You are on page 1of 43

DNYA KLASKLER DZS: 87 KORKUN BR GECE (ykler) Bu kitap Cumhuriyet Dnya Klasikleri Dizisi'nde Cem Yaynevi ve Sn.

Mehmet zgl'n izniyle baslmtr. Yayna hazrlayan : Egemen Berkz Dizgi : Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A.. Bask : ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti. ubat 2000 ANTON EHOV KORKUN BR GECE (ykler) Rusadan eviren: Mehmet zgl 75. yl cokusuyla... Hmanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aama, insan varlnn en somut anlatm olan sanat yaptlarnn benimsenmesidir. Sanat dallar iinde edebiyat, bu anlatmn dnce eleri en zengin olandr. Bunun iindir ki bir ulusun, dier uluslarn edebiyatlarn kendi dilinde, daha dorusu kendi dncesinde yinelemesi; zek ve anlama gcn o yaptlar orannda artrmas, canlandrmas ve yeniden yaratmas demektir. te eviri etkinliini, biz, bu bakmdan nemli ve uygarlk davamz iin etkili saymaktayz. Zeksnn her yzn bu trl yaptlarn her trlsne dndrebilmi uluslarda dncenin en silinmez arac olan yaz ve onun mimarisi demek olan edebiyatn, btn kitlenin ruhuna kadar ileyen ve sinen bir etkisi vardr. Bu etkinin birey ve toplum zerinde ayn olmas, zamanda ve meknda btn snrlar delip aacak bir salamlk ve yaygnl gsterir. Hangi ulusun kitapl bu ynde zenginse o ulus, uygarlk dnyasnda daha yksek bir dnce dzeyinde demektir. Bu bakmdan eviri etkinliini sistemli ve dikkatli bir biimde ynetmek, onun genilemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esirgemeyen Trk aydnlarna kran duyuyorum. Onlarn abalaryla be yl iinde, hi deilse, devlet eliyle yz ciltlik, zel giriimlerin abas ve yine devletin yardmyla, onun drt be kat byk olmak zere zengin bir eviri kitaplmz olacaktr. zellikle Trk dilinin bu emeklerden elde edecei byk yarar dnp de imdiden eviri etkinliine yakn ilgi ve sevgi duymamak, hibir Trk okurunun elinde deildir. 23 Haziran 1941. Milli Eitim Bakan Hasan li Ycel SUNU Cumhuriyet'le balayan Trk Aydnlanma Devrimi'nde, dnya klasiklerinin Hasan li Ycel nclnde dilimize evrilmesinin, kukusuz nemli pay vardr. Cumhuriyet gazetesi olarak, Cumhuriyetimizin 75. ylnda, bu etkinlii yineleyerek, Trk okuruna bir "Aydnlanma Kitapl'' kazandrmak istedik. Bu erevede, 1940'l yllardan balayarak Milli Eitim Bakanl'nca yaynlanan dnya klasiklerini okurlarmza sunmaya baladk. Byk ilgi gren bu etkinlii Milli Eitim Bakanl'nca yaynlanmam -ancak Aydnlanma Devrimi yarda kalmasayd yaynlanacana kesinlikle inandmz- dnya klasiklerini de katarak srdryoruz. Cumhuriyet SUNU Anton Pavlovi ehov ksa mrnn (1860-1904) son 25 yllk yazarlk dneminde 300 kadar yk, perdelik, tek perdelik oyunlar yazarak dnya yaznnda saygn bir yer tutmutur. Trk okurlar ehov'u yeterince tanrlar. yk dalnda, zellikle ksa ykde nerdeyse dnyann bir numaral utas saylan, oyunlaryla tiyatro sanatna byk yenilikler getiren yazar, yklerinin defalarca evrilip yaynlanm, oyunlarnn Devlet ve stanbul ehir Tiyatrolarnda, zel tiyatro sahnelerinde birok kez sergilenmi olmasyla lkemiz okurlarnn, izleyicilerinin srekli ilgi oda olmutur. ehov'a lkemizde ilk ilgiyi Hilmi, kbal, Akba gibi zel yaynevlerinin Haydar Rifat, Adnan Tahir Tan, Vahdet Gltekin gibi evirmenlere Bat dillerinden yaptrp bastklar yk evirilerinde gryoruz. Ardndan 1940-1950 yllarnda devletin balatt aydnlanma dneminde Tercme Brosu ve Tercme Dergisi evresinde toplanan

birok evirmen arasnda Nihal Yalaza Taluy, Hasan Ali Ediz, Ouz Peltek, Servet Lunel, Gaffar Gney, Erol Gney, Rana akrz, Zeki Batimar, Kemal Kaya, ahap lter'in dorudan doruya Rusa'dan yaptklar evirilerle ehov'un yaptlar Milli Eitim Bakanl yaynlar araclyla Trk okurlarna ular. Zamanla oalp gelien Varlk, Cem, Remzi, Bilgi, Can, Sosyal, Yeditepe, Adam vb. zel yaynevleri Milli Eitim Bakanl Yaynevi'nin bast kitaplarn yeni basmlarn yaparlar, bu arada yeni kuak evirmenlerden Ergin Altay, Ataol Behramolu, Mazlum Beyhan vb. ehov evirilerini yaynlarlar. Burada bir izlenimimi aktarmak isterim. Nihal Yalaza Taluy, Rus asll bir kii olmakla birlikte Tolstoy, Dostoyevski gibi yazarlardan, zellikle de ehov'dan yapt evirilerde artc, prl prl bir dil kullanmtr. Bu inanlmaz baary tannm edebiyatlarmzn bu evirmenin almalarn yeni batan Trkeletirmesine balyorum. Anton ehov'u her zaman byk bir zevkle okudum. "Bozkr" adl uzun yksnn evirisini yazar zerine bir incelemeyle birlikte 1959'da faklte bitirme tezim olarak vermitim. 1970'li yllarda evirmenlik almalarm yeniden ehov'a yneldi. O tarihlerde yaptm eviriler birka kez baslarak okur karsna kt. Daha sonra, "Pravda" Yaynevi'nin Moskova 1970 basml 8 ciltlik "Anton Pavlovi ehov'un Btn Yaptlar" adl yaynn temel alarak, Cem Yaynevi iin bu byk yazarn ok sayda yksn evirdim. Bylece, Anton ehov'un yklerinin te ikisi ilk kez Trk okurunun karsna km oldu. imdi de, bu yklerden bir seme, Cumhuriyet Dnya Klasikleri arasnda yaynlanarak on binlerce aydn okura ulayor. Bundan dolay mutluyum. Trkemiz srekli gelimekte, eitli engellemelere karn "ulusal dil" kimliini kazanma sreci ilerlemektedir. Her 20-30 ylda bir geriye dnp baktmzda daha nce yazlanlarn dilinin eskidiini gryoruz. Tutucu bak as tayan kiiler Trkemizin bu gelimesinden rkmekte, kuaklarn birbirini anlamakta glk ektiini ileri srmektedir. Bat dillerinin basksndan kurtulamamakla birlikte dilimizin gitgide arlatn, kendi kkeninden gelen szcklerle zenginletiini kimse yadsyamaz. te bu nedenle ehov'un yeni bir evirisi dildeki zenginlemeyi yanstmalyd. Bu dncelerle, ykleri evirirken buna aba gstermi; ancak, ar Trke kullanrken arlklardan, tam yerlememi szckleri kullanmaktan kanmtm. Cumhuriyet Dnya Klasikleri Dizisi iin bu semeyi yaparken, ykleri dil asndan gzden geirdiimi ve baz yeniletirmeler yapma gereini duyduumu belirtmek isterim. lk yklerinde sradan insanlar yergici bir dille, gln ynleriyle anlatan bu izlenimci, eletirel gereki yazarn sonraki ykleri gldrcl yannda hznl bir havaya brnr. Bu byk yazardaki deiimi dnrken, onun, Rus halknn iinde bulunduu ar yaam koullarn yakndan tandka umutsuzlua dt kansna varrm. Hibir ideolojiye bal olmayan, bu yzden adalarnca eletirilen ehov bize 19. yzyln ikinci yarsnn Rus toplumundan arpc insan tablolar izmektedir. Olgunluk dnemindeki yaptlarnda grdmz karamsarla karn onun insanl genelde aydnlk bir gelecein beklediine inandn duyumsarz. Bilimin gelimesiyle birlikte saduyu, insanlarn yreini dolduran iyicillik, doruya, gzele olan sonsuz inan ktlklere yenik dmeyecektir. Mehmet ZGL KORKUN BR GECE (ykler) BERBER DKKNINDA Sabah. Saat daha yedi olmad halde Makar Kuzmi Bliostkov'un berber dkkn ak. k giyimli, ama stba kir iinde, henz yzn bile ykamam bulunan, yirmi yalarndaki dkkn sahibi Makar sabah temizlii yapmakta. Aslnda nereyi temizledii de belli deil, gene de hayli terlemi. Elindeki bezle bir yerleri siliyor, uraya-buraya parman sryor, duvarda grd bir tahtakurusuna fiske atyor... Dkkn kk m kk, darack, pis bir yer. Ktklerden rtl duvarlara arabaclarn gmlei gibi soluk duvar ktlar yaptrlm. Camlar rutubetten donuklam, k szdrmaz iki pencere arasnda elinizi hzla vursanz paralanacakm gibi duran, gcrtl bir tahta kap; kapnn stndeyse durduk yerde marazl marazl angrdayan, titrek sesli, pastan yeillenmi bir ngrak gze arpyor. Duvardaki aynaya yle bir bakmayagrn, suratnz drt bir yana arplr, kendinizi tanyamazsnz. Makar, bu aynann karsnda, sasakal tra etmektedir. Aynann nndeyse dkkn sahibi kadar pis, yaa bulanm berber gereleri var: Taraklar, makaslar, usturalar, birka kapie alnan krem ve pudralar, iine bolca su katlm bir ie kolonya... Berber dkknn toptan satmaya kalksanz be ruble bile etmez. Kapnn stndeki zilin hastalkl sesi duyuluyor, ii krkl bir gocuk ve kee izmeler giymi yalca bir adam dkkna giriyor. Adamn ba, boynu kadn alyla sarl. Makar Kuzmi'in vaftiz babas Erast vanovi Yagodov'dur bu gelen. Kendisi konservatuvarda bekiydi bir zamanlar, imdiyse oturduklar Krasniy Prud Mahallesi'nde tesviyecilik yapyordu. Temizlik iiyle uraan Makar Kuzmi'e; - Merhaba Makarcm! Ne haber, gzmn nuru? diye sesleniyor ieri girer girmez.

pyorlar. Yagodov al bandan ekip alyor, stavroz kardktan sonra bir iskemleye kyor. - Yol ne kadar uzunmu! diyor oflayp puflayarak. aka deil, ta Krasny Prud'dan Kaluga kapsna dein yaya geldim. - E, naslsnz bakalm? yi misiniz? - Hi sorma, iyi deilim. Yaknlarda bir hastalk atlattm. - Ne hastal? - Evet, bir ay kadar ateler iinde kvrandm. leceim sanyordum, ama sonunda kefeni yrtk. imdi de salarm dklyor. Doktor salarm kestirmemi syledi. Yerine daha gr karm. Ben de tuttum, sana geldim. "Yabancya gitmektense bir yaknm kessin salarm. Hem daha iyi tra eder, hem de para almaz" dedim. Dorusunu sylemek gerekirse yol biraz uzun, ama ne zarar var? Benim iin bir gezinti oldu. - Ne olacakm canm. Seve seve tra ederim. Buyurun, oturun! Makar Kuzmi saygyla eilerek tra masasnn arkasndaki koltuu gsteriyor. Yagodov gsterilen yere oturarak aynada kendine bakyor. Oradaki grntden pek honut kalm olmal. Neden derseniz, Mool dudakl, kt, yayvan burunlu, gzleri alnna kaym bir surat beliriyor orada. Makar Kuzmi vaftiz babasnn omuzlarna sar sar lekeli, beyaz bir araf rttkten sonra makas krdatmaya balyor. - Salarnz cascavlak keseceim, ne dersiniz? - En gzelini yapm olursun. Tatarlara benzet beni, bomba gibi bir ey olaym. Sonunda daha gr kacak nasl olsa. - E, hanm teyzemiz nasllar? - Nasl olsun, yuvarlanp gidiyor ite. Geenlerde binbann karsna douma armlard, tam bir ruble vermiler. - Ya, bir ruble vermiler, ha? Kulanz tutar msnz biraz? - Tuttum... Sakn keseyim deme, e mi? Of, acttn be! Neden ekiyorsun sam? - Zarar yok, zarar yok. Bizim meslekte byle eyler olmadan olmaz. Anna Erastovna iyiler mi? - Kzm m? Yerinde rahat durduu yok ki! Geen aramba eykin'le niann yaptk. Sen niin gelmedin? Makas krtlar p diye kesiliyor. Makar Kuzmi'in elleri aa dyor, korku okunan bir sesle; - Kim? Kimi nianladnz? diye soruyor. - Bizim Anna'y, canm! - Nasl olur? Kiminle? - eykin'le. Prokofi Petrovi eykin'le. Teyzesi Zlatoustenski Soka'nda zengin bir ailenin vekilharln yapyor, iyi bir kadndr. krler olsun, hepimizi sevindiren bir i kvrdk. Bir hafta sonra da nikah var. Sen de gel, eleniriz. aknlktan yz sararan Makar Kuzmi omuzlarn silkiyor. - Nasl olur, Erast vanovi? Bunu nasl yaparsnz? Olamaz! Anna Erastovna ile ben... ben ona kar iyi duygular besliyordum... Niyetim onunla... Bu nasl ey, bilmem ki! Makar Kuzmi'in yznde ter damlalar tomurcuklanyor. Makas masann stne braktktan sonra yumruuyla burnunu ovuturmaya balyor. - Benim ona kar temiz niyetlerim vard. Olacak ey deil, Erast vanovi! Ben onu sevdim, en saf duygularm sundum. Karnz, hanm teyze de sz vermiti. Size kar hep z babam gibi sayg gsterdim... her zaman bedava tra ediyorum. Benden iyilikten baka ne grdnz? Babam ld zaman evdeki kanepeyle on rublemi aldnz, sonra geri vermediniz. Anmsyorsunuz, deil mi? - Anmsamaz olur muyum? Hatrmdadr hep. Ama, gzmn nuru, sen iyi bir gvey olabilir misin, Makarcm? Syle, iyi bir gvey olabilir misin? Ne paran var, ne mevkiin, ne de ie yarar bir meslein! - Peki, eykin zengin mi? - Taeronluk yapyor. Tam bin be yz ruble pey akesi yatrm bu ie. Yetmez mi, iki gzm? Her neyse, olan oldu bir kere, geri dnemeyiz, Makarcm, sen kendine baka bir kz ara. Elini sallasan ellisi gelir sana. E, ne duruyorsun? Hadi tra etsene! Makar Kuzmi konumadan dikiliyor, sonra cebinden mendilini kararak alamaya balyor. Erast vanovi onu yattrmaya alyor: - Aman canm, byle eylere de alanr m? Hadi, sus bakalm. Kadnlar gibisin vallahi!... nce sam kes, sonra ne yaparsan yap. Hadi, makas al eline! Makar Kuzmi makas alyor, ona bir dakika akn akn baktktan sonra yine masaya brakyor. Eli titremektedir. - Yapamayacam. Kalsn imdi, elimin gc kesildi. Ah, ne talihsiz bir insanmm ben? O da ok mutsuz imdi... Birbirimizi seviyorduk, sz vermitik. Kt insanlar acmadan ayrdlar bizi. Dkknmdan gidin, Erast vanovi! Sizi grdke tuhaf oluyorum. - yleyse yarn gelirim, Makarcm. Tra yarn bitirirsin. - Peki, nasl isterseniz.

Erast vanovi salarnn yars kknden kesilmi bayla tpk bir krek mahkmuna benziyor. Byle bir bala ortalkta dolamak pek ho deil ama baka ne yaplabilir? Bana al yeniden saryor, berber dkknndan kyor. Makar Kuzmi yalnz kalnca bir sandalyeye oturuyor, sesssiz sessiz alamasn srdryor. Ertesi sabah Erast vanovi erkenden dkkndadr. Makar Kuzmi souk bir sesle; - Bir ey mi var? Ne istiyorsunuz? diye soruyor. - Tra bitir Makarcm. Bak, daha yars duruyor. - Paras pein, ltfen. Bedava tra etmem! Erast vanovi tek sz sylemeden kalkt gibi dkkndan dar frlyor. O gnden beri bann yarsnda salar uzun, br yarsnda ise ksack. Parayla tra olmay lks saydndan bann yarsndaki salarn kendiliinden bymesini bekliyor. Kznn dnnde bile ortalkta byle dolat. MEMURUN LM Gzel bir akam vaktiydi. Yaz ilerinde memurluk yapan van Dimitri erviakov tiyatroda nden ikinci sradaki bir koltua oturmu, drbnle "Kornevil'in anlar" adl oyunu izliyordu. Adamn oturuuna baklrsa mutluluun doruklarnda olmalyd. Derken, birdenbire... yklerde sk sk raslanr "derken, birdenbire" szne. Yazarlarn hakk var, yaam beklenmedik eylerle ylesine dopdolu ki!.. te sevimli erviakov'un surat byle birdenbire burutu, gzleri kayd, soluu darald. Drbnn gznden indirdi, ne eildi ve hapu!!! Aksrmak hibir yerde, hibir kimseye yasaklanmamtr. Kyller de aksrr, emniyet mdrleri de, hatta mstearlar da. Yeryznde aksrmayan insan yok gibidir. erviakov hi utanmad, mendiliyle azn, burnunu sildi; kibar bir insan olduu iin, birilerini rahatsz edip etmediini anlamak amacyla evresine baknd. te o zaman utanlacak bir durum olduu ortaya kt. Tam nnde, birinci srada oturan yal bir zat bann dazlan, boynunu mendiliyle abuk abuk siliyor, bir yandan da homurdanyordu. erviakov, Ulatrma Bakanl'nda grevli sivil paalardan Brizjalov'u tanmakta gecikmedi. "Th, adamn stn kirlettim! Benim amirim deil ama ne fark eder? Bu yaptm ok ayp, kendisinden zr dilemeliyim." diye dnd. Birka kez hafife ksrd, gvdesini biraz ileri verdi, paann kulana eilerek; - Balayn, beyefendi! diye fsldad. stemeyerek oldu, zerinize aksrdm. - Zarar yok, zarar yok... - Affnza snyorum, efendim, ho grn bu hareketimi. Ben... ben, byle olmasn istemezdim. - Oturunuz, ltfen! Rahat brakn da oyunu izleyelim. erviakov utand, alk alk srtt, sahneye bakmaya balad. Temsili tm dikkatiyle izliyor ama artk zevk almyordu. ini bir kurt kemirmeye balamt. Perde arasnda Brizjalov'un yanna sokuldu, yanndan yle bir yrd, ekingenliini yenerek; - Efendimiz, stnz... ey... Balayn! Oysa ben... byle olmasn istemezdim... Paa fkelendi, alt dudan gevelemeye balad. - Yeter artk siz de! Ben onu oktan unuttum, oysa siz... erviakov paaya kukuyla bakarak, "Unutmu! Ama gzleri sinsi sinsi parlyor, benimle konumak bile istemiyor! Aksrmann ok doal bir ey olduunu sylemeliydim ona. Yoksa kasten tkrdm sanabilir. imdi deilse bile sonradan byle gelir aklna. Oysa hi istemeden oldu." diye dnd. erviakov eve gelir gelmez, yapt kabal karsna anlatt. Ancak kars, grne baklrsa, bu ie gereken nemi vermedi. Balangta biraz korktuysa da paann baka bir bakanlktan olduunu renince pek umursamad. - Gene de gidip zr dilesen iyi olur, dedi. Toplum yaamnda nasl davranlacan bilmediini sanabilir. - Ben de bunun iin abaladm durdum. Ondan birka kez zr diledim ama o ok tuhaf davrand, beni yattracak tek sz sylemedi. Ho, konuacak pek vakti yoktu ya... Ertesi sabah erviakov gzelce tra oldu, yeni niformasn giydi, Brizjalov'u makamnda grmeye gitti. Kabul odasna girince orada toplanan birok dilek sahibini dinleyen Brizjalov'la karlat. Paa nce gelenlerle konuuyor, onlarn isteklerini dinliyordu. Sra erviakov'a gelince paa gzlerini ona evirdi. - Dn gece Arkadi tiyatrosunda... Eer anmsamak ltfunda bulunursanz, aksrm ve... istemeden stnz... ey... zr dilerim, diye konumaya balad. erviakov; - Gene mi siz? Bylesine bir samalk grmedim! dedikten sonra baka bir dilek sahibine dnd. - Siz ne istiyorsunuz? erviakov sarard, "Benimle konumak istemiyor, ok kzd belli. Ama yakasn brakmayacam, durumumu anlatmalym." diye dnd. Paa son dilek sahibiyle konumasn bitirip odasna yneldii srada arkasndan yrd. - Beyefendi hazretleri! Zatnz rahatsz etmek cretinde bulunuyorsam, bu, yalnzca iimdeki pimanlk duygusundan ileri geliyor. Siz de biliyorsunuz ki, efendim, isteyerek yapmadm. Paann surat alamakl bir duruma girdi, adam elini sallad.

- Beyim, siz benimle alay m ediyorsunuz? Bunlar syledikten sonra kapnn arkasnda kayboldu. erviakov eve giderken yle dnyordu: "Ne alay etmesi? Niin alay edecekmiim? Koskoca paa olmu ama anlamak istemiyor. Bu duruma gre ben de bir daha bu gsteri budalas adamdan zr dilemeye gelmem. Can cehenneme! Kendisine mektup yazarm, olur biter. Yzn eytan grsn!". Evine giderken dndkleri byleydi. Gelgelelim paaya bir trl mektup yazamad, daha dorusu iki sz bir araya getirip istediklerini anlatamad. Bunun zerine ertesi gn gene yollara dt. Paa soran baklarn yzne dikince erviakov; - Efendimiz, dn buyurduunuz gibi kesinlikle sizinle alay etmek gibi bir niyetim yoktu, diye mrldand. Aksrrken stnz berbat ettiim iin zr dilemeye gelmitim. Sizinle alay etmek ne haddime? Bizler de alay etmeye kalkarsak, efendime syleyeyim, artk insanlar arasnda sayg m kalr? Surat mosmor kesilip zangr zangr titreyen paa; - Defol! diye bard. Korkudan erviakov'un beti benzi atmt. Ancak; - Ne? Ne dediniz? diye fsldayabildi. Paa ayaklarn yere vurarak; - Ykl karmdan! diye grledi. erviakov'un karnnn iinden sanki bir eyler koptu. Gzleri bir ey grmeksizin, kulaklar hibir ses iitmeksizin geri geri d kapya doru gitti, sokaa kt, yrd... Kurulmu bir makine gibi evine gelince niformasn bile karmakszn kanepenin zerine uzand ve orackta can verdi. YARAMAZ OCUK van vani Lapkin yakkl bir delikanlyd. Anna Semyonovna Zamblitskaya ise burnunun ucu hafife yukar kalkk, gzel bir gen kz. kisi birlikte dik bayrdan aa inip oradaki kk bir sraya oturdular. Sra krpe bir salkm sdn sk dallar arasnda, rman tam kysndayd. Genler iin ne uygun bir yer! Burada btn gzlerden uzaksnz. Sizi yalnzca balklarla suyun stnde yldrm hzyla kouturan su rmcekleri grebilir. ki gen oltalarn, yemlik kurt dolu kutularn, balk avlamaya yarar br avadanlklarn getirmilerdi. Sraya oturur oturmaz hemen balk avna koyuldular. Lapkin evresine baknd. - En sonunda yalnz kalabildiimiz iin ylesine sevinliyim ki! dedi. Anna Semyonovna, size ok syleyeceklerim var... Sizi ilk grdm zaman... hey, oltanza balk vuruyor... yaamn anlamn, uruna drste, seve seve tm alkan varlm adayacam putumun kim olduunu anladm... Byk bir balk olmal... vuruyor, vuruyor... Sizi grdm ilk gn gnlm kaptrdm, sizi ldrasya sevdim. Oltay hemen ekmeyin, zokay iyice yutsun... Sevgilim, yalvaryorum, syler misiniz? Siz de benim sizi sevdiim kadar deilse bile... hayr, layk deilim buna, o kadarn dnemem zaten... gene de... imdi ekin! Anna Semyonovna oltay tuttuu elini hzla yukar kaldrp ekti, bir lk att. Havada gm yeili bir balk parlyordu. - Aman Tanrm, kocaman bir sudak bal!... abuk kar! Ah, ipi kopard! Balk zokadan kurtuldu, otlar zerinde birka kez zpladktan sonra doann koynuna, rman serin sularna "cump" diye atlad. Onu tutmak iin yekinen Lapkin baln yerine, her naslsa, Anna Semyonovna'nn elini yakalad, istemeyerek dudaklarna gtrd... Gen kz elini ekmeye altysa da ge kalmt, ikisinin dudaklar birleti. Sanki istemeden olan bir eydi bu. Ama ilk pckten sonra bakalar geldi; ardndan yeminler, sz vermeler, mutluluk dolu dakikalar... uras bir gerek ki, yeryznde salt mutluluk diye bir ey yoktur. Mutluluk kendi zehirini iinde tar ya da dardan baka bir ey iin iine karp onu zehirler. Burada da yle oldu. Genler prlerken yaknlarda bir kahkaha koptu. Balarn evirip baktlar, bakar bakmaz da donakaldlar. Irmakta yar beline dein suya girmi, plak bir olan ocuu duruyordu. Anna Semyonovna'nn kardei, ortaokul rencisi Kolya'yd bu. ocuk, iki gence gzlerini dikmi bakyor, hain hain glmsyordu. - Ya, demek pyorsunuz? yi! Anneme syleyeyim de grn! Lapkin kzarp bozararak; - Ben de sizi akll bir ocuk sanrdm, diye kekeledi. Bakalarn gzetmek mertlie smaz. Mzevirlik ise daha da kt, iren, aalk bir davrantr.. Umarm siz mert, soylu bir insan olarak... Mert ocuk; - Bir ruble verirseniz sylemem, dedi. Yoksa yandnz gitti Lapkin cebinden bir ruble karp ocua uzatt. ocuk paray slak avucuna sktrdktan sonra bir slk ald, yze yze oradan uzaklat. ki gencin artk pmeye istekleri kalmamt... Ertesi gn Lapkin kentten Kolya'ya resim boyasyla lastik bir top getirdi, Anna Semyonova ise kardeine biriktirdii bo ila kutularn verdi. Ardndan armaan olarak kpek bal bir ift kol dmesi geldi. Btn bunlar yaramaz ocuun ylesine houna gitmi olmal ki, baka eyler elde etmek iin genleri gzetlemeyi

