You are on page 1of 200

T.C.

MARMARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS LAHYAT ANABLM DALI KELAM BLM DALI

TABATIN VAROLUUNDA YARATILI LKES


Doktora Tezi

ERKAN KURT

stanbul, 2008

T.C. MARMARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS LAHYAT ANABLM DALI KELAM BLM DALI

TABATIN VAROLUUNDA YARATILI LKES


Doktora Tezi

ERKAN KURT

Danman Prof. Dr. lyas ELEB

stanbul, 2008

NDEKLER

KISALTMALAR

GR ........................................................................................................................ 1 Birinci Blm YARATILI LKESNN METAFZK TEMELLER 1. Tabiatn Niha Aklamas Olarak Metafizik ................................................. 10 2. Yaratl lkesi Karsnda Natralizm .......................................................... 17 3. Natralizmin Eletirisi .................................................................................. 27 4. Metafiziin Referans Olarak Kuran ............................................................. 35

kinci Blm TABATIN KAYNAI OLARAK ALLAHIN YARATMA EMR I. YARADANIN HKMETL RADES 1. lah radenin Tabiat Belirlemesi ................................................................. 44 2. lah radenin Hikmete Uygunluu ............................................................... 49 3. lah radenin Srekli Etkinlii ..................................................................... 59 II. YARADANIN KUDRETL KELMI 1. lah Kelmn Kudret Etkisi ........................................................................... 70 2. lah Kelmn Vahiy Nitelii .......................................................................... 76 3. lah Kelmn Kuatc Etkinlii .................................................................... 80

nc Blm YARATMA EMRNN ETKSNDE TABATIN GEREKLEMES I. TABATIN LK YARATILII 1. lk Yaratl Kavram ...................................................................................... 88 2. Evrensel Dzenin Yaratlmas ....................................................................... 91 3. Yeryznn Yaratlmas ................................................................................ 99 4. Canl Trlerinin Yaratlmas .......................................................................... 101 5. nsan Soyunun Yaratlmas ............................................................................110 II. TABATIN SREKL YARATILII 1. Srekli Yaratl Kavram ............................................................................... 118 2. Doal Fonksiyonlarn Yaratlmas ................................................................. 125 3. Doal evrenin Yaratlmas ........................................................................... 146 4. nsan Ferdinin Yaratlmas ............................................................................ 151 5. Hayat Seyrinin Yaratlmas ............................................................................ 156

SONU ...................................................................................................................... 165

KAYNAKA ................................................................................................................ 169

NSZ

Bu alma, gzlem dnyas olarak tabiatn nasl varolduunu, btn bir doal srecin hangi metafizik prensip zere gerekletiini aratryor; probleme, Kuran metnini referans erevesi kabul eden ayrntl bir kavramsal analiz iinde zm aryor. Burada tabiatn varoluu szyle kastedilen evrenin kuruluu deil, evrensel meknn herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda herhangi bir doal nesne veya durumun meydana geliidir. Buna gre, gezegen olarak Dnyann oluumundan Asya ktasnn oluumuna, bu mevsim krlarda ieklerin amasndan dallarda meyvelerin olgunlamasna, deniz dibinde larvalarn bymesinden anne karnnda yavrularn gelimesine, yarnki hava durumundan yeryznn ve insanln kbetine... gzlem dnyasna ait her trl olgunun gereklemesini salayan niha ilkeyi konu ediniyoruz. Dier bir deyile, Btn bunlarn meydana gelii nihayet neyden kaynaklanyor? sorusuna cevap aryoruz. Bu soru metafiziin klasik lisannda mebde meselesi olarak bilinir. Mebde, tabiatn varoluunu asl sebep mertebesinde aklayan metafizik prensiptir. Byle bir prensibi Kurann anlatmnda bulmak elinizdeki almann ngrsdr; yaratl ilkesi ise ulatmz bulgunun ksa ifadesi. Ana muhtevas bakmndan yaratl ilkesi literatrde tevhd-i hlkyet kavramnca ifade edilir. Bu kavram, Allah yegne yaratc kabul etmeyi, her trl varoluu Onun iradesine bal grmeyi anlatr. Bu itibarla yaratl ilkesi ksaca yle yazlabilir: Gzlem dnyas olarak tabiat (btn bir doal sre) Allahn yaratma emrinin etkinliiyle gerekleir. Bu ilke tabiat hakknda bamszlk fikrini reddeder; doal sreci zerk tanmak anlamnda tabiat ilkeye muhalif der. Geleneksel slam metafiziinin anti-natralist bir dnya gr oluturmas bundandr. Sz konusu dnya grnn tabiatla ne denli yabanc kaldn geleneksel hayatn gndelik aknda grmek mmkn. rnein, sradan ileri metafizik bir kayda balayan bismillah ve inallah gibi szler, Yaradann doal srece mutlaka hkmettii inancn aa vurur. Seyahat balangcnda, karar alma kertesinde, yamur zlemi iinde... yaplan dualar; bereketli bir rn, mnidar bir rastlant, sevindiren bir

baar... karsnda dile getirilen krler vs. anlatr ki, mslmann nazarnda Yaradann kudretli hkm dnyay btn ayrntsyla kuatr, belirler. Kader akidesine edeer sayabileceimiz bu nazar, belki de en veciz ifadesini, geleneksel meknlar ssleyen kimi levhalarda yazl u cmlede bulur: Allahn dedii olur. Bu cmle, varoluu mutlaka Allahn tekvn emriyle aklayan yaratl ilkesinin sade bir formlnden baka birey deildir. Bu formln analitik ifadesini arayarak, modern dnya grne hkmeden tabiat metafiziin hilafna vahiy referansl slam metafiziinin muhtevasn ve gncel imkanlarn aratrmak, bu almann gayesini oluturuyor. Bu alma birok emein mterek rndr; katkda bulunan herkese teekkr ederim. Hususen, almay itenlik ve incelikle yneten sevgili hocam Prof. Dr. lyas elebiye, eletiri ve nerileriyle metni olgunlatran deerli hocalarm Prof. Dr. M. Saim Yeprem, Prof. Dr. lhan Kutluer, Prof. Dr. mer Aydn ve Do. Dr. Ramazan Biere kranlarm sunarm. Kaynaklara ulamam mmkn klan TDV slam Aratrmalar Merkezi ve Chicago niversitesi Ktphanesine, fizik-metafizik ilikisi zerine bir seneyi akn mzakere yrttmz Hyde Park Ettlerinden arkadalarma, bilhassa eserleriyle yolumun zerine iaretler brakan slam metafiziinin mmtaz ulemasna mteekkirim. Hayatyla hayatmn, fergatiyle almamn en byk vesilesi olmu anneme arz- hrmet ediyorum; satrlarn varsa ve ne kadarsa mnev kymeti ona ve merhum babama armaandr. Ummun versnda, bakmay, duymay, anlamay, sevmeyi, sylemeyi... insanca hereyi ihsanndan edindiim Mevl-y Mtele hamd sen, kerim elisine salt selm ederim.

KISALTMALAR a.e. a.g.e. a.mlf. a.y. b. bk. DA dr. kr. md. M . s. ts. trc. vb. vd. y.y. ayn eser ad geen eser ayn mellif ayn yer ibn, bin baknz Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi dierleri karlatrn maddesi milattan nce lm tarihi sayfa tarihsiz tercme ve benzeri ve devam yer yok

GR

Varoluunu konu edindiimiz tabiat ile gzlem dnyasn kastediyoruz. nsan varlmz ierip kuatan gzlem dnyas (eski tbirle mahede lemi yeni deyimle fenomenler dnyas) modern zamanlarda tabiat (doa) adn almtr.1 ada dilde tabiat szcnn yaln kullanmyla ilk kastedilen, yeryznden gkyzne btn bir dnya manzarasdr.2 Bu adlandrma, kelimenin asl mnasn aan felsef bir tretmeye dayanyor. Aslen bireyin tabiat gramerinde z ve miza anlamna gelen kelime, modern felsef dilde btn gzlem dnyasn da anlatr olmutur.3 Bu semantik dnm merhalede zetlemek mmkndr. Birinci admda, tabiat, nesnelerin zne/mizacna ait potansiyel gce isim yaplmtr. rnein, doa biliminin kurucusu saylan Aristo (. M 322) iin tabiat (Greke physis) cisimlerin hareket ve deiimini salayan gtr.4 Ayn tarif Mslman tabiat filozoflarnca srdrlmtr.5 Bu kullanm benimseyen Mslman kelamclar, tabiat, asl mnasna sdk kalarak, nesnelere zg yaratlan kuvvet eklinde tarif eder.6 kinci adm, znden/mizacndan tr herhangi bir cisme bylece btn cisimlere tabiat adn vermektir. Misalen, bn Sn (. 428/1037) madd ve duyulur hereye tabiat demenin uygun olduunu yazar.7 Ayn dorultuda, Gazzl (. 505/1111) cisimler dnyasn tabiat lemi (lemt-taba) olarak anar.8 Geriye nc adm yani cisimlerin oluturduu btn anlamnda tabiat lemine ksaca tabiat ismini vermek
1 Bk. Ferit Develiolu, Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lgat, Aydn Kitabevi, Ankara 1999, tabat md.; Trke Szlk, Trk Dil Kurumu, Ankara 1998, doa ve tabiat md. 2 Alfred North Whitehead, The Concept of Nature, Cambridge 1964, s. 3. 3 R. G. Collingwood, Doa Tasarm (trc. Kurtulu Diner), mge, Ankara 1999, s. 56. 4 Aristoteles, Fizik (trc. Saffet Babr), stanbul 2001, s. 93. 5 Bk. bn Sn, e-if: es-Semut-tab, Drul-menhil, Beyrut 1996, s. 99. 6 Bk. bn Hazm, el-Fasl fil-milel vel-ehvi ven-nihal, Drul-Marife, Beyrut 1986, I, 15; bn Manzr, Lisnl-Arab, Dru Sdr, Beyrut, ts., tba md. 7 bn Sn, e-if: el-lhiyyt, ntirt- Nsr- Husrev, y.y., 1363, s. 21. 8 Gazzl, el-Mnkz mined-dall, Dmek 1939, s. 86.

kalr ki modern dnemde yaplan budur. Mesela Spinozann (. 1677) yazlarnda tabiat btn bir cisimler dnyasn anlatr.9 Tabiat felsefesinde ortaya kan modern kullanmn tabiat (natralist) imlar tad sylenebilir. Bunlardan birincisi, gerekliin tabiatla snrl olduu imsdr; bir btn olarak kinatn mahede lemine indirgenmesini ifade eder. Bu indirgeme durumunda, kinatn mahede edilmeyen muhtemel ynleri ihmal edilir. Modern bilimsel dilde kinat kelimesinin tabiat szcyle eanlaml biimde kullanlmas en basitinden, kinatn kozmolojik bir terim yaplmas sz konusu ihmalin rnei saylr.10 Natralist imlarn ikincisi, mahede dnyas olarak tabiatn esiz olduu hatta bir tr ahsiyet tad kabuldr. Bu kabul, tabiatn kabahati trnden ifadelerde, nihayet mahede dnyasna Tabiat zel ismi verilmesinde brizdir.11 Dorusu, geleneksel Mslman lisan bu tr tabiat imlar dlar. slam stlahta kinat veya lem mahede edilen ve edilmeyen ynleriyle btn bir yaratlmlar dnyasn ifade eder; baka bir deyile kinat tabiat lemine edeer olmayp onu aar.12 Bu stlah Kuran lisanna dayanr. Kuran, bir btn olarak gereklii, gz nnde bulunan (ehdet) ve gz nnde bulunmayan (gayb) eklinde ikiye ayrr; gayb imana konu yapar.13 Bununla birlikte, modern kullanm natralist imlara mahkum deildir. Aksine, gzlem dnyas anlamnda tabiat her trl felsefe ve inan diline uygundur; tabiatn yaratl ifadesinde olduu gibi. Tabiat kelimesinin modern kullanmnn asl mahkum olduu ey uyumsuz semantiidir. Ksaca, kelimenin modern mnas ou zaman asl mnayla eliir; lemin tabiat ve tabiat lemi eklinde iki uyumsuz gramer, birbirinin ramna, birbirini iptal ederek iler. Bu elverisiz durum, tabi (veya doal) sfatnn gramerinde aka grlebilir.14 Gnmz dilinde, sfatn ilk mnas, modern kullanma uygun olarak, tabiata ait, tabiatta bulunan eklinde; ikincil mnalar ise,

Bk. James Collins, God in Modern Philosophy, Henry Regnery Company, Chicago 1959, s. 77. Kozmoloji literatrne ait u kitap adlar rnek verilebilir: Joseph Silk, A Short History of the Universe, Scientific American Library, New York 1994; Roger A. Freedman, William J. Kaufmann III, Universe, W. H. Freeman and Company, New York 2008. 11 Kr. John Habgood, The Concept of Nature, Londra 2002, s. 3; Ivor Leclerc, The Nature of Physical Existence, Londra 1972, s. 104. 12 lem tarifi iin bk. Badd, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts., s. 328; mid, el-Mbn f erhi men elfzil-hkem vel-mtekellimn, Kahire 1983, s. 99; lyas elebi, slam nancnda Gayb lemi, Ensar, stanbul 2007, s. 7. 13 Bk. el-Bakara 2/3, 33; el-Enm 6/50, 73; et-Tevbe 9/94, 105; Hd 11/123; er-Rad 13/9; enNahl 16/77; el-Mminn 23/92; es-Secde 32/6; ez-Zmer 39/46; et-Tebn 64/18. 14 Bk. John Habgood, The Concept of Nature, Londra 2002, s. 2.
9 10

asl kullanma uygun olarak, allm, yapay olmayan, saf eklindedir.15 Bu ikili semantiin en byk elikisi udur: Birinci kullanma gre, gzlem dnyasna ait herey fenomenler dnyasnda ne varsa doaldr; doa-dlk (gayr- tabilik) mutlaka gzlem dnyasnn dna atfedilir. Bu durumda sfatn ikincil mnalar iptal olur: Ne kadar srad olursa olsun hibir olgu doa-d deildir; insann ortaya koyduu herey tabi olup doallk ile yapaylk arasnda fark tanmlanamaz; safln kaybetmi nesneler doalln kaybetmi saylmaz. Halbuki sfatn ikincil semantiine gre, allm olmayan, insan eliyle yaplm, safln kaybetmi ne varsa gayr- tabidir.16 Bu eliik dil asndan, tabiat iinde insan tam bir soruna dnr: nce doann en sekin paras kabul edilir, sonrasnda ise srad tecrbeleri ve hibir eseri doal kabul edilmez. Bu noktada, modern tabiat kavramnn ak-seik bir kavram olmad sylenmelidir. yle ki, gnmzde, ne kastedildii belirtilmedii srece tabiat terimiyle aka kavrayacamz bir mna yoktur. Bununla birlikte, bugn, ocuk tabiatl veya doas gerei derken hlen koruduumuz asl mnann ramna, tabiat kanunu, tabiatn gzellii, doa kirlilii szlerinde saknca grmyoruz; tabi fetler veya doal gdalar tbirlerini garipsemiyoruz. Bugn kra karken muhakkak tabiata kyoruz; deniz manzarasna baktmzda phesiz tabiat manzarasna bakm oluyoruz. Fakat btn bunlar ancak modern zamanlara zg bir kavram bulankl iinde yapyoruz. Sz konusu kavram bulankln amak iin alma boyunca ngrdm semantik udur: Tabiat kelimesinin mutlak kullanmyla ancak bir tek eyi, insan ierip kuatan gzlem dnyasn kastediyorum; gndelik pratie uygun olarak ou zaman ona sadece dnya diyeceim. z/miza anlamnda tabiata ancak bireyin tabiat grameriyle atfta bulunuyorum. Bu asl mnayla elime pahasna, doal sfatn, ilk ve geni mnas zere, tabiatta bulunan yani mahede lemine ait anlamnda kullanyorum; bylece gayr- tabi sfatn btnyle ihmal ediyorum. Dolaysyla, mahede leminde ne varsa doal saydmdan, doa-st veya doa-tesi ibaresini herhangi bir olgu (fenomen) iin anlamsz gryorum. Bu semantie gre, tabiatn varoluu, gzlem dnyasnn varla geliini (gereklemesini) anlatr. Burada tabiatn varoluu asla dnyann ilk kuruluuna mnhasr bir ifade deildir; aksine, dnyann gemiine, imdisine, geleceine ait btn varolular ifade

Bk. Trke Szlk, Trk Dil Kurumu, tabi md. Kr. Herbert W. Schneider, The Unnatural, Naturalism and the Human Spirit (nr. Yervant H. Krikorian), New York 1945, s. 122.
15 16

eder. Bu adan, tabiatn herhangi bir zaman ve mekan erevesinde gereklemesi mnasna atfen ou zaman doal varolu szn tercih edeceim. u halde, almamzn konusu doal varoluun niha ilkesi eklinde de yazlabilir. Bir btn olarak tabiat veya herhangi bir doal durumu yap/fonksiyon bakmndan aratrmak tabiat bilimi anlamnda fiziin konusu, niha mna bakmndan aratrmak ise metafiziin konusudur. Tabiatn niha mnas, gzlem dnyasnn niha aklamasn saladndan, bir saha veya disiplin olarak metafizik tabiatn niha aklamas eklinde tanmlanabilir.17 imdi, niha aklama, bir btn olarak tabiat hakknda ne kadar geerliyse, herhangi bir doal nesne/durum hakknda da geerlidir. Tabiat doal nesnelerin btnn ifade ettiine gre, herhangi bir doal nesnenin varoluu ile btnn varoluunu birbirinden bamsz konumak imkanszdr. Bu itibarla, metafizie konu olmak asndan, bir btn olarak tabiat ile herhangi bir doal nesne/durum arasnda fark yoktur. rnein, yeryznde sere diye bir kuun bulunuyor olmas kadar, uradaki sere yumurtasnn krlmas, yavrunun dar kmas, ksa srede umas, nihayet lp gitmesi... niha mna seviyesinde aklanmak ihtiyacndadr. Tabiatn btn ile paralarnn ayn derecede ihtiya duyduu niha aklamay bir tek metafizik prensipte ifade ettiimizde, bu prensip, doal varoluun niha ilkesi deerini tayacaktr. Bu ilkeyi bilmek, metafiziin temel sorununu zmeye karlk gelir; bir btn olarak tabiatn veya herhangi bir doal nesnenin/durumun varoluu niha seviyede anlalm olur. Kuran referansl slam metafiziine gre doal varoluun niha ilkesi, lemlerin rabbi ve hereyin yaratcs sfatyla Allahn, varetme (tekvn) emrinin etkinlii zere kinata hkim olmasdr. Ksaca yaratl ilkesi diyebileceimiz bu prensibin Kuranda bulunan saysz referansndan biri udur:
Gklerin, yerin ve aralarndaki hereyin mlk Allahndr; istediini yaratr; Allah hereye gc yetendir. (el-Mide 5/17)

Yaratl ilkesinin ayrntl ifadesi, Allahn tekvn emrinin mhiyetini bilmeye dayanr. Buna dair, Kuranda geen en temel beyan u olsa gerektir:
Onun emri, sadece, birey istediinde ona ol demesidir; bylece olur.18

Bu yet bundan byle emir yeti olarak adlandracam doal varoluu salayan niha ilkeyi Allahn varedici buyruu olarak belirler; veciz biimde, Allahn herhangi
17 18

Bk. Bruce Aune, Metaphysics: The Elements, Minneapolis 1985, s. 3 vd. Ysn 36/82.

bireyi nasl gerekletirdiini anlatr.19 slam metafiziinde, emir yetine istinaden, herhangi bir doal olayn meydana gelmesi, Yaradann hikmetli iradesine ve kudretli kelmna dayanan varetme buyruunun sonucu grlr.20 Kelam stlahnda Allahn varetmesine tekvn denir. Cenab- Hakkn yaratmasn anlatan btn fiilleri kapsayacak biimde varetmek anlamna gelen bu terimle, Yaradann herhangi bireyi varla karmas, herhangi bir olay gerekletirmesi kastedilir.21 Ayn terime bal olarak, Allahn yaratma emri, tekvn emir olarak anlr; bylece, din buyruk anlamnda teklf emirden ayrd edilmi olur.22 Doal varoluun niha ilke dzeyinde tekvn emriyle aklanmas, slamn en temel hkm olan vahdaniyet (veya tevhd) inancnn ifadesi durumundadr. Vahdaniyet, Allahtan baka tanr olmadn, nk Ondan baka yaratc bulunmadn anlatr.23 Buna gre lemde herhangi bireyi yaratmaya dair g ve irade mutlak mnada yalnz Allaha aittir. Bu hkm, literatrde, Allahn istedii olur, istemedii olmaz. (M
allhu kne ve m lem yee lem yekun.) mehur cmlesiyle dile getirilir.24 Kinata

niha ve mutlak seviyede sadece Allahn hkmettii inanc literatrde ayrca tevhd-i hlkyet (kimi zaman tevhd-i rubbiyet) terimiyle dile getirilir.25 Bylece, slam metafizii, tabiatn hangi niha prensip zere varolduu sorusunu, vahdaniyet inancna bal tekvn akidesiyle cevaplam olur. Bu cevapta, doal varoluun niha prensibi olmak bakmndan, yaratl ilkesi, tabiatn ilkin nasl ortaya ktna dair meraka mnhasr kalmakszn, herhangi bir zamanda herhangi bir doal srecin niha seviyede nasl meydana geldiine dair mebde problemine hitap eder; tabiatn gemiini, imdisini ve geleceini ayn metafizik ilkede aklar. Buna gre, yaratl ilkesi, gkte yldzn olumasndan dalda meyvenin olgunlamasna, rahimde bebein gelimesinden toplumda huzurun yerlemesine kadar btn doal sreleri ayn anda aklayan sabit bir metafizik prensiptir.
Fahreddn er-Rz, Levmiil-beyyint, s. 153. Husm Eldn al-Alous, The Problem of Creation in Islamic Thought, The National Printing and Publishing Co., y.y. 1965, s. 29; Veli Ulutrk, Kuran- Kermde Yaratma Kavram, nsan, stanbul 1995, s. 49. 21 Nesef, et-Temhd f uslid-dn (nr. Abdlhayy Kabil), Drus-Sekafe, Kahire 1987, s. 28; Aliyyl-Kari, erhu Kitabil-Fkhil-ekber, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1984, I, 35. 22 Bk. Beyzzde, el-Usll-mnfe (nr. lyas elebi), stanbul 1996, s. 48. 23 Nesef, Bahrl-kelm, Konya 1329, s. 21; Badd, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts., 338; Abdlhd el-Fazl, Hulsat ilmil-kelm, Drut-Teruf, Suriye 1988, s. 78. 24 Badd, Usld-dn, Beyrut 1981, s. 102; bn Teymiyye, el-Kaza vel-kader, Drul-kitbilArab, Beyrut 1991, s. 87; zmirli, Muhassall-kelm vel-hikme, stanbul 1336, s. 45. 25 Mtrd, et-Tevhd (nr. Fethullah Huleyf), Beyrut 1986; s. 21; bn Ebul-z, erhulAkdetit-Tahaviyye, Beyrut 1993, s. 25; Bekir Topalolu, Allah nanc, sam, stanbul 2006, s. 49.
19 20

Yaratl ilkesi, ayrntda deilse de temelde, kitab dinlerin oluturduu iman geleneinin slam itikad yannda Yahud ve Hristiyan itikadnn mterek bir kavramdr.26 Bu mterek kavram natralizmin esas olan tabiat ilke ile muaraza eder. Tabiat ilke, doal varoluun herhangi bir nisbette zerk olduu kabuldr ki, natralist felsefe, bu prensiple, yaratl ilkesinin hilafna, tabiata, Yaradann varetme gc ve iradesinden bamsz bir varolu hakk tanr.27 Natralizm yaratl ilkesiyle mutlaka atsa bile yaratl kavramyla atmas zorunlu deildir. Baka bir deyile, tabiat ilke yaratl terimini eleyen bir metafizik deildir. Bunun iki anlam vardr: (1) Nisb bir natralizm, tabiatn zerkliini, balangta Yaradan tarafndan salanm kabul edebilir. (2) Tabiatn zerk farzedilen varoluu yaratl terimiyle ifade edilebilir; nk bu terim yaratmak kelimesinin yaln gramerine nisbetle meydana getirilmek mnasnda kullanlabilir.28 yle ki, yaln ieriiyle yaratl kelimesi ancak bir olguyu, bir btn olarak tabiatn veya herhangi bir doal nesnenin/durumun meydana gelmesini anlatr. Bu dili kullandnda natralizm de tabiatn yaratlna dair bir metafizik olur. Birok natralist anlatmda, kinatn ilk kuruluundan canllarn ortaya kna kadar tabiatn varoluunun yaratl terimiyle, canl trleri gibi doal unsurlarn yaratk terimiyle ifade edilmesi bunu gsterir.29 Ksacas, yaln mnada yaratl herhangi bir metafizie ait deildir; aksine, bir olgu olarak yaratlmlk tabiat manzarasnn zorunlu ifadesidir. u halde, herhangi bir metafiziin bu arada natralizmin yaln mnada yaratla zt dmesi mmkn olmad gibi, herhangi bir bilimsel teorinin de yaln anlamyla yaratl dorulamas yahut yanllamas sz konusu olamaz. Bununla birlikte, yaratl terimi rfte daha ok din bir metafizii ifade eder; slam rfnde olduu gibi, kinatn Yaradann varetmesiyle meydana geldiini anlatr. slam rfne gre kullandmzda yaratl terimi yaratl ilkesini ifade eder, zel bir metafizie ait kalr. zel bir metafizik olarak slamn yaratl ilkesini aratran almamz, Kurann anlatmn sistematik bir analize tbi tutuyor. almamz, ksaca, tabiatn niha kayna olarak Yaradann varetme buyruunu anlamaya alan bir zmleme olup, altnda yatan fikr merak, tekvn emrinin mhiyetine, nasl etkin olduuna, doal sreci nasl aa kardna, bylece Yaradan ile yaratlan arasnda nasl bir alka
Don Cupitt, Creation out of Nothing, Londra ve Philadelphia 1990, s. 6. Bk. Roy Wood Sellars, Evolutionary Naturalism, New York 1969, s. 2. 28 Bk. Fahreddn er-Rz, Levmiil-beyyint, s. 153. 29 Misalen bk. Barry Parker, Creation: The Story of the Origin and Evolution of the Universe, Plenum Press, New York ve Londra 1988; Colin Tudge, The Veriety of Life: A Survey and a Celebration of All the Creatures that Have Ever Lived, Oxford University Press, Oxford 2000.
26 27

bulunduuna dair metafizik bir tecesssten ibarettir. Analizin ulat anafikir ylece zetlenebilir:
Tabiat, btn doal sreleriyle, Allahn yaratma emrinin etkisinde gerekleir. lah emrin etkisi, kudret olarak andmz ve mutlaka hikmet tayan gtr. Yaradan, evrensel mekn kuatan emriyle, doal sreci salayan btn yapsal/fonksiyonel deerleri aa karmak suretiyle tabiat yaratr. Bu prensibe gre, natralizmde varsaylann tam aksine, doal varolua ait yaplar/fonksiyonlar zerk deil, ilah iradeye baldr. Bu yaratl usl tabiatn btn zamanlar iin geerlidir. yle ki, yaratma emrinin sabit etkisi doa yasalar denen kararl sreleri aa karrken, emrin serbest etkisi ise ngrlemez doal srelere sebep olur. Tabiatn ilk ve srekli yaratlna ait btn varolu kategorileri bu metafizik uslde ifade edilebilir.

Bu anafikir, klasik kelmn yaratl sylemine ait temel hkmlerle rtmekle kalmyor, onlar modern bir ifade tarzna tamakla da yetinmiyor, tesinde, yaratma emrinin mufassal ifadesi hakknda klasik kelmn bo brakt noktalar tamamlyor. Sz konusu boluklarn banda, ilah emrin mekanda etkin olmasnn keyfiyeti geliyor. yle ki, klasik kelam, yaratma emrinin daim bir kelam tezahr olduunu ihmal etmi grnyor. Bu ihmal, doal varoluu gerekletiren ilah gcn gereki algsna engel olmusa, natralizmin modern Mslman toplumlarda nfuz edinmesinden bir derece sorumlu saylr. Bu kusuru giderme anlamnda, aratrmamz, ilah kudreti, Allahn varetme buyruunun evrensel mekn kuatan sezilmez etkisi olarak saptayarak, tabiat srecine ait fiziksel fonksiyonlar bu gayb etkiyle aa kan doal deerler olarak, uurlu mahlukata ait irade fonksiyonunu ise sz konusu etkinin vesayetinde alan doal bir deer olarak tanmlyor. Sonuta, almamz, tabiatn varoluu iin Kurann beyanna dayanan bir yaratl prensibi, bu prensip iin ise modern tabiat resmine uygun bir analiz nermi olmaktadr. almann literatre asl katks bu neridir. Analizimiz, bir kelm almas olarak, bilgi metodunu, Kuran Tanrnn Hazret-i Muhammede (sallallahu aleyhi ve sellem) bildirdii hakikat lisan kabul eden Mslman imanyla balatyor; referans erevesini Kurann linguistik snrlarnda iziyor. Bu bakmdan almann ierdii analizin mufassal bir tefsir vazifesinde olduu sylenebilir. Bize gre, vahiy dilinin analitik tercmesi anlamnda tefsir kelm ilminin temel vazifesi olup semav ifadenin mnasn incelikle aklamaya mnhasrdr. Bu dorultuda, tefsir kaynaklar bata olmak zere, sz konusu aklama ilevine katlan kelm ve felsefe literatrne mracaat ettim; bavurduum eserlerde, bahsi geen referans erevesine uygunluk dnda hibir fazladan kriter

aramadm. te yandan, metafiziin genel konular ve yaratl ilkesine dair mterek esaslar bakmndan Bat literatrnn zenginliinden yararlanmaya gayret ettim; kaynakann oka ngilizce eser iermesinin anlam bu. Ayrca, tabiatn tasvirinde bilimsel branlarn gncel literatrn kullanmaya zen gsterdim. almann planna gelince: Yaratl ilkesinin metafizik temellerini inceleyen birinci blm, yaratl ilkesine karlk natralizmi, nclleri ve sonular bakmndan etraflca ele alp kritik ediyor; yaratl ilkesinin dayana olarak Kurann referans zelliklerine deiniyor. Yaratma emrinin mhiyetini konu alan ikinci blm, Yaradann hikmetli iradesini ve kudretli kelmn zmlyor, Allahn buyurmakla varetmesinin anlamn aklyor. Yaratma emrinin etkisinde tabiatn gerekleme srecini analiz ettiimiz nc blm ise tabiatn ilk yaratln ve srekli yaratln hiyerarik kategoriler altnda ele alyor; evrensel dzenin kurulmasndan hayat seyrinin varedilmesine, yaratma emrinin etkisini sistemli bir zmleme iinde inceliyor.

Birinci Blm

YARATILI LKESNN METAFZK TEMELLER

1. Tabiatn Niha Aklamas Olarak Metafizik


Tabiatn veya herhangi bir doal eyin gerek yahut var olduunu sylemek dnya hakknda en basit ifademiz olurdu. Gndelik dilde Yeryz gerektir. veya Ik vardr. trnden basit szlere gerek duymayz; nk yeryz ve k dediimizde sz konusu yklemler zaten sabit olur. Ne var ki gndelik dilden herhangi bir ifade (mesela, u an nerdesin? sorusu) zmlendiinde, ifadenin nihayet gereklik ve varlk mnalar zerinde kurulduu ortaya kar. Bu iki mna, dnya hakknda en temel kavramlar olup her trl ifade son tahlilde onlarla salanr.1 Gndelik dilde bireyin gereklii ile varl birbirine edeerdir; iki kavramn birbirine dnebilmesi bunu gsterirKalbinde merhamet var m gerekten? sznde olduu gibi. Bu edeerlii klasik terimlerle sylersek: Bireyin hakikati vcduna denktir.2 Felsefe lisannda ise bireyin hakikati ayrca onun mhiyetidir, yani tarifidir; misalen, dnen canl olmas insann temel gereidir.3 imdi, dnya hakknda konumak, nihayet, grdmz ve kavradmz tabiatn gerek olduu kabulne dayanr; deilse konuma sama bir i olurdu. Sofistlik byle bir samal ierir ki, baz sofistler dnyann gereinden phe etmesine ramen dnya hakknda konumay srdrmtr.4 Sofizme kar, Ehl-i Snnet kelam, slam metafiziini, Eynn hakikatleri sabittir. (Hakaikul-ey sbitetn.) hkmyle balatr, itikad mutlak bir gerekilie yaslar.5 Bu hkm modern terminolojiye tercme edersek: Grn ile gereklik arasnda eliki yoktur, grnen ey gerektir.6 Bu modern terminolojiyi,
1 Bk. Jan Westerhoff, Ontological Categories: Their Nature and Significance, Oxford University Press, New York 2005, s. 1. 2 Fahreddn er-Rz, el-Mebhisl-merikyye, Beyrut 1990, I, 133. 3 Bk. Mustafa arc, Hakikat, DA, stanbul 1997, XV, 177. 4 Bk. Ahmet Cevizci, Felsefe Szl, Paradigma, stanbul 2005, sofistler md. 5 Bk. Nesef, et-Temhd f uslid-dn (nr. Abdlhayy Kabil), Drus-Sekafe, Kahire 1987, s. 2; Teftzn, erhul-Akid, stanbul, ts., s. 56. 6 Bk. P. M. S. Hacker, Appearance and Reality: A Philosophical Investigation into Perception and Perceptual Qualities, Oxford 1987, s. 216.

10

almamzda esas aldmz semantie uygun bir realizm ifadesine tercme edelim: Grn anlamnda doallk hakikatsiz bir serap yahut gerein hilafna bir yalan deildir; doal ne varsa gerektir. Grn, perdede/ekranda aa kan filme tebih ettiimizde realizm unu anlatr: Filmin iki boyutlu zeminde zamana edeer biimde gereklemesi gibi, tabiat boyutlu evrensel meknda zamana edeer biimde gerekleir. Sonu udur: Tabiatn varoluu, analitik dilde, grnn (doalln) evrensel meknda gereklemesi anlamna gelir; doal zaman ise doal varolutan (doalln gereklemesinden) ibaret kalr. Bu nokta temel bir soruyu zorunlu klar: Doalln gereklemesi hangi varlk temeline (hangi niha geree) dayanmaktadr? Bu sorunun cevab, fizie ait btn ifadelerin niha mnasn salayacandan, fiziin btn kavramlarn aar. Bylece, tabiatn niha seviyede hangi geree gre ifade edilecei meselesi metafizii balatr.7 Dnya hakknda niha eyler sylemek metafizik sahasnda konumak demektir. Bir bilgi sahas ve ilgili disiplin olarak metafizik tabiatn niha aklamas eklinde tanmlanabilir. Tabiatn niha aklamasna neden metafizik deniyor? Dorusu, niha aklama kategorileri fiziin btn kategorilerinden daha temel olmasna (daha nce gelmesine) ramen, metafizik szc fizik-sonras anlamna gelir. Bu adlandrmann ilgin bir gemii var: Aristonun klliyatn kendisinden sonra neredenler, filozofun ilk felsefe dedii bahisleri Fizik kitabnn peine koyarak fiziksonras (meta-physis) bal altnda topladlar; sahann ve disiplinin ad aynyla anlr oldu.8 Geri, tabiat grn olarak (yap/fonksiyon bakmndan) tanmadan niha mnasna geilemeyeceinden, mantka fizie ncelii bulunsa bile metafiziin bahise ondan sonra gelmesi mnidar saylr. bn Sn bunu yle yorumlar:
Fizik-sonras (m badet-taba) isminin mnasna ait sonralk bize kyasladr. nk varl mahede ettiimiz ve halleri hakknda bilgilendiimiz ilk bu doal varlktr. Ne var ki, bu ilmin biztihi hakettii isim fizik-ncesi (m kablet-taba) addr. nk bu ilimde bahsedilen konular biztihi ve btnyle fizikten ncedir.9

Dnce tarihi asndan, tabiatn niha aklamas, insann dnyay anlama gayreti iinde en temel abay ifade eder.10 Kendimizi anlamak, doamz ierip kuatan tabiat anlamakszn mmkn olmayacandan, sz konusu abann, insaniyetin zorunlu ve
7 Kr. W. T. Stace, The Nature of the World: An Essay in Phenomenalist Metaphysics, Princeton 1940, s. 3. 8 Bk. George P. Adams, Man and Metaphysics, New York 1948, s. 35. 9 bn Sn, e-if: el-lhiyyt, s. 21, 22. 10 Kr. Peter Loptson, Reality: Fundamental Topics in Metaphysics, Toronto 2001, s. 10.

11

sabit bir karakteri olduu sylenebilir.11 Dahas, niha aklama abasnn, insanln kutsala olan tutkusuyla zorunlu bir alkas vardr. yle ki, doalln dayand niha gerek, tabiatn varoluu iin mutlak asl deerinde olmakla dnyadaki btn kymetlerin mercii olur ve muhakkak kutsallk belirtir.12 Bu itibarla, metafiziin tarihi, tabiata gereklik kazandran asl ve kutsal ilkeyi aramann tarihidir ayn zamanda. Sz konusu aray, metafizik literatrnde okunduu zere, drt soruyu esas alr:
1. Neden yokluk deil de varlk; neden bir tabiat? Dnyaya dair en temel merak anlatan bu soru, klasik terimle, vcd meselesini oluturur.13 2. Tabiat niin varoldu/varolmakta? Dnyann amac ve deerine ynelen bu soru gye meselesini oluturur.14 3. Tabiat nasl varoldu/varolmakta? Dnyann varolu ilkesine hitap eden bu soru mebde meselesini oluturur.15 4. Tabiat ebed mi; lmm sonum mu? Dnyann temel kaygsn dile getiren bu soru mead meselesini oluturur.16

Bu sorular bir araya getirdiimizde, metafiziin konusu bir tek meselede dile gelmi olur: Ben kimim ve btn bunlarn mnas ne?17 Bu temel mesele, insan ferdinin, niha kimliini renerek cann kurtarmann imkann aratrmasdr bir bakma; dier bir adan ise, lmle snrlanm grnen insan varlnn, tabiat salayan snrsz varlk kaynana mracaat etmesidir. Bylece, metafizik aray din yneliin esasn oluturur.18 Tabiatn varoluunu salayan snrsz varlk kaynana (niha geree) mracaat etmek, mantksal analizde, sonsuzlua bavurmak demektir. nk doall temin eden niha gerek muhakkak sonsuz (ezel-ebed) bir gerektir. Niha gerein sonsuz olmas, yokluunu dnmenin anlamszln ifade ediyor; yani gereklii hilie
Kr. Robert M. Torrance, The Spiritual Quest: Transcendence in Myth, Religion, and Science, California 1994, s. 1; George P. Adams, Man and Metaphysics, New York 1948, s. 44. 12 Kr. Seyyid Hseyin Nasr, Knowledge and the Sacred, Albany 1989, s. 133. 13 Bk. Arthur Witherall, The Problem of Existence, Hants 2002, s. 2; Milton K. Munitz, The Mystery of Existence: An Essay in Philosophical Cosmology, New York 1965, s. 4. 14 Bk. Karl Britton, Philosophy and the Meaning of Life, Londra 1969, s. 3; Max Scheler, nsann Kosmostaki Yeri (trc. Harun Tepe), Ankara 1998, s. 120. 15 Bk. Hilmi Ziya lken, Bilgi ve Deer, stanbul 2001, s. 62. 16 Bk. Geoffrey Scarre, Death, Montreal ve Kingston 2007, s. 5 vd.; Engin Getan, nsan Olmak, stanbul 1997, s. 161. 17 Kr. Gabriel Marcel, Problematic Man (trc. Brian Thompson), New York 1967, s. 19. 18 Bk. Alfred Adler, Understanding Human Nature (ngilizce trc. Walter Beran Wolfe), Greenberg Publishers, New York 1946, s. 263; Hayati Hkelekli, Din Psikolojisi, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara 1998, s. 72, 143.
11

12

dayandrmak anlaml olmadndan, niha gerek mutlaka sonsuz varlk belirtir. Bu yzden, tabiatn gereklii mutlaka ezel gereklii ispat eder; doal varolu mutlaka sonsuz varl kantlar.19 Niha gerein zdei olarak ezel gerek veya sonsuz varlk slam metafiziinde Varl Zorunlu anlamnda el-Vcibl-vcd terimiyle dile getirilir; bu isimle Tanr kastedilir.20 Bu stlah kanlmaz bir mantn ifadesidir: Tabiat salayan niha gerek nasl adlandrlrsa adlandrlsn, mantksal analizde, ezel hakikat mnasnda Tanr ismine karlk gelir.21 Trkede Allah ismine edeer olarak Cenab- Hakk (Yce Gerek) isminin kullanlmas ayn manta dayanr ki, bunu anlamak iin, Allah isminin Arapada el-lah (Tanr) aslndan zamanla (slam ncesi dnemde) dnt hatrlanmaldr.22 Tanr isminin ezel geree edeer olduuna dair analitik mantk, linguistik adan yle ispat edilebilir: Tanr kelimesi, zel isim gramerinde olduu halde diller arasnda tercme edilir; oysa tercme ancak aralarnda edeerlik bulunan isimler iin mmkndr.23 Diller arasnda Tanr isminin tercmesini mmkn klan semantik edeer ezel gerek mnas kabul edilebilir. Buradan iki zorunlu netice douyor: (1) Tabiat salayan niha gerek Tanr olduuna gre, Tanr metafiziin zaruri bir kavram, ulhiyet de mecburi bir kategorisidir. Daha basite sylersek, Tanrdan bahsetmeksizin metafizik yapmak imkanszdr. Bu durum, kanlmaz biimde, metafizii teoloji (tanr-bilim) esasnda kurar. Bundan tr, Aristo, ilk felsefe statsnde kurduu metafizii ayn zamanda teoloji olarak adlandrmtr.24 Ayn dorultuda, bn Sn, metafizik kitabn lhiyyt balnda yazm, metafiziin konusu Tanr olmamasna ramen Tanrnn metafizie konu olmasnn kanlmaz olduunu belirtmitir.25 (2) Tabiatn, bir kavram ve kategori olarak (yani ezel gerek anlamnda) Tanrya delleti muhakkak
Cveyn, el-rd (nr. Muhammed Yusuf Musa, Ali Abdlmnim Abdlhamid), MektebetlHnc, Msr 1950, s. 21; mid, Ebkrul-efkr f uslid-dn (nr. Ahmed Muhammed elMehd), Drul-ktb vel-vesaikil-kavmiyye, Kahire 2002, I, 227; kr. F. H. Bradley, Appearance and Reality: A Metaphysical Essay, Oxford 1946, s. 236. 20 Frb, Fussul-hikme, Tahran 2003, s. 56; bn Sn, en-Nect fil-mantk vel-ilhiyyt, Beyrut 1992, II, 89; Fahreddn er-Rz, el-Mebhisl-merikyye, II, 542. 21 Sz konusu mantk iin bk. Paul Weiss, Being and Other Realities, Illinois 1995, s. 35; a. mlf., Modes of Being, Carbondale 1958, s. 312; Aldous Huxley, Kalc Felsefe (trc. Latif Boyac), stanbul 1996, s. 129. 22 Sz konusu etimoloji iin bk. bn Manzr, Lisnl-Arab, Dru Sdr, Beyrut, ts., elh md.; Elmall, Hak Dini Kuran Dili, I, 28; kr. Toshihiko zutsu, God and Man in the Quran: Semantics of the Quranic Weltanschauung, Islamic Book Trust, Kuala Lumpur 2002, s. 102. 23 Bk. Bk. Michael Durrant, The Logical Status of God and the Function of Theological Sentences, Londra 1973, s. 3 vd. 24 Aristoteles, Metafizik (trc. Ahmet Arslan), stanbul 1996, s. 296; kr. R. G. Collingwood, An Essay on Metaphysics, Oxford 1957, s. 5. 25 bn Sn, e-if: el-lhiyyt, s. 6; kr. Hayrani Altnta, bn Sina Metafizii, Kltr Bakanl, Ankara 1997, s. 39.
19

13

olduuna gre, ayn anlamda Tanrnn varl ihtilaf konusu olamaz. Dolaysyla, mutlak mnada Tanrnn varln tartmak, tabiatn varln tartmak kadar sama, sofiste bir safsatadr.26 Aksine, ihtilafn ve tartmann anlaml olduu husus, Tanrnn kim olduu sorunudur ki, ulhiyetin tehisi meselesine karlk gelir. Bu yzden Tanr btn inanlarda (her trl metafizikte) mutlak kald halde kimlii inanlar arasnda deimektedir. Metafiziin teolojik stats iki neticeyi daha belirliyor: (1) Tabiatn niha aklamasna dair btn ayrlklar, esasta, Tanry tehiste yaanan farklardan doar, onlarla ifade edilebilir; dolaysyla, metafizik ihtilaflar teolojik ihtilaflara tercme edilebilir. (2) Tabiat niha seviyede aklamak muhakkak Tanry tanmaya baldr; Tanr tannmad srece ne dnya ne insan niha seviyede tarif edilemez.27 Baka bir deyile, Ben kimim ve btn bunlarn mnas ne? sorusu Tanry tanmakszn cevaplanamaz. u halde, niha kimliini renerek cann kurtarmann imkann aratran insan ferdi iin en hayat ve deerli konu, Tanry tanmak anlamnda mrifetullah konusudur.28 Tanry tanmak Onu bilmek anlamna geldiinden, mrifetullah muhakkak bir bilgi meselesidir; Tanrnn ezel kimliini bildiren bir kaynaa bavurmay zorunlu klar. Bu tr bir bilgi kayna teolojik referans olarak adlandrlabilir; ayn zamanda metafizik referans deeri tar. Teolojik referans, metafiziin en nemli ihtiyac durumundaki referans erevesini belirttii gibi, metafiziin en byk krlma noktasn da iaretler. Kutsal anlatlar veya kutsal kitaplar olarak bilinen referanslar ok eitli olduundan, insanlk, dinler tarihinin gzlemledii zere, alardr, sz konusu krlma noktasnda para paradr. Fakat, farkl referanslarn ortak vasf, insann metafizik arayna cevap sunuyor olmalardr. Bu ynyle, kutsal metinlere gsterilen itibar tamamen insan bir durumdur.29 Dier yandan, sz konusu itibar, bu metinlerin Tanrdan bahsetmesinden kaynaklanmyor, nk ayn eyi kutsal olmayan literatrler de yapyor, fakat sadece Tanrdan haber verme iddiasndan kaynaklanyor. yle ki, bir kutsal kitabn en temel karakteri, herhangi bir mnada Tanrdan alnm kabul edilmesi, bylece Tanrnn bildirisi liyakatinde grlmesidir. Bu kabul ve gr, tekrarla sylersek, niha kimliini

Kr. Max Scheler, nsann Kosmostaki Yeri (trc. Harun Tepe), Ankara 1998, s. 121. Kr. Descartes, Felsefenin lkeleri (trc. Mesut Akn), stanbul 1983, s. 62. 28 Kr. Rb el-sfehn, Tafsln-neeteyn (nr. Abdlmecid en-Neccr), Drul-arbilslm, Beyrut 1988, s. 61. 29 Kr. Wilfred Cantwell Smith, What is Scripture: A Comparative Approach, Minneapolis 1993, s. 212, 217.
26 27

14

renerek cann kurtarmann imkann aratran insan ferdinin en kritik tavrdr; iman dediimiz insan davrann temel bir tezahr saylr.30 Referans erevesini kutsal metinlerin oluturduu metafizie kitab metafizik veya din metafizik ad verilebilir; hkmlerin sabit bir bilgi kaynana gre dzenlenmesi asndan ise pozitif metafizik adna layktr. Bu tr bir metafiziin (herhangi bir din itikad sisteminin) inananlar nazarnda Tanrnn salad bir anlatma dayanmasnn sonucu u ki, anlatmn ak ifadeleri boyunca muhatapta gven oluur ve iman aa kar. Demek, her kitab/din metafizik bir iman metafiziidir. te yandan, herhangi bir kutsal metin bulunmadnda veya mevcut teolojik referanslara itibar edilmediinde, Tanry tanmak ve bylece pozitif tarzda metafizik yapmak gleir. Byle bir yoksunluk durumunda metafizik ounlukla felsefeye kayarak speklasyon temelinde yrr. Felsef metafiziin esas kurgudur; nk grnn (fiziin) kavramlarn aan niha gerein kimliini grnten karmaya almak, doruluu ancak muhtemel bir ngrden baka birey olamaz.31 Kurgulamaya dayal metafizik speklatif metafizik adn alr.32 Speklatif metafiziin iki trnden bahsetmek mmkn: (1) speklasyonu hemen tamamen mantksal karmla yrten rasyonel metafizik; (2) speklasyonu bir lde mnev sezgiye dayandran mistik metafizik. Rasyonel bir metafizik, doruluu muhtemel varsaymlardan oluan teorik bir sistemdir; varsaymlar snama imkan sunmadndan bilgi iddias yoktur.33 Mistik bir metafizik ise znel sezgilerle kurulan teorik bir sistemdir; hkmlerin doruluu hislerin shhatine balanr. Bu durumda mistik metafizii pozitif deil de speklatif yapan ey, insan sezgilerin her zaman kapsamca snrl ve ou zaman anlamca bulank olmas, bylece byk lde genellemeye ve bireysel yoruma mecbur brakmasdr. Speklatif metafiziin temel bir karakteri kesin gven salamamas, bylece iman oluturmamasdr. Bunun temel sebebi, insan ferdinin, niha gereklii tarif teebbsnde renim yerine kurguyu esas almasdr. yle ki, her speklatif metafizikte, niha gereklik hakknda Tanrnn otoritesiyle insann otoritesi arasnda kalan mesafe kurguyla doldurulur. Speklatif metafiziin kesin gven salamamas,

mann insan niteliine dair bk. Wilfred Cantwell Smith, Faith and Belief, New Jersey 1979, s. 129 vd. 31 Kr. Andrew J. Reck, Speculative Philosophy: A Study of Its Nature, Types and Uses, Albuquerque 1972, s. 12. 32 Bk. Takiyettin Mengolu, Felsefeye Giri, stanbul 1997, s. 295. 33 Kr. Richard Taylor, Metaphysics, New Jersey 1983, s. 2, 5.
30

15

doruca, yanlg ihtimali ve yanltma tehlikesi anlamna gelir. Eer bu ihtimal ve tehlike aka itiraf edilmiyorsa, sz konusu metafizik bu defa aldatma giriimine dnr. yle ki, speklatif bir metafizik anlatm, niha gerei Tanrnn bildiriminden renme imkanna set ektii her yerde, insan ferdinin en hayat ihtiyacn dikkate almam olur. Byle bir durumda, speklatif metafiziin, insan kayglara nisbeten ilgisiz kald, dolaysyla ahlaken gayr- meru duruma dt sylenebilir. Bu meruiyet sorununa dair olmak zere, modern analitik felsefe, speklatif metafizii geersiz bularak reddetmitir.34 Linguistik felsefenin kurucularndan Wittgenstein (. 1951) metafizik kurgulamay baarsz olmaya adanm lzumsuz bir teebbs olarak tanmlam, btn bir speklatif metafizie susmay teklif etmitir.35 Bu teklifi yle tercme etmek mmkn: Gvenilir bir referans olmad srece deerli bir metafizik imkanszdr; insan kayglar ciddiye alan bir kimseden beklenen, niha gerek hakknda bilgi imkan douncaya kadar skt etmektir.36 Teolojik referanstan emin oluncaya kadar sabredip metafizik sahada sessiz kalmay baarmak mmkn m? Speklatif metafizii mahkum edenlerin banda gelen Kant (. 1804) insan tabiatn gereke gstererek byle bir baary imkansz bulurpis hava solumamak iin birlikte nefes almaktan vazgemek kadar imkansz.37 Modern zamanlarda kutsal metinlerin referans deerlerinin zayfladn sylemek mmkn. Bu, modern dnemde natralist felsefeden hz alan speklatif metafiziin din metafizie kar ykselie gemesine dayandrlabilir, fakat daha ncesinde, modern hayatn metafizik hassasiyeti zayflatan dnyev (sekler) niteliine dayanyor olmaldr. Modern tabiat syleminde doal srecin niha mnasna yaplan atflarn nadir ve clz olduu sylenebilir.38 ada meknlara ait meden lisan daha ok doal varln hissedilip lllebilen vechesine adanm bir fizik konumasdr.39 Tabiatn din mnasnn siliklemesi, inancn s hayat sahalarna ekilmesi, modernitenin genel bir karakteri kabul edilebilir.40 Bu kabule gre, u doal durum niha seviyede
Bk. Immanuel Kant, Prolegomena to Any Future Metaphysics (nr. Lewis W. Beck), New York 1951, s. 13 vd. 35 Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus (trc. D. F. Pears, B. F. McGuinness), Londra 1961, s. 151 (6.53). 36 Kr. S. N. Hampshire, Metaphysical Systems, The Nature of Metaphysics (nr. D. F. Pears), Londra 1957, s. 25, 28. 37 Immanuel Kant, a.g.e, s. 116. 38 Kr. Ahmet idem, Aydnlanma Dncesi, stanbul 2003, s. 15. 39 Rene Guenon, Modern Dnyann Bunalm (trc. Mahmut Kank), Bursa 1999, s. 124. 40 Kr. Seyyid Hseyin Nasr, Man and Nature: The Spiritual Crisis of Modern Man, Kuala Lumpur 1986, s. 17, 18; Alain Touraine, Modernliin Eletirisi (trc. Hlya Tufan), stanbul 2002, s. 23.
34

16

ne ifade ediyor? trnden esasl bir sorgulama, ada zihniyet asndan, unutulas veya telenesi bir merakn eseridir. Buradaki unutma ve teleme tavrn anlamak iin grnlk terimine mracaat edilebilir. Bu terimle kastettiim, tabiatn grnne hasr- nazar etmek eklinde beliren tavrdr. Baka bir deyile, grn tavr, dnyaya nazar edildiinde grne taklp kalmak, niha mnadan kopmaktr. Misalen anlatrsak: Grn kimse, yamuru yalnzca emsiye aarak karlar, yan ifade ettii niha mnaya lkayd kalr. Bu mnada grnlk ocuksu bir tavr saylr; oyuna daldnda vazifesini unutan veya oyuncan hediye edilmi olduunu umursamayan ocuun durumuna kyas edilebilir. Niha mna aleyhine grne aldanmak anlamna gelen bu unutkanlk grn bylenme veya metafizik dalgnlk eklinde adlandrlabilir. Modern dnyevliin bu yorumuna gre, ada insann nazarnda itibar kaybeden, metafizik referanslardan nce metafiziin kendisidir. yle ki, Aristonun antik dnyasnda fizikten sonra gelen niha meseleler, Auguste Comteun (. 1857) modern dnyasnda bilimden evvel gelip gemi lakrdlar hlini almtr.41 Modern dncenin kurucusu Descartes (. 1650) bilgi teorisini Tanr fikrine bina etmi olmasna ramen, hakikat akn fizie adayarak, mrnden geri kalan zaman birka tabiat bilgisini elde etmekten baka bireye sarfetmeyeceini sylemitir.42 ada tabiat syleminin sekler hedeflere kilitlenmesi sonucunda doal varolu neredeyse yalnzca fiziksel bilginin konusu haline geldi. Bu anti-metafizik nazarda tabiat bilgisi bilimsel bilgiden bakas deildi. lgin olan u ki, grnlk, balangcnda metafizii perdelemesine ramen neticesinde tabiat metafizii besler.

2. Yaratl lkesi Karsnda Natralizm


Metafizik anlamda natralizm, girite tanmland zere, tabiatn herhangi bir nisbette zerk kabul edilmesidir. Bu kabule tabiat ilke demitik. Tabiat ilkenin kkeni grn tavrda aranabilir. Bunun iin nce tabiatlk ile grnlk arasndaki alkay, yani tabiatln zorunlu olarak grn tavrdan kaynaklandn farketmek gerekir. yle ki, nazarn dnyann tezahrne hasretmi mzmin bir grn muhakkak bir tr natralizmi benimsemi durumdadr; nk
41 Auguste Comtea gre, metafizik, bilginin geliim aamalarndan ikincisini temsil eder; teolojiden sonra ve pozitif bilimden nce gelir. Bk. Mike Gane, Auguste Comte, Londra ve New York 2006, s. 23. 42 Descartes, Metot zerine Konuma (trc. Mehmet Karasan), Ankara 1947, s. 93.

17

grn niha gerei perdeleyip onun yerine getiinde, fizie (yani tabiata) faraz bir zerklik atfedilmi olur. Misalen, frtnaya tutulan bir balk, iinden getii eyin ancak niha bir mna zere gerekletiini unutursa, frtnann bileenleri olarak denizi ve rzgar niha farzetmi olur; bylece denizin ve rzgarn varoluu kendilerine dner; baka bir deyile, manzara faraz bir zerklik kazanr. Tabiat ilke bu faraziyeden ibarettir. zetle ve yukarya atfla sylersek, tabiat ilke, grn bylenmenin zorunlu neticesi olur. mam Gazzl, tabiat ilkenin birok tabiat sylemine bulam olduunu hatrlatr; grn bylenmeye kar u ikaz yapar:
Btn mesele unu bilmendir: Tabiat, Allaha boyun emi haldedir, kendince ilemez; aksine, yaratcs tarafndan iletilmektedir. Gne, ay, yldzlar, hereyin tabiat Onun emrine madedir; bunlardan hibir eyin, Ona ait olmakszn, kendine ait davran yoktur.43

Gazzlnin

atfta

bulunduu

tabiat

sylemler

daha

ok

Aristocu

tabiat

anlatmlardr.44 Aristocu natralizm, tabiat ilkeyi apak ele verecek biimde, filozofun u ifadesinde barizdir: Yeryznn varolmas zorunlu nk ortada duraduruyor.45 Aristo, bu szyle, birok natralist ada gibi, dnyann yce bir yaratc etkinlie bal olmadn, aksine, mstakil duruuyla sonsuzca varln srdrdn kasteder.46 fadeyi klasik kelm stlahna tercme edersek, Aristoya gre dnya mutlaka kendince kyam bulmakta, nk zorunlu cevheri zere kaim olmaktadr. Aristocu speklasyona gre doal varoluun ezel-ebed dayana, zorunlu farzedilen bu cevherdir.47 imdi, bu natralist faraziye olduka kritik bir varsaym durumundadr; nk kendi znce, zorunlu olarak, sonsuzca varolmak saf bir ulhiyet vasfdr. Bu yzden, slam itikadnda, sz konusu vasflar sadece Allaha nisbet edilir.48 Aristo ise birok antik filozof gibi tabiata tanr muamelesi yapmaktan ekinmemi, rnein, Tanr ve tabiat hibir eyi gereksiz yere yapmaz.49 sznde ikar olduu gibi, Tanr karsnda tabiata zerk bir irade tanmaktan kanmamtr. Demek, yaratl ilkesi ile tabiat ilke arasnda, zerkliin atf noktasnda makas alr. Yaratl ilkesi doal varoluu mutlaka Tanrnn iradesine bal grd yerde, tabiat
Gazzl, el-Mnkz mined-dall, Dmek 1939, s. 96. Bk. Gazzl, a.e, s. 96 vd. 45 Aristoteles, Gkyz zerine (trc. Saffet Babr), Ankara 1997, s. 111. 46 Bk. Aristoteles, a.e, s. 97; kr. R. G. Collingwood, Doa Tasarm (trc. Kurtulu Diner), Ankara 1999, s. 97. 47 Bk. Aristoteles, Metafizik (trc. Ahmet Arslan), stanbul 1996, s. 497. 48 Bk. Fahreddn er-Rz, Levmiul-beyyint, Msr 1323, s. 226; Bcr, Tuhfetl-mrd, Msr 1955, s. 50; Lekan, thaful-mrd, Msr 1955, s. 77, 80. 49 Aristoteles, Gkyz zerine (trc. Saffet Babr), Ankara 1997, s. 31.
43 44

18

ilke, eitli nisbetlerde zerk grd tabiat tanrlatrr. Bylece natralizm herhangi bir nisbette ulhiyetin taksimi (tanrln datlmas) anlamna gelir; Kurann stlahyla irk ifade eder.50 Natralizmin iki temel tezahrnden bahsetmek mmkn: (1) dnya iinde Tanrnn iradesine kar gaflete dmek anlamnda pratik bir natralizm; (2) dnyann doalln zerk tanmlamak anlamnda teorik bir natralizm. Birincisi tabiat ilkenin amel tezahr, ikinci ise nazar tezahrdr. Baka bir ifadeyle, pratik natralizm grn hayat tarzn belirtirken teorik natralizm bu hayat tarzn besleyen felsef tasavvuru anlatr. Ne var ki pratik natralizm felsefeden beslenmek zorunda kalmaz; grn bylenmeyle gndelik davranta aa kar. Bu bakmdan pratik natralizm pragmatik natralizm olarak da adlandrlr.51 te yandan, teorik natralizm, grnlkten kaynaklansa bile gndelik davrann tesine geer; bir felsefe nosyonunda ortaya kar. Bu yzden teorik natralizm felsef natralizm eklinde anlr.52 Doal varoluu, yce Yaradan tarafndan irade edilmiyormucasna, kendince (yetkin zyle) varoluyor sanmak, her iki natralizmin menbadr. Burada sanmak unu anlatr ki, yaratl ilkesine kar, pratik natralizm bir ihmal, teorik natralizm bir inkar halidir; ilkinde farkl derecelerde tabiata gven hissedilirken dierinde farkl mertebelerde tabiata inan duyulur.53 Amel olan birinci duruma tabiat itimat denebilir; nazar olan ikinci duruma da tabiat itikat demek mmkn. Pratik natralizmde dnyann kullanma sunulu yz zamann gndelik aknda neredeyse gerekliin tamamn karlar; bylece tabiatn niha mnas hayattan silinir. Bu durumu tabiat nazara altrlm bir mslman iin tanmlarsak, nazarnda, doal durumlarn ilah iradeye nisbeti zayflar yahut kaybolur. Pratik natralizmin egemen olduu hayat sahalarnda, doalln kayna olarak Yaradann hikmetli emri hatta kendisi eitli derecelerde unutulmulua mruz kalr. Olan bitenleriyle dnyay ilah iradeden bamsz bir evreye eviren bu nisyan hlinde, insan ferdi, zerk nesneler arasna karm bana buyruk bir zneye indirgenir; evrenin btn bileenleri gibi igrd lde kymet tar. Pratik natralizmin bu nirengi noktas,
Kr. Abduh, Rislett-tevhd, Msr 1960, s. 62; Said Nurs, el-Mesneviyyul-arabiyyunnr, Szler, stanbul 1999, s. 39; Fazlurrahman, Major Themes of the Quran, Minneapolis 1994, s. 67. 51 Bk. S. Morris Eames, Pragmatic Naturalism: An Introduction, Illinois 1977. 52 Bk. David Papineau, Philosophical Naturalism, Oxford 1993. 53 Sz konusu gvenin ve inancn tezahrne rnek olarak bk. Thomas R. Dunlap, Faith in Nature: Environmentalism as Religious Quest, Seattle 2004.
50

19

insana, kendince (mstakillen) bulunduu evre iinde bann aresine bakmasn salk verir.54 Her ferdi kendi varoluunu irade etmeye mecbur brakan bu hengmede tabiat bir geim dnyasna dnr; faslasz bir lm-kalm mcadelesi aslolur. Geinme kaygs/sevdas iinde cidale tutuan fertler, cansz decei na dek ayakta kalmaya adanm bir sava misalindedirkazanamayacan umursamakszn arpan bir sava.55 Bu tasvire gre, pratik natralistin dnyasnda, herhangi bir olayn niha mnasna deinmek, muharebe esnasnda barutun nasl icad edildiini sormak gibi srasz ve yersiz bireydirou zaman hayat sarslmad srece sras ve yeri gelmeyen birey. Bu nokta ilgintir; nk tasvir edilen hliyle pratik bir natralist mutlak bir paradoksu omuzlar: Hayatta kalmay baarmak hayatn gayesi olmutur. Bu paradoks boyunca insan ferdi herhangi bir hayvan ferdinden bir derece avantajldr sadece; bu, pratik akln avantajdr ki, lmn sfrlatran ykmyla nihayet dereceler eitlenir.56 u halde, pratik natralizm, son tahlilde, grn bylenmenin veya metafizik dalgnln, insan nasl kymetten drdnn yksdr. Bu yk, niha mnay ihmal ederek Tanrdan kopan insana, tabiat ilke aleyhine unu anlatr: nsann deerinin teminat, dnya iinde insan ihmal etmeyen Tanrnn iradesine itimat etmekten bakas olamaz.57 Teorik natralizm, yeniden ifade edersek, tabiat herhangi bir nisbette zerk tanmlamay, bylece Tanrnn iradesi yannda yahut yerine tabiata gvenmenin meruluunu gstermeyi amalar. lah iradeden bamsz bir doal varolu tanmladnda, natralist felsefe, insan ferdine bamsz bir hayat hakk tanm olur. Bu hakkn pahas udur ki, insan ferdi, ahsiyetini kanlmaz biimde doal evreye borlanr. Bu nazarda insan nihayet doann ocuu olmak durumundadr; doa insana ihsan edilmi bir yurt olmaktan kar, bir ana kucana dnr. Bu mantk gerei, natralist felsefe geleneinde tabiata annelik atfedilir. Dnyann tabiat ana adn ald bu lisanda, doa, znden dourarak vareden dii imajndadr. Sz konusu imaj deiik versiyonlaryla birok tabiat anlatmda yeralr. Mesela Romal natralist air ve filozof Lucretius (. M 55) tabiat yaratc bir tanra ve grkemli bir anne olarak anlatr.58 Rnesansn hmanist yazar Montaigne (. 1592) nazarnda tabiat
Kr. S. Morris Eames, a.g.e, s. 42. Sz konusu sava insan algsna rnek olarak bk. Doan Ccelolu, Anlaml ve Cokulu Bir Yaam in Sava, stanbul 2000. 56 Kr. S. Morris Eames, a.g.e, s. 41. 57 Kr. Frithjof Schuon, slamn Metafizik Boyutlar (trc. Mahmut Kank), stanbul 1996, s. 205. 58 Lucretius, On the Nature of the Universe (trc. Sir Ronald Melville), New York 1997, s. 21, 67.
54 55

20

insana efkatle muamele eden bir anneden farkszdr.59 Aydnlanmann natralist dnr Goethe (. 1832) iin tabiat muhteem bir ana-tanra olarak tzime layktr.60 Benzer tasvirlere gnmz natralist lisannda da rastlanr. rnein tabiat feministler arasnda, dnyaya Tanra ve Dnya Ana demek, tabiata Tanrnn bedeni nazaryla bakmak mehurdur.61 Baz natralist Hristiyan yazarlar ise dnya gezegenine tabiat anann en ndide ocuu vasfn ve tanrnn olu payesini verir.62 Teorik natralizmin farkl trleri tabiata atfedilen zerkliin farkl derecelerine dayanr. Bunlarn banda mutlak zerk tabiat tasavvuru olarak mutlak natralizm gelir. Bu tasavvur tabiata sonsuz bir hakikat atfetmekle kesin bir tanrlk nisbet eder. Buna tabiatn yegne varlk sahas olduu varsaym eklenirse tabiat erik kabul etmez biricik Tanr vasfnda tanmlanm olur. Natralist felsefenin en u speklasyonu budur. Bu kurgusal tabiat tasavvuru yce Yaradan inancnn tam zddna dtnden ateistik natralizm adn alr.63 Bununla birlikte, analitik konuursak, mutlak natralizm tanr-tanmazlk (ateizm) belirten bir inanszlk deil, aksine, tabiat Tanr tanyan bir inantr. yle ki, birok mutlak natralizm anlatmnda, tabiat, yce Yaradana atfedilen hemen btn sfatlar Tanr ismiyle birlikte ihraz eder; nihayet Tabiat zel ismiyle anlarak mteal Tanr inancna kar tenzih edilir. Alman filozof Nietzche (. 1900) mteal Tanr inancn tabiata atlm bir iftira ve alm bir sava kabul eder; ona gre tabiatn hakk Yaradan kavram tarafndan gasbedilmitir.64 Filozofun bu retorii, mantksal analizde, nanyorum ki Tabiattan baka tanr yok. cmlesine edeerdir. Bu edeerlie dair olmak zere, Spinoza (.
1677) tabiat tanrlatran natralist metafiziinde herhangi bir yanl anlamaya mahal

vermemek iin sk sk Tanr yahut Tabiat (Deus sive Natura) yazmtr.65 lgin bir not ki, Spinozann felsef takipisi Albert Einstein (. 1955) sz konusu tabirin ikinci ksmn hazfettii iin yanl anlalm, tabiat kastyla Tanr dedii yerlerde yce Yaradan inancna atfta bulunduu sanlmtr. Halbuki mutlak natralizmi savunmakla Spinozann inkrn srdren Einstein, tabiatn tanrsal grkemini din

Montaigne, Denemeler (trc. Sabahattin Eyubolu), stanbul 2000, s. 42, 260. Bk. Rudolf Otto, Naturalism and Religion (trc. J. Arthur Thomson, Margaret R. Thomson), Londra 1907, s. 25. 61 Bk. Ian G. Barbour, Religion and Science: Historical and Contemporary Issues, New York 1997, s. 97; Mary Grey, Introducing Feminist Images of God, Sheffield 2001, s. 76. 62 Bk. Karl E. Peters, Dancing with the Sacred: Evolution, Ecology and God, Harrisburg 2002, s. 144. 63 Bk. Kai Nielsen, Naturalism without Foundations, New York 1996, s. 25. 64 James Collins, God in Modern Philosophy, Chicago 1959, s. 265. 65 James Collins, a.g.e, s. 70.
59 60

21

hissiyatn yegne kayna grr.66 Ksacas, mutlak natralistler Tanr kavramna deil mteal Tanr kavramna kardr. Kendisini ateist bir tabiat olarak tantan Richard Dawkins, mteal Tanr inancna hcum ettii kitabnda, Einsteinc anlamda tabiat tanrlatran hibir inanla probleminin olmadn belirtir.67 Mutlak natralizm tabiatn bileenlerini ve bu arada insan tanrsal btnln paralar kabul ederek panteizm adn alr.68 Tabiata atfedilen sonsuz hakikatin keyfiyeti bakmndan iki ana panteist faraziye vardr; maddeci panteizm, ruhu panteizm.69 Birincisine gre tabiatn niha hakikati sonsuz cevher farzedilen madd zden baka birey deildir; dnya bu uursuz zn katmanl ve karmak bir tezahrdr. Bu metafizik tasavvur materyalist natralizm veya ksaca materyalizm eklinde anlr.70 Hint felsefesi iinde temsil edilen Uzak Dou materyalizmi M 7. yzyla kadar gider.71 Bat materyalizminin kadim temsilcileri ise atomcu filozoflar olarak bilinen Yunanl dnrlerdir. Bunlardan Demokrit (. M
370) ve Epikr (. M 271) dnyann niha gereini maddenin son derece kk ve

ezel paracklar eklinde farzeder.72 Katolik Kilisesi tarafndan sapkn hkm verilip infaz edilen Giordano Bruno (. 1600) Tanry tabiatn madd cevheriyle zde tutmutur.73 Aydnlanma devrinin mehur materyalisti Baron dHolbach (. 1789) maddeden mteekkil tabiatn ibadete layk yegne hakikat olduunu yazar.74 Modern dnemde tabiatn zne dair fiziksel kavramlar deitiinden maddeci natralizmin kategorileri de deiime uramtr.75 Gnmz materyalizmi, parack fiziinde tanmlanan temel fiziksel deerleri tabiatn niha gerei varsayar. Sz konusu deerler klasik madde kavramna uygun olmadndan, materyalizm yerine ou zaman fizikalizm terimi tercih edilir. Bu terim, radikal tanmnda, dnyann tm hakikatinin fiziksel deerlerden ibaret olduu kabuln anlatr.76 nl teorik fiziki Gerard t
66 Albert Einstein, Ideas and Opinions (nr. Carl Seelig; trc. Sonja Bargmann), The Modern Library, New York 1994, s. 41. 67 Richard Dawkins, The God Delusion, Boston ve New York 2006, s. 20. 68 Bk. Michael P. Levine, Pantheism: A Nontheistic Concept of Deity, Londra ve New York 1994, s. 25. 69 Temel panteist tasavvurlar iin bk. Paul Harrison, The Elements of Pantheism: Understanding the Divinity in Nature and the Universe, Boston 1999, s. 5 vd. 70 Bk. Kai Nielsen, Naturalism without Foundations, New York 1996, s. 25. 71 Bk. M. N. Roy, Materialism, Delhi 1982, s. 76. 72 Bk. M. N. Roy, a.e, s. 58. 73 James Collins, a.g.e, s. 22. 74 Ian G. Barbour, a.g.e, s. 37. 75 Bk. William R. Dennes, The Categories of Naturalism, Naturalism and the Human Spirit (nr. Yervant H. Krikorian), New York 1945, s. 270. 76 Jeffrey Poland, Physicalism: The Philosophical Foundations, Oxford 1994, s. 1.

