You are on page 1of 129

MALİ TABLOLAR ANALİZİ

1.GENEL BİLGİLER

Mali tablolar analizi çalışması, çeşitli gruplar tarafından farklı amaçlarla


yapılmaktadır. Bu gruplar işletme ile olan organik ilişkilerine göre işletme içi ve işletme dış
çevreler biçiminde ikili bir ayrımda göstermek olanaklıdır.

İşletme İçi Çevreler

♦ İşletme yöneticileri,
♦ İşletme sahipleri

İşetme Dışı Çevreler

♦ Yatırım alanı arayan sermayedarlar,


♦ Potansiyel ortaklar,
♦ Kredi kuruluşları,
♦ İşletme il ticari ilişkide bulunan diğer işletmeler,
♦ Devlet

İşletme içi çevreler; işletmenin içinde bulunduğu ekonomik ve finansal durumu


değerlendirmek ve gelişimini kontrol etmek, işletme dışı çevrelerde yatırım alanı arayan
sermayedarlar ve potansiyel ortaklar, karlı ve verimli yatırım alanı bulmak,
Kredi kuruluşları; açtıkları kredinin geri dönme güvencesini sağlayabilmek, işletmeyle
ticari ilişkide bulunan diğer işletmeler ise, ticari yarışmadaki etkinliklerini arttırabilmek ve bu
alanda süreklilik sağlayabilmek,
Devlet ise, işletmelerin doğal ortağı durumunda bulunduğundan vergi maksimizasyonunu
sağlamak için, mali tablolar analizi çalışmasında bulunmaktadırlar. Mali tablolar analizdeki
amaç farklılığı, mali analizin çeşitli türlerde yapılması sonucunu ortaya çıkarmıştır.
MALİ TABLOLAR ANALİZİ
Mali tablolar analizi , bir çok yazar tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bu
tanımlardan bazılarına aşağıda yer verilmiş bulunmaktadır.
Bir işletmenin mevcut koşullar altında finansal durumunu belirlemek ve gelecekteki
koşullara göre finansal durumunu öngörülmemek için yapılan incelemeye mali tablolar analizi
denir.
Mali tablolar analizi, bir işletmenin finansal yapısının sermaye kaynakları ve bunların
aktif varlıklara dağılışı bakımından yeterli olmadığı ve faaliyet sonuçlarının verimliliği ile
bunların gösterdikleri eğilimin incelemesidir.
Bir diğer tanıma göre ise, mali tablolar analizi işletmenin iç ve dış kaynaklardan
sağladığı veya sağlamayı düşündüğü fonların kullanma alanlarına göre değerlendirilmesi, diğer
bir deyişle finansal yapılarını, mevcut koşullar altında incelemek ve gelecekteki koşullara göre
projeksiyonlarda bulunmaktır.
Mali analiz, finansal planlama ve kontrolün ön şartıdır. Bu faaliyetlerin yürütülmesi için
ise işletmenin mali durumunun bilinmesi zorunludur. Mali analiz esas olarak, mali tablolarda
yer alan verilere dayanılarak yapılır. Mali analizin temelini oluşturan mali tablolar, işletmenin
finansal durumu ve faaliyet sonuçlarına ilişkin önemli bilgiler verirler. Ancak; bu bilgilerin
analizi yapılmadan işletmenin ekonomik ve mali durumunu ve sonuçlarını anlamak olanaklı
değildir. Bu nedenle mali analiz, tablolarda yer alan sayısal verilerin önemini ve anlamını
saptamak amacıyla yürütülen bir çalışma olarak ele alınabilir.
Mali analiz; mali tablolarda yer alan çeşitli kalemler arasında yüzdeler, oranlar ve dönüş
hızları yoluyla önemli ilişkiler kurulmasını, bu ilişkilerin ölçülmesini ve yorumlanmasını
kapsar. Bu ilişkilerin ölçülmesini ve yorumlanması ise, türlü analiz teknikleriyle yapılır. Elde
edilen sonuçlar işletmenin geçmiş dönemdeki uygulamalarını ortaya koyduğundan, bunlar esas
alınarak işletmenin bugünkü durumu saptanır ve geleceğe ait planlar da bu sonuçlardan
yararlanılarak yapılır.
Mali tablolar analizi, işletme ilgililerinin amaçlarına uygun olarak bir veya birkaç
döneme ilişkin mali tabloların incelenmesi, yorumlanması ve değerlendirilmesi işlemidir.
Mali tablolar analizi; bir işletmenin mali durumunun, faaliyet sonuçlarının ve mali
yönden gelişmesinin yeterli olup olmadığını saptamak ve işletme ile ilgili geleceğe ait
öngörülmemelerde bulunabilmek için, mali tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkilerin ve
bunların zaman içinde göstermiş oldukları eğilimlerin incelenmesinden oluşur.
Mali tablolar analizi, analistin ilgi ve amacına göre bazı sonuçlara ulaşabilmesi ya da
kararlar verebilmesi için bir veya birkaç dönemin mali tablolarının incelenmesidir.
Mali tablolar analizini yalnızca bu tablo üzerinde yapılacak çalışmalar olarak nitelemek
yanlış olabilir. Çünkü işletmelerin belli bir dönem için hazırlanan tablolara dayanılarak
incelenmesi işletme hakkında hüküm vermeye yeterli olmayabilir. İşletmenin yönetim kadrosu
ve tüm çalışanları, teknik yapısı, ticari saygınlığı, ürettiği mal ve hizmetler, ekonomik, teknik
ve sosyal çevre koşullarının da inceleme konusu yapılması gerekir. Bu incelemeler ise, finansal
yönden yapılacak değerlendirmenin daha değişik yönlü çalışmalarla desteklenmesi demektir.
Aynı zamanda analist , mali tablolardan yönetim ile ilgili çeşitli sorunları çözmeye çalışacaktır.
Bu duruma göre mali tablolar analizi, finansal analizin bir bölümünü oluşturur. Bununla
beraber ağırlık çok defa mali tablolar üzerinde yoğunlaştığından, mali tablolar analizi
denildiğinde diğer bilgileri de kapsayarak yapılagelen yorumun ifade edildiği gözden
kaçırılmamalıdır.

MALİ TABLOLAR ANALİZİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER


Mali tablolar analizi, belli bazı temel faktörlerin sürekli etkisi altındadır. Bu etki; bir
yandan analiz çalışmasının sonuçlarının değerlendirildiği aşamada, bütün olarak dikkate
alınmadığı taktirde, mali tablolar analizinden sağlıklı ve başarılı sonuçlar alınmaz. Bu nedenle;
özellikle analiz sonuçlarının değerlendirildiği aşamada, bu etkiyi belirgin hale getiren
faktörlerin özenle dikkate alınması gerekir. Bu faktörleri genel olarak yedi temel grupta
toplayarak incelemek olanaklıdır.

A) EKONOMİK FAKTÖRLER
Mali tablolar analizini etkileyen ekonomik faktörleri de, “Ekonomik Konjonktür
Hareketleri” ve “Paranın Satın Alma Gücünde Meydana Gelen Değişmeler” biçiminde iki alt
grupta düşünmek gerekir.
a) Ekonomik Konjonktür Hareketleri
Mali tablolar analizinden beklenen yararın sağlanabilmesi için, bu analizin çalışmasında
veri ve bilgi kaynağı olarak kullanılan, mali tabloların hangi ekonomik konjonktür şartlarında
düzenlendiğinin bilinmesi gerekir. Özellikle birden çok döneme ilişkin mali tabloların analiz
sonuçlarının değerlendirilmesinde, söz konusu dönemlerdeki ekonomik konjonktür
hareketlerinin incelenmesi ve bunların işletme ve dolayısıyla mali tablolar üzerindeki
etkilerinin bilinmesi gerekir.
Konjonktürün gelişme dönemlerinde işletmelerin kolaylıkla büyüdükleri, faaliyet
sonuçlarının ise tatminkar düzeylere ulaştığı bilinmektedir. Ancak, konjonktürün gerileme
dönemlerinde ve özellikle gelişme döneminden gerileme dönemine geçişte büyümenin
durduğu, işletme performansının ise giderek düştüğü ve başa baş noktasına yakın bir düzeyde
çalıştığı görülmektedir.
Analizi yapacak olan analistin, analiz çalışmasına başlamadan yukarıda açıklanmaya
çalışılan konjonktür hareketleri ile ilgili tespitleri yapması gerekir. Bu gerçekleştirildiğinde,
konjonktürün gerileme dönemini kapsayan bir analiz çalışması sırasında performans
düşüklüğünün belirlenmesi, normal bir olay olarak kabul edilecek ve faaliyet sonuçlarının
yetersizliği olağan sayılacaktır. Ancak, konjonktürdeki gelişmeye rağmen tatminkar olmayan
faaliyet sonuçlarının tespiti, işletmenin yönetimi ile ilgili yanlış politikaların aranması
gereksinimini ortaya çıkaracaktır. Buna göre mali tablolar analizinden sağlanan sonuçların
değerlendirildiği aşamada,
♦ Karlılığın azaldığının,
♦ Stok devri hızı katsayısının düştüğünün,
♦ Alacakların tahsil süresinin uzadığının,
♦ Likidite yetersizliğinin başladığının
Belirlenmesi durumunda yukarıda da açıklandığı üzere konjonktür hareketlerinin niteliğine
göre karar vermek gerekir. Eğer bu tespitler, konjonktürün gerileme gösterdiği bir dönemi
kapsayan mali tablolar analizi sonunda elde edilmişse, karamsarlığa kapılamamak gerekir.
Ancak; konjonktürdeki gelişmeye rağmen böyle bir tablo ortaya çıkmışsa, o taktirde, işletmenin
durumunu düzeltici önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Bütün bu olaylar yıllar arasında ve hatta
aynı yıl içerisinde meydana gelebileceği için, analistin yapacağı değerlendirmede bu duruma
göre karar vermesi gerekir.

b) Paranın satın Alma Gücünde Meydana Gelen Değişmeler


Günümüzün en önemli ekonomik sorunlarından bir diğeri de “paranın satın alma
gücünde meydana gelen değişmeler” dir. Özellikle paranın satın alam gücünde meydana gelen
düşmeler önemli boyutlara ulaşmış ve işletmeler bu sorunun ağırlığını daha yoğun bir biçimde
hissetmeye başlamışlardır.
Fiyatlar genel düzeyindeki yükselişler, tüm işletmelerde mali tabloların oluşumunu
etkilemekte, onları anlamsızlaştırmakta, diğer bir deyişle mali tabloların homojenliklerini
yitirmelerine neden olmaktadır. Ancak bu etkilemenin bütün işletmeler için aynı olumsuz
sonuçları ortaya çıkaracağını söylemek olanaklı değildir. İşletmelerin çalışma konularının,
fiziksel büyüklüklerinin, uyguladıkları üretim teknolojilerinin farklılığı ve ekonomik , finansal
yapılarının değişikliği işletmelerin bu olaydan etkilenme derecelerini değişik nitelikler
kazanmaktadır. Ancak, konu ile ilgili bir genelleme yapmak ve özellikle bilançoların bu
olaydan etkilenme biçimini ortaya koymak gerekirse, bilançoların, işletmelerin gerçek
ekonomik ve mali durumlarını yansıtmadıkları söylenebilir. Ayrıca bu bilançolarda fiktif
karların meydana gelmesi, bir yandan gerçekten elde edilemeyen karların dağıtımına, diğer
yandan da bu karların vergilendirilmesine neden olacağı için işletme sermayesi giderek azalır.
Bu nedenle analistin bu durumu da dikkate alması ve analiz sonuçlarını buna göre yorumlaması
gerekir.

B) İŞLETMENİN ÖZELLİĞİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER


İşletmenin özelliği ile ilgili faktörleri iki ana başlık altında toplamak olanaklıdır.
Bunlardan ilki, “İşletmenin Teknik Yapısı” diğeri ise “İşkolundaki Değişmeler ve İşkolunun
Özellikleri”dir.

a)İşletmenin Teknik Yapısı


İşletmenin teknik yapısı mevcut tesislerin çağdaş teknoloji karşısındaki durumunu
yansıtır. Yeni üretim araçları; genellikle verimliliği arttırıcı, daha ucuza ilk madde ve gereç
kullanımını sağlayıcı, bu maddelerin tüketimini azaltıcı, kaliteli mamul üretimini olanaklı kılan
bir nitelik taşır. Buna göre; yeni yönetim araçları ile çalışan bir işletmenin mali tablolarındaki
sonuçların aynı anlayış ve yaklaşım içerisinde değerlendirilmesi gerekir.

c) İşkolundaki Değişmeler ve İşkolunun Özellikleri


İşletme çalışmaları, tedarik, üretim ve diğer fonksiyonlar bakımından işkolundaki
değişmelerin ve işkolunun özelliklerinin büyük ölçüde etkisi altındadır.
♦ Teknolojik gelişmelerin ortaya çıkardığı yeni iş araçlarının varlığı ,
♦ Üretimde kullanılan ithal malı ilk maddenin yerli üretimine başlanmış olması,
♦ İşletmenin üretimini gerçekleştirdiği mamullerin yerini alacak yeni mamullerin
üretilmesi,
♦ Aynı işkolundaki rakip işletmelerin birleşmeleri ya da ayrılamalrı,
♦ Dağıtım kanallarındaki değişiklikler,

İşletme açısından olumsuz sonuçlandığında;


♦ Satış vadeleri uzar,
♦ Satış fiyatları düşer,
♦ İşletmelerin kaynak gereksinimi artar,
♦ Karlılık azalır.
Analiz çalışması sırasında, işkoluyla ilgili bu değişkenlerin bir bütün olarak göz önünde
bulundurulması gerekir.

C ) İŞLETMENİN YÖNETİMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER


Mali analiz sonuçları değerlendirilirken yöneticilerin yetenekleri, kişilikleri önem
taşımaktadır. İşletme sonuçlarının başarısı bir bakıma yönetiminin başarısı olarak ta
değerlendirilebilir. İşletme dışı bazı koşullara fazla etkide bulanamayan yönetim, değişme
gösteren bu koşullara uyum sağlayarak ve işletmenin üretim araçlarını çalışmalarda en etkin bir
biçimde kullanarak sonuçların başarılı olmasını sağlamaya çalışır. Bu nedenle yöneticilerin
karar ve davranışları ile yeteneklerinin mali tablolar üzerindeki sonuçlara etkisinin
bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durum göz önünde tutularak yapılacak mali analiz
sonuçlarının daha geçerli olacağı bir gerçektir.

D) MUHASEBE UYGULAMALARI İLE İLGİLİ FAKTÖRLER


Mali tabloların, analiz için gerekli niteliklere sahip olabilmesi işletmede etkin bir
muhasebe sisteminin örgütlenmesine gereksinme gösterir. Türkiye’de işletmeler farklı
muhasebe standartları ve hesap planları uyguladıklarından, üzerinde analiz çalışması yapılacak
mali tablolar da gerek kapsam ve gerekse biçim bakımından değişiklik göstermektedir. Bundan
dolayı analiz çalışmasından önce söz konusu farklılıkların ortadan kaldırılması yolunda
çalışmaların yapılması zorunlu olmaktadır. Diğer bir ifade ile mali analist; işletmelerin hesap
planına göre hazırlanmış mali tabloları, analiz çalışmasında yararlanabileceği esaslara
uyduracaktır.
E) ANALİSTE İLİŞKİN FAKTÖRLER
Buraya kadar açıklanmasına çalışılan ve bundan sonra açıklanacak olan konu ile ilgili
çeşitli faktörlerin mali tablolar analizinde göz önünde bulundurulması zorunluluğu, analistin
bilgi, deneyim ve yetenekleri ile yakından ilgilidir. Bu nedenle analizi yapacak kişi;
♦ Yüksek öğrenim görmüş ve belli bir düzeyde yönetim ve işletme kültürüne sahip
olmalıdır.
♦ Araştırıcı bir niteliğinin bulunmasının yanı sıra analiz çalışması sonuçlarını fazla detaya
girmeden, yüksek yönetici düzeyinde değerlendirmesini bilmelidir.
♦ Raporlama ve özellikle çağdaş işletmecilik konularında uzmanlaşmış olmalıdır.
♦ Ülke ekonomisinin yapısı ve teknolojik düzeyi, endüstrinin geliştirilmesi yolundaki
olanakları ve yasal düzenlemeleri, sermaye birikimi ve sorunlarını, sanayi ve ticaret
sektörleri arasındaki ilişkileri ayrıntıları ile kavrayabilmelidir.

F) KARŞILAŞTIRMA BİRİMLERİNE İLİŞKİN FAKTÖRLER


Mali tablolara analiz yöntemlerinin uygulanmasıyla bulunan analiz sonuçları, başka
analiz yöntemlerinin ortaya koyduğu sonuçlarla karşılaştırılarak değerlendirilmeli ve böylece
bir karara varılmalıdır. Analiz sonuçlarının başlıca dört aşamada karşılaştırılarak değerlemesi
yapılır.
I. İşkolu Standartlarıyla ya da Ortalamalarla Karşılaştırma:
Uzun çalışmalar sonucunda belirli işkolları için hesaplanmış standart sonuçlar ile analizi
yapılan işletmede elde edilen sonuçlar karşılaştırılarak değerlendirme yoluna gidilir. Ancak
Türkiye’de bu konuda yapılan çalışmalar yeterli düzeyde değildir.

II. Aynı İşkolundaki Başka İşletme Sonuçlarıyla Karşılaştırma:


İncelemesi yapılan işletme ile aynı işkolunda çalışan başka bir işletmenin sonuçları
karşılaştırılır. Türkiye’de işletmelere ilişkin sonuçlar genellikle açıklanmadığı için bu yönde bir
karşılaştırma yapmak oldukça zordur.

III. Planlanan Sonuçlarla Karşılaştırma:


Özellikle büyük işletmelerde işletme sonuçları daha önceden planlanmaktadır.
Planlanan bu sonuçlar ile daha sonra gerçekleşen sonuçlar arasında karşılaştırmalar yapılarak
ortaya çıkan sapmalar bulunur.
IV. Geçmiş Dönem Sonuçlarıyla Karşılaştırma:
Analizi yapılan döneme ilişkin sonuçlar, daha önceki dönem ya da dönemlerle,
ortalamalar alınarak karşılaştırma yapılabilir.
Kuşkusuz yukarıda sayılan tüm bu karşılaştırmaların yapılabilmesi, daha önce bu konu
ile ilgili çalışmaların varlığına bağlıdır. Bunların bulunmaması ya da yeterli olmaması
durumunda yapılan değerleme o ölçüde etkisiz olacaktır.

G) İŞLETME İÇİ VE DIŞI BİLGİ FAKTÖRLERİ


Analistin analiz çalışması sırasında yalnızca mali tablolardaki bilgilerle yetinemeyeceği,
bunun yan sıra gerek işletme içinden gerekse işletme dışından bazı ek bilgi kaynaklarına
gereksinim duyacağı bir gerçektir.

1) İşletme İçi Bilgi Faktörleri: İşletme içi bilgi faktörleri; işletmenin ana
sözleşmesi, şirket toplantılarında alınan kararların yayınladığı Ticaret Sicil
Gazeteleri, kapasite raporları, teşvik belgeleri, organizasyon şemaları, yıllık
faaliyet raporları, plan ve programlar, maliyet çizelgeleri ve fiyat listeleridir. Tüm
bu kaynaklar her zaman için analistin elinin altında bulunmalıdır. Analist ayrıca
yöneticilerin özgeçmişleri ile yetenek ve karakterleri hakkında da bilgi sahibi
olmak durumundadır. Ayrıca incelemesi yapılacak işletmeyi yakından görmesi,
çalışma biçimi, tesisleri ve çalışanları araştırması faydalı olacaktır. Bilindiği gibi
bu tür bilgilerin başka kaynaklardan sağlanması mümkün değildir. Ancak
işletmeden elde edilen bilgiler genellikle subjektif nitelik taşır. Bu nedenle söz
konusu bilgilerin diğer kesimlerden alınacak bilgilerle doğruluğu kontrol edilmeli
ve ancak ondan sonra analiz işleminde kullanılmalıdır.
2) İşletme Dışı Bilgi Faktörleri: İletme dışı bilgi faktörleri; başta Beş Yıllık
Kalkınma Planı ve Yıllık Programlar olmak üzere DPT yayınları, Devlet İstatistik
Enstitüsü, Bakanlıklar, T.C. Merkez Bankası, Odalar Birliği yayın, araştırma ve
bültenleridir. Bunun yanı sıra yurtdışı kuruluşlarının yayınları da yararlı birer
kaynaktırlar. Tüm bunlar, ülkenin finansal politikası, para politikası, teknolojik
gelişmeleri konularında analiste bilgi sağlayacak kaynaklardır. İşletme dışından
sağlanacak bu bilgiler genellikle işletmenin gelişme seyrinin değerlendirilmesinde
etkili olmaktadır.

MALİ ANALİZ TÜRLERİ


Bundan önceki bölümlerde de değinildiği üzere mali tablolar analizi, değişik kesim ve
çevreler tarafından yine değişik amaçlarla yapılmaktadır. Bu durumda ortaya çıkan farklı
beklentiler, analiz çalışmasını gerek biçim ve gerekse öz olarak çeşitlendirmekte ve değişik
mali analiz türlerinin ortaya çıkışını hazırlamaktadır. Bu açıdan mali analiz türleri genel olarak
üç temel grupta toplanmaktadır.
♦ Analizi Yapan Kişiye Göre Mali Analizler,
♦ Kapsamlarına Göre Mali Analizler,
♦ Yapılma Amaçlarına Göre Mali Analizler.

1) ANALİZİ YAPAN KİŞİYE GÖRE MALİ ANALİZLER


Bu tür mali analizler iki grupta açıklanabilmektedir:
a) İç Analiz
b) Dış Analiz

a) İç Analiz: İç analiz, işletme içindeki kişilerce yapılır. Basılı raporlar dışında,


işletmede bulunan tüm dökümanlar bu tür mali analizin yapılmasında kullanılabilir.

b) Dış Analiz: Dış analiz ise; işletmeye mal satan kuruluşlar, kredi kuruluşları, hisse
senedi ve tahvil sahipleri tarafından yapılır ve bu analizde yalnızca işletmeye ilişkin basılı
raporlar kullanılır. Bu nedenle analistin, işletmenin verdiği bilgilerle yetinmesi gerekmektedir.
Bu ayrım bugün için önemini yitirmiştir. Çünkü dış analistler işletmeye ilişkin her türlü
bilgi ve raporları kolaylıkla sağlamakta ve kullanmaktadır.

2) KAPSAMLARINA GÖRE MALİ ANALİZLER


Mali analizler kapsamlarına göre ikiye ayrılır:
a) Statik Analizler
b) Dinamik Analizler

a) Statik Analiz: Belirli bir tarihe veya belirli bir döneme ilişkin mali tablolardaki
kalemler arasında mevcut ilişkilerin miktar yönünden incelenmesi “Statik Analiz”dir. Belirli bir
döneme ilişkin mali durum ile faaliyet sonuçlarının analiz edilmesini içeren statik analize
“Dikey Analiz” de denmektedir. Bu tür analiz tek bir dönemle ilgili olarak yapılır. İşletmenin
mali durumu ve faaliyet sonuçlarını cari dönem için gösteren statik analiz, geniş bir mali
analizin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Statik analiz, oran, yüzdeler ve diğer analitik tekniklerle yapılır. Bu tür analizde
işletmenin toplam aktiflerinin, dönen varlıklarının, yabancı kaynaklarının ve öz kaynaklarının
yapısı hakkında yüzdeler halinde bilgiler edinildiği gibi; net satış hasılatına göre, gelir
tablosunda yer alan kalemlerin büyüklükleri ve durumlarının ne olduğu da görülür.
Statik analizde hesaplanan oranlar; işletmenin cari dönemdeki likidite, karlılık,
etkinliklerin verimliliği ve mali yapıları hakkında bilgi verir. Böylece işletmenin kıs vadeli
borçlarını karşılama gücü, sahip olduğu aktifleri kullanmaktaki etkili olma derecesi , kaynak
yapısında borçların yeri ve işletmenin karlılığı ile hisse senedi başına kazançları ve ödediği kar
payları saptanmış olur.

b) Dinamik Analiz: Dinamik mali analiz ise, işletmenin birden fazla döneme ilişkin
mali tablolardaki değerin kolayca karşılaştırılabilir şekilde incelenmesidir. Bu analiz
karşılaştırmalı tablolar, yüzdeler ve trendler gibi analitik tekniklerle yapılır. Bu şekilde
işletmenin yönetim tarzı, finansal politikaları, geçmiş dönemlerdeki karlılığı, borç ödeme gücü
ve geçmiş finansal durumunda görülen eğilimlere ilişkin yargılara varmak mümkün olmaktadır.
Dinamik mali analizde, çeşitli dönemlere ilişkin veriler yan yana karşılaştırıldığı için
bu tür analize “Yatay Analiz” de denmektedir. Statik analizden sağlanan sonuçlara ilişkin
olumlu ya da olumsuz gelişmeler dinamik analiz yoluyla ayrıca yorumlanır. Bunun sonucunda
rakip işletmeler ait verilerle karşılaştırmalar da yapılabilir. Dinamik analiz, işletme hakkında
önemli eğilimleri gösterdiği için geleceğe ilişki öngörülmemelerde oldukça sık kullanılır.
Statik ve dinamik analizler, modern anlamda mali analizin temelini oluşturur. Bu
analizlerin birbirleri yerine kullanılma olanağı yoktur. Çünkü, tam bir analiz yapılabilmesi için
her iki analizin birbirlerini tamamlayacak biçimde ele alınması gerekir.
3) YAPILMA AMAÇLARINA GÖRE MALİ ANALİZLER
Mali analizler yapılma amaçlarına göre üçe ayrılırlar:
a) Yönetim Analizi,
b) Kredi Analizi,
c) Yatırım Analizi.
a) Yönetim Analizi: Yönetim analizi, yönetim çalışmalarının etkinliğini sağlamak
için yapılan bir mali analiz türüdür. Bu tür analize başlamadan önce, analize temel oluşturacak
olan tabloların analiste sağlanması gereklidir.
Yönetim analizinde hem statik hem de dinamik analizden yararlanılır. Bilanço ve gelir
tablolarının incelenmesi ve yorumlanması analizi kapsamındadır İşletmenin etkinliklerinde
başarılı ve sağlam bir finansman politikasına sahip olabilmesi için mali tabloların yönetim
tarafından bütünüyle anlaşılması gereklidir. Bu konuda finans yöneticisinin de rolü büyüktür.
Yöneticiler yönetim analizi ile;
♦ İşletmenin etkinliklerinin bir bütün olarak başarı derecesini ölçme,
♦ İşletmenin ana ve yan hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını belirleme,
♦ Hedeflere ulaşılmamışsa nedenlerini araştırma,
♦ Geleceğe ilişkin planlar yapma,
♦ Üretilecek mal ve hizmetlerin üretim miktarı ve izlenecek üretim politikası konusunda
karar alma .
♦ Etkinlikleri kontrol etme ve değerlendirme,
♦ Yürütmenin her aşamasında doğru ve düzeltici kararlar alma amaçlanmaktadır.
Yönetim analizi ile ulaşılmak istenen sonuç, sağlıklı kararlar alarak verimliliği ve
kararlılığı arttırmaktır.

b) Kredi Analizi: Kredi analizi,işletmenin likidite durumu ve kısa vadeli borçlarını


ödeme yeteneğinin saptanması ile ilgilidir. Bu tür analizler çoğunlukla kredi veren kuruluş
tarafından yapılır.
Kredi kuruluşları yapmış olduğu kredi analizleri ile, işletmeden alacaklı olan satıcıların
yapmış olduğu analizler arasında büyük benzerlik bulunur. Ancak; kredi kuruluşlarının bu tür
analizdeki amacı, kredi isteminde bulunan işletmenin mali durumu ve faaliyetleri konusunda bir
yargıya ulaşabilmektir. Kredili mal satan bir işletmenin amacı ise, malları için sürüm olanağı
sağlayabilmektir. Kredi kuruluşları ile kredili mal satan satıcılar arasındaki amaç farklı olmakla
birlikte, her ikisi de alacaklı oldukları işletmenin borç ödeme gücü ile ilgilidir.
Kredi analizi yapılırken bilanço ve gelir tablolarının yanı sıra, işletmeye ilişkin gelişme
trendleri ile, işletme yöneticilerinin özellikleri ve yeteneklerinden de yararlanılır.

c) Yatırım Analizi: Yatırım analizi, bir işletmenin mevcut ve potansiyel hissedarları ile,
işletmeye uzun vadeli kaynak sağlayan ya da bunları sağlamayı düşünen bireylerce yapılır.
Bu analizin temel amacı; işletmenin gelecek dönemlere ilişkin kazanma gücünü
saptamaktır. Bir işletmenin mevcut ve potansiyel ortakları, işletmenin sürekliliği, yatırım
güvencesi, işletmenin karlılığı, gelecek dönemlere ilişkin kazanma gücü, dağıtılacak temettü
miktarı, hisse senetlerinin değer artışı ve bunların izlediği eğilimle ilgilidir. Bu konularda
sermaye sahiplerine ışık tutacak başlıca araç, mali tablolar ve bunların analizidir. Ayrıca
işletmenin ortakları için hazırladığı raporlardan da yararlanılır.
Modern işletmelerde hisse senedi ya da tahvillerini koruma, satma veya yenilerini satın
alma konularında karar verme amacına yöneliktir. Yatırım analizlerinden elde edilen sonuçlar,
karar verme işleminde kullanılır.
Yatırım analizi yapacak kişinin birinci derecedeki işlevi, ilgili yatırımı; sağlayacağı gelir,
sahip olduğu güvence ve risk faktörleri ile piyasadaki sürüm olanakları bakımından
değerlendirmektir.
Hisse senedi ile ilgili yatırım analizinin amacı, bir hisse senedinin gelecek dönemdeki
değerini belirlemektir. Öncelikle hisse senedi başına kazanç ve temettülere ilişkin trendler
incelenir. Bu incelemelerde rasyolardan da yararlanılır.
Tahvillere yönelik analizde ise, işletmenin kazanma gücü, işletme sermayesi ve
finansman kaldıracının durumu incelenir. Tahvil analizinin amacı, işletmenin faiz ve borç
taksitlerini vadesinde ödeme gücüne sahip olup olmadığını saptamaktır.
Yatırım kararlarının doğruluğu, yatırım analizlerinin başarısına bağlıdır.
Sonuç olarak, modern işletme yönteminde, mali analiz çalışması önemli bir yer
tutmaktadır. Mali analistin belli başlı görevleri, karşılaştırma ve dolayısıyla öngörülmeme
yapmaktır. Mali analist bu görevleri yerine getirirken türlü bilgi kaynaklarından yararlanmak
durumundadır. Bu bilgi kaynakları genel olarak, muhasebe bilgi ve verilerinin özeti
durumundaki mali tablolar ve raporlardır.
2. MALİ ANALİZ TEKNİKLERİ

Bundan önceki bölümlerde de açıklandığı üzere, mali analiz çalışması, bir işletmenin
mali durumunun, faaliyet sonuçlarının ve finansal yönden gelişmesinin yeterli olup
olmadığını belirleme ve bu konulardaki öngörümlemeleri gerçekleştirmek amacıyla
yapılmaktadır. Bu duruma göre analiz çalışmasında iki aşamanın varlığından söz edilebilir.
Bu aşamaların ilkinde geçmişin belirlenmesi , diğerinde ise geleceğin öngörümlenmesi
egemendir. Ancak bu aşamaların her ikisi de birbirini tamamlayacak özellik ve nitelikler
taşımaktadır.
Mali analiz çalışması, muhasebe veri ve bilgilerinin özeti durumundaki mali tablolardan
yararlanılarak ve belli analiz teknikleri aracılığı ile gerçekleştirilir. Konu ile ilgili literatürde
mali analiz tekniklerinin dört grupta toplandığı görülmektedir. Bunlar:
♦ Karşılaştırmalı tablolar analizi,
♦ Yüzde yönetimi ile analiz tekniği,
♦ Eğitim yüzdeleri tekniği ile analiz,
♦ Oran tekniği ile analiz’dir.
Bu analiz teknikleri, işlevleri itibariyle birbirinden farklı nitelik ve özellikler taşımakta
ve analiz çalışmasının bütünlüğü içinde birbirini tamamlayacak biçimde kullanılmaktadırlar.
Bir başka anlatım biçimiyle bu teknikler, mali analiz sürecinde farklı işlevleri yerine
getirmekle birlikte, zaman zaman analiz sonuçlarının kontrolü bakımından entegre edilerek
kullanılırlar.