sklatrd. Lapkini ile Anna Semyonovna nereye giderlerse o da pelerinden ayrlmyordu. ki gencin ba baa kalmas olanaksz gibiydi. Lapkin dilerini gcrdatarak; - Alak! diye syleniyordu. Ya ufak ama tam ba belas! Bu gidile bakalm bamza daha ne iler aacak! O haziran ay boyunca Kolya sevdallara soluk aldrmad. Onlar annesine haber vermekle korkutuyor, nereye gitseler adm adm izliyor, durmadan yeni armaanlar istiyordu. Ald ufak tefek eyleri az bulduu iin sonunda cep saati istemeye balad. Elden ne gelir, genler ister istemez olana bir cep saati alma sz verdiler. Bir gn le yemeinde sofrada hep birlikte ball rek yenirken Kolya birdenbire bir kahkaha att, bir gzn krparak Lapkin'e yle dedi: - Nasl, syleyeyim mi? Lapkin kpkrmz kesildi, tabandaki rek yerine peeteyi inemeye balad. Anna Semyonovna ise ayaa frlad, kendini baka bir odaya att. Austos sonuna, yani Lapkin'in Anna Semyonovna'y resmen istedii gne dein ayn eyler srp gitti. Ama Lapkin kzn ana babasyla evlilik konusunu konuup onlarn onayn aldktan sonra ilk ii baheye frlayp Kolya'y aramak oldu. O gnk mutluluunun zerine ikinci bir sevin daha eklenmiti. Yaramaz ocuun yakasn eline geirdiinde az kalsn sevincinden alayacakt. Olann kulana o fkeyle yaptnda, kardeini aramakta olan Anna Semyonovna da yetiip ocuun br kulana yapt. Kolya alayp; - Anacm, ne olur, yapmayn! Kulunuz, kleniz olaym, balayn beni! diye yalvardka iki sevgilinin yzlerindeki sevinci grmeliydiniz. ki sevdal, birbirlerini sevmeye baladklarndan beri, Kolya'nn kulaklarn ektikleri o an kadar mutlu olmadklarn birok kez anlatp durdular... HEP DLMN YZNDEN Glnecek bir olay ylesine alamak istiyorum ki! Ah, bir alasam, birazck alacam. Olaanst bir akamd. ki dirhem bir ekirdek giyindim, tarandm, kokular srndm, bir Don Juan tavryla sevdiim kzn evine gittim. Sokolniki semtindeki yazlklardan birinde oturuyorlar. Sevdiim kz gentir, gzeldir, 30.000 ruble drahomas vardr, yeterince renim grmtr, bu satrlarn yazarn deli gibi sever. Sokolniki'ye vardmda onu parkta, ge dimdik ykselen kknarlarn altnda, her zaman bulutuumuz sramzda oturur buldum. Beni grnce ayaa frlad, yz sevinten parlayarak hzla bana doru yrd. - ok kat yreklisiniz! dedi. Bu kadar gecikilir mi? Biliyorsunuz, beklemekten ok sklrm. Bir daha byle yapmayn, olur mu? Cici, tatl elini ptm; mutluluktan titreyerek, yan yana, sramza oturmaya gittik. Yreim szlar iinde, sanki gsm yarlp dar frlayacakmasna kt kt atyordu. Yrek atlarm gibi nabzm da hzl hzl vuruyordu. Belli ki bir nedeni vard heyecanmn. Sevgilimle bulumaya, geleceimizle ilgili kesin bir sonu almak iin gitmitim. Ya hep ya hiti, her ey o akamki grmemize balyd. Hava ok gzeldi ama ben havann gzelliine aldracak durumda deildim. Bamzn stnde blbller akd halde blblleri dinlemiyordum, ak bulumalarnn kanlmaz ss olan bu gibi eyler vz geliyordu bana. Sevgilim yzme bakarak; - Niin konumuyorsunuz? dedi. - Hi... yle... Nasl, anneniz iyi mi? - yi... - Ya... demek, yle... ey; ben... Varvara Petrovna, buraya sizinle konumaya geldim. Sizinle bulumamzn nedeni... ey... bugne dek sustum hep, artk konuacam... Varya ban nne edi, titreyen parmaklar arasnda tuttuu iei rselemeye balad. Kendisine ne syleyeceimi biliyordu. Bir sre suskun bekledikten sonra asl konuyu amaya karar verdim. - Evet, susmayacam artk. Bugne dek konumaktan ekinip hep sustum, ama artk duygularn aklamak zorundaym. Belki de syleyeceklerimden dolay gceneceksiniz, belki beni hi anlamayacaksnz. Ama ne yapalm?.. Gene sustum. En doru szckleri semeye alyordum. O srada sevgilimin gzlerinde de ayn heyecan okudum. "Hadi, konu! Daha ne duruyorsun? Sen de amma mymntymsn! Bana ne aclar ektirdiini bilmiyor musun? Hadi, durma!" der gibiydi. - Buraya her gn niin sizinle bulumaya geldiimi, niin evrenizde dnp dolatm tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Bunda tahmin edilmeyecek ne var zaten? O size zg derin kavrama yeteneimizle iimde

beslediim duygular, size kar beslediim duygular anlayacanz... (Gene sustum.) umarm, Varvara Petrovna!.. Varya ban daha bir aa edi, parmaklarnn iekle oynamas hzland. - Evet, sizi dinliyorum... - Ben...ben... ama sylemeye gerek var m? Her ey aka ortada... ey...seviyorum sizi. Tanrm, evet, oldu ite! (Gene sustum.) Delice seviyorum! ylesine ok seviyorum ki, yeryzndeki btn romanlar, bu romanlarda yazlan btn ak aklamalarn, yeminleri, verilen szleri bir araya getirin, ancak o zaman... yreimde size kar beslediim...duygular... Varvara Petrovna! (Gene sustum.) Varvara Petrovna! Peki, siz niin susuyorsunuz? - Ne dememi bekliyorsunuz? - Bana syleyecek bir sznz yok mu?.. Varya ban kaldrd, glmsedi. "Th, ne beceriksizim!" diye geirdim iimden. Ama o glmsemesini srdrd, dudaklar kprdand, belli belirsiz bir sesle, "Niin olmasn?" dedi. Oh, dnyalar benimdi imdi. Kendimden geercesine eline sarldm, o cici, tatl eli ptm, ptm... Sonra lgncasna tekine sarldm. Bir taneydi benim sevgilim, onun gibisi yoktu! Ben elini perken o da ban gsme dayamt. te o zaman, ancak o zaman gr salarnn batan karcln fark edebildim. Bu salar ptm, bir anda yreim snd, iime kor paralar dt sandm. O srada Varya ban kaldrp yzme bakt, bana da dudaklarn pmekten baka bir ey kalmad. te Varya artk tmyle kollarmdayken, 30.000 rublelik drahomasnn bana verilmesi bir imzaya kalmken, szn ksas, gzel bir ein, iyi bir parann, parlak bir gelecein antada keklik olduu hemen hemen kesinlemiken kr eytan birdenbire drtt beni. Nasl oldu, bilmem, ksmetimin karsnda bbrlenmek, onu ilkelerine bal bir adam olduuma inandrp caka satmak istedim herhalde. Daha dorusu, ne istediimi kendim de bilmiyordum. imde kar konulmaz, dehetli bir duygu seli kabard. Kz dudaklarndan ptkten sonra; - Varvara Petrovna! dedim. Sizden karm olacanz bildiren sz almadan nce, ilerde doabilecek yanl anlamalar imdiden nlemek amacyla birka sz sylemeyi kanlmaz bir grev sayyorum. Ksa konuacam... Varvara Petrovna, beni yeterince tanyor musunuz? Nasl bir insan olduumu biliyor musunuz? Ben drstm, almay severim, sonra sonra onurluyum. Bu konularda bana kimse bir ey diyemez. Bunlarn tesinde... iyi bir geleceim var. Ama zrdn biriyim ben... Ne param var, ne malm-mlkm... - Biliyorum. Mutluluk parayla elde edilmez ki... - Aslnda benim de paraya aldrdm yok. Yoksulluumla gurur duyarm! Edebiyat almalarndan aldm be-on rubleyi, baka yollardan kazanacam yzlerce rubleye deimem... - Anladm. Baka? - Yoksullua oktan altm... Artk aldrmyorum. stesem bir hafta yemek yemeden durabilirim... Ama siz? ki adm teye arabasz gitmeyen, her gn yeni eyler giyen, adm ba para harcayan, yoksulluk nedir bilmeyen, size alnan iek modaya uygun deilse bundan byk mutsuzluk duyan biri olarak benimle evlenmek uruna yeryz nimetlerini tepebilir misiniz? - Ama benim param var ya? Drahoma getireceim. - O, pek nemli deil! Getireceiniz otuz bin ruble birka ylda biter. Sonra? stekleriniz biter mi peki? Sonu, ac gzyalar! Deneyimlerime inann! Hepsini biliyorum. imdi azmdan kan szlerin anlamn da... steklerinizi dizginlemek iin gl bir irade, insan st bir aba gerekecek. Samalyorum galiba, diye dndm ama konumam srdrdm: - yi dinleyin, Varvara Petrovna! Nasl bir adm attnz bilin! Bu yolun dn yoktur. Evlilik nerime yant verirken nce demin sylediklerimi iyice lp tartn! Siz yaam boyu huzurunuzdan yoksun kalacanza, ben sevdiim birinden yoksun kalaym. Edebiyattan ayda kazandm yz ruble yetmez bize. Bununla geinemeyiz. Yol yaknken iyi dnn! Heyecandan ayaa kalkmtm. - Her eyi lp biin! Olanaklarmz snrl olacana gre, kendinizi gemleyemeyecekseniz bunun sonunda gz yalar, sitemler, erken aaran salar var demektir. Drst bir insan olduum iin uyaryorum sizi. Birok ynyle sizinkinden ayr, size yabanc bir yaam benimle paylaacak kadar iradenize gveniyor musunuz? (Suskunluk.) - Benim drahomam ne gne duruyor! - Ne kadar? Yirmi binler, otuz binler neye yarar ki? Kah-kah-kah! Yoksa milyon mu? Ayrca ben byle bir eyi... kabul edebilecek miyim sanyorsunuz? Hayr! Hibir zaman! Gururum el vermez! Oturduumuz srann evresinde birka tur attm. Varya dncelere dalmt. Ben iin iin seviniyordum. Szlerim onu etkilediine gre bana sayg duyuyor demekti. - Bu durumda ya ben ve yoksunluklar, ya da ben olmakszn varlk iinde yaama ans... Bunlardan birini sein! Birincisini semeye gcnz var m? Sevgili Varyamn gc yetecek mi buna?

Kendimi kaptrmtm, konutuka konuuyordum. Bir yandan da ikiye blnm gibiydim. Bir yarm, szlerimin anlamn biliyor, durumun ciddiliini kavryordu; br yarm ise "Sakn beni brakma, gzelim! Senin otuz bine konunca bak, neler olacak! Drahoman bize mr boyu yeter!" tatl hayallerine dalmt. Varya beni dinledi, dinledi... Sonunda ayaa kalkarak elini uzatt. - Size ok teekkr ederim! Bunu yle bir sesle sylemiti ki, yerimden hopladm, yzne bakakaldm. Gzleri, yanaklar yalar iindeydi. - Bana kar drst, mert davrandnz iin size ne denli teekkr etsem azdr. Evet, ben baka trl yetitirildim... skntya katlanamam... Sizin denginiz deilim ben... Byle diyerek hkrklarla alamaya balad. Ne yapacam armtm... Alayan kadn grnce hep byle olurum. Hele o srada!.. Ben ne yapacam tasarlarken Varya kendini toparlayp gz yalarn sildi. - Haklsnz. Bu durumda sizinle evlenecek olursam kendi kendimizi aldatm oluruz. Size uygun biri deilim. Zengin aile kzym, el bebek, gl bebek yetitirildim. Hep arabalarda gezer, ulluk eti, ball brekli yerim ben... Sade suya tirit, halkn itii lahana orbas bana gre deil. Bu konularda annem de beenmez huyumu, ama elimden ne gelir ki! Yaya yrmek houma gitmez, abucak yorulurum... Giyim kuam zevkim de yle... Btn bunlara nasl para dayandracaz? Kesinlikle olmaz! Ayrlalm en iyisi, hoa kaln! Eliyle yreimi paralayan bir hareket yaptktan sonra ondan hi beklemediim bir ey daha syledi: - Hayr, hayr! Ben size layk deilim! Elveda! Bunu syledikten sonra dnp hzla yanmdan uzaklat. Bense aptal gibi orada kalakaldm. Sevdiim kz benden uzaklarken arkasndan bn bn bakyor, ayaklarmn altndaki topran sarsldn duyumsuyordum. Neden sonra kendimi toparladmda bama ne iler atm anlamaya baladm. Ben ne halt etmitim? Hepsi u dilimi tutmasn bilememektendi! Neredeyse alayacaktm. Arkasndan bakp "ne olur, geriye dn!" diye barmak istedim ama kzn yerinde yeller esiyordu. Bylece kendi gzmde rezil olduktan, bir hayli acl dakikalar yaadktan sonra eve gitmeye karar verdim. in kts, parkn giriinde atl tramvay filan gzkmyordu. Yanmda araba tutacak param olmad iin ister istemez yaya yola koyuldum. gn sonra yeniden Sokolniki'deydim. Sevgilimin yazlna vardmda onun hasta olduunu, yaknda babasyla birlikte Petersburg'a gideceini sylediler. Buna bir anlam veremedim. imdi yatamda yatarken hncmdan yastm diliyor, kendi kendime tokat atyorum. imde ne frtnalar koptuunu bir bilseniz!.. Ey, deerli okurum, ben bu ii nasl dzelteceim? Sevdiim kza ne syleyeyim imdi? Yoksa mektup mu yazaym? Ama nasl ulatracam mektubu ona?.. Hep ektiklerim u dilimin yznden! ST AACI B. ve T. ileleri arasndaki posta yolundan yryordum. Bu yoldan gelip geenler Kozyavka deresinin kysnda tek bana duran Andreyev'in deirmenini ok iyi bilirler. Khne deirmen her an yklmaya hazr gibidir; kamburu km, pl prt iinde, ufak tefek, yal bir kadna benzetilebilir. Belki yz yldr orada durmakta olup, uzun sredir altn gren yok. Eer belini kocaman bir sde dayamam olsa bugne dein yerle bir olmas iten deildi herhalde. St de deirmen gibi yalanmtr, gvdesini iki kii zor kucaklar. St aacnn st dallar deirmenin damna, su bendine sarkar; alt dallarysa aaya dklen suya, topraa deer. Gvdesindeki dibi grnmez bir kovuk aac irkinletirmitir. Elinizi kovuktan ieri sokacak olursanz koyu renk bir bala ularsnz. Ayn anda da banza bir sr yaban ars r, vzldaarak sizi sokmaya alrlar. Bu koca aa ka yanda, dersiniz? Aacn eski dostu Arhip'e soracak olursanz bey konanda eitici, sonra da hanmefendinin ua olarak alt gnlerde bile byle yal olduunu syleyecektir. O gnlerin stnden yle ok zaman geti ki! St aac yalnzca deirmene deil, Arhip'e de desteklik etmektedir. Arhip btn gn aacn kkleri arasnda oturup balk avlar. Kendisi de st aac gibi kocayp kamburlamtr, disiz az aacn gvdesindeki derin kovuu andrr. Gndzleri balk avlamay bitirdikten sonra geceleri ayn yerde oturup kara kara dnr. Aala ikisi, durmadan fsldaan kar-koca gibidirler. mrleri boyunca, kim bilir, neler grp neler geirmilerdir!.. imdi onlarn anlatacaklarn dinleyelim. Bundan otuz yl kadar nce St Yortusu denen bir kutsal pazar gn Arhip yal sdn dibinde oturmu, balk avlyordu. Her zamanki gibi evresi byk bir sessizlik iindeydi. Stle yal Arhip'in fsldamalar, arada bir zplayan balklarn prtsndan baka t kmyordu. Arhip leye dein balk avladktan sonra tuttuu balklar ayklayp kendine orba piirirdi. Sdn glgesi kar kydan uzaklamaya balaynca le vakti gelmi demekti. Bir de posta arabalarnn ngraklarndan anlard len olduunu. Tam le saatinde T. kenti ynne giden posta arabas bendin yanndan geerdi. O pazar gn de Arhip ngrak seslerini duyunca oltay elinden brakp bent ynne bakmaya balad. atl posta arabas tepeyi at, ar ar yryerek bende doru indi. Postac nde uyumaktayd. Araba bende yaklanca birden durdu. oktandr armay unutan Arhip ok at bu ie. Olaand bir eydi posta arabasnn orada durmas. Postacnn yannda oturan src tedirgin baklarla evresine baknd, yerinde

yle bir kprdand, postacnn uyurken yzne rtt mendili hzla ekip bana elindeki demir sopayla vurdu. Postacdan gk kmad, ama sar salarnn arasndan kanlar fkrd. Bunun zerine arabac aaya atlad, demir sopay postacnn kafasna bir daha indirdi. Bir dakika sonra hzla sde doru yneldi. Gneten yanm yz sapsaryd, evresine bn bn bakyordu. Btn bedeni zangr zangr titrerken koarak sdn yanna geldi, Arhip'in yaknda bulunuunu fark etmeden elindeki posta torbasn aacn kovuuna tktrd. Sonra hzla arabaya trmand, yerine yerletikten sonra demir sopay anszn kendi akana indirdi. Arhip neler olup bittiini anlamamt. Yz kana bulanan src barmaya balad: - mdat! Yetiin! Adam ldryorlar! Atlar hzla srerek uzaklaan arabacnn haykr o sessizlikte birka kez yankland. Aradan bir hafta kadar gemiti ki, olay soruturmak zere birileri geldi. Adamlar evrenin plann kardlar, bendin suyunun derinliini ltler, st aacnn altnda le yemei yedikten sonra ekip gittiler. Bu srada deirmenin yannda oturan Arhip korkudan tir tir titrerken gzn kovuktan ayramyordu. Daha nce grmt, kovuktaki antann iinde her biri beer mhrl birok zarf vard. Frsat bulduka antay ap zarflara bakyor, yal stse gndzleri susup geceleri iin iin alyordu. Aacn sessiz atlarna dayanamayan Arhip aradan bir hafta daha geince antay kapt gibi ilenin yolunu tuttu. - Derdimi kime anlatabilirim? diye sordu karsna kanlara. nnde izgili nbeti kulbesi bulunan bycek sar bir binay gsterdiler. eri girdiinde karsna ceketinin dmeleri l l parlayan bir bey kt. Adam bir yandan piposunu tttryor, bir yandan da nbetiyi azarlyordu. Arhip dorudan doruya ona yaklat, yal stle ilgili yky zangr zangr titreyerek anlatt. Beriki hemen nbetiyi azarlamay brakt. Arhip'in elindeki antay ald, kapan at, yz nce sapsar, sonra kpkrmz oldu. - Sen burada dur! dedikten sonra kalem odasna kotu. Orada evresine bir sr memur topland. Telala saa sola koturmaya, kendi aralarnda fsldaarak konumaya baladlar. On dakika kadar sonra ayn adam geriye dnd, antay Arhip'e vererek: - Sen yanl yere gelmisin, arkada, dedi. Buras mal mdrl. Bir alttaki sokakta polis karakolu vardr, oraya gideceksin. Arhip antay alp karakolun yolunu tuttu. Giderken bir yandan da "anta baya yenilemie benziyor. Eski bykl de kalmam" diye dnyordu. Bir alttaki sokakta, nnde iki nbeti kulbesi bulunan baka sar bir bina gsterdiler. Arhip ieri girdi. Burada kalem odas hemen giriteydi. Arhip masalardan birine yaklat, yazclara durumu ksaca anlatt. Birka kii antay elinden kapt, aralarnda barp armaya baladlar, amirlerinin gelmesi iin birini gnderdiler. Koca bykl, iri kym bir polis geldi az sonra. Ksa bir sorgulamadan sonra koca byk antay onlardan alp odasna kapand. Bir dakika bile gemeden odadan yle bard duyuldu: - Bu anta bo! Sorun bakalm, para nerede? Neyse, antay getiren ihtiyara syleyin de beklemesin! Durun, durun, gitmesin bir yere! van Markovi'in yanna gtrn adam! ey... gitsin en iyisi! Arhip selam vererek oradan ayrld. Ertesi gn sazanlar, kzlkanatlar onu rmak kysnda yeniden grmeye baladlar. Bu olay gz mevsiminin sonlarna raslyordu. Yal adam ok zgnd, yapraklar sararan st aac gibi kedere gmlmt. Gz mevsimini sevmezdi zaten. Birka gn sonra posta srcsn de bendin kysnda grnce znts daha bir artt. Arabac gene onun varlnn farkna varmadan aaca yaklat, elini kovuktan ieri soktu. Islak, uyuuk arlar adamn koluna svandlar. Eli kovukta aradn bulamaynca arabacnn yz sapsar kesildi. Tam o srada balk avlayan yal adam fark etti. - Hey babalk! Buradaki anta nereye gitti? Somurtarak oturan Arhip yant verecek durumda deildi. stelik gznn nnde adam ldren arabacnn kendisine de bir ey yapmasndan korkuyordu. Ama adamn durgun sulara dalp giden baklarna dayanamayp: - antay polise gtrdm, dedi. Ancak korkmanz gerekmez. Onlara antay sdn altnda bulduumu syledim. Bunlar duyunca posta srcs ok fkelendi, yal adamn zerine ullanarak dvmeye balad. Yzne, kafasna vurmas yetmiyormu gibi bir de yere yatrp ayaklarnn altnda inedi. Neden sonra fkesi geince dvmeyi brakt, ama oradan ayrlmayp Arhip'le birlikte deirmende kald. Gndzleri uyumakla geiriyor, kimseyle konumuyor, geceleriyse bendin evresinde dolap duruyordu. Birileriyle gizli gizli fsldatna gre ldrd postacnn glgesi de oralarda dolayor olmalyd. Arabac bahar mevsimi boyunca da kimseyle konumad, bendin evresinde gezinmelerini srdrd. Ona acd iin bir gn Arhip: - Aptal aptal ne dolap duruyorsun? Git artk buralardan, dedi. Ayn eyi postacnn glgesi de, st aac da fsldadlar. - Yok! Buralar brakp bir yere gidemem. im szlyor, daha fazla dayanamayacam.

Bunun zerine Arhip arabacnn koluna girip ile merkezine gtrd, posta antasn teslim ettii polis karakoluna gittiler. Karakol kaleminde arabac yerlere kapanp suunu itiraf etti, ama koca bykl karakol amiri ok ard. - Ne diye kendine kara alyorsun, be adam? Sarho musun nesin? stersen seni kodese tkaym da akln bana gelsin! Bak unun yedii naneye! Bu alan aklnn karmasnn nedenini bir trl anlamadm! "O cinayetin katili bulunmad" dedik. Daha ne stme dyorsun? ek araban buradan git artk! Arhip getirip onlara teslim ettii antadan sz etti. Yazclar, "O da neymi?" gibisinden pek ardlar, koca byk kahkahay bast. Adamlar tm belleklerini yitirmilerdi, anlalan. Posta srcs karakolda da ruh huzuruna kavuamaynca Arhip ile ikisi st aacnn yanna dndler. Arabac vicdan szsndan kurtulmann tek yolunu rmaa atlayp intihar etmekte buldu. Arhip'in olta mantarnn yzd durgun sular buland bir sre. Bendin zerinde imdi iki glge dolayor. Yal Arhip ile yal st aac belki de bu glgelerle fsldayorlardr... KALE GB KADIN Lidiya Yegorovna sabah kahvesini imek zere terasa kt. Vaktin leye yakn, havann scak olmasna karn stndeki ipekli siyah giysinin dmelerini enesine dek smsk iliklemiti. Belini cendereye girmiesine skan bu koyu giysinin altn sars salarn atn, yznn sert hatlarna uygun dtn bildii iin ondan yalnzca yatmadan yatmaya ayrlrd. in ii fincandan tam bir yudum almt ki, terasa gelen postac ona bir mektup uzatt. Kocasndan geliyordu mektup. yle yazyordu: "Dayn bir kuru bor vermedi. Bu yzden senin iftlii satmak zorunda kaldm. Yapacak baka bir ey yoktu." Yz sapsar kesilen kadn iskemlesinde yle bir sarsld. "ki aylna Odessa'ya gidiyorum. Orada nemli ilerim var. perim." diye srdrd okumasn. - Her eyimi yitirdim! Kocam Odessa'ya gidiyormu. Kime gittii belli deil. Aman Tanrm! diyerek derin bir ah ekti. Gz yuvarla yukar kayd, sendeledi, dmemek iin nndeki korkulua tutundu. O srada aadan birilerinin ayak patrtlar duyuldu. Yazlk komusu, ayn zamanda kuzeni, emekli general Zazubrin kyordu merdivenden yukar. Yallktan yana sarkan kpekler gibi kocam, yeni doan kediler gibi clz bir adamd Zazubrin. Basamaklarn salamln yoklarcasna bastonuyla vurarak, ar ar kyordu merdivenden. Generalin arkasndan da, banda geni kenarlar yukar kalkk, Nuh Nebi'den kalma apkas, sinek kayd tral, emekli profesr Pavel vanovi Knopka bastonunu basamaklara vura vura yryordu. Ufak yapl profesr de merdivenlerin salamln snyor gibiydi. Birinci konuk iki dirhem bir ekirdek giyinmiti, ikincisiyse dzgn tra, giysilerinin beyazlyla dikkat ekiyordu. Emekli general titreyen sesiyle: - Biz de size geliyorduk, meleim, dedi. Sabahlar hayrl olsun! Gzel meleimiz kahve sefas m yapyor? Onun bu szleri zerine Lidiya Yegorovna ile profesr gltler. Kadn ellerini korkuluktan ekti, dikleti, yznde tatl bir glmsemeyle iki elini birden konuklarna uzatt. Berikiler kendilerine uzatlan birer eli ptkten sonra oturdular. - Sevgili kuzenim, bakyorum, bugn keyfiniz yerinde. Neeli olmak iyidir, dedi Lidiya Yegorovna. - yidir, iyidir... Ha, ne diyordum? Gzel perimiz sabah sefas yapyor, demek ki... Profesr ile ben de banyomuzu aldk, kahvaltmz yaptk, dostlar ziyarete ktk. Bizim profesrle bam belada, kuzenim, size biraz dert yanaym. Onu yaknda mahkemeye vermezsem adam deilim. Keh keh keh! Bamza zgr dnceli Voltaire kesildi. - O nasl ey? diye gld Lidiya Yegorovna. Bir yandan da "ki aylna Odessa'ya... gene o kadna..." diye dnyordu. - Vallahi doru! yle dnceler ileri sryor, yle eyler sylyor ki, aklnz durur! Kzln teki! Bakn size ne diyeceim, Pavel vanovi. Kzl rengi kimler sever, bilir misiniz? Keh keh keh! Hadi, syleyin bakalm! Sizin gibi zgr dncelilere bir elme ite! Profesr dzgn tral enesini oynatarak kahkahay bast: - Kah kah kah! yleyse ben de tutuculara bir elme ataym da grn! Kzl renkten kim mi korkar? Boalar! Kah kah kah! Nasl, beendiniz mi? - O, neler gryorum? Bahenizde zakkumlar am! Kontes Dromaderova'yd bunlar syleyerek merdivenden kan. Lidiya Yegorovna'nn yazlk komusu kontes az sonra terasa geldi. - Aaa! Yannzda iki de beyefendi varm! Bugn dalgnlm stmde, zr dilerim! Neler konuuyorsunuz, bakalm? Kesmeyin, general, size engel olacak deilim. - Kzl renkten sz ediyorduk. Bununla ilgili olarak boalardan da... ok haklsnz, Pavel vanovi! Grcistan'da tabur komutanl yaptm yllarda bir gn pelerinimin krmz astarn gren bir boa zerime

saldrd. Hayvan krmzdan rkm, boynuzlaryla beni delik deik edecek. Hemen klcma davrandm. Bereket versin, yakndaki bir Kazak eri geberesiyi srkla kovalad da kurtuldum. E, niye glyorsunuz? Yoksa inanmadnz m? Yemin ederim, doru sylyorum. Lidiya Yegorovna ok arm gibi bir ah ekti, ayn anda da "Odessa'da imdi. Ahlaksz!" diye geirdi iinden. Profesr Knopka boalardan mandalara geti. Kontes Dromaderova konudan skldn syleyince krmz pelerin astarna dndler. Aznda bir gevrek geveleyen Zazubrin: - Krmz astarla ilgili bir anm daha var, dedi. Grcistan'da grev yaptm srada Konvertov adnda ufak tefek bir albay vard. oktan lmtr imdi, topra bol olsun. Kendi halinde, ho bir ihtiyarckt. Birka savaa katlp arptn biliyorum... Yararl hizmetlerinden tr er rtbesinden ta albayla ykseltmiler. ok severdim rahmetliyi. Albayl aldnda ata binecek durumda deildi. Manevralarda knndan kard klcn geriye sokamad iin emir eri yardm ederdi. Kaputunun dmelerini bile emir eri iliklerdi. Beni balayn, bu tiride dnm adamn tek bir d vard, o da general olmak. Yal, km, bir aya ukurda ama gnlnde ne aslanlar yatyor! Adamcaz general olmay kafasna koyduundan emekliliini de istemiyordu. Bylece bizde be yl daha hizmet etti ve diyebiliriz ki, sonunda amacna ulat. Ama nasl ulatn tahmin edemezsiniz. Adamcazn yazgs byleymi demek ki. Generallik rtbesini verdikleri gn anszn katld kald. Yznn sol yanna, sa koluna, iki bacana birden inme inmiti... Bizim gsteri dknne srmal general apoleti takmak nasip olmad, istemeye istemeye emekliye ayrld. Yal karsyla birlikte memleketleri Tiflis'in yolunu tutmak zorunda kaldlar. Giderlerken adamcazn bir yz alyor, br yz kaskat duruyordu. Pelerininin krmz astaryla vnmek artk tek sevin kaynayd onun iin. Yolda giderken eteini kanat gibi ap iindeki krmzy gstermekten gurur duyuyordu. Hamama bile gittii zaman pelerininin astarn da evirip yle koyard. "Grn ite ben kimim" dercesine, kk bir ocuk sanki... Bir sre byle avundu. Ya ok ilerledii iin gzleri de snverdi bir gn. Tuttular, caddelerde dolatrsn diye yanna bir adam verdiler. Bizim kr sal, tiride dnm ihtiyar frsen yere decek durumdayd, gelgelelim, "Ben generalim" diye gururlanmasndan yanna varlmyordu. O karda kta bbrlenerek pelerininin nn ap gezmesi grlmeye deerdi. Ne garip adamd! ok gemeden kars da ld. Bizim bunak alayp szlyor, karsyla birlikte gmlmek istiyordu, ama bir yandan da pelerininin astarn papazlara gstermekten kendini alamyordu. Karsnn lmnden sonra evini ekip evirmesi iin dul bir kadn buldular. Kadn iini iyi biliyordu dorusu. Frsat bulduka generalin ayn, ekerini, parasn ald; adam soyup soana evirdi. Zavally tavuk gibi yolmas yetmemi gibi bir gn tuttu, pelerininin astarn skerek kendine bluz diktirdi. Benekli boz bir bezi de krmz astarn yerine koydurdu. Bizim Piotr Petrovi nereden bilsin? Cakayla eteini herkesin nnde ayor, general pelerininin astar yerine benekli boz bezi gsteriyordu... Kontes Dramoderova bundan da skld, astemen olunu anlatmaya koyuldu. Derken, le yemeine doru anneleriyle birlikte iki gen kz kageldiler. Lidiya Yegorovna'nn komusu Klianinlerdi bunlar. Kzlardan biri piyanonun bana oturdu, br syledi; Zazubrin'in sevdii bir paray seslendirdiler. Sonra le yemeine oturuldu. - Aman, turp ne gzelmi! Nereden aldnz? diye sordu profesr. - imdi Odessa'da... o kadnla birlikte! dedi Lidiya Yegorovna. - Anlamadm. - Ah, ben baka bir ey dnyordum... Bilmiyorum, alverii bizim a yapar... Tanr akna, ne oluyor bana byle? Lidiya Yegorovna ban geriye atp dalgnlna kahkahayla gld. Yemei bitirmilerdi ki, profesrn kars, ocuklar geldiler; kt oynamaya baladlar. Akam zeri kentten baka konuklar skn etti. Gece ge vakit konuklardan sonuncusu da evden ayrlp ayak sesleri kesilince Lidiya Yegorovna ellerini terasn korkuluuna dayad, iki yana sallanarak alamaya balad. Hkra hkra alarken; - Malm mlkm hovardaca sap savurmas yetmiyormu gibi bir de bana ihanet ediyor! diyordu. Ilk yalar sicim gibi akyordu gzlerinden. Byk bir znt iindeydi. imdi artk gz yalarn tutmasn gerektiren hibir engel kalmamt. nsanolu nasl tketiyor kendini! Hem de bo yere! NASIL EVLENDMN RESMDR Kk bir yk Konyakl aymz bitince annelerimiz ile babalarmz bizi ba baa braktlar. Babam ayrlrken; - Hadi, olum, greyim seni! dedi. Ben de arkasndan yle fsldadm:

- Onu sevmediim halde sevdiimi nasl syleyebilirim? - Aptallk etme! Anlamazsn sen! Dediimi yap! Babam fkeli gzlerle szd beni, kameriyeden kt. Tam o srada yal bir el kap aralndan uzanp masann stndeki mumu ald. Tmyle karanlkta kaldk. "Ne olacaksa olsun!" diye geirdim iimden ve kza unlar syledim: - Durum tmyle benden yana, Zoya Andreyevna. Yalnzz, stelik ierisi karanlk. Bu durumda yzmn kzardn gremeyeceksiniz. Kzarmamn nedeni, yreimi yakan duygulardr. Durdum. Zoya Jelvakova'nn yreinin kt kt atn, dilerinin birbirine vuruunu iitebiliyordum. kimizin oturduu srann titremesiyle onun bedeninde oluan sarsnt bana ulayordu. Zavall kzcaz beni sevebilir miydi? Benden nefret etmesi bir yana, eer aptallarn birini kk grmesi olasysa tam anlamyla kk gryordu beni. nk orangutanlardan farkl bir grnm yoktu. Rtbemin, aldm madalyalarn omuzlarm, gsm sslemesine karn sivilceli, kll, ablak suratmla irkin bir hayvana benziyordum. Srekli nezle oluumdan, ikiye dknlmden burnum patlcan gibi iti. Hantallkta aylardan geri kalmazdm. Ruhsal nitelikler ynndense vnlecek durumda deildim. Zoya henz nianlm deilken ondan aldm rvet utandryordu beni. Kzcaza acdm iin konumam yarda kesmitim. - Gelin, baheye kalm. Buras havasz, dedim. Aalar arasndaki yoldan yrdk. Kameriyeden ktmz gren annelerimiz, babalarmz kendilerini allarn arkasna attlar. Ay Zoya'nn yzne vuruyordu. O zaman budalann biri olmama karn kzn gszlnden ileri gelen sevimlilii kamad gzmden. imi ekerek; - Blbl tyor, sevgilisinin gnln elendiriyor, dedim. Ya ben ne zaman birini elendireceim? Kzcaz kzard, gzlerini nne edi. Byle rol yapmas retilmiti ona. Yzmz rmaa dnk, sraya oturduk. Irman kar yakasnda beyaz bir kilise, kilisenin arkasndaysa Zoya'nan gnln alan Bolnitsin adndaki memurun oturduu, Kont Kuldarov'un kocaman evi ykseliyordu. Zoya oturur oturmaz gzlerini o eve dikti. Onun baklar karsnda yreim cz etti, kendime acdm. Ey, anam-babam olacak insanlar; sizde hi anlay, insaf yok mu? Cehennemde atr atr yanmaktan korkmuyor musunuz? - Mutluluum bir kiinin elinde, diye srdrdm konumam. O kiiye kar zel duygular, byk bir hayranlk besliyorum. Gnlm ona verdim... Ama o beni sevmiyorsa ben... ldm, bittim demektir. te o kii sizsiniz... Peki, sizin bana kar duygularnz nedir? Siz de sevebilir misiniz beni? Daha dorusu seviyor musunuz? - Seviyorum... tiraf edeyim, onun bu sz beni irkiltti. Oysa ben neler beklemitim! Nianlm bakasn sevdii iin bana ret yant vereceini sanyordum. Ummadm bir durumla kar karyaydm imdi. Kzcazn birtakm zorluklar gslemeyi gze alamad belliydi. Tir tir titreyerek ve azmdan dklen szlerin ne anlama geldiini bilmeyerek; - Doru deil! dedim. Zoya Andreyevna, iki gzm, inanmayn demin sylediklerime! Sizi sevmiyorum! Eer seviyorsam kahrolaym! stelik siz de beni sevmiyorsunuz. Bizim yaptmz dpedz samalk! Oturduumuz srann evresinde fr fr dnyordum. - Yapmamalyz bunu! kimiz de gldr oynuyoruz. Bizi birbirimizle zorla evlendiriyorlar. Mal-mlk kaygsyla oluyor bu maskaralk, sevginin bunda yeri yok! Sizi aldatmaktansa boynuma ta balayp kendimi suya atarm daha iyi! Analarmzn, babalarmzn bizi zorlamaya haklar var m? Klesi miyiz biz onlarn? Hayr, evlenmeyeceiz! nat olsun diye evlenmeyeceiz! imdiye dek onlar dinlediimiz yeter! te imdi yanlarna gidip seninle evlenmeyeceimi syleyeceim! Zoya'nn gzleri birdenbire kurudu, alamay brakt. - Ben de sizin baka kz sevdiinizi biliyorum. Sizin de gnlnz Matmazel Debe'de. - Evet, Matmazel Debe'yi deli gibi seviyorum. Geri kendisi baka bir mezhepten, stelik varlkl deil. Ona gnl vermemin nedeni akll oluu, daha baka erdemleridir. Annem-babam isterlerse beni lanetlesinler, gene de evleneceim o kzla. Onu yaammdan ok seviyorum. Onsuz edemem. Onunla evlenmedikten sonra yaamann ne anlam kalr? Gidiyorum ite. Gelin, bizimkilere birlikte syleyelim. Size nasl teekkr edeceimi bilemiyorum. Beni yle rahatlattnz ki? Duyduum mutluluktan dolay Zoya'ya teekkr stne teekkr ediyordum, o da benden aa kalmyordu. Byk bir sevin iinde ve mihnetle ben onun ellerini, o benim sam, kll yzm pmeye, birbirimize iltifatlar yadrmaya baladk. Hatta bir ara terbiye kurallarn unutup onu kucaklayverdim. Diyebilirim ki, birbirimizi sevmediimizi sylemekten duyduumuz mutluluk, bakalarnn karlkl sevgilerini bildirmelerinden duyduklar mutluluktan daha bykt. kimiz de sevinten uarak, coku iinde, yzmz pespembe, kararmz bildirmek zere bizim eve kotuk. Yolda birbirimizi yreklendiriyorduk: - sterlerse svsnler, dvsnler, hatta evden kovsunlar! Evin giriinde eikte bizi bekler bulduk onlar. Yzlerimizdeki sevinci, mutluluu grnce uaa iaret ettiler. Uak koup ampanya getirdi. Ben ellerimi sallamaya, kar koymaya, amata karmaya baladm. Zoya bard, zrlayarak alad. Byk bir grlt koptu, ampanyay iemediler. Gene de evlendirdiler bizi.

imdi evliliimizin gm yldnmn kutluyoruz. Birlikte tam 25 yl uup gitmi. Balangta zor yllar geirdik. Hep azarladm Zoya'y, gerektiinde patakladm, istemeye istemeye sevdim. stemeye istemeye ocuklarmz oldu. Sonra... yava yava altk birbirimize... u an Zoyack arkamda ayakta duruyor; elleri omuzlarmda, tepemdeki dazla pyor. KORKUN BR GECE van Petrovi Panihidin (1) sarard, lambann fitilini kst, heyecanl bir sesle anlatmaya balad: - 1883 yl Noel gecesi, imdi rahmetli olan bir arkadamn evinde ge vakte kadar ruh arma oturumuna katldktan sonra eve dnyordum. Koyu mu koyu, gz gz grmez bir karanlk vard. Sokak fenerleri yanmad iin nm seemiyor, neredeyse el yordamyla yolumu buluyordum. Moskova'nn gmtlklerinin (2) bulunduu mahallede, yani Arbat semtinin dip kesinde Trupov (3) adl memur arkadamn yannda kalyordum... Kafamn ii ar, karmakark dncelerle doluydu. "Sana br dnyaya yol gzkyor... Tvbe etmeden gitme!" te ruhunu armay baardmz Spinoza'nn bana ulatrd ileti buydu. Byk filozoftan, hakkmda bildiklerini bir daha yinelemesini istediimde parmaklarmz bastrdmz ay taba ayn yazy yazdktan sonra unu da ekledi: "Bu gece leceksin!" Aslnda ruhlara, ispritizmaya filan inanmam, gelgelelim lm dncesi, daha dorusu leceimle ilgili aklamalar canm skmaya yetmiti... Siz ne dersiniz, baylar, her ne kadar lm kanlmaz, doal bir olguysa da birisi yaknda leceinizi sylese hanginizin tyleri rpermez? O zaman da yle, buz gibi souk havada, gz gz grmez karanlkta yolumu bulmaya altm, tepemde azgn frtnann hznl hznl uluduu, yamur damlalarnn kudurmuasna savrulduu, evremde tek canl varlk grmediim, tek insan sesi iitmediim byle bir gecede yreimi anlatlmaz bir korku sarmt. Sama inanlara pabu brakacak bir insan olmadm halde korkudan ne arkama, ne de iki yana bakabiliyor, habire yryordum... Bam arkaya evirsem "lm" denen eyi hortlak klnda karmda grvereceim sanyordum. Panihidin derin bir soluk ald, bir bardak su itikten sonra anlatmasn srdrd: - Yreimi dolduran, kayna belirsiz, ama hepinizin ok iyi anlayaca korku, Trupov'un oturduu apartmann drdnc katna ktktan, benim kaldm odann kapsn ap ieri girdikten sonra da yakam brakmad. Bekar odam zindan gibi karanlkt. Rzgr sobann iinde de uulduyor, sanki scak odaya onu da almam istercesine hava deliinin kapan zangr zangr titretiyordu. Glmseyerek, "Eer Spinoza'ya inanmak gerekirse bu gece, rzgrn inlemesini dinleye dinleye leceim. Ne korkun!" dedim kendi kendime. Bir kibrit bulup aktm. Rzgr kudurmuasna saldrarak evin atsna yklendi, ayn anda da hznl iniltisi fkeli kkremelere dnt. Aadaki katlardan birinde srgs kopan bir panjur kanad duvara hzla arpt, hava deliinin kapa imdat istercesine ac ac gcrdad... "Byle bir gecede vay evsizlerin haline!" diye dndm. Ama bu tr dncelere dalmann sras deilmi... Kkrtl kibrit mavi aleviyle parladnda odaya yle bir gz attm, ayn anda da beklenmedik, korkun bir grntyle karlatm. Keke rzgrn saldrs kibrit alevini pf diye sndrseydi. O zaman belki gzlerim bu grntyle karlamaz, tylerim diken diken olmazd. Korku iinde lk attm, kapya doru birka adm geriledim, byk bir aknlk ve rpertiyle gzlerimi kapadm. Odann ortasnda bir tabut duruyordu. Mavi alevin parlamas uzun srmemiti, ama tabutu ak seik grmtm. Tabutun prl prl parlayan, srma ilemeli pembe bir rts, bunun stnde de l l yaldzl bir ha vard. Yeryznde yle eyler olur ki, baylar, onu bir saniye grdnz halde belleinize aklr. Tabut da yle oldu. Onu bir anlna grmtm, ama imdi bile tm ayrntlaryla anmsyorum. Orta boylu bir insan iin yapld belliydi, pembe rtsne baklrsa bir gen kz iindi. Srma ilemeli rts, tun tutamaklar, alttaki destekleri lenin zengin bir aileden olduunu gsteriyordu. Arkama bakmadan dar frlamm. Ne bir ey dnebiliyor, ne de aklma baka bir ey geliyordu... Anlatlmaz bir korku iinde, yldrm hzyla merdivenlerden aa komaya baladm... Basamaklar, merdiven sahanl, her yer karanlkt. Krkmn etekleri ayaklarma dolana dolana koarken nasl oldu da basamaklardan yuvarlanp kafam yarmadm, hl ayorum. Kendimi sokakta bulunca slak bir fener direine yaslandm, biraz yatmaya altm. Yreim kt kt atyordu, soluum tkanacak gibiydi... Panihidin'i dinleyenlerden bir bayan lambann fitilini aarak ona daha ok sokuldu. Beriki anlatmasn srdrd: - Odamda kuduz bir kpek, bir hrsz grsem ya da anszn yangn ksa bu derece korkmazdm. Tavan kse, deme yarlsa, duvarlar atlasa gene yle... nk bunlarn hepsi olabilecek eylerdi. Ama tabut oraya nereden gelebilirdi? Odann iinde byle bir eyin ne ii vard? Bir kadn, hem de anlaldna gre gen, soylu bir kz iin yapld belli, pahal bir tabut nasl olur da kk bir memurun odasna braklabilirdi? Bo

muydu, yoksa iinde ceset mi vard? Beklenmedik, rktc ziyaretiyle beni akna eviren, zamansz lm bu zengin bayan kimdi? kence verici bir giz!.. "Eer bu bir mucize deilse yzde yz cinayettir" dncesi dodu zihnimde. Gene de bu durumu aklayamyordum. Ben yokken odann kaps hep kilitli dururdu, anahtarn yeriniyse yalnzca yakn arkadalarm bilirlerdi. Tabutu onlar getirip koymu olamazlard. Bir olaslk vard, o da tabutunun onu yanllkla oraya getirip brakmasyd. Belki brakacaklar kat ya da oday armlard. Ancak bunun byle olmas da zordu, nk tabutular yaptklar iin parasn, getiren kiiyse bahiini almadan gitmezdi. "ardmz ruh leceimi haber vermiti. Sakn tabutu da o gndermi olmasn?" diye geirdim iimden. Baylar, nceden de sylediim gibi, ispritizmaya inanmam, imdi de inanmyorum. Ancak byle bir raslant bir filozofu bile doast dncelere, hatta inanlara itebilir. Bir yandan da, "Bunlar tmyle sama! Okullu bir ocuk gibi bou bouna korktum. Grdklerim, gz yanlmasndan baka bir ey deildi. Eve dnerken kafamda ylesine karanlk dnceler vard ki, sinirlerim zayflad iin odamda bir tabut grdm. Bunda alacak bir ey yok. Dpedz gz yanlmas, baka bir ey deil!" diye syleniyordum. Sokakta eskisi gibi yamur yzm kamlyor, rzgr apkam uuruyor, krkmn eteklerini tartaklyordu. Souktan iyice m, stelik srlskam slanmtm. Sokakta duramazdm, scak bir yere gitmeliydim. Ama nereye? Eve dnsem tabutu bir kez daha grmek zorunda kalacaktm, bu da sinirlerimin dayanamayaca bir eydi. evremde tek canl yaratk grmediim, tek insan sesi duymadm byle bir gecede belki de iinde bir lnn yatt tabutla ba baa kalnca aklm oynatabilirdim. Buz gibi souk bir havada, bardaktan boanrcasna yaan yamurun altnda dikilmekse olacak ey deildi. Dndm tandm, arkadam Upokoyev'in (4) yanna gidip geceyi orada geirmeye karar verdim. Tccar erepov'un (5) Mertvets (6) sokandaki pansiyonunda oturan arkadam Upokoyev'i hepiniz tanrsnz, hani geenlerde kendini ldrmt... Panihidin byle diyerek yznde biriken souk ter damlalarn sildi, iini ekerek anlatmasn srdrd: - Ancak evine vardmda arkadam bulamadm. Kapsn birka kez alp evde olmadn iyice anlaynca st terei elimle yokladm, orada bir anahtar buldum, kapy ap ieri girdim. lk iim slanan krkm karp atmak oldu. Karanlkta el yordamyla sediri buldum, kendimi hemen bunun stne braktm. Odada gene zifiri bir karanlk vard. Pencerenin ak kalan hava kapanda rzgrn i karartc uultusuyla ieri girmi bir crcr bceinin tekdze crlts duyuluyordu. O srada Kremlin kiliseleri Noel ayini iin an almaya baladlar. Ben bir kibrit aktm. Keke akmaz olaydm! Parlayan alev beni karanlk dncelerden kurtaraca yerde, tam tersine, tyler rpertici, anlatlmas zor bir dehetin iine att. O korkuyla avazm ktnca haykrdm anmsyorum. Zangr zangr titreyerek kendimi odadan dar attm... Arkadamn odasnda da benim odamdakinin ayns vard: Bir tabut! Yalnz onun odasndaki benim odamda grdmn neredeyse iki kat byklndeydi, koyu kahverengi rtsnn daha i karartc bir grn vard. Hadi, gelin de iin iinden kn! Tabut oraya nasl gelmiti? Bunun gene bir gz yanlmas olduu kesindi. Girdiim her odada tabut bulunacak deildi ya! Anlalan, sinirlerimin iyice ypranmas sonucunda abuk sabuk eyler grmeye balamtm. imdi nereye gitsem karmda bir tabut, llerin konulduu o korku verici nesneyi grecektim. Bu duruma gre aklm oynatyordum, "tabutomani" ad verilebilecek bir hastaln penesine dmtm. Delirmemin nedeniniyse uzun uzadya aratrmann gerei yoktu, ruh arma toplantsyla Spinoza'nn sylediklerini anmsamak yeterdi... Korku iinde, "Amann, aklm oynatyorum! Tanrm, imdi ben ne yapacam?" dedim, bam ellerimin arasna aldm. Beynim zonkluyordu, tir tir titreyen bacaklarmn zerinde zar zor durabiliyordum. Krksz, apkasz, sokan ortasnda kalakalmtm. Saanak btn iddetiyle sryor, souk iliklerime iliyordu. Krkmle apkam almak iin pansiyona dnsem; bu tmyle olanaksz, gcmn yetmeyecei bir eydi. nk artk iyice korkunun etkisine girmitim. Grdm tabutlarn bir gz yanlmas olduunu bildiim halde kendimi korkunun penesinden kurtaramyordum. Srtmdan souk terler boanyordu, dehetten tylerim ayaa kalkmt. Panihidin; - Ne yapacam iyice armtm, diye srdrd konumasn. Aklm oynatmama ramak kalmt. stelik tp yataa decektim. Bereket versin, tam o srada, benimle birlikte ruh arma oturumuna katlan arkadam Doktor Pogostov (7) geldi aklma, kendisi az ileride Miortvy (8) Soka'nda oturuyordu. Doruca onun evine yneldim. Arkadam Pogostov henz u zengin tccar kzyla evlenmemiti, bakanlk mstearlarndan Kladbienksi'nin (9) pansiyonunda, beinci kattaki bir odada kalyordu. Kladbienski'nin pansiyonunda sinirlerimin yeni bir ikenceye katlanmas alnmn yazsym. Merdivenleri trmanmaya balamtm ki, korkun bir grltyle irkildim. Ayaklaryla gmbr gmbr sesler kararak, kaplara arparak birisi yukardan aaya kouyordu. - Nerdesin, kapc? abuk buraya gel! diye haykryordu bir yandan da. Bir dakika sonra srtnda krk, banda tepesi km silindir apkasyla bir karaltnn merdivenlerden aa hzla szldn grdm. Arkadam Pogostov'dan bakas deildi bu.

- Pogostov, neler oluyor? Bir ey mi var? diye sordum. Arkadam komay brakarak titreyen elleriyle ellerime sarld. Yznde renk kalmamt, soluk almakta glk ekerken zangr zangr titriyordu. Tedirgin baklar bir yerde duramyor, gs kalkp kalkp iniyordu... Bouk bir sesle; - Siz misiniz, Panihidin? diye sordu. Durun bakalm, gerekten siz misiniz? Niye yznz mezar kaknlar gibi solgun? Sakn siz bir hortlak olmayasnz. Aman Tanrm, korkun bir durumdasnz! Ne oldu size? - Ama sizde de bet beniz kalmam. Neler oluyor, Tanr akna? - Hi sormayn, azizim! zin verin de biraz soluklanaym.. Eer karmdaki gz yanlgs deil de gerekten sizseniz, size rasladma ok sevindim. Kahrolas ispritizma toplants! Sinirlerim ylesine bozulmu ki, eve dndmde odamda ne grdm, biliyor musunuz? Bir tabut! Kulaklarma inanamyordum, bir daha sylemesini istedim. Arkadam ayakta duramad iin bir basamaa oturdu. - Evet, yanl duymadnz. Tabut, gerek bir tabut... Ben dlek bir adam deilim, ama iblis bile ispritizma denemesinden sonra odasnda bir tabutla karlasa tyleri diken diken olurdu herhalde. Dilim dolaarak, kekeleyerek ben de doktara grdm tabutlar anlattm. Gzlerimiz belermi, azlarmz aknlktan bir kar ak, birbirimizin yzne baktk. Sonra hortlak ya da dte olmadmz anlamak iin birbirimize imdik attk. Doktor; - Ben ac duyduuma gre herhalde siz de duymusunuzdur. Bu durumda ikimiz de uykuda deiliz, d grmyoruz. yleyse odadaki tabutlar gerekti, gz yanlmas olamaz. E, imdi ne yapacaz? Tam bir saat dondurucu merdivenlerde oturup tahminler, varsaymlar ileri srerek iliklerimize dein dkten sonra korkuyu bir yana brakp kapcy uyandrmaya, onunla birlikte doktorun odasna gitmeye karar verdik. Dediimiz gibi de yaptk. Odaya ktmzda bir mum yaktk; gerekten de beyaz rtl, srma saakl, pskll bir tabut tam ortada duruyordu. Kapc dindarca stavroz kard. Doktorun yznn kan ekilmiti, tir tir titriyordu. - Bakalm tabut bo mu, yoksa iinde biri var m? imdi anlarz, dedi. Gene de bir trl kapa amaya karar veremiyorduk. Sonunda doktor eildi, korkudan dileri kenetlenmi bir halde kapa yava yava kaldrd, mz birden tabutun iine baktk... Tabut bombotu... inde l yoktu ama orada u mektubu bulduk: "Azizim Pogostov! Kaynbabamn ilerinin bozulduunu biliyorsun. Boazna dek borca batm durumdadr. Yarn, br gn eyalarn haczetmeye gelebilirler. Bu, hem onun, hem de benim ailemizi yok etmeye, namusumuzu lekelemeye yeter. Ben onuruna dkn bir adamm. Dn yaptmz aile toplantsnda kaynatamn deerli, para eder nesi varsa saklamaya karar verdik. Adamcazn tm varl tabutlar olduu iin (Bildiin gibi kendisi kentimizin en iyi tabut ustasdr.) bunlarn en deerlilerini setik. Bir dost olarak bize yardm etmeni istiyorum, desteini bizden esirgeme, malmz, onurumuzu kurtar! Bunu bizden esirgemeyeceini umarak, aziz dostum, geri isteyinceye dek odanda kalmas iin bir tabut gnderiyorum. Yakn arkadalarmn, dostlarmn yardm olmazsa mahvolacamz yzde yz. Tabut sende en fazla bir hafta kalacaktr. Gerek dost bildiklerime birer tane gnderiyorum. Sizlerin gnlyceliinize, iyilikseverliinize gvenim sonsuzdur. van elyustin" (10) Bu olaydan sonra ben sinir kliniinde tam ay tedavi grdm, tabutunun gveyi dostumuzsa hem onurunu, hem de kaynatasnn mal varln kurtard. imdi kendisi de bir cenaze ileri brosu at; gmt talar, zeri yazl mermer levhalar satyor. u sralar ileri iyi gitmiyormu. imdi her akam odama girerken karyolamn dibinde mermer bir yazt ya da katafalk bulacam diye dm patlyor... YAMURDAN KAARKEN DOLUYA TUTULDU Avukat Kalyakin katedral korosunun efi Gradusov'un (11) odasnda oturmu, Gradusov adna sulh mahkemesinden gelen celp kdn elinde evirip evirerek baz aklamalarda bulunuyordu: - Siz ne derseniz deyin, Dosifey Petrovi, btn kusur zat alinizde. Size saygm sonsuz, bana kar gsterdiiniz yaknl takdirle karlyorum, gene de zlerek belirteyim ki, bu ite hakszsnz. Evet, hakszsnz. Mvekkilim Derevyakin'e (12) hakaret ettiiniz bal gibi ortada. Ne diye hakaret ettiniz ona? Yznden lanet okunan, uzun boylu, bask alnl, kaln kal, gsnde tun bir madalya sallanan yal Gradusov fkeli bir sesle; - Ne hakaret etmesi! dedi. Ona hakaret etmedim ki! Yalnzca biraz ahlak dersi verdim, o kadar. Budalalara ahlak dersi vermez, onlar yola getirmezsek u dnyada rahat yz gremeyiz. - Ama, Dosifey Petrovi, siz ahlak dersi filan vermemi, dpedz hakaret etmisiniz. Dilekesinde belirttiine gre herkesin nnde yzne "sen" diye bardktan sonra ne alakln brakmsnz, ne eekliini... Bir keresinde de elinizi kaldrp fiilen hakaret yolunu semisiniz.

