You are on page 1of 105

T.C.

ULUDA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
TEMEL SLAM BLMLER ANABLM DALI
KELM BLM DALI






FAHREDDN RZNN MTURDLERLE OLAN
TARTIMALARI VE ELETRS

(YKSEK LSANS TEZ)






Veysel KAYA







BURSA 2007
T.C.
ULUDA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
TEMEL SLAM BLMLER ANABLM DALI
KELM BLM DALI




FAHREDDN RZNN MTURDLERLE OLAN
TARTIMALARI VE ELETRS

(YKSEK LSANS TEZ)





Veysel KAYA





Danman

Do. Dr. Tevfik YCEDORU







BURSA 2007

T. C.
ULUDA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS MDRLNE


Temel slam Bilimleri Anabilim Dal, Kelam Bilim Dalnda U2004655
numaral Veysel KAYAnn hazrlad Fahreddin Rznin Mturdlerle Olan
Tartmalar ve Eletirisi konulu Yksek Lisans ile ilgili tez savunma snav,
20/08/2007 gn 10:30-11:30 saatleri arasnda yaplm, sorulan sorulara alnan
cevaplar sonunda adayn tezinin baarl olduuna oybirlii ile karar verilmitir.


Snav Komisyonu Bakan
Akademik Unvan, Ad Soyad
niversitesi



ye (Tez Danman)
Akademik Unvan, Ad Soyad
niversitesi
ye
Akademik Unvan, Ad Soyad
niversitesi


ye
Akademik Unvan, Ad Soyad
niversitesi
ye
Akademik Unvan, Ad Soyad
niversitesi



Ana Bilim Dal Bakan
Akademik Unvan, Ad Soyad






Enstit Mdr
Akademik Unvan, Ad Soyad

iii
ZET
Yazar : Veysel KAYA
niversite : Uluda niversitesi
Anabilim Dal : Temel slam Bilimleri
Bilim Dal : Kelam
Tezin Nitelii : Yksek Lisans Tezi
Sayfa Says : VIII + 96
Mezuniyet Tarihi : 29 / 08 / 2007
Tez Danman(lar) : Do. Dr. Tevfik YCEDORU

FAHREDDN RZNN MTURDLERLE OLAN TARTIMALARI VE
ELETRS

Fahreddin Rznin Mturdlerle Olan Tartmalar ve Eletirisi adl bu
alma, VI./XII. yzyl Ear kelm alimlerinden olan Fahreddin Rz (v.
606/1209)nin Mvernnehir blgesindeki Mturd alimleriyle yapt kelm
tartmalar incelemektedir. Fahreddin Rznin bu tartmalar ele ald Mnzart
adl eseri, Mturd ve Ear kelmclar arasnda fiilen gerekleen tartmalarn
nakledildii ender eserlerden biridir.
Bu almada taraflar arasnda gerekleen kelm tartmalar be ana balk
altnda incelenmitir. Bu ana balklar bek, Allahn kelmnn iitilebilirlii, tekvn
sfat, teklfu m l yutk ve ryetullahta varlk delili konularndan olumaktadr. Her
bir tartmada ilk nce tartmann ak aktarlmtr. Daha sonra o konuda mezheplerin
genel grleri incelenmitir. Ardndan Fahreddin Rznin konu hakkndaki grleri
dier eserleriyle karlatrlmak suretiyle ayrntl bir ekilde aktarlmtr. En son
olarak da Mturdlerin mesele hakkndaki konumlar tespit edilmeye allm ve
Fahreddin Rznin eletirilerinin doruluu aratrlmtr.
almada, ilenen konularla ilgili Trke, ngilizce, Arapa ve Farsa eserlere
ulalmaya ve onlardan faydalanlmaya allmtr.
Sonu olarak, bu alma, slam dnce tarihindeki nemli bir ismin kendi tr
ierisinde kayda deer bir neme sahip olan bir eserini incelemi olmas ve eletiriye
tabi tutmas bakmndan nemlidir.
Anahtar Szckler
Fahreddin Rz Mturdlik Cedel Bek
Kelm Tekvn Teklfu M L Yutk Ryetullah



iv
ABSTRACT
Yazar : Veysel KAYA
niversite : Uluda niversitesi
Anabilim Dal : Temel slam Bilimleri
Bilim Dal : Kelam
Tezin Nitelii : Yksek Lisans Tezi
Sayfa Says : VIII + 96
Mezuniyet Tarihi : 29 / 08 / 2007
Tez Danman(lar) : Do. Dr. Tevfik YCEDORU
FAKHR AL-DIN AL-RAZIS CONTROVERSIES WITH MATURIDITES AND
ITS CRITIQUE
This work named Fakhr al-Din al-Razis Controversies with Maturidites and Its
Critique studies one of the Asharite scholars of VI./XII. century, Fakhr al-Din al-Razi
(v. 606/1209)s theological controversies with Maturidite scholars in Transoxania.
Fakhr al-Din al-Razis Munazarat in which he deals with these controversies is one of
the rare texts relating controversies that actually occured between Maturidite and
Asharite theologians.
In this work, theological controversies between the sides were analysed under
five main titles. These titles consist of the subjects of endurance, hearing of Gods
speech, attribute of takwin, imposing unattainable duties and the argument of existence
in the vision of God. For each one of the controversies, firstly the process of the
controversy was quoted. Then, general opinions of the theological sects concerning the
issue were analysed. Following this, Fakhr al-Din al-Razis views on the matter were
elaborated by comparison with the authors other works. Finally, it is tried to determine
Maturidites attitude to the issue and questioned the validity of Fakhr al-Din al-Razis
critics.
In the work, it is tried to profit from Turkish, English, Arabic and Persian
sources regarding above mentioned topics.
Consequently, the work is valuable, because of investigating a work that has a
noteworthy importance in Islamic theological literature, and written by a remarkable
Muslim scholar in Islamic thought with different dimensions.

Key Words
Fakhr al-Din al-Razi Maturidites Controversy Endurance
Gods Speech Creation Imposition of the
Impossible Task
Vision of God

NSZ

Kelm ilmi, slm dininin inan esaslarnn dier din ve felsef dncelerin
karsnda akl kantlarla desteklenmesi ve savunulmasna olan ihtiya sebebiyle, Hz.
Peygamberin vefatndan bir asr kadar sonra ortaya km olan bir disiplindir. Bu
savunmac karakteri itibaryla kelm, slm dnyasndaki dier ilim ve disiplinlerden
farkl olarak, fikr tartma ortamlarn devaml bnyesinde barndrmtr. Bu adan,
gerek Ehl-i Snnet ile dier itikad mezhepler arasnda, gerekse de Ehl-i Snnetin
kendi ierisinde Mturdiyye ve Eariyye mezhepleri arasnda daima ihtilaflar ve
bunun sonucu olarak tartmalar vukua gelmitir. te yandan Mturdiyye ile Eariyye
arasndaki ihtilaflar sebebiyle bir literatr olumusa da, bu iki mezhebe mensup limler
arasndaki tartmalara kaynaklarda ok az rastlanmaktadr.
VI./XII. asrn Ear limelerinden Fahruddin Rznin bu tez ierisinde konu
edinilen tartmalar da, sz konusu nadir tartmalar arasnda nemli bir yere sahiptir.
Ancak kelm tarihi ve literatr asndan byle bir neme sahip olan bu tartmalarda,
Fahruddin Rznin sert slubunun zaman zaman insafl ve objektif yaklamdan
uzaklat ve eletirilerin itham derecesine vard grlmektedir. Bu tezin amac, tek
ynl aktarlan bu tartmalar derinlemesine incelemek olduu kadar, Rz tarafndan
ne srlen ithamlarn deerini de Mturd kelm asndan ele almak ve doruluunu
tespit etmeye almaktr.
Bu almann meydana gelmesinde, bata deerli zamanlarn bana ayrarak
desteini esirgemeyen danman hocam Do. Dr. Tevfik YCEDORU Beye, her
trl katklar iin Prof. Dr. A. Saim KILAVUZ ve Do. Dr. Cafer Karada Beylere
ve msveddeleri okuyarak byk yardmda bulunan mesai arkadalarm Ulvi Murat
KILAVUZ ve Kadir GMBEYAZa burada teekkrlerimi sunmay bor biliyorum.
Veysel KAYA
Bursa - 2007
vi
NDEKLER

NSZ ............................................................................................................................ iii
NDEKLER ................................................................................................................ vi
KISALTMALAR ........................................................................................................... viii
GR ................................................................................................................................ 1
A- Cedel .................................................................................................................... 3
B- Cedelin Ksmlar ve Bu Ksmlara Ait Literatr ................................................. 5
C- Cedel lminin Temel Kavramlar ......................................................................... 8
D- Kelm Mezhepleri Arasnda Vuku Bulan Tartmalar ...................................... 11
I- BEK .......................................................................................................................... 18
A- Tartmann Ak .............................................................................................. 18
B- Kelmda Bek Tartmas................................................................................. 19
C- Rznin Bek Konusundaki Grleri .............................................................. 23
D- Mturdlerin Bek Hakkndaki Grleri........................................................ 24
II- ALLAHIN KELMININ TLEBLMES .......................................................... 27
A- Tartmann Ak .............................................................................................. 27
B- Mezheplerin Allahn Kelmnn itilebilmesi Hakkndaki Grleri ............. 28
C- Rznin Allahn Kelmnn itilebilmesi Hakkndaki Grleri .................... 31
D- Mturdlere Gre Allahn Kelmnn itilebilmesi ....................................... 32
III- TEKVN SIFATI ...................................................................................................... 35
A- Tartmann Ak .............................................................................................. 35
B- Kelm Mezheplerinin Tekvn Sfat Hakkndaki Grleri ............................... 42
C- Rzye Gre Tekvn Sfat ................................................................................ 45
vii
D- Mturdlerin Tekvn Sfat Hakkndaki Grleri ........................................... 47
IV- TEKLFU M L YUTK .................................................................................... 53
A- Tartmann Ak .............................................................................................. 53
B- Mezheplere Gre Teklfu M L Yutk ............................................................ 55
C- Rzye Gre Teklf-i M L Yutk .................................................................. 57
D- Mturdlere Gre Teklfu M L Yutk .......................................................... 60
V- RYETULLAHTA VARLIK DELL .................................................................... 64
A- Tartmann Ak .............................................................................................. 64
B- Mezheplere Gre Ryetullah ve Varlk Delili.................................................. 67
C- Fahrddin Rzye Gre Ryetullah ve Varlk Delili....................................... 71
D- Mturdlerin Ryetullah ve Varlk Deliline Baklar ................................... 76
SONU ........................................................................................................................... 87
BBLYOGRAFYA ........................................................................................................ 90

viii
KISALTMALAR



a.g.e. Ad geen eser
a.g.m. Ad geen makale
a. mlf. Ayn mellif
a. yer Ayn yer
b. bin, ibn (Arapada oul, olu)
bkz. Baknz
ev. eviren
D.E...F. Dokuz Eyll niversitesi lahiyat Fakltesi
DA Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi
kr. Karlatrnz
nr. Nereden
nu. Numara
s. Sayfa
sy. Say
trc. Tercme eden
ts. Basm tarihi yok
U...F. Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi
v. Vefat
vb. Ve benzeri
vd. Ve devam
y.y. Yayn yeri yok

1
GR

slm dnyasnn ilm ve fikr ortamn derinden sarsan Mool stilasndan
nce, Mslman corafyann birok ilim merkezinde olduka canl bir fikir ve dnce
hayat mevcuttu. Sokaklara kadar taan bu ilm havann neticesinde, Badat, Basra,
Harezm, Isfahan, Buhara, Semerkant gibi merkezler farkl mezhepler arasnda fikir
alveriini temin eden tartma ve mzakerelere ortam salyordu. VI./XII. yzyln
tamamn ve VII./XIII. yzyln balarn iine alan bu dnemde, eitli mezheplere
mensup birok limin, gerek ilim tahsil etmek, gerekse de ilm mzkere ve mnzara
meclislerinde hazr bulunmak iin seyahatlere ktklar bilinmektedir.
Ear mezhebi ierisinde nemli bir konumu bulunan kelm limi Fahruddin
Rz (v. 606/1209), ilk tahsilini Rey, Harezm, Buhara gibi ehirlerde yaptktan sonra,
muhtemelen hicr 570li yllarda, Mvernnehir blgesine bir dizi seyahatte
bulunmutur. Bu seyahatlerin akabinde Mvernnehirde yapt kelm ve fkh
tartmalar bir kitapta toplamtr.
1
Rz, Buhr, Semerkand, Hocend ve Benkit
ehirlerinde bulunduunu bu kitapta aktarmaktadr.
Fahruddin Rznin ad geen kitapta zikrettii mnzaralarda tartt kimseler
genelde Mavernnehirde meskun olan Mturd ulemas olmakla birlikte, bunlarn
iinde afi mezhebine mensup olanlar ve filozoflar da bulunmaktadr. Mehur Mturd
kelmc Nruddin Sbn (v. 580/1184), kaynaklarda cedel ve mnzara ilminde
kendisine gre bir usul benimsedii zikredilen, fakat hayat hakknda bilgi bulunmayan
Rziyyuddin Nsbr (v. yaklak VI./XII. asr), Mturd bir evrede bulunmasna ve
Nisbrnin sk bir rencisi olmasna ramen amelde afilii tercih eden Rknddin
Kazvn (v. yaklak VI./XII. asr) ve felsefeci kiilikleriyle tannan erefuddin Mesd
(v. yaklak VI./XII. asr) ile Feriduddin Geyln (v. yaklak VI./XII. asr)
2
, Rznin
isimlerini kitapta zikrettii kiilerdir.

1
Rz, Fahruddin, Mnzartu Fahriddn er-Rz f Bildi Mverinnehr (thk. Fethullah Huleyf),
Beyrut 1967 (Huleyf, Fethullah, A Study on Fakhr al-Din al-Razi and His Controversies in
Ttansoxiana ile beraber)
2
Bu kiiler hakknda elimizdeki kaynaklarda hemen hemen hi bilgiye rastlanmamaktadr.
2
Rznin kitabna dercettii tartmalar, sadece kelmi konulara ayrlm
deildir. Bunlarn ierisinde neredeyse kitabn yarsn usl ve fur-i fkh konusundaki
tartmalar oluturmakla birlikte felsefe, frak ve astronomi ile ilgili bahisler de
mevcuttur. Bu tez ierisinde incelenen be kelm tartma konusununun dndakiler,
Rznin sralamasna gre unlardr:
1. Mesele: Rziyyuddin Nisbr ile yapt bu tartmann konusu gabn-i fhi
ile vekletin caiz olup olmaddr.
3

6. Mesele: Bu tartma, maslahat ve mefsedetlerle talilin caiz olup olmad
hususunda Rknddin Kazvn ile yaplmtr.
4

7. Mesele: Hanef limleriyle, kyas zerine yaplan bir tartmadr.
5

8. Mesele: Yine kyas zerine olan bir tartmadr.
6

9. Mesele: Tartmann gerekletii 582/1186 ylnda, mneccimler o sene
ierisinde bir byk tufann gerekleeceini sylerler. Bu nedenle halk byk bir
korku kaplamtr. Rz, filozof erefddin Mesdi ve Raziyyuddin Nsbrnin
bulunduklar bir meclise girince onlarn da bu kehanet zerine hararetle konutuklarn
grr. Rz, oradaki ulemann bu durumunu knar ve aralarnda astrolojinin (ilmul-
ahkm) geerli bir ilim olup olmadna dair bir tartma balar. Bu arada Gazlnin de
bir takm szlerinin gndeme getirilmesi zerine Rz, Gazlnin kanaatlerini
reddeder.
7

10. Mesele: Rz ile Mesd arasnda geen, mezhepler tarihi kitaplarnn
mevsukiyyeti ve Gazlnin Hasan Sabbh zerine syledii bir takm szler hakkndaki
bir tartmadr.
8

11. Mesele: Yine Rznin Mesdi ile beraber, Gazl hakknda yapt ve onun
baz grlerini eletirdii bir tartmadr.
9


3
Rz, Mnzart, s. 7.
4
Rz, a.g.e., s. 24.
5
Rz, a.g.e., s. 26.
6
Rz, a.g.e., s. 29.
7
Rz, Mnzart, s. 32.
8
Rz, a.g.e., s. 39.
9
Rz, a.g.e., s. 43.
3
12. Mesele: Kardein mlkiyeti balamnda kyas zerine yaplan bir
tartmadr.
10

15. Mesele: Raziyyuddin Nsbr ile fur- fkhn konularndan olan hyr-
meclis hakkndaki bir tartmadr.
11

16. Mesele: Semerkantta Feriduddin Geyln ile ncesi olmayan hdis olaylar
(el-havdis l evvele leh) problemi zerine yaplan bir tartmadr. Rz, bu tartmada
lemin ezel olduunu savunan biri gibi grnerek muarznn fikirlerini rtmeye
alr.
12

Rznin, Mturd limlerle yapt, tezin konusunu tekil eden tartmalarn,
slmda ilm mnzara tarihi ierisindeki yeri ve durumunu tespit etmek asndan,
cedel literatr hakknda zet bir bilgi sunmak, o dneme kadar kelm mezhepleri
arasnda vuku bulan tartmalara genel olarak deinmek ve belli bal eserlere iaret
etmek doru olacaktr:
A- Cedel
Arapada bilimsel tartma anlamn ifade eden temel terim olan cedel, kk
itibariyle ce-de-le fiilinden treyen bir kelimedir ve birisini sert bir yere drmek,
ipi salamca bkmek, bir fikri ar lde ve kavga yaparcasna savunmak gibi
anlamlara gelmektedir.
13
Cedelin szlk anlam bununla snrl iken, terim anlam sz
konusu olunca, mantk, kelm ve usl-i fkh bilimleri ierisinde eitli tarifleri
yaplmtr.
14


10
Rz, a.g.e., s. 48.
11
Rz, a.g.e., s. 54.
12
Rz, a.g.e., s. 59.
13
bn Manzr, Lisnul-Arab, Dru Sdr, Beyrut ts., ce-de-le md.; Tnev, Muhammed b. Ali,
Kefu Istlhtil-Funn, Dru Sdr, Beyrut ts., I, 241; Yavuz, Yusuf evki, Kurn- Kermde
Tefekkr ve Tartma Metodu, stanbul 1983, s. 3; Emirolu, brahim, Cedel Nedir?, D.E...F.D.,
sy. 12, zmir 1999, s. 17.
14
lm tartmay ifade etmek iin genel olarak kullanlan cedel kelimesinin yannda, bahs, mnzara,
hilf, nakz ve mnkaza gibi terimler de kullanlagelmitir. Fakat cedelin mans itibariyle tarih
ierisinde kullanm asndan bir btnlk gzlenmemektedir. lk dnem kelmclarnn nazarla e
anlaml olarak cedele olumlu bir anlam yklemelerinin aksine, cedel hakknda ilk eserlerden birini
yazan Kudme b. Cafer (v. 337/948)e gre cedel ve bahs ayr anlam ifade eden kelimeler olup
cedelde ama kar tarafa galip gelmek iken, bahste salam kyaslar temel alnmaktadr (Kudme b.
Cafer, Nakdun-Nesr (nr. Taha Hseyn), Kahire 1938, s. 119). Ayrca Kudme b. Cafer
kelmclarn o dnemde hilf ve mnkaza tabirlerini de kullandklarn aktarmaktadr (Kudme b.
Cafer, a.g.e., s. 124).
4
Mantkta cedel, Aristotelesin Organon kitabna dayanan ve be sanat (es-
sntul-hams) olarak bilinen burhan, cedel, mulata, hitbe ve iir blmlerinin
ierisinde mertebe asndan burhandan sonra ikinci srada yer alan kyas trdr.
15

Buna gre burhan, kesin (yakn) ncllerden oluan kyas demek iken, cedel ise bilinen
(mehr) ncllerden rl kyasa verilen addr.
16
Nitekim slm filozoflar, bir sanat
olarak cedeli bir dnceyi mehr veya genellikle herkes tarafndan kabul edilmi
ncllerle ispat etme ve cevap verme esnasnda iddia edilen fikre zt olan dnceye
dmeme eklinde tanmlamlardr.
17

slm filozoflarnn aksine kelmclara gre cedel doruya ulamann geerli bir
yoludur.
18
Tanm itibariyle, o, Kurnda Yahudilere kar Allah tarafndan kullanlan
ve Allahn peygamberine rettii metottur. Bu manda cedel, nazar ile eanlamldr
ve bu adan da her mslmana vcip olan bir husustur.
19
Bir mctehidin dinin furuna
ait hususlarda fetva verirken cedel ve nazara mracaat etmesi farz- kifye olarak
grld halde, lemin yaratlm oluu ve Allahn varlnn delilleri gibi dinin
itikad esaslarndan olan hususlarda nazar ve cedel herkese farzdr.
20
bn Frekin
aktardna gre, Ebul-Hasen Ear cedel ve nazar ayn anlamda kullanmaktadr.
Buna gre mcdil, ayn zamanda mnzr ve mfekkir kimse demektir.
21

Hakikati bulma aray anlamnda nazar ile eanlaml olarak kullanlmas
itibariyle cedelin drt temel hususu kapsad sylenebilir:
1. Grn ne olduu (mhiyyetul-mezheb)
2. Delil
3. llet

15
Frb, Eb Nasr, hsul-Ulm (thk. Osman Emin), Kahire 1949, s. 71; Emirolu, brahim, Ana
Hatlaryla Klasik Mantk, stanbul 1999, s. 229.
16
Ebher, Esruddin, sgc -Manta Giri- (thk. Hseyin Sarolu), stanbul 1998 , s. 87.
17
Frab, Cedelden naklen Yavuz, a.g.e., s. 4; bn Sn, Kitbul-Cedelden naklen Yavuz, a.g.e., s. 4.
18
Miller, Larry Benjamin, Islamic Desputation Theory (Baslmam Doktora Tezi), Princeton University
1984, s. 9.
19
bn Frek, Eb Bekir, Mcerredu Mkltil-Ear (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987, s. 292.
20
bn Frek, a.g.e., s. 292 vd.; Miller, a.g.e., s. 9 vd.
21
bn Frek, a.g.e., s. 294.
5
4. lletin dorulanmas (tashhul-ille). Bunlar diyalektik dnmenin (nazar) ve
ortaya konulan tezin doruluunu savunmann temel ilke ve yntemlerini
oluturmaktadr.
22

Kelmclar cedeli nazar kavramna mukabil olarak bu ekilde ele almlarsa da,
vlen ve yerilen cedel eklinde iki ksma ayrmalar, cedelin esas mans olan hasma
stn gelmeyi gz ard etmediklerini gstermektedir.
23


B- Cedelin Ksmlar ve Bu Ksmlara Ait Literatr
1- Genel Olarak Cedel
lm literatrde genel anlamda cedel hakknda yaplan almalar bnr-Rvend
(v. 250/864)ye dayandrlmaktadr. Kaynaklarn verdii bilgilere gre bnr-Rvend
Kitbu Edebil-Cedel
24
isminde bir eser telif etmitir. Ondan sonra Mutezil kelmc ve
maklt yazar Ebul-Ksm Kab (v. 319/931), bnr-Rvendnin sz konusu
eserinde dt hatalar belirtmek ve bunlar tenkit etmek iin Kitbil-Cedel ve dbi
Ehlih ve Tashhi lelih
25
adl eserini kaleme almtr. Ebul-Hasen Ear (v. 324/936)
ve Eb Mansr Mturd (v. 333/944)nin de bnr-Rvendnin eserini savunmak
zere eserlerinde ele aldklar bilinmektedir.
26

Yukarda ad geen eserlerin hibirinin gnmze ulamamasna ramen, o
devre yakn elde bulunan bir takm kaynaklar, sz konusu eserlerin ierii hakknda
bilgi salamaktadr. Bunlardan Yahudi bir lim olan Kirkisnnin (v. 325/937den
sonra) Kitbul-Envr vel-Merkibi muhtemelen bnur-Rvendnin eserini
incelemektedir. Yine Mutezil tarihi Muhammed b. Thir Makdisnin (v. 355/965ten
sonra) tarihinin ba tarafndaki f Tesbtin-Nazar ve Tehzbil-Cedel
27
isimli giri
ksm, i lim Kudme b. Cafer (v. 337/948)in Nakdun-Nesrinde bulunan Bb

22
Makdis, Mutahhar b. Thir, el-Bed vet-Tarh, Mektebetul-Msenn, Badat 1962, I, 50-51; Miller,
a.g.e., s. 16.
23
Kudme b. Cafer, Nakdun-Nesr, s. 117, Rz, Fahruddin, Mefthul-ayb, Khire 1308, II, 176;
Miller, a.g.e., s. 2.
24
bnn-Nedm, el-Fihrist (thk. Nhid Abbas Osman), Doha 1995, s. 360.
25
bnn-Nedm, a.g.e., s. 364.
26
Miller, a.g.e., s. 5.
27
Makdis, el-Bed vet-Tarh, I, 18-55.
6
fhil-Cedel vel-Mcdele
28
blm ve bn Frek (v. 406/1015)in Earnin
grlerini kaleme ald Mcerredu Makltil-Eardeki f bneti Mezhibih f
Bbil-Cedel ve Ahkmih ve dbih
29
blm ilk dnem cedel literatrnn u an
elde bulunan temel kaynaklarn oluturmaktadr.
30

2- Fkh Cedel (lmul-Hilf)
Hilf ilmi usl-i fkhta, er delileri ortaya koyma ve buna ait pheleri ortadan
kaldrmaya vesile olan ilim eklinde tanmlanmtr ve cedel ilmi bu anlamda hilf
ilmiyle e anlaml olarak kullanlmtr.
31
lk dnemden bu yana bu disiplin hakknda
telif edilen kitaplarn cedel ismini tamalar sz konusu anlamdal teyit
etmektedir. te yandan bn Haldn, fkh mezhepleri mntesiplerinin birbirleri arasnda
cereyan eden fkh tartmalarn dbn bildiren ilme cedel demekte ve bu adan
hilf ilminin aksine cedel ilminde taraflar arasnda tartma hususunun n plana
ktnn altn izmektedir.
32

ESERLER
1. Kaynaklar bu konuda fukahdan ilk eser verenin Ebu Bekr Muhammed bin
Ali bin smail el-Kaffl e-fii (v. 336/947) olduunu belirtmelerine ramen eserin
ismini vermezler.
33

2. Mesilul-Hilf f Uslil-Fkh, Eb Abdillah el-Hseyn ibn Al Saymer (v.
436/1044)
34

3. et-Takrb li-Haddil-Mantk vel-Medhal ileyh, bn Hazm (v. 456/1063)
35

4. el-Minhc f Tertbil-Hicc, Ebul-Veld Bc (v. 474/1081)
36

5. el-Mene fil-Cedel, Eb shk rz (v. 476/1083)
37


28
Kudme b. Cafer, Nakdu-Nesr, s. 117-137.
29
bn Frek, a.g.e., s. 292-310.
30
Bu eserler hakknda ayrntl bilgi iin bk. Miller, a.g.e., s. 1-15.
31
Kannevc, Muhammed Sddk Han Ebcedul-Ulm, Beyrut 1978, s. 208.
32
bn Haldun, Mukaddime (trc. S. Uluda), stanbul 1982, II, 1071.
33
Ktib elebi, Kefuz-Zunn, stanbul 1971, I,580.
34
thk. Rid b. Al el-Hy, Baslmam Yksek Lisans Tezi, mam Muhammed b. Sud niversitesi,
Riyad 1405.
35
thk. . Abbs, Beyrut 1959.
36
thk. A. Turki, Paris 1978.
7
6. et-Telhs fil-Cedel f Uslil-Fkh, Eb shk irz
38

7. el-Kfiye fil-Cedel, Ebul-Mal Cveyn (v. 478/1085)
39

8. Kitbul-Mntehal fil-Cedel, Eb Hmid Gazl (v. 505/1111)
40

9. el-Cedel al Tarkatil-Fukah, Ebul-Vef bn Akl (v. 513/1119)
41

10. el-rd f lmil-Hilf vel-Cedel, Rknddin Eb Hamid Muhammed b.
Muhammed Amd Semerkand Hanefi (v. 515/1121). Bu eserin bir ok erhi
bulunmaktadr.
42

11. et-Tarka, Esad bin Muhammed el-Meyhen (v. 527/1132)
43

13. Cedelu-erf, ihbuddn Mer (v. 543/1148)
44

14. el-Mukterah fil-Mustalah fil-Cedel, Eb Mansr Berev (v. 567/1171)
45

15. Kitbul-Cedel, Fahruddin Rz (v. 606/1209)
46

16. el-Kif an Uslid-Delil ve Fuslil-lel, Fahruddn Rz
47

17. et-Tarka, Seyfddin mid (v. 631/1233)
48

18. Cedelul-mid, Seyfuddin mid
49

19. el-zh li Kavnnil-Istlh, Ysuf Cevz (v. 656/1258)
50

20. el-Kavdihul-Cedeliyye, Esruddn Ebher (v. 663/1264)
51

21. el-Hlsa fil-Cedel, Mahmud bin Ubeydullah e-fii el-Mer (v.
681/1282)
52


37
thk. Abdulmecid Trk, Beyrut 1988.
38
Umeyrn, Ali b. Abdilaziz b. Ali, Giri, Gazl, el-Mntehal fil-Cedel iinde, Riyad 2004, s. 94.
39
thk. Fevkiyye Hseyn Mahmud, Kahire 1979.
40
thk. Ali b. Abdilaziz b. Ali Umeyrn, Riyad 2004.
41
thk. George Makdisi, Dmak 1967.
42
Ktib elebi, a.g.e., I, 69.
43
Ktip elebi, a.g.e., II, 1113.
44
Umeyrn, Giri, s. 104.
45
Umeyrn, Giri, s. 99. Bu eser hakknda ayrntl bilgi iin bk. Miller, a.g.e., s. 163-169.
46
Umeyrn, Giri, s. 101.
47
thk. Ahmed Hicz Sekk, Beyrut 1992.
48
Ktib elebi, a.g.e., II, 1113.
49
Umeyrn, Giri, s. 108.
50
Umeyrn, Giri, s. 110.
51
thk. erife b. Ali b. Sleyman Havn, Riyad 2004.
8
22. Mukaddimetun fil-Cedel vel-Hilf ven-Nazar, Burhnuddin Muhammed
bin Muhammed en-Nesef (v. 684/1285). es-Sahiful-lahiyye sahibi Semerkand bu
esere bir erh yazmtr.
53

23. el-Fsl f lmil-Cedel, Burhnuddn en-Nesef
54

24. Aynu'n-Nazar fi lmi'l-Cedel, emsddin es-Semerkand (v. 690/1291 ?)
25. Alemul-Cezel f lmil-Cedel, Necmuddin Tf (v. 716/1316)
55

3- lmul-Mnzara / dbul-Bahs
Kendisiyle tartlan kimseyi nakz ve ilzm etme yollarn aratran ilim
56

eklinde tarif edilen mnzara ya da dier adyla dbul-bahs ilmi yedinci/on nc
yzylda ortaya km bir ilimdir. Bu ilim iersinde tartan taraflarn sfat, konum ve
grevleri ayrntl bir ekilde ele alnr ve aklanr.
ESERLER
Bu ilme dair kalem alnm bir ok eser mevcuttur. Balcalar unlardr:
1. Kitabu dbi'l-Bahs, emsddin es-Semerkand (v. 690/1291 ?)
2. dbul-Bahs, Adududdin c (v. 756/1355)
3. dbul-Bahs, Seyyid erif Crcn (v. 816/1413)
4. dbul-Bahs, Ahmed bin Sleyman Kemalpaazde (v. 940/1534)
5. dbu Takprzde, Takprzde Ahmed Efendi (v. 968/1561)

C- Cedel lminin Temel Kavramlar
Bir tartmada savunduu tezi delillerle desteklemeye alan kimse (mdde)
mnzara ilminde eitli konumlara gre illet gsterici (muallil), cevap veren (mcb),
tanmlayan (muarrif), taksim eden (mukassim), aktaran (nkil) gibi sfatlarla