22

Hooft birok meslekta gibi tabiatn niha gereinin kuantum deerleri olduunu varsayar.77 te yandan, modern materyalizmin en kararl kategorisi, evrim teriminin felsef ieriiyle ifade edilen snrsz deiim ve geliim srecidir. Buna gre, tabiatn varoluu, madd zn uursuzca geliim gsterip organize olmas eklinde tarif edilir. Maddeci natralizmin bu yaygn tarzna evrimci natralizm denir.78 Dier taraftan, ruhu panteizm, maddenin yerine ruhu koymak suretiyle, tabiatn niha gereini uurlu bir cevher kabul eder. Dnyaya ezel bir benlik atfeden bu gr ruhu natralizm olarak da anlabilir. Ruhu Hint felsefesinin panteist aya bu trden bir natralizme rnektir. Sz konusu felsefenin en temel kavram Brahman dnyann niha gerei makamnda sonsuz ve ruhan bir cevher kabul edilir; herey Brahmann tanrsal tezahrnden ibaret grlr.79 Bat ruhuluunda Logos kavram benzer bir mna tar. rnein, Efesli Heraklit (. M 475) tarafndan formle edilen ak felsefesine gre, Logos, doal deiimin niha ilkesi olarak dnyann sonsuz gereini ifade eder.80 Ruhu panteizm, bata insan ruhu olmak zere dnyann bilin belirten tezahrlerini, materyalist natralizmin aksine, madd bir ze indirgemeye kalkmaz, dahas, maddeyi ruhan bir cevhere indirgeyerek madde-ruh ikileminden kurtulur. Bu yzden, gnmzde, ruhu natralizmi maddeci olanna nazaran daha elverili bulan kimi tabiat bilimcileri ruhu panteizme intisap etmitir. Modern kozmoloji ile Uzak Dou ruhuluunu mezcetmeye alan bu yeni akm, mutlak natralizmin maddeci ve ruhu kanatlarn bir araya getirmekle birleik bir tabiat sylem oluturma abasndan ibarettir; fizikalizmin mistik versiyonunu tekil eder. Kuantum fiziinin kurgusal ynnden hz alm grnen mistik fizikalizmin temel sylemi udur: Tabiat kuantum seviyesinde gerekletiren niha gerek, kadim ruhulukta deiik isimlerle anlan mutlak cevher kabul edilebilir.81 Mutlak natralizmden nisb olanna geelim. Nisb natralizm, tabiatn mutlak zerk olmayp bir nisbette yce Tanrnn hkmne bal bulunduu fikrine dayanr. Bylece, mteal Tanr inancnn tabiat ilke ile eitli nisbetlerde birletirilmesiyle nisb natralizmin farkl trleri ortaya kar. Bunlar arasnda en mehuru Deizm
(Yaradanclk) olarak bilinir. Deist felsefe mteal Tanry tabiatn balangtaki Bk. Gerard t Hooft, In Search of the Ultimate Building Blocks, Cambridge 1997, s. 178. Bk. Michael Ruse, Evolutionary Naturalism, New York 1995. 79 Cybelle Shattuck, Hinduism, New Jersey 1999, s. 27. 80 Andrew J. Reck, Speculative Philosophy: A Study of Its Nature, Types and Uses, Albuquerque 1972, s. 188. 81 Bk. Fritjof Capra, The Tao of Physics: An Exploration of the Parallels between Modern Physics and Eastern Mysticism, Boston 1991, s. 131.
77 78

23

yaratcs kabul eder, fakat tabiatn srekli varoluunu mutlaka Tanrnn iradesine atfetmez; onun yerine, Tanrnn, tabiat yaratp kurmakla onu zerk bir varolua koyduunu varsayar. Baka bir deyile, Tanrnn yaratc hkm, hiret yaratl istisna edilecek olursa, evrensel dzenin douu anlamnda kozmogoni sahasyla snrlandrlr.82 Bu metafiziin ilgin bir rnei Eflatunun (. M 347) kurgusal kozmogoni anlatmdr. Efsane dilinde nakledilen bu kurguda, Usta (Demiurge) nmnda bir yaratc, kudretli bir sanatkr edasyla dnyay ina eder, elinin emei bir eser olarak brakr.83 Esasen yaratl efsanelerinin hemen tamamnda Deist motif hkimdir.84 Mitoloji literatrnn nemli bir ksmn oluturan bu efsaneler tabiatn ilk yaratln fantastik imajlarla ve ounlukla Deizme uygun tarzda tasvir eder.85 Deizmin ruhu versiyonuna Yeni-Eflatuncu felsefe geleneinde rastlanr. Bu gelenek iinde, doal varoluun ilkesi, faal akl denen ruhan ilke kabul edilir. Faal akl, srf akl olan Tanrdan hiyerarik bir dzen iinde taan akllarn sonuncusu olup tabiata kaynaklk eder. Buna gre, insan ruh nasl bedene sirayet ediyorsa, evrensel ruh da doal varla sirayet eder.86 Bu felsefenin nemli temsilcileri Frb ve bn Sna, doal varoluun Yaradann irad emrine dayandn reddeder.87 Doal fonksiyonlarn formle edilmeye balad 17. asrdan itibaren Batda birok tabiat felsefecisi Deist natralizme meyletmitir. Galilei (. 1642), Boyle (. 1691), Newton (. 1727) gibi bilimcilerin nclnde teorik yasalarla ifade edilen mekanik tabiat dzeni doruca zerk dnya fikrini dourmutur. an Deist dnrleri nezdinde tabiat kurulumu tamamlanm kapal bir sistemdi; ustaca yaplm bir saate benzeyen bu sistemde olaylar zerk kuvvetlerin etkisinde ve belirli yasalar uyarnca gerekleiyordur.88 Aydnlanma dneminde Voltaire (. 1778) ve Rousseau (. 1778) gibi filozoflarn szcln yapt bu klasik Deizm, doal srete Tanrnn yaratc hkmn yadrgadndan, Batda ve ardndan btn modern dnyada ateizme

Bk. Mehmet S. Aydn, Din Felsefesi, Seluk Yaynlar, Ankara 1992, s. 173. Platon, Timaios (trc. Erol Gney, Ltfi Ay), stanbul 2001, s. 25 vd. 84 rnek yaratl efsaneleri iin bk. Virginia Hamilton, In the Beginning: Creation Stories from Around the World, San Diego 1988. 85 Charles H. Long, Alpha: The Myths of Creation, California 1963, s. 18; Philip Freund, Myths of Creation, Londra 1964, s. 16. 86 Bk. Hseyin Atay, Farab ve bn Sinaya Gre Yaratma, Ankara 1974, s. 115; Enver Uysal, hvn- Safa Felsefesinde Tanr ve Alem, stanbul 1998, 168-187; Nsr- Husrev, Dostlar Sofras: Hnul-hvn (trc. Mehmet Kanar), nsan, stanbul 1995, s. 193. 87 lgili metafizik iin bk. Hseyin Atay, a.g.e, s. 56-58. 88 Bk. Richard S. Westfall, Modern Bilimin Oluumu (trc. smail Hakk Duru), Ankara 1997, s. 38; Stephen Toulmin, Cosmopolis: The Hidden Agenda of Modernity, New York 1990, s. 110113.
82 83

24

geiin basama olmutur. Sz konusu geii temsil eden dramatik bir rnekte, Fransz matematiki ve astronomu Laplace (. 1827), gne sisteminin oluumunu anlatt kitabnda Yaradandan hi bahsetmeyiinin sebebini soran Napoleona (.
1821) yle bir hipoteze ihtiyacm olmad. cevabn vermitir.89

Gnmzde, mteal Tanrnn mutlak yaratc hkmne inanmak yerine Deizmin modern bir eklini benimseyen din akmlar yaygndr. Bu akmlarda, Yaradann iradesini doal varolua mutlak merci tutan klasik Teizm (Tanrclk) inanc krlmaya urar; nisb bir natralizmi bnyesine katar. Kimi zaman Teist natralizm eklinde anlan bu yeni Deizm yorumuna gre, yce Tanrnn yaratma iradesi din inancn temelini oluturur; fakat doal varolu ile ilah irade arasnda mutlak bir alka sz konusu deil, aksine, tabiat genel seyrinde zerk bir sretir.90 Kutsal metinleri bu yorum uyarnca deerlendiren natralist teologlar (veya, Teist natralistler) kitab olmaktan ok speklatif bir teolojiyi ne alrlar. Bunu yaparken, Yaradann mutlak yaratc hkmn kabul etmeye iki ana mni grrler:
1. Tabiatn yasal ileyiinin izdii zerklik imajnda Tanrnn mutlak yaratc hkmne yer kalmyor. 2. Doal sre mutlaka ilah iradeye balanrsa dnyadaki ktlkler Tanrnn mesuliyetinde kalr ki Onun mutlak iyiliiyle badamaz.

Srasyla inayet problemi ve er problemi olarak adlandrlan bu iki husus birok yazara gre modern teolojinin en mkl iki meselesi olup natralizmi besleyen ekince noktalarn oluturur.91 Nisb natralizmin dier bir tr ise tabiat Tanrnn varl iinde farzeden panenteizm modelidir. Sre felsefesi uyarnca kurgulanan bu model Tanrnn mutlak mteal olmadn, bir ynyle dnya iinde olu yaadn ileri srer. Buna gre, Tanr sonsuz kemal sahibi yce bir yaratc deil, doal tezahrle kemal arayan bir yaratcdr; hem doa-st hem doaldr.92 Bu felsef speklasyonun panteizmden fark, tabiat ile Tanr arasnda mutlak deil ksm bir zdelik farzetmesidir. Panenteist natralizm tabiata Tanrdan mutlak bamsz bir hakikat atfetmedii gibi Tanrya da tabiattan mutlak bamsz bir hakikat atfetmez. Faraziye unu ngrr ki, Tanr
Stanley L. Jaki, God and the Cosmologists, Washington, D.C. 1989, s. 32. Bk. David Ray Griffin, Religion and Scientific Naturalism: Overcoming the Conflicts, Albany 2000, s. 15, 17. 91 Bk. Ian G. Barbour, a.g.e, s. 102; Peter Forrest, God without the Supernatural: A Defense of Scientific Theism, Ithaca ve Londra 1996, s. 85. 92 Bk. Mehmet S. Aydn, a.g.e, s. 190.
89 90

25

dnyann varoluuna katlarak hem tabiatla tezahr etmi hem tabiatla snrlanm olur. Panenteist natralizmin mehur szcs Whitehead (. 1947) bu kabul retorie dker: Tanr ile dnya birbirine katt gibi birbirini aar; Tanr dnyay yaratt gibi dnya da Tanry yaratr.93 Panenteistler, tabiata tannan nisb zerklik gerei, Tanrnn, doal sreci mutlak bir irade ve kudretle belirledii inancn yadsr; Tanr ne isterse olur. cmlesiyle zetlenen mutlak yaratclk akidesini klasik Teizmin yanlglar arasnda grr.94 Sre Teizmi olarak da anlan bu felsefe, speklatif Hristiyan ilahiyatnda itibar grm, Tanr ile tabiat arasndaki mnasebete dair birok yeni tasavvura ilham kayna olmutur. Bunlardan hayli reva bulan bir faraziyeye gre tabiat Tanrnn insana tezahr eden suretidir.95 Rabet gren dier bir kurguya gre Tanr doal dzenin niha zeminidir.96 Daha fantastik baka bir tasavvura gre ise tabiat Tanrnn uzay-zamannda varolmaktadr.97 Teorik natralizmin nisb trlerine vereceim son rnek agnostisizm

(bilinemezcilik) felsefesi. Bir bakma speklatif metafizie tepkinin ifadesi olan bu

felsefe, doal varoluun niha ilkesini kurgulamakszn, tabiat, bilgisi mmkn yegne hakikat kabul eder. Agnostikler, mteal Tanr inancna kar kesin bir inkar deil, phe ve ekince belirten bir kabulszl benimser; bu konuya ilgim yok veya bu konuda bilgim yok diyerek hkmsz kalmak isterler. Ne var ki, tabiatn varoluunu Tanrnn iradesine nisbet etmeyip bilinmesi mmkn biricik gereklik saydklarnda, tabiat kendine yeter farzetmi olurlar; yani tabiat yine zerk kabul edilir.98 Demek, agnostisizm her ne kadar Tanr hakknda hkmsz kalmay ngrse de dnya hakknda tabiat ilkeyi srdrr; baka bir ifadeyle, aksi ispat edilinceye kadar natralist metafizie taraftar olur.99 Agnostik natralizm David Hume (. 1776) tarafndan ilenerek mehur edilmitir. Filozof, tabiatn nitelikli varoluunu Yaradan inancna delil tutan klasik tabiat teolojisine kar u itiraz ne srer: Varolmas zorunlu Varlk niin madd kinatn kendisi olmasn?100 Humeun bu sorusu,
Alfred North Whitehead, Process and Reality: An Essay in Cosmology, New York 1978, s. 348. 94 Charles Hartshorne, Omnipotence and Other Theological Mistakes, Albany 1984, s. 6, 17. 95 Langdon Gilkey, Nature, Reality, and the Sacred: The Nexus of Science and Religion, Minneapolis 1993, s. 175. 96 Willem B. Drees, Creation: From Nothing until Now, New York 2002, s. 25. 97 Arthur Gibson, God and the Universe, Londra ve New York 2000, s. 95. 98 Sz konusu faraziyeye rnek olarak bk. Milton K. Munitz, The Mystery of Existence: An Essay in Philosophical Cosmology, New York 1965, s. 175. 99 Kr. Sterling P. Lamprecht, The Metaphysics of Naturalism, New York 1967, s. 180. 100 David Hume, Dialogues Concerning Natural Religion (nr. Martin Bell), Londra 1990, s. 100.
93

26

mantksal analizde, Tabiattan baka Tanr aramaya gerek var m? sorusuna denk olup kararsz bir ateizmi anlatr. Sz konusu ikircikli pozisyonu zenle srdren analitik felsefeci Bertrand Russell (. 1970) kinatn varoluuna niin mteal Tanr fikriyle niha bir mna vermedii sorulduunda, Kinat ite orada, hepsi bu.101 cevabn vermitir. Bu cmle Aristonun dnya hakknda bata anlan szne kyas edildiinde, natralizmin alar boyu ayn mant koruduu, dolaysyla grn bylenme sorununa hibir zm nermedii sylenebilir.

3. Natralizmin Eletirisi
Yukarda speklatif metafiziin son bulmasnn, insann kurgucu tabiat asndan, neredeyse imkansz olduuna deinmitik. Buna binaen, teorik natralizmin son bulmasn beklemek anlaml grnmyor. Aksine, yine yukarya atfla, grn bylenme ortadan kalkmad srece tabiat felsefe geleneinin srp gideceini ngrebiliriz. Bununla birlikte, zmleyici bir eletiri, teorik natralizmin mantka meru bir metafizik sunup sunmadn aydnlatabilir; bylece yaratl ilkesi karsnda tabiat ilkenin stats belirlenebilir. Bu amala, modern analitik felsefenin speklatif metafizie esastan yapt itiraz natralizme tatbik ederek balamak istiyorum. tiraz bir ift sorguyla dile getirilebilir: Doal srecin zerk gerekletii kabul hangi bulguya dayanyor; bu kabul nasl dorulanabilir? Tabiatn, herhangi bir zaman ve mekanda, yaratc bir iradeden bamsz varolduunu mesela ceninin rahimde iradesiz gelitiini veya rzgarn iradesiz estiini nasl bileceiz? Akas, natralist felsefe literatrnde bu trden epistemolojik sorgulara ender rastlanr; nk natralist felsefenin zerk varolu kabulnn doruluuna veya nasl dorulanabileceine dair hibir fikri yoktur.102 Bunun sebebi ak: Herhangi bir doal srete (mesela rman aknda) niha mnada irade bulunmadn gzlemden karmak imkanszdr. Bu yzden, bir natralist, grn neden niha gerek kabul ettiini temellendiremez; baka deyile, grnn bysne kaplmadndan emin olamaz. u halde, tabiat ilkeyi benimsemek veya srdrmek bilgiye dayal bir tavr deilse nedir? Mehur natralist Kai Nielsen, tabiat ilkenin temelsiz bir faraziye olduunu anlatrken, natralizmin yanlabilircilik nvanna layk bir oyun olduunu
John Hick, The Existence of God, New York 1964, s. 175. Sz konusu eletiri iin bk. William Ray Dennes, Some Dilemmas of Naturalism, New York 1960, s. 21, 22; Michael Ruse, Evolutionary Naturalism, New York 1995, s. 3; Kai Nielsen, Naturalism without Foundations, New York 1996, s. 35-37.
101 102

27

syler.103 Bu itirafa gre, mantksal analizde, Doal srecin Yaradann iradesince belirlendii niin inkar edilsin? sorusuna natralizmin cevab yle bir cmledir: nk aksi halde bu oyunu oynamak mmkn olmaz. Bu cevap metafizik arayn hayat nemi asndan natralizmi kymetten drr, mantka itibarsz brakr. Dolaysyla, mantksal analizde, niha kimliini renerek cann kurtarmann imkann arayan insan ferdi iin natralizm diye bir seenek yoktur.104 Tabiat ilkenin esastan sorgusunun ardndan, natralist sylemin metot sorunlarna geebiliriz. Bu sorunlarn banda, tabiat ilkenin doal varoluu aklad imaj oluturmak amacyla szde-bilimsel speklasyonlar retmek geliyor. Bu speklasyonlarn szde-bilimsel olarak anlmas, bilimsel-teorinin mantna (hipotezin bulguya dayanmas prensibine) aykr olmalar sebebiyledir. rnein, evrimci natralizm uyarnca, yeryznde organik hayatn ortaya kna dair ileri srlen fantastik kurgular (szde-teoriler) byledir.105 Tabiatn geleceine dair ortaya atlan kozmik kehanetler de ounlukla evrimci natralizm uyarlanr; milyonlarca ve milyarlarca sene sonra dnyann kbeti ngrlr.106 Dier bir rnek, hayatn doal seyrini nceden yanstan ryalar ve umulmadk ar mnidar rastlantlar gibi insanln ortak tecrbesine mlolmu fenomenler hakknda natralist psikologlarn ileri srd fantastik aklamalardr.107 Bu szde-bilimsel speklasyonlar yaygnlk kazandnda efsane fonksiyonu grr ve mitoloji oluturur. Stephen Toulmin, natralist mitoloji denebilecek bu speklatif anlatmlarn, eski zaman efsanelerinin yerine ikame edilen modern zaman efsaneleri deerinde olduunu yazar.108 Tabiatn kuruluunu materyalist natralizm uyarnca hikaye eden Evrim yks modern natralist mitolojinin en mehur rnei saylr. Bu ykde, tabiatn Byk Patlama ile balayan ans eseri serveni, insann ve kltrn zuhuruna, nihayet dnyann

Kai Nielsen, a.g.e, s. 26. Kr. Michael C. Rea, World without Design: The Ontological Consequences of Naturalism, Oxford 2002, s. 59. 105 Bu kurgularn genel bir anlatm iin bk. A. I. Oparin, The Origin of Life on the Earth (ngilizce trc. Ann Synge), Oliver and Boyd, Edinburgh, 1957, s. 73 vd.; Paul Davies, The Fifth Miracle: The Search for the Origin of Life, Allen Lane the Penguin Press, Londra ve New York 1998, s. 52 vd. 106 rnek anlatmlar iin bk. Richard Morris, The Fate of the Universe, New York 1982, 128 vd.; kr. Arnold Benz, The Future of the Universe: Chance, Chaos, God, New York 2000, s. 140 vd. 107 Bu tr aklamalar iin bk. C. G. Jung, Memories, Dreams, Reflections (nr. Aniela Jaff; trc. Richard ve Clara Winston), New York 1989, s. 304 vd.; kr. F. David Peat, Synchronicity: The Bridge Between Matter and Mind, New York 1987, s. 5 vd. 108 Stephen Toulmin, Contemporary Scientific Mythology, Metaphysical Beliefs (nr. Stephen Toulmin, Ronald W. Hepburn, Alasdair MacIntyre), New York 1970, s. 71.
103 104

28

ngrlen sonuna dek senaryo edilir.109 Bu tr szde-bilimsel anlatmlar, muhatabn algsnda, yaratl ilkesinin hilafna, irade edilmeksizin varolan bir tabiat imaj izer. Teorik natralizm hesabna retilen szde-bilimsel sylemler fiziksel kurgularn tesine uzanr. erdii metafizik mnay illzyonla fiziksel kategoriye yanstan szdebilimsel ifadeler byledir. Dilin suistimali anlamna gelen bu yanltc ifade trne gramatik illzyon denmitir.110 rnek olarak baz ifadelere bakalm: (1) Baz sekin bilimciler uygun bir kozmoloji kurmakta herhangi bir tanrya bavurmazlar.111 Bu cmle, metafizik Tanr kavramn bilimsel kozmoloji kategorisine yanstan bir illzyonla, kozmolojik teorilerin Tanr inancn gereksiz veya geersiz kld imajn oluturur. (2) Doann ubuklara ve beneklere olan dknl hayvanlar dnyasnda dakaplanlarda, leoparlarda, zebralarda, zrafalardakendini gsterir.112 Bu cmlede dknlk kelimesiyle tabiata irade atfedilmi fakat bu metafizik atf kendini gsterir ibaresiyle bir olgu gibi sunulmutur. (3) Bir kitap bal: Tabiat Kanunu Tarafndan Yaratl113 Bu ibarede yaratma fiilinin doa yasalarna atfyla oluturulan illzyonun edeeri, Devletin Anayasa Tarafndan Kuruluu eklindeki anlamsz ibaredir. Devlet, kurucu irade tarafndan, anayasa zere kurulur; u halde sz konusu baln anlaml versiyonu, Tabiat Kanunu zere Yaratl ifadesidir. (4) Dnya bir milyar yla kadar katlanlmaz derecede scak olmayacak, Gne de en az be milyar yl iinde yok olmayacaktr.114 Bu cmle, tabiata hibir yaratma iradesinin hkmetmedii eklindeki natralist metafizie uygun bir ngr olmasna ramen bilimsel bir varsaym gibi sunulmutur. Natralizmin metot sorunlar arasnda, bilimi suistimal etmesi nemli yer tutar. Sz konusu suistimal, ksaca, tabiatn olgusal (pozitif) ifadesine tabiat metafizik bulatrlmas eklinde tarif edilebilir. Bu suistimalin boyutlar, bir bilgi almas olarak bilimi natralizme ara yapmaya kadar varr. yle ki, mutlak natralizm, tabiat yegne hakikat farzettiinde, doruca, tabiat bilimine nihalik atfetmi olur. Gerekliin ifadesini bilimsel bilgiyle snrlandran bu indirgemecilie bilimcilik ad

rnek anlatmlar iin bk. Eric Chaisson, Epic of Evolution: Seven Ages of the Cosmos, New York 2006, s. 47 vd.; T. R. E. Southwood, The Story of Life, Oxford University Press, Oxford 2003, s. 7 vd. 110 akir Kocaba, fadelerin Gramatik Ayrm, stanbul 2002, s. 19. 111 Joseph Silk, A Short History of the Universe, New York 1994, s. 3. 112 Ian Stewart, Doann Saylar (trc. Selgin Zrhl), stanbul 2000, s. 14. 113 Ronald L. Numbers, Creation by Natural Law: Laplaces Nebular Hypothesis in American Thought, Seattle 1977. 114 Eric Chaisson, a.g.e, s. 437.
109

29

verilir.115 Bilimci zihniyet modern dnemde o derece glenmitir ki, daha nce asrlar boyu ilahiyatn ihraz ettii ilimlerin efendisi makamna fizik kurulmutur.116 ada bilimcilik nazarnda bilimsel tabiat bilgisi en deerli eydir; kendisine adanmaya layktr.117 Bu trden adanm bilimciler arasnda saylan Albert Einstein, tabiat bilimini insanolunun eriebilecei en u nokta grm, hayat boyunca btn yeteneini fizie harcamakla iftihar etmitir.118 Gnmz bilimcileri, temel tabiat kuvvetlerini Hereyin Teorisi adn verdikleri birleik bir formlde ifade etmeyi insanln en byk ideali olarak grr.119 Dorusu bu tabiat ideal antik dnemdeki arke araynn modern versiyonu olarak grlebilir. Bilimciliin karakterize ettii bu natralizme bilimsel natralizm ad verilir.120 Bilimsel natralizmin ifade ettii bilimsel dnya gr tabiatn din mnasn yadsr.121 Bilimsel natralizme gre bilimsel dnce ile din dnce arasnda zorunlu bir aykrlk vardr.122 Bilim ile din arasnda kesin bir badamazlk ngren bu felsefe iki kurumun daima birbirinin ramna ilediini ileri srer.123 Bilimsel natralizmin bilim kurumu iinde meydana getirdii tahrifattan tr, modern dnemde pozitif bilgi kurumu tanmn karlayan ideal bir bilimden bahsetmek gtr. Modern zamanlarda bilime atfta bulunmak, mesela bilimsel sfatn kullanmak, ancak hangi bilim kaydnda ak bir anlam belirtir.124 Bununla birlikte, evrensel bilgi amacndan dolay bilimsel almann kiisel dnya grlerinden bamsz kalmasn gerekli gren, fizik ile metafiziin ayn linguistik yap iinde sunulmasn usl hatas sayan gl bir bilim felsefesi de bulunuyor. Bu
Tom Sorell, Scientism: Philosophy and the Infatuation with Science, Londra ve New York 1991, s. 1. 116 Kr. Richard J. Coleman, Competing Truths: Theology and Science as Sibling Rivals, Pennsylvania 2001, s. 14. 117 Bk. Carl Sagan, The Demon-Haunted World: Science as a Candle in the Dark, New York 1995, s. 1 vd. 118 Albert Einstein, Ideas and Opinions (nr. Carl Seelig; trc. Sonja Bargmann), The Modern Library, New York 1994, s. 37, 45. 119 Stephen W. Hawking, Zamann Ksa Tarihi: Byk Patlamadan Karadeliklere (trc. Sabit Say, Murat Uraz), Doan Kitap, stanbul, ts., s. 183; kr. John M. Charap, Explaining the Universe: The New Age of Physics, Princeton University Press, Princeton ve Oxford, 2002, s. 9. 120 Bk. Mikael Stenmark, Scientism: Science, Ethics and Religion, Aldershot 2001, s. 126. 121 Kr. Ren Gunon, Kadim Bilimler ve Baz Modern Yanlglar (trc. Fevzi Topaolu), stanbul 2000, s. 184. 122 Bk. Cemal Yldrm, Bilim Felsefesi, stanbul 1998, s. 16; kr. Doan zlem, Felsefe ve Doa Bilimleri, zmir 1995, s. 169. 123 Bk. Ian G. Barbour, When Science Meets Religion, New York 2000, s. 11; John Polkinghorne, Science and Theology: An Introduction, Londra ve Minneapolis 1998, s. 20. 124 Kr. Alex Rosenberg, Philosophy of Science: A Contemporary Introduction, Routledge, New York ve Londra 2005, s. 8 vd.
115

30

felsefenin enstrmentalizm gr, bilime dnyay daha elverili klmaya yarayan bir ara nazaryla bakar, pozitif bilginin insan deerler iindeki konumunu abartmaz.125 Buna gre bilim olgular anlatarak en azndan zahiri kurtarmak gibi bir ie yarar; bunun tesinde bilim olmaktan kar.126 u halde, bilimsel natralizm ibaresi, tpk bilimsel dnya gr ibaresi gibi, anlamszdr; nk bilimsel sfatnn herhangi bir felsefeyi nitelemesi imkanszdr. Tabiatn niha aklamas olarak metafizik, olgusal ifadenin dnda kaldndan, bilimsel merak ve ilginin tesine der. Bilimsel alma grne dair olup niha gerek konusunda suskun kalr.127 rnein, Hereyin Teorisi ad verilen ideal forml, doal srecin niha mnasna dair hibir ey ifade etmez.128 Niha hibir meseleye referans olamad iin bilimin hayata rehber olmas sz konusu deildir.129 Wittgensteinn ifadesiyle, btn muhtemel bilimsel sorular cevaplansa bile hayat sorunu hi dokunulmadan kalr.130 Bu itibarla, bilimsel natralizm bilimci illzyon adna uygun bir yanlsamadr; nk, yine Wittgensteinn ifadesiyle, doal fenomenlerin bilimsel tanmlarla aklanm olduunu ne srer.131 Bu yanlgnn tesinde, tabiata dair iki tr bilgiden bahsetmek anlamldr: fiziksel bilgi, metafizik bilgi. Bunlardan birincisi nesnel karakterli olup grn anlatrken dieri znel karakterli olup grnn niha mnasn ifade eder.132 Bu ikili tasnif, iki mna seviyesi olarak bilimsel bilgi ile din bilgi arasndaki ideal ilikiyi de karakterize eder; iki seviye bilgi hayatn btnlnde birbirini tamamlayarak insan yaanty mmkn klar.133 Natralizmin dier bir metot sorunu mant suistimal etmesidir. Bunun mehur bir rnei, yirminci yzyln ilk yarsnda bilim felsefesini etkisi altna alan mantk pozitivizm (veya mantk empirizm) akmdr. Bu akm iinde, bilimsel natralizm idealiyle metafizik ifadenin mantna saldrlmtr.134 Yeni pozitivistler, ksaca,
125 Peter Godfrey-Smith, Theory and Reality: An Introduction to the Philosophy of Science, Chicago 2003, 183; George Couvalis, The Philosophy of Science: Science and Objectivity, Londra 1997, s. 173. 126 Kr. J. R. Lucas, Space, Time and Causality: An Essay in Natural Philosophy, New York 1984, s. 2. 127 Kr. Jacques Maritain, Philosophy of Nature (trc. Imelda C. Byrne), New York 1951, s. 68; W. Macneile Dixon, The Human Situation, Londra 1957, s. 195. 128 Kr. John Polkinghorne, Bilimin tesi (trc. Ersan Devrim), stanbul 2001, s. 71. 129 Karl Jaspers, Philosophy of Existence (trc. Richard F. Grabau), Philadelphia 1971, s. 10. 130 Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, Londra 1961, s. 149 (6.52). 131 Ludwig Wittgenstein, a.e, s. 143 (6.371). 132 Kr. Alan Richardson, Science and Existence: Two Ways of Knowing, Londra 1957, s. 12-14. 133 Kr. Stephen Jay Gould, Rocks of Ages: Science and Religion in the Fullness of Life, New York 1999, s. 4. 134 Bk. Oswald Hanfling, Logical Positivism, New York 1981, s. 123.

31

dorulanabilirlik adn verdikleri indirgemeci bir mantk nosyonu altnda tabiatn niha mnasn olgusal ifadeyle snrlamak istemitir. Buna gre, gerek, zaman, mekn gibi niha (tecrbe-ncesi, analitik) kavramlar harite tutulursa, sevgi, rya, deniz gibi olgusal (tecrbe-sonras, sentetik) kavramlar ve bunlara dayal ifadeler, gzlem dnyasna atfla dorulanabilir.135 rnein, Deprem yerkabuunda birikmi enerjinin niden boalmasyla oluan sismik dalga hareketidir. cmlesindeki btn kavramlar gzlem dnyasna atfedilebilir; o halde bu ifade dorulanabilir. Gzlem dnyasna atfedilemeyen kavramlar bu kritere uymadndan hakik olmayp bilgi deeri tamaz; bunlar szde-kavram ve szde-ifade grubunu oluturur.136 Varlan netice udur: Gzlem dnyas olarak tabiat pozitif bilimler tarafndan ifade edildiine gre, bilimsel bilgi dnda hakikat yoktur; szde-kavramlara dayanan metafizik elenerek hayattan karlmaldr.137 Felsef metafiziin yannda her trl din inanc mahkum etmeyi hedefleyen bu bilimci indirgeme, niha mna almas olarak metafiziin kendi mant zere disipline edilebileceini grmez veya grmezden gelir. Oysa tabiatn niha aklamas olarak metafizik analitik kavramlara dayal ve tecrbe dnyasna atf mmkn bir ifade kategorisidir. Buna gre metafiziin mant (anlam ve doruluk kriteri) iki prensipte gsterilebilir:
Btn metafizik ifadeler analitik fonksiyona tercme edilebilir; nk metafizik kavramlar analitik kavramlardan sentezlenir. Mesela Tanr kavram ezel gerek kavramndan, yaratmak kavram varetmek veya meydana getirmek kavramndan sentezlenmi olup onlara tercme edilebilir. Allah insan topraktan yaratt. cmlesinde anlam hakik olmayan hibir kavram yoktur. Speklatif olmayan btn metafizik ifadeler, tecrbeye dayanan hususi referansna atfla dorulanabilir. Mesela kutsal kitaplar kitab metafiziin tecrb referansdr; nk peygamberin tecrbesi olarak vahiy mminler iin dorudur. Cennette hayat ebeddir. cmlesinin doruluu, bir mslman iin, Kurana atfla salanr.

Bu manta gre, analitik kavramlara tercmesi ve muteber bir referansa atf mmkn btn metafizik ifadeler anlaml ve dorulanabilir ifadelerdir. Bu bakmdan, din referansna mutlak gvenen bir mmin iin inan ifadeleri btnyle anlaml ve

Alfred Jules Ayer, Language, Truth and Logic, New York 1952, s. 35. Carl G. Hempel, The Empiricist Criterion of Meaning, Logical Positivism (nr. A. J. Ayer), Illinois 1959, s. 108. 137 Rudolf Carnap, The Elimination of Metaphysics through Logical Analysis of Language (trc. Arthur Pap), Logical Positivism (nr. A. J. Ayer), Illinois 1959, s. 60 vd.
135 136

32

dorudur.138 Bilimsel ifadenin meruiyeti nasl duyulara gvenmek ilkesine dayanyorsa, metafizik ifadenin meruiyeti de referansa gvenmek ilkesine dayanr. Baka bir deyile, bir disiplin olarak metafiziin meruiyet kriteri en nce ilgili referansa duyulan gvendir.139 Esasen gven bilginin niha kriteridir.140 Natralizmin bir baka metot sorunu ise, insan ruhunu yok sayan materyalist sylemde gzlendii zere, bilin trnden apak olgularn inkardr. Ruhaniyet kartl modern sylemini bilimsel natralizm iinde bulur. Kognitif bilimlerin kurucusu saylan Fransz hekim ve filozofu La Mettrie (. 1751) nsan Makinesi adl kitabnda insann herhangi bir makineden farkn yalnzca ok karmak olmasyla snrlam, bilincin srf fizyolojik bir fonksiyon olduunu iddia etmitir.141 Gnmze uzayan bu materyalist iddiaya gre insan varoluun gayr- madd bir nitelii yoktur; insan ahsiyet nrolojik kavramlara indirgenmek durumundadr.142 Bu, insan kimliin biyolojik bir kategori, insann da bir hayvan tr olduu sylemine kar.143 Benliin beyin kimyasyla ifade edilmek durumunda olduu bu materyalist psikoloji anlay, bilincin sz konusu kimyasal srecin gerek-d bir glgesi olduunu ne srer. Epifenomenalizm ad verilen bu iddiaya gre, bilinsiz madde, sahte bir bilin algs retmektedir.144 Maddeci natralizmin bu bilincin sahtelii iddias mutlak bir mantk amaz dourur; nk dnceyi sahte sayan bir dnce konumunda sofiste bir anlamszla karlk gelir. Nesneler hakknda dnen/konuan insan zneyi nesneler dnyasna atfetmek anlamszdr. Bu yzden, bilincin niha dzeyde fiziksel bir aklamas olamaz; psikolojinin kategorilerini fiziin kategorilerine tercme etmenin yolu bulunmaz.145 Bu durum unu kesin klyor: Bilincin fizyolojik/nrolojik yaplarla ilikisi ne olursa olsun, bu ancak insan varln fiziksel olmayan vasfnn (yani ruhaniyetin) bedenle ilikisi anlamna gelir. u halde, bir olgu olarak bilin inkar
138 Kr. Hanifi zcan, Epistemolojik Adan man, stanbul 1997, s. 103; Basil Mitchell, The Justification of Religious Belief, Londra 1973, s. 99, 104. 139 Kr. John Hick, Faith and Knowledge, Hampshire ve Londra 1988, s. 170; William A. Cristian, Meaning and Truth in Religion, New Jersey 1964, s. 5. 140 Kr. Wittgenstein, On Certainty (nr. G. E. M. Anscombe, G. H. von Wright; trc. Denis Paul, G. E. M. Anscombe), J. & J. Harper Editions, New York ve Evanston 1969, s. 89e. 141 Bk. Andrew J. Reck, Speculative Philosophy: A Study of Its Nature, Types and Uses, Albuquerque 1972, s. 112. 142 Kr. Francis Crick, The Astonishing Hypothesis: The Scientific Search for the Soul, New York 1994, s. 3; George Thomson, nsann z (trc. Celal ster), stanbul 1991, s. 17. 143 Bk. Eric T. Olson, The Human Animal: Personal Identity without Psychology, New York 1997, s. 17, 27. 144 Bk. Frank Jackson, Epiphenomenal Qualia, Materialism and the Body-Mind Problem (nr. David M. Rosenthal), Indianapolis 2000, s. 255. 145 Kr. Ralph Walker, Transcendental Arguments against Physicalism, Objections to Physicalism (nr. Howard Robinson), Oxford 1993, s. 78.

33

edilmedii

srece,

insan

ieren

tabiatn

materyalist

bir

tasviri

mmkn

olmayacaktr.146 Bundan trdr ki materyalist natralizmin nndeki en byk engelin insann kendisi olduu sylenmitir.147 u halde, maddeci natralizm, insana dair olmayan bir felsefe olmann tesinde insan kart bir felsefedir; Shopenhauerun
(. 1860) ifadesiyle, kendinden bahsetmeyi unutan znenin felsefesi.148

Son olarak, insan kart bir felsefe olarak materyalist natralizmin, hayata referans olmak iddiasnda dt elikiye deinmek yerinde olur. Sz konusu eliki, bilimsel natralizme anlmasnda dayandrlan barizdir.149 hayat felsefesinin hmanizm
(insanclk)

eklinde

Natralist hmanizm, insan ferdi iin, lmle snrlanm

kstl bir saadet ngrdnden, lmn tesinde ferdin hiliini kabul eder; bu mnada nihilist (hii) bir hayat felsefesi nerir.150 O halde ne uruna yaamalym? sorusuna hmanist felsefenin verecei en iyimser cevap topluma faydal olmak eklindedir.151 Oysa lml ferdin topluma adanmas, natralist manta tercme edilirse, bir hi namzedinin kendini dier hi namzetlerine adamasdr; bylece hayat son tahlilde hi uruna yaanr. Tolstoy (. 1910) hmanizmin nihayet hilie adanmak anlamna geldiini anlatrken, sz konusu felsefe iinde insan ferdinin deli samas bir oyun oynadna hkmeder.152 Hayatn kalc deerden yoksun dmesiyle mnasz bir oyalanmaya dnmesi, modern psikiyatride varolu bunalm eklinde adlandrlan kesin bir can skntsna sebep olur.153 Bu sknt, gndelik megale iinde rtk kalsa bile, umutsuz bir hastalk veya ihtiyarlk durumunda (yani dnyann snrnda) mutlak bir krize dnr.154 Bu kriz, natralist hmanizmin bahsi geen elikisinin kanlmaz biimde farkedilmesi anlamna gelir aslnda; bu yzden, ou kez, natralist metafizie kar, varolu tecrbesi olarak adlandrlan bir isyan

146 Kr. Mario Bunge, The Mind-Body Problem: A Psychobiological Approach, Oxford 1980, s. 13; A. D. Smith, Non-Reductive Physicalism?, Objections to Physicalism (nr. Howard Robinson), Oxford 1993, s. 225. 147 Bk. Roy Wood Sellars, Evolutionary Naturalism, New York 1969, s. 3. 148 Arthur Schopenhauer, The World as Will and Representation (trc. E. F. J. Payne), Massachusetts 1958, II, 313. 149 Hmanizmin tanm hakknda bk. Tony Davies, Humanism, Routledge, Londra ve New York, 1997, s. 28. 150 Kr. Milton K. Munitz, The Mystery of Existence: An Essay in Philosophical Cosmology, New York 1965, s. 263; Charles Francis Potter, Humanism: A New Religion, New York 1930, s. 104 vd. 151 Bk. Alfred Adler, Yaamn Anlam ve Amac (trc. Kamuran ipal), stanbul 1998, s. 14. 152 Tolstoy, tiraflarm (trc. hsan zdemir), stanbul 2006, s. 24. 153 Bk. Engin Getan, Varolu ve Psikiyatri, stanbul 1996, s. 127. 154 Bk. Victor E. Frankl, nsann Anlam Aray (trc. Seluk Budak), Ankara 2000, s. 96-101.

34

tetikleyerek din bir eilime sebep olur.155 Bu, natralizmi gerten grn bylenmenin bozulup zlmesi, metafizik dalgnln yerine metafizik hassasiyetin gemesidir; yukarya atfla sylersek, imann insan stats asndan normale dntr. Bu dnn yukarda geen analizi udur ki, fert olarak insan, varoluuna ait doal snrlar kavrar, bu snrlarn tesinde tabiata niha mna veren sonsuz hakikate yani Tanrya ynelir.156 Buna gre, Tanrya ynelmek, insan ferdinin can derdi denen temel endiesinin normal tezahr olarak kalr.

4. Metafiziin Referans Olarak Kuran


Tanry tanmann, ancak, Onu bildiren bir teolojik referansla mmkn olduunu yukarda belirtmitik. Bunu, natralizmin eletirisinden kan sonula birlikte dnrsek, varolu tecrbesi geirerek Tanrya ynelen her fert gvenilir bir teolojik referansa muhta kalr. Burada gvenilir kayd, bilgi yerine doruluu muhtemel faraziyeler sunan herhangi bir kaynan ihtiyac karlamayacan anlatr. Bu meyanda, varolu felsefesinin mmtaz ismi Karl Jaspers (. 1969), speklatif felsefenin ie yaramayacan, Biz ihtimalleri istemiyoruz; biz gerei istiyoruz.157 szyle dile getirir. Kurgucu yapsyla felsefe literatrnn gven vermedii bahsi yukarda gemiti. Gvenilir referansn mitoloji literatryle karlanmas da mmkn olamaz; nk sz konusu literatr hemen tamamen anonim hayal gcnden beslenen kayna belirsiz anlatmlardan oluuyor.158 u halde, geleneksel insan ferdi gibi davranmak en mkul yol grnyor; Tanrdan alnd (Ondan haber verdii) hususunda kuku uyandrmayan muteber bir kutsal metne bavurmak. Dorusu, Tanr hakknda mutlaka gerei bildirecek bir referans, ancak Tanrnn kendi ifadesi olabilir. Baka bir deyile, Tanrnn kendini insana ifade etmesi, bylece dnyann niha mnasn aydnlatmas, deerli bir metafiziin yegne umududur. Geleneksel dinlerin baars bu noktada aranabilir; nk kitab dinlerdeki vahiy kavram doruca sz konusu umuda hitap ediyor. Mantksal analizde, vahiy, insann Tanrya yneliinde mitsiz

Bk. Patrick L. Bourgeois, The Religious within Experience and Existence: A Phenomenological Investigation, Pittsburgh 1990, s. 56. 156 Bk. Hayati Hkelekli, Din Psikolojisi, Ankara 1998, s. 143. 157 Karl Jaspers, Philosophy of Existence (trc. Richard F. Grabau), Philadelphia 1971, s. 61. 158 Mitoloji literatrnn otantik nitelii hakknda bk. Lewis Spence, Introduction to Mytology, Londra 1994, s. 15; Marie-Louise von Franz, Creation Myths, Boston ve Londra 1995, s. 2.
155

35

dt yerde, Tanrnn bizatihi insann karsna kmasdr.159 Mecaza tercme edersek, insan, metafizik arayn yol at susuzluu, Tanrnn kendi ifadesini duyuncaya dek gideremez; duyduunda ise niha geree kanm olur ve bir daha susamaz.160 Bu ftr susuzluk ftratn duas olarak grlrse, bu defa, Tanrnn kendini ifade etmesi, insann duasn kabul etmesi anlamna gelir.161 Tanrnn kendini ifade ederek insana hidayet vermesi ak bir beklenti olduundandr ki bir peygamberin vahiy tecrbesi itibar grmeye hazrdr. Eer bu tecrbe, linguistik adan Tanrnn insana dorudan hitab makamnda dinlenebilirse, bylece gerek anlamda Tanrnn sz niteliini salarsa, sz konusu vahiy zere iman etmenin nnde herhangi bir mantksal engel kalmaz, nihayet bir iman metafizii kurmann imkan salanm olur. Referansa dayal deerli bir metafizik sz konusu olduu srece, muhta olunan ey, Sonsuz Gerek olarak Tanrnn direkt hitabndan bakas deildir; nk insan, Wittgensteinn deyimiyle, Tanry ancak Ona dorudan muhatap olduunda duyabilir.162 Hazret-i Muhammedin (aleyhisselm) Tanrnn hitab olarak tebli ettii Kuran, mslmanlar nezdinde, mutlak muteber bir teolojik referans olarak, metafiziin gvenilir referansdr. slam itikadnda Kuran kmil mnada Allahn sz
(kelmullah) olarak tanmlanr; Kitabn yalnz Allahn konumasn ierdiine iman

edilir.163 Bu imann u esaslarla hakl klnmas mmkndr:


(1) Kurann ifade kalitesi, Arap lisannn tarih normalitesiyle kyaslanmay anlamsz klacak derecede yksek ve zgndr. (2) Metafizik, ahlak ve hukuk sahalarn dzenleyen retisi (slam) tarih balamn olaanst biimde aar. (3) Mbellii Muhammed aleyhisselm, mr boyunca, gndelik hayatn ayrntlarn kuatacak biimde, iman, ibadet, sadakat, gven, ciddiyet vb. temel faziletler zere tannm, birok mucizeye mazhar olmutur. (4) Metin, nzl zamanndan itibaren her dnemde hat ve hfz ihtisas zere korunmutur.164

159 Kr. Howard Root, Metaphysics and Religious Belief, Prospect for Metaphysics: Essays of Metaphysical Exploration (nr. Ian Ramsey), New York 1961, s. 79. 160 Kr. Jacques Maritain, A Preface to Metaphysics: Seven Lectures on Being, Londra 1948, s. 8. 161 Kr. Basil Mitchell, The Justification of Religious Belief, Londra 1973, s. 42. 162 Ludwig Wittgenstein, Zettel (nr. G.E.M. Anscombe, G.H. von Wright; trc. G.E.M. Anscombe), Oxford 1998, s. 123 (717. nerme). 163 Fazlurrahman, Islam, New York 1966, s. 30. 164 Bu ve benzeri temellendirmeler iin bk. Bklln, czl-Kurn, Msr 1951, s. 33-80; Beyhak, Deliln-nbvve, I, 10-19; Sbn, el-Bidye, s. 47-53; Fahreddn er-Rz, enNbvvt, s. 189-190; Mustafa Sdk er-Rfi, czl-Kurn, Kahire 1961, s. 175-240; Said

36

Bu tarih hususlardan baka, Kurann dorudan hitap gramerinde olmas nemli bir itibar noktasdr. Kurann gramerinde apak olan u ki, hitap boyunca, Eli (Resl) ve Haberci (Neb) sfatlaryla ilk muhatap makamnda Hazret-i Muhammede, onun nbvvetine ahit olmu dnemin toplumuna ve onlarn ahsnda btn mminlere ve insanlara, alemlerin rabbi ve gklerin ve yerin yaratcs sfatlaryla Allah (Tanr) hitap etmektedir. Bir mmin iin bunun anlam udur: Kuran okumak veya dinlemek dorudan Allahn kendini ifadesine ahit olmaktrpadiahn hitabn ieren ferman saray elisinin elinden almaya veya dilinden duymaya tebih edilebilir bir ahitlik. rnein, u ayetler, bir mmin tarafndan saf ilah hitap deerinde okunur ve dinlenir:
man eden ve iyilikler yapanlar zemininden rmaklar akan bahelere koyacaz, orada ebed kalc olarak; Allahn gerek sz olarak. Allahtan daha doru szl kim var?165 Ey insanlar, Eli size rabbinizden gerekle geldi; iman edin, sizin iin hayrl olarak. Eer inkar ederseniz, Allahndr gklerde ve yerde olanlar. Allah mutlak bilendir, mutlak hikmetlidir.166 Bir kitap ki onu sana indirdik, insanlar rablerinin izniyle karanlklardan aydnla, mutlak aziz ve hamd olann yoluna karman iin.167

Bu dorudan hitap grameri, Kurann mminler nezdinde srf ilah kelam kabul edilmesini, bylece mutlak muteber bir bilgi kayna makamnda hrmet grmesini aklar. yle ki, bir mmin nazarnda, Kurann belirttii bireye iman etmek, o eyi tank olmak derecesinde bilmeye edeerdir.168 Bu hususta Wilfred Cantwell Smith u gzlemde bulunur:
Eer akide ile inancn tasdiki kastedilirse, mslmanlarn akidesi hi de akide deil, aksine, aka bir ahitlikte bulunutur. Mslman, nanyorum ki Allahtan baka tanr yok; inanyorum ki Muhammed Allahn resuldr. demez; onun yerine, bu olgulara ahitlik ederim diye beyanda bulunur. Mslmann, ahitlik ettii eylere, zihninde, teori deil de olgu olarak, inan deil de evrenin gerekleri olarak itibar etmesi, temel bir nem tar.169

Direkt hitap grameri yannda dier bir itibar kayna, Kurann, kendini, ulhiyet konusunda mutlak yetkin ve yetkili bir aklama olarak sunmasdr. Bylece Kuran,
Nurs, Szler, ahdamar, stanbul 2007, s. 395-397; Muhammed A. Draz, En Mhim Mesaj Kuran (trc. Suat Yldrm), zmir 1994, s. 13-17. 165 en-Nis 4/122. 166 en-Nis 4/170. 167 brhm 14/1. 168 Wilfred Cantwell Smith, Faith and Belief, New Jersey 1979, s. 45. 169 Wilfred Cantwell Smith, a.e, s. 42.

37

kendini, metafizie referans olmak asndan mutlak otorite makamnda takdim eder; dnyann niha mnasn renmeye imkan sunduunu duyurur. Sz konusu makamda Kuran kendini insanlar iin bir doruluk (hden lin-ns) ve herey hakknda bir aklama (tibynen liklli ey) gibi sfatlarla tantr; apak ve aydnlatc bir kitap olduunu vurgular.170 Bu yksek niteliini zetler mhiyette, Kuran, kendini a (nr) benzetir.171 Bu istiareye gre, Tanrnn tuttuu k altnda metafizik sorunlar derhal zlr: nanan insan ferdi nn ve ardn mutlak surette farkeder; doasn ierip kuatan tabiatn niin ve nasl varolduunu, dnyadan neden ve nereye kacan bilmi olur. Gazzal, bu metafizik aydnlatma vazifesine atfen, Kurann, gayb grmeyi salayan bir k olduunu yazar.172 Dahas, kendini, hakikatle hkmeden anlamnda hakm ve gerek ile sahtenin arasn ayran anlamnda furkan sfatlaryla tantan Kuran, metafizik adan mutlak bir hikmeti ve hakemlii stlenir.173 Sz konusu hikmet ve hakemlik, dnyann niha mnas konusunda cehaleti izale ettii gibi izafiyeti de iptal eder. Bu iki anlama gelir: (1) Dnyann niha hikmetini ararken grn engelini aamayan insan fikrine bizzat Tanr tarafndan yardm edilmi, niha gerekten gaflet etmek konusunda mzereti elinden alnmtr. (2) Speklasyon gibi arzalardan doan metafizik ihtilaflar bizzat Tanrnn beyanyla snanm, mnasip olanlar makbul olmayanlar merdut duruma dmtr. Kurann mutlak referans nitelii slam metafiziinin mmtaz usln karlar. yle ki, niha mna almas, speklasyona ve kukulu kaynaklara bavurmakszn, pozitif yntemle, Kurann beyan zere disipline edilir.174 Bu disiplinin temel bir kriteri udur ki, Kuran, tabiat ancak niha mna itibariyle konu edinir. Baka bir deyile, Kuran ile tabiat arasndaki alaka, grn ile niha gereklik arasndaki ba ynyledir. Kuran, grn olarak fizie deil, grnn niha mnas olarak metafizie dair konuur; dnyann nihayet ne anlama geldiini belirtir. Bunu teknik biimde sylersek, Kurann tabiata dair hkmleri (doal varolu hakknda geen yklemler) hemen tamemen metafizik kavramlardan oluur. Mesela yamura ve

el-Bakara 2/185; el-Mide 5/15; Ysuf 12/1; el-Hicr 15/1; en-Nahl 16/89; e-uar 26/2; enNeml 27/1; el-Kasas 28/2. 171 e-r 42/52. 172 Gazzl, Miktl-envr, Matbaats-Sdk, Msr 1322, s. 12. 173 l-i mrn 3/58; el-Mide 5/48; el-Enm 6/114; Ynus 10/1; el-Furkan 25/1; Lokman 31/2; Ysn 36/2. 174 Kr. Bekir Topalolu, Kelm lmi: Giri, stanbul 1996, s. 93.
170

38

bahara deindiinde, Kuran, bu olgularn gaybndaki ihsan iradesini ve manzarann artrd hiret diriliini anlatr:
O, rahmetinin nnde mjde diye rzgar gnderendir. Rzgar ar bir bulut yklenince bulutu l bir ehre srdk; onunla suyu indirdik ve o suyla her eit meyveden kardk. lleri de byle karacaz; belki dnr anlarsnz.175

Kurann niha mnaya mnhasr tabiat konumas o kadar prensipli bir aklamadr ki, nbvvet makamna, doal varolua dair yneltilen sorular Kuran tarafndan ancak metafizik dzeyde deerlendirilmitir; mesela dalar hakknda bir soruya kyamet vaktindeki ykllarna atfla, ayn evreleri hakknda bir soruya takvim nimetine nisbetle cevap verilmitir.176 Sz konusu aklama prensibinden kan udur: Kuran tabiat tarihi yapmad gibi tabiat bilimi de yapmyor; aksine, sadece metafizik yapmakla yetiniyor. Bu yzden Kuran tabiatn yaratlna dair anlatmnda tarihe ve gzleme konu olan unsurlara asgari miktarda yer vermitir.177 Kurann tabiatn niha mnasna dair aklamasnda, metafiziin ana meselesini ifade eden Ben kimim ve btn bunlarn mnas ne? sorusu btnyle yaratl kavram ekseninde cevap bulur. Bu cevap, metafiziin drt temel meselesine nazaran ksaca yle ifade edilebilir:
1. Allahn ezel-ebed hakikati, yokluun yerine varln esas olmasn, yaratma iradesi de tabiatn vcudunu aklar.178 2. Tabiat, Yaradann ulhiyetine ait mutlak deerlerin tannmas, ibadet ve ahlak iinde takdir edilmesi gayesiyle varedildi/varedilmekte.179 3. Tabiat, Yaradann hikmetli ve kudretli emrinin etkisiyle varedildi/varedilmekte.180 4. Tabiat, Yaradann emriyle bozulup yklacak, ebediyet iin yeni bir tabiat kurulacak, her insan ferdi yeniden yaratlp canlandrlacak, dnyada geen mrnden yarglanacak, Yaradann adaleti, merhameti, cmertlii uyarnca her ferde mstahakk verilecek, ya felah ya hsran diyarnda lmsz klnacaktr.181

Kuran, bu temel zere beyan ettii metafizik retisini, Yaradann mteal ztn tafsilen tantarak temellendirir. Yukarya atfla sylersek, Kuran, Tanrnn kimliini
el-Arf 7/57. el-Bakara 2/189; Th 20/105-107. 177 Kr. Thomas J. OShaughnessy, Creation and the Teaching of the Quran, Roma 1985, s. 53. 178 Bk. el-Bakara 2/255; l-i mrn 3/2. 179 Bk. Hd 11/7; ez-Zriyt 51/56; el-Mlk 67/2. 180 Bk. el-Bakara 2/117; el-Enm 6/73; en-Nahl 16/40; Meryem 19/35; Ysn 36/82. 181 Bk. et-Tekvr 81/1-14; el-nfitar 82/1-5; el-nikak 84/1-15.
175 176

39

aklamak suretiyle metafiziin temelini belirler; teolojik ihtilaflar halletmek suretiyle metafizik ihtilaflar giderir. Bu reti iinde Yaradann varlnn mesele yaplmad sylenebilir. Onun yerine, Kuran, sz, bir olgu olarak tabiatn anlaml ve kymetli yaratlndan balatyor, mnidar doal varoluu gerek klan niha iradeyi aklyor.182 Buna gre, Kuran, tabiat bilimi yapmad gibi tabiat teolojisi de yapmyor; yani tabiatn yaratl zelliklerine istinaden Yaradann varln ispat etmeye almyor. Kurann bu mebd mant, ksaca, Tanr kimse yaratc odur. cmlesinde ifadesini bulur. Kurann metafizik retisinin temelinde ulhiyet kimin sorusunun yatyor olduu, u rnek beyanda grlebilir:
De ki: Hamd Allaha; ve selam setii kullarna. Allah m hayrl yoksa Ona ortak saydklarnz m? Gkleri ve yeri yaratan, gkten size su indiren miki o suyla gzel baheler bitirdik, aacn bitirmenin elinizden gelmedii? Allah ile beraber bir tanr m? Hayr onlar hakikatten dnen bir toplum. Yeri durulur klan, arasnda rmaklar yapan, ona sabit dalar diken, iki deniz arasna engel koyan m? Allah ile beraber bir tanr m? Hayr onlarn ou bilmiyor. Darda kalma Ona yakardnda cevap veren, fenal gideren, yerde sray size veren mi? Allah ile beraber bir tanr m? ok az dnyorsunuz. Karann ve denizin karanlklarnda size yol gsteren, rzgar rahmetinin ncesinde mjde diye gnderen mi? Allah ile beraber bir tanr m? Allah ortak saydklar eylerden ycedir. Yaratmay balatan sonra yineleyen, sizi gkten ve yerden besleyen mi? Allah ile beraber bir tanr m? De ki: Kantnz getirin eer doru kiilerseniz.183

Bu noktada, Kurann metafizik retisinin balang noktasnn, en byk sylemi durumundaki L ilhe illallah. (Allahtan baka tanr yoktur.) hkm olduu belirginlik kazanyor.184 Kuran bu vahdet hkmyle, ulhiyeti mutlaka Allaha nisbet eder; Ondan bakasna yaplan ulhiyet atflarn (irk) batl sayar.185 Devamnda, Kuran, Yaradann kimliinin mufassal vechelerini aklar, Onu tarif ve takdim eder. Kuran bu tarif ve takdimi, en gzel isimler olarak and ilah nvanlar ok ynl ve zengin bir slupta anlatarak yapar.186 Buna gre, hereyden nce, tabiatn varolu deerleri (gzellik, incelik, holuk, dzgnlk, lllk vb. nitelikler) Yaradann kemal
Kr. Bekir Topalolu, Allahn Varl, Ankara 1995, s. 21. en-Neml 27/59-64. 184 Kr. smail R. Faruk, al-Tawhid: Its Implications for Thought and Life, International Institute of Islamic Thought, Herndon, Virginia, 2000, s. 18; Hseyin Atay, slamn nan Esaslar, Ankara 1992, s. 70. 185 Bk. el-Bakara 2/22; el-Arf 7/190; Ynus 10/107; el-Mminn 23/117; el-Ankebt 29/42; Sebe 34/22; Ftr 35/40; ez-Zmer 39/63; ez-Zuhruf 43/85. 186 Bk. el-A rf 7/180; el-sr 17/110; Th 20/8; el-Har 59/24.
182 183

40

vasflarna (ilim, hikmet, kudret, merhamet, ihsan, kerem... gibi sfatlara) iaret eder; Onun, alm, hakm, kadr, rahm, muhsin, kerm... gibi kmil isimlerini anlatr, hatrlatr. Bu yzden Kuran lisannda sz konusu doal deerlere yet (almet, iaret) ad verilir.187 yle ki, yaratl ayetleri, grn bylenmenin sebep olduu unutkanla ve anlayszla kar, muttasl bir hatrlama (zikr) ve anlama
(tezekkr) imkan sunar.188 Bu metafizik duyarllk veya gayb hassasiyeti insann

kararl bir tevhd uuru iinde yaamasn salar ki mslman ahlaknn temeli budur.189 O kadar ki, tevhd uuruna mtuf olmak zere, doal varoluu daima mteal Yaradana nisbetle deerlendirmek ilevinde birok gndelik zikir ifadesi, Kuran referansl mslman ahlaknda yer almtr:
Bismillah190 (Allahn adyla) Doal bir ii gerekletirirken Yaradann hkmn hatrlayarak Onun merhametli iradesine mracaat etmeyi belirtir. Sbhnallah191 (Allah ycedir) Yaradann mutlak yceliini hatrlayarak btn doal durumlar Onun mukaddes hikmetine nisbetle anlamay belirtir. Elhamdlillah192 (vg Allaha) Tabiatta niha hkmn Yaradana ait olduunu hatrlayarak hayatn btn deerini Onun ihsankr emrine atfetmeyi belirtir. Allahu ekber193 (Allah daha byktr) Doal unsurlarn grkemine karlk Yaradann hametini hatrlayarak tabiat iinde ezginlie yer olmadn belirtir. nallah194 (Allah isterse) Her doal olayn ancak Yaradann iradesiyle gerekletiini hatrlayarak Onun hikmetine teslim olmay belirtir. Mallah195 (Allah byle istemi) Doal deerlerin ancak Yaradann iradesinden kaynaklandn hatrlayarak Onun kadrine hrmet etmeyi belirtir. Ez billah (Allaha snrm)196 Tabiatn her trl erri zerinde Yaradann hkmn hatrlayarak Onun merhametine bavurmay belirtir. Hasbunallah/Hasbiyallah197 (Allah bize/bana yeter) Doal olaylarn basksna kar Yaradann kudretini hatrlayarak cizlikten arnmay belirtir. Bk. el-Bakara 2/164; l-i mrn 3/190; el-Hicr 15/75; el-Csiye 45/5. Bk. l-i mrn 3/41; en-Nahl 16/13; e-uar 26/227; Gafir 40/13. 189 Kr. Hlis Albayrak, Kuranda nsan-Gayb likisi, stanbul 1993, s. 256, 279, 286; mer Aydn, Kuran- Kermde mn-Ahlk likisi, aret Yaynlar, stanbul 2007, s. 82, 83. 190 el-Ftiha 1/1; el-Mide 5/4; el-Hacc 22/36. 191 el-Enbiy 21/22; er-Rm 30/17; ez-Zuhruf 43/82. 192 el-Ftiha 1/2; el-Enm 6/1; el-Arf 7/43; Ynus 10/10. 193 en-Nis 4/34; er-Rad 13/9; el-Hacc 22/62. 194 el-Enm 6/80; el-Arf 7/89; el-Kehf 18/24. 195 el-Kehf 18/39; el-nfitar 82/8. 196 el-Mminn 23/97; el-Felak 113/1; en-Ns 114/1.
187 188

41

L havle ve l kuvvete ill billah198 (G ve kuvvet yalnz Allah ile) Doal glerin Yaradann emrine ait olduunu hatrlayarak kadere ayak uydurmay belirtir. nn lillah ve inn ileyhi rcin199 (Allaha aidiz ve Ona dnmekteyiz) Tabiat iinde insan ferdinin Yaradana ait olduunu hatrlayarak mitle yaamay belirtir.

Bu tr zikirlerle doal varoluu daima Yaradana nisbetle deerlendirmek, pratik ve teorik natralizmden uzaklamay ve bylece nihilizmden kurtulmay salar. nce, pratik natralizm iinde metafizik dalgnln gndelik hayat niha mnadan koparp anlamsz klmas (gn ve geceyi hilie atmas) tehlikesine karlk, her bir yaant mnasip bir zikir eylemi iinde kalc deer kazanr; hayatn iyilii birikir. Sonra, teorik natralizm iinde lmn bir btn mr niha deerden koparp anlamsz klmas (bir mr hilie atmas) tehlikesine karlk, mr bir uzun zikir tecrbesi olarak niha bir deere ular; ebediyet midine mesnet olur. Hazret-i Peygamberin
(aleyhisselam) gndelik hayat ve bir btn mr, siyer ve sret literatrnn tankl

zere, sz konusu deerlendirme ameliyesinin mkemmel bir rneidir.200 O kadar ki, lm deinde son sz makamnda mstesna bir zikri tercih etmesi, bir bakma, bu ameliyenin zeti olmutur. Grn olarak tabiatn snrnda durduu hengmda, Yaradann mteal makamna tevecch ederek, son nefesine dek, En yce dosta.. demitir.201

l-i mrn 3/173; et-Tevbe 9/59; ez-Zmer 39/38. el-Bakara 2/165; el-Kehf 18/39. 199 el-Bakara 2/156. 200 Allah Resulnn zikir pratiine ait kapsaml bir koleksiyon iin bk. Nevev, Hilyetlebrr ve irul-ahyr, (nr. Al e-rbec, Kasm en-Nr), Risale, Beyrut 1992, s. 45 vd. 201 Bk. bn Him, es-Sretn-Nebeviyye, Mektebetl-Asriyye, Beyrut 1992, IV, 267; bn Hibbn, es-Sretn-Nebeviyye ve ahbrul-Hulef, el-Ktbs-Sekafiyye, Beyrut 1987, s. 400.
197 198

42

kinci Blm

TABATIN KAYNAI OLARAK ALLAHIN YARATMA EMR

I. YARADANIN HKMETL RADES

1. lah radenin Tabiat Belirlemesi


Girite belirttiimiz zere, Allahn yaratma emri Onun iradesine istinad eder. Cenab- Hakkn yaratma iradesi, literatrde, varetmek anlamnda tekvn kelimesine izafe edilerek, tekvn irade eklinde anlr.1 Emir yetinin aka bildirdii gibi, Allahn birey yaratmas, o eyin varln istemesine baldr. yle ki, emir irad buyruk anlamna geldiinden, yaratma emrinin iradeye istinad muhakkaktr. Buna gre, Yaradann herhangi bireyin varolmasn istemesi, doal srecin niha dayanadr; klasik tabirle sylersek, ilah irade, doal varolua mebde olmaktadr. Bu, girite deindiimiz vahdaniyet ilkesinin ifadesidir; nk yaratc iradenin sadece Allaha ait olmas, tabiatn btnyle Onun iradesine dayanmas anlamna gelir.2 Yaratl terimini, genel mnada deil de, tabiatn anlaml ve deerli varoluu mnasnda aldmzda, doal varoluun yaratc bir iradeye dayanmas muhakkak olur. yle ki, bu hususi mna bakmndan yaratmak fiili mutlaka irade belirtir; iradesiz bir sanattan bahsetmek mmkn olmad gibi, tabiatn anlaml ve deerli varoluu
zmirli, Muhassall-kelm vel-hikme, stanbul 1336, s. 45; Yusuf evki Yavuz, rade, DA, stanbul 2000, XX, 380. 2 Bk. Cveyn, el-Akdetn-Nizmiyye, Kahire 1978, s. 38.
1

44

anlamnda iradesiz bir yaratltan bahsetmek imkanszdr; u halde, yaratl manzaras olarak tabiat, Yaradann iradesini muhakkak ispat eder.3 Demek, tabiatn anlaml ve deerli varoluu itibariyle, tabiatn bir yaratma iradesine delaleti mutlak saylr. Bu adan, tabiatn varoluunu bir yaratma iradesine atfta bulunmakszn aklamaya alan maddeci natralizmin bir mantk boluu barndrd sylenebilir. O kadar ki, anlaml ve deerli yapsyla tabiatn yaratln iradesiz yapm eklinde tanmlamak, iradesiz idare ibaresi trnden sofiste bir eliki ierir. Evrimci natralizme ait yaratc tesadf ibaresi byle bir eliki rneidir; tabiatn anlaml ve deerli varoluunu irade barndrmayan bir faktre atfeder nk. Evrimci natralizme ait hemen btn teorik problemler bir bakma sz konusu elikiden kaynaklanr. Ksaca, anlaml ve deerli varoluuyla tabiat ancak bir yaratma iradesine atfla tamamen aklanabilir. Baka deyile, yaratl manzaras olarak tabiata bakmak, yaratc bir iradesinin hkmne ahit olmak demektir. Kuran, tabiatn varoluuna hkmeden yaratc iradenin mutlaka Allaha ait olduunu bildirir.4 Bu, girite getii zere, Cenab- Hakkn ortak kabul etmeyen ulhiyetinin ifadesidir. Buna gre, tabiat ancak Allahn mlk olarak varolur. Kuran, Allahn tabiata mutlak mlik olduunu aklar; gklerde ve yerde ne ve kim varsa, mutlaka Onun hkmnde bulunduunu belirtir.5 Bu yzden Kuran, Yaradan, mutlak hkmdar anlamnda el-melik sfatyla anar.6 Bu sfat, Gklerde ve yerde byklk Onundur.7 ilah sznn belirttii mutlak azamet mnasna edeer saylr. Kuran, ilah azamet itibariyle hereyin Yaradana boyun ediini vurgular.8 Boyun emek (kunt) vasf ayrca nnde eilmek (secde) szyle dile getirilir; kinatta hereyin ve herkesin Ona secde ettii bildirilir.9 Bu, her trl irk kabuln iptal edecek ekilde, varolua bir tek mutlak iradenin hkmettiini anlatr. Kuran, bu bakmdan, Allahtan baka yalvarlan mercilerin, Onun iradesine ortak tutulan szde tanrlarn, kinatta hibir eye, bir tek ekirdee hatta zerreye bile mlik olmadn ilan eder.10 Kuran bu meyanda daima vahdet prensibini hatrlatr:

3 Kr. Bklln, et-Temhd, Kahire 1947, s. 56; Fahreddn er-Rz, el-Mesill-hamsn (nr. Ahmed Hicaz es-Seka), el-Mektebs-Sekaf, Kahire 1989, s. 48. 4 Bk. el-Bakara 2/22; el-Arf 7/190; Ynus 10/107; el-Mminn 23/117; el-Ankebt 29/42; Sebe 34/22; Ftr 35/40; ez-Zmer 39/63; ez-Zuhruf 43/85. 5 Th 20/6; el-Mlk 67/2. 6 Th 20/114; el-Mminn 23/116; el-Har 59/23. 7 el-Csiye 45/37. 8 el-Bakara 2/116; er-Rm 30/26. 9 er-Rad 13/15; en-Nahl 16/49; el-Hac 22/18. 10 el-Furkan 25/3; el-Ankebt 29/17; Sebe 34/22; Ftr 35/13.

