You are on page 1of 450

NDEKLER YCE RABBIN KUDRET RADE, ZN, KTAP, HKM, KAZA VE HARAM KILMA MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ

GRLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES ALLAH, KULLARININ GNAH LEMESN RADE EDER M ETMEZ M? KULUN RABB'IN BAKASINA UMUT BALAMAMASI ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA KAZA, KADER VE RADE KAZA, KADER VE HKMET YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR HAYIR ALLAH'TAN, ER EYTANDANDIR HAYIR ER, TEKVN KADER, ER EMR NEFSLERMZN ALLAH'IN OLMASI SZ KADER HAKKINDA BR SUAL VE CEVABI KADERYECLERN SINIFLARI ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI KULUN YAPABLRL ALLAH'IN FLLERNN LLETLER MEYET MESELES KULUN HTYAR FLLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU GEMTE STSNA AKLIN GZEL VE RKN GRMES KULUN RADES EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER ECEL MESELES PAHALILIK VE UCUZLUK RIZIK MESELES RIZIK VE RIZKIN ARTIP EKSLMES HARAM YOLLA KAZANMA K VE HARAM EYLER HAK N HAK ARACILIIYLA HAKKIN TAKDRYLE MCADELE G VE KUDRETTEN ANCAK O'NA TEBERR EDERM SZ GR ALFABETK FHRST

YCE RABBIN KUDRET Rabbin kudreti hakknda gr Cumhura gre madum bir (ey) deildir Allah'n kudretinin kapsamna her ey girer Geisiz ve geili fiil ve ayr gr Kadim ve sonradan olma varlk Allah'n harekete yatknlk nitelii Allah'n ezelde ve ebedde kadir oluu Her mahluk Allah'n nimetlerindendir kr - tevhid birlemesi Tevhid dinin ba ve sonudur Yaratmadaki hikmet ve rahmet Yaratma ve emir hikmeti hakknda insanlarn grleri nsanlar ibadet iin yaratld Beni tansnlar, bilsinler diye Emrolunan ey zerine ibadet Kaderi kabul edenlerin ve etmeyenlerin grleri NDEKLER ALFABETK FHRST

Rabbin kudreti hakknda gr Bismillahirrahmanirrahim Bir ve ortaksz olan Allaha hamdolsun. Salat ve selam kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Hz. Muhammedin zerine olsun. eyhl slm Ahmed b. Teymiye (Allah ruhunu kutsasn) buyurdu: Mslmanlar ve dier dinlerin mensuplar, Allahn gcnn her eye yettii hususunda gr birlii iindedirler. Nitekim Kuran- Kerm, birok yerde bu hususu dile getirmitir. Ben de deiik yerlerde, yce Rabbin kudretini (her eye g yetirmesini) inkr edenlere cevap niteliinde uzun aklamalarda bulundum. Bu balamda el-Erbain zerine yaptmz deerlendirmeler kapsamnda, el-Muhassalda ve el-sbehaniye erhinde grlerimizi dile getirdik. mam Fahreddin er-Razi ve bakalarnn, Allahn her eye kadir ve serbest iradeye sahip oluu meselesi zerine yaptklar deerlendirmelere ilikin grlerimizi ifade ettik. Bu hususta eksik braklan birok noktay gzler nne serdik. Ancak, sz konusu hususlar uzun uzadya anlatmann yeri buras deildir. Burada zerinde durmay amaladmz husus, peygamberleri tasdik eden gruplarn deerlendirmeleri hakknda grlerimizi aklamaktr. Diyoruz ki: Burada zerinde durulmas gereken birka mesele vardr: Rabbin kudreti hakknda gr

Birinci mesele: Yce Allah, her eye kadir olduunu haber vermitir. nsanlar bu mesele balamnda gruba ayrlmlardr: Bir grup, herey geneldir, bunun kapsamna iki zddn bir arada bulunmas gibi bizzat imknsz olan eyler de girer. Bunlar g yetirilenler kategorisine de girerler. Bu gr aralarnda bn-i Hazmn da bulunduu bir grup ileri srmtr. Bir dier grubun gr de yledir: Bu ifade (Allahn her eye kadir oluu), zellii olan bir genellemedir. zellii de, bizzat imknsz olann darda tutulmasdr. nk bizzat imknsz olan, bir ey olsa da g yetirilenler kapsamna girmez. Bu gr bn-i Atiye ve bakalar dile getirmilerdir. Her iki gr de yanltr. Dorusu, tartmac gzlemcilerin genelinin savunduu u nc grtr. Buna gre, zatndan dolay imknsz olan bir ey, kesinlikle ey deildir. Bu gr savunanlar Madum = yok kavram hakknda farkl grler savunmakla birlikte, onlara gre, zatndan dolay imknsz olann objeler dnyasnda gereklemesi imknszdr. Zihin, onun objeler dnyasnda sabit oluunu tasavvur edemez. Ama iki zddn zihinde bir araya gelmesi mmkndr. Sonra da iki zddn objeler dnyasnda bir araya gelmesinin imknsz olduuna hkmedilir. nk, nesneler arasnda gereklemesi ve zihinde tasavvur edilmesi, ancak temsili olarak mmkndr. Zihinsel bir egzersiz olarak yle demek gibi: Hareket etme ve durma, bir eyde ayn anda olabilir. Acaba, hareket etme ve durmann ayn anda bir yerde bulunmas gibi, objeler dnyasnda siyah ve beyaz da bir yerde ayn anda bulunabilirler mi? Sonra yle denir: Hayr! Bu imknszdr. Bylece, nce mmkn olann benzerinin bir arada oluu takdir edilir, ardndan bunun imknszlna hkmedilir. Siyah ve beyaz renklerin bir yerde ayn anda bulunmalarna gelince; bu, imknsz olduu gibi, dnlemez de. O halde bu, ne objeler dnyasnda, ne de zihinde bir ey deildir. Dolaysyla: O her eye kadirdir. (Hadid, 2) ayetinin kapsamna girmez. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Cumhura gre madum bir (ey) deildir kinci mesele: Ulemann ounluuna (cumhur) gre, madum (yok), bir ey deildir. Bizce bu yaklam dorudur. ey in, mevcut olan, var olan demek olduu ifade edilir. Buna dayal olarak denilir ki:

Bu durumda yce Allahn varolmayan eylere kadir olmamas gerekir. Bunun anlam, Allah, yaratmad bir eye kadir deildir, demektir. Baz bidat gruplar bu gr savunmulardr. Diyorlar ki: Allah, ancak irade ettii eye kadirdir, irade etmediine deil. Bu yorum, en-Nazzamn rencisinden aktarlmtr. Eari gibi msebbite ekolnn tartmaclar, yine onunla ayn gr paylaan, mezhep imamlarnn takipilerinden Ahmed, Kad Ebu Yala ve bn-i Zauni gibi ey, varolana denir diyenler, unu savunuyorlar: Allah, varolana kadirdir. Buna dayal olarak onlara: Bunlar, ayetin ispat etmediini ispat ediyorlar. nk ayet, Allahn mevcut olana kadir olduunu sylyor, bunlar ise, Allah varolana da yok olana da (mevcuda da maduma da) kadirdir, diyorlar, eklinde karlk verilir. Dorusu ey, objeler dnyasnda var olan ve zihinlerde tasavvur edilene denir. Dolaysyla yce Allah neyi takdir etmi ve ileride olacan biliyorsa o, takdir, bilgi ve kitap kapsamnda eydir, henz objeler dnyasnda ey olmasa da: Onun emri, bir eyi diledii zaman, ona ol demekten ibarettir. O da hemen oluverir. (Yasin, 82) ayeti bu hususa iaret etmektedir. Bu ayette geen ey lafz hem objeler dnyasnda var olan, hem de zihnin varln tasavvur ettiini kapsar. u halde yce Allah, her eye; var olana, zihnin varolduunu tasavvur ettiine, var olacan tasavvur ettiine kadirdir. Bundan hibir ey istisna edilemez ve buna eklemede de bulunulamaz. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Bilakis, biz onlarn parmak ularn toplamaya kadiriz. De ki: O, stnzden veya ayaklarnzn altndan zerinize bir azap gndermeye kadirdir. (Enam, 65) Buhari ve Mslimde u rivayet yer alr: Bu ayet indii zaman Resulullah (s.a.v) yle buyurdu: Allahm, senin vechine snrm. Ama Birbirinize drmeye gc yeter (Enam, 65) ayeti inince yle buyurdu: Bu, ilk ikisinden daha ehvendir. (Buhari, 6. Sure 2; Tirmizi, 6. Sure 2; Ahmed b. Hanbel, 3/309) Bundan da anlalyor ki, yce Allah, ilk ikisini yapmam olsa da onlara kadirdir. Yine yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Gkten uygun bir lde yamur indirip onu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbette gcmz yeter. (Mminun, 18) Mfessirler bu ayetle ilgili olarak u yorumu yapmlar: Biz bu suyu giderip yok etmeye, bunun sonucunda susuzluktan lmenize, srlerinizin helk olmasna, yerlerinizin harap olmasna kadiriz. Bilindii gibi yce Allah, bu suyu giderip yok etmemitir. te aadaki ayette de ayn geree iaret edilir:

Ya itiiniz suya ne dersiniz? Allahn verdii rzka kar kr, onu yalanlamakla m yerine getiriyorsunuz? (Vaka, 68-82) Bu ayet, Allahn yapmadna da kadir olduunu gsteriyor. nk, dilerse suyu ac yapabileceini bildiriyor ki, byle yapmamtr. Aadaki ayetleri de buna rnek gsterebiliriz: Eer dileseydik her nefse hidayetini verirdik. (Secde, 13) Eer Rabbin dileseydi yeryzndeki herkes iman ederdi. (Yunus, 99) Eer Allah dileseydi savamazlard. (Bakara, 253) Bu ayetlerden de anlalaca gibi, yce Allah birok yerde, dilemesi durumunda, yapmad eylere kadir olduunu dile getirmitir. nk Allah bunlar yapmaa kadir olmasayd, onlar yapmay dilemesi durumunda da yapamazd. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Allah'n kudretinin kapsamna her ey girer nc mesele: Allah her eye kadirdir: Bunun kapsamna kullarn fiilleri girdii gibi, kullarn fiillerinin dndaki eyler de girer. Mutezile mezhebine mensup olanlarn ou, kullarn fiilleri, Allahn g yetirdiklerinin (makdur olanlarn) kapsamna girmezler. Drdnc mesele: Allahn kudretinin kapsamna, kulun kendi fiilleri de girer. Birok nasta bu husus aka dile getirilmitir. Gkleri ve yeri yaratan bunlarn benzerini yaratmaya kadir deil midir? (Yasin, 81) Byleyken, lleri diriltmeye kadir deil midir? (Kyamet, 4) Bilakis, biz, onlarn parmak ularn eski haline getirmeye kadiriz. (Kyamet, 4) Buna benzer birok ayet rnek gsterilebilir. Allahn objelere g yetirdii, onlar yaratmaa kadir olduu u ekilde dile getirilmitir: Andolsun biz insan yarattk. (Kaf, 16) nsan, hi kimsenin kendisine g yetiremeyeceini mi sanyor? (Beled, 5) Bu gerek kitap ve snnette yer alan birok nassla vurgulanmtr. Kitaptan aadaki rnekleri

verebiliriz: Biz seni onlardan alp gtrsek de yine onlardan intikam alrz. (Zuhruf, 41) Bu ayette yce Allah onlarn kendilerine (nefislerine) de kadir olduunu vurguluyor. Bu ayet, Allahn yaplm-edilmi (meful) objelere de kadir olduuna ilikin bir nasstr. Sen onlarn zerinde bir zorlayc deilsin. (Casiye, 22; Kaf, 45) gibi ayetler, sadece yce Allahn kullar zerinde zorlayc, onlara egemen olduunu gsteriyor. Bu da Allahn onlara kadir olmasn, g yetirmesini gerektirir. Bizim kendisini asla sktrmayacamz zannetmiti. (Enbiya, 87) Ayetine gelince, bu ayetin de Allahn kudretine ilikin olduunu savunan el-Hasan ve benzeri selef (ilk kuak) ulemasna gre, Allahn buna ve benzerlerine kadir oluunun kantdr. Ayn ekilde ailesine vasiyet ederken, beni yakn ve kllerimi bolua savurun, Eer Allah beni bulmaya, kllerimi bir araya getirip hesap sormaya g yetirirse, hi phesiz alemler iinde hi kimseye etmedii ar bir azaba beni arptrr diyen adamn durumunu da buna rnek gsterebiliriz. Nitekim adam lnce ailesi onu yakp kllerini bolua savurmutu. Allah onu yeniden bir araya getirip ona: Niin byle yaptn? demiti. O: Senden korktuum iin, ya rab! demiti. Bunun zerine yce Allah onu balamt. (Buhari, Tevhid 35, Mslim, Tevbe 24-25) Bu adam Eer Allah beni bulmaya, kllerimi bir araya getirmeye g yetirirse, beni azaba arptrr. derken yanllk iindeydi. Nitekim hadiste bu hususa iaret ediliyor. Nitekim Allah ona g yetirmi, ama kendisinden korktuu ve iman ettii iin de onu balamt. Bu cehaletini ve iledii bu hatasn affetmiti. Biz sizi dayanksz bir sudan yaratmadk m? (...) ve bizim gcmz ne byktr! (Mrselat, 20-23) ayetleri, bunu, kudretin kapsamna giren bir olgu olarak deerlendirenlerin szlerine ynelik bir kant olarak deerlendirilmitir. nk burada, Allahn varlklar yaratmaa g yetirdii gibi, onlarn kendilerine de g yetirdii gereine iaret ediliyor. Bir hadiste peygamber efendimizin (s.a.v.) klesini dven Abdullah bn-i Mesuda yle dedii belirtiliyor: Senin u kleye g yetirdiinden ok daha fazla ona g yetiren Allah iin dvme. (Mslim Eyman 34-35-36, Ebu Davud, Edeb 124, Tirmizi, Birr 30, Ahmed, 3/120) Bu hadiste, yce Allahn klenin nesnesine kadir olduu gibi, sahibinden daha ok ona kadir olduu ifade ediliyor ki bu, ayn zamanda kulun da kudretinin olduuna delalet etmektedir. Alimler Rabbin ve kulun kudreti zerine youn bir tartmaya girmilerdir. Bir gruba gre, kudretin bu iki trnn her biri fail ile kaim olan fiili kapsad gibi failin g yetirdiini de kapsar. Bu, konuyla ilgili olarak ileri srlen grlerin en dorusudur. Kitap ve snnet bunu ifade eder. Buna gre, bu kudretlerin her bir tr, kadir (g yetiren) ile kaim olan fiili kapsad gibi, ondan farkl olan g yetirilmiini de kapsar. Rabbin kudretini incelerken, bu geree delalet eden baz naslara yer vermitik. Kulun kudretine gelince, kulun kendisiyle kaim olan fiillere kadir olduu birok yerde zikredilmitir.

Kulun bir yapabilirlie (kudret) sahip olduunu kabul eden ekoller, bu hususta gr birlii iindedirler. Buna iaret eden baz ayetler unlardr: Gcnz yettiince Allaha isyandan kannz. (Tegabun, 16) Art arda iki ay oru tutar... Buna da gc yetmeyen, altm fakiri doyurur. (Mcadele, 4) Gcmz yetseydi mutlaka sizinle beraber kardk, diye kendilerini helk edercesine Allaha yemin edecekler. (Tevbe, 42) Peygamber efendimizin (s.a.v.) u hadisi de buna ilikin bir kant konumundadr: Ayakta dikilerek namaz kl, eer buna gcn yetmiyorsa oturarak kl, buna da gcn yetmiyorsa yann zere yatarak kl. (Buhari, Taksirus-selat 19, Tirmizi, Selat 15, bnu Mace, kame 139, Ahmed, 4/426) Kudretin belirginletii yere gre farkllk arz etmesine gelince, buna u ayetleri; rnek gsterebiliriz: Allah size, elde edeceiniz birok ganimet vadetmitir. (...) Henz elde edemediiniz baka ganimetler de vardr. (...) Allah her eye kadirdir. (Fetih, 20-21) Bu ayetler, onlarn nceki ganimetlere g yetirdiklerine delalet etmektedir. Dier bir grup ganimet daha vardr ki, ona da baka bir zaman g yetirmelerinin mmkn olduuna iaret etmektedir. Bu, objelere g yetirme, nesnelere kadir olmadr. Gleri yettii halde, onlar yardmdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola dtler. (...) Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. (Kalem, 25-32) Ebul Ferec, burada geen Gleri yettii halde ifadesiyle ilgili olarak gr ileri srlmtr, der. Birincisi: Kendilerince bahelerine glerinin yettiini dnyorlard. Bu gr Katade savunmutur. -Ben derim ki:- Bu, Mcahit ve Katadenin grdr. bn-i Ebu Hatem her ikisinden de rivayet etmitir. Mcahit der ki: Onlar, kendi ilerinde buna g yetirecek durumdaydlar. Baavi ise unlar sylemitir: Kendi yanlarnda bahelerine g yetirecek durumda olduklarn, hi kimsenin bahelerinin meyvelerini devirmelerine engel olamayacan dnyorlard. Katadenin de yle dedii rivayet edilmitir: Sabah erkenden bahelerine gitmek zere yola koyuldular. Kendilerince buna gleri yetiyordu. kincisi: Yoksullara g yetirdiklerini dnyorlard. Bu gr e-abi savunmutur. Yani, yoksullarn bahelerin meyvelerinden yemelerine engel olma gcne sahip olduklarn dnyorlard. Bir gre gre, kastedilen anlam udur:

Yoksullara vermeye gleri vard, fakat cimrilik onlar vermekten alkoyuyordu. Dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir. ncs: Sabah erkenden, muktedir olduklar, yani varlkl olduklar halde yola koyuldular. Bu gr bn-i Kuteybe ileri srmtr. Bana gre, ayet, onlar, glerinin yettiine dayal bir azim ve kararllkla sabah erkenden yola koyuldular, eklinde vasfediyor. El-Hardu kelimesi sonu itibariyle kastetme anlamn ifade eder. Buna gre onlar, sabah erkenden kesin bir irade ve yapabilirlik zgveniyle yola koyulmaya niyetlendiler. Fakat Allah onlar aciz brakt. Onlar kendilerince buna g yetirdiklerini dnyorlard. diyenlerin bu szne gelince, bundan maksat udur: Onlar, iin hep byle olacan sanyorlard. Eer byle olsayd, kudretleri tamamlanm olurdu. Ancak bahelerinin yok edilmesiyle gleri ortadan kaldrld. Baavi yle der: el-Hardu kelimesi szlkte kastetme, engelleme ve fke anlamna gelir. El-Hasan, Katade ve Ebul Aliye yle derler: Bir kararllk ve aba zere... eklinde bir anlam kastedilmitir. Kurtubi, Mcahid ve krimeye gre de: Aralarnda gr birliine varlarak kurduklar bir i zere harekete getiler, eklinde bir anlam kastedilmitir. -Baavi der ki:- Bu da netice de kastetme anlamna gelip dayanyor. nk bir ie niyetlenen kimse, ile ilgili olarak kararl ve tm gcn veren bir kimse demektir. Ebu Ubeyde ve el-Kuteybi yle demilerdir: lerinde, yoksullar engelleyeceklerine dair bir kararllkla yola koyuldular. Araplar: Sene yamursuz geince Haredetis Senetu, devenin st olmaynca Haredetin Naqetu derler. E-abi ve Sfyan da yle demilerdir: Yoksullara kar bir kin ve fkeyle yola koyuldular. Tefsir-ul Walibide yle deniyor: bn-i Abbastan, bir gce sahip olarak... eklinde bir yorum rivayet edilmitir. Bana gre, el-Hardu kelimesi, iddetli azim ve kararllk anlamn da ierir. nk bu lafz, byle bir anlam gerektirir. Senenin ve devenin yamursuz ve stsz olular iddet ve zorluu da beraberinde getirdii iin bu kelimeyle ifade edilmilerdir. Ayn ekilde kin ve fkede de bir iddet unsuru vardr. Bu demektir ki, onlar bahelerin meyvelerini alma hususunda iddetli bir kararllk iindeydiler. Ayn ekilde yoksullar engellemeye de kesin kararlydlar. te byle bir kararla, gl kimseler olarak, kendilerini aciz brakacak ve engelleyecek bir kimsenin olmadn dnerek sabahleyin erkenden yola koyuldular. Ne var ki, baheleriyle ilgili gkten bir emir geldi. Btn planlarn bozdu, dzenlerini altst etti. Bazlarna gre, el-Hardu, gayz ve gazap anlamna gelir. Dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir.

Kulun kudreti asndan maksad daha ak ifade eden ve bu ayetle de benzeen bir nass da udur: Dnya hayatnn durumu, gkten indirdiimiz bir su gibidir. (...) Gece veya gndz ona emrimiz gelir de onu sanki dn yerinde yokmu gibi kknden koparlarak biilmi bir hale getiririz. (Yunus, 24) Bu ayette yer alan: Sahipleri de onun zerinde kudret sahibi olduklarn sandlar. (Yunus, 24) ifadesinden anlalyor ki, ayet sahip olduklar eyler helk edilmeseydi bu zanlar doru olacakt. Fakat, sahip olduklar eylerin helk edilmesine ilikin ilh emir gerekleince, bu zanlarnn yanll ortaya km oldu. ayet onlar, mallarnn yerinde durduu zamanda da, bozulduu zamanda da, onlara g yetirecek durumda olmasalard, yce Allah, mallarn helk etme yoluyla bu zanlarn boa karmazd. Yce Allah bahelerini helk etmekle, zanlarn iptal etmemiti. Ayrca onlar da bahelerinin meyvelerini devirmek iin gitmi deillerdi. Sadece bahelere ynelik -eksiksiz kudretleriolumsuzlanmt. Kukusuz kudretlerini gerekletirecekleri zemin, mekan olumsuzland iin, failin zayitlii iin deil. Bundan dolay yce Allah Gleri yettii halde, (...) niyet ve azmi ile... buyurmutur. Szgelimi Kendilerince buna g yetireceklerini dnyorlard... eklinde bir ifade kullanmamtr. Eer Kendilerince... eklinde anlam verenlerin dedii gibi demi olsayd, anlam ayn olurdu. Yani, onlarn glerinin yetmesiyle, nefislerinde bu gc olumsuzlayan hastalk ve zayflk gibi bir ey olmad, fakat glerini gerekletirecekleri yer iptal edilmiti eklinde bir anlam kastedilmi olacakt. Bu da, paraya ve rzk kazanmaya gc yettii halde alacak bir ey bulamayan kimsenin durumuna benzer. Rablerini inkr edenlerin durumu udur: Onlarn amelleri frtnal bir gnde rzgarn iddetle savurduu kle benzer. Kazandklarndan hibir eyi elde edemezler. yiden iyiye saptma ite budur. (brahim, 18) Buna gre, onlar kazandklar hibir eye g yetiremez haldedirler. Bu da gsteriyor ki, onlar, bu halin dndaki durumlar-da kazandklarna g yetirmektedirler. Yine bundan anlalyor ki onlarn dndaki kimseler kazandklarna g yetiriyorlar. Buna gre, kazanlanlardan maksat, kazanlan maldr. Allah, hibir eye gc yetmeyen, bakasnn mal olmu bir kle ile katmzdan kendisine verdiimiz gzel rzktan gizli ve ak olarak harcayan bir kimseyi misal verir. (Nahl, 75) Bu ayette yce Allah, bakasnn mal olmu klenin hibir eye gcnn yetmediini belirtince, bunun anlam, dieri (hr kimse) byle deildir, eklinde belirginleiyor. Bilakis, bu hr kimse, kle kimsenin g yetiremedii eylere g yetirmektedir. Bu, sahibi tarafndan g yetirilen, gzel rzkn ve kiinin bu gzel rzka kadir oluunun ispatdr. Nitekim akl sahibi olan herkes bunu ifade etmektedir. Falan adam una una g yetirir. Falan da una una g yetirir derler. Herkesin g yetirdii alan, brnden farkldr. Bu konuya aklk getirecek bir deerlendirme udur: Hi kukusuz mlk, kullara, Allahn kendilerini sahip klmasyla tevdi edilmitir. Mlke sahip olmak

ise gc gerektirir. Kendi gcnden kaynaklanan veya velisi ve vekili araclyla bir tasarrufu yapabilen kimseden bakas sahip olamaz. Akid ve menkul eyler sahibinin mlk saylrlar. Bu, sahibin onlara g yetirdiini gsterir. Nitekim Kuranda Hz. Musann (a.s.) u sz aktarlmaktadr: Rabbim! Ben kendimden ve kardeimden bakasna malik olamyorum. (Maide, 25) Hz. Musa (a.s.), kardeinin kendisine itaat etmesi sonucu onun zerinde tasarrufta bulunuunu kendisi asndan bir mlkiyet olarak deerlendiriyor. Bir ayette yle buyurulmutur: Onlar bunlara sahip olmulardr. (Yasin, 71) Dier bir ayette de yle buyuruluyor: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara g yetiremezdik, diyesiniz. (Zuhruf, 13) Yani, bunlar hizmetimize sokmaya gcmz yetmezdi. Bundan da anlalyor ki, bunlar, onlarn hizmetine verildii iin g yetirecek duruma gelmilerdir. te Onlar bunlara sahip olmulardr. ayetinde kastedilen anlam budur. Bir ayette: Bu sebeple onu ne amaya muktedir oldular ne de onu delebildiler. (Kehf, 97) buyuruluyor. Bu ayet gsteriyor ki, onlar delebilselerdi, delmeye g yetirmi olacaklard. Delme, onlarn ellerinin bir hareketi deil, bir eyin delinmi klnmasdr. Dolaysyla delme iinin kullarn yapabilirliklerinin kapsamnda olduu anlalyor. Ayn ekilde Kuran, objeler dnyasnda yaplm-edilmi eylerin de insanlar tarafndan yaplm, meydana getirilmi olduklarna delalet eden ifadeler iermektedir. Onlar tarafndan yaplm bir eyinde, zorunlu olarak onlar g yetirdikleri bir ey olduu hususunda gr birlii vardr. Ama buna kar kanlar diyorlar ki: Onlarn kudretlerinin mahallinin dnda olan bir ey, onlar tarafndan meydana getirilmi, yaplm bir ey olamaz. Bu, Kurann ifadelerine aykr bir ifadedir. Yce Allah Hz. Nuha (a.s.) hitaben yle buyuruyor: Gzlerimizin nnde ve vahyimiz uyarnca gemiyi yap. (Hud, 37) Bir ayette de yle buyuruyor: Gemiyi yapyor (Hud, 38) Ayrca gemi, Ademoullar tarafndan yaplan bir ey olduu halde, yce Allah onun yaratlm olduunu haber veriyor ve onun ayetlerinden, iaretlerinden biri olduunu belirtiyor: Onlarn zrriyetlerini dopdolu bir gemide tamamz da onlar iin bir ayettir. (Yasin, 41) Size bineceiniz gemiler ve hayvanlar var etmitir. (Zuhruf, 12) Yonttuunuz eylere mi ibadet edersiniz? Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarnz Allah yaratt.

(Saffat, 95-96) Bu ayetlerde yce Allah, yontulmu heykellerin onlar tarafndan imal edildiklerini belirttikten sonra, hem onlarn, hem de imal ettikleri eylerin yaratcsnn kendisi olduunu haber veriyor. Bu ayette geen ma edat, akl sahibi varlklara iaret etmek iin kullanlan ellezi anlamndadr. Kastedilen de, insanlarn imal ettikleri heykellerin yaratlmasdr. Allah imal edilen eyin yaratcs olduuna ve imal edilen eyde de fiilin izi, etkisi bulunduuna gre, kullarn fiillerinin de yaratcsdr. Fakat, ayette geen ma edatnn mastariye olduunu syleyenlerin bu gr ok zayftr. Firavun ve kavminin yapmakta olduklarn ve yetitirdikleri baheleri helk ettik. (Araf, 137) Helk edilen, yerle bir edilen, onlarn yaptklar binalar ve yetitirdikleri bahelerdir. Firavun ve kavminin, bunlarla hedefledikleri sonular ise, suda boulmalarndan nce olumsuzlanm, uup gitmitir. Yetitirdikleri baheler ifadesi gsteriyor ki, bunlar, onlar tarafndan yaplmlardr. Dier bir ifadeyle Firavunun tahtn onlar yapmlardr. Yani paralar bir araya getirip kurmulardr. Buna u ayeti de rnek gsterebiliriz: Siz her yksek yere bir alamet dikerek eleniyor musunuz? (uara, 128) Bu ayet, bina edilip dikilen eyi onlarn kurduklarna delalet ediyor. nk: Dikerek eleniyor musunuz? buyuruyor. Baka bir ayette de yle buyuruyor: Dalarda ustaca evler yontuyorsunuz. (uara, 149) Bu ayet yonttuunuz eylere mi ibadet ediyorsunuz? (Saffat, 95) ayetine benziyor. Ayrca O vadide kayalar yontan... (Fecir, 9) ayeti, onlarn kayalar kesip yonttuklarna delalet etmektedir. Buna bir rnek de aadaki ayettir: Haram aylar knca mrikleri ldrn. (Tevbe, 5) Burada yce Allah mslmanlara mrikleri ldrmelerini emrediyor. Emri ancak kulun kudretinin dahilinde olan bir eyle ilgili olabilir. Dolaysyla bundan, ldrmenin kulun yapabilirliinin kapsamnda olduu anlalyor. O da (yani, ldrme) bir ahsa kar yapt ve sonunda lmesine neden olduu bir fiildir. Bu tpk hayvan boazlama gibidir. Dolaysyla aadaki ayetler de buna rnek oluturmaktadr: Yetiip kestikleriniz. (Maide, 3) ...Av ldrmeyin. (Maide, 95) inizden kim onu kasten ldrrse ldrd hayvann dengi ona cezadr. (Maide, 95) Bu ayet gsteriyor ki, av, kendisini ldren insan tarafndan ldrlmtr. Ama u ayette bundan farkl bir anlama iaret edilmitir: Onlar siz ldrmediniz, fakat Allah ldrd onlar. (Enfal, 17) Bu ifade, anlam itibariyle ayn ayette yer alan u ifadeye benziyor. Attn zaman da sen atmadn, fakat Allah att. (Enfal, 17)

nk, o srada mriklerin ldrlmeleri, mslmanlarn kudretlerinin dndaki sebeplerle gereklemiti, meleklerin indirilmesi, mriklerin kalplerine ldrc bir korkunun salnmas gibi. Ayn ekilde, atma eylemi de peygamberin (s.a.v.) kudreti dahilinde deildi. nk grnrde peygamberin (s.a.v.) att toprak btn mriklerin gzlerine girmi, kalplerine korku salmt. u halde, burada yce Allahn kulun alla gelmi kudretinin dnda tuttuu atma eylemidir bu ayette olumsuzlanan... Ebu Ubeyd bu ifadeye u aklamay getirir: Zaferi sen kazanmadn ve attn zaman da hedefi sen tutturmadn, fakat Allah seni baarl kld ve seni destekledi. Ez-Zeccac ise u aklamada bulunur: Bir avu toprak veya akl ta atm olman, o kalabalk ordudaki her askerin gzn dolduramazd, fakat Allah bunu gerekletirdi. bn-ul Enbari yle der: Onlarn yzlerine doru toprak savurduun zaman, yreklerine korkuyu sen salmadn. Dolaysyla bu, peygamberin (s.a.v.) yapabilirliinin dnda bir olayd, ama onun peygamberliinin de bir iaretiydi. Bir gre gre, yce Allah, yaratlm, ayr, ama g yetirdii bir fiille kaim olmayan eylere kadirdir. Kul ise, ancak kaim olan eylere g yetirir. Kendisinden ayr olan bir eye g yetirmez. Bu gr Eari ve kelm imamlarnn tabilerinden Kad Ebu Yala, bn-i Akil ve bn-i Zauni gibi zatlar savunmutur. Bir dier gr de yledir: Kul, kendisiyle kaim olana da, kendisinden ayr olana da g yetirir. Yce Allah ise, ayr olana g yetirir. Bu gr Mutezile mezhebinin mensuplar savunmutur. Bir dier gr de yledir: Allah da, kul da ancak kendisiyle kaim olana g yetirir, ayr olana deil. Allah da, kul da ayr olana g yetirir, bitiik olana deil, diyen birini bulamazsnz. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Geisiz ve geili fiil ve ayr gr Kudret, fiili yapabilme gcdr.

Fiil ise, lazm (geisiz) ve mteaddi (geili) olmak zere iki ksma ayrlr. Fiilin her iki trn de aadaki ayette grebiliriz: O, gkleri ve yeri alt gnde yaratan, sonra arn zerine istiva edendir. (Hadid, 4) Dolaysyla, istiva etmek (brmek, kurulmak), gelmek, varmak ve inmek gibi fiiller lazm (geisiz) fiillerdir, bir mefule gei yapmazlar. Sadece fail ile kaimdirler. Yaratma, rzk verme, ldrme, diriltme verme, alkoyma, hidayet etme, yardm etme ve indirme gibi fiillerde bir mefule gei yaparlar.

Alimler bu iki eit fiil hakknda ayr gr ileri srmlerdir:

Birinci gr: Lazm olsun, mteaddi olsun, hibir fiil fail ile kaim deildir. Lazm fiil, bu dncede olanlar nezdinde tamamen uzak kabul edilir ve olumsuzlanr. Yaratma gibi mteaddi filler, ise u ekilde deerlendirilir: Yaratma aslnda yaratlmn kendisidir. Ya da yaratlm olmayan anlamn ifade eder. Bu, Cehmiye ve Mutezile ekolnn savunduu bir grtr. Ear ve izleyicileri de bu grtedir. Kad Ebu Yalann ilk gr de byleydi. bn-i Ukayl de bu dncededir. Mutezile mezhebine mensup olanlarn ou, yaratma, yaratln kendisidir. Geri kalan ise, yaratma yaratlm olandan baka bir eydir, diyorlar. Ama unu da ekliyorlar: Yaratmann da baka bir yaratlmas vardr. rnein Mamer b. Abbad bu grtedir. Bunlara zincirleme anlamlar ehli denir. Bunlardan bazlar yle demilerdir: Yaratma, iradenin kendisidir. rnein Basral Mutezililerin bir ksm bu grtedir.

kinci gr: Lazm fiil deil ama mteaddi fiil, kendisiyle kaimdir. Bunlar diyorlar ki: Kendisiyle kaim olan yaratma, yaratlmn kendisi deildir. Bu dnceyi savunanlar da iki ayr gr ileri srmlerdir. Bazs bu fiili sonradan olma (hadis) olarak nitelendirirken, bazs ncesiz (kadim) olduunu savunmu ve yaratl ve varolu ncesiz ve ezeli olgulardr, demilerdir. Bunlardan bazlarna gre, yaratl objesi bir tek eydir ve o da kadimdir, yaratlmlar ise, onun maddesini olutururlar. Bununla beraber kadim ve ezelidir. Onlara gre, kendisiyle kaim bir ini de, kendisiyle kaim bir istiva da yoktur.

nk bunlar sonradan olma (hadis)dirler. Bu, Allahn kelm gibi fiili de kadimdir. diyen elKlabiye ekolnn savunduu bir grtr. bn-i Huzeymenin arkadalar da bunu savunmulardr. Hanefilerin, Hanbelilerin, Malikilerin ve afiilerin ou da bu kanaate sahiptir. Bunlar arasnda tr kadim sayp fertlerini, birimlerini sonradan olma (hadis) olarak deerlendirenler de vardr. Bu gre gre, fiilin kendisi, g yetirilen bir olgu olarak belirginleir. Fiili muayyen bir ey olarak kabul edenlerse, onun kadim olduunu syleseler elikiye dm olurlar. Kanlmaz olarak muayyen kadimin g yetirilen olmasn kabul etmek zorunda kalrlar. Eer g yetirilen deildir, deseler, yine elikiye dm olurlar. nk fiil, g yetirilen olmak zorundadr. Dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir.

nc gr: Kurann da delalet ettii gibi, lazm ve mteaddi fiilin ispat.

Biz diyoruz ki: Yce Allah, gkleri ve yeri alt gnde yarattn, sonra ara istiva ettiini bildiriyor. Selef ulemas ve ehl-i snnet imamlar bunu savunur. Ayrca, Ebu Muazn arkadalar, Zheyr el-Babi, Davud b. Ali gibi alimler ve Kerramiye gibi deiik ekollerden olup, ihtiyari sfatlar da Onunla kaimdir, diyenler de bu grtedir. Geri Kerramiye ekol, ini ve geli fiilleri Onunla kaimdir, derken, brleri gelmeye, inmeye ve istiva etmeye ve benzeri fiillere g yetirir, derler. Nitekim yce Allah, byle haber vermitir ve kemal dediimiz de budur. Bu dnceyi savunanlar, Allahn hareket ettiini de sylerler. Nitekim Harb el-Kermani ehl-i snnet vel cemaat mezhebinin bu dnceyi esas aldn syler ve Ahmed b. Hanbel, Said b. Mansur ve shak b. brahim gibi isimleri verir. Ayn ekilde Osman b. Said ed-Darimi de bu gr ehl-i snneti kaynak gstererek nakleder. Ona gre, Allahtan hareketi olumsuzlamak, selef ulemasnn kar kt Cehmiye ekolnn grdr. Ardndan unlar syler: Her canl hareket eder, hareket etmeyen diri olamaz. Bazlar yle demilerdir: Eer Cehmiye ekolnden biri: Ben hareket eden bir Rabbi inkr ediyorum, derse, sen: Ben dilediini yapan Rabbe inanyorum, de. Bunlar diyorlar ki: Bu hareketlerin mmkn nitelikli olmadklarn ve Onun tarafndan g yetirilenler olmadklarn syleyenler, Onu cansz varlklardan (cemad) da ayr kabul etmi olurlar. nk cansz varlklar kendilerinden kaynaklanan bir gle hareket ediyor olmasalar da, genel olarak harekete yatkndrlar. Bunlar unu da diyorlar: Allah, hareketi hibir ekilde kabul etmez. Hareket etmesine imkn yoktur.

Hareket ve fiil ise kemal sfatdr. Tpk ilim, kudret ve irade gibi. Bu gibi sfatlar olumsuzlayanlar, Allahn kemal sfatlarn yok saym olurlar. te Klabiye ekolnn yaklam bundan ibarettir. Bu sfat olumsuzlayclara:

Eer Allah, diri, bilen, iiten, gren ve konuan deilse, bu Onun l, bilmeyen, sar, kr ve lal olmasn gerektirir. Bunlar da yce Allahn mnezzeh klnmas gereken noksanlklardr. Ayrca yce Allah, diri, iiten, gren, konuan, bilen, g yetiren ve hareket edebilen bir varlk yarattna gre, O, herkesten ok bu niteliklere en mkemmel ekliyle sahip olmaya layktr. nk malul her mahlktaki bir kemal sfat, etkin illet denilen yaratcnn kemalinden kaynaklanr... NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Kadim ve sonradan olma varlk Kendiliinden vacip olan ncesiz (kadim) varlk, sonradan olma (hadis) varlktan daha mkemmeldir. nk eksik olann kemal niteliine zg klnmas imknszdr, denilse: cansz (cemad) bir varla diri ve l denilemez. karln verirler. Biz birok yerde, onlarn bu tezlerine deiik cevaplar verdik. Birincisi: Diyorlar ki: Cemad olan bir ey, diri diye isimlendirilmez. Bir ey diri olabilme zelliine haiz ise l olarak isimlendirilebilir. Bu bir stlahtr. Yani terminolojide tanm byledir. Yoksa Kuran birok yerde cansz (cemad) varlklar l diye nitelendirmitir. Allah brakpta taptklar (putlar), hibir ey yaratmazlar. nk onlar kendileri yaratlmlardr. Onlar diriler deil, llerdir. (...) bilmezler. (Nahl, 20-21) Burada yce Allah, talardan yaplm putlar l diye niteliyor. Bir dier ayette de yle buyurmutur: l toprak onlar iin mhim bir delildir. Biz ona hayat verdik. (Yasin, 33) kincisi: Cansz varlklarn byle bir hayata sahip olmaya yatkn olmalarn imknsz grmeyiz. Bilakis, yce Allah cansz varlklar, hayata yatkn klm, bu hayata sahip olabilmelerini imknsz klmamtr. Nitekim yce Allah Hz. Musann (a.s.) asasn koan bir ylan yapm, bylece bir odun

parasnn canl bir varlk olabileceini gstermiti. Bir gn Hz. Musa (a.s.) bir suda ykanrken elbiselerini bir tan stne koymu, ta elbiselerini alp kamt. (Buhari, Gusl: 20) Bir keresinde yce Allah, Musa (a.s.) ile gen arkadann yannda bulunan pimi bal diriltmiti. akl talar ve yiyecekler -hem de yenildikleri srada- tesbih getirmilerdi. (Buhari, Menakb: 21) Talar peygamberimize (s.a.v.) selam verirlerdi. (Mslim, Fedail: 2) Hurma kk ayrlndan dolay inlerdi. (Buhari, Menakb: 25) Dalar Davud peygamberle (a.s.) birlikte Allah tesbih ederlerdi. Bunun rneklerini oaltmak mmkndr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Onu vg ile tesbih etmeyen hibir ey yoktur. (sra, 44) ncs: unu demek mmkndr: Diyelim ki, ancak hayata yatkn olan, hayat kabul eden bir varlk lmle nitelendirilebilir, kuku yoktur ki, hayata yatkn olan bir varlk, hayat niteliini almaya elverili olmayan bir varla gre daha mkemmel ve daha kusursuzdur. Szgelimi, annesinin karnnda olan ve henz ruh frlmemi olan bir cenin, bir tatan daha mkemmeldir. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Siz l iken, O sizi diriltti. (Bakara, 28) nk normal olarak bir ceninin hayat bulmas, konumas, konumasn baka bir insann normal bir ekilde duymas mmkndr. Dolaysyla cenin, ta ve topraktan daha mkemmeldir.