- Anlamadm! Adam hak etmise dvmekten baka kar yol var m? - Ama unu iyi bilin ki, buna hi hakknz yok! - Benim hakkm yokmu? E, balayn ama bunu benim klahma anlatn! Byle laflar yutmam ben! Bu adam piskoposluk korosundan kap dar edildikten sonra gelip benim koroma girdi, orada tam on yl alt. Bilmek istersiniz diye syleyeyim ki, ben onun kurtarcs, velinimeti saylrm. Onu ben de koromdan kovdum diye bana kzdysa bunda tmyle kendisi suludur. Felsefeyle uramak ona m dm? Felsafeyle ancak akl banda, yksekrenim gren kiiler uraabilir. Eer sen budalaysan, akln her eye ermiyorsa kapa eneni, otur oturduun yerde! Azn ama da akll insanlarn sylediklerine kulak ver! Ama bizimkisi frsatn bulduka zrvalamaktan geri durmaz. Tam koro ilahi sylemeye ya da ayine balayaca zaman Bismark'tan, Gladstone'dan dem vurur. nanr msnz, salak herif bir gazeteye bile abone olmu, her gn alyormu... Gznzn nne getirebiliyor musunuz, Trk - Rus Sava yznden ka kez tokatladm drzy! Koro ilahi sylerken o, tenorlarn kulana eilmi, bizimkilerin Trk zrhls "Ltfi Celil"i maynla havaya nasl uurduklarn anlatyor. Syler misiniz, bu ne demek oluyor? Bizimkilerin zafer kazanmas insann houna gider elbet, ama ilahi sylememek iin bir neden deildir bu... le ayini bitsin, ondan sonra konu konuabildiin kadar. Szn ksas, domuzun biridir o herif! - Demek oluyor ki, ona daha nce de hakaret ediyordunuz! - Ama eskiden gcenmiyordu ki... Bunlar kendi iyilii iin sylediimi biliyor, sesini karmyordu. Byklerine, velinimetine kar gelmenin gnah olduunun bilincindeydi. Ama ne zaman emniyette greve girip yazcla balad, artk hepsine paydos! Tafrasndan yanna varlamaz oldu. "Ben ilahici deilim, memurum" diyor da baka bir ey sylemiyordu. Bu arada "Evrak memurluu snavna gireceim!" diye tutturdu. Ben de dedim ki "Sen budalann birisin. Felsefe yrteceine burnunu silsen daha iyi edersin. Rtbe, mevki dnmek senin neyine? Sana rtbe dnmek yerine boynunu bkp bir kede oturmak daha ok yarar." Ama laflarm kafasna girmiyor ki! Szn gelii u son olay ele alalm. Beni mahkemeye veriinin asl nedenini biliyor musunuz? Bu adam hdk olu hdk deil de nedir?.. Samopliuyev'in (13) meyhanesinde oturmu bizim katedralin zangocuyla ay iiyorduk. erisi yle kalabalkt ki, ine atsan yere dmez! Baktm, bu drz de orada, yazc arkadalaryla birlikte bir eyler zkkmlanyor. ki dirhem bir ekirdek, cakas da yerinde ha! Ellerini havaya kaldra kaldra konuup duruyor. Neler sylediini merak edip kulak kabarttm. A, bizimki bu sefer de koleray diline dolam, felsefe yrtmyor mu? Siz olsanz ne yaparsnz? Sesimi karmadm, diimi sktm... "Anlat bakalm, anlat, dilin kemei yok nasl olsa!.." dedim kendi kendime. Ama u ie bakn ki, tam o srada meyhanenin laternasn almaya baladlar. Bizim hdn duygular kabarm olacak ki, ayaa kalkp arkadalarna yle seslendi: "Uygarlk, ilerleme adna ielim! Ben, lkemin z olu, yurtsever bir Slavcym! Yurdumun uruna her gle gs germeye hazrm! Kendine gvenen varsa ksn karma! Bilek greinde kim gelirse yeneceim!" Byle diyerek masaya bir yumruk indirdi. Eh, artk bu kadarna dayanamadm. Yanna yaklaarak nazike, "Bana bak, Osip! Sen eein birisin, hibir eye akln ermez. O bakmdan otur oturduun yerde, eneni de kapat! Yalnzca okumu, akll adamlar tartmaya girebilirler, senin byle eylere hakkn yok! nk sen bir hisin, sfrsn!..." dedim. Ben ona bir syledim, o bana on karlk verdi. At azn yumdu gzn... Oysa benim sylediklerim onun iyilii iindi. Buna karlk aptal herif ne yapt? Tuttu beni mahkemeye verdi. Kalyakin iini ekti. - Dosifey Petrovi, ite dilinizi tutamadnz iin, bakn, banza ne iler atnz! oluk ocuk sahibi, saygdeer bir kiisiniz. Mahkemeye gelip gitmelerden, dedikodulardan, az dalalarndan, belki de tutuklanmaktan kurtulamayacaksnz. Bu ii fazla uzatmadan bitirmek gerek. Bakn, size ne diyeceim! Bugn akam zeri, saat altya doru Samopliuyev'in meyhanesine gidelim; yanlarnda ona hakarette bulunduunuz yazclar, tiyatro oyuncular yanndayken Derevyakin'den zr dilersiniz. Byle yaparsanz dava dilekesini geri aldrrm ona. Anladnz m? Bylesi daha iyidir, Dosifey Petrovi, kabul edeceinizi sanyorum. Bu zm yolunu dostunuz olarak akladm size. Mvekkilim Derevyakin'e hakaret ettiniz, herkesin nnde onu kepazeye evirdiniz, daha da nemlisi onun gururuyla oynayp duygularyla aka alay ettiniz... Biliyor musunuz, bu zamanda byle eyler yaplmaz. Daha dikkatli davranmak gerekir. Szlerinize yle bir anlam vermisiniz ki, nasl syleyeyim... gnmzde... ey... pek uygun kamyor... imdi altya eyrek var. Benimle gelecek misiniz? Gradusov gitmemek iin direndi, ama Kalyakin onun szlerinin tad "anlam", bu "anlam"dan doacak sonular yle keskin izgilerle ortaya koydu ki, koro efi korkarak gitmeye raz oldu. Meyhaneye giderlerken avukat; - Dikkat edin, gnl alc szlerle zr dileyin, diye akl veriyordu. Yanna gidip, "Sizden" diye baladktan sonra, "zr diliyorum... szlerimi geri aldm." filan dersiniz... Meyhaneye vardklarnda her zamanki mterilerin ounlukla geldiini grdler. Akam oldu mu, ay bira imek isteyen btn orta halliler orada toplanrlard. Bu sefer de esnaf takm, artistler, memurlar, yazclar masalar doldurmulard. Derevyakin yazclarn arasna oturmutu. lk bakta ya anlalmayan, sinek kayd tral, bayku gzl bir adamd Derevyakin. Fra gibi sert salar vard, onu grnce izmelerini fralamak gelirdi insann aklna. Yznn mutlu grnnden bu yzn sahibinin hem ayya, hem kaln sesli, hem de

aptal olduu kansna varrdnz. Yalnzca onun aptall kendini dnyann en akll adam sanacak derecede deildi.Koro efinin ieri girdiini grnce Derevyakin azck yerinden doruldu, kedi gibi byklarn oynatt. Topluluk nnde zr dileneceini daha nce renmi bulunan kalabalk sessizleti. eri girer girmez Kalyakin; - Bay Gradusov raz oldu, dedi. Koro efi kalabalk arasndan bazlaryla selamlat, mendilini karp grltyle smkrd, kzara bozara Derevyakin'e yaklat. Onun yzne bakmadan; - Balayn.. Buradaki baylarn nnde geen gn sylediim szleri geri alyorum, dedikten sonra mendili cebine soktu. Derevyakin kaln sesiyle; - Balyorum, dedi. Oradakileri utku kazanmcasna szdkten sonra yerine oturdu. - Bu bana yeter. Bay avukat, davann dmesi iin gerekeni yapn, ltfen. Gradusov rahat deildi. - Evet, zr diliyorum. Balayn1 Can skc eylerden holanmam... Sana "siz" dememi mi istiyorsunuz, ite "siz" diyorum. Seni akll adam yerine koymam m istiyorsun? Ona da peki! Cann cehenneme, nasl istiyorsan yle olsun! Ben, kardeim, kinci bir adam deilim. Senin gibi mendeburlara aldrdm yok! - Ama izin verin, zr dileyeceiniz yerde svyorsunuz bana. - Yahu, daha nasl zr dileyeyim? stediklerin yerine geldi ya! "Sen" diye konuuyorsam alkanlktan ileri geliyor. bir de nnde diz kp yalvaracak deilim herhalde... Hem zr diliyorum, hem de bu ii ksa yoldan zdm iin Tanr'ya krediyorum. Mahkemelerde srtecek vaktim yok benim. mrmde mahkemeye gitmi deilim, gitmek de istemem... Sonra sana... size de tavsiye etmem. - Size katlyorum... Bu duruma gre, imdi birlikte Ayastefanos Bar onuruna birer kadeh imeye ne dersiniz? - Neden imeyelim? eriz ieriz... Ancak sen, kardeim Osip, domuzun birisin! Bunu sana svmek iin sylemiyorum. Lafn gelii ite... dilim yle alm... Domuzun tekisin sen, Osip! Piskoposluk korosundan kovduum gn ayaklarma kapandn ne abuk unuttun? Sonra da tutup velinimetini ikyete kalkyorsun! Nah senin suratna!.. Bunlar yaparken hi utanmadn m? Baylar, bu adamn yapt ayp deil mi? - zin verin ama... gene svmeye baladnz. - Ne svmesi? Ben sana t veriyorum, yol gsteriyorum... Biz artk bartk. unu son kez syleyeyim ki, sana kesinlikle kfretmek niyetinde deilim. Velinimetini ikyet eden senin gibi bir dangalakla neden uraacakmm? Cehenneme kadar yolun var! Aslnda seninle konumaya bile demez. Elimde olmadan demin sana "domuz" demisem gerekten domuzsun da ondan... On yldr yedirip iirdii, nota rettii iin bir byne dua edecein yerde nankrcesine mahkemede dava ayorsun, stelik iblis avukatn zerime salyorsun. Kalyakin gcenerek sze kart: - Msaade buyurun, Dosifey Petrovi! Size gelen iblis deil, bendim. Sylediklerinizde biraz dikkatli olun. ok rica edeceim! - Ben sizi kastetmedim. Gelmek istiyorsanz her gn gelin bana, bamn stnde yeriniz var. Ancak bir noktay anlam deilim: Hukuku bitirmi, kltrl bir adam nasl oluyor da bu babahindiye t verecek yerde onunla el ele verip bana kar kyor? Sizin yerinizde olsam bu herifi hapislerde rtr, srndrrdm. Sonra, ne diye kzyorsunuz bana? zr diledik ya ite! Benden daha ne istiyorsunuz? Anlamyorum, dorusu... Baylar, tanm olun, ben zr diledim, bir daha da herhangi bir ahmaktan zr dileyecek deilim. Osip fkeden kslan bir sesle; - Ahmak sizsiniz! diyerek gsn yumruklad. - Ben mi ahmam? Ben ha? stelik bunu bana sen sylyorsun? Byle derken Gradusov pancar gibi kzard, titremeye balad. - Ne cretle bunu bana syleyebiliyorsun? yleyse al sana! Bu tokat yetmez, bir de seni mahkemeye vereyim de gr gnn! Hakaret etmenin ne demek olduunu anlatacam sana! Baylar, hepiniz tanm olun! Bay komiser, neye orada durmu, bakyorsunuz? Bu adam bana hakaret etti, iitmediniz mi? Aylk almay biliyorsunuz da dzeni salamaya gelince niin susuyorsunuz? Mahkeme denen ey herkes iin vardr, bunu bilmi olun! Komiser, Gradusov'un yanna gitti, ama i bununla kalmayp bydke byd. Bir hafta sonra Gradusov sulh yargcnn karsnda oturuyor; Derevyakin'den baka bir de avukata, polis komiserine hakaretten yarglanyordu. Balangta kendisinin davac m, yoksa sank m olduunu dahi anlam deildi, ancak yarg sularndan dolay "toplam" iki ay hapsine karar verince akl bana gelerek ac ac gld; - Tuhaf ey! dedi. Hem hakaret gryoruz, bu yetmiyormu gibi bir de hapse atlyoruz! Bay yarg, yarglama yasalara gre yaplmal, aklnza estii gibi deil! Topra bol olas anneniz Varvara Vasilyevna olsa, bu Osip

gibilerine bir gzel sopa ektirirdi. Siz ona arka kyorsunuz. Byle mendeburlar hakl karrsanz sonunda ne olur? Bakalar da ayn eyi yaparlar... Bu durumda hakkmz aramak iin kime bavuracaz? - Hkm iki hafta iinde temyiz edilebilir... Gereksiz yere konumamanz rica ederim. Gidebilirsiniz. Gradusov anlaml anlaml gz krpt. - Bunu anlamayacak ne var? Bu zamanda yalnzca aylkla geinmek kolay deil. Geimini kolaylatrmak istiyorsan susuzu sulu karp kodese tkarsn... Hep byledir. in kts, hakkn arayacak baka yer de yoktur... - Ne dediniz? - Hi! Szn gelii yle sylyorum. Yani ne siz syleyin, ne de ben anlataym... Altn zincir bileinizde diye sizi yarglayacak mahkeme yok mu sanyorsunuz? Hi merak etmeyin, sizin de boyunuzun lsn alrlar! Hemen "yargca hakaretten" dava ald, ama piskopos ie kararak dava dosyas hasralt edildi. Hakknda verilen hkm yargtaya gnderen Gradusov kendisinin aklanacandan, Osip'in ise hapse gireceinden tmyle emindi. Yargtayda onu dinledikleri srada gene ayn kandayd. Yarglarn karsnda dikilirken enesini tuttu, gereksiz yler sylemekten kand. Ama yarglar kurulu bakan ona oturmasn sylediinde birden alnarak; - Koro efinin kendi arkcsyla yan yana oturduu nerede grlm? diye sylendi. Yarglar kurulu sulh mahkemesinin kararn onaylaynca Gradusov gzlerini ksarak homurdanmaya balad: - Ne? Ne buyurdunuz, efendim? Bundan bir ey anlamadm! Siz neden sz ediyorsunuz? - Yargtay, sulh mahkemesi yargcnn hkmne uymutur. Karardan honut deilseniz senatoya bavurabilirsiniz. - Ya, demek yle! Bu abuk, hem de adalete uygun kararnzdan dolay sonsuz teekkrlerimi sunarm! Elbette tek aylkla geinmek zordur. Beni balayn, ama rvet yemeyen mahkemeyi de buluruz biz! Gradusov'un yargtayda sylediklerinin hepsini burada anlatacak deilim. imdi de "yargtaya hakaret"ten dolay yarglanacak. Yaknlar suun onda olduunu sylediklerinde Gradusov dinlemek bile istemiyor. Susuzluunu stelemekle kalmayp, yolsuzluklar ortaya karmasndan tr er-ge kendisine teekkr edileceine inanyor. Onun bu inad karsnda katedralin bapapaz elini umutsuzca sallayarak; - Bu budalann yola gelecei yok! Anlamyor, kafas almyor! IKAR N EVLLK (ki blmlk roman) BRNC BLM Dul Bayan Mmrina'nn Piatisobayi (14) Soka'ndaki evinde dn leni dzenlenmiti. arllarn says 23 kiiyse de bunlardan 8'i mide bulantsn ileri srerek azlarna tek lokma koymuyorlar, masa banda pinekleyip duruyorlar. Mumlar, lambalar, bir meyhaneden kiralanan aya krk avize konuklarn topland oday ylesine parlak klarla aydnlatyor ki, yemek yiyenler arasndaki bir telgraf krtarak gzlerini szyor, ikide bir damdan dercesine bol ktan sz ediyor. Elektrik na, genelde elektrie parlak bir gelecek bitii belli, ancak konuklarn onun szlerine fazla aldrdklar yok. Gelinin vaftiz babas tabana bn bn bakarak: - Bana kalrsa elektrik de, elektrik da dolandrclktan baka bir ey deildir, diyor. Oraya bir kmr paras sokarak bununla insanlarn gzn boyamaya alyorlar. Hayr, azizim, madem evlerimizi aydnlatacaksn, ben senin sahte kmrn ne yapaym? Bana daha esasl, daha yanc bir ey, atein kendisini ver, anlatabiliyor muyum? Uyduruk deil, doal bir ate olsun!.. Telgraf cakal bir tavrla ona yant veriyor: - Elektrik bataryasnn iinde neler bulunduunu grm olsaydnz baka trl konuurdunuz. - Hayr, grmek bile istemiyorum! Madrabazlk bunlarn yaptklar! Saf halk dolandryorlar, kann emiyorlar... Biz byle eyleri bilenlerdeniz... Bakn, delikanl, her ne kadar adnz renmek onuruna erimi deilsem de, dolandrclar koruyacak yerde hem kendiniz iseniz, hem de bakalarnn kadehlerini doldursanz daha iyi edersiniz. Uzun boylu, fra gibi sert sal bir gen olan gvey Aplombov (15) ksk, ince sesiyle: - Babacm (16), ben de sizinle ayn kandaym, diyor. Ama imdi bilimsel konular tartmann sras deil. Ben de trl trl keiflerden, bilimsel bululardan dem vurabilirim, ama bunun yeri mi buras? Sen ne dersin, ma chere? Yannda oturan geline byle soruyor. Yznde dnme erdeminden baka tm erdemleri bulabileceiniz gelin Daenka birden kzaryor. - Onlar bilgin olduklarn gstermek istedikleri iin hep anlalmas zor konular ayorlar, diyor. Masann br ucunda oturan, Daenka'nn annesi iini ekerek telgraf gence sitem ediyor:

- ok kr, bilgin olmadan da bunca yl yaadk! Tanr'nn yardmyla nc kzmz da iyi biriyle evlendiriyoruz. Madem bizler size gre okumu deiliz, yleyse ne diye evimize geldiniz? Kendi bilgin dostlarnzn yanna gitsenize! Ortala bir sessizlik kyor. Telgraf ne diyeceini bilmemektedir. Elektrik konusunun byle garip bir yn alacan nereden kestirsin adamcaz? Sofra bandaki sessizliin dmanca bir havaya brnerek konuklar ona kar tavr almaya iteceini dnerek kendini savunmaya alyor: - Tatyana Petrovna, ailenize kar her zaman sayg duymuumdur. Demin elektrik konusunu amsam, amacm kendimi bakalarndan stn gstermek deildi. kinizi seve seve ierim, byk zevktir benim iin. Darya (17) vanovya'ya iyi bir ksmet kmasn yrekten dilemiimdir her zaman. Bu devirde, Tatyana vanovna, gvenilir bir erkee raslamak zordur. imdi herkes evlenme iinde karn gzetiyor, para en bata dnlen nesne... Gvey birden sinirlenerek gzlerini krptrmaya balyor. - Ne demek yani? Bana ta m atyorsunuz? Telgraf rkyor biraz. - Kimseye ta attm filan yok. Szm meclisten dar... ylesine, genel anlamda syledim. Hemen alnmayn ltfen. Sizin severek evlendiinizi herkes bilmiyor mu sanyorsunuz? Zaten aldnz drahoma nedir ki? Bu sefer Daenka'nn annesi gceniyor. - Yo, hi de yle deil! Siz fazla ileri gidiyorsunuz, azizim! Bin rublenin stne tam tane sabahlk, bir yatak, btn u grdnz ev eyasn veriyoruz. Byle drahoma veren baka bir aile arayn, bakalm bulabilecek misiniz? - Benim azmdan bu anlamda bir laf kmad ki! Eyalarnz gerekten gzel! Gveyiniz durup dururken alnd da... yle bir ey dokundurmadm belirtmek istemitim... Ancak gelinin annesi yatacak gibi deildi. - yleyse iki anlama ekilecek laflar kullanmayn! teden beri annenizi, babanz tanr, sayg gsteririz; dne o nedenle ardk sizi. Ama siz abuk sabuk laflar ediyorsunuz... Madem Yegor Fyodorovi'in kar iin evlendiini biliyordunuz, ne diye daha nce sesinizi ykseltmediniz? Bir yaknmz olarak gelir, "Byle byle, kar iin evlenmek istiyor." derdiniz. ok zlen anne bu kez gveyine dnp gzlerini krptrarak; - Sana gelince, iki gzm, bu yaptn ok ayp! diyor. Kzm yetitirip byttm. Gzm gibi saknp bugnlere getirdim yavrucazm... Ama sen... sen yalnzca karn dnyorsun... Gvey Aplombov masadan kalkyor, fra sertliindeki salarn elleriyle taryor. - Siz bu iftiraya inandnz m? ok, ok teekkr ederim! Dorusu, byle bir kanya vardnz iin sizi kutlarm! Sonra telgraf gence dnyor: - Beni iyi dinleyin, Bay Blinikov! (18) Tandk biri de olsanz, bakasnn evinde rezalet karmanza gz yumamam! O nedenle buradan defolup gitmenizi rica edeceim! - Nasl yani? - Basbaya, defolup gideceksiniz! Sizin de benim gibi namuslu bir adam olmanz isterdim. imdi kp gidin artk! Arkadalar gveyi yerine oturtuyorlar. - Brak canm, yeter artk! Bu kadar cann skmaya deer mi? Hadi, otur! - Hayr, buna hakk olmadn gstermek istiyorum! Severek evlendiimi bilsin! E, daha ne oturuyorsunuz? "kp gidin!" dedik ya size! akna dnen telgraf gen masadan kalkarken; - Ben ne yaptm ki? diyor. ey... Bundan bir ey anladmsa... Peki, peki, hemen gidiyorum. Ama nce pike yelek iin benden aldnz rubleyi geri verin. Bir kadeh daha itikten sonra gideceim. Ama borcunuzu deyin nce! Gvey arkadalaryla uzun uzadya fsldayor... Berikiler ceplerindeki bozukluklar birletirip rubleyi denkletiriyorlar. Gvey bu paray telgrafnn nne frlatyor, o da kokartl resmi apkasn glkle arayp bulduktan sonra selam veriyor, hzla oradan ayrlyor. Elektrik stne masum bir konumann ne beklenmedik bir sonu dourduunu grn ite! Neyse, yemek bitiyor, gecenin karanl iyice kyor. Terbiye grm yazarnz da dlem (19) gcne sk bir gem vurarak bu arada olup bitenler zerine koyu bir bilinmezlik perdesi ekiyor. Pembe parmakl Tanyeri, Piatisobayi Soka'nda Evlenme Tanrs'na bir kez daha raslyor ve roman yazarna ikinci blm iin zengin veriler salyor. KNC VE SONUNCU BLM Bulutlu bir gz sabah. Henz saat 8 olmam, oysa Piatisobayi Soka'nda olaanst bir hareketlilik gze arpyor. Yaya kaldrmlarda polisler, kapclar tela ierisinde koturuyorlar; evlerin nlerinde toplanan a kadnlarn morarm yzlerinde byk bir aknlk okunuyor... Btn pencereler merakl insanlarla dolu.

Soka seyretmek iin ortak amar ykama yerinin penceresinden dar uzanm kadn balar birbirlerini akaklaryla, eneleriyle ezecekler nerdeyse... Baz sesler duyuluyor uradan buradan: - Kar desem, kar deil... Bu nasl bir ey, anlayamadm gitti... Apartmanlarn atlarndan aaya savrulan kar benzeri beyaz beyaz eyler her yeri dolduruyor, saa sola uuuyor... Yaya kaldrmlar bu beyaz eylerle rtl; sokak fenerleri, evlerin atlar, kap nlerindeki sralar, yoldan gelip geenlerin omuzlar, apkalar hep beyaz krpntlarla kaplanm... amar ykayan kadnlar ayn yne doru koan kapclara soruyorlar: - Ne var? Ne olmu, anlatsanza! Berikiler yant verecekleri yerde ellerini sallayarak komalarn srdryorlar. Sonunda kapclardan biri geriye dnyor, kendi kendine bir eyler syleyerek ellerini garip garip oynatyor. Olay yakndan grd, her eyi bildii nasl da belli! amarc kadnlar soruyorlar: - Ne olmu, iki gzm, anlatr msn? - Hi sormayn! Dul Bayan Mmrina vard ya, hani dn dn yapp kzn evlendiren! Gveyini kandrm, bin ruble yerine dokuz yz ruble drahoma vermi. - Peki, gvey ne yapm? - Deliye dnm, ne olacak! Am azn, yummu gzn, kadncaza sylemediini brakmam. Daha da fkesini alamaynca ku ty yatan klfn yrtarak tyleri pencereden dar atm... Grmyor musunuz u uuan eyleri? Sanki kar yayor. O srada: - Gtryorlar! Gtryorlar! sesleri ykseliyor. Mmrina'nn evinden bir insan kalabal skn ediyor. Yzlerinden znt akan iki polis memuru en nde yrmektedir. Onlarn ardndan da triko paltolu, silindir apkal gvey Aplombov... Delikanlnn yznde, "Ben namuslu bir adamm, ama kimsenin beni aldatmasna izin veremem!" diyen bir anlam var. Gen adam ikide birde ban arkaya evirerek: - Durun, adalet size benim ne kratta bir adam olduumu gsterecek! diye homurdanyor. Daha geriden Tatyana Petrovna ile Daenka yryorlar. Kalabaln sonundaysa elinde defter tutan kapcyla bir sr ocuk gze arpyor. amar ykayan kadnlar nlerinden getii srada Daenka'ya soruyorlar: - Niye alyorsun, gelin kz? Soruyu onun yerine annesi yantlyor: - Dee acyor da... Tam on be okka ku ty koymutuk, yavrum! Hem de ne ty! Elimizle tek tek semitik, arasnda bir tanecik telek yoktu. Bu gekin yamda bu da m gelecekti bama! Kalabalk keyi dnyor, Piatisobayi Soka eski sessizliine brnyor. Tyler o gnn bitimine dein havada uuup duruyorlar... YAAYAN TARHLER Valilik danman aramkin'in odas ho bir lolua brnm. Yeil kalpakl geni tun abajur duvarlar, mobilyalar, insanlarn yzlerini Ukrayna gecelerini anmsatan yeil bir renge boyuyor... minede snmeye yz tutmu odun atei arada bir parlayverince yzlere yangn kzll vursa da bu durum odann renk uyumunu bozmuyor, ressamlarn deyimiyle "genel hava" deimiyor. Memur tarz favorilerine kr dm, gk gzl, uysal bakl, ileri yalarda bir bay olan aramkin, yemeini yeni yemi bir adamn geveklii iinde minenin nndeki koltuunda oturmaktadr. Yznden sevecenlik okunuyor, dudaklarna hznl bir glmseme yapm sanki. Onun biraz ilerisinde, krk yalarnda, babayiit bir adam, vali yardmcs Lopnev kk bir kanepede ayaklarn mineye doru uzatarak otururken tembel tembel geriniyor. Piyanonun yannda aramkin'in ocuklar Nina, Kolya, Nadya, Vanya didiip duruyorlar. Bayan aramkin'in odasnn kap aralndan rkek bir k szyor ieriye. Orada, alma masasnn banda otuz yalarnda, alml, civelek bir kadn olan, aramkin'in kars, Kadnlar Dernei'nin bakan Anna Pavlovna kitap okumakta; burun gzlnn arkasnda canl gzleri Franszca romann sayfalarnda fldr fldr dolamaktadr. Romann altnda ypranm bir kt gze arpmaktadr, bir yl nceki Kadnlar Dernei hesap bilanosudur bu. Yumuak baklarn ktklerin kzllna diken aramkin: - Eskiden kentimiz daha anslyd, dedi. Tannm sanatlardan birini seyretmeden k geirdiimizi anmsamyorum. Ayrca nl oyuncularn, arkclarn urak yeriydi bizim buras. Ya imdi yle mi? Birka hokkabazdan, sokak arkcsndan bakasn grdmz yok. Bunlarla m estetik zevkimizi gidereceiz? Ormanda yaar gibiyiz vallahi. Beyefendi, hani bir talyan alat oyuncusu gelmiti... Ad neydi bakaym? Uzun boylu, esmer bir adamd. Ad dilimin ucunda. Tamam, Luigi Ernesto de Ruggero! Ne byk bir yetenekti! Syledii her szn ardndan yer yerinden oynuyordu. Karm Anyutoka adama az destek vermedi dorusu.

Tiyatro salonunu o buldu, on temsilin biletlerini o satt. Bunun karlnda da adam bizimkine konuma sanatn, mimikleri retti. Can adamd, dorusu. Kentimize gelmesinin zerinden... yanlmyorsam... on iki yl geti. Evet, tam olarak syleyebilirim, on yldan fazla deil. Anyutoka, bizim Nina ka yanda? Anna Pavlovna odasndan seslenir: - On. Niin sormutun? - Hi, ekerim. Bir ey iin gerekti de... Kentimize urayan arkclar birbirinden stnd. Hani u "tenore di grazia"y (20) anmsyor musunuz? Ad da Prilipin'di. Sarn, yakkl, sevimli bir adam. Tpk Parisliler gibi zarifti davranlar. Hele yznn anlatm ne denli etkileyiciydi! Ya o sesi, beyefendiciim! Tek kusuru kimi notalar karnndan karmas, "re"leri ba sesiyle sylemesiydi. Dediklerine baklrsa, Tambirlik'ten ders alm. Kalabalk dinleyici topluluuna konserler verdii salonu ona Anyutoka ile ikimiz bulmutuk. Bunun karlnda o da bize gnler, geceler boyu ark syledi, Anyutoka'ya an dersi verdi. Kentimize gelii... yanlmyorsam on iki yl nceydi, byk perhize raslyordu. Hayr, hayr, daha ok oldu... Bende akl m kald ki! Anyutoka, Nadeka kanda imdi! - On iki. - Evet, on iki... Buna on ay daha eklersek tam tamna on yl eder. Diyorum ya, kentimizin sanat yaam o zamanlar ok daha canlyd... Hayr dernekleri adna dzenlenen balolar anmsayn bir kere! Ne kadar gzeldi, deil mi? arklar sylenir, piyesler oynanr, romanlar okunurdu. Savatan sonraki gnlerdi. Kentimize Trk tutsak subaylarn getirildii sralar Anyutoka yarallar adna bir gece dzenlemiti. O toplant sonunda eline tam bin yz ruble geti. Yemin ederim, Trk subaylar Anyutoka'nn syledii arklara bayldlar; elini biri brakyor, br pyordu. Keh keh keh! Asyal ama deerbilir bir halk u Trkler! Gece ylesine baarl geti ki, gnceme bile dmm. Bin sekiz yz yetmi altda m olduydu bu, yoksa yetmi yedide mi? Durun, Trklerin kentimize geldii yl hangisiydi? Anyutoka, bizim Kolya ka yana bast? Esmer yzl, kmr gibi kara sal, kara gzl bir yumurcak olan Kolya soruyu kendisi yantlad: - Yedisindeyim, babacm. Lopnev iini ekti, aramkin'i desteklercesine; - Yalandk artk, eski enerjimiz kalmad, dedi. te asl neden bu. Kocadmz kabul etmeliyiz, azizim. Yeni giriimciler yok, biz eskiler de yalandk. Hani nerede iimizdeki o ate? Genlik yllarnda kent halknn can sknts ekmesine gz yummazdm... O zamanlar Anna Pavlovna'nn sa koluydum... Hayr dernekleri adna balo mu verilecek, piyango ekilii mi yaplacak, ya da kentimize gelen bir sanatya destek mi olunacak, her eyi brakp ie giriirdim. Hele bir k ylesine koturmu, abalamtm ki, yorgunluktan yataa dtm. O k unutabilir miyim hi? Yangn felaketi geirenler iin Anna Pavlovna ile el ele verip yazdmz oyunu anmsyor musunuz? - Evet, hangi yld hele? - Aradan fazla gemedi, canm. Bin sekiz yz yetmi dokuz muydu, neydi? Sanyorum, seksendi. Syler misiniz, sizin Vanya kanda imdi? Anna Pavlovna odasndan bard: - Beinde. - Demek yle byle alt yl olmu... te azizim, o gnler bambakayd. imizden g fkrrd. O ate kalmad imdi. Lopnev ile aramkin derin derin i ektiler. minede yanan ktkler son kez alazland, sonra yava yava klle kapland. UNVANLAR KALDIRILDI Su taknndan sonraki gnlerden birinde, astemenlikten emekli toprak aas Vvertov, toporafya mhendisi Katavasov'u yurtluunda (21) arlamaktayd. Yemeklerini yedikten sonra sra gnn olaylarn konumaya geldi. Katavasov, kentte yaayan biri olarak Vvertov'a taze haberler getirmiti. Kolera salgnndan, savatan, hatta pay senetlerinin son gnlerde bir kapik deer kazanmamasndan sz etti. Vvertov yeni bir ey iittike ah ekiyor, "Demek, yle ha! una bakn! Vay vay!" gibi szlerle heyecann belirtiyordu. Biraz sonra merak edip sordu: - Omzunuzda rtbe iareti gremiyorum. Semyon Antip. (22) Neden acaba? Toporafya mhendisi hemen yant vermedi. Bir sre suskun oturduktan, votkasn yudumladktan sonra elini sallad. - Bo verin, canm. Kaldrdlar... - Demeyin! Nasl olur? oktandr gazete okuduum yok, o yzden deiikleri renemiyorum. Yoksa yalnzca sivil bakanlklarda m kaldrdlar rtbeleri? Ne dersiniz? Eer yleyse bir bakma iyi olmu. nk erler sizleri subaylarla kartrp selam veriyorlard. Bir bakma da kt. Neden derseniz, o gsteri, o soyluluk yok imdiki giyiminizde. Toporafya mhendisi elini bir daha sallad.

