bir buuk uakl bir havayolu irketi kurmaya karar veren hevesli bir Papeteeli pilot gerekletiriyordu. Ama o kadar arza oluyordu ki, genellikle uu yanm uakla

yaplyordu. Kalktan nce yolculardan birinin aa inip pervanesini evirmesi gerekiyordu. Bir keresinde, adada birka hafta geirdikten sonra, Los Ange-les'a bir filmin ekimine gitmem gerekiyordu. Pilotumuz Papee-te'den kendisine gre haval, kaliteli saylabilecek, aslnda Wiley Post'un bile hurdaya karaca trden iki motorlu bir dldlle adaya geldi. O sabah uaa be kii binerek havalandk. Fakat birka dakika sonra pervanelerden biri duruverdi. Pilot telsiziyle, "Mayday, Mayday, sa motorum durdu," mesajn verdikten sonra bize dnerek, "Endielenmeyin bu alet tek motorla bile uabilir," dedi. Uaklarda motorlardan birinin devreden kmas halinde, pilotlarn dmeni sola ve saa krarak uaktaki g kaybn dengelediklerini, bylece havada daireler ize ize ilerlemeyi saladklarn biliyordum. Nitekim, pilotumuz da yapmas gereken eyi hemen yaparak, Teti'aroa'dan be dakikalk bir uzaklkta olduumuz iin, uan ynn tekrar adaya doru evirdi. Fakat dier motor da kesik kesik boulmaya balamt. "Evet beyler," dedim. "Bahse giren yok mu? Terleme yar yapyoruz. Pamuk eller cebe. iimizde en az terleyen bahsi kazanr..." Kydaki kayalk blgenin zerinden getikten sonra pilot uak pistine ulamaya abalarken, ikinci motor can ekimeye balad. Derken, birinci motor alarak ve bizi doruca pistin ucundaki hindistancevizi aalarna srklemeye balad. Pilot dmeni hemen dier tarafa krarak uan ynn deitirdi. Motor tekrar durunca kesik kesik almasn srdren ikinci motorun etkisiyle tekrar aalara doru umaya baladk. Szn ettiim aalar bir keresinde saatte 190 km.'lik hzla esen bir firtnaya dayanmlard ve imdi zerlerine gelmekte olan bu uaa ne yaparlard kimbilir. Ben bunlar dnrken, uan irtifa kaybettiini belirten uyar kampanasnn sesi kesiliverdi. Uan motorlarnn bir gidip bir gelen seslerini dinlerken, byle muhteem bir adada gerekleebilecek en tuhaf lm ekline hazrlanmakta olduumu dnyordum kendi kendime. Hl hindistancevizi aalarna doru uuyorduk; iki yz, yz metre kadar uzamzdaydlar. Yukardan enfes grnyorlard. Birden, tamamen durmu olan birinci motor grltyle almaya balad ve uak, bir kanadyla yapraklar budayarak aalardan uzaklat. 282 BRANDO Pilot ua piste hzla vurarak indirdikten sonra koltuuma oturup, daha vaden dolmam Marlon, diye dndm. Uaktan inip pilotu Fransz geleneklerine uygun olarak iki yanandan ptm. Hindistancevizi aalarna bakarken ertesi gn Los Angeles'ta olmam gerektii aklma geldi. Odama gittim, kendimi yataa attm, darya, hindistancevizleri arasndan grnen lagne baktm ve can cehenneme dedim. O gn, bizi almas iin adaya baka bir uak gndermelerine ramen Teti'aroa'da iki hafta daha kaldm. Kendimi Los Angeles'a geri dnmeye henz hazr hissetmiyordum. 42 ALTMILI VE YETMlL YILLARDA o kadar ok ey oldu ki, imdi ounu yarm yamalak hatrlayabiliyorum. Hayatm anlaml klmaya alyor ve yoksulluu, rk ayrmn, toplumsal adaletsizlii sona erdirebileceini dndm btn kampanyalara can gnlden katlyordum. Tabii o yllarda sadece bunlar yapmakla kalmyor, partilere katlyor, iki iiyor, eleniyor, havuzlarda yzyor, esrar ekiyor, sahillere uzanp gnein batn seyrediyordum. Altml yllarda Hollywood'da herkes birbiriyle dp kalkmaktayd. Bir adamn karsn veya sevgilisini, ayn ekilde bir kadnn kocasn veya sevgilisini yataa atmak, o dnemin vazgeilmez oyunlarndand; ben de bu oyuna katlmaktan geri kalmadm dorusu. Her zaman olduu gibi film evirmek, amalarma hizmet eden bir aratan baka bir ey deildi: filmlerden elde ettiim gelirle kendimi ve ailemi geindiriyor, nafaka dyor, Teti'aroa'daki projelerime yatrm yapyor ve muhta insanlara yardm ediyordum. Oyun oynadm kadar, dnyann iinde bulunduu duruma da kayglanp durdum, ama filmlerde hkmetlerin izledikleri politikalarn riyakrlklarnn, adaletsizliklerinin ve frsatlklarnn konu edinilmesi gerektiindeki srarm hl sryordu. Film piyasasndan elimi ayam tamamen ekmek istediim zamanlar da oldu. Bazen,

para kazanmaktan usandm gnlerde sekreterimden gelen btn senaryolar okumadan geri evirmesini istiyordum. California'da mal birlii yasas geerli olduu iin eim mal varlmn yarsna sahip saylyordu, ki bu da beni bazen almaktan usandryordu. Hayat koullarnn iyiletirilmesi iin gsteri yapan veya kt muamele gren insanlara henz yardm edecek durumda deildim. Ana babalar olsun, babakanlar olsun, otoriteyi kendi amalar dorultusunda kullanan ve insanlar ezen kiilerden holanmyordum. Gerek politik sistemimizin ho grszlne hedef ol284 BRANDO ma bahtszlna uram gruplarn, gerekse Caryl Chessman gibi haksz yere lme mahkm edilmi bireylerin maruz kaldklar adaletsizliklere, nyarglara, yoksullua, hakszlklara ve rk ayrmna karydm. 1955'te Pennebaker' kurduumuz sralarda Birlemi Milletler iin yapmay dndm filmi ancak alt yl sonra William J. Lederer ile Eugene Burdick'in ortaklaa yazdklar kitaptan uyarlayarak The Ugly American adyla ekmeyi baardm. Filmde, Gneydou Asya'da hayali bir lkeye grevle gnderilen, Amerika'daki ynetici snfn kendini beenmilii ile tm kusurlarn da beraberinde gtren Bykeli Harrison Carter McWhite'i canlandrdm. O zaman bu karakteri, Birleik Devletler'in nc Dnya lkelerine gsterdii sahiplenmeci ve bencil yaklamlarnn bir metafbru olarak deerlendiriyordum. Fakat imdilerde gryorum ki, filmin btn, daha ok Dullers kardelerin kafadan uydurduklar "komnistlerle ibirlii" efsanesi ile, "domino teorisi", yznden 58.000 Amerikal ile binlerce Vietnamly lme yollayan btn yanl politikalarn bir metaforuydu. Daha nce de belirttiim gibi, BM'in teknik yardm program ile Amerika'nn d yardmn ilk duyduumda, bunlarn varlklarn yoksullara merhamet ve efkatle yapacaklar yardmlara iyi bir rnek olacan dnmtm. Oysa, nc Dnya lkelerine UNICEF yararna yaptm ziyaret srasnda, bu politikalarn bencil, yararc ve sapkn olmakla kalmayp, ayn zamanda ilevsiz olduklarn da fark ettim. Usulne uygun olduu srece, ABD ve United Fruit Company gibi irketler dnyay ynetme hakkna sahip olduklarn dnyorlard; ABD Gney Amerika'dan Asya'ya kadar komnizm aleyhtar btn lkeleri uygunsuz olsun olmasn, besliyordu. Bunun yannda o lkelerin vatandalarn yabanclatrmay da ihmal etmiyordu tabii. Dnyann bu zgr lkesinin liderleri diktatrlkler kuruyor, halkn demokrasi hayallerini engelleyip, zengin aznl korumaktan baka bir ey yapmayan tiranlar yaratyorlard. Cinayet ve rvetlere gz yumarak, ABD, Fi-lipinler'de halkn yzde ikisini oluturan bir aznln elinde bulunan topraklardan pay almak isteyen kyllere daha yakn bir lideri baa getirmektense Ferdinand Marcos gibi bir diktatr desteklemeyi daha uygun grmtr. CIA, seimle i bana gelmi hkANNEMIN RETT ARKILAR 285 metlerin almalarn engelliyor ve devletlerin i ilerine karyordu. Amerikan hkmeti, halkn soyan, dolandran, ldren ve komnizm kart olduklarn syleyenlere her eyi yapma, hatta yasalar hie sayarak, onlar ldrme yetkisini bile tanyan diktatrler yaratt. Bu lkelere yaplan yardmlarn ardnda baka niyetler vard. Ama yoksullukla, cehaletle, hastalklarla veya alkla mcadele etmek deildi; ama, daha ok bu lkelerden bir eyler koparmak, agzlln doyurmak ve komnizm hurafelerini beslemekti. The Ugly American, Kukrit Pramoj'da Bangkok'ta gsterime girdii sralarda, filmdeki hayali lkenin babakann canlandrm olan ve eskiden Tayland'da bakanlk grevinde bulunmu kii bir davet dzenleyerek Tayland'n diplomatik heyetinden ileri gelenleri armt. Ben de onur konuu olarak arldm iin davette herkesin grebilecei bir yer bulup oturdum. Davetin ana elence gsterisi danslarn yaln ayak ve ok yava hareketlerle sunduklar trden bir dans olan Thai Operas'yd. Danslarn gzlerini bir yerden bir yere evirmeleri sanki yllar, elleriyle kollarn hareket ettirmeleri ise sanki yzyllar sryordu. Yanmdaki beni ikide birde drtp durmasayd iimin gemesine zor engel olurdum herhalde. Uykuya dalm olsaydm baya ayp etmi

olacaktm, nk onur konuu olarak arlmtm. Sahne arasnda mzik kesildikten sonra oyuncularn yanma gidip, nceden kararlatrld gibi Thai usulne uygun jest ve kutlama hareketleriyle, bir tercmann da yardmn alarak ne kadar harika oynadklarn syledim. Thai Operas'nn mucizelerinden sz ederken imanm gevredi, nk gsteri herhangi bir tanm "olanaksz klacak kadar durgundu. Fakat bir sonraki sahnede Maymun KraPn ataa kalkacan ve canhra bir savan kacan rendim. Artk ortala hareket ve canllk gelir diye dndm. Ama nerede, bu blm dierlerinden de yavat; en hzl yerleri oyuncularn her biri bir dakika sren parmak ve gz hareketleriydi. Gzkapaklarmn zerindeki kurunlarla cebelleirken, gzlerimin ald donuk ifadeyle dardan daha ok bir zombi gibi grnyordum herhalde. Gsteri boyunca nasl dayandm bilemiyorum. Sonra gsteriyi hazrlayan ileri gelenler ve diplomatlarla tantm; eller skld, 286 BRANDO Franszca, Taylanda, ingilizce ve krk dkk bir Ingilizceyle bir eyler sylendi. Uykusuzluktan geberiyordum, ama olan bitenlerden nedense ok holandm. Otele geri dndmde kendimi yere atverdim, nk klimann soutabildii tek yer orasyd. Durup dururken ayaklarm kanmaya baladysa da pek tnmadm. Uykuya dalmadan nce hatrladm tek ey topuklarm kemirmekte olan bu hayali keinin oyalanacak baka eyler bulmasn arzuladmd. Garip gelecek belki ama, byle geceler sinema piyasasnda yaadm renkli anlardand. nk, Justice William O. Douglas, Martin Luther King Jr., Dag Hammarskjld, Sukarno, Jawahar-lal Nehru, Indira Gandhi ile Robert ve John Kennedy gibi kiilerle tanma frsatn byle gecelerde yakalamtm. JFK bakanla adayln koyduu sralarda gvenebileceim bir politikac olduunu dnerek hayatmda ok az oy kullanm olmama ramen onu destekledim. ok ho biri olmasnn yan sra zeki bir insand da; tarihi severdi ve merak da vard. lkede cereyan eden kt eyleri dzeltmeyi isteyecek kadar da samimiydi. Benim de katldm, yardm fonu toplama yemeklerinden birinde, Kennedy odann dzenlenmesinde alyor, sandalyeleri yerletiriyor ve herkesle el skyordu. Yanma geldiinde, "Btn bunlardan sklyor olmalsnz," dedim. "Asln sylemek gerekirse," diye sze balad, biraz arm, biraz da savunmaya hazrlanyormu gibi, ve devam etti, "Pek sklmyorum, insanlarn syledikleri ve ne dndkleri her zaman merakm..." "Haydi canm," diye sze girdim, "burada oturup btn bu mor sal kadnlarn bd bdlarn dinlemeye can attnz sylemeyin bana." "Ben o kadnlar severim ama," dedi. "Yapmayn." Kennedy bana ak bir dmanlk ve pheyle bakarken glmseyerek, "Bunda ciddi olamazsnz," dedim. Onu eletirmediimi, bir politikacdan bir kez olsun doru bir eyler duymak istediimi anlaynca, scak bir glmsemeyle karlk verdi. ANNEMN RETT ARKILAR 287 Yemekten sonra bir gizli servis ajan yanma gelerek bakann beni grmek istediini syledi. ilgin olacan dnerek Kennedy'nin oteldeki odasna doru adam izledim. El skmaktan firsat bulamad iin davette bir ey yiyenemiti, birlikte yemek yemeyi teklif etti. Fakat ncelikle bir iki tek atmay uygun bulduk. Kennedy, Hollywood'da tandm kadnlar hakknda bir eyler renmeye can atyordu; onlar heyecanla merak ediyordu. Sonra konuyu deitirdi, bana kukulu bir bak frlatarak, "Kzl-derililerle neler yaptn biliyoruz," dedi, bir taraftan da bana doru parman sallyordu. "Ben de sizin neler yapmadnz" dedim. Yine konuyu deitirerek, "Bu arada baya imanlamsn bakyorum," dedi. "Hangi arada?" diye sordum. "Oras nemli deil, nemli olan imanlam olman..." "Dalga m geiyorsun?" dedim. "Son zamanlarda hi aynaya baktn m sen? Gdlarn televizyon ekranna smyor bile. Yakn ekimlerde yznn yars

darda kalyor. Televizyonda ay paras gibi grnyor. iliklerden yznn eklini bile seemiyorum." Kennedy, benden bir hayli zayf olduunu syledi. Ben de, "kesinlikle olamaz," dedim. Bylece tartlmak zere banyoya gittik. Kantara ilk ben ktm. Ne kadar geldiimi bilmiyorum ama tartlma sras ona geldiinde ayamn ucuyla kantara aktrmadan basarak, benden birka kilo fazla grnmesini saladm. "Gidelim iko, kaybettin," dedim. Birka yl sonra, Vietnam Sava'nn bir trajediye dnmeye balad yllarda, byk bir alk tehlikesiyle yz yze olan Hindistan'n kuzeydousundaki Bihar Eyaletine UNICEF'in acil yiyecek yardm program iin gittim. Tank olduum olaylardan etkilenerek on alt milimetrelik bir kamerayla krk be dakikalk bir film ektim. UNICEF'in grevlileriyle, baz yerleri'l 12 km.'lik bir mesafenin Los Angeles'tan New York'a sren uak yolculuu kadar uzun srd amurlu yollardan jiple, kyden kye getim. Kylerin ou mahvolmutu: Bir tarafta Brahmanlar ile dier yksek snflara mensup Hintliler, bir tarafta da paryalar yaamaktayd. Beklendii 288 BRANDO L zere, paryalarn yaad yerdeki kuyular kurumutu ve kimsede yeni bir kuyu aacak para yoktu. Yksek kasta mensup insanlarn kuyularn da kullanamyorlard, nk yksek kasttakilerin inanna gre onlar kirli saylyorlard. Brahmana ait kuyudan suyu toprak bir testiyle bile alsalar, Brahman kirleteceklerine inanlyordu. Btn bu olan biteni ve paryalarn maruz kaldklar muameleleri kafamda mantkl bir yere oturtmaya alyordum. Sokaklar sprmek ve insan dklarn elleriyle toplamak zorunda braklyorlard. Hintlilere gre onlar yalnzca dokunulamayacak kadar pis deil, ayn zamanda seslerine bile tahamml edilemeyecek kadar irentiler de. Baz kylerde zamanla mzik aletleri almalar da yasaklanmt, nk yaptklar mziin sesi Brahmann kulaklarn kirletebilirdi; baz belli yollarda yryemezlerdi, nk grlebilir ve Brahmann gr alann kirletebilirlerdi; yolda yrrken ngrak almak zorundaydlar, bylece Brahman istenmeyen karlamalardan korunabilirdi. Kylerden birinde bir dkknn x nnde sesini duyurmaya alan bir paryaya rastladm. Sesini duyan dkkn sahibi kapal kapnn ardndan ne istediini sordu. Parya, "Biraz pirin isteyecektim," dedi. Dkkn sahibi fiyat syledikten sonra, parya eie birka rupi koydu ve oradan uzaklat. Sonra dkkn sahibi kapy ap dar kt ve paray alarak pirinci yere koydu, tekrar ieri girerek kapy kapatt. Parya yava yava yaklaarak pirinci yerden ald ve oradan uzaklat. Hiyerarideki konumuna alkn olduu besbelliydi. Bu arada dkkn sahibinin de kirden arnmak iin dinin gereklerini yerine getirmesi gerekiyordu, nk paryadan ald parayla kirlenmiti. Filme aldm Biharl ocuklarn vcutlar iek hastalndan meydana gelen yaralarla doluydu ve hepsi de vbir deri bir kemik kalmt; ou lmek zereydi. Kilometrelerce uzaklkta bir tane bile hastane yoktu; varsa bile yataklar doluydu ve ila ile yiyecek sknts iindeydi. Hastane yataklarnn zeri sinek lleri yznden simsiyah olmutu ve ocuklar yataklara kast dzenine gre ya-trlyorlard; paryalar buralarda bile kast d saylyorlard. Hemen her kyde ocuklar gdasz ve ishaldi. Annelerin st kesilmiti, nk ne yiyecek bir eyleri vard ne de iecek bir damla sulan. Kylerden birinde kk bir kz yardm aralarndan birinin yanna gelerek kendisine yiyecek uzatan grevliye iine koymas iin ANNEMN RETT ARKILAR '289 sarisinin eteini at. Fakat giysisinin kuma o kadar ok ypranmt ki, grevli yiyecekleri eteine boaltr boaltmaz yrtlverdi. Birok kyde inekler yiyecek baka bir ey bulamadklar iin evlerin atlarndaki samanlar yemiti ve insanlar o kadar zayftlar ki yryebildiklerine bile ayordu insan. Birounun yanana elinizi dokundurup ektiinizde oyuk bir iz kalyordu; derileri esnekliklerini yitirmiti ve bir kadavrann derisini andryordu.

Kylerden birinde ekim yaparken bir kadn, kalabaln arasndan syrlarak sanki derdine derman olacakm gibi ocuunu kameramn nne doru uzatt. len ocuklar ekerken hemen yaknlarda, Viatnam'da insanlarn birbirini ldryor olmalarm bilmek gerekst bir durumdu. Vietnam'a atlan bombalar iin harcanan paralarn sadece kk bir ksmnn elimde olmasn ne kadar ok isterdim, nk bylece ky ky dolap kuyu aacak hidrologlar tutabilir, insanlarn su sorunlann giderebilirdim. Dier toplumlarda benzerlerine rastlansa da, Hindistan'daki kast sistemi insanln yaratm olduu en sinsi toplumsal sistemlerden biridir. Benzer hiyerarik konumlar, babunlar, empanzeler ve goriller gibi insanms trlerde de grlmektedir. Hindistan'daki sistemde daha karmak ve sadece Hindularda on dokuz bin alt kast bulunabilecek kadar ok eididir. Alt kastlara mensup ailelerde dnyaya gelmi insanlarn, nceki hayatlarnda kt eyler yaptklar iin byle ac ekmeyi hak ettikleri dnlyordu; Brahnanlar da ruhban snflarn sonraki hayatta brndkleri kiilik saylyorlard. Buna ramen baz Brahmanlarn baka Brah-manlarn kzlaryla evlenmedikleri de olurdu. nk, ayn kastn birok da alt kolu bulunmaktayd. Paryalara ikinci snf insan muamelesi yapmak Gandhi'nin 1949'da kard bir yasayla yasaklanmt, ama zihniyet deimeden ayn ekilde devam etti. Btn abalarna ve halknn zerindeki etkisine ramen Gandhi ok az eyi deitirebildi. Bu korkun sistem, insanolunda varolan o gruplara ayrma ve kendi grubunun dndakileri aalama igdsnn bir sonucu olarak, bizimki dahil her toplumda deiik biimlerde mevcuttur, iin ilgin tarafna bakn ki, sistemleri Hintlilerinle! kadar karmak olmasa bile, en az o kadar kat olan ingilizler bu lkeyi smrgeleri olarak ynetirken Brahmanlara ikinci snf insan muamelesi yapyorlard. B 19 290 BRANDO ABD'de bizim de paryalarmz olagelmitir - Kzlderililer, Siyahlar, homosekseller. Kimbilir kimler bundan sonra bu muameleden nasibini alacak? Kameramla yaptm ekimlerin son gn, gzmn nnde len bir ocuu ektikten sonra, kameray yere brakp alamaya baladm. Artk dayanacak gcm kalmamt. ektiim filmi Amerika'ya gtrp herkese gstermek istiyordum; filmi izleyip de dehete kaplrlar ve insanlar bu sefaletten kurtarmak iin ellerinden geleni yaparlar diye dnyordum. Amerika'ya dndmde destek alrm umuduyla Sinema Filmleri Birlii'nin bakan Jack Valenti'ye filmi izlettim. Valenti, daha sonralar filmi Bakan Johnson'a izlettiini syledi ama, baka bir haber kmad. Elimden geldiince Hollyvvood'un sekin evrelerinden birok insana filmi izlettim, ama kimseden, sinema salonlarnda belgesel bir film olarak gsterime sokulmas konusunda bir neri gelmedi; hem de, filmin sonunda bir kii hari herkesin gznden yalar szlmekteydi. O alamayan istisna kii yapmclardan birinin karsyd ve grlerini u mehur deyilerimizden biriyle aklyordu: "Biliyorsun Marlon, dierlerinden nce kendi insanlarmzn dertlerini gidermeliyiz." Hollywood'daki abalarmdan sonra filmin televizyonlarda daha byk bir kitleye hitap edebileceini dnerek, CBS News'un yetkililerinden birine gsterdim. "ok etkileyici bir film ama bunu kullanamayz," dedi. "Neden?" diye sordum. "nk departmanmzda kendi rnlerimizi kullanmaktayz; dardan gelen taleplere gre hareket etmiyoruz ve dtan gelen belgelere de itibar etmeyiz," dedi. "Neden ki? Ben de oradaydm. Size izlettiim eylerin hepsi gerejc." "irket politikasna uymak zorundayz, kimseye ayrcalk yapamayz." NBC'ye gittiimde de ayn eylerle karlatm. Film televizyonda da yaynlanamadan ylece kald. 43 AMERKA'DA BiR NSANIN bir baka insan para karl satn almasnn mmkn olduu yllardan sadece altm iki yl sonra domu olmam fikri bana hep artc gelmitir. Hatrlyorum da, daha genlik yllarmda bunu ilk rendiimde hayretler iinde kalmtm. Siyahlarn tarihini okumu, ok etkilenmitim ve siyah olmann nasl bir ey olduunu zihnimde tasarlamaya

abalamtm - ki byle bir tasarmn imknszln yllar sonra renecektim. Drt yz yllk klelik hayatnda zgnlklerinden bir ey kaybetmedikleri iin Amerika'nn Afrika kkenli halknn kahraman insanlar olduklarn dnmeye baladm; beyazlarn kleletirme abalarna ve ikencelerine ramen ruhlarn korumay baarmlard. Karlarna kartlan trl zorluklara ve eziyetlere ramen baz eylerin kalcln da salamay baarmlard, bu eyler, sadece mzikleri veya dinleri olsa da. Afrika'daki aile ocaklarndan zorla koparlm, prangaya vurulmu ve gemilerin kilerlerine kapatlmlard. ektikleri skntlar bunlarla da bitmemi, nereye gtrldklerini bilmemenin ve orada balarna neler geleceini kestirememenin getirdii korku ve dehete de gs germek zorunda kalmlard; dili, gelenekleri ve kltryle bambaka bir dnyann iinde itilip kaklmlard. Aile fertleri birbirlerinden zorla koparlyor, kendilerini, ltfettii miktarlarda yiyecek karl, bir hayvan gibi altracak olan kle sahiplerine satlyorlard. Kuaklar boyu byle hayvan muamelesi grerek yaamak zorunda brakldlar; atalar o kadar byk zorluklara gs germek zorunda kalmlard ki, bu zorluklara kar koyma gc zamanla kendilerine miras kalmt. " Lincoln, siyahlara o szmona zgrlklerini verdiinde, bu hak yldrm hzyla ortak sistemine dnverdi. Ondan sonra da KKK (Ku Klux Klan), lin edilmeler, kurumsal haklarn ihlali ve nice modern klelik biimleri birbirini izledi. zgr olmasna *"fLr*^ *>+"5** 292 BRANDO L zgrlerdi artk, fakat ayrmclk yaygn ve sinsi bir ekilde srd iin, elde edilmi olan bu zgrlk hakk kleliin baka bir biimde srmesine neden olmutu hep. Beyazlar ounluktaydlar ve siyahlara ikinci snf insan olduklar, daha beiklerindeyken retiliyordu. Ayrmla her gn kar karyaydlar; umuttan yoksun, glklerle baetmeye alrlarken kltrmzn zenginlemesine de katkda bulunuyorlard. Amerikan mizahnn byk bir ksm siyahlardan geliyordu; mzii de yle. Dans dnyaya siyahlar retmitir, caz dansndan rock'n roll'e kadar ve geen yzyl ile iinde bulunduumuz yzylda kltrmzn yozlamasna neden olan, Amerikallarn cinsellie priten yaklamlarn kanmca yine siyahlarn zgr cinsellik anlaylar deitirmitir. Mziklerinin dnda serbest brakldklar yegne ey seksti. nk bu dnyaya yeni bir klenin, dolaysyla yeni bir mlkn gelmesi demekti. Siyahlarn danslaryla mzikleri beyazlar tarafndan kamulatrlmt, fakat bunlar araclyla bizlere ve btn dnyaya cinselliimizin farkna varmamz ve hepimizin vcutlarnn doal bir paras olan itkileri fazla bask altnda tutmamamz gerektiini retmilerdir. Ellilerin sonlar ile altmlarn balarnda yurttalk haklan hareketleri biimlenmeye balad sralarda, hareketleri desteklemek iin elimden ne geliyorsa yapmaya altm. Bu amala, Paul Newman, Virgil Frye, Tony Franciosa gibi birok dostumla birlikte zgrlk yrylerine katlmak ve Martin Luther King Jr. Me beraber olmak iin Gney'e gittim. Washington yry srasnda, "Bir hayalim var," szleriyle balayan konumasn yaparken, Dr. King'in birka adm tesinde duruyordum; konumas kulaklarmda hl yanklanyor. Byk bir hayranlk beslediim insanlardan biriydi Martin Luther King Jr. Irk eitlii konusuyla byle yakndan ilgili biri olmaktan honutsuzluk duyarken, bir taraftan da, bence kendisini kurban ettiini bile bile, bu konuyla uramas, elinden geleni yapmas gerektiini dnyordu. Hibir sz beni King'in ldrlnden nceki gece, Mem-phis'te syledii u szler kadar etkilememitir: "Tanr'mn isteklerini yerine getirmekten baka bir amacm yok. O bana, dam tepesine kmay bahetti. Ve oradan aaya baktm ve vaat edilmi lkeyi grdm. Oraya sizinle gitmek bana nasip olmayacak belki..." Gadsen, Alabama'da kalabalk bir kilisede yaplan vatandalk haklaryla ilgili bir toplant srasnda. (AP/Wide World Photos) L 1968'de New York Belediye Bakan John Lindsay ile Harlem'e doru yapamz bir "iyi niyet" yry srasnda. (UPI/Bettmann)

I 294 BRANDO ama halk bu vaat edilmi lkeye varmay baaracakt, "insanlardan korkmuyorum." Uzun bir mre sahip olmak istediini sylyordu, nk nnde daha yaayaca gnler vard, ama "Gzlerim, Rabbim'in geliini mjdeleyen o zafer ann grdler..." dedi. Bu szleriyle sanki leceini bildiriyordu; sanki lmn yakn ve kanlmaz olduunu biliyor gibiydi. Bence lmne hazrlklyd. Belli etmiyordu ama, sanrm hayatnn son gnlerini yayor olduunu zdrabn hissediyordu. Memphis'e geliinin nedeni, siyahlarn bulabilecekleri halihazrdaki en iyi i olan plk iinde alanlarn maalarnn artrlmasn salamakt. Yaklamakta olan bir felaketin karsndaki cesareti ve yreklilii beni hl derinden etkiler. King'in ldrlnden ve Bobby Kennedy ile Medgar Evers'n suikasta kurban gitmelerinden sonra siyah halk, iddet kart ve pasif direni yanls olmalar iin artk bir neden kalmadn syleme hakkna sahip oldular. Belediye Bakan John Lindsay, Dr. King'in vurulmasndan sonra halk yattrmay amalayan Harlem yryne kendisiyle birlikte kalmam teklif etti. Ben de, bunu, aslnda siyahlarn oylarn kazanmay amaladndan habersiz kabul ettim. Bakann adamlar basn nceden haberdar ettii iin, oraya vardmzda etrafmz bir sr gazeteciyle evri-liverdi hemen. Harlemliler itiip kakarak yanma geldiklerinde benden imza isteyecekler sandm nce, ama ok gemeden i bulmam iin yardm istediklerini rendim. California'ya dnmden sonra, yeleri nceki yl Sacramen-to'daki meclis binasn istila etmi olan Kara Panter rgt hakknda yazlm bir makale okudum. rgt ile ilgili pek bir ey bilmiyordum. Ancak ilgimi ektikleri iin Oakland'daki merkez brolarna telefon edip liderlerinden biriyle - hangisi olduunu hatrlamyorum, ya Bobby Scale ya da Eldridge Cleaver'di - grtm. Beni Oakland'da davet etti. Bir grup Panterci beni havaalannda karlayarak Eldridge'in kald apartmana gtrd. Orada, Eldridge, kars Kathleen, Crutch adnda bir adamla, Bobby Scale ve on yedi yalarnda bir Panterci olan Bobby Hutton'la birok gece beraber'olacaktm. Panterler hakknda bir eyler renmek iin sabrszlanyordum ve o zamanlar Amerika'da siyah olmann nasl bir ey olduunu ANNEMN RETT ARKILAR 295 hissetmeye abalyordum. Jim Baldwin'le dostluumdan rendiklerimin dnda bir ey bilmiyordum ve renilecek daha baka eylerin olabileceini dnyordum. Eldridge yoksulluk, beyazlarn nyarglar ve siyahlarn eitliini kabul etmeyileri hakknda ak ve etkileyici kvraklkta, zekice szler syledi. Duyarl bir insand, ama erkeklikleri rkln tehdidi altnda olan birok Kara Panter gibi kaba bir dille konuuyordu. Kamusal haklarn elde etmek iin byle saldrgan davranlar gstermelerinin nedeninin gen siyahlarn onurlarn korumalarn salamak olduunu syledi. Aslnda btn bunlarn altnda bana gre, insan olarak sayg grme istei yatyordu sadece; Amerika'da gen bir siyah olmann ayn zamanda sayg duyup zdeleebilecek bir siyah kahramandan yoksun olmak anlamna da geldiini syledi Cleaver. Tarih kitaplarnn, filmlerin ve televizyon ovlarnn tmnn beyazlara ynelik olduunu, ama siyahlan asl yaralayan eyin bu olmadn, daha ok, beyazlarn hkim olduu bir toplumda siyahlarn esamisinin hi mi hi okunmamas olduunu syledi. Aa yukar sabah saat drde kadar konutuk. Birok konuda, zellikle de siyahlarn Oakland'daki gnlk hayadan - sadece derileri siyah olduu iin caddede polis tarafndan durdurulup aranmalar, "zenci" denerek aalanmalan ve i bavurulannda grmeye gittiklerinde onlara gre i olmad gerekesiyle kap dar edilmeleri - hakknda ok ey rendim. Oakland'a gidiimden yaklak iki hafta sonra, Bobby Hutton ile Eldridge Cleaver'in kaldklar bir eve Oakland polisi baskn dzenleyerek evin etrafn evirdi. Ev atee verildi ve Bobby Hutton dan ktnda polis hi duraksamadan zerine ate at, gzelim ocuu orackta ldrverdi. Henz ierde bulunan Elridge olan-lan grd iin anadan doma soyunarak elleri havada dar kt. Bu akll bir hareketti, nk byle anadan doma dar

kan bir adamn silahsz olduu gn gibi ortadayd ve bu yzden polis herkesin gz nnde onu vurmaya cesaret edemezdi. Eminim ki hayatn kurtaran da bu hareketi olclu. Bobby Hutton'n ldrlmesi, o uzun gecede Cleaver'dan duyduum eylerin doruluunu kantlyordu. Ertesi gn Oakland'a gittim. Irk Eitlii Kongresinin kurucusu Jim Farmer da o gn oradayd. .Gerekten tehlikenin iinde olduumu hissettiim 296 BRANDO ender anlardan biriydi. Oakland'da hava o kadar gergindi ki, polisin Kara Panterler'e sempati duyan herkesi ortada hi sebep yokken rahatlkla vurabileceini sezinleyebiliyordum. Cleaver'n evinde, atlan gzya bombalarnn etkisi pencere ve kaplarn ak olmasna ramen sryordu. Etrafima baknrken pek fazla tanmadm Farmer'la gz gze geldik. Bana nefretle bakyordu. Bunun nedeni, daha nce rendiime gre, onun gznde dier beyaz liberallerden bir farkmn olmamasyd. Bobby Hutton'n cenazesinde Jim Farmer'n bana niye yle - bakm olabileceini kartmaya ve - hayatmn baka dnemlerinde, baka yerlerde yardm etmeye abaladm insanlarn arasndayken de fark etmi olduum gibi - neden bir yabanc olduumu anlamaya baladm. Kilisede arkadaki sralardan birinde oturuyordum. Arkamda kadnlar alyordu, nmdeki ilk iki ksm sralarda Kara Panterler sessizce ve metanetle oturuyorlard., Bobby Seale, Hutton hakknda konuuyor ve korkusuzca Oakland Polis Tekilat'm itham ediyordu. Tabut akt ve kapann sapna bir demet kasmpat ilitirilmiti; Seale konuurken kasmpat yapraklarndan birka tanesi Hutton'n yzne ve omuzlarna dkld. Daha sonra cenazenin nnden kara bereleri, kara gzlkleri ve kara deri ceketlerinden oluan kara niformalaryla Panterler gemeye balad. ou nnde durup eilmekle ve yumruunu havaya kaldrp veda etmekle yetindi. Sonra ilerinden biri, bir tfekten kard fiei Hutton'n ellerine sktrd. Kiliseye, kaynan yllar yl ekilmi aclardan alan, mthi ve hissedilir bir soukluk hkimdi; gzyalarnn anlatabileceklerinin tesinde, youn bir soukluk. Kilisede grdm bu Panterler, bir beyaz olarak hayatmn nasl gvencede olduunu ve btn aratrmalarma, merakma ve yaknlk kurma abalanma ramen bir siyah olmann ne demek olduunu hibir zaman renemeyeceimi anlamam saladlar. Yakn olabilmemin snrlar vard ve kendimi onlarn yerine koymaya almam, gereklemesi imknsz bir abayd. Mcadelelerinde onlara yardm etmeme izin veriyorlard, ama her zaman dardan biriydim ve hep yle kalacaktm. Sonralar bu durum, birok siyahn benden holanmadklarna, nk siyah rkn savanda mcadele eden bir beyaz adamdan baka bir ey olmadma dair eletiBobby Hutton'un cenaze treni. Onlarn arasnda bir yabanc olduumu anlyorum. (UFI/Bettmann) 1963'te Torrance, California'daki bir vatandalk haklar .yrynde irkin saldrlara hedef oldum. (AP/Wide World Photos) 298 BRANDO rilerle bana hatrlatlacakt. Bu tarz eletirileri yapanlar arasnda, benim, bilmediim ve hibir zaman da ait olamayacam bir dnyann ilerine burnunu sokan s bir beyaz liberal olduumu syleyen Rap Brown da vard. Brown sylediklerinde haklyd; beyaz--lar Amerika'da siyah rka mensup insanlarn neler hissettiklerini ve Toni Morrison'un kitaplarnda belagatle anlatt trden bir hayatn nasl bir ey olduunu hibir zaman anlamayacaklardr. Toni Morrison'un kitaplar dahice yazlm olmalarna ve siyah rkn aclarn, mentalitesini ve mizacn anlalr berraklkta bir dille anlatyor olmalarna ramen, ocukluktan itibaren nefret edilen, istenmeyen ve aalanan biri olmann ne demek olduunu beyazlar hibir zaman anlayamayacaklardr. Sonunda kongre, medeni haklara ynelik yasalar kartmaya baladnda Jimmy Baldwin'e "bu baar, Kennedy, Johnson, Humphrey gibilerine' deil, 'Bessie Smith, Emmet Till, Medgar Evers, sen, Rosa Parks, James Meredith...' ve senin deyiminle, 'hayatta kalmay baarabilen' pek ok tana aittir," diye yazdm.

Vatandalk haklan tasarlarnn kabulnden sonra Kara Panterler konuyla daha az ilgilenir oldular ve rgtn liderlii konusunda ihtilaflar balad. Huey Newton ile Bobby Scale amalar iin iddet kullanmaktan vazgetiklerini aklarlarken, Eldridge Cleaver da srgne gnderiliyordu. Vatandalk haklarnn kabul edilmesinden sonra herkes siyahlarn hayatlarnn daha yaanr bir hal alacan dnd ki, birok ynden de yle oldu gerekten; ncekinden biraz daha fazla imkna sahip oldular bylece. Fakat bir ey deimeden kald: kk bir siyah ocuun aklnn bir kesinde yer etmi, umutlarn gerekletiremeyeceine ilikin inanc; nk bilinsizce de olsa ocuklara siyah olarak hayatta pek anslarnn olmad retilmeye devam ediliyordu. Siyahlar bylesi bir umutsuzlua iten ey, herkesin bir avu apulcudan meydana geldiinde hemfikir olduu Ku Klux Klan deil, siyah ocuklarn gururlanyla ve kendilerine gvenleriyle oynayan, insanlar arasndaki o gizli ve sinsi rklkt. 44 ALTMILI YILLARDA yaptm baz filmler ok baarlyd, bazlar da baarsz. The Night of the Following Day (Ertesi Gnn Gecesi) gibi baz filmleri para iin, Candy (eker Gibi) gibi bazlarn da arkada hatrna evirdim. Cand/dc komik duruma dtm, rol alan dier oyuncular da yle. Oynadm filmlerden bazlar iyi bir haslat yap, bazlarysa hi. Daha ok baka ilerle ilgiliydim, ama bir yandan hayatm da kazanmak zorundaydm. O yllarda evirdiim filmlere ilikin aklmda kalan eyler; baka baka yerleri gezip dolarken aldm keyif ve yeni dostlar edinmemdir. The Ugly American''dan sonraki ilk filmim Bedtime Story (Yatak Hikyesi) hayatmdaki, erken kalkp ie gitmek iin can attm tek filmdir. yle ki gnn ilk ekimini sabrszlkla bekliyordum. Hibir zaman komik bir oyuncu olmadm, komedide baarl deildim zaten, ama Fransz Rivieras'nda kadn parasyla geinen ve akllar fikirleri seks olan iki dzenbazn anlatld senaryo ok matrakt ve David Niven'la almak da ayr bir zevkti dorusu. David, filmin ekimleri boyunca beni glmekten ldrd. Laurence Olivier gibi, belli bir biimde oynamaktan dn vermeyen u ingiliz oyunculardand - yani kendi dzeyine uymayan aa bir aksanla konumay reddedenlerdendi. Konuurken ylesine ince, zekice ve harika espriler yapard ki, karsnda glmekten katlr kalrdm. Setteki ilk gnmzde David'in heyecanl olduunu fark ettim; o kadar ki, kendi blmlerini okurken elindeki ktlar tir tir titriyordu. Daha sonra kendisine bundan bahsettiimde, heyecanl olduunu kabul etmek yerine fevri bir hareketle kmldanarak bunun doru olmadn sylerken, dayanamayp kahkahay patlattm. Niven, kulana srekli, "Bugn herkesi gldrp elendirsen iyi olur. Yoksa kendini lm bil," diye fisldayan bir sese yazgl olarak domutu bence. Aristokrat gibi grnmekten holanyordu ve Gstaad'da villalar 300 BRANDO olan ve yatlarn Nice limanna demirleyen birtakm kiilere taklyordu. Baz gln nedenlerden tr, galiba kendini yetersiz hissediyordu ve insanlar zerindeki etkileyicilii ile gldrme yetenei kendisine gvenmesini ve gl olmasn salyordu. Yapt espriler tam anlamyla ingilizlere zgyd. Filmde iyi oynaya-madm, nk srekli glp durduum iin ekimlerin yarda kesilmesine neden oluyordum. Birlikte oynadmz sahnelerde bir sr film telef ettik. Bir keresinde ekimlerin be alt kez yarda kesilmesine neden oldum. Sonra, ekim srasnda glmemek iin David'in yzn gremeyeceim bir ekilde karya bakarak rolm srdrmeyi denedim, ama kkrdamaktan sylemem gereken szleri bir trl toparlayamyordum. Ynetmen azmi elinden brakmayarak David'i yakn plan ekmeyi, bylece beni grnt d brakmay denedi. Gene olmuyordu, kendimi glmekten bir trl alkoyamyordum. Sonra ynetmen benden soyunma odama gitmemi rica etti; gittim ve bam yasta bastrarak kahkahamn duyulmasn engellemeye altm. Fakat sonradan David'den rendiime gre kahkaham soyunma odasndan sete kadar ulayor-mu. Film evirmeyi ite bu tr anlar ve eitli yerler grp, yeni yeni kltrlerle tanmalar elenceli klmaktayd. The Saboteur: Code Name Morituri (Korkusuzlar) isimli filmde oynamaktan da mthi keyif almtm, nk can dostlarm Wally Cox ile Billy Redfield de bu filmde rol almlard. Filmde II. Dnya Sava

sralarnda Yul Brynner'm komutasndaki bir gemiye gizlice sokulan bir sabotajcy canlandryordum. Yul iyi bir oyuncu deildi ama film yapmak konusunda harika bir ey rendim ondan. Ho bir insand, fakat David Niven gibi o da, fiyakal yerlerden ve iyi giyimli insanlarla birlikte grnmekten holanyordu ki bu, Wally, Billy ve bana pek uymuyordu. Bir gn biri, sanrm Wally, "Yul bacaklarn bititirdiinde nasl grnr acaba, merak ediyorum," diyerek espri yapmt. nk, Yul srekli The King and PUaki (Kral ve Ben) gibi ayakta, bacaklar ayrk, elleri belinde duruyordu. Fakat Yul e filmde beni gerekten etkileyen bir ey yapt. ok teatral ve yapay oynadn dndm bir sahneyi daha sonra filmde izlediimde ok baarl buldum, nk klandrma etkili bir biimde kulanlmt. Sonradan sahnenin nasl aydnlatlmas stte: Bedtime Story'nin bir sahnesinde David Niven'la birlikte aklabanlk yapyoruz; masadaki kii Frances Robinson. (Universal Pictures/ The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'm izniyle) Solda: The Night of the Following Day1 As. su ortam oynayan Rita Moreno ile bir ak sahnesinde. (Universal Pictures) 302 BRANDO gerektiini kya Yul'un sylediini rendim. O gne kadar klandrmaya pek nem vermiyordum, fakat ite o zaman knn oyununuzu vezir de, rezil de edebileceini rendim. Ikla yznze dramatik bir grnt verebilirdi veya bir aptal grnmenizi salayabilir ya da sizi hepten silik gsterebilirdi. O gnden sonra, ekime girmeden nce yanmda k, elimde aynayla n hangi adan verilirse rolm glendireceini hesaplamaya, denemeye baladm. Oynamaktan haz aldm bir baka film de, Henry James'in The Turn of the Screw adl romanndan uyarlanan 1971 yapm The Nightcomers'& (Karanlktan Gelen Adam). Filmin ynetmenliini, David Niven gibi, ciddiyetini bozmadan ince, tam anlamyla ingiliz usul espriler yapan Michael Winner stlenmiti. Cambridge yaknlarnda bulunan ve ayn zamanda film iin kulland byk bir sayfiye evinde, bir gn pahal in mal masa rtsnden ye atal bak takmndan oluan bir masa donatarak, bunlarn ilk kez ben, Alice Marchak, Jay Kantor, dostlarm Philip ile Marie Rhodes ve kendisi tarafindan kullanlacan belirtti. Ancak ben, byle snf ayrm yaplmasn pek uygun bulmadm, filmde grev alan dier oyuncularla ve ekiple birlikte yemeyi istediimi syledim. Buna karlk Michael yle dedi: "Bunu sylediim iin zgnm Marlon, ama ekip senin onlarla birlikte yemeni istemiyor, iverenlerinin ve senin gibi bir sper starn nnde yemek-tense, byle yan taraftaki kantinde kendi kendilerine yemeyi tercih ediyorlar." Bu szlere kulak asmayarak kantine gittim. Bir masaya oturup ellerinde tepsilerle nmden gemekte olan oyuncu ve ekip elemanlarn yanma buyur ettim, ama kimse gelmedi. O zaman dierleriyle birlikte beni izlemi olan Michael, "Marlon," dedi, "millete byle el etmen bouna; hibiri yanmza oturmayacaktr. Kendi balarna dedikodu yapmak varken niye yanmza otursunlar? Hem senden ekiniyorlar zaten." Haklyd galiba, nk o ve yan odadaki arkadalarmdan baka kimse yoktu masamzda. Ertesi gn bir kilise bahesine yaplacak olan ekime hazrlanrken, Michael yine arkadalarm ve benim iin zel bir yemek odas tahsis etmiti - bu kez kiliseye ait bir blmde. Yemee filmde rol ANNEMN RETT ARKILAR 303 alan iki akristle, Stephanie Beacham ve ingilizlerin eski karakter oyuncularndan nl Thora Hird'le katldm. nceleri biraz ekingen durdular, sorular sorarak cesaretlendirmeye altm. ok gemeden Thora takip etmekte glk ektiim katksz bir Kuzey ingiliz aksanyla hi durmamacasna konumaya balad. Yemekten sonra Michael'a, "Sylediklerinden hibir ey anlamadm. Bana neden yardmc olmadn?" diye sordum. O zaman o da, "Eee Marlon," dedi. "Onlar davet eden sendin ve dndm ki, madem ho insanlar, onlarla sen ilgilenebilirsin." O gnden sonra Michael ne zaman masa rtl nezih bir sofra hazrlasa, yemeimi yemek zere ya soyunma odasna kayordum ya da oradaki sehpalardan birinin zerinde hallediyordum

iimi. ekimlerin son gn Michael yemek odasna girdiinde beni dostlarmla birlikte masada hazr buldu. ok sevindi, ama . hevesi kursanda kald, nk hemen ardndan hepimiz ayaklanarak dier oyunculara ve ekip elemanlarna katlmak zere kantine yollandk. O da bize katld. Alt yl sonra Superman filminin ekimleri iin Londra'ya gittiimde Michael' Shepperton'da, benim iin kiralanm olan eve akam yemeine davet ettim. Ev ev deil, filmdeki buz maaralarndan biriydi sanki; su stcsn altrdnz zaman nedense kaloriferler almyordu. Michael elbiselerimin iine yerletirmi olduum gazete ktlarn fark edince, bunlarn ne ie yaradklarn sordu. Ben de bunun, serseri olduum dnemlerde rendiim bir souktan korunma yntemi olduunu syledim. Sonra akam bir ara, "Integral kelimesini nasl telaffuz edersin?" diye sordum. * "Integral" diye cevap verdi. "Hayr, bence vurgu ortada deil nde, yani mtegral," dedim. "Ama biz ingiltere'de yle telaffuz etmiyoruz," dedi. Ben de bu kelimenin sadece bir tek telaffuz eklinin olduunu, bunun da mtegral olduunu syledim. Bunun zerine o da, hakl olduunda srar edince, "Bahse var msn?" diye sordum. "Tamamdr, Marlon - yz paunduna," dedi ve elini uzatmak zere bana doru yrd. The Nightcomers: Michael Winner bahsi kaybettii iin Piccadilly Meydan'nda prezervatif satarken (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan); Jay Kantor ve Winner ile birlikte setteyim (Marlon Brando'nun zel koleksiyonundan); (altta) Stephanie Beacham'la bir ak sahnesinde (Evco Embassy/Kobal Collecton'n izniyle) ANNEMN RETT ARKILAR 305 "Yo, yo! " dedim. "Baka bir ey olsun... dinle: kaybeden Piccadilly Meydan'nda bir saat boyunca Fransz kaputlar satacak." "Yapma Marlon," dedi. "Bunu yapmaya hibir zaman yanamazsn sen. Bana gre bahis bahistir ve sznde durmay gerektirir. Dostluumuzun bu yzden bozulmasn istemem, nk kaybedeceksin. Kaybedeceksin ve Piccadilly'ye gitmeyeceksin." "Szm sz. Gideceim, bu konuda hi phen olmasn," dedim ve el skarak ayrldk. Ertesi gn leden sonra Michael telefon etti. O gn Supermen filminin ekimlerinin balad ilk gnd. "Daha nce neden telefon etmedin?" dedikten sonra Piccadilly Meydan'nda kaputlar nasl satacam kafamda tasarladm syledim: kr bir dilenci klnda. "Maalesef, satacak olan sen deilsin," dedi. Oxford English Dictionary'ye bakm ve kelimenin sadece bir tek telaffuzu olduunu renmiti: integral. Birka ay sonra ofrne Londra'nn sex shop zincirlerinden birinden deiik boy ve eitte tanesi 2 pounda bir sr kaput aldrarak tanesini l pounda satmak zere Piccadilly'de bir saat dolam. Kelepir fiyata olmasna ramen sadece birka tane satabilmi - onlar da oradan gemekte olan dostlarna. Kalan mallan elinden karmak onu hayli terletmi, sylediine gre. Ekibinde alanlardan bunlar yok etmelerini de istemeyecek kadar utand iin - nk ou dindar insanlarm - btn bir akam boyunca bunlar kesip paralayarak p sepetine atmakla uram. Tahiti'ye sk sk gitmemin dnda, altml yllarda zamanmn ounu New Mexico, Arizona, Gney Dakota, California'nn c-re kelerine ve baka birok yerlere keif gezileri yapmakla geirdim. Motosikletle ya tek bama, ya da ilgin gzel yerler aramak zere arkamda bir kzla beraber yola kyordum. Bir keresinde yeni aldm bir motosikletle otoyoldan saparak, doruca l Va-di'ye (Death Valley) daldm. lde gazlayabildiim kadar gazladm. Scaklk 45 derece kadar vard ve motor bir sre sonra bozuldu; yle herhangi bir yerinde aksaklk yoktu, sadece ar hararetten yanmt. Tabii tm uralanna ramen altrmay baaB20 ANNEMN RETT ARKILAR