52
Ktip elebi, a.g.e., I,720.
53
a.g.e., II, 1803.
54
a.g.e., II, 1272.
55
thk. Wolfhart Heinrich, Beyrut 1987.
56
Ktip elebi, a.g.e., I, 579; Kannevc, Ebcedul-Ulm, II, 34.
9
adlandrlrken, onun karsnda olup itiraz eden kimse (muteriz) yine tartmadaki
eitli durumlara gre soru soran (sil), engelleyen (mni), nakz eden (mnkz) ve
kar kan (murz) gibi isimler alr. Bir tez ortaya koyan (mdde, muallil) ve itiraz
edenin (muteriz, sil) iinde bulunduklar sz konusu durumlar, klasik dbul-bahs
kitaplarnda 3 ana balk altnda toplanmaktadr:
a) Men: ne srlen iddiaya delil isteyerek veya iddiay ispatlamak iin
getirilen delilin ncllerine itiraz ederek muarz reddetmektir.
b) Nakz: Getirilen delilin ncllerine dokunmayp bir delil ile muarzn delilini
rtmektir.
c) Muraza: ne srlen iddiann zttn ispatlayarak dorudan doruya
muallilin iddiasn rtmektir.
1. Engellemede Taraflarn Grevleri
a) Silin grevleri:
1. Gerekesiz reddetme (Men Mcerred): Bu ncln ispata ihtiyac vardr,
byle olduunu kabul etmem; neden yledir, aklaman gerekir eklinde, silin iddia
sahibinden delil istemesidir.
2. Gereke ile reddetme (Men maas-Sened): Silin bir gerekeye dayanarak
muallilden iddiasna ait delilin nclne delil istemesidir.
3. Aklama (Hall): Aslnda birbirine zt olan fakat ilk bakta birbirine
benzeyen iki hususu muallilin ayrt edememesinden kaynaklanan ve birini dierinin
yerinde kullanmak sureti ile yanl bir tarzda kurulan delilin nclne itiraz etmektir.
4. ddiaya yaklamn olmadn belirtme (Menut-Takrb): Silin, muallilin
getirdii delilin iddiasn ispatlayc nitelikte olmadn ve iddiaya yaklamn
salanmadn belitmesidir.
5. Kyasn ekline itiraz etme
6. Deiik ihtimallere gre men: ayet kastnz bu ise, falan ncl yanltr,
eer kastnz u ise falan ncl doru deildir eklinde, bir ihtimale gre kyasn
ncllerinden birini, baka bir ihtimale gre de dierini engellemektir.
10
b) Muallilin Grevleri:
1. Reddedilen ncl bir delil ile ispatlama
2. Mene eit olan senedi rtme: Muallil, ayet gerekeli (senetli) engelleme
ile itiraza uramsa, yaplan engellemenin gerekesini rtmekle itiraz ortadan
kaldrabilir.
3. Maksad aklamakla cevap verme (tahrrul-murd): Muallilin nclden ne
kastettiini aklayarak silin men etmesine cevap vermesidir.
4. Kapal delilden daha ak bir delile geme
2. Nakzda Taraflarn Grevleri
a) Silin Grevleri
1. Delilin gerektirdii hkmn baka delilde iddiaya zt sonu verdiini
gsterme
2. Delilin akl imknszla vardn belirtme: Bunlar arasnda kelm
tartmalarda en ok karlalan devr, teselsl ve iki zttn bir araya gelmesi (ictimuz-
zddeyn)dir.
b) Muallilin Grevi:
Silin delil bozma (nakz) ile akl yrtmeye bavurmas ve muallil makamna
gemesinden sonra sil durumuna den muallil, delilin geerlilii hakknda bir takm
itirazlara bavurabilir.
3. Muarazada Taraflarn Grevleri
Murazada sil, muallilin iddiasn engelleme ve delil bozma ile
reddedebilecei gibi iddiasnn zttn ispatlayarak kar koymaya geebilir. Silin
iddiaya kar koymasndan sonra da onun yerine geen muallil, silin yapt gibi
davranp, men ve nakzdan birisiyle karlk verebilir.
57


57
Tartmann blmleri ve taraflarn grevleriyle ilgili ayrntl bilgi iin bk. Ardahn, Ali, Miyrul-
Mnzara, stanbul 1307, s. 12-180;Yavuz, Yusuf evki, Kurn- Kermde Tefekkr ve Tartma
Metodu, s. 17-31.
11
D- Kelm Mezhepleri Arasnda Vuku Bulan Tartmalar
1- Selef ile Kelmclar Arasndaki Tartmalar
Kelm ilmi, Mutezile mezhebinin elinde, slmn temel inan esaslarn akl
delillere bavurarak dier dinlere kar savunmak zere ortaya kmtr. Bu ynyle bir
savunma mekanizmas olarak deerlendirilebilecek olan kelmn, ta bandan beri z
itibariyle tartma ve cedeli iinde barndrmas doaldr. Nitekim kelmn kelm
eklinde isimlendirilmesinin sebeplerinden birisinin de, bu ilmin ancak zt tezleri
savunan iki tarafn karlkl olarak birbirlerine deliller ileri srmeleri neticesinde anlam
kazanmas olduu belirtilmitir.
58
Kelm eserlerinden birounun da fe in kle-
kuln (denilirse-deriz) tarznda diyalektik bir uslp ierisinde ilenmesi bu
durumu en iyi bir ekilde gstermektedir.
Mutezile mezhebinin Vsl b. At (v. 131/748) ve Amr b. Ubeyd (v. 144/761
gibi ahslarn elinde ilk olarak filizlenmeye balamasndan itibaren, kendilerini Hz.
Peygamberin Snnetini, yeni dine girmi kesimlere aktarmaya adam olan ve
Peygamberin Snnetine sk skya bal kalan Selef ulems, akl delillendirme ve
cedeli esas alan kelma kar bir reaksiyon ierisinde olmulardr.
Bu durumu teyit eder ekilde Selef limlerinden, Mutezile ile beraber teekkl
eden kelm ktleyen bir ok gr rivayet edilmektedir. lk bata Vsl b. At ve Amr
b. Ubeydin de hocas olan Hasan Basr (v. 110/728), Ehlul-ehv ile bir araya
gelmeyiniz; onlarla tartmaynz ve onlar dinlemeyiniz demitir.
59
Ayn ekilde
kaynaklar, Ahmed b. Hanbel, Mlik b. Enes, fi ve birok hadis ve fkh limlerinden
de kelm ktleyici (zemmul-kelm) saysz rivayetler aktarmaktadrlar.
60
Selefin
kelm ve kelmclara bak bu ekilde olduu iin, ok az rnek mstesna, o dnemde
her iki taraf arasnda nazar ve akl yrtmeye dayal tartmalar tespit etmek mmkn
olmamaktadr.
phesiz 218-232/833-846 tarihleri arasnda gerekleen mihne olayyla
beraber Selef ile Mutezile arasndaki tartmalar doruk noktasna ulam ve

58
Teftzn, Saduddin erhul-Akid (Kestel Hiyasi ile beraber), stanbul 1973, s. 15.
59
bn Abdilberr, Cmiu Beynil-lm, Msr ts., II, 95.
60
Geni bilgi iin bk. Koyiit, Talat, Hadisilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, Ankara 1989,
s. 253 vd.; Uluda, Sleyman, slm Dncesinin Yaps, stanbul 1979, s. 52 vd.
12
Mslmanlar arasnda bir fitne halini almtr. Abbs halifesi Vsk (227-232/842-
847)tan sonra onun yerine geen Mtevekkil (232-247/847-861), hilfetinin ikinci
senesinde Kurnn mahlk olduu grn aklamay yasaklad gibi, Kurn
hakkndaki mnzara ve mnkaalar da men etmitir.
61

Daha nce de akland gibi Selef ulems, kelmclarla cedel bir platform
ierisinde uzun sreli tartmaya yanamamlarsa da bu durumun istisnalar da
bulunmaktadr. Bunlardan nemli ve mehur olup, gnmze ulaan ndir rneklerden
bir tanesi de Abdlaziz b. Yahy Kinn (v. 240/854)nin Mutezil Bir b. Gys Mers
(v. 218/833) ile Halife Memnun huzurunda Kurnn yaratlmas konusunda yapt
uzun tartmadr.
62

2. Ehl-i Snnet ile Mutezile Arasndaki Tartmalar
Mutezile kelmnn ortaya kndan bir buuk asr kadar sonra, Ehl-i Snnet
limlerinden bazlar itikd hkmleri akl delillerle destekleme ihtiyacn hissederler.
63

Bu ekilde dnen Abdullah b. Kllb Basr (v. 240/854ten sonra) ve Hris Muhsib
(v. 243/857) gibi kimseler, Ear ve Mturd kelmnn teekklnden nce, Snn
kelmn o dnemdeki bayraktarlar olmulardr. Bunlardan zellikle bn Kllbn
Halife Memnun huzurunda Mutezile ile tartmalara girdii bilinmektedir.
64

Eariyye mezhebinin kurucusu olarak Ebul-Hasen Earnin Mutezileden
ayrlmasnda Eb Ali Cbb ile yapt bir tartmann etkisi olduu kaynaklarda
aktarlmaktadr. Kullar hakknda hayrl olan yaratmann Allah hakknda vacip olduu
(aslah alellah) problemi erevesinde gerekleen ve karde (el-ihvetus-selse)
meselesi olarak bilinen mehur tartmada Ear, hocasna sorduu birtakm sorulara
doyurucu cevaplar alamam ve onu cevap veremez durumda brakmtr.
65
Bunun
yannda, Mutezil olduu zamanlarda cedel konusunda yetkin bir konuma sahib bir
kimse olarak Earnin, hocas Cbbyi temsilen tartmalara katld

61
Koyiit, a.g.e., s. 213.
62
Kinn, Abdulaziz, el-Hayde vel-tizr fir-Reddial Men Kle bi Halkil-Kurn (nr. Ali b.
Muhammed b. Nsr Fakh), Riyad 1412.
63
Topalolu, Bekir, Kelm lmi Giri, stanbul ts., s. 23
64
Ycedoru, Tevfik, Ehl-i Snnete Giden Yolda bn Kllb ve Kllbiyye Mezhebi, Bursa 2006, s. 35.
65
Topalolu, Bekir, a.g.e., s. 23 vd.
13
bilinmektedir.
66
Earnin, gr deitirdikten sonra Mutezile ile yapt birtakm
tartmalarn da olduu bilinmektedir. Ebu Al Cbb ile Allahn isimlerinin tevkf
olup olmad meselesi
67
ve ryetullah
68
zerine yapt tartmalar bu meyanda
nakledilmektedir.
Ehl-i Snnet ile Mutezile arasndaki tartmalar sz konusu olduunda Eb
shk sferyn de nemli bir konuma sahiptir. Kaynaklar onun Bveyh veziri Shib b.
Abbdn huzurunda Mutezile mensuplaryla ve zellikle o dnemde Mutezilenin en
nemli simas olan Kd Abdulcebbr (415/1025)la eitli tartmalara girdiini
belirtmektedir.
69

VI./XII. asrda, Harzemahlarn hkm srd Harezm, Mutezile mezhebinin
V./XI. asrdaki inkirazn mteakiben son kalesi olmasnn yannda, slm dnyasnn
nemli ilim ve fikir merkezlerinden birisi olmutur. Harzemah hkmdarlarnn
tand fikr serbestlik neticesinde, blge eitli mezhepler arasnda olduka seviyeli
ilm tartma ortamlarna ev sahiplii yapmtr. Farkl mezhepler arasndaki bu
mzakere ve tartmalarn tarih kitaplarnn aktardna gre, emirlerin konaklarnda,
medreselerde, mescitlerde ve hatta sokaklarda gereklemesi, Harezmin o dnemdeki
ilm ve kltrel ortamnn ne denli yksek olduunu gstermektedir.
70
Fahruddin Rz,
Sultan Alauddin Teki (568-596/1172-1199)in hkmranlna rastlayan bir dnemde
577-580/1181-1184 yllar arasnda burada bulunmu ve Mutezil limlerle eitli
tartmalar yapmtr. Fakat yle grnyor ki, Rznin keskin uslbu ve sert tavryla
hasmlarna galip gelmesi, buradaki hr ortama ramen Rz aleyhinde bir takm

66
bn Askir, Tebynu Kezibil-Mfter (nr. Muhammed Zhid Kevser), Beyrut 1884, s. 91.
67
Sekn, Ebu Ali mer, Uynul-Mnzart (nr. Sad Gurb), Tunus, 1976, s. 228; Eb Zehra,
Muhammed, Trhul-Cedel, Kahire 1970, s. 289.
68
Sekn, a.g.e., s. 229.
69
Sekn, a.g.e., s. 225, 266. sferyn bizzat Shib b. Abbd ile kesb konusunda tartmtr. Bk.
Sekn, Uynul-Mnzart, s. 255. zellikle Abbs hilafetindeki Bveyhler dnemi (322-447/934-
1055) siyasi alkantlarn yannda fikr tartma ve atmalarn da en fazla yaand bir dnemdir.
Bveyhlerin nemli devlet adamlarndan Adududdevle, bnl-Amd ve Shib b. Abbd gibi
kimseler her mezhep ve grten limleri desteklemiler ve fikr tartma ortamlarnn olumasna
byk lde hizmet etmilerdir. O dnemde Badat, Basra, Kfe gibi yerler ilm hareketliliin
nemli mekanlar olmu, fakat zellikle vezir Shib b. Abbdn ynetim merkezi Rey ve sfehan
limlerin karlama yerleri olmutur. Bk. Eb Zehra, Trhul-Cedel, s. 234-241; Gne, Kmil,
slm Dncesinin ekilleniinde Akl ve Nass, stanbul 2003, s. 88 vd.
70
Ddbe, Asgar, Fahr- Rz, Tahran 1995, s. 24-25.
14
serzenilerin vuku bulmas sonucunu dourmu ve sonunda Sultan, Rzyi Harezmden
karmak zorunda kalmtr.
71

3. Eariyye ile Mturdiyye Arasndaki Tartmalar
Gerek Earler, gerekse de Mturdlere ait tarih ve tabakat kitaplar, bu iki
mezhep arasnda vuku bulan tartmalardan hemen hi bahsetmemektedirler. Bu
durumun olumasnda, her iki tarafn birbirine ilgisiz kalmasnn pay byktr.
zellikle Earlerin Mturdleri bir kelm ekol olmalar asndan pek itibara
almadklar eitli aratrmalarda tespit edilmitir.
72
eitli mezheplere mensup limler
arasndaki tartmalar aktaran Uynul-Mnzart tr eserler de, Mturd evreden
haberdar olmalarna ramen Mturd limlerin yaptklar tartmalar nakletmezler.
te yandan Hanef tabakat kitaplar, Hseyn b. Muhammed (v. 390/999)
73
,
Saymer (v. 436/1044)
74
, Halef b. Ahmed ilh (v. 515/1121)
75
ve Lmi (v.
522/1128)
76
gibi baz Hanef limlerden bahsederken onlarn mnzara ilminde kuvvetli
olduklarnn altn izmektedirler. Bu, onlarn yaadklar blgelerde tartma
ortamlarndan uzak durmadklarnn bir gstergesi olmaldr. Ayrca Semerkanttaki
Mturd limlerden Eb Ali Nesef (v. 533/1138) hakknda kaynaklarda tartmada
olduka maharet sahibi eklinde bir ibareye de rastlanlmas
77
ve VI./XIII. yzyln
balarnda burada cedel konusunda nemli eserlerin ortaya konmu olmas
78
, bu blgede
tartma meclislerinin her zaman diri kaldn gstermektedir. eitli dnemlerde,
Hanef ve afi limler arasnda saraylarda fkh tartmalarn yapld da burada ifade
edilmelidir.
79

Fiil tartmalarn hemen hi tespit edilememesi karsnda, elde, iki mezhep
arsndaki nazar ihtilaflar konu edinen Earlerle Mturdler arasndaki farklar ortaya

71
Ddbe, Asgar, a.g.e., s. 25.
72
Medkr, brahim, el-Felsefetul-slmiyye Menhec ve Tatbkuhu, Kahire ts., II, 56 vd., Uluda,
Sleyman, Giri, erhul-Akid, stanbul 1999, s. 21 vd.
73
Kure, Ebul-Vef, el-Cevhirul-Mudiyye f Tabaktil-Hanefiyye (nr. Abdulfettah Muhammed
Huluvv), Riyad 1993, II, 129.
74
Kure, a.g.e., II, 117.
75
Kure, a.g.e., II, 168.
76
Kure, a.g.e., II, 120.
77
Kure, a.g.e., II, 110.
78
Ktip elebi, Kefuz-Znn, I, 69.
79
Kure, a.g.e., I, 285-286.
15
koyan eserler kalmaktadr. eyhzde (v. 944/1537)nin Nazmul-Ferid ve Cemul-
Fevid f beynil-Mesil Ellet Vekaa fhel-htilf beynel-Mturdiyye vel-Eariyye
fil-Akid
80
i, Hasen b. Abdilmuhsin Eb Uzbe (v. 1172/1759)nin er-Ravzatul-
Behiyye fm beynel-Eariyye vel-Mturdiyye
81
si, Tcuddin Subknin Kasde fil-
Hilf beynel-Eariyye vel-Mturdiyye
82
si, eitli kelm konularda Mturd ve
Ear limlerin gr ayrlna dtkleri konular izah eden belli bal eserlerdir.
83

IV./IX. asrdan gnmze, tartma ilminin prensiplerini ortaya koyan bir ok
eser yazlm olmasna ramen, ne yazk ki mezhepler arasndaki bu geni tartma
ortamlarn nakletmeye tahsis edilen eserler son derece azdr. Bu bir elin parmaklar
saysn gemeyen birka rnek ierisinde, Kinnnin el-Hayde vel-tizr, Abdullah
Sveydnin el-Hucecul-Katiyyesi gibi almalar, belirli konulara hasredilmi ve
daha ok otobiyografik zellik arzeden eserlerdir. Bu meyanda mnzaray, ilim tarihi
ierisindeki seyri asndan elen alan yegne eser olarak Ebu Ali mer Seknnin
Uynul-Mnzart elde kalmaktadr. Eser, peygamberlerden balayarak itikad
hususlarda tarih boyunca vuku bulan, yazarn tespit edebildii 415 kadar tartmay
iermektedir. Konular arasnda herhangi bir sistematik tasnifin bulunmad eser,
zellikle Ear kelmnn iki byk simas olan Ebu shak sferyn (v. 418/1027) ve
Ebu Bekir Bklln (v. 403/1013)den yapt nakillerle de farkl bir nem
arzetmektedir. Ayrca, cedel tarihi hakknda derli toplu bilgi vermek zere telif edilen
amz yazarlarndan Muhammed Ebu Zehranin Trhul-Cedeli, tarihi seyir
ierisinde fkh ve kelm mezhepleri arasndaki tartma ve ihtilaflara ok genel olarak
deinen, mtevazi bir eserdir.
Bu tezin konusunu oluturan, Fahruddn Rznin kaleme ald Mnzart,
tespit edilebildii kadaryla, Eariyyeye mensup bir lim ile Mturdiler arasnda fiilen
gerekleen eitli kelm tartmalarn konu edildii, elimize ulaan ilk ve tek eser
olma konumundadr. Eseri nereden Fethullah Huleyf, A Study on Fakhr al-Dn ar-Rz
and His Controversies in Transoxiana adyla, kitabn tercmesini ve geni bir

80
Msr 1317.
81
thk. Abdurrahman Umeyre, Beyrut 1989.
82
Subk, Tcuddin, Tabaktu-fiiyyetil-Kbr, Msr 1964, III, 377-389.
83
Geni bilgi iin bk. Uluda, Sleyman, Giri, erhul-Akid, s. 40 vd.
16
aklamasn ihtiva eden ngilizce bir blm, tahkik ettii Arapa asl metin ile beraber
neretmitir.
84
Bu ngilizce ksm blmden olumaktadr: lk blm, Rznin hayat
ve eserleri hakknda olup, ikinci blm Arapa metnin ngilizce tercmesini, nc
blm ise tartmalardaki konularn her biriyle alakal aklamalar ihtiva etmektedir.
Fethullah Huleyf, kelm tartmalar inceledii konular ierisinde gerek Ear,
gerek Mturd kelm eserlerinin mevzu ile alakadar olan ana kaynaklarna bavurmu
ve yeri geldiinde dikkate deer tespitlerde bulunmutur. Bununla beraber, yazarn
aklamalar, bazen tartlan hususa gre olduka genel kalmaktadr. Mturd
kaynaklar sz konusu olduunda, Tebsratul- Edille gibi temel eserler zikredilmi;
fakat etkin bir biimde ve derinlemesine kullanlmamtr. Rznin bizzat tartt
Mturd lim Nruddin Sbnnin iki nemli kelm eseri olan Bidye ve Kifyeye
hemen hi atfta bulunulmamas da, Mturd kelm asndan ciddi bir eksiklik olarak
kalmtr. Ayrca Fahruddin Rznin en byk kelm eseri olan el-Metlibul-
liyenin de o dnemde henz baslmam olmas, Rzin hayatnn sonlarndaki fikir
deiikliklerinin Huleyfin almasna yansmamasna neden olmutur.
Bu tezde, Huleyfin ad geen deerli almasndaki sz konusu noksanlklar
gz nne alnarak, kendi sahasnda mevcut tek eser olan Mnzart, elden geldiince
objektif bir ekilde tahlil edilmeye allmtr . Bu meyanda, sadece tek taraf kanalyla
aktarlan bu tartmalar hususunda, her iki tarafn grleri birincil kaynaklar
incelenerek deerlendirilmeye gayret edilmitir. Tezin ismi ierinde mevcut olan
eletiri mefhumunu gerekletirmek asndan, zellikle Mturdiyyenin yukarda ad
geen temel kaynaklarna bavurulmu ve Rznin eletirilerinin ne derece doru
olduu dikkatle aratrlmtr.
Mnzartta dier konular arasndan, direkt olarak kelm ile ilgisi bulunan be
konu tespit edilmitir. Bu konularn ileniinde, ilk nce tartmann ak aktarlm,

84
Rznin Mvernnehirdeki tartmalarn konu edinen dier aratrmalar unlardr: Kraus, Paul,
Les Controverses de Fakhr al-Din al-Razi, Bulletin de l-Institute dEgypte 19, (1937): 187-214;
Uluda, Sleyman, Fahrettin Rz, Ankara 1991, s. 5-7; Masumi, Saghir Hasan, Introduction, mam
Razis lm al-Ahlak, New Delhi 1992, s. 9-10; Dadbe, Asgar, Fahr- Rz, s. 25-28; Street, Tony,
Concerning the Life and Works of Fakhr al-Din al-Razi, s. 141-146; Jaffer, Tariq, Fahr al-Din al-
Razi: Philosopher and Theologian as Exegete (Baslmam Doktora Tezi), Yale University 2005, s.
72-76.
17
sonra srasyla mezheplerin konu hakkndaki genel grlerine yer verilmi; akabinde
zel olarak Fahruddn Rznin kendi gr tespit edilmeye allm; son olarak da
Mturdiyye mezhebinin tutumu incelemitir.
85


85
Rznin Mnzartta konularn diziliinde takip ettii sra 1. Ryetullahta varlk delili, 2. Tekvn
sfat, 3. Bek, 4. Teklfu m l yutk ve 5. Allahn kelmnn iitilebilmesi eklindedir. Fakat bu
tezde, konulardaki ncelik gz nne alnarak bir sralamaya gidilmitir. Bu nedenle her konunun
giriinde bulunan aklamalar, Rznin kitabnda yapt sralama dikkate alnarak
deerlendirilmelidir.
18
I- BEK

A- Tartmann Ak

Buharada, Rz ile Sbn arasnda tekvn hususunda geen sert tartma, her
zaman olduu gibi Rznin galibiyetiyle sonulanmt. Rznin aktardna gre
tartmadan hemen sonra Sbnnin kardei Rzyi evlerine davet eder ve icabet
etmesini zellikle istirham eder. Rzyi evinde gn arlayacak olan Sbn ailesi,
konuuna zel bir misafirhane tahsis eder. Bir gece Sbnnin de aralarnda bulunduu
bir takm sekin kimseler Rznin misafirhanesinde toplanrlar.
86

Sbn yine ryetullah ve tekvn konularnda geen tartmalar telafi etmek
maksadyla bu sefer bek konusunu aar ve beknn zttan ayr bir sfat olduunu
savunur.
87
Rz bunun zerine daha nceki kitaplarnda da beky nefyederken
kulland bir delili ne srer ve buna cevap vermesini Sbnden ister:
Beknn cevherin varlnn ikinci zamannda o cevherle kim olmas, cevherin
ikinci zamanda gereklemesi artna baldr (mert). Merut ise rtbe olarak arttan
sonra gelir (mteahhir). Dolaysyla ayn ekilde, beknn ikinci zamanda cevherle kim
olmas, ikinci zamandaki cevherin gereklemesinden rtbe olarak sonra gelir.
Eer cevherin ikinci zamanda gereklemesi, beknn cevherle kim olmas
sebebiyledir dersen, bu sylediinden, cevherin ikinci zamanda gereklemesinin, bu
bekdan rtbe olarak geri kalmas sonucu doar; nk malul, illetten sonra gelir.
te bu da, bek ve cevherin gereklemesi (husl) ikilisinden her birinin,
birbirlerinden rtbe olarak sonra gelmesini gerektirir ki, sz konusu durum batl olan
devre yol aar. Bu nedenle beky (ayr bir sfat olarak) ispat etmek sz konusu yanla
gtrdne gre, bu grte olmak da yanltr.
88


86
Rz, Mnzart, s. 22-23.
87
Earlerin sadece bazlar beknn zttan ayr olduunu savunmulardr. Mezhebin imam Earye
gre ise bek zta zid bir sfattr. Buradan anlaldna gre, Sbn ya Rznin bu gre sahip
olduunu nceden bilmekteydi; ya da aralarnda geen bir mzakere sonucunda renmiti.
88
Rz, Mnzart, s. 23.
19
Aslnda Rznin uzun bir ekilde ne srd bu delillendirmeyi u ekilde
ksaltmak da mmkndr: Beknn cevherde hasl olmasnn art, cevherin ikinci
zamanda hasl olmasdr. yet cevherin ikinci zamanda hasl olmas da bekya ihtiya
gsterirse, bu iki ey birbirinin art olmu olur, yani felsef terminolojideki devr ortaya
km olur ki, bu da batldr.
89
te bu da beknn zttan ayr bir man olarak kabul
edilmesinden kaynaklanmaktadr.
Rznin bu spesifik deliliyle kar karya kalan Sbn, delilin muhtevasn
anlamakta glk eker. Rz, muarzna bunu aklamak iin aba sarfeder. En
sonunda da Sbn u itiraflarda bulunur:
Ey adam! Ben Ebul-Mun en-Nesefnin Tabsiratul-Edille isimli kitabn
okumu ve tahkik ve tedkikde bu kitabn stnde bir eser bulunmadn sanmtm.
Fakat imdi seni grp, sylediklerini dinleyince, yet bu ilimde derinlemek
istiyorsam, en baa dnmem gerektiini ve yeni balayan bir renci gibi bu ilmi
renmem gerektiini anladm. Fakat imdi ben ihtiyar bir insanm ve bunu yapmaya
kudretim yoktur. Senden de bu ilimdeki kusur ve eksikliimi aa vurmaya
almaman istirham ediyorum!
90

Sbnnin bu kabullenii karsnda Rz ona hrmet gsterir ve szn yerine
getireceini vurgular. Bu tartma Rz ile Sbn arasnda geen nc ve son
tartma olacaktr.

B- Kelmda Bek Tartmas

Kelm literatrnde bek ile ilgili tartmalar Allahn kadm olmas meselesi
balamnda ortaya kmtr. Makltul-slmiyynde Ear, Bknin ne manya
geldii hususunda kelmclar arasnda gr ayrl olduunu zikretmektedir. yle ki
bn Kllba gre bknin mans, bk olan eyin bir bek sfatnn olmas iken, dier

89
Rz, Muhassal, s. 130; a. mlf., Erban, s. 179.
90
Rz, Mnzart, s. 24.
20
baz limlere gre de kadm olan Allah binefsih bkdir; yoksa onun bek diye ztndan
ayr bir sfat yoktur.
91

Kelm terminolojisinde ise bek, u ekilde aklanmaktadr: Bir ey, yokluktan
varla ktnda, o eyin birinci zamandaki varlna huds, bundan sonraki varlna
(yani varln idame ettiriine) bek denmektedir.
92
Ayrca varla yokluun arz
olmamas eklinde de tanmlanmtr.
93

Kelm limlerinin birou, hudsun hdis olan zttan ayr bir sfat olmad
grnde birleirlerken, bek sfatnda ihtilaf edilmitir. Tartma yine beknn bknin
ztndan ayr bir sfat olup olmadndadr. Bu konuda, Earyye, Mturdyye ve
Mutezile mezheplerinin kendi ilerinde bir btnlk olmam, farkl mezhebe sahip
limler ayn grleri benimseyebilmilerdir. Earyye mezhebinin imam Ebul-Hasen
Ear (v.324/935), ona tabi olan Earyyenin bir ou ve Badat Mutezilesi beknn
zttan ayr bir sfat olduu grne sahiplerken, yine Eariyyeden Ebu Bekir
Bkllan (v. 403/1013) ve mamul-Harameyn Cveyn (v. 478/1085), Basra
Mutezilesi ile beraber bknin bk olmasnn ztndan ayr bir sfat olmad
kanaatinde olmulardr.
94

Beknn zttan ayr bir sfat olduunu savunanlar delillerini bek zttan ayr
bir mefhumdur. nk zt, birinci zamanda hasl olmutur, fakat henz ztn dim
oluu (istimrruz-zt) hasl olmu deildir. Zt, ikinci zamanda hasl olduunda ise
hem zt, hem de ztn devm ortaya kar. Bu durum ise beknn ztn kendisinden ayr
bir ey olduunu gstermektedir eklinde kurgulamlardr.
Buna karn, beky nefyedenler ademin (yokluk) de devamllk ile mevsuf
olduunu, yet devamllk sabit olan bir vasf ise nefyin (yokluun) sabit bir vasfla
nitelenmesinin lazm geleceini, bunun da muhal olduunu ifade etmilerdir.
95
Rz,
Allahn bek diye bir sfat olduunu reddedenlerin drt ana gerekesi olduunu
belirtmektedir:

91
Ear, Ebul-Hasen, Makltul-slmiyyn (nr. Muhyiddin Abdulhamid), Kahire 1979, II, 55.
92
Rz, Erban, s. 178.
93
Sens, Muhammed b. Yusuf, erhu mmil-Berhn (thk. Slim emsddin), Beyrut 2005, s. 120.
94
Badd, Abdulkhir, Uslud-Dn, stanbul 1928, s. 108-109. Ayrca bk. Rz, Erban, s. 178;
Crcn, erhul-Mevkf, VIII, 106.
95
Rz, Erban, s. 178, 179.
21
1- Cevherin ikinci zamandaki varl, birinci zamandaki varlndan bakadr.
Fakat birinci zamandaki varlnn bu araza (bek) ihtiyac yoktur. yleyse ikinci
zamandaki varlnn da ona ihtiya duymamas gerekir.
2- Cevherin ikinci zamandaki varl bu arazla muallel ise, bu arazn mevcdun
var olmasnda messir olmas gerekir ki bu da imknszdr.
3- Araz, tahakkuk ve sbtunda bir cevhere ihtiya duyarsa, cevherin var
oluunda bir araza ihtiya duymas imkansz olur. Aksi takdirde devr lazm gelecektir.
4- Beknn cevherde hasl olmasnn art, cevherin ikinci zamanda hasl
olmasdr. yet cevherin ikinci zamanda hasl olmas da bekya ihtiya gsterirse bu
iki ey birbirinin art olmu olur, ki bu da yanltr.
96

Kendinden nce gelen Earlerin, beknn ilim gibi zttan ayr bir sfat olduu
grne sahip olduklarn ilk bata belirten Cveyn, beknn aslnda varln devam
etmesinden ibaret olduunu, sfatlarn bk olmasnn bir mannn dier bir man ile
kim olmasn gerektireceini, ki bunun da imkansz olduunu ifade etmektedir.
97

Beknn zttan ayr olup olmad Ear kelmnda bylesine ayr balklar
altnda incelenirken, Mturd kelmclar bek konusunu tek bana ele almamlar ve
onu dier ana meseleler balamnda tartarak onun kelmn bir maksad deil
mebdei olduunun altn izmek istemilerdir. Bek konusu aslnda Mturd
kelmnda istitaat bahsinin bir yapta olarak ele alnmtr. stitaatin fiille beraber olup
ondan nce olmadn savunmak maksadyla Mturdler, beknn zttan ayr bir sfat
olduunu dolayl olarak temel almaktadrlar. yle ki istiaat fiilden ncedir, nk
kulun hadis kudreti arazdr. Arazn ise bk olmas imkanszdr. Eer kudret fiilden nce
olsayd, fiilin gereklemesi annda bk olamayp, yok olaca iin fiilin kudretsiz
gereklemesi gerekirdi ki, bu da mmkn deildir. Arazlarn beksnn imknszlnn
delili ise, beknn bknin ztndan ayr bir man olmasdr. nk araz bkdir
demek, bek eer ayr bir man ise, arazn arazla kim olmasn gerektireceinden
mmkn olmayacaktr.
98


96
Rz, Erban, s. 179.
97
Cveyni, rd, s. 133.
98
Sbn, Bidye, s. 63. Ayrca bk. Nesef, Tebsra, I, 122 vd.
22
yle grnyor ki Mturdler, arazlarn iki an ierisinde bk olmadklarn
temellendirmek maksadyla, beky zttan ayr bir man olarak kabul etmilerdir.
Ksacas, beknn zttan ayr bir man olmas, arazn arazla kim olmas mmkn
olmayaca prensibinden hareketle, arazlarn bk olmamalarn, arazlarn bk
olmamalar ise hdis kudretin fiile bitiik (mukrin) olmasn gerektirmektedir.
Fakat Mturdler ierinde aksi grte olanlar da mevcuttur. Nazmul-Ferid
mellifi eyhzdenin belirttiine gre, Haneflerden bazlar, aynen Bakllan ve
Cveyn gibi beknn varln devamndan ibaret olduu, yoksa ayr bir sfat olmad
grnde olmulardr. eyhzde bunlara Tadilul-Ulum
99
un ve Umde
100
nin eski
erhinin melliflerini rnek verir.
101
Ayrca Mturd limler ierisinde kdem ve bek
sfatlarnn selb sfatlardan olduunu syleyenler olmutur.
102
Dikkat edilirse bunun
gnmzdeki Mturd kelm kitaplarnda da kabul edilen gr olduu gzden
kamayacaktr.
103

Beknn zttan ayr bir man olduu prensibi Mturdler tarafndan ilahiyyat
bahislerinde de kullanlmaya allmtr. Ebul-Berekt Nesef Allahn bir araz
olmadn ispat ederken arazlarn beksnn imkansz olduunu, nk beknn zattan
ayr olmas hasebiyle arazn bir arazla kim olmasnn imkansz olduunu ifade
etmitir.
104

Grlyor ki beknn zttan ayr olup olmamas Eariyye ve Mturdiyye
mezheplerinin ierisinde temel ve deimez olarak kabul edilen bir prensip olmamtr.
Her iki mezhep iinde bek konusunda iki tavr da yanstan ahslar olduu gz nne
alnacak olursa beknn zttan ayr bir sfat olup olmamasnn asl bir problem olmad
grlmektedir. Mesela Mturdlerin hepsi fiil-istitaat konusunda ayn fikirde
olmalarna ramen, bek sfatn nefyetmeleri veya kabul etmeleri bu durumu

99
Sadru-era (v. 747/1346)nn eseri.
100
Ebul-Berekt Nesef (v. 710/1310)nin eseri.
101
eyhzde, Nazmul-Feraid, s. 7.
102
Sens, erhu mmil-Berhnden naklen, eyhzde, a.g.e., s. 8.
103
Bk. zmirli smail Hakk, Yeni lm-i Kelm, stanbul, 1339-1341, II, 89; Klavuz, A. Saim, Ana
Hatlaryla slam Akaidi ve Kelma Giri, s. 120; Glck, erafettin-Toprak, Sleyman, Kelm, Konya
1998, s. 205.
104
Nesef, Ebul-Berekt, el-Umde fil-Akid, s. 7-8.
23
deitirmemitir. Her ahs beky kendi fikr nclleri erevesinde ele alm ve ona
gre yorumlamtr.
C- Rznin Bek Konusundaki Grleri

Yukarda Earlerin grleri aklanrken selefleri olan Bakllan ve
Cveynnin fikirlerini benimsedii ifade edilen Rz, Erban ve Muhassal gibi
kitaplarnda beky nefyedenlerin delilleri olarak ortaya koyduu delilleri kendisi de
kullanmaktadr. Son eserlerinden olan el-Metalibul-liyede de nceki eserlerindeki
delilleri benzer bir ekilde gndeme getiren Rz, beky nefyetmek iin iki kant ne
srer:
1- Eer bek Allahn ztyla kim bir sfat olsa, ztn bu sfata muhta olmas
lazm gelir ki o takdirde vacibul-vcd lizatih olan bir varln vacibul-vcd
ligayrih olmas durumu ortaya kar.
2- Devam ve istimrr bir sfat olsayd bu sfatn da ayn ekilde dim ve
mstemirr olmas gerekirdi. Dolaysyla onun devam da ona (yani devama) zid olur,
bu ekilde bir teselsl ortaya kard.
105

Rz bu delilleri ne srmekle birlikte birinci deliline kar kendisi bir ikl
ortaya koymakta, ztn bizzat kendisi hasebiyle bu devam ve istimrr
gerektirebileceini, yoksa ztn dnda bir eyin bu devam salad sylenilirse o
zaman muhal olma durumunun ortaya kacan ifade etmektedir.
106
Bu da Rznin
beky zttan ayr bir sfat kabul edenlerin, bir tevcih ile sz konusu elikilere
dmemelerinin mmkn olduunun farknda olduunu gstermektedir. te yandan
Rznin dier kelmclarn aksine arazlarn bk olabileceklerini savunmas
107
da bek
konusundaki grnn net olmadn ortaya koymaktadr.