- Aman canm, d grnn ne nemi var? Dereceniz korunsun da, omzunuzda rtbeniz olmu, olmam hepsi bir. Ben byle eylere aldrmam. Ama size gelince, Pavel Antip, hakknz yedikleri ortada. Ne denli zlseniz azdr. - Nasl yani? Kimin hakkn yemiler? - Hani u rtbenizin hakk var ya, ondan sz ediyorum. Geri astemenlik kk bir rtbe, gene de anayurdun hizmetinde... bir subay... kann aktmtr. Ne diye kaldrrlar unvanlar, bilmem ki! Vvertov'un beti benzi att, gzlerini kocaman kocaman at, kekeleyerek; - Durun! Ne sylediinizi anlamyorum. Astemenlii kim kaldrabilir? dedi. - Ya! Haberiniz yok, demek ki... Astemenliin kaldrld konusunda bir kararname kmt, okumadnz m? Tek astemen kalmayacak orduda, byle bir rtbe yok artk. Grev bandaki astemenler temenlie ykseltildi, emekli olanlarsa... Oras belirsiz ite, isteyen istedii gibi anlyor. - Ya? Peki, ben neyim yleyse? - Tanr'dan bakas bilemez ne olduunuzu. Dedim ya, boluktasnz. Herkesin kendi anlayna kalm. Vvertov baka bir ey daha sormak istediyse de soramad. Gs boluunda bir souma hissetti, dizlerinin ba zld, dili aznda kaskat kesildi. O srada yedii sucuu ineyemez oldu. Toporafya mhendisi iini ekti. - Hi byle yapmamalydlar. Sivil bakanlklarla ilgili yaplanlar yerindedir bence, ama sizlere dokunmamalydlar. Yabanc basn buna ne der, bilemem. - Anlamyorum, kesinlikle anlamyorum... Eer ben imdi astemen deilsem neyim? Hibir rtbem kalmad m? Bir hi miyim yani? Sylediklerinize baklrsa, demek oluyor ki, nne gelen bana kabalk edebilecek, "sen" diye konuacak... - Orasn bilemem artk... Bizi de tren kondktr sanyorlar rtbesiz olunca. Geenlerde demiryollar blge amiri yeni usul apoletsiz kaputuyla istasyondan geiyormu. Oradan bir general "Kondktr bey, tren ne zaman kalkacak?" diye sormaz m? Neredeyse kapacaklarm. Gryorsunuz, kepazelik! Byle eyler basna yansmaz, gene de herkes duyar. "Mzrak uvala smaz" dememiler bouna. Haberden zihni allak bullak olan Vvertov bir ey yiyip iemiyordu. Kendine gelebilmek iin bir bardak kvas istedi ancak kvas iemedi, boaznda dmlendi, barda geri verdi. Emekli astemen toporafya mhendisini uurladktan sonra da odalara samad, dnceler iinde dolat durdu. Geceleyin yataa yattnda da hep iini ekti, dnd. Bir ara kars Arina Matveyeva onu drtt. - Ne deliler gibi homurdanp duruyorsun? una bak inlemesi bitmek bilmiyor! Sanki ocuk douracak. Belki de sylenenler doru deildir. Paavra gibi yaylp kalacana, git de baka yerlerden sor sorutur. - Elinden rtbeni, unvann alsalar sen de paavraya dnerdin. una bak, yanmda ktk gibi uzanm yatyor! Paavra kendinsin, anladn m? Anayurdumuz uruna kan dken sen deilsin, benim! Btn gece gzne uyku girmeyen Vvertov ertesi gn doru atn arabaya kotu, haberin doruluk derecesini renmek zere yollara dt. nce birka komusuna urayacak, gerekirse ta Soylular Dernei bakanna kacakt, Ignatyevo kasabasndan geerken vaiz Pafnuti Amalikitianski'ye raslad. Peder kiliseden evine dnyor, arkasndan yryen zangoca elindeki asay fkeli fkeli sallayarak kyordu: "Aptaln birisin sen, salak! Bunu byle bil!" Vvertov yayl arabasndan indi, kutsamas iin papaza yaklat elini pt. - Yortunuz kutlu olsun, aziz peder. Ayinden mi geliyorsunuz? - Evet, sabah ayininden. - ok gzel. Greviniz neyse onu yapyorsunuz. Sizler ruhban srsn gdersiniz, bizler de elimizden geldiince topra srer ekeriz. Peder, bugn nianlarnz takmamsnz. Neden? Aziz peder onu yantlayaca yerde elini sallad, suratn bir kar asarak ekti gitti. - Nian takmak yasakland, dedi zango onun arkasndan fsltyla. fkeli fkeli uzaklaan vaizi gzleriyle izleyen Vvertov'un urad ilk yer, Binba jitsa'nn iftlik evi oldu. Arabas binbann avlusuna girerken karlat grnt uydu: Srtnda sabahl, banda Mslman fesiyle avlunun ortasnda dikilen jitsa yerinde tepinerek fkeyle elini-kolunu sallyor; arabacs Filka ise topallayan bir at binbasnn nnde bir ileri bir geri yrtyordu. - t herif! diye baryordu binba. Dolandrc! Serseri! Senin gibi hergelelerin cezas ipe ekilmektir! Alak! Tam o srada Vvertov'u grd. - O, ho gelmisiniz! Naslsnz, bakalm? Syleyin, ltfen, beendiniz mi u durumu? Sahtekar, bir haftadr atn aya incinmi de haber vermiyor. Ben grmesem, kim bilir, zavallnn toyna ne hale gelirdi! Bunlar insan deil, eek! Bylelerine sopa ekmeyip de kime ekeceksiniz? Soruyorum size, kime ekeceksiniz? Vvertov binbaya doru yrd. - Ooo! Atnz ok gzelmi! zldm, dorusu... Peki, binbam, niin bir baytar armyorsunuz? Bizim kyde bu iten anlayan biri var. Haber gnderin, hemen gelsin, binbam. jitsa pis pis srtt, Vvertov'u taklit edercesine;

- Binbam! Binbam! dedi. akann sras deil imdi. Ben aya incinen atmla urayorum, siz "binbam" diye tutturmusunuz. - O da ne demek oluyor, binbam, size baka trl nasl hitap edebilirim? - Ne binbas? Binbalk kalkt. Bilmiyor muydunuz yoksa? Aydan m geldiniz, be kardeim? Vvertov korkuyla jitsa'ya bakt, kt bir eyin nsezisiyle ter basan yzn sildi. - Durun, bir dakika! Ne dediinizi anlamadm. Binbalk nemli bir rtbedir. Siz neler sylyorsunuz? - Bir zamanlar yleydi. - Nasl yani? stelik sizin buna pek aldrdnz yok. Eski binba elini sallad; bir ey olmamasna, Filka alann atn toynan nasl zedelediini anlatmaya koyuldu. Durumu uzun uzadya, ayrntlaryla aklyor, bununla da yetinmeyip, atn zedelenmi ayan havaya kaldrarak, bclgan yarasyla, toynaa yapm gbre katmanyla Vvertov'un burnuna dayyordu. Ama Vvertov aklamalardan bir ey anlamad, gsterilen eylere bn bn bakt, sonra ne yaptnn kendi de farknda olmadan jitsa'ya veda etti, arabasna atlad gibi oradan uzaklat. - imdi dosdoru bakana! abuk sr, kr olas! Yaptr krbac! Mstear rtbesindeki Soylular Dernei bakan Yagodev'in yurtluu pek uzakta deildi. Aradan bir saat bile gememiti ki, Vvertov bakann alma odasnda, yerlere kadar eilerek selam verdi. Kahvesini ierken "Yeni Zaman" gazetesi okuyan bakan, Vvertov'u grnce bayla selam verdi, oturmas iin yer gsterdi. - Bakan hazretleri! diye balad eski astemen. Size unvannzla hitap edip kendimi de rtbemle tantmak isterdim. Ancak son deiiklikler dolaysyla nasl davranacam bile... Bakan Vvertov'un konumasn yarda kesmiti. - Bir dakika, saygdeer kardeim. nce bana "hazretleri" demeyi brakn. ok rica edeceim, - Ama nasl olur! Biz kk rtbeliler size.. - Sorun o deil... Bakn, gazetenin yazdna gre (parmayla yazy gstermek istedi, ancak parma kd delerek br yandan kt) biz mstearlara bundan byle "hazretleri" denmeyecekmi. Gvenilir kaynaklardan elde etmiler bu bilgiyi. Grdnz, deil mi. "Hazretleri" onlarn olsun! Kimseden istemiyoruz, demesinler! Yagodev byle diyerek masadan kalkt, odada cakal cakal dolamaya balad. Vvertov'un can ok skknd; derinden bir i ekti, o srada elinden apkas dt. "Bu i ta yukarlara trmandna gre binbalarn, astemenlerin ne nemi kalr? En iyisi zerinde fazla durmadan gitmek..." diye dnd... O hzla bakann odasndan karken apkasn drd yerde unuttu. ki saat sonra ba plak eve geldiinde sararm yznde bn bir anlatm vard. Arabasndan inerken "Gnei de yerinden kaldrmlar mdr?" diye gkyzne bakt. Ondaki bu deiiklii gren kars Vvertov'u soru yamuruna tuttu, ancak adamcaz yalnzca elini sallamakla yetindi. Bir hafta yemedi, imedi, uyumad, odasnda bir keden brne gezinerek hep dnd. Bu bir haftada surat zayflayp kt, baklar anlamszlat. Ne bakalaryla konuuyor, ne de sorulara yant veriyordu. Karsyla da yle... Zavall Arina Matveyevna'nn onu eski durumuna dndrmek iin yapmad kalmad. Kocasna mrver erbeti iirdi, yiyeceklerine kandil ya katt, scak tulalara oturttu... Ancak hibirinin yarar olmad. Sonunda onunla konuursa alr, biraz akl bana gelir diye peder Pafnuti'yi ardlar. Vaiz Vvertov'la uzun sre urat; dnya ilerinin ktye deil, iyiye gittiine onu inandrmaya altysa da hepsi bo... Bir sonu elde edemeden, emeinin karl olan be rubleyi alarak evinin yolunu tuttu. Bir hafta sonra Vvertov'un dili zld, denilebilir. Adam anszn ua lyuka'nn zerine yrd. - Ne diye susuyorsun be it olu it? Hadi, benimle alay et, saygszca davran, bu mahvolmu adamla "sen" diye konu! Hadi, daha ne duruyorsun? Bunlar syledikten sonra alamaya balad, bir haftalk yeni bir suskunluk dnemine girdi. Bakt, olmayacak, Arina Matveyevna kocasndan kan almaya karar verdi. Eve ardklar salk memuru tam iki tabak kan boaltt, bunun zerine Vvertov sanki biraz rahatlad. Kan alnmasnn ertesi gn karsnn yatana yaklat. - Arina, brakmayacam bunu onlarn yanna. Kararm verdim, anamn ak st gibi helal rtbemi sonuna dek savunacam. Dinle, ne yapacam anlataym sana: Yksek makamlardan birine dileke vereceim, altna da "astemen Vvertov" diye imzam basacam. Anlyorsun, deil mi, "Astemen Vvertov!" Salt inat olsun diye! Ne derlerse desinler, vz gelir bana! Bu dnce Vvertov'un ylesine houna gitti ki, neesi geri geldi, itah bile ald. imdi keyifle odadan odaya dolayor, yznde alayl bir glmsemeyle kendi kendine syleniyor: - Astemen ite! Astemen Vvertov! Bir diyeceiniz var m? ZMELER Piyano ayar ustas Murkin, kulaklar pamukla tkal, burnuna enfiye ttn tepmi, tral yz sapsar bir halde, kald pansiyon odasndan koridora frlad; teneke tngrtsn andran atlak sesiyle barmaya balad: - Semyon! Koridor nbetisi! Adamn korkulu yzne baknca geceleyin zerine duvar ykldn ya da odasnda hortlak grdn sanrdnz.

Koridor nbetisi koa koa geldi. - Nerelerdesin sen, yahu? Bilmiyor musun, ben romatizmal, hasta bir adamm! Ne diye beni yalnayak odadan dar kmak zorunda brakyorsun? Hani, nerede benim izmelerim! abuk al getir onlar! Semyon, Murkin'in odasna girdi, izmeleri boyayp koyduu yere bakt, ensesini kad. Yerinde yoktu izmeler. - Kahrolaslar nereye giderler? diye sylendi. Akamleyin boyayp ite uraya koymutum. Hmm! Durun, bakaym! Dn biraz kafay ekmitim. Baka bir odaya brakm olabilirim. Hem de tam sylediim gibi. Afanisi Yegor, ben onlar bakasnn odasna koydum vallahi. Boyanacak o kadar ok izme var ki, kafas dumanlannca eytan bile kamaz iin iinden. Anlalan, bitiikteki tiyatro oyuncusu bayann odasna brakmm. - Grdn m imdi yaptn? Ben imdi senin yznden sabah sabah hanmefendiyi rahatsz m edeyim? nemsiz bir ey iin namuslu bir kadn uyandrlr m? Murkin ksrerek, iini eke eke komu odann kapsna yaklat, usulca vurdu. Bir dakika sonra; - Kim o? diyen bir kadn sesi duyuldu. Murkin, kibar bir bayanla konuan nazik bir beyefendi duruuna geerek zgn bir sesle; - Benim, hanmefendi, dedi. Rahatsz ettiim iin zr dilerim. Hasta, romatizmas azm bir adamm. Doktorlar, hanmefendiciim, ayaklarm scak tutmam salk verdiler. stelik az sonra general evelitsn'n karsnn piyanosunu akort etmek zere gitmek zorundaym. Bu durumda nasl gidebilirim? - Ne dediinizi anlamyorum. Hangi piyanodan sz ediyorsunuz? - Piyano deil, hanmefendi, izmelerim! Semyon dedikleri u kafasz herif, izmelerimi boyadktan sonra gtrp sizin odanza koymu. Bir yanllk ite. Zahmet olmazsa, onlar verir misiniz? Az sonra ierden birtakm hrtlar geldi, biri karyoladan aa indi, ardndan p p terlik prtlar duyuldu. Sonra kap aralndan uzanan tombul bir kadn eli Murkin'in ayaklarnn dibine izmelerini frlatt. Piyano ayarcs teekkr edip odasna yolland. izmelerden birini ayana geirirken; - ok tuhaf! diye sylendi. Bu, sa ayak izmesine benzemiyor. Dur, yahu,bunlarn ikisi de sol. Bana bak, Semyon, benim izmelerim deil bunlar. Benimkiler krmz kulaklkl, stelik yamaszd. Bunlarsa yrtk prtk, kulaksz. Semyon izmeleri havaya kaldrd, gzlerinin nnde evirip evirdikten sonra kalarn att. a gzlerle bir kez daha bakarak (sol gz ayd); - Bunlar Pavel Aleksandrovi'in izmeleri diye mrldand. - Hangi Pavel Aleksandrovi? - Hani u tiyatro oyuncusu var ya! Her sal gecesini pansiyonda geirir. Demek, kendininkiler sanp sizinkileri giymi... Ben iki izmeyi de bayann odasna koymuum, yani onunkileri de, sizinkileri de.. ok kt! - yleyse git de deitir! Semyon; - Deitir mi? diyerek gld. Nasl deitiririm? imdi ben adam bulamam ki! Kim bilir, nereye defolmutur! Pansiyondan ayrlal bir saat oluyor. - Nerede oturuyor? - Bilmiyorum. Her sal buraya gelir, br gnler nerede kaldn bilmem. Buraya gelip geceyi geirir, ondan sonra gelecek salya dek aradnsa bul! - Domuz, grdn m yaptn ii? Peki, ben imdi ne halt edeceim? General evelitsn'n evine gitme zamanm geldi. Allah'n cezas herif! Ayaklarm donuyor. - Canm, izmeleri sonra da deitiririz. unlar giyin, akama dek gideceiniz yerlere gidin. sterseniz akamleyin tiyatroya urayp Blistanov'u bulursunuz. Eer tiyatroya gitmek istemezseniz salya dein beklemek zorundasnz. Buraya yalnzca sal akamlar gelir. Piyano ayarcs izmeleri tiksine tiksine eline ald. - Peki, ama niin bu izmelerin ikisi de sol? - Ne yapsn, adamcaz, eline ne geerse onu giyiyor. Yoksulluktan... Tiyatro oyuncusu paray nereden bulsun? Bir gn ona, "izmelerinize diyecek yok, Pavel Aleksandrovi, onlar nereden buldunuz?" diyecek oldum. Bana ne dese beenirsiniz? "Kes sesini! Sesini kes ve kork benden! Ben bu izmelerle kont, dk rollerine kyorum." Garip adamlardr bunlar, bouna "oyuncu" dememiler! Ben vali ya da merkez komutan olsam toparlardm bu oyuncu milletini, tkardm kodese. Murkin sonu gelmez oflamalarla, yz buruturmalaryla iki sol izmeyi ayaklarna geirip general evelitsn'n evine yolland. Kenti bir batan bir baa dolat, birok piyano akort etti. O gn hep birileri ayaklarna gzlerini dikmi, yamal, arpk topuklu izmelerine bakyor gibi geldi. Bu ruhsal eziyet dnda bir de bedensel eziyete katlanmak zorunda kald: Geze geze sa ayann bir yan nasr balamt. Akam olunca tiyatronun yolunu tuttu. "Mavi Sakal" temsil ediliyordu. Ancak son iki perde aralnda, o da tand bir fltnn kayrmasyla perde arkasna geme frsatn elde edebildi. Erkeklerin soyunma odasna

geldiinde erkek oyuncu takmnn hepsini bir arada buldu. Kimisi giysi deitiriyor, kimisi makyaj yapyor, kimisi de sigara iiyordu. Mavi Sakal oyuncusu Kral Babe'in yannda dikilmi, elindeki tabancay gstermekteydi. Mavi Sakal; - Satyorum, al bunu! dedi. Kursk'ta ans eseri geti elime. Sekize almtm, sana altya brakrm... Ate etmesine diyecek yok! - Dikkat et una! Dolu deil mi? Tam o srada ieri giren piyano ayar ustas; - Msy Blistanov'u grebilir miyim? diye sordu ekine ekine. Mavi Sakal ban ona evirdi. - Benim. Ne istiyorsunuz? Beriki yalvaran bir sesle; - Rahatsz ettiim iin zr dilerim, dedi. Romatizmal, hasta bir adamm. Doktorlar ayaklarm scak tutmam sylediler. nann bana! - Ne istediinizi daha ak syler misiniz? - ey... sizin de bildiiniz gibi, bu geceyi tccar Buhtarev'in pansiyonunda, 64 numaral odada geirdiniz. Kral Babe glmseyerek konumaya katld: - Siz ne sylyorsunuz? Amma da attnz! 64 numaral odada karm kalyor. Murkin; - Sabahleyin izmelerimi arayp da bulamadm zaman bu beyefendinin karnzn yanndan ayrldn rendim. Koridor grevlisini ardm, adam bana "Beyim, izmelerinizi yanllkla bitiik odaya koymuum." dedi. Sarhoun teki, ne olacak, yanllk yapm. Mavi Sakal'a dnd. - te, beyefendi, siz de onun karsnn yanndan ayrlrken izmelerimi giymisiniz. Mavi Sakal kalarn atarak; - Bu ne demek oluyor? diye homurdand. Buraya dedikodu yapmaya m geldiniz? - Kesinlikle deil! Tanr gstermesin! Beni anlamadnz, ben baka bir eyden deil, izmelerimden sz ediyorum. 64 numaral odada yatmak onuruna erien siz deil misiniz? - Ne zaman? - Geen gece. - Siz beni orada grdnz m? Murkin ok utanmt. Oraya oturup ayaklarndaki izmeleri abuk abuk karrken; - Hayr, grmedim, dedi. Grmedim ama bu izmeleri bana onun kars att. Yani benimkilerin yerine... - Gzlerinizle grmedinizse byle szleri ne hakla sylyorsunuz? Beni bir yana brakn, ama u anda yaptnz, namuslu bir kadna kara almadr. Hem de kocasnn yannda... Tiyatro kulisi bir anda ana baba gnne dnd. Kral Babe, yani aalanan koca, fkeden kpkrmz kesilerek masaya var gcyle bir yumruk indirdi. Yumruk ylesine iddetliydi ki, bitiik soyunma blmesindeki kadn oyunculardan ikisi bayld. Mavi Sakal, Kral Babe'e; - Yoksa bu alaa sen de mi inanyorsun? dedi. ster misin onu urackta kpek gibi geberteyim? Beynini dataym namussuzun! Ellerimle boaym! ster misin? O akam kent parknda yazlk tiyatronun yaknlarnda dolaanlar, drdnc perdenin balamasndan nce, korkudan yz sararm bir adamn ana yolda yalnayak, yldrm hzyla kotuunu, arkasndan da Mavi Sakal gibi giyinmi, eli tabancal birinin kovaladn anlatrlar. Daha sonra neler olduunu kimse grmemi. Yalnzca herkesin bildii bir ey varsa o da Murkin'in Blistanov'la karlamasndan sonra tam iki hafta hastanede yattdr. imdi "Ben hasta, romatizmal bir adamm" szlerinin yannda "yaral" szcn de ekliyormu. ATLA LGL SOYADI Emekli korgeneral Buldeyev'in dii aryordu. Azn votkayla, konyakla alkalad; aryan die afyon, terebentin, gazya bastrd; aznda sigara duman tuttu, yanana tentrdiyot srd, kulana alkoll pamuk tkad; ama btn bunlar midesini bulandrmaktan baka bir ie yaramad. Di doktoru geldi, diini kurcalad, kinin yazd, sonuta bu da para etmedi. Diini ekme nerisine general raz olmuyordu. Evdekiler; kars, ocuklar, hizmetileri, hatta ah yama Petka, hepsi, hepsi kendine gre bir are neriyordu. Bu arada Buldeyev'in kahyas geldi, generale kendini okutup fletmesini salk verdi. - Sayn generalim! lemizde on yl kadar nce Yakov Vasilyi adnda bir tekel memuru alyordu. Aryan dilere yle bir okuyup flyordu ki, sormayn! Adam yle yzn pencereye dner, bir eyler fsldar, saa sola tkrr, arnz bakla kesilmi gibi diniverirdi. Byle keskin nefesi vard ite! - Peki, nerede imdi!

- Tekelden karldktan sonra Saratov'a yerleti, kaynanasyla oturuyor. Bugn yalnzca diten salyor geimini. Dii aryan biri olursa doruca ona gider. Saratov'da oturanlara evinde bakar, baka kentte yaayanlara da telgrafla yardm ediyor. Sayn generalim, ona bir tel ekelim. Yani, "Tanr'nn kulu Aleksey'in dii aryor. Arsn geirmenizi dileriz." diye Tedavi cretini de postayla yollarsnz. - Bo laflar! Dolandrclk bu! - Siz gene de deneyin bir kerecik! Votkaya pek dkndr. Kendi karsyla deil, bir Alman kadnyla yayor. Kfrcnn tekidir, gelgelelim keramet sahibi adamdr. Generalin kars yalvarmaya balad: - Telgraf ek, ne olur! Alyoa, (23) telgraf ek! Biliyorum byle okumalara inanmazsn ama ben kendi zerimde denedim. nanmasan da gene ek! Ta attn da kolun mu yoruldu? Buldayev; - Peki, ekelim, dedi. Kr olas yle aryor ki, deil tekel memuruna, eytana bile telgraf ekilir! Of, anacm, bittim! E, nerede oturuyor bu tekel memuru? Hangi adrese ekeceiz? General masaya oturdu, kalemi eline ald. Kahya; - Onu Saratov'da tanmayan yoktur, dedi. Yazn, sayn generalim! Saratov kenti... Sayn Bay Yakov Vasilyi... Vasilyi... - E, sonra? - Vasilyi... Yakov Vasilyi... soyad... Bakn, soyadn unuttum. Neydi soyad? Demin buraya gelirken aklmdayd... Durun! van Yevseyi gzlerini tavana dikti, dudaklarn kmldatmaya balad. Generalin kars sabrszlkla bekliyordu. - Hadi, ne duruyorsun, abuk dn! - imdi, imdi... Vasilyi, Yakov Vasilyi! Unuttum soyadn. yle basit bir soyad ki! Atla ilgiliydi. Ksrakov mu? Hayr, Ksrakov deil, Aygrov'du sanrm. Yok, o da deil. yice biliyorum, bir at tryd. Dilimin ucunda... - Tayi olmasn? - Deil... Durun! Ksrakovski, Ksrakin, Enikov... - Bu atla deil, kpekle ilgili... Tayciyev miydi! - diev olmasn? - Hayr, diev de deil. - Beygirov, Beygirski... dikevi mi yoksa? Hayr, hibiri deil! - Peki, ona nasl yazacam? yice bir dn, bakalm! - imdi, imdi... Beygirkin... Taykin... Dorukin... Generalin kars; - Doruyev olmasn? diye araya girdi. - Hayr efendim. Dizginov... Yok, o da deil. kt aklmdan! General kzd. - Th, Tanr cezan versin! Madem kt aklndan, ne diye tavsiyede bulunuyorsun? Hadi, ykl karmdan! van Yevseyi usulca kt, generalse yanan tutarak odadan odaya dolamaya balad. "Ah anacm! Ah, anacm! Gzm dnyay grmyor!" diye inliyordu. Baheye kan kahya gzlerini ge dikerek tekel memurunun soyadn anmsamaya alyordu: - Tayov... Tayevski... Tayciyenko... Hayr, bunlarn hibiri deil. Beygirovski, Beygirliyev, Tayenko, Ksrakovski... Adam biraz sonra efendisinin yanna ardlar. General; - Aklna geldi mi? diye sordu. - Hayr generalim, anmsayamadm. - Atlyev olmasn? Ya da Beygirenko! Ha, ne dersin? Evde herkes atla ilgili soyad peine dt. Atlarn cinsleri, soylar, donlar, yalar ele alnd; hatta yeleleri, toynaklar, dizginleri bile unutulmad... Evde, bahede, uaklar blmesinde, mutfakta herkes bir aa, bir yukar dolayor, alnlarn kayarak soyad dnyorlard. Kahyay ikide bir konaa arp soruyorlard: - Hergeleyi, Toynakin, Yazov olmasn? van Yevseyi; - Hibiri deil! diyerek gzlerini yukar kaldryor, yksek sesle dnmesini srdryordu: "Atkin, Atski, Atov, Beygirenko..." ocuklarn odasndan; - Baba, baba! diye sesler geliyordu. Troykayi!.. zengiyev!.. Btn konak ayaklanmt. Sabrszlanan, ac eken general soyadn anmsayana be ruble balayacana sz verdi. van Yevseyi'in peinde bir sr insan dolayordu. - Doruyenko mu? Ekinov mu? Krovski mi? diye soruyorlard.