A. KARŞILAŞTIRMALI TABLOLAR ANALİZİ

1) TEKNİĞİN KULLANIM AMACI


Bir döneme ilişkin mali tablolar işletmenin ait olduğu dönemin mali durumunu ve
faaliyet sonuçlarını gösterir. Gerçekte temel olan işletmenin sürekliliği bağlamında,
işletmenin mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını karşılaştırarak gelişmelerin bilinmesidir. Bu
neden ile, bir işletmenin birbirini izleyen faaliyet dönemlerine ilişkin mali tabloların kendi
aralarında karşılaştırılarak kalemlerdeki değişmelerin belirlenmesi gerekir. Dolayısı ile
işletmenin geçmişteki ve şimdiki durumu saptanarak gelecekteki durumu öngörülmeye
çalışılır. Bir başka anlatım biçimiyle, karşılaştırmalı analiz tekniği, bir işletme bilançosunun,
kaynak ve kullanım yapısında yer alan değerlerde meydana gelen artış ve azalışlardan çok ,
bunların zaman içerisinde göstermiş oldukları değişme ve gelişme eğilimleri belirlenmeye
çalışılır. Bunun yapılabilmesi, işletmelerin değişik dönemlerine ilişkin mali tablolarının bir
araya getirilerek, varlık ve kaynak yapılarının dönemler itibariyle karşılaştırmasını gerektirir.
Esasen tekniğe adını veren de bu karşılaştırma işlemidir. Karşılaştırmalı analizin genel
amacı, işletmeye ilişkin gelişme trendlerinin elde edilmesidir.
Karşılaştırmalı analiz tekniğinin en büyük avantajı, mali analiz çalışmasına konu
işletmenin gelişme yönü hakkında yeterli bilgileri sağlamasıdır. Bilindiği gibi mali tablolarda
ve özellikle, bilançonun kaynak ve kullanım yapısında yer alan hesaplardaki değişmelerin
incelenmesi , işletmenin mali yönden hangi doğrultuda gelişmekte olduğunun belirlenmesi
bakımından önem taşır. Bunun yanında, karşılaştırmalı analiz işletmenin muhtemel gelişme
yönü ile ilgili öngörümlemelerde bulunmak açısından da yararlıdır. Ekonomik koşullarda
önemli değişiklikler olmadığı takdirde, işletmenin geçmişteki gelişme eğilimine uygun düşen
bir büyüme düzeyine ulaşacağı öngörümlenebilir. Ancak bu analiz tekniğinin uygulanması
sırasında analistin, mali tabloların fonksiyon sınırları içerisinde yapılmış bulunan
yönlendirici açıklamaları göz önünde bulundurması gerekir.

2) KARŞILAŞTIRMALI TABLOLARIN DÜZENLENMESİ


İşletmenin tablolarının karşılaştırmalı analizi sırasında, değişik hesap dönemlerine
ilişkin mali tablolardaki değerlerde meydana gelen artış ve azalışların mutlak rakam olarak
ifade edilmesi ve nihayet tablolardaki değişikliklerin yüzde olarak belirtilmesi gerekir.
Analizi yapılacak cari dönem mali tablosu, bir önceki dönem veya dönemlerin tablolarını
içerecek şekilde düzenlenebilir.
Mali tablolar iki dönemi içerecek şekilde düzenlenmesinde cari dönemin, geçmiş
dönemle karşılaştırılması yapılır. Karşılaştırılmalı finansal tablolar, iki dönemden fazla
dönemi içerecek şekilde düzenlenmesi halinde;
♦ Birinci yıl temel alınarak, karşılaştırmalar bu yıla göre yapılır.
♦ Veya bir yıl kendisinden önce gelen yılla karşılaştırılır.
Analiz tekniğinin en önemli bölümünü oluşturan artış ve azalış yüzdelerin hesaplanışı,
karşılaştırması yapılan iki yılın mutlak değer olarak ortaya koyduğu artış ve azalış
rakamının bir önceki yılın mali tablosunda görülen değere bölünmesi yoluyla
gerçekleştirilir. Formüle ederek örnek vermek gerekirse, aşağıdaki gibi bir çalışma
yapabiliriz.

Artış veya Azalış


± Fark ±%
HESAPLAR 1995 1996 1997 95-96 96-97 95-97 96-
97
Hazır değerler 500.00 750.000 250.000 +250.000 -500.00 +50 -66,66

Menkul kıymetler - 250.000 - +250.000 -250.000 - -100

Ticari Alacaklar - - 300.000 - + 300.000 - -

Yüzdelerin hesaplanmasında şu formül kullanılır.


Artış (Azalış) Yüzdesi = ± Fark Mutlak Değeri
X 100 = ± %
Karşılaştırılması Yapılan
İki Yıldan Önceki Yılın
Mutlak Değeri

Örneği formüle göre çözersek:

+250.000

Hazır değerler = x 100 = %50


500.000
(95-97)

-500.000
(95-97 ) = x 100 = %66,66
750.000

Menkul Kıymetler = +250.000 x 100 = ∞


0
(95.96 )

-250.000
(96-97 ) = x 100 = - % 100
250.000

Ticari alacaklar = +300.000 x 100 = ∞


0
(96-97)

Buraya kadar yapılan açıklamalar gelir tablosu içinde aynen geçerlidir. Ancak
karşılaştırma aynı nitelikteki kalemler arasında yapıldığından, iki yılın sonuçların farklı
olduğunda ; örneğin birinci yıl kar, ikinci yıl zarar olması halinde artış veya azalış
hesaplanması yapılmayacağı unutulmamalıdır.

C) KARŞILAŞTIRMALI TABLOLARIN YORUMU

Karşılaştırmalı analiz tekniğine göre düzenlenen mali tablolardaki mutlak değer ve


yüzdelerin artış veya azalışları dikkate alınarak yorumlanır. Bu açıdan analistin öncelikle mali
tablolardaki önemli değişmeleri saptaması gerekir. Ayrıca mutlak değer farkı ve yüzdeleri ne
olursa olsun işletmenin esas faaliyet tablolarda yer alan grup ve bölüm toplamlarının da
yorumlanması koşuldur. Bir başka anlatım biçimiyle karşılaştırmalı tabloların yorumu sebep
– sonuç ilişkisine dayanır. Bu açıdan mali tablolardaki fark ve yüzde değişmeleri;
♦ Diğer kalemlerdeki artış veya azalışa,
♦ Veya faaliyet dönemi içinde işletme yönetiminin aldığın karalara
bağlı olabilir. Değişmenin nedenleri esas faaliyetlerden ve doğru işletme politikalarından
oluştuğu sürece (işletme lehine olmak koşulu ile ) olumlu yorumlanmalıdır.
Analist, ortaya çıkan sonuçları karşılaştırdığında; işletmenin geçmişteki ve bugünkü
gelişmenin aynı şekilde devam edeceği varsayarak gelecekteki mali durumunu saptamaya
çalışır.
Buraya kadar yapılan açıklamalarımızı XYZ Anonim şirketinin 1996 ve 1997 faaliyet
dönemlerine ilişkin aşağıda verilen bilanço ve gelir tablolarını “ Karşılaştırmalı Analiz
Teknik”ini uygulayarak gösterelim.

XYZ ANONİM ŞİRKETİNİN KARŞILAŞTIRMALI BİLANÇOLARI


Artış veya Azalış
AKTİF 31.12.1996 31.12.1997 ± Fark
± % I. DÖNEN VARLIKLAR
Hazır Değerler 71.500.000 82.500.000 +11.000.000
+15,38
Menkul Kıymetler(Net) 67.400.000 +67.400.000
Ticari Alacaklar (Net) 21.650.000 38.300.000 +16.650.000
+76.90
Diğer Alacaklar (Net) 420.000 650.000 +230.000
+54.76
Stoklar (Net) 59.000.000 137.100.000 +78.100.000
+132.37
Diğer Dönen Varlıklar 3.750.000 8.000.000 +4.250.000
+113.33
Dönen Varlık Toplamı 156.320.000 333.950.000 +177.630.000 +113.63
II. DURAN VARLIKLAR
Ticari Alacaklar (Net) 287.500 630.500 +343.000
+119.30
Diğer Ticari alacaklar (Net) 95.000 875.000 +343.000
+119.30
Mali Duran Varlıklar (Net) 5.250.000 5.250.000
Maddi Duran Varlıklar (Net) 31.500.000 61.000.000 +29.500.000
+93.65
Maddi Ol. Duran Varlık (Net) 4.300.000 18.000.000 +13.700.000
+318.60
Duran Varlık Toplamı 41.432.500 85.755.500 +44.323.000 +106.97
AKTİF TOPLAM 197.752.500 419.705.500 +221.953.000 +112.23

PASİF
III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR
Ticari Borçlar (Net) 98.500.000 22.285.500 +123.785.500 +125.67
Diğer Borçlar 2.244.300 3.800.000 +1.555.700
+60.31
Borç ve Gider Karşılığı 20.000.000 42.000.000 +22.000.000
+110.00
Kısa Vadeli Yab. Kay.Top. 120.744.300 268.085.500 +147.341.200 +122.02
IV.UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR
Ticari Borçlar (Net) 407.000 420.000 +13.000 +0.31
Diğer Borçlar 1.200 -1.200 -100.00
Borç ve Gider Karşılığı 20.000.000 42.200.000 +32.200.000 +111.00
Uz. Vadeli Yab. Kay.Top. 120.744.300 42.620.000 +32.211.800 +108.83

V. ÖZ KAYNAKLAR
Ödenmiş Sermaye 20.000.000 20.000.000
Sermaye Yedekleri 20.000.000 39.000.000 +19.000.000 +95.00
Kar Yedekleri 5.400.000 9.000.000 +3.600.000 +66.66
Dönem Net Karı 11.200.000 41.000.000 +29.800.000 +266.07
Öz Kaynaklar Toplamı 56.600.000 109.000.000 +52.400.000 +92.57
PASİF TOPLAMI 197.752.500 419.705.500 +221.953.000 +112.23
XYZ ANONİM ŞİRKETİNİN KARŞILAŞTIRMALI GELİR TABLOSU
Artış ve Azalış

31.12.1996 31.12.1997 ± Fark ± %


Brüt Satışlar 730.000.000 1.470.000.000 +740.000.000 +100.13
Satış indirimleri (2.600.000) (3.150.000) (+550.000) +21.15
Net Satışlar 727.400.000 1.466.850.000 +739.450.000 +101.65
Satışların Maliyetleri (590.000.000) (1.190.000.000) (+600.000.000) +101.69
Brüt Satış Karı 137.400.000 276.850.000 +139.450.000 +101.49
Faaliyet Giderleri (133.000.000) (529.000.000) (+126.000.000) +94.73
Faaliyet Karı 4.400.000 17.850.000 +13.450.000 +305.68
Diğer Faal Ol. Gelir
Ve Karlar 28.950.000 65.450.000 +36.600.000 +126.42
Diğer Faal Ol. Gelir
Ve Zararlar (2.150.000) (1.600.000) ( -550.000) - 25.58
Finansman Giderleri
Olağan Kar 31.200.000 81.800.000 50.600.000 162.17
Olağan Dışı Gelir
Ve Karlar 1.200.000 +1.200.000
Olağan Dışı Gider
ve Zararlar
Dönem Karı 31.200.000 83.000.000 +51.800.000 166.02
Dönem Karı Vergi ve Diğer
Yasal Yükümlülükler (20.000.000) (42.000.000) +22.000.000 110.00
Dönem Net Karı 11.200.000 41.000.000 +29.800.000 266.07

Bilanço ve gelir tablosunda saptanan mutlak değer farkı ile artış (azalış) yüzdelerini sıra
ile yorumlayalım:
1.Hazır Değer : İşletmenin para, banka v.b. kalemlerini içeren hazır değerleri 1997
yılında, 1996 yılına göre 11.000.000 – TL ve % 15.38 oranında göstermiştir. Bu artışın
nedeni peşin satışların artışından olabileceği gibi yabancı kaynak ( kısa vadeli) artışları da
olabilir.
2. Ticari Alacaklar: Ticari alacaklar 1997 yılında 1996 yılına göre 16.500.000 – TL .
ve % 76.90 oranında artış göstermiştir. Bu kalemdeki artışın nedenini bilançoda görmemiz
olanaklı değildir. Ticari alacaklıların artışı kredili satışların artışı neden olabilirse de
örneğimizde brüt satışların % 100.13 , stokların artışının da % 132.27 oranında artması,
( stokların eritilmediği anlaşılıyor) ticari alacakların tahsilatında problem olduğunu gösterir.
3. Stoklar: İşletmenin stokları 1997 yılında 1996 yılına göre 78.100.000 –TL. ve
%132.37 oranında artış göstermiştir. Stokların artışı kısa vadeli yabancı kaynakların ( ticari
borçların) artışından kaynaklanmakta olup, işletmenin kredili alış yaptığı anlaşılır. Daha önce
vurgulandığı gibi stok artışının bir nedeni de satışların yetersiz oluşundadır.
4. Diğer Dönen Varlıklar: Diğer dönen varlıklar 1997 yılında 1996 yılına göre
4.250.000 –TL. ve %113.33 oranında artış göstermiştir. Bu kalem içinde indirilecek KDV
bulunması mal alımlarından doğan katma değer vergisinden kaynaklandığından
vurgulanabilir.
5. Dönen Varlık Toplamı: Dönen varlık toplamının 1997 yılında 1996 yılına göre
177.630.000 –TL: ve % 13.63 oranında artış göstermiştir. Bu artışın nedeni yabancı kaynak
(kısa ve uzun vadeli) artışı ile öz kaynak (dönem net karı) artışından oluştuğu görülür.
6. Maddi Duran Varlıklar: Maddi duran varlıklar 1997 yılında 1996 yılına göre
29.500.000 –TL. ve % 93.65 oranından artış göstermiştir. Maddi duran varlıkların artışı
özkaynaklardan ( ödenmiş sermaye dışında) karşılandığı görülür.
7. Maddi Olamayan Duran Varlıklar : Bu kalem 1997 yılında 1996 yılına göre
13.700.000 –TL. ve % 318.60 oranında arttığı, nedenin ise öz kaynakların artışından oluştuğu
görülür.
8. Duran Varlıklar Toplamı: Duran varlık toplamının 1997 yılında 1996 yılına göre
44.323.000 –TL. ve % 106.97 oranında arttığını bununda tamamen öz kaynakların artışından
oluştuğu görülür.
9. Ticari Borçlar: Kısa vadeli yabancı kaynaklarda yer alan ticari borçlar 1997
yılında 1996 yılına göre 123.785.500 –TL. ve %125.67 oranında artış göstermiştir. Kredili
mal alışlarından doğan artışın nedeni stoklardaki artıştır.
10. Borç ve Gider Karşılıkları: Bu kalemde 1997 yılında 1996 yılına göre 22.000.000-
TL. ve % 110 oranında artış görülmektedir. Bu artışın nedeni 1995 yılı dönem karından
ödenecek vergi yüküdür. Uzun vadeli yabancı kaynaklar grubunda yer alan borç ve gider
karşılıklarının artış nedeni ise kıdem tazminatı karşılıklarıdır.
11. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar Toplamı: Bu grup toplamı 1997 yılında 1996
yılına göre 147.347.200 –TL: ve % 122.02 oranında artış göstermiştir. Bu artışın nedeni
dönen varlıklardaki artıştan kaynaklanmaktadır. Ancak kısa vadeli yabancı kaynakların artış
oranının, dönen varlık artış oranından yüksek olması, işletmenin net işleme sermayesi
sıkıntısı yaratacağı; ileride borç ödeme kabiliyetinin zayıflayacağı anlamına gelir.
12. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar Toplamı: Uzun vadeli yabancı kaynaklar
toplamı 1997 yılında 1996 yılına göre 22.211.800 –TL. ve % 108.83 oranında artış
göstermiştir. Bu artışın nedeni ticari borçlar ile borç ve gider karşılıklarındaki artıştan
kaynaklanmaktadır.
13. Öz Kaynaklar Toplamı: Bu grubun 1997 yılında 1996 yılına göre 52.400.000 –
TL. ve % 92.57 oranında artış görülür. Bu grupta en çok dönem net karı, sermaye ve kar
yedeklerinden ileri geldiği görülür. Öz kaynakların yabancı kaynakların artışının (mutlak
değer ve % olarak ) altında kalması oldukça bozuk bir dengenin varlığını gösterir. Başka bir
anlatım biçimi ile öz kaynak artışı otofinansman yönlü olup, işletmenin ileride sermaye
artırımına gidilmesini işaret eder.
14. Brüt Satış Karı : Brüt satış karı 1997 yılında 1996 yılına göre 139.450.000 –TL ve
% 101.49 oranında arttığı görülür. Bu artışın nedeni net satışların, brüt satışlar paralelinde
artış göstermesidir. Ancak satışların maliyetinin artış oranı, net satışlar artışının üzerinde
olması, ileride satışlar ile maliyet arasının kapanarak brüt satış karını azaltacağı anlaşılır.
15. Faaliyet Karı: Faaliyet karı 1997 yılında 1996 yılına göre 13.450.000 –TL ve %
305.68 . Bu artışın nedeni brüt satış karından kaynaklanmakta olup faaliyet giderlerinin de
etkisi vardır.
16. Olağan Kar : Olağan kar 1997 yılında 1996 yılına göre 50.600.000 –TL ve %
162.17 oranında artış göstermiştir.
17. Dönem Karı: Dönem karı 1997 yılında 1996 yılına göre 51.800.000 –TL ve %
166.02 oranında artış göstermiştir. Söz konusu artışın nedeni olağan kar ile olağan dışı gelir
ve karın artışından kaynaklanmakta olup işletmenin esas ve yan faaliyetlerinden sağladığı
görülür.

B. YÜZDE YÖNETİMİ İLE ANALİZ


I. TEKNİĞİN KULLANIM AMACI
Yüzde yönetimi ile analiz tekniği, bir işletmenin finansal durumunu ve faaliyet
sonuçlarını incelemek amacıyla kullanılır. Yüzde yöntemi ile analiz daha çok tek bir döneme
ilişkin bilanço ve gelir tablosuna uygulandığından statik bir analiz türüdür. Ancak istenirse
yüzde yöntemine göre hazırlanmış birden fazla döneme ilişkin mali tablosunun
karşılaştırılması veya aynı sektördeki diğer işletmelerle karşılaştırmak için uygulandığında
dinamik analiz yapılmış olur. Bu analiz tekniğinin uygulanması sırasında, mali tabloların
varlık ve kaynak yapımında yer alan her bir kalemin varlık ve kaynak yapısı toplamı içindeki
yüzde oranı belirlenir. Böylece hem aynı işletmenin farklı dönemlerine ilişkin mali
tablolarında yer alan kalemlerin,toplam içerisinde oransal payları saptanır hem de aynı
sektörde çalışmalarını sürdüren işletmelerin finansal tabloları ile karşılaştırmalar yapma
olanağı sağlanır. Yüzde yöntemi ile analiz tekniği işletmenin faaliyet dönemine ilişkin bilanço
ve gelir tablolarına ayrı ayrı uygulanarak dikey yüzdeleri hesaplandığından bu teknik “Dikey
Analiz” olarak tanımlanır.
II. YÜZDE YÖNTEMİNE GÖRE TABLOLARIN DÜZENLENMESİ
Yüzde yöntemi ile analiz tekniği bilanço ve gelir tablosuna ayrı ayrı kullanarak dikey
yüzdelerden oluşan tablolar elde edilir.
a) BİLANÇONUN YÜZDE YÖNTMİNE GÖRE DÜZENLENMESİ
Bilindiği gibi bilançoyu oluşturan hesaplar öncelikle aktifin veya pasifin bir kalemi,
sonrada aktif veya pasifte yer alan gruplardan birinin kalemi durumundadır. Bu açıdan bir
bilançonun yüzdelerle gösterilmesi temeli, aktif ve pasif toplamlarının 100 kabul edilerek; her
aktif kalemin aktif toplamına, her pasif kalemin pasif toplamına olan oranı hesaplanır. Aynı
şekilde grup toplamlarına göre de yüzdeleri saptanır. Bunun için her grup toplamı ayrı ayrı 100
kabul edilerek, grubu oluşturan kalemlerin kendi grup toplamlarına oranı saptanır.
Bilançoda yer alan bilanço kalemlerini yüzde değerlerinin saptanmasını şu şekilde
formüle edebiliriz.

Bilanço Kaleminin
Bilanço Toplamına Mutlak Değeri
Göre Yüzde = x 100
Aktif (Pasif) Toplamı

Grup İçindeki Kaleminin


Grup Toplamına Mutlak Değeri
Göre Yüzde = x 100
Grup Toplamı

İndirimleri olan bilanço kalemleri gerek grup gerekse aktif veya pasif toplamlarına net
değerleri ile dikkate alınırlar. Bir başka anlatım biçimiyle dikey yüzdeleri net değer üzerinden
hesaplanmasını gerektirir. Ancak öz kaynaklar grubunun indirim kalemi olan “dönem net
zararı” grup ve pasif toplamlarına oranları saptanır fakat yüzdesi parantez içinde gösterilir.

Yapılan açıklamaları aşağıdaki şekilde örneklendirelim

X İŞLETMESİNİN 31.12.1997 TARİHLİ BİLANÇOSU (000)


AKTİF
PASİF
I. DÖNEN VARKLILAR III. YABANCI KAYNAKLAR
Hazır Değerler 10.000
Ticari Alacaklar 60.000
Şüph. Tic.Al.Karş. (1000)
Ticari Alacaklar (Net) 59.000 YAB.KAY.TOP.
65.000
Stoklar 41.000 V-ÖZKAYNAKLAR
DÖN. VAR. TOP 110.000 Sermaye 250.000
II. DUR. VARLIKLAR Ödenmemiş sermy. (50.000)
Ödenmiş Sermaye 200.000
Kar Yedekleri 25.000
Dönem Net Zararı (15.000)
DUR. VAR. TOPLAMI 165.000 ÖZKAYNAK TOP.
210.000
0

AKTİF TOPLAM 275.000 PASİF TOPLAM


275.000
0

Grup % sinin Bilanço % sinin


Bilanço Kalemleri Hesaplanışı Hesaplanışı

Hazır Değerler 10.000.000 x 100 = 9.0 10.000.000 x 100 = 3.6

110.000.000 275.000.000

Ticari Alacaklar 59.000.000 x 100 = 53.7 59.000.000 x 100


=21.5
110.000.000 275.000.000
Stoklar 41.000.000 x 100 = 37.3 41.000.000 x 100 = 14.9
110.000.000 275.000.000

Dönen Varlık Toplamı


110.000.000 x 100 = 40
275.000.000
Duran Varlık Toplamı 165.000.000 x 100 =
60
275.000.000

Yabancı Kaynak Toplamı 65.000.000 x 100


= 23.6
275.000.000

Ödenmiş Sermaye 200.000.000 x 100 = 95.2 200.000.000 x


100 = 72.7 210.000.000 275.000.000

Kar Yedekleri 25.000.000 x 100 = 11.9


25.000.000 x 100 = 9.1
210.000.000 275.000.000

Dönem Net Zararı 15.000.000 x 100 = 7.1 15.000.000 x


100 = 5.4 210.000.000
275.000.000
Öz Kaynak Toplamı
210.000.000 x 100 = 76.4
275.000.000

X İŞLETMESİNİN 31.12.1997 TARİHLİ BİLANÇOSU

AKTİF PASİF
Gn. G Gn.
Grup
I. Dönen Varlıklar Tutar Top III. Yab. Kaynaklar Tutar rup Top
%
% % %
Hazır Değerler 10.000.000 9 3.6 • •
Ticari Alacaklar 60.000.000 • •
Şüp. Al. Karşılığı (1.000.000) • •
Tic. Alacaklar(net) 59.000.000 53.7 21.5 • •
Stoklar 41.000.000 37.3 14.9 • •

Dönen Var. Top. 110.000.000 100 40 Yabancı Kay.Top. 65.000.000 100 23.6
II. Duran Varlıklar • •d •d V.Öz kaynaklar
• • •d •d Sermaye 250.000.000
• • •d •d Ödenmemiş ser. (50.000.000)
• • •d •d Ödenmiş ser. 150.000.000 95.2 72.7
• • •d •d Kar yedekleri 25.000.000 11.9 9.1
• Dönem Net Zararı (15.000.000) (7.1 (5.4
• • • )
)

Duran Varlık Toplamı 165.000.000 100 60 Öz Kaynak Toplamı 210.000.000 100 76.4

Aktif Toplamı 275.000.000 100 Pasif Toplamı 275.000.000 100

b) GELİR TABLOSUNUN YÜZDE YÖNTEMİNE GÖRE DÜZENLENMESİ

Gelir tablosunda “dönem net karına” veya “ dönem net zararına” aynı nitelikteki sonuç
hesaplarına ilişkin değerlerin toplanması ve farklı nitelikteki sonuç hesaplarına ilişkin
değerlerin birbirinden çıkarılması gibi farklı aritmetik işlemler sonucunda ulaşılır. Bu
nedenle gelir tablosundaki yüzdelerin bulunması her kalemin “Net Satışlar”a oranlanması ile
bulunur. Bir başka anlatım biçimi ile, gelir tablosunda bilançodaki grup toplamı veya genel
toplam söz konusu değildir. Bu nedenle net satışların tutarı 100 kabul edilerek, her kalemin
tutarı net satışlara oranlanır. Bu yaklaşımımızı aşağıdaki gibi formüle ederek gelir tablosunu
yüzde ile gösterilmesi olanaklıdır.

Gelir Tablosu Kaleminin


Mutlak Değeri
Net Satışlara Göre Yüzde = x 100
Net Satışlar
Açıklamalarımızı aşağıdaki örnek yardımı ile gösterelim.
Z İŞLETMESİNİN 31.12.1997 TARİHLİ GELİR TABLOSU

Tutar %
Brüt Satışlar 240.000.000 100.4

Satış İndirimleri (1.000.000) (0.4)


NET SATIŞLAR 239.000.000 100.0

Satışların Maliyeti 219.000.000


(91.6)
BRÜT SATIŞ KARI 20.000.000 8.4
Faaliyet Giderleri (10.000.000)
(4.2)
Faaliyet Karı 10.000.000 4.2
Diğer Faal. Olağan Gelir ve Karlar 32.000.000 13.4
Diğer Faal. Olağan Gider ve Zararlar
OLAĞAN KAR 42.000.000 17.6
Olağan Dışı Gelir ve Karlar 3.000.000 1.3
Olağan Dışı Gider ve Zararlar (1.500.000) (0.6)
DÖNEM KARI 43.500.000 18.3
Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal Yük. (23.000.000)
(9.8)
DÖNEM NET KARI 20.000.000 8.5

III. YÜZDE YÖNTEMİNE GÖRE DÜZENLENMİŞ TABLOLARIN YORUMU

Buraya kadar yapılan açıklamalarımızı üretim işletmesi olan C Anonim Şirketinin 1997
yılına ilişkin aşağıda verilen bilanço ve gelir tablosunu, “yüzde yöntemi”ni uygulayarak
yorumlayalım.
C ANONİM ŞİRKETİNİN 31.12.1997 TARİHLİ BİLANÇOSU
(000 İLAVESİYLE)
AKTİF PASİF
I. DÖNEN VARLIKAR III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR
Hazır Değerler 2.150.000 - Mali Borçlar 20.000.000 –
Ticari Alacaklar (net) 59.750.000 - Ticari Borçlar 30.000.000 -
Diğer Alacaklar (net) 80.000 - Diğer Borçlar 6.000.000 –
Stoklar 28.300.000 - Borç ve Gider Karşılığı 15.000.000 -
Diğer Dönen Varlıklar 20.000 – KISA VAD.YAB.KAYNAK 71.000.000 -
TOPLAMI
DÖNEN VARLIK TOPLAMI 90.300.000 – IV. UZUN VADELİ YABANCI
KAYNAKLAR
II. DURAN VARLIKLAR Borç Gider Karşılıkları 14.000.000 -
Diğer Alacaklar 600.000- UZUN VADELİ YAB. KAY. 14.000.000 -
TOPLAMI
Mali Duran Varlıklar 290.000- V.ÖZ KAYNAKLAR
Maddi Duran Varlıklar(net) 35.000.000- Ödenmiş Sermaye 15.000.000-
Diğer duran Varlıklar 10.000- Sermaye yedekleri 17.000.000-
DURAN VARLIK TOPLAMI 35.900.000 - Kar Yedekleri 4.000.000-
Geçmiş Yıl Zarar (6.000.000)-
Dönem Net Karı 11.200.000-
ÖZ KAYNAKLAR TOPL. 41.200.000-

AKTİF TOPLAMI 126.200.000 - PASİF TOPLAMI 126.200.000 -


C ANONİM ŞİRKETİNİN
31.12.1997 TARİHLİ GELİR TABLOSU (000 İLAVESİYLE )

Brüt Satışlar 190.000.000

Satış İndirimleri (4.600.000)


Net Satışlar 185.400.000
Satışların Maliyeti (125.000.000)
Brüt Satış Karı 60.400.000
Faaliyet Giderleri (16.000.000)
FAALİYET KARI 44.400.000
Diğer Faal. Olağan Gelir ve Karlar 1.200.000
Diğer Faal. Olağan Gider ve Zararlar (2.000.000)
Finansman Giderleri (23.900.000)
OLAĞAN KAR 19.700.000
Olağan Dışı Gelir ve Karlar 100.000
Olağan Dışı Gider ve Zararlar
DÖNEM KARI 19.800.000
Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal (8.600.000)
Yükümlülük karşılıkları
DÖNEM NET KARI 11.200.000

C ANONİM ŞİRKETİNİN
31.12.1997 TARİHLİ YÜZDE İLE GÖSTERİLMİŞ BİLANÇOSU (000)

Grup Genel
AKTİF Toplam Top. Top.
Göre Göre
% %
I. DÖNEN VARLIKLAR
Hazır Değerler 2.150.000- 2.38 1.70
Ticari Alacaklar (net) 59.750.000- 66.20 47.35
Diğer Alacaklar (net) 80.000 – 0.07 0.07
Stoklar 28.300.000- 31.34 22.42
Diğer Dönem Varlıklar 20.000.000- 0.01 0.01
Dönem Varlık Toplamı 90.300.000- 100.00 71.55
II. DURAN VARLIKLAR
Diğer Alacaklar 600.000- 1.67 0.48
Mali Duran Varlıklar 290.000- 0.80 0.24
Maddi Duran Varlıklar 35.000.000- 97.49 27.73
Diğer Duran Varlıklar 10.000- 0.04
Duran Varlık Toplamı 35.900.000- 100.00 28.45
AKTİF TOPLAMI 126.200.000- 100.00

PASİF
III.KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR
Mali Borçlar 20.000.000- 28.17 15.84
Ticari Borçlar (net) 30.000.000- 42.25 23.77
Diğer Borçlar 6.000.000- 8.45 4.75
Borç ve Gider Karşılığı 15.000.000- 21.13 11.89
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar Top. 71.000.000- 100.00 56.25
IV.UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR
Borç ve Gider Karşılığı 14.000.000- 100.00 11.10
Uzun Vadeli Yab. Kaynaklar Top. 14.000.000- 100.00 11.10
V.ÖZ KAYNAKLAR
Ödenmiş Sermaye 15.000.000- 36.40 11.89
Sermaye Yedekleri 17.000.000- 41.26 13.47
Kar Yedekleri 4.000.000- 9.71 3.17
Geçmiş Yıl Zararı (6.000.000)- (14.55) (4.75)
Dönem Net Karı 11.200.000- 27.18 8.87
Öz kaynaklar Toplamı 41.200.000- 100.00 32.65
PASİF TOPLAMI 126.200.000- 100.00

C ANONİM ŞİRKETİNİN 31.12.1997 TARİHLİ YÜZDE İLE


GÖSTERİLMİŞ GELİR TABLOSU (000)

Tutar %
Brüt Satışlar 190.000.000 102.48
Satış İndirimleri (4.600.000) (2.48)
Net Satışlar 185.000.000 100.0
Satışların Maliyeti (125.000.000) (67.42)
Brüt Satış Karı 60.400.000 32.58
Faaliyet Giderleri (16.000.000) (8.63)
Faaliyet Karı 44.400.000 23.95
Diğer Faal. Olağan Gelir ve Karlar 1.200.000 0.35
Diğer Faal. Olağan Gider ve Zararlar (2.000.000) (0.78)
Finansman Giderleri (23.900.000) (12.89)
Olağan kar 19.700.000 10.63
Olağan Dışı Gelir ve Karlar 100.000 (0.05)
Olağan Dışı Gider ve Zararlar
Dönem Karı 19.800.000 (10.68)
Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal Yük. (8.600.000) (4.64)
Dönem Net Karı 11.200.000 4.04

C Anonim Şirketinin yüzde ile gösterilmiş olan bilanço ve gelir tablosunu ayrı ayrı
yorumlayalım.

