You are on page 1of 6

Allah'tan Nasl Rol alnr?

23 Nisan 2012, 16:14

Bu makale 118 kez okundu

Atilla Fikri ERGUN

lerinde en makul olan dedi ki: "Ben size (Allah') tesbih etmelisiniz dememi miydim?" (Bunun zerine) "Rabb'imiz, seni tesbih ederiz/subhane rabbina, gerekten biz zulm iliyorduk" dediler. Ardndan birbirlerini sulamaya baladlar: "Yazklar olsun bize" dediler, "Gerekten biz azgnca davranyorduk. (68/28-31) nsann yaratl itibariyle Allah'la ahitletiine, yeryznde halife klndna, dolaysyla Allah'n arznda sahiplie soyunmakszn emaneti sfatyla hareket etmesi gerektiine daha nce deinmitim. Kur'an, emanetin gklere, yeryzne ve dalara teklif edildiini, ancak onlarn bunu yklenmekten kandklarn, insann ise tm zalimliine ve cahilliine karn onu yklendiini ifade eder (33/72). Burada sz edilen emanet, akl ve irade sahibi yegne varlk olan insann yeryzn imar ve slah etmek,Allah'n arznda adaleti, eitlii ve zgrl tesis etmek zere yklendii halifelik grevidir. Dolaysyla insan, yeryznde Allah'n hkmranln tesis etmekle ykml klnm bir memurdur. Bu balamda Yeryznn mlkiyeti btnyle insana emanet edilmitir.(1) nsan, bu grevi ancak ibadet ekseninde hareket etmek suretiyle yerine getirebilir. u halde onun yeryzndeki hilafeti, bu minvalde hareket ettii srece meruiyetini muhafaza eder. Nitekim "Mfessirlerin ounluuna gre buradaki emanet, Allah'n kullarna emrettii farzlar veya kullarndan istedii itaat yahut kullarna gndermi olduu dindir"(2) ki, insan ancak bu farzlara riayet ederek, emir ve yasaklara tabi olarak ve bu suretle dini ayakta tutarak grevini laykyla ifa edebilir. Kur'an, M'minlerin ve -ayn anlam rgs ierisinde- Musallnin/sall edenlerin (namaz klanlarn) zelliklerini beyan ederken manevi-ahlaki ilkeleri sralam, emanetlere (hilafetin gerekleri/Tevhit, ibadet, itaat, haklar, sorumluluklar) ve ahde riayeti birlikte zikretmi, bylece emanetleri yerine getirmenin ahde (Allahla yaplan ftri szlemeye) sadk kalmakla mmkn olduunu bildirmitir (23/8, 70/20). Ancak insann ebedileme arzusu, dolaysyla Rableme-lahlamaeilimi, onu devaml surette Allah'n snrlarn inemeye sevk eder: "Bunun zerine eytan, onlara rtlm olan irkin yerlerini/farknda olmadklar plaklarn gstermek iin vesvese verdi ve dedi ki: Rabb'inizin size bu aac yasaklamas, iki melek olmayasnz ya da ebediyyen/sonsuza dek kalanlardan olmamanz iindir. Ve onlara: phesiz ben, size nasihat eden biriyim diye yemin de etti. Ve bylece ikisini de aldatt..."(7/2022)

Fakat eytan ona vesvese verdi: Ey dem, sana ebedilik aacn ve asla yok olmayacak bir mlk/hkmranl gstereyim mi? Bylece ikisi de ondan yediler..." (20/120-121) Abdullah bn-i Abbasn yle dedii rivayet edilir: Bu emanetler dem'e arzedildi ve ona "Bunlar al, eer bunlara itaat edersen seni balarm, ayet ihanet edersen sana azab ederim" denildi. dem: "Ettim" dedi. Ancak kabul ettii gn ikindi vakti ile gecesi arasnda hata iledi.(3) Ayn gnn ikindi vakti ile gecesi arasnda, yani ksa sre ierisinde Kur'an, dem ve einin birlikte iledikleri bu hatay zulm olarak nitelendirir (2/35, 7/19, 23) ve insan ayn hataya dmemesi konusunda uyarr: "Ey demoullar! eytan, ebeveyninizi irkin yerlerini kendilerine gstermek iin elbiselerini soyarak cennetten kard gibi sizi de fitneye drmesin. phesiz o ve yandalar sizin onlar gremeyeceiniz yerden sizi grrler. phesiz biz, eytanlar inanmayanlarn velileri kldk. (7/27) phesiz ki, Allah, isim ve sfatlarnda yarattklarna benzemez. Zira O'na benzer hibir ey yoktur (42/11). Dolaysyla O'nun isim ve sfatlar kendisine hastr. rnein Allah, KurandaSem/iiten, Basr/gren, Alm/her eyi bilen, Halm/yumuak davranan/hilm