Akam oldu, soyad hl bulunamamt. Telgraf ekemeden herkes yatmaya gitti. Btn gece generalin gzne uyku girmedi; inleye, inleye bir keden tekine dolat durdu. Sabahn ne doru konaktan kt, kahyann penceresine vurdu. Alamakl bir sesle; - Burakov mu? diye sordu. van Yevseyi; - Hayr, sayn generalim, Burakov deil, dedi. Ardndan suluymu gibi iini ekti. - Belki adamn soyad atla deil, baka bir eyle ilgilidir, ne dersin? - Kesinlikle atla ilgili, sayn generalim! Kendi adm gibi biliyorum. - Sen de ne unutkan bir adammsn, be kardeim! Bu soyad imdi benim iin her eyden daha nemli. ldm, bittim! Sabah olur olmaz general diiye bir adam gnderdi. - Varsn diimi eksin! Daha fazla dayanamayacam! Di doktoru aryan dii ekti. Ar derhal kesildi, general de rahat bir soluk ald. Doktor iini bitirdikten sonra vizite cretini dediler, adam arabasna binerek evinin yolunu tuttu. Avlu kapsndan knca tarlada kahyaya raslad. van Yevseyi yolun kysnda durmu, gzlerini ayak ularna dikerek bir eyler dnyordu. Alnndaki buruuklardan, dalgn baklarndan koyu, zc dncelere gmld belliydi. "Demirkrov, Eerliyev, Kadanov, Kulayev, Midilliyev..." diye sylenip duruyordu. Dii ona dnerek; - van Yevseyi, dostum, sizden be kilo yulaf alabilir miyim? dedi. Kyller satyorlar, ama onlarnki ok kt. van Yevseyi di doktoruna alk alk bakt. Yznde vahice bir glmseme belirdi. Ona hi karlk vermeden kollarn iki yana aarak yle bir kou kotu ki, arkasndan kuduz bir kpek kovalyor sanrdnz. Generalin alma odasna dald, avaz ktnca haykrd: - Buldum, buldum, sayn generalim! Tanr raz olsun di doktorundan! Yulafov! Tekel memurunun soyad Yulafov! Yulafov, generalim! Telgraf Yulafov'a gnderin! General kmseyen bir tavrla, yumruklarn ilik yaparak van Yevseyi'e doru uzatt. - Nah sana! Artk senin atla ilgili soyadna gereksinmem yok! Nah sana! YOLUNU AIRANLAR Karanla gmlm yazlk bir semt. Ky kilisesinin an gecenin 1'ini vuruyor. ki avukat, Kozyavkin ile Layev, her ikisi de akrkeyif, yalpalaya yalpalaya ormandan kyorlar, yazlk evlerine doru yryorlar. Kozyafkin durup soluklanarak; - ok kr gelebildik, diyor. u durumumuzda istasyondan buraya dek be fersah yol yrmek byk bir baardr. Ah, yle yoruldum ki! Arabaclar da szlemiler sanki, birini bile bulamazsn! Layev; - Petya, iki gzm, diyor. Benden pes! yle yoruldum ki, be dakika sonra yataa girmezsem lm kar. - Ne, yatmak m dedin? Sen akln karmsn, arkada! Yama yok, nce yemeimizi yiyeceiz, krmz arabmz ieceiz, sonra da istediin kadar uyu! Veroka da, ben de daha nce uyumana izin vermeyiz!.. u evlilik iyi eymi, azizim. Ama senin gibi ruhsuz herifler bundan ne anlar? Bak, imdi ben yorgun argn eve dnyorum, deil mi? Karcm, beni karlar, nme aym koyar, yemeimi getirir... ok almamdan, ona sevgi gstermemden tr teekkr anlamnda kara gzleriyle bana yle tatl, yle okayc bakar ki, yorgunluumu da, kasa soyguncularn da, mahkemeyi de, temyizi de unuturum. Ne gzel u ey evlilik! - Bacaklarm tutmuyor sanki... Zorla yryorum... yle de susadm ki! - Canm geldik ite! Yazlklar evlerden birine yaklayorlar, en utaki pencerenin nnde duruyorlar. Kozyavkin; - Bizim yazlk bir tanedir, diyor. Yarn gndz burann grntsn gzlerinle greceksin. E, pencereler karanlk. Anlalan, Vera beni beklemeden yatm. Herhalde imdi yalnz yatarken gelmediime zlyordur. (Bastonla kanad iter, pencere alr.) Yrekli kadndr vallahi, pencereyi kapatmadan yatm. (Pelerinini karr, antasyla birlikte pencereden ieri atar.) ok scak! Hadi gel, ark syleyerek Vera'y gldrelim. (Syler.) "Ay, karanlk gklerde yzyor. Ilgt lgt esiyor yel... Esiyor da dallar kprdatyor"... Hadi, sen de sylesene, Alyoa! Hey, Veroka, sana Schubert'in serenadn syleyeyim mi? (Syler.) "Benim arkm... zlem doluuu..." (Sesi ksrkle kesilir.) Th! Veroka, Aksinya'ya syle de bize kapy asn! (Sessizlik.) Veracm, enme gzelim, hadi, kalk! (Bir tan stne kp pencereden ieri bakar.) Verunik, canmn ii, ruhum, meleim... Esiz karcm benim... Kalk da Aksinya'ya kapy amasn syle! Biliyorum, uyumuyorsun. Sevgilim, ne kadar yorulduumuzu bir bilsen! Hi aka yapacak durumda deiliz, ta istasyondan buraya yaya geldik. itiyor musun? Ah, Allah kahretsin! (Pencereye trmanmak ister, ama elleri pervazdan kayar.) Ama, Veroka, belki de bu yaptn, konuumuzun houna gitmez. Gryorum, hl enstitl kz tavrlarn brakmamsn, iin gcn aka etmek...

Layev araya giriyor: - Belki de Vera Stepanovna gerekten uyuyordur. - Biliyorum, uyuduu filan yok! Belki de grlt kararak komular uyandrmamz istiyor. Bak, kzmaya balyorum, Vera! Grdn m bamza gelenleri! Alyoa, gel, bana omuz ver de ieri gireyim! Sen zaten mark kzdan bakas deilsin! te o kadar!.. Alyoa, omuz ver! Layev oflayp poflayarak Kozyavkin'i kaldryor. Beriki pencereye trmanp odann karanlnda gzden yitiyor. Bir dakika sonra ierden duyuluyor sesi: - Vera, neredesin? Hay, aksi eytan! Bir ey bulat elime!.. erden hrtlar, kanat rpmalar, tavuk gdaklamalar geliyor. Layev, Kozyavkin'in; - Bu da nesi? dediini iitiyor. Vera, bu tavuklar da nerden kt? Hay, Allah kahretsin, burada bir sr tavuk var!.. Bir de kulukaya yatm hindi... Gagalyor kahpe! ki tavuk amatayla kanat rpp pencereden dar frlyor, bara ara sokakta komaya balyor. Kozyavkin alamakl bir sesle; - Alyoa, biz baka bir eve girmiiz, diye syleniyor. Nasl da yanldm! Defolun, yere batas yaratklar! - yleyse oradan abuk k! Beni iittin mi! Susadm, lyorum... - imdi... Pelerinimle antam bulaym da... - Kibrit yaksana! - Kibrit pelerinin cebinde. Buraya ne halt etmeye girdim ben de? Zaten btn evler birbirine benziyor. Bu karanlkta eytan bile kamaz iin iinden. Aman, ay, hindi yanam gagalad! Alak! - abuk k oradan! Yoksa bizi tavuk hrsz sanacaklar! - imdi, imdi... Ah, pelerinimi bir bulsam! Burada bir sr paavra var, hangisi pelerinim, anlayamyorum ki... Kibritini atsana! - Bende kibrit ne gezer? - Eh, bu duruma diyecek yok dorusu! Pelerinimi, antam almadan bir yere gitmem! Onlar bulmalym! Layev kzyor bu sefer. - Anlamyorum, insan oturduu evi nasl tanmaz? Sarho herif, sen de!.. Bunun byle olacan bilsem, seninle kesinlikle yola kmazdm! imdiye dek oktan evime gitmi, rahat rahat uyumutum. Artk iin yoksa eziyet ek dur!.. ok yorgunum, bam dnyor... yle de susadm ki! - imdi, imdi... Diini sk biraz. Korkma, lmezsin! ri bir horoz haykrarak bann stnden uuyor Layev'in. Derin derin iini eken Layev umutsuzca elini sallayarak gidip bir taa oturuyor. Susuzluktan ii yanmakta, gz kapaklar kavumakta, ba kurun gibi arlamaktadr... Bir be dakika geiyor aradan, sonra on, yirmi dakika. Kozyavkin hala tavuklarla didimektedir. - Piotr, hadisene! - imdi... antam bulmutum, gene yitirdim. Layev ban yumruklarna dayyor, gzlerini yumuyor. Tavuk gdaklamalar arttka artmaktadr. Kimsenin oturmad yazla yerleen yaratklar uuarak pencereden kyorlar, baykular gibi dnyorlar Layev'in tepesinde. amatadan adamcazn kulaklar nlyor, ruhu allak bullak oluyor. "Hayvan!" diye syleniyor kendi kendine. "Evine ard, arapla yourt sz verdi. Vazgetik hepsinden, nedir istasyondan ta cehennemin dibine taban tepmek, tavuk gdaklamalar dinlemek?" fkesi tepesine kan Layev enesini yakasnn arasna sokuyor, ban antasnn stne koyduktan bir sre sonra yava yava dinginleiyor. Ardndan yorgunlukla birlikte uyku bastryor... Tam o srada Kozyavkin'in utku dolu haykr nlyor kulaklarnda: - Yaasn, antam buldum! imdi bir de pelerinimi buldum mu bu i tamam! Layev uykusu srasnda kpek havlamalar duyuyor. nce bir kpek, ardndan ikincisi, sonra bir sr kpek havlamaya balyorlar. Kpek sesleri tavuk gdaklamalarna karnca garip bir kakafoni kyor ortaya. Oradan geen bir adam Layev'e yaklayor, bir eyler soruyor. Sonra birilerinin bann zerinden atlayp pencereden ieri girdiklerini, grlt ettiklerini, bartklarn iitiyor. Elinde fener, krmz eteklikli bir kadn tepesinde dikilerek ona bir eyler soruyor. - Bunlar bana sylemeye hakknz yok! dediini duyuyor Kozyavkin'in. - Ben avukat Kozyavkin! te kartvizitim. Kaln, hrlt bir ses karlk veriyor: - Bana ne sizin kartnzdan! Btn tavuklarm kardnz, yumurtalar ezdiniz! Ne yaptnz bilmiyor musunuz? Bugn-yarn hindi kulukas kacakt, ama inediniz hepsini! Kartvizitinizi ben ne yapaym, baym? - Hayr, beni zorla tutamazsnz! Buna izin vermem! Layev gzlerini amaya alarak; "yle susadm ki..." diye dnyor. Birinin zerinden atlayarak pencereden ktn belli belirsiz gryor. - Soyadm Kozyavkin! Burada yazlk kkm var, herkes beni tanr! - Biz Kozyavkin diye birini tanmyoruz.

- Nasl tanmazsnz! ar muhtar, o beni bilir! - Kzmayn, baym. imdi komiser gelecek... Burada oturan yazlklar tanrz, ama sizi hi grmedik. - Sen ne diyorsun? Be yldr Gnilye Viselki'de oturuyorum. - Gnilye Viselki mi? Buras Gnilye Viselki deil, Hilovo! Sizin oras sada kalr, kibrit fabrikasnn arkasnda. Buradan drt fersah uzaktadr... - Hay, Allah benim cezam versin! Demek ki, yanl yola sapmz. nsan ve tavuk barmalar kpek havlamalarna karyor. Bu curcuna arasndan Kozyavkin'in konumasn duyuyor Layev: - Hayr, hakknz yok buna! Zararnz neyse derim! Benim kim olduumu yaknda reneceksiniz! Sesler yava yava uzaklayor, Layev birinin omzundan tutup onu sarstn duyumsuyor... KUNDAKI Sorgu yargcnn karsnda sska m sska bir kyl duruyordu. Kylnn srtnda evde dokunmu bezden alacal bulacal bir gmlekle yamal bir pantolon vard. Uzun sakalnn kaplad opur yz, sarkk gr kalarnn altndan zorlukla seilen gzleri, oktandr tarak yz grmemi karmakark salarnn bir apka gibi rtt ba adama iri, fkeli bir rmcek grn veriyordu. Kylnn ayaklar plakt. Sorgu yargc: - Denis Grigoryev, diye sze balyor. Yanma yakla da sorularm yantla. Bu temmuzun yedisinde demiryolu bekisi van Semyonuv Akinfov sabahleyin demiryolunu denetlerken yz krk birinci kilometrede seni, raylarla traversleri birbirine balayan cvata somunlarndan birini skerken yakalam. te somun urada. Senin kardn somun. yle mi? - Ha? - Beki Akinfov'un anlatt gibi mi oldu, diyorum. - yle oldu ya. - Peki, somunu niin kardn? - Ha? - Sen u "ha"lar brak da sorduklarma yant ver. Somunu niin karyordun? Denis gzlerini tavana dikerek ksk bir sesle; - Gerekmese karmazdm, diyor. - Somun ne iine yarar ki? - Somun mu? Biz somunu olta yapmada kullanrz. - Kim bu biz dediin? - Biz ite, halk. Klimov kynn adamlar yani... - Bak kardeim, karma geip de aptal numaras yapma, doru drst yant ver. Oltay ie kartrp ne kvrttryorsun? Yalan syleme! Denis gzlerini krptrarak mrldanyor: - Anamdan dodum doal yalan sylemedim de imdi mi syleyeceim? Olta arlksz olur mu beyim? Oltaya kk bir balk ya da kurt geir bakalm, arlk olmazsa dibe gider mi? (Glyor.) H, bir de yalan sylyormuum! Suyun yznde yzen yemden hayr m gelir? Levrek, turnabal, yaynbal hep suyun dibinden gider, suyun yznde yalnzca alabalk yakalanabilir. O da binde bir. Bizim rmakta alabalk bulunmaz. Geni sular sever alabalk... - imdi konumuz alabalk m? Bunlar ne anlatp duruyorsun? - Ha? Kendiniz sordunuz da... Bizim burada beyler de byle avlarlar. Parmak kadar ocuklar bile arlksz olta kullanmaz. Ama iten anlamayanlara bir diyeceim yok. nsan budala olursa... - Demek, sen bu somunu oltaya arlk takmak iin kardn? - Elbette, oyuncak diye kullanacak deildim ya! - Arlk iin kurun, mermi, ivi filan bulamadn m? - Kurunu nereden bulacaksn? Satn almak gerekir. iviyse bir ie yaramaz... Somundan iyisi can sal. Hem ardr, hem delii var. - una bak, kendini aptal gstermeye alyor! Sanki anasndan dn domu, dnyadan haberi yok... Sersem herif, somun karmann ne gibi kazalara yol aabileceini bilmiyor musun? Beki grmeseydi koca katar yoldan kar, bir sr insan lrd. Onlarn katili sen olurdun! - Aman beyim, siz neler sylyorsunuz? Ben insanlar niin ldreyim ki? Beni gavur ya da cani mi sandnz? Tanr'ya kr, efendiciim, birisini ldrmek yle dursun, byle dnceleri aklmza bile getirmeden yaadk bugne dek. Tanrm korusun, olacak ey mi? - Tren kazalar nasl oluyor sanyorsun? ki- somun kardn m, al sana bir tren kazas! Denis inanmazcasna glmsyor, gzlerini ksarak sorgu yargcna kukuyla bakyor.

- Aman efendim, etmeyin, ka yldr ky halk raylardan somun karyor da bir eycikler olmuyor. Siz, tren raydan kar, insanlar lr, diyorsunuz. Eer ben ray sksem ya da tren yolunun stne kalas koysam, o zaman baka. Bir somundan ne kar ki? - Ne laf anlamaz adamsn be! Bu somunlar raylar traveslere balyor. - Anlyorum, efendim. Biz somunlarn tmn karmyoruz ki, bu ii dnerek yapyoruz. Kyl esniyor, aznn zerinde stavroz karyor. Sorgu yargc: - Geen yl burada bir tren raydan kmt, demek bu yzden oldu, diyor. - Ne buyurdunuz? - Dedim ki, trenin niin yoldan kt anlalyor imdi. - Her eye aklnzn erdii nasl da belli; okullarda bouna dirsek rtmemisiniz, iyi efendim benim. Tanrm kime akl vereceini bilir. Nasl da p diye anlayverdiniz! Ama beki denen adam kim ki, bir kyl paras, sorup soruturmadan yakama yapt. nce iyice sorup anlasa ya! Sonracma unu da yazn beyefendiciim! ki kez dilerime vurdu, bir de azma! - Evinde arama yaptklarnda bir somun daha bulmular. Onu ne zaman, nereden kardn? - Ha, u krmz sandn dibindeki somunu mu sylyorsunuz? - Nerede sakladn ne bileyim? Evinde bulmular. Ne zaman kardn onu? - Onu ben karmadm, tekgz Semyon'un olu gnana verdi. Yani sandn dibindekini. Avluda kzan iindekini de Mitrofan'la ikimiz kardk. - Hangi Mitrofan? - Mitrofan Petrov... Tanmyor musunuz canm? Hani u balk a rp beylere satan. Bu somunlar ok iine yarar da. Her a iin on tane kadar kullanyor. - imdi beni iyi dinle... Ceza yasasnn 180. maddesi demiryollarna kastl zarar verildii, bu zararn yoldan geen trenleri tehlikeye soktuu, sulu da bu hareketinin bir felakete neden olduunu bildii takdirde... anlyorsun, deil mi? Somun karmann sonunun neye varacan bilmezlik edemezsin. Ksacas byle bir suun cezas krektir, yani prangaya srgn... - Ben nerden bilirim, beyim? Bizler cahil insanlarz. Siz ne diyorsanz odur. - Hadi imdi bilmezlikten gelme! Her domuzlua aklnz erer. Yalan sylyorsun. - Ne diye yalan syleyeyim? sterseniz kyllere sorun. Arlksz yalnzca sudak yakalarsnz, beenmediiniz kayabal bile arlksz oltaya gelmez., Sorgu yargc glmser. - Alabal unuttun. Ondan biraz daha anlatsana! - Yok canm, bizim rmakta alabalk ne gezer? Oltann ucuna kelebek takp arlksz suya braktn m, gelse gelse tatl su kefali taklr, o da binde bir. - Kes artk sesini! Bir sessizlik balyor. Denis durduu yerde ayak deitiriyor, gzlerini dikip masaya bakarken orada yeil uha rt yerine parlak bir gne varm gibi gzlerini krptryor. Sorgu yargcysa habire bir eyler yazmaktadr. Bir sre sonra Denis soruyor: - Artk gideyim mi? - Hayr, imdi seni tutuklayp cezaevine gndermek zorundaym. Gzlerini krptrmay p diye kesen Denis gr kalarn yukar doru kaldryor, yargca sorarcasna bakyor. - Cezaevi mi dediniz? Nasl olur, beyim? Hi vaktim yok. Hemen panayra gidip Yegor'dan sattm yan parasn almam gerekiyor. ruble alacam var... - Fazla konuma! - Cezaevinde ne iim var benim? Bir nedeni olsa giderim, ama durup dururken niin gideyim? Bir ey mi aldm? Kavga m ettim? Vergi borcum kaldn sanyorsanz muhtara inanmayn, vergi memuruna sorun. Bizim muhtar imanszn biridir. - Sus dedik sana! Denis mrldanyor: - Zaten susuyorum. Allah beni arpsn, muhtar hesaplar yaparken kartrmadysa... Biz kardeiz. Kuzma Grigoryev, Yegor Grigoryev, bir de ben Denis Grigoryev... Sorgu yargc: - Yeter, almama engel oluyorsun! diye baryor. Hey, Semyon, gtr u adam bamdan! ri yar iki jandarma kolundan tutup karrlarken Denis durmadan syleniyor: - Biz kardeiz, ama kimseden kimseye yarar yok. Kuzma borcunu demedi diye gitsin Denis cezasn eksin! Bunlar da szm ona yarg! Bizim beyefendi general imdi sa olsa, Tanr rahmet eyleye, imdi size dnyann ka bucak olduunu gsterirdi. Yarg dediin yargln bilmeli. Srasnda dayak da atlr, ama fol yok, yumurta yokken...

PRBEYEV BAAVU - Baavu Priibeyev, siz eyll aynn nde polis Jigin'e, bucak bakan Alyapov'a, korucu Yelimov'a, yallar kurulu yelerinden vanov ile Gavrilov'a, bunlarn dnda alt kylye szle ve tavrlarnzla hakaret etmisiniz, ayrca ilk kiiye grevleri bandayken aalayc davranlarda bulunmusunuz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Tra uzam, buruuk yzl bir adam olan baavu Priibeyev hazrol durumunda, ksk, bouk bir sesle ve her szcn zerine basarak, komut verir gibi; - Sayn yarg beyefendi, dedi, yasann ilgili hkmlerine gre konuyu btn ynleriyle ortaya koymak gerekmektedir. Suun olmadn en bata sylemeliyim. Bu iler, Tanrm rahmet eylesin, bir ceset yznden kmtr. Bu ayn nde eim Anfisa ile birlikte ar ar, bize yakacak bir ciddilikle yryorduk. Tam rmak kysna varmtk ki, baktm, bir ceset. Bana byk bir kalabalk toplanm, "Daln!" diye bardm. Ne hakla oraya toplanmlard? Yasada byle bir ey yazl myd? Bunca insann orada ne ii vard? te o yzden kalabal itip kakmaya, evlerine gitmelerini sylemeye baladm. Korucu Yefimov'a da dalmayanlarn ensesine patlatmasn buyurdum... - Durun bakaym, siz ne polissiniz, ne de bucak bakan. Halk datmak sizin greviniz deil ki... Salonun her kesinden; - Grevi deil, grevi deil! sesleri ykseldi. Bu adamdan bize rahat yz yok. On be yldr anamzdan emdiimiz st burnumuzdan geldi. Askerden dnd dneli byle bu... Bucaktan ekip gitmek en iyisi. Herkesi bktrd, canndan bezdirdi. Tank olarak dinlenen bucak bakan da; - Dorudur, sayn yarg, dedi. Hepimiz ikayetiyiz ondan, bize yaama hakk tanmyor. Bir dn dernek yapsak, kutsal tasvirlerle bir yerde toplansak hemen barp armaya, amata karmaya balyor. Kendine gre bir dzen kurmak btn amac. ocuklarn kulaklarn ekiyor, kaynbabalarym gibi kadnlar susta durduruyor. Demin de bir bir ky evlerini dolayor, saa sola buyruklar yadryordu: ark sylemeyin, ate yakmayn... Sanki ark syleme yasa varm lkede. Yarg; - Sras gelince sizin ifadenizi de alacaz, dedi. imdi Priibeyev konuuyor. Devam edin, baavu. Baavu hrltl sesiyle anlatmasn srdrd: - Bastne, sayn yarg. Demin buyurdunuz ki, kalabal datmak benim grevim deilmi... Pek gzel.. Ya dzensizlik olursa halkn kargaalk karmasna gz m yummal? nsanlarn istediklerini yapacaklar nerede yazl? Hayr ben buna izin veremem! Ben onlar datmaya, dzensizlii nlemeye almazsam kimse bu ii yapmaz. nk toplum dzenini bilen baka kimse yok. Sayn yargcm, koskoca bucakta halka, sradan insanlara kar nasl davranlacan yalnzca ben bilirim. Byle eylere aklm iyi erer, kyl deilim, avuken orduda depo komutanl yaptm. Varova'da ordu karargahnda hizmet etmi bir adamm. Emekliye ayrldktan sonra itfaiyede greve devam ettim. Sonra hastalmdan dolay oradan da ayrldm. Klasik erkek ortaokulunda grev yaptm... Toplum dzenini benden iyi kim bilebilir? Kyl denen kii olup olaca basit bir insandr. Byle eylerden anlamaz. Oysa kendi karna olduu iin beni dinlemesi gerekir. rnein unu ele alalm. Baktm, kyda kumun stnde, suda boulmu bir insan yatyor. Kalabal datrken onun orada niin yattn sordum. "Bu ne biim dzendir, polis, grevini niin yapmyor?" diye sordum. Polis Jigin'e de dedim ki: "Neden stlerine haber vermiyorsun? Belki rahmetli kendisi boulmutur, belki Sibirya'ya srgne gnderilecek bir su olasl vardr iin iinde. Bir cinayet olabilir." Ama Jigin bana msn demiyor. Sigarasn pfrdetiyor yalnzca. "Siz buyruk verme yetkisini nereden aldnz? Bu iler sizi ilgilendirmez. Siz olmadan da grevimizi yaparz." demez mi? Grdnz mu unun yedii naneyi? "Budala! Grevini yapmyorsun ite! Yapsaydn byle kaytsz dikilip durmazdn?" karln verdim. Bunun zerine, "Dn jandarma komutanna haber verdim." dedi. 'Jandarma komutannn bu ile ne ilgisi var? Yasann hangi maddesine dayanarak Jandarmay kartryorsun? Birisi boulmusa, kendini asmsa sivil makamlara durum bildirilir. Savclk el koyar byle olaylara. Sorgu yargc sorgulamaya balar, mahkemeye gider." Polis benim dediklerimi hem dinliyor, hem glyor. Kyller de yle. Hepsi gldler, sayn yarg. Kitaba el basarm ki, gldler. Bakn u da, polis Jigin de... "Ne diye srtp duruyorsunuz?" dedim. Polis, "Bu gibi ilere mahkeme karmaz." demez mi? Bunu iitince kan beynime srad. Baavu, Jigin'e dnd: - Syle imdi, yle sylemedin mi? - Evet, syledim. - Hem de basit insanlarn yannda. "Sorgu yargc byle ilere karmaz. Daha nemsiz iler gider oraya." dedi ak ak. Herkes de duydu. Bunu iitince bamdan kaynar sular dkld sandm, tylerim diken diken oldu. "Bir daha syle bakaym, bilmem neyin olu, bir daha syle!" dedim. Ayn eyleri sylemez mi? Bunun zerine ben de baladm. Dedim ki: "Sen ne hakla sorgu yargc hakknda byle konuursun? Bir polissin sen, devlete kar gelinir mi? Bilmiyor musun, bu eit szler iin, byle yakksz davranlar iin sayn yarg sizi jandarmaya gnderir?" Bucak bakanna da, "Bu gibi siyasi szlerden dolay sayn yargcn seni srgne gnderecei hi aklna gelmedi mi?" dedim. "Yarg yetkisi dna kamaz. Ancak nemsiz ilere bakar."

