You are on page 1of 98

Raymond Chandller - Byk Uyku UYARI: www.kitapsevenler.com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar...

Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 sayl kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran ve benzeri yardmc aralara, uyumlu olacak ekilde, "TXT", "DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grme engelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "engelli-engelsiz elele" dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibir ekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tm yasal sorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amac grme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum. Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar Mutlu LGL KANUN: 5846 sayl kanun'un "Altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur."

Bu e-kitap grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu kitaplar, size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek, ltfen bu aklamalar silmeyiniz.

Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. www.kitapsevenler.com Tarayann notu: Bu ekitap "Grme Engelli" dostlar iin taranm ve ilk defa www.kitapsevenler.com da yaynlanmtr. Sayn Yaar Mutlu'nun tm engellere ramen bu konudaki kmsenmeyecek baars ve zverisini grnce hi dnmeden ktphanemdeki kitaplar tarayp paylamaya karar verdim. Umarm kendilerine ve tm kitapsever dostlara birazck da olsa yardmc olabiliyorumdur. Daha ok aktif katlmn bu e-kitap arivini zenginletireceine inanyorum. nerd Raymond Chandller - Byk Uyku Raymond Chandler BYK UYKU Raymond Thornton Chandler, 1888'de Chicago'da dnyaya geldi. Yedi yandayken annesiyle babasnn ayrlmalar zerine, annesiyle ngiltere'ye gitti. Londra'da Dulwich College'da, Kta Avrupas'nda eitli okullarda renim grd. Mezun olduktan sonra bir sre devlet hizmetinde altysa da 1908 ylndan itibaren "serbest" yazar, gazeteci ve evirmen olarak hayaln kazanmaya balad. Para sknts onu tekrar Amerika'ya yneltti, Kanada ordusunda gnll olarak I. Dnya Sava'na katld, dnnde petrol endstrisinde yksek dzey yneticilik dahil birok iler denedi. 1932'de ekonomik kriz srasnda isiz kalnca polisiye yk denemelerine giriti ve Black Mask dergisinde ilk polisiye yks Blackmailers Don't Shoot (antajclar Ate Etmez) yaymland. 1939'da ilk roman The Big Sleep (Byk Uyku), 1940'ta Farewell, My Lovely (Elveda, Gzelim), 1942'de The High Window (Yksek Pencere) yaymland. 1943'te Hollywood'a gitti, orada senarist olarak almaya balad. 1943-50 aras Billy Wilder'n Double Indemnity (ifte Tazminat), Alfred Hitchcock'un Strangers on a Train (Trendeki Yabanclar) filmleriyle The Blue Dahlia (Mavi Yldz iei) filminin senaryolarn yazd. Bu arada. The Lady in the Lake (Gldeki Kadn - 1944) ve The Little Sister (Kk Kzkarde - 1949) piyasaya kt ve Byk Uyku, Howard Hawks tarafndan Humphrey Bogart ve Lauren Bacall ile filme ekildi. Chandler, La Jolla, Kaliforniya'ya yerleti. 1954'te, biroklarnca en nemli roman saylan The Long Goodbye'n (Uzun Veda) yaymland sralarda, hayatnn sonuna dek srecek alkol sorunlar bagsterdi. Karsnn lmn yazarn intihar giriimi, bunlar da uzun ve acl tedavi dnemleri izledi. 1958'de son roman Playback yaymland. Bir yl sonra, 1959'da, ardnda The Poodle Springs Story (Poodle Springs Maceras) adl bitmemi bir roman brakarak La Jolla'daki evinde ld. Ayn yl, Mystery Writers of America (Amerikan Polisiye Yazarlar) derneinin bakanlna seilmiti. Metis Yaynlar Bamusahip Sok. 3/2, Caalolu / stanbul Metis Edebiyat Dizisi - 23 Byk Uyku, Raymond Chandler zgn Ad: The Big Sleep Penguin Books, 1974 Birinci Basm: Temmuz 1991 Bu evirinin btn yaym haklar

Metis Yaynlar'na aittir. Yayn Ynetmeni: Mge Grsoy Kapak Tasarm: Semih Skmen ISBN 975-7650-64-1

Dizgi: Serhat Bal, Metis Yaynclk Ltd. Bask: Yaylack Matbaas, Cilt: rnek Mcellithanesi Raymond Chandler BYK UYKU ngilizce'den eviren: FATH ZGVEN

METIS YAYINLARI 1. Ekim aynn ortalarnda bir sabah saat on bir sular, gkyznde gne parlamyor, yamalarn berrakl biraz sonra boanacak sk bir yamurun habercisi. Havai mavi takm elbisemin iine koyu mavi gmleimi giymi, ayn renk kravatmla mendilimi kuanmm, ayaklarmda siyah ayakkablarmla zerleri koyu mavi alar saat desenli kara yn oraplarm var. Derli toplu, temiz, tral ve aym, hani kimseye aldr ettiimden de deil. Aynen iyi giyimli bir zel dedektifin olmas gerektii gibiyim. Drt milyon dolarla randevum var. Sternwood'larn evinin hol iki katlyd. Bir fil srs sacak genilikteki giri kapsnn tepesinde, aaca balanm, zerinde giysi adna ok uzun ve kullanl salarndan baka hibir ey bulunmayan bir hanm kurtarmakla megul kara zrhl valyeyi gsteren, renkli camdan geni bir pano,vard. valye, ayp olmasn diye miferinin siperliini kaldrm, hanm aaca balayan ipin dmleriyle urayor ama sonu alamyordu. Durdum ve eer bu evde otursam, er ge oraya trmanp valyeye yardm ederdim diye dndm. Gerekten aba gsterdii sylenemezdi. Holn en dibinde, baheye alan kaplarn gerisinde geni, zmrt yeili bir ayr beyaza boyal bir garaja doru uzanyor, garajn nnde ise ince uzun, koyu renk tenli gen bir ofr ayanda parlak kara genleriyle alr kapanr, kahverengi bir Packard'n tozunu alyordu. Garajn ardnda kani kpekleri gibi zene bezene tra edilerek budanm birka ss aac vard. Bunlarn gerisinde kubbeli byk bir limonluk. Sonra gene aalar ve hepsinin ardnda da yamalarn kunt, tarazl, gz okayan izgisi. Holn douya bakan yannda, akta, bir dner merdiven karo deli basamaklarla, trabzanlar dvme demirden bir galeriye ve renkli camdan bir dier gnl macerasna doru trmanyordu. Oday epeevre saran duvarn bo kalan blmlerine oturacak yerleri yuvarlak, sert, krmz pelten byk koltuklar yerletirilmiti. zerlerinde imdiye kadar hi kimse oturmam gibi duruyorlard. Batya bakan duvarda, nnde birbirine raptedilmi drt pirin levhadan oluan perdesiyle yanmayan bir mine vard, minenin zerinde ise kelerinde melekler olan mermerden bir raf. Rafn zerine byk bir yalboya portre, portrenin zerineyse aprazlama konulup camlanm, ya kurun delikli ya

da gve yenikli iki svari alay flamas aslmt. Portre, Meksika Savalarnda arpm, batan aa niformal kasnt bir subayn resmiydi. Subayn gcr gcr siyah, imparator byn andran byklan, kor gibi yanan kmr karas gzleri ve genel olarak iyi geinilmesi tavsiye olunur bir hali vard. Bu General Sternwood'un bykbabas herhalde, diye dndm. Geri, generalin yirmi yalarnn btn tehlikelerini arzeden iki kz babas olacak kadar ya aldn duymutum, ama gene de portre generalin kendisi olamazd. Kor gibi yanan kara gzlere dalm gitmitim ki merdivenin gerisinde bir yerde bir kap ald. Uak deildi gelen. Bir kzd. Yirmi yanda filand, ufak tefek ve narindi ama tkrldm bir hali yoktu. Ak mavi pantolon zerinde iyi duruyordu. Szlr gibi yryordu. Sa son zamanlarn modas uyarnca, aada ie doru kvrlm alagarson kesimi deil, ok daha ksa, saman sars, ipeksi bir dalgadan ibaretti. Gzleri buz grisiydi, bana bakarken tmyle ifadesizdiler sanki. Yaklat, btn azyla glmsedi; portakal ekirdekleri kadar taze, porselen kadar beyaz, kk, sivri, yrtc hayvan dileri vard. nce ve ok gergin dudaklarnn arasndan ldyorlard. Yznde renk yoktu, salksz grnlyd. "Amma da uzun boylusun!" dedi. "Kabahat bende deil," dedim. Gzleri iri iri ald. armt. Dnyordu. Bunca ksa bir tanma bile dnmeyle pek aras olmadn anlamama yetmiti. "Yakklsn da," dedi. "Farkndasndr da yzde yz." Bir eyler homurdandm. "Adn ne?" "Reilly," dedim. "Doghouse Reilly." "Garip bir ad." Dudan srd, ban yana yatrp gzleriyle okad beni. Derken kirpiklerini yanaklarn kucaklayasya indirdi, tiyatro perdesi gibi yeniden kaldrd. Bu numaray ezberleyecektim ileride. O bunu yapnca drt ayam havada srt st yere yuvarlanmam gerekiyordu anlalan. "Boksr msn?" dedi, yere filan yuvarlanmadm grnce. "Tam saylmaz. zel dedektifim." "A-a!" Sinirlenmiti, ban geriye atnca sann gzalc rengi byk antrenin olduka lgn nda akt snd. "Matrak geiyorsun benimle." "Hh-h." "Ne dedin?" "Devam, sen konu," dedim, "dediimi duydun." "Bir ey demedin ki. Anlalan iin gcn dalga gemek." Baparman kaldrp srd. Garip biimli bir baparmakt bu, fazladan bir parmak gibi ince ve dard, ilk eklem yeri dzd. Parman srd, bebek emzii gibi aznda evirerek yavaa emmeye balad. "Mthi uzun boylusun," dedi. Sonra nedenini kendi bildii bir neeyle kkrdad. Derken ayaklarn yerden kaldrmadan ar ama kvrak bir hareketle dnd. Elleri gevedi, iki yanna dt. Parmaklarnn ucunda ykselerek bana doru kaykld. Birden kendini kollanma brakverdi. Ya tutacaktm ya da yere dp kafasn krmasna gz yumacaktm. Koltukaltlarndan yakaladm, vcudu annda kollarmda gevedi. Dorulup ayaa kaldrmak iin skca tutmam gerekti. Ba gsmn hizasna gelince srtnd, bana bakp kkrdad. "irinsin," dedi kkrdayarak. "Ben de irinim." . Bir ey demedim. Uak da baheye alan kaplardan ieriye girip beni kollarmda onunla grmek iin tam o an seti. Umursamad ama. Uzun boylu, sska, gm rengi sal, altmnda ya da altmn biraz gekin bir adamd. Grp grebileceiniz en uzak bakl mavi gzlere sahipti. Teni dzgn ve parlakt, yrrken elikten kaslara sahipmi izlenimi veriyordu. Yumuak admlarla oday boylu boyunca geip yanmza geldi, kz srayp kollarmdan kurtuldu. imek hzyla merdivenlere kotu, ceylan gibi frlad kt basamaklardan. Daha aldm derin soluu salvermeden gzden kaybolmutu. Uak donuk bir sesle, "General sizi kabul edecek, Bay Marlowe," dedi. enemi gsmden toparlayp anca yerine yerletirmitim, bam salladm. "Kimdi bu?" "Bayan Carmen Sternwood, beyefendi."

"Memeden kesseniz artk. Ya gelmie benzer!" Uak bana en ciddi ve kibar suratyla bakarak dediklerini tekrarlad. 2. Baheye alan kaplardan ktk ve ayrn garajn uzana den taralndan dolanan dz, krmz ta deli patikadan yrdk. ocuk grnl ofr imdi kara renkli, kromaj akaml byk bir arabay karm tozunu alyordu. Patika bizi limonluun yanna kard, uak limonluun kapsn at, kenara ekilip bekledi. Kap, orta hararette frn scaklnda bir n odaya ald. Uak arkamdan ieri girdi, bir i kapy at, buradan da ieri girdik. Buras gerekten scakt ite. Hava ar, nemli, buharl ve iek am tropikal orkidelerin yap yap kokusuyla doluydu. Cam duvarlarla tavan iyice buulanmt, bitkilerin yapraklar zerine iri su damlalar dyordu. Odada akvaryum havuzundan szlm gibi, gerekd yeilimsi bir renk vard. Korkutucu grnl etli yapraklar, yeni ykanm l parmaklarna benzeyen saplaryla bitkiler, koskoca bir bitki orman, drt bir yan kaplamt. Battaniye altnda fokurdayan kaak alkol gibi ba dndrc bir koku yayyorlard. Uak nemden arlam yapraklarn sillesini yememem iin elinden geleni yaparak beni bitkilerin arasndan geirdi, ok gemeden cengelin ortasnda, kubbeli tavann altnda bir akla vardk. Burada sekizgen karolarla deli meknn zeminine krmz renkli, eski bir Trk kilimi serilmiti, kilimin zerinde bir tekerlekli sandalye vard. Tekerlekli sandalyede oturan yal ve lmekte olduu aka grlen adam, feri oktan snm ama hl giriteki portredeki gzlerin kmr karas ateinden bir eyler tayan gzlerle geliimizi seyrediyordu. Yznn geri kalan, kan ekilmi dudaklar, atmaca burnu, kk akaklar ve yaklamakta olan rmeyi haberleyen da kvrlm kulak memeleriyle kuruni bir maskeydi. Uzun dar bedeni o scakta bir yol battaniyesine ve rengi solmu krmz bir bornoza sarnml. Birer ku penesini andran, trnaklan morarm incecik elleri battaniyenin zerinde geveke kenetlenmiti. Bir iki tutam beyaz sa, plak bir kayann zerinde ayakta kalma sava veren yabani iekler gibi kafa derisine yapmt. Uak onun nnde durdu ve: "Bay Marlowe, General," dedi. Yal adam ne kprdad ne konutu, hatta ban bile sallamad. Sadece cansz gzleriyle bana bakt. Uak altma nemli bir bambu iskemle srd, oturdum. evik bir hareketle apkam da kapt elimden. Yal adam sanki bir kuyunun derinliklerinden gelen sesiyle: "Brendi, Norris. Brendinizi nasl alrsnz, beyefendi?" dedi. "Nasl olursa," dedim. Uak iren bitkilerin arasnda gzden kayboldu. General, isiz kalm bir rev kz salam kalm son bir ift orabn nasl dikkatle kullanrsa gcn ylesine dikkatle kullanarak yeniden konumaya balad. "Ben benimkini ampanyayla alrdm bir zamanlar. Bardan te biri kadar brendi ve Forge Vadisi kadar souk ampanyayla. Paltonuzu karabilirsiniz, beyefendi. Damarlarnda kan dolaan birisi iin olduka scak buras." Ayaa kalktm, paltomdan syrldm ve cebimden bir mendil kararak yzm, ensemi ve bileklerimin iini kuruladm. Burann yannda austos aynda St. Louis halt etmiti. Yeniden yerime oturup farknda olmadan sigara arandm, sonra birden durdum. Yal adam bu hareketimi farkederek hafife gld. . "Sigara iebilirsiniz, beyefendi. Ttnn kokusunu severim." Bir sigara yakp cier dolusu duman suratna fledim, san delii bulmu av kpei gibi koklad, iine ekti. Hafif tebessm aznn kederli kvrmn aa doru gerdi. "nsann gnahlarn dolayl olarak tatmas amma da i deil mi," dedi ifadesiz bir sesle. "Karnzda olduka renkli bir yaamn son derece renksiz bir kazazedesi duruyor, iki baca da felli, karnnn sadece alt ksmn kullanabilen bir ktrm. ok az ey yiyebiliyorum, uykum ise uyankla o kadar yakn ki uyku demeye bin ahit ister. Byk lde syla yayorum, yeni domu rmcekler gibi; orkideler de snn bahanesi. Orkide sever misiniz?" "Pek deil," dedim.

General gzkapaklarn yar yarya indirdi. "Kt yaratklardr. Etleri haddinden fazla insan etine benzer. Kokularndaysa bir orospunun yoz tatll vardr." Azm ak ona bakakaldm. Yumuak, nemli scaklk bir kefen gibi evremizi sarmt. Yal adam boynu kafasnn arln tamaktan rkermi gibi ban sallad. Derken uak tekerlekli bir servis masasn iterek cengelin iinden kageldi, bana bir brendi soda hazrlad, bakr iki kovasn nemli bir peeteye sard ve hi ses karmadan orkidelerin arasnda kayboldu gitti. Cengelin gerilerinde bir yerde bir kap alp kapand. kimi yudumladm. Yal adam bana bakarken, ellerini outuran bir cenaze levazmats gibi, bir dudan yasl bir dikkatle tekinin zerinden geirerek sk sk dudaklarn yalyordu. "Kendinizden sz edin bana, Bay Marlowe. Sormak hakkmdr herhalde, deil mi?" "Elbette, ama anlatacak pek az ey var. Otuz yandaym, bir zamanlar niversiteye gittim, talep olduu takdirde hl ngilizce konuabiliyorum. imde de pek anlatacak bir ey yok. Blge savcs Bay Wilde'n emrinde mfettilik yaptm bir zamanlar. Onun bamfettii, Bernie Ohls denilen adam, beni arayp grmek istediinizi syledi. Evli deilim nk polis karlarndan nefret ederim." "Epeyce alaycsnz," diye glmsedi yal adam. "Bay Wilde'n emrinde almaktan holanmadnz, yle mi?" "Kovuldum. Sz dinlemediim iin. Sz dinlememe konusunda olduka yetenekliyimdir, General." "Ben de yle, beyefendi. Bunu duyduuma sevindim. Ailem hakknda ne biliyorsunuz?" "Einizin ldn, ikisi de gzel ve haar, gen yata iki kznz olduunu biliyorum. Birisi kere evlendi, sonuncu kocas, piyasada Rusty Regan adyla bilinen eski bir kaak iki satcsyd. Btn duyduklarm bunlar, General." "Bunlarda size garip gelen bir yan oldu mu?" "Rusty Regan hikyesi belki. Ama kaak iki satclaryla aram her zaman iyi olmutur." General o belli belirsiz, tutumlu glmsemesiyle glmsedi. "Galiba benim de yle. Rusty'yi ok severim. Clonmelli koca kafal kvrck sal bir rlandal'dr, hznl gzleri, Wilshire Bulvar geniliinde bir glmsemesi vardr. Onu ilk grmde sizin dndnz dndm muhtemelen, kazara tatl hayata bulam bir servenci, dedim." "Gerekten seviyormusunuz onu," dedim. "Onlarn dilini bile renmisiniz." nce, kan ekilmi ellerini battaniyenin kenarndan ieriye soktu. Sigaram sndrp ikimi bitirdim. "O, hayat veren soluk gibi bir eydi benim iin evlilikleri devam ettii srece. Saatlerce yanmda oturur, domuz gibi terleyerek galonla brendi ier, rlanda devrimine dair hikyeler anlatrd bana. I.R.A.'da subaylk yapmt. Birleik Devletler'de bulunuu bile kaakt. Gln bir evlilikti onlarnki tabii, bir ay bile srmemitir tahmin ederim, evlilik olarak yani. Size aile srlarmz anlatyorum, Bay Marlowe." "Sr kalacaklar," dedim. "Rusty'ye ne oldu?" Yal adam kaskat bakt bana. "Bir ay nce ekti gitti. Anszn, kimseye tek kelime etmeden. Bana veda etmeden. Bu beni bir para incitti ama ne yaparsn, sokak ocuu. Bugn yarn ondan bir haber alrm. Bu arada yeniden antaj yapmaya baladlar." "Yeniden mi?" dedim. Ellerini battaniyenin altndan kardnda kahverengi bir zarf tutuyordu. "Rusty ortalardayken bana antaj yapmaya kalkann hali dumand. Ama o gelmeden birka ay nce yani bundan dokuz ay kadar nce Joe Brody adnda bir adama kk kzm Carmen'i rahat brakmas kouluyla be bin dolar demitim." "Haa," dedim. nce, beyaz kalarn oynatt. "Bu ne demek imdi?" "Hi," dedim. Gzlerini dikip bakmay srdrd, kalar biraz atkt. Derken: "Bu zarf alp inceleyin. Ayrca biraz daha brendi aln," dedi.

Zarf onun dizlerinden alp yeniden yerime oturdum. Avularmdaki teri silip, zarf elimde evirdim. Adres General Guy Sternwood, 3765 Alta Brea Crescent, Bat Hollywood, Kaliforniya idi. Mrekkeple yazlmt, yaz mhendis el yazsna benzeyen o yana yatk yazdand. Zarf yrtlmt. Atm ve iinden kahverengi bir kartvizitle, kaln parmen kardm. Kartvizit ince kahverengi keten kdndand, zerindeki harfler yaldzla baslmt: "Bay Arthur Gwynn Geiger" Adres yoktu. Sol alt kede ok kk harflerle: "Ender Bulunan Kitaplar ve Lks Basmlar" yazyordu. Kartn arkasn evirdim. Arkasnda gene o yatk yazyla bir eyler yazlyd. "Sayn Bay. liikteki, kumar borlarn haiz olduunu ifade etmekte saknca grmediim mebla demeyi sizden yasal olarak talep edemeyeceimi bilmekle birlikte, bu borlar demek isteyeceinizi kuvvetle tahmin ediyorum. Hrmetlerimle, A. G. Geiger." Kaln parmen ktlarna baktm. Bunlar mrekkeple doldurulmu, geen ayn, eylln ilk gnlerinin tarihlerini tayan senetlerdi. "Rcuunda Bay Arthur Gwynn Geiger veya onun belirtecei sair bir lehtara, bin Amerikan dolar (S 1000.00) tutarnda nakti, faizsiz olarak deyeceimi taahht ederim. Karl alnmtr. Carmen Sternwood."' Yazl ksmlar bir gerizeklnn elinden kma benzeyen, yayk bir el yazsyla doldurulmutu, harflere bir sr tombul kuyruklar eklenmi, nokta yerine yuvarlaklar kullanlmt. Kendime bir iki daha hazrladm, bir yudum aldm ve kantlar bir kenara koydum. "Sonu?" diye sordu General. "Henz yok. Kim bu Arthur Gwynn Geiger?" "En ufak bir fikrim yok." "Carmen ne diyor?" "Sormadm. Sormaya da niyetim yok. Soracak olsam, baparman emip, nazl nazl bakmaktan baka bir ey yapmaz." "Girite karlatm. Bana da ayn eyi yapt. Sonra da kucama oturmaya kalkt," dedim. Yz ifadesinde hibir ey deimedi. Kenetlenmi elleri battaniyenin kysnda sakin sakin dinlenmeye devam ettiler. Kendimi ngiliz mutfandan fazla halanm bir yemek gibi hissetmeme yolaan scaklk onu stmyordu bile anlalan. "Nazik mi davranmam gerekiyor?" diye sordum. "Yoksa yalnzca doal olmam yeterli mi?" "Zaten hibir eyi fazla iinize attnz sylenemez, Bay Marlowe." "ki kz hep birlikte mi gezerler?" "Sanmam. Sanyorum ziyan olmaya doru giderken ikisi de hafife farkl yollar izliyorlar. Vivian mark, titiz, zeki ve olduka acmaszdr. Carmen ise sineklerin kanatlarn koparmay seven bir ocuk. Her ikisinin ahlak bilinci de bir kedininkinden fazla deildir. Benimki de yledir. Btn Sternwood'larnki gibi. Devam." "yi renim grmlerdir herhalde. Ne yaptklarn biliyorlardr." "Vivian zppelerin gittii iyi okullara ve niversiteye gitti. Carmen birbirinden serbest yarm dzine okulu denedikten sonra, balad noktaya dnd. Herkeste olan gnahlara sahiptiler, hl da sahiplerdir herhalde. Bu sylediklerimin bir babann azna yakmayacak eyler olduunu dnyorsanz Bay Marlowe, hayatla olan bam Viktorya terbiyesi ikiyzlln kaldramayacak kadar inceldi de ondan." Ban geriye yaslad, gzlerini kapad ve birden yeniden at. "Elli drt yanda baba olmaya karar veren bir adamn bana gelenleri hak ettiini eklememe de gerek yok herhalde." kimi yudumladm ve bam salladm. Zayf, klrengi boynundaki nabz atmasna atyordu da o kadar hafifti ki, buna nabz denemezdi bile. te ikisi lm, ama hl hayata di geirebileceine inanan bir ihtiyar. "Sonularnz?" diye sordu birden. "Ona istedii paray verirdim." "Neden?" "Ufak bir para karlnda bir sr belay def etmek szkonusu da ondan. in iinde i olmal. Kalbiniz de ilk defa krlmyor zaten. Korkmayn, milyonlarnzn size dokunacak kadarn soymak iin, dnya kadar trtknn dnya kadar zaman harcamas gerekiyor."

"Gururum var, beyefendi," dedi souk bir sesle. "Biri bunu hesaba katyor ite. Onlar atlatmann en iyi yolu da bu. Ya bu, ya da polise gideceksiniz. Siz sahtekrl ortaya karmadka Geiger bu senetlerle sizi soyabilir. Bunun yerine onlar size veriyor ve kumar borcu olduklarn da itiraf ediyor ki senetleri elinde tutsa bile bu size bir savunma frsat salar. Sahtekrsa eer maln biliyor, yok eer iinin yan sra ufak apl faiz ii yrten drst bir adamsa o zaman da parasn hak eder. Be bin dolan dediiniz Joe Brody kim?" "Kumarbazn teki. Hatrlamyorum bile. Norris bilir. Uam..." "Kzlarnzn kendi paralar var m, General?" "Vivian'n var, ama ok deil. Carmen annesinin vasiyetnamesine gre hl erikin saylmyor. Her ikisine de bol harlk veriyorum." "Bu Geiger'i paanzdan silkebilirim, General," dedim, "eer dileiniz buysa. Her kimse ve elindeki her neyse. Bana dediinizin yan sra size biraz daha paraya patlar. Ama elbette sonu deimez. Bunlar yalamak hibir zaman ie yaramaz. Onlarn semiz isimler listesinde yer almsnz bile." "Anlyorum." Solmu bornozun iindeki geni, kemikli omuzlarn silkti. "Biraz nce paray vermemi sylyordunuz. imdiyse sonu deimez diyorsunuz." "Demek istediim, bir para antaja evet demek daha ucuza gelir, daha da kolay olur. Hepsi bu." "zr dilerim, olduka sabrsz adammdr, Bay Marlowe. cretiniz nedir?" "Gnde yirmi be dolar art masraflar ansm yaver giderse." "Anlyorum. nsann paasndan iren bir amuru silkmek iin makul bir cret. Olduka nazik i nk. Bunun farkndasnzdr umarm. Ameliyat hastay mmkn olduu kadar az sarsarak yapacaksnz, deil mi? Hastalarnz birden fazla da olabilir, Bay Marlowe." kinci ikimi bitirip yzm ve azm sildim. Onca brendi beni serinletmeye yaramamt tabii. General gzlerini krptrarak bana bakt ve battaniyesinin ucunu ekitirdi. "Eer biraz olsun anlalabilir olduunu grrsem bu herifle pazarlk edeyim mi?" "Edin. imdi tmyle sizin ellerinizde. Ben hibir eyi yarm yapmam." "ini greceim," dedim. "Dnya bana ykld sanacak." "Bundan kukum yok. Evet, imdi izninizi istiyorum. Yoruldum." Uzand, koltuun kolundaki zile dokundu. Zilin kordonu orkidelerin gverdii derin, koyu yeil kutularn kenarndan dolanan bir kabloya yerletirilmiti. General gzlerini kapad, ksa, zeki bir bak frlatmak iin tekrar at ve yastklarna iyice gmld. Gzkapaklar yeniden dt, artk benimle ilgilenmiyordu. Ayaa kalktm, paltomu slak bambu sandalyenin arkasndan aldm, elimde paltoyla orkidelerin arasndan gerisin geriye yrdm, iki kapy da ap ktm, darnn taze ekim havasnda durup biraz oksijen soludum. Garajn oradaki ofr gitmiti. Uak krmz patikadan bedeni bir t tahtas gibi kaskat, sessiz kedi admlaryla yaklat. Silkinerek paltomu giyerken onun bana doru ilerleyiini seyrettim. Bir buuk metre, kadar ilerimde durarak, arbal bir ifadeyle: "Bayan Regan sizi gitmeden nce grmek isterler, beyefendi. Para konusuna gelince, General size uygun grdnz miktarda bir ek vermemi syledi," dedi. "Syledi ha nasl?" ard, sonra glmsedi. "Ah, anlyorum, beyefendi. yle ya, dedektifsiniz. Zili al tarzyla syledi." "Sen onun adna ek yazabiliyor musun?" "Bu ayrcala sahibim." "yi, fukara mezarlna gitmekten kurtulursun bylece. imdilik para istemez, saol. Bayan Regan benimle ne konuda grmek istiyor?" Mavi gzleriyle bana ahbapa bakt. "Ziyaretinizin amac hakknda yanl fikirleri var da." "Ziyaretimden kim sz etti ona?" "Penceresi limonlua bakar. eriye girdiimizi grm. Kim olduunuzu sylemek zorunda kaldm." "Holanmadm bundan," dedim.

Mavi gzleri buz kesti. "Bana grevlerimi hatrlatmaya m kalkyorsunuz, beyefendi?" "Hayr. Ama grevlerinin neler olduunu kestirmeye alarak epeyce eleniyorum!" Bir an birbirimizi szdk. Mavi baklaryla beni deldi geti, sonra arkasn dnd. 3. Oda fazla byk, tavan fazla yksek, kaplar fazla geniti, duvardan duvara uzanan beyaz hal ise Arrowhead Gl'ne yeni yam kar gibi buseydi. Drt bir yanda boy aynalar ve kristal vr zvr vard. Fildii renkli mobilyalarn zeri kromajlanmt, fildii renkli dev perdelerin ular ise pencerenin yarm metre tesinde halnn zerine dklyordu. Beyaz, fildiini kirli gsteriyor, fildii de beyaz soluklatryordu. Pencereler kararan yamalara bakyordu. ok gemeden yamur yaacakt. Havada oktandr bir sknt vard. Derin, yumuak bir koltuun kenarna ilitim, Bayan Regan'a baktm. Baklacak eydi dorusu. Belann ta kendisiydi. Modern tarzda bir ezlongun zerine uzanm, terliklerini karmt, yle ki ince mi ince ipek oraplar iindeki bacaklarn seyretmekten kendimi alamadm. Seyredilsin diye ayarlanmlard sanki. kisi de dizlere kadar gzler nndeydiler, hatta bir tanesi daha da yukarlara kadar. Dizler kemikli, sivri deil, yuvarlakt. Baldrlar gzel, bilekler uzun ve narin, stne iir yazlacak kadar yumuack kvrmlydlar. Uzun boylu, cins ve gl kuvvetliydi. Ban fildii renkli saten bir yasta dayamt. Sa kara ve kvrckt, alnnda ortadan ayrlmt, gzleri giriteki portrenin kor gibi yanan kara gzleriydi. Gzel bir az ve gl bir enesi vard. Dudaklar hafife somurtuk, alt duda dolgundu. Elinde ikisi vard. Byke bir yudum ald ve bana bardan zerinden souk, tartan bir bak yollad. "Demek zel dedektifsiniz," dedi. "zel dedektiflerin sadece kitaplarda olduunu sanrdm. Ya da otellerde evreyi koklayp duran yvk kk adamlar olduklarm." zerime alnacak bir ey yoktu sylediklerinde, onun iin umursamadm. Bardan ezlongun koluna koydu, zmrtlerinden birini akp sndrd ve sana dokundu. Tane tane: "Babam nasl buldunuz?" dedi. "Holandm," dedim. "Rusty'yi severdi. Rusty'nin kim olduunu biliyorsunuz herhalde?" "H-h." "Rusty bazen kaba saba ve baya olabilirdi ama son derece sahiciydi. stelik babam da mthi elendirirdi. Byle ekip gitmemeliydi. Kendisi itiraf etmez ama babama ok kt koydu gidii. Yoksa itiraf etti mi?" "Bir eyler syledi." "Pek konukan saylmazsnz, yle deil mi Bay Marlowe? Babam onu bulmanz istiyor deil mi?" Bir an sustum ve kibar kibar baktm ona. "Hem evet hem hayr," dedim. "Bu cevap saylmaz. Onu bulabilir misiniz gerekten?" "Bulmaya alacam demedim. Neden Kayp Kiiler Brosu'na bavurmuyorsunuz? Bu i iin en doru kurulu. Tek kiinin yapaca i deil ki." "Ah, babam polise bavurmam kesinlikle istemez." Bardan gerisinden bir kere daha yumuack bakt, dikip boaltt ve zili ald. Yan kaplardan birinden ieri bir hizmeti girdi. fadesi iyi huylu, uzun, sar suratl, uzun burunlu, enesiz, iri slak gzl ortayal bir kadn. Uzun sre hizmet ettikten sonra ayra salnm sevimli, ihtiyar bir beygire benziyordu. Bayan Regan bo bardan ona doru sallad, kadn barda alp bir iki daha hazrlad, kza verdi ve tek kelime sylemeden, bana bir kere bile bakmadan odadan kt gitti. Kap kapandnda Bayan Regan: "Ee, nereden balayacaksnz peki?" dedi. "Nasl ve ne zaman tyd?" "Babam anlatmad m?" Bam yana yatrp srttm. Kpkrmz oldu. Kor gibi yanan kara gzleri deliye dnmt. "Bilmiliin alemi yok," diye arlad. "Ayrca terbiyenizden de hi honut deilim." "Ben de sizinkine baylmyorum," dedim. "Grmek isteyen ben deildim. Siz beni arttnz. Bana caka satmanz ya da le vakti viskiyle nefis krletmeniz

umurumda deil. Bacak gstermeniz de umurumda deil. Bacaklarnz mthi, onlarla tanmak da bir zevk. Terbiyemden honut olmamanza da aldrmyorum. Olduka fenadr terbiyem. Uzun k geceleri bunu dnp ilenirim. Gene de beni sorguya ekmeye alarak vaktinizi harcamayn." Bardan masann zerine yle sert indirdi ki ikinin bir ksm fildii yastklarndan birinin zerine dkld. Bacaklarn evirip toplad, ayaa kalkt; gzleri alev sayordu, burun delikleri irilemiti. Az almt, beyaz dileri parlyordu. Parmaklarnn eklem yerleri sklmaktan bembeyazd. "Benimle byle konuulmaz," dedi soluu tkanarak. Oturduum yerden srttm ona. Ar ar kapad azn, dklen ikiye bakt. ezlongun kenarna oturdu, enesini avucuna ald. "Aman allahm, seni iriyar, yakkl hayvan! Senin zerine bir Buick frlatman!" Kibriti trnama srttm, alacak ey, yand. Sigarann dumann havaya fledim ve bekledim. "Buyurgan erkeklerden nefret ederim," dedi. "Nefret ederim." "Neden korktuunuzu syler misiniz, Bayan Regan?" Sadece gzlerinin ak kalncaya kadar kld gzbebekleri. Sonra gzleri srf gzbebei kesilinceye kadar geniledi. Burun delikleri iyice ksld. "Senden istedii eyin bu ile hi ilgisi yok, yle deil mi?" dedi hl kzgnlk krntlaryla dolu, gergin bir sesle. "Rusty'yle yani. yle deil mi?" "Kendisine sormak en iyisi." Yeniden parlad. "Defol! Allahn belas, defol git!" Ayaa kalktm. "Otur aa!" diye arlad. Oturdum. Parmamla avucuma bir fiske vurdum, bekledim. "Ltfen," dedi. "Ltfen. Rusty'yi bulabilirsin babam bulman isterse eer." Bu da skmemiti. Bam salladm ve sordum. "Ne zaman gitti?" "Bir ay nce, bir akamzeri. Tek kelime etmeden arabasna binip gitti. Arabay bir zel garajda buldular sonra." "Buldu/ar m?" Uyand buna Btn vcudu birden gevedi sanki. Sonra toparland, en ekici glmsemesini yollad. "Sana anlatmam demek ki." Sesi neredeyse sevinliydi, beni atlatmt sanki. Belki de atlatmt. "Bana Bay Regan'dan sz etti, evet. Ama benimle grmek istedii konu o deildi. Azmdan almak istediin bu mu?" "Dediklerin umurumda deil, emin ol!" Yeniden ayaa kalktm. "O halde ben yola koyulaym." Hibir ey demedi. Odaya alan byk beyaz kapya gittim. Arkama baktmda dudan dilerinin arasna alm, halnn psklleriyle oynayan bir kpek yavrusu gibi ekitirdiini grdm. ktm, karo deli merdivenden aa, hole indim, uak elinde apkamla bir yerlerden szld geldi. O bana kapy aarken ben de apkam giydim. "Yanl anlamsn," dedim. "Bayan Regan benimle grmek istemiyormu." Gm rengi ban yana edi, kibar bir sesle: "Kusura bakmayn, beyefendi. Sk sk byle yanllklar yaparm," dedi. Kapy arkamdan kapatt. Sigaramdan bir nefes alp en yukardaki basamakta durdum, araziyi evreleyen, yan yana dizilmi yaldzl mzraklardan oluan yksek demir parmakla kadar basamak basamak inen iek tarhlarna ve budanm aalara baktm. Kvrla kvrla inen bir yol, alak duvarlar arasndan geerek kanatlar iki yana ak demir kapya kadar varyordu. Demir parmakln gerisinde de, yama millerce iniyor, iniyordu. Yamacn eteklerinde ve daha da telerde, Sternwood'lara servetlerini kazandran petrol yataklarndaki kuyularn tahta vinlerini grebiliyordum. Petrol karlan alann byk ksm ehir parkyd artk; temizlenip, General Sternwood tarafndan kente armaan edilmiti. Ama bir blm hl alan kuyulardan gnde be alt varil petrol kyordu. Tepede mekn tutmu Sternwood'lara ne bataklktaki suyun ne de petroln kokusu oktandr ulamyordu, ama hl n pencereden baktklarnda kendilerini zengin eden eyi grebilirlerdi. Bakarlarsa tabii. Bakmak istediklerini sanmyordum. Basamaklar birbirine balayan kiremit deli bir bahe patikasndan indim, parmakl izleyerek demir bahe kapsndan dar ktm; arabam orada bir

biber aacnn altna parketmitim. Yamalarda gk atrdayarak grlyor, gkyz morumsu bir siyaha alyordu. Sk bir yamur geliyordu. Havada yamur slakl vard. Yola kmadan nce arabamn tentesini rttm. Nefis bacaklar vard. Ne yalan sylemeli. O ve babas, birbirinden kurnaz iki vatandatlar. Adam beni sadece deniyordu herhalde; bana verdii i avukatlk iti. Ender Bulunan Kitaplar ve Lks Basmlar'n Bay Arthur Gwynn Geiger'inin antajc olduu ortaya ksa bile, gene de avukatlk i. Tabii iin iinde i varsa, o zaman baka. Daha ilk bakta epey eleneceiz gibi grnyordu. Hollywood Halk Ktphanesi'ne urayp nl lk Basmlar balkl tozlu cildi yle bir kartrdm. Yarm saati bile le yemeine koma arzumu depretirmeye yetti. 4. A.G. Geiger'in dkkn Las Palmas yaknlarndaki bulvarn kuzeyinde bir bina giriiydi. Kaps ortada ve ierlekti, vitrinlerin etrafna bakr bir ereve ekilmi, arkalarna in paravanlar yerletirilmiti. Dkknn ii grnmyordu. Vitrinlerde Dou ii bir sr vr zvr vard. denmemi faturalar dnda antika toplamaya merakm olmad iin, bunlar ie yarar m yaramaz m kestiremedim. Giri kaps yekpare camd ama bundan da pek bir ey grnmyordu nk dkknn ii ok karanlkt. Giriin bir yannda bir apartman kaps, teki yannda taksitle sat yapan klar iinde bir kuyumcu dkkn vard. Kuyumcu, dkknnn kaps nnde ayakta durmu, topuklarnn zerinde ileri geri sallanp duruyordu, sklm bir hali vard, tiril tiril koyu renk elbiseler giymi uzun boylu, beyaz sal bir Yahudi'ydi, sa elinde dokuz karat civarnda bir elmas vard. Ben Geiger'in dkknna doru ynelince hafife, bilmi bir glmsemeyle bkld dudaklar. Kapy ekerek atm, sonra braktm, ardmdan usulca kapand; yeri duvardan duvara kaplayan kaln mavi halnn zerinde yrmeye baladm. Yanbalarnda ayakl kllkler bulunan mavi deriden rahat sandalyeler sra sra dizilmiti. Dar uzun sehpalarn zerine, kitap dayayacaklar arasna birka dizi ili deriden cilt yerletirilmiti. Duvarlardaki cameknlarda baka deri ciltler de vard. k mal, yeni zenginlerin metreyle alp kitaplklarna yaptracaklar cinsten. Dkknn gerisinde budakl tahtadan bir separe vard, ortasnda da kapal bir kap. Separeyle bir duvarn kesitii kede, zerinde tahta oyma ii bir fener duran kk bir masann gerisine bir kadn oturmutu. Yavaa yerinden kalkt ve zerindeki yanstmayan dar, siyah elbisesinin iinde salna salna bana doru yrmeye koyuldu. Bacaklar uzun ve gzeldi, yrynde kitap dkknlarnda pek rastlamadm bir eyler vard. Gzleri yeile alan sandre bir sarnd, ok ok kirpikliydi, salar yumuak bir dalga halinde geriye taranmt, akta kalan kulaklarnda parlak siyah iri kpeler parlyordu. Trnaklarna gm rengi cila srlmt. Btn bu tertibata ramen azn anca yatakodas sesiyle konuacan kestirebiliyordunuz. Bir iadamnn le yemeini zerine dkp samasna yetecek kadar cinsi cazibeyle bana doru yaklarken, grnte asi ama aslnda pek de yle olmayan, yumuak prltlar saan bir tel sa parmayla dzeltmek zere ban yana edi. Glmseyii tedirgin ama srar edildiinde gnl okayc olabilecek cinstendi. "Bir ey mi vard?" diye sordu. Baa ereveli gzlklerim gzmdeydi. Sesimi tizletirip bir ku cvlts kattm. "1860 basm bu Ben Hur bulunur mu sizde acaba?" "Haa?" demedi, ama demeye can att. rkeke glmsedi. "Bir ilk basm m?" "nc basm," dedim. "116. sayfasnda yanl olan basm" "Korkarm yok u an iin yani." "Peki 1840 basm Chevalier Audubon! Tam takm tabii." "ey hayr, u anda yok," dedi sert bir sesle. imdi glmsemesi can ekimekle, son nefesini ne zaman vereceini tartmakla meguld. "Kitap satyorsunuz, deil mi?" dedim, en kibar ve tiz sesimle. Beni yle bir batan aa szd. Glmsedii filan yoktu artk. Gzler rafadanla kat aras. Duru pek dik, pek sert. Gm trnaklaryla caml kitap raflarn gsterdi. "Neye benziyor bunlar greyfurta m?" dedi aiftece.

"Ah, o tip kitaplar beni pek ilgilendirmiyor, anlatabiliyor muyum. Mutlaka ifter ifter gravrler vardr iinde, hani kimi boyal, kimi boyasz olanlardan, be para etmez onlar... Hep bildiimiz bayalklar. Kusura bakmayn ama hayr. Hayr." "Anlyorum." Suratnda yeniden bir glmseme aktrmaya alt. Kzamk karan bir mahkeme ktibi kadar kamt keyfi. "Bay Geiger geldiinde, belki ama u anda dkknda deil." Beni dikkatle szd. Ben bit yartrmaktan ne kadar anlyorsam o da kitaptan o kadar anlyordu. "Biraz sonra gelir mi?" "Korkarm ge gelir." "ok yazk," dedim. "Ah, ok yazk. u cici iskemlelerin birinde oturup bir sigara ieyim. leden sonram pek bo da. Trigonometri dersimi karrm olsa olsa, o kadar." "Evet," dedi, "e-evet, tabii." skemlelerden birine uzandm, ayakl sehpalardan birinin zerindeki yuvarlak nikel akmakla bir sigara yaktm. Kz, alt dudan dilerinin arasna kstrm, gzlerinde hafife kaygl bir ifade ayakta durmay srdryordu. Sonunda ban onay anlamnda sallad, yavaa dnd ve kedeki kk masaya geri dnd. Lambann gerisinden gzlerini dikmi bana bakyordu. Bacak bacak stne attm, esnedim. Gm trnaklar kedeki telefonun ahizesine doru uzandlar ama ahizeye dokunmadlar, onun yerine masann zerine dp tkrdamaya baladlar. Be dakika kadar sessizlik. Kap ald, elinde baston uzun boylu, a grnl bir tip kocaman burnuyla ieri girdi, kapnn kendiliinden kapanmasna yarayan tertibata direnerek ardndan kapy kapatt, masann durduu yere yneldi, masann zerine kda sarlm bir paket koydu. Cebinden kenarlar altn kabaral bir czdan karp sarna bir ey gsterdi. Sarn, masann zerindeki bir dmeye bast. Srk, separeli blmedeki kapya gitti, kapy hafife aralayarak ieri szd. Sigaram bitirip bir tane daha yaktm. Dakikalar ayak sryerek getiler. Bulvarda klaksonlar tyor, hrldyorlard/Krmz renkli byk bir ehirleraras otobs homurdanarak geti gitti. Bir trafik lambasnn gongu vurdu. Sarn dirseinin zerine dayand ve gzlerine siper ettii elinin ardndan beni szd. epare kap ald, bastonlu srk szld kt. Byke bir kitap biiminde, kda sarl baka bir paket vard elinde. Masaya gitti, orada para dedi. Geldii gibi, topuklarnn zerinde yaylanarak, ak azndan hrl hrl soluyarak kt, karken bana yan yan sert bir bak frlatt. Hemen ayaklandm, apkamn ucuna hafife dokunarak sarna bir selam verip adamn ardndan darya ktm. Yrrken sallanan bastonuyla tam sa ayann zerinde, havada, kk daireler izerek batya yneldi adam. zlemesi kolayd. Paltosu ciyak ciyak baran renkte, beygir ulu gibi bir kumatan biilmiti, vatkal omuzlan ylesine geniti ki ensesi kereviz sap gibi yakasndan dar frlyor, yrrken de kafas bir aa bir yukar hopluyordu. Bir buuk sokak boyu yrdk. Highland Avenue trafik klarnda kenara ekildim ve beni grmesini saladm. nce yle bir bakt sonra baklar sertleti, hemen ban dndrd. In yeile dnmesiyle birlikte Highland'i getik, bir sokak daha yrdk. Uzun bacaklarn at ve tam kede yirmi metre kadar fark attt bana. Saa sapt. Yokuu otuz metre kadar kmt ki durdu, bastonunu koluna ast, i ceplerinin birini kartrp deri bir sigara tabakas kard. Dudaklarnn arasna bir sigara yerletirdi, kibriti yere drd, yerden alrken arkasna bakt, benim keden seyrettiimi grd, kna tekme yemi gibi bir hamlede gerildi, doruldu. Soka yukar doru arnlarken toz kaldryordu neredeyse, uzun, sallapati admlar atyor, bastonuyla yayakaldrmn drtklyordu. Yeniden sola sapt. Sapt yere vardmda neredeyse yarm sokak fark atmt bana. Nefes nefese kalmtm. Buras, bir yannda uzayp giden bir duvar teki yannda bungalov sitesi olan bir sokakt. Gzden kaybolmutu. Saa sola baknarak sokak boyunca gezindim. kinci bungalov sitesinin orada bir ey gzme iliti. Ad The La Baba'yd, aalarn glgesi altna snm ift sra bungalovlu, lo, sessiz bir yer. Ana giriin iki yanna, az ok Ali Baba Ve Krk Haramiler'deki zeytin flarn andracak

biimde, toparlack budanm talyan selvileri sralanmt. nc fnn gerisinde o ciyak ciyak kumatan bir kol yeni kprdand. Parktaki bir biber aacna yaslanp bekledim. Yamalarda gk yeniden grlyordu. imein gzkamatran gney ynnde st ste binmi kara bulutlarda yansyordu. Kaldrma bir iki kararsz yamur damlas dt, madeni para byklnde lekeler olutu. Hava, General Stemwood'un orkide serasndaki kadar durgundu. Aacn arkasndaki kol yeni tekrar grnd, ardndan kocaman bir burun, bir tek gz, saman sars bir tutam sa, apkasz. Gz bana dikildi, bakt. Kayboldu. br gz aacn te yanndan aakakan gibi grnd. Be dakika geti. Ona be asr gibi geldi. Bu tiplerde sinirler lakadr. Bir kibritin aktn duydum, biri slk almaya balad. Derken karanlk bir glge teki aaca doru kayverdi. Glge giriteki yolun zerinde belirdi anszn, bastonunu sallayp slk alarak bana doru geliyordu. Yrek selnik bir slk. Sanki kararan gkyzne bakyormuum gibi yaptm. On adm temden geti gitti, bakmad bana. Emniyetleydi artk. Atlatmt. The La Baba'nn merdivenlerinden ieri dalp gzden kayboluncaya kadar bekledim, sonra nc selvinin dallarn araladm. Kda sarlm kitab ektim kardm, koltuumun altna sktrp oradan uzaklatm. Kimse "hey" diye barmad arkamdan. 5. Yeniden bulvara ktmda bir drugstore'un telefon kulbesine girdim, rehberde Bay Arthur Gwynn Geiger'in ev numarasna baktm. Laurel Canyon Bulvar'nn biraz dnda, Laverne Terrace denen bir yokuta oturuyordu. Bozuk param atp srf grgr olsun diye numarasn evirdim. Kimse kmad. Rehberin meslekler ksmna baktm, bulunduum yerin yaknndaki bir iki kitapy not ettim. lk uradm adres kuzey tarafnda, geni zemin kat krtasiye ve ofis malzemesi dolu, orta katna kitaplar ylm bir dkknd. Aradm yer deilmi gibi geldi. Sokan kar tarafna getim. Dou ynnde iki sokak yryp tekine gittim. Buras daha ok iime yarard; yerden tavana kadar tk tk kitapla dolu kk bir dkknd, drt kitap kurdu yepyeni kitap klflarnn zerinde parmak izlerini brakmakla meguld. Onlara aldr eden yoktu. evremdekileri yara yara dkknn gerisine doru yneldim, ayrlm blmeden getim ve bir masann gerisinde nndeki hukuk kitabn okuyan esmer, ufak tefek bir kadnla karlatm. Czdanm ap, i tarafa ilitirilmi kimliimi grsn diye nne, masann zerine koydum. Bakt, gzlklerini kard ve sandalyesinde geriye yasland. Czdan aldm, cebime koydum. Yz zeki bir Yahudi'nin ince hatlarn tayordu. Bir ey sylemeden bakt bana. "Bana bir iyilik, ok ufak bir iyilik yapar msnz?" dedim. "Bir ey diyemem. Nedir?" Bouk, ho bir sesi vard. "Sokan kar tarafnda, iki sokak tedeki Geiger'in kitap dkknn biliyorsunuz, deil mi?" "nnden getim galiba." "Kitap dkkn," dedim. "Ama sizinki gibi bir kitap dkkn deil. Bal gibi biliyorsunuz." Hafife dudaklarn bzd, bir ey demedi. "Geiger'i grmlnz var m?" diye sordum. "Kusura bakmayn. Bay Geiger'i tanmyorum." "Bana grnn tarif edemez misiniz yani?" Dudaklar biraz daha bzld. "Neden tarif edecek misim?" "Nedeni yok. Etmek istemezseniz, sizi zorlayacak deilim." Dkkn ayran blmenin kapsndan ieri bakt, sonra sandalyesinde geriye yasland. "erif yldzyd o gsterdiiniz, deil mi?" "Gnll erif yardmcs. Hibir ey demek deil. Be para etmez." "Anlyorum." Eli sigara paketine uzand, paketi sallayp sigaralardan bir tanesini kard, dudaklaryla yakalad. Kibritle yaktm. Teekkr etti, yeniden arkasna yasland, dumanlarn arasndan beni szd. Tane tane konuarak:

"Neye benzediini renmek istiyorsunuz ama onunla konumak istemiyorsunuz, yle mi?" dedi. "Dkknda deil ki," dedim. "Herhalde gelir. Ne de olsa, dkkn onun." "Onunla imdilik grmek istemiyorum," dedim. Gene kapnn aralndan ieri bakt. "Ender bulunan kitaplar hakknda bilginiz var m?" diye sordum. 'stediinizi sorun." "1860 tarihli, nc basm bir Ben Hur'unuz var m, 116. sayfasnda ayn satr iki kere baslm olan?" . Sar hukuk kitabn bir yana itti, tombul bir cilde uzand, sayfalan kartrd, istedii sayfay buldu, okudu. "Kimsede bulamazsnz," dedi ban kaldrmadan. "Byle bir basm yok." "Doru." "Neyin peindesiniz siz?" "Geiger'in dkkanndaki kz bunu bilemedi de..." Ban kaldrp bakt. "Anlyorum. Merakm uyandryorsunuz. Pek belli belirsiz de olsa." "zel dedektifim, vaka zerindeyim. Kimbilir, belki gereinden fazla soru soruyorumdur. Bana yle gelmiyor aslnda." Ty hafifliinde, klrengi bir duman halkas fledi, iinden parman geirdi. Duman tl gibi para para dald, kart havaya. Ho, kaytsz bir sesle konumaya balad. "Krknn biraz zerinde olmal. Ortaboylu, tombulca. Yetmi, yetmi be kilo civarnda. Tombul suratl, Charlie Chan bykl, kaln, yal enseli. Her taraf bngl bngl. yi giyimli, apkasz geziyor, antikadan anlar numaras yapyor ama anlamyor. A, evet bir de... Sol gz cam." "Sizden iyi aynasz olur," dedim. Bavuru kitabn kapatp masasnn en dibindeki raflardan birine koydu, nndeki hukuk kitabn at yeniden. "Umarm olmaz," dedi. Gzlklerini gzne yerletirdi. Teekkr edip dkkndan ayrldm. Yamur balamt. Koltuumun altnda kda sarl kitapla bir kou kopardm. Arabam yan sokaklardan birindeydi, burnu hemen Geiger'in dkknnn karsndaki bulvara bakacak biimde parketmitim. Oraya varncaya kadar epey yamur yedim. Arabaya dar attm kendimi, her iki cam da kapattm, mendilimle paketin zerini sildim. Sonra atm. inden ne kacan biliyordum tabii. yi ciltlenmi, birinci kalite kda elle dizilip baslm kle gibi bir kitap. Tam sayfa "sanat" fotoraflaryla bezeli. Fotoraflar da yazlar da anlatlmaz pislikte. Kitap yeni deildi. nne i kapaa tarihler damgalanmt, al ve teslim tarihleri. Ktphane kitab. Alengirli pislikler kiralayan bir umumi ktphane. Kitab yeniden kdna sarp sarmaladm, oturacak yerin arkasndaki gze kilitledim. Byle bir dmen, hem de bulvarn gbeinde, iin arkasnda byk balar olduunu fsldyordu sanki. Oturdum oturduum yerde, kendimi bir yandan sigaramn dumanyla zehirleyedururken, bir yandan da yamuru dinleyerek olup bitenleri dndm. 6. Yamur oluklar doldurdu, dizboyu kaldrmlardan aa tat, dkld. Geni siyah yamurluklar tfek kabzalar gibi parlayan iriyar aynaszlar kkrdayp duran kzlar kt hretli yerlerden ekip karrken epeyce elendiler. Yamur arabann tepesini aman vermeksizin dvd, kuma tente szdrmaya balad. Su frenlerin evresinde birikti, ayaklarm serin tutaym diye. Sonbahardaydk, ama henz byle yamurlarn zaman deildi. Zar zor trenkotumu geirdim zerime, frlayp en yakn drugstore'a gittim, yarm litre viski aldm kendime. Arabada beni stp gzm ak tutacak kadarn tkettim. Epeydir ayn yerde parketmi duruyordum, ama polisler kzlar ekip karmakla ve ddklerini almakla o kadar meguldler ki benimle ilgilenecek durumda deildiler. Yamura ramen, ya da belki yamur yznden, Geiger'in dkkn ar kovan gibi iliyordu, dkknn nnde ok k arabalar duruyor, son derece k

insanlar ellerinde kda sarl paketler dkkna girip kyorlard. Hepsi de erkek deildi. Bizimki saat drde doru grnd. Krem rengi, iki kapl bir araba dkknn nnde durdu, arabadan kna skna inip dkkna girerken onun tombul suratyla Charlie-Chan byn yle bir grdm. Ba akt, zerinde yeil deriden kemerli bir yamurluk vard. Bu kadar uzaktan cam gzn gremiyordum. Deri ceketli, uzun boylu, ok yakkl bir ocuk dkkndan kt, arabay keye sokan iine ektikten sonra yamurdan bana yapm kara salar parl parl parlayarak yayan dkkna dnd. Bir saat daha geti. Hava kararm, karanlk sokak dkknlarn yamurla glgeli klarn emmiti. Tramvay anlar kskn kskn nlyordu. 5:15 sralar deri ceketli, uzun boylu ocuk elinde bir emsiyeyle krem rengi arabay getirmek zere Geiger'in dkknndan kt, Arabay dkknn nne getirdiinde Geiger dkkndan kt, uzun boylu ocuk emsiyeyi Geiger'in ak bann zerine tuttu. Sonra katlad, silkti ve arabann iindekine uzatt. Kotu, dkkna girdi yeniden. Motoru altrdm. Araba bulvarda bat ynne doru hareket edince ben de direksiyonu sola krmak zorunda kaldm, bu da bir sr dman edinmeme yol at tabii, hele ofrn biri o yamurda ban camdan karp kkremeye enmedi. Ben trafiin akna tam kaptrncaya kadar nmdeki araba iki sokak ne gemiti. Geiger'in evine gittiini umuyordum. Bir iki kere grdm kaybettim onu, sonra kuzey ynne Laurel Canyon yoluna dnerken yakaladm. Yokuun yansnda sola dnd, Laverne Terrace denilen, kurdela gibi kvrla kvrla ilerleyen slak beton yola sapt. Bu, bir yan yksek refjl, teki yan eimli yolun aalarna serpitirildikten iin damlar yol hizasndan pek de yukarda olmayan bungalov tipi evlerle dolu, dar bir yoldu. Evlerin n yzleri allk ve fundalklarla rtlmt. Btn bu manzarann zerine yamur yemi aalarn yapraklarndan su damlyordu. Geiger farlarn yakmt, ben yakmamtm. Gazladm, bir virajda getim onu, geerken de bir evin numarasn okuyup aklma yazdm, sokan bitiminde geriye dndm. O oktan durmutu. Farlar, evin giriini tmyle gizleyecek biimde drt ke sakslara dikilmi fundalklarla evrili kk bir evin garajna evrilmiti. Elinde emsiye garajdan ktn ve fundalklarn arasndan getiini grdm. Peinde biri olabileceini aklna getirmiyormu gibi davranyordu. Evde k yand. Bo gibi duran ama nnde herhangi bir levha olmayan komu eve doru yavaa srdm arabay. Parkettim, tenteyi silkip havalandrdm, ieden bir yudum aldm ve oturup bekledim. Neyi beklediimi bilmiyordum ama iimden bir ey bana beklememi sylyordu. Arkanl dakikalar, baladlar gene ayaklarn srye srye gemeye. Topu topu iki araba geti. ok sakin bir sokaa benziyordu buras. Alty biraz gee saanak halinde yaan yamurun iinden hoplaya zplaya yaklaan araba klar grnd. Artk ortal zifiri karanlk kaplamt. Bir araba yavalad, Geiger'in evinin nnde durdu. Iklar ar ar lgnleti ve snd. Kap ald, bir kadn kt dar. Banda eski bir ftr apka, zerinde saydam bir yamurlukla ufak tefek, ince bir kadn. Fundalklarn iinden geip baheye girdi. Hafif bir zil sesi, yamurda akan bir k, kapanan bir kap, sessizlik. Torpido gznden bir el feneri kardm, yoku aa inerek arabann yanna gittim, bir gz attm. Alr kapanr bir Packard'd, kestane ya da koyu kahve. Sol pencere akt. Elimle yoklayarak ehliyet gzn buldum, zerine tuttum. Araba Carmen Sternwood, 3765 Alta Brea Crescent, Bat Hollywood adresine kaytlyd. Arabama geri dndm, oturdum. Tenteye biriken su dizlerime damlyor, midem viskiden yanyordu. Hi araba gemedi. nne parkettiim evde hi k yanmad. Kt alkanlklar olanlar iin iyi bir mahalleydi anlalan. Yediyi yirmi gee Geiger'in evinde gzalc beyaz bir k tek bir defa imek gibi akt snd. Karanlk yeniden n zerine kp de onu yuttuunda tiz, ngrakl bir lk yankland ve yamurdan srlsklam olmu aalarn arasnda kayboldu. Yank daha snp gitmeden arabadan kmtm bile. lkla korku yoktu. Yar keyifli bir ok, bir sarholuk vurgusu, basbaya salaklk vard sadece. Lanet bir ses. Beyaz niformal adamlar, demir parmaklkl pencereler, el ve ayak yerlerinde deriden kaylar olan sert, dar

ranzalar getirdi aklma. Fundalktaki geitten ieri dalp n cepheyi gizleyen ay dolanarak kapnn nne geldiimde Geiger'in evine gene sessizlik egemendi. Kap tokma aslann azndan sarkan bir halkayd. Uzandm, tuttum. Tam o anda, sanki birisi tam da bu iareti bekliyormu gibi, evde el silah gmbrdedi. Bir ses duydum, belki uzun, hrltl bir i ekme. Sonra yere den bir eyin yumuak, gevek sesi. Sonra evin iinde hzl admlar uzaklaan admlar. n kap, bir uurumun zerinden uzatlm kk bir asma kpr gibi evin duvaryla fundalklarn arasn birbirine balayan dar bir kprye alyordu. Ne veranda, ne toprak zemin, ne de evin arkasna dolanacak bir geit vard. Arka tarafn girii, aadan, kk bir meydana benzeyen sokaktan ykselen tahta basamaklarn en tepesindeydi. Biliyordum, nk basamaklardan aa inen admlarn takrtsn duymutum. Sonra altrlan bir motorun ani grlts. Otomobil hzla kayboldu gitti. Ayn grlt ikinci bir araba tarafndan da yankland diye dndm ama emin deildim. Ev, nmde mezar kadar sessizdi. Acelem yoktu. eride olan ey ierideydi zaten. Kk kprnn korkuluuna ata biner gibi bindim, iyice aa sarkp perdeleri ekilmi ama jaluzileri kapatlmam pencerelere yaklaarak, iki perdenin birbirine kavutuu noktadan ieriyi grmeyi denedim. Duvarda bir abajurun n ve bir kitap rafnn kesini grdm. Tekrar kprye indim, iyice gerileyip kapya bir omuz indirdim. Aptallkt yaptm. Kaliforniya evlerinin alt edemeyeceiniz tek yeri n kaplandr. Omzumu actp ileden ktmla kalmtm. Bir kere daha korkulua trmandm, pencereye bir tekme indirdim, apkam eldiven yerine kullanarak, blmeli pencerenin alt kk kedeki camn krdm. Artk elimi ieri sokup pencereyi pervaza balayan srmeyi ekebilirdim. Gerisi kolayd. stte srme yoktu. Kilit ald. eri trmanp yzme dolanan perdeleri iki yana atm. Odadaki iki kiiden ikisi de ieri girmek iin bavurduum yola aldr etmemilerdi, oysa ilerinden sadece bir tanesi lyd. 7. Geni bir odayd, evi enlemesine kaplyordu. Tavan alak ve kiriliydi, kahverengi sval duvarlarda para para in el ilemeleri ve budakl ahap ereveler iinde in ve Japon estamptan aslyd. Alak kitap raflar ve iinde irice bir sincabn burnunun ucunu bile gstermeden bir hafta boyu rahat rahat saklanabilecei kaln tyl, pembemsi bir in hals vard. Yer yastklar, uraya buraya atlm ipek kuma paralan da vard, sanki orada yaayan her kimse elinin altnda uzanp dokunaca bir ey olsun istemiti. Eski, gll goblenle kapl geni alak bir divan vard. zerine, aralarnda leylak rengi ipek i amarlar da bulunan, bir tomar giysi atlmt. Tahtadan oyulmu ayakl bir lamba, yeim rengi karpuzlu, uzun pskll iki abajur vard. Kelerine ejder balan kaznm siyah bir yaz masas, onun gerisinde de zerine sar ipekliden bir yastk atlm, kol ve srt dayayacak yerleri oymal, siyah cilal bir iskemle vard. Odada garip bir koku eitlilii vard, bunlarn iinde o an en ok burnuma arpanlar artk hafiflemi bir dumansz barut kokusuyla hastalk artran eter kokusuydu. Odann bir kesinde, hafif bir ykseltiye yerletirilmi yksek arkalkl tik aacndan bir iskemlede, altnda kenarlar ili turuncu bir alla Bayan Carmen Stemwood oturuyordu. Dimdik oturuyordu, elleri iskemlenin kol dayayacak yerlerinde, dizleri birbirine bitiik, bedeni bir Msr tanras gibi dimdik ve kask, enesi ileriye doru uzanm; yar ak dudaklarnn gerisinde kk parlak dileri grnyordu. Gzleri iri iri almt. rislerin koyu klrengi, gzbebeklerini yutmutu. Deli gzleriydi bunlar, kendinde deil gibiydi ama oturuu kendinde deilmi oturuu da deildi. Sanki akl ok nemli bir ile meguld de bu her neyse mthi sonular alyordu. Azndan, yz ifadesini deitirmeyen, hatta dudaklarn bile kprdatmayan teneke tnl bir kkrt kt. Kulaklarnda bir ift uzun yeim kpe vard. Gzel kpelerdi, herhalde iki yz dolara filan patlamlard. zerinde baka bir ey yoktu. Gzel bir vcudu vard, kk, kvrak, hereyi yerli yerinde, sk, yuvarlak hatl. Lambann bedenine bir incinin donuk parltsn veriyordu.

Bacaklarnda Bayan Regan'n bacaklarnn o serseri zerafeti olmasa da gzel bacaklard. Utanma ya da ehvet duymakszn batan aa szdm onu. plak bir kz deildi o u odada. Sadece bir ke. Benim iin oldum bittim bir keti zaten. Ona bakmay brakp Geiger'e dndm. Srt st yere uzanmt, in halsnn snn dna kmt, yan banda totem gibi bir ey ykseliyordu. Kartal profilli bu eyin geni ve yuvarlak tek gz, bir fotoraf makinesinin objektifiydi. Objektif, sandalyede oturan plak kza evriliydi. Totemin bir kenarna tutturulmu kararm bir fla kb vard. Geiger kaln kee tabanl in ii terlikler giymiti, bacaklarn siyah satenden bir pijama pantolonu sarp sarmalyor, vcudunun st ksmn da ilemeli bir in ceketi rtyordu, ceketin n kan iindeydi. Bana evrili cam gz prl prl parlyordu, bedenindeki en canlya benzer ey oydu. lk bakta, duyduum el ateten hibirinin hedefi amad grlyordu. Eni konu lyd. Grdm imek akmasnn nedeni flat. O deli lk, uyuturucu etkisindeki plak kzn tepkisi. el ate ise bir nc kiinin olaylarn gidiini deitirme konusunda fikir beyan edii. Arka merdivenlerden inip, arabaya atlad gibi kaan delikanlnn fikri. Onun gr asn da anlayabiliyordum dorusu. Siyah yaz masasnn dibinde, ii kahverengi svyla dolu gbekli bir srahinin yannda krmz vernikli bir tepsinin zerinde bir ift incecik altn filigranl bardak duruyordu. Srahinin tpasn kaldrp kokladm. Eter ve bir ey daha mesela afyon ruhu kokuyordu. Bu karm hi denememitim, ama sanki Geigergillere hi de fena gitmezdi. atya ve kuzey ynndeki pencerelere vuran yamuru dinledim. Geride baka hibir ses yoktu, ne araba, ne canavar dd, sadece yamur damlalarnn sesi. Divana gittim, trenkotumdan soyunup kzn eyalarnda yle bir el gezdirdim. Ak yeil ham ynlden hemen zere geiriverilen cinsten yarm kollu bir elbise vard. Bununla baa karm diye dndm. amarlarn bir kalem ge diye dndm, ince dncelilikten filan deil, kendimi kza klotunu giydirip sutyeninin kopasn balarken gzmn nne getiremiyordum da ondan. Elbiseyi alp tik aacndan sandalyeye yneldim. Bayan Sternwood da daha yarm metre teden buram buram eter kokuyordu. Hl hafif hafif kkrdyordu, bir de enesinden aa bir kpk szlyordu. Suratna bir tokat aksettim. Gzlerini krptrd ve kkrdamay kesti. Bir tokat daha aksettim. "Hadi bakalm," dedim canl bir sesle. "Cici kz olalm. Giyinelim." Bir maskenin gz delikleri kadar bombo, buz grisi gzleriyle bana bakt. "Ggngtellel," dedi. Bir iki tokat daha attm. Aldrd yoktu. Tokatlar onu kendine getirmiyordu. Elbiseyle uramaya koyuldum. Ona da aldrd yoktu. Kollarn tutup kaldrmama ses karmad, bir de sanki ok irin bir ey yapyormu gibi iki elinin parmaklarn yelpaze gibi at. Ellerini elbisenin yenlerinden geirdim, elbiseyi bandan geirip giydirdim zerine, ayaa kaldrdm onu. Kkrdayarak kollarma brakt kendini. Onu geriye iskemleye oturttum ve oraplaryla pabularn giydirdim. "Kk bir yry yapalm," dedim. "Haydi, cici kk bir yry yapalm." Kk bir yry yaptk. Yolun yans boyunca kpeleri gsme arpp durdu, dier yars boyunca da birlikte dansediyormuuz gibi, yanak yanaa ilerledik. Geiger'in cesedine kadar yryp geri dndk. Kz zorla cesede baktrdm. irin bir ey sand herhalde. Kkrdad ve bana bu fikrini bildirmek istedi, ama sadece azndan kpkler karabildi. Onu divana gtrp uzattm. ki kere hkrd, biraz kkrdad, sonra uykuya dald. Eyalarn ceplerime tktrdm, totem gibi eyin oraya gidip, arkasna getim. Fotoraf makinesi orada iindeydi tamam da, iinde film yoktu. Yere baktm, belki de vurulmadan nce karmtr diye. Film yok. Geiger'in soumakta olan gevek elinden tuttum, saa sola evirdim onu biraz. Film yoktu. Bu gelimeden holanmamtm. Odann gerisindeki kk antreye kp evi gzden geirdim. Samda bir banyo ve kilitli bir kap, en dipteyse mutfak vard. Mutfak penceresi maymuncukla zorlanmt. Tel tente gitmiti, engelin ekilip ald yer pervazda belliydi. Arka kap kilitli deildi. Olduu gibi brakp antrenin soluna den yatak odasna gz attm. Temiz, fazlaca tertipliydi, kadn odas gibiydi. Yatan zerinde farbelal bir rt vard. z aynal makyaj masasnda bir

mendil, biraz bozuk para, erkeklerin kullandklar trden sa fralar ve bir anahtarln yannda parfm duruyordu. Dolapta erkek elbiseleri, yatak rtsnn far belal kenarnn altna den yerde erkek terlikleri vard. Bay Geiger'n odas. Anahtarl oturma odasna gtrp, masann ekmecelerini kartrdm. Geri ekmecelerden birinde kilitli bir elik kutu vard. Anahtarlardan birini kullanarak atm. Bir ey yoktu iinde. Sadece, General Sternwood'daki mektuplarda grdm yana yatk el yazsyla kaleme alnm bir sr ifreli yazyla dolu mavi deriden fihristli bir telefon defteri. Defteri cebime koydum, elik kutudaki parmak izlerimi sildim, ekmeceyi yerine koyup masay kilitledim, anahtarlar cebime yerletirdim, minedeki ktk taklidi gaz sobasn sndrdm, paltoma hrndm ve Bayan Sternwood'u ayaa kaldrmaya altm. Olmayacak eydi. Eski ftrn kafasna oturttum, paltosuna sarp sarmaladm ve darya arabasna tadm. Geri dnp btn klar sndrdm, n kapy kapattm, antasndan anahtarlar karttm ve Packard' altrdm. Farlar yakmadan yoku aa indik. Oradan Alta Brea Crescent'e arabayla on dakikalk yoldu. Carmen horlayp, suratma eter solumakla geirdi bu sreyi. Ba durmadan omzuma dyordu. Ama kucama dmesinden iyiydi. 8. Sternwood'larn evinin yan giriindeki kapnn dar, kurunlu camlarnn ardnda lgn bir k vard. Packard' porte&chere'n altna ektim, cebimdekileri arabann koltuuna boalttm. Kz keye bzlm horluyordu. Klhani apkasn burnunun zerine doru ekmi, gevek ellerini yamurluun katlan zerine brakvermiti. Arabadan kp zili aldm. bayltacak kadar uzak bir yerlerden ar ar admlar yaklat. Kap ald ve o sopa gibi dimdik, gmi uak, kafasn karp bana bakt. Holden vuran k sann evresine bir aziz halesi ryordu. "yi akamlar, beyefendi," dedi kibarca, baklar beni geip Packard' buldu. Sonra gzleri tekrar gzlerime mhland. "Bayan Regan evde mi?" "Hayr, efendim." "General uyuyor inallah?" "Evet. Ancak akamlan rahat uyuyabiliyor da." "Bayan Regan'n hizmetisi evde mi?" "Mathilda m? O burada, efendim." "Onu arsan iyi olur. Kadn ii bu. Arabaya bak, anlarsn." Gitti arabaya bakt. Dnd geldi. "Anlyorum," dedi. "Mathilda'y araym." "Mathilda'dan baka kimse yardm edemez ona," dedim. "Ona yardmc olmak iin hepimiz elimizden geleni yapyoruz," dedi. "Epeyce uram olmalsnz," dedim. Duymazlktan geldi. "Eh, allah rahatlk versin," dedim. "Onu senin ellerine emanet ediyorum." "Pekl, efendim. Size bir taksi araym m?" "Kesinlikle hayr," dedim. "Aslna bakarsan ben buraya da gelmedim. Sen hayal grdn." Bunun zerine glmsedi. Ban yle bir sallad, dndm, bahenin giri yolundan aa inip byk kapdan ktm. Bunun gibi on sokak yrdm, yamurla ykanm kvrla kvrla inen yollardan indim, aa yapraklarndan damla damla dklen yamur sulan altnda, hortlaks, usuz bucaksz baheler iindeki byk evlerin kl pencerelerinin, yamacn tepelerinde ykselen, ormandaki cad evleri gibi uzak, geit vermez saak ve dam beklerinin nnden getim. Ik israf iinde parl parl parlayan bir benzin istasyonuna indim, can sklan benzinci banda beyaz apkas, zerinde koyu mavi montuyla omuzlarn ksm cam buharlanm blmenin iinde bir taburenin zerinde oturmu gazetesini okuyordu. nce girecek gibi oldum, sonra yoluma devam ettim. Zaten iliklerime kadar slanmtm. Hem sonra byle bir gecede insan taksi bekleyeyim derse gnlk sakal salar. Ayrca taksi ofrleri de bir grdklerini bir daha unutmazlar. Sk bir yryle yarm saatte Geigern evindeydim. Ne evde kimse vard, ne de yandaki evin nne parkedilmi benim arabann dnda sokakta tek bir araba.

Benim araba sahibini kaybetmi kpek gibi yle boynu bkk duruyordu. Arabadan viski iemi alp zkkmdan grtlama boalttm, sonra bir sigara yakmak zere ieri girdim. Yarya kadar itim, attm, tekrar arabadan kp Geigern evine yollandm. Kapy ap hl lk karanla daldm, paalarmdan usul usul sular damlarken durup yamuru dinledim. El yordamyla bir lamba bulup yaktm. lk gzme arpan ilemeli ipek levhalardan birkann duvardan kaybolmu olmasyd. Hepsini saymamtm ama duvarn kahverengi boyasnn zerinde yerleri plak, apak duruyordu. Biraz daha ilerleyip bir k daha yaktm. Toteme baktm. Totemin dibine, in halsnn tesine plak zeminin zerine bir baka hal serilmiti. Demin o hal yoktu orada. Geigern cesedi vard. Geigern cesedi yok olmutu. Dondum kaldm. Dudaklarm dilerimin zerinde gerdim, totemin camdan gzne bakarak srttm. Evi yeniden aradm, her ey yerli yerindeydi. Geiger, farbelal yatan ne stnde ne de altnda ne de dolabn iindeydi. Mutfak ya da banyoda da deildi. Geriye holn sandaki kilitli kap kalyordu. Geigern anahtarlarndan biri kilide uydu. Oda ilginti ama Geiger ieride deildi. lginti nk Geigern odasndan ok farklyd. Buras sssz, ok erkek bir yatak odasyd, cilal tahtadan zemine iki ufak Kzlderili kilimi atlmt, eya olarak dik arkalkl iki iskemle, zerinde bir erkek tuvalet takm ve ilerine kara mumlar yerletirilmi birer ayak uzunluunda pirin amdanlar duran koyu renk, budakl ahaptan bir masa vard. Yatak dar ve sert grnlyd, zerine kahverengi batik desenli bir rt atlmt. Oda souktu. Kapy yeniden kilitledim, tokma mendilimle sildim ve gene toteme dndm. Diz kp gzlerimi ksarak kilimle n kap arasndaki mesafeyi iyice inceledim. Kapya doru uzaklaan iki paralel izgi grr gibi oldum, sanki yere srtnen ayakkab topuklarnn izi gibi. Bunu kim yapmsa gl kuvvetli biri olmalyd. l bedenler krk kalplerden daha ar eker nk. Polis deildi. Onlar olsa henz burada olurlard, ellerinde ip ve tebeir paralar, fotoraf makineleri, parmak izi pudralar ve ucuz purolaryla ancak yeni yeni snyor olurlard. Drt bir yan hem de nasl kuatrlard. Katil de olamazd. O bir tela ekip gitmiti nk. Kz grm olmalyd. Kzn kendisini seemeyecek kadar kaym olduunu kestiremezdi. Tabanlar yalam olsa gerekti. Sorunun cevab neydi bilemiyordum ama eer biri Geigern ldrlm deil de ortadan kaybolmu grnmesini istiyorsa benim iin farketmezdi. Carmen Sternwood'u iin dnda tutarak aklayabilirdim belki de olay. Evin kapsn kilitledim, motoru altrp arabay hayata dndrdm, eve gidip du aldm, deiip kuru elbiseler giydim, gecikmi bir akam yemei yedim. Oturmu kalmm. Geigern fihristli mavi defterindeki ifreyi zmek iin kafa patlatrken epey bir scak viski yuvarlamm. Tek bildiim defterdekilerin byk olaslkla mteri isim ve adres listesi olduuydu. Drt yzn zerinde vard bunlardan. Bu da byk apl dalavere demekti, antaj hari ki iin iinde ondan da epeyce olmalyd. Listedeki herhangi bir isim katil olabilirdi. polise yansdnda polisin yerinde olmak istemezdim dorusu. urama kadar viskiyle dolu yataa yollandm, iimde bir sknt vard, ryamda uzun yeim kpeli bir kz kovalayan kanl ipek ropdambrl bir adam grdm, ben de onlarn arkasndan kouyor, elimde bo bir fotoraf makinesi fotoraflarn ekmeye alyordum. 9. Ertesi sabah hava gneli, ak, prl prld. Azma yumruk yemi gibi uyandm, iki fincan kahve itim ve sabah gazetelerine bir gz attm. Hibirinde Arthur Gwynn Geiger'le ilgili bir ey gremedim. Nemli elbisemin krklklarn amakla meguldm ki telefon ald. Arayan, Eyalet Savcs'nn bamfettii Bernie Ohls'du, beni General Stemwood'a tavsiye eden adam. "Ee, naslsn bakalm evlat?" diye balad, iyi bir uyku ekmi, kimseye be kuru borcu olmayan bir adam gibi kyordu sesi. "Akamdan kalmaym," dedim. "Ck ck ck!" Laf olsun diye gld, sonra normalden daha lakayt bir sesle, kurnaz aynasz sesiyle sordu. "General Stemwood'u grdn m?" "Hh-h." "Onun iin bir i yaptn m?"

"ok yamur yayordu," diye cevap verdim, eer buna cevap denebilirse. "Bana her an bir eyler gelen bir aileye benziyorlar. Onlara ait koca bir Buick, Lido rhtmnn anda sularda yzyormu:" Telefonu kracak gibi sk sk tuttum. Soluumu da tuttum ayn zamanda. "Evet ya," dedi Ohls neeli bir sesle. "Deniz suyu ve kumdan berbat olmu gcr gcr bir Buick... ha az kald unutuyordum, iinde de bir tip varm." Soluumu yle usul usul dar verdim ki biraz dudaklarmda kald. "Regan m?" "Ha? Kim? Haa, byk kzn bir yerden bulup karp evlendii o kaak ikici eskisini diyorsun. Hi yzyze gelmedim adamla. Denizin dibinde ne ii olur ki onun?" "Laf dolatrma. Kimin denizin dibinde ii olur ki?" "Bilmem, ahbap. Bir bakmak zere oraya gidiyorum da. Taklmak ister miydin?" "Evet" "Elini abuk tut," dedi. "Odamdaym." Tra olup giyindim, hafif bir kahvalt ettim, bir saate kalmadan Adliye'deydim. Asansrle yedinci kata ktm ve Eyalet Savcs'nn adamlarnn kulland sra sra kk bro odalarnn nnden getim. Ohls'unki tekilerden byk deildi ama srf Ohls'a aitti. Masasnn zerinde bir stampa, kalem takm, apkas ve ayaklarnn birinden baka ey yoktu. Orta boylu sansn bir adamd, beyaz fra kalar, uysal bakl gzleri ve salam dileri vard. Sokakta yzlercesini grebileceiniz bir adamd. Bense onun dokuz adam ldrdn biliyordum bunlardan n de polis korumas altndayken ya da birileri onlarn polis korumas altnda olduunu sandklar bir srada. Ayaa kalkt, Entractes marka yalanc purolarla dolu teneke kutuyu cebine att, azndakini dilerinin arasnda aa yukar sallad, ban geri atp dikkatle bana bakt. "Regan deil," dedi. "Aratrdm. Regan iriyar bir tip, senin boyunda, senden de biraz iri. Bu gen bir ocuk." Bir ey sylemedim. "Regan neden tym," diye sordu Ohls, "merak ediyor musun?" "Galiba hayr," dedim. "Kaak iki ticareti yapan bir tip zengin bir aileye damat girer de sonra da gzel bir hanmla helal para birka milyona elveda derse ben bile merak ederim dorusu. Sr sanyordun herhalde deil mi?" "Hh-h." "Anlald evlat, oltaya gelmeyeceksin. Bozulmuyorum." Elleriyle ceplerini yoklayarak masann benim oturduum tarafna geldi, apkasna uzand. "Regan' aramyorum," dedim. Kapsn kilitledi, binann resmi park yerine inip kk, mavi, st kapal bir otomobile bindik. Ara sra bir trafik iaretini savuturmak zere canavar ddn alarak, Sunset Bulvar ynnde ilerledik. Taptaze bir sabaht, havada hayat tasasz ve tatl gstermeye yetecek kadar dirilik vard, insann akl baka yerde deilse tabii. Benimki baka yerdeydi. Sahil yolundan Lido'ya yaklak elli kilometrelik yoldu, ilk on be kilometrede trafik youndu. Ohls bu yolu krk be dakikada ald. Krk be dakika sonra boyas solmu sval bir kemerin nnde bast frene, arabadan dar ktk. Kemerden denize doru, kenarna sra sra beyaza boyal babalar dizilmi uzun bir iskele uzanyordu, iskelenin ucunda bir kme insan denize doru eilmi bakyorlar, motosikletli bir polis de kemerin altnda durmu iskeleye kmak isteyen baka bir gurubun yolunu kesiyordu. Otoyolun iki yannda arabalar parketmiti, kadn erkei her zamanki etyiyiciler hazr ve nazrdlar. Ohls motosikletli polise rozetini gsterdi, iskeleye ktk. Burnumuza dn geceki uzun, sk yamurun biraz olsun hafifletmeyi bile baaramad ar bir balk kokusu doldu. "te orada; motorun zerinde," dedi Ohls, yalanc purolardan biriyle iaret ederek. zerinde bir rmorkrnkini andran dmen dolabyla yayvan, kara bir salapurya iskelenin en sonundaki kazklarn oraya gizlenmiti adeta. Gvertesinde sabah gneinde prl prl parlayan, etrafna ekme zincirleri sarlm bir ey vard, kara renkli nikelajl byk bir araba. Zincir tamburunun

kolu geriye yerine inmi, gverte hizasna gelmiti. Arabann evresini alm birileri vard. Kaygan basamaklardan aaya gverteye indik. Ohls yeil haki niformal bir erif yardmcsyla sivil elbiseli bir adama merhaba dedi. Salapuryann kiilik mrettebat dmen dolabna yaslanm, ttn iniyorlard. lerinden bir tanesi kirli bir banyo havlusuyla*salarn kuruluyordu. Bu, arabann etrafna zincirleri geirmek iin suya dalan adamd herhalde. Arabay gzden geirdik. n amurluk erilmi, bir far krlm, teki krlmam ama yamulmutu. Radyatrn zgarasnda byk bir yark vard, arabann boyasyla nikelaj batan aa izikti. Deme suyu emmiti, kapkarayd. Lastiklerden hibiri zarar grme benzemiyordu. Ba omuzlarnn zerinde garip bir ayla arplm src hl direksiyona dolanm duruyordu. ok ksa sre nce yakkl olan ince uzun, koyu renk sal bir ocuktu. imdiyse yz mavimsi beyaz renkteydi, gzleri yar kapal gzkapaklarnn altnda donuk donuk parlyordu, ak aznn ii kumla doluydu. Alnnn sol kenarnda cildinin beyaz zerinde belirginleen donuk renkli bir rk vard. Ohls geriledi, grtlan temizledi ve kk purosunu yakt. "Hikye nedir?" niformal adam iskelenin ucundaki merakl taifesini iaret etti. ilerinden biri beyaz babalardan ikisinin arasndaki iki tarafa zorlanarak alm geni delii kurcalyordu. Korkuluun paraland yer taze kesilmi am tahtas gibi sar ve temiz grnlyd. "Buray yarm gemi. Fena bindirmi olmal. Yamur burada erken dindi, akam dokuzda filan. Krk tahtann i taraf kuru. Demek ki yamur durduktan sonra. Su yksekken dm yoksa daha fena karaya otururdu, gene de sular yarm kabarkm daha, yoksa deniz daha ilerilere atard, ekilince de tam ekilmemi yoksa kazklara bindirirdi. Bu da dn akam saat on civar demektir. Belki dokuz buuk, daha erken deil. Bu sabah ocuklar bala ktklarnda grmler, gelip ekince iinde ly bulduk." Sivil polis pabucunun burnunu gverteye srtt. Ohls bana bir yan bak frlatt ve purosunu sigara gibi oynatt. "Sarho muymu?" diye sordu yle ortaya. Havluyla kafasn silmekte olan adam zincirin oraya gitti ve herkesi irkilten bir grltyle boazn temizledi. "Azma kum girmi," dedi, tkrd. "u olancn azndaki kadar deil, ama gene de girdi." niformal konutu: "Sarhotu belki. Yamurda, tek bana caka sattna gre! Sarholardan her ey beklenir." "Sarho mu, hadi canm," dedi sivil polis. "El freni yar ekikti, herifin yzne de yandan vurmular. Bana sorarsan cinayet." Ohls havlulu adama bakt: "Sen ne dersin, ahbap?" Havlulu adamn gururu okanmt. Srtt. "ntihar diyorum, arkada. zerime vazife deil ama sordun diye sylyorum, intihar. Bir kere olancaz iskeleden aa derken cetvel gibi dz bir izgi ekmi. Lastik izlerini sonuna kadar grebiliyorsun. Memur beyin dedii gibi demek ki yamurdan sonra. Bir iki de takla atm olmal. Demek ki korkulua bindirmeden nce mthi hz yapm olacak. El frenini ekmek yetmez. Suya derken eli arpm olabilir, kafasn da suya derken arpmtr herhalde." "yi gz varm sende, ahbap. Aradnz m stn?" diye sordu memura. Memur bana bakt, sonra da salapuryann nne birikmi halka. "Tamam, kalsn," dedi Ohls. Gzlkl, yorgun suratl, kara antal kk bir adam rhtmdan aa indi, geldi. Gvertede olabildiince temiz bir nokta seip antasn yere koydu. Sonra apkasn kard, ensesini ovuturdu, sanki nerede olduunu ya da nereden geldiini unutmu gibi ak denize dald gitti. "Mteri bu ite, Doktor. Dn gece rhtmdan aa dal yapm. Dokuzla on aras. Btn bildiimiz bu." Kk adam lye aksi bir bak frlatt. Kafasn elledi, akaktaki re bakt, ba iki eliyle o yana bu yana evirdi, kaburgalarn yoklad. lnn gevek elini havaya kaldrp, trnaklara bakt. Sonra eli brakt, dn seyretti. Geriye ekildi, antasn at, iinden kard basl formlardan birine karbonun zerinden yazmaya balad.

"Grnrde lm sebebi boyun krlmas," dedi yazarken. "Bu da demektir ki iine pek su girmemi olmal. Bu da demektir ki ak havaya da ktna gre arabuk souyup katlar. Soumadan nce arabadan karmak lazm. Sonra biraz zor karrsnz." Ohls ban sallad. "leli ne kadar olmu, Doktor?" "Bilemem." Ohls serte bakt ona, sonra azndan kk puroyu karp kt kt puroya bakt. "Tantmza memnun oldum, Doktor. Be dakika iinde lm saatini kestiremeyen adli tp grevlisi hi grmemitim dorusu!" Kk adam eki bir suratla srtt, bloknotunu antasna koyup kurun kalemini yeleinin cebine yerletirdi. "Dn gece yemek yemise, syleyebilirim saat kata yediini bilirsem. Ama be dakika iinde mmkn deil." "Bu rk nasl olmu olabilir derken mi?" Kk adam re yeniden bakt. "Sanmyorum. st rtl bireyle vurmular. lmeden nce de i kanama olmu." "Copla olabilir mi?" "ok mmkn." Kk adam ban sallad, antasn gverteden alp, basamaklar trmand iskeleye kt yeniden. Sval kemerin oraya bir cankurtaran yanayordu. Ohls bana bakt, "Haydi gidelim. Buraya kadar geldiimize dememi, deil mi?" dedi. skeleden yryerek geriye dndk, yeniden Ohls'un arabasna bindik. Direksiyonu krp otoyola ktk, yamurla tertemiz ykanm eritli otoyoldan pembe yosunla izgi izgi olmu sanl beyazl alak kum tepeleri boyunca yol aldk. Bir iki mart denize doru daireler izip kpkl dalgalarn zerindeki bir eye dal yapyorlar, ta uzakta beyaz bir yat sanki gzyznde aslym gibi duruyordu. Ohls enesini ileri kartp bana doru dnd, sordu: "Tanyor musun?" "Tabii, Sternwood'larn ofr. Onu daha dn ayn arabann tozunu alrken grdm." "ine karmak istemiyorum, Marlowe. Bana sadece unu syle, senin iin onunla ilgisi var m?" "Yok. Adn bile bilmiyorum." "Owen Taylor. Nereden mi biliyorum? Matrak bir hikye. Bir yl filan oluyor, onu Mann Yasas'na ilikin bir sutan tr ieri almtk. Anlalan Sternwood'un ateli kzn, k, Yuma'ya karm. Byk kzkarde arkalarndan gidip onlar geri getirdi, Owen'i de delie tktrtt. Ertesi gn eyalet savcsna gelmi, olann braklmasn salam. Dediine gre olan kzkardeiyle evlenmek istiyormu, niyeti de ciddiymi ama kzkardei bunu anlayamam. Ona kalrsa, kzkardeinin derdi, yle iyice bir kafay bulup, elenmekmi. te byle, olan salverdik, sonra bir baktk ki yeniden ie almlar. Bir sre sonra Washington'dan parmak izi raporu geldi, Indiana'da polis kayd varm meerse, alt yl nce silahl soyguna teebbsten. Eyalet hapishanesinde alt ay yatp km, Dillinger'in kat hapishane var ya, orada. Bu bilgiyi Sternwood'lara ilettik, gene de iine son vermediler. Ne dersin bu ie?" "Hepsinin vidalan gevek anlalan," dedim. "Dn gece olanlardan haberleri var m?" "Hayr. Birazdan yzleeceim onlarla." "Mmknse ihtiyar bu ie kartrma." "Neden?" "Yeterince derdi var zaten, hem de hasta." "Regan' m kastediyorsun?" Somurttum. "Regan hakknda bir ey bilmiyorum, syledim sana. Regan' aramyorum. Bildiim kadaryla Regan kimsenin tavuuna kt dememi." "Ooo," dedi Ohls. Denize doru dald gitti baklar, az kald araba yoldan kyordu. Ondan sonra da yol boyunca azn amad dense yeridir. Beni Hollywood'da in Tiyatrosu yaknlarnda indirdi, geri dnd, batya Alta Brea'ya doru yneldi. Ayakst bir eyler yedim, leden sonra gazetelerinden birine gz gezdirdim, ama orada Geiger'le ilgili bir haber gremedim. le yemeinden sonra douya doru yrdm, Geigern dkknna bir kere daha bakmak istiyordum.

10.

Taksitle mcevher satan dkknn sska, kara gzl sahibi dkknn giriinde tpk dn akamst grdm gibi durmu bekliyordu. Ben keyi dnerken gene ayn bilmi bakla bakt. Dkkn aynyd. Kedeki kk masann zerinde gene lamba yanyordu, ayn sandre sarn zerinde ayn siyah, sete benzer elbiseyle kalkt, yznde ayn belirsiz glmsemeyle bana doru geldi. "Bir ey" dedi ve sustu. Ellerinin gm boyal trnaklar iki yannda seirdi. Glmsemesi azck zorlamayd. Glmseme filan deildi. Srtmayd. O glmseme sanyordu sadece. "te gene geldim," dedim haval bir sesle, sigaramla bir daire izdim. "Bay Geiger burdalar m bugn?" "ey ben korkarm hayr. Hayr korkarm hayr. Bir dakika siz ne istemitiniz?" Kara gzlm karp bununla nazl nazl sol bileimin i tarafna vurdum. Seksen ksur kilo ekip de uuan bir kelebee benzemek mmknse elimden geleni yaptm sylenebilirdi. "u ilk basmlar ii vard ya," diye fsldadm. "Ayam denk almam gerek. lgilenecei bir ey var bende. Uzun zamandr arad bir ey." Gm renkli trnaklar siyah kpeli kk kulan zerindeki bir tutam saa dokundu. "A, satcsnz demek ki," dedi. "Eh yarn gelin o zaman. Yarn burada olur." "Brak aya," dedim. "Ben de sizdenim." Gzleri, bir ormann ta ilerinde aa glgelerine gizlenmi bir orman gl gibi, ince, yeilimsi birer k izgisi olana kadar ksld. Parmaklarn avucuna bastrd. Gzleri hl bana dikili, vahi bir soluk salverdi. "Hasta m? Evine de gidebilirim o zaman," dedim sabrszca. "Sonsuza kadar vaktim yok, bak" "Siz bir, siz bir..." Grtla tkand. Burun st yere decek sandm. Btn vcudu titredi, yz ilk bak darbesiyle dalan dn pastas gibi krkt. Yava yava, byk bir arlk kaldrrcasna, srf irade gcyle yeniden dzeltti yzn. uras buras fena tarazlanm da olsa glmsemesi dnd, geri geldi. "Hayr," dedi. "Hayr. Kent dnda. Evine gitseniz de bir ie yaramaz. Yarn gelemez miydiniz acaba?" Tam bir ey sylemek zere azm amtm ki separe kap birazck ald. Deri ceketli, esmer, uzun boylu, yakkl ocuk kapdan bakt, yz solgun, dudaklar smsk kapalyd, grd beni, kapy yeniden arabuk kapad ama o daha kapy kapamaya frsat bulamadan ben arkada duran, ilerine gazete kd denmi kitap dolu tahta kasalar grmtm bile. zerindeki tulum daha hi kullanlmama benzeyen bir adam kasalara bir eyler koyup karyordu. Geigern mallarndan bir ksm tanyordu demek ki. Kap kapannca kara gzlklerimi yeniden taktm, apkama dokundum. "O halde yarn. Size bir kartm takdim etmek isterdim ama anlarsnz ya, ne yazk ki" "Evvet. Anlarm." Bir daha titredi ve parlak dudaklarnn arasndan garip bir emme sesi kt. Dkkndan ktm, bulvarn bat kesine doru yrdm, sonra kuzey ynne dkknlarn arkasndaki dar sokaa saptm. Geigern dkknnn arka kna yk ksmnn evresine tel ekilmi, zeri yazsz, kara bir kamyon parketmiti. Hi kullanlmama benzeyen bir tulum giymi adam tahta kasalardan birini arkaya yklemekle meguld. Dndm, yeniden bulvara ktm ve Geigern dkknna bitiik sokaktaki yangn musluunun oraya parketmi bir taksi buldum. Genten bir olan direksiyonun arkasnda elindeki korku dergisini okumakla meguld. eri eildim, bir dolan gsterdim ucundan: "Birini izler misin?" Beni szd batan aa: "Aynasz msn?" "zel." Srtt. "Ekmek param olur, ahbap." Dergiyi dikiz aynasnn arkasna tktrd, ben de arabaya atladm. Soka dndk, Geigern depo knn oraya kar kaldrma, gene bir yangn musluunun dibine parkettik. Kamyona bir dzine kutu ykledikten sonra tulumlu adam kamyonun arka kapaklarn kapad, kancasn takt, direksiyona geti.

"Yakala unu," dedim benimkine. Tulumlu adam motorunu altrd, sokaa boylu boyunca bir bak frlatt ve olanca hzyla ters ynde yol almaya balad. Sola dnp yola kt. Biz de aynsn yaptk. Douya Franklin'e dnerken yle bir grdm kamyonu, ofre biraz yaklamasn syledim. Yaklamad ya da yaklaamad. Franklin'e vardmzda kamyonu iki sokak temizde grdm. Vine'a kadar gzmzn nndeydi, Vine' geip Western'e giderken de yle. Western! getikten sonra onu iki kere daha grdk. Trafik ok skkt, benim genten ofr de kamyonu ok uzaktan izleyebiliyordu. Bu dncemi suratna sylemekle meguldm ki, o sra iyice ilerimizde olan kamyon yeniden kuzeye sapt. Sapt sokan ad Brittany Meydan'yd. Biz Brittany Meydan'na vardmzda kamyon gzden kaybolmutu. Benim genten ofr caml blmenin n tarafndan, oturduu yerden yattrc sesler kard, saatte krk kilometre yaparak yoku yukar vurduk, kamyonu fundalklarn dibinde arayacaktk anlalan. ki sokak sonra Brittany Meydan douya kvrlp Randall Meydan'na kavuuyordu. Burada, dil gibi dar uzanm bir toprak parasnn zerinde n cephesi Randall Meydan'na bakan, giri katndaki garaj ise arkaya, Brittany'ye alan beyaza boyal bir apartman vard. Tam bunun nnden geiyorduk, benim genten ofr kamyonun ok uzaa gitmi olamayacan sylyordu ki garajn kemerli giri kapsndan baktm ve ierinin karanlnda arka kapaklar yeniden alm kamyonu grdm. Dndk, apartmann nne geldik, ben indim. Lobide ne kimse vard, ne de bir zil tablosu. zerine yaldzl posta kutular sralanm duvara bitiik tahta bir masa vard, isimlere gzattm. 405 numaral dairede Joseph Brody adnda biri oturuyordu. Carmen'le oynamaktan vazgeip oynaacak baka bir ufaklk bulma kouluyla General Sternwood'dan be bin dolar para szdran kiinin de ad Joe Brody'ydi. O Joe Brody bu Joe Brody olabilirdi. Bahse girmek geldi iimden. yle bir dnp karo deli basamaklarn balad yerle asansr boluunun bulunduu yere geldim. Asansrn tepesi zeminle ayn dzeydeydi. Asansr boluunun yannda "Garaj" yazl bir kap vard. Atm, dar basamaklardan aaya, bodruma indim. Asansrn kaps akt, tulumlu adam oflaya poflaya ar kolileri ieri yklyordu. Yannda durdum, bir sigara yakp onu seyrettim. Bu iten holanma benzemiyordu. Aradan biraz geti. "Yklediine dikkat et, ahbap. Yarm tondan fazlasn ekmez," dedim. "Nereye tanyor bunlar?" "Brody'ye, 405 numara," dedi. "Ynetici misiniz?" "Bildin. Esasl ganimete benziyor." Uuk renk beyaz kirpikli gzleriyle dik dik bakt bana. "Kitap," diye hrlad. "Her kutu en azndan elli kilo, bense otuz kilodan fazlasn zor tarm." "Bilmem, arla dikkat et de sen." Alt koliyle birlikte asansre girdi, kaplan kapad. Basamaklardan yukar lobiye ktm yeniden, oradan da sokaa, taksi beni bromun bulunduu sokaa brakt. Genten ofre fazlaca para verdim, o da bana kenar kvrlm kartn verdi, nedense bu defa asansrn yanndaki kum dolu seramik kaba atvermedim kart. Arka tarafta yedinci katta bir buuk odam vard. Yarm oda, zamannda bekleme odas yapmak zere ikiye bldm odayd. Benim odann kapsnn zerinde sadece adm yazlyd, o da sadece bekleme odas blmnn zerinde. Buray hi kilitlemezdim, ola ki mteri gelir, oturup beklemek ister diye. te, bugn mterim vard. 11. zerinde kahverengi tonlarnda puanl tvid takm, erkek gmleine benzer bir gmlekle kravat vard, ayanda ise irkince yry pabular. oraplar bir gn ncekiler kadar inceydi ama bu sefer o kadar bacak gstermiyordu. Ona elli dolara patlam olsa da masa stampasna yle bir baslverip yaplma benzer Robin Hood apkasnn altnda kara salar parl parl parlyordu. "Eh yani, amma da erken kalkarmsnz," dedi; solmu krmz divana, birbirinin ei olmayan iki ezlongumsu koltua, ykanmak isteyen tl perdelere ve odaya profesyonel bir hava versinler diye, okul ocuklarnn krslerini

andran masann zerine atlm eskinin eskisi dergilere bakarak burnunu krtrd. "Yatakta altnz dnmeye balayacaktm neredeyse, Marcel Proust gibi." "O da kim?" Azma bir sigara kondurup ona baktm. Biraz solgun ve gergin grnyordu ama iler sarpa sarnca ylmayan bir hali de vard. "Bir Fransz yazar, yozluk uzmandr. Siz tanmazsnz." "Ck ck," dedim. "Mahrem odama gelsenize." Ayaa kalkt, "Dn pek anlaamadk. Kabalk etmi olabilirim," dedi. "kimiz de kabalk ettik," dedim. Ara kapy ap girmesi iin tuttum. Sitimin geri kalanna girdik. Burada pek tertaze olmayan pas rengi bir hal, ileri azna kadar Kaliforniya iklimiyle dolu be dosya dolab, gk mavisi bir zeminde pembe elbiseleri, parlak kahverengi salar ve dev eriklere benzeyen kara gzleriyle yuvarlanan gzellik kralielerini gsteren bir firma takvimi vard. tane ceviz iskemle, bildik stampas, kalem takm, kll ve telefonuyla bildik masa, masann gerisinde de gene bildik gcrtl dner iskemle vard. "Pek vitrin dkn deilsiniz," dedi, masann mteri tarafna yerleirken. Posta kutusuna gidip alt zarf aldm, bunlardan ikisi mektup, drd de reklamd. apkam telefona asp oturdum. "Biz Pinkertonlar byleyizdir," dedim. "Drstseniz bu iten pek fazla para kazanamazsnz. Vitrininiz varsa, paranz da vardr ya da olacaktr." "A, drstsnz demek?" diye sordu ve antasn at. Fransz ii mineli bir tabakadan bir sigara seti, cep akmayla yakt, tabakayla akma geriye antasna att ve antay ak brakt. "Acnacak kadar." "Bu bulak ie nereden girdiniz o zaman?" "Siz nasl oldu da bir kaak iki imalatsyla evlendiniz?" "Aman allahm, yeniden kavga etmeye balamayalm. Btn sabah telefonla sizi aradm. Buradan ve evden." "Owen'la ilgili olarak m?" Yz birden gerildi. Sesi yumuakt. "Zavall Owen," dedi. "Demek ki haberiniz var." "Eyalet Savcs'nn adamlarndan biri beni Lido'ya gtrd. Olay hakknda bir eyler biliyorumdur diye dnyordu. Gelgr ki o benim bildiimden fazlasn biliyordu. Owen'in kardeinizle evlenmek istediini biliyordu bir zamanlar." Ses karmadan sigarasndan birka nefes ald ve kara gzlerini yzmden hi ayrmadan bakt bana. "Belki de fena olmazd," dedi sakin bir sesle. "Owen kzkardeime kt. Bizim evrelerde pek rastlanmayan bir zellik." "Sabka kayd vard." Omuzlarn silkti. Aldrmaz bir sesle konutu: "Torpili yoktu. Bu boazna kadar sua batm yoz lkede sabka kayd olmann tek anlam budur." "O kadar ileri gitmezdim yerinizde olsam." Sa elindeki eldiveni syrd, iaret parman azna kaldrarak ilk eklem yerinden srd baklarm benden ayrmadan. "Sizinle Owen'dan konumaya gelmedim. Babamn sizinle hangi konuda grmeye geldiini syleyebilecek gibi hissediyor musunuz kendinizi?" "Onun izni olmadan, hayr." "Carmen hakknda myd?" "Bu kadarn bile syleyemem." Pipomu doldurdum, bir kibritle yaktm. Bir an gzlerini dikip aleve bakt. Sonra eli ak antasna gitti, iinden kaln beyaz bir zarf kard. Masann gerisinden bana doru frlatt zarf. "Bir baksanz iyi olur," dedi. Zarf elime aldm. zerindeki daktiloyla yazl adres Bayan Vivian Regan, 3765 Alta Brea Crescent, Bat Hollywood'du. Mektup zel ulak yollanmt, zerindeki damga postahaneden k saatini sabah 8.35 olarak belirtiyordu. Atm, iinde on bire sekiz santim boyutlarnda parlak bir fotoraftan baka bir ey yoktu. Fotoraf Geigern evindeki o yksek arkalkl iskemlede, kulaklarnda kpeleri, zerinde bayramlklaryla oturan Carmen'den baka birisi deildi. Gzleri hatrladmdan daha da deli deli bakyordu. Fotorafn arkas yazszd. Zarfa geri koydum.