The Appaloosa: Utah'daki sette endieli anlar. ( Phil Stern Photo) 307 ramadm ve kilometrelerce yrmek zorunda kaldm. Rastladm bir park korucusu hayatta kaldm iin kendimi ansl saymam gerektiini syleyerek, korucu kulbesinden pek de uzakta olmayan bir noktay bana gsterdi; yakn zamanlarda orada iki kii ar su ve elektrolit kaybndan can vermiti. Utah'ta St. George yaknlarnda The Appaloosa, (Batda Vuruanlar) adl western filmini evirirken, sperm terapisi uygulayarak hayatm kurtardn sanm olan, Lisa adl New Yorklu tasarmc beni ziyarete geldi. Ona, motosikletimle gezmeyi nerdim. ln ortasnda hzla yol alyorduk ki, birden, allklarn arasnda kurumu bir halde yerlere serilmi otuz-krk inek lsyle karlatk. rktc bir grntyd. Sonradan, bunlarn Nevada'nn kuzeyindeki bir nkleer test istasyonundan gelen radyasyondan veya Utah'taki bir askeri birimden yollanan sinir gazndan lm olabileceklerini dndm. Bu blge, bir zamanlar John Way-ne'in bir film evirdii ve oyuncularnn ounun radyasyona maruz kald iin bir sre sonra kanserden ld blgeydi. John Wayne gibi, Amerikan militarizminin "koyduk mu oturturuz" zihniyetinin ateli taraftarlarndan birinin, byle kendi lkesinin atom silahlarnn denenmesi sonucu yaylan radyasyondan lmesi bana hep garip gelmitir. Lisa'y birka kilometre daha dolatrrken, ln sevimek iin ideal bir yer olduunu dndm. l ve ufukta kzl glgeler halinde sralanan dalar harikuladeydi; bir iki kuun dnda ayn altnda babaa iyi vakit geirebilirdik. Sevimemizin doruk noktasnda birdenbire altmzdaki yer sarslmaya balad; sanki altmzda bir milyon tonluk TNT patlatyorlard ve yer sarslmaya balarken vcudumu batan aa korkun bir titreme sard. Ne biim bir orgazm bu? Aman Tanrm, bir mucize bu! diye dndm. Hayatm sona erdirecek gte bir orgazm; burada, ln ortasnda zevkin doruundayken lyordum ite. Sonra mthi bir patlama sesi. Lisa bana bakarak, "Bu da neydi?" diye sordu. Sonra, bu sesin yerden yaklak yirmi metre kadar yksekten uan, hava kuvvetlerinden gen bir pilotun kulland spersonik bir jetten km olabilecei aklma geldi. O kadar hzl gemiti ki ua grememitim - tabii eer gerekten uak idiyse o ey. 308 BRANDO zerimizden geen eyin uak olduunu kabul edersek, yaratt ok dalgalar ile sesinin patlamas bizi annda yalayp gemiti. Hissettiimiz sarsnt ile duyduumuz ses ite o srada art zamanl olarak gereklemiti. Hayatmda byle bir orgazm yaamamtm. Bir ara gerekten lyorum sandm, ilgin bir lm olurdu dorusu! 45 THE EGTPTIANDA YAADIIMIZ sorunlardan yllar sonra, Darryl Zanuck'm, olu Richard'a acmaszca hakaretler yadrdna ahit oldum. Richard', Twentieth Century-Fox'u ynetmesi iin nce i bana getirmi, bir sre sonra da iine son vererek bunu marifetmi gibi herkese ilan etmiti. Bir ocuun babasndan asla duymamas gereken eyler sylyordu oluna. Daha sonralar Zanuck'a New York'taki Stork Club'da rastladmda, masasna yaklaarak herkesin duyabilecei bir ekilde kendisinden utanmas gerektiini haykrdm. Charlie Chaplin'le A Countess from Hong Kong (Hong Kong-lu Kontes) filminde alrken benzer bir manzaraya burada da ahit oldum. Chaplin byk bir hayranlk beslediim bir oyuncuydu. City Lights (ehir Iklar) gibi baz filmlerini seyrederken hl kahkahaya ve gzyana boulurum. City Lights'm balang sahnesinde canlandrd karakterin zelliklerini seyirciye mkemmel bir ekilde yanstr: kamera onun bir heykelin kollar arasnda uyurken grntsn yakalar. Filmin sonlarndaysa, kr bir kzn gzlerinin almas iin gereken ameliyat parasn ald iin hapis yatar, cezasn tamamlar ve bir gn kza ait ieki dkknnn nnden geer. Kz tanr, fakat kz ilk tantklar srada kr olduu iin onu tanmaz. O artk, ayakkablarnn tabanlar delik, paavra haline gelmi gmlei ceketinin altndan sarkan, pejmrde bir serseridir. Kz grdnde afallar. Tam gitmeye yeltenirken, kz

dkkndan koarak kar ve ceketinin ilik yerine bir gl ilitirir; derken onun ceketine ve omuzlarna dokunan kzn yz aydnlanr ve seyirci bylece, gzlerinin aunasm salayan adam kzn hatrladn ve onu sevdiini anlar. Seyirci kzn onu sevdiini anlamakla kalmaz, ayn zamanda onun, kendisinin bir serseri olduunu renmi olan kzn karsndaki utancn da grr. Bu, sadece usta bir oyunculuun stesinden gelebilecei, seyircinin 310 BRANDO bilinaltna ulaabilen sihirli bir andr. Chaplin seyirciye neler hissettirebileceim ok iyi biliyordu. Bilinli bir ekilde oluturulup oluturulmadn bilmiyorum ama, Kk Serseri tiplemesiyle yaratt efsanenin neminin pekala farkndayd ve bu tiplemenin zerinde younlat. Dhi bir komedyen olsun ya da olmasn, hayatnn sonraki dnemlerinde Londra'ya onunla almaya gittiimde karma kan adam, kesinlikle acmasz biriydi. A Countess from Hong Kong filminde bana Ogden Mears adndaki diplomat canlandrmay teklif ettiinde yetmi yedi yalarndayd. Film, Hong Kong ile San Fransisco arasnda sefer yapan lks bir yolcu gemisinde geiyordu. Sophia Loren, odama gizlenerek kaak yolculuk yapan eski bir dans kz canlandryordu. Chaplin filmin hikyesini 1931'de Shangai'da yapt bir deniz yolculuundan esinlenerek yazmt. 1966'da bana bu rol teklif ettiinde, fikirlerine sayg gstermekle beraber bu rol iin uygun olmadm dndm syledim. Komedi filmlerinde oynama fikrine hep kukuyla bakmmdr. Ama o, bu roln stesinden gelebileceimde srar edince, kendimi, bir dhi olarak grdm bu insann ellerine brakmaya karar verdim. Benim bilmediim, varlmla filme katkda bulunabileceim baz eyleri bildiini, fark edemediim baz eyleri fark etmi olabileceini dndm. Fakat A Countess from Hong Kong berbat bir film oldu. ekimler srasnda da, Chaplin'in hayatmda tandm en sadist insan olduunu rendim. Bencil mi bencil bir zorba ve pinti adamn tekiydi. ekime ge kalanlarn burnundan getirir, onlar acmaszca daha fazla altrarak cezalandrrd. Daha da kts, filmde arkadam canlandran olu Sydney'e acmaszca saldrma-syd. Herkesin iinde onu aalard: "Sydney, aptal olum benim! Kapnn kolunu nasl tutacan bilmiyor musun? Kap kolunun ne olduunu, nasl bir ey olduunu biliyorsun deil mi? Yapacan tek ey kolu evirip kapy amak ve ieri girmek. Bunu yapmak o kadar zor deil, deil mi Sydney?'' Chaplin oluna bu ekilde konutuktan sonra, sahneyi hi gerekmedii halde defalarca ekti, arada srada kmseyici szler sylemeyi de ihmal etmedi. Charlie'nin kars Oona O'Neill de oradayd ve vey olunu savunmak iin hibir ey yapmad. BA Countess from Hong Kong'An, deniz tutan bir kamarotu da canlandrm olan, filmin ynetmeni Charlie^Chaplin'le bir sahnedeyiz. (Universal Pictures/The Academy of Morion Arts and Sciences'n izniyle) 312 BRANDO tn bunlara ahit olmak ok ac bir eydi, zellikle de Sydney'den Charlie'nin btn ocuklarna byle davrandn duyduktan sonra. Hatta ocuklarndan biri, Charlie'nin kar kmasna ramen Paris'e gitmi, Noel gn evine dnerek kapy alm. Charlie kapy aar amaz olunun burnuna bir yumruk geirmi ve kapy ardndan kapam. Olunu yerde kanlar iinde brakm ve ieri girmesine de kesinlikle izin vermemi. Varlkl olmasna ramen, Sydney'in dediine gre ocuklarna czi miktarlarn dnda pek para vermezmi: rnein, Sydney bir restoran ama hayalleri kurarken, milyonlarla oynayan babas kln bile kprdatmam. Bir gn, "Sydney, btn bunlara neden katlanyorsun?" diye sordum. "Neden seti terk edip ekip gitmiyorsun? Ya da onu defetmiyorsun? Byle bir aalanmaya neden katlanyorsun? Katlanman iin hibir sebep yok." "Yalanmaya balad," diyerek babasyla ilgili zrler sralamaya balad: Filmle ilgili sorunlar var, gribe yakaland, una kayglanyor, buna zlyor, gibi.

Ben de "Btn bunlar bir insann sadiste davranmasn gerektirmez, stelik kendi oluna kar," dedim. Btn abalanma ramen Sydney'in babasna kar kmasn salayamadm. Babasnn hakaretlerine gz yummaya devam etti. Bir gn sete on be dakika kadar geciktim. Hatalydm, gecikmemem gerekirdi, ama bir ekilde olmutu ite. Btn oyuncularn iinde Chaplin beni azarlayp kk drerek, profesyonellik anlayna sahip olmadm, mesleimin yz karas olduumu syledi. O byle sylenip dururken hiddetim arttka artt. Sonunda, "Bay Chaplin, soyunma odamda yirmi dakika bekleyeceim. O zamana kadar yanma gelip benden zr dilerseniz, uaa atlayp Amerika'ya gitmekten vazgeebilirim. Sadece yirmi dakika bekleyeceim," dedim. Soyunma odama gittim bir-iki dakika geti gemedi, Chaplin kapy tklatarak ieri girdi ve benden zr diledi. O gnden sonra bana ilimedi ve bylece filmi kazasz belasz bitirmeyi baardk. Charlie doutan kt biri deildi. Btn insanlar gibi o da genetik mirasnn ve hayat boyunca edindii tecrbelerinin bir ANNEMN RETT ARKILAR 313 toplamyd. Hepimiz ilelerimizle ve talihsizliklerimizle biimleniriz. Neyin dokunakl, neyin komik neyin zc olduunu biliyordu; seyircilerini etkilemek iin hangi duygulan harekete geireceini ok iyi biliyordu ve insanlarnn davranlarnn ileyii konusunda sezgisel bir bilgisi vard. Fakat kendi karakterini anlamak iin pek uramamt. Onu hl sinema dnyasnn yaratt, gelmi gemi en byk dhi olarak grrm. Kimsenin ondaki gibi bir yetenee sahip olmadn dnyorum; yannda herkes cce kalyordu. Fakat insan olarak, herkes gibi o da, bir yn ilesi gibi karmakt. 46 ELIA KAZAN ve Bernardo Bertolucci'nin dnda altm en iyi ynetmenlerden biri de Gillo Pontecorvo'ydu, birbirimizi ldrmeye ramak kalm olmasna ramen. 1968'de ynetmenliini yapt ve kimsenin izleyemedii bu filmin orijinal ad Queimada! (Adada isyan) idi. Piyasaya Burn! adyla lanse edildi. Filmde, on dokuzuncu yzylda Avrupallarn smrgelerine yaptklar ktlklerin kiiliinde temsil edildii ingiliz Casus Sir William Wal-ker' canlandryordum. Filmde Vietnam Sava ile paralellikler vard ve glnn zayfi smrmesi gibi evrensel bir tema ileniyordu. Bu filmde hayatmn en iyi oyununu oynadm, fakat ok az kii grmeye geldi. Gillo ok beendiim bir film olan The Battle of Algiers']. (Cezayir Sava) yapmt ve byk ynetmenler arasnda sayabileceim ender sinemaclardan biriydi. Olaanst yetenekleri olan bir insand, ama birlikte olduumuz anlarda boaz boaza geldiimiz ok oldu. Kolombiya'da alt ay geirdik, ounlukla da, son derece nemli olan ve ekvatordan 11 derece uzaklktaki - ve bence Hades'in kaplarna da pek uzak olmayan - Cartagena'da kaldk. Scaklk genellikle 40 derecenin zerindeydi ve havadaki nem yznden set tam bir Trk hamamna dnyordu. Gillo'nun tasarlad ilk ekim, kamerann, eski bir kalenin zindan odasym gibi gsterdii kk bir odann parmaklkl penceresinden, darda, avluda boazlanarak idam edilen bir mahkmu grntlemesiyle gerekletirilecekti. Gillo'nun sete zerinde uzun bir k paltosuy-la geldiini grnce gzlerime inanamadm. Spot klarnn gcyle birlikte odadaki scaklk 50 derece olmalyd. Sahneyi tekrar tekrar ekmesine ramen paltoyu zerinden hi karmad. Sonunda dayanamayarak, "Gillo," dedim, "bu kaln paltoyu neden giyiyorsun?" Terden srlsklam olmutu. "Gillo paltoyu neden karmyorsun?" ANNEMN RETT ARKILAR 315 Omuzlarm silkti, yakasn kaldrarak etrafna baknd ve Franszca, "Biraz dm de. Bilmem neden. Hastalanyorum galiba," dedi. "Palto iine yaramaz ki. Eer hastaysan byle sv kaybederek kendini daha da bitkinletirmene hi gerek yok." "Dzelirim, merak etme," diyerek uzaklat.

Ekip elemanlarndan birine yaklaarak, "Gribe yakalanmasa bile ok yanl bir ey yapyor. Bu ekilde terlemeye devam ederse baylp kalacak," dedim. Bir sonraki ekim srasnda Gillo dar kt; bu kez paltosunun altna mavi renkli bir ort mayo giymiti. Alt kaval, st ihane diye dndm; mayo ve onun stne bu scakta bir palto? Ben ona byle bakakalmken, paltosunun cebinden bir eyler karp dier cebine yerletirdi. Yanna yaklaarak, "Neydi onlar yle?" diye sordum. "ansa inanr msn?" diye sordu Gillo. "Kader demek istiyorsun." "ans, fortuna." "Bilmem," dedim. "Galiba inanyorum. Kendini baz gnler ansl hissedersin, baz gnler de etmezsin." Elini cebine daldrarak krmz bibere benzeyen kvrml bir ey kard. "Nedir bu?" diye sordum. "ans getiren kk bir ey, dokun," dedi ve bunun filme uur getirdiini ekledi. Dokundum ve uurlu tlsmnn nereden geldiini sordum. "italya," dedi. "Byle tlsmlar kaa satlyor?" "Bedava." Elini tekrar cebine sokarak "bir sr krmz biberi kard ve bir tanesini bana uzatt. Kabul ettiim iin sevindi ve bu hareketimin filmin baarl olmasna katkda bulunacam syledi. O zamana kadar yanlarnda uurlu saydklar herhangi bir ey olmadan adm atmayan birok italyan tanmtm, ama Gillo bu ii baya abartmt. Arkadalarndan biri onun bu paltoyu her filmin ilk ekim gnnde giydiini ve ekimi her defasnda ayn tenis ayakkablarn giyen belli bir figranla balattn syledi. Bu filmde avluda boazlanmakta olan mahkmu canlandran kii yine 316 BRANDO o figrand ve giydii tenis ayakkablar botu andracak ekilde boyanmt. Bana Gillo'dan perembeleri hibir istekte bulunmamam gerektiini sylediler; istediimi geri evirirse sonra ans yaver gitmezmi. Filmlerinde, uursuz sayd iin mor renkli hibir eyi kullanmazm; mor renkli hibir eyin grntye girmesine izin vermezmi. Bu renge kar taknts had amadayd, yle ki elinden gelse herhalde yazlan gn batmmda ufukta beliren mor renkli hareleri doadan tmyle silerdi. Gillo, koyu kumral salar ve gzel mavi gzleriye ok yakkl bir adamd. Baarl bir aileden geliyordu; bana erkek kardelerinden birinin Stalin Bar dl, dierinin de Nobel dl sahibi olduunu, ablasnn Afrika'da misyonerlik yaptn sylemiti. Batl inanlara olan dknl bir yana, Gillo oyuncuyu nasl yneteceini iyi biliyordu, italyanca bilmediim ve o da Ingilizce-yi pek konuamad iin genellikle aramzda Franszca anlardk, o da kafasn gzn yara yara. Benim sahnem ekilecei zaman yanma gelir, el kol hareketleriyle, "Biraz az" veya "Biraz fazla" gibi nerilerde bulunurdu. Genellikle doru ada konumlanmam salayacak denli kurnaz olmasa da, yaptklarnda hep haklyd, yi bir sinemacyd, ama sahneleri hep kendi grd gibi ekmek isterdi. ounlukla onun bu isteklerine kar gelirdim. Her eye marksist bir gr asndan yaklard; yannda alan insanlarn ou bu dogmann dnyann btn sorunlarna bir cevap olduunu dnyordu ve ilerinde art niyetli birok kii vard. Gil-lo'ya ok yardmc oluyorlard, ama onlarla pek ilgilenmiyordum. Rolm gerei sylememi istedii baz eyler dorudan Komnist Manifesto'dan alnmt; bunlar sylemeyi reddediyordum. Ama onda numara oktu. Bazen itirazlarmz kabul ediyor, "Kes," komutu verdikten sonra kameray gizlice harekete geiriyordu, bylece reddettiim eyleri bana yaptrarak bunlar gizlice kaydetmeyi umuyordu. Bir sahnede, hasmm ve filmin de ba kahraman olan bir devrimci lideri canlandran Evaristo Marquez'in erefine kadeh kaldrmam gerekiyordu. Gillo, kadeh kaldrdktan sonra ikimi yudumlamak yerine Evaristo'yu aalayc bir hareketle yere dkmemi istedi. Canlandrdm

karakterin byle bir anda, bu ekilde davranmas bana pek uygun grnmedii iin sylediini yapmay reddettim; onun erefine imek geliyordu iimden. Gillo Burn! Gillo Pontecorvo'nun ynettii bu filmde Sir William Walker adndaki bir ingiliz gezginini canlandrdm. (United Artists/ Kobal Collection'n izniyle) L 318 BRANDO yapmama izin verdi, ekim arasndan sonra da, kameray gizlice altrarak beni, ikiyi yere dkerken grntlemeyi baard. Filmi izlediimde bu grntm kullanm olduunu farkettim. ok scak gnlerden birinde yine bir sahnenin hazrl iindeydik. ekim bel st yaplaca iin ceketimin altna ort giymitim. Gillo sahnede sylemek istemediim bir eyi sylememi istiyor, sahneyi tekrarlatp duruyordu; iyice tkenip direncimin krlmasn bekliyordu; bylece kendi dediini yaptracakt. Fakat onuncu tekrardan sonra uyanarak set iilerinden birinden bir tabure getirmesini rica ettim. Tabureyi arkamdan grnecek ekilde yerletirerek sahneyi kendi bildiimce almaya baladm. Her ekimde biraz daha daha kerek sonunda tabureye oturdum ve Gillo'nun btn ktlklerin anas gibi grd iin nefret ettii The Wall Street Journal? okuyormu gibi yaptm. Ard ardna yapt birok ekimden sonra pes etti; onu engellemeyi baarmtm sonunda. Tartmalarmzn ou genelde canlandrdm karakter ile filmin konusu zerineydi, fakat anlaamadmz baka konular da yok deildi. Gillo, kle ve devrimcileri canlandracak birok Kolombiyal siyah figran kiralamt; bir gn onlara Avrupal ve Amerikal elemanlarnkinden farkl yiyecekler geldiini grdm. Yenmeyecek kadar kt grnyorlard. Konuyu Gillo'ya atmda bana, "Onlar bu yiyecekleri seviyorlar," dedi. "Her zaman yedikleri eyler bunlar." Fakat asl meselenin, ekip elemanlarnn birinden duyduuma gre, bu yiyeceklerin ucuzluu olduunu rendim; Gillo bu yiyeceklerden tasarruf ediyordu. Sonra siyah figranlara beyaz figranlardan daha az para dediini rendim. Karsna dikilip durumu anlattmda bana, siyahlara ayn paray verirse beyaz figranlarn kazan kaldrabileceklerini syledi. "Bir dakika Gillo; bu film beyazlarn siyahlan smrmesi zerine deil mi?" diye sordum. Benimle ayn fikirde olduunu syledi, ama yine de bildiinden amad; her eyi kafasnda halletmiti ve tesi onu ilgilendirmiyordu. "Tamam," dedim, "o zaman ben de gidiyorum. Btn bunlara seyirci kalamam." ANNEMN RETT ARKILAR 319 Barranquilla havaalanna gittim ve Los Angeles'a hareket edecek olan uaa binmek zereyken Gillo'nun gnderdii bir adam kendisinin cret ve yemekleri eit datacana sz verdii haberini ulatrd. Bu film yaplrken manyaka eyler oldu. Herkes Kolombiya Krmzs denilen marijuana benzeri bir ot iiyordu ve ekip elemanlar ou zaman kelleydi. Cartagena'da film ekildiini duyan Brezilyal kzlar durup dururken azarak, ta oradan kalkp sete geldiler. Yerden biter gibi bir sr kz doluuverdi, ou yksek snfa mensup iyi ailelerden geliyordu ve herkesle yatmaya hevesliydi. Duyduuma gre, lkelerine geri dndklerinde hepsi kzlk zarlarn diktirmek zere soluu doktorda alm, bylece evlendikleri adamlar kendilerini bakire zannedeceklerdi. Riolu doktorlar bu film sayesinde epey para krm olmallar. Gillo ile aramzdaki atekes fazla uzun srmedi. Siyah figranlarn cretlerini atrmasna ve onlara nispeten daha iyi yemek vermesine ramen yine de Avrupal elemanlarla siyah figranlara gelen yemein birbirinden farkl olduunu grdm. ekimler siyahlara ait yoksul bir yerde yaplyordu; evlerin tabanlar amurdan, duvarlar tahtadand ve ocuklarn karnlar alktan ilerine kmt. ekim iin harika bir yerdi, nk filmin konusuna ok uygundu. Fakat orada bulunmak hzn vericiydi. Gillo'ya, "Bu insanlara byle uyduruk eyler yediremezsin," dedim. Bu kez beni duymazdan geldi. Ben de herkesi toplayarak yiyeceklerini kamerann nne piramit eklinde ymalarn ve almaya son vermelerini nerdim. nerim gerekletirildi.

Gillo fkeli bir ekilde beraberinde ekya takmyla birlikte yanma geldi ve, "Anladm, yemekten memnun deilsin," dedi. "Evet." . "Peki leyin ne yemek istersin?" "ampanya," dedim. "Ve havyar. Biraz nezih bir eyler yemek istiyorum ve bunlarn iyi bir servisle sunulmasn." Gillo bir yerlerden bir restoran bulup smarladm eyleri krmz ceketli, gslerinde nlk ve kollarnda peete bulunan drt garsonla birlikte yollad. Sofray masa rts, gm atal baklar ve mumlarla donatrlarken, "Hayr, mumlan oraya koymayn, uraya koyun; kaklar tabaklarn dier tarafna konsun," gibi 320 BRANDO mdahalelerde bulundum. Sonra, ampanya iesine dokunarak yeterince souk olmadn syledim. "Buzun iinde biraz daha bekletin," dedim. Byle masann hazrlanmasyla ilgilenirken, ekip elemanlar ile ky halk kollarn kavuturmu, beni seyre dalmt. Onlarn gznde her eyi kendine yontmaya alan kapitalistleri temsil ediyor olmalydm. Gillo, olay ekmesi iin bir stdyo fotorafs bulup gndermiti ve halktan birka kiiyi fotorafta, grnecek ekilde arkama sralamakla urayordu. Her eyi ayarladktan sonra, kalabaln arasndan ilerinde en aciz, en hasta, en mutsuz grnl ocuklar seerek sofraya buyur ettim ve onlara servis yaptm. Bu hareketim evremdeki insanlarn houna gitti, ama Gillo'yla aramdaki iliki daha da ktleti. Kavgalarmz srerken baka sorunlar da araya giriyordu: ekibin kilit elemanlarndan biri kalp krizi geirerek ld; kameramann gznde arpack kt ve ekim yapamayacak hale geldi; uzun ve zorlu almalarmzn yannda herkes gne arpmasndan telef olurken, havalar daha da snd. Yrrlkte olan birka sendika kanunu vard, bunlar da zaten ABD'dekinden ok daha gevekti. Herkesin sinirleri tepesindeydi. Kendini markszime bu kadar adam birinin iilerini byle rahata smrebilmesi de ayrca komik geliyordu bana. Bu arada Gillo'nun batl inanlar hibir snr tanmadan devam ediyordu. Biri tabana tuz dkecek olsa, Gillo o kiiye masann etrafnda koar admla bir tur attrarak, kendi talimatlarna uygun bir biimde yere daha fazla tuz dktryordu; eer masaya arap dklrse, dken kiinin parman masadaki araba daldrtyor ve masada bulunan herkesin her iki kulana tek tek srdrtyordu. Btn bunlara seyirci kalmak ok ac verici, ama bir o kadar da elenceliydi. Perembe gnleri kendisinden bir eyler istemek, mor renkli eyler giymek ve merdiven altndan gemek gibi onu rahatsz edecek eyler yapmaya baladm. Bir keresinde karavanmn kapsn aarak gzne ayna tuttum ve, "Hey, Gillo, Buon giorno" diye bardm, sonra da aynay yere atarak fardm. Gillo'nun gznde aynann krlmas eytana davetiye karmak demekti. Bir baka seferde kadehini kaldrp, ""Salute" dedi. Ben de kadehimi kaldrdm, ancak herkes ikisini yudumlarken ikimi olduu gibi yere boca ettim. Gillo iin bu olaANNEMlN RETT ARKILAR 321 bilecek en byk aalama ekliydi. Bu olaydan sonra o belinde tabancayla, ben de yanmda bakla dolamaya baladk. Yllar ncesinden kalma bir bak atma tecrbem vard ve be alt metrelik mesafelerde hemen hemen attm vuruyordum. Bu yzden bazen bam kartr Gillo'nun yaknndaki bir duvara veya bir kutuya frlatrdm. O da hafife titrer, elini kemerine gtrerek tabancasnn kabzasn tutar ve savaa hazr olduunu belirtecek ekilde bana bakard. Bir gn, filmin oynan ekli konusunda yine tartrken avazm kt kadar, "liimi kuruttun benim... iliimi," diye bardm. yle ki, benden byle bir sesin ktna kendim bile hayret ettim. Korkudan iki metre havaya zplad. Bir baka gn de, yar plak drt ocuun, babalarnn - ilk sahnede boazlanan adamn - basz cesedini gmlmek zere evlerine tamalarnn gsterildii sahne yznden neredeyse yumruk yumrua birbirimize giriyorduk. Gillo, sahnenin bir blmn sabah ekmi sonra da le yemeine gitmiti. Yemekten dndmde henz gelmemiti ve ocuklardan biri kostmc kadnn kucanda yatyordu. "ocuun nesi var?" diye sordum. "Hasta." "Ne hastal?"

"Yemekteyken kustu, azndan kurt geldi ve atei ok yksek." "Burada ii ne o zaman?" dedim. "Doktor yok mu?" Gillo'nun ocuun sahneyi bitirmesini istediini, aksi takdirde baka bir ocuk bulmak zorunda kalacan ve bir gnlk bir ekimden olacan sylediini, anlat. "ocuun hasta olduunu biliyor mu peki?" "Evet." Hemen bir doktoru telefonla arayp sete mmkn olduunca abuk gelmesini istedim. Geldiinde "Arabam aln ve bu ocuu hemen bir hastaneye yatrn," dedim. Gillo yemekten dndnde burnumdan soluyordum, ayn ekilde o da, ocuu yolladm diye. Kozumuzu paylamak zere birbirimize kafa tutmaya baladk; boyum ondan daha uzun olduu iin vurmaktan vazgetim. Birka gn sonra artk Gillo'ya ve havann bunaltsna dayanamaz oldum. Bir yolculua ihtiyacm vard, insanlar hastalktan ve bitkinlikten patr patr dklyorlarB21 322 BRANDO di. Arabayla Barranquilla'ya gidip sabah drtte Los Angeles uana bindim. Bir iki gn sonra yapmclardan, kontratma riayetsizlik ettiimi, Kolombiya'ya hemen dnmezsem hakkmda dava aacaklarn yazan ineleyici bir mektup aldm. Hemen kalemi elime alarak, ahsma kar yaplm olan bu anlamsz sulamalar ki hi de anlamsz deildi - iin benden zr dilenmesini istediimi ve byle yok yere sulanrken geri dnmeyi her halkrda dnemeyeceimi yazdm; mesleki itibanm sz konusuydu, ne yapaym. Yapmclarn tehditleri palavrayd, nk film ekimleri baladktan sonra yapmclarn oyuncuya gebe olduunu yllar nce renmitim; bir projeden vazgemek bir sr paraya mal oluyordu; atklar davay kazansalar bile davann sonulanmas yllar alyordu, ki bu da projeye ayrdklar parann hepsinin havaya umas demekti. Ne yaptn iyi bilen bir oyuncu, benzer artlar altnda hi ekinmeden istedii yere elini kolunu sallaya sallaya gidebilir. Fakat oyunculann ou ensesine vurulup azndan lokmas alnacak cinsten olduu iin hibir ey yapmyorlard, ama ben yle deildim. Be gnlk bir hava deiiminden ve elime ulaan bir zr mektubundan sonra yapmclara filmi bitireceimi, ancak ekimlerin, arazi yaps ile ortam Kolombiya'nnkine benzeyen ve iklimi daha katlanabilir olan Kuzey Afrika'da yaplmasn istediimi belirttim. Teklifimi, sadece birka ekimin Kolombiya'da yaplmas kouluyla kabul ettiler. O lkeyi tekrar grmek istemiyordum, ama aresiz kabul ettim. Beni nce Los Angeles'tan New Orle-ans'a, oradan da aktarmal bir seferle Barranquilla'ya gtrecek olan Delta Airlines'tan yer ayrttlar. Los Angeles'ta uaa binerken hosteslerden birine, "Bu uan Havana'ya gittiinden emin misiniz?" diye sordum. Uu kabininin kapsn aarak kaptan pilota, "Burada Havana'ya gidip gitmediimizi renek isteyen biri var," dedi. Kaptan pilot da, "Onu uaktan indir, eer diretirse ona iki dakika iinde buraya FBI'y aracamz syle," karln verdi. "Yapmayn ne olur," dedim. "ok yorgunum." Benim kim olduumu anlamayan hostes, "Uaktan in ahbap" dedi. Kolombiya'ya gitmekte acele etmediim iin hostesin syleANNEMIN RETT ARKILAR. 323 diklerini memnuniyetle yerine getirdim ve merdivenlerden koar admla inerek soluu salonda aldm. Kayt masalarnn birinin nnden geerken bir memur, "Bir sorun mu var Bay Brando?" diye sordu. Soluk solua, "Hayr," dedim. "Sadece biraz sinirli grnyorlard ve ben de fazladan sorun karp rahatszlk vermeyi istemedim." Sonra frtna gibi komaya baladm; memurun pilota telefon edip, "demin uaktan bir film yldzn attnzn farknda msnz?" demesinden korkuyordum. Tabii ki ilerde bir memur beni bekiyordu. Tam bilet giesinin nnden tabana kuvvet geiyordum ki, "Bay Brando, hatamzdan dolay sizden zr dileriz," dedi. "Siz olduunuzu bilmiyorduk. Ltfen bizi balayn ve uaa geri dnn. Ua sizin iin bekletiyoruz." "Hayr," dedim. "imdi gitmek istemiyorum. ok sinirliyim. Uakla seyahat ederken genellikle sinirlerim bozulur. Eer uarken o pilotun da sinirleri benim gibi bozuluyorsa, onun kulland bir uakta kendimi pek gvende hissedemem..."

Olay gazetelere de konu oldu ve hava irketi benden zr diledi. Fakat en nemlisi bu olay sayesinde tatilim uzad, nk New Orleans'tan Barranquilla'ya gn sonrasna kadar uak yoktu. Ancak maalesef beni New Orleans'tan alp Barranquilla'ya gtrecek zel bir uak ayarland ve bylece iki gn fazladan tatil yapabildim. Yukarda anlattm zelliklerinin tersine Gillo, birlikte altm en duyarl ve titiz ynetmenlerden biriydi. Bu yzdendir ki ona byk bir sayg duyuyordum ve btn o hr gre ramen filmde almay srdrdm, ilerde Wourfded Knee Sava'yla ilgili bir film yapmay tasarladm zaman aklma gelen ilk gelen ynetmen o olacakt. 47 KADINLAR KONUSUNDA ANSIM hep yaver gitmitir. Birok kadnla beraber oldum, ama ilikilerimin ou bir saatten fazla srmemitir. Girdiim ilikilerin says bana akl banda normal bir insan olmadm dndrtecek kadar fazlayd. Fakat bu ekilde davranmama neden olan bir eyler - dtan birileri - olmal diye dnmmdr hep. Aslnda bir eyler vard: yksek meb-lal .nafakalar ve onu saymasak bile elli erkee yetecek kadar dert. Kadnlarla kartoteks tutar gibi bir hayat yaadm. Kadnlarn duygularn harekete geiren doru dmeleri bulup basmak -yani genellikle benim iin bir deer tadklar hissini uyandrarak ocuklar ile kendilerini gvende hissetmelerini salamak - houma gider. Kadnlar, batan karmaya en gnlsz olduum zamanlar elde etmeye alrm. Rahibelere muzr eyler yapmak fantazilerimi hep sslemitir. Bir keresinde hastanenin birinde byle bir eye yeltendim; ad Rahibe Raphael'di ve olduka gzeldi, iyi olup olmadm sormak iin sk sk odama gelirdi. Garip bir ca-nayaknl vard ve bu yzden iinde bir eyler kprdyordur diye dndm. Harekete getim - ve kaybettim. D grnnn altnda ne tr insani tepkiler duyarsa duysun her eyden nce kendini Tann'ya adamt; din olsun, baka ey olsun, yeryznde salam bir inan sisteminden daha gl bir ey olamaz. Yanl zamanlamam yznden bir gn beraber olduum iki kadn karlatnda, genellikle, kendilerini hayatmdaki tek kadn olarak grmelerinden kaynaklanan sorunlar douyordu. Eve dndm bir gn beraber olduum iki kadn yan yana bulduumda kendi kendime, elli alt yandasn Marlon hl saklanacak delik anyorsun; ne kadar gln bir duruma dtnn farknda msn, dediimi hatrlyorum. Byle durumlarda drstlk bir ie yaramyor. Hayatmn geri kalan ksmn kendisiyle geireceimi sanan bir aktrist yatak ANNEMN RETT ARKILAR 325 odamda anadan doma dolarken, "Geen hafta sonu neredeydin?" diye sorup zerime doru yrynce, saknma hareketiyle bir boksr gibi koruma pozisyonu aldm. Glerek, "Neden korkuyorsun? Sana vurmayacam ki!" dedi. "Bir refleks sadece," dedim. Sonra artk yalan sylemekten vazgemem gerektiini dndm. ok sama, diye dndm, sanki ona niye doruyu sylemiyorum ki? Onu kandrmam aptal-cayd. Bylece ona, hafta sonunu onun da tand bir kadnla geirdiimi syledim. Salarm ekitirmeye, beni yumruklamaya balad. lk la baryordu, yanndan uzaklamaya altmsa da baaramadm, nk elleriyle salarma sk skya yapmt. Neden sonra onu iki elimle kavrayp odann ortasna doru ittim, merdivenlerden aa doru rlplak koarak arabamn anahtarlarn aldm ve kapdan dar firladm. Darda kaldrmda bir eyin zerine basarak her iki ayam kestim. Aralk ayyd ve ok souktu; plaktm, dudaklarm mosmordu ve ayaklarm kanyordu. Arabay altrrken, elinden kurtulmak iin ittiimde acaba bir tarafna bir ey oldu mu diye meraklanmaya baladm. Arabadan inerek yatak odasnn penceresine doru gizlice baktm. Yataa oturmu telefonla konuuyordu. Komularmdan birinden bir battaniye alarak sanndm. Donmu bir halde, nereye gideceimi bilmeden, arabama adayp dolamaya baladm. Sonra aklma yaknlarda oturan dostum Sam Gildman geldi, geceyi onda geirebilirim diye dndm. Bir yandan araba kullanyor, bir yandan da, yaamak istediin hayat bu mu Marlon, byle gecenin bir yars Ventura Bulvar'nda rlplak araba kullanyorsun, yazklar olsun sana diye dnyordum.

Sam'in kapsn yumrukladm. Kapy ap da karsnda beni belli yerlerimi battaniyeyle rtmeye alr bir halde bulunca kendini tutamayarak kahkahay patlatt. "Sam, Valium'un var m?" diye sordum. Bunu duyunca artk ulur gibi glmeye balad. "Sam, elbisen var m?" Bana bir klot, bir asker gmlei ve orap verdi. Kars kalkp da beni o halde grnce o da glmeye balad, kisi birden glyordu ki Sam'e dnp, "Hi komik deil Sam," dedim, az kalsn suratna yumruu geiriyordum. 326 BRANDO Birka saat sonra eve dndmde kadnn gitmi olduunu grdm, ama onunla be yl daha beraber olduk. Bir le sonras, bir kzla yatakta oynarken kafamz kaldrdmzda hostes niformal bir kadnn bizi izlediini fark ettik. Anszn kendisiyle randevulatmz hatrladm. Hostes, yatam-daki kzn benimle mr boyu beraber olacan dnmesine ses karmadm bir anda girmiti ieri, yani kt bir zamanda. Ama hostesin hakkn vermek lazmd dorusu, nk ii ok iyi idare etti: elindeki iinde gerekli eyalarnn bulunduu antasn yere brakarak, "Grdm kadaryla megulsn. Ben mutfaa gidip bir eyler attraym, ok am," dedi. Yataktaki kzdan, onu mahcup bir duruma drdm iin zr diledim, hostesle ilgili birka yalan kvrdktan sonra akmzn lmsz olacana dair szm tekrarladm. Fakat o kalkp giyinerek ekip gitti. Onu sulayamazdm, haklyd. Bir baka zaman, bir baka kadn yatak odamda kendisine ait olmayan bir i amar buldu. Bana bunun hesabn sormaya alrken, ii akaya vurmann onu biraz rahatlatacan dnerek glmsedim. Aksine, mee odunundan yaplm yirmi santimlik bir anahtarl bama ahverdi. Birden bamdan aa, yerdeki halnn zerinde kk brmz bir glck oluturacak ekilde kan akmaya balad. Acya dayankl bir yapm vardr, ama anahtarlk gerekten hi aatmamt. Bunu ona belli etmedim ve bilincimi kaybetmi gibi yaparak yavaa halnn zerine kendimi braktm. Yerde, durumumu daha da ciddi gstermek iin yzm kanla iyice svadm. Bu halimle beni grnce gzyalarna bouldu ve panie kaplarak evin iinde oradan oraya koturup bandajla ila aramaya koyuldu. Ardndan bir doktor aracan syledi. "Hayr, hayr, geer imdi," dedi. "Ama, bir dakika. Gremiyorum. Ne oldu bilmiyorum, ama.gremiyorum." Durumu kendi lehime evirip fkesini yattrmay baardm, ama o amar hibir zaman unutmad. Gl bir hafizaya sahip olmama ramen, ilikiye girdiim kadnlardan bazlarn sonraki karlamalarmda hatrlayamadm da oluyordu. Los Angeles'ta bir partide odann bir ucundaki kvANNEMlN RETT ARKILAR 327 rak vcutlu, gzel gzl, gzel yzl ahane bir kadn kesiyordum. Kendi kendime, Marlon, durmakla bir ey elde edemezsin olum, yr diye dndm ve en cazibeli tavrm tabnarak yanna gittim. Gzlerinin iine bakarak, "zr dilerim, size k oldum galiba. Yannza oturabilir miyim?" dedim. Dudaklarnda belli belirsiz bir Mona Lisa glmsemesiyle bana bakt ve bir ey sylemedi. Neden glmsediini sordum. "Ben glmsyor muyum sizce?" "Glmseyip glmsemediinizi bana soruyorsanz eer, banz dertte demektir," dedim. "Belki de yledir." Otomatik pilotumu harekete geirerek icraata baladm ve ksa zamanda ilgisini ekmeyi baardm. Her ikimiz de, nihai erei iftlemek ve dllenmeyi salamak olan ve her toplumda benzer zellikler tayan kurlama dansna baladk. Duygularmzn daha derinlerine doru flrt ederken, umduumu bulacama kesinlikle inanyordum ki, birden, "Biliyorsun, nceden tanyoruz," dedi. "Gerekten mi? Olamaz. Senin yzn unutabileceimi hi sanmyorum. Asla." "Ama tantk." "Nerede?" "Gerekten hatrlamyor musun?" diye sordu. "Benimle dalga geiyorsun," dedim. "aka yapyor olmalsn." "Tahiti'de tantk."

"Tahiti'de nerede?" Papeete'de bir otel ad syledi. "Orada m?" "Gerekten orada tantk." "Peki otelin neresinde?" "Senin odanda." "Bu kadar iyi nasl hatrlyorsun?" dedim. "nk'odam seninkinden iki kap tedeydi." Konutuka, bu muhteem kadnla Tahiti'de bir gece geirdiimi ve onu bir daha grmediimi rendim. Yaptm gafin farkna vardm ve belli etmemek iin, "O geceyi unutmu olabileceimi aklndan geirdin mi gerekten? Seninle geirdiim o gece 328 BRANDO beynime kaznd adeta. Seni tekrar grebileceimi hi ummaz-dm. Tabii ki, hatrladm seni; hayatmda geirdiim en muhteem geceydi o." Bana inandna kanaat getirdikten sonra, flrtmz beklenilen nihayete erdi. Brezilyal bir arkeologdu. Olaanst bir kadn ve harika bir dansyd; ayan yere bir bas vard ki, o gne kadar hi kimsede grmemitim. Gzeldi ve egzotik bir havas vard, ama monogam bir ilikiden yanayd ve gzmn darda olduunu sezdiinde bazen birden patlayverirdi. Bir srelik ayrlktan sonra tekrar bir araya geldiimiz bir gn, bir Hollywood partisinde NewYorklu eski bir dostumla, Jeff Brown' la birlikte yzme havuzunun iinde muhabbet ediyorduk. Jeff, sessiz sakin bir adamd, ikilerin su gibi harcand bir ortamdan holanr diye onu partiye ben davet etmitim. Neyse, biz havuzun iinde yle konuurken benim gzel arkeologum gelip birden ayakkabsnn topuuyla bama vurdu. Sarhotu ve yle hzl vurmutu ki, beynimde imekler akt. Onu kavrayp havuzun mmkn olduunca en uzana ittim. Fakat bamn acs henz gememiti, dindirmek iin suya daldm. Su yzne ktmda Jeff akn akn bana bakyordu. Burnu kanyordu. Yz ezilmi bir ilek gibiydi - etli, kocaman peltelemi bir ilek gibi. Azn ardna kadar am hayretler iinde bana bakyordu. "Aman Tanrm, sen de kimsin?" diyen kadna, "Ne yaptn byle kadn?" diye soruyordu. Kadncaz, ben onu ittikten sonra abucak toparlanm ve suya daldm srada yanma gelip suratma bir yumruk patlatmak istemiti, ama olan JefPin burnuna olmutu. i . 48 BAZI AILARDAN orta ya dnemimi hayatmn en boktan yllar olarak gryorum. Tantm erkeksi zellikleri ar basan bir adam bir sre sonra dmanm belliyordum. Zayf bir tarafn bulup o tarafina ykleniyordum. Adamn hal ve hareketlerine ses kartmaz grnyor ve bu iten pazarlkl durumumu onu, bir hyar dzeyine drene kadar srdryordum. Genellikle de bu amacm onun karsyla yatarak gerekletiriyordum. ok kinci biriydim. George Santayana'nn syledii u szler o zamanlardaki dncelerime ok uyuyordu: "Bir eyi, zellikle de gurur abidesi gibi dimdik duran bir eyi alaa etmek cana can, kana kan katan zevklerin banda gelir." imdi dncem deiti, ama o yllarda o eit risklerin altna girmenin heyecann seviyordum: bu, sarp bir granit kayaln dik yamalarn ipsiz trmanan daclarn yapt gibi bir ey veya bir uaktan aa atlayp paratn ipini, paratnn alp almayacandan emin olmadan, son anda ekmek gibi bir eydi. Byle olaylarn canl bir tan olarak syleyebilirim ki, altml yllarn balarnda Hollywood ile Beverly Hills'te, kimin eli kimin cebinde belli deildi. Partilerde hoa vakit geirmenin en gzde yollarndan biri de, ocuklarn oynad "Ebe" oyununa benzeyen bir oyunu oynamakt. "Ebe" seilmi konuklar sizi karanlkta bulup kim olduunuzu size dokunarak anlayabilirlerse "ebe" olmaktan kurtuluyorlard. Bir gece, bana gre erkeklik hormonlar pek almayan bir bestecinin karsyla bir partiye takldm. Onunla birlikte

karanlkta saklanrken, ben muameleye balamtm ki, "Hayr. Burada olmaz, burada olmaz," dedi. "I her an yakabilirler." "Yakalarlarsa ne olur?" "Ama ben evliyim." Birka gn sonra beni telefonla arayarak, kocasnn birka gn330 BRANDO lne Palm Springs'deki evlerine gittiini syledi. Bir arabmn ehir yolundan sapp eve doru geldiini, garaj kapsnn alp kapandnn duyduumuzda evin st katndaki odasnda yatan iinde uzanm yatyorduk. Gelenin kocas olduunu anlamtk. Pencereden svmaktan baka arem yoktu. Pencereden aa sarkp, duvardaki sarmak tutamlarndan birini skca kavradm. Daclar gibi tutuna tutuna aa inmeye alyordum ki, dengemi kaybettim ve hzm keserek dm hafifleten gr bir alln stne dtm; bir mzran ucu gibi keskin allar bacaklarmn batan baa yrtlmasna neden oldu. ok ekici Beverly Hills'li bir kadnla on yl ilikim oldu. Henz hayatta olduu iin ondan bahsederken Lenore adn kullanacam. ocuklarmz bir arada bydler. Onunla ve kocasyla olduka samimi ilikilerimiz vard. Kocas, be alt unvann yannda doktoras olan bir fizikiydi. Ar zenginliini borlu olduu birok patente sahipti. Gecenin bir yans arabam evinin birka blok tesine park eder, ayamda tenis ayakkablanyla caddeyi gayet sakin bir ekilde arnlar ve itin zerinden atlayarak karsnn ak brakt evinin arka kapsndan ieri szlrdm. Genellikle st kattaki odasnda uyuyor olurdu, ben de evin arka blmndeki merdivenleri trmarak karsnn beni bekledii yere, bazen de banyoya giderdim. Nedense sevimelerimizin ounu banyoda gerekletirirdik. Orada hem daha atletik, hem de daha yaratc olurdu. Banyodan ktktan sonra ya birlikte yataa girer ya da oradan ayrlrdm. Kocasnn yukarda, bize ok yakn oluu maceramza apayr bir tat katard. Gn doumundan nce kocas ieri girer veya ben uyuyakalrm endiesiyle - nk bazen uykuya dalp horladm da olurdu - yanndan kalkp yatan altna girerdim. Ara sra Leno-re'nin ocuklarnn ieri damlad da olurdu. Bir sre sonra ne haltlar kartrdmz onlar da rendiler. Fakat ocuklar azlarn ap da bu konu hakknda tek bir sz dahi etmediler. ocuklarmz birlikte oynadklar iin zaten aile gibi olmutuk. Lenore'nin kocas Arthur, olduka zeki bir insand, ama aptal pozlarna yatard. Cahil bir insanm gibi davranarak, "Ey gzel Allah'm!", "Aman yarabbim!", "Deme yav!" ve "Vay anasn!" gibi laflar ederdi. Ama odasndan dolu bir silah da eksik etmezdi. ANNEMN RETT ARKILAR 331 Bir yaz gecesi, itlerden adayp, kapy her zamanki gibi srg-lenmemi buldum. Kapy atm ve srglemek zere eildim; girdikten sonra kapy hep ardmdan srglerdim. Ben bu srg-leme iiyle megulken Arthur karanlkta mutfaktan kp yanma kadar gelmi, iimi tamamlayp arkama dndmde bir metre kadar havaya sradm, o da yarm metrelik bir srayla beni izledi. "Ey gzel Allah'm. Beni korkuttun," dedi. armtm, ne syleyeceimi bilemiyordum. Beynim tam anlamyla iflas etmiti, yoo tam anlamyla demeyeyim, nk Art-hur'un elindeki silah fark edecek kadar almasn srdryordu. Gazete balklarn grr gibiydim: BiR AKTR LDRLD -GRD EViN SAHiBi TARAFINDAN HIRSIZ ZANNEDLD iiN VURULDU. Playboylann bana byle eylerin gelmesi iten bile , deildir. Bir iki saniyelik duraklamadan sonra azmdan, "Seni grdme sevindim," szleri dklverdi. Sonra ne anlama geldii belli olmayan bu szlerime uyacak bir yz ifadesi taknmaya altm, ama bir trl iin iinden kamadm. Bu yzden eveleme geveleme bir eyler yumurtlamaya devam ettim: "Hay Allah Arthur. Seni grdme gerekten ok sevindim! Birileriyle konumam gerekiyordu..." Bu szler benim deil de sanki bakasnn azndan kyordu. Kendi kendime, sen neden bahsediyorsun manyak herif, diye syleniyordum.