105
Rz, Metlib, III, 212; a. mlf., Erban s. 181, 182.
106
Rz, Erban, a.g.e., a. yer.
107
Rz, Melim, s. 29.
24
D- Mturdlerin Bek Hakkndaki Grleri

Mturdler daha nce de belirtildii gibi bek konusunu tek bana bir mesele
eklinde incelememiler, Allahn ztnn kadm oluu ve istiaat gibi ana konular
etrafnda ona deinmilerdir. Ebul-Mun Nesef, mam Mturdnin beknn zttan
ayr olduu kanaatinde olduunu belirtir.
108
Fahruddin Rznin etkisini eserlerinde
aka tayan sonraki Mturdlerden emsddin Semerkand, Badat Mutezilesiyle
birlikte Ebul-Hasan Ear ve takipilerinin beknn Allahn ztndan ayr bir sfat
olduu grnde olduklarn, Basra Mutezilesiyle birlikte Bakllan, Cveyn ve
mamn
109
onlara muhalefet ettiklerini aktardktan sonra, doru grn birinci gruba
(Earye) ait olduunu syler. nk ona gre bek varln devaml olmas (istimrr)
demekse istimrrul-vcd Allah iin vcud [yani sbt] bir eydir ve ztndan ayrdr.
nk bek bir arazdr ve mmknlerde de hasl olmaktadr. Bek hasl olmadka da
bir zat bk olmaz.
110

Semerkand bundan sonra, Rznin beky kabul edenlere kar zikrettii ve el-
Metlibul-liye ve el-Erbaninden nakledilen yukardaki itirazlarna hususen ve
ksaca cevap vermektedir. Buna gre, Rznin Allahn bk olmas ztndan ayr bir
ey sebebiyle olsayd, bizatih vacib olann bigayrih vacibe dnmesi gerekirdi
eklindeki itirazna, bir sfatn zttan neet eden dier bir sfata ihtiya duymasnn
imkansz olmadn; yet bek bir sfat olsa onun da bk olmas gerekir ki bu
durumda da teselsl ortaya kar ynndeki itirazna da beknn beksnn aslnda
beknn ztnn ayn olduunu (aynen vcdun vcdunda olduu gibi), dolaysyla
teselsle mahal olmadn ifade ederek cevaplamaktadr.
111

Daha sonra gelen Mturdlerden Kemalddin Beyaz (v. 1098/1687) ise
beknn zttan ayr bir sfat olmad grn benimsemi ve Bakllan, Cveyn ve
Rz lsne katlarak beknn ikinci zamanda var olmaktan baka bir man ifade
etmediini kantlamaya almtr. O, Ear ve takipileri tarafndan hudsun bek gibi

108
Nesef, Tebsra, II, 122.
109
Semerkand, es-Sahaiful-lhiyyesinde mam kelimesiyle Rzyi kasteder.
110
Semerkand, Sahif, s. 346.
111
Semerkand, Sahif, s. 346, 347. Crcn de benzer cevaplar vermektedir. Bk. erhul-Mevkf, III,
108, 109.
25
mtalaa edilmemesine kar kmakta, onun da aynen bu hususta hudsun hkmlerine
tabi olduunu ifade etmektedir.
112

Fakat Beyz, rtn daha nceki sayfalarnda konuya daha ideal ve kuatc
bir alm getirmektedir: Ona gre bek Allahn iki zamandaki varl demek deildir.
Aksi takdirde Allahn zamana bal (zemn) olmas gerekecektir. Aslnda bek,
Allahn yokluunun imknsz oluundan ve bu durumun da zamana mukrenet
ediinden ibarettir. Ayn ekilde kdem de her zamann ncesinde olmak deildir.
113

Allahn varl zamana mukrin ve zamann huslyle devam edici olmasna ramen
zemn veyahut n deildir.
114

Bu ekilde Beyz ve onun gibi dnenlerin, bek sfat hakkndaki soyut
tartma ortamn bir yana brakarak, Rz ve dierlerinin zikrettii problemlerden
kurtulmalar mmkn ve makul grlebilir. Bu meyanda problemler bek sfat iin
yaplan tanmn bir cevherin iki zamanda devam etmesi eklinde belirlenip, bunun
ilhiyt sahasna tatbik edilmesinden kaynaklanmaktadr. yle grnyor ki Allahn
bek sfatna sahip olup olmad, hidde yaplan bir takm mantk kyas ve
genellemelerin gibe aktarlmasyla beraber tartlmtr. Gibi hide kyas metoduna
(kyasul-gib ale-hid) hi scak bakmayan Rznin
115
bek konusunda bu ekilde
bir fikri amaza girmesi karsnda, bu noktadaki fikri tekmln henz
tamamlamad, ancak kendinden sonra gelen c (v. 756/1355), Crcn (v. 816/1413)
ve Devvn (v. 908/1502) gibi kelmclara n ayak olduunun altn izmek
gerekmektedir. lah zt ve fiilleri zamandan ayr olarak mtalaa edebilen sz konusu
bak asnn slam kelmna getirdii yeni ufka baz Rz sonras kelm kitaplarnda
iaret edilmektedir. Adududdin c, Allahn bir zamanda olmad bahsinde bu
hususun altn izmekte ve Crcn de bu perspektifle ilm-i kelmn, kelmullah,
ilmullah gibi bir ok girift meselesine zm bulunabileceini belirtmektedir.
116


112
Beyz, rtul-Merm, s. 123.
113
Yukardaki satrlarda Sensnin ifadeleriyle karlatrnz. Ayrca Beyznin de belirttii gibi
ibareler aslnda cye aittir: erhul-Mevkf, III, 28.
114
Beyaz, a.g.e., s. 111.
115
Bk. Rz, el-Metlibul-liye, II, 38, 53.
116
Crcn, erhul-Mevakf, VIII, 27, 28. Bu konu iin ayrca bk. Klavuz, A. Sim, Ana Hatlaryla
slm Akidi ve Kelma Giri, s. 177 vd.
26
Bek sfatnn ztla ilikisi ayn mezhepler ierisinde farkl baklarla
deerlendirilmitir. Ebul-Hasen Ear, beknn zttan ayr bir sfat olduunu sylerken
Earyye mezhebinin byk simas Bkllan, Cveyn ve Rz mezhep imamlarna
bu konuda katlmamlardr. Earlerde olduu gibi Mturdler de bu konuda bir
btnlk arz etmezler. Ebul-Mun Nesef ile onun sk bir takipisi olan Sbn ve
Rznin tilmizi saylabilecek emsddin Semerkand, beknn zttan ayr bir sfat
olduunda srar ederlerken Mturdyyenin nce gelenleri ve zellikle son dnem
Mturdleri (Beyaz gibi) beknn varln devamndan ibaret olduunu benimserler.
Rz, ayn son dnem Mturdlerinde olduu gibi beknn varln devam etmesi
demek olduunu sylemekle birlikte, bu gre kar getirdii ikallerle aslnda kar
kanaate de yeil k yaklabileceini ima etmektedir. Buna mukabil Mturdlerin de
son asrlarda bek sfatn selb sfatlardan (slb) saymalar ve Earlerin bu byk
limine katlmalar manidardr. Bu durum da gstermektedir ki, bek sfat kelm
mezheplerinin belirledikleri ana mesil (meksd) ierisinde mtalaa edilmemi, bizzat
bu maksadlar erevesinde tevil ve tevcih edilmitir.
27
II- ALLAHIN KELMININ TLEBLMES

A- Tartmann Ak

Bu tartmada da muhataplarnn kim olduunu zel olarak belirtmeyen Rz, ilk
nce Mavernnehir ulemasnn grlerine gre
117
Allahn kadm, ztyla kim, harf
ve sesten mnezzeh bir kelm ile mtekellim olduunu, Earnin grnn de byle
olduunu ifade etmektedir. Fakat Rzye gre bu iki mezhep arasndaki fark udur:
Earye gre Allahn ztyla kim olan kelmn [el-kelmun-nefs] iitilmesi
mmkn iken, Ebu Mansr Mturd ve tabilerine gre bu imknszdr.
118

Rz iki mezhep arasndaki fark bylece belirttikten sonra, Mturd
muarzlarna kar yle bir deerlendirme yapar:
Mutezile ryetin imknsz olduuna yle delil getirmitir: Delil ile sabit
olmutur ki: Allah Tel cisim deildir. Bir yn ve mekanda deildir. ekli ve rengi de
yoktur. Byle olan her varln ise grlmesi imknszdr.
Siz de Mutezilenin bu szlerine cevap verirken yle sylyorsunuz: Bu
sfatlarla mevsuf olan bir varln grlmesinin imknsz olduunu niin sylediniz?
Hangi delille bunun imknsz olduunu bildiniz?
Ben de diyorum ki: Ne harf, ne de ses olan kelmn iitilebilmesi uzak
grlyor ise, ayn ekilde cisim olmayan, belirli bir ynde bulunmayan bir varln da
grlmesi mmkn saylmamaldr. nk sizin Allahn kelmnn iitilebilirlii
konusunda ortaya koyduunuz ekincenin, ryetullah hususunda da geerli olmas
gerekir. Bu takdirde de, (Mutezile gibi) Allahn grlmesinin imknsz olmasna
hkmetmenizle sizi sorumlu tutarz. Eer bu husus her iki durumda da batl ise, o zaman
da ne harf, ne de ses olan bir kelmn iitilmesinin mmkn olmasna hkmetmenizle
sizi sorumlu tutarz.
119


117
Rz, Mnzart, s. 54.
118
Rz, a.g.e., a. yer.
119
Rz, a.g.e.,a. yer.
28
Rznin bu kuvvetli saylabilecek itirazna kar yine orada bulunanlar herhangi
bir cevap veremezler.
120

Tartmada Rznin mantk rgsn kurarken Mturdlerin ryetullah
konusundaki grlerini, kelmullah konusunda da iletmeleri gerektii noktasndan
hareket ettii tespit edilebilir. Buna gre, Earlerle birlikte Mturdler de
Mutezileye kar ryetin imknn savunurlarken, bir yn, ekil ve renkte olmayan
Allahn ztnn grlmesinin mmkn olabileceini, bunun imknsz grlmemesini
ifade etmektedirler. yet ayn dnceyle hareket edilecek olursa, Rznin kanaatine
gre, harf ve seslerden mteekkil olmayan Allahn kelmnn duyulmasnda da bir
beis grlmemesi gerekmektedir. Yani ryetullahn caiz olduunu savunan birinin,
kelmullahn duyulmasnn da caiz olduunu savunmas gerekir. Rznin anlatmndan
karlan sonuca gre, Earler bu fikir btnl iinde hareket ediyor ve Allahn
nefs kelmnn iitilebileceine cevaz veriyorlarken, Mturdler bu tutarll
sergileyememekte ve kelmullahn duyulmasnn imknsz olduunu ifade
etmektedirler.
B- Mezheplerin Allahn Kelmnn itilebilmesi Hakkndaki
Grleri

Allahn ezel sfatlarndan olan kelm sfat Allahn harf ve sese ihtiyatan
mnezzeh olarak sylemesi demektir.
121
Allahn kelm (kelmullah) ise Allahla kim
olan kadm ve ezel man (nefs kelm) ile yet ve srelerden oluan hdis lafzn (lafz
kelm) her ikisi iin de kullanlan bir kavramdr.
122
Lafz kelmn iitilebilmesi
konusunda herhangi bir gr ayrl sz konusu deil iken; Allahn ztyla kim olan
mannn iitilebilirlii konusunda eitli fikirler ne srlmtr.
123


120
Rz, a.g.e., a. yer.
121
Bilmen, mer Nasuhi, Muvazzah lm-i Kelm, stanbul 1955, s. 160.
122
Teftzn, erhul-Akid (trc. S. Uluda), s. 173; Eb Uzbe, er-Ravzatul-Behiyye, s. 73.
123
Mturd ve Earlerin bu konudaki fikirlerini zetlemeden nce Kurn- Kerimde kelmn iitilmesi
ile alakal grlen yetleri sralamak doru olacaktr:
1- O peygamberlerin bir ksmn dierlerinden stn kldk. Allah onlardan bir ksm ile konumu
(minhum men kellemallahu), bazlarn da derece derece ykseltmitir. (Bakara 2/253)
2- Bir ksm peygamberleri sana daha nce anlattk, bir ksmn ise sana anlatmadk. Ve Allah Musa ile
gerekten konutu. (kellemellahu Musa teklmen) (Nis 4/164)
29
Allahn kelmnn iitilebilmesi meselesi, Mturdlerle birlikte ortaya km
bir tartma konusu deildir. Ebul-Hasen Earden rendiimiz kadaryla, bu konuda
eitli grler eskiden beri dile getirilmi, kimi Allahn kelmnn iitilmesinden
kastn anlalmak olduunu
124
, kimisi Allahn kelm bir yana, bizim aslnda beerin
kelmn da iitmediimizi, kelmn zt itibariyle ve hakik olarak kendisini deil de
konuan konuur iken iitmekte olduumuzu, nk kendi nefsiyle kim olmayan bir
eyin iitilmesinin imknsz oduunu
125
, Mutezileden Nazzm (v. 220/835) gibi kimisi
de ancak ses olan bir eyin iitilebileceini, dolaysyla Allahn kelmnn ses olmas
nedeniyle onun kelmnn da iitilebileceini iddia etmilerdir. Bunun yannda,
Earnin aktardklarna baklacak olursa daha nceden de Mturdler gibi nefs
kelmn iitilemeyeceini aka tasrih edenler bulunmutur.
126

Daha sonra gelen Earlerden Ebul-Mel Cveyn ise mslmanlarn genel
kanaatine gre kelmullahn iitilebileceini belirtmektir ve buna delil olarak hatt
yesmea kelmellah yetini gsterir. itmenin (sem) idrk ve anlamak manlarna da
geldiini, iitilen eyin aslnda seslerden ibaret olduunu, Allahn kelm mesmdur
dediimizde bunun anlamnn Allahn kelm iitilen ve idrk edilen sesler ile
mefhm ve malumdur demek olduunu beyan etmektedir. Bundan sonra da Cveyn,
Hz. Musann Allah ile konumakla ayrcalkl klnmasnn dier insanlar gibi
kelmullah sesler vastasyla deil de bizzat vastasz olarak duymasndan
kaynaklandn ifade etmektedir.
127
Rz de, Ear ve takipilerine gre
peygamberlerden bahseden ve minhum men kellemallah gibi yetlerde, iitilmesi
mevzu bahis olan eyin harf ve sesten mteekkil olmayan Allahn ezel kelm
olduunu aktarmtr.
128


3- Ve eer mriklerden biri senden aman dilerse, Allahn kelmn itinceye kadar (hatta yesmea
kelmellah) ona aman ver. (Tevbe 9/6)
4. Oraya vardnda kendisine Ey Musa! diye seslenildi (ndiye y Ms). (Taha 20/11)
124
Ear, Maklt, II, 259.
125
Ear, a.g.e., II, 260.
126
Ear, a.g.e., a. yer.
127
Cveyn, el-rd, s. 129-130.
128
Rz, Mefatihul-ayb, II, 318.
30
Mturdyye mezhebinin ncs Eb Mansr Mturd, Rznin de belirttii
gibi Allahn ztyla kim olan kelmn iitilemeyecei grndedir.
129
O, Tevltnda
Nis suresinin 164. yetini aklarken Allahn daha nceden olmayan bir ses yarattn
ve bu sesi Musaya diledii gibi iittirdiini, Allahn ezeldeki kelmnn harf ve sesten
mteekkil olmadn, harf ve ses ile iittiimiz kelma mecz olarak kelm
denildiini, Musann Allahn ezelde mevsuf olduu kelm iitmesine imkn
olmadn ifade etmitir.
130
Tevbe suresi 6. yeti aklarken, yine nefs kelmn
iitilmesinin imknsz olduunu, ancak harf ve seslerden mteekkil kelmn
duyulabileceini teyid eder.
131
Th sresi 11. yet-i kerimesinde ise Earler ile Ehl-i
Snnet olan Mvernnehir Ehli arasndaki fark ortaya koyarak, Earye gre
Allahn Musaya kelm- kadimini iittirdiini, Mutezile ve Mvernnehir limlerine
gre de Allahn sz konusu niday bir aata yarattn ve bunun neticesinde Musann
bu kelm duyduunu ifade eder. Mutezile ile Mturdyye arasnda burada tam bir
mutabakat olmadn belirtmek iin de Mavernnehirlilerin Mutezilenin aksine
kadm kelm kabul ettiklerini ayrca belirtir.
132
Maturiden sonra gelen tabileri ise bu
konuda eyhlerinin izinden yrmlerdir.
133
Bunun yannda, sonra gelen Mturdler,
Ebu shk sferyn (v. 418/1027)nin de aynen Mturd gibi dndnn ve
Allahn ezel kelmnn iitilemeyecei grnde olduunun altn izmilerdir.
134

te yandan Earlerin nefs kelmn iitilebileceine dair olan bu kabullerinin
altnda daha temel bir kaide yatmaktadr: Var olan her ey grlebilecei gibi var olan
her ey iitilebilir
135
. Yine Earnin kendisine nisbet edilen bu gre baklrsa,
grlebilmenin illetinin var olmak olduu kabul edildii gibi, iitilebilmenin mutlak
illetinin de var olmak olarak kabul edildii anlalmaktadr. Varlk delini kabul
etmediini ryetullah konusunda aklayan Rzye gre, ortak bir illet kabul etmekle

129
Bk. eyhzde, Nazmul-Ferid, s. 15.
130
Mturd, Tevltu Ehlis-Snne, I, 528.
131
Mturd, a.g.e., II, s. 384.
132
Mturd, a.g.e., VI, s. 12.
133
Bk. Nesef, Tebsra, 396 vd.
134
Nesef, a.g.e., I, 398; Sbn, Bidye, s. 34.
135
Nesef, Tebsra, I, 396.
31
her mevcdun grlebilmesi caiz grlse bile iitme konusunda ayn mantk ve talilin
yrtlmesi doru olmayacaktr.
136

C- Rznin Allahn Kelmnn itilebilmesi Hakkndaki
Grleri

Fahruddin Rz, eserleri ierisinde, kelmullahn iitilip iitilemeyecei
konusuna pek deinmez. ou zaman, sadece yeri geldiinde baz ahslara ait grleri
belirterek yetinmektedir. Bunlar ierisinde zellikle mam Mturdnin ismini ve hangi
grte olduunu aka belirtir.
137

Haneflerle arasnda geen tartmadan da hatrlanaca gibi, Rzye gre
herhangi bir yerde bulunmayan ve cisim olmayan Allahn ztnn grlmesini caiz
gren bir kimsenin, ayn bak asndan hareketle, harf ve seslerden olumayan kadim
kelmn da iitilmesinin mmkn olduunu kabul etmesi gerekir. Aksi taktirde,
Mturdler gibi mantk bir tutarszla dm olacaktr.
138
Buradan her ne kadar
Rznin aka nefs kelmn iitilmesini caiz grd anlalsa bile, dier eserlerinde
bu kadar net bir karara varmaz. Muhassalinde Rz, daha nce kendi benimsedii
kaidelere de ters dmemesi gerektiini fark ederek, ayn ryetullah konusunda
dnd tarzda, ezel kelmn iitilip iitilemeyeceine dair herhangi bir delilin
bulunmadn sylemektedir. Ryetullah konusunda her varolan grlebilir
kaidesinin yanl olup, varlk delilinin geersiz olduunu, dolaysyla da ryetullah
bahsinde akl delil getirmenin doru olmayacan syleyen Rz, Earlerin Allahn
kelmnn iitilmesi konusunda da ayn varlk delilini kullanmalar zerine bu konuda
da varlk delilinin geersiz olduunu tasrih etmek zorunda kalmtr.
139
Fakat Rz
ilgin bir ekilde bu karmn imdiki an ile takyid etmektedir. Yani ona gre zarur
olarak bilinmektedir ki kadm kelm imdi iitilir deildir.
140
Grld gibi Rznin
bu kaytlandrmasnn amac aslnda mulak kalmtr ve zihinlerde daha nce

136
Rz, Muhassal, s. 139. Ayrca bk. Eb Uzbe, er-Ravzatul-Behiyye, s. 72.
137
Bk. Rz, Mnzart, s. 53, Mefatihul-ayb, II, 318.
138
Bkz, Rz, Mnzart, s. 53.
139
Rz, Muhassal, s. 139.
140
Rz, Muhassal, s. 139.
32
Mturdlere kar zddn savunduu fikir ile elikiye dmemek iin bir yol bulmaya
alt intibas uyanmaktadr.
Rz, Hanbellerin kelmullah harf ve seslerden ibaret olup, bunlar da
kadmdirler ve haliyle iitilebilirler eklindeki grlerine cevap verirken iitilir olan
eylerin birbiri ardna gelen harflerden oluan (el-hurf el-mtekibe), lafz kelm
olduunu belirtmektedir. Bu kapal ifadesine ramen, nefs kelmn iitilemeyeceine
dair bir aklamada bulunmamaktadr.
141
Bunun yannda Rznin bir yerde de
kelmullahn ne harf ve seslerin ayn, ne de ondan baka bir ey olduunu sylemesi
142

bu husustaki kesin grnn kestirilmesi asndan zorluk kartmaktadr. Fakat
sonuta, Rznin Mturdlere kar savunduu anlay -varlk delilini her ne kadar
geersiz saysa bile- braktn sylemek doru olmayacaktr. Rznin yukarda
nakledilen ibarelerinden her iki taraf da destekler mhiyette fikirlerin karlmas
mmkn grnmektedir. te yandan, zellikle dikkat edilmesi gereken bir husus da
Rznin tartmada kendi grn aktarmadan da muarzlarn farkl konulardaki
grlerinden faydalanarak kendi ilerinde elikiye drme amacn gttdr. Yani
bu perspektiften bakldnda, cedelci Rznin Mturdlerin aksi kanaatine sahip
olduunu sylemek pek doru olmaz. nk nihyetinde, Rznin yapt muarzn
kendi deliliyle reddetmekten ibarettir.
D- Mturdlere Gre Allahn Kelmnn itilebilmesi

Eb Mansr Mturdnin Allahn kelmnn iitilemeyecei grn
savunduu, gerek tefsirinden gerekse takipilerinin kendisinden yapt nakillerden
karlsa da, Mturdnin aksi grte olduu eklinde rivyetler de mevcuttur. Ebul-
Mun Nesefnin aktardna gre o, Kitbut-Tevhdinde sesin tesinde olan
(mverus-savt) bir eyin de iitilebileceini ifade etmitir.
143
Buna ramen Nesefnin
de belirttii zere tefsirinde mteaddit defalar ses olmayan bir eyin iitilmesini
sylemenin akln dna kmak olduunu vurgulamas, bu husustaki kesin kanaatini

141
Rz, Melim, s. 50.
142
Rz, Mefatihul-ayb, IV, 413.
143
Nesef, Tebsra, I, 397.
33
deitirmediini gstermektedir. Nitekim Nesef, Mturdnin seslerin ne man ifade
ettiini ve kalplerde olan bilmeyi iitme (sem) diye isimlendirdiini, dolaysyla bu
anlamda ses olmayan bir eyin iitilmesinin mmkn olduunu, fakat bir kr tarafndan
okunan Kurnn dinlenilmesi esnasnda, Allahn kelmnn duyulmu olamayacan
ifade ettiini aktarmaktadr.
144

Rznin muasr Nruddin Sbn, hatt yesmea kelmellah yeti
balamnda Allahn kelmnn itilebilmesinin mansnn, kelma delalet eden bir
eyin iitilmesi olduunu sylemektedir. Bu durum Allahn kudretine benzemektedir
ki, Allahn kudretine bak! denildii zaman, Allahn kudretine delalet eden eye
bak denilmek istenmektedir.
145
Hz. Musann ise, Mturdnin dedii gibi Allahn
nefs kelmn iitmediini, fakat lafz kelmn her hangi bir vasta olmakszn iittiini,
bu durumun da onun kelmullah sfatna haiz olmasna yetip, bu sfata bir halel
getirmediini ifade etmektedir.
146

Rzden sonra gelen Mturdler iinde, Earlerle oluan bu ihtilaf telif ve
tevfik etmeye alanlar da olmutur. rnein el-Msmere mellifi Kemal ibn
Hmm, Nesefnin de Tabsirasnda iaret ettii gibi, mam Mturdnin Kitabu-
Tevhidinde ses olmayan eylerin de iitilebileceine cevaz verdiini, aslnda
Mturdlerle Earler arasndaki tartmann Hz. Musa ile ilgili yet zelinde
olabileceini sylemektedir.
147

Kelm ilmi literatrnde, Mturdlerle Earler arasndaki ihtilaflar bahsinde
yerini alm bulunan bu tartmada, aslnda Earlerin Mturdler gibi, mam Mturd
ve ona tabi olanlarn da Earler gibi dnmelerinin mmkn olduu mlahaza
edilmektedir. Fahruddin Rz tartma ierisinde Ear kanad temsil ettiini ihsas
ettirse bile varlk deliline kar olan tavr nedeniyle daha farkl bir mecrda
yrmektedir. Yine yukardaki satrlarda grld gibi, ilk dnem Mturdlerinde bu
konuda bir netlik sezilse bile, zellikle Nesefden sonra mamn iki kavlinin
bulunduu gndeme getirilerek, Mturdler tarafndan ortak bir platform hazrlanmaya

144
Nesef, a.g.e., a. yer.
145
Sbn, Bidye, s. 34.
146
Sbn, el-Kifyeden naklen eyhzde, Nazmul-Ferid, s. 16.
147
bn Hmm, Kitbul-Msmere, s. 76.
34
allmtr. Ayrca tartma teamlleri uyarnca, bu konudaki fikri mphem olan
Rznin, sadece muarz red ve elikiye drme sadedinde delil getirdii gz nnde
bulundurulacak olursa, sadece tartmaya dayanarak Rznin mutlak fikrinin ortaya
konmas mmkn grnmemektedir. Bu tartma sadedinde, her iki ahs da daha ok
ilzm yolunu tuttuu iin iki taraf arasnda geen bir tartmaya bakarak onlarn
grlerini karmann pek de mmkn olmayaca gerei ak bir ekilde
grlmektedir.
35
III- TEKVN SIFATI

A- Tartmann Ak

Rznin, Sbnyle ryetullah konusunda yapt tatsz tartmadan sonra
bazlar Rzye Sbnnin gnln almas gerektiini sylerler. Bunun zerine Rz de
kalkp Sbnyi ziyarete gider. Rznin zr ziyareti gereince sessiz olmam olacak
ki yine yanlarnda byk bir kalabalk toplanr. Sbn, birinci tartmann intikamn
almak iin tekvn mkevvenin ayn mdr, gayr mdr? tartmasna giriir ve kuvvetli
olduunu zannettii bir takm deliller zikreder.
148
Rz, yine Sbnnin delillerini izaha
girimemekte, szkonusu delillerin ne olduunu sylememektedir.
Rz, Sbnye cevaben ilk bata tekvn ve mkevven lafzlarndan ne
anlalmas gerktiini, bunlarn arasndaki eer varsa- farkn nasl tesbit edileceini
aklar:
Rznin aklamasna gre eer maksat, lafz ve ibare ynyle tekvn ve
mkevven arasndaki fark ortaya koymaksa, o zaman Kevvene, ykevvinu, tekvnen;
fehuve mkevvinun ve zke mukevvenun denir ki, buradan anlald gibi tekvn
mastar, mkevven de mefldur. Dilbilimde mastar ile mefl arasndaki fark da
bilinmektedir. Fakat dilde ortaya kan fark, hakikat ve manlarda bir fark olmasn
gerektirmez. Mesela ademe, yadimu, ademen; fehuve madmun denir ve burada
adem masdar, madum da mefl olduu halde, bu onlarn hakikatte farkl olduklarn
gstermemektedir.
149

Fakat eer maksat, tekvn ile mkevven arasnda hakik ve akl bir farkn
olduunu ortaya koymaksa Rz bunu kabul etmemekte ve buna kar yle cevap
vermektedir:
Delil, lemin hdis olduunu gsterince lem hdistir, her hdisin bir muhdisi
ve messiri vardr denilir. te bu messir, ya leme tab (al sebilit-tab) bir ekilde

148
Rz, Mnzart, s. 17.
149
Nesefnin bu konu hakkndaki geni mtalaalar iin bk. Tebsra, I, 417, 418.
36
tesir etmitir; ya da ihtiyr bir ekilde (al seblil-ihtiyr) tesir etmitir. Bunlardan
birincisi yanltr; aksi takdirde lemin hdis olmasndan dolay Allah Telnn da
hdis olmas veya Allahn kadm olmasndan dolay lemin de kadm olmas lazm
gelecektir. nk zt gerei gerektirici (el-illetul-mcibetu biz-zt) mallunden
asla ayrlmaz. Dolaysyla da ikinci k doru olmu olur ki buna gre, Allah Tel
lemin varlna imkn
150
ve ihtiyr yoluyla (al sebilis-shha vel-ihtiyr) tesir
etmitir. te Allahn mevsuf olduu bu sfata da, Rzye gre [tekvn deil] kudret
denilmektedir.
151

Rz bylece yaratmada etkin olan sfatn tekvn deil, kudret olduunu ifade
ettikten sonra, kendi fikir sistemi ierisinde Allahn sbt sfatlarn nasl anladn ve
sistematize ettiini muarzna daha geni bir ekilde izah etme ihtiyac hissetmi olacak
ki u ekilde bir ilavede bulunmutur:
Sonra, bu lemde bir ihkm ve itknn var olduu grlmektedir. Kdirin bu
muhkem ve mtkan fiilleri ihds etmesini mmkn klan bir hl ile mevsf olmasna da
ilim denilir. Yine her hdisin, nce veya sonra olabilecekken, belirli bir vakitte
gerekletii grlmektedir. Her hdisin kendi vaktine zel olmasn gerektiren sfata
irde denir. Selim akl, kdir, lim ve mrdin, hayy ve hakm olmas gerektiine
hkmettii iin, biz de Allah Telnn hayy olduuna hkmederiz. Biliyoruz ki sem,
basar ve kelmn ztlar kusurdur. Allah Telnn kusurlu olmas da imkanszdr. Bu
nedenle de Allahn sem , basar ve kelm sfatlar olduunu syleriz.
152

Rz, tekvn denilen sfatn aslnda yukarda zikrettii sfatlardan biri ise
tartmann lafz bir tartma olduunu ve o takdirde tekvn sfatnn kabul
edilebileceini, fakat tekvn sfatndan kastn baka bir man olmas halinde bunun
aklanmas gerektiini syler.