45

O hkmne hi kimseyi ortak kabul etmez.11

Bu rnek ifade, edeb adan, mlknde baka hkimler barndrmayan hkmdar tebihindedir. Kuran, sz konusu tebih bakmndan, gklerin ve yerin mlknn Allaha ait olduunu vurgular; kinat usuz bucaksz bir lkeye benzeterek, Yaradan bu lkenin mutlak gl hkmdar makamnda tasvir eder.12 lkesine mutlak hkim hkmdar tebihinin, Yaradann tabiatla mnasebeti asndan en uygun tasvir slubu olduu dnlebilir. Yaradann tabiata mutlaka hkmetmesi, iradesiyle, doal varoluu mutlaka kuatt anlamna gelir. Bu mutlak ihata, doruca, tabiatn btnyle Yaradann bilgisi zere gerekletiini anlatr. Ksaca, varolua mutlaka hkmetmesi bakmndan, herhangi bireyin Onun bilgisinin dnda kalmas dnlemez.13 Kuran, Allahn, ummen hereyi ve hususen insan hayatn mutlak surette kuattn bildirir.14 Kurann ilgili beyan yle zetlenebilir: Varoluun gelecei Allahn hkmnde, gelecein bilgisi Onun nezdindedir.15 leride neler yaanacan Allahtan baka kimse bilemez; hi kimsenin, yarn bana neler geleceini ve sonunda nerede leceini bilmedii gibi.16 Allah, insanlarn dnyada tek tek nasl bir hayat sreceini, mrlerini ne ekilde tamamlayacan bilir.17 Kyametin nasl meydana gelecei, maher gnnde neler olaca, hesaba ekilen kiilerin Allaha nasl cevap verecei, gnahkr kiilerin birbirlerine neler syleyecei, nihayet kimin cennete girecei ve kimlerin azaba mruz kalaca... Yaradann mlumudur.18 Cenab- Hakkn, varoluta hereye mutlak bir irade zere hkmetmesi, Kuran lisannda, kuatmak anlamnda ihata kavramndan baka, saym anlamnda ihs kavramyla da dile getirilir.19 Bu kavram, kainatta her bir eyin, tek tek, ilah irade tarafndan belirlendiini anlatr.

el-Kehf 18/26 el-Bakara 2/107; l-i mrn 3/189; el-Mide 5/17; et-Tevbe 9/116; en-Nr 24/42. 13 Kr. Ear, el-bne an uslid-diyne, Riyad 1400, s. 92; Fahreddn er-Rz, el-Mesillhamsn f uslid-dn, Kahire 1989, s. 49; Badd, Usld-dn, Beyrut 1981, s. 95; Teftzn, erhul-Maksd, stanbul 1277, II, 95. 14 l-i mrn 3/120; en-Nis 4/108, 126; el-Enfl 8/47; Hd 11/92; el-sr 17/60; Fussilet 41/54; et-Talak 65/12. 15 el-Enm 6/58; Ynus 1o/20; Hd 11/123; en-Nahl 16/77. 16 l-i mrn 3/179; el-Enm 6/59; en-Neml 27/65; Lokmn 31/34. 17 Muhammed 47/19. 18 brhm 14/44; en-Nahl 16/86; Meryem 19/70; Th 20/104; Lokmn 31/43; Sebe 34/32; en-Nebe 78/40; el-Mesed 111/3. 19 Ysn 36/12; el-Cin 72/28.
11 12

46

Yaradann, tabiatn varoluunu btn ayrntsyla belirlemesi, itikad geleneinde, kader kavram altnda deerlendirilir.20 Literatrde ayn mna iin eitli terimler kullanlyor olsa da, birletirici bir terim olarak kader, kainatta her bir eyin, Yaradan tarafndan takdr edilmesini (hikmetle belirlenmesini) ve bylece btn varoluun ilah takdr zere gereklemesini anlatr.21 Mslman lisannda kader daha ok insan hayatnn ilah irade tarafndan takdr edildiini anlatmak iin kullanlsa da, mutlak kullanmnda kader btn bir varoluun takdrini ifade eder.22 Aslnda, kader, ilah vahdetin, yani Allahtan baka yaratc olmad akidesini ifade eder; nk Allah hereyin yaratcs olduuna gre, herey Onun takdr etmesiyle gerekleir.23 Bu, Arap lisannda, yaratma (halk) fiilinin takdr etmek anlamnda kullanlmasnda belirgindir; belirlemeksizin yaratmak anlaml deildir.24 Bu kullanm, Kurann lisanna da uygundur. Kuran kader kelimesiyle varoluun belirli deerlere (llere) gre yaratldn anlatr.25 Bu konuda geen genel beyanlara unlar misal verilebilir:
Herey Onun nezdinde bir lyledir.26 Allah hereye muhakkak bir l klmtr.27 Hibir ey yok ki hazineleri nezdimizde olmasn; onu ancak mlum bir lyle indiririz.28

Kuran, mahhas olarak, gece ve gndzn belirli srelerde yaratlmasn, Yaradann takdri olarak anar.29 nsann yaratlna ait biimlerin, gnein ve ayn hareketlerinin, Allah tarafndan takdir edildiini bildirir.30 Gkten yamurun bir kader zere

Bk. Sbn, el-Bidye (nr. Bekir Topalolu), Ankara 1995, s. 78; Aliyyl-Kari, erhu Kitabil-Fkhil-ekber, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1984, I, 22; Birgiv, Ravztl-cennt, stanbul 1305, s. 21;. 21 Bk. Mtrd, et-Tevhd (nr. Fethullah Huleyf), Beyrut 1986, s. 307; Nesef, et-Temhd f uslid-dn (nr. Abdlhayy Kabil), Kahire 1987, s. 82; Muhammed Selme Cebr, el-nsn beynel-cebr vel-ihtiyr, Kuveyt 1980, s. 23. 22 Kr. Yusuf evki Yavuz, Kader, DA, stanbul 2001, XXIV, 59. 23 Bk. Beyhak, uabl-mn, I, 201; Gaznev, Usld-dn, Beyrut 1998, s. 184; bn Teymiyye, el-Kaza vel-kader, Drul-kitbil-Arab, Beyrut 1991, s. 87; Beyzzde, el-Usll-mnfe (nr. lyas elebi), Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf, stanbul 1996, s. 65. 24 Zeccc, Tefsru esmillhil-hsn (nr. Ahmed Yusuf ed-Dekkak), Drul-Memn lit-trs, 1986, s. 35. 25 Ynus 10/5; Th 20/40; el-Furkan 25/2; el-Kamer 54/49; el-Mrselt 77/22; Abese 80/19. 26 er-Rad 13/8. 27 et-Talk 65/3. 28 el-Hicr 15/21. 29 el-Mzzemmil 73/20. 30 Ysn 36/38.
20

47

indirildiini syler.31 Rzkn kullara ancak Yaradann irade ettii bir lde ihsan edildiini belirtir.32 Kader, doal varoluun ancak ilah takre gre gerekletiini anlattna gre yaratl ilkesine edeer bir kavramdr. Buna gre, her yaratma emri bir ilah takdr ifade eder. Kuran, bu meyanda, ilah emrin ancak belirlenmi bir l zere olduunu beyan eder.33 Bu aslnda, her yaratma emrinin, hikmetle irade edilen bir buyruk, u halde hakikatle sylenen ilah bir sz olduu anlamna gelir. Kuran, bu yzden, ilah emri kimi zaman sz eklinde anar; Allahn, gerei, szleriyle (kelimt) salad belirtilir.34 Bu, ksaca, Allahn, buyurmak ile varettiini anlatr. Bu dorulutuda, Kuran, bir durumun hikmetle belirlenmesini szn gemesi (sebkatl-kelime ve
sebkatl-kavl) eklinde tabir eder.35 Mukadder durumun kudretle buyurulmas, yani

yaratlmas ise, emrin gelmesi (mecl-emr ve itynl-emr) ve szn gerek olmas


(hakkul-kelime ve hakkul-kavl) eklinde tabir edilir.36 Bu ikinci mna, ayrca, emrin

aa kmas (zuhrul-emr) ve emrin yerine getirilmesi (kazul-emr) tabirleriyle dile getirilir.37 Bu son tabir (kaz) ayrca emri hkme balamak anlamnda takdr karlnda da kullanlr.38 Btn bu mnalar emir yetince ifade edilir:
Bir emre hkmettiinde, ona sadece ol der, bylece olur.39

Kuran, ayrca, her yaratma emrinin, hikmetli bir hkm makamnda, ilah bir yazmda yer aldn aklar. Bu, ksaca, tabiatn kaderinin kaydedilmesi anlamna gelir. Kuran, tabiatta ya kuru, kk byk, gizli ak, ne varsa, hepsinin apak bir yazmda yeraldn syler.40 rnein, her ecel (son vakit) iin belirli bir yazm bulunur.41 Bu itibarla, herkesin mr yazlmtr.42 Her canl ancak Allahn izniyle ve yazlm bir ecel zere lr.43 Allah kime ne yazmsa ondan bakas bana gelmez.44 Toplumlarn
el-Mminn 23/18; ez-Zuhruf 43/11. e-r 42/27. 33 el-Ahzb 33/38. 34 el-Bakara 2/124; el-Enfl 8/7; Yns 10/82; e-r 42/24. 35 Hd 11/40, 110; Th 20/129; Fussilet 41/45. 36 el-Bakara 2/109; Ynus 10/24, 33; Hd 11/40, 58; en-Nahl 16/1, 33; el-sr 17/16; el-Kasas 28/63; es-Secde 32/13; Ysn 36/70; ez-Zmer 39/71; el-Mmin 40/6; Fussilet 41/25; el-Ahkaf 46/18. 37 el-Enm 6/8; el-Enfl 8/42; et-Tevbe 9/48; Hd 11/44; Meryem 19/21, 39. 38 Ysuf 12/41; el-Hicr 15/66. 39 l-i mrn 3/47; Meryem 19/35. 40 el-Enm 6/59; Hd 11/6; en-Neml 27/75; Sebe 34/3. 41 er-Rad 13/38. 42 Ftr 35/11. 43 l-i mrn 3/145. 44 et-Tevbe 9/51.
31 32

48

lmleri de satr satr yazlmtr.45 Tabiatn kaderinin btn ayrntsyla kayda gemesi, Yaradann hkimiyetinin tescil edilmesi anlamna gelir. Bu tescil mnas, bir padiahn, icraatna ait buyruklarn ferman hlinde yazdrmasna tebih edilebilir. Sz konusu tescil, insanlarn, Yaradann mutlak hkimiyetini anlamalarna, iradelerinin snrn farketmelerine, bylece kulluun zaruretini kavramalarna mtuf kabul edilebilir:
Yerde vuku bulan veya banza gelen herhangi bir durum yok ki biz onu varetmeden nce bir yazmda yeralmasn. Bu Allah iin kolaydr. Bylece elinizden kana zlmeyesiniz ve Onun size verdiiyle marmayasnz. Allah kendini beenip vnen kimseleri sevmez.46

Yaratl hkmlerinin yer ald mukaddes kader kayd, mteal ve mukaddes bir mhiyette olduundan, herhangi bir dnyev yazma kyasla tasavvur edilmesi anlaml deildir. Kuran, kader kaydnn mhiyetini tasvir etmeksizin, ondan, apack bir kitap
(kitbn mbn) olarak bahseder; kinatta hereyin bu kitaba uygun gerekletiini

bildirir.47 Kuran, mteal kader kaydn ayrca apak bir rehber (immn mbn) adyla anar.48 Bu adlandrma, kader kitabnn, varolu hikmeti asndan tabiata kaynak olduunu belirtir. O kadar ki, doal varoluun, kader kitabnn bir izdm olduu sylenebilir.49

2. lah radenin Hikmete Uygunluu


Yaratl ilkesine gre, tabiatn anlaml ve deerli varoluu, Yaradann hikmetle varetmesinin sonucudur. Ksaca, ilah hikmet, doal varolua ait btn mna ve kymetin niha kaynadr. Bir vasf olarak hikmet gerei bilmek ve geree gre davranmak anlamna gelir; bu yzden hikmetli iler hakk (shi), hikmetsiz iler ise btl (aslsz) eklinde anlr.50 Buna gre, ilah hikmet, Yaradann mukaddes bir vasfdr; hereyin gereini bilmesi ve geree uygun irade etmesi anlamna gelir.51 Kuran, Yaradann mutlaka gerek zere hkmettiini, hibir iinin aslsz olmadn
el-sr 17/58. el-Hadd 57/22, 23. 47 el-Enm 6/59; Ynus 10/61; Hd 11/6; en-Neml 27/75; Sebe 34/3. 48 Ysn 36/12. 49 Kr. Rb el-sfehn, el-tikadt, Beyrut 1988, s. 276. 50 Nesef, Tebsratl-edille (nr. Claude Salme), Dmek 1993, I, 384. 51 Beyhak, uabl-mn, Beyrut 1990, I, 121; Zebd, Tcl-ars, hkm md.
45 46

49

bildirir.52 Bu anlamda Kuranda Cenab- Hakk el-hakm (mutlak hikmetli) sfatyla anlr.53 Bu sfat, Allahn gayesiz davranmaktan mukaddes olduu, her iinin hakikat tad eklinde tarif edilmitir.54 Hakm sfat, sz konusu tarif itibariyle, Allahn emrinde mutlak hakikat bulunduunu anlamnda el-hakk (mutlak gerek) sfatyla eanlaml saylr.55 Tabiatn anlaml ve deerli varoluu, Yaradann hikmetine ahitlik eder. yle ki, yaratmak kelimesini hususen anlaml ve deerli biimde varetmek eklinde aldmzda, yaratl manzaras olarak tabiatn hikmet belirttii muhakkaktr. Bu hususi mna asndan, tpk iradesiz yaratl sz gibi hikmetsiz yaratl sz de mantksal bir eliki tar. Yaratln ilah hikmete ahitlik etmesi, literatrde, tabiatn mnidar yaps ile sanatl bir eser arasnda kyas kurularak anlatlr; sanatl eser gibi tabiatn da hikmetle varedildii muhakkak grlr.56 Bu manta gre, tabiatn varoluunu yaratl hikmetine atfta bulunmakszn konumak anlamsz olduu gibi, Yaradann iradesini Onun hikmetine atfta bulunmakszn konumak da anlamszdr. Buna ramen, Ear literatrnde, ilah irade ile ilah hikmet arasndaki alkay mutlak grmeyen bir kelama rastlanr. Bu z kelam, tarih adan, Mutezilenin ilah adalet hesabna ilah iradeye zorunluluk nisbet etmesine mukabil domu olup, ksaca, ilah iradeyi herhangi bir gaye ile snrlamann uygun olmadn ngrr. Mutezilenin adalet sylemine gre, Allahn maslahata gre hkmetmesi zorunludur; aksi halde Allaha hakszlk (zulm) ve anlamszlk (sefeh) isnat edilmi olur.57 Earler, bu zorunluluk (vcb) sznn dourduu rahatszlktan olacak, ilah iradenin mutlakln vurgulamak amacyla, ilah hikmet hakknda menf bir speklasyon rettiler; Cenab- Hakkn yaratma fiilinde herhangi bir maksat ve gaye bulunmadn, nk Onun hibir eyi maslahat gerei yapmak zorunda olmadn ileri srdler.58 Bu marjinal sylemde hikmet kavramnn ieriksiz kald ortada; nk ilah iradenin hibir deer gzetmedii farzedilmi oluyor. Oysa bu Eariyyenin genel kelamna aykrdr. Dorusu, sz konusu marjinal sylem, Mutezilenin zorunluluk ifadesine tepki
Hd 11/45; en-Nr 24/18; er-Rm 30/8; ed-Duhn 44/4; et-Tn 95/8. el-Bakara 2/32, 129, 209; l-i mrn 3/6, 18, 58; en-Nis 4/26; en-Nahl 16/60; Lokmn 31/27. 54 Fahreddn er-Rz, Levmiul-beyyint, Msr 1323, s. 210. 55 Bk. Zeccc, tikaku esmillah, Beyrut 1986, s. 178. 56 Ear, el-Luma, Kahire 1975, s. 24; Bklln, el-nsaf, Beyrut 1986, s. 53; Fahreddn er-Rz, el-Erban f uslid-dn, Kahire 1986, I, 188; a. mlf., el-Metalibl-liye, Beyrut 1987, III, 107. 57 Kad Abdlcebbar, el-Mun, Kahire, ts., VI, 48-49. 58 Bklln, et-Temhd, Kahire 1947, s. 50; Fahreddn er-Rz, el-Mesill-hamsn f usliddn, Kahire 1989, s. 62; mid, Gyetl-merm (nr. Hasan Mahmud Abdllatif), Kahire 1971, s. 224.
52 53

50

olarak, adalet tartmalarna mnhasr kalr; Eariyyenin sistemli kelamn temsil etmez. Eariyye, sistemli kelmnda, ilah hikmeti sahih mnasyla tarif eder, Allahn her hkmnde hikmet bulunduu vurgulanr.59 Bu, Mtrd kelamnn hikmet tarifi ve vurgusuyla ayndr: Maslahata gre hkmetmek iradenin kemalini belirtir; ilah hkmler mutlaka iyilik ve gzellik ifade eder.60 Ayn tarif ve vurguyu Selefiyye de paylar: lah hkmler mutlaka ilah hikmete baldr; ilah emir daima hikmet ifade eder.61 Bu meyanda Abdlkahir el-Badad (. 429/1037) slam mmetinin ilah hikmetin mutlakl konusunda ittifak ettiini kaydeder.62 Doal varolutaki hikmet tabiat felsefesinde teleoloji (gaye-bilgisi) bal altnda dnlr.63 Aristonun tasnifine gre u doal nesne niin varoluyor sorusunun hitap ettii varolu gayesi tabiat srecini aklayan drt sebepten biridir.64 Varolu gayesine dair iki aklama seviyesinden bahsedilebilir: (1) Doal yaplarn ilevsel amalarna dair aklamak ki, tabiatn objektif ifadesinde yeralr; eklemlerin hareket kabiliyeti salamak amacyla varolmas gibi. (2) Doal yaplarn niha amalarna dair aklama ki tabiatn niha mnas iinde yeralr; hareket kabiliyeti salayan eklemlerin nihayet ibadet amacyla varolmas gibi.65 Tabiattaki ilevsel amalar faydal sonular zerinden objektif olarak tesbit edilebilir. rnein: Kalp, temiz ve kirli kann karmamas iin blmelerden olumutur. Bu trden ilevsel teleolojinin bilimsel anlatm iinde yeralmas normal hatta kanlmazdr.66 Fakat, tabiattaki niha amalar, gzlemin tesinde uzak hedeflere ait olduundan, objektif olarak tesbit edilemezler; dolaysyla bilimsel anlatmda yeralmalar mmkn deildir.67 rnein, Dil, nimetlerin farkl tatlarn alglayp trl krlere vesile olsun diye hassas reseptrlerle donatlmtr. cmlesi, dilin varoluundaki niha gayeyi akladndan, doruluu, ancak belli bir metafizie gredir. Objektif gaye bilgisini metafizik gaye bilgisinden ayrt etmek amacyla baz biyoloji felsefecileri birincisine teleonomi (gaye-kural) adn

Bklln, et-Temhd, Kahire 1947, s. 51; Ear, el-bne, s. 63-64; sferyin, et-Tebsr, Beyrut 1983, s. 168. 60 Mtrd, et-Tevhd (nr. Fethullah Huleyf), Beyrut 1986, s. 216; smend, Lbbl-kelm (nr. M. Sait zervarl), stanbul 1998, s. 145; kr. M. Saim Yeprem, rde Hrriyeti ve mam Mtrd, amil, stanbul 1980, s. 283. 61 bn Teymiyye, el-Kaz vel-kader, Beyrut 1991, s. 74, 140, 274; bn Kayyim el-Cevziyye, Mifthu dris-sade, Beyrut, ts., II, 32; a.mlf., iful-all, Beyrut 1997, s. 524-612. 62 Badd, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts., s. 13, 26, 338. 63 Andrew Woodfield, Teleology, Cambridge University Press, Cambridge 1976, s. 1. 64 Aristoteles, Metafizik (trc. Ahmet Arslan), stanbul 1996, s. 87. 65 Teleolojik mna seviyeleri hakknda bk. Andrew Woodfield, a.g.e, s. 26 vd. 66 Teoman Dural, Biyoloji Felsefesi, Ankara 1992, s. 64. 67 Bk. William J. FitzPatrick, a.g.e, s. 179 vd.
59

51

verirler.68 te yandan, kimi evrimci natralistler, ilevsel amalarn amasz deiimler sonucunda ortaya kt kabulne nazaran, bilimsel ifade iinde her trl gaye bilgisini yadsyarak teleonomiye kar karlar.69 Sz konusu natralistler, teleonomiyi, teleolojinin yaayan hayaleti sayar.70 Bu natralist itiraz, belli ki, hikmetli yaratl kavramna kar yaplmakta. Fakat bu kavram, yukarda deindiimiz zere, tabiatn anlaml ve deerli varoluu anlamnda bir olguyu ifade ettiinde tabiat tarihine dair herhangi birey ngrmez; dolaysyla, genel anlam bakmndan hikmetli varolu veya hikmetli yaratl kavramlar kanlmazdr; teleonomik ifadelerin bilimsel aklamadan elenmesi mmkn olamaz. u halde bahsi geen natralist itiraz, gaye bilgisine ait iki aklama seviyesini birbirine kartran bir mantk kaymasndan ibaret olmal. Bu mantk kaymasnn modern natralist sylemde etkin olduunun bir gstergesi olarak, Richard Dawkins, biyolojiyi, bir ama iin tasarlanm grnts veren karmak eylerle uraan bir bilim eklinde tanmlar.71 Kuran, tabiat bilimi yapmadna nazaran, tabiat sadece niha gaye seviyesinde aklar; zengin bir metafizik aklamayla, tabiatn niin varolduunu anlatr. Kurann bu konuda en zl beyan, dnyann aslsz ve amasz deil, mutlaka hakikatle yaratlm olduudur:
Gkleri, yeri ve ikisi arasnda ne varsa, oyun olsun diye yaratmadk. kisini de sadece hakikatle yarattk. Fakat onlarn ou bilmiyor.72

Btn ieriiyle tabiatn muhakkak gerek zere varedilmesi, Kurann en sk vurgularndandr.73 Bu genel vurgu, mufassal beyanlar boyunca alarak yaratl hikmeti ayrntlarla ifade edilir. Kurann tabiata dair beyanlar daha ok yaratln hikmetini belirtmek iin olup ilah ihsanlarn hatrlatlmas ilevindedir. rnek bir ifade:
O, geceyi size bir rt, uykuyu bir dinlenme yapandr; gndz ise bir yaylma. O, rzgar rahmetinin ncesinde bir mjde olarak gnderendir. Gkten tertemiz bir su

Bk. Jacques Monod, Rastlant ve Zorunluluk (trc. Vehbi Hackadirolu), Dost, Ankara 1997, s. 21, 24, 28. 69 William J. FitzPatrick, Teleology and the Norms of Nature, New York 2000, s. 3 vd. 70 Bk. Alan Olding, Modern Biology and Natural Theology, Routledge, Londra ve New York 1991, s. 23. 71 Richard Dawkins, Kr Saati (trc. Feryal Halat), Tbitak, Ankara 2002, s. 2. 72 ed-Duhan 44/38-39. 73 el-Enbiy 21/16; el-Ankebt 29/44; er-Rm 30/8; Sd 38/27; el-Csiye 45/22.
68

52

indirdik; l bir beldeyi onunla diriltelim diye; yarattmz hayvanlara ve nice insanlara su iirelim diye.74

Kurann vurgusuna gre, yaratl hikmeti, dnceli kimseler iin, Yaradann sonsuz kadrini belirten iaretlerdir.75 Bu yzden, yaratl hikmeti yoluyla Cenab- Hakkn kadrini anmak, bu amala tabiat manzaras zerinde tefekkr etmek, Kuran tarafndan deerli bir ameliye kabul edilir.76 Yaratl hikmetine dair tefekkrn, teleolojinin iki seviyesi uyarnca, iki merhale veya katmanndan sz edilebilir; yakn tefekkr, uzak tefekkr. Birincisi, ilevsel amalar hakknda objektif dnce olup tabiatn pratik deerini hatrlamay salar. kincisi, niha gayeler hakknda metafizik dnce olup tabiatn niha deerini hatrlamay salar. Bir adan, birinci tefekkrn ikincisine ncl olduunu sylenebilir. Kuran bu tefekkr ilikisine rnekler sunar; tabiatn gaye bilgisi asndan nasl okunacana dair rehberlik yapar:
Rahmetinden tr sizin iin geceyi ve gndz varetti; gece sknet bulasnz ve gndz Onun kereminden nasip arayasnz diye; belki bylece kredersiniz.77 Onun iaretlerindendir ki, rzgar mjdeci olarak gnderir; size rahmetinden tattrmak iin; gemiler Onun emriyle yzer de Onun kereminden nasip ararsnz diye; belki bylece kredersiniz.78

Buradan u temel hkme varmak mmkn: Doal varolu, ilah emir tarafndan, iki hikmet seviyesinde gerekletirilir; bylece tabiat iki seviye hikmet zere varolur. Niha hikmetler, bir btn olarak insan hayatnn hedefini ve anlamn salayan asl gereklerdir; nimetlerin yaratlmasnda nihayet krn hedeflenmi olmas gibi. Pratik hikmetler ise tabiatta yaamay salayan fer gereklerdir; yerkrenin gnee kar hayata elverili bir mesafede bulunmas gibi. Yaratl hikmetinin asl gerekleri, Kurann beyanna gre, en nihayet, Yaradann ulhiyetinin tannmas ve takdir edilmesine aittir. Bu, birinci blmde getii zere, doal varoluun niha gayesini ifade eder. Kurann bu konuda genel beyan yledir:
O gkleri ve yeri alt gnde yaratt; ki hkimiyet taht su stndeydi; sizi, hanginiz davrana daha iyisiniz, snamak iin.79 Cinleri ve insanlar, sadece, Bana ibadet etsinler diye yarattm.80 el-Furkan 25/47-49. el-Bakara 2/164; l-i mrn 3/190; er-Rad 13/4; er-Rm 30/28. 76 l-i mrn 3/191; el-Enm 6/50; en-Nahl 16/69; er-Rm 30/21. 77 el-Kasas 28/73. 78 er-Rm 30/46. 79 Hd 11/7.
74 75

53

Ulhiyetin tannmas ve takdir edilmesi, yine birinci blmde deindiimiz zere, ilah sfatlarn ifade ettii mukaddes gerekler bakmndandr. u halde, yaratl hikmetinin en niha gerekleri, ilah sfatlarn mnalarndan ibaret kabul edilebilir. Baka bir deyile, Yaradann ezel sfatlarna ait mukaddes deerler, yaratln niha hikmetine kaynaklk eder. Bu kaynakl yle aklamak mmkn: Her ilah sfat, ifade ettii ezel deerin gereince, yaratl boyunca zengin bir hikmet almna asl olur. rnein, ilah rahmet, yaratln snrsz ayrnts boyunca, saysz merhamet hikmetini gerektirir, belirler. Kuran, yaratln niha hikmetini beyan makamnda, srekli, Yaradann sfatlarna atfta bulunur; doal varoluu, nihayet, ulhiyete ait baz deerlere dayandrr. Kurann ilah emre dair anlatmnda bu durum apaktr: lah emirde gzetilen asl hikmet, o hikmeti belirleyen ilah sfatlara atfla beyan edilir.81 Mesela, insanlar ykleriyle birlikte uzak yerlere tamak amacyla binek hayvanlarnn yaratlmas nimetini dile getiren ayet u ifadeyle biter: Rabbiniz muhakkak raf ve rahmdir.82 Bylece belirtilmi oluyor ki, bahsedilen hususi yaratln en niha hikmeti, dayand en asl gerek, ilah refet ve rahmettir. Dier bir rnek ayet, dnyada hereyin insanlarn hizmetine sunulmasn da yine ayn asl geree, Allahn raf ve rahm olmasna dayandrr.83 Buradan anlalyor ki, Cenab- Hak, yaratma emrinde, aslen, mukaddes ztna ait ezel deerleri gzetir.84 Yaradann niha maksad, ulhiyetine ait ezel deerleri gzetmek olduuna gre, Onun, bu deerlerin belirttii mukaddes hikmete zt hkmetmesi, hikmetsiz irade etmesi sz konusu olamaz. Aksine, yukarda getii zere, Yaradann maksad asndan, ilah irade ile ilah hikmet arasnda edeerlik vardr; Yaradan mutlaka hikmetine mutabk irade eder. Ksaca, Allahn yaratma emri, niha seviyede, ilah hikmet iindir, ondan kaynaklanr, onunla aklanr. Bu durum, tabiatn deeri hakknda temel bir hkme gtrr: Yaratl hikmeti aslen ulhiyetin ezel deerlerinden kaynaklandna gre, doal varolu mutlaka deerlidir, niha seviyede muhakkak iyilik ve gzellik tar. Dolaysyla, Yaradan, tabiatn yaratlndan tr mutlaka vg ve sevgiye layktr.85 Demek, tabiatn varoluuna niha bir ktlk ve irkinlik atfetmek, bylece doal varolu aleyhinde konumak, hakikatsiz bir itir. Hazret-i Peygamber (aleyhisselam) bu yanl davrana engel olmak amacyla, doal
ez-Zriyt 51/56. Bk. el-Bakara 2/129; el-Enm 6/13; e-uar 26/9; Fussilet 41/2; et-Tebn 64/17. 82 el-Hicr 16/7. 83 el-Hac 22/65; el-Hadd 57/9. 84 Kr. bn Kayyim el-Cevziyye, Mifthu dris-sede, I, 287. 85 Kr. bn Kayyim el-Cevziyye, iful-all, s. 595.
80 81

54

unsurlar ve hdiseleri (horoz, stma vb.) ktlemeyi yasaklamtr.86 O kadar ki, zhiren hikmetsiz esiyor sanlabilecek rzgar hakknda u uyary yapmtr:
Rzgara svmeyin; nk o mutlaka emredilmitir.87

Yaratma emrinin hikmete uygunluu, Kuranda, vg ve sena anlamna gelen hamd szyle vurgulanr.88 Hamd, Allahn her hkmnn muhakkak vg ve senaya layk olduunu, her emrinde mutlak iyilik ve gzellik bulunduunu ifade eder.89 Bu itibarla, Kuranda, Yaradan, el-hamd sfatyla anlr.90 Esm-i hsn arasnda zikredilen bu sfat, mutlaka senya layk demektir.91 Bu mutlak liyakat itibariyle, Kuran, niha dzeyde hamdin sadece Allaha mahsus olduunu ilan eder.92 Yaratl hikmetine dair ok temel bir merak udur: Yaradan, ulhiyetine ait ezel deerlerin tannmasn ve takdir edilmesini niin irade ediyor; yaratln, en niha noktada, byle bir gayeden kaynaklanmas ne demektir? Bu soru, birinci blmde geen, metafiziin drt temel probleminden gaye meselesine ait olup meseleyi en temel biimiyle dile getirir. Kurann, yaratl hikmetine dair beyan analiz edildiinde, bu sorunun cevabna ulamak mmkn olur. ncelikle, Kuranda, Yaradann, mteal ztn, muazzam bir vurguyla sen ettiini, ulhiyetine ait ezel deerleri ve onlara dayanan hikmeti mutlak biimde sevdiini gryoruz.93 Sonra, bu sen ve sevgiye uygun olarak, Yaradann, adalet, iyilik, sabr, tevekkl, dua, tvbe, temizlik vb. deerleri katiyetle emrettiini; kfr, ifsad, zulm, taknlk, kibir vb. deersiz tavrlar ise katiyetle yasakladn okuyoruz.94 Bu meyanda, Hazret-i Peygamber (aleyhisselam) unu haber veriyor ki, Allah, sahip olduu vahdet, cemal, nezahet, rfk, hay... sfatlarndan tr, sayda tek deeri, mutlak olarak gzellii, mutlak olarak temizlii, yumuak huyluluu, utanma hissini... sever.95 Buradan u sonu kyor ki, Yaradann, ulhiyetine ait ezel deerlerin tannmasn ve takdir
Bk. Mslim, Birr, 53; Eb Dvud, Edeb, 106; Ahmed b. Hanbel, V, 193, 299, 311. Tirmiz, Fiten, 65; bn Mce, Edeb, 29; Ahmed b. Hanbel, II, 250, 268. 88 el-Ftiha 1/1; el-Bakara 2/30; er-Rad 13/13; el-Hicr 15/98; el-sr 17/44; el-Furkan 25/58; en-Nahl 27/93; el-Ankebt 29/63; er-Rm 30/18; Lokmn 31/25. 89 Bk. ls, Rhul-men f tefsril-Kurnil-azm ves-sebil-mesn, Drul-fikr, Beyrut 1997, I, 115. 90 el-Bakara 2/267; Hd 11/73; brhm 14/1; Fussilet 41/42. 91 Metin Yurdagr, Esm-i Hsn, stanbul 1999, s. 184. 92 el-Ftiha 1/1; el-Enm 6/1; Ynus 10/10; en-Neml 27/59; el-Kasas 28/70; Ftr 35/34; esSfft 37/182; el-Mmin 40/65; el-Csiye 45/36; et-Tebn 64/1. 93 Bk. el-Arf 7/54; el-Mminn 23/14; el-Mmin 40/64; er-Rahmn 55/78. 94 Bk. el-Bakara 2/190, 195, 222; l-i mrn 3/32, 146, 159; el-Mide 5/42, 64; el-Enm 6/141; en-Nahl 16/23. 95 Buhr, Daavt, 69; Mslim mn, 147; Birr, 77; Tirmiz, Vitr, 2; Eb Davd, Edeb, 130; Nese, Gusl, 7; Drim, Rikak, 75; Mlik, stizn, 38; Ahmed b. Hanbel, IV, 133.
86 87

55

edilmesini irade etmesi, bu irade zere tabiat ve tabiat iinde insan yaratmas, en nihayet, mukaddes ztnn layk olduu sevginin ifadesidir. Ksaca, Cenab- Hakkn yaratma emri, en niha seviyede, mteal ztna duyduu muhabbetten trdr, ondan kaynaklanr, onu ifade eder.96 Buna gre, Allah, mutlak deerli ztn muhakkak sever; mukaddes ztndan mutlaka honuttur; ezel kadrine kar ilgisiz ve hrmetsiz deildir; ki, aksini dnmek anlamszdr. Yaratln bu en temel hikmetine binaen, Yaradan, ulhiyetinin tannmasn ve takdir edilmesini irade eder, bu irade zere tabiat yaratr. Yaratln nihayet ilah sevgi gereine dayanmas, tasavvuf literatrnde olduka merkez bir vurguya sahiptir. Buna gre, varolu btnyle ilah sevginin mahsuldr.97 Yaradann ztna ait ezel deerlerin yaratl hikmetine kaynaklk etmesine daha yakndan deinebiliriz. Misalen, temel bir deer olarak rahmet sfatnn, yaratl boyunca ayrntl merhamet hkmleri salamasna bakalm. nce, yukarda getii zere, rahmet sfat, yaratl hikmetine ait asl bir gerek olarak merhamet deerini belirler; baka bir deyile, merhamet, yaratma emrinde gzetilen (irade edilen) asl bir l olur. Buna dair Kurann u ifadesini ahit tutmak mmkn:
Ayetlerimize inananlar sana geldiinde de ki: Selam size, Rabbiniz merhameti kendine art yazd. yle ki, sizden kim nefsine uyup kt bir i yapar, ardndan tvbe ederek durumunu dzeltirse, Allah mutlaka balayc ve merhametlidir.98

Bu beyan, merhametin, Allah tarafndan, yaratl hikmetinin sabit bir ls yapldn anlatr; gnahna piman olarak Allaha dnen kimseyi merhameten balamak, bir yaratl hikmeti olmutur. Bylece, merhamet, bir alt deer olarak mafiret hikmetini belirler. Bu, asl bir hikmetin fer bir hikmeti ispat etmesi, salamas, bylece ilah hikmetin alarak genilemesidir. Bu alm ve genileme boyunca, yaratln ayrntlarna doru, snrsz merhamet tezahr iinde snrsz bir merhamet hikmeti belirir; merhameten duay kabul etmek (icbe), merhameten canllar beslemek (rzk), muhta olana yardm etmek (nasr), ceza vermede aceleci olmamak (hilm), doruya eritirmek (hidyet) gibi.99 Bir alt mertebede, sz geen hikmetlere bal olarak daha ayrntl merhamet deerleri aa kar; mesela, hidyet hikmeti, uyarc peygamber gndermek, hakikati bildiren kitap indirmek,
Kr. bn Kayyim el-Cevziyye, iful-all, s. 49. Bk. bn Kayyim el-Cevziyye, iful-all, s. 542, 593; Erdal Baykan, Dnceye Gelmeyen: Tanr Sorunu ve Mevlana, stanbul 2005, s. 91. 98 el-Enm 6/54. 99 Bk. el-Bakara 2/186, 218, 225; el-Enm 6/142; Th 20/50; el-Hac 22/60.
96 97

56

gerei hatrlatmak vb. mufassal deerlere alr; bunlardan peygamber gndermek hikmeti, neblere destek olmak, kbetin onlara ait olduunu bildirmek, onlar dmanlara kar korumak vb. daha alt hikmetlere geniler.100 Bu mufassal deerlerin aslen rahmet deerinden kaynakland, her birinin merhamet ile aklanmasndan anlalabilir.101 Yaratl hikmetinin, ilah ztn ezel deerlerinden kaynaklanarak snrszca alm gstermesi, Kuranda, ayetleri ayrntl klmak (tafsll-yt) szyle anlatlr.102 Burada kastedilen yaratl ayetleri olup, birinci blmde, yaratl hikmetine ait deerler olduu belirtilmiti. Tabiatn bu mufassal deerler zere yaratldn anlatan rnek bir beyan udur:
Geceyi ve gndz iki ayet yaptk. Gece ayetini sildik de gndz ayetini aydnlatr kldk; Rabbinizden bir cmertlik arayasnz, yllarn saysn ve hesab bilesiniz diye. Hereyi tam bir tafsil zere ayrntl kldk.103

Bylece, doal varolu, mufassal hikmetler zere mna kazanr; tabiat srecine ait herey, ilah deerlerden kaynaklanan ayrntl hikmetlerin rn olarak gerekleir. Buna gre, her tabiat manzaras, asl hikmetler iinde snrsz ayrntl hikmetin okunabildii bir yaratl manzarasdr.104 rnein bir kiraz aac manzarasn dnelim: ncelikle, aacn muntazam bnyesinde adalet mnasn ve ona mensup tanzm hikmetini farkediyorum. Dallar bezeyen ho ve temiz ieklerin yznde, ihsan, nezahet, incelik gibi hikmetler beliriyor. iek znn arlara, kirazlarn insanlara ihsan edilmesinde, efkat ve cmertlik gibi hikmetler aa kyor... imdi, bu deerler, ilgili ilah sfatlar nisbetinde okunursa, yani her bir deer onunla alkadar bir ilah isim anlarak ifade edilirse, bu bir zikir (anmak) ameliyesi olur. Kiraz aac karsnda, sz konusu hikmetler itibariyle, rahman, rahm, hlk, dil, mukaddir, ceml, muhsin, kudds, latf, rezzk, kerm, mkrim... isimleriyle Yaradan anmak mmkndr. Tabiatn, yaratl hikmeti bakmndan, ilah isimleri mutlaka ifade ediyor olduu dnlrse, aacn bizzat kendisinin, Yaradann mutlak kadrini anlatt muhakkaktr. Bu muhakkak anlatm Kuran lisannda tesbh (yceltmek) adyla anlr. Buna gre, btn unsurlaryla tabiat, yaratl hikmeti itibariyle,

Bk. el-Bakara 2/213; el-Mide 5/67; brhm 14/4; en-Neml 27/93; el-Mmin 40/51. Bk. el-Enbiy 21/107; el-Enm 6/48; el-Ahkaf 46/12. 102 el-Enm 6/98; Ynus 10/5; er-Rad 13/2. 103 el-sr 17/12. 104 Kr. bn Kayyim el-Cevziyye, Mifthu dris-sede, II, 32.
100 101

57

Yaradan anarak yceltmektedir.105 Bu snrsz ve daim tesbiht, bir ynyle, tabiatn kutsal mnasn oluturur; yaratln gayesine, yani Yaradann tannmas ve takdir edilmesi amacna hizmet eder.106 Bu ama bakmndan, tabiatn fonksiyonu ile vahyin vazifesi birbirine benzer; tabiat da Kuran gibi ulhiyete ait mutlak deerleri ifade etmeye adanmtr:
Allah kendisinden baka tanr olmayandr. Grnmeyeni ve grneni bilendir; rahman ve rahmdir. Allah kendisinden baka tanr olmayandr; melik, kudds, selm, mmin, mheymin, azz, cebbr, mtekebbir. Allah onlarn ortak saydklarndan mnezzehtir. Allah yaratandr, bri ve musavvir. Onundur en gzel isimler. Gklerde ve yerde ne varsa Onu tesbh eder. O azz ve hakmdir.107

Yaratl hikmeti tabiatn yaratl itibariyle olduundan, ilah hikmetin tabiata dair hkmleri, ilah sfatlarn ifade ettii mutlak deerler gibi ezel deildir. Bahsi geen tafsil asndan sylersek, yaratl hikmeti, kainatn yaratlna nisbetle irade edilmitir. yle ki, tabiatn yaratl nazara alnmadnda, mufassal bir varolu hikmetinden bahsetmek mmkn olmaz. Faraza, Cenab- Hak tabiat yaratmay irade etmemi olsayd, varolu hikmetine ait mufassal deerler de irade edilmemi olacakt. Buradan kan sonu u ki, varolu hikmetine ait ayrntl hkmler, tabiatn yaratl itibarnda belirlenmitir. Bu belirlenme, Kuranda, her bir hikmetin, ilah bir l makamnda takdir edilerek yazld eklinde anlatlr.108 Merhamet hikmetinin asl bir yaratl ls olarak yazlmas yukarda gemiti. Burada u rnekleri verebiliriz:
Allah, Ben ve elilerim mutlaka yeneriz. diye yazd. Allah gl ve azzdir.109 Eli kullarmz iin u szmz geti ki onlar mutlaka yardm grecektir.110

rneklere gre, yaratl hikmetine ait her bir hkm ilah bir szdr. Bu bakmdan, Kuran, ilah hikmeti sz (kelime) adyla anar.111 Ayrca, anlalan u ki, her bir hikmet sz, tpk kaderin kayd gibi, mukaddes bir yazma konu olur. Buna gre, ezel sfatlarn ifade ettii asl gereklerden kaynaklanp tabiatn yaratlna ait ayrntl deerlere genileyen yaratl hikmeti, Yaradann hikmetli hkimiyetini tescil makamnda kaydedilmitir. Her trl tahayyl aan bu mteal hikmet kayd,
el-sr 17/44; en-Nr 24/41; el-Hadd 57/1; el-Har 59/1. Kr. Seyyid Hseyin Nasr, Religion and the Order of Nature, Oxford University Press, New York ve Oxford 1996, s. 289. 107 el-Har 59/22-24. 108 el-Mide 5/32, 45; el-Enm 6/12, 54; el-Arf 7/156; el-Enbiy 21/105; el-Har 59/3. 109 el-Mcdele 58/21. 110 es-Sfft 37/171, 172. 111 el-sr 17/16; e-r 42/14.
105 106

58

yaratla ait deerlerin mseccel bulunduu bir kanunnme temsilinde olup, Yaradann keyf davranan bir hkmdar gibi olmadn anlatr. Bu temsile gre, her ilah hikmet, varoluun sabit bir kanunu durumundadr.112 Kuran, yaratl kanunlarnn yazl bulunduu mteal hikmet kaydna, ana kitap veya kitabn kayna anlamnda mml-kitab ismini verir.113 mml-kitabn ierdii yaratl hikmeti, bir bakma, Yaradann ahlakn anlatr. rnein, Allah Resul (sallallahu
aleyhi ve sellem), ilah rahmetin ilah gazaba nceliine dair temel bir hikmetin, mteal

bir kitapta yazlm olduunu belirtir.114 Neticede, ilah hikmetin ilah ahlaka edeer olduunu sylemek mmkndr. Kuran, Allahn yolu anlamnda snnetullah tabiriyle, Yaradann mukaddes ahlakna atfta bulunur.115 Kurann vurgulad zere, ilah ahlak, asla deimez nk hikmet szleri kesinleip tamam olmutur.116

3. lah radenin Srekli Etkinlii


Tabiat srecinin mutlaka ilah iradeye dayanmas, Yaradann daim bir irade etkinlii zere faal olduu anlamna gelir. Baka bir deyile, tabiatn yaratl ile yaratma iradesi arasnda daimlik bakmndan mutlak bir alka vardr. Bu alkay aka anlamak, Yaradan ile tabiat arasndaki alkay aydnlatmak iin, bylece, doal varoluun daima Yaradann hkmnde olmasn ifade etmek iin arttr. Bunu, ilah iradenin doal varolua niha mebde olmas itibariyle konumak mmkndr. lah iradenin tabiata mebde olmas, en bata, bir btn olarak tabiatn, Yaradann ezel ztna muhta olmasn anlatr. Kuran, bu bakmdan, Cenab- Hakk es-samed sfatyla anar.117 Bu sfata ait samediyyet vasf, Yaradann mutlak ihtiyasz (hereyden mstan) olduunu, aksine hereyin Ona mutlak ihtiya iinde bulunduunu belirtir.118 Buna gre, Yaradann ezel gereklii, mutlak zgn ve esiz olmakla, hibir eye istinad etmez; aksine, niha hakikat kayna olarak btn bir varolu Onun iradesine istinad eder. Bu mna, Kuranda el-kayym sfatyla ifade

Bk. Abdlkerm Zeydn, es-Snenl-ilhiyye, Beyrut 1993, s. 23. er-Rad 13/39; ez-Zuhruf 43/4. 114 Buhr, Tevhd, 55; Bedul-halk, 1; Mslim, Tevbe, 14; bn Mce, Zhd, 35. 115 el-Ahzb 33/38; el-Mmin 40/85; el-Feth 48/23. 116 el-Enm 6/34, 115; el-Arf 7/137; Ynus 10/64; el-Ahzb 33/62; Ftr 35/43; el-Feth 48/23. 117 el-hls 112/2. 118 Bk. Metin Yurdagr, Esm-i Hsn, s. 202-204.
112 113

59

edilir.119 Bu sfat, hem mutlak dim anlamnda ilah gerekliin sonsuzluunu hem de dim klan anlamnda ilah iradenin yaratc hkmn belirtir.120 Ayn sfata atfen, literatrde, ilah ztn mutlak zgn ve esiz gereklii, kendi znce durmak anlamnda kym binefsihi vasfnda tarif edilir.121 Yaradann, zgn ve esiz gereklii zere sonsuz olmas, ezeliyet ve ebediyet kavramlarnca ifade edilir. yle ki, ezeliyet, ilah gerekliin balangsz olduunu, ebediyet ise sonsuzca srdn anlatr.122 Bu iki mna kelm literatrnde daha ok kdem ve bek terimleriyle dile getirilir; kadm sfat, ilah zta yokluun (adem) rz olmadn, bk sfat ise ilah ztn yokolu (zevl) yaamadn belirtir.123 lah gerekliin sonsuzluunu yaratl kavramna nisbetle ifade etmek de mmkn. Yaratl unu kesin klyor ki, Yaradan, yaratlandan mutlak ncedir; nk yaratlann varoluu ancak yaratc bir etkinin sonucudur.124 Kuran, Yaradann yaratlanlara mutlak nceliini, mutlak nce anlamnda el-evvel sfatyla beyan eder.125 Birinci blmde deinildii zere, varl hilie nisbet etmek anlamsz olduundan, Yaradann mutlak nce ztna balang tanmlamak imkanszdr. Baka bir deyile, Yaradan hakknda dou tanmlamak mmkn olmadndan, evveliyet doruca ezeliyet mnasna eitlenir.126 Kurann ifadesiyle, Allah tek (ehad) olup, asla meydana gelmi veya meydana getirilmi (domu veya dourulmu) deildir.127 Burada ehadiyyet vasfnn belirttii u ki, ilah gerekliin dnda herhangi bir sonsuz deer sz konusu deildir. Bu bakmdan, ezeliyet, ilah gerekliin nisbet edildii bamsz bir sonsuzluu deil, aksine, ancak ilah gereklik nisbetinde anlam kazanan bir sonsuzluu belirtir. Bu bakmdan, ilah gereklie ait btn mukaddes deerler (ilah sfatlar) yegane sonsuz mnalar anlatr. u halde, Yaradann ezel hayat, mutlak sonsuzluk ifade eden yegne hayattr. Kuran, Yaradan
el-Bakara 2/255; l-i mrn 3/2; Th 20/111. Zeccc, Tefsru esmillhil-hsn, ys. 1986, s. 56; Zeccc, tikku esmillh, Beyrut 1986, s. 105; sferyn, et-Tebsr, Beyrut 1983, s. 156; Bekir Topalolu, Kayym, DA, Ankara 2002, XXV, 108. 121 Bk. Bcr, Tuhfetl-mrd, Msr 1955, s. 50; Lekan, thaful-mrd, Matbaats-Sade, Msr 1955, s. 80. 122 Bk. Crcn, et-Tarft, Beyrut 1983, ezel ve ebed md. 123 Bk. Sbn, el-Bidye, s. 20; Fahreddn er-Rz, el-Erbain, I, 132; Lekan, thaful-mrd, s. 77. 124 Kr. Lekan, thaful-mrd, s. 47; Bcr, Tuhfetl-mrd, s. 47; Abdlhamd Al zzlArab, lmt-tevhd, s. 132. 125 el-Hadd 57/3. 126 Bk. bn Frek, Mcerred makalti-eyh (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987, s. 43; kr. Frithjof Schuon, slamn Metafizik Boyutlar (trc. Mahmut Kank), z, stanbul 1996, s. 102. 127 el-hls 112/1, 3.
119 120

60

mutlak yaayan mnasnda el-hayy sfatyla anar ki, ilah ztn mutlak lmsz olduunu anlatr.128 Yaratannn sonsuz gereklii iinde mukaddes hayatnn sonsuzluunu kavramak mmkn m? rnein, Cenab- Hakkn ezeliyyen hayat sahibi olduu sylendiinde anlalan nedir? Dorusu bu soru sonsuzluk ile anladmz mnaya atfla cevaplanmak durumundadr. Sonsuzluk, mantka, say, mekan ve zaman hakknda snrszl ifade eder.129 rnein saysal sonsuzluk unu ifade eder: Ne kadar u bir nicel deer dnrsek dnelim bundan daha te bir deeri dnmek mmkn, dahas zorunludur.130 Buna gre, sonluluk (snrllk) nasl ve ne kadar anlaml ise sonsuzluk (snrszlk) da ylece ve o kadar anlamldr. u halde sonsuzluktan kukulanmak (misalen, ezeliyet kavramnn anlatt snrszla pheyle yaklamak) anlamszdr. Bununla birlikte, sonsuzluu kavramak ona erimek olmadndan, sonsuz bir deeri kemaliyle idrak etmek sz konusu deildir. u kadar var ki, hibir snr tanmlanamayan bir deer snrsz kabul edilmek durumundadr.131 Birinci blmde, tam olarak bu yzden, ulhiyetin mutlaka ezeliyet ifade ettiini, ilah gereklik iin balang tanmlamann imkansz olduunu belirtmitik. Ezeliyet karsnda insan idrakin hayrete dmesi ylece tasvir edilebilir: nsan, ezel fikrinde derhal tabiatn yaratlna ait balang noktasna ular; zorunlu olarak bu noktay aarak yaratl ncesine gemek ister; bylece, dnyann yokluunda tkenen doal zaman fikrinin tesinde, nce, Yaradann evveliyetini anlar, sonra, ilah sonsuzluu belirten mutlak ezeliyeti kavrar. Cenab- Hakk ezel yaratc olarak tanmak anlamna gelen bu kavray, Hazret-i Peygamber (aleyhisselm) tarafndan, sade bir lisanla, Allah vard, Onunla beraber hibir ey yoktu.132 eklinde ifade edilmitir. Bunun tesinde, ezeliyetin, Yaradann mukaddes hayat asndan ne ifade ettii konusu, bildirilmedii srece insana mehul kalr. Bu mehuliyete dair, Allah Resul, Cenab- Hakkn ezel makamnn gizemli bir keyfiyette olduunu belirtmitir.133 Buna gre, Yaradann ezel hayat, insan tasavvura kar tamamen gizlenmi, tahayyl edilemez yce bir srdr. Sofiye lisannda, bu yce sr, varoluun en
el-Bakara 2/255; l-i mrn 3/2; Th 20/111. Rene Guenon, The Multiple States of the Being (nr. Samuel D. Fohr; trc. Henry D. Fohr), Hillsdale 2004, s. 7. 130 Bk. Rudy Rucker, Infinity and the Mind: The Science and Philosophy of the Infinite, Boston 1982, s. 37. 131 Kr. Descartes, Felsefenin lkeleri (trc. Mesut Akn), stanbul 1983, s. 72. 132 Buhr, Tevhd, 22; Bedul-halk, 1. 133 Tirmiz, Tefsr, 12; bn Mce, Mukaddime, 13; Ahmed b. Hanbel, IV, 11, 12.
128 129

61

te gereini ifade etmesi ynyle gerekler gerei (hakkatl-hakik), insann hakikat ufkuna htime ekmesi ynyle ise asl perde (aynl-berzah) eklinde anlr.134 Bu konuda en uygun kelam u olsa gerektir: Yaradann ezel hayat kendi zt iindir, yaratlmlar iin deil; perde ise perdelenen asndandr.135 Yaamak faal olmak eklinde tanmlandnda, ilah hayat, Yaradann daim iradesiyle mutlak faal olmas anlamna gelir.136 Bu mnaya, Kuran, Onu ne dalgnlk alr ne uyku.137 ifadesiyle atfta bulunur. Bu beli ifade, ilah iradenin asla inktaya uramadn, ilah hayatn kusursuz olduunu anlatr.138 lah iradenin, yaratl itibariyle daim etkinliinin veciz bir ifadesi, Kurann O her gn bir itedir.139 cmlesidir. Denebilir ki, yaratl ilkesi asndan, bu ifadenin en ak tefsiri tabiatn kendisidir. Doal unsurlarn gz nnde yeniden yeniye yaratl, ilah iradenin daim etkinliine, bylece ilah hayatn kusursuzluuna ahitlik eder. Bu ahitlik, zamann metafiziine dair nemli bir noktadr. yle ki, ilah iradenin daim etkinlii, tabiat, srekli yenilenen manzaralar zere gerekletirdiine gre, zamann niha mnas, yaratma emrinin muttasl etkinliinden baka birey deildir. Baka bir deyile, zamann anlatt doal varolu sreci, niha mnada, yaratma emirlerinin kesintisiz srmesini ifade eder. Bylece, zamann metafizii, mutlak dim ve dim klan mnalarna gelen Kayym ilah isminin tefsirine ait kalr. Buna gre, yaratma emrinin srekli oluuyla aklanan zaman, en nihayet, Yaradann sonsuz hayatna atfla anlam kazanr. Yaradann mukaddes hayat ile doal varolu arasndaki bu mutlak alkaya mtufen, Hazret-i Peygamber (aleyhisselm) zamann aleyhinde konumay yasaklam; en niha mnasyla zamann, ilah hayata ait bir mna olduunu hatrlatmtr.140 Bu Peygamber sznn analitik mnas udur ki, yaratma emri ile tabiat sreci birbirine mukabil gelmenin tesinde birbirine tercme edilebilir; nk, tekvn kavram itibariyle, tabiat srecinin, ilah emrin daim etkisi dnda bir mnas yoktur. Sz konusu mukabiliyet, tabiatn ilah bir sre olduunu deil, sadece ilah emrin srekli etkisiyle aa kan bir sre olduunu belirtiyor.

Bk. Cafer Karada, bn Arabnin tikad Grleri, stanbul 1997, s. 160. Kr. Gazzl, Miktl-envr, s. 47. 136 Kr. mid, el-Mbn, Kahire 1983, s. 102. 137 el-Bakara 2/255. 138 Gazzl, Mericl-kuds, Beyrut 1988, s. 164. 139 er-Rahmn 55/29. 140 Buhr, Tevhd, 53; Eb Davd, Edeb, 169; Ahmed b. Hanbel, V, 299, 311; kr. Zebd, Tcl-ars, ts., dhr md.
134 135

62

Yaradann mteal hayat ile tabiatn varoluu arasndaki alka, ilah iradenin daim etkinlii asndan bu derece ak olmasna ramen, literatrn en sorunlu konular arasnda yeralr. Yaratl srecinin ifade ettii zaman Yaradan asndan ne ifade ediyor? eklinde dile getirilebilen meseleye burada ksaca zaman sorunu diyeceim. Sorun, zamann, ilah hayat asndan birey ifade etmedii ne srldnde (ilah hayat zamandan tenzh edildiinde) kendini belli eder; nk bu durumda ilah iradenin ve yaratma emrinin srekli etkinlii ifade edilemez hale gelir. Bu ifadesizliin en bariz tezahr, Yaradann hereye mutlak nceliini ve ilah gerekliin sonsuzluunu anlatan ezeliyet vasfnn, tamamen anlamsz ibarelere szde-tercmesidir. Bu anlamsz ibareler, slam metafiziinin speklatif literatrnde mterek bir ifade zaaf (mantk boluu) oluturacak biimde, ksaca, ilah gereklie veya ilah hayata, zamansz, zaman-d, zaman-st szde-sfatlarn atfeder.141 Bu szde-sfatlar hibir mna tamadndan, ilah gereklik ve ilah hayat artk ifade edilemez hale gelir; bylece, yaratl sreci, yaratc iradenin daim etkinlii ve yaratma emrinin srekli etkisi kavramlaryla aklanamaz. Baka bir deyile, sz konusu anlamsz ibareler, Kayym ilah isminin ifade ettii mutlak dim ve dim klan mnalarn derhal tahrip eder; bylece slam metafiziinin kavramsal temelinde ifade zaaf ortaya kar. Zaman kavramnn ulhiyet asndan birey ifade etmedii iddiasndan doan kavram kargaas, Platoncu felsefe geleneinin deimez bir karakteridir. Zamann ifade ettii sre mnasn deiim imsndan tr yadsyan bu gelenekte kemal hep deimez olanda aranr.142 Platon (. M 347) dnyann yaratlna dair mehur diyalounda, zamann yaratl dnyasyla snrl kaldn yazar; Tanrnn hayatnn zamandan yce olduunu ne srer.
143

Platonun zaman-kart bu metafizii Yeni-

Eflatuncu felsefeye tanarak ilenmi, geni bir dnce corafyasna yaylmtr. Plotinus (. 270) ezeliyet ile zamann tamamen ayr mnalar olduunu syleyerek Tanrnn sonsuz hayatnn muhakkak zaman-d olduunu ne srmtr.144 YeniEflatuncu Mslman felsefesinin zaman-kart metafizii bu Plotinci speklasyona

Gazzl, Mericl-kuds, s. 172; c, el-Mevkf, Kahire, ts., s. 275; Frb, et-Talkat, Beyrut 1992, s. 372; bn Sn, el-lhiyyt, y.y. 1363, s. 185, 373; bn Rd, Tehftt-Tehft, Beyrut 1930, s. 65; bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Kahire 1975, I, 198; Abdlkerm el-Cl, elnsnl-kmil, Msr 1316, s. 31, 60. 142 Henri Bergson, Metafizie Giri (trc. Bar Karacasu), Ankara 1998, s. 47. 143 Platon, Timaios (trc. Erol Gney, Ltfi Ay), stanbul 2001, s. 33 vd. 144 Plotinus, The Enneads (trc. Stephen MacKenna), Burdett 1992, s. 62 (I.5.7), 253 (III.7.1).
141

63

dayanr.145 Fakat ayn metafizik sylemin kelamdaki kkeni sz konusu speklasyon deil, tabiatn yaratlmln ispat etmek amacyla retilmi felsef bir karmdr. Bu karm huds nazariyesi olarak anlr.146 Burada huds (meydana gelmek, vuku
bulmak) kdemin zttdr; tabiatn ezel olmayp zaman iinde meydana geldii fikrini

anlatr.147 Nazariye, ksaca, tabiattaki deiim srecini, lemin hudsuna delil tutan bir karmdr:
(a) Doal nesneler (cevher ve cisimler) geici durumlara (araz) mahaldir. (b) Geici durumlara mahal bireyin kalc olmas imkanszdr. (c) O halde tabiatn kalc olmas imkanszdr; ezel olamaz.148

Bu karm literatrn hemen en mehur kyas olmakla birlikte geerli olduu sylenemez. Basite, hareket vb. geici durumlarn, bir nesnenin kalc olamayacana delil tutmak anlaml deildir; rnein, herhangi bir nesnenin kalc biimde (sonsuzca) hareket etmesi dnlebilir. Baka bir deyile, huds mantnn atlad soru udur: Arazlara mahal bulunan herhangi bir cevher veya cismin kalc olmasna engel nedir? Bu soru Aristocu natralizme tercme edilebilir: Kalc cevherinin yaad snrsz geici durumlar iinde tabiat sonsuz farzetmeye engel nedir? Daha ilgin bir soru u olurdu: hiret leminin kalcl, rnein cennet ehlinin ebed yaants, huds nazariyesi uyarnca nasl mmkn grlr? Dorusu, nazariyenin bu itiraz karlamas ve geerli bir karm olmas mmkn deildir.149 Huds nazariyesi, tabiatn ezel olmadn ispat etmedii bir tarafa, ezeliyet ile sre arasnda eliki olduu sonucuna ulatndan, sonsuzluk kavramn tahrip etmitir. Bu, Yeni-Eflatuncu kavram kargaasna denk bir mantk kaymasdr. Bylece, kelamclar, Aristocu natralizme kar tutunduklar bir karm, yaratl syleminin en temel kavramlarndan biri olan ezeliyet kavramnn ramna iletmi oldular. karmn hatal olmasndan kukulanmak yle dursun, btn mantksal uzantlarn sahiplendiler. O kadar ki, kelamclar, her trl geici durumu, bir tek hareket veya fiili bile huds emresi ilan ederek ezeliyete mnf saydlar.150

Bk. Mcid Fahr, slam Felsefesi Tarihi (trc. Kasm Turhan), stanbul 2000, s. 45 vd. Bk. zmirli, Muhassall-kelm, stanbul 1336, s. 69. 147 Bk. Tehnev, Kef, Beyrut 1996, el-Huds md. 148 Huds nazariyesinin temel mant iin bk. Bklln, Temhd, Kahire 1947, s. 44; Kad Abdlcebbr, erhul-Uslil-hamse, s. 113; Nesef, Tebsratl-edille, I, 44 vd. 149 Huds mantna yaplan itirazlar iin bk. Bekir Topalolu, Huds, DA, stanbul 1998, XVIII, 307. 150 Bk. Fahreddn er-Rz, el-Mesill-hamsn, Kahire 1989, s. 19.
145 146

64

imdi, bu mantk kaymasnn, kelam ilahiyatn nasl etkilediine bakalm. ncelikle, ilahiyat bahisleri, btnyle huds karmna bina edilmitir. lahiyat konular huds nazariyesi ile balar; bylece sz konusu mantk ilahiyatn temeline yerleir.151 Kelam ilahiyatnn huds mantndan nasl etkilendiini gsteren arpc bir rnekte, mam Mtrid (. 333/944) yle yazar: lemin hudsuna delil tuttuumuz bu emreleri elbette Allah hakknda kabul edemeyiz.152 mamn kastettii u ki, huds emresi saylan eyler (yani geici bir durum bildiren herhangi bir mna) Yaradann ztna atfedilirse, ilah ztn ezeliyeti, huds mant gerei, artk savunulamaz. Bu yzden, Yaradan, geicilik belirten btn mnalardan tenzih edilir. Bu tenzih ilkesi, literatrde, hdis olanlara aykrlk (muhlefet lil-havdis) eklinde anlr.153 Bu ilkenin mantk serimi zetle yledir:
Yaradan hibir geici durum yaamaz; aksi halde ilah zt lem gibi geici olurdu; oysa Yaradan mutlak ezeldir. u halde, lemdeki geici durumlarn ifade ettii zaman Yaradan hakknda hibir ey ifade etmez; ilah zt zamandan mnezzehtir; ilah hayat iin, gemi, imdi ve gelecek mnalar sahih deildir. Yaradann fiil sfatlar zaman belirtmez; aksine, her fiil sfat, ezel bir tek sfattr.154

Grld zere, bu aklama, fiil sfatlar fiil olarak deil vasf olarak ezeliyete atfediyor; dolaysyla, vasfn ezeliyeti fiilin geiciliini ortadan kaldrmyor, zaman mnas elenmi olmuyor. Allahn irade etmesi, emretmesi, yaratmas, grmesi, duymas, sevmesi, kzmas, acmas, affetmesi, memnun kalmas vb. ilah sfatlar, birer vasf olarak ezel kabul edilebilir fakat birer fiil olarak ezeliyete atflar anlamszdr. rnein, ilah mafiret, ilenen gnahtan sonra ve yaplan tvbeden trdr; gnahn sebep olduu ilah honutsuzluun yerini, mafiret neticesinde, ilah rza ve muhabbet alr. Ayn ekilde, herhangi bireyin yaratlmasna ait ilah irade ve emir, sz konusu varolu iin hususen tezahr eder. u halde, yaplan aklama, ilah fiillerin geiciliinin huds mant iinde nasl ifade edileceine dair hibir izah iermiyor; zaman sorunu olduu gibi kalyor. Vasfn ezeliyeti ile fiilin geicilii arasndaki fark, literatrde, fiil sfatlarn bilkuvve ezel ve bilfiil hdis olduu eklinde ifade edilir; ktip yazmad zaman
Kr. Bekir Topalolu, Allahn Varl, Ankara 1995, s. 94. Mtrd, et-Tevhd, Beyrut 1986, s. 69. 153 Bk. Kad Abdlcebbar, el-Muht bit-teklf, Kahire, ts., I, 155; Fahreddn er-Rz, Essttakds, Kahire 1986, s. 13. 154 Bk. Mtrd, a.g.e., s. 69; Nesef, a.g.e, I, 110; Cveyn, Lumaul-edille, Beyrut 1987, s. 109; smend, Lbbl-kelm, stanbul 1998, s. 75; c, el-Mevkf, Kahire, ts., s. 274; Teftzn, erhul-Akaid, stanbul, ts., s. 111; Beyzv, Tavliul-envr, Beyrut 1991, s. 171, 172.
151 152

65

da ktiptir, terzi dikmediinde de terzidir, kl knndayken de keskindir, su kabnda dururken de iimlidir, vb. tebihlerle aklanr.155 Buna gre, Allah, yaratma, isteme, konuma, sevme, grme, duyma vb. sfatlara ezeliyyen sahiptir; fakat bu sfatlara ait fiiller (mesela, Allahn birey yaratmas, bir kulunu sevmesi, konuulan bireyi duymas...) geici durumlardr.156 Fakat bu kanlmaz ayrm derhal huds mantn iptal eder; Yaradann hibir geici durum yaamad hkmn yanllar. Bu nirengi noktasnda, Snn kelamclar, en azndan zahiri kurtarmak iin olsa gerek, taalluk
(ilgili olmak) terimine mracaat eder. Terimin syledii udur: Fiil sfatlar ezel bir tek

vasf olmakla birlikte snrsz geici durumlara ilgiler kurar.157 lah irade asndan yazarsak: Yaradann bireyin varolmasn istemesi Onun ezel bir vasfdr; bu vasf lemdeki hereye taalluk eder; bylece herey Yaradann iradesiyle gerekleir; hibir ey Onun iradesi dnda meydana gelmez.158 Dorusu, taalluk teriminin, zaman sorunu asndan hibir eyi deitirmedii, ilah fiillere ait geiciliin huds mantn iptal etmesine hibir zm sunmad ikr. Huds mantnn temelden sorgulanmasn gerektiren bu krdm, grnen o ki, Snn kelamda sadece geitirilmitir. yle ki, fiillerin geici olmasnn, Yaradann geici durumlar yaad anlamna gelmedii ne srlm; ak mantk aleyhine huds mant korunarak, ezel ztn hdis hallere mahal olmasnn imkanszl vurgulanmtr.159 Mutezile kelamnda ise krdm geitirilmez; aka, geici durumlar olarak ilah fiilleri Yaradann ztna atfetmenin, Yaradann hdis haller yaad anlamna gelecei belirtilir.160 Badat Mutezilesi, radikal davranarak, fiil sfatlar mecaz saym; misalen, Yaradann grmesini ve duymasn ilim mnasna hamlederek gerek mnalarn reddetmitir.161 Bu iptalci tevile katlmayan dier Mutezil kelamclar ise

155 Bk. Mtrd, a.g.e., s. 47; Nesef, Bahrl-kelm, Konya 1329, s. 9; Gazzl, el-ktisd, s. 104, 158; Sbk, es-Seyfl-mehr (nr. M. Saim Yeprem), stanbul 1989, s. 14. 156 Bk. Nesef, Bahrl-kelm, Konya 1329, s. 38; Sbk, es-Seyfl-mehr, s. 14. 157 Bk. Badd, Usld-dn, Beyrut 1981, s. 102; Gazzl, hyu ulmid-dn, Kahire 1967, I, 149; Bcr, Tuhfetl-mrd, Msr 1955, s. 67. 158 Bk. bn Frek, Mcerred makalti-eyh (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987, s. 69; Badd, Usld-dn, Beyrut 1981, s. 102; Fahreddn er-Rz, el-Erban f uslid-dn, Kahire 1986, I, 246; ehristn, Nihyetl-akdm (nr. Alfred Guillaume), Oxford 1934, s. 238; Beyzv, Tavliul-envr, Beyrut 1991, s. 187; Eb Yal el-Ferr, el-Mutemed f usulid-dn, Beyrut 1974, s. 73. 159 Gazzl, el-ktisd, s. 159; Sbk, es-Seyfl-mehr, s. 14. 160 Ear, Makaltl-slmiyyn, Kahire 1969, I, 264; Nesef, Bahrl-kelm, Konya 1329, s. 38; Fahreddn er-Rz, el-Metlibl-liye, III, 192. 161 Ear, Makaltl-slmiyyn, I, 235, 256; Badd, Usld-dn, s. 96; Kad Abdlcebbr, elMun, V, 241.

