You are on page 1of 132

I

NDEKLER
NSZ KISALTMALAR GR LM VE LM- LEDNN 1. Bilgi Trleri 1.1. Akl Bilgi 1.2. Gayb Bilgi 2. Dnce Ekollerinin Bilgi Tanmlamalar 2.1. Kelamclara Gre Bilgi 2.2. Filozoflara Gre Bilgi 2.3. Mistiklere Gre Bilgi 2.4. Psikologlara Gre Bilgi I. BLM LM- LEDNN, LGL KAVRAMLAR VE BLMSEL YAKLAIMLAR 1. lm-i Lednnnin Lgat ve Terim Anlam 2. Felsefede lham 3. Psikoloji ve Parapsikolojide lham 3.1. lham (nspiration) 3.2. Telestezi (Clairvoyance) 3.3. Psikometri (Psychometry) 3.4. Telepati (Telepathy) 4. Psikolojide Rya
IV V 1 1 3 3 6 11 11 12 14 19 22 22 22 24 26 29 30 31 31 32

II

5. Sosyolojik Adan Rya 6. Biyolojik Adan Rya 7. Parapsikolojide Hiss-i Kablel-Vuku 7.1. Premonisyon 7.2. Teleoptik

40 42 43 48 48

7.3. Postkognisyon 49 7.4. Prekognisyon


49

7.5. Paradiagnostic 50 II. BLM LM- LEDNN VE SLAM 1. slam Dncesinde lm-i Lednn 2. Kuranda lm-i Lednn 2.1. Salih Kul (Hzr) 2.2. Musa le Salih Kul Arasnda Geen Olaylarn Genel Deerlendirmesi 3. lm-i Lednn eitleri 3.1. Vahiy 3.1.1. Vahiy Kelimesinin Lgat ve Terim Anlam 3.1.2. Kuranda Vahyin Kullanld Anlamlar 3.1.3. Vahiy Geli ekilleri 3.1.4. Vahyin Mahiyeti 3.2. lham. 3.2.1. lhamn Lgat ve Terim Anlam 3.2.2. lhamn Vahiy le Mnasebeti 3.2.3. lham le Kazanlan Bilgi (ktisab Bilgi) likisi
51 51 51 53 55 63 76 76 76 77 77 78 81 81 84 84

III

3.2.4. lhamn lim Olarak Bilgi Kayna Saylmas 3.2.5. Kuranda lham 3.2.6. Hadislerde lham 3.2.7. Tasavvufta lham 3.2.7.1. Firaset 3.2.7.2. Feth 3.2.7.3. Basiret 3.2.7.4. Hatr (Havatr) 3.2.7.5. Marifet 3.2.7.6. Mkaefet 3.2.7.7. Yakn 3.3. Hiss-i Kablel-Vuku (nsezi) 3.3.1. Hiss-i Kablel-Vukunun Lgat ve Terim Anlam 3.3.2. Tasavvufta Hiss-i Kablel-Vuku 3.4. Rya 3.4.1. Ryann Lgat ve Terim Anlam 3.4.2. Kuranda Rya 3.4.3. Hadislerde Rya 3.4.4. Tasavvufta Rya 3.4.5. Ryann Balaycl 3.4.6. Rya Tabir Etmek SONU KAYNAKLAR ZET

86 87 89 90 93 93 93 94 94 94 94 94 94 95 96 97 100 101 104 106 107 112 114 126

IV

NSZ Bilindii zere slam ilme byk nem vermitir. Gnmzde modern bilim anlaynn pozitivist postlalar nedeniyle (b)ilim birok boyutlarn kaybetmi olsa da hakikatin ilelebet yok saylmas mmkn olmad iin, yok saylan boyutlarn eksiklii ciddi olarak hissedilmeye balamtr. Bu nedenle batda parapsikololoji genel balyla bu yanl giderilmeye allmaktadr. Yine bilindii zere slam dnyas bilim anlayndan youn bir ekilde etkilenmi olduu iin Kuran zerine yaplan almalarda da youn bir rasyonelleme abas ierisine girilmitir. Kuran da lm-i Ledunn isimli mtevzi almamzda bu srecin gz ard ettii bir imkn yeniden dile getirmek istedik. Konuyu tez almas olarak tavsiye eden ve almamda bana yardmlaryla destek olan hocam Do. Dr. Hayati AYDINa teekkrlerimi sunmay bir bor bilirim. Allahtan almamz hayrlara vesile klmasn temenni ederim.

Ahmet BARDAK VAN

KISALTMALAR a.g.e Ank. as b. bkz. bl. c. ev. DA DB h. haz. Hz. A st. M.E.B. s. S.B.E terc. trs. nv. vb. vd. yay. : Ad geen eser : Ankara : Aleyhisselam : Bin, ibn : Baknz : Blm : Cilt : eviren : Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi : Diyanet leri Bakanl : Hicri : Hazrlayan : Hazreti : slam Ansiklopedisi : stanbul : Milli Eitim Bakanl : Sayfa : Sosyal Bilimler Enstits : Tercme eden : Tarihsiz : niversitesi : Ve benzeri : Ve dierleri :Yaynlar

GR lm-i lednn hakknda bilgi vermeden nce ilim ve bilgi kavramlarn incelemek gerekir. Bilginin mahiyeti ve eitlilii hususunda baz aklamalar yaparak ilm-i lednninin bu bilgi kategorileri arasndaki yerini belirtmeye alacaz. Bu ilmin gnmzde yansmalarnn olup olmadn inceleyeceiz. Konuyu ele alrken ncelikle ilm-i lednnden bahseden Kehf Suresinde geen konuyla ilgili ayetleri aktaracaz ve kssada geen ahsiyetler hakknda yaplm yorumlar inceleyeceiz. Hz. Musann arkadann kiilik yapsndan, sahip olduu ilmin niteliinden bahsedeceiz. Hz. Musann muhatap olduu kiinin yaptklarnn gnmz fkh tarafndan yaplamayan yorumlarnn sebepleri zerinde duracaz. Bu kssada geen olaylar slam dnce tarihinde belirli izler brakmtr. Konuyla yakn ilgisi olmas mnasebetiyle batda son yllarda yaplan youn parapsikolojik almalar da ele alacaz. Bu konularda yaplan almalarn slam kltrne zenginlik katacana inanyoruz. LM VE LM- LEDNN

lim, Allahn insanlara verdii bir ltuftur. nsan dnerek, aratrarak ilmi elde eder. Genel olarak ilmin iki kayna vardr. Bunlar ilah ve beer kaynaklardr. lahi kaynakl ilmi, vahiy yolu ile alrz. Beer kaynakl ilmin merkezinde insan vardr. nsanlar beer bilgileri taklit, tecrbe, deneme yanlma ve akletme gibi eylemlerle elde ederler. lim hakknda ok deiik tanmlar yaplmtr. Bu kavramlar tredikleri ortam ve konuya bak alarna gre tanmlanmtr. lim ve bilgi kavramlar birbirleri yerine kullanlmtr. slam terminolojide ilim terimi; "bilgi" kelimesi yerine kullanld gibi, bilim dallarnn ubelerini ifade etmek iin de kullanlr. Hadis ilmi, tefsir ilmi gibi. slam limleri ilim hakknda ok eitli tanmlar yapmlardr.

Seyyid erif Crcn'ye gre ilim: Geree ve vakaya uygun den bilgi ve kanaattir.1 lim, bir eyi olduu gibi idrak etmek ve nefsin, bir eyin manasna ulamasdr. lim, dnen ile dnlen arasnda hususi bir alkadr.2 Ayrca ilim, dnme, anlama ve hayal etme manalarna da gelir. Terim olarak ilim, insann duyu vastalar ile elde ettii veya Allahn vahiy ile bildirdii, yakni bilgidir. Evrende oluan olaylar hakknda gzlemler, deneyler ve dnme sonucu elde edilip biriken bilgilerden hareketle ve kiiden kiiye deimeyen (objektif) metotlar araclyla yeni bir bilgi retmeye denir.3 Daha geni bir tanmla: lim, lme, gzlem, deney, sezgi, ilham, nbvvet ve vahiy kaynakl bilgilerin, birbirleriyle olan ilikilerinin tanmlanarak, Kuran referans sistemi bnyesinde, hiyerarik bilgi kategorileri halinde organize edilmesi faaliyetidir. Bylece fiziki alemin ampirik (deneye dayal) bilgileriyle fizik tesi alemin bilgileri bir at altnda birletirilir.4 Bu tanmda bilginin iki ynl yapsndan sz edilmektedir. Bilginin slam literatrnde ilim kelimesi ile ayn anlamda kullanldn belirtmitik. Kavram olarak bilgiyi tanmlama, tredii kaynaa ve bak asna gre deimektedir.5 Bilginin tanmnda mutlaka unsur bulunmas zorunludur: Bilen (suje), bilinen (obje) ve bunlar arasndaki mnasebet.6 Bu unsur her trl bilginin unsuru olarak kabul edilmektedir. Bilgi, gerek tabi srele, gerekse yapay srele elde ettiimiz btn zihinsel birikimlerimizdir.7

Bilginin mahiyeti, kurallar ve deeri ayr bilim dallar tarafndan ele alnmtr. Bilginin kurallarn mantk, mahiyetini psikoloji, deerini ise metafizik ele almtr.

Crcani, et-Ta'rifat, Beyrut 1985, s. 160. Crcani, a.g.e. s. 160. 3 Ahmet Yksel zemre, Kuran ve Astrofizik, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-II, Ensar Neriyat, stanbul, 2001,s.299. 4 rfan Ylmaz, vd. Yeni Bir Bak Asyla lim ve Din, stanbul. I, 149. 5 Ahmet shak Demir, Mtekaddimin Devri Kelamclarna Gre Bilgi Kayna Olarak Kef ve lham, Yksek Lisans Tezi, Marmara nv. S.B.E, stanbul, 1993, s.11. 6 Demir, a.g.e, s.11. 7 Alparslan Akgen, Bir Felsefe Sorunu Olarak Gayb, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 s.196.
2

Genel olarak insann bilgisi Kurana gre snrldr. Kuran, insanlara az bir bilgi verildiini belirtiyor.8 Her eyi her hakikati olduu gibi bilmek Allaha mahsustur. Bununla birlikte slam Medeniyetinin ilim ve dnce medeniyeti olmasn salayan en nemli sebep Kurann ilme, akletmeye, tezekkre (hatrlama) ve tefekkre (dnme) verdii nemdir. Bu konularla ilgili birok ayet vardr. Kuranda sadece ilim kelimesi ve ondan treyen isim ve fiiller 700den fazla yerde gemektedir.9 Bilgi edinme yollar unlardr: Duyularn idraki, haber ve istidlal. Ayrca insanlar, rendikleri ilimleri vastal veya vastasz yollarla renirler. Vastasz rendii eyler genelde ftr eylerdir. Alk, susuzluk gibi doal ihtiyalardr. Vastal rendii eyler ise duyu organlar vastasyla, akl ve tefekkr kullanarak elde edilen ilimlerdir. Bilgi edinme yollarndan istidlal metodunu Kuran ok kullanmtr. rnein: (nsanlar) devenin nasl yaratldna, bakmazlar m? Ge bakmyorlar m nasl ykseltilmi? Dalarn nasl dikildiine, bakmazlar m? Yeryznn nasl yayldna bir bakmazlar m?10 1. Bilgi Trleri Bilgiyi akl ve gayb bilgi olarak iki trde inceleyebiliriz.

1.1. Akl Bilgi

Akln bilgi edinme srecinde iki nemli ilevi vardr: Birincisi dnme, ikincisi ise akl yrtmedir. Bu iki ilev arasnda kullanlan vasta ise, irade yetimizdir. Bilginin iki temel kayna olan zihin ve alg yetimizde birikime tekabl

8 9

sra, 17/85 Casim Avc, Kuran ve Medeniyet Tarihi, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-II, Ensar Neriyat, stanbul, 2001, s.79. 10 aiye, 88/1720.

eden iki nemli yeti vardr, birisi bilin, dier ise sezgidir.11 nsan dier varlklardan ayran en nemli stnl bu yetilerin olmasdr. nsan, kendi aklnn varln kabul etmekle birlikte onu anlamaya gayret etmektedir. Bunun iin de akln kullanmaktadr. Yani akl, akl anlamaya almaktadr.12 Bu yzden akln fonksiyonun tam olarak kavrayamyoruz. nk akln fonksiyonunu tanmak yine akla dmektedir. Akl ise akl, tam anlamyla zememekte ve onun tm anlamyla kaynan, gcn kavrayamamaktadr. Sje, objenin sonucuysa byle bir sje kendisini douran ve kendisini aan objeyi nasl kavrayacaktr. stelik sje yle bir sjedir ki objesi bizatihi kendisidir. Hatta akl, kendini kavrama durumunda sje, objenin iinde, onun denetiminde ve onun ynlendirmesindedir. Bir ey kendini kavrarsa o ey kendi olmaktan kar veya o ey bir baka varlk alanna kmadka kendisini btnyle kavrayamaz. u halde akl akl ihata edemez. Akl, akl iin bilinemezliini srdrr. Akl ancak kullanlr. Akll varlk kendisini btn inceliiyle tanyamayacan anlaynca aslnda kendini tanm olur.13 Kuranda da akln bu zafiyetinden sz edilir.14 slam dini iman kelimesiyle kastettii manalar aklen izah ederek insan zihninin kavrayabilecei kvama getirerek onun imanl olmasna yardm etmitir. Kuran, bizleri iman edilmesi gereken eyler hususunda ikna ederek aklen de bunu kabullenir olmamz salyor. Kuran, akl kavramaya alan eyi kalp olarak kabul eder. Kurana gre kalp, hisseden anlayan, kavrayan, seven ve nefret eden bir varlktr. Kuran, kalplerine kulak vermeyen kiileri sar ve dilsiz olarak tanmlyor.15 Kurana gre kalplerinde hastalk olanlarn, mhrl olanlarn, gzleri perdeli olanlarn, ayrca kulaklar mhrl olanlarn anlay kabiliyetleri, sezi yetenekleri, doruyu, hakikati kavrama istidatlar kaybolmutur.16 Akl bilgi ile ilgili baz ayetleri aktaralm:

11 12

Akgen, a.g.e. s.208. Halis Albayrak, Kuranda nsan-Gayb likisi, ule Yay. stanbul, 1993, s.171. 13 Halis Albayrak, a.g.e. s.171. 14 Nahl, 16/ 4344; Rad, 13/ 19, sra, 17/ 72. 15 Bakara, 2/171,Enfal, 8/22, Yunus, 10/ 42, Rad, 13/ 19, sra, 17/ 72. 16 Halis Albayrak, a.g.e. s.200.

Hakknda bilgin bulunmayan eyin ardna dme. nk kulak, gz ve gnl, bunlarn hepsi ondan sorumludur.17 Siz, hibir ey bilmezken Allah, sizi analarnzn karnndan kard; kredesiniz diye size kulaklar, gzler ve kalpler verdi.18 Andolsun ki, onlara da size vermediimiz kudret ve serveti vermitik. Kendilerine kulaklar, gzler ve kalpler vermitik. Fakat kulaklar, gzleri ve kalpleri kendilerine bir fayda salamad. Zira bile bile Allah'n ayetlerini inkr ediyorlard. Alay edip durduklar ey, kendilerini kuatverdi.19 Andolsun onlarn (gemi peygamberler ve mmetlerinin) kssalarnda akl sahipleri iin pek ok ibretler vardr. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir sz deildir. Fakat o, kendinden ncekileri tasdik eden, her eyi aklayan (bir kitaptr); iman eden toplum iin bir rahmet ve bir hidayettir.20 Akl bilgi, hangi eyin iyi, hangi eyin kt olduunu bilmemizi veya kestirebilmemizi salar.21 slam, bilgiyi ahlak sorumluluun art olarak grmektedir.22 Akl bilginin nakl bilg ile de mnasebeti vardr. Birbirlerinden tamamen bamsz deillerdir. Bu mnasebeti iyi deerlendiremeyenlerin belirli yanlglara dt grlmektedir. Bu iki bilgi, insann mutluluunu ama edinmitir. Bu iki bilgiden birisini terk etmenin belirli problemler oluturaca kesindir. Bugn neredeyse her ey otonomluk iddiasndadr. Din, bilimin sorgulamasndan rahatsz olmakta; sanat, bana buyrukluunu ilan etmekte; din: bana inanmayan beni anlayamaz demekte; ahlaka ise kck bir faaliyet sahas verilmektedir. Kanaatimizce, asrmzn en etin problemi, beeri tecrbedeki bu blnmlktr. Modern psikoloji, bize insan uurunun bir btn olduunu retmektedir. O halde insann eitli tecrbeleri arasnda gerek bir iliki vardr.23

17 18

sra, 17/36. Nahl, 16/78. 19 Ahkaf, 46/26;Ayrca bkn. Furkan, 25/63, Araf, 7/199, Enfal, 8/ 22, Rahman, 55/ 14, Alak, 96/35, Ftr, 35/1921, Enam, 6/ 50, Yunus, 10/ 36, Maide, 5/32, Nahl, 16/ 125, uara, 26/ 208, Nahl, 16/ 4344. 20 Yusuf, 12/ 111. 21 Halis Albayrak, a.g.e. s.201. 22 Raju, a.g.e. s.647. 23 Mehmet S. Aydn, Din Felsefesi, Seluk Yay. 3. Bask, stanbul 1992, s.261.

Akl bilginin nakl bilgiden bamsz, tek bana bir ey ifade etmediini iddia edenlere gre: Akl vahiy karsnda kendi bana mutlak bir kategori deildir ancak Vahyin diliyle tebli edilen hakikat bilgisinin anlalmasnda vazgeilmez bir aratr. Kat pozitivizmi douran bat rasyonalizminde olduu ekliyle mslmanlarn sekler bir dnya grn benimsemeleri zaten mmkn deildir. Modern zamanlarda daha belirgin olarak grld gibi aklcln tekebbre ve despotizme dnmesi ve doruyu kendi bilgisine hasretmesi riski her zaman mevcuttur. Fakat bu durum akln deerini kltmez ya da kullanmn ortadan kaldramaz. Aklla donatlan insann ebed ve kadir bir varln hidayeti karsndaki konumunu gz ard etmeden, idrak ve anlama mekanizmas olan akln ll ve azimli bir ekilde kullanmas halinde hem nndeki engeller kalkacak, hem problemleri zlecek, hem de iinde yaad dnyas tahrip edilmemi olacaktr.24 Nakl bilginin belirledii farzlar da bir ynyle akl bilgi ile ilikilidir. Aklen zorunlu olan ve vahyedilmi bilginin teyit ettii farzlar olduu gibi, aklen mmkn olan ve vahyedilmi bilginin emrettikleri farzlar iin de temel alnan akldr.25 Grld gibi akl bilgi ile nakl bilginin tek bana hareket etmesi sz konusu deildir. nsanlar bu iki bilgi ile ilikili klnmlardr. Sonu olarak slam, akl bilgiye nem vermi ve onu tevik etmitir. Bu adan insan, akln kulland srece gerekleri daha doru alglar ve yorumlar.

1.2. Gayb Bilgi Gayb, teden beri insanlarn zmeye alt bir bilgi problemi olarak alglanmtr. Gayb, kavramsal anlam itibariyle de, ister fizik, ister fizik tesinde olsun zahir ve batin duyularn alan dnda kalan ve akl yoluyla mahiyeti idrak edilemeyen ey manasn ifade etmektedir.26 Bu adan gayb kavrayamadmz bir kavram olarak tarif edilmektedir.

24

M. Sait zervarl, Mutezile Aklcl, Uluslararas slam Dncesi Konferans 2, 2527 Nisan 1997,stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar, s.107. 25 Raju, a.g.e. s. 652. 26 Muhsin Demirci, Bir Bilgi Kayna Olarak Vahiy, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003,s.80.

Gayb, terim olarak slam literatrde ve yaayan kltrde genellikle grnmeyen akn lem, insann bilgi sahibi olamayaca baka bir lem, fizik tesi lemi, manev, ilah lem ve o lemdeki varlklar ve olular manasna gelir.27 Bu tanmda da anlalan gaybn genel olarak fizik tesiyle ilgili bir kavram olduudur. Gayb, insann kalbiyle farkna varabildii, hissedebildii fakat gremedii, duyular ve zihin yoluyla hakknda kesin nesnel bilgiye sahip olamad her eydir.28 Ayrca gayb, hiss ve akl kavray menzilinin dnda olup, bu nedenle, objektif bilgi elde etme yoluyla kendisine ulalamayan; grnr olgularn hakikati veya temel ilkesi konumunda olan; aknlk alan da dhil, duyular st metafizik hakikatleri kapsayan; bunun zorunlu sonucu olarak, sadece iman ve aknla dnk bir sezgi ile varl kabul edilen var olu alanlarn ifade eder.29 Gaybn Kuranda kullanld ekillerini iyi kavramak gerekir. Kuranda gayb deiik anlamlarda kullanlmtr. Bunlardan bazlar unlardr: (Mnafklar), Allah'n, onlarn srrn da fsltlarn da bildiini ve gayblar (gizli eyleri) ok iyi bilen olduunu hla anlamadlar m?30 ayetinde gemi olaylar, gizli ve sr olan eyler; Babanza dnn ve deyin ki: "Ey babamz! phesiz olun hrszlk etti. Biz, bildiimizden bakasna ahitlik etmedik. Biz gaybn bekileri deiliz.31 ayetinde bir eyin, bir olayn i yz; (Seferden) onlara dndnz zaman size zr beyan edecekler. De ki: (Bouna) zr dilemeyin! Size asla inanmayz; nk Allah, haberlerinizi bize bildirmitir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da grecektir, Resl de. Sonra grleni ve grlmeyeni bilene dndrleceksiniz de yapmakta olduklarnz size haber verecektir.32 ayetinde fizik dnyada bakalarnn gremedii davranlar; O, gkleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandr. "Ol!" dedii gn her ey oluverir. O'nun sz gerektir. Sr'a flendii gn de hkmranlk O'nundur. Gizliyi
27 28

Halis Albayrak, a.g.e. s.20. Halis Albayrak, a.g.e. s.159. 29 Sadk Kl, Kuranda Gayb Alemi Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003, s.45. 30 Tevbe, 9/ 78. 31 Yusuf, 12/ 81. 32 Tevbe, 9/94.

ve a bilendir ve O, hikmet sahibidir, her eyden haberdardr33 ayetinde grnmeyen her ey; Sana kyameti, ne zaman gelip atacan soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katndadr. Onun vaktini O'ndan bakas aklayamaz. O gklere de yere de ar gelmitir. O size anszn gelecektir. Sanki sen onu biliyormusun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'n katndadr; ama insanlarn ou bilmezler.34 ayetinde bilinmeyen her ey anlamnda kullanlmtr.35 Ayrca gayb kelimesi Kuranda en ok insana gre bir durumu veya insann iinde bulunduu varlksal ve bireysel artlar ifadelendirmekte kullanlmtr. Kurana gre bir ey ya insann tr olarak varlk zelliklerini at iin gaybdr ki bu insann bilgisine sahip olamayaca bir alandr veya birey olarak tad trsel ve bireysel kapasitesini aan ve mekn asndan insann iinde bulunduu kiisel artlarla ilgilidir.36 Mesela gemile ilgili baz hadiselerden bahsederken Hz. Peygambere hitaben bunlarn gayb haberleri olduunu, ancak vahiy yoluyla bilebileceini, nk hadiseler olurken orada bulunmadn belirtir.37 Kuranda inanlacak varlklardan gayb kelimesiyle sz edilmemektedir. Aksine inanlacak varlklar tek tek saylmaktadr. Gayba iman herhangi bir kayda bal olmakszn Kurann ngrd bir ilke olarak alglamamak gerekir. Byle bir durum her grnmeyene iman etme gibi bir ykmllk ortaya kar ki bu, Kurann ruhuna aykrdr. Aksine Kuran insanlarn hakknda bilgi sahibi olmadklar gayb bir takm varlklara ve olgulara inanmalarn knamakta ve bu tr tavrlar zanna tabi olmak eklinde grmektedir. Dolaysyla her grnmeyene inanmak gibi bir inan ilkesi olamaz. Byle bir kapnn almas her eyi alt st eder ve insanlar, arlatanlarn tuzana drr. Kuran, inanlacak varlklar ak ak sayarak iman konusunu disipline etmi ve her trl karklktan kurtarmtr.38

33 34

Enam, 6/ 73. Araf, 7/187. 35 Halis Albayrak, a.g.e. s.100. 36 Halis Albayrak, a.g.e. s.94. 37 Kasas, 28/ 1,Yusuf, 12/81. 38 Halis Albayrak, Kuranda nsan-Gayb likisi, stanbul, 1993. s.71

Bu adan bakldnda Kurana gre gayb bilmek insann problemi deildir. Hz. Musa ile Hzr kssasnda da bunu gryoruz. Bu kssada, Allahn yaptklarndan dolay sorguya ekilemeyeceinin iaretleri vardr. Hzr mutlak hakikati, Allahn bilgisini, gaybn bilgisini temsil ediyor. Musa ise gayb bilmeye tahamml olmayan insan temsil ediyor. u halde Hzr kssas olarak bilinen Kehf suresindeki bu kssa insanlarn gayb bilecei fikrini deil aksine bilemeyecei fikrini vurgulamaktadr.39 Bu bakmdan Kuran, insanlara gayb bilmeyi hedef olarak gstermiyor diyebiliriz. Peygamberlerin gayba dair bilgileri de Allah tarafndan kendilerine verilen bilgilerdir. O btn grlmeyenleri bilir. Srlarna kimseyi muttali klmaz; ancak, (bildirmeyi) diledii peygamber bunun dndadr. nk O, bunun nnden ve ardndan gzcler salar.40 Hz. Peygamber, Allah tarafndan srekli olarak bilgilendirilmitir. fk hadisesinde, Hz. Peygamberin vahiy gelinceye kadar beklemesi, Mescid-i Drar olaynn vahiy ile bildirilmesi bunlara birer rnek olarak verilebilir.41 Kuranda rneini grdmz gibi Allah bildirmedike peygamberlerin de gaybla ilgili bilgi sahibi olmalar mmkn deildir. nsanlar gayb olan bilmeyi ftri olarak isterler. nk insanlar maddi alanda mutluluu bulamad iin bu alana kaymaktadrlar.42 Bu manada gayb konusu ayn zamanda ontolojik ve epistemolojik bir problemdir, nk var olan bir eyin bilgisinden sz edilebilir veya baka bir ifadeyle bilgisel adan problem olan ey ayn zamanda var olanla ilgili bir problemdir ve insan iin bir de etik (ahlaki) deeri vardr.43 Gayb lemi ile ilikimizin youn olarak canl tutulmasnn baz sebepleri vardr. Biz melekleri hissetmek durumundayz. Biz ktle sevk eden varlklarn var olduunun bilincinde olmak zorundayz. Biz Allahn bizim yaptmz gzel ilerden dolay bize sevgi nazaryla baktn hissetmek, duyumsamak durumundayz. Allahn bize doru gnderdii ltuflar, bize doru gnderdii

39 40

Halis Albayrak, a.g.e. s.247. Cin, 72/2628; ayrca bkz. Al-i mran, 3/49179, Hud, 11/51, ura, 42/52. 41 Halis Albayrak, a.g.e. s.242. 42 Halis Albayrak, a.g.e. s.81. 43 Halis Albayrak, a.g.e. s.156.

10

azarlamalar, tehditler btn bunlar ierisinde biz var oluyoruz. Allahla birlikte var oluyoruz ve gaybla birlikte var oluyoruz.44 Gayb pasif bir bilgi objesi olarak alglanmamaldr. Onun en nemli boyutu var olula ilgili boyutudur. Biz de bu var olu ierisinde olmalyz. Bu olua katlrken lemin sadece grlen olgularda, olaylardan ve varlklardan ibaret olmadn iyi hissedip, gayb lemi ile birlikte var olduumuz hissine varmalyz. Zaten iimizde bu btnl tayoruz. nsan, gaybla ehadetin kesitii kavak noktas varldr.45 Gayb bilginin en nemli unsuru vahiydir. Vahiy slam dncesinde gayb bilginin kaynaklarnn banda gelmektedir. Gayb, duyular yolu ile anlalamazsa da, vahyin yardm ile akln anlayabilecei bir duruma getirilebilir. O halde, gayb bilinemez, ancak anlalabilir.46 slam ulemas genel olarak zahire gre hkm vermilerdir. Rya, ilham, keramet veya gizli ilimlerle baz eylerin sezilebileceini kabul etmelerine ramen bu yollarla elde edilen bilginin zann bir bilgi olacan, dolaysyla mutlak gayb snrn zorlayamayacan belirtirler.47 Sufilerin gayba bak alar ise daha farkldr. Onlara gre lednn ilme vakf olanlar gayba muttali olurlar. Onlara gre bu iddia Gayb Allahtan baka kimse bilmez kesin hkmne aykr deildir. nk onlar, Allah onlarn beeri sfatlarn kaldrp kendi sfatlaryla onlar ssledii zaman gayba vakf olurlar ki, bu halde kendilerinde deil, Allahta yayor, Allahn gzyle bakyorlardr. Sonuta, gayb bilen onlarn beeri varlklar deil, kendilerinde tecelli eden ilahi sfattr.48 Gnmzde baz medyumlarn cinlerle olan ilikilerinden elde ettikleri haberler gayb bilgi kapsamna girmez. Bu bilgiler zneldir ve onlarn baz konularla ilgili nceden bilgi sahibi olmalar (precognition), gaybn insanlarca bilinebileceine delil oluturmaz. Allah, hi kimsenin Onun izni olmadan bilgisini ihata

44 45

Halis Albayrak, Mzakere Ksm Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V, Ensar Neriyat, stanbul, 2003,s 59. Halis Albayrak, a.g.e. s.58. 46 Akgen, a.g.e. s.120. 47 Elmall M.Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Eser Neriyat, stanbul, VII, 5415; Halis Albayrak, a.g.e. s.167,168. 48 Kl, a.g.e. s.51; Sleyman Ate, Slemi ve Tasavvufi Tefsiri, Snmez Neriyat, stanbul, 1969, s.145.

11

edemeyeceini syler.49 Bu ifadeden Allah izin verirse baz insanlarn baz eyleri bilebilecei fikri karlabilir. Nitekim sihir renen kimselerin Allahn izni olmakszn hi kimseye zarar veremeyeceinden bahsedilir.50 Allah dilerse normal insanlar iin gayb olabilecek baz konular bilmelerine izin verebilir.51 Btn bunlardan anlald zere gayb ancak Allah bilir, insanlar bilemez. nsanlar, bilgiye akl istidatlar nispetinde ulaabilirler. Gayb, insana gre bir durumu veya insann iinde bulunduu varlksal ve bireysel artlar ifadelendirmekte kullanlmtr. nsanlarn yaps itibariyle ulaamayaca her trden bilgi olarak ta deerlendirilebilir. nsanlara bilmediklerini reten Allahtr. Bu bakmdan gayb bilgi insanlarn mutlaka deer vermek zorunda olduklar bir bilgidir. Bu bilgiyi gz ard etmek mmkn deildir. Bu bilgi bizim aklen ulaamadmz alanlar hakknda bizleri aydnlatr. Bu bilginin rya, ilham, keramet veya gizli ilimlerle bize ulatrldn syleyenler olsa da bu ilmin esas aktarcs vahiydir. yleyse diyebiliriz ki gayb ilmin esas kaynaklar ilahi kitaplar ve peygamberlerdir. 2. Dnce Ekollerinin Bilgi Tanmlamalar 2.1. Kelamclara Gre Bilgi Kelam ilminde ortak bir bilgi tanm yoktur. Olmamasnn baz sebepleri vardr. lim kelimesinin ieriinin anlam genilii iermesi, tarifi yapanlarn anlam daraltma istei ve Allahn ilmi ile mahlkun ilminin ayn tarifte ifade edilmeye allmas sebebiyle ortak bir tanm yaplamamtr.52 Genel olarak slm akaidine gre insann ilim elde etmesinin yollar tr: Havass- selime (salam duyu organlar), akl ve haber-i sadk (doru haber). Kelamclara gre: Bilgilenmede duyular birer alet, akl da zahiri bir sebeptir. Akl btn bilgi kaynaklarnn olmazsa olmazdr. Duyularn gvenilir birer bilgi kayna olmas ise ancak aklla mmkndr. nk onun yokluu, bilgi elde etme noktasnda dier kaynaklar da ilevsiz hale getirmektedir.
53

Maturid gelenei,

iman etmeyi; akla, marifete, irade ve muhabbete dayanan rasyonel bir faaliyet olarak
49 50

Bakara, 2/ 255. Bakara, 2/ 102. 51 Halis Albayrak, a.g.e. s.213, 214; Hicr, 16,17, Saffat,37/ 7-10. 52 Demir, a.g.e. s.12; ayrca bkz. Hanifi zcan, Maturidide Bilgi Problemi, stanbul, 1993, s.23. 53 Demirci, a.g.e s.85.

12

gryor.54 Bu adan bakldnda akl, duyular yoluyla elde edilen bir ilimdir. Duyularn salkl deerlendirmesini akl salar. Akln yokluu bilginin yokluu anlamna gelir. Kelamclar akl ve nakil arasndaki ince dengeyi korumay nemsemilerdir. Onlara gre slamda, inanlar alannda akl ile badamayan hibir dogma yoktur.55 tikad mezheplere gre ilahi hakikate ulamak iin akl bilgi nakle muhtatr. nk akl snrll sebebiyle baz ilah hakikatleri kavrayamaz.56 Bu yzden denilebilir ki bilgi edinmede akl ile nakil dengeli olarak kullanlmaldr. Grld gibi kelamclar her ne kadar akla, marifete dayanan rasyonel bilgiyi kabul etseler de akln, snrll nedeniyle nakle ihtiya duyduunu belirtirler. Bu yzden akl ve nakil dengesini korumaya alrlar. 2.2. Filozoflara Gre Bilgi Filozoflar, bilginin kayna hususunda deiik grlere sahiptirler. Felsefe ekolleri arasnda bilgi tanmlamalar farkl olduu gibi bilgi kayna bakmndan da aralarnda gr birlii yoktur. Filozoflara gre bilgiye konu olan nesneler snfta toplanr: 1. Somut nesneler, ya da olgular alan, 2. Soyut nesneler veya akn alan yani metafizik, 3. Davranlar ve uygulamal konular alan. nsan tecrbesi sadece duyular yolu ile elde edilen deneyimler deil; ayn zamanda duygular vastas ile elde edilen bir birikimdir.57 Felsefi manada bilgi konusu, epistemoloji erevesinde incelenmitir. Bilgi teorisi, bilgi hadisesini tasvir eder, zmleyerek aklamaya alr, bilginin zn, ilkelerini, yapsn, kkenini, kaynan, metodunu, geerliliinin artlarn, imkn ve snrlarn aratrr. Bilginin kayna ile ilgili ok sayda felsefi anlay ortaya kmtr. Empiristlere gre bilginin tek kayna ampirik deneydir. Aklclar, bilginin doutan insann aklnda var olduunu ileri srerler. Sezgiciler, bilginin kayna olarak sezgiyi grrler. Eletirici grn temsilcisi Kanta gre insan
54 55

Mehmet Gndem, Prof. Dr. Mehmet S. Aydn le e Kritik Bak, yi Adam Yay. stanbul, 2000,s.131 Hseyin Hatemi, slamda Aklc Yntem, Uluslararas slam Dncesi Konferans 2, 2527 Nisan 1997,stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar, s.138. 56 Demir, a.g.e. s.24. 57 Akgen, a.g.e. s.118.

13

bilgisinin

kayna

sadece

tecrbedir.

Kantta

pratik

akl

ve

apriori

bilgiler, olgusal (ehadet) alann dndaki alanla ilgilidir. Kant ahlak ilkelerinin temellerini pratik aklda bulur.58 phecilere gre kesin bilgi imknszdr. Pozitivistler iin, bilinebilir olan sadece olgulardr.59 Grld gibi filozoflarn bilgiyi inceleme alar ok farkldr. Baz filozoflara gre bilgi, zihinsel birikimlerimizin tmdr.60 Kindiye gre bilgi, eyann hakikatleriyle kavranmas, Farabiye gre varl ve devamll insann yaptklarna bal olmayan varlklarn mevcudiyetleriyle ilgili olarak aklda kesin hkmn olumasdr.61 Felsefede bilginin, duyu verileri ile soyut dncenin ortak bir rn olduunu ileri srenler de vardr: Bilgi, sadece duyu verilerine snrlanrsa, illetler, cevherler, nefsler, akllar ve Tanr gibi btn soyut hakikatlerden, tamamen ayrlr, dnce sistemi de somut bir realizme kapanm olur. Bunun aksine, bilgisini, sadece bu saylan soyut hakikatlere balamakla yetinip, duyularn her an iinde bulunduu nesnel dnyay dlarsa, o zaman da, kuru bir idealizmin ana dm oluruz.62 bn-i Sina, duyu organlarnn nemini srarla belirtir ve tecrbe dnyasnn idrak vastasyla haberdar olunabileceini syler.63 bn Sinaya gre bilgi idraktir. drak ise hiss ve akl olmak zere ikiye ayrlr. Hiss idrak, zahir ve btn idrak olarak ikiye ayrlrken, akl idrak tamamen btndir. Duyular vastasyla gelen ve dank vaziyette bulunan idrakler ortak duyum tarafndan alnarak tasnife tabi tutulur ve musavvire gcne aktarlr. Bylece musavvire gc, maddelerinden btnyle soyutlanm olan nesnelerin idraklerini saklayp muhafaza eder.64 Burada da hiss idrakin akl bilgiyi destekleyen bir unsur olduunu gryoruz. bn-i Sinaya gre peygamberlerin vahiy almas ile insanlarn akl bilgiyi elde etmesi arasnda belirli bir iliki vardr. Ona gre peygamberler, normal insanlardan aklca daha stndr. Her ikisi de sonuta bilgiyi ayn kaynaktan alr. Her iki bilginin
58

mmanuel Kant, Pratik Usun Eletirisi, (ev. smet Zeki Eyubolu), stanbul, 1989, s.204;Alfred Weber, Felsefe Tarihi, (ev.H.Vehbi Eralp), stanbul, 1991, s.304; Aydn, a.g.e, s.21 59 Halis Albayrak, a.g.e, s.193. 60 Akgen, a.g.e. s.107. 61 Necip Taylan, Bilgi, DA, 1992, VI,157. 62 Bilal Kupnar, bn-i Sinada Bilgi Teorisi, M.E. B.Ankara,2001 s.19. 63 Kupnar, a.g.e. s.68. 64 bn Rd, Faslul-Makal, Felsefe-Din likisi, (ev. Bekir Karla), aret Yay. stanbul, 1999, s.32.

14

ayrld nokta ise, filozofun bilgisi ayrntl (tafsli) ve dank iken, peygamberin vahiyi, z (mciz), klli ve dzenlidir.65 Dolaysyla da akl ve hiss bilginin tmnn kayna Allahtr. bn-i Sina, ilimlerin tasnifini yaparken nazari ilimlerin en aas durumunda bulunan tabiat ilmini en aa, ilahi ilmi ise en yce ilim olarak belirler. Ona gre Faal Akl, hem insan, hem de peygamber iin soyut bilginin kaynadr. bn-i Sinaya gre hads, kendisini Faal Akla gtren akln keskin ve ani hareketidir. Talim ise, herhangi bir ekilde, nceden bakasnn bildii orta terimi renen kimseye intikal ettirmektir. Yani, talim bir muallimden elde edilir.66 Burada soyut bilgilerin kavranmasnn dier bilgilere gre daha zor olduu vurgusu vardr. Kelamclar da buna benzer bir tavr sergileyerek kelam tartmalarn avama anlatlmamasn benimsemilerdir. Bu konuda Gazali lcamul-Avam an lmil Kelam adl bir kitap yazarak kelam tartmalarn avamdan uzak tutulmasn istemitir. Soyut bilgilerin de en az kelam tartmalardaki kadar belirli bilgi seviyesi gerektirdiine kanaat getirilerek avamn bu konulardaki tartmalardan uzak tutulmas istenmitir. Pozitivistlere gre tecrbeye konu olmayan bir ey, insan bilgisine de konu olamaz. Tecrbe alanmz dnda kalan bir eyi bilebilmemiz de mmkn deildir. Duygular bilgi edinmede en ok mistik filozoflar kullanmtr. Filozoflar ise ilham ya da sezginin duygularla ilikili yetenekler olmadklarn sylerler. Grld gibi filozoflara gre genel olarak tecrbeye konu olan eyler insanlarn bilgisine konu olabilir. Onlar duyu yoluyla elde edilen bilgilere nem verirlerken duyular vastasyla elde edilen bilgilere de nem verirler. Bir ksm filozoflar ise ilmin kaynann ilahi kaynakl olduuna inanrlar.