Sonunda, "Konuabilir miyiz Arthur?" dedim. Elimi omzuna attm. "Bir sorunum var," dedim. "Konuabilir miyiz?" diye devam ettim. "Neden olmasn, tabii," dedi. "Verandaya kalm, gel," dedim. Evi, Bulunduumuz yerden verandaya kadar on metrelik bir yryn, dolaysyla sabaha kar 2.50'de onun evinde ne aradm - tabii kapnn srglen-nemi oluuna hi deinmeden aklayabileceim baz bahaneler tasarlayabilmeme yetecek otuz saniyelik bir zaman imkn salayabileceini bilecek kadar iyi tanyordum. Verandaya vardmzda, sandalyelerden birine kerek yzne baktm ve pikin pikin, oullarmdan birinin evde olmadn syledim. "Onu bu gn grdn m?" "Aman yarabbim, grmedim." 332 BRANDO "Bugn ona hi rastladn m?" "Hayr." te imdi bir hikyeyi kuyruundan yakalamtm; ama sadece kuyruundan; yanl bir admda kendimi dipsiz bir kuyunun iinde tepe taklak bulabilirdim. Ama, "Eve gelmedi de. Nerede olduunu da bilmiyorum. Btn gn eve uramad. ok meraklandm," diyerek kendimi biraz daha salama aldm. Olum evde ml ml uyuyordu tabii ki. "Onu buralarda grmediimizden eminim," dedi Arthur sevecenlikle. "Polisi mi arasam, ne yapsam bilmiyorum," dedim. "Belki arkadalaryla beraberdir, belki bana bir eyler gelmitir, merakta kaldm. Aklma gelen tek ey, onun burada olmu olabileceiydi biliyorsun ocuklarn gece yarlarna kadar beraber olduklar oluyordu. Sizi nce telefonla aramay dndm, ama sonra sizi uyandrmak istemediim iin bu dncemden vazgetim." Bunu sylemekle hata ettiimi fark ettim; telefon etmek yerine, evinin iti zerinden atlam, garaj yolunu aarak evinin arka kapsna ulam ve btn ev halkn uyandrmaktan baka bir niyetle ilikilendiremeyeceim bir hareketle kapy amtm. Bu kmazdan bir an nce kurtulmak istiyordum, ama bir eyler sylememe frsat kalmadan Arthur benden nce davranp, "Belki Le-nore nerede olduunu biliyordur," dedi. "Lenore mi? Uyuyordur belki." Fakat Arthur srar ederek "Olsun canm uyandrrm. Bundan o da haberdar olmak isteyecektir," dedi. O srada Lenore, zerinde seksi bir gecelikle, salar, itin zerinden atlayarak kendisim kollarna alacak sevgilisi iin gzelce taranm bir ekilde merdivenlerden aa inmeye balad. Merdivenlerden inerken Arthur'la beni verandada ylece otururken grnce bir kahkaha patlat; insan ileden karan o bitmez tkenmez kahkahalardan birini. Ona zgn ve tamamen yapmack, sahte bir yzle bakm ile Arthur'un enesi havada, kalar fezada duruuyla merhamet taslamaya alan grn karsnda makaralar koyverdi. Merdivenin bandaki saks palmiyesine gbela tutunarak yzmdeki zgn ifadeyi zmeye alrken bile, glmesine engel olamyordu. ANNEMN RETT ARKILAR 333 Kalbim gm gm atyordu ve tansiyonum 6 saniyede 200 at civarnda falan olmalyd. Neden glyordu? isterik biri miydi? Durumumuzun elenceli olduunu dnmyordu herhalde. Orada o gzel geceliiyle, salar sabahn nde taranm bir halde durmu kah kah glyordu. Nasl byle davranabilirdi? Kahkahalarna aldr etmeden ciddi bir ifadeye olumu o gn grp grmediini sordum. Sormamla Lenore'nin dayand palmiyenin devrilmesi bir oldu; artk bu saks bitkisinden g alamayacak kadar kendisini koy-vermiti. Btn bunlar olup biterken Arthur'un ne yaptn gremeyecek kadar korkudan donup kalmtm. Holn kapsnn tokma zerinden gzlerini ayrmaya hi mi hi niyetim yoktu. Bakm oraya younlatrmtm. Arthur samdayd. Lenore verandaya sol taraftan girmiti ve ben ona bakarsam ayn glme krizine tutulurum diye areyi gzlerimi ondan karp bu kap koluna bakmakta bulmutum. Sonunda, "Ortada glnecek bir ey olduunu sanmyorum," dedim.

Gecenin bir yarsnda iki adamn yan yana verandada kukumav kuu gibi oturduklarn grnce, hele o iki adamdan birinin sust yakalanan bir kasa hrsz kadar sulu olup, evlerinde o saatte bulunuuna bir mazeret olarak, "Olumu grdnz m?" diye sorduunu duyunca kendisine hkim olamayp kahkahay basvermiti. Lenore sonunda kendisine gelmi ve glmeyi kesmiti. Kendisini bir sandalyenin stne atarak, "Hayr onu grmedim," dedi. Ve Lenore, o akgz m akgz kadn yle bir role soyundu ki, Stella Adler grse hayranlktan duda uuklard. Benim bu hareketimi cesaretimin bir gstergesi olarak sundu: Beni evlerinin iti zerinden atlamay bile gze alacak kadar gzpek biri olarak sunmakla, bu haylazca hareketimi derleyip toparlayarak doru drst bir mazeret haline getirmede bana yardmc oldu. Glmesini keser kesmez, olay annda toparlayverdi. Ne olup bittiini yzmzden okumutu, okuyamad taraflarn da kafasnda canlandrarak Arthur'un safna gemi, bana ve babalk duygulanma arka kmt. Sonunda, "Polisi aramayaym bari. Doruca eve gidip onu bekleyeceim. Eve dner herhalde. Ortal velveleye vereceime sakin olsam iyi olur. Sen ne dersin Arthur?" dedim. 334 BRANDO Arthur da bunun yaplacak en doru hareket olduunu syledi. Yerimden kalkp her ikisine de defalarca teekkr ederken dudaklarm hafife titredi, Lenore de glmemek iin kendini zor tutuyordu. Arthur, "Araban nereye park ettin?" diye sordu. "ileriye bir yere," diye cevap verdim. Kendi kendime, aman daha fazla konumayaym da ii daha fazla berbat etmeyeyim diye dndm. Onlara iyi geceler deyip hzla kapya doru yrrken Arthur da, "Hadi gle gle, bizi durumdan haberdar et olur mu..." diyordu. zgrce kapdan dan ktm ve evin kesini dnerken galiba bir ara da sevinle sradm. ^ Eminim Arthur iten ie, ta bandan beri ortalkta dnen dolaplarn farkndayd, Lenore ve benim gibi o da rol yapmasn iyi beceriyordu. Bir gn intihar ederek bu hayata veda etti; benim veya Lenore'nin yznden deil, onu yllar yl yiyip bitiren bir hastalk yznden. 49 BEVERLY HlLLS'TE, kocas, baz tahliller iin geceyi hastanede geirecek olan bir kadna gitmeden nce, evde bir gece bir klah dondurma yedim. Bunda alacak bir taraf yokmu gibi grnyor, ama o sralarda bir film ekimi iin zayflama rejimine girmitim. Bu yzden parmam boazma sokarak yediklerimin hepsini kardm. (Bende oburluk hastal olduu sanlmasn, ama sk sk byle eyler yaparm.) Kusmuum pespembeydi, ama o an iin telalanmadm ve arabama atlayp Benedict Canyon'dan aa, arkadamn evine doru yol aldm. Sylvia'yla ben allm grelerimizden birini yaptktan sonra televizyon seyrettik. Uykusu gelince o yatt, ben de program bitene kadar televizyon seyrederek eve gitmek zere yerimden kalktm. Birden kendimi sanki uurumun dibinde gibi hissettim. Bir boluun iine dyor gibiydim. Hissettiim o mthi ba dnmesi srasnda aklma pembe kusmuk geldi ve aman Allahm i kanama geiriyor olmalym diye dndm. Yardma ihtiyacm vard. Bu yzden emekleye emekleye Sylvia' nm yatak odasna ktm; Silyvia'nn yatak odasna dar ve neredeyse dimdik bir spiral merdivenle klyordu, odadaki o tyl halnn birka milimetre tepemde duruu hl gzlerimin nnde. Yukar kmaya urarken, bir yandan da eer burada lr kalrsam, kocas Sylvia'nn neler yaptm arlayacak diye dnyordum. Sonra iimdeki o ayn ses; Marlon, artk gnahlarnn cezasn ekme vaktin geldi diyordu. Merdivenleri birer birer trmandktan sonra srne srne Sylvia'nn yatana kadar gittim ve, "Beni bir doktora gtrmen lazm, hastaym," dedim. ikimizde durumun farkndaydk: orada kendimden geecek olursam, ambulans armak zorunda kalacakt ve kocas benim sabahn saat nde evlerinde olduumu renecekti. Beni hastaneye gtrecek olsa, insanlar onu benimle birlikte greceklerdi. 336

BRANDO Orada lecek olsam, hepsinden de kt olacakt. Sylvia, ona mr boyu minnettar kalacam daha cesur bir harekette bulundu; bir an bile dnmeden beni hastaneye gtreceini syledi. Baka bir seenei olmad iin byle yapmt belki, ama yapt ey ok cesurcayd ve hayatm kurtard. Beni arabasyla ULA Hastanesinin acil servisine gtrd. Orada hemireler beni bir sedyenin zerine oturtarak ikyetlerimle ilgili sorular sordular. Sonra yanma bir doktor gelip daha fazla sorular sordu, bam sallad ve bende ciddi herhangi bir ey olmadn dndn syledi. "Doktor," dedim, "Size rahatszlmn nedenini ben syleyelim yleyse, kanama geiriyorum. Boazmdan aa mideme kadar hortum uzatn, orada kan olduunu greceksiniz." "Ama bundan tam olarak emin deiliz ki," dedi. "Denemeden bunu anlayamazsnz," dedim. Sylediim gibi yaptlar ve midemden epeyce bir kara sv kardlar. Kendimi kusturma giriimlerim srasnda yemek borusunu yrtm olabileceimi dndm. Demek ki o zamandan hastaneye varma kadar geen drt saatlik sre boyunca iimdeki kanama srmt. "Kan durduramazsanz ne olur?" diye sordum. "Sizi st kata karp ameliyata alrz," dedi. "Peki oka girersem beni nasl ameliyat edebilirsiniz?" "ey, ne kadar kan kaybettiinizi bilmiyoruz, bu yzden ncelikle midenizi boaltmamz gerekecek." nce midemdeki birikmi kan boalttlar, sonra de yemek borumdan aa buzlu su pompaladlar. Bu ilem kanamann durmasn salad. Bir sonraki gn, boazmdan aa optik bir hortum uzatarak dndm eyi doruladlar: yemek borumun zerinde bir yrtlma sz konusuydu. Bana on gn boyunca hafif yiyecek kr uyguladlar ve sonunda iyiletim. Ancak, olaydan ftkl bir yemek borusu miras kald, yllarca biyolojik feed-back ve meditasyonla bu fit kontrol altnda tutmaya altm. Yllarca ara ara diyet uyguladm, zellikle de filmlerin ekimi ncesinde. Zayflamam gerektiinde kolaylkla zayflayabiliyordum. Bir filme balamadan nce on be yirmi kilo zayflamak benim iin iten bile deildi. Az yiyordum, egzersiz yapyordum. Sahne ve Sinema Hayatm A Countess from Hong Kong'da Sophia Loren'le birlikteyim. Senaryo gerei onu kanepenin etrafinda kovalayp, "kar o pijamalar, yoksa ekip yrtacam bak ha! Duydun mu beni! kar dedim!" diye barp duruyordum. Filmin ynetmeni Charlie Chaplin'di. (Universal/The Academy of Motion Picture Arts Sciences'n izniyle) CM1 ^ %k gn, filmdeki performansmdan hi memnun olmadm ve dayanamayp filmin orta yerinde kalkp, salondan dar ktm. Kar sayfada: Lee J. Cobb ve "aabeyim" Rod Steiger ile birlikteyim; Rod'la, filmin taksinin iinde geen o nl sahnesini doalama oynadk. (Columbia Pictures/Academy of Motion Picture Arts and Scienccs'in izniyle; kar sayfadaki resim: The Kobal Collection.) Guys and Dolls'tan ekim harici grntler. Jean Simmons (stte ve yanda soyunma odasnda prova yaptm kii) hogrl bir barol oyuncusuydu, (rhil Stern Photo). Ses teknisyenleri sylediim arknn szlerini yle arka arkaya kaydetmilerdi ki, ekim srasnda playback yaparken dudaklarm birbirine karmt. Tle Freshman'de (kar sayfada, stte) Matthew Broderick de bu sahne srasnda yanaklarnda ayn eyleri hissediyor olmal. (Tri Star) Sa tarafta: Bir sanatnn gen bir kumarbaz olarak portresi. ( Phil Stern Photo) Sa bata: The Chase filminin ekimleri srasnda satran (Columbia Pictures'm izniyle) ve altta, esrarl bir hava. (Marlon Brandt)] " npJoXiu3zo Ep EjEAEij nujnanjnaunXo SSUIE^ -JEIU^I didsX ISE iziq EsXQ '(ipXuE[5in30i njXpi) Napoleon rolyle Desiree filminde, 1954: fiwrw'deen baarl rollerimden birini oynadm,

Bence yzeysel ve basit bir filmdi (Twentieth 1970. (United Artists) Century-Fox/Kobal Collection'!!! izniyle) The UglyAmerican'dz, 1963. (Universal/KobalCollcction'n izniyle) The Toung Lions'da, 1958: Almanlarn olumlu ynlerini gstermek istedim. (The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'm izniyle) The WMOne'de Johnny rolnde. 1954: Kendimi oynadm. (Columbia Picturcs'n izniyle) The Godfather"da Don Corleone rolnde, 1972: Gangsterlerle tantm. (Paramount Pictures'miznN e) A Dry White Season 1989. (Marlon Brando'nun zel koleksiyonu) Julius Caesar'da Markus Antonyus rolnde, 1953: tecrbesiz olduum dnemler. (MGM/Kobal Collection']!! izniyle) \ Mutiny on the Bountfnin Tahiti'deki ekimleri srasnda hayamn en mutlu anlarn yaadm. Adann en yksek tepelerinden birine rmanp Teti'aroa'y grdm; 1966 ylnda orann yasal sahibi oldum. Trevor Howard (stte, solda) Kaptan Bligh' canlandryordu. Sada: Tarha ile palmiye aalan arasnda bir gezinti. Hayat kutsal bir ey gibi yaayabilme yeteneklerinden dolay Tahitililere duyduum sevgi gn getike daha da artt. (stte ve solda: Turner Entertaintment Co./The Academy of motion Picture Arts and Sciences'm izniyle; sada: Marlon Brando'nun zel koleksiyonu) w Carson McCullers'n, Gney'in kendisi gibi, iin iin kaynayan bir ilikinin anlatld romanndan uyarlanan John Huston'n 1967 yapm filmi: Reflections in a Golden Eye'dz bir ekim arasnda Liz Taylor'la birlikteyim. Romann sinemaya uyarlanaca duyulunca Ulusal Katolik Cemiyeti yaygaray koparmt. (1967 Warner Bros.-Seven Arts International Ltd./The Academy of morion Picture Arts and Sciences'm izniyle) Sada: Mat rolnde The Appaloosfz; 1966. evredeki nkleer denemelerden kaynaklanan radyasyon beni endielendiriyordu. ( Phil Stern Photo) Tljc Formuln'y (1980) ekerken George Scott bana, 'Acaba bir kere olsun bir replii ikinci syleyiinde aynen tekrarlayacak msn?" dedi. Ben de ona, MGM'in bana mal ettii u sz syledim: "Fark etmez George. Eminim, ben konuurken repliimin ne zaman biteceini anlarsn." (MGM/Kobal Collcction'un izniyle) Baroln Maria Schneider ile paylatm Last Tango in Paris filminde meslek hayatmn en rezil anlarndan birini yaadm; penisim bzlp bir fndk kadar kalmt. (United Artists/Kobal Collection'n izniyle) Isrtu - l m Superman'in babas Jo (C 19781 Apocalypse Now filminde, 1979'da deli Albay Kurtz rolnde. Yandaki sayfa: ekim zamanlarnn dnda ocuklarla birlikte olduum bir an. Altta: Francis Ford Coppola ile birlikteyim. Ona haber vermeden salarm sfra vurdum. Francis'e iyi bir palavra sktm, o da yedi. Bir karakterle btnlemenin en fazla eiine geldiim rol, bu filmdeki rolmd herhalde. (En allta: Omni/Zoetrope/The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'n izniyle; dierleri: Stephanie Kong/SYGMA) ANNEMN RETT ARKILAR 337 Marilyn Monroe'ya bir partide arpmtm, insanlar iki iip dans ederken, o bir keye oturmu piyano alyordu. Beraber olduk. Son grmemiz, lmnden iki in zor ksm, tknmann yokluundan kaynaklanan boluu neyle dolduracamda imanlm bnyemden ileri gelmiyordu. Hamur ilerine, dondurmaya, yani insan imanlatacak ne varsa hepsine baylyordum. Bu tr yiyeceklere yaknlmn nedenlerinden biri, sannm ocukluk gnlerime dayanyor. Okuldan eve dndmde annemle karlaacam yerde, lavabonun iinde birikmi bulaklarla karlardm. Canm sklr, buzdolabn aardm. Dolapta elmal turta ile birka para peynir olurdu. Elmal turtann grnts bana, "Hadi Marlon, kar beni uradan. Burada donuyorum. Bir iyilik yap da beni buradan kar. Peyniri de

almay unutma," der gibi gelirdi. Hepsini mideme indirdikten sonra yalnzlm biraz olsun geerdi. Yiyecekler bana hep arkada olmutur. Kendimi daha iyi hissetmek istediim veya bunalmda olduum zamanlar hep buzdolabnn kapana uzanrdm. Hayatm boyunca genellikle arlm 85 kg. civannda seyretti, fakat New York'ta sinir krizi geirdiim dnemlerde 75 kg.'a kadar dmtm. Krkmdan sonra metabolizmam vites deitirmi olmasna ramen, zamanmn birounu iyi bir yemek kitabyla ve daha fazla yiyerek geirmeye baladm. Denemediim diyet kalmad diyebilirim. Yetmili yllarda uyguladm diyetlerden bir tanesi, beni gnde bir litrelik limonata ve birka gramlk peynire mahkm etmiti. Bu diyeti uyguladm sralarda,-Santa Monica'da bir hatunun evinde gecelemitim. Sabah, yapaca baz iler olduu iin o benden nce kalkp gitmiti. Mthi bir mide arsyla uyandm. Giyinip kuanp eve gittim. Evde mide asidine kar birka hap yutup ar iki katna km olmasna ramen uyuyakaldm. Bir iki saat sonra bir bulant hissiyle uyandm ve dayanamayarak kardm. Kusmuum simsiyaht, dkm da yle ve bam dnyordu. Ne olduunu bilmiyordum, ama, kafam, ylp kalmadan nce durumumu salama almak iin bir eyler yapmam gerektii dncesine takmtm. Telefonla yardm armak zere yatak odama yneldim. Yz st zerine kapaklandmda telefonu burnumun cunda grnce, kendi kendime telefonun burada ne ii var diye sylendiimi hayal meyal hatrlyorum. Yere dtmde beynime, kendimi biraz olsun toparlayabileceim kadar kan gitmi olacak ki, karmdaki santral memuresine hasta olduumu, her an kendimden geebileceimi B 22 338 BRANDO syleyebilecek ve her ihtimale karn ncelikle adm, adresimi ve telefon numaram verebilecek, sonra da ondan psikiyatristimi arayarak yardma ihtiyacm olduunu sylemesini isteyebilecek gc kendimde bulabilmitim. Psikiyatristim arabasna atlayarak hemen geldi, koluma girip beni arabasna tad srada dnebildiim tek ey, uurumu kaybetmem halinde doktorumun beni tayamayacak kadar gsz oluuydu. Arabaya g bela bindikten sonra hastanenin yolunu tuttuumuz srada tekrar i kanama geiriyor olabileceimi dndm; hafta boyunca mideme limonata ve peynirden baka bir ey girmemiti, limonatann o asidi midemde bir delik am olmalyd. Doktorum beni hastaneye ulatrd srada vcudumdaki kann neredeyse yans azalmt. Kan grubum 0-pozitif, hastaneye gittiimiz srada hemireler bir ekilde bana kan bulamadlar; yanl hatrlamyorsam, o gn btn 0-pozitif grubu kanlar buzlukta donuk haldeymi. Beni bir sedyeye oturtarak, iki dakikada bir tansiyonumu lmeye baladlar. oka girdiimi ve kan kaybndan lmek zere olduumu dnyordum. Hemirelerin hareketlerinden de her an br tarafa gidebileceimden endielendikleri phesine kapldm. Gereinden fazla naziktiler, bana iyileeceimi sylyorlard, ama hzl hzl konuuyor ve hzl hzl hareket ediyorlard. Sekreterim Alice hastaneye geldiinde gzlerindeki korku ifadesini fark ettim. Doktorlardan biri bana defalarca ine yapt ve artk aradan bir saat mi, bir saatten fazla m geti bilmiyorum. Kan naklim iin gerekecek kan sonunda bulup getirdiler. Nakilden sonra kendimi daha iyi hissetmeye baladm. Daha sonra Alice bana, doktorlarn ona, benim lmn eiine geldiimi sylediklerini anlatt. Aynca benim acil servis odasnda dua ettiimi grdn de yemin ederek syledi, ama ben ona hibir zaman inanmadm. 50 HBR1MIZ BlZ YNLENDREN psikolojik glerin neler olduunu tam olarak kavrayanlayz, ne de - en azndan imdilik -beynimizde cereyan eden ve bizi belli bir eyi ve yolu semeye ynelten btn biyokimyasal tepkimelerin neler olduklarn bilemeyiz. Ama yine de kesin olan bir ey var ki, o da yaptmz her eyin bu biyokimyasal tepkimelerin bir sonucu olduu. DNA'nm yapsn ortaya karanlardan biri olan Francis Crick'in yabn zamanlardaki bir yazsnda belirttii gibi: " 'Sen', yani seni meydana getiren sevinler ve zntler, anlar ve arzular, benlik duygun ve zgr iraden, hepsi sinir hcrelerinin ve onlara bal olan molekllerin bir arada almasyla ortaya kan davranlardan baka bir ey deildir."

Yetikin bir insann davranlarn ocukluundaki bir olaya veya olaylar dizisine balamak ok riskli, hatta lgnca bir ey; insann hayatnda siyah ve beyazdan ok griler hkim ve emin olun, bunu kendimden de biliyorum, bu byle. Fakat erikin bir yaa gelip de genellikle esmer tenli egzotik kadnlarn peinden kotuumu fark edince, kendi kendime bu kadnlar, yedi yamdan beri koyu, yumuak tenini hemen her zaman aklmdan geirdiim dadm Ermi'nin yerine koyup koymadm sormaktan baka kar yol bulamadm. Dadm, ruhumun orta yerinde taht kurmu ideal bir kadnd benim gzmde. Onu kaybetttikten sonra sanrm hayatmn geri kalan ksmn onu bulmaya adamtm. ocukluumu geride braktktan sonra kadnlara gvenmeyi reddediimde -yoksa bunu bir eksiklik olarak m kabul etmeli? - annem kadar Ermi'nin de byk bir pay vard. Eer bjr insan scaklnn, akn veya sevginin nasl bir ey olduunu bilmiyorsanz, insanlara da bunu veremezsiniz; veya byle duygulan bir zamanlar tatmsanz ve bir sre sonra da elinizden alnmsa, eer reddedildiinizi veya terk edildiinizi dnyorsanz, o zaman tekrar ayn aclan yaa340 BRANDO maktan korkarsnz. Annem daha ben kk bir ocukken, beni bir ie iki uruna terk etmiti; sonra da Ermi beni brakp gitti. Gerekte evlenip kendi hayatn kurmak iin gitmiti, ama onunla ylesine yakn ilikiyi paylamann, o kck hayatm ona adam olmamn ardndan hayatmdaki bu son kadnn beni terk edip gitmesinin yaratt boluk, o zamanlar yedi yandaki bir ocuun aklyla beni viraneye evirmi, hayatm zindan etmiti. Bu tecrbelerimden sonra, ayn anda hayatmda birok kadn olmasn tekrar ac ekmemi nleyecek duygusal bir nlem olarak ister oldum. Tekrar ac ekmeyi istemediim iin k olmakta ve kadnlara gvenmekte zorlandm. Bylece, dzinelerce taba bir elinde ayn anda eviren bir hokkabaz gibi ayn anda birok kiiyle ak yaadm; ilerinden biri terk edecek olsa, geride drt be kadn beni bekliyor olurdu. Kadnlarn arkadalndan holanrdm, ama adna ciddi iliki denen o gizli tavan da bir kede zerime atlamak iin hazr beklerdi. Beraber olduum kadnlardan pek az benden aklarna ayn ekilde karlk vermemi ve akmzn mr boyu bitmeden srmesini talep ettiler. Zaman zaman benden bunlar talep eden kadnlara benden duymay istedikleri eyleri sylediim de oldu, ama tek eliliin, sadakat duygusunun ve bitimsiz akn insann doasna aykr olduu dncesini aklmdan hi karmadm, insann genlik yllarnda akn nasl olmas gerektiine ilikin byk laflar edilir, arklarda da ayn ekilde; hemen btn arklarda benzer eyler sylenir: Seni seviyorum... sen de beni seviyorsun... bizi lm bile ayramaz... bizi lm ayrsa bile maherde buluuruz. arklar milyonlarca yllk evrimin rn olan doal yapmzla uyumsuzluk iindeki ve sonradan edinilmi deerlerden meydana gelen kltrel mitolojilerimizin bir parasdrlar. Dnyaya tek eli olmak zere geldiimi dnmyorum, insanlarn hibirinin de doalar gerei tek eli olduklarn zannetmiyorum. Evrimsel aamada bize en yakn hayvanlar olan empanzeler tek eli deiller; goriller ve babunlar da yle. insan doas da tpk onlar gibi tek eli deil, istisnasz her kltrde erkekler, tohumlarm mmkn olduunca ok diiye samalarn zorlayan engel olamadklar bir genetik drtnn etkisindedirler. Seks, trmzn ve dier trlerin temel drtdr. Sahip olduumuz ANNEMN RETT ARKILAR 341 en gl drt, genlerimizi kar cinse aktarp trmzn devamn salamaktr. Aksine davranmak elimizden gelmez, bu davranlar genetik kodlarmza ilenmitir. Kltrden kltre davranlarda farkllklar olabilir, ama ister Margaret Mead'in Samoa'snda olsun, isterse gnmz Manhattan'nda, genetik yapmz cinsel davranlarmz kar konulmaz bir biimde belirlemitir. Baz kadnlar, onlar sevdiime inandrmsam da - ve baz durumlarda da bunu o zamanlar iin gerekten kastetmi olabilirim - bir kadn vard ki, onu dier kadnlarn iinde daha fazla seviyordum. Weonna'yla Roma'da tantmda krk yalarmdaydm. Candy filminde bir rol vard ve o zamanlar bir arkadamla beraberdi. Arkadamla aramzda, bir zamanlar Carlo Fiore'yk aramdaki rekabete benzer bir rekabet vard; her ikimiz

de birbirimizin faz arkadan batan karmaya urayorduk. Bir otelin lobisinde beni Weonna'yla tantrdktan sonra bir yerlere gitti, ben de lafi uzatmadan konuya girdim. "Yukar kp dzmeye ne dersin?" diye sordum, o da "Neden olmasn? Hadi gidelim!" diye cevap verdi. Batan karma ilemim bu kadar fasa srmt. Weonna, doduum yerin sadece yz yetmi kilometre kadar tesinde domutu. Biraz yazarlkla uram, oyunculuk yapm, bir sre mankenlikle uram ve emlaklktan biraz para yapmt. Bembeyaz teniyle, yumuak, doal sar salaryla, illeriyle, benleriyle, yeil gzleriyle ahane bir grn vard ve irlandal olan annesinden kapt krk bir irlanda aksanyla konuurdu. Beni, tandm btn kadnlardan daha ok gldrrd. Anlama kabiliyeti ok yksekti, yaptm ve sylediim eylere ok glerdi. Annemle bykannem gibi onda da absrd bir mizah anlay gelimiti, edepsiz eyler dnrd ve hayal gc hibir snr tanmazd. Neeli, esprili, zeki ve egzantrikti. Ama skntlar da vard, insanlara kar gvensizdi, ok ierdi ve ara sra da uyuturucu kullanrd - uyuturucu dediysem yle ar uyuturucular deil,, sakinetirici haplar alrd. Dediim gibi bu haplar aklna eserse alrd; bir sre kullanr, zaman gelir, lanet olsun diyerek kullanmaktan vazgeer, bir sre byle idare eder, sonra yine balard. 342 BRANDO ANNEMN RETT ARKILAR 343 Hap kulland zamanlar areyi, onu hastaneye kaldrmakta bulurdum, nk hap almay ancak orada keserdi. Buna ramen birlikte ok neeli anlar geirirdik. Bugn bile, o zamanlar gldmz eyleri hatrlar, glerim. Bir gece, su borusu almak iin Weonna'yi da beraberimde gtrmtm, az kalsn d patlyordu kzcazn. California'da oturduum yere yakn bir yerde Treamsters Union irketine ait, byk, parselli bo bir arazi vard. evresinde binalar ykselmi olmasna ramen, oras yllardr bo duruyordu; gzme uyku girmedii baz geceler jipime atlayp oraya gider ve farlar sndrerek arazinin iinde turlardm. Bir gn inaat iileri let ve edevatlaryla araziye gelerek almaya baladlar; yapmna giritikleri bina ok byk olacaa benziyordu. Fakat bir sre sonra alma birdenbire durduruldu ve iiler ardlannda yedi buuk santim apnda su bo-rulanyla birlikte bir sr inaat malzemesi brakarak gittiler. Evimde tamirat ileriyle urayordum ve birka boruya ihtiyacm vard. Bu yzden Weonna'yi da yanma alarak saat gece iki civar inaat alanna gittim, jipimin vincinin kancasn bir boru ynna taktrarak ekmeye baladm. Birka dakika geti gemedi projektrn inaat alan zerinde oradan oraya gezdiren bir polis helikopteri tepemizde bitiverdi. Vinci hemen aa sarkttm. Helikopterin projektr jipimin zerinde sabitleince, elimi kolumu helikoptere doru, "Yardma ihtiyacm var," gibilerinden sallamaya baladm. Polislere ne syleyeceimi bilmiyordum, ama ilk defa bir eyler uyduracak kadar zamanm vard. Sonra gkyznden mikrofonik bir ses duyduk: "Olduunuz yerde kaln. Kprdamayn. Polis nezareti altndasnz." Onlara, hayatnn yarsn ssz bir adada geirmi bir kazazade-nin kendisini fark eden bir gemiye yapt gibi ellerimi sallayp glmsedim. Bir iki dakika sonra, sirenlerin ttre ttre gelen bir polis arabas on be metre kadar temizde fren yaparak durdu. stesinden gelmem gereken sorunlardan biri de, vincin halatnn hl borulara bal oluuydu. Alak bir sesle Weonna'ya, "Ne sylersem syleyeyim sesini karma. Anlatacam eyleri sen de onayla. Biraz yalan svmememiz gerekecek," dedim. "Ben yalan sylemeyeceim ama," dedi. "Bu halt yiyen sensin. Ben bu ite yokuni." Weonna'nm bu vefaszln doru bulmamtm, ama onunla bu konuyu tartacak zamanm olmad, nk tam ona bir eyler sylemek iin hazrlanyordum ki, polis arabasnn projektr yand ve hibir ey gremez olduk. Yzme bir memnuniyet ifadesi taknmaya alarak, "ok kr bizi buldunuz. Ben de burada geceleyeceiz diye kara kara dnyordum," diye bardm.

Yanmda kadn olduunu grnce, polislerin tela geiverdi ve ilerinden biri jipe doru yaklat. Ona defalarca teekkr ettikten sonra, "Mulholland'a giderken yanl yola saptm ve bu harabede kuma saplandm. Vinle u borulardan kuvvet alarak jipi sapland yerden karmaya altm, ama olmad. Buraya bir ekici yollamalar iin haber verirseniz ok sevinirim," dedim. Btn bunlar olurken, polisin yere bakmamas iin dua ediyordum, nk yere bakarsa bir arabann bir parmak kuma saplana-mayacan hemen anlayabilirdi. ekici armak iin polis arabasna doru birka adm atmt ki, "Bir dakika memur bey," dedim. "ekici armadan nce ben bir kez daha deneyeyim, belki bu sefer olur." El frenini kkne kadar ektikten sonra jipi altrdm. Motor, hasat zaman tarlada ileyen bir bierdver gibi horuldamaya balad. Sonra vitesi taktm ve el frenini yavaa boalttm. Jip nce salland, titredi, zplad, sonra da yava yava hareket etmeye balad. Bir iki metre gittikten sonra jipten inerek polise, "Oldu galiba, ansm varm dorusu, ok teekkr ederim arkadam, yardmlarnza minnettarm, siz gelmeseydiniz ne yapardm bilmem," dedim. Polis memuru teekkrlerime karlk, bir ey deil diyerek polis arabasna atlad ve grev arkadayla birlikte oradan uzaklat. Yol boyunca pelerinden giderek, Mulholland Sapa'nda onlardan ayrldm ve ters istikamette yoluma devam etmeye baladm. Bu arada Weonna bet bir sesle hakkmda neler dndn bir bir sralyordu. Kendimden memnun bir halde jipimi keyifli keyifli sryordum ki, dikiz aynasndan polis arabasnn U dn yaparak peime takldn grdm. Allah kahretsin, polis durumu anlad galiba diye dndm. Polis arabas lambalarn altrm, hzla arkamza yanamt. Kenara ekerek durdum. Weonna'nm gzleri falta gibi alm, 344 BRANDO korkudan tir tir titriyordu. Polislerden biri elinde el feneriyle bulunduum tarafn camna yaklaarak, "ey, karm sizinle karlap da sizden imza almadm renirse beni asla affetmeyecektir Bay Brando," dedi. Ben de, "A, lafi m olur memur bey," dedim, iimden ona sarlp pmek geliyordu. "Kalem kt var m?" 51 ASLINDA BEN OK kskan bir adamdm. Ama bunu hep gizlemeye alrdm. Kskanlm fark ettiklerinde insanlarn bunu bana kar kullanmalarndan ekinirdim. Ama artk deitim; kskanln bana yarar getirmeyecek sama ve bo bir duygu olduunu anladm. Fakat, bir hayat boyu sregiden bir duygudan kurtulmak o kadar kolay olmad benim iin. Weonna da benim kadar kskan ve pheciydi. Hayatmdaki dier kadnlar onun cann skard - imdi burada ona hakszlk etmeyelim, bunlar bazen olurdu, her zaman deil. Evimin etrafin daha dikenli ve elektrikli tellerle evirmediim zamanlarda bir gece ge bir saatte bir ses duyup uyandk ve yatan ayak ucunda duran bir kadnla karlatk. araf eski bir filmdeki ZaSu Pitts gibi boazma kadar ekerek, "Sen de kimsin? Ne iitiyorsun?" diye sordum. "'Ben mi kimim?" diye karlk verdi kadn. "Asl o yanndaki kim?" Kadn parmayla benim kadar irkilmi olan Weonna'yi gsteriyordu. Kafam toparlayamamtm ve srekli, "Kimsin? Ne istiyorsun? Kimsin?" deyip duruyordum. "Ne demek sen kimsin? Herhalde benim kim olduumu renmesini istemediin iin bunlar sylyorsun." Weonna bana pheyle bakmaya balamt. "Bak," dedim. "Senin kim olduunu ve burada ne aradn bilmiyorum." "Allah bilir len beni otobs duranda da grmemisindir." "Ne dura, ne otobs, ne diyorsun sen ya." "Ne dura, ne otobsym," deyip tiz bir kahkaha att. "Bana bak, imdi tasn taran toplayp buradan defolup gidiyorsun, anladn m." 346 BRANDO "Hibir yere gitmiyorum," dedi. "Buradan gidecek birisi varsa o da odur."

"iyi yleyse, ben de polis arrm." Weonna kzgnlkla ban sallayarak yataktan kalkt; benim o kadn tandm dnyordu besbelli. Onu kavrayarak, "Bekle bir dakika Weonna... bir dakika bekle. Ben bu kadn tanmyorum. Daha nce onunla hi mi hi karlamadm bile," dedim. Sonra yatan gcrdadn duyarak arkama dndm ve kadnn rlplak soyunarak yambamda yataa boylu boyunca uzanm olduunu grdm. "Buradan ekip gidecek misin sen?" dedim. "'Hemen f imdi. byle bir eye nasl cret edersin?" Oyunculuumdan edindiim ses terbiyemle sabahn o saatle -rindeki olaan gcmle fkeyle barmaya baladm, ama Weonna bezgin bir sesle, "Tamam, bover, ben gidiyorum. Telaa lzum yok, anladm. Gidiyorum," dedi. "Weonna, Weonna... Ben onu... Ben..." Dilim tutulmutu, kafam kazan gibiydi hibir ey syleyemiyordum. Sonunda telefona uzanp ahizeyi kaldrdm ve ciddi olduumu belirten bir ifadeyle Weonna'ya doru sallayarak, "Bu kadn buradan gtrmeleri iin polisi aryorum. Bana inanmalsn," dedim. Uzanp yatamdaki bu plak bedeni ittim ve, "Git uradan," dedim. Neredeyse yere kapaklanyordu. Sonra karakola telefon et-tirn ve karmdaki memura birinin evime zorla girdiini ve kmak istemediini syleyerek onu buradan uzaklatracak bir polis gndermesini rica ettim. Be dakika sonra iinde iki polis bulunan bir ekip arabas evin nnde durdu. Kadn giyindikten sonra polisler tarafindan yatak odamdan karlrken, polislerden biri, "ikyeti olacak msnz?" diye sordu. "Hayr," dedim. "Onu buradan gtrn yeter." Onlar gittikten sonra on be dakika boyunca Weonna'yi o kadn tanmadm konusunda ikna etmeye altm. Beni, bu olay sadakatsizliime, byk bir yalanc ve dzenbaz oluuma ilikin grlerinin bir kantym gibilerinden, dudan pheyle ve inanmazlkla belli belirsiz kvrarak dinledi. Onu byle dnd iin sulayamazdm, nk o sralarda tam da byle bir adamANNEMN RETT ARKILAR. 347 dim. Yine de onu sakinletirmeyi baardm ve birlikte uyumak zere tekrar yataa girdik. Bir saat kadar sonra, birbirimize sarlm ylece uyurken, bir ses duyup ayn anda uyandk ve o kadn odann iinde tekrar karmzda bulduk, yznde fke dolu bir ifade vard. Weonna'ya dik dik bakarak, "Gitmedi mi bu kadn burdan hl?" dedi. "Ayn eylerin tekrarlanmasna tahamml edemeyeceim artk. Polisi arayacam ve bu sefer hapsi boylayacaksn; hakknda ikyet dosyas atrtacam. yice anladn m?" dedim. Karakolu aradm ve yine ayn memurla konutum. "Kusura bakmayn memur bey sizi tekrar rahatsz ediyorum, ben Marlon Brando. Evimden alp gtrdnz kadn yine geldi ve beni taciz ediyor. Ltfen onu buradan aln." Konuurken Edward Everett Horton gibi dilim dolayor, kekeliyordum. Telefonun karsndaki polis memuru ar ar ve ihtiyatla, "Bay Brando, bu gece yapacak ok iimiz var; ilerimiz ok youn. Uramamz gereken ok ciddi iler var nmzde, inann evinize gelip de kadnlar kartmaktan ok daha nemli iler bunlar," dedi. Yzme kat bir ifade takndm ve kadna yle bir gz atarak, "Peki memur bey, ok teekkr ederim. Saolun," dedim ve telefonu kapattm. "Yirmi dakika iinde burada olacaklar," dedim. "Bu sefer hapse gireceksin. Emin ol, ikyeti olacam ve sen en aa bir yl yiyeceksin." Bunu duyunca kadn odadan dar vnlad gitti ve onu bir daha hi grmedim. Bir baka sefer de Weonna dirseiyle kaburgalarm drterek beni uyandrd. rkmtm, tam laf edecektim ki fisltyla, "'Evin iinde birileri var," dedi. "Nereden anladn?" Weonna'nm kulaklar ok hassast. Ban sallayarak phelerinde hakl olduunu belirtti. Yataktan kalktm ve dolaplardan birinde sakladm av tfeini aldm; sonra plak plak neyi aradm veya o aradm eyi bulduumda ne yapacam bilmeden hole daldm. Bylece yrrken, bir yandan da ortalkta rlplak 348 BRANDO

dolayorsun Marlon, seni bu halde grecek olsalar hakknda ne dnrler zannediyorsun? Seni pek takmayacaklardr. Hrszlarn yerinde olsam ben de plak bir adam pek takmazdm dorusu, diye dnyordum. Holden kp aaya, oturma odasna indim. Kafam hl plaklk konusuyla meguld. Grnrde kimse yoktu, bu yzden elimde av tfeiyle birlikte yatak odasna geri dnerek Weonna'ya ortaln st liman grndn syledim. Yznde korku dolu bir ifadeyle bana bakarak, "Banyodular..." diye fsldad. Banyoda, kapnn arkasna saklanm bir halde, sus pus bekleyen olduka ekici bir kadnla karlatm. Evin d blmne alan, camdan srgl kap ak kalmt, o da oradan girmiti. Tfei ona doru dorultarak, "Mmkn olduunca abuk ve dikkatli bir ekilde halnn zerinde yz st yat ve yzn yere yaptr, hemen" dedim. Bir eyler sylemeye balamt ki, "Dediimi yap," diyerek szn kestim. Dediimi yapt ve yere yz st yatt. Czdan elindeydi, "Czdan yavaa bana doru at," dedim, att. iini kartrdm, olduka derli topluydu. Sinema Oyuncular Birlii'nin kartn buldum ve, "Aktrist misin?" diye sordum. Burnu ve az halnn iine gmlm olan kadn bouk bir mrltyla, "Evet," dedi. "Peki, sabahn nde banyomda ne iin var syler misin?" Yine mrltyla, "Bana bir i ayarlayabileceinizi dnmtm," dedi. "i aranacak en son yer buras olmal herhalde," dedim. "Yapmaya altn ey hem ok uygunsuz, hem de ok acemice. Kalk ayaa, ite czdann, ite kap. Bir daha da buraya gelme ve kendi iyiliini birazck olsun dnyorsan eer, byle bir eyi bir bakasna da asla yapma, nk ok tehlikeli." Sinema piyasasnda kendisine bir i bulup bulamadm bilmiyorum. Bahsettiim bu iki kadn kapmn nnde bitiveren ne ilk kadnlard, ne de sonuncu. hretin cazibesi insanlara tuhaf eyler yaptryor. Alphonso adndaki gen bir Tahitili olan evimde misafir kalrken, bir kadn evimin nnde yamur altnda gn nbet tutmutu. Doumu srasnda Alphonso'nun bir aya bir kaza sonucu ters dnmt, ben de ortopedik bir ameliyat olmas iin ANNEMN RETT ARKILAR 349 bykannesiyle birlikte Los Angeles'a, bana gelmesini salamtm. Bykannesi dediim kii gerekte bykannesi deildi, onun bakmn stlenen ve Alphonso'nun bykanne diye ard yal bir kadnd. Bir gn bykannesi bana, bir kadnn benimle grmek iin darda beklediini syledi. Ona kimseyi beklemediimi ve kapma gelen herkesle grmemeyi bir ilke haline getirdiimi syledim. Fakat drbnmle pencereden dar baktmda garaj yolunun zerinde gerekten de bir kadnn beklemekte olduunu grdm. Onun da dier lgnlardan biri olduuna karar vererek bykanneye onu grmek istemediimi syledim. Aradan gn gemiti, ama son gn yamurun sanak halinde yamasna ramen kadn yerinden kprdamamt. Alphonso'nun bykannesi ok zgnd. Byle bir eyi akl almyordu; o gne kadar hayatnda byle bir eyle hi karlamamt, bana, "Ltfen onu ieri al, ok m ve slanm olmal. Ona yiyecek bir eyler vermek istiyorum," diye yalvarmaya balad. Bykanne o kadar sevecen biriydi ki, bir eyler yapmam gerektiini anladm ve dar karak kadnla konutum. Dikkat ekici bir grn olan, krk bir ingiliz aksanyla konuan, otuz yalarnda bir zenci meleziydi. Giysileri slanmt ve yordu, onu eve davet ettim. Yatak odasnn karsndaki minesi yanmakta olan kk odaya buyur ettim. Bykanne ona battaniye verdi ve bir fincan kahve ikram etti. Isnrken bana evime geli nedenini anlatmaya balad. One-Eyed Jacks'i seyrettikten sonra bir cafeye gitmi ve bir fincan kahve smarlam. Kahvesini yudumlarken kahvenin zerinde nce kendi gzlerinin sonra da benim gzlerimin yansmasyla karlam - yani, gzlerinin kahve zerindeki yansmas benim gzlerimin eklini alm. O andan sonra gittii her yerde gzlerimi grr olmu ve ruhani bir gcn kendisini bana dntrdne inanmaya balam. Btn bunlar bana sade ve ciddi bir dille anlatt. Ona nereli olduunu sorduumda bana, "New York' ta dodum," dedi. "Neresinde?" "Harlem'de." "Peki bu ingiliz aksann nereden aldn? ingiltere'de hi bulundun mu?"