66

fiil sfatlar gerek mnalar zere kabul etmi, fakat bu defa, fiillerin hibir zta ait olmakszn vuku bulduu gibi anlamsz yorumlar yapmlardr.162 Huds mantnn ngrd tenzih sylemi, anlald zere, fiil sfatlarn ak mantnca yanllanarak kullansz braklr. Bunun en bariz tezahr, literatrde, Yaradann mukaddes hayatna ait daim etkinliin, huds mantndan klarak konuulmas, ksaca normal dile geri dnlmesidir. yle ki, bu normalleme iinde ezeliyet hemen gerek mnasna kavuur, tpk ebediyet gibi aka sonsuzluu anlatr.163 Bylece, huds mantna gre zamann Yaradan hakknda hibir ey ifade etmemesi gerektii kolayca unutulur, ilah varln tm zamanlar kuatt, ezeliyyen ve ebediyyen devam ettii belirtilir.164 lah hayatn sonsuzluu iinde ilah iradenin daim etkinlii, taalluk syleminden syrlarak gerek mnasna geri dner. Buna gre, btn ilah sfatlar Yaradann ztnda ezel vasflar olup, ilah hayatn sonsuzluu iinde daim etkindirler.165 Bu meyanda, Gazzl, ilah isimlerin mnalarn aklad kitabnda, misalen, Yaradann ezeliyyen kudretli olduunu fakat kyameti henz irade etmediini yazar.166 Fahreddn er-Rz (. 606/1209) ise kelam diyalektie girmedii kitabnda yle yazar:
Allah yle duyar ki, zorda kaldn zaman duana cevap verir, aresiz dtnde derdini zer, tvbe ettiinde gnahn balar, zr dilediinde zrn kabul eder, inkisar ve kmlk nnda zayflna merhamet gsterir.167

lgintir ki, bu ifadeler, kelamclarn ar dille eletirdii Kerrmiye mezhebinin grne, geici hallerin Yaradan hakknda gerek olduu fikrine mutabk kalr.168 Kelam diyalektie saldran mteahhir Selefiyyenin ilah hayat hakkndaki genel sylemi de ayn minval zeredir: Faal olmak yeniden yeniye eylemek anlamna gelir; ilah iradenin daim etkinlii muhakkak kemal belirtir.169 Ayn ekilde, Sofiye, huds mantna uzak durduu her yerde, sz konusu kemal hkmne itirak eder: Cenab-

Bk. Kad Abdlcebbr, erhul-Uslil-hamse, s. 168, 174, 440, 535; a.mlf., el-Muht bitteklf, s. 135; Gazzl, el-ktisd, s. 103. 163 Bk. Fahreddn er-Rz, el-Erban f uslid-dn, Kahire 1986, I, 308. 164 Fahreddn er-Rz, Levmiul-beyyint, s. 207, 257. 165 Bk. Beyhak, el-Esm ves-sft, s. 138; Fahreddn er-Rz, Levmiul-beyyint, s. 43. 166 Gazzl, el-Maksadl-esn, s. 145. 167 Fahreddn er-Rz, Levmiul-beyyint, s. 180. 168 Kerrmiye mezhebinin ilgili sylemi iin bk. Fahreddn er-Rz, tikadt, Beyrut 1982, 67; Badd, el-Fark beynel-firak, s. 219. 169 bn Teymiyye, el-Esm ves-sft, Beyrut 1998, s. 461; bn Kayyim el-Cevziyye, iful-all, Beyrut 1997, s. 526.
162

67

Hakk daim tecell zere sonsuzca faaldir.170 Ksacas, bu ortak sylem, mslmanlarn normal ilahiyat mantn ifade eder. O kadar ki, bu normal mantn aslnda btn mminlerce benimsendii, sadece diyalektik speklasyon srasnda terk edildii sylenmitir.171 Sonu olarak, huds mantnn ngrd zamandan mnezzehiyet syleminin, Kurann apak lisannn ramna alt ve normal mslman lisanna yabanc kald, fakat daha nce, saduyuya dayal normal insan mantna aykr derek anlamsz kald anlalm olmaldr. Bununla birlikte, btn yabanclna ve anlamszlna ramen, sz konusu sylem, slam ilahiyatnda olduu gibi hemen btn din ilahiyatlarda yer edinmitir. O kadar ki, mteahhir Ear kelamcs c zamandan mnezzehiyet konusunda btn din sahipleri ve dnrlerin mttefik olduunu belirtir.172 Bize gre bunun anlam udur ki, zamandan mnezzehiyet sylemi, felsef speklasyonun, ak insan mantnadeyim yerindeyseoyun oynad geleneksel yerlerin banda geliyor. Bu oyunu srdrmenin birka sebebi olabilir; geersiz huds mantndan kamamak, dahas, srekli etkinlii Tanrya yaktramayan Platoncu felsefe geleneini ciddiye almak gibi. Oysa, felsef speklasyonun uzanda, btn din sahiplerinin ve dnrlerin paylat gndelik hayatn normal lisannda, ne huds mantndan ne de Platoncu felsefeden eser vardr. u halde, zamann, Yaradan hakknda hibir ey ifade etmedii sznden vazgeerek, zamann Yaradan hakknda ne ifade ettiini konumak dnda hibir ey anlaml deildir. Allah Resulnn (aleyhisselm) yukarda bahsi geen beyanna yeniden atfta bulunarak devam edebiliriz. En niha mnasyla zaman ilah hayata ait bir mna kabul eden bu beyana gre, doal sre, Yaradann yaratma iradesine ait sreklilie tercme edilebilir. lah iradenin srekli etkinlii, bata ifade edildii zere, Kurann beyannda, Yaradann mteal hayatnn kusursuzluunu anlatr. Bu meyanda Kuran, Allah nezdinde bir gnn insan hayatna kyasla binlerce yl olduunu belirtir ki, ilah hayatn sonsuzluuna telmihtir.173 Buna gre, zaman, son tahlilde, Yaradan hakknda, Onun mukaddes varlnn sonsuzca srmesini ifade eder. Bu, zaman kavamn nihayet varolmak anlamna edeer gren analize uygundur. Fahreddn er-Rz, zamann varolmak (kevn) mnasna geldiini, bu niha mnann her varlk iin geerli
Cl, el-nsnl-kmil, s. 63. Bk. Fahreddn er-Rz, el-Erban, Kahire 1986, I, 168. 172 c, el-Mevkf f ilmil-kelm, Kahire, ts., s. 274. 173 el-Hac 22/47.
170 171

68

olduunu yazar.174 Bamsz filozof Ebul-Berekt el-Badd (. 547/1152) zamann gemesini varln srmesi eklinde tanmlar; Yaradann sonsuzluunu, varlnn mutlak sreklilii biiminde anlar.175 Bu anlay, zaman zlesi bir muamma kabul eden felsef speklasyonu dlar. yle ki, zaman, zmlemeye ihtiya brakmayacak kadar basit bir kavramdr; aklamaya direnmesi, karmaklndan deil, tam aksine, en basit kavram durumundaki varolmak mnasna edeer olmasndandr.176 Bu mna, zamann izaf deerinde daima sabit kalr; zaman-d veya zaman-st ibarelerini anlamsz klar.177 Zaman aklamaya almak, teknik tabirle, analitik bir kavram sentetik kavramlarla tanmlamak (mesela, buz sudur yerine su buzdur demek) trnden bir kategori hatasdr; metel bileiinden saf element (altn) elde etmeye alan simyacnn umutsuz abasna tebih edilebilir. Bu umutsuzluk Bat felsefesinde Saint Augustine (. 430) tarafndan temsil edilir:
Zaman nedir? Onu kolayca ve ksaca kim aklayabilir ki? Hatta onu kim dncede kavrayabilir yahut cevab kelimelere dkebilir? Fakat konumamzda zamandan daha tandk ve bildik hibir eye atfta bulunmadmz doru deil mi? u kesin ki ondan bahsettiimizde onu anlyoruz; bir bakas ondan bahsettiinde de onu anlyoruz. O halde zaman nedir? Kimse bana onu sormazsa, onun ne olduunu biliyorum. Bana sorana onu aklamak istersem, bilmiyorum.178

Filozofun sznn bir tercmesi udur: Dnyann varolduu o kadar ak ki ispat edemiyorum. Sadede dnersek, byle bir ispat, ilah iradenin daim etkinliini, huds mant veya Platoncu felsefe gelenei iinde ispat etmek kadar imkanszdr.

Fahreddn er-Rz, el-Mebhisl-merikyye, I, 581. Ebul-Berekt el-Badd, el-Muteber, sfehan 1415, III, 39-41. 176 Bk. Thomas Sattig, The Language and Reality of Time, Oxford 2006, s. 58. 177 Bk. Errol E. Harris, The Reality of Time, Albany 1988, s. 51. 178 Augustine, Confessions (trc. Albert C. Outler), New York 2007, s. 193.
174 175

69

II. YARADANIN KUDRETL KELMI

1. lah Kelamn Kudret Etkisi


nceki blmn zeti u ki, tabiatn varoluu, niha dzeyde, Yaradann hikmetli iradesine dayanr; her doal varolu ilah bir takdir olarak gerekleir. Bu merhalede metafizik soruturma yle devam eder: Yaradan, hikmetli iradesince takdir ettii doal varoluu nasl gerekletirir? Baka bir ifadeyle, irade edilen durumun fiziksel gereklie kmasn salayan yaratc etki nedir? Girite deindiimiz zere, yaratl ilkesi, bu soruyu ksaca yle cevaplar: Fiziksel gereklii salayan yaratc etki, Yaradann emrinden kaynaklanan kudrettir. Buna gre, herhangi bir doal durum, ilah emrin, evrensel mekanda meydana getirdii etkinin sonucudur; anlaml tabiat, btnyle, bu hikmetli tesirin tezahrdr. u halde, Yaradann varetme emrinin nasl etkin olduunu bilindiinde, tabiat srecini (veya, doal zaman) gerek klan niha gcn mhiyeti bilinmi olur. Bu amala, aratrmaya, ilah emrin etkinliine dair nceki ksmda geen terimleri hatrlayarak balayabiliriz. Kuran, takdir edilmi herhangi bir doal durumun gerekleme vaktinin gelmesine, emrin gelmesi (meclemr ve itynl-emr), bir hikmet sz olarak gereklemesine ise szn gerek olmas (hakkul-kelime ve hakkul-kavl) adn verir.1 Mukadder durumun gereklemesi, ayrca,

1 el-Bakara 2/109; Ynus 10/24, 33; Hd 11/40, 58; en-Nahl 16/1, 33; el-sr 17/16; el-Kasas 28/63; es-Secde 32/13; Ysn 36/70; ez-Zmer 39/71; el-Mmin 40/6; Fussilet 41/25; el-Ahkaf 46/18.

70

ilah emrin aa kmas (zuhrul-emr) ve emrin yerine getirilmesi (kazul-emr) tabirleriyle anlatlr.2 Bu beyan itibariyle, Kuran, kinatta btn iin Allaha ait olduunu belirtir; btn ilerin mutlaka Allaha dndn vurgulayarak, varoluta mutlak merciin sadece ilah irade olduunu ilan eder.3 Doal durumu evrensel mekanda gerekletiren niha gcn ilah emirden kaynaklanmas, Yaradann buyruunun kudret tamas anlamna gelir. Ksaca, yaratl srecinin gerektirdii g, ilah szn gcdr. Bu, emir yetinin u ifadesinde aktr:
Birey iin szmz, onu istediimizde, sadece, ona ol dememizdir, olur.4

lah kelamn yaratma buyruu durumunda kudret tamas itibariyle, bn Arab (.


638/1240), Yaradann szn Onun kudretine edeer kabul etmitir.5 Tabiat srecini

bu edeerlik asndan ifade edersek: Yaradann kudretli sz evrensel mekanda etkin olmakla doal varolua ait deerleri gerek klmaktadr. Bu durumda, nc blmnde inceleyeceimiz zere, evrensel mekanda igren btn doal fonksiyonlar (mesela, ktleekim denen g fonksiyonu) ilah emrin etkisiyle aa kan deerler olarak tanmlanr. Bu, ilah emrin etkisinin, tabiat srecine ait ie edeer olduu anlamna gelir. Demek, bir sz tezahr olarak ilah emir ile doal durumu oluturan i arasnda mutlak mutabakat vardr. Bu mutabakat, emir kelimesinin orijinal semantiine nazaran ifade edilebilir. yle ki, Arapada emr kelimesi iki temel mna belirtir: birincisi buyruk olup oulu evmir (buyruklar) eklinde; ikincisi i olup oulu umr (iler) eklindedir.6 Emir yeti bu ikili semantie gre tercme edilebilir:
Bir emir kestiinde, sadece, ona ol der, olur.7

Burada emir hem takdir edilen buyruk hem de buyruun yaratt i mnasnda alnabilir.8 Benzer ekilde, De ki emir btnyle Allahndr.9 ifadesi gibi, yukarda atfta bulunduumuz, emrin tamamen Yaradana ait olduunu ve mutlaka Ona dndn belirten beyanlarda, emrin her iki mnas birden kastedilir.

el-Enm 6/8; el-Enfl 8/42; et-Tevbe 9/48; Hd 11/44; Meryem 19/21, 39. el-Bakara 2/210; l-i mrn 3/154; Hd 11/123; er-Rad 13/31; er-Rm 30/4; e-r 42/53. 4 en-Nahl 16/40. 5 Cafer Karada, bn Arabnin tikad Grleri, Beyan, stanbul 1997, s. 114. 6 bn Manzr, Lisnl-Arab, emr md. 7 el-Bakara 2/117; l-i mrn 3/47; el-Mmin 40/68. 8 Bk. Ebus-Sud, rdl-aklis-selm il mezyl-Kurnil-Kerm, Dru ihyit-trsilArab, Beyrut 1994, I, 151. 9 l-i mrn 3/154.
2 3

71

lah emir ile yaratc kudret arasndaki edeerlik, Yaradann, tabiat, buyurmak keyfiyetinde gerekletirdiini anlatr. Allah, irade ettii durumu buyruuyla gerek kldna gre, yaratma fiilinin mhiyeti, emretme fiilinin mhiyetine denktir.10 Bu, metafizik adan ok nemli bir bilgidir; nk, Allahn herhangi bir doal durumu yaratmasnn, nihayet btn tabiat iletmesinin, beer irade ve igcne kyasla anlalamayacan retir. yle ki, insann iradesi igc ile snrland halde Yaradann iradesi kudretinin kaynadr. Baka bir deyile, insanda irade gce bakt halde Yaradanda kudret iradeye bakar. Bu kyaslanamazlk, insann tabiatn paras olmasyla aklanabilir. yle ki, insann gc doal olup tabiatn yaratlm niteliine aittir; Yaradann gc ise doall salar, tabiata nitelik verir. u halde, yaratc kudret, beer gce kyas edilmeksizin, dorudan doruya, ilah emrin mhiyeti zere anlalmak durumundadr. Bunun iin, ncelikle, ilah emri, mukaddes bir sz tezahr olarak tanmak gerekir; nk emretmek sylemeye aittir. lah emre dair incelemesinde, Serahs, tekvn emrinin hakikaten emir ifade eden bir sz mhiyetinde, ilah kelamn sluplarndan biri olduunu yazar.11 Kuran, bu bakmdan, yaratma emrinin gcn, buyurmann kolaylna tebihen anlatr; misalen, iradesini bir tek iaretle infaz eden kudretli bir hkmdar tebihi iinde, tekvn emrini bir gz krpma iine benzetir.12 Konuya ilikin ayrntl bir temsil ise, hiretteki yaratln keyfiyetine dair serdedilir. yle ki, brahim peygamber (aleyhisselam), Allahtan, lleri nasl dirilteceini kendisine gstermesini isteyince, Allah ona unu tlim eder:
Drt ku alp onlar kendine altr, sonra her birini bir dan bana brak, sonra onlar ar, hzla sana gelecekler.13

Bu temsilin anlatt u ki, armak ilevinde herhangi bir komut, szn dinletmek makamnda g belirttiinde, bir tek emirle i yapmak mutlak bir kolaylk ifade eder.14 Bu bakmdan, Kuran, ilah emrin mutlak messir olduunu, hkmnn hibir engel tanmadn, asla geri evrilmediini, muhakkak gerekletiini bildirir.15 lah emrin bir sz tezahr olarak g ifade etmesi szn dinletmek tabirine nazaran anlalabilir. Trkede bu tabir ayrca szn geirmek eklinde kullanlr ki, her iki kullanmda tabir edilen szn gc olup, bu g, szn, hitap sahasnda
Kr. Beyhak, el-Esm ves-sft, Beyrut 1984, s. 138; Gazzal, Mericl-kuds, s. 172. Serahs, Usul, Drl-Marife, Beyrut 1973, I, 11, 13. 12 el-Kamer 54/50. 13 el-Bakara 2/260. 14 Bk. Fahreddn er-Rz, et-Tefsrl-kebr, Dru ktbil-ilmiyye, Beyrut 1990, VII, 37. 15 en-Nis 4/47; Ysuf 12/21; er-Rad 13/41; el-Ahzb 33/37; et-Talk 65/3.
10 11

72

meydana getirdii tesir cinsinden tanmlanabilir. Bunu, linguistikte etkisz fiili ad verilen ifade tryle rneklendirmek mmkn. Mesela, tehlikeye den birine Dikkat! diye seslenerek onda teyakkuz oluturduumuzda, onu durduracak bir g uygulam oluruz. Benzer biimde, bir komutann ordusunu emirle sevketmesi, askerlere dorudan g uygulamas anlamna gelir. Aslnda, Seni seviyorum. cmlesinden Baaracaksn. cmlesine kadar, etki oluturan btn szler g tayan szlerdir.16 Bu temsile gre, tekvn emri, hitap sahasna kudretle hkmeden bir sz tezahr eklinde tarif edilebilir. Burada, tekvn emrinin hitap sahas evrensel mekandr; nk tabiat bu mekanda gerekleir. nc blmde inceleyeceimiz zere, mesela yamur sreci hakknda dndmzde, ya salayan btn g fonksiyonlar, evrensel mekann ilgili ksmna (gkyz sahasna) hkmeden ilgili tekvn emrinin g etkisidir. Ksacas, bir yerde yamur yayorsa, o yerde, ilah emir, yamur iradesini gerekletirmek zere etkin oluyor demektir. Ayn ekilde, rnein, bir yelkenlinin denizde yol almasn salayan btn doal fonksiyonlar, niha mnada, evrensel mekann ilgili sahasna hkmeden ilah emrin gcne aittir. Bu iki rnee dair u ayet, emrin gcne dair bu aklamaya nazaran okunabilir:
Onun yetlerinden biri de rzgarlar mjdeci olarak gndermesidir; size rahmetinden (yamur) tattrsn diye, ve gemiler emriyle yzsn de cmertliinden nasibinizi arayn diye; ve ola ki kredersiniz.17

lah kudretin ilah emirden kaynaklanmas, Yaradann, irade ettii hereye kadir olmas anlamna gelir. Kuran, daim bir vurguyla, Allahn hereye kadir olduunu bildirir, hatrlatr.18 Ayrca, ilah kudretin mutlakl itibariyle, Allahn istedii eyi muhakkak yapt vurgulanr.19 yle ki, Kuran, Allahn emrinin mutlaka yaplm olduunu (herhangi bir iin gereklemesi iin emrinin yeteceini) beyan eder.20 Allahn, istedii eyi yarattna dair Kurann iki rnek beyan yledir:
Gklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunan hereyin mlk Allahndr. stediini yaratr. Allah hereye gc yetendir.21

16 Kr. Franois Recanati, Meaning and Force: The Pragmatics of Performative Utterances, Cambridge University Press, New York 1987, s. 10. 17 er-Rm 30/46. 18 el-Bakara 2/20, 106, 109; l-i mrn 3/29, 165; el-Mide 5/19, 40; el-Enfl 8/41; et-Tevbe 9/39; en-Nahl 16/77; el-Ankebt 29/20; Ftr 35/1; el-Har 59/6. 19 el-Bakara 2/253; l-i mrn 3/40; Hd 11/107; brhm 14/27; el-Hacc 22/14; el-Burc 85/16. 20 en-Nis 4/47; el-Enfl 8/42; el-Ahzb 33/37. 21 el-Mide 5/17.

73

Allah her hayvan sudan yaratt. Onlardan kimi karn stnde gider, kimi iki ayakla yrr, kimi drt ayakla yrr. Allah istediini yaratr. Allah hereye gc yetendir.22

imdi, yaratc kudret Yaradann emrine ait olduuna gre, doa glerini ilah emre snr veya engel kabul etmek anlamszdr. Herhangi bir tabiat kuvveti ancak ilah kudretin tezahr iken, sz konusu kuvveti ilah kudrete kar konumlandrmak samadr. Kuran, kuvvetin tamamen Allaha ait olduunu belirtmek suretiyle, Onun kudretinden bamsz bir gcn bulunmadn, herhangi bir eyin Onu ciz brakmasnn mmkn olmadn haber verir.23 rnein, Kuran, mecaz bir slupla, kainat ilkin yaratmasnda Allaha herhangi bir yorgunluk demediini syler; yeni bir dnya olarak hireti yaratmasnda hibir zorluun bulunmadn duyurur.24 Bu, ayn zamanda, Yaradann, ok farkl zellikte yepyeni dnyalar yaratabilecei anlamna gelir. Buna gre, imdiki tabiat, doal varoluun zorunlu usul deildir. lah kudretin ilah kelama ait yaratma buyruundan kaynaklanmas, kelam literatrnde neredeyse tamamen ihmal edilmi bir konudur. Bu ihmal, ilah kudret ile ilah emir arasndaki alkay rter; bylece yaratma fiilinin mhiyeti belirsiz kalr. Sz konusu ihmalin tarih kkenine deinebiliriz. nceki ksmda grdmz zere, Yaradann fiil sfatlar, huds mant iinde sorun haline gelmi, ifade edilemez kalmt. imdi, fiil belirtmesi bakmndan, kelam sfat (Yaradann sz sylemesi) de bu sorunun bir paras durumundadr: Huds mant, tpk ilah irade ve sair fiil sfatlar gibi, ilah kelam iin de geicilik sorununu gndeme tar; sz sylemek eyleminin ifade ettii zaman mnas huds mant gereince reddedilir. Buna gre, btn ilah sfatlar gibi ilah kelam da ezel bir tek sfat olarak tanmlanr; ilah kelamn hdis bir nitelii olmad vurgulanr.25 Fahreddn er-Rz ilah kelamn ezeliyeti konusunda Ehl-i Snnetin icma ettiini syler.26 Snn literatrde tekrarla kaydedilen sylem udur: Allah ezel bir kelamla konuur; Yaradan bu sfatla ezeliyyen muttasftr; ilah kelam yaratlm deildir.27 Bu sylemde, sfatn ezeliyeti ile daim etkinlii arasndaki farkn ifade edilemezlii, nceki ksmda grdmz zere, taalluk terimine mracaat edilerek almak isteniyor; ilah kelamn ezel bir tek sz
en-Nr 24/45. el-Bakara 2/165; el-Kehf 18/39; el-Ankebt 29/22; Ftr 35/44. 24 el-Ahkaf 46/33; Kaf 50/15. 25 Bk. Ebu Muin Nesefi, Tebsratl-edille, I, 259, 306; bn Frek, Mcerred makalti-eyh, Beyrut 1987, s. 59; Cveyn, Lumaul-edille, Beyrut 1987, s. 102; sferyn, et-Tebsr, Beyrut 1983, s. 167; Gaznev, Usld-dn, Beyrut 1998, s. 102; Lmi, et-Temhd, Beyrut 1995, s. 71. 26 Fahreddn er-Rz, Melimu uslid-dn, Beyrut 1992, s. 50. 27 bn Kudame, el-tikad, Mektebetl-Kuran, Kahire, ts., s. 33; Eb Yal el-Ferr, elMutemed, Beyrut 1974, s. 86.
22 23

74

olup yaratl boyunca saysz ve ok eitli szlere taalluk ettii syleniyor.28 Sylemde geen ilah kelamn yaratlm olmamas vurgusu ise Mutezilenin ilgili diyalektiine cevaptr. yle ki, Mutezile, bir szn ezeliyetinden bahsedilemeyeceini, dolaysyla, Kurann ezel deil muhdes (meydana getirilmi) olduunu savunur; bu anlamda Kuran hakknda mahluk sfatn kullanr.29 Mutezilenin bu mahluk sfatyla muhdes demek istediini Snn kelamclar da teslim eder.30 Ne var ki, szn mhiyeti yaratlm olmak deil sylenmi olmak olduundan, Ehl-i Snnet bu mahlukiyet atfn bidat saym; huds mantn arkasna alarak, Kurann ezeliyetine muhalif btn sylemlere saldrmtr.31 O kadar ki, ak manta gre, Yaradann birey sylemesinin hdis bir durum olduu, herhangi bir yaratma emrinin ancak hdis bir buyruk anlamna geldii aklamas dalalet ilan edilmitir.32 nceki ksmda grdmz, geiciliin reddine dayanan mantk sorunlar, burada aynyla geerlidir. rnein, ilah kelamn ezeliyetini savunmak adna u argman ileri srlr: Eer Kuran meydana getirilmi olsayd, Allah Kurana ol diye emrederdi; halbuki Kuran ilah emirler ieren bir szdr.33 Burada ol emrinin bir kelam tezahr olduunu ya grlmyor, ya grmezden geliniyor. te yandan, kelam sfat u klasik argmanla ispat edilmek istenir: Allah muhakkak konuur; nk din emirler Onun emretmesiyle mmkn olur.34 Burada ilah emir sadece din buyruk anlamna mnhasr tutulmutur ki aslnda bu geleneksel kelamn genel tavr saylr.35 Bu tavrn neticesinde, yaratma fiilinin ilah emrin etkinliine edeer olduu ihmal edilmitir. yle ki, Ear kelam, yaratma sfatnn ifade ettii fiil mnasn elemek amacyla tekvn teriminden kanm, yaratma fiilini kudretin taalluku eklinde tarif etmitir.36 Buna karlk, Mtrd kelam, huds mant asndan, yaratma fiili ile dier ilah fiiller arasnda fark grmez; tekvn sfatn, her bir cz yaratla taalluk eden ezel bir tek sfat olarak tanmlar.37 mam Mtrid, yaratma fiilinin mhiyetinin bir sr olduunu, ilah kudretin keyfiyetini sormann anlaml olmadn,

ehristn, Nihyetl-akdm (nr. Alfred Guillaume), Oxford 1934, s. 288; Gaznev, Uslddn, Beyrut 1998, s. 105. 29 Kad Abdlcabbr, el-Muht bit-teklf, s. 321. 30 Bk. Cveyn, Lumaul-edille, Beyrut 1987, s. 102. 31 Bk. Necdet al, lah Kelmn Tabiat, nsan, stanbul 2003, s. 26-43. 32 Badd, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts., s. 329; ehristn, Nihyetl-akdm, s. 288. 33 Ear, el-Luma, Kahire 1975, s. 33; Beyhak, el-tikad, s. 75. 34 Gaznev, Usld-dn, Beyrut 1998, s. 101. 35 Bk. Fahreddn er-Rz, el-Mesill-hamsn, Kahire 1989, s. 55. 36 Gazzl, el-ktisad, s. 81; Fahreddn er-Rz, Melimu uslid-dn, s. 47. 37 Bk. Nesef, et-Temhd, s. 28; Aliyyl-Kari, erhu Kitabil-Fkhil-ekber, I, 36.
28

75

nk Allahn ztyla i yaptn syler.38 Bu tenzih tavr, ilah kudretin ilah kelama ait ve ilah emirden kaynaklanan bir zellik olduu, nihayet Allahn emirle i yapt aklamasna muhaliftir. Bu problem, nceki ksmda grdmz, huds mantnn ilah iradenin etkinliini ifade edilemez klmas sorunuyla ayn statde olup zm ayn biimde ak manta dnte yatar. yle ki, sadece ak manta ait lisan iinde, Yaradann herhangi bir zamanda herhangi bir doal durumu nasl varettii sorulup cevaplanabilir.

2. lah Kelmn Vahiy Nitelii


Evrensel mekana hkmederek tabiat gerek klan ilah kelam, bu snrsz etkinlii bakmndan, herhangi bir kelama tebih edilemeyecek derecede esiz bir sz tezahr olmaldr. Doal sreci aa karan yaratc etkisi asndan, ilah kelam, ina olduumuz hibir konuma cinsinden tanmlanamaz; nk bilinen hibir konuma trnn neticesi varolu deildir. Bu bakmdan, slam metafiziine gre, varoluun ilah emirle gereklemesi, ilah kelamn mukaddes mhiyetini ispat eder. u halde denebilir ki, ilah emrin yaratc etkisini anlamak, ilah kelamn mukaddes mhiyetini anlamaya baldr. Burada, sz konusu mukaddes mhiyete dair Kurann beyan ettii sezilmezlik niteliini inceleyeceiz. Kuran, Yaradann sezilmez nitelikte sz sylediine atfen, ilah kelam vahiy olarak vasfeder.39 Vahyetmek, szlkte, hzlca ve st-kapal biimde sylemek demektir.40 Bu nitelik, ilah emrin tabiat sreci olarak gzlediimiz daim etkinliinde iitilecek bir sz bulunmayn aklar. Kurann, yaratc emrin sezilmez bir kelam tezahr oluu hakknda verdii mahhas bir rnek, bal arsnn tabiatna dairdir:
Rabbin bal arsna vahyetti: Dalardan, aalardan, kurduklar ardaklardan kendine yuvalar edin; sonra her meyveden ye, Rabbinin yollarnda glk ekmeden seyret.41

Bu ifade, yuva yapmas ve bal z toplamas gibi arnn tabiatna ait temel fonksiyonlarn aa kmasn, kinayeli bir slupla, Yaradann emrine nisbet etmektedir. fadenin ksa analizi udur: Bal arsnn sz konusu anatomi ve fizyolojide
Mtrd, et-Tevhd, s. 76, 127. en-Nis 4/163; Hd 11/37; Fussilet 41/12; e-r 42/51, 52; en-Necm 53/4; el-Cinn 72/1; elZilzl 99/5. 40 Rb el-sfehn, el-Mfredt f arbil-Kurn, Beyrut 1998, vhy md. 41 en-Nahl 16/68-69.
38 39

76

varolmasn salayan doal sreler, ilah emrin yaratc etkinliine aittir. Buradan anlalyor ki, sezilmez bir sz tezahr olarak evrensel mekana hkmeden ilah emrin tad hikmet, tabiatn varoluuna ait yapsal ve fonksiyonel bilginin kaynadr. u halde, ayette geen, arnn yuva kurmas ve bal z toplamasna dair ilah emir, sz konusu tabiatn aa kmasna ait anatomik ve fizyolojik informasyonu salayan mkemmel bir hikmet buyruundan kinayedir. Buradan, emir ayetinin de kinaye slubunda olduu ortaya kar: Yaradann istedii eyin gerek olmasna yeten ol emri, o eyin gereklemesine ait bilgiyi salayan mkemmel bir hikmet buyruundan kinayedir. Tefsirciler, ol sznn, ilah emrin yaratc etkinliindeki kolayl anlattn belirtir.42 Buna gre, sezilmez nitelikte evrensel mekana hkmeden ilah kelam, bir tek heceden ibaret bir ol sz deil, fakat, mukaddes etkinlii bir hecenin syleni kolaylna tebih edilebilen, mkemmel bir szdr. Demek, yaygn sylemin aksine, Allah, srf bir ol emriyle yaratyor deil, fakat, ol emrinin kinaye ettii mutlak bir kolaylk zere etkin, bilgisel adan kusursuz bir emirle yaratyor. Evrensel mekana hkmeden ilah emrin mkemmel bir hikmeti uygulayarak etkin olmasn, Kuranda tekvn emrine dair geen rnekler zerinden aklayalm. Mesela, brahim peygamberin atee atlmas srasnda vahyedilen yaratma emri yledir: Ey ate, brahime serin ve esen ol.43 Burada, emrin yklemini oluturan ol fiili, doruca, emir ayetindeki ol fiiline karlk gelir; ayn kinaye zere tefsir edilebilir. Buna gre, atein srad bir tabiat kazanarak serin ve esen olmas, sz konusu tabiatn aa kmasna ait srad fonksiyonlarn emredilmesiyledir. Bu, nc blmde inceleyeceimiz zere, istisna bir emrin, sabit klnm bir tabiat yeni bir tabiatla deitirmesi anlamna gelir. Dier bir rnek: Kurann bildirdiine gre, tarihte, ar gnahkr bir yre halk, Yaradann Alak maymunlar olun. emri sonucunda hayvana dnmtr.44 Kastedilen dnm, tefsirde ihtilaf edildii zere, ister bedenin ister ruhun tabiatna dair olsun; anlalan u ki, olun emri, insan tabiatndan karp hayvan tabiatna dntren bir tekvn emridir; dnme urayan kiilere hitaben bir talep deil. nc rneimiz, sa peygamberin srad yaratln, tekvn emri bakmndan, Adem peygamberin hilkatine benzeten u ayet:

Veli Ulutrk, Kuran- Kermde Yaratma Kavram, nsan, stanbul 1995, s. 51. el-Enbiy 21/69. 44 el-Bakara 2/65; el-Arf 7/166.
42 43

77

sann misali, Allah nezdinde, Ademin misali gibidir ki, onu topraktan yaratt, sonra ona ol dedi, olur.45

Anlatlan u ki, iki mstesna hilkat, tekvn emrinin etkinlii bakmndan birbirine benzer: ki yaratl sreci fiziksel adan ne kadar farkl olursa olsun, bu fiziksel deerler nihayet tekvn emrince varedilmitir. Ayetin sonunda oldu deil de olur denmesi ilgintir. Bir yoruma gre, emir ayetinin slubunu hatrlatan bu syleyi, tekvn emrinin deimez etkinliine telmihtir.46 Tekvn emrinin sezilmez biimde evrensel mekana hkmetmesine dair Kurann tercih ettii dier bir kinaye slubu, yaratlan durumun, bu duruma konu olan doal nesneden talep ediliyormu gibi emredilmesidir. Yaratma emrini kudretli bir makamn kar konulmaz buyruuna tebih eden bu slup, Yaradann kudretinin hametine telmih iindir. rnein, tarihte, lm korkusuyla yurtlarn terkeden (rivayete gre veba salgnndan kaan) bir halk hakknda Yaradan tarafndan lm hkmnn verilmesi, Allahn onlara ln diye buyurduu eklinde hikaye edilir.47 Bu emir, sz konusu halktan intihar etmelerini isteyen bir buyruk deil, halkn lmesini salayan ilah buyruun (veya bu buyrua ait takdirin) kendisidir.48 Dier bir rnekte, dalara ve kulara, Davud peygamberin tesbihtna katlmalar emrinin verilmesinden bahsedilir:
Ey dalar ve kular, onunla beraber tesbh edin!49

Dalar ve kular, ilah hitab anlayacak uurlu canllarm gibi tasvir eden bu emir bir kinaye olup, dalarn ve kularn Davud peygamberle birlikte Allah zikretmesi anlamna gelen srad tabiatn yaratlmasn anlatr.50 ok mehur bir rnek ise Nuh Tufann sona erdirerek ilgili tabiat normal seyrine dndren tekvn emrinin kinayeli ifadesidir:
Dendi ki: Ey yer, suyunu yut; ey gk, suyunu tut! Su ekildi, emir yerine geldi, gemi Cd zerine oturdu; Mahvolsun zalimler gruhu! dendi.51

Burada, yere ve ge verilen emirler, taknn son bulmasna ait sreci aa karan tekvn emirlerini anlatr; benzer ekilde, zalimler gruhu hakknda geen beddua,
l-i mrn 3/59. Bk. Elmall, Hak Dini Kurn Dili, II, 1118. 47 el-Bakara 2/243. 48 Bk. Ebus-Sud, a.g.e, I, 237. 49 Sebe 34/10. 50 Bk. Ebus-Sud, a.g.e, VII, 124. 51 Hd 11/44.
45 46

78

helak yaratan emirden mecaz olup semada yanklanm gerek bir beddua deildir.52 Daha ayrntl ve aklayc bir rnek ise tarih Sebe halkna ait anlatmda yeralyor. Anlatmn giriinde lkenin elverili bir diyar klnmas ifade edilir:
Sebe iin meskenlerinde elbette bir yet vard. Sadan ve soldan saran iki bahe. Rabbinizin rzkndan yeyin ve Ona kredin. Ho bir memleket ve ok balayc bir Rab.53

Ayette geen emirler, bir peygamberin Sebe halkna tebli ettii din buyruklar belirtiyor deil; aksine, yeyin emri, lkenin ho yaratlyla halka yaplm ihsan, kredin emri de bu ihsann ahlak gereini belirtir. Anlatmn devamnda ise Sebe halknn kretmediinden tr sz konusu ihsandan mahrum brakld haber veriliyor. Daha sonra, ayn rg korunarak, bu defa bir baka ihsann yaratlmas ve yine kfranla karlk grmesi, yine ayn kinaye slubunda aktarlyor:
Onlar ile bereketli kldmz beldeler arasnda gze grnr dier beldeler varedip oralarda seyahati takdir ettik: Oralarda geceleri ve gndzleri gven iinde seyahat edin! Ama onlar, Rabbimiz, seferlerimizin arasn a! dediler; kendilerine zulmettiler.54

Burada, seyahat emri, emniyetli seyahati mmkn klan doal artlarn varoluunu salayan tekvn emrinden kinayedir; halkn istei de kendileri aleyhine ettikleri kavl bir beddua olmayp, seyahat artlarn zorlatran tekvn emrine sebep olmu krszl anlatan bir mecazdr.55 Son rneimiz, dnyann kuruluunda gn ve yerin ilah takdire gre yaplanmasn, hkmdara boyun emeye tebihen anlatan u ifade:
Sonra ge yneldi, ki dumand, ona ve yere, Gelin, ister gnll ister gnlsz! dedi. kisi de, Gnll olarak geldik. dediler.56

Kainat mecazen uurlu bir canl gibi tasvir eden bu ayet, Yaradan ile kainat arasnda gemi bir muhavereyi anlatyor deil, g ve yeri dzenleyen tekvn emrini beli bir slupta beyan ediyor; yle ki, gn ve yerin cevab, yaratln ilah takdir gereince meydana gelmesinden kinayedir.

ls, Rhul-men, XII, 94-95. Sebe 34/15. 54 Sebe 34/18-19. 55 Fahreddn er-Rz, et-Tefsrl-kebr, XXV, 219. 56 Fussilet 41/11.
52 53

79

3. lah Kelamn Kuatc Etkinlii


Tekvn emrinin, sezilmez bir mhiyet ve mkemmel bir hikmet zere evrensel mekana hkmetmesi, doal varoluu salayan deimez prensip olduundan, Kuran, tabiatn btn zamanlardaki varoluuna ait unsurlar, ilah emirle gerekleen iler olarak anlatr. Mesela, demirin yaratlarak insann faydasna sunulmas, demiri indirdik ifadesiyle zetlenir.57 Demirin yerden kmas itibariyle kardk denmesi beklenirken indirdik denmesi, demirin yaratln salayan tekvn emrine telmihtir.58 Baz rnek i ifadeleri unlardr: Allah, gkleri, grnr direkler olmakszn ykseltti.59 Semay yldzlarla ssledi.60 Yeri bir beik veya dek gibi insann rahatna elverili biimde yayd, zerinde insanlara yollar at.61 Dalar birer direk gibi yere dikti, aralarnda rmaklar yapt.62 Yere suyla hayat verdi, her trl hayvan yeryzne sat.63 Allah, yamur rahmetine mjdeci olarak rzgar gnderir, bulutlar srer, yamur yadrr.64 Annelerin rahmindeki yavrulara istedii gibi ekil verir.65 Allah, kyamette, dalar yrtecek, g yaracak, yeri baka bir yere, gkleri baka gklere dntrecektir.66 Bu beyanlarda geen yklemler (ykseltmek, sslemek, samak, gndermek...) tabiatn gemiini, imdisini, geleceini metafizik dzeyde aklamak amacyla, tekvn emrinin etkinlii zere gereklemi rnek ileri ifade eder. Buna gre, ilah emrin evrensel mekana hkmetmesi bakmndan, tabiatn gemiinin imdisinden, imdisinin geleceinden fark yoktur; nk btn zamanlar ayn metafizik prensipte gerekleir. rnein, dnyann bir gezegen olarak ilkin yaratlmas ile hlihazrda gne evresinde dolanmas, ayn ilkeyle, tekvn emrinin etkinliiyle aklanr. Ne var ki, tekvn emri, doal varoluun farkl kategorileri boyunca, evrensel mekanda farkl etkiler meydana getirir.67 Bunu nc blmde ayrntsyla inceleyeceiz. Burada, ksaca, doal varoluun yaratlmas ile ynetilmesi arasndaki etkinlik fark asndan, Kurann, tekvn emrini iki ayr ilevde tanmladna deinmek yerinde olur:

el-Hadd 57/25. Ebus-Sud, a.g.e, VIII, 212. 59 er-Rad 13/2. 60 es-Sfft 37/6; Fussilet 41/12. 61 Th 20/53; ez-Zriyt 51/48. 62 er-Rad 13/3; en-Nahl 16/15; en-Neml 27/61. 63 el-Bakara 2/164; Lokmn 31/10. 64 ed-Duhn 7/57; er-Rm 30/48; es-Secde 32/27. 65 l-i mrn 3/6. 66 brhm 14/48; el-Kehf 18/47; el-nfitar 82/1. 67 Kr. akir Kocaba, Kuranda Yaratl, s. 165.
57 58

80

Rabbiniz Allah, gkleri ve yeri alt gnde yaratan, sonra hkimiyet tahtna kurulandr. Geceyi, onu izleyip duran gndze sarp rter. Gnei, ay, yldzlar, emriyle dizginlenmi olarak yaratandr. te yaratmak da ynetmek de Onundur. lemlerin Rabbi Allah mukaddestir.68

Burada, yaratmak ile ynetmek arasndaki fark, ina ve idare fiillerinin farknda olduu gibi, tekvn emrinin meydana getirdii tesir asndandr, yoksa emrin mhiyeti asndan deil; nk tekvn emrinin mhiyeti, Yaradann hikmetli iradesine ve kudretli kelamna ait sezilmez bir etkinlik olarak, sabittir. Tekvn emri Yaradann mteal ztna ait olup Onun iradesinden sdr olduuna gre, ilah ztn tasavvur tesi yce makam, Tabiat nereden kaynaklanyor? sorusuna cevap oluturur. Kuranda tekvn emrinin mteal makam hkimiyet taht anlamnda ar (bir yerde krs) ismiyle anlr; ilah arn btn kainat kuatt belirtilir.69 Ar ismi, hkmdarn iradesini tahtndan icra etmesine tebihtir; Yaradann, ycelii iinde, hereyi hkmnde tuttuunu anlatr:
O, gkleri ve yeri alt gnde yaratan, sonra hkimiyet tahtna kurulandr. Yere gireni ve ondan kan, gkten ineni ve ona kan bilir; nerede olsanz O sizinledir. Allah yaptnz mutlaka grendir.70

Bir mecaz olarak hkimiyet tahtna kurulmak Yaradann kainata hkmetmesini ifade eder.71 Buna gre, Kurann, O, azametli arn sahibidir.72 ifadesi, doruca, kainatn Allaha ait olduunu belirten Gklerin ve yerin mlk Onundur.73 ifadesine ve kainatta hkmn Allaha ait olduunu belirten Hkm Onundur.74 ifadesine tercme edilebilir.75 Bu ifadeler, Allahn, mutlak hkimiyeti itibariyle hereyi kuattn anlatr:
O hereyi kuatandr.76

Kuran, tekvn emrinin evrensel mekan kuatarak etkin olmasn, ayrca, emri ge atfederek belirtir. Buna dair temel beyan, ilah kelamn, Yaradann mutlak yce

el-Arf 7/54. el-Bakara 2/255; el-Mminn 23/86, 116; en-Neml 27/26; ez-Zuhruf 43/82. 70 el-Hadd 57/4. 71 Bk. ls, a.g.e, VIII, 199. 72 et-Tevbe 9/129; en-Neml 27/26. 73 el-Bakara 2/107; et-Tevbe 9/116; el-Furkan 25/2; el-Hadd 57/5. 74 el-Enm 6/62; el-Kasas 28/70, 88. 75 Kr. Mtrd, et-Tevhd, Beyrut 1986, s. 68. 76 Fussilet 41/54.
68 69

81

makamndan nzul ettiidir; Allahn vahyi gkten yere iner.77 lah emrin etkinlii gkten yere doru olduundan, insann geimlii ve gelecei gktedir.78 Kuran bu konuda u temel beyan serdeder:
Allah yedi g ve yerden de bir o kadarn Yaradandr. Emir, bunlarn arasnda srekli iner; t ki Allahn muhakkak hereye kadir olduunu ve Allahn muhakkak hereyi ilmen kuattn bilesiniz.79

Kuran, Allahn, insanlar ve yaptklarn mutlaka kuattn, nerede olurlarsa olsunlar ve ne yaparlarsa yapsnlar onlarla beraber bulunduunu, bir insan ferdine ah damarndan, lm deinde yatan kimseye onun akrabasndan daha yakn olduunu, rahmetinin ve yardmnn yaknl gibi hkmyle mutlak yakn bulunduunu beyan eder.80 Buna gre, Allah, zt itibariyle mutlak yce ve eriilmez, hkm itibariyle ise mutlak yakn ve etkindir.81 Tekvn emrinin mteal bir iradeye ait olmas tabiat metafizii iptal eder. Doal srecin zerk olduu iddiasn ifade eden tabiat ilkeye gre, tabiatn mutlaka veya nisbeten irca edildii makam, doal fonksiyonlarn etkin olduu evrensel mekann kendisidir. Bu bakmdan, natralizm ycelik kavramn andrr; nihayet mutlak natralizmde kavram yokolur, tabiat btnyle yerellie ker. Aksine, yaratl ilkesi, ar kavramyla, tabiatn irca edildii makam evrensel mekann tesine atfeder, ycelii mutlaklatrr. yle ki, Kurann lisanna gre, Allah ile tabiat arasnda, Yaradann mahluku veya Sanatkrn eseri gramerinin gsterdii zere, ontolojik bir ayrlk olup, Allah, tabiattan mutlak bakadr; klasik stlaha gre yazarsak, Hakk ile halk arasnda, mhiyet ve hviyet itibariyle, mbyenet, muyeret, muhlefet vardr.82 Yaratl ilkesinin bu mant, bu defa, tabiat Tanrnn varlndan ayr grmeyen her trl monist metafizii iptal eder. Tabiat monizm, birinci blmde grdmz zere, panteizm ismiyle anlr; ruhu ve maddeci kollar vardr. Oysa, Teist monist diyebileceimiz metafizik, tabiat, sadece niha kayna bakmndan deil, fiziksel gereklii bakmndan da Tanrnn yce varlna atfeder; bylece
Bk. el-Bakara 2/176; en-Nis 4/140; el-Enm 6/91; el-Hicr 15/9; en-Nahl 16/101; el-sr 17/105; ez-Zmer 39/23. 78 Bk. es-Secde 32/5; ez-Zriyt 51/22; el-Mlk 67/16, 17. 79 et-Talk 65/12. 80 el-Bakara 2/186, 214; l-i mrn 3/120; en-Nis 4/108; el-Arf 7/56; et-Tevbe 9/40; Hd 11/61, 92; el-sr 17/60; Kaf 50/16; el-Vka 56/85; el-Hadd 57/4; el-Mcdele 58/7. 81 Bk. Mtrd, et-Tevhd, Beyrut 1986, s. 71; Zeccc, tikku esmillh, Beyrut 1986, s. 147; Suad Yldrm, Kuranda Ulhiyyet, Kayhan, stanbul 1997, s. 182. 82 Bk. Kad Abdlcebbar, el-Muht bit-teklf, Kahire, ts., s. 155; Beyzv, Tavliul-envr, Beyrut 1991, s. 168; Hseyin Atay, Kurana Gre man Esaslar, Ankara ts., s. 53.
77

82

tabiatn ilah ve kutsal olduunu ileri srer. Yeni-Eflatuncu metafizik byle bir Teist monizm rneidir ki, tabiat, ilah varln tamasyla gerekleen kutsal bir tezahr kabul eder; Tanr ile tabiat ksmen zde varsayar.83 Yaratl ilkesi, tabiatn fiziksel gerekliini tekvn emrine, tekvn emrini de Yaradann yce makamna atfetmek suretiyle, byle bir zdelik kabuln reddeder. Tasavvuf felsefenin varln birlii (vahdet-i vcd) anlats, Yeni-Eflatuncu metafiziin temel sylemini srdrr. Vahdet-i vcd, ksaca, Allahtan baka varlk bulunmadn ne srer; tabiat Cenab- Hakkn bir tezahr, Onun bir sreti kabul eder; bylece Yaradann yceliini mutlak deil izaf kabul eder. Sofiye stlahna gre, Allahn tabiat sretinde tezahr etmesi, mteal varlndan tenezzl ile varlk mertebelerinde tecell etmesi yoluyla olup, bu srece varln yaylmas (sereynlvcd) veya varln genilemesi (inbistu-vcd) ad verilir.84 rnein, Endlsl

mistik filozof bn Tufeyl (. 581/1185) Allahtan baka gereklik bulunmadn, mahlkatn Ondan ayr olmadn yazar.85 bn Arab (. 638/1240) lemi aynadaki yansmaya benzetir; tabiatn ilah zta ait bir grnm olduuna hkmeder.86 Sadreddin Konev (. 672/1274) ayn dorultuda, lemin Hakkn zhiri, Hakkn ise lemin btn olduunu syler.87 Abdlkerm el-Cl (. 832/1428) ise bu zhir-btn sylemini temsile koyar; lemin kar misalinde, Allahn ise karn zn oluturan su misalinde olduunu belirtir.88 Bu tanmlar, tabiatn varoluunu tekvn emriyle aklayan yaratl ilkesini kanlmaz olarak dlar; tabiatn mhiyetini yaratlm bir eser olmaktan karr. Bu yzden, bn Arab, kainatn, z bakmndan yaratlm
(hdis) olmadn, nk kainatn zn oluturan ilah vcdun ezel olduunu

syler.89 Cl, ayn dorultuda, yaratlmlk (mahlkiyet) vasfnn, mevcdt hakknda mecaz olduunu yazar.90 Bylece, Kurann en temel hkm olan Allahtan baka tanr yoktur. (l ilhe illallah) ifadesi bir tr mecaza indirgenir; onun yerine, Allahtan

Kr. Mcid Fahr, slam Felsefesi Tarihi (trc. Kasm Turhan), stanbul 2000, s. 50. Bk. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Kahire 1975, I, 170, II, 76; a. mlf, Fssul-hikem, Beyrut 1980, s. 181; Cl, el-nsnl-kmil, Msr 1316, s. 28; kr. Toshihiko zutsu, slamda Varlk Dncesi (trc. brahim Kaln), nsan, stanbul, ts., s. 63. 85 Bk. Sami S. Hawi, Islamic Naturalism and Mysticism: A Philosophical Study of Ibn Tufayls Hayy bin Yaqzan, E. J. Brill, Leiden 1974, s. 206. 86 Bk. Cafer Karada, bn Arabnin tikad Grleri, s. 145. 87 Sadreddin Konev, Fatiha Sresi Tefsiri (trc. Ekrem Demirli), z, stanbul 2002, s. 155. 88 Cl, a.g.e, s. 28. 89 Bk. Cafer Karada, a.g.e, s. 69. 90 Cl, a.g.e, s. 28.
83 84

83

baka varlk yoktur. (l mevcde illallah) ifadesi hakikat saylr.91 Ne var ki, vahdet-i vcd, materyalist panteizmde olduu gibi, insan benliinin mutlak kld znenesne ikiliini ortadan kaldramaz. Bu yzden, birlik iddias, ispat imkansz bir sylem olmann ncesinde, mnas imkansz bir sylemdir. yle ki, sz konusu metafiziin ngrd benliin yokolmas (fen) sadece bir ibare olup bir ifade deildir; nk, mantksal analizde, yokolmu benliin varln birliini anlamas ve konumas trnden sofiste bir syleme kar.92 Kuran, ilah kelamn kuatc etkinliini, ayrca, ruhan bir keyfiyet olarak tavsif eder. Mesela, Allahn emrini vahyetmesi ruh indirmek biiminde, vahiyle yardm etmesi ruh ile desteklemek eklinde anlr; vahyi getiren melee mukaddes ruh ve gvenilir ruh nvan verilir.93 Dahas, ruh, genel bir kavram olarak, Kuranda, Allahn emrine ait bir nitelik veya emrinden kaynaklanan birey olarak tarif edilir.94 Buna gre, ilah emrin vahiy niteliinde yani sezilmez bir nitelikte tezahr etmesi, emrin ruhan keyfiyetiyle alakaldr, denebilir. yle ki, tpk ruhun beden zerindeki gizemli etkinlii gibi, ilah emir, tabiat zerinde, ruhan bir keyfiyette (yani gizemli bir biimde) etkindir, denebilir. Bu mnada, ilah emrin sezilmez kudret etkisine ruhan bir tesir demek mmkndr.95 Buna gre, eer tabiata bir ruh atfedilecekse, bu baka hibir ey deil, sadece, Yaradann hikmetli emrinin sezilmez keyfiyetinden ibarettir.96 Bu meyanda, Gazzl (. 505/1111), tabiatn, tekvn emrinden gelen evrensel ruhun hkmnde olduunu syler.97 Ayn dorultuda, Aziz Nesef (. 700/1300), ilah emre ait ruhun tabiat salayan g olduunu belirtir.98 Bu ruhu aklama, birinci blmde grdmz ruhu natralizmi iptal eder. Mutlak natralizmin ruhu kanad, tabiat gerekletiren ruhun Tanrnn kendisi olduunu ileri srer. slam metafizii ise evrensel mekan kuatan ruhun Tanr deil, Onun emrinin gizemli keyfiyeti olduunu belirtir.

Kr. Ebul-Al Aff, Tasavvuf: slamda Manev Hayat (trc. Ekrem Demirli, Abdullah Kartal), z, stanbul 1999, s. 71. 92 Sz konusu sylem iin bk. Toshihiko zutsu, a.g.e, s. 22, 23. 93 Bk. el-Bakara 2/87; en-Nahl 16/2, 102; e-ur 26/193; el-Mmin 40/15; e-r 42/52; el-Mcdele 58/22. 94 el-sr 17/85. 95 Kr. Said Nurs, Szler, stanbul 2007, s. 208. 96 Kr. Charles-Andre Gilis, slam ve Evrensel Ruh (trc. Alpay Mut), nsan, stanbul 2004, s. 8182. 97 Gazzal, Mericl-kuds, s. 169. 98 Azzddin Nesef, Tasavvufta nsan Meselesi: nsn- Kmil (trc. Mehmet Kanar), Dergah, stanbul 1990, s. 27.
91

84

Kuran, yaratma emrinin etkinlii ile melekler arasnda mnasebet olduunu bildirir. Bu mnasebet, ksaca, meleklerin, ilah emrin etkinliine katlarak ilah iradeyi temsil etmeleridir.99 Kuran, melekleri, Allahtan ekinen, buyruuna isyan etmeksizin emredileni yapan, erefli klnm kullar olarak tantr.100 Bu dorultuda slam metafiziinde melekler gayr- madd (latif) ve gnahtan korunmu (msum) mahlukat olarak tanmlanr.101 Meleklerin ilah emrin etkinliine katlmalarna Kuranda birok rnek vardr. Misalen, baz meleklerin Allahn emriyle insanlar koruduu bildirilir.102 Baz melekler ise insanlarn cann alr.103 Bir yerde, insanlarn lmne nezaret eden melek lm melei olarak anlr.104 Ayrca, can alma ameliyesinde igren melekler elilerimiz szyle anlr.105 Dier yandan, Kuran, cann Allah tarafndan alndn bildirir.106 Bu durumda, meleklerin, ilah iradenin temsilcisi makamnda, ilah emrin etkinlii iinde igrd sylenebilir; yle ki, yaplan i nihayet ilah iradeye ait kalmaktadr. Bu mnada, Kuran, meleklerin, Allahn sznn nne gemediini, mutlaka Onun emriyle igrdn belirtir.107 Melek iradenin mutlaka ilah iradeye adanm olmas bakmndan, melein igrmesi, ilah emrin etkinliine dahil olur. nce bir ifadeyle, melekler, tekvn emrinin araclar olmayp, tekvn emrinin irad aralardr; ksaca, Allah, adanm melek irade ile i yapar. Bu yzden melekler Kuranda grdkleri trl iler itibariyle vasfedilir.108 Bu tavsiflerin zeti olarak, ilah emrin etkinliinde igren melekler, kimi klasik yazarlarca tekvnt ismiyle ydedilmi; meleklerin grd ilerin kendilerine ait olmad, ilah iradeye ait olduu vurgulanmtr.109 u halde, melekler, Yaradann emrinden tr gldr; Onun iradesine adanarak igrrler; yaratc emrin aracs olmadklar iin yardmcs da deildirler.110 Bir melein ilah iradeyi temsil ederek yaratllta igrmesi, bir peygamberin mucize gstermesine kyas edilebilir. lah emrin srad bir etkinlii olarak mucize, bir ilah iradeye adanm peygamberin duas, iareti, herhangi bir irad

Bk. en-Nahl 16/2; el-Meric 70/4; el-Kadr 97/4. en-Nahl 16/50; el-Enbiy 21/26; et-Tahrm 66/6. 101 Aliyyl-Kari, erhu Kitabil-Fkhil-ekber, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1984, I, 19. 102 er-Rad 13/11. 103 en-Nahl 16/32. 104 es-Secde 32/11. 105 el-Enm 6/61; el-Arf 7/37. 106 en-Nahl 16/70; ez-Zmer 39/42. 107 el-Enbiy 21/27. 108 ez-Zriyt 51/1-4; el-Mrselt 77/1-6; en-Nzit 79/1-5. 109 Rb el-sfehn, Tafsln-neeteyn (nr. Abdlmecid en-Neccr), Drul-arbil-slm, Beyrut 1988, s. 105, 106. 110 Birgiv, Ravztl-cennt, stanbul 1305, s. 10.
99 100

85

eylemi zerine gerekleir; peygambere deil, Allaha ait bir i olur.111 rnein, Kuran, Sleyman peygamberin rzgara hkmettiini ve rzgarn onun emriyle estiini, nk rzgarn ona made klndn belirtir.112 Benzer ekilde, sa peygamberin, Allahn izniyle, ku yaratmak, hasta iyiletirmek, lleri diriltmek gibi kudretli iler yapt beyan edilir.113 Bu ilerde yaratc irade Allahn iradesidir; ad geen peygamberler, tpk melekler gibi, adanm iradeleriyle Yaradann iradesini temsil etmi, yaratc emrin etkinliine ara olmutur.

Bk. Cveyn, Lumaul-edille (nr. Fevkyye Hseyn Mahmud), lemul-ktb, Beyrut 1987, s. 124; Osman Karadeniz, lim ve Din Asndan Mu'cize, Marifet, stanbul 1999, s. 25. 112 el-Enbiy 21/81; Sad 38/36. 113 l-i mrn 3/49; el-Mide 5/110.
111

86

nc Blm

YARATMA EMRNN ETKSNDE TABATIN GEREKLEMES

I. TABATIN LK YARATILII

1. lk Yaratl Kavram
Herhangi bir dzenli yapnn, mesela bir binann veya ehrin ilk kuruluuna tebih ettiimizde, ilk yaratl szyle tabiatn ilk defa dzenli bir evren olarak kurulmasn kastediyoruz. Bu kavram, ncelikle, tabiatn ezel bir gerek olmadn, Yaradann varetmesiyle meydana geldiini anlatr. Kuran lisanna gre sylersek, ilk yaratl, Allahn, gkleri, yeri ve ikisi arasnda bulunanlar, benzersiz bir hilkat zere varetmesidir.1 Bylece, Kuranda ilk hilkat srekli yenilenen yaratla ve hiretteki yaratla mukabil kullanlr:
De ki: Yerde gezin de bakn, yaratmay ilkin nasl yapt. Sonra Allah teki dirilii kurup yaratacak. Allahn hereye gc yeter.2

Bu ifade insann hiretteki diriliine vurgu yapyor olsa da genel olarak dnyann ilk yaratlna atfta bulunduu sylenebilir. Kuran ilk yaratma (el-halkul-evvel) tabiriyle daha ok insan trnn veya ferdinin ilkin yaratlmasn kasteder; rnein, hiretteki diriliin yeni bir yaratma (halkun cedd) eklinde ifade edildii yerde, her
Bk. el-Enm 6/1; el-Arf 7/54; brhm 14/32; el-Hicr 15/85; Furkan 25/59; Kaf 50/38. el-Ankebt 29/20.

1 2

88

bir insann dnyaya gelii ilk yaratma olarak ifade edilir.3 Fakat bu husus mna iinde kinatn kuruluu rtk biimde okunabilir; nk insann dnyada varedilmesi, dnyann insandan nce varedilmesiyle anlam kazanr. u halde, gz nnde gerekleen yeniden yeniye yaratla ve nihayet hiretteki yaratla mukabil bir kavram olarak ilk yaratl hususen insan ferdinin dnyaya geliini anlatacak biimde tabiatn ilkin kuruluunu ifade eder, denebilir. Bu itibarla, blm boyunca ilk yaratl szyle insan trnn yaratlmasn ierecek ekilde tabiat dzeninin ilkin kurulmasn kastedeceiz. Birinci blmde Kurann tabiat tarihi yapmadna deinmitik. Yeniden belirtmek gerekirse, Kuran, tabiatn kurulu srecini, tabiat tarihine ait kozmolojik, astronomik, jeolojik olgulara atfla anlatmaz. Aksine Kuran sadece metafizik bir dil kullanarak tabiatn kuruluunu salayan niha yaratma eylemini beyan eder.4 Kurann ilk yaratltan bahsetmesinin hedefi, doal varoluun kaynan aydnlatmak, bylece insann metafizik kken arayna cevap vermektir. Kurann metafizik kkene dair cevab muhakkak vahdaniyet ilkesine dayanr. u yet buna rnektir:
Gkleri greceiniz direkler olmakszn yaratt; sizi sarsar diye yere ar dalar koydu; orada her hayvan sap yayd. Gkten bir su indirdik; orada her trl ho bitki ifti bitirdik. te bu Allahn yaratmasdr. imdi Bana gsterin, Ondan bakas ne yaratm! Hayr, zalimler ak bir yanlg iindeler.5

Bu beyann gsterdii zere, Kuran lisannda ilk yaratl tarihin konusu deil, aksine, metafiziin konusudur. yle ki, ilk yaratla dair aklama, doruca, imdi yaanan hayata referans olur; kiilii kuran inan ve ahlak deerlerine zemin oluturur. u yet buna ahit tutulabilir:
Ey insanlar, sizi de sizden ncekileri de Yaradan Rabbinize ibadet edin ki cannz koruyasnz. O ki yeri size bir dek yapt, g bir at. Gkten bir su indirdi; onunla size rzk olarak rnler kard. imdi bildiiniz halde Allaha ortaklar uydurmayn.6

Bu ifadeye nazaran, Kurann ilk yaratl aklamasnda temel bir gayenin nimetleri hatrlatmak olduu sylenebilir. Kuran, bu dorultuda, btn bir yaratln insana yaplm bir ihsan olduunu vurgular; yeryznn insan hayata elverili klnarak saysz nimetlerle donatlmasn ilah ihsn mnasnda anlatr:

Kaf 50/15. Kr. Thomas J. OShaughnessy, Creation and the Teaching of the Quran, s. 53. 5 Lokmn 31/10-11. 6 el-Bakara 2/21-22.
3 4

89

Allah gkleri ve yeri hakikatle yaratt. O, kotuklar ortaklardan mnezzehtir. nsan bir damla sudan yaratt; bir de bakmsn Rabbine ak bir dman kesilmi! Hayvanlar da yaratt. Onlarda sizin iin stc eyler ve nice faydalar var; hem bir ksmndan yersiniz. Onlarda, akamleyin getirirken ve sabahleyin salverirken, size bir gzellik vardr. Bu hayvanlar sizin arlklarnz, ancak glklere katlanarak varabileceiniz bir memlekete tar. Rabbiniz muhakkak ok efkatli, ok merhametlidir.7

Kuran, tabiatn tank olunan niteliine nazaran, gzellik, holuk, kolaylk, elverililik gibi doal varoluun mutlak deerlerini konuuyor, onlara niha bir aklama getiriyor; fakat sz konusu deerlerin hangi tarih sreler iinde aa ktna deinmiyor. Bu metafizik konuma slubu iinde Kuran, rnein, gn nasl ykseltilmi olduuna, dalarn nasl dikilmi olduuna, yerin nasl serilmi olduuna nazar ettirir.8 Burada nasllk tarih bir keyfiyete deil, aksine, tarihten bamsz olarak, ilgili tabiatn gz nndeki mutlak keyfiyetine aittir. yle ki, ge, dalara, yere nazar eden herkes iin bu keyfiyet ayndr. Kuran, bylece, ilk yaratl mkemmel bir ina sreci olarak tantr; yaratlan eserde gzden kam hibir ynn bulunmadn belirtir; tabiata nazar eden kimsenin, yaratlta hibir ihmal bulamayacan vurgular.9 Buna gre, tabiat, Allahn sanatdr; Allah sanatna ait hereyi kusursuz yapmtr.10 Bu kusursuzluk itibariyle tabiat hrikadr; Allah, gkleri ve yeri hrika Yaradandr; Allah, yaratt hereyi gzel yapmtr.11 Kuran, ilk yaratln hrikalna ve gzelliine rnekler sayar: Allah, gkte burlar (yldz kmeleri) yapt, bakp seyredenler iin g ssledi.12 Gnei ve ay bir hesaba gre yapt, g ykseltti, ly koydu, yeri de canllara elverili kld.13 Yere ar dalar koydu, yer insanlar sarsmasn diye; nehirler ve yollar yapt, yldzlar ve dier iaretleri varetti, insanlar yol bulup yol alsn diye.14 Rengrenk bitkiler ekti.15 Rzgarlar alayc olarak gnderdi, gkten bir su indirdi, insanlara su iirdi.16 imdi, doal varoluun mutlak deerlerini anlatp hatrlatan bu ifadelere gre, ilk yaratl gerek bir ina srecidir. Bu anlamda, Kurann ilk yaratl anlatm, mitolojik deil realist

en-Nahl 16/3-7. el-Giye 88/18-20. 9 Bk. Ysuf 67/3-4. 10 en-Neml 27/88. 11 el-Bakara 2/117; el-Enm 6/101; es-Secde 32/7. 12 el-Hicr 15/16. 13 er-Rahmn 55/10. 14 en-Nahl 16/15-17. 15 en-Nahl 16/13. 16 el-Hicr 15/22.
7 8

90

karakterlidir. Baka bir deyile, Kuran, tabiatn ilk yaratln sanatl bir ina sreci biiminde anlatmakla, efsanev yaratl anlatlarndan ayrlr.