150
Daha nce de belirtildii gibi, burada imkn eklinde tercme edilen shhat, kelmda
zorunluluun (vcb) kart olarak kullanlmaktadr. Bu anlamda o, imknn e anlamls olarak
alnabilir. Fakat bu konudaki tartmalarda imkn yerine srarla shhat kelimesinin kullanlmas da
dikkat ekicidir. (bk. Rz, Metlib, III, 80) Buna gre Felsife lemin vcben var olduunu
savunurlarken, Kelmclar da shhaten (yani Allah Telnn irdesiyle) yaratldn
sylemektedirler.
151
Rz, Mnzart, s. 18.
152
Rz, a.g.e., a. yer.
37
Grld gibi tartma tekvn-mkevven ayrm konusundan uzaklamakta ve
Allahn tekvn diye bir sfatnn var olup olmad meselesine gelmektedir. Daha doru
bir ifade ile belirtilecek olursa, mesele eserin var oluuna tesir eden sfatn hangisi
olduu meselesine dnmtr. Belki de Rz, bunu sz konusu tekvn-mkevven
ayrm tartmasndan daha ncelikli grm ve bu konuyu eserin varlna taalluk eden
sfatn ne olduunu belirlemeden nce tartmann yanl olacan hakl olarak
dnmtr.
Rznin Sbnden tekvn sfatnn mhiyetini belirlemesine ve kudretten
farkn ortaya koymasna ilikin isteini Sbn yle cevaplandrr:
Tekvnden maksat, o syleyip akladn sfatlardan baka bir sfattr. nk
kudret, mahlkun imknna (shhatul-mahlk) tesir eden sfat iken, tekvn ise
mahlkun meydana gelmesine (vukul-mahlk) tesir eden sfattr. Bu yolla, kudret ile
tekvn arasndaki fark aa km olur
153

Sbnnin Mturdlerin grlerini bu ekilde veciz ve ak bir ekilde
dillendirmesini, Rz Ne gzel syledin! diye takdir etmekten kendini alamaz. Fakat
Rz, Sbnnin Kudret fiilin imknna (shhat) tesir eden sfattr fikrinde bir
demagoji (mulata) olduunu iddia etmektedir. Rznin bu durumu izah etmesine
baklrsa mahlkun varln iin iki eit imkn (shhat) sz konusudur:
Birincisi, nefsinde ve mhiyetinde, varlnn veya yokluunun
dnlmesinden herhangi bir muhl durum ortaya kmayacak ekilde olmasdr. Bu,
mhiyeti ve bizzat hakikati itibariyle kendisine ait olan imkndr. Bu ynyle
mmknn, mmkn olmas bir yaratcnn yaratmas veya bir messirin tesir etmesi
sebebiyle deildir. nk kendinden baka bir eyle muallel olan her ey iin, illetin
bulunmay halinde eser ortadan kalkar. Mmknn bu ynyle mmkn olmas bir
messir veya yaratc sebebiyle olsa, sz konusu messirin ortadan kalkmasyla bu
imknn devam etmemesi gerekir. Bu imkan devam etmeyince de (mahlkun varl) ya
zt gerei (liztih) vcib olur, ya da zt gerei mmteni olur. Bu ise muhldir.
Dolaysyla bu kesin delille u husus kesinlemi olur ki, mahlkun bu ynyle
mmkinul-vcd ve sahhul-vcd olmas Allahn kudretinin bir eseri olamaz.

153
Rz, a.g.e., s. 19.
38
kinci tr shhat ise, kdire ait olan shhattir. Mans da kdirin sz konusu
shhat sebebiyle, o eserin kendinden sadr olmasnn imknsz olmayaca bir sfatla
mevsuf olmasdr. te bu sfat da kudrettir. Bu itibarla, sen [Sbn] kudretin eserin
huslnde messir olmasnn geerli olduunu kabul ettin. Fakat, bundan sonra Eserin
kudretten sadr olmas muhldir. Aksine eseri ortaya kartan, halk ve tekvn dediimiz
sfattr dedin ki bu iki ztt bir araya getirmek (cem beynen-nakzeyn) olur. nk
birincisi kudretin makdra tesir etmesinin imknn (shhat) gerektirir. kincisi ise
bunun imknszln gerektirir. Bu ise bizi, muhl olan iki ztt bir araya getirmeye
gtrr.
154

Rz meramn, mnzarann olduu tarihten sonra yazdn dndmz
Muhassalinde daha veciz ve anlalr bir ekilde ifade eder. Tekvn ezel, mkevven
ise muhdestir diye at bahsin altnda Rz, aslnda tartmann ksa bir zetini
yapmaktadr. Yukarda ortaya koyduu problemi de yle zetlemektedir:
Bazlarna gre kudret, makdrun varlnn shhatine tesir ederken, tekvn ise
makdrun varlnn kendisine tesir eden sfattr. Rzye gre ise kudretin, makdrun
binefsih varlnn caiz olmasnda herhangi bir tesiri yoktur. nk makdr, zt gerei
cizul-vcddur. Dolaysyla kudret sfatnn makdrun varlna tesiri, shhat
yoluyladr, zorunluluk yoluyla deildir.
yet biz, makdrun varlna tesir eden baka bir sfat olduunu sylersek, bu
sfat makdra ya shhat yoluyla, ya da zorunluluk yoluyla tesir edecektir. Eer shhat
yoluyla tesir ederse bu zaten kudretin ayn olacaktr. O zaman da tesir eden iki ayn
sfatn bir makdr zerine ictim gerekleecektir ki bu da muhldir. Eer bu ortaya
koyduumuz sfat, zorunluluk yoluyla tesir edecek ise, o zaman da Allah, fil bil-
ihtiyr deil, mcib biz-zt olacaktr. Bu da ittifken btldr. Dolaysyla Allahn
tekvn diye ezel bir sfatnn olduunu sylemek mmkn deildir.
155

Bu veciz ibareler yerine, yukarda aktardmz, Rznin mnzara esnasnda
ortaya koyduu karmak ve dolambal tahlil, Sbnnin kafasn kartrm olacak ki

154
Rz, a.g.e., s. 19-20.
155
Ts, Nasruddin, Telhsul-Muhassal (nr. Abdullah Nrn), Tahran 1359, s. 312.
39
Sbn bunu anlamakta epey zorlanr ve Rznin defalarca yapt aklamalarn
sonunda biraz meseleye vakf olsa da birbiriyle elien eyler sylemeye balar.
156

En sonunda fazlasyla mahcup olan Sbn, tartmay dinleyenlerin nnde
u szleri sarfeder:
Ey insanlar! Ben Allah Tel Hlk ve Brdir diyorum; ki O, kendisini de
halk sfatyla vasflandrmtr. Allah sznde dorudur diyorum. Ama bu adam bu i
Allah Telnn dedii gibi deildir diyor!
Rz de Sbnnin bu szlerine yle karlk verir:
imdi sen tartma kanununu ihlal ettin, avm ve cahilleri kkrtmaya giritin.
Fakat buras limlerin ve zeki kimselerin beldesidir. imdi biz aynen aramzda getii
zere bu tartmay yazar, sonra da zeki ve akll insanlara gndeririz. Eer, benim bu
tartmalarda Allahn kitabn inkar ettiime hkmederlerse bu szlerime uygun bir
ekilde bana muamele ederler. Yok eer senin sz sylemekten aciz kaldna, tartma
ve diyalogdan uzaklap kargaa ve ahmakla dtne karar verirlerse, o zaman da
sana neye layksan onunla muamele ederler.
157

Tartmay bize aktaran tek taraf olan Fahruddin Rznin ifadelerine gre
Sbn piman olarak, byle bir eyin yaplmamasn Rzden temenn ve ric eder.
Rz bu olaydan uzun seneler sonra, Gaznede bir mecliste yapt tekvn sfat
tartmasn, yukarda Sbn ile yapt mnzaradan hemen sonra gelecek ekilde
kitabna almaktadr. Rznin bize aktardna gre Gazne kads ilmi az gsterii ok,
haseti bir adamdr.
158
Rz de bu beenmedii adamla baz meclislerde bulunmak
zorunda kalr. te byle bir mecliste Gazne kads aa tabakadan birok kiiyi

156
Rz, Mnzart, s. 20.
157
Rz, Mnzart, s. 20.
158
Rz, a.g.e., s. 21. Rznin Gurlu sultanlar ile olan yakn ilikileri ve Gurlularn Gaznelilere
582/1186 tarihinde son verip Gazneyi ele geirmeleri dikkate alnrsa, Rznin Gurlu hakimiyeti
esnasnda bu tartmay yapt sylenebilir. Yine tarihi bilgilere gre, tartmann Rzye byk
ehemmiyet verdii bilinen Gysuddin Muhammedin hkmranl dneminde (558-599/1163-1203)
vuku bulmu olmas da kuvvetle muhtemeldir. Her ne kadar Gysuddinin afi mezhebine mntesip
olduu naklediliyorsa da, Gazne blgesi halknn Hanef olmas dolaysyla bu mezhebe mensup bir
kadnn varl dnlebilir. Bk. Sddqui, qtidar Husain, Gurlular, DA, stanbul 1996, XIV, 207-
211; Konuku, Enver, Gazne, DA, stanbul 1996, XIII, 479-480.
40
toplar ve Rz konuurken huzursuzluk karmalarn ister. Gazne fukahsnn da
bulunduu bu mecliste kad, tekvn ve mkevven meselesini ortaya atar.
Rznin cevab yledir:
Tekvn denilen sfat, ya shhat yoluyla tesir eder; ya da lzm ve vcb yoluyla
tesir eder. Eer birincisi ise, mahlukun vukuna shhat yoluyla tesir eden sfat kudret
dediimiz sfattr. Yani senin tekvn ve tahlk dediine ben kudret diyorum. Dolaysyla
aramzdaki anlamazlk da manev deil, lafz olur.
Eer ikincisi ise ki bu da tahlk ve tekvn denilen sfatn mahlkun huslne
lzm ve vcb yoluyla tesir etmesidir- bunun btl olduunu sylyorum. nk
Allahn ztnn tekvn ve tahlk denilen bu sfat gerektirmesi (istilzm) zt, zarr ve
zevli mmkn olmayan bir gerektirmedir. Bu ekilde sz konusu sfatn, mahlkun var
olmasn gerektirmesi zt, zarr bir gerektirme ise, o zaman Allah Telnn zt,
mahlkun var olmasn gerektiren bir sfat [yani tekvn sfatn] gerektirir. Mstelzimi
[tekvn sfatn] istilzam eden yine mstelzim olur. Dolaysyla Allah Telnn ztnn,
mahlkun var olmasn zt, hakk ve zevli imknsz bir ekilde istilzm etmesi
gerekir. Byle olan her messir ise fil bil-ihtiyar deil mcib biz-zttr. Sonu olarak
bundan, Allah Telnn mcib biz-zt olmas -ki filozoflar da ayn ekilde
dnmektedir- ve kdir olmamas gerekir.
159

Grlyor ki Rz, aynen Muhassalde zikrettii cevab kullanmaktadr (daha
dorusu buradaki cevabn Muhassalde zikretmektedir). Rz, bununla kalmaz,
Mturd mezhebine kar o ana kadarki en byk ithamn da yapar:
yle ki Rzye gre burada baka bir nkte daha vardr. Filozoflar (ashbul-
felsefe) Allah Telnn zt itibariyle zorunlu klan (mcib biz-zt) olduuna
inandklarndan ihtiyryla kdir (kdir bil-ihtiyr) olduunu kabul etmemektedirler.
Fakat Mturdler, Allahn ztn, mkevveni gerektiren bu tekvn sfat ile
vasflandrmakla Onun mcib biz-zt olduuna hkmetmi olmaktadrlar. Sonra da
Bununla beraber Allah ayn ekilde lzm yoluyla deil, shhat yoluyla messir olmas
demek olan kudret ile mevsftur demektedirler. Yani Mturdler, Rzye gre ayn

159
Rz, Mnzart, s. 21.
41
filozoflarn syledii gibi sylemektedirler, fakat bu sz ile zttn da bir araya
getirmektedirler (cem beynen-nakzeyn).
Dier yandan filozoflar, bu grte olduklar zaman onu zttyla biraraya
getirmiyorlar. Fakat Mturdler onlardan iki ztt bir araya getirerek ayrlyorlar.
Allahn mcib biz-zt olduunu sylemek dehr ve ilhda gtrecektir. Allahn mcib
biz-zt olmasyla kdir bil-ihtiyr olmasn bir araya getirmek ise iki ztt bir araya
getirmeyi kabul etmektir. Bu tr bir sz, onu syleyenlerin (yani Mturdlerin) akldan
yoksun ve ahmak
160
olduunu gstermektedir.
161

Rznin Mturd mezhebine bu ar ithamlar karsnda unu hemen ifade
etmek gerekir: Kendisi bizzat ilhiyyat
162
sahasnda beer aklnn asla yakn ve cezme
ulaamayacan belirten, ilm-i kelmda asrlar boyunca yaplan eyin aslnda akl
olarak evl ve ehlak (en uygun) olan bulmaya almak olduunun altn izen
163
, bu
itibarla kitaplarnda akl alana ait her iddia ve teze kar ayn kuvvette antitez ortaya
konabileceini, dolaysyla muhalif mezhebi mutlak olarak reddetmemek gerektiini
bizzat tatbik
164
ve dolayl olsa da takrir eden Fahruddin Rznin bu derece soyut ve
tartlmas mmkn bir konuda, avam karsnda olsa bile Mturdleri ar bir tarzda
itham etmeye almas en azndan mantalite olarak bir eliki arzetmektedir.
Rznin bu szleri karsnda Gazne kads tam manasyla aznda laf
gevelemeye balar. Tutarl bir ift laf syleyemez. Orada bulunanlar da kadnn bu kt
durumunu mahede ederler. Sonunda bir kargaa kacan anlayan ev sahibi:
Sizi tartmaya deil, ziyafete armtm!
diyerek tartmaya son verir. Rznin sylediine gre orada bulunan herkes,
yemek yenildikten sonra kady knayarak oradan ayrlr.
165


160
Rz, bedihiyyt bilmeyen ve tefekkrde akln ve mantn bedh ve zarr kurallarna uygun hareket
etmeyenlere kendi szlnde ahmak demektedir.
161
Rz, Mnzart, s. 22.
162
Burada ilahiyyttan kast, ilm-i kelm ve felsefenin konusu olan metafizik, Rznin ifadesiyle el-
ilm el-ilahi, Esolocyadr.
163
Bk. Rz, Metlib, I, 41 vd. ; II, 98.
164
Bunun saysz rneini el-Metlibul-liyede bulmak mmkdr.
165
Rz, Mnzart, s. 22. Rznin tartmalarnda ne yazk ki bu tr fitne ortamlarnn olumasna
ainayz: Kaynaklarn aktardna gre, Gr sultn Gysuddin Muhammed (558-599/1163-1203)
Fahrddin Rzye ilgi gsterme hususunda ok arya kamaktadr. Bunun bir sonucu olarak Sultan,
42
B- Kelm Mezheplerinin Tekvn Sfat Hakkndaki Grleri

Szlk anlam itibariyle oldurmak, var eylemek
166
manalarna gelen tekvn,
kelm terminolojisinde Allahn varlklar (ey) yoktan var etmesi
167
anlamnda
kullanlmaktadr. Tekvnin Allahn ztyla kim, ezel bir sfat m, yoksa messirin
esere nispeti neticesinde aklda hasl olan itibr bir ey mi olduu problemi Mturd ve
Ear kelmclar arasndaki temel ihtilaf konularndan biri olmutur
168
. Bu gr
ayrl genel olarak Ear ve Mturd kelmclar tarafndan Allahn fiilleri/fiil
sfatlar (sftul-efl) problemi olarak tespit edilmi ve tartlmtr. Fiil sfatlarn
Allahn zddyla vasflanmas ciz olan
169
, asl ve mercii tekvn sfat olan
170
ve bu
sfatn eitli trev ve detaylar olarak evrene ve yaratklara yansyan Allahn yaratma
(halk, tekvn), hayat verme (ihy), rzklandrma (terzik). gibi fiillerinin varln
gsteren sfatlar
171
eklinde tarif ediliyor olmas da tekvn sfat ile fiil sfatlar
meselelerinin zde olduklarn gstermektedir.
172


Rz iin Heratta bir medrese kurdurur. Byle bir davran orann ahalisi olan Kerrmlere ok ar
gelir. Sonunda Kerrm, Hanef ve fi ulemas Gyasuddinin huzurunda Rz ile tartmak iin
toplanrlar. Rznin muarz Kerrmlerin en by, en bilgilisi ve en zahidi olan Kad Abdulmecid
ibnul-Kudvedir. Aralarndaki tartma o kadar uzar ve tatszlar ki Sultan ayaa kalkar. Rz,
muarzna ar ifadeler kullanr. Bu duruma orada bulunan Gyasuddinin amcasnn olu olan Melik
Zyddin ok kzar ve Rzyi knar. Gyasuddinin yannda onu zndklk ve filozoflukla itham eder.
Buna ramen Sultan onun dediklerine kulak asmaz. Ertesi gn bnul-Kudve camide insanlara bir
vaaz verir. Hamd ve salt u selmdan sonra u szleri sarfeder:
Rabben menn bim enzelte vet-tebaner-rasle fektubn maa-hidn. Ey insanlar! Biz ancak
Rasulden bize geleni sylemekteyiz. Biz, Aristonun ilmini, bn Snnn kfriytn, Frbnin
felsefesini bilmeyiz. Nasl olur da dn, Allahn dinini ve Raslnn snnetini savunan bir
slam limi [bana] sver!
bnul-Kudve bunlar syledikten sonra alamaya balar, orada bulunanlar da alatr. nsanlarn arasnda
byk bir fitne atei yaylr. Bu durum sultana ulanca, Rzyi oradan karacana sz vererek
insanlar teskin eder. Fakat daha sonralar Rzyi tekrar Herata dndrecektir. (bn ahna Haleb,
Ravzatul-Menzr fi Ahbril-Evil vel-Evhir, bn Esirin el-Kmili kenarnda, Bulak, 1290, IX,
59-61)
Bu aktarlan olayn, yukarda Sbn ile geen tartmaya ne kadar benzedii dikkat ekmektedir.
166
Asm Efendi, Kms Tercemesi, stanbul 1230, III, 697.
167
Crcn, Seyyid erif, et-Tarft, Kahire ts., s. 65.
168
eyhzde, Abdurrahim bin Ali, Nazmul-Ferid ve Cemul-Fevid fi Beynil-Mesil elleti Vekaa
fihel-htilaf Beynel-Mturdyye vel-Earyye minel-Akid, Msr 1317, s. 17.
169
Crcn, et-Tarift, s. 133.
170
Beyz, rtul-Merm, s. 213.
171
Klavuz, A. Saim, Ana Hatlaryla slam Akaidi ve Kelma Giri, stanbul 2004, s. 140.
172
Mtekellimler de tekvn tartmasn bu esasa (fiil sfatlar) mstenit olarak ele alrlar. Bk. Nesef,
Tebsra, I, 403; Eb Uzbe, el-Hasen b. Abdilmuhsin, er-Ravdatul-Behiyye fm beynel-Eira vel-
Mturdiyye (nr. Abdurrahman Umeyre), Beyrut 1989, s. 63.
43
Fiil sfatlar konusunda Ear ve Mturd kelmclar arasnda temelde gr
ayrl u olmutur: Earlere gre gerek Allahn bir eyi yoktan var etmesi demek
olan tekvn, gerekse Allahn dier fiilleri, man sfatlar (hayat, ilim, irde) gibi
Allahn ztyla kim birer man olmayp itibardirler, yani gerekte varlklar sabit
deildir,
173
hatta bunlar Allahn sfatlar bile deildir.
174
Fiil sfatlar sadece Allahtan
eserlerin sudrundan ibarettir. Mesela Hlikin manas, mahluk Allahtan, Onun
kudretiyle var olmutur demek iken, Rzkn manas da rzk Ondan kula, Onun
ulatrmas sebebiyle vasl olmutur demektir.
175
te bu manda aslnda tekvn,
mkevven; halk da mahlukdan bakas deildir, ikisi de muhdestir.
176
Fail, bir fiili icra
ettii zaman, ortada yanlzca fail ve mefl vardr. Tekvn denilen ey ise, failin mefle
nisbetiyle aklda hasl olan itibar bir eydir. Dolaysyla hrite (reel lemde) meflden
ayr bir taraf yoktur.
177

Earlerin tekvn sfat hakkndaki deerlendirmeleri byleyken, Mturdlerin
bu husustaki tavrnn da net olduu gzlemlenmektedir. Buna gre, Allahn btn
sfatlar ztyla kimdir. Earler ve Mutezile aksini iddia etseler bile, fiil sfatlar
hdis deillerdir.
178
Btn fiil sfatlar bir sfata rcidirler ki bu da tekvn sfatdr.
179

Tekvn mkevvenin ayn olsayd ve bunlar hdis olsalard, Allahn ezelde tekvn ile
mevsuf olmamas lazm gelecekti.
180
Yine bu durumda mkevven Allahn yaratmasyla
deil, kendi zt gerei var olmu olacakt. Dolaysyla Allahn onun yaratcs olmas
sz konusu olmayacakt.
181
Earlerin bizzat kendileri zt sfatlarla fiil sfatlar yle
ayrmaktadrlar: Nefyinde Allah iin bir eksiklik sz konusu olan sfatlar zt, bunun
aksine olanlar fiildir. Buna ramen Earyye adl ve fazl sfatlarn zt sfat olarak

173
Rz, Fahruddin, Levmiul-Beyyint fi erhi Esmillhil-Hsn ves-Sft (nr. Taha Abdurrauf
Sad), Kahire 2000, s. 42; Beyz, rtul-Merm, s. 214; eyhzde, Nazmul-Ferid, s. 17;
Karada, Cafer, Bkillnye Gre Allah ve lem Tasavvuru, Bursa 2003, s. 109 vd.
174
Pezdev, Ebul-Ysr, Uslud-Dn (nr. Hans Peter Linss), Kahire 1963, s. 69.
175
Rz, Levmiul-Beyyint, s. 42.
176
Rayhv, Nuhbetul-Lel, s. 108.
177
Teftzn, erhul-Akaid s.101; Nesef; Kllbiyye, Kalnisiyye ve Earyyenin tekvn
mkevvenden baka birey deildir eklindeki grlerini aktarr: Tebsra, I, 403.
178
Sbn, Kifye, vr. 26a vd., a. mlf., Bidye, s. 35, 36.
179
Nesef, Tebsra, I, 400; Beyz, rtul-Merm, s. 213.
180
Sbn, Bidye, s. 36.
181
Nesef, Tebsra, I, 428, 430.
44
kabul etmemektedir. Bu sfatlarn bulunmay aktr ki Zt- Br iin bir eksikliktir.
Bu noktada Earler bir elikiye dmektedirler.
182

Rz ile Sbn arasnda geen tartmann temel konusu mevcdun varlna
tesir eden sfatn hangisi olduudur. Bu ekilde yaratmada etkin olan sfatn hangisi
olduu meselesi Rznin ne srd itirazlarla ortaya km olup, daha nce husus
olarak byle bir tartma mevcut deildir.
183

Tartmada getii zere, Rzye gre Allahn ztyla kim olan kudret sfat,
mahlukun varlna cevaz yoluyla tesir eder. Yani kudretin bu manada tesire taalluk
edip etmemesi caizdir. Tekvn sfat mahlkun varlna cevaz yoluyla tesir eden sfat
ise, bu zaten kudret sfatndan baka bir ey deildir. Tekvn diye ayr bir sfat
karmaya gerek yoktur. Yok eer tekvn, yaratlmlarn varlna zorunluluk (cb)
yoluyla tesir etmekteyse, filozoflarn yapt gibi Allahn zt itibariyle zorunlu klc
olarak kabul edilmesi gerekir.
184

Mturdlerin bu itiraza kar verdikleri cevaplar u ekilde zetlenebilir: Tekvn
sfat ve kudret sfat birbirinden ayr, Allahn zatyla kim, ezel iki sfattrlar. Kudret
eserin var oluuna messir olan sfat deildir. Kudret kdirin bir fiili yapabilme
hususundaki iktidar gcdr.
185
Sbnnin ifadesiyle kudret, mahlkun geerliliine
(shhatul-mahlk) tesir eden sfat iken, tekvn ise mahlkun meydana gelmesine
(vukul-mahlk) tesir eden sfattr
186
. Dolaysyla bu manda, gerekten de kudret
shhat yoluyla, tekvn de cb yoluyla tesir etmektedir. Mturdler bunu kabul
etmektedirler. Fakat, halk sfatnn mahluka tesirinin vcb yoluyla olmasnn manas
udur ki, Allah ne vakit yaratrsa mahlukun varl o takdirde vcib olacaktr. Ama halk
sfatnn Allahn ihtiyaryla taalluku (Allahtan hasl olmas
187
) cevaz yoluyladr.
nk Allah dilerse yaratr, dilemezse yaratmaz. Kudret ise bunun tam aksinedir:

182
Nesef, a.g.e., I, 486.
183
Ycedoru, Tevfik, Ehl-i Snnet Kelmclarnda Tekvn Tartmas, U...F.D., c. 2, sy. 2, Bursa
1989, s. 260.
184
Rz, Muhassal, s. 139; a. mlf., Melimu Uslid-Dn, s. 47; Beyz, rtul-Merm, s. 217.
Earlerin Mturdlere kar tekvn sfatn kudret sfat yannda kabul etmeyilerine ok benzer bir
ekilde, slm filozoflarnn bazlar da irde diye bir sfat kabul etmemekte ve benzer mtalaalar
yrtmektedirler. bk. Rz, Metlib, III, 177.
185
Ycedoru, a.g.m., s. 260.
186
Rz, Mnzart, s. 19.
187
Semerkand, Sahif, s. 351 (dipnot, yine ayn mellife ait olan el-Merif fi erhis-Sahiften naklen)
45
Kudretin tesiri cevaz ynyle olsa da, Allah iin husl vcb ynyledir.
188

Dolaysyla, tekvn sfatnn iki yn vardr: Zorunluluk ve cevaz yn. Tekvn sfatnn
bu cb ynnden, Rznin iddia ettii gibi Allahn mcib biz-zt olmas gerekmez.
Cevaz ynnden de tekvn sfatnn kudret sfatna raci olmas gerekmez.
189
te yandan
Allahn bu lemde bir ok gne ve ay yaratmaya muktedir iken byle yapmad
bilinmektedir. Bu, ok ak ve basit bir ekilde bizim anladmz manda kudretin
tekvnden ayr bir sfat olduunu gstermektedir.
190

C- Rzye Gre Tekvn Sfat

Dier bir ok konuda olduu gibi, tekvn ve mkevven meselesinde de
Fahruddin Rznin grleri, eitli eserlerine nazaran deiiklik arzetmektedir.
191

Tartmalar esnasnda Mturdlere ar eletiriler ynelten Rz, Levmiul-Beyyint
ve Metlib gibi son dnem eserlerinde Mturdlerin tekvn mkevvenden ayrdr
grn benimsemektedir.
Melimu Uslid-Dnde Haneflerin konuya ilikin grlerini zikrettikten
sonra bu meselelerin derin bahisler olduklarnn altn izerek aslnda konunun
etrefilli bir konu olduunu ve Haneflerin de hakl olabileceini im eden
192
Rz,
Levmiul-Beyyintnda Allahn hlk olmasnn, mahlukun varlnn ayn
olamayacan
193
delilin nda ifade etmektedir:
1- Hlkiyyet, hlkn sfatdr. Halk mahlukun ayn olsa, mahluk hlkn sfat
olmu olur ki bu da caiz deildir.