Onlara yle denir: Alemlerin Rabbi, ya hayat ve ilim gibi sfatlarla nitelenmeye yatkndr, elverilidir, ya da deildir. Eer buna yatkn deilse, bu sfatlarla nitelenmeye elverili deilse, kr, sar ve lal birinden daha aadr demektir. ayet buna yatkn olmakla beraber bu sfatlara sahip deilse, bu sfatlara sahip olan biri ondan stn, ondan mkemmeldir demektir. Byle dnenler, Onu insandan ve hayvanlardan daha aa bir konuma indiriyorlar. Ayn szler, Onunla kaim olan gelme, varma, inme ve hareket cinsi gibi fiillerle ilgili olarak da onlara yneltilir; Bunlarla nitelenmeye ya yatkndr, ya da deildir. Eer yatkn deilse, bu, hareket etmeye yatkn, ama hareket etmeyen cisimler Ondan daha mkemmeldir demektir. Buna yatkn olmakla beraber yapmyorsa, hareket eden bir cisim Ondan daha mkemmel olarak belirginleir. nk hareket, hareket eden iin bir mkemmelliktir. Bilindii gibi kendiliinden hareket edebilen bir ey, hareket etmesine imkn olmayan bir eyden, hareket etmeye yatkn olan bir ey de buna yatkn olmayan bir eyden daha mkemmeldir.

NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Allah'n harekete yatknlk nitelii Alemlerin Rabbinden harekete yatknlk niteliini olumsuzlayanlarn temel dayana udur: Eer hareket etmeye yatkn olsa, artk hareket fiilinden hibir zaman hali olmaz. Bu da sonu gelmez hadiselerin meydana gelmesini kanlmaz klar. te buna dayal olarak hareket sfatn olumsuzlamlardr. Oysa bu sfat olumsuzlamak sonu gelmez noksanlklar kanlmaz klar. Hareket sfatn olumlayanlar ise unu diyorlar: Asl kemal budur. Nitekim selef ulemas: Allah, diledii zaman, daima kelm sfatna sahipti. bn-i Mbarek, Ahmed b. Hanbel v.b. syledii gibi. Buhari Nuaym b. Hammadn yle dediinden sz eder: Diri olan faal olandr. Faal olmayan diri olamaz. Cehmiye ekol ve benzerlerinin fiil ve hadiselerin srekliliinin imknszlna ilikin grlerinin yanll artk bilinmektedir. Nitekim birok yerde bu konu ayrntl olarak ele alnmtr. Burada vurgulamak istediimiz udur: Bunlar, byle sylemekle yce Allah bu fiillere kadir olmayan biri olarak tanmlam oluyorlar. Oysa bir eye kadir olmak onunla ilgili fiilin asldr. Onlara gre, Allah, bu durumda baka hibir eye de kadir olamaz. Hem de hibir eye... Oysa yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Allah gerei gibi tanmadlar. (Enam, 91) Valibi, bn-i Abbasn bu ayetle ilgili olarak yle dediini rivayet eder: Bu, kfirlerle ilgilidir. Ama Allahn her eye kadir olduuna inanan bir kimse, Allah gerei gibi tanmtr. Allah gerei gibi tanmadlar. Ayeti, Onu tannmas gerektii ekilde tanmadlar, eklinde de aklanmtr. Ululanmas gerektii gibi ululamadlar ve vasfedilmesi gerektii gibi vasfetmediler, eklinde yorumlayanlar da vardr. Yce Allah, bu cmleyi yerde tekrarlar. 1 - Birinde muattileye,

2 - Birinde mriklere, 3 - Birinde de Allahn herhangi bir beere bir ey indirmi olmasn inkr edenlere kar... rnein: 1 - Hac suresinde yle buyuruyor: Allah brakp yalvardklarnz (...) Onlar Allah gerei gibi tanmadlar. Hi phesiz Allah, ok kuvvetlidir, ok stndr. (Hac, 73-74) 2 - Zmer suresinde ise yle buyuruyor: Onlar Allah hakkyla tanyp bilemediler. Kyamet gn btn yeryz Onun tasarrufundadr. Gkler Onun kudret eliyle drlm olacaktr. O, mriklerin ortak komalarndan yce ve mnezzehtir. (Zmer, 67) 3 - Enam suresinde yle buyuruyor: Allah gerei gibi tanmadlar. nk Allah hibir beere bir ey indirmedi dediler. (Enam, 91)

Buhari ve Mslimde bn-i Mesuddan yle rivayet edilir: Yahudi bilginlerinden biri peygamber efendimize (s.a.v.) dedi ki: Ey Muhammed! Allah kyamet gn gkleri bir parmann, yeri bir parmann, dalar ve aalar bir parmann, sular, slaklklar ve dier mahlkat bir parmann zerine koyar. Sonra onlar sallar ve yle der: Melik benim. Peygamberimiz (s.a.v.) bilginin szlerini tasdik mahiyetinde gld, ardndan Allah gerei gibi tanyamadlar ayetini okudu. Yine Buhari ve Mslimde Ebu Hureyreden yle rivayet edilir: (Buhari, Tevhid 36, Mslim, Mnafkn 19-20) Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Yce Allah kyamet gn yeri avucuna alr, g de drp sana alr, sonra yle der: Melik benim. Nerede yerin krallar? Sonra, nerede zorbalar? Nerede byklenenler? der. (Buhari, Rikak, 44. Mslim, Mnafkn, 23) Ayn ekilde Buhari ve Mslimde bn-i merden yle rivayet edilir: Yce Allah kyamet gn gkleri drp sa eline alr, sonra yle der: Hkmdar benim. Nerede zorbalar? Nerede byklenenler? (Buhari, Tevhid 6. Mslim, Mnafkn, 24) Bu hadisin Mslimdeki versiyonunun lafz yledir:

Cabbar olan yce Allah gklerinin ve yerinin tmn eline alr; toplar ve yayar. Sonra yle der: Hkmdar benim. Cabbar benim. Melik benim. Nerede zorbalar? Nerede byklenenler? O srada Resulullah (s.a.v.) saa ve sola sendeliyordu. Minbere baktm, aa ksm sallanyordu. Acaba, dedim, Resulullah (s.a.v.) drmesin? (Mslim, Mnafkn, 25) Snen kitaplarnda Avf b. Malik el-Ecainin yle dedii rivayet edilir: Bir gece Resulullah (s.a.v.) ile birlikte ibadet ediyordum. Resulullah (s.a.v.) nce Bakara suresini okudu. - Rahmetten bahseden bir ayete geldiinde, mutlaka durur ve Allahtan rahmetini isterdi. - Azaptan bahseden bir ayete geldiin de, mutlaka durur ve azaptan Allaha snrd. Sonra kyamda durduu miktar kadar rkuda durdu ve unlar syledi: Ceberut, Melekut, Kibriya ve azamet sahibi Allah tenzih ederim. Sonra kyamda durduu miktar kadar secdede durdu ve rku da sylediklerinin aynsn syledi. Ardndan kalkt Al-i mran suresini okudu. Sonra baka bir sure okudu. Ebu Davud, Nesai ve Tirmizi e-emailde rivayet ederler. (Tirmizi, Mevakt, 79, Nesai ftitah, 77, Darimi, Selat, 69, Ahmed, 6/24) Tirmizi Ceberut, Melekut, Kibriya ve azamet sahibi Allah tenzih ederim. ifadesiyle ilgili olarak u deerlendirmeyi yapar: Bu drt hususta baz kullar Allahla ekimeye girerler. Nitekim yce Allah: Nerede hkmdarlar? Nerede zorbalar? Nerede byklenenler? diyerek buna iaret eder. Yine yle der: Azamet benim perdemdir. Kibriya benim rtmdr. Kim bunlar benden ekip almaya alrsa ona azap ederim. (Ebu Davud, Libas, 25, bnu Mace, Zhd, 16) Dolaysyla Allahn sfatlarn olumsuzlayanlar, Onu gerei gibi tanmamlardr. nk onlara gre Allah, hibir ey tutmaz, hibir ey kabzetmez ve hibir eyi drp toplamaz. Hatta btn bunlar Onun asndan imknszdr. Allah bunlara g yetiremez. Dolaysyla onlar gerekte unu demeye getiriyorlar: Allah hibir beere bir ey indirmez. Bu sonuca iki adan varyoruz: Birincisi: ndirme, ancak yukar olmakla mmkn olan bir eydir. Onlara gre yce Allah yukarda deildir. Dolaysyla yukardan bir ey indirmez, oysa yce Allah yle buyurmutur: Kendilerine kitap verdiimiz kimseler, onun gerekten Rabbin tarafndan indirilmi olduunu bilirler. (Enam, 114) Bu kitap izzet ve hikmet sahibi Allah katndan indirilmitir. (Zmer, 1) Bunun gibi daha birok ayet rnek gsterilebilir. Bunlar Kurann indiriliini izah etmeye alrken diyorlar ki:

Allah onu bir mahlkta yaratt. Batl da ondan aaya indirdi. nk Rabbinden indirilmitir. deniliyor ve bu ifade Kurandan bakas iin kullanlmamtr. Szgelimi, demirin indirilii mutlak olarak ifade edilir ve ondan indirildi denmez. nk demir dalardan indirilmitir. Yamur gkten indirilir. Bundan maksat da onun bulutlardan indirildiidir. Nitekim yce Allah bir ayette yamurun nereden indirildiine yle iaret eder: Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? (Vaka, 69) kincisi: Eer Kuran bir mahlkta yaratlmsa, o mahlkun sfat ve kelm olur. nk bir sfat bir yerde kaim olduu zaman, onun hkm bu yere dner. Ayrca yce Allah yaratlm eylerle nitelenemez. Eer nitelendirilirse, bu, Onun sesleri yaratt srada ses kard, bakalarndaki hareketleri yaratt zaman hareket ettii... v.s. anlamna gelir... Bundan da anlalyor ki, Cehmiye mezhebinin mensuplar Allah gerei gibi tanyamamlardr. Dolaysyla sz konusu ayetin kapsamna giriyorlar. nk Allahn bir fiile veya dilemesi durumunda konumaya, inmeye ve katndan bir ey indirmeye kadir olmadn, buna gcnn yetmediini tasavvur ediyorlar. Bu nedenle, Allahn kudretini, Onun her eye kadir olduunu tasdik etmekten en uzak kimselerdirler. Kadir olmaynca da kuvvetli de olmaz. Dolaysyla Onun hibir ey yaratmadn sylemeleri de ve isteyen de aciz, kendisinden istenen de. Onlar, Allah gerei gibi tanyamadlar. (Hac, 72-73) ayetlerinin kapsamna girmeleri de kanlmaz olur. Dolaysyla onlar, Allahn kudretinin ezeli oluunu da olumsuzluyorlar. Onlarn szlerinin gerek anlam udur: Allah, nceden kadir deilken, sonradan kadir oldu. Bu bakmdan Allah iin ngrdkleri kudretin bir gereklii yoktur. Bu, son derece nemli bir temel prensiptir. Bu prensibi gerei gibi tasavvur eden kimse, batl szleri btn plaklyla bilir ve bunlarn kanlmaz sonularn da tespit eder. Sahih rivayetlerin ve akln apak deerlendirmelerinin ak ekilde ortaya koyduu gerei grr. zellikle bu gibi prensipler, btn prensiplerin temelini olutururlar. Bu nedenle, bu prensipler baznda sapan bir kimse, temellerini yitirecei iin, ngrlen sonuca ulamaktan da yoksun kalr. Bylece aa kyor ki, gerekler btn plaklyla gn yzne ktka, gzlemin ve kantsamann hakk verilerek aratrldka, Kurann ifade ettii gerekler, makul diye nitelenen baka olgularla kartrlma ihtimali bulunmayan sarih akln ngrdne uygundur. nk makul dediimiz bir ey, baka bir makule benzediinde kark ve benzeen bir olgu olarak belirginleir. Nitekim Mcahit: Dinlerini para para edip gruplara ayrlanlar... (Enam, 159) ayeti hakknda unlar sylemitir: Burada bidat ve phe ehli gruplar kast edilmitir. nk onlar, eriat asndan bidat olan fiillerin peinde, akl olarak da kukularn girdabnda bocalamaktadrlar. Dorusu, eriata uygun olup aklen ak ve anlalr olandr. nk yce Allah, Kurann kendisinden indiini, katndan bir indirme olduunu, kendi sz olduunu, onun beer sz olduunu syleyenlerin kfre girdiini bildirmitir. Yine, onun meleklerden deerli bir elisi ve beerden deerli bir elinin sz olduunu haber vermitir. Bir eli, eliyi gnderenin varln kanlmaz klar. Dolaysyla aa kyor ki, gerek melek eli ve gerekse beer eli Kuran sadece tebli etmitir; kendinden ona herhangi bir ey

katmamtr. Ayn ekilde yce Allah onu Arapa bir Kuran kldn da haber vermitir. te yandan yce Allah, daha nce katndan inen kitaplardan sonra yeni bir kitabn inmi olmasyla ilgili olarak yle buyurmutur: Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir ihtar gelse... (Enbiya, 2) Baka bir yerde de muayyen bir kelmn muayyen bir vaktinin olduunu ifade etmitir: Oraya vardnda kendisine: Ey Musa! diye seslenildi. (Taha, 11) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Andolsun sizi yarattk, sonra size ekil verdik, sonra da meleklere, Ademe secde edin! diye emrettik. (Araf, 11) Allahn indirdii Kurann mahlk olduunu syleyenlerin elindeki tek kant, Allahn dilemesi ve kudretiyle konutuuna dair nasslardr. Kukusuz bu dorudur. Ama bu doru sonuca unu da eklediler: Allahn dilemesiyle olan bir ey, Onun zatyla kaim olmaz. Bylece byk bir yanlln iine dtler; hakk batla kartrdlar. Bunun sonucunda Kurann dile getirdii eriata ve akla uygun hakikatleri kendi uydurduklar bidat ve phelere bulatrdlar. Ayn ekilde, Kurann Kadim = ncesiz olduunu syleyenlerin elindeki tek kant da, onun Allah ile kaim olduunu ifade eden nasslardr. Ama bu kantn normal sonularna unu da eklediler: Allahn zat ile kaim olan bir ey, Onun dilemesi ve kudretiyle olmaz. Bylece bu hususta affedilmez bir hataya dtler ve hakk batla kartrmak durumunda kaldlar. ncekiler: Biz onu Arapa bir Kuran kldk. (Zuhruf, 3) ayetini, Kurann Allahtan ayr ve mahlk klnd eklinde yorumladlar ve dediler ki: Burada geen ceale fiili Halaka = yaratt anlamndadr. Dierleri ise, onu kldk ifadesinin onu adlandrdk anlamnda olduunu sylediler. Buna kant olarak da aadaki ayette cealu kelimesinin adlandrdlar anlamnda kullanlm olmasn gsterdiler: Onlar, Rahmann kullar olan melekleri de dii saydlar. (Zuhruf, 19) Oysa byle bir deerlendirme, herhangi bir eyle ilgili olarak hak veya batl bir sfat tasavvur eden, ayn zamanda tasavvur ettii sfat da gizli olan, biriyle ilgili olarak geerli olur ve denir ki: Onun yle olduunu haber verdi... Fakat Kurann Arapa olduu aktr; ayrca Arapa olduunu haber vermeye ihtiya yoktur. Sonra, onun Arapa olduunu syleyen herkes, bu itibarla onu Arapa olarak isimlendirmi olur. Sadece yce Allah, onu Arapa klmtr. nk onu syleyen ve indiren Odur. O halde yce Allahn onu Arapa bir Kuran klmas, kendisiyle kaim olan bir fiille gereklemitir. O da, onu sylemesi, onun -dier btn dillerden ayr olarak- Arapa sylenmesini semesi ve Arap diliyle indirmesidir. Bu nedenle Ahmed yle der: Klmak = ceale fiili, Allah ile ilgili olarak kullanld zaman bazen yaratma, bazen de baka bir

anlam ifade eder. nk klmak (el-Calu) bir fiildir. Fiil de bazen geili (mteaddi) olur, yani kendisinden ayr olan bir mefula gei yapar. Yaratma gibi. Bazen de geisiz (lazm) olur, ama bunun da dilin mant iinde fiille kaim olan bir mefulu vardr. rnein, konuma... Bilindii gibi, konuma, konuan ile kaimdir. Szn kendisi de konuan ile kaimdir. Yce Allah Kuran Arapa klmtr. Klma Onunla kaimdir. Arapa Kuran da Onunla kaimdir. nk sz iki eyi ierir. Birincisi, fiildir. Yani konumadr. kincisi ise, bu fiil araclyla gerekleen dzenli harfler ve seslerdir. Bu yzden sz bazen bir tr fiil olarak alglanr, bazen de fiilin bir hissesi gibi deerlendirilir. Bu olgular baka yerlerde ayrntl olarak aklamtk. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir.

Baka bir yerde unu demitik: Bir kimse, batl olan bir eye kar nakli ve akli bir kant ileri srd zaman, bunun kant olarak deer grmesi iin, hakkn tam vermek ve delalet ettii eyi, delalet etmedii eyden ayrmak gibi zorunlu bir nitelie sahip olmas gerekir. O zaman, bu kantn, kar tarafn iddiasnn batl ve fasit olduuna delalet ettii kesin olarak aa kar. Ve bu, hak ehli iin bir kant muamelesi grr. Sahih kantlarn, medlulleri (kantladklar) de haktan baka bir ey olamaz. nk hak kendi iinde eliki barndrmaz. Bilakis paralar, birbirini tasdik eder. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Allah'n ezelde ve ebedde kadir oluu Altnc mesele: Allahn ezelde ve ebedde kadir oluunun devamll; kukusuz Allah kadirdir ve dilemesiyle istedii her eyi yapmaya ynelik kudreti hep devam eder. Diledii zaman ve diledii ekilde konuan olmas da hep devam eder. Bu, selef ulemasnn ve bn-i Mbarek ve Ahmed gibi imamlarn grdr. ...Sahih-i Buharide Said b. Cbeyrden rivayet edilir ki: Bir adam bn-i Abbasa: Allah gafurdur, rahimdir. (Ahzab, 73)

Allah stndr, hikmet sahibidir. (Feth, 7) Allah iitendir, grendir. (Nisa, 134) ayetlerinin anlamn sordu. Sanki adam -ayetlerin bandaki mazi siasyla zaman bildiren Kne = idi edatn gz nnde bulundurarak- bunun gemite olduunu dnyordu. bn-i Abbas u karl verdi: Allah (...)dr. Allah (...)dr. O, zatn bundan tenzih eder ve yine de kendini bununla nitelendirir. Hi kimse bu hususta Ondan yce deildir. Bu ayetlerde geen Kne nin anlam hep byledir. eklindedir. Bu hadisi Abd b. Hamid tefsirinde msned ve mevsul olarak rivayet etmitir. bn-i Mnzir de bunu tefsirinde rivayet etmitir. Hadisin yukarya aldmz metni Abdn rivayetinden alnmtr. Burada gttmz ama, insanlarn kudret meselesinde ekime iinde olduklarna dikkat ekmektir. Dorusu, selefin grnde olmayanlar, Allahn kudret sfatn ispat etmi olamazlar. Onun kadir olduunu da kantlamam olurlar. u halde Cehmiye grubu ve onlar izleyenler, Mutezile, Kaderiye, Mcebbire ve Nafiye gibi gruplar, gerekte unu sylyorlar: Allah kadir deildir, Onun mlk de yoktur. nk mlk, ya kudrettir ya da g yetirilendir, yahut da her ikisi birdendir. Her halukrda kudret kanlmazdr. Gerek anlamda Allahn kudretini ispat etmeyenler, Onun mlknn olduunu da ispat etmemi olurlar, Ona hamdetmeyi ispat etmedikleri gibi.

... Ayn ekilde, Kadim ve ezeli (ncesiz) olan, hi kimseye ihtiyac bulunmayan (samed) vacibulvcud (varl zorunlu), zat itibariyle her eyden mstani olan, baka her eyin kendisine muhta olduu yce Allah, kemal sfatna sahip olmaya, mmkn nitelikli, sonradan olma ve muhta bir varla gre daha layktr. Byle bir varlk, konumaya ve fiil ilemeye kadir olacak da, her eye egemen (kayyum) ve her eyin muhta olduu, ama kendisi muhta olmayan (samed) zat, fiil ilemeye ve konumaya kadir olmayacak! te bu mmkn deildir. (...)

Bu meselede gzetilen maksat udur: Yce Allah adildir, kesinlikle zulmetmez. Adaleti, kullarna, yaratt varlklara ynelik bir ihsandr. Dolaysyla yaratt her ey kullarna ynelik bir ihsan olarak belirginleir. Bu yzden her durumda vgy, hamd edilmeyi hakkeder. Bunun iin Necm suresinde ezeli takdirinin eitli rneklerine iaret edildikten sonra: imdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde pheye dersin. (Necm, 55) buyuruluyor. Bu da gsteriyor ki, peygamberleri yalanlayan milletleri helk etmek gibi nimetler;Allahn kudretine, hikmetine, mminlere ynelik nimetine ve peygamberlere yardm ediine delalet etmeleri, peygamberlerin getirdikleri ilh mesajn pratikte gerekletiini gsterdikleri, peygamberlere tabi olmann mutluluk ve onlara kar kmann bedbahtlk, mutsuzluk sebebi olduunu somut olarak gzler nne serdikleri iin ilh nimetlerin en byklerinden saylrlar.

NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Her mahluk Allah'n nimetlerindendir Buna Rahman suresinde zikredilen hususlar da rnek gsterebiliriz. Buna gre, her mahlk, eitli alardan Allahn nimeti, ayeti konumundadr. Allahn birliine, kudretine v.s. delalet etmeleri gibi. Bunlarn gzlemlenmesi sonucu Allaha imann, ilmin ve Onu zikretmenin gereklemesi de varlklarn varolu amalarndandr. Bunlar yce Allahn dnyada kullarna bahettii en stn nimetlerdir. Her mahlk bu nimetlerin somut gstergesi ve kantdr. Bunun dnda, yukarda saydmz olgulara ilikin kantlar olmalarnn yan sra, btn mahlkat, kullar iin eitli menfaatler de salamaktadr. nk yce Allah: O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? (Rahman, 13) buyuruyor. Bu ifadeyi, iaret ettii herhangi bir ayetinin, iaretinin ardndan zikrediyor. te yandan: imdi Rabbinizin nimetlerinin hangisinde pheye dersiniz. (Necm, 55) buyuruyor. El-Alau; nimetler demektir. Btn nimetler, Onun kutsal zatna, birliine, sfatlarna ve isimlerinin anlamlarna delalet ederler. Yani bunlar ayet, iaret nitelikli nimetlerdir. Dolaysyla Onun nimetlerinden olan bir ey, ayn zamanda Onun ayetlerindendir de. Bu husus son derece aktr. Ayn ekilde Onun ayetlerinden olan bir ey de, doal olarak Onun nimetlerindendir. nk yce Allah tantma, yol gsterme ve varln kantlama gibi ilevleri grrler. Kudretine, hikmetine, rahmetine ve dinine delalet ederler. Hidayet nimetlerin en stndr. Ayrca varlk aleminde, kullarna dnk nimetler ve menfaatler vardr ve bu, varlklarn kantsallk misyonlarndan te bir olgudur. Gnein, ayn, bulutlarn, yamurun, hayvanlarn ve bitkilerin yaratlmas gibi. Bunlarn tm Allahn ayetleridir. Kantsallk misyonlar dnda, kullara dnk byk nimetler de barndrmaktadrlar. Bu yzden, ilerindeki nimet olgusundan dolay insann Allaha kretmesini gerektirici zelliktedirler. Kantsallklarndan dolay da Allah anmay gerektirici niteliktedirler. Yce Allah bu geree yle iaret ediyor: bret almak veya kretmek dileyen kimseler gece ile gndz birbiri ardnca getiren Odur. (Furkan, 62)

Allaha ynelen her kula gnl gzn amak ve ibret vermek iin btn bunlar yaptk. (Kaf, 8) nk kretmeye ve bilgiye ynelten etkenler insan Allaha kulluk sunmaya da yneltir. nk insana Allahn nimetlerini gsterirler ve bu da kretmesine yol aar. Kukusuz insan nefsi, kendisine iyilik edene teekkr etme zelliine sahip olarak yaratlmtr. Yce Allah nimet bahedici (munim) ve iyilik edici (muhsin)dir. Kullarn sahip olduu btn nimetler, sadece Onun tarafndan bahedilmilerdir. Nitekim bir hadiste yle buyuruluyor: Sabahleyin uyannca bir kimse: Allahm! Bu sabah bana veya baka herhangi bir kuluna ulaan herhangi bir nimet, sadece sendendir, senin ortan yoktur, derse, o gnn krn yerine getirmi olur. Bunu akam syleyen bir kimse de o gecenin krn eda etmi olur. Bu hadisi Ebu Hatem bn-i Hibban sahihinde bn-i Abbastan rivayet eder. (bnu Hibban: 858) Dier bir rivayette ise, peygamberimizin (s.a.v.): Kim: Allaha hamd olsun. O, benim Rabbimdir, Ona hibir eyi ortak komam. Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik (tanklk) ederim, derse akamlayncaya kadar gnahlar af olunur. Eer akamleyin sylerse sabahlayncaya kadar gnahlar af olunur. (Heysemi, Mucmeuzzevaid, 10/19-120. Kenzul-ummal, 3589) buyurduu belirtiliyor. te yandan yce Allah, iman ettikten sonra inkr edenleri yermitir. De ki: Karann ve denizin karanlklarndan sizi kim kurtarr? (Enam, 63) Bu ayet, insanlara ilien herhangi bir zararn giderilmesiyle ilgilidir. Nimetlerle ilgili olarak da yle buyuruyor: Allahn verdii rzka kar kr, onu yalanlamakla m yerine getiriyorsunuz? (Vaka, 82) Yani, byle mi teekkr ediyorsunuz? Allahn size verdii rzklara ve size bahettii nasibe karlk, size verilen rzk yalanlayarak m krediyorsunuz. Bu davran, yldzlardan yamur istemek gibi bir eydir. Nitekim sahih kanallardan bn-i Abbasn yle dedii rivayet edilir: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: nsanlar, bir ksm kreden, bir ksm da nankrlk edenler olarak sabahladlar; bazs: Bu, Allahn rahmetidir, derken, bazs da: falan falan yldzlar doru sylediler, dediler. te bunun zerine u ayetler indi: Hayr! Yldzlarn yerlerine yemin ederim ki, (...) Allahn verdii rzka kar kr, onu yalanlamakla m yerine getiriyorsunuz? (Vaka, 75-82) Bu hadisi Mslim rivayet etmitir. (Mslim, man, 73)

Yine Sahih-i Mslimde Ebu Hureyrenin peygamberimizden (s.a.v.) yle rivayet ettii belirtiliyor: Allah ne zaman gkten bir bereket indirirse, mutlaka baz insanlar onu inkr ederler. Allah yamur yadrr, onlar: Falan falan yldz yapt. derler. Yine Mslimde bu hadisin bir de u lafz ieren bir versiyonu vardr: Bu yamur falan falan yldz sayesindedir. (Mslim, man, 72) Buhari ve Mslimde Zeyd b. Halid el-Cuheniden yle rivayet edilir: Resulullah (s.a.v.) geceleyin yaan bir yamurun ardndan bize sabah namazn kldrd. Ardndan yle buyurdu: Biliyor musunuz Rabbiniz ne dedi? Dediler ki: Allah ve Resul daha iyi bilir. Bunun zerine Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Rabbiniz yle dedi: Kullarm, bir ksm bana inanarak, bir ksm da beni inkr ederek sabahladlar. Allahn ltfu ve rahmeti sayesinde zerimize yamur yad diyenler bana inanan yldzlar inkr edenlerdir. Falan falan yldz sayesinde zerimize yamur yad diyenler de, beni inkr eden ve yldzlara inanan kimselerdir. (Buhari, Ezan, 156, Mslim, man, 125) Bu tr ifadelerin birok benzeri Kuran ve snnette vardr. Yce Allah, bahettii nimetlerini bakasna izafe ederek ve bu bakasn kendisine ortak koanlar yeriyor. Selef ulemasndan bazlar yle demilerdir: Rzgar iyiydi ve gemici de ustayd. (Bu sayede boulmaktan kurtulduk) demek de bu yerginin kapsamna girmeyi gerektirir. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

kr - tevhid birlemesi Fatiha suresinde ve baka surelerde kr tevhidle birlikte zikredilir. Nitekim Fatiha suresinin ba taraf krle, ortas da tevhidle ilgilidir. (Cuma ve bayram gibi) eriatn ngrd hutbelerde hamd ve tevhidin birlikte olmas bir zorunluluktur. Bu ikisi btn hitaplarn temel unsurlardr. Bunlar yerine getirdikten sonradr ki, konumac maksadn ifade etmeye, emir ve yasaklar, tevik ve uyarlar sralamaya balar. La ilahe illallahu vahdehu la erike lehu, lehul mlk ve lehul hamdu: Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur, O, birdir. Onun orta yoktur. Mlk Onundur, Hamd da Onadr. (Buhari, Ezan, 155; Tirmizi, Mevakt, 108; Nesai, Sehv, 83; Ahmed, 2/14) sz de tevhid ve hamd (Allah birlemeyi ve vmeyi) birlikte ieriyor.

Namazlardan sonra sylenen: Allahtan baka ibadeye layk ilah yoktur. Yalnz Ona ibadet ederiz. Dini srf Ona has klarz, kfirler istemeseler de. (Ahmed, 4/4-5) sz de ayn unsurlar iermektedir. Yce Allah hitaplarna hamd ile balyor, olgular, ileri hamd ile sonlandryor. Ademi ilk kez yarattnda, ona hamd syletmiti. nk Adem haprm, bunun zerine yce Allah ona: elhamdulillah: Allaha hamdolsun dedirtmiti. Bunu syleyince de ona: Allah sana rahmet etsin ey Adem! diye karlk vermiti. Dolaysyla Ademin (a.s.) ilk syledii hamd, ilk iittii de rahmetti. Yce Allah, olgular, ileri de hamd ile sonlandrr. Buna aadaki ayetleri rnek gsterebiliriz: Aralarnda adaletle hkmolunmu ve alemlerin Rabbi olan Allaha hamd olsun. denilmitir. (Zmer, 75) Bylece zulmeden toplumun kk kesildi. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allaha mahsusutur. (Enam, 45) Onlarn dualarnn sonu udur: Hamd, alemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur. (Yunus, 10) Onu tenzih ederiz. nnde de, sonunda da hamd onundur. Ve ancak Ona dndrleceksiniz. (Kasas, 70) NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Tevhid dinin ba ve sonudur Tevhid, dinin ba ve sonudur. nk Resulullah (s.a.v.) ilk nce insanlar, Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik (tanklk) etmeye davet etmitir. Bir keresinde yle buyurmutur: Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik (tanklk) edinceye kadar insanlarla savamakla emrolundum. (Buhari, man, 17; Mslim, man, 32-36) Bir gn Muaz'a yle demiti: Sen ehl-i kitaba mensup bir kavme gidiyorsun. Onlar ilk ardn ey:

La ilahe illallah. Muhammedun resulullah (Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna, Muhammedin Allahn elisi olduuna ehadet (tanklk) etmek) olsun. (Buhari, Zekat, 1; Mslim, man, 29; Nesai, Zekat, 1-46; bnu Mace, Zekat, 1) Yine emirlerini de tevhidle noktalam ve Mslimin Osmandan aktard sahih bir rivayette yle demitir: Bir kimse, Allahtan baka ibadete layk ilah olmadn bilerek lrse cennete girer. (Mslim, man, 43) Mslimin Ebu Hureyreden aktard sahih bir hadiste de yle buyurmutur: lmek zere olanlara la ilahe illallah demelerini telkin edin. (Mslim, Cenaiz, 2) Snen kitaplarnda belirtildiine gre Muaz, peygamberimizden (s.a.v.) yle rivayet etmitir: Son sz la ilahe illallah olan kimse cennete girer. (Buhari, Cenaiz, 16; Ebu Davud, Cenaiz, 1) El-Msnedde u hadise yer verilir: Bir sz biliyorum ki, lmek zere olan kimse bunu sylediinde ruhunu ho bir koku sarar. (Ahmed, 1/28-37) Bu, peygamberimizin (s.a.v.) lmek zere olan amcas Ebu Talibe telkin ettii la ilahe illallah (Tevhid) szdr.

Buna gre yce Allah gece ve gndz; dnmek, Allah zikretmek veya kretmek isteyenler iin birbirinin ardndan gelecek, birbirinin yerini alacak ekilde yaratmtr. Ki insanlar ilh bilgiyi kantlayan ve iman etmeye nayak olan ayetler zerinde dnsn. nsan Allahn nimetlerini bilip tanynca, bu nimetlerinden dolay Ona kreder. nk bilmekle kretmek birbirinden ayrlmaz, birbirini gerektiren olgulardr.

kreden kimse, ancak Allaha hamdetmek, Ona itaat etmek ve emrettiklerini yerine getirmek eklinde kredebilir. Bunun yolu da; Allahn ayetlerinin delalet ettikleri isimleri, dile getirdikleri vgleri, emir ve yasaklar zerinde dnp Onun bahettii hayrlar anarak Onu vmek, emirleri balamnda Ona itaat etmektir. te kr budur.

