Dilver Grer Do. Dr., Seluk n. lhiyat Fakltesi dilgurer@hotmail.com, dgurer@email.selcuk.edu.tr
**imla kontrol** o=Olar kontrol ZET/TAKDM bn Arab'nin din bilimlerinin pek ok alannda yeni, orijinal fikirleri olduunu ve bu sebeple gerek slm dnysnda ve gerekse Douda ve Batda kendisinden dima bahsedildiini biliyoruz. Daha nce yaynladmz bir maklemizde 1 bn Arab'nin din kavramna yaklamn incelemitik. Bu makalemizde de, o almamzn devam niteliindeki ve gncel bir meseleyi, bn Arab'nin "vahdet-i edyn: dinlerin birlii" daha doru bir ifde ile "dinlerin akn birlii" ve "ibdet" kavramlar hakkndaki bz ifdelerini, bu ifadelere bir bak asn deerlendirmek sretiyle inceleyeceiz. Dinlerin akn birlii ya da dinler arasndaki ortak hususlar eskiden beri tartlm bir konu olduu gibi, ibdet ve ibdetin mhiyeti de btn dinlerin zerinde hassasiyetle durduu nemli bir husustur. Dnynn globallemesi, insanlararas iletiim ve ilikilerin kolayca kurulmas asndan "olduka klmesi" dolaysyla kltrlerin birbirleri ile daha yakndan tant ve dny kltr mozayiinde kkl kltrlerin kendisine stn bir yer kapma mcdelesi verdii gnmzde dinleraras ilikiler konusu bir hayli nem kazanm grnmektedir ki, bunda "Gelenekselci Ekol" mensuplarnn paynn byk olduunu da kabul etmek gerek. Bu durum, elbetteki, dinlerin tam olduu unsurlar herkesin gz nne serdi ve bu unsurlarn dorudan doruya herkes tarafndan tartlmasna imkn salad. Dinlerin ship olduu unsurlar arasnda ise phesiz ki, ibdet mefhmunun ok nemli bir yeri bulunmaktadr. Aratrmamzn ana temasna gemeden nce, slm'n mn ve evrensellii, slm'n dier inanlara bak ve Gelenekselci Ekoln dinlerin akn birlii anlaylar konularnda ksaca bilgiler vereceiz. Ancak, bu konular btn ynleriyle deil, sdece
1 Grer, Dilver, "bn Arab'de Lgat, Istlah ve Btn Anlamlaryla Din Kavram" Marife, yl l, say 3, Konya, 2002, s. 43-54.
2 aratrmamza zemin olacak ynleriyle ele alacaz. Bunun sebebi, bn Arab'nin din anlaynn ve fikirlerinin arka plann ncelikle ortaya koymann gerekli olduuna inanmamzdr. mit ediyoruz ki, bylece konu belli bir temel zerine oturacak ve daha iyi anlalacaktr. GR A) slm'n Mn ve Evrensellii slm'n Kur'n'a gre bir trifini yapacak olursak ona, "btn nebilerin, resullerin ortak dnidir ve her hangi bir irk karmakszn hlis bir itaatle lemlerin Rabbi olan Allha ynelmektir" 2 diyebiliriz. Bu din ise z tibriyle balangtan beri tek, tam ve esaslarda deimezdir. Onun tek, tam ve deimez oluu, Allhn birlii, kusurdan mnezzehlii ve deimezlii ile dorudan doruya balantldr. Bu din vahye dayanan btn dinlerin zn oluturur, Hak dindir ve tevhid dnidir. 3 Bu sebeple, Reid Rz, gerek Hz. brhm'e, gerekse dier peygamberlere gnderilen dinlerdeki, bz ibdetler ve muamelta dir bir takm hkmler farkl olsa da, temel unsurlarn ayn olduu zerinde durur. Seyyid Kutup, tevhdi kabul eden btn mmetleri "Mslmanlar" diye isimlendirmitir 4 ki, aslnda bu isim Kur'n- Kerm'in bir ok yerinde dorudan veya dolayl olarak gemektedir. Hz. Peygamber'in tebli etmi olduu din olan slm, ayn zamanda btn peygamberlerin mmetlerine duyurduklar "tek ilh din"dir. "Allah katndaki din slm'dr" 5 yetinin anlam da budur. 6 Vahiy geleneine gre slm, hem ilk hem de son dindir. zn Allhn emir ve irdesine teslmiyetin oluturduu ve adn da bu zelliinden alan slm, son peygamberin getirdii dnin zel ismi olmakla birlikte, 7 teblilerinin essn Allhn varlk ve birliini tanyp, onun irdesine teslim olma ilkesinin oluturduu, daha nceki peygamberlerin tebli ettikleri dnin de addr. Bu durum Hz. Peygamber'in lisnndan "Peygamberler baba-bir kardetirler ve dinleri
2 engl, Idris, "slmn Evrensellii" Tasavvuf, yl l, say l, Ankara, 1999, s. 45. 3 zcan, Hanif, Mtrd'de Dn oulculuk, stanbul, 1995, s. 49. 4 Azz, brhm, "Kur'n- Kermde 'brhim Tevhid'e ar" (Hazret-i brhim'in zinde ierisinde), stanbul, 2001, s. 55. 5 l-i mrn, 3/19. 6 Bk.: Tmer, Gnay, "Dn" D..A., stanbul, 1994, IX/313 vd.; Kse, Saffet, slm Hukuku Asndan Din ve Vicdan Hrriyeti, Baku, 2002, s. 22 vd. 7 Bk.:Mide, 5/3.
3 tektir" 8 hadsiyle de ifade edilmitir. Hz. Nh ve Hz. brhm'den bahseden iki yette 9
bu hususa aka iret edildii gibi 10 baka yetlerde de bu kelimenin trevleri bu anlamda kullanlmtr. "Kur'n, btn peygamberlerin "ayn eyleri" tebli ettikleri ve "bir tek dn"e uyduklar zerinde durmaktadr. nk Kur'n'da "dinler" terimi kullanlmamakta, bunun yerine "ed-Dn" (Din) eklinde tekil kullanma vurgu yaplmaktadr (95 yette din kelimesi tekil kullanlmtr). Bu vurgu da; trih boyunca bir tek dnin geerlilii zerine olmaktadr." 11 nl mfessir Fahreddn er-Rz bu anlamda dinleri mutlak ve mukayyed olmak zere ikiye ayrarak, Mutlak dnin slm olduunu, buna karlk dier dinlerin ise mukayyed olduunu belirtir. 12
Kur'nn ifadelerinden, peygamberlerin getirdii vahyin (dnin) esasta deimediini anlyoruz. Zr, peygamberlerden birini inkr eden kimse otomatikman hepsini inkr etmi olmaktadr. Bu ayn zamanda btn peygamberlerin ve getirdikleri dinlerin de birliini gstermektedir. Bir peygambere man etmek, btn peygamberlere ve onlarn tebli etmi olduu eratlere, aralarnda herhangi bir ayrm gzetmeksizin man etmek demektir. nk Allh Tel insanla farkl devirlerde bir ok deil, esasta deimeyen tek bir din gndermitir. Kur'n'da geen, Allhn btn peygamberlerden dier peygamberleri tasdik etmesi ynnde sz almas hdisesinden 13 ilh din/lerin birlii, slm'n evrensellii anlalmaktadr. 14
slm, btn peygamberlerin tebli ettii ve onlara uyanlarn hepsinin baland ortak bir dnin ad olmasna ramen, daha sonra halkn rfnde bu kavrama zel bir anlam yklenmi, slm denince ilk etapta, son peygamber Hz. Muhammed'in tebli ettii din kasdedilmi ve insanla tebli edilen en son din iin zel isim olmutur. 15 Trihin ak ierisinde mslmanlar, Kur'n ve Hz. Peygamber'in snneti ile somutlaan Muhammed erati ed-Dn olarak alglayp, kanlmaz olarak, bu eratin adn slm Dni koymulardr. Bylece evrensel nitelikli din Kur'n'daki
8 Buhr, Enbiy/48; Mslim, Fazil/145; bn Mce, Fiten/33. 9 Bk.: Ynus, 10/72; Bakara, 2/131. 10 Harman, mer Faruk, "slm" D..A., stanbul, 2001, XXIII/3. 11 Kk, Abdurrahman, "Kurnda Din ve Din Anlay" Dinler Trihi Aratrmalar Sempozyumu II, Ankara, 2000, s. 10. 12 Ik, Hidyet, "Fahreddn Rz'nin Din Anlay erisinde..." Dinler Trihi Aratrmalar Sempozyumu II, Ankara, 2000, s. 37. 13 Bk.: l-i mrn,3/81. 14 engl, a.g.m, s. 46. 15 engl, dris, slmn Evrensellie Tasavvuf, yl l, say 1. Ankara. 1999. s. 41.
4 erate, Kur'n'daki erat slm'a eitlenmitir. Bu eitlemeler sonucunda, ed-Dn, slm ve erat ayn eyi ifade eder hle gelmitir. Hal byle olunca, Dn ve slm terimleri de, Allh Tel'nn Hz. dem'den bu yana tm insanlara gnderdii ortak ilh mesajn adn deil, sdece Hz. Muhammed'in eratini niteleyen dar bir anlamsal ierik kazanmtr. 16 Oysa, Kur'n- Kerm yeni bir din getirmediini, getirdii dnin daha nceki peygamberlerin de dni olduunu vurgulamaktadr. 17 u kadar ki, her peygamberin kendi eratini getirdii, ya da nceki bir peygamberin eratini devam ettirdii sylenebilir. Bu durumda din ile erat kavramlar arasnda fark olduunu sylemek zorundayz. Buna gre "erat, evrensel bir mhiyete ship olan ed-Dn'in zaman, mekn ve toplumsal yararlar gznnde tutularak kazand form" 18 eklinde trif edilebilir. Btn bunlarn yannda, Kur'n, slm' sdece btn insanla gnderilmi, yni her insann kabullenmesi gereken tek din olarak vasflandrmakla kalmaz, onun ayn zamanda, gklerde ve yeryznde varolan btn varlklarn da dni olduunu belirtir. 19
Buna gre btn mahlkt, kinattaki her ey Cenb- Hakk'a ve koyduu knunlara boyun emek sretiyle itaatte bulunduu iin mslmandr. 20 Bu adan, Allha teslim olmak anlamndaki mslmanlk, sdece insann deil, her varln ftratnda olan dindir. Ancak, insan ald eitime gre ftratndaki bu dn kabiliyeti koruyup gelitirmekte veya deitirmektedir. Hz. Peygamber'in "Her ocuk slm ftrat zere doar..." 21 sz buna iret etmektedir. u da var ki, balangtan tibren man esaslar ve balca ahlk prensipleri bakmndan dima ayn kalan, mm Mtrd'nin tbiriyle "t batan beri tam olan Hak din/slm" 22 ibdet ekilleri ve muamelt hkmleri, yni eratler ynnden bz
16 Okuyan, Mehmet-ztrk, Mustafa, "Kur'n Verilerine Gre "teki"nin Konumu" slm ve teki (|ierisinde), ed.: Cafer Sdk Yaran, stanbul, 2001, s. 174. 17 Bk.: ra, 42/13. 18 Okuyan-ztrk, a.g.m., s. 174. 19 Bk.: l-i mrn,3/83. 20 engl, a.g.m., s. 47. nl Alman iri Goethe de slm'a kelime anlamndan yaklaarak bir iirinde yle der: "slmiyet eer Tanr'ya teslimiyet demekse, Hepimiz slmiyet'te yaayp lyoruz." (Ayta, Grsel (hazrlayan), Doumunun 250. Ylnda Goethe, Ankara, 1999, s. 252, -Divan Buch der Sprche'den naklen-). 21 Buhr, Ceniz/79-80, 93; Mslim, Kader/22-25. 22 Bk.: zcan, a.g.e., s. 107-108.
5 deiikliklere uramtr. 23 Bunun yannda, insanolunun kendisine tebli edilen ilh dni asl hviyeti ile koruyamad, eitli sebeplerle bu dnin tahrif edildii de baka bir gerektir. Bu ifdelere istinden, "bugn yeryzndeki ilh kaynakl bir din, ilk tebli edildii hlinden ne kadarn muhafaza ediyorsa o kadar slm'dr"; ya da baka bir deyile, "insanlarn kbiliyetleri ve dne olan ilgileri gz nne alnacak olursa, herkesin anlad ve uygulad din, Allah katndaki din ile ne kadar mutbk ise, o kii o derece Mslman ve dni de o derece slm'dr" eklinde bir hkm rahatlkla karlabilir; fakat bu hkmn kesin bir hkm olamayaca da aktr. nk, Din (slm) bir btndr, onun deimez inan ve ahlk esaslar vardr. Bu esaslara aykr olan dnce ve davranlar slm'n btnln dorudan doruya" zedeler. Durumun byle olduu peygamberler gnderilerek halk katndaki dnin srekli tashih edilmesinden anlalmaktadr. Zr peygamberlerin gnderilmesindeki en nemli hedeflerden birisi Tevhd Dninin tayr ve tahrften korunmasdr. Dolaysyla, slmln btn olarak koruyamayan inan sistemlerini, ilh vahyin "slm" olarak tanmlamas beklenemez. Ancak, herkesin kendi dnini, benimsedii inan ve ibdet sistemini gerek din olarak kabul edecei, buna karlk, meseleye bu adan bakldnda, peygamberlerden sonra yaayan hibir mmin/mslmann pratikteki din anlaynn slm ile yzde yz rttn iddia edemeyecei de muhakkaktr. Esasen, yeryzndeki inan sistemlerinin deiik isimlerle anlmasnn nedeni de herhalde bu milletlerin kendilerine indirilen slm' deitirmeleri ve "millletirme"leridir. Kur'n'da bzan din yerine millet kavramnn kullanlmas bu adan mnidardr. Kald ki, (Muhammed) bir Mslman iin dahi unu sylemek mmkndr: slm Trihi boyunca, fikirleri arasnda derin ayrlklar hatt ztlklar bulunan pek ok kimse kendi grnn gerek slm olduunu iddi etmitir. yleki, bugn "slm'a gre" "gerek slm'a gre" "Kur'n slm'na gre" gibi, kanatimizce aldatc ve haddini aan ifdeler bolca kullanlmaktadr; oysa insanlarn anlay ve yorumlarnn slm'a mutbk olup olmad hussundaki nih karar hakkatte yalnzca Allha it olsa gerektir. u kadar var ki, bizler birer Mslman-beer olarak ilh kelm ve Hz. Peygamber'den bizlere intikal eden uygulamalar doru bir ekilde yorumladmz nisbette slm' doru anlayabildiimizi sdece iddi edebiliriz. Peygamberler tarafndan tebli edilen din/lerdeki deiikliklere gelince, bunlarn din farkl deil, erat farkll olduunu sylemek daha isbetlidir. Zr, trih boyunca, peygamberler tarafndan tebli edilen din/lere baktmzda, onlarn ortak temeli ihtiv ettiini grmekteyiz: l-nan esaslar (tikat), 2-bdet ve mumelt (amel,
23 Harman, a.g.m., XXIII/3.
6 erat), 3-Ahlk. Elmall, bunlara srasyla; tikdiyt, ameliyat ve vicdniyt, der. 24
Yeryzndeki hemen hemen btn dinlerin bu unsuru ihtiva ettiini syleyebiliriz. Ancak, bu unsuru tayan dinler arasnda bir takm temel benzerlikler olmakla birlikte eitli farkllklar olduu da bir realitedir. mm Mtrd, Hak dnin esasta tek olmasna karlk yeryznde farkl din anlaylarnn ortaya kmasn gkten inen suya benzeterek yle aklar: "Hak din gkten inen suya benzer. Tpk gkten tek tr su indii gibi, aslnda gnderilen din de birdir; fakat insanlar farkl dinlere ve mezheplere shiptirler. Halbuki kendisine uyulmas emredilen din bir tanedir. Su gkten temiz ve eit olarak indii halde, indii topran bileiminde bulunan unsurlarn renginin, tadnn ve kokusunun deiik olmas, suyun da tadn, rengini, kokusunu deitirir... Eer yeryznn her taraf ayn durumda olsayd, su deimezdi, dolaysyla kullananlar da farkl deil, ayn suyu kullanrlard. Tpk bunun gibi, din de deitiril- meseydi, her yerde ayn din olurdu; dolaysyla dni kullananlar da yni dnin mensuplar da bir ve ayn mmet olurdu." 25
Bu adan bakldnda, zellikle ilh kaynakl dnin tek ve tam olduunu, bu dnin, ilh dinlerin peygamber gerektirmeden, srf aklla bilinebilen yegne ortak ynlerini ve ortak zlerini oluturduunu syleyen mam Mtrd bir adm daha atarak, ilh din mensuplar arasnda din birliinin de tesinde bir man birliinin olduuna dikkat eker. Ancak, bu man birliinin gnlk hayta yansmasna eratler engel olur. Dolaysyla, din birletirici iken, eratler ayrc bir zellie shiptir. 26
Gerekten de, bu ifdeler, slm inancn gerei olarak, balangtan beri peygamberler gnderilmesine ve onlarn da ayn dni tebli etmi olmalarna ramen bugn yeryzndeki dn eitlilii anlamada nemli ipular ve kymetli ller vermektedir. Burada unu da hatrda tutulmas gereken bir not olarak ilve edelim: Mtrid'ye gre, erat ve tutum farkllnn grnteki sebebi insan olmakla birlikte, onun gizli sebebini yine ilh hikmette aramak gerekir. 27
zetle syleyecek olursak: Peygamberler aracl ile gnderilen, yni ilh din(ler) arasnda tikat ve ahlk asndan herhangi bir fark yoktur; btn peygamberler ayn tikd ve ahlk hkmleri tebli etmilerdir. Buna karlk, ibdet ve muamelt boyutunda ise eratler arasnda bir takm sebepler yznden bir takm farkllklar
24 Yazr, Elmall Hamdi, Hak Dni Kurn Dili, stanbul, 1982, WXII. 25 zcan, a.g.e., s. 99-100 (mm Mtrd, Tevlt, Topkap Saray ve Mzesi Ktp., no:180, Varak 309 a- b den naklen.) 26 A.g.e, s. 22-23. 27 A.g.e., s. 100.
