You are on page 1of 52

1

'BN ARAB'DE "DNLERN (AKIN) BRL" VE "BDET"


MESELES' HAKKINDA BR DEERLENDRME

Dilver Grer
Do. Dr., Seluk n. lhiyat Fakltesi
dilgurer@hotmail.com, dgurer@email.selcuk.edu.tr


**imla kontrol**
o=Olar kontrol
ZET/TAKDM
bn Arab'nin din bilimlerinin pek ok alannda yeni, orijinal fikirleri olduunu
ve bu sebeple gerek slm dnysnda ve gerekse Douda ve Batda kendisinden dima
bahsedildiini biliyoruz. Daha nce yaynladmz bir maklemizde
1
bn Arab'nin din
kavramna yaklamn incelemitik. Bu makalemizde de, o almamzn devam
niteliindeki ve gncel bir meseleyi, bn Arab'nin "vahdet-i edyn: dinlerin birlii"
daha doru bir ifde ile "dinlerin akn birlii" ve "ibdet" kavramlar hakkndaki bz
ifdelerini, bu ifadelere bir bak asn deerlendirmek sretiyle inceleyeceiz.
Dinlerin akn birlii ya da dinler arasndaki ortak hususlar eskiden beri tartlm bir
konu olduu gibi, ibdet ve ibdetin mhiyeti de btn dinlerin zerinde hassasiyetle
durduu nemli bir husustur. Dnynn globallemesi, insanlararas iletiim ve
ilikilerin kolayca kurulmas asndan "olduka klmesi" dolaysyla kltrlerin
birbirleri ile daha yakndan tant ve dny kltr mozayiinde kkl kltrlerin
kendisine stn bir yer kapma mcdelesi verdii gnmzde dinleraras ilikiler
konusu bir hayli nem kazanm grnmektedir ki, bunda "Gelenekselci Ekol"
mensuplarnn paynn byk olduunu da kabul etmek gerek. Bu durum, elbetteki,
dinlerin tam olduu unsurlar herkesin gz nne serdi ve bu unsurlarn dorudan
doruya herkes tarafndan tartlmasna imkn salad. Dinlerin ship olduu unsurlar
arasnda ise phesiz ki, ibdet mefhmunun ok nemli bir yeri bulunmaktadr.
Aratrmamzn ana temasna gemeden nce, slm'n mn ve evrensellii,
slm'n dier inanlara bak ve Gelenekselci Ekoln dinlerin akn birlii anlaylar
konularnda ksaca bilgiler vereceiz. Ancak, bu konular btn ynleriyle deil, sdece

1
Grer, Dilver, "bn Arab'de Lgat, Istlah ve Btn Anlamlaryla Din Kavram" Marife, yl l, say 3,
Konya, 2002, s. 43-54.

2
aratrmamza zemin olacak ynleriyle ele alacaz. Bunun sebebi, bn Arab'nin din
anlaynn ve fikirlerinin arka plann ncelikle ortaya koymann gerekli olduuna
inanmamzdr. mit ediyoruz ki, bylece konu belli bir temel zerine oturacak ve daha
iyi anlalacaktr.
GR
A) slm'n Mn ve Evrensellii
slm'n Kur'n'a gre bir trifini yapacak olursak ona, "btn nebilerin,
resullerin ortak dnidir ve her hangi bir irk karmakszn hlis bir itaatle lemlerin
Rabbi olan Allha ynelmektir"
2
diyebiliriz. Bu din ise z tibriyle balangtan beri
tek, tam ve esaslarda deimezdir. Onun tek, tam ve deimez oluu, Allhn birlii,
kusurdan mnezzehlii ve deimezlii ile dorudan doruya balantldr. Bu din
vahye dayanan btn dinlerin zn oluturur, Hak dindir ve tevhid dnidir.
3
Bu
sebeple, Reid Rz, gerek Hz. brhm'e, gerekse dier peygamberlere gnderilen
dinlerdeki, bz ibdetler ve muamelta dir bir takm hkmler farkl olsa da, temel
unsurlarn ayn olduu zerinde durur. Seyyid Kutup, tevhdi kabul eden btn
mmetleri "Mslmanlar" diye isimlendirmitir
4
ki, aslnda bu isim Kur'n- Kerm'in
bir ok yerinde dorudan veya dolayl olarak gemektedir.
Hz. Peygamber'in tebli etmi olduu din olan slm, ayn zamanda btn
peygamberlerin mmetlerine duyurduklar "tek ilh din"dir. "Allah katndaki din
slm'dr"
5
yetinin anlam da budur.
6
Vahiy geleneine gre slm, hem ilk hem de son
dindir. zn Allhn emir ve irdesine teslmiyetin oluturduu ve adn da bu
zelliinden alan slm, son peygamberin getirdii dnin zel ismi olmakla birlikte,
7
teblilerinin essn Allhn varlk ve birliini tanyp, onun irdesine teslim olma
ilkesinin oluturduu, daha nceki peygamberlerin tebli ettikleri dnin de addr. Bu
durum Hz. Peygamber'in lisnndan "Peygamberler baba-bir kardetirler ve dinleri

2
engl, Idris, "slmn Evrensellii" Tasavvuf, yl l, say l, Ankara, 1999, s. 45.
3
zcan, Hanif, Mtrd'de Dn oulculuk, stanbul, 1995, s. 49.
4
Azz, brhm, "Kur'n- Kermde 'brhim Tevhid'e ar" (Hazret-i brhim'in zinde ierisinde),
stanbul, 2001, s. 55.
5
l-i mrn, 3/19.
6
Bk.: Tmer, Gnay, "Dn" D..A., stanbul, 1994, IX/313 vd.; Kse, Saffet, slm Hukuku Asndan Din
ve Vicdan Hrriyeti, Baku, 2002, s. 22 vd.
7
Bk.:Mide, 5/3.

3
tektir"
8
hadsiyle de ifade edilmitir. Hz. Nh ve Hz. brhm'den bahseden iki yette
9

bu hususa aka iret edildii gibi
10
baka yetlerde de bu kelimenin trevleri bu
anlamda kullanlmtr.
"Kur'n, btn peygamberlerin "ayn eyleri" tebli ettikleri ve "bir tek dn"e
uyduklar zerinde durmaktadr. nk Kur'n'da "dinler" terimi kullanlmamakta,
bunun yerine "ed-Dn" (Din) eklinde tekil kullanma vurgu yaplmaktadr (95 yette
din kelimesi tekil kullanlmtr). Bu vurgu da; trih boyunca bir tek dnin geerlilii
zerine olmaktadr."
11
nl mfessir Fahreddn er-Rz bu anlamda dinleri mutlak ve
mukayyed olmak zere ikiye ayrarak, Mutlak dnin slm olduunu, buna karlk dier
dinlerin ise mukayyed olduunu belirtir.
12

Kur'nn ifadelerinden, peygamberlerin getirdii vahyin (dnin) esasta
deimediini anlyoruz. Zr, peygamberlerden birini inkr eden kimse otomatikman
hepsini inkr etmi olmaktadr. Bu ayn zamanda btn peygamberlerin ve getirdikleri
dinlerin de birliini gstermektedir. Bir peygambere man etmek, btn peygamberlere
ve onlarn tebli etmi olduu eratlere, aralarnda herhangi bir ayrm gzetmeksizin
man etmek demektir. nk Allh Tel insanla farkl devirlerde bir ok deil,
esasta deimeyen tek bir din gndermitir. Kur'n'da geen, Allhn btn
peygamberlerden dier peygamberleri tasdik etmesi ynnde sz almas hdisesinden
13
ilh din/lerin birlii, slm'n evrensellii anlalmaktadr.
14

slm, btn peygamberlerin tebli ettii ve onlara uyanlarn hepsinin
baland ortak bir dnin ad olmasna ramen, daha sonra halkn rfnde bu kavrama
zel bir anlam yklenmi, slm denince ilk etapta, son peygamber Hz. Muhammed'in
tebli ettii din kasdedilmi ve insanla tebli edilen en son din iin zel isim
olmutur.
15
Trihin ak ierisinde mslmanlar, Kur'n ve Hz. Peygamber'in snneti
ile somutlaan Muhammed erati ed-Dn olarak alglayp, kanlmaz olarak, bu
eratin adn slm Dni koymulardr. Bylece evrensel nitelikli din Kur'n'daki

8
Buhr, Enbiy/48; Mslim, Fazil/145; bn Mce, Fiten/33.
9
Bk.: Ynus, 10/72; Bakara, 2/131.
10
Harman, mer Faruk, "slm" D..A., stanbul, 2001, XXIII/3.
11
Kk, Abdurrahman, "Kurnda Din ve Din Anlay" Dinler Trihi Aratrmalar Sempozyumu II,
Ankara, 2000, s. 10.
12
Ik, Hidyet, "Fahreddn Rz'nin Din Anlay erisinde..." Dinler Trihi Aratrmalar
Sempozyumu II, Ankara, 2000, s. 37.
13
Bk.: l-i mrn,3/81.
14
engl, a.g.m, s. 46.
15
engl, dris, slmn Evrensellie Tasavvuf, yl l, say 1. Ankara. 1999. s. 41.

4
erate, Kur'n'daki erat slm'a eitlenmitir. Bu eitlemeler sonucunda, ed-Dn,
slm ve erat ayn eyi ifade eder hle gelmitir. Hal byle olunca, Dn ve
slm terimleri de, Allh Tel'nn Hz. dem'den bu yana tm insanlara gnderdii
ortak ilh mesajn adn deil, sdece Hz. Muhammed'in eratini niteleyen dar bir
anlamsal ierik kazanmtr.
16
Oysa, Kur'n- Kerm yeni bir din getirmediini, getirdii
dnin daha nceki peygamberlerin de dni olduunu vurgulamaktadr.
17
u kadar ki, her
peygamberin kendi eratini getirdii, ya da nceki bir peygamberin eratini devam
ettirdii sylenebilir. Bu durumda din ile erat kavramlar arasnda fark olduunu
sylemek zorundayz. Buna gre "erat, evrensel bir mhiyete ship olan ed-Dn'in
zaman, mekn ve toplumsal yararlar gznnde tutularak kazand form"
18
eklinde
trif edilebilir.
Btn bunlarn yannda, Kur'n, slm' sdece btn insanla gnderilmi, yni
her insann kabullenmesi gereken tek din olarak vasflandrmakla kalmaz, onun ayn
zamanda, gklerde ve yeryznde varolan btn varlklarn da dni olduunu belirtir.
19

Buna gre btn mahlkt, kinattaki her ey Cenb- Hakk'a ve koyduu knunlara
boyun emek sretiyle itaatte bulunduu iin mslmandr.
20
Bu adan, Allha
teslim olmak anlamndaki mslmanlk, sdece insann deil, her varln ftratnda
olan dindir. Ancak, insan ald eitime gre ftratndaki bu dn kabiliyeti koruyup
gelitirmekte veya deitirmektedir. Hz. Peygamber'in "Her ocuk slm ftrat zere
doar..."
21
sz buna iret etmektedir.
u da var ki, balangtan tibren man esaslar ve balca ahlk prensipleri
bakmndan dima ayn kalan, mm Mtrd'nin tbiriyle "t batan beri tam olan Hak
din/slm"
22
ibdet ekilleri ve muamelt hkmleri, yni eratler ynnden bz

16
Okuyan, Mehmet-ztrk, Mustafa, "Kur'n Verilerine Gre "teki"nin Konumu" slm ve teki
(|ierisinde), ed.: Cafer Sdk Yaran, stanbul, 2001, s. 174.
17
Bk.: ra, 42/13.
18
Okuyan-ztrk, a.g.m., s. 174.
19
Bk.: l-i mrn,3/83.
20
engl, a.g.m., s. 47. nl Alman iri Goethe de slm'a kelime anlamndan yaklaarak bir iirinde
yle der:
"slmiyet eer Tanr'ya teslimiyet demekse,
Hepimiz slmiyet'te yaayp lyoruz."
(Ayta, Grsel (hazrlayan), Doumunun 250. Ylnda Goethe, Ankara, 1999, s. 252, -Divan Buch der
Sprche'den naklen-).
21
Buhr, Ceniz/79-80, 93; Mslim, Kader/22-25.
22
Bk.: zcan, a.g.e., s. 107-108.

5
deiikliklere uramtr.
23
Bunun yannda, insanolunun kendisine tebli edilen ilh
dni asl hviyeti ile koruyamad, eitli sebeplerle bu dnin tahrif edildii de baka bir
gerektir. Bu ifdelere istinden, "bugn yeryzndeki ilh kaynakl bir din, ilk tebli
edildii hlinden ne kadarn muhafaza ediyorsa o kadar slm'dr"; ya da baka bir
deyile, "insanlarn kbiliyetleri ve dne olan ilgileri gz nne alnacak olursa, herkesin
anlad ve uygulad din, Allah katndaki din ile ne kadar mutbk ise, o kii o derece
Mslman ve dni de o derece slm'dr" eklinde bir hkm rahatlkla karlabilir;
fakat bu hkmn kesin bir hkm olamayaca da aktr. nk, Din (slm) bir
btndr, onun deimez inan ve ahlk esaslar vardr. Bu esaslara aykr olan dnce
ve davranlar slm'n btnln dorudan doruya" zedeler. Durumun byle olduu
peygamberler gnderilerek halk katndaki dnin srekli tashih edilmesinden
anlalmaktadr. Zr peygamberlerin gnderilmesindeki en nemli hedeflerden birisi
Tevhd Dninin tayr ve tahrften korunmasdr. Dolaysyla, slmln btn
olarak koruyamayan inan sistemlerini, ilh vahyin "slm" olarak tanmlamas
beklenemez. Ancak, herkesin kendi dnini, benimsedii inan ve ibdet sistemini
gerek din olarak kabul edecei, buna karlk, meseleye bu adan bakldnda,
peygamberlerden sonra yaayan hibir mmin/mslmann pratikteki din anlaynn
slm ile yzde yz rttn iddia edemeyecei de muhakkaktr.
Esasen, yeryzndeki inan sistemlerinin deiik isimlerle anlmasnn nedeni
de herhalde bu milletlerin kendilerine indirilen slm' deitirmeleri ve
"millletirme"leridir. Kur'n'da bzan din yerine millet kavramnn kullanlmas bu
adan mnidardr. Kald ki, (Muhammed) bir Mslman iin dahi unu sylemek
mmkndr: slm Trihi boyunca, fikirleri arasnda derin ayrlklar hatt ztlklar
bulunan pek ok kimse kendi grnn gerek slm olduunu iddi etmitir. yleki,
bugn "slm'a gre" "gerek slm'a gre" "Kur'n slm'na gre" gibi, kanatimizce
aldatc ve haddini aan ifdeler bolca kullanlmaktadr; oysa insanlarn anlay ve
yorumlarnn slm'a mutbk olup olmad hussundaki nih karar hakkatte yalnzca
Allha it olsa gerektir. u kadar var ki, bizler birer Mslman-beer olarak ilh
kelm ve Hz. Peygamber'den bizlere intikal eden uygulamalar doru bir ekilde
yorumladmz nisbette slm' doru anlayabildiimizi sdece iddi edebiliriz.
Peygamberler tarafndan tebli edilen din/lerdeki deiikliklere gelince, bunlarn
din farkl deil, erat farkll olduunu sylemek daha isbetlidir. Zr, trih
boyunca, peygamberler tarafndan tebli edilen din/lere baktmzda, onlarn ortak
temeli ihtiv ettiini grmekteyiz: l-nan esaslar (tikat), 2-bdet ve mumelt (amel,

23
Harman, a.g.m., XXIII/3.

6
erat), 3-Ahlk. Elmall, bunlara srasyla; tikdiyt, ameliyat ve vicdniyt, der.
24

Yeryzndeki hemen hemen btn dinlerin bu unsuru ihtiva ettiini syleyebiliriz.
Ancak, bu unsuru tayan dinler arasnda bir takm temel benzerlikler olmakla
birlikte eitli farkllklar olduu da bir realitedir.
mm Mtrd, Hak dnin esasta tek olmasna karlk yeryznde farkl din
anlaylarnn ortaya kmasn gkten inen suya benzeterek yle aklar: "Hak din
gkten inen suya benzer. Tpk gkten tek tr su indii gibi, aslnda gnderilen din de
birdir; fakat insanlar farkl dinlere ve mezheplere shiptirler. Halbuki kendisine
uyulmas emredilen din bir tanedir. Su gkten temiz ve eit olarak indii halde, indii
topran bileiminde bulunan unsurlarn renginin, tadnn ve kokusunun deiik olmas,
suyun da tadn, rengini, kokusunu deitirir...
Eer yeryznn her taraf ayn durumda olsayd, su deimezdi, dolaysyla
kullananlar da farkl deil, ayn suyu kullanrlard. Tpk bunun gibi, din de deitiril-
meseydi, her yerde ayn din olurdu; dolaysyla dni kullananlar da yni dnin
mensuplar da bir ve ayn mmet olurdu."
25

Bu adan bakldnda, zellikle ilh kaynakl dnin tek ve tam olduunu, bu
dnin, ilh dinlerin peygamber gerektirmeden, srf aklla bilinebilen yegne ortak
ynlerini ve ortak zlerini oluturduunu syleyen mam Mtrd bir adm daha atarak,
ilh din mensuplar arasnda din birliinin de tesinde bir man birliinin olduuna
dikkat eker. Ancak, bu man birliinin gnlk hayta yansmasna eratler engel olur.
Dolaysyla, din birletirici iken, eratler ayrc bir zellie shiptir.
26

Gerekten de, bu ifdeler, slm inancn gerei olarak, balangtan beri
peygamberler gnderilmesine ve onlarn da ayn dni tebli etmi olmalarna ramen
bugn yeryzndeki dn eitlilii anlamada nemli ipular ve kymetli ller
vermektedir. Burada unu da hatrda tutulmas gereken bir not olarak ilve edelim:
Mtrid'ye gre, erat ve tutum farkllnn grnteki sebebi insan olmakla birlikte,
onun gizli sebebini yine ilh hikmette aramak gerekir.
27

zetle syleyecek olursak: Peygamberler aracl ile gnderilen, yni ilh
din(ler) arasnda tikat ve ahlk asndan herhangi bir fark yoktur; btn peygamberler
ayn tikd ve ahlk hkmleri tebli etmilerdir. Buna karlk, ibdet ve muamelt
boyutunda ise eratler arasnda bir takm sebepler yznden bir takm farkllklar

24
Yazr, Elmall Hamdi, Hak Dni Kurn Dili, stanbul, 1982, WXII.
25
zcan, a.g.e., s. 99-100 (mm Mtrd, Tevlt, Topkap Saray ve Mzesi Ktp., no:180, Varak 309
a-
b
den naklen.)
26
A.g.e, s. 22-23.
27
A.g.e., s. 100.