2.3. Mistiklere Gre Bilgi Mistisizmin kendisine has bilgi kriterleri vardr. Genel olarak i tecrbeden g alan bir bilgi merkezleri vardr. Bu bilgi i aydnlanma ile elde edilir. Bu
65 66

Kupnar, a.g.e, s.148. Kupnar, a.g.e. s.154.

15

aydnlanma iin belli merhaleleri kat etmi olmak gerekir. Bu bilgi ile eyann hakikatini kavramakla mmkn olur.67 Eyann hakikatini kavrayan bir kimseye bilgi kaynaklar kendiliinden alr. Mistisizm, iki trl realitenin varln kabul eder. Bunlar, grnen ve grnmeyen, yani zahir ve batndr. Batn kelimesi, zahir kelimesinin kart olarak kullanlr. Gizlilik, kapallk, bir eyin i yzne vakf olmak anlamna gelir.68 Sufilere gre, ilim, kaynandan alnr, o da ebedidir. Bilgi inceleme yoluyla kazanlmaz, o, Allahn, istediinin gnlnde yakt bir ktr.69 Sradan insanlar ise duyu yolu ile elde ettii bilgiden renirler. Bu renme duyumsamaya ve gzlemlemeye dayanr. slam da zahir ve batn olaynn mazisi hakknda deiik yorumlar vardr. lk defa kimler zamannda ortaya kt tartmaldr.70 Hz. Ali saken evresindeki baz kimseler ondan baka hi kimsenin bilmedii bir batn ilminin varlndan sz etmilerdi. Fakat Hz. Ali, bu iddialar reddederek Allahn kendisine ltfettii zek ile naslardan kard baz manalar dnda herkesin bildiinden farkl bir ilme sahip olmadn belirtmitir.71 Grld gibi bu bilgi Hz. Aliye yaktrlmtr. Fakat kendisi bunu kabul etmemitir. Btn bilgi daha ok mutasavvflar tarafndan ele alnmtr. Onlar, fkh, kelam gibi ilimlere zahir, tasavvufa da batn ilmi adn vermilerdir. Konu ile ilgili slam Ansiklopedisinde u toplu aklama yaplmtr: Naslardaki gizli manalar, ibadetlerin manevi ve ahlaki zn, varlk ve olaylarn arkasndaki srlar akla kavuturan batn ilmi gizlidir ve onu halka aklamak caiz deildir. Batn ilmini iaretle deil, szle anlatan ilk sufi, Znnun el-Msridir.(.245/859) Fakat sadece kendisi insanlara anlatmaktayd. Cneyd-i Badad, bu ilmi metinlerde ve kapal kaplar ardnda retiyordu. Tasavvuf tarihinde batn ilimden krslerde aka bahseden ilk sufinin ibli olduu sylenir. Bununla beraber batn ilmi geni lde her zaman gizli retilmi, tarikatlarda da devam ettirilmitir. Mutasavvflara gre batn ilmi, slamdan ayr ve onun dnda bir ilim deildir. Bu ilim esasen naslarn
67 68

Halis Albayrak, a.g.e. s.53. Ebul Fadl Cemaluddin Muhammed b. Mkrim, bn Manzur, Lisanul Arab, Beyrut, trs. I, 304 92. 69 Lynn Wilcox, Sufizm ve Psikoloji, (ev. Orhan Dz), nsan Yaynlar, stanbul, 2001, s.85. 70 Mustafa ztrk, Kuran ve Ar Yorum, Kitabiyat, Ankara, 2003, s.101,235 71 slam Ansiklopedisi, T.D.V.5. V, 188; Buhari, Cihad, 171;Tirmizi, Diyet, 16.

16

derin ve ince manalarndan ibaret olup Hz. Peygamber tarafndan baz sahabelere retilmitir. Nitekim onun srda Huzeyfe b. Yemana baz srlar tevdi ettii bilinmektedir. Ebu Hureyrenin Hz. Peygamberden iki ilim rendim, birini yaydm, brn sakl tuttum. Onu da yaysaydm bam keserlerdi.72 rivayetindeki sakl ilmin, batn ilmi olduu gr vardr.73 Hz. Peygamberin, dinde fakih olmas iin dua ettii bn-i Abbasn ilminin de batn ilmi olduu sylenir. Cneyd-i Badadi, Hz. Musann Hzrdan rendii ledn ilmi ile Hz. Alinin bildii batn ilminin ayn ey olduunu syler. Serraca gre Kurann ve hadisin zahir ve batn vardr. Geni anlamyla eriat ilmi bu ikisini de ihtiva eder. Nitekim sufilere gre Allah size zahir ve batn nimetlerini bol bol vermitir74 ayeti buna iaret ediyor.75 Grld gibi sufilerin batn bilgi dedii eyler kendi yorumlardr. Sufiler, ilimleri geldikleri kaynaklara gre baz tasniflere tabi tutmulardr. Onlara gre vahiy ile gelen ilim, ilm-i nebevi, ilhamla gelen ilim ise ilm-i lednndir. Vahiy, gayb bir emrin aklanmas, ilham ise gayb bir emrin kapal braklmasdr.76 Gazali, ilimleri yle snflandryor: 1. Dini limler. Kitap, snnet, usul, fkh, kraat ve tecvid gibi ilimler.2. Akl limler. Tp, mhendislik gibi tecrbeye dayanan ilimler. Gazali, dini ilimlerden fru ilmini de ikiye ayrr: Fkh gibi dnya ilerinin tanzimiyle ilgili ilimler ve ahiret ilerinin dzenlenmesiyle alakal ilimler. Bu da kendi ierisinde ikiye ayrlr: a- limlerin asl gayesi olan mkaefe ilmi, bKalbin halleriyle alakal olan muamele ilmi.77 Burseviye gre Hz. Musann renmeye memur klnd ilim, iaret yoluyla elde edilen btn ilimdir; ibareden elde edilen zahiri ilim deildir. Bunun delili Allahn, Musay, Cebrailden renmeye deil, Hzrdan renmeye gndermesidir. Hzrn retme metodu ise iaret metodudur.78 bn-i Arabye gre

72 73

Buhari, Kitabul ilim 61, I, 272. Buhari, Kitabul ilim, 61; slam Ansiklopedisi, T.D.V.5. V, 188 74 Lokman, 31/20. 75 slam Ansiklopedisi, T.D.V.5. V, 188 76 mam Gazali, er-Risale el-Lednniye, Mecmuatu Resaili mam Gazali, Beyrut, Darul-Kutubil-lmiyye, Tsiz, s. 5273. 77 mam Gazali, hya, (ev. Ahmet Serdarolu), stanbul, trs. I, 48. 78 smail Hakk Bursevi, Tefsiru Ruhul Beyan, Darul-hyait-Trasil Arab, Beyrut, 1985, V, 272.

17

"sufiler delil ikame etmekten mnezzehtirler.79 Delil ikame etmemelerinin nedeni ilimlerinin batn olmasdr. Sufiler, metot olarak zahir ilminin eitim ve retimle, batn ilminin ise mistik sezgi (kef) ile elde edildiini syler. bn-i Arab: veliler, bilgileri peygamberlere vahiyi getiren melein ald kaynaktan alrlar80 diyerek bu ilmin vastasz alnan btn bilgi olduunu kasteder.81 Baz tasavvuf ulemas mistik bilgiyi bilgi problemi olarak ele almtr. Gazali bunlardan birisidir. Gazali, Btnleri sembolik anlatmlarndan dolay kfrle itham etmi, fakat bu trden yorumlar kendisi de yapmtr. O mistik bilgiyi hem bizatihi bilgi problemi olarak incelemi, hem de bizzat o yoldan bilgiler edinmitir.82 Mevlana, mistik bilgiye ulamann kendini amadan getiini belirterek: Kendinden kurtuldun mu, tmden burhan kesilirsin. Kul yok oldu mu sultan olurgider. Bilgin kiinin az, kalemden meydana gelen eserlerdir. Sofinin az nedir? Ayak izleri. Senin aynada apak grdn pir, senden nce kerpite grr83 Mevlanann kastettii kii kendi benliinden kurtulmu, ulalmas gereken her makam am kiilerdir. Tasavvufta, batn ilmin, zahir ilme aykr dmemesi gerektii gr vardr.84 Bu yzden tasavvufta zahire aykr den her batn batldr. kaidesi benimsenmitir. Ancak smailiye gibi baz batnlere gre geerli olan batn manalardr, zahir, sadece avam ve ehl-i zahir iindir.85 Mesel-mesmul (sembol-sembolize edilen) batn tevilin farz olduunu ispat etmek iin onlarn gelitirdikleri bir teoridir. Onlara gre varlk evrenindeki her eyin bir manas olup mesellerin zahiri manalar batndaki mesmullere delalet eder. Bunun iin baz ayetleri delil gsterirler.86 smailiyenin batn manay zahire tercih etmesi sufilerin bak asna terstir. nk sufiler zahiri

79

Muhyiddin bn-i Arab, El-Futht El-Mekkiyye, Nihat Keklik, Kltr Bakanl, 1184, Ankara, 1990, s. 25. 80 bn-i Arab, Fususul Hikem, (ev. Nuri Genosman) M.E. B. stanbul, 1990, s.43. 81 slam Ansiklopedisi, T.D.V.5. V, 188 82 Gngr, a.g.e. s. 98.110; Mustafa ztrk, a.g.e. s. 437 83 Mevlana Celaleddin-i Rumi, Mesnevi Tercemesi ve erhi, 1323, 160,151 II, 402 84 Sleyman Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul, 1991, s.87. 85 ztrk, a.g.e s.193,296 86 ztrk, a.g.e s. 209; Zmer, 39/27, Ankebut, 29/43, Rum, 30/58

18

manaya ters den batin manay reddederler. Ekseri mutasavvflara gre ise zahiri mana hak, btn mana hakikattir. Her ikisine gre hareket edilmelidir. Rabbanye gre: Btn (gizli) olan tarikat ve hakikat, grnen eriatn tamamlaycsdrlar. u halde tarikat ve hakikat yoluna girenlerden, yol esnasnda grnrde eriata aykr ve ona ters den iler grnrse hep bunlar, o anki sarholuktan ve kendini kaybetmektendir. O makam geip ayldklar vakit, o eriata aykr olan durum tamamen ortadan kalkar ve o zt ilimler tamamyla dalm olur.87 Rabbaninin bu ifadesiyle zahir batin bilgisini birlikte ele aldn gryoruz. Btn bilgiyi iddetle tenkit edenlere gre Btnlik, Hurufilik trnden bir bilgidir. Kurana, btn manalar yklemek, tahrifin bir eididir. Zerkei, sufilerin Kuran hakkndaki yorumlarnn tefsir deeri tamadn, bu yorumlarn tilavet esnasnda onlarn i dnyalarnda ortaya kan bir takm ilhamlardan ibaret olduunu sylemitir.88 Kuranda 19 mucizesi v.s adyla yaplan almalar da bu trden bir bilgi olduunu kabul ederler. Onlara gre btn yaklam, ayetlere, her isteyenin istedii ekilde manalar yklemesini mazur grmtr. Onlara gre zahirden bamsz bir btn anlam teorisinin hibir ilmi dayana yoktur. Allahn insanlara ynelik ak ve anlalr hitabnda zahire ters den bir anlam kastetmesi Kurann genel karakterine terstir. Onlara gre Kurann dil merkezli yorumu yaplmaldr.89 Kurann batn manasna kar karken bu kadar da kat olunmamas gerekir. Kurann dil merkezli yorumu yaplmaldr fakat byle yaplan yorum yetersiz bir yorumdur. Tabi ki Kuran ayetlerinin kastettii manalar dil ynyle ele almak ilk grevimiz olmaldr. Btn bilgide ska vurgulanan unsurlardan birisi de levh-i mahfuzdur. Btn bilgilerin levh-i mahfuzla ilikisi ele alnmtr. Levh-i mahfuzdan tam olarak neyin kastedildii de tartmaldr. Bu kavram ok kullanan ve mevcut bilgilerimizin kayna olarak kabul eden mutasavvflara gre tanm yledir: Levh-i Mahfuz, umumi ve hususi olmak zere iki eittir. Umumi levh-i mahfuzda, bu lemde eskiden olan, imdi olan ve gelecekte olacak her ey yazldr. Hususi levh-i mahfuzda ise bazs yazl idi. Baka bir adan ise levh-i mahfuz
87 88

mam Rabbani, Ahmed Fark Serhendi, Mektubat- Rabban, (ev. Abdulkadir Akiek), trs. I, 145 Zerkei, el-Burhan, II, 170 89 ztrk, a.g.e. s.410,438

19

drttr. lki ceberuttur. Ceberut, umumi levh-i mahfuzdur. nk btn mevcudatn mahiyetleri olduu gibi ceberutta idiler ve ondan meydana geldiler. kincisi Akl- Evveldir. Bu, hususi levh-i mahfuzdur. nk melekt lemin hepsi Akl- Evvelde peyda olmutur. ncs, felekl eflak olan birinci felektir. Bu, hususi levh-i mahfuzdur. Zira btn mlk lemi, birinci felekteydi ve ondan meydana geldi. Drdncs insan menisidir. Meni, kk lemin levh-i mahfuzudur. nk kk lemde mevcut olan her ey onun menisinde mevcuttur. Levh-i mahfuz, ilk olarak ferman derisi (rakk- mensur), ikincisi beyt-i mamur, ncs yksek tavan (sakf- merfu), drdncs ise byk deniz (bahr- mescur) dur.90 Mistikler genel olarak i tecrbenin bilgisine nem verirler. Buna ramen belli bir kesimi hari, zahire ters den btn bilgiyi kabul etmezler. lk bakta zahire ters dt grlen eylerin aslnda yle olmadn sylerler. Sufiler, metot olarak zahir ilminin, eitim ve retimle, batn ilminin ise kef ile elde edildiini syler. Btn yorum yapacak kimseler bu konuda yetkin kiiler olmaldr. Yaplan yorumlarn slamn hkmlerine muhalefet etmemesi, zorlayc ve manay asl merciinden kaydracak nitelikte olmamas zorunluluu vardr. 2.4. Psikologlara Gre Bilgi Psikolojide bilgi, kendine has bir yapya sahiptir. Psikologlar, bilgiyi tanmlarken alg, his ve zihinsel tezahrlerin durumunu dikkate alrlar. nsanlardaki baz istidatlarn lemi idrak etmeye yatkn olduklarn belirtirler. Psikolojide akn bilgi kavram vardr. Bu bilgiye ulaabilmenin art kiinin duygularn belli ekillerde dizginleyip dzenlemesi ile akn alan alglamaya balamasdr. Bu art gerekleince akn alana ait duygusal alglar, zihinsel bilin aracl ile hayale ve akla ulatrlr. Sonra, bu yetilerin, iradenin tahakkuku sayesinde ilevlerini yerine getirmeleri ile ortaya kan zihinsel bir birikim oluur ki, bu, akn bilgidir.91 Burada sufilerin bilgiye ulama metoduna benzer bir yaklamn olduunu gryoruz. Akn alana ait bilgiye ulaabilmenin belirli bir riyazetten getiini belirten sufilerle duygularn dizginlenip dzenlenmesiyle bu bilgiye ulaabileceini belirten psikolojik yaklamn benzerliini belirtmemiz gerekir.
90 91

Azizddin Nesefi, Tasavvufta nsan Meselesi,(nsan- Kamil), stanbul,1990, s.144; Tur 36. Akgen, a.g.e. s.118.

20

zellikle parapsikoloji tarafndan ele alnan bilgi trleri konumuza k tutacak trdendir. Parapsikolojide paranormal bilgi ad verilen bilgi trleri mevcuttur. Paranormal bilgi tr insan ve tabi olsa da insanlardan pek aznn elde edebildii bir bilgidir. Paranormal bilgi tr iki grupta deerlendirilir. Bunlardan biri okklt bilgi (gizli bilgi), br de mistik (tasavvuf) bilgidir.92 Parapsikolojinin bu trden bilgileri ksmen de olsa sufilerin istidrac dedii trden bilgilere benzemesi asndan konumuz asndan nemli veriler salayacaktr. Okklt bilgi, ksaca gizli bilgi anlamna gelen, mahiyeti tam olarak bilinmeyen baz nefsan yetenekleri kullanarak veya ruhlar lemi ile iliki kurarak duyular tesi varlk ve olaylardan haber verebileceini veya olaanst iler yapabileceini iddia eden akmlar iin kullanlan genel bir addr.93 nsanlarn akln ve be duyunun dnda kalan dier yetileriyle gayb anlama, ona nfuz etme abalar da genelde okltizm (gizlicilik) iinde mtalaa olunacak abalardr. Okltizm, gizli eylerin, sadece gizli bilimlerin metotlaryla alglanabilen duyular st gerekliklerin varlnn bilimidir.94 Okklt bilginin kapsam ierisinde by, kehanet, harflerin esrar, fal, astroloji ve uur tutma bata olmak zere birok yntem girmektedir. Okltist yntemler Smer, Asur, Babil ve Hint medeniyetlerinde sistemli ve daha gizemli ekillere brndrlerek sonraki nesillere devredilmitir. slam literatrde havas ilmi tabiri, bunlarn yerine kullanlmaktadr.95 slam tarihinde okltist yaklamlara kar belirli bir tavr gsterilmitir: lk dnem ynetici ve din bilginleri by ve kehanet gibi okltist yaklamlara kar kesin tavr almlardr. slam toplumunda fetihlerin gerekletii ve mslmanlarn yabanc kltr ve medeniyetlerle yz yze gelmeye balad hicri ikinci yzyln ortalarndan itibaren bir taraftan Batdan gelen Hermetizmin, bir taraftan da Doudan (ran ve Hint) gelen gnostizmin etkisiyle okltizm yeniden boy gstermeye balamtr. slam corafyasnda Hermetizmi hvan- Safa, rak filozoflar ve felsefileen tasavvuf, gnostizmi ise arlkl olarak ia ve Btnye sahiplenmitir.

92 93

Halis Albayrak, a.g.e. s.211; Brian Ward, Altnc Duyu, (ev. pek Babacan), stanbul, 1979, s. 9. elebi, a.g.e. s.139. 94 Halis Albayrak, a.g.e. s.82. 95 elebi, a.g.e. s.139.

21

Ehl-i Snnet ve Mutezile kelamclar bunlara cephe alarak etki alanlarn daraltmaya almlardr. Ancak halk kesiminin zerinde etkili olamamalar sonucu okltizmin alan genilemeye balamtr. Khinler verdikleri gayb haberlerle ve bycler yaptklar bylerle peygamberlerin vahiy alma ve mucize gsterme zellikleriyle rekabet etmeye balamlardr. Bunun sonucu byc ve khinler sihir ve kehaneti halk arasnda alternatif bir din gibi yaatmaya balamlardr. Gnmzde, bu cahiliye geleneinin avdet etmi olduunu ve slam toplumunun deiik katmanlarnda deiik klflar iinde yaatlmaya alldn mahede etmekteyiz. Okltist almalar halk kesiminde ise bycye gitme, fala bavurma, uur tutma, ifa datma, muska yazma, sz ve harflerin esrarna inanma gibi tutumlar eklinde devam ettirilmektedir.96 slam toplumunda okklt bilgi olarak kabul edilen fal, by gibi eylere kar kesin tavr alnmtr. Bunlar itikad bakmdan insanlar tehlikeye sokabilecek davranlar olarak kabul edilmitir. Fakat bu kesin tavra ramen toplumun belirli kesimleri fal, by, burlar ve tarot fal gibi slamn kesin olarak reddettii eylere kar ilgilerini srdrmektedirler. Bunu da halk arasnda yaygn olarak kullandklar fala inanma falsz da kalma sznn ardna saklanarak yerine getirmektedirler. Grld gibi psikolojide bilgiye ulamann temelinde insandaki

potansiyelin bilgiye ulama gayretleri yatmaktadr. Bilgiye ulamann belirli bir snr vardr. nsan, mutlak gayb bilgiye ulaabilecek yetenee sahip deildir. Bilgiyi alglamak ve bunu aklen yorumlayabilmek insanlara deerli bilgi kaynaklar sunar. Bilgiyi alglamada insan akl ve be duyu verilerinin yannda dier yetilerin de nemli bir yeri vardr. Parapsikolojide paranormal bilgilerin bu yetilerden olduu gr vardr. Paranormal bilgilerin falclk, kehanet trndeki yansmalar slam tarafndan kabul edilmemitir.

96

elebi, a.g.e. s.140

22

I. BLM LM- LEDNN, LGL KAVRAMLAR VE BLMSEL YAKLAIMLAR 1. lm-i Lednnnin Lgat ve Terim Anlam Ledn, "yannda" gibi bir zarftr. Trkede katmzdan veya tarafmzdan demek gibidir. Katmzdan ifadesi muayyebat bildiren bir ilim olduunu gstermektedir.97 Mfessirler bu kavram hakknda ok eitli tanmlar yapmlardr. Bunlardan bazlar yledir: Ledn kelimesi tek bana kullanldnda yn ve yan manalarna da gelir. Min lednna tabiri katmzdan anlamna gelir. Min lednna ilma, katmzdan bir ilim anlamndaki bu ifade teknik bir terim deil, bir tabirdir. Fakat Ledn ilmi diye bir terim haline gelmitir. Bu tabir nceleri stlah olarak kullanlmam, daha sonra bilhassa tasavvufun katklaryla stlah haline dntrlmtr.98 lm-i ledn, vahiy ile verilmi btn bir ilimdir.99 Burada ilm-i lednnnin hem vahy hem de batn zellii vurgulanmaktadr. Gayb ilmidir. lham ile verilen btn bir ilimdir.100 Bu Allahn rettii vastasz bir ilimdir.101 lm-i ledn, akl ve nakil arac olmadan dorudan doruya Allahtan renilen ilimdir.102 Ledn, i, lb anlamndadr. bilin, taayyun-i evvelde Allahn kendini, kendinde bilmesiyle ortaya kmtr. Daha ncesine gaybul guyub denilir.103
Celaluddin b. Muhammed b. Ahmed el-Mahalli ve Celaluddin b. Abdurrahman b. Ebi Bekr es-Suyuti, Tefsirul Celaleyn, Darul Kalem, Beyrut, trs. s.389; Vehbe Zuhayli, et-Tefsirul-Mnir fil-Akideti veeriati vel-Menheci, Darul Fikr, Beyrut,1991,XV, 288. 98 smail Albayrak, a.g.e. s.221 99 Alaaddin Ali b. Muhammed b. brahim, Tefsirul Hazin, Darul Kutubil lmiye, Beyrut,1995,s.171; Muhammed Tahir b. Aur, Tefsirut Tahrir vet-Tenvir, ed-Darul Tunusiyye, trs. XV, 369. 100 mam b. Muhammed el-Hseyni b. Mesud el-Ferra el-Beavi, Tefsirul Beavi (Mealimut-Tenzil), Darul Ktbil lmiye, Beyrut,1993 III, 144; Abdullah b. Ahmed b.Mahmud en-Nesefi, Tefsirun-Nesefi, Darul Kalem, Beyrut, 1989, II, 957; Said Havva, el-Esasut-Tefsir, Darus Selam,1985,Beyrut, VI, s.3209; Ebus-Suud Muhammed b. Muhammed, 47/ Tefsirus-Suud Darul hya et-Turasil Arab, Beyrut,1990, V, 234. 101 Ebu Hafs mer b. Ali b. Adil ed-Dmek, El-Lbab Fi Ulumil Kitab, Darul Kutubil lmiye, Beyrut, 1998, XII, 529. 102 Elmall, a.g.e, III, 3260; ed-Dmak, a.g.e, XII, 529.
97

23

Ledn ilmi, Allahn srlarna ait manevi bilgidir. Lednniyat denilince, Allah bilgisi ve srlar, bir iin gizli taraflar ve iyz akla gelir. Lednni ifadesinden de, Allahn bilgisi ve srlarna ait, Onunla ilgili manas anlalr.104 lmul-Esrarda denilen bu ilmin muallimi Allahtr. lm-i ledn, keifle elde edilen ilimlerden farkldr. Bu ilim, bir n aba ve istek olmadan ilham yoluyla tahsil edilir.105 Bu ilim, maslahat celb etmek, mefsedeti de defetmek iin Hzra verilmi olan, ona has bir ilimdir.106 Bu tarifte ledn ilmin zellii belirtilmitir. Buna gre ledn ilmi hibir ekilde maslahat d kullanlamayan bir ilimdir. Bu ilme vasl olanlar renme ve ilim tahsilinin zorluklarndan, ilim tahsil edenlerin gayretlerinden muaf tutulmulardr. Bu bilgiyi Allah istedii kuluna verir. lm-i ledn, umuma ait bir ilim olmayp, husus bir ilimdir. Bu ilim, his, fikir ve iktisb yol gibi sebeplere bal kalmadan, hariten sebep olmakszn kalp evine alan Allahn dilediine lutfettii bir ilimdir.107 Bu tariften de ledn ilminin toplumun ortak bir rn olmad vurgusu vardr. Knh ve kadri tam olarak takdir edilemeyen gayb, srlar ve gizli ilimlerdir. lim Allahn zatna has bir sfatdr. Ayette geen ona rettik ibaresinden bu ilmin tazim edildiini anlyoruz. Vahiy ile bildirilen gayb haberler olduu gibi ilham ile de bildirilen gayb haberler vardr. Burada ikinci ksma giren bir haber sz konusudur. Bu btn tezkiye ile ahsn ilhama hazr olmasyla oluur.108 O lednni ilimdir ki bir kii, bin sene bu ilmi renmek iin gayret etse, o lednni ilmin kokusunu alamaz ve lednni ilmin eserlerini ve parldayan nurlarn gremez.109 Bu tanma gre o renerek elde edilemeyen ve ulalmas ok zor bir ilimdir.

Ltfi Filiz, Noktann Sonsuzluu, stanbul,1998, s.141. Necati Kara, Kurana Gre Hz. Musa Firavun ve YaHud, 11/iler, Seha Neriyat, Ankara, 1989, s.495. 105 Ahmet Yldrm, Tasavvufun Temel retilerinin Hadislerdeki Kaynaklar, T.D.V, Ankara, 2000, s.294; bn-i Kayyim, Ebu Abdullah Muhammed b. Ebi Bekr, Medaricus-Salikin, Beyrut, trs. s. 495. 106 bn Aur, a.g.e. XV, 371. 107 Muhammed Hseyin et-Tabatabai, El-Mizan Fi Tefsiril Kuran, Messesetl Ala,1997, XIII, 338. 108 Ebul Fadl ahabuddin Seyyid Mahmud el-Alusi el-Badadi, Ruhul-Meani fi tefsiril Kuranil-Azim ve Sebil-Mesani, Beyrut, 1994. s.330. 109 Bursevi a.g.e. I, 244.
104

103

24

Alusiye gre ilm-i lednn, stlahta batn ilmi anlamna gelse de, asl herkese zahir olmayan ilim anlamndadr.110 Burada asl herkese zahir olmayan her bilginin batn bilgi anlamna gelmeyecei hususu belirtilmitir. lm-i ledn, ilh feyz yoluyla, husus bir ksm kimselerin kalbine atlan zel bir bilgi ve marifettir. Bu ilimle Allah, kuluna tesir edip onu teslim alr. Bu ilmin annda tazim ve tefhim vardr.111 Bu tarife gre ledn ilmine muhatap olan kii kendi varlndan gemi, tasavvuftaki vahdet-i vcuda ulam birisinin durumuna dmtr. Hzrn ilmi batnlarla renilen bir ilimdir. Ahkmn zahiri ile renilmez. Fiilleri kendine hastr.112 Dolaysyla ledn ilmi ile ortaya kan olaylar zahiri ilmin kriterlerleriyle yarglayamayz. lm-i lednn, ilham- rabbani, nebiler ve velilerin Hak tarafndan ilham ile bildikleri ve nice ilimleri ve sanatlar hocasz ve talimsiz ihtira ve icat ile bulmalarna denir.113 Grld gibi yaplan tanmlarn ortak yn bu ilmin Allah tarafndan verilmi, bir n aba ve istek olmadan ilham yoluyla tahsil edilen, vahy, gayb, ulalmas zor, annda tazim olan, zahiri ilmin kriterleriyle yarglanamayan kendine has bir bilgi olduudur.

2. Felsefede lham

Filozoflar genelde akl, rasyonel bilgiye nem vermelerine ramen bazlar sezgicilii savunup mutlak akln hkimiyetini reddetmilerdir. Eyann zne nfuz edebilmenin akldan baka bir yolu daha vardr o da sezgidir. Sezgi, an, kendiliinden hi itiraz edilmez ekilde gelen bilgi manasndadr. lahiyatta Allah hakkndaki bilgi iin kullanlm, felsefeye geince deiik bir mana kazanmtr.
Alusi, a.g.e. XV, s.330; smail Albayrak, a.g.e. s.207. Muhammed b. Ali b. Muhammed e-evkani, Fethul Kadir, Darul Hayr, Beyrut,1992, III, 336. 112 Ebu Abdulluh Muhammed b.Ahmed el-Ensari el-Kurtubi, el-Cami li Ahkamil-Kuran, Beyrut, Darul Kutubil lmiye,2000, XI, 13. 113 Mevlana Celaleddin-i Rumi, Fihi Mafih (ev. Meliha lker Anbarcolu), stanbul,1969, Devlet Kitaplar, s.372 (aklamalar ksm).
111 110

25

lahiyattaki manasyla sezgi, bizim normal hayatta akl vastasyla elde ettiimiz bilgiden stndr. Bu bilgi Tanrnn baz imtiyazl kullarn bir ltfdr.114 Grld gibi bu bilgi sufilerin vehb bilgi tanmna ok benzemektedir. Felsefede sezgi daha deiik manalarda da kullanlmtr. Kant katksz ve ampirik sezgilerden bahseder, sezgi bilgisi bir ve ayn zamanda elde edildii halde dnce bilgisi, birbiri ard sra gelen bilgi eylemlerinden oluur.115 Bu tanmlama da bize yabanc bir tanm deildir. lham, kef, feyz trnden marifetlerin de bu trden olduunu daha nce belirtmitik. Tabiatyla dnce birok bilgi eyleminin birikmesiyle oluan her kiide deiik tarzda tezahr eden ayn zamanda ok deerli bilgi eylemidir. Platon ve Plotinus da mutlak akln hkimiyetini reddeden filozoflardandr. Bu filozoflar kef ve ilhamn her eyi halledebilecei grndedirler. Bunlara ikinci Eflatuncular da denir. kinci Eflatunculara gre vecd hali, kesin bilginin esasdr. Bu hal bize tabi deildir, kendimizi ona hazrlamamz lazmdr. Bu da ilim, fazilet, nefsi slah sayesinde olur. Onlara gre kesin bilgi baz sekin kimselere mahsus semavi bir ltuftur. lham da bu ltfun bir ksmdr.116 Eflatun, ruhun maddeden ayr bir cevher, mstakil bir varlk olarak kabul eder. Aristo'da ruh fikri olmakla birlikte o, ferd ruhun lmszln kabul etmez. Eflatunculukta ruh, srf zihinden ibaret deildir. Onun aslna dnmesi iin gayreti lazmdr. Bu da vecd ve cezbe gibi hiss zhd ve uzlet (yaknlaama, itikf) gibi yaayla mmkndr.117 Grld gibi buradaki grler de sufilerin grlerine ok yakndr. Duyular-d bir lemin varl ve bu lemin duyular yoluyla kavranmasnn imknszln ilk defa Pitagoras ortaya koymutur. Eflatun, diyalektik dnce yoluyla ok deiik ve tek tek olaylardan hareket ederek onlar deimez, tek prensibe, yani idelere ulaabileceimizi sylyor. Fakat iimiz burada bitmez,

114 115

Gngr, a.g.e, 97 Gngr, a.g.e.97 116 Weber, a.g.e. s.113; Elmall M.Hamdi Yazr, Metalip ve Mezahib. Eser Neriyat. stanbul 1976, s.34 117 S.Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler Szl, Ankara, 1990, 25354

26

idelerden daha yksee gidecek btn idelerin balangcna ularz, bu balang, Tanrdr.118 Plotinusa gre bilgi vardr: Cismani sahann bilgisi duyular yoluyla idraktir; hayvani sahann bilgisi istidlal; manevi sahann bilgisi, sezgidir.119 Plotinusta bilgi Tanry bilmektir, bu yzden O, tpk sonraki mutasavvflar gibi, duyular dnyasnn verilerini kullanan ilmi bilgi ile uramamtr. Onun varlk hiyerarisinde yukarda olan, kendinden aadakinin sebebi olduuna gre, Tanry bilme her eyi bilmek anlamna gelir.120 Fransz bilginlerden H.L.Bergson, ilham; zihni bir ekim olay olarak nitelemekte; B.Pascal, akl tesi bir duygu olarak ifade etmekte; Alman dnr .Kant zihinde evvelden hazr olan bilgilerin aracsz olarak aa kmas olduunu; R. Descartes ise, akln deiik bir faaliyeti olduunu ileri srmektedir.121 Mslman filozoflar ilham yorumlarken, dinin ona tayin ettii kavrama, Kuranda onunla ilgili yer alan ifadelere uygun dnmeye dikkat etmilerdir. rnein: bn-i Sina, ister uyank isterse rya eklinde uykuda olsun, insanlarn bazsnda meydana gelen vahiy/fslt veya ilham, nefsin melekta veya mele-i alaya (ona gre faal akla) temas srasnda meydana gelen bir ey olduunu, vahiy ve ilhamn da bu olgudan alndn ifade etmektedir.122 Grld gibi felsefecilerden srf rasyonel bilgiye deer verenler olduu gibi cezbe, zhd, uzlet gibi tasavvufun kulland, nemsedii unsurlarn varlyla bilgiye ulalabileceini syleyenler de vardr. Nefsin, melekt lemine ulaarak faal aklla temas sonucunda bilgi edinebileceini ileri srenler olmutur. ster dnceyi oluturan bilgi silsilesi olsun isterse kef trnden verilmi bilgi kavram olsun bu iki tr bilgi felsefede de deerli bulunmutur. 3.Psikoloji ve Parapsikolojide lham Psikoloji ve parapsikolojinin, ilhamla ayn anlama gelen ya da yakn anlamlarda kullandklar baz kavramlar vardr. Onlara gre, sufilerin de belirttii
118 119

Gngr, a.g.e,98 Gngr, a.g.e,99 120 Gngr, a.g.e,101 121 Ali Kmrc, Bilim tesi ve nsan, Biltav Yaynlar, Ankara, 2000, s.87 122 Osman Necati, Kuran ve Psikoloji, (ev. Hayati Aydn), Ankara,1998, s.172

27

gibi ilhamn olumas iin baz artlarn olumas gerekir. Psikolojideki artlar zetle unlardr: lhamn meydana gelmesi iin insann, endiesiz ve her trl kuruntudan kendini arndrm olmas gerekir. Bazen ilgilenilen konu eya ve kii zerinde, zihnin devaml megul olunmasyla, bazen gzlenilen bir fikir veya objenin arm yapmasyla, bazen de durup dururken gnl penceresinin almasyla ilham oluur. Bu gerek ilhamdr. (peygamber ve velilerin mazhar olduklar ilhamlar). Sz konusu vastasz ilhamdan baka sadece peygamberlere malum olan bir iletiim ekli daha vardr. Bu iletiime vahiy denir. lham da dier zel yeteneklerin olutuu artlarda olmaktadr. Uykulu halde olan ilhama haberci rya (sadk rya) denilmektedir. Bununla ilgili bir rnek olay yledir: Berlin niversitesi profesrlerinden Dubois Reymondun anlattna gre; bir keresinde doktor arkadalarndan birsinin ciddi bir barsak hastal geiren bir kadna baktn, o hastalnn tedavisi ile ilgili elinde bir bilginin olmadn, fakat her ne hikmetse iki gn st ste ryasnda eline ald bir kitapta o hastaln tedavisi ile ilgili bilgiler bulunduunu grdn, bu bilgilere gre yazd reete ile kadn iyiletirdiini belirtmitir.123 Osman Necati, Kuran ve Psikoloji adl eserinde psikologlarn ilhama bakn yle anlatyor: ada psikologlar, ilahi ilhamn ettlerine kar kmyorlar, ancak dnce ile ilgili ettleri esnasnda baz dncelerde problem zme esnasnda dncelerine anszn doduu grlen bir yaratc dnceyi (Creative Thinking) ifade etmek zere ilham (Inspiration) veya aydnlatma (Illumination) kavramlarn kullanmaktadrlar.124 Bu yaratc dncenin olumas iin baz psikolojik artlarn olumas gerektiini belirtirler. Onlar ilham d kaynakl deil, dnrn kendi iinden kaynaklandn sylerler. nsan zemedii herhangi bir problem zerinde uzun zaman dndnde genel olarak bir zaman evresini de zihnini dinlendirmeye ayrmaktadr. Daha sonra tekrar ayn probleme dnmektedir. te bu istirahat vakti ki psikologlarn kuluka evresi (ncubation Period) dedikleri bu dnemde dnce faaliyetinde nemli

123 124

Kmrc, a.g.e. s.122 Necati, a.g.e,170

28

deiiklikler meydana gelmektedir. Bata dnce, zme ulamaya engel olan baz phelerden kurtulmaktadr. kinci olarak devaml problem zerine dnmeden hsl olan abadan zihin dinlenmi olur. Daha sonra zerinde kafa yorduu probleme dndnde, dncesi daha durgun ve prl prl olur. nc olarak da insan bilgilerinde, daha nce ak olmayan baz ilikilerin izahna, yeni bir takm fikirlerin ortaya kmasna ve problemi zmeye gtrecek olan bir sistem oluur.125 Alglanan bilginin gemi, gelecek ve hali hazr zamana ait oluuna gre ilham ekilde tanmlanmaktadr. Mahede edilmemi, iitilmemi olan, ancak gemite vuku bulan olaylarn veya grntlerin sonradan akldan gemesine unutulmu bir hatrann akla gelmesi veya nceden seyredilmi bir filmin gibi hatrlanmasna, Ard Alg Retrocognition denilmektedir. Gelecekte muhtemel olaylarn ve grntlerin ortaya kmadan nce akldan gemesi veya mahede edilmesine n Alg, Precognition denilmektedir. 1996da Gney Gallerdeki Aberfanda yzlerce kiinin lmne sebep olan yer kaymas olay, olmazdan bir gn nce baz zel yetenekli kiiler tarafndan bilinmi ve ilgililer uyarlm olmasna ramen, bu habere pek itibar edilmediinden faydas olmamtr.126 Bu trden ok zel bilgilere daha nce de deinmitik. Her varlk uuralt, enkarne olmadan nce, yaam planyla ilgili programlara tabi tutulur. Ezoterik bilgilere gre, bir vazifeli varlk, enkarne olmadan nce uuraltn bir posthipnotik anahtar iaretine gre programlanabilir. Bylece, o varlk enkarne olduktan sonra, yaamnn belirli bir dneminde, uuraltn koullandrm veya programlandrm olduu iaretle karlat an, uuralt kaps alr ve varlk, ya uuraltndaki gemi enkarnasyonlar boyunca birikmi zengin bilgi ve deneyim hazinesinden balar ya da yapmas gereken bir vazifesi olduunu ve bu vazifesinin ieriini, uurlu veya uursuz halde, hisseder, sezer, bilir ve bunun basks altnda kalr.127 Bu tanmda da yukarda deinilen ilhamn i kaynakl oluuna rnek vardr. Bu potansiyel insann yapsnda vardr. Bu potansiyelin insann iradesi dnda olduunu syleyenler vardr. Onlara gre zihinde cereyan eden her fikir Allahn iradesine baldr.