sahibi, Raf/ok efkatli, Rahm/ok merhametli... olarak isimlendirildii gibi ayn isimler insan iin de kullanlr (76/2, 15/53, 37/101, 9/128). Ancak hem buradaki Sem, Basr, Alm, Halm, Raf ve Rahm, O Sem, O Basr, O Alm, O Halm, O Raf ve O Rahm gibi deildir hem de mutlaklk ifade etmez. Yine ayn ekilde Kuran, Allahn irade sahibi olduunu, dilediini, sevdiini, raz olduunu, buzettiini, tuzak kurduunu... ifade ettii gibi, insann da irade sahibi olduunu, dilediini, sevdiini, raz olduunu, buzettiini ve tuzak kurduunu ifade eder (8/67, 81/28-29, 5/54, 5/119, 40/10, 8/30). Ancak insann irade etmesi, dilemesi, sevmesi, raz olmas, buzetmesi ve tuzak kurmas, Allah'n irade etmesi, dilemesi, sevmesi, raz olmas, buzetmesi ve tuzak kurmas gibi deildir. Bununla birlikte insan, Allah'n ilahi nefhasdr (32/7-9). Dolaysyla yukarda da ifade etmeye altm gibi, Allah'n yarattklarna benzememekle birlikte belli bal isim ve sfatlar (Esm) insanda tecelli eder. Bir baka ifadeyle Allah'n Esm's, insanda fiili olarak hayat bulur. rnein Esm'nn tecellisi olarak insan, duyma, grme, bilme/retme (Sem, Basr, Alm), yaratma/takdir ve planlama yetisiyle (Haliq), efkat, merhamet ve intikam duygularyla (Raf,Rahm, Muntakm)... donatlmtr. ktidar uygulamalarnda bulunur (Melik), hkmederhkm verir (Hakm), terbiye eder, tasarrufta bulunur, ihtiya karlar (Rab), rzk datr (Rezzak), yol gsterir (Hadi), ikram eder, cmert davranr (Kerm), yardm eli uzatr (Nasr), hesap grr-hesap sorar (Hasb), cebr kullanr (Cebbar), kahr uygular (Kahhar), zarar verir (Darr), fayda salar (Nf), ambargo koyar, daraltr (Kabd), genilik ve serbesti tanr (Bsit), engel olur (Mn), korur-kollar, gzetir (Hafz), balar (Gafir)... Ancak insan, tm mevcudat gibi mahlk/yaratlm olmas hasebiyle, ayn zamanda efkat ve merhamet edilen, kendisinden intikam alnan, hkmranlk altna giren, hkmedilen, rzk verilen, yol gsterilen, ikram edilen, hesap sorulan, yardm talep eden, cebre maruz kalan, kahra-gazaba urayan, zarar ve fayda gren, ambargoyla karlaan, genilik ve serbesti tannan, engellenen, korunan-kollanan... varlktr. Bu nedenle Kur'an, Allah', Ahsenu'l-Halikn/yaratclarn en gzeli (23/14, 37/125) , Erhamu'r-Rahimn/merhametliler merhametlisi (7/151, 12/64,92, 21/83), Hayru'r-Rahimn/merhamet edenlerin en hayrls (23/109, 118),Azizu'n zuntikam/Aziz