"Hayr, hi bulunmadm." 350 BRANDO "evrende ingiliz Ingilizcesi'yle konuan insanlar m var?" "Erkek arkadam ingiliz." Belli ki, erkek arkadann aksann kapmt, ama o aksan o kadar iyi taklit ediyordu ki, BBC'de gayet gzel spikerlik yapabilirdi. Evime psikiyatristinin istei zerine geldiini syledi. Doktoruna kendisinin Marlon Brando olduunu syleyince, adam da beni etimle kemiimle grdkten sonra yanldn anlamas iin ona evime gitmesini tavsiye etmi. "Byle bir eyi gerekletirmek seni baya zorlamtr," dedim. "Senin de aka grdn gibi ben sen deilim, bir bakas-ym; baka bir kiiyim. Bir ekilde, kendini benim kiiliimde hayal etmeye ihtiya duymusun." Kafas karkti ve sylediklerime nce inanmak istemedi, fakat sonra yava yava rahatlamaya balad. Baya ilgi ekici biriydi. Ara sra aklmdan hnzrca eyler geirdim, nk yatam hemen bir iki adm temizdeydi. Fakat artk biraz olsun bymtm, kendime hkim olarak bu dnceleri aklmdan uzaklatrmay baardm. Bir sre daha oturduktan sonra kadn gitti. Gitmeden nce ona telefon numaram vermitim, o gnden sonra beni telefonla birok kez arad; benimle genellikle pek kendinde deilmi gibi konuuyordu. Genellikle de kt olduunda ve kendisinin tekrar ben olduunu dndnde, dncelerinin doru olmadn anlamas iin doktorunun tavsiyesi zerine aryordu. Bir kez de gazetelerden benim hastanede olduumu rendiinde arad; ona iyi olduumu, merak edilecek bir eyimin olmadn syledim. Bu telefon konumalar yllarca srd, sonra yava yava sey-rekleti ve sonunda kesildi. Son konumamz birka yl nce gerekleti. Bu konumamzda onun Alman aksanyla konutuunu fark ettim. "Yeni bir erkek arkadan var m?" diye sordum. "Evet," "Alman m?" "Evet, nereden bildin?" Yllarca Weonna hayatmda bir grnd, bir kayboldu, birbirimizle ok sevitik, ok da kavga ettik. Gl bir kadnd ve ta gediine koymasn iyi bilirdi. pheciliimi ve kskanlm huyANNEMIN RETT ARKILAR 351 landracak eyleri ok da iyi bilirdi, onunla felaket kavgalara tutuurduk. Sanrm hibirimiz bildiimiz yoldan amay istemiyor veya bunu baaramyorduk. Son karlamamzda neredeyse boaz boaza geldik ve birbirimizi ok krdk. Korkun bir didimeydi aramzdaki: onu zdm gerekesiyle Weonna, benden almak iin oullarmdan birini batan kard. Hi sesimi karmadm. Aramzdaki her eyin bittiini anladm, o kadar. Yaptklarndan sonra ilikimiz eskisi gibi olamazd artk. Oluma, kendisini hibir ekilde sulu hissetmemesi gerektiini, onun yaptklarnn beni kzdrmay hedef alan bir taktikten baka bir ey olmadn, bu yzden da ortada vicdan azab duymasn gerektirecek herhangi bir neden olmadn syledim. Onu sk sk dnmeme, zaman zaman ondan haberler almama ramen Weonna'yla be yl kadar hi grmedim: New Me-xico'ya gitmi, oyunculuu brakm, emlakilik iinde baya baarl olmu ve hukuk fakltesine girmiti. Sonra Los Angeles'a geri dndn \ve birinin onu bir partide grdn iittim. Yollarmzn bir gn kesieceinden kukulanyor, karlatmzda neler olacan heyecanla merak ediyordum. Bir arkadamn evinde verdii bir partide onu grdmde midem, zerine bir yumruk yemiesine yerinden oynad. Cesaretimi toplayp yanna gittim ve kollarmla onu hafife sarsarak, "Seni grdme ok sevindim Weonna," dedim. Yz kzard, bana telefon numarasn verdi ve o gnden sonra telefonlamaya baladk. Her zamanki gibi akacyd. Hayatta beni gldren eyler kadar hibir ey beni batan karamaz veya bana yaadm hissini daha iyi veremez. Elenceli eyler bana hayat verir. Hayatma giren kadnlarn ou Ermi gibi ten rengi farkl kadnlard: Gney Amerikal, Karayibli, Hintli, Pakistanl, inli, Japon kadnlar. Weonna bu kadnlarn iinde istisnayd, o bir irlanda patatesiydi; tandm dier kadnlardan farkl olarak onunla birok ortak ynmz vard, ikimiz de ayn

blgede bymtk, ayn blgesel dili kullanyorduk, benzer gemilere sahiptik, ayn esprileri beeniyorduk - ve benzer biimlerde kavga ediyorduk. O partiden sonra Weonna'yi birka partide daha grdm. Yapt esprileri dinlerken her zaman olduu gibi glmekten ge352 BRANDO herdim. Duyarl biriydi, ama mahalle azn da iyi bilirdi; ayn zamanda hem saft, hem de ocuk gibiydi. Telefon grmelerimizden ve ona birka kez aslmamdan sonra sonunda, "Ne oluyor byle... bize?" dedi. Ben de, "Bilmiyorum," dedim. "Ben de senin gibi lgnn biriyim." Karlatmz o ilk partiden beri ona bir kez olsun do-kunmamtm ve gidiatmzn nereyi gsterdiini onun kadar ben de bilmiyordum. Weonna, baedemedii sorunlarnn olduunu, bu yzden bir psikiyatriste grnmek istediini syledi, ben de bu konuda onu yreklendirdim. Ona, bana yapt eylerden dolay onu affettiini umduumu belirten bir de mektup yazdm. Mektubumda istemeden, acmaszca, dncesizce, korkusuzca, kaygszca ve hesapszca birbirimizin kalbini krdmz ve onu affetmemin benim iin nemli olduunu anladm anlattm. O zamanlar ona o mektubu niye yazdm bimiyordum, ama byle bir eyi yapmakla, kalbime haner saplayarak onu affetmekle zgrlm kazandm imdi imdi anlyorum. O zamana kadar, hayatm beni kaytsz artsz sevecek, bana ac vermeyeceine ve beni terk etmeyeceine gvendiim ve benim de sevebileceim, annemin ve Ermi'nin acsn unutturabile-cek bir kadn aramakla geirmitim. Fakat, o zamandan sonra koulsuz olarak btn kadnlara kucak atm. Artk kadnlar benim iin ne dmandlar, ne de hayatm mkemmelletireceklerini dndm melekler. Mutlu olacaksam, bunu kendi bama elde edebileceimi, yoksa hayatma, bana dolu dolu ve mutlu bir hayat vaat ettiini dndm bir kadnn girmesiyle mmkn olamayacan fark ettim. Sonra, yaptm btn eylerden dolay kendimi afedebiliyor-sam, ayn ekilde annemi de affetmem gerektiini anladm. O zamanlar bu dnceye sahip deildim, ama Weonna'yi affederken onu annemin yerine koydum, bylece ayn zamanda onunla birlikte annemi de affetmi oldum. O zamandan sonra kadnlarla aramdaki ilikiler dzeldi. Weonna'ya o mektubu yolladktan sonra tekrar grmeye baladk. Yaralarmzn henz sarlmam olmasna ramen sanrm ikimiz de bir gn tekrar bir araya geleceimizi biliyorduk. FaANNEMlN RETT ARKILAR 353 kat bizi birletirecek olan kader gnn beklerken Weonna ld. Sevdii bir ata binmi srerken, yolda atn aya burkulmu, Weonna da onunla birlikte yere dm ve altnda ezilmi. Kafasndan ald ar darbelere ramen krk sekiz saat dayanm ve sonunda can vermi. Cenazede, tabutun iinde yatmakta olan Weonna'ya baktm. Eline bir buket iek yerletirdim ve ona onu sevdiimi fsldayarak ptm. O zamandan beri onu zlyorum. Bana glmeyi armaan etmiti. Weonna bir keresinde bana, lnce Gney Dakota'daki bir Katolik mezarlnda yatmakta olan babasnn yanna gmlmek istediini sylemiti. Annesine de bu konuyu atm, fakat Weon-na'nn rahip olan amcasnn Weonna kiliseyi terk ettii iin bir Katolik mezarlnda gmlmeyi hak etmediini sylediini belirtti. Amcasn zorlamak istedim, fakat annesi onun isteklerine uydu ve Weonna, San Fernando Vadisi'ndeki bugn de yatmakta olduu mezhepsiz bir mezarla gmld. Bazen arabama atlayp yoku aa vuruyor, onun yatt mezarla urayp mezarna iek koyuyorum. imdi annesi de hayatta deil, zaman zaman aklmdan Weonna'mn tabutunu babasnn yanna nakletmeyi geiriyorum. Dur bakalm, er ya da ge bir gn bunu gerekletireceim. B 23 52 NEW YORK'TA GERDM sinir krizinden sonra, zellikle de kendimi bunalmda, kaygl ve korku iinde hissettiim, hayatmn o nedenini bilmediim bunalml anlarnda yllarca zaman zaman psikiyatristlere gitmeyi srdrdm. Psikiyatristlere ok para yedir-dim, ama sonunda ilerinde bana gerekten faydas olan biriyle', Dr. G. L. Harrington'la karlatm. Hibir zaman

anlayamadm yntemlerle bana yardm ederken, sonunda kendi sorunlarm kendim halletmek zorunda kaldm. Bunalm, kayg ve korkudan baka hayatm etkileyen bir baka sorunum daha vard: yirmi yl ncesine kadar patlamaya hazr bir bomba gibiydim. Bir seferinde Hollywood'da arabamla Santa Monica Bulvar'nda giderken arkamdan gelen bir otobs korna almaya balad. Normal hz limitinde seyrediyordum ve daha hzl gitmeye de hi niyetim yoktu, fakat otobs ofr korna almaya devam etti ve beni sollayarak keskin bir dnle nme dald, neredeyse yoldan kmama neden olacakt. Gaza basarak onu be blok kadar izledim ve sollayarak nne geerken arabamn burnuyla otobse dokundum, yoldan kt. Fren yaparak arabadan indim ve otobsn yanna giderek kapy amas iin ofre barrken bir yandan da kap camn iki elimle yumruklamaya baladm, nk onu paralamak istiyordum. ofr korkup otobsn iine kat, kapy tm uralarma ramen amaynca da gerekeni yapm olmann rahatlyla arabama atlayp oradan uzaklatm. Bir baka sefer de Cannes'dayken, sevdiim bir insan olan Elizabeth Taylor ile sevmediim bir insan olan Richard Burton'n orada olduunu rendim. Onlara UNICEF iin hazrladm bir gsteriye katlabilirler mi diye sormak istiyordum. Bu dnceyle onlar bir yatta le yemeine davet ettim. Henz le vaktiydi, ama Richard oktan sarho olmutu bile. Sarholuu ok pisti, ANNEMN RETT ARKILAR 355 ok gemeden Tahitili ocuklarm hakknda, rklar nedeniyle ileri geri laflar etmeye balad. nce zerinde durmadm, ama laf daha fazla uzatnca ona dnerek, "ocuklarm hakknda bir kelime daha edecek olursan seni bu tekneden aa atarm ona gre," dedim. Burton, uykulu kstah gzleriyle bana aptal aptal bakarken, Elizabeth de, "Richard keser misin unu artk..." diyordu. Bana diklenemedi, ama eer diklenseydi onu denize atmaya hazrdm. Bir seferinde de Hoolywood'da bir gece kulbnde ark sylemesini pek beceremeyen bir arkcy dinliyordum; kadnn sesi bouktu ve karga gibiydi, kilosu da fazlayd, belli ki vcudu oktan miyadn doldurmutu. Pek ho bir grnts yoktu belki, ama hi ylmadan cesurca arksn sylyordu. Hemen yanndaki masada bir grup, kadnn duyabilecei ykseklikte bir sesle kt kt laflar ederek onunla dalga geiyorlard. Dndm, o kadn orada ilerlemi yana ramen bir eyler yapmak iin canla bala urayor, hayatn kazanmaya alyor, bu adamlar da kalkm ona hakaretler yadryorlar. Adamlar kadnla dalga getike geiyor, ben de kzdka kzyordum. Derken ilerinden biri beni tand ve artk ya tanmak iin veya benden imza almak amacyla masasndan bana uzanarak koluma dokunu verdi. Aniden ayaa kalkp masam devirdim ve oturduu masann bana dikildim. "Yaamak istiyorsan bana bir daha dokunma," dedim. Adam bu ani tepkimden korkmutu, dorusu bunu nasl yaptm ben de anlamamtm. O gnlerde iimde her an patlamaya hazr bir fke bulutu vard ve bu olayda o kadar ani bir fke patlamas yaadm ki, neredeyse kendimi kaybedecek duruma gelmitim. Bundan be veya alt yl ncesinde, bazen farknda olmadan tepemin tasn attracak kadar fke ykl bir insandm. Fakat bu fkeli hallerim daha ok erkeklere ve genellikle de fotoraf makineleriyle sinsi sinsi dehlizlerde fink atan u gariban le kargalarna, paparazzilere ynelirdi. zel hayatma tecavz edenlerden, zellikle de paparazzilerden nefret ederdim; hele bir de ocuklarm sz konusu olursa, o zaman iyice deliye dnerdim. Roma'da bir partinin ardndan misafirlerimden bazlarn geirmek zere kucamda oullarmdan biriyle, n kapya kmtm. Birden flalar 356 BRANDO patlamaya balad. Annda tepem atverdi. Olumu oturma odasna braktktan sonra evden Hun imparatoru Attila gibi hmla karak fotoraflardan birine oradan elime geiriverdiim bir trpan frlattm. Trpan adamn bir metre kadar uzana, kaldrmn zerine dt. Iskaladm iin gururum krlmt sadece, cesaretim deil, nk adrenalin salgsndan gzm hibir eyi grmez olmutu

artk. Tekrar eve girdim ve ierden ampanya iesi kaparak dar ktm ve fare suratl bir paparazzinin peine dtm. Caddeden aa doru komaya balad, sonra bir kenara park etmi bir arabann n kaportasna basp tavanna karak arabann bitiiindeki duvara trmand. ieyi elimde sopa gibi tutarak onu adm adm neredeyse bir blok kadar izledim. Yakalamama ramak kalmt ki, bir tramvaya atlayp cann zor kurtard. Bir elime ge-irseydim, onu o ampanya iesiyle orackta gebertirdim. O gnn gece yans, saat iki civarnda o tipin arkadalar olan bir serseri takm kapm yumruklamaya baladlar. Mutfaa gidip bir kasap ba kaptm ve kanl bir savaa hazrlanmaya baladm. Fakat birlikte olduum kadn birilerinin lmne neden olacamdan korktuunu syledi ve nme geerek bana engel olmaya alt. Tandm en gl kadnlardan biriydi, bileimi iki eliyle birden kavrayarak hareket etmeme engel oldu. Sonunda aklm bama geldi ve yaptm eyin lgnca olduunu dndm. Hayr, kimseyi kasap bayla ldrmeyecektim. Hemen Amerikan Konsolosluunu aradm ve konsolosla grmek istediimi syledim. Nbeti memur, "Uyuyorlar efendim," dedi. Ben de, "Onu hemen uyandrn, yoksa sabah gazetelerde hakknda kacak yazlar okumak zorunda kalr," dedim. Konsolos hatta girdiinde, "italyan hkmetinden korunma talep ediyorum. Tahrik ve tehdit edildim, aileme de tacizde bulunuldu, bu konuda acilen bir eyler yaplmasn istiyorum," dedim. Ertesi sabah kapnn nnde birka carabinieri nbet tutmaya balad. Kapy atmda, frsat kollayan paparazzilerden birinin fotoraf makinesinin fla patlad, ama polislerden biri objektife elini koyarak ona engel oldu. Paparazziyi yakalayp karakola ektiler. Orada makinesini atlar, filmi kardlar ve, "Bunun iinde hibir ey grnmyor yahu," deyip ak ve yank filmi ona geri verdiler. O gnden sonra Roma'da kaldm sre iinde hibir paI ANNEMN RETT ARKILAR 357 parazzi bir daha beni rahatsz etmedi. Fakat oradan ayrldm srada havaalannda ocuklarmn fotoraflarn ekmeye balayan paparazzilerden biri yine az kalsn elimde kalyordu. Artk byle eylere aldr etmiyorum, fakat o bahsettiim yllarda paparazzilerle srekli bir didime halindeydim. Bir seferinde, Hoollywood'daki kulplerden birinin dnda yzn fotoraf makinesine yaptrm, beklemekte olan fotoraflardan birini dverek yere ykmtm; kendine geldiinde etrafina baknd ve makinesinin paralarnn yaya kaldrmnda saa sola dalm olduunu grd. Yaptklarmdan pimanlk duydum ve yanna giderek paralar topladm. "Kusura bakma," dedim. O da, "Ne yaptm ki ben imdi?" dedi. "Bilmiyorum," dedim. "Fotoraf makineni altrdn gibime gelmiti de." New York'ta Dick Cavett'le birlikte Chinatown'daki bir restorana giderken, gn boyunca peimizden hi ayrlmayan bir papa-razziye,"Bak, u anda bir arkadamla beraberim ve sen de zaten btn gn epeyce fotoraf ektin. Bizi yalnz brakp sakin bir akam yemei yememize izin verirsen sana gerekten minettar kalacam," dedim. "ey," dedi. "Eer o koyu gzlklerini karp iyi bir poz almama izin verirsen dnrz." Ayaklarmn zerinde yle bir gerilip okkal bir yumruk geirdim ve enesini datverdim. Yere kapaklandnda tekmelemeye hazrlanmtm ki, aman Marlon ne yapyorsun, dur, dedim kendi kendime ve vazgetim. Ertesi gn elim beyzbol eldiveni kadar imiti. Krm olabil-ceimi dnerek doktora gittim. Filmini ektirip bakt ve, "Krk deil," dedi. "Tanrya krler olsun. Saolun doktor, ben onu sardrp merhemletirim," dedim. '"Hayr," dedi. "Korkarm ki hastaneye gitmek zorundasnz. Bileinize doru yaylan u krmz izgileri gryor musunuz? ite kan zehirlenmesinin bir belirtisidir bu. Eer aldr etmezseniz kolunu bile kaybedebilirsiniz." Yumruklarken fotorafnn dii, tendonlardan birinin kesilmesine neden olmutu ve doktorun dediine gre insann azn358 BRANDO

da maymunlar hari dier btn hayvanlarn aznda bulunandan daha fazla zararl bakteri bulunurmu. Dorusu buna pek o kadar da ardm syleyemezdim; bir paparazzinin aznn bir bakteri yuvas olduunu, bir bakasnn sylemesine gerek duymadan kendi bama da anlayabilirdim. Kolum scak kompresler iinde srt st yatarak hastanede birka gn geirdim, ama kimseye hastaneye bir paparazziyi dvdm iin dtme ilikin tek bir laf bile etmedim. Bana yardm dokunacak bir psikiyatrisi bulana kadar be psiki-yatrist deitirmitim. Tecrbelerime dayanarak diyebilirim ki psi-kiyatristlerin ou kendi sorunlaryla ba edemedikleri iin dier insanlar denetlemek daha kolaylarna gelmektedir. Deneyimleri boylarn kat kat atndan, ancak bakalarn denetliyor pozisyonunda olurlarsa, bu deneyimlerle baedebileceklerine inanrlar. Bu tanma uyan birok psikiyatrisi biliyorum ve diyebilirim ki ilerinden bazlar hayatmda tandm en deli insanlardr. Tandm ilk psikiyatrisi, Elia Kazan'n tavsiyesi zerine gittiim bir Freudu analistti. Ondan sonra da California'da daha birok psikiyatris-te grndm. Bunlardan bir tanesi de Beverly Hills'te muayenehanesi olan ve yllarca devam ettiim bir doktordu. Sinirli, korktuu halde korktuunu kabul etmeyen, ok okumu ama hibir ey bilmeyen biriydi. Herkesten ve her eyden, hatta kendi sandan bile trsard; sa sk ve kvrckt, hep ksa kestirirdi, nk insanlarn onda "zenci" kan olduunu dnmelerine neden olmak istemediini sylerdi. Bir seferinde Vietnam Sava hakknda konuurken, "Diyelim Haiphong Liman'n bombaladk ve in Kuzey Vietnamllarn safinda savaa katld, o zaman ne olur sizce?" diye sormutum. O da elinde topu topu atom bombas bulunan bir in'in bizi hibir ekilde kayglandramayacam sylemiti. Seanslarmzn ounu benden para istemekle geirirdi, ilerimin ynetimiyle ilgilenen arkada parasn bir gn bile gecik-tirse, bana syleyecei ilk ey bunu hatrlatmak olurdu. Seanslar haftada be gn olacak ekilde ayarlamt ve her seans mutlaka, "Grmemizi burada bitirmemiz gerek; baka bir hastam daha var," diyerek bitirmeyi det haline getirmiti. Beynimi didik didik ederek kendimi her zamankinden daha kt hissetmeme neden ANNEMN RETT ARKILAR 359 olmu, ona en ok gereksinme duyduum bir zamanda beni yz st brakmt. Beni yz st brakmas, birka yl ncesine, canl ve neeli, fakat bir o kadar da insafsz ve umursamaz, yeteneinden ok hrs yznden oyuncu olmay baarabilecek yapda bir kadn olan Jamaikal Diana'yla bir ak ilikisi yaadm zannettiim zamanlara rastlar. Uzun sren bir ilikinin en hararetli dneminde bana, bir zamanlar yaad ingiltere'de ekilecek bir filmde oynamay kabul ettiini syledi. Ona, o ii kabul etmesini istemediimi sylediimde de, "Olsun, iim bittiinde geri dnerim," dedi. "Hayr, geri dnmeyeceksin," dedim. "nk o kapdan dar admn attn takdirde, bir daha ieri girmeye firsatn olmayacak." Bunun zerine Diana alamaya balad. Ama yine de o filmde oynamakta srarl olduunu belirtti. Onu havaalannda pp yolcu ettikten sonra eve dnp fotoraflarn ve bana vermi olduu her eyi yaktm. Diana ingiltere'den dndnde bana defalarca telgraf ekmesine ramen hibirine cevap vermedim. Yklmtm, ama ona bunu syleyemiyordum. Diana lkeden ayrld sralarda psikiyatristim uzun sreli bir tatile kmt, tatilden dndnde soluu muayenehanesinde aldm. Tam karsna gemi iinde bulunduum sefil durumu anlatp iimi dkmeye hazrlanmtm ki, bana, "Artk sana yardm edebileceimi zannetmiyorum," dedi. Onun, on be yirmi yllk hastasydm ve yardma her zamankinden daha fazla ihtiyacm vard. Oysa o, beni yz st ortada brakyordu. Ona gvenmitim, fakat onun da hastalarn nce tavlayan, sonra onlara kar herhangi bir yaknlk veya sorumluluk hissetmeyen dier psikiyatristler-den bir fark yoktu ite. Hemen her oto tamircisi yapt i iin size garanti verebilir, ama psikiyatristler asla. Bu adam yllarca arabamla bir yerlere gtrm ve onunla birlikte defalarca al verie gitmitim, ama gel gr ki bu ayn adam imdi benimle grmeyi reddediyordu. "Bana srtn eviremezsin," dedim. "Gidecek baka bir yerim yok."

O zamanlar, onun gibi biriyle karlamam olsaydm kendimi daha iyi hissedeceimi bilemeyecek kadar gzm krd. Koltu360 BRANDO undan kalkt, oday ba bo bir kpek gibi turlad ve pencereden dar bakarken ayan p sepetinin iine soktu. Sepetin iindekiler etrafa salmt, ama o dncelerine kendini ylesine kaptrmt ki, sepeti yerli yerine koymaya bile tenezzl etmedi. O zaman onun da tpk benim gibi sinirlerinin bozuk ve korku iinde olduunu anladm ve kederlerimle babaa kalmak zere oradan ayrldm. Diana srekli olarak ngiltere'den beni zlediini ve grmek istediini yazan mektuplar gnderiyor, ben de inatla hibirine cevap vermiyordum. Sonra davetlisi olduum bir parti iin Londra'ya gittim, ve onu o partide grdm. Yzm evirip ona bakmadm, ama yan gzle onun bana baktn fark edebiliyordum. Partiden bir an nce ayrlp onunla karlamadan kaabilirim sanmtm, ancak asansre binerken karmda bitiverdi. "Bu ekilde karlamaktan vazgemitik yle deil mi?" dedim ve aka yollu birka laf ettim. Lobiye indiimizde o sola, ben saa ayrlp giderken birden iimde bir sululuk hissettim, geri dnp seslendim ve, "Diana, bu geceyi kt geirmene neden olduysam zr dilerim," dedim. O da samimiyetini belirten baz eyler syledi ve herkes kendi yoluna devam etti. Aylar sonra, Last Tango in Paris (Paris'te Son Tango) filmini yaparken, Diana elinde bir fotoraf makinesiyle sete geldi. O gnlerde yeni yeni fotorafla balamt. Grdme sevindiimi syleyerek onu ptm. O geldiinde bir sahnenin ekimiyle meguldk, bu yzden akam yemeinde beraber olmay teklif ettim. Yemekte biraz ho be ettik ve eskilerden bahsettik. Yemekten sonra kaldm apartmana kadar yrdk; benimle beraber yukar kt ve soyundu, fakat ben hemen yatp uyudum. Ona kar hibir ey hissetmiyordum. Birka ay sonra, Diana'nn dnd sralard, California'da beni telefonla arayarak srtnn ardn ve masaja ihtiyac olduunu syledi. Evime geldi, elbiselerini kard, batan aa bir gzel masaj yaptm ve tekrar kafay vurup yattm. Onunla sevimek aklmn ucundan bile gemiyordu. Beni terk ettii gn duygularm da onu terk etmiti. O Beverly Hills psikiyatristinde insanlar doru drst anlama kabiliyeti yoktu. Bunu anlamak da bana epey bir paraya mal olANNEMlN RETT ARKILAR 361 mutu. nceleri diplomalara ok fazla nem verirdim. Bir insann tp fakltesini bitirip muayenehanesinin duvarlarn eit eit diplomalarla sslemesinin o insann iyi bir psikanalist olmasna yeterli olmadn anlamam ok uzun srd, insanlar anlamak, herkeste bulunmayan zel bir yetenektir. O psikiyatristten ayrldktan birka yl sonra, karacier kanserine yakalanan ve ne yazk ki imdi hayatta olmayan o harika, o anlayl insan G. L. Harrington'la tantm. lmne neden olan hastalk aslnda insan birka ay iinde gtren bir hastalk olmasna ramen o be yl dayanmt. Vcudunda sakatlk vard, ama beyni ta gibi salamd. Kalasyla bir baca bir otomobil kazasnda paralanmt, hastanede doktorlarn bacan kesme giriimlerini engelledii iin de baca dierinden be alt santim ksa kalmt. Baca ona ok ac verirdi, ama o bundan hi yaknmazd. Davudi sesli, her tarafndan erkeklik taan yakkl, sert grnl bir adamd. Baz alardan bana babam hatrlatrd. Onda, holanacam hi zannetmeyeceim bir erkek tipi vard yani. Onun gibi erkeksi grne sahip kiiler bende hep hr karma istei uyandrr ve ok gemeden de onlarla dalamaya balardm. Onun gibi erkeklere kar, onlar alt etme drtsyle hareket ettiim iin, saldrganca davranmam gerektiini dnrdm. Harrington tam da bu llere uyan bir adamd ite. Sava srasnda pilotluk yapmt ve muayenehanesinin duvarlarn kaplayan madalyalarla sslemelere baklrsa, o yllarda olduka da kahraman bir pilot olduu hemen anlalyordu. Grnnde erkeksi bir hava tayordu tamasna, ama o zamana kadar tandm insanlar iinde en neeli, en esprili, en yaratc, en duyarl ve en anlayl -syd da ayn zamanda. Onunla grmeye gittiim gn, artk altnda ok kanepe eskitmi, analizlere aina bir adamdm. Yeni bir terapiye baladm zaman, doktora bir sre sonra nevrotik bozukluklarm

sralamaya balardm. Doktorlarn ou da benden bunu beklerdi zaten. Bir sre sonra Harrington'a da ayn eyleri yapmann zamannn geldiine karar vererek kafamda bir yn analitik zrvayla kapma dikildim ve, "Size gemiimle ilgili baz eyler anlatmak istiyorum," dedim. "Bo ver, zaman gelince anlatrsn," dedi. Ama o konuya hibir zaman girmedik; grmelerimiz boyunca benimle gemiime 362 BRANDO hi deinmeden sohbet eti. ok ilgili biriydi, onunla her konu hakknda rahatlkla konuabilirdim: elektrik, uaklar, genetik, evrim, politika, botanik ve dnyada olup biten her ey. Ona haftada bir gn grnyordum ve grmelerimizi iple ekiyordum, nk kendi kendimle alay etmemi salyordu. Bir seferinde ona Kant ve Rousseau gibi yazarlardan holandm ve ortak bir eyler paylatm kadnlara da benzer duygularla yneldiimi syledim. Beni ciddi bir ifadeyle szerek, "Bir zamanlar grtn u Japon kzdan n'aber... dedi. Bu, sylediim eyin aptalca olduunu belirtmenin bir yoluydu onun iin; yani, anadilini konumayan . bir kzla beraber oluyorsun grnrde ortak hibir eyi paylamanza imkn yok, ama yine de onu semisin, demek istiyordu. Bir seferinde de, "Galiba babamdan tr bol bol fke sahibi oldum," dedim. "fke demekle neyi kastediyorsun? Babana deliler gibi kzgn olduunu mu?" "Evet." "imdi ona kzmyorsun deil mi?" "Hayr, u an iin ona kzgn deilim." "iyi yleyse," dedi ve konu orada kapand. Fakat bu hareketi bir ekilde kzgnlm yattrmam salad. Yine bir baka gn, bir alma masas, bir masa ye iki sandalyeden oluan muayenehanesine girdim ve kendime bir yer bulup oturdum. Bana yine alld zere bir fincan kahve sundu. Kars her sabah masasna taze bir gl koymay alanlk haline getirmiti. Bu seferki gl ncekilerden ok daha harikayd, iki yapra kopmu, yan bana, masann zerine dmt. Grntsnden bylenmitim. "Bu, imdiye kadar grdm en gzel gllerden biri," dedim ve koklamak zere eildim, "Fakat kokmuyor," dedim. "Koksayd aardm zaten," dedi. "Neden?" "Yapma da ondan." Masadaki iki yapra alp, bana gereklik yanlgsn ve hayatta her eyin algdan ibaret olduunu - gerek olduunu farzettiim bir eyin illerde gerek olmas gerekmediini - gstermek istercesine yapma gln yanna tuttu. Ablam Jocelyn de Harrington'n seanslarna katlyordu. BirbiANNEMlN RETT ARKILAR 363 rimize sk sk telefon eder, yaptmz grmeler hakknda uzun uzun konuurduk. Onu ok severdi, nk hibir zaman sahip olamad bir baba figryd onun iin. Kars da ok tatl biriydi. Bir zamanlar klasik konserlerde de alm olan bir piyanistti. Zaman zaman muayenehanenin bitiiindeki odada seans srasnda RachmaninofPtan pasajlar alard. Dr. Harrington bir keresinde bana hastalarnn birinden bahsetmiti: kadn bir gn muayenehanesine gelmi, ayakta on be-yirmi dakika kadar bekledikten sonra, "Bilmek istediim eyi sonunda rendim, size ok teekkr ederim," demi ve kapdan kp oradan ayrlm. Bu hikye aklmda yer etmiti, bir gn ona, "Her defasnda bir saat konumak zorunda myz? Gn oluyor bazen yirmi dakikadan fazla konumak istemiyorum," dedim. Sylediklerime o da katld. Bylece o gnden sonra iki saat srecek kadar nemli bir seans olmad srece muayenehanesinden vaktinden nce ayrlmaya baladm. Seanslarna devam edeli yl kadar olmutu ki, bir gn bir seans sonras ayaa kalktm ve, "Artk buraya gelmek zorundaymm gibi hissetmiyorum kendimi. Buraya gelip seninle konumak isterim, ama buna ihtiyacm olduundan deil," dedim. Bylece terapim sona erdi. Bir daha da ona gitmedim. nk hasta-doktor ilikisi dnda bir ilikiyi srdremeyecek kadar apayn insanlardk. ok iyi bir dosttu. Ailemin dier yelerine de ok yardmlar dokundu ve bana esprilerle, akalar

yaparak kendimle ilgili ok eyler retti. Bu konuda Allah vergisi bir yetenei vard. G. L. Harrington her eyden nce bana kendimi ve bakalarn affetmeyi retti. ,. 53 KTABIN BU BLMNE KADAR gelmi okuyuculardan bazlarnn, "Brando Kzlderililerden^) ne zaman bahsetmeye balayacak acaba? Kzlderililerin dertlerini taknt yapmam myd?" dediklerini duyar gibiyim. Byle sorular karsnda kzgnlk duymak bir yana tam anlamyla ileden ktm syleyebilirim; srf beni memnun etmek iin, "Kzlderililerin dert"lerine deinen insanlarla sk sk karlatm; sanki btn bu olanlar bir baka gezegende, bir baka dnemde geiyormu - sanki Afrika'nn tropikal blgelerinde yaanan bir kuraklk olayym veya on drdnc yzyl Avrupasn kasp kavuran veba salgmym, yzbinlerce insann katledilmesi tarihsel bir muamma, hatta Tanr'nm bir hik-metiymi, sanki insanln aresiz kald ve hi sorumlu olmad bir olaym - gibi. Yerlilerin uradklar hakszlklar kt durum ad altnda geitirenler, hep buna benzer sorular sordular bana. Bunlar canm fena halde skan sorular. Kzlderililer konusunda Amerikallarn bu kadar duyarsz olabilmeleri ve Kzlderililere kar gsterilen ilgi ve anlayn bu kadar az olmas hayret edilecek bir durum dorusu, insanlarn ounun, bu lkenin, onun asl sahipleri olan Kzlderililerden,alnd, bu insanlarn milyonlarcasmn lkelerini alanlar tarafndan ldrld gereini ciddiye almamasn hi, ama hi anlamyorum. Bu gerek sanki hi olmam - veya olduysa bile Tanr, medeniyet veya ilerleme adna yaplm - gibi, ulusun bilincinden silinip atlm. Bizim mukadderat olarak grdmz nedenlerden tr hayatlarn yitirmi olan bu insanlarn bir zamanlar ka kiilik bir toplulua sahip olduu sorusu bilim adamlar arasnda hl Kzlderili (Red Skin) sznn Amerika'da olumsuz bir arm olsa da, dilimizdeki yaygn kullanm dikkate alnarak Yerli (Indian) sznn yerine zaman zaman kullanlmtr. (.N.) ANNEMN RETT ARKILAR 365 bir tartma konusu. Ancak Colombus'un Yeni Dnya'ya ilk ayak bast zamanlarda, bugn Birleik Devletler'in zerinde bulunduu kara parasnda yedi ila on sekiz milyon Yerli insann yaad konusunda, artk birok bilgili tarihi ve antropolog hemfikir sanyorum. 1924 ylna gelindiinde yerli nfus 240.000'in altna dm; bunun nedeni de atalarnn yzyllar boyunca hastalk, alk ve sistemli soykrmdan kendilerine den pay almalaryd. Nazilerin yapt Yahudi kymna, buna benzer bir kaytszlk gsterilmi olsayd insanlar hayrete derlerdi herhalde. Fakat, Amerikan Yerlilerine kar taknlan tutum da ayn ekilde hayret edilmesi gereken bir durum. Bana gre insanla kar ilenmi sular iinde Kzlderililerin ldrlmesi Nazi kymndan nce gelir: sadece daha fazla insan ldrld iin deil, ayn zamanda yzyllar sren ve bir ekilde gnmzde de rneklerine rastk-nabilen bir su olduu iin. Genliimde israil Devleti iin ba toplanmasna yardm ederken, Nazi kym hakknda baz eyler renmeye baladm balayal, toplumlarn birbirlerine kar farkl tutumlar sergilemeleri ilgimi eker; bu ilgi bende hi snmeden hayatm boyunca devam etti. Altml yllarn balarnda, 1930'larda, Kzlderililere, kendilerine ayrlm topraklarda kendilerine ait bir ynetim oluturmalarn salama grevinde bulunmu, eski ABD Kzlderili Hareketi Komisyonu yelerinden John Collier'in bir kitabn okumu ve Kzlderililere kar ne kadar zulmedici davrandmz dehet iinde renmitim. Sonra, Yasskafa Kzlderililerinden olan antropolog D'Arcy McNickle'n kitab ilk Amerikallar\ (The First Americans) okudum ve mthi etkilendim. Kitap, Av rupal gmenlerin Kzlderililere kar giritikleri iki yzyllk vah si saldrlar, New England'dan California'ya kadar uzanan yerle-im blgesi zerindeki yerli halkn maruz kald zulmleri ve tugeneral Phil Sheridan gibi, ABD ordusunun st rtbeli liderlerinin Kzlderili rknn toptan imhas konusunda nasl istekli olduklarn anlatyordu. Byle zalimlerin zulmlerinden

kurtalmay baaranlar Avrupal gmenlerin beraberlerinde tadklar hastalklara maruz braklarak ldrlyor, geriye kalanlar da zorla srlyor, ala mahkm ediliyor ve kltrleri harap edilmeye allyordu. Kitap benim iin ufuk ac olmutu. D'Arcy McNickle'la g366 BRANDO rmek zere Santa Fe'e gittim. Saatler sren bir konumann ardndan ona, Kzlderililerle tanmak istediimi, ama onlar nerede bulabileceimi bilmediimi syledim. Bana Ulusal Genlik Konseyi ile temasa gememi tavsiye etti. Konseyin bir toplantsna katldm ve orada, hl grtm birok Kzlderiliyle dost oldum. O gnden sonra Amerikan Yerlilerinin dnyasnn ayrlmaz bir paras oldum. 1960'larm balarnda, Pasifik'in Kuzey-Bat kesiminde yaayan birok Kzlderili Genlik Konseyi yesi bana, hkmetin, Was-hington'n batsnda ve Columbia Irma boyunca som bal avcl konusunda Kzlderililere uygulad yasa kaldrtmak iin hareket gemeye karar verdiklerini syledi. Yzyllk antlamalar, kabilelerine, yaadklar blgelerde serbeste avlanmalar iin sonsuz hak tanmaktayd - "dalar durduka, imenler bydke ve gne dnyann tepesinde parladka." Oysa balklarla, amatr som bal avclar, Kzlderililerin avlanan balklarn saysnda azalmaya neden olduklar gerekesiyle, federal kurumlan ve devlet kurumlarn harekete geirerek av yasa konmasn saladlar. Fakat balk azl konusundaki bu ikyetleri, beyazlarn rmaklarn zerinde dizi dizi barajlar kurup, som balklarnn yumurtlamalarn imknsz hale getiren kereste irketlerinin, rmaklar zehirli zehirsiz birok kimyasal ve trl aklarla doldurduklar dnemlerden yllarca sonrasna rastlyordu. Kzlderililer kendilerine uygulanan bu yasan kaldrlmasn istiyorlard. nk, bu yasaklama akarsularda avlanma konusundaki yasal haklarn aka ihlal ediyordu. Sonunda tutuklanabileceimi ve "balk av" yasan ineyeceimi bile bile Washington'daki Puyallup Kzlderili Kamp'nda balatlacak gsteriye katlmak istediimi syledim. Kzlderili Katolik mezhebinden bir pederle birlikte kaya bindim; elimize rmaktan tutulmu gibi gsterilmek zere bir som bal verdiler ve yola ktk. Beklendii zere ok gemeden bir devriye bizi grd ve hemen tutuklad. Bizi Olympia yaknlarndaki bir hapishaneye teslim etti. Fakat beni bir buuk saat sonra serbest braktlar, nk daha sonra bana anlatlanlara gre vali Kzlderililerin kampanyasna ilgiyi artrr dncesiyle, tannm bir film yldznn tutuklu kalmasn uygun grmemi. Uzun sre tutuklu kalmamama ramen, Kzlderililerle o gn 1964'te Tacoma, Washington'da, Puyallup Nehri'nin aznda ala balk yakalamak suundan tutuklanmtm. Anlamalarnn lavedilmesini protesto etmek iin, Kzlderililere konan balk av yasana kar yaplan bir eyleme katlmtm. (AP/Wide World Photos) 368 BRANDO yaadklarm onlarla aramda bugne kadar srecek olan bir kardelik duygusunun gelimesine n ayak oldu. Kzlderili mutfay-la, Kzlderili mizahyla, Kzlderili diniyle ve Gne Dans'yla tantm. Seyredende gl, ruhani duygular uyandran bu dans, bir zamanlar Kzlderililerin manevi balarn koparma giriimlerinden biri olarak hkmet tarafindan yasaklanm, ancak Kzlderililerin srarl talepleri zerine bu yasak kaldrlarak 1960'larda dans yeniden icra edilmeye balam. Kzlderililerle birlikte olmaktan holanmamn bir nedeni de film yldz olduum iin bana zel muamele yapmamalaryd. Filmlerim umurlarnda bile deildi. Herkese eit davranyorlard; kimsenin hakk kimseye gemiyordu. Genellikle ask suratl ve ifadesiz insanlar olarak tasvir edilseler de aslnda acmasz bir alayclklar olduunu ve birbirlerine taklmay ok sevdiklerini rendim, insann aklna gelebilecek her eye glerler, zellikle de kendilerine. Birisi bir toplulukta konuurken kekeleyecek olsa, orada bulunan herkes kekelemeye balar veya o zavall kii cmlesini tamamlamaya alrken, herkes, yatmaya gidiyormu gibi hep birden ayaklanr. Fakat btn bu hereket-ler ho bir hava iinde yaplr, yle insan rencide edecek ekilde deil.

Alkoln Kzlderililer iin bir afet olduu su gtrmez bir gerek; birounun ba ikiyle dertte. Ne zaman sofraya otursak masada mutlaka bir ie bulunurdu. Sonra bilinen zamann dnda, bir de Kzlderili zaman olduunu da rendim. rnein, akam saat dokuzda bir araya gelindiinde mutlaka saat on civarnda demlenmeye balarlard. Birinci tutuklanma giriimim suya dnce tekrar denemeye kadar verdik. Bu sefer Washington'daki bir baka kampta. Gsterimizden nceki geceyi incecik duvarl, sobasz bir barakada geirdik ve diyebilirim ki, o gece kaptm souk algnlnn yannda, o gne kadar yakalandm souk algnlklar solda sfir kalr. Gece boyunca duvar atlaklarndan ieriye nemli rzgrn szmas da stne tuz biber ekti. Gndoumunda, yola kacamz srada ksrp aksrmaya baladm ve ateim ykseldi. Fakat Kzlderililer bana umut dolu gzlerle bakyorlard, baka arem yoktu, onlarla birlikte gitmem gerekiyordu. Bir battaniyeye sarnarak kaya bindim, rzgr buz ANNEMN RETT ARKILAR 369 gibi souk dalgalardan zerrecikler pskrtyordu zerimize. Kydan uzaklarken kayktan sa kamayacamz dnmeye baladm. Zatree olduumdan phelenmeye balamtm ve o kayn iinde orackta lp, cesedimin rman dibini boylayacandan korkarak kaykta ylece bzlm oturuyordum ki, ileri uzanp Kzlderili dostum Hank Adams'a kendimi pek iyi hisetmedi-imi syledim. Bana, "Bykannem byle durumlarda 'Glm-sersen kendini daha iyi hissedesin' derdi," dedi. Ona yle bir baktm ve "Adama bak, karmda gemi neden bahsediyor? Ben geberip gidiyorum, o bana glmse hibir eyin kalmaz diyor," diye dndm. Irma bir aa, bir yukar gidip gelerek bir saat kadar dolatk ve tutuklanmay bekledik, ama ne gelen vard ne giden. lmek umurumda bile deildi artk, ama buz gibi rman ortasnda tutuklanmay bile baaramamken pisi pisine lmek samaln da-niskasyd. Neden sonra rendik ki, yanl rmakta bulunuyor-muuz. Devriye tekneleri meer bizi baka yerlerde aryormu; bou bouna lmle burun buruna gelmitim - veya arabesk duygularm yle zannetmeme neden olmutu. Kzlderililerden birinin avukat beni havaalanna gtrd, oradan uaa atlayarak oturduum ehre utum ve uaktan iner inmez kendimi zatrree tehisiyle hastanede buldum. Orada Hank Adams'a gnn gstereceim zaman iple ekerek gn saydm. Av yasan delmenin, Kzlderili kampanyalarn insan haklan erevesinde belli bir temele oturtmak gibi nemli bir ilevi vard. Benim iin de nemliydi, nk Kzlderililerin nelere kar mcadele ettiklerini ve ne kadar az destek aldklarm bylece anlam oldum. Clyde Warrior gibi olaanst ahsiyetlerle de tantm. Ponca Kzlderililerinden olan Clyde'la birlikte Kzlderili Genlik Konseyi toplantlarna katlmak iin lkenin drt bir yann dolatk; hi unutamayacam kadar erefli bir insand, harika bir espri anlay vard ve Kzlderili olmaktan mthi derecede gurur duyard. Hayat kavray biimimin Kzlderililerinkine benzediini herkesten ok ondan rendim. Hayatn Kzlderililerin desteklenmesi iine adam, parlak bir siyasalbilimci, yazar ve Kzlderili tarihisi olan Vince Deloria Jr. vard; sonra Dennis Banks, Russel Means ve sonradan Amerikan Yerlileri Hareketi, AYH (AIK)'yi B 24 370 BRANDO balatacak olan dier gen Kzlderililer. Amerikan Yerlileri iin oluturulacak Kongre almalarnn hazrlk aamalarnda, Amerikan Yerlilerini Koruma hareketlerinde ve Amerikan Yerlileri Ulusal Kongresinde AYH gibi gruplarn almalarna da bizzat katlarak lkeyi bir batan bir baa dolatm ve devletin yksek kademelerindeki memurlara, milletvekillerine ve Adalet Bakan Robert Kennedy'ye Kzlderililerin, hukuka aykr bir ekilde kt muamelelere maruz kaldklarn anlatmaya altm. Anayasa Mahkemesi Bakan William O. Douglas'la grtm. Pek yle herkesten ekinen bir insan deildim, ama gerek grnnden, gerekse ona duyduum saygdan olacak, elimde Kzlderililerin maruz kaldklar kt muameleler

hakkndaki bir dosya dolusu ikyeti ieren antayla odasna girdiimde dilim tutuldu, hibir ey syleyemedim. Masasnn banda oturmakta olan Douglas bana nezaket dolu bir ifade ile bakarak, "Evet," dedi. ki lan bir araya getiremedim. Ben be dakika kadar bir eyler eveleyip geveledikten sonra, "imdi mahkemeye gitmem gerekiyor. Sizinle tantma memnun oldum," dedi. Kalktm ve o mthi adama hoakaln demeyi bile becereme-den odasndan ayrldm. 54 1960'LARIN SONU ve 1970'lerin banda Kzlderililerin medeni haklan hareketi yaylr ve hz kazanrken ben de onlar her ynden - manen, vicdanen, parasal destekledim. Katlanmak zorunda kaldklar hakszlklar grdke ok hiddetleniyordum, bunu baka trl ifade edemiyorum. Hkmetimiz, Kzlderililerle neredeyse drt yz anlama yapmt ve her birini teker teker inemiti. Yaplan bu anlamalarn hemen her metninde u ifadeler yer alyordu: "Irmaklar aktka, gne tepede parladka ve imenler yeerdike bu topraklar sizindir ve sizin izniniz olmadka da, ne elinizden alnabilir, ne de satlabilir." Evet, btn bu anlamalar, yce mahkemelerimizin takdis ve takdiriyle birer birer inenmiti. Federal Hkmetin anlamalara olan szde balln gstermek amacyla Kzlderililere ba kabilinden verdii topraklardaki en zengin vadileri, verimli orman ve yerleri, beyaz gmenler, iftlik sahipleri ve madenciler onlara ok grp kaptlar, istedikleri yere reklenip, Kongreyi, haksz yere grmezden geldikleri anlamalarn feshedilmesi iin sktrdlar. Kba, sadece iki tarafn rzasyla feshedilebilecek bir anlama olan ve Amerika'nn Guantanamo Krfezi'ni kullanmasn onaylayan anlamay bozsa ne olurdu dersiniz? Kba'nn bu hereketi hemen sava nedeni saylr ve Havana'ya birbiri stne bomba yaard. Oysa Kzlderililer hkmetle yaptklar anlamann bozulmas konusunda biraz ikyeti olacak olsalar, hemen hor grlr, kt davranlara maruz kalr ve hapse atlrlar. Birleik Devletler'in Kzlderililere gsterdii iki yzl tutumun bir benzerinin daha olabileceini dnemiyorum. Liderlerimiz yok etme giriimlerini demokrasi adna, Hristiyanlk adma, medenileme adna ve urunda savalan btn ilkelerin adna gerekletirmiler. Gerek Kongre'den gerek Beyaz Saray'dan, gerekse insan haklan derneklerinden u veya bu toplululua kt muamele edildi372 BRANDO ine, katliam yapldna ilikin beyanat verildiine sk sk ahit oluruz. Fakat unu rahatlkla syleyebilirim ki, hibir topluluk Kzlderililerin maruz kald kt muamelelere maruz kalmamtr. Hkmetimiz buffalolar katlederek, ovalarda yaayan Kzlderili kabilelelerini ala mahkm etti. nk buffalo ldrmek, onlar ldrmekten hem daha kolayd, hem de amalanan sonuca daha abuk ulalyordu. Yiyeceksiz kalan Kzlderililer bylece ellerinden topraklarn ve geleceklerini alacak olan anlamalarn altna imza atmak zorunda kalyorlard. Kendilerine askeri mdahalelerde bulunulmuyordu; ala mahkm ediliyor, boyun emek zorunda braklyorlard. Asya'da bulunduum sralarda on dokuzuncu yzylda inli kyllerden "Pirin Hristiyanlar" diye sz edildiini duymutum. Katolik misyonerlerinin kyllerin dinini deitirmek iin kullandklar yntemi ima eden bir sfatt bu; taraf kazanmak veya dinsel retilerini srdrmek iin misyonerler kyllere pirin verirlermi; eer kyller retilerine kar karlarsa, pirin alamazlar, bylece ala talim ederlermi. Ayn eyler boyun edirmek iin Kzlderililere de yaplm. Kit Carson, Nava-jo Kzlderililerinin meyve aalaryla ekinlerinin tamamen yanmasyla ve Navajolarn lene veya alktan krlana kadar oradan oraya srlmeleriyle sonulanacak olan bir kundaklama politikas gelitirdi. Baka kamplara gidip direni gsterenler ya yiyeceksiz, battaniyesiz ve ilasz brakldlar ya da kendilerine kfl un ve bayat yiyecek verilerek yok olmalar daha da hzlandrld. Hkmet, snr ticareti yapanlara Kzlderililere bayat yiyecek verdiine dair sylentileri yalanlyordu, ama kampn etrafnda gzclk yapan askerler iyi yiyeceklerle karnlarn tkabasa doldururlarken, kampn

iinde Kzlderililer kt yiyeceklere raz olmak zorunda kah- , yor ve alktan krlyorlard. Alk, ulusal politikann bir arac olarak kullanlyordu; bile isteye gerekletirilen katliamn bir aracyd. Hitler'in Nihai zm'n gerekletirmeden nce Amerika'da Kzlderili kamplarnda uygulanan sistemle ilgili bir aratrma balatmasnn tesadf eseri olmadn dnyorum. Bu sisteme hayran kalmt ve Avrupa'ya uyarlamak istiyordu. Alkt, aalanmayd, manevi kntyd derken sonunda Kzlderililerin boyun emekten baka areleri kalmamt. ef Se-attle'n 1885'te kabilesine ait topraklar Washington Blgesi ValiANNEMlN RETT ARKILAR 373 sine teslim ederken dedii gibi, "Halkmn says az. Frtnann silip sprd bir dzln aalar gibi seyrek. Bir zamanlar insanlarmz bu topraklarn zerini, rzgrda kabaran dalgalaryla kabuklu dibinin zerine serilen bir deniz gibi rterdi, ama o zamanlar, yerine mahzun anlar brakarak kabilelerin muhteemli-iyle birlikte gp gitti..." Bu olaydan yirmi yl sonra, Nez Percelerin byk liderlerinden ef Joseph halknn kltrne sahip karak beyaz gmenlerle uzlamc birok giriimlerde bulundu. Fakat dierlerinde olduu gibi hkmet Nez Percelerle yapt anlamalarda da oyun bozan-hk etti; nce kabileyi beyazlarn istemedikleri kurak arazilere srd, sonra, buralarda altn ve dier madenlerin olduu ortaya knca onlar bu yerden de etti. Byk sava btn kabilesini -kadnlar, ocuklar, adrlar ve her eyi toplayarak bir baka efle, Looking Glass (Srl Cam) ile birleti ve hep birden binlerce kiilik bir svari alaynn takibinde Kanada'ya doru 2400 km.' lik zorlu bir yola ktlar. Yolda, svarilerle on drt byk atmaya girdiler, ef Srl Cam bu atmalarda muhteem bir taktik ustas olduunu kantlad. Kanada snrna ve dolaysyla zgrlklerine kavumaya seksen kilometreden daha az bir mesafe kalmken, kabile ordunun kuatmas altnda durduruldu. ef Joseph'in teslim olurken yapt dokunakl konuma, Birleik Devletler'inin nasl yce ve onurlu bir halk perian ettiini ok iyi bir ekilde gzler nne seriyor: Savamaktan bktm. eflerimiz ldrld. Srl Cam ld. Toohoolhoolzote ld. Yallarn hepsi ld. Eveti de, hayr da syleyen genler. Genleri tevik eden kii (Joseph'in aabeyi) ld. Hava souk ve battaniyelerimiz yok. Kk ocuklar donacaklar. Halkmn insanlarndan bazlar tepelere kat, onlarn da battaniyeleri, yiyecekleri yok. Nerede olduklarn kimse bilmiyor - belki de donarak ldler. Kan bulurum bilmem, ama ocuklarm aramak iin zaman istiyorum. Belki ller arasnda bulurum onlar. Duyun beni eflerim! Yorgunum; kalbim hasta ve mahzun. Gne bulunduu yerde durduka artk sava yok bana. 374 BRANDO Topraklan ellerinden zorla alndktan ve ilerinde yazar Helen Jackson'n deyimiyle Yzyllk Utcm\ hisseden gerideki yenilmi neslin insanlar, ayr ayr kamplara srldkten sonra hkmet bu kamplara Kzlderilileri zorla Hristiyan yapmaya alacak olan yedi veya sekiz mezhebin misyonerlerini gnderdi. Bu, Kzlderililerin dini inanlarna ve binlerce yllk gemie sahip bir kltre ak bir saldr nitelii tamakla beraber, inan zgrlnn devlet korumas altnda olduu yollu iddialar da aka yalanlyordu. Misyonerler, kamplar bir pastay paylar gibi dilim dilim ayrdlar. Kzlderili ocuklar ailelerinin elinden zorla alarak, dini okullara veya ana dillerini konutuklarnda dayak yedikleri Carlisle, Pennsylvania'daki devlet okullarna gnderdiler. ocuklar bu okullardan kama giriiminde bulunduklarnda askeri disiplin kurallarna gre feci ekilde cezalandrlyorlard. imdiyse, o zamanlar ilenmi olan bu sular ulusal bilincimizden silinmi grnyor. Aklna esip de Kzlderililer hakknda bir eyler dndnde, ou Amerikalnn zihninde sinema filmlerinden dn alnm imgeler belirir; ok az onlar hakknda dnrken onlarn ac ektiklerini, sknt iinde yaadklarn veya ldrldklerini aklna getirir. Kzlderililer, tarihimizin sayfalarnda, Erie Kana-l'nn veya ktalararas demiryolunun inasnn grd ilgiyi bile hak edemeyecek kadar silik bir biimde ve ss olsun diye yer alrlar.