125 126

Necati, a.g.e,170 Kmrc, a.g.e. s.118 127 Salt, a.g.e, s.330

29

Dnce srasnda insan beyni ve hcreleri oluan fizyolojik ve zihinsel faaliyetler Yce Allahn bilgisi, kudreti ve dilemesiyle olur, oysaki psikologlar dncenin insan beyni ve hcrelerinde oluan fizyolojik, psikolojik ve zihinsel faaliyet olduunu kabul ederler ancak Allahn bilgisinin, kudretinin bu olayla ilikisini kurmazlar.128 Dolaysyla psikologlar insann potansiyel yaratc dnme ve ilham yeteneinin varl hususunda ittifak ederlerken kayna hususunda ayr dnrler. Allahn kudretinin insann bu potansiyeli zerinde etkili olduunu syleyenlere gre Hz. Peygamberin iinde Allahm ben senin kulunum. Senin kulun olan bir erkek ve kadnn oluyum, nasiyem (peremim) senin elindedir.129 eklinde buyurduu duasnda, bu realiteye iaret etmitir. Nasiye, insann akl faaliyet merkezidir. Fizyolojik ve psikolojik faaliyetleri idare eder. Beynin n tarafnda bulunur. Bu hadis Allahn mutasarrf ve idareci olduuna iaret etmektedir. O, beyinde cereyan eden akl faaliyet, yaratc dnce, hatra ve ilhamlarn ynlendiricisidir.130 Bu bak as genel olarak slam psikologlarnn bak asdr. Tasavvuf bak alar ile badaan bir durumdur. Psikoloji ve Parapsikolojide ilham ve ilhama Yakn anlamlarda kullanlan baz terimler vardr. Bunlardan bazlar yledir: 3.1. lham (nspiration) lham (inspiration), bir eyin gerek doasna ilikin ani bir kavray, yaratc bir fikrin aniden ie domasdr.131 Bu tanmda yukarda da belirttiimiz yaratc dnce trnden bilgiye benzer bir durum sz konusudur. Spirtalist yaklama gre ilham, tekml dzeyi yksek bedensiz varlklarn, yeryzndeki bir veya birok insann (bazen de insanln) tekml amacna hizmet etmek zere gnderdikleri tesirlerin insann zihninde sezgi tarznda ortaya kmas olarak tanmlanabilir. Bu bakmdan spiritalistlere gre, sanat, bilim, felsefe, mzik vb. alanlarda insanln tekmlne hizmet etmi gerek ilham sahibi
128 129

Necati, Hadis ve Psikoloji,211 Ahmed b. Hanbel, Msned, I.391 130 Necati, a.g.e, s:171 131 Seluk Budak, Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara, 2000, s.395

30

kimseler bir eit medyumluk yapmlardr. Ancak her sezgi ilham olarak kabul edilemez. lham, sz veya yaz tarznda dar yansdnda vahiy adn alr.132 Her sezginin ilham olamayaca hususu dier dnce ekollerince de kabul edilmektedir. Vesvese denilen bu tr sezgilerin ilmi bir deeri yoktur. Vesveseli halde insan bu durumda hibir eyin farkna varmakszn zararl fikirlerin etkisi altnda kalmaktadr. Bu ekilde elde edilen bilgiler, ruhi frekanslar birbirine yakn varlklarla (insi ve cinni eytanlar dediimiz istidraca mazhar sfli varlklar) iradi veya irade d hipnotik ve telepatik iletiim kurulmasyla da elde edilebilmektedir. Burada bir bakma dorudan eytani fikirlerin dayatlmas sz konusudur. Bu tr ilhama vesvese denilmektedir ki insan bu durumda hibir eyin farkna varmakszn zararl fikirlerin etkisi altnda kalmaktadr.133 Bu tr vesveselerden uzak durmak gerekir. Zaten Kurann son suresi olan Nas suresi de vesveseden snmamz bize bildirmektedir. 3.2. Telestezi (Clairvoyance) Vastasz ilham (telestezi, clairvoyance): Hibir eya, alet v.s. kullanlmadan gemi, hlihazr ve gelecekteki olaylarn bilgi seviyesinde alglanmasdr. Vastasz ilham (telestezi), gemi veya gelecek zamanda yahut e zamanda uzakta cereyan eden bir olayla ilgili veya her hangi bir konuda bilgilenmek, bir dier ifade ile irade dhilinde veya irade d, kendiliinden (iitmeksizin ve grmeksizin yani bilinmeyenlerle ilgili olarak) akla gelen bilgilenme eklidir. Bilgilenme, mutlak doru (kanun, ayet, hadis), ksmen doru (hipotez, teorem, kehanet) mutlak yanl (faraziyeler) olabilmektedir. Peygamberlerin ve evliyalarn ilham bu trdendir. Falclarn, khinlerin hatta airlerin, konsantre olarak elde ettikleri ilham ise genelde mulk, yalan-yanl bilgilerle karktr. te yandan telepatik ve telestezik iletiimler birbiriyle kartrlmamaldr. Telestezi (ilham), genel olarak irade d olmakta ve telepatiden daha geni bir alan (gemi, gelecek ve hali hazr zamanlar) kapsamaktadr. Telestezik iletiimdeki gelecekle (n alg) ile ilgili bilgilerin alglanmas konusu,

132 133

Salt, a.g.e. s.172 Kmrc, a.g.e. s.89

31

nemli bir iman hakikati olan kader konusu ierisine girmektedir.134 slam dnce ekolleri genel olarak bu trden bilgilerin kaynan Allah olarak kabul eder. 3.3. Psikometri (Psychometry)

Psikometri (psychometry) de telesteziye yakn bir durum sz konusudur. Psikometride, bir insan veya olay hakknda gemite ve gelecekte olacak eyler hakknda cansz bir obje yardmyla bilgi sahibi olmaktr.135 Bu obje, bilgiyi alann alanyla ilgili kulland herhangi bir obje olabilir. 3.4. Telepati (Telepathy) Telepati (Uzaduyum): Telepati (rabta), Yunanca bir kelime olup, manas uzaktan hissetmektir uzakta bulunan insan ile uyank veya yar uyank (yakaza) haldeyken, gyaben iletiim kurulmasdr.136 Ayrca telepati szc, zihinden zihne iliki kurma anlamn da ierir. Bu da, bir kimsenin duyu, ya da sezgi araclna ihtiyac olmakszn bir baka zihinden dorudan enformasyon (bilgi) almasdr. Bu adan telepati, zihinler arasndaki paranormal bilgi iletiimidir.137 rnein bir kadn evinde iiyle urarken anszn bir ses duyar. Bu ses evde bulunmayan kocasna aittir. Adam bir eyden dolay ackl bir sesle barmtr. Kadn herhangi bir nedenle onun cannn acm olduunu dnr. Daha sonra da, kocasnn bir otomobil kazasnda ciddi ekilde yaralandn renir.138 Telepati gibi, ona yakn bir anlama gelen dier bir terim ruhsal grdr. Ruhsal grde bilgi, baka bir zihnin yardm olmakszn elde edilir. Telepatide ise paranormal bilgi iletiimi vardr.139 lhamn telepatiden farkl taraf, genelde kontroln insan elinde olmadan gereklemesidir. Ancak yine de, isteyerek veya istemeyerek insann, bir amaca
Kmrc, a.g.e. s.89 Kmrc, a.g.e s.67 136 Kmrc, a.g.e s.77 137 Ward, a.g.e. s.12 138 Richard S. Broughton, Ph. D. Tartlan Bilim Parapsikoloji, (ev. Vedii Evsal), Say Yay. stanbul, trs. s.34 139 Ward, a.g.e. s.12
135 134

32

konsantre olmasyla da ilhamn gerekletii grlmektedir. nsann ilham esnasnda bir etki altnda kald kesindir. Telepati de olduu gibi bu etkiye sebep, ak, sevgi, efkat, aile ba, korku, elem, endie v.b. hususlar olabilecei gibi baka sebepler de olabilir. Kendiliinden olan ilham, genelde saftr. Yani gerei aksettirir.140 Ksacas telepatiye paranormal bilgi iletiimidir diyebiliriz. Bu bilgi tr parapsikolojide oka kullanlan bir bilgi trdr. 4.Psikolojide Rya Rya, psikolojide de youn olarak ilenen bir konudur. Rya grme birok adan incelenmi olan evrensel biyo-psikolojik bir sretir. Psikologlar, rya gren kii asndan rya sembolizminin bilisel ve duyusal nemini ve beynin sezgisel, armsal, duygusal veya uyanma biimlerinin anlalmasnda ryann katksn analiz ederler. Parapsikologlar ryann; duyu d iletiim ekli olarak potansiyelini, sanatlar, yaratclk zelliklerini ve antropologlar da kltrden kltre deien oluumlarn aratrrlar.141 Grld zere ryalar sadece sembolik ifadelerden ibaret deildir. Psikolojik bir zemini de vardr. Rya hakknda yaplan psikolojik deerlendirmelerden birinde ryann, uyku srasnda zihinde beliren bir takm dnce ve hayaller olduu belirtilmektedir. Psikologlara gre ryalar bilinalt faaliyetlerin eseridir. Bilin (uur) biz uyankken, hareketlerimizi dzenler. Bilinalt ise eitli dncelerin duygularn, izlenimlerin sakland yerdir. Uyankken bilin, bilinaltnn kaplarn kapal tutar. Uyku srasnda bilincin bu kontrol kalkar, bilinaltnn kaplar alr, kapal kalm istekler, dnceler, duygular, bir hayaller silsilesi halinde darya urarlar.142 Buradaki tanmda ryalarn temelinde insann kendisinin olduu iddias vardr. Rya, bir uyku zaman ziyaretisi, anlalmas g ilahi olgularn alegorik (simgesel) bir tercmesi, akln kullanlmasndan bizi alkoyan bir hayal veya iirsel ilham kaynadr. Psikanalizde ise rya, zlmemi bireysel ve kltrel elikileri aa karan bilinaltna giden mkemmel bir yoldur.143 Bu tanmda ise ryalarn
140 141

Kmrc, a.g.e. s.88 Susan Parman, Rya ve Kltr, (ev. Kemal Ba), Kltr Bakanl, Ankara, 2001, s.1. 142 Hayat Ansiklopedisi, Komisyon, stanbul, trs. s, 2745. 143 Parman, a.g.e stemihan Talayn sunuu.

33

ilahi boyutunun varlndan da sz edilmektedir. Demek ki ryann tanmlamasnda psikolojik tanmlar arasnda da bir ittifak yoktur diyebiliriz. Pozitif ilimlerin gelimesi ryann ilmi yollardan ele alnmas gereini ortaya koymutur. Bu yzden ryalar hakknda bat dnyasnda eitli almalar yaplmtr. Ryalarn gece boyunca duygulara ulaan hareketlerden meydana geldiine inanan Demokritus ve Aristo zamanndan Henry Bergsona kadar (1914) ryalarn uyuyan beyin zerine arpan d uyaranlar sebebiyle meydana geldii gr benimsenmekteydi. Hipokrattan Platon ve Aristoya kadar uzanan grler meseleyi daha ok psikolojik adan ele almaktayd ki, 19. asra kadar rya hakknda sylenenler metafizik ve metapsiik mahiyetten ileri gidememitir.144 Demek ki rya hakknda psikolojik olarak ciddi bilimsel almalarn tarihi ok eski deildir. Batda 19. yzyldan itibaren rya, psikolojinin hkimiyetine girmitir.145 19. asrn sonlarnda ortaya konan yeni grlerin bir ksm psikolojik izahlara dayanrken dier bir ksm da Rus fizyolojisti Pavlovun hayvanlardaki denemelerini esas alan fizyolojik olaylara dayanmaktayd. Uyumay d dnyadan ilgiyi kesmek olarak niteleyen Bergsona gre rya hayallerinin uurunda yer almalar iin uurun d dnyadan ilgisini kesmesi, kendine dnmesi, hayal teekkllerinin kontrolsz kalmas, ihsaslarla dizginlenmemesi gerekir. Bu takdirde dima ancak arlam bir faaliyet gsterir. Ruh ve vcut arasndaki objektif balant zlr ve ameli faaliyet durur. Bugn ryay kendiliinden olan ve orijinal bir ruh faaliyeti eklinde deerlendiren grler pek kabul grmemektedir.146 Psikiyatri, ryalarda baz teknik terimler kullanrlar. Bu teknik tabirler kullanlarak yaplan rya tanm yledir: D (rya) (rve) (dream) bilinli durumun ortadan kalkt, bilincin zld uyku sresinde ortaya kar. Hzl gz hareketlerinin (rapid eye movement) (REM) olduu evrede grlr. Bu evrede, merkezi sinir sisteminin etkinlii artm olup beyin elektriinde uyanklk ritmine uyan dk voltajl hzl dalgalar yer alr. Ryalar, gerekd yalanc alglar, sanrlardr. Ancak, d uyarlardan soyutlanm ya da ruhsal durumu nedeniyle

144 145

H. A. Yksel, a.g.e. s.76. H. A. Yksel, a.g.e. s.73. 146 H. A.Yksel, a.g.e. s.77.

34

kendini d uyarlardan soyutlam insanlarda, uzun sre tekdze k ya da ses uyaran olanlarda ryay andran yalanc grntler, sanrlar olabilir.147 Rya (dream), REM uykusu srasnda, ancak dier zamanlarda da gzlenen ykms imajlar, hisler ve alglar dizisidir. Ya da uyku srasnda zihinsel etkinlikleri, uykuda kurulan hayaller, bilin dnn uyku srasndaki sembolik davurumlar vs. nasl tanmlanrsa tanmlansn ryalar bir bilmece olarak gizemini koruyor. Rya grmesi engellenen kiilerde renmenin zorlat eitli psikolojik ve depresif tepkilerin ortaya kt deneysel olarak gzlenmitir.148 10 ya da 15 dakika sren ryalar, gecenin banda ve sonunda, yani paradoksal uyku evrelerinde ortaya kar ve uyku sresinin drtte birini kapsar. Rya srasnda gzlerimiz, gz kapaklar ardnda srekli devinim halindedir. yle ki, bir kimsenin rya grp grmediini uyku esnasnda gz deviniminden anlayabiliriz.149Demek ki ryalar psikolojik etkinin yannda fizyolojik olarak ta belli etkilere sahiptir. Son yllarda yaplan nrofizyolojik aratrmalar, ryal uyku evreleri uzadka uykunun dinlendirici ve yenileyici niteliinin azaldn gstermitir.150 Demek ki psikolojik olarak ypranan beyin fizyolojik olarak ta etki gsterdiinden rya sahibini yoruyor. Bugn ruh tedavisinde ryalardan faydalanlyor. Psikologlara gre anlamsz rya yoktur. Psikologlara gre ryalar sebeplerine gre trlere ayrlr: D etkilerle grlen ryalar: Sigmund Freud, uykuda iken an sesini duyunca ryasnda papann ldn grmesi bu tr ryalara bir rnektir. Kolonya kokusu alan birinin kendini parfmeride grmesi de buna rnek olarak verilebilir. Telafi ryalar: Gereklememi istekler, arzular zerine grlr. Snavda baarl olmay ok isteyen fakat baaramayan birisinin ileride snav baardn ryasnda grmesi gibi. Uyku ile ryann ok yakn bir ilgisi vardr. Bununla birlikte, rya yalnz uykuda grlen ey deildir. Psikanalistler gndz ryalarna da byk

147 148

zcan Kknel, Akl le Dnce Gc, stanbul, 2003, s.298. Budak, a.g.e. s.648. 149 O.A. Grn, Psikoloji Szl, nklp Yay, stanbul, trs. s.130. 150 Kknel, a.g.e. s.304.

35

nem verirler. Bunu, hayal kurma olarak da deerlendirebiliriz. Ryalarn ana sebebi telafidir.151 Korku ryalar: ok iddetli bask altnda kalm istekler iin grlr ve genellikle insan ya korkutur ya da zer. Son bir eidi ise kaybetme endiesinden doan ryalardr. Ryalar, her bireyin kendi yorumuyla ekillenir. Bu bakmdan insanlarn sembolik olarak yarattklar eyler ryalar gibi olgunun kendisinden ziyade yorumcunun kendi znel ynlendiriini yanstan yorumlara uygundurlar.152 Daha nce de belirttiimiz gibi ryalar ciddi ve yetkin yorumlara muhtatrlar. Aksi takdirde ryann verdii mesaj anlalamaz. Freud, rya hakknda eitli deerlendirmelerde bulunmutur. Bunlardan bazlar zetle yledir: Rya, bir arzunun gereklemesi iin akldaki dncelerin bir

tezahrdr.153 Uyku, d dnya ile hibir al veriimin olmadn kabul ederek kendi dnyama ekildiim bir durumdur. Uykuda, d dnyadan tamamen elimi ekerim. diyor. Uyku, scaklk, karanlk, sessizlik hususlarnda ana rahmine benzer. Hatta bazlar ayaklarn karnlarna ekerek rahimdeki durumu alrlar. yle anlalyor ki biz bykler dnyaya btn varlmzla ait deiliz, varlmzn te ikisi dnyaya ait, te biri ise henz domam bile. Belki de bunun iin her sabah uyannca hayata yeniden domu gibi oluruz. Ryalar, zihni faaliyetin uykuda da devamdr. Ryasz uyku, en rahat en uygun uykudur. Ryalar en ok uykunun derinliini kaybettii vakitler, yani sabaha kar grlr. lk uyku, yani derin uyku esnasnda uykuda pek rya grlmez.154 Freud, rya yorumu sanatn ortaya karan kiilerden birisidir. Talmudda Yorumlanmayan rya, almam mektup gibidir. Rya, kendimizin kendimize ynelttii bir mesajdr. Bunun iin mesaj zmleyip kavramamz gerekir.155 Ryalarn oluumu ve tabirleri ile ilgili en yaygn teori Freud tarafndan ortaya konarak gelitirilmitir. Freuda gre ryalar bask altna alnm ve tatmin
151 152

Hayat Ansiklopedisi, Komisyon, stanbul, trs. s, 2745. Parman, a.g.e. s.20. 153 Sigmund Freud, Ryalarn Yorumu, (ev. Seluk Budak), Ankara, 2000, I, 191. 154 Hayat Ansiklopedisi, Komisyon, stanbul, trs. s, 2746. 155 Erich From, Freud Dncesinin Bykl ve Snrlar ,(ev. Aydn Artan), stanbul, 1997, s.147.

36

edilmemi duygular, arzular ve dncelerin uyku annda st uurun basksndan kurtulmasndan meydana gelmektedir. Freuda gre ryann iki tr muhtevas vardr: Rya gren tarafndan hatrlanan, yaanan rya (yani uur). Serbest ortam metodu ile kefedilen rya (belirti gstermeyen, yani uur alt muhteva)156 Freuda gre ryalar, cinsel arzularn st rtl bir biimde giderilmesine yararlar. Ryay, bir istein tatmini olarak anlamak, Freudun bu konudaki en nemli buluudur. Greni rahatsz eden onu uykudan uyandran ryalar da, iimizdeki sadist ve mazoist arzularn tatmin edilmesi amacna ynelik olduundan bu gizli eilimlerinden haberdar olmayan insann bilinli benliinin, bunlardan rkmesi ve korkmas sonucu oluur.157 Freud, btn ryalarn gerekte, isteklerimizi bilinsizce tatmine

yaradklarn ve ilevlerinin de halsinasyonlar yoluyla bir boalmaya yol aarak, uykuya yardmc olmak olduunu ileri srmtr. Erich Froma gre bu dncenin kk bir blm gerei aksettiriyor. Ona gre uyank halde iken, duygu ve dncelerimiz, karlatklar olaylara bir tepki gstermek zorundadrlar. evremizle uyum kurmak, onu deitirmek ya da kendimizi korumak gibi. Uyku halinde ise, d dnyay kendi amalarmz dorultusunda etkileme imknndan yoksunuz. Uyku lmn kardeidir. sz, bizim bu gszlmz en iyi biimde aklar.158 Burada tepkisel rya trne atf vardr. Freud, ryalarn yorumunu, insan bilindna gtren yrndke bilinmeyen, grnmeyen, tannmayan lkelerle karlalan bir kral yoluna (via regia) benzetmitir.159 Freud, ryalarn kiinin en derin ihtiyalarn, arzularn ve bunlarn doyumunu dile getirdiini varsaymtr. Ancak bu arzu ve drtler kayg uyandrc (yasak) olularndan tr bastrldndan, ryalar gerek halleriyle, daha ok younlama, yer deitirme, dntrme vb. srelerle tannmaz bir kla

156 157

H. A.Yksel, a.g.e. s, 81. Erich From, a.g.e. s.149. 158 Freud, a.g.e. I, 162; Erich From, a.g.e. s, 191. 159 Kknel, a.g.e s, 307.

37

sokulmutur. Dolaysyla rya yorumu, ryann ak ieriindeki sembollerin gerek anlamlarn deifre etmektir.160 Jung (18751961) ile Freud rya hakknda temel gr farklarna sahiptir. Jung, ryalarn zm gerektirmez bir aklkla dile geldiini savunur. Freud ise bunun tam tersine eer bir zmleme yaplmazsa, hibir ryann anlalamayaca kansndadr.161 Jungun ryalar hakkndaki yorumlarndan birisinde u tespiti yaptn gryoruz: Rya, dier psikolojik olaylardan farkl deildir. Onu psikolojik bakmdan anlamak iin nce onu meydana getiren yaanm olaylarn, hatralarn aratrlmas, gemiine inilmesi gerekir. Ona gre ryalar ahsn gnlk drtleri ve dnceleri dolaysyla planlar ile ilgilidir. Ryalar kiinin gelimesi bakmndan faydal izler tarlar. Jung, ryalarn tefsiri itibariyle hale dnktr. Ona gre ryalar, uur altnn kendini sembolizm ve dier teknikler altnda belirtmesi hususunda bir abadr. Kollektif uur altnn cezalandrdklarn ve buna gre kinat srrn tadklarn ifade eder.162 Bergson, rya hakknda unlar sylyor: Ryada ilkin karanlk bir dip grlr. Sonra bazen soluk, bazen de acaib derecede parlak olan her renkte lekeler gze arpar. Bu lekeler genleir ve bzlrler, biimlerini ve nanslarn deitirirler, birbirlerinin zerine bindirirler. Fizyolojiciler ve psikolojiciler kl toz dan, iidim tayflarndan, kl seslerden bahsetmilerdir; bu bilginler esasen bu grntleri atabakas dolamnda hi durmadan husule gelen hafif tagayyrlere yahut da kapanm gzkapann, optik sinirini mihaniki bir ekilde uyararak gz yuvarla zerinde yapt baskya atfetmektedirler. Olaya herkeste rastlanr ve hibir phe olmakszn, ryalarmzn ounun biildii kuma salar.163 Ayrca Bergsona gre fiziki artlar uyuyan kiiye dorudan etki eder. Birdenbire yaklan bir mum uyuyan kimsede, bunun uykusu eer pek derin deilse, yangn fikrinin hkim olaca bir grntler tmne yol aacaktr. 164

160 161

Budak, a.g.e. s, 649. Erich From, a.g.e. s.181. 162 H. A. Yksel, a.g.e. s.83; Kemal Yazc, Jung Psikolojisi ve Tasavvuf, nsan Yay.st.1994. 163 Henry Bergson, Zihin Kudreti, (ev. Mira Katrcolu), M.E. B. stanbul, 1998, s.106. 164 Bergson, a.g.e. s.107.

38

Bergson ayrca unlar iddia ediyor: Organizmann btn ksmlarndan ve hele bardan kan i dokunum duyular daha da nemlidir. Uyku bu durumlara bir incelik ve acayip bir revnak verebilir veya daha dorusu bunu duyumlara geri verebilir. Ryay imal eden malzeme ii gren duyumlar mphem ve belirsizdir. Uyankken yd ettiimiz hatralar, rya anna herhangi bir ynden balanrlar. Ryann douunda esrarl hibir ey yoktur. Kendi ryalarmz, aa yukar, gerek alem hakkndaki grmz gibi geliirler. Zihin, uyku esnasnda almaa devam eder, duyumlar zerinde, hatralar zerinde yapacan yapar ve insan ister uyusun, ister uyank olsun, duyumu, duyumun ard hatra ile mezceyler. Rya, dncenin yksek grevlerine verilmi bir dinlenme, muhakemenin bir ertelenmesi diye de gz nnde tutulmutur. Uyumak, ilgilenmemek demektir. nsan ilgilenmedii kadar ve ilgilenmedii lde uyur. Kendi yavrusunun yan banda uyuyan bir anne gk grlemesini iitmeyebilir ama yavrusunun bir i ekmesi bile onu uyandrr. Acaba bu anne kendi yavrusu iin gerekte uyur mu?165 Psikolojik Adan Rya: Be duyumuzla d lemden aldmz idraklerdir. Ryalarmz psikosinyaller, ruhumuzdaki arzalar, deiiklikleri ve karakterlerimizi belirten bir eit mesajlardr. Bu mesajlarn sistematik tahlili, ruhumuzdaki deien derin arzalarla ayn zamanda da deimeyen karakterlerimizi ortaya karmaktadr. Ryalar insanlar belirli ynlerde etkiler bunlar: 1. Ryalar insan karakterinin ve ruhunun iyzn aa vurur. Gizli arzular, hisler ve temayller ryalarda sembollerle ifade edilir. 2. nsan ryasnda, hayatnda karlat en nemli meseleleri halletmeye alr. Bu mcadele, insan uyankken byle bir meselenin varln hissetmedii halde mevcuttur. 3. fa edilen hakikatler kolayca kabul edilmedikleri iin ryalarn anlatlmasnda glk ekilir. Bunun sebeplerinden birisi de insan zeksnn rya sembollerinin manasn kolayca kavrayamamasdr.4. Yeterli derecede sabr, zek ve cesaret sahibi olunduunda ryalar anlamakta fazla glk ekilmez. Metafizik Adan Ryalar: Metafizik, fizik idrak ve bilgilerimizin tesini oluturmaktadr. Akln kinatn srlarna cevap arama abasdr. Akln kinatn srlarna cevap arama abasdr. Bu esasa gre dnldnde rya da metafizik konular iermektedir.166
165 166

Bergson, a.g.e. s, 110125. H. A.Yksel, a.g.e. s.79.

39

Ryalar, kiinin kendini yeniden kurma grevinde en etkili yardmclardr. Hayatna ekidzen vermek isteyen, geleceini tayine alan kiiler ryalarn dikkate almak zorundadr. Rya yaratc bir eylemdir. nsanlar, uyankken fark edemedikleri yaratc ynlerini ryalarda grr ve tanrlar. Freuda gre insan uykusu srasnda, ou cinsel olan birok gd ve isteklerin etkisi altndadr. Eer uykuda bunlarn tatminini ve doyurulmasn gerekletiremezse uyandnda, daha gerek tatminler aramaya ynelir.167 Ryalar kiilerin kendi durumlar ve bakalar hakkndaki grlerinin tesirinde geliir. Ayrca insann uyank iken kulland mantk ile uykuda kulland mantk ayn deildir. Bu konudaki bir yorumda unlar ifade ediliyor: Uyurken ruhsal yapmz, uyank haline oranla ok deiik bir mantk kullanr. Uykuda kii, yalnzca gerekle ilikili olduu srece bir anlam tayan eylerle uramaz. rnein bir insann korkak olduunu dnyorsam, belki de ryamda onu bir tavuk biiminde grebilirim. Byle bir deiim, ancak benim duygusal durumum asndan anlamldr. Normal bir mantk ve d gereklik iinse, bu durum tamamen sama gelir. Uyku ve uyanklk, insan var oluunun iki ayr kutbudur. Uyank hayatmz, davranmak ve karar vermek grevlerini yklenmitir. Uykunun grevi ise, insann kendisini tanmas ve kendisiyle bir hesaplamaya girimesidir.168 Ryalar, akl d arzular dile getirdikleri gibi evreleri hakknda da yapm olduklar grleri de belirtebilirler. Neo-Spritalist gre gre Rya, en genel anlamda, ksaca, fizik bedenin uyku hali srasnda cereyan eden ruhsal faaliyetin serbest uurdan bal uura yansmas olarak tanmlanr. Neo-spiritalist gre gre ryalar ncelikle iki ana grupta snflandrlabilir. 1. Birinci grup ryalar (alelade ryalar): Psikolojik ve maddi kkenli ryalar (kaybedilmi bir sevgilinin acs, byk zararla sonulanan ticari bir giriim vb.) 2. kinci grup ryalar (amal ryalar): Bilgilendirici, uyarc, gelecei bildirici ryalar olup, insann olaan halde bilmedii imaj ve bilgiler ierirler. Bunlara haberci ryalar denir. Klasik psikolojideki anlamyla bilinalt, ryann kaynaklarndan bir olmakla birlikte, ryalarn tek nedeni bu deildir. Kimi
167 168

Erich From, a.g.e. s.148. Erich From, a.g.e. s.193.

40

aratrmaclar asndan ryalar u ekilde snflandrrlar: 1. Psikofizyolojik ryalar: a- Psikolojik bilinaltndan kaynaklanan ryalar (heyecanlar, skntlar vb.) b- Fiziki ortamlardan gelen uyarlardan kaynaklanan ryalar.(ses. k vb.) 2. Parapsikolojik ya da metapsiik ryalar: a- Bedeni varlklardan gelen psiik tesirlerle grlen birinden gelen tesirlerle ayn ryay grme veya uyank bir kesimden gelen tesirleri rya tarznda alglama; b- Uyku srasndaki duru gr ryalar; c- Astral seyahatin rya tarznda hatrlanmas; 3. uur etkinlii ryalar. Birtakm serbest uur veya gayr-i uur etkinliklerinin rya tarznda hatrlanmas. 4. Spatyum kkenli ryalar. Spatyumdaki bedensiz varlklarla iliki veya onlardan gelen tesirler yoluyla grlen rya. 5. Zaman yolculuu ryalar: a- Gemi yaamlara ait anlarla ilgili ryalar; bGelecee ait bilgi edinme ryalar. 6. Uyarc ryalar: a- Varln bedensiz hami varlndan gelen t, ikaz, ihtar veya bilgilendirme ryalar; b- Varln kendi ruhundan gelen tesirler yoluyla oluan uyarc ryalar.169 Ryalar genellikle sembolizm ierirler. Kiinin bu sembolleri kendisinin zmesi gerekir. nk her insann ayn sembole verdii deer ve anlam ayn deildir.170 Grld gibi psikoloji, ryalar hakknda derinlemesine bir inceleme ierisindedir. Onlar iin rya bir tedavi aracdr. nemsiz rya yoktur. Ryalardan elde edilen semboller kiinin sorunlarn zmesini salayan ipulardr. Ryalar sayesinde kiilerin evrelerini alglama ekilleri anlalr. Ryalar kiinin kendisini tanmasna yardm eden yaratc eylemlerdir. 5. Sosyolojik Adan Rya Ryalar sosyal bir gereklii olan, her toplumun deer verdii bir olgudur. Baz toplumlar ryalara daha fazla nem verilmilerdir. Rya kltrle i iedir. Ryalardaki semboller kltr tarafndan kullanlmaktadr. Eski medeniyetlerde de ryalara ok deer verilmitir. rnein ryalarn tanrlardan gelen mesajlar olarak telakki eden Msrllara gre, tanrlarn grevlerinden biri de rya gren kiileri gelecek tehlikelere kar uyarmak ve rya

169 170

Salt, a.g.e s, 368369. Salt, a.g.e. s.369.

41

grenin sorularna cevap vermekti. Msrllarda rya tanrs Serapis adnda bir tanrlar vard ve bunun adna tapnaklar bulunmaktayd. Eski Yunanllar, ryalar tabiatst varlklara, tanrlara balayan vastalar olarak telakki ederlerdi ve kendilerine mahsus formllerle tefsire alrlard.171 Dinsel yazlmlarn zellikle de Eski Ahidin, peygamber ryalar ve baka parapsikolojik olgularla dolu olduu bilinir. Baz skolerler (kltr bilimcileri) Eski Ahidi amanistik bir uygulama olan devinasyon (gelecei sezinleme) olgusunun uygulamalar olarak ett eder; organize dinin sarmallarn aka iindeki olduka ilkel formlu sihir olgusuna eriirler.172 Eski Yunan filozofu Heraclitus : Uyank olanlar iin bir tek dnya vardr. Uykuda ise herkes kendi lemine dner. demiti. 173 Baz sosyologlar, ryalarn, kltrel gstergeler olduunu iddia ederler. Bu konudaki grlerden birisinde unlar ifade ediliyor: Rya, nemli bir kltrel gstergedir. nsanlar ve dier memeliler arasnda meydana gelii asndan evrensel olan rya, beyin kknden tm beyne havai fiekler gibi yaylan sembolik olmayan bir dalga hareketinden kaynaklanr. nsanlarda bu dzensiz havai fiekler gibi yaylma, beyin kabuu (neocortex) tarafndan yorumlanr ve hem kiiye zg hem de kltrel olarak paylalan rntler olarak sembolik biime kavuturulur. Rya, srekli soyulan ve soyulduka yeni katmerler kan bir soan gibidir.174 Eskiden savaa gidilirken rya yorumlarndan faydalanlrd. Byk skenderin seferlerinde daima yannda rya yorumcularn bulundurduu sylenir.175 Ruhun bir etkinlii olan rya, bilginin yollarna kpr grevi grm, Orta ada bilgiyi ifade etmenin gl bir arac olmutur. Uyuma ve uyanma gibi Orta a kltrnde rya, somut varlklar araclyla soyut ve ruhsal, uhrevi kavramlar aklamada kullanlmtr.176

171 172

H. A. Yksel, a.g.e. s.15. Broughton, a.g.e. s.46. 173 Hayat Ansiklopedisi, Komisyon, stanbul, trs. s.2745. 174 Parman, a.g.e. s.15. 175 Hayat Ansiklopedisi, Komisyon, stanbul, trs. s.2745. 176 Parman, a.g.e. s.81.

42

bn-i Halduna gre rya: Ruhani bir ey olup, uykuda iken insan olan ruhun manalar lemine dalmas sonucunda, gaybdan kendisine akseden varlklarn ekil ve suretini bir anda grmesinden ibarettir.177 Ryann srekli ilgi ekmesinin baz sosyolojik sebepleri vardr: Ryalar bir bakma gnlk hayat etkileyen ve gelecei de ynlendiren eylerdir. Bu durum dn olduu gibi bugn de geerliliini srdrmektedir. Gelecein, insanlara iyi ve kt ynde neler getirecei hususunun bilinmesinde ve bu yoldaki faaliyetlerde rya giderek nem kazanmtr. Ryalarn bu lem ile baka bir lem arasnda bir kpr olduu inancyla gelecei gelmeden bildirmede de bir vasta olduuna inanlmtr.178 slam tarihinde baz insanlarn rya ile hidayete ermelerine ahit oluyoruz. Ayrca, rya ile byk fetihlerin mjdelenmesi, tedavi gibi hususlarda kullanlmasna da rastlyoruz. En nemlisi vahyin balangcnda ryann nemli bir yer tutmasdr. Ryalar her toplumun kltrel yapsnda yerini korumaktadr. Dou toplumlarnda ryann toplumsal fonksiyonu bat toplumlarna gre daha ileridir ve dou toplumlarnda ryalar inanlarla i ie girmitir. Bu bakmdan toplumlarn kltrel yaplarn iyi anlayabilmenin, onlarn ryalarnn incelenmesini de gerektiini syleyebiliriz. 6.Biyolojik Adan Rya Ryalarn meydana geliindeki etkilerden birisi de biyolojik etkilerdir. Biyologlar, onun evrimsel nemi, kalp at oran ve solunum gibi fizyolojik deiimlerini incelemilerdir. REM (Rapid Eye Movement: Rya srasnda hzl gz hareketlerinin aamalar) yani uykunun birinci aamas srasnda almaya balayan beyin kkndeki yaplarn aratrlmas, REMin intibaksal nemi, periyodik uyanma ve uyku esnasnda beyin kabuundaki youn hareketlilik ve bunun gibi konular zerinde alrlar.179 Biyolojik olarak rya yle tanmlanmtr:

177 178

bn Haldun, Mukaddime, M.E. B. s.251285. H. A.Yksel, a.g.e. s.13. 179 Parman a.g.e. s.1.

43

Rya, fizik kanunlarnn dnda, canl, hareketli ses ve ekillerin karmdr. Bu ses ve ekiller hafzadan irade d bir uyandrc etkisi ile uura dklmeye balar. Hafzadaki ekil ve sesleri harekete geiren bu uyandrc organizmamzn herhangi bir noktasndaki biyolojik deiikliktir.180 Ryalarn hastalklarla ilikisini kurmaya alanlar yaptklar baz deneylerle bunu ispat etmeye almlardr. Bu konuyla ilgili yaplan almalara k tutacak u rnei verebiliriz: Son yllarda Rusyada Vasili Kasatkin, ryalar baka adan yorumlam, ryalar oluturan eleri gelecek bir hastaln habercisi olarak deerlendirmitir. Krk yl sreyle yaklak on be b. ryay yorumlayan aratrmac, ryalarn ieriinden kalp ve kanserden ruhsal bozukluklara kadar her trl hastaln habercisi olan elerin bulunduunu ileri srmtr. rnein ban ikiye ayrlmas, stma tipi ateli bir hastaln balangc; ban zerinde demir, sopa, beyin uru vb. ngilterede Ticehurst House Hastanesinde yaplan bir aratrmaya gre, vcudu tehdit eden hastalklar nceden bilen baklk sistemi, beyne rya yoluyla mesaj gnderir. Tasavvufta da rya baz hastalklarn habercisi saylmtr. brahim Hakk Hazretleri, ocukluk dneminde grd bir ryadan sonra hastalanmtr.181 Rya aratrmalar uyku laboratuarlarnda 1957 ylnda Chicago niversitesinde Dement ve Kleitmann yapt aratrmalarla balar.182 Gnmzde bu almalar ok daha youn olarak srdrlmektedir. Genel olarak insann biyolojik olarak baz gereksinmelerinin olumas, onun ryalar zerinde etkili olmaktadr. Bu bakmdan biyolojik etkinin dolayl bir etkileim oluturduunu syleyebiliriz. 7. Parapsikolojide Hiss-i Kablel-Vuku Baz alanlarda varl aka grlen fakat mahiyetleri bilinemeyen, akl erdirilemeyen, insanlarn farkna varamad, varlsa bile zerinde fazla dnlmemi olaanst zel yetenekler, insann yaratlndan beri vardr. Bu

180 181

H. A. Yksel, a.g.e. s.78. Kknel, a.g.e. s.315. 182 Sibel Ayen Arkona, Psikoloji, Zihin Sreleri Bilimi, stanbul, 1998, s.122.

44

yetenekler, belirli artlar olumadan gzlenemediklerinden ve kolay da kontrol edilemediklerinden, ilmi tutarlk cihetiyle her zaman tartma konusu olmutur. Bilim camiasnca, bu tr yetenekler grmezlikten gelinmi, hatta zaman zaman kar konulmaya allmtr. Oysa bugn artk pek ok bilim dal, be duyu d idrakleri, bazlarnn yaptklar gibi Psychotte yani psikozlu ya da Schizoid yani izofrenik vaka olarak ifade edip grmezlikten gelmiyor.183 Aksine bu tr olaylarn zerine giderek zihin-beden aratrmalar ve parapsikoloji almalar ad altnda inceleme gereini duyuyorlar. Konu ile ilgili parapsikolojide baz almalarn yapldn gryoruz. Birok bilim adam, sosyal ilimler gibi, parapsikolojinin de nemli bir ilim dal olduunu savunurlar. rnein Pascal : Matematiin zemediini, ancak akl tesi duyulardan gelen sezgi kabiliyeti ile zebiliriz. nemli ve gerek olan da bu tr bilgilerdir. demitir.184 Nitekim 19. yzyldan itibaren batda bu konuda nemli admlar atlm ve ciddi aratrmalar yaplmak zere dnyann birok lkesinde, aratrma kurumlar oluturulmutur. lk olarak Fransada 1876da Paris Uluslararas Metapsiik Enstits, ngilterede 1882de Londra Psiik Aratrmalar Enstits ve Birleik Amerikada 1930da Duke niversitesi Psikoloji Blm kurulmutur. Bu messeselerde gnmze kadar deiik amalarla pek ok deney yaplm ve halen de yaplmaktadr. Bugn psikolojiden ayr bir dalda bu almalar srdrlmektedir. Mspet bilim ile bilim tesi arasnda bir yere konulan bu almalara parapsikoloji denilmektedir. Bu ilmi disiplin de bilgi edinirken, dier ilmi disiplinler gibi, mutlak hakikatin her zaman ortaya kartlamayaca olgusuyla kar karyadr. Bu tr almalara her zaman olumlu bir gzle bakmak gerekir. Pek ok keif, icad ve sanat eserlerin ortaya kmasnda olaanst olaylara ilikin gzlem ve deneylerin pay vardr.185 Gnmzde bu almalarn daha youn bir ekilde srdrldn grmekteyiz. Parapsikoloji, insan, olaanst ruhi iletiime sahip olmas sebebiyle, ya da ilahi ltufla yahut fizik tesi kanunlarla ilgili baz srlar renip, belirli bir disipline,
183 184

Kmrc, a.g.e. s.9. Kmrc, a.g.e. s.11. 185 Kmrc, a.g.e. s.10.