7 olmutur. Ancak, bu farkllklar ze taalluk etmemektedir. slm tevhid ars, Allhn dninin tek olduu; Allhn btn resulleriyle birlikte gnderdii, btn kitaplaryla indirdii dnin slm olduu, bu yzden btn peygamberlerin karde olmas sebebiyle, onlarn dinlerinin de, mmetlerinin de bir olmas gerektii zerinde durur. 28 Kur'n'da ve hadslerde, bu hususla ilgili, herhangi bir ihtilafa meydan vermeyecek netlikte ifdelere rastlamak hi de zor deildir. B) slm'a Gre Dier nan ve bbetler Biz burada bu konuyu nceki konunun devam niteliinde ileyeceiz. Dolaysyla bata Hz. Peygamber olmak zere, Mslmanlarn farkl inanlara, bilhassa Ehl-i Kitb'a kar gsterdikleri tavrlardan bz rnekler vereceiz ki, bzlar bu davranlar slm'n hogrs ierisinde deerlendirir. Oysa, anladmz kadaryla bu tr davranlar bir hogrnn de tesinde "kardaki kii ya da topluluun haklar" cmlesindendir. Zr slm'n kfr ve irk gibi, dima yeryznden kaldrmay hedefledii dnce ve davranlarda Mslmanlara hogrl davranma yetkisi tanmas herhalde dnlemez. uras muhakkak ki, halkn inanlarnda yerlemi olan irki ve kfr kaldrmak, temizlemek ve m'minlerin saf dni yaamalarn te'min etmek, slm'n trih boyu en nemli hedeflerinden biri olmutur. Bunun yannda o, mensuplarndan dier inan ve ibdetlere kar saygl olmalarn da istemi, ibdetin kutsallna dikkat ekmi ve din seiminin zorla, baskyla olamayacan vurgulamtr. Bu konuda bir baka dikkat eken husus ise Kur'n'n Ehl-i Kitb'a kar dier inan shiplerinden farkl bir tutum ierisinde olduudur. Bu sebeple, biraz sonra rneklerini sunacamz zere, Hz. Peygamber'in uygulamalarnda da Ehl-i Kitb'n bilhassa iki noktada zel bir yeri olduunu gryoruz: l-Onlar inanlarnda serbest brakmas (inan ve ibdet zgrl). 2-Kendi (Muhammed) erati ekilleninceye kadar onlarn ibdetlerinden uygun grdklerini uygulamas. nan ve ibdet zgrl ile ilgili olarak unlar sylenebilir: Medne veskasnn 25. maddesinde "Yahdlerin dinleri kendilerine, m'minlerin dinleri kendilerinedir. Buna gerek mevllar, gerekse bizzat kendileri dhildirler" ibaresi yer alr. Bu madde ile Medne'deki her topluluun din ve vicdan hrriyeti teminat altna alnm oluyordu. Buna gre Yahdler kendi inanlarn, Mslmanlar da kendi inanlarn tatbik edeceklerdi. Anlamann yrrle girdii trihten tibren, son Yahd kablesinin siys sebeplerle, Medne'den karld h. 5. yla kadar Yahdlerin
28 Azz, a.g.m., s. 67.
8 dn hayatlarna herhangi bir bask yapldna dir bir bilgiye rastlanmamaktadr. Kald ki, veskada yer alan bu hkmlerin geici olmadn, inan hrriyetine temas eden maddelere daha sonralar gayr-i mslimler ile akdedilen baka anlamalarda ve Hz. Peygamber tarafndan gayr-i mslimler iin yazlm yazlarda da yer verilmesinden ve yine Hz. Peygamber'in slm' retmek, tebli etmek iin eitli kabilelere gnderdii kimselere bu hususta sk sk tlimat vermesinden anlyoruz. 29
Necranl Hristiyanlarla yaplan anlamada, "anlama artlarna uyduklar mddete, onlarn hibir kilisesinin yklmayaca, din adamlarnn yerlerinden kartlmayaca ve hi kimseye dninden dnmesi iin zorlama yaplmayaca" belirtilmitir. 30
Hz. Peygamber'in bu trden uygulamalarna, slm topraklarnn genilemeye balad sonraki yllarda da titizlikle devam edilmitir. Hz. Eb Bekir'in ilk yasaklad eylerden birisi din adamlarn ldrmek ve onlarn hrriyetlerine mdhele etmek olmutur. O, slm ordular am'a girdiinde, komutanlarna Yahdlerin heykellerine, rahiplerin manastrlarna ve kendisini ibdete adam kimselerin ierisinde bulunduu mabetlere dokunmamalarn sk sk tenbih etmitir. Hz. Eb Bekir'in kendilerine kar savaa itirak etmeyen din adamlarnn korunmasna dknl de yine bilinen bir hususiyetidir. 31
Kuds'e giren Hz. mer'in bir kilisenin ierisinde namaz klmamas ve buna gereke olarak da, kilisede namaz kld takdirde, bunu gren Mslmanlar tarafndan oraya el konulmasndan korktuunu belirtmesi, 32 bakalarnn kutsal deerlerine saygl olma konusunda baka ilgin bir rnektir. Yine, Hz. mer'in Kudsllere verdii eman- nmede, onlarn canlarna, mallarna, kiliselerine, halarna, hastalarna, salamlarna ve btn fertlerine eman verilmi ve kiliselerinde oturulmayaca, onlarn yklmayaca, ilerindeki ha, tasvir ve dier eyaya dokunulmayaca, kimsenin dni inanlar yznden bask grmeyecei, v.s. teminat altna alnmtr. 33 slm trihinde bu trden rneklere bolca rastlanmaktadr. Hz. Peygamber'in kendi erati ekilleninceye kadar Ehl-i Kitb'n
29 Bk.: Bostanc, Ahmet, Hz. Peygamberin Gayr-i Mslimlerle likileri, stanbul, 2001, s. 112-113. 30 Eb Dvd, mre/30. Geni bilgi iin bk.: Fayda, Mustafa, slmiyet'in Gney Arabistan'a Yayl, Ankara, 1982, s. 30. 31 Ylmaz, Hseyin, Kur'nn Inda Mslim-Gayr-i Mslim likileri, stanbul, 1997, s. 189. 32 Bk.: el-Hudar, Muhammed Bek, tmm'l-vef f sreti'l-hulef, Mansra, ts. s. 100; Mahmd, efk, Trhu'l-Kuds, Ammn, 1984, s. 96; (heyet), Doutan Gnmze Byk slm Trihi, red.: H. Dursun Yldz, stanbul, 1986, II/94. 33 nl, Nuri, slm Trihi I, stanbul, 1992, s. 110-111.
9 uygulamalarndan yararlanmasna gelince: Ehl-i Kitb', Kur'n'n iretiyle aralarndaki ortak olan bir kelimeye, kelime-i tevhde aran Hz. Peygamber, kendisine emir gelmeyen konularda onlara muvfakat etmi, namazlarnda nceleri onlarn kblesine ynelmi, hicreti esnasnda onlar orulu bulunca Mslmanlara onlarn orucunu tutmay emretmitir. Zaman zaman Ben srl kssalar anlatm, cenazelerine sayg gsterip ayaa kalkm, mriklere girmeyi yasaklad mescidine onlarn girmesine ve orada ibdet etmesine izin vermitir. Ehl-i Kitap'tan olup da Mslman olann, hem daha nceki peygamberi, hem de kendisini tasdik ettii iin iki kat sevap alacan mjdelemitir. 34 Ayrca, onlarn kestiklerini yemenin ve hanmlar ile evlenmenin helal olduu, bir yet ile de bildirilmitir. 35 Kald ki, Hz. Peygamberin Yahdiler ve Hristiynlardan kendisine mrcaat edenler hakknda, Tevrt ve nclde bulunan hkmler ile, yni onlar hakknda kendi eratlerine gre hkmettiinin rneklerine rastlyoruz. 36 Dolaysyla, buradan Hz. Peygamberin kendi zamnndaki sev ve Msev eratlere yaklamnn, zannedilenin aksine msbet olduunu tesbit ediyoruz. Bu vesle ile burada unun da sylenmesi gerekir: Kur'n'da, bir topluluk, bir millet ya da bir inan sistemi ile ilgili bir hkm verilirken, btncl bir yaklamdan kanlmakta ve o toplum ya da sistemin msbet ve menf ynleri birbirinden ayr tutulmaktadr. Bu sebeple Kur'n'da ou zaman "min: bz" edat kullanlm ve genelleme yaplmamtr. Bunun rnekleri oktur. 37
Burada ilgin olan u durum ile de kar karyayz: Kur'n, rhip ve papazlar dnin bozulmasndan birinci derecede sorumlu tutmasna 38 ramen, Mslmanlkta onlarn ibdetlerine tam bir serbestlik tannmas dikkat ekicidir. Bunun sebebi kanatimizce ibdetin bizatihi kutsal kabul edilmesinden dolaydr. slm sava hukukuna gre sava esnasnda ocuklara, yallara, kadnlara ve savaa itirak etmeyen din adamlarna dokunulmamas bu kanatimizi desteklemektedir. C) Gelenekselci Ekol'n 'Dinlerin Akn Birlii' Anlay Gelenekselci Ekol, XX. yzyln ilk yarsnda Fransz Mslman dnr Ren
10 Gunon'un (1886-1951) balatt, modern zihniyetin insanlara snrl ve ters yz edilmi bir din sunduu 39 tezini savunan bir fikir akm etrafnda toplanan dnrlere verilen bir isimdir. Bu ekol her ne kadar R. Gunon'a dayandrlsa da onu asl temellendiren ve sistemletiren kii Frithjof Schuon'dur. Ekoln tannm smlar arasnda T. Burckhardt, H. Simith, M. Lings, S. H. Nasr, A. K. Coomaraswamy, L. Nortbourne, L. Schaya, M. Pellis, W. N. Perry ve G. Eaton gibi geni bir yelpazeye it dnrler yer almaktadr. "Gelenekselci" ismi ile anlmalar, bu ekol mensuplarnn modern zihniyete kar gelenei savunmalar ve kkeni semv olan, vahye dayanan her eyi -ki, buna "gemiten tevrs edilen ve dn olarak tavsif edilebilecek olanlar, bir medeniyeti meydna getiren tm ayrc nitelikler de dhildir- 40 "gelenek" olarak kabul etmeleri sebebiyledir. Ekoln temel tezi udur: Rnesansla balayan modern zihniyet, beeriyet trihinde dima egemen olmu olan dn dny grnden bir sapmadr ve insanl bir kmaza srklemektedir. Temelde iki farkl dny grnden sz edilebilir; bunlardan biri Geleneksel, dieri modern dny grdr. Gelenekselci bak asnn karekteristik zellii, onun ilh vahye dayanyor olmasdr. Buna karlk modern dny grn belirleyen zellik onun profan yni din d olmasdr. 41 Modern dnyda din seklerlemi ve esas kkeninden saptrlmtr. Dolaysyla, Gelenekselci Ekol mensuplar modern bak asndan kurtulmak ve tekrar Geleneksel bak asn hkim klmak maksadyla bilhassa ilh/byk dinler arasndaki akn birlik zerinde dururlar. Mensuplarnn da kabul ettii gibi, bu ekoln savunduu grler yeni olmayp, trihin eitli devirlerinde Douda ve Batda bir ok kimse tarafndan zaman zaman dile getirilmitir. 42 Ancak, ekoln bu fikrinin kaynann nl sveli ressam ve sf J. Gustav Agueli olduunu syleyebiliriz. Zr, R. Gunon'u slm ve tasavvuf ile tantran kii olan Agueli, Mslman olduktan sonra, slm'n Arap olmayan milletler zerindeki etkisini aratrmak zere gittii Hindistan ve Ceylon'dan yazd mektuplarnda, slm'n dinlerin kayna olan "ebed gerek"i tadna inandn
39 Yaln, ehbeddin, "Geleneksel Okul ve Dinlerin Akn Birlii" zlenim, stanbul, 1995, say 21, s. 38. 40 Nortbourne, Lord, Modern Dnyda Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1995. s. 14: Gelenekselcilerin "gelenek" anlaylar ve tarifleri iin ayrca bk.: Ylmaz, Hseyin, Gelenekselci Yaklamlar ve Dinsel Gerekliin Doas, baslmam doktora tezi, S..S.B.E., Konya, 2001, s. 13- 16. 41 Yaln, a.g.m., s. 38; (ayn yazar), Varlk, Bilgi, Din (nsz), stanbul, 1997, s. 9-10. 42 Yaln, Varlk, Bilgi, Din (nsz), s. 14.
11 yazmaktadr. 43
Bu ekole gre dinler kaynak ve btn/z tibriyle birdirler, ama bu birlik onlarn eklen ayn olmalarn gerektirmez. Buna gerek de yoktur. Dinler, ayn n deiik renklerde yansmalarndan ibrettir. Hakkat birtek ve deimezdir. Dinlerin okluu Semv irdeye uygun olmakla birlikte, onlar arasnda btn ve akn bir birliin varl da szkonusudur. Dinlerin akn birliinin sebebi, onlarn ayn kaynaktan yni Tanr'dan gelmi olmalardr. Dolaysyla her din ed-Dn'dir. Yni bir dni yaayan kimse tm dinleri yaam gibidir. Dinler arasndaki farkllk onlarn formuna, d ekillerine it olduu iin, onlarn zsel birliini etkilemez. Bu farkllklarn, hatt ztlklarn sebebi deiik insan topluluklarnn ship olduklar farkl ve ayrc zihniyet ve kltrdr. Bu farkllklar ve ztlklar normal, hatt zorunludur. Dinde form ve z ayrm yapmak gereklidir. Hakkat formda deil, zde aranmaldr. 44
Tm 'sahih' yni kopmaz bir gelenek zinciriyle otantik vahye bal olan dinler ayn zirveye gtren yollardr. Eer byle olmasayd, Allah yeryznde gemite yaam ve imdi de yaamakta olan geni bir insan kesimini kurtulu imknndan mahrum brakm olurdu. Ayn zirveye gtren yollar, dan eteinde birbirinden uzakta iken, zirveye yaklatka birbirlerine yaknlarlar. Daa trmanan akll insan kendi yolunu takip eder ve dier yollarda bulunanlarla pek ilgilenmez. Dier yollar aratrmak veya kendi yolunun en iyisi olduunu zannederek, bakalarnn kendi yoluna gelmesiyle uramak zaman kaybndan baka bir ey deildir. 45 Baka bir deyile, ekol mensuplar dinler arasndaki farkllklar, deiik bak alarndan yaklaarak trih ve sosyal artlara gre deerlendirmek sretiyle zah etmeye alrlar. Ekoln mmarlarndan F. Schuon'a gre, her din bir ve ayn semv czibe ve denge irdesinden gelen vahiy zerine kuruludur. 46 Ancak bu, her dnin eklen ayn olmasn gerektirmez. Zr her din bir biim ve ze shiptir. z deimez ve snrsz haklara shipken, biim izafdir ve haklar da bu yzden snrldr. 47 Yni herkesin zden anlad ancak kendisini balar. Ayrca, farkl vahiylerin birbiriyle elimediini rahatlkla syleyebiliriz. nk onlar farkl beer topluluklara gnderilmitir ve Allah hibir zaman birbirinden farkl iki toplulua ayn mesaj gndermemitir. Kald ki,
43 Bk.: Kk, Hlya, "svete Tasavvuf: Ivan/John Gustav Aguli ve Gunnar Ekelof rnei" Tasavvuf Dergisi, Ankara, 2003, yl 4, say 10, s. 127-128. 44 Yaln, a.g.e., s. 12. 45 Nortbourne, a.g.e., s. 12. 46 Schuon, Frithjof, slm ve Ezel Hikmet, terc.: ehbeddn Yaln, stanbul, 1998, s. 38. 47 A.g.e., s. 26.
12 farkl gibi grnen bz hususlarda beer dillerin farkll da nemli rol oynar. 48 Ksaca, dinler arasnda grlen farkllk izafi olmaktan teye gitmez. 49
Bugn "Yahdlik" "Hristiyanlk" gibi kavramlar ou zaman bu inanlara zg "biimsel snrlandrlmlklar"n zel tezahrlerinden baka bir eyi ifde etmezler. Dolaysyla bir dnin, geleneksel dier formlar belli derecede yanl yorumlamas kanlmazdr. Ancak, Allah, eskidenberi vahyedilmi formlarn hibir srette birbirine kartrlp harmanlanmasn da kabul etmemitir. 50 Bu yzden dinlerin birlii konusu dinlerin d plannda yni formlar (ecumenism) plannda gerekletirilemez ve byle bir faaliyet kabul de edilemez. 51
Ekol mensuplar "Tek Gerek" "Deimez Hikmet" "Deimez Din" "Tek Din" "Zt- Mutlak" "Nih Varlk" "Hakk" "lah" "Nih Kutsal Hakkat" gibi kavramlar sk sk kullanarak, bu kavramlarn hakkatini mevcut dinlerin znden hareketle kefetmeye zel bir nem vermektedirler. Buna gre "Mutlak" her zaman ve mutlak mutlaktr. Hak, mutlak olarak hakkattir. Bunun dndaki her ey, Mutlak'n dn dnydaki tezahrleridir. Biz Nih Varlk hakknda konuurken, onun ancak belli bir formda bize gelen tezahrlerinden bahsedebiliriz, bizzat kendisi hakknda deil. 52
Mutlak Hakkat her eyi kapsaycdr. O deimez olduundan, onun yansm imaj, aslnda onun kendisinden baka bir ey deildir. Ancak, azok bulank veya arpktr. Bununla birlikte o ayn zamanda dnyev bir yansma ile tersyz de edilebilir. Varolan her ey bu Hakkat'in bir yansmasdr. Mevcudattan bzlar onu daha ak bir ekilde, dorudan veya anlaymza daha uygun bir tarzda yanstrken, dier bzlar ise arptlm olarak yanstr. 53
Her din, Mutlak'n kendisini o dinde zhar ettii tarza bal olarak bir hakkat iddisnda bulunur. Oysa Mutlak Hakkat btn kategorilerin tesindedir. Bu anlamda
48 Schuon, Frithjof, Varlk, Bilgi ve Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1997, s. 124; Bu anlamda S. H. Nasr farkl dilden bahseder: 1-Kutsal (sembolik ?) dil 2-bdet dili, 3-Gnlk dil. Dolaysyla "dn"yi ifdede dier faktrlerin yansra bunlar da nemli bir rol oynar. (Aslan, Adnan, "Dinlerde Mutlak Hakkat Kavram: John Hick ve Seyyid Hseyin Nasrla Bir Mlakat" slm Aratrmalar, say l, stanbul, 1997, s. 181.) 49 Bu ekoln dinlerin akn birlii ile ilgili grleri iin amca bk.: Kk, Hlya, "Mutasavvflarn Dier Dinlere Bakna Farkl Yaklamlar," (Tasavvuf Trihine Giri ierisinde), stanbul, 1997, s. 244- 259; Ylmaz, a.g.t., s. 151-265. 50 Schuon, Dinlerin Akn Birlii, s. 36-37. 51 A.g.e., s. 14. 52 Aslan, a.g.m., s. 178. 53 Nortbourne, a.g.e., s. 10.
13 Mutlak ile kasdedilen Tanr da deildir. nk Tanr'nn ahsiyeti vardr; oysa Mutlak, ahsiyet ile snrlandrlamaz. Hak gerek anlamda bilinemez. Fakat O'nun tezahrleri farkl ekillerde yorumlanabilir. Bu sebeple insanlar Mutlak Hakkat iddilarndan deil, onu yalnzca kendilerinin temsil ettii iddilarndan vazgemelidirler. 54
Trke'ye tercme edilen eserleriyle memleketimizde yakndan tannan S. Hseyin Nasr da bu ekoln nemli temsilcileri arasndadr. Zt- Mutlak, lemde, bir ok din gndermitir ve belirli bir dnin taraftar iin o Zt- Mutlak o dindedir. Bu sebepten dinlerin akn birlii statlar btn otantik geleneklerin tand bir i zn. bir i yapnn var olduunu dnmektedirler ve hric formlar ile deil, yalnzca dnin bu btn boyutlar yolu ile onlarn akn birlii ortaya kmaktadr" diyen Nasr'a gre bu hkm dorudan Kur'n'dan kmaktadr. Zr Kur'n'da her millete peygamber gnderildii ve peygamberler arasnda fark olmad aka bildirilmektedir. Kur'n'n bu mesaj, slm trihi boyunca zellikle slm dninin baka dinlerle temaslarnn olduu blgelerde daha iyi anlalm ve bn Arab ve Mevln gibi ahsiyetlerin ortaya kmasna vesle olmutur. 55
Her millete peygamber gnderildiine gre, kesinlikle herkese hakkat ulatrlm demektir. Bunun dndaki bir durum adalete aykr olurdu. Allhn, - hidyeti kabul etmeyenler dnda- bir milleti sapk bir halde brakp, baka bir kavmi ise hidyete eritirmesi dnlemez. 56 O halde her din temelde ilh vahye dayanr. Fakat bu yeryzndeki byk dinlerin her ynyle ayn olmasn gerektirmez. Dinlerin akn birlii dinlerin i (ezoterik) boyutu ile ilgilidir. D formlar bozmadan, dinlerde var olan akn birlii ortaya karan boyut bu boyuttur. 57
Bu bir perspektif, bir bak as farkll meselesidir. Yni, bir Mslman, bir Yahd ve bir Mecs arasnda fark vardr; ama bu dinlerin semv ilkeleri birdir. lh kurtulua ererek cennete girme umudu tayan byk dinler Allah'tandr. Madem bu dinler ondan gelmitir, o halde onlar, ekil ve uygulamalar plannda farkl olsa da, en yksek seviyede tevhid'in ifadesidir ve Allah her dnin znde olmaldr. Dolaysyla burada dinlerin akn birliinden de te aslnda bizzat "Allhn akn birlii" szkonusudur. 58
Nasr'n konu ile ilgili olarak zerinde durduu hususlar u ana balk altnda toplamak mmkndr: l-Dinler zde/akn bir birlie shiptirler. 2-"Dn"den bahseden
54 Aslan, a.g.m., s. 182-183. 55 Nasr, S. Hseyin, Syleiler, stanbul, 1996, s. 51. 56 A.g.e., s. 92. 57 A.g.e., s. 52. 58 A.g.e., s. 105.