"Ne kadar istiyorlar?" diye sordum. "Be bin negatifler ve teki fotoraflar iin. iin bu gece balanmas gerek, yoksa ellerindekileri o rezil gazetelerden birine verecekler." "Nasl istediler paray?" "Zarf aldktan yarm saat sonra bir kadn beni telefonla arad." "Gazete hikyesinden bir ey kmaz. Byle davalarda jri annda davacnn lehinde karar veriyor bugnlerde. Baka ne var?" "Baka bir ey olmas m gerekiyor?" "Evet." Gzlerini dikti, akn akn bakt bana. "Var. Kadn iin iinde polislik bir mesele olduunu, bir an nce karar versem iyi olacan syledi, yoksa kzkardeimi tel rgnn gerisinden grrmm." "Bu daha iyi," dedim. "Neymi bu polislik i?" "Bilmiyorum." "Carmen nerede u anda?" "Evde. Dn gece hastayd. Hl yataktadr, herhalde." "Dn gece bir yere mi kmt?" "Hayr. Ben evde yoktum, ama hizmetiler kmadn sylyor. Las Olindas'a Eddie Mars'n Selviler Kulb'ne rulet oynamaya gitmitim. Son kuruuma kadar kaybettim." "Demek ruletten holanyorsun. Tahmin etmitim." Bacak bacak zerine att, bir sigara daha yakt. "Evet. Rulet severim. Sternwood'larn hepsi sonu kaybetmekle biten oyunlar severler, rulet gibi, onlar yzst brakp giden erkeklerle evlenmek gibi ya da elli sekiz yanda engelli at kousuna katlp engeli aamayp mr boyu sakat kalmak gibi. Sternwood'larn paras vardr. Bir frsat, bir frsat daha satn almaya yetecek kadar paralan." "Owen'in ne ii vard dn gece senin arabada?" "Kimbilir. Sormadan alm. zin gecelerinde arabalardan birini almasna ses karmayz, ama dn izin gecesi deildi." Dudaklarn bzd. "Acaba sence?" "Carmen'in plak fotorafndan haberi var myd diye soracaksn? Nasl bilebilirim ki? Owen ihtimalini de unutmuyorum. Be bin nakit bulabilir misin hemen?" "Babama sormadan olmaz ya da dn almam gerekir. Eddie Mars'dan bor alabilirim belki. Allah biliyor ya, bana eli ak davranmas gerekir." "Denesen iyi olur. Acele gerekebilir." Geriye yasland ve kolunu iskemlenin zerine att. "Polise haber vermeye ne dersin?" "yi fikir. Ama yapmazsn." "yle mi dersin?" "Evet. Baban ve kzkardeini koruman gerekir. Polisin bana ne aaca belli olmaz. Hasralt edemeyecekleri bir ey kabilir. Geri antaj vakalarnda genellikle hasralt etme yanldrlar ama..." "Bir ey yapabilir misin?" "Belki yaparm. Ama nedenini ya da nasln sorma." "Senden holandm," dedi birdenbire. "Mucizelere inanyorsun. Ofiste ikin bulunur mu?" Yazhanenin i gzn atm, ofisteki iemle iki kk iki barda kardm. Doldurdum, itik. antasn kapatt, iskemlesini itti. "Be bini bulacam," dedi. "Eddie Mars'a az para kazandrmadm. Belki bilmiyorsun ama bana iyi davranmas iin baka bir neden daha var." Dudaklarn gzlere ulamadan nce unutuverdikleri o glmsemelerden birini yollad bana. "Eddie'nin kars olan sarn, Rusty'nin birlikte kat kadn!" Bir ey sylemedim. Kafay bulmu gibi bakt bana ve ekledi: "Seni ilgilendirmiyor mu?" "Onu bulmamz kolaylatrabilirdi bu eer onu aryor olsaydm. Bu rezillikte onun parma yoktur herhalde, deil mi?" Bo bardan bana doru itti. "Bir iki daha ver bana. Azndan laf alnacak en son adamsn. Kulaklarm bile oynatmyorsun." Kk barda doldurdum. "Benden renmek istediin hereyi rendin iyi ki kocan aramyorum."

ki bardan hzla masann zerine koydu. Soluu kesildi sanki bir an ya da kesilirmi numaras yapt. Soluunu hafife dar verdi sonra. "Rusty dzenbaz deildi. Dzenbaz olsayd, be kuru uruna olmazd. Nakit on be bin dolar tard yannda. Kaklk param derdi buna. Evlendiimizde de, beni terkedip gittiinde de yanndayd bu para. Hayr Rusty ucuz antaj dalaverelerine karmaz." Uzand zarf ald, ayaa kalkt. "Haberleeceiz," dedim. "Mesaj brakmak istersen, oturduum apartmandaki santral kza yazdr." Kapya yrdk. Beyaz zarf parmaklarnn eklem yerlerine vurarak konutu: "Hl babamn ne sylediini bana" "nce onunla konumam gerekir." Kapdan kmadan nce durdu, fotoraf zarftan karp bakt. "Ufak tefek, gzel bir vcudu var deil mi?" , "H-h." Bir para bana doru kaykld. "Bir de benimkini grsen," dedi ciddi ciddi. "Ayarlayabilir miyiz?" Tiz bir kahkahayla gld birden, kapdan karken ban evirip souka bir sesle, "Rastladm en soukkanl hayvansn sen, Marlowe. Yoksa sana Phil diyebilir miyim?" dedi. "Tabii." "Bana Vivian de." "Teekkrler, Bayan Regan." "Aman, cehennemin dibine git Marlowe!" kt gitti, dnp arkasna bakmad. Kapy kapattm, elim kapnn kolunda, gzlerim elimde olduum yerde durdum kaldm. Yzm ate basmt sanki. Masama gittim, viskiyi kaldrp yerine koydum, kk bardaklar ykayp onlar da kaldrdm. apkam telefonun zerinden aldm, eyalet savcsnn brosunu arayp Bernie Ohls'u istedim. Odasna dnmt. "Eveet, ihtiyarn ban artmadm," dedi. "Uak ya kendisinin ya da iki kzdan birinin ona olay anlatacaklarn syledi. Bu Owen Taylor garajn zerinde oturuyormu, eyalarn aradm. Ana-babas Iowa'da Dubuque'de oturuyor. Orann polis mfettiine telgraf ektim, ne yapmamz istiyorlarsa sylesinler diye. Masraflar Sternwood'lar karlayacak." "ntihar m?" diye sordum. "Bilemiyorum. Not brakmam. Arabay izinsiz alm. Dn gece Bayan Regan dnda herkes evdeymi. Bayan Regan, Larry Cobb adnda bir playboy'la Las Olindas'a inmi. Aratrdm. Krupiye olanlardan birini tanyorum." "Bu cicili bicili kumarn nn almalsnz," dedim. "Bunca byk kar szkonusuyken yle mi? Yann adam ol, Marlowe. Olann bandaki darbe izi aklm kurcalyor. Bana yardmc olamayacana emin misin?" Soruyu soru tarz houma gitmiti. Yalan sylemeden hayr deme frsat veriyordu bana. Vedalatk, bromdan ktm, ledensonra kan gazetelerin n de aldm, bir taksiye atlayp arabam park yerinden almak zere Adliye'ye yollandm. Gazetelerin hibirinde Geiger'le ilgili bir haber yoktu. Geigern mavi not defterine bir kere daha gzattm ama ifresi hl geen geceki kadar inatyd. 12. Laverne Terrace'n yukarlarndaki aalar yamur ertesi yemyeil yapraklarla donanmlard. Akamzeri gneinin serin aydnlnda katilin karanla el ate ettikten sonra kat basamaklarla dik yokuu grebiliyordum. Aadaki sokakta iki kk ev vard. Silah seslerini duymu da olabilirlerdi duymam da. Geigern evinin ya da ayn sradaki baka hibir evin nnde herhangi bir hareket yoktu. Evin nndeki saksl fundalklar yeil ve dingin, atdaki tahta saaklar henz slakt. Arabay ar ar evin nnden srerken kafamda bir fikir dnp duruyordu. Dn gece garaja gz atmamtm. Geigern cesedi ortadan kaybolduunda onu bulmaya almamtm. O kadar zorlama olurdu, gene de, cesedi garaja kendi arabasna kadar srklemek, sonra da arabay Los Angeles'n evresindeki yz ksur ssz kanyondan birinden aa yuvarlamak, onu gnlerce hatta aylarca ortadan kaldrmann en iyi yolu olmaz myd? Bu iki eyi gerektirirdi: Geigern arabasnn anahtar ve iki kii. Bu taranlacak alan

iyice daraltrd, hele de olay olduunda zel anahtarlarnn cebimde olduu dnlrse. Garaja gz atma frsat bulamadm. Kaplar kapalyd, zerlerinde asma kilit vard, stelik ben yaklarken fundaln ardnda bir ey kprdad. zerinde yeil beyaz kareli manto, ipeksi salarnn zerinde dme byklnde apka olan bir kadn sk yapraklarn arasndan kt ve yokuu trmandm duymam gibi iri iri alm gzleriyle arabama bakt. Sonra anszn arkasn dnp gzden kayboldu. Carmen Sternwood'du tabii. Sokan daha yukarsna doru kp arabay parkettim, sonra yryerek geri dndm. Gpegndz, herkesin gz nnde yaplmas tehlikeli bir ey yapmtm aslnda. Fundalklar aralayp girdim. Kilitli kapnn nnde dimdik, hi sesini karmadan duruyordu. Bir eli ar ar dilerine doru gitti, komik baparman dileriyle srd. Gzaklar mor mordu, yz gerginlikten bembeyazd. Yanmaz glmsedi bana. nce, gevrek bir sesle "merhaba," dedi. "Neyney?" Soru tavsad, baparmaa dnd yeniden. "Hatrladn m beni?" dedim. "Doghouse Reilly, gereinden fazla boylu olan adam hani. Hatrladn m?" Ban evet anlamnda sallad, acele bir glmseme seirdi yznde. "eri girelim," dedim. "Bende anahtar var. Kyak i, deil mi?" "Ney ney" Kz bir yana itip anahtar kilide soktum, kapy ap kz ieri ittim sonra da. Kapy arkamdan kapadm, olduum yerde durdum, yle bir evreyi kokladm. Ortalk gn nda korkun grnyordu. Duvarlardaki in ii pl prt, kilim, cicili bicili lambalar, tik aacndan dalgamotorlar, alacal bulacal renkler, totem, eter ve afyonruhu kokusu gn nda btn bunlar sinsi bir art niyete brnyordu. Bir hortlaklar elentisinin sonu gibi. Kz ve ben ayakta durmu birbirimize bakyorduk. O, yzne irin kk bir glck kondurmaya alyordu fakat yz bu zahmeti kaldramayacak kadar yorgundu. Glck, denizin kumun zerindeki izi yalayp geii gibi kaybolup gittiinde geride kalan akn, bn, bo baklarnn ardnda beliren sert ve prtkl yzey, solgun teniydi. Beyazms diliyle epeevre azn yalad. Karmdaki pek fena yollara sapm, mark, ok da zeki olmayan kk bir kzd, kimsenin de duruma el koyduu yoktu. Allah belasn versin zenginlerin. Kusacam geliyordu. Bir sigara sardm, yolumun zerindeki kitaplar ayamla itip, siyah cilal yazhanenin ucuna ilitim. Sigaram yaktm, dumann fledim, sesimi karmadan dibaparmak numarasn seyrettim bir sre. Carmen baretmenin odasna arlm kabahatli bir kz gibi nmde duruyordu. "Ne iin var burada?" diye sordum sonunda. Mantosunun kuman ekitirdi ve cevap vermedi. "Dn gece olup bitenlerin ne kadarn hatrlyorsun?" Buna cevap verdi gzlerinin gerisine kurnaz bir lt yaylmt. "Neyi hatrlayacam ki? Dn gece hastaydm. Evdeydim." Sesi kulaklarma ancak erien temkinli, hrltl bir sesti. "Yok canm, yle mi?" Gzlerini krptrverdi. "Eve gitmeden nce," dedim. "Ben seni eve gtrmeden nce. Burada. u koltukta" koltuu iaret ettim, "u turuncu aln zerinde. Bal gibi hatrlyorsun." Boynundan yukar doru ar ar bir kzllk yayld yzne. Bu da bir eydi. Yz kzaryordu. Kaym klrengi gzbebeklerinin gerisinde gzaklar grnp kayboldu. Baparman daha hzl inemeye koyuldu. "Sen miydin o?" diye fsldad. "Bendim ya. Ne kadarn hatrlyorsun?" Ryada gibi konutu: "Polis misin sen?" "Hayr. Babann bir dostuyum." "Polis deil misin?" "Hayr." Kk bir soluk koyverdi. "Ne ne istiyorsun?" "Onu kim ldrd?"

Omuzlan srad, ama bunun dnda yznde tek izgi kprdamad. "Baka kim biliyor?" "Geiger'i mi? Bilmem. Polis bilmiyor yoksa oktan postu sererlerdi buraya. Belki Joe Brody." Kurusk atmtm ama tuttu. "Joe Brody mi! O ha!" kimiz de konumadk. Ben sigaram pfrdettim, o baparman inedi. "Brak kurnazl, allahakna!" dedim ona. "Olduun gibi oluver bir kerelik de. Onu Brody mi ldrd?" "Kimi ldrd?" "Allahm, sen bilirsin!" dedim. Alnmt sanki. enesini yle bir milim kadar sarktt. "Evet," dedi ciddi ciddi. "Joe yapt!" "Neden?" "Bilmiyorum." Ban sallad kendini bilmediine inandrmak iin. "Son zamanlarda onunla ska grtn m?" Ellerini indirdi, parmaklarnn eklem yerleri nokta nokta beyaza kesti. "Bir iki kere. Nefret ederim ondan." "O zaman nerede oturduunu biliyorsundur." "Evet" "Demek artk ondan holanmyorsun?" "Nefret ediyorum!" "Demek katilin o olmas houna gidecek!" Gene bir afallama. Fazla hzl gidiyordum. Ama baka trls elimden gelmiyordu. "Polise katil Joe Brody'ydi demeye raz msn?" Aniden gelen panik, yzn alev alev yapt. "plak fotoraf meselesini rtbas edebilirsem tabii," diye ekledim yattrc bir sesle. Kkrdad. Midemi bulandrd bu. lk atsa, alasa ya da baylp balklama odann zeminini boylasa, diyeceim olmazd. Sadece kkrdamt. Birden her ey ok matrak olmutu. Tanra sis pozunda fotoraf ektirmi, sonra biri bu fotoraf yrtm, derken gznn nnde Geiger'i zmbalamt, btn bunlar olurken o zil zurna sarhotu, imdi de birdenbire her ey aman ne matrakt. Kkrdyordu demek ki. Ne irin. Kkrtlar ykseldi ykseldi, sprgeliklerin arkasnda cirit atan sanlar gibi odann drt bir kesini doland. Histeriklemeye balyordu. Masadan kaydm, aa indim, suratnn bir yanna bir tokat indirdim. "Tpk dn akam gibi," dedim. "Ne mthi bir iftiz ama. Reilly'le Sternwood komedyenini bulamam iki komedyen yama." Kkrtlar bakla kesilmi gibi durdu, ama tpk dn gece olduu gibi tokad umursamamt. Herhalde btn erkek arkadalar suratna er ge iki tokat indirmeden edemiyorlard. Onlar anlyordum. Tekrar eski yerime oturdum. "Senin adn Reilly deil," dedi ciddi bir sesle. "Senin adn Philip Marlowe. Sen zel dedektifsin. Viv syledi bana. Bana kartvizitini gsterdi." Eliyle tokatladm yanan outurdu. Benimle birlikle olmaktan ok honutmu gibi de glmsedi. "Eee, demek hatrlyorsun," dedim. "Fotoraf aramak iin eve geldin ve ieri giremedin. yle deil mi?" enesini aa yukar oynatt. Masum masum glmsedi. Gz boyuyordu gya. Uyutuyordu beni. "Aman da aman!" deyip enesini okayacaktm biraz sonra. "Fotoraf kayp," dedim. "Dn seni eve gtrmeden nce iyice aradm ortal. Belki de Brody yannda gtrmtr. Brody konusunda beni kda getirmiyorsun ya?" Yemin edercesine sallad ban. "O zaman ocuk oyunca," dedim. "Sen yorma kafacn. Ne dn ne de bugn buraya gediini kimseye syleme. Vivian'a bile. Burada olduunu unut. Gerisini Reilly'e brak." "Ama, senin adn" diye sze balad sonra hemen durdu, kafasn deli gibi yukar aa sallamaya koyuldu, sanki benim dediklerimi ya da kendi dndklerini her neyse onlar onaylamak istiyordu. Gzleri ksld ksld, kafeteryalardaki ucuz emaye tepsilerin siyahndan oldu. Aklna bir fikir gelmiti. "Artk eve gideyim," dedi, sanki hepsi hepsi karlkl bir fincan ay imitik.

"Tabii." Yerimden kprdamadm. Bana o irin baklarndan birini yollayp n kapya doru seirtti. Eli tokman zerindeydi ki ikimiz de yaklamakta olan bir arabann motorunu duyduk. Gzlerinde soru iaretleriyle bana bakt. Omuzlarm silktim. Araba tam evin nnde durdu. Yz dehetten arpld. Ayak sesleri duyduk, sonra zil ald. Carmen omzunun zerinden bana bakt, eli hl tokmaa yapmt, korkudan az arplacakt neredeyse. Zil ald, ald. Sonra durdu. Bir anahtar kapy kurcalad, Carmen geri srad, olduu yerde dondu kald. Kap ardna kadar ald. Bir adam hzl admlarla ieri girdi, olduu yerde kalakald, sessizce, hi istifini bozmadan gzlerini dikip bize bakt. 13. Cilal kara ayakkablar ve gri saten kravatna ilitirilmi, rulet takmlarndaki elmaslara benzeyen iki yakut dnda gri bir adamd, batan aa gri. Gmlei griydi, yumuack flanelden ustalkla biilmi kruvaze takm griydi. Carmen'i grnce gri apkasn kard, altndaki elekten geirilmicesine ince sa da griydi. Kaln gri kalar ona tarifsiz bir caka katyordu. enesi sivri, burnu kancayd, dnceli gri gzlerinin gzkapaklar iki kat olup aaya doru sarkarak pheci bir bak katyordu gzlerine. Kibarca duruyordu ayakta, bir eliyle arkasndaki kapy tutuyor, tekisindeki gri apkayla hafif hafif kalasna vuruyordu. Sert grnlyd, sert erkek sertlii deil ama. Daha ok ak havada yaam binici sertlii. Ama binici deildi. Eddie Mars'd. Kapy kapatt, astarl cebine soktuu elinin dta kalan baparma odann olduka lo nda parlyordu. Carmen'e glmsedi. Aydnlk, rahat bir glmsemesi vard. Carmen dudaklarn yalad, gzlerini dikip ona bakt. Yzndeki korku silindi gitti. O da glmsedi. "Byle ieri dalverdiim iin balayn," dedi. "Zile aldr eden olmad da. Bay Geiger ortalarda m?" "Hayr, nerede olduunu bilmiyoruz," dedim. "Kapy aralk bulduk, ieri girdik." Ban sallad ve apkasnn kenaryla uzun enesini svazlad. "Onun dostlarsnz, deil mi?" " arkadalar sadece. Bir kitap iin uramtk." "Kitap ha?" Bir keyif, elenerek syleyiverdi bunu, biraz da sinsice gibi geldi bana, sanki Geigern kitaplarnn nasl kitaplar olduunu,ok iyi biliyormu gibiydi. Sonra tekrar Carmen'e bakp omuzlarn silkti. Kapya doru ilerledim. "Yolcu yolunda gerek," dedim. Carmen'i kolundan tuttum. Gzlerini dikmi Eddie Mars'a bakyordu. Ona baylyordu. "Bir mesajnz var m Geiger geri gelirse?" diye sordu Eddie Mars nazik bir sesle. "Size zahmet olmasn." "Yok demek," dedi laf olsun diye. Kapya doru gitmek iin nnden geerken gri gzlerini krptrdn sonra bu gzlerin sertletiini grdm. "Kz toz olabilir. Seninle biraz laflayalm, asker," dedi teklifsiz bir sesle. Kzn kolunu braktm. Bo bo baktm Eddie Mars'a. "akac ocuksun, yle mi?" dedi, hain olmayan bir sesle. "Boa gitmesin. Darda arabada iki adamm var, szmden dar kmazlar." Carmen yanmda yle bir inildedi, frlad kt kapdan. Yokuu inen admlar duyulmaz olmutu bile. Arabasn grmemitim, herhalde aa parketmiti. "Sen ne hakla!" diye lafa giritim. "Hadi, boversene," dedi, bir of ekti Eddie Mars. "Burada yolunda gitmeyen bir eyler var. Ne olduunu bulacam. Kurunlan karnndan cmbzla toplamak istemiyorsan, iime karma." "Bak sen," dedim, "kabadaysn ha!" "Sadece gerektiinde, asker." Benimle ilgilenmiyordu. Odada oraya buraya gidiyor, kalarn atyor, bana dikkat bil,e etmiyordu. n pencerenin krk camndan darya baktm. Fundaln gerisinde bir arabann tepesi grnyordu. Motor rlantideydi.

Eddie Mars mor ieyle masann zerindeki altn filigranl iki barda buldu. Bardaklarn birini koklad, sonra da ieyi. renmi gibi glmseyerek dudaklara bzd. "ren pezevenk," dedi donuk bir sesle. Bir iki kitab gzden geirdi, masann evresini doland, objektif gzl totemin nnde durdu. yice inceledi, sonra yere onun nndeki noktaya bakt. Kk kilimi ayann ucuyla itti, sonra bedeni yay gibi gerilerek ne doru eildi. Gri dizlerinden birini bkt, yere kt. Masa onu yar yarya gzlerimden gizliyordu. Tiz bir lk att, ayaa frlad. Ceketinin cebinden imek hzyla siyah bir Luger kard. Silah uzun esmer parmaklaryla kavramt, bana ya da baka bir yere nian almyordu. "Kan," dedi. "Burada yerde kan var, kilimin altnda. Dnyann kan! "yle mi?" dedim, ilgilenmi grnerek. Yaz masasnn arkasndaki iskemleye kayarak yerleti, ahududu krmzs telefonu kendine doru ekti, Luger'i sol eline geirdi. Telefona bakarak kalarn att, kaln klrengi kalar iyice birbirine yaklat, kanca burnunun tepesindeki grm geirmi izgi derin bir yark halini ald. "Yasaya bavuracaz galiba," dedi. Yrdm, bir zamanlar Geigern cesedinin yatt yere yaylm kilimi tekmeledim. "Bu kan eski," dedim. "Kurumu kan." "Olsun, gene de yasaya bavuracaz," dedi. "Neden olmasn," dedim. Gzleri ksld. Cilas dklnce altndan eli Luger'li iyi giyimli bir sert erkek kmt. Fikrine katlmam houna gitmemiti. "Sen kimsin allahakna, asker?" "Adm Marlowe. zel dedektifim." "Hi duymadm. Kz kim?" "Mteri. Geiger ona antaj yapmaya alyordu da. Konuup anlamaya geldik. Yerinde yoktu. Kapy ak grnce girip bekleyelim dedik. Yoksa anlatm mydm sana bunlar?" "Ne tesadf," dedi. "Kapnn ak oluu. Hele anahtarnz yokken!" "Evet. Sende anahtar ne aryordu peki?" "zerine vazife mi, asker?" "Vazife olabilirdi." Dudaklarn dilerinin zerinde gererek glmsedi ve apkasn kr salarnn gerisine doru itti. "Ben de senin iini vazife edinirim ama o zaman." "Beenmezsin. Paras ok az." "Tamam anlald, uyank. Bu evin sahibiyim. Geiger de benim kiracm. Buna ne diyorsun?" "Ne de sevimli dostlarn var!" "Dost ayrmam. Her trls vardr." Gzlerini indirip Luger'ine bakt, omuzlarn silkti, silah koltuunun altna soktu. "Bir ey mi diyecektin, asker?" "Bir sr ey. Birisi Geiger'i kurunlad. Geiger de birini yaralad, yaralanan kat. Belki de iki kiiydiler. Belki de Geiger u totem direinin nnde kurban ayinleri dzenliyordu. Belki de akam yemeine tavuk istiyordu da can, tavuunu oturma odasnda boazlad." Gri adam suratn ast, bakt bana. "Pes," dedim. "Bence polis dostlarna haber versen iyi olur." "Anlayamyorum," dedi. "Burada dnenleri anlayamyorum." "Haydi durma, ar aynaszlar. Akln aacak!" Hi kprdamadan durdu dnd bir an. Dudaklar yeniden dilerinin zerinde gerildi. "Onu da anlamyorum," dedi gergin bir ifadeyle. "Belki de gnnde deilsin. Sizi tanyorum, Bay Mars. Las Olindas'da Selviler Kulb. Cicili bicili kiiler iin cicili bicili kumar. Polis avucunun iinde, Los Angeles senin kendi evin saylr. Baka trl sylersek, korunuyorsun. Geigern de korunma gerektiren bir dmeni vard. Belki ara sra sen koruyordun onu, kiracnm ya!" Az sert, beyaz bir izgi halini ald. "Neymi Geigern dmeni?" "Ak sak kitap ii."

ok uzun sren bir dakika boyu bakt bana. "Biri enseledi onu," dedi usulca. "Bir eyler biliyorsun. Bugn dkkna uramam. Nerede olduunu bilmiyorlar. Ev telefonu da cevap vermedi. Bakmaya geldim. Yerde kilimin altnda kan buldum. Bir de seni ve u kz." "Biraz clz," dedim. "Ama gene de bu hikyeye talip kacak bir alc bulabilirsin. Ufak bir eyi unuttun ama. Birisi bugn kitaplarn dkkndan tatt kiralad o cici kitaplar!"' Parmaklarn aklatt. "Bunu akl etmeliydim, asker," dedi. "Anlalan bu ileri biliyorsun. Sen ne diyorsun olup bitenlere?" "Geiger sizlere mr. Bence bu onun kan. Kitaplarn tanmas da cesedi bir sre saklamak iin bahane salyor. Birisi onun kirli ilerini devralyor, organize olmak iin de biraz zamana gereksinimi var." "Yanlarna kalmaz," dedi Eddie Mars acmasz bir sesle. "Kim demi onu? Sen ve darda arabada oturan iki silahor m? Buras byk bir kent artk, Eddie. Son zamanlarda buraya etin cevizler yerleti. Bymenin cezas." "Senin enen ok dk ama," dedi Eddie Mars. Dilerini gstererek iki kere slk ald. Darda bir araba kaps arplarak kapand, fundaln oradan ayak sesleri duyuldu, Mars yeniden Luger'ini kard, gsme evirdi. "Kapy a!" Kap tokma salland, dardan birisi seslendi. Kprdamadm. Luger'in namlusu kuyu gibi alm bana bakyordu, gene de kprdamadm. Bu meslekte, kurun geirmez olmadm fikrine almam gerekiyordu. "Kendin a, Eddie. Kim oluyorsun bana emir verecek? Terbiyeni taknrsan paan kurtarmana yardm ederim." Kaskat doruldu, yaz masasnn gerisinden dolap kapya gitti.. Gzlerini benden ayrmadan at. ki adam yuvarland ieri, hemen ceketlerinin altna el attlar. Bir tanesi aka boksr eskisiydi, krk burunlu, soluk yzl, yakkl bir olan, kulaklarndan birisi irice bir biftek byklndeydi. tekisi ince uzun bir sarnd, ifadesiz suratl, feri kam gzleri birbirine yakn bir tip. "Bakn bakalm herifin zerinde delikli demir var m?" dedi Eddie Mars. Sarn, ksa namlulu bir silah karp dorulttu bana. Boksr eskisi dztaban admlaryla gelip dikkatle ceplerimi yoklad. Arayabilsin diye gece elbisesi defilesine km bkkn bir mankenler kraliesi gibi kendi eksenim etrafnda dndm. "Silah yok," dedi testere hrlts sesiyle. "Kimmi, ren bakalm!" Boksr eskisi elini gs cebime sokup czdanm kard. At, iindekileri inceledi. "Ad Philip Marlowe, Eddie. Franklin caddesinde Hobart Arms'da oturuyor. zel lisans, erif yardmcs rozeti, falan filan. zel taklyor." Czdan tekrar cebime koydu, yanama hafif bir tokat atp yerine dnd. "Yaylann," dedi Eddie Mars. ki silahor dar kp arkalarndan kapy kapadlar. Tekrar arabaya bindiklerini duyduk. Motoru rlantiye aldlar yeniden. "Peki. Konu," dedi Eddie Mars. Kalarnn ular alnna doru sivriliyordu. "Henz tmem. Dmenini ele geirmek iin Geiger'i ldrmek aptallk olurdu, ldrldn varsaysak bile onun bu yzden ldrldn sanmyorum. Ama eminim kitaplar alp gtren her kimse bir eyler biliyor, eminim dkkndaki sansn hanmn da u ya da bu nedenle d patlyor. Ayrca kitaplar kimin gtrdn de tahmin ediyorum." "Kim?" "tmem dediim konu ite. Mterim var iin iinde, anlarsn Burnunu krtrd. "u" dedi, sustu aniden. "Kz tandn sanyordum," dedim. "Kitaplar kim ald, asker?" "Henz tmem, Eddie. Niye konuaym ki?" Luger'i yaz masasnn zerine koydu ve avucuyla bir aplak indirdi silaha. "Sebep bu," dedi. "Ayrca bu iten krl kman da salayabilirim." "Ha yle. Silah bu ie kartrma. Parann sesi kulama hep ho gelir. Ne kadar tngrdatacaksn ahsma?"

"Ne yapmak iin?" "Sen ne yaplmasn istemitin?" Yaz masasna yumruunu indirdi. "Dinle asker. Sana soru sordum, soruyla cevap verdin. Pek yol almyoruz gibi geliyor bana. zel nedenlerden dolay Geigern nereye gittiini renmek istiyorum. Dmeninden holanmyordum, onu da korumuyordum. Bu eve sahip bulunuyorum. Olup bitenlere de bayldm yok. Anladm kadaryla btn bu bildiklerin ortala dklmemi eyler, dklseydi aynaszlar imdiye kadar buray oktan halla pamuu gibi atm olurlard. Sende satacak bir ey yok. Gene anladm kadaryla senin korunmaya ihtiyacn var. Dkl bakalm!" yi tahmin etmiti, ama ona bunu belli etmeyecektim. Bir sigara yaktm, kibriti sndrdm ve totemin l cam gzne doru frlattm. "Haklsn," dedim. "Eer Geigern bana bir ey gelmise, bildiklerimi polise sylemek zorunda kalacam. Ortala dklecek, bana da satacak bir ey kalmayacak. yleyse bana izin, yavatan kirii kraym." Gneten bronzlam teninin altnda yz bembeyaz kesildi. Bir an acmasz, sert, keskin grnd. Silahn kaldracakm gibi yapt. "Aklma gelmiken, Bayan Mars nasl son gnlerde?" diye sordum. Bir an sululuu ok ileri gtrdm dndm. Silah tutan eli seirdi, titredi. Yz kaslar iyice gerilmiti. "Bas git," dedi fsldar gibi. "Nereye gidersin, gittiin yerde ne halt edersin umurumda deil. Yalnz u dm unutma, asker. Beni bu iin iine kartracak olursan adm Murphy olsayd da allahn danda yaasaydm diye dua edersin." "Clonmel de allahn da saylmaz m," dedim. "Oral bir arkadan varm, yle duydumdu." Yaz masasnn zerine aband, gzlerinde buz gibi bir ifade vard, hi kprdamyordu. Kapya doru yrdm, atm, dnp ona baktm. Gzleriyle beni izlemiti ama srm gibi gri bedeni yerinden bile kprdamamt. Gzlerinde nefret vard. Dar kp fundalklar getim, yoku yukar yryp arabama bindim. Manevra yaptm, tepeye doru srdm. Kimse ate etmedi arkamdan. Bir iki sokak sonra dndm, motoru kapattm, bir iki dakika oturdum olduum yerde. Arkamdan gelen de yoktu. Hollywood'a geri dndm. 14. Randall Place'deki apartmann giriinin yaknlarna parkettiimde saat bee on vard. Bir iki pencerede k yanyordu, alacakaranlkta radyolar meliyordu. Asansrle drdnc kata ktm, yeri yeil hal deli, duvar kaplamalar fildii renkli geni bir koridordan aa doru yrdm. Yangn knn ak duran tel rg kapsndan gelen serin hava koridordan aa esiyordu. zerinde 405 yazan kapnn yannda kk fildii bir dme vard. Bastm ve bana ok uzun gelen bir sre bekledim. Kap hi grltszce birka santim araland. Alnda kaamak bir eyler vard. Adam uzun bacakl, uzun belli, dik omuzluydu, ifadesini denetlemeyi yllar nce renmi esmer, ifadesiz yzne koyu kahverengi gzler yerlemiti. Bulak teli gibi kvrck salar alnnn gerisine doru uzanyor, bu da ilk bakta kahverengi bir kubbe gibi ykselen alnn altnda beyin varm yanlgsn uyandryordu. Kederli gzleri bana ilgisizce bakt. nce uzun esmer parmaklar kapnn kenarn kavryordu. Hibir ey sylemedi. "Geiger mi?" dedim. Grdm kadaryla adamn yz ifadesi deimedi. Kapnn arkasndan bir yerlerden bir sigara kard, dudaklarnn arasna kstrp bir nefes ekti. Nefes bana tembel, horlayc bir duman olarak ularken, bunu kart datan bir kumarbaznki kadar kaytsz, souk, acelesiz sylenmi szckler izledi. "Ne demitin?" "Geiger. Arthur Gwynn Geiger. Kitaplarn sahibi." Sakin, dinledi dediimi adam. Gzlerini indirip sigarasnn ucuna bakt. teki eli, kapy tutan eli dt, gzden kayboldu. Omzuna baklacak olursa o eliyle bir eyler yapyordu. "Bu isimde birini tanmyorum," dedi. "Buralarda m oturuyor?" Glmsedim. Glmsememden holanmad. Gzlerine kt bir bak geldi. "Joe Brody misiniz?" dedim.

Esmer yz birden sertleti. "Ne olmu? Bir dmenin mi var ahbap yoksa sadece eleniyor musun?" "Demek ki Joe Brody'sin," dedim. "Geiger adnda birini de tanmyorsun. ok garip!" "yle mi? Belki de garip olan senin mizah anlayndr. Al da baka yerde oyna oyuncanla!" Kapnn erevesine yaslandm ve hlyal hlyal glmsedim ona. "Kitaplar sende Joe. Enayiler listesi de bende. Biraz ene alsak iyi olur." Gzlerini yzmden ayrmad. Arkasndaki odada hafif bir grlt oldu, sanki madeni bir perde halkas madeni bir kornie arpp tngrdam gibi. Odaya yanlamasna bir bak att. Kapy biraz da aralad. "Neden olmasn madem ki elinde bir ey olduunu sanyorsun?" dedi soukkanl bir sesle. Kenara ekildi. Onu geip odaya girdim. yi ve az mobilyayla denmi aydnlk bir odayd. Kar duvardaki balkon kaplan tatan bir sekiye alyor, yamalardaki alacakaranlk manzarasn alyordu. Bunlarn yaknnda, bat ynndeki duvarda kapal bir kap ve gene ayn duvarda giri kapsnn yaknlarnda bir kap daha vard. Bu sonuncusu pirin bir kornie takl pel bir perdeyle gizlenmiti. Dou ynndeki duvarda kap yoktu. Duvarn ortasna doru bir divan yerletirilmiti, divann zerine ktm. Brody kapy kapatt ve yenge yryyle drtke kabaralarla ssl, uzun bacakl, mee aacndan bir masaya doru yrd. Masann alt raflarndan birinin zerinde sedir aacndan sar madeni menteeli bir kutu duruyordu. Kutuyu gtrd, teki iki kap arasndaki bir ezlongun zerine koydu ve oturdu. apkam divann zerine attm, bekledim. "Ee, dinliyorum," dedi Brody. Puro kutusunu at, sigarasnn izmaritini yanndaki bir anaa att. Dudaklarnn arasna ince uzun bir puro yerletirdi. "Puro?" Bana bir puro frlatt. Puroyu yakaladm. Ayn anda puro kutusundan bir tabanca karp burnuma dayad. Silaha baktm. 38'lik bir polis tabancasyd bu. Ne diyebilirdim ki? "Gcr, deil mi?" dedi Brody. "yle kalkarm gibi yap. Yava yava ne doru gel. Ara sra da nefes al ki lmeyesin!" Filmlerdeki sert erkeklerin o ok allm lakayt sesini taklit ediyordu. Bunlarn hepsini sinema byle yapt zaten. "Ck ck ck," dedim, istifimi bile bozmadan. "Bu kentte silah bolluuyla beyin ktl var. u birka saat iinde elinde silah tutuyor diye dnyay avucunun iinde sanan ikinci tipsin karma kan. u silah indir, sersemlik etme, arkada!" Kalar atld, enesini havaya dikti. Gzlerine hain bir bak geldi. "teki tipin ad Eddie Mars'd," dedim. "Hi duymuluun var m?" "Hayr." Brody silah burnuma tutmaktan vazgemedi. "Dn geceki yamurda nerelerde olduunu bilse, seni sineklikle ezer gibi ezer geer." "Benden Eddie Mars'a ne ki?" diye souk bir sesle sordu Brody. Yine de silahn dizlerine doru indirdi. "Doru, hatran bile kalmaz," dedim. Gzlerimizi dikip birbirimize bakmay srdrdk. Solumdaki kap araln rten pel perdenin altndan sivri burnu grnen siyah terlie bakmadm. Brody sakin bir sesle: "Beni yanl anlama," dedi. "Sert erkek deilim ben sadece dikkatliyim. Kimin nesi olduunu ne bileyim. Belki de caninin tekisin." "Yeterince temkinli deilsin," dedim. "Geigern kitaplaryla oynadn oyun feciydi." Uzun uzun, ar ar soluk ald, soluunu dar verdi. Sonra arkasna yasland, uzun bacaklarn st ste att, Kolt'u dizlerinin zerine yerletirdi. "Bu cehennem oyuncan kullanmayacam sanp da avunma, gerekirse kullanrm," dedi. "Hikye nedir?" "Sivri burunlu terlik giyen arkadana syle de ieri girsin. Hanm-kz soluunu tutmaktan yorulmu olmal!" Brody gzlerini kammdan ayrmadan seslendi: "Gel ieri Agnes!" Perde yana savruldu, Geigern dkknnda kala sallayan yeil gzl sandre sarn aramza katld. Beni didik didik edecekmi gibi nefretle bakyordu. Burun delikleri kslm, gzleri bir iki ton koyulmutu. Mutlu grnmyordu.

"Senin bela olduunu adm gibi biliyordum," diye hrlad. "Joe'ya kendini kollamasn sylemitim." "Kucann arka tarafna den yerini kollasa daha iyi olur," dedim. "Aman ne komik," dedi sansn. "Komik idi," dedim. "Ama galiba artk deil." "Esprileri kes," diye t verdi Brody. "Joe kendini sandndan iyi kollar. I yak da u herifi zmbalamak gerekirse nm greyim." Sarn drtke bir ayakl lambay yakt. Sonra lambann yanndaki iskemleye kt, korsesi skyormu gibi dimdik oturdu. Puromu azma yerletirip ucunu kopardm. Kibrit karp puroyu yakarken Brody'nin Colt'u benimle daha da yakndan ilgilendi. Bir nefes aldm, sonra konutum: "Szn ettiim enayi listesi ifreli. Daha zemedim, ama be yz kadar isim yazl. Bildiim kadaryla on iki koli kitap var. En az be yz kitap demektir bu. Kiraya verilmi bir avu kitap daha vardr ama hadi yuvarlak hesap be yz diyelim, abartmam olmak iin. e yarar bir listeyse, yzde ellisini yok saysak bile kiraya verilmi yz yirmi be bin kitap demektir bu. Hanm arkadan neden sz ettiimi iyi biliyor. Ben sadece tahmin yrtyorum. Kitap bana kira cretini ne kadar az tutarsan tut, bir dolardan aa olmaz. Bu iler parayla dner. Kitap bana bir dolar kirayla yz yirmi be bin dolar kazanrsn, sermayen de olduu gibi durur. Yani demek istiyorum ki Geigern sermayesi hl sende. nsan mimlemek iin yeter de artar bile!" Sansn konutu: "ldrmsn sen, seni allann belas sivri zek, seni" Brody yandan dilerini gstererek hrlad: "Kes sesini be, kessene sesini!" Kz sustu, konumann yerini ddkl tencere gibi iin iin fokurdayan bir fke ald. Gms trnaklaryla dizlerini iziyordu. "Her ipini koparan bu dmene dalamaz," dedim Brody'ye neredeyse sevecen bir sesle, "senin gibi iini bilen bir hin gerek. nsanlarn gvenini kazanmal, sonra da kaybetmemelisin. Elden dme seks kitaplar kiralayanlar tuvaletin yolunu bulamayan haminneler kadar tedirgin olurlar. Bana kalrsa iin antaj cephesi byk hata. Ben buna boverip adam gibi sat ve kirayla yetinmeli diyorum." Brody'nin karanlk, esmer baklar yzm aadan yukarya bir szd. Kolt'u hl nem arzeden organlarma ynelikti. "Matrak herifsin," dedi ifadesiz bir sesle. "Bu nefis dmen kiminmi ki?" "Senin," dedim. "Neredeyse." Sansn yutkunur gibi yapt, kulan tuttu. Brody bir ey sylemedi. Sadece bana bakt. "Ne?" diye bard sarn. "Sen burada oturmu Bay Geigern ana-caddenin gbeinde bu ii yaptn m sylyorsun yani? ldrmsn!" Kibarca srttm suratna. "Sylyorum ite. Herkes bu dmenin varlndan haberli. Hollywood bunun iin biilmi kaftan. Eer byle bir dmen olacaksa gzler nnde olmas ibilir aynaszlarn kolayna gelir. Ayn nedenden gnah yuvalarna da baylyorlar ya. Gerektiinde su skacaklar yerin neresi olduunu bilirler bylece." "Aman tanrm," dedi sarn. "Bu salan oturmu bana hakaret etmesine izin veriyorsun, yle mi? Senin elinde silah var, onun elindeyse sigarasyla baparmandan baka bir ey yok!" "Houma gidiyor," dedi Brody. "Herifin fikirleri fena deil. eneni kapa ve ama, yoksa ben bununla kapayacam!" Silah giderek daha aldrmazlaan bir hareketle elinde dndrd. Sarn soluksuz kald bir an, sonra ban duvara evirdi. Brody bana bakp, hnzr hnzr: "Nasl ele geirmiim peki bakalm bu nefis dmeni?" dedi. "Geiger' vurarak. Dn gece yamurda. Adam vurmak iin biilmi kaftand hava. Dert u ki sen onu mhlarken yalnz deildi. Ya bunun farkna varmadn, ki pek olacak ey deil, ya da dn patlad, tabanlar yaladn. Ama fotoraf makinesinden fotoraf plakasn karp alacak, sonra da gelip cesedini saklayacak kadar cesaretin vard, kitaplar da aldn gtrdn ki polis cinayet olduunu anlamasn!" "Yaa," dedi Brody kmseyen bir sesle. Kolt'u dizinde hoplatyordu. Esmer surat tahta parasndan oyulmu kadar sertti. "Gznz budaktan saknmyorsunuz, baym. ok ama ok ansnz varm ki Geiger'i ben ldrmedim."

"Gene de sulanabilirsin ama," dedim neeli bir sesle, "sen bu i iin biilmi kaftansn." Brody'nin sesi bouklat. "Suu zerime yktn m sylemek istiyorsun?" "Hem de nasl!" "Nasl yani?" "Olay byle anlatacak biri var. Sana tank var demitim. Beni hafife alma, Joe!" O zaman patlad. "O kk, kzm orospu!" diye bard. "O yapar bunu, o yapar m yapar!" Arkama yaslandm, suratna srttm. "ok gzel. Onun plak fotoraflarnn sende olduunu biliyordum." Brody bir ey demedi. Sansn bir ey demedi. Hele iyice bir dank etsin kafalarna. Brody'nin yz yava yava aydnland, klrengi bir geveme, rahatlama geldi. Kolt'u yanndaki masann zerine koydu ama sa elini de tabancann yaknna yerletirdi. Purosunun kln halya silkti, iyice kslp ince, parlak birer izgi haline gelmi gzleriyle bakt bana. "Beni salak sanyorsun herhalde," dedi Brody. "Eh, yle byle; kk apl bir kt olduun dnlrse. Resimleri getir!" "Ne resimleri?" Bam salladm. "Yanl oyun oynuyorsun, Joe. Az st kokma numaras seni bir yere gtrmez. Ya dn gece oradaydn ya da plak resimleri orada olan birinden edindin. Kzn orada olduunu biliyordun nk kz arkadan araclyla Bayan Regan' polise gitmekle tehdit ettin. Bunu yapmaya yetecek kadar bilgi ancak olup bitenleri grm olmanla, ya da elinde bulundurduun fotorafn nerede ve ne zaman ekildiini bilmenle aklanabilir. yle bir ksr de akln bana devir." "Biraz para karl olur," dedi Brody. Yeil gzl ansna bakmak zere bir para ban evirdi. Kz artk yeil gzl deildi, sarnl da ite ylesine sarnlkt. Yeni avlanm tavan gibi elden ayaktan kesilmiti. "Para filan yok," dedim. Ac ac somurttu. "Nereden buldun izimi?" Czdanm karp atm, rozetimi gsterdim ona. "Geigern izindeydim bir mteri iin. Dn gece sokaktaydm, yamurda. Silah seslerini duydum. Katili grmedim. Onun dnda hereyi grdm." "Ve eneni tuttun," diye srtt Brody. Czdanm geriye, yerine koydum. "Evet," diye onayladm. "imdiye kadar. Fotoraflar veriyor musun, vermiyor musun?" "u kitap ii," dedi Brody. "Aklm ermiyor." "Onlar Geigern dkknndan buraya kadar izledim. Tanm var." "O serseri velet mi?" "Hangi serseri velet?" Tekrar somurttu. "Dkknda alan ocuk. Kamyon gittikten sonra tyd. Agnes nereye defolduunu bilmiyor." "Bu iyi ite," dedim, suratna srtarak, "iin bu yan beni biraz kayglandryordu. kinizden biri Geigern evine urad m nceki gece?" "Dn gece bile gitmedik," dedi Brody sert bir sesle. "Kz onu benim zmbaladm sylyor, yle mi?" "Fotoraflar ele geirirsem onu yanl grdne inandrabilirim. Biraz iki filan iilmi de." Brody i geirdi. "Beni gnah kadar sevmez. Onu devre d braktm. Tabii param aldm ama almasam da ayn eyi yapardm. Benim gibi basit biri iin fazla tk o kz." Grtlan temizledi. "Biraz para veremez misin? Metelie kurun atyorum. Agnes'le ben buradan ekip gideceiz." "Benim mteriden bir ey kmaz." "Dinle" "Resimleri getir, Brody!" "Allah kahretsin," dedi. "Sen kazandn." Ayaa kalkt, Kolt'u yan cebine kaydrd. Sol eli ceketinin cebine girdi. Elini oraya sokmu, surat nefretle burumutu ki, kapnn zili almaya balad, ald, ald, ald.

15. Brody holanmad bundan. Alt dudan dilerinin arasna ald, kalarnn ularn aa sarktt. Yzne sert, kurnaz ve acmasz bir ifade geldi. Kap zili akmaya devam ediyordu. Ben de holanmamtm bu iten. Eer ziyaretiler Eddie Mars ve arkadalarysa, srf burada bulunduum iin bile br dnyay boylayabilirdim. Eer polisse gene yakalanrdm, onlara glmseyip elimden geleni yapacama sz vermek zorunda kalrdm bu defa. Gelen Brody'nin dostlarndan biriyse dostu olduunu varsayalm o zaman da Brody'den daha sk birileri olmas ihtimali vard. Sarn holanmad bu iten. Bir acele ayaa frlad, bir eliyle havay trmalad. Sinir gerginlii yzn yal ve irkin yapmt. Beni gzden ayrmadan, Brody yaz masasndaki bir ekmeceyi at, iinden kemik sapl bir otomatik tabanca kard, tabancay sarna uzatt. Sansn ona doru szlp, titreyen ellerle tabancay ald. "Onun yanna otur," dedi Brody. "Ona doru tut silah, kapnn oradan baknca grnmesin. Garip davranlarda bulunursa, bildiin gibi davran. Daha defterimiz drlmedi, bebek!" "Ooh, Joe," diye inledi sarn. Geldi, divana, yanma oturdu ve tabancay bacama tuttu. Gzlerindeki deli bakn beenmiyordum. Zilin almas durdu, kapya hzl hzl vurulmaya baland. Brody elini cebine, silahnn zerine koydu, kapya gidip sol eliyle at. Carmen Sternwood, Brody'nin ince dudakl, esmer azna doru tuttuu kk revolverle onu odaya, ieriye itti. Brody yznde bir panik ifadesi bir eyler sylemeye alarak geri geri kal. Carmen arkasndan kapy kapatt, bana da Agnes'e de bakmyordu. Dili dilerinin arasndan hafife grnerek, Brody'nin zerine yrd. Brody iki elini de cebinden kard, Carmen'i sakinlemeye aran bir hareket yapt. Kalar tuhaf yuvarlaklar, alar izerek biimden biime giriyordu. Agnes silah benden teye evirdi, Carmen'e tuttu. Yldrm gibi atldm, elimi elinin zerine kapayp baparmam emniyetin zerine bastrdm. Zaten kapalyd. Kapal kalmasn saladm. Ulak bir itime oldu sarnla aramzda, Carmen'le Brody farkna bile varmadlar. Silah bendeydi. Agnes boulur gibi soluk alp verdi, batan aa.titremeye balad. Carmen'in yznde sinirli, gergin bir ifade vard, soluu slk gibi kyordu. fadesiz bir sesle konutu: "Fotoraflar istiyorum, Joe!" Brody yutkundu, srtmaya alt. "Elbette, yavrum, elbette!" Demin bana daylanmakta kulland sesten deiik bir sesle syledi bunu, fark motosikletle damperli kamyon arasndaki fark kadard. "Arthur Geiger'i sen vurdun. Grdm seni. Resimlerimi istiyorum," dedi Carmen. Brody'nin surat yemyeil kesildi. "Hey, ar ol Carmen," diye seslendim. Agnes sarn yeniden canland, bir hamle yapt. Ban eip, dilerini sa elime geirdi. Bir eyler homurdanp silktim onu. "Dinle, yavrum," dedi Brody. "Dinle bir dakika" Sarn tkrd, bacama atld, oramdan srmaya alt. Silahn kabzasyla kafasna vurdum, ok sert vurmamtm', dorulmaya altm. Bacaklarmdan aa kayd, kollarn dolad kald. Kendimi divana attm. Sarna, aktan ya da korkudan, ya da her ikisinden birden, bir deli kuvveti gelmiti, ya da kimbilir belki de doutan kuvvetliydi kz. Brody burnunun dibindeki kk revolvere doru atld. Yakalayamad. Silah ok grltl olmayan ksa, kesik bir ses kard. Kurun ardna kadar alm caml kaplardan birinin camn krd. Brody korkun bir inilti kararak yere dt ve Carmen'in bacaklarna yapt gibi onu yere ekti. Carmen boylu boyunca yere yuvarland, kk revolver bir keye utu. Brody srad ayaa kalkt, annda cebine gitti eli. Agnes'in bana deminki kadar nazik olmayan bir darbe indirdim, bacaklarmdan silktim attm ve ayaa kalktm. Brody bana bakp gzlerini krptrd. Ona elimdeki otomatii gsterdim. Elini cebine sokmaya almaktan vazgeti. "N'olur!" diye szland. "Beni ldrmesine izin verme!" Glmeye baladm. Kendimi tutamyor, geri zekllar gibi glyordum. Agnes sarn avularn yere dayam halnn zerinde oturuyordu, az ardna kadar

akt, sa gznn zerine donuk sar sandan bir perem dmt. Carmen hl tslayarak drt ayak zerinde yerde srnyordu. Kk revolverinin metali kedeki sprgeliin nnde donuk donuk parlyordu. Silaha doru srnyordu, mutlaka ele geirecekti. Silahlardan payma deni Brody'ye doru sallayarak: "Kendine gel. Bir ey olmad," dedim. Yerde srnen kz geip, silah kaldrp aldm. Bana bakp kkrdamaya balad. Kzn silahn cebime koydum, srtn svazladm. "Ayaa kalk, meleim. Pekinua kpeklerine benziyorsun." Brody'ye gittim, otomatii karnna dayayp, yan cebinden Kolt'u kardm aldm. Ortalktaki btn silahlar bendeydi imdi. Hepsini ceplerime tktrdm ve elimi ona doru uzattm. "Ver!" Brody ban sallad, dudaklarn yalyordu, gzlerinde hl d patlam bir adam ifadesi vard. Ceketinin gs cebinden tombul bir zarf karp bana verdi. Zarfta tabedilmi bir fotoraf plakas ve be tane parlak fotoraf vard. "Hepsi bu mu, emin misin?" Yeniden ban sallad. Zarf kendi gs cebime koyup, dndm. Agnes gene divana oturmu, salarn hale yola koyuyordu. Gzleri Carmen'i yeil yeil bir nefretle didik didik ediyordu. Carmen de ayaa kalkm, elini uzatm bana doru geliyordu, hl kkrdayp tslamay srdrerek. Dudaklarnn kenarnda bir para kpk vard. Dudaklarna yapm kk beyaz dileri l l parlyordu. "Artk alabilir miyim unlar?" dedi fettan bir glckle. "Ben icabna bakacam. Sen eve yollan!" "Eve mi?" Kapya gittim, darya baktm. Serin, hafif gece rzgr koridordan aa doru tatl tatl esiyordu. Kap eiklerinde yrei aznda komular beklemiyordu. Kk bir silah ate alm cam krmt, ama artk bunun gibi grltler kimseye pek bir ey demiyor. Kapy ak tutup bamla Carmen'e iaret ettim. Suratnda gvensiz bir glmseme bana doru geldi. "Eve git ve beni orada bekle," dedim yattrc bir sesle. Baparman havaya kaldrd. Sonra ban sallayp nmden kayarak geti, koridora kt. Geerken parmaklaryla yanam okad. "Carmen'e gz kulak olacaksn, deil mi?" dedi. "Tamam," dedim. "ok irinsin." "Grdn bir ey deil," dedim. "Bir de sa kalamn zerindeki Balili dansz dvmesini grsen!" Gzleri yusyuvarlak oldu. "Yaramaz," dedi parman bana doru sallayarak. Sonra fsldad: "Silahm alabilir miyim artk?" "imdi olmaz. Sonra. Ben getiririm." Birden boynuma yapp, dudaklarmdan pt. "Senden holanyorum," dedi. "Carmen senden ok holanyor." Koridordan aa ku gibi seke seke kotu, merdivenlerin banda dnp el sallad, basamaklardan inip gzden kayboldu. eriye, Brody'nin dairesine girdim. 16. Ardna kadar ak caml kapnn yanna gittim ve stteki kk krk paray inceledim. Carmen'in silahndan kan kurun cama yumruk etkisi yapmt. Kurun delii yoktu. Duvarda dikkatli bir gzn hemen bulup karabilecei kk bir delik vard. Perdeyi ekip krk cam gizledim, cebimden Carmen'in silahn kardm. Banker's Special model, 22 kalibrelik, tek atmlk, kartulu bir tabancayd. Sedeften kabzas vard, kabzann altna raptedilmi gm bir plakada da "Carmen'e Owen'dan" yazyordu. Kz hepsine feleini artmt. Silah tekrar cebime koydum, Brody'nin yaknma oturup, o fersiz kahverengi gzlerine diktim baklarm. Bir dakika geti. Sarn, bir cep aynasnn yardmyla yzn gzn dzeltti. Brody elindeki sigaray parmaklarnn arasnda evirip eviriyordu. Dayanamad: "Memnun oldun mu?" dedi. "imdilik. Neden ihtiyar deil de Bayan Regan' tehdit ettin?"