2. Evrensel Dzenin Yaratlmas


Evrensel dzenden kastmz, gezegen olarak dnyann yerald geni lekli kinat dzenidir. Bu dzeni basite ifade edecek olursak: Astronomik gzlemlere konu olduu ekliyle kinat ok sayda (teoriye gre milyarlarca) galaksi iermekte, galaksiler ok sayda (milyonlardan trilyonlara kadar) yldz barndrmakta, yldzlar ise gne rneinde gzlendii gibi gezegen vb. gk cisimlerinden oluan sistemlere merkez olabilmektedir.17 Evrensel dzenin yaratlmas, u halde, geni lekli kinat sisteminin ilkin varedilerek kurulmas anlamna gelir. Bu, Kuran lisannda, oka zikredilen bir ifade olarak, gklerin ve yerin yaratlmas eklinde geer.18 Bu ifade, evrensel dzen olarak kinatn ezel olmadn, belli bir zaman nce varedildiini anlatr. Kurana gre, evrensel dzenin ilkin varedilerek kurulmas belli bir srete gereklemitir. Kuran bu muayyen hilkat srecini alt gn olarak anar.19 Burada alt gn Yaradann sonsuz hayat itibariyle olup alt ilah gn anlamndadr. Bu ibareyle dnya gnlerinin kastedilmesi sz konusu olamaz; nk dnyann henz kurulmad bir zamann dnya takvimiyle ifade edilmesi anlaml deildir.20 Kuran, ilah hayatn sonsuzluu itibariyle bir ilah gnn binlerce dnya senesine karlk geldiini belirtir.21 Evrensel dzenin alt gnde kurulmas, muazzam bir lkenin alt gn gibi ksa bir zamanda ina edilmesine tebihen sylenmi olmaldr; bylece, yaratl tarihinden ziyade, ilah hikmetin ve kudretin kemaline nazar ettirilmektedir.22 Ayn slupta, Kuran, yerin iki gnde yaratlp drt gnde nimetlerle donatldn, gklerin de iki gnde dzenlendiini belirtir.23

Kinatn genel tasviri iin bk. Roger A. Freedman, William J. Kaufmann III, Universe, W. H. Freeman and Company, New York 2008, s. 605 vd. 18 rnek olarak bk. el-Bakara 2/164; l-i mrn 3/190; el-Enm 6/1, 73, 79, 101; el-Arf 7/54; et-Tevbe 9/36. 19 el-Arf 7/54; Ynus 10/3; Hd 11/7; el-Furkan 25/59; es-Secde 32/4. 20 Bk. Ebus-Sud, rdl-aklis-selm, IV, 118; bn Kesr, Tefsrl-Kurnil-azm, Dru tayyibe, Riyad 1997, III, 426. 21 el-Hacc 22/47. 22 Bk. Ebus-Sud, a.g.e, IX, 187. 23 Fussilet 41/9-12.
17

91

Kurann evrensel dzenin ilk yaratlna dair beyan metafizik ifadeyle snrl kalr. Kinatn kuruluundan bahsedilirken, tabiat tarihine ait fiziksel srelere deinilmez; tarihten bamsz olarak, kinatn gzlenen mutlak deerlerine atfla, yaratln niha mnas aklanr. Bu slubu yanstan rnek bir beyan udur:
Grmediniz mi, Allah yedi g birbiriyle ahenktar olarak nasl yaratm! Onlarn iinde ay bir nur kld, gnei de bir era yapt.24

Bu ifade, katmanl grnmyle gn, gkteki ay ve gnein yaratln sadece metafizik dzeyde dile getirmekte; ilgili tabiat manzaras, niha aklama olarak, ilah iradeye nisbet edilmektedir. fadede geen yedi gk tabiri Kurann gkler hakknda sk kulland bir tabirdir.25 Bu tabirin mnas, bir bakma, gndelik kullanmda gk yerine gkler kelimesini tercih etmemizde ikardr. yle ki, gkler szyle gn yakndan uzaa doru katmanl yapsn kastettiimiz gibi, Kurann hitap ettii dil rfnde yedi sema gn katman katman grnmn ifade eder.26 Kuran bu yzden bazen gkler yerine gk kelimesini kullanr; sz konusu katmanl yapsna atfen, semay, kat kat kurulmu effaf bir atya benzetir.27 Bu metafizik ifade slubu iinde, Kuran, evrensel dzenin yaratlmasn, temel rnekler vererek aklar: Allah gkleri ve yeri yaratarak karanl ve aydnl varetti.28 nsanlar karada ve denizde gece yollarn bulsun diye gkte yldzlar yaratt.29 Dnyann gn yldzlarla ssledi.30 Gnei bir lamba yapt, ay aydnlatc kld.31 nsanlar seneleri ve hesab bilsin diye ay evre evre yapt.32 Evrensel dzenin ortaya kndan bahseden anlatlara kozmogoni anlatlar denir.33 Kuran evrensel dzenin kuruluunu tarih lisannda konu edinmediine gre herhangi bir kozmogoni sunmadn sylemek mmkn. Bu, Kurann, kozmogonik meraka hayat bir deer atfetmediine yorulabilir. Buna ramen, insann, hayat olmasa bile evrensel dzenin tarihine ilgi duyduu ikar. Bunun bariz bir gstergesi yaratl efsaneleridir. Sz konusu efsaneler, hayal gcnden
Nh 71/15-16. el-Bakara 2/29; el-sr 17/44; el-Mminn 23/86; et-Talk 65/12. 26 Bk. Ebus-Sud, a.g.e, IV, 118. 27 el-Bakara 2/22, 29; l-i mrn 3/5; Ynus 10/61; el-Enbiy 21/32; el-Mmin 40/64. 28 el-Enm 6/1. 29 el-Enm 6/97. 30 es-Sfft 37/6. 31 el-Furkan 25/61. 32 Ynus 10/5. 33 Bk. Christian Ehrenfels, Cosmogony (ngilizce trc. Mildred Focht), The Comet Press, New York 1948, s. 1.
24 25

92

beslenen kozmogoni anlatlar olarak, gklerin, yerin, yldzlarn, gnein, ayn nasl varolduuna dair tasvirler ierir.34 Bununla birlikte bu efsaneler sadece evrensel dzenin kurulu seyrini tasvir etmekle kalmaz, tasvir iinde belirli veya belirsiz bir metafizii de ihtiva eder; bylece sz konusu efsanelere itibar eden kiilerin temel metafizik sorularna cevap salar.35 Mitolojik sluba muhalif olarak, Kuran kendi metafiziini kozmogonik anlatm iine sdrmaz; aksine, kozmogonik tasvirlere yer vermeksizin, dorudan doruya, mahede edilen dnyann metafiziini beyan eder. Bu, Kurann, hayat olmayan kozmogonik merakn giderilmesini insann kendi renme gayretine braktna yorulabilir. Oysa efsaneler herhangi bir renme sreci belirtmez; nk yaygn bir kurgudan beslenerek speklatif metafiziin bir tr olarak kalr. Buradan, bir slam kozmogonisinden bahsetmenin mmkn olmad sonucuna varabiliriz. Ne var ki bu, Mslman toplumlarda kozmogonik anlatlarn yer edinmedii anlamna gelmez. Aksine, Mslman toplumlarda eitli nisbetlerde itibar edilen yaratl efsaneleri vardr.36 Birinci blmde konutuumuz zere, bu kabil efsane anlatlar, tpk speklatif felsefe anlatlar gibi, slam metafizii asndan meru referans deeri tamaz. Evrensel dzenin kuruluunu mitolojik olmayan bir nosyonda ele alan alma sahas bilimsel kozmolojidir. Kurann hayat grmeyip insann renmesine havale ettiini dndmz kozmogonik bilginin bilimsel kozmolojiyle nisbeten salanabilir olduu sylenebilir. Bu ilevde kozmoloji temel metafizik sorulara cevap sunmaz; ancak metafizik aklamann ayrntl ifadesine katkda bulunabilir. Bu bakmdan, kozmolojik bilgiler, gvenilir olduklar lde, Kurann evrensel dzenin kuruluuna dair metafizik beyann, tefsir dzeyinde, tarih tasvirler eliinde ifade etmeye yardmc olur. Baka bir deyile, Kinat nasl kuruldu? sorusuna, teorik fiziksel tasvirlerin elik ettii metafizik bir lisanla cevap vermek iin sz konusu bilimsel verilere bavurulabilir. Modern kozmoloji evrensel dzenin kuruluuyla ilgili genel bir yaratl anlatsna sahiptir. Bu anlat, kinatn geirdii kurulu srecini tasvir eden teorik bir senaryo statsnde olup, kinatn bir balang nnda ortaya ktn, zamanla genileyerek evrensel mekn yaydn, bu srete yldzlarn ve dier kozmik elemanlarn olutuunu ne srer.37 Bu

Kr. Philip Freund, Myths of Creation, Londra 1964, s. 16. Kr. Charles H. Long, Alpha: The Myths of Creation, California 1963, s. 15 vd. 36 rnek bir koleksiyon iin bk. Azz Mahmud Hday, lemin Yaratl ve Hz. Muhammedin Zuhru (trc. Kerim Kara, Mustafa zdemir), nsan, stanbul 2003, s. 15 vd. 37 Bk. Eric Chaisson, Epic of Evolution: Seven Ages of the Cosmos, s. 298.
34 35

93

senaryonun temelinde, evrensel meknn ve maddenin, balang nnda byk bir patlamayla aa ktn kabul eden Byk Patlama teorisi yeralr. Teori, zetle, evrensel meknn srekli alp geniledii bulgusuna dayal olarak, kinatn, milyarlarca (genel hesaba gre yaklak 13 milyar) sene nce, doal zaman asndan sfr noktasnda yaratlm olduunu iddia eder; dolaysyla evrensel dzenin kuruluunun sz konusu kozmik patlama temelinde ifade edilebileceini ngrr.38 imdi, yaratl tarihini, ihtimal lisannda bile olsa, belli bir itibar seviyesinde canlandran bu kozmolojik tasvir, muteber ynleriyle, evrensel dzenin kuruluuna ait metafiziin ayrntl ifadesine elik edebilir. Buna gre, mesela, Yaradann kinat sanatla ina etmesinin milyarlarca yllk bir srete gereklemi olabilecei sylenebilir. Dahas, balang koullarnn snrsz ihtimaller belirtmesine ramen, kinatn herhangi bir dzensizlie kmek yerine, hayata elverecek bir evrensel dzene genilemesi, yine muhtemel bir tefsir makamnda, Yaradann inayetinin tezahr olarak ifade edilebilir.39 Byk Patlama teorisi, evrensel dzenin kapal bir sistem biiminde ezel olduuna dair geleneksel natralist kurgunun aleyhine bir tasvir sunar. Natralistler, bu tasvirin tabiatlk aleyhine suistimal edildiinden yaknarak, hiten yaratla delil tutulmasna muhalefet eder.40 Baz natralist kozmologlar ise Byk Patlama ile uyumlu yeni natralist kurgular ne srer.41 Bu kurgular, aslnda, tabiatn ezel olduu varsaymn yeni fantastik imajlarla srdrmek anlamna gelir.42 rnein, mehur kozmolog Fred Hoyleun kurgusu, doal maddenin hibir kaynaktan gelmediini, aksine, evrensel meknda sfrdan ve kendiliinden ortaya ktn ileri srer.43 Bu varsaym, kendiliinden varolmak gibi anlamsz bir syleme dayanmann yannda, kozmolojik deil metafizik bir kurgudur; yaratl

Bk. Joseph Silk, The Big Bang, W. H. Freeman and Company, New York 2001, s. 8; Stuart Ross Taylor, Solar System Evolution: A New Perspective, Cambridge University Press, Cambridge 2001, s. 24. 39 Kr. Paul Copan, William Lane Craig, Creation Out of Nothing: A Biblical, Philosophical, and Scientific Exploration, Apollos ve Baker Academic, Leicester ve Grand Rapids 2004, s. 240; Caner Taslaman, Big Bang ve Tanr, stanbul Yaynevi, stanbul 2003, s. 174. 40 Bk. Joseph Silk, A Short History of the Universe, Scientific American Library, New York 1994, s. 2. 41 Natralist kozmogoni speklasyonlar iin bk. Paul Copan, William Lane Craig, a.g.e, s. 249 vd. 42 Kr. Stanley L. Jaki, God and the Cosmologists, Regnery Gateway, Washington, D.C. 1989, s. 71. 43 Milton K. Munitz, Space, Time and Creation: Philosophical Aspects of Scientific Cosmology, Free Press, Glencoe 1957, s. 158.
38

94

ilkesine kar tabiat ilkeyi savunur.44 Dier bir fantastik imaj ise Dngsel Evren modelidir; kinatn, sonsuz bir varolu sreciyle, ezelden ebede, bir alp bir kapanarak, kurulup dalyor olabileceini ne srer.45 Benzer biimde, natralist kozmolog Stephen Hawking, evrene snr ngrmenin teoride zorunlu olmadn, bu yzden sonsuz kabul edilebileceini yazar.46 Bu speklasyon tavrna karlk, birok bilimci, Byk Patlama teorisinin ngrd balang nndan ncesine dair herhangi bir kurgunun bilgisel adan deersiz kaldn belirtir; bilimsel ifadenin bu noktada son bulduunu hatrlatr.47 Buna ramen, bilim camiasnn, bilimi suistimal eden fantastik tabiat anlatlara yeterince tepki vermedii, bilimsel dil iinde keyf metafizik oyunlar oynanmasna gz yumduu sylenebilir.48 Bu durum, natralist imajlarn, bir nisbette, bilim evrelerinde ho karlandna yorulabilir. Bu durumda, modern kozmolojinin evrensel dzenin kuruluuna dair sunduu yeni bilgilerin, yaratl ilkesi karsnda natralizmi esasl derecede geriletmedii sylenebilir.49 Birinci blmde etraflca deindiimiz gibi, natralizm, kendini korumak amacyla, daima, bilime bilimsel olmayan bedeller detmeyi gze alabilmektedir.50 Bu ideolojik cretin ak bir gstergesi, baz modern natralistlerin, kinatn, tanm gerei zaman iinde yeralmayan niha gereklik olduunu iddia etmesidir.51 Kinatn niha gereklik olduu iddiasnn hibir mantksal temeli olmad birinci blmde gemiti; buna ramen, bir terim olarak kinat kelimesinin mantka nihalik ifade ettiini sylemek, natralizmin, sadece bilimi deil, ayrca dil ve mant da suistimal ettiini gsterir. Tabiatn niha gerek olduu iddias, zerk tabiat syleminin esas olmak zere, btn zamanlarda natralizmin deimez faraziyesi durumundadr. Bu geleneksel iddia hakknda Eb Mansr el-Mtrid (. 333/944) u tespitte bulunur: Kinatn ezel olduuna hkmedenler, grlmez olan grlr olana kyaslar; lemin imdi varolduu gibi gemite de sonsuzca varolduunu farzederler.52 bn
Kr. Stanley L. Jaki, a.g.e, s. 65. Eric Chaisson, a.g.e, s. 32. 46 Stephen W. Hawking, Zamann Ksa Tarihi: Byk Patlamadan Kara Deliklere (trc. Sabit Say, Murat Uraz), s. 147. 47 Bk. Eric Chaisson, a.g.e, s. 33; Milton K. Munitz, a.g.e, s. 152, 153. 48 Kr. Stanley L. Jaki, a.g.e, s. 67. 49 Kr. Ahmed Yksel zemre, Fiziksel Realite Meselesine Giri, Almkitap, stanbul 2005, s. 126. 50 Kr. Stanley L. Jaki, a.g.e, s. 63. 51 Bk. John F. Post, The Faces of Existence: An Essay in Nonreductive Metaphysics, Cornell University Press, Ithaca, New York 1987, s. 145. 52 Mtrd, et-Tevhd, s. 30.
44 45

95

Hazm, tabiatlarn, kinatn yaratlna dair bir mahedemizin olmadna dayanarak lemin ezeliyetini savunduklarn nakleder; ardndan, mahedeyi yegane bilgi kayna tutan tabiatlara, kinatn ezel olduuna dair herhangi bir mahedenin bulunup bulunmadn sorar; bylece, kinat ezel varsaymann hibir bilgisel temele dayanmadn anlatmak ister.53 Klasik Mslman metafiziinin bu deerlendirmesini hakl karan modern bir rnek u ki, ateist felsefenin mehur szcs Anthony Flew, z bakmndan kinat niha gereklik kabul etmenin temelsiz kalsa bile anlaml bir tercih olduunu syler.54 Bu geleneksel tabiat tercihe karlk, klasik kelmclar, tabiatn ezel olduu iddiasnn gerekesiz kaldn hatrlatp ispat yknn iddia sahibine dtn belirtirler.55 Bunun tesinde, kelamclarn, kinatn ezel olamayacan, huds nazariyesi altnda teorik olarak ispat etmeye altn, ne var ki sz konusu nazariyenin geerli bir manta dayanmadn bir nceki blmde grmtk. u halde, klasik kelmda, tabiat varsayma dair ispat talebinin daha gl bir diyalektik olduu sylenebilir. Dahas, kinatn belli bir zaman nce hiten yaratldn ispat etmek, mutlak natralizmi iptal etse bile, birinci blmde deindiimiz zere, Deist natralizmi iptal etmeyecektir. Huds nazariyesini bu adan Byk Patlama teorisine kyas etmek mmkn. Her ikisi de, en iyi durumda, kinatn hiten yaratlmlnn ispat olabilir; bunun tesinde, tabiat srecinin daima yaratlyor olduuna dair birey ngrmez. John Polkinghorne bu hususta yle yazar:
Tanr bugn ancak Byk Patlama nndaki yaratcdr. Oysa Byk Patlama kozmolojisi Yaradann varlnn bilimsel bir onay deildir; nk Tanrnn rol srf balatma deil, daim srdrme, tarihi boyunca kinat varlkta tutmadr; bu tarih ister snrl olsun ister snrsz.56

Bu merhalede, evrensel dzenin kuruluunun esasn oluturan doal zelliklerin aa kmasn, baka bir deyile dnyann tabiatnn yaratlmasn konuabiliriz. Kinatn ina edilerek yaratlmas, hereyden nce, evrensel dzenin temel deerleri olarak doal zelliklerin varedilmesi anlamna gelir. rnein, gkteki herhangi bir yldzn yaratlmas, yldzn bnyesini oluturan maddenin (hidrojenin) belirli doal zelliklerde yaratlmasna baldr. Metallerden akkanlara, talardan bulutlara,
bn Hazm, el-Fasl fil-milel vel-ehvi ven-nihal, Beyrut 1986, I, 10, 11. Bk. Henry Margenau, Roy Abraham Varghese, Kosmos, Bios, Teos (trc. Ahmet Ergen), Gelenek, stanbul 2002, s. 220. 55 Bk. Cveyn, e-mil, s. 238. 56 John Polkinghorne, Science and Theology: An Introduction, Fortress Press, Minneapolis 1998, s. 80.
53 54

96

tabiat oluturan nesneler, temel seviyeden (atomalt dzeyden) yksek seviyelere doru belirli doal zelliklerin hiyerarik yaplanmasyla varolur.57 Kuran, doal nesnelerin yaratlarak evrensel dzenin kurulmasn, tabiatn doal zellikler zere varedilmesi eklinde anlatr. Bunu u rnek yetin slubunda takip edebiliriz:
stnze yedi salam gk kurduk. Alev alev yanan aydnlatc ve stc bir kandil yarattk. Taneler, bitkiler, sarma dola baheler karalm diye yamur ykl youn bulutlardan arl arl yamur yadrdk.58

fadede, ge, gnee, bahelere, bulutlara, yamura atfedilen nitelikler, bu nesnelerin yaratl zelliklerine atftr ayn zamanda. Kuran, benzer ekilde, doal nesnelerin tabiatlarna atfta bulunarak yaratln ancak doal zellikler zere gerekletiini beyan eder.59 Kurann bu anlatm tarz, tabiatn mevcut doal zellikler zere insan hayatna elverili klnm olmas asndandr. Kuran lisannda, tabiatn belli zellikler zere hayata elverili klnmas, made klmak (teshr) szyle anlatlr. Kuran, evrensel dzenin insan hayatna made klnm bir tabiat dzeni olduunu beyan eder:
Allah, gkleri ve yeri yaratan, gkten yamur indiren ve onunla size rzk olarak trl meyveler karan, emri gereince denizde yzmek zere gemileri size made klan, nehirleri de size made klandr. detleri zere hareket eden gnei ve ay size made klan, geceyi ve gndz size made klandr. Size istediiniz eylerin hepsinden verdi. Eer Allahn nimetlerini saymaya kalksanz sayamazsnz. phesiz insan ok zalimdir, ok nankrdr.60

Kinatn insan hayat hedef alnarak dzenlenmi olmas, btn bir evrensel dzenin insana ihsan edildii anlamna gelir. Kurann kinatn yaratlna ait asl vurgusu bu ihsan mnasna olup nihayet insann Yaradana kretmesi amacna balanr:
O, taze et yemeniz ve taknacanz ss eyas karmanz iin denizi size made klandr. Gemilerin orada suyu yara yara gittiini grrsn. Bu, onun ltfundan nasip aramanz ve kretmeniz iindir.61

Doal nesnelerin hiyerarik yaplanmasna dair bk. David W. Oxtoby, Norman H. Nachtrieb, Principles of Modern Chemistry, Saunders College Publishing, Philedelphia 1986, s. 4 vd. 58 en-Nebe 78/12-16. 59 rnein bk. en-Nahl 16/13; Ftr 35/12, 27; ez-Zmer 39/21. 60 brhm 14/32-34. 61 en-Nahl 16/14.
57

97

Kuran, evrensel dzenin belirli zellikler zere kurulmasn nihayet kr hikmetine balar; rnekler vererek, hereyin, yaratma emriyle, insann hizmetine sunulduunu beyan eder.62 Kurann bu tarz beyann analitik dile tercme edersek: Evrensel dzenin yaratlmas, yaratma emrinin, kinat, doal zellikler zere batan aaya yaplandrmas anlamna gelir. rnein, yukardaki yette geen geminin suyu yara yara gitmesi durumu, geminin sz konusu hareketini salayan btn doal yaplanmay ifade eder; sz gelimi, suyun akkanlnn ve kaldrma kuvvetinin belirli bir fiziksel/kimyasal yaplanmayla salanmas gibi. Doal dzenin batan aaya insan hayat hedefinde yaplandrlmas, literatrde inyet ve ltuf olarak geer; tabiatn elverili yaratl, Yaradann insana ihsan anlamna gelir.63 Bu mna, bir bakma, speklatif kozmolojide insanc ilke (antropik prensip) olarak anlan durumun yaratl inancndaki karldr. Popler tanmnda insanc ilke unu anlatr: Evrensel dzenin kuruluuna ait btn yaplanma sreci, nihayet, kinat anlayabilecek bir zne olarak insann varoluuna elverecek biimde gereklemitir.64 Bu gerekleme, phesiz, hayat elverili klan btn doal zellikleri kapsar. Yaratl ilkesine gre, doal koullarn insan hayatna elveriyor olmas, yaratma emrinin, evrensel dzende insan hedef alm olmasyla aklanr.65 Yaratl ilkesine muhalif konumda maddeci natralizm ise evrensel dzenin hayata elverecek doal zellikler zere kurulmasn doal zn iradesiz bir yaplanma srecinden getii varsaymyla aklamak ister.66 Birinci blmde, bu tr bir natralist varsaymn hereyden nce referans bulunmayan bir kurgu olduuna, dahas, bilin gibi mstesna fenomenleri aklamadna deinmitik. Buna karlk, yaratl ilkesine inanan bir kimse asndan, evrensel dzenin kuruluu btnyle Yaradann ii olup Onun insana ihsandr.

Bk. l-i mrn 3/2; el-Arf 7/54; en-Nahl 16/12. Bk. Mehmet S. Aydn, Din Felsefesi, s. 61. 64 Bk. John D. Barrow & Frank J. Tipler, The Anthropic Cosmological Principle, Oxford University Press, New York 1994, s. 218. 65 Bk. John Foster, The Divine Lawmaker: Lectures on Induction, Laws of Nature, and the Existence of God, Oxford University Press, New York 2004, s. 79. 66 rnek bir aklama giriimi iin bk. Jacques Monod, Rastlant ve Zorunluluk, s. 111 vd.
62 63

98

3. Yeryznn Yaratlmas
Yeryz szyle, stmz saran gkyzne karlk, zerinde yaadmz hayat sahasn kastediyoruz. Bu anlamda yeryz yerkre deildir; nk bir da yamacndan veya bir deniz kenarndan etrafa bakan kimse iin dnya gne sisteminin yerkresi olmayp semann rtt yer sahasdr. Bu anlamda yeryz sadece en ina olduumuz varolu alan deil, gndelik nazar asndan da lemin merkezidir. Dorusu, evrensel dzenin insan iin hazrlanm olduuna nazaran, yurt olarak yeryz, fiziksel deilse de metafizik adan kinatn merkezi saylr.67 u halde, yeryznn yaratlmas, dnya yzeyinin hayata elverili bir varolu sahas olarak kurulmasn ifade ediyor. Kuran, kinatn hilkati iinde yeryznn yaratlna zel bir vurgu ayrr. Bu vurgu btnyle yeryznn metafiziine dairdir:
Sizi yaratmak m daha zor, yoksa g yaratmak m? Allah onu kurdu. Onu ykseltti ve dzenledi. Gn gecesini karanlk yapt, n kard. Ardndan yeri dzeltip dedi. Ondan suyunu ve otlan kard. Dalar salamca yerletirdi. Hepsi size ve hayvanlarnza fayda olarak.68 Yeri de yaydk; ona sabit dalar yerletirdik ve orada her dzgn eyden bitirdik. Orada hem sizin iin hem de sizin doyurmadnz kimseler iin geimlikler varettik.69

Bu rnek ifadelerin temsil ettii zere, Kurann yeryznn yaratlmasna dair anlatm, doal unsurlarn mutlak deerlerinin niha aklamasn ierir; bunun tesinde, jeolojik tarihe dair herhangi bir aklama iermez. Kuran, bu minvalde unlar syler: Allah yeryzn yayarak onu bir beik ve bir dek gibi yaamaya elverili kld.70 Onu, koruyucu bir at gibi gkyzyle rtt.71 Yerde dalar ve nehirler yapt; seyahate elverili yollar at.72 Gkten yere su indirip onunla trl bitkiler kard.73 Yeryznde ne varsa hepsini insanlar iin yaratt.74 Yeryznn varoluuna ait jeolojik sreleri bilmek, metafizik adan esasl bir deer tamasa bile, yeryznn yaratlnn ayrntl ifadesinde niha mnaya elik edebilir. rnein, yukarda geen yetler, Kurann, yeryz manzarasna dair niha birer aklamas olup jeolojik verilerce dorulanmas veya yanllanmas sz konusu
Kr. Seyyid Hseyin Nasr, Religion and the Order of Nature, s. 133. en-Nzit 79/27-33. 69 el-Hicr 15/19-20. 70 el-Bakara 2/22; Kaf 50/7; ez-Zriyt 51/48. 71 el-Enbiy 21/32; el-Mmin 40/64; Kaf 50/6. 72 Th 20/53; er-Rad 13/3. 73 el-Enm 6/99; brhm 14/32; en-Nahl 16/25. 74 el-Bakara 2/29.
67 68

99

deildir; fakat sz konusu aklama jeolojik veriler eliinde ayrntyla ifade edilebilir. Byle bir ifade, yeryznn varoluuna ait metafiziin doa tarihine ait meraka da hitap edecek ekilde birleik bir lisanla dile getirilmesidir. rnein, genel bilimsel itibara sahip jeoloji teorisine gre, gne sisteminin oluum sreciyle yat saylan dnya gezegeni, zaman iinde, elementler asndan zengin yerkabuu ve onu saran atmosferin oluumuyla, hayata elverili bir zemin hline gelmitir.75 Yeryznn oluum srecinin uzunluuna, baka bir deyile dnyann yana dair tarihlendirme yntemleri de bulunuyor. Bu ytemler, ierdii belirsiz noktalarla birlikte, genel bir itibar ifade eder.76 Buna gre, yeryznn oluum sreci, dnyann yan belirtecek biimde, birka milyar (yaklak 4,5 milyar) seneyi kapsamaktadr.77 imdi, bu teorik veriler eliinde, yeryznn, uzun alar sren bir yaplanma srecinde yaratldn; baka bir deyile, yaratma emrinin byle uzun bir ina dnemi boyunca yeryzn dntrp kurduunu dnebiliriz. Bunun tesinde, sz konusu yaplanmann takvimi metafizik adan nemli deildir; nk, misalen, herhangi bir da srasnn veya bir adann bundan ne kadar zaman nce varolduunu bilmek inan asndan bir deer ifade etmiyor. Ksaca, yaratl ilkesi asndan, yeryznn yaratl, jeolojik kronolojiye dair herhangi bir ngr veya bilgiye nisbet kurmakszn, Cenab- Hakkn yaratma emriyle gereklemi bir varolu srecinin belirtmektedir. Darrel R. Falkn hatrlatt gibi, yaratl bir zaman erevesine yerletirmek, bylece ilah emrin etkinliini kronoloji nisbetinde anlamaya almak, metafizik adan nemsiz ve gereksiz bir abadr.78

75 Bk. Reed Wicander, James S. Monroe, Essentials of Geology, Wadsworth Publishing Company, Belmont, California, 1999, s. 9; Edward J. Tarbuck, Frederick K. Lutgens, Earth Science, Prentice Hall, Upper Saddle River, New Jersey, 2000, s. 296. 76 lgili tarihlendirme yntemleri iin bk. John J. W. Rogers, A History of the Earth, Cambridge University Press, Cambridge 1994, s. 2 vd.; Stuart Ross Taylor, Solar System Evolution: A New Perspective, Cambridge University Press, Cambridge 2001, s. 104 vd. 77 Bk. Reed Wicander, James S. Monroe, Historical Geology: Evolution of Earth and Life through Time, Thomson Brooks/Cole, Belmont, California, 2003, s. 58; John A. Wood, The Solar System, Prentice Hall, Upper Saddle River, New Jersey, 2000, s. 18. 78 Darrel R. Falk, Coming to Peace with Science: Bridging the Worlds between Faith and Biology, InterVarsity Press, Illinois 2004, s. 61.

100

4. Canl Trlerinin Yaratlmas


Canl trleri szyle yeryznde yaayan organizma eitlerini kastediyoruz. Bu kavram, burada, uuruyla mstesna bir organizma olarak insan harite tutarak, plak gzle grlmeyen mikroorganizma trlerinden ar karmak bitki ve hayvan trlerine kadar her eit canly kapsayacak biimde kullanyoruz. Bir canlnn organizma olarak adlandrlmas, cansz maddenin karmak ve yksek nitelikli bir bnyede organize olmasn ifade eder; bu bakmdan biyolojik anlamda canllk maddenin dzenli ve kurall davran biiminde tarif edilebilir.79 Taksonomik biyolojinin verilerine gre, yeryznde, soyu tkenmi olanlarla birlikte, milyonlarca (tahminen 10 ila 100 milyon) canl tr yaam/yaamakta olup bunlardan neredeyse bir buuk milyon kadar (250 bine yakn bitki ve bir milyondan fazla hayvan tr) tanmlanmtr.80 u halde canl trlerinin yaratlmas szyle kastettiimiz, bu biyoeitlilik iinde her bir trn yeryznde ilkin meydana gelmesidir. Canl trlerinin yaratlmasna ait metafiziin biyolojik kkenle temel bir ilgisi yoktur. Herhangi bir canl trnn, mesela bir sinek, sincap, kartal veya balina eidinin, yaratln niha dzeyde anlamak, o trn biyolojik tarihini bilmeye bal olmayp aralarnda esasl bir alka yoktur. Baka bir deyile, metafizik adan anlaml olan ey, trlerin hangi tarih srele yaratlm olduu deil, hangi niha mna zere yaratlm olduudur. Kuran, yaratl ilkesinin genel hkm altnda, hayvan ve bitki trlerinin Allahn iradesiyle varedildiini beyan eder. Ksaca, tm eitleriyle canllar, ilah emrin etkinliiyle yaratlm, yeryzne dalmtr.81 Bu mnay temsilen u yeti rnek gstermek mmkn:
Gkleri grebileceiniz direkler olmakszn yaratt; sizi sarsar diye yere ar dalar koydu; orada her hayvan sap yayd. Gkten bir su indirdik; orada her trl ho bitki ifti bitirdik.82

Bu beyan, yeryz manzarasnda tank olduumuz olgunun niha aklamasdr: Hayvanlar yeryzne salp dalm durumdadr; bitkiler, cinsiyet asnan ift trleri bata olmak zere, ho yaplaryla, yamura bal varolmaktadr. Kuran, ayrca, yeryznn yaratlna paralel biimde, birok canl trnn yaratln ihsan
Kr. Erwin Schrdinger, Yaam Nedir (trc. Celal Kapkn), Evrim, stanbul 1999, s. 91. Bk. Edvard O. Wilson, The Diversity of Life, W. W. Norton & Company, New York ve Londra 1993, s. 134. 81 el-Bakara 2/164; el-Enm 6/99; el-Hicr 15/19; Th 20/53; e-uar 26/7; e-r 42/29; el-Csiye 45/4; Kaf 50/7. 82 Lokmn 31/10.
79 80

101

konusu yapar. rnein, binek ve samlk hayvanlarn yaratlmasna ilikin beyan yledir:
Grmediler mi, onlar iin, elimizin eseri hayvanlar yarattk da bu hayvanlara sahip oluyorlar. Bu hayvanlar onlara boyun edirdik; bir ksm binekleridir, bir ksmndan yerler. Bu hayvanlarda onlara nice faydalar, iecekler var. imdi kretmeyecekler mi?83

Kuran, ayn ihsan mnasna atfen, topraktan, ift ift, ll, gzel bitki trleri yaratldn, ba ve baheler kurulduunu, deiik tatlarda ve farkl renklerde, hurma, ekin, zeytin, nar gibi nimetlerin varedildiini anlatr.84 Kuran, canlln basit maddeden varedilmesindeki hrikuldelie atfta

bulunarak, her canlnn, ahit olunduu zere, sudan yaratldn belirtir.85 Burada su kelimesi, yukarda rnei getii zere Kurann yamur kelimesine bedel kulland gkten indirilen su anlamna gelir.86 yetin olgu olarak beyan ettii durum, yani her canlnn yaratlnda suyun esas tutulmu olmas, hem yamuru takip eden canlanma srecinde hem de her canlnn ancak su artyla yaayabilmesinde ikardr. Bunun tesinde, Kuran, her canlnn sudan nasl yaratldna dair bir bildirimde bulunmuyor. Su materyalinin organik bnyenin esas olmasna dair biyolojik yaplanma sreci tabiat tarihine ait bir mesele olup temel bir metafizik ierii yoktur. rnein, Kuran, doal unsurlarn ve herhangi bir canlnn nasl yaratldna bakmaya davet eder.87 Burada istenen nazar, tabiatn gzle grnr hikmetli yapsna, yani doal varoluun mutlak deerlerine bakmaktr; doal unsurlarn ve herhangi bir canlnn hangi yaplanma srelerinden geerek yaratldn aratrmak deil. Bu, Kurann, Yeryzne bakmazlar m, orada her trl gzel bitki iftinden ne kadar bitirdik.88 ifadesinde ne kadar sznn teknik bir sayma mtuf olmayna kyaslanabilecek bir beyan tarzdr. Denebilir ki, Kurann canl trlerinin yaratlmasna ait beyan metafizik kken sorununa hitap eder. Bu hitap, modern biyolojide kken sorunu olarak bilinen teorik meseleden bamsz kaldndan, tabiat tarihine ilikin herhangi bir bilimsel aklamayla dorulanmas veya yanllanmas sz konusu olamaz. Bununla birlikte, canl trlerinin yaratlmasna ait biyolojik srecin

Ysn 36/71-73. rnein bk. el-Enm 6/136, 141; er-Rad 13/3; el-Hicr 15/19; Ysn 36/36. 85 el-Enbiy 21/30. 86 Bk. ls, a.g.e, XVII, 54. 87 el-Giye 88/17. 88 e-uar 26/7.
83 84

102

bilinmesi, niha bir merak deilse de tarih bir merak giderecektir. Canl trleri hangi tarih srelerle varoldu? biiminde ifade edilebilecek bu problemin zm, tabiat tarihine ait bir aratrmann konusudur; bu bakmdan, ne metafizik bir ngrye dayanmas, ne de metafizik bir kabul dorulamas veya yanllamas sz konusu olabilir. Canl trlerinin yaratlna ait tarih verilerin fosil bulgular olduu dnlrse, paleontoloji, bu bulgularn kronolojik bir dzene uyduunu ve canl formlarnn balangtan sonraya doru daha karmak yaplarda ortaya ktn bildirmektedir.89 Tek hcreli organizmalardan ok hcreli yksek organizmalara doru seyreden bu yaratl dzeni, taksonomide, trlerin sistematik tasnifine elverili bir hiyerari emas (filogenetik aa) eklinde gsterilir; tanmlanm trler az gelimiten ok gelimie doru snflandrlr.90 Snflandrmann kavramsal zorluklaryla birlikte, trler arasndaki biimsel ve fonksiyonel benzerlikler zere canllarn biyolojik sistematiini yanstan bu teorik ema, trlerin akraba olduunu (birbirlerinden geliip dnerek varolduunu) mutlak olarak ngrmez. rnein, modern taksonominin kurucusu saylan Carl Linnaeus (. 1778), geleneksel Hristiyan yaratl tasavvurunun etkisiyle, trlerin birbirlerinden bamsz biimde yaratlm olduunu dnm, trlerin yaratl dzenini ortaya karmakla din bir grevi yerine getirdiine inanmtr.91 Bu bamsz kken fikri Charles Darwinin (. 1882) nerdii doal seilim hipoteziyle birlikte radikal bir deiime urad. Darwin, kesintisiz yaratl savunan dier biyologlarla birlikte, trler arasnda gerek bir akrabalk olduunu (trlerin birbirlerinden dnerek varolduunu) dnyordu.92 Sonradan gelitirilerek evrim teorisi olarak adlandrlan bu geliim yoluyla trleme fikrine gre, her bir trn kkeni, bir ekilde dnp ayrt bir ata tr olmaldr. Buna gre, filogenetik aa (veya evrim aac) gerek bir soyaac olup dallanma noktalar ata formdan dnp

Bk. Ernst Mayr, This Is Biology: The Science of the Living World, Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts, 1997, s. 149. 90 Bk. Helena Curtis, Biology, Worth Publishers, New York 1983, s. 378. 91 Bk. Christopher J Humphries, Robert Huxley, Carl Linnaeus, The Great Naturalists (nr. Robert Huxley), Thames & Hudson, New York 2007, s. 135; Heinz Goerke, Linnaeus (Almancadan trc. Denver Lindley), Charles Scribners Sons, New York 1973, s. 89. 92 Bk. Charles Darwin, The Origin of Species by Means of Natural Selection or the Preservation of Favored Races in the Struggle for Life, D. Appleton and Company, New York 1889, I, 73.
89

103

ayrma dnemini gsterir; herhangi bir trn biyolojik kkeni aamal olarak en basit organizmaya (mesele bir bakteri hcresine) dek iner.93 Evrim biyolojisinin alt trleme mekanizmas, ksaca, genetik deiim (mutasyon), eitlenme (varyasyon) ve doal seilim (seleksiyon) aamalarnda gsterilir; bu dntrc operatrler yoluyla, uzun jeolojik alar boyunca, milyonlarca trn birbirinden ayrarak ortaya km olduu ngrlr.94 Ne var ki, bu ngrnn tabiat tarihine ait verilerce snanmas noktasnda teorinin tam bir ihtilaf ve mnakaa sahasna dnr. Bu bakmdan, standart bir evrim teorisinden bahsetmek yerine teorinin birok versiyonundan bahsetmek daha uygundur.95 Bu versiyonlar arasnda en byk krlma noktas u problemdir: Varyasyon, kk mutasyonlarn zamanla birikmesiyle mi yoksa ni sistematik mutasyonlarla m gerekleir? Bu problemin biyolojik kken asndan bir tercmesi udur: Canl trlerinin birbirlerinden gelierek varolmas (kesintisiz yaratl) nasl bir eitlenme srecine dayanyor? Teorinin neo-Darwinist versiyonuna ait birinci neri aamal evrim gr olarak, ikinci neri ise sramal evrim gr olarak bilinir.96 Tabiat tarihine ait verilerle (fosil kaytlaryla) dorulanmas mmkn olmayan birinci gr, rastgele mutasyonlarn ok snrl bir geliim operatr olabileceine dair itirazlar karsnda tam bir soruna dnr. Rastgele mutasyonlarn dntrc gcnn snrszca abartldn dile getiren temel itiraza gre, aamal evrim gr, trleme srecini aydnlatan bir aklama deildir; trlerin varoluu daha farkl bir ortaya k yolu takip etmi olmaldr.97 Hcrenin biyolojik kkenine dair aratrmalaryla tannan biyolog Lynn Margulis, bahsi geen itirazlara, Neo-Darwinizm yanl ynlendiriyor. Bu deiimlerin aamal mutasyonlarn birikmesiyle meydana gelebileceine dair hibir kant grmyorum.98 szyle tercman olur. Trleme

Bk. Noam Lahav, Biogenesis: Theories of Lifes Origin, Oxford University Press, New York ve Oxford 1999, s. 53 vd.; Neil A. Campbell, Biology, The Benjamin/Cummings Publishing Company, Redwood City, California, 1993, s. 433-435. 94 Bk. Ernst Mayr, This Is Biology, s. 190; Scott Freeman, Jon C. Herron, Evolutionary Analysis, Pearson Prentice Hall, Upper Saddle River, New Jersey, 2004, s. 583 vd. 95 Sz konusu versiyonlara dair bk. Stephen Jay Gould, The Structure of Evolutionary Theory, Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts 2002. 96 Bk. Peter Calow, Evolutionary Principles, Blackie, Glasgow ve Londra 1983, s. 99. 97 Aamal evrim grne yneltilen itirazlar iin bk. Robert G. B. Reid, Biological Emergences: Evolution by Natural Experiment, the MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 2007, s. 1-25; Jeffrey H. Schwartz, Sudden Origins: Fossils, Genes, and the Emergence of Species, John Wiley and Sons, New York 1999, s. 1 vd. 98 Frank Ryan, Darwins Blind Spot: Evolution Beyond Natural Selection, Houghton Mifflin Company, Boston ve New York 2002, s. 85.
93

104

mekanizmasna dair bilimsel almalarn yetersizlii hakknda aadaki itirafn gnmzde geerliliini koruduu sylenebilir:
Adaptasyonun molekler mekanizmas hakknda daha fazla bilgi sahibi olmadka, yani molekler seviyede neyin mmkn neyin imkansz olduunu daha iyi bilinceye kadar, trleme modellerimiz, mphem verilerin subjektif yorumuna dayal bir speklasyondan ancak biraz daha fazla birey olarak kalmaldr.99

Bu noktada, biyolojinin, trlerin biyolojik kkenini bulmak ve bylece herhangi bir canlnn hangi tarih srele yaratldn anlamak konusunda henz muteber bir aklama sunmam olduu sylenebilir. Evrim teorisi, ierdii temel sorunlar bakmnda baarl bir biyolojik kken aklamas saylamaz; fakat bu teoriye alternatif bir trleme mekanizmas henz nerilmi deildir.100 Bu durum, bilimsel bir teoriyi tarifte anlamsz kalacak inan teriminin evrim kavram iinde anlmasnda kendini belli eder. Aamal evrim grne inanan bir kimsenin evrimci sfatyla anlmas da benzer bir tezahr saylr. rnein, evrimci natralist Richard Dawkins, trlemenin neo-Darwinci modele gre gereklemi olduunu savunurken, Hi de olanaksz deil. Ben buna btn yreimle inanyorum.101 diye yazar. NeoDarwinizmin saf bir bilimsel sylem olmadna ahit tutulabilecek bu rnek, aslnda, evrim kavramnn natralist bir metafizie bulanm olduunu gsterir. Buna gre, evrim kavram, bilimsel bir teoriyi anlatmann yannda, ou zaman evrimcilik diye anlan natralist bir metafizii de artran karma bir kavramdr.102 Bu yzden, her ne kadar birbirine bulanm olsalar da, tabiat tarihine ait evrim nosyonu ile natralist metafizie ait evrim nosyonu arasnda ayrm yapmak zorunludur. Birincisi, btn sorunlarna ramen bilimsel bir alm ifade ettii halde, ikincisi yaratl ilkesine kart bir ideolojinin ifadesidir.103 Natralist evrim grne gre, trleme mekanizmas iradesiz ileyen bir sretir.104 Richard Dawkins, iradesiz trleme srecini savunduu kitabnda, doal srece ait fiziksel glerin amasz olduunu iddia eder.105 Ayn iddia, Jacques Monod tarafndan, doal zn kendini rastgele

99 Guy L. Bush, What do We Really Know about Speciation?, Perspectives on Evolution (nr. Roger Milkman), Sinauer Associates, Sunderland, Massachusetts 1982, s. 128. 100 Kr. Teoman Dural, Biyoloji Felsefesi, Aka, Ankara 1992, s. 31. 101 Richard Dawkins, Kr Saati (trc. Feryal Halat), s. 50. 102 Bk. Michael Ruse, The Evolution-Creation Struggle, Harvard University Press, Cambridge 2005, s. 4. 103 Kr. Michael Ruse, a.e, s. 275, 281. 104 R. Bruce Hull, Infinite Nature, The University of Chicago Press, Chicago ve Londra 2006, s. 26. 105 Richard Dawkins, a.g.e, s. 7.

105

srelerle organize ettii biiminde dile getirilir.106 Bylece, natralist evrim gr, canllarn irad birer yaratl eseri olmadklarn, aksine, iradesizce (rastlantsal deiimler sonucu) ortaya km olduklarn belirtir. Bu bakmdan, natralist evrim gr geliim kavramnn tesine kayar, iradesiz geliim kavramna geniler. Meydana gelen kavram kargaasn temsil eden bir rnekte, Francis Crick (. 2004), geliimin niha seviyede bir yaratma iradesine dayanmas mmkn deilmicesine, yle syler: Biyologlar srekli aklda tutmallar ki, grdkleri ey tasarlanm deil, aksine gelimitir.107 Giri ksmnda, meydana gelmek mnas bakmndan yaratl kavramnn bir olguyu ifade ettiine, dolaysyla izaf bir mna tamadna deinmitik. Buna gre, canl trlerinin yaratlm olduu izaf bir mesele deildir; fakat herhangi bir trn nasl yaratlm olduu teorik bir konu olup izafdir. Halbuki, geliim anlamnda evrim kavram en iyi durumda bir yaratl teori olaca yerde, yaratl kavramnn zddna konulur. Ortaya kan kavram kargaas sayesine yaratl ile evrim kavramlar birbirinin ramna kullanlr. Oysa yaratl ile evrim kavramlarn kyaslamak ancak iki durumda anlamldr: (1) yaratl ilkesi ile tabiat ilkeyi kyasladmzda, (2) trlerin kesintisiz yaratl ile bamsz yaratln kyasladmzda. Baka bir deyile, yaratl-evrim tartmas diye adlandrlan mnakaa srasnda arpan taraflar ya iki kart metafizik reti ya da tabiat tarihine ait iki hipotezdir.108 imdi, bilimsel evrim kavram, yukarda belirttiimiz gibi, yaratl ilkesi lehine veya aleyhine hibir ey ngrmez. Buna ramen, bahsi geen kavram kargaasndan tr, evrim teorisinin yaratl ilkesinin ramna iledii imaj olumutur. John F. Haught, bu imaja hizmet edercesine, evrim teorisinin, geleneksel yaratl inanlarnn tamamnda mutlaka sarsnt oluturacan yazar.109 Ayn dorultuda, Daniel C. Dennett, evrim kavramn, btn geleneksel kavramlar eriten bir asit olarak tasvir eder.110

Jacques Monod, a.g.e, s. 22. Francis Crick, What Mad Pursuit: A Personal View of Scientific Discovery, Basic Books, New York 1988, s. 138. 108 Kr. Michael Ruse, a.g.e, s. 5; Ernan McMullin, Evolution and Special Creation, The Philosophy of Biology (nr. David L. Hull, Michael Ruse), Oxford University Press, Oxford ve New York 1998, s. 698. 109 John F. Haught, God After Darwin: A Theology of Evolution, Westview Press, United States 2000, s. 9. 110 Daniel C. Dennett, Darwins Dangerous Idea: Evolution and the Meanings of Life, Touchstone, New York 1996, s. 61.
106 107

106

te yandan, evrim kavram ile yaratl ilkesinin badamaz olduu imajnn, geleneksel yaratl inancna mensup teolojilere de zarar verdiini sylemeliyiz. Sorunlu olmakla birlikte tabiat tarihine bilimsel bir alm getiren evrim teorisi, metafizik bir mna bulamad srece, objektif verilerce desteklendii lde itibar grmeyi hak eder; fakat hibir durumda, trlerin yaratlna ait metafizik bir ngry saptamaz, dorulamaz, yanllamaz. rnein, yaratl ilkesine inanan bir mmin, trlerin kesintisiz bir yaratl sreciyle varedilmi olmas ihtimaline deer atfedebilir. O kadar ki, evrim teorisinin btn ngrleri dorulansa, bu mmin iin Mallah.
(Allah byle istemi.) sznn kullanm deimeyecektir. Baka bir deyile, yaratl

ilkesi, trlerin biyolojik kkenine dair birey ngrmediinden, herhangi bir tabiat tarihi teorisini kar konumlanm olamaz. u halde, tabiat tarihine ait herhangi bir bilimsel teoriye ve bu arada evrim teorisine kar yaratl ilkesini savunmak anlaml deildir. Byle birey, bahsi geen mantk hatasna ve kavram kargaasna rnek oluturur. Byle bir rnekte, Bekir Topalolu, yaratl ilkesini tlim ettiinden tr Fatiha sresinin ilk yetinin evrim teorisini reddettiini yazar.111 Halbuki, yaratl ilkesini referans alarak evrim teorisi hakknda herhangi bir deerlendirmede bulunmak anlamszdr; nk Yaradann hangi canl trn hangi tarih srelerde varettiini ngrmek kurgusal bir varsaymdan teye geemez. rnein, aamal evrim kavramna karlk, sramal evrim kavramna itibar ettiimizi dnelim; canl trlerinin ni bir genetik deiime urayp bir trtln koza iinde kelebee dnmesini andrr biimde bir baka tr biiminde yaratldn varsayalm. imdi, bazlarnca Dnmsel Evrim Teorisi (Transmutational Evolution Theory) ve Ortaya k Teorisi (Emergence Theory) olarak adlandrlan bu trl bir varsaym, tpk aamal evrim kavram gibi objektif verilerce salanmam bir speklasyon olarak kalacaktr.112 u halde, doru olan, tabiat tarihini kurgulamakszn, ilgili bilimsel sahann muteber aklamasna itibar etmektir. Ne var ki bu konuda biyolojinin henz fazlaca yardm edemedii anlalm olmaldr. u halde, analitik metafizik asndan, canl trlerinin hangi tarih srelerde yaratldn konumaya henz imkan olmad sylenebilir. Bu noktay Alvin Plantinga yle zetler:
Ben u mnada bir yaratlym ki, Allahn, gkleri, yeri ve ierdikleri hereyi yarattn dnyorum; fakat Onun bunu evrim [geliim] yoluyla yapmadn

Bekir Topalolu ve dr., slamda nan Esaslar, stanbul 2002, s. 52. lgili teoriler hakknda bk. Ernst Mayr, This Is Biology, s. 176; Robert G. B. Reid, Biological Emergences: Evolution by Natural Experiment, s. 363.
111 112

107

peinen sylemem. Doru mutasyonlarn doru zamanda ortaya kmasn dzenleyerek byle yapm olabilir.113

Evrim teorisinin hretini, muteber bir trleme mekanizmas tanmlamadaki baarszlna kyasladmzda, hak etmedii derecede itibar grdn dnebiliriz. Bu fazladan itibar, teorinin tabiat ilkeyi tayan karma bir kavrama dnebilmesiyle aklanabilir. Buna gre teorinin gc epistemolojik deil sosyolojik sebeplere dayanmaktadr ki sz konusu sebeplerin banda natralist ideolojinin geldii sylenebilir.114 Byle dndmzde, natralist bir kavram olarak evrim, yaratl ilkesine kar konumlanmasyla, neredeyse din bir kavrama dnr. Bu dnme dair bir beyannda, biyolog Lynn Margulis, objektif verilerle salanm olmad halde aamal evrim grnde srar edilmesini yle yorumlar:
Bir gn bilim, neo-Darwinizmin, Anglo-Sakson biyolojisinin baskn din otoritesi iinde yirminci yzyln ufak bir tarikat olduuna karar verecektir.115

Evrim kavramnn tabiat ilkeyi tayan karma bir kavram olmas, evrimci natralistlerin, neo-Darwinci gr, trlerin varoluuyla ilgili yegne mmkn aklama ilan etmelerini de aklar.116 O kadar ki, ilgili grn kurucularndan T. Dobzhansky (. 1975), biyolojide, evrimin dnda kalan hibir eyin anlam tamadn sylemitir.117 Bu indirgemeci ve snrlamac tavrn basksna yorulabilecek ekilde, Bat metafiziinde canl trlerinin yaratln Darwinci evrim kavram uyarnca ifade etmek hayli yaygndr. Darwinin ada James McCosh (.
1894), Yaradann, kendiliinden deiimler biiminde grnen sreler boyunca

yarattn, rastgele varyasyonlarn aslnda Yaradann iradesiyle belirlenmi olabileceini dnr; evrimi, Tanrnn yaratma faaliyetinin zamana yaylm ifadesi olarak tanmlar.118 Karl Schmitz-Moormann (. 1996) neo-Darwinci evrim yorumunu olgu kabul eder; tabiat tarihi boyunca yaratln seyrine herhangi bir ilah mdahalenin olmadn, en azndan grnmediini ileri srer.119 Ayn dorultuda Ian G. Barbour unlar yazar:

Bk. Michael Ruse, a.g.e, s. 256. Kr. Jeremy Rifkin, Darwinin k (trc. Ali Kse), Ufuk Kitaplar, stanbul 2001, s. 142. 115 Bk. Phillip E. Johnson, Evrim Durumas (trc. Orhan Dz), Gelenek, stanbul 2003, s. 51. 116 Sz konusu snrlayc iddia iin bk. Richard Dawkins, a.g.e, s. 365. 117 Bk. Ernst Mayr, What Evolution Is, Basic Books, New York 2001, s. 39. 118 Bk. Ian G. Barbour, Religion and Science: Historical and Contemporary Issues, s. 64. 119 Karl Schmitz-Moormann, Theology of Creation in an Evolutionary World, The Pilgrim Press, Cleveland, Ohio 1989, s. 46.
113 114

108

Darwinden sonra Boluklarn Tanrs biyolojide gereksiz oldu, tpk Laplacetan sonra fizikte olduu gibi. Adaptif deiimler, ilah mdahaleye bavurmakszn, rastgele varyasyon ve doal seilim tarafndan aklanabilir oldu. [...] Darwine, nihayet unu akla kavuturduu iin teekkr ederiz: Tanr ne doal glerle ayn seviyede ileyen bir ikincil sebep, ne de bilimsel aklamadaki boluklar doldurmaya yarayan bir aratr.120

Bu evrimci metafiziin karsnda, bamsz yaratl grn savunan fakat bu arada bilimsel evrim kavramna kar konumlanan dier bir metafizik akm yeralr. Evrim teorisinin sorunlarn ne kararak geersiz (en azndan yetersiz) bir tabiat tarihi aklamas olduunu vurgulayan bu akm Yeni Yaratllk (Neo-Creationism) adyla anlr.121 Yeni Yaratllk, Amerika bata olmak zere birok lkede grlr.122 Sz konusu akmn gnmzde en popler sylemi Bilinli Tasarm olarak bilinir. Sylem ksaca unu anlatr: Amasz doal kuvvetler trlemeyi salamaya elverili deildir; u halde bilinli bir yaratma etkinliinin (tasarm) teoriye katlmas zorunludur.123 Bu nerinin gerekesi, organizmalarn daha basite indirgenemeyecek derecede karmak yaplar tamasdr. ndirgenemez karmaklk ad verilen bu argmana gre, daha basit bir formu ilevsiz kalacak derecede karmak sistemler tayan canl trlerinin yaratllar, neo-Darwinci trleme mekanizmasyla aklanamaz.124 Anlald zere, Yeni Yaratllk, bamsz kken fikrini zorunlu grmyor; aksine, Ortaya k Teorisi denebilecek bir yaratl modelini, aamal evrim fikrine kar savunuyor. Geri bu savunmann geleneksek Hristiyan metafiziince beslendii dnlebilir. Geleneksel Hristiyan metafizii canl trlerinin birbirinden bamsz yaratldn kabul eder.125 Bilinli Tasarm, akmn programnda belirtildii zere, natralist metafizie kar ilah etkinlii anlamay ve bylece bilim ile

Ian G. Barbour, a.g.e, s. 73. Bk. Michael Ruse, The New Creationism: Its Philosophical Dimension, The Cultures of Creationism: Anti-Evolutionism in English-Speaking Countries (nr. Simon Coleman, Leslie Carlin), Ashgate, Burlington, Vermont, 2004, s. 177. 122 lgili akm hakknda bk. Ronald L. Numbers, The Creationists, Alfred A. Knopf, New York 1992; Raymond A. Eve, Francis B. Harrold, The Creationist Movement in Modern America, Twayne Publishers, Boston 1990. 123 William A. Dembski, Intelligent Design: The Bridge between Science and Theology, InterVarsity Press, Illinois 1999, s. 105; a.mlf., Naturalism and Design, Naturalism: A Critical Analysis (nr. William Lane Craig, J. P. Moreland), Routledge, New York 2000, s. 255, 277. 124 Bk. Michael J. Behe, Darwins Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution, Free Press, New York 1996, s. 187 vd. 125 Bk. Augustine, The Literal Meaning of Genesis (trc. John Hammond Taylor, S.J.), Newman Press, New York ve New Jersey 1982, I, 171, 176, 195.
120 121

109

teolojiyi buluturmay hedefler.126 u halde Bilinli Tasarm kavramnn hem biyolojik hem metafizik ierie sahip karma bir kavram olduunu sylemek mmkn. Bu bakmdan, sz konusu kavramn, tpk natralist evrim kavram gibi, biyolojik kken sorununa dair saf bilimsel bir aklama olmad sylenebilir. Bundan baka, Bilinli Tasarm kavramnn bir adan yaratl ilkesine ters dtn belirtmeliyiz. yle ki, kavram, trlemenin bilinsiz doal etkilerle aklanamayacan, bilinli bir etki tanmlamak gerektiini ileri srer; bylece doal etki ile bilinli etki eklinde iki ayr kategori ngrr. Yaratl ilkesine gre ise tabiata ait btn etkiler doal kabul edilebilir ve btn doal etkiler ilah iradeye atfedilir; ksaca, ilah iradeye dayanmayan hibir doal sre yoktur. Bu bakmdan, bahsi geen ikili tasnif yaratl ilkesine gre anlamszdr. Ian G. Barbourun hatrlatt zere, grnr bir amac olmayan herhangi bir doal etki, niha seviyede irade edilmi bir etki olarak kabul edilebilir; bylece btn doal etkiler tasarmn mili olarak tanmlanabilir.127 Bu durumda, denebilir ki, sradan etkileri irade edilmemi gibi tanmlayan Bilinli Tasarm kavram nisb natralizme imkan tanr. Bu nokta, slam metafiziinin, tabiat tarihinden mutlaka bamsz kalmakla, natralizme kar mutlak baklk kazandn anlatr bir bakma.

5. nsan Soyunun Yaratlmas


nsan soyunun yaratlmasndan kasdmz, ilk defa bir insan ferdinin (veya iftinin) ortaya kmas, bylece yeryznde insan soyunun balam olmasdr. Metafizik adan bakldnda ksaca insann metafizik kkeni eklinde ifade edebileceimiz bu mesele, canl trleri hakknda olduu gibi, biyolojik kken sorunundan bamsz kalr; temel bir alkalar yoktur. Baka bir deyile, insan soyunun dnyaya geliine dair metafizik, ilk insan ferdinin veya iftinin hangi tarih srelerle yaratlm olduuna dair deildir. Metafizie ait temel mesele, insan soyunun, hangi biyolojik srele yaratlm olursa olsun, bu srecin niha dzeyde hangi yaratc irade tarafndan gerek klnddr. Kuran bu temel mesele hakknda zetle unu bildirir: Allah yeryznde insan yaratmak istedi ve bu iradesini yaratc kudretiyle gerek kld.128 nsan soyunun yaratlmas, Kuran lisannda, Ademin ilk insan olarak yaratlmas eklinde

William A. Dembski, Intelligent Design: The Bridge between Science and Theology, s. 13. Ian G. Barbour, When Science Meets Religion, s. 165. 128 Bk. el-Bakara 2/30; el-Hicr 15/28; Sad 38/71.
126 127

110

anlatlr.129 Bu, Kuranda insan soyunun Ademoullar (Ben dem) eklinde anlmasnda aktr.130 Adem (alehyisselm) ilk insan ferdi olarak insanl temsil ettiinden, Kuran, onun yaratln insanln hilkati olarak anlatr; onu halife olarak anarak meleklerin ona hrmet gsterdiini beyan eder.131 Burada hilfet ounlukla insann Allahn iradesine teslim olarak Onun hkmn yeryznde temsil etmesi eklinde tefsir edilmitir.132 Sz konusu temsilcilik, en bata, insann dnyadaki sorumluluunu ifade eder.133 Bu sorumluluk Kuran lisannda ayrca emnet olarak anlatlr; insann kinat iinde esiz bir vazifeyi yklenmi olduu belirtilir.134 nsann Yaradann iradesine teslim olarak yaamas irad bir boyun eme sreci olduundan, Kuranda, bir klenin efendisine adanmasna tebihen ibadet (kulluk) olarak isimlendirilir; bu anlamda insan soyu kullar olarak anlr; insann kulluk iin yaratld aklanr; insanlar kullua arlr.135 Adem (aleyhisselm) ilk insan ferdi olarak insanl temsil etse bile, bir erkek olarak, cinsiyet asndan insan soyunun yarsn temsil eder. Bu ynyle, insan soyunun yaratlmas kmil mnada ancak Adem ve einin yaratlmas demektir. Bu yzden Kuran Ademin yaratlna dair anlatm einin yaratlyla tamamlar.136 nsanln erkek-kadn btnln ifade etmesi, Kurann u rnek beyannda okunabilir:
Ey insanlar, Rabbinizden ekinin ki, sizi tek candan yaratp ondan da eini yaratt, ikisinden oka erkek ve kadn varedip yayd.137

Buna gre, tabiatn mstesna bir unsuru olarak insan ne yalnz erkei ne yalnz kadn anlatr; aksine, erkek ve kadnn oluturduu birleik kavram ifade eder. Mesela, Kuran, insann en gzel bir yapda yaratldn beyan eder; insana gzel bir grnm verildiini hatrlatr.138 Burada insann gzellii hem erkein hem kadnn gzel yaratln beraber anlatr.

Bk. el-Bakara 2/31; l-i mrn 3/59; el-Arf 7/11; el-Kehf 18/50. Bk. el-Arf 7/26, 27, 31, 35, 172; Ysn 36/60. 131 el-Bakara 2/30, 34; el-Arf 7/11; el-Hicr 15/30; el-sr 17/21; el-Kehf 18/50; Sad 38/73. 132 Bk. Ebus-Sud, a.g.e, I, 81. 133 Kr. Fazlurrahman, Major Themes of the Quran, Bibliotheca Islamica, Minneapolis 1994, s. 18. 134 el-Ahzb 33/72. 135 Bk. el-Bakara 2/21; en-Nis 4/172; el-Enm 6/18; el-Arf 7/206; et-Tevbe 9/104; en-Nahl 16/36; el-sr 17/110; Meryem 19/23; el-Enbiy 21/25; Ysn 36/61; el-Mmin 40/60; ezZriyt 51/56. 136 el-Bakara 2/35; el-Arf 7/19; Th 20/117. 137 en-Nis 4/1. 138 et-Tebn 64/3; et-Tn 95/4.
129 130

111

Kuranda, insann yaratlnn madd kkeni genel olarak yer zel olarak toprak eklinde belirtilir; insann, baka bireyden deil, yerden/topraktan yaratld bildirilir.139 Bu, sarahaten, insann yaratlnda (bedenin yapmnda) materyal olarak yer maddesinin esas olduu anlamna gelir.140 nsan yaratln esasn oluturan materyal Kuranda eitli biimlerde tarif edilir; amur, szlm bir amur, yapkan bir amur, kuru ve pimi bir amur, ekillenmi bir balk.141 Bu aklama, insann madd kkenine ait niha bir aklama olup yaratl srecine dair tarih bir tasvir bildirmez. Dahas, sz konusu aklama, l insann topraa gmldnde yerin maddesine karmas bakmndan kolayca anlalabilir. Buna gre, insann varoluu yeryzne ait doal bir varolutur; insan yerden yaplm, yerde yaam, yere dnecek, yerden kacaktr:
Sizi yerden yarattk; ona evireceiz; bir kez daha ondan karacaz.142 Allah sizi bir tr bitmeyle yerden bitirdi; sonra sizi ona evirecek ve bir tr karla karacak.143

Bu beyanlardan anlalyor ki yerden/topraktan yaratlm olmak sadece ilk insan ferdi olarak Adem (aleyhisselm) iin deil btn insan fertleri iin geerlidir; her insan madd kken bakmndan yerden/topraktan yaratlm olup yere/topraa dnecek ve yine ondan varedilecektir. Kuran, bu dorultuda, insan ferdinin madd kkenine dair uzak ve yakn mercilere ezamanl atflarda bulunur; uzak merci makamnda yeri/topra, yakn merci makamnda ise anne rahmini (ve reme materyalini) vurgular:
Ey insanlar, yeni diriliten phe iindeyseniz, ite sizi bir topraktan yarattk, sonra bir ersuyundan, sonra bir kan phtsndan, sonra ekli belli belirsiz bir et parasndan; gerei size apak klalm diye.144 O, sizi yerden kurup varettiinde ve siz annelerinizin karnlarnda ceninler iken, sizi en iyi bilendir.145

Hd 11/21; el-Kehf 18/37; el-Hacc 22/5; er-Rm 30/20; Ftr 35/11; el-Mmin 40/67; enNecm 53/32; Nh 71/17. 140 Kr. Fazlurrahman, a.g.e, s. 17. 141 el-Enm 6/2; el-Hicr 15/26; el-Mminn 23/12; es-Secde 32/7; es-Sfft 37/11; Sad 38/71; er-Rahmn 55/15. 142 Th 20/55. 143 Nh 71/17-18. 144 el-Hacc 22/5. 145 en-Necm 53/32.
139

112

Kuran, mstesna bir canl olarak insann ilkin yaratlmasnn ona ruh katlmasyla tamam olduunu bildirir.146 Birinci blmde konutuumuz zere, insan ancak uuruyla insan olduundan tr insann varoluunu ruhsuz tanmlamak imkanszdr. Bu anlamda, ruh, insanda duygu ve dncenin temelini oluturan uuru ifade eder.147 Bu mnada, insan ruh, insann biyolojik hayatn salayan bir faktr deildir; nk insann biyolojik hayat insan olmayan canl bnyelerle ayn hemen ayn metabolizmaya dayanr. u halde insan ruh, biyolojik hayata sahip bir insan bnyesinde uuru ifade eden ve kimyasal srelere indirgenemeyen fazladan bir varolu vasfdr.148 Buna gre, ilk insan ferdinin yaratl ona ruhun kazandrlmasyla tamamlanm, yani Adem ancak onda uurun aa kmasyla mstesna bir canl olmutur. Kuran, bundan baka, insana kazandrlan ruhu, Yaradann kendi ruhuna nisbet eder:
Rabbin bir zaman meleklere, Ben bir amurdan bir insan yaratacam. dedi. Onu dzeltip iine ruhumdan flediimde ona saygyla eilin.149

Kuran, grld zere, insann yaratlna ruhun katln flemek fiiliyle ifade ediyor. flemek fiili burada mteabih (anlam kapal) bir slup iindir; sz konusu srecin gizemli bir varolu sreci olduunu belirtir.150 Ruhun ilah zta nisbet edilmesi, insan uurunun birok ilah sfatn mnasna temel olmasna yorulabilir. Buna gre, uuru itibariyle insan, Allahn grmesi, duymas, bilmesi, istemesi, sevmesi, memnun olmas... gibi sfatlar paylar; grr, duyar, bilir, ister, sever, memnun olur... Bu mnev benzeyi, esasen, yukarda deindiimiz hilfet ve emnet asndan zorunludur; nk insann kulluk iinde ilah iradeyi temsil etmesi, insan ahsiyetin, ilah zta ait sfatlar mnen paylamasna baldr.151 Kurann ruh flemek ifadesini insan dnda hibir mahlk iin kullanmam olmas, meleklerin insan soyunun temsilcisi makamnda Hazret-i Ademe hrmetle eilmesi, insana kinat iinde zel bir varolu ihsan edildii anlamna gelir. Bu mna Kuranda u yetle beyan edilir:

el-Hicr 15/29; es-Secde 32/9; Sad 38/72. Bk. Ramazan zcankaya, Ruh: imizdeki Biz, Hayat, stanbul 1999, s. 31 vd. 148 Kr. Eb Yal el-Ferr, el-Mutemed f usulid-dn, Beyrut 1974, s. 94, 95. 149 Sad 38/71-72. 150 ls, a.g.e, XXIII, 330. 151 Fazlurrahman, a.g.e, s. 17.
146 147

113

Ademoullarn hakikaten deerli kldk. Onlar karada ve denizde tadk. Onlara ho nimetler ihsan ettik. Onlar yarattmz ou kimseden stn kldk.152

Bu noktada denebilir ki, insann tabiat iinde mstesna kalmas, uurunun ifade ettii ruhaniyet bakmndandr. Bu mstesna varolutan tr, insann hayvan tr olarak snflandrlmas sorun oluturur. Hayvan trlerinde uur ancak belli belirsiz bir potansiyel olduundan insan uur tabiat iinde esiz kalr.153 Dolaysyla, insann hayvan trleri arasnda saylmas, biyolojik kategorilerle ifade edilmesi daima problemli bir tasnif olarak kalr. rnein, insann ahlk bilincinin biyolojik tanm yoktur; nk ahlak olmak, hayvan trleri gibi igd gereince deil vicdan gereince davranmak anlamna gelir.154 u halde, insann bir canl tr olarak tanmlanmas ancak tabiat iindeki mstesna konumuna atfla doru olacaktr. Paleontolog filozof Pierre Teilhard de Chardin (. 1955), insann, biyolojik olarak hayvanlar leminin sekin bir yesi gibi grnmesine ramen, lemin olaanst bir ucuna doru ynelmi olduunu belirtir.155 Dnr, bu bakmdan, insan bir hayvan tr olarak tasnif eden klasik taksonomiyi eletirir; ilgin bir alternatif nerir:
nsann biyosferdeki gerek durumunu ifade etmek iin, insan grubunu marjinal ve zavall bir alt grup eklinde gsteren bugnk yapma sistematik yerine daha doal bir sistematik gerekmektedir. Buna gre insan, ilevsel olarak, hayat aac zerinde son ve benzersiz bir ieklenmeyi temsil eder.156

Birinci blmde, materyalist natralizmin, insann ruhaniyetini yok saydna, fakat uurun fizyolojiye indirgenmesi mmkn olmadndan bu yok sayn anlamsz bir kurgu olarak kaldna deinmitik. Burada, evrimci natralizmin, sz konusu anlamsz kurguyu srdrerek, insan yksek bir hayvan organizmas veya ok gelimi bir hayvan tr eklinde tanmlamasna deinmek durumundayz. Evrimci natralizm, insan uurun biyolojik bir kategori olmadn rtbas edercesine, insan dier hayvan trleri arasna yerletirir; yksek bir beyin kapasitesi (karmak bir

el-sr 17/70. uur bakmndan insan ile maymunun karlatrlmas iin bk. Mario Bunge, The MindBody Problem: A Psychobiological Approach, Pergamon Press, Oxford 1980, s. 205. Genel olarak hayvanlarn bilin dzeyine ilikin bk. Marian Stamp Dawkins, Hayvanlarn Sessiz Dnyas: Hayvanlarda Bilincin Varl zerine Bir Aratrma (trc. Fsun Baytok), Tbitak, Ankara 2000. 154 Kr. William Ritchie Sorley, The Ethics of Naturalism: A Criticism, Books for Libraries Press, New York 1969, s. 130, 137. 155 Pierre Teilhard de Chardin, nsann Tabiattaki Yeri (trc. H. Hsrev Hatemi), aret, stanbul 1990, s. 4. 156 Pierre Teilhard de Chardin, a.e, s. 70.
152 153

114

beyin kimyas) dnda insann hibir zelliinin bulunmadn ne srer.157 Bu indirgemeci tanma gre insan ile hayvan arasnda sadece nicelie ait bir gelimilik fark vardr.158 Bu adan, evrimci natralizmin bu indirgemecilii, mantksal analizde, insann hayvanlatrlmas anlamna gelir. rnein, evrimci natralist Richard Dawkins, sz konusu manta uygun olarak, kitabna Biz hayvanlar... szyle balar.159 Evrimci natralizmin materyalist bir indirgemeyle insan ruhunu yok saymasnn modern dnemde ciddiye alndn sylemek mmkn. O kadar ki modern felsefede ruh kelimesi neredeyse hayalet kelimesi kadar khne kabul edilip yadrganr hle gelmitir.160 Oysa bilimsel evrim kavramnn insan ruhun aleyhinde birey anlatmas mmkn olamaz; nk insann uuru, tekrar sylersek, biyolojik bir kategori deildir. Aksine, bilimsel evrim kavram, filogenetik aacn temsil ettii biimde, canllarn ilk yaratln ve bu arada insan soyunun yaratlmasn kesintisiz bir geliim seyri zere dnmeyi nerdiinde, bunun anlam, yukarda getii gibi, insann ok zel bir tabiatta yaratlm olmasndan baka birey deildir. nsann zel tabiat onun uuru olduundan, evrim kavram, indirgemeci olmad srece, insann ruh kazanarak insanlam olduunu ifade etmek durumundadr. nsan soyunun yaratlmas, ilk insan ferdinin herhangi bir canl trnden dntrlmesi eklinde kurgulansa bile, insan uurun ortaya kmas her hlkrda biyolojik olmayan bir kavram bu kurguya katmay gerektirir. Buradan kan sonu udur: nsan uuru belirten ruh kavram, herhangi bir bilimsel teorinin ve bu arada evrim teorisinin kavramlar arasna giremeyeceine gre, insan soyunun ortaya kna dair tam bir tabiat tarihi teorisi kurmak imkanszdr. lk insan ferdinin yaratlna ruh katlm olmas muhakkak olduuna gre, Adem yerden/topraktan hangi tarih srelerle yaratlm olursa olsun, ancak varoluu ruhaniyet kazandnda insan olmutur. Bu, insan tabiatnn biyolojik kkene ilaveten ruhan bir kkene bal yaratld anlamna gelir. Kuran, yukarda getii zere, insan tabiatnn ruhan kkenini ruhun flenii eklinde aklar. Fakat bunun tesinde, Kuran, Ademin hangi tarih srelerle yaratlm olduundan bahsetmez; ruhun hangi srele flendiinden bahsetmedii gibi.161 Bu durumda, gereki davran, ilk insan ferdinin veya ilk insan iftinin yaratlna ait biyolojik kken
Bk. R. Bruce Hull, Infinite Nature, s. 28, 143. Bk. Eric T. Olson, The Human Animal: Personal Identity without Psychology, s. 17. 159 Richard Dawkins, a.g.e, s. 1. 160 Bk. Michael Gelven, Spirit and Existence: A Philosophical Inquiry, University of Notre Dame Press, Notre Dame 1990, s. 5. 161 Kr. Mustafa Erdem, Hz. Adem (lk nsan), Trkiye Diyanet Vakf, Ankara 1993, s. 116.
157 158

115

bilgisini (ilk erkek ve kadnn hangi tarih srelerle insan anatomi ve fizyolojisine kavutuu probleminin cevabn) tpk canl trlerinin biyolojik kkeni hakknda olduu gibi, tabiat tarihine ait muteber bir teorinin aklamasna brakmaktr. Fakat byle bir teorinin henz mevcut olmadn belirtmitik. Bilimsel evrim teorisi, ilk erkek gibi ilk kadnn da bir ata trden gelierek yaratlm olduunu ngrr.162 Ne var ki, yukarda grdmz zere, evrim teorisi, trleme mekanizmas hakknda henz baarl bir aklamaya sahip olmadndan, sz konusu ngrler speklasyon durumundadr. Geleneksel Mslman tasavvuru, insan soyunun yaratlna dair tarih kurgular barndrr. rnein, Ademin bedensel yaratl sreci heykel yapmna benzer biimde tasvir edilir.163 Dier bir rnek ise Ademin ve einin ilkin yaad cennet (bahe) hakkndaki geleneksel tasavvur olup, sz konusu cennetin, hiretin ebed cenneti olduunu kabul eder. Bu tasavvura karlk, insann yeryznde yaratlmasna binaen, sz konusu cennetin, hiretteki cenneti temsil eden zel bir yaam alan (bir yeryz bahesi) olduu gr de yaygndr.164 Dier taraftan, Mslman filozoflar bn Tufeyl
(. 581/1185) ve bnn-Nefs (. 687/1288) kurgusal hikaye tarznda kaleme aldklar

felsefe kitaplarnda, ilk insann yaratln temsil edecek biimde, bir insan ferdinin, hususi bir amurun ekillenip ruh kazanmasyla varolduunu anlatr.165 te yandan, baz Mslman filozoflar, insan soyu ile canl trleri arasnda bir tekml (geliim) bann bulunabileceini dnmtr.166 Bu kurgusal tasavvurlarn tabiat tarihine dair bilgi ifade etmediini sylemeliyiz. Tarih adan mutlak olan, insan soyunun uurlu bir canl olarak yaratlm olmasdr. Yaratl ilkesi asndan bunun anlam, Allahn yeryznde insan yaratmak istemesi ve bunu yaratc emriyle gerekletirmi olmasdr. Herhangi bir bilimsel teorinin bu tarih ve metafizik mnalar dorulamas veya yanllamas sz konusu olamaz. nsan soyunun yeryznde hangi tarih srelerle yaratldna dair herhangi bir anlatmn niha bir mnas ve hayat bir deeri yoktur. Bu konudaki tartmalar, dikkati metafizikten tarihe ekmek, bylece

162 Erkek ve kadn olarak insann evrimine ait teorik aklama iin bk. Bernard G. Campbell, Human Evolution: An Introduction to Mans Adaptations, Aldine Publishing Company, New York 1980, s. 285 vd. 163 Bk. Rb el-sfehn, Tafsln-neeteyn (nr. Abdlmecid en-Neccr), Drul-arbilslm, Beyrut 1988, s. 72. 164 bn Hazm, el-Usl vel-fr, Beyrut 1984, s. 42; Abdlkerim el-Hatb, el-nsan fil-KuranilKerm: Minel-bidyeti ilen-nihye, Drul-Fikril-Arab, Kahire 1979, s. 22. 165 Bk. lhan Kutluer, Akl ve tikad: Kelm-Felsefe likileri zerine Aratrmalar, z, stanbul 1998, s. 114, 135. 166 Bk. Mehmet Bayrakdar, slamda Evrimci Yaratl Teorisi, Kitbiyt, Ankara 2001, s. 31 vd.