14 kimselerin dncelerinin ve dillerinin farkll dni anlamaya ve ifde etmeye de yansr. 3-Dinlerin toplumlara gre ibdet, inan, ahlk ve muameltta farkl olmas, hatt bzan zt unsurlar tamas normaldir ve gereklidir. Nasr, dinlerin (slm'n) akn birlii tezinin gnmzde zellikle Mslmanlar tarafndan vurgulanmas gerektiini ise ihtiyca balamaktadr. Geri, daha nce bn Arab ve Mevln gibi bu gr dile getiren kimseler olmutur; ancak onlarn eserlerinde bu grler bugnk kadar net cmlelerle ifde edilmemitir. nk buna o gn iin ihtiya yoktu. Gnmzde ise insanlk eitli dinlere it sembolizmin bilgisinden mahrumdur ve insanlar btn dinleri inkr eden bir dnyevleme ierisinde birbirlerine karmtr. te bu konjktr bu doktrinin aikr bir ekilde gzler nne serilmesini gerekli klmtr. 59 Bu dnce slm'a zarar vermeyecei gibi, slm'n bu ynnn vurgulanmas gnmzde daha da zarur bir hle gelmitir. "lk ve son din olan slm, evrensel olarak insan ftratnda yer alan dnin addr. Onun bir boyutu da Allhn irdesine teslim olmaktr. O halde, ilk anlam iinde Mslman akln ve hr irdesini kullanarak Allah tarafndan vahyedilen bir knunu kabul eden varla tekabl eder. Dolaysyla, ister Mslman, ister Yahd, ister Hristiyan veya Zerdt olsun, ilh bir vahyi kabul eden her insan, kelimenin evrensel anlamnda bir mslmandr. 60 te bugn "slm'n bu karakterinin vurgulanmas ve aklanmas iin byk bir gereklilik bulunmaktadr. nk slm kendi evrensellii ile din fenomenini btn olarak temsil ve tezhr ettiren bir dindir. Gnmzde slm'n dinlerin akn birlii savunucularna czip gelmesinin nedeni buradadr. Allah kelm olan Kur'n- Kerm, dnin akn birliini aka tasdik etmektedir. Bu bak asndan Kur'n mevcut kutsal kitaplarn en evrenselidir." 61
Nasr, bu dncenin gerek Formasonlukla, gerekse Hmanizm ile bir ilgisinin olmadn belirterek, onun slm dnini batllatrmak, "laikletirmek" ve ona bidatler sokmak eklinde anlalmamas gerektiinin zerinde de titizlikle durur. Yine bu Ekol, "brhim dvet" ismiyle; bilhassa XX. asrn sonlarndan tibren kendini gstermeye balayan ve "brhim dinler" ad altnda, Yahdlik, Hristiyanlk ve Mslmanlk arasndaki ihtilaf ve ayrlk noktalarn ortadan kaldrmak iin akdelerin, eratlerin ve ibdetlerin mezcedilmesi sretiyle, hibirini dierinden ayrt etmeksizin ve bamsz olmakszn, ortak bir man tecrbesinin de yardmyla bu semv din arasnda birlii salamay baka bir ifadeyle bu dni birletirmeyi hedefleyen, dolaysyla slm'n "brhim Din" ad altnda eritilmesine ve bu yolla
59 A.g.e., s. 153. 60 Nasr, S. Hseyin, slm dealler ve Gerekler, terc.: Ahmet zel, stanbul 1985. s. 29. 61 Nasr, Syleiler, s. 51-52.
15 bamsz ve son din olma zelliinin ortadan kaldrlmasna yol aabilecek hareketten de 62 farkl grnmektedir.
62 Bu hareket hakknda fazla bilgi iin bk.: Azz, a.g.m., s, 67-74.
16 BN ARAB'DE "DNLERN AKIN BRL" VE "BDET" A) BN ARAB VE VAHDET- EDYN (DNLERN BRL) Burada, ncelikle "vahdet-i edyn/dinlerin birlii" ile "dinlerin akn birlii" kavramlar arasnda nemli bir "ideolojik" fark bulunduunu belirtmek zorundayz. Bu fark, dinler arasnda herhangi bir birliin olup olmad meselesinde kiilerin yaklamna iret etmektedir. Buna gre vahdet-i edyn tbirini kullananlar dinler arasnda herhangi bir birliin olmadn, dier kavram kullananlar ise bunun tersini kabul ettiklerini m etmektedirler. Biz de aratrmamz boyunca bu iki kavram bu anlamlarda kullanmaya zen gstereceiz. bn Arab zerinde aratrma yapan bz kimseler onun bir ka beyitinden ve eserlerindeki bz ifdelerinden hareketle, bn Arab'nin btn dinlerin ayn olduu inancna ship bulunduunu iddi ederler. Bu iddilara gre, onun bu inanc vahdet-i vcd dncesinin tab bir neticesidir. 63 bn Arab'nin tanrs, vahdet-i vcd felsefesinin tanmdr ki, hibir sret onu kuatamaz, akl onu snrlandramaz veya trif edemez. 64 Bylesi bir din anlay ise teistik olmayp, "tasavvuf, evrensel bir din" anlaydr. ok saydaki dier inanlarla birlikte, tektanrclk ve oktanrclk, vahdet-i vcd nazariyesi nda yorumlandklar takdirde, ortaya "evrensel din"den baka bir ey kmayacaktr. bn Arab'ye gre tektanrclk ile oktanrclk arasndaki fark, bir ile ok arasndaki mantk farka karlktr. 65 oktanrclk, ok tanrya inananlarn 'btn'n mutlak birliini idrk edememelerinden domutur ki, bu idrk edemeyi dolaysyla bunlar nihyette blnemez olan 'Varlk' blnebilir sayarlar. 66
Btn dinler ve inanlar eittir, man ile tevhd, kfr ile irk, hidyet kayna ve mukaddes slm ile sapklk ve pislik iindeki Mecsnin dni ayndr. Semv dinler ile dierleri arasnda, putperestler ile tevhd ehli arasnda hibir fark yoktur. 67
Btn yaratklar, Allhn bir grnts olduuna gre btn taplanlarda tecell
63 Mahmd, Abdlkdir, el-Felsefets-sfyye fl-slm, Khire, 1967, s. 516. 64 Bk.: A.g.e. , s. 518-519. 65 bn Arab, bir saysnn btn saylarn ess olduunu, dier saylarn "bir"in katlanmas sretiyle ortaya ktn, dolaysyla her saynn "bir"lerden olutuunu syler. (bn Arab, Kitbl-Elif- Kitbl-Ehadiyye, ner.: Muhammed ehbddn el-Izz, Resil bn Arab ierisinde, Beyrut, 1997, s. 49). Sanrz aratrmac buna iret etmektedir. 66 Aff, Ebu'l-Al, Muhyiddn bnu'l-Arab'nin Tasavvuf Felsefesi, terc.: Mehmet Da, Ankara, 1975, s. 132. 67 El-Vekl, Abdurrahmn, Hzih hiyes-Sfiyye, Beyrut, 1984, s. 93.
17 eden Allhtr. nsanlar eitli sretlerde grnen birtek Tanr'ya ibdet etmektedirler. Rabbe ibdetten gye, kulun onunla birlemesidir. bdette btl olan taraf, Tanr'y yalnz bir srete hasretmek ve dier sretlerde onu grmemek/grememektir. Yalnz bir srete "Tanr" demek yanltr. Ksaca, "bn Arab her eyde bir para "tanrlk" grd iin, ona gre btn dinler birdir." 68 Bu ilh olsun, olmasn, btn dinler iin geerlidir. 69 Buna gre, hkm bakmndan dinlerin ve ibdetlerin hepsi ayndr, birdir, eittir. Sras gelmiken unu da belirtmeden geemeyeceiz: Kanatimizce bn Arab ile ilgili yaplan en nemli hatlardan birisi onun kavramlara ykledii anlamlara dikkat etmemekten kaynaklanmaktadr. Bunun ilgin bir rneini bu paragrafta gryoruz. Grld zere burada Allah, Tanr/lah ve Rab kavramlar ayn dzlemde kullanlmaktadr. Oysa bn Arab'nin terminolojisinde bu kavramlarn her birinin kendine mahsus bir anlam ve yeri vardr. 70
Acaba, bn Arab hakknda yukarda ne srlen iddilarn doruluk derecesi nedir? Ya da onun bu fikirde olduunun delli olarak kullanlan metinlerden byle olduka kat', sert ve kesin hkmler karlabilir mi? imdi, almamzn k noktasn tekil eden bu husus zerinde duralm. Sud el-Hakm'in de belirttii gibi, 71 bn Arab'nin eserlerinde "vahdet-i edyn" tbirine rastlanmaz. Esasen, ileride grlecei zere, bn Arab'nin "dinlerin birlii" gibi bir probleminin olduunu sylemek de mmkn grnmemektedir. Fakat, ilk etapta, onun dier inan mensuplarna kar olduka hogrl bir yaklam ierisinde bulunduunu ve kmil bir rifin btn inanlarn zn anlamasnn, tanmasnn onun irfannn kemli ile ayn paralellikte olacan, dolaysyla her rifin Hakk' her trl tecellighta tanmas gerektii inancnda olduunu syleyebiliriz. bn Arab'yi "vahdet-i edync" olmakla sulayanlar bu iddilarn ona it bir ka beyite ve eserlerindeki bir takm ifadelere dayandrmaktadrlar. Biz bu iddilarn dayanaklarn iirler ve nesirler olmak zere iki gruba ayrarak, onlar hakkndaki iddi shiplerinin ve bn Arab tkipilerinin dncelerini, kendi yorumlarmzla da harmanlayarak incelemek istiyoruz. Fakat iirleri vahdet-i edyn vey dinlerin akn birlii nesirleri ise ibdet konusu altnda ileyeceiz.
68 Ate, Sleyman, r Tefsr Okulu, Ankara, 1974, s. 265-266. 69 Akdemir, Salih, "A.E. Aff'nin "The Mystical Philosophy of Muhyid Din Ibnul Arabi" Adl Eseri ve Tercmesi zerine" slmi Aratrmalar, cilt 2, say 7, Ankara, Mays-1988, s. 30. 70 Bk.: zutsu, Toshihiko, bn Arab'nin Fussunda Anahtar-Kavramlar, terc.: Ahmed Yksel zemre, stanbul, 1998, s. 79. 71 El-Hakm, Sud, el-Mu'cems-sf, el-Hikme f huddil-kelime, Beyrut, 1981, s. 478.
18
B) RLER: DNLERN AKIN BRL Bir iirinde bn Arab yle der: "Zaman zaman Msnn eratine inanrm da, Yahdnin yolunu kabul ederim. Gh, kendimi s'nn eratine inanm ve kilisede ibdet eder bulurum, Gh, Muhammed'e inanm, bulurum da, bu Nebiye sapasalam sarlrm. Bzan da kendimi yle bir erat iinde grrm ki, Ashba benzerim. ann grn benimserim kimi zaman. Eariye mezhebini de kabul ettiim zamanlar olur... 72
"bn Arab'de ilh muhabbet" konusunu doktora tezi olarak alm olan Ahmed Mahmd el-Cezzr'a gre bu beyitlerden, vahdet-i vcd ile vahdet-i edyn arasndaki uyum aka ortaya kmaktadr. Zr, bn Arab'nin savunduu "dinler arasndaki eitlik" fikri sdece semv dinlerle ilgili deildir. Ulhiyetin kendisinde zuhur ettii btn tecellighlar ile ilgilidir. nk, herhangi bir bid, tapt herhangi bir srette Allha tapt srece, kfr ile man, irk ile tevhd eittir. 73
El-Cezzr, yukardaki beyitlerden bu sonular tereddtsz, kesin bir biimde karabilmektedir. Bu hkmleri balklar hlinde u ekilde sralayabilriz: 1-Vahdet-i vcd, 2-Vahdet-i edyn, 3- Bu ikisi arasndaki uyum, 4-Btn dinler arasndaki eitlik, 5-Her bidin her mbudda Allha ibdet etmesi gerektii, 6-Bu ekilde bir ibdet asndan bakldnda kfr ile man ve irk ile tevhdin ayn olduu. Burada her eyden nce unu sylemek gerekir: Sanrz, aratrmac kafasnda daha konuya balamadan nce bir sonu ya da hkm tayor. Bu hususta, kendi zihninde balantsn kurabilecei bir eyler aryor. Bulduunu zannettiinde de grn delillendirmi oluyor. Kanatimizce yukarda takip edilen metot byledir. Zr, bize gre, bu beyitlerden el-Cezzr'n kard sonular karmak mmkn grnmemektedir. Ayrca, aratrmacnn artlanml, bu beyitlerde bn Arab'nin tammiyle semv dinlerden bahsettiini grmesine dahi engel oluyor. Gerekten de, bn Arab hakknda varlan yanl kanatlerde artlanmln nemli bir tesirinin olduunu sylemek mmkndr. artlanmlk bir kenara itilerek meseleye yaklaldnda, insanlarn bn Arab hakkndaki kanatlerinin deitiine dir rnekler az deildir. Bize gre, bu beyitlerle ilgili olarak zerinde durulmas gereken iki husus var.
72 El-Cezzr, Ahmed Mahmd, el-Fen vel-hubbl-ilh inde bn Arab, Khire, 1990, s. 272 (bn Arab, et-Tiyye, Dr'l-Ktbi'l-Msriyye, nr.: 4291, varak 156'dan naklen). 73 El-Cezzr, a.g.e., s. 272-273.
19 Bunlardan biri, Hz. Peygamber'in tebli ettii dnin mhiyeti ve dier peygamberlerin tebli ettii din/dinler ile balants ki, biz buna "dn (zhir) husus" diyelim; dieri de tasavvuf terakkde peygamberlerin ve dolaysyla eratlerinin yeri ki, bunu da biz "tasavvuf (btn) husus" diye isimlendirelim. Kanatimizce bn Arab'nin yukardaki beyitlerini bu iki zaviyeden deerlendirmek daha isbetli bir sonuca varmamz salayacak ve irin gerek niyetini anlamamza da yardmc olacaktr. Yukardaki beyitlerde bn Arab'nin Msev, sev ve Muhammed eratlerden 74 bahsetmesi, yeryznde bu ilh kaynakl eratin bulunmas sebebiyledir. O, her ne kadar bu erat arasndaki farkll kabul etse de, Hz. Muhammed'in dndaki dier iki peygamberin getirdii inan esaslarnn birliine inanmann, ayn zamanda Hz. Muhammed'in tebli ettii dnin bir gerei olduu fikrindedir. Zr, bn Arab'ye gre, Hz. Muhammed'in tebli ettii din Hz. s'nn etrafndakilere mjdeledii dindir. 75 Hz. lys da, Hz. s da, (a.s.) Hz. Muhammed'e (a.s.) vahyedilmi olan dni ikme eden, Allhn iki elisidir. 76 bn Arab, peygamberlerin getirdiklerine inanmann, Hz. Muhammed'in getirdii dnin gerei olduunu u cmleleriyle aklar: "Ben Yahdnin ve Hristiyann, dninde hak olup da inandna inanyorum. nk buna mn etmek benim kitabmn gereidir. Allh Tel buyurur ki: "M'minlerin hepsi Allha,
74 zutsu, dni ferd ve toplumsal diye ikiye ayrdktan sonra, "Bugn size dninizi ikml ettim" (Mide, 5/3) yetindeki dnin daha ziyde objektif, toplumsal din mnsna geldiini syler. Yni dnin bir ilk vahyedilmi hli vardr, bir de onun toplum tarafndan alglanmas ve uygulanmas vardr. Eer, dnin orijinal hli gzard edilerek, "toplumsal ameller"de ileri gidilecek olursa, din kavram millet kavramna dnr. Bu durumda "millet" znde ferd inan anlamn muhafaza etse de, daha kat, daha ekl bir eyi gsterir. (zutsu, Toshihiko, Kurnda Allah ve nsan, terc.: Sleyman Ate, Ankara, ts., s. 216.) Kur'n'da Yahdlerden ve Hristiyanlardan bahsederken, din yerine millet kavramnn kullanlmasnn sebebi (Bakara, 2/120) ve ilh dnin tahrifinin zh da bu olsa gerektir. Bu cmleden olarak, bugnk Yahdliin, Hz. Musa vastasyla tebli edilmi olan "slmn Yahdler tarafndan ve Hristiyanln da Hz. s tarafndan tebli edilmi olan "slm"n Hristiyanlar tarafndan kendi toplumlarna gre deitirilmi/ayarlanm ekli olduunu syleyebiliriz. ("brhm'in dni"nin (slm) Yahdlik, Hristiyanlk ve slm ekline dnmesi hakknda ayrca bk.: Schuon, Frithjof, Dinlerin Akn Birlii, terc.: Yavuz Keskin, stanbul, 1992, s. 103-106.) Dni ferd adan anlama hususuna bn Arab yle iret eder: "Allah'tan geleni alglamada insanlarn ftratlar muhteliftir. Herkesin Allhn dnini kavramas kendi kabiliyetine gre deiir' (bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, tah.: Osman Yahy-brhm Medkr, Khire, 1985-1992, V/494.) 75 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (tahkik), III/364. 76 A.g.e., XI/269.
20 meleklerine, kitaplarna ve peygamberlerine inanmlardr. (Onlar): "Onun peygamberleri arasnda bir ayrm yapmayz (derler)." 77 Benim kitabm onun kitabn, dnim de onun dnini tazammun eder. Onun dni ve kitab benim dnimde ve kitabmda mnderetir." 78 Kald ki, daha nceden de sylendii zere, Ehl-i Kitb'a kar Kur'n'n zel bir tutumu hemen dikkati eker. Onlarn yannda Hak dnin unsurlarndan mutlaka bir eyler bulunmaktadr. Ne var ki, onlarn din adna ortaya koyduu bz hususlar hakk dinden (slm) deildir. Dolaysyla, ilk inen yetlerde dahi Hz. s ve Hz. Ms'nn o gnk Yahd ve Hristiyanlardan ve onlarn din adna ortaya koyduu uygulamalardan ayr tutulmas gerektii vurgulanmtr. 79 Esasen, bn Arab de Ehl-i Kitb'n din adna ortaya koyduu her eyi kabul edici deildir. Onun sriliyt hakkndaki u szleri bunu gstermektedir: "Bz mfessirler Kur'n'n tefsiri konusunda Yahd hikyelerini alyorlar. Oysa Hz. Peygamber, Ehl-i Kitb' ne tasdik etmemizi, ne de yalanlamamz bize emretmitir. u halde, Kur'n' .Yahd hikyeleri ile tefsr eden kimse, Hz. Muhammed'in emrini reddetmi olur. Hz. Muhammed'in emrini reddeden ise Allhn emrini reddetmi demektir." 80
O halde bn Arab'nin zaman zaman kendisini Msev ve sev hissetmesi, hem Muhammed eratte, hem de dierlerinde ortak olan hususlarla ilgilidir. Yoksa, Yahdlerin ya da Hristiyanlarn uygulad, fakat Hz. Peygamber'in yasaklam olduu bir eyi bn Arab'nin kabul etmesi fikri doru deildir. Zr onun bylesi fiiller ilediine, yni Yahdlerin veya Hristiyanlarn ibdetlerini uyguladna dir herhangi bir rivyet gelmemitir. Bu noktada dikkat eken bir baka husus da bu erat arasndaki ilikidir. A. Tabatab'ye gre Msev eratte dnyev yaant ok daha ar basar. Buna karlk sev eratte ise insann ruh cephesine ok daha fazla arlk verilmitir. Daha doru bir ifdeyle, Yahdler ve Hristiyanlar kendilerine tebli edilen dni bylesi bir grntye brndrmlerdir. Hz. s'nn manev hayta ok daha fazla ilgi duymasnn ve retilerinin ounu bu sahaya hasretmek zorunda kalnn sebebi, sriloullarnn (tammiyle dnyev arlkl) din anlaylarna kar gsterdii bir reaksiyondur. Hz. Muhammed'in tebli ettii slm ise, dny ve hiret dengesini gzetir, insann madd ve manev tarafna ayn lde deer verir. 81 Bir baka deyile, Hz. Peygamber'in tebli
77 Bakara, 2/286. 78 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (tahkik), VI/351-352. 79 Gner, Osman, Reslullh'n Ehl-i Kitap'la Mnsebetleri, stanbul, 1997, s. 170-171. 80 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Beyrut, ts., (Dru Sdr), II/207. 81 Tabatab, Allme, "slmiyet ve Dier Dinler" terc.: Sdk Kl, slm Aratrmalar, Ankara, Nisan- 1987, say: 4, s. 56-57.