"htiyardan szdrmlm vard. Alt, yedi ay nce. Belki de tepesi atar polis arr diye dndm." "Bayan Regan'n ona sylemeyeceini nereden bildin?" Bu soru zerine biraz dnd, sigarasndan nefes ekerken gzlerini yzmden ayrmad. Sonunda: "yi tanr msn onu?" diye sordu. "ki kere karlatk. Bu fotoraf yznden sktrmadan nce durup dnecek kadar tanyor olman gerekir onu." "ok tarakta bezi var. Galiba ihtiyarn bilmesini istemedii bir iki zayf noktas da olacak. Be bini kolay bulur diye dndm." "Zayf kat," dedim. "Ama geelim. Meteliksizsin, yle mi?" "Metelie kurun ata ata hal kalmad bir aydr," dedi. "Ne i yapyorsun?" "Sigortaclk. Western ve Santa Monica'nn orada, Fulwider Binas'nda Puss Wallgreen'in brosunda yerim var." "ttn m, tyorsun. Kitaplar burada, evde mi?" Dilerini gcrdatp esmer elini yle bir sallad. Kendine gveni yeniden yerine geliyordu. "Olur mu yahu. Depoda." "Adam tutup hepsini buraya tattn, sonra da depocular getirip hepsini yeniden gtrttn, yle mi?" "Tabii ya. Dorudan Geigern yerinden depoya m tattraydm yani?" "Cinssin," dedim hayranlkla. "Burada su nitelii tayan baka bir ey var m u anda?" Yz yeniden bulutland. Serte ban sallad. "yi o zaman," dedim. Baklarm Agnes'e kayd. Derlenip toparlanmay bitirmi, bo gzlerle, kr gibi kardaki duvara bakyordu. Gerginlik ve ok sonras grlen yar baygn ifade vard yznde, hele insann ilk olayysa. Brody temkinli, krptrd gzlerini. "Ee, sonra?" "Fotoraf nereden eline geti?" Homurdand. "Bak, islediini almaya geldin, aldn, hem de ok ucuza. Temiz i. imdi git de kimin emrindeysen onla pazarlk et. Ben temizim. Fotoraf konusunda hibir bilgim yok, deil mi Agnes?" Sarn gzlerini at, ona belirsiz ama pek iltifatkr olmayan baklarla bakt. "Yarm akll herif," dedi yorgun yorgun burnunu ekerek. "Hep gider bunlar bulurum. Bir keresinde de tam akll bir herif bulamadm gitti. Bir kerecik olsun." Srttm. "Ban ok arttm m?" "Sen de, karlatm her erkek de." Brody'ye baktm gene. Elindeki sigaray didikliyordu, parmaklarna bir tr seyirme gelmiti. Eli de titriyordu sanki. Ser verip sr vermez esmer surat hl bombotu ama. "Bir hikyede anlamamz gerekiyor," dedim. "Mesela, Carmen orada deildi. Bu ok nemli. O orada deildi. Senin grdn hayaldi." "Hah," diye kmsemeyle srtt Brody. "Sen yle isliyorsan, ahbap, tabii eer" elini avucu yukar gelecek biimde ileri uzatt, ukurlatrd, baparman usul usul iaret ve orta parmaklarna srtt. Bam salladm. "Bakacaz. Belki de kk bir katkda bulunulabilir. Binlik filan sanmayasn, ama. Evet, nereden buldun fotoraflar bakalm?" "Biri verdi bana." "Hah-ha. yle, sokakta karlatn biri, yle mi? Grsen tanmazsn. lk defa gryorsun!" Brody esnedi. "Cebinden dt," dedi. "Hah-ha. Dn gece nerede olduunu kantlayabilir misin, okbilmi?" "Tabii. Buradaydm, olduum yerde. Agnes yanmdayd. Deil mi, Agnes?" "Gene senin iin zlmeye balayacam," dedim. Gzlerini iri iri at, azn sarktt, sigaras alt dudann zerinde sallanyordu. "Kendini zeki sanyorsun, oysa yle srlsklam aptalsn ki," dedim ona. "Sen Quentin'i boylamasan bile, nnde epey kasvetli bir yolculuk var." Sigaras srad, zerine kl dkld. "Oturup ne kadar parlak zekymm diye dneceksin," dedim.

"U," diye kkredi anszn. "Toz ol. Seninle ene yartrdm yeter, yaylan!" "Olur." Kalktm, girite duran mee aacndan masaya gidip cebimden ona ait iki tabancay kardm, namlular birbirine paralel gelecek biimde yanyana yerletirdim. Divann yannda duran apkam aldm, kapya yneldim. Brody arkamdan seslendi: "Hey!" Dnp bekledim. Sigaras yayl bebek gibi zplyordu. "Prz yok, deil mi?" dedi. "Yoo, tabii. Buras zgr bir lke. lle de istemiyorsan, hapse girmemek zorunda deilsin. Yani, her vatanda gibi. Sahi, Amerikan vatanda msn sen?" Bakakald bana yle, sigarasn alt dudanda zplatarak. Agnes ansn ban yavaa dndrd, o da Brody'yle ayn seviyeden bana bakmaya balad. kisinin baklarnda da hemen hemen ayn tilkilik, kuku ve boaltlmam fke karm okunuyordu. Agnes birden gm rengi trnaklarn havaya kaldrp, sandan bir kl kopard ve bunu parmaklarnn arasnda ikiye bld. Brody kendini tutmaya alarak konutu: "Aynaszlara filan gidecein yok, karde. Stemwood'lar hesabna alyorsan gitmezsin. O aile hakknda gereinden fazlasn biliyorum. Resimlerini aldn, tamam susacaz da. Git de pazarln yap!" "Karar ver," dedim. "Toz ol dedin, kyordum, arkamdan bardn, durdum, bak imdi yeniden yola koyuluyorum. Bu mu istediin?" "Aleyhime bir ey yok elinde," dedi Brody. "Sadece bir iki cinayet. Sizin evrelerde fndk fstk saylr!" Anca bir milim srad yerinden belki ama bana bir metreymi gibi geldi. Ttn rengi gzbebeklerinin evresini saran gzak iyice ortaya kt. Lamba nda esmer teni yeile alyordu. Agnes sarn ksk bir hayvan l salarak, ban divann dibindeki bir yasta gmd. Olduum yerden hayran hayran kalalarnn uzun izgisine baktm. Brody ar ar dudaklarn yalayarak konutu: "Otur, ahbap. Belki, bir eyler daha kar benden sana. u iki cinayet de neyin nesiymi?" Kapya yaslandm. "Dn akam yedi otuz sular neredeydin, Joe?" Az somurtuk bir ifadeyle aa dt, gzlerini dikip yere bakt. "Bir herifi gzlyordum, iyi dmeni olan birini, ortaa ihtiyac var diye dnyorum da. Geiger'i. Tehlikeli tiplerle alakas var m yok mu grmek iin ara sra gzlyordum onu. Anlalan dostlar var, yoksa byle ak ak srdremez bu dmeni. Ama evine uramyorlar. Oraya sadece hanmlar geliyor." "yi gzlememisin," dedim. "Devam et." "Dn gece, Geigern evinin bir alt sokandaydm. Yamur sk yayor, arabann stn sk sk kapatmm, bir ey grmyorum. Geigern evinin nnde bir araba duruyor, bir tane de yokuun az yukarsnda. Onun iin ben aada duruyorum. Benim parkettiim yerde byk bir Buick var, biraz sonra yanna gidip bir gz atyorum. Vivian Regan adna kaytl. Bir ey olmuyor, ben de voltay alyorum. Hepsi bu." Sigarasn sallad havada. Gzleri yukardan aaya yzmde gezindi. "Olabilir," dedim. "O Buick nerede imdi biliyor musun?" "Nereden bileyim?" "erifin garajnda. Bu sabah Lido rhtmnda drt metre derinlikteki sudan karld. inde l bir adam vard. Bana ar cisimle vurulmutu, arabann burnu denize doru evrilmi, el freni de braklmt." Brody zorlukla soluk alp veriyordu. Ayaklarndan birini sabrszca yere vurup duruyordu. "Aman tanrm, bak ite bunu zerime ykamazsn," dedi dili dolaarak. "Neden ykamayacakmm? Dediine baklrsa bu Buick, Geigern evinin arka kapsnda duruyordu. Eh, Bayan Regan o gece arabay almam. ofr, Owen Taylor adnda bir delikanl karm arabay. Geigern oraya gitmitir onunla iki ift laf etmek iin, nk Owen Taylor Carmen'e abay yakmt, Geigern onunla oynad oyunlardan holanmyordu. Arka kapdan maymuncuk ve silahla ieri girdi, ieride Geiger'i Carmen'in plak resmini ekerken yakalad. Derken silah ate ald, silahlar ate alr ya, Geiger yere yld, Owen da kat ama Geigern biraz nce ektii fotorafn negatifini almay unutmad. Sen de onun

peinden koup fotoraf ondan aldn. Yoksa nereden senin eline gesin ki fotoraf?" Brody dilini dudaklarnn zerinden geirdi. "Evet," dedi. "Ama bu benim onu tepelediim anlamna gelmez ki. Tabii, silah seslerini duydum ve katilin arka merdivenden paldr kldr inerek Buick'e binip ekip gittiini grdm. Arkasndan gittim. Kanyonun aasna kadar gitti, sonra da batya Sunset Bulvar'na vurdu. Beverly Hills'i geince bankete kp durmak zorunda kald, ben de arabann yanna gelip polisilik oynadm. Silah vard ama sinirleri ayaktayd onun iin vurdum ona. zerini aradm, kim olduunu rendim, srf meraktan negatif plakay aldm. Ben neler dndn merak ettiim iin kendimi budala gibi tehlikeye attm, o srada ocuk birden ayld, itti beni arabann iinden. Kendimi toparladmda o oktan gzden kaybolmutu bile. Onu son grm oldu." "Geiger'i vurduunu ne biliyorsun?" diye sordum ters ters. Brody omuz silkti. "yle tahmin ettim, ama yanlm da olabilirim. Negatif plakay tab ettirip de zerinde ne olduunu grnce, iyice emin oldum. Sonra Geiger bu sabah dkkna gelmeyince, telefona da kmaynca, basbaya emin oldum. Demek ki nce kitaplar kaldrmal, Sternwood'lar gdklayp biraz yol harl istemeli, sonra da ortadan kaybolmal, tam zaman dedim." Bam salladm. "Akla yakn. Belki de kimseyi ldrmemisindir. Nereye sakladn Geigern cesedini?" Kalarn kaldrd. Sonra srtt. "Yoo, yoo. Ge bir kalem. Bir araba dolusu polis ne zaman skn edecek diye buuk atarken bir de geri dnp ona elimi srer miyim sanyorsun? Yoo!" "Biri cesedi saklam," dedim. Brody omuz silkti. Suratndaki srtma silinmemiti. Bana inanmyordu. O bana inanmayadursun, kapnn zili yeniden almaya balad. Brody sert bir hareketle ayaa kalkt, gzleri birer akl ta gibiydi. Masasnn zerindeki silahlara bir gz att. "Kz geri dnd anlalan," diye homurdand. "Gelen oysa, artk silahsz," dedim iini rahatlatmak zere. "Baka dostun yok mu?" "Bir tane kadar," diye homurdand yeniden. "Bktm bu kekapmacadan." Masaya gidip Kolt'u ald. Silah yannda tutarak kapya gitti. Sol elini kapnn tokmana koydu, evirdi at, kapy biraz ap akla doru eildi, silah sk sk kalasna yaptrmt. B ir ses," Brody?" dedi. Brody bir ey dedi, duymadm. ki el bouk silah sesi duyuldu. Silah Brody'nin bedenine iyice bastrlm olmalyd. ne, kapya doru kaykld, kap vcudunun arlyla grltyle kapand. Kapnn tahtasna srnerek kayd dt. Ayaklan arkasndaki haly srerek itti. Sol eli tokmaktan kurtuldu, kolu kt diye yere indi. Aln kapya yapmt. Kmldamad. Sa eliyle hl Kolt'u tutuyordu. Sradm, yanna ulatm, kapy ap aradan gemeye yarayacak kadar ittim, yuvarladm onu. Kar hizadaki kaplarn birinin aralndan bir kadn dary kolluyordu. Beti benzi atmt, pene gibi bir elle koridordan aay iaret etti. Koridordan aa bir kou kopardm, karo deli basamaklardan inen admlarn gmbrtsn duydum ve grltnn peinden gittim. Lobi katnda apartman kapsnn kendi kendine yavaa kapandn, koar admlarn yayakaldrmnda yanklandn duydum. Kap kapanmadan yetitim, yaptm kapya, dar uradm. Deri ceketli, uzun boylu, apkasz bir karalt parketmi arabalarn arasndan aprazlama sokak aa kouyordu. Karalt dnd, alev fkrd ondan. Yan basmdaki duvara iki ar eki darbesi indi sanki. Karalt kotu, iki arabann arasnda yere eildi, gzden kayboldu. Yan bamda bir adam bitti, "Ne oldu?" diye sordu. "Ate ediliyor," dedim. "Aman allahm!" Geriye, apartmann iine att kendini. Yayakaldrmndan hzl hzl yryerek arabama gittim, iine girip motoru altrdm. Parketmi arabalarn arasndan ktm, yoku aa ok hz yapmadan

srmeye baladm. Sokan kar yakasndan peime den araba olmad. Ayak sesleri duyduumu sanmtm ama yanlm da olabilirdim. Bir buuk cadde boyu yoku aa srdm, kavakta durdum, dndm, yoku yukar tumandm. Yayakaldrmndan hafif bir slk sesi geldi. Ardndan ayak sesleri. ift sra yapm arabalarn arasna parkettim; iki arabann arasna kaydm, bam edim. Cebimden Carmen'in kk revolverini kardm. Ayak sesleri yaklat, slk neeli neeli srd. Bir dakika gemeden deri ceket grnd. Darya, iki arabann arasna ktm ve "Kibritin var m ahbap?" diye sordum. Olan hzla dnd, sa eli deri ceketine dalmak zere havaya frlad. Yuvarlak sokak lambalarnn yumuak nda gzleri slak slak parlyordu. Badem biimi ekik, nemli gzler, mat beyaz tenli gzel bir yz, iki noktada alnn ortasna doru inen dalgal kara salar. Gerekten son derece yakkl bir ocuktu, Geigern dkknnda grdm ocuk. Sa eli deri ceketinin iinde deilse de kenarnda, olduu yerde durdu szd beni. Kk revolveri kalama yaptrm, bekliyordum. "Yavuklun olan herifi unutamadn herhalde," dedim. "...tir git," dedi olan alak sesle, parkedilmi arabalarla, yayakaldrmnn i tarafndaki yksek duvarn arasnda hi kprdamadan duruyordu. Uzaktan, tepeyi trmanan bir arabann sireni inledi. Olann ba sesin geldii yne doru dnd hzla. Yaklap silahm deri ceketinin iine soktum. "Ben mi, aynaszlar m?" diye sordum. Sanki suratna bir tokat patlatmm gibi ba yana gitti. "Sen kimsin?" diye sordu. "Geigern dostu." "D yakamdan orospu ocuu!" "Bu kk bir silah, evlat. Gbek deliinden verdim mi kurunu, ayaa kalkp yryecek kadar iyilemen ayn alr. Ama iyileirsin. Ayaa kalkp San Quentin'deki yeni gaz odasna yryecek kadar iyileirsin." "...tir git," dedi. Eli deri ceketin iine doru kayd. Silah gbeine daha sk bastrdm. Uzun, hafif bir iniltiyle eli deri ceketten ekildi, gevedi, yanna dt. Geni omuzlan sarkt. "Ne istiyorsun?" diye fsldad. Elimi deri ceketin iine sokup otomatii kardm. "Gir benim arabaya, evlat." nme geti, arkadan kolluyordum. Arabaya girdi. "Direksiyon bana, evlat. Sen sreceksin." Direksiyonun bana geti, ben de onun yanndaki yere oturdum. "Devriye arabas geinceye kadar bekle. Sireni duyunca gittik sansnlar. Sonra yoku aa dn, eve gidelim." Carmen'in silahn yerine koydum, otomatii olann kaburgalarna dayadm. Arka pencereden baktm. Sirenin iniltisi iyice ykselmiti artk. ki krmz far caddenin ortasnda yava yava bydler. Bydler, bydler, tek bir k haline geldiler, polis arabas yanmzdan fkeli bir ses saana halinde hzla geti gitti. "Gidelim," dedim. Olan direksiyonu krd, yoku aa srmeye balad. "Eve gidelim," dedim. "Laveme Terrace'a." nce dudaklar seirdi. Arabay batya, Franklin ynne srd. "Saf ocuksun. Adn ne?" "Carol Lundgren," dedi cansz bir sesle. "Yanl adam vurdun, Carol. Senin yavuklun olan herifi Joe Brody ldrmedi." Bana gene o iki kelimeyi syleyip arabay srmeye devam etti. 17. Laverne Terrace'daki okalipts aalarnn yksek dallar arasnda, dolunaylndan biraz kaybetmi bir dolunay evresindeki halenin iinden gz krpyordu. Aalardaki bir evden yksek bir radyo sesi geliyordu. Olan arabay Geigern evinin nndeki taflanlarn oraya ekti, motoru kapatt ve elleri direksiyonun zerinde, baklarn dmdz ileriye dikti. Geigern taflanlarnn gerisinde k grnmyordu.

"Evde biri mi var, evlat?" dedim. "Sen daha iyi bilirsin." "Nasl bilirim?" "...tir git!" "Bana bak, byle gidersen takma di edinirsin ama!" Gcrdata gcrdata takma olmayan dilerini gsterdi. Sonra arabann kapsna bir tekme indirip darya kt. Bir acele ben de ardndan gittim. Ellerini yumruk yapp beline dayam, fundaln ardndaki eve bakyordu. "Peki, tamam," dedim. "Anahtarn var. Hadi ieri girelim." "Kim dedi anahtarm var diye?" "Beni makaraya alma, evlat. Yavuklun verdi ya sana. Orada ieride tertemiz bir erkek odas var ya senin iin. Hanm ziyaretileri olmaya balaynca da seni kklayp oday kilitledi. Sezar gibiydi, btn kadnlarn kocas, btn erkeklerin kars. Seninle onun gibileri bir bakta akmam m sandn?" Otomatiini az ok ona doru tutuyor saylrdm ama gene de saldrd bana. Yumruu eneme geldi. Dmekten son anda kurtuldum ama gene de epey sersemlemitim. Sert bir yumruktu gya, ama d grnleri ne olursa olsun, bunlarn ii kof olur. Silah olann ayaklarnn dibine attm ve: "Belki de buna ihtiyacn var," dedim. imek gibi atlad tabancann zerine. Refleksleri adamakll yerindeydi. Ensesinin yan tarafna bir yumruk kondurdum. Silah yakalamaya alp baaramayarak yana devrildi. Silah durduu yerden alp arabann iine attm. Olan drt ayak zerinde, gzlerini iri iri am, dili darda doruldu. ksrp ban sallad. "Kavga filan etmeyeceksin," dedim. "Fazla hantalsn." Kavga etmeyi kafasna koymutu. Rampasndan frlatlm uak gibi zerime atld, dizlerimden yakalamak zere alttan dald. Yana kap ensesinden yakaladm, kafakola aldm. Ayaklarn btn gcyle yere srterek g ald, elleriyle canmn yanacandan emin olduu yere ulamay baard. Bkerek evirdim, biraz daha yukar kaldrdm. Sol elimle sa bileimi yakalayp, sa kalam iyice vcuduna yaptrdm, bir an arlklarmz dengelendi. Ayn sisli nda birbirinin zerinden sarkan iki garip, tuhaf yaratktk, ayaklarmz yola srtnyor, soluumuz bunca abalamaktan kesik kesik kyordu. Sa kolumla nefes borusunu kesiyordum imdi, iki kolumun da gc oraya toplanmt. Ayaklaryla srtnerek deli gibi rpnmaya balad, soluu kmyordu. yice kskaca almtm. Sol aya bir yana sarkt, dizi gevedi. Yarm dakika daha bekledim. Gevemi, koluma ylmt, kaldramayacam kadar ar bir ykt. Brakverdim. Baygn, ayaklarmn dibine dt. Arabaya gidip torpido gznden bir ift kelepe kardm, bileklerini arkasna bkp, kelepeledim. Koltukaltlarndan tutarak ayaa kaldrdm, taflanlarn gerisine, yoldan grnmeyecek bir yere kadar srklemeyi baardm. Arabaya dndm, yoku yukar yz metre kadar gtrdm, parkettim. Dndmde hl baygnd. Evin kapsn anahtarmla atm, onu ieriye srkledim, kapy kapattm. Yava yava nefes almaya balyordu. Lambalardan birini yaktm. Gzlerini krptrarak at, yava yava beni odaklamaya alt. Dizlerinden uzak durmaya alarak eildim: "Sakin ol, yoksa aynsndan daha fazla yersin. Kprdamadan yat, nefesini tut. Tutabildiin kadar tut, kendi kendine nefes alman gerektiini, yznn mosmor olduunu, gzbebeklerinin yerinden urayacan, birazdan nefes alacan, ama aslnda San Quentin hapishanesindeki o kk, tertemiz gaz odasndaki sandalyeye kaylarla balandn, nefes alacan ama btn gcnle bu nefesi almamaya altn, nk alrsan iine alacan eyin hava deil siyanr dumanlar olacan syle. imdilerde bizim eyalette buna insancl infaz diyorlar." "...tir git," dedi hafif, bouk bir iniltiyle. "Suunu itiraf edeceksin, karde, sanma ki etmeyeceksin. Hem de ne istiyorsak tam tamna onu syleyeceksin, bizim istemediimiz tek kelime kmayacak azndan." "...tir git!" "Bir daha o laf edersen, bann altna yastk koyarm; grrsn."

Az seirdi. Onu orada yerde braktm, bilekleri arkasna kelepeli, yana halya yapkt, grnen gznde bir vahi hayvan parlts vard. Bir lamba daha yakp, oturma odasnn ardndaki hole ktm. Geigern yatak odas eldememie benziyordu. Geigern yatak odasnn kar aprazndaki artk kilitli olmayan yatak odasnn kapsn atm. Odada lgn, titrek bir k ve bir sandalaac kokusu vard. Konsolun zerindeki kk pirin kllkte iki avu tts kl duruyordu. Ik iki uzun amdandaki uzun siyah mumlardan geliyordu. amdanlarn her biri yatan iki yanndaki dik arkalkl sandalyelerin zerine yerletirilmiti. Geiger yatan zerindeydi. Ortalkta grnmeyen iki in duvar hals paras bedeninin tam ortasna ha biiminde yerletirilmi, in ii ropdambrnn kana bulanm nn gizliyordu. Han altna den yerde kara pijamalara sarl bacaklar kaskat, dmdzd. Ayaklarnda kaln beyaz kee tabanl terlikler vard. Han yukarsnda kollan bilek hizasndan birbiri zerine aprazlanm, elleri avular aa gelecek biimde, parmaklar dz ve birbirine bitiik olarak omuzlarna bastrlmt. Az kapal, Charlie Chan by bir takma byk kadar inandrclktan uzakt. Yayvan burnu sivrilmi, beyazlamt. Gzleri kapalyd, ama tam da deil. Cam gznn hafif prlts yanstt, bana gz krpt. Ona dokunmadm. ok yaklamadm da. Buz kesmi, kaskat sertlemi olmalyd. Kara mumlarn alevi ak kapdan giren rzgrda titreiyorlard. Mumlarn kenarlarndan aaya doru kara mum damlalar szlyordu. Odann havasnda hain, gerekd bir ey vard. Dar ktm, kapy yeniden kapayp oturma odasna dndm. Olan yerinden kprdamamt. Hi kprdamadan durup bekledim, canavar ddklerine kulak kabarttm. her ey Agnes'in ne kadar abuk konuacana ve neler syleyeceine balyd. Geiger'den sz edecek olursa polisler ok gemeden damlard. Ama konumas saatler srebilirdi. Ellerinden kurtulmu bile olabilirdi. Bam eip olana baktm. "Dorulmak ister misin, evlat?" Gzleri kapal uyuyormu numaras yapt. Masaya gittim, ahududu krmzs telefonun ahizesini kaldrdm ve Ohls'un ofis numarasn evirdim. Saat altda eve gitmek zere kmt. Evinin numarasn evirdim. Evdeydi. "Ben Marlowe," dedim. "Senin ocuklar bu sabah Owen Taylor'n zerinde silah buldular m?" nce grtlan temizlediini, sonra sesindeki aknl gizlemeye altn duydum. "Bu i polisi ilgilendirir aslnda," dedi. "Buldularsa, iinde bo kovan olacak." "Sen nereden biliyorsun allahakna?" diye sordu Ohls sakin bir sesle. "Laurel Canyon Bulvar'nn biraz dndaki Laveme Terrace 7244 numaraya gel. Sana kurunlarn nereye gittiini gstereyim." "Bu kadar basit ha?" "Bu kadar basit." "Pencereden dary kolla, keyi dndm greceksin. Ben de bir eyler mi saklyor, diyordum." "Neler, neler bir bilsen," dedim. 18. Ohls ayakta durmu olana bakyordu. Olan divann zerine oturmu duvara doru kayklmt. Ohls ona hi sesini karmadan bakt, kalarnn kllar seyyar fra satclarnn kk fralar gibi tel tel kabarm, sert, ufak yuvarlaklar halini almt. "Brody'yi vurduunu itiraf ediyor musun?" diye sordu. Olan aznda en sevdii iki szc yuvarlad. Ohls i geirip bana bakt. "tiraf etmesine gerek yok. Silah bende," dedim. "Bu laf bana her edilerinde kumbarama bir dolar atsaydm, zengin olmutum. Ne o, ok mu elenceli?" "Yoo, bana elenceli gelmiyor."

"Eh, bu da bir eydir," dedi Ohls. Dnd. "Wilde' ardm. Onu grmeye gideceiz, bu serseriyi de yanmza alalm. Benimle gelsin, sen de arkamzdan izle, ne olur ne olmaz, suratma tekme filan atmaya kalkar." "Yatak odasndakine ne diyorsun?" "Allah diyorum," dedi Ohls. "O Taylor denen ocuun rhtmdan utuuna sevindim. Onu, ierideki san br dnyaya yollad diye lm hcresine tkmak hi houma gitmeyecekti." Kk yatak odasna girdim, siyah mumlan sndrdm, ttmeye baladlar. Oturma odasna geri dndmde Ohls olan ayaa kaldrmt. Olan buz paras gibi sert, bembeyaz yznde kor gibi yanan kara gzlerini ona dikmi bakyordu. "Haydi gidelim," dedi Ohls, sanki elini srmekten hazzetmezmi gibi kollarndan tuttu olan. Iklar sndrdm, onlarn ardndan evden ktm. Arabalarmza girdik, uzun, virajl yolda Ohls'un ikiz arka farlarnn peine dtm. Laverne Terrace' bu son grm olsun diyordum iimden. Eyalet savcs Taggart Wilde, Drdnc Cadde'yle Lafayette Park'n kesinde, geni bir garaj byklnde, bir yanna krmz kumtandan bir porte-cochere eklenmi, nnde bir ka dnm yemyeil imenlik uzanan beyaz ahap bir evde oturuyordu. Kent bat ynnde gelimeye baladnda olduu gibi alnp yeni yerleim blgelerine tanmas adet olan o eski, dayankl evlerden biriydi. Wilde eski bir Los Angeles ailesinden geliyordu, ev daha Bat Adams, Figueroa ya da St. James Park'daki asl yerindeyken iinde domu olmalyd. Girite iki araba vard, st kapal byk bir zel otomobil, bir de arka amurlua yaslanm, mehtap sefas yapan niformal ofryle bir polis arabas. Ohls gidip ofrle konuunca adam Ohls'un arabasndaki olana bakt. Eve kp zili aldk. Salar briyantinli sansn bir adam kapy at, nmze dp bizi holden, ar, koyu renk mobilyalarla denmi byk, akvaryum gibi bir oturma odasndan ve onun gerisindeki baka bir holden geirdi. Bir kapy tklatp ieri girdi, sonra bize kapy ardna kadar at, biz de dibindeki ak balkon kaplarndan koyu glgeler iinde bir bahe ve esrarengiz aalar grnen duvarlar ahapla kaplanm alma odasna girdik. Pencereden ieriye slak toprak ve iek kokusu giriyordu. Duvarlarda byk, karanlk yalboya tablolar, koltuklar, kitaplar vard, slak toprak ve iek kokusuna karan iyi cins puro kokusu geldi burnuma. Taggart Wilde yazhanesinin gerisinde oturuyordu, orta yal, toparlak bir adamd, zel bir ifade taknmadan dosta bakmay beceren ak renk mavi gzleri vard. nnde bir fincan stsz kahve duruyor, sol elinin bakml, zenli parmaklar arasnda ise zeri benekli ince bir puro tutuyordu. Yazhanenin dibinde mavi deri bir koltukta baka bir adam oturuyordu, buz gibi bakl, balta gibi keskin suratl bir adam, bahe trm kadar sivri, bir tefeci kadar sert biri. Derli toplu, bakml ' surat daha demin tra edilmiti sanki. yi tlenmi kahverengi bir takm elbise giymiti, kravatnda siyah bir inci vard. Parmaklar, kafalar zehir gibi alan adamlarn uzun, sinirli parmaklarndand. Dalamaya hazr grnyordu. Ohls bir iskemle ekip olurdu. "yi akamlar, Cronjager," dedi. "Seni Philip Marlowe'la tantraym, ba dertte bir zel dedektif!" Srtt. Cronjager ban sallamadan bakt bana. Sanki bir fotorafa bakyormu gibi batan aa szd beni. Sonunda enesini yarm santim kadar kprdatt. "Otur, Marlowe," dedi Wilde, "Bakomiser Cronjager konusunda elimden geleni yapacam, ama biliyorsun bu ileri. Byk bir kent buras artk." Oturup bir sigara yaktm. Ohls, Cronjager'e bakarak sordu: "Randall Place'deki cinayet hakknda neler buldunuz?" Balta suratl adam, bir parman tutup parmak eklemi trdayncaya kadar ekti, karsndakine bakmadan konutu. "Bir ceset, iinde iki adet kurun. Atelenmemi iki silah. Aada sokakta kendisine ait olmayan bir arabay altrmaya uraan bir sarn da bulduk. Onunki, tekinin hemen yanndayd, ayn model. d patlam bir hali vard, onun iin bizim ocuklar ieri aldlar, tt. Brody denen adam zmbalandnda oradaym. Katili grmediini iddia ediyor." "Hepsi bu mu?" diye sordu Ohls. Cronjager hafife kalarn kaldrd. "Daha bir saat geti aradan. Ne bekliyordun cinayetin sinema filmini mi?"

"Belki katilin tarifini," dedi Ohls. "Deri ceketli uzun boylu biri tarif denirse buna." "Darda arabamda," dedi Ohls. "Kelepeli. Marlowe olaya sizin yerinize el koydu. Silah da burada." Ohls cebinden olann otomatiini kard ve Wilde'n masasnn bir kenarna koydu. Cronjager silaha bakt ama uzanp almad. Wilde byk altndan glyordu. Geriye yaslanm, elinde azndan hi karmad benekli puro, bundan nefes ekiyordu. Kahvesinden bir yudum almak zere ne eildi. zerindeki smokin ceketinin gs cebinden ipek bir mendil kard, dudaklarna dokundurup gene yerine koydu. "Bir iki l daha var iin iinde," dedi Ohls, parmaklaryla enesinin bitimindeki yumuak deriyi imdirerek. Cronjager gzle grlr biimde irkildi. Somurtuk bakl gzleri klar saan birer elik nokta oldu. "Bu sabah Lido iskelesinin oradan bir araba karldndan haberiniz var m, iinde bir lyle?" dedi Ohls. Cronjager "Hayr," dedi, sevimsizlii elden brakmadan. "Arabadaki l, zengin bir ailenin ofrln yapyordu," dedi Ohls. "Aileye, kzlarndan biriyle ilgili olarak antaj yaplyordu. Bay Wilde aileye Marlowe'u nerdi, ben arac oldum. Marlowe ii olduka sk tutuyordu." "Baylrm cinayet iini sk tutan zel hafiyelere," dedi Cronjager. "Bu meseleden byle cilveli cilveli sz etmesen iyi olur." "yle mi," dedi Ohls. "Meseleden cilveli sz,etmeyeyim demek ki. Siz ehirli aynaszlarla cilveli konuma frsat pek sk gemiyor da elime. ou kere bir yeriniz incinmesin diye ayaklarnzn altna hallar sermekle geiyor mrm!" Cronjager'in sivri burnunun kenarlar sinirden beyazlat. Nefesi odada pes perdeden bir ylan sl gibi kyordu. ok sakin bir sesle: "Benim adamlarmdan hibirinin ayann altna hal filan sermedin, parlak zek," dedi. "Greceiz," dedi Ohls. "Lido'nun orada boulan o ofr var ya, dn gece senin blgende birini ldrd. Hollywood Bulvar'nn gbeinde ak sak kitap dmeni yrten Geiger diye birini. Geiger darda arabamdaki serseriyle yayordu. Yayordu diyorum, anlyorsun ya." Cronjager daha yumuak bakyordu imdi. "Pis ie benziyor," dedi. "Bildiim kadaryla btn polis ykleri yledir," diye kkreyerek bana dnd Ohls. Kalar gene kllar kabarm birer frayd. "Sra sende Marlowe. Dkl bakalm hikyeni." Dkldm. ki eyin szn etmedim, stelik bir tanesinden neden sz etmediimi de o srada kendi kendime tam olarak aklayamadan. Bir Carmen'in Brody'nin apartmanna yapt ziyaretin, bir de Eddie Mars'n Geigern evine yapt akamst ziyaretinin szn etmedim. Geri kalan olduu gibi anlattm. Cronjager gzlerini bir an yzmden ayrmadan, ben konuurken yznde en ufak bir ifade belirmeksizin sylediklerimi dinledi. Szlerim bittiinde tam bir dakika boyu hibir ey sylemedi. Wilde sesini karmyordu, kahvesini yudumluyor, usul usul purosundan nefesler ekiyordu. Ohls baparmaklarndan birini inceliyordu. Cronjager yavaa iskemlesinde geriye yasland, ayak bileini dizinin zerinden geirerek bilek kemiini ince, sinirli parmaklaryla okad. Sska suratnda kalar iyice atlmt. Buz gibi bir nezaketle konutu: "Demek ki dn gece ilenen bir cinayeti polise bildirmedin, btn gn kendi bana iler evirdin, bu arada bu Geigern olan da gidip bir cinayet daha iledi." "yle oldu," dedim. "yice zor durumdaydm. Hata ettiimi biliyorum ama mterimi korumak zorundaydm, olann da gidip Brody'yi temizleyeceini bilemezdim." "Bu dediini dnmek polise der, Marlowe. Eer Geigern lm dn gece polise haber verilmi olsayd, kitaplar dkkndan Brody'nin apartmanna hibir ekilde tanamazd. Olan Brody'ye ulaamaz, onu ldrmezdi. Brody'nin gnleri zaten saylyd diyebilirsin. Onun gibiler genellikle yledir. Ama insan hayat insan hayatdr." "Doru," dedim. "Bunu bir daha sefere sokak aralarndan svan zavall bir kty vuran senin polislere anlatrsn!"

Wilde iki eliyle birden masaya bir aplak indirdi. "Bu kadar yeter," diye kestirip att. "Bu Taylor denen ocuun Geiger'i vurduundan nasl oluyor da bu kadar emin olabiliyorsun, Marlowe. Geiger'i vuran silah Taylor'n zerinde ya da arabada bulunmu olsa bile, bundan ille de onun katil olduu kmaz ki. Silah oraya konmu olabilir diyelim ki asl katil tarafndan, Brody mesela." "Fiziksel olarak mmkn," dedim, "ama karakter olarak mmkn deil. Bir kere fazla tesadf gerekiyor bu dediiniz iin, sonra Brody'yle kz arkadann karakterlerine, evirmek istedikleri iin niteliine ters dyor. Ben Brody'yle uzun uzun konutum. ktyd ama katil olacak tip deil. ki silah vard, ikisini de zerinde tamyordu. Geigern dmenine szmann bir yolunu bulmaya alyordu, kz araclyla olup biten hereyden haberi vard tabii. Sadece Geiger'i gzlyormu, arkasnda belal bir destekleyeni var m yok mu diye. nanrm. Geiger'i kitaplarn ele geirmek zere ldrdn, sonra Geigern ektii Carmen Sternwood fotoraflaryla srra kadem bastn, silah Owen Taylor'n zerine koyup, Taylor' da Lido'nun oradan okyanusa ittiini dnmek olmayacak hayal. Taylor'n nedeni vard, kskanlktan gz dnmt, Geiger'i ldrmek iin frsat da vard. zinsiz, ailenin arabalarndan birini almt. Geiger'i kzn gznn nnde ldrd, Brody'nin katil bile olsa yapamayaca ey. Geiger'den sadece ticari kar olan birinin kalkaca i deil bence. Ama Taylor yapabilirdi. plak fotoraf ii tam ona bunu yaptracak bir eydi." Wilde byk altndan glerek, ban evirmeden Cronjager'e bakt. Cronjager grltyle grtlan temizledi. "Peki cesedi saklamak neyin nesi? Neye yaradn anlayamyorum?" diye sordu Wilde. "Olan azyla sylemedi ama o yapm olacak. Brody, Geiger vurulduktan sonra onun evine gitmi olamaz. Ben Carmen'i eve gtrmekle megulken olan eve girmi herhalde. Polisten korkuyordu tabii, anlalmayacak ey deil, byk olaslkla eyalarn evden toplayana kadar cesedi saklamann iyi bir fikir olduunu dnd. Haldaki izlere baklrsa srkleyerek n kapdan kard, ve ok muhtemeldir ki garaja koydu. Sonra evde ne kadar eyas varsa toplayp gtrd. Daha ge bir saatte, gecenin bir vakti, ceset katlamadan nce vicdan azabna kapld ve l yavuklusuna pek iyi davranmadn dnd. Geri dnd ve onu yatan zerine uzatt. Bunlarn hepsi tahmin tabii." Wilde ban sallad. "Sonra bu sabah ie gitti, orada hibir ey olmam gibi davrand, gzn drt at. Brody kitaplar alp gtrdnde kitaplarn nereye gittiini grd ve kitaplar alanlarn Geiger'i de kitaplar yznden ldrd sonucuna vard. Kzla Brody hakknda onlarn tahmin ettiinden fazlasn biliyordu belki de. Ne dersin, Ohls?" "Greceiz ama btn bunlar Cronjager'in derdine are olmuyor. Onun derdi tm bunlar dn gece olup bittii halde, kendisine ancak imdi haber verilmesi." Cronjager eki bir suratla: "in o tarafn da halledeceiz, merak etme," dedi. Bana dik dik bakt, sonra hemen baklarn te yana evirdi. Wilde purosunu havaya sallayarak konutu: "Evet, kantlan grelim Marlowe." Ceplerimi boaltp karlan masann zerine koydum: senet, Geigern General Sternwood'daki kartviziti, Carmen'in fotoraflar, ifreli ad ve adreslerle dolu mavi not defteri. Geigern evinin anahtarlarn Ohls'a teslim etmitim. Wilde usul usul purosundan nefesler ekerek masann zerindekilere bakt. Ohls yalanc purolarndan birini yakt, dumann sakin sakin tavana fledi. Cronjager masaya abanp Wilde'a gsterdiklerime bakt. Wilde Carmen imzal senede parmaklarn vurarak, "Herhalde bunlar sadece bir 'gelgel'di," dedi. "General Sternwood bunlar ancak baka, daha ciddi bir eyden korktuu iin derdi dese dese. Bunun zerine Geiger de bindirirdi. Neden korktuunu biliyor musun?" Gzlerini dikmi bana bakyordu. Hayr anlamnda salladm bam. "Hikyeni bize gerekli olan btn ayrntlaryla anlattna emin misin?" "Bir iki zel meseleyi konu d braktm. Konu d brakmakta da kararlym, Bay Wilde." "Hah!" dedi Cronjager, can gnlden bir homurdanarak. "Neden?" diye sordu Wilde sakin bir sesle. "nk mterim korunma hakkna sahiptir, ancak byk jri nnde konuabilir. Benimse zel dedektif lisansm var. 'zel' kelimesinin bir anlam

olduunu sanyorum. Hollywood polis tekilatnn elinde iki cinayet var, ikisi de zlm durumda. ki katil de ellerinde. Her ikisinin nedeni, cinayet aleti de ellerinde. Kiilerin adlarnn aa kmamas isteniyorsa, iin antaj yn abartlmamal." "Neden?" diye sordu Wilde gene. "Tamam, tamam," dedi Cronjager souk bir sesle. "Onun gibi mehur bir zel hafiyeye yamaklk etmenin erefi bize yeter de artar!" "Gstereceim," dedim. Kalkp evden ktm, arabama gittim, arabadan Geigern dkknndan gelme kitab aldm. Polis niformal ofr Geigern arabasnn yannda duruyordu. Olansa ieride bir kenarda arkasna kayklm oturuyordu. "Bir ey dedi mi?" diye sordum. "Bir teklifte bulundu," dedi polis yere tkrerek. "Duymazdan geldim." Eve girdim, kitab Wilde'n oturduu masann zerine koydum, paketi atm. Cronjager masann bir ucunda telefonla konuuyordu. Telefonu kapayp yerine oturdu ben ieri girince. Wilde ta gibi ifadesiz bir suratla kitaba bakt, kapayp Cronjager'e doru srd. Cronjager kitab at, bir iki sayfasna bakp hemen kapad. Elmack kemiklerinin zerinde yarm dolar byklnde krmz noktalar belirmiti. "Kitab an da ilk sayfaya damgalanm tarihlere bakn." Cronjager kitab yeniden ap dediim yere bakt. "Ee?" "Eer gerekirse," dedim. "Yemin eder, bu kitabn Geigern dkknndan gelme olduuna tanklk edebilirim. Sarn kz, Agnes de dkknn evirdii iin cinsini itiraf edecektir. ki gz olan herkes bu dkknn bir eyi gizlemeye yaradn anlar. Oysa Hollywood polisi bu dkknn almasna gz yumdu, nedenini kendileri bilirler. Byk jri bu nedenlerin ne olduunu merak edecektir herhalde." Wilde'n az kulaklarna vard. "Byk jriler ara sra insan zor duruma sokan sorular sorarlar kentlerimizin neden byle idare edildiini renmek amacyla, ama bouna." Cronjager frlad kalkt, apkasn bana koydu. "e kar tekim ben burada," diye arlad. "Ben cinayet masasndanm. Eer bu Geiger uygunsuz kitap iindeyse, bu benim derdim deil. Ama olayn gazetelere dmesi benim blmmn pek de iine gelmez, bunu da itiraf ederim. Evet, ahbap avular ne istiyorsunuz bakalm?" Wilde, Ohls'a bakt. Ohls sakin bir sesle "Sana teslim edilecek bir tutuklu var elimde," dedi. "Gidelim." Ayaa kalkt. Cronjager gzlerinden ateler saarak odadan kt. Ohls onu izledi. Kap yeniden kapand. Wilde parmaklaryla masasna vurarak, ak mavi gzlerini gzlerime dikti. "Byle gizli kapakl oldu bittiler karsnda polis neler hisseder takdir edersin," dedi. "her ey konusunda ifade vereceksin en azndan dosyaya girmesi iin. Bu iki cinayeti birbirinden ayr tutmak, General Sternwood'un adn da bu ie kartrmamak mmkn olur herhalde. Neden ayrmyorum senin bacaklarn biliyor musun?" "Hayr. Fena ayracaksnz sanyordum." "Btn bunlar iin eline ne kadar geiyor?" "Gnde yirmi be dolar ve masraflar." "imdiye kadar elli dolar ve biraz da benzin paras demektir bu." "O civarda bir ey." Ban yana edi ve sol kk parmann arkasn enesinin altna srtt. "Bu kadarck para iin de memleketin gvenlik glerinin yarsyla dalamaya razsn yle mi?" "Houma gitmiyor," dedim. "Ama ne yapaym? Vaka zerindeyim. Hayatm kazanmam iin satacak neyim varsa onu satyorum. Tanrnn verdii bir para gzpeklikle zeky, bir de elimdeki mteriyi korumak iin itilip kaklmaya ses karmama yeteneini. General'e danmadan bu gece anlattm kadarn bile anlatmak ilkelerime aykrdr. Gizli kapakl oldu bittiye gelince, biliyorsunuz ben de polislik mesleindeydim. Byk kentlerde her zaman olur byle eyler. Dardan birisi bir ey gizlemeye alt m polislerin tepesi atar, ama kendileri de hergn ei dostu ya da biraz torpilli birilerini honut etmek zere

ayn eyleri yaparlar. Hem daha ben bitilmedim. Vaka zerindeyim. Mecbur kalsam gene ayn ekilde davranrdm." "Tabii eer Cronjager zel dedektiflik belgeni elinden almazsa," dedi Wilde srtarak. "Bir iki zel meseleyi konu d brakyorum demitin. Ne derece nemli bunlar?" "Henz vaka zerindeyim," dedim gzlerinin iine bakarak. Wilde bana glmsedi. Drst, cretli bir rlandal glmsemesiydi bu. "Bak sana bir ey diyeyim, evlat. Babam, ihtiyar Sternwood'un yakn arkadayd. Ben elimden geleni belki de daha fazlasn ardma komadm ihtiyar zntden, skntdan koruyaym diye. Ama uzun vadede, olacak i deil. O kzlar var ya, onlar eninde sonunda rtbas edilemeyecek bir eylere bulaacaklar, zellikle de o kk sansn velet. Onlar babo brakmamak lazmd. htiyar bu yzden hatal buluyorum. Yaadmz dnya nemene bir yer oldu, haberi yok. urada erkek erkee konuuyoruz madem, sana bir ey daha syleyeyim, homurdanyor sanma sakn. Her trl bahsine girerim ki General, eski kaak iki imalats damadnn bu ilere bir yerinden bulatn dnyor ve btn umudu da senin bunun tersini bulup karman. Ne dersin?" "Anlattklar kadaryla Regan antajcya benzemiyor. Yufka yrekli biri galiba, yle de davranyor." Wilde kmseyen bir kahkaha patlatt. "Yreinin yufka olup olmadn sen, ben bilemeyiz. Eer o yolun yolcusuysa, yrei pek o kadar da yufka olamaz. General sana Regan' aradn syledi mi?" "Nerede olduunu, bana bir i gelip gelmediini bilmek istediini syledi. Regan' seviyor, kendisine allahasmarladk demeden ekip gitmesinden yksnm." Wilde ne doru eilip kalarn att. "Anlyorum," dedi, sesi deimiti. Eliyle nndeki masadaki vr zvr dzeltti, Geigern mavi not defterini bir yana ayrp teki kantlar bana doru itti. "Bunlar al bari," dedi. "Benim ihtiyacm olmayacak." 19. Arabam garaja koyup binann evresini dolanarak Hobart Arms'n giriine yneldiimde saat on bire geliyordu. Boydan boya caml kap saat onda kilitleniyordu, onun iin anahtarlarm kardm. eride, plak, drtke lobide, bir adam yeil renkli bir akam gazetesini saks palmiyesinin yanna koydu, ve palmiyenin gverdii fnn iine bir sigara izmaritinin kln silkti. Ayaa kalkt, apkasn bana doru sallayarak konutu: "Patron seninle konumak istiyor. Dostlarn amma da bekletirmisin be ahbap." Kprdamadan durup, yass burnuna ve dev biftek byklnde kulana baktm. "Ne hakknda?" "Sana ne? Sen bir halta karma da; gerisi gcr gider." Eli, ak paltosunun yukar iliinin oralarda gezindi. "stm bam polis kokuyor," dedim. "Konuamayacak, yemek yiyemeyecek, dnemeyecek kadar yorgunum. Ama Eddie Mars'dan emir alamayacak kadar yorgun olmadm sanyorsan normal kulan uurmadan nce karmay dene silahn!" "atlak. Silahn milahn yok." Dnceli dnceli bakt bana. Kara, kvrck kalar birbirine yaklat, aznn kenarlar aa doru kvrld. "O, o zamand," dedim. "Her zaman plak deilimdir." Sol elini sallad havada. "Peki. Sen kazandn. Bana seni ilemem sylenmedi. Ondan haber alrsn." "Ge olmasn ki g de olmasn," dedim ve yanmdan geip kapya doru giderken yavaa dndm. Kapy at, arkasna bakmadan kt. Kendi salaklma srtarak asansre bindim, daireme ktm. Carmen'in kk silahn cebimden kardm, baktm, gldm. Sonra iyice temizledim, yaladm, bir pamuklu flanel parasna sardm sarmaladm, bir yere kilitledim. Kendime bir iki hazrladm, azma gtrdm iiyordum ki telefon ald. Telefonun durduu masann yanna oturdum. "Demek bu gece sert erkeksin," dedi Eddie Mars'n sesi. "ri yar, hzl, sert ve diken dikenim. Sana ne gibi bir iyiliim dokunabilir?"