A) Bilançonun Yorumu:

1. Varlıkların Dağılımı: İşletmenin varlık yapısının % 71.55’i dönen varlıklardan, %


28.45’i ise duran varlıklardan oluşmaktadır. C işletmesinin üretim işletmesi olması nedeni ile
varlıkların bu dağılımı yetersizdir.
Dönen varlıkların % 66.20’si Ticari Alacaklar, % 31.34’ü Stoklar, % 2.38’i ise Hazır
Değerlerden oluşmakta olup, diğer alacaklar ve diğer dönen varlıkların payı çok önemsizdir.
Dönen varlıkların dağılımından da anlaşılabileceği gibi, ticari alacakların yüzde payı oldukça
fazladır. Stoklar ve hazır değerlerin yüzde payları üretim işletmesi için düşüktür.
Duran varlıkların % 97.49’unu maddi duran varlıklar oluşturmakta olup, diğer alacaklar
ve mali duran varlıkların payı çok önemsiz kalmaktadır. Bu durum işletmenin esas
faaliyetlere önem verdiğini maddi duran varlık yatırımlarının da yetersiz olduğunu
göstermektedir.

2. Kaynakların Dağılımı: Kaynakların % 56.25’ini kısa vadeli yabancı kaynaklar, %


11.10 ‘unu uzun vadeli yabancı kaynaklar ve % 32.65’ini ise öz kaynaklar oluşturmaktadır.
Başka bir anlatım biçimiyle, kaynakların % 67.35 ‘ini yabancı kaynaklar, % 32.65’ini ise öz
kaynaklar oluşturmaktadır. Bu dağılımın ideal olduğunu söylemek oldukça zordur. Çünkü
yabancı kaynakların toplamı üzerindeki bu denli yüksek pay, alacaklıların işletmenin
aktiflerinde daha çok söz sahibi olduğunu gösterir. Bir başka anlatım biçimiyle bu durum
alacaklılar için güvenli olmaktan uzak olup, işletmenin de faiz yükünü ağırlaştırmaktadır.
Özkaynakların % 36.40’ını ödenmiş sermaye, % 41.26’sını sermaye yedekleri, %
9.71’ini kar yedekleri oluşturmaktadır. 1997 yılının dönem net karı % 27.18 olarak
görülmekle birlikte, geçmiş yılı zararını % 14.55 olması dönem net karını olumsuz yönde
(nerdeyse yarısına yakın) etkilemektedir. Değerleme artışı, hisse senedi ihraç primi ile iptal
karlarından oluşan sermaye yedekleri yüksek olması düşündürücü olup, yetersiz özkaynak
yapısı işletmeyi yabancı kaynak arayışına itmektedir.

3. Varlık – Kaynak İlişkisi: İşletme 1997 faaliyet döneminde kısa vadeli yabancı
kaynakların tamamını, dönen varlıkların finansmanından kullanmıştır. Dönen varlıkların, kısa
vadeli yabancı kaynaklardan büyük olması, işletmenin net işletme sermayesine sahip
olduğunu, bir başka anlatım biçimiyle borç ödeme gücünün bulunduğunu gösterir. Ayrıca
dönen varlıkların, kısa vadeli yabancı kaynakları aşan kısmı, özkaynaklardan karşılanmıştır.
Çünkü dönen varlıkları aşan kısmı % 15.30 ( Dönen Varlıklar- Kısa Vadeli Yabancı
Kaynaklar)dır. Bunu da özkaynakların karşılaması olanaklıdır.
Öz kaynakların dönen varlıkları karşıladıktan sonra kalan kısmı ve uzun vadeli yabancı
kaynakların tamamı duran varlıkların finansmanında kullanıldığı görülür.
B) Gelir Tablosunun Yorumu:
1. Brüt satışların, net satışlara oranı görüldüğü gibi % 102.48’dir. bu oranın net
satışlara yakın olması , işletmenin satışlardan dolayı kaybı olmadığını (satış
indirimi, satış iadeleri gibi) gösterir. Bir başka anlatım biçimiyle, satış
politikasının iyi olduğunu, mamul satışlarından taviz vermediği gösterir.
2. Satışların maliyetinin 1997 yılında net satışlara oranının % 67.42’dir. bu oran
yüksek olmakla birlikte işletmeyi brüt satış karına ulaştırabilir.
3. Brüt satış karının net satışlara oranı % 32.58 olup, yeterli görülebilir. Çünkü
faaliyet giderleri oranının çok üstündedir.
4. Faaliyet giderlerinin net satışlara oranı % 8.63 olması arzulanan durumdur.
5. Faaliyet karının net satışlara oranı %23.95 olup, işletmenin finansman
giderlerini karşılayabilecek durumdadır.
6. Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karların oranı % 0.35 olup önemsiz
büyüklüktedir. Ancak diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararların % 0.78
olması (net satışlara oranı küçük olmakla birlikte) düşündürücüdür.
7. Finansman giderlerinin net satışlara oranı %12.89’dur. bu durumda faaliyet
karının yarıdan fazlası, işletmenin kullandığı yabancı kaynak faizi ile kaybettiği
görülür. Bu durum olağan kar oranının düşük bir düzeyde gerçekleşmesine
neden olur.
8. İşletmenin 1997 yılında net satışların % 10.68 oranında dönem karı elde ettiği
görülmektedir. Söz konusu kar işletmenin esas faaliyetlerden elde edilmiştir.
Ancak bu oranın yeterli olup olmadığı, işletmenin geçmiş yılları ve aynı
sektörde faaliyet gösteren diğer işletmelerle karşılaştırılarak karar verilmesi
gerekir.
9. İşletmenin 1997 yılı dönem net karının net satışlara göre oranı (vergi ve yasal
karşılıklar indirildikten sonra) % 6.04 olup, gerek dağıtılacak kar gerekse
otofinansman aracı olarak destekleyici olduğu söylenemez.

C. EĞİLİM (TREND) YÜZDELERİ YÖNTEMİ İLE ANALİZ

I. TEKNİĞİN KULLANIM AMACI


Bilindiği gibi bir işletmenin birkaç yıllık faaliyet sonuçlarındaki değişmeleri saptamak
gereğinde karşılaştırmalı tablolar analizi tekniği kullanılmaktadır. Ancak bir işletmenin aynı
amaçlar doğrultusunda daha uzun dönemlerin incelenmesine gerek duyulduğunda veya
sadece bazı ilişkileri ortaya koyacak kalemlerin incelenmesi istendiğinde eğilim (trend)
yüzdeler yönetimine başvurmak gerekir. Bu yöntem aracılığı ile bir işletmenin faaliyet
sonuçlarını dinamik incelemesini yapmak olanaklıdır. Bir başka anlatım biçimiyle , eğilim
(trend) yüzdeleri ile analiz tekniğinde, mali tabloların varlık ve kaynak yapılarında yer alan
kalemlerin zaman içinde göstermiş oldukları eğilimler incelenmektedir. Ancak bu analiz
tekniğinin uygulanmasında üzerinde önlemle durulması gereken noktalar üç grupta
toplanmaktadır.
♦ Analiz için her yönüyle normal sayılabilecek bir yıl baz olarak alınmalıdır.
♦ Eğilim yüzdelerine dayanılarak üretilen sonuçların açıklamasında, kaynak ve
kullanım kalemlerine ilişkin mutlak rakamlar bulunmalıdır.
♦ Fiyatlar genel düzeyindeki değişiklikler özenle izlenmelidir.
Eğilim (trend) yüzdeleri ile analiz tekniğinin amacı birbirleri ile ilişkili olan
kalemlerdeki eğilimlerin uzun dönemde etkileşimini incelemektir. Böylece işletmenin,
kendi içinde dinamik bir analizi yapılarak, mali durumunun ve faaliyet sonuçlarının
bütünü hakkında bilgi sahibi olmak olanaklıdır.

II. EĞİLİM (TREND) YÜZDELERİ YÖNTEMİNE GÖRE


TABLOLARIN DÜZENLENMESİ
Eğilim (trend) yüzdeleri ile analiz tekniği bir işletmenin mali tablolardaki bütün
kalemlere uygulanabileceği gibi, sadece aralarında anlamlı ilişkiler kurabilecek seçilmiş bazı
kalemlere de uygulanabilir. Hangisi yapılacak olursa olsun, her kalemin ayrı ayrı
eğilim(trend) yüzdeleri hesaplanacağından tekniğin uygulanış biçiminin değişmeyeceği
tabidir.
Eğilim (trend) yüzdeleri tekniği, belli dönemlere ilişkin, mali tabloların kaynak ve
kullanım kalemlerinin artış ve azalışları ve bu değişimlerin baz yılına oranla yüzdesel
önlemlerini ortaya koyduğu için, tam anlamıyla dinamik analiz çalışması yapılmasını
sağlamaktadır. Ancak bu tekniğin uygulanmasından beklenen yararın elde edilebilmesi için
incelemeye konu dönem sayısının fazla olması gerekir. Eğilim yüzdeleri tekniği aşağıdaki
işlem sırasına göre uygulanır.
♦ Öncelikle baz olarak seçilen yılın bilanço kalemleri 100 olarak ifade edilir.
♦ Eğilim yüzdeleri, her kalemin baz yılındaki tutara bölünmesi ile bulunur.
♦ Eğilim yüzdeleri hesaplanırken , 0,5’ten küçük kesirler atılır 0,5’ten büyük kesirler tam
sayıya çıkartılır.
Eğilim (trend) yüzdelerinin hesaplanışı şu şekilde formüle edebiliriz:

Eğilim Yüzdesi Hesaplanacak


Yılın Mutlak Değeri
Eğilim Trendi Yüzdesi = x 100
Baz Alınan Yılın
Mutlak Değeri

Şurası unutulmamalıdır ki; eğilim yüzdelerin hesaplanışı sırasında baz alınan yılda
mutlak değeri olmayan bir kalemin diğer yıllar için eğilim yüzdesi de olmaz.
Eğilimlerin karşılaştırılmasında, her kalemin gösterdiği eğilimin belirlenmesi ve
eğilimler arasındaki farklılığın ortaya konulması gerekir. Eğilim yüzdeleri endeks şeklindeki
pozitif değerler olup, 100’ün üzerindekiler “artışı” 100’ün altındakiler “azalışı” gösterir.
Eğilim yüzdeleri tekniğini aşağıdaki örnek bilanço ve gelir tablosunun bazı kalemleri
üzerinde gösterelim.
X İŞLETMESİNİN BİLANÇOLARI (000)
AKTİF
1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994
I. Dönen Varlıklar
Hazır Değerler 500 400 300 235 185 180 280
Menkul Kıymetler 180 160 800 800 1500 1500 2000
Ticari Alacaklar 720 800 880 400 500 600 700
Stoklar 1000 1200 1400 1450 1420 1390 1550
Dönen Varlık Toplamı 2400 2560 3380 2885 3605 3670 4530
II.Duran Varlıklar • • • • • •

• • • • • •
• •
• • • • • •
• •
• • • • • •
• •
• • • • • •
• •
AKTİF TOPLAM 3850 4040 4400 4750 5300 5650 5800

X İŞLETMESİNİN GELİR TABLOLARI (000)

1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994


Brüt Satışlar 233.0 302.0 377.6 580.0 702.0 555.0 879.8
Satış İndirimleri (1.0) (2.0) (2.6) (3.3) (4.0) (4.2)
(7.1)
Net Satışlar 232.0 300.0 375.0 576.7 698.0 550.8 872.7
Satışların Maliyeti (182.0) (200.0) (252.0) (333.4) (341.0) (340.0) (421.7)
Brüt Satış Karı 50.0 100.0 123.0 243.3 357.0 210.8 451.7
Faaliyet Giderleri (19.0) (30.0) (43.0) (65.5) (68.0) (78.0) (115.0)
Faaliyet Karı 31.0 70.0 80.0 117.8 289.0 132.8 336.7

Yukarıda gösterilen formüle göre eğilim yüzdelerinin 1988 dönemini baz alarak bazı
kalemlerin hesaplanmasını aşağıda gösterelim:
400 x 100
Hazır Değerler (1989) = = 80
500

280 x 100
Hazır Değerler (1994) = = 56
500
1200 x 100
Stoklar (1989) = = 120
1000

1550 x 100
Stoklar (1994) = = 155
1000

302.0 x 100
Brüt Satışlar (1989) = = 130
233.0

879.8 x 100
Brüt Satışlar (1994) = = 378
233.0

Eğilim trendi yüzdeleri hesaplanmış bilanço ve gelir tabloları aşağıda gösterilmiştir.


X İŞLETMESİNİN EĞİLİM (TREND) YÜZDELERİNE
GÖRE BİLANÇOLARI (000)
AKTİF
1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994
I. Dönen Varlıklar
Hazır Değerler 100 80 60 47 37 36 56
Menkul Kıymetler 100 89 444 444 833 833 1111
Ticari Alacaklar 100 111 122 56 69 83 97
Stoklar 100 120 140 145 142 139 155
Dönen Varlık Toplamı 100 107 141 120 150 153 189

AKTİF TOPLAMI 100 105 114 123 138 147 151

X İŞLETMESİNİN EĞİLİM (TREND) YÜZDELERİNE


GÖRE GELİR TABLOLARI (000)

1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994


Brüt Satışlar 100 130 162 249 301 238
378
Satış İndirimleri 100 200 260 330 400 420 71
Net Satışlar 100 129 162 249 301 237 376
Satışların Maliyeti 100 110 138 183 187 187 231
Brüt Satış Karı 100 200 246 487 714 422 903
Faaliyet Giderleri 100 158 226 345 358 411 605
Faaliyet Karı 100 226 258 574 932 428 1086

III. EĞİLİM (TREND) YÜZDELERİNE GÖRE


DÜZENLENMİŞ TABLOLARIN YORUMU

Eğilim (trend) yüzdeleri tekniğine göre düzenlenmiş tablolar birbirleri ile ilişkili
kalemlerin eğilim yüzdelerine göre yorumlanır. Bir kalemde ortaya çıkan durum karşısında
ilişkili olan diğer kalemdeki durumu, eğilimlerin etkileri ile gelişmenin işletmenin mali
durumu açısından olumlu olup olmadığı incelenir. Bir başka anlatımı biçimiyle, bu tekniğin
temeli aralarında ussal ilişki bulunan hesaplar arasında karşılaştırma yapılmasıdır. Aralarında
ilişki bulunan söz konusu kalemleri şöyle sıralayabiliriz.
♦ Ticari alacakların eğilimi ile net satışların eğilimini karşılaştırma,
♦ Stokların eğilimi ile net satışların eğilimini karşılaştırma,
♦ Dönen varlıkların eğilimi ile kısa vadeli borçların eğilimini karşılaştırma,
♦ Maddi duran varlıkların eğilimi ile net satışların eğilimini karşılaştırma,
♦ Maddi duran varlıkların eğilimi ile öz kaynakların eğilimini karşılaştırma,
♦ Yabancı kaynakların eğilimi ile öz kaynakların eğilimini karşılaştırma,
♦ Brüt satışların eğilimi ile net satışların eğilimini karşılaştırma,
♦ Net satışların eğilimi ile satışların maliyetinin eğilimini karşılaştırma,
♦ Brüt satış karının eğilimi ile faaliyet giderlerinin eğilimini karşılaştırma.
Görüldüğü gibi karşılaştırma ikili hesap ve hesap grubu ile bölümler halinde,
birbirlerini (direkt veya endirekt) etkileyecek biçimde seçilir. Etkileme sonuçlarına göre, bir
hesabın eğiliminin diğer hesap eğilimine olan etki sebebi ve yönü dikkate alınıp; işletmenin
bugünkü mali durumu saptanarak (koşulların aynen devam edeceği varsayılmak sureti ile)
gelecek için öngörümlemede bulunur. Saptanan sebep – sonuç ilişkisi (işletmenin lehine
olmak koşulu ile) olumlu yorumlanmalıdır. Ayrıca eğilim yüzdelerinin yorumunda, mutlak
değerlerdeki değişmeleri de dikkate almak yararlı olur. Çünkü yalnızca eğilim yüzdelerindeki
değişmeye bakmak bazen yanıltıcı olabilir.
Buraya kadar yapılan açıklamalarımızın ABC Anonim Şirketinin aşağıda verilen
bilanço ve gelir tablolarını “Eğilim (trend) yüzdeleri” yöntemini uygulayarak gösterelim.

ABC ANONİM ŞİRKETİNİN BİLANÇOLARI (MİLYON İLAVESİYLE)

AKTİF
1990 1991 1992 1993 1994 1995
I. Dönen Varlıklar
Hazır Değerler 500 550 600 900 1.050 1.000
Menkul Kıymetler 760 600 500 400 800 1.000
Ticari Alacaklar (NET) 700 580 600 1.000 1.300 900
Stoklar 750 600 800 960 1.200 1.440
Diğer Dönen Varlıklar 150 50 300 240 200 100
Dönen Varlık Toplamı 2.860 2.380 2.800 3.500 4.550 4.440
II.Duran Varlıklar
Diğer Alacaklar 120 200 200 600 800 1.200
Mali Duran Varlıklar 720 720 920 920 1.000 1.120
Maddi Duran Varlıklar 1.620 1.440 1.260 1.800 3.440 3.020
(net)
Maddi Olmayan Duran 480 200 200 80 160 120
Varlık
Duran Varlıklar Topl. 2.940 2.560 2.580 2.680 5.400 5.460
AKTİF TOPLAMI 5.800 4.940 5.380 6.180 9.950 9.900

PASİF
III. Kısa Vadeli Yab.Kay.
Ticari Alacaklar 1.080 1.040 1.380 2.180 3.350 2.700
Kısa Vadeli Yab.Kay.Top 1.080 1.040 1.380 2.180 3.350 2.700
IV.Uzun Vadeli Yab. Kay.
Mali Borçlar 2.000 2.000 1.000 400 2.200 2.000
Uzun Vadeli Yab.Kay. Top 2.000 2.000 1.000 400 2.200 2.000
V.Özkaynaklar
Ödenmiş Sermaye 2.000 2.000 2.000 2.000 2.000 2.000
Kar Yedekleri 120 200 200 600 1.100 1.800
Dönem Net Karı(zararı) 600 (300) 800 1.000 1.300 1.400
Özkaynaklar Toplamı 2.720 1.900 3.000 3.600 4.400 5.200
PASİF TOPLAMI 5.800 4.940 5.380 6.180 9.950 9.900

ABC ANONİM ŞİRKETLERİNİN GELİR TABLOLARI (MİLYON


İLAVESİYLE)

1990 1991 1992 1993 1994 1995

Brüt şatışlar 5.500.- 4.200.- 6.440.- 9.000.- 10.400.- 12.250.-


Satış İndirimleri (200) (800) (600) (1.100) (400) (250)
Net Satışlar 4.800.- 3.400.- 5.800.- 8.000.- 10.000.- 12.000.-
Satışların Maliyeti (1.800) (1.500) (3.000) (4.000) (5.800) (6.890)
Brüt Satış Karı 3.000.- 1.900.- 2.800.- 4.000.- 4.200.- 5.110.-
Faaliyet Giderleri (1.600) (1.700) (1.800) (2.000) (2.500) (2.560)
Faaliyet Karı 1.400 200 1.000.- 2.000.- 1.700.- 2.550.-
Diğer Faaliyetlerden
Olağan gelir ve Karlar 100 300 600 400 1.000 400

Diğer Faaliyetlerden
Gider ve Zararlar (500) (800) (320).- (600).- (200) (300)

Olağan Kar (Zarar) 1.000 (300) 1.280 1.800 2.500 2.560




Dönem Karı(Zararı) 1.000 (300) 1.280 1.800 2.500 2.580

Dön.Karı Vergi ve Diğer


Yasal Yüküm.Karşılığı (400) ---- (480) (800) (1.200) (1.250)

Dönem Net Karı 600 (300) 800 1.000 1.300 1.40

“ABC” ANONİM ŞİRKETİNİN


EĞİLİM(TREND) YÜZDELERİNE GÖRE BİLANÇOLARI

AKTİF 1990 1991 1992 1993 1994 1995


I.dönen varlıklar
Hazır değerler 100.- 110.- 120.- 180.- 210.- 200.-
Menkul Kıymetler 100.- 79.- 66.- 53.- 105.- 132.-
Ticari Alacaklar(Net) 100.- 83.- 86.- 143.- 186.- 129.-
Stoklar 100.- 80.- 106.- 128.- 160.- 192.-
Diğer Dönen Varlıklar 100.- 33.- 200.- 160.- 133.- 67.-
______ ______ _____ _____ _____
_____
Dönen Varlıklar Toplamı 100.- 83.- 98.- 122.- 159.- 155.-

II.Dönen Varlılar
Diğer Alacaklar 100.- 167.- 167.- 500.- 667.- 1.000.-
Mali Duran Varlıklar 100.- 100.- 128.- 128.- 139.- 156.-
Maddi Duran Varlıklar 100.- 89.- 78.- 67.- 212.- 186.-
(net)
Maddi Olmayan Dur.Var. 100.- 42.- 42.- 17.- 33.- 25.-
_____ _____ _____ _____ _____
_____
Duran Varlıklar Toplamı 100.- 87.- 88.- 91.- 184.- 186.-
_____ _____ _____ _____ _____
____
AKTİF TOPLAM 100.- 85.- 93.- 107.- 172.- 171.-

PASİF
____________________

III. Kısa Vadeli Yab.Kay.


Ticari Alacaklar 100.- 96.- 128.- 202.- 310.- 250.-
_____ _____ _____ _____ _____
____
Kısa Vadeli Yab.Kay. Top. 100.- 96.- 128.- 202.- 310.- 250.-

IV. Uzun Vadeli Yab.Kay.


Mali Borçlar 100.- 100.- 50.- 20.- 110.- 100.-
____ ____ ____ ____ ____
____
Uzun Vadeli Yab.Kay. Top. 100.- 100.- 50.- 20.- 110.- 100.-
V.Özkaynaklar
Ödenmemiş Sermaye 100.- 100.- 100.- 100.- 100.- 100.-
Kar Yedekleri 100.- 167.- 167.- 500.- 917.- 1.500
Dönem Net Karı(Zararı) 100.- 50.- 133.- 167.- 217.- 233.-
_____ ____ ____ _____ ____
_____
Özkaynaklar Toplamı 100.- 70.- 110.- 132.- 162.- 191.-
_____ ____ ____ _____ ____
_____
PASİF TOPLAMI 100.- 85.- 93.- 107.- 172.- 171.-

“ABC” ANONİM ŞİRKETİNİN


EĞİLİM(TREND) YÜZDELERİNE GÖRE GELİR TABLOLARI

1990 1991 1992 1993 1994 1995

Brüt şatışlar 100 84 128 180 208 245


Satış İndirimleri 100 400 300 500 200 125
Net Satışlar 100 71 121 167 228 250
Satışların Maliyeti 100 83 167 223 322 383
Brüt Satış Karı 100 63 93 133 140 170
Faaliyet Giderleri 100 106 1113 125 156 160
Faaliyet Karı 100 14 71 143 121 182

Diğer Faaliyetlerden
Olağan gelir ve Karlar 100 300 600 400 1000 400

Diğer Faaliyetlerden
Olağan gider ve Zararlar 100 160 64 120 40 60

Olağan Kar(Zarar) 100 -30 128 180 250 265



Dönem Karı(Zararı) 100 -30 128 180 250 265

Dön.Karı Vergi ve Diğer


Yasal Yüküm.Karşılığı 100 --- 120 200 300 313

Dönem Net Karı 100 -50 133 167 217 233

Eğilim yüzdelerine göre düzenlemiş olduğumuz ABC Anonim Şirketi’nin


bilanço ve gelir tablolarını sıra ile yorumlayalım.

1. Ticari Alacaklar ve Satışların Eğilimlerinin Karşılaştırılması :

Ticari alacaklar ve satışlar aynı artış eğilimini gösteriyorsa bu durum işletmenin


lehinedir. Çünkü işletmenin kredili satış politikasını değişmediği veya alacakların
tahsilatında problem olmadığı görülür.

Ticari alacaklarını eğiliminin artmasına karşılık net satışların azalma (veya daha
yavaş artış) eğilimi göstermesi işletme aleyhinedir. Bu durumda ticari alacakların
tahsilatında problem olduğu görülür.
Ticari alacakların azalış eğilimi gösterirken net satışların daha da yavaş azalış
eğilimi göstermesi işletme lehine bir durumdur. Çünkü işletmenin satışlarını peşin
yaptığı anlaşılır.

Bu açıklamalarımız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine


baktığımızda,
Ticari alacaklarla, net satışların eğilim yüzdeleri arasında bir uyumun olduğu görülür.
2 .Stokların ve Net Satışların Eğilimlerini Karşılaştırma:

Stoklar artış eğilimi gösterirken net satışların azalış eğilimi göstermesi


işletmenin aleyhinedir.çünkü stokların satışında problem olduğu veya elde fazla stok
bulunduğu anlaşılır.

Stoklar azalış eğilimi gösterirken net satışların artış eğilimi göstermesi ise
işletmenin lehinedir. Stokların satışında problem olmadığı anlaşılır. Ancak eğilim
azalışı, stok bulundurmamaktan kaynaklanıyorsa bu durum işletme aleyhinedir.

Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine


baktığımızda, stoklarla, net satışların eğilim yüzdeleri arasında uyum olduğu görülür
satışların artışına bağlı olarak stoklarda da artış vardır. Bu durum işletmenin
gelişmesinin olumlu olduğunu gösterir.

3. Dönen Varlıklar ve Kısa Vadeli Yabancı Kaynakları Karşılaştırma :

dönen varlıklardaki artış eğilimine karşılık kısa vadeli yabancı kaynaklar azalma
eğilimi olması işletmenin lehinedir. Çünkü işletmenin net işletme sermayesi bulunduğu,
bir başka anlatım biçimiyle borç ödeme gücünün yeterli olduğu anlaşılır. Ancak mutlak
değerleriyle birlikte ele alınması gerektiği unutulmamalıdır.

Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine


baktığımızda, kısa vadeli yabancı kaynaklardaki artışın, dönen varlıklardaki artıştan
daha fazla olduğu görülmektedir. İlk bakışta olumsuz olduğu görüşüne varılmakla
birlikte mutlak değerlerin karşılaştırılması halinde durumun hiç de öyle olmadığı
görülür. Bunun nedeni baz yılındaki kısa vadeli yabancı kaynakların mutlak değeri
dönen varlıklar toplamına göre küçük olmasından kaynaklanmaktadır. Baz yılında
mutlak değeri küçük olan kalemde daha sonra ortaya çıkacak olan artışların eğilim
yüzdelerinin büyük olacağı yadsınamaz.

4. Dönen Varlıklar ve Net Satışları Karşılaştırma

dönen varlıklar ile net satışlarda artış eğilimi veya net satışların artış eğiliminin
dönen varlıklar artış eğiliminin üzerinde olması işletmenin lehinedir. Çünkü işletmenin
dönen varlıklarını etkin kullandığı bir başka anlatım biçimiyle sürekli yenilediği
anlaşılır.

Dönen varlıklar azalma eğilimi gösterirken net satışlarda azalma (veya daha
yavaş bir artış) eğilimi göstermesi işletmenin aleyhine olup, dönen varlıkların etkin
kullanılmadığını ileride işletme sermayesi darboğazına girebileceğini gösterir.

Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine baktığımızda


net satışlarını artış eğiliminin dönen varlıkların artış eğiliminin üzerinde olduğunu
görürüz.

5. Stoklar ve Ticari Borçları Karşılaştırma :

Stoklardaki artış eğilimine karşılık ticari borçlar eğiliminin azalması (veya daha
az bir artış) durumu işletmenin lehinedir. Çünkü işletmenin borçlarını zamanında
ödeyebildiğini (veya peşin alımda bulunduğunu) gösterir.

Tersine stoklar azalış eğilimi gösterirken ticari borçlar artış eğilimi göstermesi,
işletmenin borç ödeme gücünün yeterli olmadığı gösterir. Bu durumda işletme (beklide
daha az faiz yüküyle) yeni kredi arayışına gidebilir.
Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine baktığımızda
stokların artış eğilimi, ticari borçların artış eğiliminin altında kaldığı görülür.

6. Maddi Duran Varlık ve Net Satışları Karşılaştırma :

maddi duran varlıktaki artış (veya daha yavaş bir azalma) eğilimi göstermesine
karşılık, net satış eğilimi artıyorsa işletmenin lehinedir. Çünkü maddi duran varlıklardan
tam kapasitede yararlanıldığı, bir başka anlatım biçimiyle maddi duran varlık
yatırımının geri döndüğünü gösterir.

Maddi duran varlıktaki artış eğilimine karşılık net satışlar azalma (veya daha az
bir artış) eğilimi gösteriyorsa işletmenin aleyhinedir. Çünkü maddi duran varlıklardan
yeterince yararlanılmadığını veya maddi duran varlık yatırımının fazla olduğu anlaşılır.

Ancak maddi duran varlık azalışlarının nedenlerinin de bilinmesi gerekir.


Örneğin azalış amortisman giderlerinden mi, yoksa bazı maddi duran varlıkların
satışından mı kaynaklanmıştır.

Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine baktığımızda


maddi duran varlıklardaki artış eğilimi ne satışlardaki artış eğiliminin altında kaldığı
görülür.

7. Maddi Duran Varlık ve Özkaynakları Karşılaştırma :

Maddi duran varlıklardaki artış eğilimi karşısında özkaynakların da artış eğilimi


göstermesi işletmenin lehinedir. Çünkü maddi duran varlık yatırımının
gerçekleştirilmesinde özkaynaklardan yaralanıldığı anlaşılır. Tersine, maddi duran varlık
eğiliminin artışına karşılık, özkaynakların eğiliminde azalış bulunuyorsa işletmenin
maddi duran varlıklar yatırımını yabancı kaynaklarla gerçekleştirildiği anlaşılır.

Ayrıca maddi duran varlıkların eğilimi azalırken, özkaynakların eğilimi artış


gösterir veya sabit kalırsa bu durumda işletmenin lehinedir.
Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine baktığımızda
bazı yıllar (1991-1995) özkaynakların eğilimleri maddi duran varlık eğilimlerinin
altında kaldığı görülür.

8. Yabancı Kaynaklar ve Özkaynakları Karşılaştırma :

Toplam yabancı kaynaklardaki azalış eğilimine karşılık özkaynaklarda artış


eğilimi görülürse işletmenin lehinedir. Çünkü işletme varlıklarının finansmanında
özkaynaklar daha fazla kullanıldığı anlaşılır. Bir başka antlım biçimiyle, işletmenin
ödeme gücünün yeterli olduğu anlaşılır.

Toplam yabancı kaynaklardaki artış eğilimine karşılık, özkaynaklardaki eğilim


azalışı (veya daha yavaş artış) görülürse, işletmenin aleyhinedir. Çünkü işletme
varlıklarının finansmanında yabancı kaynaklardan daha fazla yararlanıldığı anlaşılır.
Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine baktığımızda
özkaynaklarının sürekli olarak (1991 hariç) artış eğilimi gösterdiği ve özkaynaklardaki
artışın ödenmiş sermayede değişiklik olmaması nedeni otofinansman yolu ile
karşılandığı görülür.

9. Brüt Satışlar ve Net Satışları Karşılaştırma :

Brüt satışlar ve net satışlar paralel eğilim artışı göstermesi işletmenin lehinedir.
Çünkü işletmenin brüt satış hasılatından (satış indirimi ve satış iadeleri gibi) düşüşler
olmadığı anlaşılır

brüt satışlar artış eğilimi gösterirken, net satışların eğiliminde azalma (veya daha
az bir azalma) görülürse işletmenin aleyhinedir. Çünkü satışların yüksek oranda
indirimlerle yapıldığı veya satış iadelerinin fazla olduğu anlaşılır. Ancak bu durumda
eğilim azalışlarını yanı sıra mutlak değerlerin de birlikte incelenmesi gerekir.
Bu açıklamamız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi’nin verilerine baktığımızda
net satış eğilim artışlarının (1991 hariç) brüt satış hasılatı eğilim artışlarına paralel
olduğu görülür. Satış indirimlerinin eğilim artışları daha yüksek olmakla birlikte, mutlak
değer olarak pek önemli olmadığı görülür. Satış indirimleri eğiliminin yüksek olması
baz yılının satış indirim mutlak değerinin küçük olmasından kaynaklandığı açıktır.

10. Net Satışlar ve Satışların Maliyetini Karşılaştırma :

Net satışların ve satışların maliyetinin eğilimleri (herhangi bir olumlu fark


olmaksızın) birlikte artış / azalış göstermesi işletmenin aleyhinedir. Çünkü İşletme
satışlardan kar sağlayamamıştır.

Net satışlar, satışların maliyetinden daha hızlı artış eğiliminde veya net satışlar
artarken satışların maliyet eğilimi azalış gösteriyorsa İşletmenin lehinedir.

Bu açıklamalarımız ışığında örnek ABC Anonim Şirketi'nin verilerine


baktığımızda satışların maliyetinin eğilimi net satışların artış eğiliminden fazla olduğu
görülür. Bu durum brüt satış karı oranını olumsuz etkilediğinden; maliyetlerin yüksek,
satış fiyatının düşük veya her iki nedenden de etkilendiği söylenebilir.

11. Brüt Satış Karı ve Faaliyet Giderlerini Karşılaştırma :

Brüt satış karı eğiliminin faaliyet giderleri eğilimden daha yüksek bir artış
göstermesi işletmenin lehinedir. Çünkü işletmenin esas faaliyetinin karlı olduğu
söylenebilir. Tersine bir durumda faaliyet zararı söz konusu olacaktır ki bu arzulanan bir
amaç değildir.
Bu açıklamalarımız ışığında örnek ABC Anonim şirketi'nin verilerine baktığımızda, brüt
satış kar eğiliminin genelde faaliyet giderleri artış eğiliminden fazla olduğu görülür.

2.4. ORAN (RASYO) YÖNTEMİ İLE ANALİZ

Bundan önce açıklanan analiz teknikleri mali tablolarda yer alan kalemlerin her
birinin zaman içindeki değişmelerini saptamak amacı ile kullanıldığını biliyoruz. Buna
karşın oranlar, mali tabloların içinde yer alan kalemler arası her türlü ilişkinin ortaya
çıkmasını ve mali tabloların daha kolay anlaşılmasını sağlar. Hatta günümüzde
oranların, muhasebe denetiminde kanıt toplama tekniği olarak ta kullanıldığı görülür.

2.4.1. TEKNİĞİN KULLANIM AMACI

Oranlar İşletmenin, çeşitli mali tablolarında yer alan varlık ve kaynak yapışı ile
ilgili çokluklar arasındaki karakteristik ilişkiyi gösterirler. Bu nedenle mali tablolar
analizi ile ilgili çalışmalar sırasında kullanılan oranlar, İşletmenin yönetimi bakımından
her biri bir anlam taşıyan, değerler arasındaki oransal bağlantıları gösterir. Bu yaklaşım
içerisinde ele alındığında, oranların işletme çalışmalarının açık ve hızlı bir biçimde
analizine olanak sağlayan anahtarlar olduğu söylenebilir. Oranlar analizi tekniğinin en
büyük özelliği, incelenmek istenen tek bir konuda bile uygulanabilir olmasıdır. Bu
nedenle işletmenin mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını kendi içinde veya aynı
sektördeki diğer işletmelerin sonuçlarıyla karşılaştırmak amacıyla kullanılır. Bir başka
anlatım biçimiyle; oran tekniğinin amacı, kalemler arası anlamlı ilişkiler kurularak
işletmenin borç ödeme gücünü, aktiflerinin verimliliğini, yabancı kaynak kullanımını ve
karlılığını ölçmektir. Dolayısıyla işletmenin analizi yapılarak, İşletmenin başarısını daha
gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi olanaklı olur.

2.4.2. TEKNİĞİN UYGULANIŞI

Oranlar aracılığıyla yapılan analiz Çalışmalarında, genellikle İşletme yönetimini


çeşitli alanlarda yönlendirebilecek nitelikte karşılaştırmalar yapılmaktadır. Bu
karşılaştırma işlemleri birbirini izleyen ve tamamlayan üç aşamada yapılır.

Bunların ilkinde, aynı işletmeye ilişkin geçmişe dönük ve geleceğe yönelik oranlar
karşılaştırılır Bu İşlemin amacı İşletmenin zaman içerisindeki mali durumu, likiditesi,
karlılığı ve performansı konusunda gereksinim duyulan bilgilerin üretilmesidir.

ikinci aşamadaki karşılaştırma işlemi, benzer işletmelerin veya işletmenin


çalışmalarını sürdürdüğü sektörün tipik oranları veya standart oranları ile yapılır. Ancak
bu işlemin yapılabilmesi için; sektörel standart oranların belirlenmiş olması gerekir.
Son aşamada ise, analize konu edilen işletmenin oranları, genel kabul
görmüş değerlerle karşılaştırılarak yorumlama işlemine bağlı tutulur. Ancak bu
yorumlar, analiz çalışması ile ilgili, ilk yaklaşımlar olarak benimsenmelidir.
Çünkü İşletmeler arasındaki çeşitli alanlardaki farklılıklar, oran sonuçlarının
katı bir anlayış içerisinde yorumlanmasını engellemektedir.

Mali tablolarda yer alan ve aralarında ilişki kurulacak olan kalemler aynı
veya farklı tablolarda bulunabilir. Kalemlerin ayrı tablolarda bulunması önemli
değildir,önemli olan anlamlı ilişkiler kurulabilecek kalemleri ele almaktır. Bu
açıdan ayrı ayrı oranların . kullanılması olanaklı ise de temel olan, bütünü olan
gruplardan yararlanmaktır.

2.4.3. ORANLARIN SEÇİMİ VE YARARI

Oranlardan beklenen yararların sağlanabilmesi için aralarında iyi bir


koordinasyon kurulmuş bulunan oranlar topluluğunun seçilmesi gerekir. Bu işlem
sırasında, işletmenin çalışma konusu, yönetim politikası, kullanılan denetim ve kontrol
yöntemleri göz önünde tutulmalıdır.

Oranlar aracığıyla yapılacak olan mali tablolar analizinden, çıkarılacak olan


sonuçların gerçeğe uygunluğunun sağlanabilmesi için oranların belli bir dönem
içerisindeki değişmelerinin de karşılaştırmalı olarak incelenmesi gerekir. Bu noktadan
hareketle, oranların anlamlandırılması sırasında, mevsim değişiklikleri, genel ekonomik
durumda oluşan değişme ve gelişmeler ile işletmenin yapısal özellikleri bir bütün
halinde göz önünde bulundurulmalıdır. Değişik bir biçimde ifade etmek gerekirse,
oranların aşırı bir matematiksel kesinlikle yorumlanamayacağı söylenebilir. Bu
nedenle oranların verdikleri sonuçlar açısından, ancak belli bir eğilimi ortaya koydukları
unutulmamalıdır. Oranlar aracılığıyla belli bir eğilim saptandıktan sonra, bu eğilimlerin
nedenlerinin araştırılması yoluna gidilmelidir.

Genelde üç ila beş yıllık mali tablo verilerine göre saptanan oran sonuçları
standart bir ölçü durumuna gelir. Yukarıda da değindiğimiz gibi standart oranlar, hem
aynı işletmenin farklı dönemleri arasında hem de aynı sektördeki benzer işletmeler
arasında karşılaştırmalı incelemeler yapılmasına olanak verirler. Doğal olarak, yapılacak
olan bu karşılaştırmalarda geçici olayların ve aşırı fiyat hareketlerinin, oran sonuçları
üzerindeki olumsuz etkilerinin göz önünde tutulması gerekir. Bu nedenle de, standart
oranların belli dönemlerde gözden geçirilmeleri ve düzeltilmeleri zorunludur. Ayrıca,
standart oranların her zaman ideal durumu göstermedikleri ve genel olarak temsili bir
niteliğe sahip oldukları gözden uzak tutulmamalıdır. Çünkü bazı durumlarda, çok
başarılı bir İşletmenin bile standart oranlarında sapmalar görülebilir. Önemli olan bu
sapmaların nedenlerinin araştırılmasıdır.

Oranlar, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uygulandığı takdirde;

• İşletme yönetimi ve mali yapı analizi açısından, karşılaştırmaya uygun faktörler


arasında, farklı dönemler itibariyle karşılaştırmalar yapma ve ortaya çıkan sonuçların
eğilimlerini belirleme olanağı sağlar.

• Oranlar aynı zamanda birer hesaplama aracıdırlar. Bu nedenle bilinen değerlere


dayanarak bilinmeyenlerin saptanmasına ve ileriye dönük öngörümleme çalışmalarının
yapılmasına yardımcı olurlar.

2.4.4. ORANLARIN GRUPLANDIRILMASI

Oranlar çok değişik biçimlerde gruplandırılmasına karşın biz çalışmamızda işletme


faaliyetlerinin değerlendirilmesindeki kullanış biçimine göre inceleyeceğiz. Bu açıdan
mali analizde kullanılan oranlar dört ana grupta toplanabilir.

1. Likidite durumunun analizinde kullanılan oranlar.

2. Mali yapının analizinde kullanılan oranlar.

3. Çalışma durumunun analizinde kullanılan oranlar.

4. Karlılık durumunun analizinde kullanılan oranlar.

Sözü edilen grupların her birini aşağıda ayrı ayrı ele alarak çıkan sonuçların ne
anlama geldiğini belirtelim.
2.4.4.1. LİKİDİTE DURUMUNUN ANALİZİNDE KULLANILAN
ORANLAR (LİKİDİTE ORANLARI)

Likidite oranları, bir işletmenin,kısa vadeli borç ödeme gücünü ölçmeye, işletme
sermayesinin yeterli olup olmadığını saptamaya yardım eder. Bir başka anlatım
biçimiyle, İşletmenin ödeme gücünün saptanmasında, dönen varlıkları ile kısa vadeli
yabancı kaynaklar arasındaki İlişkiler analiz edilir.

Oranların aşağıdaki şekilde gruplandığı görülür.

a. Veri kaynağına göre gruplandırma:

1. Bilanço oranları
2. Gelir tablosu oranları
3. Fon akım tablosu oranları
b. Yönetim fonksiyonlarına göre gruplandırma:
1. Satış yönetimi için oranlar

2. Tedarik yönetimi için oranlar


3. Üretim yönetimi için oranlar

4. Personel yönetimi için oranlar


5- Finansman yönetimi için oranlar
6- Üst yönetim İçin oranlar

Dönen varlık unsurları ile kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki oransal ilişkiler
aşağıdaki oranları ortaya çıkarır.

1. Cari oran
2. Likidite oranı .

3. Hazır değerler oranı


4. Stokların net işletme sermayesine oranı

1. CARİ ORAN :
Cari oran, dönen varlıklar ile kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki ilişkiyi
gösterir. Bunun için, dönen varlıklar toplamının kısa vadeli yabancı kaynaklar
toplamına oranlanması gerekir.

Dönen Varlıklar
Likidite Oranı =
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

Bu formülün sonucu, her bir liralık kısa vadeli yabancı kaynak borcuna karşılık
kaç liralık dönen varlığın olduğunu ifade eder. Fiyat yükselmeleri ve dönen varlıkların
değer kaybına uğraması ihtimalleri dikkate alınarak cari oranın 2/1 olması genel kabul
görmüştür.
Cari oranın büyük olması işletmenin ihtiyacından fazla dönen varlığa sahip olduğunu,
oranın küçük olması net İşletme. sermayesinin yetersiz olduğunu gösterir. Cari oranın
1'in altında olması yani 1 liralık kısa vadeli yabancı kaynak borcuna karşılık 1 liradan az
dönen varlığın bulunması, İşletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünün zayıflığı ile net
işletme sermayesi noksanına işaret eder. Yalnız cari oranın yeterli olup olmaması,
işletmenin faaliyet konusuna ve diğer aktifler ile kısa vadeli yabancı kaynakların
bileşimine bağlı olacağı da unutulmamalıdır.

LİKİDİTE (ASİT -TEST) ORANI

İşletme satışlarının bir an için tamamen durması veya önemli derecede


yavaşlaması halinde işletmenin kısa vadeli borçlarını Ödeme gücünün ne olacağı
düşüncesi likidite oranının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Asit-test oranı olarak da
adlandırılan likidite oranı, dönen varlıklardan stoklar düşüldükten sonra kalan
tutarının kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamına oranlanmasıyla bulunur. Oran şöyle
formüle edilir.

Dönen Varlık Toplamı - Stoklar


Likidite Oranı =
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Değerleme karşılığı olarak stok değer düşüş karşılığı varsa.
formülün payında stokların bu karşılık düşüldükten sonraki net değerinin yer alması
gerekir.
Bilindiği gibi, likidite oranı da kısa vadeli borç ödeme gücünün ölçülmesine yarar. Bu
oran, cari orana göre stokların dahil edilmemesi nedeni ile üstünlük kazanır. Likidite
oranının 1/1 olması genel kabul görmüştür. Bu, 1 liralık kısa vadeli borca karşılık,
(stoklar hariç,) 1 liralık dönen varlığın olduğunu gösterir.

Likidite oranının yorumlanması sırasında stok devir hızının, alacakların tahsil


kabiliyetinin, likit değerlerin bileşiminin, kısa vadeli borçların vadelerinin ve unsurlar
itibariyle kısa vadeli borç ödemelerinde hangi dönen varlığın gerektirdiğinin daima göz
önünde bulundurulması gerekir. Sıralanan bu konuların İyi ve likidite oranın da yüksek
olması durumunda işletme kısa vadeli borç ödeme gücüne sahip demektir; bunun aksi bir
durum kısa vadeli borç ödeme gücünün zayıf olduğunu gösterir. Diğer taraftan likidite
oranı yüksek olan bir İşletmenin 2/1 'in altına düşmemek koşulu ile düşük bir cari oranla
çalışması mümkündür.

3. HAZIR DEĞERLER ORANI

Dönen varlık unsurlarından kasa, bankalar ve geçici yatırımları oluşturan hisse


senetleri ve tahviller bir arada işletmenin hazır değerlerini meydana getirir. Nakit oranı
adı da verilen hazır değerler oranı, bu nedenle hazır değerlerin kısa vadeli yabancı
kaynak toplamına oranlanmasıyla bulunur. Bu oran şöyle gösterilir:

Hazır Değerler Oranı = Hazır Değerler


Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

Hazır değerler oranı, bir İşletmenin stok satışının bir süre tamamen durması veya
yavaşlaması ile senetli ve senetsiz alacaklarının tahsillerinin bir süre durması veya
zayıflaması durumunda o işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünün ne olacağını
ölçmeye yarar. Oran olarak sonucun 1/1 çıkması istenir.Bu da, 1 liralık kısa vadeli borca
karşılık, 1 liralık hazır değerin mevcut olduğu anlamına gelir.
Hazır değerler oranının 1/1 olması kısa vadeli borçların tamamının işletmenin nakit ve
nakit benzeri değerleriyle rahatlıkla karşılanabileceği şeklinde yorumlanır. Ancak daha
düşük bir oranın hemen olumsuz yönde yorumlanmaması da gerekir. Çünkü satışların ve
alacakların tahsil kabiliyetinin iyi olduğu durumlar ile yüksek bir likidite ve cari orana
sahip olunduğunda düşük bir hazır değerler oranıyla çalışmanın hiçbir sakıncası yoktur.
Tabii ki, bu oranın aşın derecede de düşük olmaması gerekir. Yoksa, işletme nakit sıkıntısı
içinde bulunuyor demektir; bunun da çeşitli sakıncaları olur.

4. STOKLARIN NET İŞLETME SERMAYESİNE ORANI

Bir işletmenin dönen varlıklar toplamından kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamı
çıkarıldığında ortaya çıkan dönen varlıklar fazlasına net işletme sermayesi denir. Bu
nedenle bu oran ancak net işletme sermayesinin mevcut olması halinde hesaplanır. Bu oran,
stokların net işletme sermayesine oranlanmasıyla bulunur. Bu oran şöyle gösterilir.

Stoklar
Stokların Net Çalışma Sermayesine Oranı =
Net işletme Sermayesi

Formülde varsa stokların stok değer düşüş karşılığı düşüldükten sonra net değeri île yer
almaşı gerekir.

Bu oran, net işletme sermayesinin ne kadarının stoklara bağlandığını gösterir. Bu


aynı zamanda stokların ne kadarını cari olmayan fonlarla karşılandığını ortaya koyar.
Net İşletme sermayesi dönen varlıkların kısa vadeli borçları aşan kısmı olmakla bir
işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünün bir göstergesi durumundadır. Oranın
yüksek çıkması net işletme sermayesinin büyük kısmının stoklara bağlı olduğunu,
düşük çıkması net işletme sermayesi içinde başka dönen varlık kalemlerinin ağırlıkta
olduğunu ifade eder. Net işletme sermayesinin aşırı derecede stoklara bağlanmış olması,
işletmenin peşin alışlar yapmasını ve işçilik ücretlerini ödemesini güçleştireceği gibi,
satışların yavaşlaması durumunda dönen varlıkların likit yapısını zayıflatacağı ve bu
nedenle likidite oranı ile hazır değerler oranını da düşüreceği açıktır. Diğer taraftan bu
oranın çok düşük çıkması da sakıncalı olabilir, çünkü stok tedarikin güç olduğu
durumlarda üretimin yavaşlaması satış hacmini düşürerek karı azaltır ve dolayısıyla bu
yolla dönen varlıklara daha az değerin girmesi sonucu dönen varlıkların kısa vadeli
borçlar karşısında her geçen gün zayıflamasına yol açabilir. Ancak, yine.de oranın
yüksek veya düşük çıkmasını hemen iyiye veya kötüye yorumlamamak gerekir, örneğin
stok devir hızı yüksek ve alacakların tahsil kabiliyeti kuvvetli olan veya karlı çalışıp
otofinansman yoluyla karları işletmede alıkoyan bir işletmede oranın yüksek çıkmasının
hiçbir sakıncası yoktur.

2.4.4.2. MALI YAPININ ANALİZİNDE KULLANILAN ORANLAR


(MALİ ORANLAR)

işletmenin kaynak yapısının ve uzun vadeli borç ödeme gücünün ölçülmesinde


kullanılan oranlar bu grupta toplanmaktadır.
Mali oranlar bir işletmenin finansmanında yabancı kaynaklardan yararlanma
derecesini ölçmeye yarar. Bir başka anlatım biçimiyle, mali oranlar ile işletme
borçlarının mali yapı içindeki yerleri ve bu yapının sonuçları araştırılır.

Burada yabancı kaynakların özkaynaklar karşısındaki durumu ile duran


varlıkların finansmanında kullanılışları ve faizlerinin net karla karşılanışları bakımından
ele alınır. Bu nedenle mali oranlar dört grupta incelenir. Bunlar:

1. Borçların özkaynaklara oranı

2. Kısa vadeli yabancı kaynakların özkaynaklara oranı


3. Maddi duran varlıkların özkaynaklara oranı

4. Finansman giderlerini karşılama oranı

1. BORÇLARIN ÖZ KAYNAKLARA ORANI

Bilindiği gibi, kaynaklar öz ve yabancı kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılmakta


ve pasif bunların toplamından oluşmaktadır. Yabancı kaynakların öz kaynaklar
karşısındaki durumunu öğrenmek istediğimizde kısa vadeli yabancı kaynaklar ile uzun
vadeli yabancı kaynaklar toplamını öz kaynaklara bölmek gerekir.
K.Vad.Yab.Kay. + Uz.Vad.Yab.Kay.
Borçların öz Kaynaklara Oranı = —————————————————
öz Kaynaklar

Borçların öz kaynaklara oranı, işletmenin öz kaynakların yüzde kaçı kadar


yabancı kaynaktan yararlandığını ve öz kaynaklar yabancı kaynak için bir güven payı
oluşturup oluşturmadığını gösterir. Oranın sonucu % 100 veya bunun altında veya
üstünde çıkabilir. Çıkacak sonuç, yabancı kaynakların özkaynakların yüzde kaçı
oranında olduğunu yani 100 liralık öz kaynaklara karşılık kaç liralık toplam kısa ve
uzun vadeli borç bulunduğunu ifade eder.
Bu oranın, alacaklılar yönünden % 100 veya bunun altında çıkması istenir. Çünkü
oran bu düzeyde olduğu sürece özkaynak alacaklılar için bir güvence oluşturur. Bu
İşletmenin tasviyesi halinde öz kaynakların toplam borçları karşılayacak büyüklükte
olduğunu gösterir. Hatta %100'ün altındaki bir oran, işletmeye yeni kredi vereceklerin
de güven payını ifade eder.
Borçların öz kaynaklara oranı %100'ün üzerinde olduğunda, alacaklıların şirket
aktifi üzerinde sahip veya sahiplerden daha fazla hak sahibi olduğu söz konusudur. Bu
durumda, borçlanmanın neden olduğu faiz giderleri ortaklar için devamlı ve sabit bir
yük olmaya başlayabilir. Yönetici ve ortaklar açısından önemli olan yabancı
kaynaklardan yararlanmanın işletme karı arttırıcı olmasıdır. Bu bakımdan oranı, ödünç
alınan fonların kazanç oranının faiz oranından büyük olacağı ve dolayısıyla işletme
karının artırıcı noktada tutmaya çalışmak gerekir. Oranın % 100'ün üzerinde olması,
alacaklıların güven sınırı içersinde olmadıklarını gösterdiği gibi, işletmeye yeni kredi
vereceklerin de güven sınırı içersinde olmadıklarını gösterir. Ayrıca işletmeye yeni kredi
vereceklerin de güvence olarak ipotek istemelerine ve borçlanmanın daha pahalı
olmasına neden olur.

2. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLARIN ÖZ KAYNAKLARA ORANI

Borçların toplam olarak öz sermaye karşısındaki durumunun, incelenmesi yanında


öz kaynaklar İle karşılıklı olarak incelenmesi de gerekir. Çünkü kısa ve uzun vadeli
işletmenin mali yapısı üzerinde farklı etkileri söz konusu olabilmektedir. Oran, kısa
vadeli yabancı kaynakların öz kaynaklar toplamına bölünmesi ile bulunur.

Kısa Vad.Yab.Kay. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar


öz Kaynaklara Oranı = —————————————————
öz Kaynaklar

Oran, işletmenin öz kaynakların yüzde kaçı kadar kısa vadeli yabancı kaynak olduğunu
ifade eder. Bu oranın özellikle sanayi işletmeleri için genel kabul görmüş yüzdesi %
35'tir. Bu oran, bir anlamda, 100 liralık öz sermayeye karşılık kaç liralık kısa vadeli
borç bulunduğunu gösterir.
Bu oran, uzun vadeli borcu olmayan veya uzun vadeli borç

bulamayan işletmelerin kısa vadeli yabancı kaynak yararlanma durumu ölçmek


istendiğinde kullanılabilir. Eğer bir işletmenin öz kaynakları ancak maddi duran varlık
yatırımını finanse edecek büyüklükte ise, bu takdirde dönen varlık toplamı yaklaşık kısa
vadeli borçlar kadar olacaktır. Bu durumda kısa vadeli borçlar ödenebilecek bile olsa,
işletmenin net işletme sermayesinin olmadığı görülecektir, : özkaynaklar duran
varlıkların sadece bir kısmının finansmanına yetişebiliyor ve geriye kalan kısmın
finansmanında kısa vadeli yabancı kaynaklardan sağlanan fonlar kullanılıyorsa, o
zaman da işletmenin hem kısa vadeli borç ödeme gücü zayıf olacak hem de net işletme
sermaye noksanından söz etmek gerekecektir. Fakat özkaynak dönen varlıkları da
destekleyecek büyüklükte ise bu takdirde dönen varlıkların kısa vadeli yabancı
kaynakları aştığı görülür. Bu son durumda, işletmenin kısa vadeli borç ödeme gücünün
daha iyi olduğunu ölçmede de kullanılabilir. Kısa vadeli yabancı kaynakların öz
kaynaklara oranı daha küçük olan işletme kısa vadede ödeyeceği borçlarının diğer
İşletmeye göre daha az olması nedeniyle borç ödeme gücü bakımından da, finansal yapı
bakımından da daha iyi durumda demektir.

Kısa vadeli kredi maliyetinin yüksek olduğu ve öz kaynak karlılığının bundan


olumsuz yönde etkileneceği de asla unutulmamalıdır.

3. MADDİ DURAN VARLIKLARIN ÖZKAYNAKLARA ORANI


özkaynaklar ile maddi duran varlıklar arasında bir İlişki kurularak yabancı
kaynaktan yararlanma derecesi ölçülebilir. Çünkü özkaynakların maddi duran
varlıkların finansmanına yetmemesi durumunda yabancı kaynağa başvurmak şart olur.
Bu bakımdan, maddi duran varlıkların özkaynaklara oranı, birikmiş amortismanların
maddi duran varlık maliyetlerinden düşüldüğünü ifade eden net maddi duran varlıkların
öz kaynaklara bölünmesiyle bulunur:

Maddi_duran_Kaynaklar
Kısa Vd.Yb.Ky. Özkaynaklara oranı =

Özkaynaklar

Maddi duran varlıkların özkaynaklara oranı yüzde şeklinde ifade edilir. Bu


durum maddi duran varlıkların özkaynakların yüzde kaçı oranında olduğunu gösterir.
Oran, özkaynakların maddi duran varlık finansmanına yetip -yetmediğini ve dolayısıyla
maddi duran varlık finansmanında yararlanılıp yararlanılmadığını anlamaya yarar. Bu
bakımdan, oranın %100'ün altında olması, özkaynakların maddi duran varlıkların
finansmanına yetiştiği gibi, diğer aktiflerin finansmanında da kullanıldığını ifade eder.
Oranın % 100'ün üzerinde olması, duran varlıkların finansmanına yetişmediği, bunun
İçin yabancı kaynak kullanılmak zorunda kalındığını gösterir. O halde diyebiliriz ki;
maddi duran varlıkların finansmanında öncelikle özkaynak, sonra da uzun vadeli borç
kullanılması uygundur.