45

eitimle z enerjisini arttrarak kavuan bir varlk olarak kabul eder. nsanlar bu kapasitelerini arttrlarak ruhlarn skan duygu ve dncelerden arnarak, mantk yrtme ve muhakeme yapma gibi benlik duygularndan uzaklaarak, zihni berrakla ularlar ve tabii olarak baz olaanst yeteneklere kavuurlar.186 Zihni berraklk tabiri sufilerin kendileri iin kullandklar birok stlah andrmaktadr. Sufiler de kiinin kendini masivadan arndrarak yceleceini ve bu trden yeteneklere kavuacaklarna inanr. Parapsikoloji, tasavvufun da ele ald istidrac olgusuna deinir. stidrac, bizzat yaratlta insanlarda mevcut bulunan gizli glerin, belirli artlarn olumasyla aa kmas ve baz olaan st olaylarn meydana gelmesi durumudur.187 Bunlarn meydana gelmesi, sonradan olgunlaan baz sebeplerden kaynaklanmaktadr. nsan, uyank haldeyken, ehadet lemi dediimiz zaman ve mekn boyutlar ile snrl bir lem iinde yaadnn uurundadr. Yar uyank haldeyken hem ehadet leminde, hem de baka zaman boyutlar ierisinde olduunun uurunda olmakta, uyku ve koma halinde ise ehadet lemine kapal halde, tamamen baka zaman boyutlar ierisinde olduunun uurunda olmaktadr. te sz konusu bu deiik hallere girilip klmakla; iinde yaadmz maddi lemden baka, mahiyeti bilinmeyen madde tesi lemlerden duyumlar alnmakta ve lemlerle etkileim olmaktadr. Bylece tm mahlkatn-kinatn ihata edildii bir tasarruf sahasna kavuulmaktadr.188 Parapsikoloji, psiik yetenein herkese verilen bir vergi olup olmadn ele almtr. eitli yrelerde yaplan bilimsel aratrmalar, nfusun drtte yle yarsnn bir, ya da daha fazla psiik deneyim geirmi olduunu gsteriyor.189 nsanlar, zaman iinde, duru gr, ie doma ile iletiim seviyesinden belirli simgelerle (kelime, yaz) iletiim seviyesine gemilerdir.190 Bu seviye onlar baz eyleri alglamaya, hissetmeye yneltmitir. Uyank haldeki etkileim hakknda unlar ileri srlmtr: Uyanklk durumundaki etkileimler de ryalar gibidirler. Belki de devam etmekte olan normal
186 187

Kmrc, a.g.e. s.77. Kmrc, a.g.e. s.13. 188 Kmrc, a.g.e. s.65. 189 Broughton, a.g.e. s.16. 190 Kmrc, a.g.e. s.78.

46

bir psikolojik srecin bilinaltnda belirginlemesidir. rnein, nsezi diye saptanan olguda grld gibi; bir, ya da daha fazla drtnn yaratt oluum uyars gibi. Her kiinin zaman zaman bylesine duygularn etkisi altnda kald olmutur. imizde, rnein, telefonda filanca kii tarafndan aranacamz sezisi uyanr ve sonra da biz o nsezinin belirledii telefon arsyla yzleiriz.191 Bu trden olaylar bizim de bazen bamzdan gemektedir. Olaanst olaylarn da kendi ilerinde belirli gruplar vardr. Bu tr olaylar, tabiat kuvvetlerine ztlk ve uygunluk ynyle yle snflandrmaya tabi tutulabilir: 1. Tabiat kanunlarna zt olarak ortaya kan olaylar: Eldeki denein ylana dnmesi, parmaklardan suyun akmas. 2. Tabiat kanunlarna zt olarak ortaya kan zaman ve mekn tesi erevede oluan olaylar: Astral yolculuk, tevafuk. 3. Tabiat kanunlarna aykr olmayan, ancak olu zaman itibariyle olaan stlk arz eden olaylar: Kasrga, zelzele gibi. 4. Meydana geli zaman tabiat kanunlarna aykr olan olaanst olaylar: Hi bulut yokken yamur duas ile bulutlarn toplanp yamur yamas gibi. 5. Olayda olaan dlk yoktur, ancak olayn meydana gelmesinden nce alglama sz konusudur. nsezi, sadk rya gibi. 6. Tabiat kanunlarna aykrlk yoktur, ancak gr mesafesi dnda meydana gelen bir olay veya bir nesneyi ak ve net bir ekilde alglama sz konusudur. Psikometri, telepati gibi. 7. Tabiat kanunlarna aykr olmayan ve belirli tekniklerle meydana gelen olaan stlk arz eden olaylar. Telkin, hipnoz, telepati gibi olaylar.192 Yukarda snflandrdmz olay trlerinin kimisi yoruma muhtatr. Kimileri ise yorumu aan mucize trnden olaylardr. Bazlar da phesiz izofrenik vakalardr. Tabi ki bu tr vakalar konumuz iin rnek oluturmaz. Bunlar hasta olarak kabul edilirler ve bunlar hemen kendilerini belli ederler. Ayrca bunlar tedaviye muhta hastalardr. Parapsikologlara gre psiik yzleimlerin yarsndan fazlas nsezi olgusunu ierirler. Bir olay, oluumundan nce belirleyen enformasyon tarlar. Bu akademik gzlemin ardnda byk apta insani ac yatar. Birok psiik yzleim gelecei gsteren parltlar sergiler.193 Yani insani ac ya da dier tabirle tecrbeler baz bilgiler sunabilir. nsezi trnden sayabileceimiz olaylar hakknda ok sayda rnek oluu, parapsikolojinin bu konuya eilmesini salamtr. nsann incelenen bu
191 192

Broughton, a.g.e. s.22. Kmrc, a.g.e. s.77. 193 Broughton, a.g.e. s. 26.

47

yn, onu tanmamza yardmc olmas bakmndan nemlidir. nsanlarn kavrayabildiimiz yeteneklerinin yannda bu tr kavrayamadmz ynleri de vardr. nsezi hakknda yaanm baz rnekler vardr: Erciyes niversitesi rektr Prof. Dr. Aydn naln Sarmsakl Barajnda boularak lmesini ei daha nce ryasnda grdn ve ona engel olmak istediini ama kocasna inandramadn sylemitir.194 Ktahyann Gediz ilesinde meydana gelen grizu patlamasndan bir gn evvel olayda len brahim Kl, ryasnda kbusla uyand ve eine: Byk bir patlama oldu, ben gkyznde uuyordum dedi. O sabah azndan Galiba leceim szleri dkld, oullarn pt. Birka saat sonra lm haberi geldi.195 Parapsikolojide bu trden gelecekte muhtemel olaylarn ve grntlerin ortaya kmadan nce akldan gemesi veya mahede edilmesine n Alg, Precognition denilmektedir. 196 Bu tr yeteneklere sahip olanlarn varlklar mehur psikologlarn kabullendii bir durumdur. rnein Alexis Carrel Zaman zaman, dnyaya gelip giden milyarlarca insan arasnda, nadir ve harikulade kudretlere sahip, mehul eyleri sezebilen, yeni lemler meydana getirebilecek hayal gleri olan, fenomenler arasnda gizli ilikileri kefetme zellii bulunan baz insanlar da dodu. demitir. Parapsikoloji, hiss-i kablel vuku (nsezi) trnden bilgileri okklt bilgi kapsamnda ele alr. Yukarda belirttiimiz gibi bu bilgi, tasavvuftaki istidrac olgusuna atfedilerek benzerlii belirtilmeye allmtr. Hlbuki tasavvuf bilgi ile okklt bilgi arasndaki tek benzerlik, her iki trde de bilginin, zel yetenekli veya zel eitimli insanlarn ulaabilecei trden bilgi olmasdr. Farkl ynleri ise yle belirlenmitir: Okklt bilgiyi elde eden insanlarn ruhen olgun olmalarna gerek yokken, mutasavvflarn ruhi, manevi, ahlaki adan bir olgunluk peinde olduklar ortadadr. Tasavvufi bilgi dorudanl olan, insan ruhunun bilinen zihin yetileriyle elde edilemeyen, ancak yaanarak, duyarak elde edilen znel bir bilgidir. Varla ve olua itirak eden sufinin benlii kendi iadesiyle hakikatle kucak kucaadr. Sufinin farknda olduunu syledii hususlardan sufi olmayann bilgisi yoktur. Kef, irfan ve
194 195

197

Tercman Gazetesi, 6.6.1988. 29 Nisan 2005 tarihli Akam Gazetesi. 196 Kmrc, a.g.e. s.118. 197 Alexis Carrel, a.g.e. s.214.

48

yakinin epistemolojik deeri vardr, fakat sufiler bile bunlara umumilik ve kesinlik izafe etmezler. Sufinin yaad tecrbe kendisi iin bir mana tar, herkes iin ilmi bir gerek nitelii tamaz. Geri bn-i Arabye gre bilginin en yksek ve en gcenilir kayna keftir. Tasavvufi bilgi, insan bir durumdur. Bu bilginin varln kabul etmenin bir mahzuru yoktur, fakat mslmann byle bir bilgiyi ama edinmesi doru olmad gibi, byle bir bilgiye sahip insana da herhangi bir imtiyaz tanmak doru olmaz.198 Parapsikolojinin ele ald, insanlarn bu trden yeteneklerini ifade eden baz terimleri tantmaya alacaz: 7.1 Premonisyon nsezi anlamna gelir ve meydana gelecek olaylar, akla dayal bir nedeni olmayan bir huzursuzluk, gerginlik veya kayg gibi duygu halleriyle belli bilirsiz bir ekilde paranormal olarak hissetme olarak tanmlanabilir. Premonisyonlarla daha ok, felaket, tehlike, lm gibi mutsuz olaylarn habercisi olarak karlalr.199 Bazen skntl bir kimsenin, bana kt eylerin geleceine inanmas ve korktuu eyin bana gelmesi grlmtr. 7.2 Teleoptik Teleoptik, gr alannn tamamen dnda cereyan eden olaylarn psiik bir kuvvetle grlmesidir.200 rnein A ehrindeki bir grnt B ehrinde, annda seyrediliyor gibi, ryet halinde grlr. Hz. Peygamberin Mute savan Medineden izlemesi buna bir rnek olarak verilir.201 Daha nce de belirttiimiz gibi bunun doru bir rnekleme olmad ortadadr. nk peygamberler vahiy ile desteklenen kiilerdi. Onlarn, Parapsikolojinin belirledie kriterlere uyma zorunluluklar yoktur. Hz. merin, Medinede hutbe okurken hutbeyi kesip bir aralk cepheye gnderdii Sariyeye syledikleri de buna rnek olarak verilebilir. Sariye, olduka uzak bir mesafedeydi ve slam ordusunun kumandan olarak sava yapyordu. Hz.
198 199

Halis Albayrak, a.g.e, s.216217. Salt, a.g.e. s.332. 200 Arslan, a.g.e. s 195. 201 Buhari, Meazi, 44, cenaiz 4, cihad 7.

49

mere alan mesafeler, kumandannn yenilgiye uramak zere olduunu gsterdi ve o da kumandanna yol gsterdi: Ya Sariye! Daa! diye defa bard. Sonra, Kim ki, kurdu oban ederse zulmetmi olur. diyordu. Bu olay hem bir ay sonra cepheden dnen Sariye tarafndan, hem de pek ok ashab- kiram tarafndan dorulanm ve hayretle karlanmtr.202 Bu trden vakalar tasavvufta da oka yer almtr. 7.3. Postkognisyon Postkognisyon: Kiinin gemite kendisinin bulunmad bir olay paranormal alglamas. Retrokognisyon da denir. Ruhu anlay gre bu durum ekilde gerekleebilir: 1. Dorudan bedensiz varlklardan bilgi alma, 2. Medyumun kendisinin bir baka varln serbest hafza kaytlarndan yararlanmas, 3. Tekinsizyer gibi fenomenlerde grld gibi, kimi koullarda, medyumun bir insann brakt imaj ykl vibrasyonlar, radyasyonlar sayesinde yakalamas. Psiik kriminolojide, psiik arkeolojide ve kayp eyalarn yerinin bulunmasnda postkognisyon medyumlarndan yararlanlmaktadr. Kimi psikometri medyumlar ayn zamanda postkognisyon medyumlardr. Kimileri postkognisyon medyumlarna akaik okuma medyumu adn vermilerdir.203 Bu daha ok iin uzmanlar tarafndan bilinebilen ve ok nadir hallerde sonu verebilen tekniklerdir. 7.4. Prekognisyon Prekognisyon: Meydana gelecek olaylarn nceden alglanmas paranormal fenomenine verilen addr. Parapsikolojik aratrmalar gre, prekognisyon fenomenlerinde yzde 60 oranla ryalar tarznda, yzde 40lk blm ise uyank durumda grlen kendiliinden vizyonlar, iitsel halsinasyonlar, aniden zihinde akan dnceler ve bilme duygusu tarznda beliren veya trans srasnda oluan bir medyumluk sz konusudur. Parapsikolojik istatistiklere gre prekognisyonlarn byk bir ksm ilk 48 saat iinde olacaklar kapsamaktadr, aylarca ve yllarca

bn-i Kuteybe Abdullah b. Mslim, Tevilu Muhteleful Hadis, Darul Cl, Beyrut,1972,s.162; Arslan, a.g.e. s.162. 203 Salt, a.g.e, s.331.

202

50

sonrasn

ilgilendiren

prekognisyonlar

azdr.

Ciddi

heyecansal

oklarn

prekognisyonda nemli bir etken olduu grlmektedir.204 Parapsikoloji, cinlerle temas kurabilenler ile medyum, khin v.s. gayb ilimlerle ilgilenen baz insanlarn elde ettikleri bilgilerin znel olduunu kabul eder. Byle zel yetenekli ve eitimli insanlarn izafi gaybla ilgili bu tr bilgileri normald bilgiler (paranormal cognition) olarak nitelendirirler.205

7.5. Paradiagnostic Paradiagnosticte (n tehis) de n algya benzer bir durum sz konusudur. Burada hasta ile temas olmadan, uzaktan grme kabiliyetiyle tbbi hastalk tehisi yapmaktr. Ayrca Duyular D Alglama (DD) denilen bir alg ile insan duyularn kullanmadan, d dnyadan ve dier insanlarn zihinlerinden baz bilgiler alnmaktadr. Uzakta cereyan eden bir olayn annda (e zamanl) alglanmasna Ani Alg, Synchronicity denilmektedir. Her insann, zellikle genlik ve ocukluk anda, e zamanl ilhamla kar karya kald olmutur. yle ki; sevdii biri aklna geldiinde aniden onu karsnda grr, bir arkadan aklndan geirir geirmez telefon alar ve o arkadann telefonda sesini duyar. rnek olarak piyanist Freidberg, rencilik yllarnda btn gece zerinde alarak besteledii bir kompozisyonu, ertesi gn hocasna gtrdnde hocas hayretten donakald. nk o da geceleyin ayn kompozisyonu bestelemiti, stelik aralarnda bir noktalk olsun fark yoktu.206 Bazlarna gre bu tr yetenekler Allahn sonsuz ilminin birer ipulardr. Mahiyetini kavramasa da baz insanlarn gelecekteki olaylara nceden vakf olmas, hatta grrcesine bilmesi, ne kadar hayret verici ise; bu yeteneklerin var olma gereinin, kader meselesine delil olmas bakmndan dikkate alnmas gerekir. Bir insan ki, olacaklar nceden bilebilir de, tm kinat yaratan yce Allah; yaratt

204 205

Salt, a.g.e. s.332. Halis Albayrak, a.g.e. s.208. 206 Kmrc, a.g.e. s.116.

51

varlklarn teker teker veya tmyle kyamete kadarki hayat seyirlerini vukua gelmeden nce bilemez mi?207 Gemiteki ve gelecekteki olaylar grebilenler, uurlarnn kollarn mekn iinde olduu gibi, zaman iine de ayn kolaylkla uzatmaktadrlar. Bu vakalar vcudumuzun snrlar dnda geliebilen psiik bir prensibin mevcudiyetini gsterir.208 Saydmz btn bu paranormal bilgi trleri zellikle bat dnyasnda derinlemesine incelenmekte ve hatta baz polisiye vakalar ve istihbarat alanlarnda deerlendirilmektedir. Bu tr vakalar olmam saymak yanltr. Eer burada geen paranormal olaylardan insanln yararna bir eyler retilebiliyorsa ne kadar da spesikfik olursa olsun nemlidirler. Bazen bir bilginin deerini bakalar kullandktan sonra anlyoruz. Ama o zaman da ou kez ge kalm oluyoruz.

II. BLM LM- LEDNN VE SLAM Kuran- Kerimde lm-i Lednn tabiri sadece Kehf suresinde gemektedir. Fakat bu ilmin kapsamna girebilecek baka ayetler de vardr. Hadislerde de konumuzla ilgili baz rnekleri grmekteyiz. Kuran- Kerimde bu tabirin getii Kehf suresi hakknda detayl bilgi verdikten sonra bu tabirin hangi anlamlara geldiini belirteceiz. Ayrca surede geen Musa-salih kul kssasn ele alarak kssada konumuzu ilgilendiren ilmi lednni rneklerine bakacaz. 1. slam Dncesinde lm-i Lednn

lm-i Lednn, slam dncesinde daha ok mutasavvflar tarafndan ele alnan bir kavramdr. Mutasavvflar, Kehf suresindeki Musa-salih kul kssasndan ledn ilmi adyla bir ilim dal ortaya kartmlardr. Bununla birlikte bu ilim dier slam dnce ekolleri tarafndan da ele alnmtr. Ledn ilminin daha zel anlamda bir bilgi tr olduunu kabul eden baz mfessirler, Hzrn genel kurallara aykr baz davranlarnn nedeni, kendisi iin
207 208

Kmrc, a.g.e. s.91. Alexis Carrel, nsan Denen Mehul, (ev. mer Durmaz), Hayat Yay. stanbul, 1999, s.213.

52

hususi bir vahye dayanan zel bir eriatla memur olduu grndedirler. Bu, eriat uyumazl deil, iki peygamberin eriatlarndaki farka iarettir. Hzr tebli ile deil, icraatla mkelleftir, denilmitir.209 Dier bir ifade ile Musa'nn ilmi, eri hkmleri bilmek ve d grne gre fetva vermekti. Hzr'n ilmi ise ilerin i yzn bilmekti. Sufilere gre ilm-i lednn, Allah katndan kula aracsz olarak retilen bilgidir. Lednni ilimler, Allahn velilerine ilham yolu ile ltfettii ilimlerdir. Btn slam ilimlerin kayna Kuran ve snnettir. Bu kaynaklarn yorumu konusunda fkh ve kelam gibi ilimler akl aracl ile istidlal ve nazar yolunu kullanrken, tasavvuf "kef ve ilham" ya da "ledn" yolunu kullanmaktadr. Allah ve Rasl'ne kar vef ve sadkat, ihlas ile amel etmek bu rahmetin insanlara ulamasna vesile olur. Onlara gre evliyalarn da kendilerine verilen ilimleri bu tr ilimden saylr. Hzr'n bilgisi daha ok eyann batnna ait idi. Buna, Hz. Musa ile konumas esnasnda Hzr da iaret eder: "Ya Musa! Ben Allah'n bana ta'lim ettii bir ilme sahibim ki, sen onu bilemezsin. Sen de, Allah'n sana ta'lim ettii bir bilgiye maliksin ki, ben onu bilemem."210 Bu ifade her iki ahsn bilgi kriterlerinin ve bilgi yaplarnn farkl olduunu gsterir. Sufiler bu ilmin mkaefe ile elde edilebileceini iddia ederler. Onlara gre bu ilim vahiy ile gayb haberleri ile ona has kld bir ilimdir211 Mkaefe ile bu ilme ulalsa da yine de vehbi bir ilim olduundan Allahn dilemesi de gerekir. mam Gazali, ilimleri insan ve rabban olarak iki ksma ayrmtr ve bu ilmi ispat etmek onu inkr edenlere cevap vermek iin bir risale yaynlamtr.212 Burseviye gre lm-i ledn, marifet ilmidir. Bu ilim Allah tarafndan retilir. Genel olarak her ilimin kayna Allahtr. nsanlarn kendi gayretleriyle rendikleri ilimler ilmi ledn kapsamna girmez. Ayrca Allahn insanlara rettii,
Bier, a.g.e. s.214; Elmall, a.g.e. V, 3272. Buhari, Tecridi Sarih, Kitabul lm,45, I,276; Sleyman Ate, Yce Kurann ada Tefsiri, Yeni Ufukar Neriyat,st. trs.IV,.312-313; mam Ebil Ferec Cemaluddin Abdurrahman b. Ali b. Muhammed elCevzi, Zadul Mesir Fi ilmit Tefsir el-Mektebetl slam,Beyrut,1987, V, 162; Ebi Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Camiul Beyan An Tevili ayil Kuran, Darul Fikr,IX, 1988 s.278;Alusi, a.g.e.s.332; Ebu Bekr Muhammed (ibn-i Arabi), Ahkamul Kuran, Darul hya-i Trasil Arabi, Beyrut, trs. III, 1243. 211 Nizamuddin el-Hasan b.Muhammed b. Hseyin en-Nisaburi, Tefsiri eraibil Kuran, Darul Kutubil lmiye, Beyrut,1996, IV,447. 212 mam Gazali, er-Risale el-Lednniye, Mecmuatu Resaili mam Gazali, Beyrut, Darul-Kutubil-lmiyye, trs.; Muhammed Cemeleddin Kasm, Tefsirul Kasmi, Mehasinut-Tevil, Darul Fikr, Beyrut, 1978, XI, 78,79.
210 209

53

fakat dier insanlardan da renilebilecek trden ilimler de ilm-i lednn kapsamna girmez. Hz. Davuda retilen zrh sanat buna rnektir. lm-i ledn Allahtan diledii kuluna verdii kendine has yce bir sfat bulunan bir ilimdir.213 Bu tanmda da yukarda deindiimiz gibi ledn ilminin vehbi yn vurgulanmaktadr. Bu ilim Allah tarafndan verilen bir ilimdir. Ebu Hureyrenin: "Ben Allah Rasulnden iki kap ilim aldm. Bunlardan birini halka anlattm, dierini eer meydana kp anlatacak olsaydm, u boynum giderdi"214 sznde mutasavvflara gre burada anlatlmayan ilim, batin ilim ya da ledn ilmidir. zetle slam dncesinde ilm-i lednn, almadan elde edilen, srf Allah vergisi olan bir ilim olarak kabul edilmitir. Bu ilim etkiden etki yapana, duygudan varla doru giden bir ilim deil, etki yapandan etkiye, varlktan duyguya gelen bir ilimdir. Bu ilim, vahiy, rya ve ilham gibi vastalarla insanlara verilir ve bu durum bir sreklilik ierisinde devam etmektedir. 2. Kuranda lm-i Lednn lmi ledn tabiri Kuranda Kehf suresinin 65. ayetinde gemektedir. Bu tabire baka bir ayette rastlamyoruz. Bu tabirin nasl kavram haline dntn yukarda izah ettik. Kehf suresi, Mekkede nazil olmutur. 110 ayetten oluan sure adn maaraya snan genlerden almaktadr. Bu sure Mekkede mslmanlarn youn bask ile karlatklar bir dnemde nazil olmutur. Kehf suresinde, Hz. Peygambere teselli (Kehf,18), Ashab- Kehf hakknda bilgi (Kehf,926), inananlarn ve inanmayanlarn durumlar (Kehf,2731), Allahn mutlak adaleti ve gc (Kehf,4749), meleklerin Hz. deme secde etmesi ve blisin emre itaat etmemesi (Kehf,5051), Hz. Musa ve Hzr kssas (Kehf,6082) ve cennet cehennem konular (Kehf,99108) yer almaktadr.215 Hz. Musa ile salih kul (Hzr) arasnda geenleri anlatan ayetler yledir: Bir vakit Musa gen adamna demiti ki: "Durup dinlenmeyeceim; ta iki denizin birletii yere kadar varacam yahut senelerce yryeceim. Her ikisi, iki
213 214

Bursevi, a.g.e, V,270. Buhari, Kitabul ilim 61, I, 272. 215 smail Albayrak, a.g. e. s.188.

54

denizin birletii yere varnca balklarn unuttular. Balk, denizde bir yol tutup gitmiti. (Buluma yerlerini) geip gittiklerinde Musa gen adamna: Kuluk yemeimizi getir bize. Hakikaten u yolculuumuz yznden bamza (epeyce) sknt geldi, dedi. (Gen adam:) Grdn m? dedi, kayaya sndmz srada bal unuttum. Onu hatrlamam bana eytandan bakas unutturmad. O, alacak bir ekilde denizde yolunu tutup gitmiti. Musa: te aradmz o idi, dedi. Hemen izlerinin zerine geri dndler. Derken, kullarmzdan bir kul buldular ki, ona katmzdan bir rahmet vermi, yine ona tarafmzdan bir ilim retmitik. Musa ona: Sana retilenden, bana, doruyu bulmama yardm edecek bir bilgi retmen iin sana tbi olaym m? dedi. Dedi ki: Dorusu sen benimle beraberlie sabredemezsin. ( yzn) kavrayamadn bir bilgiye nasl sabredersin? Musa: nallah, dedi, sen beni sabreder bulacaksn. Senin emrine de kar gelmem. (O kul:) Eer bana tbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hibir ey hakknda bana soru sorma! dedi. Bunun zerine yrdler. Nihayet gemiye b.dikleri zaman o (Hzr) gemiyi deldi. Musa: Halkn bomak iin mi onu deldin? Gerekten sen (ziyan) byk bir i yaptn! dedi. (Hzr:) Ben sana, benimle beraberlie sabredemezsin, demedim mi? dedi. Musa: Unuttuum eyden dolay beni muaheze etme; iimde bana glk karma, dedi. Yine yrdler. Nihayet bir erkek ocua rastladklarnda (Hzr) hemen onu ldrd. Musa dedi ki: Tertemiz bir can, bir can karl olmakszn (kimseyi ldrmedii halde) katlettin ha! Gerekten sen fena bir ey yaptn! (Hzr:) Ben sana, benimle beraber (olacaklara) sabredemezsin, demedim mi? dedi. Musa: Eer, dedi, bundan sonra bir ey sorarsam artk bana arkadalk etme. Hakikaten benim tarafmdan (ileri srebilecek) mazeretin sonuna ulatn. Yine yrdler. Nihayet bir ky halkna varp onlardan yiyecek istediler. Ancak ky halk onlar misafir etmekten kandlar. Derken orada yklmak zere bulunan bir duvarla karlatlar. (Hzr) hemen onu dorulttu. Musa: Dileseydin, elbet buna kar bir cret alrdn, dedi. (Hzr) yle dedi: te bu, benimle senin aramzn ayrlmasdr. imdi sana, sabredemediin eylerin iyzn haber vereceim. Gemi var ya, o, denizde alan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu klmak istedim. (nk) onlarn arkasnda, her (salam) gemiyi gasp etmekte olan bir kral vard. Erkek ocua gelince, onun ana-babas, mmin kimselerdi. Bunun iin (ocuun) onlar azgnlk ve nankrle bomasndan korktuk. (Devam etti:) Bylece istedik ki, Rableri onun

55

yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin. Duvara gelince, ehirde iki yetim ocuun idi; altnda da onlara ait bir hazine vard; babalar ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki ocuk gl alarna erisinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini karsnlar. Ben bunu da kendiliimden yapmadm. te, hakknda sabredemediin eylerin i yz budur." 216 Kehf suresi ieriini uygun bir ekilde zetleyen ve balangcyla da rten iki nemli ayetle son bulmaktadr: De ki: Rabbimin szleri iin derya mrekkep olsa ve bir o kadar da ilve getirsek dahi, Rabbimin szleri bitmeden nce deniz tkenecektir. De ki: Ben, yalnzca sizin gibi bir beerim. (u var ki) bana, lhnzn, sadece bir lh olduu vahyolunuyor. Artk her kim Rabbine kavumay umuyorsa, iyi i yapsn ve Rabbine ibadette hibir eyi ortak komasn.217 Kssadaki olayn ne zaman meydana geldii, Hz. Musann Salih kulu arama sebebi, Hz. Musann yannda bulunan gencin kim olduu gibi baz konular hakknda detayl bilgi yoktur. Bu yolcululuk, bizim iin iyzn tam olarak anlayamadmz gizli bir yolculuktur. Fakat kssada geen olaylarn tarihi gerekliini kabul etmek zorundayz, nk Kehf 13de Biz onlarn haberlerini gerek olarak anlatyoruz deniliyor. Hz. Musa ile Hzr hadisesinin yaanmadn sylemek gayb talamaktr. Allahn btn kssalarn bir konuyu dramatize ederek anlatan ve yaanmam olan hadiselerden sz eden temsili veya ustur (uydurma) olarak dnenler olmasna ramen, bu gr sahipleri slam dnyasnda pek itibar grp benimsenmemitir.218 slam dnyasnda Musa-Hzr hadisesinin sembolik bir olay olmad, gerekten yaandna dair genel bir gr vardr. imdi, kssa hakknda ve kssada ad geenler hakknda yaplan yorumlar ve tespitleri inceleyeceiz. 2.1. Salih Kul (Hzr) Derken salih kullarmzdan birini buldular ki biz, nezdimizde ona bir rahmet vermitik.219 ayetinde ismi zikredilmeyen kii hakknda deiik yorumlar
216 217

Kehf, 18/ 6082. Kehf, 18/109110. 218 Halis Albayrak, a.g.e. s.243. 219 Kehf,18/ 65

56

yaplmasna ramen, bu kiinin Hzr olduu hakknda genel bir kan vardr. Cumhura gre bu ahs Hzrdr. Genellikle bu isim halk arasnda maruf bir ahsiyet ismidir. Hzr, el-Hazir, el-Hzr, olarak da kullanlr.220 Hzrdaki harfi fetha ve kesre ile ise, kesre ve skn ile okunur.221 ElHazir, aslnda Yeil anlamnda bir sfattr. Sonralar bu cihet unutulmutur. Hzr diye isimlendirilmesinin bir nedeni beyaz tyl derinin zerine oturmas ve onun hemen altnda yeil oluvermesiydi. Baka bir rivayette, bir yerde namaz kldnda evresinin yeillenmesinden dolaydr.222 Bazlarna gre Hzrn asl ismi Crcstr ve bir b. lih b. Erfahed b. Sam b. Melkan b. Fali b. Abirin torunlarndandr.223 Bazlar da Hzrn Hz. demin kendi olu olduunu iddia ederler ki bu iddiann bir temele dayanmad ve tutarl bir yannn olmad aktr.224 Hz. demin olu olduuna dair elimizde hibir bilgi yoktur. Hzr, hikyelerde ve efsanelerde nemli bir yer igal eder. Hzr, Glgam Destan, skender ile lyas hikyesi ve Haham Yusuf b.Leviye ait Yahudi efsanesinde de geer. Hzr, ekseriya gemicilerin hamisi olarak gsterilir. Sufi telakkisine gre her dnemin bir Hzr vardr ve Nakib el-Evliya, Hzrdr. Veli olarak defa ismi arlmakla, insanlar hrszla, boulmaya, yangna, hkmdarlara, eytanlara ylan ve akrebe kar korur. Havada uar, skender Seddi stnde lyas ile bulunur ve her sene Mekkeye onunla hacca gider. Her Cuma Zemzem suyundan, Sleymann havuzundan su ier, yeraltndaki sular duyar, her kavmin dilini konuur. srafille grtkten sonra yeryznde Allahn hakiki dinini tesis ve idame etmek iin lmezlie ermitir. bn-i Hacer, muhtelif metinlerde elHazirin Hz. Peygamber ile grtn nakleder. Kuranda Musa peygamberden

Muhammed Cemeleddin Kasmi, a.g.e II, 62; Mevdudi, Tefhiml Kuran, nsan yaynlar, stanbul,1996, III,187; Ebi Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Camiul Beyan An Tevili ayil Kuran, Darul Fikr,1988. IX, 278 221 Ahmet Mustafa Merai, Tefsirul Merai, Darul Fikr, V, 172. 222 M.zzet Derveze, et-Tefsirul-Hadis, Ekin Yay.stanbul1998, III, 512; Ebu Bekr Muhammed (ibn-i Arab), Ahkamul Kuran, Daru hya-i Trasil Arab, Beyrut, trs. III, 1244; Said Havva, a.g.e, VI, 3212. 223 slam Ansiklopedisi, M.E. B. stanbul, trs. V, 458. 224 Ate, a.g.e V, 314.

220

57

baka Musa isimli bir ahsa ait hibir telmih yoktur.225 Dolaysyla kssada geen kii Hz. Musadr. Buradaki Musa, srailoullarnn peygamberi olan Hz. Musadr.226 Kehf suresinde Hz. Musa ile yolculua kan yanndaki gencin kim olduu hakknda da bilgi yoktur. Fakat bazlarna gre bu gen, Hz. Musa'dan sonra srailoullar'nn bana geen Nun'un olu Yeuadr.227 Musann arkadann isminin Belya olduunu iddia edenler de vardr.228 Baz hadislerde de bu kiinin isminin Hzr olduu hakknda bilgiler vardr. Rasulullah (s.), Hzr'n ilmini belirtmek iin onun gemi yolculuu srasndaki bir konumasn yle nakleder: "Bir sere, denizden gagasyla su alp, gemiye konmutu. Hzr bunu Hz. Musa'ya gstererek yle dedi: Allahn ilmi yannda, benim ve senin ilmin, u serenin denizden eksilttii su kadar bir eydir" Keke Musa sabretseydi de (Hzr) bize daha fazla haber verseydi. 229 Yine Tirmizide : Hzr ad verilmesinin gerek sebebi, onun aarm otlar zerinde oturmas ve altndan yemyeil olarak sallanmaya balamasdr.230 rivayeti vardr. Rasulullahn (s.) vefatndan sonra Onun cenazesine katld ve insanlara nasihatlerde bulunduu ifade edilmektedir.231 bn-i Abbastan gelen bir rivayete gre Hzra verilen baz levhalarda ilimlerin tmn kapsayan bilgiler mevcuttu.232 bn-i Kayyim el-Cevz, Hzr hakkndaki hadislerin ve zellikle hikyelerin zayf olduu grndedir. Ona gre Hzrn hayat hakknda zikrolunan hadislerin hepsi yalandr.233
slam Ansiklopedisi, M.E. B. stanbul, trs. V, 461. M.zzet Derveze, a.g.e. III, 512. 227 M.zzet Derveze, a.g.e. III, 512. 228 Merai, a.g.e. V, 172. 229 Buhr, lm, 45, I, 246, Mslim, Fezil, 180; Ahmet b. Hanbel, Msned, II, 311, V, 118; bilgi iin bkn. bn Kesir, Tefsru'l-Kur'n'l-Azim, stanbul 1985, V, 172185. 230 Ebu sa Muhammed b. sa Tirmizi, Snen-i Tirmizi ve Tercemesi,Menakib, (ev.O. Mollamehmetolu), stanbul, trs. VI, 3938. 231 Muhammed el-Emin b. Muhammed el-Muhtar, Edval Beyan Fi zahil-Kuran, Mektebet bn-i Teymiyye, Kahire,1992, IV,178. 232 Ebu Ali el-Fadl b.Hasan et-Tebrizi, Mecmeul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Darul Fikr, Beyrut,1994 VI, 344.
226 225

58

Muktil diyor ki : O, Elyesadr, nk onun ilmi yedi kat yer ve g kapsamtr.234 Fakat Hzrn lyas olduu iddias tarihi olarak mmkn deildir. nk lyas (Elijah) Hz. Musadan yzlerce yl sonra domutur.235 Dolaysyla bu ahs lyas olamaz. bn Aur : Abd den murad Hzrdr. O, Allahn kullarndan birisidir ve bu tabir onu ereflendirmek iin kullanlmtr. sra suresi 1. ayette de ayn tabir Hz. Peygamber iin kullanlmtr. Kssada zikredilen garip ve acayip haller Allahn belli bir makama ulamalar kaydyla birok kuluna vermi olduu hallerdendir.236 yleyse Hzrn yapt trden acayip haller sadece ona has deildir. Muhammed Esed, Yeil Adam anlamnda el-Hazir veya el-Hdr alarak Ubeyy b. Kabdan rivayetin olduundan bahsetmektedir. Ona gre bu, isimden ok bir sfat, bir lakaptr. Bu durum, bu kiinin ahsnda insan iin varlmas mmkn derinliine kavray ve tecrbenin son derece derin olduunu simgeleyen temsili bir kiilik ile kar karya olduumuzu teyit etmektedir.237 nsann ulaamad bu kavray ve derinlik Allahn ilmidir. Grld gibi mfessirler bu ahsiyetin adnn Hzr olduu hususunda hemen hemen gr birliindedirler. Fakat bu ismin bir sfat olarak verilmi olma ihtimali de yksektir. Salih kulun isminin belertilmemesinin baz sebepleri vardr. Bu ahsn tad manevi ahsiyet isminin zikredilmemesini gerektirir. nk bu ahs mehul bir ekilde kssaya giriyor ve ayrlyor.238 Bu mehul durum ismine de yanstlarak olayn gizemi korunmutur. Hz. Musann salih kul (Hzr) ile niin grmek istedii hakknda tefsirlerde deiik yorumlar vardr: Hz. Musa srailoullarna hutbe okumak zere ayaa kalkt, orada bulunanlardan birisi ona insanlarn en bilgilisi kim olduunu sordu, Hz. Musa da benim eklinde cevaplandrd. Bilgiyi Allaha izafe etmedii iin Allah,
233 234

Kara, a.g.e. s.493. Ebil Hasan Ali b.Muhammed b.Habiba Maverdi el-Basri, En-Nuketu vel Uyun, Tefsirul Maverdi, Darul Kutubil lmiye, Beyrut, III, 325. 235 Mevdudi, a.g.e. III, 187. 236 bn-i Aur, a.g.e XV, s.369. 237 Muhammed Esed, Kuran Mesaj, (ev. Cahit Koytak, Ahmet Ertrk), aret yaynlar, 2002, II, 599, 600. 238 smail Albayrak, a.g.e. s.193.