"Oraya polisler geldi nereye olduunu biliyorsun. Beni bu ie kartrmayacaksn deil mi?" "Neden kartrmayacakmm ki?" "Bana iyilik eden iyilik bulur, asker, iyilik etmeyen de iyilik bulmaz." "Aman, korkudan dilerim takrdyor." Souk souk gld. "Kartrmadn m yoksa kattrmadn m?" "Kartrmadm. Neden kartrmadm biliyorsam da ne olaym. Sen olmadan da her ey yeterince karkt zaten, ondan galiba." "Saol, asker. Kim zmbalam onu?" "Yarn gazetede okursun belki." "imdi renmek istiyorum." "Her istediini elde eder misin?" "Hayr. Seninki de cevap m imdi, asker?" "Senin adn bile duymadn biri. Bu kadaryla yetin." "Dediin gibiyse, belki de sana gnn birinde bir iyiliim dokunur." "Telefonu kapat da gidip uyuyaym." Gene gld. "Rusty Regan' aryorsun, deil mi?" , "Bir sr kii yle sanyor, ama hayr." "Arasaydn, sana bir ipucu verebilirdim. Gel de beni gr sahildeki yerimde. Ne zaman istersen. Yzn grmekten memnun oluruz." "Belki." "Grrz o halde." Telefon klik sesiyle kapand, gzm dnm halde ama ahizeyi hl sabrla elimde tutarak kalakaldm bir sre. Sonra Stemwood'larn numarasn evirdim, zil drt be kere aldktan sonra burnundan kl aldrmaz uan sesini duydum: "General Sternwood'un evi." "Ben Marlowe. Hatrladn m? Yz yl oluyor karlaal yoksa dn myd?" "Evet, Bay Marlowe. Hatrladm, elbette." "Bayan Regan evde mi?" "Evet, galiba. Bir dakika bek" Birden fikir deitirip szn kestim. "Yok. Sadece ona u mesaj ver. Resimlerin hepsinin bende olduunu, hereyin yolunda gittiini syle." "Evet... evet..." Ses biraz titriyordu sanki. "Resimler sizde hepsi ve her ey yolunda... Evet, efendim. Af buyurunuz ok teekkr ederim, efendim." Telefon be dakika sonra ald. kimi bitirmitim, bu da bana yemeyi unuttuum akam yemeini yiyebilirmiim duygusu vermiti; telefonu alar brakp ktm odadan. Geri geldiimde alyordu. Saat yarma kadar aralklarla ald. On ikide klar sndrdm, pencereleri atm, telefonun zilini bir kt parasyla duyulmaz hale getirdim ve yattm. Stemwood'lardan burama gelmiti artk. Ertesi sabah domuz pastrmal yumurtam yerken sabah gazetelerinin n de okudum. Olay konusunda yazdklar, gazeteler bu konularda ne kadar doruya yaklarsa o kadard ite: Mars'n Satrn'e yakn olduu kadar. de "Lido Rhtmnda ntihar Eden ofr" vakasnn kahraman Owen Taylor', "Laurel Canyon'daki Egzotik Villa Cinayetiyle badatrmyordu. Hibiri Stemwood'lardan, Bernie Ohls'dan ya da benden sz etmiyordu. Owen Taylor'dan "varlkl bir ailenin ofr" diye sz ediliyordu. Hollywood blgesinden bakomiser Cronjager, blgesindeki iki cinayeti zmenin onurunu omuzlanyordu, gya cinayetler Geigern Hollywood Bulvar'ndaki kitap dkknnn arkasnda ilettii telgraf servisinden edinilen kr anlamazl yznden ilenmiti. Brody, Geiger'i vurmutu, Carol Lundgren de intikam almak iin Brody'yi. Polis Carol Lundgren'i gzaltnda tutuyordu. tiraf etmiti. Zaten sicili ktyd lise sicili herhalde. Polis, Geigern sekreteri olan Agnes Lozelle'i de grg tan olarak tutuyordu. Bir gzel derleyip toplamlard ite. Yazdan Geigern bir gece nce, Brody'nin ondan bir saat sonra ldrld, Cronjager'in de sigarasn yakarken cinayetleri zverdii izlenimi kyordu. Taylor'n intihar gazetenin ekinin birinci sayfasnda yer alyordu. Byk, zeri kapal arabann salapuryann gvertesinde fotorafn basmlar, plakay karalamlard, arabann yannda da zeri bezle rtlm yatan bir ey. Owen Taylor "melankolik tabiatl ve hastalkl"yd. Ailesi Dubuque'de oturuyordu ve cesedi oraya yollanacakt. Soruturma almayacakt.

20.

Kayp Kiiler Brosu'ndan Komiser Gregory kartm geni masasnn dz yzeyi zerine kenarlar tam tamna masann kenarlarna paralel gelecek biimde yerletirdi. Ban yana eip kart inceledi, homurdand, dner iskemlesinde arkaya dnp penceresinden biraz tedeki Adalet Saray'nn, pencerelerine demir parmaklklar geirilmi en st katna bakt. ri yar bir adamd, bir gece bekisinin yorgun baklar ve ar, ne yaptn bilen hareketleri vard onda. Sesi dz, ifadesiz ve kaytszd. "zel hafiyesin ha?" dedi, bana deil pencereden darya bakarak. Kpekdiinin zerine kondurduu funda kknden piponun karaya kesmi haznesinden duman ykseliyordu. "Sana ne gibi bir yardmm olabilir?" "General Sternwood hesabna alyorum, 3765 Alta Brea Crescent, Bat Hollywood." Komiser Gregory pipoyu karmadan aznn kenarndan bir para duman fledi. "Ne iin?" "Tam sizin alannz deil ama, gene de ilgileniyorum. Bana yardm edebileceinizi dndm." "Ne konuda yardm edecek misim?" "General Sternwood zengin bir adam," dedim. "Eyalet savcsnn babasnn eski dostu. Ayak ilerine bakacak birini tutmay can ekiyorsa, bu polisi ilgilendirmez. Sadece bu lks edinebilecek paras var, o kadar." "Ben niye ona alacakmm ki?" Buna cevap vermedim. Dner iskemlesinde yava yava, olanca arlyla dnd ve iri ayaklarn btn arlyla odann zeminini kaplayan muambann zerine yerletirdi. Brosunda yllar srm bir rutinin yavan kokusu vard. Bana bo bo bakt. "Zamannz almak istemiyorum, Komiser," dedim ve sandalyemi geriye ittim on santim kadar. Yerinden kprdamad. Feri kam yorgun gzlerini dikip bakmay srdrd. "Eyalet savcsn tanyor musun?" "Tantk. Bir zamanlar da emrinde almtm. Onun bamfettii Bernie Ohls'u olduka iyi tanrm." Komiser Gregory bir telefona uzand ve "Bana Eyalet savcsnn brosundan Bernie Ohls'u bulun," dedi kelimeleri aznn iinde yuvarlayarak. Eli yerine yerletirdii ahizenin zerinde, bekledi. Saniyeler geti. Piposundan dumanlar ykseldi. Gzleri de eli kadar ar ve kprtszd. Telefonun zili ald, sol eliyle benim kartma uzand. "Ohls? Merkezden Al Gregory. Philip Marlowe diye biri var burada. Kartnda zel dedektif olduu yazl. Benden bilgi istiyor... yle mi? Grn nasl?... Tamam, teekkrler." Ahizeyi yerine brakt, piposunu azndan karp iindeki ttn kaln bir kurunkalemin pirin tepesiyle hazneye vurarak boaltt. Bunu, sanki o gn yapaca ilerden herhangi biri kadar nemliymi gibi olanca dikkat ve ciddiyetiyle yapt. Arkasna yaslanp gzlerini dikti, bir sre daha bakt bana. "Ne renmek istiyorsun?" "Elinizdeki olaydaki gelimeleri, eer varsa tabii." Bu dediklerimi yle bir dnd. "Regan m?" dedi sonunda. "Doru." "Tanr msn onu?" "Hi grmedim. Otuz yan zerinde yakkl bir rlandal olduunu, bir zamanlar kaak iki iinde olduunu, General Sternwood'un byk kzyla evlendiini, anlaamadklarn duydum. Bir ay nce ortadan kaybolduunu sylediler." "General kendini ansl sayacak yerde, zel yetenekler tutup uzun otlar aralatyor ha!" "General ona ok yaknlk duymu. Olur byle eyler. htiyar ktrm ve yalnz. Regan yannda oturur, ona arkadalk edermi." "Bizden daha iyisini becerebileceini mi sanyorsun?" "Regan' bulmak sz konusu olduu srece hayr. Ama ortada olduka esrarengiz bir antaj meselesi var. Regan'n iin iinde olmadndan emin olmak istiyorum. Nerede bulunduunu bilmek ie yarayabilir."

"Sana yardmc olmak isterdim ahbap, ama nerede olduunu bilmiyorum. Perdeyi ekti gitti, o kadar." "Sizlere kolay kolay skecek numara deil, deil mi Komiser?" "yle ama beceren beceriyor bir sre iin." Masasnn yanndaki bir zile bast. Ortayal bir kadn kapdan kafasn uzatt. "Terence Regan dosyasn getirir misin bana, Abba." Kap kapand. Giderek arlaan bir sessizlik iinde Komiser Gregory'yle birbirimize baktk. Kap yeniden ald ve kadn masann zerine iki ucundaki eritlerle ortadan balanm yeil bir dosya koydu. Komiser Gregory ban sallayarak uurlad onu, baa ereveli kaln bir gzl damarl burnunun zerine koyarak dosyadaki yapraklar ar ar evirdi. Sigaram parmaklarmn arasnda dndrdm. "Eylln 16'smda srra kadem basm," dedi. "Bunun tek dikkat ekici yan ofrn izin gn olmas, bu yzden de Regan'n arabasn garajdan aldn gren olmam. Mamafih ledensonra ge saatlerdeymi. Arabay drt gn sonra Sunset Towers denen yerin yaknlarnda, o fiyakal villa sitelerinden birinin garajnda bulduk. Garajdaki adamlardan biri alnt araba diye ihbar etmi, burann arabas deil diyerek. Sitenin ad Casa de Oro. Bununla ilgili bir prz var, imdi anlatacam sana. Arabay oraya kimin koyduuna dair hibir ey renemedik. Arabadaki parmak izleri dosyadakilerden hibirine uymuyor. Garajdaki araba dalavere kokusu almaya yetmez, ama iin iinde gene de dalavere kokusu almaya yetecek bir ey var. Biraz sonra syleyeceim bir ey yznden." "Eddie Mars'n karsnn kayp kiiler listesinde olmas, deil mi?" dedim. Keyfi kamt. "yle ya. Kiraclar aratrnca orada oturduunu ortaya kardk. Regan'n ortadan kaybolduu sralarda oradan ayrlm, iki gn iinde filan yani. Az ok Regan' andran biri onunla birlikte grlm ama adamn tam tarifini alamadk. Bu bizim i yle gariptir ki allah cezasn versin, ihtiyar bir kadn pencereden bakyordur, kaan birini grr, alt ay sonra bir sra zanl arasndan onu bulur karr, ama otel grevlilerine gcr gcr fotoraf gsterirsin de adam bir trl emin olamaz." "Bunu beceremeyen de iyi otel grevlisi saylmyor, anlalan!" dedim. "yle. Eddie Mars'la kars birlikte yaamyorlarm ama dostmular, Eddie yle diyor. Birka olaslk var. Bir kere Regan her zaman elbiselerinin iine yerletirilmi on be bin dolar tarm. Gerek para diyorlar. st para alt gazete kd filan deil yani. Dnyann paras ama, kimbilir, belki de Regan herkesin gz nnde karp para saymaktan holanan tipti, onun iin tayordu paray. Belki de, olur a, para filan umurunda deildi. Karsnn dediine baklrsa ihtiyar Sternwood'dan yemekle yatacak yer dnda kuru almam, bir de karsnn hediyesi olan Packard 120 var. Zengin eve dm sabk kaak iki imalats iin garip." "inden kamadm," dedim. "E, bak adam srra kadem basm, donunda on be bin kt tayor, herkes de biliyor stelik. E, para bu yani. Ben de olsam toz olurum, on be bin kt bu, stelik lisede iki ocuk okutuyorum. lk akla gelen birinin onu silkeledii, fena silkeledii hem de yle ki le gtrp kaktslerin arasna asmak zorunda kalmlardr. Ama bu pek akla yatkn deil. Regan silah tard hem de iyi bilirdi kullanmasn, yle kaak ikicilere gzda vermek iin filan da deil sadece. Dediklerine baklrsa 1922'de rlanda olaylar srasnda m ne, emrinde koca bir manga varm. Onun gibi bir adam kolay lokma olmaz. Sonra, arabasnn garajda olmas, onu silkeleyen her kimse, onun Eddie Mars'n karsnda gz olduunu bildiini gsterir ki vard tabii, o baka bu da yoldan geen her bilardo salonu serserisinin bilecei ey deil." "Fotoraf var m?" dedim. "Eddie'nin var, kadnn yok. Bu da garip. Bu olayda bir sr gariplik var ya. te." Masann br ucundan bana doru parlak bir fotoraf itti. Gzmn nnde duran neeli olmaktan ok yasl, klhanbeyi olmaktan ok mesafeli rlandal yzne baktm. Sert erkek surat deil ama yle herkesin itip kakabilecei birinin de surat deil. Dz koyu renk kalarn altnda kuvvetli aln kemikleri. Uzun olmaktan ok geni bir aln, koyu renk kvrck hal gibi sa, ince kk bir burun, geni bir az. G ifadesi olan ama aza gre kk bir ene. Biraz

gergin ifadeli bir yz, hzl hareket eden, vurduu yerden ses getiren biri. Fotoraf geriye ittim. Bu yz grrsem tanrdm, biliyordum. Komiser Gregory pipoyu vurarak boaltt, yeniden doldurdu ve baparmayla ttn sktrd. Yakt, dumann fledi ve yeniden konumaya balad. "Ee tabii onun Eddie Mars'n karsna yank olduunu bilenler olabilir. Eddie'nin yan sra. aarsn, Eddie biliyordu. Ama umurunda deil sanki. lk balarda her admnda peindeydik. Tabii Eddie onu srf kskanlktan teki dnyaya yollamaz. Durum ayan beyan onun aleyhine grnr nk." "Ne kadar uyank olduuna bal," dedim. "ifte blf yapabilir." Komiser Gregory ban hayr anlamnda sallad. "Eer dmenini yrtebilecek kadar uyanksa, byle bir ie kalkmayacak kadar da uyanktr. Dediini anlyorum. Geri zekl numaras yapacan tahmin etmeyeceimiz iin geri zekl numaras ekiyor diyorsun. Polis asndan bakldnda yanl olur bu. Bir dakika yalnz brakmayz, bu da iini engeller. Sen geri zekl rol ekmenin uyanklk olduunu dnebilirsin. Ben dnebilirim. Ama sradan polis yle dnmez. Dnyay zindan ederler ona. Bu olasl sildim. Hakszsam bana tersini kantla, iskemlemin minderini yiyeyim. O zamana kadar Eddie'yi temize km sayyorum. Kskanlk onun gibi biri iin kt bir cinayet nedenidir. Birinci snf dmen dndrenlerde iadam kafas vardr. lerine geldiince davranmasn renirler, kiisel duygular kendi balarnn aresine bakar. Bu olasl da karyorum." "Neyi brakyorsun peki?" "Hanmefendiyle Regan'n kendilerini. Baka hi kimseyi deil. Kadn bir zamanlar sarnd, imdi deildir herhalde. Onun arabasn bulamadk, demek ki ona binip gittiler. Bizden epey ndeler on drt gn kadar. Regan'n arabas ortaya kmasayd olay bize nasl ulard bilmem. Tabii byle ilere almdr, zellikle iyi ailelerde. Ve ayrca tabii her ey son derece gizli yrtld." Arkasna yasland, iri ar ellerinin avularn grltyle koltuunun kollarna indirdi. "Beklemekten baka yaplacak bir ey gremiyorum," dedi. "Antenleri havaya diktik, ama sonu iin henz erken. u dediim on be bin kt Regan'n cebinde. Kzn da paras vardr, belki byk ksm incik boncuk eklinde. Ama gnn birinde biter paralar. Regan bir ek yazar, birine bir mektup yollar. Bilinmedik bir kentte de olsalar, adlarn deitirmi de olsalar, itahlar yerinde olmal. Paradan kaamazlar." "Kz Eddie Mars'la evlenmeden nce ne yapyormu?" "arkclk." "Mesleini icra ederken fotoraf yok mu?" "Hayr. Eddie'de birka tane vardr belki ama o da onlar sklmez. Kz rahat brakmamz istiyor. Hakkndan gelemiyorum. Gl dostlar var, yoksa Eddie Mars olur muydu?" Homurdand. "Btn bunlar iine yaryor mu?" "kisini de bulamayacaksnz. Pasifik Okyanusu ok yaknda," dedim. "skemlemin minderi konusunda sylediklerim hl geerli. Adam bulacaz. Biraz zaman alabilir. Bir iki yl kadar." "General Sternwood'un o kadar mr olmayabilir," dedim. "Birader, elimizden ne geliyorsa yaptk. Biraz para harcayp dl koymay gze alrsa, sonu alabiliriz. Benim aldm maa bu ii zmeye deecek kadar deil." ri gzlerini krptrarak bana bakt, kalar oynad. "Eddie'nin ikisini de temizlettii konusunda ciddi misin?" Gldm. "Yok canm. aka yapyordum. Ben de senin gibi dnyorum, Komiser. Regan kendisi iin ok daha fazla ey ifade eden bir kadna kat, geinemedii zengin karsyla oturmaktansa. Kadn henz zengin de deil ayrca." "Demek tantnz ha!" "Evet. Kyak bir hafta sonu geirilir onunla, ama hergn, hergn bktrr." Bir eyler homurdand, ayrd zaman ve verdii bilgiler iin teekkr edip ayrldm. Belediye'den ayrlrken arkama st kapal gri bir Plymouth takld. Ona beni sakin bir sokakta yakalama frsat tandm. Beenmedi, ben de onu silkip tekrar kendi iime gcme daldm. 21.

Sternwood'larn semtine uramadm. Broma geri dndm, dner iskemleme oturup kaldm yerden ayam sallamaya devam ettim. Pencerelerden ieri esen sk rzgr yan oteldeki mazotlu brlrn btn isini odama tayor, nne katp bo arsalarda gezdirdii al rp toplar gibi masamn zerinde cirit attryordu. le yemeine kmay, hayatn olduka tatsz olduunu, gidip bir iki de isem hayatn herhalde eskisi kadar tatsz olacan, zaten gnn bu saatinde iki imenin de hibir zevki olmadn dnyordum. Ben bunlar dnrken Norris telefon etti. O ille de kibar slubuyla General Sternwood'un kendisini pek iyi hissetmediini, General'e gazetede kan baz haberlerin okunduunu, aratrmamn artk sona erdii kanaatine vardn syledi. "Evet, Geiger blm," dedim. "Onu vuran ben deilim, syleyeyim de!" "General de sizin vurduunuzu dnmedi zaten, Bay Marlowe." "Bayan Regan'n ban artan fotoraflar hakknda bir ey biliyor mu General?" "Hayr, efendim. Kesinlikle hayr." "Generalin bana verdikleri hakknda bir fikrin var m?" "Evet, efendim. senet ile bir kart herhalde." "Doru. Onlar geri vereceim. Fotoraflara gelince onlar ortadan kaldrmak en iyisi." "Tamam efendim. Bayan Regan sizi birka kere arad dn gece" "Darda sarho olmakla meguldm," dedim. "Evet. Gerekiyor herhalde efendim, deil mi. General size be yz dolarlk bir ek yollamam sylediler. Tatminkr m?" "Cmertten de te," dedim. "Herhalde meseleye kapanm gzyle bakabiliriz, deil mi efendim?" "Tabii tabii. Kapadk da krk kat yerin dibine gmdk bile!" "Saolun, efendim. Hepimiz size ok minnettarz. General kendini biraz daha iyi hisseder hissetmez herhalde yarn size ahsen teekkr etmek isteyecektir." "iyi," dedim. "Gelip brendisinden biraz daha ieceim, belki ampanyayla." "ampanyanzn soutulmasyla bizzat ilgileneceim," dedi emektar, sesinde adeta byk altndan bir srt vard. te bu kadar. Karlkl allahasmarladklap telefonu kapattk. Yandaki kalenin kokusu kurumla birlikte pencereden ieri girdi ama beni acktrmay baaramad. Ben de broda sakladm ieyi kardm, bir iki doldurup kendime olan saygmn tabanlar yalamasn seyrettim. Oturdum parmak hesabna. Rusty Regan uvalla paray ve gsterili bir ei terkedip Eddie Mars adnda bir dzenbazla az ok evli olan ne id belirsiz bir ansnla yollara dmt. Birdenbire, eyvallah demeden gitmiti, bunun da birden fazla nedeni olabilirdi. General ilk grmemizde bana konunun Kayp Kiiler Brosu'na yansdn sylemeyi onuruna yedirememiti ya da bu konuda temkinli davranmay semiti. Kayp Kiiler'deki arkadalar bu ite yaya kalmlard, grnen o ki pek de kulak asmyorlard. Regan ne yapmsa yapmt, bu onu ilgilendirirdi. Komiser Gregory'yle ayn fikirdeydim, Eddie Mars, adamn biri Eddie'nin birlikte bile olmad bir sarnla kat diye ifte cinayet ileyecek tip deildi. Kzabilirdi ama i iti, insan eer btn Hollywood'a iyice di geirmeyi kafasna koymusa kayp sarnlarla gevi getirecek vakti olmazd. in iinde byk para olsa, o zaman farkl olurdu. Ama on be bin dolar Eddie Mars iin byk para deildi. Brody gibi kk dmenlerin adam deildi o. Geiger ldne gre Carmen egzotik nefesler tttrecek baka birini bulmak zorundayd. ok zorlanacan sanmyordum. Tek yapmas gereken bir kebanda durup nazl nazl krtmakt. Onu bir daha kim ele geirecekse Carmen'i daha sk tutacan, yle bir dokunup gemek yerine uzun uzun posasn karacan umuyordum. Bayan Regan ondan bor alacak kadar iyi tanyordu Eddie Mars'. Rulet oynuyorsa, hele bir de iyi kaybediyorsa bu doald. Hangi kumarhane sahibi olsa iyi bir mteriye annda bor para verirdi. Bunun dnda ortak ilgi alanlar Regan'd. Adam kzn kocasyd, Eddie Mars'nsa karsyla kamt. Sz daarc kstl katil delikanl Carol Lundgren uzun, ok uzun bir sre ortalkta dolanamayacakt; altna bir kova siyanr srp elektrikli iskemleye

balamasalar bile. Balamazlard da, itiraf eder, milletin dedii vergilerin arur olmasn nlerdi. yi bir avukata yetecek paralar olmad m hepsi byle yaparlar. Agnes Lozelle tank olarak gzaltndayd. Ona ihtiya kalmayacakt, nk Carol itiraf ederse, hele sulu da bulunursa, kz brakrlard. Geigern dmeni aa ksn istemeyeceklerdi, hem ayrca kza su da ykleyemezlerdi. Geriye bir ben kalyordum. Bir cinayeti rtbas etmi, yirmi drt saatliine kantlar gizlemitim, ama hl serbesttim ve be yz dolarlk bir ek bekliyordum. Benim iin en akllcas bir iki daha iip btn bu rezillii unutmakt. Benim iin en akllcasnn bu olaca akt ya, kalkp Eddie Mars' aradm ve hemen o akam Las Olindas'a onunla konumaya geleceimi bildirdim. Benim aklm da bu kadard ite. Oraya saat dokuz sular vardm, tepemde, plaj saran sislerin st tabakalarnda yitip giderek gkyznde ykselmi, donuk bir ekim ay vard. Selviler Kulb, kentin ta br uundayd. Drt bir yana doru dzensizce yaylarak genileyen ahap bir kkt, bir zamanlar De Cazens adnda bir zenginin yazl olmu, sonra da otele dntrlmt. imdilerde ise kocaman, karanlk, dknt grnl bir yerdi, kulbe adn veren, rzgrn eip bkt Monterey selvileriyle dolu bir korunun ortasnda duruyordu. Drt bir yannda kvrm kvrm stun balar, kuleler, byk pencerelerin renkli camdan kenar ssleri, binann arkasnda byk, bo ahrlar vard, genel olarak c gzel eski gnleri zleyen bir dkntlk grlyordu. Eddie Mars, binann dn eski bir Metro Goldwyn Mayer setini andracak biimde allayp pullamak yerine, hemen hemen bulduu gibi brakmt. Arabam etrafa klar saan lambalar olan bir sokaa braktm, slak akll bir yoldan yryerek araziye girdim, binann kapsna ulatm. Kruvaze nbeti ceketi giymi bir kapc beni byk, yar karanlk, sessiz antreye ald, buradan bir st katn karanlna doru gsterili bir biimde kvrlarak ykselen beyaz meeden bir merdiven grnyordu. apkamla paltomu vestiyere brakp, ift kanatl ar kaplarn gerisinden gelen mzie ve karmakark insan seslerine kulak verdim. Sanki binann ait olduu dnyaya ait deilmi gibi ok uzaktan geliyorlard. Derken Eddie Mars'n yannda, Geigern dkkanndaki kt burunlu herifle birlikte grdm ince uzun, et suratl sansn adam merdivenin altndaki kapdan kt, hafife glmsedi, beni hall bir koridordan geirerek patronun brosuna gtrd. Buras olduka derin, eski bir cumbas olan, tatan minesinde ard ktkleri yanan kare bir odayd. Duvarlar ceviz kaplamayd, kaplamalarn yukarsnda solmu atlastan bir su vard. Tavan yksek ve uzakt. Serin bir deniz kokusu geldi burnuma. Eddie Mars'n koyu renk, cilasz yaz masas bu odaya yakmyordu, ama 1900'lerden sonra yaplm hibir eyin bu odaya yakmas mmkn deildi. Hals gnete kavrulmutu. Kede ufak bir radyo ve bakr bir tepsinin zerine yerletirilmi Sevr porseleninden bir ay takm vard, onlarn yannda ise bir semaver. Bunlarn kime hazrlandn sordum kendi kendime. teki kede kilidi ifreli bir kasann kaps grnyordu. Eddie Mars bana dosta glmsedi, elimi skp, enesiyle kasay iaret etti. "Eer bu kasa olmasa mahallenin serserilerine yem olmam iten deil," dedi neeli bir sesle. "Onun yerine mahallenin ocuklar her sabah bu kasay amam seyrediyorlar. Onlarla yle anlatk." "Elinde iime yarayacak bir ey olduunu ima etmitin," dedim. "Nedir?" "Acelen ne? Bir iki al da otur." "Acelem filan yok. Seninle bizim iten baka ortak konumuz yok." "Oturup tadna vara vara ikini ieceksin," dedi. ki iki hazrlayp benimkini krmz deri kapl bir kolluun yanma yere koydu, bacaklarn aprazlayarak yaz masasnn nnde ayakta durdu, bir eli gece mavisi smokinin cebinde, baparma dardayd, baparmann trna kta parldyordu. zerinde smokinle, gri flanel takm elbiseyle olduundan daha sertti belki ama yle ya da byle gene de bir biniciye benziyordu, ikimizi iip birbirimize ba salladk. "Buraya hi gelmemi miydin?" diye sordu. "ki yasa gnlerinde. Kumarla pek bam ho deildir."

"Parayla oynananyla," dedi, glmsedi. "Bu gece ieri bir gz atsan iyi olur. Dostlarndan biri rulette ansn deniyor. ans olduka ackm diye duydum. Vivian Regan." kimi yudumladm, stnde adnn baharfleri yazl sigaralarndan bir tane aldm. "Dnk olay halledi biimini sevdim," dedi. "O sra sana gck oldum ama sonradan ne kadar hakl olduunu anladm. Senle ben iyi geinmeliyiz. Sana borcum ne kadar?" "Ne iin?" "Hl ihtiyatlyz, yle mi? Poliste kulam vardr, yoksa burada olmazdm. Olup bitenlerin haberini gazetelerin yazd gibi deil, gerekten olduu gibi alrm." Kocaman beyaz dilerini gsterdi. "Elinde ne var?" diye sordum. "Paradan sz etmiyoruz, yle mi?" "Bilgi vereceksin sanmtm ben." "Ne hakknda bilgi?" "Senin bellein zayf. Regan hakknda." "A, o mu?" Ikta parlayan trnaklarn tavana vuran tun lambalardan birinden tekine doru hareket ettirdi. "O bilgiyi oktan edinmisin diye duydum. Sana mesleki bir demede bulunmam gerektiini dnyordum. yi davranlar dllendirmeye alm." "Buraya seni slemeye gelmedim. Ben yaptm iin parasn alrm. Senin gelirinle karlatrlrsa fazla saylmaz ama idare ediyorum ite. Ayn anda iki mteriye de bakmam. Regan' ilemedin, deil mi?" "Hayr, iledim mi sandn?" "ilemisen amam dorusu." Gld. "aka yapyorsun." Gldm. "Tabii aka. Kendisini grmedim ama fotorafn grdm. Onun hakkndan gelecek adam sende ne arar. Hem sras gelmiken bana buyruklarn bildirmek zere silahl aylar da gnderme artk. Tepem atar, birinden birinin hesabn grebilirim." Bardann gerisinden minenin ateini seyretti, sonra bardan yaz masasnn kenarna koyup, dudaklarn saydam kumatan bir mendile sildi. "Gerekten Regan'la ilgilendiin yok, deil mi?" "Hayr, mesleki olarak deil. lgilenmem istenmedi. Ama nerede olduunu renmek isteyecek birini tanyorum." "Kadnn umrunda deil," dedi. "Ben babasn diyorum." Yeniden dudaklarn kurulad ve mendile sanki zerinde kan lekesi grmeyi beklermi gibi bakt. Kaln, boz renkli kalarn birbirine yaklatrd ve ok badireler atlatm burnunun yann okad. "Geiger, General'e antaj yapmaya alyordu," dedim. "General birey demedi, ama iin iinde Regan var diye d kopuyordu." Eddie Mars gld. "H-h. Geiger bunu herkese yapard. Tamamen kendi buluu. nsanlardan yasalara uygun grnen uygun da olan belki, ne bileyim, yalnz onlar mahkemeye vermeye cesaret edemezdi nedense kt paralan toplard. Sonra bu ktlar gsteri olsun diye ortaya savuruverir, kendisi eli bo kalrd. Bo atp da dolu tutarsa, karsndakinin gzn korkutur, ie koyulurdu. Yok, bir ey tutturamazsa, ii oluruna brakrd." "Akll herif," dedim. "Oluruna brakmasna brakm, ama paasna da dolanm. Sen bunlar nereden biliyorsun?" Sabrszca omuz silkti. "Allah biliyor ya, bana sylenen eylerin yarsn bilmemeyi tercih ederdim. Benim evremde bakalarnn ilerini bilmek bir insann yapabilecei en kt yatrmdr. Hem peinde olduun Geiger'se iin o ynden hesab grld demektir." "Grld de, param bile dediler." "Bak bu zc. Keke ihtiyar Stemwood senin gibi ylmaz yorulmaz birini maaa balasa, u kzlar hi deilse haftann bir iki gecesi evde tutmay baarrdn." "Neden?"

Azn bzd. "kisi de belann psklls. Esmeri alalm. Bamn bir numaral derdi. Kaybetti mi, elimde kimsenin be kuru vermeyecei bir yn imzal ktla kalakalyorum. Harl dnda kendine ait paras yok, ihtiyarn vasiyetnamesinde neler yazl olduu ise sr. Kazand m da, param ald gibi evinin yolunu tutuyor." "Ertesi gece geri alyorsun ya," dedim. "Bir ksmn. Ama uzun vadede kaybeden benim." ten baklarla bakt bana, sanki umrumdaym gibi. Bana bunlar anlatmaya neden gerek duyduunu anlayamamtm zaten. Esnedim ve ikimi bitirdim. "kp dkkn bir kolaan edeyim," dedim. "Et ya!" Kasa kapsnn yaknndaki bir kapy gsterdi. "Bu kap seni masalarn arkasndaki baka bir kapya karr." "Enayilerin girdii kapdan girmeyi tercih ederim." "Olur. Keyfin bilir. Arkadaz, deil mi, ahbap?" "Tabii." Ayaa kalktm, tokalatk. "Belki gnn birinde sana gerek bir kyak geerim," dedi. "Bu sefer hereyi Gregory'den rendin." "Demek onda da hissen var." "Yok canm, o kadar da deil. Sadece dostuz." Bir an gzlerimi diktim baktm ona, sonra oda kapsna doru yneldim. Kapy anca bir kere daha dndm baktm ona. "Gri Plymouth'lu birilerini peime takmadn deil mi?" Gzleri irileti, sert bir ifade geldi. "Yok canm. Ne diye takacakmm?" "Bilir miyim," dedim, odadan ktm. Gzlerindeki aknln yeterince inandrc olduunu geirdim aklmdan. Hatta biraz kayglanmt bile. te bunu anlayamamtm. 22. Sar fularlar takm Meksika orkestras kimsenin ritmine uyarak dansetmedii pes perdeden, cicili bicili rumbay almaktan bktnda saat on buuk sularyd. Marakas alan adam parmaklarn ayormu gibi birbirine srtt, sanki kala gz arasnda parmaklarnn arasndan kard bir sigaray dudaklarna yerletiriverdi. teki drd derseniz, szlemi gibi ayn anda yere eilerek, iskemlelerinin altndan iki bardaklarn alp ikilerini yudumladlar, dillerini aprdattlar, gzlerinden kvlcmlar satlar. Tekila, diyordu her halleri. Madensuyuydu, byk olaslkla. Yaptklar numara da mzik kadar fuzuliydi. Kimsenin onlara bakt yoktu. Salon, bir zamanlarn balo salonuydu, Eddie Mars iine geldii kadar deiiklik yapmt. Ne krom parltlar, ne art deko korniler ardna gizlenmi klar, ne kesme cam ssler, ne vahi derilerle kaplanm, parlak metal boru akaml koltuklar; burada o tipik Hollywood gece inlerinin gya modern maskaralklarndan eser yoktu. Ik ar, kristal avizelerden geliyordu, duvarlarn glkurusu ipek kaplamalar zamanla biraz solmu, tozdan biraz kararm da olsa hl ayn glkurusu ipektendi. Parke zeminden geriye, kala kala sadece Meksika mzii alan kk orkestrann nndeki cam gibi cilal yuvarlak kalmt. Gerisi ok pahalya patlama benzeyen kaln, glkurusu bir halyla kaplanmt. Parke eit eit ahaptand; Burma tikinden tutun da deiik renkte meelere, abanoza benzeyen bir tahtaya, Kaliforniya tepelerinin yabani leylann sert, ak renk tahtasna kadar trl trl ubuklarn hepsi alengirli bir desen oluturacak biimde, byk bir zenle yerletirilmiti. Hl gzel bir odayd, artk burada eski moda, ll danslar edilmiyor, onun yerine rulet oynanyordu. Kapnn karsna gelen yerde adet masa vard. Masalar birbirine alak, bronz bir korkulukla balanyor, bylece krupiyelerin evresinde bir it oluuyordu. Her masa da vzr vzrd ama kalabalk ortadakine birikmiti. Bulunduum yerden Vivian Regan'n kara sal ban gryordum; bara yaslanm, elimdeki kk Bacardi kadehini barn abanoz yzeyinde ileri geri oynatmakla eleniyordum. Barmen bana doru eilmi, orta masadaki k giyimli insan kalabaln izliyordu. "Bu gece hepsinin burnuna takm halkay gtryor," dedi. "O uzun boylu kara sal yavru." "Kim o?"

"Adn bilemem. Sk sk gelir ama buraya." "Zor bilmezsin adn!" "Sadece barmenim ben burada, baym," dedi beriki saldrganlamadan. "Bak, bir bana kald. Beraber geldii adam szd. Arabasna tadlar." "Onu ben eve gtrrm." "Sen de zor gtrrsn onu eve. Eh, gene de sana iyi anslar. Bacardi'yi sulandraym m, yoksa byle mi seversin?" "Seveceksem byle seveyim bari," dedim. "stersen difteriye kar serum da var bizde." Kalabalk iki yana ald, smokinler iinde iki adam etraflarndakileri yararak dar ktlar, o aklkta ensesini ve plak omuzlarn grdm. Donuk nefti kadifeden dekolte bir gece elbisesi giymiti. Buras iin fazla atafatlyd. Kalabalk kapand, ve bir kere daha kara sal bandan baka yeri grnmez oldu. ki adam odann kar yanndan doru geldiler, bara yaslanp, birer Sko ve soda istediler. Adamlardan birinin yz al ald, heyecanlyd. Kara bordrl bir mendille yznn terini siliyordu. Pantolonunun yanlarndaki ifte saten izgiler, traktr tekeri geecek kalnlklayd. "Usta, ben byle oyun grmedim," dedi sinirli bir sesle. "Krmzda sekiz kere kazand, arka arkaya iki kere de masayla baa ba geldiler. Rulet dediin budur usta, budur valla." "Bir gcklk var bu ite," dedi teki. "Kz her oyunda akkadanak karp koyuyor binlii. mknsz kaybedebilemez." Gagalarn ikilerine soktular, aceleyle guruldata guruldata itiler, yerlerine dndler. "Ne bilmi kkbeyler, deil mi," dedi barmen. "akkadanak karp koyuyormumu binlii. Bir keresinde, Havana'da, beygir suratlnn teki" Orta masadan bir uultu ykseldi, uultunun iinden kibar zentisi ecnebi aksanl bir ses duyuldu: "Bir dakika sabretseniz, hanfendi. Masada srdnz karlayacak kadar para yok. Bay Mars imdi geliyor." Bacardimi kaderine terkettim, halnn te yanna doru bir yry tutturdum. Kk orkestra bir tango almaya balad, olduka grltl bir biimde. Ne danseden vard, ne de kimse dansetmeye niyetliydi. Smokinler, gece elbiseleri, spor giysiler, takm elbiseler giymi kalabal yararak masaya yaklatm. Masa felti. ki krupiye ba baa vermi duruyor, saa sola bakmyorlard. Birisi elindeki rulet kreini masann bo yzeyinde amaszca ileri geri oynatyordu. Her ikisi de gzlerini dikmi, Vivian Regan'a bakyorlard. Vivian'n uzun kirpikleri seyirdi, yz garip beyaz bir renk almt. Ortadaki masada, tam ruletin nndeydi. nnde rasgele ylm paralarla filerden bir tepe vard. Para gz dolduruyordu. Krupiyeyle souk, kstah, sinirli bir sesle konutu. "Bu kadar dknt yer mi buras, sylesenize. Hadi bakalm dndrn u tekerlei, ykn tutmu herifler sizi. Bir defa daha oynayacam, masadaki btn parasna. Paray i etmekte stnze yok grdm kadaryla, ama ulanmaya geldi mi mzklanmaya balyorsunuz." Krupiye binlerce ayyla milyonlarca day grm souk, kibar bir glmsemeyle glmsedi. Levent endaml, esmer, kaytszd, kusursuz davranyordu. Arbal bir sesle cevap verdi: "Masada srdnz karlayacak kadar para yok, hanfendi. nnzde on alt bin dolarn zerinde para birikti." "Sizin paranz," diye alay etti kz. "Geri istemiyor musunuz?" Yan bandaki bir adam ona bir eyler anlatmak istedi. Kz bir hm dnp, tkrr gibi bir eyler dedi ona, adam kpkrmz bir suratla kalabala kart. Bronz trabzanlarla evrili yerin dibindeki duvar kaplamasnda bir kap ald. Eddie Mars suratnda yaptrma, kaytsz bir glmseme, elleri smokinin ceplerinde ieri girdi, darda kalan baparmaklarnn trnaklar kta parlyordu. Bu pozu seviyordu anlalan. Acelesiz admlarla krupiyelerin arkasna geti, ortadaki masann kesinde durdu. Tembel bir sknetle konutu, krupiyeler kadar kibar deildi. "Bir terslik mi var, Bayan Regan?" Kafa atacakm gibi hzla ona dnd yzn Vivian. Sanki katlanlmaz bir i gerginliin kzn yanandaki kvrm sertletirdiini grdm. Cevap vermedi. Eddie Mars, arbal bir sesle: "Artk oynamyorsanz, birini yollataym da sizi eve braksn," dedi.

Kz kpkrmz oldu. Elmack kemiklerinin beyaz yznde belirginleti. Sonra ahenksiz bir kahkaha att. Hn dolu bir sesle konutu: "Bir oyun daha, Eddie. Btn param krmzya koydum. Krmzy severim. Kan rengidir!" Eddie Mars belli belirsiz glmsedi, sonra ban olur anlamnda sallad, elini ceketinin i cebine soktu. Fok derisinden, kenarlar altn kebentli bir czdan kard, kaytsz bir hareketle masann zerinden krupiyenin nne att. "Srd miktar binlik banknotlar halinde karla," dedi, "eer bu elin srf hanmn keyfi iin dnmesine kimsenin itiraz yoksa tabii." Kimse itiraz etmedi. Vivian Regan eildi, iki eliyle birden, bir vahi hayvan gibi, kazandklarnn hepsini masann zerindeki byk krmz alana srd. Krupiye acelesiz masann te yanndan eildi. Kzn paralaryla filerini sayd, desteledi. Bunlarn byk blmn krmznn zerinde dzgnce istifledi, geri kalan az bir blm kreiyle kard, geriye itti. Eddie Mars'n czdann at, iki deste binlik ald. Birini at, alt banknot sayp kard, bunlar almam desteye ekledi, birinci desteden geri kalan drt banknotu czdana yerletirdi, czdan sanki bir kutu kibritmiesine kenara koydu. Eddie Mars czdana elini srmedi. Krupiye dnda hi kimse yerinden kprdamad. Tekerlei sol eliyle evirdi, acelesiz bir bilek hareketiyle fildii topu tekerlein st kenarnda bir sektirdi, top dnmeye balad. Sonra elini geri ekip, kollarn kavuturdu. Vivian'n dudaklar ar ar araland, ta ki dileri yanstp, baklar gibi parlayncaya kadar. Top tembel tembel tekerlein eiminden aa doru indi, saylarn zerindeki krom snr izgilerinde hoplamaya koyuldu. Neden sonra, ama ani bir hareketle, tekdze bir tkrtya ulat. Tekerlek topu da beraberinde srkleyerek yavalad, yavalad. Tamamen duruncaya kadar krupiye kavuturduu kollarn zmedi. "Krmz kazand," dedi resmi bir sesle, ilgisizce. Kk fildii top, 25 krmzda duruyordu, sfra hane kala. Vivian ban geriye verdi, bir zafer kahkahas att. Krupiye kreini kaldrd, bin dolardan oluan desteyi itti, ortada kmelenen paraya ekledi, hepsini ar ar iterek kzn nne srd. Eddie Mars glmsedi, czdann ceketinin cebine geri koydu, topuu zerinde dnd, duvardaki kapdan karak oday terketti. Bir dzine insan ayn anda nefeslerini salverip, bara doru bir kou kopardlar. Ben de onlara katldm; Vivian kazand paralar toplayp masadan ayrlmaya frsat bulamadan salonun teki ucuna varmtm bile. Geni, sessiz lobiye ktm, gardropta duran kzdan apkamla paltomu aldm, tepsisine bir eyreklik braktm, darya ktm. Kapc yanma yaklat, "Size bir taksi bulmam ister misiniz?" diye sordu. "Biraz yryeceim," dedim. Verandann yukarsna den yerdeki tahta oyma ileri sisten srlsklamd. Sis, okyanusun zerindeki kayalklara doru uzanp bolua karan Monterey.selvilerinden damla damla akyordu. Ne yana dnerseniz dnn be admdan tesini gremiyordunuz. Baheye inen merdivenin basamaklarndan indim, aalarn arasndan szlerek, belli belirsiz bir patika boyunca yrmeye koyuldum, ta ki aada, kayalklarn dibinde, sisi yalayan dalgalarn sesini duyuncaya kadar. Her yer kapkaranlkt. Bir sra aac rahatlkla gryorsam, tekini bulank gryordum, gerisi sisti. Sola ark ettim, arabalarn parkedildii eski ahrlarn oraya kvrlan akl deli patikaya doru yneldim. Evin d izgilerini setiimde durdum. Biraz nmde bir adam ksrmt. Admlarm slak yosunlar zerinde en ufak bir grlt karmamt. Adam yeniden ksrd, sonra ksrn bir mendille ya da kolunun yeniyle bodu. O bunu yaparken ben de ona daha yaklatm. Onu seebiliyordum, patikann yaknnda belli belirsiz bir glgeydi. Bir ey bir aacn arkasna gizlenmeye gtrd beni, gizlendiim yerde diz ktm. Adam ban evirdi. Bunu yaptnda yz beyaz, bulank bir grnt halini almalyd. Almad. Karanlk kald. Yznde maske vard. Aacn arkasnda durdum, bekledim. 23.

Hafif admlar, bir kadnn admlan grnmez patikay geti, nmdeki adam ileriye doru bir hamle yapt, durdu, sise aband sanki. nce kadn gremedim, sonra ancak belli belirsiz seebildim. Ban tutuundaki kibirli hava tandk geldi. Adam hzla ne doru bir adm att. iki karalt siste birbirlerine kartlar, sisin paras oldular sanki. Bir an l bir sessizlik oldu. Adam konutu: "Bu elimdeki bir silahtr, bayan. Soukkanl olalm. Sis silah sesini ok uzaklara tar. antay verin yeter." Kz en ufak bir ses karmad. Ben bir adm ne ktm. Adamn apkasnn kenarnda sisin yumuatt eimi setim. Kz hi kprdamad. Sonra hrltyla soluk almaya balad, kk bir eenin yumuak tahtaya srtnmesi gibi. "Bar da," dedi adam, "seni ikiye bieyim." Kz barmad. Kprdamad. Adam yle bir davrand, pis pis kkrdad. "Burada olmas daha iyi," dedi. Bir anta kilidi ald, bir elin antay kartrma sesi ulat bana. Adam dnd, benim aacma doru geldi. ki ya da adm atmt ki yeniden kkrdad. Bu kkrdama anlarmda yer eden br eydi. Cebimden bir pipo kardm, tabanca gibi tuttum. Alak sesle bardm: "Selam, Larry." Adam olduu yerde kaskat kesildi, sonra elini gsne gtrmeye davrand. "Hayr. Sana bunu katiyen yapma demedim mi, Larry. Silahlym." Hibir ey kprdamad. Patikadaki kz kprdamad. Ben kprdamadm. Larry kprdamad. "antay yere, ayaklarnn dibine koy, evlat," dedim ona. "Yava ol, yanl yapmayasn!" ne doru eildi. Sradm, eilmiken yakaladm onu. Kesik kesik soluyarak dorulmaya alt. Eli botu. "Bunun da yanma kalmayacan sylesene bakaym," dedim. zerine abandm, ceketinin cebinden silahn aldm. "Birisi de nedense hep silah tututuruyor elime," dedim. "Hepsini tamaya kalksam kamburum kacak. Toz ol." Soluklarmz bulutu, birbirine kart, gzlerimiz bahe duvar zerinde burun buruna gelmi iki erkek kedinin gzleriydi. Geriye doru bir adm attm. "Haydi yoluna Larry. Darlmaca yok. Sen susarsan ben de susarm. Tamam m?" "Tamam," dedi dili dolanarak. Sis yutuverdi onu. Giderek uzaklaan ayak sesleri, sonra sessizlik. antay yerden aldm, elimle iini yokladm, patikaya doru yrdm. Kz hl kprdamadan duruyordu, boazn sk skya saran gri krkn yakalarn tutan eldivensiz elindeki yzk usul usul parlamaktayd. Banda apka yoktu. Ortadan ayrlm kara salar geceye karmt. Gzleri de. "Temiz i, Marlowe. imdi de fedaim misin?" Sesinde sert bir tn vard. "yleye benziyor. te antan." antay ald. "Araban var m?" diye sordum. Gld. "Kavalyemle geldim. Senin ne iin var burada?" "Eddie Mars beni grmek istemi." "Onu taradn bilmiyordum. Neden?" "Sana anlatmamda saknca yok. Karsyla katn sand birini aradm sanyordu." "Aryor muydun?" "Hayr." "Peki neden geldin?" "Neden karsyla katn sand birini aradm sandn renmek iin." "rendin mi?" "Hayr." "Malumat paalarndan szyor bakyorum," dedi. "Neyse, zerime vazife deil o adam kocam da olsa. Sen bu ile ilgilenmiyorsun sanyordum." "Dostlarm saolsunlar, dnp dnp iine dyorum." Kzgn kzgn dilerini tkrdatt. Maskeli, silahl adam olay onda hi iz brakmama benziyordu. "Eh, beni garaja gtr bakalm," dedi. "Kavalyeme bir gz atmam lazm." Patika yolu izleyip, binann kesinden dndk, bir k grnd, sonra bir keyi daha dndk, parlak klarla aydnlatlm kapal ahr binalarna

geldik. Arabalar parl parl gz alyordu, kahverengi tulumlu bir adam taburesinden kalkp bize doru geldi. "Erkek arkadam hl iptal mi?" diye sordu Vivian teklifsizce. "Korkarm yle, bayan. zerine battaniye rttm, arabann pencerelerini kapattm. Sanrm iyi. Dinleniyor gibi." Byk Cadillac'n yanna gittik, kahverengi tulumlu adam arabann kapsn at. Geni arka koltukta, koltua geliigzel yaylm, zerinde enesine kadar bir sko battaniye, az ak horlayan bir adam yatyordu. Litrelerce ikiye bana msn demeyecekmi gibi grnen iri yar, sarn bir erkekti. "Sana Bay Larry Cobb'u tantraym," dedi Vivian. "Bay Cobb Bay Marlowe." Bir eyler homurdandm. "Bay Cobb benim kavalyemdi," dedi. "Pek sevimli bir kavalyedir Bay Cobb. yle dikkatlidir ki. Onu bir de ayk grsen. Onu bir de ayk grsem. Onu bir ayk gren olsa. Hani, srf tarih dmek iin. Ksack bir an, kayan bir yldz gibi, gz ap kapayncaya kadar giden, fakat ebediyen hatrlanan 'Larry Cobb'un aykl'." "H," dedim. "Onunla evlenmeyi bile dndm," dedi tiz, gergin bir sesle, deminki olayn siniri yeni yeni kyor gibiydi. "Aklma daha ho dnceler gelmedii zamanlar yani. Hepimizin gaflet anlar vardr. Paras bol, anlarsn ya. Yat, Long Island'da ev, Newport'ta ev, Bermuda'da ev, dnyann drt bir yannda evleri var herhalde iki evin aras da bir viski ielik mesafede. Bay Cobb iin bir viski iesinin laf m olur." "H," dedim. "Evine gtrecek ofr var m?" " 'H' deme. ok baya." Kalarn kaldrp bakt bana. Tulumlu adam sinirli sinirli alt dudan sryordu. "ofr m, ooo, filosuna bereket. Herhalde her sabah garajn nnde hazrol duruyorlardr, dmeler prl prl, mahmuzlar akr akr, kar gibi eldivenler bir askeri okul zerafeti ki sorma gitsin." "Ee, nerde bu ofr?" diye sordum. "Bu gece kendisi srd de arabay beyfendi," dedi tulumlu, zr dilercesine. "Evini arayp birini yollamalarn syleyebilirim isterseniz." Vivian dnd, adam sanki ona tekta elmas yzk armaan etmi gibi bir glmseyi glmsedi. "Yapar msnz? Bay Cobb'un byle gebermesini istemem de az ak. Susuzluktan ld sanabilirler sonra." "Koklarlarsa sanmazlar, bayan," dedi tulumlu. Vivian antasn at, iinden bir avu kt para karp adama uzatt. "Ona yardm edersiniz eminim," dedi. "Uuuh," dedi adam, gzleri darya urayarak. "Etmezsem ne olaym, bayan." "Adm Regan," dedi kz en tatl sesiyle. "Bayan Regan. Sk sk greceiz. Burada yenisin, deil mi?" "Evet, abla." Tulumlunun elleri avucunda tuttuu paralarla garip hareketler yapyordu. "Buray ok seveceksin," dedi Vivian. Elini koluma koydu. "Senin arabanla gidelim, Marlowe." "Darda, sokakta." "Bana uyar, Marlowe. Siste sakin bir yrye baylrm. yle ilgin kiilerle karlayor ki insan." "f, kes," dedim. Koluma tutundu, sapr sapr titremeye balad. Arabaya varana kadar bana mengene gibi yapt. Arabaya vardmzda titremesi durmutu. Evin sar duvarna rasgelen aalkl kavis yoldan aa indim. Yol, De Cazens Bulvar'na alyordu, Las Olindas'n anacaddesine. Titrek kl nuhu nebiden kalma sokak lambalarnn altndan getik, biraz sonra bir kasabaya vardk, binalar, l grnl dkknlar, yank bir benzin istasyonu, derken btn gece ak olan bir drugstore. "Bir iki isen iyi olur," dedim. enesini kaldrp indirdi, koltuun kesinde soluk bir noktayd. aprazlamasna kaldrma yanatm, parkettim. "Koyu bir kahveyle bir parmak avdar raks iyi gider," dedim. "ki tayfa yk de isem farketmez."