7
olmutur. Ancak, bu farkllklar ze taalluk etmemektedir. slm tevhid ars,
Allhn dninin tek olduu; Allhn btn resulleriyle birlikte gnderdii, btn
kitaplaryla indirdii dnin slm olduu, bu yzden btn peygamberlerin karde
olmas sebebiyle, onlarn dinlerinin de, mmetlerinin de bir olmas gerektii zerinde
durur.
28
Kur'n'da ve hadslerde, bu hususla ilgili, herhangi bir ihtilafa meydan
vermeyecek netlikte ifdelere rastlamak hi de zor deildir.
B) slm'a Gre Dier nan ve bbetler
Biz burada bu konuyu nceki konunun devam niteliinde ileyeceiz.
Dolaysyla bata Hz. Peygamber olmak zere, Mslmanlarn farkl inanlara, bilhassa
Ehl-i Kitb'a kar gsterdikleri tavrlardan bz rnekler vereceiz ki, bzlar bu
davranlar slm'n hogrs ierisinde deerlendirir. Oysa, anladmz kadaryla bu
tr davranlar bir hogrnn de tesinde "kardaki kii ya da topluluun haklar"
cmlesindendir. Zr slm'n kfr ve irk gibi, dima yeryznden kaldrmay
hedefledii dnce ve davranlarda Mslmanlara hogrl davranma yetkisi
tanmas herhalde dnlemez.
uras muhakkak ki, halkn inanlarnda yerlemi olan irki ve kfr kaldrmak,
temizlemek ve m'minlerin saf dni yaamalarn te'min etmek, slm'n trih boyu en
nemli hedeflerinden biri olmutur. Bunun yannda o, mensuplarndan dier inan ve
ibdetlere kar saygl olmalarn da istemi, ibdetin kutsallna dikkat ekmi ve din
seiminin zorla, baskyla olamayacan vurgulamtr.
Bu konuda bir baka dikkat eken husus ise Kur'n'n Ehl-i Kitb'a kar dier
inan shiplerinden farkl bir tutum ierisinde olduudur. Bu sebeple, biraz sonra
rneklerini sunacamz zere, Hz. Peygamber'in uygulamalarnda da Ehl-i Kitb'n
bilhassa iki noktada zel bir yeri olduunu gryoruz:
l-Onlar inanlarnda serbest brakmas (inan ve ibdet zgrl).
2-Kendi (Muhammed) erati ekilleninceye kadar onlarn ibdetlerinden uygun
grdklerini uygulamas.
nan ve ibdet zgrl ile ilgili olarak unlar sylenebilir: Medne
veskasnn 25. maddesinde "Yahdlerin dinleri kendilerine, m'minlerin dinleri
kendilerinedir. Buna gerek mevllar, gerekse bizzat kendileri dhildirler" ibaresi yer
alr. Bu madde ile Medne'deki her topluluun din ve vicdan hrriyeti teminat altna
alnm oluyordu. Buna gre Yahdler kendi inanlarn, Mslmanlar da kendi
inanlarn tatbik edeceklerdi. Anlamann yrrle girdii trihten tibren, son
Yahd kablesinin siys sebeplerle, Medne'den karld h. 5. yla kadar Yahdlerin

28
Azz, a.g.m., s. 67.

8
dn hayatlarna herhangi bir bask yapldna dir bir bilgiye rastlanmamaktadr. Kald
ki, veskada yer alan bu hkmlerin geici olmadn, inan hrriyetine temas eden
maddelere daha sonralar gayr-i mslimler ile akdedilen baka anlamalarda ve Hz.
Peygamber tarafndan gayr-i mslimler iin yazlm yazlarda da yer verilmesinden ve
yine Hz. Peygamber'in slm' retmek, tebli etmek iin eitli kabilelere gnderdii
kimselere bu hususta sk sk tlimat vermesinden anlyoruz.
29

Necranl Hristiyanlarla yaplan anlamada, "anlama artlarna uyduklar
mddete, onlarn hibir kilisesinin yklmayaca, din adamlarnn yerlerinden
kartlmayaca ve hi kimseye dninden dnmesi iin zorlama yaplmayaca"
belirtilmitir.
30

Hz. Peygamber'in bu trden uygulamalarna, slm topraklarnn genilemeye
balad sonraki yllarda da titizlikle devam edilmitir. Hz. Eb Bekir'in ilk yasaklad
eylerden birisi din adamlarn ldrmek ve onlarn hrriyetlerine mdhele etmek
olmutur. O, slm ordular am'a girdiinde, komutanlarna Yahdlerin heykellerine,
rahiplerin manastrlarna ve kendisini ibdete adam kimselerin ierisinde bulunduu
mabetlere dokunmamalarn sk sk tenbih etmitir. Hz. Eb Bekir'in kendilerine kar
savaa itirak etmeyen din adamlarnn korunmasna dknl de yine bilinen bir
hususiyetidir.
31

Kuds'e giren Hz. mer'in bir kilisenin ierisinde namaz klmamas ve buna
gereke olarak da, kilisede namaz kld takdirde, bunu gren Mslmanlar tarafndan
oraya el konulmasndan korktuunu belirtmesi,
32
bakalarnn kutsal deerlerine saygl
olma konusunda baka ilgin bir rnektir. Yine, Hz. mer'in Kudsllere verdii eman-
nmede, onlarn canlarna, mallarna, kiliselerine, halarna, hastalarna, salamlarna ve
btn fertlerine eman verilmi ve kiliselerinde oturulmayaca, onlarn yklmayaca,
ilerindeki ha, tasvir ve dier eyaya dokunulmayaca, kimsenin dni inanlar
yznden bask grmeyecei, v.s. teminat altna alnmtr.
33
slm trihinde bu trden
rneklere bolca rastlanmaktadr.
Hz. Peygamber'in kendi erati ekilleninceye kadar Ehl-i Kitb'n

29
Bk.: Bostanc, Ahmet, Hz. Peygamberin Gayr-i Mslimlerle likileri, stanbul, 2001, s. 112-113.
30
Eb Dvd, mre/30. Geni bilgi iin bk.: Fayda, Mustafa, slmiyet'in Gney Arabistan'a Yayl,
Ankara, 1982, s. 30.
31
Ylmaz, Hseyin, Kur'nn Inda Mslim-Gayr-i Mslim likileri, stanbul, 1997, s. 189.
32
Bk.: el-Hudar, Muhammed Bek, tmm'l-vef f sreti'l-hulef, Mansra, ts. s. 100; Mahmd, efk,
Trhu'l-Kuds, Ammn, 1984, s. 96; (heyet), Doutan Gnmze Byk slm Trihi, red.: H.
Dursun Yldz, stanbul, 1986, II/94.
33
nl, Nuri, slm Trihi I, stanbul, 1992, s. 110-111.

9
uygulamalarndan yararlanmasna gelince: Ehl-i Kitb', Kur'n'n iretiyle
aralarndaki ortak olan bir kelimeye, kelime-i tevhde aran Hz. Peygamber, kendisine
emir gelmeyen konularda onlara muvfakat etmi, namazlarnda nceleri onlarn
kblesine ynelmi, hicreti esnasnda onlar orulu bulunca Mslmanlara onlarn
orucunu tutmay emretmitir. Zaman zaman Ben srl kssalar anlatm, cenazelerine
sayg gsterip ayaa kalkm, mriklere girmeyi yasaklad mescidine onlarn
girmesine ve orada ibdet etmesine izin vermitir. Ehl-i Kitap'tan olup da Mslman
olann, hem daha nceki peygamberi, hem de kendisini tasdik ettii iin iki kat sevap
alacan mjdelemitir.
34
Ayrca, onlarn kestiklerini yemenin ve hanmlar ile
evlenmenin helal olduu, bir yet ile de bildirilmitir.
35
Kald ki, Hz. Peygamberin
Yahdiler ve Hristiynlardan kendisine mrcaat edenler hakknda, Tevrt ve nclde
bulunan hkmler ile, yni onlar hakknda kendi eratlerine gre hkmettiinin
rneklerine rastlyoruz.
36
Dolaysyla, buradan Hz. Peygamberin kendi zamnndaki
sev ve Msev eratlere yaklamnn, zannedilenin aksine msbet olduunu tesbit
ediyoruz.
Bu vesle ile burada unun da sylenmesi gerekir: Kur'n'da, bir topluluk, bir
millet ya da bir inan sistemi ile ilgili bir hkm verilirken, btncl bir yaklamdan
kanlmakta ve o toplum ya da sistemin msbet ve menf ynleri birbirinden ayr
tutulmaktadr. Bu sebeple Kur'n'da ou zaman "min: bz" edat kullanlm ve
genelleme yaplmamtr. Bunun rnekleri oktur.
37

Burada ilgin olan u durum ile de kar karyayz: Kur'n, rhip ve papazlar
dnin bozulmasndan birinci derecede sorumlu tutmasna
38
ramen, Mslmanlkta
onlarn ibdetlerine tam bir serbestlik tannmas dikkat ekicidir. Bunun sebebi
kanatimizce ibdetin bizatihi kutsal kabul edilmesinden dolaydr. slm sava
hukukuna gre sava esnasnda ocuklara, yallara, kadnlara ve savaa itirak etmeyen
din adamlarna dokunulmamas bu kanatimizi desteklemektedir.
C) Gelenekselci Ekol'n 'Dinlerin Akn Birlii' Anlay
Gelenekselci Ekol, XX. yzyln ilk yarsnda Fransz Mslman dnr Ren

34
zkuyumcu, Ndir, Asr- Sadette Yahdilerle likiler, (Btn Ynleriyle Asr- Sadette slm,
ierisinde,) ed.: Vecdi Akyz, stanbul, 1994, II/435.
35
Mide, 5/5; Kurn'n Ehl-i Kitb'a bak hakknda aynca bk.: Okuyan-ztrk, a.g.m., s. 177 vd.
36
Mesel bk.: bn Kesr, sml b. mer, Tefsrul-Kurnil-Azm, Beyrut, 1969, II/58-59. Ayrca bu
hususta Mide, 5/42, 48-49. yetlerin tefsirlerine baklabilir.
37
Bakara, 2/109; l-i mrn, 3/69, 72, 75, 113-115, 199; Ahzb, 33/26; Har, 59/2, 11; Beyyine, 98/1,6.
38
Bk.: Tevbe, 9/31, 34.

10
Gunon'un (1886-1951) balatt, modern zihniyetin insanlara snrl ve ters yz
edilmi bir din sunduu
39
tezini savunan bir fikir akm etrafnda toplanan dnrlere
verilen bir isimdir. Bu ekol her ne kadar R. Gunon'a dayandrlsa da onu asl
temellendiren ve sistemletiren kii Frithjof Schuon'dur. Ekoln tannm smlar
arasnda T. Burckhardt, H. Simith, M. Lings, S. H. Nasr, A. K. Coomaraswamy, L.
Nortbourne, L. Schaya, M. Pellis, W. N. Perry ve G. Eaton gibi geni bir yelpazeye it
dnrler yer almaktadr. "Gelenekselci" ismi ile anlmalar, bu ekol mensuplarnn
modern zihniyete kar gelenei savunmalar ve kkeni semv olan, vahye dayanan her
eyi -ki, buna "gemiten tevrs edilen ve dn olarak tavsif edilebilecek olanlar, bir
medeniyeti meydna getiren tm ayrc nitelikler de dhildir-
40
"gelenek" olarak kabul
etmeleri sebebiyledir.
Ekoln temel tezi udur: Rnesansla balayan modern zihniyet, beeriyet
trihinde dima egemen olmu olan dn dny grnden bir sapmadr ve insanl bir
kmaza srklemektedir. Temelde iki farkl dny grnden sz edilebilir; bunlardan
biri Geleneksel, dieri modern dny grdr. Gelenekselci bak asnn
karekteristik zellii, onun ilh vahye dayanyor olmasdr. Buna karlk modern
dny grn belirleyen zellik onun profan yni din d olmasdr.
41
Modern
dnyda din seklerlemi ve esas kkeninden saptrlmtr. Dolaysyla, Gelenekselci
Ekol mensuplar modern bak asndan kurtulmak ve tekrar Geleneksel bak asn
hkim klmak maksadyla bilhassa ilh/byk dinler arasndaki akn birlik zerinde
dururlar.
Mensuplarnn da kabul ettii gibi, bu ekoln savunduu grler yeni olmayp,
trihin eitli devirlerinde Douda ve Batda bir ok kimse tarafndan zaman zaman dile
getirilmitir.
42
Ancak, ekoln bu fikrinin kaynann nl sveli ressam ve sf J.
Gustav Agueli olduunu syleyebiliriz. Zr, R. Gunon'u slm ve tasavvuf ile
tantran kii olan Agueli, Mslman olduktan sonra, slm'n Arap olmayan milletler
zerindeki etkisini aratrmak zere gittii Hindistan ve Ceylon'dan yazd
mektuplarnda, slm'n dinlerin kayna olan "ebed gerek"i tadna inandn

39
Yaln, ehbeddin, "Geleneksel Okul ve Dinlerin Akn Birlii" zlenim, stanbul, 1995, say 21, s. 38.
40
Nortbourne, Lord, Modern Dnyda Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1995. s. 14:
Gelenekselcilerin "gelenek" anlaylar ve tarifleri iin ayrca bk.: Ylmaz, Hseyin, Gelenekselci
Yaklamlar ve Dinsel Gerekliin Doas, baslmam doktora tezi, S..S.B.E., Konya, 2001, s. 13-
16.
41
Yaln, a.g.m., s. 38; (ayn yazar), Varlk, Bilgi, Din (nsz), stanbul, 1997, s. 9-10.
42
Yaln, Varlk, Bilgi, Din (nsz), s. 14.

11
yazmaktadr.
43

Bu ekole gre dinler kaynak ve btn/z tibriyle birdirler, ama bu birlik onlarn
eklen ayn olmalarn gerektirmez. Buna gerek de yoktur. Dinler, ayn n deiik
renklerde yansmalarndan ibrettir. Hakkat birtek ve deimezdir. Dinlerin okluu
Semv irdeye uygun olmakla birlikte, onlar arasnda btn ve akn bir birliin varl
da szkonusudur. Dinlerin akn birliinin sebebi, onlarn ayn kaynaktan yni Tanr'dan
gelmi olmalardr. Dolaysyla her din ed-Dn'dir. Yni bir dni yaayan kimse tm
dinleri yaam gibidir. Dinler arasndaki farkllk onlarn formuna, d ekillerine it
olduu iin, onlarn zsel birliini etkilemez. Bu farkllklarn, hatt ztlklarn sebebi
deiik insan topluluklarnn ship olduklar farkl ve ayrc zihniyet ve kltrdr. Bu
farkllklar ve ztlklar normal, hatt zorunludur. Dinde form ve z ayrm yapmak
gereklidir. Hakkat formda deil, zde aranmaldr.
44

Tm 'sahih' yni kopmaz bir gelenek zinciriyle otantik vahye bal olan dinler
ayn zirveye gtren yollardr. Eer byle olmasayd, Allah yeryznde gemite
yaam ve imdi de yaamakta olan geni bir insan kesimini kurtulu imknndan
mahrum brakm olurdu. Ayn zirveye gtren yollar, dan eteinde birbirinden uzakta
iken, zirveye yaklatka birbirlerine yaknlarlar. Daa trmanan akll insan kendi
yolunu takip eder ve dier yollarda bulunanlarla pek ilgilenmez. Dier yollar
aratrmak veya kendi yolunun en iyisi olduunu zannederek, bakalarnn kendi yoluna
gelmesiyle uramak zaman kaybndan baka bir ey deildir.
45
Baka bir deyile, ekol
mensuplar dinler arasndaki farkllklar, deiik bak alarndan yaklaarak trih ve
sosyal artlara gre deerlendirmek sretiyle zah etmeye alrlar.
Ekoln mmarlarndan F. Schuon'a gre, her din bir ve ayn semv czibe ve
denge irdesinden gelen vahiy zerine kuruludur.
46
Ancak bu, her dnin eklen ayn
olmasn gerektirmez. Zr her din bir biim ve ze shiptir. z deimez ve snrsz
haklara shipken, biim izafdir ve haklar da bu yzden snrldr.
47
Yni herkesin
zden anlad ancak kendisini balar. Ayrca, farkl vahiylerin birbiriyle elimediini
rahatlkla syleyebiliriz. nk onlar farkl beer topluluklara gnderilmitir ve Allah
hibir zaman birbirinden farkl iki toplulua ayn mesaj gndermemitir. Kald ki,

43
Bk.: Kk, Hlya, "svete Tasavvuf: Ivan/John Gustav Aguli ve Gunnar Ekelof rnei" Tasavvuf
Dergisi, Ankara, 2003, yl 4, say 10, s. 127-128.
44
Yaln, a.g.e., s. 12.
45
Nortbourne, a.g.e., s. 12.
46
Schuon, Frithjof, slm ve Ezel Hikmet, terc.: ehbeddn Yaln, stanbul, 1998, s. 38.
47
A.g.e., s. 26.

12
farkl gibi grnen bz hususlarda beer dillerin farkll da nemli rol oynar.
48
Ksaca, dinler arasnda grlen farkllk izafi olmaktan teye gitmez.
49

Bugn "Yahdlik" "Hristiyanlk" gibi kavramlar ou zaman bu inanlara zg
"biimsel snrlandrlmlklar"n zel tezahrlerinden baka bir eyi ifde etmezler.
Dolaysyla bir dnin, geleneksel dier formlar belli derecede yanl yorumlamas
kanlmazdr. Ancak, Allah, eskidenberi vahyedilmi formlarn hibir srette birbirine
kartrlp harmanlanmasn da kabul etmemitir.
50
Bu yzden dinlerin birlii konusu
dinlerin d plannda yni formlar (ecumenism) plannda gerekletirilemez ve byle bir
faaliyet kabul de edilemez.
51

Ekol mensuplar "Tek Gerek" "Deimez Hikmet" "Deimez Din" "Tek Din"
"Zt- Mutlak" "Nih Varlk" "Hakk" "lah" "Nih Kutsal Hakkat" gibi kavramlar sk
sk kullanarak, bu kavramlarn hakkatini mevcut dinlerin znden hareketle kefetmeye
zel bir nem vermektedirler. Buna gre "Mutlak" her zaman ve mutlak mutlaktr.
Hak, mutlak olarak hakkattir. Bunun dndaki her ey, Mutlak'n dn dnydaki
tezahrleridir. Biz Nih Varlk hakknda konuurken, onun ancak belli bir formda bize
gelen tezahrlerinden bahsedebiliriz, bizzat kendisi hakknda deil.
52

Mutlak Hakkat her eyi kapsaycdr. O deimez olduundan, onun yansm
imaj, aslnda onun kendisinden baka bir ey deildir. Ancak, azok bulank veya
arpktr. Bununla birlikte o ayn zamanda dnyev bir yansma ile tersyz de edilebilir.
Varolan her ey bu Hakkat'in bir yansmasdr. Mevcudattan bzlar onu daha ak bir
ekilde, dorudan veya anlaymza daha uygun bir tarzda yanstrken, dier bzlar ise
arptlm olarak yanstr.
53

Her din, Mutlak'n kendisini o dinde zhar ettii tarza bal olarak bir hakkat
iddisnda bulunur. Oysa Mutlak Hakkat btn kategorilerin tesindedir. Bu anlamda

48
Schuon, Frithjof, Varlk, Bilgi ve Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1997, s. 124; Bu anlamda S.
H. Nasr farkl dilden bahseder: 1-Kutsal (sembolik ?) dil 2-bdet dili, 3-Gnlk dil. Dolaysyla
"dn"yi ifdede dier faktrlerin yansra bunlar da nemli bir rol oynar. (Aslan, Adnan, "Dinlerde
Mutlak Hakkat Kavram: John Hick ve Seyyid Hseyin Nasrla Bir Mlakat" slm Aratrmalar,
say l, stanbul, 1997, s. 181.)
49
Bu ekoln dinlerin akn birlii ile ilgili grleri iin amca bk.: Kk, Hlya, "Mutasavvflarn Dier
Dinlere Bakna Farkl Yaklamlar," (Tasavvuf Trihine Giri ierisinde), stanbul, 1997, s. 244-
259; Ylmaz, a.g.t., s. 151-265.
50
Schuon, Dinlerin Akn Birlii, s. 36-37.
51
A.g.e., s. 14.
52
Aslan, a.g.m., s. 178.
53
Nortbourne, a.g.e., s. 10.

13
Mutlak ile kasdedilen Tanr da deildir. nk Tanr'nn ahsiyeti vardr; oysa Mutlak,
ahsiyet ile snrlandrlamaz. Hak gerek anlamda bilinemez. Fakat O'nun tezahrleri
farkl ekillerde yorumlanabilir. Bu sebeple insanlar Mutlak Hakkat iddilarndan deil,
onu yalnzca kendilerinin temsil ettii iddilarndan vazgemelidirler.
54

Trke'ye tercme edilen eserleriyle memleketimizde yakndan tannan S.
Hseyin Nasr da bu ekoln nemli temsilcileri arasndadr. Zt- Mutlak, lemde, bir
ok din gndermitir ve belirli bir dnin taraftar iin o Zt- Mutlak o dindedir. Bu
sebepten dinlerin akn birlii statlar btn otantik geleneklerin tand bir i zn.
bir i yapnn var olduunu dnmektedirler ve hric formlar ile deil, yalnzca dnin
bu btn boyutlar yolu ile onlarn akn birlii ortaya kmaktadr" diyen Nasr'a gre
bu hkm dorudan Kur'n'dan kmaktadr. Zr Kur'n'da her millete peygamber
gnderildii ve peygamberler arasnda fark olmad aka bildirilmektedir. Kur'n'n
bu mesaj, slm trihi boyunca zellikle slm dninin baka dinlerle temaslarnn
olduu blgelerde daha iyi anlalm ve bn Arab ve Mevln gibi ahsiyetlerin ortaya
kmasna vesle olmutur.
55

Her millete peygamber gnderildiine gre, kesinlikle herkese hakkat
ulatrlm demektir. Bunun dndaki bir durum adalete aykr olurdu. Allhn, -
hidyeti kabul etmeyenler dnda- bir milleti sapk bir halde brakp, baka bir kavmi
ise hidyete eritirmesi dnlemez.
56
O halde her din temelde ilh vahye dayanr.
Fakat bu yeryzndeki byk dinlerin her ynyle ayn olmasn gerektirmez. Dinlerin
akn birlii dinlerin i (ezoterik) boyutu ile ilgilidir. D formlar bozmadan, dinlerde
var olan akn birlii ortaya karan boyut bu boyuttur.
57

Bu bir perspektif, bir bak as farkll meselesidir. Yni, bir Mslman, bir
Yahd ve bir Mecs arasnda fark vardr; ama bu dinlerin semv ilkeleri birdir. lh
kurtulua ererek cennete girme umudu tayan byk dinler Allah'tandr. Madem bu
dinler ondan gelmitir, o halde onlar, ekil ve uygulamalar plannda farkl olsa da, en
yksek seviyede tevhid'in ifadesidir ve Allah her dnin znde olmaldr. Dolaysyla
burada dinlerin akn birliinden de te aslnda bizzat "Allhn akn birlii"
szkonusudur.
58

Nasr'n konu ile ilgili olarak zerinde durduu hususlar u ana balk altnda
toplamak mmkndr: l-Dinler zde/akn bir birlie shiptirler. 2-"Dn"den bahseden

54
Aslan, a.g.m., s. 182-183.
55
Nasr, S. Hseyin, Syleiler, stanbul, 1996, s. 51.
56
A.g.e., s. 92.
57
A.g.e., s. 52.
58
A.g.e., s. 105.