Kzlderililerle ilgilenmeye baladktan sonra, birok insann onlar kendi seviyelerinden bir insan olarak grmediklerini kefettim, insanlarn onlara kar takndklar tavrlar balangcndan beri byleydi; Pritenlere verdii vaazlarda Cotton Mather, onlar eytan'la ayn kefeye koymu ve Hristiyanln nnde duran bu dinsiz vahilerin katledilmesinin Tann'ya hizmet sayldn ve Tann'nn murad olduunu - sylemiti. Btn insanlarn eit olduu savunulan Bamszlk Bildirgesi'nde Amerika'nn yerlisi olan bu insanlar, "Sava dsturlar, yana, cinsine ve durumuna baklmakszn kaytsz artsz herkesi ldrmek olan acmasz vahi yerliler" olarak gemekteydi. Bir zamanlar syledii, Kzlderililerin ocuklarnn da ldrlmesi gerektii, nk, "yavru bitlerin de byyp bir gn bit olaca," szleriyle nl Albay John M. Chivington, 1864'te Sand Creek, Colorado'da toplarn silahsz ANNEMN RETT ARKILAR 375 Kzlderililerin bulunduu bir kampa hedeflerken subaylanna unlar syler: "Buraya Kzlderilileri ldrmeye geldim ve Tanrnn bu gkkubesi altnda onlar her ne ekilde olursa olsun ldrme-. nin doru ve onurlu bir grev olduuna inanyorum." Nitekim Creek Katliam'nda kadn, ocuu ve yalsyla yzlerce Kzlderili katledildi. O katliama ahit olan subaylardan biri, o gn hakknda yllar sonra unlar syleyecekti: "Kadnlar ve ocuklar ldrlp kafa derileri yzld, ocuklar annelerinin kucaklarnda vuruldular ve insanlarn kollar ve bacaklar korkun bir biimde bedenlerinden koparldlar... kadn cesetleri zerinde insann anlatmaya dilinin varamayaca kadar irkin eyler yapld..." Svariler, Kzlderili kadnlarn vulvalarn kesip eyer kaylarnn zerine germiler, sonra da apka eritlerini bunlarla sslemilerdi; bazlar da, savalarn erbezleri ile kadnlarn gslerinden ttn keseleri yapm ve bu hatra eyalarn katlettikleri Kzlderililerden kestikleri burun ve kulaklarla birlikte Denver Opera Binas'nda sergilemilerdi. Kzlderililere kar yaplan mtecaviz hareketler, yirminci yzylda da srd, ama farkl bir tarzda. Ordunun Wounded Knee, Gney Dakota'da kadn, erkek ve ocuk yz Oglala Sioux'yu kesip bimesinden tam tamna krk yl sonra, yani otuzlu yllarda okula giderken, hatrlyorum da, ders kitaplarnda Kzlderililer iki paragrafta geitirilir, o paragraflarda da onlardan yzsz, kudurmu ve dinsiz vahiler olarak sz edilirdi. Ucuz romanlardan filmlere kadar popler kltr, Kzlderilileri gzmzde eytani ve aalk varlklar olarak gstererek ve Daniel Boone, Andrew Jackson ve Kit Carson gibi katillerden birer halk kahraman yaratarak onlarla ilgili dncelerimizin biimlenmesinde etkili oldu. Douundan beri Hoollywood sinemas The Squaw Man gibi filmlerde, Kzlderilileri kk drc eleri kullanmtr. Snr boylarndaki Tanrsz vahilerle savaan kahraman beyaz adam gibi aptalca bir imaj yaratm olan John Wayne'in Kzlderililere belki de General Custer'dan daha fazla zarar dokunmutur. Holly-wood'un canilere ihtiyac vard ve bu ihtiya Kzlderilileri kt adamn yerine koydu. insanolu denen fesat yuvasnda Kzlderililere yaptmz bunca ktlkler olsa olsa bir p kadar yer tutar, insann, aklnn 376 BRANDO snr tanmayan dnce yeteneinin de yardmyla kendi soyundan kabul ettii topluluk adna ykc faaliyetlerde bulunmasna neden olan akl d bir taraf da vardr. Darwin, btn trlerde ait olunan topluluun korunmas ve idamesi iin igdsel bir istein varolduunu aklamt, oysa insanolu, kendi trnn bireylerine bilinli bir ekilde ac ektiren bildiim yegne hayvan, israil'e ba toplanmas iine yardm ettiim genlik yllarmda, o zamanlar benim iin byk bir muamma olan ey yznden hayrete dmtm: nasl oluyordu da senin benim gibi bir Alman vatanda kalkp masum insanlar tarayabiliyor veya binlerce insan gaz odalarna tkabiliyordu, insanlarn birbirlerine byle eyler yapmalar akl almaz bir eydi. Fakat yaadka anladm ki, biz insanlar mensup olduumuz topluluun adna hibir eyi yapmaktan ekinmeyiz; insandaki bu kt niyet milyarlarca yllk bir evrimin sonucunda deimeden gnmze kadar ulamtr. Dnyann drt bir bucanda ehirlerde eteciliin revata olmas durumunun da gsterdii gibi, insanlar bir gruba ait olmaktan dolay kendilerini gvencede

hissederler. Bu ete yeleri gnmzn toplumsal koullaryla hi ilgisi olmayan atac bir drtyle hareket ederler; bu zellik aslnda her insanda ve her kltrde ortaktr. Nazi Kym tek rnek deildir: bu kym dierlerinden ayran en nemli zellii, katledilen insan saysnn yksek oranlarda oluuydu ki, bu da teknolojik gelimenin ve rgtl hareketin bir sonucuydu. Tarihte, imdi ad san unutulmu bir sr topluluk benzeri drtler nedeniyle baka topluluklar yok etme giriimlerinde bulunmutu; Naziler ise bu konuda dierlerinden daha baskn ktlar. Dini olsun, laik olsun, genellikle doru ve onurlu bir eyler adna yapld ngrlen hareketlerde birbirimizi boazlamamza neden olan ldrme igdmz imdiye kadar hibir ey durduramamtr. John Patrick'in oyunu The Teahouse of the August Afoow'da Okinawa'ya demokrasiyi gtrmekle grevli Amerikal subayn yle bir konumas vard: "Herkesi ldrmek zorunda kalsak bile burada demokrasiyi ina etmeye kararlyz." Julius Ceasar alayc bir oyundur, nk insanlarn onurlu saydklar bir ama sayesinde nasl kullanldklarn anlatr. Brutus, Ceasar' ldrme nedenini yle aklar: ANNEMN RETT ARKILAR 377 Bu toplulukta Caesar' ok sevmi biri varsa derim ki ona, Brutus'un Caesar'a sevgisi daha az deildi onunkinden. yleyse neden Caesar'a kar ayaklandn, derse bu dost bana u karl veririm: Caesar' daha az sevdiim iin deil, Ro-ma'y daha ok sevdiimden. Caesar yaayp da hepinizin kle olarak lmeniz mi daha iyi, yoksa Caesar lp de hepinizin hr insanlar olarak yaamanz m? Caesar beni severdi, alarm onun iin; mutlulua ermiti, sevinirim; bir kahramand, sayg duyarm; ama tutkuya kapld, ldrrm. Sevgisine gzya, muduluuna sevin, yiitliine sayg, tutkusuna lm. <*> Markus Antonyus'un arkadalar, onun yerine Brutus'un tara-fin tuttular. Bundan biraz daha farkl, ama o derecede etkili bir ynlendirme biimine de, Goebbels'in nce Yahudilerin, sonra hemen ardndan kalabalk bir fare srsnn grntlerinin yer ald ve bu montajla ha Yahudiler, ha fareler dncesinin krklendii propaganda filmlerinde rastlanr. Kilisede, politik toplantlarda veya televizyon reklamlarn seyrederken aklmzn ve duygularmzn ynlendirmesine maruz kalrz. Srekli tekrar edilen bir ey, sonunda bizi etkisi altna alr ve kendine balar. Naziler iin farkndaydlar ve bu yntemi Alman halkm Yahudilerin kadinin vacip olduuna ikna etmek iin kullandlar. Yahudilerin katlinden tam yz yl nce de, Amerikan Yerlilerini spor olsun diye Winchester tfekleriyle avlyorlard. Bu insan avclarnn gznde Kzlderililer birer geyikten veya bldrcndan farkszd. Tarih, bu tr sularn rnekleriyle doludur: Hristiyan hann glgesi altnda Hallar, ellerindeki ha benzeri kllarla Ortadou'da insanlar kesip bitiler; beyaz gmenler Avustralya'da bilmem ka bin Avustralya yerlisini katletti; Trkler, 1915 ile 1918 yllan arasnda bir milyondan fazla Ermeniyi<**> ldrd. Stalin, milyonlarca kyl ve entelekteli imha etti; Kzl Khner(*) Julius Caesar, W. Shakespeare (ev: S. Eybolu.) (**) Brando'nun bu gr, bu konuda eksik bilgilendiini ve bizim de kendi grlerimizi dnyaya duyurmadaki yetersizliimizi gsteriyor . (Y. N.) 378 BRANDO ler, milyonlarca Kamboyaly yok etti; Kltr Devrimi ad altndaki szde devrim dneminde milyonlarca inli, liderlerinin ldrmek zerine verdii sylevlere kulak verdi; ve gnmzde de Srplar halen Bosnallar zerinde toplu katliamlar uyguluyorlar. Uygulanan yntem basit ve her zaman ayn: kar grubu tm ktlklerin anas gibi grerek, o grubun iinde yer alanlar insanlktan uzak mahluklar olarak deerlendir, bu ktlklerin anasn belleyecek esasl fikirler barndran bir de ideoloji gelitirdin mi, medeni zannedilen insanlarn bir anda hevesli katillere dnmeleri iten bile deildir. Kar grupta yer alanlar bir kez insandan aa mahluklara dntnde - Hannah Arendt'in Eichmann Kuds'te: Ktnn Adiletirilmesiyle ilgili Bir Rapor'unda. (Eich-mann in Jerusalem: A Report on the Banality of Evil) gzel bir ekilde ifade ettii gibi, "peinden gitme istei"ni artrmak ve sokaktaki insan doru olduu ve

yce amalara hizmet ettii ne srlen davalar adna her trl hareketi yapabilecekleri konusunda ikna etmek son derece kolay. Doru ve yce amalar dorultusunda hareket etmek, inan sistemlerinin sebatl, direngen ve kararl yaplarndan kaynaklanr; karsna tecavz edilmi bir kii, inancna saldrlm bir kiiden daha az ldrmeye eilimlidir, nk inan, belli bir sisteme inanan kiinin akl salnn temelini oluturur. Bizi biz yapan, bize retilen eylerdir. Cizvit papazlar, ocuu yedi yandayken ele aln, o artk mr boyu sizindir, derlermi. Bu tr inanlar insann beynine bir kez salam bir ekilde yerleti mi, onlar ne pahasna olursa olsun korumaya alr. Hemen her dinde, "Komunu kendin gibi seveceksin" dncesine deer verilir; yani bir baka deyile, bakalarnn refah iin kendini feda edeceksin. Yeryznn en kanl savalarnn birou da hep din kkenlidir. Her trl iknaya ak bir ocuu alp, akln, doru bile olsa hayatn zehir edebilecek bir sr fikirle doldurmann ocuklara kar yaplm bir tr saldn olduunu dnrdm hep. ocuk dediin rasyonel kararlara ve yarglara varabilmek iin henz ok gentir; ama birok din, ocuu alp kafasna yarglar akar; nk amalan ocuun dncesi zerinde denetimi ele geirmektir. Btn bunlarn amac, g ve iktidar elde tutmaktr. ANNEMN RETT ARKILAR 379 Kitabn nceki sayfalarnda da belirtildii gibi, insan rknn temel zelliklerinden biri, kolayca ikna edilebilmesidir. Dier zellii ise, efsaneler yaratp bunlara inanmak konusundaki srardr, ingiliz yazar ve felsefeci C. E. M. Joad, insanlann; "kar konulmaz bir inanma ihtiyac duyduklarn" syleyerek unlar eklemi: "Bir inancn deer yarglar, kendi hakikatleriyle deil de, kesin tanmla-malanyla badamaz bir ilinti oluturur. Hem kart yarglarn varln kabul etmekten, hem de kendi yarglarndan kuku duymaktan aciz olduklar iin, bu inancn temsilcileri, bilgi'nin yerine -bakalarnn - dogmaya dntrdkleri varsaymlarn koyarlar." Yirminci yzyl Amerikan tarihinin en zc sayfalarndan biri de, 58.000 Amerikalnn Vietnam Sava'nda can vermesidir ki, sebeplerini hl anlam deilim. lkemizde hep komnizm tehlikesi, "domino teorisi" ve szde bir inSovyet bloku tehdidinden sz edildi duruldu. Oysa bylesi tehditler hi olmamt. Aydn kiilerin ellerinin altnda bunun tamamen yanl olduunu gsteren bir sr kaynak ve bilgi vard. Bu insanlar kt deillerdi, ama yaptklarnn yanl olduunu, esiri olduklan inanlann gzlerini kr etmesi yznden ancak i iten getikten sonra anlayabildiler. Onlar hakl olduklarndan emindiler ve Amerikan halk da onlarn syledikleri her eyi hi dnmeden kabul etti. Dnebiliyor musunuz, sahillerimizden on binlerce kilometre tede yaayan insanlarn bizim en azl dmanlanmz - o kadar azl ki, bir Amerikan gemisinin Tonkin Krfezi'nde Kuzey Vietnamllar-ca saldrya urad yalann uydurmak zorunda bile kalyoruz -olduuna byk bir saflkla inanabiliyoruz. Bu anlayn deimesi iin on-on iki yllk korkun bir savan gereklemesi ve on binlerce hayatn telef olmas gerekmitir - buna ramen, bugn bile bazlarnn Vietnam'dan ekilmekle hata ettiimiz, nk byle yapmakla "erefimizin" iki paralk olduu yollu laflar ettii, zaman zaman kulama alnyor. Ksaca sylemek gerekirse, biz insanlar gereklikle ilgili kontrolmz ok abuk yitiriyoruz. Biz Kzlderililere, Srplarn Mslmanlara, Trklerin Ermenilere ve Hitler'in Yahudilere davrand gibi davrandk. Fakat yine de kendimizi katliamlarda bulunmu bir millet olarak kabul etmeye yanamyoruz. Hava indirme birliklerimizin askerleri uaktan adarken, "Geronimo" diye hayknyor, 380 BRANDO Pentagon da helikopterlerine "Navajo" ve "Cherokee" gibi isimler veriyor. Amerikan Yerlisini bu garip vg biimleriyle yceltiyoruz, ama Yerliler hakl taleplerde bulunmaya balar balamaz da, insan haklar, insanlarn kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi ile ilgili haklan, zgrlk savunuculuu konularnda ve kamu huzurunu salamada nderlik ettiini iddia eden milletimiz, onlar nedense duymazlktan geliyor. Kzlderilileri katleden svarilerle beyaz

gmenler, doutan kt insanlar deillerdi; akllarn balarndan alan bir kltrn gereklerini yerine getiriyorlard sadece. Ama bu, lkemizin Kzlderililer ile ilgili oktandr kurulmas gereken bir bakanl kurmamakta direnmesini hibir ekilde mazur gstermez. Birleik Devletler'in tavrnn aksine hemen hemen her koloni ynetimi, topraklarnn asl yerlileri olan bu insanlara hi deilse topraklarn bir ksmn verme giriimlerinde bulundu bunu da, Birleik Devletler'in zorlamasyla itile katla, bara ara gerekletirdi. Yine de, hkmetten veya iftlik sahiplerinden birine, Kzlderililere bir metrekarecik bir toprak vermeleri talebinde bulunacak olsanz yznze aval aval bakacaktr. Bu trden birok iftlik sahibiyle tanklm oldu. Onlarla konuurken konu ne zaman Kzlderililerin atadan kalma topraklarnn geri verilmesine gelse hemen u laflan sralayverirler: "Bu topraklar bana ait, nk bu iftlii dedem kurdu; babamn btn hayat burada geti; benim btn hayatm burada geti; ocuklarmn da burada, kendi topraklarnda yaamalarn arzuluyorum." Kzlderililerin "ayn" topraklarda onlarn dedelerinin geliinden yllarca nce yaadklanm belirttiimde de iin iinden syrlmann bir yolunu buluyorlard mutlaka: "Tabii, dorudur, ama onlarn elinden topraklarn alan ben deilim ki, beni neden suluyorsunuz?" veya "Kendi topraklarmdan kmam beklemiyorsunuz herhalde, yle deil mi? Buralar Kzlderililerin elinden alnmtr, olabilir, ama buralar adam eden de ina eden de, ekinleri eken de bizleriz. Bu topraklar biz alnmzn teriyle hazmdk.'" gibi. Hkmet politikalarnn garipliine bir rnek olarak, byk oranda Yahudilerden elde edilecei dnlen faydalarn etkisiyle lkemizin, Yahudilerin atalarnn bin yl nce sahip olduunu syledikleri topraklarn geri alnabilmesi iin israil'e milyarlarca doDennis Banks'in 1973'te Wounded Knee, Gney Dakota'da bir yeri silahla igal etme suuyla, 1974'n Ocak aynda mahkeme nne kt gn, St. Paul, Minnesota Adliyesi'nin bahesinde Russel Means'la birlikteyim. ((UPI/Bettmann) 382 BRANDO larhk para yardmnda bulunmas ve birok Amerikalnn hayatn bu uurda feda etmesini de gsterebiliriz. Fakat biri kp da ayn talepleri, atalar bu toprak zerinde, Avrupallarn gelilerine kadar en az on be bin yldr yaayan Kzlderililer lehinde telaffuz etmeye kalksa, o zaman hkmet yz seksen derecelik bir dn yaparak, artk i iten gemitir der. Bu konuda saduyulu olmak bir ie yaramyor; insanlar saduyulu dnmeye yanamyorlar. Amerikan Yerlileri Hareketi (AYH) - baarlar ve hatalaryla, FBI'n Hareket'e yapt taciz ve basklarn kirli hikayeleriyle - bu kitapta yer alamayacak kadar geni bir konu. -Bu yzden konunun sadece d hatlarn vermekle yetineceim. AYH, altml ve yetmili yllarda, yzyllardan beridir kendi insanlarna kar yaplmakta olan yanllarn slahn isteyen dier Kzlderililerden daha militanca talepleri olan farkl kabile bireylerinden oluuyordu. Dier birok grup, o zamana kadar saduyulu hareket etmeye ve uzlamc olmaya alm, ama hibir olumlu sonu alamamt. Bir Chippewa Kzlderilisi olan Dennis Banks ile, enine boyuna yakkl bir Sioux olan ve Siouxlann gelmi gemi en byk savalarndan GalPa alacak derecede benzeyen Russell Means hrmet edilecek insanlardan, ikisini de darda hayatlarn kazanmak iin yerlerini yurtlarm terk edip kamplarndan ayrlm, ikisi de kamplarnn dnda zorlu bir hayat yaam ve onur krc ilerde alm. nk, kendilerine sadece bu tr iler reva grlm. Kamplarndan ayrlan dier Kzlderililer gibi onlar da rk tavrlardan belki de olabilecek en kt biimde nasiplerini almlar: i yerlerinde ve meskenlerinde ayrmclkla olduu kadar ilgisizlikle de karlamlar, ortalama Amerikan kltrnde kendilerine deersiz insan muamelesi yaplm, insanlar onlar adam yerine koymayp, varlklarn adeta hie saymlar. Dennis ile Russell Minneapolis'te tanmlar ve mterek bir sorunu paylatklarn fark etmiler. Kamplarn terk etmi olmalarna ramen kltrlerine srt evirmediklerini grmler. Kesin bir dnle kendi kltrlerine tekrar sahip kmaya karar vermiler ve kendilerinin durumunda olan dierleriyle birlikte, ksa bir sre sonra hkmete, feshedilmi olan anlamalarla szlerin tekrar yrrle

geirilmesi konusunda bask yapmak amacyla lkenin drt bir yannda bildirileri yaynlanacak olan AYH'yi kurmular. FBI, dier federal tekilatlar ANNEMN RETT ARKILAR 383 ve iftlik sahipleri ile seimlerde hileyle baa gemi baz erefsiz kabile grevlileriyle bir yolunu bulup ilikiye gemeyi baarm olan beyaz milisler, AYH'ye kar McCarthyciliin modern bir versiyonu saylabilecek ve Kzlderilileri yzyl nce neredeyse tamamen yok edecek olan silahlanma kampanyasna benzer bir sava balattlar. zel tim, tam donanml helikopter birlikleri, zrhl aralar ve genelde tarafl bir tutum sergileyen beyaz hukuk mercileriyle hkmet, AYH'yi bastrmak iin elindeki btn kaynaklar seferber etti. Hkmet, anlamazlklar srasnda hayatlarn kaybeden beyazlarn lmleriyle ilgili soruturmalara milyonlar harcarken, bir Kzlderilinin ldrlmesi sz konusu olduunda Adalet Bakanl, Amerikan Yerlileri ilerinden Sorumlu Daire Bakanl ve yerel yneticiler, Kzlderililere bir kez daha deersiz halk muamelesi yaparak, olay genelde sessizce geitirmeyi yelediler. 1973'n ilk aylarnda iki yz kadar AYH yesi, Gney Dako-ta'daki Pine Ridge Kamp snrlar dahilindeki Wounded Knee Ky'n igal ettiklerinde hkmetten istedikleri sadece kabile efleri seimlerinin zgr seim ortamlarnda yaplmas, Amerikan Yerlileri ilerinden Sorumlu Daire Bakanl'ndaki suistimallerin soruturmaya almas ve hkmetle Kzlderililer arasnda gerekletirilmi olan anlamalarn tekrar gzden geirilmesiydi. Ky, hkmet taleplerinin yerine getirileceine dair sz verene kadar -ki bu szlerin sadece bir ksm gerekletirilmiti - yetmi bir gn igal ettiler. Bir yeri bu kadar sreyle bir baka grup - rnein, Symbionese zgrlk Ordusu, siyah militanlar veya olaand bir dini mezhep - igal etmi olsayd, eminim baskna urar ve btn yeleri teker teker ldrlrd. Fakat Hollywood'un Kzlderililere olan ilgisi bir kez olsun bir ie yaram: ok kr filmler sayesinde nl olmulard da hkmet, Kzlderililerin bir kez daha katledilmelerinin insanlar zerinde olumsuz tepkilere neden olacan fark etmiti ve kanmca bu yzden zerlerine ate amamt. Russell Means beni, Wounded Knee'yt ard. Ben de nceden kararlatrld zere, Denver'dan olabildiince uzaktaki bir buluma noktasnda beni bekleyecek olan bir AYH yesiyle bulumak zere yola ktm. Ancak son anda acil bir ii kt iin, o kiiyle bulumamz gerekleemedi. Bu yzden etrafi, zaman geII 384 BRANDO ANNEMN RETT ARKILAR 385 irilmeden federal ajanlar ve dier silahl kiilerce sarlm olan kampn iine girme giriimim gecikmeye urad. Wounded Knee igalinden sorguya alman Kzlderilileri savunmak iin kullanabileceim btn kaynaklarm ortaya koydum ve FBI ile Adalet Ba-kanl'ndaki dier ahsiyetlerin lkemizin szde pek deer verdii hukuk kurallarn kk drc hareketlerle Kzlderililere yaptklar zulmleri elimden geldiince insanlara duyurmaya altm. Seilen yntem hep aynyd: Kzlderililerin liderleri ufack bir olaydan (veya ortada hibir neden yokken) tutuklanr, gzlerden uzak tutulur, mahkemeye karlr ve mahkemelerinin mmkn olduunca uzamalar salanr. Beraat ettiklerinde Kzlderililer zaferlerinden dolay kendilerini kutladlar, ama sonradan ellerine hibir ey gemedi. Bu olaylar byle srd gitti. Russell Means ile Dennis Banks hakkndaki sulamalar nihayet sona erdiinde, hkim Fred Nichol hkmetin, araya adamlarn sokup, savunma ekiplerine szarak ve FBI "AYH hareketini durdurup, tamamen yok etmekte kararl olduu iin" mahkemeye yanl deliller sunarak, adalet sistemini "kirlettii" aklamasnda bulundu. Bu arada AYH, aylarca iki liderinden mahrum brakld. 1975'in ilk aylarnda Dennis Banks beni, bir grup Menominee Kzlderilisinin igal ettikleri ve bir zamanlar kabilelelerinden zorla alman topraklar zerinde olduunu iddia ederek geri istedikleri, Gresham Wisconsin'deki Alexian Kardeler tarikatna ait, kullanlmayan bir mezhep evine ard. Gersham'a vardmda, mezhep evinin etraf, silahlarn kamyonetlerinin camlanndan karm,

beklemekte olan apulcu takmndan oluturulmu bir ordu ve Ulusal Muhafz Birlii'nin miferli askerleri tarafndan epeevre sarlmt. Sonradan o apulcu takmndan bazlarnn Ku Klux Klan'dan olduunu rendim, ieriye nasl gireceimi bilmiyordum, ancak Dennis, Muhafz Birlii'nin ve federal polisin st dzey yetkililerinin de bilgisiyle ieri girmemi salad. Eyalet yetkililerinin, benim ve benimle birlikte ieri girmesine izin verilen Katolik Maryknoll mezhebinin din adamlarndan Peder James Grop-pi'nin anlamazl kansz ve kavgasz zebileceimizi umduklarn sylemelerine ramen, ieri girmeme izin vermeleri bana biraz garip gelmiti dorusu. Gecenin bir yars askeri hattn iinden beni gizlice ieri kardlar, ieride, ilerinden ikisi kurunla yaralanm otuz krk kadar Menominee siper alm bekliyordu: bitkin grnmelerine ramen teslim olmamaya kararlydlar. Birounun gmleinin zerinde veya kollarndaki dvmelerde, "Ya Tapu Ya lm" slogann yazyordu. Talepleri yerine getirildiinde lmeyi istemeyeceklerine adm gibi emindim. Kn tam ortasyd ve ortalk zehir gibi souktu. Yerler bir metre kadar karla kaplyd; ieride ne k, ne s, ne de su vard. Vali, elektriklerin kesilmesi emrini vermiti, bu yzden stma tertibatnn almas durmu, su borular donmu, tuvaletler almaz olmutu, ierdeki koku dayanlacak gibi deildi. Sk sk silah atlar oluyordu - atlardan kimi apulculardan, kimi Kzlderililerden geliyordu. Doru drst uyunacak bir yer yoktu, ben de bir pencere eiinin altna kvrlarak, birileri gelip, grl grl bir atein yand ve bacandan yaral bir Kzlderili ocuun, yar Kzlderili doktor tarafindan tedavi edildii bir odaya davet etmek iin beni uyandrana kadar biraz kestirdim. Gece boyunca Muhafz Birliinin helikopterleri tepemizde drt dndler; projektrlerini yakm, birini grsem de vursam diye bekleyen apulculara ak hedef yapmak iin harl'harl, ortalkta tek bana dolaan Kzlderili aryorlard. Kendilerine Kpek Askerleri - on dokuzuncu yzylda Ova Kzlderilileri iindeki sekin bir sava grubun adyd bu adn vermi olan Kzlderili genleri, zerlerine battaniye geirerek ara ara dar kyor ve apulcu takmna ate ediyorlard. Bir gece bu genler, yaral bir ocuu sedyeye yatrp zerine de battaniye rterek daha iyi bir tedavi grecei bir yere ulatrma umuduyla dar seirttiler. Fakat krk dakika kadar sonra yine ayn vaziyette geri dndler. Tam siper yatarak ve battaniyelerle kendilerini kamufle ederek helikopterlerin projektrlerinden kamay baarmlard, ancak karda bata ka yrrlerken, gzc arkadalarndan biri sana baktnda silahl iki askeri timle karlamt. Hemen gerisingeriye dnp ellerinde sedyeyle tapnaa doru komulard; ieriye girip kendilerini gvenceye aldktan sonra ilerinden biri, "Neden admzn AYH olduunu imdi daha iyi anlyorum; bunun anlam 'Arkadan Yemilerin Hareketi'" dedi. Birka dakika sonra tekrar dar kp, bu sefer baka ynde ilerleyerek ocua tbbi yardm salamay baardlar. B 25 386 BRANDO Ortada muhafzlar valinin gnderdiine dair bir sylenti dolayordu ki, muhafzlarn oraya gnderilmesi sonu kanla bitecek bir atmaya neden olmaktan baka bir anlam tamyordu. Fakat tandm dier btn Kzlderililer gibi oradakiler de ne koulda olursa olsun, hatta dardan zerlerine kurun yaarken bile akac tavrlarndan dn vermiyorlard. Bol bol sohbet ettik; o sohbet saatleri, onlarn hayat felsefelerinin benimkine ne kadar uyduunu, onlarla aramdaki yaknl fark ettiim anlardan biriydi. Din veya felsefe konularnda Kzlderililerin inanna herhangi bir geleneksel inantan daha yakn olduumu rahatlkla syleyebilirim. Onlarn din ve felsefeleri uyumluluk ve birlik fikri ile yeryzndeki her eyin - evrenin, doann, insanlarn, aalarn, kara paralarnn, rzgrn, hayvanlarn - birbiriyle ilikili olduu, hayatn btn tezahrlerinin bir ama ve anlam tad inanc temeline kuruludur. Kzlderililer ayn zamanda hibir eyin kt tabiatl olmadna, hepimizin ayn hayat dngs iinde yer aldmza ve ortada lm diye bir eyin olmadna, bunun sadece dnmn evrelerinden biri olduuna inanrlar. Aralarndaki ilikilerde birok adan demokrasinin saf biimlerine rastlamak mmkndr: nemli kararlar, oluturduklar mecliste fikir birliine varldktan sonra alnr ve efler fazilederine gre seilir; bir gencin babas ef olsa da,

onun mertebesine ulamas iin o gencin ncelikle o mertebeyi hak etmesi gerekir. Silah atlar gece gndz aralklarla sryordu. Kpek Askerleri ieri girip silahlarn dolduruyor ve dardaki apulcularn atelerine karlk vermek zere lk atarak tekrar dar kyorlard. Btn bu olanlar bana aka gibi grnyordu. Ta ki gneli bir ikindi vakti bir mermi bamn bir metre kadar stnden geip, bacaya saplanana kadar. Is +2 dereceye kadar ykselmiti, ierde pineklemekten skldm ve biraz gnein tadn karmak istediim iin dama kmtm. Aradan bir iki saniye gemi gememiti ki, benden bir kol boyu kadar uzaklkta tepemde bir tula parampara oldu. Bir an, ne oluyoruz diye dnrken, ardndan silah sesi duydum. Merminin sesten hzl olduunu hatrlayarak manzaray aktm ve hemen siper aldm. Bu da, adi bir Kzlderiliyi ldrr umuduyla rasgele sklm milyonlarca mermiden bir tanesiydi ite. X"** Ya Tapu Ya lm! Alexian Kardeler'e ait kullanlmayan bir tapna igal etmi olan Menominee Kzlderililerinin, mezhep yeleriyle yapacaklar grmeleri yrtmek zere 1975 ylnn Ocak aynda Amerikan Yerlileri Hareketi'nin lideri Dennis Banks'le temasa getim. (UPI/Bcttmann) 388 BRANDO Ertesi gn benden, tapman yasal sahibi Alexian Kardelerle, iki taraf kar karya getiren sorunu zmek amacyla yaplacak grmede Kzlderilileri temsilen grev almam istendi. Nasl olduunu bilmiyorum, ama kulama Katolik Kilisesi'nin Washington temsilciliindeki delegelerin Papaya, Kilisenin bir anlamazlk yznden dini mezhebe ait bir arazide kan dklmesine izin vermeyecei iin, Alexian Kardeler'e Kzlderililerle bir anlamaya varmas konusunda bask yaplmas gerektiini belirten bir mesaj gnderdiine dair haberler alnmt. Grmeler srasnda bu konuyu bildiimi belli etmedim, ama Alexian mezhebinin Chicago'daki st dzey yetkililerinin emriyle gnderilen grevlilere, California'daki ilk misyonerlik almalar srasnda Kzlderilileri esaret altna ald iin Kilisenin birok konuyu dikkate almas gerektiini, arazinin asl sahibinin Menominee Kzlderilileri olduunu, bu yzden Kilisenin el koyduu bu arazinin alnt mal saylacan syledim, ilk grmemiz hibir anlama salanamadan sona erdi, fakat bunu dier grmeler izledi. Sonunda Alexian Kardeler bir uzlama teklifi ne srdler: araziye ait bir tapuyu Kzlderililere vereceklerdi. Fakat polis, teslim olan Kzlderililerin af taleplerini kabul etmeyecekti ki bu, Kzlderililerden bazlarnn hapsi boylayaca anlamna geliyordu. ikindi gnei kararmaya balarken, teklifi grmek zere Kzlderililerle tapnan salonunda toplandk. Her zaman olduu gibi onlardaki o iten gelen demokratik tavrlara ve bireye verdikleri neme bir kez daha hayran oldum. Kzlderili usullerine uygun olarak, odadaki herkesin yanna gidilerek, teklifi kabul m ettikleri, yoksa kavgaya devam m etmek istedikleri tek tek soruldu. Herkesin fikri alndktan sonra, toplulukta byk bir uyumazlk olduu ortaya kt. Bir grup, sava kazandklarm, eylemlerine son verip, tedavilerini yaptrmalarnn iyi olacan sylyor, daha ok genlerden oluan dier bir grup da, Muhafz Birlii'yle ksasa ksas arpmak istiyordu, ilerinden biri, "Savalarmza yakr ekilde arpp lelim. ocuklarmz bizimle gurur duyacak, bizi birer sava olarak hatrlayacaklardr," dedi. ilerinden biri odann iinde bir ileri bir geri dolatktan son"Brando, sen ne dersin?'" diye sordu. una benzer eyler syledim: "Birounuz gerek omuzlarnzra ANNEMN RETT ARKILAR 389 daki bantlara, gerekse kollarnzn zerine ayn slogan yazmsnz. Slogannz, 'Hem Tapu Hem lm' deil, 'Ya Tapu Ya lm.' Tapuyu aldnz; talebinizi kabul ettiler. stediiniz eyi kazandnz, bunu da erefli bir ekilde baardnz. Eer yaarsanz, davanz iin mcadele etme frsatn da kazanm olacaksnz. lmek istiyorsanz, dar kp ate etmeniz yeterli; askerler bu isteinizi yerine getirecekler ve birka dakika iinde sizi

ldreceklerdir. Bence lmek iin kolayna kamak olur. Arkanzdan ocuklarnza bir sr sknt brakm olursunuz. Ailelerinizin ihtiyalarn karlamak iin gerekli paray kim salayacak? Bunun yannda, cephaneniz sizi uzun sre idare edemeyecek kadar az. lebilirsiniz, ama lmekle, elde ettiiniz eylerin stne fazladan bir ey eklemi olmayacaksnz. Buras ok kk bir toprak paras ve geride daha yapacak ok i var. Yzyllardan beri sizi sknt iine sokmu olan yanllar dzeltmek iin bir mr boyu zamannz var. Ben derim ki, tapuyu aln ve hayatnzn yerine zamannz harcayn." Odann iinde mrldanmalar oldu, ama kimse karlk vermedi. Sonra, konumay bir bakas ald. Sonunda arpmama karar aldlar. Sonradan ilerinden bazlar bana, "Slogannz 'Hem Tapu Hem lm' deil, 'Ya Tapu Ya lm'" szlerimin, yatmalarnda etkili olduunu sylediler. Eylemlerine son vererek tutuklandlar. Muhafiz blnn nezaretinde hep beraber Gresham'a gtrldk. Yolda askerlerden biriyle konumak istedim, ama bana bir pislikmiim gibi bakt. Daha nce hi kimsenin yznde byle bir nefret ifadesiyle karlamamtm. Uaa binmeyi dndm Milwaukee'ye gitmeye frsatm olmamt, bu yzden Peder Groppi beni kendi evine davet etti. Bana yemek ve gece uyuyabileceim bir yatak verdi; btn bunlar iin kendisine minettar olmutum. Ertesi sabah kahvaltdan sonra, dua edeceini syleyerek kendisine katlmak isteyip istemediimi sordu. Kilisenin tahta banknda ylece otururken birden iimde youn bir eylerin aktn hissettim. Ondan benim iin dua etmesini ve eylem, herhangi bir kym olmadan sona erdii iin Tanr'ya benim adma kretmesini rica ettim. O dua ederken alamaya baladm. Gzyalarn yzmden oluk oluk aa szlyordu. Nedendir bilmem, durup dururken byle dolup tamtm ite. 390 BRANDO Her ey sylendii gibi oldu; bir ey dnda: sonunda Kzlderililer hapsi boyladlar, ama tapuyu alamadlar. Yine beyaz adamla bir anlama yapmlar ve yine beyaz adam sznde durmamt. Gres-ham olay, beyaz adamla Kzlderilinin yzyllardr sregelen ilikisinin mahiyetini bir kez daha gzler nne sermiti. Birka ay sonra, iki FBI ajan Pine Ridge Kamp snrlar dahilindeki Jumping Bull isimli bir blgede ldrld. Bu tr olaylara kargaa ortamlarnda aslnda ska rastlamak mmknd. FBI, ajanlarnn pusuya drlerek ldrldn iddia etti; AYH ise olayn, ajanlarn bir anlamazl kkrtmas sonucu patlak verdiini syledi. in asln ben bilmiyorum. Olaydan iki gn sonra, ilerinden bazlar, tandm yedi-sekiz AYH yesi, gece yars saat bir civar Los Angeles'taki evime gelerek vurulmaktan ve FBI ajanlarnn, almak iin kendilerini ldreceinden korktuklarn ve yeraltna gireceklerini sylediler. Karnlarm doyurup biraz dinlendikten sonra, onlara ekim zamanlarnda kullandm karavanmla yolda haberlemeleri iin telsiz verdim. Birka ay sonra televizyonda verilen bir haberde, Oregon'da bir karavann polis tarafndan durdurulduunu rendim. FBI bu iki arac takibe alm ve o blgeden sorumlu polis ekiplerine, yollarn kesmemeleri iin talimat vermi. Fakat, gya bir ekip bu talimata uymayp, onlar durdurmaya kalkm ve zerlerine ate am. Dennis Banks'in hamile kars Kamook dahil, karavandaki be kii tutuklanrken, Dennis'in sonradan bana anlattna gre, Dennis Banks'le bir baka Kzlderili, iinde bulunduklar karavan seyir halindeyken aa atlayarak tutuklanmaktan kurtulmu. Karavan yolda src-sz giderken polis pelerine taklm, Dennis'le arkada karanln iinde izlerini kaybettirirken polis, arabay bir hendee yuvarlayarak zerine ate am. Dennis, Tahiti'deki bana ait adada bir ay kaldktan sonra, FBI ajanlarnn ldrlmesi olayyla balantl olmayan kk bir sutan ald ksa sreli hapis cezasn ekmek zere California'ya dnd. Hapisten ktktan sonra onunla bir gn, Vietnam'dayken donanmada pilot olarak grev aldn ve kkenlerine geri dnmek istediini syleyen gen bir Kzlderili pilotun kulland bir uakla, Minnesota'daki bir Kzlderili kampna utuk. Kampta biANNEMN RETT ARKILAR 391 zi, kabile erkeklerinin ounun katld terleme kulbesindeki bir ayine davet ettiler. Kulbede byc, bir bek kzgn tan zerine su dkp ierisini

saunaya evirirken, herkes stn ban kararak daire eklinde dirsek dirsee yere oturdu. Sonra tek tek ayaa kalkp, dairenin etrafnda dolamak suretiyle herkes birer birer kalbindekileri btn ak yrekliliiyle anlatmaya balad: kayglarn, hayal krklklarn, kt anlarn, dargnlklarn, nefret ettii eyleri - birbirlerine tamamen yabanc insanlar arasnda pek alldk olmayan eyleri. Biz byle teker teker konuurken, byc de ark sylyordu. Sra bana gelince, bana rettikleri eylerden dolay Kzlderililere minettar olduumu, karlatklar hayal krklklar ve maruz kaldklar utan verici hakaretler karsndaki sabrl tutumlarndan etkilendiimi syledim. Bizi kampa getiren ve terleme kulbesinde bizimle birlikte olan pilotun FBI ajan olduunu, ancak ok sonralar renecektim. Dennis'in karavanmla yapt yolculukla ilgili bir baka ayrnty daha renmitim. Karavanda bulunanlar arasnda, FBI'n, iki ajannn ldrlmesi olaynn faili olarak grd AYH'nin gvenilir elemanlarndan Anna Mae Aquash da varm. Tutuklanp salverilmesinden yaklak bir yl sonra, Gney Dakota'daki bir iftliin yaknlarndaki derede tannmayacak hale gelmi bir ceset bu: lunmu. Kzlderili lerinden Sorumlu Daire Bakanl'na bal bir patolog cesedi incelemi ve bunun kimlii belli olmayan bir Kzlderili kadna ait olduunu ve kadnn lmnn d etkenlere bal olarak gerekletiini sylemi. FBI, cesedin ellerini kesip plastik torbalara koyarak parmak izi aratrmas iin Washington'a gndermi - bu yaptklar ok barbarcayd, nk Kzlderililerin beden btn halde olmad srece ruhsal evrimin bir sonraki aamasna gemeyeceine inandklarn biliyor olmalydlar. Parmak izi aratrmalar sonucu cesedin Anna Mae Aquash'a ait olduu anlalnca, ailesi ilk patoloji raporundan phelenip, baka bir otopsi iin mezarn almasn salam. kinci patolog otopsi srasnda cesedin banda kk kalibreli bir silaha ait bir mermi bulmu ve beynin darp sonucu hasara uram olduunu belirlemi; yani Arna, yargsz infazla ldrlmt. Bunu rendiimde ilk otopsiyi yapan patologu arayarak, kendimi tanttm ve Anne Mae'nin kafatasm ap, beynini inceledik392 BRANDO ten sonra mermiyi veya hasara uram beyin dokusunu nasl olup da fark etmediini sordum. "Sizin bulgularnzla dier adli tp uzmannn bulgular arasnda farkllklar var," dedim. "Bunu nasl aklayacanz merak ediyorum dorusu. Cesedin-kafatasnn arkasndaki delii nasl olur da fark etmezsiniz?" Adam ikinci raporu grdn ve herhangi bir itiraz olmadn syledi. Ama konuurken gittike hiddetleniyordu. "Bu sorulara cevap vermek zorunda deilim," dedi. Ben de, "Tabii deilsiniz, televizyona kacaktm da, insanlar bana ne olup bittiini sorarlar diye iin asln bir de sizin aznzdan duymak istemitim," dedim. Fakat patolog nceki laflarn tekrarlamaktan baka bir ey yapmad. Olayla ilgili sorduum sorulara hi cevap alamadm. Ama Mae bir suikasta kurban gitmiti, ama bugne kadar hi kimse kln kprdatp da lmyle ilgili hibir ey yapmad; federal ynetime gre ise o sadece, nallar dikmi dier Kzlderililerden biriydi, o kadar. Amerikan Yerlileri Hareketi, elle tutulur bir zafer kazanamam olmasna ramen, yine de Kzlderilileri evke getirip kltrleriyle gurur duymalarn salamay baarabilmitir. Bununla birlikte hikyenin sona erdiine pek inanmyorum. Eitlik isteyen Kzlderililer hl kazan kaldran bir topluluk ve tehlikeli militanlar olarak grlmesine ramen, koullar deiiyor; belki ok iyimser dnyorum, ama yine de tarihin yerli halklardan yana bir srece girdii grlyor. Kanada'da hkmet, yerli halkna baz topraklar geri vermeye balad; Avustralya'da da benzer eyler olmakta; ABD'de bile kk zaferler elde edilmeye baland - Kzlderililerin balk avlama haklarn koruyan yasalarn karlmas gibi - ve Hawaii'de baz kaynaklar yerli halka verilmekte. Kzlderililer, topraklarn ellerinden alan Avrupal gmenlerin torunlarnn, onlar bu topraklara getiren gemilere binip tekrar Dublin'e, Minsk'e, Napoli'ye veya nereden gelmilerse oraya geri dnmeyeceklerine artk kani olduklarn, ama onlardan, kendilerini ve ocuklarn barndracak ve geleceklerini teminat altna alacak olan - ellerinden alnm -topraklarn hi deilse bir ksmn

geri vermeye raz^ olmalarn beklediklerini belirtiyorlar. alm olduumuz pastann en azndan kk bir dilimini verme inceliini gstermemizi beklediklerini sylyorlar. ANNEMN RETT ARKILAR 393 Kzlderililerin er ya da ge istediklerini elde edeceklerine inanyorum. Kadnlarn veya ecinsellerin haklarnn geniletilmesinde nclk etmekle veya tarihi topraklarn geri isteyen israil gibi bir devlete hazinesinin kaplarn amaktan ekinmemi olmakla vnen bir lkenin hl kendi yerli halk iin hibir ey yapmam olmas kabul edilemez. 55 AKSN DNENLERE bir diyeceim yok, ama oyunculara dl verilmesine pek taraftar deilim; bunu ok yakksz buluyorum. Akademi dlleri ve o dllerin trenlerinde yaanan sevin gsterileri, oyunculuu hak etmediini dndm bir seviyeye dryor. Daha nce de belirttiim gibi, Hollyvvood'da deer verdiim birok kii Akademi dllerini ok ciddiye alyor ve dnyadaki milyarlarca seyircinin bu dllere ayn ekilde deer verdii de bilinen bir gerek. Fakat asl sorun da burada zaten: nk insanlar bu dlleri fazlasyla ciddiye alyor. Dnyada onca ciddi sorun varken, bylesi nemsiz saylabilecek bir olayn bu kadar nemsenmesi olduka kayg verici bir durum. dl treninde hangi elbiseyi giyeceini alt ay ncesinden kararlatran insanlar tanyorum; hele bir de kazanma ihtimalleri varsa, o zaman krsde yapacaklar konumay ok ncesinden ezberlemeye baladklarnn resmidir. Kazandklarnda da kelimelerin azlarndan hemen o anda dklverdii izlenimini verirler, oysa syleyeceklerini daha aylar ncesinden yataklarnda tavana bakarak defalarca mnl-danmlardr. Bu trenlerin kkleri Hollywood'un kendi kendine paye verme takntsna kadar uzanr; bu sektrde yer alan insanlarn birbirlerine rvet verme istekleri, tutku haline gelmitir. Bunun byle olmasn ben sektrdekilerin ounun Yahudi oluuna balyorum, iyi almalara itibar edip dllendirmek ve dllendirilmekten bvan duymak Yahudilere zg bir eydir. nk bu durum onlara nemsendikleri hissini verir; zellikle de stn gelme fikrini alayan ve baarsz olunmas halinde insanlara bunun sululuunu hissettiren bir kltrde yetimi olmalar, bu davranlarnn nedenini yeterince aklar sanrm. yi iler baardklar kabul edilen Yahudiler sinagoglarda da iyi yerlere buyur edilirler ki, bu da Tanr'ya daha yakn olmak demektir. Organizasyonun ad olan ANNEMN RETT ARKILAR 395 "Sinema Sanatlar ve Bilim Akademisi" bile, bir abartmadan baka bir ey deildir. Sinemacla sanat, oyunculara da "sanat" diyen insanlara hep glmmdr. Rembrandt, Beethoven, Shakespeare ve Rodin sanatyd; oyuncularsa bir sektrn ii karncalardrlar ve para kazanmak iin yrtnrlar. Zaten buna "film piyasas" denmesinin nedeni de budur. The Godfather (Baba) filmindeki rolmden tr dle layk grldmde, trene gitmek bana sama geldi. Altm yldr Kzlderilileri sistemli bir ekilde kt tantan ve yerden yere vuran bir endstriyi pohpohlamak, stelik de tam o sralarda Wounded Knee'de iki yz Kzlderili kuatma altna alnmken, byle bir kutlamaya katlmak bana ok komik grnmt. Yine de Oscar' kazanma ihtimalimin bir Kzlderiliye altm milyon insann nnde tarihte ilk kez bir konuma frsatn tanmak - Hollywood'un yllarca yapt karalamalarn ufak bir karl olarak - gibi bir yararnn da olabileceini fark ettim. Bu dnceyle bir dostuma, Sacheen Kk Ty'e, trene benim yerime katlmasn teklif ettim ve Kzlderililerin maruz kaldklar kt muameleler ile genel anlamda rklk hakknda bir bildiri yazarak, bunu benim adma orada okumasn istedim. Fakat tren gsterisinin yapmcs Howard Koch, tren srasnda ona engel oldu ve insiyatifini kullanarak konumam okumasn reddetti. Ama yine de, byk zorluklara ramen Sacheen Kzlderililer adna bir iki sz sylemeyi baard; bu hareketinden tr onunla gurur duydum. O Oscar'a ne oldu bilmiyorum. Sinema Akademisi belki onu bana yollamtr, ama yle olduysa bile nerede olduunu bilmiyorum.