Ona kapy tuttum, karken bana yaklat, sa yanama srtnd. Drugstore'a girdik. ki satan tezghtan bir ie avdar raks aldm, taburelerin oraya gtrp atlak mermer tezghn zerine koydum. "ki kahve," dedim. "Koyu, bol ve taneler bu senenin mahsul olsun." "Burada iki iemezsiniz," dedi tezghtaki. Rengi umu mavi bir tulum vard zerinde, sa biraz dkk, gzleri drst baklyd, ene namna pek bir ey yoktu yznn alt tarafnda. Vivian Regan sigara karmak zere elini antasna soktu, tam bir erkek gibi paketi silkeleyip iki tane drd. Bana uzatt. "Burada iki imek yasak," dedi tezghtaki. Sigaralar yaktm, ona aldr bile etmedim. Nikeli ypranm bir kahve makinesinden iki fincan kahve ekti, nmze koydu. avdar raksna bakt, aznn iinde bir eyler mrldand, bkkn bir sesle; "Peki, siz ikiyi koyarken ben soka kollarm," dedi. Gidip dkknn nn boydan boya kaplayan camn nnde srt bize dnk durdu, kulaklar dikti. "Ay, aman yreim azma geldi," dedim, viski iesinin kapan ap kahvenin iine dktm. "Bu beldedeki yasalara da diyecek yok yaaani... ki yasa boyunca, Eddie Mars'n gece kulb iledi durdu, lobide her gece iki tane niformal polis bulundururlard, mteri dkknn ikisinden imeye yan izip de kendi ikisini getirmesin diye." Adam birden dnd, yryp tezghn arkasna geti, ofis odasnn cam blmesi ardnda kayboldu. kili kahvelerimizi yudumladk. Kahve makinesinin gerisindeki aynada Vivian'n yzne baktm. Gergin, solgun, yabani ve gzeldi. Dudaklar krmz ve acmaszd. "Baklarn pek de yaramaz," dedim. "Eddie Mars neden takt sana?" Aynadan bana bakt. "Bu gece rulette epeyce gtrdm dn ondan dn aldm be tane binlikle baladm, ihtiyacm yoktu." "Bu sinir edebilir onu. O klhaniyi o mu yollad peinden?" "Klneyi?" "Klhaniyi; silahl adam yani." "Sen de klhani misin?" "Tabii," dedim. "Ama kesin konumak gerekirse "klhani" diye br yolun yolcusu olanlara denir." "br yol diye bir ey var m merak ediyorum." "Konudan ayrlyoruz. Eddie Mars neden takt sana?" "Yani benim hakkmda bir bildii mi var demek istiyorsun?" "Evet." Dudaklarn bzd. "Esprini gelitir, Marlowe. Esprini gelitir!" "General nasl? Espri yapmyorum." "ok iyi deil. Bugn yataktan kalkmad. En azndan beni sorguya ekmeyi brakabilirsin." "Zamannda ben de sana ayn eyi sylemeyi dnmtm. Generalin olup bilenlerin ne kadarndan haberi var?" "Byk olaslkla hereyi biliyor." "Norris mi syledi?" "Hayr. Eyalet Savcs Wilde onu grmeye geldi. O resimleri yaktn m?" "Tabii. Kk kzkardein iin ok kayglanyorsun, deil mi zaman zaman." "Galiba tek kayglandm ey o. Babam iin de kayglanyorum, onu bu meselelere bulatrmamak istiyorum." "Gerekleri grmeyecek adam deil," dedim, "ama hl gururuna dkn." "Biz onun kanndanz. Canna yandmn!" Aynadan bana uzak, derin gzlerle bakt. "Kendi kanndan insanlara ks lmesini istemiyorum. Hep deli bir kand bu, ama hibir zaman bozuk bir kan deildi." "imdi yle mi?" "Galiba sen yle olduunu dnyorsun." "Seninki deil. Sen sadece rol yapyorsun." Gzlerini indirdi. Biraz daha yudumladm kahvemi, ikimiz iin bir sigara yaktm. "Demek ki adam ldryorsun," dedi sakin bir sesle. "Sen bir katilsin." "Ben mi? Nasl yani?"

"Gazeteler ve polis iyi rtbas ettiler ii. Ama ben her okuduuma inanmam." "A, sen Geiger'i ldrdm sanyorsun, ya da Brody'yi, ya da her ikisini birden." Bir ey demedi. "ldrmem gerekmiyordu," dedim. "ldrebilirdim, istesem, hem de paay kurtarrdm. kisi de bana kurun skmaktan kanmazd." "Bu da katil ruhlu olduunu gsterir, btn aynaszlar gibi." "f, kes!" "O karanlk, sessiz, lm saan adamlardan birisin, kasabn ete duyduundan daha fazla duygusu olmayanlardan... Seni ilk grmde anlamtm." "Baka trlsn bilir misin ki, karanlk dostlarna baksana!" "Sana oranla hepsi yumuacktr onlarn." "Eksik olmayn, bayan. Siz kendiniz de st kuzusu saylmazsnz." "Kalk, u allann belas yerden gidelim!" Hesab dedim, iki iesini cebime koydum, ktk. Tezghtaki bana hl gckt. Aada, kumsalda dalgalarn gmbrtsne yakn ina edilmi derme atma kulbelerle bunlarn gerisindeki yamaca kondurulmu daha byk evlerin sra sra dizildii rutubetli sahil kasabalarndan geerek Las Olindas'dan ktk. urada burada sar bir pencere parlyordu, ama evlerin ou botu. Sudan bir yosun kokusu geliyor, sisin zerine konuyordu. Otomobilin lastikleri slak bulvarda akyordu. Dnya slak bir boluktan ibaretti. Del Rey'e yaklamtk ki, drugstore'dan ktmzdan bu yana ilk defa azn ap konutu. Sesi bouktu, sanki derinde bir szs var gibiydi. "Aaya, Del Rey deniz kulbnn oraya srsene. Suya bakmak istiyorum. Sol kolda, bir sonraki sokak." Kavakta sar bir k gz krpp duruyordu. Arabay dndrdm, buyannda derin bir yama, br yannda tren raylar, raylarn ilerisinde de dank, alak klar grlen yoku bir yoldan aa srmeye baladm, daha ileride rhtmn klan ve bir kentin zerine, gkyzne uzanm hafif pus grlyordu. Buralarda sis neredeyse dalmt. Yol tren yolunun dnp yamacn altna kvrld yerde raylarla kesiiyor, sonra da denizle aras kumsal olan bir otoyola balanyordu. Otomobiller burunlar karanlk denize dnk yol kenarna parketmilerdi. Sahil kulbnn klar birka yz metre tedeydi. Frene basp kenara ektim, farlar sndrdm ve ellerim direksiyonun zerinde oturdum. Ar ar dalan siste dalgalar kpryor, kvrlyorlard, neredeyse hi ses karmadan, adeta bilincin eiinde biime kavumaya alan bir dnce gibi. "Yaklasana," dedi, dili dolanrcasna. Direksiyonun altndan kaydm, koltuun ortasna doru ilerledim. Vcudunu, sanki pencereden dary seyretmek istiyormu gibi, biraz teye ekti. Sonra tek sz sylemeksizin dnd, kollarma atld. Ban az kald direksiyona vuracakt. Gzleri kapalyd, yz karanlkta kalyordu. Sonra gzlerini ap krptrdn setim, parltlar karanlkla bile seilebiliyordu. "Sk beni kollarnda, hayvan," dedi. nce kollarm geveke doladm bedenine. Yzme deen salarnn temas sertti. Kollarm daha sk kenetledim, tutup kaldrdm. Yzn kaldrdm, yzme yaklatrdm. Gzkapaklarn hzl hzl krptryordu, n evresindeki pervanelerin kanatlan gibi. Onu dudaklarm kapal abucak bir ptm. Sonra uzun, yava, vantuz gibi bir p. Dudaklar dudaklarmn altnda ald. Kollarmda yaprak gibi titremeye balad. "Katil," diye fsldad, azma doru soluyarak. Titreyen vcudu neredeyse benimkini de titretene kadar vcudunu vcuduma yaptrdm. pmeye devam ettim. Ban geri ekip u szleri syleyebilmesi iin aradan uzun bir sre gemesi gerekti: "Nerede oturuyorsun?" "Hobart Arms. Kenmore yaknlarnda, Franklin'de." "Hi grmedim." "ster misin?" "Evet." "Eddie Mars neden takt sana?"

Kollarmda kaskat kesildi, hrsla solukland. Ban geri att, aklan iyice grnecek kadar alm gzlerini bana dikip bakt. "Demek byle," dedi hafif, donuk bir sesle. "Evet, byle. pmek iyi gzel de, baban beni seninle yataym diye tutmad." "Seni orospu ocuu," dedi en sakin sesiyle, yerinden kprdamadan. Suratna gldm. "Buzda sanma beni," dedim. "Kr deilim, geri kalan duyularm da krelmedi. Kap komun kadar scak kanlym. ok kolay dtn kollanma oook fazla kolay. Eddie Mars neden takt sana?" "Bunu bir daha sylersen, lk la baracam." "Hadi, buyur bar." Silkinip kurtuldu kollarmdan, dimdik oturdu, arabann en uzak kesine sindi. "Bundan daha nemsiz eyler iin adam vururlar, Marlowe." "Bir hi iin adam vururlar, ilk karlatmzda sana dedektif olduumu sylemitim. Bunu o gzel kafana sok, bayan. Benim iim bu, bayan. Oyuncak deil!" antasn kartrp bir mendil kard, ban te yana evirerek srd. Mendilin yrtlma sesi geldi kulama. Dileriyle ar ar yrtt, para para etti mendili. "Nereden karyorsun bana taktn?" diye mzldand, mendil sesini bouyordu. "Bir sr para kazanmana gz yumuyor, sonra da paray geri almak iin silahorunu yolluyor. Pek hafif bir aknlk gsteriyorsun. Paray kurtardm iin bana teekkr dahi etmedin. Olay batan aa numarayd gibi geliyor bana. Kendime yontmak istesem, en azndan ksmen benim gzm boyamak iindi diyeceim." "Kaybetmeyi de kazanmay da o istedii gibi ayarlyor mu diyorsun?" "Kesin. Hilesiz hurdasz oyunlarda bile, be oyundan drdn." "Sizden tiksindiimi sylemem gerekiyor mu, Bay Dedektif?" "Bana bir borcun yok. Param verildi." Lime lime edilmi mendili pencereden dar frlatt. "Kadnlara ne kadar da nazik davranyorsun." "Seninle pmek houma gidiyor." "Kendine hkim olman pek hotu. ok onurlandm. Seni mi tebrik etmeliyim, babam m bunun iin?" "Seninle pmek houma gitti." Sesi buz dolu bir kovadan gelir gibiydi. "Ltfet de, beni gtr buradan. Eve dnmek istediime kesinlikle eminim." "Dnya ahret bacm olmayacak msn?" "Elimde jilet olsa, boazn keserdim iinden ne akacak grmek iin." "Krkayakl!" dedim. Motoru altrdm, arabay dndrdm, raylar geip otoyola ktk, oradan kasabaya, oradan da Bat Hollywood'a dndk. Benimle konumuyordu. Dn yolunda yerinden kprdamad bile. Bahe kapsn getim, gmk araba yolundan byk evin porte-cochere'ine vardm. Arabann kapsn bir hm at, daha araba tam durmadan indi aa. O sra bile konumad. Zili aldktan sonra arkas bana dnk kapnn nnde duruuna baktm. Kap ald, Norris grnd. Onu hzla geti, ieri girip kayboldu. Kap gmbrtyle kapand, orada kalakaldm. Araba yolundan geri ark edip geriye, evime yollandm. 24. Apartmann lobisi bu defa botu. Palmiye sakssnn arkasna gizlenmi adamlardan cart curt iitmedim. Asansrle kendi katma ktm, kaplardan birinin ardndaki ak radyodan gelen pes mzik eliinde koridorda yrdm. Bir ikiye ihtiyacm vard, hem de abuk. Kapnn i tarafndaki elektrik dmesini evirip yakmadm. Hemen kk mutfaa yneldim, ama znk diye durdum. Bir terslik vard. Havada bir eyler vard, bir koku. Pencerelerdeki panjurlar inikti, kenarlardan szan incecik k da odada lo bir hava yaratyordu. Hi kprdamadan durup dinledim. Havadaki koku parfmd, ar, i bayltc bir parfm.

t kmyordu, en ufak bir ses yoktu. Derken gzlerim karanla alt, yerde, nmde, orada olmamas gereken bir eyin uzandn grdm. Geriledim, baparmamla elektrik dmesini buldum, tek bir hareketle yaktm. Portatif yatak inmiti. inde bir ey kkrdad. Yastmda sarn bir ba vard. ki plak kol kvrld kt, ularndaki eller sansn ban zerinde kavutu. Carmen Sternwood srt st yatama kurulmu, suratma kar kkrdyordu. Sann kll sar dalgas sanki yastn zerine yapay bir el tarafndan zenle dzeltilerek yaylmt. inlimsi, ekik gzleriyle bana bakarken her zamanki gibi silahla nian alr gibiydi. Glmsedi. Kk, sivri dileri parldad. "irinim, diye mi?" Sesim sert kt. "Cumartesi iznine km hizmeti kzlar kadar." Abajurun yanna gittim, kordonu ekip yaktm, dnp tavandaki sndrdm, geriye yryp abajurun aydnlatt iskambil masasnn zerinde duran satran tahtasnn bana geldim. Tahtada bir satran problemi vard, alt hamlelik. Bir sr problemim gibi bunu da zemiyordum. Eildim, at srdm, sonra apkamla paltomu karp bir yere frlattm. Btn bunlar olurken yataktan usul usul bir kkrdama geliyordu, eski bir evin ahap kaplamalarnn arkasnda kouturan sanlarn grltsne benzer bir ses. "eri nasl girdim dnyada aklna gelmez, bahse var msn?" Bir sigara buldum kardm, bkkn gzlerle szdm onu. "Bahse varm ki gelir. Anahtar deliinden szldn, Peter Pan gibi." "O da kim?" "ey canm, bilardo salonundan ahbabm olan biri." Kkrdad. "ok irinsin, yalan m?" "u baparman" demeye kalmad, o benden nce davrand. Hatrlatmam bile gerekmemiti. Sa elini bann arkasndan kard, baparman emmeye balad, bir yandan da yusyuvarlak, arsz gzlerle beni szyordu. "rlplam," dedi, ben sigaram iip onu seyrederken. "Ulu tanrm," dedim, "biliyordum. Nasl diyeceimi dnyordum. Sen konuurken dank etti. Sen azn atnda ben 'bahse girerim, rlplaksn' demek zereydim. Bendeniz yataa hep lastik altl pabularmla girerim, hani gece gece vicdanm rahatsz olur uyanrm da, ses karmadan vicdanm orada brakp tymem gerekirse diye." "irinsin." Ban yle bir dndrd, kedi yavrularna zeniyordu. Sonra sol elini bann altndan kard, yatan rtlerini tuttu, yle dramatik bir an durdu, at. Evet, rlplaklna rlplakt. Abajurun nda bir inci kadar plak, bir inci kadar l l uzanm yatyordu. Sternwood hemireler bu gece ikiliyorlard. Alt dudamn kenarndan bir ttn paras aldm. "ok iyi," dedim. "Ama zaten grdm ben bunlar. Hatrlamyor musun? Seni her keresinde elbisesiz bulan tip var ya, o benim." Biraz daha kkrdadktan sonra rtnd. "Peki, gerekten nasl girdin ieri, syle bakalm?" "Beni kapc ieri ald. Ona kartn gsterdim. Vivian'dan almtm. Senin beni, beklemek zere buraya ardn syledim. eydim... ey esrarengiz." Zevkten drtkeydi. "Gcr i," dedim. "Kapclar byledir. Nasl girdiini anlattn, imdi de nasl kacan syle bakalm." Kkrdad. "Gitmeyeceim daha bir sre buradaym... buray sevdim. irinsin." "Bak," dedim sigaram ona doru uzatarak. "Seni ben giydirmeyeyim tekrar. Yorgunum. kramlarna ok teekkr ederim, ama almayaym. Doghouse Reilly dostunu hi byle yar yolda brakr m? Ben senin dostunum. Seni yar yolda brakmayacam sana ramen. Sen ve ben dost olmay srdrelim, byle yaparsan olmaz. Cici bir kk kz gibi giyinecek misin imdi?" Ban bir yandan tekine sallad. . "Dinle," diye yaptm sabana yeniden, "senin beni taktn filan yok aslnda. Sadece nasl da yaramaz olduunu gstermeye alyorsun. Ama gstermen gerekmez. Ben zaten biliyorum. Seni her keresinde" "I sndr," diye kkrdad.

Sigaram yere attm, ayamla ezdim. Bir mendil karp, avularm kuruladm. Bir daha denedim. "Komulara aldrdmdan deil," dedim. "Onlarn umurlarnda olmaz. Her apartmanda sryle serseri kz bulunur, bir tane fazla bir tane eksik, yer yerinden oynayacak deil. Mesleki onur meselesi. Bildin deil mi mesleki onur. Babann hesabna alyorum. Hasta bir adam, ok zayf, ok aresiz. kt amayacama gveniyor. Ltfen giyinir misin, Carmen?" "Adn Doghouse Reilly deil," dedi. "Philip Marlowe. Beni aldatamazsn." Satran tahtasna baktm. At yanl oynamtm. Aldm yere geri koydum. Atlara, atllara yer yoktu bu oyunda. Kahraman cengaverlere gre bir oyun deildi. Ona tekrar baktm. imdi hi kprdamadan yatyordu, yz yastn zerinde solgun, byk, kara gzleri kuraklkta kalm yamur borular gibi botu. Kk, be parmakl, baparmaksz ellerinden biri, rty kavramt, kpr kprd. inde bir yerlerde kck bir kuku kprts belirmeye balyordu. Henz farknda deildi. Kadnlarn, gzel kadnlarn dahi, kar konulmaz olmadklarn anlamalar o kadar zordur ki. "Mutfaa gidip kendime bir iki hazrlayacam. Sen de ister misin?" dedim. "H-h." Koyu renk, sessiz, bylenmi gzler ciddi ciddi szdler beni. lerindeki kuku daha da byyor, uzun otlar arasnda toy bir kuu avlamaya alan kedi gibi, sessizce, sinsice ilerine szyor, szlyordu. "Geri dndmde giyinmisen ikini alrsn. Tamam m?" Dileri araland, hafif bir tslama sesi kt azndan. Cevap vermedi. Kk mutfaa gittim, Sko'la soda kardm ve iki iki hazrladm. Sunacak ilgin bir eyim yoktu ne yazk ki, nitrogliserin ya da kaplan soluu kokteyli gibi. Bardaklarla geri dndmde, yerinden kprdamamt. Tslama kesilmiti. Gzleri gene l gzyd. Dudaklar bana glmsemeye koyuldu. Birden doruldu, oturdu, stnden btn rtleri att ve uzand. "Vessene!" "Giyindiin zaman. Giyininceye kadar yok!" Bardaklar iskambil masasnn zerine koydum, kendim oturup bir sigara yaktm. "Hadi, bala. Bakmyorum." Bam te yana evirdim. O an gene tslamann keskin hrtsn duydum. rkildim, ona bakmak zere dndm. rlplak oturmu, ellerini iki yana dayamt, az biraz ak, surat syrlm bir kemik gibiydi. Tslama sesi sanki onunla ilgisi yokmu gibi yrtlp kyordu azndan. Ne kadar bo bo baksalar da gzlerinin ardnda bir ey vard. Kadnlarn gzlerinde daha nce hi grmediim bir ey. Sonra dudaklar ar ar, dikkatle kprdand, sanki yapma dudaklard da yaylarla hareket ettiriliyorlard. Bana iren bir kfr etti. Vz geliyordu. Vz geliyordu ettii kfr, onun dedii de ancak herkesinki kadar umurumdayd. Ama bu odada oturuyordum ben. Ev namna bir buras vard. Benim olan, benim iin deerli olan, gemiimin, aile denen eyin yerini tutan her ne varsa hepsi buradayd. ok deil; bir iki kitap, resim, radyom, satran talarm, eski mektuplar, bunun gibi ufak tefek. Sfr. Ama sfr da olsa hepsine benim anlarm sinmiti. Ona bu odada tahammlm yoktu artk. Bana ettii kfr yalnzca bunu hatrlatmt. Tane tane konutum: "Giyinip buradan kman iin sana dakika veriyorum. O zamana kadar gitmemisen, seni ben dar atacam zorla. Olduun gibi, plak. Elbiselerini de arkandan koridora frlatacam. Evet bala bakalm." Dileri takrdad, tslama iyice keskinleti, hayvan sesiydi. Bacaklarn yataktan indirdi, uzand yatan yanndaki iskemleden elbiselerini ald. Giyindi. Seyrettim onu. Tutuk, bir kadn iin akn parmaklarla giyindi, gene de elini abuk tutuyordu. Giyinmeyi bitirdiinde iki dakikay biraz geiyordu. Saat tutmutum. Elinde kenarlar krkle evrili mantosuna sk skya bastrd yeil anta, yatan yannda duruyordu. Banda yan oturtulmu apkn, yeil bir apka vard. Durduu yerde hl o tslama sesini karyordu, surat hl syrlm bir kemik gibiydi, gzleri bombo ama gene de cengellerle dopdoluydu. Hzl hzl kapya

yrd, ap kt, konumadan, ardna bakmadan. Asansrn sarslarak hareket ettiini, aa indiini duydum. Pencereye gittim, panjurlar kaldrdm, camlan ardna kadar atm. Hl araba egzozlarnn, ehir sokaklarnn ansn tayan gece havas bayat bir tatllkla szld girdi ieri. kime uzandm, ar ar itim. Ta aada apartmann giri kapsnn kapandn duydum. Sessiz kaldrmda keler tkrdad. Biraz ileride bir araba motoru alt, araba hoyrat bir vites deitirme sesiyle gecenin iine atld. Geriye, yatan yanna geldim, baktm. Bann izi hl yastktayd, kk yoz bedenininki ise araflarda. Bo barda yere koydum ve yata vahi hayvanlar gibi lime lime ettim. 25. Ertesi sabah gene yamur yayordu, billur boncuklardan bir perde yana savruluyormu gibi eik, klrengi bir yamur. Halsiz ve yorgundum kalktmda, pencereden dary seyrettim biraz, azmda hl o sert, koyu Sternwood tad vard. Bir korkuluk gibiydim; hayat iimden boalm, kmt. Kk mutfaa gidip iki fincan koyu kahve itim. Alkolden baka eyler de akamdan kalma eder insan. Beni kadnlar etmiti. Hasta ediyorlard beni. Tra oldum, giyindim, yamurluumu giydim, aa indim ve kapdan dar baktm. Kar kaldrmda, yz adm tede, gri bir Plymouth parketmiti. Bir gn nce beni izlemeye alan arabayd, Eddie Mars'a sorduum araba. indeki bir aynasz olabilirdi, eer bir aynaszn beni izlemekle ziyan edecek kadar zaman varsa. Ya da dedektiflik mesleine soyunmu bir akgz bir bakasnn meselesini kurcalamakla meguld, komuda pier bana da der diyerek. Ya da belki Bermuda bapiskoposuydu da, ne bileyim, gece hayatm beenmiyordu. Dndm, benim alr kapann garajdan aldm, n sokaktan karak gri Plymouth'un yanndan getim. inde kk bir adam vard, tek bana. Beni grr grmez motoru altrd. Yamurda daha iyi alyordu. Onu atlatmayaym diye yeterince yakndan izliyordu, ama bir yandan da aramzda birka arabalk mesafe brakmaya alyordu. Bulvardan aa srdm, arabay benim binamn yanndaki arsaya parkettim, yamurluumun yakasn kaldrp apkamn kenarn indirdim, yamur damlalar ikisinin arasnda buzdan ineler halinde suratma arpyorlard. Plymouth yolun karsnda, bir yangn musluunun yanndayd. Kavaa doru yrdm, yeil kta karya getim, geri dndm ve kaldrmn kenarna yanam arabalarn yaknndan yrmeye baladm. Plymouth yerinden kprdamamt. inden inen olmad. Elimi uzattm, kaldrm kenarndaki kapy ektim, atm. Kk, parlak gzl bir adam direksiyonun arkasndaki koltua sinmiti. Durdum, baktm, yamur srtm dvyordu. Havaya doru kvrlarak ykselen bir sigara dumannn gerisinde krpan gzlerini grdm. Parmaklarn sinirli sinirli direksiyona vuruyordu. "Karar veremedin mi?" diye sordum. Yutkundu, sigaras dudaklarnn arasnda aa yukar hoplad. "Sizi tandm sanmyorum," dedi, gergin, ksk bir sesle. "Marlowe bendeniz. Bir iki gndr izlemeye altn adam." "Kimseyi izlediim yok, reis." "Klstr izliyor. Belki de denetiminden kt. Senin dediin gibi olsun. Kar kaldrmdaki kafeteryada kahvalt edeceim, portakal suyu, domuz pastrmas, yumurta, kzarm ekmek, bal, iki fincan kahve, stne de krdan. Sonra broma kacam, tam karndaki binann yedinci kat. Tahamml snrn aan bir ey olursa, ura, laflayalm. Makineli tfeimi yalyor olacam." O gzlerini krptradursun, yrdm gittim. Bundan yirmi dakika sonra bir yandan bronun pencerelerini am, temizliki kadnn Ak Geceleri parfmn gidermek zere oday havalandryor, bir yandan da st eski tarz el yazsyla yazlm kaln bir zarf amaya alyordum. Zarfn iinden ksa, resmi bir notla, Philip Marlowe adna dzenlenmi, be yz dolar tutarnda, Guy de Brisay Sternwood'a vekleten Vincent Norris imzal, byk pembe bir ek kt. Sabahm aydnlanmt. te bu, sabahkine dedi dedim. Tam eki bankaya havale etmek iin kd dolduruyordum ki, alan zil elli santime bir metre boyutlarndaki antreme birinin girdiini haber verdi bana. Bu Plymouth'daki kk adamd. "Gzel," dedim. "eri gir de, paltonu dkn."

Ben kapy tutarken duvara srne srne yanmdan geti, sanki ufack kna her an bir tekme indirmemden korkuyormu gibi dikkatliydi. Oturduk, yaz masasnn iki yanndan birbirimizi szdk. ok ufak bir adamd, bir elli boyundayd, arl mahalle kasabnn baparmandan daha azd. Parlak dme gzleri sert bakmaya alyordu ama krlm yumurta ne kadar sertse ancak o kadar serttiler. Omuzlar fazla geni, yakalar bol bulama kruvaze bir ceket giymiti. Bunun zerine, yer yer anm rlanda tvidinden bir palto atmt. Dar uram fularnn zerinde yamur damlalar vard. "Belki beni tanyorsundur," dedi. "Ben Harry Jones." Tanmadm syledim. Masann zerinden teneke sigara kutusunu ittim ona. Kck elleriyle sinee atlan alabalk gibi bir tane kapt. Masa akmayla yakt, eliyle duman savurdu. "Buralarn yabancs diilim," dedi. "ocuklar filan tanm olur. Hueneme Burnu'ndan kaak iki falan getirirdik. Zor iti, abi. Arabay kucanda tfenk, cebinde soba borusuna scak kalnlkta para destesiyle srersin. ok kere Beverly Hills'e varmadan nce drt yerde durup polise para yedirirdik. Zor i." "Feci," dedim. Arkasna yasland, kk sk aznn kk sk kesinden tavana doru bir duman fledi. "Belki bana inanmyorsun," dedi. "Belki inanmyorum," dedim, "Belki de inanyorum. te yandan, belki de karar vermeye eniyorum. Bu takdimin beni mthi etkilemesi filan m gerekiyor?" "Yoo," dedi apknca. "Bir iki gndr beni izliyorsun," dedim. "Bir kza yanamak isteyip de bir trl k skmayan tipler gibi. Belki sigorta poliesi satyorsundur. Belki de Joe Brody diye birini tanyorsundur. Bir sr belki etti geri ama, benim ite ihtimal oktur." Gzleri dar urad, alt duda az kald kucana dyordu. "Amann, nerden bildin?" dedi. "Medyumum da. Konu neyse, skl ve de dkl. Btn gn burada oturamam." Gzlerinin parlakl anszn kslan gzkapaklarnn ardnda neredeyse kayboldu. Sessizlik oldu. Yamur, penceremin altna den ziftlenmi atnn zerine indiriyordu. Gzleri biraz ald, parlad yeniden, sesi dnceliydi. "Seni biraz trtklamaya alyordum, doru," dedi. "Satacak malm var ucuza, bir iki yzlne. Beni nasl Joe'yla badatrdn ki?" Bir mektup ap okudum. Bana postayla alt aylk parmak izi kursu neriyorlard, profesyonel indirimle. Kt sepetine attm, yeniden kk adama baktm. "Kusuruma bakma. Tahmin yrtyordum. Aynasz deilsin. Eddie Mars'n adamlarndan deilsin. Dn akam sordum ona. Benimle bu kadar ilgilenecek Joe Brody'nin dostlarndan bakas gelmiyor aklma." "Amann," dedi, alt dudan yalad. Eddie Mars'n adn sylediimde yz kt gibi bembeyaz kesildi. enesi dt, sigara aznn kenarnda yapt kald, sanki orada bitmi gibi. "Avv, matrak geiyorsun benimlen," dedi sonunda, ameliyata giden hasta srtmasyla. "Peki. Matrak geiyorum." Bir mektup daha atm. Bunlar da bana Washington'dan bir blten yollamak istiyorlard, Beyaz Saray'n mutfandan taze taze haberler. "Agnes'i salverdiler galiba," diye ekledim. "Hm. Beni o yollad. lgileniyor musun?" "Eh sarn ne de olsa!" "Brak dalgay yaa. O gece onlara gittiinde bir ey demisin Joe'yu temizledikleri gece. Joe Brody'nin Stemwood'lar hakknda esasl bir eyler bildiini, yoksa o resmi onlara yollamay gze alamayacan falan." "H-h. Demek ki doruymu. Neymi?" "ki yz papele bakar." Birka hayran mektubunu daha sepete yollayp bir sigara yaktm. "Bu ehri terketez," dedi. "Agnes iyi kz. Ona kabahat bulamazsn. Kadn bana geinmek kolay m?" "Sana iki numara byk," dedim. "Seni donunda sallar!" "Byle pis akalar yapma, usta," dedi; sesinde gzlerimi kaldrp ona baktrtacak cinsinden bir sayg talebi vard.

"Kusura bakma," dedim. "Son zamanlarda uygunsuz tiplerle gryorum da. Lakla kes, iimize bakalm. Parann karlnda ne var elinde?" "Vercek misin paray?" "Ne karlnda?" "Rusty Regan' bulma karlnda." "Rusty Regan' aramyorum." "Sen yle diyorsun. Duymak istiyor musun istemiyor musun?" "Hadi, t. imize yarayacak hereye para veririm. Benim buralarda iki tane yzle ok ey satn alnr." "Eddie Mars, Regan' zmbalatt," dedi sakin bir sesle, sonra yeni umum mdr yapmlar gibi arkasna yasland. Kapya doru yle bir salladm elimi. "Senle tartmam bile," dedim. "Oksijen harcamam. Yoluna, ufaklk." Yaz masasnn zerinden eildi, aznn evresi hrstan bembeyaz kesilmiti. Sigarasn dikkatle sndrd, basura bastra ezdi, bakmadan. Yan odalardan birinden bir daktilonun sesi geliyordu, tekdze bir tu tkrts, satrn sonunda zil, sonra yeniden... satr satr. "aka etmiyorum," dedi. "Bas. Oyalama beni. im var." "Hayr, yok," dedi sert bir sesle. "O kadar kolay diil. Buraya syleyeceimi sylemeye geldim ve de syleyecem. Rusty'yi ben ahsen tanrdm. ok yakndan diil, 'nassn ahbap' diyecek kadar, o da keyfi yerindeyse cevap verirdi, diilse vermezdi. yi ocuktu ama. Onu severdim. Mona Grant diye bir arkcya yankt. Kz soyadn Mars yapt. Rusty de kzd, evde uyku tutmazm gibi gece kulplerine dadanan zengin bir bayanla evlendi. Bilirsin, uzun boylu, esmer, gzellik kralieleri gibi, ama adamn burnuna engeli takp srndrcek cinsten. Gergin, sinirli. Rusty onunla anlaamad. Canna yandmn, onunla yapamadysa babasnn parasyla yapar sanrsn diil mi? Sen yle san. Bu Regan atmacann keskin gzlsyd. Uza gryordu. Hep bir ilerki vadideymi gz. Akl baka yerlerdeydi. Para umurunda diildi bence. Bu da iltifattr benim kitabmda, ha." Kk adam o kadar da aptal deildi anlalan. Sradan dolandrclar byle laflan sylemek yle dursun, akllarndan bile geirmezlerdi. "Demek kat o da," dedim. "Kamaya balad, belki de. Bu Mona kzyla. Kz Eddie Mars'la oturmuyordu, dmenleri houna gitmiyordu. zellikle antaj, akordiyon olmu arabalar, Dou'dan gelen haydut takmna yalaklk falan gibi yan iler. Diyorlar ki Regan Eddie'ye bir gece, hem de herkesin nnde, Mona'y kirli ilerine kartrcak olursa karsnda kendisini bulcan sylemi." "Bunlarn ou malum hikye, Harry," dedim. "Bunun iin para isteyemezsin." "Malum olmayana geliyorum. Neyse, Regan kendini ikiye vurdu. Onu her ledensonra Vardi'nin yerinde rlanda viskisi iip gzlerini duvara dikmi bakar buluyorum. Artk pek konumuyor. Ara sra bahis oynard, ben de o i iin orda bulunurdum zaten, Puss Walgreen iin bahis toplardm." "O sigorta iinde sanyordum." "Kapda yle yazar. stne kp tepinirsin, bakmsn sana da sigorta satm, yle biri. Neyse, eylln ortalarna doru Regan' artk grmez oluyorum. Hemen farketmiyorum. Bilirsin. Birisi ortalardadr, grrsn, sonra ortadan kaybolur, grmezsin, bir ey sana onu hatrlatana kadar. Bana onu hatrlatan, birinin glerek Eddie Mars'n karsnn Rusty Regan'la katn, Mars'n bu ie bozulcak yerde onlarn nikh ahidiymi gibi davrandn sylemesi oldu. Bunu Joe Brody'ye anlattm, Joe da uyankt." "Bok uyankt," dedim. "Kendine gre uyankt. Parann kokusunu alyor. Muhabbet kularnn iki iftine de el koyarsa, iki katn alan dnyor bir Eddie Mars'dan bir Regan'n karsndan. Joe aileyi biraz tanyordu." "Be bin ktlk bir tanma," dedim. "Bir sre nce bu kadar para sad onlardan." "Valla m?" Harry Jones pek armam grnd. "Agnes bunu bana anlatmalyd. Kadn budur ite. Hep bir eyler saklarlar. Ne diyordum, Joe'yla ben gazeteleri gzlyoruz, bir ey grmyoruz, anlyoruz ki ihtiyar Sternwood

olay rtm. Sonra bir gn Vardi'nin yerinde Lash Canino'yu gryorum. Tanr msn?" Hayr anlamnda bam salladm. "Gerekten ta gibi sert heriftir, kendini yle zannedenlerden diil... Mars'n bir ii olduu zaman onun hesabna alr, kabadayln yapar. ki iki aras adam vurur. Mars'n ona ihtiyac olmadnda yanna bile uramaz. Los Angeles'da da oturmaz. Bu bir ey demek olabilirdi de olmayabilirdi de. Belki Regan hakknda bir planlar vard da Mars suratnda bir glmseme ile zaman kolluyordu. Belki de bambaka bir eydi. Neyse Joe'ya bunu sylyorum, Joe da Canino'nun kuyruuna taklyor. Takld m da taklr. Ben beceremiyorum bu ii. Joe'ya braktm, be para da istemez. te Joe, Canino'yu Sternwood'larn evine kadar izliyor, Canino maliknenin dnda parkediyor, bir araba geliyor iinde bir kz. niyor, biraz konuuyorlar ve Joe kzn adama bir eyler geirdiini tahmin ediyor, mesela arpa gibi. Kz basp gidiyor. Kz Regan'n kars. Tamam, kz Canino'yu tanyor, Canino da Mars'. te Joe da Canino'nun Regan hakknda bir eyler bildii sonucuna varyor, kendine de biraz pay dsn istiyor. Canino tyyor, Joe onun izini kaybediyor. Birinci perdenin sonu." "Bu Canino nasl biri?" "Ksa boylu, tknaz, kahverengi sal, kahverengi gzl, hep kahverengi elbise ve apka giyer. Hatta kahverengi set bir de yamurluk. Kahverengi bir arabas var. Bay Canino'da her ey kahverengi!" "Gelelim ikinci perdeye," dedim. "Arpa olmadan buraya kadar." "Bunda iki yz papellik bir ey yok ki. Bayan Regan barlardan kma eski bir kaak iki imalatsyla evlendi. Ona benzer bakalarn da tanmas normal. Eddie Mars' da iyi tanyor. Regan'a bir ey olduunu dndnde, ilk bavuraca kimse Eddie olacaktr, Eddie'nin olay halletmekle grevlendirecei ilk kii de Canino olabilir. Elindeki bu kadar m?" "Eddie'nin karsnn nerde olduunu renmek iin iki yz dolar vermez misin?" diye sordu kk adam sakin bir sesle. Btn dikkatim zerindeydi imdi. skemlemin kollarna abanrken az kald iskemleyi kryordum. "Yalnz olsa bile mi?" diye ekledi Harry Jones yumuak, olduka sinsi bir sesle. "Hatta Regan'la filan kamam olsa, Los Angeles'dan krk mil tede bir yerde sakl tutuluyor olsa? Polisler onunla birlikte toz oldu sansnlar diye? Bunun iin iki yz dolar verir miydin, dedektif bozuntusu?" Dudaklarm yaladm. Tuzlu ve kupkuruydular. "Galiba verirdim," dedin i. 'Nerede?" "Agnes buldu onu," dedi acmasz bir sesle. "ans eseri tamamen. Arabayla ktn grm, peine taklm. Agnes syliycek sana yerini para avucunda olduu zaman." Surat ettim. "Aynaszlara bedavaya anlatrdn, Harry. Bugnlerde orada, Merkez'de adamn pestilini karmak iin can atanlar var. Sen diyelim ki kazara ellerinde kaldn, Agnes ellerinde." "Denesinler hele," dedi. "O kadar da nanemolla diilim." "Agnes'de benim farkna varmadm bir eyler olmal." "Kapka o da, dedektif bozuntusu. Ben de kapkaym. Hepimiz kapkayz. Birbirimizi bir kuru iin satarz. Tamam m? Beni atlatmay dene istersen!" Uzand, sigaralarmdan bir tane daha ald, dudaklarnn arasna yerletirdi ve tpk benim yaktm gibi yakt, kibriti iki kere baparmann trnana srtt olmad, sonra ayakkabsnn kenarn kulland. Dzgn aralkl nefesler ekip, bana ciddi baklar yollad. Matrak, hain bir kk adam; bir fiske atsam caddenin te yanna yollayabilirdim. Kocaman kocaman adamlarn dnyasnda bir kk adam. Onda houma giden bir yan vard. "Numara ekmiyorum," dedi ayn sesle. "Buraya iki yzlk iin geldim. Fiyatm hl ayn. Erkek erkee konuup anlamak niyetim, alrsn ya da almazsn. Sen kalkm bana aynaszlardan bahsediyorsun. Kendinden utan." "Paray alacaksn bilgiye karlk. Ama nce paray bankadan almam gerek," dedim.

Ayaa kalkt, ban sallad ve eskimi rlanda tvidinden kk paltosunun kuan sklad. "Tamam. Hava karardktan sonra daha iyi zaten. Tehlikeli i Eddie Mars gibileri kazklamak. Ama ne yaparsn, ekmek paras. Bahis iinde para yok oktandr. Galiba babalar Puss Walgreen'e tas tara toplamasn sylediler. Broya gelceksin, Fulwider Binas, drt yz yirmi sekiz numaraya, arkada. Paray getiriyorsun, ben de seni Agnes'e gtryorum." "Bana kendin anlatsan olmaz m? Agnes'i grdm." "Ona sz verdim," demekle yetindi. Paltosunu ilikledi, apkasn apknca yana yatrd, yeniden ban sallayp, kapya yolland. kt. Adm sesleri koridorda uzaklat, kayboldu. Bankaya gittim, be yz dolarlk eki hesabma yatrp iki yzn nakit olarak ektim. Yeniden yukarya ktm, iskemleme kurulup Harry Jones'u ve anlatt hikyeyi dndm. Biraz fazla hazrlop gibiydi. Gerein atall dilinden ok uydurmacann sade kolaycln tayordu. Komiser Gregory, Mona Mars' eliyle koymu gibi bulabilmeliydi, madem ki blgesinin bu kadar yaknndayd kz. Tabii eer arama zahmetine katlandysa. Btn gn bu konuyu dndm. Broya hi gelen giden olmad. Telefon eden de olmad. Yamur yad. 26. Saat yedide yamur bir nefes aldracak kadar durmutu, ama su yollan hl doluydu. Santa Monica'da su, yayakaldrmyla ayn seviyedeydi ve ince bir su tabakas kenardan kaldrmn zerine tayordu. Botlarndan kepine kadar parlak kara kauuklar iinde bir trafik polisi yamurdan srlsklam bir tentenin koruyuculuundan km sular arl urul yararak ilerliyordu. Fulwider Binas'nn dar lobisine doru dnerken lastik kelerim kaldrmda ya gibi kayyordu. Bir zamanlar yaldzl olan kaps ak asansrn ta gerisinde, tavandan tek bir lamba sarkyordu. Kelermi bir lastik paspasn zerinde lekeli, ska skalanm bir tkrk hokkas vard. Hardal rengine boyal duvarda iinde takma di modeli duran bir kutu aslyd, sigorta kutusu gibi grnyordu. apkamdan yamuru silkeledim, di kutusunun yanndaki apartman sakinleri listesine baktm. Adl numaralar, adsz numaralar. Ya bir sr bo daire vard ya da adlarnn bilinmesini istemeyen kiraclar ounluktayd. Arsz di ekenler, dzenbaz dedektif brolar, son nefeslerini vermek zere srklene srklene gelip buraya snm kk, hasta ticarethaneler, size demiryolu memurluu ya da radyo teknisyenlii ya da senaristlik retecek olan tabii, posta mfettileri onlar enseleyinceye kadar postayla retim kurslar... Uursuz bir bina. Bir bina ki, durmu sigara izmaritlerinin kokusu burann en temiz kokusudur. Asansrde, altnda prtlak bir yastk, dald dalacak bir taburenin zerinde ihtiyar bir adam uyukluyordu. Az akt, damarl akaklar clz kta parlyordu. zerindeki mavi niforma nl ahrn beygire cuk oturmas gibi cuk oturmutu ona. Bunun altnda paalar eprimi gri pantolon, beyaz pamuklu orap, bir tanesi nasr yerinden patlam siyah ksele pabular. Taburenin zerinde sefil halde uyuyakalmt mteri beklerken. Onun nnden ses karmadan getim, binann sakl gizli havas beni kkrtyordu, yangn merdiveninin kapsn buldum, ekip atm. Yangn merdiveni sprlmeyeli bir ay oluyordu. zerinde berdular uyumu, yemek yemi, ekmek krntlar, yal gazete ktlar, kibritler, bir de sayfalan yrtlm deri taklidi cep defteri brakmlard. zerine yazlar iziktirilmi duvarlardan birinin karanlk bir kesine yuvarlak, poeti almam bir kaput dm, bir daha da el srlmemiti. Pekl bir bina. Drdnc katla havaszlktan soluksuz halde binaya girdim. Koridorda ayn kirli tkrk hokkasyla, kelermi paspas duruyordu, ayn hardal rengi duvarlar, ayn perianln anlar. Koridordan aa inip, keyi dndm. "L. D. Walgreen Sigorta" yazs karanlk buzlu caml bir kapnn, onun yanndaki karanlk kapnn ve de onun yanndaki, arkasnda k yanan nc bir kapnn zerini kaplyordu. Karanlk kaplardan birinin zerinde "Giri" yazlyd. Ikl kapnn zerinde caml, ak bir vasisdas vard. Bunun gerisinden Harry Jones'un ku cikirdemesini andran z sesini duydum, yle diyordu: "Canino mu? H ya, tanyorum seni bir yerlerden, kesin."

Dondum kaldm, teki ses konutu. Tok bir mrlt vard bu seste, tula duvar ardna gizlenmi alan dinamo gibi. "Tahmin ederim," dedi, karanlk bir vurguyla. Muamba zeminde bir iskemle kayd, ayak sesleri duydum, tepemdeki vasisdas at diye kapand. Buzlu camn ardnda bir glge eridi kayboldu. zerinde boylu boyunca "Walgreen" yazan kapnn ilkine gittim. Usulca yokladm. Kilitliydi. Ama kasasnda oynuyordu, yllar nce yerine konulmu bir kapyd, iyi kurutulmam, sonra da ekip ufalm ahaptan yaplmt. Czdanm kardm, src ehliyetimin zerinden sert selloit klfn syrp kardm. Yasalarn yasaklamay unuttuu bir hrszlk aleti. Eldivenlerimi elime geirdim, hafife, efkatle kapya abandm, ve tokma serte kasadan geriye ittim. Selloit klf genie yara soktum, kilidin eimini elimle yokladm. Bir t sesi duyuldu, sanki kk bir buz paras krlm gibi. Olduum yerde kalakaldm, suyun iinde kprtsz duran miskin bir balk gibi. eride hibir ey olmad. Tokma evirdim, kapy geriye karanla doru ittim. Atm gibi, olanca dikkatimle arkamdan kapadm. Perdesiz, arkadan aydnlatlm bir pencerenin, kenar bir yazhaneyle kesilmi uzunlamasna drtgeniyle yzyze geldim. Yazhanenin zerinde klfnn iinde bir daktilo belirdi, sonra bir ara kapnn madeni tokma. Bu kilitli deildi. bronun ikincisine getim. Yamur damlalar anszn indirdi kapal pencereye. Onun grltsne snarak boylu boyunca getim oday. I yanan broya alan kapnn yarndan incecik bir k szyordu. her ey elveriliydi. Raf zerinde yryen kedi admlaryla szldm, kapnn menteeli ksmna eritim, gzm k izgisine uydurdum, ieri baktm, n aydnlatt ahaptan baka bir ey gremedim. Tok mrlt imdi keyifli keyifli konuuyordu: "Tabii, adam k zerinde oturduu yerden bakasnn yaptklarna atar tutar, ne konutuunun farkndaysa. Demek sen de kalktn o dedektife gittin. Ama hata ettin. Eddie bundan holanmad. Dedektif, Eddie'ye gri Plymouth'lu birinin kendisini izlediini sylemi. Eddie de tabii kimmi, ne istiyormu diye merak etmi, anlarsn ya!" Harry Jones alak sesle gld. "Onun stne ne vazifeymi?" "Bu seni hibir yere gtrmez." "Dedektife niye gittiimi biliyorsun. Sana dedim ya. Joe Brody'nin manitas yznden. Tymesi gerekiyor, donuna edecek korkudan. Dedektif ona biraz arpa bulabilir diye dnd. Bende metelik yok da." Mrlt sakin sakin sordu: "Ne iin? Dedektifler o dediinden it kopua datmazlar." "Bulur. Zengin dostlar var!" Harry Jones gld, kk, cesur bir kahkahayd bu. "Beni dalgaya alma, kk adam!" Mrlt birden sertlemiti, mil yalana kum girmi gibi. "Tamam, tamam. Brody'nin zmbalanmas hakknda hereyi biliyorsun. O atlak velet ldrd ldrmesine de, cinayetin olduu gece bu Marlowe ordayd." "Bu biliniyor, kk adam. Polise kendi syledi." "Amaaama sylemedii de var. Brody, Sternwood kzlarn knn plaklar kamp resmini pazarlamaya alyordu. Marlowe uyand buna. Onlar konuyu tartadursunlar, kz kendisi dald odaya elinde tabancayla. Brody'ye nian ald. Bir el ate etti, bir cam indirdi. Gel gr ki, dedektif bundan aynaszlara sz etmedi. Agnes de. imdi diyor ki, bununla yol param karabilirim belki diyor." "Bunun Eddie'yle ilgisi yok mu yani?" "Nasl olsun ki?" "Bu Agnes nerede?" "Orda dur." "Syleyeceksin, kk adam. Ya burada ya da bizim olanlarn paralarla at talimi yaptklar arka odada." "imdi benim manitam o, Canino. Ben manitam kimse iin atee atmam." Bir sessizlik oldu. Pencereleri krbalayan yamura kulak verdim. Kapnn aralndan bir sigara duman kokusu geldi. ksresim geldi. Mendilimi srdm.

Mrlt, hl sknetini bozmadan konutu: "Duyduuma gre bu sarn bebek Geigern oltasndaki yemden baka bir ey deilmi. Konuyu Eddie'yle greceim. Dedektiften ne kadar istediniz?" "ki yzlk." "Alabildiniz mi?" Harry Jones tekrar gld. "Onu yarn grcem. mitliyim." "Agnes nerede?" "Bak" "Agnes nerede?" Ses yok. "Bak una, kk adam." Kprdamadm yerimden. Silahm yoktu. Mrltnn, Harry Jones'a bakmasn buyurduu eyin silah olduunu anlamam iin kapnn aralndan bakmam gerekmiyordu. Ama Bay Canino'nun silahn gstermekten te bir ey yapacan sanmyordum. Bekledim. "Bakyorum," dedi Harry Jones, sesi kenetli dilerinin arasndan anca szyordu sanki. "Grmediim ey diil. Hadi ate et de, piyangodan sana bir ey kyor muymu gr." "Bu piyangodan sana bir tabut kacak, kk adam." Sessizlik. "Agnes nerede?" Harry Jones iini ekti. "Pekl," dedi bkkn bir sesle. "Court Soka 28 numarada, yukarda Bunker tepesinde bir apartman. Daire 301. dlein tekiyim anlalan. Kz neden koruycakmm ki?" "Neden ya? Aferin, akln bana geldi. Birlikte gidip onunla konuacaz. Kz dediin hikyeyi dorulayacak m, dorulamayacak m, onu renmek istiyorum. Eer dediin gibiyse, gcr. Dedektiften paray szdrr, yolunuza gidersiniz. Darlmaca yok, ha?" "Yok," dedi Harry Jones. "Darlmaca yok, Canino." "l. Bunu slatalm. Bardan var m?" Mrlt imdi takma kirpik kadar sahte, karpuz kabuu kadar kaygand. Bir ekmece ald. Tahtann zerinde bir ey ekildi. Bir iskemle gcrdad. Yerde bir ayak srme sesi. "Kalite mal," dedi mrlt. Grtlaktan aa inen ikinin gurultusu. "Canna desin, hani derler ya!" Harry Jones alak sesle konutu: "Baarya." Ksa, kesik bir ksrk duydum. Sonra rtl, mthi bir kusma. Sonra yere den bir eyin, mesela kaln cam bir bardan kard tok bir ses. Parmaklarm yamurluumun yakalarn kavrad. Mrlt, en yumuak sesiyle sordu: "Daha tek ikiyle sarho olmadn ya, ahbap?" Harry Jones cevap vermedi. Ksack bir an zorla nefes alp verdiini duydum. Sonra koyu bir sessizlik kaplad ortal. Derken ekilen bir iskemlenin gacrts. "Hoakal, kk adam," dedi Canino. Ayak sesleri, bir t sesi, ayamn dibindeki k snd, bir kap grltszce alp kapand. Acelesiz, kendinden emin admlar kayboldu gitti. Olduum yerden hemen davrandm, kapy ardna kadar atm, nmde uzanan, bir pencerenin donuk prltsnn hafife aydnlatt karanla baktm. Bir masann kenar hafife prldad. Masann gerisindeki iskemleye ylm bir karalt belirdi. Havasz odada yapkan bir koku vard, neredeyse bir parfm. Koridora kp kulak kabarttm. Uzakta bir asansrn tangrtsn duydum. Elektrik dmesini buldum, tavana pirin zincirle asl tozlu cam fanusta k yand. Harry Jones yaz masasnn arkasndan bana bakyordu, gzleri falta gibi alm, yz sancyla gerilerek donmu kalmt, cildi mavimsiydi. Kk kara kafas yana devrilmiti. skemlenin zerinde dimdik oturuyordu. Uzakta, neredeyse sonsuzlukta bir yerde bir tramvay an ald, ses saysz duvarn arasndan ulap geldi. Masann zerinde kapa ak ufak bir viski iesi duruyordu. Harry Jones'un barda masann zerinde parlyordu. teki bardak yok olmutu. Cierlerimi tam havayla doldurmadan ksa bir nefes aldm, ve ienin zerine eildim. Burbonun yank kokusunun gerisinde baka bir koku vard, hafif bir koku, ac badem kokusu. Harry Jones lrken paltosuna ksmt. Demek siyanrd.