intikam

alc (3/4), Meliku'l-Hakk/gerek iktidar sahibi

(20/114),Ahkemi'l-Hakimn/hkm

verenlerin hkimi (95/8, 11/45), Hayru'l-Hakimn/hkm verenlerin en hayrls (7/87, 12/80, 10/109) , Rabbu'l-lemin/lemlerin Rabb'i (81/29,1/1, 7/54),Hayru'r-Razkn/rzk verenlerin en hayrls (22/58, 34/39, 33/72, 62/11, 5/114) , Zu'l-Celali ve'l-kram/mutlak celal ve ikram sahibi(55/27, 78), Hayru'n-Nasirn/yardm edenlerin en hayrls (3/150), Esrau'l-Hasibn/hesap grenlerin-hesap soranlarn en hzls (6/62), Seriu'l-Hisab/hesab seri gren (2/202, 3/19, 5/4) , Vahidu'l-Kahhar/mutlak anlamda yegne kahredici (13/16), Hayru'l-afirin/balayanlarn en hayrls (7/155), Ganiyyun ani'l-lemin/lemlerden mstani (29/6), Huve'l-Hakk/hakkn ta kendisi (22/6)... olarak tanmlar ve el-Esmul-Husn'nn/en gzel isimlerin/btn mkemmellik vasflarnn yalnzca O'na ait olduunu belirtir (7/180, 17/110, 20/8, 59/24). Ayetlerin sonlarnda Allah'n isim-sfatlarna vurgu yaplmasnn hikmeti de budur. u halde insan, kendinde tecelli eden/pratie dnen bu isim ve sfatlar yaratcsnn belirledii snrlar ierisinde kullanarak/yaratcsnn ona rettii ekilde (2/31) fonksiyon icra ederek, yeryznde O'nun adyla/O'nun adna (emaneten) tasarrufta bulunmakla ykmldr. Ancak ayetlerde de grld gibi, insan, yeryznde varolduu ilk andan itibaren emaneten/arzn imar ve slahna, adalet, eitlik ve zgrln tesisine dayanan meru bir hkimiyet (hilafet) yerine asaleten/mutlak anlamda hkmranla yeltenmi, -canl-cansz- tm varlklar zerinde, Maliku'lMlk olan Allah'n belirledii erevede, manevi-ahlaki ilkelere uygun hareket etmek artyla tasarrufta bulunmak yerine yeryznde hibir l tanmakszn keyfi tutum ve davranlar sergilemi, hayatn ve tarihin ak ierisinde genel olarak gayri meru iktidar uygulamalarnda bulunmutur. Kendisine verilen ahdi unutan ve yaratl amacnn dna karak Allah'n iktidarna ortak olmaya alan insan, mutlak anlamda yalnzca Yaratc Kudrete ait olan ve O'nun isim-sfatlaryla iaret ettii tm iktidar alanlarn ihlal eder. Bu durumda insann kendi nefsine ve tm mahlkata kar zulme dnen yeryz hkimiyeti, meruiyetini yitirir. Artk o, halife olmaktan kmtr. Firavun ve Nemrut, Kur'an'n bu hususta zikrettii iki nemli rnektir. Zira Firavun, alenen kendi Rabliini, Malikliini, Melikliini ve lahlnilan etmi (Rablik, 79/24;Maliklik ve Meliklik, 43/51; lahlk, 26/29, 28/38), Nemrut ise aktan aa kendisinin de tpk Allah gibi Muhyi/hayat veren ve Mumt/ldren olduunu iddia etmitir (2/258). Sahip olduklar stat, makam ve mevkii itibariyle kendilerini dnya hayatnda mutlak manada Aziz/stn ve Kerim/erefli addeden gnahkrlarn akbeti ise u ekilde haber verilir: Tutun onu, cehennemim ortasna srkleyin. Sonra bann stne azabtan kaynar su dkn. Tat bakalm, hani sen (kendince) Aziz'din, Kerim'din?"(44/47-49) Dolaysyla isim ve sfatlarnda Allah'a benzeyebilecek, O'na ortak olabilecek hibir varlk yoktur: "O'na benzer hibir ey yoktur..." (42/11) "... hi O'na ada olan birini biliyor musun?" (19/65) "el-Esm'ul-Husna/en gzel isimler/btn mkemmellik vasflar yalnzca O'nundur. yleyse O'nu bu isimlerle arn..." (7/180) "ster Allah diye arn, ister Rahman diye arn. Hangisiyle arrsanz arn, el-Esm'ulHusna/en gzel isimler/btn mkemmellik vasflar yalnzca O'nundur..."(17/110)