4. FİNANSMAN GİDERLERİNİ KARŞILAMA ORANI

Bilindiği gibi, finansman gideri kısa ve uzun vadeli borçlar için tahakkuk
ettirilen faizlerden gelir. Bu giderler ile dönem karı arasında bir ilişki kurularak
aşağıdaki şekilde finansman giderlerini karşılama oranı hesaplanır.

Dönem Karı +Finansman Giderleri


FinansmanGiderleri Karşılama Oranı
—————————————————
Finansman Giderleri
Formülün sonucunda işletmenin finansman giderlerinin kaç katı dönem karı elde
ettiği bulunmuş olur. Bu vergilendirilmemiş karın içinde finansman giderleri de yer
almaktadır. Dolayısıyla finansman giderlerinin kaç defa kazanıldığı bulunur.

Bu oran, bir işletmenin finansman giderlerini karlarıyla ne derecede


Karşılayabildiğini gösterir.Finansman giderlerinin katı olarak oran ne kadar büyük
çıkarsa, bu işletmenin alacaklarının faiz garantisinin ve işletmenin finansal gücünün o
ölçüde iyi olduğunu gösterir.Aksi durum işletme açısından aktiflerini yitirme pahasına
faiz ödemektir. Ama buna ne kadar süre ile devam edebilir, faizlerin ödenmemesi yeni
kredilerin temininde de büyük güçlükler çıkarır.Böyle bir durum ise, İşletmenin
geleceği bakımından hiç de arzulanan bir durum değildir. .

2.4.4.3. ÇALIŞMA DURUMUNUN ANALİZİNDE KULLANILAN ORANLAR


(FAALİYET ORANLARI)

İşletmenin çalışma durumunun analizinde, işletme faaliyetlerinde kullanılan


varlıkların etkili bir biçimde kullanılıp kullanılmadığı ölçülmektedir. Bir başka anlatım
biçimiyle, işletme aktiflerinin faaliyetlerde ne derece etkili kullanıldığını faaliyet
oranları da denilen verimlilik oranlarıyla ölçülür.

Bu grupta yer alan oranları şöyle sıralayabiliriz:

1. Ortalama tahsilat süresi oranı

2. Alacakların devir hızı oranı

3. Stok devir hızı oranı

4. Maddi duran varlıkların devir hızı oranı

5. Dönen varlıkların devir hızı oranı

6. Nakit devir hızı oranı

7. Aktif devir hızı oranı


Bu oranlar bir İşletmenin kendi içinde analizine olanak verdiği gibi, aynı sektördeki
diğer işletmelerle karşılaştırmalar yapılmasına da fırsat verir.

1. ORTALAMA TAHSİLAT SÜRESİ ORANI

Ortalama tahsilat süresi oranı ticari alacaklar ile satışlar arasındaki İlişkiden doğar. Bu
amaçla ticari alacaklar toplamı dönemin günlük satışlarına bölünür:
Ticari Alacaklar
Ortalama Tahsilat Süresi Oranı = ————————————
Günlük Satışlar
Formüldeki günlük satışlar da şu şekilde hesaplanır:

Kredili Satışlar
Günlük Satışlar =

360

Ortalama tahsilat süresi oranı aşağıdaki formül yardımıyla da bulunabilir.

Ticari Alacaklar
Ortalama Tahsilat Süresi Oranı = x360

Kredili Satışlar

Eğer kredili satışlar rakamı ayrıca elde edilemiyorsa bunun yerine gelir
tablosundan net satışlar rakamı konulabilir.

Ortalama tahsilat süresi oranının sonucu "gün” olarak bulunur. Bu da, bir İşletmenin
kredili satışlarda müşteriye tanıdığı vadeyi ifade eder. Üretim işletmeleri için bu
sürenin 30 gün olması uygun görülür.

Ortalama tahsilat süresi oranı, ticari alacakların satıştan kaç gün sonra tahsil
edileceğini gösterir. Oranın küçük olması, işletme fonlarının kısa süre için satışlara
bağlandığı açısından iyidir. Burada satışları artırmak amacıyla müşteriye kredi
kullandırtmak gerekli ise de, müşteriye tanınan kredi süresinin hiçbir zaman işletmece
satıcılardan sağlanan vadeyi aşmaması gerekir. Bu likit durum iyi değilse, işletmeyi
faizle para bulmak zorunda bırakabilir. Diğer taraftan, enflasyonist dönemlerde paranın
hızla satın alma gücünü kaybetmesi müşterilere tanınan vadenin daha da küçük olmasını
gerektirir.

2. ACAKLARIN DEVİR HIZI ORANI

Ticari alacaklar ile net satışlar arasında kurulacak bir ikili,


alacaklar devir hızı oranını verir. Bunun içinde bir dönemin net
satışlarının o dönemin ortalama alacaklarına bölünmesi gerekir.

net satışlar

Alacakların Devir Hızı Oranı =

Ortalama alacaklar

Formüldeki ortalama alacaklar şu şekilde hesaplanır:

Ortalama Alacaklar = Dönembaşı Tic. Alacak + Dönemsonu Tic. Alacak

Ortalama alacakların hesabında ticari alacakların şüpheli alacaklar karşılığının


düşülmeden önceki brüt değerleriyle alınmağı, sonucu gerçeğe daha çok
yaklaştıracaktır.

Alacakların devir hızı oranının sonucu "defa' olarak çıkar. Bu da, ticari alacakların bir
hesap döneminde kaç defa tahsil edildiğini ifade eder.
Alacaklar ne kadar sık tahsil edilirse o kadar iyidir. Çünkü bu, ticari alacakların
vadelerinde kolaylıkla tahsil edilebildiği fonların tekrar tekrar satışa konu olup, iş
hacminin ve dolayısıyla karlılığın artacağı anlamına gelir. Sonuç itibariyle bu da, dönen
varlıkların bileşimi ve likit yapı bakımından güçlenmesine yarar. Yüksek bir devir
hızında ortalama tahsilat dönemi kısa ve alacakların tahsil kabiliyeti iyi olur. Diğer
taraftan yüksek bir devir hızında daha düşük bir cari oran ve likidite oranı ile çalışmak
olanaklıdır. Alacakların devir hızı düştüğünde, alacakların daha uzun sürede tahsil
edilebildiği, şüpheli alacak zararlarının büyüyebileceği, kredi ve tahsil giderlerinin
artacağı ve daha yüksek bir cari orana ihtiyaç olacağı düşünülür.

3. STOK DEVİR HIZI ORANI

Bir dönemin stokları ile net satışları arasında kurulacak ilişki stok devir hızını
bulmaya yarar. Bunun için de, net satışların ortalama stoklara bölünmesi gerekir

Net Satışlar
Stok Devir Hızı Oranı =
Ortalama Stoklar

Formüldeki ortalama stoklar şu şekilde bulunur :

Dönembaşı Stokları + Oönemsonu Stokları

Ortalama Stoklar =

Stok devir hızı oranı, stokların bir yılda kaç defa satışa konu olduğunu gösterir.
Ticari işletmeler bakımından stoklar sadece ticari malları İfade ederken, üretim
işletmelerinde mamuller, yarı mamuller, ilk madde ve malzemeler stok kalemini
oluşturur. Bu bakımdan formülde ticari işletmeler için ortalama “ticari malların" üretim
işletmelerinde ortalama "mamullerin” ele alınması gerekir.
Stok devir hızı oranının yüksek çıkması işletmenin ticari mallarının stokta fazla
beklemeden hemen satıldığını ve bu nedenle de malların sürümünün iyi olduğunu;
düşük bir devir hızı ise, stoklama süresinin uzun ve sürümün yavaş olduğunu gösterir.
Yüksek devir hızı işletmenin fiyat, moda ve talep değişmelerinden fazla etkilenmediği,
likiditesinin (kısa vadeli borç ödeme gücünün) yüksek ve aktiflerin etkili kullanılmakta
olduğu anlamına gelir. Devir hızı arttıkça kazanma gücü de artar ve nakit ihtiyacı
azalabilir. Ancak stok eksikliklerinin stok devir hızının yüksek çıkmasına neden
olabileceği de hiç unutulmamalıdır. Devir hızındaki düşüklük stoklama ve fiyat, moda,
talep değişmelerinden doğan zararı artırırken, işletmenin kazanç ve finansal gücünü
azaltır.

4. MADDİ DURAN VARLIKLARIN DEVİR HIZI ORANI

Maddi duran varlıklarla satışlar arasında kurulacak ilişki maddi duran varlıkların
devir hızını bulmaya yarar. Bu amaçla net satışlar, maddi duran varlıkların maliyetinden
birikmiş amortismanlar düşüldükten sonra net değerine bölünür.

Net Satışlar

Maddi Duran Varlık Devir Hızı Oranı = ——————————


Maddi Duran Varlık(Net)

Bu oran net satışların net maddi duran varlıkların kaç katı olduğunu gösterir. Bir başka
anlatım biçimiyle, maddi duran varlıkların kendilerinin kaç katı satış yarattığı bu
formülle bulunur. Sonucun 1’in altında olması, net satışlar tutarının maddi duran
varlıkların net değerinden küçük olduğunu, yani maddi duran
varlıkların kendisi kadar bile satışa katkıda bulunamadığını ifade eder.

Maddi duran varlıkların devir hızı oranı maddi duran varlıkların ne derece verimli
(etkili) kullanıldığını ölçmeye yarar. Bu oranın yüksek olması, maddi duran varlıkların
kapasiteleri üzerinde kullanılabildiğini; düşük devir hızı ise maddi duran varlıkların
kapasitelerinin altında kullanıldığını gösterir. Böylece işletmenin maddi duran
varlıkların aşırı yatırım yapıp yapmadığı, işletmede atıl kapasite olup olmadığı da
ortaya çıkarılabilir.

5. DÖNEN VARLIKLARIN DEVİR HIZI ORANI

Dönen varlıkların devir hızı oranı, net satışların dönen varlıklara bölünmesiyle
bulunur:

Net Satışlar

Duran Varlıkların Devir Hızı Oranı =


Ortalama Dönen Varlıklar

Dönen varlıkların devir hızı oranı, dönen varlıkların kaç katı net satış hasılatı
sağlandığım gösterir. Dönen varlıkların devir hızı oranının , büyüklüğü dönen
varlıkların verimli bir şekilde kullanıldığına işaret eder. Yüksek bir devir hızı dönen
varlıkların bileşimini ve toplamını lehte etkileyebilir. Bunun için işletmenin faaliyet
yılını karla kapatmış olması gerekir. Düşük bir devir hızı, dönen varlıkların ya
gereğinden fazla olduğunu, ya da kendisinden yeterince yararlanılmadığını gösterir.

6. NAKİT DEVİR HIZI ORANI

işletmenin net satışların hazır değerler toplamına oranlanması, bize nakit devir
hızı oranını verecektir.

Net Satışlar
Nakit Devir Hızı Oranı =
Hazır Değerler
Bu oran, bir hesap dönemi süresinde hazır değerlerin kaç katı net satış
yapıldığını gösterir. Oranın sonucu, hazır değerlerin aşırı miktarda bulundurulmasından
dolayı düşük, normal miktarda hazır değere karşılık net satışların büyüklüğünden dolayı
da yüksek çıkabilir.

Nakit devir hızı oranı, işletmedeki nakit ve nakit benzeri değerlerin ne derecede
verimli kullanıldıklarını ölçmeye yarar. Bu bakımdan; düşük bir devir hızı, eğer satışlar
tutarı az değilse, elde gereğinden fazla para tutulduğunu ve bunların da gelir getirici bir
şekilde kullanılamadığını gösterirken; yüksek bir devir hızı, hazır değerlerin işletmede
normal düzeyde olduğunu ve bunların verimli olarak kullanıldığını gösterir. Bu şekilde
bir işletme için faaliyetlerin gerektirdiği elde bulundurulacak hazır değerler miktarını
belirleme olanağı da bulunmuş olur.

7. AKTİF DEVİR HIZI ORANI

Bir işletmenin net satışlarının aktif toplamına oranlanması aktif devir hızı
oranım verir. Şöyle ki;

Net Satışlar
Aktif Devir Hızı Oranı =
AktifToplamı

Formül sunucunun 2 ile 4 arasında çıkması özellikle üretim işletmeleri için


genel kabul görür. Ticaret işletmeleri bakımından sonucun bunların üzerinde çıkması
beklenir. Bundan da anlaşılacağı gibi, aktif devir hızı oranı, aktifin kendisinin kaç katı
satışa neden olduğu veya, diğer bir deyişle, net satışların aktifi kaç defa yenileyebildiği
anlamına gelir.

Yüksek bir aktif devir hızı oranı, aktifin tam kapasite ile verimli bir şekilde
kullanıldığına işaret eder. Düşük bir oran, aktifin tam kapasite ile kullanılmadığını ve
aktifin verimliliğinin düşük olduğunu gösterir. Bu son durumda gereğinden fazla aktif
bulundurulup bulundurulmadığı ile aktifte grup dağılımının hatalı olup olmadığına da
bakmak gerekir.

2.4.4.4. KARLILIK DURUMUNUM ANALİZİNDE KULLANILAN ORANLAR


(KARLILIK ORANLARI)

işletmenin emrine verilmiş öz ve yabancı kaynakların verimliliğini ölçmede


kullanılan oranlar bu grupta toplanır. Bir başka anlatım biçimiyle karlılık oranları, bir
işletmenin faaliyetleri sonucunda ölçülü ve yeterli kar sağlayıp sağlamadığını ölçmeye
yarar. Bu konu işletme sahipleri ve yöneticiler açısından çok önemli olmaktadır. Çünkü
kar, yönetimin başarısı olurken, ortakların kısa vadedeki gelirinin ve uzun vadede de
yatırımlarının değer kazanmasının bir kaynağı olmaktadır. Kar ile kaynaklar ve kar ile
satışlar arasında ilişki kurularak bir işletmenin karlılığı ölçülür. Bu bakımdan karlılık
oranlarını şu üç ana grupta toplayabiliriz:

* Kaynakların Karlılık Oranlan

* Satışların Karlılık Oranları

* Kar Payı Oranları

A) KAYNAKLARIN KARLILIK ORANLARI

Kar ile kaynaklar arasında ilişki kurularak öz kaynakların ve uzun vadeli yabancı
kaynakların verimli kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeye çalışılır. Bilindiği gibi
kaynaklar aktifte yapılan yatırımların finansmanında kullanılmaktadır. Bu
bakımdan yatırımlardan sağlanan kar, kaynakların karlılığı olmaktadır. Bu açıdan bu
oranlara yatırımlara göre karlılık oranları veya varlıkların karlılık oranları da denilir.

Bu grupta yer alan oranları şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Sermayenin amortisman oranı

2. öz kaynakların amortisman oranı

1. SERMAYENİN AMORTİSMANI ORANI


Bir işletmenin öz ve yabancı kaynaklar toplamı ile karı arasında kurulacak ilişki
sermayenin amortisman oranını verir. Oranın hesaplanması:

Sermayenin Dönem Kan + Uzun Vadeli Borç. Gideri


Amortismanı Oranı = ~
———————————————————————
Özkaynaklar + Uzun Vadeli Yab. Kaynak,-+kvd.yb.ky

Yüzde şeklinde bulunacak olan sermayenin amortisman oranı, bir İşletmenin


kaynaklar toplamının yüzde kaçı oranında kar elde ettiğini gösterir.

Bu oran, bir işletmenin öz kaynaklarını ne ölçüde karlı kullanabildiğini gösterir.


Bunun için bu oranın diğer bir adı da ekonomik rantabilite olmaktadır. Oran ne kadar
büyük çıkarsa kaynakların karlılığı o kadar iyi demektir. Oranın büyüklüğü, ucuz kredi
kullanılmasında veya öz kaynaklara daha fazla yer verilmesiyle finansman
giderlerinden sağlanacak tasarrufa da bağlı olacaktır.

2. ÖZKAYNAKLARIN AMORTİSMANI ORANI

özkaynaklann amortismanı oranı, dönem net karın özkaynaklara


oranlanmasıyla bulunur;

Dönem Net Karı


Özkaynaklann Amortisman Oranı =
öz Kaynaklar

Özkaynakların amortismanı oranı, dönem net karın özkaynakların yüzde


kaçı oranında gerçekleştiğini gösterir. Üretim işletmelerinde bu oranın % 13 İle % 15
arasında olması genel kabul görmektedir.
Özkaynakların amortismanı oranı, her şeyden önce, işletmenin ve dolayısıyla
yönetimin başarısının bir göstergesi olmaktadır. Diğer taraftan faizler ve vergiler
karşılandıktan sonra işletme sahip ve sahiplerine kardan ne kaldığı yine bu oran ile
ölçülmüş olur. Yıllar itibariyle İşletme karlarındaki değişmeler bu oran kullanılarak
izlenebilir. Bu şekilde sermayedarın kazanç gücünün artma veya azalma eğilimini
görmek olanaklıdır. Çünkü işletmenin ortaklarına kar dağıtması ve bu arada
otofinansman yoluyla karın bir kısmını İşletmede bırakması ancak oranın yüksek
çıkması durumlarında devamlılık ve artış gösterecektir. Oranın düşük çıkması ve diğer
yıllarda da artmaması yönetimin yetersizliği ve dolayısıyla işletmenin başarısızlığı
yönünde yorumlanır.

B) SATIŞLARIN KARLILIK ORANLARI

Bilindiği gibi, bir işletmenin gelir tablosu, faaliyet sonuçlarını tutar olarak verir. Bu
faaliyet sonuçları brüt satış karı faaliyet karı, olağan kar, dönem karı ve dönem net karı
olarak ortaya çıkar. Bir dönemin satışlarının bütün bu karları sağlayacak büyüklükte
olması arzulanan bir durumdur. Bu açıdan bu karlar ile satışlar arasında ilişkiler
kurularak satışların karlılık oranları bulunur. Adını bu ilişkiden alan ve gelir tablosu
yüzdeleri olarak da adlandırılan satışların karlılık yüzdeleri şunlardır:

1. Brüt kar oranı

2. Faaliyet kar oranı

3. Net kar oranı

1. BRÜT KAR ORANI

Bu oran, brüt satış karının net satışlara oranlanmasıyla bulunur.


Brüt Satış Karı
Brüt Kar Oranı =
Net Satışlar

Brüt kar oranı, yüzde şeklinde hesaplanır ve ana faaliyet konusunda net satışların yüzde
kaçı oranında brüt kar elde edildiğini gösterir. Bir başka anlatım biçimiyle, bu oran
satılan malların maliyeti düşüldükten sonra kalan brüt faaliyet kan yüzdesini gösterir.

Brüt kar oranının yüksek bir yüzde şeklinde çıkması daima iyidir. Böyle bir sonuç, brüt
satış karının faaliyet giderlerini karşıladıktan sonra İşletmeyi yeterli bir faaliyet karına
ulaştıracağı şeklinde yorumlanır.

2. FAALİYET KARI ORANI

Bu oran, faaliyet karının net satışlara oranlanmasıyla bulunur.

Faaliyet Kan
Faaliyet Karı Oranı =
Net Satışlar

Faaliyet kar oranı, yüzde şeklinde hesaplanır ve faaliyet karının net satışların
yüzde kaçı oranında gerçekleştiğini anlatır. Bir başka anlatım biçimiyle, oran brüt satış
karından faaliyet giderleri düşüldükten sonra kalan net faaliyet kan yüzdesini gösterir.

Yüksek bir faaliyet karı oranı işletmenin ana faaliyet konusunda başarılı olduğunu
ifade eder. Ancak oranın, faaliyet dışı gider ve zararlar ile vergiyi karşıladıktan sonra
yeterli bir ölçüde dönem net karı bırakacak büyüklükte olması çok önemlidir.

3. NET KAR ORANI

Dönem net karının net satışlara bölünmesi net kar marjı oranını verir.

Dönem Net Karı


Dönem Net Kar Oranı =
Net Satışlar

Dönem net karı oranı, faaliyet karı elde etmiştir işletmede net satışların yüzde
kaçlık bir dönem net karı İçerdiğini gösterir. Fakat dönem net karının tamamının veya
büyük bir kısminin faaliyet dışı gelir ve karlardan oluşması halinde bunu söylemek pek
mümkün değildir.

Bu oran, faiz ve vergiler de dahil olmak üzere bütün giderler karşılandıktan


sonraki net satışların karlılık yüzdesini verir. Dönem net karının bir işletmenin dönem
faaliyetini karlı kapattığının bir işareti olarak orana gerekli önemi kazandırdığı
söylenebilir. Yalnız, daha önce de belirtildiği gibi, önemli olan dönem net karının
faaliyet karından büyük pay almasıdır. Ancak bu durumdaki bir karın devamlılığından
söz edilebilir. Böyle bir kardan ortakların payına düşecek kısım ile işletmede
alıkonulacak kısmın bir anlamı olabilir. Dönem net kar oranı ne kadar yüksek çıkarsa o
kadar iyidir. Fakat kesin bir şey söyleyebilmek için aynı sektörün diğer İsletme
sonuçlarıyla karşılaştırmalar yapmak gerekir.

C ) KAR PAYI ORANLARI

İşletme ortaklarına yeterli bir gelir sağlanıp sağlanmadığının saptanmasında (özellikle


anonim ortaklarda) Dönem Net Karı/özKaynak oranı yanı sıra, İşletmenin hisse
senetlerinin mali değerinin analizi ve hisse başına düşen kar paylarının bilinmesi
önemlidir. Bu oran ayrıca işletmeye yatırım yapmayı düşünenler için de önemli bir bilgi
kaynağıdır.

Bu grupta yer alan oranları şu şekilde sıralayabiliriz.

1. Hisse Başına Kar Payı

2. Fiyat Kazanç Oranı


3. Hisse Senedinin Plasman Oranı

4. Hisse Senedinin Mali Değer Oranı


1. HİSSE BAŞINA KAR PAYI

Bu oran, işletmenin her bir hisse senedi başına düşen kar payını gösterir. Buna
göre, oranları şöyle gösterebiliriz:

Dağıtılacak Kar
Hisse Başına Kar Payı = —————————
Hisse Senedi Sayışı

Bu oranlar, adi ve imtiyazlı hisse senetleri için de düzenlenebilir. Anonim


şirketlerde sermaye, imtiyazlı ve adi hisse senetlerinden meydana gelebilir. Bu
durumda, önce imtiyazlı hisse senetlerine kar payları verilir, kalanlar adi hisse senedi
sahiplerine ödenir.

İmtiyazlı Hisse Senedi Dağıtılacak Kar


Başına Kar Payı =
——————————
imtiyazlı Hisse Senedi Sayışı

Adi Hisse Senedi Dağıtılacak Kar - imtiyazlı Hisse Sen.öd.Kar


Basma Kar Payı = ———————————————
Adı Hisse Senedi Sayısı

2. FİYAT - KAZANÇ ORANI

Bu oran, hisse senedi başına düşen kar payı ile hisse senedinin borsa fiyatı
arasındaki ilişkiyi ortaya koyar.

Hisse Senedi Basma Kar Payı


Fiyat - Kazanç Oranı =
—————————————————————
Hisse Senedinin Borsa Fiyatı

Hisse senedi rantabilitesi oranı olarak da tanımlanan bu oran, gerek işletmeye


yatırımda bulunan gerekse yatırımda bulunmayı düşünen potansiyel ortaklar açısından
önemlidir.

3. HİSSE SENEDİNİN PLASMAN ORANI

Bu oran, dağıtılacak kar tutarının ödenmiş sermayeye bölünmesi ite bulunur.


Dağıtılacak Kar
Plasman Oranı =
ödenmiş Sermaye

Söz konuşu oran, hisse senedinin nominal değerine göre plasman oranının ne olduğunu
gösterir. Hisse senetlerinin plasman değerinin bilinmesi, hisse senetlerinin maliyet
bedeli veya borsa değeri ile karşılaştırma yapılmasına olanak vermesi açısından ortaklar
yönünden önemlidir.

4. HİSSE SENEDİNİM MALİ DEĞER ORANI

Bu oran, hisse senedi başına düşen kar payının cari faiz oranına bölünmesi ile bulunur.

Hisse Senedi Basma Kar Payı


Malı Değer Oranı =
————————————————
Cari Faiz Oranı

Bu oran hisse senetlerinin mali değerini göstermesi açısından önemlidir.


Buraya kadar yapılan açıklamalarımızı, X Anonim Şirketinin aşağıda verilen bilanço ve
gelir tablosunda yer alan verilere göre örneklendirelim.

X ANONİM ŞİRKETİNİN 01.01.1997-31.11.1997


DÖNEMİ GELİR TABLOSU (000 İLAVESİYLE)

Brüt Satışlar 187.827.426.-


Satış indirimleri (4,410.348).-
Net Satışlar 183.417.078
Satışların Maliyeti (123.218.933).-
BRÜT SATIŞ KARI 60.198.145.-
Faaliyet Giderleri (15.929.524).-
FAALİYET KARI 44.268.621.-

Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlar 773.198.-


Diğer Faaliyetlerden Olağan Gider ve Zararlar 1.796.641.-
Finansman Giderleri (23.537.331).-
OLAĞANKAR 19.707.847.-
Olağandışı Gelir ve Karlar 105.358.-
Olağandışı Gider ve Zararlar ____;____

DÖNEM KARI 19.813.205.-

Dönem Kan Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük .


Karşılıkları 8.554.750).-

DÖNEMNETKARI 11.258.455.-

EK BİLGİLER:

1. Şirketin sermayesi nominal değeri 2500 TL. olan 6.600 adet hisse senedinden
oluşmakta olup, 600 adedi imtiyazlı 600 adedi ise adi hisse senedidir.

2. Hisse senetlerinin31.12.1997 tarihindeki borsa değeri İmtiyazlı hisse senetlerinin


6.400.-TL, adi hisse senetlerinin İse 5.000.-TL dır.

3. Dönem Net Karının 2.258.455.-TL. kar yedeği olarak ayrılacak olup, dağıtılacak kar
payı 9,000.000. -TL, dır. Söz konuşu tutarın 2.400.000.- TL'sı imtiyazlı hisse senedi
sahiplerine dağıtılacaktır.

X ANONİM ŞİRKETİNİN 31.12.1997 TARİHLİ BİLANÇOSU


(000 İLAVESİYLE)

AKTİF TUTAR

l,DÖNEN VARLIKLAR
Hazır Değerler 2.213.256.-
Ticari Alacaklar(Net) Stoklar 59.710.147.-
Stoklar 29.048.017.-

DÖNEN VARLIKLAR TOPLAMI 9.971.420.-

II. DURAN VARLIKLAR

Mali Duran Varlıklar (Net) 880.381.-

Maddi Duran Varlıklar(Net) 33.688.553.-

DURAN VARLIKLAR TOPLAM) 34.568.934.-

AKTİF TOPLAMI 125.540.354.-

PASİF

(III. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR)

Mali Borçlar (Net) 20.658.378.-

Ticari Borçlar(Net) 35.519.753.-

Diğer Borçlar 407.879.-


KISA VADELİ YAB.KAY.TOPLAMI 70.700.760.-

IV. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR

Borç ve Gider Karşılıkları 10.100.170.-

UZUN VADELİ YAB.KAY.TOPLAMI 10.100.170.-

V.ÖZKAYNAKLAR

Ödenmiş Sermaye 16.500.000.-

Sermaye Yedekleri 11760.454.-

Kar Yedekleri 11.258.455.-

ÖZKAYNAKLAR TOPLAMI 44.739.324.-

PASİF TOPLAMI 125.540.354.-

A.LİKİDİTE DURUMU ORANLARI

1. CARI ORAN = Dönen Varlıklar


Kısa VadeliYab.Kay
90.971.420
70.700.760 1.29
Dönen Varlıklar- Stoklar

2.LİKİDİTE(ASlT-TEST) ORANI = ————————————


Kısa Vadeli Yab.Kay

90.971.420 -29.048.017
——————————————=0.88
70.700.760

3.HAZIRDEĞERLERORANI= Hazır değerler

Kısa Vadeli b.Kyn

2.213.256

7.700.760 =0.03

- 4. STOKLARIN NET İŞL. SERM. ORANI = Stoklar

Netİşl.Ser.
29048.017

90.971.420-70.700.760. = %143
İŞLETME SERMAYESİ
VE
NET İŞLETME SERMAYESİNDE DEĞİŞİM TABLOSU

A- GENEL

İşletme sermayesi ve işletme sermayesindeki değişmeler, gerek işletmeye kredi veren


finansman kurumları yönünden büyük önem taşır. Gerçekten işletme sermayesinin yetersiz
olması veya ekonomik bir şekilde kullanılması, teşebbüslerin başarılı olmalarının başlıca
nedenleridir. Gerçekten geleceği çok parlak olabilecek bazı firmalar işletme sermayesi
yetersizliği nedeniyle zor duruma düşmüşler, tasfiye olunmuşlardır. İşletme sermayesinin bu
büyük önemi sebebiyle, modern bilançolar, işletme sermayesi unsurlarının ilk bakışta
görülmesini sağlayacak şekilde düzenlenmektedir.
İşletme sermayesi, genel olarak iki şekilde tanımlanmaktadır:
1- Net İşletme Sermayesi
2- Brüt İşletme Sermayesi

1-Net işletme sermayesi, döner değerlerle kısa vadeli yabancı kaynaklar arasındaki
müsbet farktır. Diğer bir değişle :
Net İşletme Sermayesi =Döner Değerler- Kısa Vadeli Borçlar

Net işletme sermayesi, döner değerlerin kısa vadeli yabancı kaynaklarla finanse
edilmemiş bölümünü gösterir. Bu nedenle kısa vadeli borçlanma yolu ile bir teşebbüsün
net işletme sermayesini artırmasına imkan yoktur.
Bir teşebbüsün kısa vadeli borçları toplamı, döner değerleri tutarından daha fazla
ise, o teşebbüs için net işletme sermayesi açığı söz konusudur.
Net işletme sermayesi, bir teşebbüsün borç ödeme kabiliyetini belirten önemli
göstergelerden biridir. Bu nedenle kredi kurumları için,borç isteyenlerin net işletme
sermayesi durumu, her zaman için önem verilen bir faktör olmaktadır. Kredi kurumları,
verdikleri kredinin geri ödenmesini garanti altına alabilmek için, kredi sözleşmelerine,
borç alanın gelecek dönemde işletme sermayesinde herhangi bir azalmayı önleyecek
hükümler koymaktadırlar ( Net işletme sermayesinin, belirli bir tutarın altına
düşmemesi, belirli bir cari oranın devam ettirilmesi, borç ödemeyi kolaylaştıracak özel
fonlar ayrılması, nakten kar dağıtımının sınırlandırılması gibi ).
Net işletme sermayesinin yeterliliği, net işletme sermayesinin tutarından ziyade,
cari oranla, diğer bir değişle döner değerlerin, kısa vadeli borçlara oranı ile ölçülür.
Normal olarak, bu oran ne kadar yüksek ise, işletmenin borç ödeme kabiliyeti o kadar
fazla demektir. Bununla beraber cari oranın çok yüksek olması, işletmenin elinde atıl
fonlar bulunduğunu veya mali kaynakların, verimli olmayan aktif değerlere yatırılmış
olduğunu ifade edebilir.
3- Brüt işletme sermayesi, döner değerler toplamını ifade eder. Brüt işletme
sermayesi hesaplanırken, şüpheli alacaklar karşılığı, stok değer düşüş karşılığı,
menkul kıymet düşüş karşılığı gibi döner değerleri düzeltici karşılıkların
nazara alınması, eğer bunlar bilançonun pasifinde gösterilmiş iseler, döner
değerlerin brüt toplamından indirilmeleri gerekir.
Sermayedarlar, kredi kurumları, işletmeye kredili satış yapan firmalar, net işletme
sermayesi durumu ile ilgili oldukları halde, yöneticilerin, daha ziyade brüt işletme
sermayesi ile ilgilendikleri söylenebilir. Yukarıda da açıklandığı gibi, kısa vadeli
yabancı kaynaklarla, net işletme sermayesini artırmağa imkan yoktur; fakat bir işletme
kısa vadeli borçlanma yolu ile faaliyeti için gerekli fonları sağlayabilir. Örneğin, kredili
olarak mal satın alabilir,malı sattıktan sonra hem borçlarını ödemek hem de normal bir
kar elde etmek imkanına sahip olabilir. Yöneticilerin, brüt işletme sermayesi ile daha
fazla ilgili olduklarını gösteren diğer bir husus ta, bir teşebbüsün sabit sermayesi ile brüt
işletme sermayesi arasındaki ilişkinin, teşebbüsün karlılığını etkilemesidir.
Bir örnekle, karlılığı etkileyen bu ilişkiyi açıklayalım:
80.000 Satış hasılatı
gelirler
giderler
Toplam giderler
60.000

Değişken giderler
40.000

20.000 Sabit giderler

0
100 200 300 400
Üretim miktarı

Şekilde,işletmenin üretim kapasitesini kısa vadede artıramayacağı, birim başına


değişken giderlerin sabit olduğu,üretim miktarının, satış fiyatını etkilemediği
varsayılmıştır.
Yukarıdaki örneğe göre işletmenin zarar etmemesi için en az 200 birim üreterek
satması gerekir. Ancak 200 birim üreterek sattığı takdirde, satış hasılatı, işletmenin sabit
giderleri ile değişken giderleri toplamına eşit olmaktadır. Söz konusu işletme 200- 400
birim arasında üretimini ayarlarsa kar elde edebilecek ve karı, 400 birim üretime, diğer
bir değişle tam kapasiteye ulaşıncaya kadar artacaktır. 400 birimden fazla üretebilmek
için, işletmenin sabit değerlerini artırması gerekecektir. Örnek, bir işletmenin tam
kapasite ile çalışarak karını azamileştirebilmesi için, bu seviyede üretim için gereken
brüt işletme sermayesinin sağlanmasının zaruri olduğunu göstermektedir. Eğer bu
düzeyde üretimi sağlayacak işletme sermayesi sağlanamazsa, işletmenin elde edeceği
kar azalacaktır. Keza, eğer işletme 400 birim üretim için zaruri olandan daha fazla
işletme sermayesine sahip ise bu durumda yine işletmenin karlılık oranı düşecektir;
çünkü aşırı brüt işletme sermayesi, elde atıl kaynaklar bulunduğunu gösterir. Görülüyor
ki yöneticiler, bir işletmenin tam kapasite ile çalışabilmesi için gereken işletme
sermayesinin temini sorunu ile ilgilidirler.
Yöneticilerin, brüt işletme sermayesi durumuna fazla önem vermeleri, net işletme
sermayesini tamamen ihmal ettikleri, gözden uzak bulundurdukları anlamına gelmez.
Net işletme sermayesi durumu, her teşebbüsün kredi sağlama olanağına ve kredi
maliyetine etki yapar. Bu nedenle yöneticiler, net işletme sermayesi durumu ile de
yakından ilgilenmek zorundadır.