demesin mi? Onun byle sylediini herkes duydu. "Bu szlerinle devletin saygnlna glge dryorsun. Hele benimle alay etmeye kalkma sakn! Ayan denk al! Sonrasna karmam ha!" diye zerine yrdm. Varova'da grevdeyken, sonra klasik erkek ortaokulunda grev yaparken uygunsuz szler iittim mi hemen sokakta polis arardm. Birini grr grmez, "Buraya gel aslanm!" diye ardktan sonra her eyi bir bir anlatrdm. Ama burada kime anlatacaksn? Artk iyice fkelenmitim. Halkmzn bu baboluk, saygszlk iinde kendisini unutmas ok dokundu bana. O fkeyle kollar svamm. yle ok deil, yle yolu yordamnca, hafiften... Sayn yarg, size kar bir daha byle szler sylemeye kalkmasnlar diye. te o srada bucak bakann korumak iin polis ie kart. Ne yapaym, polise de girimiim. Derken, i byd, sayn yarg, ister istemez srayla dayaa bavurdum... Eer karndaki budalaysa, ona dayak atmazsan gnah senin boynuna. Hele toplum dzeni diye nemli bir durum varsa... - Ama izin verin, bu dzensizlie bakacak bakalar var. Bucak bakan, polis, korucu ne gne duruyor? - Bunlar hangi birine yetisin? Hem onlar benim grdm gibi grmezler ki. - Bir trl anlamak istemiyorsunuz. Bu, sizin greviniz deil. - Ne dediniz, ne dediniz? Benim grevim deil mi? ok ardm dorusu! Ulu orta rezalet karsnlar, ben karmayaym, yle mi? Yoksa yaptklarn pp bamn stne mi koyaydm? Bakn, ark sylemeyi yasakladm iin ikayete gelmiler. ark karn doyurmaz ki. lerini-glerini brakp ark sylyorlar. Bir de geceleri k yakp oturmak adeti kardlar. Yatp uyuyacaklar yerde konuup glyorlar. Defterimde hepsi yazl, hepsi. - Neymi yazl olan? - Ik yakp oturanlar. Priibeyev cebinden yalanm bir kt kard, gzlklerini takarak okumaya balad: - Ikta oturan kyllerin adlardr: van Prohorov, Savva Mikiforov, Piyotr Petrov, asker kars Sustrova. Bu dul kadn, Semyon Kislov'la ahlakszca, yasad olarak birlikte yayor. gnat Sverok byclkle urar, karsysa cad olup geceleri bakalarnn ineklerini saar. Yarg: - Yeter artk! dedikten sonra brlerinin ifadelerine geti. Baavu Priibeyev gzlklerini alnna kaldrd. Kendinden yana olmad belli olan yargca akn akn bakt. Patlak gzleri parlarken burnu kpkrmz olmutur. Dnp tanklara bakar. Yargcn ne diye bu kadar heyecanlandn bir trl anlayamamaktadr. Salonun br ucundan bastrlan kahkahalarn gelmesi onu akna evirmitir. Verilen hkm de anlalmaz bir eydir: Bir ay hapis. Ellerini iki yana aarak; - Niin, sayn yarg? Hangi yasaya dayanarak? diye sorar. Artk onun iin dnyann deitii apak ortadadr. Yaanmas zor bir dnya. Umutsuz, ac dnceler dolmutur kafasna. Ama mahkeme binasndan ktktan sonra kyllerin bir kede toplanp aralarnda konutuklarn grnce her zamanki alkanlndan kurtulamayarak ellerini hazrol durumunda yanlarna yaptrr ve hrltl sesiyle; - Hey oradakiler, daln bakalm! Hadi evlerinize! diye barr. AYYALIIN LACI nl gldr oyuncusu Bay Feniksov-Dikobrazov II, birinci mevki zel kompartmanda tek bana yapt yolculuktan sonra temsillere katlmak zere D. kentine geldi. Onu garda karlayanlar aslnda bu yolculuun bir nceki istasyona dein nc mevkide srdn, ancak adamn orada ald biletle "gsteri" iin birinci mevkiye getiini biliyorlard. Mevsimin gz, havalarn souk olmasna karn nl oyuncunun srtndaki yazlk pardsyle bandaki aybal derisi ypranm apka herkesi artmakla birlikte onun mora alan, uykulu yzn grr grmez byk bir heyecan ve onunla tanma istei duydular. Gldr oyuncusu FeniksovDikobrazov II'yi ba rol oynamas iin tiyatrosuna aran Poeuyev konuunu Rus geleneklerine gre kez ptkten sonra doruca evine gtrd. Temsil, nl oyuncunun geliinden birka gn sonra balayacakt, ancak hi de beklendii gibi olmad. Temsile bir gn kala tiyatroya yz solgun, salar karmakark gelen Poeuyev, Dikobrazov II'nin piyeste oynayacak durumda olmadn bildirdi. Salarn yolarak; - Evet, oynayacak durumda deil, dedi. Nasl, beendiniz mi? Tam bir aydr kocaman harflerle Dikobrazov'un (24) barole kacan duyurduk, adam ve ve gklere kardk, bir sr bilet satp para topladk... imdi de unun yedii naneye bak! Gidip kendimi asaym en iyisi! - Neden oynamyormu? Ne oldu ki? - meye balad, kahrolas! - Aman canm! Aylr nasl olsa! - Aylacana gebersin daha iyi! Kendisini Moskova'dan tanrm, bir kere zkkmlanmaya balaynca iki ay durmadan ier. Ayyan tekidir, bilmez miyim? Ayya! Benim kara yazgm byledir... Nerden de attm bu

belaya? Suum ne ki bunlar geliyor bama? Gklerin lanetine uramak iin ne yaptm ben? (Meslekten alat (25) oyuncusu olan Poeuyev yaps dolaysyla da alatya yatknd, o nedenle byle ackl szler sylerken gsn yumruklamas ona ok yakyordu.) Bam kle gibi kara bahtmn darbelerine uzattma gre ne kadar iren, aalk, baya bir yaratk olmalym! Tepesine lanetler yaan utanlas Makar rolyle hayatma son vermek, alnma bir kurun skmak daha uygun kamaz m? Daha ne bekliyorum, syleyin, ne bekliyorum ben? Poeuyev yzn elleriyle kapatarak pencereye dnd. Gie blmesinde bilet satcsndan baka birka oyuncuyla tiyatro grevlileri vard. Bu durumda ona ne diyebilirlerdi ki? Bir iki t, yattrc szler, umutlandrmalar... "Her eyin sonu botur", "bo ver canm", "aldrma" gibi filozofa ya da peygamberce szlerin ne anlam olabilirdi? Bunca insan arasnda derde derman konumay, iman, sracal bir adam olan bilet satcs yapt: - Prokl Lvovi, dedi. ok beendiiniz bu adam tedavi etmeyi niin denemiyorsunuz? - Siz ne diyorsunuz? Ayyaln tedavisi var m ki! - O da i mi? Bizim berber ayyal iyiletiren en iyi yolu bulmu. Herkes ona geliyor. aresizlik iinde, saman pne sarlmaktan medet uman Poeuyev ok sevindi, az sonra tiyatro berberi Fyodor Grebekov'u buldu karsnda. Gznzn nne gzleri ukurlarna kam, kse sakall, ellerinin rengi kahverengiye alan zebellah gibi bir adam getirin; buna, kemiklerine takl yay ve vidalarla hareket eden bir iskelet grnts ekleyin; bu iskeletin zerine eskimekten tiftii km siyah bir takm elbise giydirin; ite size gerek bir Grebekov tablosu! Poeuyev berberi; - Ne haber, Fedya? diye karlad. ittiime gre sen... ey... ayyal tedavi ediyormusun. Senden grev olarak deil, dostluumuza gvenerek Dikobrazov'u iyiletirmeni isteyeceim. Biliyorsun, imeye balad da... Grebokov i karartc, kaln sesiyle; - Ne olur, bama byle bir bela sarmayn! Sradan oyuncular, tccarlar, memurlar kendi yntemimle iyiletirmiimdir, ama Dikobrazov Rusya apnda nl bir oyuncu... - Ne olmu yle bir oyuncuysa? - Ayyal tedavi etmek iin btn organlarda, eklemlerde byk bir sarsnt (ok) gerekletirmek gerekir. Ben onda da bu sarsnty gerekletirmesine gerekletiririm ama tmyle iyileince yaptklarm gururuna yediremeyip, "Kpek, ne hakla elini srdn bana?" diyerek, hesap sormaya kalkar. Bilirim ben bu nl keratalar! - Sakn ha, byle bahanelerle bu iten syrlmaya alma! Hadi, apkan giy, hemen gidiyoruz! eyrek saat sonra Grebekov, Dikobrazov'un odasna girdiinde nl gldr oyuncusu yatanda uzanm yatyor, tavandan sarkan lambaya fkeli fkeli bakyordu. Lambann salland filan yoktu ama Dikobrazov II gzn ondan ayrmakszn homurdanyordu: - Sen orada fr fr dnersin, ha! Ben sana dnmenin ne demek olduunu gsteririm, kahrolas! Srahiyi krdm gibi seni de kraym da gr! Aaa, tavan da dnyor! Demek, gizli iler eviriyorsunuz birlikte! Hey, lamba, sana sylyorum, hepsinden kksn ama sen en ok dnyorsun! Dur hele1 Gldr oyuncusu byle diyerek yataktan kalkt; bu srada araf da srkledii iin yanndaki komodinde duran bardaklar devirerek sallana sallana lambaya doru yneldi. Ancak yar yola varmamt ki uzun, kemikli bir yarata toslad. Baygn gzlerini devirerek; - Sen de kimsin? diye grledi. Necisin, ne iin var burada? Hadi, syle! - Sana kim olduumu gstereceim. abuk gir yatana! Gldr oyuncusu daha yatana varmadan Grebekov kulalanp adamn ensesine yle iddetli bir tokat patlatt ki, beriki topa gibi dne dne yatana devrildi. Daha nce onu hi kimse dvmemi olmalyd, nk tm sarholuuna karn Grebekov'a ararak, hatta biraz merakla bakt. - Bana vurdun ha, vurdun! Vurdun, demek? - Vurdum ya! Daha vuraym ister misin? Berber ikinci kez, bu sefer Dikobrazov'un dilerine patlatt. Adamcaz neyin daha ok etkilediini bilmiyorum, iddetli vurular m, yoksa tatt duygunun yenilii mi; ancak gzlerinde baygn baklar yerine akln parlad. Bir anda ayaa frladktan sonra fkeden ok merakla karsndaki solgun yzl, kirli setreli adam szmeye balad. - Kavga karyorsun, demek? stelik glyorsun da? - Kapa eneni! Bu sefer surata bir amar. Neye uradn aran gldr oyuncusu kendini savunmaya altysa da Grebekov'dan gsne bir yumrukla suratna ikinci bir amar daha yedi. Bitiik odadan Poeuyev'in sesi duyuldu: - Biraz yava, Fedya, daha yava! - Korkma, bir ey olmaz, Prokl Lvovi! Bu i bitince bana teekkr edecektir. Arada bir gldr oyuncusunun odasna gz atan Poeuyev alamakl bir sesle;

- Gene de yava vur, diyordu. Senin aldrdn yok ama benim tylerim diken diken oluyor. Hukuksal olarak ehil, kltrl, tannm bir adam gpegndz, stelik kendi odasnda dvyorsun... Olacak ey mi? - Prokl Lvovi, ben onu deil, onun iine yerlemi olan eytan dvyorum. Hadi, sakinlein, gidin buradan! Fyodor yeniden gldr oyuncusuna ulland. - Yat yerine, iblis! Kprdama! Dediimi duydun mu? Dikobrazov dehete kaplmt. Daha nce evresinde dnp duran, onun krp dkmesine hazr ne varsa imdi karsna gemi, ona saldryor gibiydi. - mdat! diye bard. Kurtaran yok mu? mdat! - Daha ok baracaksn, eytann dl! in bandayz henz, gr, daha neler gelecek bana! imdi beni iyi dinle: Tek sz syleyecek ya da kprdayacak olursan ldrrm seni! Gzm krpmadan gebertirim! stelik seni koruyacak kimse de yok. imdi urada top patlatsan kimse yardmna komaz. Sakin sakin oturur, sesini kesersen sana votka bile veririm. te, bak, votka! Grebekov cebinden yarmlk bir votka iesini karp oyuncunun burnuna dayad. Sarho oyuncuysa tutsa olduu nesneyi karsna grnce yedii daya unuttuu gibi, keyifle glmeye balad. Bunun zerine Grebekov yeleinin cebinden kirli bir sabun paras kard, bunu ienin iine soktu. Votka kprp kabarnca da iine aklna gelen btn pislikleri tkma iine giriti. Aktar dkknlarnda satlan, gherile, nadr, ap, Glauber tuzu, kkrt, reine trnden ne varsa hepsi birbiri peinden ienin iine girmeye balad. Gldr oyuncusu gzlerini Grebekov'a dikmiti, votka iesiyle yapt eylerden baklarn ayramyordu. Berber en sonunda yakt bir paavrann kllerini ieye tkt, bunlar alkalayp yataa yaklat. Karmdan yarm su barda doldurarak; - Al, i! dedi. Gldr oyuncusu keyifle bir yudum iti, ksrerek boazn temizledi, annda da gzleri kocaman kocaman ald. Yz soldu, alnna ter damlacklar birikti. - Daha i! dedi Grebekov. - e...iemem! Du...dur! - , diyorum! Hadi! Gebertirim yoksa! Dikobrazov barda bitirince bir inilti koyverdi, boylu boyunca yastn stne devrildi. Yarm dakika sonra kalktnda Fyodor "zel karmn" ne derece etkili olduunu anlam bulunuyordu. - Daha ieceksin! diye bard. Brak iin dna ksn, bylesi daha iyi. Haydi, i bakalm! Gldr oyuncusu iin gerek ikence balamt. rtlerden ii dna kacak gibiydi. Yatanda debelenip kendini yerden yere atarken bir yandan da dur durak bilmeyen amansz dmannn ar hareketlerini korkuyla izliyor, garip karm imek istemedii zaman kafasna yumruklar yayordu. Bylece pe pee ikinin ardndan yumruklar, yumruklarn ardndan iki geldi. nl gldr oyuncusu Feniksov-Dikobrazov II'nin zavall bedeni o gne dein ne bylesi bir aalamaya uram, ne de kendini bylesine gsz, savunmasz hissetmiti. nceleri adamcaz yalnzca barp karsndakini azarlarken zamanla yalvarmaya, bu da are olmaynca alamaya balad. Kapnn arkasnda dikilip olanlar gizlice izleyen Poeuyev daha fazla dayanamayarak odaya dald. Ellerini sallayarak; - Defol uradan, be herif! diye bard. Topladmz bilet paralar yansn, u adam istedii gibi zkkmlansn ama brak da son bulsun u ikence! Kahrolas, geberteceksin adam! Grmyor musun, ne hallere dt! Byle olacan bilsem vallahi bu ie bulamazdm! - Oho, ne var bunda? Greceksiniz, sonunda kendisi teekkr edecek! Grebekov byle dedikten sonra gldr oyuncusuna bir daha giriti. - Sen daha buralarda msn? Al yleyse! Akam karanl bastrana dein verdi veritirdi. Kendisi de yorgun dm, oyuncunun da cann karmt. Sonunda adamcaz o duruma geldi ki, inlemeyi bile brakp yznde bir korkuyla ylece katld kald. Katlmann ardndan uyku haline benzer bir ey oldu. Ertesi gn Poeuyev'i artan bir ey oldu: Gldr oyuncusu uykusundan sapasalam uyanmt. Bu duruma gre lmemi demekti. Adamcaz bn bn baknd, evresini baygn gzlerle szd, sonra yava yava akl bana gelmeye balad. - Her yerim neden byle szm szm szlyor? dedi. Sanki zerimden koca bir katar gemi. Biraz votka iersem iyi olacak. Hey, kim var orada? Votka getir! O srada kapnn arkasnda Poeuyev ile Grebekov duruyorlard. Poeuyev korkuyla; - Votka istediine gre daha iyilememi, dedi. - Siz ne diyorsunuz, Prokl Lvovi? Bu hastalktan bir gnde kurtulunur mu? Bir haftada iyileirse p de bana koy. yle zayf bnyeliler var ki, be gnde sonu alrsnz, ama sizinki, maallah, gbekli tccarlar gibi dayankl. Kolay kolay cinleri iinden kovamazsnz. Poeuyev;

- Bunu bana daha nce niin sylemedin, gz kas? diye inledi. Ben ne talihsiz adammm ki, bama bunlar geldi! Daha ben felekten ne bekliyorum? Alnma bir kurun skp gebermek en iyisi! Yazgsyla ilgili beklentileri ok i karartc olmakla birlikte aradan bir hafta gemeden Dikobrazov II oyunda oynamaya balad ve bilet paralarn geri demeye gerek kalmad. Gldr oyuncusunun makyajn yapan Grebekov onun bana ylesine byk saygyla dokunuyordu ki, onu bir gn nce aalayan adamn o olduuna inanmak gt. Poeuyev; - Meer adam dokuz canlym, dedi. ektii ikenceleri grdke beni hafakanlar bast, ama adam bana msn demedii gibi, Fedya iblisine teekkr stne teekkr ediyor, stelik Moskova'ya, yannda gtrmeye kalkyor. Bylesi bir ey grlm deil! BU KADARI DA FAZLA Harita mhendisi Gleb Gabrilovi Smirnov, Gniluka istasyonunda trenden indi. Buradan lm iin gidecei iftlie dein arabayla 30-40 fersah daha yolu vard. (Arabac sarho, atlar sska deilse bu yol daha da ksalr, ama arabac kafay ekmi, atlar yorgunsa uzadka uzar.) Mhendis istasyon jandarmasna; - Lften syler misiniz, burada posta arabas bulunur mu? diye sordu. - Ne? Posta arabas m? stersen 100 km. epeevre dola, burada deil posta arabas, ie yarar bir kpek bile bulamazsnz. Nereye gideceksiniz ki? - General Hohotov'un Devkino'daki iftliine. Jandarma esnedi. - Eh, madem yle, istasyonun arkasna gidin. ansnz varsa orada avluda yolcu bekleyen kyl arabaclar bulursunuz. Mhendis iini ekerek istasyonun arkasna yolland. Orada uzun aramalar, soruturmalar, ikircikler sonunda iri yapl, somurtkan, opur yzl, yrtk prtk bir cppe giymi, ayaklarnda eski arklar bulunan bir kylde karar kld. Adamn arabasna binerken; - Senin de ne biim araban varm, be karde! diyerek yzn buruturdu. Arkas neresi, n neresi, bir trl anlalmyor... - Bunda anlalmayacak ne var, beyim? Ksran kuyruunun bulunduu yer n, zatnzn oturduu yer de arkas... Ksrak gen olmakla birlikte sskayd; n bacaklar iki yana ayrkt, kulaklarysa srk iindeydi. Arabac yerinden dorulup ipten yaplm kamsyla vurunca ksrakk ban sallad; arabac bararak kamy ikinci kez yaptrnca araba gcrdad, stmaya tutulmuasna titredi. nc vurutan sonra araba salland, drdncsnden sonra yerinden kprdand. i ta derinden sarslan mhendis; - Btn yolu byle mi gideceiz? diye sordu. Rus kyl arabalarnn nasl olup da kaplumbaa hzyla byle insann iini dna karan sarsnty birletirebildiine akl ermez. Kyl hi istifini bozmad. - Korkmayn, beyim, gideriz. Ksram hem gen, hem de eviktir... Hzn alsn da grn siz onu. O zaman isteseniz de durduramazsnz. Deh, kahrolas! Araba istasyondan ktnda hava kararmaya yz tutmutu. Sa yanda usuz bucaksz, koyu renk bir ova uzanyordu. Souktan kaskat donmu bir ova... Eer bu dzlkte durmadan gidilirse varp varacan yer cehennemdi herhalde. Ovann son bulup gkyzyle birletii yerde souk gz gnei son nlarn sayordu... Sol yandaysa alacakaranlkta tepecikler gze arpyordu. Bunlar geen yldan kalma ot ynlar ya da bir kyn evleri olmamalyd. Mhendis, arabacnn geni srtndan dolay nn gremiyordu. Ortalk sessizdi, dondurucu bir ayaz vard. Kaputunun yakasyla kulaklarn rtmeye alan mhendis yle dnmeye balad: "Amma da sszm buralar! Ne bir ev var, ne de akl bir kazk! Tanr gstermeye, haydutlar saldrp soysalar kimse duymaz... Hem arabac da salam ayakkabya benzemiyor. unun kocaman srtna bak! Byle bir da adam parmann ucuyla dokunsa insann cann karr. Ya suratna ne demeli? Kuku uyandryor insanda." Dayanamayp sordu: - Hey, azizim, adn ne senin? - Benim mi? Klim. - E, Klim, sizin buralar nasl yerler? Tehlikeli mi? Kt olaylar oluyor mu? - Tanrya kr, olmuyor. Hem kim yapacak kt eyleri? - Eh, olay kmamas iyi... Ben gene de ne olur, ne olmaz, yanma tabanca aldm, diyerek bir yalan kvrd. ok iyi bilirsin, tabanca bu, akaya gelmez. On haydut ksa karna, tmn haklarsn...

Hava kararmt. Araba birden gcrtlar, iniltili sesler kararak sarsld; sanki istemeye istemeye sola doru sapt. Mhendis: "Bu adam nereye gtryor beni? Dosdoru yolumuza giderken birden tuttuk, sola saptk. Bakarsn, sapa bir yere gtrr, ondan sonra vay bama gelenler!.." diye geirdi iinden. Korkuyla yle seslendi arabacya: - Dinle beni, buralarn tehlikeli olmadn sylemitin, deil mi? ok yazk! Oysa ben haydutlarla uramaktan zevk alrm... Sen benim zayf, hastalkl grnme bakma, aslnda kz gibi glymdr... Bir keresinde haydudun saldrsna uramtm... Bil bakalm, balarna ne geldi? Haydutlardan birine yaradana snp yle bir patlattm ki, orackta can verdi. Geriye kalan ikisiyse Sibirya'ya srgn boyladlar... Kollarma bu g nereden geliyor, bilmiyorum... rnein senin gibi iri yar birini kollarmla tutup sktm m, cann karabilirim. Klim ban evirip mhendise bakt, gzlerini krptrarak atn kamlad. Mhendis; - te byle, arkada, diye srdrd. Bana atann vay haline! Haydudun kolunu, bacan krmakla kalmam, mahkemeye de veririm. Btn yarglar, savclar ahbabmdr. Bir memurum ben, devlet iin gerekli bir adamm... te imdi yola ktm ya, bundan stlerimin hepsinin haberi vardr. Bir ktlk gelmesin diye beni adm adm izlerler. Yol boyunca btn allklarn arkasnda bekiler, polisler dikilmitir. Byle konuurken birdenbire avaz kt kadar barmaya balad: - Hey, dur bakalm! Neresi buras? Beni nereye gtryorsun? - Neresi olduunu grmyor musunuz? Orman ite! Mhendis: "Gerekten ormanm" diye dnd. "Ben de durup dururken korkuya kapldm. Neyse, heyecanm belli etmemeliyim... Adam korktuumu anlad bile. Neden byle ikide bir dnp bakmaya balad? Yoksa kendi kendine bir eyler mi tasarlyor? Demin ardan ardan giderken imdi nasl hzland!" - Hey, Klim, at niin byle hzl sryorsun? - Ben srmyorum ki, kendiliinden trsa kalkt... Dedim ya, bir kere hzland myd, istesen de durduramazsn... Ayana abuk olmasndan kendi de memnun deil ama ne yapsn? - Uyduruyorsun, arkada! Uydurduun nasl da belli! Sana bu kadar hzl gitmeni tavsiye etmem! At biraz yavalat bakalm. ittin mi, yavalat dedim sana! - Neden yavalataym? - yle ite... stasyondan, arkamdan drt arkadam daha gelecekti de... Bana yetimeleri gerekiyor... Ormana varmadan yetieceklerdi. Hepsi de iri yar, gl adamlardr. Yanlarnda birer de tabanca var... E, niye yle kprdanp duruyorsun? ne stnde oturuyor gibisin. Hadi sylesene arkada! Bana dnp dnp bakacak ne var? Suratmda merak edilecek bir ey mi buldun yoksa? Eer tabancalarm grmek istiyorsan... stersen buyur, karp gstereyim. Buyur... Mhendis byle diyerek ceplerini kartryormu gibi yapt. Ve o anda da, btn dlekliine karn beklenmedii bir durumla karlat: Klim apar topar arabadan aa atlad gibi drt ayak st ormana doru komaya balad. - Yetiin! Yetiin! diye baryordu. Kahrolas, at da al, arabay da al! Yalnzca canma kyma, yeter! mdat! Hzla uzaklaan ayak sesleri, ezilen al rpnn trts duyuldu, sonra her ey sessizleti. Arabacdan byle bir karlk beklemeyen mhendis ilk i olarak at durdurdu, sonra arabaya rahata yerleerek dnmeye balad. "Kat... Korktu, aptal herif! Peki, imdi ben ne yapacam? Kendi bama yola devam edemem, nk yolu bilmiyorum, stelik arabay aldm sanrlar. imdi ne yapsam acaba?" - Klim! Klim! - Klim! diye karlk verdi yanklanan ses. Btn geceyi karanlk ormanda soukta geirerek, kurt ulumalarn, sska ksran pofurtularn dinlemek zorunda kalacan dnnce mhendisin srt rperdi, sanki biri srtn souk trpyle trplyormu gibi geldi. - Klimuka! Yavrum, neredesin, Klimuka! diye seslendi bir daha. Mhendis bylece iki saat kadar bard. Artk sesi kesilip ister istemez geceyi ormanda geirmeye raz olduu zaman hafif esintinin getirdii bir inilti duydu. - Klim! Sen misin, iki gzm? Hadi, gidelim! - Ama be... beni ldrrsn! - Sana aka yaptm, canm! Tanr cezam versin ki aka yaptm! Bende tabanca ne gezer! Korkumdan uydurdum bunu! Ac bana, gel gidelim. Donuyorum... Yolcu gerek bir haydut olsa at-arabay alp oktan kayplara karacan anlam olacak ki, Klim ormandan kt, ekine ekine mhendise yaklat. - Niin korktun, budala? Ben... ben aka etmitim, sen de korkuverdin... Hadi, bin arabaya! Gidelim! Klim arabaya binerken;

- Tanr mstahakn versin, beyim dedi. Byle yapacan bilsem yz altn versen almazdm seni arabaya. Korkudan nerdeyse dm patlad. Klim ksra kamlad. Araba titredi. Klim bir daha vurdu, araba salland. Ancak drdnc vurutan sonra araba yerinden kprdannca mhendis kulaklarn paltosunun yakalaryla rterek dncelere dald. O andan sonra ne yol, ne de Klim artk ona korkun gelmiyordu. YALILIK Mimar Uzelkov, mezarlk kilisesinde yaplacak baz onarmlar iin doduu kente gelmiti. Burada domu, okumu, bym, evlenmiti; ama trenden inip evlere baknca kenti tanyamad... Deimeyen bir ey yok gibiydi. Bu kentten ayrlp Petersburg'a yerletii on sekiz yl nce, imdi garn bulunduu yerde ocuklar geleni (26) avlarlard. Ana caddeye klan yerde "Viyana Oteli" ykselmekteydi, oysa eskiden burada irkin bir tahta it uzayp giderdi. Ama ne duvarlar, ne evler, ne de sokak grntleri insanlar kadar deiiklie uramt. Oteldeki grevliyi sorguya eken Uzelkov, anmsayabildii insanlardan yarsnn ya ldn ya da yoksullaarak unutulup gittiini rendi. Yal grevliye kendisi hakknda da soru sordu; - Peki, Uzelkov'u anmsyor musun? Mimar, hani karsndan ayrlmt? Svirebeyev Soka'nda bir evi vard... Tanrsn herhalde... - Yok, anmsamyorum... - Nasl anmsamazsn, canm! Karsndan ayr amatal olmutu, arabaclarn hepsi bilirler. Anmsamaya al bakalm! Boanma iini avukat apkin zerine almt... Tannm madrabaz apkin, kulpte bir gzel sopa ekmilerdi hani, anmsadn m? - van Nikolayevi'i mi sylyorsunuz? - Ta kendisi! Nasl, sa m, ld m? - Tanrya kr, sa. imdi noterlik yapyorlar, kendi brolar var. ok iyi yayorlar, Kirpini Soka'nda iki ev yaptrdlar. Geenlerde kzlarn evlendirdiler. Kald otel odasnda bir sre dolaan Uzelkov biraz dndkten sonra yapacak baka bir ii olmad iin, avukat grmeye karar verdi. Otelden kp yava admlarla Kirpini Soka'na sapt zaman vakit leyi bulmutu. apkin'i dairesinde bulduunda onu glkle tanyabildi. Genliinde ince yapl, hareketli, becerikli, saygsz bir avukat olan sarho apkin gitmi; yerine alakgnll, ak sal p gibi sska bir ihtiyar gelmiti. Uzelkov; - Beni tanyamadnz galiba, diye sze balad. Unutmusunuz. Eski mterilerinizden Uzelkov'um ben... - Uzelkov mu? Hangi Uzelkov? Ah, tamam! apkin eski mterisini tanynca epey ard. Bunun ardndan sorular, anlar yamaya balad. Eski avukat ok heyecanlanmt. - Dorusu, hi beklemiyordum! Eh, size ne ikram edebilirim? ampanya ister misiniz? stiridye de getirteyim! Ah, iki gzm, vaktiyle sayenizde yle ok para kazandm ki, imdi size ne ikram edeceimi bilemiyorum! - Ltfen, benim iin rahatsz olmayn, vaktim kstl. imdi gmtle gidip kiliseyi gzden geireceim. Orada bir i aldm da... - ok gzel! Birlikte yer, ier, sonra kalkar gideriz. yi atlarm vardr. Sizi oraya gtrr, kilise yneticisiyle tantrrm... Greceksiniz, ileriniz hemen yoluna girer. ey, bakyorum da benden ekiniyor, korkuyor gibisiniz... yle yakn gelin! Artk aramzda korkacak bir ey kalmad... Kah-kah! Eskiden gerekten kurnaz, akgz bir adamdm. Elini veren kolunu kurtaramazd. Ama imdi oluk ocua kartm, iyice duruldum. Artk ev bark edindik, yalandk, lm bekliyoruz. ki ahbap yiyip itiler, bir ift atn ektii kzaa binip kent dna, gmtle yollandlar. apkin kzaa yerleince; - Hey gidi gnler, hey! dedi. Dnnce insann inanas gelmiyro! Karnzdan ayrlnz anmsyor musunuz? Aradan neredeyse yirmi yl geti, siz hepsini unutmusunuzdur, ama ben dn gibi anmsyorum. Ah, boanma davanz iin ne kadar uratm! Diyorum ya, becerikli, cerbezeli, akgz bir avukattm. aprak bir dava yakalamak iin can atardm. zellikle vekalet creti yksek olanlar hi karmazdm... rnein, sizin davanz gibi... Bana ne kadar demitiniz? Be bin ruble miydi, yoksa alt bin mi? nsan byle bir ile nasl uramaz! Siz o zaman Petersburg'a tanmtnz; btn ii bana brakp, istediiniz gibi yapn, dediniz. Topra bol olas eski einiz Sofya Mihaylovna bir tccar kz, ama gururlu mu gururlu bir kadnd. Onu kandrmak, boanmanzn abuklamas iin kabahati kendi zerine almasn salamak kolay olmad. Ah, ne zahmetler ektim! Grmek iin kapsn aldmda hizmetisine barrd; "Maa, sana ka kez syledim, u ala evime sokma diye!". Ben ne yapar eder, ona yaklamaya alrdm. Mektup mu yazmadm, raslant sonucuymu gibi sokakta karsna m kmadm! Ama hepsi bo... Sonra araya baka kiiler soktum. Bu i uzadka uzad, ancak siz boanma iin on bin ruble demeyi kabul edince raz oldu. Dayanamad on bin rubleye... Alad, yzme tkrd, ama teslim olup kabahati zerine ald. Uzelkov;