The Godfather adl romannn yaymlanmasndan ksa bir sre sonra Mario Puzo, kitabn filme ekilmesi halinde romanda geen New York'taki bir mafya ailesinin ba Don Corleone tipini benim canlandrmamn iyi olacan dndn yazan bir notla birlikte, kitabndan bir tane de bana yollamt. Notu pek ilgimi ekmemiti. Alice Marchak, notu bir kerara frlatarak, "Ben Mafya babas deilim," dediimi ok iyi hatrlar. Daha nce bir Italyan hi oynamamtm ve baarl bir ekilde oynayabileceimi de zannet396 BRANDO iniyordum. O zamana kadar bir oyuncunun yapabilecei en byk hatalardan birinin, kendisine uygun olmayan bir rolde oynamaya almak olduunu renmitim. u veya bu ekilde baz risklere atlabilirsiniz, ama birtakm oyuncularla lmszleen baz roller vardr ki, nerilen para ne olursa olsun bu rolleri asla oy-namamalsnz. Ancak kafatasnda birka tahtas eksik olan bir oyuncu, rnein George M. Cohan rolndeki Jimmy Cagney'i, Bay Chips rolndeki Robert Donat' veya Ntre Dame'n Kamburu rolndeki Charles Laughton' alt etmeye kalkabilir. Ancak, Alice kitab alp okudu ve bana nerildiinde rol kabul etmemin iyi olacan dndn syledi. Fikrimden caymam salayamad, ama ben yine de kitab okumadan Mario'yu arayarak notundan dolay ona teekkrlerimi bildirdim. Kitabnn film haklarn Paramount'a satan Mario, kitabn senaryosunu da yazmaya balad ve tekrar tekrar telefonla arayarak nerdii rol konusunda beni ikna etmeye alt. O zamanlar, daha sonra bana sylediine gre, stdyo yneticilerinin rol benim oynamam konusundaki ayak diremelerine karn, Paramount'ta lehimde kulis yaptn benden gizlemiti. Ayak direyenlerin bam Paramount'un karde irketi Gulff Western 'in yneticisi Charles Bluh-dorn ile yapmn ba sorumlusu Robert Evans ekmekteymi. Bluhdorn, Mutiny on the Bounty filminin ekimi srasnda yaptm ne srlen ar harcamalarla ilgili uydurma hikyeleri okuyup bunlara kanmt ve Paramount'un son zamanlarda yapmak zorunda kald ar harcamalar da gz nnde bulundurarak The Godfather filminde daha ok para kaybna izin vermek niyetinde olmadn belirtmiti. Evans ise, hikyede krkl yalarnn sonlar ile yetmili yalarnn balarna kadar anlatlan Don Corle-one tipini canlandramayacak kadar gen grndm ne srmt. O zamanlar krk yedi yandaydm. Mario bana bitmi senaryoyu gnderdiinde, hem onu, hem de kitab okudum ve ikisini de ok beendim. O sralarda, Francis Coppola filmin ynetmenlii iin anlam ve Mario'nun senaryosunda ufak deiiklikler yapmaya balamt. O da rol benim oynamam arzuladn syledi ve Paramount yetkililerini ikna etmek iin karakter almas yapmam konusunda bana neride bulundu. Ona rolle ilgili tereddtlerimin olduunu, ama herhangi ANNEMN RETT ARKILAR 397 bir fikir deiiklii durumunda kendisini haberdar edeceimi belirttim. Eve gidip, bir kalyan oynayp oynayamayacam konusundaki merakm gidermek iin biraz prova yaptm. Biraz makyaj yapp avurtlarm kt mendille doldurdum ve karakteri nce ayna karsnda, sonra da bir televizyon monitrnde altm. almalarm bitirdikten sonra filmin konusuna uygun bir karakter oluturabileceime karar verdim. Paramount'takiler tiplememle ilgili ektiim ksa grntleri grp beendiler ve bylece Baba oldum ktm. ekimlere bir-iki ay kala Paramount'tan birileri - galiba Evans - rolm iin fazlaca kilolu olduumu syleyince diyete baladm. Fakat bu sefer de ok fazla kilo kaybettiim iin, filmin gerektirdii kiloya ulaana kadar on kilo daha almam gerekti. Filme baladmzda, daha ok da, ekimlerin onlarn New York'taki Kk italya denen blgelerinde yaplyor olmasndan tr Mafya, bizim Mafya kurgumuza byk bir ilgi gsterdi. Filmin ekimleri bittikten sonra, rendiime gre Mafya, Bluh-dorn'a adamlarn gndermi, o da onlarla filmde "Mafya" sznn gememesi gibi birtakm anlamalara varm. Eminim, Maf-ya'y temsilen gelen o adamlar Bluhdorn'u New York'taki ii sendikasndaki baz dostlarnn ekimleri engelleyebilecekleri konusunda ikna etmilerdir. Paramount'un Mafya mensubu baz kiilere czi bir cret karlnda filmde birtakm iler vaat ettii konusunda

da baz phelerim vard. Nitekim, ekibin ounluunu Mafya'nn adamlarnn oluturduunu ve drt veya be mafio-tt'nin de kk rollerde yer aldn ok gemeden rendim. Kk talya'daki Mott Soka'nda ekim yaptmz bir srada Joe Bufalino seti ziyaret etti ve benimle tanmak istedii haberini vermeleri iin iki adamn rmorkuma gnderdi. Adamlardan biri fare suratlyd, zerinde deve ty renginde bir paltosu vard ve salar muntazam taranmt, dierinin giyimi daha zensizdi ve fil gibi, csseli bir adamd, yle ki ieri girip, "Merhaba Marlo, takdir ettiim bir oyuncusun annadn m," derken neredeyse rmorku deviriyordu. Bufalino yanma geldiinde, onda dikkatimi eken ilk ey bir gz saa bakarken, br gznn de sola bakrnasyd. Hangisi398 BRANDO ne bakacam armtm, onu tedirgin etmemek iin ikisinin ortasnda karar kldm. Oturur oturmaz Amerikan hkmetinin kendisine ynelik kt tavrlarndan yaknmaya balad. Amerikan bayrana sarlarak, iyi bir Amerikal ve iyi bir aile reisi olduunu, ama hkmetin srarla kendisini snr d etmek istediini syledi. Kollarn iki yana aarak, "Daha ne yapaym kardeim," dedi. Ne syleyeceimi bilmiyordum, cevap vermedim. Sonra konuyu deitirerek atlak bir sesle, "Laf aramzda, kalamar seviyor-musun galiba..." diye fsldad. Bu szler zerine irkilmitim. Nasl yapmsa yapm, benim le yemei iin Mott Soka'ndaki bir italyan restoranndan kalamar smarladm renmiti. Sonra, sanki bir suikast hazrlndaymz gibi bir ifadeyle, "Evime gelip bizim hanmla tanrsan ok sevineceim Marlo. Bir gece mz yemee gideriz. Ailemle tanmam isterim," dedi. "BayBufalino..." Elini sallayarak, "Bana Joe de," dedi. "Peki Joe, u senaryoyu gryor musun?" Ona, o gn ekimi yaplacak olan senaryonun sayfalarm elimle kartrarak gsterdim. "Joe, ite bunlar sadece bugn bitmesi gereken blm; bunlar sadece bugn ezberlemem gereken satrlar ve inan ok da zor. Ben kzlarla ortalkta fink atmyorum. Bu rmorkta oturup ezber yapyorum." Bufalino hayal krklna uram grnyordu. "Peki o zaman," dedi. "Biz de bir le yemeinde grrz." Ne diyeceimi bilemiyordum; derken, "Daha nce hi film seti grm muydun?" diye sordum. "Hayr, daha nce hi bulunmamtm." "O zaman izin verirsen gstereyim," dedim. "Yukar kalm da sana etraf gezdireyim biraz." Onu yukarya, filmde zeytinya irketinin ofisi olarak grntlenen, ierisi yumak yumak kablolarla dolu sete gtrdm. Yanmda durup etraf inceleyerek, "Bu kadar insann, kablonun ve zamazingonun arasnda nasl ldrmyorsunuz hayret dorusu..." dedi. "Ayn fikirdeyim Joe. insann gzleri birbirine karyor, yle deil mi?" diyerek a gzlerine baktm ve o anda, nasl bir gaf 1973 Oscar dl Treni: Bir Apai Kzlderilisi olan Sacheen Kk Ty'den, The Godfather filmindeki rolmle bana verilecek olan En iyi Oyuncu dln benim adma reddetmesini istedim. Sada Liv Ulmann ve Roger Moore'la birlikte. Altta ise, ondan okumasn istediim ve Kzderililerin maruz kaldklar kt muameleleri anlatan bildiriyle birlikte(UPI/Bettmann) 400 BRANDO

yaptm fark ettim. Dikkatini baka yne evirmek ve tepkisini yan gzle izlemek iin etraftaki vr zvrla ilgilenmeye baladm. Bir an iin gzlerini krptrd ve galiba yznde de hafif bir znt ifadesi belirdi. O skntl an sona erer ermez havay laf kalabalna bodum. Sonunda Joe glmseyerek gezi iin bana teekkr etti ve beni sonraki ekimlerin hazrlyla ba baa brakt. "Grmek zere Marlo," dedi. "Seni bizim hanmla tantrmak isterim, bir de akam yemei teklifim hl geerli, bilesin." The Godfather filminde mthi oyuncular vard. Bunlardan Robert Duvall ile Al Pacino'yu zellikle saymak isterim. Bobby Duvall'de, ok az oyuncuda bulunan bir cesaret vard. Birok oyuncu baarl olmak iin o kadar ok alr ki, dorua ulatnda, alabildiine ihtiyatl davranmaya balar ve yzst kapaklanmalarna yol aacak bir rol oynamama endiesiyle, bundan byle ayn eyi (rol) bkp usanmadan tekrarlayp durur. Duvall ansn dener ve yzst kapaklanmtr da; ama ou kez kendisi olmayan bir karakter yaratmay baarabilmitir. Mkemmel bir oyuncu bence. Ayn eyler Al Pacino iin de sylenebilir. The Godfather filminde tantm sralarda olduka skntlyd. Fakat sonra kendine geldi ve Duvall gibi ansn denemeye azimli olduunu, iin nereye varacandan korkmadn ispat etti. Bir eyden dolay - imdi nedenini pek hatrlamyorum -Charles Bluhdorn, Francis Coppola'y iten karmakla tehdit etmiti, ben de, "Eer Francis'i karrsanz filmde oynamam," dedim. Kafalarnda kurguladktan eyleri gerekletirebilmeleri iin ynetmenlerin bamsz ve zgrce almalar gerektii fikrine kaytsz artsz katlyorum. Ama Francis yine de btn zgrl kendisine tanmayarak, karakterlerin oluturulmas iini bize brakt ve bylece rolmzle ilgili kararlan kendimiz aldk. Senaryodan birok eyi kartarak, rolm, bana gre olmas gereken biimde oluturdum. Byle bir durumda ynteminizin baarl olup olmayacan hibir zaman bilemezsiniz; bazen olur bazen de olmaz. Fakat kitab okuduktan sonra, Don Corleone rolnn tamamen serbest oyunculukla kotarlabileceine karar verdim. Karakteri, nemli biri yerine, kitapta anlatld gibi mtevaz ve saANNEMIN RETT ARKILAR 401 kin biri olarak resmetmenin daha etkili olacan dndm. Don Corleone, lkeye yzyln banda gelen ve hayatta kalmak iin akntya krek ekmi olan gmenlerden biriydi. Joseph P. Kennedy gibi, onun da oullaryla ilgili benzer mitleri ve arzulan vard. Genliinde byk bir ihtimalle sulu olmay istememiti, ama istemedii bu ey bana gelince de durumun uzun sreli olmamasn umut etmiti. Pacino'nun canlandrd karaktere, yani oluna syledii gibi, "Sana hibir zaman bunu layk grmedim. Baka eyler olsun istedim. Senin hep bir vali veya bir senatr veya bakan - byle bir eyler olacan hayal ettim, ama yeterli vakit yoktu ite... Yeterli vakit yoktu." Edward G. Robinson'n canlandrd kt adamlara benzemeyen bir gangsteri belki de sinemada ilk kez canlandracak olmak bana ilgin bir fikir gibi grnmt. Gcne ve dokunulmaz otoritesine karlk onu, insanlar beyzbol sopasyla dven Al Capone'dan farkl olarak, bir centilmen gibi canlandracak olmamn ilgin bir tezat oluturacan dnmtm. Don Corleo-ne'ye ok sayg duyuyordum; onu, dolu, geleneklerine bal, erefli, yaln biri, iddet dolu bir dnyann iine dvermi, hem kendisini hem de ailesini bu acmasz evreden korumaya alan, yanlmaz bir saduyuya sahip bir insan olarak gryordum. Onu, yapt ey ne olursa olsun nezaketinden en ufak bir ey bile kaybetmeyen, aile deerlerine son derece bal ve evresinde gelien olaylara hepimiz kadar maruz kalabilen bir kii olarak dnyordum. O dnemlerde insanlar, kendilerinden yararlanmak isteyenler tarafndan rahatsz edildikleri iin Mafya'ya katlmaktadrlar. Kk italya'da bir sava hkm srmektedir; Kara El adl bir grubun yeleri, ailelerinin bana bir ey gelmemesi ve hayatlarn srdrmek iin hara vermekten baka areleri olmayan gmenlerden para gasp etmektedir, insanlarn bir ksm siner, ama Don Corleone gibi bir ksmysa onlara kar koyar ve Baha'nn Baba oluunun hikyesi burada balar. Insanlann trl abalar sonucu kazandklar eylerden pay isteyenlere, o teslim olmayacaktr. Ailesini korumaya mecburdur ve korumaya alrken de sua ynelmek durumunda kalr.

Filmi ektiimiz yetmili yllarn ilk dnemlerinde, ABD'de sylenmesi ve eletirilmesi gereken eylerde olduu gibi, Mafya hakB26 402 BRANDO knda da syleyebilecekleriniz kstlyd. ete cinayetleriyle Anka Kuu Operasyonu ve CIA'in Vietnam'daki infaz program arasnda sanki ok mu fark var? Devletin gerekletirmi olduu dier eyler de Mafya'nnkiler gibi kiisel deildi, sadece bir iti, o kadar. Tamam, Mafya'da ahlaki deerler ilemiyordu ve iddet hkm sryordu, ama yaplanlar ayn ekilde greve hizmet etme bilinciyle yaplyordu; Mafya'nm yaptklar ile ok uluslu irketlerin gemilerinin gittikleri yerlerde denizlere zehirli kimyasal madde aktmalar arasnda pek fark gremiyorum. Mafya, ete savalar srasnda birok kiinin lmesine neden olabilir, fakat filmi yaptmz sralarda CIA'in Altn geni'nde uyuturucu iine kartn, sorgulamalar srasnda insanlara ikence yaptn ve gangster etelerini aratmayacak bir tarzda infazlar gerekletirdiini de burada hatrlatmakta yarar var. Joey Gallo gibi gangsterlerin gerekletirdikleri infazlar ile Diem Kardeler'in Vietnam'da infaz edilileri arasnda pek fark gremiyorum; aradaki fark olsa olsa lkemizin bu infazlar daha byk bir ikiyzllkle gerekletirmi olmasndadr. Henry Cabot Lodge televizyona kp Diem Kardeler'in lm nedenlerini aklarken, yalan syledii gn gibi ortadayd, ama kimseden t kmad, nk insanmz Birleik Dev-letler'in gayri ahlaki bir ey yapmayacak kadar byk bir lke olduu masalna inanyordu. Mafya'ya mensup insanlar nereden bakarsanz bakn bakanlarn ve dier politikaclarn iinde bulunduklar ortamlardan daha sk yasalarla ynetilen ortamlarda yayorlar. Politikaclar drst alacaklarna dair incil'in zerine el basma yerine, szlerinde durmadklar takdirde ayaklarndan i-mentolanp Potomac Nehri'ne atlacaklarn bilselerdi ne olurdu acaba merak ediyorum dorusu. Politikadaki yozluk hzla dzelirdi herhalde. O sabah sete geldiinde Joe Bufalino'ya rolm ezberlemem gerektiini sylerken aslnda doruyu sylemiyordum, bu yalan uydurmam salad iin The Young Lions filminin ekimleri srasnda kazara bulduum ynteme minnet borluyum. Film evirmeye baladm ilk dnemlerde, rolm dier oyunculann yapt gibi dorudan senaryo okuyarak ezberliyor veya senaryo zayf ise diyaloglar kendime gre deitiriyor, fakat yine de senaryoyu ezberliyordum. Balarda belirttiim gibi, ilk filmim The Men'de The Godfather: Al Pacino, James Caan ve John Gazale ile birlikte (stte); Pacino (solda); ve Robert Duvall (altta). (Paramount Pictures ve The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'n izniyle) 404 BRANDO bir oyuncunun - oynayaca sahneleri prova almalarn ar llere vardrarak ve roln didik didik ederek eforunu nasl kolayca harcayabileceini - basiretinin balanmasna nasl sebep olabileceini renmitim. O filmde edindiim tecrbe; filmlerde bir karakteri canlandrmann hassas dengelere bal olduu gereini ve roln doal grnmesinin nemini kavramam salad. Bylece, bir sre sonra, rolm ezberlemek yerine, bir sahneyi oynarken, kendimi syleyeceim szlerin sadece anlamna veya ieriine younlatrmaya baladm. nce, syleyeceim szlerin neleri ima ettii konusunda bir n alma yapyor, sonra da ekim srasnda szlerimin doal grnmesini salayacak biimde doalama yapyordum. Doalama oyunum srasnda kullandm szckler senaryodakinden farkl olabiliyordu, ama seyirci bunu fark etmiyordu. The Young Lions'da, doallk etkisini artracak daha iyi bir yol kefetmitim. O filmin ekimleri srasnda birok diyalogu yeniden yazmak durumunda kalmtm. Bir gn, ekimi yaplacak olan bir sahnenin szlerini ezberleyecek vakit bulamamtm, bir kt paras alarak szlerimi bunun zerine yazdm ve kd oyunculardan birinin niformasna ineleyerek oradan okudum. Ben szlerimi okurken, kamera da omuz hizasndan znt ifadeleriyle dolu yzm grntlemekle meguld. Bu yaptm aslnda insana pratik bir avantaj salyordu, nk vakit kazandryordu. Bir sahnenin szlerini ezberlemek rahatlkla veya drt saatlik bir zamannz alabilir ve yle oyuncular vardr

ki, iyice hazr olmak iin setin bir kesine ekilip mrl mrl btn gn szlerini ezberleyip dururlar. Bense zamanm szlerimi ezberlemek yerine baka eylere harcamay yelemekteydim ve bu yzden The Young Lions filminden sonra artk oynadm her filmde diyaloglarm okumaya baladm. Kimi zaman, izinlerini alarak, szlerimi oyuncularn yzlerine yazyor veya repliklerimi yazdm ktlar kostmlerinin zerine ilitiriyor, kimi zaman da bu ktlar sahne dnda grebileceim yerlere yerletiriyordum. The Godfather filminin ekimlerinde her taraf replik ktlar ve iaretlerle doldurmutum - gmlek kollarm, bir karpuzun veya sahne dekorunun zerini. Uzun almalar gerektiren gnlerde veya ynetmenin bir sahneyi defalarca ekmek zorunda kald zaANNEMIN RETT ARKILAR 405 manlarda, gn sonunda szlerin aklmda kaldklar oluyordu, ama bu da yle ezberlemek iin harcanan zel abalarla gereklemi-yordu. Bu arada ezber yapmamann, doallk yanlsamasn, baz eletirmenlerin htiras Tramvaynda, oyunculuk asndan kt bir ey olarak eletirdikleri yarm yamalak ve geveleyerek konumaktan daha fazla yarar saladn da kefettim. Oyunculukta kullanlan btn teknikler doallk yanlsamasn yaratmaya yneliktir. Eer bir oyuncu ne syleyeceini nceden bilirse, seyirci onun szlerinin bir yazarn elinden ktn rahatlkla sezebilir. Ama eer szlerini yeterince ezberleyememise, ne konuacan bilmemekle kalmaz, nasl konuacan, konuurken vcudunu, nasl hareket ettireceini ve ban nasl sallayacan da bilemez. Oysa, szlerini bir yerlerde grebilirse, akln toparlayp sanki o szleri ilk defa telaffuz ediyormuasna hareket eder, bylece de jestlerinin doal grnmesini salayabilir. Daha sonra, Steve Shagan'm romanndan uyarlanan ve berbat bir yapm olan The Formula filminin ekimleri srasnda saa sola not yaptrmaktan vazgeip, ayn amaca hizmet eden daha iyi bir baka yntem gelitirdim: szlerimi minyatr bir teybe kaydederek bunu kemer hizasnda arkama gizledim ve kulaklklarn da kulaklarmn iine sarlarn iitme cihazlarn taktklar gibi yerletirdim. ekim esnasnda teybi el kumandasyla ap kapyor, szlerimi BM'in uluslararas toplantlarnda simltane evirmenlerin yaptklar gibi annda takip edip tekrarlyordum. Bunun iin biraz altrma yapmak gerekiyordu, ama zor deildi ve kk olularndan tr kulaklklar kolayca gizlenebildikleri iin seyirci bu deiikliin farkna varmyordu. Ondan sonra daha iyi bir yntem gelitirmeyi baardm: teyp kullanmak yerine, elbisemin iinden gsmn zerine bir mikrofon, kemer hizasna gelecek ekilde de srtma alc-verici bir telsiz yerletirdim, bacaklarma da alc-verici anten baladm. Artk szlerimi Alict'in yerini baaryla dolduran yeni asistanm Caroline Barret sahneden yz metre kadar uzaktan bir mikrofon araclyla bana iletiyor. Onun okuduklarn kulaklklarmla dinliyor ve tekrar ediyorum. Kendisinde de alc-verici bir telsiz bulunduu iin Caroline, hem benim, hem de 406 BRANDO sahnedeki dier oyuncularn seslerini rahatlkla duyabiliyor ve senaryoyu satr satrna takip edebiliyor. Ben szleri annda tekrarlarken, kelimeler azmdan sanki o srada kyormu gibi grnyor. insanlar sk sk bir oyuncunun bir karakteri baarl bir ekilde "oynad"n sylerler, ama bu yaptklar amatr ii bir deerlendirmedir. Bir karakter sadece makyajla, kostmle ve azna kt mendil tktrmakla yaratlamaz. Oyuncular, bu saydm trden deiiklikleri yaparlar, sonra da bunun adna karakten almas derler. Oyunculukta ortaya karacanz iin deeri ne olduunuza veya baz durumlarda da kim olduunuza ok baldr. Yaptnz her ey tecrbelerinizin bir parasdr. Her birimiz iimizde trl duygular barndrrz. Bu duygular ok eitlidir ve oyuncunun grevi ite bu duygular almann iine dalmak ve oradan canlandraca karakter ile filmin konusuna en uygun duyguyu ekip kartmaktr. Pratik yaparak ve tecrbe kazanarak zamanla, beni gldren veya kzdran, zlmeme veya kendimi berbat hissetmeme neden olan eyleri aklmdan geirerek kendimi farkl farkl ruh hallerine ve dnce yaplarna sokmay rendim; oyun esnasnda yanstmam gereken belirli

bir duygusal durumu seerek ve beynimin vcuduma bu duyguyu yaatacak olan elektriksel mesajlar iletmesini salayarak belirli ruhsal hallerimi istediim zaman aa karabilmemi olanakl klan zihinsel bir teknik gelitirdim. Endieli olmam gerektiinde beni endielendirecek bir ey dnr, glmem gerektiinde ise, aklma komik eyler getirmeye alrdm. Baz zamanlar ise - lmekte olan bir insann gsterdii tepkileri vermek iin rnein - hi tanmadm bir duyguyu vermek durumunda kalrdm; o zaman yapacam tek i bu duyguyu kafamda canlandrmak olurdu. The Toung Lions'm sonunda yzmden vurularak ldrlyordum.Yzmden aldm bu yarann beni, beynimdeki btn kan boaltarak ldreceini dndm. Kann beynimden birdenbire boalmas srasnda bana neler olabileceini tahmin etmeye altm vcudumun hareket edemeyecek kadar takatsiz kalacan, sonra da bir an iin ok kt yaralandm ve hayamn sona ermekte olduunu - btn bunlar birka ANNEMN RETT ARKILAR 407 saniye iinde gerekletirerek - fark edeceimi dndm. Mutiny on the Bounty filminin lm sahnesinde feci ekilde yanarak ca verirken, yanm olan bir vcudun geirdii oku da ayn zamanda vermek istiyordum. Ekip alanlarndan bulabildikleri kadar buz getirmelerini istedim; sonra bu buzlarn zerinde vcudum yene, titreyene ve dilerim takrdayana kadar yattm. Vcudum soua kar fiziksel tepkiler verirken bir yandan da k olduum Tahitili kadn ne kadar ok sevdiimi, onu bu kadar ok sevmemi salayan zelliklerinin neler olduunu ve sonra da lmn acsn, insann onun karsnda hissedebilecei aknl ve hayreti dnyordum. The Men filminin yatak sahnesi, bana genellikle ekimi sona braklan yabn ekimlerdeki performansm nasl koruyacam retti. Uzak ekimlerde, canlandrdnz karakterin duygularn doru drst yanstmak iin fazla aba harcamanza gerek yoktur; bu ekimlerde daha ok fiziksel hareketler gze arpar. Kamera sizden ylesine uzaktr ki, yanstacanz duygulan seemez, ama buna ramen insann arkasnda olup biten eyleri kontrol etmeyi ihmal etmemesinin her zaman yerinde bir hareket olduunu rendim; arka plan hareketli bir sahnede seyircilerin sizin zerinizdeki dikkati ok abuk databileceinden, dikkatleri zerinize ekebilmek iin fazladan bir eyler yapmanz gerekecektir. Orta uzaklktaki bir ekimde, canlandrdnz karakterin duygularn kabataslak yanstmakla yetinebilmenize ramen beden diliniz ve jestleriniz uzak ekimlerdekinden daha nemli bir rol oynarlar. Canlandrdnz karakterin duygularn yanstmak iin gerekli azami abay gstereceiniz ekimler ise yakn ekimlerdir. Bu ekimlerdeki oyunculuunuzun baars, dnme yeteneinize baldr, nk doru dnrseniz rolnzn hakkn da verebilirsiniz. Eer doru dnmezseniz, kendinizi paralarcasna rol yaparsnz, iiniz biter. Dzeltiyorum: "Dnmek" kelimesi pek iyi gitmedi buraya; yanstmak istediiniz duyguyu dnmek yerine yaarsnz. Bu, duygular almanza dalp, iinden yanstmak istediiniz duyguyu setiiniz ve beyninizden vcudunuzun her blmne bu duygunun sinyallerini gnderdiiniz andr. Filmlerde, yakn ekim sahneleri her eyin tm aklyla gzler nne serildii sah408 BRANDO nelerdir. Bu tr sahneler, bir oyuncunun renmi olduu, provadan geirdii hareketlerinin seyircinin nne tm plaklyla serildii, gereklik duygusunun bilind dzeyde yaanmasnn saland sahnelerdir. Bir yakn ekimde seyirci sizin hissettiiniz eyleri sizinle paylaabilmelidir. Szlerin hkim olduu bir sz per-desfnde deil de grntlerin hkim olduu beyaz perdemde altm kendime sk sk hatrlatrdm. Yakn ekimlerde duygu ve dnceleriniz yz ifadelerinizde aa karlar; bu ifade bir kan yukar kaldrlmas eklinde de olabilir, aznzn kenarndaki bir krntnn dilinizin ucuyla kurcalanmas veya kalarn hafife bir anlk atlmas eklinde de. Yakn ekimlerde seyirci sizden sadece birka santim uzaktadr ve suratnz sahne haline gelmitir. Byk bir sinema salonunda suratnzn bykl sahne stunlar boyutunda olabilir, yani nereden bakarsanz bakn yznzn perde

zerindeki bu hkimiyeti oyunculuk yetenei gerektiren bir olay haline gelmitir artk. Grnt bylesine bykken, oyuncu seyircinin gzne bylesine yakn bir perspektiften ulayorken, tabii eer iini drst yapyorsa, hissettii eyleri dolayl bir biimde bizzat seyircinin de hissetmesini rahatlkla salayabilir. Fakat daha nce de belirttiim gibi, sade oyunun ok eyler verebildii, serbest oyunculuun nem kazand baz roller vardr ve yznzn tamamnn perdeyi kaplad yakn ekim sahnelerde bu trden bir oyunculuk zellikle nemlidir. Buna rnek olarak; The Godfather filminin Don Corleone'nin torunuyla bahede oynarken ld sahne verilebilir. lmnden birka dakika nce Corleone bir portakal kabuunu aznn iine takma di gibi yerletirerek torununu artr. O sahneyi portakal sayesinde kefetmitim; hemen o anda aklma gelmiti ve sahneyi ekmitik. Ayn oyunu kendi ocuklarma da yapardm; hemen her durumda ocuklarn houna giden bir harekettir bu, nk komik bir tipe dntrr sizi, ama o sahnede Baba'nn daha insancl grnmesini salayan ayr bir etkisi vard ki, zihnimde canlandrm olduum sevecen karakterin, yle bir anda yapacan dndm harekete de ok iyi uyuyordu. The Gotfather' ilk seyrettiimde canm ok sklmt; seyrederken grdm yegne eyler yaptm hatalard ve nefret etmiThe Godfather filminden bir enstantane. (Paramount Pictures'm izniyle) 410 BRANDO tim. Fakat yllar sonra, deiik bir bakla televizyonda seyrettiimde olduka iyi bir film olduuna karar verdim. The Godfather'n ekimleri srasnda baya elenmitim. Bizi seyretmek iin sete ikide birde Mafya'dan birileri damlard ve sette birileri birilerine oyun oynard. Baba'nn ailesinin onu, baarsz bir suikast giriimiyle yaraland iin bir sre yatmak zorunda kald hastaneden alarak eve gtrdkleri sahnede Baba'y sedyenin iinde merdivenlerden bir kat yukar karmak zorunda olduklar bir blm vard. ekimden nce kameramandan bana toplam yz elli kilo ekecek bir kurun arlk getirmesini istedim, getirdi. Bunlar battaniyemin altna yerletirerek beklemeye koyuldum. Sedyenin arl iki yz elli kilodan fazla olmalyd, ama bunu benden ve kameramandan bakas bilmiyordu. Oullarm, beni merdivenlerden yukar tamaya davranmlard ki, olduklar yerde kalakaldlar; gl kuvvetliydiler, ama ok gemeden sucuk gibi terlemeye, oflayp puflamaya balayp, tek bir basamak bile kamadlar; "Yazklar olsun, bir de adamm diye geinirsiniz, bir adam bile tamaktan acizsiniz. Hayret bir ey yahu," dedim. Francis o drt adama acele etmeleri iin barp arrken, kameraman glerken az kalsn oturduu yerden dyordu. Beni tayanlardan biri, "Ne yahu bu byle? Bu kadar ar olabilir mi bir insan?" diye kendi kendine sylenip duruyordu. Be-alt ekimden sonra battaniyeyi aarak onlara kurun arlklar gsterdim. Filmin ekimlerini tamamladktan sonra bir gn, Sam Spie-gel'in sekreteri beni arayarak bir FBI ajannn benimle grmek istediini ve kendisiyle grmek isteyip istemeyeceimi sorduunu syledi. Grebileceimi sylediimde de sekreter, ajann beni San Diego'dan arayacan belirtti. Ajan beni sylendii gibi telefonla arad, laf uzattka uzattk ve be-alt saat kadar konutuk. Mafya hakknda bildiim her eyi; The Godfather filminin yapmnda ve finansmannda herhangi bir katknn yaplp yaplmadn, birilerine gizli bir bata bulunup bulunmadm ve buna benzer eyleri renmek istediini syledi. Tekilat aleyhine ajanANNEMlN RETT ARKILAR 411 lk yapmam iin bana eitli vaatlerde de bulundu, ama iin iinde daha baka eylerin kokusunu aldm. Sonunda, "Dinleyin," dedim. "Benim ocuklarm ve iyi bir de hayatm var. Birinin cannn yanmasn veya zor duruma dmesini istemem. Bu yzden, bir eyler biliyor olsaydm bile, ki bilmiyorum - bu doru deildi- bunu size sylemezdim." Beni arayan kiinin, FBI'a, onlar rahatsz edebilecek bir eyler syleyip sylemediimi aratran bir Mafya yesi olabileceini dnmtm. Mafya'dan birok adam tanyordum ve hepsi de bana, Baba'y erefli biri olarak oynadm iin filmi beendiklerini sylemilerdi. Bugn bile Kk italya'da bana para harcatmazlar. Restorann birine bir tabak spagetti yemek iin girecek olsam,

sahibi hemen beni karlayarak, "Gir ieri Marlo, gir. Paran gemez burada... Bakn millet kim var burada, Baba geldi, Baba," der. The Godfather filminden birka yl sonra Kk italya'ya, Don Corleone'ye tpatp benzeyen iyi kalpli bir gangsteri canlandrdm komedi filmi The Freshmatf'm (Akl Hocas) ekimleri iin tekrar gitmitim. Bir gn ekipten baz insanlarla akam yemei yerken, biri yanma gelip, "Bay Gotti sizi grp bir merhaba demek istiyor. Hemen u caddenin karsnda," dedi. "Memnuniyetle," dedim. Meraklanmtm, filmde grev alanlardan drt-be kiiyle beraber caddenin karsna geip ierisi Mafya tipli insanlarla dolu, dkkna veya kulbe benzeyen ve ii, odann dinlendiini ima eden kocaman bir afile dekore edilmi bir yere girdik. zerindeki ipek gmlek, parlak ve geriye taranm salaryla John Gotti birka kiiyle birlikte oturmu, kt oynuyordu. Yanna gidip, "Naslsnz?" dedim. Ayaa kalkma zahmetine katlanmadan bana elini uzatt. Bana nezaket gstererek dierlerinin nnde kk dmek istemediini dndm. Yznde bir tebessmle orada ylece oturarak, hepsi de Mafya arivinden frlam gibi grnen bu insanlara beni tantrd. Sihirbaz oyunlar yapmaktan holanrdm ve ou zaman yanmda bir deste kt bulundurmay da ihmal etmezdim. Yanmda o gn de bir deste vard - sihirbazlann ve ktlarn kulThe Freskma.n'm Kk talya'daki ekimleri srasnda. aylan ta kendisi, Matthew Broderick (altta). (Tri-Star/The Academy of Motion Picture Arts and Sciences'm izniyle) ANNEMN RETT ARKILAR 413 land trden hileli bir desteydi bu - cebimden karp Gotti'ye uzattm ve, "Bir kt se John," dedim. Desfeden bir kt setiinde geriye koyup desteyi kartrmasn syledim. Desteyi kartrrken bir mendile ihtiyacm olduunu syledim. Sylememle birlikte oradaki mafiosilerin hepsi beyaz mendilllerini karp sallamaya baladlar; ortalk birdenbire amarlarn dalgaland pazar gn gibi oluverdi. lerinden bir tanesini seerek elimde tuttuum destenin zerini rtm ve Gotti'ye mendili ekmesini syledim. ektiinde elimde sadece onun semi olduu kdn kaldn grd. Elimdeki kda bakarken ona, "Bu numarayla geimini rahatlkla srdrebilirsin," gibi laflar ettim. Daha fazla konuamadm, nk ortalk birdenbire sessizlie gmlmt; ayakkablarn yerdeki hrtsndan baka hibir ses kmyordu. Anszn oradaki insanlara neler dndrtm olabileceimi fark ettim: adamlarnn nnde patronlarn aptal duruma m drmtm? Ne dneceklerini bilemiyor gibiydiler. Yaptm oyuna nasl bir tepki gstereceklerini kestirmeye alrken, bir yandan da birbirlerine bakyorlard, ilerinden, bu herif bizim John'a saygszlk m ediyor acaba diye dnrlerken, ierde estirdikleri tatsz havay hissedebiliyordum. Sonuta, hi kimse yaptm akay komik bulmamt. Tatsz bir duraklamadan sonra, "ok teekkr ederim Bay Gotti," dedim. "Sizinle konumak-gzeldi," ve hoakalm diyerek oradan uzaklatm. Daha sonra bir gn mafiosilerden biri arayarak Gotti'nin beni bir ak artrmaya davet etmek istediini bildirdi. Ona, iimin olduunu, bu yzden davetini kabul edemeyeceimi syledim. Gazetelerde birok yazda Godfather filminden benim "dnm" olarak bahsedildi. Bu szlerle, nceki filmlerimin pek para yapmamasna karlk, baroln oynadm bu filmin epey para kazandrdn ima etmekten baka ne sylenmek istendiini hibir zaman anlayabilmi deilim. Hollyvvood'da her eyin deeri parayla llr. Aptal bir filmde oynam olsaydm ve o film milyonlarca dolar haslat yapm olsayd yine ayn ekilde gittiim her 414 BRANDO yerde baarmdan dolay kutlanrdm. Fakat srf para getirmedii iin Burn! gibi iyi bir film baarsz damgasn yiyebiliyor. Holly-wood'da sizi, seyircinin cebinden yapmclarn cebine olan para akmdaki hz etkileyebilme yeteneinizden tr kutlarlar, nk onlarn hayatlarnda bildikleri yegne

baar ls budur. Ne kadar aptal, irkin, ocuka veya bo olursa olsun, bir film haslat yapyorsa, bu adamlarn gznde bir bayapt olur kar. Kaliteli filmlerin retimine filmin getirecei kazan kadar deer verilen baka lkelerde ise durum ok farkl. talya, Fransa ve ngiltere gibi iyi ynetmenler ve iyi oyuncular kartan lkelerin, film piyasasnda nemli bir yere sahip olamamas beni hep hayrete drmtr. ngilizler birok gzel filme imzalarn atmlar, fakat bunlarn arasndan ancak ok az iin finanse edecek bir kalantor bulabilmilerdir. ngiltere'deki en byk finansr televizyon, ki bizimkilerle karlatrlamayacak denli byk bir ebekeye sahip - ama dnyadaki btn televizyonlarn ve film piyasasnn tek hkimi yine Holywood. Bu, bir trajediden baka bir ey deil. 56 THE GODFATHER'DAN SONRA evirdiim Last Tango in Paris adl filmde, Maria Schneider'n canlandrd Jeanne adl bir Fransz kzla, hareketli ve ad konmam bir beraberlik yaayan Paul adl, yeni dul kalm bir Amerikaly canlandrmtm. Filmin ynetmeni, Kazan gibi oyunculuktan gelme biri olmamasna ve karakterlerin oluturulmas iini zerine almamasna ramen son derece duyarl ve yetenekli bir ynetmen olan Bernardo Bertoluc-ci'ydi. Karakterlerin oluturulmas iini oyuncularn yapmas kumar gibidir, ya tutar ya tutmaz, ama Bernardo bu filmde allm-n dnda bir ey gerekletirdi. Genelde, karakterlerini yaratrlarken, oyunculardan senaryoya sadk kalmalar beklenirken, Bernardo Last Tango in Paris'de. oyuncularnn istekleri dorultusun -.da senaryoda baz deiiklikler yapt^ Tmyle doalama oynayabilmem ve Paul' kendimmi gibi canlandrabilmem iin benden kendimi oynamam istedi. yi ingilizce konuamad ve Amerikan argosundan hibir ey bilmedii iin, bana ait sahne ve diyaloglarn hemen hepsini bana yazdrd. Birbirimizle kh Franszca, kh iaretlerle anlayorduk. Film iin yazdm baz satrlar bu kitabn okuyucusuna hi yabanc gelmeyecektir: "ocukluumla ilgili pek iyi anlarm yok... babam ayya*n tekiydi, uslanmaz bir bar kabadaysyd. Annem de ayyat. ocukluk anlarm onun ikide birde tutuklanmas olaylaryla doludur. Kk bir kasabada yaardk, bir ifti kasabasnda... Her gn sabah akam st samak zorundaydm. Bu houma giderdi, ama bir kzla beraber basketbol mana gitmek iin iki dirhem bir ekirdek giyinip hazrlandm bfr srada babamn bana inei samam gerektiini syledii gn hatrlyorum da... ayakkablarm deitirecek kadar bile zamann yoktu da basketbol mana ayakkablarmn tesine berisine bulam inek bokuy-la gitmek zorunda kalmtm..." Bu diyalogu, tmyle gerei 416 BRANDO yanstmyor ve belirtilen zamanlarda gemiyor olsa da gemiim-deki baz olaylara dayanarak yazmtm. rnein, babam, bir kzla randevum olduu zamanlarda benden st samam istemezdi, ama daha nce de belirttiim gibi, potinlerim tezek kokar da, beraber maa gittiim kzlarn nnde kk derim diye endielendiim olmutu. Bu filmi evirdiim 1972 yl, meslek hayatmn en utan verici olayn yaadm yld da ayn zamanda. ekimi Paris'teki apartman dairesinde yaplmas dnlen ve Paul'n Jeanne'le bulutuu ve ikisinin de cepheden plak olarak grntlenecei sahhe-yi oynayacaktm, fakat hava o kadar souktu ki, penisim bzlm, bir findik kadar kalmt. Snvermiti ite. Souk yznden btn vcudum bzlmt ve skntnn, mahcubiyetin ve stresin etkisiyle alet iyiden iyiye iine kamt. Sahneyi bu ekilde oynayamayacam anladm ve bir mucize beklentisiyle odann iinde turlamaya baladm. Zihnin nesneler zerindeki hkimiyeti konusunda gl bir inana sahip olduum iin zihnimi penisimle teslislerimin uyarlmasnda younlatrdm; onlara konumay bile denedim. Fakat zihnim beni utandrd. Rezil rsva olmutum, ama iin peini brakmaya hi niyetli deildim. Bernardo'dan sabrl olmasn isteyerek ekiptekilere henz vazgemediimi syledim. Fakat bir saat kadar sonra onlarn artk benden umudu kestiklerini yzlerinden okuyabiliyordum. Sahneyi o haldeyken oynayamazdm, bu yzden o sahne filmden tamamen kartld.