B- İŞLETME SERMAYESİ KULLANIMINDA AMAÇLAR

1- İşletme sermayesinin yeterli olması


Yöneticiler, işletmenin kar ve verimliliğini azamileştirecek miktarda işletme
sermayesi sağlamalıdır. Gerçekten işletme sermayesinin yeterli olmasının teşebbüse
sağladığı önemli faydalar vardır. Bu yararların başlıcaları şöyle özetlenebilir:
a)Döner değerlerdeki ani kıymet düşüşlerinin olumsuz etkisinden işletmeyi korur.
İşletme sermayesi yeterli değilse, özellikle stok ve serbest menkul kıymetlerde ani değer
düşüşleri teşebbüsü mali yönden çok güç durumlarda bırakabilir.
b)İşletmenin borçlarının zamanında ödenmesini sağlar. Bu şekilde işletme iş
hayatındaki kredisini, itibarını korur. Borçlarını zamanında ödeyemeyen bir işletme,
varlığını tehlikeye düşürerek, tasfiye olunma zarureti ile karşılaşabilir
c)İşletmenin kredi sağlama olanağını arttırır. Normal olarak, işletme sermayesi
yeterli bir teşebbüsün kredi sağlama imkanını, işletme sermayesi yetersiz bir teşebbüse
kıyasla çok daha fazladır.
İşletme sermayesi yeterli olan bir firmanın bankalardan, satıcılardan kredi
sağlama şansı daha fazla olduğu gibi, sermaye piyasasında fon bulması olasılığı da
yüksektir. Bir işletmenin kredi değerliliği incelenirken, göz önünde tutulan başlıca
etmenlerden biride, ilgili firmanın işletme sermayesinin yeterliliği, kredi verenlere
olduğu kadar, işletmenin çıkartmış olduğu tahvil ve / veya hisse senetlerine yatırım
yapacak birikim sahiplerine de güven verir. Bu nedenle işletme sermayesi yönetiminde
egemen olacak ilkelerden biride emniyettir.
d)Grev, ve su baskını, yangın gibi olağanüstü hallerde, işletmenin mali yönden güç
durumlara düşmesini önler.
e)Müşterilerin gereksinmelerini, taleplerini tatminkar şekilde karşılayacak
miktarda stok bulundurulmasına olanak verir.
f)Müşterilere daha elverişli şartlarla kredili satış yapılmasını sağlayarak,
işletmenin satış hacmini arttırabilir.
g)Mal ve hizmet üretimi için gerekli girdilerin zamanında teminine imkan
hazırlayarak, işletmenin faaliyetinin daha verimli ve kesintisiz bir şekilde yürütülmesini
sağlar.
h)İşletmenin sabit değerlerinin tam kapasite ile çalışmasına olanak hazırlar.
i)Hükümetlerin izleyecekleri kısıtlayıcı para politikasının etkilerinden işletmeyi
korur.

Günümüzde hükümetlerin enflasyonun hızı kesmek için izleyecekleri daraltıcı


para politikası, işletme sermayesi yeterli olamayan firmaları çok zor durumlarda
bırakabilir; kısa vadeli fon bulma güçlüğü yanı sıra yüksek para maliyeti, firmayı
olumsuz yönde etkiler.
İşletme sermayesinin yeterli olması, önemli faydalar sağladığı halde, işletme
sermayesi yetersizliği veya aşırı işletme sermayesinin varlığı, karlılık ve verimlilik
üzerinde olumsuz etkiler yapar. Gerçekten aşırı işletme sermayesine sahip olur, firma da
atıl kaynak bulunduğunun, gelir getirmeyen varlıklara gereksiz şekilde kaynak
bağlandığının bir göstergesi olabilir. Aşırı işletme sermayesinin de, işletme sermayesi
yetersizliği gibi kar üzerindeki etkisi olumsuzdur.

2- İşletme sermayesi devir hızının fazla olması


Firmanın faaliyeti sırasında işletme sermayesi, bir döner değerden diğer bir döner
değer şekline dönüşür. Normal faaliyetler içinde, elde mevcut para ile ham madde ve
malzeme satın alınacak, işçilik giderleri ve diğer harcamalar yapılacak, bu suretle elde
edilecek mamuller, kredili veya peşin olarak satılacak ve en sonunda kredili olarak
satılan malların bedelleri tahsil edilerek yeniden para elde edilecektir. Bu akış, diğer bir
değişle değerlerin, paradan başlayarak bütün işletme faaliyetleri içinden geçtikten sonra
tekrar paraya çevrilmesi olayı, ne kadar düzgün ve süratli ise işletme sermayesi o derece
verimli ve ekonomik kullanılmış olur. Şu halde işletme sermayesi kullanılmasında
yöneticiler için ikinci bir amaç, işletme sermayesi devir hızının fazla olmasıdır. Normal
şartlar altında, işletme sermayesi devir hızı arttıkça, işletmenin karlılığı da yükselir.

C- İŞLETME SERMAYESİ GEREKSİNMESİNİ ETKİKEYEN FAKTÖRLER

İşletme sermayesi ihtiyacını etkileyen başlıca faktörler aşağıda sıralanmıştır :


1- İşletmenin mahiyeti, karakteri
2- İmalat süresi veya satılacak malların tedarik süresi
3- Satılacak malların birim maliyeti
4- İşletmenin satış hacmi
5- Tedarik ve satış şartları
6- Stokların devir hızı
7- Alacakların devir hızı
8- Döner değerlerin kıymetlerinde düşme olasılığı
9- Konjonktür hareketleri
10- Satışların muayyen ay veya mevsimlere toplanması veya bütün yıla oldukça
düzenli bir şekilde dağılması
11- Kullanılan teknoloji

1- İşletme faaliyetinin mahiyeti, karakteri


Kamu hizmet işletmelerinde ( havagazı, su, elektrik, telefon vb.) işletme sermayesi
ihtiyacı, diğer sınai işletmelere kıyasla göreli olarak daha azdır. Bu tip işletmelerde, stok
ve alacakları süratli bir şekilde paraya çevirmek olanağı mevcuttur. Bu nedenle,
özellikle kamu hizmet işletmelerinde ve demir yollarında döner değerlerin aktif toplamı
içindeki nispi önemi azdır.
Bazı kamu hizmet işletmeleri, hizmet temin etmeden evvel müşterilerinden peşin
tahsilat yaparak, depozito alarak işletme sermayelerinin büyük bir kısmını, bu yolla
sağlayabilirler.
Sınai işletmelerin ise, stok ve alacaklara daha fazla kaynak tahsis etmeleri gerekir.
Söz konusu işletmelerde, normal olarak, stok ve alacakların devir sürati nispeten daha
yavaş olduğundan, işletme sermayesi ihtiyacı, genlikle kamu hizmet işletmelerinden
daha fazladır.
Sınai işletmelerde, işletme sermayesi gereksinmesi perakende ticarette uğraşan
işletmelere nispetle de daha fazladır. Sınai işletmeler, mamul, yarı mamul ve hammadde
stoku bulundurmak mecburiyetindedir. Buna karşılık, perakende ticaretle uğraşan
işletmelerde, imalat için bir süre geçmesi bahis konusu olmadığından, tedarik ettikleri
malları, derhal satabilmek olanağına sahiptirler.

2- Üretim süresi satılacak mallarda tedarik süresi


İşletme sermayesi miktarı, hammadde ve mamul maddelerin satın alınma tarihi ile
bunların müşterilere satışı arasında geçen zaman aralığı ile doğrudan doğruya ilgilidir.
İmalat süresi veya satılacak malların tedarik süresi uzadıkça, işletme sermayesi ihtiyacı
da artar. Diğer bir ifade ile imalat süresi kısa olan bir teşebbüse kıyasla daha azdır.
Özellikle içki, tütün ve orman ürünleri imalatında, üretim için uzunca bir bekletme veya
kurutma süresinin geçmesi zaruri olduğundan, bu endüstri kollarında çalışan
teşebbüslerin işletme sermayesi gereksinmesi göreli olarak daha fazladır. Keza bu
endüstri kollarındaki işletmelerde, stokların, döner değerler içindeki göreli önemi de
büyüktür.

3- Satılacak malların birim maliyeti


İşletme sermayesi ihtiyacı, satılan malların birim maliyetine göre değişir. Satılan
malın birim maliyeti arttıkça, işletme sermayesi gereksinmesi de artar.

4- Satış hacmi
İşletme sermayesi ihtiyacı, iş hacmi ile doğrudan doğruya ilgilidir. Normal olarak
iş hacmi genişledikçe işletme sermayesi gereksinmesi de artar; fakat bu artışın, iş
hacmindeki genişleme ile aynı oranda olması zaruri değildir. İş hacmi genişledikçe,
teşebbüsün, işletme sermayesini daha verimli bir şekilde kullanabilmesi, daha fazla
kredi sağlayabilmesi, daha ucuz fiyatla daha büyük miktarlarda alış yapabilmesi
olanaklarının varlığı nedeniyle, işletme sermayesindeki artış oranı daha az olabilir.

5- Tedarik ve satış şartları


Tedarik ve satış şartları, işletme sermayesi gereksinmesini etkiler. Bir işletme, mal,
hammadde, malzeme alışlarını çok elverişli şartlarla kredili olarak yapabiliyorsa, söz
konusu işletmenin stokları uzun veya kısa müddetle satıcılar tarafından finanse ediliyor
demektedir. Diğer taraftan bir işletme, peşin olarak mal alıyor veya malları teslim
aldıktan kısa bir süre sonra mal bedellerini ödemek zorunda bulunuyorsa, bu işletmenin,
belirli bir iş hacmini çevirmek için daha fazla nakit kaynaklara ihtiyacı vardır. Diğer bir
değişle, alışlarını kredili ve elverişli şartlarla yapan bir firmanın net işletme sermayesi
gereksinmesi, alışlarını peşin olarak yapan işletmelere kıyasla çok daha fazladır.
Alışların, küçük ve sık partiler halinde yapılması ile, büyük partiler halinde uzun
zaman aralıkları ile yapılması da işletme sermayesi gereksinmesini etkiler. Alışlarını sık
ve küçük partiler halinde yapan bir firmanın, işletme sermayesi gereksinmesi genellikle
daha azdır.
İşletmenin alışları, kendi kendine finanse ediyorsa bu tür işletmelerin, nakit
kaynaklarını stoklara bağlamalarına lüzum yoktur. Örneğin bir işletme, 90 gün vade ile
satın aldığı bir parti malı, 90 gün içinde tamamen peşin olarak satıp, paraya
çevrilebiliyorsa, borcunun vadesi gelmeden önce, borç ödemeye tahsis edebileceği
kaynakları sağlamış olur. Diğer taraftan, bir işletme, alışlarda kendisine tanınan vadeden
daha uzun vadelerle satışlar yapabilir. Bu taktirde işletme, kaynaklarının büyük bir
kısmını alacaklara bağlanmış olur. Müşterilere uzun vadelerle, elverişli şartlarla satış
yapıldığı sürece teşebbüsün işletme sermayesi gereksinmesi artar. Özetlersek, elverişli
şartlarla mal, malzeme, hammadde alışı, teşebbüsün net işletme ihtiyacını azaltır. Buna
karşılık müsait şartlarla kredili satışlar ise teşebbüsün alacaklarını dolayısıyla işletme
sermayesi gereksinmesini arttırır.
Bir işletme, kredili satışlarında şartları saptarken, ticari hayattaki uygulamayı,
yerel ekonomik koşulları, konjonktürün hangi evrede bulunduğunu göz önünde
tutmalıdır. İktisadi hayattaki durgunluk devrelerinde işletmenin, kredili satış şartlarını
değiştirerek müşterilerin daha elverişli şartlarla satış yapması uygun bir satış politikası
olabilir.

6- Stokların devir hızı


Stokların devir hızı arttıkça, kaynaklar daha kısa süre ile stoklara bağlanmış
olacağından teşebbüs daha az işletme sermayesine gereksinme duyar. Stokların devir
hızının artması, fiyatların düşmesi, tüketici zevkleri veya ihtiyaçlarının değişmesinin
doğuracağı riski azaltır ve stok tutma maliyetini de düşürür.

7- Alacakların devir hızı ( Paraya dönüşme çubuğu)


Bir teşebbüsün işletme sermayesi gereksinmesi, alacaklarını nakde çevrilmesi için
gereken süreye bağlıdır. Alacakların tahsil süresi kısaldıkça daha az işletme sermayesine
ihtiyaç duyarlar.
Stokların devir hızının artırılması, alacakların süratli bir şekilde tahsil edilmesi ile
birlikte yürütülmelidir. Aksi taktirde işletmenin kaynaklarının büyük bir kısmı uzun süre
alacaklara tahsis edilmiş olur ve bu durum, kaynakların faaliyet dönemi içinde derhal
kullanılması olanağını ortadan kaldırır. Şu halde bir işletme, stokların devir süratindeki
artış ile birlikte alacaklarının tahsil süresini de kısaltmaya çalışmalıdır.

8- Konjonktür hareketleri
Refah devrelerinde teşebbüsün iş hacmi genişleyeceğinden işletme sermayesi
gereksinmesi de artar.
Durgunluk devrelerinde ise, ancak çok başarılı işletmeler, stoklarını, alacaklarını
paraya çevirebilirler. Söz konusu işletmeler, aşırı nakit kaynaklarını a) biriktirebilirler,
b) menkul değerlere yatırabilirler, c) borçlarını ödeyebilirler, d) veya zarar ediyorlarsa,
zararların kapatılmasında kullanabilirler.

9- Döner değerlerin kıymetlerinde düşme olasılığı


Döner değerlerin kıymetlerinde ani düşüşler, işletme sermayesini azaltır. Döner
değerler arasında özellikle stok ve menkul kıymetlerin değerlerinde düşme olasılığı
yüksek ise, işletme mali bakımdan güç duruma düşmemek için daha fazla miktarda
nakit bulundurmak zorundadır.

10- Satışların mevsimlik olusu veya bütün yıla oldukça düzenli bir şekilde
dağılması
Bazı işletmelerin satışları, bütün bir yıl yeknesak bir şekilde, düzenli olarak
dağıldığı halde, bazı işletmelerin satışları belirli aylarda veya mevsimlerde toplanabilir.
Eğer bir işletmenin faaliyeti mevsimlik ise, faaliyetin toplandığı mevsimde işletme
sermayesi gereksinmesi en yüksek düzeye ulaşır. Diğer mevsimlerde ise bu tür
işletmelerin elinde aşırı işletme sermayesi kalmaktadır. Diğer bir ifade ile bu
teşebbüslerin işletme sermayesi gereksinmesi, mevsimlere göre dalgalanmaktadır. Bu
nedenle mevsimlik taleple karşılaşan işletmeler, faaliyetlerini çeşitlendirmek, işletme
sermayesini daha verimli bir şekilde kullanmak olanaklarını araştırmaktadır.
Satışların bütün yıla oldukça yeknesak (düzenli) bir şekilde dağılan teşebbüslerin
işletme sermayesi gereksinmesi, aylar, mevsimler itibariyle büyük dalgalanmalar
göstermez.

11- Kullanılan teknoloji


Emek yoğunluğu ileri teknoloji kullanan işletmelerin işletme sermayesi
gereksinmesi, genellikle sermaye yoğunluğu ileri teknoloji kullanan işletmelerden daha
fazladır.
Bir teşebbüsün, işletme sermayesi gereksinmesi saptanırken veya işletme
sermayesinin yeterli olup olmaması araştırılırken, yukarıda açıklanan etmenler göz
önünde tutulmalıdır.

D- İŞLETME SERMAYESİNİN KAYNAKLARI

İşletme sermayesinin kaynakları aşağıda gösterilmiştir:

1- İşletmenin cari faaliyetleri


İşletmenin hesap döneminde elde ettiği net kar ve ayırmış olduğu amortismanlar,
itfa payları, işletme sermayesini arttırır. Sabit değerlere yapılmış olan yatırımlar,
zamanla, amortisman ayrılmak yolu ile işletme sermayesi haline dönüşür.

2- Maddi sabit değerlerin, iştiraklerin, hakların ve diğer sabit değerlerin satışı


Sabit ve bağlı değerlerin satışı, karlı olsun veya olmasın işletme sermayesini artırır.

3- İşletmeye yapılan vergi iadeleri


4- Uzun vadeli borçlanma (tahvil ihracı, kredi kurumlarından sağlanan uzun
vadeli krediler vb.)
5- Sermayenin artırılması (Sabit değerlerin, hakların işletmeye sermaye olarak
konulması veya iştiraklerin devri veya mütehavvil- kontertibl- tahvillerin hisse
senetlerine çevrilmesi veya yedek akçelerin sermayeye ilavesi suretiyle
ödenmiş sermaye artırılıyorsa, bu hallerde teşebbüsün işletme sermayesinde
bir artış söz konusu değildir.)
6- Bankalardan alınan kısa vadeli ticari krediler
7- Sağlanan diğer kısa vadeli krediler
8- Kısa vadeli satıcı kredileri
9- Müşterilerden alınan avanslar.
Yukarıdaki ilk beş kalem, net işletme sermayesini artırdığı halde, son dört kalem
yalnız brüt işletme sermayesini artırır.

E- İŞLETME SERMAYESİNİ AZALTAN NEDENLER


(İŞLETME SERMAYESİNİN KULLANILIŞI)

İşletme sermayesini azaltan sebepler, diğer bir değişle işletme sermayesinin


kullanılış amaçları aşağıda sıralanmıştır:
1- Kısa vadeli borçların ödenmesi
2- Nakden kar dağıtılması
3- Normal faaliyet sonucu uğranılan zararlar
4- İşletmenin maruz kaldığı olağanüstü zararlar, (yangın, deprem, su baskını gibi
doğal yıkımlar sonucu uğranılan zararlar.)
5- Uzun vadeli borçların ödenmesi (Anonim şirketlerde hisse senedi verilmek
suretiyle tahviller ödeniyorsa, bu işlem, işletme sermayesini etkilemez.)
6- Sermayenin itfası
7- Tahvillerin, hisse senetlerinin itfası, ödenecek tazminatlar, sabit değerlerin
yenilenmesi için hususi fonların tesisi
8- Yeni sabit değerler satın alınması veya sabit değerlerin yenilenmesi
9- Maddi olmayan sabit değerler satın alınması
10- İşletmenin, sermaye iştiraklerinde bulunması, bağlı değerlere yatırım yapması,

Yukarıda 1 ve 2 ci sırada yer alan şıklar (ödenecek kar paylarının bilançolarda


kısa vadeli borçlar arasında gösterilmesi şartıyla) teşebbüsün net işletme sermayesi
durumunu değiştirmez. Bu hallerde teşebbüsün brüt işletme sermayesi azalır, fakat
teşebbüsün kısa vadeli borçları da aynı miktarda azaldığından, net işletme sermayesi
tutarı değişmez. Bu iki halin dışında sayılan diğer bütün kullanılış yerleri, net işletme
sermayesini de azaltır. Son üç halde ise, teşebbüsün işletme sermayesindeki azalışa
karşılık sabit ve bağlı değerlerinde de aynı miktarda bir artış olmaktadır; diğer bir
deyişle, bu hallerde, döner değerlerden, sabit değerlere bir transfer söz konusudur.
F- NET İŞLETME SERMAYESİNDE DEĞİŞİM TABLOSU

1- Tablonun düzenlenmesinin sağladığı yararlar

Gerek işletmenin yöneticileri gerek işletmeye kredi veren şahıslar ve kurumlar, net
işletme sermayesi durumu ve net işletme sermayesinde meydana gelen değişikliklerle
yakından ilgilidir. Net işletme sermayesinde değişiklik tablosu da, bir hesap dönemi
içinde, kaynaklarını ve kullanılış yerlerini de göstermek suretiyle net işletme
sermayesindeki artış veya azalışı açıkça ortaya koyar.
Bu tablonun düzenlenmesinin sağladığı yararlar şöyle özetlenebilir:
a) Bu tablo, diğer mali tabloların cevaplandıramadığı fakat gerek işletmenin
yöneticileri, gerek işletmeye kredi veren üçüncü şahıslar yönünden önemli soruları
yanıtlayarak, diğer mali tabloları tamamlar.
Bu tablonun yanıtlayabildiği başlıca sorular şöyle sıralanabilir:
(1) Hesap dönemi içinde işletme sermayesindeki değişikliklerin sebepleri
nelerdir?
(2) İşletme normal faaliyeti sonucu ne miktar işletme sermayesi yaratmıştır? Bu
şekilde sağlanan işletme sermayesi nerelerde kullanılmıştır?
(3) Sermaye artışı veya uzun vadeli borçlanmalar yolu ile ilgili hesap döneminde
ne miktar kaynak sağlanmıştır ve bu kaynaklar ne şekilde kullanılmıştır?
(4) İşletme, ilgili hesap döneminde sabit değerlerini satmışmıdır? Satmışsa, bu
satışlardan elde edilen hasılat nedir?
(5) Hesap döneminde, döner değerler, sabit değerlerin elde edilmesinde
kullanılmış mıdır?
b) Bu tablo, geçmiş dönemde teşebbüsün işletme sermayesini etkileyen faktörleri
belirttiğinden, işletme sermayesini etkileyen faktörleri belirttiğinden, işletme
sermayesinin kontrolü ve gelecekte kaynakların verimli bir şekilde kullanılması için
yöneticilerin elinde faydalı bir kaynaktır.
c) Yöneticiler gelecek yıllardaki işletme sermayesi gereksinmesini tahmin ederken
bu tablodan yararlanabilirler.
Şu hususu belirtmek gerekir ki, söz konusu tablo, nakit akışı (para akışı) ve geniş
anlamda fon akımı tablosundan farklıdır. Gerçekten bu tablo, işletmenin, bir hesap
dönem içinde nakit tahsilat ve ödemelerini göstermediği gibi, üçüncü şahıslarla olan
ilişkilerden doğan tüm mali olanaklarını ve bunların kullanılış yerlerini de ortaya
koymaz, kapsam itibarı ile, nakit akışı tablosundan daha geniş; fakat fon akım
tablosundan daha dardır.

2- Net işletme sermayesinde Değişim Tablosunun Düzenlenmesi

Bu tablo, iki bölüm olarak düzenlenebilir :


a) İki bölümde, hesap dönemi içinde döner değerler ve kısa vadeli borçlardaki artış
veya azalışlar ayrıntılı bir şekilde gösterilerek, net işletme sermayesindeki değişiklik
hesaplanır.
b) İkinci bölümde ise, bu değişikliğin nedenleri açıklanır.
Net işletme sermayesindeki değişiklikler tablosunun düzenlenmesi örneklerle
açıklamadan önce bir teşebbüsün net işletme sermayesini artıran veya azaltan sebepleri
özetleyelim:

(1) Net işletme sermayesinin başlıca kaynakları

(a) İşletmenin faaliyeti sonucu elde edilen net kar ve o hesap döneminde ayrılan
amortismanlar, tükenme ve itfa payları.
(b) Sermayenin artırılması (Sabit değerlerin işletmeye sermaye olarak konulması
yolu ile sermaye artırılıyorsa, bu şekilde bir artış, net işletme sermayesini etkilemez.)
(c) Uzun vadeli borçlanmalar (Hisse senetleri yerine tahvil vermek yolu ile
sermayede azalış ve buna karşılık uzun vadeli borçlarda artış sağlanıyorsa, bu mali
işlem, net işletme sermayesini etkilemez)
(d) Vergi iadeleri.
(e) sabit değerlerin satışı (Sabit değerin, diğer bir sabit değerle trampa edilmesi
işletme sermayesini artırmaz.)

(2) Net işletme sermayesini azaltan başlıca nedenler


(a) İşletmenin normal faaliyet sonucu zarar etmesi.
(b) İşletmenin olağanüstü zararlara uğraması.
(c) Uzun vadeli borçlarının ödenmesi (Tahvil karşılığı hisse senedi vermek yolu
ile uzun vadeli borçlar ödeniyorsa bu işlem, net işletme sermayesini azaltmaz.)
(d) Yeni sabit değerlerin elde edilmesi veya sabit değerlerin yenilenmesi (Bir sabit
kalemindeki artış, diğer bir sabit değer kalemindeki azalış ile karşılanıyorsa,bu durum
net işletme sermayesini azaltmaz).
Net işletme sermayesi değişiklik tablosunun düzenlenmesi için, karşılaştırılmalı
bilançoların veya kati mizanların ve kar dağıtımı hakkındaki bilgilerin mevcut olması
gerekir.
Net işletme sermayesinde değişim tablosunun düzenlenmesi aşağıdaki örneklerle
açıklanmıştır.