"O'ndan baka ilah yoktur, el-Esm'ul-Husna/en gzel isimler/btn mkemmellik vasflar yalnzca O'nundur." (20/8) "O, Haliq/yaratan, Bari/en gzel bir biimde var eden ve Musavvir/ekil ve suret verendir, elEsm'ul-Husna/en gzel isimler/btn mkemmellik vasflar yalnzca O'nundur." (59/24) Kur'an, insann kendisinde tecelli eden isim ve sfatlar hususunda ilhada saparak (7/180) Allah'n iktidarna ortak olma abasn, tuyan/haddi ama/azgnlk olarak nitelendirir ve bu ekilde hareket eden tm kii ve topluluklara taut adn verir. Halk Haktan kopararak kleletirmek ve kendi kullar haline getirmek isteyen sz konusu kii ve topluluklar, haddi ap azgnlaarak, hak ve adalet snrlarn inerler ve bylece toplumun yozlamasna sebebiyet verirler (89/11-12). Bu nedenledir ki, taut, Allah'n kendi karsnda zikrettii tek unsurdur: "Andolsun ki biz, "Allah'a ibadet edin ve tauttan kann" diye her mmete Resul gnderdik..." (16/36) "Her kim tautu inkr eder ve Allah'a iman ederse..." (2/256) "Allah, iman edenlerin velisidir; kfirlerin velileri ise tauttur..." (2/257) "man edenler Allah yolunda; inkr edenler ise taut yolunda savarlar..." (4/76) Bu zihniyet, tarihin her dneminde ifsat edici organizasyonlara imza atmtr. Nitekim Muhammed kbal, smrgeci (emperyalist) Batnn oluturduu smr dzeninin temsilcileri tarafndan meydana getirilen oluumu blisler parlamentosu olarak nitelendirir. Buradan hareketle bu ve benzeri oluumlar Tautlar parlamentosu olarak da adlandrabiliriz.( 4) Dolaysyla Kur'an, kendilerine ibadet edilmesini isteyen, insan yaratcsndan uzaklatrarak deyim yerindeyse er glerin nnde boyun emeye ynelten tm kii ve topluluklarn inkrn; yalnzca Yaratc Kudrete ibadeti emreder. Bahe Sahiplerinin, tuyanlarn/azgnlklarn bizzat itiraf ederek kendilerini knadklarna daha nce deinmitik: "Yazklar olsun bize" dediler, "Gerekten biz azgnlarmz." te Bahe Sahipleri kssas, ebedilemek arzusuyla mal yp biriktiren, Allah'n iradesini hesaba katmayan, O'nun hayata mdahalesini gzard ederek bu konuda hibir istisna yapmayan, dolaysyla yaratcnn otoritesini gkyzyle snrlandran, kendilerini tm varlk zerinde mutlak hkm, yetki ve tasarruf sahibi grerek yeryznde keyfi hkimiyet ve iktidar uygulamalarnda bulunan, mustaz'aflar aleyhine hkm veren, onlar haklarndan mahrum brakarak kahretmek ve zelil klmak isteyen, buna g yetirebileceklerinden mutlak anlamda emin olan, istedikleri her eyi elde edebileceklerini vehmeden... hulsa kendilerini mstani grerek haddi ap azp azgnlaan ve bu suretle Allah'n Rab/sahip/terbiye eden, Malik/sahip,Melik/mutlak otorite sahibi, lah/kanun koyan, Aziz/izzet sahibi, Hakm/hkmeden-hkm veren, Rezzak/rzk toparlayan ve datan, Kabd/daraltan/kstlayan, Bsit/geniletien,Mn/engel olan, Gan/kendi kendine yeterli olan, Mun/hibir eye ihtiya duymayan,Kadr/her eye gc yeten, Muktedir/mutlak gkudret sahibi, Mtekebbir/byklk ve ihtiam sahibi, Galib/her hal ve artta stn gelen/malub eden, Kahhar/kahreden,Muzill/alaltan/zelil klan, Muiz/ycelten/Aziz klan... gibi, belli bal isimsfatlarnda asalete yeltenerek O'na ada/ortak olmaya, deyim yerindeyse Allahtan rol almaya kalkan malum zihniyetin duar olaca azab gzler nne sermektedir.