21 ettii slm dierlerinin msbet ynlerini de ihtiva eder. Bu sebeple, bn Arab'nin kendisini bzan Msev, bzan sev, bzan da Muhammed grmesi alacak bir durum ve ilh vahiy asndan sakncal bir kanat olmad gibi, tersine vahyin bir gereidir. Benzer bir tahlili S. H. Nasr da yapar. Ona gre slm Hz. dem ile balayan ve dier peygamberlerle birlikte, Hz. brhm ile de tebli edilen Allah katndaki dindir. Tbiri cizse, bu dnin "Msev versiyonu"nda hukuk ve zhir ynn arlkta olduu grlr. Nasr buna "erat" diyor. Yni Msevlik -Yahdlik deil- erat arlkl bir dindir. sevlikte ise hukuk ve btn yn daha fazladr. Nasr bunu da "tarkat" diye isimlendirir. Muhammedlik ise hem erat hem de tarkate eit bir ekilde arlk vermitir. 82 Buna gre bn Arab'nin, zerinde bzan dnin tarkat (btn) yn ar basarak kendisini sev merepte grdn, bzan da erat (zhir) yn ar bast iin kendisini Msev merepte hissettiini sylemek mmkndr. Her iki halde de Muhammedlikten ayrlma sz konusu deildir. Zr Muhammedlik dier iki merebin biraraya gelmesinden olumakta ve onlar kapsamaktadr. bn Arab'nin bu iirine dn adan bakmaya devam edecek olursak, unu da ilve etmek zorundayz: Hz. Muhammed'in getirdii dne gre Yahdlerin ve Hristiyanlarn dnen mutlak mnda yanl olduklarn, ne yaparlarsa yapsnlar, nasl inanrlarsa inansnlar, onlarn mutlak cehennemlik olduunu sylemek mmkn mdr? Bilindii gibi bu sorunun cevb Mslman limler arasnda ihtilafldr. Kimileri onlarn inanlarn terkedip, Hz. Peygamber'in getirdii esaslara uymadka kurtulua eremeyeceklerini iddi ederken; kimileri de Kur'n'daki pek ok yete dayanarak "slm" llerdeki bir Allah inancna ship olmak ve slih amel ilemek artyla, Muhammed erate tbi olmadan da cennete girebileceklerini sylerler. 83
te bu noktada bn Arab'nin yine dikkat ekici bir gr ile karlayoruz. Ona gre Ehl-i Kitap'tan herhangi biri Mslmanl (Muhammed erat) setii zaman dnini deitirmi olmaz. Aksine Hz. Muhammed'e man ve eratini kabul etmek aslnda onlarn dinlerinin de bir gereidir. Onlarn dni ile Hz. Muhammed'in getirdii din ayndr. Dolaysyla din ehlinden birisi Mslman olduunda dnini deitirmi olmaz. 84 Sdece yeni bir erati, son ilh erati benimsemi olur. Yukardaki iiri tasavvuf (btn) adan deerlendirdiimizde ise, meseleyi biraz daha aydnlatan, fakat ilgin bir manzara karmza kar. Bu beyitlerin tasavvuf
82 Nasr, slm dealler ve Gerekler, s. 36-38. 83 Mesel bk.: Ate, Sleyman, slm Tasavvufu, stanbul, 1992, s. 75-78. Bu konuda ayrca bk.: Sarkolu, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Trihi, Isparta, 2002, 4. bask, s. 455-456. 84 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/131.
22 ynn, bn Arab'nin vahdet-i edyn fikrine ship olduu iddisnda bulunanlarn en fazla kullandklar 85 hemen aadaki ve daha sonra nakledeceimiz iirleri ile birlikte ele almak istiyoruz. Tercmnl-evk'n bir yerinde bn Arab der ki: "Her sreti kabul edici oldu kalbim; Ceylanlarn otlak yeridir; rhipler iin bir deyr (kilise)dir. Putlar iin bir evdir; tavaf edenin Kbesidir. Tevratn levhalardr; Kurnn mushafdr. Muhabbet dnini din ediniyorum, nereye ynelirse ynelsin Kervan. Muhabbet dnim ve immmdr... Bizim iin, Hindin Birinde ve onun kz kardeinde, Leyl ve Kaysta, Meyy ve Gaylnda gzel bir rnek vardr. " 86
ncelikle, bn Arab'nin bizzat kendisinin bu beyitler iin yapt erhi sca scana sunmak istiyoruz. Bu beyitler de anlam bakmndan hemen hemen daha nceki beyitlere benzemektedir. Yukarda, o beyitler hakknda satrlar dolusu fikirler yrtld. Oysa ayn anlamdaki beyitleri bn Arab yle erhetmektedir: "Kalp, deikenlii dolaysyla bu ismi almtr. 87 Kalp, kendisine gelen vridtn eitliliine gre farkllk gsterir. Vridt ise kiinin ahvline gre deiir. Ahvlin eitlilii de, srra gelen ilh tecelllerin eitliliine gre deiik olur. erat onu (kalbi), sretlerde tebeddl ve tahavvl olarak aklamtr. Eer kalbi bir otlak yeri, mer' olarak vasflandracak olursak, orada sdece ceylanlarla kuluk vakti dolaan kimselerden kinaye etmi oluruz. nk szmz hev (ak) lisnyla azmzdan kmaktadr. Ceylanlar ise bu lisanda klarn sevgilileri iin uygun bir tebih olur. Ceylanlar rhiplere benzetecek olursak, bu durumda kalp bir deyre/kiliseye benzemi olur. Zr oras rhiplerin evi ve ikmet mahallidir. Kalbin putlarn evi, mahalli olmas durumuna gelince; bu, kalbin, beerin talep ettii hakkatlerin -ki, insan hakkat diye dnd bu gibi eylerden dolay Allha ibdet eder- taycs ve shibi olmas sebebiyledir. Yce ruhlar (ulv duygular) kalbin etrfin kuatnca kalp, Kbe olarak isimlenir. Bu duygular sebebiyle brhm-Msev ilimler hsl olursa, onlar kalbi Tevrat levhalarna evirir. Fakat kalbe, kmil Muhammed
85 El-Hakm, el-Mucems-sf, s. 480. 86 bn Arab, Tercmnl-evk, Beyrut, 1996, s. 44-45. Bizim buraya aldmz beyitler ` -='-- : Ruhlar Karlat" balkl iirin son ksmdr. 87 Bilindii gibi kalp, Arapa'da deimek anlamna gelen ka-le-be (-': kalbetti, deiti) fiilinden tremitir.
23 mrifetler eriirse, bu defa da Mushaf olur; orada "Kur'n makm"na 88 ulalr. Bu makam ise "Bana 'cevmiu'l-kelim' verildi" 89 makmdr. 90
Muhabbeti din edinmek bu makmn bir gereidir. Kur'n'da: "De ki: Eer Allh seviyorsanz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin" 91 buyurulur. Muhabbeti din edinmek, Hz. Muhammed'e ittib etmektir. Dni muhabbet zerine kuran kiinin anlayndan daha yce bir din olamaz. Bu ise Muhammedlere mahsustur. Zr, Hz. Muhammed ir peygamberler iinde, dier gzel sfatlarn yan sra, muhabbet makmna da kemal noktasnda shiptir. Allh Tel onu kendisine "habb" edinmitir. Yni o hem seven, hem de sevilendir. Onun vrisleri de elbetteki, onun yolunda gidecektir." 92
Grld gibi, burada bizzat mellifin kendisi ne vahdet-i edyndan, ne de dinlerden bahsetmektedir. O bz dn duygularn "ak lisn"yla terennm etmektedir. Bu duygularn konusu ise tbii olduu peygamberinin ship olduu makam ve getirdii erat ile ilgilidir. S. el-Hakm, burada "kalbim her sreti kabul edici oldu" msrsndaki "kabul
88 bn Arab, insanlar tenzih veya tebihten birisine davet etmeyi "Furkn" diye isimlendirir. Hz. Nh kavmini yalnzca tenzhe davet ettii iin, onun dveti Furkn'dr. Bu ikisini birletirerek yaplan davet ise "Kur'n"dr. Kur'n Makm, Furkn Makmn da kapsayan, cem' makmdr. Hz. Peygamber dvetini "Onun benzeri gibisi yoktur" (r, 42/11) yeti ile yapt iin Kur'n Makmna shipti. (bn Arab, Fussu'l-hikem, tah.: Ebul-Al Afifi, Badat, 1989, ikinci bask, s. 70; bn Arab'de tenzh-tebh ve furkn-kur'n kavramlar iin ayrca bk.: el-Cl, Abdlkerm, erhu mkilti'l-Fthti'l-Mekkiyye, tah.: Ysuf Zeydn, Khire, 1992, s. 101-108; zutsu, Anahtar- Kavramlar, s. 79-106; Grer, Dilver, Fususul-hikem ve Mesnev Peygamberlerin ykleri, stanbul, 2002, s. 145.) 89 Buhri, Ta'br/11; Mslim, Mescid/5. 90 A. el-Cl, "Cevmiu'l-kelim" kavramn yle aklar: "Her peygamber ilh kelmn zel bir ynn ortaya koyar ve bu zel "yn"n diliyle konuur. Bu mkemmel ilgiyi (buradaki "ilgi" kavramn biz "haslet zellik" gibi anlyoruz) btn hallerinde gerekletiren veller bylece o peygamberin vrisi olurlar. nk o ilgiyi ilk nce o peygamber gerekletirmitir. Hz. Muhammed ise htem'l-enbiy olduu iin btn peygamberlerin dili onda toplanmtr." (el-Cl, Abdlkerm, Kitb'l-sfr an Risleti'l-Envr, terc.: Mahmut Kank, (bn Arab'nin Nurlar Rislesi tercmesi ile birlikte), stanbul, 1991, s. 63.) sminden de anlalaca zere, el-Clnin bu eseri Nurlar Rislesi'ne (Rislet'l-Envr f m ymnehu shibl-halvet minel-esrr) yaplan bir erhtir.) 91 l-i mrn, 3/31. 92 bn Arab, Kitb Zahiri'l-a'lk erhu Tercmni'l-evk, s. 39-41 (Tercman'l-evkn hiyesinde, Beyrut, 1966, s. 43-44).
24 edici oldu" ifadesine dikkat eker. Bu onun kalbinin vs'atini, baka bir ifadeyle, bn Arab'nin ulat makm gstermektedir. Ayrca, kalbin her sreti "kabul edici bir hle gelmesi" ile "kabul etmi olmas" ayn ey deildir. Birincide, baka bir ey deil, sdece kalbin eritii kemle iret vardr. Onu bu keml noktasna ulatran, ya da her sreti kabul edici bir hle gelmesini salayan vsta ise, ikinci msrda belirtildii zere 'muhabbet'ten baka bir ey deildir. bn Arab bu dncesinde de, Hz. Peygamber'e ittibnn Allhn muhabbetine mazhar olmay te'min edeceini beyan eden yeti esas alr. Ancak burada da hassas bir durum vardr. Bu yet bir yandan Hz. Peygamber'in Kur'n, snnet ve erat olarak getirdii her eyi kabul edecek srette geni bir kalbe ship olmay cap ettirdii gibi, dier yandan da Allhn muhabbetine mazhar olmann yegne vstas olarak, Hz. Peygamber'e ittiby tek yol gsterdii iin kap araln olduka daraltmaktadr. Dolaysyla bn Arab, dinde muhabbet merebini benimsemitir. Onun kalbi, oraya tecell edecek her sreti kabul edebilecek bir kemle ulamtr. Ancak, orada tecell eden sretler bu izilen erevenin (Muhammed keml) dnda olmayacaktr. 93
Gerekten de, bn Arab, Msevliin ve sevliin btn ynden sahih grd hibir mertebesini reddetmez. Aksine onlar kendi dnce yelpzesinin nemli motifleri ve dn/tasavvuf fikriyatnn temel aralar olarak kullanr ve kemle ulamada onlardan zam lde istifde eder. Bilhassa el-Ftht'l-Mekkiyye'de pek ok konuyu "Msev hazretlerden/makamlardan .... (konusu)" "Muhammed hazretlerden/makamlardan ... (konusu)" bal altnda ilemesi, hatt bzan da "bu msev-muhammed bir hazrettir" 94 gibi ifdelerle bu eratleri birbiri iinde kullanmas olduka dikkat ekicidir. Aslnda bu, tasavvufta hi de yabanc olunmayan bir durumdur. Tasavvuf terakkde her velnin ulat keml noktas bir nebnin makm olarak isimlendirilmitir. Ancak, hemen hatrlatalm ki, bu snflandrma ne peygamberlerin ship olduklar makamlarn -belki burada tasavvuf bir terim olarak "hal" kavramn kullanmak daha uygun olur- birbirinden stn olduu eklinde, ne de bir peygamberin makmna ulaan bir velnin dier bz peygamberlerden stn olduu eklinde anlalm ya da kullanlmtr. Klasik tasavvuf kitaplarnda tasavvufun sekiz hasletinin sekiz peygamberden alnd rivyet edilir. Buna gre tasavvuf u 8 esas zerine kurulmutur: Seh (cmertlik, yumuaklk) Hz. brhm'in (a.s.) , rz Hz. shk'n (a.s.) , sabr Hz. Eyyb'un (a.s.) ,
93 El-Hakm, a.g.e., s. 481-482. 94 Bk.: bn Arab, Mrifet ve Hikmet, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1995, s. 240; el-Ftht'l- Mekkiyye, VI. Fasl, 326. Bbn bal.
25 iret (maksad konumadan anlama ve anlatma) Hz. Zekeriy'nn (a.s.) , gurbet Hz. Yahy'nn (a.s.) , sf (yn elbise giymek) Hz. Ms'nn (a.s.) , seyahat Hz. s'nn (a.s.) ve fakr Hz. Muhammed'in (a.s.) hasletidir." 95 Her insann olduu gibi, her slikin de mizc vey benimsedii hayat tarz farkl olabilir. Dolaysyla peygamberlerde grlen hasletleri benimseyip ona gre dn bir hayat srmeye alan slikler kendilerini slm diresinin dna km saymazlar. Bunun yannda, peygamberlerin ship olduklar hallerin sfnin gnl ve mrifet dnysnda daha derin anlamlar da vardr. Mesel bn Arab bu konuda yle der: "Muhammed (s.a.s.) mmetinin velleri arasndan -ki, bunlar tm peygamberlerin (a.s.)
makamlarnn cmiidirler- bzan Hz. Ms'nn makmna ve hline vris olan bir vel kabilir. Fakat o vel bu mrsa Hz. Ms'nn nurundan deil de, Hz. Muhammed'in nurundan konar. Dolaysyla onun hli Hz. Muhammed'den gelmi olur. Tpk, Hz. Ms'nn hlinin de Hz. Muhammed'den 96 geldii gibi." 97
Ayrca, bn Arab, bir velnin lm esnasnda Hz. Ms'nn, ya da Hz. s'nn mlhazasnn onda zuhur ederek, onun bu peygamberleri zikredebileceini, o ahs yakndan tanmayanlarn ise onun Yahd veya Hristiyan olduunu zannedeceklerini syler. Oysa bu durum o velnin kendi makmn tanmasndan ve kutba ballndan kaynaklanr. Kutup ise dorudan doruya Hz. Muhammed'in kalbi zerinedir. bn Arab, Hz. Ms'nn, Hz. s'nn ve Hz. brhm'in kalbi zere olan kiilerle karlatn, bu hususlar ancak "dostlar"n anlayabileceini, dierleri iin ise bir sr olarak kalmaya devam edeceini syler. 98
Abdlkdir el-Geyln'nin: "Her vel bir nebinin kademi zerinedir; ben de ceddim Hz. Muhammed'in kademi zerineyim. O ayan nereye basmsa ben de oraya bastm, nereden kaldrmsa ben de oradan ayam kaldrdm" 99 sz ve el- Hamriyye'sinde geen u beyit ayn hususa dikkat ekmektedir: "Herkes bir kadem/iz zerine gider. Ben ise, Ayn ndrd Nebinin kademi zereyim. " 100
95 El-Geyln, Abdlkdir, db's-slk (Fthu'l-gayb), tah.: Muhammed Gassn Azkl, Dimak, 1995, s. 187-188. 96 Burada Hz. Muhammed'in "htem'l-enbiy"lna, "htem'l-evliy"lna ve "dem su ile toprak arasnda iken ben neb idim" (Tirmiz, Menkb/1; ayrca bk.: el-Acln, sml b. Muhammed, Kef/-haf ve mzlil-ilbs, Beyrut, 1997, II/118) hadsine atf vardr. 97 bn Arab, Nurlar Rislesi, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1991, s. 30. 98 A.e., s. 30-31. 99 E-attanf, Al b. Ysuf (bn Cehzam), Behcetl-esrr ve madinl-envr, Msr, 1304, s. 22. 100 El-Geyln, Abdlkdir, Dvn, tah.: Ysuf Zeydn, Khire, 1990, s. 155.