KARŞILAŞTIRMALI BİLANÇOLARDAN YARARLANILARAK NET


İŞLETME SERMAYESİNDE DEĞİŞİM TABLOSUNUN DÜZENLENMESİ

Karşılaştırmalı Bilançoları

Bilanço kalemleri 31 Aralık Artış veya


1977 1978 Azalışlar
AKTİF
Döner değerler
Kasa 200.000 150.000 - 50.000
Serbest Menkul Değ. 100.000 125.000 + 25.000
Ticari Alacaklar, Net 400.000 600.000 + 200.000
Stoklar 500.000 600.000 + 100.000
Diğer Döner Değerler 115.000 90.000 - 25.000
Döner Değerler Toplamı 1.315.000 1.565.000 + 250.000
Sabit Değerler
Binalar ve Makinalar 1.500.000 1.500.000
Birikmiş Amortismanlar(-) (750.000) (900.000) + 150.000
Bina ve Makinalar,Net 750.000 600.000 - 150.000
Arazi 250.000 250.000
Sabit Değerler Toplamı 1.000.000 850.000 - 150.000
Aktif Toplam 2.315.000 2.415.000 + 100.000
PASİF
Kısa Vadeli Borçlar
Ticari Borçlar 220.000 270.000 + 50.000
Borç Senetleri 300.000 220.000 - 80.000
Diğer Ticari Borçlar 100.000 110.000 + 10.000
Kısa Vadeli Borçlar Top. 620.000 600.000 - 20.000
Uzun Vadeli Borçlar 400.000 400.000
Borçlar Toplamı 1.020.000 1.000.000 - 20.000
Öz Sermaye
Ödenmiş Sermaye 1.100.000 1.200.000 + 100.000
Yedek Akçe 195.000 215.000 + 20.000
Öz Sermaye Toplamı 1.295.000 1.415.000 + 120.000
Pasif Toplamı 2.315.000 2.415.000 + 100.000

NET İŞLETME SERMAYESİNDE DEĞİŞİM TABLOSU


Aralık 31 Net İşletme Sermayesi
Kalemler 1977 1978 Artış Azalış

A- Değişiklikler

Döner Değerler

Kasa 200.000 150.000 50.000


Serbest menkul değ.(Thvl.) 100.000 125.000 25.000
Ticari alacaklar, net. 400.000 600.000 200.000
Stoklar 500.000 600.000 100.000
Diğer döner değerler 115.000 90.000 25.000
Döner değerler toplamı 1.315.000 1.565.000 325.000 75.000

Kısa Vadeli Borçlar


Ticari Borçlar 220.000 270.000 50.000
Borç Senetleri 300.000 220.000 80.000
Diğer Kısa Vadeli Borçlar 100.000 110.000 10.000
Kısa vadeli borçlar toplamı 620.000 600.000 80.000 60.000

Net işletme sermayesi 690.000 965.000 405.000 135.000


Net işletme sermayesinde artış + 270.000
405.000 405.000

B- Kaynaklar ve Kullanılış Yerleri

Net işletme sermayesinin kaynakları

1) Hisse senedi ihracı 100.000


2) İşletmenin cari faaliyeti 300.000
(150.000 Kar + 150.000 Amortisman )
Kaynaklar toplamı 400.000

Net işletme sermayesinin kullanılış yerleri


Nakden ödenen temettü - 130.000
Net işletme sermayesinde artış 270.000

KARŞILAŞTIRMALI KAT’İ MİZANLARDAN YARARLANMAK SURETİYLE


NET İŞLETME SERMAYESİNDEKİ DEĞİŞİM TABLOSUNUN
HAZIRLANMASI

Karşılaştırmalı Kati Mizanlar


31 Aralık Artış ve Azalış
Hesaplar 1977 1978

Borç bakiyesi veren hesaplar


Kasa 100.000 50.000 -50.000
Alacak Senetleri 120.000 80.000 -40.000
Ticari Alacaklar 80.000 105.000 +25.000
Stoklar 130.000 150.000 +20.000
Serbest Menkul Değerler 80.000 20.000 -60.000
Diğer Döner Değerler 10.000 15.000 + 5.000
Peşin Ödenmiş Giderler 5.000 6.000 +1.000
Demirbaşlar 20.000 20.000 --
Binalar 200.000 400.000 +200.000
Arazi 50.000 150.000 +100.000
İştirakler 50.000 80.000 +30.000
İlk tesis Gid. 20.000 20.000 ---
Şerefiye 100.000 100.000 ---
Toplam 965.000 1.196.000 +231.000

Alacak bakiyesi veren hesaplar

Borç senetleri 80.000 60.000 -20.000


Ticari borçlar 50.000 121.000 +71.000
Tahviller 100.000 200.000 +100.000
İmtiyazlı hisse senetleri 100.000 100.000 ---
Adi hisse senetleri 500.000 500.000 ---
Kanuni yedek akçe 60.000 90.000 +30.000
İhtiyari yedek akçe 25.000 40.000 +15.000
Birikmiş amortismanlar 50.000 85.000 +35.000
Toplam 965.000 1.196.000 +231.000
Net işletme sermayesi 395.000 245.000 -150.000

NET İŞLEME SERMAYESİ DEĞİŞİM TABLOSU

A- Net işletme sermayesindeki değişiklik


Net işletme sermayesinde azalış
Döner değerdeki azalış 50.000
Alacak senetleri 40.000
Serbest menkul kıymetler 60.000
Kısa vadeli borçlardaki artış
Ticari borçlardaki artış 71.000
Azalış toplamı 221.000

Net işletme sermayesinde artış


Döner değerlerde artış
Ticari alacaklar 25.000
Stoklar 20.000
Diğer döner değerler 5.000
Peşin ödenmiş giderler 1.000

Kısa vadeli borçlardaki azalış


Borç senetlerindeki azalış 20.000

Artış toplamı -71.000


Net işletme sermayesinde azalış 150.000

B- Kaynaklar Ve Kullanılış Yerleri


Bina satın alınması 200.000
Arazi satın alınması 100.000
İştirakler 30.000
Ödenen Temettü 60.000

Kullanılış toplamı 390.000


Kaynaklar
Tahvil ihracı 100.000
Teşebbüsün cari faaliyeti 140.000
Kar 105.000
Amortisman 35.000
Kaynakların toplamı 240.000

Net işletme sermayesinde azalış 150.000

3-Net İşletme Sermayesinde Değişikliğin Yorumu

Genel olarak, belirli bir hesap döneminde net işletme sermayesinde artış, olumlu olarak
yorumlanabilir. Ancak bu konuda sıhhatli bir yorum ve değerlendirme yapabilmek için iki
faktörün nazara alınması gerekir.
1) Döner değerlerin yapısında (kompozisyonunda), likiditesinde değişiklik,
2) Net işletme sermayesindeki artışın kaynakları.
Bir işletmenin, para mevcudu, serbest menkul değerleri, alacakları veya stoklarındaki
artış nedeniyle işletme sermayesi artabilir. Ancak alacakların artması, alacakların
tahsilatındaki yavaşlamadan, stoklardaki artış ise, sürüm güçlüğünden, stok devir hızının
azalmasından ileri gelebilir. Eğer işletme sermayesindeki artış bu gibi sebepten ileri geliyorsa,
bu artışı teşebbüsün lehine bir gelişme olarak yorumlamamak gerekir. Diğer yönden bir
firmanın işletme sermayesindeki artış olmakla beraber döner değerlerin bünyesi daha az likit
bir hale gelmiş olabilir. Diğer bir deyişle nakit ve nakit benzerlerinin, döner değerler içindeki
nisbi önemi çok azalmış; buna karşılık stokların önemi artmış olabilir. Bu nedenle, net işletme
sermayesindeki artışın teşebbüsün lehine bir gelişme olup olmadığı konusunda bir
değerlendirme yaparken, döner değerlerin yapısına(kompozisyonuna), likiditesine de bakmak
gerekir.
Artışı sağlayan kaynaklara göre de, net işletme sermayesinde değişikliğin yorumu,
değerlendirilmesi farklı olur. Net işletme sermayesi, teşebbüsün normal faaliyet sonucu
artıyorsa, bunu lehe bir gelişme olarak yorumlamamak gerekir. Eğer işletme sermayesi, uzun
vadeli borçlanmalar veya sabit değerlerin satışı gibi nedenlerle artmışsa, bu gelişmeyi başarı
olarak değerlendirmemek gerekir. Bir örnekle, bu görüşleri açıklayalım:

NET İŞLETME SERMAYESİNDE DEĞİŞİM TABLOSU


İşletme Sermayesinde Değişiklik
Kalemler 1977 1978 Artış
Azalış
A-Net işletme Sermayesinde değişiklik
Döner Değerler
Kasa 170.000 200.000 30.000
Alacaklar 375.000 350.000 25.000
Stok 450.000 500.000 50.000
Döner Değerler Toplamı 905.000 1.050.000
Kısa Vadeli Borçlar
Ticari Borçlar 150.000 100.000 50.000
Borç Senetleri 380.000 300.000 80.000
Kısa Vadeli Borçlar
Toplamı 530.000 400.000
Net İşletme Sermayesi 465.000 650.000
Artış ve Azalışlar Toplamı 210.000 25.000
Net İşletme Sermayesinde Artış 185.000
210.000 210.000

B- Net İşletme Sermayesinde Değişikliğin Kaynakları


İlk bakışta yukarıdaki gelişme, işletmenin lehine yorumlanabilir. Gerçekten, net işletme
sermayesi 185.000 TL. artmış, cari oran(995.000 / 530.000) 1.88’den (1.050.000 / 400.000)
2.63’e yükselmiştir. Ancak bu gelişmenin doğru bir şekilde değerlendirilmesinin
yapılabilmesi için, artışın kaynaklarının saptanması zorunludur. Artışın kaynaklarına göre
değerlendirme de farklı olacaktır.
Net işletme sermayesinde 185.000 TL. lık artışın kaynakları konusunda birbirinden
farklı üç durumu ele alalım.
1- Net işletme sermayesindeki artış, normal faaliyet sonucu sağlanmıştır.
İşletme Sermayesi Kaynakları
Kar 200.000
Amortismanlar 45.000
Toplam 245.000

Kullanış yerleri

Ödenen temettü 60.000


Net işletme sermayesinde artış 185.000

2- İşletme sermayesindeki artış, normal faaliyet sonucu ve sabit değerlerin


satışından sağlanmıştır.
İşletme Sermayesi Kaynakları

Kar 55.000
Amortismanlar 45.000
Sabit değer satışı 145.000
Toplam 245.000

Kullanılış yerleri

Ödenen temettü 60.000


Net ödeme sermayesinde artış 185.000

3- İşletme sermayesindeki artış özellikle uzun vadeli borçlanmalardan ileri


gelmiştir.

İşletme sermayesi kaynaklar

Kar
Amortismanlar 45.000
Alınan uzun vadeli krediler 200.000
Toplam 245.000

Kullanış yerleri

Ödenen temettü 60.000


Net işletme sermayesinde artış 185.000
Görülüyor ki her üç halde de net işletme sermayesindeki artış 185.000 TL. dır. Ancak bu
artışın değerlendirilmesi, birbirinden çok farklı olacaktır. Birinci halde, net işletme
sermayesindeki gelişme, olumlu bir şekilde yorumlanacaktır. İşletme, tamamen kendi faaliyet
sonucu, işletme sermayesi durumunu kuvvetlendirmiştir. İkinci halde ise, bu olumlu izlenim
kısmen kaybolmaktadır. Gerçi bu halde de işletme sermayesi artmıştır fakat artışın önemli bir
bölümü sabit değer satışından sağlanmıştır. Üçüncü hal ise, işletmenin mali yönetimi
bakımından tamamen olumsuz karşılanmalıdır. Kar elde etmeyen bir işletmenin, uzun vadeli
bir borçlanma yoluyla sağladığı fonları, ortaklarına temettü olarak dağıtması çok
sakıncalıdır.( Muhasebe kayıtlarında şirket, ihtiyari yedek akçelerini veya dağıtılmamış
karlarını azaltmak suretiyle ortakların kar payı dağıtmış görünecektir. Ancak kar dağıtımı
için gerekli fonlar uzun vadeli kredilerle sağlanmış olmaktadır.) İleride işletme, kredilerin
vadesi geldiği zaman, borç ödemede büyük mali sıkıntıya düşecek ve belki ödeyemeyecektir.
Örneğinde de ortaya koyduğu üzere, net işletme sermayesindeki artışın nedenlerini,
kaynaklarını araştırmadan yapılacak bir yorum, çok hatalı, noksan olabilmektedir.
4- İşletme Sermayesinin Yetersiz Olması
Aşağıda açıklanan sebeplerle bir teşebbüsün işletme sermayesi yetersiz olabilir:
a) İşletmenin normal faaliyeti sonucu zarar etmesi
Bir işletme aşağıdaki nedenlerle zarar edebilir:
i. Satış hacminin, faaliyet giderlerini karşılayamayacak derecede yetersiz
olması
ii. Rekabet veya ekonomik hayattaki durgunluk sebebi ile satış fiyatlarının
düşmesi; fakat fiyat düşüşüne koşut (paralel) olarak maliyetlerde ve satış
giderlerinde bir azalma olmaması.
iii. Alacakların tahsil edilememesi, alacakların büyük bir kısmının şüpheli
alacak veya değersiz alacak mahiyetini alması
iv. Maliyetlerde artışa karşılık satış hasılatında bir gelişme olmaması.
v. Satış hasılatında azalışa karşılık maliyetlerin ve faaliyet giderlerinin
artmış olması.
b) işletmenin olağanüstü zararlara uğraması.
c) İş hacmi genişleyip işletme sermayesi gereksinmesi arttığı halde, yöneticilerin
duyulan fonları temin edememeleri
d) İşletmenin kar dağıtımı politikasının rasyonel olmaması, aşırı derecede nakden
kar dağıtması
e) Kısa vadeli fonların, sabit değerlerin finansmanında kullanılması
f) İşletmenin yönetiminden sorumlu olanların vadesi gelen borçları ödemek için
gereken fonları zamanında sağlayamamaları
g) Fiyatların yükselmesi
Fiyatlardaki yükselme dolayısı ile bir teşebbüsün işletme sermayesi yetersiz kalabilir.
Fiyatların yükseldiği devrelerde, reel olarak aynı miktarda stok tutma, aynı tutarda kredili
satış yapabilmek için daha fazla işletme sermayesine gereksinme duyar.

5- İşletme Sermayesi Yetersizliğini Gidermek İçin Alabilecek Önlemler:


İşletme sermayesi yetersizliği sorunu ile karşılaşan firmalar, sorunu çözümlemek
için şu önlemleri alabilirler:
a) Uzun vadeli kaynak sağlanması
Firma, bankalardan orta ve uzun vadeli kredi alarak veya tahvil çıkartarak işletme
sermayesi durumunu sağlamlaştırabilir.

b) Banklardan, satıcılardan yeni krediler alınması


Bankalardan, satıcılardan sağlanacak kısa vadeli yeni krediler, net işletme sermayesini
arttırmamakla birlikte, firma bu şekilde yürütebilmek için yeni fonlar sağlamış olur.
c) Satış fiyatlarının yeniden ayarlanması
Piyasa koşulları elverişli olduğu takdirde firmalar, satış fiyatlarını ayarlayarak , kaynak
girişini arttırabilirler.
d) Alacakların devir hızının arttırılması
Firma, peşin satışlara ağırlık vererek, kredili satışlarda peşin oranını arttırarak ve / veya
vadeyi kısaltarak, alacak devir hızını yükseltebilir, diğer bir deyişle ortalama tahsilat süresini
kısaltabilir.
e) Stokların azaltılması ve / veya stok devir hızının arttırılması
Firmaca alınabilecek diğer bir önlem, iyi bir stok kontrolü ilke stok tutarını azaltmak ve
/ veya stokların devir hızını arttıracak politikalar izlemektedir.
f) Üretim kapasitesini etkilemeyecek şekilde sabit ve bağlı değerlerin
azaltılması.
Firma, bazı bağlı değerlerini örneğin iştiraklerini paraya çevirebilir, maddi sabit
değerleri ile ilgili olarak satış – kiralama işlemlerine girişebilir, diğer bir deyişle uzun vadeli
kiralama koşulu ile maddi sabit değerlerini satabilir.
g) Kısa vadeli borçlarını, konsolide edilmesi, ertelenmesi girişimlerinde
bulunulması.
Firma, kısa vadeli borçlarını uzun vadeli borç haline dönüştürerek, vadesi gelmiş
borçlarına erteleterek işletme sermayesi durumu kuvvetlendirebilir.

6- Aşırı işletme Sermayesinin Nedenleri


Bir teşebbüsün aşırı derecede işletme sermayesinin olmasını sebepleri şöyle
özetlenebilir:
a) İşletmenin, sabit değerleri elde etmek için gerekli olandan çok daha fazla öz
sermayesi olması veya uzun vadeli olarak borçlanması.
b) Sabit değerlerin satış ve satılan sabit kıymetlerin yerine yenilerinin konulmaması
c) Faaliyet karının, dağıtılmaması, sabit değer elde edilmesi veya bunlara benzer
gayelere tahsis edilmemesi
d) Amortisman ve tükenme payı ayrılması yolu ile sabit değerlerin zamanla işletme
sermayesi haline dönüşmesi ( ayrılan amortismanlar ve tükenme payları, sabit
kıymetlerin yenilenmesinde kullanılmadığı takdirde, teşebbüsün işletme sermayesini
arttırırlar.)
Bir teşebbüsün aşırı işletme sermayesine sahip olması, işletme sermayesinin yetersiz
olması kadar sakıncalıdır. Gerçekten ihtiyacın çok üstünde işletme sermayesinin varlığı,
sermayenin devir hızını azaltarak, teşebbüsün karlılığı üzerine olumsuz etki yapar. İhtiyacın
çok üstünde işletme sermayesi, kaynaklarını verimli bir şekilde kullanılmadığını gösterir. Atıl
fonların varlığı işletmeyi muhtemel bir gelirden yoksun bıraktığı gibi, aşırı derecede kar
dağıtılmasını veya rantabl olmayan projelere yatırım yapılmasına da yol açabilir. Ayrıca aşırı
derecede işletme sermayesinin varlığı, maliyetlerin kontrolüne verilen önem ve dikkati
azaltarak, faaliyetlerin verimini de düşürebilir.

NAKİT AKIM TABLOSU


A- GENEL
Nakit akımı (para akımı) tablosu, nakit giriş ve çıkışların diğer bir deyişle işletmenin
para tahsilat ve ödemelerini, kaynakları ve kullanılış yerleri ile birlikte gösterilen tablodur.
1- Gelir tablosu ile nakit tablosu arasındaki farklar
Nakit akımı tablosu, gelir tablosundan farklıdır. Gerçekten nakit akımı tablosu bir
işletmenin nakit tahsilat ve ödemelerini gerektiren işlemlerini, bunların gelir sağlayan
faaliyetlerle olan ilişkilerini nazara almadan özetleyen bir tablodur. Nakit giriş ve çıkışları bu
tablonun konusunu teşkil ettiği halde, hesap döneminde elde edilen gelir ve yapılan giderler,
gelir tablosunu konusunu teşkil eder.
Şu hususu belirtmek gerekir ki , bir hesap dönemi zarfında işletmenin elde ettiği kar, o
dönem içinde nakit mevcudundaki net artışı ifade etmez. Bir işletme, belli bir hesap
döneminde kar elde ettiği halde, nakit mevcudu azalabilir veya zarar ettiği halde kasa
mevcudu artabilir. Ayrıca nakit artışı o dönem zarfında elde edilen gelirin altında veya
üstünde olabilir. Diğer bir deyişle, işletmenin gelir sağlaması ile nakit mevcudun azalıp
çoğalması farklı olaylardır. Gerçekten gelir ve nakit akımı tablolarında yer alan kalemler
birbirinden farklıdır. Gelir tablosunda yer alan bazı kalemler, nakit akımı tablosunda yer
alamadığı gibi, nakit akımı tablosunda yer alan bazı kalemler de gelir tablosunda görülmez.
Örneğin, gelir tablosunda yer alan tahakkuk etmiş gelirler, tahakkuk etmiş giderler, şüpheli
alacaklar karşılığı, amortismanlar gibi kalemler cari nakit hareketini gerektirmez. Buna
karşılık tahvil, hisse senedi ihracı, sabit kıymetlerin alınması, uzun vadeli borçların ödenmesi,
tahvillerin, sermayenin itfası gibi işlemler de nakit akımı tablosunda yer aldığı halde, gelir
tablosunda gösterilmez.
2- Nakit akım tablosu ile net işletme sermayesinde değişim tablosu arasındaki
farklar
Nakit akımı tablosu, net işletme sermayesinde değişiklikleri gösteren tablodan da farklı
olup, kapsamı daha dardır. Nitekim, net işletme sermayesinde değişiklik tablosu, belli bir
hesap dönemi içinde işletmenin döner değer ve kısa vadeli borçlardaki değişikliklerle net
işletme sermayesinin kaynak ve kullanılış yerlerini gösterir. Söz konusu tablo, belli bir hesap
döneminde işletmenin nakit hareketini ortaya koymaz. Gerçekten bir teşebbüsün, net işletme
sermayesi arttığı halde , nakit mevcudu azalabilir. Veya net işletme sermayesi azaldığı halde
nakit mevcudunda artış olabilir.
Nakit akımı tablosu ise, belli bir hesap dönemi içinde işletmenin nakit mevcudunda artış
ve azalışları nedenleri ile göstererek diğer mali tabloları tamamlar.
Nakit akımı tablosu, işletmenin gelecek hesap dönemlerindeki nakit ihtiyacını tahmin,
nakit bütçesinin hazırlanması için de bir araç olarak kullanılmaktadır.

B- NAKİT KAYNAKLARI VE KULLANILIŞ YERLERİ


1- Nakit Kaynaklar
Bir işletmenin başlıca nakit kaynakları şöyle sıralanabilir:
a) Peşin olarak mal ve hizmet satışı ( esas mamuller dışında tali mahsul satışları da
dahil)
b) Alacakların tahsili
c) Serbest menkul değerlerin ( işletmenin portföyünde bulunan hisse senedi ve
tahvillerin) nakde çevrilmesi.
d) İşletmenin uzun vadeli yatırımlarından sağlanan ve nakden tahsil edilen gelirler
(şirketlerden alınan kar hissesi, gayrı menkullerin kiralanmasından elde edilen geliri,
alınan faizler v.b) .
e) Alacak senetlerinin kredi kurumlarına iskonto ettirilmesi.
f) Sabit değerlerin peşin bedelle satışı
g) Çıkartılan tahvillerin satışı
h) Nakit olarak alınan krediler
i) Sermayenin arttırılması (arttırılan sermayenin nakden işletmeye konulması halinde,
sermaye artışı bir nakit kaynağı teşkil eder.)
j) İşletmeye iade edilen vergiler
k) Devletçe sağlanan ve işletmeye nakit girişi doğuran sübvansiyonlar.

2- Nakit Mevcudunun Başlıca Kullanış Yerleri


Bir işletmenin nakit mevcudunu azaltan sebepler, diğer bir deyişle nakit olanaklarının
kullanılış yerleri, üç ana grupta toplanabilir:
a) İşletmenin cari faaliyeti
b) İktisadi varlıklar elde edilmesi ( Aktif değerler iktisabı)
c) Mali işlemler.
i. İşletmenin cari faaliyetleri
(1) Peşin olarak mal, hammadde ve malzeme alışı
(2) İşçi ücretlerinin nakden ödenmesi
(3) Faaliyet giderlerinin ödenmesi (Nakden ödenen satış ve genel giderler)
(4) Faiz giderlerinin nakden ödenmesi
(5) Kısa vadeli borçların nakden ödenmesi
(6) Vergilerin ödenmesi
(7) Nakden kar dağıtımı
(8) Nakit çıkışını gerektiren olağanüstü zararlar

ii. İktisadi varlıklar elde edilmesi


(1) Sabit değerlerin peşin bedelle satın alınması
(2) Sabit değerlerin iktisadi değerini devamlı olarak arttıran ve nakden ödenen
giderler
(3) İşletmenin kısa vadeli nakit fazlasını değerlendirmek amacıyla yaptığı kısa
vadeli yatırımlar (tahvil, hisse senedi satın alınması)
(4) Başka firmalara sermaye iştirakinde bulunulması (Sermaye taahütlerinin nakden
ödenmesi koşuluyla)
iii. Mali işlemler
(1) Tahvillerin itfası
(2) Diğer uzun vadeli borçların nakden ödenmesi
(3) Sermayenin azaltılması (işletmeden nakit olarak sermayenin çekilmesi)

3- İşletmenin Nakit Giriş ve Çıkışını Gerektirmeyen Başlıca İşlemleri


Nakit akımı tablosu düzenlenirken, para kullanılmasını gerektirmeyen veya işletmeye
nakit girişi sağlamayan işlemlerin elenmesi gerekir. Nakit giriş veya çıkışını gerektirmeyen
işlemlerin başlıcaları aşağıda sayılmıştır.
a) Amortisman, tükenme, itfa payları ayrılması
b) Stoklar ve menkul kıymetler için değer düşüş karşılıkları ayrılması
c) Alacakların değersiz hale gelmesi
d) Dağıtılmamış, işletme bünyesinde bırakılmış karların belli amaçlara tahsisi
e) Sabit kıymetlerin yeniden değerlendirilmesi
f) Kullanılmaz hale gemli sabit kıymetlerin, amorti edilmemiş bakiye kıymetlerinin
zarar olarak kaydı
g) Uğranılan hasar sebebi ile sabit değerlerin defter kıymetindeki azalışlar
h) Tahvillerin, hisse senedi verilmesi suretiyle ödenmesi( konvertibıl tahvillerin hisse
senedine dönüştürülmesi)
i) İşletmenin bilançonun düzenlendiği tarihte hukuken var olan fakat miktarı kesin
olarak tespit edilemeyen yükümlülükleri için karşılık ayrılması.
j) Senede bağlı borç ve alacakların bilanço günündeki değerlerin indirgenmesi (Alacak
ve borç senedinin reeskontu)
k) İşletmeden alacaklı olanların işletmeye ortak olması
l) İşletmenin portföyünde bulunan menkul değerlerin borsa rayici ile
değerlendirilmesi.
Bu sayılanların dışında, tahakkuk etmiş gelir ve giderler, bir nakit hareketi
doğurmadığından, nakit akımı tablosu düzenlenirken, tahakkuk etmiş gelir ve giderlerin
de elemine edilmesi gerekir.

C- NAKİT AKIMI TABLOSUNUN HAZIRLANMASI


Bir işletmenin nakit akımı tablosunun hazırlanabilmesi için,
1) Karşılaştırmalı bilançoların,
2) İlgili hesap dönemi ait gelir tablosunun,
3) Kar dağıtımının,
4) İlgili hesap döneminde nakit hareketini gerektirmeyen işlemlerin, bilinmesi gerekir.
Nakit akım tablosunun nasıl hazırlanacağı örnek yardımı ile açıklanmıştır.
Nakit tablosunun hazırlanabilmesi için gerekli, karşılaştırmalı bilançolar, gelir tablosu
ve dağıtılmamış kar tablosu aşağıda gösterilmiştir.
Karşılaştırmalı bilançolar, gelir tablosu ve dağıtılmamış karlar tablosunda yer alan
bilgilerden yararlanarak işletmenin nakit akımı tablosunu düzenleyebilmek için, önce bu
tablonun düzenlenmesini kolaylaştıracak, buna olanak verecek bir mizanın hazırlanması
gerekir.
Nakit akım tablosunun düzenlenebilmesi için gerekli mizan aşağıda açıklanan şekilde
hazırlanabilir:
1) Bilanço kalemlerindeki artış ve eksilişler, ayrı birer borç ve alacak sütunları
kullanılmak suretiyle gösterilir. Borç sütununa, aktiflerdeki artış ile borçlar ve
sermaye kalemlerindeki azalışlar kaydedilir. Buna karşılık, alacak sütununa, borçlar
ve sermaye kalemlerindeki artışlar ve aktiflerdeki azalışlar kaydedilir.
Gelir tablosunda yer alan kalemler de borç veya alacak bakiyesi vermelerine göre,
ilgili sütunlarda gösterilir.
2) Bilanço kalemlerindeki artış veya azalışlar analize tabi tutularak, gelir tablosu
incelenerek, nakit giriş ve çıkışını gerektirmeyen işlemler saptanır.

KARŞILAŞTIRMALI BİLANÇOLAR
31 Aralık Artış veya Azalış
1977 1978
AKTİF
Döner değerler
Kasa 50.000 80.000
+30.000
Ticari alacaklar 150.000 200.000
+50.000
Şüpheli alacaklar
karşılığı (-) (4.000) (5.000)
(+1.000)
Alacaklar, net 146.000 195.000
+49.000
Tahakkuk etmiş gelirler 5.000 7.000 +
2.000
Stoklar 220.000 250.000
+30.000
Peşin ödenmiş giderler 5.000 7.000
+2.000
Döner değerler toplamı 426.000 539.000
+113.000
Sabit değerler
Bina, arazi,makine ve
demirbaşlar 600.000 600.000 -----
Birikmiş amortismanlar(-) (60.000) (90.000)
(+30.000)
Maddi sabit değerler, net 540.000 510.000 -
30.000
Aktif toplamı 966.000 1.049.000
+83.000

PASİF
Kısa vadeli borçlar
Ticari borçlar 110.000 100.000 -
10.000
Tahakkuk etmiş giderler 4.000 7.000
+3.000
Kısa vadeli borçlar topl. 114.000 107.000
-7.000
Uzun vadeli borçlar 50.000 50.000 ---
Borçlar toplamı 164.000 157.000
-7.000
Öz sermaye
Ödenmiş sermaye 700.000 700.000 ---
Yedek akçeler 102.000 192.000
+90.000
Öz sermaye toplamı 802.000 892.000
+90.000
Pasif toplamı 966.000 1.049.000
+83.000

1978 YILI GELİR TABLOSU


Satışlar, Net 780.000
Satılan mal maliyeti
1.1.1978 tarihinde stok 220.000
1978 yılında alışlar 530.000
750.000
31.12.1978 tarihinde stok(-) (250.000)
Satılan mal maliyeti 500.000
Brüt satış karı 280.000
Faaliyet giderleri
Genel idare giderleri
Amortismanlar 25.000
Personel giderleri 40.000
Büro giderleri 10.000
Diğer genel giderler 24.000
Genel idare giderleri toplamı 99.000

Satış giderleri
Reklam giderleri 12.000
Dağıtım giderleri 18.000
Amortismanlar 5.000
(satış kısmı için)
Diğer satış giderleri 15.000
Satış giderleri toplamı 50.000
Şüpheli alacaklar karşılığı 1.000
Faaliyet giderleri toplamı 150.000
Faaliyet karı 130.000
Faaliyet dışı gelirler
Kira geliri 10.000
Toplam 140.000
Faaliyet dışı giderler
Ödenen faizler 5.000
Diğer giderler 5.000
Değersiz alacaklar 5.000
Faaliyet dışı giderler toplamı 15.000
Kar 125.000
DAĞITILMAMIŞ KARLAR TABLOSU
Dönem başında dağıtılmamış karlar toplamı 102.000
1978 yılında elde edilen net kar 125.000
toplam 227.000
Nakden dağıtılan kar hissesi (-) (35.000)
Hesap dönemi sonunda dağıtılmamış karlar
Toplamı 192.000

3) İlgili sütunda gerekli düzeltmeler yapılarak, nakit harekatını gerektirmeyen


işlemlerin etkileri ortadan kaldırılır. Düzeltmeler yapıldıktan sonraki bakiyeler, nakit
giriş ve çıkışını doğuran işlemleri gösterir.
4) Gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra mizanın son sütununda, nakit kaynakları ve
nakit mevcudunun kullanılış yerleri gösterilir. Aktiflerdeki artışlar (kasa hariç), borç
ve sermaye kalemlerindeki azalışlar ve borç bakiyesi veren gelir tablosu kalemleri,
nakit mevcudunun kullanılış yerlerini ; buna karşılık aktiflerdeki azalışlar, borç ve
sermaye kalemlerindeki artışlar ve alacak bakiyesi veren gelir tablosu kalemleri, nakit
kaynaklarını gösterirler.
Yukarıda verilen açıklamaların ışığın altında hazırlanan mizan aşağıda gösterilmiştir.
Mizanda yer alan düzeltmelerle ilgili açıklamalar:
(a) Değersiz alacaklar : 5000 TL.
1978 yılında 5000 TL. tutarındaki alacak, eğersiz hale gelmiş ve işletme, bu meblağı,
gelir tablosunun faaliyet dışı giderler bölümünde gösterilmiştir. Alacakların bir kısmının
değersiz hale gelmesi ve bunların ticari alacaklardan indirilmesi, bir nakit hareketini,
teşebbüsten nakit çıkışını gerektirmez. Nakit akımı tablosu düzenlenirken, nakit harekatını
gerektirmeyen bu işlemin düzeltilmesi gerekir.