14
kimselerin dncelerinin ve dillerinin farkll dni anlamaya ve ifde etmeye de
yansr. 3-Dinlerin toplumlara gre ibdet, inan, ahlk ve muameltta farkl olmas,
hatt bzan zt unsurlar tamas normaldir ve gereklidir.
Nasr, dinlerin (slm'n) akn birlii tezinin gnmzde zellikle Mslmanlar
tarafndan vurgulanmas gerektiini ise ihtiyca balamaktadr. Geri, daha nce bn
Arab ve Mevln gibi bu gr dile getiren kimseler olmutur; ancak onlarn
eserlerinde bu grler bugnk kadar net cmlelerle ifde edilmemitir. nk buna o
gn iin ihtiya yoktu. Gnmzde ise insanlk eitli dinlere it sembolizmin
bilgisinden mahrumdur ve insanlar btn dinleri inkr eden bir dnyevleme ierisinde
birbirlerine karmtr. te bu konjktr bu doktrinin aikr bir ekilde gzler nne
serilmesini gerekli klmtr.
59
Bu dnce slm'a zarar vermeyecei gibi, slm'n bu
ynnn vurgulanmas gnmzde daha da zarur bir hle gelmitir. "lk ve son din
olan slm, evrensel olarak insan ftratnda yer alan dnin addr. Onun bir boyutu da
Allhn irdesine teslim olmaktr. O halde, ilk anlam iinde Mslman akln ve
hr irdesini kullanarak Allah tarafndan vahyedilen bir knunu kabul eden varla
tekabl eder. Dolaysyla, ister Mslman, ister Yahd, ister Hristiyan veya Zerdt
olsun, ilh bir vahyi kabul eden her insan, kelimenin evrensel anlamnda bir
mslmandr.
60
te bugn "slm'n bu karakterinin vurgulanmas ve aklanmas
iin byk bir gereklilik bulunmaktadr. nk slm kendi evrensellii ile din
fenomenini btn olarak temsil ve tezhr ettiren bir dindir. Gnmzde slm'n
dinlerin akn birlii savunucularna czip gelmesinin nedeni buradadr. Allah kelm
olan Kur'n- Kerm, dnin akn birliini aka tasdik etmektedir. Bu bak asndan
Kur'n mevcut kutsal kitaplarn en evrenselidir."
61

Nasr, bu dncenin gerek Formasonlukla, gerekse Hmanizm ile bir ilgisinin
olmadn belirterek, onun slm dnini batllatrmak, "laikletirmek" ve ona bidatler
sokmak eklinde anlalmamas gerektiinin zerinde de titizlikle durur.
Yine bu Ekol, "brhim dvet" ismiyle; bilhassa XX. asrn sonlarndan tibren
kendini gstermeye balayan ve "brhim dinler" ad altnda, Yahdlik, Hristiyanlk
ve Mslmanlk arasndaki ihtilaf ve ayrlk noktalarn ortadan kaldrmak iin
akdelerin, eratlerin ve ibdetlerin mezcedilmesi sretiyle, hibirini dierinden ayrt
etmeksizin ve bamsz olmakszn, ortak bir man tecrbesinin de yardmyla bu
semv din arasnda birlii salamay baka bir ifadeyle bu dni birletirmeyi
hedefleyen, dolaysyla slm'n "brhim Din" ad altnda eritilmesine ve bu yolla

59
A.g.e., s. 153.
60
Nasr, S. Hseyin, slm dealler ve Gerekler, terc.: Ahmet zel, stanbul 1985. s. 29.
61
Nasr, Syleiler, s. 51-52.

15
bamsz ve son din olma zelliinin ortadan kaldrlmasna yol aabilecek hareketten
de
62
farkl grnmektedir.

62
Bu hareket hakknda fazla bilgi iin bk.: Azz, a.g.m., s, 67-74.

16
BN ARAB'DE "DNLERN AKIN BRL" VE "BDET"
A) BN ARAB VE VAHDET- EDYN (DNLERN BRL)
Burada, ncelikle "vahdet-i edyn/dinlerin birlii" ile "dinlerin akn birlii"
kavramlar arasnda nemli bir "ideolojik" fark bulunduunu belirtmek zorundayz. Bu
fark, dinler arasnda herhangi bir birliin olup olmad meselesinde kiilerin
yaklamna iret etmektedir. Buna gre vahdet-i edyn tbirini kullananlar dinler
arasnda herhangi bir birliin olmadn, dier kavram kullananlar ise bunun tersini
kabul ettiklerini m etmektedirler. Biz de aratrmamz boyunca bu iki kavram bu
anlamlarda kullanmaya zen gstereceiz.
bn Arab zerinde aratrma yapan bz kimseler onun bir ka beyitinden ve
eserlerindeki bz ifdelerinden hareketle, bn Arab'nin btn dinlerin ayn olduu
inancna ship bulunduunu iddi ederler. Bu iddilara gre, onun bu inanc vahdet-i
vcd dncesinin tab bir neticesidir.
63
bn Arab'nin tanrs, vahdet-i vcd
felsefesinin tanmdr ki, hibir sret onu kuatamaz, akl onu snrlandramaz veya trif
edemez.
64
Bylesi bir din anlay ise teistik olmayp, "tasavvuf, evrensel bir din"
anlaydr. ok saydaki dier inanlarla birlikte, tektanrclk ve oktanrclk, vahdet-i
vcd nazariyesi nda yorumlandklar takdirde, ortaya "evrensel din"den baka bir
ey kmayacaktr. bn Arab'ye gre tektanrclk ile oktanrclk arasndaki fark, bir
ile ok arasndaki mantk farka karlktr.
65
oktanrclk, ok tanrya inananlarn
'btn'n mutlak birliini idrk edememelerinden domutur ki, bu idrk edemeyi
dolaysyla bunlar nihyette blnemez olan 'Varlk' blnebilir sayarlar.
66

Btn dinler ve inanlar eittir, man ile tevhd, kfr ile irk, hidyet kayna ve
mukaddes slm ile sapklk ve pislik iindeki Mecsnin dni ayndr. Semv dinler ile
dierleri arasnda, putperestler ile tevhd ehli arasnda hibir fark yoktur.
67

Btn yaratklar, Allhn bir grnts olduuna gre btn taplanlarda tecell

63
Mahmd, Abdlkdir, el-Felsefets-sfyye fl-slm, Khire, 1967, s. 516.
64
Bk.: A.g.e.
,
s. 518-519.
65
bn Arab, bir saysnn btn saylarn ess olduunu, dier saylarn "bir"in katlanmas sretiyle
ortaya ktn, dolaysyla her saynn "bir"lerden olutuunu syler. (bn Arab, Kitbl-Elif-
Kitbl-Ehadiyye, ner.: Muhammed ehbddn el-Izz, Resil bn Arab ierisinde, Beyrut, 1997,
s. 49). Sanrz aratrmac buna iret etmektedir.
66
Aff, Ebu'l-Al, Muhyiddn bnu'l-Arab'nin Tasavvuf Felsefesi, terc.: Mehmet Da, Ankara, 1975, s.
132.
67
El-Vekl, Abdurrahmn, Hzih hiyes-Sfiyye, Beyrut, 1984, s. 93.

17
eden Allhtr. nsanlar eitli sretlerde grnen birtek Tanr'ya ibdet etmektedirler.
Rabbe ibdetten gye, kulun onunla birlemesidir. bdette btl olan taraf, Tanr'y
yalnz bir srete hasretmek ve dier sretlerde onu grmemek/grememektir. Yalnz bir
srete "Tanr" demek yanltr. Ksaca, "bn Arab her eyde bir para "tanrlk" grd
iin, ona gre btn dinler birdir."
68
Bu ilh olsun, olmasn, btn dinler iin
geerlidir.
69
Buna gre, hkm bakmndan dinlerin ve ibdetlerin hepsi ayndr, birdir,
eittir.
Sras gelmiken unu da belirtmeden geemeyeceiz: Kanatimizce bn Arab
ile ilgili yaplan en nemli hatlardan birisi onun kavramlara ykledii anlamlara dikkat
etmemekten kaynaklanmaktadr. Bunun ilgin bir rneini bu paragrafta gryoruz.
Grld zere burada Allah, Tanr/lah ve Rab kavramlar ayn dzlemde
kullanlmaktadr. Oysa bn Arab'nin terminolojisinde bu kavramlarn her birinin
kendine mahsus bir anlam ve yeri vardr.
70

Acaba, bn Arab hakknda yukarda ne srlen iddilarn doruluk derecesi
nedir? Ya da onun bu fikirde olduunun delli olarak kullanlan metinlerden byle
olduka kat', sert ve kesin hkmler karlabilir mi? imdi, almamzn k
noktasn tekil eden bu husus zerinde duralm.
Sud el-Hakm'in de belirttii gibi,
71
bn Arab'nin eserlerinde "vahdet-i edyn"
tbirine rastlanmaz. Esasen, ileride grlecei zere, bn Arab'nin "dinlerin birlii" gibi
bir probleminin olduunu sylemek de mmkn grnmemektedir. Fakat, ilk etapta,
onun dier inan mensuplarna kar olduka hogrl bir yaklam ierisinde
bulunduunu ve kmil bir rifin btn inanlarn zn anlamasnn, tanmasnn onun
irfannn kemli ile ayn paralellikte olacan, dolaysyla her rifin Hakk' her trl
tecellighta tanmas gerektii inancnda olduunu syleyebiliriz.
bn Arab'yi "vahdet-i edync" olmakla sulayanlar bu iddilarn ona it bir ka
beyite ve eserlerindeki bir takm ifadelere dayandrmaktadrlar. Biz bu iddilarn
dayanaklarn iirler ve nesirler olmak zere iki gruba ayrarak, onlar hakkndaki iddi
shiplerinin ve bn Arab tkipilerinin dncelerini, kendi yorumlarmzla da
harmanlayarak incelemek istiyoruz. Fakat iirleri vahdet-i edyn vey dinlerin akn
birlii nesirleri ise ibdet konusu altnda ileyeceiz.

68
Ate, Sleyman, r Tefsr Okulu, Ankara, 1974, s. 265-266.
69
Akdemir, Salih, "A.E. Aff'nin "The Mystical Philosophy of Muhyid Din Ibnul Arabi" Adl Eseri ve
Tercmesi zerine" slmi Aratrmalar, cilt 2, say 7, Ankara, Mays-1988, s. 30.
70
Bk.: zutsu, Toshihiko, bn Arab'nin Fussunda Anahtar-Kavramlar, terc.: Ahmed Yksel zemre,
stanbul, 1998, s. 79.
71
El-Hakm, Sud, el-Mu'cems-sf, el-Hikme f huddil-kelime, Beyrut, 1981, s. 478.

18

B) RLER: DNLERN AKIN BRL
Bir iirinde bn Arab yle der:
"Zaman zaman Msnn eratine inanrm da, Yahdnin yolunu kabul ederim.
Gh, kendimi s'nn eratine inanm ve kilisede ibdet eder bulurum,
Gh, Muhammed'e inanm, bulurum da, bu Nebiye sapasalam sarlrm.
Bzan da kendimi yle bir erat iinde grrm ki, Ashba benzerim.
ann grn benimserim kimi zaman. Eariye mezhebini de kabul ettiim
zamanlar olur...
72

"bn Arab'de ilh muhabbet" konusunu doktora tezi olarak alm olan
Ahmed Mahmd el-Cezzr'a gre bu beyitlerden, vahdet-i vcd ile vahdet-i edyn
arasndaki uyum aka ortaya kmaktadr. Zr, bn Arab'nin savunduu "dinler
arasndaki eitlik" fikri sdece semv dinlerle ilgili deildir. Ulhiyetin kendisinde
zuhur ettii btn tecellighlar ile ilgilidir. nk, herhangi bir bid, tapt herhangi
bir srette Allha tapt srece, kfr ile man, irk ile tevhd eittir.
73

El-Cezzr, yukardaki beyitlerden bu sonular tereddtsz, kesin bir biimde
karabilmektedir. Bu hkmleri balklar hlinde u ekilde sralayabilriz: 1-Vahdet-i
vcd, 2-Vahdet-i edyn, 3- Bu ikisi arasndaki uyum, 4-Btn dinler arasndaki eitlik,
5-Her bidin her mbudda Allha ibdet etmesi gerektii, 6-Bu ekilde bir ibdet
asndan bakldnda kfr ile man ve irk ile tevhdin ayn olduu.
Burada her eyden nce unu sylemek gerekir: Sanrz, aratrmac kafasnda
daha konuya balamadan nce bir sonu ya da hkm tayor. Bu hususta, kendi
zihninde balantsn kurabilecei bir eyler aryor. Bulduunu zannettiinde de
grn delillendirmi oluyor. Kanatimizce yukarda takip edilen metot byledir.
Zr, bize gre, bu beyitlerden el-Cezzr'n kard sonular karmak mmkn
grnmemektedir. Ayrca, aratrmacnn artlanml, bu beyitlerde bn Arab'nin
tammiyle semv dinlerden bahsettiini grmesine dahi engel oluyor. Gerekten de,
bn Arab hakknda varlan yanl kanatlerde artlanmln nemli bir tesirinin
olduunu sylemek mmkndr. artlanmlk bir kenara itilerek meseleye
yaklaldnda, insanlarn bn Arab hakkndaki kanatlerinin deitiine dir rnekler
az deildir.
Bize gre, bu beyitlerle ilgili olarak zerinde durulmas gereken iki husus var.

72
El-Cezzr, Ahmed Mahmd, el-Fen vel-hubbl-ilh inde bn Arab, Khire, 1990, s. 272 (bn
Arab, et-Tiyye, Dr'l-Ktbi'l-Msriyye, nr.: 4291, varak 156'dan naklen).
73
El-Cezzr, a.g.e., s. 272-273.

19
Bunlardan biri, Hz. Peygamber'in tebli ettii dnin mhiyeti ve dier peygamberlerin
tebli ettii din/dinler ile balants ki, biz buna "dn (zhir) husus" diyelim; dieri de
tasavvuf terakkde peygamberlerin ve dolaysyla eratlerinin yeri ki, bunu da biz
"tasavvuf (btn) husus" diye isimlendirelim. Kanatimizce bn Arab'nin yukardaki
beyitlerini bu iki zaviyeden deerlendirmek daha isbetli bir sonuca varmamz
salayacak ve irin gerek niyetini anlamamza da yardmc olacaktr.
Yukardaki beyitlerde bn Arab'nin Msev, sev ve Muhammed eratlerden
74
bahsetmesi, yeryznde bu ilh kaynakl eratin bulunmas sebebiyledir. O, her ne
kadar bu erat arasndaki farkll kabul etse de, Hz. Muhammed'in dndaki dier
iki peygamberin getirdii inan esaslarnn birliine inanmann, ayn zamanda Hz.
Muhammed'in tebli ettii dnin bir gerei olduu fikrindedir. Zr, bn Arab'ye gre,
Hz. Muhammed'in tebli ettii din Hz. s'nn etrafndakilere mjdeledii dindir.
75
Hz.
lys da, Hz. s da,
(a.s.)
Hz. Muhammed'e
(a.s.)
vahyedilmi olan dni ikme eden,
Allhn iki elisidir.
76
bn Arab, peygamberlerin getirdiklerine inanmann, Hz.
Muhammed'in getirdii dnin gerei olduunu u cmleleriyle aklar: "Ben Yahdnin
ve Hristiyann, dninde hak olup da inandna inanyorum. nk buna mn etmek
benim kitabmn gereidir. Allh Tel buyurur ki: "M'minlerin hepsi Allha,

74
zutsu, dni ferd ve toplumsal diye ikiye ayrdktan sonra, "Bugn size dninizi ikml ettim" (Mide,
5/3) yetindeki dnin daha ziyde objektif, toplumsal din mnsna geldiini syler. Yni dnin bir ilk
vahyedilmi hli vardr, bir de onun toplum tarafndan alglanmas ve uygulanmas vardr. Eer, dnin
orijinal hli gzard edilerek, "toplumsal ameller"de ileri gidilecek olursa, din kavram millet
kavramna dnr. Bu durumda "millet" znde ferd inan anlamn muhafaza etse de, daha kat,
daha ekl bir eyi gsterir. (zutsu, Toshihiko, Kurnda Allah ve nsan, terc.: Sleyman Ate,
Ankara, ts., s. 216.) Kur'n'da Yahdlerden ve Hristiyanlardan bahsederken, din yerine millet
kavramnn kullanlmasnn sebebi (Bakara, 2/120) ve ilh dnin tahrifinin zh da bu olsa gerektir.
Bu cmleden olarak, bugnk Yahdliin, Hz. Musa vastasyla tebli edilmi olan "slmn
Yahdler tarafndan ve Hristiyanln da Hz. s tarafndan tebli edilmi olan "slm"n
Hristiyanlar tarafndan kendi toplumlarna gre deitirilmi/ayarlanm ekli olduunu
syleyebiliriz. ("brhm'in dni"nin (slm) Yahdlik, Hristiyanlk ve slm ekline dnmesi
hakknda ayrca bk.: Schuon, Frithjof, Dinlerin Akn Birlii, terc.: Yavuz Keskin, stanbul, 1992, s.
103-106.)
Dni ferd adan anlama hususuna bn Arab yle iret eder: "Allah'tan geleni alglamada insanlarn
ftratlar muhteliftir. Herkesin Allhn dnini kavramas kendi kabiliyetine gre deiir' (bn Arab,
el-Fthtl-Mekkiyye, tah.: Osman Yahy-brhm Medkr, Khire, 1985-1992, V/494.)
75
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (tahkik), III/364.
76
A.g.e., XI/269.

20
meleklerine, kitaplarna ve peygamberlerine inanmlardr. (Onlar): "Onun
peygamberleri arasnda bir ayrm yapmayz (derler)."
77
Benim kitabm onun kitabn,
dnim de onun dnini tazammun eder. Onun dni ve kitab benim dnimde ve kitabmda
mnderetir."
78
Kald ki, daha nceden de sylendii zere, Ehl-i Kitb'a kar Kur'n'n
zel bir tutumu hemen dikkati eker. Onlarn yannda Hak dnin unsurlarndan mutlaka
bir eyler bulunmaktadr. Ne var ki, onlarn din adna ortaya koyduu bz hususlar
hakk dinden (slm) deildir. Dolaysyla, ilk inen yetlerde dahi Hz. s ve Hz.
Ms'nn o gnk Yahd ve Hristiyanlardan ve onlarn din adna ortaya koyduu
uygulamalardan ayr tutulmas gerektii vurgulanmtr.
79
Esasen, bn Arab de Ehl-i
Kitb'n din adna ortaya koyduu her eyi kabul edici deildir. Onun sriliyt
hakkndaki u szleri bunu gstermektedir: "Bz mfessirler Kur'n'n tefsiri
konusunda Yahd hikyelerini alyorlar. Oysa Hz. Peygamber, Ehl-i Kitb' ne tasdik
etmemizi, ne de yalanlamamz bize emretmitir. u halde, Kur'n' .Yahd hikyeleri
ile tefsr eden kimse, Hz. Muhammed'in emrini reddetmi olur. Hz. Muhammed'in
emrini reddeden ise Allhn emrini reddetmi demektir."
80

O halde bn Arab'nin zaman zaman kendisini Msev ve sev hissetmesi, hem
Muhammed eratte, hem de dierlerinde ortak olan hususlarla ilgilidir. Yoksa,
Yahdlerin ya da Hristiyanlarn uygulad, fakat Hz. Peygamber'in yasaklam olduu
bir eyi bn Arab'nin kabul etmesi fikri doru deildir. Zr onun bylesi fiiller
ilediine, yni Yahdlerin veya Hristiyanlarn ibdetlerini uyguladna dir herhangi
bir rivyet gelmemitir.
Bu noktada dikkat eken bir baka husus da bu erat arasndaki ilikidir. A.
Tabatab'ye gre Msev eratte dnyev yaant ok daha ar basar. Buna karlk
sev eratte ise insann ruh cephesine ok daha fazla arlk verilmitir. Daha doru bir
ifdeyle, Yahdler ve Hristiyanlar kendilerine tebli edilen dni bylesi bir grntye
brndrmlerdir. Hz. s'nn manev hayta ok daha fazla ilgi duymasnn ve
retilerinin ounu bu sahaya hasretmek zorunda kalnn sebebi, sriloullarnn
(tammiyle dnyev arlkl) din anlaylarna kar gsterdii bir reaksiyondur. Hz.
Muhammed'in tebli ettii slm ise, dny ve hiret dengesini gzetir, insann madd
ve manev tarafna ayn lde deer verir.
81
Bir baka deyile, Hz. Peygamber'in tebli

77
Bakara, 2/286.
78
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (tahkik), VI/351-352.
79
Gner, Osman, Reslullh'n Ehl-i Kitap'la Mnsebetleri, stanbul, 1997, s. 170-171.
80
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Beyrut, ts., (Dru Sdr), II/207.
81
Tabatab, Allme, "slmiyet ve Dier Dinler" terc.: Sdk Kl, slm Aratrmalar, Ankara, Nisan-
1987, say: 4, s. 56-57.