26 bn Arab'nin vahdet-i edyn inancna ship olduunu syleyenlerin dayandklar bir dier iir de el-Ftht el-Mekkiyye'de gemektedir: "Halk, ilah hakknda birtakm inanlar edindi, Ben ise onlarn tikatlarnn hepsine hit oldum (bz nshalarda: inandm). (Hak) onlara eitli sretlerde grnnce, Grdklerine inandlar ve inkr etmediler. Kukusuz, muvahhid erat en ma'zrdr; Mrikler ise, ibdet etseler de akdirler. " 101
Bu beyitlerle ilgili yoruma gemeden, ncelikle, "bn Arab'yi anlama" hakknda bir eyler sylemek istiyoruz. yleki: bn Arab'nin kuvvetli bir ir, yksek makamlara ulat kabul edilen bir sf ve derin fikirleri olan bir mtefekkir olduu herkese kabul edilen bir husustur. 102 Dolaysyla, onun hakknda hkm verirken, ondan yaplan alntlarn, yni ondan sdr olan duygu ve dncelerin beyan edildii ortam ve onlarn hedefini ncelikle tesbit etmek, ya da gz nne almak, verilen hkmde isbet payn artracaktr. (Aslnda bu, sdece bn Arab ile ilgili olmayp, genel bir kuraldr.) Mesel, E. Aff, Tercmn'l-evk ile ilgili u tesbti yapar: "Tercmnl-evk'n dili, zhir mndan sarf- nazar ederek te'vil edilmesi gereken sembolik ve stlah bir dildir. Halep fakhlerinin gazelleri hakknda ileri-geri konumalar zerine bn Arab'nin Zahir ismiyle yazd tasavvuf erhte de yapt budur." 103 Ancak, hemen syleyelim ki, yllar sonra yazd bir kitabnda bunlar syleyen stat Aff'nin, yllar nce yapm olduu doktora almasnda bu metodu takip ettiini syleyebilmek zordur. bn Arab'yi doru olarak anlayp deerlendirebilmek iin nem verilmesi gereken noktalardan birisini de N. Keklik u ifadeleriyle aklar: "Onu belli bir ynden deil, fakat, sisteminin btnl ierisinde dikkate almak ve herhangi bir szn bu erevede deerlendirmek gerektir. Aksi takdirde, bizzat kendisinin de "benim szm ancak iki gzl olanlar anlayabilir, tek gzl olanlar anlayamaz" 104 dedii gibi, onun hakknda ileri srlecek kanatler dima yanl olacak ve onun fikirleri esas gyesinden baka mecrlara kaydrlacaktr." 105 O halde, bn Arab zerinde alrken vey onun
101 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/132. 102 Atay, Hseyin, "lm Bir Tenkit rnei Olarak bn Keml Paann Muhyiddn b. Arab Hakkndaki Fetvas" (eyhlislam bn Keml Sempozyumu ierisinde), Ankara, 1986, s. 263, 268. 103 Aff, Ebul-Al, Tasavvuf slm'da Manev Hayat, terc.: Ekrem Demirli-Abdullah Kartal, stanbul, 1996, s. 203. 104 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/418. 105 Bk.: Keklik, Nihat, bn'l-Arab'nin Eserleri ve Kaynaklar in Msdak Olarak el-Ftht el-
27 hakknda bir hkm verirken olduka dikkatli olmak gerekmektedir. Yukardaki beyitlere gelince: Tasavvuftaki en byk makamlardan birisi, daha nceki beyitlerde de getii zere, "muhabbet"tir. Bu makmn st seviyeleri, muhabbetin sfnin btn benliini kaplamasn gerektirir. Sf bu haliyle btn mahlktn Yaratcnn bir eseri olduu uurunu derinden idrak eder ve mahlkt Hakk'n "adet bir paras" olarak deerlendirir. Bylesi duygular ise sfyi, mahlkta tam bir rahmet ve efkat nazaryla bakmaya sevkeder. Zr, Hakk'n rahmeti her eyi kuatm 106 ve gazabn gemitir. 107 Onlarn izinde gittikleri Peygamber -tpk dier peygamberler gibi-, deil sdece bir toplulua, btn "lemler"e rahmet olarak gnderilmi 108 bir "rahmet peygamberidir. 109 Bize gre, yeri gelince dier milletlere, dier din mensuplarna kar sert tedbirler alnmasn hkmdarlardan talep eden, -ki, bunlardan birisi de bn Arab'dir- 110 hatta onlara kar savaa girmekten ekinmeyen sflerin, gerek nazariyede ve gerekse pratikte btn insanl, hatt btn mahlkt kucaklayc olmalarnn temel sebebi olarak, onlar zerinde tecell eden, Hakk'n muhabbet ve rahmet sfatlarn grmek gerekir. Btn bunlarn yannda, yukardaki iirin son msrasnda bn Arab, "mrikler ise, ibdet etseler de akdirler" diyerek, dinler ya da inanlar arasnda aka ayrm yapmaktadr. O halde nceki ifadelerinin doru ve btncl bir adan yorumlanmas gerekir. Buraya kadar, bn Arab'nin vahdet-i edyn fikrine ship olduunu iddi edenlerin, bu iddilarnda kullandklar iirlerden bahsettik. Aslnda btn bunlarn, bn Arab'yi itham edenler asndan, "bir bardak suda frtna koparmak" olduunu da syleyebiliriz. Zr, iir insann duygusal ynyle ilgilidir. Duygusallk ile ifde edilen dnceler, -bunu bn Arab'nin dnceleri yanltr anlamnda sylemiyoruz- iddeti ve mhiyeti her ne olursa olsun, -iirin dnceyi ifde etmedeki vecizliini inkr etmemekle birlikte- bize gre mazur grlebilir. Baka bir deyile, bir kiinin lehinde veya bilhassa aleyhinde iirden delil getirmek olduka zordur. nk iirde kullanlan dil semboliktir, her trl yoruma aktr. ir iirlerine eitli anlamlar ykleyebilecei geni bir hareket alanna shiptir. Dolaysyla iirden herkese anlalan mnda insicam, birlik olmaz. Yni iirden herkes kendine gre farkl bir anlam karabilir ve
Mekkiyye, Ankara, 1990, s. VI. 106 'raf, 7/151. 107 Buhr, Tevhd/5; 15; 22; 28; Bed'u'l-halk/1; Mslim, Tevbe/14-16; bn Mce, Zhd/35. 108 Enbiy, 21/107. Bu yetin Enbiy (peygamberler) Srerinde gemesi de ayrca dikkat ekicidir. 109 Mslim, Birr/87; Tirmiz, Daavt/118; bn Mce, kme/25; 189; Eb Dvd, Snne/10. 110 Bk.: Uluda, Sleyman, bn Arab, Ankara, 1995, s. 47-52.
28 iirden karlacak anlamlarn iri balaycl da kesin deildir. Nitekim bn Arab, Tercmn'l-evk'ndaki iirine ok basit bir erh yaparak, o iirden bakalarnn karaca anlamlarn nne set ekmek istemitir. Halbuki yukarda da grlecei gibi, o iir, bn Arab'nin erhettiinin dnda, nemli problemler douracak anlamalar iin ok msittir. Tasavvuf dnysnda mahlkt ve inanlar bu adan kucaklayc bir tavr sergilemek noktasnda bn Arab ne ilk, ne de son sfdir. Sfler arasnda bu hususta tam bir fikir birliinden szetmek mmkndr. Dolaysyla almamzn bu ksmnda sflerin dier din ve inan mensuplar hakkndaki dncelerinden bz rnekler vermenin faydal ve gerekli olacan dnyoruz.
Sflerin Farkl nanlara Bak Tasavvufun ana kaynaklarndan Kueyr Rislesi'nde Hz. brhm hakknda zikredilen u anekdot, aslnda, sflerin dier din mensuplarna bak ve ayn zamanda onlarn bu davranlarnn maksadn sanrz net bir ekilde yanstmakta ve zetlemektedir: "Hz. brhm'e (a.s.) bir yolcu gelir. Kendisini misafir etmesini ister. Hz. brhm ona "dnini deitirip, tevhdi kabul edersen seni misfir ederim" der. Yolcu teklifi kabul etmez, gider. Bunun zerine Hz. brhm'e yle bir hitap gelir: "Biz onu, kfir olduu halde, yetmi yldr beslemekteyiz; sen, bir gececik, onu inancna bakmadan besleseydin ne olurdu?!" 111
Dier taraftan, bilhassa brhm b. Edhem'in (v. 161/779) bir Hristiyan rahibi kendisine arkada edinmesi ve ondan zhdn inceliklerini renmesi sflerin dier din mensuplarna ve zellikle de Ehl-i Kitb'a baklar konusunda kayda deer bir rnektir. 112
Yukarda bn Arabnin en son zikrettiimiz iirinin ilk beyitleri Hallc- Mansr'a da (dm 309/921) nisbet edilir. 113 Hallc'n buna benzer baka ifdeleri de vardr. 114 Hallac, bir Yahdye "kpek" diye hitap etmesinden dolay kzd kiinin kendisinden zr dilemesi ve gnln almaya almas zerine o ahsa yle nasihat eder: "Yavrucuum! Dinlerin tm Allhndr. Her din ile bir kitleyi megul ediyor.
111 El-Kueyr, Abdlkerm, er-Rislet'l-Kueyriyye, tah.: Abdlhalm Mahmd-Mahmd b. e-erf, Khire, 1966, s. 134, 227. 112 Bk.: Ate, slm Tasavvufu, s. 78-81. 113 Bk.: el-Hallc, el-Hseyin b. Mansr, Dvn, Kln, 1997, s. 92. 114 Bk.: el-Cezzr, a.g.e., s. 265-266.
29 Her kitle kendisi iin seilmi olan dni izliyor; kendi iradeleriyle setikleri dni deil. Bir insann bir bakasn, izledii din yznden itham edebilmesi iin, o dnin o kii tarafndan zgr irdeyle seilmi olmas gerekir. unu bil ki, Yahdlik, Hristiyanlk, Mslmanlk ve teki dinler deiik nvanlar, deiik adlardr; ama hepsinin ortak amac birdir, deimez." 115 "Kfr ve man isim ynnden farkldrlar, ama hakkat ynnden aralarnda fark yoktur." 116
Ona gre, dinler, bir olan hakkate eitli ynlerden yaplan bak alardr. Her din shibi, Allha dierininkinden farkl bir ekilde bakar. Aslnda herkes ayn eyi aramaktadr. Kullandklar isim ve sfatlarda farkllklar olmasna ramen, hepsi de ayn gyeyi gtmektedir. 117
Horasan'n cokun sflerinden ve tekke dabn ilk tesbit edenlerden Eb Sad-i Ebu'l-Hayr'n (v. 440/1049) u beyitleri de ayn duygularn ifadesidir: "Yahd ocuklarn da kendi halleriyle sevdim, Senden dolay... Hatt neredeyse ben de Yahd oldum! Namaz klyorum; kblemi bilerek eviriyorum, Sizin kblenize. hit ol ki, namazm senin hitliin iindir. Namazmda sizin muhabbetinizle hidyete eriyorum; Msnn Tevrtyla, sonra da Ahmed'in Furknyla... 118
lh ak zirvelerde yaayan sflerden Mevln (v. 672/1273) da dier insanlara sonsuz bir rahmet gzyle bakmtr, insanlar arasnda muhabbete dayal bir birlikteliin olabileceini deflarca vurgulamtr. O btn dinleri ve mezhepleri insn olgunlua erimede bir vsta olarak grr. 119 Ona gre yaratcy arayan her dnce, ayn yere kan, ayn hakkate ulatran gizli birer merdivendir: "Cihanda gizli merdivenler var; basamak basamak, t gklere dek. Her bln bir baka merdiveni var; her yryn baka bir g... Her biri brnn hlinden habersiz. Bir mlk ki, geni mi geni; ne ba var, ne
115 ztrk, Y. Nuri, Hallc- Mansr ve Eseri, stanbul, 1996, ikinci bask, s. 401 (Massignon-Paul Kraus, Ahbrul-Hallc, (?), 1936, s. 69'dan naklen). 116 A.g.e., s. 399 (Ahbrul-Hallc, s. 53'ten naklen). Hallc'n grleri iin ayrca bk.: Uluda, Sleyman, "Hallc- Mansr" D..A., stanbul, 1997, XV/379. 117 Srr, Th Abdlbk, el-Hallc, ehdt-tasavvufil-slm, Khire, 1996, s. 165. 118 El-Cezzr, a.g.e., s. 269 (Eb Sad'in torunu Muhammed b. el-Mnevver el-Meyhen'nin Esrrt- tevhd f makmti'-eyh Eb Sad, Khire, ts., s. 279'dan naklen.) Eb Sad'in benzer grleri iin bk.: Yazc, Tahsin, "Eb Sad-i Ebl-Hayr" D..A., stanbul, 1994, X/221. 119 Atasagun, Galip, Mevln Celleddn Rm ve Mesnev'de Bahsedilen Dinler, Konya, 2001, s. 134.
30 sonu" 120
"Her peygamberin bir yolu, her velnin bir merebi vardr. Deil mi ki, hepsi de halk Hakk'a ulatryor; yleyse hepsi de birdir. Dinler arasndaki ihtilaf, gidi tarznda ve grntedir; yolun hakkatinde ise ayrlk yoktur." 121
Ne var ki, dinlerin hakkatlerinin birliini, insanlarn inanlarnn hakkatini anlayabilmek iin belli bir fikir ve gnl tekmlne ulam olmak gerekir:
Sr gz ile, gnl gz ile mmine de, kfire de bir bak;
Hibirinde, Y Rab! sesinden, Y Hay! sedsndan baka bir ey yok." 122
Bu bak tarz ak yoludur. "Birdir nazar- Hak'ta Mecs ile Mselmn" diyen Ziy Paa'nn tbiriyle Hakk'n nazaryla bakabilmektir. Bu bak asndan bakldnda ise kfr, man gibi eyler grnmez. Zr ak mezhebinde kfr ve man yoktur; tpk kta tenin, akln, cann ve gnln olmad gibi. Mevln'ya gre, bu hakkati kavrayamayanlar, herkesin eitli dillerde Hakk'a yalvardn gremeyenler gerek Mslmanla ulaamamlar demektir. 123
Mevln bu fikrini bir baka iirinde de u ekilde ifde eder: "Bzan gizlenen, bzan aikr olan biziz, Bzan Mmin, bzan Msev, bzan da Hristiyanz. Bu gnlmz, rnei olmak iin her gnln Grnr bir baka srette her gn..." 124
Ak kavramnn Mevln dncesinde mstesn bir yeri vardr. "Dn anlamda ak mevcut yetmi iki frkadan daha gldr. Dahas, putperestlikten de, dinden de stndr; phenin de, gerein de tesindedir. O ayrl azaltan bir dindir. nsanlar arasnda birlik oluturur. nk btn dinlerin kayna ilh sevgidir, ilh aktr, 125 ya da sevgiden kaynaklanan korkudur. Eflk, bu konuyla ilgili yle bir rivyet nakleder: "Bir gn bir Rum usta Hdvendigr'n evinde ocak yapyordu. Dostlar aka
120 Mevln, Celleddn-i Rm, Mesnev, Ankara, 1993, tpk basm,V/244, beyit no: 2557-2559. 121 A.g.e., 1/14 (504. beyitin konu bal; yorumu iin bk.: Can, efik, "Mevln'ya Gre; Din, mn ve Kfr" 5. Mill Mevln Kongresi Teblileri, Konya, 1992, s. 19-27.) 122 Can, efik, Mevln, Hayt, ahsiyeti, Fikirleri, stanbul, 1995, s. 147 (Mevln, Dvn- Kebr, c. V, nr. 2578'den naklen). 123 A.g.e., s. 149. 124 Mevln, Celleddn-i Rm, Hz. Mevln'nn Rubleri, terc.: efik Can. Ankara, 2001, rub nr.: 1527. 125 Aresteh, Reza, Akta ve Yaratclkta Yeniden Dou, terc.: B. Demirkol-.Ozdemir, Ankara, 2001, s. 65.
31 yoluyla ona: "Niin Mslman olmuyorsun? Dinlerin en iyisi slm'dr" dediler. O: "Elli seneye yakndr ki, s dnindeyim. Dnimi terketmek hussunda ondan korkar ve utanrm" dedi. Birdenbire Mevln hazretleri ieri girdi ve yle dedi: "mnn srr korkudur. Her kim Tanr'dan korkarsa, o Hristiyan da olsa din shibidir, dinsiz deildir." 126
Dier sflerin ve Mevln'nn bu grlerini psikolojik ynden deerlendiren Aresteh, dinler arasndaki zihn ayrlklar yok etmenin bir "iyiletirme" ideali tadna, hakkate ulamada yeryzndeki insanlar saysnca bulunan yollarn egonun yok edilmesini ve insanla 'ben'liksiz hizmet etmeyi gerektirdiine, insanlarn kardeliinin herkesi 'Allhn kulu' emsiyesi altnda birletireceine ve akn btn farkllklar giderip, tm yaralar iyiletireceine dikkat eker. 127
Mevln'nn eitli dinler ve inanlar ile ilgili grlerini drt ana balk altnda toplamak mmkndr: l-Ona gre, dinlerin yollar, yntemleri ayr ise de, gayeleri birdir ve yola deil, maksada bakmak gerekir. 2-eitli inanlarn farkl grlmesinin ve alglanmasnn asl sebebini, onlarn grnteki farkllklarnn zdeki benzerliklerini glgeleyecek derecede asl grlmesinde ve abartlmasnda aramak gerekir. 3-Yollarn ayrlnn bir baka nedeni, yetmi iki milletin birbirini tanmamas, aralarnda diyalog olmamas ve birinin tekinden phe ierisinde olmasdr. 4-Farkl inan shipleri arasndaki kavgalarn birdier sebebi de, tekinin dilini anlayamamak, onun dnce ve duygu dnys hakknda bilgisiz olmaktr. 128
Mevln'nn dier dinlere bak ile ilgili rnekleri oaltmak mmkndr. Ancak bu bahsi u deerlendirme ile bitirmek istiyoruz: Ona gre bakalarna hakir bir gzle bakmak, bakalarna kfir deyip, kendisini kfir olarak yaratmad iin Allha hamdetmek, sapklktan ve halk saptrmaktan baka bir ey deildir. Bylesi bir davrann peygamberlerin ve evliylarn terzisinde yeri yoktur. 129
nsanlar sevmeyi ilh akn ve gerek k olabilmenin artlarndan sayan Ynus Emre (v. 721/1321), bu konuyu iirlerinde en gzel ileyen sflerdendir. "Yetmi iki millete bir gzle bakmayan, halka mderris olsa da hakkatte kfirdir" diyen bu nl ir sfmiz, bylesi kimseleri "er'in evliyas, hakkatin kfiri" eklinde
126 Eflk, Ahmed, riflerin Menkbeleri, terc.: Tahsin Yazc, stanbul, 1989, II/517. 127 Aresteh, A. Rza-Sheikh, Enis, A., "Sufzm: Evrensel Benlie Giden Yol..."( Sf Psikolojisi ierisinde, haz.: Kemal Sayar), stanbul, 2000, s. 43. 128 Fazla bilgi iin bk.: Yaran, Sdk, "bn Arab, Mevln ve Ynus Emreye Gre "tekinin Durumu" (slm ve teki ierisinde, ed.: C. Sdk Yaran), stanbul, 2001, s. 326-332. 129 Can, a.g.e., s. 145.
32 tanmlar. 130 nk Ynus'un din anlayna gre, Allh gerekten sevenler onun en mkemmel eseri ve halfesi olan "insan" da sevmek zorundadr. Bu konudaki rnek szlerinden birka unlardr: "Hakk gerek sevenlere cmle lem karde gelir. *** Muk neyi severse lzmdr sevmek onu; Dostumuzun dostuna yd ende ne lyk?! Sen gerek k isen Dostun dostuna dost ol; Ger byle olmaz isen, dostum demegil bayk. *** Cmle bir an birler, cmle ona giderler, Cmle dilan syler, her bir tebdil iinde. *** Yetmi iki millete kurban ol k isen, T klar safnda imam olasn sdk. *** Yetmi iki millete suum budur "Hak" dedim, Korku hyanetedir, ya ben niin kzaram!? *** Hss u m, mut, s dost kuludur cmlesi." Bunlarda ve buraya almadmz pekok dizesinde, bugn Ynus Emre ile zdelemi olan "yaratlan yaratandan tr ho grme" dncesinin tezahrlerini kolayca ve aka grebiliyoruz. Ynus'a gre Allhn bir kulu ve insan olarak her fert deerlidir. yi veya kt olmas, itaatkr veya isyankr olmas Allah ile kendi arasndaki bir meseledir. nsana duyulan sayg veya sevginin asl sebebi ondaki insan olma meziyeti ve tad ilh cevherdir. 131
Cokun deyileriyle tannan Niyz Msr'nin (v. 1105/1694) u drtl de olduka ak ve arpcdr: "Bu cihnn halkna bir yolum urar benim, Cem edip bunca kuma bir bezistn olurum. Geh Nasr, geh Yahd, geh Ters, geh Mecs, Geh a, gh olur Snn-Mselmn olurum. " 132
Sflerin bu trl duygu ve dncelerini, kaynan Hak'tan grerek, halka
130 Ynus Emre, Ynus Emre Dvn, haz.: Faruk Kadri Timurta, stanbul, ts., s. 55. 131 Bk.: Demirci, Mehmet, Ynus Emrede lh Ak ve nsan Sevgisi, stanbul, 1997, ikinci bask, s. 92 vd. Ynus Emre'nin dier din ve inan mensuplarna bak hakknda ayrca bk.: Yaran, a.g.m., s. 335-340. 132 Niyz Msr, Dvn, stanbul, 1963, s. 109.