116

niha mnay zayflatmak ilevindedir. Kurann tarih beyanda bulunmamas bu bakmdan mnidar saylr. Bu konuda Elmall Hamdi Yazr (. 1942) unlar syler:
Kuvvetli olan nokta, Ademin herhalde, ilk hilkati ne olursa olsun, onun o yaratlta, insan ve dem deilken, ilk olarak bir insan, bir beer olmas, ve ondan nce bitki ve hayvan varsa da insan bulunmamas, ve insann bir kn emriyle olmasdr. [] u halde insan bir hayvan tohumundan olmutur veya bir bitki tohumundan olmutur diye phe etmek meseleyi deitirmez; ilk insan yine bizzat yaratlmtr. Farzedelim ki Adem bir hayvandan domu olsun, bir hayvan veya bir bitki insan oluversin; bu da bir kn emrinden baka birey midir?167

167

Elmall, Hak Dini Kurn Dili, II, 1118.

117

II. TABATIN SREKL YARATILII

1. Srekli Yaratl Kavram


Srekli yaratl sznden kastettiimiz, tabiatn ilk yaratlndan itibaren doal yaplarn yenilenerek varedilmesidir. Misalen sylemek gerekirse, srekli yaratl, evrensel dzenin kurulmasna mukabil uzayda yeni yldzlarn yaratlmasn ifade eder; canl trlerinin ilk ortaya kna karlk her bir organizmann varoluunu, ilk insann yaratlmasna karlk her bir insan ferdinin dnyaya geliini anlatr. Baharda saysz aa dallarnda saysz iein ve meyvenin yaratlmasndan, her mevsim saysz yumurta ve rahim iinde saysz yavrunun yaratlmasna kadar, yeryznde yeniden yeniye yaanan varolular srekli yaratln rnekleridir. u halde srekli yaratl kavram, tabiatn kurulu srecini istisna ettiimizde, btn doal zamanlardaki yaratllar ifade eder.1 Bununla birlikte, bu tabirin Kuranda aynyla yeralmadn belirtmeliyiz. Bunun sebebi, Kurann, yaratmak fiilini zaman fark gzetmeksizin ayn mnada (tekvn emrinin etkinlii mnasnda) kullanmasdr. nceki blmde deindiimiz gibi, Kuran lisanna gre, yaratl, mutlak kullanmda, sadece ilk yaratl deil, Allah istediini yaratr.2 ifadesinin aka gsterdii zere, herhangi
Bk. David A. S. Fergusson, The Cosmos and the Creator: An Introduction to the Theology of Creation, SPCK, Londra 1998, s. 44. 2 l-i mrn 3/47; en-Nr 24/45.
1

118

bir yaratl ifade eder. rnein, insann yaratl, Kuranda, insan soyunun yaratl kadar herhangi bir insann yaratln da ifade eder.3 Bununla birlikte, Kuran, ilk yaratma rneinde tekrarlanan yaratma fiiline yeniden meydana getirmek (ide) adn verir.4 Buna gre, ilk yaratl misalinde gerekleen yaratllar yeniden varetme fiilidir:
Grmediler mi, Allah nasl batan yaratyor, sonra yeniden varediyor?5

Kuran, yeniden varetmeyi, daha ok insann lm tesinde yeniden yaratlmasna vurgu yaparak anlatr. Bylece, baharda bitkilerde grld gibi, hiret zamannda da insanlarn yeni bir yaratl yaayaca anlatlr:
te bak Allahn rahmetinin eserlerine, lmnden sonra yeri nasl da diriltiyor. O muhakkak lleri diriltendir; O gc hereye yetendir.6

Srekli yaratl, vahdniyet ilkesi itibariyle, Cenab- Hakkn yegne yaratc olduunu ifade eder. Bu mna Kuranda hereyin yaratcs sfatyla belirtilir.7 Bu mna ayrca lemlerin rabbi ve hereyin rabbi sfatlaryla da ifade edilir; gklerin, yerin, ikisi arasnda bulunan hereyin rabbi sfatyla da vurgulanr.8 Daha ayrntl dzeyde, ir yldznn rabbi ve afan rabbi rneklerinde olduu gibi, cz mahlkata nisbetle mutlak rubbiyet hatrlatlr.9 Kuran, yaratma emrinin mutlak etkisine dayanan bu biricik ve snrsz yaratclk mnasn ok zengin bir anlatmla beyan eder; bu meyanda unlar syler: Gklere, yere ve iindekilere sahip olmak Allaha aittir; istedii eyi yaratr; hereye gc yeter.10 Yaratlta istediini oaltr.11 nsanlarn Ondan baka mutlak bir sahibi ve yardmcs yoktur.12 Gklerin ve yerin kilitleri Onundur; istedii kimseye rzk aar, istediine ksar; hereyi bilendir.13 Gecede ve gndzde yerleen eyler Onundur; O mutlak duyar ve bilir; Onun dnda mutlak sahip aramak hatadr.14 nsanlar gkten ve yerden besleyen baka bir yaratc

Bk. el-Enbiy 21/37; e-uar 26/78; ez-Zmer 39/6; Abese 80/18; et-Trk 86/5. Ynus 10/4, 34; el-Enbiy 21/104; en-Neml 27/64; er-Rm 30/11, 27; el-Burc 85/13. 5 el-Ankebt 29/19. 6 er-Rm 30/50. 7 el-Enm 6/102; er-Rad 13/16; ez-Zmer 39/62; el-Mmin 40/62. 8 el-Ftiha 1/2; el-Bakara 2/131; el-Enm 6/164; el-Arf 7/54; Ynus 10/10; ed-Duhn 44/7; en-Nebe 78/37. 9 Bk. en-Necm 53/49; er-Rahmn 55/17; Kurey 106/3; el-Felak 113/1; en-Ns 114/1. 10 el-Bakara 2/107; l-i mrn 3/189; el-Mide 5/17, 18, 120; e-r 42/49. 11 Ftr 35/1. 12 el-Bakara 2/106-107. 13 e-r 42/12. 14 el-Enm 6/13-14.
3 4

119

yoktur.15 Nice canl var rzkn yannda tamaz; Allah onlar da tpk insanlar besledii gibi besler; O mutlaka duyar ve bilir.16 Dua gerekten Ona yaplr; Ondan baka dua edilen kimseler hibir eyle duaya cevap veremez.17 u rnek yet, Kurann, Allahn biricik ve snrsz yaratclna dair mufassal beyann zetler:
unu syle: Ey mlkn sahibi Allahm! Sen mlk istediine verir, istediinden mlk eker alrsn. stediini aziz edersin, istediini zelil edersin. yilik senin elindedir. Sen gc hereye yetensin. Geceyi gndze girdirirsin, gndz geceye girdirirsin. lden diriyi karrsn, diriden ly karrsn. stediine hesapsz rzk verirsin.18

Kuran, tpk tabiatn ilk yaratlna ait beyannda olduu gibi, tabiatn srekli yaratlna ait beyannda da sadece metafizik bir dil kullanr. Bylece, tabiatn gz nnde srekli yenilenen varoluunun niha aklamasn yapar; doal srecin daima ve mutlaka Yaradann irad emriyle gerekletiini bildirir. Bunun tesinde, Kuran, srekli yaratln hangi fiziksel srelerle gerekletiine, yaratma emrinin hangi doal fonksiyonlarla etkin olduuna deinmez. Bu, birinci blmde deindiimiz zere, Kurann, metafiziin referans makamnda durmakla tabiat biliminden mstani kalmasn anlatr. u ifadenin slubu bu istinya rnek verilebilir:
Gklerin ve yerin hkmranl Allahndr. stediini yaratr. stediine kz ocuklar verir, istediine erkek ocuklar verir; veya onlar erkekler ve kzlar eklinde ift klar; istedii kimseyi de ksr yapar. O muhakkak bilendir, gldr.19

Bu ifade, Cenab- Hakkn yaratma iradesinin mutlakln beyan ediyor, fakat irade edilen herhangi bir eyin hangi fiziksel srelerle gerekletiine deinmiyor. Baka bir deyile, Kuran, mesela, bir annenin rahminde neler oluyor da ocuu kz yahut erkek douyor vb. sorulara mstani kalyor. Bu istina iinde Kuran unu bildirmi oluyor ki, btn tabiat sahasnda ve bu arada anne rahminde yaanan btn doal sreler ancak Allahn yaratma emriyle gereklemekte, bylece Allah istedii gibi bir tabiat yaratmaktadr. Buna gre, herhangi bir doal srecin fiziksel ifadesi ne olursa olsun, metafizik seviyede ancak yaratma emrinin etkinlii zere ifade edilir. Tabiatn yenilenen yaratlna bakan bir mmin niha seviyede konutuunda btn doal sreci mutlaka Yaradann emrine nisbet eder; sz konusu srecin fiziksel ifadesi bu nisbeti izafletirmez. Bu yzden, tabiatn srekli yaratln temel inan dilinde ifade
Sebe 34/24; Ftr 35/3. el-Ankebt 29/60. 17 er-Rad 13/14. 18 l-i mrn 3/26-27. 19 e-r 42/49-50.
15 16

120

etmek iin tabiat bilimine ihtiya olmad gibi, tabiat biliminin bu ifadeyi belirlemesi, dorulamas veya yanllamas da sz konusu olamaz. Ne var ki, srekli yaratl analitik bir metafizie uygun dile getirmek (temel inanc ayrntl bir dile tercme etmek) iin doal srecin fiziksel ifadesine bavurmak zorunludur. rnei srdrrsek: Bir bebein cinsiyetinin belirlenmesine ait embriyolojik sreci bilmek, bebein cinsiyetini takdir eden ilah iradenin, hangi doal sreler zere etkin olduunu ifade etmeyi mmkn klar. Srekli yaratla ait analitik metafizik, gnmzde, tpk btn modern zamanlarda olduu gibi, zel bir nem tar. Bu nem, bilimsel natralizmin yaratl ilkesine kar oluturup tahkim ettii tabiat nazarn zayflatlmas asndandr. Birinci blmde, bilimsel natralizmin, doal sreci, fizikte tanmlanan fonksiyonlara indirgemekten baka, sz konusu fonksiyonlar zerk ve iradesiz potansiyeller kabul ettiini grmtk. rnee gre sylersek, embriyolojik srete igren doal fonksiyonlar modern natralist nazarda iradesiz ilevlerdir. Buna karlk, yaratl ilkesi asndan, embriyolojik srece ait btn fonksiyonlarn niha dzeyde ilah iradeye bal olduu ifade edilmelidir. Bilimin eliyle alan yeni tabiat manzaralar natralist okumalara mruz kald mddete, doal srecin her dzeyde yaratl ilkesince okunmas nem arzeder. Bu, bir anlamda, birinci blmde deindiimiz, Kurann tevik ettii tefekkr ameliyesine dhil olur. yle ki, Kuran nasl gz nndeki doal manzaralar niha seviyede okuyup ifade ediyorsa, iman bakmndan, yeni alan doal manzaralar da ayn biimde okunup ifade edilmek durumundadr. Birinci blmde, bilimsel natralizmin, modern bilimin gelimesine paralel biimde glendiini, balangta Deizm, nihayetinde ise mutlak natralizm olarak tezahr ettiini grmtk. Modern bilimin temellerinin atld 17. asr Avrupasnda hkmferma metafizik Hristiyan ilahiyatyd. Geleneksel Hristiyan ilahiyat, slam itikadna paralel biimde, tabiatn srekli yaratln Allahn iradesine nisbet eder.20 Hristiyan ilahiyatnn kurucularndan Saint Augustine (. 430) doal varoluun daima Yaratann kudretli emriyle meydana geldiini, tabiatn ancak Onun iradesiyle gerekletiini belirtir.21 Bu mutlak yaratclk inancnn 16. yzyldaki en gl szcs saylabilecek John Calvin (. 1564) Tanrnn tabiata mutlaka hkmettiini aklamaya alr. Calvine gre, tabiatn dzenli yaps Tanrnn tutarl yaratma
20 Millard J. Erickson, Introducing Christian Doctrine (nr. L. Arnold Hustad), Baker Academic, Grand Rapids, Michigan, 2006, s. 136. 21 Augustine, The Literal Meaning of Genesis (trc. John Hammond Taylor, S.J.), I, 172, 173.

121

iradesinin eseridir; ilah inayet tabiat btnyle kuatr; her bir yl, mevsim, ay, gn, hususi bir inayet ile varedilir.22 Natralizm kart bu geleneksel ilahiyat 17. yzyldan itibaren glenen yeni tabiat felsefesi karsnda zayflad. Birinci blmde deindiimiz gibi, hareket kanunlar ve ekim yasas bata olmak zere yeni fiziin tanmlad doal fonksiyonlar, tabiat, kurulu bir saate benzer biimde mekanik bir dzen olarak tasvir etmi, bylece ilah iradenin doal srece hkmettii fikri bulanmt. Bu bulankl dnemin tabiat filozoflarnda gzlemek mmkn. Mesela, modern felsefenin kurucusu saylan Descartes (. 1650) ilah iradenin etkinlii ile doal mekanizmi ayn anda kabul ediyordu: Tanr, dnyay yaratmaktan baka, onu her an yeniler, hilie kmesine mni olur; fakat doal olaylar hareketli maddenin mekanik yasalarnca belirlenir.23 Modern kimyann kurucularndan Robert Boyle (. 1691), benzer bir felsefe iinde, nce Tanrnn zgrln ve kinatn Onun kudretiyle varln srdrdn ikrar eder, ardndan tabiatn herhangi bir mdahaleye ihtiya brakmayan bir mekanizmada kurulduunu, ilah inayetin yasa koyucu bir inayet olduunu vurgular.24 Bu felsefenin Deist natralizme gei saladn birinci blmde ifade etmitik. Ian G. Barbour bu geie dair unlar syler:
Tabiat bir defa yaratlm olmakla bamsz ve kendine yeter kabul ediliyordu. Ortaa dncesinde olduu gibi Reform dncesinde de Tanrnn tabiata inayeti dorudan ve faal bir mnasebet olarak grlmt; fakat ne zaman ki dikkat doal sebeplere odakland, Tanrnn rol yava yava lk Sebep rolne indirgendi.25

Doal mekanizmann ancak nadir vuku bulan mucizelerle bozulduunu dnen tabiat filozoflarnn aksine, Isaac Newton (. 1727) tabiat mekanizmasnn her ne kadar zekice kurulmu olsa bile yer yer aksamasnn mmkn hatta vki olduunu dnm, bu aksamalarn ilah inayet tarafndan giderilmesini mmkn grmtr. Bu, saat yapcsnn, yapmdan sonra ii tamamen brakmamas, aksama durumunda mdahale etmesi anlamna geliyordu.26 Newtoncu tabiat tasavvurunda evrensel mekanizm Tanrnn desteiyle kapatlan birtakm boluklar ierir; bu yzden Newtonun fikrindeki Yaradana Boluklarn Tanrs (God of gaps) veya Makina Tanrs (Deus ex
Machina) denmitir. 27

Anna Case-Winters, Gods Power: Traditional Understandings and Contemporary Challenges, Westminster/John Knox Press, Louisville 1990, s. 52, 56. 23 Bk. Ian G. Barbour, Religion and Science: Historical and Contemporary Issues, s. 16. 24 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 22. 25 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 15. 26 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 18, 22, 23. 27 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 35.
22

122

Grld zere, doal fonksiyonlarn matematiksel olarak tanmlanmaya balamas, modern dnem tabiat filozoflarna, dnyann mekanik yasalara mahkm edilmi bir makina olduu fikrini kanksatmt. Birou meslekten bilimci olan bu filozoflar, teolog olmadklar halde, tabiatn teolojik yorumuna giritiler; dile getirdikleri Deist natralizm hem din hem bilimsel syleme bulam oldu.28 Modern Deizmden mutlak natralizme gei iin iki ey gerekiyordu. Biri, doal zn daima yaratld fikrini eleyecek bir korunum yasas; dieri, doal srecin daima belirli yasalara uyduunu gsterecek komple bir aklama. Ktlenin korunumuna dair yasa Lavoisier (. 1794) gibi kimyaclar tarafndan ortaya kondu.29 Newtonun gne sisteminde varsayd aksamalar (Tanrnn desteine havale edilen boluklar) Laplacen (. 1827) gne sistemi aklamasyla giderilince, tabiatn varoluu aklanm kabul edildi; bylece Boluklarn Tanrs imaj derhal Emekli Mimar imajna dnt.30 Bu imaj, natralizmin eletirisinde deindiimiz zere, materyalist bir indirgemenin rnyd. yle ki, hem doal fonksiyonlar fizikte tanmlanan fonksiyonlarla snrl kabul ediliyor, mesela irade fonksiyonu yok saylyor, hem de fiziksel fonksiyonlar dnemin mekaniine mnhasr sanlyordu. Her iki indirgemeyi Laplacen natralizminde grmek mmkn: Matematiki filozof, Newtonun btn zamanlarn en byk ve en talihli dhisi olduunu nk kinatn yasalarn ifade ettiini yazar.31 Oysa Newtonun tanmlad ktleekim yasas doal fonksiyonlarn sadece birisiydi. Laplace, klasik mekaniin btn doal sreleri aklayabilecei abartsndan geri durmad; bu yzden, kinattaki btn unsurlarn mekanik deerlerini bilen bir zihnin kinatn geleceini kinatn gemii ve imdisi gibi bileceini ne srmt.32 Oysa ok gemeden, yzyln sonunda, bu indirgemeci tabiat tasavvuru ortadan kalkt. Yirminci yzyln bandan itibaren tabiat, dzenden ok dzensizliin egemen olduu, ngrlebilir srelerden ok ngrlemez srelerin oluturduu bir evren olarak tasvir edilmeye balad. Bugnn bilimsel tasavvurunda tabiat kaotik bir evrendir; belirsizlik onun en temel bir ilkesidir.33

28 Kr. Amos Funkenstein, Theology and the Scientific Imagination: From the Middle Ages to the Seventeenth Century, Princeton University Press, Princeton 1986, s. 346. 29 Bk. Richard Myers, The Basics of Chemistry, Greenwood Press, Westport, Connecticut, 2003, s. 28. 30 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 22, 34. 31 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 34. 32 Bk. Ian G. Barbour, a.e, s. 35. 33 Bk. B. G. Sidharth, The Chaotic Universe: From Planck to the Hubble Scale, Nova Science Publishers, Huntington, New York, 2001, s. 65.

123

Srekli yaratl ilkesi asndan, gnmz metafiziinin avantaj, klasik mekaniin indirgemeci tabiat tasviriyle uramak zorunda olmaddr. Fakat, herhlkrda ifade edilmesi gereken ey, ilah irade ile doal sreler arasndaki daim ve mutlak alkadr. Bu ise doal fonksiyonlarn metafiziini kurmaya, bylece btn doal sreleri bu temel zerinde aklamaya baldr. Ian G. Barbour, gnmz metafiziinin bu kanlmaz grevini gemie kyasla yle zetler:
Tabiat filozoflar, evrensel makina iinde Tanr iin srekli bir ilev korumaya altlar; onlarn ou dindar Hristiyand. Fakat onlar Deizmin Tanrsna giden yolu hazrladlar; makinay balatp kendi kendine almasna brakan Tanrya. Bugn bizler de tabiat filozoflarnn karlat problemle uramak zorundayz: Doal dzenin yasalarnn kurulmasnn tesinde, Tanrnn doal dzenle ilgili faaliyetinin usl nedir? Tanr, yasaya uyan bir dnyada nasl faal oluyor?34

Sz konusu problemi aka yazalm: Herhangi bir doal sre (gkte bulutun oluumundan toprakta tohumun atlayp filizleniine kadar btn bir srekli yaratl) doal fonksiyonlarla ifade edildii ayn anda Yaradann mutlak iradesine bal ifade edilebilir mi? Daha zl bir deyile: Bir olayn hem ilah iradeye bal hem doal olduu nasl ifade edilebilir?35 Anlalyor ki, problemin zm, srekli yaratln ifadesinde nirengi noktasn oluturacak ekilde, doal fonksiyonlar ile ilah iradenin alkasn ifade etmekten geiyor. Bu, yaratl ilkesi asndan, doal fonksiyonlar niha seviyede yaratma emri zere ifade edebilen bir metafizie karlk gelir. Bu yzden, gnmzn birok teolou, doal fonksiyonlar birer irade fonksiyonu olarak ifade etmeye almaktadr.36 Bunlardan Arthur Peacocke, ilah yaratcln, bugn, teoloji tarihinde hi olmad kadar srekli yaratl kavramnca ifade edilmesi gerektiini belirtir.37 Teoloa gre, Tanrnn dnya ile mnasebetine dair herhangi bir yaratl sylemi, eer mnasz ve ksr kalmayacaksa, kurgusal bir tabiat tasvirini deil, bilimin muteber tasvirini esas almak zorundadr.38 yle ki, bilimin tasvir ettii tabiatn daim yaratcs artk Boluklarn Tanrs olamaz; nk hemen

Ian G. Barbour, a.e, s. 31. Kr. Hans Schwarz, Creation, s. 185. 36 rnek analizler iin bk. John Polkinghorne, Science and Providence: Gods Interaction with the World, New Science Library, Shambhala, Boston 1989, s. 4 vd.; Ian G. Barbour, Nature, Human Nature, and God, Fortress Press, Minneapolis 2002, s. 25 vd.; Nicholas Saunders, Divine Action and Modern Science, Cambridge University Press, Cambridge 2002, s. 94 vd. 37 Arthur Peacocke, Theology for a Scientific Age: Being and BecomingNatural and Divine, Basic Blackwell, Oxford 1990, s. 105. 38 Arthur Peacocke, Creation and the World of Science: The Bampton Lectures 1978, Oxford University Press, New York 1979, s. 46.
34 35

124

btn doal sreler doal fonksiyonlar zere ifade edilebilmektedir.39 Peacocke modern yaratl teolojisinin hi de sanld kadar kolay olmadn hatrlatyor; nk Allahn herhangi bir doal durumu nasl yaratt sorusu ilkin grndnden ok daha karmak bir hal alyor.40 Bu konudaki almalaryla tannan fiziki ve teolog John Polkinghorne, benzer ekilde, herhangi bir srekli yaratl aklamasnn, eer gerekten deerli olacaksa, ilah iradenin dnya ile alkasn gl biimde ifade etmesi gerektiini yazar.41 Polkinghorne, kitab dinlere (Yahud-Hristiyan ve Mslman itikadna) gre yaplacak bir srekli yaratl aklamasnn, Newtonun, hrriyetini yasalara feda etmi Tanrsnn pasif iradesini deil, Yaradann hr iradesini ifade eden bir aklama olabileceini hatrlatr.42 nk ancak byle antinatralist bir metafizik iinde tabiatn din bir anlam olabilir; Yaradana yaplan ibadet ve Ona duyulan mit mnidar kalabilir.43 rnein, dua etmek, ancak ilah iradeyle belirlenen srelerin oluturduu bir kinatta anlamldr; natralist determinizmin anlatt bir dnyada dua etmek anlamszdr.44 Hans Schwarz, ilah yaratcla ait modern problemin kalbinde, dualarmz duyan ve cevap veren bir Tanrnn olduunu belirtir. nk iradesi mutlak bir yaratcl ifade etmeyen (kadir-i mutlak olmayan) bir Tanr kabul, kanlmaz biimde, tabiat yasalarnn tanrlatrlmas anlamna gelir; dua ise, Uzak Dou meditasyonlarn andrrcasna, sinirlerimizi yattrma giriiminden ibaret kalr.45

2. Doal Fonksiyonlarn Yaratlmas


Doal fonksiyonlar, doal sreci oluturup tabiat aa karan btn etkilere verebileceimiz ortak isimdir. Evrensel meknda etki oluturmas bakmndan her doal fonksiyon doal g belirtir. Fizikte tabiat kuvvetleri dediimiz btn g

Arthur Peacocke, a.e, s. 78. Arthur Peacocke, Theology for a Scientific Age, s. 145. 41 John Polkinghorne, Science and Theology: An Introduction, Fortress Press, Minneapolis 1998, s. 84. 42 John Polkinghorne, Faith, Science and Understanding, Yale University Press, New Heaven ve Londra 2000, s. 105. 43 John Polkinghorne, Belief in God in an Age of Science, Yale University Press, New Heaven ve Londra 1998, s. 1. 44 John Polkinghorne, Science and Providence: Gods Interaction with the World, s. 72. 45 Hans Schwarz, Creation, s. 226.
39 40

125

deerleri birer doal fonksiyon olarak tanmlanabilir.46 Bununla birlikte, doal fonksiyonlar, sadece fizikte tanmlanan glerle snrl deildir. Aksine, giri ksmnda akladmz semantik gerei, tabiatta bulunan herhangi bir etki bu isimle anlmay hak eder. Bu adan, henz kefedilmedii iin tanmlanmam veya istisna olduu iin tanmlanamayan etkiler de doal fonksiyonlar olup tabiat kuvvetleri balna dhildir. Doal fonksiyonlar fiziin ilgi sahasna giren genel glerle snrlamak indirgemeci bir sylemdir. Fiziksel ilgiye konu olan doal fonksiyonlar ancak tabiatn genel seyrine ait dzenli glerdir.47 Buna gre, tabiatn genel seyrinde tank olmadmz birok fonksiyon herhangi bir zamanda ve seviyede doal srece katlyor olabilir. Telepati, telekinezi, durugr, by, nazar gibi paranormal etkiler, fiziin ilgilenmedii trden istisna fonksiyonlara rnek verilebilir.48 te yandan, tabiatn genel seyrinde en ok ina olmamza ramen fizikte tanmlanamayan baat bir doal fonksiyon irade gcdr. rade, esasn oluturan zgrlk bakmndan hibir fiziksel fonksiyona indirgenemedii gibi herhangi bir fiziksel deer trnden de ifade edilemez.49 Bu yzden, irade fonksiyonuna dayanan hibir doal sre (insanlarn eylemleri ve hatta hayvanlarn birtakm davranlar) herhangi bir fizik yasas uyarnca belirlenemez, ngrlemez.50 Bu durum, fizikte tanmlanan fonksiyonlarn, tabiatn seyrine dair komple bir anlatm iin yeterli olmayacan gsterir. u halde, doal fonksiyonlarn yaratlmas, tabiat seyrinde etkin bulunan her trl gcn evrensel meknda gereklemesi anlamna gelir. Ne var ki burada paranormal etkiler gibi istisna fonksiyonlarn yaratln konu edinmeyeceiz. Bilinli bir etki olduundan dolay irade fonksiyonunu insan ferdinin yaratlmas bahsine brakacaz. Burada sadece fizie konu olan fonksiyonlar (fiziksel fonksiyonlar denebilir) zerinde duracaz. Tabiatn genel manzarasnda tank olduumuz fiziksel fonksiyonlar temelde birka g fonksiyonu olarak ifade edilebilir; rnein suyun kaldrma kuvveti ad verilen fonksiyon daha temel ktleekim fonksiyonuna tercme edilebilir. Btn fiziksel fonksiyonlarn dayand dnlen drt temel tabiat kuvveti, ktleekim,

Bk. P. C. W. Davies, The Forces of Nature, Cambridge University Press, Cambridge 1986, s. 1. Doan zlem, Felsefe ve Doa Bilimleri, zmir Kitapl, zmir 1995, s. 22. 48 Paranornal etkiler hakknda bk. Eric Carlton, The Paranormal: Research and the Quest for Meaning, Ashgate, Burlington 2000, s. 9 vd. 49 Kr. Max Planck, Modern Doa Anlay ve Kuantum Teorisine Giri (trc. Ylmaz ner), Spartaks, stanbul 1996, s. 48. 50 Bk. Judea Pearl, Causality: Models, Reasoning, and Inference, Cambridge University Press, New York 2000, s. 108.
46 47

126

elektromanyetizm ve nkleer gler olarak bilinir.51 Bulutlarn srklenmesinden yamurun yamasna, suyun bitki kklerince emilmesinden yaprak hcrelerinde metabolik reaksiyonlara katlmasna, kalbin ritmik nabzndan gz kapann refleksine... tabiatn genel seyrini oluturan doal sreler (irade fonksiyonu hari) sz konusu temel kuvvetlerin karmak sistemler iinde igrmesi biiminde tanmlanabilir. rnein, sradan bir doal sre olarak, rzgarl havada bir yapran dalndan koparak yere dmesi, basn farkna dayal hava akmndan yaprak boumunda oluan gerilime kadar birok karmak fonksiyonun sonucudur. Bilimsel lme ve matematiksel ifadeye konu olan temel fiziksel kuvvetler, evrensel meknda aa kan etkiler olmalar bakmndan, niha bir g kaynan ispat eder. Temel fonksiyonlarn evrensel meknda niha bir kaynaa dayal olarak aa kmas, mantksal analizde, yakna doru fiziin, uzaa doru metafiziin balad bir noktadr. Bu nokta, fiziin metafizie bititii bir yer olarak da tanmlanabilir. Evrensel meknda herhangi bir temel fonksiyonu gerekletiren niha g kayna, gzlemi atndan, fiziksel bir konu olmayp ancak metafizik dilde konuulabilir.52 Baka bir deyile, herhangi bir doal fonksiyon, fiziksel dzeyde nasl tanmlanrsa tanmlansn, niha ifadesi sz konusu tanmdan bamsz kalr. rnein, ktleekim fonksiyonu ister Newtonun ister Einsteinin nerdii denklemle ifade edilsin, bu ifadeler ktleekimin niha aklamasna dair hibir ey belirtmez.53 kinci blmde grdmz zere, yaratl ilkesi, btn gc, niha dzeyde, Yaradann emrine ait kudrete atfeder. Buna gre, fiziksel fonksiyonlar, yaratma emrinin, evrensel meknda, kurall ve serbest tarzlarda aa kard etkiler olarak tanmlanabilir. Evrensel mekn, doal varolu asndan, yaratma emrinin etkin olduu ortamdr. Bu ortam, yaratma emrinin alglanr etkiler meydana getirdii, bylece doalln gerekletii bir arayz olarak dnlebilir.54 Fiziksel fonksiyonlarn kurall ve serbest biimde ilah emirle yaratlmas, fiziksel srelerin mutlaka ve daima Yaradann hikmetli iradesiyle varedilmesini ifade eder.

Temel fiziksel kuvvetler hakknda bk. Michael Munowitz, Knowing the Nature of Physical Law, Oxford University Press, Oxford ve New York 2005, s. 15 vd. 52 Kr. Gerald L. Schroeder, The Hidden Face of God: How Science Reveals the Ultimate Truth, The Free Press, New York 2001, s. 25 vd. 53 Kr. Richard Feynman, Fizik Yasalar zerine (trc. Nermin Ark), Tbitak, stanbul 1999, s. 8. 54 Kr. Gerald L. Schroeder, The Hidden Face of God: How Science Reveals the Ultimate Truth, The Free Press, New York, 2001, s. 38.
51

127

nceki blmde, evrensel dzenin yaratlmas bal altnda, doal zelliklerin yaratma emriyle varedildiini, Kurann bunu made klmak (teshr) szyle anlattn belirtmitik. Bundan baka Kurann, mutlak rubbiyet beyan iinde, doal sreci btnyle Yaradann emrine atfettiini grdk. Bu iki aklamay mantksal analizde birletirdiimizde, dzenli veya dzensiz btn fiziksel fonksiyonlarn, ilah emrin kurall veya serbest etkinliine dayandn anlam oluruz. Bu analitik mnay temsil eden rnek bir ifade udur:
Grmedin mi, Allah bir bulut sevk eder, sonra onu kaynatrr, sonra onu bir yn yapar; derken yamurun arasndan ktn grrsn. Gkten, ondaki bulut dalarndan dolu indirir, onunla istedii kimseyi vurur, onu istedii kimseden evirir. Bulutun imeinin parlts az kalsn gzleri alacak. Allah geceyi ve gndz evirip dndryor. Bunda gzleri olanlar iin muhakkak bir ibret var.55

Bu ifadenin aka temsil ettii zere Kuran, tabiatn ileyiini, ilah emrin etkinlii olarak anlatr. Bu, mantlsal analizde, tabiatn ileyiine ait btn fiziksel fonksiyonlarn, yaratma emrinin etkisine dayand anlamna gelir. Bu dorultuda Kuran unlar beyan eder: mutlaka Allaha aittir; kinatta ii O ynetir.56 Gk ve yer Onun emriyle durur, varolur; herey Ona boyun eer.57 Gk Onun tutmasyla durur, kmez.58 Allah, g ve yeri, yklp gitmesinler diye tutar; eer yklsalar, Ondan bakas onlar tutamaz.59 Bu ifadeler, evrensel dzenin kurulmas gibi, dzenin srp gitmesinin de ilah emirle salandn bildirir. yle ki, ii ynetmek, emriyle durmak, tutmasyla durmak trnden temsil ifadeler, mantksal analizde, evrensel dzene ait btn fiziksel fonksiyonlarn Yaradann iradesine bal olduunu belirtir. Fiziksel fonksiyonlarn, niha dzeyde, yaratma emrinin etkinliinden

kaynaklandn birka rnek zerinden inceleyelim: (1) Gece ve gndzn olumas: Bu konuda Kuran unlar syler: Allah, geceyi ve gndz (gecenin ve gndzn uzunluunu) takdir eder.60 Allah, geceyi gndze, gndz geceye doluyor.61 Baka bir deyile, geceyi gndze, gndz geceye katyor.62 Dier bir deyile, geceyi gndze

en-Nr 24/43-44. l-i mrn 3/154; el-Arf 7/54; Ynus 10/3, 31; Hd 11/123; er-Rad 13/2, 31; er-Rm 30/4; es-Secde 32/5. 57 er-Rm 30/25, 26. 58 el-Hacc 22/65. 59 Ftr 35/41. 60 el-Mzzemmil 73/20. 61 ez-Zmer 39/5. 62 Lokmn 31/29-30.
55 56

128

rtp bryor.63 Gndz gecenin iinden ekip karnca insanlar karanlkta kalyor.64 Allah gnei doudan getirir.65 Bylece her sabah gndz ihsan eder; sabah aa karr.66 imdi, bu ifadeler, mantksal analizde, yerkrenin eksen ve yrnge hareketine ait fiziksel fonksiyonlarn, niha dzeyde, ilah emrin etkinliine bal olduu anlamna gelir. Bu bakmdan, Kuran, Allah isterse geceyi yahut gndz kyamete dek srdrebileceini, byle bir durumda Ondan baka kimsenin gndz yahut geceyi geri getiremeyeceini belirtir.67 (2) Biyosfere ait temel olaylar: Kuran, bu konuda, Allahn, rzgar gndererek bulutlar srklediini, topraklar suladn, bitkileri canlandrp yeri dirilttiini belirtir.68 Bu, mantksal analizde, rzgar, bulut, yamur, bitki olaylarna ait btn fiziksel fonksiyonlarn, niha seviyede, Yaradann emrine bal olarak gerekletii anlamna gelir. (3) Tohumun atlayarak filizlenmesi: Bu konuda, Kuran, Allahn, tohum ve ekirdei atlattn, bylece canszdan canly kardn belirtir.69 Bu, mantksal analizde, tohum veya ekirdein toprakta alp filizlenmesine ait fizyolojik fonksiyonlarn, niha dzeyde, ilah emrin etkinliine bal olduu anlamna gelir. (4) Kularn umas: Kuran, gn barnda kanat rpan kulara nazar ettirdiinde, onlar gkte Allahn tuttuunu bildirir.70 Bu, mantksal analizde, kanat rparak umaya ait fizyolojik ve dinamik fonksiyonlarn, niha seviyede, ilah emrin etkinliine bal olduu anlamna gelir. (5) Gemilerin yzmesi: Kuran, Allahn, insanlar faydalansn diye gemileri denizde yzdrdn, gemilerin Onun emriyle yol aldn syler.71 Bu, mantksal analizde, geminin denizde yzmesine ait fonksiyonlarn, niha dzeyde, ilah iradeye bal olduu anlamna gelir. Denebilir ki, Kuran, srekli yaratl makamnda herhangi bir doal sreten bahsettiinde, analitik dzeyde, sz konusu srecin ileyiine ait fiziksel fonksiyonlara itibar etmi olur. Baka bir deyile, Kuran, doal srecin fiziksel ifadesini dlamak yle dursun, metafizii ancak fizie itibarla beyan eder. Bu, Kurann doal sreci ou zaman fiziksel ifade seviyesinde tasvir etmesinde grlr. u yet rnek verilebilir:

el-Arf 7/54; er-Rad 13/3. Ysn 36/37. 65 el-Bakara 2/258. 66 el-Enm 6/96. 67 el-Kasas 28/71-72. 68 es-Secde 32/27; Ftr 35/9. 69 el-Enm 6/95. 70 en-Nahl 16/79; el-Mlk 67/19. 71 el-sr 17/66; el-Csiye 45/12.
63 64

129

Gkleri ve yeri hakikatle yaratt. Geceyi gndze dolayp rter, gndz geceye dolayp rter. Gnei ve ay made kld. Hepsi ad konmu bir vakte doru akar. te O mutlak gldr, ok balayandr.72

Bu ifade, gece ve gndzn, ilah emirle, birbiri stne dolanp rtldn metafizik (olgu-tesi) bir mna olarak sunar; peinden, gece ve gndzn, gne ve ayn, mtat seyirlerinde akmasn fiziksel (olgusal) bir durum olarak anlatr. Oysa, dikkat edilmeli ki, dolamak fiili, mantksal analizde, akmak fiiline edeerdir; yani Yaradann gece ve gndz birbirine dolamas ile gece ve gndzn akmas, ayn gerekliin iki ayr seviyede ifadesidir. Kurann, metafizik ile fizik arasnda bu dnml ifade slubundan unu karmak mmkn: Doal sreci salayan fiziksel fonksiyonlar, muhakkak, yaratma emrinin etkinliine tercme edilir. Buna gre, fiziksel dilde fail (etken) olan deerler, yani doal faktrler, metafizik dilde mnfail (edilgen) deerlere dnr. Ayn biimde, fiziksel dilde fiil (eylem) dediimiz sreler, yani doal olaylar, metafizik dilde infial (eyleni) statsne iner. Tabiatn varoluunu tabiatn yaratl ifadesine eitleyen bir mantk durumudur bu. Yaratl ilkesinin bu deimez mant itibariyle, fiziksel fonksiyonlarla aklanan her tabiat olay, niha dzeyde, ancak ilah iradeyle aklanr. rnein, Niin deprem oldu? sorusuna levha tektonii uyarnca verilecek cevaplar metafizik ncesi cevaplardr; farkl metafizik grlere mensup insanlar iin ortak deere sahip aklamalardr.73 Ne var ki, doal bir olay olarak deprem, metafizik seviyede, ancak, levha tektoniine ait jeolojik fonksiyonlarn niha mnasyla aklanm olur. Yaratl ilkesine gre, her deprem, niha dzeyde, rnein, Allah byle takdir etmi. cmlesiyle aklanr; bununla, tekvn . Bu aamada yaratl ilkesi asndan iki metafizik prensibin belirgin olduunu sylemek mmkndr: (1) Doal sreci ifade ederken, sreci salayan fonksiyonlara atfta bulunmak fiziksel aklama dzeyinde yeterlidir. Buna gre, fiziksel aklama dzeyinde fizike tanmsz noktalar (fiziksel boluklar) aramak ancak srad doal sreler hakknda anlamldr. (2) Doal srecin metafizik dzeyde aklanmas ancak btn fonksiyonlarn ilah emrin etkinliine atfedilmesiyle mmkndr. Fiziksel fonksiyonlar daima birka temel g deerinde ifade edilebildiine gre, doal srete irad olmayan istisnalar tanmlamak anlaml deildir. Baka bir deyile, tabiatn

ez-Zmer 39/5. Kr. Peter Forrest, God without the Supernatural: A Defense of Scientific Theism, Cornell University Press, Ithaca ve Londra 1996, s. 85.
72 73

130

btn ile paras arasnda fonksiyonel bir fark olmadna gre, tabiatn tamam ile paras arasnda, metafizik aklama bakmndan fark yoktur. Bu iki prensip, geleneksel metafizie ait iki terimi iptal eder. Birincisi mdahale terimidir. Yaratl ilkesine gre doal srecin srekli yaratln mdahale terimiyle ifade etmek imkanszdr. Bu terim, son tahlilde, ilah emrin ilah emre mdahale etmesi gibi anlamsz bir syleme karlk gelir. u halde, doal srecin ilah mdahaleyle deimesi anlamnda doa-stclk sylemi, yaratl ilkesi asndan bo bir sylemdir. Bu syleme karlk, yaratl ilkesi, fiziksel fonksiyonlar daima yaratma emrinin etkinliine bal kabul etmekle doal gcn birliini anlatr. Kudret bahsinde getii zere, Kuran, gcn mutlaka Allaha ait olduunu, Onun iradesinden bamsz g bulunmadn bildirir.74 ptal edilen ikinci terim ise klasik kelma ait iktiran terimidir. Bu terim, herhangi bir doal eylemin (mesela, insan bir davrann) ilah g ile doal gcn ezamanl etkisiyle (iki kuvvetin iktiran etmesiyle) gerekletiini anlatr.75 Oysa, ilah kudret, doal gc niha dzeyde salayan yegne deerdir. Bir doal eylemde iki ayr kuvvet etkin bulunmuyor; aksine, bir tek kuvvetin fiziksel ve metafizik seviyelerde iki ayr ifadesi bulunuyor; aklayc fiziksel fonksiyonlar daima ilah emrin kudret etkisiyle aklanyor. Bunu, fiziksel fonksiyonlarn ifade ettii sebeplilie tercme edersek: Btn sebepler ancak bir tek niha sebep (ilah emir) ile aklanr. Bu dorultuda, literatrde, Yaradan, sebeplere sebep olan anlamnda Msebbibl-esbb sfatyla anlr.76 Bu sfatn tercmesi, snn kelmn u kabuldr: Sebepler niha seviyede hkmszdr; niha mnada messir sadece Allahtr.77 Fazlurrahman (. 1988) bu sfatn tefsiri makamnda unlar yazar:
Doal sebepliliin yannda, tabiat srecine mna baheden daha niha bir sebeplilii beyan eder Kuran. Bu niha sebeplilik ne doal illiyetin bir benzeri ne de ona ilavedir. Farkl bir seviyede grlp uygun bir mnada alndnda, bu sebeplilik, tabiatn iinde alr veya daha dorusu onunla zdetir. Kuran, doal illiyet dilini de, ilah yahut din illiyet lisann da kullanr, fakat farkl balamlarda ve farkl gayelerde.78

Msebbibl-esbb sfat, bir bakma, Bat Hristiyan metafiziinin Asl Sebep kavramna denktir. Thomas Aquinas (. 1274) gibi teologlarn formle ettii bu kavrama gre, doal srece ait btn sebepler (faktrler) ancak ikincil sebep
el-Bakara 2/165; el-Kehf 18/39. Bk. Ebu Azbe, er-Ravzatl-behiyye, Haydarabad 1322, s. 30; Lmi, et-Temhd li kavidittevhd, Beyrut 1995, s. 101; Gaznev, Uslid-dn, Beyrut 1998, s. 168. 76 Azzddin Nesef, Tasavvufta nsan Meselesi: nsn- Kmil (trc. Mehmet Kanar), s. 30. 77 Paaczde Mehmed Rd, Halll-ikl, stanbul 1321, s. 6. 78 Fazlurrahman, Major Themes of the Quran, s. 66.
74 75

131

statsnde olup metafizik seviyede Yaradann emrinin ifade ettii asl sebep mnasna indirgenirler; bylece, doal dzende gzlenen sebeplilik, niha dzeyde, yaratma emrinin sebepliliini ifade eder.79 Mslmanlarn tabiata ilikin gndelik lisannn genel olarak sz konusu doastclk sylemine kart olduunu sylemek mmkn. Buna gre, bir mslman, doal sreci, olgu dilinde fiziksel fonksiyonlarla, niha dilde ise ilah iradeye atfla aklar. rnein, Trkede, kendiliinden biten yaban otlar iin kullanlan hdayinbit ismi, Allahn bitirdii anlamna gelir.80 Bu rnek unu anlatyor ki, geleneksel mslman lisannda, yapay olmayan anlamnda doal kelimesi ile ilah iradenin eseri anlamnda Allahtan kelimesi arasnda edeerlik vardr. Mesela, tabiat icab zayf kimse iin Allahtan sska denir.81 Ayn manta binaen, Allah yaps sz tabiatta olduu gibi anlamna gelir.82 Bu geleneksel manta gre, doal srecin ilah emirle meydana geldiine inanmak, sz konusu sreci salayan fiziksel fonksiyonlar bilmeye bal deildir. nk yaratl ilkesi itibariyle tabiatta btn i niha dzeyde mutlaka Yaradann iradesine nisbet edildiinden, bir mmin, bu nisbetin keyfiyeti ne olursa olsun, her doal ite Yaradann iradesini sabit kabul eder.83 Bunu Msebbibl-esbb veya Asl Sebep kavramlarna gre sylersek: Her doal faktrn niha dzeyde Yaradann emriyle igrdne inanan bir kimse iin doal fonksiyonlar detaylca bilmeye ihtiya yoktur. rnein, gne nn bir ihsan olduunu anlamak iin n yaylma mekaniini, yamurun inayet olduunu anlamak iin atmosfer dinamiini bilmek gerekmez.84 Bununla birlikte, nceki balk altnda belirtildii gibi, doal fonksiyonlarn ilah emirle alkasn anlamak, srekli yaratla dair analitik nazar asndan deerlidir. Byle bir nazarda, problem, ilah emrin, doal srece nasl hkmettiidir. Buna doal fonksiyonlarn metafizii denebilir. Fiziksel fonksiyonlarn metafiziine, tabiat yasas biiminde ifade edilebilen (normal artlarda ayn fiziksel deerde aa kan) dzenli fonksiyonlarn ilah iradeye atfyla balayabiliriz. Analizin nirengi sorusu udur: Dzenli fiziksel fonksiyonlar, evrensel dzenin kuruluunda Yaradann iradesiyle belirlenmi olsa bile, tabiatn bu fonksiyonlarla srekli yenilenmesi Yaradann mutlak iradesine nasl
John Polkinghorne, Science and Theology: An Introduction, s. 86. Trke Szlk, Trk Dil Kurumu, hudayinabit md. 81 Bk. Trk Ataszleri ve Deyimleri, Milli Eitim Bakanl, stanbul 2001, I, 24. 82 Trke Szlk, Trk Dil Kurumu, Allah yaps md. 83 Kr. James MCosh, The Supernatural in Relation to the Natural, Robert Carter & Brothers, New York 1862, s. 83. 84 Kr. James MCosh, a.g.e, s. 89.
79 80

132

atfedilebilir? Baka bir deyile, dzenli fonksiyona bal belirlenmilik ile ilah iradeye ait zgrlk nasl telif edilebilir? Bu sorunun ksa cevab nceki blmde gemiti. yle ki, ilah irade mutlaka bir hikmet iradesi olduundan, belirli fiziksel deerler, doruca, ilkeli yaratma iradesine atfedilir. Buna gre, rnein ktleekim gcnn dzenli deeri, ilah emrin kararl bir irade etkinlii gstermesi eklinde aklanr. u halde, yaratl ilkesine gre, dzenli fiziksel fonksiyonlarn zerk ve iradesiz gler olduunu ne sren tabiat varsaym yanltr. rnein, bilimsel natralizme gre tabiat kapal bir etkileim sistemi olup doa yasalar irad olmayan (zorunlu) sabit deerlerdir.85 Bu kabule gre dzenli doal sreleri Yaradann ii olarak tanmlamak gtr:
Bilimler tarafndan iyice aklanm bir kapal sebeplilik balantsnn bulunduu, bilimlerin alt seviyede gzlenen kurallln kesintiye uramad bir dnyada, Tanrnn cz olaylara veya olaylar dzenine hkmettii nasl kavranabilir?86

Ne var ki, bilimsel natralizmin, tabiat kapal bir sistem kabul ederek doa yasalarn zorunlu sabit deerler grmesi metafizik bir varsaym olup dorulanmas mmkn deildir. nk yasa biiminde ifade edilebilen fiziksel fonksiyonlar, ancak snrl gzlemlere dayanan bir kuralll belirtir. Bir tabiat yasasndan bahsetmek, tabiatn snrl bir sahasnda snrl gzlemlerle tesbit edilmi bir kuraldan bahsetmek demektir.87 yle ki, herhangi bir fonksiyonun, henz gzleme konu olmam istisna deerleri bulunabilir; tabiat yasas kabul edilen kural herhangi bir biimde ve lde bozulmu veya bozuluyor olabilir. Bu adan, bir fiziksel fonksiyonun evrensel bir kural (zorunlu bir sabite) olarak tanmlanmas, indirgemeci bir genelleme hatasdr.88 Bu genelleme hatas ksaca snrl olgulardan evrensel hkmler karmak eklinde tezahr eder. Bu tabiat karm metafizik bir varsaym olarak kalr; nk tabiatn btnn daima gzlem altnda tutacak evrensel gzlemler hibir zaman mmkn olamaz. Bu yzden metafizik olmayan bir zorunlu sabite varsaym mmkn deildir;

85 Bk. Mauro Dorato, The Software of the Universe: An Introduction to the History and Philosophy of Laws of Nature (ngilizce trc. Rachel Marshall), Ashgate, Burlington 2005, s. 66. 86 Arthur Peacocke, Emergent Realities with Causal Efficacy: Some Philosophical and Theological Applications, Gods Action in Natures World: Essays in Honour of Robert John Russell (nr. Ted Peters, Nathan Hallanger), Ashgate, Vermont 2006, s. 198. 87 Rudolph Carnap, An Introduction to the Philosophy of Science (nr. Martin Gardner), Dover Publications, New York 1995, s. 3, 207. 88 Bk. D. M. Armstrong, What is a Law of Nature?, Cambridge University Press, Cambridge 1983, s. 11, 17; J. R. Lucas, Space, Time and Causality: An Essay in Natural Philosophy, Oxford University Press, New York 1984, s. 1.

133

baka bir deyile, bilimsel verilere dayal bir evrensel yasa tanm yaplamaz.89 Bu imkanszla atfen, Whitehead, Tabiat yasas yok; sadece tabiatn muvakkat detleri var. diye hkmeder.90 Yaratl ilkesine gre, tabiat yasas olarak ifade edilebilen herhangi bir dzenli doal sre, ilah emrin det meydana getiren etkinliinden ibarettir. Buna gre, fiziksel fonksiyonlarn ifade ettii kural, ilah emrin kararl etkisinden ibarettir. Bu yzden, kelm literatrnde, tabiat yasalar, metafizik dzeyde, Allahn deti
(detullah) ve Allahn slubu (snnetullah) eklinde isimlendirilir.91 Buna gre, ilah

iradenin ilkeli etkinlii sayesinde, alabildiimiz bir tabiat iinde yaama imkan buluyoruz, doal sre hakknda ksm tahminlerde bulunarak hayat bir lde planlayabiliyoruz.92 Bununla birlikte, ilah emrin etkinlii irad olduundan, zorunlu bir tabiat yasas yoktur; baka bir ifadeyle, tabiat btnyle ak bir sistemdir. Bu bakmdan, tabiat dzenine ait herhangi bir kuraln (mevcut detin) herhangi bir zamanda deimesi muhtemeldir. Bu, Yaradann det hrici veya srad bir tabiat sreci varetmesi anlamna gelir. Buna gre, tabiatta daima muhtemel olan ey, bir fiziksel fonksiyonun normal deerinde ortaya kmamasdr. Sebep-sonu ilikisi (illiyet) asndan yazarsak: Normal artlar (sebepler) altnda gereklemesi beklenen bir fonksiyonun (yani sonucun) meydana gelmemesi muhtemeldir. Bunu, klasik yanma rneine uygulayalm: Bir pamuk parasn atee tutmamz, normal artlar altnda, pamuun yanmasna sebeptir. Pamuun yanmas, kimya diliyle karbon bileiklerinin oksijenle reaksiyona girerek ykma uramas, yanma fonksiyonunu oluturur. Yaratl ilkesine gre, atee tuttuumuz pamuun, srad bir olay olarak, yanmamas (oksijenin karbonla reaksiyona girmemesi) mmkndr; nk, ilah irade, sz konusu reaksiyonu iptal edebilir. Bu bakmdan, metafizik adan, normal artlarda ortaya kan herhangi bir fonksiyon zorunlu bir sonu deil mmkn bir sonutur; aksi daima muhtemeldir.93 Gazzal bu metafizii u mehur ifadelerle dile getirir:
Tabiatta sebep ile sonu [msebbeb] arasnda beraberlik [iktirn] zorunlu deildir. Mesela atee tutulan pamuun yanmamas bizce mmkndr. [...] nk [niha D. M. Armstrong, a.g.e, s. 3, 6. Bk. Stanley L. Jaki, God and the Cosmologists, s. 20. 91 Bk. mer zsoy, Snnetullah: Bir Kuran fadesinin Kavramlamas, Fecr, Ankara 1999, s. 66 vd.; Osman Demir, lk Dnem Kelamclarnda Sebep-Sonu likisi (Baslmam Dok tezi), Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul 2006, s. 136 vd. 92 Kr. John Polkinghorne, Belief in God in an Age of Science, s. 73. 93 Kr. Bklln, et-Temhd, Kahire 1947, s. 59.
89 90

134

mnada] i yapan [fil] Allahtr; ya dorudan yahut melek vastasyla pamuu irade zere yakan Odur. Felsife [tabiat filozoflar] ise der ki: Atein yakma tabiat zorunlu olup [ilah] irade ile yakyor deil; atee tutulan pamuk zorunlu olarak yanar. Bizim reddettiimiz budur.94

Ne var ki Gazzl burada durmaz; yanma olayna sebep olan atein yakma iine merci olduunu inkr eder:
Ate cansz bireydir ve yakma fiili ona ait deildir. [...] Atein yakma fiiline sahip olduuna delil nedir? Biz sadece ate ile pamuun yann birlikte [mukarin] gryoruz, hepsi bu. [...] Birlikte meydana gelmek [iktirn] sebebiyet anlamna gelmez. Bireyin yannda varolmak [yanmann atein yannda gereklemesi] onunla varedilmek anlamna gelmez.95

Bu son alnt, maksad aan bir kelm saylr. Birincisi, yakmak fiili sadece canl bir merci hakknda kullanlmaz; herhangi bir nesnenin yakclndan bahsetmek anlamldr. kincisi, atein yanma fonksiyonuna sebep olmas bir olgudur; bu olguyu birlikte meydan gelmek trnden bir alkaya indirgemek anlaml deildir. Ancak, Gazzlnin anlatmak istedii, atein pamuu yakmasnn zorunlu olmaddr; nk pamuu atee tuttuumuzda yanma fonksiyonu meydana gelmeyebilir. Dorusu, Gazzlnin maksad aan beyan, klasik kelm literatrnde tabiat kartl diyebileceimiz ortak bir tavrn rnei saylr. Bu tavr, herhangi bir olayn tabiat icab gerekletiini inkr etmek eklinde tezahr eder. rnein, mam Ear, bireyin tabiatnn ona ait bir alkanlk (itiyad) olduunu belirterek, herhangi bireyin tabiat gerei meydana geldiini ileri srmenin hata olduunu syler.96 Oysa tabiat gerei ifadesi herhangi bir tabiatn asla deimez olduu veya irade edilmedii anlamna gelmez. Buna ramen, Ear, hibir eyin tabiat tarafndan zorunlu klnmadn vurgular; Allahn, alldk doal srelere muhalif srad durumlar yaratabileceini belirtir; tan dmek yerine yukar kmas, atein souk olmas gibi.97 Ear ta atma olayn rnek verir; tan, atann fiilinden tr gitmediini, aksine, Allahn yaratmasndan tr gittiini, dolaysyla, atlan tan gitmemesi gibi atlmam bir tan gitmesinin mmkn olduunu syler.98 Mtrid mezhebinden Ebul-Mun en-Nesef de benzer ekilde, Allahn herhangi birey yapmasnn zorunlu

Gazzl, Tehftl-Felsife (nr. Sleyman Dnya), Drl-Merif, Msr, ts., s. 225, 226. Gazzl, a.e, s. 226, 227. 96 bn Frek, Mcerred makalti-eyh (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987. 97 bn Frek, a.e, s. 132. 98 bn Frek, a.e, s. 132, 133.
94 95

135

olmadn, fakat herhangi bireyi det zere yaratabileceini belirtir; doal olaylarn, Allahn yaratt tabiat gereince meydana geldiini syleyen Mutezile kelamclarna itiraz eder.99 Fiziksel fonksiyonlarn metafiziinde natralizme dmemek iin tabiat gerei ifadesini reddeden bu tr abartl bir aklamaya Bat metafiziinde de rastlanr. Hristiyan filozof Malebranchen (. 1715) szcln yapt ara-nedencilik
(occasionalism) sylemine gre, ister sebep ister sonu olarak adlandrlsn, btn doal

fonksiyonlar, Yaratann iradesi zere gerekletiine gre, doal faktrlere sebep nvan vermek Aristocu bir natralizm saylr.100 Fiziksel fonksiyonlarn irad olmayp zorunlu olduu kabul, Aristonun szcln yapt natralist zclk fikrinin sonucu durumundadr. Birinci blmde, Aristocu natralizmin, tabiata zerk bir z atfetmekle doal sreci ilah iradeye nisbet etmediine deinmitik. Bu tarz bir zerk z varsaymna gre, doal ze bal fiziksel fonksiyonlar da zerk faktrler olup ilah bir irade ile varolmazlar, zorunlu dorultularda meydana gelirler.101 Fiziksel fonksiyonlar doal zn zorunlu neticeleri olarak tanmlayan Aristocu zcle klasik zclk ad verilir.102 Bu natralist metafizik, bilimsel natralizm iinde yenilenerek bilimsel zclk adna layk bir metafizie uyarlanmtr. Buna gre, fiziksel fonksiyonlar (dolaysyla tabiat kanunlar) doal nesnelerin varoluundan bamsz deildir.103 Aksine, doal ze bal mizacn zorunlu sonulardr; bu adan bilimsel zclk miza zcl anlamna gelir.104 Bu itibarla, doal zn nitelii deimedii srece fiziksel fonksiyonlarn (u halde tabiat yasalarnn) deimesi mmkn deildir.105 Natralist bir metafizik olarak bilimsel zclk, fiziksel fonksiyonlarn ve tabiat kanunlarnn asla deimez olduunu ngrmyor; fakat deimelerini doal zn niteliinin deimesine balyor. Buna ramen, bilimsel zclk, doal z zerk kabul ettiinden dolay fiziksel fonksiyonlar da zerk ve iradesiz kabul eder. Bilimsel zcln gnmz temsilcilerinden Brian Ellis, bu metafizik kabule dayanarak, fiziksel fonksiyonlarn Yaradan tarafndan

Nesef, Tebsratl-edille (nr. Claude Salme), Dmek 1993, II, 680, 681. James Collins, God in Modern Philosophy, s. 86. 101 Kr. Brian Ellis, The Philosophy of Nature: A Guide to the New Essentialism, McGillQueens University Press, Ithaca 2002, s. 1. 102 Brian Ellis, a.e, s. 9, 11. 103 Brian Ellis, Scientific Essentialism, Cambridge University Press, New York 2001, s. 1. 104 Brian Ellis, a.e, s. 111, 127. 105 Brian Ellis, a.e, s. 6, 217, 219.
99 100

136

varedilmediini varsayar.106 Bu yzden, Ellis, srad durumlarn yaratlmas anlamnda mucizeyi mmkn grmez.107 Natralist zcle karlk yaratl bir zclk tanmlanabilir. yle ki, yaratl ilkesi dorultusunda, fiziksel fonksiyonlar doal ze bal deerler biiminde tanmlanabilir. Buna gre, doal z, evrensel meknda ancak ilah emrin etkisinde aa kar; bylece fiziksel fonksiyonlar daima ve mutlaka irad faktrler olarak varolur; tabiat kanunlar ilah iradenin kararl tezahrn ifade eder. Bu dorultuda, Rgb el-sfehan, Kurana atfta bulunarak, nesnelere ait tabiat, Allahn nesneleri made klmas (teshr etmesi) eklinde tanmlar; bunun bir tr hidayet olduunu belirtir.108 imdi, yaratl zclk diyebileceimiz bu tarife gre, bir doal fonksiyonu zorunlu grmemek, doal zn niteliinin, ilah emrin etkisiyle deiebilecei ihtimalini anlatr. Baka bir deyile, yaratl zclk, zerk doal z faraziyesini reddettiinden, fiziksel fonksiyonlarn zorunlu olduu varsaymn reddeder. Doal zn zerk olmad kabul, evrensel mekanda ancak yaratc emrin etkinliine bal olarak gerekletii kabuln ifade eder. Bu kabuln gzel bir ifadesi David Brainin u aklamasdr:
Evrenin niha malzemesinin devamll, varolmay srdrmesi olgusu, kendini aklamyor. Evrenin niha malzemesinin kendi tabiat gerei varolmaya devam ettiini sylemek tutarszdr; nk bu tabiatn varolmas veya ilemesi iin malzemenin varolmas gerekiyor. Bu yzden, tabiat varoluu ngrr. Evrenin dzen iinde devamnn onun tabiatyla aklanabileceini dnmek fasit bir daire olarak kalr; nk bu tabiatn varolmas ve ilemesi, bu icra ile ezamanl olmas gerekir. Bundan dolay, burada bizi ilgilendiren ey, evrenin veya nesnelerin varolmayabilirlerdi anlamnda mmkn olular deil, yokolabilirlerdi anlamnda mmkn olulardr.109

Yaratl zclk, slam metafiziinde, mucizenin imkan bahsinde kendini gsterir. Mucize, Yaradann, tabiatta srdrd deti bozmas (harkul-det) ile dete aykr (hilful-det) bir durum varetmesi eklinde tanmlanr.110 Mucizenin mmkn olmas, doal zn zerk olmayp mutlaka ilah emre bal bulunmasyla

Brian Ellis, a.g.e, s. 177. Brian Ellis, The Philosophy of Nature: A Guide to the New Essentialism, s. 2. 108 Rb el-sfehn, Tafsln-neeteyn, Beyrut 1988, s. 106, 124. 109 David Braine, The Reality of Time and The Existence of God: The Project of Proving Gods Existence, Oxford University Press, New York 1988, s. 10. 110 Kr. bn Hazm, el-Usl vel-fr, Beyrut 1984, s. 132; sferyn, et-Tebsr, Beyrut 1983, s. 169.
106 107

137

aklanr; doal zn deiebilir olmas, fiziksel fonksiyonlarn zorunlu olmadna gereke yaplr. rnein, Gazzl, Musa peygamberin assnn ylana dnmesi mucizesini, bir nesneye ait doal zn ilah emirle baka nitelie evrilmesi ihtimaliyle aklar:
Madde hereyi kabul eder. [Doal srete] toprak bitkiye, bitki hayvana dnyor. te mucize, Allahn kudretiyle, bunun daha hzl ve birden olmasdr. Mesela asnn ejderhaya dnmesi vs. byledir. Bunda garipsenecek birey yok.111

Burada savunulan yaratl zcle gre, mucize, doal zn niteliinde deime olmakszn fiziksel fonksiyonun deimesiyla meydana gelmiyor; aksine, herhangi bir doal zn srad bir nitelie dnmesiyle srad bir fonksiyonun ortaya kmas eklinde meydana geliyor. Klasik terimlerle sylersek, mucize, sabit bir cevherin fevkalde bir araza mahal olmasyla deil, cevherin fevkalde bir nitelie dnerek srad bir arazn aa kmasyla gerekleir. nceki rnee uyarlarsak: Pamuun atete yanmamas, sz gelimi, ortamdaki oksijenin niteliinin bakalamasyla salanabilir. Bilimsel zclk materyalist metafizie ait olduu srece materyalizmin sorunlarn tamak durumundadr. Bunlarn banda, birinci blmde getii zere, irade fonksiyonunun madd ze indirgenememesi geliyor. Doal bir fonksiyon olarak irade, ifade ettii hrriyet mnasyla, maddeci zcln ngrd zorunluluk mnasn iptal eder. yle ki, insann herhangi bir irad eylemini, bedeni oluturan doal z ile aklamak imkanszdr. Bundan dolay, varoluu felsefe, tabiat olmasna ramen, irade fonksiyonu bakmndan, doutan gelen bir insan z bulunmadna hkmeder.112 Buna karlk, yaratl ilkesi, insan soyunun yaratl bahsinde grdmz zere, irade fonksiyonunu, insann ruhan zne atfla aklar. Neticede, bilimsel zclk, irade fonksiyonuna zc bir tanm getiremediinden tr, tabiat, ancak insan grmezden gelerek aklamaya alr. Brian Ellis, bilimsel zcl kurmaya alt kitabnda, insan konu alan disiplinlerin bilimsel zcle dayanmasnn mmkn olmadn yazar.113 Ne var ki, eer irade fonksiyonu hayvanlarda da eitli derecelerde bulunuyorsa, bu defa biyolojik disiplinler de bilimsel zcle elvermeyecektir. Bu yzden, biyoloji ancak ksmen (daha ok mikrobiyolojik

Gazzl, a.g.e, s. 232. Jean Paul Sartre, Varoluuluk (trc. Asm Bezirci), Say, stanbul 1996, s. 61 vd. 113 Brian Ellis, Scientific Essentialism, s. 170, 177.
111 112