21
ettii slm dierlerinin msbet ynlerini de ihtiva eder. Bu sebeple, bn Arab'nin
kendisini bzan Msev, bzan sev, bzan da Muhammed grmesi alacak bir
durum ve ilh vahiy asndan sakncal bir kanat olmad gibi, tersine vahyin bir
gereidir.
Benzer bir tahlili S. H. Nasr da yapar. Ona gre slm Hz. dem ile balayan ve
dier peygamberlerle birlikte, Hz. brhm ile de tebli edilen Allah katndaki dindir.
Tbiri cizse, bu dnin "Msev versiyonu"nda hukuk ve zhir ynn arlkta olduu
grlr. Nasr buna "erat" diyor. Yni Msevlik -Yahdlik deil- erat arlkl bir
dindir. sevlikte ise hukuk ve btn yn daha fazladr. Nasr bunu da "tarkat" diye
isimlendirir. Muhammedlik ise hem erat hem de tarkate eit bir ekilde arlk
vermitir.
82
Buna gre bn Arab'nin, zerinde bzan dnin tarkat (btn) yn ar
basarak kendisini sev merepte grdn, bzan da erat (zhir) yn ar bast
iin kendisini Msev merepte hissettiini sylemek mmkndr. Her iki halde de
Muhammedlikten ayrlma sz konusu deildir. Zr Muhammedlik dier iki merebin
biraraya gelmesinden olumakta ve onlar kapsamaktadr.
bn Arab'nin bu iirine dn adan bakmaya devam edecek olursak, unu da
ilve etmek zorundayz: Hz. Muhammed'in getirdii dne gre Yahdlerin ve
Hristiyanlarn dnen mutlak mnda yanl olduklarn, ne yaparlarsa yapsnlar, nasl
inanrlarsa inansnlar, onlarn mutlak cehennemlik olduunu sylemek mmkn mdr?
Bilindii gibi bu sorunun cevb Mslman limler arasnda ihtilafldr. Kimileri onlarn
inanlarn terkedip, Hz. Peygamber'in getirdii esaslara uymadka kurtulua
eremeyeceklerini iddi ederken; kimileri de Kur'n'daki pek ok yete dayanarak
"slm" llerdeki bir Allah inancna ship olmak ve slih amel ilemek artyla,
Muhammed erate tbi olmadan da cennete girebileceklerini sylerler.
83

te bu noktada bn Arab'nin yine dikkat ekici bir gr ile karlayoruz.
Ona gre Ehl-i Kitap'tan herhangi biri Mslmanl (Muhammed erat) setii
zaman dnini deitirmi olmaz. Aksine Hz. Muhammed'e man ve eratini kabul etmek
aslnda onlarn dinlerinin de bir gereidir. Onlarn dni ile Hz. Muhammed'in getirdii
din ayndr. Dolaysyla din ehlinden birisi Mslman olduunda dnini deitirmi
olmaz.
84
Sdece yeni bir erati, son ilh erati benimsemi olur.
Yukardaki iiri tasavvuf (btn) adan deerlendirdiimizde ise, meseleyi
biraz daha aydnlatan, fakat ilgin bir manzara karmza kar. Bu beyitlerin tasavvuf

82
Nasr, slm dealler ve Gerekler, s. 36-38.
83
Mesel bk.: Ate, Sleyman, slm Tasavvufu, stanbul, 1992, s. 75-78. Bu konuda ayrca bk.:
Sarkolu, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Trihi, Isparta, 2002, 4. bask, s. 455-456.
84
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/131.

22
ynn, bn Arab'nin vahdet-i edyn fikrine ship olduu iddisnda bulunanlarn en
fazla kullandklar
85
hemen aadaki ve daha sonra nakledeceimiz iirleri ile birlikte
ele almak istiyoruz.
Tercmnl-evk'n bir yerinde bn Arab der ki:
"Her sreti kabul edici oldu kalbim;
Ceylanlarn otlak yeridir; rhipler iin bir deyr (kilise)dir.
Putlar iin bir evdir; tavaf edenin Kbesidir.
Tevratn levhalardr; Kurnn mushafdr.
Muhabbet dnini din ediniyorum, nereye ynelirse ynelsin
Kervan. Muhabbet dnim ve immmdr...
Bizim iin, Hindin Birinde ve onun kz kardeinde,
Leyl ve Kaysta, Meyy ve Gaylnda gzel bir rnek vardr. "
86

ncelikle, bn Arab'nin bizzat kendisinin bu beyitler iin yapt erhi sca
scana sunmak istiyoruz. Bu beyitler de anlam bakmndan hemen hemen daha nceki
beyitlere benzemektedir. Yukarda, o beyitler hakknda satrlar dolusu fikirler yrtld.
Oysa ayn anlamdaki beyitleri bn Arab yle erhetmektedir:
"Kalp, deikenlii dolaysyla bu ismi almtr.
87
Kalp, kendisine gelen
vridtn eitliliine gre farkllk gsterir. Vridt ise kiinin ahvline gre deiir.
Ahvlin eitlilii de, srra gelen ilh tecelllerin eitliliine gre deiik olur. erat
onu (kalbi), sretlerde tebeddl ve tahavvl olarak aklamtr.
Eer kalbi bir otlak yeri, mer' olarak vasflandracak olursak, orada sdece
ceylanlarla kuluk vakti dolaan kimselerden kinaye etmi oluruz. nk szmz hev
(ak) lisnyla azmzdan kmaktadr. Ceylanlar ise bu lisanda klarn sevgilileri iin
uygun bir tebih olur. Ceylanlar rhiplere benzetecek olursak, bu durumda kalp bir
deyre/kiliseye benzemi olur. Zr oras rhiplerin evi ve ikmet mahallidir. Kalbin
putlarn evi, mahalli olmas durumuna gelince; bu, kalbin, beerin talep ettii
hakkatlerin -ki, insan hakkat diye dnd bu gibi eylerden dolay Allha ibdet
eder- taycs ve shibi olmas sebebiyledir. Yce ruhlar (ulv duygular) kalbin etrfin
kuatnca kalp, Kbe olarak isimlenir. Bu duygular sebebiyle brhm-Msev ilimler
hsl olursa, onlar kalbi Tevrat levhalarna evirir. Fakat kalbe, kmil Muhammed

85
El-Hakm, el-Mucems-sf, s. 480.
86
bn Arab, Tercmnl-evk, Beyrut, 1996, s. 44-45. Bizim buraya aldmz beyitler ` -='--
: Ruhlar Karlat" balkl iirin son ksmdr.
87
Bilindii gibi kalp, Arapa'da deimek anlamna gelen ka-le-be (-': kalbetti, deiti) fiilinden
tremitir.

23
mrifetler eriirse, bu defa da Mushaf olur; orada "Kur'n makm"na
88
ulalr. Bu
makam ise "Bana 'cevmiu'l-kelim' verildi"
89
makmdr.
90

Muhabbeti din edinmek bu makmn bir gereidir. Kur'n'da: "De ki: Eer
Allh seviyorsanz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin"
91
buyurulur. Muhabbeti din
edinmek, Hz. Muhammed'e ittib etmektir. Dni muhabbet zerine kuran kiinin
anlayndan daha yce bir din olamaz. Bu ise Muhammedlere mahsustur. Zr, Hz.
Muhammed ir peygamberler iinde, dier gzel sfatlarn yan sra, muhabbet
makmna da kemal noktasnda shiptir. Allh Tel onu kendisine "habb" edinmitir.
Yni o hem seven, hem de sevilendir. Onun vrisleri de elbetteki, onun yolunda
gidecektir."
92

Grld gibi, burada bizzat mellifin kendisi ne vahdet-i edyndan, ne de
dinlerden bahsetmektedir. O bz dn duygularn "ak lisn"yla terennm etmektedir.
Bu duygularn konusu ise tbii olduu peygamberinin ship olduu makam ve getirdii
erat ile ilgilidir.
S. el-Hakm, burada "kalbim her sreti kabul edici oldu" msrsndaki "kabul

88
bn Arab, insanlar tenzih veya tebihten birisine davet etmeyi "Furkn" diye isimlendirir. Hz. Nh
kavmini yalnzca tenzhe davet ettii iin, onun dveti Furkn'dr. Bu ikisini birletirerek yaplan
davet ise "Kur'n"dr. Kur'n Makm, Furkn Makmn da kapsayan, cem' makmdr. Hz.
Peygamber dvetini "Onun benzeri gibisi yoktur" (r, 42/11) yeti ile yapt iin Kur'n
Makmna shipti. (bn Arab, Fussu'l-hikem, tah.: Ebul-Al Afifi, Badat, 1989, ikinci bask, s.
70; bn Arab'de tenzh-tebh ve furkn-kur'n kavramlar iin ayrca bk.: el-Cl, Abdlkerm, erhu
mkilti'l-Fthti'l-Mekkiyye, tah.: Ysuf Zeydn, Khire, 1992, s. 101-108; zutsu, Anahtar-
Kavramlar, s. 79-106; Grer, Dilver, Fususul-hikem ve Mesnev Peygamberlerin ykleri, stanbul,
2002, s. 145.)
89
Buhri, Ta'br/11; Mslim, Mescid/5.
90
A. el-Cl, "Cevmiu'l-kelim" kavramn yle aklar: "Her peygamber ilh kelmn zel bir ynn
ortaya koyar ve bu zel "yn"n diliyle konuur. Bu mkemmel ilgiyi (buradaki "ilgi" kavramn biz
"haslet zellik" gibi anlyoruz) btn hallerinde gerekletiren veller bylece o peygamberin vrisi
olurlar. nk o ilgiyi ilk nce o peygamber gerekletirmitir. Hz. Muhammed ise htem'l-enbiy
olduu iin btn peygamberlerin dili onda toplanmtr." (el-Cl, Abdlkerm, Kitb'l-sfr an
Risleti'l-Envr, terc.: Mahmut Kank, (bn Arab'nin Nurlar Rislesi tercmesi ile birlikte), stanbul,
1991, s. 63.) sminden de anlalaca zere, el-Clnin bu eseri Nurlar Rislesi'ne (Rislet'l-Envr
f m ymnehu shibl-halvet minel-esrr) yaplan bir erhtir.)
91
l-i mrn, 3/31.
92
bn Arab, Kitb Zahiri'l-a'lk erhu Tercmni'l-evk, s. 39-41 (Tercman'l-evkn hiyesinde,
Beyrut, 1966, s. 43-44).

24
edici oldu" ifadesine dikkat eker. Bu onun kalbinin vs'atini, baka bir ifadeyle, bn
Arab'nin ulat makm gstermektedir. Ayrca, kalbin her sreti "kabul edici bir hle
gelmesi" ile "kabul etmi olmas" ayn ey deildir. Birincide, baka bir ey deil,
sdece kalbin eritii kemle iret vardr. Onu bu keml noktasna ulatran, ya da her
sreti kabul edici bir hle gelmesini salayan vsta ise, ikinci msrda belirtildii zere
'muhabbet'ten baka bir ey deildir. bn Arab bu dncesinde de, Hz. Peygamber'e
ittibnn Allhn muhabbetine mazhar olmay te'min edeceini beyan eden yeti esas
alr. Ancak burada da hassas bir durum vardr. Bu yet bir yandan Hz. Peygamber'in
Kur'n, snnet ve erat olarak getirdii her eyi kabul edecek srette geni bir kalbe
ship olmay cap ettirdii gibi, dier yandan da Allhn muhabbetine mazhar olmann
yegne vstas olarak, Hz. Peygamber'e ittiby tek yol gsterdii iin kap araln
olduka daraltmaktadr. Dolaysyla bn Arab, dinde muhabbet merebini
benimsemitir. Onun kalbi, oraya tecell edecek her sreti kabul edebilecek bir kemle
ulamtr. Ancak, orada tecell eden sretler bu izilen erevenin (Muhammed keml)
dnda olmayacaktr.
93

Gerekten de, bn Arab, Msevliin ve sevliin btn ynden sahih grd
hibir mertebesini reddetmez. Aksine onlar kendi dnce yelpzesinin nemli
motifleri ve dn/tasavvuf fikriyatnn temel aralar olarak kullanr ve kemle ulamada
onlardan zam lde istifde eder. Bilhassa el-Ftht'l-Mekkiyye'de pek ok
konuyu "Msev hazretlerden/makamlardan .... (konusu)" "Muhammed
hazretlerden/makamlardan ... (konusu)" bal altnda ilemesi, hatt bzan da "bu
msev-muhammed bir hazrettir"
94
gibi ifdelerle bu eratleri birbiri iinde kullanmas
olduka dikkat ekicidir.
Aslnda bu, tasavvufta hi de yabanc olunmayan bir durumdur. Tasavvuf
terakkde her velnin ulat keml noktas bir nebnin makm olarak
isimlendirilmitir. Ancak, hemen hatrlatalm ki, bu snflandrma ne peygamberlerin
ship olduklar makamlarn -belki burada tasavvuf bir terim olarak "hal" kavramn
kullanmak daha uygun olur- birbirinden stn olduu eklinde, ne de bir peygamberin
makmna ulaan bir velnin dier bz peygamberlerden stn olduu eklinde
anlalm ya da kullanlmtr.
Klasik tasavvuf kitaplarnda tasavvufun sekiz hasletinin sekiz peygamberden
alnd rivyet edilir. Buna gre tasavvuf u 8 esas zerine kurulmutur: Seh
(cmertlik, yumuaklk) Hz. brhm'in
(a.s.)
, rz Hz. shk'n
(a.s.)
, sabr Hz. Eyyb'un
(a.s.)
,

93
El-Hakm, a.g.e., s. 481-482.
94
Bk.: bn Arab, Mrifet ve Hikmet, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1995, s. 240; el-Ftht'l-
Mekkiyye, VI. Fasl, 326. Bbn bal.

25
iret (maksad konumadan anlama ve anlatma) Hz. Zekeriy'nn
(a.s.)
, gurbet Hz.
Yahy'nn
(a.s.)
, sf (yn elbise giymek) Hz. Ms'nn
(a.s.)
, seyahat Hz. s'nn
(a.s.)
ve fakr
Hz. Muhammed'in
(a.s.)
hasletidir."
95
Her insann olduu gibi, her slikin de mizc vey
benimsedii hayat tarz farkl olabilir. Dolaysyla peygamberlerde grlen hasletleri
benimseyip ona gre dn bir hayat srmeye alan slikler kendilerini slm diresinin
dna km saymazlar.
Bunun yannda, peygamberlerin ship olduklar hallerin sfnin gnl ve mrifet
dnysnda daha derin anlamlar da vardr. Mesel bn Arab bu konuda yle der:
"Muhammed
(s.a.s.)
mmetinin velleri arasndan -ki, bunlar tm peygamberlerin
(a.s.)

makamlarnn cmiidirler- bzan Hz. Ms'nn makmna ve hline vris olan bir vel
kabilir. Fakat o vel bu mrsa Hz. Ms'nn nurundan deil de, Hz. Muhammed'in
nurundan konar. Dolaysyla onun hli Hz. Muhammed'den gelmi olur. Tpk, Hz.
Ms'nn hlinin de Hz. Muhammed'den
96
geldii gibi."
97

Ayrca, bn Arab, bir velnin lm esnasnda Hz. Ms'nn, ya da Hz. s'nn
mlhazasnn onda zuhur ederek, onun bu peygamberleri zikredebileceini, o ahs
yakndan tanmayanlarn ise onun Yahd veya Hristiyan olduunu zannedeceklerini
syler. Oysa bu durum o velnin kendi makmn tanmasndan ve kutba ballndan
kaynaklanr. Kutup ise dorudan doruya Hz. Muhammed'in kalbi zerinedir. bn
Arab, Hz. Ms'nn, Hz. s'nn ve Hz. brhm'in kalbi zere olan kiilerle
karlatn, bu hususlar ancak "dostlar"n anlayabileceini, dierleri iin ise bir sr
olarak kalmaya devam edeceini syler.
98

Abdlkdir el-Geyln'nin: "Her vel bir nebinin kademi zerinedir; ben de
ceddim Hz. Muhammed'in kademi zerineyim. O ayan nereye basmsa ben de oraya
bastm, nereden kaldrmsa ben de oradan ayam kaldrdm"
99
sz ve el-
Hamriyye'sinde geen u beyit ayn hususa dikkat ekmektedir:
"Herkes bir kadem/iz zerine gider. Ben ise,
Ayn ndrd Nebinin kademi zereyim. "
100


95
El-Geyln, Abdlkdir, db's-slk (Fthu'l-gayb), tah.: Muhammed Gassn Azkl, Dimak,
1995, s. 187-188.
96
Burada Hz. Muhammed'in "htem'l-enbiy"lna, "htem'l-evliy"lna ve "dem su ile toprak
arasnda iken ben neb idim" (Tirmiz, Menkb/1; ayrca bk.: el-Acln, sml b. Muhammed,
Kef/-haf ve mzlil-ilbs, Beyrut, 1997, II/118) hadsine atf vardr.
97
bn Arab, Nurlar Rislesi, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1991, s. 30.
98
A.e., s. 30-31.
99
E-attanf, Al b. Ysuf (bn Cehzam), Behcetl-esrr ve madinl-envr, Msr, 1304, s. 22.
100
El-Geyln, Abdlkdir, Dvn, tah.: Ysuf Zeydn, Khire, 1990, s. 155.