188
Beyz, rtul-Merm, s. 217.
189
Semerkand, a.g.e., s. 351; Beyz, a.g.e., a. yer. Konu hakknda geni tahlil ve izahlar iin bk. Beyz,
a.g.e., s. 212-223.
190
Semerkand, Sahif, s. 350.
191
Rznin bu tavrn gsteren birok rnek iin mesela bk. Fereht, Hani Numn, Mesilul-Hilf
beyne Fahriddn er-Rz ve Nasriddn et-Ts, Beyrut 1997. Ayrca bk. Falaturi, A. Djavad, Fakhr
al-Din al- Rzs Critical Logic, Yadname-i raniye Minorsky, Tahran 1969, s. 51-79.
192
Rz, Melimu Uslid-Dn, s. 48.
193
Dikkat edilirse Rz, tekvnin mkevvenin ayn olamayacan kastetmekte ve bunu biraz da st
rtl bir ekilde sylemektedir.
46
2- Halk ile mahluk ayn olsa, bir ey (yani mahluk) Allahn yaratmasyla deil,
kendi zt gerei var olmu olur.
194

3- Mahlukun varln, hlikin onu yaratmasyla talil ediliyorsa, halkn
mahluktan ayr eyler olmas gerekir. nk bir eyi kendisiyle talil imknszdr.
Dolaysyla halkn mahluktan ayr olduu sabit olmu olur.
195

Bu ve birtakm baka deerlendirmelerden sonra Rz, tekvnin kadim olmas
gerektiine varmaktadr. Fakat, buna ramen Rznin zihninde hl iki byk problem
(ikl) durmaktadr:
1- Halk kadim ise mahluk da kadim olur. nk mahluk varla gelmeden nce
kdirin onu henz yaratmamtr. Makdrun varla girmesiyle birlikte onu yaratm
olacaktr. Dolaysyla halk, mahlukun varl halinde mmkndr.
196

2- Zt, halk sfatn, halk sfat da mahlukun varln gerektirmektedir.
Dolaysyla mahlukun varl Allah'n ztnn gerektirdii bir ey olmu olur. Bu da
Onun mcib biz-zt olmasn gerektirir.
197

Fakat Rz bu probleme Bir eyin kendisinden baka bir eye messir olmas
(yani tekvn sfat) eserin ve messirin ztndan ayr ise de, zihnin haricinde bir varl
yoktur eklinde cevap aramaktadr.
198
Bu Rznin bir Ear olarak tekvn sfatn
kabul etmede bir mesafe katettiini gsterse de, bu sefer de tekvn, sbti deil, selb
sfatlar kategorisine girmektedir. O takdirde de Allahn zatyla kim, ezel bir sfat
olmas mmkn olmayacak ve daha farkl problemler dourabilecektir.
Metlibinde Rz bir adm daha ileri giderek, tekvnin mkevvenden ayr
olmasn aka kabul etmekle birlikte, daha nceleri kesinlikle itiraz etmi olduu bir
husus olarak, tekvnin kudretten de ayr bir sfat olduunu ikrar etmektedir. Tpk
emsddin Semerkandnin de belittii delili kullanarak Allahn bir ok gne ve ay

194
Grld gibi Rz, Mturdlerin yukarda zikredilen itirazlarn burada aynen benimsemitir.
195
Rz, Levmiul-Beyyint, s. 42.
196
Anlald kadaryla, Rznin mnzaralarda da zikrettii, tekvn sfatnn ihtiva ettii zorunluluk
ciheti kendisinin zihninde hala byk bir sorudur. Bu birinci madde de buna iaret etmektedir.
197
Rz, Levmiul-Beyyint, s. 43.
198
Rz, a.g.e., a yer.
47
yaratmaya muktedir olmasna ramen bunu yapmadn, bu durumun da kudretin
tekvnden ayr bir sfat olduunu gsterdiini sylemektedir.
199

Buna ramen Rznin, kendi metodu erevesinde kar gr zikrederek
kesin bir yargya da varmak istemediini de belirtmek gerekmektedir.
200

D- Mturdlerin Tekvn Sfat Hakkndaki Grleri

mam Mturdnin Kitbut-Tevhdindeki temel vurgusu, ilim, irde ve kudret
gibi dier sfatlarn nasl ezel olduklar kabul ediliyorsa, tekvn (halk, yaratma) sfatnn
da ylece kabul edilmesi gerektiidir. Mturdnin bu noktada temel ald prensip
Allah mutlak manda vasflandrld ve kendisine has fiil, isim ve benzerleriyle
nitelendirildiinde, bunlara ezelden beri sahip olduunu sylemek gerekir ilkesidir.
201

Allahn ezelde fiil ilemesinin ciz olmayp daha sonra ciz olmas eklinde bir ey de
dnlemez. Bu noktadan hareketle yaratma sfatnn hdis olmasndan
bahsedilemez.
202
Tekvnin mkevvenden ayr ve ezel kabul edilmesi halinde, Allahn
ezelde aciz olmas gerekecei eklindeki itiraza da Mturd, asl aczin yaratmann
Allahn irade ve kudretine bal olarak istenen vakitle gereklememesi durumunda
ortaya kacan belirterek cevap verir.
203

Mturd dier meselelerde olduu gibi bu konuda da gibin hide kyas
edilmesi metodunu kullanmaktadr. Ona gre gibi bilmenin temeli olan
204
hidde
kdir ve herhangi bir engeli bulunmayan her canl varln fiil iledii grlmektedir.
Ayn ekilde kelma kudreti olan bir kimsenin kelmnn olmadn sylemek ne kadar
yanl ise Allahn tekvn sfatnn olmadn sylemek de o denli yanltr.
205

Tekvn sfat hakknda Mtur d kelmnn kaynan oluturan bu
aklamalarnn yannda, Mturd tekvnin mahiyetini beer idrkinin kavramasnn

199
Rz, Metlib, II, 238. kr. Semerkand, Sahif, s. 350.
200
Bk. Metlib, II, 237, 238.
201
Mturd, Kitbut-Tevhd, s. 74; Maturd, Eb Mansr, Kitbt-Tevhd Tercmesi (trc. Bekir
Topalolu), Ankara 2002, s. 62;
202
Mturd, Kitbut-Tevhd, s. 73.
203
Mturd, a.g.e., s. 75.
204
Mturd, a.g.e., s. 71.
205
Mturd, a.g.e., s. 73.
48
mmkn olmadn ifade eder. Ona gre Allahn kn (ol!)
206
lafz tekvnin mansn
akla en fazla yaklatrabilen bir yettir ve emir, nehiy, vad ve vad de bu lafzn
ierisine girmektedir. Tekvn aslnda Allahn ezel ilmiyle bildii bir eyin vakti
geldiinde vuk bulmasndan ibarettir ve btn mesele bu ibare ile zetlenebilir.
207

Ebul-Mun Nesef tekvn, tahlk ve cd gibi kelimelerin mteradif olduklarn
ve hepsinin madmu yoktan varla karmak demek olduunu vurgulayarak tekvn
sfatn izaha balamaktadr.
208
Nesef, meselenin zt-fiil sfatlar ayrm eklindeki
temel problem erevesinde deerlendirilmesi gerektiini dnmektedir.
209

Nesef, Kllbiyye, Kalnisiyye ve Eariyye mezheplerinin tekvnin
mkevvenin ayn olduu kanaatinde olduklarn aktarmakta ve bu konuyla ilgili
olduunu dnd bir ok hususta bu mezhepleri eletirmektedir. Ona gre
Earnin Mutezileye kar kn fe yekn yetini kullanp da tekvnin mkevvenin
ayn olduunu benimsemesi bir eliki dourmaktadr.
210
Aslnda Earler, halkn
mahluktan mecz olduunu gstermek istemekte ve bu iddialarn da yetlerde
desteklemektedirler.
211
Nesef de dier Mturdler gibi tekvni mkevvenden ayr kabul
edilmesi halinde lemin Allahn yaratmasyla deil, kendi kendine var olmas
durumunun ortaya kacan sylemektedir.
212
Bunun yannda Nesef meseleyi hakl
olarak metodolojik platforma ekerek Mturdler ile Earler arasnda ortak olan bir
ontolojik prensibe iaret etmektedir: `' - ' -' - '--' (Mtekellim, kelmn
kendisinde ortaya kt kiiye verilen addr). Bu prensip kabul ediliyorsa eer, tekvn
sfat iin de aynen geerli olmaldr ve Allah ile kim olan tekvn diye ezel bir sfatn
bulunduu kabul edilmelidir. Bu da Earlerin metodolojik bir hataya dtklerinin
gstergesidir.
213


206
Ysn 36/82. Tevltda bu yetin mansnn, imdiye kadar olan ve sonsuza kadar olacak olan
eylerin Allahtan kf ve nn harfleri sdr olmakszn kn lafzyla vuku bulmas demek olduunu
syler. Feyeknun anlam da Allahn emir ve meiyyetinin hemen o anda, hibir zorluk olmakszn
gereklemesidir. Bk. Mturd, Ebu Mansr, Tevltu Ehlis-Snne (thk. Ftma Yusuf Haym),
Beyrut 2004, IV, 216.
207
Mturd, Kitbut-Tevhd, s. 75.
208
Nesef, Tebsra, I, 400.
209
Nesef, a.g.e., I, 403.
210
Nesef, a.g.e., I, 414, 415.
211
Nesef, a.g.e., I, 416. Sz konusu yetler ileride gelecektir.
212
Nesef, a.g.e., I, 428.
213
Nesef, a.g.e., I, 429.
49
Nesef Tabsirasnda tekvnin kudretten ayr bir sfat olup olmad
tartmalarna da geni yer verir.
214
Ona gre kudret sfat kdirin ayn zamanda fil
olmasn da gerektirmemekte, dolaysyla mefle taalluk edecek bir sfatn bulunmas
gerekmektedir ki bu da phesiz tekvndir. Fiile taalluk eden sfatn ad ise irdedir.
215

Nesef ak bir ekilde ztn fiili ile ztn mefl arasnda bir ayrma gitmekte ve bunu
tekvn sfat balamnda sfatlarn taalluku meselesinin temeline oturtmaktadr.
216

Nruddin Sbn, Kifyede ilk nce Mturd limlere gre Allahn btn
sfatlarnn ezel, kadm ve bk olduunu ve btn bu sfatlarn da zt sfat olduklarn
ifade ederek dier mezheplerle aralarnda olan temel ayrm vurgulamaktadr.
Felsefeciler, Mutezile ve Neccriyye Allahn ztyla herhangi bir sfatn kim
olduunu inkr etmiler, buna bal olarak yaratma, hayat verme ve ldrme gibi
fiillerin de ayn ekilde ztla kim olamayacaklarn sylemilerdir. Sbnnin
belirttiine gre bu mezhepler hibir sfat zt ile kim kabul etmezken Earler ise
Allahn sfatlar arsnda bir ayrma gitmekte ve ilim, kudret ve irde gibi zt sfatlar
(sftuz-zt) kadm ve Allahn ztyla kim iken tekvn, tasvr, ihy ve imte gibi fiil
sfatlar (sftul-efl) hdistir ve Allahn ztyla da kim deildir demektedirler.
Hayat, ilim ve kudret gibi zt sfatlar yet Allahtan nefyedilirse bunlarn zdd olan
lm, chillik ve acziyet gibi Allah hakknda dnlmesi imknsz olan vasflar ortaya
karken, tekvn, ihy ve imtenin ztlarnn Allah hakknda dnlebilmesi bunlarn
hdis olduklarn gstermektedir.
217

Bu itibarla Sbnye gre, Mturdlerin karsnda tekvn sfatnn Allahn
ztyla kim olmad hususunda birleen tm bu mezhepler kendi aralarnda tekvnin

214
Nesef, a.g.e., I, 410 vd.
215
Nesef, a.g.e., I, 423.
216
Nesef, a.g.e., I, 443, 444. Earler meseleyi fkh boyuta da tamlar ve tekvnin mahluk olduu
iddiasna dayanarak bir takm hkmler karmlardr. Buna gre herhangi bir kimse Allahn bir
sfatyla yemin ederse yemini geerli olacaktr. Fakat ve halkillh eklindeki bir yemin, er
yeminden saylmaz. Bk. Nesef, Tebsra, I, 408.
Rznin Mturdlerin tekvn konusundaki grlerini filozoflarn grlerine nazaran tutarsz
grmesine benzer ekilde bir karlatrmay da Nesef aktarmaktadr. Nesefnin ismini vermedii bir
Ear yine ad belirtilmeyen bir eserinde, Mturdleri iddetli bir biimde eletirir. Bu eletirileri
ar bulan ve hatta bunlara cevap vermeye alan baka bir Ear de lemin kdemi hakknda yazd
bir eserde Proclusun lem kadimdir, nk lemin yaratl sebebi Allahn cmertliidir (cd).
Allahn cmertlii kadm olduuna gre lem de kadmdir eklindeki grn aktarr ve
Mturdleri ima ederek Mslmanlardan bazlarnn da Proclusun bu fikirlerine yakn olduklarn
syler. Bk. Nesef, Tebsra, I, 412.
217
Sbn, Kifye, vr. 26b. kr. a. mlf. Bidye, s. 35-36.
50
mkevvenden ayr olup olmadn tartma konusu etmilerdir. Ear tekvn ile
mkevvenin ayn olduunu iddia ederken
218
Mutezile tekvnin mkevvenin tesinde
(manen vere-mkevven) olduunu sylemitir. Bununla beraber Sbnnin
aktardna gre tekvn sfatnn mahallinin ne olduu konusunda Mutezile de ihtilafa
dmtr.
219

Dier mezhepler ierisinde Kerrmiyye de kendine has grleriyle dikkat
ekmektedir. Onlara gre, tekvn mkevvenden ayr ve Allahn ztyla kim fakat hdis
bir sfattr
220
. Allah ezelde yaratc, rzk verici, diriltici ve ldrc eklinde
vasflanamaz. te yandan yaratc sfatyla tavsif edilse bile bu yaratc olma
(hlkiyyet) mansndadr ve yaratmaya kdir olmadan ibarettir. Bu sebeple
Kerrmlere gre de Earler gibi tekvn sfat kudret sfatna raci olmaktadr.
221

Sbn bunlar belittikten sonra tekvnin hdis olduunu savunanlarn hangi
delilleri ileri srdklerini aklamaktadr. Bunlara gre eer tekvn ezel olursa ezelde
mkevvenin varlnn ona taalluk etmesi gerekecektir. nk mkevven olmakszn
tekvnin olduunu sylemek, vurulan olmakszn vurma fiilinin, krlan olmakszn
krma fiilinin olduunu sylemeye benzer ki bu yanl olacaktr. Dolaysyla halk ve
mahluk lafzlar kesinlikle birbirinden ayr bir ekilde dnlemeyecek lafzlardr.
Earler bu grlerine eitli yetleri dayanak olarak gstermilerdir.
222

Sbnnin nazarnda Ehl-i Hakkn tekvn konusundaki delilleri kesindir: Hlk,
Br ve Musavvir olan Allah, kendini yaratc olarak medhetmitir. Eer yaratma

218
bn Askir, Ehl-i Snnetten bazlarnn tekvn mkevvenin ayndr dedii iin Earyi
eletirdiklerini aktarmaktadr: bn Askir, Tebynu Kezibil-Mfter, s 140. Buna ramen Ear
gnmze gelen en geni kelma dair eseri olan Lmasnda bu konuya girmez. Earnin tekvn
lafzn kulland tek yer iin bk. Kitbul-Lma fir-Raddi al Ehliz-Zeyi vel-Bida (nr. Richard
J. McCarthy), Beyrut 1952, s. 28.
219
Sbn, Kifye, vr. 26b.
220
Kerrmlerin Allahn ztnn hdis eylere mahal olduunu kabul ettikleri bilinmektedir. Dolaysyla
tekvn sfat hakkndaki grleri de onlarn bu genel kanaatlerine uygunluk arz etmektedir. bk.
Cveyn, Kitbul-rd, s. 63; Rz, Metlib, II, 107; Crcn, erhul-Mevkf, VIII, 32.
221
Sbn, Kifye, vr. 26b. kr. a. mlf., Bidye, s. 36.
222
Earlerin tekvnin mkevvenin ayn olduuna dayanak tekil ettiini dndkleri yetler unlardr:
- , -' '= ' - ' '' '= - (Lokman, 31/11), ` - . ` , ' .,. _ ,` , ` , ` - , ` _ . , . ,
. . (Alu mran 3/190), . . ~ - ` , - ` , ,` ' ., =` , ` , ` -, (Zmer 39/6), - .` ,` , ` ,
(Nis 4/119).
51
sfat hdis olsayd Allahn kendi ztn ezelde onunla tavsif etmesi ya yalan ya da
mecz olmu olurdu. Bunlar ise Allaha bhtandan baka bir ey deildir.
223

Hlk (yaratc) kelimesi Arap dili asndan bir mandan (yani halktan)
mtak (tremi) bir isimdir. Mtak bir ismin ise sz konusu mannn kim olduu
eyde tahakkuk etmesi gerekmektedir. Mesela skin ismi ancak kendisinde skn
mans bulunan ey iin geerlidir. Dolaysyla bir eyin skin olduunu ifade edip de
onda bu ismin tredii man olan sknet vasfn o eye izfet etmemek ve bu eyin
skneti vardr demeyi kabullenmemek doru olmayacaktr. Sbn bu noktay
Mutezile ile sfatlar konusundaki gr ayrlnda temel bir prensip olarak tespit
etmektedir.
224

Sbnye gre bu noktadan hareketle Kerrmlerin Allahn ezelde
hlkiyyet anlamnda hlk ismiyle vasfalanmasnn caiz olduunu, hlkiyyetin ise
yaratmaya kdir olmaktan baka bir ey olmadn sylemeleri geersizdir. nk
kudretin mtak ismi kdir olup hlk deildir. Zinya kudreti olan bir kimse zn olarak
isimlendirilemeyecei gibi halka kdir olana da hlk denemez.
225

Sbn buraya kadar ki deerlendirmelerini salt dilsel adan istidlller olarak
kabul etmi olacak ki bundan sonra tekvnin hdis olamayacana dair akl delilleri
sralayacan sylemektedir: Eer tekvn hdis ise baka bir vr etmeye (ihds) ihtiya
duyacaktr. Eer byle bir eye ihtiya duymazsa tekvnin bir vr edici olmakszn var
olmu olduu sonucu doar ki bu Allah inkr (tatlus-Sni) demektir. Eer baka bir
ihdsa ihtiya duyarsa bu, ya kadm, ya da hdistir. Eer kadm ise zaten Allahn
ztyla kim olduu sylenen yaratma sfat olacaktr. Hdis olmas seeneinde ise
teselsl lzm gelecektir. Sbn bu delillendirmenin tekvnin hdis olmad ve
mkevvenden ayr olduu hususunu ispat etmede yeterli olduu grndedir.
226

Dier taraftan tekvn ile mkevven ayn olsa mkevvenin varl baka bir
eyden deil, kendi zt gerei olacaktr. Bu da mkevvenin varlnn zorunlu ve kadm
olmas demek olup kiiyi Allah inkra gtrecektir. Oysa tekvn ile mkevveni ayn
kabul eden Earler, mkevventn kadm olmasn kabul etme yanllna dmemek

223
Sbn, Kifye, vr. 27a.
224
Sbn, a.g.e.,, vr. 27b. kr. Teftzn, erhul-Akid, s. 76.
225
Sbn, a.g.e., vr. 27b.
226
Sbn, a.g.e., vr. 27b-28a. kr. a. mlf., Bidye, s. 37.
52
iin bu grte olduklarn sylemilerdir. Ancak burada Earlerin katklar eye
dtkleri gzlenmektedir.
227

Sbn, Rznin itirazlarna da hedef tekil eden tekvn sfatnn taalluku
meselesini yle aklamaktadr: Tekvnin ezelde mevcut olmas lemin ezelde mevcut
olmasn gerektirmez; aksine Allahn meiyyet ve iradesine gre ve yine Allahn
tekvn ve cdyla varla geli vaktinde ortaya kmasn gerektirir. Bunu u ekilde
rneklendirmek mmkndr: Bir kimse karsn aban aynda boasa ve ona Ramazan
ay gelince bosun! dese, o kimse o an ierisinde boayan konumunda (mutallik) olsa
bile kars o anda bo olmayacak, boama fiilinin taalluk ettii Ramazan aynn giriiyle
bo olacaktr. nk boayan kimse karsn aban aynda boayp da boama
gereklememi, bilakis boayan kimse filinin eserinin zuhrunun Ramazan aynda
gereklemesini dilemitir. Ayn ekilde Allahn ezelde Hlk ismiyle vasflanmas
mmkn, hatta vcib olsa da bu mkevventn ezel olduunu deil, tersine kendi irade
ve kudretiyle yaratma sfatnn zaman geldiinde mahlkun varlna taalluk edeceini
gstermektedir.
228

Fiil sfatlarn hdis olup olmad problemi Mturdler ile Earler arasndaki
en temel ihtilaflardan birisi olarak grlmtr. Bu problem erevesinde Earlerin
Allaha hdis bir sfat ve durum izfe etmeme, Mturdlerin ise Allahn ztyla kim
olan bir sfat iptal etmeme istekleri ncelikli kayglar olmutur. Fahruddin Rz, Sbn
ile geen tartmasnda tekvn sfatnn kudret sfatndan ayr olamayacan, byle bir
sfatn kabul edilmesi durumunda Allahn fiilleri iin bir zorunluluk sz konusu
olacan ileri srmtr. Fakat son dnem eserlerinde de onun Mturdlerin anlad
manda tekvn sfatn kabul etmesi, Mturdlerin konu hakknda ortaya koyduklar
umll ve derin izahlara yz evrilemeyeceini kabul ettiini gstermektedir.

227
Sbn, Kifye, vr. 28a.
228
Sbn, a.g.e., vr. 28b.
53
IV- TEKLFU M L YUTK

A- Tartmann Ak

Buharada geen bu tartmada Rznin muhatab tek bir kii deil, Hanefi
fakihleri
229
diye isimlendirdii topluluktur. Rznin aktardna gre kendisi teklfu
m l yutk (g yetirilemeyecek eyle kulu ykml tutmak)n caiz olduu
eklindeki Earlerin genel kanaatini seslendirir ve bu kan oradaki ulema tarafndan
byk tepki alr.
Bunun zerine Rz tartmay Ebu Hanifeye ait olduunu syledii bir gr
ne srerek balatr: stitaat fiille beraber deil, ondan ncedir. Rznin bu naklini
orada bulunan ulema dorularlar.
Bundan sonra Rz, muhatab olan limlerin mezhep imamlar olan Ebu
Hanifenin bu szn temel alarak teorisini desteklemeye giriir: stitaat fiilden nce
deil de fiille beraber ise, imana g yetirmek (kudret), ancak imann huslyle beraber
hasl olur. mann huslnden nce, imana g yetirmek yoktur. Fakat kul, imann
gereklemesinden nce, iman ile emrolunmutur. Bu takdirde, imann emredilmesinin,
kulun imana kudreti yok iken sz konusu olduu aktr. Zaten bizim teklfu m l yutk
dediimiz ey de bundan ibarettir. Yani kulun imana kudreti (istitaat) yok iken, Allah
onu imanla mkellef klmtr ki bu da kulu g yetiremeyecei ey ile mkellef
tutmaktr.
230

Rznin abartl ve iddial ifadelerine gre orada bulunanlar syleyecek sz
bulamazlar. Rz, getirdii delillendirmenin kati olduunu ihsas ettirmektedir.
Daha sonra Rz teklfu m l yutkn caiz olduuna dair ikinci bir delil
kurgusu ortaya koyar:

229
Rz, Mnzart, s. 51.
230
Rz, a.g.e., s. 52.
54
Allah Tel, Ebu Lehebi iman ile mkellef klmtr. Allah Telnn haber
verdii her hususta Onu tasdik etmek de imandandr. Allah da Ebu Lehebin iman
etmeyeceini haber vermitir. Dolaysyla da Ebu Leheb, iman etmeyeceine iman
etmekle mkellef olmutur! Bu da kulu iki zdd bir araya getirmekle (el-cem beynen-
nakzeyn) ki bu da muhaldir- mkellef klmaktr! Demek ki Allah kul iin imknsz
olan bir eyle onu ykml tutmutur.
231

Rz bu kurgusunu oradakilere daha da anlalr klmak iin u ncllerle rl
bir kyas zikreder:
1. Ebu Leheb iman ile mkelleftir.
2. Haber verdii her hususta Allah tasdik etmek imandandr.
3. Ebu Lehebin iman etmeyecei de, Allahn haber verdii bir eydir.
Bu ncl sabit olunca, Ebu Lehebin, iman etmeyeceine iman etmekle
mkellef olmas lazm gelir.
232

Orada bulunan ulema bu ncln hangisinin yanl olabilecei, hangisinin
rtlebilecei hususunda aralarnda hararetli bir tartmaya girerler. Birinin
sylediini dieri rtmektedir. Rz ise hibir aklamaya ihtiya duymakszn olan
biteni izlemektedir. Bylece tartma uzayp gider.
233

Mezheplerin grlerine gemeden nce Rz ile muarzlar arasnda geen bu
tartmann konusunu iki temel husus olarak tesbit etmek gerekir:
1. Teklfin kulun fiilinden, dolaysyla da kudretinden nce gerekletii, teklf
olduu esnada kulun kdir olmad ve bu nedenle teklfu m l yutkn gerekletii.
2. Rznin aklad gibi, Ebu Leheb iman ile ykmldr. Haber verdii her
hususta Allah tasdik etmek imandandr. Ebu Lehebin iman etmeyecei de, Allahn
haber verdii bir eydir. Bu ncllerden u sonu kmaktadr: Ebu Leheb iman
etmeyeceine iman etmekle mkellef olmaktadr ki bu da imknsz bir eyin teklfi
anlamna gelir.

231
Rz, a.g.e., s. 52.
232
Rz, a.g.e., s. 52.
233
Rz, a.g.e., a. yer.
55
B- Mezheplere Gre Teklfu M L Yutk

Kelmda teklfu m l yutk diye ifade olunan Allahn kulu g
yetiremeyecei eyle ykml tutmas ilk balarda Ear kelmclarla Mutezil
kelmclar arasnda tartma konusu olmu; daha sonralar ise bir Ear-Mturd ihtilaf
haline dnmtr. Mutezile Allahn kesinlikle kullarn g yetiremeyecekleri
eylerle mkellef klmadn savunurken
234
Earyye ise bunun aksini, yani teklfu m
l yutkn caiz olduunu ispata almtr.
Mturdler bu konuda Mutezilenin yannda olmular ve Allahn kullarna
g yetiremeyecekleri eyleri yklemesinin caiz olmad tezini desteklemilerdir.
235

Bu hususta mezheplerin sahip olduu kanaatleri netletirmek asndan insann
gcnn yetmedii durumlar iki madde halinde incelenirler:
1. Bir insann ayn anda iki yerde bulunmas, iki zdd bir araya getirmek gibi
hem aklen hem de deten yaplmas imkansz olan eyler.
2. Bir da kaldrmak veya arasz havada umak gibi, aklen mmkn olan fakat
deten imkansz olan eyler.
236

Birinci maddenin konusunu oluturan, zt gerei imknsz (mmteni) olan
eylerin teklfi Earlere gre caiz iken, Mutezile ve Mturdlere gre caiz deildir.
Hatta Earler bu tr teklfin vaki olup olmad konusunda da ihtilaf etmiler, bazlar
gerekletiini sylerken (Rz gibi), bazlar da vaki olmadn ifade etmilerdir.
237

Zt itibaryla mmkn olup, deten imknsz olan ikinci kka gelince,
Mturdlere gre bunun teklfi aklen caiz, fakat eran caiz deildir. Fakat burada
Mutezile bu tr teklfin aklen de caiz olmadn sylemekle Mturdlerden
ayrlmaktadr.
238


234
Ensr, Abdulali Muhammed bin Nizmiddin, Fevtihur-Rahamt bi erhi Msellemis-Sbt, (el-
Mustasf kenarnda), Msr 1322, I,123.
235
Bk. eyhzde, Nazmul-Ferid, s. 25.
236
Ensr, a.g.e. a. yer; Teftzn, erhul-Akid, s. 217 (S. Uludan 19 no.lu dipnotu).
237
Ensr, a.g.e., a. yer.
238
Ensr, a.g.e., a. yer. Uluda, bu iki maddenin dnda, tartmamzla ilgili olarak hadd-i zatnda
mmkn olduu halde srf vukua gelmeyeceini Allahn bilmesi ve irde etmesi sebebiyle
56
Dikkat edilirse, Rz tartmay istitaatin kulun fiili ile beraber olup olmamas
meselesiyle ilikilendirmitir. Bu nedenle de konu bu yne hasredilerek incelenmek
durumundadr. Buna binaen, Rznin delillendirmesine gre istitaat, yani kulun bir fiili
yapmaya kudreti, Haneflerin imam olan Ebu Hanifeye gre de fiil ile beraber ise
239
,
kulun iman ile emrolunmas, kulun istitaati olmad zaman vardr. Yani kul, bu
dnceye gre g yetiremez halde iken iman ile mkelleftir, ki bu da aslnda teklfu
m l yutk olmu olur. Ksaca, Rzye gre istitaatin fiille beraber olduunu kabul
etmek peinen teklfu m l yutakn gerekletiini de kabullenmek demektir
Bilindii gibi kelm ilmi literatrnde istitaat genel olarak kulun fiili yapmaya
kudreti olarak tanmlanm
240
ve fiilin ncesinde mi yoksa onunla beraber mi olduu
eflul-ibd (kulun fiilleri) bahisleri altnda geni olarak tartlmtr. Kul kendi
fiilinin yaratcsdr diyen Mutezile bu doktrininin bir gerei olarak kuldaki kudretin
fiilden nce olmas gerektiini savunmu
241
, Earler ve Mturdler ise, ksmen farkl
bak alaryla kudretin fiil ile beraber olduunu (istitat maal-fil) sylemilerdir.
242

Earler ve Mturdler istitaatin fiille beraber olmasnn Allahn teklfi
karsndaki durumu noktasnda farkl bak alarna sahiptirler. Earlere gre Allah
kafir olan bir kulun mmin olmayacan bildii halde onu iman ile mkellef
tutmaktadr. Onun ilminin aksinin gereklemesi mmkn olmayacana gre Allahn
bu teklfi zaten teklfu m l yutk (teklf bil-muhl) kapsamnda deerlendirilmelidir.

imknszlk hkmne giren eyler eklinde bir nc k daha saym, Ebu Lehebin iman etmesini
buna rnek gstermi ve bu manda imknsz olan eylerin teklf konusu olaca hususunda Ehl-i
Snnet ile Mutezilenin gr birlii iinde olduunu belirtmtir. Bk. Teftzn, a.g.e., s. 217 (19
no.lu dipnot). Fakat Mturdler, ilerleyen satrlarda grlecei gibi ilim maluma tabidir anlay
erevesinde bu tr teklfi imknsz bir teklf olarak kabul etmemektedirler.
eyhzdenin Telvih yazarndan aktardna gre, kulun gcnn yetmedii eyler mmteni liztih ve
mmteni li gayrih olmak zere ikiye ayrlr. Mmteni lizatih olan bir eyin teklfinin olamayaca
hususunda mmet arasnda birlik vardr. Ayrlk, ligayrih imknsz olup da bizatihi mmkn olan,
fakat kulun yetersizliklerden dolay yerine getiremeyecekleriyle kulu mkellef tutma hususunda
domutur. Her ne kadar Telvih yazar byle ifade etse de, Earlerin Allahn mmteni liztih olan
bir eyi kullarna emretmesini caiz grdkleri bilinmektedir. Bk. eyhzde, Nazmul-Ferid, s. 27.
239
stitaat fiilin ne ncesinde, ne de sonrasndadr; o fiil ile beraberdir Ebu Hanife, el-Vasiyye,
mam- Azamn Be Eseri (nr. Mustafa z), stanbul 1992, s. 89; Beyzzde Ahmed Efendi, el-
Uslul-Mnfe lil-mm Eb Hanfe (nr. ve trc. lyas elebi), stanbul 1996, s. 61.
240
Crcn, Tarft, s. 19.
241
bnul-Mrtez, Ahmed b. Yahya, Kitabul-Kalid fi Tashhil-Akid (nr. Albert Nader), Beyrut
1986, s. 97. Mutezileden Eb sa Verrk ve ibnur-Rvend gibi istitaatin fiilden nce deil de,
onunla beraber (mukrin) olduunu syleyenler olmutur. Bk. a.g.e., a. yer.
242
Teftzn, erhul-Akid (trc. S. Uluda), s. 210.
57
Dolaysyla da bu adan teklfu m l yutkn ister istemez caiz olaca sonucuna
varmak gerekmektedir.
243
Earlerin bu grlerinin ontolojik gerekesi arazn iki
anda kim olmayaca prensibidir.
244
Binaenaleyh bir araz olan istitaatin fiilden evvel
olduu sylenecek olursa, fiil annda bulunmas hkm verilememektedir.
Mturdler istitaati fiille beraber kabul etmekle doan bu problemi kulun bir fiili
ileme kudretini iki ksma ayrarak zme kavuturmaya almlardr. Buna gre,
aslnda biri fiilden nce kul ile beraber bulunan ve dieri kulun fiili iledii anda
mevcut olan iki kudret sz konusudur.
245
Mturdlerde fiilden nce bulunan bu kudrete
el-kudretul-mmekkine, fiille beraber bulunan kudrete ise el-kudretul-myessire
denilmitir.
246
el-Kudretul-mmekkine, sebeb, alet ve organlarn herhangi bir engel
barndrmamas (selmetul- esbb vel- lt vel-cevrih)
247
diye tabir olunan, fiillerin
gereklemesini mmkn klan, potansiyel bir kudrettir. Fiiller, bu kudret olmakszn
gerekleememelerine ramen, bu kudret fiilin illeti deildir.
248
el-Kudretul-Myessire
ise fiille beraber bulunan (iktirn) ve onun illeti olan kudrettir.
249
te Mturdlere gre
hakiki kudret, fiille beraber olan kudret iken
250
Allahn teklfine medar olan kudret
birinci kudrettir. Kulda potansiyel bir kudret olduu iin, kafire imann emredilmesiyle
teklfu m l yutk durumu hasl olmamaktadr. Bunun bir sonucu olarak, Ebul-Mun
Nesefnin belirttii gibi kul el-kudretul-mmekkineye sahip olmad iin, ri
tarafndan knanamaz. kinci mandaki kudrete sahip olmad iin knanr.
251

C- Rzye Gre Teklf-i M L Yutk


243
Ensr, Fevtih, I, 126.
244
Bk. Teftzn, a.g.e., s. 211.
245
Nesef, Tebsra, II, 113.
246
Ensar, Fevtih, I,137; Teftzn, erhul-Akaid (trc. S. Uluda), s. 219. Huleyf, A Study, s. 138.
247
Bk. Nesef, mer, Metnul-Akid, (erhul- Akid ve Kestel Hiyesiyle beraber) s. 104.
248
Nesef, Tebsra, II, 113.
249
Nesef, a.g.e., II, 113.
250
Nesef, a.g.e., II, 115.
251
Nesef, a.g.e., a. yer. Nesef, birinci anlamdaki istitaatin fiilden nce olduuna limler ittifak etmitir.
Ama ikinci anlamdaki kudrette ihtilaf etmilerdir: Mutezile, Drriyye ve Kerramiyyenin ouna
gre, fiilden nce; Mturdyye, Ehl-i hadis mtekellimlerinin ou ve Neccariyye'ye gre fiille
beraber olup, fiilden nce gelmesi muhaldir (s. 116) diyerek Earlerle Mturdler arasndaki fikir
birliine iaret eder.
58
Fahruddin Rz, eserlerinde teklfu m l yutkn caiz ve bilakis vaki
252

olduunu taviz vermez bir slupla anlatr ve bunu akl ve nakl delillerle desteklemeye
alr. Rznin dncesine gre teklf, tabiat gerei g yetirilemeyecek eyle
ykml tutulmay iermektedir. Bu hususu Rz yle aklamaya girimektedir:
Allah Tel bir takm kimselerin iman etmeyeceklerini yetlerinde bildirmitir.
Mesela: Kafirleri uyarsan da, uyarmasan da birdir; onlar iman etmezler
253
, Andolsun
ki onlarn ou gafletlerinin cezasn hak etmilerdir ki onlar iman etmezler
254
, Ebu
Lehebin iki eli kurusun! Ve kurudu da!
255
yetleri bu duruma rnektir. Bu yetlerden
u sonu kmaktadr ki, Allah belirli ahslarn asla iman etmeyeceklerini haber
vermitir. Eer onlar iman etseler, Allahn haberinin yalan olmas gerekir. Allahn
yalan sylemesi de imknsz olacana gre, o kullardan imann sadr olmas
imknszdr. Dolaysyla onlar iman ile mkellef klmak muhli teklften, yani teklfu
m l yutktan baka bir ey deildir.
256