Bundan nce dnp anlama abasnn olmas bir zorunluluktur. Dnme eylemi sonucunda Allahn ayetleri anlalp kavrannca, bunlarn ierdikleri ilh nimet ve ihsan da gzlemlenir. nk

Allahn ayetleri Onun btn mahlkatn kapsar, bunlar da btnyle hayrlardan, nimetlerden ve ihsandan ibarettirler. Buradan hareketle anlyoruz ki, Allahn yaratt her ey, kullar iin bir nimettir, hayrdr. Zaten hayr da Onun elindedir. Onun elinden gelir hayr. Kunut duasnda Her trl hayrdan dolay seni veriz. (Kenzul-Ummal: 21969) eklinde bir ibare vardr. stiftah (namaza balama) duasnda yle diyoruz: Hayr senin elindedir. errin sorumluluu ise sana ait deildir. (Mslim, Musafirin: 201; Nesai, ftitah: 17) NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Yaratmadaki hikmet ve rahmet Allahn yaratt her eyin altnda bir hikmet yatar. Nitekim yle buyurmutur: Bu, her eyi sapa salam yapan Allahn sanatdr. (Neml, 88) O ki, yaratt her eyi gzel yapmtr. (Secde, 7) Ayrca unu kesin olarak biliyoruz ki, yce Allahn alemlere ihtiyac yoktur, btn alemlerden mstanidir. O halde hikmet iki olguyu kapsyor: Birincisi: Allaha dnk olan, Allah tarafndan sevilen ve honut olunan hikmettir. kincisi: Kullarna dnktr. Onlar iin bir nimet ve onunla sevinip lezzet aldklar bir ltuftur. Bu, Allahn emirleri ve yarattklar erevesinde belirginleen bir olgudur. Emirlerine gelince; hi kukusuz Allah, bu emirleri seviyor ve onlardan honuttur. Tevbe eden bir kimsenin tevbesi zerine, insanlarn bilebildiklerinin fevkinde bir sevin duyar. Allah, lmcl tehlikelerin kol gezdii bir arazide yiyeceini ve bineini yitirip onlardan btnyle midini kestikten sonra, bulan bir kimsenin duyabilecei sevincin ok daha stnde bir sevin duyar. Ayrca kullar gayrete getiren bir eyin meydana getirdii etkinin ok daha stnde gayrete gelir. Kul, Allahn haram kld bir eyi ileyince bu, Allahn gayretine dokunur. Kii Allahn yasaklad bir eyi yapnca Allah gayrete gelir. Ama tevbe ettii ve sonunda dnya ve ahiret mutluluuna yol aan emirlerine uymaya, Ona itaat etmeye baladnda da Allah sevinir. Ki bu itaatkar kulu da sevindiren bir eydir. Dolaysyla yce Allahn emrettii bir ibadetin vgye deer akibeti hem kendisine, hem de kuluna dner. Bu adan Onun emrettii bir eyde kendisi iin bir hikmet ve kullar iin de bir rahmet vardr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur:

Ey iman edenler! Sizi ac bir azaptan kurtaracak ticareti size gstereyim mi? Allaha ve Resulne inanr, mallarnzla ve canlarnzla Allah yolunda cihad edersiniz. Eer bilirseniz, bu sizin iin daha hayrldr. te bu takdirde O, sizin gnahlarnz balar, sizi zemininden rmaklar akan cennetlere, adn cennetlerindeki gzel meskenlere koyar. te en byk kurtulu budur. Seveceiniz baka bir ey daha var: Allahtan yardm ve yakn bir fetih. Mminlere mjdele. (Saf, 10-13) Bundan anlyoruz ki, cihadn dnyada vlesi bir akbeti var ve mminler bunu seviyorlar: Allahn yardm ve fetih. Ahiretteki akbeti ise cennettir. Bunda da ateten kurtulu vardr. Nitekim yce Allah Saf suresinin giri blmnde yle buyurmutur: Allah, kendi yolunda kenetlenmi bir yap gibi saf balayarak savaanlar sever. (Saf, 4) u halde Allah, bu ayette tasvir edilen davran seviyor. Bu yzden bunda, Allaha dnk bir hikmet ve kullara dnk bir rahmet vardr. Bu da dnya ve ahiret nimeti eklinde kendilerine ular. Allahn emrettii dier hususlar iin de ayn durum geerlidir. te yandan yce Allah bir ey yaratmsa, bunu kendisine dnk olup sevdii bir hikmet iin ve kullarnn yararlandklar bir rahmet iin yaratmtr. nsanlar yaratl ve hikmeti zerine fikir yrtnce, her grup bildikleri orannda fikir yrtt. Bunun neticesinde hakkn bir ynn tutturdular, ama birok ynleri de zeri rtl kalmaya devam etti. Ayn durum, insanlarn zerinde tarttklar konularn geneli iin de geerlidir. Hakkn bir boyutuna sahip olmalar ihtimal dahilindedir. Ama bir boyutunu da terk etmi olabilirler. Bakalar da yle. nsanlar kesinlikle salt batl tespit etme hususunda yanlgya dmezler. Ama haktan baz krntlar barndrd zaman batl batl olarak alglayp tespit etmeleri zorlar. Bundan dolay Rabbinin rahmetine nail olanlar mstesna, insanlar daima bir ekime ve tartma halinde olurlar. Ama Allahn rahmetine nail olanlar, hakkn tmne iman eden kimselerdir, bunlar her grubun dile getirdii hakkn ksmlarn tasdik ederler. Dolaysyla onlar doruyu getirdiler, doruyu tasdik ettiler ve bu yzden ihtilaf etmezler. Kelmclarn bu hususta ileri srdkleri gr vardr ki, bu grlerin her birini nl gruplardan biri savunur. Her grubu da, Ebu Hanife, Malik, afii ve Ahmed gibi mezhep imamlarnn izleyicilerinden bir ksm desteklemektedir. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Yaratma ve emir hikmeti hakknda insanlarn grleri Birinci gr: Hikmet olgusunu olumsuzlayanlar Hikmet olgusunu olumsuzlayanlarn grdr bu. Bunlara gre, hikmeti olumlamak Allah iin muhta olmak gibi bir sonu dourur. Diyorlar ki, Allah dilediini yapar, ama bir hikmetten dolay deil. Bunu derken Allahn kudretinin ve dilemesinin olmasn, Onun dilediini yapmasn

olumluyorlar. Kukusuz bu, Allah tazim etmektir. Ama, ihtiyac gerektirir zannyla hikmeti olumsuzluyorlar. te bu, Eari ve arkadalarnn grdr. Kad Ebu Yala, bn-i Zauni, elCuveyni ve el-Baci gibi baz zatlar da onun grn paylamlardr. Aslnda bu, Cehm b. Safvann ve Cebriye ekolnden izleyicilerinin grdr. Felsefecilerin gr ise, bundan ok daha uzaktr. Onlara gre, nefislerin ektii azap ve benzeri zararlar savmann imkn yoktur. Diyorlar ki: Bu tr eyler bizzat gereklidirler. Meydana gelen her ey, zatnn ayrlmaz gereidir. Eer, Allah, dilemesi ve kudretiyle yaptnn gerektiricisidir, deselerdi, doru sylemi olurlard. Ayrca unu diyorlar: Ktlk alemde, hayrla birlikte ama malup olarak vardr. Bu deerlendirme dorudur, fakat bu, yaratcnn, kabul edilen ve yinelenmeyen malm bir hikmetten dolay yaratma fiilini gerekletirmesini de gerektirir. Aksi takdirde, bu iki olgunun olumsuzlanmasyla btn szler boa gitmi olur. u halde diyebiliriz ki, her grubun grnde bir tr hak da var, bir tr batl da. Buraya kadar sraladklarmz felsefecilere ait drt grt. Beincisi ise, imamlarn u grdr: Allahn her yarattnda Ona ait bir hikmet vardr. Daha dorusu her yarattnda bir hikmet ve rahmet vardr. kinci gr: Kullara dnk olan hikmet (Kelmclarn grnden ikincisini kastediyoruz.) O, kullara dnk bir hikmetten dolay yaratr ve emreder. Bu hikmet de kullarn yararlanmas, onlara iyilik edilmesidir. Bundan baka bir ey iin yaratmaz, emretmez. Bu, Mutezilenin ve onlarn dndaki baz gruplarn grdr. Daha sonra, bunlar iinde bazlar, hikmetin ayrntlar zerinde fikir yrtm ve neticede kaderi inkr etmiler ve Rableri iin deitirme ve ama esasna dayal bir yasa (eriat) ngrmlerdir. Bunlardan bazlar kaderi kabul etmi ve: Allahn bize gizli kalan bir hikmeti vardr, demilerdir. Bu da bn-i Ukayl gibi kaderi olumlayanlarn grdr. Dolaysyla bunlar, kula dnk olan hikmeti olumlama noktasnda Mutezile ile rtrlerken, kaderi kabul etme noktasnda sz konusu mezheple ayryorlar. nc gr: Rabbe dnk olan hikmet Yaratln temelinde yce Allaha dnk olan bir hikmetin varln kabul edenlerin grdr bu. Ancak bu hikmeti, Allahn ilmiyle kaytlandrrlar ve derler ki: Allah, onlar kedisine kulluk sunsunlar, hamd etsinler, vnsnler ve ululasnlar diye yaratmtr. Dolaysyla varlklar, bu yzden onun iin yaratlm, onun iin meydana getirilmi, dier bir ifadeyle onun iin halkedilmilerdir. Yani, mmindirler -kulluk sunduklar, hamdettikleri, vdkleri ve ululadklar iin-. Ama kendisinde bu zellikler bulunmayanlar, Onun iin yaratlm deildirler. Diyorlar ki: Bu, amalanan bir hikmettir ve bu yzden gerekleen (vak olan) bir hikmettir. Bu yzden Mutezile mezhebine mensup olanlarn savunduklar hikmetten farkldr. nk Mutezililer, bir hikmeti savunurlar ki bu, kullarn menfaatidir. Ama ardndan unu da sylyorlar: Allah, kullarn yararlanamayacan bilakis greceini bildii eyleri de yaratmtr. te bunu

sylemekle elikiye dmlerdir. Biz ise; Allahn gerekleeceini bildii bir hikmeti savunuyoruz, nitekim bu hikmet gereklemitir de. Bu da yce Allahn, kendisine iman eden, hamdeden, ven ve ululayan kullarn bilmesidir ki bu, fiilen mminler aracyla gereklemi bir hikmettir. te yandan unu da diyorlar: Yce Allah, bazlarna yararl olduu iin, baz kullarna zararl olan eyleri de yaratmtr. ok bir hayr elde etmek iin az bir er ilemek hikmetin gereidir. Baz insanlara zarar verse de, kullarn yararna yamur yadrmak gibi. Ayrca diyorlar ki: Kfirleri yaratmann ve onlara azap etmenin hikmeti, mminlere itibar kazandrmak, cihad ameliyesini gerekletirmek ve birok maslahatlarn elde edilmesini salamaktr. Bu gr, Kad Ebu Hazm b. Kad Ebu Yalann tercihidir. Bu gr, Muhammed b. Heysem el-Kerraminin kitabna karlk olmak zere tasnif ettii Usulud Din adl kitabnda dile getirmitir. Bu gr, savunanlar unu da sylyorlar: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat: 56) ayeti, fiilen ibadeti gerekletirenlere zgdr. lk kuak (selef) ve son kuak (halef) ulemasndan bir grup savunmutur bu gr. Diyorlar ki: Bu ayetten maksat udur: Kendisinde ibadet etme nitelii bulunan kimse, ibadet iin yaratlm kimsedir, bu nitelii bulunmayan kimse de, ibadet iin yaratlmam kimsedir. Said b. Mseyyebden sz konusu ayetle ilgili olarak yle rivayet edilir: Bana ibadet etmekte olan, ancak bana ibadet etmesi iin yarattm... Dahhak, Ferra ve bn-i Kuteybeden de bu ynde bir gr rivayet edilmitir. Yani, bu ayet, sadece Allaha ibadet edenlerle ilgilidir... Dahhak yle der: Bu, mmin olanlara zg bir husustur.... Kerramiye grubunun gr de budur. Nitekim Muhammed b. Heysem de buna iaret etmitir. Diyor ki: Bu ayetten nceki bir ayette yer alan Onlara aldrma... (Zariyat: 54) ifadesi de buna delalet eder. Sonra da yle buyurmutur: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat: 56) Yani, t vermenin fayda verdii u mminleri bana ibadet etsinler diye yarattm. Diyorlar ki: Bu, kastedilen ve fiilen gerekleen bir amatr. nk ibadet, mminler arasnda gereklemitir.

Bu, Ebu Bekir b. Tayyibin tercih ettii grtr. Kad Ebu Yala da bu grtedir. Bu ikisinin dnda: Allah bir illetten dolay bir ey yapmaz diyenler de bu gr benimsemilerdir. Bunlar diyorlar ki -ifade Kad Ebu Yalaya aittir-: Bunu genelleme anlamna deil, zelletirme anlamna almak gerekir. nk ahmaklar, ocuklar ve deliler insan olsalar da bu hitabn kapsamna girmezler. Ayn ekilde kfirler de: Andolsun, biz cinler ve insanlardan birounu cehennem iin yaratmzdr. (Araf: 179) ayetinde iaret edildii gibi, bu genellemenin dndadrlar. Dolaysyla bedbahtlk ve cehennem iin yaratlanlar ibadet iin yaratlmamlardr.

Ben diyorum ki: Bunlar Kerramiye grubuna mensup ve onlar onaylayan kimselerdir. Geri, Cehmiye ve Mutezile mezheplerine gre, Allah iin bir tr hikmet ngrmelerinden dolay tercih edilebilir olsalar da, sz konusu ayete ilikin tefsirlerini selef ulemasndan bazlar olumlu grse de, bu, zayf bir grtr, ulemann ounluunun (cumhurun) grne ve ayetin delalet ettii anlama aykrdr. nk ayette genel bir anlamn kastedildii aktr. O kadar aktr ki, aksini kantlamak mmkn deildir. nk eer sadece mminler kastedilmi olsayd, onlarla melekler arasnda bir fark kalmazd. nk her biri, yaratld eyle snrl bir faaliyet iinde olacakt ve ayette insanlarla cinler genel olarak zikredilmeyecekti. Sonra ayette meleklerden sz edilmiyor. Oysa itaat ve ibadet insanlarn ve cinlerin byk bir ksmndan ok melekler tarafndan sergilenen bir niteliktir. te yandan ayetin ak, bunun Allaha ibadet etmeyen kimselere ynelik bir yergi, bir knama olmasn gerektiriyor. Allah onlar bir ama iin yaratm, ama onlar bunu gerekletirmemilerdir... Nitekim zerinde durduumuz ayetin ardndan: Ben onlardan rzk istemiyorum. Beni doyurmalarn da istemiyorum. (Zariyat: 57) ifadesinin yer almas da bu yzdendir. Dolaysyla nceki ayette ibadetin olumlanmas, bu ayette de saylan hususlarn olumsuzlanmas, onlarn ibadet iin yaratldklarn gsterir. Yani onlardan istenen ey, efendilerin klelerinden istedikleri rzk ve yiyecek yoluyla kendilerine yardmc olmalar deildir. Bu yzden takip eden ayetlerin birinde yle buyuruluyor: Muhakkak ki bu zulmedenlerin gnahtan bir paylar vardr... Tpk gemilerin pay gibi. (Zariyat: 59) Daha nce gelip gemi kfirler gibi. Yani azaptan bir paylar vardr. Bu, insanlardan ve cinlerden olup da Allaha ibadet etmeyen kimselere ynelik bir tehdittir. Bu nedenle, tehdidin, bandan sonuna kadar ayetin ardndan yer almas, Allaha ibadet etmeyenlere ynelik bir tehdit olduunu gsterir. Nitekim yce Allah, dnya ve ahirette onlar iin ngrd azaba da iaret etmi ve Zariyat suresinin banda yle buyurmutur: Tozdurup savuranlara... (...) andolsun ki, size vaadedilen kesinlikle dorudur; ve ceza mutlaka vuku bulacaktr. (Zariyat, 1-6) sonra yle buyurmutur:

Siz elikili szler sylyorsunuz. Ondan dnen dndrlr. (Zariyat: 8-9) ardndan uhrevi tehdide yer veriyor: Kahrolsun o koyu yalanclar! Onlar koyu bir cehalet ierisinde kalm gafillerdir. Ceza gnnn ne zaman olduunu sorarlar. O gn onlar atee sokulacaklardr. (Zariyat, 10-13) Sonra da Allahn mminlere ynelik vaadine yer veriliyor: phesiz ki Allaha isyandan saknanlar cennetlerde ve pnar balarnda bulunacaklar. (...) Kesin olarak inananlar iin yeryznde ayetler vardr. (...) Semada da rzknz ve size vadedilen baka eyler vardr. Gn ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konumanz gibi kesin ve gerektir. (Zariyat, 15-23) Ardndan iman edip de imanndan yarar gren, inkr edip de inkrndan dolay azaba arptrlan kimselerin kssalarna yer veriliyor. Bu balamda Hz. brahim ve Lut peygamberlerin (a.s.) kssalar ile Lut kavminin tutumu ve sonunda azaba arptrlmalar anlatlyor. Sonra yle buyuruyor: Ac azaptan korkanlar iin orada bir iaret braktk. Musada da ibret vardr. Onu apak bir delil ile Firavuna gndermitik. (Zariyat, 37-38) Yani, Musann kssasnda da alnacak ibret dersleri vardr. Mfessirlerin byk ounluunun gr budur. Hatta Ebul Ferec gibi, sadece bu gr zikreden kimseler de vardr. Bazlarna gre, bu, Kesin olarak inananlar iin yeryznde ayetler vardr (...) Musada da... ayetlerine atfedilmitir. Ama bu, zayf bir grtr. nk Firavun ve Ad kavmi kssalar Lut kavmi kssasna benzemektedir. Bu kssalarda peygamberlerden, onlara tabi olanlardan ve onlara kar kanlardan sz ediliyor ki bu da peygamberlik misyonunu ve itaat edenlerle kar kanlarn akibetlerini ispat etmektedir. Yeryznde... ve Kendi nefislerinizde... ifadelerine gelince, burada iaret edilen hususlar, yce yaratcya ynelik ayetlerdir. Ki daha nce bunlara iaret ettik. Ayrca bu ifadeler, iaret edilen u uzun aklamalar gibi, matuf ve matuf aleyhi birbirinden ayrmadklar iin bu ekilde deerlendirilmi deildirler. Kald ki ncesinde yer alan: Ac azaptan korkanlar iin orada bir iaret braktk. ayeti, szn ettiimiz ayetin atfedilmesine elverili deildir. Nitekim daha sonra: Ad kavminde... (Zariyat, 41) Semud kavminde... (Zariyat, 43) buyurulmutur. Ardndan yce Allah, g kendi elleriyle kurduunu (Zariyat, 47), yeri dediini (Zariyat, 48), dnp t alasnz diye hereyden ift ift yarattn (Zariyat, 49) belirtmitir. Nitekim imana ve ibadetin gerekliliine delalet eden bu ayetlerin aklanmasnn ardndan da bunu emretmi ve yle buyurmutur. O halde Allaha koun. nk ben, size Onun katndan gelmi ak bir uyarcym. Allah ile beraber baka bir ilah edinmeyin. (Zariyat, 50-51) Ardndan, Kuran yalanlayanlarn, kendilerinden nceki kfirlere benzediklerini belirtmitir, bununla Hz. Peygamberi (s.a.v.) ve mminleri teselli etmek, kfirlerden grdkleri eziyetlere sabretmelerinin salanmas amalanmtr.

te bylece, onlardan ncekilere herhangi bir peygamber geldiinde hemen; O, bir bycdr veya delidir, dediler. Bunu birbirlerine vasiyet mi ettiler? Dorusu onlar azgn bir topluluktur. (Zariyat, 52-53) Btn bunlar, insanlara ve cinlere ynelik, Allaha ibadet etmeye, Ona ve Resulne itaat etmeye ilikin emri, bunu yerine getirenlerin dnya ve ahirette ngrlen akibeti hakketmeleri gereini iermektedir. Bundan sonra: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. Ben onlardan rzk istemiyorum. Beni doyurmalarn da istemiyorum. (Zariyat, 56-57) buyurulmusa bu, nceki aklamalarla uyumlu, onlarla btnlk arzeden bir aklamadr. Yani, benim emrettiim bunlardr. Ben onlar bana ibadet etmeleri iin yarattm. Bundan baka bir ey istemiyorum onlardan; ne bir rzk, ne de yiyecek... Eer denilse ki: Bununla sadece mminler kastedilmi. ayet byleyse, bu, surede daha nce geen aklamalarla kesinlikle eliir. O zaman, Allaha ibadet etmedii iin, Onun tarafndan yerilen ve knanan kimseler asndan bu bir mazeret oluturur. Ve derler ki: Sen beni sana ibadet etmem, emirlerine uymam iin yaratmadn ki; eer bunun iin yaratm olsaydn kesinlikle sana ibadet eden biri olurdum. Sen sadece u kimseleri sana ibadet etsinler diye yarattn. Bize gelince, seni inkr edelim, sana ortak koalm, senin elilerini yalanlayalm, eytana ibadet edip, ona uyalm diye yarattn. u mminler, senin onlar yarattn eyi gerekletirdikleri gibi, biz de bizi yarattn eyi yaptk. Dolaysyla bizim bir gnahmz yok ve biz azab hakketmiyoruz!... te bu ve benzeri szler, bu tr grleri savunanlarn sarldklar bir bahanedir. Oysa Allahn kelm bu tr elikilerden mnezzehtir. Onlar, bu tr mazeretleri dile getirirken dayanak olarak yce Allahn diledii eyi kesinlikle yapmasn gsteriyorlar ve diyorlar ki: Eer Allah bizden kendisine itaat etmemizi isteseydi, mminlerde olduu gibi, bizi de itaatkar kullarndan yapard. Kaderiye grubu diyor ki: Allah bunlardan (mminler) da, onlardan (kfirler) da, sadece kendisine itaat etmelerini istedi; ancak O, bunlar da, onlar da itaatkar yapmad. Aksine, irade emir anlamndadr ve Allah her iki gruba da emreder. Bunlar kendi iradelerini ve itaatlerini meydana getirmek sretiyle Ona ibadet ederler, unlarda kendi iradelerini ve gnahlarn meydana getirmek sretiyle Ona isyan ederler. Fakat yukardaki gr savunanlar, Kaderiye grubunun bu deerlendirmelerinin yanl olduunu biliyorlar. nk Allah, her eyin yaratcs, rabbi ve sahibidir. Diledii olur, dilemedii de olmaz. Onun mlknde sadece diledii eyler olur. Onun mlknde bir ey olursa bu Onun kudreti, yaratmas ve dilemesi ile mmkndr. Nitekim iitsel (nakli) kant da, akli (dnsel) kant da buna delalet eder. Ki bu, btn sahabenin, mslman imamlarnn, cumhuru ulemann grdr. Ehl-i Snnet mezhebi bu esasa dayanr. Bunca somut kanttan dolay, ad geen grup, zerinde durduumuz ayeti genel nitelikli olarak tefsir etmekten vazgeip zel nitelikli bir anlam erevesinde tefsir etmeye ynelmilerdir. nk kadere inanmakla, Allaha ibadet etmek iin yaratldklar halde, Ona ibadet etmemeleri durumunu birbirleriyle badatramamlardr. Bu yzden yle demiler: Allah birini cehennem iin var etmise, onu kendisine ibadet etmesi iin yaratmamtr... Allah, mminler kendisine ibadet etsinler diye, insanlar yaratmtr, diyenler de bu yolu izlemilerdir. Eari ve Kad Ebu Bekir ve Ebu Yala gibi izleyicilerinden ve bakalarndan oluan hikmeti olumsuzlayanlara gelince, bunlarn bu balamdaki temel dnceleri udur:

Allah bir eyi dier bir ey iin yaratmaz. Dolaysyla bir kimseyi ibadet etmesi iin veya baka bir ey iin yaratmamtr. Onlara ...Olsun diye ...nun iin anlamnda Lam harfi cerri Kuranda kullanlmamtr. Bu harfi cerr kullanld yerde sonu anlamn bildirir. Aadaki ayette olduu gibi: Nihayet Firavun ailesi onu yitik ocuk olarak ald. O, sonunda kendileri iin bir dman ve tasa olacakt. (Kasas, 8) Ayn yaklam aadaki ayete kar da sergilerler: Andolsun, biz cinler ve insanlardan birounu cehennem iin yaratmzdr. (Araf, 179) Onlara gre, bu ayette, cinlerden ve insanlardan birounun akibetinin cehennem olaca kastedilmitir. Mminlerin akibeti de ibadettir. Fakat, Allah onlar ne unun iin, ne de bunun iin yaratmtr. Sadece yaratt btn eyleri yaratmay dilemitir. Baka bir ey iin deil. Szn ettiimiz grubun gr bundan ibarettir ve bu gr birok adan zayftr: Birincisi: Fiilinde sonu hedeflenmeyen lam harfi cerri, ancak sonucu bilinmeyen veya bilip de elinden bir ey gelmeyen bir kimseyle ilintili olarak kullanlr. Sonutan haberi olmadan bir fiili ilemeye aadaki ayeti rnek gsterebiliriz: Nihayet Firavun ailesi onu yitik ocuk olarak ald. O, sonunda kendileri iin bir dman ve tasa olacakt. (Kasas, 8) nk Firavun bu sonucu bilmiyordu. Elinden bir ey gelmeme durumuna da Araplarn u szlerini rnek gsterebiliriz: lm pahasna dourun, harap olmak iin bina yapn (Sonunun lm olacan bile bile) Ykm iin yaptlar. (Yklacan bile bile binay yaptlar.) nk bu sonucu biliyorlar, ama ellerinden bir ey gelmiyor. Allah ise, her eyi bilir ve her eye gc yeter. Onun fiili, bilmeyen veya elinden bir ey gelmeyen bir kimsenin gibidir, denemez. kincisi: Btn gruplar, yce Allahn bu amac irade ettii hususunda gr birlii iindedir. u halde, yce Allahn varlklar onun iin yaratt ibadet, btn gruplarn ortak gr olarak, irade edilen bir ama olarak belirginleiyor. Dolaysyla yce Allahn bunu, yani ibadeti irade ettiini kabul ediyorlar. Ancak lam harfi cerrinin sonu bildirir nitelikte olduu bir yerde, fail sonucu irade etmez de diyorlar. Bunlar diyorlar ki, Allah bizi yaratt ve fiilerimizi de irade etti. Bunlara dayal olarak akibetlerini de irade etti. Dolaysyla bunlardan biri gerekletii anda Allah tarafndan irade edilmi olur. Ancak bunlara gre, yce Allah, irade edilen bir eyi, kesinlikle irade edilen bir baka ey iin yapmaz. nk bir illetten dolay fiil ilemek, ihtiya sahibi olmay gerektirir. Bu ise, son derece zayf bir grtr ve zayfl apak ortadadr. Ayeti daha zel bir anlam erevesinde ele alanlar da buna benzer bir cevap veriyorlar. Bir dier grup yle demektedir: Ayeti genel bir erevede ele almak gerekir. Ancak ayette geen ibadetten maksat, Allahn onlar kendine kul yapmas, kullua zorlamas, kudretini ve iradesini onlar zerinde etkin klmasdr. Allahn onlar, yaratllarnn maksad olan mutlulua ve mutsuzlua meylettirmesidir. Bu, Zeyd b. Eslemin ve bir baka grubun verdii cevaptr. zerinde durduumuz ayete ilikin ikinci bir tefsir de diyebiliriz buna. bn-i Ebu Hatem, bn-i Cureyhten, o da Zeyd b. Eslemden:

Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayetiyle ilgili olarak yle rivayet etmitir: Yani, Allah cinleri ve insanlar mutsuzluk ve mutluluk cibiliyetine, tabiatna sahip olarak yaratmtr. Vehb b. Mnebbih: Onlar itaat etme zelliine ve isyan etme zelliine sahip olarak yaratmtr der. Bu aklamalar, peygamber efendimizin (s.a.v.): Her ocuk ftrat zere doar. (Buhari , Kader, 3; Mslim , Kader, 23-24) hadisini, kendisi iin ngrlen mutluluk ve mutsuzluk cibiliyeti zere doar, eklinde yorumlayanlarn grlerine benziyor. Nitekim aralarnda bn-i Mbarekin, Ahmed b. Hanbelin de kendisinden aktarlan bir rivayetiyle yer ald bir grup bu gr savunmutur. Nitekim mam Malike: Kaderiye grubu mensuplar, bu hadisi bize kar kant olarak kullanyorlar; onlara kar ne yapalm? diye sorulmu, o da: Siz de onlara kar bu hadisin son cmlesini ileri srn. O da u: Allah onlarn yapmakta olduklarn herkesten daha iyi bilir. Bu, Allahn fiilin gereklemesinden nce onu bilmesini inkr edenlere verilebilecek en gzel cevaptr. Nitekim ilk kuak kelmclardan bir grup bu grteydi. mam Malik terminolojisinde bunlara Kaderiye denir. (...) zerinde durduumuz ayeti tefsir ederken ibadet ederler.. ifadesini, burada kastedilen, Allahn onlar yaratrken zlerine yerletirdii cibiliyetleridir, onlar iin takdir ettii mutluluk ve mutsuzluktur. Yukardaki hadiste de kastedilen anlam budur, eklinde aklayanlar ibadet ediyorlar... ifadesini Benim irademe ve kudretime teslim oluyorlar. Bylece kulluk sunanlar ve zelil olanlar oluyorlar ki, onlar hakknda hkmm ve iradem geerli olsun. Benim verdiim hkmn ve kudretimin dna kmyorlar. eklinde anlamlandrm oluyorlar. Bu, Kaderiye grubu tarafndan reddedilse de, z itibariyle doru bir yorumdur. Zaten Kaderiye grubu bunu inkr etmekle bidatlarn safna katlm oluyorlar. Kukusuz yce Allah her eyin yaratcsdr, Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) istiazede bulunurken yle buyurmutur: Yaratt ve meydana getirdii varlklarn errinden, Allahn eksiksiz kelimelerine snrm ki, ne iyi ne de gnahkr hi kimse bu kelimelerin dna kamaz. Allahn gazabndan, azabndan ve kullarnn errinden Onun eksiksiz kelimelerine snrm. (Ahmed, 3/419; Malik, iir, 10) Buna gre Allahn eksiksiz kelimeleri, varlklarn oluumunu gerekletirme aralardr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Bir ey yaratmak istedii zaman Onun yapt ol demekten ibarettir. Hemen oluverir. (Yasin, 82) Dolaysyla ne iyi, ne de gnahkr hi kimse bu kelimeleri aamaz, hi kimse tasarlanan kaderin dna kamaz. Yazl levhte kendisi iin belirlenen izginin dna kamaz. Kuran birok yerde bu anlama iaret eder:

Allah dilemedike yine de inanacak deillerdi. (Enam, 111) Andolsun, biz cehennem iin yarattk. (...) (Araf, 179) Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gkten ne varsa bilir? Bu, bir kitapta mevcuttur. Bu, Allah iin ok kolaydr. (Hac, 70) Yce Allahn sihirle ilgili u szn de buna rnek gsterebiliriz: Oysa bycler, Allahn izni olmadan hi kimseye zarar veremezler. (Bakara, 102) Dier bir ayette de yle buyuruluyor: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini islma aar; kimi de saptrmak isterse, kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Bunun gibi daha birok ayeti rnek gsterebiliriz. u kadar var ki: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayetinde, onlarn benimsedikleri ve hararetle savunduklar: Btn varlklar Allahn meiyeti, zorlamas ve hkm altndadrlar anlam kastedilmemitir. Bu anlam z itibariyle dorudur, fakat bu ayetin maksad bu anlam deildir. Evet btn varlklar bunun iindedir ve hibir varlk bundan istisna deildir. imdi aadaki ayetlere bir gz atalm: Ey Ademoullar! Size eytana tapmayn, nk o sizin apak bir dmannzdr, demedim mi? Ve bana kulluk ediniz... (Yasin, 60-61) Allaha ibadet edin ve Ona hibir eyi ortak komayn. (Nisa, 36) Tauta kulluk etmekten kanp, Allaha ynelenler... (Zmer, 17) Onu brakp kendilerine bir takm dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allaha yaklatrsnlar diye kulluk ediyoruz. (Zmer, 3) Allah brakp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek eylere tapyorlar... (Yunus, 18) Bunlara benzer birok ayet vardr Kuranda. Ve bu ayetlerde, ibadet kavramyla sadece peygamberlerin emrettikleri eyler kastedilmitir; tek ve ortaksz Allaha kulluk etmek yani. Mriklerse Allaha ibadet etmiyorlar, aksine, eytana ve Allah bir yana brakarak dua ettikleri baka eylere tapyorlar. Bu baka eylerin Melek, peygamber, ermi-salih insan veya kendi elleriyle yonttuklar putlar, heykeller olmas farketmez. Neticede bu mrikler, yce Allahn da haber verdii gibi Allahtan bakasna ibadet ediyorlar. Allahn kaderi zerlerinde caridir diye btn insanlarn ve cinlerin Allaha ibadet ettikleri nasl sylenebilir? nsanlarn ve cinlerin kendi iradeleri, tercihleri, dini Allaha zg klmalar ve Onun peygamberine

uymalar sonucu Allaha ibadet etmeleri ile, Allahn onlar kendine taptrmas, iradesini onlar zerinde hkmran klmas, bunun yannda, onlarn eytana ve putlara ibadet etmelerinin takdir gerei olmas arasnda byk bir fark vardr. Bu deerlendirme, son dnem kelmclarndan bazlarnn: Biz isyan edilebilen, iradesinin dna klabilen bir tanry inkr ederiz, eklindeki yaklamlarna benziyor. Onlara gre meydana gelen her ey, itaattir ve Allaha ynelik ibadettir. nk her ey Allahn dilemesi altndadr. Bunlarn nde gelen eyhlerinden bazlar yle demilerdir: blis, emre kar gelmise de, ilh iradeye itaat etmitir. Her eyi mbah gren bu ibahiyeciler, ilh emir olgusunu tamamen geersiz klyorlar. Zeyd b. Eslem ve Vehb b. Mnebbih gibilerini bu tr dncelerden tenzih etmek gerekir. nk bu ahslar, Allahn emir ve yasaklarna, vaad ve tehditlerine en ok sayg gsteren kimselerdi. Ancak kaderi yalanlayanlar reddetmek maksadyla yle dediler: Allah olmayan dileyebildii gibi, dilemedii de olabilir. Aslnda onlarn bu szlerinin z udur: Allah, onlarn baka ilahlara kulluk sunmalarn takdir etmez, onlar iradesinin tasarrufu altnda bu yne ynlendirmez. Bylece, yukardaki gr savunanlarn dncelerini iptal etmek istemilerdi. stedikleri gzel de, fakat bunu, ayette kastedilen anlam erevesinde ifade etmek daha da gzeldir! bahiye grubunun bu grleri, baz gruplarn u deerlendirmelerine benziyor: Arif kii ilh meiyeti gzlemledii zaman artk knamay brakr. Hkm -yani meiyeti- seyrettii zaman, artk sebebini ne iyi, ne de kt grr. Ki bu ve benzeri grler mriklerin u szlerine benziyor: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi de haram klmazdk. (Enam, 148) Biz, bu dnceye ilikin deerlendirmelerimizi baka yerlerde etraflca sunduk. Bu erevede ortaya koymutuk ki, nceden tasarlanm bir kaderin olmas haktr. Fakat bu, kulun izledii yoldur, yaratlnn (ftratnn) esas deildir. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Her ocuk ftrat zere doar. Sonra anne-babas onu yahudiletirir veya hristiyanlatrr ya da mecusiletirir. Tpk bir hayvann btn organlar salam bir yavru dourmas gibi. Yavru doarken bir tarafnda kesiklik fark eder misiniz? (Buhari, Kader, 3; Mslim, Kader, 23-24) Burada peygamberimiz (s.a.v.) hayvann btn organlar salam bir yavru dourduunu, sonra insanlarn kulaklarn veya burnunu kestiklerini rnek veriyor. Ki yavrunun kulak ve burnunun kesilmesi, nceden tasarlanarak onun iin takdir edilmitir. Ayn ekilde kul da ftrat zere doar, balangta salamdr, sonra yahudiletirilmesi, hristiyanlatrlmas... sonucu bozulur. Bu, olaca nceden yazlm bir olgudur. Bu sz syleyenler, kulun yaratlnn amac olan eyi aklamak iin sylyorlar. Nitekim bir grup da ibadet, genelde vak olan olgular eklinde aklamlardr. Bu ise, peygamberler araclyla emredilen ibadet deildir.

rnein bn-i Abbasa nispet edilen bn-i Ebu Talha tefsirinde yle deniyor: Zariyat 56. ayetin anlam yledir: steyerek veya istemeyerek kulluklarn itiraf etmeleri iin. Burada iaret edilen kulluk aadaki ayetlerde iaret edilen duruma benzer: Gklerde ve yerdekiler, ister istemez Ona teslim olmulardr. (Al-i mran, 83) Gklerde ve yerdekiler, ister istemez Allah secde ederler. (Rad, 15) Bir grup el-Kurhu = istememeyi, kaderin hkmnn yrrlkte olmas eklinde aklamlardr. Dolaysyla bu aklama, nceki grle bulumu oluyor. Dorusu bundan maksat, varlklarn kendi istekleri olmakszn Allahn kader erevesinde belirginleen hkmne boyun emeleridir. Musibetler zamannda teslim olmak zorunda kallar ve holanmadklar eri hkmlere boyun eileri gibi. u halde herkes, Allahn takdiri ve terii hkmne boyun emek zorundadr. Kukusuz bu, doru bir anlamdr ve baka yerlerde de bu anlam uzun uzadya akladk; ancak bu, ibadet demek deildir. Dier bazlar da sz konusu ayeti u ekilde aklamlardr: Bana boyun esinler ve eilsinler diye... Diyorlar ki: el - badetu kelimesi, szlkte zelillik ve boyun eme anlamna gelir. Cinlerin ve insanlarn her biri Allahn ezeli ntasarmna (kazasna) boyun eer, iradesi karsnda ezilir. Hi kimse, kendi gcne dayanarak yaratlnn maksad olan izginin dna kamaz. Ebul Ferec, bn-i Abbasn u szn nakleder: zerinde durduumuz ayetin (Zariyat, 56) aklamas u ayettir: Andolsun onlara kendilerini kimin yarattn sorsan elbette Allah derler. (Zuhruf, 87) Bu ayet, ileride yer verilecei gibi, sz konusu ayeti ...Beni tansnlar, bilsinler diye yarattm. eklinde aklayanlarn grleriyle uyumaktadr. Allahn kendilerini yarattn syleyen bu insanlar, bunu zorla sylemek durumunda kaldklar iin sylyor deiller. Ama Allaha teslim olular ve Ona boyun eileri bundan farkldr, nk bu, istemeden gerekleir. Ama Allahn yaratclnn ikrar ediliinin kendisi ftridir ve insanlar bu ftrat zere yaratlmlardr, bu yzden isteyerek bunu itiraf ederler. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

nsanlar ibadet iin yaratld

Bir drdnc gr daha ileri srlmtr: bn-i Ebu Hatem Zaideden, o da Sddiden rivayet eder ki: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) Burada, Allahn onlar ibadet iin yaratt kastediliyor. Fakat bir ibadet vardr ki, fayda verir, biri de vardr ki, fayda vermez. Eer onlara: Gkleri ve yeri kim yaratt? diye sorsan, kesinlikle: Allah, diyecekler. (Zmer, 38) te bunu demeleri bir ibadettir; ama bu ibadet irk ilemeleri haliyle birlikte onlara bir fayda salamaz. Kukusuz bu, doru bir anlamdr. Ancak mrik insan eytana ibadet eder ve Allah onu eytana ibadet etmekten alkoymaz. Allaha ortak kouyorken srf yaratcy ikrar etmesi de Allaha ibadet saylmaz. Bu gibi kimselerin durumu yce Allahn u ayetinde ifade edildii ekilde izah edilir: Onlarn ou, ancak ortak koarak Allaha iman ederler. (Yusuf, 106) u halde onlarn yaratcya iman edileri, Ona ortak komalaryla i ie bir durumdur. badete gelince bir hadiste yle buyurulmutur: Ben, ibadette ortak koulanlardan ve irkten mstaniyim. Bir amel ileyip de bu amelinde bir bakasn bana ortak koan kimseden beriyim. O iledii amel btnyle bana ortak kotuuna aittir. (bnu Mace, Zhd, 21; Ahmed, 2/301-435) Dolaysyla mriklerin ibadetleri, bir ksm Allaha ynelik olsa da, hibir ekilde kabul edilmez, bilakis btnyle ortak kotuklar eylere dnk olur. Allaha ibadet etmi olmazlar. zerinde durduumuz ayetin anlam hususunda ileri srlen grler iinde aadaki yorum da buna benzemektedir: ...Beni bir bilsinler diye... Mminler, zorlukta da, esenlikte de Allah bir bilirler. Kfirler ise, zorlukta ve bela zamanlarnda Allah bir bilirken, nimetler iindeyken, rahat zamanlarda Onu bir bilmezler. Bu tutumun aklamas u ayette yer almaktadr: Gemiye bindikleri zaman, dini yalnz Ona has klarak Allaha yalvarrlar. (Ankebut, 65) NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Beni tansnlar, bilsinler diye Konuyla ilgili beinci bir gr de bn-i Ebu Hatem tarafndan bn-i Cureyhten rivayet edilmitir. Buna gre, ayette ...Beni tansnlar, bilsinler diye... anlam kastedilmitir. bn-i Cureyh devamla yle der:

Bu gr Katadeden rivayet edilmitir. Baavi de Mcahide dayanarak bu gr nakletmitir. Mcahid: Bu, Beni tansnlar... demektir, demitir. Bu, aslnda gzel bir yorumdur, nk Allah cinleri ve insanlar yaratmasayd, varln ve birliini bilmeyeceklerdi. Bunun kant da u ayettir: Andolsun ki onlara: Gkleri ve yeri kim yaratt? diye sorarsan, mutlaka Allah derler. (Lokman, 25) Bu deerlendirmeye u karlk verilir: Evet, bu yorum dorudur. Allahn ancak onlarn yaratlm olmalaryla biliniyor olmas, onlarn Allah bilmelerinin artnn yaratlmalar olmasn gerektirir, Allaha ilikin olarak elde ettikleri bilginin yaratlmalarnn amac olmasn deil. Bu bakmdan yukardaki deerlendirme Sddinin u gryle ayn kategoriye girer: nk bu genel ikrara onlar da ortaktrlar... Nitekim yce Allah: Rabbin Adem oullarndan, onlarn bellerinden zrriyetlerini kard... (Araf, 172) Ancak ibadet bu da deildir. Bu saydmz drt gr, sz konusu ayetin genel nitelikli olduunu dnenler tarafndan ileri srlmtr. Bu yzden, ayette geen ibadet kavramn btn insanlar ve cinleri iine alacak ekilde yorumlama gereini duymular. nk onlara gre, bu ayette geen ibadet kavram, bilinen anlamyla, yani Allaha ve Resulne itaat etme anlamnda yorumlanacak olursa, bu, bu anlamyla ibadetin btn insanlar ve cinler tarafndan fiilen gerekletirilmesini zorunlu klar. Oysa bu ekilde bir ibadet olgusunun fiilen gereklemedii ortadadr. Dolaysyla bunlar, ayette geen ibadet kavramn, gerekleen ibadet eklinde yorumlama gereini duymulardr. Ayrca, fiilen gereklemeyen bir ibadet olarak alglanmas durumunda bunun, Kaderiye grubunun grn hakl karacan sanmlardr. Yani, Allah, onlar ibadeti iin yaratrken, onlar Allahn meiyeti ve kudreti olmakszn Ona isyan etmi olacaklar... te Kaderiye grubunun bu karsamasn olumlamaktan kanmlar ve kanmalar bir lde mazur da grlebilir; ancak ayeti, ayette kastedilmeyen bir anlam ekseninde yorumladklar da gzden karlmamaldr. Nitekim insanlarn byk ounluu, bidat ehlinin kendi grlerinin kant olarak ileri srdkleri ayetlerin zahiri karsnda bu tr yanllklara dmektedirler. Rafizilerin: Balarnz meshedin ve ayaklarnz... (Maide, 6) ayetini, abdest alnrken ayaklarn zerinin meshedilmesi gerektiinin kant olarak ileri srmeleri gibi. Bir de bakarsn ki, bu hususta iilere muhalif olanlar son derece zayf grler ileri sryorlar. Mesela diyorlar ki: erculikum kelimesi ruusikum kelimesine komu olmasndan dolay cerr klnmtr, dolaysyla onun hkmne tabi deildir. Nitekim Araplar: Cuhru Dabbin Harabin: Kelerin yuvas ykld. derler. Burada harab kelimesi Dabb kelimesine komu olmasndan dolay mecrurdur. Bunun gibi nice zayf grler ileri srlmtr. Yine Musa Ademi yendi (Buhari, Kader, 11; Mslim, Kader, 13-15) sz ile ilgili olarak da bu tr zayf yorumlar yaplmtr. Bu tr rnekleri oaltmak mmkndr. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Emrolunan ey zerine ibadet Altnc gr: -Ebul Ferec bu grlerden sadece drt tanesini zikretmitir- Bu, mslmanlarn ounluunun grdr. yle ki: Allah insanlar ve cinleri kendisine ibadet etmeleri iin yaratmtr. Bundan maksat da kendilerine emredilen eyleri yerine getirmeleridir. Bu yzden ilk kuak mslmanlar gibi son kuak mslmanlar da, sz konusu ayeti, iaret ettiimiz bu anlamda kant olarak ele almlar, vaazlarnda, hatralarnda ve hikayelerinde bu anlamyla yorumlamlar. Nitekim brahim b. Ethem hikayesinde u ifade yer alr: Ne bunun iin yaratldm, ne de bu bana emredildi. Bir Yahudiyle ilgili rivayette yle deniyor: Ey Ademolu! Seni bana ibadet etmen iin yarattm, baka eylerle oynayp oyalanma. Rzkn ben stlendim, sen yorulma. Beni ara, bulursun. Beni bulduunda, her eyi bulursun. Eer beni yitirirsen, her eyi yitirmi olursun. Ben sana her eyden daha sevimliyim. Bu gr Emirul Mminin Ali b. Ebu Talipten ve selef kuana mensup baka zatlardan rivayet edilmitir. rnein Ali b. Ebu Talibin sz konusu ayetle ilgili olarak yle dedii rivayet edilir: Ancak bana ibadet etmelerini emretmem ve onlar bana ibadet etmeye armam iin yarattm... Baz alimler demilerdir ki: Aadaki ayetler de Hz. Alinin (r.a) bu karsamasn desteklemektedir: Onlara ancak, dini yalnz Ona has klarak Allaha kulluk etmeleri (...) emrolunmutu. (Beyyine, 5) Onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. (Tevbe, 31) Bu gr, Zeccacn ve bakalarnn da tercih ettii bir grtr. Ayrca salam bir rivayet zinciriyle Mcahidden de rivayet edildii bilinmektedir. bn-i Ebu Hatem yle der: Ebu Said el-Eecc aktard ki, Ebu Usame, iblden yle rivayet etti: Bana Ebu Necih, Mcahidin yle dediini bildirdi: Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. Yani, onlara baz eyleri emredeyim ve baz eylerden nehyedeyim diye... Ayn ekilde Rebi b. Enesin de yle dedii belirtilmitir:

Cinleri ve insanlar ancak ibadet iin yarattm... Aadaki ayetler de buna kant oluturmaktadr: nsan, kendisinin ba bo braklacan m sanr! (Kyamet, 36) Kendisine baz eylerin emredilmeyeceini ve baz eylerin nehyedilmeyeceini mi sanr! De ki: Yalvarmanz olmasa, Rabbim size ne diye deer versin? (Furkan, 77) Yani, ibadetiniz olmasa... Eer siz iman eder ve krederseniz, Allah size neden azap etsin! (Nisa, 147) Ey cin ve insan topluluu! inizden size ayetlerimi anlatan ve bu gnle karlaacanza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? (...) Halk habersizken... (Enam, 130-131) Ey Adem oullar! Size eytana tapmayn, nk o sizin apak bir dmannzdr, demedim mi? Ve bana kulluk ediniz, doru yol budur, demedim mi? (Yasin, 60-61) Bunlar izleyen ayetler de bu erevede deerlendirilebilirler. Nitekim cinler Kuran dinlediklerinde yle demilerdir: Ey kavmimiz! Dorusu biz Musadan sonra indirilen, kendisinden ncekini dorulayan, hakka ve doru yola ileten bir kitap dinledik. Ey kavmimiz! Allahn davetisine uyun. Ona iman edin. (Ahkaf, 30-31) Ayrca bunu izleyen ayetler de ayn hususa rneklik oluturmaktadr. Yine cinler yle demilerdir: imizde, teslimiyet gsterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gsteren kimseler, doru yolu arayanlardr. (Cin, 14 ve sonrasndaki ayetler...) Kuranda birok yerde: Ey insanlar! Rabbinize ibadet edin. (Bakara, 21) Ey insanlar! Rabbinizden saknn. (Nisa, 1) gibi ayetlere rastlamak mmkndr. Bundan da anlalyor ki, yce Allah yaratl amalar kld ve uruna elilerini insanlara ve cinlere gnderdii ibadeti onlara emretmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) de hem insanlara, hem de cinlere gnderilmi bir elidir. Kuran cinlere de okumutur. Rivayet edilir ki: Peygamber efendimiz (s.a.v.) cinlere Rahman suresini okumu ve: O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? (Rahman, 13) ayetini tekrarladka cinler: Senin nimetlerinden ey rabbimiz! Hibir eyi yalanlamayz. Sana hamd olsun. demilerdir. (Tirmizi, 55; Suresi 1)

Dolaysyla Zariyat suresinin ilgili ayetinde kesin olarak kastedilen anlam budur. Mslmanlarn byk ounluu da ayeti bu ekilde anlamlar ve ayetin bu anlama ilikin bir kant olduunu syleyerek, Allahn insanlar ve cinleri kendisine ibadet etmeleri iin yarattn, Allahn hakkn zayi etmeleri iin yaratmadn belirtmilerdir. Buhari ve Mslimde Muaz b. Cebelden yle rivayet edilir: Resulullah (s.a.v.) bana dedi ki: Ey Muaz! Allahn kullar zerindeki hakk nedir bilir misin? Allah ve Resul daha iyi bilir, dedim. Buyurdu ki: Allahn kullar zerindeki hakk; Ona ibadet etmeleri ve hibir eyi Ona ortak komamalardr. Kullar bunu yaptklar zaman, onlarn Allah zerindeki hakk nedir, bilir misin? Allah ve Resul daha iyi bilir, dedim. Buyurdu ki: Kullarn Allah zerindeki hakk, onlara azap etmemesidir. (Buhari, Cihad, 46; Mslim, man, 48-49) El-Msnedde bn-i merin peygamberimizden (s.a.v.) yle rivayet ettii belirtiliyor: Kyametin kopmasna az bir zaman kala klla gnderildim ki, tek ve ortaksz Allaha kulluk edilsin. Benim rzkm mzramn glgesine koyulmutur. Benim emrime kar gelenler iinse alalma ve klme ngrlmtr. Kim bir topluma benzerse, o da onlardandr. (Ahmed, 2/50-92) NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

Kaderi kabul edenlerin ve etmeyenlerin grleri te yandan bu gr etrafnda birleen mslmanlar arasnda, yine bu hususla ilgili iki gr belirginlemitir: Biri, kaderi olumlayan ehl-i snnetin gr, dieri de kaderi kabul etmeyen gruplarn grdr. Bylece Zariyat suresinin ilgili ayeti hakknda yedi, hikmet hakknda da be gr ortaya atlmtr. Kaderi kabul eden ehl-i snnet unu sylyor: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayeti, yukarda grleri zikredilen gruplarn iddia ettii gibi, cinlerden ve insanlardan ibadet olgusunun mutlaka vak olmasn gerektirmedii gibi, Kaderiye grubunun ileri srd ekilde, Allahn mlknde dilemedii eyin olmas ve olmayan eyi dilemesi durumu geerli olacak ekilde, nceden tasarlanm bir kaderin olmamasn da gerektirmez. Kaderi olumsuzlayanlar diyorlar ki: Allah cinleri ve insanlar ibadet iin yaratt, ama ibadet tmn kapsayacak ekilde gereklemedi. nk Allah, olmayan diler ve dilemedii de olur. Buna kar kanlar da diyorlar ki: Allahn diledii olduuna ve dilemedii de olmadna gre, olmayan bir eyi de dilememitir. u halde ibadet olarak gereklemeyen bir ey Onun tarafndan dilenmemi demektir. Aslnda bu z

itibariyle doru bir anlamdr. Sonra demilerdir ki: Allah onlar bir ey iin yaratmsa, onu yaratmay dilemesi de kanlmaz olur. Dolaysyla bunu yaratmay dilemediine gre, onlar bunun iin yaratmamtr. Yukarda grlerine yer verdiimiz iki grubun yanlglarnn temelinde, meydana gelmesini istediinden dolay, onlar (insanlar ve cinleri) onun iin (ibadet iin) yaratmtr, eklindeki zanlar yatmaktadr. Biri diyor ki: badeti yaratmay diliyor. br de: badetin onlardan vak olmasn diliyor, demektedir. Yani, ibadeti onlara emrediyor. Onlarn nazarnda, kullarn fiilleri hakknda ilh meiyetin varln gsteren tek olgu, bunu emretmesidir. Dolaysyla onlar bu emre kar kmaktadrlar. Bu yzden yle demilerdir: Allahn dilemedii bir ey olabilir, olmayan bir eyi de dileyebilir. Bir de unu sylyorlar: Kullar, Allahn kendilerini nehyettii eyi yapyorlar ve kendilerine emrettii eyi de terk ediyorlar. Bu, yasama nitelikli emir kastedilmesi durumunda doru bir karsamadr. Ancak kaderi olumsuzlayanlar: Allah, emretmek anlamnda diler, demiyorlar. Dolaysyla onlara gre, kullarn fiillerinden ibadet niteliinde olmayanlar, Allahn dilemedii eylerdir. nk onlara gre Allah bunlar yaratmaz. Bunlar yaratmadna gre de dilememitir de. nk mslmanlarn ortak grne gre Allah, bir eyi yaratmay dilediinde onu yaratr. Kaderiye grubu bunu tartmyor. Yapmay diledii eyin Onun fiili olduu, yapmay diledii eyi yapmaya kadir olduu hususunu tartmyor. Fakat onlara gre, kullarn fiilleri Onun yaratmasnn, kudretinin ve dilemesinin kapsamna girmezler. Yapmay dilemesinin kapsamna da girmezler. Fakat bu fiillerle ilintili dilemesi yalnzca emretmek anlamndadr. Bu yzden diyorlar ki: Allah cinleri ve insanlar, kendisine ibadet etmeleri iin yaratt, ama ibadeti bizzat kendilerinin yapmas sretiyle... Nitekim ibadet etmeyi onlara emretmitir de. Bunu yapmadklar zaman da bu, emrine kar gelmek olarak deerlendirilir. Kaderi kabul edenlerse unu diyorlar: Onun diledii olur ve dilemedii de olmaz. Allah her eyin yaratcsdr. Nitekim yle buyurmutur: Rabbin dileseydi btn insanlar bir tek millet yapard. (Hud, 118) Allah dileseydi savamazlard. (Bakara, 253) Rabbin dileseydi onu yapamazlard. (Enam, 112) Bunun gibi birok ayet rnek gsterilebilir. Allah, insanlar ve cinleri emredilen ibadeti yapmalar iin yaratt halde, onlar topyekn olarak bunu yapmamlarsa, bu, Onun bunun gereklemesini dilemedii anlamna gelir. nk bunun olmasn dileseydi, kesinlikle olurdu. Fakat Allah, ibadeti emretmitir. Dolaysyla ibadet etmeleri vaciptir. badet etmelerinden razdr ve yapmalarn irade

etmitir. Fakat bu, ibadet etmeye ilikin emri ieren yasama nitelikli (terii) bir iradedir. Bununla da ayetin anlam aa kavuuyor. nk bu perspektiften bakld zaman Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayeti, aadaki ayetlere benzer bir anlam erevesine oturmaktadr: Sayy tamamlamanz ve size doru yolu gstermesine karlk, Allah tazim etmeniz (...) iindir. (Bakara, 185) Sizi hidayete erdirdiinden dolay Allah byk tanyasnz diye O, bu hayvanlar bylece sizin istifadenize verdi. (Hac, 37) Bylece o mallar, iinizden yalnz zenginler arasnda dolaan bir devlet olmasn... (Har, 7) Bu da Allahn gklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiini ve Allahn her eyi bilici olduunu bilmeniz iindir. (Maide, 97) Allah, yedi kat g ve yerden bir o kadarn yaratandr. (Talak, 12) Ayn ekilde aadaki ayet de buna bir rnek oluturmaktadr: Biz her peygamberi, Allahn izniyle, ancak kendisine itaat edilmesi iin gnderdik. (Nisa, 64) Byleyken gnderilen bir peygambere itaat edildii gibi kar da klmtr. Ayn ekilde, Allah, cinleri ve insanlar, ancak kendisine ibadet etmeleri iin yaratmken, ibadet eden de olmu, etmeyen de olmutur. Buna benzer ifadelerin birok rneini Kuranda grebiliriz. Anlalyor ki Allah, ne yaptysa, kullar Onu byk tansnlar, Ona ibadet etsinler, zulm etmesinler ve Allahn sfatlarn, kullara emrettii daha baka eyleri bilsinler diye yapmtr. Bunlar yapmalar Ona sevimli gelir, bundan dolay honut olur. Kendilerinden, bu balamda istenenleri yapmalar kendileri iin mutluluk, olgunluk, iyilik ve kurtulu vesilesi olur. Byleyken kimisi istenenleri yapar, kimisi de yapmaz. Yce Allah, ikinci bir fiili kendisinin yapmas iin birinci fiili yaptn veya ikinci fiili onlara yaptrmay ngrdn de sylememitir. Onlar ibadet edenler klmak iin onlar yarattndan da sz etmemitir. nk yapt eylerle ilgili olarak yapt sebepler, yapmas kanlmaz olan amalar kapsamna girerler. Dolaysyla ikinci bir i yapmak iin birinci bir ii yapmas, buna ramen ikinci ii yapmamas imknszdr. Ancak unu sylemitir: O ilk fiili ilemitir ki, onlar ikinci fiili ilesinler. Dolaysyla bu ikinci fiilin faili kendileridir ve bu fiilleri araclyla mutlulua kavuurlar. Allahn onlarla ilgili olarak sevdii ve honut olduu durum bundan ibarettir. Sonuta hem Allahn sevdii, hem de kendilerinin sevdii bir fiil gereklemi olur. Nitekim daha nce demitik ki, Allahn yaratt ve emrettii her eyin amac, hem Allahn, hem de kullarn sevdii bir eydir ve bunda Allahn bir hikmeti ve kullara dnk bir rahmet vardr. te Allah kullar bunun iin yaratmtr; eer bunu yaparlarsa bu, hem Onun, hem de kullarn sevecei bir eydir. Ama kullar bunu yapmadlar, bundan dolay da, emrine kar kanlarn, yaratl amac olan fiilleri terk eden asilerin hakkettii dnya ve ahiret azabna arptrlrlar.

Yce Allah, ibadetin, kullarn iledikleri bir ey olmasn dilemitir. Bu yzden onlarn kulluk eden, iradesine teslim olanlar olmasn dilemi ve onlara yol gstermitir. Onlara iman sevdirmitir. Nitekim yle buyurmutur: Allah size iman sevdirmi ve onu gnllerinize sindirmitir. Kfr, fsk ve isyan da size irkin gstermitir. te doru yolda olanlar bunlardr. (Hucurat, 7) te bunlar, yaratl ve emir balamnda kendilerinden ibadet istenen kimselerdir. Onlara ibadeti emretmi ve yaratl olarak da bunlar ibadet edenler klmtr. kinci bir grup daha vardr ki, yce Allah onlara ibadet etmeyi emretmi olsa da, onlar ibadet edenler olarak yaratmamtr. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER YCE RABBIN KUDRET

RADE, ZN, KTAP, HKM, KAZA VE HARAM KILMA rade, zin, Kitap, Hkm, Kaza ve Haram Klma: Gemi ve gelecekte Allah'n meiyeti NDEKLER ALFABETK FHRST

rade, zin, Kitap, Hkm, Kaza ve Haram Klma bni Teymiyeye (r.a.) soruldu:

Soru: rade, zin, Kitap, Hkm / Hikmet, Kaza ve Haram klma gibi kavramlarn ayrntl aklamas soruldu. Bunlardan dini olup Allahn sevgisine, rzasna ve yasama nitelikli emrine uygun olanlar ile varolusal olup varolusal dilemesine uygun olanlarn neler olduu soruldu. Cevap: Allaha hamdolsun, sz edilen rade, zin, Kitap, Hkm / Hikmet, Kaza ve Haram klma kavramlar ve benzeri kavramlar tpk emir, gnderme kavramlar gibi, Allahn kitabnda iki ksma ayrlr. Birincisi, Allahn sevdii ve honut olduu dini olgularla ilintilidir. Bunlar yapp edenleri yce Allah dllendirir ve onlar cennete koyar. Dnya ve ahiret hayatnda onlara yardm eder. Bunlarla takva sahibi dostlarndan, kurtulua ermi hizbinden ve salih kullarndan oluan kimselere yardmc olur. kincisi de, yce Allahn takdir ettii, ezelden tasarlad varolusal olgularla ilintilidir. Bu balamda mmin ile kfir, iyi ile gnahkr, cennetlikler ile cehennemlikler, Allahn dostlar ile dmanlar, kendisinin sevdii ve kendisini seven, kendisinin ve meleklerinin zerlerine esenlik diledii itaat ehli olanlar ile buzettii, fke duyduu, hem kendisinin, hem de bakalarnn lanet ettii kimseler arasnda bir fark yoktur. Bu adan olgulara bakanlar, evrensel bir varolu gerei ile yz yze gelirler. Btn varlklarn Allah tarafndan yaratldklarn, Onun dilemesi tarafndan idare edildiklerini, Onun hkm ve hikmetinin zorlayc ynlendirmesi altnda olduklarn gzlemlerler. Bu balamda Allahn diledii olur, insanlar istemeseler de. Verdii hkm sorgulayacak, buyruunu geri evirecek hi kimse yoktur. Bu adan bakanlar, Allahn her eyin Rabbi ve sahibi olduunu, yaratma ve emretme, ynetme yetkisinin Onun tekelinde olduunu, Onun dndaki her eyin Onun rububiyetinin tasarrufu altnda, Onun tarafndan ynetilip ynlendirilen bir konumda olduunu, her eyin Onun kar konulmaz kahrnn altnda, kendisi iin bir zarar veya yarar, lm veya hayat ya da yeniden dirilip yeryzne dalma gerekletirecek gce sahip olmadn btn plaklyla grr. Bu pencereden baknca, her ey Allahn kulu, her bakmdan Ona muhta grnr ve Allahn her eyden, btn yaratklardan mstani olduu belirginleir. Byle bir gzlem z itibariyle gerektir; fakat, bir grup vardr ki, bunlar bu gerei gremediler. Bunlarn grubuna Mecusi karekterli Kaderiye denir. Bir dier grup daha vardr ki, bunlar da gelip bu varolusal gzlemin snrnda durmulardr, olumlu ya da olumsuz bir ey sylememilerdir. Bunlara da mrik karekterli Kaderiye denir. lk gruptakiler, varlk aleminde Allahn kudretiyle, dilemesiyle ve yaratmasyla ilgisi bulunmayan eyler bulunduunu iddia ettiler, kullarn fiilleri rnein. Bunlarn arlar Allahn ncesiz ilmini ve nceden varolan ezeli kitabn (levh-i mahfuz) da inkr ettiler. Bu mmet iinde ilk kez Kaderiye fikrini ortaya atanlar bunlardr. Sahabeden, ilk kuak ulemadan zatlar, bunlara gerekli cevab vermi ve onlardan, onlarn dncelerinden uzaklamlar. kinci gruptakiler ise, bunlardan daha ktdrler. Bunlar slk, irade, kendini tanrya adama, tasavvuf ve fakr ehli olarak bilinirler. Yukarda iaret ettiimiz varolusal gerei gzlemleyip Allahn btn varlklarn yaratcs, dolaysyla kullarn fiillerinin de yaratcs ve btn varlklarn irade edileni olduunu grdler. Fakat bu gzlemden sonra iman ile kfr, tanma ile inkr, hak ile batl, hidayet zere olan ile sap, doru ile eriyi, peygamber ile peygamberlik taslayan, Allahn velisi ile Allahn dmann, Allahn raz olduu ile gazap duyduunu, Allahn sevdii ile kzdn, adalet ile zulm, Anne-babaya iyilik ile onlara asi olmay, cennet ehlinin amelleri ile cehennem ehlinin amellerini, iyiler ile gnahkrlar birbirlerinden ayrmadlar. Btn varlklarn ortak noktas olan nceden tasarlanm kazay, yrrlkteki ilh meiyeti, her eyi kuatan kudreti ve herkesi iine alan

yaratl gzlemledikleri iin, varlklarn ortak noktalarn grdler, ama farkllatklar alanlar gremediler. Dolaysyla u ayetlerin muhataplar arasna girdiler: Allaha teslimiyet gsterenleri, gnahkrlar gibi tutar myz? Size ne oluyor? Ne biim hkm veriyorsunuz? (Kalem, 35-36) Yoksa biz, iman edip de iyi iler yapanlar, yeryznde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacaz? Veya Allahtan korkanlar yoldan kanlar gibi mi sayacaz? (Sad, 28) Yoksa ktlk ileyenler, kendilerini, inanp iyi ameller ileyen kimseler ile bir mi tutacamz sandlar? (Casiye, 21) Sabrlarna karlk Rabbinin srailoullarna verdii gzel sz yerine geldi. (Araf, 137) Peygamber efendimizin (s.a.v.) u hadisi de szn ettiimiz mistik grubun tutumunun yanlln ortaya koymaktadr: Yaratp meydana getirdiklerinin, var ettiklerinin errinden, gklerden inenlerin ve gklere ykselenlerin errinden, yeryznde yarattklarnn ve yeryznden kanlarn errinden, gece ve gndzn errinden, hayrla gelip kapy alan hari, geceleyin kapy alanlarn errinden Allahn eksiksiz kelimelerine srm ki, iyi - kt hi kimse onlar aamaz. Ey Rahman! (Ahmed, 3/419; Malik, iir, 10) Bundan da anlalyor ki, Allahn eksiksiz kelimelerinden maksat, eri nitelikli emir ve yasaklar deildir. nk gnahkrlar, Allahn emrine de yasaklarna da kar kyorlar. Bilakis, bundan maksat, varlklarn oluumunu salayan kelimeleridir. eri emir ve yasaklar ieren dini kelimeler ise Tevrat, ncil, Zebur ve Kuran gibi semavi kitaplardan ibarettir ki, yce Allah bunlarla ilgili olarak yle buyurur: Kfir olanlarn szn alaltt. Allahn sz ise zaten ycedir. (Tevbe, 40) Peygamber efendimiz (s.a.v.) de bir hadiste yle buyurmutur: Siz kadnlarn rzlarn Allahn kelimesi ile kendinize hell kldnz... (Mslim, Hac, 147; Ebu Davud, Menasik, 56; bnu Mace, Menasik, 84; Nesai, Menasik, 34; Ahmed, 5/73) Rabbinin sz, doruluk ve adalet bakmndan tamamlanmtr. (Enam, 115) ayeti ise, Allahn kelimelerinin her iki trn de (varolusal olan ile yasama nitelikli, kevni olan ile er'i olan) kapsar.

Gnderme = el-Basu kavramna gelince, bu kavramn varolusal (kevni) anlamna aadaki ayette iaret ediliyor: Bunlardan ilkinin zaman gelince, zerinize gl kuvvetli kullarmz gnderdik. (sra, 5) Bu kavramn yasama (er'i) anlamna da aadaki ayetlerde iaret ediliyor: mmilere ilerinden bir peygamber gnderen Odur. (Cuma, 2) Rabbimiz! Onlara ilerinden olan bir peygamber gnder... (Bakara, 129)

Andolsun ki biz, Allaha kulluk edin ve Tauttan saknn diye her mmete bir peygamber gnderdik. (Nahl, 36)

Gnderme anlamnda irsalin varolusal (kevni) boyutuna aadaki ayetlerde iaret ediliyor: Biz, kfirlerin zerine, kendilerini iyice isyankarla sevkeden eytanlar gnderdik. (Meryem, 83) Biz, rzgarlar alayc olarak gnderdik. (Hicr, 22) rsalin yasama nitelikli anlamna da aadaki ayetlerde iaret ediliyor: Nuhu kendi kavmine gnderdik. (Nuh, 1) Biz seni Hak ile mjdeleyici ve uyarc olarak gnderdik. (Bakara, 119) Senden nce gnderdiimiz elilerimize sor. (Zuhruf, 45) Biz her peygamberi -Allahn izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi iin gnderdik. (Nisa, 64) Senden nce hibir resul gndermedik ki ona: Benden baka ilah yoktur; u halde bana kulluk edin diye vahyetmi olmayalm. (Enbiya, 25) Nasl Firavuna bir eli gndermi idiysek dorusu size de, hakknzda ahitlik edecek bir peygamber gnderdik. Ama Firavun o peygambere kar gelmi, biz de onu ar ve etin bir ekilde muaheze etmitik. (Mzemmil, 15-16) NDEKLER RADE, ZN, KTAP, HKM, KAZA VE HARAM KILMA

Gemi ve gelecekte Allah'n meiyeti eyhul slma (r.a): Baz gruplar: Meiyet, gemiteki ve gelecekteki ilh meiyettir, dier baz gruplar ise, meiyet gelecekle ilgilidir, gemile deil, diyorlar; bunlardan hangisi dorudur? diye soruldu. Cevap: Gemi, Allahn meiyetiyle (dilemesiyle) gemitir. Gelecek de ancak Allahn dilemesiyle olur. Dolaysyla bir kimse gemile ilgili olarak: Allah dilerse (inaallah), gkleri ve yeri yaratt. Allah dilerse (naallah) Hz. Muhammedi (s.a.v.) peygamber olarak gnderdi, derse, yanl yapm olur. Ama bir kimse, Allah gkleri, Allahn dilemesiyle yaratt. Allah, Hz. Muhammedi Allahn dilemesiyle gnderdi, derse doruyu sylemi olur.

Bir kimse: Varlk aleminde Allahn dilemesi dnda bir ey olabilir, derse, yanl sylemi olur. Bir kimse, Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz, derse doru sylemi olur. Geen her ey kesinlikle Allahn dilemesiyle olmutu. Dolaysyla Allah gkleri kesinlikle dilemesiyle yaratt. Hz. Muhammedi kesinlikle dilemesiyle gnderdi. Varolan insan Allah, kesinlikle dilemesiyle yaratt. Allah, varlklar bir halden baka bir hale deitirmek isterse, buna gc yeter. Dolaysyla yaratt eyler kesinlikle Onun dilemesiyle olmutur. Allah bu eyleri baka eylerle deitirmek isterse, kesinlikle dilemesiyle deitirir. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER RADE, ZN, KTAP, HKM, KAZA VE HARAM KILMA

MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ GRLER Mslmanlarn nde Gelen mamlarnn Grleri Allah iki avu toprak avulad hadisi Sebeplerin oluu ve msebbeblere balanmas ki grup insan Herkese yaratlnn gayesi olan davranlarn kolaylatrlmas NDEKLER ALFABETK FHRST

Mslmanlarn nde Gelen mamlarnn Grleri Bir cemaatte, insanlar Allahn kaza ve kaderi; hayr ve erri hakknda ihtilafa dtler. Kimine gre, hayr Allahtandr, err ise zellikle nefistendir... Bize bu hususta fetva ver, Allah sana ecir versin... eyh (r.a) u cevab verdi:

Ehl-i Snnet mezhebine gre: Allah, her eyin yaratcs, rabbi ve sahibidir, Ondan baka rab, Ondan baka yaratc yoktur. Diledii olur, dilemedii de olmaz. Onun gc her eye yeter ve her eyi bilir. Kula, Allaha itaat etmesi, Resule uymas emredilmi; Allaha isyan etmesi, eliye kar gelmesi yasaklanmtr. Eer itaat ederse, bu bir nimettir, ayet kar karsa, yergiyi ve cezay hakkeder. Kula kar Allahn kesin kant vardr, ama hi kimsenin Allaha kar ileri srebilecei bir kant yoktur. Her ey Allahn kazas, kaderi, dilemesi ve kudretiyle olur. Ama Allah, itaat edilmesini sever ve bunu emreder. taat ehlinin bu fiillerini dllendirir, onlara ikramda bulunur. syankarla ve gnaha buzeder, bunu nehyeder. syan ve gnah ehlini cezalandrr ve onlar alaltr. Kula isabet eden her bir nimeti, Allah ona bahetmitir. Kula bir ktlk isabet etmise, bu da, onun gnahlarndan ve isyanndan dolaydr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Sana gelen iyilik Allahtandr, bana gelen ktlk ise nefsindendir. (Nisa, 79) Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iledikleriniz yzndendir. (ura, 30) Yani, sana isabet eden bir bereket, bir yardm ve hidayet Allahtandr, onu sana baheden Allahtr. Bana gelen bir znt, zillet ve ktlk de senin gnahlarn ve hatalarn yzndendir. Her ey Allahn dilemesi, kudreti ve yaratmas ile olur. Bu yzden kulun Allahn kaza ve kaderine inanmas bir zorunluluktur. Allahn eriatna ve emrine kesin olarak iman eden bir kimse, bundan kanamaz. Kader gereini tek bana esas alp Allahn emir ve yasaklarn, vaad ve tehditlerini gzard eden bir kimse, mriklere benzemi olur. Emir ve yasaklar esas alp kaza ve kaderi yalanlayan bir kimse de Mecusilere benzemi olur. Ama buna da, brne de iman eden bir kimse, iyilik ilerse Allaha hamdeder. ayet bir ktlk ilerse Allahtan balanma diler. Ama bunun, Allahn kaza ve kaderiyle olduunu da bilir. te bu kimse mmindir. nk Hz. Adem (a.s.), cennette gnah ilediinde, Allaha tevbe etti. Allah da onu seerek hidayete erdirdi. blis ise gnahta srar etti ve kendini savunmak maksadyla kantlar ve gerekeler ileri srd. Bunun zerine yce Allah onu lanetledi ve uzaklatrd. u halde gnahtan tevbe eden kimse Ademci, gnahta srar edip suu kadere ykmaya alan kimse de blisidir. Bu nedenle mutlular babalarna, bedbahtlarsa dmanlar olan blise uyarlar. Bizi dosdoru yola iletmesini dileriz Allahtan. Peygamberlerden, dorulardan, ehitlerden ve salihlerden nimet bahettiklerinin yoluna. Amin! Ey alemlerin Rabbi... NDEKLER MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ GRLER

Allah iki avu toprak avulad hadisi Soru: yle bir hadis rivayet edilir: Yce Allah iki avu toprak avulad ve yle dedi: u cennet iin ve ben buna aldrmam. u da cehennem iin ve ben buna aldrmam. Acaba bu hadis sahih midir? Bir dier hadiste de yle deniyor: Yce Alla Ademi yaratnca, zrriyetini sanda ve solunda ona gsterdi. Sonra dedi ki: Bunlar cehenneme gidecekler ve ben buna aldrmam. Bu hadis sahih kaynaklarda yer alyor!.. Cevap: Evet, bu anlam ieren hadisler mehurdur ve deiik kanallarda peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilmitir. rnein Malikin Muvattasnda, Snen-i Ebu Davud ve Nesaide, ayrca baka kaynaklarda Mslim b. Yesardan, bir dier versiyonunda Naim b. Rabiadan rivayet edilir ki: mer b. Hattaba: Rabbin Adem oullarndan, onlarn bellerinden zrriyetlerini kard. (Araf, 172) ayetinin anlam soruldu, mer (r.a), Resulullahtan (s.a.v.) naklen -bir rivayette, merin yle dedii belirtiliyor: Bu ayetin Resulullaha sorulduunu ve Resulullahn yle dediini duydum:- yle dedi: Yce Allah Ademi yaratt. Sonra sa eliyle srtn svazlad ve oradan zrriyetinin bir ksmn kard. Ardndan: Bunlar cennet iin yarattm. Bu yzden cennet ehlinin ameliyle amel edecekler. dedi. Sonra bir kez daha srtn svazlad ve oradan zrriyetinin bir dier ksmn kard ve yle dedi: Bunlar cehennem iin yarattm, ve cehennem ehlinin amellerini ileyecekler.. Bu srada bir adam Resulullaha (s.a.v.) yle dedi: Ya Resulullah! u halde ne diye amel ediyoruz ki? Resulullah (s.a.v.) u karl verdi: Allah bir adam cennet iin yaratnca, ona cennet ehlinin amellerini yaptrr. lnceye kadar cennet ehlinin amelleri zere olur ve bu amellerle cennete girer. Bir adam da cehennem iin yaratnca, ona da cehennem ehlinin amellerini yaptrr. lnceye kadar cehennem ehlinin amelleri zere olur ve bunlarla cehenneme girer. (Ebu Davud, Snnet, 16; Tirmizi, 6. Suresi 2, Muvatta, Kader, 2, Ahmed, 1/44) Hakem b. Sfyann, Sabitten, onun da Enes b. Malikten rivayet ettii bir hadiste yle deniyor:

Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Yce Allah (insanlarn bir ksmn) avucuna ald ve benim rahmetimle cennete girin, dedi. Bir ksmn daha avucuna ald ve cehenneme girin, dedi, size aldr etmiyorum. (Ebu Yala, Msnedinde, 3422) Bu ve benzeri hadisler iin iki blm geerlidir. Birincisi: Daha nce tasarlanm kader. O da yce Allahn, amelleri ilemeden nce cennetlikleri ve cehennemlikleri bilmesidir. Bu, haktr ve buna iman etmek gerekir. Hatta Malik, afii ve Ahmed gibi imamlar, bunu inkr eden kimse kfir olur, demilerdir. Daha dorusu, yce Allahn olacak her eyi olmadan bildiine; Onun btn bunlar nceden yazdna ilikin olarak bildirdii haberlere; bu haberleri onlar olmadan bildirdiine iman etmek gerekir. Nitekim Sahih-i Mslimde Abdullah b. Amrden peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Yce Allah, gkleri ve yeri yaratmazdan elli bin sene nce varlklarn kaderlerini belirlemiti. O srada Allahn ar suyun zerindeydi. (Mslim, Kader, 16) Yine sahih-i Buharide ve baka kaynaklarda mran b. Husaynden, peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Allah vard ve hibir ey yoktu. Ar o srada suyun zerindeydi. Hereyi zikre yazd. Gkleri ve yeri yaratt. Hadisin bir dier versiyonunda, sonra gkleri ve yeri yaratt (Buhari, Bedul halk, 1) eklinde geiyor. El-Msnedde rbad b. Sariyenin peygamberimizin (s.a.v.) yle dediini rivayet ettii belirtiliyor: Daha Adem balk halinde iken, ben, Allah katnda peygamberlerin sonuncusu olarak yazlmtm. Ben sizden bundan ncesini de haber vereceim. Ben atam brahimin ryasym. sann mjdesiyim. Annemin beni dourduu srada grd ryaym. Ki kendisinden bir nurun kp am saraylarn aydnlattn grmt. (Ahmed, 4/127-128) Meysere el-Fecr hadisinde yle deniyor: Dedim ki: Ya Resulullah! Ne zaman peygamber olarak yazldn? Hadisin bir dier rivayetinde ne zaman peygamber oldun? eklindedir- Buyurdu ki: Daha Adem Ruh ile beden arasnda bir eyken, peygamber olarak yazlmtm. (Ahmed, 5/59) Buhari ve Mslimde Abdullah b. Mesuddan (r.a) yle rivayet edilir: Bize Resulullah (s.a.v.) yle anlatt -ki o, doru szldr ve szleri hep doru kmtr-: Sizden biriniz yaratlrken krk gn annesinin karnnda ntfe halinde kalr. Sonra o kadar bir sre bir kan phts olarak kalr. Sonra bunun kadar bir sre bir inem et olarak kalr. Sonra ona bir melek gnderilir ve ona drt kelime emredilir: Onun rzkn, amelini, ecelini ve bedbaht m, mutlu mu

olacan yaz, denir. Sonra ona ruh flenir. Ardndan peygamberimiz (s.a.v.) yle buyurdu: Nefsim elinde olan Allaha yemin ederim ki -veya kendisinden baka ilah olmayan Allaha yemin ederim ki-, sizden biriniz btn hayat boyunca cennet ehlinin amelini iler, yle ki onunla cennet arasnda bir zira kadar bir mesafe kalmken, daha nce yazlm olan kitap (kader) devreye girer ve o da cehennem ehlinin amelini ileyerek cehenneme girer. (Buhari, Bedul-halk, 6; Mslim, Kader, 1) Buhari ve Mslimde Ali b. Ebu Talibin (r.a) yle dedii rivayet edilir: Bekul-eked mezarlnda bir cenazede Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik: Buyurdu ki: Sizden hi kimse yoktur ki, cehennemdeki yeri ve cennetteki yeri yazlm olmasn. Orada bulunanlar dediler ki: Ya Resulullah! yleyse, bu nceden yazlm kadere dayanp amel etmeyi brakmamz gerekmez mi? Buyurdu ki: Amel etmeye devam edin, nk kii hangi ey iin yaratlmsa, bu eyle ilgili ameller onun iin kolaylatrlr. Dolaysyla mutluluk ehli olan birisi iin, mutluluk ehlinin amelleri kolaylatrlr. Bedbahtlk ehli olan birisi iin de bedbahtlk ehlinin amelleri kolaylatrlr. Ardndan Resulullah (s.a.v.) u ayetleri okudu: Artk kim verir ve saknrsa, en gzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazrlarz. Kim cimrilik eder, kendini mstani sayar, en gzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazrlarz. (Leyl, 5-10) (Buhari, 92. Sure 3; Mslim, Kader, 6) Yine sahih bir hadiste yle bildiriliyor: Resulullaha (s.a.v.) yle denildi: Cennet ehli cehennem ehlinden ayrt edilebilir mi? Evet, dedi. Hangi amelleriyle ayrt edilebilirler? diye soruldu. Buyurdu ki: Amel etmeye devam edin, nk herkese, yaratld eye uygun ameller kolaylatrlr. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 8) Dolaysyla peygamber efendimiz (s.a.v.) yce Allahn cennetliklerle cehennemlikleri nceden bildiini, bunu yazdn haber veriyor. Bunun yan sra, insanlarn tpk dinsizler gibi srf kaderde yazlana dayanp amel etmeyi terk etmelerini de yasaklyor. Ve yle buyuruyor: Herkese, yaratld eye uygun ameller kolaylatrlr. Mutluluk ehli olanlara mutluluk ehlinin amelleri, bedbahtlk ehli olanlara da bedbahtlk ehli olanlarn amelleri kolaylatrlr. Bundan daha gzel aklama olmaz. nk yce Allah, olgular olduklar gibi bilir. Bunun yannda varlklarn olmalarna arac olan sebepler de yaratmtr. O, bu olgularn bu sebepler araclyla olacaklarn bilir. Tpk falan kimsenin, bir kadnla cinsel ilikiye girilip hamile kalmasyla doacan bilmesi gibi. ayet bir kimse, nasl olsa yce Allah, ocuumun doacan biliyor, dolaysyla cinsel ilikiye girmeme gerek yoktur, dese, bu kimse ahmaktr. nk yce Allah, takdir ettii eyin cinsel birleme yoluyla olacan biliyor.