26
bn Arab'nin vahdet-i edyn inancna ship olduunu syleyenlerin dayandklar
bir dier iir de el-Ftht el-Mekkiyye'de gemektedir:
"Halk, ilah hakknda birtakm inanlar edindi,
Ben ise onlarn tikatlarnn hepsine hit oldum (bz nshalarda: inandm).
(Hak) onlara eitli sretlerde grnnce,
Grdklerine inandlar ve inkr etmediler.
Kukusuz, muvahhid erat en ma'zrdr;
Mrikler ise, ibdet etseler de akdirler. "
101

Bu beyitlerle ilgili yoruma gemeden, ncelikle, "bn Arab'yi anlama" hakknda
bir eyler sylemek istiyoruz. yleki: bn Arab'nin kuvvetli bir ir, yksek
makamlara ulat kabul edilen bir sf ve derin fikirleri olan bir mtefekkir olduu
herkese kabul edilen bir husustur.
102
Dolaysyla, onun hakknda hkm verirken,
ondan yaplan alntlarn, yni ondan sdr olan duygu ve dncelerin beyan edildii
ortam ve onlarn hedefini ncelikle tesbit etmek, ya da gz nne almak, verilen
hkmde isbet payn artracaktr. (Aslnda bu, sdece bn Arab ile ilgili olmayp,
genel bir kuraldr.) Mesel, E. Aff, Tercmn'l-evk ile ilgili u tesbti yapar:
"Tercmnl-evk'n dili, zhir mndan sarf- nazar ederek te'vil edilmesi gereken
sembolik ve stlah bir dildir. Halep fakhlerinin gazelleri hakknda ileri-geri
konumalar zerine bn Arab'nin Zahir ismiyle yazd tasavvuf erhte de yapt
budur."
103
Ancak, hemen syleyelim ki, yllar sonra yazd bir kitabnda bunlar
syleyen stat Aff'nin, yllar nce yapm olduu doktora almasnda bu metodu
takip ettiini syleyebilmek zordur.
bn Arab'yi doru olarak anlayp deerlendirebilmek iin nem verilmesi
gereken noktalardan birisini de N. Keklik u ifadeleriyle aklar: "Onu belli bir ynden
deil, fakat, sisteminin btnl ierisinde dikkate almak ve herhangi bir szn bu
erevede deerlendirmek gerektir. Aksi takdirde, bizzat kendisinin de "benim szm
ancak iki gzl olanlar anlayabilir, tek gzl olanlar anlayamaz"
104
dedii gibi, onun
hakknda ileri srlecek kanatler dima yanl olacak ve onun fikirleri esas gyesinden
baka mecrlara kaydrlacaktr."
105
O halde, bn Arab zerinde alrken vey onun

101
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/132.
102
Atay, Hseyin, "lm Bir Tenkit rnei Olarak bn Keml Paann Muhyiddn b. Arab Hakkndaki
Fetvas" (eyhlislam bn Keml Sempozyumu ierisinde), Ankara, 1986, s. 263, 268.
103
Aff, Ebul-Al, Tasavvuf slm'da Manev Hayat, terc.: Ekrem Demirli-Abdullah Kartal, stanbul,
1996, s. 203.
104
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/418.
105
Bk.: Keklik, Nihat, bn'l-Arab'nin Eserleri ve Kaynaklar in Msdak Olarak el-Ftht el-

27
hakknda bir hkm verirken olduka dikkatli olmak gerekmektedir.
Yukardaki beyitlere gelince: Tasavvuftaki en byk makamlardan birisi, daha
nceki beyitlerde de getii zere, "muhabbet"tir. Bu makmn st seviyeleri,
muhabbetin sfnin btn benliini kaplamasn gerektirir. Sf bu haliyle btn
mahlktn Yaratcnn bir eseri olduu uurunu derinden idrak eder ve mahlkt
Hakk'n "adet bir paras" olarak deerlendirir. Bylesi duygular ise sfyi, mahlkta
tam bir rahmet ve efkat nazaryla bakmaya sevkeder. Zr, Hakk'n rahmeti her eyi
kuatm
106
ve gazabn gemitir.
107
Onlarn izinde gittikleri Peygamber -tpk dier
peygamberler gibi-, deil sdece bir toplulua, btn "lemler"e rahmet olarak
gnderilmi
108
bir "rahmet peygamberidir.
109
Bize gre, yeri gelince dier milletlere,
dier din mensuplarna kar sert tedbirler alnmasn hkmdarlardan talep eden, -ki,
bunlardan birisi de bn Arab'dir-
110
hatta onlara kar savaa girmekten ekinmeyen
sflerin, gerek nazariyede ve gerekse pratikte btn insanl, hatt btn mahlkt
kucaklayc olmalarnn temel sebebi olarak, onlar zerinde tecell eden, Hakk'n
muhabbet ve rahmet sfatlarn grmek gerekir.
Btn bunlarn yannda, yukardaki iirin son msrasnda bn Arab, "mrikler
ise, ibdet etseler de akdirler" diyerek, dinler ya da inanlar arasnda aka ayrm
yapmaktadr. O halde nceki ifadelerinin doru ve btncl bir adan yorumlanmas
gerekir.
Buraya kadar, bn Arab'nin vahdet-i edyn fikrine ship olduunu iddi
edenlerin, bu iddilarnda kullandklar iirlerden bahsettik. Aslnda btn bunlarn, bn
Arab'yi itham edenler asndan, "bir bardak suda frtna koparmak" olduunu da
syleyebiliriz. Zr, iir insann duygusal ynyle ilgilidir. Duygusallk ile ifde edilen
dnceler, -bunu bn Arab'nin dnceleri yanltr anlamnda sylemiyoruz- iddeti
ve mhiyeti her ne olursa olsun, -iirin dnceyi ifde etmedeki vecizliini inkr
etmemekle birlikte- bize gre mazur grlebilir. Baka bir deyile, bir kiinin lehinde
veya bilhassa aleyhinde iirden delil getirmek olduka zordur. nk iirde kullanlan
dil semboliktir, her trl yoruma aktr. ir iirlerine eitli anlamlar ykleyebilecei
geni bir hareket alanna shiptir. Dolaysyla iirden herkese anlalan mnda
insicam, birlik olmaz. Yni iirden herkes kendine gre farkl bir anlam karabilir ve

Mekkiyye, Ankara, 1990, s. VI.
106
'raf, 7/151.
107
Buhr, Tevhd/5; 15; 22; 28; Bed'u'l-halk/1; Mslim, Tevbe/14-16; bn Mce, Zhd/35.
108
Enbiy, 21/107. Bu yetin Enbiy (peygamberler) Srerinde gemesi de ayrca dikkat ekicidir.
109
Mslim, Birr/87; Tirmiz, Daavt/118; bn Mce, kme/25; 189; Eb Dvd, Snne/10.
110
Bk.: Uluda, Sleyman, bn Arab, Ankara, 1995, s. 47-52.

28
iirden karlacak anlamlarn iri balaycl da kesin deildir. Nitekim bn Arab,
Tercmn'l-evk'ndaki iirine ok basit bir erh yaparak, o iirden bakalarnn
karaca anlamlarn nne set ekmek istemitir. Halbuki yukarda da grlecei gibi,
o iir, bn Arab'nin erhettiinin dnda, nemli problemler douracak anlamalar iin
ok msittir.
Tasavvuf dnysnda mahlkt ve inanlar bu adan kucaklayc bir tavr
sergilemek noktasnda bn Arab ne ilk, ne de son sfdir. Sfler arasnda bu hususta
tam bir fikir birliinden szetmek mmkndr. Dolaysyla almamzn bu ksmnda
sflerin dier din ve inan mensuplar hakkndaki dncelerinden bz rnekler
vermenin faydal ve gerekli olacan dnyoruz.

Sflerin Farkl nanlara Bak
Tasavvufun ana kaynaklarndan Kueyr Rislesi'nde Hz. brhm hakknda
zikredilen u anekdot, aslnda, sflerin dier din mensuplarna bak ve ayn zamanda
onlarn bu davranlarnn maksadn sanrz net bir ekilde yanstmakta ve
zetlemektedir:
"Hz. brhm'e (a.s.) bir yolcu gelir. Kendisini misafir etmesini ister. Hz. brhm
ona "dnini deitirip, tevhdi kabul edersen seni misfir ederim" der. Yolcu teklifi
kabul etmez, gider. Bunun zerine Hz. brhm'e yle bir hitap gelir: "Biz onu, kfir
olduu halde, yetmi yldr beslemekteyiz; sen, bir gececik, onu inancna bakmadan
besleseydin ne olurdu?!"
111

Dier taraftan, bilhassa brhm b. Edhem'in (v. 161/779) bir Hristiyan rahibi
kendisine arkada edinmesi ve ondan zhdn inceliklerini renmesi sflerin dier din
mensuplarna ve zellikle de Ehl-i Kitb'a baklar konusunda kayda deer bir
rnektir.
112

Yukarda bn Arabnin en son zikrettiimiz iirinin ilk beyitleri Hallc-
Mansr'a da (dm 309/921) nisbet edilir.
113
Hallc'n buna benzer baka ifdeleri de
vardr.
114
Hallac, bir Yahdye "kpek" diye hitap etmesinden dolay kzd kiinin
kendisinden zr dilemesi ve gnln almaya almas zerine o ahsa yle nasihat
eder: "Yavrucuum! Dinlerin tm Allhndr. Her din ile bir kitleyi megul ediyor.

111
El-Kueyr, Abdlkerm, er-Rislet'l-Kueyriyye, tah.: Abdlhalm Mahmd-Mahmd b. e-erf,
Khire, 1966, s. 134, 227.
112
Bk.: Ate, slm Tasavvufu, s. 78-81.
113
Bk.: el-Hallc, el-Hseyin b. Mansr, Dvn, Kln, 1997, s. 92.
114
Bk.: el-Cezzr, a.g.e., s. 265-266.

29
Her kitle kendisi iin seilmi olan dni izliyor; kendi iradeleriyle setikleri dni deil.
Bir insann bir bakasn, izledii din yznden itham edebilmesi iin, o dnin o kii
tarafndan zgr irdeyle seilmi olmas gerekir. unu bil ki, Yahdlik, Hristiyanlk,
Mslmanlk ve teki dinler deiik nvanlar, deiik adlardr; ama hepsinin ortak
amac birdir, deimez."
115
"Kfr ve man isim ynnden farkldrlar, ama hakkat
ynnden aralarnda fark yoktur."
116

Ona gre, dinler, bir olan hakkate eitli ynlerden yaplan bak alardr. Her
din shibi, Allha dierininkinden farkl bir ekilde bakar. Aslnda herkes ayn eyi
aramaktadr. Kullandklar isim ve sfatlarda farkllklar olmasna ramen, hepsi de ayn
gyeyi gtmektedir.
117

Horasan'n cokun sflerinden ve tekke dabn ilk tesbit edenlerden Eb Sad-i
Ebu'l-Hayr'n (v. 440/1049) u beyitleri de ayn duygularn ifadesidir:
"Yahd ocuklarn da kendi halleriyle sevdim,
Senden dolay... Hatt neredeyse ben de Yahd oldum!
Namaz klyorum; kblemi bilerek eviriyorum,
Sizin kblenize. hit ol ki, namazm senin hitliin iindir.
Namazmda sizin muhabbetinizle hidyete eriyorum;
Msnn Tevrtyla, sonra da Ahmed'in Furknyla...
118

lh ak zirvelerde yaayan sflerden Mevln (v. 672/1273) da dier
insanlara sonsuz bir rahmet gzyle bakmtr, insanlar arasnda muhabbete dayal bir
birlikteliin olabileceini deflarca vurgulamtr. O btn dinleri ve mezhepleri insn
olgunlua erimede bir vsta olarak grr.
119
Ona gre yaratcy arayan her dnce,
ayn yere kan, ayn hakkate ulatran gizli birer merdivendir:
"Cihanda gizli merdivenler var; basamak basamak, t gklere dek.
Her bln bir baka merdiveni var; her yryn baka bir g...
Her biri brnn hlinden habersiz. Bir mlk ki, geni mi geni; ne ba var, ne

115
ztrk, Y. Nuri, Hallc- Mansr ve Eseri, stanbul, 1996, ikinci bask, s. 401 (Massignon-Paul Kraus,
Ahbrul-Hallc, (?), 1936, s. 69'dan naklen).
116
A.g.e., s. 399 (Ahbrul-Hallc, s. 53'ten naklen). Hallc'n grleri iin ayrca bk.: Uluda,
Sleyman, "Hallc- Mansr" D..A., stanbul, 1997, XV/379.
117
Srr, Th Abdlbk, el-Hallc, ehdt-tasavvufil-slm, Khire, 1996, s. 165.
118
El-Cezzr, a.g.e., s. 269 (Eb Sad'in torunu Muhammed b. el-Mnevver el-Meyhen'nin Esrrt-
tevhd f makmti'-eyh Eb Sad, Khire, ts., s. 279'dan naklen.) Eb Sad'in benzer grleri iin
bk.: Yazc, Tahsin, "Eb Sad-i Ebl-Hayr" D..A., stanbul, 1994, X/221.
119
Atasagun, Galip, Mevln Celleddn Rm ve Mesnev'de Bahsedilen Dinler, Konya, 2001, s. 134.

30
sonu"
120

"Her peygamberin bir yolu, her velnin bir merebi vardr. Deil mi ki, hepsi de
halk Hakk'a ulatryor; yleyse hepsi de birdir.
Dinler arasndaki ihtilaf, gidi tarznda ve grntedir; yolun hakkatinde ise
ayrlk yoktur."
121

Ne var ki, dinlerin hakkatlerinin birliini, insanlarn inanlarnn hakkatini
anlayabilmek iin belli bir fikir ve gnl tekmlne ulam olmak gerekir:

Sr gz ile, gnl gz ile mmine de, kfire de bir bak;


Hibirinde, Y Rab! sesinden, Y Hay! sedsndan baka bir ey yok."
122

Bu bak tarz ak yoludur. "Birdir nazar- Hak'ta Mecs ile Mselmn" diyen
Ziy Paa'nn tbiriyle Hakk'n nazaryla bakabilmektir. Bu bak asndan bakldnda
ise kfr, man gibi eyler grnmez. Zr ak mezhebinde kfr ve man yoktur; tpk
kta tenin, akln, cann ve gnln olmad gibi. Mevln'ya gre, bu hakkati
kavrayamayanlar, herkesin eitli dillerde Hakk'a yalvardn gremeyenler gerek
Mslmanla ulaamamlar demektir.
123

Mevln bu fikrini bir baka iirinde de u ekilde ifde eder:
"Bzan gizlenen, bzan aikr olan biziz,
Bzan Mmin, bzan Msev, bzan da Hristiyanz.
Bu gnlmz, rnei olmak iin her gnln
Grnr bir baka srette her gn..."
124

Ak kavramnn Mevln dncesinde mstesn bir yeri vardr. "Dn anlamda
ak mevcut yetmi iki frkadan daha gldr. Dahas, putperestlikten de, dinden de
stndr; phenin de, gerein de tesindedir. O ayrl azaltan bir dindir. nsanlar
arasnda birlik oluturur. nk btn dinlerin kayna ilh sevgidir, ilh aktr,
125
ya
da sevgiden kaynaklanan korkudur. Eflk, bu konuyla ilgili yle bir rivyet nakleder:
"Bir gn bir Rum usta Hdvendigr'n evinde ocak yapyordu. Dostlar aka

120
Mevln, Celleddn-i Rm, Mesnev, Ankara, 1993, tpk basm,V/244, beyit no: 2557-2559.
121
A.g.e., 1/14 (504. beyitin konu bal; yorumu iin bk.: Can, efik, "Mevln'ya Gre; Din, mn ve
Kfr" 5. Mill Mevln Kongresi Teblileri, Konya, 1992, s. 19-27.)
122
Can, efik, Mevln, Hayt, ahsiyeti, Fikirleri, stanbul, 1995, s. 147 (Mevln, Dvn- Kebr, c. V,
nr. 2578'den naklen).
123
A.g.e., s. 149.
124
Mevln, Celleddn-i Rm, Hz. Mevln'nn Rubleri, terc.: efik Can. Ankara, 2001, rub nr.:
1527.
125
Aresteh, Reza, Akta ve Yaratclkta Yeniden Dou, terc.: B. Demirkol-.Ozdemir, Ankara, 2001, s.
65.

31
yoluyla ona: "Niin Mslman olmuyorsun? Dinlerin en iyisi slm'dr" dediler. O: "Elli
seneye yakndr ki, s dnindeyim. Dnimi terketmek hussunda ondan korkar ve
utanrm" dedi. Birdenbire Mevln hazretleri ieri girdi ve yle dedi: "mnn srr
korkudur. Her kim Tanr'dan korkarsa, o Hristiyan da olsa din shibidir, dinsiz
deildir."
126

Dier sflerin ve Mevln'nn bu grlerini psikolojik ynden deerlendiren
Aresteh, dinler arasndaki zihn ayrlklar yok etmenin bir "iyiletirme" ideali
tadna, hakkate ulamada yeryzndeki insanlar saysnca bulunan yollarn egonun
yok edilmesini ve insanla 'ben'liksiz hizmet etmeyi gerektirdiine, insanlarn
kardeliinin herkesi 'Allhn kulu' emsiyesi altnda birletireceine ve akn btn
farkllklar giderip, tm yaralar iyiletireceine dikkat eker.
127

Mevln'nn eitli dinler ve inanlar ile ilgili grlerini drt ana balk altnda
toplamak mmkndr: l-Ona gre, dinlerin yollar, yntemleri ayr ise de, gayeleri
birdir ve yola deil, maksada bakmak gerekir. 2-eitli inanlarn farkl grlmesinin
ve alglanmasnn asl sebebini, onlarn grnteki farkllklarnn zdeki
benzerliklerini glgeleyecek derecede asl grlmesinde ve abartlmasnda aramak
gerekir. 3-Yollarn ayrlnn bir baka nedeni, yetmi iki milletin birbirini tanmamas,
aralarnda diyalog olmamas ve birinin tekinden phe ierisinde olmasdr. 4-Farkl
inan shipleri arasndaki kavgalarn birdier sebebi de, tekinin dilini anlayamamak,
onun dnce ve duygu dnys hakknda bilgisiz olmaktr.
128

Mevln'nn dier dinlere bak ile ilgili rnekleri oaltmak mmkndr.
Ancak bu bahsi u deerlendirme ile bitirmek istiyoruz: Ona gre bakalarna hakir bir
gzle bakmak, bakalarna kfir deyip, kendisini kfir olarak yaratmad iin Allha
hamdetmek, sapklktan ve halk saptrmaktan baka bir ey deildir. Bylesi bir
davrann peygamberlerin ve evliylarn terzisinde yeri yoktur.
129

nsanlar sevmeyi ilh akn ve gerek k olabilmenin artlarndan sayan
Ynus Emre (v. 721/1321), bu konuyu iirlerinde en gzel ileyen sflerdendir.
"Yetmi iki millete bir gzle bakmayan, halka mderris olsa da hakkatte kfirdir" diyen
bu nl ir sfmiz, bylesi kimseleri "er'in evliyas, hakkatin kfiri" eklinde

126
Eflk, Ahmed, riflerin Menkbeleri, terc.: Tahsin Yazc, stanbul, 1989, II/517.
127
Aresteh, A. Rza-Sheikh, Enis, A., "Sufzm: Evrensel Benlie Giden Yol..."( Sf Psikolojisi ierisinde,
haz.: Kemal Sayar), stanbul, 2000, s. 43.
128
Fazla bilgi iin bk.: Yaran, Sdk, "bn Arab, Mevln ve Ynus Emreye Gre "tekinin Durumu"
(slm ve teki ierisinde, ed.: C. Sdk Yaran), stanbul, 2001, s. 326-332.
129
Can, a.g.e., s. 145.

32
tanmlar.
130
nk Ynus'un din anlayna gre, Allh gerekten sevenler onun en
mkemmel eseri ve halfesi olan "insan" da sevmek zorundadr. Bu konudaki rnek
szlerinden birka unlardr:
"Hakk gerek sevenlere cmle lem karde gelir.
***
Muk neyi severse lzmdr sevmek onu; Dostumuzun dostuna yd ende ne
lyk?! Sen gerek k isen Dostun dostuna dost ol; Ger byle olmaz isen, dostum
demegil bayk.
***
Cmle bir an birler, cmle ona giderler, Cmle dilan syler, her bir tebdil
iinde.
***
Yetmi iki millete kurban ol k isen, T klar safnda imam olasn sdk.
***
Yetmi iki millete suum budur "Hak" dedim, Korku hyanetedir, ya ben niin
kzaram!?
***
Hss u m, mut, s dost kuludur cmlesi."
Bunlarda ve buraya almadmz pekok dizesinde, bugn Ynus Emre ile
zdelemi olan "yaratlan yaratandan tr ho grme" dncesinin tezahrlerini
kolayca ve aka grebiliyoruz. Ynus'a gre Allhn bir kulu ve insan olarak her fert
deerlidir. yi veya kt olmas, itaatkr veya isyankr olmas Allah ile kendi arasndaki
bir meseledir. nsana duyulan sayg veya sevginin asl sebebi ondaki insan olma
meziyeti ve tad ilh cevherdir.
131

Cokun deyileriyle tannan Niyz Msr'nin (v. 1105/1694) u drtl de
olduka ak ve arpcdr:
"Bu cihnn halkna bir yolum urar benim,
Cem edip bunca kuma bir bezistn olurum.
Geh Nasr, geh Yahd, geh Ters, geh Mecs,
Geh a, gh olur Snn-Mselmn olurum. "
132

Sflerin bu trl duygu ve dncelerini, kaynan Hak'tan grerek, halka

130
Ynus Emre, Ynus Emre Dvn, haz.: Faruk Kadri Timurta, stanbul, ts., s. 55.
131
Bk.: Demirci, Mehmet, Ynus Emrede lh Ak ve nsan Sevgisi, stanbul, 1997, ikinci bask, s. 92
vd. Ynus Emre'nin dier din ve inan mensuplarna bak hakknda ayrca bk.: Yaran, a.g.m., s.
335-340.
132
Niyz Msr, Dvn, stanbul, 1963, s. 109.