Rz bu yarglarn yle aklamaya almaktadr: mann,
gereklemeyeceinin Allah tarafndan bilinmesine ramen hasl olmas imkanszdr.
Allahn ilminin doru olduunun ispat, ancak kulun imansz olacan bilmesi kulda
gerekletii taktirde mmkndr. Yani Allahn byle bir ilmi, kulun haline mutabk
olmaldr. yet iman, aksi bilindii halde gerekleirse iki zttn bir arada bulunmas
(el-cem beynen-nakzeyn) anlamna gelir ki bu da muhaldir Allahn kulunu iman
etmeyeceini bildii halde mkellef klmas, cem beynez-zddeyni emretmekten baka
bir ey deildir. Dolaysyla da Allah muhal olan bir eyi kullarna emretmektedir.
257

Netice olarak Allahn herkesi iman etmekte mkellef klmas teklfu m l yutktan
baka bir ey deildir.
258

Rz, bu aklamalarndan sonra Allahn ilim ve haberinin fiilin
gereklemesini engellemeyeceini, ksaca Allahn ilminin maluma tabi olduunu

252
Rz, Metlib, III, 305
253
Bakara 2/6.
254
Yasin 36/7.
255
Mesed 111/1.
256
Rz, Metlib, III, 305.
257
Rz, a.g.e., III, 306.
258
Rz, a.g.e., a. yer.
59
savunan muarzlarnn akl ve nakl bir takm kuvvetli delillerini uzunca serdeder. Bu
kar delillerin ierisinde Allah bir kulu ancak kudreti kadar sorumlu tutar
259
yeti
gereince, Kuranda hibir yette teklfu m l yutkn caiz grlmedii
260
, Allahn
bir eyin olmayacan bilmesi eer o eyin olumasna engel olursa, bu durumun
Allah ihtiyar sahibi deil de, zorunlu (bil-cb) olarak yaratan bir varlk konumuna
getirecei
261
, ilmin bir eye, o eye bal olarak taalluk ettii yoksa malumun ilme tabi
olmad
262
, Allahn ilmi kulun bir fiiline engel olsa, kul iin cebrin lazm gelecei
263
,
Allahn muhal bir eyi kullarna emretmesinin sefeh ve abes bir ey olduu
264
gibi
delillendirmeleri zikretmitir. Rz, bu kar delillere verdii ayrntl cevabnda Kab
ve Ebul-Hseyn Basrye nisbet ettii ilim maluma tabidir, bir kulun iman hali
hazrda gereklemi ise Allahn ezeldeki ilmi o imann hasl olmasnadr. Eer kul
kafir olmusa ezeldeki ilim de ylece taalluk eder
265
anlayn, gyet zayf olduunu
syleyerek bir takm delillendirmelerle reddeder.
266

Fakat, Rznin bu tutumunu sergileyiinde Mutezileyi muhatab kabul ettiini
gz ard etmemek gerekmektedir. Rznin bu tavrnn arkasnda, mutlak olarak kabul
etii Allah kullarnn maslahatlarn gzetmez ilkesi vardr. Rz bu konuda tam bir
Eardir ve bu prensibi Mutezileye kar yle iddetle savunur ki herhangi bir
konuda yeri geldiinde defaatle zikretmekten ekinmez.
267

te yandan Rz, istitaatin fiile beraber olmas meselesinde aadaki szleriyle
Mturdlerin grne ok yaklamaktadr:
Organlarn salam oluu ve mutedil mizac demek olan kudret, fiilin
gereklemesinden nce vardr. Fakat bu kudret elbette fiilin gereklemesi iin

259
Bakara 2/286
260
Rz, a.g.e., III, 310.
261
Rz, a.g.e., III, 310, 311.
262
Rz, a.g.e., III, 311.
263
Rz, a.g.e., a. yer.
264
Rz, a.g.e., III, 312.
265
Rz, a.g.e., III, 313.
266
Rz, a.g.e., III, 314.
267
Nitekim teklfu m l yutkn vaki oluunu da bizzat buna dayandrdn daha konu balnda ifade
eder: f isbti ennet-teklf bi m l yutk vki. Ve enneh met knel-emr kezlik, imtenea en
yukl: inneh tel yur meslihel-ibd. Bk. Rz, Mefthul-Gayb, III, 440.
60
yetmez.
268
Bu kudrete kesin gd (ed-diyetul-czime)
269
katldnda, sz konusu
kudret belirli bir fiili gerektiren bir sebeb olur. Sonra bu fiilin o btnn [yani azalarn
selameti ve kesin gd] husul ile gereklemesi gerekir. nk elbette eser, tam
messirinden geri kalmaz.
Dolaysyla bu mutedil mizacn daha nce gelmi olmasndan tr "istitaat fiilden
ncedir" diyoruz. Kudret ve tam messir olan gdnn bir araya gelerek ortaya
kmas ile beraber, fiilin gereklemesinin zorunlu olmas bakmndan da "istitaat
fiille beraberdir" diyoruz.
270


Her ne kadar Rz bu pasajnda Haneflerin el-kudretul-mmekkine ve el-
kudretul-myessire ayrmna katlyor grnse de, fiilden nce bulunan kudretin var
olmasyla teklfu m l yutk durumunun ortadan kalkmayacan da ifade etmektedir.
Mturdler, fiille beraber bulunan kudretin iki zt (yani fiili ileme ve terk etme) iin de
geerli olduunu sylemekle problemi zdklerini dnseler de
271
, Rz alet ve
sebeplerin salam olmasnn hem fiil hem de terk iin geerli olduunu kabul ettiini,
fakat buna kesin motivin katlmasyla, bu btnn iki zt iin geerli olmayacan
sylemektedir.
272

D- Mturdlere Gre Teklfu M L Yutk

stitaatin fiille beraber kabul edilmesiyle ortaya kan teklfu m l yutk
problemine Mturdler, istitaatin iki zt (fiil ve terk) iin geerli olduunu ifade ederek
cevap vermilerdir. Buna gre, kafirin hem iman etmeye, hem de kafir olarak kalmaya
hakiki anlamda kudreti var iken o kfr semitir. Aksi taktirde Allah kulunu g
yetiremeyecei eyle mkellef tutmu olacak, sonunda ona iman etmedii iin azab
edecektir ki bu da caiz olamaz.
273
te yandan teklfin shhati de sebep ve aletlerin

268
Mturdlerin de el-kudretul-mmekkinenin fiilin icrasna yetmediini kabul ettikleri yukarda
aklanmt.
269
Kullarn fiilleri konusunun temel kavramlarndan olan diye ve srifeyi Rz yle aklar: Bizden ne
zaman bir fiil veya terk sadr olursa, bu fiil veya terkden nce kalbimizde o fiilin terke tercih
edilmesini veya aksini gerektiren bir hal ortaya kar. te fiili tercih eden hale diye, terki tercih
etmeye sebeb olana da srife denmektedir. Rz, Metlib, III, 9.
270
Rz, Melimu Uslid-Dn, s. 64.
271
Nesef, Tebsra, II, 160.
272
Rz, Melimu Uslid-Dn, s. 64.
273
Nesef, Tebsra, II, 161 vd.
61
selametine dayanmaktadr. detullah byle cari olmutur ki kul, organlarnn salam
olmasyla beraber bir fiile kastettiinde, kudret [el-kudretul-myessire] ortaya
kmaktadr. Dolaysyla bu ynden de teklfu m l yutk sz konusu olmayacaktr.
274

Ebu Lehebin imanna gelince, Mturdler, teklfin sadece tasdik hususunda
olduu, bir kimsenin tasdik etmeyeceinin sylenmesinin Allahn haber vermesi
olduu, Ebu Lehebin ise bu haber vermeyi tasdik ile mkellef olmad
grndedirler.
275
Kald ki mmkn olan bir ey imkn durumundan ilim veya haber
ile kamaz.
276
lim, maluma tabidir.
277
Bunun yannda Allah yalnzca Ebu Lehebin
iki eli kurusun, kurudu da buyurmutur. Yoksa onun imansz olduunu ifade
etmemitir.
278

Mezhebin imam Eb Mnsr Mturd, bu konu erevesinde Bakara sresi
256. yetin tefsirinde ilgili ibaredeki vs (g yetirmek) kelimesi zerine
odaklanmaktadr. O, sonraki Mturdlerin ayrmna temel oluturacak ekilde istitaati
istitatul-ahvl vel-esbb ve istitatul-efl eklinde iki ksma ayrr. Bunlardan hal
ve sebeplerin istitaati kulun iledii fiilden nce gelmektedir. Yoluna gc yetenlerin
o evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr
279
yetinde de kulun bu
potansiyel kudretine iaret edilmektedir. Nitekim bir hadiste de Hz. Peygambere
(s.a.v.) istitaatin ne olduu sorulmu, o da azk ve binektir eklinde cevap vermitir.
Mturd, teklfin istitaatin bu ksmna taalluk ettiinin de altn izmektedir. Buna
mukabil istitatul-efl ise fiilin gereklemesi halinde bulunur ve iki zaman iin bk
olmas sz konusu deildir.
280

Teklfi kula, yapt taktirde sevap alaca yapmadnda da cezalandrlaca
ekilde, faili iin bir klfeti barndran bir fiili yapmasn ilzm etmek eklinde
amlayan Nruddin Sbn teklfin bu anlamnn ancak kulun g yetirebildii eyler

274
Nesef, Ebul-Berekt, el-Umde fil-Akid, s. 32, 33.
275
Huleyf, A Study, s. 135.
276
Ensr, Fevtihur-Rahamt, I, 127, 128.
277
Geni izah iin bk. Beyz, rtul-Merm, s. 251.
278
Esnevi, Niyahetus-Sl erhu Minhcul-Vusldan naklen Huleyf, s. 135. Hanef limlerden
nakledilen bu ve buna benzer eletiriler iin bk. Huleyf, A Study, s. 135, 136.
279
l-i mrn 3/97.
280
Mturd, Tevltu Ehlis-Snne, I, 241.
62
hususunda mmkn olabileceini vurgular.
281
Ona gre, teklfin hikmeti ya
Mutezilenin dnd gibi mkellefin o fiili ed etmesidir, ya da Mturdlerin
grlerine gre imtihan (ibtil)dr. Her iki durumda da kulun g yetiremeyecei bir
hususta, teklfin bu iki hikmetinin gereklemeyecei aktr.
282

emsddin Semerkand, istitaat-teklf meselesinde de zellikle Rznin
itirazlarn dikkate alarak bunlara cevaplar verir. Semerkand, Allah kafirin iman
etmesini emretmitir, te yandan onun iman etmeyeceini bilmektedir. Dolaysyla,
aksi olursa Allahn ilminde bir deiiklik lazm geleceinden o kulun iman etmesi
muhaldir eklinde ortaya koyduu ve Rz tarafndan da ak bir ekilde dillendirilen
probleme ilmin maluma tabi olduunu, yoksa onu gerektirmediini ifade ederek cevap
verir.
283
Teklf ya fiilden nce, ya da onunla beraberdir. Her iki durumda da teklfu m
l yutk sz konusudur. nk fiilden nce kudret yoktur. Fiil halinde ise fiil zarur
olarak gereklerir iddiasna kudretin fiilden nce olduunu ksaca belirterek
284
, Ebu
Lehebin durumuna da Allahn bir eyi haber vermesinin onun gereklemesini icab
ettirmeyeceini vurgulayarak cevap vermitir.
285

Rz ile Hanef limleri arasnda geen bu tartmada Rznin Haneflere kar
kendi imamlarnn o konudaki grn kullanmak suretiyle sorular ynelttii ve
Earlerce daha nce de kullanlagelen delilleri dile getirdii mahade edilmektedir.
stitaatin fiille beraber olmas meselesinde Mturdler ile ayn gr paylamaktan
ekinmedii grlen Rznin, te yandan teklfu m l yutkn caiz ve bilakis vaki
olduu konusunda ise bandan beri kesinlikle taviz vermedii vurgulanmaldr.
Rznin bu noktadaki tavr kesindir ve Allahn kullarn maslahatn gzetmek zorunda
olmadn Mutezileye kar taviz vermez bir ekilde savunmaktadr. Rznin eserleri
tedkik edildiinde, kullarn fiilleri meselelerinde ilmullah ve kudretullah karsnda,
genel olarak insann irde ve fiil hrriyetinden pek yana olmad, Allahn ilim ve
kudretine halel getirmemeye alt ve belki bu urann bir sonucu olarak da, ezel
ilim-kullarn fiilleri meselesinde bir takm kmazlarn ve karklklarn iine dt

281
Sbn, Kifye, vr. 65b.
282
Sbn, a.g.e., a. yer.
283
Semerkand, Sahif, s. 471.
284
Semerkand, a.g.e., s. 472.
285
Semerkand, a.g.e., a. yer.
63
grlebilmektedir. Sonuta Rznin bu konuda kendine has tavizsiz tavrnn esas
muhatab Mutezile iken, Mturdler Mutezileye yakn fikirleriyle iin iine
girmektedirler. Tartmann olduu dnemden sonra da gerek Rz, gerekse
Mturdlerin kendi fikir ve delillendirmelerini devam ettirmekte olduklar
grlmektedir.
64
V- RYETULLAHTA VARLIK DELL

A- Tartmann Ak

Fahruddin Rz bu tartmay, Buharada en-Nr es-Sbn
286
ile yapmtr.
Rznin bize aktardna gre, Sbn kendisini bulunduu civarn mtekellimi olarak
tantmaktadr. Otoriter yapsnn bu durumu pek kabullenemedii anlalan Rz, bunun
zerine Sbn hakknda bir hikaye duyar. Buna gre Sbn, Mavernnehir
blgesinden hac yolculuuna km; anlald kadaryla, yol boyunca farkl
mezheplere mensup limlerin katld meclislerde hazr bulunmu ve kendi ifadesiyle
insan denilebilecek hibir kimseye rastlamamtr
287
. nk ona gre buralardaki
limlerin hepsi de anlaytan son derece uzak kimselerdir. Sbn bu szlerini minberde,
Irak ve Horasan ulemasnn da bulunduu bir yerde syleyince oradaki ulema, misafir
bulunduklar bir memlekette Sbnnin sarfettii szlerden rker ve rahatsz olurlar.
Rznin aktardna gre, Sbnnin Mekke seyahatini Horasan ve Irak
beldelerini katederek yapt dnlrse, bu beldelerin ulemasna kar ciddi bir
kmsemede bulunduu anlalabilir. nk Sbnnin muhtemel gzergah Merv,
Niabur, Isfahan ve Basra gibi ilim merkezlerini kapsam olacaksa gerekten de
Rznin ifadesiyle Irak ve Horasan ulemasn taciz ettii
288
sylenebilir.
Kendisini ziyarete gelen Sbnnin ayn szleri Rznin yannda da tekrar
etmesi zerine tartma balar. Kitaptaki tm tartmalarda olduu gibi
289
bu
tartmann da kontrol Rznin elindedir ve tm sorular Rz sormakta ve hasmn
istedii yne tevcih etmektedir. Tartmalar nakleden tek tarafn Rz olduu gz

286
Tannm Mturd kelmc Ahmed b. Mahmd Nruddin Sbn (v. 580/1184)nin nerede ve hangi
tarihte doduu hakknda bilgi bulunmamaktadr. Hayat hakknda ayrntl bilgi kaynaklarda mevcut
olmamasna ramen, Buhrada yaayp vefat etmi olmas muhtemeldir. Kelma dair bilinen en
nemli eserleri el-Kifye f Uslid-Dn, bu eserin bir zeti mhiyetinde olan el-Bidye f Uslid-Dn
(Mturdiyye Akidi, nr. Bekir Topalolu, Ankara 1998) ve ismetul-enbiy konusunu ele alan el-
Mntekdr. Bk. Topalolu, Bekir, Giri, Mtrdiyye Akidi, s. 19-36.
287
Rz, Mnzart, s. 14.
288
Rz, a.g.e., a. yer.
289
Kitaptaki tm tartmalar ayr ayr oturumlarda gereklemitir.
65
nnde tutulursa durumun byle gzkmesinin doal olduunu ifade etmek
mmkndr.
Rz ilk nce muarzna neden bu ekilde bir yargya vardn, ulema ile
herhangi bir tartmaya girip girmediini sorar. Sbn ise byle bir tartma ortam
olumadn, sadece kendisinin verdii bir vaazda delillerini ne srd mesele
hakknda hi kimsenin soru sormayp, aklama getirmediini ifade eder. Rz buna,
limlerin vaaz meclislerinde sessizlii tercih ettiklerini, dolaysyla da buna dayanarak
onlarn sz konusu hususlarda bilgisiz olduklarn karmann yanl olduunu syler ve
Sbnnin buradaki karmnn yanl olduunu vurgular. Rznin ifadesi sert olmu
olacaktr ki, Sbn utanr. Rznin bu giriten maksad aslnda hasmn psikolojik
olarak kertmektir.
290

Bunun akabinde Rz, Sbnnin dierlerine galip geldiini iddia ettii
meselenin ne olduunu sorar. Konu, mtekaddimn ve mteahhirn kelm kitaplarnda
nemli bir yer igal eden ryetullah (Allahn grlebilmesi) meselesidir. Yalnz
tartma, genel olarak ryetullah konusu zerine odaklanmamaktadr. Temel mesele
ryetullahn ispatnda varlk (vcd) delilinin geerli olup olmamasdr.
Rz, Sbnnin ryetullah desteklemede varlk delilini kullandn renince
ona hli kabul edip etmediini sorar. lk bakta bu sorunun meseleyle ilgisini
kuramayan Sbn, Hl de nedir? Bu meselenin hlin isbat yahut inkryla ne
alakas var? diyerek hayretini belirtir. Bunun zerine Rz ta gediine koyduunu
dnr ve olduka tatsz bir biimde muarznn deil limler zmresinden olmay,
akll bile olmadn ifade eder. Rznin bu szleriyle, Sbnnin gittii yerlerde
hibir akllyla karlamadn ifade ettii szlerine misilleme yapt gzlerden
kamamaktadr.
Rznin bu kn akl olarak delillendirmesi ise u ekilde olmutur: Rznin
nazarnda, varlk delilini destekleyenlerin ifade ettikleri gibi Siyahn grlmesi
mmkndr (sahih)
291
; bu imkn (shhat) onun siyah olmasyla muallel deildir; aksine

290
Rz, Mnzart, s. 15
291
Tez ierisinde sahh kavram mmkn, shhat ise imkn eklinde tercme edilmitir. Shhatin
geerlilik eklinde evrilmesi mmknse de baz yerlerde anlam olduka zorlatrmaktadr. Bu
nedenle, en yakn terim olan imkn kullanlmtr.
66
var olmasyla mualleldir denilirse, bu durumda eer siyah olmas, var olmasnn ayn
olsayd, nefy ve ispat yolu ayn ey olmu olurdu ki bunu doru kabul eden, akl
dairesinden kar. Fakat siyah olmas var olmasyla ayn deildir denilirse; bu iki
farkl ey, mevcd iseler; arazn arazla kim olmas gerekir ki bu, Rznin muarzna
gre de yanltr; yok eer ikisi srf yokluk iseler, yine bu da imknszdr. nk
bundan var olan (mevcd) siyah, salt yokluktur demek lazm gelir. Eer bu ikisi ne
mevcd, ne de madum iseler; ite bu da mevcd ile madum arasnda bir vasta ispat
etmeyi gerektirir ki bu da hldir.
292

Rz bundan sonra Siyahn grlmesinin imkn, siyah olmasndan deil, var
olmasndandr diyen bir kimsenin, kendi ifade ettii many kavrayamam ve
dnememi olmasn aklllar zmresinden km olmakla izah eder ve muarzn da
bununla itham eder.
Rz muarznn zarriyyt bilmediini iddia etmekte olduu iin ona bu
yaktrmay yapmtr. Rznin bu sert kn belki de kendisinden beklemeyen
Sbn olduka arr. En sonunda da Rz, muhatabnn gnln alm olmak iin
kendisine Sana eziyet ve hakaret etmek iin bu szleri sylediimi sakn sanmayasn!
Ben bunlar, lim ve fzllara tekrar tan etmemen iin tenbih olsun diye syledim der
ve yine Rznin ifadesiyle birbirlerine veda ederek ayrlrlar.
Bu son derece tatsz bir ekilde cereyan eden tartmada, grld zere Rz,
Sbnnin ulemay idraksizler olarak nitelemesine karlk vermek istemi ve konuyu,
kendisinin zaruriyyttan sayd ama muarznn fark edemedii bir noktaya getirmeye
gayret etmitir. nk kelmclar ve felsefecilerin genel kabullerine gre zaruriyyt,
herkesin zerinde ittifak etmesi gereken ncllerdir. Dolaysyla bu hususlarda herhangi
bir phe insan en iyi durumda sofist, en kt durumda da inat ve akldan hl
konumuna getirecektir.
293

mdi, Rz kendisinin zarr kabul ettii bilgiye bir mantk taksim ile ular.
Buna gre bir eyin grlmesinin nedeni olarak var olmasn gsteren kii, kanlmaz

292
Rz, Mnzart, s. 16.
293
Zarriyytn klasik epistemolojide tuttuu yeri grmek ii bk. Ebher, sgc, s. 84; Crcn, Seyyid
erif, erhul-Mevkf, Msr 1325, I,123.
67
olarak iki durumla kar karyadr. Mesela siyah var olduu iin grlyor ise, ya siyah
olmas var olmasnn ayndr, ya da gayrdr. Ayn olamaz, nk o zaman bir eyi
kendisiyle talil etmek gibi bir mantk yanllnn iine dlr. Eer gayr ise, bu
durumda yine iki durum ortaya kar: Bunlarn ikisi de ya var, ya da yokturlar. Var
iseler arazn (siyah) arazla (vcd) kim olmas lzm gelir ki kelm ontolojisinde bu
btldr.
294
Dier taraftan ikinci kk, yani bu iki gayrn yok olmalarn da dnemeyiz.
Dolaysyla bunlarn (siyah olmakla var olmann) ne var ne de yok olmalar gerekecektir
ki, bu da onlarn Mutezil terminolojideki karlyla hl olduklarn gstemektedir.
Tartmann akndan Rznin konuyu tevcih ettii yne dikkat edilirse, Rz
Siyahn grlmesinin imkn, siyah olmasndan deil, mevcd olmasndandr szn
syleyen bir insann, hl teorisini de benimsemesi gerektiini zmnen ifade etmektedir.
Yani daha net bir ifadeyle, Rzye gre vcd delilini ancak ahvl teorisini kabul
edenler destekleyebilirler.

B- Mezheplere Gre Ryetullah ve Varlk Delili

Allahn grlebilmesi (ryetullah) hususu kelmda daha ok Ehl-i Snnet ile
Mutezile arasnda tartma konusu olan bir meseledir. Bilindii gibi Mutezile,
oluturduu bir takm kriterlere binaen nasslarn zahirinin aksine ahirette Allahn
grlemeyeceini iddia etmitir. Onlara gre bunun kabul edilmesi tenzih ilkesi
asndan sistemlerine uymamaktadr.
295

Hem Ehl-i Snnet, hem de Mutezile kelm ekolleri ryetullah tartmas
erevesinde kendi iddialarn, nakl ve akl delilleri kullanarak desteklemeye
almlardr.
296
Bu konuda akl, naklin anlalmasnda temel kriter yapt aka belli

294
Mesela bk. Semerkand, emsuddin, es-Sahiful-lhiyye, nr. Ahmed Abdurrahman erif, Kuveyt
1985, s. 247.
295
Bk. Kd Abdulcebbar, erhul-Uslil-Hamse, nr. Abdulkerim Osman, Kahire 1996, s. 232 vd.
296
Ehl-i Snnetin kelm kitaplarnda Kurn- Kermden getirilen deliller genellikle u yetlerdir: Arf
7/143; Nis 4/153; Kyme 75/22; Ynus 10/26. Buna karn Mutezile de Enm 6/103 yetini
kullanmakta, bunun yannda Arf suresindeki yetin Allahn grlemeyeceine hamledilmesi
gerektiini dnmektedir. Bu yet ve dier yetler etrafnda Ehl-i Snnet ve Mutezile arasndaki
tartmalar iin bk. Kd Abdulcebbar, erhul-Uslil-Hamse, s. 232-248; Nesef, Ebul-Mun,
68
olan Mutezileye gre Allahn grlebilmesi aklen mmkn olmad iin, bunu ihsas
ettiren yetlerin de tevil edilmeleri gerekmektedir.
297
Mutezillerin odaklandklar nokta
grmenin aklen ne mhiyette olduu hususudur. Onlarn anlayna gre Allahn
grlebilmesinin mmkn olup olmad nemlidir.
298
Bu erevede Allah sz konusu
olduunda grme fiili, gibin hide kyas edilme metodu temel alnarak karlkl
olma delili (delletul-mukbele) ne srlerek nefye allr. Bu kanta gre, iinde
yaadmz lemde (hid) bir kimsenin duyu organyla bir eyi grebilmesi iin ancak
o ey ile kar karya olmas gerekmektedir. Kullar ile Allah arasnda byle bir eyin
vuku bulmas ise her halkarda sz konusu olamaz.
299
Bu nedenle de Mutezile insann
duyu organ olan gz ile Allah grebilmesinin imknsz olacan syler. Kad
Abdulcebbar, Allah gzler ile grmek imknsz iken, marifet ve ilim ile grmek
caizdir derken grmenin farkl bir mhiyette olmas gerektiine iaret etmektedir.
300

Dier yandan Mutezileye gre, gerek manda grme fiilinin kulda
gerekleebilmesi iin sekiz artn bulunmas gerekmektedir. Bunlar; 1. duyu organnn
selim olmas, 2. eyin, grlebilecek bir konumda olmas, 3. grlemeyecek kadar
yakn ve 4. grlemeyecek kadar uzak olmamas, 5. nesnenin ok kk olmamas, 6.
hava gibi ok effaf olmamas, 7. gren ile grlen arasnda herhangi bir engelin
bulunmamas ve 8. grlen eyin grenin karsnda olmasdr.
301
Bu sekiz art
olmadka grme olay gerekleemez. Sz konusu artlarn gerekletii anda da
grme olaynn olumas zorunludur. Oysa ilk iki artn dndaki alt madde Allah
Tel iin geersizdir. nk Allah sz konusu vasflara sahip olmaktan mnezzehtir.
Dolaysyla ilk iki artn gerekletii u anda bizim Allah grmemiz gerekirken

Tebsratul-Edille f Uslid-Dn (nr. Hseyin Atay), Ankara 2004, I, 514-525; Sbn, Nruddin, el-
Kifye fil-Hidye, Lleli ktp. nu. 2271., vr. 29b-31a.; mid, Seyfddin, Ebkrul-Efkr (thk. Ahmed
Muhammed Mehdi), Khire 2002, I, 517-525; Teftzn, erhul-Akid, s. 107-109.
297
Kololu, Orhan ener, Cbblerin Kelm Sistemi (Baslmam Doktora Tezi), U..S.B.E., Bursa
2005, s. 221.
298
Bk. Kd Abdulcebbr, erhul-Uslil-Hamse, s. 234.
299
Kd Abdulcebbr, a.g.e., s. 248.
300
Kd Abdulcebbr, el-Muhtasar fi Uslid-Dn, Rasilul-Adl vet-Tevhd iinde (nr. Muhammed
Ammre), Kahire 1971, I,190.
301
Rz, Fahruddin, el-Metlibul-liye minel-lmil-lh (thk. Ahmed Hicz Sekk), Beyrut 1987, I,
83.
69
gremediimize gre, Allahn zt itibaryla ne bu dnyada, ne de hirette grlemez
olduunu kabul etmek gerekmektedir.
302

Mutezilenin akl plandaki bu karm ve istidlllerine karn Ehl-i Snnet
kelmclar ryetullahn aklen imknsz deil, ciz ve mmkn olduunu ileri
srmlerdir. Snn kelmn bu konudaki anlayna gre, nasslar Allahn ahirette
grlmesinin vcib olduunu gstermekte iken, akl deliller de meselenin cevz ynne
dellet etmektedir.
303

Ehl-i Snnet ise nasslarn tevil edilmesine kar km ve Allahn, ahirette
mminler tarafndan grleceini ispat etmek iin eitli deliller ortaya koymutur. Ehl-
i Snnet kelmclar ryetullaha akl dayanak bulma hususunda genel anlamda
ryetin illetinin ne olduu problemi zerine younlamlardr. Bu meyanda, onlara
gre eyler arasnda ortak olan bir nitelik aranm ve grlebilmenin illeti
tartlmtr.
304
Yani hangi ortak vasfa (el-vasful-mterek) sahip olan ey veya eyler
grlebilirler? Ebul-Mun Nesefi (v. 508/1115)nin ifadelerine baklacak olursa
Mturdlerin eviline gre bir eyin ryetinin illeti kim biz-zt (kendi zatyla
kim) olmasdr.
305
Bu talili kabul etmeyen Mutezile, el-cz ellez l yetecezznn
da kendi ztyla kim olduunu, fakat grlemediini ne srer.
306
Yine bu konuya
olduka geni yer ayran Nesefnin ifadesine gre Mutezileden bazlar ryetin
illetinin cisim olmak olduunu sylemilerdir. Bunlara gre el-cz ellez l yetecezz
cisim olmad iin grlememektedir. Bu grte olan Nazzm (v. 220/835)a gre
renk, tat ve kokular birer cisimdirler. Tek araz vardr; o da harekettir. Dolaysyla da
renkler cisim olduklar iin grlebilmektedirler.
307
Fakat Mutezilenin sonra gelenleri
bu gre katlmamlardr. Ebu Ali Cbb (v. 303/916) cevherlerin ve renklerin
grlebilecei konusunda Ehl-i snnet kelmclaryla ayn gr paylamtr.
308


302
Sbn, Kifye,vr. 29b; Rz, Metlib, a. yer.
303
Nesef, Tebsra, I, 545; ehristn, Abdulkerim, Nihyetul-kdm f lmil-Kelm (thk. Alfred
Guillaume), Londra 1934, s. 369; mid, Ebkrul-Efkr, I, 491.
304
Bu illet kelm kitaplarnda el-illetul-mutlaka (Bk. Nesef, Tebsra, I, 533) ve musahhih (Kd
Abdulcebbar, erhul-Uslil-Hamse, s. 274; mid, Ebkrul-Efkr, I, 292) olarak da gemektedir.
305
Nesef, a.g.e., I, 526.
306
Nesef, a.g.e., I, 529.
307
Nesef, a.g.e., I, 527.
308
Nesef, a.g.e., I,533.
70
Mutezil ve ilk dnem Mturd kelmclar arasnda bu ekilde grlebilmenin
illetinin kim biz-zt veya cisim olmak olduunu syleyenler olduu gibi, Earler
ve ge dnem Mturdler, bu illetin var olmak (vcd) olduu konusunda gr birlii
ierisindedirler.
309
Buna gre grlebilmenin tek illeti vardr: O da var olmaktr. Bu
genel dne gre var olan her ey grlebilir (kll mevcdin yesihhu en yur)
310
.
Bu ontolojik kaide ryetullah meselesinde varlk delili (dellul-vcd) olarak
bilinmektedir.
311

Varlk delili Ehl-i Snnet kelmclar tarafndan yle takrir edilmitir: Aklen
sabit olan bir husustur ki cevherin grlmesi mmkndr (sahh). Bir araz olan renk de
grlebilir. Cevherler ve renkler, grlmelerinin mmkn olmas konusunda ortaktrlar
(itirk). Bu imkn (shhat), hdis bir hkmdr. Dolaysyla bir illetinin olmas gerekir.
Ayn hkmleri farkl illetlerle talilin imknsz olmasndan tr, ortak hkmn
talilinin ortak bir illetle yaplmas gerekir. Cevherlerle arazlar arasnda ortak olan ey de
ya hudstur ya da vcddur. Ad geen shhatin illetinin huds olmas sz konusu
deildir. nk huds zaten sonradan ortaya kan varlk ve bir eyin varlndan
nce yokluun bulunmas durumundan ibarettir. Bu taktirde geriye yalnzca vcd
kalmaktadr. O zaman Allahn var olmas, ryetinin shhati iin geerli bir illet
olacaktr. llet hsl olunca da hkm hsl olur.312