59

Hz. Musay azarlayarak onu iki denizin birletii bir yerde daha lim bir kulun yanna gnderdi239 Hzrn gnmze kadar sa kalp kalmad hususu da ihtilafldr. Hzrn ldn iddia edenler olduu gibi lmediini iddia edenler de vardr. ldn iddia edenler Enbiya 34 de Biz, senden nce de hibir beere ebedilik vermedik. imdi sen lrsen, sanki onlar ebedi mi kalacaklar? ayetini delil gsterirler.240 Ayrca lmeseydi peygamberimize gelip inanmas ve ona tabi olmas gerekirdi241 diyenler vardr. ldn iddia eden mfessirler Hzrn yaadna dair sahih bir hadisin bulunmadn, dolaysyla onun yaamadn iddia ederler. Als de bu konuyla ilgili szleri ve delilleri uzun uzadya inceleyip aratrdktan sonra demitir ki: Her trl hesaptan sonra Hz. Peygamberin sahih hadisleri ve akln tercih ettii deliller, vefat etti diyenlerin szne tamamen uygun ve iddialarn tamamen desteklemektedir. Bu haberlerin d grnlerinden sapmay gerektiren bir ey yoktur. Olsa olsa ok hayrl baz salihlerden ki sahih olduunu Allah bilir rivayet edilen hikyelerin d grnlerini gzetme ve Muhyiddn-i Arab gibi Hzr'n yaadn syleyen baz tasavvuf ulularna iyi fikir besleme meselesi kalr ki, bu da bir delil meydana getirmez. Eer yalnz syleyen kimsenin deerinin yceliinden ve onun hakkndaki iyi kanaatten dolay, o gibi szlere deer verip de kabul edersen kyamete kadar Hzr'n yaadna inanabilirsin. 242 Kasmi, Buhari, bn Teymiyye vb. naklettiine gre Hzr lmtr. Yaadna dair yaplan rivayetler doru deildir ve bunu sadece gafiller sylemektedir243 demektedir. bn-i Teymiyye, Cin 6nn tefsirinde: Cinlerden birok kimse bu dnyada zaman zaman grnrler. Bunlara ricall-gayb denir. Zaman zaman Hzr

239

Zemaheri, el-Keaf an Hakaikit-Tenzil ve Uyunil-akavil fi Vucuhit-Tevil, Beyrut, 1987,DarulKitabil-Arab, 1987, II, 731. 240 Havva, a.g.e. VI, 3213. 241 Ate, a.g.e. V, 315. 242 el-Alusi a.g.e. s.332. 243 M.zzet Derveze, a.g.e. III, 516.

60

grenler de bu cinniyi grmlerdir. Cinlerden bazlarn gren bu kiiler Hzr grdklerini zannederler. 244 diyerek Hzrn yaamad fikrine destek verir. Baz mutasavvflara gre de Hzr hayattadr. Onlara gre hayat mertebeleri farkl mertebelerden oluur. Birinci tabaka bizim hayatmzdr, ikincisi Hzr ve Hz. lyasn hayatlardr. Onlar, bizim gibi baz vakitlerle snrl deildirler. Hzrn darda kalanlara yardm ettiine, hayr yerlerinde bulunduuna inanrlar. Onlara gre Hzr, Ab- hayat itiinden ebedi dirilie ermitir. Ab- hayat, Sonsuz genlik ve sonsuz yaam olana verdiine inanlan ikidir. Pek ok inanta yer alan bu sembol slami literatrde ab- hayat, Hint literatrnde amrita veya soma, ranllarda homa veya haoma, Grek mitolojisinde nektar veya ambrosia adyla ifade edilir. Ab- hayat suyundan ienlerin lmszle kavumas, bir varln dnyadaki doum-lm emberinden kurtulmas, dnyada tekrar enkarne olmasna gerek kalmad bir tekml dzeyine ulamas, yani dnya gezegeni okulundan alacak bir dersi kalmamas demektir.245 Ayrca Mutasavvflar, Hzrn maddi deil misal leminde yaayan, darda kalmlara yardm eden salih bir kul olduu grn de ileri srerler.246 bn-i Arab, Hzr ile bizzat karlatn ve hatta farkna varmadan onunla konutuunu iddia ediyor. lk karlamalar spanya da (Endls), ikincisi de Tunusta olmutur. bn-i Arab ilk karlamasnda hocalarna itaat emrini ondan almtr. kinci karlamas Tunusta Kayravan yaknlarnda Hufre isimli limanda denize almak zereyken olmutur.247 Grld gibi Hzrn hayatta olduuna inananlar genellikle mistiklerdir. ounluu bu durumun misal leminde olduunu, bizim gibi gerek bir lemde olmad hususunda gr bildirirler. Salih kulun ilminin, nbvvetten veya velilikten olduu hususu da tartmal bir konudur. Konu hakknda net bir bilgi olmadndan ulema burada da ihtilaf

Ate, a.g.e. V, 315. Alparslan Salt, Cem obanl, Dharma Ansiklopedsii, stanbul,2001, s.7. 246 Ate, a.g.e. IV, 315. 247 Nihat Keklik, bni Arab.in Eserleri ve Kaynaklar iin Misdak Olarak el-Futuhat- Mekkiyye, Edebiyat Fakltesi Matbaas,st.1974, s.7980; Ebil Hasan Ali b. Ahmed el-Vahidi en- Nisaburi, El-Vesit Fi Tefsiril-Kuranil Mecid, Darul Kutubil lmiye, Beyrut,1994, III, 157.
245

244

61

etmitir. Velilikten olan bir ilim ise nbvvet sahibi bir ilmin buna tabi olmasnn mmkn olup olamayaca konusu tartlmtr. Bir nebinin nebi olmayandan ilim renmesinin caiz olamayacan, dolaysyla Hzrn da bir nebi olmas gerektiini savunanlara gre, ayette geen Ben onu kendi isteimle yapmadm ifadesinin onun vahiy ile desteklendiini, dolaysyla da nebi olduunu gsterir.248 Onlara gre ledn ilmi, vastasz, mridsiz renilir, bu da nebilere hastr. Kehf 66da. Musa ona: Sana retilenden, bana, doruyu bulmama yardm edecek bir bilgi retmen iin sana tbi olaym m? dedi.ayetinde geen bilgi retmen ibaresi onun nebi olduunu gsterir, nk bir nebi, nebi olmayandan ilim renemez. Kehf 82 deki Ben bunu da kendiliimden yapmadm.ibaresi de onun nebi olduuna delalettir.249 Kendi iradesi dnda Allahn verdii emirleri yapanlar ancak peygamber ya da meleklerdir. Bazlar Hzrn nebi olmadan da Hz. Musann ona tabi olmasn normal karlarlar.250 Onlara gre Allah, Kuran- Kerimde Her bilenin zerinde bir bilen vardr.251 buyurmutur. Ayrca Hzrn baz konularda Hz. Musadan daha bilgili olmas, onun dier konularda da ondan daha bilgili olmasn gerektirmez.252 Bu da Hzrn nebi olma zorunluluunu ortadan kaldrr. Sufilere gre zahid, har (bakasn) gren kimsedir, dnya ehli ise hiri grr. Fakat Allahn has kullar ve arifler, ne hari ne de hiri grr. Onlarn nazarlar evvele dmtr, her iin evvelini bilirler. Mesela buday ekince buday biteceini bilirler. Evvelini grdnden gz sonunda deildir, bir eyin sonu, daha bandan ona belli olur.253 Bu yzden sufilere gre Hzr da bu insanlardan birisi olarak kabul edilebilir. Dolaysyla Hzrn veli olma ihtimali vardr. Hzrn veli olduunu kabul eden baz sapkn fikirler buradan velilik makamnn nebilik makamndan stn olduu grne varmlardr. Bir velinin, nebinin getirdiine iman etmeden velilik makamna ulamayacan gz nne

248 249

Said Havva, a.g.e. VI, 3213. Merai, a.g.e, V,173. 250 Celaluddin Abdurrahman b. Ebi Bekr es-Suyuti, ed-Durrul Mensur fi Tefsiril Mesur, Beyrut, 1990, IV, 417. 251 Yusuf, 12/ 76. 252 el-Alusi a.g.e. s.332. 253 Mevlana Celaleddin-i Rumi, Fihi Mafih (ev. Meliha lker Anbarcolu), stanbul,1969, Devlet Kitaplar, s 33.

62

alrsak bu grn ne kadar yanl bir gr olduunu grrz.254 yleyse hibir ekilde velilik makamnn nebilik makamndan stn olduunu syleyemeyiz. nk veliler ancak onlara hakkyla tabi olarak o makama ulaabilirler. Farkl bir gre gre de Hzr, ne bir nebi ne de bir veli idi. Hzr bir melek idi. Hzr bizim iin belirlenen kurallara uymak zorunda olan bir ahs deil, o bir melek veya insan snrlayan kanunlardan azade baka bir yaratk olmas gerekir. Hzrn yapt iki ey (ocuu ldrmesi ve gemiyi delmesi) insan yaratlnn varlndan beri olan kanunlara aykrdr. Hibir kanun bir kesmeye bakasnn maln tahrip etme ve ldrme yetkisi vermez. Hzrn bu ileri Allahn emri ile yaptn sylemek sorunumuzu zmez. Sorun Hzrn bunu kimin emri ile yapt deil, Bu emirlerin zellii neydi? Eer Hzra verilen emirler Allahn genel emirleri gibi bir emir idiyse, Hzrn insanlar iin konulan ilahi kanunlarla snrl olmayan bir melek olduu sonucuna varabiliriz. nk eri yn olmayan bu tr emirler ancak meleklere verilebilir. Bunun nedeni, haram ve helal sorununun onlar iin sz konusu olmamasdr. Onlar hibir kiisel gce sahip olmakszn Allahn emirlerine itaat ederler. Bu yzden biz Hzr melek veya insan snrlayan kanunlardan azade baka bir yaratk olmas gerektii sonucuna vardk. Kuran, kullarmzdan biri(Kehf 65) ibaresini kullanyor. Bu, onun insan olduu gstermez. Kul kelimesi eitli yerlerde melek anlamnda kullanlmtr.255 Bir melek, bir cin veya grnmeyen bir varlk, insanlarn yanna geldiinde insan eklinde grnr.256 Bu nedenle Hzr, insanlar iin belirlenen kurallara baml olmayan baka bir yaratktr, dolaysyla o melektir Seyyid Kutup, Hzr hakknda genel bir deerlendirme yaparak unlar sylyor: Fakat adamn sahip olduu bilgi sebepleri belli, sonular bilinen beeri bilgilere benzemiyor. Bu gayba ilikin dolaysz bilginin bir trdr. Yce Allah ngrd bir hikmetten dolay ve diledii oranda ona bu bilgiden retmitir. Bu yzden bir peygamber, bir resul olmasna ramen, Hz. Musa bu adama ve uygulamalarna kar sabredemiyor. nk bu uygulamalar d grnleri itibariyle akl ve mantkla, eyann tabiatna ilikin hkmlerle eliiyorlar. Bu yzden bu

254 255

Havva, a.g.e. VI, 3213. Enbiya 26, Zuhruf, 43/ 19; Mevdudi, a.g.e. III, 189190. 256 Meryem, 19/17.

63

uygulamalarn gerisindeki gizli hikmeti kavramak zorunludur. Aksi takdirde aknlk uyandracak, honutsuzlua neden olacaklardr.257 Ayrca bu ahsiyetin temsil biri olduunu iddia edenler de vardr. Kssadaki kiinin senaryoda bir aktr olduunu gsteren baz ipularn vermek istiyoruz. O insan Musaya bana hibir ey hakknda sorma258 demesi onun la ysel olduunu gsterir. Oysa bu, Kuranda Allahn sfat olarak geer. kinci olarak ocukla ilgili blmde o kiinin yapt muamele anlatrken fehna (korktuk) kelimesinin oul mtekellim zamiri kullanlmasdr. Kurann genel slubu iinde baktmzda bu tr biz zamiri kullanlarak geen ifadelerde bu zamirin Allah yerine kullanldn grmekteyiz. 81. ayette feerde rabbuke (Rabbin istedi ki) ifadesi de o insann Allahn bilgisi dhilinde ve onun istemesi zerine duvar dzelttiini gsterir. En sonunda Musann arkada yaptklarnn sebeplerini tek tek sraladktan sonra ve ma fealtuhu an emri (ben bunlar kendiliimden yapmadm) demesi259 onun temsili bir kiilik olduunu gsterir. Grld zere Hzrn nebi, veli ya da melek ya da temsili bir kiilik olduu hususunda deiik grler vardr. Bu konuda kesin bir kanaate sahip olmak mmkn deildir. nemli olan burada Hzrn bu kimliklerden birine sahip olmas deil, Onun reten konumunda bulunmasdr. Ayrca daha nce de belirttiimiz gibi ayette geen ben bunu kendiliimden yapmadm ifadesi Hzrn Hz. Musaya kar kendisinden kaynaklanan bir stnlnn olmadn belirtir. Burada kar karya kalan Hz. Musa ile Hzrn ilmi deil, Hz. Musa ile Allahn ilmidir.

2.2. Musa le Salih Kul Kssasnda Geen Olaylarn Genel Deerlendirmesi Meseller ve kssa gelenei slam ncesi Arap kltrnde nemli bir yere sahipti. Bunun yan sra dil ve iir de revatayd. Mesel ve hikye gelenei insani varlk lemi iinde tarih sahibi klmaya alan retinin zaman bilincinin

257 258

Seyyid Kutup, Fizilali Kuran, (ev. .H engler, B. Karla, M. Emin Sara), stanbul, trs. IX, 446. Kehf, 18/70. 259 Halis Albayrak, a.g.e. s.246.

64

uyandrmasnda destekleyici bir edir.260 nsanlarn bu bilincini uyandrmak iin meseller kullanlmtr. Kehf suresindeki meseller, yceliin, izzetin, iman stnl ile elde edilebileceine iaret etmesi asndan ok nemlidir. Musa-Hzr kssas ile ilgili ayrntl rivayetler, Peygamberimizin yaad ortamda bu olayn bilindiini ve anlatldn gsteriyor.261 Bu bilgiler Kitab- Mukaddeste gemiyor. Bu haberler Yahudi kitaplaryla, rivayetleriyle ilgilenen kimseler, ya da Araplar arasnda yaayan baz kitap ehli insanlar tarafndan anlatlmak suretiyle Araplar arasnda yaylmtr. Bu olay bugnk Tevratta yoktur. Ama bu durum Hz. Peygamber zamanndaki Tevrat nshalarnda olmad anlamna gelmez. Bazlar Talmudda geen Rabbi Levi ve lyas kssasndan alndn sylyorlar.262 Dolaysyla Musa-Hzr kssasndan insanlarn ok eskilere dayanan bilgilerinin olduunu syleyebiliriz. Kssada geen olaylarla ilgili olarak slam limleri deiik yorumlar yapmlardr. ncelikle bu kssada geen olayn sembolik olup olmad hakknda gr ayrl vardr. Baz mfessirlere gre kssalarn her bir unsuru belli bir dereceye kadar semboliktir. Doru olan hikyenin bizzat ayrntlar deil, vermek istedii derin anlamlardr.263 Onlara gre kssalar aynen vaki olmamtr. Buralarda anlatlanlar sembolik eylerdir. nsanlar eldeki verilere gre hareket etmek zorundadrlar. Dolaysyla Musa-Hzr kssasnda ledn tarafn tercih edilmediini, bilakis ledn ilminin ne denli yanllara yol aacan gstermek iin de bu kssa anlatlm olabileceini belirtirler.264 Yani burada ledn ilminin marifeti deil Allahn ilminin stnl anlatlmaktadr. Dolaysyla bize den grev verilere gre hareket etmektir. Allahn verilere gre hareket etmek zorunluluu yoktur. Sembolik olmadn syleyenler, Allahn, kssann anlatmnda sahneden ekilerek okuyucuyu dorudan karakterlerin konumasyla ba baa braktn ve kssadaki olaylarn ve yorumlarn anlatmndaki zellikleri ve kodlar bizzat

Hayati Hkelekli, Gayba mann Psiko-Sosyal Sonular, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003, s.76. 261 Ate, a.g.e, V, 313. 262 smail Albayrak, a.g.e. s.220; Ate, a.g.e. V, 314. 263 Ko, a.g.e. s.129. 264 Ali Bardakolu, Genel Deerlendirme, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003, s.339.

260

65

kendilerinin zmesini istediini ileri srerler.265 Sanki burada insanlar, ilmin yaps hakknda zorlayc olarak tefekkre ynlendirilmitir. Kssann sembolik olduunu kabul etmek sembolik olmadn iddia etmekten daha kolay bir yoldur. Sembolik olduunu kabul etmek, kssada geenler hakknda derin tartma ve yorum yapmann ok yarar vermeyecei sonucunu karr. Sembolik olmadn kabul etmek ise zlmesi gereken problemleri karmza karyor. Sembolik olmadna inanma slam dncesinde srekli zmeye allan bir tefekkr alannn olumasn salamtr. Musa ve Hzr kssas bir zahir ve batn kssas olduu gr de vardr. Zahir-batn ilmi mnasebeti ve bunlarn hangisinin stn olduu tartmasna yol aabilecek bir ortam salamas asndan Kehf suresi, bu konu asndan nemlidir. Buna gre o batn (gizlilik), Hzr meselesinin konusunu meydana getirir. Dolaysyla bu kssada bilinmeyen birok konu vardr. Bunlar Hz. Musann da izah edemedii, anlam veremedii konulardr. Baz yorumlarda bu kssada bilinmez glerin aktif rol ald gr ileri srlmtr. Bu kssada ard arda gelen srlarla biz de Hz. Musa gibi karlayoruz. Kuran- Kerim, kssann havasn saran kapallk ve bilinmezlik atmosferini btnyle korumak iin, bu hareketleri yapan zatn adnn dahi vermiyor. Kssann balangcndan beri hkim olan ana konu, bilinmez glerin burada byk roller alddr.266 Mfessirler eriat avam iindir, asl olan ise eriatn arkasndaki batn gayelerdir ve evliyalar eriatn zahiriyle snrlandrlamazlar grne kar kmlardr. lm-i ledn (mukaefe, mevhibe, esrar, meknun, varise) olarak adlandrlan ilmin helali haram, haram da helal klamayacan gsterir.267 atbiye gre zahir, Arap dilinin verileri erevesinde lisan dzeyinde bir anlama karlk gelirken batn, Allahn kelamndaki murad ve maksadn anlalmasn ifade etmektedir.268 Dolaysyla maksada ulaabilmek iin mutlaka batn yorumun yaplmas grn savunmulardr.

265 266

smail Albayrak, a.g.e. s.191. Necati Kara, Kurana Gre Hz. Musa Firavun ve Yahudiler, Seha Neriyat, Ankara, 1989, s.482. 267 Alusi, a.g.e. XVI, 1819. 268 ztrk, a.g.e. s.229

66

Zahir-batnn bu kssada ekimediini aksine birbirini tamamlad gr de vardr: Gizli sebepler izah olununca, zahirle batn birleiyor ve Allah tarafndan verilmi hkmde elime kalmyor. O halde demek oluyor ki, batnn gerektirdii zahirin gerektirdiine aykr olabilir. Fakat bundan dolay hakikatle eriatn birbirine zt olmas, lazm gelmez.269 Daha nce de belirttiimiz gibi sufilerin ekserisi zahire ters den eyin detayl incelendiinde aslnda zahire ters dmediinin grleceini belirtmilerdir. Mfessirler, kssaya ilim-amel asndan da bakarak tahlil etmeye almlardr. Mutasavvflarn ameli, ilimden nde tutarak bu kssadaki salih kulu ameli boyutuyla yceltme abalarna kar kmlardr. Tasavvuftaki ilim-amel balantsnda genel kabule gre amel, ilimden nce gelmektedir. Oysaki Allahtan ancak limlerin korkacan bildiren ayet (Fatr 28) bu dncenin aksini ngrmektedir. Riyazet ve tefekkrle Allah tarafndan hibe edildii belirtilen ilmi ledn, ayn zamanda felsefeciler tarafndan da ileri srlmtr. Bu balamda Ehl-i velayet ve filozoflarn bilgilerinin, kalbin manevi olarak arnmasyla olutuu dncesi, Hz. Peygamberin kendisinin de gaflete maruz kaldn, bu nedenle gnde yz defa tvbe ettiini belirten hadise terstir.270 Burada grld zere mfessirler, insanlarn ilim bakmndan yeterli bir dzeye ulaamadka ameli bakmdan ycelemeyeceklerini iddia ederler. Bu kssada amel-ilim atmasnn olmadn belirtirler. Bu kssada ilim-amel karlamasnn olmad gr de vardr. Onlara gre bu kssada neyi kyaslayacamz iyi belirlemek zorundayz. Burada Allahn bilgisi karsnda kulun bilgisinin ne denli aciz olduunun grnts vardr. Bu kssay kendi btnl iinde bir yere oturtmak gerekir. Bu kssann ana fikrini belirlemek gerekir. Bu kssada Allahn bilgisiyle kulun bilgisi arasndaki kabil-i kyas dahi olmayan mahiyet farknn ortaya konmas ve Yaratcyla insann arasndaki bu bak zaviyesinin farkndan doan ve insan aklnn almad ilahi tasarruflarn mutlaka geerli, fakat insanlarca mehul gerekelerinin bulunduu fikrinin vurgulanmasdr.271 Hatta burada sradan insanla deil bir peygamberle Allahn bilgisi karlatrlyor. Musann arkadalk yapmak istedii kii Allahn snrsz
269 270

Kara, a.g.e. s.487. Ramazan Bier, a.g.e. s.215; Mslim, Zikr,41; Ebu Davud, Vitir, 26. 271 Halis Albayrak, a.g.e. s.244.

67

bilgisinin temsilcisi durumundadr. Burada vurgu lednni bilgiye sahip insana deildir, aksine Allahn bilgisinin keyfiyetinedir. Musann arkada ilahi senaryonun oynanmasnda rol alan bir aktrdr. Biz bu kssada vurguyu Allah katndan baz kimselerin gayb baz eyleri bildikleri noktasn verirsek o zaman bu imtiyazl insanlarn sorumsuzluklarn da kabul etmemiz gerekir. Bu ise Kurana btnyle ters bir durum olur. Ama Allahn birtakm kimselere lednni ilim verip onlar sorumsuz klmas deildir.272 Arkouna gre: Kurann ak ve sistemli olarak belirtmekten kand durumlar, olaylar, aktrleri tarihselletirmek, yerini belirtmek, tarihini belirlemek, somutlatrmak, adn koymak iin genellikle imgesel olan bir tasvir arka-fonu yklenir. Halk vaizleri tarafndan anlatlan Ksas- Enbiya gibi Esbablar, ana mitsel balamndan koparlm ve balangtaki tarihsel ve meknsal amacndan yoksun braklm bir yasa koyucu syleme doast ve olaansty yeniden katarlar.273 Ona gre kssalar ana mitsel kaynandan koparmadan amacna uygun olarak deerlendirmek gerekir. Dolaysyla kssalarda geen tarihsel meknsal amalara uygun olarak doru yorumlar yaplmaldr. Kehf suresinde hayatn ksal ve gizemini vurgulayan mesajlar da vardr. rnein sndklar maarada uzun sre kaldklar halde sorulduunda bir gn, belki de bir gnden az olduunu sylemeleri bu olguya vurgu yapmak iindir. Ayrca surede tevhid inancna, Ashab- Kehf rneinde olduu gibi ldkten sonra dirilmenin mmkn olduuna, Allahn buna gc yettiine bir rnek olarak sunulmaktadr.274 Seyyid Kutup bu kssa ile ilgili genel bir deerlendirme yaparak unlar sylyor: Bu adamn yce ilahi hikmeti temsil etmesi isteniyor. lahi hikmette ise, yakn sonulara, bilinen nermelere yer yoktur. Tam tersine ortaya kan sonular, grme kapasitesi snrl olan gzlerin gremedii uzak hedeflere gre deerlendirilir. Bu yzden adamn adnn anlm olmamas, temsil ettii manevi kiilie uygun dmektedir. Daha batan itibaren grnmez, gayb gler hikyede etkin rol

272 273

Halis Albayrak, a.g.e. s.245. Muhammed Arkoun, Kuran Okumalar, (ev. Ahmet Zeki nal), nsan Yaynlar, stanbul, 1995,s.346. 274 smail Albayrak, a.g.e. s.190.

68

oynuyorlar. Hikyeye egemen olan hava btnyle kapal ve bilinmezliklerle dolu bir havadr.275 Kehf 67.ayette geen Dorusu sen benimle beraberlie sabredemezsin ayetinde Hzrn, Hz. Musa hakkndaki ilk kefini yapm olduunu gryoruz. Hz. Musa, onun yaptklarna sabredemeyecek yapda birisidir. Benimle birlikteyken bir eyler greceksin ki, d grn sana ters gelecek sen eriat sahibi olarak bunu kabul etmeyeceksin, hlbuki bu greceklerin d grnlerine gre hkm verilecek eyler deildir.276 Ayette geen, Dorusu sen benimle beraberlie sabredemezsin.277 ifadesinin kesin olarak gerekletiine ahit oluyoruz. Demek ki bu iddiay ileri sren kii kesin bir bilgi ile bunu sylyor. Bu kesin ifadeyi syleyen kii Hz. Musann sahip olduu bilgi ile cereyan edecek olaylarn mantnn birbiriyle tank olmadnn farkndayd. Kuranda iki defa geen hubra ifadesinin semantik rgsnden de anlalaca zere Hz. Musann tecrbe dnyasnn dnda karlat olaylar, gsterecei sabrszl da bir ekilde merulatrmaktadr.278 Hz. Musann tecrbe dnyas, olaylara bak ve insani snrll peygamber de olsa bazen snrsz ilahi bilgi, irade ve plan ilk anda kavrayamadn gstermektedir.279 Mfessirler Hz. Musann sabra gc yetmeyeceini ifade eden hitabn mutlak anlamda iktidarszlk olamayacan belirtirler. Hz. Musann sabrszl tamamen insan boyutundan kaynaklanr ve onun itirazlarnn sebebi ftratnn heyecanl ve cokulu olmasndadr. Hz. Musann inkr, gizli olan sebep ve hikmetleri bilmemesinden kaynaklanmaktadr. 280 Hz. Musann kssadaki ahsiyetin ilmini kavrayamamas onun iin bir ayp deildir. Sadece beer ilminin yapsna uymayan bir bilgiyle muhatap olduu kendisine hatrlatlmtr. Hz. Musa'nn ilmi, insanlarn dnyev hayatlarn bir eriat ilmi, Hzrnki ise gayb ve esrar ilmi olan lednni bir ilimdir. Hz. Musann ilmi itimai dzeni salayan bir ilimdir. Hzrnki ise melekt eksenli bir ilimdir. Buna ramen Hz. Musa sabretmeyerek kendi eriatna aykr bulduu olaylar karsnda salih kulun fiillerini knamaktadr.
275 276

Kutup, a.g.e. IX, 449450. Elmall, a.g.e V, 3262. 277 Kehf, 18/67 278 smail Albayrak, a.g. e. s.194. 279 smail Albayrak, a.g. e. s.195. 280 Kutup, a.g.e. IX, 446.

69

Elmall, 70. ayetle ilgili yapt yorumda, bilginin yarsn oluturan soru, bu ilimde yasaktr diyor.281 olduu belirtiliyor. Elmall, onlar misafir etmekten kanan ky halk hakknda da unlar sylyor: yle bir ky ki halkndan yiyecek istediler (ky halk) onlar konuklamaktan kandlar. Gerekten bu kyn ileri gelenleri ve halkyla, btn halk o kadar alak imiler ki, iki kiiyi konuklamaktan ekinmiler. Byle bir memlekette o tuhaf durumda bulunan bir duvar ykmaya kalkmak bile olaan bir ey olamayaca dikkatle dnlrse, szn geliinden bunun bir mucize eklinde hemen dorultulduunu anlamak gerekir. Gerekten peygamberlerin durumlarna ve kssann meydana gelmesine yakan da budur.282 yleyse Hzrn duvar ina ediine de Hz. Musann hayran kaldn syleyebiliriz. Bu her hangi bir duvarc ustasnn ustalndan farkl bir tarzda yaplm bir sanattr. Hz. Musa kssann sonunda Hzrn kendisine yapt aklamalara itiraz etmemitir. Bu durumu Elmall yle yorumluyor: Bu, onun bu aklamalar ve yorumlarda reddedilecek bir ey grmemi olduu anlamna gelir. Kendi tecrb ilmiyle deerlendirirken yanllna kani olduu bir eyin, olayn hikmetini renilince baka hkm verdiini gstermektedir. O gizli sebepler, aklannca zahir ve batn birleiyor, Allah'n hkmnde elime kalmyor. O halde demek oluyor ki i yzn gerei, grnn gereine aykr olabilir. Fakat bundan dolay hakikat ile eriatn uyumazl gerekmez. nk eriat, Hakk'n hkmdr. Hakk'n hkm de hakikatte (gerekte) ne ise odur. Onun iin i yze gre emredilmi olan Hzr, Hakk'n emri olan eriat ile amel ettii gibi; eriatla emrolunmu bulunan Musa da hakikat (gerek) akland zaman eriat bakmndan itiraza yer olmadn gryor.283 Burada belirtilen grler, bize sufilerin zahir ile batnn elimediini, hikmetini rendikten sonra ikisi arasnda bir farkn olmadn syleyen grn hatrlatyor.
281 282

Burada, insanolunun ilminin acziyeti gsterilmek

istenmitir. nsanolunun az bilgisine ramen kendinden eminliinin ne kadar yanl

Elmall, a.g.e. c.V, 3264. Elmall, a.g.e. V, 3264. 283 Elmall, a.g.e. V, 3272.

70

Ayrca Hz. Musa bu ilmin kendisine de verilmesi iin bir talepte bulunmuyor. Demek ki bu yle bir ilimdir ki beer ilmini aan bir ilimdir. Ayrca insann yapsna uygun bir ilim deildir. Hzrn ldrd ocuk meselesini de bu ilmin yaps erevesinde deerlendirmek gerekir. Bizim hukukumuza gre Allahn vermi olduu ilimle de olsa bir kiinin gelecekte ileyecei bir sutan dolay ldrmesi mmkn deildir. yleyse bu yle bir ilimdir ki bu ilme gre caiz olabilsin. Bu konuda baz mfessirlerin grleri yledir: Fahreddin Razi, ocuun ldrlme olayn deerlendirirken vahiysiz ve kati nas olmadan bir insann malna ve canna zarar verilemeyeceini, buradaki olayda yaplan iin faili Hzr grnse de failinin Allah olduunu sylyor.284 Elmall, Hzrn ldrd ocuk olayn yorumlarken birka olaslk zerinde durmutur. Birincisi, ona gre Musann ocuk zannettii kii aslnda ocuk deil, azgn bir kfir ve ldrlmesi vacip olmu bir kii idi. kinci olaslk Hzrn bu ileri Allahn emriyle yapm olmas kendisinin zel bir eriatla gnderilmi bir peygamber olmasndandr. Bu yzden Hz. Musa bu duruma itiraz etmemitir. Bu durum iki peygamber arasndaki eriat ile hakikat uyumazln deil Hzrn zel vahiye dayanan bir eriatnn varln gsterir. Allahn vermi olduu ilm-i lednn denilen ilim sayesinde gelecekteki takdir edilmi eyleri, gemiteki gizli hususlar, imdi gz nnde olduu gibi hemen bildii anlalyor. Fiil ynnden bakld zaman yapt eyler, halktan Hakk'a doru giden iler deil, Hak'tan (Allah'tan) halka doru olan fiillerdir. Bundan dolay Musa gibi halk Hakk'a gtrmeye emredilmi deil, Hak'tan halka olan mukadderatn (yazlm olanlarn) yerine getirilmesine emredilmi demektir. slm eriatna uygun olmak, baka bir ifade ile gzellik ve irkinlik asndan bakld zaman Hzr'n yaptklar, gzle grlmeyen gizli sebeplere dayand iin grnrde irkin ve hikmetsiz grnyor. Sebeplerinin aklanmasyla geree uygun olduu zaman ise, te ikisi genel kurala uygun ve biri genel kurala aykr bir istihzan (gzel sayma) olduu anlalr.285

284 285

Razi, a.g.e. XXI, 160. Elmall, a.g.e. V, 3273.

71

Haricinin birisi bn Abbasa, Hzrn ocuu nasl ldrebildiini hlbuki Rasulullahn bunu yasakladn sormas zerine. bn-i Abbas ona: Hz. Musann bilge arkada gibi ocuklarn durumunu biliyorsan ldrebilirsin der.286 bn-i Abbasn hariciye verdii cevabn suiistimale ak bir ifade olduunu syleyebiliriz. bn-i Abbasn hariciye verdii cevab kendisine delil olarak alan bir kimse kendisini manevi ynden yetkinlik mertebesinde gren bir kimsenin, Hzrn ocuk ldrmesi olayn tekrarlamak istemesi, nasl engellenebilir? Allah baz kullarna zahir bilgisi dnda bir batn bilgisi ledn ilmi verebilir. ayet byle bir bilgiye sahipseniz yapabilirsiniz denmektedir eklindeki bir yaklam, konuyu daha da karmak hale getirmektedir. Zira bunun kabuln gerekli klacak kesin kstas nedir?287 Bu ifadenin, zellikle yetkin olmayanlarca yanl anlalabilecei ve yanl yorumlara tabi tutulabilecei kesindir. Bunun sonucunda telafisi mmkn olmayan durumlar oluabilecei aktr. Bursevye gre bir mtehidin bir eyin faydasnn zararndan fazla olduunu eriatn batnna gre anladnda batna gre hkmetmesi caizdir, bu durum hakikate muvafakat ediyorsa zahire gre hkm vermesi caiz deildir.288 Yukardaki farkl yorumlar mistik bak asyla zahiri bak asnn farklln gstermektedir. Fakat Bursevinin kastettii anlamda bir eyin batnndan hareketle hkm verildiine ve buradaki rnekte olduu gibi bir muamelenin yapldna dair elimizde bir rnek yoktur. Sufilerin bu iddias, bn-i Abbastan naklettiimiz hariciye verdii cevapla ayn anlama gelen bir ifadedir. Bu sadece bir prensip kaidesinden ileri gidemez. Eer batndan faydasn zararndan fazla grd ey basit bir mesele ise fazla itiraz edilmeyebilir. Fakat bir adam ldrmek gibi ciddi bir olay ise buna hemen itiraz edilir. nk Hz. Peygamber (s.) mmetine bir ey hakknda hkm verirken Kuran, snnet ve itihatla hkm verme yetkisini vermitir. Buradaki olaya benzedii iin Hz. merle ilgili anlatlan bir olay aktaralm:
286 287

Zemaheri, a.g.e, II,687, el-Als, a.g.e. XVI, 17; smail Albayrak, a.g.e. s.209. Ramazan Bier, Ledn lmi Adl Bir Bilgi Metodu Var mdr? Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003, s.214. 288 Bursev, a.g.e V, 285.

72

Hz. mer, Muire'nin klesini grnce: "Bu beni ldrecek" demi, kendisinin katili olacan bilmiti. "O halde niye brakyorsun, ey mminlerin emiri!" dediklerinde "Ne yapaym henz bir ey yapmamtr ve yalnz kalbindeki eyden dolay da eriata gre sorumlu olunmaz" demi ve ertesi gn ayn kii tarafndan ehid edilmitir.289 Bu olay, yukarda belirttiimiz gibi bir kii hakknda hkm verirken olaslklar zerinde veya batni bilgiden elde edilen verilerle hkm verilemeyeceine bir rnektir. Bu kaide, mlhem (ilham olunan/kalbine fsldanlan) olarak vasflanm Hz. merde bile olsa ayndr. Ayette geen sabi kelimesini ele alan baz mfessirler, bu kelimenin baka anlamlarda kullanlm olabilecei ihtimalini deerlendirirler. Onlara gre Hz. Musann sabi dedii kiiye mecazen bu kelime kullanlmtr. eriatn hakikati, Allahn emridir. Hzrda bunu yapmtr. Hzrn ilmi ilm-i lednndir. 290 Bu ayet hakknda da yorum yaplrken yukarda deindiimiz gibi eriat ilmi, hakikat ilminin aklamasna teslim olmaktan baka bir seenei olmadndan, olduu gibi kabullenmek zorunluluumuz vardr. Yoksa bu olaydaki rnee dayanarak herhangi bir kii hakknda ilemedii bir su hakknda hkm vermemiz, imdiki hukukumuza tamamen aykrdr. Kssada Hz. Musann muhatap olduu salih kul, yapt ileri bazen kendisine, bazen de Allaha izafe etmektedir. Gemi var ya, o, denizde alan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu klmak istedim. (nk) onlarn arkasnda, her (salam) gemiyi gasp etmekte olan bir kral vard."291 "Erkek ocua gelince, onun ana-babas, mmin kimselerdi. Bunun iin (ocuun) onlar azgnlk ve nankrle bomasndan korktuk."292 "Bylece istedik ki, Rableri onun yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin."293

289 290

Elmall, a.g.e. V, 3272. Kara, a.g. e. s. 490. 291 Kehf,18/79. 292 Kehf,18/80. 293 Kehf,18/81

73

"Duvara gelince, ehirde iki yetim ocuun idi; altnda da onlara ait bir hazine vard; babalar ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki ocuk gl alarna erisinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini karsnlar. Ben bunu da kendiliimden yapmadm. te, hakknda sabredemediin eylerin i yz budur."294 Daha nce de belirttiimiz gibi Ben bunu da kendiliimden yapmadm."295 fadesinden anlald gibi salih kul kendisine verilen emri yerine getiren birisidir. Salih kul burada ilahi bir plann parasdr.296 Hz. Musa, ilim renmek iin salih kula tab oluyor. Hz. Musann burada renmeye alt ilim bizzat Allah tarafndan retilen ilimdir. Kurn ifade snrlamakta (mimma ullimte rud), salih kula retilenden bir miktar (hepsi deil), ve bu ilmin mehul siyasiyle zikredilmesi de (ullimte), baz mfessirlerin de iaret ettikleri gibi, halis, bizatihi Allah tarafndan retilen bir ilim olmasdr.297Baz mfessirler, bu kssada rencinin retmenine tabi olma artna iaret olduunu sylerler.298 Burada Hz. Musa renci, Hzr retmen konumundadr. Sufiler, renci retmen ilikisini ele alrken rencinin retmenine itaatte assaln elindeki meyyit gibi olmas gerektiini belirtirler. Kehf 61. ayette sz edilen baln kaybolduu yerde, Hz. Musann yanndaki gencin yitirdi diye yorumlad eyin aslnda Hz. Musa iin muradna eritii bir andr diye yorumlar da yaplmtr. Buradan bir insan iin kayp diye nitelenebilecek bir yitiin bakas iin bir kazanm olduu olgusunu gryoruz. Bu rnek tasavvufta ska kullanlan gzel bir rnektir.299 Hz. Musa yanndaki genle ayrldktan sonra Hzrla karlat iin bu yaktrma yaplmtr. Kssada Hz. Musann ilmini arttrma isteinin hayrl bir durum olduunu syleyen baz mfessirler Kuran- Kerimin De ki Rabbim ilmimi arttr300 buyurarak bunu tevik ettiini belirtirler.301 nsann kendisine ne kadar ok ilim ve nimetten nasip verilirse verilsin Allah karsnda mtevaz, alak gnll olmas ve
294 295

Kehf, 7982; Kehf,18/82 Kehf,18/82 296 smail Albayrak, a.g.e. s.197. 297 smail Albayrak, a.g. e. s.193. 298 bn-i Aur, a.g.e. XV, 370. 299 smail Albayrak, a.g.e. s.193. 300 Taha, 20/114. 301 bn-i Aur, a.g.e. XV, 371.

74

daima bakasnn kendisinden daha stn daha bilgili Allah katnda daha nasipli olabileceini dnmesi gerekir.302 nsan, ilminin acziyetinin farknda olmal ve bu acziyeti onu mtevaz yapmaldr. Buradan, bir kii peygamber bile olsa ilim arttrma gayreti ierisinde bulunmas gerektii anlalyor. Bu kssada geen olaylarnn gayb bir bilginin varln desteklemedii, kssada gayb kelimesinin kullanlmad dikkat ekiliyor: lgili ayetten salih kulun lmszlk gibi ilahi baka zelliklere sahip olmasnn ya da mutlak anlamda gayb bildii, btn, srr vehb, kefi, irfan bilgiye sahip olduu sonucu da kmamaktadr. lgintir ki surede iki defa kullanlan gayb kelimesi Musa-salih kul kssann hibir yerinde gememektedir.303 Daha nce de belirttiimiz gibi gayb genellikle insann konumu icab ulaamayaca her trl bilgi anlamnda kullanlmtr. Bu kssada geen olaylarn gaybi bir nitelii yoktur. nk burada yaplan olaylar hibir ekilde tam ikna olabileceimiz ekilde izahn yapmak mmkn deildir. Bu kssann amacnn Allahn, Hz. Musaya bir ders vermek istemesidir diyenler vardr: Hzrn byle hareket etmesi, rahmet-i ilahiyyenin bir gerei idi. Bunlar yapmasnn Allah emretmiti. Allah gelecekle ilgili bilinmezlikleri gstermi ona ve bu bilinmezliklere gre hareket etmesini belirtmitir. Allah bu hikmetleri ancak kullarndan beendii ve memnun olduu kimselere gsterir.304 Dier bir yorumda: Musa-Hzr bulumasnn Allahtan Hz. Musaya retilmesi gereken bir dersin olduuna iaret etmektedir. Sorun, Hz. Musann ok bilgili olmas deil, fakat onun kendisine ar gveni bilgiyi Allaha izafe etmesini engellemitir. Bundan dolay Allah Hz. Musann yapt ar gvenin yanlln retmek iin onu bir baka kuluna gndermektedir. Hzr ise yapaca garip olaylarla Allahn temsilcisi konumuna gelmektedir305 denilmektedir. Her bilenin stnde bir bilen vardr306 ayetinden anlamamz gereken ey, bilginin insana kibir, gurur gibi kt hasletler kazandrmamas gerektiidir. Aksine bilgi arttka insan, kendini Allah nezdinde ne kadar aciz olduu grmeli ve mtevaz olmaldr.