33
gsterdikleri muhabbet dncesinden baka bir eyle zah etmenin doru olmad
kanaatindeyiz. Zr, sflerin Hz. Peygamber'in getirdii eratin dnda baka bir
erate ya da dne hayatlarnda yer vermeme hususunda zam zeni gsterdikleri,
dahas, Hz. Peygamber'in dnini tebli etmede trih boyunca can gnlden hizmet
ettikleri bilinen bir gerektir. O halde onlarn dier din mensuplarna kar gsterdikleri
hogrnn sebebi, ship olduklar "muhabbet" mertebesinden baka bir ey deildir.
bn Arab'yi "vahdet-i edync" olmakla itham eden ve bu iddisnda onun "Halk, ilah
hakknda birtakm inanlar edindi..." iirini de delil gsteren
133
S. Ate'in, bir eserinde
ilh dinlerden bahsederken duygularn:
"Gah kilisede mtekif, gah mescitte sakinim;
Her kapda Allhm, seni bulmaktr dnim... "
134

dizeleriyle dile getirmesi u adan bir hayli ilgintir: Hoca, yllar nce, bn Arab'yi
dncesinde yanl olmakla itham ederken, yllar sonra yazm olduu bir kitabnda
onunla ayn duygular paylatn gsteren ifdelere yer vermektedir.
Aslnda rahmetin varln ess olduu, rahmetin her eyden geni olduu
hususu Kur'n'da da, hadslerde de ok ak olarak beyn edilmitir. "Rahmetim her eyi
kuatmtr"
135
yeti bata olmak zere Kur'n'da, Allhn rahmetinin sonsuzluundan
ve geniliinden bahseden yetlerin says insan hayrete drecek derecede ok ve
arpcdr. Ayn yansmay hadslerde de bulmak mmkndr. "Rahmetim gazabm
gemitir"
136
, "... te, Allhn kuluna olan merhameti (ocuunu ateten koruyan) bu
annenin ocuuna olan merhametinden, sevgisinden ok daha fazladr", "Allhn yz
rahmeti vardr; insanlar, cinler, hayvanlar ve bcekler ksaca, mahlktn birbirine olan
merhameti Allhn rahmetinin ancak yzde biridir"
137
hadsleri Allhn rahmetinin
geniliiyle ilgili hadslerden birka rnektir.
Hakk'a giderken ondan baka hibir eyi istemeyen ve sevmeyen sfler, Hak'tan
gelirken, yni halka Hakkn gzyle baktklarnda ise, mahlkt, Hakk'n
muhabbetinden ne'et etmi birer varlk olarak grdkleri iin, zorunlu olarak, her eye
ancak rahmet nazaryla bakmay ihmal etmezler. Zr tasavvuf dnceye gre Hakk'n
halk yaratmasnda iki etken vardr: Muhabbet ve mrifet. Bunun iin hemen btn
sfler tarafndan "Ben gizli bir hazne idim; bilinmeye (mrifet) muhabbet ettim
(muhabbet) ve halk yarattm"
138
sz sahih bir hads olarak kabul edilmi ve bu rivyeti

133
Ate, r Tefsr Okulu, s. 266.
134
Ate, slm Tasavvufu, s. 78.
135
A'rf, 7/156. Ayrca bk.: Gfr, 40/7.
136
Buhr, Bed'u'l-halk/1, Tevhd/18, 22, 55; Mslim, Tevbe/15.
137
Mslim, Tevbe/19-22.
138
Bk.: el-Acln, a.g.e., II/121.

34
zah ve erh sadedinde pek ok risle kaleme alnmtr.
139

yle grnyor ki, btn sfler insanlarla iliki kurarken ncelikle muhatabn
Yce Yaratc'nn yaratt ve deer verdii bir eseri olduu dncesinden hareket
etmektedirler. Sflerin dier insanlarla kolay ilikiler kurmasndaki ve tasavvufun
farkl kltrlerden pek ok kimsenin slm' kabulnde etkin rol oynamasndaki srrn
sebebi bu olsa gerektir. Sfler slm hogrnn temsilcisi olma vasfn trih boyu hep
korumulardr.
Meselenin bir de tasavvuf dncede tekml ile ilgili boyutu vardr ki, onu da
bilhassa tasavvuf aratrmalaryla nl msterik Nicholson u cmleleriyle
deerlendiriyor: "Allhn yarattklarna muhabbetle bakmak, btn varl bir grmek,
insn- kmil'in seyirlerinden birisidir ve bu fen-bak ve vahdet mertebeleri ile
alkaldr."
140
Buradan anlalan odur ki, varla tammiyle merhamet gzyle
bakamayan ve onlar muhabbetle kucaklayamayan sfler seyru slklerinde kemle
ulaamam olanlardr.
bn Arab'de dinlerin akn birlii meselesinin bir de ilm boyutu, nazariye ve
dnce taraf vardr ki, o boyut daha cidd grnyor. imdi de bu konuda bn
Arab'nin dier eserlerinden yaplan iktibaslar ve onlarn aratrmaclar tarafndan nasl
deerlendirildiini grelim.

C) NESRLER: 'BDET'N HAKKAT
bn Arab'ye gre Zt- ilhiyye insann kalbine eitli sretlerde tecell eder.
nsan da kalbine doan bu tecelllerden, tahayyl kuvveti ile bir "ilah" fikri oluturur. O
halde, her ne kadar Hak her trl tikadn versnda ise de, Allah hakknda bu
durumdaki, yni samimiyetten kaynaklanan ve ilh tecellyi anlamaya dayanan her
inan dorudur. Her inan shibi de kendi inancnda hakldr. nk o sdece kalbinde
Rabbi hakknda bulduu/dnd/zannettii srete tikat etmektedir.
141
Fakat,
gerekte "Allh hakkyla takdr edemediler"
142
yetinde belirtildii gibi, hi kimse
Allha hakk ekliyle ibdet edemez; ona yaplan her ibdet sdece ibdet eden
kimsenin kendi dncesinde tasavvur ettii (ilah) iindir. Halbuki, Allh Tel latftir;
buna karlk, tasavvurda mnezzeh ile mnezzeh olmayan her trl sfatlar ortaktr. O

139
Ylmaz, H. Kmil, Tasavvuf Hads erhleri ve Konev'nin Krk Hads erhi, stanbul, 1990, s. 105.
140
Nicholson, Reynold, slm Sfleri, terc.:(heyet), stanbul, 1978, s. 141.
141
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/265.
142
En'm, 6/91.

35
halde herkesin Allah hakkndaki inanc birer ahs, ind tasavvurdan teye gidemez.
143

u kadar var ki, insanlarn mabutlarnda, tahayyl ettikleri ulhiyetin srr tecell eder.
Belki de onlarn, bu srr bilmeden ve mabutlarnn put olduunu bile bile hl onlara
tapmalarnn czibesi budur.
144

bn Arab'nin fikirlerinin intirnda ve anlalmasnda nemli rol oynayan
Sadreddn-i Konev'nin (v. 673/1274), fertlerin Allah inanc konusundaki u zh
yukardaki ifadelerin anlalmasna yardmc olmaktadr: Ona gre "Allah" hakknda
herkesin kendi tasavvuruna uyan bir "Tanr (lah) fikri" baka bir deyimle, "sbjektif bir
Tanr telakksi vardr. Oysa "Allah" "kendisine izafe edilen vasflardan tecerrd
bakmndan: Varlk nesnelerinde idrk ve ihta edilemeyen ve tavsif olunamayan;
kendisinden hibir ey hri kalmayan; zt ve ilmi ile her eyi ihata eden; irdesi kendi
kudretine tbi olan; bilgisiyle zt ayn olan; zt tibriyle de, sfatlar tibriyle de tek
olan, ancak, kendisine yalnzca tahsis yoluyla sfatlar izafe edilebilen; ilim ve mahede
bakmndan kuatlamayan; hakknda bir hkm vermek v.s. doru olmayan; btn
sretlerden mnezzeh ve ayrca, btn ynlerden (vecihlerden) tek olduu iin ynler
(vecihler) bakmndan kavranamayan; cisim veya cismn olmayan; her zaman ve
meknda mevcut olan; knhyla bilinemeyen, anlalamayan ve ihata olunamayan; sfat
ve isimleri konusunda yarattklarndan baka olan; akl ve nazar yollaryla kavranmas
mmkn olmayandr." "Tanr" hakknda sz shibi olan herkesin, kendi zihninde
(nefsinde) tasavvur ettii bir keyfiyete gre bir "Tanr fikri" vardr ve o ahs buna
ibdet eder. Halbuki o Allah'tr; ondan baka bir lah/Tanr yoktur. u halde her "nazar"
shibi iin, ancak kendi kabiliyetine gre cat ettii bir ey/ilah kavram ortaya kar.
Byle bir insan ise, ancak kendi nazariyatnn mahsl (mec'l) olan eyi bulur. u da
var ki, bu tasavvur kuvvetini o insanda meydna getiren de yine Tanr'dr.
145

"Hakk'a inandn syleyen kimse ancak kendi inand ilh ver. nk o
inan shibi, nefsini kendi haylinde inand ilh'a balamtr. Dolaysyla bu kimse
ancak kendi nefsini sen etmi olur. Nasl ki, bir sanat ven kimse gerekte onun
sanatkrn vm olur. Oysa, inanlan (tasavvur edilen) ilah ona inanan kiinin ilhdr,
zr o onun kendi eseridir. O halde onun tikat ettii bir eyi vmesi kendi nefsini
vmesinden baka bir ey deildir. Dolaysyla o kii baka tikatlar ktler, inkr eder.
Halbuki insaf shibi olsayd byle yapmazd. Ancak, bu kendisine has mabuda inanan
kimse, bakalarnn Allah hakkndaki tikatlarna tiraz ettii cihetle phesiz ki,
childir. O kimse Cneyd el-Badd'nin "Suyun rengi kabnn rengidir" szn

143
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/229.
144
bn Arab, Kitbul-Elif, (el-Ehadiyye), s. 47.
145
Keklik, Nihat, Sadreddn Konev'nin Felsefesinde Allah-Kint ve insan, stanbul, 1967, s. 20.

36
anlayabilseydi, her tikadn (hakkn) teslim eder ve her tikat ve her srette Allh
bilebilirdi. O kimse ancak zan shibidir, hi de lim deildir. te bu sebeple Allah (Hz.
Peygamber'in lisanyla): "Ben kulumun benim hakkmdaki zannna greyim"
146
buyurmutur. Bir kimse isterse Hakk' btn sretlerden mnezzeh klsn, Hak ona
ancak inand srette zuhur edecektir. O kii o sreti ister mutlak bilsin, isterse
mukayyed bilsin. nanlar dairesindeki ilah snrlanmak zorundadr ki, bu ilah kulun
kalbinin geniliincedir. Mutlak lah ise, onu hibir ey sdramaz."
147
Her ne kadar,
her yaratlm, Hakkn bir tecellsi olsa da, asl karlatrlamaz, dile gelmez, her hangi
bir kayt ile kaytlanamaz olan Hakk'n kendisi deildir.
148

bn Arab zerindeki almalaryla nl W. Chittick bu hususu u ekilde zah
etmektedir: "nsan alanda eyaya ynelik bu bak tarz, tek tek her bir bireyin Snrsz
Varln biricik ontolojik imknn temsil etmesi anlamna gelir; yni her biri asl
buharn ship olduu sonsuz kristalleme imknlarndan kopmu bir kar tanesi gibidir;
dolaysyla ayn ekilde her bir bireyin bilgisi de bu ayn Gereklie ilikin biricik olan
bir anlay sergiler." Cneyd'in "suyun rengi kabnn rengidir" sznde, insan
inanlarn bireyi meydna getiren ontolojik imknlar ile snrl olduuna iret vardr.
Mutlak Bilince atlm dmler veya Sonsuz Varln snrlanmalar olmalar
bakmndan halkn deiiklik arzeden inanlarnn hepsi de dorudur ve bu yzden de
eittirler. Ama inancn alan ve gerei nereye kadar yeterli bir biimde temsil ettii
konusunda sorular sormaya baladmzda, inanlarn hepsi de doru (hak) olmu olsa
bile, artk onlarn eitliinden szetmemiz mmkn olmaz. Her ne kadar "suyun rengi
kabnn rengini alr" ise de sdece her akla gelebilecek rengin kab olmayacak, ayn
zamanda az ok geirgen (effaf) olan bz kaplar da bulunacaktr.
149
Bu sebeple,
inanlar, "Snrsz Varln geerli snrlanmalar olmalar bakmndan hepsi de
dorudur; fakat insann mutluluu iin gerekli olan eylere, yni insan mkemmellliin
ieklenmesine izin verme dereceleri bakmndan eit deildir."
150

nsan bu dny haytnda, Hakk' kendi kendine anlamaya, bulmaya alacaktr.
Dolaysyla onun bu araynda Hak ile arasnda hicaplar, perdeler szkonusudur. Oysa,
Hak, kulu ile kendi arasndaki perdeyi kaldrnca, her bid Hakk' tikat ettii srette
grecektir. "O halde Hak, kulun tikadnn ayndr; yni kalp ve gz Hak'ta kendi

146
Buhr, Tevhd/15, 35; Mslim, Tevbe/1, Zikr/2; Tirmiz, Zhd/51, Daavt/131.
147
bn Arab, Fussul-hikem, s. 226.
148
Chittick, William, Hayl lemleri, terc.: Mehmet Demirkaya, stanbul, 1999, s. 205.
149
Chittick, William, Varolmann Boyutlar, terc.: Turan Ko, stanbul, 1997, s. 125.
150
Chittick, burada kaynak aynlna ramen dinler arasndaki farkllklar gndeme de getirerek bu
farkllklarn sebeplerini de aklamaktadr. (Bk.: A.g.e., s. 126-128.)

37
tikadnn sretinden baka bir ey gremez, tikat edinilen bir sretteki Hak, sdece
kalbin Hakkn sretinden kapsayabildii kadaryla Hak'tr. Hak o srette o kiiye yle
tecell eder ve o da Hakk' yle tanr. Gz de tikat ettii Hak'tan baka bir ey gremez,
tikatlarn eit eit olduu ise gizli deildir. Hakk' herhangi bir kaytla kaytlayan kii,
onu dierlerinde inkr eder ve ancak kaytlad eyde tecell ettii kadaryla Hakk'
tasdik eder. Hakk' takydden bamsz dnen kiiye gelince, o, ortaya kt her
srette onu inkr etmeyip tasdik eder ve onun sonsuz bir ekilde tecell ettii her sretin
hakkn vermeye alr. Tecell eden sretlerin ise sonu yoktur. "lm billh" da
byledir. rif indinde onun da sonu yoktur."
151
Hakk' her srette tanma ise "ilm
billh"n nemli basamaklarndandr.
Mkemmel bir rife gelince, o, kendisine ibdet edilen her bir mabudu, Hakk'n
bir tecellgh olarak gren kimsedir. Zr ulhiyet, bidin, ibdet ettii eyde
mbudunun mertebesini tahayyl ettii bir mertebedir. Bu mertebe ise bu huss tecell
mahallinde, bu mbuda sarlm olan bidin gznde Hakk'n tecell mekndr.
152
Dolaysyla mkemmel bir mrifete ship olan muhakkik rifler, Allah hakkndaki
inanlarn eitli olmas sebebiyle, Hakk' her trl tikatta, her kaynakta ve her srette
grebilmelidir. Aksi halde, makm- mahmd'a ulatn syleyen byle bir kiinin bu
ifdesi onun zannndan teye bir ey deildir.
153

Baka bir deyile, herkes ve her ey Allhn bir isminin mazhardr. Her eyde
Allhn bir ismi tecell eder. Muhakkk bir rif, her varlkta deiik sretlerde tecell
eden Allhn isim ve sfatlarn mahede edebilir.
154
Btn inanlarn zhirini deil, i
yzn grebilir. Bu yzden "rif billh" tek bir inan ierisinde mukayyed, bal
kalmamal, man erevesini daraltmamal; her trl tikd kabul etmelidir. Burada

151
bn Arab, Fussul-hikem, s. 121.
152
A.g.e., s. 194.
153
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, II/268.
154
Bursev, sml Hakk(?), Lbbl-lbb ve srru's-srr, S.. lhiyat Fakltesi Ktp., nr.: 2466, v. 16
a
.
Bu kitabn kime it olduu kesin deildir. Osmn Yahy onu bn Arab'nin eserleri arasnda
zikretmesine ramen, eserin gerek mellifinin sml Hakk Bursev olduunu syler. (Yahya,
Osman, Melleft bn Arab trhuh ve tasnfuh, Franszca'dan terc.: Ahmed Muhammed et-Tb,
(Khire), 1992, s. 533-534.) D..A.'ne "sml Hakk Bursev maddesini yazan Ali Naml ise bu
eserin slbunun . H. Bursev'ninkine benzemediini, onun Erzurumlu brhm Hakk'ya it
olabileceini kaydeder. (Naml, Ali, "sml Hakk Bursev D..A., stanbul, 2001, XXIII/106.)"Bu
sebeple, matb nshalarnda bu kitabn yazarnn Ismil Hakk Bursev olarak verilmi olmas
itibariyle, biz de imdilik ona it gsterdik.

38
bahsedilen tikdn mecaz deil, hakk tikat olduunu belirtmekte fayda vardr.
155
Allh kendi tasavvur ettii yn ile kaytlayan kimse aslnda nefsine, hevsna tbi
olmaktan baka bir ey yapmamtr. Oysa, btn kaytlardan kurtulup, Hakk' btn
balardan arndrarak yaplan bir ibdet gerek ibdettir.
156
Kald ki, sdece dny lemi
deil, hiret lemi de Hakk'n trl trl tecellsinden ibrettir:
"Tecelliyt- Hda iledir, her iki cihan;
Hak cemle nazar eyle her yandan..."
157

Gerek rifler, ayn zamanda, gerek birer Hak dr. Bu sebeple, n
sevdii mahbup hangi sfat taknrsa taknsn, hangi libsa brnrse brnsn veya her
ne ekilde tecell ederse etsin o k, katiyyen gaflete dalmaz ve mahbbunun tek
yzne balanmaz. Her yzden onun gzelliini grd gibi, tek yze balanp
kalanlar da mazur grr.
158
nk, o bilir ki, Hak, kullarna, onlarn kendisi hakkndaki
ilimleri lsnce tecell eder
159
ve kullar da, sahih bir hadste
160
belirtildii gibi, sdece
kendi nefislerinin sretine gre Hakk' tanrlar.
161
Bu durum sdece teolojik, metafizik
bilgiyle ilgili olmayp, insann genel durumu ile alkaldr. Kim olursa olsun, insanolu,
bakas hakkndaki ilminde kendi nefsine it ilminin tesine geemez.
162
Dolaysyla
insan, Hak hakknda da sdece kendi nefsinini bilgisinden baka bir bilgiye ship
deildir.
163

rif olmayanlara gelince, onlar iin hakkatini bilmeyenlerdir. Onlar Allh
ancak kendi tikat ettikleri srette tecell ettiinde bilirler ve dier tecelllerde inkr
ederler; tpk kendilerini sdece kendi tikatlaryla balayp, dier inanlar inkr
ettikleri gibi.. Halbuki onlar iin hakkatini bilselerdi, Rab'lerini her srette grebilirler

155
Bursev Lbbl-lbb ve srrus-srr, v. 2
a-b
.
156
A.g.e., v. 23
b
.
157
A.g.e.,vr.2
b
.
158
A.g.e., v. 15
b
.
159
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/215.
160
bn Arab, farkl kiilerden rivyet edilmi, uzunca bir hadsi kasdetmektedir. Bu hadse gre kymet
gn insanlar Allh Tel'y Rab olarak kendi bildikleri srette tasdik edeceklerdir. (Bk.: Buhr,
Tevhd/19; Mslim, mn/299, 302.) Sadreddn-i Konev bu hadsi metinde olmad halde, Allah
kymet gn farkl sretlere brnr ibresiyle nakleder. (Bk.: Eren, Mehmet, Sadreddn
Konevnin Hads erhilii Akademik Aratrma, Yl 1, say 1, Konya, 2001 Bahar, s. 45.)
161
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/254.
162
A.g.e., III/274.
163
A.g.e., IV/421.