309
Nesef, a.g.e., a. yer.
310
Bklln, Ebu Bekr, Kitbut-Temhd (nr. Richard J McCarthy), Beyrut 1957, s. 266; Cveyni,
Ebul-Mel, el-rd il Kvtl-Edilleti fi Uslil-tikad (nr. Esad Temim), Beyrut 1996, s. 163;
Nesef, Tebsra, I, 544; Rz, Fahruddin, Kitbul-Erban fi Uslid-Dn (nr. Ahmed Hicazi Sek),
Beyrut 2004, s. 184; Sbn, Bidye, s. 41. Ear, Kitbul-Lma nda ryetullah bahsinde vcd
delilini kullanmaz (Bk. Ear, Ebul-Hasen, Kitabul-Lma fi-Reddi al ehliz-Zeyi vel-Bida, (nr.
Abdlaziz zzuddin es-Srvn), Beyrut ts. Fakat Kd Abdulcebbarn bu delili reddetmesinden, Ear
dneminde de bilinmekte olduunu kartmak mmkndr. Bk. Kd Abdulcebbar, erhul-Uslil-
Hamse, s. 274 vd.
311
Rz, Mnzart, s. 15; Teftzn, Saduddin, erhul-Akid (trc. Sleyman Uluda), stanbul 1999, s.
184.
312
ehristn, Nihyetul-kdm, s. 357; Sbn, Kifye, vr. 32a; Rz, Erban, s. 184. Ayrca bk.
Yeilyurt, Temel, Tanrnn Aknl Balamnda Ryetullah Sorunu, Malatya 2001, s. 35 vd.
Earlerin ortak illeti bulmak suretiyle gelitirdikleri bu varlk deliline Mutezile cevap vermekte
gecikmez. Onlara gre mevcd olan her eyin grlmesi gerektii karm yanltr. nk var olan
bir ok eyin (kokular, irdeler gibi) grlemedii bilinmektedir. Yine Earlere gre kiinin
madm olan eyleri bile, Allahn ona mteallik olan eyleri yaratmasyla grmesi caiz kabul
ediliyordu. Peki o zaman neden var olmayan eyler grlemez diye bir kanya varmlardr? Ayrca
Mutezileye gre ryetin illetinin vcd olarak kabul edilmesinde de birok sakncalar mevcuttur.
Bk. Kd Abdulcebbar, erhul-Uslil-Hamse, s. 274, 275. Burada dikkat ekilmesi gereken husus
udur ki, Mutezile, bu deerlendirmelerini Ehl-i Snnetin var olan her eyin grlmesi gerektii
71

C- Fahrddin Rzye Gre Ryetullah ve Varlk Delili

Fahruddin Rznin ryetullah konusundaki grleri, eserlerinin muhtevasna
bakld taktirde deiiklik arz etmektedir. Rz, ryetullah konusuna elimize ulaan
hemen her kelm eserinde deinmesine ramen, Kitbul-Erban fi Uslid-Dninde
konuyu en geni olarak tartr ve bu husustaki kesin tavrn yanstr.
Rz bu eserinde ryetullah bahsini alt blmde incelemitir. lk nce
Allahn grlebilmesi mmkn olur mu? sorusundaki amacn ne olduunu ortaya
koyar. Rz burada ryetullahn delille deil, apak bir ekilde (bedh olarak) sabit
olduunu syleyenlerin szn kabul etmemektedir.
313
nk Mutezile ve filozoflar
yalnzca cisim olan ve uzayda belirli bir yer kaplayan (mtehayyiz) eylerin
grlebileceini sylemekte ve bunun zarr bir bilgi olduunu ifade etmektedirler.
Rz buna karn hem Ehl-i Snnetten Ryetullah cizdir; hem de Mutezileden
ryetullah btldr diyenlerin szn reddeder.
314
Yani Rzye gre mesele, her iki
taraf iin de zaruriyyta deil, delil getirmeye dayanmaktadr. Dier taraftan
Mutezilenin bir ynde bulunmayan grlemez hkm akln deil, vehim ve hayalin
verdii bir hkmdr.
315

Rz dier blmlerde ilk nce Ehl-i Snnet tarafndan ryetullah desteklemek
iin ortaya konan akl delillleri ve bu meyanda varlk delilini inceler. Bu delili
reddederek sonraki blmlerde Ehl-i Snnet tarafndan kullanlan nakl delilleri
Mutezileye kar ileri srer ve savunur. Son olarak da Mutezilenin ryetullah
reddetme hususunda savunduu kantlara cevap verip bunlar rtmeye alr.
Rz, selefleri tarafndan gelitirilen varlk delilini kabul etmemektedir. lk nce
bu delili izah ettikten sonra Rz, ona kar on iki itiraz yneltir. Kademeli olarak

dncesinde olduunu kabul ederek yapmaktadr. Fakat Ehl-i Snnetin, var olan eylerin
grlmesinin aklen vcib deil, ciz olduuna vurgu yapt yukarda belirtilmiti.
313
Rz, Erban, s. 183.
314
Rz, a.g.e., s. 184.
315
Rz, a.g.e., s. 183.
72
gelitirmeye alt bu itirazlar, o dnemdeki tartma usl hakknda bir fikir
vermesi asndan yle zetlemek mmkndr:
1. Varlk delili oluturulurken zikredilen ve ryetin imkn (shhatur-rye)
denilen ey d dnyada gereklii olmayan, adem ve itibr bir hkmdr. Byle bir
hkmn ise talil edilmesi doru deildir.
316

2. Ryetin imknnn sabit bir hkm olduu kabul edilse bile, her hkmn talil
edilmesi sz konusu deildir. Baz hkmler talil olunamazlar.
317

3. Ryetin imknnn cevher ve araz arasnda ortak bir hkm olduu kabul
edilemez. nk siyahn grlr olmasnn imkn, beyazn grlr olmasnn
imknndan bakadr.
318

4. Cevherin ryetinin shhati ve arazn ryetinin shhati benzer (mtemsil)
hkmler olsalar bile, iki benzer hkmn farkl illetlerle talili caiz olabilir.
319

5. Bu ortak hkm iin ortak bir illet olmas gerektii farz edilse bile, cevher ve
araz arasnda sadece huds ve vcd ortaktr denilemez. Bir eyi bilmemek, o eyin
olmadna dellet etmez. Sebr metodu ancak zayf zan ifade eder. Ayrca zt gerei
varlklarn mmkn (mmkinul-vcd) olmas da ortak illet olabilir.
320

6. Sz konusu ryetin shhat illeti sadece vcd deil, huds da olabilir.
321

7. Vcdun, vcib ve mmkn arasnda ortak bir vasf olmas da pheye konu
olan bir eydir. Kald ki Ebul-Hasan el-E'ar (v. 324/935)'ye gre bir eyin vcdu,
onun zt ve hakkatidir. Buna gre mhiyetler, hakikatlerinde farkl iseler, varlklarnda
da farkl olmalar gerekir. Bu taktirde "vcd ortak vasftr" demek mmkn
olmayacaktr.
322

8. nsan dokunma duyusuyla cevherleri ve arazlar idrk edebilmektedir. Buna
nazaran, varlk delilindeki mantkla dokunmann shhat illetinin vcd olduunun

316
Rz, a.g.e., s. 185.
317
Rz, a.g.e., s. 185.
318
Rz, a.g.e., s. 185, 186.
319
Rz, a.g.e., s. 187.
320
Rz, a.g.e., s. 187.
321
Rz, a.g.e., 188. Bu konudaki geni tartmalar iin bk. mid, Ebkrul-Efkr, I, 493 vd.
322
Rz, Erban, s. 188. zellikler mteahirn kelm eserlerinde vcdun tm varlklar arasnda ortak
bir kavram olup olmad nemli bir yer igal eder: bk. Crcn, erhul-Mevkf, II, 76 vd.
73
kabullenilmesi gerekir.Bu hkmden de Allahn var olduu iin dokunulmas ciz olan
bir varlk olduu gibi yanl bir sonuca varlacaktr.
323

9. Ayn ekilde, yaratlmlk (mahlkiyyet) sfat, cevherler ve arazlar arasnda
ortak bir vasftr. Bunlar arasnda da ancak huds ve vcd mterek deerlerdir.
Sylenildiine gre hudsun ortak illet olmas yanl ise, yaratlmln shhatinin illeti
vcd olmaldr. Allah da mevcd ise, mahluk olmasnn shhati vcib olmu olur.
324

Rz bu sorular uzun bir ekilde zikrettikten sonra, kendisinin bunlara cevap
vermeye kadir olamadn ifade eder. Kim bunlara cevap vermeye g yetirebilirse, o
zaman varlk deliline savunmas da geerli olur diyerek aslnda ortaya koyduu
itirazlara cevap verilemeyeceini im eder.
325

Ehl-i Snnet kelmnn gelitirdii varlk deliline bu itirazlar aslnda Mutezile
tarafndan daha nce ortaya konulmutur. Bu adan, yukardaki deliller ehristn (v.
548/1153)nin Nihyetul-kdm adl eserinde Mutezileye atfedilen itirazlarla
karlatrlacak olursa
326
Rznin Ear kelmna kar Mutezilenin delillerini
kulland fark edilecektir.
327

Kitabul-Erbaninde yukarda sralanan sorularnn ardndan Rz unlar
sylemektedir:
Bu meseledeki grmz eyh Eb Mansr el-Maturd es-
Semerkand'nin tercih ettiidir. Buna gre, biz akl delillerle Allah'n ryetinin
shhatini isbat etmeyiz. Bu meselede Kurn ve hadislerin zahirine sarlr, tevil
yoluna gitmeyiz. Yine bir takm akl delillerle ryeti nefyedenlere de bu yolla kar
karz ve delillerine itiraz edip, zayf olduunu beyan ederiz.
328


Bu aklamalardan aslnda u sonu kmaktadr: Rz, Mutezilenin, Ear
kelmna kar kulland itirazlar kuvvetli grmekte ve bu delillere Ehl-i Snnetin de
akl adan cevap vermeye almasn makul grmemektedir. Kendisinin hayatnn
gen dnemlerindede yazdn dndmz el-Mesilul-Hamsn fi Uslid-Dn

323
Rz, Erban, s. 189.
324
Rz, a.g.e., s. 277.
325
Rz, a.g.e., a. yer.
326
ehristn, Nihyetul-kdam, s. 358-361.
327
bk. Huleyf, A Study, s. 122.
328
Rz, Erban, s. 277.
74
adl eserinde varlk delilini zikredip desteklemesine ramen
329
Rz, btn olgunluk
dnemi eserlerinde bu delile kar kmaktadr.
330
Fakat burada alt izilmesi gereken
husus udur ki, Rznin Mutezilenin delillerini kullanmasndan, onda Mutezil eilim
olduunu karmak yanl olacaktr. nk durum tam aksinedir. Rz kendi kabul ettii
ontolojik esaslar erevesinde hareket etmekte ve gerek baz Mutezillerin ve gerekse
de baz Eari kelmclarn kabul ettii hlleri kesinlikle reddetmektedir.
331
Daha
nceki satrlarda grld zere, vcd delilini savunmak Rzye gre, dolayl olarak
ahvl teorisini kabul etmektir. Dolaysyla bu btl sonuca gtrebilecek
delillendirmelerin de salam olmadn kabul etmek gerekir. te yandan, Mutezilenin
akl delillerini kabul etse bile, sonunda nassn zahirine tutunulmasn salk vermesi
Mutezil bir yaklam deildir.
te Rz, Sbn ile arasnda geen tartmada varlk delili ile hller teorisi
arasndaki bu ilikiyi hasmnn fark edip etmediini sorgulamtr. Sbnnin bu
durumdan bhaber olduunu sezen Rz, muarznn zarriyyt bilmediini gstermeye
alm ve bunu ortaya koyacak bir delillendirme ierisine girmitir. Tartmann
znn bundan ibaret olduu sylenebilir.
Hl teorisi ile varlk delili arasndaki sz konusu iliki Rz tarafndan ortaya
konmu deildir. ehristnnin naklettiine gre Mutezile, varlk deliline kar
ryetullah ispat hususunda meselenin zm iin eyler arasnda ortak bir illet
aramak, ancak hl teorisini kabul edenlerin yapabilecekleri bir eydir. Fakat siz
Earler halleri kabul etmiyor, huss-umm, iftirk-itirk sorunlarn yalnzca itibr
eyler olarak kabul ediyorsunuz eklinde bir itiraz ne srmektedir.
332
Rz,
Mutezilenin bu aklamasn tartmada daha pratik bir hale getirmi ve muarzna
bunu kabul ettirmek istemitir.

329
Rz, Fahruddin, el-Mesilul-Hamsn fi Uslid-Dn (nr. Ahmed Hicazi Sekk), Beyrut 1990, s. 56.
330
bk. Rz, Fahruddin, Muhassalu Efkril-Mtekaddimn vel-Mteahhirn minel-Ulema vel-
Hkem vel-Mtekellimn (nr. Semih Duaym), Beyrut 1992, s.142; a. mlf., Melimu Uslid-Din
(nr. Semih Duaym), Beyrut 1992, s. 54; a. mlf., Metlib, I, 87.
331
Rz bu manada nc halin imkanszl prensibinin kuvvetli bir mdafiidir. Bk. Muhassal, s. 53.
332
ehristn, Nihyetul-kdam, s. 359.
75
Rznin vefatndan birka sene nce yazd bilinen
333
el-Metlibul-
liyesinde, ryetullah konusunda biraz daha farkl bir tutum sergiledii grlr.
Burada Rz, idrk mertebesini olarak tesbit eder:
1. Bir binay grdmz zaman onun bir yapcs olduunu biliriz. Burada
bilinen ey, onun bir yapcs olduudur. Yoksa onun kendine mahsus hakikati
bilinmemektedir.
2. Grme yoluyla renk denilen eyin hakikati bilinip, sonra da gzler
kapatldnda, o bilgi bizden kaybolmaz, biz yine olduu ekilde (min haysu huve
huve) rengin hakikatini biliriz..
phesiz ki bu ikinci mertebedeki idrk birincisinden daha salam olacaktr.
nk biz birinci mertebede eyi, kendisine ait araz bir sfatla biliriz. Fakat ikinci
mertebede onu ztna mahsus haliyle biliriz.
3. Bir renge baktktan sonra gzmz kapadmzda, o eyin mhiyetini zarr
olarak biliriz. Sonra gzmz ap ona tekrar baktmzda, bizde ilk hlden baka bir
hl hasl olur ve inkif eder. Bu idraklerin mertebece en ilerisidir.
334

Buradan hareketle Rz, Allahn yalnzca birinci idrk mertebesiyle
bilinebileceini sylemi, ikincisiyle bilinip bilinemeyeceinin belli olmadn ileri
srmtr.
335
Rzye gre bunu ispat etmek iin ayr bir delile
336
ihtiya duyulacaktr ki
bu da nasslardr.
337
te yandan Allahn ryeti gerekletii taktirde, acaba bunun yeri
kul iin gz organ m olacaktr; yoksa nefsin cevheri midir? Bunlardan birincisini
dnmek Rzye gre gerekten uzak bir ihtimaldir. Muhakkak ki bu erefli idrakin
338

gerekleme yerinin nefs-i ntkann cevheri olmas akla en uygun olandr.
339

Rznin bu eserinde tasavvuf bir yaklamla kelm tavr arasnda gidip geldii
grlmektedir. Aslnda Rznin tasavvuf durua daha yakn olduu u ifadelerinden de
sezilebilmektedir:
Ryet, tam bir kef ve tam bir tecellden ibarettir. Her hakikatin
inkif ise o hakikate gre olur. Eer bu ey, bir ekil, sret ve renkle mevsuf

333
bk. Rz, Metlib, I, 331.
334
Rz, Metlib, II, 81, 82.
335
Rz, a.g.e., II, 83.
336
Buna felsef kelm terminolojisinde ed-dell el-munfasl denmektedir.
337
Rznin bu aklamalar yukarda grld zere Erbandeki tavryla da rtmektedir.
338
Rz, a.g.e., II, 83
339
Rz, a.g.e., a. yer.
76
ise, grlmesi bu ekil ve sretin inkiaf sebebiyle hasl olur. Eer bu ey ekil
ve sretten mnezzeh ise, inkif da ekil ve sretten mnezzeh olur.
340

Konunun sonunda ise Rz, Erbaninde yapt tarzda, hem Ehl-i snnet hem
de Mutezile tarafndan ileri srlen akl delillerin zayf olduunu, dolaysyla da
meselede tavakkuf halinde olduunu, fakat peygamberler bu ryeti haber
verdiklerinden ve tasavvuf erbab (ashabul-mkeft) bize ryete benzer bir takm
hallerin kendilerinde gerekletiini sylediklerinden tr, ryetullahn
gereklemesi hususunda kuvvetli zannn bulunduunu ifade eder.
341

Sonuta, bu son eserinde sergiledii tasavvuf tutum bir yana braklrsa Rz,
ryetullah konusunda akl delillere dayanmay reddetmekte, nasslarn zhirine
tutunulmasn tlemekte ve bunu yaparken de ak olarak mam Ebu Mansr Mturd
(v. 333/944)ye intisab ettiini belirtmektedir. Bu gz nne alndnda, Rz ile
Sbn arasnda ryetullah bahsinde geen tartma, ilgin bir ekilde aslnda bu
konuda Mturd olan birisiyle (Rz) yine Mturdyyenin nemli bir temsilcisi
(Sbn) arasnda geen sert bir tartma olmutur. Fethullah Huleyfin de belirttii gibi,
Rznin tavrnda, Mturdlerin sonra gelen temsilcilerinin, imamlarnn yolundan
ayrldklarn gsterip eletiren bir im da mevcuttur. Bundan da mteahhirin
Mturdlerinin Earlerin yolunu izledii, Earlerce imam kabul edilen Rznin
ise Mturdlie kayd gibi bir durum ortaya kmaktadr.
342

D- Mturdlerin Ryetullah ve Varlk Deliline Baklar

Bata Eb Mansr Mturd olmak zere Mturdlerin ryetullah konusunda
vurgulad husus, onun idrk sz konusu olmadan
343
lzm ve hak olduudur. Kitabut-
Tevhdinde akl delillerden ziyade sem delilleri tahlil eden ve Mutezileye cevap
vermeye alan Mturd, zannedilenin aksine sadece bu nakl delillerle de
yetinmemitir. Hatta Rznin iddia ettii gibi nasslarn zahirine tutunmam, vcd

340
Rz, a.g.e., II, 86. Ryetullah konusunda, Rznin tasavvufi yaklamnda olduu gibi, Gazlye
atfedilen benzer ibareler iin bk. Rayhv, Muhammed bin Sleyman, Nuhbetul-Lel fi erhi Bedil-
Eml, stanbul 1996, s. 42.
341
Rz, Metlib, II, 87.
342
Huleyf, A Study, s. 122.
343
Mturd, Allah hakknda idrkin gerekleemeyeceini, nk idrkin, snr olan varl ihta demek
olduunu, Allahn ise hadden mnezzeh olduunu syler. Mturd, Ebu Mansr, Kitbut-Tevhid
(nr. Bekir Topalolu), Ankara 2003, s. 126. Ayrca bk. Nesef, Tebsra, I, 574 vd.
77
deliline ok benzeyen mtlaalar yrtmtr. Mturdnin kendi ibaresine gre Bir
takm engeller bunu engellese bile her cisim grlebilir. Zt gerei grlmeyen ey ise
arazlardr. Yoksa her ayn grlebilir.
344
Ebul-Mun Nesefinin Mturdyyenin
ncekilerine nisbet ettii
345
, her zatyla kim olan grlebilir anlayna aslnda
Mturdnin de dahil olduu ve ryet illeti konusundaki tartmalara katld buradan
anlalmaktadr.
Sonra gelen Mturd kelmclarn hemen hepsi vcd delilini kabul ederler ve
eserlerinde zikrederler.
346
Fakat, Ebu Seleme Semerkand (v. IV. Asr) gibi ryet,
tebihsiz, tatilsiz, idrk ve ihtasz, snnetin getirdii zere ve mmetin icmna gre
sabittir
347
diyerek akl delillere bavurmayanlar da mevcuttur.
Mturd kelmc Ebul-Mun Nesefnin Tabsiratul-Edillesi, Rz ile tartt
her konuda Sbnye kaynaklk tekil eder.
348
Bu eserinde Nesef, varlk delilini geni
aklamalarla desteklemeye girmeden nce kendi metodunun aksine sem delilleri bu
bahiste baa aldn belirtir. Bunlarla iktifa edenin akl delillere dalmasnn hi
gerekmeyeceini dier Mturdler gibi ifade eder.
349

Nesefye gre ryetullah kabul etmeyen Mutezile gibi mezhepler, bunun
kabul halinde Allah hakknda imknsz olan bir eyin ispat edilmesi gerekeceini
dnmler, fakat Ehll-Hakk da durumun byle olmadn kantlamaya almtr.
Mutezile aslnda birok konuda kendi kulland bir usl olan hidin gibe kyas
edilmesi metodunun ryetullah hususunda geersiz olduunu dnmektedir.
350

Nesef akl deliller meyannda ryetin mutlak illetinin ne olabileceini
Mutezile, Eariyye ve Mturdiyye mezheplerinin kendinden nceki mensuplarndan
nakiller yaparak geni bir ekilde aktarmakta ve tartmaktadr. zellikle Eb Mansr
Mturd gibi Mturdlerin ncekilerine gre bu illetin kendi ztyla kim olmak

344
Mturd, a.g.e., s. 130.
345
Nesef, Tebsra, I, 526 vd.
346
Trkmen, mr, Muhammed bin Abdisseyyid bin uayb el-Kenin Kitabut-Temhid fi Beyanit-
Tevhid Adl Eserinin Tahkik Tahric ve Tahlili (Baslmam Doktora Tezi), Harran niversitesi, Urfa
2002, s. 188; Nesef, Tebsra, I, 544 v.d.; Sbn, Bidye, s. 41; Lmi, Ebus-Sen Muhammed b.
Zeyd, Kitbut-Temhd li Kavidit-Tevhd (thk. Abdulmecid Trk), Beyrut 1995, s. 81.
347
Semerkand, Eb Seleme, Cmelu Usli-Dn (nr. A. Saim Klavuz), stanbul 1989, s. 31.
348
Rz, Mnzart, s. 23.
349
Nesef, Tebsra, I, 525, 526. Nesefnin kulland sem deliller, Sbn tarafndan da
aktarlacandan burada sralanmamtr.
350
Nesef, a.g.e., I, 512, 513.
78
eklinde kabul edildiini fakat, sonra gelen Mturdlerin sz konusu illetin var olmak
olduu hususunda birletiklerini zellikle vurgulamaktadr.
351

Ebul-Mun Nesefnin ryetullah konusundaki bu incelemelerinin yannda
dier bir nemli vurgusu da ryetin illeti hangi ekilde tespit edilirse edilsin, bu illetin
bir zorunluluk gerektirmeyecei, aksine olsa olsa ryetin cevz ynne taalluk
edeceidir. Her var olan grlebilir, sz yanltr; nk var olup da grlemeyen
eyler de vardr eklinde gelebilecek bir itiraza bu erevede cevap veren Nesef
aslnda tatlar, kokular gibi arazlarda da varlk mterek vasfnn bulunduunu ve
dolaysyla bunlarn da grlebilirler (meriyyt) kapsamnda olduunu, fakat Allahn
bunlarda ryetin zttn yaratmas sonucu grlemediklerini belirtmektedir.
352
Duyu
organlaryla objeleri arasndaki iliki tabi ve zorunlu bir iliki deil, Allahn yaratmas
dahilinde ve detullaha dayal bir ilikidir. Ayn ekilde mam Mturdnin de belirttii
gibi Allah bu dnyada kendisini grebilmemizi yaratmad iin, ztnn bu dnyada
grlmesi det deildir.
353

llet konusuyla balantl olarak, var olan eylerin grlebilecei eklindeki bir
mantktan ayn zamanda onlarn iitilebilmesinin de caiz olduunun karlabilecei
eklinde itiraza Nesef olumlu yant vermektedir. Yani ona gre ryet her var olana
taalluk ettii gibi, sem de her var olan eye taalluk eder. Nitekim Abdullah b. Sad
Kattn ve Earye gre Allahn ztnn grlebilmesi ciz olduu gibi iitilebilmesi de
cizdir. Yine Earnin renklerin iitilebileceini savunduu bilinmektedir.
354

Nesef ve onu izleyen dier Mturdlerce illet kavramnn direkt olarak ierdii
zorunluluk (vcb, zarret) vasflarnn yumuatlp zorunlulua deil, mmknle
(cevz) taalluk eden bir illet anlaynn gelitirildii gzlenmektedir. Ear kelmnda
Gazl tarafndan aka dile getirilen Ear sebeplilik nazariyyesinin, Mturdden
itibaren tm Mturd kelm sisteminde de kendine zg bir ekilde yer ettii burada
tespit edilmelidir.
Bize ulaan en nemli iki kelm eseri el-Kifye ve onun zeti niteliinde olan
el-Bidyesinde Nruddin Sbn, asl kaynak olarak kabul ettii Tabsiratul-Edillenin

351
Sz konusu tartmalar iin bk. Nesef, a.g.e., I, 525-544.
352
Nesef, a.g.e., I, 548.
353
Nesef, a.g.e., I, 551.
354
Nesef, a.g.e., I, 542.
79
daha sistematik bir ekilde derli toplu bir sunumunu yapmaktadr. Bu meyanda Sbn,
Nesefden farkl olarak, Ehl-i Snnetin edille-i eriyye kabul ettii srasyla Kitap,
Snnet, cm ve akl plannda ortaya koyduu delillerle konuyu ele alr. Yine Sbn,
nass delillerin ryetin vcbuna, akl delillerin ise cevzna iaret ettiini yeri geldike
vurgulayarak zellile Mutezile ile olan tartmalarda nemli bir prensibi ortaya koyar.
Kifyede Allahn grlmesinin ciz ve vcib olmas bal altnda konuyu
ele alan Sbn, Ehl-i Snnete gre gz organyla Allahn grlmesinin cevz
kapsamnda olmasnn yannda, cennette inananlar iin gereklemesinin vcib
olduunu vurgulayarak meseleyi izah etmeye balar.
355
Bunun akabinde Havric,
Neccriyye ve Zeydiyyeyi zikretmekle beraber, bu konuda asl muhalif mezhep olarak
grd Mutezilenin kulland nakl ve akl delilleri sralar. Nakl deliller ierisinde
Mutezilenin bu hususta en ok bavurduu Gzler Onu idrk edemez; O, gzleri
idrk eder yetini ele alr. Sbnnin aktarmyla, Mutezilenin bu yet hakkndaki
kanaatine gre gz organyla (basar) beraber zikredilen idrk ryet manasna gelmez.
Dolaysyla Allah bu yette kullarn kendi ztn grmelerinin imknsz olduunu
belirtmitir. Yine Allah, bu yette grlemeyeceini syleyerek kendini methetmitir.
Eer ryet ciz olsa, Allah hakkndaki bu vg ortadan kalkacaktr.
356

Mutezilenin akl delillerini incelerken de onlara gre grnr lemde (hid)
sadece cisim, cevher ve arazlarn grlebildiini, bu nedenle Allahn grlmesinin
imknsz olduunu belirtmektedir. Mutezileye gre, ryet sz konusu olduunda
karlkl olma (mukbele), gz nlarnn grlen eyle birlemesi ve grlen eyin
suretinin grenin gznde belirmesi (intib) artlar Allah hakknda dnlmesi
mmkn olmayan eylerdir. yet Allah grlebilir bir varlk olsa, gzlerde herhangi
bir kusur olmad taktirde u anda grlmesi gerekirken byle bir eyin
gereklememesi de Mutezileye gre ryetin aslen muhl olduunun bir kantdr.
357

Nruddin Sbn, Ehl-i Snnetin ryetullahn ispat konusundaki delillerini
Kitap, Snnet, cm ve Makl (akl deliller) olmak zere drt esasa dayandrr.

355
Sbn, Kifye, vr. 29a; kr. Bidye, s. 38.
356
Sbn, Kifye, vr. 29b.
357
Sbn, a.g.e., vr. 29b.
80
Kurndan delil gsterdii yetlerin ilk banda (=,' =- _- ) Rabbim!
Bana kendini gster de sana bakaym
358
yetini ele alan Sbn bu yetin birok
ynden ryetullah ispat iin yeterli olduunu dnmektedir. lk olarak, Msnn
Allah grmeyi istemesi, onun Allahn grlebileceine olan itikadnn bir sonucudur.
Bunun yannda Hz. Msnn, Allahtan yn, karda olma gibi vasflar tenzih ettii de
aktr. Sbnye gre Mutezile, Allahn kelminin bilmedii bir sfat bildiini iddia
etmeye cret etmitir. te yandan Yce Allah Ms Peygambere verdii cevabnda
beni gremezsin! (len tern) buyurmu, ben asla grlmem (len r) gibi bir ifade
kullanmamtr. Dolaysyla Allahn grlmeyi nefyetmesi umm deil, hussdir.
Yine yette Msnn Allah grmesi dan durmasna (istikrrul-cebel) balanmtr.
Bu ise sadece akln deil, bizzat Kurn- Kermin delletiyle de mmkn olan bir
husustur. Dahas yette Allahn Msy azarlamad grlmektedir. Hz. Msnn bu
istei eer Allah hakknda imknsz olan bir ey olsayd, Hz. dem ve Nhu
azarlad gibi Msy da ikaz etmesi gerekirdi. Sbn Arf sresindeki bu yeti
eitli ynleriyle inceledikten sonra, Mutezilenin yette Allahn ztnn deil, yetinin
grlmesi sz konusu olduu eklindeki tevilini de olduka yersiz bulmakta ve
reddetmektedir.
359

Ehl-i Snnetin ryetullahn ispatnda ska kulland dier nass delil olarak o
gn yzler var ki parlak olacaklar ve Rabblerine bakacaklardr
360
yetini ele alan
Sbn, il harf-i cerri ile beraber kullanlan nazar kelimesinin gzler ile grmeyi
ifade ettiini vurgular ve yetin Allahtan gelecek sevab beklemek eklinde tevil
edilmesinin yanl olduunu syler.
361

Sbnnin bu bahiste zikrettii bir baka yet de ', _--=' ,--= ,-''
362

(Gzel davrananlara daha gzel karlk, bir de fazlas vardr) yetidir. Dier Ehl-i
Snnet kelmclar gibi yetteki ziyde lafznn Hz. Peygamberden gelen bir rivyete
ve btn tefsircilerin gr birliine gre ryetullah iaret ettiini belirtmektedir.
363


358
Arf 7/143.
359
Sbn, Kifye, vr. 29b-30a. kr. a. mlf., Bidye, s. 39.
360
Kyme 75/22.
361
Sbn, Kifye, vr. 31a. kr. a. mlf., Bidye, s. 40.
362
Ynus 10/26.
363
Sbn, Kifye, vr. 31a. kr. Bidye, s. 40. Bk. bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, stanbul 1992, IV,
198.
81
Sbn hadislerden getirdii delillerin banda, sahabeden bazlarnn Hz.
Peygambere sorduklar sorulara cevaben, mminlerin gne veya ay nasl ak bir
ekilde gryorlarsa kyamet gn Allah yle greceklerini ifade eden hadislerin
farkl rivyetlerini zikreder.
364
Sonra yukarda geen Kymet sresi 22. yetinin tefsiri
zmnnda rivyet edilen bir takm hadisleri de kaydeder ve tm bu hadislerin sahih hadis
kapsamnda olduklarn vurgular.
365

Nruddn Sbn ryetullahn icm ile sabit olduunu ise u ekilde
temellendirmektedir: Snnet kapsamndaki rivyetlerdende anlald zere eitli
sahablerin Hz. Peygambere sz konusu sorular, dier sahablerden bir grup huzurunda
sorduklar bilinmektedir. Hz. Peygamberin hadislerinin ryetullahn cevazna delalet
etmesi sabit olmasa bile, dier sahablerin herhangi bir inkr bulunmakszn bu
sorularn gndeme getirilmesi onlarn ryetullahn caiz olduuna inandklarn
gstermektedir. Ayn ekilde Peygamberin Mira Gecesi, Rabbini grp grmedii
konusundaki Hz. ie ile baz sahabe arasnda vuku bulan ihtilaf da bu hususu
desteklemekte, dolaysyla ashbn bu ekildeki inanlar karsnda Allahn
grlmesinin muhal olduunu sylemenin geersiz olduunu gstermektedir. Sbn,
Eb Abdullh Muhammed b. Ali el-Hakm et-Tirmiznin ismini belirtmedii bir eserini
kaynak vererek tek tek isimleriyle birlikte sahabenin mehur ve sekinlerinden 21
kiinin ryet hadisi zerine ittifak ettiklerini ve bunun da icmy ifade ettiini aktarr.
366

Ryetullahn ciz olduu hususunda Kurn, Snnet ve cmdan oluan
yukardaki nakl delillerini ortaya koyduktan sonra Sbn, bata Mutezileyi
kastederek bir takm zan ve hayallere dayanarak inat ve taassup ierisinde bu yet ve
rivyetleri reddetmenin dinden kmak (hurc anid-dn) ve Mslmanlarn yoluna
uymay brakmak olacan sylemektedir.
367