138

srelerde) bilimsel zcle gre kurulabilir.114 u halde, maddeci metafizie dayanan bilimsel zcln, doal fonksiyonlarn metafiziini kurmakta baarsz kalmaya mahkum olduu sylenebilir. Bu baarszlk ou zaman irade fonksiyonu grmezden gelinerek ve gramatik illzyona bavurularak alr. Mesela, bilimsel zcle gre, kinatn, tabiat kanunlar tarafndan ynetildii sylenir.115 Burada illzyon, birinci blmde getii zere, ynetmek fiilinin anlamszca tabiat kanununa atfedilmesidir; nk kanun ynetimin kuraldr, mercii deil.116 Sylemde grmezden gelinen ey ise bata insan davranlar ve eserleri olmak zere kinat iinde iradeyle gerekleen srelerdir. Buraya kadar, dzenli doal srelerin metafiziini konumu olduk. imdi ise dzensiz doal srelerin metafiziine geelim. imdi, dzenli doal sreler ilah emrin kararl etkisiyle aklandndan, tabiatn dzenli seyrine dair gl beklentiler ve ngrler mmkn olur. rnein, ilah emrin det oluturmas sonucunda, gnein domas veya batmas, gnn dzenli seyri boyunca gl bir beklenti ve ngr oluturur; bu yzden gndz ve gecenin dzenle seyretmesi iin dua etmeyiz. Fakat dzensiz doal srelerde durum tam tersidir. Karmak fonksiyonlarn oluturduu dzensiz sreler hakknda gl beklentiler ve ngrler mmkn olmaz; tabiat sreci insan nazarnda belirsiz kalr. Bu yzden, dzensiz sreler hayatn sradan seyrinde daima ilah iradeye nazar ettirir; duann esasn tekil eder. Dolaysyla, dzensiz srelerin metafizii dua asndan ok nemlidir. rnein, yamurun yamas, ocuun salkl domas, kurduumuz iin baaryla srmesi vb. doal sreler hakknda dua etmek, tabiatn sradan seyrinde ilah iradeye mracaat etmek anlamna gelir. Dua, ilah iradenin det zere tezahr ettii dzenli durumlarda ancak mucize talebi eklinde mmkn iken, belirsizliin karakterize ettii dzensiz srelerde ise doal olan talep eklinde mmkndr. u halde, ilah emrin etkinlii, dzenli ve dzensiz btn doal sreler hakknda duay anlaml klm olur.117 nceki balk altnda, doal srelerin bilimsel natralizm tarafndan zorunlu (deterministik) tanmlandna, bu yzden yaratl ilkesinin modern zamanlarda zayfladna deinmitik. Bu zayflk, doruca, tabiat iinde duann nemini ve anlamn zayflatmtr. Tabiatn zorunlu yasalar dorultusunda seyrettii eklindeki
Brian Ellis, a.e, s. 168. Mauro Dorato, The Software of the Universe: An Introduction to the History and Philosophy of Laws of Nature (ngilizce trc. Rachel Marshall), s. 104. 116 Kr. Mauro Dorato, a.e, s. 104. 117 Bk. Fahreddn er-Rz, Levmiil-beyyint, s. 61.
114 115

139

natralist kabuln dua aleyhine oluturduu phe, Nancey C. Murphy tarafndan yle dile getirilir:
Eer [ilah iradenin belirledii] cz durumlar yoksa, Tanry bir olayn sebebi olarak adlandrmamz konusunda nerede hakl kacaz? Tanrnn inayetine ve hkimiyetine inanmak iin sahip olduumuz deneysel zemin nedir? Eer Tanrnn aka dualarmza cevap verdii durumlar yoksa, duann tesirine gvenmek iin deneysel kantmz nedir?118

Burada dile getirilen phe, ilah iradenin hrriyetinin, tabiat yasalarnn gsterdii zorunlu dorultularda seyreden bir tabiat iinde anlamn kaybetmesi zanndr.119 Bu zannn kapal tabiat sistemi ve zerk fiziksel fonksiyonlar varsaymna dayandn grdk. Yaratl ilkesi ise tabiat mutlaka ak bir sistem, doal fonksiyonlar ise irad kabul eder; bylece doal srecin dorultusunu zorunlu grmez. Bu noktadadan itibaren, tabiat srecinde belirsizliin metafiziine girierek, ilah emrin serbest etkisini anlamaya, bylece duann nemi ve anlamn aydnlatmaya alabiliriz. Gnmz fiziine gre tabiat srecinde dzensizlik (irregularity) temel bir deerdir. Doal sreler eitli oranlarda belirsizlik (indeterminacy) tar; bu yzden, ngrlemezlik (unpredictability) tabiatn ortadan kaldrlamaz bir vasfdr. Tabiat, Laplacen indirgemeci determinizmini geersiz klacak derecede karmaktr; dzenli olduundan ok dzensizdir.120 yle ki, dzensizlik, belirsizlik, ngrlemezlik, en temel fiziksel seviyeden balar. Kuantum mekanii, atomalt fonksiyonlarn bir lde dzensiz, belirsiz ve ngrlemez olduu prensibine dayanr.121 Dzensizliin, belirsizliin ve ngrlemezliin daha ak boyutlar ise dinamik sistemlere ait ar karmak ve kaotik srelerdir. Ar karmak ve kaotik sreler, hcre metabolizmasndan canl poplasyonuna, nehirlerden denizlere, takredeki levha hareketlerinden atmosfer olaylarna, nihayet toplumsal hayata kadar tabiatn hemen her sahasnda ve seviyesinde rastlanan olgulardr.122 Bir doal sre ar karmak bir dinamie sahipse, dzensizlik ve belirsizlik artar; uzun vadede hibir matematiksel
Nancey C. Murphy, Does Prayer Make a Difference, Cosmos as Creation: Theology and Science in Consonance (nr. Ted Peters), Abingdon Press, Nashville 1989, s. 242. 119 Kr. Nancey C. Murphy, a.e, s. 243. 120 Bk. Ian Stewart, Doann Saylar (trc. Selgin Zrhl), s. 116; Tams Tl, Mrton Gruiz, Chaotic Dynamics: An Introduction Based on Classical Mechanics (ngilizce trc. Katalin Kulacsy), Cambridge University Press, Cambridge 2006, s. 3. 121 Bk. Tony Hey, Patrick Walters, The New Quantum Universe, Cambridge University Press, Cambridge 2003, s. 21. 122 Bk. Ian Stewart, Does God Play Dice?: The Mathematics of Chaos, Basil Blackwell, Oxford ve New York, 1989, s. 2.
118

140

fonksiyonla ifade edilemez, ngrlemez.123 rnein, atmosfer olaylar, atmosferin ar karmak dinamiinden tr, ksa vadede ancak tahmin edilebilir; fakat mesela bir ehrin bir ay sonrasna ait hava durum raporu karlamaz. Atmosferin bu ngrlemez dinamii teorik olarak kelebek etkisi eklinde adlandrlan boyutlara kadar varabilir; yani teoride bir kelebein kanat rpmas uzun vadede bir frtnaya sebep olabilir.124 Modern fiziin bu tabiat tasvirine gre, karmak sistemlerde doal sre uzun vadede mutlaka belirsizlie ker; beklenmedik durumlar (srprizler) kanlmaz olur:
Karmak sistemlere dair aratrmalar ve kaos dinamiine dair almalar gsterdi ki ngrlemezlik ve srpriz etrafmzdaki dnyann temel zellikleridir. [...] Karmak sistemlerin doasn altmzda grrz ki belirsizlik esastr, basite bilgisizliin sonucu deildir.125

Dzensiz doal srelerin oluturduu belirsizlik ve ngrlemezlik, tabiat sylemde ans kavramnca karlanr; burada ans nceden bilinmeyen bir durumun ortaya kmas anlamna gelir.126 Ne var ki bir sreci nceden bilmeyiimiz, srecin hibir ekilde belirlenmemi olduu anlamna gelmez. David Hume, ans dediimizde, aslnda, sreci belirleyen faktrleri bilmeyiimizi kastettiimizi, cahilliimizi rtbas ettiimizi belirtir.127 Buna ramen, materyalizm, tabiat srecine hibir iradenin hkmetmediini varsaydndan, ngrlemez sonular, doal srecin irade edilmemi neticeleri olarak grr.128 Buna karlk, yaratl ilkesi, tabiatn belirsizliini ve ngrlemezliini asla ans terimiyle karlamaz; aksine, bu terimi ieriksiz grr. yle ki, yaratl ilkesine gre doal sre mutlaka takdir edilmi olduundan irade edilmemi bir sonu yoktur. Ne var ki, dzenli srelerde takdir det zere gerekleirken, dzensiz srelerde serbesti zere etkin olur. Buradan anlalyor ki irade kavramna olumlu veya olumsuz atfta bulunmakszn herhangi bir doal sreci niha seviyede konumak mmkn deildir. Materyalist tabiat ilke

Bk. Nicholas Rescher, Complexity: A Philosophical Overview, Transaction Publishers, New Brunswick, New Jersey, 1998, s. 45. 124 Bk. David Ruelle, Rastlant ve Kaos (trc. Deniz Yurtren), Tbitak, Ankara 2001, s. 72. 125 Reuben R. McDaniel, Jr., Dean J. Driebe, Uncertainty and Surprise: An Introduction, Uncertainty and Surprise in Complex Systems: Questioning on Working with the Unexpected (nr. Reuben R. McDaniel, Jr., Dean J. Driebe), Springer, Heidelberg, 2005, s. 3. 126 Bk. Stanley L. Jaki, a.g.e, s. 142. 127 Hume, An Enquiry concerning Human Understanding (nr. Antony Flew), Open Court, La Salle, Illinois, 1992, s. 98. 128 Bk. Arnold Benz, a.g.e, s. 35.
123

141

doal sreci irade edilmemi kabul ederken, yaratl ilkesi irade edilmi kabul eder.129 Yaratl ilkesi doal sreci mutlaka irade edilmi kabul ettiinden, daha nce getii zere, tabiat mutlak ak bir sistem grr. Buna gre, tabiatn ak sistemi, doal srecin belirsizlii cinsinden ifade edilebilir. Bu ncelikle insandaki irade fonksiyonu zerinden yaplabilir. imdi, tabiatn kapal bir sistem olmadnn en basit ispat irade fonksiyonudur. Doal srecin esas bir bileeni olarak irade doal srete hibir mekanik tanmn kapatamayaca bir aklk meydana getirir.130 Karl R. Popper (. 1994) dnyann fiziin dnyasndan ibaret olmadn, insan ieren dnyann ayn zamanda psikolojinin dnyas olduunu, bu bakmdan, insann yaad tabiatn muhakkak ak kinat olduunu yazar.131 Oysa, irade fonksiyonu, sadece insana mnhasr bir fonksiyon deildir. Daha nce getii zere, hayvan trlerinde, eitli seviyelerde bilinten ve dolaysyla irade fonksiyonundan bahsetmek mmkndr. u halde, doal varlklarn tad iradeyi misal tutarak, ilah iradenin, btn bir doal sreci ak kldn anlayabiliriz. Buna gre, ilah irade ile doal sre arasndaki alka, insanda irade ile davran arasndaki alkaya tebihen anlalabilir: Davranlarmz irade fonksiyonu bakmndan nasl ngrlemez bir aklk ifade ediyorsa, tabiat sreci de ilah irade itibariyle ngrlemez bir aklk ifade eder.132 Doal srecin belirsizliini ilah irade asndan yorumlayan tabiat teolojisine gre, ilah irade, doal srecin belirsizliini kendine perde yapmakta, bylece fiziksel olarak tespit edilemez bir biimde doal sreci takdir etmektedir.133 rnein, kuantum seviyesindeki belirsizlik, tabiatn temel dzeyinin, ilah iradenin serbestliine bal olarak, srekli srprizlere ak olmas eklinde yorumlanabilir.134 Robert John Russell, kuantum belirsizliinin, ilah emrin etkinliini ispat etmediini, fakat ilah yaratcla inanan bir kimse nazarnda emrin en temel tabiat seviyesinde etkin oluuna dair izah

Kr. Emile Boutroux, Tabiat Kanunlarnn Zorunsuzluu Hakknda (trc. Ziya lken), Milli Eitim Bakanl, stanbul 1998, s. 149. 130 Bk. Karl R. Popper, The Open Universe: An Argument for Indeterminism (nr. W. W. Bartley, III), Rowman ve Littlefield, Totowa, New Jersey, 1982, s. 78, 122. 131 Karl R. Popper, a.e, s. 114, 129. 132 Bk. Arthur Peacocke, Creation and the World of Science, s. 134. 133 Bk. John Polkinghorne, Science and Theology: An Introduction, s. 89. 134 John Polkinghorne, a.e, s. 32, 33.
129

142

edici bir karine salayabileceini syler.135 Buna gre, ilah iradenin kuantum seviyesinde belirledii herhangi bir durum, kuantum belirsizlik yasasna daima uygun dtnden, fiziksel olarak tesbit edilemez fakat metafizik olarak kabul edilebilir.136 Robert John Russell, bu yorumda, ilah iradenin mdahaleci olarak tanmlanmadn hatrlatr.137 Bu yorumu biyolojik srelere uygulayan yazara gre, kuantum seviyesinde yaratlan etkilerin mikroskobik deiimlere yolamas mmknse eer, mutasyonel varyasyonun ilah bir takdir olarak nasl gerekletiine dair muhtemel bir aklama elde etmi oluruz.138 Arthur Peacocke, ans dediimiz ihtimallerin, niha mnada, ilah iradeye ait serbest yaratma blgeleri olarak dnlebileceini belirtir.139 Peacocke, bu dorultuda, Tanrnn yaratma etkinliinin, belirleyici bir bilgi girdisine benzetilebileceini yazar.140 Bu, yazara gre, insan zihninin beden zerindeki etkinliine tebih edilebilir; bu tebihe nazaran Tanr tabiatn zihni veya ruhu makamnda dnlebilir.141 Ne var ki bu son tebih Peacockeun panenteist metafiziine gredir.142 Panenteist speklasyon bir tarafa, sz konusu bilgi girdisi yorumu, yaratl ilkesine gre anlaml saylabilir. Bu dorultuda, John Polkinghorne, doal sreci belirleyen bilgi girdisinin Yaradann irad emrine atfedilebileceini, bu atfn da insann irad eylemine tebihen anlalabileceini syler.143 Polkinghorne btn bu teolojik yorumlar yle zetler:
man, ilah elin ibanda olduunu sezebilir; fakat bunun byle olduunu ayrd ederek gstermek mmkn olmaz. Bu mnada, [ilah irade ile doal sre arasndaki] sebeplilik ba rtktr, sarih deil.144

Bu teolojik yaklamn yaratl ilkesi asndan tamamen elverili olduunu sylemek mmkn deil. Bir defa, belirsizlik, tabiat ak bir sistem olarak tasvir etse bile, belirsizliin ifade ettii aklk, yaratl ilkesinde tarif edilen mutlak derecede
John Polkinghorne, Quantum Theology, Gods Action in Natures World: Essays in Honour of Robert John Russell (nr. Ted Peters, Nathan Hallanger), Ashgate, Vermont 2006, s. 140. 136 Ian G. Barbour, Indeterminacy, Holism and Gods Action, Gods Action in Natures World: Essays in Honour of Robert John Russell (nr. Ted Peters, Nathan Hallanger), Ashgate, Vermont 2006, s. 44. 137 Robert John Russell, Special Providence and Genetic Mutation: A New Defense of Theistic Evolution, Perspective on an Evolving Creation (nr. Keith B. Miller), William B. Eerdmans Publishing Company, Grand Rapids, Michigan 2003, s. 337. 138 Robert John Russell, a.e, s. 338, 357. 139 Ian G. Barbour, Religion and Science: Historical and Contemporary Issues, s. 101. 140 Arthur Peacocke, Theology for a Scientific Age, s. 164. 141 Arthur Peacocke, a.e, s. 164. 142 Bk. Arthur Peacocke, Creation and the World of Science, s. 204. 143 John Polkinghorne, Belief in God in an Age of Science, s. 72. 144 John Polkinghorne, a.e, s. 72.
135

143

deildir. Bu yzden, Willem B. Drees, sz konusu teolojik yaklamn zel bir yan bulunmadn, metafizik adan ekici olmadn syler.145 Buna karlk, John Polkinghorne, bu teolojik yaklamn, yetersizliine ramen, en azndan, yaratl ilkesinin bilimsel natralizm tarafndan mahkum edilemez olduunu gsterdiini savunur.146 Baka bir deyile, bu teolojik yaklam unu anlatyor ki, ilah iradenin etkinliinin mufassal bir anlatmn vermek bilgimizin tesine dse bile, fiziksel dnya, ilah iradenin dualarmz anlaml ve deerli klan etkinliini dlayacak bir yapda deildir.147 Polkinghornea gre, ilah iradenin etkinliine dair teolojik aklamann yetersizlii normaldir; nk, kendi etkinliimize ait fizyolojik sreci anlamaktan aciz olduumuz bir durumda Tanrnn etkinliine ait sreci tamamyla anlamay bekleyemeyiz.148 Bu bakmdan, Polkinghorne, ilah irade ile doal sre arasndaki sebeplilik bana ait niha bir sorgulamann reddedilmesi gerektiini, ilah etkinliin srrna vakf olmann insan gcn atn syler.149 Bu dorultuda, Vernon White, bir kuun lmnn bile ilah iradeden bamsz olmadn konu edindii kitabnda unlar yazar:
Her ne kadar btn mmkn abalar ilah etkinlik gereini kavrayp aydnlatmaya ynelik olsa da, ilah meetin sebepliliine ait kesin usl, ou bakmdan, tartma sahasnn dnda kalacaktr. Bunun nedeni basite udur: lah meetin sebeplilik usln veya mekaniini mkul biimde tartmann prensipte imkansz olduunu sanyorum.150

Sz konusu teolojik yaklamn temel sorunu, bizce, natralist metafiziin zerk fiziksel fonksiyonlar varsaymn ksmen de olsa kabul etmesidir. Bunun gstergesi, yukarda iaret ettiimiz gibi, ilah emrin etkinliinin, fiziksel yasalardan arta kalan bolua sdrlmasdr. Bu adan sz konusu yaklamn doa-stclk ierdii sylenebilir. Newtoncu doa-stclkten fark, ilah etkinlii ispat etmeye almamas, bilimsel olarak tespit edilemez olduunu iddia etmesidir. Son tahlilde, yeni tabiat teolojisinin Boluklarn Tanrs kavramn ksmen ima ettii sylenebilir. Bu, bizce, natralist metafizie ait zerk doal z faraziyesinin din metafizii hl basklamaya devam etmesi anlamna geliyor. Bu teolojiyi inceleyen almasnda,
Willem B. Drees, Religion, Science and Naturalism, Cambridge University Press, New York 1996, s. 100. 146 John Polkinghorne, Belief in God in an Age of Science, s. 75. 147 John Polkinghorne, Science and Providence: Gods Interaction with the World, s. 44. 148 John Polkinghorne, Belief in God in an Age of Science, s. 74. 149 John Polkinghorne, a.e, s. 58. 150 Vernon White, The Fall of a Sparrow: A Concept of Special Divine Action, The Paternoster Press, Exeter 1985, s. 96.
145

144

Taede A. Smedes, ilah etkinlik hakkndaki sorunun bilimci dnya grnden (bilimsel natralizmden) kaynaklandn hatrlatr.151 Smedese gre, yaratl ilkesini esas alan bir teoloji, nce natralist metafizii reddetmeli, din inanc referans alarak kelma balamaldr.152 Bunun iin, ncelikle, ilah iradeye ait sebepliliin bilimsel sebep kavramndan bamsz olduu grlmelidir.153 Baka bir deyile, ilah etkinlii bilimsel zetler:
lah etkinlik mdahalecilii zorunlu klmyor. nk mdahalecilik doal dzen ile Tanrnn etkinlii arasnda bir rekabet bulunduu grn varsayar. [...] Cidd bir felsef duru alnrsa, ilah etkinlik bilim iin cidd bir sorun grlemez; nk, mantka mmkn ki, Tanr, doal [sebeplilie ait] dzeni krmad halde onu atlatacak bir biimde etkin olur. Yani, Tanrnn evrende etkin olmas hakknda (fizike mmkn) bir usul kavrayamasak bile, Tanrnn, fiziksel veya bilimsel adan umulmadk yollarla etkin olmas mantka mmkndr.155

teoriler

uyarnca

ifade

etmeye

almann

kategori

hatas

olduu

farkedilmelidir.154 Smedes, sz konusu kategori hatasn bertaraf etmenin yolunu yle

Netice olarak, fiziksel fonksiyonlarn metafizii hakknda unu syleyebiliriz: Tabiat srecinde etkin bulunan btn fonksiyonlar niha seviyede ilah emrin etkinliine atfedildiinde, dzenli veya dzensiz btn doal sreler Yaradann iradesine atfedilmi olur. Bu bakmdan, belirsizliin miktar, ilah iradenin etkinliine snr tanmlyor deil; sadece, tabiatn alldk seyri iinde Yaradandan neler bekleneceini, dolaysyla hayatn normal seyrinde Ondan neler isteneceini tyin ediyor. Bu metafizie gre, ilah emrin etkinliini ifade etmek iin doa yasalar arasnda boluklar aramaya gerek yoktur; nk boluk tabiatn gerekletii btn bir evrensel mekndr. Baka bir deyile, tabiat fiziksel seviyede ne kadar ak tasvir edilirse edilsin, metafizik seviyede daima ve mutlaka ilah iradeye alr. Emile Boutroux, tabiatn, fiziksel dzeyde korunum ilkesince ifade edildiinde bile metafizik seviyede Yaradann iradesine bal bulunduunu yle dile getirir:
Her olgu yalnz korunum prensibinden km olmuyor, ayn zamanda ve daha nce bir yaratl prensibinden douyor. O halde pozitif bilimler ilerini bitirdiklerinde varlk

Taede A. Smedes, Chaos, Complexity, and God: Divine Action and Scientism, Peeters, Leuven, Paris, Dudley, 2004, s. 1. 152 Taede A. Smedes, a.e, s. 211. 153 Taede A. Smedes, a.e, s. 179, 180. 154 Taede A. Smedes, a.e, s. 180. 155 Taede A. Smedes, a.e, s. 184.
151

145

esasndan tarif edilmi deil, sadece doas ve devaml kanunlaryla tarif edilmi olacaktr. Geriye, onu asl yaratc kaynanda tanmak kalyor.156

Mdahale kavramyla birlikte her trl doa-stcl reddeden bu metafizik, ksaca, doal fonksiyonlar mutlaka iradeye bal kabul ederek, materyalist natralizme ait iradesiz, zorunlu, zerk fonksiyon faraziyesini tamamen reddeder. Bahsimizi, kart iki metafizii karlatran bir dnce deneyi kurgulayarak kapatalm:
Bir t nnda zde paralel nehir dnyoruz. gen (A, B, C) nehirlerin zerindeki koprlerden sarkm, t nnda, birbirine zde saman pn (S1 , S2 , S3) ayn noktalara, ayn fiziksel deerler (denk momentumlar vs.) zere brakyorlar; yalnz C brakrken birey mrldanyor. Ardndan gzlyoruz ki bir dakika sonra S1 ve S2 farkl iki noktadan (p ve q) geerken S3 tpk S1 gibi p noktasndan geiyor. Bunun zerine C glmsyor: Samanm Annkiyle ayn noktadan gesin diye dua etmitim; ite kabul oldu! Yamata oturmu deneyi seyreden Einstein, determinist bir natralist olarak, rahatszlk duyuyor: Btn samanlarn ayn noktadan gemesi gerekiyordu; ya hatal gzlemde bulunduk yahut B samanyla oynam olmal! imenlere uzanm Heisenberg, indeterminist bir natralist olarak, ban sallyor: ki samann da ayn noktadan gemesi ilgin; bu tabiattan herey beklenir! Kar yamata oturan Polkinghorne, nisb natralizme rnek oluturacak bir teolojik yorum yapyor: Tanr, muhtemelen, S1 ve S2ye karmayp doal seyirlerine brakt; fakat S3n seyrini Cnin duas zere belirledi. Yamacn yukarsnda oturmu Kuran okumakla megul Gazzl ise yle hkmediyor: saman da ilah iradenin takdir ettii doal seyirlerde yol ald; imanndan tr Cyi tebrik ederim.

3. Doal evrenin Yaratlmas


Doal evreden kastmz, insan kuatp barndran tabiat sahasdr. evre iinde insan ferdinin yaratlmasn bir sonraki bahse brakarak burada insan evreleyen doal ortamn srekli yenilenerek yaratlmasn ele alacaz. Esasen, ne insann varoluunu evresinden ne de evrenin varoluunu insandan bamsz konumak mmkndr; nk her iki varolu da birbirine katlarak birbirine dahil olur. Buna uygun olarak, Kuran, insann varoluunu ancak evrenin varoluu balamnda anlatmakta, hem evrelenmi insann hem de insan saran evrenin, btnyle, ilah emrin hkmne
156

Emile Boutroux, a.g.e, s. 148.

146

bal kaldn beyan etmektedir. Kuran, evrenin varoluunu btn ayrntsyla ilah emrin etkinliine nisbet ederek, doalln oluturaca gaflete kar insan uyarr; tabiatta niha hkmn ancak Yaradana ait olduunu hatrlatarak, evre iinde kaybolmakszn hereyin mutlak sahibine ynelmeyi salk verir:
De ki: Allah size bir ktlk istese veya bir rahmet istese, sizi Ondan kim sakndracak? Kendilerine Allahtan baka ne bir dost ne bir yardmc bulamazlar.157 Dounun ve batnn Rabbidir; Ondan baka tanr yoktur. Onu vekil edin.158

Bu genel beyan dorultusunda Kuran evrenin daima yenilenerek yaratlmasna dair mufassal anlatmlar sunar. Bunlar arasnda, doal evrenin ok deiken ve hayat sahas olarak havann srekli yenilenen artlaryla daim bir yaratla sahne olduu sklkla vurgulanr:
Allah rzgarlar gnderendir. Onlar da bulutlar kaldrr. Allah onlar nasl isterse yle yayar ve yar; sen de yamurun onun arasndan ktn grrsn. Onu kullarndan istediine yadrd zaman nasl da sevinirler.159

Kuran, hava artlarnn yaratlna dair unlar beyan eder: Allah, yamuru semadan bir lyle yadrr; onunla l yurtlar yeertir.160 ilen saf suya baklsa: Onu buluttan indiren insan deil, Yaradandr; isterse onu aclatrr; u halde Ona kredilmeli.161 Allah yamuru indirir, yamurdan mit kesilmiken; bylece rahmetini yayar.162 Rzgarlar, rahmetinin yani yamurun nnde mjde diye gnderir; rzgarlar ar bulutlar yklenir de Allah bulutlar cansz bir memlekete srer, bulutlardan su indirir, o suyla nice rnler karr; tpk lleri topraktan karaca gibi.163 Allah insanlara hem bir korku hem bir mit olarak imei gsterir; ar bulutlar ina eder; gk grlts Onu vgyle yceltir; yldrmlar gnderir de istediini onunla arpar.164 Allah isterse rzgar dindirir de koca yelkenli gemiler deniz stnde kalakalr; isterse, kabahatlerinden tr onlar frtnayla batrr, ounu ise balar.165 Onun iradesine

el-Ahzb 33/17. el-Mzzemmil 73/9. 159 er-Rm 30/48. 160 ez-Zuhruf 43/11. 161 el-Vka 56/68-70. 162 e-r 42/28. 163 el-Arf 7/57; Ftr 35/9. 164 er-Rad 13/12-13. 165 e-r 42/32-34.
157 158

147

mracaat etmeyenlerin rnlerini isterse bir fet ile vurur.166 Hava artlarn bozar da istedii kimselerin ilerini akim brakr.167 Kuran, doal evrenin canl unsurlarnn srekli yenilenen varolularn da ilah emrin etkinliine nisbet ederek anlatr. Bu meyanda Kuran unlar belirtir: Allah gkten indirdii suyu menbalara ulatrr, sonra onunla, insanlarn ve hayvanlarn yedii, renk renk rnler karr.168 Topraa verdii suyla, insanlar iin, ekin, zeytin, hurma, zm gibi her tr rnden bitirir.169 Meyveler ancak Onun bilgisiyle tomurcuundan kar; bir diinin gebe kalmas ve dourmas ancak Onun bilgisiyledir.170 Bitki Onun izniyle kp filizlenir; Rabbinin izniyle meyve verir.171 nsanlarn tarmn yapt rnleri O karp bitirir.172 O kadar ki, Allah, tohumu ve ekirdei atlatandr; bylece canszdan canly karr, canldan cansz.173 Allah, toprak rnlerini, yeyi ve tat bakmndan farkl deerlerde yaratr.174 nsanlarn yakp snd aac O varedip bytr.175 nsanlara hayvanlardan st ve meyvelerden ra iirir.176 O insanlara gkten rzk indirir, yerden rzk karr.177 Allah yerde rzk ancak belli lde vareder; kullarn bilir ve grr.178 Allah, her bir canly hkm altnda tutar; hereyin stnde gzeticidir.179 Balklarn denizdeki, kularn gkteki seyrine hkmeder.180 Bu beyanlar, btn bileenleriyle doal evrenin srekli varoluunu ifade eden istikrarn ilah emirle salandn bildirmektedir. Buna gre, istikrarl bir tabiatta yaamak, Yaradann insana ihsandr. Kuran, doal evrenin istikrarnn zorunlu olmadn, Allahn iradesine bal olarak herhangi bir ekilde bozulmasnn muhtemel bulunduunu bildirir. Kuran, tabiat algnn rtt bu ihtimali hatrlatr; insana, doal evrenin salaycs Yaradana ynelmeyi salk verir. rnek bir yet yledir:
el-Kalem 68/18-19. el-Ahzb 33/9. 168 ez-Zmer 39/21; es-Secde 32/27. 169 en-Nahl 16/11. 170 Fussilet 41/47. 171 el-Arf 7/58; brhm 14/25. 172 el-Vka 56/63-64. 173 el-Enm 6/95. 174 er-Rad 13/4. 175 el-Vka 56/71-72. 176 en-Nahl 16/66-67. 177 el-Bakara 2/267; al-Arf 7/32; el-Mmin 40/13. 178 e-r 42/27. 179 Hd 11/56, 57. 180 el-Arf 7/163; el-Fl 105/3-4.
166 167

148

Kt ileri planlayanlar, Allahn onlar yerin dibine geirmeyeceinden veya hi farketmedikleri yerden azabn gelmeyeceinden eminler mi?181

Burada geen emin olmak doal istikrara gvenip tabiat salayan ilah iradeyi unutmak durumudur ki, Kurann vurgulu ikazlarna konu olur.182 Kuran aka unu ilan eder: Allah, yukardan veya aadan azap gndermeye kadirdir.183 Doal evrenin gven duyulan istikrarnn bozulmas iin hereyi ykp geen bir rzgar gndermesi yeterlidir.184 Bu, Yaradann, doal bir fet varetmesi anlamna gelir.185 Kurann ikaz ettii doal istikrara gvenmek yanl, birinci blmde deindiimiz zere, pratik natralizmin en belirgin tezahrdr. Bu metafizik dalgnlk eer teorik natralizme eklenirse bu defa yaratl ilkesine muhalif bir inan oluur. Bu natralist inan, doal evrenin varoluunda ans denen gerek bir faktr kabul eder. Charles Sanders Pierce (. 1914) bu natralist inanc anslk (tychism) eklinde adlandrr.186 Bu metafizik kabuln bir rneini filozof Ebul-Berekt el-Badd
(.547/1152) dile getirir. Filozofa gre, doal evre, snrsz cz bileenleriyle, ans

zere varolur; mesela yolda yryen bir kimsenin bir akrep tarafndan sokulmas ancak tesadf ile aklanabilecek bir durumdur.187 Yaratl ilkesi ise natralist ansl batl sayarak doal evreye ait her trl durumun varoluunu ilah iradeye nisbet eder. Buna gre, doal evrenin, zerklii bulunmayan doal fonksiyonlarla salanyor olmas, doal evrenin btnyle irade ediliyor olduunu, bylece yaratlyor olduunu anlatr. Baka bir deyile, doal fonksiyonlarn yaratlyor olmas, doal evrenin btnyle yaratlyor olduunu ispat eder. Bu bakmdan, yaratl ilkesine gre, insan ferdi iin mkul ve makbul olan, doal istikrara deil, sz konusu istikrar ihsan eden Yaradana gvenmektir; nk doal evrenin varoluuna ait iyi veya kt btn durumlar Allahn emriyle gerekleir. Birinci blmde deindiimiz zere, yaratl ilkesine uygun olarak, inallah
(Allah isterse) ve mallah (Allah byle istemi) gibi iman szleri, doal evrede

meydana gelen hereyi ilah iradeye nisbetle anlayp deerlendirmeyi ifade eder. Bir blgeye kurakln dmesi, mevsim normallerinin stnde veya altnda yamur yamas, bir araziyi ekirge srsnn istila etmesi, virtik bir hastaln ortaya
en-Nahl 16/45. Ysuf 12/107; el-sr 17/68; el-Mlk 67/17. 183 el-Enm 6/64, 65. 184 el-Ahkaf 46/24, 25. 185 Fazlurrahman, Major Themes of the Quran, s. 70. 186 S. Morris Eames, Pragmatic Naturalism: An Introduction, s. 6. 187 Ebul-Berekt el-Badd, el-Kitbl-Muteber fil-hikme, sfehan 1415, III, 187-188.
181 182

149

kmas veya yaylmas, koyun srsne kurdun saldrmas, ar yuvasnda veya deniz dibinde larvalarn olgunlamas, bir kayn frtnaya yakalanmas, batmas veya kurtulmas, bir ehrin depremle sarslmas, bir sahilin dalgalar altnda kalmas, meteorlarn dnyann uzandan gemesi veya dnyaya dmesi... gibi btn doal durumlar hakknda yaratl ilkesi ayn niha deerlendirmeye elverir. Buna gre, btn bu olaylar, doal evrenin varoluunu salayan doal fonksiyonlarn yaratlmas itibariyle, ilah emrin etkinliince meydana gelmektedir. Bu bakmdan, doal evre iinde olaylarn gelecee dnk belirsizlii, Yaradana duyulan gvenle alr. yle ki, ilah iradeye duyulan gven, birinci admda, Onun merhametli takdirine itimad ifade eder, ikinci admda ise itimad iinde dua etmeyi anlaml klar. Bu adan, dua etmek, insann, doal evrenin yaratlna ait bir irade beyandr. nsan, gcnn yettii sahalarda doal evrenin varoluunu irade ettii gibi, gcn aan durumlarda duasyla ilah iradeye mracaat eder ve doal evrenin yaratlndaki belirsizlik iinde matlup bir durumun takdirini talep eder. Bu talepte insan btn doal fonksiyonlarn ilah emrin etkinliine bal olduunu bilir. Yaradan, dzenli doal srelerle doal evrenin istikrarn salad gibi, belirsizlik perdesi altnda yaratt zel srelerle kullarna inayet eder, dualarna cevap verir. Bu zel sreler, mucize ad verilen ok srad durumlarn yaratlmasna kadar varabilir. Kurann beyanna gre, doal evrenin geleceine dair en byk takdir, Allahn, dnyay muayyen bir tarihte ykp tahrip edecei, ardndan yeni bir doal evre olarak hireti yaratacadr. Bu byk deiim Kuran lisannda kyamet olarak anlr.188 Kyamet, dnyann yklmasndan yeni bir dnyann yaratlmasna, llerin yeniden diriltilmesinden hesaba ekilmesine kadar geni ve kkl bir dnm ifade eder.189 Kuran, kyametin doalln, onu ilk yaratla kyas ederek anlatr; ilah kudretin mutlakl asndan ikisi arasnda fark bulunmadn hatrlatr:
Grmediler mi ki gkleri ve yeri yaratan Allah insanlarn mislini yaratmaya kadirdir? Onlara, kuku olmayan bir son belirledi. Fakat zalimler srf inkrdan dnmediler.190 Onun iaretlerinden biri de, gkleri, yeri ve ikisinde yayd canllar yaratmasdr. stedii zaman onlar bir araya toplamaya gc yeter.191

188 el-Bakara 2/113; l-i mrn 3/77; en-Nis 4/87; el-sr 17/58; el-Mminn 23/16; el-Kasas 28/42; ez-Zmer 39/67; el-Csiye 45/26; el-Kyme 75/6. 189 Bk. Bekir Topalolu, Kyamet, DA, Ankara 2002, XXV, 517. 190 el-sr 17/99. 191 e-r 42/29.

150

Doal evrenin varoluunu ansn egemen olduu ngrlemez sreler iinde tanmlayan natralizm ise doal evrenin geleceine ait belirsizlii kurgularla amaya alr. Bunlar arasnda doal evrenin kbetine ilikin senaryolar mehurdur. Bilimsel veriler kullanlarak retilen senaryolara gre, rnein, kinatn kaderi bir tek faktre, enerji-ktle younluuna bal kalr.192 Benzer ekilde, gnein daha ne kadar gkte ldayaca, enerji-ktle miktarna bal olarak tahmin edilir.193 Natralist kabule gre, doal evrenin geleceine dair kesin bir hikmet udur: Ne olaca ancak belirdiinde belirlenmi olur.194 Buna karlk, yaratl ilkesi, ilah irade itibariyle, doal evrenin geleceinin imdiden bilinmesinin mmkn olduunu belirtir. Bu dorultuda, Kuran, dnyann ve insanln geleceini uzun vdede aklar; hiret dnmn beyan eder. Bu beyan, hem doal evrenin geleceine ilikin kurgular mahkum eder, hem de gzel bir doal evre idealiyle yaayan insan ferdine cennet mjdesini verir.

4. nsan Ferdinin Yaratlmas


nsan ferdinin yaratlmasndan kastmz, her bir insann, daha nce dnyada olmad halde, annesinin rahminde varedilmesidir; baka bir deyile, her bir insann, kendinden nce yaratlm bir doal evrede yaratlarak hayata mazhar klnmasdr. Bu, hereyden nce, insan ferdinin, varoluunu, doal evreye (bu arada anne babasna) deil, evrenin varoluuna ait btn doal fonksiyonlara hkmeden Yaradanna borlanmas anlamna gelir. Bu varolu borcundan trdr ki insan ferdi en gl ban Yaradan ile arasnda kurar. Bu mna itibariyle Kuran insan ferdinin yaratlmasna muazzam bir vurgu ayrr; insan ferdine, doal evre iinde ltufkr bir yaratlla hayata mazhar klndn hatrlatr; iman ve krle mukabele etmesini emreder:
Allah sizi annelerinizin karnndan kard, birey bilmiyordunuz; size duyma, gzler ve yrekler varetti; belki kredersiniz.195

Bk. Eric Chaisson, Epic of Evolution: Seven Ages of the Cosmos, s. 438. Bk. Arnold Benz, The Future of the Universe, s. 141. 194 Bk. Arnold Benz, a.e, s. 129. 195 en-Nahl 16/78.
192 193

151

Sizi, annelerinizin karnnda, trl karanlk iinde, yarat ardna yarat zere varediyor. Budur Rabbiniz Allah; Onundur mlk; Ondan baka tanr yoktur. imdi haktan nasl evriliyorsunuz?196 Ey insan, seni cmert Rabbine kar aldatan ne; ki seni yaratt, dzeltti, ll kld, istedii biimde oluturdu.197

Kuran, insann hereyden nce anlamas gereken bu varolu ltfunu ayrntl bir anlatmla aar: nsan ferdi yokken yaratld.198 nsan grmyor mu, Allah onu bir ersuyundan yaratt.199 Gz nndeki bir damla svdan, gren ve duyan bir insan ferdi yaratan, insann kendisi deil, onun Rabbidir.200 Bir tek nutfe ki, insanlar nazarnda kymetsiz bir sudur; Allah o suyu salam bir yere (anne rahmine) yerletirir ve belli bir varolu takdir eder.201 Allah, insan ferdini, ersuyundan, sonra kan parasndan yaratt, dzeltti.202 Bylece insan halden hale geirerek yaratt.203 Kuran, bu yaratl hallerini yle tasvir eder:
Hakikaten insan amurdan szl bir zden yarattk; sonra onu salam bir yerde [rahim iinde] bir ersuyu kldk; sonra ersuyunu bir kan paras yaptk, kan parasn bir et paras yaptk, et parasn kemikler yaptk, kemiklere et giydirdik; sonra onu baka bir yaratlta kurduk. En gzel yaratan Allah ne ycedir!204

nsann Rabbi, onu svdan yaratan, ona konuarak aklamay reten, mutlak g sahibidir.205 Allah, istediini, rahimde belli bir sreye kadar yerletirir, sonra bir bebek olarak dnyaya karr.206 O, insan fertlerine rahimlerde istedii gibi ekil verir; aziz ve hakimdir.207 O ne isterse onu yaratr; istediine kz ocuk ihsan eder, istediine erkek ocuk ihsan eder; istedii kimseyi ksr yapar. O mutlak bilen ve g sahibidir.208 Bu beyanlar, insan ferdinin rahimdeki yaratlnn metafiziini aklyor, ferd varoluu dorudan Yaradann iradesine nisbet ediyor. Kuran, metafizik aklamasnda, rahimde insann varoluunu salayan fonksiyonlara yer vermiyor;
ez-Zmer 39/6. el-nfitar 82/6-8. 198 Hd 11/51; Ysn 36/22. 199 Ysn 36/77; Abese 80/18, 19. 200 el-Vka 56/58-59; el-Meric 70/39; el-nsn 76/2. 201 el-Mrselt 77/20-23. 202 el-Mmin 40/68; el-Kyme 75/40; el-Alak 96/2. 203 Nh 71/14. 204 el-Mminn 23/12-14. 205 el-Furkan 25/54; er-Rahmn 55/3-4. 206 el-Hacc 22/5. 207 l-i mrn 3/6. 208 e-r 42/49-50.
196 197

152

sadece, insann, bir damla svdan nasl da safha safha gelitirilerek varedildiine nazar ettiriyor. Bu nazar ne kadar ayrnt kazanrsa kazansn, niha dzeyde, bir mmine unu ifade edecektir: nsan ferdinin dnyaya gelii mutlak surette Yaradann emriyle gerekleiyor; nk ferdin yaratl seyrine ait btn embriyolojik fonksiyonlar Yaradann emrinin etkinliine bal kalyor. rnein, bebekte grme ve duyma sistemlerinin olumas, metafizik lisanda, insana grme ve duyma yeteneinin ihsan edilmesi anlamna gelir. Bu metafizik, bir tek hcreden bebee kadarki geliim srecinin ayrntl tasvirini zorunlu klmaz; aksine, herhangi bir fiziksel tasvirin daima yaratl ilkesiyle niha bir anlam kazandn belirtir. Embriyoloji, insann rahimdeki yaratlnn muazzam bir genetik almla gerekletiini anlatr. ki ein reme hcrelerinin birlemesiyle oluan zigot, genetik koda gre srekli bir blnme ve yaplanma geirir, insan ekline girer.209 nsan ferdinin yaratl genetik materyalin yle bir alm ki, ayn zigottan blnerek gelien ikizler (ayn yumurta ikizleri) neredeyse ayn grnme sahip oluyorlar. Ne var ki, sz konusu geliim sreci, aytntl yaplanma dzeyinde snrsz karmak bir yol izlediinden, hibir ikiz birbirinin ayns olmuyor.210 Zigotun genetik yaps, nceden, byk bir belirsizlik tar. nk anne babadan tanan genlerin seilme sreci (mayoz blnme vb.) ngrlemez nitelikte snrsz ihtimaller barndrr. Bu bakmdan, zigotun genetik kombinezonu daima kendine zg kald gibi iki eten nasl bir bebein dnyaya gelecei ayrnt dzeyinde asla bilinemez.211 Bu, rahimde, belirsizliin perdesi altnda zgn bir yaratl yaand anlamna gelir. Bu mnada, Kuran, yukarda getii zere, Yaradann, insan ferdine, istediince ekil verdiini belirtir. nsan ferdinin yaratlnn genetik almla ifade edilemeyen yn ruhaniyet sahibi bir fert olarak varolmasdr. Daha nce akladmz zere, uur ve iradenin biyokimyasal ifadesinin imkansz olmas unu kesin klyor ki insann yaratlna biyolojik kavramlar aan zel bir insan vasf katlmaktadr. Geleneksel lisanda ruh ad verilen bu zel vasf, insan soyunun hayvan trlerinden farkn anlatt gibi, insan ferdinin embriyolojik geliiminde hibir fiziksel kategoriye smayan gizemli bir kazanm anlatr.212 Buna gre, ruhun fizyolojik srelerle ba ne olursa olsun,
Bk. Keith L. Moore, T. V. N. Persaud, The Developing Human: Clinically Oriented Emryology, Saunders, Philadelphia 2003, s. 36 vd. 210 Bk. Bruce M. Carlson, Human Embryology and Developmental Biology, Mosby, St. Louis, Missouri, 1999, s. 49. 211 Bk. Keith L. Moore, T. V. N. Persaud, a.g.e, s. 16. 212 Bk. Geoffrey Madell, Mind and Materialism, Edinburgh University Press, Edinburgh 1988, s. 2, 3.
209

153

fizyolojinin kategorilerine smayan zel bir vasf olduu muhakkak. Ruhun bedene sirayet etmi latif bir cisim veya mcerret bir cevher olduu eklindeki geleneksel tarifler, sz konusu zel vasf ifade etmek iindir.213 Bu tarif iinde, ruhun bedenle alakasna ait srr sadece Allahn bildiini belirtilir.214 Modern psikolojide, uur ve irade anlamnda ruhaniyetin henz cenin durumunda kazanld, doumu takip eden senelerde gelierek inkiaf ettii kabul edilir.215 Ceninin ruhaniyet kazanmasnn metafizii, Kuran lisannda ruhun flenii olarak geer:
O yaratt her eyi gzel yapt. nsann yaratln amurdan balatt; sonra onun neslini deersiz bir sudan [ersuyundan] szlm bir zden varetti; sonra onu dzeltti, iine ruhundan fledi; size duyma, gzler ve yrekler yapt. Ne kadar az krediyorsunuz!216

Bu yet, tpk ilk insan ferdinin yeryznde yaratlmas srecinde olduu gibi, her insan ferdinin rahimde yaratlmas srecinde, uur ve irade ile mmtaz insan varoluun ruh ile tamamlandn ifade ediyor. Gazzl, yete atfla, insan ferdine ait ruhun ceninle ayn dnemde yaratldn, ruhun bedenden nce varolduu fikrinin batl olduunu belirtir.217 yette geen flemek fiili mteabih bir tbir olup ruhun husus ve gizemli bir mhiyette yaratldn anlatr.218 Sz konusu mhiyete mtufen, hadislerde, cenine ruhun verilmesi melekler eliinde gerekleen zel bir yaratl durumu olarak tasvir edilir.219 nsan ferdinin yaratl, rahimdeki varolutan sonra, mikroskobik dzeyde srekli bir yenilenme iinde lme dek srer. Her bir insan, hayat boyunca, hcrelerinin yenilenmesi suretiyle yeniden yeniye yaratlr. Fakat lmle bu dnyev yaratl sreci son bulur; bedenimiz kkl bir ykma urar. Birinci blmde deindiimiz gibi, lmn ifade ettii ykm, insan ferdi iin mead probleminin kaynadr. Bu probleme karlk Kuran, insan ferdinin varoluunun dnyev yaratlla snrl olmadn, kyamette vuku bulacak yeniden dirilme ile her ferdin yeni bir yaratla

213 Bk. bn Hazm, lml-kelm (nr. Ahmed Hicaz es-Seka), el-Mektebus-sekaf, Kahire 1989; s. 23, 24; Abdllatf Harpt, Tenkhul-kelm, stanbul 1330, s. 144; Muhit Mert, nsan Nedir: nsann Tanmlanmasna Dair Kalam Bir Yaklam, Ankara Okulu, Ankara 2004, s. 47 vd.; Erkan Yar, Ruh-Beden likisi Asndan nsann Btnl Sorunu, Ankara Okulu, Ankara 2000, s. 43 vd. 214 Gazzal, Mericl-kuds, s. 113; Abdllatf Harpt, Tenkhul-kelm, stanbul 1330, s. 142. 215 Bk. Ramazan zcankaya, Ruh: imizdeki Biz, s. 150. 216 es-Secde 32/7-9. 217 Gazzal, Mericl-kuds, s. 109. 218 Bk. Mehmet Dalkl, slam Mezheplerinde Ruh, z, stanbul 2004, s. 39. 219 Buhar, Bedul-halk, 6; Mslim, Kader, 1.

154

mazhar klnacan bildirir. Bu anlamda, hiret yaratl, insan ferdi iin bir srekli yaratl durumudur. Kurann beyanna gre, kyamette, tpk doal evrenin kkl biimde yenilenmesi ve ebed bir dnya vasfnda yaratlmas gibi, insan ferdi de kkl biimde yenilenecek, ebed bir fert vasfnda yaratlacaktr. Bu, insann ikinci defa Yaradana mutlak borlanmas anlamna gelir. Kuran, insann yeniden yaratlmasn, ilk hilkate kyasla doal bir varolu sreci olarak anlatr; ilah kudrete atfla, yeniden hayata dnmeyi yadrgayan inkarc nazar yadrgar:
Ey insanlar, yeniden dirili hakknda phedeyseniz, sizi bir topraktan yarattk, sonra bir ersuyundan, sonra bir kan parasndan, sonra yaratl belli belirsiz bir et parasndan, size gerei aka gstermek iin. stediimizi ad konmu bir vakte kadar rahimlerde durdururuz; sonra sizi bir ocuk olarak karrz; sonra tam gcnze ulan diye yaatrz. Kiminizin can alnr; kiminiz ise mrn en dkn ana erdirilir ki bilmi halden birey bilmez hale gelsin. Yeri kupkuru lm grrsn; ne zaman ki ona su indiririz, kprdar, kabarr ve her trden gzel bitki ifleri bitirir.220 Yaratlmanz ve diriltilmeniz sadece bir tek can gibidir; Allah muhakkak duyandr, grendir.221 lk yaratl hakikaten bildiniz; artk anlamyor musunuz?222

Kurann, insan ferdinin hirette yeniden yaratlacan garipseyip inkar edenlere kar ilk yaratl rnek gstermesi son derece ak ve gl bir mantktr; nk ilkin gereklemi ve hlen gereklemekte olan bir yaratl srecinin tekrarn garipsemek ve inkar etmek anlamszdr.223 Sz konusu garipseme ve inkar, Kurann rnek verdii zere, genellikle, topraa karan insann nasl olur da yeniden canl bir bnye hline dneceine dair sorularla ifade edilir.224 Kurann bu tipik sorulara verdii ksa cevap bahsi geen ak ve gl manta gredir: nsan ilkin hangi irade ve kudret ile yaratlmsa, yine ayn irade ve kudret ile yaratlacaktr.225 Kuran, bu konuda, insan kemiklerinin rm hline niha bir deer atfetmemeyi salk verir; onlar ilk defa beden iinde kuran Yaradann onlara yeniden hayat vereceini belirtir.226 Bu gibi ifadeler, geleneksel tasavvurda, insan bnyesinde ykma urayan unsurlarn tabiat

el-Hacc 22/5. Lokmn 31/28. 222 el-Vka 56/62. 223 Kr. Ear, el-Luma, Kahire 1975, s. 21. 224 er-Rad 13/5; es-Secde 32/10; Sebe 34/7; el-sr 17/49, 98. 225 el-Arf 7/29. 226 Ysn 36/79.
220 221

155

iinden toplanarak bir araya getirilmesi eklinde tefsir edilmitir.227 Dier bir tefsir ise insann bnyesine ait zelliklere gre yeni batan ve bu kez topran barnda yaratlacak olmasdr. Ne var ki, yeniden yaratln keyfiyeti nasl olursa olsun, Kurann kesin beyan ettii, insan ferdinin bir kez daha yaratlarak zgn ahsiyetine kavuacak olmasdr. nsan ahsiyetin hilie gitmesi tehlikesi karsnda ancak byle bir yeniden ve srekli yaratlma vaadi mide sebep olabilir. Bu mit imdiki ahsiyet asndan da nemlidir; nk kiilik bilinci gemi zaman zerinden olduu kadar gelecek zaman zerinden kurulur; insan, varoluunu, gemiinde olduu kadar geleceinde grr.228

5. Hayat Seyrinin Yaratlmas


Hayatn seyrinden kastmz, toplumsal yaantnn akdr. Doal evrede kurulan toplum saysz bileenin etkiletii bir sper-organizma olarak dnlrse, hayatn seyri, bu organizma iinde snrsz derecede karmak olay rgleriyle gerekleir. Hayat ayrnt dzeyinde ngrlemez bir dinamik zere akar toplumda; nk snrsz karmakla bal belirsizlik, irad davrann belirsizliiyle birleerek mutlak ngrlemez bir hal alr.229 Bu bakmdan, her bir toplumsal olay, ayrnt dzeyinde asla ngrlemez bir zuhur durumundadr.230 Bu bakmdan, toplum iinde bir insan ferdinin varoluu, bir btn olarak toplumun varoluundan bamsz deildir. Toplumsal bir olayn varolmas, bir btn olarak toplumun varlna sk skya baldr. Bu olgu, yaratl ilkesi asndan unu anlatr: Hayatn seyri bir btn olarak yaratlyor olmal ki bu seyir iinde cz bir unsurun (mesela bir insan ferdinin) yaratlmasndan bahsetmek anlaml olsun. nk hibir olayn bamsz gereklemedii toplumsal hayatn seyrine mutlaka hkmetmeyen bir iradenin herhangi bir olaya mutlak surette hkmetmesi dnlemez.

Bk. Fahreddn er-Rz, el-Mesill-hamsn, Kahire 1989, s. 65. Kr. Rollo May, Contributions of Existential Psychotherapy, Existence: A New Dimension in Psychiatry and Psychology (nr. Rollo May, Ernest Angel, Henri F. Ellenberger), Basic Books Inc. Publishers, New York 1958, s. 69. 229 Bk. P. Lemay ve dr., Quality of Life: A Dynamic Perspective, Nonlinear Dynamics in Human Behavior (nr. W. Sulis, A. Combs), World Scientific, Singapur 1996, s. 293; kr. David Ruelle, a.g.e, s. 86. 230 Bk. Reuben R. McDaniel, Jr., Dean J. Driebe, Uncertainty and Surprise: An Introduction, s. 6.
227 228

156

Kuran, hayatn seyrine ait metafizii, toplumsal olaylar hakknda Hepsi Allah katndan.231 buyurmakla zetler. Bu beyana gre, tpk doal evre gibi, doal evrede akp giden toplumsal olaylar da ilah takdirle gerekleir.232 Buna karlk, materyalist natralizm, tpk doal evre gibi hayat seyrini de ans esasna bal grr.233 Yaratl ilkesi asndan, doal evre hakknda olduu gibi, hayatn seyri hakknda ans terimi ieriksiz, anlamszdr. Bunun ksa izah u ki, yaratl ilkesi, doal fonksiyonlar Yaradann iradesine bal kabul eder; bylece hayatn seyrini aa karan btn sreleri ilah iradeye balar. Buradan u sonu kyor ki, doal fonksiyonlar insan irademizin hkmn atna gre, hayatn seyri bizim eserimiz deildir. rademizle hayatn seyrine katldmz ikar olsa da, hayatn seyrini yarattmz sylenemez. nsan irade hibir olaya mutlaka hkmetmediinden, hibir olay insan-yaps kabul edilemez. Bu mnada, Snn kelamda, insann kendi iradesiyle davrand kabul edilir; fakat hayatn seyrinde aa kan davran veya ortaya konan i, insan iradenin hkmn atndan, insann yaratt birey kabul edilmez.234 rnein, hayvan otla doyurmak ile bebei stle doyurmak arasnda temel bir fark grlmez; nk, doal sre hayvann hkmn at gibi annenin de hkmn amaktadr.235 Bylece, Snn kelamda, hayatn seyrinin yaratlmas iinde btn olaylarn, insan davranlar dahil, Yaradann iradesine bal gerekletii kabul edilir; Allahn lemlerin rabbi olmasnn bu mnay salad belirtilir.236 Hayat seyrinin yaratlmas, mantksal analizde, Yaradann hereyin rabbi olmasnn zorunlu mnasdr. nk, yukarda getii zere, hayatn snrsz karmak yaps ynyle, herhangi bir olaya mutlaka hkmetmek iin btn bir hayata mutlaka hkmetmek zorunludur. Ksaca, toplum gibi snrsz karmak bir etkileim sisteminde, parann hkmn btnn hkmnden ayrmak mmkn olamaz. Bu durum, insan fertlerine ait irade fonksiyonunun da ilah irade tarafndan ihta edildiini ispat eder. Baka bir deyile insan irade ancak, ilah iradenin vesayetinde igrr; mutlak bir hkm yoktur. Aksi halde, ilah iradenin ne toplumsal hayata ne de herhangi bir

en-Nis 4/78. Beyhak, uabl-mn, I, 201; zmirli, smail Hakk, Yeni lm-i Kelm, stanbul 1343, s. 330 233 Bk. S. Morris Eames, Pragmatic Naturalism: An Introduction, s. 6. 234 Nesef, Tebsratl-edille, Dmek 1993, II, 638; Fahreddn er-Rz, el-Kaza vel-kader, Beyrut 1990, s. 41. 235 Bk. Ear, el-bne, Riyad 1400, s. 83. 236 Bk. Beyhak, uabl-mn, I, 203, 210; Nesef, Tebsratl-edille, I, 594; Cveyn, el-rd, Msr 1950, s. 187; Fahreddn er-Rz, el-Kaza vel-kader, Beyrut 1990, s. 77; Badd, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts., s. 338, 340; bn Hazm, el-Fasl, Beyrut 1986, III, 54; bn Hmm, elMsyere, Kahire 1317, s. 119.
231 232

157

parasna mutlaka hkmettiinden bahsetmek anlaml olamaz. Buna dair sradan bir olay rgs dnelim: Bir gencin gzne bir i ilan iliir, bir arkadann sraryla ie mracaat eder, almaya balar, i arkadalarndan birinin kz kardeiyle evlenir, yeil gzl ve kvrck sal bir ocuk sahibi olurlar. Bu rnekte, ocuun yeil gzl ve kvrck sal yaratlmas, i ilanndan hamilelie kadar uzanan sreci oluturan snsz karmak olay rglerine o derece baldr ki, bir tek unsurun (mesela arkada srarnn) deimesi, deil ocuun yeil gzl ve kvrck sal olmasn, varla gelmesini bile belirsiz klar. u halde, metafizik anlamda, insan iin gerek olan nisb zgrlk olup mutlak zgrlk batldr. rneimiz asndan dnrsek: Eer i ilann gren gencin mracaat iradesi mutlak zgr bir tercih kabul edilse, bu mutlak zgr tercih, pei sra etkileyecei btn iradeleri nne katarak yle snrsz bir zerk saha aar ki, artk bahsedilen ocuun varoluunun Yaratan tarafndan takdir edildii sylenemez. Bu, hayat seyri asndan, mutlak rububiyet kabul edilmezse muhakkak natralist bir metafizie dleceini ispat eder. Hayat seyri hakknda, mutlak rububiyet akidesi ile natralizm arasnda bir orta mertebenin bulunamayacan anlatan mehur bir rnek, klasik kelmda tevelld problemi olarak adlandrlan tartmadan karlabilir. Tevelld, bir davrann sebep olduu doal durumlarn birbiri ardna ortaya kmasn anlatr.237 Mutezile, insan davrannn takdir edilmediini, insan tarafndan yaratldn syler.238 Buna gre, Mutezile, insan davranna bal olarak meydana gelen doal olaylara da ayn hkm uygular, bu mtevellid olaylar da insann yaratmasna bal klar.239 imdi, eer insan iradesi mutlak zgr kabul edilip insan davranlar ilah iradenin hkm dnda tutulursa, artk Allahn hayatn seyrine mutlaka hkmettii sylenemez; nk insanlarn iradeleri ve ona bal btn sonular, ilah irade asndan belirsiz kalacaktr. Snn kelmclar, hayatn seyrini, insan davranlarn kuatacak ekilde, mutlaka Yaradann iradesine nisbet ettiklerinden bu sorunu halletmi grnyorlar. yle ki, Snn kelamclar, insan davranlarn ve btn uzantlarn ilah takdire bal kabul ederek mutlak rubbiyet mnasn salam olurlar.240

Bk. Kad Abdlcebbr, el-Mun, Kahire ts., IX, 11 vd. Kad Abdlcebbr, el-Muht bit-teklf, Kahire, ts., s. 420. 239 Nesef, Tebsratl-edille, Dmek 1993, II, 680. 240 Mtrd, et-Tevhd (nr. Fethullah Huleyf), Beyrut 1986, s. 230, 292; bn Frek, Mcerred makalti-eyh (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987, s. 131; Nesef, et-Temhd f uslid-dn (nr. Abdlhayy Kabil), Kahire 1987, s. 72, 73; Badd, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts., 339; bn Hazm, el-Usl vel-fr, Beyrut 1984, s. 139.
237 238

158

Snn sylem, ikinci blmde deindiimiz zere, kaderin mutlak hkmn anlatr; tpk doal evre gibi, onunla giriim yapan toplumsal hayatn da kader ahkmna tbi olduunu belirtir. Snn kelmclar bu dorultuda insan iradesinin mutlak zgr deil ancak nisb zgr olduunu kabul eder. Buna gre, insan iradesinin hayat seyrini belirlemesi zerk bir belirleme deil, ancak ilah iradenin ihtas iinde nisb bir belirlemedir. Bu nisb belirlemeye Snn kelamda kesb denir; ksaca, insann ilah vesayet altnda i yapt anlamna gelir.241 lah iradenin insan iradeye vesayet etmesi, Kuranda, Allah istemedike siz isteyemezsiniz.242 eklinde beyan edilir. Ayn mna, ayrca, Allah herey zerinde vekildir.243 ve Vekil olarak Allah yeter.244 mutlak hkmleriyle ifade edilir. u halde, kaderin mutlakiyeti, insan iradenin hkmn iptal etmiyor, ancak insana ait mutlak zgr bir hkm bulunmadn ispat ediyor. Bu aamada, doal bir fonksiyon olarak insan iradenin analitik bir ifadesine sahip olmadmz syleyebiliriz; nk ilah iradenin insan iradeyi nasl kuattn, baka deyile bahsedilen vesayetin nasl gerekletiini bilmiyoruz. Bilgisinden yoksun olduumuz bu nokta, kelmda, kaderin srr olarak ifade edilir.245 Buna gre, hayat seyrinde, insan irade iin kesin bir hkm sahas izilemez; herhangi bir olay rgsnde herhangi bir insann hkm kesin bir deer zere saptanamaz. Buna karlk, kesin olan ey udur: Olay rgleri boyunca btn bir hayat seyri, insan iradeleri kuatarak hkmeden ilah irade tarafndan belirlenmitir. rneimiz iin dnrsek: ilanndan hamilelie kadarki srete her bir olay hakknda Allah byle istemi. cmlesi dorudur. Bu noktada anlalan udur: Hayat seyrini irade temelinde analiz ederek insan hkmleri ilah hkm iinde mstakil deerler olarak saptamak imkanszdr. Bu yzden, herhangi bir olay hakknda herhangi bir insann iradesine kesin bir deer atfetmek doru deildir. Aksine, doruluu kesin olan iki eyden bahsedilebilir: (1) lah irade, hikmet bahsinde grdmz zere, daima iyilie hkmettiine gre, herhangi bir olayn ierdii ktlk, yaratlm iradelere atfedilmek durumundadr. (2)

Bk. Beyhak, uabl-mn, I, 210; Mtrd, et-Tevhd, Beyrut 1986, s. 226, 228; Ear, elLuma, Kahire 1975, s. 76; Nesef, Bahrl-kelm, Konya 1329, s. 20; Eb Azbe, er-Ravzatlbehiyye, Haydarabad 1322, s. 26, 27, 28. 242 el-nsn 76/30; et-Tekvr 81/29. 243 el-Enm 6/102; Hd 11/12; ez-Zmer 39/62. 244 en-Nis 4/81, 132, 171; el-Ahzb 33/3, 48. 245 Bk. Makdis, el-ktisad fil-itikad, Medine 1993, s. 151; bn Ebul-z, erhul-AkdetitTahviyye, s. 320; Gaznev, Usld-dn, Beyrut 1998, s. 183, 184; bn Teymiyye, el-Kaza velkader, Drul-kitbil-Arab, Beyrut 1991, s. 120; Birgiv, Ravztl-cennt, stanbul 1305, s. 20; Abduh, Rislett-tevhd, s. 62; Filibeli, ss-i slm, Ankara 1997, s. 55.
241

159

nsan iradesi, hayatn snrsz karmak seyrini kuatamadna gre, herhangi bir olayn varoluuna bal iyilik niha dzeyde daima Yaradann rahmetine ve keremine atfedilmek durumundadr. Her iki atf hakknda Kuran unu beyan eder:
Bana her ne iyilik geldiyse Allahtandr; bana her ne ktlk geldiyse nefsindendir.246

Hayat seyrinin metafiziine ait bu aklama ok temel bir ahlak ilkesine yol aar. Bu temel ilke ksaca Allaha gvenerek yaamak eklinde ifade edilebilir. Bu yaama ilkesi Kuranda tevekkl olarak adlandrlr.247 Geleneksel ahlaka gre, tevekkl, birinci admda, insan iradenin nisbliini kavrayarak kendine gvenmeyi anlamsz bulmay, ikinci admda, Yaradann iradesinin mutlakln ve hikmete uygunluunu kavrayarak mutlaka Ona gvenerek Ona ynelmeyi ifade eder.248 Hayatn seyrinde ortaya kan mnidar durumlar, iman sezgisiyle, tevekkl ahlakna destek verir. rnein, duann kabul olduuna yahut ihtiyaca inayet edildiine dair emareler byledir. te yandan, hayatn seyrinde ortaya kan ar mnidar rastlantlar, iman sezgisiyle, ilah iradenin mutlakln hatrlatr; gndelik yaamn btn ayrntsyla takdir edildiine emare olur. Bir tek ar mnidar rastlantnn, ou zaman, insann btn bir hayat grn deitirebilmesi bundandr. nk, hayatn seyrinde normal saylan eylerin normal tesi saylan eylerle ayn niha varolu ilkesine (ilah emrin etkinliine) dayand anlalm olur. Paranormal olaylar hakknda yaplan almalarda byle btncl bir gereklik aray vardr.249 Sradan ve srad olay rgleriyle hayat seyrinin mutlaka ilah emrin etkinliine bal gereklemesi Kuranda ayrntl bir beyanla aklanr. Bu aklamann ilk basaman ferd hayatn seyrine ait metafizik oluturur. Kuran bu konuda unlar syler: Yaratan, kullar zerinde mutlak hkmrandr.250 Baa gelen herhangi bir ey mutlaka Allahn izniyledir; ksaca herey Allahtandr; iyilik mutlaka Allaha, fenalk ise ferdin nefsine aittir.251 Allahn hkmettiinden bakas insann bana gelmez; Ona

en-Nis 4/79. l-i mrn 3/122; en-Nis 4/81; el-Mide 5/11; el-Enfl 8/49; et-Tevbe 9/129; Ysuf 12/67; e-r 42/10; el-Mmtahine 60/4; el-Mlk 67/29. 248 Bk. Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, Drl-Hayr, Beyrut 1993, s. 163; Serrc, el-Luma, Msr 1960, s. 78. 249 Bk. Arthur J. Ellison, Science and the Paranormal: Altered States of Reality, Floris Books, Edinburgh 2002, s. 17, 21. 250 el-Enm 6/60, 61. 251 en-Nis 4/78-79; et-Tebn 64/11.
246 247

160

inanan kimsenin mevlsdr; kuluna yetendir; mminler Ona gvenmeli.252 nsan Ondan talep ederse O karlk verir; her cann yapp eylediini grp gzetir.253 Fayda vermek Allahn elindedir; O istemedike insan ne kendine ne bakasna ne zarar ne fayda verebilir; insan gayret eder, baarmak Allahn izniyledir; yardm mutlaka Onun nezdindendir; istedii kimseyi yardmyla destekler.254 Allah kullarna ltufkrdr; husus rahmetini istedii kimseye baheder; istedii kimseye hikmet nasip eder; istedii kimseye kat kat ihsanda bulunur; ihsan mutlaka Allahn elindedir.255 Allah, insan yaratan, doruya erdiren, doyurup iiren, hastalandnda iyiletiren, cann alan ve yeniden can verendir.256 Allah, rzkn yannda tamayan nice hayvanlar her gn doyurduu gibi insanlar da doyurur; kullarndan istediine rzk geniletir istediine daraltr.257 Allah insan fertlerini yaratt gibi onlarn cann alr, kimisine ihtiyarlk vaktine dek mr verir; hi kimse Onun izni olmadan lmez.258 Allah, insanlarn gnllerine hkmeder; insan ile kalbi arasna girer.259 Kim isterse, Rabbine doru bir yol tutar, dorulur; vahyin hitabna kulak verir, anlar; lkin lemlerin Rabbi Allah istemedike kimse isteyemez, anlayamaz.260 Hi kimse Allahn izni olmadan iman etmez; O isteseydi btn insanlk iman eder, bir tek mmet olurdu; fakat O istedii kimseyi dalalette brakr, istedii kimseyi dorulua eritirir.261 nsanlar btnyle Allahn muhtalardr; Allah ise mutlak zengindir, vgye layktr.262 Kuran, ikinci admda, hayatn geni ve uzun vadeli seyrinde toplumlarn ve medeniyetin metafiziini aklar; dnyann devrann mutlaka ilah iradeye nisbet eder. Kuran bu konuda unlar syler: Allah, bir toplumun hlini, onlar kendini deitirmedike deitirmez; Allah bir topluma fena bir hal irade ettiinde onu geri evirecek yoktur.263 Allah, mutlak merhametli ve zengindir; isterse bir toplumu yeryznden siler, onlarn yerine kimi isterse onu getirir; tpk imdiki toplumlar

et-Tevbe 9/51, 129; ez-Zmer 39/36. er-Rad 13/33; el-Mmin 40/60. 254 l-i mrn 3/13; el-Arf 7/188; el-Enfl 8/10; Ynus 10/49; Hd 11/88; Ysuf 12/66-68; ezZmer 39/44. 255 el-Bakara 2/261, 269; l-i mrn 3/73-74; Ysuf 12/56; e-r 42/19. 256 e-uar 26/78-81. 257 el-Ankebt 29/60, 62. 258 l-i mrn 3/145; en-Nahl 16/70. 259 el-Enm 6/110; el-Enfl 8/24. 260 el-Mddessir 74/56; el-nsn 76/29-30; et-Tekvr 81/28-29. 261 el-Enm 6/111; Ynus 10/99, 100; en-Nahl 16/93. 262 Ftr 35/15. 263 er-Rad 13/11.
252 253

161

ncekilerin yerine getirdii gibi.264 Allah, toplumlar da yaptklarn da yaratandr.265 nsanoluna, aybn rtmesi ve gzellemesi iin giysi ihsan etmitir.266 nsanlar iin binek hayvanlar ve gemiler varetmi, onlar nimetlendirmitir; Onun ihsan olmakszn bu nimetlere eriemezlerdi.267 Denizde yzen dalar gibi koca gemiler Onundur.268 nsanlara nimetinin bir iareti de onlar tamak iin ihsan ettii vastalardr; nice eylerle tar onlar, karada ve denizde yol aldrr.269 Allah, toplumlara mmur hayat (medeniyet) ihsan eder.270 Yaz yazmadan avcla kadar btn beer mrifetler, ki insan bunlar bilmezdi, Allahn rettii eylerdir.271
Allah size evlerinizi huzur ve dinlenme yeri yapt. Hayvanlarn derilerinden gerek g gnnzde, gerek ikamet gnnzde kolayca tayacanz evler; onlarn ynlerinden, yapalarndan ve kllarndan bir sreye kadar yararlanacanz ev eyas ve geimlikler varetti. Allah, yarattklarndan sizin iin glgeler yapt ve dalarda da sizin iin barnaklar varetti. Sizi scaktan koruyacak elbiseler ve savata sizi koruyacak zrhlar verdi. Bylece Allah, teslim olasnz diye size nimetini tamamlar.272

Bu beyana gre, Allahn insanla medeniyet adna yapt btn ihsanlar, nihayet ilah iradeye teslim olmak gayesine mtuftur. Bu, toplumun, insan iradenin nisbliine mukabil ilah iradenin mutlakln kavramas, Ona hrmetle boyun emesi anlamna gelir.273 deal medeniyeti karakterize eden teslimiyet kavram, modern medeniyeti karakterize eden hmanizm ve devamnda zgven gibi kavramlarla kyaslanabilir. Misalen, kimi ada teologlar insan yaratlm e-yaratc (created cocreator) sfatyla anar.274 Oysa, Kuran, grdmz zere, medeniyet kazanmlarn

insann yaratclna deil Yaradann rahmetine nisbet etmektedir. Bu yle tefsir edilebilir ki, Yaradan, insanlar, medeniyetin yaratlmasnda istihdam etmektedir.275 Hayatn seyrinin yaratlyor olmas, slam ahlaknn tevekkl ve teslimiyet umdelerine temel oluturur. Bu ahlakn boyutlarna iaret eden bir rnek, Hazret-i
el-Enm 6/133. es-Sfft 37/96. 266 el-Arf 7/26. 267 ez-Zuhruf 43/12-13. 268 er-Rahmn 55/24. 269 Ynus 10/22; Ysn 36/41-44. 270 Hd 11/61. 271 el-Bakara 2/282; el-Mide 5/4; el-Alak 96/4-5. 272 en-Nahl 16/80-81. 273 Kr. smail R. Faruk, al-Tawhid: Its Implications for Thought and Life, International Institute of Islamic Thought, Herndon, Virginia, 2000, s. xv. 274 Bk. Philip Hefner, The Human Factor: Evolution, Culture, and Religion, Fortress Press, Minneapolis 1993, s. 27. 275 Bk. Rb el-sfehn, Tafsln-neeteyn, Beyrut 1988, s. 107.
264 265

162

Peygamberin istihre duasdr. nem tayan herhangi bir konuda Yaradandan hayrl olan istemek, Onun merhametli iradesine snmak, Onun kudretine mracaat etmek anlamna gelen istihre, birinci admda, insan gre ve gce mutlak deer atfetmemeyi, ikinci admda ise Yaradann mutlak hikmetine ve kudretine teslim olmay ifade eder:
Allahm, Senden, ilminle iyilik istiyorum; Senden, kudretinle inayet istiyorum; Senden, byk cmertliinden ihsan diliyorum. te Sen g yetiriyorsun, benim gcm yetmiyor; Sen biliyorsun, ben bilmiyorum; Sen bilinmezleri bilensin. Allahm, eer biliyorsan ki bu i benim iin hem dinim hem yaantm hem kbetim hakknda iyidir, onu bana takdir et, kolaylatr, sonra bereketli eyle. Eer biliyorsan ki bu i benim iin hem dinim hem yaantm hem kbetim hakknda ktdr, onu benden beni ondan evir, bana her hlkrda hayrl olan takdir et, sonra beni ona raz eyle.276

Allah Resulnn bu metafizik uuru, Kurann tliminden trdr. Kuran, muhacirlerin Medinede arlanmasn, yardm grmesini, gzel gdalarla beslenmesini, Medineli mslmanlarn deil, Allahn arlamas, yardm etmesi, beslemesi eklinde anlatr.277 Bu, Medine toplumunun sahip olduu toplam insan iradenin ilah irade tarafndan kuatld anlamna gelmektedir. Tarih bir rnekte, Kuran, Bizans ordusunun Sasani ordusuna yenilmesi zerine, birka sene sonra Bizansn galip geleceini bildirmi, emrin daima Allaha ait olduunu vurgulamtr.278 Bu gayb ihbarla ilgili olarak, tarihiler, Bizans devletinin ksa srede glenerek Sasani devletini bozguna uratm olduunu kaydeder.279 Bu rnek, ilah iradenin, hayatn geni lekli seyrine mutlaka hkmettiini anlatr. Bundan baka, Yusuf suresinin tlim ettii anafikrin, Yaradann ferd ve itima hayata hkmetmesi olduu sylenebilir. yle ki, Yusuf peygamberin hayat serencmesi, ocukluk gnlerinde grd bir ryann alm olmutur.280 Bu, uzun yllar ve saysz insan iradeyi kapsayan bir hayat seyrinin Yaradan tarafndan takdir edilmesini anlatr. yle ki, kardelerinin Yusufa fenalk etmesinden hkmdarn Yusufu hapisten tahliye etmesine kadar saysz irad eylem ancak ve ancak Yaradann hkm altnda gereklemi; yukarda geen yete gre sylersek, ancak Allah istediinde onlar isteyebilmitir. Bu yzden, sz konusu serencme, Kuranda, Allahn, Yusufa

Buhr, Daavt, 48. el-Enfl 8/26. 278 er-Rm 30/2-4. 279 Bk. Muhammed Hamidullah, slam Peygamberi (trc. Salih Tu), rfan, stanbul 1993, s. 15. 280 Bk. Ysuf 12/4-6, 100.
276 277

163

yeryznde makam ihsan etmesi olarak anlr.281 Yusuf suresinin anafikrini zetleyen u beyan, yaratl ilkesinin beli bir ifadesi durumundadr:
Allah iine hkimdir; fakat insanlarn ou bilmez.282

281 282

Ysuf 12/56. Ysuf 12/21.