Ayn ekilde, u adamn tarlay sulamasyla ve tohum ekmesiyle ekinin olacan biliyorsa ve bu kimse, madem ki Allah ekinimin olacan biliyor, o halde tohum ekmeme gerek yoktur, derse akn bir cahil olduu anlalr. nk Allah, bu ekinin tohum ekme ve sulama ile olacan biliyor. Yine, falan adamn yemekle doyacan, u adamn su ierek susuzluunu gidereceini, unun da ldrleceini biliyorsa, yce Allahn bu gibi olgularn gereklemesine arac olacan bildii sebeplerin meydana gelmesi kanlmazdr. Ayn durum, falan kiinin ahirette mutlu, falancann da ahirette bedbaht olacan bilmesi iin de geerlidir. nk bedbaht olacak kiinin, bedbahtlarn amellerini ileyeceini bilir. Dolaysyla Allah, onun bu amelle bedbaht olacan bilir. Eer bu kimse, bedbahtlarn amellerini ilemese de bedbaht olacaktr, denilse, bu, yanl olur. nk yce Allah, bir kimseyi ancak iledii gnahndan dolay cehenneme koyar. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Andolsun ki, sen ve sana uyanlarn hepsiyle cehennemi dolduracam. (Sad, 85) Burada yce Allah, cehenneme blis ve izleyicilerini dolduracana yemin ediyor. blise tabi olan da yce Allaha kar gelmitir. Yce Allah, bir kul kt bir ameli ilemedike, srf o ameli ileyeceini bilmesine dayal olarak o kula azap etmez. Bu yzden peygamberimize (s.a.v.) mriklerin ocuklarnn durumu sorulunca, u cevab vermitir: Allah onlarn neler yapacaklarn herkesten daha iyi bilir. (Buhari, Kader, 3; Mslim, Kader, 23) Yani, yaasalard ve bu imkna kavusalard, neler yapacaklarn herkesten daha iyi bilir. Rivayet edilir ki, kyamet gn bunlara bir eli gnderilir, uyanlar cennete, uymayanlar da cehenneme gnderilir. Bylece, onlarn itaat m, yoksa isyan m edecekleri ortaya kar. Ayn ekilde yce Allah cenneti, iman ve itaat ehli iin yaratmtr. Kimin iman ve itaat ehli olmasn dilemise, iman ve itaati onun iin kolaylatrmtr. Allah benim cennet ehli olduumu bildikten sonra, iman etsem de, inkr etsem de cennete girerim diyen bir kimse, bu szleriyle Allaha iftira atm olur. nk Allah, onun iman ile cennete gireceini biliyor. man olmaynca, o artk, Allahn cennete gireceini bildii kimse olmaz. Bilakis, mmin olmayan, kfirdir. Dolaysyla Allah, onun cehennem ehli olacan bilir, cennet ehli deil. Bu yzden insanlara dua etmelerini ve Allahtan yardm istemelerini ve bunun dndaki sebeplere sarlmalarn emretmitir. Bir kimse, kadere bel balayarak, ben dua etmem, Allahtan bir ey istemem, derse, o da byk bir yanllk iine girmi olur. nk Allah duay ve istemeyi, mafiretine, rahmetine, hidayetine, yardmna ve rzkna kavumann sebeplerinden biri klmtr. Bir kul iin hayr takdir edilmise, bu hayra dua ile kavuur ve duasz onu elde edemez. Allahn kullar iin takdir ettii ve akibetlerini bildii hallerini bir takm sebeplere bal olarak takdir etmitir. Bu sebepler takdirleri, gerekleecekleri vakitlere doru srkler. Dnya ve ahirette her eyin bir sebebi var. Allah sebeplerin de sonularn da yaratcsdr. NDEKLER MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ GRLER

Sebeplerin oluu ve msebbeblere balanmas Bu yzden bazlar: Sebeplere bsbtn ynelmek tevhid inanc asndan irk saylr, demilerdir. Bunun yannda ayet gerekten sebep iseler, bunlar bsbtn geersiz saymak ta akl asndan eksiklik olarak deerlendirilir. Sebeplerden btnyle yz evirmek eriat asndan olumsuz bir davrantr. Fakat salt sebepler bir eyin meydana gelmesi iin yeterli deildir. Szgelimi yamur yasa ve bu esnada topraa tohum da serpilmi olsa, yine de ekinin yeermesi iin yeterli gelmez. Bunun iin ayrca Allahn izniyle bitkinin yeermesine uygun ortam salayacak bir rzgara da ihtiya vardr. Bu bitkinin yeermesi asndan engel oluturacak zararl maddeleri de bertaraf etmek arttr. Btn artlarn yerine getirilmesi ve btn engellerin ortadan kaldrlmas zorunludur. Btn bunlar da Allahn kazas ve kaderi uyarnca olurlar. Ayn ekilde bir ocuk da srf kadnn dl yatana meninin aktlmasyla dnyaya gelmez. Nice meni aktanlar vardr ki, ocuklar olmuyor. Bilakis, her eyden nce yce Allahn bu ocuu yaratmay dilemesi, ardndan kadnn hamile kalmas ve rahminde beslemesi gerekir. Ayrca bir ocuun yaratlmas iin gerekli olan dier tm artlarn yerine gelmesi ve engelleri de bertaraf edilmesi bir zorunluluktur. Ahiret de yle. nsan srf dnyada iken iledii amellerle ahiret mutluluuna eriemez. Dnyadaki ameller ahiret mutluluu asndan sadece bir sebep konumundadr. Bu yzden peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Sizden hi kimse yalnzca iledii amellerle cennete giremez. Orada bulunanlar: Ya resulallah! Sen de mi? diye sordular. Evet, dedi, ben de. Ancak Allahn rahmeti ve ltfuyla beni kuatmas baka. (Buhari, Rikak, 18, Merda, 19; Mslim, Mnafikn, 71, 73, 75, 76, 78, bni Mace, Zhd, 20, Darimi, Rikak, 24, Ahmed, 2, 235, 256) Kukusuz yce Allah yle buyurmutur: Yapm olduunuz iyi ilerle cennete giriniz. (Nahl, 32) Bu ayette yer alan ba harfi cerri, ifadeye nedensellik anlamn kazandrmaktadr. Yani, ilediiniz ameller sebebiyle ... Peygamberimizin (s.a.v.) olumsuzlad husus ise, cennete girmenin ilenen amellerin karl olmasdr. Falan eyi falan eye karlk olarak satn aldm, demek gibi. Yani, bir insann iledii ameller, cennete girmek iin yeterli bir karlk ve fiyat deildir. Bunun iin Allahn balamasna, ltfuna ve rahmetine ihtiya vardr. Allah affyla ktlkleri siler, rahmetiyle hayrlar verir ve ltfuyla bereketleri katlayarak artrr. NDEKLER MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ GRLER

ki grup insan Bu meseleyle ilgili olarak iki grup insan sapmtr: 1 - Bir grup kadere inanmaktadr. Ama maksadn hasl olmas iin bu inancn yeterli olduunu sanmaktadrlar. Bu nedenle eriatn olumlu grd sebeplerden yz evirmi bulunuyorlar. Salih ameller ilemeyi gerekli grmyorlar. Bunlar sonunda Allahn kitaplarn, peygamberlerini ve dinini inkr etmek durumunda kaldlar. 2 - Bir dier grup ise, ii o kadar ileri gtrdler ki, bir cretlinin kendisini altrandan cret talep eder gibi Allahtan ecir talep etme noktasna kadar vardrdlar. Srf kendi yeteneklerine, glerine ve almalarna gvenirler. Tpk klelerin cretlerini talep etmeleri gibi. Bunlar cahil ve sapk kimselerdir. nk yce Allah kullarna bir ey emrediyorsa, bunu ihtiya duyduundan yapmaz. Ya da insanlara bir eyi yasaklyorsa, bu da Onun cimriliinden kaynaklanmaz. Bilakis insanlara, onlarn maslahatna olan eyleri emreder ve onlara, hayatlarn ifsad edecek eyleri yasaklar. Nitekim bir kutsi hadiste yle buyurmutur: Ey kullarm! Siz benim zararmn dzeyine ulaamazsnz ki bana zarar veresiniz ve benim menfaatimin dzeyine ulaamazsnz ki, bana menfaatiniz dokunsun. (Mslim, Birr, 55) Nitekim bir kral tebasna bir ey emrettii zaman, onlara ihtiya duyduundan emir verir, onlar da bu emri kendi kuvvetleriyle yerine getirirler, ki bu kuvveti kendileri yaratm deildirler. Bu yzden yaptklar eyin karln isteme hakkna sahiptirler. Ama Allahn alemlere ihtiyac yoktur, O mstanidir. nsanlar gzel davranrlarsa, kendilerinin lehine olmak zere gzel davranm olurlar. Eer ktlk ilerlerse, kendi aleyhlerine olmak zere ktlk ilemi olurlar. ledikleri iyilik kendi lehlerine ve iledikleri ktlk de kendi aleyhlerinedir. Kim iyi bir i yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de ktlk yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici deildir. (Fussilet, 46) Sahih bir hadiste yce Allahn yle buyurduu belirtiliyor: Ey kullarm! Ben zulm kendime haram kldm. Sizin aranzda da onu haram kldm; zulmetmeyin ey kullarm! Siz gece gndz hata ilersiniz, ben btn gnahlar balarm, yine de nemsemem. Benden balanma dileyin, sizi balayaym, ey kullarm! Hepiniz sapmsnz, hidayete erdirdiklerim hari. Benden hidayet isteyin, sizi hidayete erdireyim. Ey kullarm! Hepiniz asnz, benim doyurduklarm hari. Benden yiyecek isteyin, size yiyecek vereyim. Ey kullarm! Siz benim zararmn dzeyine eriemezsiniz ki, bana zarar veresiniz ve benim menfaatimin dzeyine eriemezsiniz ki bana menfaat dokundurasnz, ey kullarm! eer ncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz... tmnz en mttaki olannzn kalbine sahip olsanz dahi, mlkme bir ey katamazsnz. Eer ncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz ... Tmnz en gnahkr olannzn kalbine sahip olsanz dahi benim mlkmden bir ey eksiltemezsiniz. Ey kullarm!

Eer ncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz.. Hepiniz yksek bir yere ksanz ve benden isteseniz, ben de her birinize teker teker istediini versem, bu, benim mlkmden hibir eyi eksiltmez. Nasl denizden bir avu iilmi olmasyla deniz eksilmiyorsa, benim mlkmde yle. Sizin amellerinizi eksiksiz sayar ve karlklarn tam olarak veririm. Hayr bulanlar bundan dolay Allaha hamd etsinler, bundan baka bir eyle karlaanlar da kendi nefislerinden baka kimseyi knamasnlar... (Mslim, Birr, 55) Yce Allahn alemlere ihtiyacnn olmamasna ramen, kullarn yaratm, onlara elilerini gndererek, onlar araclyla kendilerini mutlu edecek ve bedbaht edecek eyleri aklamtr. Bunun sonrasnda mmin kullarn, ihtilafa dtkleri hak hususunda izniyle doruya iletmitir. Bylece iman ve salih amellerle onlara minnet etmitir. nk kullarn yaratmas, Onun ltfunun bir gstergesidir, Elilerini gndermesi ilh bann bir eseridir. Onlar hidayete erdirmi olmas sonsuz feyzinin belirtisidir. Kullarn elde ettikleri btn hayrlar, sahip olduklar btn g ve yetenekler, glerinin fevkinde olup da bizzat kendisinin bahettii btn nimetler Onun lutfnn eseridir. Ayn ekilde kullara amellerinin karlnda sevap ve ceza vermesi de Onun lutfnn bir gstergesidir. Bunu kendi zerine alm olsa da. Tpk kendine zulm haram etmesi gibi. Nitekim bunu vadetmitir de: Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazd. (Enam, 54) Mminlere yardm etmek de bize der. (Rum, 47) Btn bunlar zorunlu olarak gerekleirler. Bu, Onun gerekli klmasnn bir sonucudur. nk kullar Allaha bir eyi vacip klamazlar veya Ona herhangi bir eyi yasaklayamazlar. Bilakis kullar bundan acizdirler, buna gleri yetmez. Onun bahettii her nimet, Onun lutfdr. Onun verdii her azap da Onun adaletinin bir gstergesidir. Nitekim biraz nce sunduumuz kutsi hadiste yle buyurmutu: Sizin amellerinizi eksiksiz sayar ve karlklarn tam olarak veririm. Hayr bulanlar bundan dolay Allaha hamd etsinler, bundan baka bir eyle karlaanlar da kendi nefislerinden baka kimseyi knamasnlar... Sahih bir hadiste peygamberimiz (s.a.v.) yle buyuruyor: stifarn efendisi kulun yle demesidir: Allahm! Sen benim rabbimsin. Senden baka ibadete layk ilah yoktur. Beni sen yarattn ve ben senin kulunum. Senin ahdin ve vaadin zereyim. Gcm yettiince. Yaptm eylerin ktlnden sana snrm. Bana bahettiin nimetlerini ikrar ediyorum ve gnahm da itiraf ediyorum. Beni bala. nk senden baka gnahlar balayacak kimse yoktur.... Kim bunu syler ve buna kesin olarak inanm biri olarak sabahlarsa, o gece lverse cennete girer.

(Buhari, Dualar, 16; Ebu Davud, Edeb, 101; Tirmizi, Dualar, 15; Nesai, stiaze, 57; Ahmed, 4/125) Bana bahettiin nimetleri ikrar ediyorum ve gnahm da itiraf ediyorum sz, rabbin nimetlerini itiraf etmenin ve kulun da gnahkrlnn itirafdr. Nitekim selef ulemasndan biri yle demitir: u anda Allahtan zerime akan bir nimet ile benden Allaha doru ykselen bir gnah arasnda bulunuyorum. Bu yzden nimete kar krm ifade etmek ve gnahtan dolay da balanma dilemek istiyorum.. Dolaysyla kaderi bahane ederek emirlerden, yasaklardan, ilh vaad ve tehditlerden yz eviren, onlar dikkate almayan bir kimse sapm olur. Bunun yannda kaderi gz ard ederek emir ve yasaklara uyan kimse de sapktr. Bilakis mminin tavr u ayette belirtildii gibidir: Yalnz sana kulluk eder ve yalnz senden yardm dileriz. (Fatiha, 5) u halde biz, Allahn emrine uyarak Ona ibadet ederiz ve kadere imanmzn bir gerei olarak da Ondan yardm dileriz. Peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilen sahih bir hadiste yle deniyor: Gl mmin daha iyidir ve Allah katnda zayf mminden daha sevimlidir. Her ikisinde de hayr vardr. Sana faydal olacak eye itenlikle sarl ve Allahtan yardm iste, kesinlikle acizlik gsterme. Eer bana bir ey gelirse: Eer unu yapsaydm, yle olurdu, deme. Bilakis: Bu Allahn kadiridir, Allah dilediini yapar, de. nk eer... diye balamak, eytana zg amellerin aldr... (Mslim, Kader, 34; bni Mace, Mukaddime, 10; Zhd, 14; Ahmed, 2/366, 370) Bu hadiste peygamberimiz (s.a.v.) insanlara iki eyi emretmektedir:

Birincisi; kendilerinin menfaatine olan eylere kar istekli bir aba iinde olmalardr. Yani Allahn emirlerine uymak. Buna ibadet diyoruz. badet ise: Allaha ve Resulne itaat etmek sretiyle yerine getirilen bir olgudur. kincisi; Allahtan yardm dilemeleridir. Bu, kadere iman da ieren bir olgudur. Yani, deitirme yetkisi ve g ancak Allahndr. Allahn diledii olur ve dilemedii de olmaz.

Kaderiyenin ve mecusiliin sand gibi, Allahn yardm olmadan Ona itaat ettiini zanneden kimse, Allahn eksiksiz kudretini, her eyde geerli olan meiyetini ve her eyi yaratmasn inkr etmi olur. stedii eyi yapma hususunda yardm grdnde ve bu ii gerekletirme imkn bulduunda, ister

eriata uygun olsun, ister aykr olsun, bunun vgye deer bir davran olduunu zanneden kimse Allahn dinini inkr etmi, kitaplarn, peygamberlerini, vadini ve azap tehditini yalanlam olur. Bu gruptakilerin hakkettikleri ilh gazap ve ceza ncekilerin hakkettiinden ok daha korkuntur. NDEKLER MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ GRLER

Herkese yaratlnn gayesi olan davranlarn kolaylatrlmas nk kul, Allahn honut olduu, sevdii, emrettii, yaknlalmasna vesile kld eyleri istedii gibi, Allahn fkelendii, holanmad, kzd, yasaklad ve kiinin azaba arptrlmasna sebep sayd eyleri de ister. Her iki gruptaki davranlar da Allah onun iin ilenebilir hale getirmi, kolaylatrmtr. Nitekim peygamber efendimiz bir hadiste yle buyurmutur: Herkese, yaratlnn gayesi olan davranlar kolaylatrlmtr. Mutluluk ehli olan kimselere, mutluluk ehli olanlarn amelleri kolaylatrlr. Bedbahtlk ehli olan kimselere de bedbahtlk ehli olanlarn davranlar kolaylatrlr. (Buhari, Cenaiz, 82; Kader, 6; Mslim, Kader, 6-7-8; Tirmizi, Kader, 3; Ahmed, 4/67) Yce Allah da konuyla ilgili olarak yle buyuruyor: Her kim bu arabuk geen dnyay dilerse ona, yani dilediimiz kimseye dilediimiz kadarn dnyada hemen verir, sonra da onu, knanm ve kovulmu olarak girecei cehenneme sokarz. Kim de ahireti diler ve bir mmin olarak ona yarar bir aba ile alrsa, ite bunlarn almalar makbuldur. Hepsine, onlara da bunlara da rabbinin ihsanndan veririz. Rabbinin ihsan kstlanm deildir. (sra, 18-20) Baka bir yerde de yle buyuruyor: nsan var ya, rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduunda ve bol nimet verdiinde, rabbim bana ikram etti, der. Onu imtihan edip rzkn daralttnda ise, rabbim beni nemsemedi, der. Hayr! (Fecir, 15-17) Burada yce Allah, dnya hayatnda bir kimseyi snadnda, bunun, onu nemsemedii anlamna gelmeyeceini aklyor. Bilakis, O, kullarn rahatlk ve zorlukla imtihan eder. Mmin kimse bu imtihan esansnda sabrl ve haline kreden biri olur ki, her ikisi de, yani hem rahatlk, hem de zorluk kendisi iin hayr olur. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) sahih bir hadiste yle buyurmutur: Allah mmin hakknda hangi hkm verirse, mutlaka bu hkm onun hakknda hayr olur. Bu durum mmin kimseden bakas iin geerli deildir. ayet mmin kimseye bir rahatlk isabet ederse, kreder ve bu onun iin hayr olur. Eer bana bir zorluk gelirse, sabreder ve bu da onun iin

hayr olur. (Mslim, Zhd, 64, Ahmed, 4/332) Mnafk ise, pek sabrsz ve feryad basan bir karektere sahiptir. Yce Allah yle buyuruyor: Gerekten insan, pek hrsl (ve sabrsz) yaratlmtr. Kendisine fenalk dokunduunda szlanr, feryat eder. Ona imkn verildiinde ise pinti kesilir. Ancak unlar yle deildir: Namaz klanlar, ki onlar namazlarnda devamldrlar; mallarnda isteyene ve mahrum kalma belli bir hak tanyanlar. (...) cennetlerde arlanrlar.. (Mearic, 19-35) Kula faydas olmayan, bilakis kendisine zararl olan, Allaha isyan etmek, varlk iinde marmak ve azmak gibi eyler kolaylatrld gibi, Allaha ibadet maksadyla ynelmek, Ona itaat etmek ve salih amel ilemek de kolaylatrlmtr. Bu yzden her namazda yle demesi emredilmitir: Yalnz sana kulluk eder ve yalnz senden yardm dileriz... (Fatiha, 5) Sahih bir hadiste peygamberimiz yle buyurmutur: Yce Allah diyor ki: Namaz kendimle kulum arasnda ikiye bldm. Bir ksm benim, bir ksm da kulumundur. Kuluma istedikleri verilecektir. Kul: Hamd alemlerin rabbine mahsusutur, dedii zaman, Allah yle der: Kulum bana hamd etti. Kul: Rahmandr, rahimdir, dedii zaman, Allah yle der: Kulum beni vd. Kul: Din gnnn sahibidir, dedii zaman, Allah: Kulum beni ululad, der. Kul: Yalnz sana ibadet eder ve yalnz senden yardm dileriz, dedii zaman, Allah: Bu ayet benimle kulumun arasndadr. Kuluma istedii verilir, der. Kul: Bizi dosdoru yola ilet. Nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uramlarn ve sapmlarn yoluna deil, dedii zaman, Allah: Bunlar kuluma aittir. Kuluma istedii verilir, der. (Mslim, Salat, 38; Ebu Davud, Salat, 132; Tirmizi, Fatiha Tefsiri, 1; Nesai, ftitah, 23; bni Mace, Edeb, 52; Muvatta, Nida, 39) Selef alimlerinden biri yle demitir: Yce Allah yz ondrt kitap indirdi. Bu kitaplarn ilmini drt tanesinde toplad: Tevrat, ncil, Zebur ve Kuranda... Sonra drdn Kuranda toplad. Kurann ilmi mufassal surelerdedir. Mufassal surelerin ilmi de Fatihadadr. Fatihann ilmi de yalnz sana ibadet eder ve

yalnz senden yardm dileriz ayetindedir. Kul, bir amel ile, bu amel Allaha ynelik itaat ve ibadet deilse, yani salih amel deilse, bu amel batldr. nk dnya lanetlenmitir, onda bulunan eyler de lanetlenmilerdir. Ancak Allah iin olan eyler mstesnadr. Eer insan dnyada iledii amellerle liderlik ve mal elde etmek isterse, liderlik istemenin sonu firavunluk, mal biriktirmenin sonu da karunluktur. Yce Allah Kasas suresinde firavunun da karunun da kssann anlatm ki, bu kssalarda akl sahibi kimseler iin byk ibretler vardr. Bir ite Allah kuluna yardm etmezse, bu i olmaz ve fayda salamaz. Allah ile olmayan bir ey de asla olmaz. Allah iin olmayan bir ey de ne fayda verir, ne de devam eder. Bu yzden kulun: yalnz sana ibadet eder ve yalnz senden yardm dileriz, (Fatiha, 5) demesi emredilmitir. Kul iin, takdir edilenle ilgili olarak iki durum sz konusudur. - Biri kaderden nceki durum, - Biri de kaderden sonraki durumdur. Takdir edilenden nce kulun Allahtan yardm istemesi, Ona gvenip dayanmas ve Ona dua etmesi gerekir. Onun fiilinin bir etkisi olmakszn n grlen ey takdir edilince, buna sabretmesi veya rza gstermesi gerekir. - ayet takdir edilen ey kendi fiili araclyla gerekleirse, o zaman bu, bir nimettir ve bundan dolay Allaha hamd etmesi gerekir. - ayet fiili sonucu takdir edilen ey gnah nitelikli ise, o zaman da Allahtan balanma dilemesi gerekir. nsan iin, emredilen eylerle ilgili olarak da iki durum sz konusudur. - Biri fiilden ncedir. Emredileni yerine getirme hususunda kararllk gstermek ve bunun iin Allahtan yardm istemek. - Biri de fiilden sonraki durumdur. O da ilenen kusurlardan dolay Allahtan balanma dilemek ve fiilin sonucunda ortaya kan ilh nimetlere karlk Allaha kretmektir. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: imdi sen sabret. nk Allahn vaadi haktr. Gnahnn balanmasn iste. (Mmin, 55) Burada yce Allah, takdir edilen musibetlere kar sabretmeyi ve ilenen gnahtan dolay da balanma dilemeyi emretmektedir. Kukusuz her insann balanma dilemesi, kendi dzeyiyle ilgilidir. nk ebrar denilen derecedeki insanlarn iyilikleri, mukarebbin dzeyindeki insanlar asndan ktlk konumundadrlar. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Eer sabreder ve takva gsterirseniz, muhakkak ki bu, ilerin en deerlisidir. (Al-i mran, 186)

Yce Allah bize Hz. Yusufun (a.s.) u szn aktarr: Kim Allahtan korkar ve sabrederse, phesiz Allah gzel davrananlarn mkafatn zayi etmez. (Yusuf, 90) Burada musibetlere kar sabretmek ve gnahlardan kanmak sretiyle de takva gstermek zikrediliyor. Nitekim peygamberimiz (s.a.v.) de yle buyurmutur: Her hayrda sana faydal olacak eye itenlikle sarl ve Allahtan yardm iste, kesinlikle acizlik gsterme. Eer bana bir ey gelirse: Eer unu yapsaydm, yle olurdu, deme. Bilakis: Bu Allahn kadiridir, Allah dilediini yapar, de. nk eer... diye balamak, eytana zg amellerin aldr... (Mslim, Kader, 34; bnu Mace, Mukaddime, 79) Burada peygamberimiz (s.a.v.) insann bana bir musibet geldii zaman kadere bakmasn ve geenden dolay hasret ekmemesini emretmektedir. Bilakis insann unu bilmesi gerekiyor ki, bana gelen ey kendi iledii hatann sonucu deildir. nk iledii her hatann mutlaka bana bir musibet olarak gelmesi zorunlu deildir. O halde yaplacak ey, musibetler zamannda kadere bakmak, kusur ilendii zaman da Allahtan balanma dilemektir. Yce Allah yle buyuruyor: Yer yznde vuku bulan ve sizin banza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan nce, bir kitapta yazlm olmasn. phesiz bu, Allaha gre kolaydr. Allah bunu elinizden kana zlmeyesiniz ve Allahn size verdii nimetlerle marmayasnz diye aklamaktadr. (Hadid, 2223) Baka bir yerde de yle buyuruyor: Allahn izni olmakszn hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini doruya gtrr. (Tegabun, 11) Alkame ve bakalar bu ayetle ilgili olarak yle demilerdir: Burada kastedilen kimse, bana bir musibet geldii zaman, bunun Allahtan geldiini bilen ve bu gelen eye raz olup teslimiyet gsteren kiidir... Yce Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER MSLMANLARIN NDE GELEN MAMLARININ GRLER

YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES Yce Yaratcnn Saptrmas Ve Hidayete Erdirmesi Kaza, kader, hikmet ve talil hakknda sylenenlerin en salam er'i hkmlerin emir ve neyhi temel deerlendirme Aklca gzellik ve irkinlik meselesi Peygamberlerin gnderilmesi herkes iin birer nimet ve hikmettir El-Muntakim (intikam alan) ismi Kader konusunda Cumhurun gr Kader konusunda Mutezilenin gr Kader konusunda dier grler Cebriyecilerin Kaderiyecilerle bir olmas Mrciyecilerle Kaderiyecilerin bir olmas nsanlar eriat ve kader konusunda drt gruba ayrlrlar Adem ve Musa'nn tartmas Nisa suresi 78-79. ayetleri zerinde yaplan tartma Selefi gre gre kul gerek bir faildir Mutezile ve Cebriye'nin gr Fiil ile yaplm, yaratma ile yaratlm arasnda fark yoktur Fiillerde benzeme, sfatlarda ayrma Mutezile'nin Eariyle rtmesi Tesir, cebir ve rzk kelimelerinin aklanmas Yapabilirlik konusunda tartmalar G yetiremeyeni teklif etme Sebeplerin varoluu Bir eyden ancak bir ey sadr olur yanlgs Hayra ulamada sebepler en byk duadr Dostluk, sevgi ve onlar inkar edenler Allah'a eksiklik yaktranlara birka cevap nsanlarn frkaya ayrlmas NDEKLER ALFABETK FHRST

Yce Yaratcnn Saptrmas Ve Hidayete Erdirmesi Soru: Yce yaratc saptrr m hidayete mi erdirir? Cevap: Varlk aleminde olan her ey Allah tarafndan yaratlmtr. Her eyi dilemesi ve kudretiyle yaratt.

Onun istedii olur, istemedii de olmaz. Veren de Odur, vermeyen de. Alaltan da Odur, ykselten de. stn klan da Odur, alaltan da. Zengin eden de Odur, fakir eden de. Kimini saptrr, kimini de doru yola iletir. Kimini mutlu eder, kimini bedbaht. Mlk dilediine verir, dilediinden de ekip alr. Diledii kimsenin gsn slma aar, diledii kimselerinde gsn ge ykseliyormu gibi sktrr. O, kalpleri ekip evirendir. Btn kullarn kalpleri Rahmann iki parmann arasndadr. Bunlardan dilediini dosdoru tutar, dilediini de kaydrr. Mminlere iman sevdiren, onu kalplerine ssl gsteren, onlarn kfrden, fsktan ve gnahtan tiksinmelerini salayan Odur. te bunlar doru yol zere olanlardr. Mslman mslman klan Odur, namaz klan namaz klan. brahimin (a.s.) u szlerini bize aktarr: Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eenlerden kl, neslimizden de sana itaat eden bir mmet kar. (Bakara, 128) Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namaz devaml klanlardan eyle. (brahim, 40) Sabrettikleri iin, onlarn iinden, buyruumuzla doru yola ileten rehberler tayin etmitik. (Secde, 24) Yce Allah firavun soyu hakknda da yle buyuruyor: Onlar, atee aran ncler kldk. (Kasas, 41) Bir baka ayette de yle buyuruyor: Gerekten insan, pek hrsl yaratlmtr. Kendisine fenalk dokunduunda szlanr, feryat eder. Ona imkn verildiinde ise pinti kesilir. (Mearic, 19-21) Ayrca yle buyurmutur: Gzlerimizin nnde ve vahyimiz uyarnca gemiyi yap. (Hud, 37) Gemiyi yapyor.. (Hud, 38)

Gemi adem oullarnn yararlanmalar iin yaratlmtr. Yce Allah aadaki ayette gemiyi yarattn haber veriyor: Onlar iin, bunun gibi binecekleri baka eyler de yarattk. (Yasin, 42) Dier bir ayette de yle buyurmutur: Allah, evlerinizi sizin iin bir huzur ve skun yeri yapt ve sizin iin davar derilerinden gerek g gnnzde, gerekse konaklama gnnzde, kolayca tayacanz evler; ynlerinden ve kllarndan bir sreye kadar faydalanacanz bir ev eyas ve bir ticaret mal meydana getirdi.. (Nahl, 80) te burada saylanlarn tamam Adem olu iin yaplmtr. Yonttuunuz eylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarnz Allah yaratt. (Saffat, 95-96) Ayetin orijinalinde geen ma edat ellezi.. anlamndadr. Bunun masdariye olduunu syleyenler yanlyorlar. Yce Allah, yontulanlar, yaplanlar ve giyilenleri yarattna gre, bu, Onun yapan ve yaplan her eyin yaratcs olduunu gsterir. Bir ayette yle buyurmutur: Allah kime hidayet ederse, ite o, hakka ulamtr, kimi de hidayetten mahrum ederse artk onu doruya yneltecek bir dost bulamazsn. (Kehf, 17) Bir baka ayette yle buyurmutur: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini islma aar; kimi de saptrmak isterse kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Btn bunlardan anlalyor ki, yce Allah her eyin yaratcs, rabbi ve sahibidir. Yaratt her eyde Onun stn hikmeti gizlidir. Yaratt her ey, engin nimetinin gstergesidir. Her varlk Onun genel ve zel rahmetinin eseridir. O, yaptndan dolay sorguya ekilmez, ama kullar yaptklarndan dolay sorguya ekilirler. Bunun nedeni, sadece kudretinin ve kar konulmaz gcnn snrszl deildir, ayn zamanda ilminin, kudretinin, rahmetinin ve hikmetinin eksiksizliidir de. u halde yce Allah hkmedenlerin en iyisi, merhametlilerin en merhametlisidir. O, bir annenin yavrusuna duyduu merhametten ok daha fazla kullarna merhamet besler. Her eyin yaratln da gzel yapmtr. Nitekim bir ayette yle buyuruyor: Sen dalar grrsn de, onlar yerinde durur sanrsn. Oysa onlar bulutlarn yrmesi gibi yrmektedirler. Bu, her eyi sapasalam yapan Allahn sanatdr. (Neml, 88) te yandan yce Allah varlklar bir takm sebeplere bal olarak yaratmtr. Nitekim bu hususta yle buyuruyor:

Allahn gkten indirip de l haldeki topra canlandrd suda... (Bakara, 164) Orada suyu indirir ve onunla trl trl meyveler karrz. (Araf, 57) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Rzasn arayan Allah onunla kurtulu yollarna gtrr. (Maide, 16) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Kaza, kader, hikmet ve talil hakknda sylenenlerin en salam Soru: Yce Allahn varlklar yaratma ve canllar var etme hususunda gsterdii gzel iradesi hakknda soruldu. Allah bir illetten dolay m yaratr, yoksa bir illet olmakszn m yaratr? Eer bir illet sz konusu deildir, denilirse, bu durumda yaratma bo bir i olarak belirginleir- ki Allah bo bir ey yapmaktan tenzih ederiz- Eer bir illetten dolay yaratr, denilirse, bu durumda illet hep vard (lem yezeldi) derseniz, bu, malulun da hep var olmasn gerektirir. Yok eer illetin sonradan olma (hadis) olduunu sylerseniz, bu durumda onun da bir illetinin olmas gerekir. Oysa sonsuza kadar illetler zinciri ortaya kar ki bu, imknszdr. Cevap: Alemlerin rabbi olan Allah hamd olsun. Bu byk bir meseledir. nsanlarn hakknda fikir yrttkleri en nemli meselelerden biridir. Blmleri ve dallar olan byk bir mesele. En ok da kukuya ve hayrete dlen bir meseledir. nk Allahn sfatlaryla, isimleriyle, fiilleriyle, emir, nehiy, vaad ve tehdit nitelikli hkmleriyle ilgilidir. Dolaysyla Allahn yaratmasnn ve emretmesinin kapsamna girer. u halde varlk aleminde mevcut olan her eyin bu meseleyle ilgisi vardr. Btn varlklar bu meseleyle ilgilidirler, nk bu mesele Allah ile ilgilidir. Ayn ekilde btn eri hkmler; emir, nehiy, vaad ve tehdit... Hep bu meseleyle ilgilidirler. Dolaysyla kader ve emir meseleleriyle ilintilidir. lh sfatlar ve fiiller meseleleriyle de. nsanlarn sahip olduklar bilgilerin topland bir merkez meseledir bu. Nitekim emir ve yasaklardan ibaret olan fkh ilmi de bu meseleyle ilgilidir. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

er'i hkmlerin emir ve neyhi Alimler eri hkmlerin, emir ve yasaklarn illetleri hakknda eitli grler ileri srmlerdir. Tpk tevhidi, doruluu, adaleti, namaz, zekt, orucu ve hacc emretme, irki, yalan, zulm ve irkin hayaszl yasaklamann gerekeleri zerinde eitli grler ileri srdkleri gibi. Acaba btn bunlarn emredilmesi bir hikmete ve maslahata m dayanyor? Bir illet mi bunlar gerektirmitir? Yoksa salt ilh meiyetten ve iradeden mi kaynaklanmlardr? Acaba eriatn illetleri gerektirici sebep ve srkleyici etken anlamna m gelirler? Yoksa birer belirti ve iaret midirler? Acaba (varsayalm ki) Allahn tevhidi, doruluu, adaleti yasaklamas; irki yalan ve zulm emretmesi gibi bir durum ortaya ksayd, bu hikmete sar myd? Btn kelm ekolleri yce Allahn zulmden mnezzeh olduunu sylyorlar. Acaba Allah zulme g yetirir olduu halde mi ondan mnezzehtir, yoksa zulm kendisi asndan imknsz mdr ve zulmn Ondan vaki olmasna imkn yok mudur? Ayrca yeryznde meydana gelen kfr, fsk ve gnah ile ilgili olarak da youn bir tartma yaanmtr. Acaba Allah, baka eyleri istedii ve sevdii gibi bunlar da istiyor ve seviyor mu? Yoksa bunlar Onun kudreti ve dilemesi dnda m meydana geliyorlar? Allah sap doru yola iletmeye ve doru yolda olan da saptrmaya g yetiremez mi? Yoksa sapma ve doru yola girme olgular onun kudreti ve iradesi dnda m gerekleiyor? Acaba gerek u mudur: Onun mlknde istemedii bir ey olmaz. Btn yarattklarnn temelinde Onun yksek hikmeti yatmaktadr. Allah yukarda saylan hususlara buz eder, onlardan holanmaz ve bunlar ileyenleri cezalandrr. Fesad sevmez, kullarnn kfir olmalarn istemez. Honutluunun ve sevgisinin gstergesi olan dini irade anlamnda bunlar istemez, sadece kaderinin ve kazasnn kapsamnda olan tekvini iradeyle ister. zerinde durmak istediimiz bu meselenin daha birok ayrnts vardr. Ancak bunlar teker teker saymak bu blmn hacmini aar. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

temel deerlendirme Bu temelin gel gitli, ekimeli bir zellie sahip olmas, birok yanlglarn gn yzne kmas

yznden, soruyu soran ahsn da iaret ettii temel deerlendirme belirginlemitir. Bu deerlendirmelerin her birini, Adem oullarnn, mslman veya mslman olmayan bir grubu savunmaktadr. Birinci Deerlendirme: Bu dnceyi savunanlar diyorlar ki: Allah varlklar yaratm ve bir takm emirler yneltmitir, ama bir illetten, bir gerektirici sebepten veya srkleyici bir etkenden dolay deil. Bilakis, salt meiyetinden ve srf iradesinden dolay byle davranmtr. Bu, kaderi kabul eden gruplarn ounun grdr. Kelm ve fkh ekollerinden olup kendilerini ehli snnete nispet eden baz gruplar da bu dncededir. Malikin, afiinin ve Ahmedin baz arkadalar ve bakalar bu dncelere sahiptir. Ear ve arkadalarnn gr de bu yndedir. bni Hazm ve benzerleri gibi fkh balamnda kyas olgusunu olumsuzlayan gruplarn ou da bu grtedir. Bunlarn temel argmanlarndan, dayandklar ana kantlardan biri udur: Eer Allah varlklar bir illetten dolay yarattysa, bu, Allahn illet olmad zaman eksik, illetle beraber kamil olmasn gerektirir. Bu yzden ya bu illetin varl ile yokluu Onun asndan bir olacak ya da varl Onun iin daha iyi olacak. Eer birincisi doruysa o zaman bir illet iin bir eyi yapmas imknsz olur. ayet ikincisi doruysa, o zaman da illetin varl Onun iin daha iyi olacak ve kendisi bu illetle kamil olacaktr. Bu da illetin ncesinde eksik olduu sonucu gndeme getirir. Yine bunlarn argmanlarndan bir dieri de, soruyu soran zatn dile getirdii u husustur: Eer illet ncesiz (kadim) ise bu, malulun da kadim olmasn gerektirir. nk ama niteliindeki illet, bilgi ve niyet baznda maluldan nce ise de -Nitekim: Dnce nce, eylem sonra gelir veya nce istek sonra idrak gelir, denir ve yine, fail, ama niteliindeki illet sayesinde fail olur, denir- onun varlk olarak maluldan sonra olduunda en kk bir kuku yoktur. nk bir kimse, istedii bir ama iin bir fiili ilediinde, istenen eyin varl fiilden sonra gerekleecektir. Eer illet dediimiz bu istenen eyin kadim olduu takdir edilirse, fiilin kadim olmas ok daha ncelikli bir olgu olarak belirginleir. Eer denilse ki: Allah kadim bir illetten dolay yapar. O zaman hibir sonradan olma (hadis) varln meydana gelmemesi gerekir. Oysa gzlemlenen alemdeki gelimeler bunun tam aksini gstermektedir. Bunun yerine: Allah sonradan olma (hadis) bir illetten dolay yapar, denilse, o zaman da u iki saknca gndeme gelir: Birincisi: Olaylarn mahalli olmas gerekir. nk illet Ondan ayr olduu zaman, onunla ilgili bir hkm Allahtan sadr olmasa, bu takdirde illetin varlnn Allah asndan yokluundan daha iyi olmas imknsz olur. ayet illetle ilgili hkmn Allahtan sadr olduu takdir edilirse, bu zorunlu olarak sonradan olma (hadis) olacak ve sonradan olmalar (havadis) da Onunla kaim olacaklardr. kincisi: Bu, iki adan sonsuz zincirlemeyi gerektirir.