Dikkatle evresinden dolandm, pencerenin ahap erevesindeki engele iple asl telefon defterini aldm. Sonra braktm. Kk adamdan mmkn olduunca uzaklatrmaya alarak telefonu kendime ektim. Bilinmeyen numaralar servisini evirdim. Numara cevap verdi. "Coun Soka, 28 numara, daire 301. Telefon numarasn verebilir misiniz?" "Bir saniye ltfen." Ses bana ac badem kokusuyla birlikte ulayordu. Sessizlik. "Numaras Wentworth, 2528. Glendower Evleri adna kaytl." Sese teekkr ettim ve numaray evirdim. kere ald, sonra ald. Telin br ucunda kkreyen bir radyo susturuldu. Kaln bir erkek sesi: "Alo?" "Agnes orada m?" Burada Agnes yok, ko. Numaran ka?" "Wentworth, iki-be-iki-sekiz." "Numara doru, kz yanl. Ne yazk, deil mi?" Bir kkrdama. Telefonu kapatp, yeniden rehbere uzandm, Wentworth Evleri'ne baktm. Kapcnn numarasn aradm. Bay Canino'nun yamurlu gecede bir sonraki lm randevusuna yetimek zere hzla araba sr gzmn nnden bulank bir grnt olarak geldi, geti. "Glendower Evleri. Bay Schiff ben." "Ben Wallis, Polis Kimlik Tespit Brosu. Sizin orada Agnes Lozelle adnda bir kz oturuyor mu?" "Kim demitiniz?" Tekrar ettim. "Numaranz verirseniz, ben si" "Kes soytarl," dedim sert bir sesle, "im acele. Var m, yok mu?" "Hayr. Yok," Ses bayat ekmek sertliindeydi. "O viranlkta yeil gzl bir sarn yok mu?" "Bakn, buras viranlk fil" "Kes, kes tamam m!" Polis sesiyle bir rgaladm onu. "Ahlak zabtasn yollayaym da, yerinizi darmaduman edeyim ister misin? Bunker Tepesi evleri hakknda hereyi biliyorum, baym. zellikle her daire iin mstakil telefon numaras olanlar." "Hey, sakin olun, memur bey. Size yardmc olacam. Burada iki, sarn var tabii. Nerede yok ki? Gzlerine pek bakmadm. Sizinki yalnz m oturuyor?" "Yalnz, ya da bir elli be boyunda, elli kilo arlnda bir tiple, adam parlak kara gzl, gri kruvaze takm giyiyor, rlanda tvidinden palto, gri apka. Ben daire 301 diye biliyorum, oray aradm kafa tlediler, o kadar." " Yoo, orada deil. 301'de iki araba satcs oturuyor." "Eyvallah, urayacam." "Grlt karmayn, olmaz m? Doruca bana gelin, ha?" "ok teekkrler, Bay Schiff." Telefonu kapadm. Yzmdeki teri sildim. Bronun en uzak kesine gittim, yzm duvara dnk durdum, elimle svazladm yzm. Ar ar dndm, odann br ucunda iskemlesine km srtan kk Harry Jones'a baktm. "Eh, atlattn onu, Harry," dedim yksek sesle, sesim kendi kulama garip geldi. "Ona yalan syledin, sonra da efendi efendi itin siyanrn. Zehir yutmu san gibi ldn ama benim gzmde san deilsin." Onu aramam gerekiyordu. Pis i. Ceplerinde Agnes'le ilgili bir ey bulamadm, iime yarar hibir ey yoktu. Olacan da sanmyordum, ama emin olmalydm. Bay Canino geri dnebilirdi. Bay Canino cinayet mahalline dnmekten ekinmeyecek gz kara beyefendilerden olabilirdi. I sndrdm, kapy amaya davrandm. Telefon karanl yrtarcasna ald. ene kaslarm smsk gerilmekten aryarak kulak verdim. Sonra kapy kapadm, yeniden yaktm, telefona gittim. "Evet?" Bir kadn sesi. Onun sesi. "Harry oralarda m?" "Pek gelemeyecek, Agnes." Biraz duralad bunun zerine. Sonra tane tane: "Kim konuuyor?" dedi. "Marlowe, hani o bann belas olan." "O nerede?" dedi, serte. "Bir bilgi karlnda ona iki yz dolar vermeye gelmitim. Teklif hl geerli. Para bende. Sen neredesin?" "Sana sylemedi mi?"

"Hayr." "Ona sorsan daha iyi olur belki de. O nerede?" "Soramam. Canino diye birini tanyor musun?" Soluu kesildi, sanki yan bamdaym gibi duydum. "ki yzl istiyor musun, istemiyor musun?" "ok hem de ok ihtiyacm var, baym." "Peki, o zaman. Nereye getireceimi syle." "Ben ey" Sesi hafifleyip kesildi, yeniden konutuunda korku doluydu. "Harry nerede?" "Korktu ve tyd. Bir yerde bulualm nerede istersen para bende." "nanmyorum Harry hakknda sylediklerine. Tuzak bu." "Samalama. stesem Harry'yi oktan ieri ttrabilirdim. Tuzak olacak bir ey yok. Canino bir ekilde Harry'nin kokusunu alm, o da tyd. Senin de, benim de, Harry'nin de huzurlu olmaya ihtiyacmz var." Harry bu ihtiyacn gidermi bulunuyordu. Kinie onu huzursuz edemezdi artk. "Eddie Mars'n yardakln edeceimi sanmyorsun, deil mi, meleim?" "Haaayr, sanmyorum. O kadar deil. Yarm saat iinde bulualm. Bullocks Wilshire'n yannda, otomobil parknn dou giriinde." "Tamam," dedim. Ahizeyi yerine koydum. Ac badem kokusu dalga halinde yeniden burnuma arpt, bir de ac kusmuk kokusu. Kk l adam koltuunda hi ses karmadan oturuyordu, korkunun, deikenliklerin tesindeydi. Brodan ktm. Dknt koridorda hibir hareket olmad. Buzlu camlardan hibirinin ardnda k yoktu. Yangn merdivenlerinden ikinci kata indim, oradan da asansr kabininin kl tepesine baktm. Dmeye bastm. Kabin yavaa sarsld, harekete geti. Merdivenlerden aa kotum gene. Ben binadan karken asansr yukar kmt bile. Yeniden sk bir yamur balamt. ri damlalarn yzme vurmasna aldrmadan daldm yamurun iine. Damlalardan biri dilime dediinde azmn ak olduunu anladm, enelerimdeki ar Harry Jones'un suratna oyulmu l katlna yknen azmn sadece ak deil, ta ardna kadar ak olduunu farkettirdi bana. 27. "Paray ver!" Gri Plymouth'un motoru kzn sesi altnda nabz gibi atyor, yamur da arabann zerine indiriyordu. Uuk yeile boyal Bullocks kulesinin tepesindeki eflatun k ta yukarmzda, dingin, parlyordu; karanlk ve srlsklam kentten elini eteini ekmiti. Kz siyah eldivenli elini uzatt, paralar avucuna koydum. Gsterge tablosunun lgn nda paralar saymak zere ne eildi. Bir anta t sesiyle alp kapand. Solukland hafife. Bana doru kaykld. "Ben gidiyorum, aynasz. Tyyorum. Bu bana kamak iin gerekli olan para, nasl ihtiyacm var biliyor musun? Harry'ye ne oldu?" "Dedim ya, kat. Canino izini buldu bir ekilde. Harry'yi unut. Paray verdim, bilgiyi istiyorum." "Alacaksn. Geen pazar deil ondan nceki pazar Joe'yla ben Foothill Bulvar'nda arabayla gidiyorduk. Saat geti, klar yanmaya balyordu, malum trafik. Kahverengi bir arabann yanndan getik, arabay sren kz grdm. Yannda bir adam vard, esmer, ksa boylu biri. Kz sarnd. Onu grmlm vard. Eddie Mars'n kars. Adam Canino'ydu. ikisi de bir grdn m bir daha unutmayacan tipler. Joe arabann nne geti, izlemeye balad. Bu iin ustasyd. Beki kpei Canino, kz hava almaya karmt. Realito'nun bir iki mil dousundan yamalara doru bir yol kvrlr. Gneyi portakal baheleriyle doludur ama kuzeyi cehennem baheleri kadar kratr, tam yamalarn eteinde de bir siyanr fabrikas vardr, bcek ilalamada kullanlan dalgay retirler. Tam anayoldan sapar sapmaz kk bir garaj ve boya atlyesi vardr, Art Huck diye biri iletir. alnm araba deposu, byk ihtimal. Bunun da bitiiinde ahap bir ev vardr, evin gerisindeyse sadece yamalar, plak kayalar, birka mil tede de siyanr fabrikas. Kz sakladklar yer oras. Anayoldan saptlar, ktlar, sonra evin olduu yola girdiklerini grdk. Yarm saat orada parkedip gelip geen arabalara baktk. Kimse anayola kmad. Hava iyice kararnca Joe

gizlice gitti, bakt. Evde k yandn, radyo alndn syledi, deminki araba da evin nnde duruyormu dedi. Kirii krdk." Sustu, araba lastiklerinin Wilshire yolundaki hrtsn dinledim. "O zamandan bu zamana yer deitirmi olabilirler ama senin satacan bu kadar bu kadar senin satacan. Kzn o olduundan emin misin?" "Onu bir grdn m, bir daha yanlman mmkn deil. Hoakal, aynasz, bana ans dile. Bama byk dert aldm." "Hem de nasl," dedim, caddeyi geip kendi arabama gittim. Gri Plymouth hareket etti, hzland, keyi dnp Sunset Place'e doru ok gibi atld. Motor sesinin snp gitmesiyle birlikte, sarn Agnes de benim hayatmdan silinip km oluyordu. l vard, Geiger, Brody ve Harry Jones, kadn kalkm antasnda benim iki yz dolarm, bumu bile kanamadan yamura karm gidiyordu. Gazladm, yemek yiyecek bir yer bulmaya gittim. yi bir yemek yedim. Yamur altnda krk mil az yol deildi, stelik geri dnmek niyetindeydim de. Irma geip kuzeye doru srdm arabay, Pasadena'ya; Pasadena'y getim, birden portakal bahelerinin iinde buldum kendimi. Yamur, farlarmn nnde damlalardan rl kunt, beyaz bir duvard. Silecekler n cam silmeye yetiemiyordu. Ama yamurdan srlsklam karanlk bile, sonu gelmeyen ubuklar gibi hzla iki yanmdan akarak geceye kansan portakal aalarnn kusursuz izgilerini gizleyemiyordu. Arabalar, hrtyla geceyi yrtp iki yana kirli bir serpinti dalgas fkrtarak geiyorlard. Otoyol evler, kulbeler ve onlarla koyun koyuna yol alan tren raylaryla dolu kk bir kasabadan hoplaya zplaya geti. Portakal baheleri seyreldi, gneye doru geride kald, yol ykseldi, hava soudu, kuzey ynndeki karanlk tepeler giderek sklat, yamalarndan krba gibi inen ac bir rzgr esmeye balad. Sonra karanln iinde, yukarda, belli belirsiz iki sar sis lambas grnd ve de bu ikisinin arasnda neon kl bir ilan: "Realito'ya Hogeldiniz." Geni bir anacaddenin iki yanndaki ahap evler ierilere kayd, sonra aniden bir kme dkkn, buulu vitrininin gerisinde bir drugstore'un klan, bir sinemann nne sinek gibi m arabalar, kedeki bir bankann nnde ileriye, kaldrma doru aslm bir saat, yamur altnda durmu gsteri seyreder gibi bankann vitrinini seyreden bir bek insan. Arabay srdm. ki yanm yeniden bo tarlalar ald. Hereyi ayarlayan kader oldu. Realilo'nun ilerisinde, bir mil kadar tede bir viraj vard, yamur beni yanltt, yol kenarna fazlaca yaklatm. Sa n lastiim fkeli bir tslamayla kendini koyverdi. Daha durmaya frsat bulamadan, sa arka lastik de onu izledi. Freni kkleyip arabay durdurdum, yars yolda yars yolun kenarndayd, dar ktm, el feneriyle evreye bir gz atlm. ki patlak lastiim vard, yedeimse tekti. Byk bir ivinin yamyass olmu ba n lastikten bana bakyordu. Yolun kenar bunlarla doluydu. Sprlp kenara atlmlard ama yeterince deil. El fenerini sndrdm, olduum yerde yamur soluyarak durdum, sar bir.n aydnlatt sapaa baktm. Bir tepe gibiydi. Bu tepe bir garaja ait olabilir, garaj Art Huck diye biri tarafndan iletiliyor olabilir, hemen bitiiinde de ahap bir ev olabilirdi. enemi ieri ektim, eve doru yrmeye baladm, sonra geri dndm, direksiyon aftndan arabann ruhsatn kardm aldm, cebime koydum. Daha aaya, direksiyonun altna doru eildim. inde arlk olan bir rtnn altnda, otururken sa bacamn altna gelen yerde, gizli bir gz vard. Burada iki silah duruyordu. Biri Eddie Mars'n adam Larry'nin, tekiyse benimdi. Larry'ninkini aldm. Benimkinden daha tecrbeliydi herhalde. Silah namlusu aa gelecek biimde i cebime soktum, yola saptm. Garaj otoyoldan yz metre kadar tedeydi. Bina otoyola sar yan duvarn dnmt. El fenerimi abucak bir yakp sndrdm. "Art Huck Araba Tamir ve Boya Atlyesi". Pis pis gldm, sonra Harry Jones'un yz geldi gzmn nne, glmekten vazgetim. Garaj kaplar kapalyd, ama hem altlarndan hem de iki kapnn kavutuu noktadan ince bir k szyordu. Yrdm, ilerledim. Ahap ev oradayd, panjurlar inik iki n pencerede k vard. Seyrek bir aa kmesinin ardnda anayoldan iyice gizlenmiti. Evin nndeki akl deli yolda bir araba duruyordu. Karanlktayd, pek seemiyordum ama araba kahverengi bir araba

olacakt, sahibi de Bay Canino diye biri. Ensiz tahta verandann nndeki akllarn zerine kurulmu, sakin sakin bekliyordu. Demek kz arada bir gezmeye karyor, yan banda oturuyordu, herhalde elinde bir silahla. Rusty Regan'n kars olmasna ramak kalan, Eddie Mars'n elinde tutamad, Regan'a kamayan kz. Cici Bay Canino! Dndm, sallana sallana garaja gittim, tahta kapya el fenerimin kabzasyla vurdum. Havada asl kalan, gkgrlts kadar ar bir sessizlik an oldu. erinin snd. Olduum yerde srttm, dudaklarmdaki yamuru yalayarak bekledim. Kaplardan ortadakinin zerindeki tokma tklattm. Beyaz yuvarlaa bakp srttm. Tam aradm yere dmtm. Kapnn aralndan bir grlt geldi, aksi bir ses: "Ne istiyorsun?" dedi. "An. Otoyolda iki patlak lastik ve tek yedekle kalakaldm. Yardma ihtiyacm var." "Kusura bakmayn, baym. Kapalyz. Bir mil batda Realito var. ansn orada dene." Bunu sevmedim. Kapy yumrukladm. Yumrukladm, yumrukladm. Baka bir ses duyuldu bu defa, bir mrlt, duvarn arkasna gizlenmi kk bir dinamo sesi. Bu ses houma gitti. "ok bilmiin biri ha? A, Art." Bir srg gcrdad, ve kapnn yars ie doru ekildi. El fenerim ksa bir sre sska bir surat aydnlatt. Sonra parlak bir ey hzla indi ve elimdeki feneri drd. Bir silah grnp kaybolmutu. El fenerinin dt yere, slak zemine eildim, feneri aldm. Aksi ses konutu: "Sndr onu, c. Bir yerin incinir." Feneri sndrp doruldum. Garajda k yand, tulumlu uzun boylu bir adamn karaltsn aydnlatt. Adam, silahn bana dorultmaktan vazgemeden ak kapdan geri geri gitti. "eri gir, kapy da kapat yabanc. Elimizden geleni yapacaz." eri girdim, kapy arkamdan kapattm. Sska adama baktm sadece; tekine, bir tezghn gerisinde glgeler iinde, sessizce durana bakmadm. Garaj, araba boyas kokusuna doymu tatl, uursuz bir havayla doluydu. "Akln m kardn sen?" diye azarlad beni sska adam. "Bu len Realito'da banka soydular." "Pardon," dedim, yamur altnda bankay seyredenleri hatrlamtm. "Ben soymadm. Burann yabancsym." "Evet, soydular," dedi teki ters ters. "ki serseri veletmi, polis onlar dalarn orada kstrm diyorlar." "Saklanmak iin iyi gece," dedim. "Herhalde yola ivi atan onlard. Bazdan bana dedi de. Ee, ie ihtiyacnz yokmu gibi bir haliniz var." "Aznn ortasna bir tane yerletiren oldu mu hi?" diye sordu sska. "Senin skletinde kalkan olmad!" Glgelerden gelen mrlt konutu: "Kes daylanmay, Art. Arkadan ba dertte. Garaj iletmiyor musun sen?" "Teekkrler," dedim, hi ona dnp bakmadan. "Tamam, tamam," dedi tulumlu adam. Silahn pantolonuna soktu, skl yumruklarnn birini srp bakt bana. Boya kokusu eter kadar ard. Kede, tavandan sarkan n altnda amurluunda boya tabancas duran byk, yeni grnl, drt kapl bir araba vard. Tezghn oradaki adama o zaman baktm. Ksa boylu ve tknazd, gl omuzlar vard. Soukkanl bir yz, soukkanl bakan koyu renk gzleri vard. Yamur damlalaryla benek benek olmu, kemerli, kahverengi setten bir yamurluk giymiti. Kahverengi apkas apknca yana eilmiti. Tezgha yasland, beni acelesiz, ilgisiz baklarla szd, kasap engelinde bir et parasna bakar gibi. Belki btn insanlar yle gryordu. Koyu renk gzbebeklerini ar ar aa yukar hareket ettirdi, sonra bir bir el trnaklarna bakt, onlar a kar tutup, dikkatle inceleyerek, Hollywood filmlerinden rendii gibi. Konuurken sigarasn aznda yuvarlyordu. "ki lastik patlak, ha? in zor. ivileri sprdler sanyordum." "Viraj alrken az kenara kaydm da." "Burann yabancssn, ha?" "Geiyordum. Los Angeles'a gidiyorum. Daha ne kadar var?"

"Krk mil. Bu havada daha uzun gelir. Nerelisin, yabanc?" "Santa Rosa." "Uzun yoldan gelmisin, ha? Tahoe ve Lone Pine zerinden mi?" "Tahoe deil. Reno ve Carson City." "Gene de uzun. yol." Belli belirsiz bir glmseme kvrld dudaklarnda. "Yasak m?" diye sordum. "Hu? Yoo, tabii ki hayr. ine burnumuzu soktuumuzu sanma. u soygun yznden. Krikoyu al da patlak lastikleri sk, getir, Art." "Megulm," diye homurdand sska adam. "Benim iim var. Bu sprey ii bekliyor. Hem belki farketmisinizdir, yamur yayor." Kahverengili adam yumuak bir sesle: "Sprey ii yaplmayacak kadar nemli hava, Art; yaylan," dedi. "Sa tarafta, n ve arka lastik," dedim. "ok iin varsa, bir tanesi iin stepneyi kullan." "ki kriko al, Art," dedi kahverengin. "Buraya bak" diye homurdanmaya giriti Art. Kahverengili adam gzbebeklerini hareket ettirdi, gzlerini yumuak, sakin bir bakla Art'a dikip bakt, sonra neredeyse mahcup mahcup indirdi. Konumad. Art, rzgr yemi gibi bir sarsld. Ayaklarn srye srye keye gitti, tulumunun zerine bir lastik yamurluk, bana da bir gemici apkas geirdi. Somun anahtaryla el krikosu ald, tekerlekli krikoyu da kapya doru srd. Sessizce kt dar, kapy ardnda esner brakt. Arkasndan kkreyerek ieri dalan yamur oldu. Kahverengili adam acelesiz admlarla kapya gidip kapad, ayn admlarla tezgha geri dnd, kalalarn aynen demin yaslad yere yaslad. O sra icabna bakabilirdim istesem. Yalnzdk. Kim olduumu bilmiyordu. Dosta bakt bana, sigarasn imento zeminin zerine att ve yere bakmadan ayayla ezdi. "Bir ikiye hayr demeyecekmi gibi bir halin var," dedi. "eriyi slat ki iin snsn." Arkasndaki tezgha uzanp bir ie ald, tezghn kenarna koydu, yanna da iki bardak. Her ikisine de epey bir iki doldurdu, birini bana uzatt. Bylenmi gibi gittim, barda aldm. Yamurun ans souk souk yzmdeydi hl. Boya kokusu garajn havaszlna afyon gibi karyordu. "Bizim Art," dedi kahverengili. "Btn tamirciler gibidir. Bir hafta nce bitirmesi gereken ii elinde gezdirir. yolculuu mu?" kimi usulca kokladm. Kokusu iyiydi. Onun imesini bekledim, sonra kendiminkinden aldm. kiyi dilimde gezdirdim. inde siyanr yoktu. Kk barda dipledim, onun yanna koydum, geri ekildim. "Ksmen," dedim. amurluunda byk, madeni boya tabancas duran, yar yarya boyanm drt kapl arabann yanna gittim. Yamur garajn dz atsna siki indiriyordu. Art darda yamurda ana avrat svyordun Kahverengin adam byk arabaya bakt. "Balangta bir kat boya ekilecekti," dedi lakayt bir sesle, mrlts ikiden daha yumuamt. "Ama adamda para bol, ofrn de birka kurua ihtiyac vard. Bildiin dmen." "Dnyann ikinci en eski meslei," dedim. Dudaklarm kurumutu. Konumak istemiyordum. Bir sigara yaktm. Lastiklerim tamir edilsin istiyordum. Dakikalar parmak ucunda geiyordu. Kahverengiliyle ben rastlantyla karlam iki yabancydk, Harry Jones adnda l bir adamn cesedi zerinden birbirimize bakyorduk. Ne ki, kahverengili henz bunu bilmiyordu. Dardan akllar ezen ayak sesleri geldi, kap itilerek ald. Ik kalem kalem yamur damlalarn aydnlatt, onlardan gm teller yapt. Art somurtarak iki patlak lastii ieri soktu, kapy tekmeleyerek kapatt, lastiklerden biri yere dt. Bana yabani yabani bakt. "Krikoyu sokana kadar canm kt, mahsus mu orada durdun ne," diye hrlad. Kahverengili gld, cebinden bir silindir bozuk para karp avucunda hoplatmaya balad. "Yaknp durma," dedi serte. "Onar u lastikleri!" "Onaryoruz, di mi!" "yi, kafamz da tleme ama." "Hah!" Art lastik yamurluuyla gemici apkasn kard, uzaa frlatt. Lastiklerden! birini kaldrp bir tezghn zerine koydu, lastiin kenarn

yrtarcasna kard, i lastii kard, yldrm hzyla yamad. Hl sylene sylene yannda durduum duvara geldi, bir pompa kapt, lastii yeterince iirdi, pompann azn hrsla kire badanal duvara arpt. Durmu, Canino'nun avucundaki bozuk para silindirinin dansn seyrediyordum. Deminki tetik durmu bekleyen halim gemiti. Dndm, yan basmdaki sska tamircinin ikin i lastii havaya atp, elleriyle iki yanndan tutuunu seyrettim. Eki bir suratla nce lastie, sonra kedeki galvanize kvette duran pis suya bakt, homurdand. Aralarnda kusursuz bir ibirlii olmalyd. Ne bir iaret, ne anlaml bir bak, ne zel anlam tayabilecek bir el hareketi grdm. Sska adam iik i lastii havaya kaldrm bakyordu. Vcudunu yarm yana dndrd, hzla uzun bir adm att ve lastii kafamla omuzlarmdan aa bir geirite soktu, mkemmel bir at. Arkama zplayp, lastie aband. Arl gsme km, kollarmn st ksmn sk sk iki yanma bastryordu. Ellerimi oynatabiliyordum ama cebimdeki silaha eriemiyordum. Kahverengili adam neredeyse danseder gibi odann br yanndan bana doru geldi. Elini, avucundaki bozuk para silindirinin zerine yumruk yapt. Tek kelime sylemeden, ifadesiz bir yzle bana yaklat. ne eildim, Art'n ayaklarn yerden kesmeye altm. inde para klesi olan yumruk, iki yana ak ellerimin arasndan bir toz bulutunu yarp geen ta gibi geti. Iklar iki yana sallanrken bir ok an aklm bamdan ald, gzle grnr dnya hl varolmaya devam ediyordu ama oda kaymt. Bana tekrar vurdu. Kafamda hibir duyum yoktu. Parlak, gzalc k daha da parlaklat. Parlak, beyaz, gzalc ktan baka bir ey yoktu. Ardndan iinde, mikroskop altnda mikrop gibi kvl kvl krmz bir ey kmldanan karanlk geldi. Sonra ne parlaklk, ne de kmldanan o ey, sadece karanlk ve boluk ve hzla esen bir rzgr ve koca koca aalarn devrilmesi gibi bir d. 28. Bir kadn vard sanki, bir abajurun yaknlarnda oturuyordu, oras tam yeriydi, k ona yakyordu. Suratma suratma baka bir k parlad, yeniden kapadm gzlerimi, kirpiklerimin arasndan ona bakmaya altm. Salar ylesine platin saryd ki, ba gm bir meyve ksesi gibi parlyordu. zerinde da evrili geni beyaz yakal, yeil, rme bir elbise vard. Ayaklarnn dibinde yatan keli, parlak bir anta. Sigara iiyordu, dirseinin dibinde amber renkli bir bardak sv, uzun ve solgun duraduruyordu. Bam azck oynattm, yavaa. Acd, ama ancak beklediim kadar. Frna sokulacak hindi gibi dertop edilmitim. Kelepeler bileklerimi arkada tutuyor, onlara bal bir ip ayak bileklerime, oradan da zerine uzatldm kahverengi divana dolanyordu. p, divann zerinde gzden kayboluyordu. Kprdandm, baktm, arkada bir yere tutturulmu. Kmldanp durmay braktm, yeniden gzlerimi atm, "merhaba," dedim. Kadn gzlerini uzaklardaki dalarn tepelerinden ekip ald. Kk, kararl enesi ar ar dnd. Gzleri da gllerinin maviiydi. zerimizde, dama hl yamur indiriyordu, uzak bir grltyle, sanki baka birinin yamuruymu gibi. "Nasl hissediyorsun kendini?" Kadife yumuaklnda, gm tnl, saa uyan bir sesti. Bir n-n vard iinde, bir bebek evindeki ngraklarn sesi. Diye dndm, hemen ardndan da ne budalaca, diye dndm. "Harika," dedim. "Biri eneme benzin istasyonu kurmu gibi." "Ne bekliyordunuz, Bay Marlowe orkide mi?" "Basit, am tahtasndan bir tabut," dedim. "Bronz ya da gm tutamak istemez, zahmet etmeyin. Ha, kllerimi de Pasifik'in mavi sularna filan serpmeyin. Solucanlar tercihimdir. Solucanlarn ift cinsiyetli olduklarn, her birinin bir dierine ak olabildiini biliyor muydun?" "Kendinde deilsin," dedi, ciddi ciddi bakarak. "u biraz teye eker misin?" Ayaa kalkt, divann arkasna gitti. Ik snd. Karanlk, tanrnn bir ltfuydu sanki. "O kadar tehlikeli olduunu sanmyorum," dedi. Boylu, ama fasulye sr deildi. nce, ama kemik torbas deildi. Oturduu yere geri dnd.

"Demek ismimi biliyorsun." "yi uyudun. Ceplerini aramaya yetip de artacak zamanlar oldu. Seni bir mumyalamadklar kald. Demek dedektifsin." " Aleyhimdeki btn kant bu mu?" Cevap vermedi. Sigarasnn duman ar ar yukar szld. Duman yelpazeledi. Eli kk ve biimliydi, zamane kadnlarnda grlen kemikli bahe aletlerinden deil. "Saat ka?" diye sordum. Dnd, dumann gerisinde, abajurun kasvetli nn altnda duran bileine yan gzle bir bakt. "Onu on yedi geiyor. Biriyle randevun mu vard?" " Vardysa amam. Buras Art Huck'n garajna bitiik ev mi?" "Evet." "Bizim olanlar ne yapyor mezar m kazyorlar?" "Bir yere gitmeleri gerekti." "Yani seni burada yalnz m braktlar?" Ba yeniden ar ar bana doru dnd. Glmsedi. "Tehlikeli grnmyorsun." "Seni mahpus tuttuklarn sanyordum." Bu onu artmad. Hatta belki biraz elendirdi bile. "Bu da nereden geldi aklna?" "Kim olduunu biliyorum." Masmavi gzleri yle bir ak akt ki, bir klcn parlayp sndn grdm sanki gzlerimin nnde. Az bzld. Ama sesi deimedi. "O zaman korkarm ban dertte. Adam ldrmekten de nefret ederim." "Sen, Eddie Mars'n kars! Ayp, ayp!" Bundan holanmad. Bana en kt baklaryla bakt. Srttm. "Eer u bilezikleri zemeyeceksen, ki zmeni de tavsiye etmem, u iltifat etmediin ikinden birazn bana verebilirsin." Barda yanma getirdi. Bardan iindeki kabarcklar bouna umutlar gibi kprp duruyorlard. zerime eildi. Nefesi bir ceylann gzleri kadar nazlyd. Bir frt aldm. Barda azmdan ekti, svnn bir ksmnn boynumdan aa szlmesini seyretti. Yeniden zerime eildi. Kan, kiralk ev gezen muhtemel bir kirac gibi, yeniden damarlarmda dolamaya balad. "Suratn ezik tampona benziyor," dedi. "lgilen onunla. Yaknda bu haline bile kredeceim." Ban sert bir hareketle kaldrd, dinledi. Yz bir an kire gibi oldu. Sesler sadece duvarlara vuran yamur damlalaryd. Odann kar taralna yerine geti, bana yan dnd, biraz ne eilip, yzn yere edi. "Neden buraya gelip, bana bela aldn?" diye sordu sakin bir sesle. "Eddie'nin sana bir zarar yoktu ki. ok iyi biliyorsun ki, eer buraya saklanmasaydm, polis Rusty Regan' ldrenin Eddie olduuna kesin gzyle bakacakt." "ldrd," dedim. Kprdamad, duruunu milim deitirmedi. Hrltl, abuk bir nefes ald. Odaya, evreme bakndm, iki kap, her ikisi de ayn duvarda, biri yar ak. Krmz ve bej kareli bir hal, pencerelerde mavi perdeler, parlak yeil am desenli bir duvar kd. Mobilyalar, park sralarnn arkasna ilan veren o dkknlarn birinden alnma gibiydi. en akrak, ama itici. Alak sesle konutu: "Eddie ona hibir ey yapmad. Rusty'yi aylardr grmedim. Eddie yle biri deildir." "Onun kalbini ve yatan terketmitin ama. Yalnz yayordun. Oturduun yerdeki insanlar Regan' fotoraftan tandlar." "Yalan," dedi souk bir sesle. Komiser Gregory, tandklarn sylemi miydi sylememi miydi, hatrlamyordum. Kafam ok bulankt. Emin deildim. "Hem senin zerine vazife deil," diye ekledi. "Hem de nasl vazife. Olay aydnlataym diye tuttular beni." "Eddie yle biri deildir." "Oo, sen dmen evirenlerden holanyorsun!" "nsanlar kumar oynad srece kumar oynatan yerler de olacak."

"Bu iin bahanesi. Yasann dna ktn m, kmsn demektir. Sadece kumarbaz sanyorsun. Bence o pornografi ii de yapyor, antaj da, alnt araba ticareti de, uzaktan kumandayla adam ldrtyor, namussuz polislere para yediriyor. Ne gelirse iine, onu yapyor, ne krlysa o anda. Bana yksek ruhlu dalavereci masal okuma. Onlar o marka olmaz." "O katil deildir." Alnn krtrd, "ahsen deil. Canino var. Canino bu gece birini ldrd, birine yardm etmek isteyen kk, zararsz bir adam. ldrdne neredeyse tank oldum diyebilirim." Bkkn, gld. "Pekl," diye hrladm. "nanma sen. Eddie byle cici biriyse, onunla etrafta Canino olmadan konumak isterdim. Canino'yu bilirsin dilerini dker, sonra da inledin diye midene bir tane yaptrr." Ban geri att, dnceli, iine kapal bir ifadeyle bir eyler geirdi aklndan. "Platin sa artk moda deil sanyordum," diye devam ettim, srf odada ses olsun diye, srf syleyeceklerini duymamak iin. "Peruk, sersem. Benimki uzayncaya kadar." Elini bana gtrd, ekti kard. Kendi sa olan sa gibi ksack kesilmiti. Peruu yerine yerletirdi. "Kim yapt bunu sana?" armt. "Ben yaptrdm. Neden?" "Evet. Neden?" "Neden mi, Eddie'ye benden istedii eyi yapmaya hazr olduumu gstermek iin saklanmaya yani. Yanma adam dikmesi gerekmediini. Onu yar yolda brakmam. Onu seviyorum." "Aman allahm," diye inlemiim. "Burada, bu odada benimle ba baasn ama." Elini evirdi, gzlerini dikip bakt. Sonra ani bir kararla odadan kt. Bir mutfak bayla geri dnd. Eildi, iplerimi kesmeye koyuldu. "Kelepelerin anahtar Canino'da," dedi. "O konuda yardmc olamayacam." Durdu, bir adm geri gitti, hzl hzl soluyordu. Btn dmleri kesmiti. "Pek nktedansn," dedi. "Soluk alr gibi espri yapyorsun, yle mi? Hem de ban byk dertteyken." "Eddie katil deil diyordun." Hzla dnd, abajurun yanndaki iskemlesine gitti, oturdu, yzn avularna gmd. Ayaklarm yere indirip kalktm. Uyumu bacaklarmla odann etrafnda sendeleye sendeleye yrmeye baladm. Yzmn sol yanndaki damar atal atal seirmeye balamt. Bir adm attm. Hl yryebiliyordum. Gerekirse, koardm. "Galiba gitmemi istiyorsun," dedim. Ban avularndan kaldrmadan sallad. "Benimle gelsen iyi olur yaamak istiyorsan." "Vakit kaybetme. Her an gelebilir." "Bana bir sigara yak." Dizlerine deerek yannda durdum, Birden, srayarak ayaa kalkt. Gzlerimizin arasnda yalnzca milimetreler vard. "Merhaba, Gm Peruk," dedim fsldar gibi. Geri ekildi, iskemlenin etrafndan doland, hzl bir hareketle masadan bir paket sigara ald. Paketin altna vurup bir sigara kard, serte azma soktu. Eli titriyordu. Kk yeil deri kapl bir akma akt, sigaraya tuttu. Gl mavisi gzlerine dalarak, duman iime ektim. Henz uzaklamamasn frsat bilerek konutum: "Beni sana Harry Jones adnda kk bir ku getirdi. O bar senin bu bar benim hoplayp at yar iin bahis krntlar toplayan biri. Bu arada bilgi de toplayan. Bu kk kuun Canino konusunda bir bildii vard. yle ya da byle; o ve arkadalar senin nerede olduunu bulup kardlar. Bu bilgiyi satmak iin bana geldi, nk General Sternwood hesabna altm biliyordu nasl bildii uzun hikye. Ben bilgiyi ele geirdim, ama Canino da kk kuu ele geirdi. Artk l bir kk ku o, kanatlar iki yanna dm, boynu burulmu, gagasnda bir kan damlac var. Onu Canino ldrd. Eddie Mars adam ldrmez, deil mi Gm Peruk? Hibir zaman kimseyi ldrmemitir. Yalnzca ldrtr."

"k git," dedi sert bir sesle. "Buradan abuk k!" Eli havada yeil akma kavrad. Parmaklar gerildi. Eklem yerleri bembeyazd. "Ama Canino bunu bildiimi bilmiyor," dedim. "Kk ku konusunu yani. Tek bildii uraya buraya burnumu soktuum." O zaman gld. Sanki ackl bir kahkahayd. Bu kahkahayla rzgr altnda sarslan bir aa gibi salland bedeni. Bu kahkahada aknlk varm gibi geldi bana, tam aknlk da deil de, zaten bildii bir eye yeni bir ey eklenmi de, bu yeni gelen yerine oturmam gibi bir ey. Sen de, bir kahkahadan ne anlamlar kardn, dedim kendi kendime. "ok komik," dedi soluk solua. "ok komik, nk, anlayabiliyor musun bunu onu gene de seviyorum. Kadnlar" Yeniden glmeye balad. Nabzm zonk zonk atarak dinledim onu. "Hadi, gidelim," dedim. "abuk!" Geriye doru iki adm att, yz sertleti. "k! Git buradan! Realito'ya kadar yrrsn. Kurtulursun eneni de tutarsn iki saatliine en azndan. Bana bu kadarn borlusun." "Haydi, gidelim," dedim. "Silahn var m, Gm Peruk?" "Gelmeyeceimi biliyorsun. Biliyorsun. Ltfen, ltfen abuk k buradan." Ona yaklatm, vcudumu vcuduna bastrdm neredeyse. "Beni serbest brakp kendin burada m kalacaksn? O katil dndnde, kusura bakma, oldu bir kere demek iin mi? Sinek gibi adam ldren birine. O kadar. Benimle geliyorsun, Gm Peruk." "Hayr." "Tut ki," dedim, "yakkl kocan Regan' gerekten ldrd. Ya da tut ki, onu Eddie'nin haberi olmadan Canino ldrd. Farzet. Beni serbest braktktan sonra, senin mrn ne kadar olur ki?" "Ben Canino'dan korkmam. Hl onun patronunun karym." "Eddie bir avu erp," diye hrladm. "Canino onu elinin tersiyle siler. Kedinin fareye yaptn yapar. Bir avu erp. Senin gibi bir kz yanl adama gitmeyi aklna koydu mu, Eddie gibisini bulur, erpleri." "Defol!" kelimesini tkrd adeta suratma. "Tamam." Dndm, yar ak kapdan koridora ktm. Koarak arkamdan geldi, beni iterek kapya ulat, at. Islak karanla bir gz att, dinledi. Eliyle ne doru kklad beni. "Gle gle," diye fsldad. "Talihin ak olsun, ama unu unutma. Eddie, Rusty Regan' ldrmedi. Onu bir yerlerde shhat ve afiyette bulacaksn, kendisi bulunmak istedii zaman." Ona yaslandm, vcudunu vcudumla duvara yaptrdm. Azm yzne iyice yaklatrdm. Byle konutum onunla. "Acelesi yok. Btn bunlar nceden hazrland, en ince ayrntsna kadar alld, saniyesi saniyesine yazld. Tpk bir radyo program gibi. Hi acelesi yok. p beni, Gm Peruk!" Azmn altnda yz buz gibiydi. Ellerini kaldrd, bam tuttu, dudaklarn dudaklarma bastrarak pt. Dudaklar da buz gibiydi. Dar ktm, kap hibir grlt karmadan ardmdan kapand, yamur verandann ats altna yaman bir dal dald, gene de onun dudaklar kadar souk deildi. 29. Bitiik garaj karanlkt. akl deli yolu ve yamurdan vck vck olmu tarh getim. Su derecikler halinde yol boyunca akyor, ileride guruldayarak kk bir hendee akp gzden kayboluyordu. apkam. yoktu. Garajda dm olmalyd. Canino onu bana geri vermek zahmetine katlanmamt, apkaya ihtiyacm olmayacan sanmt herhalde. Sska, somurtkan Art' emniyetli bir yere braktktan sonra, arabay yamurun iinden fiyakal fiyakal srerek, tek bana eve dnn gzmn nne getirebiliyordum. Kz Eddie Mars' seviyordu ve Eddie Mars' korumak iin saklanyordu. Demek yle, geri geldiinde onu orada bulacakt, sakin sakin abajurun altnda oturmu, yannda el srmedii ikisi ve de divana bal ben. Kzn eyalarn arabaya ykleyecek, evi iyice bir arayp geride ipucu brakp brakmadklarn kontrol edecekti. Ona gidip arabada beklemesini syleyecekti. Kz silah sesi duymayacakt. Yakn mesafeden kafaya

indirilen bir ey de en az silah kadar etkili olurdu. Kza beni bal braktn, ok gemeden ipleri zeceimi syleyecekti. Onun bu kadar aptal olduunu sanacakt. Cici Bay Canino. Yamurluumun n akt, ellerim kelepeli olduu iin de ilikleyemiyordum. Eteklerim byk, yorgun bir kuun kanatlar gibi rpnarak bacaklarma dolanyordu. Otoyola ktm. Arabalar, farlarnn aydnlatt geni su fartlaryla geiyorlard. Lastiklerinin geceyi yrtan sesi arabuk snp gidiyordu. Arabam braktm yerde buldum, lastikler onarlm, yerlerine taklmt, gerekirse hemen binip gidilebilsin diye. Hereyi dnmlerdi. Arabaya girdim, direksiyonun altna yana eildim, elimle yoklayp cebi gizleyen deri blmeyi buldum. teki silah aldm, yamurluumun altna soktum, gerisin geriye yola koyuldum. Dnya kk, kapal ve karanlkt. Canino'yla ikimiz iin bir dnya. Yar yolda az kald farlara enseleniyordum. Farlar hzla anayoldan saparken, ben yolun kenarndan aa kayarak slak hendee indim, yamur soluyarak bekledim. Araba hi yavalamadan geti. Bam kaldrdm, araba lastiklerinin akl deli yola girite kard hrtya kulak verdim. Motor sustu, klar snd, bir kap arplarak kapand. Ev kapsnn kapandn duymadm, ama aa beklerinin ardnda bir k huzmesi grdm, sanki pencerelerden birinde bir panjur alm ya da koridorda bir k yanm gibi. Vck vck tarha geri dndm, sulan aprdata aprdata getim. Araba evle benim aramdayd, silah yanma, aa indirmitim, sol kolumun izin verdii lde arabann evresinde dndm. Araba karanlk, bo, scakt. Radyatrdeki su tatl tatl kaynyordu. Kapdan ieri bir gz attm. Anahtar zerindeydi. Canino kendinden pek emindi. Arabann etrafndan dolanp, ses karmamaya alarak akl deli yolu getim, pencerenin altna ulatm, kulak kesildim. Pis su kanallarnn dibindeki dirseklere vuran yamur damlalarnn bong-bong sesinden baka ne bir grlt ne de bir ses duyuluyordu. Dinlemeyi srdrdm. Ses ykselmiyordu, her ey sakin ve kibard. Adam gene o mrl mrl sesiyle konuuyor olacakt, kz da ona beni salverdiini, onlar ele vermemeye sz verdiimi syleyecekti. Adam bana inanmayacakt, benim ona inanmadm gibi. Demek ki ieride ok kalmayacakt. Yola koyulacak, kz da beraberinde gtrecekti. Tek yapacam dar kmasn beklemekti. Bekleyemedim. Silah sol elime geirdim, eilip yerden bir avu akl aldm. akllar pencerenin tel rgsne doru salladm. Pek hzl atamamtm. akllardan pek az tel rgnn zerindeki cama ulat, gene de cama arpan kadar taan bir baraj sesiyle patlad. Geriye, arabaya kotum, arkasndaki basamaa ktm. Ev karanla gmlmt bile. Hepsi bu kadar. Sessizce arabann arkasna ktm, bekledim. Ya tahtaya basmyordu Canino, ekstra temkinliydi. Doruldum, arabaya arkadan bindim, el yordamyla kontak anahtarn buldum, evirdim. Ayamla uzandm, ama tabii, mar dmesi kontrol tablosunun stndeydi. Sonunda buldum, mar dmesini ektim. Isnan motor hemen alt. Memnun memnun hrldamaya balad. Tekrar arabadan indim, arka tekerleklerin oraya, yere meldim. Titremeye balamtm, ama Canino'nun bu son yaptmdan holanmayacan biliyordum. O arabaya fena halde ihtiyac vard. Karanlk bir pencere milim milim indi, pencerenin hareket ettiini gsteren tek ey camn ara sra parlamasyd. Birden camdan alev fkrd, tek bir kkreme halinde gelen ardarda el ate. Cam krklar yldz gibi dald arabaya. Acyla haykrdm. Haykrmam, ulur gibi bir inlemeye dnt. nleme, kanla tkanp bouldu, slak bir gurultu oldu. Gurultuyu, boulur gibi kesik kesik nefes alarak iren bir finalle bitirdim. Oyunculuk muhteemdi. Beendim. Canino bayld. Gldn duydum. ri, gmbr gmbr bir kahkahayd, konuma sesindeki mrltyla hi alakas yoktu. Sonra bir sre, yamur ve motorun hafif hafif atan nabz dnda, sessizlik. Sonra evin kaps yava yava, kara gecenin iinde daha da derin bir karanlk alr gibi ald. Kapda bir karalt belirdi, boynuna sarlm beyaz bir eyle. Kzn yakas. Gergin admlarla verandaya kt, tahtadan bir kadn kuklas gibi. Gm rengi peruunun solgun prltsn setim. Canino kzn

arkasna melmi, att her adm izleyerek onunla beraber geliyordu. yle tyler rperticiydi ki neredeyse gleceim geldi. Kz basamaklardan indi. imdi betinin benzinin attn, iyice gerildiini grebiliyordum. Arabaya doru yrmeye balad. Belki hl suratna tkrrm diye, Canino'ya kalkanlk ediyordu. Yamurun ptrtsnda sesini duydum, ar ar, ifadesiz bir sesle konutu: "Bir ey gremiyorum, Lash. Pencereler buulanm." Adam bir eyler homurdand, kzn vcudu serte bir sarsld, sanki adam srtndan namluyla drtm gibi. Yeniden dengesini buldu kz, klar snk arabaya yanat. Onu kzn arkasnda grebiliyordum imdi, apkasn, yznn bir ksmn, am yarmas omuzlarnn glgesini. Kz olduu yerde ta kesildi, bir lk att. Gzel, tiz bir lkt, geceyi yrtarken beni de iyi bir sol kroe gibi sarst. "Onu grdm!" diye bard kz. "Pencereden. Direksiyonun arkasnda, Lash!" Adam balklama atlad buna. Kz serte bir kenara itti, ne frlad, silah kavrayan elini havaya kaldrd. alev fkrts daha karanl yard. Daha da cam paraland. Bir kurun arabann iinden geip, yanmdaki aaca sapland. Bir kurun zikzaklar izerek vnlad gitti. Ama motor usul usul almaya devam ediyordu. Eilmi, karanlklara gizlenmiti; yz, silahtan kan atein aydnl getikten sonra yava yava yeniden belirir gibi olan bulank bir klrengiydi. Elindeki revolverse, bo olmalyd. Olmayabilirdi de. Alt el ate etmiti, ama evden kmadan silahn doldurmu olabilirdi. Umarm, doldurmutu. Onu bo silahla istemiyordum. Ama belki de elindeki bir otomatikti. "Bitti mi?" dedim. Hzla bana doru dnd. Belki de bir iki el daha ate etmesine izin verme nezaketini gstermeliydim, eski silahrlerin yapt gibi. Ama silah hl havadayd, daha fazla bekleyemeyecektim. Eski silahor sabr yok bende. Kolt tabanca kaburgalarm zorlayarak ona drt el ate ettim. Arkasna tekme yemi gibi elinden frlad silah, iki eliyle birden midesini tuttu. Ellerinin vcuduna yaprken kard apla duydum. te yle, koskocaman elleriyle kendini tutarak dmdz devrildi. Islak akllara yz st kapakland. Ondan sonra da hi sesi kmad. Gm Peruk da hi ses karmad. Yamur zerinde daireler izerken yle kaskat durdu, kald. Canino'nun yanna gittim, yle sebepsiz, silahna bir tekme attm. Silahn gittii yeri izledim, gittim oradan kaldrp aldm. Bu beni kzn yaknna getirmiti. Kendi kendine konuuyormu gibi, hlyal bir sesle konutu., "Ge geri geleceinden korkuyordum." "Birine szm vardysa amam, demitim ya. Her ey nceden ayarlanmt, syledim sana." Tmarhane kakn gibi glmeye baladm. Yere, adamn zerine eildi, ona elleriyle dokundu. Bir sre sonra elinde ince bir zincire bal kk bir anahtarla ayaa kalkt. "Onu ldrmen gerekiyor muydu?" dedi ac bir sesle. Balad gibi, anszn durdu glmem. Arkama geti, kelepelerimi zd. "Evet," dedi fsldar gibi. "Galiba gerekiyordu." 30. Yeni bir gnd, gne yeniden parlyordu. Kayp Kiiler Brosu'ndan komiser Gregory odasnn penceresinden, yamurdan sonra bembeyaz, tertemiz ortaya kan Adliye'nin, pencerelerinde demir parmaklklar olan st katma skntl skntl bakt. Sonra dnen iskemlesini gacrdata gucurdata dnd, piposundaki ttn scaktan berelenmi parmayla sktrd, bana bkkn gzlerle bakt. "Ban gene derde soktun, ha?" "Oo, demek haberi aldn." "Usta, btn gn burada kmn zerinde oturduum iin bende beyin namna bir ey yokmu sanrlar. Ama neler duyarm bir bilsen. Bu Canino denen herifi vurmanda bir saknca yok herhalde, gene de cinayet masasndaki olanlar gsne madalya takmamlardr, sanmam." "Etrafmda epey adam ldrlyor," dedim. "Payma den bana yetmedi de."

Sabrl bir glmseme. "O kzn Eddie Mars'n kars olduunu kim syledi sana?" Anlattm. Dikkatle dinledi, esnedi. Altn kaplamalarla dolu azn, tepsi byklnde bir avula rtt "Herhalde onu benim bulmam gerekirdi diye dnyorsundur." "yi bir karsama." "Belki de biliyordum," dedi. "Belki de Eddie Mars'la kadn byle kk bir oyun oynamak istedilerse, bunun yanlarna kr kalacan sanmalarna izin vermenin aklllk bende ne kadar akl varsa tabii olacan dndm. Ama sen Eddie'ye gz yummamn daha kiisel nedenleri olduunu dnyor olabilirsin." ri elini havaya uzatt, baparman iaret parmayla orta parmana srtt. "Hayr," dedim. "yle dnmedim aslnda. Geen gn Eddie burada konutuklarmz kelimesi kelimesine bilir grndnde bile dnmedim." Kalarn, sanki onlar kaldrmak zahmetli bir imi gibi havaya kaldrd, uzun zamandr yapmad bir numaray denermi gibi. Aln kr kr oldu, krklar dzeldiinde yerine gelen beyaz izgiler ben bakarken krmzms bir renk ald. "Ben bir aynaszm," dedi. "yle basit, sradan bir aynasz. Makul lde drst. Drstln moda olmad bir dnyada olabildiince drst. Bu sabah gelmeni istememin belli bal nedenlerinden biri bu. Buna inanman istiyorum. Aynasz olduum iin yasalarn galip gelmesini isterim. Eddie Mars gibi k giyimli zppelerin Folsom taocanda manikrlerini bozduklarn grmek houma gider, daha ilk soygunlarnda babay yiyip, dnyalar kararan garibim kenar mahalle kabadaylarnn yan banda. Gnlm bundan yana. Ama ikimiz de bunun byle olmayacan bilecek kadar uzun sredir yayoruz bu memlekette. Ne bu kentte, ne de baka bir yerde, bu bir utan tekine cennet, gzel A.B.D.'mizin hibir yerinde olmaz. Bu memlekette iler yle yrmyor, ite o kadar." Bir ey sylemedim. Ban geriye atp bir duman fledi, piposunun haznesine bakt, szne devam etti: "Ama bu demek deil ki Eddie Mars Regan' teki dnyaya postalad ya da postalamak isterdi ya da elinden gelseydi postalard. Dndm ki, bu konuda bir eyler biliyor, gnn birinde de bu bildikleri u ya da bu biimde ortaya kacak. Karsn Realito'da saklamak ocukayd, ama bu onun gibi kurnaz tilkilerin kurnazlk sand ocuka ilerden biri. Dn gece eyalet savcsyla ii bittikten sonra onu buraya getirttim. Hereyi itiraf etti. Canino'nun iyi bir fedai olduunu, onu srf bu i iin tuttuunu syledi. Hobilerinden haberi yokmu, ya da yle grnd. Harry Jones'u tanmyordu. Joe Brody'yi tanmyordu. Geiger'i tanyordu tabii, ama dmeninden haberi olmadn iddia ediyor. Bunlar biliyorsun herhalde." "Evet." "Realito'da i kartrdn, usta. ileri rtbas etmeye yanamayarak. Hangi tabancadan kt belli olmayan kurunlar iin ayr dosya tutuyoruz bugnlerde. Ama gnn birinde o tabancay yeniden kullanrsn. O zaman suyun snr ite." "Kendimi salama aldm, merak etme," dedim, suratna srtarak. Piposunu tablann kenarna vurarak boaltt, dnceli dnceli bakt ona. "Kza ne oldu?" dedi, ban kaldrmadan. "Bilmiyorum. Onu alkoymadlar. fade verdik, kopya, Wilde iin, erifin ofisi iin, cinayet masas iin. Onu braktlar. Ondan sonra da grmedim. Greceimi de sanmyorum." "yi kzm, diyorlar. Pis oyunlar evirecek birine benzemiyor." "Evet, iyi kz." Mfetti Gregory iini ekti, ve eliyle san tyne benzeyen salarn yle bir kartrd. "Bir ey daha var," dedi neredeyse efkatli bir sesle. "yi ocua benziyorsun, ama ok tehlikeli oyunlar oynuyorsun. Sternwood'lara gerekten yardm etmek istiyorsan, onlar rahat brak yeter." "Galiba haklsn." v "Kendini nasl hissediyorsun?" "Gcr," dedim. "Gecem eitli masa n hallarnn zerinde azarlanmakla geti. Ondan nce de iliklerime kadar slandm, dayak yedim. Turp gibiyim." "Ne bekliyordun, allahn belas?"