Bernardo, beni Maria Schneider'la sevitirmek istedii dier sahneler gibi, o sahneyi de filme sahicilik katmak amacyla ekmek istemiti. Fakat byle bir ey filmin yapsn tamamen deitirip, cinsel organlarmz konunun nne karacandan o ekilde oynamay reddettim. Tereya srerek arkadan i tuttuumuz sahne dahil, birok sahneyi taklit ederek oynadk, yani sevime sahnelerinin hepsi yapmackt. Last Tango in Paris'e birok yerden vg yad ki, bana gre bunlann ou ar saylabilecek kadar yersizdi. zellikle Pauline Kael filmi ok vd, ama sanrm vgsnn nedeni filmden ok kendisiyle ilgiliydi. Pauline tandm en iyi eletirmenlerden biridir, ama galiba kendisini filmin konusuna fazlaca kaptrmt ve filmi kendi deer yarglarna ve eilimlerine gre eletirmiti. Last Tango in Paris. Bana filmin neyi anlattn sormayn. (United Artist) B 27 418 BRANDO Eletirisinde, filmi yere ge sdramyordu, ama ben, filmin onun belirttii kadar iyi olduunu pek dnmyorum. Bugn bile sorsalar Last Tango in Paris'in neyi anlattn syleyemem. Her ne kadar film piyasaya ktktan sonra konusunun, iki insann ad san belli olmayan bir beraberlik srdrp srdremeyeceini, d dnyann etkisine ve mdahalesine ramen bu iki insann ayn ilikiyi muhafaza edip edemeyeceklerini aratrdn sylemi olsa da, ekimler srasnda filmin neyle ilgili olduunu Bertolucci'nin de pek bildiini sanmyorum dorusu. Filmi yaparken bunlardan hi bahsetmemiti. Belli ki film birok eyle ilgiliydi, bunlarn neler olduklarn belki bir gn anlarm. Last Tango in Paris bana, kendi kendimle bir isel atmaya girmeme mal oldu. Film bittiinde bir film uruna kendimi ruhsal adan bir daha asla ypratmamaya karar verdim. ekimler esnasnda kendimi iten yprattm hissetmitim ve byle bir acy artk asla ekmemeye kararlydm. Daha nce de belirtmi olduum gibi, canlandrdm karakterin ac ektii bir sahneyi oynayabilmek iin o acy yaamam gerekirdi. O duygunun taklit edilmesi gibi bir durum hibir ekilde mmkn deildir. Size ac verecek bir eyi kendi iinizde arayp bulmal ve ruh halinizi btn bir gn boyunca, yakn ekimler iin en iyi tarafin saklayp, uzak ekimlerde, orta uzaklktaki ekimlerde veya omuz st ekimlerinde fazlaca tketmemeye zen gstererek muhafaza etmeye almalsnz. Kendinizi ayn ruh halinin iinde bulunmaya zorlar, bunu her ekimde tekrar tekrar oyununuzla yanstmaya alrsnz, derken bir saat sonra sizden ayn eyleri tekrarlamanz istenir, nk ynetmen aralarda bir eyler unutmutur, insann hayatndan alan bir abadr bu. Belki ksmen Bernardo'nun benden istedii eyler yznden, ksmen de oynarken yaadm baz aclarn tamamen benimle ilgili oluundan tr Last Tango in Paris beni tketip bitirdi. O filmden sonra hayatm beni manevi adan daha az ypratacak ekilde kazanmaya karar verdim. Sonraki filmlerimde, canlandrdm karakterlerin duygularn yaamay brakarak sahneleri oyunculuk teknikleri kullanarak oynadm. nk bylesi hem daha az ac vericiydi hem de seyirci aradaki fark anlamyordu. Filmin konusu iyi yazlmsa ve kullandnz teknik doru seilmise, seyirci zerindeki etkisi yine ayn olacaktr; karanlk bir odada ANNEMN RETT ARKILAR 419 oyunun o sihirli havas ortal saracak ve seyirci oyunculuunuzun geri kalan ksmn sizin yerinize tamamlayacaktr. 1976'da Joseph Conrad'n Heart of Darkness romanndan uyarlanan ve Vietnam Sava'n anlatan Apocalypse Now (Kyamet) filmindeki sahnelerimin ekimi iin Filipinler'e gittiim sralarda, Francis Coppola sknt, gerginlik ve kendini kaybetme arasnda gidip gidip geliyordu. ekimler gecikmiti, ba kameramanla dertteydi, filmi nasl bitireceini bilmiyordu ve elindeki senaryo berbat m berbatt. Kitapta anlatlanlarla senaryo arasnda uzaktan yakndan bir iliki yoktu ve birok blm kitaptaki dramatik duyguyu vermekten uzakt. Francis'e, "Dinle," dedim. "Seninle birka haftalna beraberiz ve ben elimden ne geliyorsa yapacam, ama byk bir hata yapmakta olduunu sana peinen sylemeliyim." Ondan, Marlow adndaki bir adamn azndan anlatlan ve batan sona onun, genliinde idealist biriyken basjna gelen trl olaylardan tr

Conrad'n "iren" diye tabir ettii ayinler dzenleyen, gizemli ve uuk bir insana dnm olan Walter Kurtz adl kiiyi bulmak iin Kongo'dan balatt aratrma gezisini kapsayan kitabn orijinal konusuna dnmesini istedim, ilk senaryoda Kurtz - canlandracam karakter - sefil biri olarak resmedilmiti; apauldu, imand, ahlakszd, ayyat, yani ksacas rneine en azndan yz filmde rastlanabilecek trden kt bir dm tiplemesiydi. Karakterin otuz sayfa kadarlk bir de diyalogu vard; diyaloglar srdke sryor, ama sonuta teatral anlamda hibir yere varmyordu. Bunun ok aptal bir senaryo olduunu dnmtm, fakat bu fikrimi Francis'ten gizledim. Dnp tandm ve en dorusunun ona, "Senaryo kullanmay tasarladn ekliyle de yryebilir, ama bence onu deitirmekle elimize geecek olan frsat da tep-memeliyiz," demek olduuna karar verdim. Francis'e, "Kitabnda Conrad, Kurtz adndaki bu adam efsanevi bir kiilik, adeta hayatn kapsam dlnda yer alan biri olarak kullanm," dedim. "Bence filmde onu pek gzard etmesen iyi olur. Aklmzn bir kesinde bulunmas dnda, onu filmin byk bir ksmnda gizemli, uzak ve grnmez klmalsn. Conrad'n kitaptaki anlatm ona gcn veren ey, insanlarn sayfalar boyunca 420 BRANDO Kurtz'tan bahsetmeleri ve okuyucunun sonunda onu merak eder hale gelmesidir. Kimse onu grmez, ama varl srekli hissedilir. Bu yolculuk srdke srer ve onun tasavvur edilen hayali de o kadar sarp sarmalar okuyucunun zihnini." Ayn etkinin filmde de verilebileceini belirterek, "takat onu, seyircinin meraknn filmin sonuna kadar katlanarak artmasn salayacak biimde gizemli biri olarak kullanmal, onun varln hep st kapal bir ekilde hissettirmelisin," dedim. Martin Sheen'in canlandrd ve Conrad'n kitabnda Marlow adyla anlan Willard adl subayn rmakta tekneyle yol alrken, kurun yamuruna tutulduu sahnede de Kurtz'n ortaya kp kmayaca konusundaki belirsizlii, gerek karakterin kendisinin, gerekse seyircinin yaamas gerektiini, Willard Kurtz'n izine yaklatka bana gelebileceklerden tr korkusunun gittike artmasnn yerinde bir hareket olacan ve sahnenin, seyircinin de bu korkuyu birlikte paylaacak ekilde kurulmas gerektiini anlattm. Willard, rmaktaki yolculuundan sa kp kamayacan bilmez ve yolculuu sresince kendine olan gvenini yava yava yitirir ve nihayet Kurtz', ktlklerini sonundu birer birer sergileyecek olan o adam bulur. Kurtz' orijinal senaryoda anlatld ekilde resmedersek, onun etrafndaki o, tam anlamyla uursuz harenin filme aksettiri-lemeyeceini, bir eyin uursuzluunun ancak gzlerden uzak tutularak salanabileceini syledim. Francis'e, kitabn orijinal yapsna gre senaryoyu yeniden yazmay teklif ettim, o da kabul etti. Bir yzen evin iinde, bir yandan canlandrdm karakterin nasl grnmesi gerektiini dnerek, yaklak on gn filmi yeniden yazmakla geirdim. Conrad kitabnda Kurtz'den "insan etkisi altna alacak denli dazlakt. Vahi tabiat ban svazlayarak onu bir glleye - fldiinden bir glleye - evirmiti sanki..." diye sz ediyordu. Francis'i hi haberdar etmeden sam sfira vurdurdum, bir yerlerden siyah bir eyler bulup zerime geirdim ve klarla kameraman ararak beni grntlemelerini istedim. Beni, yarm yamalak grnebileceim bir ekilde egzantrik bir kla aydnlatlm olarak, karanln iinde belli belirsiz bir sesle konuurken grntlediler. Bu deneme grntlerini gsterdikten sonra Francis'e, seyirci Kurtz'n sesiyle ilk karlat anda sesin karanln iinden gelmesinin uygun olacan syledim. Uzun aralardan Apocalypse Now filminde bir paydos srasnda. (Stephanie Kong/SYGMA) 422 BRANDO sonra Kurtz sadece dazlak kafas ortaya kacak ekilde grnmeliydi; sonra, tekrar glgenin iine geri dnmeden nce, yznn kk bir bsm bir anlna aydnlatlmalyd. Ayn sre, bir anlamda Kurtz'n zihninde de cereyan eder: canglda kendisi iin yaratt kyamet dnyasnda oradan oraya savrulan karanlklarn ve glgelerin tam ortasmdadr; hayatn bu gerekst dnyada hibir ahlaki kayg gtmeden srdrr; bu yle bir dnyadr ki, Vietnam

Sava'nn akllara durgunluk veren halini gzlerimizin nnde mkemmel bir ekilde sergiler. Francis'i kandrp dndm ekilde hareket etmesini salamada baarl olmutum. Fakat aslnda iin bandan beri bana fazla i dmesin diye rolm ksa tutacak bir yol bulmaya urayordum. Kafam kaztmak houma gitmiti. Daha nce hi kaztmam-tm ve ayrca Filipinler'de ortaln scaktan kavrulduu o gnlerde yolculuk ederken insann tepesine sar iekli allardan yaplma bir ta kondurduu dazlak ban arabadan dar karmas ilat, ila. Filmin konusunu yeniden kurgulamann yan sra Kurtz'n konumalarn da yazdm. Bunlardan biri de, Kurtz'n lm sahnesinde geen ve krk be dakika sren monologuydu. O gne kadar belki de ilk defa bir rolle tam anlamyla btnlemenin snrlarna dayanm ve hayatmda karlatm en iyi sahneyi oynamtm; nk oynarken kendimden gememek iin gerekten byk bir aba harcamak zorunda kalmtm. O sahneyi zihnimde bir usturann srt zerinde yava yava srnerek ilerleyen bir salyangoz grnts gibi trl trl imgeler canlandrarak doalama oynadm, isteriktim; alyordum, glyordum, harikulade bir sahneydi. Francis sahneyi iki kere ekti - 45 dakikalk iki uzun doalama ama grntlerin hepsini filmde kullanmad. Filmden karlan o blmler iin her ne kadar konunun dna tat gerekesi gsterildiyse de, bence etkileyiciydiler. Konumamn tamamnn grntlerinin bulunduu filmi seyredemediim iin, bu gerekenin doru olup olmad konusunda herhangi bir yorum yapamayacam. 57 FiLM PYASASINDA KABA, ama bir o kadar da elenceli bir sz vardr: "Hollywood'da 'siktir git' demenin en iyi yolu 'bana gven" demektir." Her zaman iin geerli deildir bu. Orada alan harika ve drst insanlar tanrm, ama hi de azmsanmayacak sayda orospusu, dolandrcs ve hrszyla da karlatm belirtmeliyim. Byleleriyle karlatnzda iinde bulunduunuz durumdan yararlanmasn bileceksiniz; eer yle yapmazsanz sizi bir solukta yalayp yutuverirler. The Men filminde oynadm sralarda, uzun vadeli stdyo kontrat yapmak yerine film bana anlaan ilk oyunculardan biriydim. Yedi yllk kontratlanyla oyuncular birer szlemeli uak konumuna dren stdyo sistemleri yrrlkten kaldrldktan sonra, dier oyuncular da benzer anlamalar yapmaya baladlar. Her eyde olduu gibi yapmclarn bize dedikleri cretler arz-talep ilikisine gre belirleniyordu, biz de herhangi bir iinin yapt gibi fiyat olabildiince artrmaya urayorduk. Oyuncularn pazarlklar sonucu film bana alnacak cret yapmcnn brt haslatnn - asgari bir milyon dolar ve st olmak artyla - yzde 10'u gibi bir seviyeye ulatnda kendi kendime, Marlon dedim, gel unu yzde 11,3 yap. Rakam kafamdan uydurmutum. Yapmclar, "Neden on bir virgl ?" diye sorunca ben de "Siz orasna karmayn," dedim. "Kendime gre nedenlerim var. Genellikle vaat ettikleri paray dyorlard, ama deyeceklerini syleyip szlerinden caydklar da oluyordu bazen. Byle zamanlarda ii zora komak kanlmaz hal alyordu. Last Tango in Partiden sonraki ilk filmim The Missouri Breaks (Bozgun) adl westerndi. O sralarda Kzlderililere para yardmm srd ve Teti'aroa'ya ykl demeler yaptm iin bu filmden 424 BRANDO gelecek paraya ihtiyacm vard. Film iyi saylmazd; ama ekimleri srasnda epeyce elendim. Esrar imeler, partiler grlayd, hem dostum hem de komum Jack Nicholson da filmde oynuyordu ve filmin byk bir ksm Montana'daki Crow Kamp'nda ekilmiti. Orada gzel bir rmak kefettim. Irmaktan aa doru bir i lastiin zerinde kayarak yorgunluumu atmann gzel bir yolunu buldum. Geceleri, insanlarn ou ehre indiinde, bir kavak aac koruluuna ektiim rmorkumun iinde tek bama oturup okumay tercih ederdim. Bir akam zeri uzaklardan frtnann yaklaan sesini duymutum. Bamn zerindeki bulutlar birbirleriyle arpyor ve harikulade bir ses ve k leni sergiliyorlard.

Ufuk karardka, gk grltsnn iddeti de artyor, imein aklar gittike yaknlayordu. imek aklaryla gk grltleri arasndaki zaman farklarn lmek iin saniye tutmaya balamtm ve aradaki zaman ksaldka firtnann bulunduum yne doru hzla yaklamakta olduunun farkndaydm. Bir ara dar kp seyretmek geti iimden, ama zerime yldrm debilecei ihtimalini gz nnde bulundurarak ierde kalmaya karar verdim. Gk grltsyle imek akm arasndaki zaman fark bir ara neredeyse yok denebilecek kadar kapanmt ki, tam tepemde korkun bir patlama duydum. Sabah uyanp dar ktmda, rmorkumun yannda bir oksijen kaynayla yerinden kesilmie benzeyen kmr haline gelmi byk bir daln yerde boylu boyunca yatmakta olduunu grdm. Olay, bir iki metre daha beride gereklemi olsaym, benimle birlikte rmorku da yerle bir edermi. The Missouri Breakfin ynetmeni Arthur Penn, filmde doalama oynamamz iin bizi tevik etti. Rolm kendime gre deitirip bir sr acayiplikler gelitirdim. Senaryoya gre, Bat'da kol gezip insanlar ldren ve "dzenleyici" adyla anlan kiralk bir katili canlandracaktm, ama btn bunlar o kadar skcyd ki, san solunu biraz deitirmemin iyi olacana kadar verdim. Karakterimi nce bir ingiliz olarak canlandrdm, sonra adn deitirerek onu irlandal yaptm. Onu ayn zamanda kadn klnda da oynadm ve ekimler srsmda bir bijon anahtarnn drt tarafn da sivrilterek harika bir silah gelitirdim: frlattmda havada frizbi gibi yol alyor, vurduu yerde saplanyordu; ulardan bir tanesi ANNEMN RETT ARKILAR. 425 hedefi getiinde, dieri asla affetmiyordu. Bir sahnede, yaral bir atn stnde bir tavan kovalayp avlyor gibi yapmam gerekiyordu. Sahne ekilirken bir yandan atn stnde otururken, atn tkezlemesi halinde, kefinden gurur duyduum o silahn stne olduu gibi kapaklanabileceimi dnyordum. Yapmclar, her zamanki cretimi vermeye raz olduklarn belirtmiler, ancak aradan aylar gemi olmasna ramen resmi bir kontrat iin henz hibir giriimde bulunmamlard. Beni oyaladklarnn farkndaydm; ellerinde yeterince film biriktirdikten sonra finansmanlarnn azaldn ve sz verdikleri paray bana veremeyeceklerini syleyeceklerdi. Byle durumlarda hadi bana eyvallah deyip ekip gidemezsiniz. O zamana kadar yapm olduunuz iin karln almamakla kalmaz, bir de stdyo tarafndan mahkeme kaplarnda yllarca srndrlr ve adnzn hrsza karlmasna da gz yummak durumunda kalrsnz. Fakat nceden de belirttiim gibi, filmin ekimleri baladktan sonra oyuncularn da eline bir koz geer, ilerlemi bir filmin ekimlerinin durmas yapmclarn pek iine gelmez, nk durmas halinde o zamana kadar ekilmi olan sahneler iin harcanan para hem heba edilmi olur, hem de ellerinde film falan kalmaz. Yapmclar gecikmelerden de holanmazlar, nk btn bir ekibin bir tamam hazr olmas onlara gnde 100.000 dolardan fazlaya mal olur. The Missouri Breaks filminin ekimleri srasnda yaptklarmdan da anlalaca zere, oyuncular, kar taraf dalavere evirdiinde bu gibi durumlardan rahatlkla yararlanabilirler. Yapmclar, kontrat imzalamamak iin birka kere daha yan izdikten sonra konumalarm iirmeye ve kelimeleri yutmaya baladm. yi bir teknikle yaptnzda kimse sizin bu hatalar bile bile yaptnz fark edemez. Arthur Penn'e "Ne oluyor anlamyorum," dedim. "Bu role bir trl ayak uy duramyorum. Ama az daha sabret. Er ya da ge bunun stesinden geleceim." Bir hafta kadar sonra, yapmclardan biri uaa atlayp geldi ve ikimiz rmorkumda imzalanmam kontrat hakknda evlere enlik byk bir film evirdik. Bir kutu kolay ona doru frlattm, bann birka santim andan geip arkasndaki duvara arpt. zellikle skalamtm. Bu hareketimle ona skldm belli etmeyi amalamtm. Dankla asla tahamml edemeyen titiz bir 426 BRANDO adam olduu iin, yere salm olan kolay hemen temizlemeye giriti, iini bitirdikten sonra ortada bir yanl anlama olduunu ve kontratn vakit

kaybettirilmeden hemen imzalanacan syledi. Syledii gibi de oldu ve ben birdenbire rolmn szlerini blbl gibi akmaya baladm. Birka yl sonra The freshman1 Ac ben Don Corloene'ye benzeyen karakteri, Matthew Broderick de, baz garip eylerin kuryeliini yaptrmak zere tuttuum kolej rencisi bir ayla canlandrdk. Filmi olduka komik bulmutum, ama yine de daha komik olabilirdi bence. Senaryoyu okurken glmekten kendimi alamadm, ekimlerin biran nce balamas iin sabrszlanyordum. Senaryo, The In-Laws adl, benim de ok beendiim filmin senaryosunu da yazm olan Andrew Bergman'a ait muhteem bir talamayd. Fakat Bergman filmin ynetmenliini de stlenmiti, ki bence bu filmin selameti asndan byk bir talihsizlikti, nk ynetmenlik konusundaki deneyimsizlii The Freshman'n montajndan da aka grlebilmekteydi; film montaj odasnda etkileyiciliinden ok ey kaybetmiti. ekimlerin tamamlanmasna az bir zaman kala, haftalarca ge saatlere kadar almaktan yorgun dtm sralarda bir gn, ekimlerin ounun gerekletirildii Toronto'da bir muhabirle konuurken nedense, azmdan bunun evirdiim son filmim olabilecei ve filmin beni hsrana uratt laflan kverdi. O sralarda TriStar Pictures'in bana film iin yaptm bir ekstra iten dolay 100.000 dolarlk bir borcu vard. Rportaj yaynlanr yaynlanmaz stdyo benden zr dileyerek alacam olan paray hemen verdi. Ondan sonra ben de bir basn bildirisi yaymlayarak rportajda sylemi olduum eyleri aslnda kastetmek istemediimi, film zerinde ok fazla alarak bitkin dtm iin szlerimi pek tartamadm belirttim. Bunun yannda kazanamadm zamanlar da oldu tabii. 1988'de yapmc Paula Weinstein bana A Dry White Season (Kurak Beyaz Bir Mevsim) filminde Gney Afrika'da haksz sulamalara maruz kalm bir siyah savunan avukat roln teklif ettiinde dokuz yldr hibir filmde oynamamtm. Jay Kantor, ona fiyatmn 3.3 milyon art brt haslatn yzde 11.3 olduunu sylediinde, Paula ona stdyo yetkilileri politik temalar ileyen filmlere ANNEMN RETT ARKILAR 427 kar kukuyla yaklatklar iin filmi dk bteyle ekmeyi tasarladn belirtmi. Genellikle birinci snf senaryolara imzasn atm bir yazar olan Robert Bolt'un film iin yazd senaryo pek yle zgn bir senaryo deildi, ama Paula iimin rahat etmesi iin senaryoyu tekrar gzden geireceine sz verince, elime hibir ey gemeyeceini bile bile rolm kabul ettim. Filmin konusunun baya etkili olduunu dnmtm. nk, rk ayrm nedeniyle siyahlarn ne tr artlarda yaadklarn gstermekle kalmyor, ayn zamanda beyaz seyirci kitlesininin orada hkim olan siyasetin ne kadar insanlk d bir zellie sahip olduunu beyaz bir Gney Afrikalnn bak asndan deerlendirmesini de salyordu. Cebime bir ey girmeyeceini bilmeme ramen, ii kabul ettiimi syleyince MGM start iareti verdi ve senaryo dzeltmeden geirildi. Fakat yine tatmin edici bulmadm iin rolmn szlerini kendim yazmak zorunda kaldm. ekimler iin Londra'ya gittiimde ynetmen Euzhan Palcy'nin derinlikten yoksun, dediim dedik, zr acemi amatrlne bakmadan profesyonel ligde oynamaya alan biri olduunu anladm. Kadnn ynetmenlik namna elinden hibir ey gelmediini - ne sahne bilinci vard, ne de idarecilik anlay - fark ettim ve filmin mmkn olduunca iyi olmas iin elimden gelen gayreti gsterdim. Filmin piyasaya srlmesinden birka ay nce, MGM bana filmin kaba montajn gsterdi ve gerekli deiikliklerin yaplmas iin neride bulunmam istedi. Donald Sutherland, konu siyahlar olunca lkesinin adalet sisteminin nasl ilemez hale geldiini gren Gney Afrikal rolnde ok baarlyd. Canlandrd karakter, kltrnn gelenek ve deerleri ile kendi ahlaki yarglar arasnda kalm birisidir; iilerinden birfne kar yaplan hakszl grmezden gelmeyi iine sdramaz ve hayat dahil, her eyini yitirmesine neden olan trajik olaylar birbiri ardna gelir. Fakat kanmca Euzhan Palcy, filmin montajn o kadar kt yapmt ki, karakterin; kltrnn deer yarglar ile kendi ahlaki yarglar arasnda yaad atma en masum ifadeyle arada kaynayp gitmiti. Filmlerin baz blmlerinde de sntacak denli polemik yapmt; ince fikirler ve duyarllk gerekiyordu, ama bunlar insann gzne

sokarcasna yaplmamalyd. Sonuta ortaya yer yer prova-katif zellikler tayan bir film kt. Kendi yaklamndaki olumANNEMN RETT ARKILAR 429 A Dry White Season: Donald Sutherland (stte) ve Michael Gambon (altta) ile beraberken. (David James and MGM) suzluklarn yannda, Afrika'da bulup kiralad baz amatr siyah oyuncularn genelde beceriksizce, zaman zaman da kendi kafalarna gre oynamalar yznden birok nemli sahnenin gme gitmesi, sonucun daha da vahim olmasna neden oldu. Bir de, mahkeme salonunda hkime meydan okuyup ona, "Banz adalet maskesine brnm bir ban bandan baka bir ey deil" dediim ve hkimin emriyle mahkeme salonundan dar atldm sahne, ki bence filmin en gl sahnelerinden biriydi, karlmt. Kaba montaj seyrettikten sonra Paula Weinstein ile MGM'den daha fazla gerilim salamak ve dramatik yapsn daha tutarl hale getirmek amacyla filmin montajn tekrar yaptrmalarn rica ettim ve bu i iin gerekli olan harcamay kendi cebimden seve seve yapabileceimi belirttim, te onlara gnderdiim mektuplardan alnan pasajlardan birka: Eer montaj, panayr oyunculuunun sergilendii blmlerin neden olduklar arazlar giderebilecek ve sahne seimleri srasnda alnan ve filmin duygusal yapsnn ileyiinde aksaklklara neden olan kt kararlarn sonularnn dzeltilmesini salayacak ekilde yaplrsa, filmin konusunun doal ileyiini byk bir oranda geri kazanabilirsiniz. Eer yaplmazsa, filmdeki sivrilikler seyircinin gzne batacak ve seyirciyi filmden koparacaktr. O zaman da, seyircinin filme kar azalan ilgisini artrmak iin duygularn harekete geirecek areler aramaya balayacak ve bu uurda muazzam miktarda paralar seve seve gzden karacak bir durumla kar karya kalacaksnz. Bu durumda kurulacak orant basittir: dramatik yapdaki gerilim kayb eittir, filmin gsterimi srasnda tketilen patlam msr adedinin kp... - Otuz be yldan daha fazla bir zaman iinde, bu filmdeki kadar hibir filmde ne zdrap ektim...ne de yaptm eylerin karlm almamazlk ettim... izin verin "de kendi borumu ttreyim. Otuzdan fazla filmde rol aldm ve bunlarn ou iyi i yapan filmlerdi. Bazlar haslat rekorlar krd. Bazlarn bizzat ynettim. Daha oyunculuk kariyerimin balarnda ekibimi oluturup, kendi filmimi evirdim. Yani nereden bakar430 BRANDO sanz bakn tecrbeli bir profesyonel saylrm... inanyorum ki, gerekli ekilde hazrlanp gsterime sokulduunda bu film, Akademi dl'n kazanacaktr... "Shane" filminin drt kez montajdan geip, sinemalarda drt kez ayr ayr gsterildiini hatrlatmak isterim. Negatifleri karlp yeniden montaj odasna girdiinde "Lawrence of Arabia" sinemalarda gsterimdeydi ve son haliyle Akademi dl kazanmt. Filmler montaj odasnda yaplrlar. Filmler yneticilerin ofislerinde sata sunulurlar. Ltfen film ekimi konusundaki otuz be yllk tecrbemi konuturmama izin verin... ortak amalar paylayoruz, inann. MGM bu filmi yakasna bir eref nian olarak takp cebine be kuru indirmeyi yeterli gryor olabilir. Ama takdir edersiniz ki, bu film iin ok fazla enerji ve aba harcayp tutku ve umut besledim. O yzden bir keye ekilip birilerinin, herkesi fazlasyla ilgilendiren bir eyi arur etmesini seyretmeye gnlm raz deil... ne olur, btn artlar altnda mantkl ve anlayl olmak iin elimden gelen gayreti gsterdiimi anlamaya aln... MGM'in yetkili kiilerine, yemden ekilmesine gerek olmadan filmin kalitesinin nasl ykseltilebileceine dair kapsaml nerilerde bulundum. Ama onlar, gerek ynetmenin film zerinde deiiklikler yaplmasna kar ktn syleyerek, gerekse tekrar yaplacak bir montaj almas iin artk ok ge kalndn iddia ederek, mektuplarm yamtlamamay tercih ettiler. Filmi kendime aitmi gibi sahiplenip, gzel bir jestle hibir cret talep etmeden canla bala almama ramen, bana kendi rolmn blmlerini aslnda olmas gerektii gibi deitirmemin bile ok grlmesi canm fena halde skmt. Sonunda CBS'den Connie Chung' arayp bu filmle ilgili, olan biteni anlatmak iin kendisiyle rportaj yapmak istediimi syledim. Rportaj yaptk, ama buna

ramen MGM'den bir ses kmad. Sonra Paula filmin gsterilmekte olduu Tokyo Film Festi-vali'nden beni arad. Ondan tekrar rica etmeye baladm. "Ge kalm saylmayz," dedim. O da, "Ge kalm saylrz. Yeterli zamanmz olsa bile yapa-. mayz..." dedi. ANNEMN RETT ARKILAR 431 "Hibir ekilde ge kalm deiliz. Montaj iin kendi cebimden harcamaya hl gnllym," dedim. "Ne tutarsa tutsun vermeye hazrm." Paula art arda bahanelerini sralarken araya birisi girip ona bir eyler syledi; sonra bana, "Biraz nce en iyi erkek oyuncu dln kazanmsn," dedi. "Film kazand m peki?" diye sorduumda da, "Hayr, film kazanamad, ama sen kazandn," dedi. Hl durumun farknda deildi ve fimde deiiklikler yapmaya yine yanamad. Kendimi ihanete uram gibi hissetmitim, film byk bir baarszlk rnei olarak ylece kalakalmt. Superman filminde ok ufak bir roldeydim, ama film popler bir filmdi ve anlamaya gre brt haslatn 11,3'nn sahibi olduum iin haftadan az sren bir almann karl olarak cebime yaklak 14 milyon dolar girdi. Filmin yapmclar Allexander ile Uya Salkind filmin devam niteliindeki Superman 2 iin ilk filmdeki baz grntlerimi kullanp kullanamayacaklarn sorduklarnda onlara her zamanki fiyatm nerdim, reddettiler, karlnda ben de onlarn nerilerini reddettim. Birka yl sonra Salkind'ler bana Christopher Columbus (Keif) filminde oynamam nerisinde bulundular, kabul ettim, nk filmi tarihsel gereklie uygun bir ekilde deitirme imkn salayabilirim diye umuyordum. Yeni Dnya'ya yapt yolculuun be yznc yldnmnde Columbus hakknda bir film yapmak anlalr bir eydi, ama onun bir kahraman olarak gsterilmesine karydm. Columbus Gn bence bir kutlamadan ziyade bir yas gn ilan edilmeliydi. Onun ve onun adamlarnn kendilerini selamlayarak karlam olan Kzlderilileri kullanp ldrdkleri gereinin anlalmasn istiyordum. Oysa, senaryo, onu, byk bir denizci ve kif olarak efsaneletiriyordu. Uya Salkind'i arayarak ona, "Uya, senaryoyu olduu haliyle filme ekebilirsin istersen, ama bunu yapmafi halinde bir felakete de davetiye karm olacaksn bence; bu senaryo bugne kadar karlatklarmn iinde en skcs ve en zayf olan, stelik konusunun kurgusu ok ahmaka yaplm," dedim. Gereklere sadk kalmadklar takdirde, kendisinin ve babasnn bile bile baarszln kuiyi bir firsat ka: Christopher Columbufta. Torquemada rolndeydim. Burada Kralie Isabella'y canlandran Rachel Ward'la birlikteyim. B 1992 Peel Enterprises, Ltd.) Superman filminde Terence Stamp, Jack O'Halloran ve Sarah Douglas ile beraberken (stte); Superman'i Susannah York ile birlikte bytyoruz. ( 1978 Film Export A. G.) ANNEMN RETT ARKILAR ' 433 cana decekleri konusunda onu ikna etmeyi baardm. Filmin konusunu batan baa deitirip, Columbus'u gerekte de olduu gibi, amacna ulamak uruna her eyi, ona yiyecek ve altn sunan temiz kalpli Kzlderilileri katletmeyi bile gze alabilen acmasz ve haris biri olarak tasvir edilmesi konusunda tevik ettim. Senaryodan memnun olmayan dier oyuncular da benim gibi dnmeleri iin ikna ettim. Uya bana, konunun dndklerime uygun bir biimde oluturulmas iin ortak alma teklifinde bulundu. Kralie Isabella'nm Engizisyon Mahkemesi Bakan Torquemada rolnn, yani kendi rolmn btn sahnelerini yeniden yazdm. Takma dilerle, karanlk baklarla ve lm andran ve yzmn tamamn rten byk bir takkeyle etkili bir kostm ve makyaj gelitirdim. Ilya'nn babas Alexander Salkind'in ispanya'ya geliine kadar her ey yolunda gitmiti. Uaa binmekten holanmad iin yola Dou Avrupa'daki bir lkeden

trenle kmt. Yazdm senaryoyu okudu ve kullanmay reddederek gerekleri yanstmayan, ilgi ekici olmaktan uzak ve ahmaka yazlm olan ilk senaryoda srar etti. ok hatal bir karard bu, nk film tam bir baarszlk rneiydi. Canm fena halde sklmt, ekip gitmek istiyordum, ama kontrata uymadm takdirde Alexander'm hakkmda dava aacandan adm gibi emindim. Rolm bana sylendii biimde oynamaktan baka arem yoktu. Gerek dier oyuncularn, gerekse benim filmde herhangi bir deiiklik yapmaya hakkmz yoktu. Dier oyuncular baya urap didindiler, ama ayn eyleri kendim iin korkanm pek syleyemeyeceim. ekimler boyunca kendime zg biimde mrldanp durdum ve berbat bir oyunculuk sergiledim. Ama dedikleri para hi de yle berbat deildi: be gnlk bir almann karl olarak 5 milyon dolarak. B 28 58 A DRY WHITE SEASON'I saymazsak, The Formula'nm ekildii yl olan 1979 ile The Fresbman'm ekildii yl olan 1989 tarihleri arasndaki on yllk bir zaman diliminde hibir filmde oynamadm, nk paraya ihtiyacm yoktu. Baka eylerle uramay yeledim: gezdim, bir eyler rendim, aratrmalar yaptm. Zamanmn ounu Teti'aroa'da okuyarak ve birok eyle ilgilenerek geirdim. Seksenli yllardan doksanl yllarn ilk yarsna kadar parann ve lksn bana bahettii ilgi alanlarndan biri de meditasyondu. Meditasyona nedense ok kolay adapte olmutum. Sanrm oyunculukta edindiim tecrbeler bunda etkili olmutu. Oyunculuun verdii i gzlem yeteneimden olacak, duygularmn gizli olduklar yerleri bulup, onlar aa karmak konusunda ok gl bir sezgi gelitirmeyi baarmtm. Beynimden vcuduma bir uyan yollayp farkl farkl duygular yaamak houma gidiyordu ve bu srecin ileyi biimi hakknda daha baka eyler renmenin ilgin olacan dnyordum. Bu konuda bana yardmc olmas iin bir biyolojik geribesleme (bio-feedback) uzmanna dantm. Biyolojik geribesleme, insanlarn i dinamiklerinin bir takm dzeneklerle alan bir aletin monitr zerinde, sinyaller eklinde grntlenmesi ve elde edilen verilere gre bu dinamiklerin bilinli bir biimde ayarlanmas sonucu fiziksel tepkilerinin kontrol altna alnmasyla ilgili bir aratrma dal. Uzmana, oyunculuk deneyimlerim srasnda rendiim yntemden bahsettim ve ona tenin galvanik elektriini, yani parmak ularndaki merkezi sinir sisteminin aktivitesine gre farkllk gsteren elektrik direncini len aletler yardmyla, bu yntemi kullanarak hissettiim bir duygunun fiziksel davurumunu lp lemeyeceini sordum. Belli bir duygusal durumu yaamak iin beynimden vcuduma bir elektrik akm gndermek eklinde akladm zihinsel altrmalarn faaliyetlerinin dardan da gzlemlenebilecei konusundaki ANNEMN RETT ARKILAR 435 szlerim, onun tarafndan da doruland; duygularm kontrol altna almaya alrken, biyolojik geribesleme aletindeki ibre de ileri geri hareket ediyordu ki, bu da beynimden giden elektrik akmna kar vcudumun tepki gstermesiydi. Bu yaptm ey, aslnda yogi ve swamilerin hemen hemen istedikleri her beyin dalgasn harekete geirmelerini salayan ve yllar sren bir eitim ve uygulama aamasnn rn olan meditasyon srecinin basit ve ilkel bir rneiydi. Yogi ve swamiler dinsel aydnlanmaya ulamak iin, zihinlerinin derinliklerine eriip, her eyden arnm i gzlem teknikleriyle vcutlar zerinde muazzam bir kontrol salarlar. Galvanik elektrik tepkilerimi lmek iin o aletlerden bir tane de kendime aldm ve hayatmn, mthi bir stres altnda olduum bir dneminde incelemeler yapmaya baladm. Bir filmin ekimi ncesi beni salk kontrolnden geiren bir doktor, tansiyonumu ok yksek bulmutu. 17'ye 11. Ona iinde bulunduum stresli ortam anlattmda, '"Yksek tansiyonu o kadar dert etmeyin," dedi. Bana tansiyon drc bir ila verdi, ama verdii ilac kullanmayp meditasyonla iyilemeyi denemeye karar verdim. Bir Hindu swami ile meditasyon yapan baka kiilere akl dantm, konuyla ilgili birok kitap okudum ve yava yava her gn meditasyon yapar oldum. Bir sre sonra kan basncm baka bir eyle deil, dncelerimle drebilecek hale geldim: imdilerde, stresli bir ortamda tansiyonumun

ykseldiini hissettiimde, irademi kullanarak istersem 9'a 6 olacak kadar drebiliyorum. Kendimi her stres altnda hissediimde meditasyon yapmam, nk baz stresler olumludur; satran oynarken stres katsaym artar, ama bu ok ho bir eydir, insann stresi seviirken de artar, ama o da ayn ekilde zevk veren bir duygudur. Olumsuz stres sizi uanzn kalkmasna az bir zaman kalmken, yolda trafiin skt veya gvenmediiniz birinin karnza kt an yakalar. Byle durumlarda stresim arttnda, artk, sndrr gibi annda yok edebiliyorum. Biyolojik geribesleme uzmanyla geirdiim ilk seanslardan birinde, bana kulaklkla, beyin dalgalarmla ayn frekansta kaydedilmi - o zaman bundan habersizdim ama - bir ses dinletti. Srt st yatp gevedim, ama ok gemeden iimde grnmez bir sicim haline gelinceye kadar ekitirilen koca bir sakz gibi bir eylerin 436 BRANDO ayrtn hissettim. O srada zihnimden ikiye ayrlmakta olduumu geiriyordum ve bu beni korkutuyordu. Panie kaplmtm, nk kontrolm kaybediyordum ve bu duyguya engel olmaya alyordum, iren bir duyguydu. Aklm bama geldiinde, kendi kendime sormaya baladm: Neden bu kadar korktun? ldrmakta olduunu dndn iin mi? Seni adam ldrebilecek kadar manyaklatracan m dndn? Yoksa bu zihinsel durumun iine kayp, bir daha geri dnemeyeceinden mi korktun? Sonunda btn bunlarn hibirinin gereklemeyeceine karar vererek, kendi kendime bir dahaki sefere kendini brak, o duyguya teslim ol, korkuyu yaa, seni kontrol altna almasna izin ver, kaptr gitsin ve ne olacan gr, dedim. teki seansta bama kulakl yerletirip ayn ekilde kaseti dinlemeye baladmda direnmedim ve ilk seferinde korkmama neden olan duygularn iinde kayp gitmek zere kendimi serbest braktm. Birka dakika sonra birden kendimi ses duvarn aan bir spersonik uak gibi hissettim. Fakat o panik halinin ilk kargaasndan syrlr syrlmaz, her ey bir anda sakinleiverdi ve zihnim ancak esrime szyle tanmlanabilecek bir durumun iine girdi. Bu halim krk be dakika boyunca, doktor ieri girip teybi kapattktan sonraki sre boyunca da srp gitti. Tanr'yla konutuum bir rya gryordum sanki. Kendimi huzur dolu, dingin ve tam anlamyla sknet iinde hissediyordum, benden binlerce kilometre uzaktaym gibi grnen doktora, "Hayatmn hibir annda kendimde bylesine bir sknet, bylesine bir gzellik, bylesine bir huzur hi hissetmemitim. u anda kendimi, lp nirva-naya ulam gibi hissediyorum," dedim. Doktor yaam olduum eyin Zen rahiplerinin insanlardaki ani aydnlanma biimleri olarak kabul ettikleri bir bilin durumu, yani satori olduunu syledi. Bu durumum, younluu gittike azalarak zihnim normal duruma dnene kadar gn daha srd. Artk meditasyonu bir saat veya daha fazla sren uygulamalar halinde gnde iki defa yapmaya alyorum. Satori duygusunu ondan sonra sadece defa daha yaadm, her seferinde ho ve rahatlatcyd. Meditasyonun geride braktm u birka yl iinde hayatmdaki birok sorunla baetmem konusunda bana mthi yardmlar oldu. Tekrar ettike, eski duygusal alkanlklarm yava yava ANNEMN RETT ARKILAR 437 kayboldu; heyecanlanan, kzan veya vesvese eden biri olrnak yerine artk dingin bir insan oldum. Tekrar, meditasyon iin olduu kadar, birok dini geleneklerde de nemlidir. Katoliklerde peder gnah karmadan sonra kendisiyle konuan kiiden on kere Ave Maria ekmesini isteyebilmektedir; Afrika, Haiti ve daha birok baka yerde dini liderler cemaatlerini srekli ayn ritimde alan davullarla transa sokarlar; bu ritimler ylesine youndur ki, davul sesleri cemaattekilerin vcutlarn adeta esir alr ve insanlar meditasyonlar boyunca kendilerini bu ritimlere teslim ederler. Meditasyon anndaki zihinsel sreler anlayamayacam, hatta aklayamayacam kadar etrefilli, bilimadamlarnn bu konudaki aklamalar bile ok yetersiz. Ancak, daha tiyatroda alrken insan zihninin ok kolay bir ekilde ynlendirilebildiine ahit olduumda, oyunlarda insanlarn zihinleriyle iliki kuran birtakm glerin olabileceinden phelenmitim. zerinde daha nce de ayrntsyla durduumuz gibi, insann en belirgin zelliklerinden biri de ikna edilmeye kar olan yatknldr, iyi

yazlm ve ustaca sahnelenmi bir oyunda iyi bir oyuncu seyircinin vcut kimyasn rahatlkla etkileyebilir, vcutlarndaki adrenalin salgsn artrabilir. Hznlenmelerine, alamalarna, kzmalarna veya endielenmelerine neden olabilir. Bir oyuncu olarak, ikna kabiliyetinizin gcn insanlarn ruh hallerini dilediinizce ynlendirmek amacyla kullanrsnz, ki buradaki olay dini bir ayinde gerekleenlerden pek de farkl deildir. Vatikan'n Galileo'nun hakl olduunu kabullenmesi iin yzyl gemesi gerekmiti ve dnyada o zamandan bu zamana pek az ey deiti. Bat medeniyetinin farkl dnce yaplarna kar taknd nyargl tutum beni hep elendirmitir. Bat dncesine gre bir eyin gerek olduunun kabul edilebilmesi iin, o eyin ille de gzle grnr, elle tutulur olmas gerekir. Ba-t'da ylesine bir doruculuk politikas izlenir ki, belirli snrlar aan hibir aratrmaya prim verilmez; aratrmalarn saduyu ile yapld belli baz aratrma dallarna - rnein parapsikolojiye -c gibi baklr. Dou dinlerindeki zihinsel terbiyelere kar taknlan kaytsz ve pheci tutumlar hl sryor. Vcutlarnn canlln geici bir sre iin durdurup toprak altnda saatlerce, hatta gnlerce durmalarn salayan yeteneklerinin de kantlad gibi, 438 BRANDO yogi ve swamiler insan zihninin gcnden en aa iki bin yldr haberdarlar. Bu insanlarn yeteneklerinin zerine daha fazla dnlp aratrlmas gerekirken, birok Batl bilimadam swamile-rin, yogilerin ve zihin aratrmalar yapan dier kiilerin eritikleri bu glerin ve i disiplinlerin birer bilimsel aldatmacadan ve numaradan baka bir ey olmadn ileri sryor. Bat'nn bu tavr, ingiliz smrge birliklerinin Hindistan'a gidip de yogilerin olaand yetenekleriyle karlamalarndan bu yana hi deimedi; smrge birliinde yer alanlarn istisnasz hepsi yogilerin bu yeteneklerini bilmezden geldi, nk onlar iin bilginin ve akln kayna sadece ve sadece Bat medeniyetiydi. Bugn bile rnein Linus Paulin gibi bir bilimadam, Dou dinlerinin ruhani aydnlanmaya ulamak iin zihin ve vcut arkasnda olaand bir iliki gelitirdiklerine dair bir aklama yaptnda, bilimsel evrelerce hemen kmseniyor. Ama bu tr olaylar pek allmn dnda deildir, nk birok kii tarafndan kabul edilen bir durumu amaya alan zeki insanlarn bana sk gelen eylerdir bunlar. Uzmanlk dalnn dndaki konularda dncelerini belirtince Einstein'n bile kafadan atlak olduu dnlmt; Arnold Toynbee'ye de hakknda hibir ey bilmedii konulara burnunu sokmayp, sadece tarihle ilgilenmesi tlenmiti, nk onun fikirleri o dnemlerde revata olan kavramlara uymuyordu. Bilim ilgi alann, yirminci yzyldaki arlkl aratrma konusu olan dnyann fiziksel olaylarndan, daha ilgi ekici bir konu olan insan zihnine ve nrogenetie kaydrnca, gelecek yzylda bylesi tavrlara artk rastlanmayacaktr. Francis Crick'in de ortaya koyduu gibi, beyin kimyas insann dnme yeteneinden, davranlarndan ve karakterinden yani bizimle ilgili her eyden - sorumludur. Aklmz kontrol altna alabileceimize ve insann aklnn ucundan zerre kadar bile gemeyecek trden eyleri yapabilecek duruma gelebileceine inanyorum. Henz aklmn snrlarnn nereye kadar uzandn bilmiyorum. Daha oralara kadar gelmedim, ama unu iyi biliyorum ki, lnceye kadar aklmn snrlarn olabildiince zorlayacam. Daha nce kefettiim kara paralarndan - yelken atm sulardan - ok farkl bir yerlerdeyim ve kendimi bir kif gibi hissediyorum. Nereden baklrsa baklsn bu, bugne kadar ktm en ho keif gezisi. ANNEMN RETT ARKILAR 439 Meditasyon yaptka, stres zerindeki hkimiyetimi artrmakla kalmayp, ar ve szlarm da kontrol altna almay rendim. Bam ardnda veya ayam bir yere arptmda, dncelerimle ary bir yerde toplayp defetmeyi genellikle baarabiliyorum. Bu yeteneim konusunda kendime o kadar ok gveniyordum ki, birka yl nce snnet olmaya karar verdiimde operasyonu gerekletirecek olan doktordan ar kesici kullanmamasn istedim. Ary, operasyon srasnda dncelerimi younlatrarak yok edebileceim konusunda onu ikna etmeyi baardm. Biraz kukulu olmasna ramen, bunun tp asndan ilgin bir deney