Birincisi; bu sonradan olma (hadis) ve fiil araclyla istenen illet de Allahn kudreti ve dilemesiyle var ettii bir eydir. Eer onu bir illet olmadan var ettiyse, daha nce sylediimiz gibi, bu, bo bir i olur. ayet bir illetten dolay yapmsa, o zaman illetlerin taksimi yeniden gndeme gelir. Eer Allah her meydana getirdiini, bir illetten dolay meydana getiriyorsa ve illet de Onun meydana getirdii bir eyse, bu, meydana gelilerin zincirleme oluunu kanlmaz klar. kincisi; bu illet ya kendisinden dolay istenen bir ey olur, ya da baka bir illetten dolay. ayet kendisinden dolay istenen bir ey olursa, sonradan olma (hadis) olmas imknsz olur. nk Allahn irade ettii ve kadir olduu bir eyin oluu ertelenemez. ayet baka bir illetten dolay isteniyorsa, o zaman bu baka bir illet hakknda syleyeceklerimiz, onun hakknda sylediklerimizin ayns olacaktr ve kanlmaz olarak illetler zincirlemesini gerektirecektir. te bu ve benzerleri, Allahn fiillerinin ve hkmlerinin bir illete dayanmasn olumsuzlayanlarn argmanlardr.

kinci Deerlendirme: Fail konumundaki illeti kadim grdkleri gibi, ama nitelikli illeti de kaim grenlerin savunduu grtr. leride aklayacamz gibi, baz mslman gruplar bu dnceyi savunduu gibi, evrenin kadim (ncesiz) olduunu ileri sren felsefeciler de bu gr savunmulardr. Bunlarn dncelerinin temeli udur: Evreni var eden tam bir illettir ve bu illet malulunu kanlmaz klar. Malulunun ondan geri kalmas caiz deildir. En byk kantlar ise udur: Var oluu itibariyle fail kabul edilen btn olgular, eer ezelden beri var iseler, bu, mefulun (failin yaptnn) da ezeli olmasnn gerektirir. nk tam illetin malulu ondan geri kalamaz. nk tam illetin malulu ondan geri kalrsa, o zaman fiilin btn artlar ezelde olmam olurlar. nk tam illeti dediimiz zaman, gerektirdii malulundan baka bir eyi kast etmi olmuyoruz. Eer malulunun ondan geri kald takdir edilirse, o zaman bu illetin taml ortadan kalkar. llet tam deilse -ki tam illet fiilde ifadesini bulan btn olgulardan ibarettir ve fiilin meydana gelmesini salayan tam bir gerektiricidir ve yine tamam ezelde varolmasa da varlklaryla fiilin varln gerektiren btn artlardan ibarettir- o zaman kanlmaz olarak yaplan-edilen ey, bundan sonra bir hadisin (sonradan olma varln) sebebiyle yenilenmesiyle var olmutur denilecektir. Aksi takdirde tercih edici bir irade olmakszn mmkn olan iki taraftan birini tercih etme gerei gndeme gelecektir. Eer sonradan olma bir sebep varsa, bunun sonradan oluuyla ilgili syleyeceklerimiz, ilk olarak sonradan olma (hadis) varlk olan ey hakknda syleyeceklerimizin ayns olacaktr. Yani, zincirleme olu kanlmaz olacaktr. Ksaca diyorlar ki: Yaplan-edileni (meful) gerektiren tam bir illeti olumsuzlamak ya sonsuz zincirleme oluu ya da tercih eden bir irade olmakszn iki ktan birini tercih etme olgusunu gndeme getirecektir. Daha sonra bu dnceyi savunanlarn byk bir ksm, fiil iin, fiil nitelikli illetin ayns olan ama nitelikli bir illetin varln savunmulardr. Ancak bunlar eliki iindedirler. nk Allah iin ama nitelikli bir illetin varln ileri srdkleri gibi, fiili iin de ama nitelikli bir illetin var olduunu ileri srm oluyorlar. Bununla beraber onun bir iradesi yok, sadece bizzat gerektiricidir, diyorlar, kendi seimiyle fail olan deildir. Bu syledikleri birok adan batldr. Bunlardan biri, bu sz hibir eyin olmamasn ve olan her eyin de bir varedicinin var etmesi olmakszn olmasn gerektirir, denilmesidir. Bilindii gibi bunun batl oluu, sonsuz illetler zincirlemesinin ve bir tercih edici olmakszn iki eyden birinin tercih edilmesinin batl olmasndan

ok daha aktr. yle ki: Malulunu gerektiren tam illetin malulu onunla beraber, e zamanl olur. Malulunun zaman olarak ondan geri kalmas caiz deildir. Aksi takdirde olan hibir eyin bu tam illetten meydana gelmesi caiz olmaz. Bunlarn tam illet dedikleri varl zorunlu (vacib-ul vcut) dan baka mmkn nitelikli varlklarn kaynakland bir ey yoktur. Eer sonradan olma varlklarn Ondan kaynaklanmalar imknsz ise, stelik Ondan baka da bunlar meydana getirecek baka biri de yoksa, bu durumda meydana gelen sonradan olma (hadis) varlklarn, bir varedici olmadan var olmu olmalar gerekir. te yandan, btn bu sonradan olma varlklar Ondan bakasnn var ettii bir an iin takdir edilse, bu bakas da kendisinden dolay zorunlu (vacip) varlk ise, ilk vacip varlk iin sylediklerimiz bunun iin de geerli olacaktr. Onlarn dediklerinin z udur: Vacip varlk tam bir illettir ve bu illet malulunun varlnn kendisiyle i zamanl olmasn gerektirir. Bu dediklerine baklrsa, bu tam illetten, sonradan olma (hadis) bir varln ne aracl, ne de aracsz sadr olmasnn caiz olmamas gerekir. nk bu arac eer onun varoluunun gereklerinden biri ise, onunla beraber kadimdir demektir. Dolaysyla sonradan olma bir varln ondan sadr olmas imknsz olur. ayet bu arac sonradan olma bir varlk ise, dier sonradan olma varlklar iin sylenenler onun iin de geerli olur. Eer sonradan olma varlklar meydana getirenin kendinden vacip olmad takdir edilirse, bu demektir ki, mmkn nitelikli bir varlktr ve kendisini vacip nitelikli varlk klacak bir vacip varla muhtatr. Sonra eer onun sonradan olma olduu sylenirse, sonradan var edilen varlklardan biri olduu anlalr. Yok eer onun varolmasn gerektiren tam bir illeti olan kadim bir varlk olduu sylenirse, bu durumda da sonradan olma varlklarn ondan meydana gelmeleri imknsz olur. nk mmkn nitelikli varlklardan birinin kendisi de, sfatlar ve fiilleri de kendiliinden vacip bir varlk olmadan meydana gelemez. ayet sonradan olma varlklarn, kadim bir illetin malulu kadim bir mmkn nitelikli varlktan meydana geldikleri takdir edilse, o zaman yle denir: Meydana gelii gerektiren bir sebep ondan meydana geldi mi, gelmedi mi? Eer bir sebep meydana gelmedi diye cevap verilirse, bu, tercih edici olmadan tercih etme eyleminin olmasn gerektirir. ayet, bir sebep meydana geldi, diye cevap verilirse, o zaman da daha nce sylediimiz gibi sonsuz illetler zinciri gndeme gelir. kincisi: Onlarn bu grlerinin batl olduunu yle syleyerek ortaya koyabiliriz: Sizin ileri srdnz argmanlarn z udur: Ortada kadim bir illet yoksa bu, sonsuz illetler zincirini veya tercih edeni olmayan tercih etmeyi gerektirir. Size gre de sonsuz illetler zinciri olabilir. nk onlarn dedikleri aslnda undan ibarettir: u sonradan olma olaylar, birbirinin ardnca meydana gelen bir zincirleme olutan mteekkildir. nk felekin hareketleri, kabiliyetlerin, kadim bir illetten kaynaklanan yeni olu biimlerini kabul etmeye hazrlann gerekli klar. Siz ister buna faal akl deyin, ister akllar ya da baka olgular araclyla varlklar sadr eden vacip varlk deyin, fark etmez. Size gre sonsuz illetler zincirinin olmas caiz olduuna gre, illetler zincirini gerektirse de, malulunu gerektiren bir illet olmakszn da olularn olmas imknsz olmaz. Hatta eriata ve akla gre, byle bir durum, sizin sylediklerinizden daha iyi de olabilir. nk eriat, Allahn gkleri ve yeri alt gnde yarattn haber veriyor. Mslmanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar bu hususta gr birlii iindedirler. Eer biri dese ki, Allah bunlar, bundan nceki sonradan olma bir olgu sebebiyle yaratt, bu dedii, eriata gre, sizin, bu onunla beraber kadim ve ezeliydi, demenizden ok daha iyidir. stelik bu, akla da daha uygun olur. nk akl, feleklerin kadim oluunu kabul etmez ki, eriatla elisin. te size akli bir kant: hibir

olay, sonradan olma (hadis) bir varlk olmakszn olmaz. Eer: Allah gkleri ve yeri, bundan nce olan bir ey dolaysyla yaratt, denilse sizin akli kantlarnzdan bunu rtecek hibir ey olmaz. ncs: unu diyebiliriz: Sonsuza dek, sonradan olma bir varln bir baka sonradan olma varlktan sonra olmas ya aklen mmkndr veya imknszdr. Eer aklen imknsz ise, bu, btn sonradan olma varlklarn bir ncesinin olmasn gerektirir. Nitekim kelm gruplarndan bazs bu grtedir. Bu da onlarn, feleklerin hareketlerinin kadim olduuna ilikin szlerini geersiz klar. ayet aklen mmkn ise, gkler ve yer gibi Allahn meydana getirdii sonradan olma varlklarn var olmalarnn, bundan nce olan sonradan olma baka olaylara bal olmasnn mmkn olmas gndeme gelir. Nitekim siz de u evrende meydana gelen hayvanlar, bitkiler, madenler, yamurlar ve bulutlar gibi olgular iin byle dnyorsunuz. Bylece her iki varsayma ilikin kantnzn geersizlii, argmanlarnzn mesnetsizlii ortaya kar. Sonra yle deriz: Ya evreni vareden iin bir hikmetin ve istenen bir amacn varln kabul edersiniz, ay da etmezsiniz. Eer kabul etmezseniz, o zaman ama nitelikli illetin varlna ilikin iddianz geersiz olur ve buna bal olarak da yce yaratcnn hayvanlar ve dier varlklar yaratrken bir hikmete dayandna ilikin sylediklerinizin de bir anlam kalmaz. Kald ki, varlk aleminin hareket tarz da sizin bu sylediklerinizi yalanlamaktadr. nk varlk aleminde mevcut olan hikmetleri saymak mmkn deildir. Yce Allahn kullarna ynelik nimetinin ve rahmetinin bir gstergesi olarak meydana getirdii eyleri tam da kullarn ihtiya duyduklar bir vakitte meydana getirmesi gibi. K mevsiminde ihtiya duyulduu kadar yamur yadrmas bunun bir rneidir. Bir dier rnei de, insanlarn ihtiya duyduklar kadar ara ve gere nitelikli varlklar meydana getirmesidir. Bunun daha birok rnei vardr ki, buras bu tr rnekleri uzun uzadya anlatmann yeri deil. Eer Allahn istenen bir hikmetinin olduunu kabul ederseniz- ki bu, sizin terminolojinizde ama nitelikli illet olarak ifade edilir- zorunlu olarak onun meiyetinin ve iradesinin de olduunu kabul etmeniz gerekir. nk: Falan fail falanca ii bir hikmete dayal olarak yaratt dedikten sonra, onun bu istenen hikmeti irade etmediini sylemek iki eliik olguyu bir araya getirmek olur. Zaten u felsefeciler, insanlar iinde en ok elikiye den kimselerdir. Bu yzden ilmin alimin kendisi olduunu, ilmin irade olduunu, iradenin de kudret olduunu sylyorlar. Bunun gibi daha birok elikiyi syleyip duruyorlar. Nitekim baka yerlerde onlarn bu yaklamlarna ilikin detayl deerlendirmelere yer verdik. nc Deerlendirme: Allah, vgye deer bir hikmete dayal olarak yaplp edilenleri yapar, emredilenleri emreder. Mslman olsun, olmasn insanlarn byk ounluunun gr budur. Ebu Hanife, afii, Malik ve Ahmedin taraftarlarndan oluan gruplar bu grtedir. Mutezile, Kerramiye, Mrcie ve benzeri kelm gruplarnn birou da bu dnceyi savunur. Hadis, tasavvuf ve tefsir ekollerinin ou, kadim filozoflarn byk bir ksm, Ebul Berekat gibi son kuak filozoflarn bazs bunu savunmutur. Ancak bu ortak kanaat zerinde birlemekle beraber her grup kendi grn farkl ekilde formle etmitir. Bazlarnn gr yledir: stenen hikmet yaratlmtr ve o da Allahtan ayrdr. Bunu Mutezile ve ia mezhepleriyle bu hususta

onlarla ayn gr paylaan baka gruplar ileri srmlerdir. Diyorlar ki: Bu balamda hikmet, Allahn kullarna ynelik ihsandr. Emir verdiinde bunun altndaki hikmet, bu emri yerine getirmelerine karlk sevap almalardr. Yine diyorlar ki: Bakasna iyilik etmek, ihsanda bulunmak aklen gzel ve vgye deer bir davrantr. Dolaysyla yce Allah varlklar bu hikmete dayal olarak yaratmtr ve bundan dolay kendisine dnk herhangi bir hkm sz konusu deildir, Onunla kaim olan bir fiil veya sfat yoktur. nsanlar da onlara u karl vermilerdir: Siz bu szlerinizle elikiye dyorsunuz. Bakalarna iyilik etmek, ihsanda bulunmak vgye deerdir, nk bundan dolay iyilii yapana bir hkm dner ve bunun iin de vgy hakkeder. Bu, ya kendi eksikliini tamamlamak veya bununla vlmeyi ve dllenmeyi beklemesi iindir. Ya da kendi nefsinde bir duygusallk ve ac hissediyor, yapt bu iyilikle, duyduu acy dindirmek istiyor. Yahut yapt iyilikten dolay hissettii lezzet, sevin ve needen dolay byle davranma gereini duyuyor. nk soylu bir nefis, bakalarna yapt iyilikten dolay sevinir, nee duyar ve lezzet alr. O halde bakasna iyilik etmek vgye deerdir, nk iyilik edene yapt bu iten dolay vlmesini gerektiren bir nitelik, bir hkm dnyor. ayet iyilik yapan asndan iyiliin varl ile yokluu ayn dzeyde ise, byle bir fiili ilemenin kendisi iin iyi olacan bilmez, tam tersine, akl sahiplerinin itiraf edecekleri gibi byle bir davran bo bir i olarak belirginleir. Bir kimse herhangi bir fiili ilerse ve bu fiili ilediinden dolay iinde bir lezzet hissetmezse, bunun bir maslahat yoksa ve bir ekilde kendisine dnya veya ahiret menfaat olarak geri dnmezse, yapt bu i botur ve bu yaptndan dolay da vlmeyi hakketmez. Siz ise, yce Allah asndan fiillerin bo birer olgu olarak alglanmasndan kanmak iin Onun fiillerini birer illete dayandralm derken, kendiniz bo bir iin iine dtnz. nk bo i demek, failine bir maslahat, menfaat veya bir fayda olarak dnmeyen fiil demektir. Bu yzden gerek yce Allah, gerek Onun elisi (s.a.v.) ve gerekse herhangi bir akl sahibi kimse, mutlaka iinde bir maslahat, bir menfaat grdkleri iin birine, bir bakasna iyilik etmesini emretmilerdir. Aksi takdirde dnya veya ahirette kendisine bir ekilde, bir lezzet, bir sevin, bir menfaat, bir nee olarak getiri salamayacak bir fiili bir kimseye emretmek gzel bir davran olarak kesinlikle nitelendirilemez. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Aklca gzellik ve irkinlik meselesi Bu szlerden dolay, Mutezile ve onlarla ayn gr paylaan dier gruplar arasnda Aklen gzel sayma ile aklen irkin sayma meselesi hakknda tartma kmtr. Mutezile ve Ebu Hanifenin, Malikin, afiinin ve Ahmedin arkadalar ve hadis ehli gibi gruplar iinde onlarla bu hususta rten kimseler aklen gzel saymay ve aklen irkin saymay kabul etmilerdir. Earler ile Malik, afii ve Ahmedin arkadalarndan bazlar ile onlarla rten kimi gruplarsa bunu kabul

etmemilerdir. Byle bir yaklam Ebu Hanifenin kendisinden de rivayet edilmitir. Ama her iki grup ta u noktada hemfikirdir: Gzellik, fiilin fail iin faydal ve ekici, irkinlik de fiilin fail iin zararl ve itici olarak tanmlanrsa, bunun eran bilinmesi gibi aklen bilinmesi de mmkndr. Ama bunlarn iinde baz kimseler, eran bilinen irkinlik ve gzelliin bu kapsamn dnda olduunu sanmlarsa da, byle deildir. Bilakis yce Allahn vacip kld ve insanlar yapmaya tevik ettii btn fiiller failleri iin faydal ve onlarn maslahatna uygundur. Yine yce Allahn yasaklad btn fiiller de failleri iin zararl ve onlar hakknda ykcdr. Kanun koyucuya (ari) itaat etmeye terettp eden vg ve sevap fail iin faydal ve onun maslahatna uygundur. Yine kanun koyucuya (ari) kar gnah ilemeye terettp eden yergi ve azap da fail iin zararl ve ykcdr. Mutezile mezhebi, yce Allahn fiileri asndan gzellii kabul eder, ama bunu fiillerinden ona dnk bir hkm eklinde alglamaz. Bir fiilin failine dnk bir hkm olmad srece gzellik ve irkinlikten sz edilmeyeceine inanan kartlar ise, onlarn bu grlerini olumsuzlam ve yle demilerdir: Allah hakknda irkinlik z itibariyle imknszdr. Mmkn olduu takdir edilen btn fiiller gzeldirler. nk onlara gre Allah asndan bir yaplm ile dier bir yaplm arasnda herhangi bir fark yoktur. Bunlara gre, fiillerin gzellii ve irkinlii sz konusudur; ancak bunlardan faile dnk kendisiyle kaim bir hkm yoktur. nk, onlarn nazarnda ne bir sfat, ne bir fiil ne de baka bir ey kendisiyle kaim olamaz. Bunu demekle kendi kendileriyle elikiye dm olsalar da. Sonra bunu, kuldan sadr olan gzellik ve irkinlik olgularyla kyaslam ve kul iin vacip grdklerini yce Allah iin de vacip grmlerdir. Yine kula yasak ve haram saydklar eylerin benzerlerini Allah iin de yasak ve haram saymlardr. Allahn hikmetini ve adaletini kavrayamayan kt akllaryla buna da adalet ve hikmet adn verdikleri gibi, Allahn genel meiyetini ve tam kudretini kabul etmeme, Onun her eye kadir oluunu n grmeme, Allahn diledii olur, dilemedii olmaz dememe, Onun her eyi yarattn ikrar etmeme ve Allahn mnezzeh olduu zulm ileyebileceini tasavvur etme durumunda kalmlardr. Oysa yce Allah yle buyuruyor: Her kim, mmin olarak iyi olan ilerden yaparsa, artk o, ne zulmden ne de hakknn inenmesinden korkar. (Taha, 112) Bakasnn iledii zulmlerin kendisine yklenmesinden ve iyiliklerinin inenmesinden korkmaz. Bir dier ayette de yle buyurmutur: Benim huzurumda sz deitirilmez ve ben kullara asla zulmedici deilim. (Kaf, 29) Peygamberimiz (s.a.v.) de mam Ahmed, Tirmizi ve bakalarnn rivayet ettii belge hadisinde yle buyurmutur: Kyamet gn mmetimden bir adam getirilir. nne doksan dokuz sicil alr. Her bir sicil gz alabildiince uzanr. Ona denilir ki: Burada yazlanlardan inkr ettiin bir ey var m? Hayr, ya rabbi! der. Denilir ki: Bir mazaretin veya bir iyiliin var mdr? Hayr, ya rabbi! der. Allah buyurur ki: Aksine, senin ilediin bir iyilik vardr. Bu gn sana hibir hakszlk edilmeyecektir. Sonra ona bir belge gsterilir. zerinde Ehedu en lailahe illallah yazldr. Bu belge terazinin bir kefesine, dier siciller de br kefesine konur. Sicillerin bulunduu kefe yukar doru kalkarken, belgenin bulunduu kefe ar basar. (Tirmizi, man, 17, bni Mace, Zhd, 35, Ahmed, 3/213, 222) Bu hadiste peygamberimiz (s.a.v.) kula hakszlk edilmeyeceini, bilakis iman ettii tevhidden dolay dllendirileceini haber veriyor. Nitekim yce Allah yle buyurmutur:

Kim zerre miktar hayr yapmsa onu grr. Kim de zerre miktar er ilemise onu grr. (Zilzal, 7-8) Kendilerine adaletiler adn veren gruplarn byk ksm u grtedir: Byk bir gnah ileyen kiinin btn iyilikleri boa gider ve ebediyen atete kalr. Oysa Allah ve Resulnn zulm dedii de budur. Gya Allahn zulmden mnezzeh olduunu sylerler, ama Allah byle bir zulmle vasfetmek durumunda kalyorlar. Bylece Allahn diledii kimseyi rahmetinin ve lutfnn kapsamna almasn, engin bir hikmete dayal olarak diledii eyi yaratmasn da zulm olarak nitelendirmi oluyorlar. Bu meselelerle ilgili aklamalar daha uzundur, ancak buras detayl aklamalarn yeri deildir. Sadece eitli gruplarn bu meseleler hakkndaki dncelerinin temellerine dikkatleri ekmek istedik. Mutezililer ve onlarla ayn gr paylaan iilere gre, Allahn din hususunda kullar iin maslahata en uygun olann yapmas vaciptir. Ama kulun dnyas iin maslahata en uygun olann yapmasnn da vacip olmas hususunda aralarnda tartma kmtr. Sonunda tuttuklar yol udur: Allah, yaratlm dinsel bir maslahatla ilgili olarak yaptndan bakasn yapmaya kadir deildir. Sapan birini hidayete erdirmeye ve hidayet zere olan birini de saptrmaya kadir deildir. Fakat fkhlar, hadisiler ve kerramiye gibi kelmc gruplar, ayrca felsefeciler gibi her eyin bir illetinin olmasn savunan gruplar, bu hususta onlarla ayn gr paylamamaktadrlar. Bilakis diyorlar ki: Allah, kendisinin bildii bir hikmete dayal olarak yaptn yapar. Kullar da, en azndan baz kullar Onun bu hikmetinden haberdar olmalarn diledii kadarn bilebilirler. Bunu bilmeyebilirler de. Allahn yapt genel iler, genel bir hikmete ve genel bir nahmete dayanr. Hz. Muhammedi (s.a.v.) peygamber olarak gndermesini buna rnek verebiliriz. Nitekim bu hususta yle buyurmutur: Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gnderdik. (Enbiya, 107) nk Hz. Muhammedin (s.a.v.) peygamber olarak gnderilmesi mahlkat iin en byk nimettir ve bunda yaratcnn da en byk hikmeti, kullarna ynelik rahmeti vardr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Andolsun ki, ilerinden, kendilerine Allahn ayetlerini okuyan, kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti reten bir peygamber gndermekle Allah, mminlere byk bir ltufta bulunmutur. (Al-i mran, 164) Dier bir ayette de yle buyurmutur: Aramzdan Allahn kendilerine ltuf ve ihsanda bulunduu kimseler de bunlar m!, demeleri iin onlarn bir ksmn dierleri ile ite byle imtihan ettik. Allah kredenleri daha iyi bilmez mi? (Enam, 53) Bir baka ayette de yle buyurmutur: Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan nce de peygamberler gelip gemitir. imdi o lr ya

da ldrlrse, gerisin geriye mi dneceksiniz? Kim geri dnerse, Allaha hibir ekilde zarar vermi olmayacaktr. Allah, kredenleri mkafatlandracaktr. (Al-i mran, 144) Yine bir ayette yle buyurmutur: Allahn nimetine nankrlkle karlk vereni grmedin mi? (brahim, 28) Bazlarnca bu ayette sz edilen nimetten maksat Hz. Muhammeddir (s.a.v.) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Peygamberlerin gnderilmesi herkes iin birer nimet ve hikmettir Eer biri dese ki: Ama Hz. Muhammedin (s.a.v.) peygamber olarak gnderilmesiyle, onun peygamberliini yalanlayan mrikler ve ehl-i kitap gibi bir takm insanlar da zarar grdler! Buna verilecek iki cevap vardr: Birincisi: Hz. Muhammedin (s.a.v.) peygamber olarak gnderilmesi imknlar lsnde onlar iin de yararl olmutur. Her eyden nce ileye geldikleri errin zayflamasna sebep olmutur. Risalet misyonu kantlar ve ayetleri ak ekilde ortaya koyarak kalplerini sarm, cihad ve cizye ile onlar korkutup zelil klm, bylece daha az ktlk ilemelerine sebep olmutur. Onlardan ldrdkleri de, daha uzun yaayp mrlerini kfrde srdrp daha byk kfrler ileme zararndan kurtulmu oldular. Bu, onlarn ktlklerini azaltmak demektir. Zaten peygamberler (a.s.) maslahatlar salamak ve tamamlamak, ayrca bozgunculuklar da ortadan kaldrmak veya imknlar lsnde azaltmak zere gnderilmilerdir. kincisi: Onun peygamber olarak gnderilmesinin salad faydalar yannda sz edilen bu zararlarn laf olmaz. Kk ve basit eylerdir bunlar. Tpk faydas btn yer yzn kaplayan yamurun baz evleri ykmas, baz yolcular bir sre iin yolundan alkoymas veya amar rpclar gibi baz alanlarn bir sre iin almamalarna neden olmas gibi. Bir eyin maslahat genel ise, onun baz insanlara zarar olsa da, amalanmas gereken bir hayr ve sempatiyle karlanan bir rahmettir. Kelmclar, fkhlar ve hanefilerden, hanbelilerden ve kerramiye ekolnden ve tasavvufulardan oluan birok mslman grup bu cevab vermitir. Bu ayn zaman da birok felsefecinin de verdii bir cevaptr. Yukardaki cevab paylaan gruplar unu demilerdir: Varlk aleminde meydana gelen her zararn bir hikmetinin olmas kanlmazdr. nk yce Allah yle buyurmutur: Bu, her eyi sapasalam yapan Allahn sanatdr. (Neml, 88)

Ki yaratt her eyi gzel yapm.. (Secde, 7) Bir zarardan istenen, amalanan bir hikmet hasl oluyorsa, bu, mutlak er ve ktlk olarak deerlendirilmez, zarar gren kimse asndan lokal bir zarar olsa da. Bu yzden ne Allahn kelmnda, ne de peygamberin (s.a.v.) szlerinde er / ktlk kelimesinin yalnz bana Allaha nispet edildii grlmez. Bilakis, gerek ayetlerde ve gerekse hadislerde er / ktlk kelimesi mutlaka u ekilden biri esas alnarak kullanlr. Ya btn mahlkatn kapsamnda kullanlr. Ki genel mahlkatn iine girdii zaman ilh kudretin, dilemenin ve yaratmann genelliini ifade eder ve genele taalluk eden hikmet onu da kapsamna alr. Ya da fail konumundaki bir sebebe izafe edilir. Yahut faili hazfedilmi olarak kullanlr. Genelin kapsamna alnna u ayeti rnek gsterebiliriz: Allah her eyin yaratcsdr. (Zmer, 62) Buna daha birok ayeti rnek gsterebiliriz. Allahn el-Muti (veren)- el-Mani (alkoyan), ed-Darr (zarar veren)- en-Nafi (fayda veren), el-Muizz (aziz klan)- el-Muzill (zelil klan), el-Hafid (alaltan) -er-Rafi (ykselten) gibi ayn alana hitab eden karlkl isimleri de bu kapsamda deerlendirilebilir. Sz gelimi, el-Mani ismi, karl olan dier isimden ayr olarak tasavvur edilemez. ed-Darr ismi de yle. nk bu isimlerin karlkl olarak tasavvur edilmesi anlamsal genellie delalet eder. Dolaysyla varlk aleminde tezahrlerini gzlemlediimiz rahmet, menfaat ve maslahatn tm Allahn ltfunun, bunun dnda gzlemlediimiz olgular da Onun adaletinin gstergesidir. Nitekim Buhari ve Mslimde peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilmitir: Allahn sa eli dopdoludur; vermekle, gece gndz datmakla tkenmez. Gkleri ve yeri yaratt gnden bu yana verdiklerini grmyor musunuz? Buna ramen sa elinde olanlar tkenmedi. Dier elinde ise adalet terazisi vardr; kefenin biri inerken br ykselir. (Buhari, Tevhid, 22, Mslim, Zekt, 36, 37, Tirmizi, 5. surenin tefsiri,3, bni Mace, Mukaddime, 13, Ahmed, 2/242, 313, 500) Burada peygamber efendimiz (s.a.v.) yce Allahn sa elinde ihsann olduunu, dier elindeyse adalet terazisi bulunduunu, bununla kimini alaltp kimini ykselttiini belirtiyor. Bu demektir ki, kullarn hayatnda gzlemlenen ini ve klar Allahn adaletinin gstergeleridir. Kullarna ynelik ihsan da Onun ltfunun gstergesidir. Ktlkten sz edilen yerlerde failin hazfediliine ilikin rnekler unlardr: Bilmiyoruz, yeryzndekilere ktlk m murat edildi, yoksa rableri onlara bir hayr m diledi? (Cin, 10) Kendilerine ltuf ve ikramda bulunduun kimselerin yoluna ilet, gazaba uramlarn ve sapmlarn yoluna deil. (Fatiha, 7) Bunun gibi daha birok rnek gsterilebilir. Ktln bir sebebe izafe ediliine de aadaki ayetleri rnek gsterebiliriz: Onu kusurlu klmak istedim. (Kehf, 79) Bu ayeti u ayetle birlikte dndmz zaman, kastettiimiz anlam daha bir belirginleir:

Rabbin istedi ki, o iki ocuk gl alarna erisinler ve hazinelerini karsnlar. (Kehf, 82) Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. (Nisa, 79) Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. (Araf, 23) ki katn dmannzn bana getirdiiniz bir musibet, kendi banza geldii iin mi bu nasl oluyor dediniz. De ki: O, kendi kusurunuzdandr. (Al-i mran,165) Buna ilikin birok rnek gsterebiliriz. Bu yzden Allahn gzel isimleri iinde ierii erle ilgili olan hibir isim yoktur. er, sadece yce Allahn yaptklar kapsamnda zikredilir. rnein yce Allah yle buyuruyor: Kullarma, benim, ok balayc ve pek esirgeyici olduumu haber ver. Benim azabmn elem verici bir azap olduunu da bildir. (Hicr, 49-50) phesiz Rabbin cezay abuk verendir. Ve O ok balayan, pek esirgeyendir. (Araf, 167) Biliniz ki Allahn cezalandrmas etindir ve Allah balaycdr, esirgeyicidir. (Maide, 98) phesiz Rabbinin yakalamas ok iddetlidir. Bilin ki O, ilk olarak yaratan, geri getirendir. O, ok balayan ve ok sevendir. (Buruc, 12-14) Burada yce Allah, bir eylem olarak yakalamasnn ok iddetli olduunu belirtirken, zatnn isimleri olarak kendisinin balayc ve seven olduunu dile getiriyor. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

El-Muntakim (intikam alan) ismi el-Muntakim (intikam alan) ismine gelince, bu, peygamberimizden (s.a.v.) kesin olarak rivayet edilen esmai hsna ile ilgili hadiste yer alan bir isim deildir. Sadece Kuranda bir ifadeyle kaytl olarak yer alr. u ayetlerde olduu gibi: Muhakkak ki biz, gnahkrlardan intikam alrz. (Secde, 22) nk Allah mutlak stndr, kimsenin yaptn yannda brakmaz. (brahim, 47) inde muntakim isminin de yer ald Esmai Hsnann sayld hadise gelince, bu hadiste isimler u ekilde sralanyor: el-Berr, et-Tevvab, el-Muntakim, el-Afuv, er-Rauf..

Hadis alimlerine gre, bu, peygamberimizin (s.a.v.) sz deildir. Bunu Velid b. Mslim, Said b. Abdulazizden veya stadlarndan birinden aktarmtr. Bu yzden mehur hadis derlemecileri iinde sadece Tirmizi rivayet etmitir. (Tirmizi, Dua, 41) O da Velid b. Mslim kanalyla, siyakyla rivayet ederken, ondan bakalar ise, isimlerde ve isimlerin tertibinde bir takm farkllklar olmak zere rivayet etmitir. Bu da peygamberimizin (s.a.v.) sz olmadnn en ak kantdr. Bu hadisi Ebu Hureyreden, sonra Arecden, ayrca Ebu Zennaddan rivayet edenler isimleri teker teker saymazlar, sadece peygamberimizin (s.a.v.) yle dediini rivayet ederler: Allahn doksan dokuz (yzden bir eksik) ad vardr. Kim bunlar sayarsa cennete girer. (Buhari, Daavat, 69, Mslim, Zikir, 5,6, bni Mace, Dua, 10) Buhari ve Mslim gibi sahih hadis derlemecileri bu ekilde rivayet etmilerdir. Allahn gzel isimlerinin says ise baka kanallardan rivayet edilmitir. Bunu da Muhammed b. Sirin Ebu Hureyreden rivayet etmitir. bni Macenin de rivayet ettii bu hadisin rivayet zinciri zayftr, hadis alimleri, bunun Resulullahn (s.a.v.) sz olmadn bilirler. Esmai Hsnann says ile ilgili olarak peygamberimizden (s.a.v.) sadece bu iki hadis rivayet edilmitir. Her ikisi de Ebu Hureyre kanalyla aktarlmtr ve bu mevzu ilgili eserlerde ayrntl olarak aklanmtr. Bu aklamalar yapmamzn amac, bu mesele ile ilgili olarak yarar salayan temelleri bilmektir. nk Adem oullarnn ileri, bu mesele ile ilgili olarak eitli kukular tarafndan kemirilmektedir. Kul, balangta, genel olarak yce Allahn yarattnda byk bir hikmet olduunu bilirse, bu ona yeter. Sonra ilmi ve iman arttka Allahn akllar hayran brakan hikmetinin ve rahmetinin tezahrlerini gzlemler. Allahn kitabnda haber verdii gerekleri somut gzlemlere dayal olarak tasdik eder: nsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi gstereceiz ki onun gerek olduu onlara iyice belli olsun. (Fussilet, 53) Nitekim peygamberimiz (s.a.v.) sahih bir hadiste yle buyuruyor: Andolsun, Allah kullarna, bir annenin evladna besledii merhametten ok daha fazla merhamet besler. (Buhari, Edeb, 18; Mslim, Tevbe, 22) Buhari ve Mslimde yer alan bir hadiste de yle buyurmutur: Yce Allah rahmeti yaratt gn yz tane rahmet olarak yaratt. te canllarn birbirlerine kar duyduklar merhamet duygusu bu rahmet iledir. yle ki bir hayvann ayan yavrusuna basmamak iin kaldrmas da bu rahmet ile gerekleir. Doksan dokuz tanesini de yannda tuttu. Kyamet gn olunca o bir rahmeti bu doksan dokuz rahmetle birletirir ve bununla kullarna merhamet eder. (Buhari, Rikak,19; Mslim, Tevbe, 18-21; Tirmizi, Daavat, 99; bni Mace, Zhd, 35; Darimi, Rikak, 69; Ahmed, 2/433, 514, 3/55, 56, 5, 439) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Kader konusunda Cumhurun gr Yukarda iaret ettiimiz mslman gruplarn geneli, sz gelimi drt mezhebin imamlar ve selef ulemasndan daha biroklar ve Allahn hikmetini kabul eden birok bilgin, Earlerin yapt gibi, hikmeti olumsuzlamamlardr. Earler ise, hikmetsiz iradeden, rahmetsiz, muhabbetsiz ve rzasz meiyetten bakasn olumlamamlardr. Onlara gre, btn yaratlmlar Allah asndan birdir. radeyi, sevgiyi ve rzay birbirinden ayrmazlar. Bilakis, varlklar aleminde meydana gelen kfrn, fskn ve gnahn Allahn iradesiyle olduu gibi, sevgisi ve rzasyla olduunu sylemek durumuna dmlerdir. Bir eyi din olarak sevmediini ve raz olmadn sylemek istedikleri zaman, bunu din olarak irade etmediini sylerler. Din ve takva olarak bir ey gereklememise, onlara gre, Allah bunu irade etmedii gibi, bundan raz da deildir. Oysa yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Geceleyin, Onun raz olmad sz dzp kurarlarken... (Nisa, 108) Burada yce Allah, onlarn bu davranlarn takdir ettii ve hkme balad halde, bundan raz olmadn belirtiyor. Szn ettiimiz mslman gruplarn ounluu, Allahn kudretini, yaratmasnn her eyi kuatmasn, meiyetinin ve kudretinin genelliini inkr eden Mutezile ile de rtmyorlar. Bunlarn yapt gibi, Allah, vacip kld ve yasaklad eyler balamnda kullarna benzetmezler. Allahn kendisine ait olarak zikrettii sfatlar ve fiilleri de olumsuzlamazlar. Bilakis Allahn kendisi iin zikrettii sfatlar ve fiilleri olumlarlar. Onun kendisini tenzih ettii sfat ve fillerden de Onu tenzih ederler. Allah her eyin yaratcs, malikidir. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Onun her eye gc yeter. O ihsan sahiplerini, muttakileri ve adaleti uygulayanlar sever. Muhacirlerden, ensardan ve onlara gzellikle uyanlardan ne geen ilklerden raz olur. fsad sevmez. Kullar asndan kfre rza gstermez. Allahn ve Resulnn szne aykr szden raz olmaz.. derler. unu da derler: Allah her eyin yaratcs ve maliki olduu gibi, yarattklarnn ahslarn ve fiillerini de birbirinden ayrmtr, farkl klmtr. Nitekim Allah yle buyurmutur: Teslimiyet gsterenleri, gnahkrlar gibi tutar myz? (Kalem, 35) Yoksa ktlk ileyenler lmlerinde ve salklarnda kendilerini, inanp iyi ameller ileyen kimseler ile bir mi tutacamz sandlar? Ne kt hkm veriyorlar! (Casiye, 21) Yoksa biz, iman edip de iyi iler yapanlar, yeryznde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacaz? Veya Allahtan korkanlar yoldan kanlar gibi mi sayacaz? (Sad, 28) Krle gren, karanlkla aydnlk, glge ile scak bir olmaz. Dirilerle ller de bir olmaz. (Fatr, 19-

22) Bunun gibi, yaratlmlar arasndaki farka iaret eden, kullarn bedbaht ve mutlu diye iki ksma ayrldklarn vurgulayan birok ayeti rnek gsterebiliriz. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Sizi yaratan Odur. Byle iken kiminiz kfir, kiminiz mmindir. (Teabun, 2) O, bir grubu doru yola iletti, bir gruba da sapklk mstahak oldu. (Araf, 30) O, dilediini rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince, onlar iin elem verici bir azap hazrlamtr. (nsan, 31) Kyamet kopaca gn, ite o gn birbirlerinden ayrlacaklardr. man edip salih ameller ileyenlere gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardr. nkr edenler, ayetlerimizi ve ahiret bulumasn yalan sayanlar ise, ite onlar azapla yzyze braklacaklardr. (Rum, 14-16) Bunun rnekleri Kuranda oktur. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Kader konusunda Mutezilenin gr uras bilinmelidir ki, bu mesele ile ilgili olarak birok kelm ve tasavvuf grubunun aya kaym, Mutezile ve benzeri Kaderiyecilerden ok daha kt bir duruma dmlerdir. nk szn ettiimiz Kaderiyeci gruplar gerekten Allahn emir ve yasaklarn, vaad ve azap tehditlerini, Allaha ve Resulne itaati nemsiyorlar. Marufu emretme ve mnkeri yasaklama hususunda byk bir gayret sarfediyorlar. Sadece kader konusunda yanla dm, sapmlardr. Genel meiyeti, kapsaml kudreti ve her eyi iine alan yaratmay kabul etmeleri durumunda, Allahn adaletine ve hikmetine glge drm olacaklarn sanmlardr. Ve bu sanlaryla da byk bir yanlg iine dm oldular. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Kader konusunda dier grler Bunlara karlk kelm ve tasavvuf ehlinden bilginler ve abidler ortaya ktlar, kader gereini kabul ettiler, Allahn her eyin rabbi ve sahibi olduuna inandlar. Onun dilediinin olacan ve dilemediinin de olamayacan vurguladlar. Onun her eyin yaratcs, rabbi ve maliki olduunu

dile getirdiler. Btn bunlar gzel ve doru olmakla beraber, ilh emir ve yasaklarda ksmalara gittiler, vaad ve azap tehditlerini fonksiyonsuz gibi algladlar. O kadar ileri gittiler ki, bunlar iindeki baz ar gruplar inkra kadar vardrd ii. Derken: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi haram klmazdk. (Enam,148) diyen mriklerle ayn kategoriye dtler. Dolaysyla nceki Kaderiyeciler (Mutezile ve benzerleri) er bildikleri iin Allahtan baka bir fail isbat etmekle mecusilere benzedikleri gibi, bu Kaderiyeciler (kimi kelm ve tasavvuf gruplar) de: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi haram klmazdk. diyen mriklere benzediler. u kadar var ki, mrikler her zaman mecusilerden daha ktdrler. nk hi olmazsa mecusilerden, mslmanlarn ittifakiyle cizye vergisi kabul edilmitir. Ayrca baz alimler, onlarn kadnlaryla evlenmenin ve yiyeceklerini yemenin hell olduunu da sylemilerdir. Mriklerinse, kadnlaryla evlenmenin ve yiyeceklerinden yemenin haram olduu hususunda mmet arasnda tam bir gr birlii vardr. Geri afiinin gr ve Ahmedden nakledilen mehur gr, mriklerden cizye kabul edilmeyecei ynndedir. Ulemann counluu, mecusilerden cizye kabul edilse de mriklerden kabul edilmeyecei grndedir. nk peygamber efendimiz (s.a.v.) hibir mrikten cizye kabul etmedii gibi yle buyurmutur: Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ve benim Allahn elisi olduuma ahitlik edinceye kadar insanlarla savamam emredildi. Bu ahitlii yapnca, hakl bir gereke olmad srece kanlar ve mallar benden yana gvencede olur. Hesaplarn grmekse Allaha aittir. (Mslim,man,32, 36) Burada unu demek istiyoruz: Kaderi kabul edip de, bunu, ilh emir ve yasaklarn iptal edilmesinin gerekesi gibi kullananlar, kaderi kabul etmedikleri halde ilh emir ve yasaklar kabul edip riayet edenlerden daha ktdrler. Btn mslmanlar ve dier dinlerin mensuplar, daha dorusu btn insanlar bu noktada hem fikirdirler. nk kaderi ve btn mahlkat zerindeki rububiyeti kabul edip de emredilenle yasaklanan, kfirle mmini, itaat edenlerle isyan edeni birbirinden ayrmayanlar, hibir peygambere ve hibir kitaba inanmam olurlar. Onlarn nazarnda Adem ile blis arasnda hibir fark yoktur. Nuh ile kavmi, Musa ile Firavun, iman etmede herkesten nce davranan ilk mslmanlar ile Mekke kfirleri eittir. Bu sapklk, tasavvuf, zhd ve ibadet ehli olarak bilinen gruplara arasnda kol geziyor. zellikle bu grlerini, ilh sevgi, buz, honutluk ve gazab kabul etmeksizin kaderi ve dilemeyi kabul eden kelmclarn tevhid anlaylaryla destekledikleri zaman bu sapklklar daha bir koyular. Szn ettiimiz kelmc gruplar diyorlar ki: Tevhid, rububiyetin birliidir. Uluhiyet ise, onlara gre, meydana getirme, ortaya karma gcnden ibarettir. Dolaysyla uluhiyetin birliini bilmezler ve ilahn, taplan, kulluk sunulan mabud olduunun bilincinde deildirler. Ve yine, Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik edilmedike, Allahn her eyin rabbi olduunu ikrar etmenin tevhid saylmayacan bilmezler. Nitekim yce Allah, uluhiyetin tekliini ikrar etmeyip srf rububiyetin tekliini kabul edenler hakknda yle buyurmaktadr:

Onlarn ou, ancak ortak koarak Allaha iman ederler. (Yusuf, 106) krime yle der: Onlara: Gkleri ve yeri kim yaratt? diye soracak olsan, Allah.. derler. Ama bu srada Allahtan bakasna ibadet ederler. stelik gerek tevhid ve fena (Allahta yok olma) fikrini de savunurlar ve, bu, bilginin son noktasdr, derler. Arif kii bu makama eriince, genel rububiyeti ve kapsaml egemenlii gzlemledii iin artk gzeli gzel, irkini de irkin grmemeye balar, derler. Nice byk eyhlerin (uyuh-u ekber) yuvarlandklar bir derekedir bu. G ve kuvvet ancak Allahndr. Aslnda bunlarn tevhid anlaylar ile putlara tapan mriklerin tevhid anlaylar ayndr. Yce Allah putperest mrikler hakknda yle buyuruyor: De ki: Eer biliyorsanz syleyin bakalm, bu dnya ve onda bulunanlar kime aittir? Allaha aittir, diyecekler. yle ise siz hi dnp tanmaz msnz! de. Yedi kat gklerin rabbi, azametli arn rabbi kimdir? diye sor. Allahndr, diyecekler. u halde siz Allahtan korkmaz msnz! de. Eer biliyorsanz syleyin, her eyin melekutu kendisinin elinde olan, kendisi her eyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan kimdir? diye sor. Allahndr, diyecekler. yle ise nasl olup da byye kaplyorsunuz? de. (Mminun, 84- 89) Andolsun ki onlara: Gkleri ve yeri yaratan, gnei ve ay buyruu altnda tutan kimdir? diye sorsan, mutlaka Allah, derler. O halde nasl evirilip dndrlyorlar? Allah rzk kullarndan dilediine bol bol verir, dilediine de ksar. phesiz Allah her eyi hakkyla bilendir. Andolsun ki onlara: Gkten su indirip onunla lmnn ardndan yeryzn canlandran kimdir? diye sorsan, mutlaka, Allah, derler. De ki: Hamd da Allaha mahsustur. Fakat onlarn ou dnmezler. (Ankebut, 61-63) Andolsun ki onlara, gkleri ve yeri kim yaratt? diye sorsan, mutlaka Allah, derler. De ki: vg de yalnz Allaha mahsustur, ama onlarn ou bilmezler. (Lokman, 25) Andolsun onlara kendilerini kimin yarattn sorsan elbette Allah, derler. O halde nasl eviriliyorlar? (Zuhruf, 87) De ki: Size gkten ve yerden kim rzk veriyor? Ya da kulaklara ve gzlere kim malik bulunuyor? lden diriyi kim karyor? Diriden ly kim karyor? i kim idare ediyor? Allah, diyecekler. De ki: yle ise saknmyor musunuz? te O, sizin gerek rabbiniz olan Allahtr. Artk haktan sonra sapklktan baka ne kalr? O halde nasl dndrlyorsunuz? te bylece rabbinin yoldan kanlar hakkndaki onlar inanmazlar sz gereklemi oldu. De ki: Ortak kotuklarnz arasnda, ilk defa yaratacak, arkasndan onu yeniden dndrecek biri var m? De ki: Allah ilk defa yaratp onu yeniden dndrr. O halde nasl saptrlrsnz! De ki: Ortak kotuklarnzdan hakka iletecek olan var m? de ki: Hakka Allah iletir. yle ise hakka ileten mi uyulmaya daha layktr; yoksa hidayet verilmedike kendi kendine doru yolu bulamayan mi? Siz ne oluyor? Nasl byle hkmediyorsunuz? (Yunus, 3135) Yoksa gkleri ve yeri yaratan, gkten size su indiren mi o suyla, bir aacn bile bitirmeye gcnzn yetmedii gzel gzel baheler bitirdik. Allahtan baka ilah m var! dorusu onlar sapklkta devam eden bir gruhtur. Yoksa yer yzn oturmaya elverili klan, aralarndan nehirler aktan, arz iin sabit dalar yaratan, iki deniz arasna engel koyan m? Allahtan baka ilah m var! Dorusu onlarn ou bilmiyorlar. Yoksa darda kalana kendine yalvard zaman karlk veren ve bandaki sknty gideren, sizi yeryznn hakimleri klan m? Allahtan baka ilah m var! Ne kadar da kt dnyorsunuz! Yoksa karann ve denizin karanlklar iinde size yolu bulduran, rahmetinin nnde rzgarlar mjdeci olarak gnderen mi? Allahtan baka bir ilah m var! Allah, onlarn

kotuklar ortaklardan ok ycedir, mnezzehtir. Yoksa ilk bata yaratan, sonra yaratmay tekrar eden ve sizi hem gkten hem yerden rzklandran m? Allahtan baka bir ilah m var! De ki: Eer doru sylyorsanz siz kesin delilinizi getirin. (Neml, 60-64) nk putperest mrikler, yce Allahn gkleri ve yeri yarattn kabul ettikleri gibi, Onun kendilerinin de yaratcs olduunu ikrar ediyorlard. Her eyin melekutnn Onun elinde olduunu ikrar ediyorlard. Hatta kaderi dahi kabul ediyorlard. Bilindii gibi, cahiliye dneminde Araplar kadere inanrlard. Bunu cahiliye dneminin iirinde de nesrinde de grmek mmkndr. Buna ramen, sadece tek ve ortaksz Allaha kulluk etmedikleri, aksine, Ondan bakasna ibadet ettikleri iin Yahudi ve Hristiyanlardan daha kt olan mriklerden oldular. te kimin tevhid anlaynn vard nokta buna benzer bir tevhid anlay ise, onun benimsedii tevhid mriklerin tevhid anlayndan farksz olur.

Buras var ya! buras... nice ayaklarn kayd, nice anlaylarn sapt ok tehlikeli bir dnemetir! Bu dnemete, ne yazk k mslmanlarn dini deiime urad. Burada tevhid ehli putlarn kullarna kartlar. Tevhidin, tahkikin, irfann ve kelmn son noktas burasdr, iddialarna ramen! NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Cebriyecilerin Kaderiyecilerle bir olmas Bilindii gibi, Allaha ve Resulne iman eden herkes unu kabul eder ki, ilh emir ve yasaklar, vaad ve azap tehditlerini kabul eden Kaderiyeci Mutezile ve ia mezhebinin mensuplar, mminle kfiri, iyi ile gnahkr, gerek peygamberle yalanc peygamberi, Allahn dostlar ile dmanlarn birbirine eit dzeyde gren, bu anlayn da tahkikin amac ve tevhidin son noktas olarak savunan kimselerden daha iyidirler. Bunlar, ilk kuak mslmanlarn (selef) yerdii Kaderiyecilerdir. Hatta bunlar, Mutezile ve benzeri gruplardan ok daha fazla yerilmeyi hakketmektedirler. Ebu Bekir elHallaln, Kaderiyeci anlaya ve Allah kullarn gnah ilemeye zorlar, demelerine reddiye maksadyla kaleme ald Kitabus Snneh adl eserinde syledii gibi. Bu eserde el-Merveziden yle nakleder: Ebu Abdullaha (mam Cafer es-Sadk) dedim ki: Bir adam, Allah kullarn zorlar, diyor. Ebu Abdullah: Sen yle syleme, dedi ve bu anlay ho karlamad. Ardndan u ayeti okudu:

Allah dilediini saptrr, dilediini de doru yola iletir. (Mddesir, 31) Ad geen mellif Merveziden yle nakleder: Bir adam, Allah kullarn gnah ilemeye zorlamaz, dedi. Biri de ona kar karak, Allah kullar zorlar, dedi. Bunu sylerken kaderi ispat etmekti amac. Bu hususta Ahmed b. Hanbelin grn sordular. Ahmed b. Hanbel her ikisinin dediini de ho karlamad, zorlamay ileri srenin de, zorlama olmadn syleyenin de... Nihayet tevbe ettiler de, o, onlara u ayeti okudu: Allah dilediini saptrr, dilediini de doru yola iletir. (Mddessir, 3) Ayrca Abdurrahman b. Mehdiden yle nakleder: Sfyan es-Sevri cebir = Allahn kullar zorlamas fikrine kar kt ve dedi ki: Allah kullar, cibiliyete sahip olarak yaratmtr... Mervezi der ki: Burada Sfyan es-Sevri peygamber efendimizin (s.a.v.) El-Eecc Abdulkaysa syledii u sz kast ediyor: Sende Allahn sevdii iki huy (yaratl) var. Biri hilm, br de tevazudur. Dedi ki: ki yaratlla m yaratldm, yoksa iki cibiliyete mi sahip klndm? Buyurdu ki: ki cibiliyete sahip klndn. Dedi ki: Beni sevdii iki cibiliyete sahip klan Allaha hamd olsun. (Ahmed, 4/206) Mervezi, bni shak el-Fuzariden yle nakleder: Evzai bana dedi ki: ki adam bana geldiler ve kaderle ilgili bir takm sorular sordular. stedim ki, onlar sana getireyim de sen onlara cevap veresin. Dedim ki: Allah sana rahmet etsin. Sen benden daha iyi cevap verirsin. Derken Evzai yannda iki adamla birlikte bana geldi ve adamlara: Konuun, dedi. Adamlar dediler ki: Kadercilerden baz adamlar bize geldiler ve bizimle tarttlar, biz de onlarla tarttk. Sonunda hep beraber unu dedik: Allah, bize yasaklad eylere bizi zorlar. Bu sefer de karmza bize emrettii ve bizi haram kld eylerle rzklandrmas gibi bir durum kt. Dedim ki: Be hey adamlar! Size gelen adamlarn size sunduklar fikirler uydurduklar, ortaya attklar bir bidatt. Ama gryorum ki, siz de onlarn ktklar bidata benzer bir bidata km bulunuyorsunuz. Evzai dedi ki: Doru, hem de gzel syledin, ey Ebu shak!

Bakiye b. Velidin yle dedii anlatlr: Zbeydiye ve Evzaiye cebir = Allahn kullarn zorlamas ile ilgili bir soru sordum. Zbeydi dedi ki: Allahn emri ve kudreti zorlamadan ve baskdan ycedir. Sadece hkmeder, takdir eder, yaratr ve kulunu sevdii cibiliyet zere meydana getirir. Evzai de yle dedi: Kuran ve snnette cebir anlayna temel oluturacak herhangi bir ey bulamyorum. Diyelim ki bunu syledim. Fakat kader, yaratma ve cibiliyet sahibi klma vardr. Bunlar Kurandan ve peygamberin (s.a.v.) hadisinden renmek mmkndr. Mutarrif b. hhir yle demitir: Kadere yaslanmayz, sadece ona doru gitmekteyiz. Damre b. Rebia da yle demitir: Kadere yaslanmamz bize emredilmi deildir. Sadece kadere doru gitmekteyiz. Sahih bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Sizden her birinizin cennetteki ve cehennemdeki otura bilinmektedir. Orada bulunanlar dediler ki: Ya resulallah! O halde ameli brakp bu yazlana ma gvensek!? Buyurdu ki: Hayr, amel edin, nk kii hangi akibet iin yaratlmsa ona gtrc ameller onun iin kolaylatrlmtr. (Buhari, Tefsir, 92. Sure: 4, 5, 7, Kader, 4, Tevhid, 54, Tirmizi, Kader, 3, bni Mace, Mukaddime, 10, 25; Ahmed, 4/67) Aslnda bu, alabildiine geni bir konudur. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Mrciyecilerle Kaderiyecilerin bir olmas unu demek istiyoruz: Hallal gibi ilim adamlar, kaderi gnahlarn gerekesi gibi grmeseler de cebir anlayna sahip kimseleri Kaderiyeciler zmresine dahil etmiler. Bir de kaderi gnahlarn gerekesi gibi grenleri dnn!!! uras muhakkaktr ki, kaderi iledii gnahlarn, ilh emir ve yasaklarn geersizliinin gerekesi gibi alglayan kimseler, kaderi inkr edenlerden ok daha fazla Allahn yerdii kaderciler zmresine dahil olmay hakkederler. nk bunlarn sapkl ok daha byktr. Bu yzden selef ulemasndan aktarlan birok aklamada Kaderiyecilik Murciyelikle birlikte, onun edeeri gibi sunulmutur. Hatta bu hususta merfu bir hadis te rivayet edilir. nk her iki bidat da ilh emir ve yasaklamay,

vaad ve azap tehditini ifsad eder anlamszlatrr. yle ki: rca (imanla birlikte gnah zarar vermez anlay, mrciyecilik) azap tehditlerine ynelik iman zayflatr, farzlara ve haramlara ilikin emirlerin kmsenmesine neden olur. Kaderiyeci ise, ayet kaderi gnahlarn gerekesi gibi alglarsa, mrciyeciye yardmc olmu olur. Eer kaderi yalanlarsa, bu sefer Kaderiyeciyle kar karya gelir, onun kart grn savunur. Biri yle bir noktaya gelir ki, emredildii bir eyi yapma, ya da yasakland bir eyi de terk etme hususunda Allahtan yardm istemez olur. br de kar istikamette arla gider. Bilindii gibi yce Allah peygamberleri gndermi ve kitaplar indirmi ki, bu peygamberlerin haber verdikleri eyler tasdik edilsin ve emrettiklerine itaat edilsin. Nitekim Allah yle buyurmutur: Biz her peygamberi - Allahn izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi iin gnderdik. (Nisa, 64) Kim Peygambere itaat ederse o Allaha itaat etmi olur. (Nisa, 80) Kadere inanmak da bunun bir gereidir. Ama kadere inanp da bu inancn peygamberlerin emrettiklerine aykr davranmasnn gerekesi yapan kimse, imann temelini ortadan kaldrm olur. uras bilinen bir gerektir ki, Allahn peygamberleriyle bildirdii emir ve yasaklar geersiz klan kimse, mslmanlarn, Yahudilerin ve Hristiyanlarn ittifakyla kfirdir. Aslnda bu gr savunanlar byk bir eliki iindedirler. Bu grle hayatlarn srdrmeleri, herhangi bir insana bir iyilik salamalar mmkn deildir. ki kiinin bu anlay erevesinde bir araya gelmesine imkn yoktur. nk eer kader bir gerekeyse, bu her biri iin gerekedir. Aksi taktirde biri iin gereke olamaz. Varsayalm ki, bunlardan birine biri zulmetti, biri svd veya maln ald yahut ailesini ifsad edici bir saldrda bulundu veya baka bir davranta bulundu, bu adam kendisine kar bu fiilleri ileyen kimseyi knarsa, yererse veya cezalandrlmasn isterse, kaderi fiillerin gerekesi olarak grme esasna dayanan anlay bir anda ortadan kaldrm olur. Dolaysyla bir kimse: Arif insan kaderi mahede edecek dzeye gelince, ona ynelik ilh emirler sakt olur, dese, bu sz kfrdr ve bu szden brakn bir mslman, ne Yahudi, ne de Hristiyan honut olur. Byle bir sz aklen imknsz, eran muhaldr. nk a insan ekmekle topra ayrr, susuz insan su ile serab ayrr. Kendisini doyuracak veya susuzluunu giderecek olan sever, hibir fayda salamayan deil. Btn herkes ve her ey Allah tarafndan yaratlmtr. Canl bir varlk-kim olursa olsun- kendisine yarar salayan, kendisi iin nimet olan ve kendisini sevindireni, kendisine zarar verenden, kendisini mutsuz edenden ve kendisine ac verenden ayrmak zorundadr. te ilh emir ve yasaklarn gerek mahiyeti budur. nk Allah kullara, onlar iin faydal olan eyleri emretmi, onlar iin zararl olan eyleri de yasaklamtr. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

nsanlar eriat ve kader konusunda drt gruba ayrlrlar nsanlar, eriat ve kader karsnda takndklar tavrlar itibariyle drt gruba ayrlrlar. Bu gruplarn iinde en kt olan, kaderi kendisi iin bir bahane gibi grp bakalar iin grmeyen kimselerdir. Bu insanlar gnah ve kusurlar sz konusu olduunda kadere yaslanrlar, ama balarna gelen musibetler karsnda kadere snp sabr gstermezler. Nitekim bir alim bunlardan birine yle demitir: "Sen, ibadet hususunda Kaderiyeci, gnah hususunda da Cebriyecisin. Hangi mezhep o anki durumuna uygunsa ona uyarsn..." Bunlarn karsnda gruplarn en iyisi ise, musibetlere sabredenler ve kusurlarndan dolay balanma dileyen kimselerdir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Sen sabret. nk Allahn vadi haktr. Gnahnn balanmasn iste. (Gafir, 55) Yeryznde vuku bulan ve sizin banza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan nce, bir kitapta yazlm olmasn. phesiz bu, Allaha gre kolaydr. Allah bunu elinizden kana zlmeyesiniz ve Allahn size verdii nimetlerle marmayasnz diye aklamaktadr. (Hadid, 2223) Allahn izni olmakszn hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini doruya gtrr. (Teabun, 11) Selef ulemasndan biri bu ayetle ilgili olarak yle demitir: Burada, bana bir musibet geldiinde, bunun Allahtan olduunu bilen, bu yzden musibete raz olup teslimiyet gsteren kimse kast edilmitir. Yine onlar ki, bir ktlk yaptklarnda, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah hatrlayp gnahlarndan dolay hemen tevbe-istifar ederler. Zaten gnahlar Allahtan baka kim balayabilir ki! Bir de onlar, iledikleri ktlklerde, bile bile srar etmezler. (Al-i mran, 135) Yce Allah, Ademin (a.s.) malm kusuru iledikten sonra yle dediini bize aktarmaktadr: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eer bizi balamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. (Araf, 23) blisinse yle dediini aktaryor: Beni azdrmana karlk ben de yeryznde onlara gnahlar ssleyeceim ve onlarn hepsini mutlaka azdracam. (Hicr, 39) Buna gre, kim iledii gnahtan tevbe ederse babas Ademe benzer. Kim de gnahta srar eder, kaderi iledii gnahn gerekesi ve bahanesi gibi alglarsa blise benzemi olur. Buhari ve Mslimde Adem (a.s.) ile Musann (a.s.) tartmasna ilikin bir rivayet yer alr. Bu rivayette

belirtildiine gre Musa (a.s.) Ademe yle der: Sen ki insanln babas Ademsin. Allah seni kendi elleriyle yaratt. ine kendi ruhundan fledi. Sana her eyin adn retti. Niin bizim de kendinin de cennetten karlmasna neden oldun? Adem ona u cevab verir: Sen, Allahn seip peygamber kld ve konutuu Musasn. Senin iin Tevrat kendi elleriyle yazd. Sence benim yaratlmamdan ka zaman nce benim hakkmda Adem Rabbine asi olup yolunu ard. (Taha, 121) hkm yazlmt? Musa: u kadar zaman nce, dedi. Bylece Adem Musay tartmada malup etmi oldu. Bu, Buhari ve Mslimde yer alp Ebu Hureyreden nakledilen bir hadistir. (Buhari, Kader, 11, Mslim, Kader, 13-15) Daha iyi bir rivayet zinciriyle Hz. merden (r.a) de rivayet edilmitir. (Tirmizi, Kader, 2134) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Adem ve Musa'nn tartmas Hz. Adem (a.s.) Hz. Musay (a.s.) tartmada malup etti, nk Musa (a.s.) iledii fiilden dolay onu knamt. Yasak aacn meyvesini yemekle kendileri iin bir musibetin meydana gelmesine neden olmutu diye, eletirmiti. Musann onu knamas, iledii gnahla Allahn hakkn inemesinden dolay deildi. Nitekim Adem de yce Allahn bize haber verdii gibi bu gnahtan tevbe etmiti: Adem rabbinden bir takm ilhamlar ald ve derhal tevbe etti. (Bakara, 37) Sonra rabbi onu sekin kld; tevbesini kabul etti ve doru yola yneltti. (Taha, 122) Ayrca Musa- Musa dzeyinde olmayan kimseler de- tevbe ve balamadan sonra olmayacan bilir. Hz. Adem, Allahn kendisine bildirmesi sayesinde, kaderin gnahn bahanesi olarak alglanamayacan, kadere dayanarak gnahn savunulamayacan ok daha iyi bilirdi. Ve yine Musa (a.s.) Allahn kendisine bildirmesi sayesinde bu gerekeye karlk vermeyi ok daha iyi bilirdi. nk eer bu savunma knanma iin geerli olsayd, Ademin dman olan blis iin de bir kant olurdu. Musann dman Firavun iin de. Btn kfirler ve gnahkrlar iin de... O zaman Allahn emir ve yasaklarnn anlam kalmazd. Daha dorusu kader, Musaya kar Adem iin bir gereke, bir savunma kant olurdu. nk Musa, bakasnn iledii bir fiilden dolay bana bir musibet geldi diye bakasn knamt. stelik bu bakasnn yaratlmasndan ok nce, bu fiil onun iin yazlmt. Yce Allah bir ayette yle buyurmutur:

Allahn izni olmakszn hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini doruya gtrr. (Teabun, 11) Enes yle der: On yl boyunca peygamber efendimize (s.a.v.) hizmet ettim. Bir kere olsun bana f demedi. Yaptm herhangi bir i iin, niin yaptn? diye kmad. Yapmadm bir i iin de, niin yapmadn? demedi. Elerinden biri, bir eyden dolay beni azarlayacak olsa brakn onu eer bir ey takdir edilmise olur, derdi. (Mslim, Fedail, 51, Ebu Davud, Edeb, 1, Darimi, Mukaddime10) Hz. Aienin (r) yle dedii rivayet edilir: Resulullah (s.a.v.) bir kere olsun eliyle bir hizmetiyi, bir kadn veya bir hayvan dvmedi. Allah yolunda cihad ettii sralar hari. Kendisine yaplan hibir ktlkten dolay intikam almaya kalkmad, ancak Allahn haramlarnn inenmesi durumu baka. Biri Allahn koyduu haramlar inedi mi artk Allah iin intikam alncaya kadar hi kimse onun fkesinin karsnda duramazd. (Buhari, Edeb, 80, Hudud, 10, Mslim, Fedail, 77) Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Eer Muhammedin kz Fatma hrszlk yapsa, mutlaka onun elinin keserim. (Buhari, Hudud, 11; Mslim, Hudud, 9; bni Mace, Hudud, 2547) u halde peygamberimiz (s.a.v.) Allahn emir ve yasaklar hususunda durmakszn itaat etmeye koard, Allahn koyduu hudutlarn dna kanlara kar Allahn ngrd cezai meyyideleri derhal uygulard. Allah iin bir i yapt zaman knayann knamasndan korkmazd. Ama kendisiyle ilgili olmak zere biri onu incitseydi ve bir kusur ileseydi, affeder ve kaderi gz nnde bulundurarak onu sorumlu tutmazd. te bu, Allahn nimet verdii peygamberlerden dorulardan ehidlerden ve salihlerden oluan kimselerin yoludur. Ne gzel yoldatr onlar! Byle bir davran, herhangi bir insann fiili sz konusu olmakszn semavi musibetler gibi takdir edilen olaylar karsnda taknlmas gereken bir davrantr. Ya da insann fiili sz konusu olsa da, artk kiinin sorumlu tutulmasna imkn yoksa da bu davran esas almak gerekir. Adem (a.s.) peygamberin iledii fiil gibi. nk artk eran onu knamaya imkn yoktur; tevbe ettii iin. Kaza ve kaderin varlndan dolay takdiri olarak da onu knamaya imkn yoktur. Bir adam bir baka adama zulmederse, zulme urayan kimsenin adalete uygun olarak urad zulm kadar kar taraftan intikam alma hakkna sahiptir. Ama onu balamas kendisi iin daha iyidir. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Yaralar da ksastr. Kim bunu balarsa kendisi iin keffaret olur. (Maide, 45) nc grup: Bunlar kaderi hibir ekilde dikkate almayan kimselerdir; ne kullarn fiilleri kapsamna giren kusurlar, ne de balarna gelen musibetler balamnda... Bilakis, bunlarn tmn kula izafe ederler. Bir ktlk iledikleri zaman istifar ederler, balanma dilerler. Kukusuz bu davranlar gzeldir; ancak bir kulun fiili sonucu balarna bir musibet geldii zaman, bu musibetin aleyhlerine gelimesine esas oluturan kaderi dikkate almadklar gibi, kendileri hakknda kusur ileyen kimse iin de, brakn onu, eer bir eye kader kapsamnda hkmedilmise,

mutlaka gerekleir, demezler. zellikle balarna gelen bu musibet kendi gnahlar nedeniyle gereklemise, kadere hibir ekilde ilgi duymazlar. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: ki katn dmannzn bana getirdiiniz bir musibet, kendi banza geldii iin mi, bu nasl oluyor, dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandr. (Al-i mran, 165) Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iledikleriniz yzndendir. (ura, 30) Elleriyle yaptklar yznden balarna bir ktlk gelirse, ite o zaman insan pek nankrdr. (ura, 48) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Nisa suresi 78-79. ayetleri zerinde yaplan tartma Aadaki ayetler de buna bir rnek oluturmaktadr: Nerede olursanz olun lm size ular; sarp ve salam kalelerde olsanz bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa, bu Allahtan derler; balarna bir ktlk gelince de, bu senden, derler. Hepsi Allahtandr, de. Bu adamlara ne oluyor ki bir trl laf anlamyorlar! Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. (Nisa, 78-79) nk bu iki ayet zerinde kaderi olumlayanlarla olumsuzlayanlar arasnda byk tartmalar kmtr. Bir grup Hepsi Allahtandr, de. ifadesinden dolay, btn fiiller Allahtandr, derken, Bir grup Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. ifadesinden dolay, iyilik Allahtan, ktlk ise, insann nefsindendir, demilerdir. lk gruptakiler, bu ikinci gr savunanlara, ayette geen min nefsike= senin nefsindendir ifadesini uydurma bir kraat ile men nefsuke= nefsin kimdir eklinde istifham olarak okuyarak cevap vermeye almlardr. Bunlardan kimisi, sz konusu ifadenin banda bir soru edat takdir ederek, cmlenin takdiri almnn e fe min nefsike = yoksa senin nefsinden midir? eklinde yapmlardr. Kimisi de Sana gelen.. diye tercme ettiimiz ifadenin banda bir de ki.. szn takdir etmi ve yle demilerdir: Ayetin takdiri: Bu adamlara ne oluyor ki anlamadklar sz sylyorlar? eklindedir. Bylece Kurann lafzn tahrif ettikleri gibi, anlamn da tahrif ediyorlar. Allahn sznn- ki szn dorusudur- Allahn reddettii mnafklarn sz haline getiriyorlar. Kuranda somut bir kant olmayan, tam tersine ayetin aknn olumsuzlad zamirler takdir ediyorlar. Aslnda bu gruplarn ikisi de Kurann hakikatinden habersiz cahillerdir. Savunduklar mezhebin hakikatini de bilmiyorlar.

Kurann burada iyilik ve ktlkten kast ettii ise, nimetler ve musibetlerdir. Maksat, ibadetler ve gnahlar deildir. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Size bir iyilik dokunsa, bu onlar tasalandrr; banza bir musibet gelse, buna da sevinirler. Eer sabreder ve korunursanz, onlarn hilesi size hibir zarar vermez. (Al-i mran, 120) Dier bir ayette de yle buyurmutur: Eer sana bir iyilik eriirse, bu onlar zer. Ve eer bana bir musibet gelirse, iyi ki biz daha nce tedbirimizi almz, derler ve bbrlenerek dnp giderler. De ki: Allahn bizim iin yazdndan bakas bize asla erimez. O bizim mevlamzdr. (Tevbe, 50-51) Aadaki ayet de buna bir rnek oluturmaktadr: Belki dnerler diye onlar iyilik ve ktlklerle imtihan ettik. (Araf, 168) Nitekim bir dier ayette de yle buyurmutur: Bir deneme olarak sizi hayrla da, erle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize dndrleceksiniz. (Enbiya, 35) Yani, nimetler ve musibetlerle... Ama aadaki ayette farkl bir anlamda kullanlmtr: Kim iyilikle gelirse ona getirdiinin on kat vardr. Kim de ktlkle gelirse o sadece getirdiinin dengiyle cezalandrlr. (Enam, 160) Bunun gibi daha birok ayet vardr. Bu ve benzeri ayetlerde bu iki kavramla, ibadet ve gnah anlam kast edilmitir. Zaten her ayetin balamnda, bu lafzlarla hangi anlamn kast edildiini gsteren kantlar, karineler vardr. Yoksa, Allaha hamd olsun, aziz Kuranda anlalmayacak, problem oluturacak herhangi bir ey yoktur. Aksine, Kuran apaktr. yle ki: Kuranda Sana isabet eden veya Sana dokunan eklinde bir ifade kullanld zaman, bununla, bir insana bakas tarafndan dokundurulan herhangi bir eye iaret edilir. Aadaki ayetlerde olduu gibi: Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. Eer sana bir iyilik eriirse, bu onlar zer. Elleriyle yaptklar yznden balarna bir ktlk gelirse. Kim bir iyilikle gelirse.. (Enam, 160, Neml, 89, Kasas, 84) dendii zaman, burada kiinin kendi fiiline iaret edilmi olur. nk bu iyilii getiren kendisidir. Bu, kulun kendi yaptdr, kula yaplan

bir ey deildir. zaten ayetin akndan da bunu anlamak mmkndr. nk yce Allah, cihad tevik ettii ve cihada kma hususunda ar davrananlar yerdii bir balamda bundan sz ediyor. Ulu Allah yle buyuruyor: Ey iman edenler! Tedbirinizi aln; blk blk savaa kn, yahut topyekn savan. inizden bazlar vardr ki pek ardan alrlar. Eer size bir felaket eriirse: Allah bana ltfetti de onlarla beraber bulunmadm, der. Eer Allahtan size bir ltuf eriirse- sanki sizinle onun arasnda bir dostluk yokmu gibi- keke onlarla beraber olsaydm da ben de byk bir baar kazansaydm! der. (Nisa, 71-73) Burada yce Allah cihad emrediyor ve cihada kma hususunda ar davrananlar yeriyor. Bu erevede bazen mminlere erien musibetten sz ediyor, bazen de onlara erien ltfundan bahsediyor. Tpk Uhud savanda bir musibete uradklar gibi. Nitekim yce Allah bu olaya yle iaret etmektedir: ki katn dmannzn bana getirdiiniz bir musibet, kendi banza geldii iin mi, bu nasl oluyor, dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandr. (Al-i mran, 165) Bedir savanda da Allahn ltfu onlara erimi, Allahn desteiyle byk bir zafer kazanmlard. Nitekim buna da yle iaret etmitir: Andolsun, sizler gsz olduunuz halde Allah, Bedirde size yardm etmiti. (Al-i mran, 123) Baka bir yerde de yle buyurmaktadr: O halde, dnya hayatn ahiret karlnda satanlar, Allah yolunda savasnlar. Kim Allah yolunda savar da ldrlr veya galip gelirse biz ona yaknda byk bir mkafat vereceiz. Size ne oldu da Allah yolunda ve (...) zavall erkekler, kadnlar ve ocuklar urunda savamyorsunuz! (...) Nerede olursanz olun lm size ular; sarp ve salam kalelerde olsanz bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa, bu Allahtan, derler; balarna bir ktlk gelince de, bu senden, derler. (Nisa, 74-78) Bunlar, kfirlerin ve mnafklarn syledikleri szlerdir. Bu gibi insanlara zafer ve benzeri bir nimet isabet ettii zaman: Bu Allahtandr, derler. Fakat zillet, korku ve benzeri bir musibet balarna geldiinde ise, bu, Muhammedin getirdii din yznden bamza geldi, derler. nk kfirler balarna gelen herhangi bir musibetin iman ehlinin davranlarnn yznden balarna geldiini dnrler. Buna benzer bir yaklama Musa ile Firavun kssasnda da iaret edilmektedir: Andolsun ki, biz Firavuna uyanlar ders alsnlar diye yllarca kuraklk ve mahsl ktl ile cezalandrdk. Onlara bir iyilik gelince, bu bizim hakkmzdr, derler; eer kendilerine bir fenalk gelirse Musa ve onunla beraber olanlar uursuz sayarlard. Bilesiniz ki, onlara gelen uursuzluk Allah katndandr.. (Araf, 130-131) Yasin suresinde yer alan u ayetler de ayn anlama iaret etmektedir: Dediler ki: Rabbimiz biliyor; biz gerekten size gnderilmi elileriz. Bizim vazifemiz, ak ekilde Allahn buyruklarn size tebli etmekten baka bir ey deildir. Onlar: Dorusu siz bize uursuz geldiniz. Eer bu iten vazgemezseniz, andolsun sizi talarz. Ve bizden size mutlaka fena bir ktlk dokunur, dediler. (Yasin, 16-18)

Bu gibi ayetlerde yce Allah, kfirlerin mminleri kendileri iin uursuz saydklarn haber veriyor. Balarna bir musibet geldii zaman, bunun nedeni olarak iman ehlinin varln grrlerdi. Kendilerine bir iyilik dokunduunda ise, bunun Allah katndan kendileri iin olduunu ileri srerlerdi. Yce Allah onlarn bu davranlar zerine yle buyuruyor: Bu adamlara ne oluyor ki bir trl laf anlamyorlar! (Nisa, 78) Yce Allah szn en gzelini indirmitir. Eer Kuran anlam olsalard, Onun kendilerine marufu emrettiini, mnkerden nehyettiini, hayr emredip erri yasakladn anlarlard. u halde yce Allahn elileriyle beraber gnderdikleri arasnda ktln sebebi olacak hibir ey yoktur. Bilakis ktlk, er kullarn iledikleri gnahlardan kaynaklanr. Nitekim Allah, bu geree yle iaret eder: Sana gelen iyilik Allahtandr. (Nisa, 79) Sana isabet eden zafer, rzk ve salk Allahn sana bahettii bir nimettir. Bu, senin ilediin salih ameller nedeniyle olsa da... nk sana doru yolu gsteren, sana yardm eden, kolay olan sana kolaylatran Odur. man etmen de Onun bir ltfudur. O iman kalbine ssl gsterdi, kfrden, fsklktan ve gnahtan tiksinmeni O salad. Sahih bir kanaldan gelen -Ebu Zerin, peygamberimizden (s.a.v.) rivayet ettii- kutsi bir hadisin sonunda yle deniyor: Ey kullarm! Sizin amellerinizi sizin iin sayp kaydederim. Sonra onlarn karln eksiksiz olarak size veririm. Kim amellerinin karlnn hayr olduunu grrse Allaha hamdetsin. Kim de bundan baka bir sonula karlarsa, kendisinden baka kimseyi knamasn. (Mslim, el-Birr, 55) Bir sahih hadiste yle buyuruluyor: stifarn-balanma dilemenin- efendisi, kulun yle demesidir: Allahm! Sen benim rabbimsin. Senden baka ibadete layk ilah yoktur. Beni sen yarattn ve ben senin kulunum. Ben elimden geldiince sana verdiim sz ve vaad zereyim. Yapp ettiklerimin errinden sana snrm. Benim zerimdeki nimetlerini itiraf ediyorum. Gnahlarm itiraf ediyorum. Beni bala. nk senden baka gnahlar balayacak kimse yoktur... Kim bunu sylerse, buna kesin inanm olarak sabahlayp ayn gn lrse cennete girer. Kim bunu sylese ve buna kesin inanm olarak akamlarsa, ayn gece lse cennete girer. (Buhari, Daavat: 15; Ebu Davud, Edeb: 101; Ahmed: 4/122) Ardndan yce Allah yle buyuruyor: Bana gelen ktlk ise.. (Nisa, 79) sana isabet eden zillet, korku ve mslmanlara Uhudda isabet eden bir yenilgi benzeri bir hezimet nefsindendir. Senin gnahlarndan ve hatalarndan kaynaklanmaktadr. Daha nce yazlm ve takdir edilmi olsa da. nk kader hi kimsenin snaca bir bahane deildir. Ne Allaha kar, ne de yarattklarna kar ilenen kusurlarda gereke

olarak ileri srlemez. Eer herhangi bir kimsenin iledii ktlkler hususunda kaderi bir gereke gstermesi caiz olsayd, o zaman hibir zalim cezalandrlmaz, hibir mrik ldrlmez, hi kimseye cezai meyyideler uygulanmaz, hi kimse de bir bakasna zulmetmekten vazgemezdi. Bununsa, hem din, hem de dnya asndan bir fesat olduu bilinen zorunlu bir gerektir. Doal olarak bu bozgun burada kalmaz, btn aleme sirayet eder. Her akl sahibi de bu gerein byle olduunu bilir. Peygamberin (s.a.v.) getirdii dine uygun dnce de byle bir yaklam iinde olunmasn gerektirir. O halde kadere inanlr, ama bir bahane ve mazeret olarak kaderin arkasna snlmaz. Kadere inanmayanlar Mecusilere, onu bir bahane ve mazeret gibi grenler de mriklere benziyorlar. Allahn emirlerine ve kadere inanp da Allahn adaletine ve hikmetine eletiri getiren bir kimse de blise benzemi olur. nk yce Allah, blisin hikmetini eletirdiini, kendisine kar ktn, kendi hevasndan kaynaklanan grne dayanarak ba kaldrdn haber veriyor: Beni azdrmana karlk ben de yeryznde onlara gnahlar ssleyeceim. (Hicr, 39) Ehl-i kitaptan bir gruba ve ehristani gibi baz musannifler, blisin yce Allahn Ademi yaratmasna ve ona secde etmelerini emretmesine kar karak meleklerle tarttn sylemilerdir. Fakat ehristaninin Makalatn ba taraflarnda ehl-i kitaptan baz kimselere dayanarak zikrettii blis ile melekler arasndaki bu tartmann gerekletiine ilikin herhangi bir kant yoktur. Byle bir tartma ehl-i kitabn kaynaklarnda yer alsa bile, srf onlarn kaynaklarnda yer alyor diye bunu tasdik etmemiz caiz deildir. nk peygamber efendimiz (s.a.v.) sahih bir hadiste yle buyurmutur: Ehl-i kitaptan kimseler size bir ey anlatrlarsa, onlar ne dorulayn, ne de yalanlayn. nk ya size doruyu sylyorlar ve siz onlar yalanlam olursunuz, ya da size yalan sylyorlar ve siz de onlar tasdik etmi olursunuz. (Ebu Davud, lim, 2; Buhari, el-tisam, 25) yle grnyor ki -Allah dorusunu daha iyi bilir- bu tartmay, ehl-i kitaptan veya mslmanlardan kadere inanmayan baz kimseler uydurmular. ehristani de makalat kitaplarndan nakletmitir. Makalat musannifleri eserlerindeki rivayetlerin birounu Mutezili melliflerden nakletmilerdir. Nitekim Ear ve bakalar bu tr aklamalar Mutezili kaynaklardan nakletmilerdir. nk bu konuyla en ok ve en nce eser yazanlar Mutezililerdir. Bu yzden nakledile gelen bu makalat onlarn ibareleriyle aktarlmtr. Denebilir ki, onlar, blisin diliyle byle bir tartma uydurmulardr. Nitekim onlarn birounun Yahudilerden veya baka gruplardan baz kimselerin diliyle kitaplar ve kasideler uydurduklarn da biliyoruz. Bunu yaparken gttkleri ama, kaderi kabul edenlere cevap vermektir. Diyorlar ki: Allahn kullarna ynelik kantnn tamamlanmas ancak kaderin reddedilmesiyle mmkndr. Nitekim, srf Allahn sfatlarn kabul ediyor diye, Mesalib b. Kilabn Hristiyan olduu yalann da onlar uydurdular. Onlara gre, Allahn sfatlarn kabul eden bir kimse Hristiyanlara benzemi olur. Ehl-i snnete mensup baz kimseler de iin asln tam olarak bilmedikleri iin bu gibi hikayeleri doruluuna inanarak onlardan nakletmilerdir. unu demek istiyoruz, rnek olarak verdiimiz ayet, kaderi inkr edenlerin de, iledikleri gnahlarn mazereti olarak kaderi grenlerin de aleyhine bir kant konumundadr. nk yce Allah onlar azaba arptracan haber vermitir. Eer mazeretleri ve bahaneleri kabul edilseydi, gnahlarndan dolay onlara azap etmezdi. Bu, kaderi inkr edenlerin aleyhine de bir kanttr, dedik, nk yce Allah, iyiliin Allahtan olduunu, ktlnse kulun nefsinden olduunu haber veriyor. Bu anlaya sahip Kaderiyecilere gre, kul gnahn da itaatin de meydana getiricisidir. Onlara gre Allah ne bunu, ne de unu yaratr. Sadece birini emreder, birini de nehyeder.