"Bundan baka bir ey beklediim yoktu." Ayaa kalktm, srttm, kapya yneldim. Neredeyse varmtm ki, anszn boazn temizledi ve sert bir sesle; "Boa nefes tketiyorum, yle mi? Regan' hl bulabileceini sanyorsun," dedi. Dndm, dosdoru gzlerinin iine baktm. "Hayr, Regan' bulabileceimi sanmyorum. Denemeyeceim bile. Sana bylesi mi uyar?" Ar ar ban sallad. Sonra omuzlarn silkti. "Bunu niye syledim, ben de bilmiyorum. ansn ak olsun, Marlowe. stediin zaman ura." "Saolun." Belediye Saray'ndan ktm, arabam parktan aldm, eve, Hobart Arms'a geri dndm. Paltomu karp yatan zerine uzandm, gzlerimi dikip tavana baktm, dardan gelen trafik grltlerine kulak verip, tavann kesindeki gne izgisini seyrettim. Uyumaya altm, ama uyku tutmuyordu. Kalktm, gnn bu saatinde imememe ramen, bir iki aldm, yeniden yattm. Gene uyuyamyordum. Beynim saat gibi iliyordu. Doruldum, yatan kenarna oturdum, bir pipo doldurdum, kendi kendime, yksek sesle sylendim: "htiyar tilki bir eyler biliyor." Piponun tad zehir gibiydi. Onu bir kenara koydum, yeniden yataa uzandm. Zihnim dalga dalga an taklitlerinin iinden kulalar atarak ilerliyordu, sanki ayn eyleri bir daha yapyor, ayn yerlere gidiyor, ayn insanlarla karlayor, onlara tekrar tekrar ayn eyleri sylyordum da gene de her ey gerekmi gibi geliyordu, sanki gerekten oluyormu gibi, ilk defa hem de. Yamur altnda otoyolda arabayla gidiim, arabann bir kroesinde oturan Gm Peruk, onun tek kelime etmeyii; yle ki Los Angeles'a vardmzda yeniden iki yabancydk. Gece boyu ak olan drugstore'lardan birine giriyor, Bernie Ohls'a telefon ap Realito'da bir adam ldrdm, yanmda olaya tank olan Eddie Mars'n karsyla Wilden evine gittiimi sylyorum. Arabay Lafayette Park'n sessiz, yamurla cilalanm sokaklarndan sryor, Wilden byk ahap evinin nnde duruyorum, kapnn nndeki Ik yanyor, Ohls telefon ederek geleceimi nceden bildirmi. Wilden odasndaym, alma masasnn arkasna gemi, zerinde iekli bir ropdambr, yz sert ve ifadesiz, parmaklarnn arasnda evirip durduu benekli bir puro, dudaklarnda hnl bir glmseme var. Ohls da oradayd, bir de aynaszdan ok ekonomi profesrne benzeyen sska, kuruni renkli bir polis memuru. Olay anlatyordum, sessizce dinliyorlard, Gm Peruk bir kede glgelere karm, elleri kucanda hi kimseye bakmadan oturuyordu. Telefonlar durmadan iliyordu. Bana sirkten kam garip bir yaratkmm gibi bakan, cinayet masasndan iki kii. Yeniden araba sryorum, yanmda onlardan biri, Fulwider Binas'na gidiyoruz. Harry Jones'un l suratnda yamulmu, kaskat bir ifade, hl o masann gerisinde oturduu odaya giriyoruz, havada o ekimsi tatl koku. Adli tptan bir memur vard, ok gen, ok bouk sesli bir olan, ensesinde tra kzarklklar. Etrafta dnp duran bir parmak izi uzman var, ona vasisdasn demirini unutmamasn sylyorum. (Canino'nun parmak izini orada buldular, kahverengin adamn geride brakt, hikyemi dorulayan tek parmak izi.) Yeniden Wilden evine gidiyorum, sekreterinin yan odada daktiloda yazd ifadeyi imzalyorum. Derken kap ald ve Eddie Mars ieri girdi ve Gm Peruk'u grnce yznde aniden bir glmseme belirdi ve ona bakp, "merhaba, tatlm," dedi ve kz ise ona ne bakt ne de cevap verdi. Eddie Mars son derece zinde ve neeliydi, zerinde koyu renk bir takm elbise vard, tvid paltosunun cebinden pskll beyaz bir earp sarkyordu. Sonra gittiler, benle Wilde kaldk odada sadece, Wilde souk, fkeli bir sesle yle diyor: "Bu son, Marlowe. Bir numara daha ekersen atacam seni aslanlarn nne, kimin gcne giderse gitsin umurumda deil." Byle ite, her ey bir daha bir daha gzmn nnden geerken yattm yerden, gne nn tavann kenarndan aa doru inmesini seyrediyorum. O srada telefon ald, Norris'di, Sternwood'larn ua, o her zamanki dokunulmaz sesiyle konutu. "Bay Marlowe? Bronuzu aradm, ne yazk ki sizi bulamadm. Sizi evden aramak saygszlnda bulunmam bu yzden." "Dardaydm dn gece," dedim. "Broya uramadm." "Anlyorum beyefendi. General sizinle bu sabah grmek isterler Bay Marlowe, sizin iin uygunsa eer."

"Yarm saat sonra oradaym," dedim. "Sal nasl?" "Yatyor, beyefendi, ama durumu normal." "ok emin olma; beni bir grsn de hele," dedim, telefonu kapattm. Tra oldum, elbise deitim, kapya yneldim. Sonra geri gidip Carmen'in sedef kabzal kk tabancasn aldm, cebime attm. Gne prl prl oynuyordu drt bir yanda. Yirmi dakikada Sternwoodlarn evine vardm, arabay yan kapdaki kemerin oraya ektim. Saat on biri eyrek geiyordu. Ss aalarndaki kular yamur sonras deli gibi akyorlard, set set inen baheler rlanda bayra kadar yeildi, ev ve evresi sanki on dakika nce yaplp bitirilmi gibi yepyeniydi. Zili aldm. Bu zili ilk almdan bu yana be gn gemiti. Bana yl gibi geliyordu. Kapy bir hizmeti at, beni yan koridorlardan birinden geirerek giriteki hole kard, Bay Norris'in hemen geleceini syleyerek ekildi. Hol ayn hold. Duvardaki portre ayn kor gibi yanan gzlerle bakyordu, renkli cam panodaki valye aaca bal plak kz zme konusunda hl ilerleme kaydedememiti. Birka dakika sonra Norris grnd, o da deimemiti. Asit mavisi gzleri hl eskisi gibi uzakt, klrengimsi pembemsi teni dinlenmi ve salkl grnyordu, sanki olduundan yirmi ya genmi gibi yryordu. Yllarn arln omuzlarnda hisseden bir bendim. Karo deli merdivenden ktk, Vivian'n odasnn ters ynne dndk. Her admda ev daha byyor, sessizleiyordu sanki. Kilise kapsna benzer masif, eski bir kapya geldik. Norris kapy yavaa at, ieri bakt. Sonra kenara ekildi, ben eyrek mil uzunluundaym gibi grnen bir haly katedip Sekizinci Henry'nin lm deini andran byk, st sayvanl bir yataa vardm. General Sternwood yastklara dayanm, yatyordu. Kan ekilmi elleri yorgann stnde kenetlenmiti. Yorgann zerinde klrengiydiler. Kara gzleri hl diren dolu, yznn geri kalanysa bir cesedin yzyd. "Oturun, Bay Marlowe." Sesi bkkn, biraz da resmi kyordu. Yatan yaknna bir sandalye ekip oturdum. Btn pencereler smsk kapalyd. Oda o saatte gnesizdi. Havada o hafif baygn ihtiyarlk kokusu vard. Uzadka uzayan bir dakika boyu gzlerini dikip bakt bana. Hl kprdatabildiim gstermek istermi gibi bir elini kprdatt, sonra tekinin zerine koydu. Cansz bir sesle: "Sizden damadm bulmanz istemedim, Bay Marlowe," dedi. "stediniz bence," dedim. "stemedim. Kendi kendinize pek ok ey vehmediyorsunuz. Genellikle ne istiyorsam onu sylerim." Bir ey demedim. "cretiniz dendi," diye devam etti souk bir sesle. "Parann u ya da bu biimde nemi yok. Sadece, kukusuz istemeden, gvenimi ktye kullandnz." Bunlar syledikten sonra gzlerini yumdu. "Beni srf bunun iin mi grmek istemitiniz?" dedim. Gzlerini at, ok yavaa, sanki kurundan yaplmlar gibi. "Herhalde bu dediime kzdnz," dedi. Hayr anlamnda salladm bam. "Bana oranla avantajl durumdasnz, General. Bu, en ufak krntsn bile istemediim bir avantaj. Banzdaki dertler dnldnde haksz saylmazsnz. stediinizi syleyebilirsiniz, kzmak aklmn ucundan bile gemez. Paranz size geri vermek isterdim. Bu sizin iin hibir ey demek olmayabilir. Benim iin olabilir." "Ne demek olabilir sizin iin?" "Tatmin edici biimde sonulanmayan bir iin cretini geri evirmiim demektir. Hepsi bu," "Tatmin edici biimde sonulanmayan ileriniz ok mu?" "Birka tane. Herkesin vardr." "Neden komiser Gregory'yi grmeye gittiniz?" Geriye yaslandm, kolumu iskemlenin arkasna attm. Yzn inceledim. Bana hibir ey demedi bu yz. Sorusunun cevabn bilmiyordum onu tatmin edecek cevab.

"Geiger iini beni snamak iin ortaya attnzdan emindim," dedim. "Regan'n size yaplan antaj iine karm olabileceinden de biraz korkuyordunuz. O sra Regan hakknda bir ey bilmiyordum. Komiser Gregory'yle konuuncaya kadar Regan'n byk ihtimalle o tr biri olamayacan bilmiyordum." "Bu hi de benim sorumun cevab deil." Bam evet anlamnda salladm. "Evet. Bu hi de sizin sorunuzun cevab deil. Dndm de, sadece nsezilerime dayanarak hareket ettiimi sylemeyi ben de onuruma yediremeyeceim. Buraya geldiim gn, sizi orkidelikte brakp ktktan sonra, Bayan Regan artt beni. Kocasn bulmam iin tutulduumu sanmt, anlalan bu durum houna gitmiyordu. Ne var ki, kocasnn arabasn garajn birinde "bulduklarn' azndan kard. Bu '1ar' ancak polis olabilirdi. Demek ki polis olay hakknda bir eyler biliyordu. Biliyorsa, vakaya bakacak olan blm Kayp Kiiler Brosu olacakt. Tabii siz mi haber vermitiniz polise, ya da bakas m ya da garajda terkedilmi arabay bulan biri mi haber vermiti, bilmiyorum. Ama aynaszlar biliyorum, bu kadarn biliyorlarsa, daha fazlasn da renecekleri kesindi, hele sizin ofrn poliste dosyas olduu dnlrse. Daha ne kadarn renebileceklerini kestiremiyordum. Aklma Kayp Kiiler Brosu buradan geldi. Beni iyice inandran, Wilde'n evinde Geiger'den falan sz ettiimiz gece onun tavrndaki bir eyler oldu. Bir dakika kadar yalnz kaldmzda sizin bana Regan' aradnz syleyip sylemediinizi sordu. Ben de sizin bana Regan'n nerelerde olduunu bilmekten mutluluk duyacanz sylediinizi syledim, bir de Regan'n iyi ocuk olduunu sylediinizi. Wilde dudaklarn bzp garip garip bakt. O sylemese bile, 'Regan' aryor' derken onu bulmak iin polise bavurmaktan sz ettiini ben anlamtm. Gene de, Gregory'yle konuurken bildiimden fazlasn bildiimi gstermemeye gayret ettim." "Ve Gregory'nin benim seni Regan' bulmak zere tuttuumu dnmesine ses karmadn?" "H-h. Galiba yle vakaya baktna iyice emin olduktan sonra." Gzlerini yumdu. Biraz krpyordu bu gzler. Gzleri kapal konutu. "Peki sen buna ahlakl bir davran m diyorsun?" "Evet," dedim. "Diyorum." Gzler yeniden ald. O l yzden anszn frlayan delici siyahlktan rktcyd. "Anlamyorum galiba," dedi. "Evet, galiba. Kayp Kiiler Brosu'nun ba ok konukan deildir. Olsayd o grevde tutmazlard. Bu adam, insanda orta yal, iinden gna gelmi bir emir kulu izlenimi uyandrmaya alan, nceleri de bunu gayet iyi baaran ok zeki, sinsi biri. Ben oyunumu acemice oynamam. Her zaman olduka byk bir blf pay vardr bu ite. Bir aynasza ne dersem diyeyim, inanmama yanls olacaktr. O aynasza sylediklerim ise pek farketmez. Benim meslekten birini tuttunuz mu, herhangi bir cam silicisi tutup da sekiz pencere gsterip, 'olum siliver unlar, ildin mi, hadi tamam,' demeye benzemez bu i. Sizin iinizi grmek iin nelere katlandm, neler geirdiimi, neleri gslediimi bir ben bilirim, siz deil. imi bildiim gibi yaparm. Sizi korumak iin elimden geleni yaparm, bir iki kurala uymayabilirim bu arada, ama bunu da sizin iyiliiniz iin yaparm. Mteri nce gelir, hilesi hurdas yoksa tabii. yle bile olsa tek yaptm, ii ona geri vermek ve enemi tutmak olur. Sonu olarak, bana Gregory'ye gitmememi sylemediniz, deil mi?" "Bu epeyce zor olmaz myd," dedi belirsiz bir glmsemeyle. "Hem, yanl bir ey mi yaptm? Sizin Nonis, Geiger ortadan kalknca olayn kapanaca grndeydi sanki. Ben ie yle bakmyorum. Geigern yaklam beni artt, hl da artyor. Ben Sherlock Holmes ya da Philo Vance deilim. Polisin arama yapt yerin zerinden bir kere daha geip de yerde bulduum krk dolmakalem ucundan yola karak vaka kurmam. Dedektiflik mesleinde ekmeini byle kazananlar olduunu sanyorsanz, aynaszlar hakknda pek bir ey bilmiyorsunuz demektir. Bir ey gzlerinden kayorsa eer, gzden kardklar bu gibi eyler deildir. Gerektiince almalarna izin verildii takdirde pek bir ey de kamaz ya gzlerinden. Ama gene de kayorsa, bu daha gevek, daha belli belirsiz bir eydir Geiger gibi bir adamn size bor senedini yollayp paray efendi efendi demenizi istemesi gibi bir ey Geiger gibi, karanlk bir

dmen eviren, sallantl bir konumda olan, bir antajcnn korumas altnda olan, polisin en azndan bir ksmnn hogrsnden yararlanan biri. Neden yapt bunu? nk sizin gocunacak yaranz olup olmadnz bilmek istiyordu da ondan. Varsa, paray ulanacaktnz. Yoksa, onu grmezden gelecek, bir sonraki admn bekleyecektiniz. Ama gocunacak yaranz vard. Regan. Onun grnd gibi olmamasndan korkuyordunuz, uzun sre etrafta dolanp kafa dengi olan oynadysa bunu banka hesabnzdan nasl yararlanabileceini renmek iin yaptndan korkuyordunuz." Bir ey sylemeye alt, susturdum. "Ama bu durumda bile para deildi umurunuzda olan. Kzlarnz bile deildi. Onlar aa be yukar sildiniz defterden. Hl enayi yerine konulmaya gelemeyecek kadar gururlusunuz, konu bu Regan' da gereklen sevmitiniz." Bir sessizlik oldu. Sonra General alak sesle: "Allann belas, enen ok dk senin Marlowe. Yani hl bulmacay zmeye altn sonucu mu kyor bu sylediklerinden?" "Hayr, pes ettim. Uyardlar nk. ocuklar burnumu fazlasyla tehlikeli ilere soktuum kansndalar. Size paranz geri vermeyi dnmem bu yzden nk benim llerimde tamamna erdirilmi bir i deil bu." Glmsedi. "Pes falan etme," dedi. "Rusty'yi bulman iirt sana bir bin dolar daha vereceim. Geri gelmesi gerekmiyor. Nerede olduunu bilmem bile gerekmez. nsann kendi hayatn yaamaya hakk vardr. Kzm terkettii iin de sulamyorum onu, hatt byle birden srra kadem bast iin bile kzmyorum. ylesine esmi olacak. Nerede olursa olsun, bana bir i gelmemi olsun da. Bana bir i gelmediini bizzat kendinden duymak istiyorum, bir de eer paraya ihtiyac varsa, parasz kalmamasn salayacam. Anlald m?" "Evet, General," dedim. Kendini yatan zerine brakt dinlendi biraz, gzleri kapal, gzkapaklar koyu koyu, az smsk kapal, dudaklarnn kan ekilmiti. Sfr tketmiti. Gitti gidecekti neredeyse. Gzlerini yeniden at, bana glmsemeye alt. "Duygusal ihtiyar keinin teki miyim neyim," dedi. "Nerde kald askerlik. Sevdim o olan. Bence prlanta gibi ocuktu. nsan sarraf yanma fazla gveniyorum herhalde*. Onu bul bana, Marlowe. Bul onu." "Elimden geleni yapacam," dedim. "Siz dinlenin artk. Konutura konutura yordum sizi." abucak kalktm, geni oday boylu boyunca geip, dar ktm. Ben daha kapy ardmdan rtmeden o tekrar kapamt bile gzlerini. Elleri yorgann zerine dmt. Nice lden daha l grnyordu. Kapy yavaa rttm, yukar koridoru geip merdivenlerden indim. 31. Uak elinde apkamla grnd. apkay bama koydum, "Ne dnyorsun onun hakknda?" dedim. "Grnd kadar gsz deildir, beyefendi." "yle olsa imdiye cenazesi kalkard. Bu Regan denen adam onu nasl bu kadar etkileyebilmi?" Uak bana drst, ayn zamanda garip biimde ifadesiz gzlerle bakt. "Genlik, beyefendi," dedi. "Bir de asker salaml." "Senin gibi," dedim. "zninizle, beyefendi, sizde de aynsndan olduunu syleyeceim." "Saol. Hanmlar nasl bu sabah?" Kibarca omuz silkti. "Tahmin ettiim gibi," dedim, kapy at o da. Dar ktm, merdivenin basama zerinde durdum, bahelerin en dibindeki yksek demir korkuluklara kadar uzanan kat kat im ekilmi teras, budanm aa, iek tarh manzarasna baktm. Bahenin ortalarna doru bir yerde Carmen'i grdm, ta bir srann zerine oturmu, ban ellerinin arasna alm, yitik ve yalnz duruyordu. Teraslar birbirine balayan krmz tula basamaklardan aa indim. yice yaknna gelinceye kadar duymad beni. Srad, kedi gibi dnd. Onu ilk grdmde zerinde olan mavi pantolon gene zerindeydi. Sar salar gene tek,

gevek bir dalgayd. Yz beyazd. Bana bakarken yznde krmz lekeler belirdi. Gzleri birer izgiydi. "Cann m sklyor?" dedim. Ar ar bir glmseme yayld yzne, olduka rkeke, sonra hzl hzl evet anlamna ban sallad. Fsldad: "Bana kzmadn ya?" "Sen bana kzdn sanmtm." Baparman havaya kaldrp, kkrdad. "Kzmadm." Kkrdad m holanmyordum ondan. Etrafa bakndm. On metre kadar ileride bir aaca aslm, zerine kk oklar sapl bir hedef tahtas grdm. Oturduu ta srann zerinde bir iki ok daha vard. "Ablan da sen de zengin kzlarsnz ama pek elenmiyor gibisiniz," dedim. Uzun kirpiklerinin altndan bana bakt. Srt st yuvarlanp ayaklarm havaya dikmemi gerektiren bak. "Hedefe ok atmaktan holanyorsun, ha?" "H-h." "Bir ey hatrlatt bu bana." Dndm, arkama eve baktm. Bir iki adm atnca bir aa beni evdeki gzlerden gizliyordu. Sedef kabzal kk tabancay cebimden kardm. "Sana topunu tfeini geri getirdim. Temizledim, doldurdum. Benden nasihat sakn kimseye ate etme, en azndan niancl ilerletinceye kadar. Hatrladn m?" Yz daha da soldu, ince baparma aa dt. nce bana, sonra da elimdeki silaha bakt. Gzleri bylenmi gibiydi. "Evet," dedi, ban sallad. Sonra birden: "Bana nian almasn retsene," dedi. "H?" "Bana nian almasn ret. Houma gidecek." "Burada m? Yasalara aykr." Yaklat, silah elimden ald, kabzay eliyle sk skya kavrad. Sonra sanki gizli bir ey yapyormu gibi abucak pantolonunun iine kaydrverdi, etrafna baknd. "Neresi olur biliyorum," dedi sr verir gibi. "u eski kuyular var ya aada, orada." Uza, yamacn aalarn gsterdi parmayla. "retecek misin?" Birer izgi olmu mavi gzlerine baktm. Ha gzlerine bakmm, ha bir ift ie mantarna. "Peki. Geri ver silah, bakalm dediin yer iyi mi, bir grelim de." Glmsedi, dudak yapt, sonra esrarl, apkn havalar taknarak silah geri verdi, sanki bana yatak odasnn anahtarn veriyordu. Basamaklar kp arabama gittik. Baheler terkedilmi gibiydi. Gne bir metrdotelin glc kadar botu. Arabaya bindik, gmk araba yolundan geip bahe kaplarndan ktk. "Vivian nerede?" diye sordum. "Daha kalkmad." Kkrdad. Sessiz, her yanndan zenginlik akan, yzleri yamurla ykanm sokaklardan geerek yamatan indim, nce dou ynne La Brea'ya, sonra gneye dndm. On dakika kadar sonra syledii yere varmtk. "urada, ieride." Pencereden sarkp, eliyle iaret etti. Dar bir toprak yoldu bu, bir keiyolundan hallice, da yamalarnda kurulmu ciltliklerin girilerine benziyordu. Be parmaklkl geni bir kap ardna kadar alp bir aa ktne dayandrlmt, sanki yllardr kapanmam gibi grnyordu. ki yanna yksek okalipts aalar dikilmi yolda derin tekerlek izleri vard. Kamyonlar gemiti bu yoldan. Bo ve gnlk gnelikti yol, ama henz tozlu deildi. Yamur ok yeni ve ok sk yamt. Arabay kamyon tekerleklerinin izleri boyunca srerken, kent trafiinin grlts garip bir hzla snd gitti, sanki kentin iinde deil de ok uzaklarda, gndz gzyle dn grdmz bir lkedeydik. Derken bir daln zerinden bodur, ahap bir vin iskelesinin petrolle lekeli, kprtsz kaldra kolu grnd. Bu kolu yarm dzine benzerine balayan eski, pasl elik teli grebiliyordum. Kollar kprdamyordu, byk olaslkla bir yldr da kprdamamlard. Kuyular petrol pompalamyordu artk. Bir pasl boru yn halinde bir kede yatan yarm dzine kadar bo petrol varili. Petrol artyla kapl yzeyi gne nda gkkua renkleriyle oynaan pis su birikintisi. "Burann hepsi park m olacak?" diye sordum. enesini indirdi, srtt bana.

"Zamandr. Bu pis su birikintisinin kokusu bir kei srsn bile zehirler. Dediin yer buras myd?" "Hh-h. Beendin mi?" "ahane." Ykleme platformunun yanna ektim arabay. ndik. Kulak verdim. Trafiin uultusu uzakta bir ses yumayd imdi, ar vzlts gibi bir ey. Buras kilise avlusu kadar sszd. Okalipts aalarnn tozlu grnlerini yamur bile giderememiti. Hep tozlu grnrler. Rzgrn krd bir dal, su birikintisinin kysna dmt; yass, kselemsi yapraklar suda salnyorlard. Birikintinin evresinden dolanp pompalar ileten makinenin durduu kulbeye baktm. inde.hurdadan baka bir ey yoktu, ilediine dair bir iaret grlmyordu. D duvarna dev bir makara dayandrlmt. Buras gerekten de uygun bir yere benziyordu. Arabaya geri dndm. Kz arabann yannda durmu gnee kar salarn dzeltiyordu. "Vessene," dedi, avucunu uzatt. Silah karp avucuna koydum. Eildim, yerden pasl bir teneke kutu aldm. "imdi, dikkat," dedim. "Tabanca dolu, be kurun var iinde. Ben gidip bu tenekeyi u byk ahap tekerlein ortasndaki drtke akla yerletireceim. Gryor musun?" Parmamla gsterdim. Ban sallad, holanmt bu iten. "On metre civarnda. Ben yanna gelinceye kadar ate etme, olur mu?" "Olur," diye kkrdad. Yeniden birikintinin evresinden dolanp gittim, tenekeyi dev tekerlein gbeine yerletirdim. Harika bir hedefti. Tenekeyi skalarsa, ki skalayacakt byk ihtimalle, tekerlee isabet ettirirdi. Tekerlek kck kurunu hap yapar yutard. Ne ki, onu bile vuramayacakt. Birikintinin evresini br yandan dolanp onun yanna geri dnyordum, aramzda metre kadar bir uzaklk kalmt ki, bana kk, sivri dilerinin hepsini birden gstererek gld, silah kaldrd, tslamaya balad. Arkamda durgun, le gibi kokan su birikintisi, olduum yerde kalakaldm. "Dur olduun yerde, seni orospu ocuu," dedi. Silah gsme evrilmiti. Eli hi de titremiyordu. Tslama ykseldike ykseldi, suratna syrlm kemik grn geldi. Yalanm, rm, hayvanlamt, stelik de sevimsiz bir hayvan. Suratna gldm. Ona doru yrmeye baladm. Ufak parmann tetiin zerinde gerildiini, parman ucunun beyazlatn grdm. Ate etmeye baladnda aramzda iki metre kadar mesafe kalmt. Silah sesi kuru bir aplak gibi indi, koftu, gnnda gevrek bir atrtyd. Duman grmedim. Gene durdum, ona bakp srttm. Ardarda iki el daha ate etti. sabet ettirmemesi iin hibir neden yoktu. Kk silahta be kurun vard. Drt el ate etmiti. zerine atladm. Sonuncusunu suratmn ortasna yemek istemiyordum, o yzden kendimi kenara doru atarak bir dal yaptm. Onu da hi sektirmeden yollad bana, arm filan deildi. Kovann scak nefesini ok yaknmda hissetmedim deil. Doruldum. "Aman aman, ne irinsin sen yle," dedim. Bo silah tutan eli deli gibi sallanmaya balad. Silah elinden kayd, dt. Az titremeye balad. Surat allak bullak oldu. Kafas sola doru arpld, aznda kpkler belirdi. Nefesi szldar gibi kyordu. ki yana salland. Tam derken yakaladm. oktan bilincini kaybetmiti, iki elimle birden zorla dilerini ap aralarna dertop edilmi bir mendil soktum. Bunu yapmak iin btn gcm kullandm. Kz kaldrp kucama aldm, arabaya soktum, sonra geri dnp silah aldm, cebime attm. Direksiyonun arkasna getim, geri manevra yaptm, geldiimiz gibi tekerleklerin inedii yolu izleyerek geri dndm, ak bahe kaplarndan getim, yamac trmandm, oradan eve. Carmen arabann bir kesinde dertop olmu kprdamadan yatyordu. Eve giden araba yolunu yarlamtm ki, kmldand. Gzleri deli gz gibi, koca koca ald. Doruldu, oturdu. "Ne oldu?" Kesik kesik soludu. "Hi. Neden sordun?" "Olmu," dedi kkrdayarak. "Altm slatmm."

"Genellikle slatrlar," dedim. Bana bakan gzlerine anszn hastalkl, bo bir bak geldi, sonra inlemeye balad. 32. Uysal bakl, at suratl hizmeti beni yukar kattaki, fildii perdeleri yere olanca zenginliiyle dklen, duvardan duvara beyaz hal kaplanm gri beyaz oturma odasna ald. Bir beyaz perde yldznn kabul odas, cazibe dolu, badndren bir mekn, bir tahta bacak kadar sahte. O sra botu. Arkamda bir yerlerde bir kap hastane odas kaplar gibi grltszce kapand, bu da hi doal deildi. ezlongun yannda tekerlekli bir kahvalt masas duruyordu. zerindeki gmler parlyordu. Kahve fincannn iinde sigara kl vard. Oturdum, bekledim. Kap yeniden alp da Vivian ieri girinceye kadar asrlar geti sanki. Kenarlar beyaz krkle evrelenmi inci grisi pijamalar iindeydi, kuma kk, ahsa zel bir adann sahillerine kpk kpk vuran yaz denizi gibi dalga dalga biilmiti. Uzun, ty gibi hafif admlarla nmden geti, ezlongun kenarna iliti. Dudaklarnn arasna, aznn kenarna gelen yere bir sigara sktrmt. Trnaklar bugn tmyle bakr krmzsna boyalyd, diplerinde yarmaylar braklmamt. "Demek katilin tekisin sonuta," dedi usulca, gzlerini bana dikerek. "Dpedz, yrei nasr balam bir katil. Dn bir adam ldrdn. Nereden rendiim nemli deil. rendim. imdi de gelmi kk kardeimi korkutuyor, nbetlere salyorsun." Tek kelime sylemedim. Huzursuzland, yerinde kprdanmaya balad. Alak bir koltua oturdu, ban koltuun gerisindeki beyaz yasta dayad. Havaya soluk gri bir duman fledi, dumann szlerek tavana doru ykselip orada kk paralara ayrmasn, paralarn bir an havadan ayrdedilmez olularn, sonra eriyip hilie karmalarn seyretti. Sonra ar ar indirdi gzlerini, bana souk, ta gibi baklarla bakt. "Seni anlamyorum," dedi. "Geen gece hi deilse birimizden birinin kendine hkim olmasna nasl memnunum, bilemezsin. Gemiimde bir iki kaaks var, yeter. Neden bir ey sylemiyorsun?" "Kz nasl?" "A, iyi, iyi herhalde. Deliksiz uykuda. Hep uykuya dalar. Ne yaptn ona?" "Hibir ey. Babanla grtkten sonra evden ktm, seninki orada oturuyordu. Aaca asl bir hedefe ok atmakla meguld. Onunla konumak zere yanna gittim nk bende ona ait olan bir ey vard. Bir zamanlar Owen Taylor'n ona verdii kk bir tabanca. Geen gece Brody'nin oraya giderken yannda gtrmt, Brody'nin ldrld gece. Onu orada elinden almak zorunda kaldm. Szn etmedim, onun iin belki de bilmiyorsundur." Kara Sternwood gzleri iri iri ald, bo bo bakt. Hibir ey sylememek sras ondayd. "Kk silahna kavutuu iin mutluydu, benden kendisine nian almay retmemi istedi, bana sizin ailenin servetini yapt, yamacn oradaki eski petrol kuyularn da gstermek istiyordu. te oraya gittik birlikte, olduka rktc bir yer, paslanm hurdalar, rk tahtalar, sessiz kuyular, pis su birikintileri filan. Belki de bunlar sinirini bozdu. Sen de oraya gitmisindir herhalde. Hortlaklarla dolu gibi." "Evet yledir." Soluksuz, kck bir sesti imdi sesi. "Dediim gibi, oraya gittik, byk bir makarann gbeine oturttum pasl tenekeyi, nian alsn diye. Birden nbet geldi. Sara nbeti gibi grnd bana." "Evet." Ayn minik ses. "Arada bir geirir o nbetleri. Beni srf bunun iin mi grmek istedin?" "Eddie Mars'n senin hakknda ne bildiini sylememekte srarlsn anlalan." "Hibir ey, hem bu sorudan da biraz sklmaya balyorum artk." "Canino adnda birini tanyor musun?" Gzel kara kalarn dnceli dnceli birbirine yaklatrd. "Belli belirsiz. sim yabanc gelmiyor."

"Eddie Mars'n tetik ekicisi. Sk silahor dedilerdi. yleydi de herhalde. Bir hanmn yardmlar olmasa imdi onun yerinde ben olacaktm morgda." "Hanmlar sana" Sustu, beti benzi atmt. "Bu konuda aka yapamayacam," dedi. "Ben aka yapmyorum, laf dolatryor gibiysem konunun gelii yle de ondan. Hepsi birbirine balanyor her ey. Geiger ve cici antaj numaralar, Brody ve fotoraflar, Eddie Mars ve rulet masalar, Canino, Rusty Regan'n birlikte kamad kz. her ey birbiriyle ilgili." "Korkarm neden sz ettiini anlamyorum." "Diyelim ki anlyorsun aa yukar yle bir ey olurdu. Geiger kzkardeine kancay geirdi, zor i deil, ondan baz imzal ktlar ald ve bunlarla babana antaj yapmay denedi, medenice. Geigern arkasnda Eddie Mars vard, onu hem koruyor hem de maa olarak kullanyordu. Baban paray ulanmak yerine beni tuttu, bu da onun bir eyden korkusu olmadn gsteriyor. Eddie Mars bunu renmek istiyordu. Senin hakknda bir bildii vard ve bunun General iin de geerli olup olmadn renmek istiyordu. yle olsayd, bir hamlede epey para toplayacakt. Olmad takdirde, senin babandan kalacak paraya kavuman bekleyecek, bu arada da rulet masas banda senden tebildii kadaryla yetinecekti. Geiger, senin sersem kk kzkardeine k olan ve Geigern onunla oynad oyunlardan holanmayan Owen Taylor tarafndan ldrld. Bu Eddie'ye vz geliyordu. O Geigern ya da Owen'in farknda bile olmadklar ok daha esasl oyunlar peindeydi. Bunlar bir tek sen, Eddie ve Canino adnda bela bir herif biliyordu. Kocan ortadan kayboldu, Regan'la arasnn iyi olmad herkese bilinen Eddie, karsn Realito'da saklayp bana da Canino'yu nbeti diye dikti ki, herkes karsnn Regan'la katn sansn. Regan'n arabasn bile alp Mona Mars'n oturduu yerin garajna koydurttu. Ama bunun sadece Eddie'nin kocan ldrd ya da ldrtt phesini datmak iin yapldn dnmek biraz aptalca geliyor. Aslnda hi de aptalca deil. Baka bir amac vard. Bir milyon dolara filan oynuyordu. Regan'n neden ortadan kaybolduunu ve nereye gittiini biliyordu ve bunu polisin bilmesini istemiyordu. Ortadan kayboluunu aklayan, onlar memnun edecek bir aklama hazrlamak istiyordu. Seni skyor muyum?" "Beni yoruyorsun," dedi l, yorgun bir sesle. "Allahm nasl yoruyorsun beni!" "Kusura bakma. Zeki ocuk numaras yaparak ortalarda dolanmak istemiyorum. Baban bu sabah bana Regan' bulmam iin bin dolar nerdi. Bu dnyann paras, ama yapamayacam." Az birden ald. Soluu zorlukla, kesik kesik kyordu. "Bana bir sigara ver," dedi dili aznda dolaarak. "Neden?" Boynunda bir damar atmaya balamt. Ona bir sigara verdim, bir kibrit yakp tuttum. Bir cier dolusu duman ekti, para para dar sald, sonra sigaray parmaklarnn arasnda unuttu gitti sanki. Tek bir nefes daha almad. "Eee, Kayp Kiiler Brosu bulamyor onu," dedim. "O kadar kolay deil. Onlarn yapamadn benim becermem olacak i deil." "Hayr." Sesinde bir ferahlama vard. "Bu sebeplerden biri. Kayp Kiiler'dekiler mahsustan ortadan kaybolduunu dnyorlar, perdeyi ekip gittiini, kendi deyileriyle. Eddie Mars'n onu ldrdn dnmyorlar." "Onun ldrldn kim syledi ki?" "Oraya geliyoruz." Ksack bir an yz parampara oldu sanki, biimini, denetimini yitirmi bir izgiler yuma oldu. Az lk atacakm gibi bzld. Ama sadece ksack bir an. Eee, Sternwoodlarn kan da kara gzlerle gzkaralktan te bir ilere yaramalyd. Ayaa kalktm, yanan sigaray parmaklarnn arasndan aldm, kl tablasnda ezerek sndrdm. Sonra cebimden Carmen'in kk silahn kardm, abartl bir zenle onun beyaz saten kapl dizi zerine koydum. Tabancay orada dengeledim, sonra geri ekilip mankenin boynuna sard earbn yaratt etkiyi inceleyen bir vitrin dekoratr gibi bam yana yatrarak seyrettim.

Yeniden yerime oturdum. O kprdamad bile. Gzleri milim milim indi, silaha bakt. "Zararsz," dedim. "Bombo. Hepsini ateledi. Hepsini bana skt." Boazndaki damar deli gibi atmaya balad. Sesi bir eyler demeye alt, diyemedi. Yutkundu. "Bir ya da iki metre uzaklktan," dedim. "Ne irin ey, deil mi? Ne yazk ki silah kurusk doldurmutum." Pis pis srttm. "Ne yapacan nceden kestirmitim frsatn bulduunda." Sesini ok uzaklardan buldu, geri getirdi. "Korkun herifsin," dedi. "Korkun." " Yaa. Sen ablassn. Ne yapacaksn bakalm?" "Tek kelimesini kantlayamazsn." "Neyin?" "Sana ate ettiinin. Onunla kuyularn orada yalnz olduunuzu syledin. Dediinin bir kelimesini bile kantlayamazsn." "Ha, o mu," dedim. "Aklmdan bile gemedi. Ben baka bir olaydan sz edeceim kk silahn gerek kurunlarla dolu olduu bir sradan.'' Gzleri kara birer kuyuydu imdi, karanlktan da derin. "Regan'n ortadan yok olduu gn dnyordum," dedim. "Akamst ge saat. Regan onu kuyularn oraya gtrd nian almasn retmek iin, bir yere pasl bir teneke koydu, kz nian alrken de geldi yan banda durdu. Ama kz hedefe nian almad, silah evirip ona ate etti, tpk bugn beni vurmak istedii gibi, ve de ayn nedenle." Biraz kprdand, silah dizinden kayd, yere dt. Duyduum en korkun grltlerden biriydi. Gzleri yzme aklmt. Sesi uzadka uzad bir zdrap fslts halinde. "Carmen... sen ac ona tanrm, Carmen!... Neden?" "Gerekten bilmiyor musun bana neden ate ettiini?" "Hayr." Gzleri hl korkuntu. "Korkarmr korkarm, bana anlatman gerekecek." "Dn deil evvelsi gece eve dndmde benim dairedeydi. Kapcy atlatp beni beklemek zere ieri girmi. Yatamdayd plak hem de. Onu kulandan tuttuum gibi altm dar. Belki Regan da zamannda ayn eyi yapt ona. Carmen'e yaplmayacak tek ey." Dudaklarn gerdi, diliyle yalamak zere gnlsz bir aba gsterdi. Bir an rkm bir ocuk gibi oldu bylece. Yanaklarnn eimi keskinleti, eli iplerle oynatlan yapma bir el gibi ar ar kalkt, parmaklar yavaa ama sk skya boynundaki krk kavrad. Bundan sonras bana gzlerini dikip oturmaktan ibaretti. "Para," dedi atlak bir sesle. "Herhalde para istiyorsun." "Ka para?" Srtmam tutmaya alyordum. "On be bin dolar m?" Bam salladm. "Aa yukar. Resmi creti bu. Carmen onu vurduunda Regan'n cebinde olan para. Sen yardm iin Eddie Mars'a bavurduunda Bay Canino'nun cesedi ortadan kaldrmak iin ald para da bu civarda olmal. Ama Eddie Mars'n bu gnlerde bir gn cebe indirecei parann yannda bu fndk fstk paras kalr, yle deil mi?" "Seni orospu ocuu!" dedi. "H ya. ok uyank herifim, deil mi? Ne duygu var bende, ne de dnce, deil mi? Bir bildiim varsa o da para. O kadar paragzm ki gnde masraflar hari yirmi be dolara, masraf dediim de benzinle viski okluk, kafa patlatp duruyorum, bende de ne kafa varsa artk, btn geleceimi tehlikeye atyorum, aynaszlarn, Eddie Mars'la olanlarnn nefretini kazanyorum, kurun savuruyor, ense kkme sopa yiyorum, sonra da 'efendim eksik olmayn, banz derde girerse inallah gene ben aklnza gelirim, ne olur ne olmaz, belki sizde yoktur uraya bir kartm brakaym da' diye el etek pyorum. Bunlar da gnde yirmi be dolar iin yapyorum belki biraz da kolu kanad krk, hasta bir ihtiyarn kannda gurur namna ne kaldysa onu kurtarmak iin, onun kan temizdir diyerek, evet kzlar biraz serkee, btn zamane kzlar gibi ama, eh ne yapalm en azndan katil ya da manyak deildirler diyorum kendi kendime. Btn bunlarn karlnda ne oluyorum, orospu ocuu. Peki. Umurumda deil. Trl eit insandan iittim bu hakareti, kzkardein dahil. Onunla yatmadm

diye bana daha ktsn syledi. Babandan bir be yz dolar aldm, ben istememitim, ama paras var veriyor. Rusty Regan' bulma karlnda bir bin dolar daha alacam, bulabilirsem eer. imdi de sen kalkm on be tane binlik teklif ediyorsun. Bu parayla adam olurum. On be tane binlikle bir evim, bir arabam, drt takm elbisem olur. Vaka karacam korkusu olmadan tatile bile kabilirim. Harika. Ne karlnda teklif ediyorsun bana bu paray? Orospu ocuu olmaya devam m edeyim, yoksa beyefendi mi olmam gerekiyor, hani geen gece senin arabada szan ayya gibi?" Tatan kadn heykeli gibi sessizdi. "Pekl," dedim stne basarak. "Onu alp gtrecek misin? ok uzaklara, onun gibilerle baedebildikleri, silahlar, baklar, tuhaf tuhaf ikileri ondan uzak tutabilecekleri bir yere? Canna yandmn, bakarsn iyileir bile, biliyor musun. Olmayacak i deil." Ayaa kalkt, ar admlarla pencerelerin yanna gitti. Perdeler ar fildii katlar halinde ayaklarnn dibine dklyordu. Onlarn arasnda durdu, darya, iyice kararan yamalara bakt. Hi kprdamyordu, neredeyse perdelere karm gitmiti. Elleri iki yanna dmt. Hi kprtsz eller. Dnd, oday boylu boyunca katetti, grmeyen gzlerle yanmdan geti gitti. Arkama geince, derin bir soluk alp konumaya balad. "Batakln dibinde o," dedi. "Korkun, rk bir ey. Ben yaptm. Aynen dediin gibi yaptm. Eddie Mars'a gittim. Carmen eve geldi, anlatt bana olan bitenleri, tpk bir ocuk gibi. O normal deil. Polis hereyi itiraf ettirirdi ona. Hatta bir sre sonra kendisi anlatp yapayla vnrd. Hele babamn haberi olsa, o gn polisi arr, hereyi onlara anlatrd. Ayn gnn gecesi de lrd. lmesi de deil de lrken ne dnecei nemli. Rusty kt insan deildi. Onu sevmedim. Fena adam deildi herhalde, ne bileyim. Sadece bana hibir ey demedi, ne dirisi ne de ls, babamn bilmemesi ok daha nemliydi." "Sen de saldn Carmen'i ortala," dedim, "ba baka belalara girsin diye." "Zaman kazanmak istiyordum. Sadece zaman. Yanl yaptm, tabii. Belki kendisi bile unutur olup bitenleri sanyordum. O nbetler srasnda yaptklarn unutuyorlar, diye duymutum..Belki de unutmutur. Eddie'nin elimde avucumda ne varsa szdracan biliyordum, ama umurumda deildi. Yardma ihtiyacm vard ve bana ancak onun gibi biri yardm edebilirdi... Btn bunlar gerekten oluyor mu diye dndm zamanlar oldu. Kimileyin de bir an nce sarho olmam gereken zamanlar gnn hangi saati olursa olsun. Bir an nce, ok abuk, arabuk." "Onu buradan gtreceksin," dedim. "Bunu da bir an nce yapacaksn, abuk, arabuk." Srt hl bana dnkt. Usulca, "Peki ya sen?" dedi. "Dert etme. imdi gidiyorum. Sana gn mhlet. gn iinde gittin, gittin. Gitmedin, baklay azmdan karrm. Hem sanma ki aka yapyorum." Birden dnd. "Sana ne diyeceimi bilemiyorum. Nereden balayacam." "Tamam, tamam. Hemen buray terket ve gzn bir an bile onun zerinden ayrma. Sz m?" "Sz. Eddie" "Eddie'yi unut. Biraz dinlendikten sonra gidip onu grrm ben. Eddie'yi hallederim." "Seni ldrmeye alacaktr." "Ha ya," dedim. "En iyi adam beceremedi. tekileri de gze alacaz. Norris biliyor mu?" "Hibir ey sylemez." "Bildiini tahmin etmitim." Hzla dndm, oday boylu boyunca geip dar ktm, karo deli basamaklardan hole indim. karken kimseye rastlamadm. Bu sefer apkam yalnz, beni bekler buldum. Darda, gz alc baheler bylyd sanki, sanki allarn ardndan kk yabani gzler beni izliyor, sanki gnnn ta kendisi esrarengiz bir eyler gizliyordu. Arabama bindim, yamatan aa srdm. Bir kere ldkten sonra nerede yattn ne farkederdi? Ha pis bir bataklkta ha yksek bir tepede mermer bir kaidenin altnda? lydn, byk uykuyu uyuyordun, byle eyler seni zemezdi artk. Petrol de su da birdi insana, rzgr da hava da. Sadece byk uykuyu uyurdun, nasl ldn ya da nerede can verdiin belasna aldr etmeden. Bense, ben bu belann parasydm imdi.

Rusty Regan'dan ok daha fazla. Ama ihtiyar esirgeyebilirdim. Tepesi sayvanl yatanda, kan ekilmi elleri yorgann zerinde kavuturmu, sakin sakin yatm, bekliyordu. Kalbi uzak, belli belirsiz bir mrltyd. Dnceleri kllerin rengindeydi. Ve ok gemeden o da, Rusty Regan gibi, byk uykuyu uyuyor olacakt. ehre dnerken yol zerinde bir barda mola verdim, iki duble Sko yuvarladm. Keyfimi yerine getirmedi. Bana Gm Peruu hatrlatmaktan baka ie yaramad. Onu da bir daha hi grmedim. SONSZ CHANDLER'IN MARLOWE'U Hercule Poirot gibi okbilmi bir Avrupal deildir, ama brosunda gereinde Proust laf edilir; Mike Hammer'in baa ktklaryla pekl baa kabilir, hem de "sk" ve "sert" olmay onun kadar abartmadan; insan sarrafdr ama kesinlikle taral bir Miss Marple deildir; iinde yaad toplumun yozluklarn, rmlklerini ok iyi bilir ama Dashiell Hammett'in Sam Spade'i gibi vaaz vermez; hayatn sunduu zevklere dkndr ama bir Nero Wolfe gibi orkide cinsinden pahal takntlar yoktur, kk bekr odas, viskisi, satran takm ona yeter, hayatnda bir kadn ya da erkek, kedi, kpek, ku, sekreter, biri var mdr yok mudur belli deildir. Birine balanmas zordur aslnda. ehirleri sever, geceyi sever, zgrln sever; yaratcs Raymond Chandler iin "serseri bir melek gibi yazyor" denmitir. Kendisi, Philip Marlowe ise "gecenin valyesi" diye anlmtr. Byle atafatl, hafif edebi etiketlere pek aldr etmez. Ya da etmez grnr. Yaratcs Raymond Chandler'n ocukluunu Londra, Paris ve Almanya'da geirdiini, sekin okullar bitirdiini dnrseniz, Marlowe'un da zel dedektiflikten te yetenekleri olduunu dnebilirsiniz. nemli deil. Onun dnyaya sunmak istedii imge, "dnyann iyzn" grm, bu yzden de insanlara pek gvenmeyen, kendi kendine yeten bir "ehir gezgini" imgesidir. Hazrcevaptr. Yakkldr. ("yle olduunu" bakalar syler.) Duygusaldr. (Kendisi itiraf eder.) En iyi maceralar bence, Byk Uyku (1939), Farewell My Lovely (Elveda Gzelim - 1940), The Little Sister (Kk Kzkarde -1949) ve bir polisiye romandan te, dpedz byk bir roman olan The Long Goodbye'dr (Uzun Veda 1954). Bunlarda, onu Joyce'un Dublin'i, Faulkner'in Yoknapatawpha'si gibi bir ey olan sevgili Los Angeles' ve civarnda grrz. Bu maceralarn hepsinde esrar yava yava zldke, sisler daldka k, temiz, lekesiz "big businness"m kirli ilerini grdrd uzants olduu ortaya kan yeralt dnyasyla burun buruna geliriz. Marlowe sever bu "ulaklar" dnyasn. Onlarn iinde gezindikleri alacakaranlk kuan, gzpekliklerini, kendisininkine benzeyen romantik yitmiliklerini "tutar". Tutmad, sevmedii bu dnyadan br dnyaya, zenginlerin, yrtmlarn dnyasna sramak iin frsat kollayan kk karclar, dostlarn gz krpmadan satacak olanlar, kallelerdir. Ya da br dnyadan, zenginler dnyasndan olup da srf elence olsun diye ara sra yeralt dnyasna urayan asalak tipler; insanlarla kedi-fare oyunu oynayan, sonra onlar ortalkta brakveren zengin kzlar, ipek kimono giyip kokain kullanan, leye kadar uyuyan milyonerler... Bu cmleden olmak zere, kadnlara pek gvenmez. Elveda Gzelim'de kabaday Moose Malloy'u, Byk Uyku'da harbi iki kaaks Rusty Regan', hele hele erkek dostluuna bir entelektelle bir eylem adamnn kusursuz dostluuna adanm bir destan olan Uzun Veda'da, yazar Terry Lenox'u "satan" hep bu ulaklar dnyasnn en az romantik unsurlar, kadnlardr. Onlar (romanlarndan yaplan filmlerdeki, Lauren Bacall ya da Charlotte Rampling'i getirin gznzn nne!) nefis bacaklar ve ksk kedi baklaryla durumlara erkeklerden nce hkim olup "mal gtrme" eilimindedirler. Oysa "mal gtrmek" Marlowe'un kitabnda en son srada yer alan erdemdir. O nl "gnde yirmi be dolar art masraflar" forml, onun yaanan it dalana karmayp bunun yerine "insanlk komedyas"n seyretmek, onlarn hrslarna amak ve kendi odasna ekilebilmck ayrcal iin dedii bedelden baka bir

ey deildir. Yakn dostu ve ada John Houseman'in deyiiyle, "Marlowe ve onun gibiler Amerikan toplumundaki en son drst kahramanlardr; islerini yaparlar ve paralarn alrlar; hrsl deillerdir, bakalarnn ayan kaydrarak ykselmektense hi ykselmemeyi yelerler; ne dnya liderliinde gzleri vardr, ne de kendi zaaflarn bakalarn itip kakarak rtmek isterler." Durup seyretmenin yetmediini, namussuzlua kar tek ve kesin ilacn Protestan i ahlak olmadn dnenlerin kahraman olmayabilir Marlowe. Ama bu kadar hogrsz olmayanlar onun kronik seyircilii sonucunda gelitirdii keskin alaycln; kentine olan sadakatini; onun manzaralar karsnda duyduu heyecan; olaylar, ne olursa olsun, neden-sonu ilikisi iinde grndeki berrakl, sert erkek kalb altndaki ergen yreini seveceklerdir. Garip bir rastlant, Chandler'n Marlowe'unu Salinger'n Holden Caulfield'ini (Gnlelen) kefettiim sralar kefetmitim. Hl o kandaym ki iki kahraman birbirine ancak bu kadar benzeyebilir. Ayn iflah olmaz kentlilik bilinci, ayn alayclk, ayn duygusallk, ayn "bymeyi reddedi", bir yandan da dnyaya ilikin o derin, yetikin hzn baz insanlar bu duyguyla doarlar onlar yakn akraba klar. Gnlelen'in sonunda Holden Caulfield'e ne olduunu bilmiyoruz; belki "byynce" Kaliforniya'ya yerleip Philip Marlowe olmutur. Marlowe"un maceralarn bir tr "bym" Holden Caulfield'in bandan geenler gzyle okumanz neririm. O zaman, Marlowe en azndan baz okurlara ok tandk gelecektir. Fatih zgven Temmuz 1991 Raymond Chandller - Byk Uyku UYARI: www.kitapsevenler.com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 sayl kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran ve benzeri yardmc aralara, uyumlu olacak ekilde, "TXT", "DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grme engelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "engelli-engelsiz elele" dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibir ekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tm yasal sorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amac grme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum. Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar Mutlu LGL KANUN:

5846 sayl kanun'un "Altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur."

Bu e-kitap grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu kitaplar, size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek, ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. www.kitapsevenler.com Tarayann notu: Bu ekitap "Grme Engelli" dostlar iin taranm ve ilk defa www.kitapsevenler.com da yaynlanmtr. Sayn Yaar Mutlu'nun tm engellere ramen bu konudaki kmsenmeyecek baars ve zverisini grnce hi dnmeden ktphanemdeki kitaplar tarayp paylamaya karar verdim. Umarm kendilerine ve tm kitapsever dostlara birazck da olsa yardmc olabiliyorumdur. Daha ok aktif katlmn bu e-kitap arivini zenginletireceine inanyorum. nerd Raymond Chandller - Byk Uyku

You might also like