302 303

M.zzet Derveze, a.g.e V, 515. smail Albayrak, a.g.e. s.193. 304 Kara, a.g.e. s.486. 305 smail Albayrak, a.g.e. s.198. 306 Yusuf, 12/76

75

Sleyman Ate, Hzr Kssas hakknda u genel deerlendirmeleri yapyor: 1-Her bilenin stnde bir bilen vardr. Toplum dzeni iin eriatn yannda herkesin kavrayamayaca manevi bir bilgi mevcuttur. Allah eriat bilgisini peygamberlere, hakikat bilgisini ise diledii kimseye verir. eriat, okuyarak veya rivayetle renilir, hakikat ise keif yoluyla ruha akar. Bu, Allahn kuluna hediyesidir. 2-eriat bilgisince yanl grlen birok ey, hakikat bilgisince yerindedir. nk eriat bilgisi grne, hakikat bilgisi ise her eyin iyzne gredir. 3-Olaylarda Allahn hikmetleri vardr. nsann kt grd birok ey aslnda iyidir. Ancak iyzn bilmedii iin onu er sanr. Bu bakmdan baa gelen olaylar, Allahn hikmetine havale edip sabretmeli ve sonunda onun hayrl olacan dnmelidir. 4-Hocas rtbe itibariyle kendisinden aa olsa da, rencinin hocasna sayg gstermesi, ona itiraz etmemesi gerekir. 5-nsann bilmedii bir eyi hemen inkr etmemesi, dnp iyzn renmesi gerekir. 307 Kuran- Kerimde Kehf suresinin dnda ilmi lednne rnek olacak dier bir rnek Neml Suresinde gemektedir. Konuyla ilgili ayetler mealen yledir: (Sonra Sleyman mavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gsterip bana gelmeden nce, hanginiz o melikenin tahtn bana getirebilir? Cinlerden bir ifrit: Sen makamndan kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerekten bu ie gcm yeter ve bana gvenebilirsiniz, dedi. Kitaptan (Allah tarafndan verilmi) bir ilmi olan kimse ise: Gzn ap kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Sleyman) onu (melikenin tahtn) yan bana yerlemi olarak grnce: Bu, dedi, kr m edeceim, yoksa nankrlk m edeceim diye beni snamak zere Rabbimin (gsterdii) ltfundandr. kreden ancak kendisi iin kretmi olur, nankrlk edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hibir eye ihtiyac yoktur, ok kerem sahibidir.308

307 308

Ate, a.g.e. s.316. Neml, 27/3840.

76

Grld gibi bu kssa ile ilgili tartma konular ok eitlidir. Bu kssann geneli zerinde yaplan tartmalara detayl girmeyeceiz. Biz burada naslarn belirledii snrlarda kalarak, zorlayc yorumlara gitmeyeceiz. Kuran ve sahih hadislerin bu gibi konularda durduu snrda duracaz. Konumuzu dorudan ilgilendiren, kssadaki kiiye verilen ilim hakknda inceleme yapacaz. Bu ilmin zellii ve bu ilim hakknda yaplan yorumlar aktarmaya alacaz. 3. lm-i Lednn eitleri Kuranda ilm-i lednninin kapsamna girebilecek kavram vardr. Bunlar: Vahiy, ilham ve hiss-i kablel-vuku(nsezi) dir. imdi bu kavramlar inceleyeceiz. 3.1. Vahiy

3.1.1. Vahiy Kelimesinin Lgat ve Terim Anlam


Vahiy kelimesi, v-h-y harflerinden tremi lgatte gizli konumak, emretmek, ilham etmek, sratli ve gizli telkinde bulunmak, im ve iaret etmek, yaz ile bildirmek, fsldamak, risalet, kitabet, iaret, ilham, kelam, hafiy gibi mnlara gelir. Allahn, enbiya ve evliyasna ilka ettii kelime ve gizli bir surette bildirmek anlamlarndadr.309 Allahn, rasllerine ve nebilerine diledii hkmleri, kesin ve yakn bilgi olarak hem lafz hem de mana eklinde bildirmesine vahiy denir. Peygamberlerin tm iin Allahtan hkm ve haberleri alma vastas vahiydir. Vahiy, meleklerin gkten yere inip ekle brnmeleri ve peygamberlere grnp onlara Allahn szlerini iletmeleri eklinde de tarif edilmitir.310 slam kltrnde vahiy denilince peygamberlere gelen vahiy akla gelir. Bu bakmdan vahiy, peygamberlere indirilmi olan Allah kelamdr. Terim olarak vahiy, Allahn, buyruklarn vastal veya vastasz bir tarzda, gizli ve sratli bir yolla peygamberlerine iletmesi yahut da sz konusu yolla iletilen muhteva demektir.311

bn Manzur, a.g.e, XV, 382; bn Esir, Nihaye, V,163; Ebil-Kasm Hseyin b.Muhammed el-Maruf birRagb el-sfehani, el-Mfredat fiGaribil-Kuran, Darul-Marife, Beyrut, s 516 310 Nesefi, a.g.e , s.144 311 Demirci, a.g.e s.81

309

77

Kur'n- Kerim, Hz. Peygambere vahiy yoluyla nazil olmutur. Vahiye dayanmayan hibir kitap ilah kitap deildir. Kur'n- Kerimde: "Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasndan konuur yahut bir eli gnderir; izniyle, dilediini vahyeder. Dorusu O ycedir, Hkimdir."312 buyrulmutur. zetle vahiy, Allahn btn varlklara, yaratl dzenine uygun hareket tarzlarn bildirme yolu, insanlarla konuma ekli ve Allahn, peygamberlerine emir ve yasaklarn bildirmesidir. 3.1.2. Kuranda Vahyin Kullanld Anlamlar Vahiy, Kur'n- Kerimde eitli anlamlarda kullanlmtr: ma ve iaret etmek: "Zekeriyya mihraptan kavminin karsna kp sabah akam rablerini tesbih etmelerini Vahyetti" (Meryem, 11). Fsldama ve gizli konuma: "Biz her peygambere insan ve cin eytanlarn dman yaptk. Onlar birbirlerini aldatmak iin ssl ve yaldzl szler vahyederler" (En'am, 6/112). Tevik ve telkin etme: "eytanlar dostlarna sizinle mcadele etmelerini vahyederler" (En'am, 6/121). Emretmek: "nk Rabbin kendisine vahyetmitir" (Zilzal, 99/5) lham: "Onu emzir. Eer onun iin korkarsan onu denize brakver, korkma ve mahzun olma. nk biz onu geri vereceiz ve kendisini peygamber yapacaz" diye vahyettik" (Kasas, 28/7) anlamlarnda kullanlmaktadr.313 Kurandaki bu kullanmlara bakldnda vahyin, bir varlktan dier bir varla baz eylerin ve iletilmesidir diyebiliriz. 3.1.3. Vahiy Geli ekilleri Vahyin geli ekilleriyle ilgili yle bir sralama yaplabilir:

312 313

ura, 42/51 bn Manzur, a.g.e. III,892893; Halis Albayrak, a.g.e. s.223

78

1- Vahyin ilk ekli Rasulullah (s)'in grd sadk ryalardr. Peygamber (s)'in grd bu ryalar, olduu gibi vuku buluyordu. Hz. Aie, "Peygamber (s), hi bir rya grmezdi ki, sabah aydnl gibi apak zuhur etmesin"314 2- Rasulullah'n (s.) uyank halde iken kalbine vahyin ilka edilmesi. 3- Cebrail'in, bir insan ekline brnerek Peygamber'e (s) vahiy getirmesi. Cebrail'in, ashabtan Dhye'nin suretine brnerek vahiy getirdii birok sahabe tarafndan nakledilmektedir. Vahyin en kolay ve en meakkatsiz ekli budur.315 4- Melein grnmeden Peygambere (s.) vahiy getirmesi. Peygamberimiz ngrak sesine benzeyen bir ses duyard. Vahyin en ar ekli budur.316 Vahyin bu ekli vaad ve vad ihtiva eden ayetlere zgdr. 5- Melein asl suretinde grnerek Allah'n emrini Peygamber'e (s.) getirmesi. Cebrail, bu ekliyle iki kez vahiy getirmitir. Birincisi nbvvetin balangcnda olmutur. kincisi ise mira olaynn gereklemesinde olmutur. (Gzleriyle) grdn kalbi yalanlamad. Onun grdkleri hakknda imdi kendisi ile tartacak msnz? And olsun onu, nceden bir defa daha grmt, Sidret'lMntehann yannda.317 6- Peygamberlerin Allah ile konumas."Ve Allah Musa ile gerekten konutu."318 7- Cebrail'in Peygamber'e (s) uyku halinde iken vahiy getirmesi. Kevser Suresinin bu ekilde nazil olduu rivayet edilmitir. 3.1.4. Vahyin Mahiyeti Vahiy, gayb bir olgu ve peygamberlere ait zel bir tecrbedir. Vahyin, tamamyla ilah bir bilgi olduunu dnenler, onu, beer sz, tasavvur, dnce, nsezi ve bilgiden btnyle ayr tutmaktadrlar.319 Buna gre vahiy hakknda

Buhari, Bedl-Vahiy, 3, I, 146 Buhari, Bedl-Vahiy, 3, I, 146 316 Buhari, Bedl-Vahiy, 2, I, 146 317 Necm, 53/1114 318 Nisa, 4/164 319 Hayati Hkelekli, Gayba mann Psiko-Sosyal Sonular, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003,s.43
315

314

79

peygamberlerin bize bildirdii bilgilerin tesinde bir bilgiye sahip olmamz mmkn deildir ve bu konuda naslarda bildirilen bilgilerden teye geemeyiz. nsan, hakikate ulaabilmek iin peygamberlere muhtatr. Peygamberler, hakikati Allah katndan alrlar. nsanolu da burhanla (aklla) o hakikate ulaabilir, ancak hakikat peygambere yukardan aaya vahiyle gelirken insanlar bunu aadan yukarya ykselip elde eder.320 Sufiler, vahyin kesintisiz devam eden bir olgu olduuna inanrlar. Onlara gre ilham da bir eit vahiy olduundan, vahiy kyamete kadar srecektir.321 Bu adan bakldnda insanln selameti iin vahyin gerekli olduu ve kyamete kadar bu durumun sreceini syleyebiliriz. Vahyin kendi bana belirleyici olduu konular vardr. Kurana gre, metafiziin konular, insan akl ile kefedilecek konular olmayp ancak vahyin yol gstermesi ile anlalabilecek konulardr.322 Bunun delili de Kuranda insanlar, genel olarak dnmeye ve bilgi edinmeye tevik edildii halde323 Allah ve ahiret gibi iman konularda byle bir tevik yoktur.324 Burada tevik olmamas gcnn yetmeyecei bir eyle mkellef tutulmamalarndandr. Vahyin aklla ilikisi adan ele alnabilir: Birincisi Ebu Bekir Zekeriyya er-Razinin savunduu gibi Vahyin imkn ve meruiyetini reddetmek. O, vahiy tarihinin bir elikiler tarihi olduunu, kurtulu iin akln yeterli olduunu sylyor. kinci ar yol ise fideizm yani imanclk. Bu fikre gre, akl iman alanna girmemelidir. man dnyas z itibariyle, bir sr dnyasdr ve akln orada yapabilecei bir ey yoktur. Sufiler arasnda bu gr noktasna yaklaanlarn varln biliyoruz. Ilml ve orta yola gelince, akln nemine inanmakla birlikte gcnn snrl olduunu kabul etmektir. man konularnda akl bizi bir noktaya kadar gtrebilir ama sonuca ulatramaz. Yolun tamam iin ilahi hidayete ve vahyin yardmna ihtiya vardr. Vahiy, akl zayflatmak iin deil ona k tutmak iin vardr. O k altnda akl, vahiysiz asla ulaamayaca dnce mertebelerine ular. Vahiy, akla hitap eder; onun altrlmasn, kullanlmasn ister;

Hkelekli, a.g.e. s.54 ztrk, a.g.e. s.279 322 Akgen, a.g.e. s.153; Enam, 6/ 50, Hud, 11/ 31,49,Yusuf, 12/102, Cin, 72/26 323 Nur, 24/ 4243, Mlk, 67/ 34, Enam, 6/ 95104, Rm,30/ 4950 324 Alparslan Akgen, Bir Felsefe Sorunu Olarak Gayb, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003,s.119
321

320

80

akletmemeyi, eletirir ve knar. Allahn varln, Ona inanmay, kelamn bir sr olarak takdim etmez.325 Selefe gre akl ile vahiy atrsa vahiy tercih edilir ve hakikat bilgisine ancak vahiy ile ulalabilir. mslman filozoflara gre ise hakikat bilgisine akl (burhan) yoluyla da ulamak mmkndr. Peygambere (s) vahiy getiren Cebrail, Faal Akldr. Filozof, akl araclyla aadan yukarya bu bilgi kaynana ulaabilir.326 Burada tercih edilmesi gereken yol lml yol olan akl ve imann birlikte deerli grlmesidir. Zaten Kuran da bu yolu tavsiye eder. Vahiye dayal bilgi, akl bilgiyi destekleyen onu glendiren bir bilgidir. Kayna Allahtr. Vahyin temelinde akl gereklikler de vardr. Akl, duyular, tecrbeler, tabiat kanunlar, tarihin ak, adetler ve btn tabii delilleri iine alacak kadar geni bir anlam tamaktadr. Gereklik gayet ak ve berraktr; alglanabilir, kavranabilir ve muhakeme edilebilir. 327 Bu bakmdan vahyin temelini akl oluturur. Farabide vahiy, bamsz, kendi bana buyruk, mstakil, apayr bir blm tekil etmez. Vahiy, akl bahsi ile beraber onun baml bir blm olarak ele alnr.328 Akl, vahiy karsnda kendi bana mutlak bir kategori deildir; ancak vahyin diliyle tebli edilen Hakikatin Bilgisinin anlalmasnda vazgeilmez bir aratr. Bu, rasyonalizmden ok farkl bir akl tanmdr ki, eer modern dnyay ama gibi ciddi bir sorunumuz varsa akln bu tanmnda anlamak durumundayz.329 Bu tanmdan akln mstakil bir yapsnn olmad, vahyin aklanmasnda bir ara olduu gr dile getirilmitir. Gayb, her ne kadar duyular yolu ile alglanp deney ve gzlem konusu olmad iin insan akl ile bilinemez ise de, vahyin yardm ile akln anlayabilecei bir duruma getirilebilir. O halde gayb bilinemez, ancak anlalabilir, dier bir deyile gayb, akl deil, ancak makuldr.330 Buradan gaybn bilinmesi iin mutlaka vahiye

325 326

Gndem, a.g.e. s.130 Ali Bula slam Dncesinde Din-Felsefe/Akl-Vahiy likisi, stanbul, 1994 s.376. 327 Hanefi, a.g.e. s.118 328 Mbahat Trker-Kyel, slam Dncesinde Akl ve Vahiy, Uluslararas slam Dncesi Konferans 2, 2527 Nisan 1997, stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar, s.71 329 Bula a.g.e, s.379 330 Akgen, a.g.e s.120

81

ihtiyacmzn olduu sonucu karlabilir. Vahiy burada akla hizmet eden bir konumda bulunmaktadr. Zahir ve batn ilikisi ierisinde vahiy ele alnrsa biri zahir dieri btn olmak zere iki dzeyde dzenlendiini grrz. Akl ile vahiy arasnda atma yoktur, ifadelerin zahir lafzlar tevil yoluyla asllarna dndrlrse, birbirleriyle ilikilerinin varl grlr. Burada nemli olan, te'vilin sadece ehil kimseler tarafndan yaplmasdr.331 Aksi takdirde aslna dndrlemeyen zahir mana ile akl balamnda iliki kurmak gleecektir. Vahiy ile akl buluturan en nemli kavram, hikmet kavramdr. Bu buluma, vahyin, insanlar dnmeye davet etmesi ve hikmet kelimesinin, Kur'an'da vahiy anlamnda da kullanlmas noktasnda gerekleir. Vahiy, peygamberleri hikmet mertebesine ulatrr. Bu ulalan hikmet mertebesine ne bir filozof, ne bir veli ne de bir bilgi ulaamaz. Yani peygamber hem eriat, hem de hikmet alannda, ksaca zahirde ve batnda da en stn mertebeyi temsil eder. Onlara bu stnl kazandran vahiydir. 3.2. lham 3.2.1. lhamn Lgat ve Terim Anlam lham, birden yutmak anlamndaki 'l-h-m' kknden tremi olup bildirmek, belletmek, bir nesneyi yutmak veya yutturmak ve akla gelmek gibi manalara gelir.332 lham, kalbe ilka edilen ey,333 ekavet, saadet, er ve hayr, taat ve masiyet anlamlarnda da kullanlmtr.334 Akl yrtme ve dnmeye dayanmadan kalpte doan bilgi, feyz yoluyla kalbe gelen mana, kalpte meydana gelen, nazar ve istidlale ihtiya gstermeden insan amele sevk eden ilimdir.335 Bu tanmda ilham kiinin herhangi bir gayret gstermeden elde ettii ilim olarak gryoruz.

331 332

Bula a.g.e, s.376 bn Manzur, a.g.e, 555; sfehan, a.g.e.510 333 Komisyon, El-Muceml Arabiyyil-Esasi, Tunus,1988, s.1105 334 Crcani, a.g.e,49; Necmddin Kbra, a.g.e, 80 335 Seyid erif Ali b. Muhamded Crcani, et-Tarifat, Kahire,1991,49; Necmddin Kbra, Tasavvufi Hayat, (Haz. Mustafa Kara), Dergh Yay. stanbul, 1980, s.80

82

Tariflerinin ortak noktalar dikkate alndnda ilham, herhangi bir istidlal yoluna bavurmadan insann ruh melekeleri vastasyla bir konu hakknda ilim sahibi olmasdr. Bu, Allah tarafndan insanlara uur dnda, zihinlerine yerletirilen bir bilgidir.336 Burada insann ruhi melekelerinin ilham alma hususunda etkin bir rol oynadn syleyebiliriz. lhama znel vahiy ya da vahy-i gayri metluv da denilir. Peygamberlerin, peygamberlikleriyle ilgili iletmek zorunda olduklar mesajlar dnda znel vahiye de muhatap olduklarna dair rnekler vardr. rnein Hz. Yakubun, olu Hz. Yusufun gmleini yzne srdkten sonra gzleri alnca oullarna : Allah tarafndan sizin bilmediiniz eyleri bilirim dememi miydim demesi onun Allah katndan oullarnn bilmedii birtakm eyleri bildii sonucuna ulatryor.337 Burada Hz. Yakubun bildii ve oullarna bildirmedii vahiy znel vahiydir. Aksi halde bu vahyi onlara da bildirmesi gerekecekti. Dolaysyla znel vahyi kiiye has, sadece onu ilgilendiren, tebli ile ykml tutulmad vahiy olarak ta tanmlayabiliriz. lham, Bat dnyasnda mistisizm; Dou dnyasnda ve zellikle slm leminde tasavvufun geree ulama yollarndan biri olan sezgi ile e anlaml kullanlmtr. lham konusu sadece slam leminde deil, zellikle bat bata olmak zere dnyann tm blgelerinde incelenen bir konudur. Mfessirler, ilham kavramn u ekilde tanmlamlardr: lham, bir eyi bir defada yutmak manasnda olup bir manay kalbe ilka ve telkin eylemek demektir.338 lham akl gc olarak tefsir edenler olduu gibi retme, kabiliyeti gelitirme anlamlarnda da ele alanlar olmutur.339 Said b. Cbeyr, ayette geen elhemeha340 ifadesini elzemeha

(yerletirmek) 341 eklinde tefsir etmitir. Kurtulu ve delalet yoludur,342 taat ve masiyettir343 diyenler vardr.

336 337

Crcani, a.g.e, s.34 Halis Albayrak, a.g.e. s.226 338 Elmall, a.g.e. VIII, 58; bn Aur, a.g.e. XXX, 369 339 Ate, a.g.e. X, 493 340 ems, 91/8 341 bn-i Ebi Hatim Tefsirul Kuranil Azim, Mektebetl Asriye, Beyrut, 1999, X, 2437

83

Beydavi ilham insana verilen iyilikle ktl seme hrriyeti olarak kabul ediyor.344, Muhammed Esed, ilham ruh olarak tefsir ediyor.345 lham, bir eyin Allah tarafndan baka bir ifade ile mele-i a'ldan kalbe yerletirilmesidir.346 lham, tecrbe ve talim olmadan ilmin elde edilmesidir. Bu ilim, delilsiz elde edilir.347 lham kalbe feyz yolu ile gelen ve ona itminan veren eydir.348 lham, peygamberlerin kalplerine, uyank iken, melek grnmeden ilh vahyin braklmasdr; Allahn insana verdii, kalbe att bir eit ilimdir. Bu sayede insana baz gizlilikler belirginlemekte, baz gerekler akla kavumaktadr.349 lham, kll nefsin cz nefse kuvvet ve istidat orannda bildirmesidir. lham, vahyin eseridir; nk vahiy, gayb ilerin bildirilmesidir. Vahiyden hsl olan ilme, nebevi ilim, ilhamdan hsl olana ise ilm-i lednn denilir.350 lham, kiinin kendini slah etmesinden sonraki bir merhalede oluur. Bu slah, nefsin, ftratna uygun hale getirilme gayretidir. Bu aba merhaleden meydana gelmektedir: Birincisi, tm ilimleri tahsil etme ve onlardan en yksek dzeyde haz alma merhalesidir. kincisi, doru bir riyazet ve sahih bir murakabedir.351 Burada ilhamn tedrici oluan bir olgu olduuna iaret edilmektedir. ncelikle ilimsiz ilhamn olamayaca, riyazet ve murakabenin varlyla btnleen bir ilim sayesinde ilhamn gerekleecei belirtilmektedir. Bu tanmlamada ok shhatli bir szge kullanldn gryoruz. zellikle ilimsiz baz kimselerin ulu orta kp ilham aldklarn iddia edip, hakikatleri ifade etmek iin iki kelimeyi yan yana getiremeyenlere kar nlem babndan nemli bir snrlamadr.
342

mam Ebi Bekr Abdurrezzak b. Hemmam es-Sanani, Tefsiru Kuranil Aziz, Darul Maarife, Beyrut, 1991;Ebu Ali Fadl b. Hasan et-Trablusi, Mucemul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Darul Fikr, Beyrut, X, 330 343 es-Sanani, a.g.e, II,.306; mam Abdullah b. Ahmed b. Mahmud en-Nesefi, Tefsiru Nesefi, Darul Kalem, Beyrut, 1989 III,1969; Said Havva, a.g.e. XI, 6544 344 Beydavi, Tefsril-Kadl- Beydavi, stanbul, IV,1991,569 345 Muhammed Esed, a.g.e, I, 25 346 Bursevi, a.g.e. X, 443; bn. Aur, a.g.e, XXX, 369 347 bn Aur, a.g.e,30.cilt, s.369 348 Muhammed Sdk Hasan Han, Fethul Beyan Fi Mekasidil Kuran, Beyrut, 1995,s. 254 349 Osman Necati, Kuran ve Psikoloji (ev. Hayati Aydn)Ankara,1998, s.166. 350 Muhammed Cemeleddin Kasmi, Tefsirul Kasmi, Mehasinut-Tevil, Darul Fikr, Beyrut, 1978,ikinci bask, II, 81 351 Kasmi, a.g.e. II, 82

84

Grld zere mfessirlerin ilham hakkndaki grleri ok eitli olmakla beraber, genel olarak istidlale gerek duymadan, feyz yolu ile kalbe gelen bilgi olarak kabul edilmitir. Bu bilginin kalbe gelme merhalesinde hem ahsi i tecrbe yaanr, hem de ilhama hazr hale gelen nefis bu ilham her hangi bir gayret gstermeden elde eder. 3.2.2.lhamn Vahiy le Mnasebeti lhamn baz alardan vahiy ile ilikisi vardr. Her eyden nce ilham da vahiy gibi lednni bir ilimdir. Ayrca ilhamn geli tarz vahiy ile benzerlik arz etmektedir. Zira vahiyde de istidlal veya renme sz konusu deildir. Zaten Kuran da geen vahiy kelimesi birok mfessir tarafndan ilham olarak tefsir edilmitir.352 bn-i Arabnin Sufiler bilgilerini peygambere gelen melein ald kaynaktan alrlar.353 sz, ilhamn, kayna bakmndan vahiy ile ayn olduu gsterir. Her ne kadar ilham ile vahiy arasnda benzerlik varsa da ilham vahiyden ayran baz farklar da vardr. Vahiy, yalnzca peygamberlere geldii halde, ilham baz insanlara da gelebilir; vahiyde melek kendini gsterirken ilhamda gstermez; vahyin gizli tutulmas caiz deilken, ilhamn gizli tutulmas efdaldir; vahiyde kesinlik vardr, ilhamda kesinlik yoktur; vahiy toplumu ilgilendirir, ilham ise kiiye zgdr; vahiy genel, ilham ise zeldir.354 Grld gibi ilham ile vahiy zellikle kayna bakmndan ayndrlar. Her ikisinin de kayna ilahidir. Vahiy, Haktan direkt olarak, herhangi bir alma sz konusu olmadan nazil olan ilhi ilimdir. Vahiyde yanlma yoktur; oysa ilhamlarda baz yanlmalar sz konusu olabilir. Bu yzden ilham balayc deildir. Buna karn vahiy balaycdr. lham inkr etmek itikadi adan bir problem oluturmaz; fakat vahiyi kabul etmek mslman olmann temel esaslarndandr. Bu nedenledir ki, insanlar, velilere itaat ve teslimiyet iin mecbur tutulmamlardr. Fakat nebilere itaat ve teslimiyet zorunlu klnmtr. 3.2.3. lham le Kazanlan Bilgi (ktisab Bilgi) likisi

352 353

Esed, a.g.e. I, 25 bn-i Arab, a.g.e, 23 354 Zerkani, Menahilul rfan, Beyrut,1996,I,64; Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, R.B.Y.II,232

85

lhamda herhangi bir istidlal yoluna bavurmadan insann, ruh melekeleri vastasyla bir konu hakknda ilim sahibi olmasdr diye tanmn yapmtk. Daha nce belirttiimiz gibi ilhama mazhar olan kiinin ilim elde etmi olmas gereklilii vardr. Fakat ilham elde etmede herhangi bir ilmi aba yoktur. Burada kastedilen ilim, ilham elde etme ilmi deildir. Oysa kazanlan (iktisab) bilgide aratrma ve inceleme sz konusudur. Byle bir gayret yoksa iktisab bilginin varlndan sz edemeyiz. ktisab bilginin kurallar ile ilhamn kurallar arasnda belirli farklar vardr. ktisab bilginin yntemi bellidir ve bu yntemin dna klamaz. lm-i lednden saylan ilhamn da kendine zg bir yolu vardr. Bazlar bilgi kayna olarak kabullenme hususunda ilham ile iktibas bilgi arasnda bir farkn olmadn iddia ederler.355 Gazaliye gre, ilham ile iktisab bilgi arasnda ne bilginin mahiyeti, ne yeri, ne de sebebi bakmndan fark vardr. Bilgiyi getiren melein grnmesinde farkllk ortaya kar. Kalplerimizdeki bilgi melekler vastasyla meydana gelir. Seyr-i sulkta mahede ve mkefeler sayesinde sufilerin uyank bir halde iken gelecekte olan hadiseleri ve akln ermedii baz eyleri grr.356 Allah, insanlara gerek iktisab gerekse ilham ile hayatn gereklerini, birbirleri ile olan mnasebetlerini dzenleyen kurallar vermitir.357 nemli olan insanlarn bu dzenleyici kurallara uymalardr. Allah, insanlar ve hayvanlar babo brakmamtr. nsanlarn huzuru ve mutluluunu salamak iin peygamberler gndermi, insanlarn korunmas ve himaye edilmesini salamtr. Ayn ekilde her snf hayvann ahsnn ve trnn korunmasn salamtr. Yaamalar iin, insan akln artan eyler onlara ilham etmitir. Bu sayede onlar hayatlarn srdrrler. Her ne kadar ilham ile iktisab bilgide birbirlerini destekleyen ynler varsa da bu iki bilginin genel olarak metodolojisinde farklln olduu kesindir. Dolaysyla birbiriyle elien iki kaynak deil aksine birbirini destekleyen iki bilgidir.

355 356

Crcn, a.g.e. s. 49 Gazali, a.g.e. III, 21; Gazali, el-Munkizu Min-ed.Delal, (ev. Hilmi Gngr), stanbul, 1989, s. 65 357 Bakara, 2/ 213

86

3.2.4. lhamn lim Olarak Bilgi Kayna Saylmas lhamn ilim olarak bilgi kayna olduu hususunda ihtilaf vardr. slam limleri bu konuda iki gre sahiptirler: Birincisi, ilham, Allah ve melek tarafndan kalbe ulatrld iin en doru bilgi olup, kesin delil olarak kabul edilir. Bu yzden baz inan sistemleri ilham, bilgi edinme yollarndan birisi olarak kabul ederler. kinci gre gre insann kalbine ilham yoluyla bilgi gelmesi mmkn olmakla birlikte, bu bilgi genel geerlilii bulunan kesin bilgi deildir ve din alannda delil olarak kullanlmaz. 358 Mutasavvflarn ou, ilham bilgi kayna olarak kabul ederler.359 Hatta baz sufiler eriatn zahirine ters dse de ilham delil olarak kabul etmilerdir.360 Daha nce de deindiimiz gibi zahire ters dme olaynn greceli bir durum olduunu sylemilerdir. Onlar zahire ters den bir ilmin tevili sayesinde zahirle uyutuunun grleceini belirtmilerdir. Mutasavvflara gre Reslullahn (s.) kalbine gelen ilham, her mslman iin balaycdr ve herkesin ona uymas lazmdr. Ayrca ilhamn kayna ya melektir, ya da dorudan Allahtr. bn-i Arabye gre veliler, ilham peygamberlerin vahyi aldklar kaynaktan alrlar.361 Kayna vahyin kayna olduuna gre delil olarak kabul edilmelidir grndedir. Gazali, Raz ve mid gibi baz kelmclar nazar ve istidlal sz konusu olmakszn ilhamla yakn ve kat' bilgilerin elde edileceini kabul ederler.362 lham bilgi kayna olarak kabul etmeyen ikinci gre gre, slmiyet'in hkmleri ilham ile anlalamaz. Evliyann ilham, bakalarna hccet ve delil olamaz. Bu gr savunanlara gre slm akaidinde, ilim elde etme yollar arasnda ilham yoktur. Kelm limlerinin ou bu grtedir. Taftazanye (. 797/1395) gre: lham herkes iin bilgi vastas deildir. Bakasna kar delil olarak kullanlmaya elverili de deildir. Kiinin kendisi iin ilham delil olabilir. nk ilhamla ilim hsl
358 359

slam Ansiklopedisi, T.D.V.XXII,99; Dilaver Selvi, Kuran ve Tasavvuf,st.1997,512 Crcn, Ta'rift, s. 35 360 el-Muhtar, a.g.e. IV, 173 361 bn Arab, a.g.e. s.63 362 smail Hakk zmirli, Yeni lm-i Kelm, I, 59

87

olduu konusunda phe yoktur. Bu hususla ilgili hadisler mevcuttur. Birok seleften bununla ilgili haberler nakledilmitir.363 Ancak bu da ilhamn doruluu, slmi bilgilere uygun olmasna baldr. Snnete sarlmayan, bidatten saknmayan kimsenin kalbine ilham gelmez. Byle kimselerin syledikleri neftsen ve eytandan gelen batl eylerdir. Zahir ulemasna gre kitap, snnet, icma ve kyas eri delillerdir. Akl, ilham, rya dinde delil olmaz. Yani Allahn, evliyaya verdii bilgiler, helal ve haramlar iin delil olamaz. nk bu tr ilimlere hayal karabilir ya da yanl yorumlanabilirler. Onlara gre eriat, ilham ile hsl olsayd, Allahn peygamberler ve kitaplar gndermesine gerek kalmazd. Allah diledii kullarna ilham yoluyla baz eyler gsterebilir, ancak bunlar bakalar iin delil olamaz ve itihat gibi muamele gremez. Felsefeciler de ilham bilgi kayna olarak kabul etmezler. Felsefe alannda bilginin kaynaklar arasnda saylmasa da vahiy ve ilham da bir tr kaynak olduu unutulmamaldr. Genel olarak vahiy, peygamberlerin, ilham ise velilerin bilgi kayna olarak kabul edilir.364 lham, kiinin eri mkellefiyetini olmasa bile ahs sorumluluunu artrr. lham yoluyla elde edilen bilgi, ilhama muhatap olan insan iin bir deer tar ve onun iin bilgisel bir deeri olabilir. Bu zel durum dier kiileri ilgilendirmez ve ilhamn genel balamda herhangi bir balaycl yoktur. 3.2.5. Kuranda lham Kuran- Kerimde ilham kelimesi ems suresinin 8.ayetinde gemektedir: Sonra da ona iyilik ve ktlkleri ilham edene yemin ederim ki" Kuran- Kerim'de insann ibadet, takva ve manevi ykseli sonucu bir takm ince sezi ilham ve bilgilere eriebileceine delil olabilecek ifadeler vardr. Nitekim Kehf suresinde Hz. Musa ile Hzr'n arkadal srasnda Hz. Musa'nn olaylarn d yzne bakarak hkmettii, Hzrn ise meselenin i yzne vakf olduu grlmektedir. " Ey iman edenler! Eer Allah'tan korkarsanz O, size iyi ile kty

363 364

Taftazan, erhu'l-Akid,( ev. Sleyman Uluda) stanbul, 121 M.Said zvarl, lham, S.B.A, II, 155

88

ayrt edecek bir anlay verir, sularnz rter ve sizi balar. nk Allah byk ltuf sahibidir.365 Allahn arya vahyettiini anlatan Nahl 68.ayetindeki 'vahiy' kelimesi, ilham anlamndadr. Kuranda ilhamn veya ilahi vahyin peygamberler dnda da vaki olduu bildirilmitir. Peygamber olmad bilinen ahslara geldii bildirilen vahiy ilham ile tefsir edilmitir: a) Allah Hz. Musa'nn annesine ilham etmitir: "ocuu emzir, bana gelecekten korktuun zaman, onu suya brak, korkma, zlme biz phesiz onu sana dndreceiz ve peygamber yapacaz"366 Bu ayet-i kerimedeki vahyin ilham olduu kabul edilirse, ilhamn uykuda ve uyank iken geldii sylenebilir. b) Allah, havarilere de Hz. saya iman etmelerini ilham etmitir. Hani havarlere, "Bana ve peygamberime iman edin" diye ilham etmitim. Onlar (da), "man ettik, bizim Allah'a teslim olmu kimseler (mslmanlar) olduumuza sen de ahit ol" demilerdi.367 c) Arya vahyedildii anlatlmaktadr. Bu vahiyle kastedilen ilhamdr: Rabbin bal arsna: Dalardan, aalardan ve insanlarn yaptklar ardaklardan kendine evler (kovanlar) edin.368 Kuran, Allaha ibadette iman, takva, ihls ve ona yneltecek olan kalbin safl ve ruhun effaflnn insan Allahtan kendisini hak ve hayra gtrecek vahiy ve ilhamlar almaya, fazilet ve hidayet yoluna gtrmeye hazr konuma getirdiine de iaret etmektedir.369 Enam suresi 121. ayetinde Bylece biz, her peygambere insan ve cin eytanlarn dman kldk. (Bunlar), aldatmak iin birbirlerine yaldzl szler fsldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlard. Artk onlar uydurduklar eylerle ba baa brak. ayetlerinde eytanlarn ve khinlerin kendi dostlarna ilham verdikleri ifade edilmitir.
365 366

Enfal, 8/29 Kasas, 28/ 7 367 Maide, 5/111 368 Nahl, 16/ 68 369 Necati, a.g.e, 169; Muhammed, 47/17; Ankebut, 29/69; Bakara, 2/282

89

3.2.6.Hadislerde lham Hz. Peygamberden yaplan nakillerde ilhamla ilgili baz rnekler karmza kmaktadr. Hz. merin ilahi ilham aldna delalet eden ifadeler bunlardan biridir. Ebu Hureyreden Hz. Peygamberin, Sizden nceki mmetlerde muhaddesun (ilham alan) insanlar vard. Benim mmetimden biri olsa, o da phesiz ki merdir dedii rivayet edilmektedir.370 Hz. mer hutbedeyken sava alannda bulunan Sariye b. Zneyme Y Sriye el-cebel, el-cebel (Ey Sriye, daa doru, daa doru!) diye seslendii ve Sariyenin kalbinde byle bir hissin olutuu nakledilir.371 Bu yzden Hz. mere baz eyleri olmadan evvel haber vermesi zerine mlhem ad verilmitir.372 Bu rivayetler, Hz. merin Allahtan ilham alma kabiliyeti yksek kiilie sahip birisi olduunu gsterir. Cabirin babas, oluna yarn Uhudda leceim, demi ve ertesi gn ehid edilmitir.373 Hz. Ebu Bekir, hamile einin dourmadan nce kz ocuu douracan syledii rivayeti vardr.374 bn Sayyd hadisesinde Hz. Peygamber, ona: "Ben senin iin (iimde) bir ey sakladm (bil bakalm!) dedi. bn-i Sayyad: "O dumandr!" diye cevap verdi.375 Tirmizi, "Ben senin iin (iimde) bir ey sakladm (bil bakalm!)" sznden sonra u ibareyi ilave etti: "Hz. Peygamber, iinde "O halde semann aikr bir duman getirecei gn gzetle376 ayetini gizlemiti." Konumuzla ilgili verdiimiz hadislerden anlald zere baz sahabelerin, zellikle de Hz. merin ilham alma kabiliyetinde olduunu gryoruz. Bu tr bilgiler znel olduundan konuyla ilgili daha fazla detaya rastlamyoruz. Dolaysyla bu ilme sahip olanlarn bu bilgilerini gizli tutma gereini hissetmi olma ihtimalleri vardr.
370 371

Buhari, Fedail Ashab Nebi, 6; Mslim, Kitabu Fedailus Sahabe,123 (2398) II, 1864 bn-i Kuteybe Abdullah b. Mslim, Tevilu Muhteleful Hadis, Darul Cl, Beyrut,1972, s.162 372 Buhari. Tecridi Sahih, 1496, IX, 351 373 mam Malik. Muvatta. Akziye,4 374 mam Malik. Muvatta. Akziye,4 375 Buhari, a.g.e, Cihad 178; Mslim. Sahih, Fiten 19 376 Duhan, 44/10