33 gsterdikleri muhabbet dncesinden baka bir eyle zah etmenin doru olmad kanaatindeyiz. Zr, sflerin Hz. Peygamber'in getirdii eratin dnda baka bir erate ya da dne hayatlarnda yer vermeme hususunda zam zeni gsterdikleri, dahas, Hz. Peygamber'in dnini tebli etmede trih boyunca can gnlden hizmet ettikleri bilinen bir gerektir. O halde onlarn dier din mensuplarna kar gsterdikleri hogrnn sebebi, ship olduklar "muhabbet" mertebesinden baka bir ey deildir. bn Arab'yi "vahdet-i edync" olmakla itham eden ve bu iddisnda onun "Halk, ilah hakknda birtakm inanlar edindi..." iirini de delil gsteren 133 S. Ate'in, bir eserinde ilh dinlerden bahsederken duygularn: "Gah kilisede mtekif, gah mescitte sakinim; Her kapda Allhm, seni bulmaktr dnim... " 134
dizeleriyle dile getirmesi u adan bir hayli ilgintir: Hoca, yllar nce, bn Arab'yi dncesinde yanl olmakla itham ederken, yllar sonra yazm olduu bir kitabnda onunla ayn duygular paylatn gsteren ifdelere yer vermektedir. Aslnda rahmetin varln ess olduu, rahmetin her eyden geni olduu hususu Kur'n'da da, hadslerde de ok ak olarak beyn edilmitir. "Rahmetim her eyi kuatmtr" 135 yeti bata olmak zere Kur'n'da, Allhn rahmetinin sonsuzluundan ve geniliinden bahseden yetlerin says insan hayrete drecek derecede ok ve arpcdr. Ayn yansmay hadslerde de bulmak mmkndr. "Rahmetim gazabm gemitir" 136 , "... te, Allhn kuluna olan merhameti (ocuunu ateten koruyan) bu annenin ocuuna olan merhametinden, sevgisinden ok daha fazladr", "Allhn yz rahmeti vardr; insanlar, cinler, hayvanlar ve bcekler ksaca, mahlktn birbirine olan merhameti Allhn rahmetinin ancak yzde biridir" 137 hadsleri Allhn rahmetinin geniliiyle ilgili hadslerden birka rnektir. Hakk'a giderken ondan baka hibir eyi istemeyen ve sevmeyen sfler, Hak'tan gelirken, yni halka Hakkn gzyle baktklarnda ise, mahlkt, Hakk'n muhabbetinden ne'et etmi birer varlk olarak grdkleri iin, zorunlu olarak, her eye ancak rahmet nazaryla bakmay ihmal etmezler. Zr tasavvuf dnceye gre Hakk'n halk yaratmasnda iki etken vardr: Muhabbet ve mrifet. Bunun iin hemen btn sfler tarafndan "Ben gizli bir hazne idim; bilinmeye (mrifet) muhabbet ettim (muhabbet) ve halk yarattm" 138 sz sahih bir hads olarak kabul edilmi ve bu rivyeti
34 zah ve erh sadedinde pek ok risle kaleme alnmtr. 139
yle grnyor ki, btn sfler insanlarla iliki kurarken ncelikle muhatabn Yce Yaratc'nn yaratt ve deer verdii bir eseri olduu dncesinden hareket etmektedirler. Sflerin dier insanlarla kolay ilikiler kurmasndaki ve tasavvufun farkl kltrlerden pek ok kimsenin slm' kabulnde etkin rol oynamasndaki srrn sebebi bu olsa gerektir. Sfler slm hogrnn temsilcisi olma vasfn trih boyu hep korumulardr. Meselenin bir de tasavvuf dncede tekml ile ilgili boyutu vardr ki, onu da bilhassa tasavvuf aratrmalaryla nl msterik Nicholson u cmleleriyle deerlendiriyor: "Allhn yarattklarna muhabbetle bakmak, btn varl bir grmek, insn- kmil'in seyirlerinden birisidir ve bu fen-bak ve vahdet mertebeleri ile alkaldr." 140 Buradan anlalan odur ki, varla tammiyle merhamet gzyle bakamayan ve onlar muhabbetle kucaklayamayan sfler seyru slklerinde kemle ulaamam olanlardr. bn Arab'de dinlerin akn birlii meselesinin bir de ilm boyutu, nazariye ve dnce taraf vardr ki, o boyut daha cidd grnyor. imdi de bu konuda bn Arab'nin dier eserlerinden yaplan iktibaslar ve onlarn aratrmaclar tarafndan nasl deerlendirildiini grelim.
C) NESRLER: 'BDET'N HAKKAT bn Arab'ye gre Zt- ilhiyye insann kalbine eitli sretlerde tecell eder. nsan da kalbine doan bu tecelllerden, tahayyl kuvveti ile bir "ilah" fikri oluturur. O halde, her ne kadar Hak her trl tikadn versnda ise de, Allah hakknda bu durumdaki, yni samimiyetten kaynaklanan ve ilh tecellyi anlamaya dayanan her inan dorudur. Her inan shibi de kendi inancnda hakldr. nk o sdece kalbinde Rabbi hakknda bulduu/dnd/zannettii srete tikat etmektedir. 141 Fakat, gerekte "Allh hakkyla takdr edemediler" 142 yetinde belirtildii gibi, hi kimse Allha hakk ekliyle ibdet edemez; ona yaplan her ibdet sdece ibdet eden kimsenin kendi dncesinde tasavvur ettii (ilah) iindir. Halbuki, Allh Tel latftir; buna karlk, tasavvurda mnezzeh ile mnezzeh olmayan her trl sfatlar ortaktr. O
139 Ylmaz, H. Kmil, Tasavvuf Hads erhleri ve Konev'nin Krk Hads erhi, stanbul, 1990, s. 105. 140 Nicholson, Reynold, slm Sfleri, terc.:(heyet), stanbul, 1978, s. 141. 141 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/265. 142 En'm, 6/91.
35 halde herkesin Allah hakkndaki inanc birer ahs, ind tasavvurdan teye gidemez. 143
u kadar var ki, insanlarn mabutlarnda, tahayyl ettikleri ulhiyetin srr tecell eder. Belki de onlarn, bu srr bilmeden ve mabutlarnn put olduunu bile bile hl onlara tapmalarnn czibesi budur. 144
bn Arab'nin fikirlerinin intirnda ve anlalmasnda nemli rol oynayan Sadreddn-i Konev'nin (v. 673/1274), fertlerin Allah inanc konusundaki u zh yukardaki ifadelerin anlalmasna yardmc olmaktadr: Ona gre "Allah" hakknda herkesin kendi tasavvuruna uyan bir "Tanr (lah) fikri" baka bir deyimle, "sbjektif bir Tanr telakksi vardr. Oysa "Allah" "kendisine izafe edilen vasflardan tecerrd bakmndan: Varlk nesnelerinde idrk ve ihta edilemeyen ve tavsif olunamayan; kendisinden hibir ey hri kalmayan; zt ve ilmi ile her eyi ihata eden; irdesi kendi kudretine tbi olan; bilgisiyle zt ayn olan; zt tibriyle de, sfatlar tibriyle de tek olan, ancak, kendisine yalnzca tahsis yoluyla sfatlar izafe edilebilen; ilim ve mahede bakmndan kuatlamayan; hakknda bir hkm vermek v.s. doru olmayan; btn sretlerden mnezzeh ve ayrca, btn ynlerden (vecihlerden) tek olduu iin ynler (vecihler) bakmndan kavranamayan; cisim veya cismn olmayan; her zaman ve meknda mevcut olan; knhyla bilinemeyen, anlalamayan ve ihata olunamayan; sfat ve isimleri konusunda yarattklarndan baka olan; akl ve nazar yollaryla kavranmas mmkn olmayandr." "Tanr" hakknda sz shibi olan herkesin, kendi zihninde (nefsinde) tasavvur ettii bir keyfiyete gre bir "Tanr fikri" vardr ve o ahs buna ibdet eder. Halbuki o Allah'tr; ondan baka bir lah/Tanr yoktur. u halde her "nazar" shibi iin, ancak kendi kabiliyetine gre cat ettii bir ey/ilah kavram ortaya kar. Byle bir insan ise, ancak kendi nazariyatnn mahsl (mec'l) olan eyi bulur. u da var ki, bu tasavvur kuvvetini o insanda meydna getiren de yine Tanr'dr. 145
"Hakk'a inandn syleyen kimse ancak kendi inand ilh ver. nk o inan shibi, nefsini kendi haylinde inand ilh'a balamtr. Dolaysyla bu kimse ancak kendi nefsini sen etmi olur. Nasl ki, bir sanat ven kimse gerekte onun sanatkrn vm olur. Oysa, inanlan (tasavvur edilen) ilah ona inanan kiinin ilhdr, zr o onun kendi eseridir. O halde onun tikat ettii bir eyi vmesi kendi nefsini vmesinden baka bir ey deildir. Dolaysyla o kii baka tikatlar ktler, inkr eder. Halbuki insaf shibi olsayd byle yapmazd. Ancak, bu kendisine has mabuda inanan kimse, bakalarnn Allah hakkndaki tikatlarna tiraz ettii cihetle phesiz ki, childir. O kimse Cneyd el-Badd'nin "Suyun rengi kabnn rengidir" szn
143 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/229. 144 bn Arab, Kitbul-Elif, (el-Ehadiyye), s. 47. 145 Keklik, Nihat, Sadreddn Konev'nin Felsefesinde Allah-Kint ve insan, stanbul, 1967, s. 20.
36 anlayabilseydi, her tikadn (hakkn) teslim eder ve her tikat ve her srette Allh bilebilirdi. O kimse ancak zan shibidir, hi de lim deildir. te bu sebeple Allah (Hz. Peygamber'in lisanyla): "Ben kulumun benim hakkmdaki zannna greyim" 146 buyurmutur. Bir kimse isterse Hakk' btn sretlerden mnezzeh klsn, Hak ona ancak inand srette zuhur edecektir. O kii o sreti ister mutlak bilsin, isterse mukayyed bilsin. nanlar dairesindeki ilah snrlanmak zorundadr ki, bu ilah kulun kalbinin geniliincedir. Mutlak lah ise, onu hibir ey sdramaz." 147 Her ne kadar, her yaratlm, Hakkn bir tecellsi olsa da, asl karlatrlamaz, dile gelmez, her hangi bir kayt ile kaytlanamaz olan Hakk'n kendisi deildir. 148
bn Arab zerindeki almalaryla nl W. Chittick bu hususu u ekilde zah etmektedir: "nsan alanda eyaya ynelik bu bak tarz, tek tek her bir bireyin Snrsz Varln biricik ontolojik imknn temsil etmesi anlamna gelir; yni her biri asl buharn ship olduu sonsuz kristalleme imknlarndan kopmu bir kar tanesi gibidir; dolaysyla ayn ekilde her bir bireyin bilgisi de bu ayn Gereklie ilikin biricik olan bir anlay sergiler." Cneyd'in "suyun rengi kabnn rengidir" sznde, insan inanlarn bireyi meydna getiren ontolojik imknlar ile snrl olduuna iret vardr. Mutlak Bilince atlm dmler veya Sonsuz Varln snrlanmalar olmalar bakmndan halkn deiiklik arzeden inanlarnn hepsi de dorudur ve bu yzden de eittirler. Ama inancn alan ve gerei nereye kadar yeterli bir biimde temsil ettii konusunda sorular sormaya baladmzda, inanlarn hepsi de doru (hak) olmu olsa bile, artk onlarn eitliinden szetmemiz mmkn olmaz. Her ne kadar "suyun rengi kabnn rengini alr" ise de sdece her akla gelebilecek rengin kab olmayacak, ayn zamanda az ok geirgen (effaf) olan bz kaplar da bulunacaktr. 149 Bu sebeple, inanlar, "Snrsz Varln geerli snrlanmalar olmalar bakmndan hepsi de dorudur; fakat insann mutluluu iin gerekli olan eylere, yni insan mkemmellliin ieklenmesine izin verme dereceleri bakmndan eit deildir." 150
nsan bu dny haytnda, Hakk' kendi kendine anlamaya, bulmaya alacaktr. Dolaysyla onun bu araynda Hak ile arasnda hicaplar, perdeler szkonusudur. Oysa, Hak, kulu ile kendi arasndaki perdeyi kaldrnca, her bid Hakk' tikat ettii srette grecektir. "O halde Hak, kulun tikadnn ayndr; yni kalp ve gz Hak'ta kendi
146 Buhr, Tevhd/15, 35; Mslim, Tevbe/1, Zikr/2; Tirmiz, Zhd/51, Daavt/131. 147 bn Arab, Fussul-hikem, s. 226. 148 Chittick, William, Hayl lemleri, terc.: Mehmet Demirkaya, stanbul, 1999, s. 205. 149 Chittick, William, Varolmann Boyutlar, terc.: Turan Ko, stanbul, 1997, s. 125. 150 Chittick, burada kaynak aynlna ramen dinler arasndaki farkllklar gndeme de getirerek bu farkllklarn sebeplerini de aklamaktadr. (Bk.: A.g.e., s. 126-128.)
37 tikadnn sretinden baka bir ey gremez, tikat edinilen bir sretteki Hak, sdece kalbin Hakkn sretinden kapsayabildii kadaryla Hak'tr. Hak o srette o kiiye yle tecell eder ve o da Hakk' yle tanr. Gz de tikat ettii Hak'tan baka bir ey gremez, tikatlarn eit eit olduu ise gizli deildir. Hakk' herhangi bir kaytla kaytlayan kii, onu dierlerinde inkr eder ve ancak kaytlad eyde tecell ettii kadaryla Hakk' tasdik eder. Hakk' takydden bamsz dnen kiiye gelince, o, ortaya kt her srette onu inkr etmeyip tasdik eder ve onun sonsuz bir ekilde tecell ettii her sretin hakkn vermeye alr. Tecell eden sretlerin ise sonu yoktur. "lm billh" da byledir. rif indinde onun da sonu yoktur." 151 Hakk' her srette tanma ise "ilm billh"n nemli basamaklarndandr. Mkemmel bir rife gelince, o, kendisine ibdet edilen her bir mabudu, Hakk'n bir tecellgh olarak gren kimsedir. Zr ulhiyet, bidin, ibdet ettii eyde mbudunun mertebesini tahayyl ettii bir mertebedir. Bu mertebe ise bu huss tecell mahallinde, bu mbuda sarlm olan bidin gznde Hakk'n tecell mekndr. 152 Dolaysyla mkemmel bir mrifete ship olan muhakkik rifler, Allah hakkndaki inanlarn eitli olmas sebebiyle, Hakk' her trl tikatta, her kaynakta ve her srette grebilmelidir. Aksi halde, makm- mahmd'a ulatn syleyen byle bir kiinin bu ifdesi onun zannndan teye bir ey deildir. 153
Baka bir deyile, herkes ve her ey Allhn bir isminin mazhardr. Her eyde Allhn bir ismi tecell eder. Muhakkk bir rif, her varlkta deiik sretlerde tecell eden Allhn isim ve sfatlarn mahede edebilir. 154 Btn inanlarn zhirini deil, i yzn grebilir. Bu yzden "rif billh" tek bir inan ierisinde mukayyed, bal kalmamal, man erevesini daraltmamal; her trl tikd kabul etmelidir. Burada
151 bn Arab, Fussul-hikem, s. 121. 152 A.g.e., s. 194. 153 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, II/268. 154 Bursev, sml Hakk(?), Lbbl-lbb ve srru's-srr, S.. lhiyat Fakltesi Ktp., nr.: 2466, v. 16 a . Bu kitabn kime it olduu kesin deildir. Osmn Yahy onu bn Arab'nin eserleri arasnda zikretmesine ramen, eserin gerek mellifinin sml Hakk Bursev olduunu syler. (Yahya, Osman, Melleft bn Arab trhuh ve tasnfuh, Franszca'dan terc.: Ahmed Muhammed et-Tb, (Khire), 1992, s. 533-534.) D..A.'ne "sml Hakk Bursev maddesini yazan Ali Naml ise bu eserin slbunun . H. Bursev'ninkine benzemediini, onun Erzurumlu brhm Hakk'ya it olabileceini kaydeder. (Naml, Ali, "sml Hakk Bursev D..A., stanbul, 2001, XXIII/106.)"Bu sebeple, matb nshalarnda bu kitabn yazarnn Ismil Hakk Bursev olarak verilmi olmas itibariyle, biz de imdilik ona it gsterdik.
38 bahsedilen tikdn mecaz deil, hakk tikat olduunu belirtmekte fayda vardr. 155 Allh kendi tasavvur ettii yn ile kaytlayan kimse aslnda nefsine, hevsna tbi olmaktan baka bir ey yapmamtr. Oysa, btn kaytlardan kurtulup, Hakk' btn balardan arndrarak yaplan bir ibdet gerek ibdettir. 156 Kald ki, sdece dny lemi deil, hiret lemi de Hakk'n trl trl tecellsinden ibrettir: "Tecelliyt- Hda iledir, her iki cihan; Hak cemle nazar eyle her yandan..." 157
Gerek rifler, ayn zamanda, gerek birer Hak dr. Bu sebeple, n sevdii mahbup hangi sfat taknrsa taknsn, hangi libsa brnrse brnsn veya her ne ekilde tecell ederse etsin o k, katiyyen gaflete dalmaz ve mahbbunun tek yzne balanmaz. Her yzden onun gzelliini grd gibi, tek yze balanp kalanlar da mazur grr. 158 nk, o bilir ki, Hak, kullarna, onlarn kendisi hakkndaki ilimleri lsnce tecell eder 159 ve kullar da, sahih bir hadste 160 belirtildii gibi, sdece kendi nefislerinin sretine gre Hakk' tanrlar. 161 Bu durum sdece teolojik, metafizik bilgiyle ilgili olmayp, insann genel durumu ile alkaldr. Kim olursa olsun, insanolu, bakas hakkndaki ilminde kendi nefsine it ilminin tesine geemez. 162 Dolaysyla insan, Hak hakknda da sdece kendi nefsinini bilgisinden baka bir bilgiye ship deildir. 163
rif olmayanlara gelince, onlar iin hakkatini bilmeyenlerdir. Onlar Allh ancak kendi tikat ettikleri srette tecell ettiinde bilirler ve dier tecelllerde inkr ederler; tpk kendilerini sdece kendi tikatlaryla balayp, dier inanlar inkr ettikleri gibi.. Halbuki onlar iin hakkatini bilselerdi, Rab'lerini her srette grebilirler
155 Bursev Lbbl-lbb ve srrus-srr, v. 2 a-b . 156 A.g.e., v. 23 b . 157 A.g.e.,vr.2 b . 158 A.g.e., v. 15 b . 159 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/215. 160 bn Arab, farkl kiilerden rivyet edilmi, uzunca bir hadsi kasdetmektedir. Bu hadse gre kymet gn insanlar Allh Tel'y Rab olarak kendi bildikleri srette tasdik edeceklerdir. (Bk.: Buhr, Tevhd/19; Mslim, mn/299, 302.) Sadreddn-i Konev bu hadsi metinde olmad halde, Allah kymet gn farkl sretlere brnr ibresiyle nakleder. (Bk.: Eren, Mehmet, Sadreddn Konevnin Hads erhilii Akademik Aratrma, Yl 1, say 1, Konya, 2001 Bahar, s. 45.) 161 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/254. 162 A.g.e., III/274. 163 A.g.e., IV/421.