Oysa insan fanidir. Yaratc Kudret onu varlk alanna karm, ona ekil vermi, onu ll ve dengeli klm, sonra onu istedii herhangi bir surette terkib etmi (82/7-8) ve ftratnn gerektirdii yola yneltmitir (87/3, 80/20, 20/50). Ona saysz ikram ve ihsanda bulunmutur (17/70). Her trl ihtiyacn karlam, koyduu kanunlar erevesinde onu terbiye etmi ve kemle erdirmitir. Allah'n arznda yaamaktadr insan, O'nun verdii rzkla beslenmekte ve O'nun bahettii nimetlerle hayatn idame ettirmektedir. Bu itibarla her daim O'na muhtatr. "Kahrolas insan ne kadar da nankrdr! Hangi eyden yaratt onu? Bir nutfeden yaratt onu, takdir etti/biimlendirdi. Sonra ona yolu/hayat kolaylatrd. Sonra onu ldrd kabre koydurdu. Sonra istedii zaman onu tekrar diriltir." (80/17-22) te insanolunun deimesi mmkn olmayan kaderi budur! Bu nedenledir ki, Kur'an, ilk ayetinde insana "Yaratan Rabb'inin adyla/Yaratan Rabb'inin adna oku" emrini yneltir ve ona hangi minvalde hareket etmesi gerektiini bildirir: Yaratan Rabb'inin adyla/Yaratan Rabb'inin adna... Kendi namna veya bir bakasnn adna deil! Kendisinin veya bir bakasnn istek ve arzusuna gre deil! Nitekim Resulullah, Besmeleyle balanmayan her i bereketsiz ve gdktr(5) ifadesiyle bu uura ermenin nemine dikkat ekmitir. Aksi halde insan, Allahn mlkne gz koyan bir azgndan bakas deildir. nsan, bu zulm ve azgnlktan ancak takva elbisesini kuanmak suretiyle uzak durabilir (7/26). Zira insann yklendii emaneti/hilafet grevini yerine getirebilmesi, bir baka ifadeyle ilahi iradeye uygun bir biimde yeryzne sahip kabilmesi, ancak mlkn yegne sahibine kar sorumluluk bilinci duymasyla mmkndr. Bu, ayn zamanda imann, teslimiyetin ve ibadetin temelini tekil eder. Merhum Akif'in ifadesiyle "Ne irfandr veren ahlaka ykseklik, ne vicdandr; fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandr." Kssann hemen ardndan gelen ayetlerde de bu noktaya dikkat ekilmektedir: "Takva sahipleri iin Rableri katnda nimetlerle dolu cennetler vardr. Yoksa (Allah'a) teslim olanlar sulu gnahkrlarla bir mi tutacaz?" Kur'an, bu vurguyu srarla tekrarlar: "... takva elbisesi... ite bu daha hayrldr..." (7/26) "... sonu takva sahiplerinindir." (20/132, 28/83) "... phesiz sizin Allah katnda en stn olannz en takval olannzdr..." (49/13) "... azk edinin, phesiz azn en hayrls takvadr..." (2/197) "... phesiz ki Allah, yalnzca takva sahiplerinden kabul eder." (5/27) Allah, ancak Esmsyla bilinir/isim ve sfatlaryla tannr. nsan, vasflarn bilmedii, laykyla idrak edemedii bir varlk karsnda sorumluluunun bilincine varamaz. Dolaysyla Allah'a kar sorumluluk bilinci duyabilmek, ancak O'nun kadrini hakkyla takdir etmekle/kavramakla (hakka kadrihi) mmkndr (22/74). Bu nedenledir ki, Resulullah, Esm'y iselletirmenin nemine dikkat ekmitir:

"Allah'n doksan dokuz ismi vardr; yzden bir eksiktir. Kim bunlar sayarsa/okursa/hesab ederse/kavrarsa (bu isimlere uygun hareket ederse) cennete girer."(6) Allah'n iradesini hibir ekilde hesaba katmayan, kendilerini Allah'tan mstani grerek haddi ap azgnlaan ve O'nun isim-sfatlarnda asalete yeltenen Bahe Sahiplerini azaba srkleyen, bu idrakten yoksun olmalardr: "Onlar, Allah'n kadrini hakkyla takdir edemediler..." (22/74) Umutla ve devrimle ---------------------------Dipnotlar: 1. Muhammed Esed, a.g.e, Bakara Suresi 30. Ayet ve 22. dipnot, s. 11-12 2. Taberi, a.g.e, Ahzab Suresi, 72. Ayet, c. 6, s. 527 3. Taberi, a.g.e, Ahzab Suresi, 72. Ayet, c. 6, s. 527 4. Yaar Nuri ztrk, Kur an'n Temel Kavramlar, Yeni Boyut, 1998/stanbul, 14. Bask, s. 558562 Taut Md. 5. bn-i Mace,Snen-i bn-i Mace, Hadis no: 1894 6. Buhari, a.g.e, Kitabu'-urut, Ebu Hureyre'den rivayetle Hadis no: 1192, s. 408; Mslim, a.g.e, Kitabu'z-Zikr ve'd-Dua, Ebu Hureyre'den rivayetle, Hadis no: 2677, c. 2, s. 477 NOT: Bu makale, 2009un Temmuz aynda yaynlanan Kuran Kssalar-1 (Bahe Sahipleri Kssas) isimli kitabmzn Allahn sim ve Sfatlarnda Asalete Yeltenme: Zulm ve Azgnlk balkl 4. Blmn tekil etmektedir. Kalem Suresindeki Bahe Sahipleri Kssasyla Kehf Suresindeki ki Bahe Sahibi Kssasnn bir araya getirilmesiyle oluan, Bahe Sahiplerinin Tuyan (Kuran Kssalar 1-2) isimli kitabmz bir aksilik olmazsa Mays ay iinde yaynlanacaktr. http://www.doguexpress.com/allahtan-nasil-rol-calinir-makale,129.html

You might also like