olacan syleyerek bana operasyon tarihini bildirdi. Fakat belirtilen gn hastaneye gittiimde olay seyretmek iin btn hastane alanlarnn adeta sra olup beklediini grdm. Anestezi kullanlmadan bir sinema yldznn snnet edilecek olmas muhterem tabiplerimiz arasnda hararetli bir konuma konusu olmutu anlalan. Bu davetsiz misafirlerin varl houma gitmemiti. Sezgilerime gre hareket etmeyi bir alkanlk haline getirmi olduum iin de orada bir saniye bile kaybetmeyip geldiim gibi geri dndm. Baka bir zaman, baka bir doktor operasyonu ar kesici kullanmadan yapmay kabul etmiti. Fakat dndke, byle bir ey kendisini korkutmu olacak ki, randevulatmz tarihte hastaneye gittiimde beni, ondan baka bir de anestezistin beklemekte olduunu grdm. Tp mesleinin ahlaki deerleri gereince, beni ar kesicisiz snnet etmesinin doru olmayacan syledi. Hayalkrkl ve kzgnlkla, ama gecikmelerden de ylm bir ekilde, aneztezistin kalamdan ine yapmasna izin verdim. Ama yine de doktorlara neler yapabildiimi gstermek istiyordum, tansiyonumu lmelerini syledim. Hemen nce meditasyon yapm, tansiyonumu ikiden daha dk bir seviyeye drm ve ok severek yaadm o aton anlarmdan birine gemitim. Bugn de adn gibi eminim ki, bana o ineyi yapmasalard bile ac falan hissetmezdim. 59 FiLM EVRMEDEN GERDM o dokuz yl , kendimi olduu kadar ocuklarm da tamyabilmemi salayan bir zaman bolluu tand bana. Dr. Harrington'n da yardmlaryla kendimle uzlamaya balamtm. O yllar boyunca zamanmn ounu Te-ti'aroa'daki kulbemin saman damnn altnda, ayaklarm kapdan dar uzatm, aalarn zerinde sallanan hindistancevizleri arasndan lagnn parlak renklerini seyrederek geirdim; lagnn renkleri gnee ve buluta bal olarak Teti'aroa'daki gn batm-nn renkleri gibi deiiklik gsterir. Hayatm gzden geirdiim, deer verdiim eyleri kafamda tarttm, aklma taklan ufack bir eyi bile zihnimde evirip evirerek dndm zamanlar bu halde saatlerce otururdum. Teti'aroa'da hayatm ok sade - yryorum, yzyorum, balk tutuyorum, ocuklarla oynuyorum, glyorum, insanlarla laflyorum. Kendimi mthi zgr hissediyorum orada. Geceleri yldzlar seyretmekten baka yapacak bir ey olmuyor pek. Bunu yapmaya da baylrm; ve ou gnler, kularn kulbenin stnde kanat rptklarn duyup saat on bire doru uyanrm; kular ge ykselir sonra dikine gle dalp bir balerin evikliiyle kahvaltlk balk yakalarlar. Kahvalt soframda dalndan yeni koparlm taze bir meyve mutlaka bulunur. Kalvaltdan sonra sahilde yrye karm. Bazen de sahile inmek yerine, el telsizimle bir-iki saat eitli lkelerden yabanclarla konuurum; onlara admn Jim Ferguson - ocukluk arkadamn ad - olduunu ve Tahiti'de tek bama yaadm sylerim. Kimse benim bir sinema yldz olduumu bilmez, ben de herkes gibi biri olur karm bylece. Bir zamanlar Teti'aroa'ya gider gitmez, ilk hafta boyunca her gn lene kadar sarho oluncaya dein ierdim. Sonra bilardo salonuna gider, bir iki oyun atar ve harika vakit geirirdim. ANNEMN RETT ARKILAR 441 Kendimi dattm bu anlar ksa sreli olurdu; hayatmda hibir zaman alkolizmin eiine gelmedim. Saptacak bir hale gelinceye kadar imem, kararm bilirim. Ailemde alkolizmin ilesini ok ektik, kr ki ailemdeki bu genler bana gememi. Teti'aroa'ya gne enerjisi, su kltr ve yeni inaat yntemleri hakknda aratrmalar yaptm bir laboratuvar gzyle de bakyorum. Polinezya'mn hindistancevizi aalarn kereste haline getiren ilk bkhanelerinden birinin inasn bizzat gerekletirdim ve bundan mthi bir kvan duydum. Adadaki en kk ayrnty bile ihmal etmiyorum. Bir keresinde otuz metrelik galvanizli bir borunun iini suyla doldurup, gnein altnda braktm ve gne ssyla scak su elde ettim, koltuklarm kabard. Teti'aroa'da elde ettiim kck bir baar bile sonsuz bir mutluluk veriyor bana. En kayda deer baarlarmdan biri de paslanm boru tapasn onarmamd. Adann tuzlu havas onu o kadar ok paslandrmt ki, szgeci neredeyse grnmez olmutu. Bir bulak teliyle

defalarca ovmama ramen, oksitlenmi tabakay karmay bir trl baaramadm. Sonra, bir zamanlar bir yerlerde limon suyunun, ihtiva ettii yksek seviyede asit nedeniyle pas giderdiine dair bir eyler okuduum aklma geldi. Aatan birka limon kopardm, hepsinin suyunu skarak bir kabn iinde tuzla kartrdm ve tapann zerine srdm. ok gemeden limonun asidi pas yiyerek tapay, szgecini de olduu gibi ortaya karacak bir biimde prl prl yapt. Tapay o halde grdmde hissettiim eyi anlatamam. Kck bir baaryd, ama bana byk bir mutluluk vermiti. ilk zamanlarda otelde yirmi sekiz bungalow, bir mutfak, iki bar, bir yemek odas ve resepsiyon vard. Oraya yllar yl milyonlarca para saymama ramen, yine de adam edemedim. Parann bir ksm kasrgalarla, bir ksm olmayacak hayallerle, bir ksm balayp da bitmeyen projelerle, bir ksm da hrszlarla birlikte yok olup gitti. Birok insan soydu beni - birka bana alan kiilerdi, dierleri ise adaya gelip i yapmak zert benden para alan ve hibir ey yapmadan, paralarla birlikte tyen sahtekrlar. Bir teknisyen, lagnde bir stakoz iftlii kurma konusunda bana sz vermiti, ben de adaya eleriyle birlikte yirmi kadar bilimadam davet etmitim. Istakoz yetitiricilii konusunda bir sr gzel konu442 BRANDO ma gemiti aramzda ve sonu fos kmt. Aday ikide birde firt-nalar ziyaret eder; nceki kasrga srasnda yklm bir binann yerine yenisi yaplr yaplmaz, bir baka kasrga eser ve yine ne varsa silip sprr. Ama btn bunlar canm skmak yerine beni elendirir. ocukluumdan beri projelerden zevk alrm, hem sonra btn gn sahilde bo bo gezinmek yerine bazen bir eylerle megul olmak da iyi geliyor. Adada evre korumaclyla ilgili birok ey de yaptk; rnein kartalaz kablumbaalarnm korunmasn saladk. Adaya braktklar yumurtalarnn ou yrtc kular tarafindan yok ediliyordu. Yumurtalarn olduu blgeyi itlerle evirip, yavrularn yumurtalarndan gvenle kabilecekleri bir havza yaptk. Yumurtalarndan ktktan sonra da yavrular, denizde balarnn aresine bakacaklar bykle eriinceye kadar besledik. Dnyann o blgesi bana, insann kasrgalar hafife almas yznden bir anda lmle nasl burun buruna gelebileceini retti. Yzyln hemen balarnda bir kasrga yle bir esip gemi ve yzlerce Tahitilinin lmne neden olmutu. Papeete'den mete-orologlar, bir zamanlar aday yerle bir etmi olan kasrgann bir benzerinin Bora Bora adasnn aklarnda, tropikal basn altnda toplanmaya baladn belirten bir uyar mesaj gnderdiklerinde 1980'lerin ilk aylariyd ve ben adada bulunuyordum. Mesajn ardndan ok gemeden aday sert rzgrlar yalamaya, barometre dmeye, kayalklarn aklarnda dalgalar kabarmaya balad ve meteorologlar kasrgann merkezinin krk sekiz saat iinde Te-ti'aroa'dan geecei tahmininde bulundular. Ayrca kasrgann, kularn aday terk etmeye balamalarndan ksa bir sre sonra ulaacan sylediler. Sonra ortalk birden bire eski haline donuverdi; hava sakinleti, rzgr durdu ve okyanus tekrar suskunlat. Kasrgann bizi teet getiini dnrken Bora Bora'dan birisi, el telsiziyle bana sevinmek iin henz erken olduunu, nk Bora Bora aklarnda oyalanan rzgrn daha da g kazanm grndn syledi. Bir hafta sonra kasrga almak isteyen mitolojik bir Tann'nn hiddetiyle Teti'aroa'ay aniden sarst, yle ki, Papeete'den, insanlar tahliye edecek bir uak gndermelerini isteyecek zaman bile bulamadm. Kular bile aday beklenen zamandan daha ge terk ANNEMN RETT ARKILAR 443 edebildiler. nce hametli rzgrlar esmeye balad, derken kayalklar zerinde, sanki adann anda demirlemi olan bir donanma dolusu gemi tarafndan atlan binlerce top mermisiyle dvl-yormuasna patlayan koca koca dalgalar kt. Ama btn bunlarn iinde en korkutucu olan kasrgann sesiydi. Kayalklar dven dalgalarn gk grltsn andran sesleri ile rzgrn esintisinin aalarda kard ve Cengiz Han'n on bin Mool savasnn atlaryla ineyip getikleri topraklarda artlarnda braktklar gz yal insanlarn inlemelerine benzeyen uultusu adeta bir Wagner operasn tm ihtiamyla sergiliyordu.

Rzgr, telsiz kulesini hemen alaa ediverdi ve yle bir sesle esmeye balad ki, birbirimizin sesini zor iitir olduk; baryor-duk, ama rzgr sesimizi annda yutuyordu. O esintinin iinde yrmek, bir jet motorunun tazyiine kar koymaya almak gibi bir eydi. zerime denizci parkam geirip, herkese tek tek merak edilecek bir ey olmadn syledim, ama ayn anda aklmdan, zerimizden her an bir dalgann geip hepimizi beraberinde gtreceini geiriyordum. Tahiti'deki kasrga ve siklonlar hakknda pek ok ey okumutum ve bazlarnn be ila alt metre yksekliinde dalgalar yarattn biliyordum; iinde bulunduumuz kasrga da bunlardan biriydi. Dalgalar bydke, yamur da bardaktan boanrcasna yamaya balad ve lagn sahili boydan boya zaptederken, denizle balantsn salayan kanaln iinden akan suyun hz da gittike artyordu, yle ki son haliyle yaklak yirmi deniz mili bir hza ulamt. Ana karada su seviyesi ksa zamanda baldrlarmza kadar ulam, eyalarmz suyun iinde srklenmeye balamt, ikide birde insanlara sakin olmalarn, bunun sadece grmeye pek alk olmadmz frtnalardan biri olduunu, tabiatn kendini paralad bu olaanst ann yaama firsat elimize gemiken deerlendirmemiz gerektiini syleyip duruyordum. zerimizden geip, bizi kendisiyle birlikte denize srkleyecek olan o dalga ha geldi ha gelecek diye endieyle beklediimi kabullenmek istemiyordum. Havann kararmaya yz tuttuu bir zamanda hasan tespit etmek zere kulbemden ktmda, rzgr hl sert bir ekilde esmeye devam ediyordu. Palmiye aalarnn bir kamyonu bile rahatlkla ekebilecek kadar salam olan yapraklan adann her tarafi444 BRANDO na dalp salmt. Su seviyesi yer yer artyordu, ancak iin en kt ksmn atlatm grnyrdk. Kasrga aday dvmeye iki gn daha devam etti, herkes arklar syleyip dualar ederek birbirine kenetlenmiti. Denizci parkamn iinde uyuyor, oradaki herkesi sakinletirmeye alyordum. Sakinletirmeye altm kiiler arasnda, adaya benimle birlikte gelen New Yorklu bir kadn da vard. Sylediine gre hayatnda o gne kadar grd en dehetli hava muhalefeti Connecticut'ta bir iftlik evinde kald bir srada tank olduu bir kar yaym. Nihayet rzgr durunca, o dahil, herkes kollan svayp temizlie giriti. Birka saat sonra, Papeete'deki hava raporcular telsizle baka bir kasrgann gelmekte olduunu bildirdiler. Bunun zerine aday boaltmak iin Papeete'den bir uak gndermelerini istedim. Uak geldiinde drt-be Tahitili adadan ayrlmay redettiler; Tanr'ya gvendiklerini, adadan ayrlmalar halinde Tanr'y gcendirmi, fkesini daha da artrm olacaklarn sylediler. Adadan ayrlmay kabul eden dierlerinin bunu korktuklar iin istediklerini dnmtm, fakat uaa binerlerken Papee-te'de keyif atmaktan falan bahsettiklerini duyunca, amalarnn sadece ehre gidip bu zorunlu tatilin tadn karmak, bira imek, kz peinde komak ve gnlerini gn etmek olduunu anladm. Onlarla birlikte uaa binmeye yeltenmitim, ancak aday terk etmeyeceklerini syleyenler varken ekip gitmem doru olmazd. Geminin kaptanydm ve onlar adada tek balarna brakmam yakk almazd. ikincisi ilki kadar iddetli deildi, ancak yine de gl saylrd. Esinti getiinde, on dokuz-yirmi yalarmdan bu yana kendisiyle birok ey paylatm o New Yorklu arkadamla o harikalar harikas hanmla birlikte lagnde belimize kadar suyun iinde oturduk. Saat leden sonra be civaryd ve gkyz grlmeye deer bir gzellikteydi. Tek tek her bulut ikiye ayrlm gibiydi, fakat gkyz tekrar bozacakm gibi grnmyordu ve ortalkda rzgr falan yoktu. yle bir gkyz hayatmda hi grmemitim, ondan sonra da grme,dim. Sonra birdenbire gne batt. Ta-hiti'deki gnbatmlarm tarif edecek sz bulunmaz, ama yle syleyeyim; Tanr'ya inanmayan biri, gnbatmlarmdan birine ahit olsun, fikrini hemen o anda deitirecektir. Oradaki gnbaI ANNEMN RETT ARKILAR 445 tunlar bir gk senfonisi, ezgisi, temposu ve grsel tadyla hemen farkl baka bir besteye geiveren bir renkler konertosudur: Yeili, grisi, insann aklna

gelebilecek her tondan pembesi, portakal rengi, ate krmzs ve st mavisiyle ufuktaki renk deiimlerinin terennm ettii bir ilahidir. Gne batar batmaz ortalk birdenbire karanverir; gnbat-mndan nce evinize aceleyle koturmanzda yarar vardr, zira gecikmeniz halinde yolunuzu zifiri karanln iinde el yordamyla bulmak durumunda kalabilirsiniz. Tropiklerde alaca karanlk namna bir ey bulamazsnz. Ancak Tahitililerin dediklerine gre, ansnz varsa bir gn, gnbatmndan hemen sonra gkyznde yeil bir n aktna tank olmanz hi de uzak bir ihtimal deildir. Bunun ok byleyici bir grnt olduunu sylyorlar. Teti'aroa'da ska yaptm eylerden biri de, havaalannn kenarndaki imenlie uzanp, gnbatmn beklemek ve yakalayabilirim umuduyla o yeil n akaca an kollamak. O an yakalama ansna bugne kadar eriemedim, ama bu konuda benden daha ansl olan ok insan tanyorum. Parlak yeil bir k gkyznde bir anda bir fiek gibi akp bir sre asl kalyor, sonra birden snp yok oluyor. Teti'aroa'ya her gidiimde bu byl ann gereklemesini bekliyorum; bir gn onu mutlaka greceim. Bulutlar artk gzlerden rak olan gn n yanstrlarken, ufuktaki renk cmb de gne battktan sonra yarm saat kadar daha devam eder. Hava karardktan ok sonra bile, bulutlarn tepeleri aydnlklarn srdrrler, nk bulutlarn zaman zaman yerden on be-yirmi bin metre kadar bir ykseklie ulaan bu tepeleri gn n dier ksmlarndan daha uzun bir sre yanstrlar. Hava karardnda kumlarn zerine yatlp, gkyznde grlecek ilk yldz beklenmeye balanr. evrede o srada tandklardan birileri varsa yldz kimin greceine dair ufak bir oyun bile tertiplenebilir. Ortalk tamamen karardnda ise, tepenizde izlenmeyi bekleyen grsel bir panorama serilir: nce tek tek klar belirir, derken oalp diziler halinde pepe*e sralanmaya balarlar, sonra ortaya galaksiler kar. Gkyz hibir yerde bir atolden seyrettiim kadar zengin grnmemitir gzme, lk grlen k genellikle gezegendir, Vens veya Mars; sonra ok ar, belli belirsiz bir ekilde ine bana benzeyen kk kk klar belirir 446 BRANDO uzay boluunda. Gnbatmnn en son aydnl yok olup ortalk daha da kararnca, yldzlar daha parlak kverirler ortaya. Nihayet gn perdesi alr ve bir ufuktan brne kadar uzanan geni bir panoramik emsiye zerinde Samanyolu ile dier takmyldzlar bir ptrak gibi averirler. ikinci kasrgann ardndan o le sonras, lagnn slnda New Yorklu arkadamla birlikte belimize kadar suyun iinde oturup, gecenin geliini seyrederken, arkadam bana yldz kaymas grp grmediimi sordu. Ona grdm syleyip, gkyznde bir yeri iaret ederek genellikle de "orada" grndn belirttim. Bunu syler sylemez, tam da iaret ettiim yerde o anda bir yldzn kaydn grdk. Sanki birisi gkyznde bir kibrit akmt, ama ses yoktu, sadece bir k iz yapmt o kadar. Dediim gibi, ufack bir ey bile Teti'aroa'da ok eyler ifade eder. Hayatmda, zerimde nemli etkileri olmu birok ey vard. Felsefi adan kendimi Kzlderililere yakn hissediyordum. Onlardan ok eyler renmiimdir. Yahudiler, gzm aan insanlar oldular, bilgi ve renmeye sayg duymay onlardan rendim. Siyahlardan da ayn ekilde birok ey aldm. Fakat sanrm yaay biimi bakmndan zerimde en fazla etkisi olan insanlar Polinezyallar. Hayatn nasl yaanacan Tahiti'de rendim. Bununla birlikte, hibir zaman bir Tahitili gibi olamayacam da fark ettim. Oraya ilk gittiimde bir Polinezyal olmay hayal etmitim. Ancak zamanla onlardan genetik olarak farkl olduumu, duygusal bileimimin kendimden baka birisi olmam engellediini anlaynca, bu amacmdan vazgeip, sahip olduklar eyleri renmekle yetindim. Sanrm Yahudilerle, Siyahlarla ve Kzlderililerle birlikte olduum o zamanlarda aldm derslerin aynsn, onlarla olan beraberliim srasnda da almtm: bir kltre hayran olabilir ve sevebilir, o kltre bir ucundan da olsa tutunmay baarabilirsiniz, ama hibir zaman oraya ait olamazsnz. Sizi siz yapan eylerden asla kurtulamazsnz. Tahiti'yi Shattuck'm ktphanesindeki National Geographic

ANNEMN RETT ARKILAR 447 dergisinin sayfalan arasnda ilk kefettiimde beni en ok etkilemi olan ey, insanlarn yzlerindeki o kaygsz ifadeydi. Yzlerinden mutlu ve kanaatkar insanlar olduklarn anlamak mmknd. Aralarnda yaadktan sonra da Tahitililerin tandm en mutlu insanlar olduklarm iyice anladm. Polinezyallar ile Bat kltr arasndaki farkllklar belirtirken neleri kstas aldnz ok nemli, nk aksi takdirde epey aldatc olabilir. Biz bir Birleik Devletler vatanda olarak her eye sahip olduumuzu dnrz -burada "dnmek" sznn altn iziyorum. Arabalarmz, koca koca evlerimiz, jetlerimiz, trenlerimiz ve monoraylanmz var, iyi bir tbbi bakm olanana sahibiz; bilgisayarlarmz, iyi iletiim alarmz, saysz konforumuz ve ilerimizi kolaylatran bir sr eylerimiz mevcut. Fakat sorarm size, btn bunlarn insanlk namna bize ne gibi bir faydas var? Maddi adan bir yn eye sahibiz, ama mkemmel toplumlar insanlar mutlu olan toplumlardr ve bence mutsuz insanlar retmek konusunda yeryzndeki hibir toplum bizimkinin eline su bile dkemez. Dnyann her yresini dolatm ve AB D'deki insanlar kadar mutsuz olanlarna hibir yerde rastlamadm rahatlkla syleyebilirim. Bizde her nevi bolluk var, ama baka hibir ey yok; elimizdekilerle yetinmez, hep olsun, daha ok olsun isteriz. Kltrmzn alklad maddi baarlar uruna her eyi bir kenara itiveririz. Neeli insanlar yetitirme kapasitemizi artk yitirmiiz. Yaama nedenimiz maddi eylere ulamak olmu, hayatn tadn karmak deil. Tahiti'de kilometrekare bana den gleryzl insan says bildiim birok yerden daha fazla. Aya adam gnderiyoruz, ama bir yandan sinirli ve fkeli insanlarn says da alm ban gidiyor. Okuyuculardan bazlarnn "Amerika'ya neden amur atmaya alyorsun ki Marlon? Sana kar cmert deil miydi?" dediini duyar gibiyim. E, tabii Amerika bana kar cmert idi, ama bu bir ltuf deildi; bunu alnmn teriyle, kendimi gelitirip hayatm srdrmemi salayan bileimin hakkyla kazandm. Doru artlar altnda bu-lunmasaydm ve ansm yaver gitmeseydi bama neler gelirdi kim bilir. Belki bir dolandrc olup hapsi boylardm, belki de yksek okul mezunu aramayan bir yerde i bulacak kadar ansl olur, rnein bir montaj fabrikasna girer, evlenir, ocuk yapar ve elli 448 BRANDO be yalarna gelince de birok Amerikal gibi posas km bir ekilde kap nne braklrdm. Oysa Tahiti'de byle eyler olmaz, nk onlarnki snfsz bir toplumdur. Oraya otuz yldr frsat bulduka sk sk gitmemin ana nedeni de bu galiba. Tahiti'de her zaman kendim gibi olabiliyorum. Orada, kendini hretli veya bakalarndan stn gren insanlara yaltaklk edenlere veya bu gibi kiilerin eteklerini penlere rastlayamazsnz. Tahitililerin baka hibir toplumda rastlamadm bir zellikleri var: onlarda haset namna hibir ey bulamazsnz. Tabii onlarn iinde de kendilerine her eyi biliyormu ss verip, havalara giren gsteri dkn kiiler var, ama bylelerine imdiye kadar ok az rastladm belirtmeliyim. Tahiti halknda en ok hayran olduum ey, anlk yaamay, imdinin tadn karmay bilmeleri. hretmi, sinema yldzym, zenginmi, yoksulmu onlar iin fark etmez; glerler, dans ederler, ierler ve seviirler, nasl keyif atlacam iyi bilirler. Mutiny on the Bounty'yi ekerken, filmin ekibinde yer alan Tahitili kzlardan biri, bir gn sevgilisini zledi ve evine gitmeye karar verdi. Yapmc, "ii brakp gidemezsin; kontrat imzaladn. Gidersen seni mahkemeye veririz," dedi. Kz da "iyi, bir kpeim ve birka tane de keim var. istiyorsanz onlar size verebilirim," dedi. Bunun zerine yapmc "O zaman seni hapse attrrz," deyince kz, "Olur," dedi ve ekip gitti. Kzn olduu blm silbatan yazld. O kzn gznde Hollywood'un zerre kadar nemi yoktu. Tahiti'de yataktan kalktmzda nabz hzm bazen 48'den dk oluyor; Amerika'da ise neredeyse 60. ite, o szde medeni toplumumuzun fark da burada. Tahiti'de evsiz barksz bir insana rastlamanz mmkn deildir, nk darda kalm birini evine alacak birisi mutlaka bulunur. Dolaysyla bu evsiz barksz insanlarn eksikliini hissettikleri ey varsa, o da ocuklar; ocuklar ok

severler. Kusursuz olduklar da sylenemez; Sular, kavgalar, karklklar ve aile ii atmalar da olmuyor deil. Fakat nereden baklrsa baklsn, iten sakin, dtan da kahkahalar atan, neeli ve iyimser insanlarn, her gn olduu gibi yaayan kiilerin bulunduu bir toplumdur bu. Fakat maalesef, d gler ilkel kltr diye tanmladklar bu gibi yerleri gelitirmek ve smrmek adna ANNEMN RETT ARKILAR 449 giriimlerde bulunduka, oradaki hayat da deimeye balad. Po-linezyann genel nfusu sadece 200.000 dolaylarnda ve bu insanlar, onlar basit ve ilkel insanlar olarak gren ynetici ve hkmedi-ci tavrlaryla din misyonerlerinin ve kolay para kazanma heveslilerinin srekli tecavzne maruz kalmaktalar. Ne ilkel, ne de basit insanlardr, tersine onlar hayat dolu dolu yaamasn bilen, karmak insanlardr. Bu dnceyi paylamayan insanlarn kart fikri savunmalarnn nedeni, konuya rk bir kendini beenmilikle yaklamalar ve teknolojik gelimilikle medeniyeti bir tutmalardr. Batllar, o olaanst Polinezyal denizcilerin bir zamanlar pusula, radar veya deniz uydular olmadan, sadece krlemesine bir tahminle ve rzgr bilgisiyle derme atma gemileriyle yelken almam sularda binlerce millik yollar katettiklerinden ok az bahsederler. Mikronezyallarla birlikte Pasife dalan Polinezya-llarn torunlar gnmzde, hayatn tadn karmasn, tandm birok halktan daha iyi biliyorlar. Tahitili kadnlar tandm kadnlar iinde en gl olanlar. Bir kere ok serbestler ve cinsel konularda olsun, baka konularda olsun hibir yasak tanmazlar. k olduklar adamla beraber olduktan ve ocuk dourduktan sonra genellikle hayatlarn ayn erkekle srdrrler; bazen iki veya kadn ayn erkekle beraber olur. Dier kadnlar gibi onlar da erkeklerini kskanr, birbirleriyle kavga eder ve didiirler. Bir Tahitili kadn bir erkekle takrsa onunla ilgili her eyi herkese anlatabilir. Hibir sr gizli kalmaz. Her eyden te, Tahitililer partilere baylrlar. Orada bulunduum bir zamanda Charles de Gaulle Tahiti'yi ziyarete gelecekti. Ziyaret haberi kulaktan kulaa, kyden kye dolat. Birou bu haberi kaytszlkla karlamt, ta ki birileri geldii gn parti verilecei sylentisini yayana kadar. Sonra, sra sra otobsn iinde davuluyla, cmbyle bir sr insan birdenbire ortalkta bitiverdi. Amalar de Gaulle'n geliini falan kutlamak deildi, felekten bir gece almakt; ona zerre kadar nem vermiyorlard, kim olduunu bile bilmiyorlard. Fakat onu getiren tekne limana doru yaklarken, binlercesi boyunlarna kadar suyun iine girmiti ve ellerinde yiyecekler, boyunlarnda iekler ve gzlerinde yalar olduu halde ark sylemeye balad. Yreimin Tahitili ruhuyla yanp tutumaya balamas o gne rastlar. B 29 450 BRANDO Ada'mla ilgili hl baz hayallerim var. En byk isteklerimden biri de onu Polinezya'nn eski haline dntrmek. D etkilerin yaylmac tavrn gz nnde bulundurduunuzda, Polinezyalla-rn kendi kltrlerinden dn vermeyen bir millet olduklarn daha iyi anlarsnz. Pe pee birok yabanc kltrn istilasna uram: ispanyol, ngiliz ve Fransz; misyonerler, balina avclar, turistler, madrabazlar, ktlar; ve imdi ise, insanlar etkileme asndan dierlerinin iinde belki de en sinsi olan televizyon. Yabanc kltrn zerlerindeki basks son derece gl. Polinezya-llar, teknolojik bir ada yayor olmann gereklerinin ve yapacaklar bir hatann dnsz olduunun farkna varmallar. Artk televizyon, uydu kanallar, insafsz emlak avclar ve Tahitilileri son kurularna kadar smrmek isteyen ehirli bozuntusu bir sr insan var. Bana kalsa, Teti'aroa, Tahitililere kim olduklarn ve yzyllar nce nasl bir topluluk olduklarn hatrlatacak bir yer olma zelliini sonsuza kadar srdrr - yine de beni artan bir ey var ki o da, misyonerlerin ve kolay para peindeki dalaverecilerin varlna ramen, dardan gelebilecek tm istismar edici tavrlara kendilerini kapatm bir ekilde hayatlarn srdrp, remeye ve bir eylerden keyif almaya her zamanki gibi devam etmeleri. Adann, zerinde yaayan insanlara daha fazla yiyecek salayacak, teknolojik sistemlerle donatlm bir deniz park haline gelmesini ok arzu ediyorum. Nfusu hzla

artt iin, ada sakinleri topraklarnn ve lagnlerinin rnn artracak yollar bulmak durumuyla kar karyalar. Bu arzumu gerekletirebilirsem, bugne kadar oynadm hibir rolden almadm kadar byk bir keyif alacam. 60 HAYATIMLA iLGiLi bir konunun sonu blmn yazmam mmkn deil, nk bu halihazrda sren ve gelien bir sre. Bundan sonra neler olacan bilmiyorum. Gemiteki halimden imdiki halime nasl geldiimi dnnce armadan edemiyorum. Baarl olmak iin altm hi hatrlamyorum. Btn bunlar bir ekilde kendiliinden oluverdi. Sadece geimimi salamak iin uramtm, o kadar. Eskiden yapm olduum eylere imdi, yumurtasndan yeni km bir yavru kuun etrafna bak gibi hayretle bakyorum. Elli yl kadar nce New York'taki evimde verdiim bir parti srasnda, srf muziplik olsun diye on birinci katn penceresinden kp, parmaklklara aslmtm. imdi ise kendimi byle bir ey yaparken hayal bile edemiyorum. O zamanki halimle imdiki halimi kafamda badatrmakta baya zorlanyorum. Hayat hikyem sanrm daha ok sevgi aratrmas niteliinde, ama ondan da te, byle bir eye kalkrken, hayatmn ilk devrelerinde ektiim aclarn yarasn saracak, kendime ve insanla kar olan ykmllklerimi, tabii eer byle ey varsa, ortaya kartacak bir yol bulmaya altm. Ben kimdim? Hayatmla ne alp veremediim vard? Bu sorularn cevabn bulduysam da, benim iin urasna burasna nee ve glckler serpitirilmi sancl bir yolculuk oldu bu. Shattuck'tan yolladm mektuplarn birinde annemlere yle yazmtm: "Sophokles'in 'Antigone' adl oyununun bir blmnde yle bir sz geer: 'Gelecek gelecekse gelsin: derdin bugnle olsun, gerisini brak, gerisi dnsn... bizi bugn yapacaklarmz ilgilendirir: bizi gelecekte bekleyen eyler, beklemeleri gereken yerdeler.' Bizden- iki bin yl nce yazlm olan bu satrlar o gnlerde olduu gibi bugn de geerliliini srdryor, insan rknn, ortaya kndan bu zamana kadar geen on be bin yllk bir sre iinde hi deimediini grmek akl almaz bir ey.'" 452 BRANDO Henz on beimdeyken, insann yaadklarndan ok az ders aldn, yanllar ve yaplan hakszlklar sorumlu olmad bir gelecee havale etmeye eilimli olduunun farkndaydm. Hayatmn ondan sonraki elli be yllk dnemini ite bunun tam tersini yapmaya almakla geirdim. Annemin ilgisini ekememi olmamn bende yaratm olduu hayal krklnn boluunu sanrm Kzlderililere, Siyahlara ve Yahudilere yardm ederek doldurmaya almtm. Sevginin, iyi niyetin ve olumlu hareketlerin hakszlklarn, nyarglarn, saldrganlklarn ve soykrmn stesinden gelebileceini dnmtm, insanlara gerekleri - rnein, Hindistan'da ektiim ve oradaki al konu alan filmi gsterirsem, bunlardan etkilenip oradakilerin aclarn hafifletmede bana yardmc olurlar yanlgsna dmtm. Merhametin ve sevginin sorunlar zeceine olan kesin bir inantan yola karak, daha iyi bir dnya yaratlmasna katkda bulunmam gerektii konusunda kendimi sorumlu hissediyordum. Birtakm kiisel giriimlerle elde edilen deiikliklerin kalc bir etkisi olacan artk dnmyorum. Yakn zamanlarda doruluundan artk iyice emin olduum bir ey var: bakalar adna ac ekmek onlara hibir yarar salamyor. Etrafma yardmc olmak iin hl elimden geleni yapyorum, ama bunun iin ayrca ac ekmemin gereksiz olduunu artk biliyorum. Eskiden bahtsz insanlann duygularn paylardm. Geri imdi de paylayorum, ama artk bunu daha farkl bir tarzda yapyorum. Medi-tasyon yaparak ve kendi kendimi gzleyerek insan olmann ne demek olduunu kefetmeye baladm, hissettiim eylerin herkesin hissettii eylerle ayn olduunu sezinleyebiliyorum. Sevmek de, nefret etmek de hepimizin iinde varolan duygular. insanlarn inandklar biimde inanp da neden baka biimde inanmadklar sorusu hayatm boyunca aklm srekli megul etmitir. Baz eyleri neden yaptnz veya davranlarmzn, genetik kodlarmzn ya da evremizin yahut da her iki etkileyici faktrn ne mene bir rn olduunu iimizden birinin kp da tam bir kesinlikle cevaplamas olanaksz. Hayatta olmamn sebebi hikmetini bugne kadar anlayamadm ve bildiim eylere dayanarak byle bir

anlaya hibir zaman sahip olamayacam da rahatlkla syleyebilirim. Gzlerimiz, yanl alglamalarn pusuyla perdelidir. Dnyay kurtarmak gibi bir ykmllmn olduunu artk ANNEMN RETT ARKILAR 453 dnmyorum. Byle bir eyin mmkn olamayacan rendim. Eskiden bunun farknda deildim, ama galiba tavrm Hindistan'daki ktlkla ilgili ektiim o filmden sonra deimeye balad. Yurda dnerken, Hintli sinema yjnetmeni Satyajit Ray'i ziyaret etmek iin Kalkta'ya uramtm. Birlikte le yemei yediimiz lokantadan ktktan sonra partal giysili, kr, sakat, arpk, hastalkl bir grup ocuk bahi isteiyle yolumuzu kesti. Bu hastalkl ocuklarn arasndan geerken Satyajit'in onlara kar ilgisiz, hatta umursamaz davrandn fark etmitim. Kaytszca onlan nazik bir ekilde elinin tersiyle itti; byle yaparken baak tarlasnda nne kan baaklan eliyle kenara ekerek kendisine yol aar gibiydi. Byle bir eyi nasl olup da yapabildiini sorduumda bana, "Hindistan'da yaayan biri byle eylerle hayat boyunca her gn karlar. Bu ocuklara yardm olsun diye sahip olduum her eyi verecek olsam, bir milyar rupi bile kii bana bir rupi edecei iin, devede kulak kalacak ve ertesi gn tekrar karma kacaklardr. Bu sorunu zmek benim harcm deil; baz sorunlar zmszdr," dedi. Hayatm boyunca yardmsever biri oldum, fakat sonunda Satyajit'in Kalktah ocuklar hakknda syledii szlerin doru olduunu rendim: baz sorunlar konusunda elimden hibir ey gelemeyeceini anladm. insan davranlarnn tabiatyla ilgili baz grlerim de deiiklie urad. Genliimde, Yahudi-Hristiyan geleneinin iyi-kt anlayn ve bunun sonucu olarak yaptklar seimlerden dolay, insanlann her birinin kendi davranlarndan sorumlu olduu inancn benimsemitim. Artk buna inanmyorum. Eflatun, Sok-rat, Kant ve Spinoza gibi filozoflar zgr iradenin ve iyi ile ktnn tabiat zerinde binlerce yl tartmlar. Epikr, Tanrya kaytsz olduu iin kty grmezden gelir veya kty engellemekten acizdir, bu yzden de her eye kadir deildir der. Saint Augustus ise Hristiyanln, iyiliksever addedilen bir Tanr'nn ktnn varlna nasl izin verdiiyle ilgili paradoksunu zmeye alrken, ktnn Tanr'nn bir eseri -olmadn, iyinin yokluundan kaynaklandn, ilk olarak gze kt grnen bir eyin deien zamanla birlikte iyi nitelemesini kazanabileceini syleyerek, bu paradoksun varln gerekelendirir. Yahudi katliam ile Kzlderililere yaplan zulmler ve benzeri olaylara byle bir ak454 BRANDO lama getirilir. Ancak, "kt" diye adlandrdmz davranlar bence genetik. Bugne kadar hibir sistem - dini, toplumsal, fel-sefk, etik, politik veya ekonomik - grmedim ki, inanlar, menfaatleri, nefretleri veya cokulan uruna insanlar, yaadklar topluluklardan farkl topluluklar yok etmeye ynelik hareketler gerekletirmek zere bir araya getiren fesadn ve tarafln nne gesin. Bir dogmann savunusu ve din adna ldrlen insanlarn says, baka nedenlerle ldrlen insanlarn saysndan kat kat fazla. Davranlarn genetik kodlarla belirlenip, evresel zelliklerle olan etkileimlerine gre farkllklar gsterdii varsaym, sanrm insan davranlaryla ilgil son sz syleyecektir. Genetik gdlerimizin, alt edemeyeceimiz kadar gl olduklarna inanyorum. Beyinsel faaliyetlerimiz ne kadar gelimi olursa olsun, aklmz dorudan doruya duygularmzn hizmetinde, yle ki, incil ve Talmud'daki iyi ve kt efsanelerine hl smsk sarlyoruz. Ne para, ne dini coku, ne siyasi devrim, hatta ne de bilgi insan neslinin- temel tabiatn alt etmeyi baaramaz. Hibir ey insanlar iyi yapmaya yeterli olmamtr. Bunun iin milyonlarca dolar har-cayabilirdim, ama imdi byle bir amacn, insanlara hibir yararnn dokunmayacann farkndaym. Elli yldan fazla bir sre Souk Sava, hayatlarmzn zerine kara bir bulut gibi kmt ve komnizm beterler beteri bir tehdit olarak deerlendirilmekteydi. imdi ise Souk Sava sona erdi ve dnya parampara olmann eiinde; etnik savalar, yoksulluun, cinayetin, iddetin ve adaletsizliin gnlk bir olaanlkla karland ABD'nin sokaklar dahil,

dnyann drt bir yannda patlak vermeye balad. Komnizmle megul olan zihinlerimiz, o ve ve bitiremediimiz politik ve ekonomik sistemlerimizin iindeki rmln gz ard edilmesine neden olmutur. Btn bir tarih boyunca insanolu "ilerleme" saladka, teknolojik gelimenin, atmalara ve yanl anlamalara neden olan insanlar arasndaki snrlar ortadan kaldracak ekilde daha iyi bir iletiim zemini hazrlayacana dair yanl bir kan var ortada. Bugn uydu kanallarnn, CNN'in global haberciliinin, interaktif televizyonlarn, annda haberleme olanaklarmzn, en karmak ekipmanlarmzn ve Rand Corporation'n tartma programlarnn varlna ramen, durumumuz her zamankinden daha kt. ANNEMN RETT ARKILAR 455 insanln evrimiyle ilgili iimde hl bir iyimserlik varsa bu, Hannah Arendt'in ktnn bayalatrlmas diye tabir ettii eyi gidermenin en iyi yolunun, korkun tehlikelerine ramen, genetik deiim olduuna inancmdan kaynaklanr. Neandertal insanndan beri, insanln bulular iinde - atein, silahn veya tekerlein bulunuu - hibirinin, Francis Crick ile James Watson'm DNA'nn yapsyla ilgili bulular kadar nemli olduunu sanmyorum. Bu buluun toplumlar, dinler ve kendimizle ilgili anlaylar zerinde derin etkileri olacaktr. Birka yl iinde bilimadamlar Watson ve Crick'in bulularnn nda insan geninin btn bir haritasn kartm olacaklar ve bununla birlikte insan tabiatn deitirecek yeni bir imkn domu olacak. Bilimadamlar kzgnlk ve sinirlilik, ldrme istei ve savalarn nedeni olan dmanlk duygularn yaratan sinirsel bozukluklarn nedenlerini aa kartmaya baladlar bile. Saldrganlk ve iddet ieren hareketlere neden olan baz genetik kusurlar daha imdiden ortaya karm durumdalar; genlerin davranlarmz nasl etkilediini daha iyi anlamamz salamakla beraber, o davran biimini nasl deitireceimiz konusunda da yeni ufuklar aacak olan biyogenetik ve nrogenetik alanlarnda olaanst ilerlemeler kaydediyorlar. Davran genetii biliminde muazzam deiimlerin doruk noktasndayz. Bir empanzeye, genlerinde deiiklikler yaplp konuma yetenei kazandrlaca zaman pek de uzamzda deil, insan davranlaryla ilgili genetik mhendislii de buna benzer bir yolda ilerleyecektir, insan rknda sapkn davranlara veya kendi kendini ypratmaya ynelik bir genetik bozukluk olduunda, kolayca giderilecektir. Anlayamadm, hayal mi diyorsunuz? Bence bu kanlmaz - ve eer insanolunu kendi trnden varlklar ldrmekten alkoya-caksa, ayn zamanda da gerekli bir ey. Bilimadamlar insanlar ina etme gcne eritikten sonra, kiliselerden de sesler ykselmeye balayacaktr tabii, insann tasarmnn sadece ve sadece Tanr'ya ait olduu sylenecektir. Davran genetii biliminin ileyiini geici de olsa durduracak tepkiler olabilecektir, ama bir eyin olaca varsa zaten er ya da ge olur. Dnya, eskilerin deiip, yerine yenilerinin gelmesini salayan devrimci olaylarn rnekleriyle doludur ve yeni keifler hibir ekilde durdurulamazlar. Yirmi birinci yzylda biyolojik bilimler alannda ger456 BRANDO ekleecek devrim, yirminci yzylda fizik alannda gerekleen devrimden daha byk olacak. Kendime ve baka insanlara zarar veren eyleri yapmaktan kendimi alkoymak ve toplum iinde sapkn davranlara neden olan duygusal atmalarm zmek iin yetmi yl harcamam gerekti. O zamanlar mmkn olsayd da, bana genetik operasyon yaplm olsayd, hayatmn ounu duygusal atmalar iinde geirmeme neden olan duygusal bozukluklarmla bu kadar urama zahmetine katlanmama da gerek olmazd belki de. Gelecekte uzmanlar, ocukluumda ektiim acya neden olan sorunu bulup, bu konuda bir eyler yapacak konuma gelecekler. Farkl bir sevgi grp, farkl bir ekilde baklsaydm, bugnknden farkl bir insan olurdum. Hayatmn byk bir ksmn reddedilme korkusuyla yaayp, bana sevgi gsteren insanlar, onlara gvenemediim iin reddetmekle geirdim. Basnda halamda yalan yanl haberler ktnda, bunlara kaytszmm gibi bir tavr gelitirmitim, oysa gerekte iim kan alyordu. imdi artk hakkmda kimin ne dnd gerekten umurumda deil. Sevdiim ve her eyin stnde

tuttuum kiiler dnda dier insanlarn dncelerine kar art niyetsiz bir kaytszlk gelitirdim. Clifford Odets bir seferinde bana, "Beethoven'in sylemek istediini krkma gelene kadar hi 'duymamtm'," demiti. nsan yeterince yalanmakla, srf bu yzden, ok eyler renebiliyor. Baz alardan hi deimediimi syleyebilirim ama, her zaman duyarl, kendime ve baka insanlara kar her zaman ilgiliydim, insanlara ilikin sezgilerim her zaman glyd, iyi kitaplar ve her trl espriyi her zaman sevdim; esprilere kar duyduum bu ilgi bana, ikisi de en akrak olan annem ve babamdan geti sanrm. Fakat dier alardan bakldnda, ocukluumdakinden ok daha farkl bir insanm imdi. Hayatmn byk bir ksmnda, yle olmadm halde gl grnmek durumunda kaldm ve en fazla istediim ey, ipleri elimde tutmakt. Bir yanlm bulduklarnda veya kendimi kltlm hissettiimde, almak isterdim. Artk istemiyorum. Otoriteyi ve bayalk derecesindeki kon-formizmi hl eskisi gibi hor gryorum, ancak artk bu tr eylere sert ve ani tepkiler vermiyorum. Yirmili yalarmda hep en iyi ben olaym isterdim, ama imdi buna zerre kadar nem vermiyoANNEMN RETT ARKILAR 457 rum. Kendimi bakalaryla kyaslamay braktm artk. Birinin benden daha yetenekli olmasna veya hakkmda dedikodu karlmasna hi aldr etmiyorum; onlarn benden pek farkl olmayan, dnyada tpk benim gibi kirac olan ve yaptklar eylerin irkinliine gzlerini kapam insanlar olduklarn anlayabiliyorum. Btn bunlar, doru bildikleri iin yaptklarnn farkndaym. Bu arada, bu kitapta hayatm anlatrken baz insanlar hakir grdm iin sulu olduumu da itiraf etmeliyim. Annemle babamn o zamanlar lmelerinin bir anlamda talihli bir taran var bana gre; nk, aksi takdirde, kendime doru drst bir yol izene kadar byk bir ihtimalle hayatlarnn geri kalan ksmn karartabilirdim. imdi hi olmadm kadar mutluyum. Birbirimize yardm ederek ben ve ablalarm beraberce frtnay atlattk, ikisi de byyp akl banda, koca kadn oldular, alkolizmi yenip, kendilerine yeni bir hayat kurmay baardlar. Pran-nie bu yl ld, hayatmda yeri asla doldurulamayacak byk bir boluk brakarak gp gitti aramzdan. Fakat lmeden nce o da mutlulukla tanti; ellisine doru koleje geri dnd ve ok baarl bir retmen oldu. Tiddy ise nce oyunculuu, ardndan i hayatn denedikten sonra harika bir terapist oldu ve o olaanst anlay yeteneini bakalarna yardm etmede kulland. Bykannem, hayatn, "trman uzun ve meakkatli olan bir Ahmaklar Tepesi" olduunu sylerdi, oysa Tiddy, Frannie ve ben o tepenin doruunun da doruuna ktk. Uzun sreden beridir dolduka dolan bir eylerin boalmas diye niteleyebileceim bu kitaba, benim zgrlk ilanm da diyebiliriz. Nihayet kendimi zgr hissediyorum ve insanlarn hakkmda neler dndklerine zerre kadar deer vermiyorum. Yetmiimde, ncekinden de fazla eleniyorum. Ufack bir ey bile beni elendirmeye yetiyor - bir eyler ina etmek veya kefetmek, ocuklarmla beraber olmak veya kpeim Tim'le oynamak, arkadalarmla laklak etmek veya banyoma doru yollanan bir karncay seyretmek. Dr. Harrington'a, kiisel abalarma ve sadece gemekle bana yardmc olmu olan zamana, hi yaamadm bir ocukluu bana sonunda yaattklar iin sonsuz minnet duyuyorum. Yaknlarda Kevin Costner'n Dances with Wolves'mi (Kurtlarla Dans) seyrettim ve filmin ortalarnda dayanamayp aladm. nce 458 bunun nedenini anlayamamtm. Sonra gen Kzlderili olann perdede yansyan grnts; nedenini anlamam salad: bu sanki bir tr yuvaya dnt, nk o srada bir iki yl ncesinde temiz, saf ve iten bir yanm olduunu ve bu yanmn ocukluumdan beri gizli kaldn kefettiimi yeniden hatrladm. Bir ekilde btnletiimi ve zgrlm hissettim. Sonra bir de babam affetmem gerektiini, aksi takdirde hayatmn geri kalan ksmn nefret ve kederin penesinde geirmek durumuyla kar karya kalabileceimi fark ettim. Bize yaptklarn affetmeseydim, yaptm eylerden

dolay kendimi de affetmeyecek, bu yzden sululuk ve sorumluluk duygularyla iim iimi yiyecekti. Artk hem onu, hem de kendimi affetmi bulunuyorum; her ne kadar insann birini kafasnda affetmesinin, yrekten affettii anlamna gelmediini bilsem de. Bu hikyede son yok. Sonunu bilseydim seve seve anlatrdm. Hayatmn sonu da, Otuz ikinci Sokan sonundaki karaaacn altna oturup, o byl tohumlar yakalamak umuduyla ellerimi uzattm zamanlarn ncesi gibi bir bilmece benim iin. Bu yzden hayatmn bundan sonraki seyrini, beni artmaya devam eden bir dnyada sren bir bilmece olarak gryorum. Hayat bile anlalmazln hl srdryorken, benim "zamann dndaki bilinmezler lkesi"nin neresinde olacam konusunda kafa patlatmaya hi gerek yok. Ancak yine de diyebilirim ki, son nefesimi verirken kendimi tekrar Otuz ikinci Sokakta bulacamdan eminim. Kendimi, Gney Denizleri'ndeki adamda, geceleyin efil efil rzgrda, bam geriye yaslam ve azm ak bir ekilde, krpan noktackl klarn altnda ne zaman gelecei belli olmayan o sessiz k yolunun g yrtp beni tekrar artaca an beklerken hayal ettike zihnim yatr ve durulur. Artk kkken yaptm gibi elimi uzatmyorum, ama byl anlar eskisi kadar hi bkmadan, usanmadan bekliyorum. BAZI FOTORAFLARIN KULLANIMI N ALINAN ZNLER Mutiny on the bounty: 1962 Turner Entertainment Co. Btn haklar sakldr. The Godfather, copyright Paramount Pictures. Btn haklar sakldr. Columbia Pictures: The Wild One: copyright 1953, 1981 Stanley Kramer Productions. Btn haklan sakldr. On the Waterfront: copyright 1954, 1982 Columbia Pictures Corporation. Btn haklar sakldr. The Chase: copyright 1966 Lone Star Pictures Corporation. Btn haklan sakldr. BU KTABIN YARDIMCI YAZARI ROBERT LINDSEY The New York Timefm West Co-ast'taki eski muhabirlerindendir. The Falcon and the Seaman ve A Gathering of Saints adl kitaplarn da yazardr. Bunun dnda, yaymlanm baka kitaplar da vardr. Ronald Reagan'n otobiyografisi An American Life'm yazlmasnda da katklar olmutur. ISBN 975-14-0491-6 9"789751"404916' 250000Z: Robert Lindsey Annemin rettii arklar www.kitapsevenler.com Merhabalar Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden Grme zrller in Hazrlanmtr Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz Bilgi Paylatka oalr Yaar Mutlu Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde

satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna geilmitir. T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin Tarayan Yaar Mutlu web sitesi www.yasarmutlu.com www.kitapsevenler.com e-posta yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com Robert Lindsey Annemin rettii arklar

You might also like