39 ve Onun dier sretlerdeki tecelllerini inkra kalkmazlard. 164 Zr, Allah bizden kendisini bilmemizi istemi ve kendisini bize bildirmitir. Oysa, Allhn zt snrszl gerektirir. Bizim Onu bilmemiz ise kendi snrl varlmz kadar olacaktr. Dolaysyla, bn Arab'ye gre Onun bize kendisini tantmas, ztna yaraan bir tarzda deil, bize uygun den bir tarzdadr. 165
Hakkn deiik sretlerde tecell etmesindeki bir baka sr ise insann, daha dorusu kinattaki her eyin yaratlmasndaki bir hikmettir ki, o hikmet, ibdettir. bn Arab'nin nemli takipilerinden Abdlkerm el-Cl'nin ifadesiyle: "Cenb- Hak mevcdatn kffesini kendisine ibdet iin yaratmtr. Mevcdat mezkr ibdet hikmeti zerine megul ve bil-asle bunun iin mahluktur. Esasen bu ulu varlkta hibir ey yoktur ki, Cenb- Hakk'a hliyle, makliyle, efliyle, belki ztyla ve sftyla da ibdet etmesin!" 166 "steyerek veya istemeyerek geliniz" hitabna gklerin ve yerin "taatkr olarak geldik" 167 diye cevap vermeleri ve "Ben cinleri ve insanlar baka bir ey iin deil, ancak bana ibdet etmeleri iin yarattm" 168 yeti kinattaki her eyin sdece ve sdece ibdet iin yaratldn gstermektedir. u kadar var ki, insann hricindeki varlklar kendilerine ne vazfe verildi ise Onu uursuz bir ekilde, ihtiyrsz, semeksizin yerine getirerek Allha ibdet ederler, Onu tesbih ve zikr ederler. "Yedi gk, yeryz ve bunlarn iinde olanlar Onu tesbih ederler. Hibir ey yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin, fakat siz onlarn tesbihini anlayamazsnz" 169
yetinde belirtildii zere insan dier varlklarn ibdetlerini bilemez. Oysa insana akl verilmitir. yiyi ve kty seme ruhsatna shiptir. Bu yzdendir ki, o, Allha bilerek ibdet eder veya bilerek, yni kendi tercihi ile isyankr olur. Kinatta meydna gelen her eyde Allhn bir sfat vardr. Allhn sfatlar ise ok eitli ve sonsuzdur. Ancak, Onun sfatlar genel olarak cemal ve celal olmak zere iki grupta toplanabilir. Buna gre, Cenb- Hak "Hd/hidyet edici" ismiyle mtecell olduu gibi, "Mudl/dallete drc" ismiyle de mtecell olur. Dinlerdeki ibdetlerin muhtelif olmasnn sebebi ilh sfat ve isimlerin bir gereidir. Var olan her eyin her
40 zerresinde Allah vardr, o her eyde zhirdir ve her cihette mtecelldir. 170
Btn bunlardan sonra bn Arab kendisine timat edenlere u tavsiyeyi yapmaktadr: "Sakn ola ki, Hakk' belli bir kayt ile kaytlamayasn ve o kaydn dndakilerde Onu inkr etmeyesin. Byle yaparsan byk bir hayr ve iin hakkatine it ilmi kaybetmi olursun. nanlan btn sretlerin heylas olasn. Bilesin ki, Allh Tel herhangi bir kaydn kendisini kuatmasndan ok daha byk, vsi ve kuatcdr. Bundan dolay: "Yznz nereye evirirseniz Allhn vechi oradadr/orasdr" 171 buyurmutur. Herhangi bir yeri belirtmemi, "oras" Allhn vechidir, demitir. Bir eyin vechi ise onun hakkatidir." 172 bn Arab'ye gre, Hak hibir eye smayp, ancak insn- kmilin kalbine sd, her tikatta, her eyde tecell ettii ve btn lemin ilh olduu iin, 173 insn- kmil tikadn belli bir inanca hasredemez, hasretmemelidir; bilakis, onun kalbi btn inanlar toplayc olmaldr. 174 Gerek lim, hangi srette zuhur ederse etsin, hakkatte kime ibdet edildiini bilen kimsedir. 175 rif bylece, Hakk'n gerek ulhiyyetini kavrayacak, vahdniyyetini hakkatiyle bilecek, hicaplardan kurtulacak ve Rabb'l-erbb kendisine tecell edecektir. 176
bn Arab'nin, Hz. Ms zamanndaki bz Yahdlerin buzaya tapmalar hdisesini de bu adan yorumladn gryoruz. Bilindii gibi, Hz. Ms, kavmini Firavunun errinden kurtarp, Arz- Mev'd'a yerletirdikten sonra, kardei Hrn'u kavminin banda brakarak, kendisine gelen vahiy zerine, Allah ile "konumak" iin Sin Da'na km ve orada bir mddet (krk gn) kalmt. Hz. Ms'nn Rabbi ile grme sreci ierisinde, Smir adnda biri, onun kavminden bir ksmn saptrm ve onlarn, iinden ses gelen bir buza heykeline tapmalarna sebep olmutu. Tr'dan dnen Hz. Ms kavmini bu halde grnce deliye dnm ve kavmi, kardei Hrn peygamber ve Smir ile ekimi, onlara kzmt. 177
te bu olaydaki buzaya tapma hdisesini bn Arab kendi dnce sistemi, yni ibdet ve ilah anlay ierisinde yorumlar. O, Hz. Ms'nn buza heykelinin ilh
170 Zeydn, Ysuf, Abdlkerm el-Cl, Feylesfs-sfiyye, Beyrut, 1992, s. 94, 97. 171 Bakara, 2/115. 172 bn Arab, Fussul-hikem, s. 113. 173 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, 11/509. 174 El-Cezzr, a.g.e., s. 261. 175 bn Arab, Fussu'l-hikem, s. 72. Bu metne yaplan tirazlar, verilen cevaplar ve yorumlar iin bk.: Eraydn, Seluk, "Fussul-hikeme Yaplan Bz tirazlar" (Fussul-hikem Tercme ve erhi, IV. cildinin Takdimi), stanbul, 1992, IV/38-40. 176 Dvd- Kayser, Matlau'I-hussl-kilem f man Fussl-hikem, 1416, (Dr'l-'tism), 11/44. 177 Bk.: A'rf, 7/141-155; T-H, 20/80-97.
41 tecellighlardan birisi olduunu bildiini iddi eder. Ona gre Hz. Ms'nn buza heykelini "ilh" 178 diye isimlendirmesinin sebebi budur. 179 Ayrca, buzaya tapanlarn ibdetlerini, Mutlak Mabudu, buzann sretinden ibret olan bir srete tahsis ettikleri iin eksik ve yanl bularak reddeder. nk Mutlak Mbud ibdet edilen her eyin ayn olduu iin tahdit kabul etmez. Burada Hz. Ms'nn lisnndan ifade edilmek istenen bir baka husus da btn mabutlara ibdet etmenin srrdr. ster altndan, ister etten ve kandan olsun, buzaya tapmak kfr ve cehalettir; bu ibdet, ibdetin gerek anlamn ierse de byledir. Bu ibdet cehalettir, nk, gerek Mbud ne buza sretinde, ne de baka bir srette snrlanabilir; sahih ibdet her eyin "ayn" ve btn sretlerin hviyeti olan Hakk'a yaplabilir. 180
srl Oullarnn buza heykeline tapmasnda bir baka hikmet daha vardr ki, o da udur: "Buzaya tapanlara musallat olup da, onlar bu tapma iinden bilfiil vazgeirmede Hz. Hrn'un gcnn etkisiz oluu ve onun buza heykeline Hz. Ms'nn olduu gibi musallat olamay, varlktaki her srette kendisine ibdet etmek hussunda Allah'tan ak bir hikmettir. Her ne kadar, bu sret, heykelin yaklmas iinden sonra ortadan kalkm olsa da, aslnda o kendisine ulhiyet yoluyla tapanlarn indinde kaybolmadka bu i gereklemi olmaz. Dolaysyla (lemde) ya ulhiyet (teellh:ilah edinme) yoluyla, ya da teshr (tesiri altna girme) yoluyla olsun her varla ibdet edilir ve ibdet edilmeyen hibir ey kalmaz." 181
Avni Konuk "Hakk- mutlakn zt- vhidi, letfet mertebesinden kesfet mertebesine tenezzl edip, esms hasebiyle ulv ve sfl btn sretlerle belirip zuhr ettii cihetle, Allh Tel'ya lemin sretlerinden her bir srette ibdet olunmak gerektii iin" kendisine ibdet olunmayan hibir mahluk kalmadn syler. Baka bir deyile, putperestlerin aaca, taa, gnee, aya... tapmalar gibi, ya ilah edinme (teellh) yoluyla; veyhut, halkn mala, mlke, na, hrete meylederek tapmalar gibi, teshir yoluyla her eye ibdet edilmitir. u kadar var ki, teshir yoluyla ibdete halk arasnda ibdet ismi verilmemitir. Yoksa bir kimsenin kalbinde, hangi eyin muhabbet ve saltanat var ise o kii onun kuludur. 182
Burada zerinde durulmas gereken bir nokta daha var: bn Arab'nin eserlerinin
178 Bk.: T-H, 20/97. 179 Bk.: bn Arab, Fussul-hikem, s. 192. 180 Aff, Fussul-hikem Okumalar, s. 424-425. 181 bn Arab, Fussul-hikem, s. 194. 182 Konuk, Ahmed Avn, Fussu'l-hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk Eraydn, stanbul, 1992, IV/114.
42 eitli yerlerine serpitirilmi olan yukarda naklettiimiz szlerini tek tek aldmzda onun vermek istedii mesajn net olarak anlalrln sylemek gerekten de zordur. Aslnda bu durumun onun hemen hemen btn fikirleri iin geerli olduu sylenebilir. Bizce aratrmaclarn pein hkmle, bn Arab'nin dnce sisteminin btnn gznne almadan ve sdece bir-iki cmleden hareketle "neye taparsan tap, aslnda Allha taparsn" gibi bir hkme varmalarndaki yanlg buradadr. Ayrca, bn Arab'nin, bu dncelerini insn- kmil, muhabbet, mrifet, ihsan, makm- mahmd gibi tasavvuf makamlar aklarken serdettiini gznnde tutmak ve dier sflerin ayn konudaki dnceleri ile birlikte deerlendirmek cap eder. Yukarya aldmz fikirleri bir btn olarak deerlendirildiinde, bn Arab'nin, basit bir slp ile, miyne bir tavrla syleyecek olursak "herkes istediine tapsn" veya "her mabut Allah'tr" gibi bir fikre ship olduu hkmnn karabileceini dnmyoruz. O, btn bu dncelerinde -en azndan, bugn anlald ekliyle- "dinlerin birlii" gibi bir mesele zerinde de durmamaktadr. bn Arab, ele ald meseleleri en derin bir ekilde ilemi ve fikirlerini "yanl anlalr m?" diye bir kayg tamakszn, aka sylemi bir kimsedir. Bize gre o yukardaki dncelerinde dinlerin birliini kasdetseydi, bunu ak bir ekilde sylerdi. Kald ki, yukardaki ifadeler, biraz nce de belirttiimiz gibi, balca "tecell" "mrifetullh" "ihsan" "muhabbet" "hakkat" "insn- kmil" gibi tasavvuf makamlarla ilgilidir ve bu ifadelerin getii yerlerde bu mertebelerle balantl olarak "ibdet" "mabut" "ilah" "tikat" gibi konulardan bahsedilmektedir. Onun btn syledikleri, bu makamlara ulaan sflerin meseleyi -bn Arab'ye gre- nasl grdkleri veya grmeleri gerektiidir. Yni insn- kmil mertebesine ulam rifler ihsan, muhabbet ve hakkat gibi makamlarda Hakk'n isim ve sfatlaryla eyadaki tecellsi ile insann Rabbine kulluu yni ibdeti arasndaki mnsebeti bu ekilde grr ve anlarlar. Yukardaki fikirleri ksaca sralayacak olursak mesele daha kolay anlalacak ve burada bn Arab'nin kaygsnn ya da mesajnn zellikle "vahdet-i edyn" ile dorudan bir alkasnn olmad ortaya kacaktr: 1. Zt- ilhiyye, sonsuz isim ve sfatlaryla eyada, dolaysyla insanlarn mabut edindii eylerde de tecell eder. 2. Herkes kendi kalbine doan tecelllere gre "ilah" anlayn oluturur ve bu tasavvur sdece insann kendi dncesinin rndr. 3. Hakk' belli bir kayt ile kaytlamak, yni ona ibdet etmeyi belli bir mekna hasretmek yanltr; gerek Mabut her trl kayttan mnezzehtir. 4. Zt- ilh bize kendisini btn gerekliiyle deil, bize uygun bir biimde tantr.
43 5. Hak insanlarn kendisi hakkndaki tikatlarn eksik olmasna ramen makbul sayar. 6. Muhakkk rifler Hakk' tecell ettii bir mekndaki zel ismiyle de tanyabilirler, daha dorusu Onu her trl tecellghta tanyabilmelidirler; tikat dnylarn Hakk'n bir ka sfat/tecellsi ile snrlandrmamaldrlar. Btn bunlarda ise herhangi belirli bir din ya da herhangi belirli bir mabut esas alnarak bu fikirler sylenmi deildir. Mesele tammiyle Hakk'n tecellsi noktasndan ele alnmtr. Baka bir deyile bunu u ekilde de ifde edebiliriz: bn Arab meseleye burada dinlerin mbdlarnn tasdik edilmesi gzyle deil, Hakk'n tecellsinin tahkki asndan yaklamaktadr. Ayrca, burada can alc bir nokta daha vardr ki, bu da dier insanlarn inancna sayg ile ilgilidir ve "kendi dninin bildirdii bilgilere dayal huss ilah inancna ship olmak zorunda olan herkesin, teki ahslarn ilah anlaylarn yanllamaya veya kmsemeye haklarnn olmaddr. 183
S. el-Hakm, Aff'yi bn Arab'ye yaklamnda bu noktadan eletirir. 184 Btn dinlerde ibdet edilen Mutlak Mbut vhiddir, birdir. Fakat bu Mutlak Mbut insanlarn tikatlarnda eit eittir. Adet herkes Mutlak Mbudu kendi kapasitesi kadaryla tanmaya ve ona ibdet etmeye almaktadr. Bylesi bir ilhn gereklii ona ibdet eden kimsenin kalbinin vs'ati nisbetindedir. Mkemmel bir rif ise btn bu seviyelerin stne kmaya ve gcnn yettii kadaryla Hakk' tanmaya almaldr. Aslnda bu mmkn deildir, beerin gc buna yetmez; ne var ki, insn- kmiller kemalleri kadaryla buna yaklamtr. Zr Mutlak lah gerek ulhiyettir ve o da her trl (beer) tasavvurdan mnezzehtir. 185 Dolaysyla bu dnce ile, Aff'nin; "bn Arab, dinlerin birliine ve btn dinleri kendisinden bakasna ibdet edilmeyen bir tek mbda ulatran yollar olarak kabul etme fikrine dvet etmektedir" 186 eklindeki iddis arasnda cidd bir fark olsa gerektir. "rifler, Hakk'n btn tikatlardaki tecellsini grmelidir" demek ile "btn dinler Hakk'a gtrr" ya da "rif her tikad benimsemeli, her grd puta tapmaldr; bn Arab bu dncenin dvetiliini yapmtr" demek arasnda nemli bir fark olduunu, daha dorusu bu iki fikir arasnda ortak bir ynn bulunmadn dnyoruz. Kald ki, bn Arab, Mslmanlarn, kurtulua ermek iin kendilerine has yolu izlemeleri gerektiini, bu yolun, Kur'n ile Hz. Muhammed'e verilen "Muhammed yol" olduunu ve onun, Allhn slm'a uyanlar iin setii zel
183 Yaran, a.g.m., s. 322. 184 Bk.: el-Hakm, a.g.e., s. 484. 185 A.g.e., s. 82, (bn Arab, Vesils-sil, Almanya, 1973, s. 3ten naklen). 186 Aff, Ebu'l-Al, slm Dncesi zerine Makaleler, terc.: Ekrem Demirli, stanbul, 2000, s. 297.
44 bir rahmete ve saadete ileten yol olduunu, ayrca Kur'n vahyinin her eyi kuatc mhiyetinden dolay, tm nceki peygamberlerin yollarn kapsadn, ksaca, "tm yollar Allha gitse de saadet yolunun vahyedilmi din ile belirlenenden/merdan bakas olmadn" 187 nemle vurgular. 188 bn Arab, bu yolu, "hibir akvetin uramad ve kolay, aydnlk, rnek, saf, bozulmam ve kirlenmemi bir yol" eklinde tanmladktan sonra, dier yollar hakkndaki dncesini yle aklar: "teki, yolun sonunda da saadete ulalr, ne var ki, o yol zerinde ller, korkular, yol kesen haydutlar ve zehirli ylanlar vardr. Hi kimse onlarn azabn ekmeden o yolun saadetine ulaamaz." 189
Eer "btn inanlar doru mudur?" diye bir soru soracak olursak, bu sorunun cevb bn Arab'ye gre hem "evet" hem de "hayr"dr. Evettir, nk, tm inanlar Snrsz Gereklikin mmkn olan snrlanmalarna tekabl eder. Hayrdr, nk, yalnz vahye uygun den inanlar mutlulua gtrebilir; "hakkat" Gereklik'e tekbl eden ey demek deil, insan mkemmellii meydna getirmeye yeterli olan eydir. 190 Bu yzden, bn Arab, ferdin veya toplumun ship olduu inanlarn vahiy metinlerine uygun dtnden emin olmak iin onlarn dikkatle gzden geirilmesi gerektiine dikkat ekerek: "Akll kimsenin, lah ile ilgili olarak kendi bana ship olduu eyleri bir kenara itip, Hak'tan gelenlere yapan kimse" 191 olduunu vurgular. 192 Esasen, vahyin gayesi de, "hangi ekle -brnurse brnsn, bireyi snrlamalardan kurtarmak sretiyle, insan keml ve mutluluu meydna getirmektir; ehdet, yni "Allah'tan baka ilah yoktur" cmlesi, tm inanlarmzn, vahiy tarafndan Sonsuza evirilmedikleri srece, Hakk birer snrlamalardan, kaytlamalardan ibret kalaca, dolaysyla bu tr inalarn almas gereken birer tanrcklar olduu anlamn tazammun eder. 193
bn Arab, Hz. Muhammed'in getirdii dn/er' hkmlere sk skya bal, bu konuda olduka titiz ve hatt kat bir mutasavvf olarak bilinir. 194 Zhiriyye mezhebine bal olmas da bunu gstermektedir. Dncesi bir btnlk ierisinde deerlendirildiinde onun mevcut dinleri birbirinden ayrd ve slm' kurtulua
187 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, II/148. 188 Chittick, Hayl lemleri, s. 183. 189 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/418. 190 Chittick, Varolmann Boyutlar, s. 130. 191 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, IV/279. 192 Chittick, Varolmann Boyutlar, s. 130. 193 A.g.e., s. 131-132. 194 Ate, r Tefsr Okulu, s. 268.