Dier Maturdlerde olduu gibi Sbn de bu hususta nakl delillerin her zaman
akl delillere nazaran ne geirilmesi gerektiini vurgular. O, gerek avam tabakasn

364
Buhr, Tevhd, 24, Mevkt, 16, 26, Tefsru Srati Kf, 2; Mslim, Mescid, 211; Eb
Dvud, Snnet, 19; Tirmiz, Cennet, 16, 17; bn Mce, Mukaddime, 13; bn Hanbel, IV, 360,
362, 365. Bk. Wensinck, A. J., el-Mucemul-Mfehres li Elfzil-Hads, stanbul 1986, III, 520.
365
Sbn, Kifye, vr. 31a-31b.
366
Sbn, a.g.e., vr. 31b-32a. kr. Bidye, s. 41.
367
Sbn, Kifye, vr. 32a. Sonra gelen Mturdlerden bazlar da Allahn grlemeyeceini iddia
etmenin dinden kmak olduunu belirtmilerdir. bk. Hdm, Muhammed, el-Berk erhut-Tarka,
stanbul 1203, I, 301.
82
ikna, gerekse hasm ilzm etmede nakl delillerin en etkili ve tesirli yol olduu
grndedir. Mezhebin imam Eb Mansr el-Mturdnin de bunu vurguladn
aktarmakta ve yet hasm bu delillere ilikin pheler ileri srerse, onlarn def ve
red yoluyla muraza edileceini ifade etmektedir.
368

Ryetullahn aklen ciz olduunu ispatlamak ve hasmlarn delillerini rtmek
maksadyla varlk (vcd) kavramna odaklanlmas gerektiini dnen Sbn, bu
meyanda klasik varlk delilini gzel ve anlalr bir tarzda aktarmaktadr. Ona gre
aslnda btn delil Allah vardr, dolaysyla grlmesi cizdir eklindeki basit ve
temel bir yargda zetlenebilir. Sbn bu yargnn aklamasn da u ekilde
yapmaktadr: Grnr lemde (hid) cevherler, cisimler, renkler ve olular (ekvn-
hareket, skn, ictim ve iftirak) gibi hakikatleri farkl olan eyler grlmektedir. Bu
eyler, zlerindeki farklla ramen grlmekte iseler, bu grn genel illetinin (el-
illetul-mutlaka) sz konusu eylerin hakikatleri olmas mmkn deildir. Aksine
hepsini kapsayan bir man ve vasf olmaldr ki bu da var olmaktr.
Sbn, Rzi ile aralarnda geen tartmadaki siyahn grlmesi rneini ele
alarak, siyahn grlmesinin nedeninin siyahlk kabul edilmesi durumunda beyaz ve
dier renklerin grlemeyecei sonucunun kacan ifade eder. Bu nedenle de
renklerin grlmesinin illeti kendi hakikatlerinde deil, btn renkleri kapsayan bir
genel vasfta aranmaldr. Bu genel vasfn renkli olmak eklinde belirlenmesi halinde
de hareket ve skn gibi olularn, cisimlerin ve cevherlerin grlmemesi gerekir ki bu
da gereklie aykrdr. O halde tm bu eylerde bulunan ortak vasf olan var olmann
grlebilmenin genel illeti olarak tespit edilmesi gerekir.
369

Sbn varlk delilini bu ekilde akladktan sonra delile yneltilen itirazlara
gemektedir. Renk ve olularn grlemeyeceini iddia eden kimselerin var olduunu
syleyerek, byle bir grte olmann hissiyyt inkr etmek olacan belirtmektedir.
370

Varlk delilinde iddia edildiinin aksine, var olan her eyin grlemeyeceini, rnein
ilim, kudret, iradeler gibi eylerin byle olduunu ifade eden gl itiraza cevap olarak
Sbn, delilin temelini oluturan bir noktaya iaret etmektedir: Vcdun ryetin illeti
olmas, her mevcdun grlmesi gerektii gibi bir sonucu dourmamaktadr. Dorusu,

368
Sbn, a.g.e., a. yer.
369
Sbn, Kifye, vr. 32a-32b. kr. Bidye, s. 41.
370
Sbn, Kifye, vr. 32b.
83
var olmann, ryetin illeti deil de, ryetin ciz olmasnn illeti olmasdr. Bu
ifadeden, var olan her eyin grlmesinin vcb deil, cevz ve imkn kapsamnda
olduu sonucu kar. Dolaysyla da ilim, kudret ve irde gibi varlklarn da grlmesi
ciz ise de detullah onlarn grlmemesi zerine cr olmutur. Allahn byle bir eyi
dilemesi ve yaratmas sebebiyle onlarn da grlmesi gerekleecektir. Sara hastal
olanlarn, dier insanlardan farkl olarak cinleri grebilmeleri bu duruma iaret
etmektedir.
371

Sbnye gre bu bak asndan hareketle Mutezile tarafndan ryetin
artlar olarak belirtilen bir ynde bulunma, karlkl olma, gz nlarnn ittisali ve
mesafe gibi hususlar da grme iin zt-zorunlu karneler (el-karinul-lzimetuz-
ztiyye) deil, detullaha bal olan ittifk (rastlantsal) vasflardr.
372
Mutezilenin
Allahn bizi yukardaki artlar olmakszn grmesini kabul etmesi aslnda bu gr
ikrar etmektir. Dolaysyla gerek Allahn ztnn, gerekse hid lemdeki dier eylerin
ryeti tamamyla Allahn irade ve yaratmas dahilinde olup, belirli artlarn
gereklemesi onu vcb kapsamna sokmamaktadr.
373

Rz ile aralarnda geen tartmaya geri dnlecek olursa, hatrlanaca gibi
Rz Sbnye hlleri kabul edip etmediini sormakta, Sbn de hl de nedir? bu
meselenin halleri kabul edip etmemekle ne ilgisi vardr? eklinde bir cevap
vermektedir. Rz de bunun zerine varlk deliliyle hller arasndaki balanty
bilmedii iin Sbnyi knamaktadr.
Ebul-Mun Nesef Tebsratul-Edillede Eb Him Cbbye gre ahvl
teorisini ele almakta ve eletirmektedir.
374
Tebsraya vukfiyyeti sabit olan Sbnnin
Mutezilenin hller teorisini bilmemesi mmkn gzkmemektedir. Tartmada
Sbnnin hller teorisi ile varlk delili arasndaki mnasebeti ilk bakta

371
phesiz sara hastal hakkndaki bu bilgi, o dnemdeki ilim anlaynn bir yansmasdr.
372
Sbnnin bu ifadeleri, Gazlnin Tehftl-Felsifede filozoflara kar sebeblilik nazariyesini
nakzederken kulland kavram ve terimleri anmsatmaktadr. Gazl bu eserinde, sebeb ve msebbeb
arasnda var olduu gzlenen iktirnn zarreti gerektirmeyen bir iktirn olduunu vurgulamaktadr.
Bilindii gibi onun filozoflara kar olan bu tutumu, Ear kelmnn sebeplilik anlayn genel
hatlaryla belirlemitir. Bk. Gazl, Ebu Hmid, Tehftl-Felsife (nr. Michael Marmura) Brigham
1997, s. 166 vd.; B Hill, Muhammed, el-ayb ve-ehde f Fikril-Gazl, Tunus 2003, s. 564 vd.
Kr. Nesef, Tebsra, I, 548 vd. Nesef, mam Mturdnin daha nceleri grme olay ile detullah
arasnda iliki kurduunu aktarmaktadr. Bk. a.g.e., I, 551.
373
Sbn, Kifye, vr. 33a.
374
Nesef, Tebsra, I, 280.
84
anlamlandramadn ifade etmek gerekir. ehristn ise Mutezilenin varlk delili
hakknda Ehl-i Snnete kar varlk delilini kabul edenler ahvl nazariyesini de kabul
etmek durumundadrlar eklindeki itirazlarn aktarmaktadr
375
. Dolaysyla
Sbnnin, Mutezilenin bu itirazndan haberdar olmadn da sylemek mmkndr.
Rz varlk delili ile hller nazariyyesini ilikilendirirken kendisinin kurgulad
bir taksimden yola kmaktadr. Buna gre mesel siyahn grlmesi geerli (sahh) ve
bu shhat siyah olmakla deil de var olmakla muallel ise siyahn siyah olmas var
olmasyla ya ayndr; ya da farkldr. Ayn olmas dnlemeyeceine gre farkl
olmas durumunda Rzye gre ya bu ikisi mevcuttur; ya da madmdur. Bu iki k da
geersizdir. Dolaysyla geriye bunlarn ne madm, ne de mevcd olmalar yani hl
olmalar kalmaktadr.
Rz yapt bu taksmin akl bir taksim olduunu dnmekte, aklen baka
herhangi bir ihtimalin sz konusu olamayacan kurgulamaktadr.
376
Fakat bu kuru
mantkta ilk bakta bile baz eylerin doru olamayaca gze arpmaktadr. yle ki
Rznin kendisi siyah olmak ve var olmak vasflarn ayn hkmlere tabi tutmakta, ya
ikisi de mevcut veya madmdur eklinde bir hkme varmaktadr. Fakat siyah olmakla
var olmann birinin mevcut dierinin madm kabul edilmesi veyahut da itibr kabul
edilmeleri ihtimalini hi gz nne almamakta, dnmek istememektedir. Bununla
balantl olarak Rznin dnce sistemindeki dier bir eliki de udur: Rz,
zellikle felsef yn ar basan el-Metlibul-liye gibi eserlerinde vcb, vcd,
kdem, imkn gibi kavramlar tartrken mantk rg kmaza girdiinde bu
mefhumlarn adem mi, yoksa sbt mi olduu hususunu gndeme getirmekte bazen de
kdem gibilerini adem kabul etmektedir.
377
Byle yapmakla Rz bu kavramlarn
hkmleri zerine gelen birok itiraz def etmeyi istemektedir. Buna ramen Sbn ile
olan tartmasnda anahtar kavramlara mutlak kesinlik atfetmekte bunun iin de,
mantk bir katlk ierisine saplanmaktadr. Denilebilir ki eer Rznin ne srd

375
ehristn, Nihyetul-kdm, s. 359.
376
Tartma ilminde taksim, akl ve istikr olmak zere ikiye ayrlr. Akl taksim, akln yaplan taksimde
baska bir ksm tecviz etmedii taksimdir. Say ya tek, ya da ifttir taksimi byledir. stikr
taksimde ise akl baka bir ksmn varln tecviz eder; ortaya konan taksimde yalnzca inceleme ve
aratrmayla bulunan ksmlar bulunmaktadr. Unsurlarn 4 ksma ayrldn sylemek bu taksime
rnektir. Bk. Ardahn, Ali Rza, Miyrul-Mnzara, s. 164.
377
Rznin bu tavrna birok yerde rastlanmaktadr. Mesel bk. Metlib I, 183, 281, 283, 305, 327, 316;
II, 67, 98, 116, 123, 128, 134.
85
istidlli faraza Sbn kendisine serdetseydi, bu kavramlarn subt mi, adem mi olduu
hususunu dile getirecek ve Sbnyi bu mefhmlar zerine dnmemekle itham
edecekti. Bu deerlendirmelere gre, Rznin sz konusu taksiminin akl olmaktan
ziyade istikr bir taksim olduunu sylemek daha doru olacaktr.
Altnc yzyln son yarsnda meydana gelen bu tartmadan sonra gelen
Mturd kelmclarn vcd deliline baklarnda aslnda tam bir btnlk
gzlenememektedir. Ebul-Berekat Nesefi (v. 710/1310) ve bnl-Hmam (v.
861/1457) gibi ryet bahislerinde bu delile hi deinmeyenler olduu gibi
378
mahud
ortak illet bahsini mteahhirn Ear kelmclarn grlerinden de destek alarak vcd
delilini salamlatrmaya alanlar da olmutur.
379
Fakat her halkarda bu kelmclar,
ryetullah meselesinde asl tutunulacak delillerin sem deliller olduunu da
vurgulamaktan kanmamlardr.
380

Mturd kelmclarndan, yedinci yzyl ierisinde yaadn bildiimiz
emsddin Semerkand (v. 690/1291 ?)
381
, varlk delilini eserinde zikreder ve onu zayf
bulduunu syler. Semerkand, vcd delilini hem takrir ederken, hem de reddederken
hemen hemen Rznin el-Erbandeki uzun izahlarnn bir zetini yapyor gibidir.
Semerkand vcd delilini reddedi gerekelerinde, Rznin Mutezileden esinlendiini
sylediimiz itirazlarn aynen tekrarlamaktadr. Yaad zaman ve slup itibaryla,
Rznin eserlerinden haberdar olduunu dndmz emsddin Semerkandnin,
Rznin eletirilerini dikkate aldn sylemek mmkndr.
Sonu olarak unlar sylemek mmkndr: Fahruddin Rz ile Mturd
kelmcs Nruddin Sbun arasnda geen bu tartma aslnda Sbnnin Irak ve
Horasan limlerine kar olan tavrna Rznin cevap vermek istemesi neticesinde
gereklemi, Rznin daha ilk bata Sbnye haddini bildirme arzusu ierisinde
olmas tartmann ilm bir platforma oturmasn engellemitir. Ryetullah konusunda
akl delillerin yetersiz olduuna inanan ve bu meselede mam Mturdnin yoluna

378
Nesef, Ebul-Berekt, el-Umde fil-Akid, (nr. ve trc. Temel Yeilyurt), Malatya 2000, s. 22 vd.;
bnul-Hmam, Kemalddin, el-Msyera, stanbul 1979, s. 36 vd.
379
Beyz, Kemalddin Ahmed, rtul-Merm min brtil-mm (nr. Yusuf Abdurrezzak), Kahire
1949, s. 208, 209.
380
Nesef, Ebul-Berekat, el-Umde, s. 25; Beyz, a.g.e., s. 206.
381
emsddin Semerkandnin vefatnn 90 yllk hatayla h. 600 olarak tesbit edilmesi yanltr. nk
kendisinin, mehur cedel kitab Burhanuddin Semerkandye ait olan Mukaddimeye erh yazd
bilinmektedir. Burhanuddin Semerkandnin vefat tarihi de h. 684dr. Bk. Kefuz-Zunn, II, 1803.
86
uyduunu aka ifade eden Rz, tartmay bu yne sevkederek Sbn ile ortak bir
noktada buluma gayreti ierisine kesinlikle girmemitir. Nitekim nceki ve sonraki
Mturdlerin tamam bu hususta nakl delillerin esas olduunu belirtmilerdir.
87

SONU

Tezde konu edilen kelm tartmalarn, aslnda Fahruddin Rznin bu
konularda Mturd kelmna ynelttii eletiriler eklinde alglanmas mmkndr.
Fakat, Rznin tartma esnasnda eletiri dozunu bazen itham ve kmseme
derecesine vardrd grlmektedir. Bunda Rznin tenkiti kiiliinin nemli pay
olduu gibi, ziyaret ettii blgenin limlerine stn gelme istei de rol oynamtr.
Ayrca Mvernnehir blgesini o dnemde egemenlii altna alan Gr Hnednyla
arasnn ok iyi olmas ve devlet byklerini arkasna almas, Rz iin bir stnlk
vesilesi olmutur.
Rznin ziyaretini gerekletirdii VI./XII. asrn ikinci yarsnda,
Mvernnehir blgesinde, dier baz mezheplerin yan sra nemli ounluu Hanef-
Mturd izgiye mensup limlerin oluturduu bilinmektedir. Kaynaklarn aktardna
gre, bu blgedeki ilim ve fikir ortamnda dikkate deer bir canllk mevcuttur. Hanef
mezhebine ait cedel ve mnazara eserlerinin balcalarnn bu dnem ierisinde
verilmi olmas ve hatta Rznin genliinde ilim tahsil etmek iin Buharaya gelmi
olmas bu durumun en nemli gstergesidir. Bu nedenle Rznin Mnzartnda
Mturd ulemnn meselelere cevap veremez kimseler konumunda gzkmeleri,
tartmalarn bize tek tarafl aktarlmasndan kaynaklanmaktadr.
te yandan daha nemli olan husus udur ki, Mturd kelmn tenkit ettii baz
hususlarda Rz, hayatnn son dnemlerinde Mturdlerin grn benimsemi,
bazlarnda aslnda Mturdlerle ayn kanaatte olmasna ramen uzlama yolu aramaya
raz olmam, bazlarnda da kar kanaate ak kap brakmtr.
Bek sfatnn zttan ayr bir man olup olmad hususu, kelm mezhepleri
arasnda ihtilaf konusu olmu, gerek Eariyye gerekse Mturdiyyenin kendi
mensuplar fikir birlii edememitir. Mturd mezhebinin Ebul-Mun Nesef ve
Nruddin Sbn gibi nemli simalar beky zttan ayr bir sfat gibi grseler de,
sonraki Mturdlerin bu konuda Rz ile ayn gr paylatklar grlmektedir. Rz
88
de esasnda bu konuda kat bir tutum sergilememi, kar tarafn da hakl olabileceini
ima etmitir. Bu durum, bek sfat meselesinin mezheplerin vazgeemedii temel
hususlardan olmadn ve bu konudaki ayrln nemli bir husus olmadn
gstermektedir.
Allahn kelmnn iitilebilmesi meselesinde Rznin grlerinin eserlerinde
tam bir btnlk arzetmedii grld gibi, Mturdler de mezhep imamlar olan Eb
Mansr Mturdnin iki ayr grn zikrederek uzlama salama abasnda
olmulardr. te yandan Rz, Mturdiyyenin baka bir konudaki gr ile kyaslama
yaparak bu konuda getirdii eletiri ile Mturdiyye mezhebinin bir kelm sistemi
olarak tutarlln sorgulamak istemi ve muarzlarna nemli bir hatrlatmada
bulunmutur.
Tekvn sfat, Mturdler ile Earler arasnda en nemli ihtilaf konularndan
biri olmutur. Rz, tartma ierisinde Mturdleri filozoflardan daha tutarsz olmakla
itham etmitir. Buna ramen son eserlerinden el-Metlibul-liyesinde, tekvnin
mkevvenden ayr olduunu ok ak bir ekilde ifade etmesi, Mturdlerin bu
konudaki derin incelemelerinin haklln kabul ettiini gstermesinin yannda,
Rznin kelm konularda mutaassp ve sabit fikirli bir lim olmadnn en gzel
kantdr.
Teklfu m l yutk konusunda da Rznin, zellikle istitaati ikiye ayrmasnda
olduu gibi, Mturdyye etkisi ak bir ekilde grlmektedir. Bu meyanda o,
Mturdler gibi istitaatin fiille beraber olduunu ifade etmektedir. Fakat, bu konuda
Allahn irde ve kudretinin mutlakln vurgulayarak teklfu m l yutkn caiz olduu
grnden taviz vermemektedir. Ayrca bu hususta Rznin asl muhatabnn
Mutezile olduu ve kullar iin en uygun olan yapmann Allaha vacip olduu
ilkesine kar kmak adna byle kesin bir tutum sergiledii belirtilmelidir.
Son olarak, Rznin Ehl-i Snnet tarafndan Allahn ahirette grlebilmesini
ispatlamak iin kullanlan varlk delili hakkndaki mtalaalar gz nne alnnca, yine
ilgin bir durum ortaya kmaktadr. Rz, ryetullah meselesinde mam Mturdnin
mezhebine uyduunu bizzat ifade etmektedir. Dolaysyla onun eletirisi, imamlarnn
yollarndan ayrlan Mturd limlerinedir. Rz, Sbn ile arasnda geen tartmada
89
Mturdnin grnde olduunu ifade ederek uzlama yoluna gitmemitir. Ayrca,
tartmann gereklemesinin sebebinin, Sbnnin bir takm talihsiz aklamalar
olmas da, mnazarann ilm bir platforma oturmasn engellemi ve usl alimlerinin
mezmm cedel dedikleri bir ortamn domasna sebep olmutur. Rznin dier tm
tartmalarda, kendi ilm otoritesini kabullendirmek adna muarzlarn elikiye
drmeye gayret etmesi, ilk kelmclarn doru bilginin aranmasna adanm cedel
tanmlamalaryla tezat oluturmakta ve kelmn yapc mahiyetine uymamaktadr.

90
BBLYOGRAFYA

Ardahn, Ali, Miyrul-Mnzara, stanbul 1307.
mid, Seyfddin, Ebkrul-Efkr (thk. Ahmed Muhammed Mehdi), I-V, Khire 2002.
Mtercim sm Efendi, Kms Tercemesi, I-III, stanbul 1230.
Badd, Abdulkhir, Uslud-Dn, stanbul 1928.
Bklln, Ebu Bekr, Kitbut-Temhd (nr. Richard J McCarthy), Beyrut 1957.
Beyz, Kemalddin Ahmed, rtul-Merm min brtil-mm (nr. Yusuf
Abdurrezzak), Kahire 1949.
_____________, el-Uslul-Mnfe lil-mm Eb Hanfe (nr. ve trc. lyas elebi),
stanbul 1996.
Bilmen, mer Nasuhi, Muvazzah lm-i Kelm, stanbul 1955.
B Hill, Muhammed, el-ayb ve-ehde f Fikril-Gazl, Tunus 2003.
Crcn, Seyyid erif, erhul-Mevkf, I-IV, Msr 1325
_____________, et-Tarft, Kahire ts.
Cveyni, Ebul-Mel, el-rd il Kvtl-Edilleti fi Uslil-tikad (nr. Esad
Temim), Beyrut 1996.
Ddbe, Asgar, Fahr- Rz, Tahran 1995.
Ebher, Esruddin, sgc -Manta Giri- (thk. Hseyin Sarolu), stanbul 1998.
Ebu Hanife, el-Vasiyye, mam- Azamn Be Eseri (nr. Mustafa z), stanbul 1992.
Ebu Uzbe, el-Hasen b. Abdilmuhsin, er-Ravdatul-Behiyye fm beynel-Eira vel-
Mturdiyye (nr. Abdurrahman Umeyre), Beyrut 1989.
Ebu Zehra, Muhammed, Trhul-Cedel, Kahire 1970.
Emirolu, brahim, Ana Hatlaryla Klasik Mantk, stanbul 1999.
_____________, brahim, Cedel Nedir?, D.E...F. Dergisi, sy. 12, zmir 1999.
91
Ensr, Abdulali Muhammed bin Nizmiddin, Fevtihur-Rahamt bi erhi
Msellemis-Sbt (el-Mustasf kenarnda), I-II, Msr 1322
Ear, Ebul-Hasen, Kitabul-Lma fi-Reddi al ehliz-Zeyi vel-Bida, (nr.
Abdlaziz zzuddin es-Srvn), Beyrut ts.
_____________, Ebul-Hasen, Makltul-slmiyyn (nr. Muhyiddin Abdulhamid), I-
II, Kahire 1979.
Falaturi, A. Djavad, Fakhr al-Din al- Rzs Critical Logic, Yadname-i raniye
Minorsky, Tahran 1969.
Frb, Eb Nasr, hsul-Ulm (thk. Osman Emin), Kahire 1949.
Fereht, Hani Numn, Mesilul-Hilf beyne Fahriddn er-Rz ve Nasriddn et-Ts,
Beyrut 1997.
Gazl, Ebu Hmid, Tehftl-Felsife (nr. Michael Marmura) Brigham 1997.
Glck, erafettin-Toprak, Sleyman, Kelm, Konya 1998.
Gne, Kmil, slm Dncesinin ekilleniinde Akl ve Nass, stanbul 2003.
Hdm, Muhammed, el-Berk erhut-Tarka, I-II, stanbul 1203
Huleyf, Fethullah, A Study on Fakhr al-Din al-Razi and His Controversies in
Ttansoxiana (Mnzartu Fahriddn er-Rz f Bildi Mverinnehr ile beraber),
Beyrut 1967.
bn Abdilberr, Cmiu Beynil-lm, Msr ts.
bn Askir, Tebynu Kezibil-Mfter (nr. Muhammed Zhid Kevser), Beyrut 1984.
bn Frek, Eb Bekir, Mcerredu Mkltil-Ear (nr. Daniel Gimaret), Beyrut 1987.
bn Haldun, Mukaddime (trc. S. Uluda), I-II, stanbul 1982.
bnul-Hmm, Kemalddin, el-Msmere, stanbul 1979.
bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, I-VIII, stanbul 1992.
bn Manzr, Lisnul-Arab, I-XV, Dru Sdr, Beyrut ts.
92
bnul-Mrtez, Ahmed b. Yahya, Kitabul-Kalid fi Tashhil-Akid (nr. Albert
Nader), Beyrut 1986.
bnn-Nedm, el-Fihrist (thk. Nhid Abbas Osman), Doha 1995.
bn ahna Haleb, Ravzatul-Menzr fi Ahbril-Evil vel-Evhir (bn Esirin el-
Kmili kenarnda), Bulak, 1290.
zmirli smail Hakk, Yeni lm-i Kelm, I-II, stanbul, 1339-1341.
Kd Abdulcebbar, erhul-Uslil-Hamse (nr. Abdulkerim Osman), Kahire 1996.
_____________, el-Muhtasar fi Uslid-Dn, Rasilul-Adl vet-Tevhd (nr.
Muhammed Ammre), Kahire 1971.
Kannevc, Muhammed Sddk Han, Ebcedul-Ulm, I-III, Beyrut 1978.
Ktib elebi, Kefuz-Zunn, I-II, stanbul 1971.
Karada, Cafer, Bkillnye Gre Allah ve lem Tasavvuru, Bursa 2003.
Klavuz, A. Saim, Ana Hatlaryla slam Akaidi ve Kelma Giri, stanbul 2004.
Kinn, Abdulaziz, el-Hayde vel-tizr fir-Reddial Men Kle bi Halkil-Kurn
(nr. Ali b. Muhammed b. Nsr Fakh), Riyad 1412.
Koyiit, Talat, Hadisilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, Ankara 1989.
Kololu, Orhan ener, Cbblerin Kelm Sistemi (Baslmam Doktora Tezi),
U..S.B.E., Bursa 2005.
Konuku, Enver, Gazne, DA, stanbul 1996, XIII, 479-480.
Kudme b. Cafer, Nakdun-Nesr (nr. Taha Hseyn), Kahire 1938.
Kure, Ebul-Vef, el-Cevhirul-Mudiyye f Tabaktil-Hanefiyye (nr. Abdulfettah
Muhammed Huluvv), I-V, Riyad 1993.
Lmi, Ebus-Sen Muhammed b. Zeyd, Kitbut-Temhd li Kavidit-Tevhd (thk.
Abdulmecid Trk), Beyrut 1995.
Makdis, Mutahhar b. Thir, el-Bed vet-Tarh, I-III, Badat 1962.
Mturd, Ebu Mansr, Kitbut-Tevhid (nr. Bekir Topalolu), Ankara 2003.
93
_____________, Kitbt-Tevhd Tercmesi (trc. Bekir Topalolu), Ankara 2002.
_____________, Tevltu Ehlis-Snne (thk. Ftma Yusuf Haym), I-V, Beyrut 2004.
Medkr, brahim, el-Felsefetul-slmiyye Menhec ve Tatbkuhu, I-II, Kahire ts.
Miller, Larry Benjamin, Islamic Desputation Theory (Baslmam Doktora Tezi),
Princeton University 1984.
Nesef, Ebul-Berekt, el-Umde fil-Akid (nr. ve trc. Temel Yeilyurt), Malatya 2000.
Nesef, Ebul-Mun, Tebsratul-Edille f Uslid-Dn (nr. Hseyin Atay), I-II, Ankara
2004.
Pezdev, Ebul-Ysr, Uslud-Dn (nr. Hans Peter Linss), Kahire 1963.
Rayhv, Muhammed bin Sleyman, Nuhbetul-Lel fi erhi Bedil-Eml, stanbul
1996.
Rz, Fahruddin, Mnzartu Fahriddn er-Rz f Bildi Mverinnehr (thk. Fethullah
Huleyf), Beyrut 1967 (Huleyf, Fethullah, A Study on Fakhr al-Din al-Razi and His
Controversies in Ttansoxiana ile beraber).
_____________, Mefthul-ayb, I-VIII, Khire 1308.
_____________, el-Metlibul-liye minel-lmil-lh (thk. Ahmed Hicz Sekk), I-
V, Beyrut 1987.
_____________, Kitbul-Erban fi Uslid-Dn (nr. Ahmed Hicazi Sek), Beyrut
2004.
_____________, el-Mesilul-Hamsn fi Uslid-Dn (nr. Ahmed Hicazi Sekk),
Beyrut 1990.
_____________, Muhassalu Efkril-Mtekaddimn vel-Mteahhirn minel-Ulema
vel-Hkem vel-Mtekellimn (nr. Semih Duaym), Beyrut 1992.
_____________, Melimu Uslid-Din (nr. Semih Duaym), Beyrut 1992.
_____________, Levmiul-Beyyint fi erhi Esmillhil-Hsn ves-Sft (nr. Taha
Abdurrauf Sad), Kahire 2000.
94
Sbn, Nruddin, el-Bidye f Uslid-Dn (nr. Bekir Topalolu), Ankara 1998.
_____________, el-Kifye fil-Hidye, Lleli ktp. nu. 2271.
Sekn, Ebu Ali mer, Uynul-Mnzart (nr. Sad Gurb), Tunus, 1976.
Semerkand, Eb Seleme, Cmelu Usli-Dn (nr. ve trc. A. Saim Klavuz), stanbul
1989.
Semerkand, emsuddin, es-Sahiful-lhiyye (nr. Ahmed Abdurrahman erif),
Kuveyt 1985.
Sens, Muhammed b. Yusuf, erhu mmil-Berhn (thk. Slim emsddin), Beyrut
2005.
Sddqui, qtidar Husain, Gurlular, DA, stanbul 1996, XIV, 207-211
Subk, Tcuddin, Tabaktu-fiiyyetil-Kbr (I-IV), Msr 1964.
ehristn, Abdulkerim, Nihyetul-kdm f lmil-Kelm (thk. Alfred Guillaume),
Londra 1934.
eyhzde, Abdurrahim bin Ali, Nazmul-Ferid ve Cemul-Fevid fi Beynil-Mesil
elleti Vekaa fihel-htilaf Beynel-Mturdyye vel-Earyye minel-Akid,
Msr 1317.
Tnev, Muhammed b. Ali, Kefu Istlhtil-Funn, Dru Sdr, Beyrut ts.
Teftzn, Saduddin, erhul-Akid (Kestel Hiyasi ile beraber), stanbul 1973.
_____________, erhul-Akid (trc. Sleyman Uluda), stanbul 1999.
Topalolu, Bekir, Kelm lmi Giri, stanbul ts.
Ts, Nasruddin, Telhsul-Muhassal (nr. Abdullah Nrn), Tahran 1359.
Trkmen, mr, Muhammed bin Abdisseyyid bin uayb el-Kenin Kitabut-Temhid
fi Beyanit-Tevhid Adl Eserinin Tahkik Tahric ve Tahlili (Baslmam Doktora
Tezi), Harran niversitesi, Urfa 2002.
Uluda, Sleyman, slm Dncesinin Yaps, stanbul 1979.
_____________, Fahrettin Rz, Ankara 1991.
95
_____________, Giri, erhul-Akid, stanbul 1999.
Umeyrn, Ali b. Abdilaziz b. Ali, Giri, Gazl, el-Mntehal fil-Cedel iinde, Riyad
2004.
Wensinck, A. J., el-Mucemul-Mfehres li Elfzil-Hads, stanbul 1986.
Yavuz, Yusuf evki, Kurn- Kermde Tefekkr ve Tartma Metodu, stanbul 1983.
Yeilyurt, Temel, Tanrnn Aknl Balamnda Ryetullah Sorunu, Malatya 2001.
Ycedoru, Tevfik, Ehl-i Snnete Giden Yolda bn Kllb ve Kllbiyye Mezhebi,
Bursa 2006.
_____________, Ehl-i Snnet Kelmclarnda Tekvn Tartmas, U...F. Dergisi, c.
2, sy. 2, Bursa 1989.
96

ZGEM
(12 punto- bold )
Doum Yeri ve Yl : Arsin 1982
r.Grd Kurumlar : Balama Yl Bitirme Yl Kurum Ad
Lise : 1995 1999 Bursa mam Hatip Lisesi
Lisans : 1999 2003 U.. lahiyat Fakltesi
Yksek Lisans : 2003 2007 Sosyal Bilimler Enstits
Doktora :
Medeni Durum : Evli
Bildii Yabanc Diller ve Dzeyi: : ngilizce - leri Arapa - leri
alt Kurum (lar) : Balama ve Ayrlma Tarihleri allan Kurumun Ad
1.

Yurtd Grevleri :
Kulland Burslar :
Ald dller :
ye Olduu Bilimsel ve Mesleki Topluluklar :
Editr veya Yayn Kurulu yelikleri :
Yurt i ve Yurt Dnda katld Projeler :
Katld Yurt i ve Yurt D Bilimsel Toplantlar:
Yaymlanan almalar :
Dier :
Tarih-mza
Ad Soyad

You might also like