90

3.2.7. Tasavvufta lham Sufilerin kendisine melek hatra dedikleri, insanlarda melekler vastasyla bir tr ilham meydana gelmektedir. Abdullah b. Mesuddan Hz. Peygamberin yle syledii rivayet edilmektedir: nsanda eytana ait bir lmme (nokta), meleke ait bir lmme vardr. eytann lmmesi ktl emretmek, hakk yalanlamaktr. Melein lmmesi de, hayr emretmek ve hakk tasdik etmektir; kim bundan bir ey bulursa bilsin ki bu Allahtandr ve bu sebeple de Allaha hamd etsin. Kim de dierini bulursa eytandan Allaha snsn.377 Bu yzden baz mutasavvflar eytann harici bir varlk olmadn belirterek insann ktlk yapma istidatnn eytan diye isimlendirildiini sylerler. lham, tasavvufta mcahede ve riyazet sonucunda kazanlan tasavvuf hal ve makamlar kapsamnda ele alnr. Mcahede ve riyazetin ulamaya alt mertebelerden birisi de kef ve ilham sahibi olmaktr. Burada nefsan istekler, bedeni ve ehevi arzular sndrerek gayb grmee engel olan perdeleri ortadan kaldrarak manevi lemi seyretmek ve ilahi tecellileri temaa etmek hedeflenir.378 Kiiye den grev sadece bu perdeleri kaldrmaktr. Ayrca ilham elde etmek iin, ona has bir ilim yoktur. lham, ledn ilminin en nemli kaynadr. Hak'tan geldii muhakkak olan bir ilhama ilm-i lednn diyebiliriz. lahi bilgi, ya ilahi hitab iitmek ve dinlemek, ya da gayb lemini grmek suretiyle olur. lham yoluyla gelen bilgi dnmekle deil, feyz yoluyla gnle doar, kalbe gelir. lhamn kayna ya Allah ya da melektir. nsan, ilham olunan eyleri yapmal, vesveseyi yapmamak iin gayret etmelidir. Sufilere gre ilham, marifet, irfan, kef, hikmet, sr ve hakikat ad verilen ilimler, ne akl, ne de nakille renilir, sadece kef ile elde edilir. Sufilere gre bu tr bilgileri zahir ulemas bunu bilemez. lham sahibi olmak iin en nemli art haramlardan uzak durmaktr. Haram lokma yiyenler vesvese ile ilhamn arasn ayrt edemezler.379 Tasavvufta havatr denilen bir stlah vardr. Havatr, ksaca kalbe gelen hitaptr. Bu bazen melek bazen de eytan tarafndan ilka ile olur. Melekten olan havatra ilham, nefsten olana hevacis, eytandan olana ise vesvese ad verilir.
377 378

Tirmizi, a.g.e. Kitabut Tabir 36, V, 219220 Abdulkerim Kueyri, Kueyri Risalesi (Hazrlayan Sleyman Uluda) Dergah Yay. stanbul s.22 379 Kueyri, a.g.e.69

91

Nefsinden veya eytandan gelen havatra insan dilerse uyar, dilemezse uymaz. Melekten gelene ise bazen uyar bazen uymaz. Fakat Allah tarafndan gelen havatra kulun muhalefet etmesi mmkn deildir.380 Dolaysyla onlara gre ilham alacak bir kimse buna engel olamaz. Tasavvuf kaynaklarnda firaset kelimesi kef ve ilham manasnda kullanlmtr. lham sayesinde ok nadir hallerde baz kimseler, bazen gemite, halde ve gelecekte olan bilirler, bakasnn ne dndn tespit edebilirler.381 Bunlar ok zel bilgilerdir. Bu trden bilgiye sahip olan sufiler bunu aa karmaktan mmkn olduunca kanmlardr. Hatta bu tr istidatnn yaad yerde bilinmesi zerine terk-i diyar ederek baka yerlere yerleen sufilerin varln biliyoruz. mam Gazali hya adl eserinde bu konuda unlar sylyor : Bir alma yaplmadan, renmek iin bir emek harcanmadan, kalpte doan bilginin, nereden ve nasl geldiini kiinin bilmedii ilme ilham denir. Allahn gizli bir ba ile uykuda iken bazen kalp gzndeki perde kaldrld gibi, uyank halde iken de kalp gzndeki perde kaldrlr ve keif yolu ile baz hakikatlere vasl olunur. Perde kalknca kalbe garip bilgiler verilir. Bunlar bazen sratli bazen de yavatr.382 bn Arab: Sufiler, bilgilerini peygambere gelen melein ald kaynaktan alrlar.383 diyerek sufilerin ilham trnden aldklar bilgilerin geerli olduunu belirtmitir. Bu yzden sufiler ilham yoluyla aldklar marifetle daha nceden sylenmemi yeni tefsirler yapmlar ve yeni manalarla Kuran aklamlardr. Bu trden tefsirler iar tefsirin ortaya kmasn salamtr. Necmddin Kbra ilham hakknda unlar sylyor: Saf hatr- hak ilhamla olur, ilham sahihtir. Gelen ilhama akl, nefis, eytan, kalp ve melek itiraz edemez, onu reddedemez. lham gerekte hatr (kalbe gelen his, fikir, vicdann sesi) deildir. Allahn ruhlara elest bezminde Ben sizin Rabbiniz deil miyim?(Araf 7/172) ve Allah deme btn isimleri retti(Bakara 2/31) ayetlerinin iaret ettii ezeli bir ilimdir. Ruhlar da bunu byle rendi. Ruhlar ilm-i
380 381

Kueyri, a.g.e.219 Kueyri, a.g.e. s.391 382 mam Gazali, hya-u Ulumid-Din ,( ev. Abdullah Aydn),st.Tsiz, III, 22162217 383 bn-i Arab, a.g.e. s.23; Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, stanbul,1990,s.137

92

lednniyi u anda da renmek durumundadrlar. Ancak bu ilim, bazen vcut ve varlk karanl ile rtldr. Seyyar, vcuttan uzaklap gaib olup temizlendii zaman lednni ilim veya onun hkm ve hikmetlerinde bir hikmet ortaya kar. Seyyar, daha sonra beraberinde bu ilim ve ilham olduu halde, tekrar vcuduna dner, ite bu ilim ilhamdr. Artk bu vcut, toz ve kirden grnmez hale gelen bir tahtadaki yaznn, tozlarn silinmesiyle yeniden okunur hale gelmesine benzer.384 Yine ilhamn kayna hakknda da: Tabi ve uydu ruhlar erefli ruhlardan bilgi alrlar, bu renme u anda da devam etmektedir. Fakat bu ehadet leminde deil gayb lemindedir. Seyyar, varlndan gaib olunca bunu tadar ve hisseder. lham, bazen huzur halinde de vaki olur. Fakat bu tip ilham nceki ekilden, gaybet halinde iken vaki olan ilhamdan daha kapal ve gizlidir. Bununla beraber dhilde bir ey (nefis, ruh ve eytan) ona itiraz edemez, organlar ona teslim olur, nefisler boyun eer, gnller onunla ferahlar ve kalpler tatmin olur.385 Bu grleri destekleyen dier bir gre gre vahiy, ilahi ve nebevi bir ilimdir. lham ise gaybi bir ilimdir. Vahiy kaps kapanm olmasna ramen ilham kaps ak tutulmutur. Bu kap kyamete kadar ak kalacaktr.386 Dolaysyla insanlar her zaman vahyi destek ile desteklenmi olacaklardr. Muhaddeslik konusu, Rasulullahn (s.): Sizden ncekiler ierisinde muhaddesler vard; eer mmetim ierisinde biri varsa, o da merdir.387 hadisi erevesinde tasavvufta da ele alnmtr. Bu konuda Dihlevi yle diyor: Melekt leminden baz ilim kaynaklarnn, kiinin nefsine almas ve oradan Hak Tealann peygamberin eriat ve insanln kurulu dzeninin slah iin hazrlam olduu baz bilgileri, henz peygambere o dorultuda vahiy gelmezden nce almasdr. Bir adamn ryasnda, melekt leminde olmasna karar verilmi birok hadiseyi, henz daha meydana gelmeden nce grmesi gibi. Muhaddesin zelliklerinden biri, birok konuda onun gr dorultusunda Kuran ayetinin inmi olmasdr.388

384 385

Necmddin Kbra, a.g.e.100 Necmddin Kbra, a.g.e.101 386 ztrk, a.g.e., s.280 387 Buhari, Tecridi Sarih,1496, IX,351; Mslim, Fedailus-sahabe,23 388 ah Veliyullah Dihlevi, a.g.e. II, 245

93

Grld gibi ilham, tasavvufta geni bir yer tutar. Onlara gre vahyi bir olgu olan ilham kyamete kadar srecektir. Bu da insanln hibir zaman kendi akllaryla ba baa braklmayaca anlamna gelir. Fakat ilham alabilmenin belirli artlara haiz olmay gerektirdiini sylerler. Onlara gre ilham, dnmekle deil, feyz yoluyla gnle gelir. nsan, ilham olunan eyleri yapmaldr. nk bu ona yerine getirmesi iin Allahtan gelen bir ltuftur. Yukarda belirttiimiz gibi ilham, tasavvufta youn olarak ilenen bir konudur. lham kelimesine yakn baz kavramlar da tasavvufta kullanlmaktadr. Bu kavramlar unlardr: 3.2.7.1. Firaset Bakmak, nazar etmek, sezmek, istidlal etmek, ie domak, anlamlarna gelen Allahn kalplere verdii ilham sonucu oluan bilgiye denir.389 Rasulullah (s), Mminin firasetinden korunun, nk o Allahn nuru ile bakar.390 buyurmutur. Firaset, imann kuvveti nispetinde olur, iman en kuvvetli olan, firaseti en keskin olan kimsedir.391 Bu nefsan arzularn yenmi benliinden syrlm hayat ve lm Allah iin olanlarn vasflarndan birisi olarak kabul edilmitir. 3.2.7.2. Feth Gizli eyleri amak anlamnda kullanlr. Nefiste ilim, ruhta marifet meydana getiren kemal halleridir.392 Bu haslet sayesinde kii baz aamalar kaydeder, hayr ve marifet kaplar kendisine alr. 3.2.7.3. Basiret Hakikatin i yzn grmek anlamndadr. Bu sayede veliler, basiret sayesinde benimsedikleri inanlarn shhatli olduklarna kanaat getirirler.393 Daha nce Mevlanadan verdiimiz rnei burada tekrarlarsak, o basiret sayesinde

389 390

Sleyman Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul, s.178 bn Hanbel, man, 82 391 Kueyri, a.g.e, s. 393 392 Uluda, a.g.e. s.177 393 Kueyri, a.g.e, s.535

94

bakasnn aynada grebildiini tata grebileceini ifade ederek meselelerin iyzne vakf olmann basiret sayesinde olacana vurgu yapmtr. 3.2.7.4. Hatr (Havatr) Hatr, kalplere gelen bir hitaptr. Bazen melein, bazen de eytann ilks ile olur. Bazen de nefsin szleri eklinde grnr. Melekten gelen havatra ilham, neftsen gelene hevacis, eytan tarafndan gelene vesvese, Allah tarafndan gelene ise hatr- hakk denir.394 lhama benzerlii en ok olan tasavvuf kavram budur. 3.2.7.5. Marifet Marifet, ilim ve bilgi anlamnda kullanlr. Sufiler kalp ve kef ile elde ettikleri bilgilere marifet adn vermilerdir.395 Sufilerin marifeti, elde edilen bilgiden kaynaklanmaz. Onlarn marifeti vehb ilim iledir. 3.2.7.6. Mkaefe Kalp gznn almas, gayb leminin grnmesini salayan kef hali anlamna gelir. Bu sayede bilinmeyenler bilinmi olur.396 3.2.7.7. Yakn Kati ve zaruri bilgi anlamnda olup kulun kalbine atlan bir nur sayesinde Allahtan baka her varln mecazi ve glge bir varlk olarak grlmesidir.397 Bilmenin en st seviyesi olarak kabul edilmitir. Bu ilme sahip olann gnlnde bildii eye kar bir phesi kalmamtr. 3.3. Hiss-i Kablel-Vuku(nsezi) 3.3.1. Hiss-i Kablel- Vukunun Lgat ve Terim Anlam

394 395

Kueyri, a.g.e, s. 217 Kueyri, a.g.e, ( S Uludan dipnotu.) s. 488 396 Uluda, a.g.e. s.349 397 Kueyri, a.g.e, s. 319

95

Hiss-i Kablel-Vuku, dilimizde nsezi anlamnda kullanlan bir deyimdir. Meydana gelmeden nce bir olay hissetme, sezme ve duyma anlamlarna gelir.398 Her insanda, yakn veya uzak gelecekte olabilecek hdiseleri imdiden hissetme duygusu az ok vardr. Hatta hayvanlarda dahi vardr. Yangn, yamur, sel ve deprem gibi eyleri nceden hissedebilmektedirler. Bazen uzak mesafelerde olan kiilerin birbirlerini ilerinden geirirler ve ardndan birbirleriyle karlarlar. Bu gibi durumlar ifade etmek iin hiss-i kablel vuku, ya da nsezi terimi kullanlmtr. Baz doru ryalar hiss-i kablel-vuku trnden kabul edilmitir.

Mutasavvflar insanlarn bu tr melekeleri elde etmelerini Levh-i Mahfuzla ilikilendirilmilerdir. Levh-i Mahfuz, Kuran- Kerimin de iinde bulunduu Allahn korumas altnda bulunan, ezeli ilmine ait byk bir ilahi ktphane olarak tanmlanmtr. Bu ktphanenin gerekli grldnde ilgili kiilere ak olduu tasavvuf ehlince kabul edilmitir.399 Baz insanlarda bu haslet daha ileri dzeydedir. Hz. Yakubun, Hz. Yusufun gmleini daha yolda iken hissetmesi buna rnek gsterilse de peygamberlerin bu tr hasletlerinin vahiy kaynakl olabilecei ihtimalinden dolay bu olay nsezi olarak kabul edilemez. nsezi allarak elde edilebilen bir haslet deildir. Bunun iin bir gayret gsterilmez. Ayrca bu haslet, sadece mslmanlara ait bir durum deildir. Mslman olup nsezisi zayf olanlar olduu gibi, gayr-i mslim olup nsezisi gl olanlar da vardr. 3.3.2. Tasavvufta Hiss-i Kablel-Vuku Tasavvuf kaynaklarnda bu tabir genel bir balk altnda ilenmemitir. Fakat firset, feth, basiret, marifet gibi makamlara ulaanlarn ortak vasflarndan birisi olarak ilenmitir. nsezi bu makamlara ulamann doal bir sonucudur. Bu konunun tasavvufta istidrac ile birlikte ele alndn belirtmitik. Tasavvufta kiinin istidrac ile ulat makamlardan birisi de olaylar olmadan nce
Arif Arslan, Hakan Ylmaz, Dou ve Bat Kaynaklarna Gre Kehanet, Karizma Yay. stanbul, 2000,s.183184; Ebu Davud, Salt 349, s.1455, Mslim, Zikir 38, s.2699. 399 Arslan, a.g.e. s.217; Zuhruf, 43/ 4, Abese, 80/ 1316, Buruc, 85/ 22, Vaka, 56/ 78.
398

96

hissedebilme kabiliyetidir. Kul, bu mertebeye gnahlar terk ederek ve hayrda kalarak ular. Bu haslet insanlara bir nimet olarak verilir. Bu adan hiss-i kablel-vuku, tasavvufta da oka kullanlmtr. Mutasavvflara gre kii, Allah yolunda kat ettii mesafe lsnde baz hallere vakf olur. Nefsini feda etmesi ve Allahtan baka hibir eye iltifat etmemesi onu belirli makamlara ulatrr. Sufilere gre kul, beka srrn Hak ile tamamlarsa belirli bir mertebeye ular. Sufiyye dilinde buna Kevnul-Hakkn, kevnul-abde galebesi denilir. (Savata) onlar siz ldrmediniz, fakat Allah ldrd onlar; attn zaman da sen atmadn, fakat Allah att (onu)400 ayetinde bu durumun rneini grmekteyiz.401 Bu hallerle ilgili olarak bir kudsi hadiste yle buyrulmutur: Kulum nafilelerle de bana yaklamaya devam eder ve nihayet ben onu severim. Onu sevdiim zaman, onun iiten kula, gren gz, tutan eli ve yryen aya olurum.402 Grld gibi nsezi tasavvufta kiinin ulat belirli merhalelerden birisi olarak ele alnmtr. Bu haslete sahip olmak iin kiinin her ynyle iyilie, doruya ynelmesi, gnahlar terk etmesi ve hak yolunda istikametini bozmamas gerekir. Sufiler, bu mertebeye gelen birisinin, gren gznn, iiten kulann, tutan elinin ve yryen ayann Allah olduuna inanrlar. Dolaysyla bu tr hasletler onlarca normal saylacak trdendir. 3.4.Rya Rya da Kuraanda zikredilen ilmi lednni trnden bir bilgi kaynadr. Vahiy geli ekillerinden birisidir. Rya hakknda slam limleri ok eitli deerlendirmelerde bulunmulardr. Konuyla ilgili ok sayda hadis vardr. Gnmzde de rya, gncel hayatta, tpta ve psikoloji evrelerinde ska ele alnan bir konudur.

400 401

Enfal, 8/ 17. Dihlevi, a.g.e. II, 253. 402 Buhari, a.g.e. Rikak, 38.

97

3.4.1. Ryann Lgat ve Terim Manas Rya, re-e-ye fiilinin masdar olan Arapa bir kelimedir. Uykuda bir ey grmek demektir. sim olarak da uykuda iken grlen ey manasna gelmektedir.403 sfehannin Mfredatnda rya u anlamlarda kullanlmtr: 1-Duyu organlar ve bunlarn yerine geecek eylerde grme manasndadr. Mutlaka cehennem ateini grrdnz. Sonra ahirette onu plak gzle greceksiniz.404 2-Tahmin ve hayal etmek suretiyle grme manasndadr. Ben Zeydin gitmekte olduunu zannediyorum derken tahmin etme, hayal etme manasndadr. 3-Dnme (tefekkr) ile grme manasnda. Melekler yzlerine ve arkalarna vurarak ve "Tadn yakc cehennem azabn" (diyerek) o kfirlerin canlarn alrken onlar bir grseydin!405 4-Aklla grme. Gzleriyle grdn kalbi yalanlamad.406 Rya, uyku esnasnda grlen bir takm olaylara verilen, d grmek manasndadr. rade d, kendiliinden ruhsal bir rn, insan ruhunun bir sesidir. Kendisini birok eski yaz biimlerinde gsteren simgeler ve resimler eklinde dile getirdiinden, genellikle belirsiz ve anlalmas gtr.407 Elmallya gre rya, br vezninde mastardr. rfte, uyku halinde grlenlere isim olmusa da esas itibariyle anlam ryettir. Ona gre rya eittir. Birincisi Allah tarafndan dorudan doruya bir melek vastasyla oluan ve insanlar uyaran rya ki asl rya budur. kincisi nefisten kaynaklanr, ncs eytanidir.408

403

bn Manzur, a.g.e. XIV, s. 298; Ayrca Ryann terim manas iin u eserlere baknz: el-Alusi a.g.e. s.373;Mustafa amran, nsan ve Allah, (ev. Kasm Seyyidolu) st.1991, s.31. 404 Tekasr, 102/ 67; ayrca bkn. Zmer, 39/ 60, Tevbe, 9/ 150. 405 Enfal, 8/50. 406 Necm, 53/11; Sebe,6; sfehani, a.g.e. s.207. 407 Mustafa Akar, Niyazi Msr ve Tasavvuf Anlay, Kltr Bakanl, Ankara, 1998, s.335. 408 Elmall, a.g.e, V, 3185.

98

bn-i Haldun, ryay, uykuda iken insan olan ruhun, manalar lemine dalmas sonucunda gaibin kendisine akseden varlklarn ekil ve suretini bir anda grmesi eklinde tarif ediyor.409 Niyazi Msr ryay e ayrr. Birincisi Ryay- Salihadr. Bu enbiya ve evliya, salih mminler tarafndan grlen ryadr. Bu ryalarn bazs tabir ve tevile muhtatr. Bazlar da aynen gerekleir, bu taraf- Rahmandandr. kincisi Ryay- Sadka dr. Bu, ruh tarafndan geldii iin mmin, kfir herkes iin geerlidir. Bunlarn da bazs tabir ve tevile muhtatr. ncs ise Ryay- Kazibedir. Buna adasul ahlam (kark rya) denir.410 Bu tr ryalarn belirli anlam olmadndan bunlara itibar edilmez. Dier bir tanmda: Semavi melekler, insanlarn gnllerine bir ey ilka ederler. Bu hal uyanklk annda olursa ad ilhamdr. Uykuda olmusa ad ryadr.411 Grld gibi rya, ilhamn ryadaki yansmas olarak kabul edilmektedir. Rya ile hulm birbirine kartrlmamaldr. Kuran, Yusuf suresinde ryann ahlamdan farkl olduunu ihtar ediyor. Konuyla ilgili bir hadiste yle buyruluyor: Rya Allahtandr. Hulm ise eytandandr. Sizden birisi holanmayaca bir hulm grd zaman, uyannca hemen sol tarafna tkrp eytandan Allaha snsn. Bylece eytan ona zarar veremez.412 Bu tariften anlalan mana veremediimiz, rktc, greni huzursuz eden ryalara hulm denir. Elmall da ryann hulmdan farkl olduunu belirterek Rya, mcerred enfsi bir hadise deildir. Onun ieriinde intikal olunabilecek hakiki bir mana ve meal gizlidir. Hulm ise gerekte hi anlam olmayan bo bir vehm ve hayalden ibarettir ki bir harici sebepten olsa bile bir hakikat ifade etmez. Tabir ve tevili olmayan bir ihtilam gibi srf nefsi bir hadise veya eytani bir yalan olmaktan ileri gitmez. Demek ki rya, sadk olanlarn ismidir. Yalan olanlarna ahlam denilmektedir.413diyor. Ayn konu hakknda Elmall, unlar ilave ediyor : Mcerred mana lemi ile mcerred madde lemi arasnda bir misal lemi vardr. Mana, maddede, madde
409 410

bn Haldun, Mukaddime, ( ev. Zakir Kadri Urgan), M.E.B. stanbul, 1989, s.251. Akar, a.g.e, s.333334. 411 Nesefi, a.g.e. s.143. 412 Mslim, Kitabur Rya 2261, II, 1771; Tirmizi, Kitabur Rya 5, 2277, IV, 536. 413 Elmall, a.g.e. V, 2863.

99

manada bununla btnleir. Gerek uykuda gerekse uyankken rya, bir hakikatin mcerred bu misal leminden ruha grnmesidir. Bundan dolay rya, alelade ahlamdan baka bir eydir. Rya tabir etmek de Vehb ve kef ilimdendir, bu yzden mantkla bilinemez. Bundan dolay zahir ulemas rya ile ahlamn ayrmn yapamaz. Gayb srlardan bsbtn gafil olanlar, rabbilaleminin lim ve hkim olduunu bilmeyenler, genelde ryalarn ahlamdan ibaret olduunu iddiaya kadar varrlar.414 bn-i Halduna gre dier peygamberlerin de peygamberlii rya ile balamtr.415 Ryann gelecekle ilgili konularda insan iin bilgi deeri tad, Kuran bir gerekliktir.416 Bu adan bakldnda ryalar bize gelecek hakknda ipucu veren mesajlardr. Ryay blmlere ayrmak gerekirse ksmda ele alnr. yle ki: 1. Rahmani rya: Allah tarafndan uykuda iken dorudan doruya veya bir melek vastasyla gerekleen ryadr. Asl olan rya budur ve nbvvetin krk altda biri olarak kabul edilir. Bu ryalar kendi iinde be ksma ayrlmaktadr. A- Apak ryalar. Bu ryalar nbvvetten bir paradr. Bu ryalar dorudan doruya Allah tarafndan gsterilir. B- Salih rya: Allah tarafndan mjdedir. Onunla rya sahibi yapt veya yapaca bir eyle mjdelenir. C- Rya melei vastasyla grlen ryalar. Allahn kendisine retip bildirdiklerinin ve ibretli darb- mesellerden ona ilham edilen eylerin ryada gsterilmesidir. D- Maksada gizlice iaret edilmi ryalar. Ryann herhangi bir eye delalet etmesi durumudur. E- Grd yerin delaletiyle slih olan ryalar. 2. Nefsan rya: Nefsin telkinleri ve fikirlerin arm neticesi olan ryalardr. 3. eytani rya: Uykuda iken eytann telkini ile grlen ryadr.417

414 415

Elmall, a.g.e. V, 2869. Halis Albayrak, a.g.e, s.220. 416 Halis Albayrak, a.g.e, s.219; Saffat, 37/102, Feth, 48/ 2. 417 Hasan Avni Yksel, Trk-slam Tasavvuf Geleneinde Rya, M.E. B. st. 1996, s.144146.

100

Grld gibi rya, ok deiik ynleriyle slam leminde ilenmitir. Yaplan tanmlamalardan anlald gibi ryann genelde, rahman, eytan, bedensel ya da ruhsal kaynakl olmas bakmndan eidi vardr. Asl ele alnmas gereken, nbvvetin krk altda biri olarak kabul edilen ryann rahmani ksmdr. 3.4.2. Kuranda Rya Rya, Kuranda dorudan veya dolayl olarak deiik sure ve ayetlerde gemektedir. Babasyla beraber yryp gezecek aa eriince: Yavrucuum! Ryada seni boazladm gryorum; bir dn, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacm! Emrolunduun eyi yap. nallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.418 Biz ona: Ey brahim! diye seslendik. Ryay gerekletirdin. Biz iyileri byle mkfatlandrrz.419 And olsun ki Allah, elisinin ryasn doru kard. Allah dilerse siz gven iinde balarnz tra etmi ve ksaltm olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediinizi bilir. te bundan nce size yakn bir fetih verdi.420 Bir zamanlar Yusuf, babasna (Yakuba) demiti ki: Babacm! Ben (ryamda) on bir yldzla gnei ve ay grdm; onlar bana secde ederlerken grdm.(Babas:) Yavrucuum! dedi, ryan sakn kardelerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! nk eytan insana apak bir dmandr. te bylece Rabbin seni seecek, sana (ryada grlen) olaylarn yorumunu retecek ve daha nce iki atan brahim ve shak'a nimetini tamamlad gibi sana ve Yakub soyuna da nimetini tamamlayacaktr. nk Rabbin ok iyi bilendir, hikmet sahibidir. 421 Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasndan konuur yahut bir eli gnderip izniyle ona dilediini vahyeder. O ycedir, hakmdir.422 ayetinde geen perde arkas ibaresi rya olarak yorumlanmtr.
418 419

Saffat, 37/102; sra, 17/60 Saffat, 37/104105 420 Fetih, 48/27 421 Yusuf, 12/ 4.5.6.43.49.100.101; Rum, 30/23. 422 ura, 42/51

101

Hatrla ki, Allah, uykunda sana onlar az gsterdi. Eer onlar sana ok gsterseydi, elbette ekinecek ve bu i hakknda mnakaaya giriecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan) kurtard. phesiz O, kalplerin zn bilir.423 ayetiyle dman ordusuna kar slam ordusu rya ile cesaretlendirilmitir. Uyku esnasnda insann tamamen Allahn denetimine girdii fikrini Kuran bize haber veriyor. Geceleyin sizi ldren (ldrr gibi uyutan), gndzn de ne ilediinizi bilen; sonra belirlenmi ecel tamamlansn diye gndzn sizi dirilten (uyandran) O'dur. Sonra dnnz yine O'nadr. Sonunda O, yaptklarnz size haber verecektir.424 Allah, lenin lm zaman gelince, lmeyenin de uykusunda iken canlarn alr da lmne hkmettii can alr, tekini muayyen bir vakte kadar brakr. phe yok ki, bunda iyi dnecek bir kavim iin ibretler vardr.425 Bu ayetler, insann uykuda iken kendi denetiminin dna ktn gstermektedir. Yukarda zikrettiimiz ayetler gsteriyor ki Kuran, rya hakknda bizlere birok bilgi vermektedir. 3.4.3. Hadislerde Rya Rya ile ilgili hadis kitaplarnda rivayetler oktur. Rasulullah (s.), vahyin bir ksmn rya ile almtr. Bu hal alt ay srmtr. Hz. Aie, Onun ryalar hakknda Peygambere (bahedilen) ilk vahiy sadk rya idi. Onun grd her rya afan sk (kadar net) idi.426diyor. Rya ile ilgili dier hadisler unlardr: "Mminin ryas, peygamberliin krk alt parasndan bir paradr; peygamberlik gitti ve mbeirat kald."427

Enfal, 8/43 Enam, 6/ 60. 425 Zmer, 39/42. 426 Buhari, Bedl-Vahiy,3, I, 146. 427 Muhyiddin Nevevi, Riyazs Salihin,( ev. Hasan Hsn Erdem), Ankara, 1976 no842; II, 221; Tirmizi, a.g.e. Rya IV, no. 2372.
424

423

102

Ebu Hureyreden, Nbvvetten sonra baki kalan ancak mbeirattr buyurmutur. Ashab: Mbeirat nedir ya Rasulallah? dediler.yi ryadr cevabn verdi.428 Abdullah b. Mesuddan rivayetle Kim beni ryasnda grrse o kimse uyank iken beni grm gibidir. nk eytan benim suretime giremez.429 Mslimden rivayetle Sizden hanginiz en doru szl ise onun ryas da en dorudur.430 Dier bir hadiste: Ryann en dorusu seher vakitlerinde grlen ryadr.431 Buharide geen bir hadiste: Sizden biriniz sevdii bir ryay grrse bilsin ki o, Allah tarafndandr. Rya sahibi bu ryas zerine Allaha hamd etsin ve bakasna da sylesin. Holanmad bir rya grdnde de muhakkak ki, bu rya da eytandandr. Bu halde de rya sahibi ryasnn errinden Allaha snsn ve ryasn kimseye sylemesin, bylece o rya sahibine zarar vermez.432 Rya gren onu hi kimseye sylemedii srece o, bir kuun ayana baldr (zuhur etmez); sylerse zuhur eder. Byle olunca ryanz yalnz akll, sizi seven veya size t verecek durumda olan kimselere syleyin"433 yi rya Allahtandr. Fena rya eytandandr. Bir kimse houna gitmeyecek bir rya grrse sol tarafna defa nefes etsin ve eytandan Allaha snsn. Bylece o rya ona zarar veremez.434 Baka bir hadiste: Ryasna yalan katarak anlatan kesmeye kyamet gnnde bir arpa danesinin iki ucunu bir araya getirip dm vurmas teklif edilir. Bir kimse gzleri zerine yalan sylerse cennet kokularn alamaz. ftirann en by, adamn kendi gzlerine yapt iftiradr ki, ben grdm der, hlbuki bir ey grmemitir.435

428 429

Buhari, Tecridi Sarih, 2103, XII,275; Nevevi, a.g.e. no.841,II,.221; Tirmizi, a.g.e. Rya IV, 2374. Tirmizi, a.g.e. Rya c.4 no. 2378; Nevevi, a.g.e. II, 222 no843, Buhari, ilim 92. 430 Nevevi, a.g.e. II, 222,No: 842 . 431 Tirmizi, a.g.e. Rya IV, no. 2376; Ebu Davud, Kitabul Edeb, 8,5019, V,282. 432 Nevevi, a.g.e. s.223 no844; Buhari, Tecridi Sarih, Kitabut Tabir 3 VIII, 68. 433 Tirmizi, Rya 6, 2280, IV, 536, Ebu Davud, Kitabul Edeb, 96,5020. 434 Buhar Tbb 39, Bed''l-Halk 11, T'bir 3, 4, 10,14, 46; Mslim, Rya 5, (2262); Muvatta 1, (2, 957); Tirmiz, Rya 4, (2288); Nevevi, a.g.e. II,.223,224 (845,846). 435 Tirmizi, a.g.e. Rya IV, 2383.

103

Zaman gelecek mminlerin ryas, hemen hemen hi yanlmayacaktr. Ryann en doru olanlar, sz en doru olanlarndr. Mslmanlarn ryas peygamberliin krk altda biridir. Rya ksmdr. Allah tarafndan (kuluna) mjde olan rya, eytann znt vermesinden ileri gelen rya ve insann (daha nce) onunla kendini megul ettii rya. Sizden biriniz holanmad bir rya grrse hemen kalksn (solundan) tkrsn ve o ryay anlatmasn.436 Dier bir hadiste: ftirann en by, bir kimsenin babasndan bakasna intisap etmesi veya grmedii ryay grdm demesi ve Hz. Peygamberin sylemedii bir sz Ona isnat etmesidir.437 Abdullah b. mer, Hz. Peygamberden unu naklediyor: Uykuda iken bana bir kadeh st getirdiler. O kadar itim ki, (o suya) kanklm ta trnaklarmdan szdn hala duyuyorum. O suyu itikten sonra artm mer b. Hattaba verdim. buyurdu.438 "Ey insanlar! Peygamberliin belirtilerinden yalnz gzel rya kald. O ryay mslman kii grr veya onun iin bakas tarafndan grlr" 439 Grld gibi hadislerde de rya hakknda birok rnek vardr. u ana kadar naklettiimiz hadislerden ryalarn fonksiyonlar hakknda u karmlar yaplabilir: 1.Ryada eytan, Hz. Peygamberin suretine giremeyecei, 2.Vahyin sonunun olduu ama salih ryann devam ettii, 3.Salih ryalarn uyarclk, ynlendiricilik ve haber fonksiyonlarnn bulunduu, 4.Rya tabirinin ciddi bir i olduu, kimlerin, nasl rya tabir edebilecekleri hususu, 5.Ryalarda yer alan motiflerin ne anlamlara geldikleri, 6.Ryann mahiyetleri ve eitleri, 7.Yalan ryann ktl, yalancln men edilmesi,

436 437

Tirmizi, a.g.e. Rya IV, 2372. Nevevi, a.g.e..II,.224 hadis no 847. 438 Buhari, Sahih I, 8485 no73; Muvatta, Rya 3, ( 957); Ebu Davud, Edeb 96,(5017). 439 Buhar, Tecridi Sarih, 2103, XII, 275.

104

8.Ryann, peygamberliin krk altda biri olduu, 9.Bir rya grldnde nasl davranlmas gerektii, ne zaman ve kimlere anlatlabilecei hususlar.440 Grld gibi konu ile ilgili hadisler, ilahi kkenli mesajlarn ryalar yoluyla gelmeye devam ettiini belirtmektedir. Allah, diledii kiilere srekli ilham vermektedir. Bu ilah ilhamn verili ekillerinden birisi de ryadr. Salih ryalarn insanlar iin deer tad ve ynlendirici bir fonksiyonun olduu gerektir. Bu yzden insanlarn ou grdkleri ryalardan etkilenirler ve ona deer verirler.

3.4.4. Tasavvufta Rya Sufilere gre Allahn, seilmi kullaryla iletiime girme yollarndan birisi de ryalardr. Bu gr u ayete dayanr: phesiz Allahn dostlarna ne korku ne de znt yoktur. Dnya hayatnda da, hiret hayatnda da mjde onlaradr.441 Buradaki mjde sadk rya, mminin ryas, ryasnda Allahn kendisine ynelik kelamdr.442 Onlara gre ryann doruluk derecesi mslmann takvasna gre deiik arz eder. bn-i Arabiye gre rya: Allahn melek vastasyla hakikat veya kinaye olarak, kulun uurunda uyandrd enfsi idrakler ve vicdani duygulardr. Yahut da eytani telkinlerden, ya-kuru kark hayallerden ibarettir. Ryann uyanklkta benzeri nefsimizden geen hatralardr. Bu hatralar bazen bir maksada matuf olarak bir siyakta ve bir dzenli bir ekilde insanlara ular. Baz defa da karma kark bir surette tasavvur olunur. Bu itibarla rya, enfsi ve kalbi bir grtr.443 mam- Gazali, rya leminde olan mahedenin peygamberlik nurlarndan olduunu belirtir. Salih ve sadk bir kimsenin ryasna gvenilir. Yalan oalan bir kimsenin ryas doru olmaz. Fesat ve gnah oalan bir kimsenin kalbi kararr. Onun grd adasu ahlam(kark ryalar) dr. Gazali, lmden sonra insanlarn

440 441

H. Avni Yksel, a.g.e. s.132. Yunus, 10/ 6264. 442 Kemal Sayar, Sufi Psikolojisi, nsan Yaynlar, stanbul, 2000, s.200. 443 Muhyiddin-i bn-i.Arabi, Futuhat- Mekkiye,( ev. S. Alpay) akir Hoca Kitabevi, stanbul,1977,s.53.

105

mlkiyet ve alg dnyasndan melekler ve gayb dnyasna getiini syler. Ryada grlen suretler bu leme aittirler.444 shak el-Kindi, uyku ve ryay anlamann nefs ve onun melekelerinin, zellikle de onun iki temel fakat birbirine zt melekelerinin bilgisine, yani hissedilir olann (el-hissiye) ve akl olann (el-akliyye) bilgisine dayal olduunu ileri srer.445 Daha nce de belirttiimiz gibi ryalar soyut bilgilerdir. Ancak yorumlarken her zaman bavuru kaynaklarmzdan birisi akldr. Yorumunu akliletiremediimiz ryay tam yorumlam saylamayz. Rya grmek iki ekildedir. Biri, i duyular, dieri semavi meleklerdendir. duyudan olanlar hayal ve hafzadandr. Hayal, mterek hissin hazinedar, hafza ise vehmin hazinedardr. Her ikisi de istedikleri zaman onlardan manevi ve maddi eyler alrlar.446 Burada itibar edilen i duyulardan alnan ryalar deildir. Buradan alnan ryalar yanlmaya mahkmdur. yleyse bir ryann kymeti kendisinde deil geldii kaynandadr. Kiinin ryay alglamas duygulardan bamsz bir igrs (mahede) biimiyle oluur. Bedeni arzular ve duygusal alglarn rtleriyle rtlmemi olmas durumunda, gayb leminden suretlerin kalbe akmas ve orada yansmas mmkndr. Grld gibi ryalar da ilham gibi bedenin buna hazr hale gelmesi sonucu oluan bir durumdur. Bu hal, en iyi, duyularn kalbi rahatsz etmedii bir durum olan uyku halinde iken elde edilir. Her ne kadar uykudayken duyular faal deilse de, uyku, muhayyileyi hayal etme srecinden alkoyamaz.447 Yani duyularn etkisinden kurtulmu bir kalp ancak ryada oluur. Bu da ryann halis kalbe ak zeminini hazrlar. Sufiler ryalarn tabirlerini eitim amal olarak da kullanmlardr. Sufi pirleri, rencilerine yardm etmek, onlar motive etmek iin ryalardan yararlanmlardr. Bu yorumlar indirgemeci olmayp teleolojiktir.448 Bu yorumlarda rya sahnelerine genellikle sembolik olarak baklr.449 Halvet ve Kadiriler, ders
444 445

Gazali, a.g.e. IV, 1066. Sayar, a.g.e. s.191. 446 Nesefi, a.g.e s.110. 447 Sayar, a.g.e. s.194 448 Teleoloji, bir gayeye uygun yaratl anlamna gelen, nizam ve gaye delili yerine kullanlan bir kelimedir. 449 Sayar, a.g.e. s.88.