Alacaklar, değersiz alacak mahiyetini aldıkları zaman defterlerde yapılan kayıt şöyledir.
/
Faaliyet Dışı Giderler H.
Değersiz Alacaklar H. 5000
Ticari Alacaklar H. 5000
Değersiz Alacakların zarar yazılması
/

Mizanın düzeltme kısmında, nakit hareketini gerektirmeyen bu işlem için ters kayıt
yapılır.
(b) Şüpheli alacaklar karşılığı : 1000 TL.
1978 yılında işletmenin ayırmış olduğu şüpheli alacaklar karşılığında 1.000 TL.’lık bir
artış görülmektedir. Şüpheli alacaklar karşılığı ayrılması, işletmeden bir nakit çıkışını
gerektirmez. Nakit hareketini gerektirmeyen bu işlem, mizanın düzeltme bölümünde elemine
edilmiştir.

( c ) 1978 yılında ayrılan amortismanlar: 30.000 TL.


Amortisman ayrılması bir nakit çıkışını gerektirmez. Diğer bir ifade ile amortisman,
işletmenin nakden ödemeyi gerektirmeyen bir gideridir. Bu nedenle nakit akımı tablosu
düzenlenirken, ayrılan amortismanların bu niteliğinin nazara alınması gerekir.

(c) Tahakkuk etmiş gelirlerde artış: 2.000 TL.


1978 yılında işletme, kiraya vermiş olduğu gayri menkulleri dolayısiyle 10.000 TL
tutarında kira almıştır. Ancak bunun 8.000 lirasını nakden tahsil etmiş, 2.000 lirası alacak
olarak kalmıştır. Tahakkuk etmiş gelirdeki artış, kiranın tamamının nakden tahsil
edilmediğini göstermektedir; diğer bir deyişle, kira gelirinin 2.000 lirası, para olarak
işletmenin kasasına girmemiştir. Mizanın düzeltme bölümünde, nakit harekatını
gerektirmeyen bu tahakkuk etmiş gelirlerdeki artışın elenmesi gerekir.

Kira 10.000
Tahakkuk etmiş kiralardaki artış(-) 2.000
Nakden tahsil edilen kira geliri 8.000

(e) Tahakkuk etmiş giderlerdeki artış : 3.000 TL.


1978 yılında işletmenin personel gideri 40.000 lira olup,bunun 37.000 lirası nakden
ödenmiştir. Tahakkuk etmiş giderlerdeki 3.000 liralık artış, tahakkuk etmiş ücretlerden 3.000
liralık kısmını, bilançonun düzenlediği tarihe kadar nakden ödenmediğini göstermektedir.

Personel giderleri 40.000


Tahakkuk etmiş giderlerdeki arış (-) (3.000)
1978 yılında nakden ödenen ücret 37.000 TL.

Tahakkuk etmiş olmakla beraber hesap dönemi sonuna kadar ödenmemiş olan 3.000
TL. tutarındaki personel gideri, o tarihe kadar işletmeden bir nakit çıkışını
gerektirmediğinden, nakit akımı tablosu düzenlenirken nazara alınması gerekir.

(f) Alacaklardaki artış : 55.000 TL.


Ticari alacaklardaki artış, hesap dönemi sonuna kadar satış bedellerinin tamamının
tahsil edilemediğini göstermektedir.
Hesap dönemi sonuna kadar nakden tahsil edilen satış bedelinin hesap tarzı aşağıda
gösterilmiştir.

Hesap dönemindeki satışlar tutarı 780.000


Hesap dönemi başındaki ticari
alacaklar tutarı (+) 150.000
930.000
Hesap dönemi sonundaki ticari
alacaklar tutarı (-) (200.000)
Değersiz alacaklar (-) ( 5.000)
Satışlar dolayısı ile hesap
Döneminde nakden tahsil edilen meblağ 725.000

Örnek IX- 1’deki işletme, hesap döneminde 780.000 liralık satış yapmış fakat satış
bedellerinin ancak 725.000 lirasını tahsil etmiştir. Bakiye 55.000 TL. işletmenin
müşterilerinden olan alacağını arttırmıştır. Diğer bir ifade ile, satış bedelinin 55.000 liralık
kısmı, nakit olarak işletmenin kasasına girmemiştir. Nakit akımı tablosu düzenlenirken, bu
durumun nazara alınması gerekir.
Bir işlemenin cari veya geçmiş hesap dönemindeki satışlarından sağladığı nakit miktarı,
aşağıdaki şekillerde hesap edilebilir:

Nakden tahsil edilen satış tutarı = Hesap dönemindeki satışlar


Ticari alacaklardaki artış
Veya
Nakden tahsil edilen satış tutarı = Hesap dönemindeki satışlar
+ Ticari alacaklardaki azalış

(g) Stoklardaki artış : 30.000 TL.


Ancak mal alışları için yapılan ödemeler, s,işletmeden bir nakit çıkışını gerektirir.
Bunun dışında, stoklardaki değişiklik, işletmenin nakit durumunu etkilemez. Bu nedenle nakit
akımı tablosu düzenlenirken nakit çıkışını gerektirmeyen stok artışının nazara alınması
zorunludur. Mizanda, bilançoda gösterilen stok artışı ile, gelir tablosunda, satılan mal
maliyetini tespit için gösterilen stok artışı birbirini götürmüştür.
Özetlersek, hesap döneminde mal alışları için yapılan nakit ödemeler, bir işletmenin
nakit mevcudunu azaltır. Bunun dışında stoklardaki değişikliğin, işletmenin nakit mevcudu
üzerinde bir etkisi yoktur.

(h) Ticari borçlardaki azalış: 10.000 TL.


İşletme, ilgili hesap döneminde satıcılara, hesap tarzı aşağıda gösterildiği üzere 540.000
TL. tutarında nakden ödeme yapılmıştır.

1.1.1978 tarihinde ticari borçlar toplamı 110.000


Hesap döneminde mal alışları (+) 530.000
640.000
Hesap dönemi sonundaki ticari borçlar (-) (100.000)
Hesap döneminde satıcılara ödenen 540.000 TL.
Örnekteki işletme, cari ve geçmiş hesap döneminde aldığı mallar için satıcılara 540.000
TL. tutarında bir ödeme yapılmıştır. İşletmenin 1978 yılındaki mal alışları 530.000 TL
olmakla beraber geçmiş dönemde mal alışları nedeniyle satıcılara olan borcu bu dönemde
10.000 TL. azaldığından işletmeden nakit çıkı 540.000 TL’dır.

Hesap döneminde mal alışları için yapılan nakit ödemeler aşağıdaki şekillerde
hesaplanabilir:

Cari veya geçmiş hesap dönemlerinde-


ki mal alışları için nakden yapılan ödeme
= Mal alış bedeli + Ticari borçlardaki azalış
veya
Cari veya geçmiş hesap dönemlerindeki
mal alışları için nakden yapılan ödeme
= Mal alış bedeli – Ticari borçlardaki
artış

Örnek : IX -1
NAKİT AKIM TABLOSU (TL)
Nakit kaynakları
Satışlar 780.000
Alacaklardaki artış (-) (55.000)
Satışlar dolayısıyla
nakit tahsilatı 725.000
Kira geliri 10.000
Tahsil edilmemiş kira (-) (2.000)
Nakden tahsil edilen kira 8.000
Nakit kaynakları toplamı 733.000

Kaynakların kullanılışı
Mal alışları 530.000
Ödenen ticari borçlar 10.000
Nakden ödenen genel idare giderleri 71.000
Personel giderleri 37.000
Büro giderleri 10.000
Diğer genel giderleri 24.000
Nakden ödenen satış giderleri 45.000
Reklam giderleri 12.000
Dağıtım giderleri 18.000
Diğer satış giderleri 15.000
İşletmenin nakden ödenen
diğer giderleri 10.000
Peşin ödenmiş giderler 2.000
Nakden ödenen kar hissesi 35.000

Kullanılan nakit kaynaklar toplamı (-) 703.000


Nakit artışı 30.000

Örnek: IX.1d
NAKİT AKIMI TABLOSU İÇİN HAZIRLANAN MİZAN
Bilanço ve Gelir Net değişiklik Düzeltmeler Nakit Nakit
Tablosu Kalemleri Borç Alacak Borç Alacak Artışı Azalışı

Kasa 30.000
Ticari alacaklar 50.000 5.000 (a) 55.000 (f)
Stoklar 30.000 30.000 (g)
Tahakkuk etmiş gelirler 2.000 2.000 (d)
Ticari borçlar 10.000 10.000 (h)
Tahakkuk etmiş giderler 3.000 3.000 (e)
Şüpheli alacaklar 1.000 1.000 (b)
Birikmiş amortismanlar 30.000 30.000 (c)
Ödenen kar hissesi 35.000 35.000
Satış ,net 780.000 55.000 (f) 725.000
Stoklar 220.000 250.000 30.000 (g)
Mal alışları , net 530.000 10.000 (h) 540.000

Amortismanlar (genel) 25.000 25.000 (c )


Personel giderleri 40.000 3.000 (e) 30.000
Büro giderleri 10.000 10.000
Diğer genel giderler 24.000 24.000
Şüpheli alacak karşılığı 1.000 1.000 (b)
Reklam giderleri 12.000 12.000
Dağıtım giderleri 18.000 18.000
Amortismanlar
(satış kısmı için) 5.000 5.000 (c)

Diğer satış giderleri 15.000 15.000


Alınan kiralar 10.000 2.000 (d) 8.000
Ödenen faizler 5.000 5.000
Diğer arazi giderleri 5.000 5.000
Değersiz alacaklar 5.000 5.000 (a)
Peşin ödenmiş giderler 2.000 2.000

TOPLAM 1.074.000 1.074.000 136.000 136.000 733.000 703.000


Nakit artışı 30.000
FON AKIM TABLOSU
A- GENEL
Fon terimi , tatbikatta genellikle üç farlı anlamda kullanılmaktadır:
1- Fon terimi, nakit ve nakit benzerleri anlamında kullanılmaktadır.
2- Fon terimi ile, net işletme sermayesi kastedilmektedir.
3- Fon terimi, en geniş anlamı ile, bir işletmenin üçüncü şahıslarla olan ilişkilerinden
doğan tüm mali olanakları ifade etmektir.
Bu bölümde fon terimi, en geniş analımı ile bir işletmenin üçüncü şahıslarla olan
ilişkilerinden doğan bütün mali olanaklarını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Bu anlamda fon akımı tablosunun kapsamı, nakit (para) akımı ve net işleme
sermayesinde değişim tablosundan daha geniştir. Gerçekten bu tablo, net işletme
sermayesinde değişiklik dışında işletmenin mali durumundaki diğer bütün değişiklikleri de
ortaya koyar. Net işletme sermayesinde değişiklik tablosu, yalnız döner değerler ve kısa
vadeli borçlardaki gelişmeleri gösterdiği halde, fon akımı tablosu, cari olmayan hesaplarda
artış ve azalış doğuran işlemleri de kapsar. Örneğin bir sabit değerin, diğer bir sabit değerler
trampası, hisse senedi vermek yolu ile uzun vadeli borçların ödenmesi (kovertibl tahvillerin
hisse senetleriyle değiştirilmesi), işletmeye, sabit değer şeklinde sermaye konması gibi
işlemler net işletme sermayesi durumunu etkilemediği halde fon akım tablosunda yer alır.
Fon akım tablosu, belirli bir dönem içinde işletmenin sağladığı mali kaynakları ve
bunları kullanılış yerlerini göstermek suretiyle, işletmenin söz konusu dönemdeki mali işlerini
özetler. Amacı, diğer mali tablolarda görülmeyen fon akımını ortaya koyarak, gerek faaliyet
sonucu yaratılan, gerek ek finansman şeklinde elde edilen mali imkanlarla neler yapıldığını,
kaynakların nerelerde tahsis edildiğini açıkça belirtmektir. Bu niteliği ile fon akımı tablosu,
mali bilgilerin yorumunu kolaylaştıran ve geleceğe ait fon gereksinmesi tahminlerine olanak
hazırlayan faydalı bir araçtır.
B- FON KAYNAKLARI VE KULLANIŞ YERLERİ
1- Fon Kaynakları
Fon kaynakları dört grupta toplanabilir.
a) İşletmenin faaliyeti sonucu yaratılan kaynaklar
İşletmenin belli bir dönem içinde yarattığı mali kaynak yalnız elde ettiği kardan
oluşmaz. Kara, o hesap döneminde ayrılan amortismanlar, tükenme payları, itfa payları
(aktifleştirilmiş uzun vadeli giderlerin, itfa payları da dahil) eklenmelidir. Gerçekten bu
sayılan giderler o hesap döneminin karının etkiledikleri halde işletmeden herhangi bir fon
çıkışını gerektirmez. Buna karşılık, gelecek yıllara ait gelirlere, o hesap dönemine isabet eden
hissesi de, dönem karını arttırdığı halde, o dönemde işletmeye mali imkan sağlamaz. Bu
nedenle, dönem karını arttırdığı halde, işletmeye kaynak sağlamayan kalemlerin düzeltilmesi,
fon akımı tablosu düzenlenirken, bunların dönem karından indirilmesi gerekir. Örneğin
geçmiş yıllarda elde edilen tahvil emisyon (ihraç) primlerinin itfası, o dönem karını olumlu
bir şekilde etkilediği halde söz konusu dönemde işletmeye yeni bir mali olanak sağlamaz.
b) İşletmenin aktif değerinde azalışlar
İşlemenin iktisadi varlıklarında azalışlar, o dönemde işletmeye kullanılabilir bir mali
olanak sağlar.
c) İşletmenin borçlarında artışlar
İşletme, borçlanma, yabancı kaynak sağlama, yolu ile kullanılabilir mali olanaklarını
arttırabilir.
d) İşletmenin ödenmiş sermayesinde artış

2- Fon Kullanılış Yerleri


Fon kullanılış yerleri de , fon kaynaklarına koşut olarak altı grupta toplanabilir.

i. Kar üzerinde ödenen vergiler


Kaynaklar arasında vergiden önceki kar gösterildiği takdirde, kar üzerinden ödenen
vergilere (Gelir veya Kurumlar, Mali Denge Vergileri, Gelir vergisi stopajı) kullanım yerleri
arasında verilmelidir. Ülkemizde kar üzerinden alınan vergilerin fiilen ödenmesi ile, karın
elde edilmesi arasında zaman aralığı olduğundan, bu tür vergiler gelirin elde edilmesini
izleyen yılda ödendiklerinden, fon akım tablosu düzenlenirken, vergiden önceki kara,
kaynaklar arasında yer verilmesi; buna karşın o yıl, bir önceki yılın karı üzerinden fiilen
ödenen vergilerin de kulanım yerleri arasında gösterilmesi daha doğru bir uygulama olarak
görülmektedir.
ii. Ödenen kar payları
Ülkemizde, bir hesap döneminde elde edilen karla ilgili kar dağıtımı da genellikle o yılı
izleyen hesap döneminde yapılmaktadır.
iii. Faaliyet sonucu firmanın mali kaynaklarında azalış
Firmanın zarar etmesi, her zaman için firmanın mali kaynaklarında net bir azalış
doğurmaz. Firmanın belli bir hesap döneminde zarar etmesine rağmen, o dönemde ayırmış
olduğu amortisman, tükenme ve itfa payları, zarar tutarından daha fazla ise, firma faaliyeti
sonucu kaynak yaratmış demektir. Zarar tutarı, firmadan nakit çıkışı gerektirmeyen giderleri
aşıyorsa, ancak bu durumda, faaliyet sonucu firmanın mali kaynaklarında bir azalış söz
konusudur.
iv. Firmanın aktif değerlerinde artışlar
Firmalar sağladıkları mali olanakları, yeni iktisadi varlıkların, aktif değerlerin elde
edilmesinde kullanabilirler. Aktif değerlerde artış, önemli bir kaynak kullanım yeridir.
Kaynak kullanım yerleri belirlenirken, sabit değerlerdeki brüt artış dikkate alınmalıdır. İlgili
hesap döneminde ayrılan amortismanlara kaynaklar arsında yer verildiğine göre, sabit
değerlerdeki brüt artış kullanım yerleri arasında gösterilmelidir.
v. Firmanın borçlarında azalış
Firma sağlamış olduğu kaynaklar , kısa ve uzun vadeli borçların ödenmesine
kullanabilir. Bu nedenle borç ödenmesi fon kullanım yerleri arasında yer almaktadır.
vi. Sermayede azalış
İmtiyazlı sermaye şirketlerinde, sermayenin itfası söz konusu olabileceği gibi,tek sahipli
firmalarda, ortaklıklarda, şahıs şirketlerinde firma sahip veya sahipleri, ilgili hesap
döneminde işletmeden iktisadi değerler çekmek yoluyla da sermayeyi azaltabilirler.

C- FON AKIM TABLOSUNUN DÜZENLENMESİ


Fon akım tablosunun düzenlenebilmesi için aşağıdaki bilgilerin varlığı gereklidir.
i) Hesap dönemine ait gelir tablosu
Gelir tablosunun, firmanın ilgili hesap döneminde normal faaliyet sonucu yarattığı mali
kaynakları, diğer bir deyişle elde ettiği karı ve nakit çıkışını gerektirmeyen giderlerini açıkça
göstermesi gerekir.
ii) Dönem başı ve dönem sonu bilançoları
Dönem başı ve dönem sonu bilançolarına dayanılarak aktif ve pasif kalemlerdeki
değişmeler, artış veya azalışlar saptanabilir.
iii) Geçen hesap dönemine ait kar dağıtımı ile ilgili bilgiler
Fon akım tablosu düzenlenirken ilgili hesap döneminde ödenen vergiler ( Gelir veya
Kurumlar ve Mali Denge Vergileri, Dağıtılmış Kurum Kazancı üzerinde Gelir Vergisi
Kesintisi) ile ortaklara dağıtılan kar paylarının bilinmesi gereklidir.
Fon akım tablosu düzenlenirken, yukarda değinilen çift sayıma yol açabilecek
hususların ayıklanması gerekir. Örneğin, dönem karına fon kaynakları arasında yer verildiği
halde, kardan yedek akçelere yapılan ilavelerin de fon kaynakları arasında gösterilmesi; yine
o hesap döneminde ayrılan amortismanlar (itfa ve tükenme payları dahil) fon kaynağı olarak
nazara alınmakla beraber, sabit değerlerdeki sadece net artışın kullanım yerlerine eklenmesi
çift sayıma yol açan işlemlerdir.
Türkiye koşulları göz önünde tutularak “fon akım tablosu” için şöyle bir form
önerilebilir:

FON AKIM TABLOSU FORMU


1. Kaynaklar:
a) Faaliyet Sonucu Yaratılan Kaynaklar
I. Dönem Karı (Vergiden Önce)
II. Hesap Döneminde Ayrılan Amortismanlar
b) Aktif Değerlerde Azalış
I. Döner Değerlerde Azalışlar
(Kasa ve Bankalarda Azalış Hariç)
II. Sabit Değerlerde Azalışlar
c) Borçlarda Artış
I. Kısa Vadeli Borçlarda Artış
II. Uzun Vadeli Borçlarda Artış
d) Sermaye Artışı
e) Diğer Kaynaklar
Kaynaklar Toplamı

2. Kulanım Yerleri:
a) Varsa Dönem zararı
b) Gelir Üzerinden Ödenen Vergiler
c) Ödenen Kar Payları
d) Aktif Değerlerde Artış
1) Döner Değerlerde Artış
(Kasa ve Bankalardaki Artış Hariç)
2) Sabit Değerlerde Atış
e) Borçlarda Azalış
1) Kısa vadeli Borçlarda Azalış
2) Uzun Vadeli Borçlarda Azalış
f) Sermaye Azaltılması
Bilanço Kalemleri 31.12.1977
( Firma sahip veya sahiplerinin31.12.1978 Kaynak
firmadan çektikleri değerler(bin TL.) Kullanım
dahil)
AKTİF Kullanım Yerleri Toplamı
Döner değerler
3. Kasa ve Bankalardaki Değişim ( + veya - )
Kasa ve bankalar 800 1.000 200
Devlet tahvilleri TOPLAM --
600 600
Alacaklar 8.000 12.000 4.000
Stoklar 16.200 24.600 8.400
Kasa ve bankalardaki
Döner değerler topl.azalış kaynaklar
25.600 arasında, buna
37.600 karşın söz konusu kalemdeki artış
Sabit değerler
kullanım yerleri arasında da gösterilebilir. Bu taktirde “ Kasa ve Bankalardaki Değişim”
Maddi sabit değerler 32.000 50.000 18.000
tabloda ayrı bir bölüm
Birikmiş olarak yer almaz.
amortismanlar(-) (9.600) (13.600) 4.000
Maddi sabit değerler, net 22.400 36.400
Fon akım tablosunun ne şekilde düzenlenebileceği Örnek X-1 ile açıklanmıştır.
İlk tesis giderleri 2.000 2.000 --- ---
Birikmiş itfa payları(-) (800) (1.200) 400
İlk tesis
Örnek X-1agiderleri, net 1.200 800
Sabit değerler toplamı 23.600 37.200
AKTİF TOPLAMI KARŞILAŞTIRMALI 49.200BİLANÇOLAR
74.800

PASİF
Kısa vadeli borçlar
Banka kredileri 12.000 20.000 8.000
Ticari borçlar 4.400 6.800 2.400
Borç senetleri 2.000 -- 2.000
Ödenecek giderler 1.600 800 800
Diğer kısa vadeli borçlar 2.400 3.200 800
Kısa vadeli borçlar topl. 22.400 30.800
Uzun vadeli borçlar
Tahviller 10.000 25.000 15.000
Diğer uzun vadeli borçlar 1.200 2.000 800
Uzun vadeli borçlar topl. 11.200 27.000
Öz sermaye
Ödenmiş sermaye 10.000 10.000
Yedek akçeler 2.600 4.100 --- ----
Dönem karı 3.000 2.900 2.900
PASİF TOPLAMI 49.200 74.800
1977 karı üzerinden
ödenen vergi 1.500

TOPLAM 34.900 34.900


Yukarıda belirtildiği gibi bir firmanın aktifi diğer bir deyişle iktisadi varlıkları fon
kullanımını; buna karşın borçların ve öz sermayesi de fon kaynaklarını oluşturur. Buna göre,
aktif kalemlerdeki azalış ile pasif kalemlerdeki artış fon kaynaklarını; aktif kalemlerdeki artış
ile pasif kalemlerdeki azalış da fon kullanım yerlerini belirler. Bir firmanın fon kaynakları ve
kullanım yerleri şematik olarak şöyle gösterilebilir:

Kaynaklar Kullanım Yerleri


1. Aktif değerlerde azalış 1. Aktif değerlerde artış
2. Pasif değerlerde artış 2. pasif değerlerde azalış

Fon akım tablosu düzenlenirken çift sayımlardan kaçınmak gerekir. Örneğin, ayrılan
amortismanlar kaynaklar arasında gösterildiğinden, sabit değerlerdeki brüt artışa fon
kullanımları arasında yer verilmelidir. Geçen dönem karından yedek akçelere eklenen kısım,
ikinci kez kaynak olarak hesaba katılmamalıdır.
FON AKIM TABLOSU (Bin TL)
I.. Kaynaklar:
a) Faaliyet Sonucu Yaratılan Kaynak 7.300
Dönem Karı 2.900
Dönem İçinde Ayrılan Amortismanlar 4.000
İtfa Payları 400
b) Aktif Değerlerde Azalış 600
Devlet Tahvilleri 600
c) Borçlarda Artış 27.000
Banka Kredileri 8.000
Ticari Borçlar 2.400
Diğer Kısa Vadeli Borçlar 800
Tahviller 15.000
Diğer Uzun Vadeli Borçlar 800
d) Sermaye Artışı

Kaynaklar Toplamı 34.900

II. Kullanım Yerleri


a) 1977 Karı Üzerinden Ödenen vergiler 1.500
b) Ödenen Kar Payı
c) Aktif Değerlerde Artış 30.600
Kasa ve Bankalar 200
Alacaklar 4.000
Stoklar 8.400
Maddi Sabit Değerler 18.000
d) Borçlarda Azalış 2.800
Borç Senetleri 2.000
Ödenecek Giderler 800
Kullanım Yerleri Toplamı 34.900

D – FON AKIM TABLOSUNUN ANALİZİ


Bir firmanın fon akım tablosu analiz edilirken, ilgili hesap döneminde firmanın
sağladığı kaynakların tümü yüz kabul edilerek her bir fon kaynağının toplam içindeki göreli
yeri saptanır. Yine aynı şekilde kullanım yerlerinin tümü yüz kabul edilerek her bir kullanım
yerinin toplam içindeki göreli payı saptanır. Bu şekilde fon akım tablosunu yüzdelerle ifade
etmek her bir fon kaynağını ve kullanım yerini göze çarpıcı bir şekilde ortaya koymak ve aynı
firmaya ait birbirini izleyen hesap dönemlerine ait fon akımı tablolarını anlamalı bir şekilde
karşılaştırmak, hatta fon akışları yönünden, firmalar arası mukayeseler yapmak olanağı elde
edilir.
Örnek X- 1’de yer alan fon akımı tablosu, yüzde olarak şöyle gösterilebilir.
Fon akım tablosunun yukarıdaki şekilde düzenlenmesi ile ilgili firmanın hesap
döneminde, fonların % 20.9’nu kar ve ayrılan amortisman ve itfa payları olarak faaliyeti
sonucu yarattığı, % 77.4’nü borçlanma yoluyla sağladığını,kısa vadeli borçlardaki artışın
payının % 35.4 olduğu ve fonların ancak %1.7’sini aktif değerlerinin azaltılması yoluyla elde
ettiğini ortaya koymaktadır. Diğer yandan, sağlanan fonların %4.3 ‘nün vergi ödemede,
%8’nin borçları azaltmada, %87.7’sinin ise aktiflere yapılan yatırımlarda kullanıldığını ve fon
kullanılmasının %36.1’nin döner değerlerdeki artışın, %41.6’sının sabit değerlerdeki artışın
oluşturduğunu göstermektedir.
Bir firmanın fon akımı tablosu analiz edilirken özellikle kaynaklarla, bunların kullanım
yerleri arasında uygunluk bulunup bulunmadığı üzerinde önemle durulmalıdır. Uygunluk
terimi ile, sağlana fonların, finansmanında kullanıldıkları aktif değerlerin niteliği ile tutarlı ve
süre açısından uyum içinde bulunması kastedilmektedir. Daha açık deyişle finansmanda
uygunluk ilkesi, firmanın sabit değerlerinin uzun veya devamlı kaynaklarla; buna karşılık
döner değerlerin devamlılık göstermeyen bölümünü kısa vadeli kaynaklarla finanse etmesi
gereği şeklinde ifade edilebilir.
Sabit değerlerin ve döner değerlerin devamlılık gösteren bölümünün, uzun vadeli
kaynaklarla finanse edilmesi gereği, söz konusu değerlerin sağlayacağı nakit akışı ile ilgilidir.
Sabit değerlerin, kısa süreli kaynaklarla karşılanması, bu değerlerin nakit girişi yaratmadan,
kısa vadeli kaynakların geri ödenmesi zorunluluğu gibi finansman açısından sakıncalı bir
durum yaratır. Gerçekten , sabit değerlere yapılan yatırımlar daha firmanın nakit yaratma
kapasitesini genişletmeden, firmanın bu yatırımların finansmanında kullandığı yabacı
kaynakları geri ödemek zorunda kalması, firma mali yönden önemli sorunlarla karşı karşıya
bırakabilir.
Döner değerlerin geçici olarak artış gösteren bölümünün ise esnek kısa vadeli yabancı
kaynaklarla finanse edilmesi daha uygundur. Stoklar ve alacaklardaki geçici artışlar, kısa
vadeli kaynaklarla karşılandığı takdirde, sözü edilen değerlerdeki daralış, diğer bir deyişle
stok ve alacakların paraya çevrilmesi, firmaya geri ödeme konusunda gerekli fonları sağlar.
Döner değerlerdeki geçici artışlar, uzun vadeli yabancı kaynaklarla veya öz kaynaklarla
karşılandığı takdirde bu tür finansman emniyetli olmakla beraber, firmanın karlılığı üzerinde
olumsuz etki yapabilir. Firma, belirli mevsimlerde atıl kalabilecek fonlarına değerlendirmek
gereksinimini duyacak, çoğu kez elinde bir süre atıl olarak kalabilecek fonları, göreli olarak
geliri düşük geçici yatırımlarla (Devlet tahvili, hazine plasman bonosu alınması gibi)
kullanacaktır. Fonların, göreli olarak verimi az alanlarda kullanılması, firmanın karlılığı
üzerinde olumsuz etki yapacaktır. Fon tablosu analiz edilirken analistin özellikle, firmanın
finansmanda “uygunluk” olarak nitelendirdiğimiz ilkeye uygun hareket edip etmediği, diğer
ifadeyle kaynakların firmada kalış süresi ile bunların tahsis edildiği kullanım alanları
arasında bir denge kurulmadığı üzerinde durması gerekir.
Fon akım tablosu, belirli bir hesap dönemi içinde cereyan eden tüm işlemleri ve fon
akımlarını göstermez; ancak dönem içinde meydana gelen net değişmeleri ortaya koyar.
Firma, büyük bir olasılıkla söz konusu dönem içinde çeşitli kaynaklardan kısa vadeli fonlar
sağlamış ve bunları yine bu dönemde ödemiştir. Bu gibi işlemler, kuşkusuz, yukarıda
açıklanan şekilde düzenlenecek bir fon akım tablosuna yansımaz.
Özetlenirse fon akım tablosu, bilanço ve gelir tablosunda açıkça görülmeyen fon
akımlarını ortaya koyan, firmanın gerek faaliyet sonucu yarattığı, gerek borçlanma ve diğer
şekillerde sağladığı mali olanakları nerelere tahsis ettiğini, nerelerde kullandığını belirten ve
firmanın geleceğe ait fon gereksinimini tahminlerine dayanarak hazırlayan bir analiz aracıdır.

FON AKIM TABLOSU


KAYNAKLAR KULLANIM YERLERİ

Tutar Tutar
(Bin TL) % (Bin TL)
%

a. Faaliyet sonucu Yaratılan 7.300 20.0 a. Vergi ödemeleri 1.500


4.3 1. dönem karı 2.900 8.3 b. Aktif değerlerde
artış 30.600
87.7
2.amortisman ve itfa 4.400 12.6
payları 1. Döner değerlerde artış 12.600
36.1
b. Aktif değerlerde Azalış 600 1.7
kasa bankalar 200
0.6
tahviller 600 1.7 alacaklar 4.000
11.4
c. Borçlarda artış 27.000 77.4 stoklar 8.400
24.1
2.sabit değerlerde artış 18.000
41.6
1. Kısa vadeli borçlarda artış 11.200 32.0
Banka kredileri 8.000 22.9 Maddi sabit değerler 18.000
41.6
Ticari Borçlar 2.400 6.9 c. Borçlarda azalış 2.800
8.0
Diğer kısa vadeli borçlar 800 2.2
2. Uzun vadeli borçlarda artış 15.800 35.4 Borç senetleri 2.000
5.8

Tahviller 15.000 33.2


Diğer uzun vadeli borçlar 800 2.2

TOPLAM 34.900 100.0 TOPLAM 34.900


100.0

You might also like