- Yanlmyorsam benden on deil, on be bin ruble almt... apkin ezilip bzlmeye balad. - Yanl syledim, evet, on be bin rubleydi. Gene de olmu bitmi bir ey, gnah gizlemenin gerei yok. On bini ona dedim, be bini de kendime ayrdm. Demek ki, ikinizi de kandrm oluyorum. Gemi bir i, artk utanacak deilim... Ayrca sizden almayp da kimden alacaktm, Boris Petrovi? Bunu sizin anlaynza brakyorum... Siz varlkl, srt pek bir mteahhitsiniz. Keyfiniz iin evlenmitiniz, keyfiniz istedii iin de boandnz. ok para kazandnz biliyordum. Hi unutmam, bir yap iinden cebe yirmi bin indirdiniz. Bu duruma gre sizden baka kimden szdracaktm? Sizi kskanmam da cabas! Siz insanlar soyduka nnzde eiliyorlard, ama ben birka ruble istedim diye dayak yiyor, kulpte tokatlanyordum. Neyse bunlar anmsamak neye yarar? Unutmak en iyisi! - Ltfen syler misiniz, Sofya Mihaylovna'nn sonraki yaam nasl geti? - On bin rubleyle mi? ok ktyd diyebilirim... Bilmem ki, para m gzn dndrmt, yoksa parayla satld dncesine kaplp gururu mu ayaklanmt, yoksa sizi ok sevdiinden mi, orasn anlayamadm. Birden ikiye verdi kendini. Subaylarla birlikte kzaklara binip parasn sap savuruyordu. ki alemleri, cmbler, elentiler... Meyhaneye geldii zaman arap trnden hafif bir iki deil, iini yaksn, abuk sarho etsin diye en sertinden konyak filan iiyordu. - Evet, garip kadnd topra bol olas... Ondan az ekmedim. Bir eye kzd m, kplere binerdi. E, sonra neler oldu? - Aradan iki hafta m geti ne... Bir gn evde oturmu, bir eyler karalyordum. Birden kap ald, Sofya Mihaylovna ieri girdi. Fitil gibi sarho. "Aln kahrolas paralarnz!" diyerek koca bir desteyi yzme frlatt. Paralar toplayp saydm, be yz rublesi eksikti. Demek ki, o kadarn sap savurmu. - Peki, ne yaptnz paray? - Olmu-bitmi bir i... gizleyecek deilim... cebe attm. Niye bana yle baktnz? Bekleyin, hepsi bu kadar deil. Bakn, daha neler oldu... Koca bir roman, anlatmakla bitmez... Bir gn eve kt bir durumda, kafam dumanl dnmtm. Lambay yaknca bir de ne greyim, kanepede Sofya Mihaylovna oturmuyor mu? Sanki cehennemden kp gelmiti; ylesine karmak duygular iinde, sarho, kendini kaybetmi... "Paralarm geri verin, dncemi deitirdim. Madem ki battm, iyice bataym, bataa gmleyim! Hadi kmldasanza, alak, verin paralar!" diye baryor. Tam bir rezalet! - Verdiniz mi bari? - On ruble verdim, sanyorum... Uzelkov yzn buruturdu. - yle yaplr m, canm? Veremediinize, vermek istemediinize gre bana yazsaydnz bari... bilmiyordum bunu... Nereden bilebilirdim ki? - Ne diye yazaym ki? Kendisi hastaneye yatt srada yazmtr, diye dndm. - Evet, yazd, ancak o sralar yeniden evlenme ileriyle ylesine doluydum ki, mektuplara bakacak durumda deildim. Ama siz Sofya'ya kar dmanca bir tutum iinde deildiniz, kendisine niin yardm etmediniz? - imdiki arnla o gn lemeyiz, Boris Petrovi. O zamanki dncelerimiz bakayd, imdiki baka... imdi olsa ona bin ruble bile verirdim, oysa o zaman on rubleyi dahi... karlksz vermedim. Kt bir an. Unutmal, unutmal... te gmtle geldik... Kzak gmtln giriinde durdu. Uzelkov'la apkin kzaktan indiler, gmtle girip geni yolda yrmeye baladlar. plak vine, akasya aalar, boz halar, mezar talar, kradan l ld. Gnein prlts yerleri rten kra taneciklerinde yansyordu. Btn gmtlkler gibi buras da gnlk ve yeni kazlm toprak kokuyordu. Uzelkov; - Bizim buras ok gzeldir, dedi. - Evet, ama ne yazk ki, hrszlar mezar talarn alyorlar... te u sadaki dkme demir antn arkasnda Sofya Mihaylovna yatyor. Grmek ister misiniz? ki arkada saa saptlar, derin karlar ineyerek dkme demir anta doru ilerlediler. Uzelkov beyaz mermerden bir mezar ta gstererek; - te buras, dedi. Bu ta mezarna bir temen diktirmi. Uzelkov apkasn karnca dazlak kafas gnete parlad. Ona bakp apkin de apkasn karnca ikinci bir dazlak daha kt ortaya. evrede gerek bir mezar sessizlii vard, bir l durgunluu kaplamt her yeri. ki arkada mezar tana bakarken derin dncelere daldlar, hi konumadlar. apkin sessizlii; - Yalnz bana uyuyor, diyerek bozdu. Kabahati zerine ald, durmadan konyak itii iin artk zlmyordur da... Kabul edin, Boris Petrovi! Uzelkov neesiz bir sesle; - Neyi? diye sordu. apkin kr salarn gsterdi.

- Neyi mi? u durumumuzu gryor musunuz? Gemi gnler ne kadar iren olursa olsun, gene de bunlardan daha iyidir. - Dorusunu syleyeyim mi? Eskiden ecel saatini hi dnmezdim, lmle karlaacak olsam yzne gler geerdim. Ama imdi... Uzelkov'un iine bir hzn kmt. Bir zamanlar sevilmeyi istedii gibi imdi de hkra hkra alamak istiyordu. Bu alamann ok houna gideceini, ruhuna bir ferahlk getireceini hissediyordu. Gzlerine ya yrm, ama bir yumruk gelip boazna tkanmt. Yannda apkin vard. Uzelkov bir bakasnn yannda yufkayreklilik gstermekten ekindii iin geriye dnerek kiliseye doru yrd. Aradan iki saat geip, arkadayla birlikte kilise bakanyla grtkten sonra bir frsatn bularak alamak zere doruca oraya kotu. kide bir arkasna bakarak, bir hrsz gibi, sessizce mezara sokuldu. Kk beyaz mezar ta, karsnda ylesine dnceli, hznl, susuz duruyordu ki! Sanki altnda yatan kocasndan ayrlm, sefih bir kadn deil de, ufack, masum bir kz ocuuydu. Uzelkov, "Alamal, durmadan alamal..." diye dnd. Ancak alama durumu kalmamt artk... Gzlerini ne denli krptrsa, kendini ne denli zorlasa da gz yalar akmyor, yumru gelip boazna durmuyordu. Orada on dakika kadar dikildikten sonra bo verircesine elini sallayp apkin'i aramaya gitti. AH U NSANLAR! - Paydos, bir daha iki imeyeceim!.. Asla! Aklm bama toplama zaman oktan geldi. almal, insanlara hizmet etmeliyim. Aylk almasn seviyorsan namusunla, btn gcnle, vicdannn sesini dinleyerek al; dinlenmeyi, uykuyu bir yana brakarak al, arkada! Beleten aylk almaya iyice altn, ite tm ktlklerin ba da bu... Kendi kendine bu tr birka t daha veren bakondktr Podtiagin, en sonunda iten gelen bir alma drtsyle kprdanyor. Saat gecenin ikisi olmasna karn yardmcs kondktrleri uykudan uyandryor, onlarla birlikte bilet kontrolne balyor. Zmba aletini neeyle akrdatarak; - Bileeeetleriniz! diye baryor. Vagonlarn alaca karanlna gmlerek uyuyan yolcular bu ses zerine irkiliyorlar, balarn silkeliyorlar, biletlerini uzatyorlar. Podtiagin, ikinci mevki vagonda krkne, battaniyesine sarnm, evresi yastklarla desteklenmi zayf, kuru yapl yolcuya; - Bileet! Bileetiniz! diye sesleniyor. Adamdan yant yok. Derin bir uykuya dald belli. Bakondktr adamn omzuna dokunuyor, sabrszlkla yineliyor: - Bileetiniz! Yolcu irkiliyor, gzlerini ayor, korku dolu baklarn Podtiagin'e dikiyor. - Ne? Kim? Ha? - Size adam gibi syledik. Bileetiniz! abuk olun! Zayf adam alamakl bir yzle inliyor: - Aman Tanrm! Romatizmam azd... gndr uykusuzum, uyumak iin morfin almtm, sizse bilet diye tutturdunuz! Sizin yaptnz dpedz acmaszlktr. Bu hareketiniz insanla sar m? Uyumak iin ne zorluklar ektiimi bilseniz byle nemsiz eylerle beni rahatsz etmezdiniz... nsafszlk bu, ok anlamsz bir davran! Gece yars biletimi ne yapacaksnz! Dpedz samalk! Podtiagin bir an gcenip gcenmeme konusunda ikircik geiriyor, gcenmeye karar veriyor. - Barmayn bakaym! Buras meyhane deil! - Meyhanede insanlar sizden daha anlayldr, beyim! imdi bir daha nasl uyurum? alacak ey dorusu! Birok yabanc lke gezdim, kimse bilet sormad. Buradaysa sizleri sanki eytan drtyor. Bilet de bilet!.. - Yabanc lkeleri pek beeniyorsanz gidin de orada yaayn! - Dpedz samalk, beyefendi! Kmr kokusuyla, bunaltc scakla, ardndan hava cereyanyla yolcularn cann kardnz yetmiyormu gibi bir de formalitelerle eziyet ediyorsunuz! Beyefendinin can bilet grmek istemi! Bu ne alkanlk byle? Biletsizleri bulmak iin yapsanz aklm erer, oysa trendeki yolcularn yars biletsiz gidiyor. Bunu nasl grmezsiniz? Podtiagin parlyor: - Beni dinleyin, baym! Barmay brakmaz, yolcular rahatsz ederseniz sizi trenden indirmek, tutanak dzenlemek zorunda kalacam! Bu sefer yolcular parlyor: - Bu kadar da fazla! Hasta adamdan ne istiyorsunuz, baym? Baksanza, sizde acma duygusu yok mu? Podtiagin yelkenleri suya indiriyor.

- Grmyor musunuz, kendileri bana ar szler sylyorlar. Peki, biletini gstermezse gstermesin... Nasl isterseniz... Ama siz de bilirsiniz ki, grevim bunu gerektiriyor... sterseniz istasyon efine bile sorabilirsiniz... Kime isterseniz sorun... Podtiagin omuzlarn silkiyor, hasta yolcunun yanndan uzaklayor. nce kendini gcendirilmi, hatta aalanm olarak hissediyor, ama iki- vagondan geince iinde vicdan szsna benzeyen bir rahatszlk duyuyor. "Gerekten de hasta bir adam uyandrmamalydm." diye dnyor. "Ama benim bir suum yok ki... Onlar sanyorlar ki, bunu canm istedii iin, keyfimden yapyorum. Grevimin byle gerektirdiini anlamyorlar. nanmyorlarsa istasyon efini araym da sorsunlar." te bir istasyona geliyorlar. Tren be dakika duruyor. nc kampanadan nce yukarda sz geen ikinci mevki vagona Podtiagin giriyor. Arkasndan da krmz apkal istasyon efi... Podtiagin; - te bu bay, diye sze balyor. Kendilerinden bilet isteyemezmiim, stelik hakaret ettiler bana. Sayn efim, imdi sizden rica ediyorum, kendilerine aklar msnz: Grevim gerektii iin mi bilet istiyorum, yoksa keyfimden mi? Zayf adama dnyor: - Baym! te istasyon efi burada, bana inanmadnza gre ona sorabilirsiniz. Zayf adam ar sokmuasna hopluyor, gzlerini ayor, alamakl bir yzle arkasna yaslanyor! - Aman Tanrm! Yeni uyku ilac almtm, tam uyumak zereydim ki, gene karma dikildi. Yalvarrm size, hi insafnz yok mu? - stasyon efine sorabilirsiniz imdi; bakalm, bilet sormakta hakl mym, haksz mym! - Bu kadarna da dayanlmaz! Aln biletinizi, aln! Ben be bilet daha satn alrm, yeter ki rahat uyuyaym! Siz hi hasta olmadnz m? Ne duygusuz adammsnz! Subay niformal bir yolcu; - Bu dpedz alay etmektir! diye sinirleniyor. Adamcazn zerine bu kadar dmenize baka anlam veremiyorum! stasyon efi yzn buruturarak Podtiagin'in kolundan ekiyor. - Brakn canm adamn yakasn! Podtiagin omuz silkerek istasyon efinin arkasndan yryor. Bu ie bir trl akl erdirememektedir. "Gel de bu insanlara yaran! Durumu anlasn, ii rahat etsin diye istasyon efini ayana kadar ardk, ama o durmadan svp sayyor..." Baka bir istasyon, tren on dakika duruyor burada. kinci kampanadan nce Podtiagin istasyon bfesinin nnde durmu, soda ierken yanna iki bay yaklayor. Birinin stnde mhendis niformas var, tekininse subay kaputu. Mhendis; - Bakar msnz, bay bakondktr, diyor. Hasta bir yolcuya kar davrannz orada bulunanlar ok sinirlendirdi. Ben, mhendis Putski, bu bay da... albay. Hemen o yolcudan zr dileyeceksiniz. Dilemezseniz ikimizin de yakndan tand demiryollar hareket daire bakanna ikayet edeceiz sizi. - Aman, efendim, ben... Baylar size ey... - Aklama istemiyoruz. unu aklnzdan karmayn, ondan zr dileyeceksiniz. Bu yolcu bizim korumamz altndadr. - Peki, zr dileyebilirim. Madem yle istiyorsunuz. Hadi, buyurun... Yarm saat sonra Podtiagin, hem yolcuyu memnun edecek, hem de kendini kk drmeyecek bir zr tmcesi tasarlayarak vagondan ieri giriyor. Hasta yolcuya yaklayor. - Baym, beni dinler misiniz, baym! Beriki irkilerek yerinden hopluyor. - Ne? Ne var? - Ben... ey... dndm ki... sizden zr dilemem gerekiyor... Hasta yolcu i ekiyor, gsn tutuyor. - Aman... biraz su! nc kez morfin tozu aldm, dalar gibi olmutum. Gene o karma kt. Tanrm, bu eziyet ne zaman son bulacak? - Ben... ey... balayn... - Baksanza! Beni bir istasyon sonra indirin... Artk bu kadarna dayanamayacam! lmek zereyim... Vagondaki yolcular isyan ediyorlar. - Bu ne alaklk, ne rezillik! Buradan hemen defolun! Bakasyla alay etmek pahalya patlayacak size! Gidin buradan! Podtiagin elini silkeliyor, iini ekerek vagondan dar kyor. Grevlilerin kald blmede bitkin durumda masaya kyor, kendi kendine szlanmaya balyor:

"Ah, u insanlar! Hadi, gel de yaran onlara! alabilirsen hevesle al bakalm! ster istemez her eye bo verir, kendini ikiye kaptrrsn. almazsn kzarlar, canla bala bir ey yapmaya kalkarsn, gene kzarlar... mek en iyisi!" Podtiagin bir dikite ienin yarsn bitiriyor; ondan sonra artk ne almay, ne grevi, ne namus duygusunu dnyor. EYZ Yaam boyunca birok ev grmmdr. Tatan, aatan yaplm, by k, eskisi yenisiyle birok ev. Ama bunlar arasnda zellikle birisi bende derin bir iz brakt. Ev byk deildi, tam tersine, minnack bir eydi. Tek katlyd, penceresi vard; ilk bakta ufak tefek, kamburu km, ba rtl, yal bir kadna benzetilebilirdi. Duvarlar beyaz sval, ats kiremitle kaplyd; bacas yklmaya yz tutmutu. Ev, imdiki sahiplerinin dedelerince, dedelerinin dedelerince dikilmi dut, akasya, kavak aalar arasnda yeillie gmlm gibiydi. Gene de gr yeillik bu kk evin bir kent evi havasn tamasna engel deildi. Geni avlusu komu evlerin avlularyla birleerek Moskovskaya Soka'n oluturuyordu. Bu sokaktan bir kerecik bile at ya da araba gememiti, yaya gidip gelenlereyse seyrek raslanrd. Kk evde oturanlarn a pek gereksinme duymamalarndan olacak, panjurlar hep yar kapal dururdu. Pencereler de yle. nk kimsenin temiz hava arad yoktu. mrleri dut, akasya aalar, dulavrat otlar arasnda getii iin doa gzelliklerine aldrmaz olmulard. Tanr, yalnzca yazlk merakllarna doann gzelliklerini anlama yetenei vermitir, br insanlar bu gzellikler karsnda bir eit bilgisizlik karanlna gmlm gibidirler. Byleleri ellerindeki zenginliin deerini bilmezler, sahip olduklarn korumazlar, daha da kts bunlara kar ilerinde bir sevgi yoktur. Kk evin evresi bir yeryz cennetiydi, o gzelim aalar arasnda cvl cvl kular terdi. Bir de siz burada oturanlar tanyn bakalm, ne diyeceksiniz! Yazn kapal odalarda boucu scak, havaszlk; kn gene her yer hamam gibi scak, stelik isli duman kokusu... Ksacas can skntsndan patlard insan. Evi ilk ziyaretimin zerinden hayli zaman geti. Albay ikamasov'dan karsyla kzna selam getirmitim. Bu ilk ziyaretimi hi unutmadm. Unutmak elde mi ki? Sizi evin giriinde karlayp salona gtrrken yznde korku ve aknlk okunan, ufak tefek, solgun, krk yalarnda bir kadncaz gznzn nne getirin. Ona gre siz hem "yabanc bir konuk", hem "gen bir erkek"siniz, ite bunlar onu artp korkutmaya yetmitir. Elinizde ne sopa, ne balta, ne de tabanca vardr, stelik, dosta glmsemektesinizdir; gene de kadncaz kukudan kurtaramazsnz. Kadn rkek bir sesle: - Kiminle onurlanyorum, efendim? diye sordu. Siz onun ikamasov'un kars olduunu hemen anlarsnz. Kendinizi tantr, niin geldiinizi sylersiniz. Bu sefer korkunun, aknln yerini sevin lklar, baylmak zere baygnlaan gzler alr. Sevin anlatan "ah"lar evin giriinden salona, salondan oturma odasna, oturma odasndan mutfaa, oradan da bodruma yanklanr. ok gemeden kk evin kesi-buca her tondan neeli "ah"lara boulur. Be dakika sonra oturma odasnda byk, yumuak, insan smscak kucaklayan kanepeye kurulduunuzda btn sokan "ah"larla nladn duyarsnz. Oturduum yerin hemen yanbanda mendile sarlp bir sandalyeye konulmu terlikler hem taze kei derisi, hem de naftalin kokuyordur. Pencere nlerindeki sakslarda trlar, tl perdeler, perdelerde besili sinekler. Duvarda, camnn bir kesi krk, ereveli bir piskopos portresi. Piskoposun arkasnda sralanan, solmaktan limon rengini alm bir sr nine, dede resmi... Masann stnde bir yksk, bir makara iplik, yars rlm bir orap; yerde kuma paralar, ipek ilemeli bir kadn bluzu. Bitiik odada akn, rkm bir kocakar yerdeki kuma krpntlarn toplamaya almakta... Bayan ikamasova; - Balayn, bizim buras ok dank, dedi. Benimle konuurken bir yandan da yerdeki kuma krpntlarnn topland odaya skntl baklarla bakyordu. Odann kaps ikide bir birazck aralanyor, sonra hemen kapanyordu. ikamasova kapya doru seslendi: - Ne var? Ne istiyorsun? Kapnn arkasndan bir kadn sesi: - O est mon cravette, lequel mon pre m'avait envoy de Koursk (27) diye sordu. - Ah, est-ce, Marie que... (28) imdi uygun olur mu? Nous avons done chez nous un homme trs peu connu par nous... (29) Neyse, Lukerya'ya soruver. ikamasov'un kvantan kzaran yznden; "Gryorsunuz, biz ne gzel Franszca konuuyoruz!" diye bbrlenme okunuyordu. Az sonra kap ald; uzun mslin bir entari giymi, on dokuz yalarnda, selvi soylu, incecik bir gen kz girdi ieriye. Beline srma ilemeli bir kemer takmt, kemerden sedef kakmal bir yelpaze sarkyordu. Kz ieri girer girmez reverans yapt, ayn anda da yz kzard. Kzarklk nce uzun, opur burnuna, oradan gzlerine, akaklarna yayld. ikamasova ark syler gibi;

- Kzm! diye tantt onu. Maneka, bu da... Adm syledim, sonra evlerinde grdm diki ilerinin okluuna ardm belirttim. Anne-kz balarn nlerine ediler. Bayan ikamasova: - Voznesenye kasabasnda panayr vard da. Panayrdan her zaman oka kuma alr, bir sonraki panayra dein hepsini dikeriz, dedi. Dikiler terziye yaptrlmaz bizim evde. Kocam Piotr Semyonovi'in fazla bir geliri yoktur, o nedenle biz fazla lkse kamayz. Her zaman kendi iimizi kendimiz grrz. - Ama bunca giyecei kim giyer? Evde yalnzca iki kii deil misiniz? - Ah, bunlar giymek iin deil! Giyilir mi hi? eyiz bunlar! Gen kzn yz pancar gibi kzard. - Aman anne, sen neler sylyorsun? Konuumuz da sylediklerini gerek sanacaklar. Ben hi evlenmeyeceim ki... "Evlenme" szn sylerken gzlerinin parladn aka grmtm. Derken, sofraya ay, biskvi, reel, tereya kondu; ardndan ahududu, kanyak geldi. Saat yedide alt eitten oluan akam yemei sofrasna oturduk. Biz yemek yerken bitiik odada birinin yksek sesle esnediini duydum. Ben ararak kapya baktm, nk ancak bir erkek byle esneyebilirdi. ardm gren ikamasova: - Piotr Semyonovi'in kardei, kaynm Yegor Semyonovi, diye durumu aklad. Bir yldan beri bizimle birlikte oturuyor. Kusuruna bakmayn, yannza kamaz. nsan kakndr, yabanclardan utanr hep. Son zamanlarda manastra kapanmak gibi bir niyeti var... Grevdeyken hakkn yemiler. O da zntsnden byle yapyor. Akam yemeini bitirdiimizde, ikamasova, Yegor Semyoni'n kiliseye balamak amacyla kendi eliyle iledii papaz atksn gsterdi. Bunun zerine Maneka da bir an rkekliini zerinden atarak babas iin rd bir para kesesini getirdi. Ben rgy ok beenmi gibi yapnca gen kz kpkrmz kesildi, eilip annesinin kulana bir eyler fsldad. Bunun zerine annesinin yz kvanla parlad, bana birlikte sandk odasna gitmemizi nerdiler. Burada be tane byk sandk, bunlardan baka birok kk sandk ve kutular grdm. Bayan ikamasova; - Bunlar hep eyiz. Hepsini kendi elimizle iledik, diye fsldad. nsann iini karartan bu sandklar grdkten sonra konuksever ev sahiplerinden izin isteyip yanlarndan ayrldm. Gitmeden nce benden ilerde gene gelip, kendilerini ziyaret etmem konusunda sz aldlar. Ancak aradan yedi yl getikten sonra bir davada bilirkii olarak ayn kasabaya yolum dtnde verdiim sz yerine getirebildim. Tandk eve girer girmez gene ayn "ah"lar duydum. Beni tanmlard... Ama tanmayabilirler miydi? lk ziyaretim bu insanlar iin nemli bir olayd, az raslanan nemli olaylarsa kolay kolay unutulmaz. Daha da imanlayan, salar krlaan Bayan ikamasova yerde srnerek mavi bir bezi biiyor; kzysa kanepeye oturmu, gergef iliyordu. Odann tabannda gene bez krpntlar, evin her yerinde naftalin kokusu, duvarda gene erevesi krk ayn portre... Bununla birlikte birtakm deiiklikler yok deildi. Piskopos portresinin yanna Piotr Semyonovi'in resmi aslmt, ev sahibeleriyse yas giysileri iindeydi. General olmasnn ardndan Piotr Semyonovi bir hafta bile yaayamadan lmt. Eski gnler anld, bir ara generalin dul kars alamaya balad: - Ah, zntmz byk! Artk Piotr Semyonovi yok! Kzmla yetimiz imdi, bizi dnecek kimsemiz kalmad. Geri Yegor Semyonovi sa ama onunla ilgili iyi eyler syleyemeyeceiz. Alkole dknlnden... manastra da almadlar. imdi kederinden daha ok iiyor. Soylular Birlii Bakan'na gidip ikiciliini anlatacam. Biliyor musunuz, birka kez sandklar ap Maneka'nn eyizlerini aldktan sonra gezgin duaclara datm. Byle giderse Manekam bsbtn eyizsiz kalacak. Sandklardan ikisi tamtakr boalm. Maneka skntyla: - Siz neler sylyorsunuz, anne! dedi. Duyanlar da gerek sanacak. Ben hibir zaman evlenmeyeceim, hi! Maneka bunlar sylerken heyecan iinde tavana bakyordu. Szlerinin doruluuna kendisinin de inanmad belliydi. O srada evin giriinde dazlak kafal, izme yerine lastik ayakkablar giymi, ufak yapl bir adam bir an grnp kayboldu. Oradan sanlarn kard hrtya benzer birtakm sesler duyulmaya balad. "Yegor Semyonovi olmal" diye dndm. Anneyle kzna daha bir dikkatli baktm. kisi de yalanm, kmlerdi. Annenin salar gm gibi parlyordu, kzn rengi sararp solmutu. kisini grenler annenin kzndan ancak be ya byk olduunu sanrlard. Anne biraz nce ayn eyi sylediini unutmu olmal ki: - Soylular Birlii Bakan'na gidip anlatacam durumu, kaynm ikayet edeceim, dedi. Yegor Semyonovi diktiklerimizin hepsini gizlice arp, gnahlarn balatmak iin yoksullara datyor. Manekam eyizsiz kalacak, dedi. Maneka utancndan kzardysa da bu sefer bir ey demedi. Anne: - Hepsini yeniden dikmek gerekiyor, bizse o kadar varlkl deiliz, dedi.

Maneka da; - Biz artk yetimiz, diye ekledi. Yazgmda o evi bir daha grmek varm. Geen yl kk ev karma gene kt. Oturma odasna girdiimde Bayan ikamasova'y tepeden trnaa karalar giymi, kanepede diki dikerken buldum. Yannda kahverengi redingotlu, izme yerine lastik ayakkab giymi, yal bir adam vard. Adam beni grr grmez oturduu yerden frlayp dar kat. Bayan ikamasova selamma karlk: - Je suis charme de vous revoir, monsieur! (30) dedi. Aradan bir sre vakit geince - Neler dikiyorsunuz, bakalm? diye sordum. - Gmlek. Bitirir bitirmez papaz efendiye gtreceim. Orada saklamazsam Yegor Semyonovi alyor. nndeki masann stnde duran kznn resmine bakarak iini ekti. - Biz yetimiz. Kz neredeydi acaba? Maneka nereye gitmiti. Karalar giymi anneye byle bir ey sormadm, sormak iimden gelmedi. Orada oturduum srece, evlerinden kalkp giderken, Maneka ne beni grmeye, ne de uurlamaya kt. erden konumalarn, rkek, sessiz ayak seslerini de duymadm. Her eyi anlamtm, yreimde ylesine ar bir duygu vard ki! NDEKLER Berber Dkknnda 15 Memurun lm 20 Yaramaz ocuk 24 Hep Dilimin Yznden 28 St Aac 36 Kale Gibi Kadn 42 Nasl Evlendiimin Resmidir 48 Korkun Bir Gece 53 Yamurdan Kaarken Doluya Tutuldu kar in Evlilik 73 Yaayan Tarihler 81 Unvanlar Kaldrld 85 izmeler 93 Atla lgili Soyad 99 Yolunu aranlar 105 Kundak 111 Priibeyev Baavu 117 Ayyaln lac 123 Bu Kadar Da Fazla 132 Yallk 138 Ah u nsanlar 146 eyiz 152

63

You might also like