106

geme ve manev ykselite ryay bir l ve deerlendirme arac olarak grrler.450 Sufilerin, nemli bir karar aamasnda ryalardan ipucu almak iin istihareye yattklar malumumuzdur. Grld gibi sufiler, ryaya ok deer verirler. Ryas doru olan kiinin takva ynyle de deerli bir kimse olduuna inanrlar. Tersine sylersek takvas ok olann ryas da dorudur. Rya, Allahn kullaryla iletiime getii yollardan birisidir. Bu iletiim srekli olarak devam etmektedir. Bu yzden de sufilere gre rya gayb leminden getirdii bilgilerden dolay deerlidir. 3.4.5. Ryann Balaycl Ryalar tam olarak anlayamadmz iin herhangi bir balaycl yoktur. Doru ryay m'minler grd gibi gayri mslimler de grebilirler. Bunun iin fkh, kelam gibi slam ilimler ryay delil olarak saymazlar. Rya yoluyla bilgi edinmek Kurann bize vermi olduu bir grev deildir. slam limlerinden bir ksm ryay amel derecesinde deerlendirmekten kanrlar. Ryalar, ilahi ilhamla tabir edilse bile yine de tabirde zan unsuru vardr. Gayb bilgiye kaynak olabilecek rya, sadece peygamberlere tahsis edilen ryadr.451 Ayrca Hz. Aienin: Peygamberimiz hibir rya grmezdi ki sabah aydnl gibi kmasn452 eklindeki ifadesi de bu hususun tespiti anlamna gelmektedir. Kesin bilgi kayna olarak nitelendirilen bu tr ryalara, slam terminolojide ryay- sadka veya rahmani rya denilmektedir. Hz. Peygambere ilk vahiy uykuda, ryay- sadka ile gelmi ve bu hal alt ay kadar devam etmitir. Bundan dolay bu sreye mbeirat olarak denilmi ve nbvvetin krk altda biri eklinde nitelendirmitir.453 Bu yzden peygamberler dnda insanlarn grm olduu ryalar mslmanlar iin teri kayna olamaz.454 Bununla birlikte ryalar baz kimseler iin bilgisel bir deer tar. Sufilere gre rya gayb bilgi kaynaklar arasnda saylabilir. Onlara gre: Ryalarn insan
H.Kamil Ylmaz, a.g.e. s.443558. Yusuf, 12/ 4-5, Saffat, 37/ 102, Fetih, 48/27. 452 Buhari, Bedl-Vahiy, 3, I,146. 453 Demirci, a.g.e. s.85; Buhari, a.g.e. Tabir,5, Tirmizi, Rya, 23. 454 Said Havva, Ruh Terbiyemiz ( slam Tasavvufu) (ev. . Sarm, M.Sait imek), Kayhan Yaynlar, stanbul 1986, s.331.
451 450

107

iin bilgisel bir deer tadn sylemekte bir mahzur yoktur. Biz rya yoluyla baz eylerin nceden kestirebilmesinin Allahn gayb kendisinden baka hi kimsenin bilemeyecei temel fikrini zedeleyici olarak grmyoruz. Rya gaybla ahadeti birlikte yaayan, gaybla ahadetin kendi varlnda i ie getii bir varlk olan insann gereidir. Rya yoluyla bilgi sahibi olmak Kurana gre insann nne konulmu bir ama deildir. nsann asl sorumlu olduu alan uyankken yaad anlardr ve asl nemli olan da o zaman dilimindeki Allah unutmamasdr. nk uyku insann sorumluluunu dren bir olgudur.455 Grld gibi Kurann insana, rya yolu ile bilgi edinme grevini vermediini sufiler de kabul etmektedirler. Buna ramen onlar ryalarn bilgisel deeri olduuna inanmann bir mahsurunu grmezler. Sonu olarak ryalar, hem ferdi hem de greceli bir delil olduundan bakalarn balamaz. Baz sufilerin ryalara verdikleri ar deere dier dnce ekolleri katlmamtr. Yanl yaplan rya tabirleri olumsuz sonular dourur. Sonu olarak ryalar, kat delil olacak kadar kesin bilgiler olmasalar da kaynann rahmani oluu bakmndan deerlidir. 3.4.6.Rya Tabir Etmek Tabir kelimesi bir halden bir hale gemek anlamnda a-be-re kknden mastardr. Tevil veznindedir. Ryay aklamak, herhangi bir ey hakknda konumaktr.456 Terim olarak ryalarda grlenlerin delalet ettii manalar ortaya kartmaya denir. Ryaya btn toplumlarda byk nem verilmitir. Ryalarn evvela yorumlar yaplmtr, sonra mahiyetleri aratrlmtr. lk rya tabirlerinin ne zaman ortaya kt tam olarak belli deildir. Bu konuda yazlm eserlerin M..5000lere dayand sylenmektedir. Smerlere ait tabletler arasnda 40dan fazla rya tabirine rastlanmtr. Babillerde ryalarn korkulan tanrlar tarafndan verilen armaan veya cezalar olabileceine inanlmtr.457

455 456

Halis Albayrak, a.g.e. s.221222. sfehan, a.g.e. s. 358. 457 H. A. Yksel, a.g.e, s.71.

108

Musevilerin ilk dnemlerinde rya tabirlerine olduka fazla nem verilmitir. Talmuda gre Hz. sa devrinde Kudste 24 tane rya tabircisi bulunmaktadr. ncilde de ryaya yer verilmi ve rya kelimesi 12 deiik ekilde ifade edilmitir.458 bn-i irine ait olan Kitabt-Tabirur-Rya Arap edebiyatnn en nemli rya tabirnamesidir. Yusuf suresinin ana temas ryadr. Rya tabiri hususunda en nemli ahsiyet Hz. Yusuftur.459Hz. Yusufa rya tabir ilmi retilmesi de rya tabirinin bir eit ilim olmasn gstermesi asndan nemlidir. Hem Tevratta hem de Kuranda ilk rya yorumcusu olarak zikredilen Hz. Yusuftur.460 Hz. Yusufa tevilul ehdis denilmekteydi. te bylece Rabbin seni seecek, sana (ryada grlen) olaylarn yorumunu retecek ve daha nce iki atan brahim ve shak'a nimetini tamamlad gibi sana ve Yakub soyuna da nimetini tamamlayacaktr. nk Rabbin ok iyi bilendir, hikmet sahibidir.461 Allah tarafndan bir mjde olarak grlen ryalara rahmani, eytan tarafndan gsterilene ise eytani ryalar denildiini belirtmitik. Kt grlen ryann errinden Allaha snlmas ve anlatlmamas tavsiye edilmi, hayr ryalarn ise anlatlmasnda bir mahsur grlmemi hatta tavsiye edilmitir. Bir hadiste : Sizden biriniz sevdii bir ey grrse, bilsin ki o Allahtandr, bunun iin Allaha hamd etsin ve ryasn anlatsn. Sevmedii bir ey grrse bu eytandandr; bunun iin errinden Allaha snsn ve bu ryay kimseye anlatmasn. (Byle yaptktan sonra) bu rya kendisine bir zarar vermez.462 Bu hadis rahman diye tanmladmz ryalarn anlatlmasn tevik etmektedir. Yalnz bu yorumlar ciddi bir birikim gerektirir ve herkesin yapabilecei bir ey deildir. Yorumlanmam ryalar okunmam mektuba benzetilir. nsanlar ryada grdkleri eylerin baka bir zamanda yaayaca eylerin ipular olarak grrler. Baz ryalar vardr ki yoruma ve tabire ihtiya duyulmayacak kadar aktr. Hz. brahimin ryas gibi. Baz ryalar ksmen yoruma aktr. Baz ryalar da vardr ki tabir ve yorum yaplmadan anlalamaz. Genellikle bu tr ryalarn yorumlar yaplmtr.
H. A. Yksel, a.g.e, s.72. Yusuf, 12/101. 460 Sayar, a.g.e. s.198 461 Yusuf, 12/ 6. 462 Nevevi, a.g.e. s.223 no844; Ayrca Bkz. Tirmizi, a.g.e. Rya,2386, 2387, 2389, 2393 ve Mslim, Sahih, 2269, 2270, 2273, 2275.
459 458

109

Yusuf 44 ayetinde (adasul ahlam) tabir edilen ryadan bahsedilir. Yani, ya kurusuna karm ot demetleri gibi, yenisi eskisine karm bir yn uykudur. Edas, dadn kesriyle dgsn cemidir. Dgs, ya kurusu kark ot demektir. Hulm, uykuda grlm bo hayaldir ki, ihtilam bundan alnmadr. Binaenaleyh adasul ahlam terkibi izafet-i tebihiyesidir ki, adas gibi karma kark; ahlam, demet demet evham, hayalt yn dler demektir.463 Bu tr ryalarn yorumu yaplmaz. Hz. Peygamber de, sabah namazndan sonralar ashabnn ryalarnn bazlarn tabir ederdi.464 Abdullah b. mer, Hz. Peygamberden unu naklediyor: Uykuda iken bana bir kadeh st getirdiler. O kadar itim ki, (o suya) kanklm ta trnaklarmdan szdn hala duyuyorum. O suyu itikten sonra artm mer b. Hattaba verdim. buyurdu.465 "Ben (ryamda), salar karma kark siyah bir kadnn Medine'den kp Mehyeva'ya indiini grdm. Buras Cuhfe'dir. Ben bunu, Medine' deki vebann oraya nakledilmesine yordum.466 mam Malik: Ryay iyi tabir edenler yorumlasnlar. Eer iyi grrse sylesin; iyi grmezse iyi sylesin veya sussun" demitir."yi grmese de onu iyi olarak m tabir etsin?" sorusuna, "Hayr" demi; sonra "Rya nbvvetin bir parasdr. Nbvvetle oynanmaz" diye cevap vermitir.467 Buradan rya tabir edecek kiilere yaplan ciddi bir tavsiye ile karlayoruz. Ryalarda grlen eyler hakknda bazen ortak yorumlar yaplmtr. rnein ryada Rasulullahn grlmesi, cennet ve cehennemin grlmesi, salihlerin ve peygamberlerin grlmesi, Beytullah gibi mbarek bir makamn grlmesi, gelecek bir olayn grlmesi, grmesi gibi, nurlar ya da gzel rzklarn grlmesi; st imek, bal ve tereya yemek gibi ve meleklerin grlmesi salih ryalar eidinden saylmtr.468 Geleneksel olarak ryada Peygamberi grmek bizzat kendisini

463 464

slam Prensipleri Ansiklopedisi, Komisyon, ttihat Yaynlar, stanbul,1994, s. 1514. Buhari, Tecridi Sarih, 576, IV, 29. 465 Buhari, a.g.e, 73, I, 8485. 466 Buhar, Tabir 41, 42, 43; Tirmiz, R'ya 10, (2291). 467 Kurtub, a.g.e, IX, 122127; Elmall, a.g.e. IV, 28632869. 468 ah Veliyullah Dihlevi, Hcctullahil-Bla,( ev. Mustafa Erdoan), stanbul,2003, II, 248.

110

grmek olarak deerlendirildiinden bu tr ryalar olduu gibi kabul etmek ve yorumlamamak gerektiine inanlmtr.469 bn-i Arabi, gerek uykuda gerekse uyankken grlen hayalin yaps ile ilgili incelemesinden nemli bir ontolojik ve epistemolojik igr ortaya kmaktadr. bni Arab, tm mevcut eylerin ayn anda hem var hem de yok olduklarn bildirmektedir. Ona gre ryalar, iinde hayalin tm karmaklyla aa kt fenomenlerdir. Tpk aynada yansyan suretler gibi, rya suretleri de hem var hem de yokturlar. Ryalar, zleri itibariyle, her zaman hem var hem de yok olan mevcudatn belirsiz yapsna rnek tekil ederler.470 Bazen yanl yorumlarn ortaya kard nemli sonulara rastlyoruz. rnein bn-i Arab, Hz. brahimin ryasnda kendisini shak kesmek zereyken grdn syler. Kuranda yer alan bu olayda, ayete gre, brahim oluna yle der: Ey olum, ryamda kendimi seni kurban ederken grdm.471 Ayn surenin daha ileriki bir ayetinde ise Allah yle der : Ya brahim, ryay gerek yaptn.472 bn-i Arabye gre Hz. brahim ryay gerektii ekilde yorumlamad. brahimin ryasnda grd ey olu suretindeki bir kotu. Fakat brahim, bu ryay doru ekilde yorumlamak yerine olduu gibi kabul etti. bn-i Arabye gre Allah bu yzden byk kurban (el zebhul azim) vastasyla shak kurtard. Fakat brahim doru yorumda bulunmay baaramamtr. Hayal leminde gerekleen bir biimsel tecelli, Allahn belli bir suret ierisinde gizlenmi amacnn anlalabilmesi iin yakn bilgisine muhtatr.473 Bu tanmlamalardan anlayacamz, ryalar her ne kadar yorumlansalar da aslnda bir noktaya kadar srrn koruyan eylerdir ve akla muhtatr. Gerekten de ryalar sahibine dolaysyla tm insanl gnderilmi ilahi mesajlardr. Bu mesajlar gnderen g, onun doru anlalmasn da ister. Dolaysyla ryay yorumlayan kimse tabibin hastasn inceledii gibi objektif olmaldr. Fakat rya sahibini mitsizlie drmeden mjdeleyerek bunu

469 470

Sayar, a.g.e. s.201. Sayar, a.g.e. s.196. 471 Saffat, 37/102. 472 Saffat, 37/ 105.
473

bn Arabi, a.g.e.Hz.shak Bahsi 6.Blm; Sayar, a.g.e. s.199200.

111

yapmaldr. Tpk doktorun hastasna ciddi rahatszln hemen yzne vurmayp onu moral olarak din tutmaya alt gibi. Rya hakknda yazlp sylenenler her topluma ve her kltre gre deikenlik arz etmitir. Zaman zaman rya tabirleri kitaplar halinde toplanmtr. Gnmzde de rya tabirleri toplum tarafndan merakla okunan en azndan deer verilen kitaplardandr. Bu tabirler hemen hemen her ktphanede bulunmaktadr. nsanlar, inansn inanmasn ryasnda grd eylerin etkisi altnda kaldklarndan onlar zmeye anlamaya gayret etmilerdir. Kiilerin sevdii ryalar anlatmas, sevmediklerini anlatmamas tavsiye edilmitir. Genel olarak slam dnyasnda rahman diye tabir ettiimiz ryalarn yorumlar yaplmtr. Fizyolojik ve psikolojik etkilerden kaynaklanan ryalarn yorumlarnn yaplmas anlamszdr. Bu tr ryalar tabir edilmemitir. Ryay idrak etmek onu zmlemek her insana verilen bir yetenek deildir. Rya tabirleri daha ok iin ehli tarafndan yaplmaldr. Aksi takdirde yaplan yorumlarn tutarl olmama durumu sz konusudur Rya tabir etmek Allah vergisidir. Herkes rya tabir edemez.

112

SONU lm-i lednn kavramn incelediimiz bu aratrmamzda, dnce ekollerinin bu kavrama bak alarnn farkl olduunu grdk. Bak asndaki bu farkllk, doal olarak ilm-i lednn kavramnn tanmlarna ve deerlendirmelerine de yansmtr. nsanlarn ou rya, ilham ve nsezi (hiss-i kablel-vuku) ile bir ekilde karlarlar. Etkisinde kaldklar bir ryann doruluuna inanmasalar bile yorumunu renmeye alrlar. nsanlar, kritik kararlarnda haric verilerin dnda isel bilgilerine de deer verirler. Bu kiisel bilgiler, sahibi iin kimi zaman byk nem arz edebilir. sel bilgiyi btnyle reddetmek ya da onu yegne bilgi olarak grmek, doru bir tutum deildir. nk insan, hem madd hem de manev boyutu olan bir varlktr. Bu boyutlardan biri ihmal edildii zaman insan tanmnda ciddi bir eksiklik sz konusu olur. Madd boyutun ne karld gnmzde insann manev boyutunun nemli unsurlarndan olan ilm-i lednn bir giz olarak kalmaya devam etmektedir. Beer bilginin her zaman doru sonu ortaya kard sylenemez. Hakikate ulamada insan akl yetersizdir. Kendi evresini bile tam olarak ihata edemeyen insan aklnn, gayb hakikatlere nfuz etmesi imknszdr. nsan akl, yanlg, gaflet ve unutmaya aktr. nsan, hakikat araynda vahyin yol gstericiliine muhtatr ve onsuz hakikate ulamas mmkn deildir. Bundan dolay Allah, gerek peygamberler gerekse de bu bilgiye mazhar olmu kiiler araclyla insanlarn bu ihtiyacn gidermektedir. Tarihin eitli dnemlerinde Allah'n gnderdii peygamberlerin grevleri, insanlar hidayete erdirmek ile yararl ve zararl eyleri onlara retmektir. Bu gerek vahiy, gerekse ilham gibi baz yollarla olmaktadr. Bylece insanlar aklen yetersiz kald zamanlarda bu desteklerle ayakta kalmlardr. Bu durum kyamete kadar devam edecektir. nk insanlar vahyi destee her zaman muhtatrlar. Kelamclar ve filozoflar, ilm-i lednnnin bilgi kayna olamayaca hususunda gr birlii iindedirler. Bu ilme daha ok deer veren ve onu bir bilgi kayna olarak kabul edenler sufilerdir. Sufilerden bir ksm bu ilme sahip olmann byk bir erdem olduunu ve bu ilmin, sahibi asndan balayc olduunu belirtmitir.

113

Hz. Musa ile salih kul arasnda geen olaylardan anlalan ey salih kiinin sahip olduu ilmin, bizim ilmimizden farkl olduu olgusudur. ncelikle mahiyet ve kayna bakmndan farkl bir ilimdir. Bu bilgi, sebepten sonuca giden deil, sonutan sebebe akan bir bilgidir. Zaten bu ilme sahip olan salih kii, kssada geen fiilleri kendi ilmiyle yapmadn ifade etmitir. Zira bu olayla Allah, Hz. Musaya beer ilminin ne kadar yetersiz olduunu gstermeyi amalamtr. Kssada geen salih kii, sadece kendisine verilen rol yerine getirmek zorunda olan sembol bir isimdir. Bu kssa, gayba ilikin meselelerin yce Allah'a zg klma noktasnda birleiyor. Kukusuz yce Allah, olaylar sonsuz bilgisi uyarnca bir hikmete gre planlar. nsanlar ise bu pln kavrayamazlar. Burada gayb bilemeyeceimizin teyidi vardr. nsanlar gayba ait srlar ancak Onun rettii oranlarda renebilirler. O halde bu ilim Allahn ilmidir. Ayrca bu kssada yaananlar yorumlanrken naslarn belirledii snrlarda kalnarak, zorlayc yorumlara gidilmemelidir.

114

KAYNAKLAR 1. ACLN, smail b. Muhammed, Kef'1-Hfa ve Mzlul-ilbas

Ammetehera Minel-Ehdis-i al Elsinetin-Nas, Beyrut, 1351 2. AIKGEN, Alparslan, Bir Felsefe Sorunu Olarak Gayb, Kuran

ve Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 3. 4. __________, Bilgi Felsefesi, nsan Yay. stanbul, 1992 ARKOUN Muhammed, Kuran Okumalar, (ev. Ahmet Zeki nal),

nsan Yaynlar, stanbul, 1995 5. ALBAYRAK, Halis, Gayba man m, Gaybda man m? Kuran

ve Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 6. 1993 7. ALBAYRAK, smail, Kuran ve Tefsir Asndan Hzr Kssas ve ___________, Kuranda nsan-Gayb likisi, ule Yay. stanbul,

Ledn lmi Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 8. ALS, Ebul Fadl ihabuddin Seyyid Muhammed el-Badad,

Ruhul Meani fi Tefsiril Kuranil Azim ve Sebil Mesani. Beyrut,1997 9. 1998 10. ARSLAN, Arif ve Hakan Ylmaz, Dou ve Bat Kaynaklarna Gre Kehnet, Karizma Yay. stanbul, 2000 11. AKAR, Mustafa, Niyazi Msr ve Tasavvuf Anlay, Kltr Bakanl, Ankara, 1998 12. ATE, Sleyman, Yce Kurann ada Tefsiri, Yeni Ufuklar ARKONA, Sibel Ayen, Psikoloji, Zihin Sreleri Bilimi, stanbul,

Neriyat, stanbul, trs.

115

13. AVCI,

Casim, Kuran ve Medeniyet Tarihi, Kuran ve Tefsir

Aratrmalar-II, Ensar Neriyat, stanbul, 2001 14. AYDIN, Mehmet S, Din Felsefesi, Seluk Yay. stanbul 1992 15. BARDAKOLU, Ali, Genel Deerlendirme, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 16. BERGSON, Henry, Zihin Kudreti, (ev. Mira Katrcolu), M.E. B. stanbul, 1998 17. BER, Ramazan, Ledn lmi Adl Bir Bilgi Metodu Var mdr? Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 18. BLMEN, mer Nasuhi, Kuran- Kerimin Trke Mealisi ve Tefsiri, stanbul, trs. 19. BOLAY, Sleyman Hayri, Felsefi Doktrinler Szl, Ankara,1990 20. BUDAK, Seluk, Psikoloji Szl, Ankara, 2000 21. BUHAR, Ebi Abdullah Muhammed b. smail, Sahihi Buhari Muhtasar, Tecrid-i Sarih Tercemesi, ( ev. Ahmed Naim) Ankara,1970 22. _______, Sahihi Buhari, (ev. Mehmet Sofuolu), tken Yay. stanbul, 1987 23. BULA, Ali, slam Dncesinde Din-Felsefe/Akl-Vahiy likisi, Beyan Yay. stanbul, 1994 24. BURSEV, smail Hakk, Ruhul Beyan Tefsiri, (ev. mer Faruk Hilmi), stanbul, trs. 25. ________, Tefsiru Ruhul Beyan, Darul-hyait-Trasil Arab, Beyrut,1985 26. CANAN, brahim, Ktbis-Sitte Muhtasar Tercme ve erhi, Ankara, 1988 Bilim ve Sanat Yaynlar,

116

27. CARREL, Alexis, nsan Denen Mehul, (ev. mer Durmaz), Hayat Yay. stanbul, 1999 28. CERRAHOLU, smail, Tefsir Usul, Ankara, 1989 29. CRCAN, Seyid erif Ali b. Muhammed, et-Tarifat, Kahire,1991 30. ELEB, lyas, Kuran ve Snnetin Okltizme Bak, stanbul, 2003 31. OTUKSKEN, Betl, Saffet Babr, Ortaada Felsefe, Ara Yay. stanbul, 1989 32. DRM, Ebi Muhammed Abdullah b. Abdurrahman, Snen-i Darimi, (ev. Abdullah Aydn), stanbul, 1996 33. DARYAL, Ali Murat, Gayba mann Psikolojik Temelleri, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 34. DEMR, A. shak, Mtekaddimin Devri Kelamclarna Gre Bilgi Kayna Olarak Kef ve lham, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Marmara nv. S.B.E, stanbul, 1993 35. DEMRC, Muhsin, Bir Bilgi Kayna Olarak Vahiy, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 36. DERVEZE, M.zzet, et-Tefsirul-Hadis, Ekin Yay. stanbul,1998 37. DHLEV, ah Veliyullah, Hcctullahil-Bla, (ev. Mustafa Erdoan), stanbul, 2003 38. EBU DAVUD, Sleyman b. El-Eas, Snen-i Ebu Davud,1982 39. EBUS-SUUD, Muhammed b. Muhammed, Tefsirus-Suud, Darul hyait-Turasil Arab, Beyrut,1990 40. ED-DIMAK, Ebul-Hafs mer b. Ali, el-Lbabu fi ulumil-Kitab, Beyrut, Darul Kutubil lmiye,1998 Kuran ve

Tefsir Aratrmalar-V(slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat,

117

41. EL-BADAD, Alaaddin Ali b. Muhammed b. brahim, Tefsirul Hazin, Darul Ktbil lmiye, Beyrut, 1995 42. EL-BEAV, mam b. Muhammed el-Hseyni b. Mesud el-Ferra, Tefsirul Beavi (Mealimut-Tenzil), Darul Ktbil lmiye, Beyrut, 1993 43. EL-CEVZYE, bn Kayyim, Zadul Mead (ev. H.Ahmed zdemir, Mustafa Erkekli), stanbul, 1989 44. EL-ENDLS, Ebi Muhammed Abdullah b. Galib b. Atiye, elMuharrerul-Veciz fi Tefsiril-Kuranil Aziz, Beyrut, trs. 45. EL-HALEB Ahmed b. Yusuf el-Marufi, ed-Durrul Mensur fi Ulumil Kitabil Meknun, Darul Kalem, am,1991 46. EL-HUVAR, Hud b. Muhakkem, Tefsirul Kitabullahil-Aziz, Darul Arabil slam, Beyrut, 1990 47. EL-SFAHAN, Ebul-Kasm el-Hseyn b. Muhammed Rb, elMfredat fi Garib'il Kur'n, stanbul, 1986 48. EL-KURTUB, Ebu Abdullah Muhammed b.Ahmed el-Ensari, elCami li Ahkamil-Kuran, Beyrut, Darul Kutubil lmiye, 2000 49. EL-MAHALL, Celaluddin b. Muhammed b. Ahmed ve Celaluddin b. Abdurrahman b. Ebi Bekr es-Suyut, Tefsirul Celaleyn, Darul Kalem, Beyrut, trs. 50. EL-MATURD, Ebu Kasm, Kitabut-Tevhid Tercmesi, (ev. Bekir Topalolu), T.D.V, Ankara, 2003 51. EL-MAVERD, Ebil Hasan Ali b.Muhammed b.Habiba el-Basri, EnNuketu vel Uyun, Tefsirul Maverdi, Darul Kutubil lmiye, Beyrut, trs. 52. El-Muceml Arabiyyil-Esasi, Komisyon, Tunus, 1988 53. EL-MUHTAR, Muhammed el-Emin b. Muhammed, Edval Beyan Fi zahil-Kuran, Mektebet bn-i Teymiyye, Kahire, 1992 54. EL-VAHD, Ebil Hasan Ali b. Ahmed en- Nisaburi, El-Vesit Fi Tefsiril-Kuranil Mecid, Darul Kutubil lmiye, Beyrut,1994 kr zen,

118

55. EN-NESEF, Abdullah b. Ahmed b.Mahmud, Tefsirun-Nesefi, Darul Kalem, Beyrut, 1989 56. ERDOAN, Mehmet, Vahiy-Akl Dengesi Asndan Snnet, M..V. Yaynlar, stanbul, 2001 57. ESED, Muhammed, Kuran Mesaj, (ev. Cahit Koytak, Ahmet Ertrk), aret yaynlar, 2002 58. ES-SANAN, mam Ebi Bekr Abdurrezzak b. Hemmam, Tefsiru Kuranil Aziz, Darul Maarife, Beyrut, 1991 59. ES-SAV, Ahmed el-Maliki, Haiyetul Al Tefsiril Celaleyn, Darulhya-i Turas, Beyrut, trs. 60. ES-SEMERKAND, Ebul Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed b. brahim, Tefsirul Semerkandi, Darul Kutubil lmiye, Beyrut,1993, 61. ES-SUYT, Celaluddin Abdurrahman b. Ebi Bekr, ed-Durrul Mensur fi Tefsiril Mesur, Beyrut,1990 62. E-EVKAN, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Fethul Kadir, Darul Hayr, Beyrut,1992 63. ET-TABER, Ebi Cafer Muhammed b. Cerir, Camiul Beyan An Tevili Ayil Kuran, Darul Fikr, Beyrut, 1988 64. ET-TEBRZ, Ebu Ali el-Fadl b.Hasan, Mecmeul Beyan Fi Tefsiril Kuran, Darul Fikr, Beyrut,1994 65. FLZ, Ltfi, Noktann Sonsuzluu, stanbul,1998 66. FREUD, Sigmund, Ryalarn Yorumu, (ev. Seluk Budak), Ankara, 2000 67. FROM, Erich, Freud Dncesinin Bykl ve Snrlar, (ev. Aydn Artan), stanbul, 1997 68. GAZAL, trs. hya-u Ulumud-Din, (ev. Abdullah Aydn), stanbul,

119

69. ________, er-Risale el-Lednniye, Mecmuatu Resaili mam Gazali, Darul-Kutubil-lmiyye, Beyrut, trs. 70. ________, El-Munkizu Minad-Dalal, (ev. Hilmi Gngr) stanbul, 1989 71. GNDEM, Mehmet, Prof. Dr. Mehmet S. Aydn le e Kritik Bak, yi Adam Yay. stanbul, 2000 72. GNDZ, inasi, Din ve nan Szl, Vadi Yay. Konya, 1998 73. GNGR, Erol, slam Tasavvufunun Meseleleri, tken, stanbul, 1996 74. GRN, O.A. Psikoloji Szl, nklp Yay, stanbul, trs. 75. HAMDULLAH, Muhammed, slam Peygamberi, (ev. Salih Tu), stanbul, 1993 76. HANEF, Hasan, Mslman Aklnn Eletirisi Ya da slam Dncesinin Yeniden nas, Uluslararas slam Dncesi Konferans-II, 25 27 Nisan 1997,stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar 77. HASAN HAN, Muhammed Sdk, Kuran, Beyrut, 1995 78. HATEM, Hseyin, slamda Aklc Yntem, Uluslararas slam Dncesi Konferans-II, 2527 Nisan 1997,stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar 79. HAVVA, Said, el-Esas fit-Tefsir, Darus Selam, Beyrut, 1985 80. Hayat Ansiklopedisi, Komisyon, stanbul, trs. 81. HKELEKL, Hayati, Gayba mann Psiko-Sosyal Sonular, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 82. BN ARAB, Ebu Bekr Muhammed, Ahkamul-Kuran, Darul hya-i Trasil Arab, Beyrut, trs. Fethul Beyan Fi Mekasidil

120

83. BN ARAB, Muhyiddin, El-Futht El-Mekkiyye, Prof. Dr. Nihat Keklik, Kltr Bakanl, Ankara, 1990 84. _________ , FususulHikem, (ev. Nuri Genosman) M.E. B.stanbul, 1990 85. BN AUR, Muhammed Tahir, Tefsirut-Tahrir ve Tenvir, ed-Darul Tunusiyye, Tunus,1984 86. BN EB HATM, Tefsirul Kuranil Azim, Mektebetl Asriye, Beyrut, 1999 87. BN HALDUN, Mukaddime, (ev. Z.Kadri Ugan), M.E.B.stanbul, 1989 88. BN HANBEL, Ahmed, Msned, stanbul, 1992 89. BN BRAHM, Alaaddin Ali b. Muhammed, Tefsirul Hazin, Darul Kutubil lmiye, Beyrut, 1995 90. BN KESR, Ebul Fida smail, Hadislerle Kuran- Kerim Tefsiri (ev. Bekir Karla, Bedrettin etiner), stanbul, 1993 91. __________, Tefsirul Kuranil Azim, Darul Marife, 1992 92. BN MANZUR, Ebul Fadl Cemaluddin Muhammed b. Mkrim, Lisanul Arab, Beyrut, trs. 93. BN RD Faslul-Makal, Felsefe-Din likisi, (ev. Bekir Karla), aret Yay. stanbul, 1999 94. BNUL-ESR, Mecduddin Ebus-Seadet el-Mbarek b. Muhammed, en-Nihaye fi Garibil-Hadis vel-Eser, Beyrut, Trsz. 95. MAM-I MALK, Enes b. Malik, Muvatta, stanbul, 1992 96. MAM-I AF, Muhammed dris, er-Risale, Kahire, 1979 97. slam Ansiklopedisi, (Haz. Kurul)Trkiye Diyanet Vakf, stanbul, 2000 98. slam Ansiklopedisi, M.E. B. Eskiehir, 1997

121

99. slam Prensipleri Ansiklopedisi, Komisyon, ttihat Yaynlar, stanbul, 1994 100. KANT, mmanuel, Pratik Usun Eletirisi, (ev. smet Z.Eyubolu) Say Yay. stanbul, 1989 101. KARA, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, stanbul, 1990 102. KARA, Necati, Kurana Gre Hz. Musa Firavun ve Yahudiler, Seha Neriyat, Ankara, 1989 103. _____, Kuran Snnet Btnl, stanbul, 1999 104. KASIM, Muhammed Cemeleddin, Tefsirul Kasmi, MehasinutTevil, Darul Fikr, Beyrut, 1978 105. KEKLK, Nihat, bni Arab.in Eserleri ve Kaynaklar iin Misdak Olarak el-Futuhat- Mekkiyye, Edebiyat Fakltesi Matbaas, st.1974 106. KILI, stanbul, 2003 107. KO, Turan, Din Dili, Rey Yaynclk, Kayseri, 1995 108. KKNEL, zcan, Akl le Dnce Gc, stanbul, 2003 109. KMRC, Ali, Bilim tesi ve nsan, Biltav Yaynlar, Ankara, 2000 110. KUEYR, Abdulkerim, Kueyri Risalesi, (Haz. Sleyman Uluda), Dergh Yay. stanbul, 1991 111. KUPINAR, Bilal, bn-i Sinada Bilgi Teorisi, M.E. B.Ankara,2001 112. KUTLUER, lhan, slamn Klasik anda Felsefe Tasavvuru, z Yaynclk, stanbul, 2001 113. KUTUP, Seyyid, Fi zilalil-Kuran (ev. M.Emin Sara, . Hakk engler, Bekir Karla), Madve Yay. stanbul, trs. 114. KBRA, Necmddin, Tasavvufi Hayat, (Haz. Mustafa Kara), stanbul, 1980 Sadk, Kuranda Gayb lemi Kuran ve Tefsir

Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat,

122

115. KYEL, Mbahat Trker, slam Dncesinde Akl ve Vahiy, Uluslararas slam Dncesi Konferans-II, 2527 Nisan 1997, stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar 116. MAMEDOV, lyas, Uyuyan Dnya, Biyoenerji ve Uzun mrn Srr, Alfa Yay, stanbul, 1999 117. MERA, Ahmet Mustafa, Tefsirul Merai, Darul Fikr, trs. 118. MEVDD, Ebul Ala, Tefhimul Kuran,(ev. M.Han Kayani, Yusuf Karaca), stanbul, 1986 119. MSLM, Ebul Hseyin b.Haccac el-Kueyri, Sahih-i Mslim, stanbul, 1992 120. NECAT, Osman, Kuran ve Psikoloji (ev. Hayati Aydn) Ankara, 1998 121. ________, Hadis ve Psikoloji, (ev. Mustafa Ik), Ankara, 2000 122. NESEF, Azizddin, Tasavvufta nsan Meselesi,(nsan- Kamil), stanbul, 1990 123. NEVEV, Muhyiddin, Riyazs-Salihin, (ev. Hasan Hsn Erdem), D..B, Ankara, 1976 124. NSABUR, Nizamuddin el-Hasan b.Muhammed b. Hseyin, Tefsiri eraibil Kuran, Darul Kutubil lmiye, Beyrut, 1996 125. RS, Hayrullah, Musa ve Yahudilik, Remzi Kitabevi, stanbul, 2000 126. Z, Mustafa, ia ve Galiyyede Gayb Anlay Kuran ve Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 127. ZCAN, Hanifi, Maturidide Bilgi Problemi, stanbul, 1993 128. ZEMRE, Ahmet Yksel, Kuran ve Astrofizik, Kuran ve Tefsir Aratrmalar-II, Ensar Neriyat, stanbul, 2001 129. ________, slamda Akln nemi ve Snr, Denge Yay. stanbul, 1996

123

130. ZERVARLI, M.Sait, Mutezile Aklcl, Uluslararas slam Dncesi Konferans II, 2527 Nisan 1997, stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Yaynlar 131. ZTRK, Mustafa, Kuran ve Ar Yorum, Kitbiyt, Ankara 2003 132. PARMAN, Susan, Rya ve Kltr, (ev. Kemal Ba), Kltr Bakanl, Ankara, 2001 133. RABBAN, mam Ahmed Fark Serhendi, Mektubat- Rabban, (ev. Abdulkadir Akiek), tsiz 134. RAJU, P.T. Asya Dinleri, Wing-tsit Chan, Joseph M. Kitagawa,

smail R. Faruk, (ev. Abdullah Davudolu), nklp Yay. stanbul, 2002 135. RAZ, Fahruddin Muhammed b. mer, Tefsir-i Kebir (ev. Suat Yldrm, Ltfullah Cebeci, Sadk Kl, Sadk Doru), stanbul, 2002 136. RUM, Mesnevi Tercemesi ve erhi, (Haz. Abdulbaki Glpnarl), nklp Yay. stanbul, 1990 137. _____, Fihi Mafih (ev. Meliha lker Anbarcolu), stanbul,1969, Devlet Kitaplar 138. SABN, Muhammed Ali, Safvetut-Tefsir, ( ev. Sadrettin Gm, Nedim Ylmaz), stanbul, 1991 139. SALT, Alparslan, Cem obanl, Dharma Ansiklopedi, stanbul, 2001 140. SANAN, mam Ebi Bekr Abdurrezzak b. Hemmam, Tefsiru Kuranil Aziz, Darul Maarife, Beyrut, 1991 141. SAYAR, Kemal, Sufi Psikolojisi, nsan Yaynlar, stanbul, 2000 142. SCHULTZ, Duane P. ve Sydney Ellen, Modern Psikoloji Tarihi, (ev. Yasemin Aslay), Kakns Yay. stanbul, 2002 143. SELV, Dilaver, Kuran ve Tasavvuf, stanbul, 1992 144. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Komisyon, Risale Yayn Pazarlama, stanbul, 1991

124

145. AHNLER, Necmettin, Musa le Yrmek, Furkan Yay. stanbul, 1999 146. TABATAB, es-Seyyid Muhammed Hseyin, El-Mizan Fi Tefsiril Kuran, Messesetl l,1997 147. TRMZ, Ebi sa Muhammed b. sa, Snen-i Tirmizi ve Trercemesi, (ev. O. Zeki Mollamehmetolu), stanbul, trs. 148. ULUDA, Sleyman, Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul, 1991 149. WARD, Brian, Altnc Duyu, (ev. pek Babacan) Remzi Kitapevi, stanbul, 1979 150. WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, (ev.H.Vehbi Eralp), stanbul, 1991 151. WLCOX, Lynn, Sufizm ve Psikoloji, (ev. Orhan Dz), nsan Yaynlar, stanbul, 2001 152. YAVUZ, Yusuf evki, Gayba mann Dini Temelleri, Kuran ve

Tefsir Aratrmalar-V (slam Dncesinde Gayb Problemi1), Ensar Neriyat, stanbul, 2003 153. 154. YAZICI, Kemal, Jung Psikolojisi ve Tasavvuf, nsan Yay.st.1994 YAZIR, Elmall Hamdi, Hak Dini Kuran Dili, Eser Neriyat,

stanbul 1982 155. 156. _______, Metalib ve Mezahib, stanbul, 1978 YILDIRIM, Ahmet, Tasavvufun Temel retilerinin Hadislerdeki

Kaynaklar, T.D.V, Ankara, 2000 157. 1997 158. 159. _________, slam Tasavvufu, Altnoluk, stanbul, 1996 YILMAZ, rfan, .Hakk hsanolu, Selim Aydn, Fuat Bozer, Nevzat YILMAZ, H. Kamil, Ana Hatlaryla Tasavvuf ve Tarikatlar, stanbul,

Bayhan, hsan nal, Yeni Bir Bak Asyla lim ve Din, stanbul, 1998 160. YKSEL, Hasan Avni, Trk-slam Tasavvuf Geleneinde Rya, M.E.

B. stanbul, 1996

125

161.

ZEMAHER, Ebul Kasm Carullah Mahmud b. mer, El-Keaf an

Hakaikut-Tenzil ve Uyunil-Ekavil fi Vucuhit-Tevil, Beyrut, trs. 162. ZUHAYL Vehbe, et-Tefsirul-Mnir fil-Akideti ve-eriati vel-

Menheci, Darul Fikr, Beyrut,1991

126

ZET lm-i lednn kavramn incelediimiz bu aratrmamzda, dnce ekollerinin bu kavrama bak alarnn farkl olduunu grdk. Bak asndaki bu farkllk, doal olarak ilm-i lednn kavramnn tanmlarna ve deerlendirmelerine de yansmtr. Her zaman beer bilginin doru sonucu ortaya kard sylenemez. nsan akl hakikate ulamada yetersizdir. Kendi evresini bile tam olarak kavrayamayan insan aklnn, gayb hakikatleri kavramas mmkn deildir. nsan akl, yanlg, gaflet ve unutmaya aktr. nsan, hakikat araynda vahyin yol gstericiliine muhtatr ve onsuz hakikate ulamas mmkn deildir. Bundan dolay Allah, gerek peygamberler gerekse de bu bilgiye mazhar olmu kiiler araclyla insanlarn bu ihtiyacn gidermektedir. Allah, tarihin eitli dnemlerinde gnderdii peygamberlerle insanlar hidayete erdirmek ile yararl ve zararl eyleri onlara retmeyi amalamtr. Bu durum gerek vahiy, gerekse ilham gibi baz yollarla olmaktadr. Bylece insanlar aklen yetersiz kald zamanlarda bu desteklerle ayakta kalmlardr ve bu durum kyamete kadar devam edecektir. nk insanlar vahy destee her zaman muhtatrlar.

127

SUMMARY We observed at this study the concept of ilm al-ledunni according to Islamic thought schools. As a reality the differences between these schools had effected to the definition of concept of ilm al-ledunni and its evaluations. Human knowledge always never suggests the true result. Human reason does not adequate to the reach to truth. Humanity can not understand the truths of divine mysteries which as they can not perceive cosmos completely. Human reason is leaning to mistake, to carelessness' and to forgetfulness. Human is in need of guidance of vahy (revelation) at the searching truth and never reach without it. So Allah had been removing the need of human with prophets and with the persons who have this knowledge of divine mysteries. The mission of prophets is to learn to humans the truth and beneficial works. This situation is possible with some manners like vahy (revelation) and as ilham (inspiration). Those support humans when their reason is insufficient. This situation will continue to till doomsday.

You might also like