45 gtren tek yol olarak kabul ettii, dier din mensuplarnn siys/dn faaliyetlerine kar sert tedbirler alnmas gerektiine inand aka grlecektir. Devrin sultnna yazd mektuplarndaki, "Hristiyanlarn kilise ve manastr in etmelerine, onarmalarna, Mslman olmak isteyenleri engellemelerine izin verilemez" ve "am ve Kuds civar hallarn elinden kurtarlmaldr, aksi halde Mslmanlarn buralarda oturmas ciz olmaz" 195 gibi ifdeleri, onun, pratik anlamda dinleri ve inanlar birbirinden ayrdettiini gstermektedir. El-Ftht'l-Mekkiyye'deki u pasaj onun bu konudaki dncesini ve hasssiyetini ak bir biimde yanstmaktadr: "Vahyedilmi dinlerin hepsi ktr. Bu dinlerin arasnda Hz. Muhammed'in getirdii erat/dn, yldzlarn yannda gnein gibidir. Gne grndnde yldzlarn gnein ierisinde kaybolur, gizli kalr. Hz. Muhammed'in eratinin dier peygamberlerin eratini neshetmesi, tpk yldz klarnn gne klar karsnda kaybolmas gibidir. Ne var ki, yldzlarn varlklarn yitirmesi gibi bir ey olamayacandan, dier dinler de varlklarn devam ettirirler. Bu nedenle btn peygamberlere ve ilh dinlere man etmeyi gerekli grrz. Chil kimselerin grnn aksine, btn eratler haktr ve neshetme iptal etme anlamna gelmez..." 196 te bu ifdelere, bn Arab'yi vahdet-i edync olmakla sulayanlarn da, ondan mlhem olarak dinlerin akn birlii fikrini savunanlarn da dikkat etmeleri gerektiine inanyoruz. Bununla birlikte, "bn Arab'nin, tasavvuftaki zhir-btn ayrmnn salad meriyet erevesinde, zhirde ve zhirin gerektirdii zel durumlarda daha kapsayc/dlayc, btnda ise daha oulcu/kucaklayc olduunu" 197 sylemek mmkndr. Ayrca, haytnn byk blmn geleneksel slm ibdetleri yerine getirerek, Allha tevbe ederek, Kur'n okuyarak, zikir ederek geirmi olan bn Arab, bunlara ramen deil, tam tersine bu uygulamalar sayesinde, Allah tarafndan vahyedilen yollarn ayn dorua vardn kavram, vahyedilmi biimlerin zndeki biimsiz ve evrensel olan kefetmitir. 198
SONU Vahdet-i edyn/dinlerin akn birlii meselesinde, bn Arab ile ilgili olarak bz hususlarn gznnde tutulmas gerektiini hatrlatarak almamz neticelendirmek
195 Bk.: Uluda, a.g.e., s. 47-48; bn Arab'nin dier dinleri eletirisi hakknda aynca bk.: al-Ghorab, Mahmd, "Muhyiddin bn 'Arabi Amidst Religions (adyn) and Schools of Thought (madhhibj. Muhyiddin bn Arabi: A Commerative Volume ierisinde, Londra, 1993, s. 200-227. 196 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, III/153. 197 Yaran, a.g.m., s. 323. 198 Nasr, S. Hseyin, Mslman Bilge, terc.: Ali nal, stanbul, 1985, s. 130.
46 istiyoruz: 1. Btn peygamberlerin getirdii din slm'dr: Bu noktada bn Arab de ayn gr paylar. O, mesel mriklii din olarak kabul etmez ve bilhassa Ehl-i Kitb'a farkl yaklar. 199 Essen Ehl-i Kitb'n her adan dier din mensuplarndan farkl olduu en bata Kur'nn dikkat ektii bir husustur. 2. slm tasavvufu iki ana temel zerinde ekillenmitir: l-bdet, 2-Mrifet. Aslnda bu iki kavramn birbiri ile ok yakn bir ilikisi olmakla birlikte; ibdetin ana gayelerinden birisi insan "insn- kmil" mertebesine ulatrmaktr. Mrifetin da vurumlarndan birisi, yni "fark" mertebesinde iken sfnin nazarnda "bakas"nn durumunun deerlendirilmesi ise onu dinlerin akn birlii, btn dinlerin kk ve gaye tibriyle aynl fikrine gtrmektedir. Bunun bir ileri aamasnda ise sf, btn varln Hak ile irtibtn zerek, "varln akn birlii" fikrine ulamaktadr. Bu tibrla, Nasr, "sflik, temel iki reti etrafnda dnp dolamaktadr: Varln akn birlii, ve evrensel veya kmil insan" 200 derken, isbetli bir tesbitte bulunmaktadr. 3. Tasavvufun insan anlayna gre, kmil sfler btn mahlkta rahmet nazar ile bakarlar ve onlar, Yaratclarnn ayn olmasndan dolays sevgiyle kucaklarlar. bn Arab de kmil bir sf olarak kabul edilir ve onun nazarnda da mahlkt Hakk'n muhabbetinden ne'et etmi, vcut bulmutur. O halde mahlkt sevmek Yaratcy sevmektir vey Yaratcy sevmek Onun yarattn sevmeyi de gerektirmektedir. Bu adan bir sfnin nazarnda herhangi bir insann rknn, dilinin, dninin v.s., hatt mahlktn trnn dahi nemi yoktur. 4. bn Arab'nin dnce sistemine gre, "kozmik tecellsinde vcd kendini asla tekrarlamad gibi, hidyet ve rehberlik yolunda da kendini tekrarlamaz." Ona gre gazab aan rahmet, hem dn eitlilii hem de bu eitlilik yoluyla insan saadetini gerekli klar. 201 Ancak, Muhammed yol rahmetin zel bir boyutudur ve Mslmanlar bu yoldan gitmek zorundadr. 5. Ztyla bir tek olan Hak, isim ve sfatlaryla sonsuz bir ekilde eyada ve dolaysyla da insann kalbinde tecell eder. nsan bu tecelllerden
199 El-Hakm, a.g.e., s. 484. 200 Nasr, S. Hseyin, Tasavvuf Makaleler, terc.: Sdk Kl, stanbul, 2002, s. 38. 201 Chittick, Hayl lemleri, s. 195.
47 kendine mahsus bir ilah fikri oluturur. Bu ilah kalbin sdrd, akln tasavvur ettii bir ilahtr. Oysa hakk lah, herhangi bir kalbin kendisini sdrmasndan ve herhangi bir akln tasavvurundan mnezzehtir. Kmil bir rif, tecell ettii her srette, her insann onu kavrama derecesinde Hakk' mhede eder/edebilmelidir. O, Hakk' ne kadar ok srette tanr ve mhede ederse mrifeti de o derecede mkemmel olur. 6. Ehl-i Snnet inancna gre hayr da, er de Allah'tandr. te, bz rif sfler hayrda olduu gibi, erde de Allah'tan olan taraf bulmaya, grmeye ve anlamaya almlardr. 7. Trih boyunca, zellikle snn (ortodoks) sflerin Hz. Muhammed'in (a.s.)
yapm olduu ibdetlere ballk hususunda titiz davrandklar -hatt onlar ou kimse tarafndan ibdetlerde ar gitmekle sulanmlardr- bir vkadr. Fakat onlar, kendi bak alarna gre mensup olduklar dnin bir gerei olarak dier/farkl inan mensuplarnn ibdetlerine son derece sayg gstermekle birlikte; btn ibdetlerin i yzn, hakkatini anlamay mrifetullh'n bir mertebesi olarak da addetmilerdir. Btn bunlarn ise; "dinlerin akn birlii" ile nisbeten yakn bir balants olmakla birlikte, vahdet-i edyn ile, yni bu kavramn gnmzde bz kimseler tarafndan kullanld ve anlald ekliyle bir alkasnn olmad kanaatindeyiz. bn Arab de dhil olmak zere, hemen hemen btn sfler eyya Allhn yaratt ve kendisine emnet ettii bir varlk gzyle bakarlar ve her varl Hakk'n sonsuz isim ve sfatlarnn birer tecell mekn, birer zuhur yeri olarak deerlendirirler. Onlarn gznde insann apayr bir yeri vardr. nsan, Allhn halfesi ve isim ve sfatlarnn en ak ve keml noktada tecell ettii bir aynasdr. Bir rivyetten esinlenerek "yeryznde Allhn ilesi" 202 diye isimlendirdikleri halk ise onlarn nazarnda "dem babann ocuklar"dr. Varla merhamet, muhabbet ve mrifet nazaryla bakmak tasavvufta tahkkin bir netcesidir ve bunlar ayn zamanda Hz. Muhammed'in tebli ettii dnin bir gereidir.
ABSTRACT
We know that, Ibn Arabi has a lot of original thoughts in several Islamic sciences. So many theologians in both of Muslim world, and the East and the West, always talk about him, and reference his opinions for their opinions. In this article, I will
202 Bk.: el-Acln, a.g.e., I/22.
48 study two currently subjects in Ibn Arabi's works. One of them is his approach to "wahdat al-adyan: the unity of the religions" or "the transcendent unity of the religions". The another is his analysis the concept of worship. The transcendent unity of the religions, or the same/the common/the similar contents between world religions, is an issue have been discussed since ages. The concept of worship is a subject which all religions particularly attach importance to it. Nowadays, the world has become small, it means that it has become global. The cultures/the civilizations get closely acquainted with one anothers. And basic cultures/civilizations struggle to have a superior place for themself in this mosaic. So todays, dialogues and contacts between world religions are very important. I hope that my article contributes to this matter.
KAYNAKA Acln, sml b. Muhammed, Kefl-haf ve mzlil-ilbs, Beyrut, 1997. Aff, Ebu'l-Al, Muhyiddn bnu'l-Arab'nin Tasavvuf Felsefesi, terc.: Mehmet Da, Ankara, 1975. ------------ Tasavvuf slmda Manev Hayat, terc.: Ekrem Demirli-Abdullah Kartal, stanbul, 1996. ------------ slm Dncesi zerine Makaleler, terc.: Ekrem Demirli, stanbul, 2000. Akdemir, Salih, "A.E. Aff'nin "The Mystical Philosophy of Muhyid Din Ibnu'l Arab" Adl Eseri ve Tercmesi zerine" slm Aratrmalar, cilt 2, say 7, Ankara, Mays-1988. Aresteh, Reza, Akta ve Yaratclkta Yeniden Dou, terc.: B. Demirkol-. zdemir, Ankara, 2002. Aslan, Adnan, "Dinler ve Mutlak Hakkat Kavram: John Hick ve Seyyid Hseyin Nasrla Bir Mlakat" slm Aratrmalar, say l, stanbul, 1997. Atasaun, Galip, Mevln Celleddn Rm ve Mesnev'de Bahsedilen Dinler, Konya, 2001. Atay, Hseyin, "lm Bir Tenkit rnei Olarak bn Keml Paann Muhyiddn b. Arab Hakkndaki Fetvas" (eyhlislam bn Keml Sempozyumu ierisinde), Ankara, 1986. Ate, Sleyman, r Tefsr Okulu, Ankara, 1974. ------------ slm Tasavvufu, stanbul, 1992. Ayta, Grsel (hazrlayan), Doumunun 250. Ylnda Goethe, Ankara, 1999. Azz, brhm, "Kur'n- Kerm'de 'brhim Tevhd'e ar" (Hazret-i brhm'in
49 zinde ierisinde), stanbul, 2001. Bostanc, Ahmet, Hz. Peygamber'in Gayr-i Mslimlerle likileri, stanbul, 2001. Bursev, sml Hakk (?), Lbbl-lbb ve srrus-srr, (yazma nsha), S.. lhiyat Fakltesi Ktp., nr.: 2466. Can, efik, Mevln, Hayt, ahsiyeti, Fikirleri, stanbul, 1995. ------------ "Mevlnya Gre; Din, mn ve Kfr" 5. Mill Mevln Kongresi Teblileri, Konya, 1992. El-Cezzr, Ahmed Mahmd, el-Fen vel-hubbl-ilh inde bn Arab, Khire, 1990. Chittick, William, Varolmann Boyutlar, terc.: Turan Ko, stanbul, 1997. ------------ Hayl lemleri, terc.: Mehmet Demirkaya, stanbul, 1999. El-Cl, Abdlkerm, Kitbul-sfr an Risletil-Envr, terc.: Mahmut Kank, (bn Arab'nin Nurlar Rislesi tercmesi ile birlikte), stanbul, 1991. ------------ erhu mkiltil-Fthtil-Mekkiyye, tah.: Ysuf Zeydn, Khire, 1992. ------------ El-nsn'l-kmil f ma'rifetil-evhir vel-evil, Msr, ts. (Dru'l-fikr); nsn- Kmil, terc.: Abdlazz Mecd Tolun, haz.: Seluk Eraydn ve dierleri, stanbul, 1998. Dvd- Kayseri, Matlaul-hussl-kilem f man Fussl-hikem, 1416, (Dr'l- 'tism). Demirci, Mehmet, Ynus Emrede lh Ak ve nsan Sevgisi, stanbul, 1997, ikinci bask. Eraydn, Seluk, "Fussu'l-hikem'e Yaplan Bz tirazlar" (Fussu'l-hikem Tercme ve erhi, IV.cildinin Takdimi), stanbul, 1992, IV. Eren, Mehmet, Sadreddn Konevnin Hads erhilii Akademik Aratrma, Yl 1, say 1, Konya, 2001 Bahar. Fayda, Mustafa, slmiyet'in Gney Arabistan'a Yayl, Ankara,1982. El-Geyln, Abdlkdir, Dvn, tak: Ysuf Zeydn, Khire, 1990. ------------ db's-slk (Fthu'l-gayb) tah.: Muhammed Gassn Azkl, Dimak, 1995. Gner, Osman, Reslullh'n Ehl-i Kitapla Mnsebetleri, stanbul, 1997. Grer, Dilver, Fussul-hikem ve Mesnev'de Peygamberlerin ykleri, stanbul, 2002. ------------ "bn Arab'de Lgat, Istlah ve Btn Anlamlaryla Din Kavram" Marife, yl l, say 3, Konya, 2002. El-Hakm, Sud, el-Mu'cem's-sf el-hikme f huddi'l-kelime, Beyrut, 1981. El-Hallc, el-Hseyin b. Mansr, Dvn, Kln, 1997. Harman, mer Faruk, "slm" D..A., stanbul, 2001, XXIII. (Heyet), Doutan Gnmze Byk slm Trihi, red.: H. Dursun Yldz, stanbul, 1986. El-Hudar, Muhammed Bek, tmm'l-vef f sreti'l-hulef, Mansra (Msr), ts.
50 Ik, Hidyet, "Fahreddn Rz'nin Din Anlay erisinde..." Dinler Trihi Aratrmalar Sempozyumu II, Ankara, 2000. bn Arab, Muhyiddn Muhammed b. Al, el-Fthtl-Mekkiyye, Beyrut, ts., (Dru Sdr). ------------ el-Ftht'l-Mekkiyye, tah.: Osmn Yahy-brhm Medkr, Khire, 1985- 1992. ------------ Fussu'l-hikem, tah.: Ebu'l-Al Aff, Badat, 1989, ikinci bask. ------------ Tercmn'l-evk, Beyrut, 1966. ------------ Kitb Zahiri'l-a'lk erhu Tercmanil-evk, (Tercmn'l-evk'n hiyesinde), Beyrut, 1966. ------------ Nurlar Rislesi, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1991. ------------ Mrifet ve Hikmet, terc.: Mahmut Kank, stanbul, 1995. ------------ Kitb'l-Elif-Kitbl-Ehadiyye, ner.: Muhammed ehbddn el-Izz, (Resil bn Arab ierisinde,) Beyrut, 1997. bn Kesr, sml b. mer, Tefsrul-Kurnil-Azm, Beyrut, 1969. zutsu, Toshihiko, Kur'nda Allah ve nsan, terc.: Sleyman Ate, Ankara, ts. ------------ bn Arab'nin Fuss'undaki Anahtar-Kavramlar, terc.: Ahmed Yksel zemre, stanbul, 1998. Keklik, Nihat, Sadreddn Konev'nin Felsefesinde Allah-Kint ve nsan, stanbul, 1967. ------------ bnl-Arabnin Eserleri ve Kaynaklar in Msdak Olarak el-Ftht el- Mekkiyye, Ankara, 1990. Konuk, Ahmed Avn, Fussu'l-hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk Eraydm, stanbul, 1989-1992. Kse, Saffet, slm Hukuku Asndan Din ve Vicdan Hrriyeti, Baku, 2002. El-Kueyr, Abdlkerm, er-Rislet'l-Kueyriyye, tah.: Abdlhalm Mahmd-Mahmd b. e-erf, Khire, 1966. Kk, Abdurrahman, "Kurnda Din ve Din Anlay" Dinler Trihi Aratrmalar Sempozyumu II, Ankara, 2000. Kk, Hlya, "Mutasavvflarn Dier Dinlere Bakna Farkl Yaklamlar," (Tasavvuf Trihine Giri ierisinde), stanbul, 1997. ------------ "sve'te Tasavvuf: Ivan/John Gustav Aguli ve Gunnar Ekelf rnei" Tasavvuf Dergisi, Ankara. 2003. yl 4. say 10. Mahmd, efik, Trihul-Kuds, Amman, 1984. Mahmd, Abdlkdir, el-Felsefets-sfiyye fi'l-slm, Khire, 1967. Mevln, Celleddn-i Rmi, Mesnev, Ankara, 1993, tpk basm. ------------ Hz. Mevlnnn Rubleri, terc.: efik Can, Ankara, 2001.
51 Niyz Msr, Dvn, stanbul, 1963. Naml, Ali, "smil Hakk Bursev D..A., stanbul, 2001, XXIII. Nasr, S. Hseyin, slm, dealler ve Gerekler, terc.: Ahmet zel, stanbul, 1985. ------------ Mslman Bilge, terc.: Ali nal, stanbul, 1985. ------------ Syleiler, stanbul, 1996. ------------ Tasavvuf Makaleler, terc.: Sdk Kl, stanbul, 2002. Nicholson, Reynold, slm Sfleri, terc.:(heyet), stanbul, 1978. Nortbourne, Lord, Modern Dnyda Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1995. Okuyan, Mehmet-ztrk, Mustafa, "Kur'n Verilerine Gre "teki "nin Konumu" slm ve teki (ierisinde), editr: Cafer Sdk Yaran, stanbul, 2001. zcan, Hanifi, Mtrd'de Dn oulculuk, stanbul, 1995. zkuyumcu, Ndir, Asr- Sadette Yahdilerle likiler, Btn Ynleriyle Asr- Sadette slm, (ierisinde), ed.: Vecdi Akyz, stanbul, 1994. Sarkolu, Ekrem, Balangtan Gnmze Dinler Trihi, sparta, 2002. Schuon, Frithjof, Dinlerin Askn Birlii, terc.: Yavuz Keskin, stanbul, 1992. ------------ Varlk, Bilgi ve Din, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1997. ------------ slm ve Ezel Hikmet, terc.: ehbeddin Yaln, stanbul, 1998. Srr, Th Abdlbk, el-Hallc, ehdt-tasavvufil-slm, Khire, 1996. E-attanf, Al b. Ysuf (bn Cahdam), Behcetl-esrr ve madinl-envr, Msr, 1304. engl, dris, "slm'n Evrensellii" Tasavvuf, yl l, say l, Ankara, 1999. Tabatab, Allme, "slmiyet ve Dier Dinler" terc.: Sdk Kl, slm Aratrmalar, Ankara, Nisan-1987, say: 4. Tmer, Gnay, "Dn" D..A., stanbul, 1994, IX. Uluda, Sleyman, bn Arab, Ankara, 1995. ------------ "Hallc- Mansr" D..A., stanbul, 1997, XV. nl, Nuri, slm Trihi I, stanbul, 1992. El-Vekl, Abdurrahmn, Hzih hiye's-Sfiyye, Beyrut, 1984. Yahy, Osmn, Melleft bn Arab trhuh ve tasnfuh, Franszca'dan terc.: Ahmed Muhammed et-Tb, (Khire), 1992. Yaln, ehbeddin, "Geleneksel Okul ve Dinlerin Akn Birlii" zlenim, stanbul, 1995, say 21. ------------ Varlk, Bilgi, Din (nsz), stanbul, 1997. Yaran, Cafer Sdk, "bn Arab, Mevln ve Ynus Emre'ye Gre tekinin Durumu" (slm ve teki ierisinde, editr: C. Sdk Yaran), stanbul, 2001. Yazc, Tahsin, "Eb Sad-i Ebl-Hayr" D..A., stanbul, 1994, X. Yazr, Elmall Hamdi, Hak Dni Kurn Dili, stanbul, 1982.