39
ve Onun dier sretlerdeki tecelllerini inkra kalkmazlard.
164
Zr, Allah bizden
kendisini bilmemizi istemi ve kendisini bize bildirmitir. Oysa, Allhn zt snrszl
gerektirir. Bizim Onu bilmemiz ise kendi snrl varlmz kadar olacaktr. Dolaysyla,
bn Arab'ye gre Onun bize kendisini tantmas, ztna yaraan bir tarzda deil, bize
uygun den bir tarzdadr.
165

Hakkn deiik sretlerde tecell etmesindeki bir baka sr ise insann, daha
dorusu kinattaki her eyin yaratlmasndaki bir hikmettir ki, o hikmet, ibdettir. bn
Arab'nin nemli takipilerinden Abdlkerm el-Cl'nin ifadesiyle: "Cenb- Hak
mevcdatn kffesini kendisine ibdet iin yaratmtr. Mevcdat mezkr ibdet hikmeti
zerine megul ve bil-asle bunun iin mahluktur. Esasen bu ulu varlkta hibir ey
yoktur ki, Cenb- Hakk'a hliyle, makliyle, efliyle, belki ztyla ve sftyla da
ibdet etmesin!"
166
"steyerek veya istemeyerek geliniz" hitabna gklerin ve yerin
"taatkr olarak geldik"
167
diye cevap vermeleri ve "Ben cinleri ve insanlar baka bir
ey iin deil, ancak bana ibdet etmeleri iin yarattm"
168
yeti kinattaki her eyin
sdece ve sdece ibdet iin yaratldn gstermektedir. u kadar var ki, insann
hricindeki varlklar kendilerine ne vazfe verildi ise Onu uursuz bir ekilde,
ihtiyrsz, semeksizin yerine getirerek Allha ibdet ederler, Onu tesbih ve zikr
ederler. "Yedi gk, yeryz ve bunlarn iinde olanlar Onu tesbih ederler. Hibir ey
yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin, fakat siz onlarn tesbihini anlayamazsnz"
169

yetinde belirtildii zere insan dier varlklarn ibdetlerini bilemez. Oysa insana akl
verilmitir. yiyi ve kty seme ruhsatna shiptir. Bu yzdendir ki, o, Allha bilerek
ibdet eder veya bilerek, yni kendi tercihi ile isyankr olur.
Kinatta meydna gelen her eyde Allhn bir sfat vardr. Allhn sfatlar ise
ok eitli ve sonsuzdur. Ancak, Onun sfatlar genel olarak cemal ve celal olmak zere
iki grupta toplanabilir. Buna gre, Cenb- Hak "Hd/hidyet edici" ismiyle mtecell
olduu gibi, "Mudl/dallete drc" ismiyle de mtecell olur. Dinlerdeki ibdetlerin
muhtelif olmasnn sebebi ilh sfat ve isimlerin bir gereidir. Var olan her eyin her

164
A.g.e., III/132.
165
Chittick, Varolmann Boyutlar, s. 129.
166
El-Cl, Abdlkerm, el-nsn'l-kmil f ma'rifeti'l-evhir ve'l-evil, Msr, ts. (Drul-fikr), I/75,
11/119; nsn- Kmil, terc.: Abdlazz Mecd Tolun, haz.: Seluk Eraydn ve dierleri, stanbul,
1998, s. 410.
167
Fusslet, 41/ll.
168
Zriyt, 51/56.
169
sr, 17/44.

40
zerresinde Allah vardr, o her eyde zhirdir ve her cihette mtecelldir.
170

Btn bunlardan sonra bn Arab kendisine timat edenlere u tavsiyeyi
yapmaktadr: "Sakn ola ki, Hakk' belli bir kayt ile kaytlamayasn ve o kaydn
dndakilerde Onu inkr etmeyesin. Byle yaparsan byk bir hayr ve iin hakkatine
it ilmi kaybetmi olursun. nanlan btn sretlerin heylas olasn. Bilesin ki, Allh
Tel herhangi bir kaydn kendisini kuatmasndan ok daha byk, vsi ve kuatcdr.
Bundan dolay: "Yznz nereye evirirseniz Allhn vechi oradadr/orasdr"
171
buyurmutur. Herhangi bir yeri belirtmemi, "oras" Allhn vechidir, demitir. Bir
eyin vechi ise onun hakkatidir."
172
bn Arab'ye gre, Hak hibir eye smayp, ancak
insn- kmilin kalbine sd, her tikatta, her eyde tecell ettii ve btn lemin ilh
olduu iin,
173
insn- kmil tikadn belli bir inanca hasredemez, hasretmemelidir;
bilakis, onun kalbi btn inanlar toplayc olmaldr.
174
Gerek lim, hangi srette
zuhur ederse etsin, hakkatte kime ibdet edildiini bilen kimsedir.
175
rif bylece,
Hakk'n gerek ulhiyyetini kavrayacak, vahdniyyetini hakkatiyle bilecek, hicaplardan
kurtulacak ve Rabb'l-erbb kendisine tecell edecektir.
176

bn Arab'nin, Hz. Ms zamanndaki bz Yahdlerin buzaya tapmalar
hdisesini de bu adan yorumladn gryoruz. Bilindii gibi, Hz. Ms, kavmini
Firavunun errinden kurtarp, Arz- Mev'd'a yerletirdikten sonra, kardei Hrn'u
kavminin banda brakarak, kendisine gelen vahiy zerine, Allah ile "konumak" iin
Sin Da'na km ve orada bir mddet (krk gn) kalmt. Hz. Ms'nn Rabbi ile
grme sreci ierisinde, Smir adnda biri, onun kavminden bir ksmn saptrm ve
onlarn, iinden ses gelen bir buza heykeline tapmalarna sebep olmutu. Tr'dan
dnen Hz. Ms kavmini bu halde grnce deliye dnm ve kavmi, kardei Hrn
peygamber ve Smir ile ekimi, onlara kzmt.
177

te bu olaydaki buzaya tapma hdisesini bn Arab kendi dnce sistemi,
yni ibdet ve ilah anlay ierisinde yorumlar. O, Hz. Ms'nn buza heykelinin ilh

170
Zeydn, Ysuf, Abdlkerm el-Cl, Feylesfs-sfiyye, Beyrut, 1992, s. 94, 97.
171
Bakara, 2/115.
172
bn Arab, Fussul-hikem, s. 113.
173
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, 11/509.
174
El-Cezzr, a.g.e., s. 261.
175
bn Arab, Fussu'l-hikem, s. 72. Bu metne yaplan tirazlar, verilen cevaplar ve yorumlar iin bk.:
Eraydn, Seluk, "Fussul-hikeme Yaplan Bz tirazlar" (Fussul-hikem Tercme ve erhi, IV.
cildinin Takdimi), stanbul, 1992, IV/38-40.
176
Dvd- Kayser, Matlau'I-hussl-kilem f man Fussl-hikem, 1416, (Dr'l-'tism), 11/44.
177
Bk.: A'rf, 7/141-155; T-H, 20/80-97.

41
tecellighlardan birisi olduunu bildiini iddi eder. Ona gre Hz. Ms'nn buza
heykelini "ilh"
178
diye isimlendirmesinin sebebi budur.
179
Ayrca, buzaya tapanlarn
ibdetlerini, Mutlak Mabudu, buzann sretinden ibret olan bir srete tahsis ettikleri
iin eksik ve yanl bularak reddeder. nk Mutlak Mbud ibdet edilen her eyin ayn
olduu iin tahdit kabul etmez.
Burada Hz. Ms'nn lisnndan ifade edilmek istenen bir baka husus da btn
mabutlara ibdet etmenin srrdr. ster altndan, ister etten ve kandan olsun, buzaya
tapmak kfr ve cehalettir; bu ibdet, ibdetin gerek anlamn ierse de byledir. Bu
ibdet cehalettir, nk, gerek Mbud ne buza sretinde, ne de baka bir srette
snrlanabilir; sahih ibdet her eyin "ayn" ve btn sretlerin hviyeti olan Hakk'a
yaplabilir.
180

srl Oullarnn buza heykeline tapmasnda bir baka hikmet daha vardr ki,
o da udur: "Buzaya tapanlara musallat olup da, onlar bu tapma iinden bilfiil
vazgeirmede Hz. Hrn'un gcnn etkisiz oluu ve onun buza heykeline Hz.
Ms'nn olduu gibi musallat olamay, varlktaki her srette kendisine ibdet etmek
hussunda Allah'tan ak bir hikmettir. Her ne kadar, bu sret, heykelin yaklmas
iinden sonra ortadan kalkm olsa da, aslnda o kendisine ulhiyet yoluyla tapanlarn
indinde kaybolmadka bu i gereklemi olmaz. Dolaysyla (lemde) ya ulhiyet
(teellh:ilah edinme) yoluyla, ya da teshr (tesiri altna girme) yoluyla olsun her varla
ibdet edilir ve ibdet edilmeyen hibir ey kalmaz."
181

Avni Konuk "Hakk- mutlakn zt- vhidi, letfet mertebesinden kesfet
mertebesine tenezzl edip, esms hasebiyle ulv ve sfl btn sretlerle belirip zuhr
ettii cihetle, Allh Tel'ya lemin sretlerinden her bir srette ibdet olunmak
gerektii iin" kendisine ibdet olunmayan hibir mahluk kalmadn syler. Baka bir
deyile, putperestlerin aaca, taa, gnee, aya... tapmalar gibi, ya ilah edinme (teellh)
yoluyla; veyhut, halkn mala, mlke, na, hrete meylederek tapmalar gibi, teshir
yoluyla her eye ibdet edilmitir. u kadar var ki, teshir yoluyla ibdete halk arasnda
ibdet ismi verilmemitir. Yoksa bir kimsenin kalbinde, hangi eyin muhabbet ve
saltanat var ise o kii onun kuludur.
182

Burada zerinde durulmas gereken bir nokta daha var: bn Arab'nin eserlerinin

178
Bk.: T-H, 20/97.
179
Bk.: bn Arab, Fussul-hikem, s. 192.
180
Aff, Fussul-hikem Okumalar, s. 424-425.
181
bn Arab, Fussul-hikem, s. 194.
182
Konuk, Ahmed Avn, Fussu'l-hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk Eraydn,
stanbul, 1992, IV/114.

42
eitli yerlerine serpitirilmi olan yukarda naklettiimiz szlerini tek tek aldmzda
onun vermek istedii mesajn net olarak anlalrln sylemek gerekten de zordur.
Aslnda bu durumun onun hemen hemen btn fikirleri iin geerli olduu sylenebilir.
Bizce aratrmaclarn pein hkmle, bn Arab'nin dnce sisteminin btnn
gznne almadan ve sdece bir-iki cmleden hareketle "neye taparsan tap, aslnda
Allha taparsn" gibi bir hkme varmalarndaki yanlg buradadr. Ayrca, bn
Arab'nin, bu dncelerini insn- kmil, muhabbet, mrifet, ihsan, makm- mahmd
gibi tasavvuf makamlar aklarken serdettiini gznnde tutmak ve dier sflerin
ayn konudaki dnceleri ile birlikte deerlendirmek cap eder. Yukarya aldmz
fikirleri bir btn olarak deerlendirildiinde, bn Arab'nin, basit bir slp ile, miyne
bir tavrla syleyecek olursak "herkes istediine tapsn" veya "her mabut Allah'tr" gibi
bir fikre ship olduu hkmnn karabileceini dnmyoruz. O, btn bu
dncelerinde -en azndan, bugn anlald ekliyle- "dinlerin birlii" gibi bir mesele
zerinde de durmamaktadr.
bn Arab, ele ald meseleleri en derin bir ekilde ilemi ve fikirlerini "yanl
anlalr m?" diye bir kayg tamakszn, aka sylemi bir kimsedir. Bize gre o
yukardaki dncelerinde dinlerin birliini kasdetseydi, bunu ak bir ekilde sylerdi.
Kald ki, yukardaki ifadeler, biraz nce de belirttiimiz gibi, balca "tecell"
"mrifetullh" "ihsan" "muhabbet" "hakkat" "insn- kmil" gibi tasavvuf makamlarla
ilgilidir ve bu ifadelerin getii yerlerde bu mertebelerle balantl olarak "ibdet"
"mabut" "ilah" "tikat" gibi konulardan bahsedilmektedir. Onun btn syledikleri, bu
makamlara ulaan sflerin meseleyi -bn Arab'ye gre- nasl grdkleri veya grmeleri
gerektiidir. Yni insn- kmil mertebesine ulam rifler ihsan, muhabbet ve hakkat
gibi makamlarda Hakk'n isim ve sfatlaryla eyadaki tecellsi ile insann Rabbine
kulluu yni ibdeti arasndaki mnsebeti bu ekilde grr ve anlarlar.
Yukardaki fikirleri ksaca sralayacak olursak mesele daha kolay anlalacak ve
burada bn Arab'nin kaygsnn ya da mesajnn zellikle "vahdet-i edyn" ile dorudan
bir alkasnn olmad ortaya kacaktr:
1. Zt- ilhiyye, sonsuz isim ve sfatlaryla eyada, dolaysyla insanlarn
mabut edindii eylerde de tecell eder.
2. Herkes kendi kalbine doan tecelllere gre "ilah" anlayn oluturur ve
bu tasavvur sdece insann kendi dncesinin rndr.
3. Hakk' belli bir kayt ile kaytlamak, yni ona ibdet etmeyi belli bir
mekna hasretmek yanltr; gerek Mabut her trl kayttan
mnezzehtir.
4. Zt- ilh bize kendisini btn gerekliiyle deil, bize uygun bir
biimde tantr.

43
5. Hak insanlarn kendisi hakkndaki tikatlarn eksik olmasna ramen
makbul sayar.
6. Muhakkk rifler Hakk' tecell ettii bir mekndaki zel ismiyle de
tanyabilirler, daha dorusu Onu her trl tecellghta
tanyabilmelidirler; tikat dnylarn Hakk'n bir ka sfat/tecellsi ile
snrlandrmamaldrlar.
Btn bunlarda ise herhangi belirli bir din ya da herhangi belirli bir mabut esas
alnarak bu fikirler sylenmi deildir. Mesele tammiyle Hakk'n tecellsi noktasndan
ele alnmtr. Baka bir deyile bunu u ekilde de ifde edebiliriz: bn Arab meseleye
burada dinlerin mbdlarnn tasdik edilmesi gzyle deil, Hakk'n tecellsinin tahkki
asndan yaklamaktadr. Ayrca, burada can alc bir nokta daha vardr ki, bu da dier
insanlarn inancna sayg ile ilgilidir ve "kendi dninin bildirdii bilgilere dayal huss
ilah inancna ship olmak zorunda olan herkesin, teki ahslarn ilah anlaylarn
yanllamaya veya kmsemeye haklarnn olmaddr.
183

S. el-Hakm, Aff'yi bn Arab'ye yaklamnda bu noktadan eletirir.
184
Btn
dinlerde ibdet edilen Mutlak Mbut vhiddir, birdir. Fakat bu Mutlak Mbut insanlarn
tikatlarnda eit eittir. Adet herkes Mutlak Mbudu kendi kapasitesi kadaryla
tanmaya ve ona ibdet etmeye almaktadr. Bylesi bir ilhn gereklii ona ibdet
eden kimsenin kalbinin vs'ati nisbetindedir. Mkemmel bir rif ise btn bu
seviyelerin stne kmaya ve gcnn yettii kadaryla Hakk' tanmaya almaldr.
Aslnda bu mmkn deildir, beerin gc buna yetmez; ne var ki, insn- kmiller
kemalleri kadaryla buna yaklamtr. Zr Mutlak lah gerek ulhiyettir ve o da her
trl (beer) tasavvurdan mnezzehtir.
185
Dolaysyla bu dnce ile, Aff'nin; "bn
Arab, dinlerin birliine ve btn dinleri kendisinden bakasna ibdet edilmeyen bir tek
mbda ulatran yollar olarak kabul etme fikrine dvet etmektedir"
186
eklindeki iddis
arasnda cidd bir fark olsa gerektir. "rifler, Hakk'n btn tikatlardaki tecellsini
grmelidir" demek ile "btn dinler Hakk'a gtrr" ya da "rif her tikad benimsemeli,
her grd puta tapmaldr; bn Arab bu dncenin dvetiliini yapmtr" demek
arasnda nemli bir fark olduunu, daha dorusu bu iki fikir arasnda ortak bir ynn
bulunmadn dnyoruz. Kald ki, bn Arab, Mslmanlarn, kurtulua ermek iin
kendilerine has yolu izlemeleri gerektiini, bu yolun, Kur'n ile Hz. Muhammed'e
verilen "Muhammed yol" olduunu ve onun, Allhn slm'a uyanlar iin setii zel

183
Yaran, a.g.m., s. 322.
184
Bk.: el-Hakm, a.g.e., s. 484.
185
A.g.e., s. 82, (bn Arab, Vesils-sil, Almanya, 1973, s. 3ten naklen).
186
Aff, Ebu'l-Al, slm Dncesi zerine Makaleler, terc.: Ekrem Demirli, stanbul, 2000, s. 297.

44
bir rahmete ve saadete ileten yol olduunu, ayrca Kur'n vahyinin her eyi kuatc
mhiyetinden dolay, tm nceki peygamberlerin yollarn kapsadn, ksaca, "tm
yollar Allha gitse de saadet yolunun vahyedilmi din ile belirlenenden/merdan
bakas olmadn"
187
nemle vurgular.
188
bn Arab, bu yolu, "hibir akvetin
uramad ve kolay, aydnlk, rnek, saf, bozulmam ve kirlenmemi bir yol" eklinde
tanmladktan sonra, dier yollar hakkndaki dncesini yle aklar: "teki, yolun
sonunda da saadete ulalr, ne var ki, o yol zerinde ller, korkular, yol kesen
haydutlar ve zehirli ylanlar vardr. Hi kimse onlarn azabn ekmeden o yolun
saadetine ulaamaz."
189

Eer "btn inanlar doru mudur?" diye bir soru soracak olursak, bu sorunun
cevb bn Arab'ye gre hem "evet" hem de "hayr"dr. Evettir, nk, tm inanlar
Snrsz Gereklikin mmkn olan snrlanmalarna tekabl eder. Hayrdr, nk,
yalnz vahye uygun den inanlar mutlulua gtrebilir; "hakkat" Gereklik'e tekbl
eden ey demek deil, insan mkemmellii meydna getirmeye yeterli olan eydir.
190
Bu yzden, bn Arab, ferdin veya toplumun ship olduu inanlarn vahiy metinlerine
uygun dtnden emin olmak iin onlarn dikkatle gzden geirilmesi gerektiine
dikkat ekerek: "Akll kimsenin, lah ile ilgili olarak kendi bana ship olduu eyleri
bir kenara itip, Hak'tan gelenlere yapan kimse"
191
olduunu vurgular.
192
Esasen,
vahyin gayesi de, "hangi ekle -brnurse brnsn, bireyi snrlamalardan kurtarmak
sretiyle, insan keml ve mutluluu meydna getirmektir; ehdet, yni "Allah'tan
baka ilah yoktur" cmlesi, tm inanlarmzn, vahiy tarafndan Sonsuza
evirilmedikleri srece, Hakk birer snrlamalardan, kaytlamalardan ibret kalaca,
dolaysyla bu tr inalarn almas gereken birer tanrcklar olduu anlamn
tazammun eder.
193

bn Arab, Hz. Muhammed'in getirdii dn/er' hkmlere sk skya bal, bu
konuda olduka titiz ve hatt kat bir mutasavvf olarak bilinir.
194
Zhiriyye mezhebine
bal olmas da bunu gstermektedir. Dncesi bir btnlk ierisinde
deerlendirildiinde onun mevcut dinleri birbirinden ayrd ve slm' kurtulua

187
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, II/148.
188
Chittick, Hayl lemleri, s. 183.
189
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/418.
190
Chittick, Varolmann Boyutlar, s. 130.
191
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/279.
192
Chittick, Varolmann Boyutlar, s. 130.
193
A.g.e., s. 131-132.
194
Ate, r Tefsr Okulu, s. 268.