164

SONU

Bu almada, gzlem dnyas olarak tabiatn, btn doal srelerleriyle, niha mnada nasl varolduunu, hangi metafizik prensip zere gerekletiini, Kuran metnini referans erevesi kabul ederek aratrdk; probleme ayrntl bir kavramsal analiz iinde zm aradk. Aradmz, geleneksel metafizikte mebde denen eyden baka birey deil; bulduumuz ise slam metafizii geleneinde tekvn szyle anlatlan yaratl syleminin gncel ve analitik bir ifadesi. Ksaca yaratl ilkesi dediimiz, tabiatn daima Allahn yaratma emrine bal gerekletiini ifade eden bu bulgunun dkm ylece zetlenebilir: Tabiat modern dilde ncelikle gzlem dnyasn ifade eder. Eer tabiat kelimesi lem veya kinat kelimeleri yerine konursa, evrensel gereklik, gzleme konu olan dnyaya (fenomenler dnyasna) indirgenmi olur. Bu adan, modern kullanmyla tabiat teriminin natralist imlar tad sylenebilir. Bununla birlikte, tabiat, en ina olduumuz gereklik sahasn (gzlem dnyasn) belirttiinde, metafiziin problem alann ifade etmi olur. Tabiatn niha aklamasn konu edinen metafizik, gzlem dnyasnn niha seviyede ne mnaya geldiini aratrr; mebde sorunu altnda, tabiatn hangi varolu ilkesince gerekletiini anlamaya alr. Bu anlama abasnn kurgusal trne speklatif metafizik denir; herhangi bir kutsal kitab referans tutan anlama abas ise din metafizik eklinde adlandrlr. Din bir metafizik olarak slam metafizii Kuran metnini referans alr; tabiatn nasl ve niin varolduu problemine, ilah emrin evrensel etkinlii temelinde cevap sunar. Buna karlk speklatif metafizie rnek oluturan tabiatlk ise doal sreci eitli nisbetlerde zerk varsayar. Tabiatln en byk problemi, zerk tabiat ngrsnn bilgisel temelden yoksun olmas, srf varsaymn tesine geememesidir. Bundan baka, maddeci natralizm, fiziin kategorilerine smayan fenomenleri, zellikle insan bilin ve iradeyi ifade edemediinden ya grmezden gelir yahut indirgemeyle yok sayar.

165

Kurann bildirdiine gre doal varolu niha seviyede ilah iradenin etkinliine dayanr. lah iradenin mutlakl bakmndan, doal yap ve fonksiyonlar mutlaka irade edilmi deerlerdir. lah irade keyf bir istek olmayp mutlaka hikmet belirtir. yle ki, tabiatn ifade ettii btn mnalar ilah hikmetten kaynaklanr. Bu bakmdan, yaratma emri, basit bir buyruk deil, varoluun mufassal bilgisini salayan mkemmel bir buyruktur. Ayrca, ilah hikmetin ezel kymeti, tabiatn kymetini temin eder. yle ki, ierdii snrsz hkmlerle ilah hikmet, niha seviyede, Yaradann ezel ztna ait mukaddes deerlere (ilah sfatlara) dayanr, onlara irc edilir. Buradan, yaratl hikmetinin mutlaka deerli olduu ortaya kar; tabiatn kymeti sabit olur. Kuran, bu kymete dair olmak zere, kinatta hereyin Yaradan ycelttiini haber verir; nk herey Onun hikmetini ifade etmekle Onun sonsuz kadrini anlatm olur. Kurann akladna gre, Yaradan, hikmetle irade ettii doal varoluu, kudretli buyruuyla gerekletirir. Bunun mnas u ki, yaratma emri, kudretli bir kelm tezahrdr; ilah kudret, ilah kelmn etkisidir. Buradan anlalr ki, tabiat srecine ait btn doal fonksiyonlarn niha kayna, ilah szn varetme gcdr. Allahn yaratma emrinin mukaddes tesiri evrensel mekn kuatarak doal sreci salayan yap ve fonksiyonlar gerekletirir. Tabiatn ilk yaratl, gzlem dnyasnn ilkin varedilerek kurulmas anlamna gelir. Buna gre tabiat ezel olmayp muayyen bir ya vardr; bir zaman nce ilah irade ile varedilmi, kurulmutur. Tabiatn ne kadar zaman nce varedildii ve hangi tarih sreler iinde kurulduu konusu metafiziin ilgi alanna girmeyip Kurann beyannda yer almaz. Onun yerine Kuran, tabiatn hangi niha mnalar zere varedilip kurulduundan bahseder; tabiatn btnyle insan hayat hedefinde yaratldn, insann ibadet ve ahlak asndan sorumlu tutulduunu bildirir. Tabiatn ilk yaratl birka balk altnda incelenebilir; evrensel dzenin yaratlmas, yeryznn yaratlmas, canl trlerinin yaratlmas, insan soyunun yaratlmas gibi. Bu kategorileri gzeten bir incelemede grlr ki Kuran hemen hibir meselede tabiat tarihi yapmyor; mesela, ne dnyann yandan ne canl trlerinin yaratl keyfiyetinden bahsediyor. Bu bakmdan, Kurann, tabiatn ilk yaratlna ait metafizii, herhangi bir tabiat tarihi anlatmyla kyaslanamaz; tabiat tarihine dair herhangi bir bilimsel teorinin lehine veya aleyhine konumlanmas anlaml deildir. rnein, felsef ierii bir yana braklrsa, bilimsel ierii bakmndan evrim teorisinin, sz konusu metafizii dorulamas veya yanllamas mmkn olamaz. Bu hkm, canl trlerinin yaratl hakknda geerli olduu kadar insan soyunun yaratl hakknda da geerli saylr.

166

nk Kuran ne canllarn ne de insann ilk hilkatine bir tabiat tarihi meselesi olarak deinmez; ilk insan ferdinin hangi tarih sreler iinde yaratldndan bahsetmez. Aksine, Kuran lisanna gre, hangi tarih sreler iinde yaratlm olursa olsun, insan, bilin ve iradesinin ifade ettii ruhaniyet zere mstesna bir canl olarak varedilmi, ahlak bir sorumluluk stlenmitir. Tabiatn srekli yaratl, evrensel dzenin kurulmasndan itibaren daima yenilenen doal varoluu anlatr. Srekli yaratl, temel seviyede, doal fonksiyonlarn yaratlmas biiminde anlayabiliriz; nk tabiat doal sreci salayan g deerlerinin evrensel mekanda aa karak etkin olmasyla gerekleir. rade fonksiyonunu ve paranormal etkileri bir yana brakrsak, fiziin konu edindii tabiat gleri anlamnda fiziksel fonksiyonlar, yaratl ilkesine gre, niha dzeyde tekvn emrinin evrensel tesirinin sonucudur. Fiziksel fonksiyonlarn dzenli ve kararl deerleri, tekvn emrinin sabit tesiriyle aklanr. yle ki, tabiat kanunlar olarak ifade edilen fonksiyonlar, tabiata genel bir seyir takdir edilmesini anlatr. lah iradenin mutlakl asndan, tabiatn genel seyrinin anormal biimde deimesi daima muhtemeldir; mucize trnden srad olaylar buna rnektir. te yandan, tabiatta dzensizlik ve belirsizlik temel birer prensip olup doal sre ayrnt dzeyinde ngrlemez. Belirsizlie bal ngrlemezlik, tabiat iinde insann daima ilah iradeye mracaat etmesini anlaml klar; ilah iradenin belirleyici gcne bavurmak anlamnda dua kanlmaz bir insan ihtiya olur. Doal fonksiyonlarn yaratlmas temelinde konuulabilecek srekli yaratl, ayrca, doal evrenin yaratlmas, insan ferdinin yaratlmas, hayat seyrinin yaratlmas kategorilerine elverir. Mantksal analizde bu kategoriyi birbirinden ayrtrmak mmkn olmaz; nk evre, insan ve hayatn seyri i ie varolular ifade ediyor. Yaratl ilkesine gre, doal evre, insan ferdi ve hayatn seyri daima ve mutlaka ilah iradenin hkmnde varolur; fakat bu srete bata insan iradesi olmak zere yaratlm iradelerin de hkm bulunur. Kuran, ilah irade ile insan irade arasndaki mnasebeti vesyet kavramna uygun biimde anlatr; Allah istemedii srece kullarn isteyemeyecei belirtilir. slam metafiziine gre insan mutlak zgr deil, nisb zgrdr; nk insan irade, ilah irade tarafndan kuatlr. Bu, ilah iradenin hayata mutlaka hkmettiini anlatt ayn anda, insann nisb iradesinin sorumluluunu stlenmek durumunda olduunu anlatr. Bunun tesinde, Yaradann insan iradeyi nasl kuatt konusu, Kurann beyan etmemesi anlamnda kaderin srr olarak kalr.

167

Gzlem dnyas olarak tabiatn niha mnada nasl varolduunu, hangi metafizik prensip zere gerekletiini aklayan yaratl ilkesi, Kuran metnini referans almas bakmndan slam metafiziinin temel retisini oluturur. Bir mmin, bu retiye duyduu gvenle, dnyada bulunmann niha mnasn bilmi ve kavram olur. Buna gre, bir mslman iin, hayatn en byk meselesi diye tanmlanan Ben kimim ve btn bunlarn mnas ne? sorusu, Kurann muteber ve mutemed aklamasyla cevap bulmutur; kimliini renerek cann kurtarmann imkann arayan insan ferdine Tanr tarafndan inayet edilmitir. Bu inayetkr aklamaya gre insan ferdi z varln iki defa mutlak olarak Yaradana borlanr: Birincisi, ilk defa doal bir evrede varedilerek dnyaya gelmesi; ikincisi, lmn ardndan, yenilenmi ebed bir evrede varedilerek sonsuz hayata mazhar klnacak olmas. Birincisi gereklemi olduundan ibadeti anlaml ve gerekli klar; ikincisi kesin vaad edilmi olduundan mide ve duaya mesnet olur. Bu bakmdan, yaratl ilkesi, natralizmin eitli nisbetlerde yol at nihilizmi hkmsz brakr; irad ettii felh imkanyla snrsz bir deer tar. Kuran, insan ieren tabiat hikmet asndan ezeliyete ve netice bakmndan ebediyete balamakla hayata mutlak bir kymet atfetmi olur; bylece dnyada bulunmak mutlaka mnal, deerli, nemli olur. slam, bu mna, deer ve nem zere kurulu bir din olarak, insaniyet ve medeniyet iin daim bir potansiyel durumundadr. Bu potansiyelin, nce ebed saadet midine yaslandn, ardndan gzel yaamak uuruna dayandn sylemek mmkn. Birincisi cennet ikincisi ihsn kavramyla dile getirilir. ki kavram arasndaki alka ksaca yle ifade edilebilir ki, cennet ihsna davet eder, ihsn cennetle sonulanr. Bu ifade, slam insaniyetinin ve medeniyetinin temel forml saylr.

168

KAYNAKA

Abduh, Muhammed b. Hasan Hayrullah, Rislett-tevhd, Msr 1960. Abdlhd el-Fazl, Hulsat ilmil-kelm, Drut-Teruf, Suriye 1988. Abdlhamd Al zzl-Arab, lmt-tevhd inde hullasil-mtekellimn, Msr 1987. Abdlkerim el-Hatb, el-nsan fil-Kuranil-Kerm: Minel-bidyeti ilen-nihye, Drul-Fikril-Arab, Kahire 1979. Abdlkerm Zeydn, es-Snenl-ilhiyye fil-mem vel-cemt vel-efrd fieratil-slmiyye, Beyrut 1993. Adams, George P., Man and Metaphysics, Columbia University Press, New York 1948. Adler, Alfred, Yaamn Anlam ve Amac (trc. Kamuran ipal), Say, stanbul 1998. Understanding Human Nature (ngilizce trc. Walter Beran Wolfe), Greenberg Publishers, New York 1946. Aff, Ebul-Al, Tasavvuf: slamda Manev Hayat (trc. Ekrem Demirli, Abdullah Kartal), z, stanbul 1999. Ahmed b. Hanbel, Eb Abdullah Ahmed b. Muhammed, el-Msned, Kahire 1313. Albayrak, Hlis, Kuranda nsan-Gayb likisi, ule, stanbul 1993. Aliyyl-Kari, Eb'l-Hasan Nureddin Ali b. Sultan Muhammed, erhu Kitabil-Fkhilekber, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1984. Alous, Husm Eldn, The Problem of Creation in Islamic Thought, The National Printing and Publishing Co., y.y. 1965. ls, Rhul-men f tefsril-Kurnil-azm ves-sebil-mesn, Drul-fikr, Beyrut 1997. Altnta, Hayrani, bn Sina Metafizii, Kltr Bakanl, Ankara 1997. mid, Seyfeddn Ebul-Hasan Al b. Muhammed, Ebkrul-efkr f uslid-dn (nr. Ahmed Muhammed el-Mehd), Drul-ktb vel-vesaikil-kavmiyye, Kahire 2002. Gyetl-merm f ilmil-kelm (nr. Hasan Mahmud Abdllatif), Kahire 1971.

169

el-Mbn f erhi men elfzil-hkem vel-mtekellimn (nr. Hasan Mahmud e-fi), Kahire 1983. Aristoteles, Fizik (trc. Saffet Babr), Yap Kredi, stanbul 2001. Gkyz zerine (trc. Saffet Babr), Dost Kitabevi, Ankara 1997. Metafizik (trc. Ahmet Arslan), Sosyal, stanbul 1996. Armstrong, D. M., What is a Law of Nature?, Cambridge University Press, Cambridge 1983. Atay, Hseyin, Farabi ve bn Sinaya Gre Yaratma, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Yaynlar, Ankara 1974 slamn nan Esaslar, Ankara 1992. Kurana Gre man Esaslar, Ankara, ts. Augustine, Confessions (trc. Albert C. Outler), Barnes & Noble Classics, New York 2007. The Literal Meaning of Genesis (trc. John Hammond Taylor, S.J.), Newman Press, New York ve New Jersey 1982. Aune, Bruce, Metaphysics: The Elements, University of Minnesota Press, Minneapolis 1985. Aydn, Mehmet S., Din Felsefesi, Seluk Yaynlar, Ankara 1992. Aydn, mer, Kuran- Kermde mn-Ahlk likisi, aret Yaynlar, stanbul 2007. Ayer, Alfred Jules, Language, Truth and Logic, New York 1952. Azz Mahmud Hday, lemin Yaratl ve Hz. Muhammedin Zuhru (trc. Kerim Kara, Mustafa zdemir), nsan, stanbul 2003. Bcr, brahm b. Muhammed, Tuhfetl-mrd al Cevheretit-tevhd, Msr 1955. Badd, Eb Mansr Abdlkhir b. Thir, el-Fark beynel-firak, Kahire, ts. Kitb Uslid-dn, Drul-fakil-cedde, Beyrut 1981. Bklln, Eb Bekir Muhammed b. Tayyib, czl-Kurn, Msr 1951. el-nsaf f m yecib itikadh ve l yeczl-cehl bih, Beyrut 1986. et-Temhd fir-red alel-Mlhidetil-Muattla ver-Rfiza vel-Havric velMutezile, Drul-fikril-Arab, Kahire 1947. Barbour, Ian G., Nature, Human Nature, and God, Fortress Press, Minneapolis 2002.

170

Indeterminacy, Holism and Gods Action, Gods Action in Natures World: Essays in Honour of Robert John Russell (nr. Ted Peters, Nathan Hallanger), Ashgate, Vermont 2006. Religion and Science: Historical HarperSanFrancisco, New York 1997. and Contemporary Issues,

When Science Meets Religion, HarperSanFrancisco, New York 2000. Barrow, John D., Frank J. Tipler, The Anthropic Cosmological Principle, Oxford University Press, New York 1994. Baykan, Erdal, Dnceye Gelmeyen: Tanr Sorunu ve Mevlana, Bilge Adam, stanbul 2005. Bayrakdar, Mehmet, slamda Evrimci Yaratl Teorisi, Kitbiyt, Ankara 2001. Behe, Michael J., Darwins Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution, Free Press, New York 1996. Benz, Arnold, The Future of the Universe: Chance, Chaos, God, Continuum, New York 2000. Bergson, Henri, Metafizie Giri (trc. Bar Karacasu), Ankara 1998. Beyzzde, Ahmed b. Hasan b. Sinneddn, el-Usll-mnfe lil-mm Eb Hanfe (nr. lyas elebi), Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf, stanbul 1996. Beyhak, Eb Bekir Ahmed b. Hseyin, el-tikad vel-hidye il seblir-red (nr. esSeyyid el-Cmeyl), Beyrut 1988. Kitbl-Esm ves-sft, Beyrut 1984. uabl-mn (nr. Eb Hacer Muhammed Zaglul), Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1990. Beyzv, Kad Ebul-Hayr Abdullah b. mer, Tavliul-envr min metaliil-enzar (nr. Abbas Sleyman), Drul-Cl, Beyrut 1991. Birgiv, Mehmed Efendi, Ravztl-cennt f uslil-itikad, stanbul 1305. Bourgeois, Patrick L., The Religious within Experience and Existence: A Phenomenological Investigation, Duquesne University Press, Pittsburgh 1990. Boutroux, Emile, Tabiat Kanunlarnn Zorunsuzluu Hakknda (trc. Ziya lken), Milli Eitim Bakanl, stanbul 1998. Bradley, F. H., Appearance and Reality: A Metaphysical Essay, Oxford University Press, Oxford 1946.

171

Braine, David, The Reality of Time and The Existence of God: The Project of Proving Gods Existence, Oxford University Press, New York 1988. Britton, Karl, Philosophy and the Meaning of Life, Cambridge University Press, Londra 1969. Buhr, Eb Abdullah Muhammed b. smail, el-Cmus-Sahh, stanbul 1979. Bunge, Mario, The Mind-Body Problem: A Psychobiological Approach, Pergamon Press, Oxford 1980. Bush, Guy L., What do We Really Know about Speciation?, Perspectives on Evolution (nr. Roger Milkman), Sinauer Associates, Sunderland, Massachusetts 1982. Calow, Peter, Evolutionary Principles, Blackie, Glasgow ve Londra 1983. Campbell, Bernard G., Human Evolution: An Introduction to Mans Adaptations, Aldine Publishing Company, New York 1980. Campbell, Neil A., Biology, The Benjamin/Cummings Publishing Company, Redwood City, California, 1993. Capra, Fritjof, The Tao of Physics: An Exploration of the Parallels between Modern Physics and Eastern Mysticism, Shambhala, Boston 1991. Carlson, Bruce M., Human Embryology and Developmental Biology, Mosby, St. Louis, Missouri, 1999. Carlton, Eric, The Paranormal: Research and the Quest for Meaning, Ashgate, Burlington 2000. Carnap, Rudolph, An Introduction to the Philosophy of Science (nr. Martin Gardner), Dover Publications, New York 1995. The Elimination of Metaphysics through Logical Analysis of Language (ngilizce trc. Arthur Pap), Logical Positivism (nr. A. J. Ayer), The Free Press, Glencoe, Illinois 1959. Case-Winters, Anna, Gods Power: Traditional Understandings and Contemporary Challenges, Westminster/John Knox Press, Louisville 1990. Cevizci, Ahmet, Felsefe Szl, Paradigma, stanbul 2005. Chaisson, Eric, Epic of Evolution: Seven Ages of the Cosmos, Columbia University Press, New York 2006. Charap, John M., Explaining the Universe: The New Age of Physics, Princeton University Press, Princeton ve Oxford, 2002. Chardin, Pierre Teilhard de, nsann Tabiattaki Yeri (trc. H. Hsrev Hatemi), aret, stanbul 1990.

172

Cl, Kutbeddn Abdlkerm b. brahm, el-nsnl-kmil f marifetil-evhiri velevil, Msr 1316. Coleman, Richard J., Competing Truths: Theology and Science as Sibling Rivals, Trinity Press International, Harrisburg, Pennsylvania 2001. Collingwood, R. G., An Essay on Metaphysics, Oxford University Press, Oxford 1957. Doa Tasarm (trc. Kurtulu Diner), mge, Ankara 1999. Collins, James, God in Modern Philosophy, Henry Regnery Company, Chicago 1959. Copan, Paul, William Lane Craig, Creation Out of Nothing: A Biblical, Philosophical, and Scientific Exploration, Apollos ve Baker Academic, Leicester ve Grand Rapids 2004. Couvalis, George, The Philosophy of Science: Science and Objectivity, Sage Publications, Londra 1997. Crick, Francis, The Astonishing Hypothesis: The Scientific Search for the Soul, Charles Scribners Sons, New York 1994. What Mad Pursuit: A Personal View of Scientific Discovery, Basic Books, New York 1988. Cristian, William A., Meaning and Truth in Religion, Princeton University Press, New Jersey 1964. Cupitt, Don, Creation out of Nothing, SCM Press & Trinity Press International, Londra ve Philadelphia 1990. Curtis, Helena, Biology, Worth Publishers, New York 1983. Ccelolu, Doan, Anlaml ve Cokulu Bir Yaam in Sava, Sistem Yaynclk, stanbul 2000. Crcn, Ebul-Hasan Al b. Muhammed es-Seyyid e-erf, Kitbt-Tarft, Beyrut 1983. Cveyn, maml-harameyn Ebul-Mel Abdlmelik b. Abdullah, el-AkdetnNizmiyye f erknil-slmiyye, Mektebetl-Klliyytil-Ezheriyye, Kahire 1978. Kitabl-rd il kavtil-edilleti f usulil-itikad (nr. Muhammed Yusuf Musa, Ali Abdlmnim Abdlhamid), Mektebetl-Hnc, Msr 1950. Lumaul-edille f kavidi akaidi ehlis-snneti vel-cema (nr. Fevkyye Hseyn Mahmud), lemul-ktb, Beyrut 1987. e-mil f uslid-dn, el-Merif, skenderiye 1969. al, Necdet, lah Kelmn Tabiat, nsan, stanbul 2003.

173

arc, Mustafa, Hakikat, DA, stanbul 1997. elebi, lyas, slam nancnda Gayb lemi, Ensar, stanbul 2007. idem, Ahmet, Aydnlanma Dncesi, letiim, stanbul 2003. Dalkl, Mehmet, slam Mezheplerinde Ruh, z, stanbul 2004. Drim, Eb Muhammed, Abdullah b. Abdurrahman, es-Snen, Dmek 1996. Darwin, Charles, The Origin of Species by Means of Natural Selection or the Preservation of Favored Races in the Struggle for Life, D. Appleton and Company, New York 1889. Davies, Paul, The Fifth Miracle: The Search for the Origin of Life, Allen Lane the Penguin Press, Londra ve New York 1998. Davies, P. C. W., The Forces of Nature, Cambridge University Press, Cambridge 1986. Davies, Tony, Humanism, Routledge, Londra ve New York, 1997. Dawkins, Marian Stamp, Hayvanlarn Sessiz Dnyas: Hayvanlarda Bilincin Varl zerine Bir Aratrma (trc. Fsun Baytok), Tbitak, Ankara 2000. Dawkins, Richard, Kr Saati (trc. Feryal Halat), Tbitak, Ankara 2002. The God Delusion, Houghton Mifflin Company, Boston ve New York 2006. Dembski, William A., Intelligent Design: The Bridge between Science and Theology, InterVarsity Press, Illinois 1999. Naturalism and Design, Naturalism: A Critical Analysis (nr. William Lane Craig, J. P. Moreland), Routledge, New York 2000. Demir, Osman, lk Dnem Kelamclarnda Sebep-Sonu likisi (Baslmam Dok tezi), Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, stanbul 2006. Dennes, William Ray, Some Dilemmas of Naturalism, Columbia University Press, New York 1960. The Categories of Naturalism, Naturalism and the Human Spirit (nr. Yervant H. Krikorian), Columbia University Press, New York 1945. Dennett, Daniel C., Darwins Dangerous Idea: Evolution and the Meanings of Life, Touchstone, New York 1996. Descartes, Felsefenin lkeleri (trc. Mesut Akn), stanbul 1983. Metot zerine Konuma (trc. Mehmet Karasan), Ankara 1947. Develiolu, Ferit, Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lgat, Aydn Kitabevi, Ankara 1999.

174

Dixon, W. Macneile, The Human Situation (Gifford Lectures, 1935-37), Edward Arnold Ltd., Londra 1957. Dorato, Mauro, The Software of the Universe: An Introduction to the History and Philosophy of Laws of Nature (ngilizce trc. Rachel Marshall), Ashgate, Burlington 2005. Draz, Muhammed A., En Mhim Mesaj Kuran (trc. Suat Yldrm), zmir 1994. Drees, Willem B., Creation: From Nothing until Now, Routledge, New York 2002. Religion, Science and Naturalism, Cambridge University Press, New York 1996. Dunlap, Thomas R., Faith in Nature: Environmentalism as Religious Quest, University of Washington Press, Seattle 2004. Dural, Teoman, Biyoloji Felsefesi, Aka, Ankara 1992. Durrant, Michael, The Logical Status of God and the Function of Theological Sentences, The Macmillan Press, Londra 1973. Eames, S. Morris, Pragmatic Naturalism: An Introduction, Southern Illinois University Press, Illinois 1977. Eb Azbe, Hasan b. Abdlmuhsin el-Ear, er-Ravzatl-behiyye f m beynel-Eira vel-Mtrdiyye, Haydarabad 1322. Eb Dvd, Sleymn b. Eas es-Sicistn, es-Snen, Beyrut 1998. Ebul-Berekt el-Badd, Evhadzzaman Hibetullah b. Al b. Melk, el-KitblMuteber fil-hikme, sfehan 1415. Ebus-Sud, Mehmed el-md, rdl-aklis-selm il mezyl-Kurnil-Kerm, Dru ihyit-trsil-Arab, Beyrut 1994. Eb Yal el-Ferr, Muhammed b. Hseyin el-Hanbel, Kitbul-Mutemed f usuliddn (nr. Ved Zeydn Haddd), Drul-Merk, Beyrut 1974. Ehrenfels, Christian, Cosmogony (ngilizce trc. Mildred Focht), The Comet Press, New York 1948. Einstein, Albert, Ideas and Opinions (nr. Carl Seelig; trc. Sonja Bargmann), The Modern Library, New York 1994. Ellis, Brian, Scientific Essentialism, Cambridge University Press, New York 2001. The Philosophy of Nature: A Guide to the New Essentialism, McGill-Queens University Press, Ithaca 2002. Ellison, Arthur J., Science and the Paranormal: Altered States of Reality, Floris Books, Edinburgh 2002.

175

Elmall, Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kurn Dili, stanbul 1960. Erdem, Mustafa, Hz. Adem (lk nsan), Trkiye Diyanet Vakf, Ankara 1993. Erickson, Millard J., Introducing Christian Doctrine (nr. L. Arnold Hustad), Baker Academic, Grand Rapids, Michigan, 2006. Ear, Ebul-Hasan Al b. smail, el-bne an uslid-diyne, Riyad 1400. Kitbl-Luma fir-red al ehliz-zeyi vel-bida, Kahire 1975. Makaltl-slmiyyn vehtilfl-musalln (nr. Muhammed Muhyiddin Abdlhamid), Kahire 1969. Eve, Raymond A., Francis B. Harrold, The Creationist Movement in Modern America, Twayne Publishers, Boston 1990. Fahreddn er-Rz, Eb Abdullah Muhammed b. mer, el-Erban f uslid-dn (nr. Ahmed Hicaz es-Seka), Mektebetl-Klliyyatil-Ezheriyye, Kahire 1986. Esst-takds, Kahire 1986. tikadt firakil-mslimn vel-mrikn, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1982. el-Kaza vel-kader, Beyrut 1990. Kitb Levmiil-beyyint erhu esmillhi tel ves-sft, el-Matbaaterefiyye, Msr 1323. Kitb Melimi uslid-dn, Beyrut 1992. el-Mebhisl-merikyye f ilmil-ilhiyyt vet-tabiyyt, Beyrut 1990. el-Mesill-hamsn f uslid-dn (nr. Ahmed Hicaz es-Seka), el-MektebusSekaf, Kahire 1989. el-Metalibl-liye minel-ilmil-ilh (nr. Ahmed Hicaz es-Seka), Drulkitbil-Arab, Beyrut 1987. et-Tefsrl-kebr ev Mefthul-ayb, Dru ktbil-ilmiyye, Beyrut 1990. Fahr, Mcid, slam Felsefesi Tarihi (trc. Kasm Turhan), Birleik, stanbul 2000. Falk, Darrel R., Coming to Peace with Science: Bridging the Worlds between Faith and Biology, InterVarsity Press, Illinois 2004. Frb, Eb Nasr Muhammed b. Muhammed b. Tarhan, Fussul-hikme (nr. Ali Evcebi), Tahran 2003. Kitbt-Talkat (el-Amll-felsefiyye iinde), Beyrut 1992.

176

Faruk, smail R., al-Tawhid: Its Implications for Thought and Life, International Institute of Islamic Thought, Herndon, Virginia, 2000. Fazlur-Rahman, Islam, Holt, Rinehart and Winston, New York 1966. Major Themes of the Quran, Bibliotheca Islamica, Minneapolis 1994. Fergusson, David A. S., The Cosmos and the Creator: An Introduction to the Theology of Creation, SPCK, Londra 1998. Feynman, Richard, Fizik Yasalar zerine (trc. Nermin Ark), Tbitak, stanbul 1999. Filibeli, ehbenderzde Ahmed Hilmi, ss-i slm, Ankara 1997. FitzPatrick, William J., Teleology and the Norms of Nature, Garland Publishing, New York 2000. Forrest, Peter, God without the Supernatural: A Defense of Scientific Theism, Cornell University Press, Ithaca ve Londra 1996. Foster, John, The Divine Lawmaker: Lectures on Induction, Laws of Nature, and the Existence of God, Oxford University Press, New York 2004. Franz, Marie-Louise von, Creation Myths, Shambhala, Boston ve Londra 1995. Frankl, Victor E., nsann Anlam Aray (trc. Seluk Budak), teki, Ankara 2000. Freedman, Roger A., William J. Kaufmann III, Universe, W. H. Freeman and Company, New York 2008. Freeman, Scott, Jon C. Herron, Evolutionary Analysis, Pearson Prentice Hall, Upper Saddle River, New Jersey, 2004. Freund, Philip, Myths of Creation, W. H. Allen, Londra 1964. Funkenstein, Amos, Theology and the Scientific Imagination: From the Middle Ages to the Seventeenth Century, Princeton University Press, Princeton 1986. Gane, Mike, Auguste Comte, Routledge, Londra ve New York 2006. Gaznev, Ahmed b. Muhammed b. Mahmd el-Hanef, Kitb Uslid-dn, (nr. mer Vefik ed-Dk), Drul-beiril-slmiyye, Beyrut 1998. Gazzl, Eb Hmid Muhammed b. Muhammed, hyu ulmid-dn, Kahire 1967. el-ktisad fil-itikad (nr. brahim Agh ubuku ve dr.), Ankara 1962. el-Maksadl-esn f erhi men esmillhil-hsn (nr. Fazluh ahade), Drul-Mark, 1971. Mericl-kuds f medrici marifetin-nefs, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1988.

177

Miktl-envr, Matbaats-Sdk, Msr 1322. el-Mnkz mined-dall, Dmek 1939. Tehftl-Felsife (nr. Sleyman Dnya), Drl-Merif, Msr, ts. Getan, Engin, nsan Olmak, Remzi Kitabevi, stanbul 1997. Varolu ve Psikiyatri, Remzi Kitabevi, stanbul 1996. Gelven, Michael, Spirit and Existence: A Philosophical Inquiry, University of Notre Dame Press, Notre Dame 1990. Gibson, Arthur, God and the Universe, Routledge, Londra ve New York 2000. Gilis, Charles-Andre, slam ve Evrensel Ruh (trc. Alpay Mut), nsan, stanbul 2004. Gilkey, Langdon, Nature, Reality, and the Sacred: The Nexus of Science and Religion, Fortress Press, Minneapolis 1993. Godfrey-Smith, Peter, Theory and Reality: An Introduction to the Philosophy of Science, The University of Chicago Press, Chicago 2003. Goerke, Heinz, Linnaeus (Almancadan trc. Denver Lindley), Charles Scribners Sons, New York 1973. Gould, Stephen Jay, Rocks of Ages: Science and Religion in the Fullness of Life, Ballantine, New York 1999. The Structure of Evolutionary Theory, Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts 2002. Grey, Mary, Introducing Feminist Images of God, Sheffield Academic Press, Sheffield 2001. Griffin, David Ray, Religion and Scientific Naturalism: Overcoming the Conflicts, State University of New York Press, Albany 2000. Gunon, Ren, Kadim Bilimler ve Baz Modern Yanlglar (trc. Fevzi Topaolu), nsan, stanbul 2000. Modern Dnyann Bunalm (trc. Mahmut Kank), Verka, Bursa 1999. The Multiple States of the Being (nr. Samuel D. Fohr; trc. Henry D. Fohr), Hillsdale 2004. Habgood, John, The Concept of Nature, Darton, Longman and Todd Ltd., Londra 2002. Hacker, P. M. S., Appearance and Reality: A Philosophical Investigation into Perception and Perceptual Qualities, Basil Blackwell, Oxford 1987.

178

Hamidullah, Muhammed, slam Peygamberi (trc. Salih Tu), rfan, stanbul 1993. Hamilton, Virginia, In the Beginning: Creation Stories from Around the World, Harcourt Brace Jovanovich Publishers, San Diego 1988. Hampshire, S. N., Metaphysical Systems, The Nature of Metaphysics (nr. D. F. Pears), Macmillan & Co Ltd., Londra 1957. Hanfling, Oswald, Logical Positivism, Columbia University Press, New York 1981. Harpt, Abdllatf, Tenkhul-kelm f akaidi ehlil-slm, stanbul 1330. Harris, Errol E., The Reality of Time, State University of New York Press, Albany 1988. Harrison, Paul, The Elements of Pantheism: Understanding the Divinity in Nature and the Universe, Element Books, Boston 1999. Hartshorne, Charles, Omnipotence and Other Theological Mistakes, State University of New York Press, Albany 1984. Haught, John F., God After Darwin: A Theology of Evolution, Westview Press, United States 2000. Hawi, Sami S., Islamic Naturalism and Mysticism: A Philosophical Study of Ibn Tufayls Hayy bin Yaqzan, E. J. Brill, Leiden 1974. Hawking, Stephen W., Zamann Ksa Tarihi: Byk Patlamadan Karadeliklere (trc. Sabit Say, Murat Uraz), Doan Kitap, stanbul, ts. Hefner, Philip, The Human Factor: Evolution, Culture, and Religion, Fortress Press, Minneapolis 1993. Hempel, Carl G., The Empiricist Criterion of Meaning, Logical Positivism (nr. A. J. Ayer), The Free Press, Glencoe, Illinois 1959. Hey, Tony, Patrick Walters, The New Quantum Universe, Cambridge University Press, Cambridge 2003. Hick, John, Faith and Knowledge, Macmillan Press, Hampshire ve Londra 1988. The Existence of God, The Macmillan Company, New York 1964. Hooft, Gerard t, In Search of the Ultimate Building Blocks, Cambridge University Press, Cambridge 1997. Hkelekli, Hayati, Din Psikolojisi, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara 1998. Hull, R. Bruce, Infinite Nature, The University of Chicago Press, Chicago ve Londra 2006. Hume, David, An Enquiry concerning Human Understanding (nr. Antony Flew), Open Court, La Salle, Illinois, 1992.

179

Dialogues Concerning Natural Religion (nr. Martin Bell), Penguin Books, Londra 1990. Humphries, Christopher J., Robert Huxley, Carl Linnaeus, The Great Naturalists (nr. Robert Huxley), Thames & Hudson, New York 2007. Huxley, Aldous, Kalc Felsefe (trc. Latif Boyac), nsan, stanbul 1996. bn Arab, Eb Abdullah Muhyiddn Muhammed b. Al el-Endels, el-FthtlMekkiyye (nr. Osman Yahya), Kahire 1975. Fssul-hikem, Beyrut 1980. bn Ebul-z, Ebul-Hasan Sadreddn Al b. Al b. Muhammed el-Hanef, erhulAkdetit-Tahaviyye, Beyrut 1993. bn Frek, Eb Bekir Muhammed b. Hasan el-sfehn, Mcerred makalti-eyh Ebil-Hasen el-Ear (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987. bn Hazm, Eb Muhammed Al b. Ahmed b. Sad el-Endels, el-Fasl fil-milel velehvi ven-nihal, Drul-Marife, Beyrut 1986. lml-kelm al mezhebi ehlis-snneti vel-cema (nr. Ahmed Hicaz esSeka), el-Mektebus-sekaf, Kahire 1989. el-Usl vel-fr, Drul-ktbil-ilmiyye, Beyrut 1984. bn Hibbn, Eb Htim Muhammed b. Ahmed et-Temm el-Bst, es-SretnNebeviyye ve ahbrul-Hulef, el-Ktbs-Sekafiyye, Beyrut 1987. bn Him, Eb Muhammed Abdlmelik, es-Sretn-Nebeviyye, Mektebetl-Asriyye, Beyrut 1992. bn Hmm, Kemleddn Muhammed b. Abdlvhid es-Sivas, el-Msyere filakaidil-mnciye fil-hire, Kahire 1317. bn Kayyim el-Cevziyye, emseddn Eb Abdullah Muhammed b. Eb Bekir, Mifthu dris-sade ve menru vilyetil-ilmi vel-irde, Beyrut, ts. ifl-all f mesilil-kaza vel-kader vel-hikme vet-tall, Beyrut 1997. bn Kesr, Ebul-Fid smail b. Kesr, Tefsrl-Kurnil-azm (nr. Sm b. Muhammed es-Selme), Dru tayyibe, Riyad 1997. bn Kudme, Eb Muhammed Abdullah b. Kudme el-Makdis, el-tikad (nr. dil AbdlmnimEbul-Abbas), Mektebetl-Kuran, Kahire, ts. bn Mce, Eb Abdullah Muhammed b. Yezd el-Kazvn, es-Snen, Beyrut 1986. bn Manzr, Ebul-Fazl Muhammed b. Mkerrem, Lisnl-Arab, Dru Sdr, Beyrut, ts.

180

bn Rd, Ebul-Veld Muhammed b. Ahmed, Tehftt-Tehft (nr. Maurice Bouyges), Beyrut 1930. bn Sn, Eb Al Hseyin b. Abdullah, en-Nect fil-mantk vel-ilhiyyt, Beyrut 1992. e-if: el-lhiyyt (nr. el-Eb Kinvt, Said Zyed), ntirt- Nsr- Husrev, y.y., 1363. e-if: es-Semaut-tab (nr. Cafer lysn), Drul-menhil, Beyrut 1996. bn Teymiyye, Takyyddn Ebul-Abbs Ahmed b. Abdlhalm, Kitbl-Esm vessft, Beyrut 1998. el-Kaza vel-kader, Drul-kitbil-Arab, Beyrut 1991. c, Eb'l-Fazl Adudddin Abdurrahman b. Ahmed b. Abdlgaffar, el-Mevkf f ilmilkelm, Kahire, ts. sferyn, Ebul-Muzaffer ahfr b. Thir, et-Tebsr fid-dn ve temyzl-firkatinnciye anil-firakil-hlikn (nr. Kemal Yusuf el-Ht), lemul-ktb, Beyrut 1983. zmirli, smail Hakk, Muhassall-kelm vel-hikme, stanbul 1336. Yeni lm-i Kelm, stanbul 1343. zutsu, Toshihiko, slamda Varlk Dncesi (trc. brahim Kaln), nsan, stanbul, ts. God and Man in the Quran: Semantics of the Quranic Weltanschauung, Islamic Book Trust, Kuala Lumpur 2002. Jackson, Frank, Epiphenomenal Qualia, Materialism and the Body-Mind Problem (nr. David M. Rosenthal), Hackett Publishing, Indianapolis 2000. Jaki, Stanley L., God and the Cosmologists, Regnery Gateway, Washington D.C. 1989. Jaspers, Karl, Philosophy of Existence (trc. Richard F. Grabau), University of Pennsylvania Press, Philadelphia 1971. Johnson, Phillip E., Evrim Durumas (trc. Orhan Dz), Gelenek, stanbul 2003. Jung, C. G., Memories, Dreams, Reflections (nr. Aniela Jaff; trc. Richard ve Clara Winston), Vintage Books, New York 1989. Kd Abdlcebbr, mmddn Ebul-Hasan b. Ahmed el-Hamedn, el-Mun f ebvbit-tevhd vel-adl (V, VI, IX), Kahire, ts. el-Muht bit-teklf (nr. mer es-Seyyid Azm), Kahire, ts. erhul-Uslil-hamse (nr. Abdlkerim Osman), Kahire 1965.

181

Kant, Immanuel, Prolegomena to Any Future Metaphysics (nr. Lewis W. Beck), The Liberal Arts Press, New York 1951. Karada, Cafer, bn Arabnin tikad Grleri, Beyan, stanbul 1997. Karadeniz, Osman, lim ve Din Asndan Mu'cize, Marifet, stanbul 1999. Kocaba, akir, fadelerin Gramatik Ayrm, stanbul 2002. Kuranda Yaratl: Uzaylarn ve Maddenin Yaratl, Pnar, stanbul 2004. Konev, Sadreddin, Fatiha Sresi Tefsiri (trc. Ekrem Demirli), z, stanbul 2002. Kueyr, Ebul-Ksm Abdlkerm b. Hevzin en-Nisbr, er-Risletl-Kueyriyye f ilmit-tasavvuf, Drl-Hayr, Beyrut 1993. Kutluer, lhan, Akl ve tikad: Kelm-Felsefe likileri zerine Aratrmalar, z, stanbul 1998. Lahav, Noam, Biogenesis: Theories of Lifes Origin, Oxford University Press, New York ve Oxford 1999. Lmi, Ebus-Sen Mahmd b. Zeyd el-Hanef, Kitbt-Temhd li kavidit-tevhd, Beyrut 1995. Lamprecht, Sterling P., The Metaphysics of Naturalism, Meredith Publishing Company, New York 1967. Leclerc, Ivor, The Nature of Physical Existence, George Allen & Udwin Ltd., Londra 1972. Lekan, Abdsselm b. brahim, thaful-mrd biCevheretit-tevhd, MatbaatsSade, Msr 1955. Lemay, P., J-P. Dauwalder, V. Pomini, M. Bersier, Quality of Life: A Dynamic Perspective, Nonlinear Dynamics in Human Behavior (nr. W. Sulis, A. Combs), World Scientific, Singapur 1996. Levine, Michael P., Pantheism: A Nontheistic Concept of Deity, Routledge, Londra ve New York 1994. Long, Charles H., Alpha: The Myths of Creation, Scholars Press, California 1963. Loptson, Peter, Reality: Fundamental Topics in Metaphysics, University of Toronto Press, Toronto 2001. Lucas, J. R., Space, Time and Causality: An Essay in Natural Philosophy, Oxford University Press, New York 1984. Lucretius, On the Nature of the Universe (trc. Sir Ronald Melville), Oxford University Press, New York 1997.

182

Madell, Geoffrey, Mind and Materialism, Edinburgh University Press, Edinburgh 1988. Makdis, Takiyyddin Ebu Muhammed Abdlganiyy b. Abdlvhid b. Srr, el-ktisad fil-itikad, Mektebetl-ulm vel-hikem, Medine 1993. Mlik, mam Mlik b. Enes, el-Muvatta, Marib 1992. Marcel, Gabriel, Problematic Man (trc. Brian Thompson), Herder and Herder, New York 1967. Margenau, Henry, Roy Abraham Varghese, Kosmos, Bios, Teos (trc. Ahmet Ergen), Gelenek, stanbul 2002. Maritain, Jacques, Philosophy of Nature (ngilizce trc. Imelda C. Byrne), Philosophical Library, New York 1951. A Preface to Metaphysics: Seven Lectures on Being, Sheed & Ward, Londra 1948. Mtrd, Eb Mansr Muhammed b. Mahmd, Kitbt-Tevhd (nr. Fethullah Huleyf), Beyrut 1986. May, Rollo, Contributions of Existential Psychotherapy, Existence: A New Dimension in Psychiatry and Psychology (nr. Rollo May, Ernest Angel, Henri F. Ellenberger), Basic Books Inc. Publishers, New York 1958. Mayr, Ernst, This Is Biology: The Science of the Living World, Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts, 1997. What Evolution Is, Basic Books, New York 2001. McDaniel, Reuben R., Jr., Dean J. Driebe, Uncertainty and Surprise: An Introduction, Uncertainty and Surprise in Complex Systems: Questioning on Working with the Unexpected (nr. Reuben R. McDaniel, Jr., Dean J. Driebe), Springer, Heidelberg, 2005. McMullin, Ernan, Evolution and Special Creation, The Philosophy of Biology (nr. David L. Hull, Michael Ruse), Oxford University Press, Oxford ve New York 1998. MCosh, James, The Supernatural in Relation to the Natural, Robert Carter & Brothers, New York 1862. Mengolu, Takiyettin, Felsefeye Giri, Remzi, stanbul 1997. Mert, Muhit, nsan Nedir: nsann Tanmlanmasna Dair Kalam Bir Yaklam, Ankara Okulu, Ankara 2004. Mitchell, Basil, The Justification of Religious Belief, The Macmillan Press, Londra 1973.

183

Monod, Jacques, Rastlant ve Zorunluluk (trc. Vehbi Hackadirolu), Dost, Ankara 1997. Montaigne, Denemeler (trc. Sabahattin Eyubolu), Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, stanbul 2000. Moore, Keith L., T. V. N. Persaud, The Developing Human: Clinically Oriented Emryology, Saunders, Philadelphia 2003. Morris, Richard, The Fate of the Universe, Playboy Press, New York 1982 Muhammed Selme Cebr, el-nsn beynel-cebr vel-ihtiyr, Kuveyt 1980. Munitz, Milton K., Space, Time and Creation: Philosophical Aspects of Scientific Cosmology, Free Press, Glencoe 1957. The Mystery of Existence: An Essay in Philosophical Cosmology, AppletonCentury-Crofts, New York 1965. Munowitz, Michael, Knowing the Nature of Physical Law, Oxford University Press, Oxford ve New York 2005. Murphy, Nancey C., Does Prayer Make a Difference, Cosmos as Creation: Theology and Science in Consonance (nr. Ted Peters), Abingdon Press, Nashville 1989. Mslim, Ebul-Hseyin Mslim b. Haccc, el-Cmius-Sahh, Kahire 1991. Myers, Richard, The Basics of Chemistry, Greenwood Press, Westport, Connecticut, 2003. Nsr- Husrev, Dostlar Sofras: Hnul-hvn (trc. Mehmet Kanar), nsan, stanbul 1995. Nasr, Seyyid Hseyin, Knowledge and the Sacred, State University of New York, Albany 1989. Man and Nature: The Spiritual Crisis of Modern Man, Foundation for Traditional Studies, Kuala Lumpur 1986. Religion and the Order of Nature, Oxford University Press, New York ve Oxford 1996. Nesef, Azzddin, Tasavvufta nsan Meselesi: nsn- Kmil (trc. Mehmet Kanar), Dergah, stanbul 1990. Nesef, Ebul-Mun Meymn b. Muhammed, Bahrul-kelm f akaidi ehlil-slm, Konya 1329. Tebsratl-edille f uslid-dn (nr. Claude Salme), Dmek 1993. et-Temhd f uslid-dn (nr. Abdlhayy Kabil), Drus-Sekafe, Kahire 1987.

184

Nese, Eb Abdurrahmn Ahmed b. uayb, es-Snen, Beyrut 1930. Nevev, Eb Zekeriyya Yahya b. eref, Hilyetl-ebrr ve irul-ahyr f telhsiddeavti vel-ezkril-mstehabbeti fil-leyli ven-nehr el-marf bil-EzkrinNebeviyye, (nr. Al e-rbec, Kasm en-Nr), Risale, Beyrut 1992. Nielsen, Kai, Naturalism without Foundations, Prometheus Books, New York 1996. Numbers, Ronald L., Creation by Natural Law: Laplaces Nebular Hypothesis in American Thought, University of Washington Press, Seattle 1977. The Creationists, Alfred A. Knopf, New York 1992. Nurs, Said, Bedizzaman, el-Mesneviyyul-arabiyyun-nr, Szler, stanbul 1999. Szler, ahdamar, stanbul 2007. Olding, Alan, Modern Biology and Natural Theology, Routledge, Londra ve New York 1991. Olson, Eric T., The Human Animal: Personal Identity without Psychology, Oxford University Press, New York 1997. Oparin, A. I., The Origin of Life on the Earth (ngilizce trc. Ann Synge), Oliver and Boyd, Edinburgh, 1957. OShaughnessy, Thomas J., Creation and the Teaching of the Quran, Biblical Institute Press, Roma 1985. Otto, Rudolf, Naturalism and Religion (trc. J. Arthur Thomson, Margaret R. Thomson), Williams & Norgate Ltd., Londra 1907. Oxtoby, David W., Norman H. Nachtrieb, Principles of Modern Chemistry, Saunders College Publishing, Philedelphia 1986. t, Salim, Emir, DA, stanbul 1995. zcan, Hanifi, Epistemolojik Adan man, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf, stanbul 1997. zcankaya, Ramazan, Ruh: imizdeki Biz, Hayat, stanbul 1999. zemre, Ahmed Yksel, Fiziksel Realite Meselesine Giri, Almkitap, stanbul 2005. zlem, Doan, Felsefe ve Doa Bilimleri, zmir Kitapl, zmir 1995. zsoy, mer, Snnetullah: Bir Kuran fadesinin Kavramlamas, Fecr, Ankara 1999. Paaczde Mehmed Rd, Halll-ikl f mebhisil-czil-ihtiyr, stanbul 1321. Papineau, David, Philosophical Naturalism, Blackwell, Oxford 1993.

185

Parker, Barry, Creation: The Story of the Origin and Evolution of the Universe, Plenum Press, New York ve Londra 1988. Peacocke, Arthur, Creation and the World of Science: The Bampton Lectures 1978, Oxford University Press, New York 1979. Emergent Realities with Causal Efficacy: Some Philosophical and Theological Applications, Gods Action in Natures World: Essays in Honour of Robert John Russell (nr. Ted Peters, Nathan Hallanger), Ashgate, Vermont 2006. Theology for a Scientific Age: Being and BecomingNatural and Divine, Basic Blackwell, Oxford 1990. Pearl, Judea, Causality: Models, Reasoning, and Inference, Cambridge University Press, New York 2000. Peat, F. David, Synchronicity: The Bridge Between Matter and Mind, Bantam Books, New York 1987. Peters, Karl E., Dancing with the Sacred: Evolution, Ecology and God, Trinity Press International, Harrisburg 2002. Planck, Max, Modern Doa Anlay ve Kuantum Teorisine Giri (trc. Ylmaz ner), Spartaks, stanbul 1996. Platon, Timaios (trc. Erol Gney, Ltfi Ay), stanbul 2001. Plotinus, The Enneads (trc. Stephen MacKenna), Larson Publications, Burdett, New York 1992. Poland, Jeffrey, Physicalism: The Philosophical Foundations, Oxford University Press, Oxford 1994. Polkinghorne, John, Belief in God in an Age of Science, Yale University Press, New Heaven ve Londra 1998. Bilimin tesi (trc. Ersan Devrim), Evrim, stanbul 2001. Faith, Science and Understanding, Yale University Press, New Heaven ve Londra 2000. Quantum Theology, Gods Action in Natures World: Essays in Honour of Robert John Russell (nr. Ted Peters, Nathan Hallanger), Ashgate, Vermont 2006. Science and Providence: Gods Interaction with the World, New Science Library, Shambhala, Boston 1989. Science and Theology: An Introduction, Fortress Press, Minneapolis 1998.

186

Popper, Karl R., The Open Universe: An Argument for Indeterminism (nr. W. W. Bartley, III), Rowman ve Littlefield, Totowa, New Jersey, 1982. Post, John F., The Faces of Existence: An Essay in Nonreductive Metaphysics, Cornell University Press, Ithaca, New York 1987. Potter, Charles Francis, Humanism: A New Religion, Simon and Schuster, New York 1930. Rfi, Mustafa Sdk, czl-Kurn vel-belatn-nebeviyye, Kahire 1961. Rb el-sfehn, Ebul-Kasm Hseyin b. Muhammed, el-tikadt, Beyrut 1988. el-Mfredt f arbil-Kurn, Beyrut 1998. Tafsln-neeteyn ve tahsls-sedeteyn, (nr. Abdlmecid en-Neccr), Drul-arbil-slm, Beyrut 1988. Rea, Michael C., World without Design: The Ontological Consequences of Naturalism, Clarendon Press, Oxford 2002. Recanati, Franois, Meaning and Force: The Pragmatics of Performative Utterances, Cambridge University Press, New York 1987. Reck, Andrew J., Speculative Philosophy: A Study of Its Nature, Types and Uses, The University of New Mexico Press, Albuquerque 1972. Reid, Robert G. B., Biological Emergences: Evolution by Natural Experiment, the MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 2007. Rescher, Nicholas, Complexity: A Philosophical Overview, Transaction Publishers, New Brunswick, New Jersey, 1998. Richardson, Alan, Science and Existence: Two Ways of Knowing, SCM Press Ltd., Londra 1957. Rifkin, Jeremy, Darwinin k (trc. Ali Kse), Ufuk Kitaplar, stanbul 2001. Rogers, John J. W., A History of the Earth, Cambridge University Press, Cambridge 1994. Root, Howard, Metaphysics and Religious Belief, Prospect for Metaphysics: Essays of Metaphysical Exploration (nr. Ian Ramsey), Philosophical Library, New York 1961. Rosenberg, Alex, Philosophy of Science: A Contemporary Introduction, Routledge, New York ve Londra 2005. Roy, M. N., Materialism, Ajanta Publications, Delhi 1982. Rucker, Rudy, Infinity and the Mind: The Science and Philosophy of the Infinite, Boston 1982.

187

Ruelle, David, Rastlant ve Kaos (trc. Deniz Yurtren), Tbitak, Ankara 2001. Ruse, Michael, Evolutionary Naturalism, Routledge, New York 1995. The Evolution-Creation Struggle, Harvard University Press, Cambridge 2005. The New Creationism: Its Philosophical Dimension, The Cultures of Creationism: Anti-Evolutionism in English-Speaking Countries (nr. Simon Coleman, Leslie Carlin), Ashgate, Burlington, Vermont, 2004. Russell, Robert John, Special Providence and Genetic Mutation: A New Defense of Theistic Evolution, Perspective on an Evolving Creation (nr. Keith B. Miller), William B. Eerdmans Publishing Company, Grand Rapids, Michigan 2003. Ryan, Frank, Darwins Blind Spot: Evolution Beyond Natural Selection, Houghton Mifflin Company, Boston ve New York 2002. Sbn, Nureddn Ahmed b. Mahmd, el-Bidye f uslid-dn (nr. Bekir Topalolu), Ankara 1995. Sagan, Carl, The Demon-Haunted World: Science as a Candle in the Dark, Random House, New York 1995. Sartre, Jean Paul, Varoluuluk (trc. Asm Bezirci), Say, stanbul 1996. Sattig, Thomas, The Language and Reality of Time, Clarendon Press, Oxford 2006. Saunders, Nicholas, Divine Action and Modern Science, Cambridge University Press, Cambridge 2002. Scarre, Geoffrey, Death, McGill-Queens University Press, Montreal ve Kingston 2007. Scheler, Max, nsann Kosmostaki Yeri (trc. Harun Tepe), Ayra, Ankara 1998. Schmitz-Moormann, Karl, Theology of Creation in an Evolutionary World, The Pilgrim Press, Cleveland, Ohio 1989. Schneider, Herbert W., The Unnatural, Naturalism and the Human Spirit (nr. Yervant H. Krikorian), Columbia University Press, New York 1945. Schopenhauer, Arthur, The World as Will and Representation (trc. E. F. J. Payne), The Falcons Wing Press, Massachusetts 1958. Schroeder, Gerald L., The Hidden Face of God: How Science Reveals the Ultimate Truth, The Free Press, New York 2001. Schrdinger, Erwin, Yaam Nedir (trc. Celal Kapkn), Evrim, stanbul 1999. Schuon, Frithjof, slamn Metafizik Boyutlar (trc. Mahmut Kank), z, stanbul 1996. Schwartz, Jeffrey H., Sudden Origins: Fossils, Genes, and the Emergence of Species, John Wiley and Sons, New York 1999.

188

Schwarz, Hans, Creation, William B. Eerdmans Publishing, Grand Rapids, Michigan 2002. Sellars, Roy Wood, Evolutionary Naturalism, Russell & Russell, New York 1969. Serahs, Eb Bekir Muhammed b. Ahmed, Usul, Drl-Marife, Beyrut 1973. Serrc, Eb Nasr et-Ts, el-Luma, Msr 1960. Shattuck, Cybelle, Hinduism, Prentice Hall, New Jersey 1999. Sidharth, B. G., The Chaotic Universe: From Planck to the Hubble Scale, Nova Science Publishers, Huntington, New York, 2001. Silk, Joseph, A Short History of the Universe, Scientific American Library, New York 1994. The Big Bang, W. H. Freeman and Company, New York 2001. Smedes, Taede A., Chaos, Complexity, and God: Divine Action and Scientism, Peeters, Leuven, Paris, Dudley, 2004. Smith, A. D., Non-Reductive Physicalism?, Objections to Physicalism (nr. Howard Robinson), Oxford University Press, Oxford 1993. Smith, Wilfred Cantwell, Faith and Belief, Princeton University Press, New Jersey 1979. What is Scripture: A Comparative Approach, Fortress Press, Minneapolis 1993. Sorell, Tom, Scientism: Philosophy and the Infatuation with Science, Routledge, Londra ve New York 1991. Sorley, William Ritchie, The Ethics of Naturalism: A Criticism, Books for Libraries Press, New York 1969. Southwood, T. R. E., The Story of Life, Oxford University Press, Oxford 2003. Spence, Lewis, Introduction to Mytology, Senate, Londra 1994. Stace, W. T., The Nature of the World: An Essay in Phenomenalist Metaphysics, Princeton University Press, Princeton 1940. Stenmark, Mikael, Scientism: Science, Ethics and Religion, Ashgate, Aldershot 2001. Stewart, Ian, Does God Play Dice?: The Mathematics of Chaos, Basil Blackwell, Oxford ve New York, 1989. Doann Saylar (trc. Selgin Zrhl), zdm, stanbul 2000.

189

Sbk, Tceddn Eb Nasr Abdlvehhb b. Al, es-Seyfl-mehr f erhi Akdeti Eb Mansr (nr. M. Saim Yeprem), stanbul 1989. ehristn, Ebul-Feth Muhammed b. Abdlkerm, Nihyetl-akdm f ilmil-kelm (nr. Alfred Guillaume), Oxford 1934. Tarbuck, Edward J., Frederick K. Lutgens, Earth Science, Prentice Hall, Upper Saddle River, New Jersey, 2000. Taslaman, Caner, Big Bang ve Tanr, stanbul Yaynevi, stanbul 2003. Taylor, Richard, Metaphysics, Prentice-Hall, New Jersey 1983. Taylor, Stuart Ross, Solar System Evolution: A New Perspective, Cambridge University Press, Cambridge 2001. Teftzn, Sadeddn Mesd b. mer, erhul-Akidin-Nesefiyye, stanbul, ts. erhul-Maksd, stanbul 1277. Tehnev, Muhammed b. Al el-Frk, Kef istilhatil-fnn vel-ulm, Beyrut 1996. Tl, Tams, Mrton Gruiz, Chaotic Dynamics: An Introduction Based on Classical Mechanics (ngilizce trc. Katalin Kulacsy), Cambridge University Press, Cambridge 2006. Thomson, George, nsann z (trc. Celal ster), Payel yaynevi, stanbul 1991. Tirmiz, Eb s Muhammed b. s, el-Cmius-sahh, Msr 1975. Tolstoy, tiraflarm (trc. hsan zdemir), stanbul 2006. Torrance, Robert M., The Spiritual Quest: Transcendence in Myth, Religion, and Science, University of California Press, Berkeley ve Los Angeles 1994. Topalolu, Bekir, Allah nanc, sam, stanbul 2006. Huds, DA, stanbul 1998. slam Kelamclarna ve Filozoflarna Gre Allahn Varl (sbt- Vcib), Diyanet leri Bakanl, Ankara 1995. , Y. evki Yavuz, lyas elebi, slamda nan Esaslar, amlca Yaynlar, stanbul 2002. Kayym, DA, Ankara 2002. Kelam lmi: Giri, Damla, stanbul 1996. Kyamet, DA, Ankara 2002.

190

Toulmin, Stephen, Contemporary Scientific Mythology, Metaphysical Beliefs (nr. Stephen Toulmin, Ronald W. Hepburn, Alasdair MacIntyre), Schocken Books, New York 1970. Cosmopolis: The Hidden Agenda of Modernity, The Free Press, New York 1990. Touraine, Alain, Modernliin Eletirisi (trc. Hlya Tufan), Yap Kredi, stanbul 2002. Tudge, Colin, The Veriety of Life: A Survey and a Celebration of All the Creatures that Have Ever Lived, Oxford University Press, Oxford 2000. Trk Ataszleri ve Deyimleri, Milli Eitim Bakanl, stanbul 2001. Trke Szlk, Trk Dil Kurumu, Ankara 1998. Ulutrk, Veli, Kuran- Kermde Yaratma Kavram, nsan, stanbul 1995. Uysal, Enver, hvn- Safa Felsefesinde Tanr ve lem, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi Vakf, stanbul 1998. lken, Hilmi Ziya, Bilgi ve Deer, lken, stanbul 2001. smend, Aleddin Muhammed b. Abdlhamd el-smend es-Semerkand, Lbblkelm (nr. M. Sait zervarl), stanbul 1998. Walker, Ralph, Transcendental Arguments against Physicalism, Objections to Physicalism (nr. Howard Robinson), Oxford University Press, Oxford 1993. Weiss, Paul, Being and Other Realities, Open Court, Chicago ve La Salle, Illinois 1995. Modes of Being, Southern Illinois University Press, Carbondale 1958. Westerhoff, Jan, Ontological Categories: Their Nature and Significance, Oxford University Press, New York 2005. Westfall, Richard S., Modern Bilimin Oluumu (trc. smail Hakk Duru), Ankara 1997. White, Vernon, The Fall of a Sparrow: A Concept of Special Divine Action, The Paternoster Press, Exeter 1985. Whitehead, Alfred North, Process and Reality: An Essay in Cosmology (nr. David Ray Griffin, Donald W. Sherburne), The Free Press, New York 1978. The Concept of Nature, Cambridge University Press, Cambridge 1964. Wicander, Reed, James S. Monroe, Essentials of Geology, Wadsworth Publishing Company, Belmont, California, 1999. , James S. Monroe, Historical Geology: Evolution of Earth and Life through Time, Thomson Brooks/Cole, Belmont, California, 2003.

191

Wilson, Edvard O., The Diversity of Life, W. W. Norton & Company, New York ve Londra 1993. Witherall, Arthur, The Problem of Existence, Ashgate, Hants 2002. Wittgenstein, Ludwig, On Certainty (nr. G. E. M. Anscombe, G. H. von Wright; trc. Denis Paul, G. E. M. Anscombe), J. & J. Harper Editions, New York ve Evanston 1969. Tractatus Logico-Philosophicus (trc. D. F. Pears, B. F. McGuinness), Routledge & Kegan Paul, Londra 1961. Zettel (nr. G.E.M. Anscombe, G.H. von Wright; trc. G.E.M. Anscombe), Basic Blackwell, Oxford 1998. Wood, John A., The Solar System, Prentice Hall, Upper Saddle River, New Jersey, 2000. Woodfield, Andrew, Teleology, Cambridge University Press, Cambridge 1976. Yar, Erkan, Ruh-Beden likisi Asndan nsann Btnl Sorunu, Ankara Okulu, Ankara 2000. Yavuz, Yusuf evki, rade, DA, stanbul 2000. Kader, DA, stanbul 2001. Yeprem, M. Saim, rde Hrriyeti ve mam Mtrd, amil, stanbul 1980. Yldrm, Cemal, Bilim Felsefesi, Remzi, stanbul 1998. Yldrm, Suad, Kuranda Ulhiyyet, Kayhan, stanbul 1997. Yurdagr, Metin, yet ve Hadislerde Esm-i Hsn: Allahn simleri, stanbul 1999. Zebd, Muhammed Murtaz b. Muhammed, Tcl-ars min cevhiril-Kams, ts. Zeccc, Eb shk brahm es-Ser, Tefsru esmillhil-hsn (nr. Ahmed Yusuf edDekkak), Drul-Memn lit-trs, Dmek 1986. Zeccc, Ebul-Kasm Abdurrahman b. shak, tikku esmillh (nr. Abdlhseyin Mbarek), Messesetr-Risle, Beyrut 1986.

192

You might also like