45
gtren tek yol olarak kabul ettii, dier din mensuplarnn siys/dn faaliyetlerine
kar sert tedbirler alnmas gerektiine inand aka grlecektir. Devrin sultnna
yazd mektuplarndaki, "Hristiyanlarn kilise ve manastr in etmelerine,
onarmalarna, Mslman olmak isteyenleri engellemelerine izin verilemez" ve "am ve
Kuds civar hallarn elinden kurtarlmaldr, aksi halde Mslmanlarn buralarda
oturmas ciz olmaz"
195
gibi ifdeleri, onun, pratik anlamda dinleri ve inanlar
birbirinden ayrdettiini gstermektedir.
El-Ftht'l-Mekkiyye'deki u pasaj onun bu konudaki dncesini ve
hasssiyetini ak bir biimde yanstmaktadr: "Vahyedilmi dinlerin hepsi ktr. Bu
dinlerin arasnda Hz. Muhammed'in getirdii erat/dn, yldzlarn yannda gnein
gibidir. Gne grndnde yldzlarn gnein ierisinde kaybolur,
gizli kalr. Hz. Muhammed'in eratinin dier peygamberlerin eratini neshetmesi, tpk
yldz klarnn gne klar karsnda kaybolmas gibidir. Ne var ki, yldzlarn
varlklarn yitirmesi gibi bir ey olamayacandan, dier dinler de varlklarn devam
ettirirler. Bu nedenle btn peygamberlere ve ilh dinlere man etmeyi gerekli grrz.
Chil kimselerin grnn aksine, btn eratler haktr ve neshetme iptal etme
anlamna gelmez..."
196
te bu ifdelere, bn Arab'yi vahdet-i edync olmakla
sulayanlarn da, ondan mlhem olarak dinlerin akn birlii fikrini savunanlarn da
dikkat etmeleri gerektiine inanyoruz. Bununla birlikte, "bn Arab'nin, tasavvuftaki
zhir-btn ayrmnn salad meriyet erevesinde, zhirde ve zhirin gerektirdii
zel durumlarda daha kapsayc/dlayc, btnda ise daha oulcu/kucaklayc
olduunu"
197
sylemek mmkndr. Ayrca, haytnn byk blmn geleneksel
slm ibdetleri yerine getirerek, Allha tevbe ederek, Kur'n okuyarak, zikir ederek
geirmi olan bn Arab, bunlara ramen deil, tam tersine bu uygulamalar sayesinde,
Allah tarafndan vahyedilen yollarn ayn dorua vardn kavram, vahyedilmi
biimlerin zndeki biimsiz ve evrensel olan kefetmitir.
198

SONU
Vahdet-i edyn/dinlerin akn birlii meselesinde, bn Arab ile ilgili olarak bz
hususlarn gznnde tutulmas gerektiini hatrlatarak almamz neticelendirmek

195
Bk.: Uluda, a.g.e., s. 47-48; bn Arab'nin dier dinleri eletirisi hakknda aynca bk.: al-Ghorab,
Mahmd, "Muhyiddin bn 'Arabi Amidst Religions (adyn) and Schools of Thought (madhhibj.
Muhyiddin bn Arabi: A Commerative Volume ierisinde, Londra, 1993, s. 200-227.
196
bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/153.
197
Yaran, a.g.m., s. 323.
198
Nasr, S. Hseyin, Mslman Bilge, terc.: Ali nal, stanbul, 1985, s. 130.

46
istiyoruz:
1. Btn peygamberlerin getirdii din slm'dr: Bu noktada bn Arab de
ayn gr paylar. O, mesel mriklii din olarak kabul etmez ve
bilhassa Ehl-i Kitb'a farkl yaklar.
199
Essen Ehl-i Kitb'n her adan
dier din mensuplarndan farkl olduu en bata Kur'nn dikkat ektii
bir husustur.
2. slm tasavvufu iki ana temel zerinde ekillenmitir: l-bdet, 2-Mrifet.
Aslnda bu iki kavramn birbiri ile ok yakn bir ilikisi olmakla birlikte;
ibdetin ana gayelerinden birisi insan "insn- kmil" mertebesine
ulatrmaktr. Mrifetin da vurumlarndan birisi, yni "fark"
mertebesinde iken sfnin nazarnda "bakas"nn durumunun
deerlendirilmesi ise onu dinlerin akn birlii, btn dinlerin kk ve
gaye tibriyle aynl fikrine gtrmektedir. Bunun bir ileri aamasnda
ise sf, btn varln Hak ile irtibtn zerek, "varln akn birlii"
fikrine ulamaktadr. Bu tibrla, Nasr, "sflik, temel iki reti etrafnda
dnp dolamaktadr: Varln akn birlii, ve evrensel veya kmil
insan"
200
derken, isbetli bir tesbitte bulunmaktadr.
3. Tasavvufun insan anlayna gre, kmil sfler btn mahlkta rahmet
nazar ile bakarlar ve onlar, Yaratclarnn ayn olmasndan dolays
sevgiyle kucaklarlar. bn Arab de kmil bir sf olarak kabul edilir ve
onun nazarnda da mahlkt Hakk'n muhabbetinden ne'et etmi, vcut
bulmutur. O halde mahlkt sevmek Yaratcy sevmektir vey
Yaratcy sevmek Onun yarattn sevmeyi de gerektirmektedir. Bu
adan bir sfnin nazarnda herhangi bir insann rknn, dilinin, dninin
v.s., hatt mahlktn trnn dahi nemi yoktur.
4. bn Arab'nin dnce sistemine gre, "kozmik tecellsinde vcd
kendini asla tekrarlamad gibi, hidyet ve rehberlik yolunda da kendini
tekrarlamaz." Ona gre gazab aan rahmet, hem dn eitlilii hem de
bu eitlilik yoluyla insan saadetini gerekli klar.
201
Ancak, Muhammed
yol rahmetin zel bir boyutudur ve Mslmanlar bu yoldan gitmek
zorundadr.
5. Ztyla bir tek olan Hak, isim ve sfatlaryla sonsuz bir ekilde eyada ve
dolaysyla da insann kalbinde tecell eder. nsan bu tecelllerden

199
El-Hakm, a.g.e., s. 484.
200
Nasr, S. Hseyin, Tasavvuf Makaleler, terc.: Sdk Kl, stanbul, 2002, s. 38.
201
Chittick, Hayl lemleri, s. 195.

47
kendine mahsus bir ilah fikri oluturur. Bu ilah kalbin sdrd, akln
tasavvur ettii bir ilahtr. Oysa hakk lah, herhangi bir kalbin kendisini
sdrmasndan ve herhangi bir akln tasavvurundan mnezzehtir. Kmil
bir rif, tecell ettii her srette, her insann onu kavrama derecesinde
Hakk' mhede eder/edebilmelidir. O, Hakk' ne kadar ok srette tanr
ve mhede ederse mrifeti de o derecede mkemmel olur.
6. Ehl-i Snnet inancna gre hayr da, er de Allah'tandr. te, bz rif
sfler hayrda olduu gibi, erde de Allah'tan olan taraf bulmaya,
grmeye ve anlamaya almlardr.
7. Trih boyunca, zellikle snn (ortodoks) sflerin Hz. Muhammed'in
(a.s.)

yapm olduu ibdetlere ballk hususunda titiz davrandklar -hatt
onlar ou kimse tarafndan ibdetlerde ar gitmekle sulanmlardr-
bir vkadr. Fakat onlar, kendi bak alarna gre mensup olduklar
dnin bir gerei olarak dier/farkl inan mensuplarnn ibdetlerine son
derece sayg gstermekle birlikte; btn ibdetlerin i yzn, hakkatini
anlamay mrifetullh'n bir mertebesi olarak da addetmilerdir.
Btn bunlarn ise; "dinlerin akn birlii" ile nisbeten yakn bir balants
olmakla birlikte, vahdet-i edyn ile, yni bu kavramn gnmzde bz kimseler
tarafndan kullanld ve anlald ekliyle bir alkasnn olmad kanaatindeyiz. bn
Arab de dhil olmak zere, hemen hemen btn sfler eyya Allhn yaratt ve
kendisine emnet ettii bir varlk gzyle bakarlar ve her varl Hakk'n sonsuz isim ve
sfatlarnn birer tecell mekn, birer zuhur yeri olarak deerlendirirler. Onlarn
gznde insann apayr bir yeri vardr. nsan, Allhn halfesi ve isim ve sfatlarnn en
ak ve keml noktada tecell ettii bir aynasdr. Bir rivyetten esinlenerek "yeryznde
Allhn ilesi"
202
diye isimlendirdikleri halk ise onlarn nazarnda "dem babann
ocuklar"dr. Varla merhamet, muhabbet ve mrifet nazaryla bakmak tasavvufta
tahkkin bir netcesidir ve bunlar ayn zamanda Hz. Muhammed'in tebli ettii dnin bir
gereidir.

ABSTRACT

We know that, Ibn Arabi has a lot of original thoughts in several Islamic
sciences. So many theologians in both of Muslim world, and the East and the West,
always talk about him, and reference his opinions for their opinions. In this article, I will

202
Bk.: el-Acln, a.g.e., I/22.

48
study two currently subjects in Ibn Arabi's works. One of them is his approach to
"wahdat al-adyan: the unity of the religions" or "the transcendent unity of the religions".
The another is his analysis the concept of worship.
The transcendent unity of the religions, or the same/the common/the similar
contents between world religions, is an issue have been discussed since ages. The
concept of worship is a subject which all religions particularly attach importance to it.
Nowadays, the world has become small, it means that it has become global. The
cultures/the civilizations get closely acquainted with one anothers. And basic
cultures/civilizations struggle to have a superior place for themself in this mosaic. So
todays, dialogues and contacts between world religions are very important. I hope that
my article contributes to this matter.


KAYNAKA
Acln, sml b. Muhammed, Kefl-haf ve mzlil-ilbs, Beyrut, 1997.
Aff, Ebu'l-Al, Muhyiddn bnu'l-Arab'nin Tasavvuf Felsefesi, terc.: Mehmet Da,
Ankara, 1975.
------------ Tasavvuf slmda Manev Hayat, terc.: Ekrem Demirli-Abdullah Kartal,
stanbul, 1996.
------------ slm Dncesi zerine Makaleler, terc.: Ekrem Demirli, stanbul, 2000.
Akdemir, Salih, "A.E. Aff'nin "The Mystical Philosophy of Muhyid Din Ibnu'l Arab"
Adl Eseri ve Tercmesi zerine" slm Aratrmalar, cilt 2, say 7, Ankara, Mays-1988.
Aresteh, Reza, Akta ve Yaratclkta Yeniden Dou, terc.: B. Demirkol-. zdemir,
Ankara, 2002.
Aslan, Adnan, "Dinler ve Mutlak Hakkat Kavram: John Hick ve Seyyid Hseyin
Nasrla Bir Mlakat" slm Aratrmalar, say l, stanbul, 1997.
Atasaun, Galip, Mevln Celleddn Rm ve Mesnev'de Bahsedilen Dinler, Konya,
2001.
Atay, Hseyin, "lm Bir Tenkit rnei Olarak bn Keml Paann Muhyiddn b. Arab
Hakkndaki Fetvas" (eyhlislam bn Keml Sempozyumu ierisinde), Ankara, 1986.
Ate, Sleyman, r Tefsr Okulu, Ankara, 1974.
------------ slm Tasavvufu, stanbul, 1992.
Ayta, Grsel (hazrlayan), Doumunun 250. Ylnda Goethe, Ankara, 1999.
Azz, brhm, "Kur'n- Kerm'de 'brhim Tevhd'e ar" (Hazret-i brhm'in

49
zinde ierisinde), stanbul, 2001.
Bostanc, Ahmet, Hz. Peygamber'in Gayr-i Mslimlerle likileri, stanbul, 2001.
Bursev, sml Hakk (?), Lbbl-lbb ve srrus-srr, (yazma nsha), S.. lhiyat
Fakltesi Ktp., nr.: 2466.
Can, efik, Mevln, Hayt, ahsiyeti, Fikirleri, stanbul, 1995.
------------ "Mevlnya Gre; Din, mn ve Kfr" 5. Mill Mevln Kongresi
Teblileri, Konya, 1992.
El-Cezzr, Ahmed Mahmd, el-Fen vel-hubbl-ilh inde bn Arab, Khire, 1990.
Chittick, William, Varolmann Boyutlar, terc.: Turan Ko, stanbul, 1997.
------------ Hayl lemleri, terc.: Mehmet Demirkaya, stanbul, 1999.
El-Cl, Abdlkerm, Kitbul-sfr an Risletil-Envr, terc.: Mahmut Kank, (bn
Arab'nin Nurlar Rislesi tercmesi ile birlikte), stanbul, 1991.
------------ erhu mkiltil-Fthtil-Mekkiyye, tah.: Ysuf Zeydn, Khire, 1992.
------------ El-nsn'l-kmil f ma'rifetil-evhir vel-evil, Msr, ts. (Dru'l-fikr);
nsn- Kmil, terc.: Abdlazz Mecd Tolun, haz.: Seluk Eraydn ve dierleri, stanbul, 1998.
Dvd- Kayseri, Matlaul-hussl-kilem f man Fussl-hikem, 1416, (Dr'l-
'tism).
Demirci, Mehmet, Ynus Emrede lh Ak ve nsan Sevgisi, stanbul, 1997, ikinci
bask.
Eraydn, Seluk, "Fussu'l-hikem'e Yaplan Bz tirazlar" (Fussu'l-hikem Tercme ve
erhi, IV.cildinin Takdimi), stanbul, 1992, IV.
Eren, Mehmet, Sadreddn Konevnin Hads erhilii Akademik Aratrma, Yl 1,
say 1, Konya, 2001 Bahar.
Fayda, Mustafa, slmiyet'in Gney Arabistan'a Yayl, Ankara,1982.
El-Geyln, Abdlkdir, Dvn, tak: Ysuf Zeydn, Khire, 1990.
------------ db's-slk (Fthu'l-gayb) tah.: Muhammed Gassn Azkl, Dimak,
1995.
Gner, Osman, Reslullh'n Ehl-i Kitapla Mnsebetleri, stanbul, 1997.
Grer, Dilver, Fussul-hikem ve Mesnev'de Peygamberlerin ykleri, stanbul, 2002.
------------ "bn Arab'de Lgat, Istlah ve Btn Anlamlaryla Din Kavram" Marife, yl
l, say 3, Konya, 2002.
El-Hakm, Sud, el-Mu'cem's-sf el-hikme f huddi'l-kelime, Beyrut, 1981.
El-Hallc, el-Hseyin b. Mansr, Dvn, Kln, 1997.
Harman, mer Faruk, "slm" D..A., stanbul, 2001, XXIII.
(Heyet), Doutan Gnmze Byk slm Trihi, red.: H. Dursun Yldz, stanbul,
1986.
El-Hudar, Muhammed Bek, tmm'l-vef f sreti'l-hulef, Mansra (Msr), ts.

50
Ik, Hidyet, "Fahreddn Rz'nin Din Anlay erisinde..." Dinler Trihi
Aratrmalar Sempozyumu II, Ankara, 2000.
bn Arab, Muhyiddn Muhammed b. Al, el-Fthtl-Mekkiyye, Beyrut, ts., (Dru
Sdr).
------------ el-Ftht'l-Mekkiyye, tah.: Osmn Yahy-brhm Medkr, Khire, 1985-
1992.
------------ Fussu'l-hikem, tah.: Ebu'l-Al Aff, Badat, 1989, ikinci bask.
------------ Tercmn'l-evk, Beyrut, 1966.
------------ Kitb Zahiri'l-a'lk erhu Tercmanil-evk, (Tercmn'l-evk'n
hiyesinde), Beyrut, 1966.
------------ Nurlar Rislesi, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1991.
------------ Mrifet ve Hikmet, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1995.
------------ Kitb'l-Elif-Kitbl-Ehadiyye, ner.: Muhammed ehbddn el-Izz,
(Resil bn Arab ierisinde,) Beyrut, 1997.
bn Kesr, sml b. mer, Tefsrul-Kurnil-Azm, Beyrut, 1969.
zutsu, Toshihiko, Kur'nda Allah ve nsan, terc.: Sleyman Ate, Ankara, ts.
------------ bn Arab'nin Fuss'undaki Anahtar-Kavramlar, terc.: Ahmed Yksel
zemre, stanbul, 1998.
Keklik, Nihat, Sadreddn Konev'nin Felsefesinde Allah-Kint ve nsan, stanbul,
1967.
------------ bnl-Arabnin Eserleri ve Kaynaklar in Msdak Olarak el-Ftht el-
Mekkiyye, Ankara, 1990.
Konuk, Ahmed Avn, Fussu'l-hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk
Eraydm, stanbul, 1989-1992.
Kse, Saffet, slm Hukuku Asndan Din ve Vicdan Hrriyeti, Baku, 2002.
El-Kueyr, Abdlkerm, er-Rislet'l-Kueyriyye, tah.: Abdlhalm Mahmd-Mahmd
b. e-erf, Khire, 1966.
Kk, Abdurrahman, "Kurnda Din ve Din Anlay" Dinler Trihi Aratrmalar
Sempozyumu II, Ankara, 2000.
Kk, Hlya, "Mutasavvflarn Dier Dinlere Bakna Farkl Yaklamlar," (Tasavvuf
Trihine Giri ierisinde), stanbul, 1997.
------------ "sve'te Tasavvuf: Ivan/John Gustav Aguli ve Gunnar Ekelf rnei"
Tasavvuf Dergisi, Ankara. 2003. yl 4. say 10.
Mahmd, efik, Trihul-Kuds, Amman, 1984.
Mahmd, Abdlkdir, el-Felsefets-sfiyye fi'l-slm, Khire, 1967.
Mevln, Celleddn-i Rmi, Mesnev, Ankara, 1993, tpk basm.
------------ Hz. Mevlnnn Rubleri, terc.: efik Can, Ankara, 2001.

51
Niyz Msr, Dvn, stanbul, 1963.
Naml, Ali, "smil Hakk Bursev D..A., stanbul, 2001, XXIII.
Nasr, S. Hseyin, slm, dealler ve Gerekler, terc.: Ahmet zel, stanbul, 1985.
------------ Mslman Bilge, terc.: Ali nal, stanbul, 1985.
------------ Syleiler, stanbul, 1996.
------------ Tasavvuf Makaleler, terc.: Sdk Kl, stanbul, 2002.
Nicholson, Reynold, slm Sfleri, terc.:(heyet), stanbul, 1978.
Nortbourne, Lord, Modern Dnyda Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1995.
Okuyan, Mehmet-ztrk, Mustafa, "Kur'n Verilerine Gre "teki "nin Konumu"
slm ve teki (ierisinde), editr: Cafer Sdk Yaran, stanbul, 2001.
zcan, Hanifi, Mtrd'de Dn oulculuk, stanbul, 1995.
zkuyumcu, Ndir, Asr- Sadette Yahdilerle likiler, Btn Ynleriyle Asr-
Sadette slm, (ierisinde), ed.: Vecdi Akyz, stanbul, 1994.
Sarkolu, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Trihi, sparta, 2002.
Schuon, Frithjof, Dinlerin Askn Birlii, terc.: Yavuz Keskin, stanbul, 1992.
------------ Varlk, Bilgi ve Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1997.
------------ slm ve Ezel Hikmet, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1998.
Srr, Th Abdlbk, el-Hallc, ehdt-tasavvufil-slm, Khire, 1996.
E-attanf, Al b. Ysuf (bn Cahdam), Behcetl-esrr ve madinl-envr, Msr,
1304.
engl, dris, "slm'n Evrensellii" Tasavvuf, yl l, say l, Ankara, 1999.
Tabatab, Allme, "slmiyet ve Dier Dinler" terc.: Sdk Kl, slm Aratrmalar,
Ankara, Nisan-1987, say: 4.
Tmer, Gnay, "Dn" D..A., stanbul, 1994, IX.
Uluda, Sleyman, bn Arab, Ankara, 1995.
------------ "Hallc- Mansr" D..A., stanbul, 1997, XV.
nl, Nuri, slm Trihi I, stanbul, 1992.
El-Vekl, Abdurrahmn, Hzih hiye's-Sfiyye, Beyrut, 1984.
Yahy, Osmn, Melleft bn Arab trhuh ve tasnfuh, Franszca'dan terc.: Ahmed
Muhammed et-Tb, (Khire), 1992.
Yaln, ehbeddin, "Geleneksel Okul ve Dinlerin Akn Birlii" zlenim, stanbul,
1995, say 21.
------------ Varlk, Bilgi, Din (nsz), stanbul, 1997.
Yaran, Cafer Sdk, "bn Arab, Mevln ve Ynus Emre'ye Gre tekinin Durumu"
(slm ve teki ierisinde, editr: C. Sdk Yaran), stanbul, 2001.
Yazc, Tahsin, "Eb Sad-i Ebl-Hayr" D..A., stanbul, 1994, X.
Yazr, Elmall Hamdi, Hak Dni Kurn Dili, stanbul, 1982.

52
Ylmaz, H. Kmil, Tasavvuf Hads erhleri ve Konevnin Krk Hads erhi, stanbul,
1990.
Ylmaz, Hseyin, Kur'nn Inda Mslim-Gayr-i Mslim likileri, stanbul, 1997.
Ylmaz, Hseyin, Gelenekselci Yaklamlar ve Dinsel Gerekliin Doas, baslmam
doktora tezi, Konya, 2001.
Ynus Emre, Ynus Emre Dvn, haz.: Faruk Kadri Timurta, stanbul, ts.
Zeydn, Ysuf, Abdlkerm el-Cl, Feylesf's-sfyye, Beyrut, 1992.

You might also like