Onlara gre, Allahn din hususunda mmin olan kullarna bahettii hibir nimet yoktur ki, aynsn kfir olan kullarna da bahetmi olmasn. Dolaysyla onlar asndan Ali b. Ebu Talib (r.a) ile Ebu Leheb Allahn dini nimetleri asndan eit konumdadrlar. nk her ikisine de eli gnderilmi, her ikisi de fiil ileyecek gce sahip klnm, her ikisi iin de fiilin illetleri salanmtr. Sadece biri kendi nefsinden hareketle iman ilemi, dolaysyla bu iman nimeti asndan herhangi bir zellii ve ayrcal yoktur. br de yine kendi nefsinden hareketle kfr ilemi ve bu hususta iman edenin de ona kar bir stnl sz konusu deildir. Onlarn anlayna gre, yce Allah iman Ali (r.a) ve benzeri mminlere sevdirdii gibi, Ebu Leheb ve benzeri kfirlere de sevdirmitir. man her iki zmrenin de kalplerine sevimli gstermitir. Kfr, fsk ve gnah da her iki zmreye irkin gstermitir. Sadece bir grup Allahn kendilerine irkin gsterdii eyi irkin grm, ama kesinlikle hibir ayrcala sahip deildirler. Bir zmre de Allahn kendilerine irkin gsterdii eyi irkin grmemilerdir. Onlardan biri veya onlardan gr nakleden biri; onlarn, itaatin kayna Allah, gnahn kayna da kuldur, dediklerini vehmederse, onlarn mezheplerinin gerek mahiyetini bilmeyen bir cahildir o. nk bu anlaya sahip Kaderiyeci alimlerden hi kimse byle bir ey dememi, demesi de mmkn deildir. Onlarn temel grleri udur: Kulun itaati ilemesi, tpk gnah ilemesi gibidir. Her ikisi de onun fiilidir. Bunlar kendinde hasl olan bir gle ilemitir. Allah, bu fiili ilemesi iin onda zel bir irade var etmi deildir. Ya da itaat veya gnahtan birine zg olacak herhangi bir kuvveti de ona tahsis etmemitir. Buna ramen zerinde durduumuz ayeti kendi mezheplerinin lehine bir kant olarak olarak ileri sryorlarsa, bu, onlarn kendi mezheplerini bilmediklerini gsterir. nk ayet onlarn mezheplerinin lehine deil, aleyhine bir kant konumundadr. Ulu Allah: De ki: Hepsi Allahtandr. (Nisa, 78) diyor, onlar ise, ilenen iyilikler de, ktlkler de Allahtan deildirler. Her ikisi de kuldandrlar, diyorlar. Dolaysyla: Sana gelen bir iyilik Allahtandr ve sana isabet eden bir ktlk de nefsindendir. (Nisa, 79) ayeti, onlarn bu grleriyle elimektedir. Onlar, ilenen iyilik de, ktlk de Allahtan deil, kuldandr, diyorlar. Ayn ekilde, kadere inanan ve btn yapp ettiklerini kadere balayan kimseler de bu grlerini kantlamak iin De ki: Hepsi Allahtandr. ayetini delil olarak ileri srecek olurlarsa, hata etmi olurlar. nk bu ayetin balam, iyilik Allahtandr, ktlk ise kuldandr, diyenlere cevap vermekle ilgilidir. nk hibir grup, ilenen iyilik Allahtandr, ilenen ktlk de kuldandr, demez. Ayrca, kulun iledii fiilin kendisi, hususunda kaderi isbat edenler, onu Allah yaratt, fiilin kendisi Allah tarafndan yaratlm ve yaplmtr, derlerse; bununla beraber, Allah onlar yaratm olsa da, kulun fiilleri ileme esnasnda hareket ettiini, fiillerin onunla kaim olduunu, ondan neet ettiini inkr edemezler. te yandan Sana gelen bir iyilik Allahtandr. Sana isabet eden bir ktlk de nefsindendir. (Nisa, 79) ayetinde geen iyilik ve ktln ibadet ve gnah olarak tefsir edilmesine imkn yoktur. nk kaderi savunanlar, Allah bunlardan sadece birinin yaratcsdr, demezler, aksine: Allah btn fiillerin ve olaylarn yaratcsdr, derler. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Selefi gre gre kul gerek bir faildir Bilinmesi gereken udur: Selefin mezhebi yledir: Allah her eyin yaratcs, rabbi ve sahibidir. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Onun her eye gc yeter. Kulu, sabrsz, aceleci, kendisine bir ktlk isabet ettiinde feryad basan, kendisine bir iyilik dokunduunda ise, bakasna vermeyen bir karakterde yaratmtr. Bununla beraber kul, gerek bir faildir, bir dilemesi ve kudreti vardr. Nitekim yce Allah bu hususla ilgili olarak yle buyurmaktadr: Sizden doru yolda gitmek isteyenler iin. Alemlerin Rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 28-29) phesiz bu bir ttr. Artk dileyen Rabbine doru bir yol tutar.Sizler ancak Allahn dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz. (nsan, 29-30) Asla! Bilsinler ki bu, gerekten bir ikazdr. Dileyen t alr. Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar t alamazlar. Saknlmaya layk Odur, mafiret sahibi de Odur. (Mddessir, 54-56) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Mutezile ve Cebriye'nin gr Kader meselesine dalanlar bu meselede bocalamlar. Mutezile gibi kaderi olumsuzlayan gruplar yle demiler: Kfr, fsk ve gnah gibi olgular irkin davranlardr. Allah ise, mslmanlarn ittifakyla irkin fiillerden mnezzehtir. Dolaysyla bunlar Allahn fiilleri olamazlar. Cebir dncesine eilimli olan baz gruplar da onlara cevap mahiyetinde yle demilerdir: Bilakis, bunlar Allahn fiilleridir, kullarn deil. Olsa olsa kullarn kazanc saylabilirler. Buna ek olarak yle demilerdir: Kulun gcnn ne g yetirdii eyin meydana gelmesi zerinde, ne de bu eyin herhangi bir zellii zerinde bir etkisi yoktur. Sadece yce Allah yasasn, kulun g yetirdii eyin olmasnn onun gcyle e zamanl olmas eklinde yrrle koymutur. Dolaysyla kulun gerekletirdii bir fiil, var etme ve meydana getirme bakmndan Allahn yaratt, kazanma bakmndan da gcyle e zamanl olduu iin kulun eylemidir. Ayrca unu demilerdir:

Kul fiillerinin meydana getiricisi ve var edicisi deildir. Fakat unu da demilerdir: Bununla beraber biz, salt Cebriye dncesini savunmuyoruz. Bilakis biz, kulun meydana getirici, oldurucu bir kudretinin olduunu kabul ediyoruz. Salt Cebriyecilik ise kul iin hibir g n grmez. Bylece kulun fiilleri balamnda savunduklar kazanma olgusu ile yaratmay birbirinden ayrmaya almlar ve yle demiler: Kazanma, g yetirilen eyin oldurucu gcle e zamanl olmasndan ibarettir. Yaratma ise, kadim (ncesiz) kudretin g yetirilenidir. Ayrca: Kazanma; kudretin mahalli ile kaim olan fiildir, yaratma ise, kudretin mahilinin dndaki fiildir, demilerdir. Dier gruplarsa onlara u karl vermilerdir: Bu, kulun kendisinin kazanma olmas ile fiil olmasn ayrmay gerektirmez. Ayn ekilde var eden, meydana getiren, yapan ve ileyen... Olmasn da ortadan kaldrmaz. nk kulun fiili, meydana getirmesi ve yapmas da sonradan olma kudretin g yetirdiidir. Dolaysyla meydana getirici kudretin mahallinde kaimdir. Ayn ekilde byle bir ayrmn gereklii de yoktur. nk g yetirilenin kudretin mahallinde olmas veya mahallinin dnda olmas, gcn onun zerindeki etkisinin kendisine dnk olmaz. Bununsa iki temel argman olmak durumundadr: Yani, Allah kendisi ile kaim olmayan fiile g yetirmez. Ve Onun alemi yaratmas alemin kendisinden ibarettir... Mslman ve mslman olmayan btn akl sahibi kimseler bunun aksini savunmaktadrlar. kincisi: Kulun kudretinin g yetirdii ey ancak kulun varlnn mahallinde olabilir, onun g yetirdii hibir ey onun varlnn mahallinin dnda olamaz. Bu hususla ilgili uzun tartmalar olmutur. Buras bu tr tartmalar uzun uzadya anlatmann yeri deildir. Ayrca, etki salt yakn olma (g ile g yetirilen eyin denk gelmesi) olarak aklanacak olursa, ayrcnn mahalde olmas ile mahallin dnda olmas arasnda da bir fark olmaz. Hem tartmaclar onlara unu da sylemiler: nsan ftratnn temel bir kabuldr ki, adalet fiilini ileyen kimse adil, zulm fiilini ileyen kimse zalim, yalan fiilini ileyen kimse yalancdr. Kul yalannn, zulmnn ve adaletinin faili deilse, bilakis Allah bunlarn faili ise, bu durumda yalan ve zulmle nitelenmesi gereken Allah olur. -Devamla unu sylemiler- Sizin de dier sfatiyecilerin de kabul ettii gibi, insan ftratnn temel kabullerinden biri de udur: lim kiminle kaimse, alim odur, kudret kiminle kaimse, kadir odur, hareket kiminle kaimse, hareket eden odur, konuma kiminle kaimse, konuan odur ve irade kiminle kaimse irade eden odur. Siz diyorsunuz ki: Kelm (konuma) mahlk olduuna gre, Allahn kelm yaratt mahallin kelmdr, tpk dier sfatlar gibi. Dolaysyla bu, dier sfatlarn da kaim olduklar, fiilleri ileyen kimseler iin de geerli olan bir kaidedir.

unu da sylemiler: Kuranda bu tr fiillerin kullara izafe edildiinin birok rnekleri vardr. Yaptklarna karlk olarak.. (Secde, 17, Vaka, 24) Dilediinizi yapn.. (Fussilet, 40) De ki: Yapn! Amelinizi Allah grecektir. (Tevbe, 105) man edip iyi iler yapanlar.. (Bakara, 277; Yunus, 9; Hud, 23) Bunun gibi daha birok ayeti rnek verebiliriz. Bir de unu sylemiler: eriat da, akl da kulun yapt iyi ve kt ilerden dolay vlecei ve yerilecei hususunda ittifak etmilerdir. Eer bunlar ondan bakas yapmsa, vlmesi ve yerilmesi gereken bu bakas olmaldr. Aslnda mesele hakknda uzun aklamalar verilebilir, fakat buras bu aklamay uzun uzadya yapmann yeri deildir. Ancak bu mkl konu ile ilgili yararl baz hususlara dikkat ekme gereini duyuyoruz, ve diyoruz ki: Biri: u unu yapt, bunu yapt, dedii zaman, bu, z itibariyle icmali bir lafzdr. nk bu tr lafzlarla bazen fiilin kendisi, bazen de mastarn msemmas kast edilir. Birisi: unu yaptm.. Bunu ettim... Dedii zaman, eer amelle, insann namaz, orucu gibi masdarn msemmasn oluturan fiilin kendisini kast ediyorsa, amel burada edilen, yaplan eydir. Dolaysyla burada mastarn msemmas ile fiil birlemi olur. Eer bununla, elbise dikmek, evi bina etmek gibi kiinin amelinden hasl olan eyi kast ediyorsa, burada amel ilenen (mamul) eyden bakasdr. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Onlar Sleymana kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar geni leenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlard... (Sebe, 13) Bu ayette yce Allah, yaplanlarn tmn cinlerin ilemeleri (mamulleri) olarak nitelendiriyor. Aadaki ayet de bu kapsamda deerlendirilebilir: Sizi ve yapmakta olduklarnz Allah yaratt. (Saffat, 96) nk bu ayetin gramatik zmlemesiyle ilgili en sahih gre gre, ayetin orijinalinde geen ma edat ellezi anlamnda kullanlmtr ve bundan maksat da, onlarn kendi elleriyle talardan, aalardan v.s. yonttuklar putlardr. Bu ve bundan nceki ayeti birlikte ele aldmz zaman bunun kast edildii daha ak bir biimde grlr: Yonttuunuz eylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarnz Allah yaratt. (Saffat, 95-96) Yani, sizi de, sizin yonttuunuz putlar da Allah yaratt. Huzeyfenin (r) peygamber efendimizden (s.a.v.) rivayet ettii u hadis de buna rnek

oluturmaktadr: Allah her yapann da, yaptklarnn da yaratcsdr. (Hakim, el-Mstedrek 1/31, 32) u da var ki, yukarda rnek verdiimiz ayet, bir baka adan Allahn kullarn amellerinin yaratcs olduunun kant olarak da ileri srlm ve denilmitir ki: Allah onlarn yontma ilerinin de yaratcs olduuna gre, bu, onlarn bu yontmalar zerinde meydana getirdikleri bileimlerin de yaratcs olmasn da gerektirir. nk bunlar ancak bu bileimler sayesinde put olabilmilerdir. Aksi takdirde bu olmadan, bunlarn onlarn yapp ettikleri eyler olmalarna imkn olmazd. Bu demektir ki, Allah onlarn fiillerinin de yaratcsdr. in z udur: fiil, amel ve sanat gibi lafzlar tpk bina etme diki yapma ve marangozluk gibi hem mastarn msemmas, hem de yaplan ey iin kullanlrlar. Ayn ekilde tilavet, kraat, kelm ve syleme gibi fiiller de hem masdarn msemmas iin kullanlrlar, hem de sylemenin ve kelmn kendisinden hasl olan ey iin kullanlrlar. Dolaysyla tilavet ve kraat ile okunan ve tilavet edilen Kurann kendisi kastedildii gibi, masdarn msemmas da kastedilebilir. in zn biraz daha irdelersek: Bir kimse: Bu tasarruflar Allahn fiilleridir veya kulun fiilleridir, dedii zaman, bununla eer bunlarn masdar anlamnda Allahn fiilleri olduklarn kast ediyorsa, bu batldr. Bu hususta mslmanlar mttefiktirler ve ak akl kant da bunu desteklemektedir. Ama bunlarn Allahn fiilleri olduklarn syleyip de bununla onlarn tpk dier yaratlmlar gibi Allah tarafndan yaplm ve yaratlm olmalarn kast ediyorsa bu syledii haktr. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Fiil ile yaplm, yaratma ile yaratlm arasnda fark yoktur te yandan bunlardan bir gruba gre de Allahn kendisi ile kaim olan bir fiili yoktur. Allah katnda fiili ile yaplm arasnda, yaratmas ile yaratlm arasnda bir fark olmaz. Oysa byk ounluk bunlar (fiil ile yaplm, yaratma ile yaratlm) birbirinden ayrr ve yle derler: u Allah tarafndan yaratlm ve yaplmtr, ama bu yaratlan ve yaplan ey Allahn fiilinin kendisi deildir. Kula gelince, onun tarafndan yaplan ve edilen eyler onunla kaim olan fiilleridirler. Eer fiil ile yaplan ey kast edilirse, bunlar ayn zamanda onun tarafndan edilmi eylerdirler. u halde yce Allah asndan fiil ile yaplm birbirinden ayrmayan bir kimse: Bunlar Allahn fiilleridir, dedii zaman, onun nazarnda Allahn fiilinin iki anlam sz konusu olmaz. Byle bir durumda, ilk elden kulun fiili de kul tarafndan edilmi bir ey de sz konusu olmaz.

Bunlardan bazlar: Bunlar hem Allahn, hem de kulun fiilleridir, demiler, bylece iki fail arasndaki edilmiler konumuna getirmiler. Mutezile mezhebinin mensuplarnn byk bir ksm, Allahn fiilinin ancak Onun tarafndan yaplmay ifade ettii hususunda bunlarla hem fikirdirler. Bununla beraber, Mutezile mezhebinin mensuplar kul asndan fiil ile edilmii birbirinden ayrrlar. Bu nedenle tartma gittike bym, iki grup asndan da mesele iinden klmaz bir mkl haline gelmi ve bunun neticesinde de arp kalmlar. Allahn yaratmas mahlkatnn kendisi deildir, diyenlerse u grtedirler: Kullarn fiilleri, dier mahlkat gibi yaratlmlardr. Dier yaplmlar gibi Allah tarafndan yaplmlardr. Bununla beraber- Bunlar Allahn fiilinin ve yaratmasnn kendisidirler de demiyorlar. Bilakis, bunlar kulun fiilinin kendisidirler, diyorlar. Bylece phe de ortadan kalkm olur. nk yle denilir: Yalan ve zulm gibi irkin nitelikler, kimin fiili iseler, onun nitelii olurlar. Kulun bunlar yapmas ve bunlarn kul ile kaim olmalar gibi. Ama bunlar yaratan yce Allah, bir bakasna nitelik olsunlar diye yaratt zaman, mahlkat olduklar Allahn sfat olarak deerlendirilmezler. Nitekim yce Allah bakalarnda yaratt tatlar, renkler, kokular, ekiller, ller ve hareketler gibi vasflarla da nitelendirilmez. Allah bir insanda bir renk yaratmsa, kendisi bu renkle renklenen deildir. Kt bir koku veya ac bir tat ya da irkin bir surat gibi tiksinti veren, yergiyi hakkeden ve irkin karlanan bir eyi yaratmsa, bu irkin, yerilesi ve tiksinti veren mahlkatla ve bu irkin fiillerle kendisi nitelenmez. nk bunlarn irkin olmalarnn anlam; failleri asndan zararl olmalar, faillerinin yerilmelerine ve cezalandrlmalarna neden olmalar, ac ve azap ekmelerine yol amalardr. Bunlarsa kendisiyle kaim olduklar faile dnen hususlardr, bakasnn fiili olmalar iin onlar yaratan yaratcya deil. Daha sonra, Allahn alemde yaratt irkin, zararl ve eza verici eylerin de bir hikmeti vardr, diyenlerin bu szleri zerine de unlar sylemilerdir: Allahn yaratt ve failleri iin irkin ve zararl saylan bu fiillerde de byk bir hikmet vardr, tpk Allahn yaratt hastalklarda ve tasalarda byk hikmetlerin olmas gibi. Allahn fiillerinin illetleri olmaz diyenlerse, bunu da brn de bir illete dayandramazlar. Bunun aklamas da yledir: Yce Allah bir insanda krlk, bir hastalk, alk, susuzluk, bir dert veya bir sakatlk gibi bir ey yaratt zaman hasta, a, susuz olan ve ac eken kuldur. Bu gibi mahlkatn zarar, bunlarn verdikleri eziyetler ve honutsuzluklar kula dnk olurlar, Allaha hibir ekilde dnk olmazlar. nsanda yaratt yalan, zulm ve kfr gibi olgular iin de ayn durum geerlidir. nk bunlar da honutsuzluk nedeni ve eziyet verici olgulardr. Bunlarn ktlk ve irkin olmalarnn anlam da budur. Yani bunlar kiiye ktlk ederler ve ona zarar dokundururlar. Bunlarla bakasna da ktlk dokundurur ve zarar da verirler. Tpk bir insann hastalnn, kt kokusunun bakasna kt gelmesi ve zarar vermesi gibi. Kaderiyecilerin, Allahn cezalandrma maksadyla kulda kfr, fsk gibi olgular yarattn kabul etmi olmalar da bunu aklayan bir husustur. Nitekim yce Allah yle buyurmaktadr:

Ona iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onlarn gnllerini ve gzlerini ters eviririz. (Enam, 110) Onlarn kalplerinde bir hastalk vardr. Allah da onlarn hastaln oaltmtr. (Bakara, 10) Onlar yoldan sapnca, Allah da kalplerini saptrmt. (Saf, 5) Sonra bu mahlkat, Allah tarafndan yaratldklar halde, kulun fiili ve kazanc olurlar ve kul bunlardan dolay yergiyi ve cezay hakkeder. Dolaysyla ispat ehline gre, yce Allahn kullar iin ilk kez yaratt fiiller iin sylenecek sz, bu gibi fiilleri onlar iin birer ceza olarak yaratmasyla ilgili olarak sylenecek szden farkl deildir. lk kez yaratt fiillerle, ceza olarak yaratt fiillerin farkll, bu adan deil, ama baka bir adan sz konusudur, onlara gre. Bunlara gre, bu fiilleri, u Allaha aittir, u da Ona ait deildir, eklinde bir ayrma tabi tutmann imkn yoktur. Yalnzca unu sylyorlar: Allahn yaratt bu fiil, Allah asndan gzeldir, nk kula ceza olarak yaratmtr. Fakat ilk kez kul iin yaratt u fiilse Onun asndan gzel deildir, nk kula zarar vermektedir. Onlara gre, nceden iledii bir su yoksa veya onun yerine geecek baka bir durum sz konusu deilse, ilk kez bir canlya zarar verecek bir eyi var etmesi Allah asndan gzel deildir. Kaderi ispat edenler iinde baz gruplar vardr ki, bunlar mahlklar birbirinden ayrmazlar.

ounluu oluturan ve btn mahlklarda bir hikmetin olduunu dnenler ise, unu sylyorlar: Allahn canllara eziyet eden eyleri yaratmasnda byk hikmetler vardr, tpk yaratt baka eylerde byk hikmetleri olduu gibi. Biz Allahn hikmetini sevap ve karlkla snrlandramayz. nk bu durumda Allah herhangi bir insanla mukayese etmi oluruz. Allahn hikmetini ve adaletini herhangi bir insann hikmetiyle ve adaletiyle rneklendirmi oluruz. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Fiillerde benzeme, sfatlarda ayrma Fiillerde mebbihe ve sfatlarda muattile olarak belirginleen Mutezile ekolnn fasit ilkelerinden biri udur: Onlar Allah alemde yaratt eylerle vasfederler. nk onlara Allahn kendisiyle kaim bir sfat, kendisiyle kaim bir fiili yoktur ki, Allah onunla vasfetsinler. Bu yzden Allah alemde yaratt eylerle vasfetme yoluna giderler. Diyorlar ki:

Allahn rzas, gazab, sevgisi ve buzu yaratt sevabn ve cezann kendisidir. Ve unu sylyorlar: Eer Allahn kulun zulmnn ve yalannn yaratcs olduunu kabul edersek, zalim ve yalan syleyen O olur. Bunun gibi daha birok grleri vardr ki, bunlar zerinde iyice dnld zaman kesinlikle yanl ve fasit olduklar ortaya kar. Bu yzden selef ulemas ve mezhep imamlar onlara sert eletiriler yneltmilerdir. zellikle Kurann mahlk olduunu syledikleri zaman bu eletiri ve saldrlarn dozu iyice ykselmi, iddetlenmitir. Selef ulemas bu sylemin gerekte Allahn kelmn inkr etmek olduunu biliyordu. nk Allahn kelm, Onun yaratt bir ey olsayd, bu durumda yaratlan her kelmn Onun kelm olmas gerekirdi. Kyamet gn derileri konuturmas, dalar ve akl talarn tesbih getirerek konuturmas, elleri ve ayaklar ahit tutmas gibi eyler de Onun kelm olurlard. Her eyin yaratcs olduu iin de mevcut olan her kelm, insanlarn her konumas da aslnda Onun kelm, Onun konumas olurdu. te Fusus yazar gibi, Cehmiyenin hululcu (tanrnn insann iine hulul ettiini savunan) ekolne mensup olanlarn syledii de budur zaten. Bu yzden diyorlar ki: Varlktaki her sz Onundur, bizim nesir veya nazm olarak telafuz etmi olmamz fark etmez... Oysa ak bir akli kant olarak bilinmektedir ki, yce Allah bir sfat bir mahalde yaratt zaman o bu mahallin sfat olur. Bir hareketi bir mahalde yaratt zaman, hareket eden bu mahaldir. Bir rengi veya kokuyu bir cisimde yaratt zaman, renklenen ve kokan bu cisimdir. Bir mahalde bir bilgi veya kudret ya da hayat yaratt zaman alim, kudretli ve hayat sahibi olan bu mahalin kendisidir. Ayn ekilde bir irade, bir sevgi ve bir fke bir mahalde yaratt zaman da irade eden, seven ve fkelenen sz konusu mahaldir. Bir kul iin bir fiil yarattnda da fail kulun kendisidir. Dolaysyla kul iin yalan, zulm veya kfr yarattnda yalanc, zalim ve kfir olan kulun kendisidir. Onun iin namaz, oru ve hac yaratrsa, namaz klan, oru tutan ve hacca giden kulun kendisidir. Yce Allah mahlkatndan hibir eyle vasfedilmez. Bilakis Onun sfatlar Onunla kaimdirler. Seleften gelen temel prensiplerde ve gerek ehl-i snnet ve gerekse baka gruplardan oluan mslmanlarn ounluunun dncesinde bu temel prensibin ska vurgulandn grmek mmkndr. Mslmanlarn byk ounluu u dncededir: Allahn gkleri ve yeri yaratmas gklerin ve yerin kendisi deildir, bilakis yaratma yaratlandan ayrdr. zellikle selefin mezhebi ve Allahn sfatlarn ve fiillerini ispat hususunda selefle gr birlii iinde olan ehl-i snnet imamlar bu dnceyi zellikle vurgulamlardr. Mutezile mezhebinin mensuplar ile bu hususta onlarla ayn noktada buluan Cehmiye ve Kaderiyeci ekoller, Ear ve onunla gr birlii iinde olup: Yaratma yaratlandan ayrdr, demeyenlere kar bu prensibin kendileri asndan eliki oluturduunu sylemilerdir ve u gr ileri srmlerdir: Sfat bir mahalde kaim olduu zaman, bu sfatn hkm kaim olduu bu mahale dner, bakasna deil,-Nitekim hareket, ilim ve kudret gibi arazlarla ilgili olarak bunu sylemektesiniz- dediiniz zaman, ihsan ve adalet gibi Allahn sfatlar sz konusu olduunda elikiye dm olursunuz. nk Allah bakasnda yaratt adaletle adil, bakasnda yaratt ihsanla ihsan sahibi ve bakasnda yaratt kelmla kelm sahibi olarak isimlendirilir. Ehl-i snnet ve bakalar ise bu temel prensibe bal kalarak onlara u cevab vermilerdir: Allah kendisi ile kaim olan adaletle adildir ve kendisiyle kaim olan ihsan ile ihsan sahibidir. Kul

asndan hasl olan mahlk (Adalet ve ihsan olarak) ise, bunun eseridir. Nitekim Allah sfat olan rahmetle rahmandr, rahimdir. Ama yaratt rahmet ise, bu sfatnn eseridir. Sfatn ismi bazen, masdarn msemmas olan sfata ad olur. Bazen de mtaallak da olan mefulun msemmasna ad olur. Halk (yaratma) lafznn bazen fiil, bazen de mahlk anlamnda kullanlr. Rahmet ismi de her ikisi iin kullanlr. Ayn ekilde emir de emere / yemuru / emren fiilinin masdar anlamna geldii gibi, bu fiilin mefulu anlamna da gelir. Aadaki ayette olduu gibi: Allahn emri mutlaka yerine gelecek, yazlm bir kaderdir. (Ahzab, 38) Ayn ekilde ilim lafz da malm iin ve kudret lafz da g yetirilen iin kullanlr. Bunun benzerleri oktur. mam Ahmed gibi ehl-i snnet imamlar Allahn kelmnn mahlk olmadn kantlarkan peygamber efendimizin (s.a.v.) u szn de kant olarak kullanmlar: Allahn eksiksiz kelimelerine snrm. (Mslim, Zikir, 54,55; Ahmed, 2/181) Buna dayanarak: stiaze (snma istei) mahlk olan bir eyle olmaz, demilerdir. Peygamberimizin (s.a.v.) u hadisi de buna rnek oluturmaktadr: Allahm! senin kzgnlndan honutluuna snrm, cezalandrmandan affna snrm, senden sana snrm. (Mslim, Salat, 222; Ahmed, 1/58) Bu mesele zerinde iyice dnenler greceklerdir ki, bidat ve sapklk ehli olanlar, snnet ve hidayet ehli olan herhangi bir gruba yklendikleri zaman mutlaka ilerine bir takm bidat ve sapklklar kartrrlar. zellikle bir hususta onlarla ayn noktada birletikleri zaman, bunu baka hususlarla ilgili birer kant olarak kullanrlar ve gereklerini yerine getirmelerini isterler. Taki yapabilirlerse onlar tpk hamurdan kl eker gibi dinden karncaya kadar urarlar. Batni Karamite grubu ve felsefecilerin baz mslman gruplara yaptklar budur. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Mutezile'nin Eariyle rtmesi Nitekim Mutezile mezhebinin mensuplar da, kendileriyle Allah ile kaim fiilleri olumsuzlama hususunda rten Earlere ve benzeri Allahn sfatlarn ve kaderi ispat eden gruplara yklenerek, bu anlaylarn bir veri olarak ele alp onlarn Allahn kelmnn mahlk olmadna ilikin olarak kendilerinin aleyhine kullandklar kantlaryla elien karsamalarda bulunmaya zorlamlardr. Earlerin, kelm ve benzeri olgular, bir mahalde yaratld zaman bunlarn hkmleri yaratldklar mahale dnk olur, eklindeki aklamalarn aleyhlerine kullanarak, kader meselesinde onlar deyim yerindeyse keye sktrmlardr. Sonunda Earler, kulun iledii irkin fiilin kendisinin Allahn fiili olduunu, kulun fiili olmadn sylemek durumunda kalmlardr. Sonra da iine dtkleri amazdan kurtulmak iin hibir

gereklii olmayan kesb teorisini ortaya atmlardr. nk kudretin g yetirilen eyle (makdur) ilikisi balamnda kesb ile fiil arasnda ne gibi bir farkn olduunu anlamak mmkn deildir. Bu yzden insanlar bunu syleyenlerle alay etmiler ve: eyin hakikatle ilgisi yoktur: Nazzamn sramas. Ebu Haimin ahvali. Earnin kesbi... Yine Mutezililer Earileri, kudretin g yetirilen ey zerindeki etkisini sradan bir yaknlk (iktiran) olarak aklamak durumuna sokmular. Bu tr bir yaknlk (ktiran) ise, her lazm ve melzum, her g yetirilen (makdur) ve g (kudret) arasnda bulunur. Dolaysyla bunlardan birini dieri zerinde messir grmek tersine gre daha ncelikli deildir. Yine malul ile ondan ayr olan illeti arasnda da bu tr bir yaknlk (iktiran) vardr. Oysa Earye gre kulun kudreti mahallini aamaz. Nitekim Kad Ebu Bekir bir ey, Ebu shak Esferayini bir ey ve Ebul Meali el- Cuveyni de baka bir ey sylemek zorunda kalmtr. nk bu szn bir elikiden ibaret olduunu grmlerdi. Bu konu yerinde uzun uzadya ele alnmtr. Biz burada sadece dikkat ekmek istedik. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Tesir, cebir ve rzk kelimelerinin aklanmas Bu balamda bilinmesinde yarar olduunu dndmz nktelerden biri de udur: tesir, cebir ve rzk gibi kavramlar mcmel kavramlardr. Dolaysyla bir kimse: Kulun kudreti kendi makduru (g yetirileni) zerinde etkin midir, deil midir? derse, ona nce u cevap verilir: Kudret iki trldr: Birincisi: Fiili dorultan (tashih eden) eri (yasama nitelikli) kudret. Bu kudret emir ve yasaklamann erevesini oluturur. kincisi: Fiilin olmasn gerektiren kadersel kudret. Bu kudret makdurla e zamanldr, ondan geri kalmaz. Birinci tr kudrete u ayette iaret edilmitir:

Yoluna gc yetenlerin o evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr. (Al-i mran, 97) nk bu tr bir yapabilirlik, fiile mukarin (e zamanl) yapabilirlik olsayd, yiyecei ve binei olsa da, haccetmeye gc yetse de yetmese de, haccetmeyen kimse, hac ibadetini terk eden bir asi olarak nitelendirilmezdi. Ayn ekilde peygamberimizin (s.a.v.) mran b. Husayne syledii u sz de bu ekilde anlamak gerekir: Ayakta durarak namaz kl, eer buna gcn yetmezse oturarak kl, eer buna da gcn yetmezse yann zerine yatarak kl. (Buhari, Teksiru Salat 19; Tirmizi, Salat, 15) Ayn ekilde u ayet-i kerime de buna rnek oluturmaktadr: Gcnz yettiince Allaha isyandan kann. (Teabun, 16) Yine peygamber efendimizin (s.a.v.) u hadisi de buna ilikin bir rnektir: Size bir ey emrettiim zaman gcnz yettiince onu yerine getirin. (Buhari, el-tisam, 2; Mslim, Hac, 412; Nesai, Menasik, 1; bni Mace, Mukaddime,1; Ahmed, 2/247) Eer peygamberimizin (s.a.v.) maksad, ancak fiille beraber olan yapabilirlik olsayd, yle derdi: Ondan yaptnz yapn... Sonra da bundan bir eyi yapmayan kimse de peygambere kar kan bir asi kabul edilmezdi. Bu tr bir yapabilirlik fkh kitaplarnda ve halkn dilinde ska gemektedir. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Yapabilirlik konusunda tartmalar nsanlar yapabilirliin ve kudretin msemmas hususunda ihtilaf etmilerdir. Bazlar, bundan baka bir yapabilirlik kabul etmezler, yani, yapabilirlik ancak fiilden nce vardr, demektedirler. Bazlar ise, sadece fiile mukarin (e zamanl) yapabilirlii kabul etmektedir. Bu yzden birok fkh bilgininin bu hususta deyim yerindeyse tam bir eliki iinde yzdklerini grrsnz. Kaderi kabul eden ve sadece fiille beraber bir yapabilirlik vardr, diyen kelmclarla tartmaya daldklar zaman, onlar onaylarlar. Kendi alanlarna, yani fkh bilimine daldklar zaman da emir ve yasaklamann erevesini oluturan fiil ncesi yapabilirlii ispat ederler.

NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

G yetiremeyeni teklif etme Bu meseleden teklifi malayutak (g yetirilemeyeni teklif etme) meselesi doar. nk takat yapabilirliktir. Ve yapabilirlik te mcmel bir kavramdr. nk yce Allah, hi kimseye emir ve yasaklamann erevesini oluturan eri yapabilirlik dnda herhangi bir ykmllk yklememitir. Bu anlamda takat getirilemeyeni teklif etme sz konusu deildir. Fakat sadece fiilin ilenii esnasnda olan takata gelince, bu anlamda btn emir ve yasaklar teklifi malayutak (g yetirilemeyeni emretme) saylrlar. nk btn mslmanlarn ittifakyla emir ve yasaklarla ilgili byle bir yapabilirlik art deildir. Ayn ekilde kulun bilinenin aksine olan bir eye kadir olup olmad hususunda da tartma kmtr. ayet kudretle Gcnz yettiince Allaha isyandan kann. (Teabun, 16) ayetinde zikredilen ve emir ve yasaklarn erevesini oluturan eri (yasama nitelikli) kudret kast ediliyorsa, kul, Allahn btn emir ve yasaklar hususunda yapabilirlie sahiptir, onun bu emir ve yasaklara itaat etmedii bilinse dahi. Eer bununla, sadece yaplanla (meful) e zamanl kadersel kudret kast ediliyorsa, fiili yapmad bilinen bir kimse iin byle bir kudret sabitlememi olur. nsanlarn emir ve irade kavramlaryla ilgili tartmalar da bu konunun kapsamna girer. Allah irade etmediini emreder mi veya irade ettiini emretmemesi mmkn mdr? Kukusuz irade kavram da mcmel bir kavramdr. rade derken, btn hadiseleri kapsayan kevni irade kast ediliyorsa, mslmanlarn: Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz, demeleri bu tr bir iradeye iaret etmektedir.. u ayette de buna iaret edilir: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini islma aar; kimi de saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Hz. Nuhun (a.s.) u sz de buna ilikin bir rnektir: Eer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size t vermek istesem de, dm size fayda vermez. (Hud, 34) Bu anlamda, Allahn kullarna irade etmedii eyleri emrettii kuku gtrmez. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Biz dilesek elbette herkese hidayetini verirdik. (Secde, 13) Bu ayet gsteriyor ki, yce Allah herkese hidayete ermeyi emrettii halde, herkese hidayet

vermemitir. Btn alimler u hususta gr birlii iindedirler: Bir kimse, Allah dilerse, yarn borcumu deyeceim veya bendeki emaneti yahut gasp ettiim mal geri vereceim yahut Allah dilerse len veya ikindi namazn klacam ya da Allah dilerse ramazan orucunu tutacam, diye Allah adna yemin ederse, sonra da yemin ettii eyi yapmazsa, Allah kendisine yemini yerine getirmesini emrettii halde, yeminini bozmu saylmaz. nk yemin ederken Allah dilerse.. demitir. Bundan da anlalr ki, Allah yeminini yerine getirmesini emrettii halde, yeminini yerine getirmesini dilememitir. Dinsel iradeye gelince, bu, sevme ve raz olma anlamn ifade eder. Bu anlamda irade, emretmenin ayrlmaz bir unsurudur. Aadaki ayette bu anlamda irade ile emrin ayrlmazlna iaret ediliyor: Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor. (Nisa, 26) Mslmanlarn, irkin hayaszlklardan birini ileyen bir kimseye: Bu adam, Allahn istemedii bir eyi yapyor, dediklerini ska duyarz. Bununla Allahn o ii sevmediini, ona raz olmadn, bilakis yasakladn ve ondan honut olmadn anlatmak isterler. Bunun gibi cebir kavramnda da mcmellik vardr. Bununla failin, rzas olmadan bir fiili ilemeye zorlanmas kastedilebilir. rnein denilir ki: Baba, kadn nikaha zorlar... Yce Allah, bu anlamda zorlayc olmaktan mnezzehtir, ycedir. nk Allah kul iin, yapt eye ynelik rza ve seme zelliini yaratmtr. Bu da iaret ettiimiz anlamda cebir saylmaz. te yandan cebir kavramyla nefislerdeki inan ve iradelerin yaratlmas da kast edilir. Muhammed b. Kab el-Kurazi bu hususta yle der: Cabbar; kullar irade ettiine zorlayan demektir. Hz. Aliden (r.a) rivayet edilen bir duada yle deniyor: Kalpleri ftratlarna zorlayan; bedbahtn bedbahtlna, mutlusunu mutluluuna... Bu anlamda cebir sabittir. Cebir kavram mcmel olduu iin nde gelen imamlar, cebrin mutlak olarak olumlanmasn da, olumsuzlanmasn da yasaklamlardr. Ayn ekilde rzk kavram da mcmel bir kavramdr. Bununla yce Allahn kuluna mbah kld ve kulunu sahip kld eyler kast edilir. Haram olan bir ey bu anlamyla rzk kavramnn kapsamna girmez. Aadaki ayetlerde bu anlamdaki rzktan sz ediliyor: Kendilerine verdiimiz rzktan infak ederler. (Bakara, 3) Katmzdan kendisine verdiimiz gzel rzktan gizli ve ak olarak harcayan kimse. (Nahl, 75) Bunun gibi birok ayeti rnek gstermek mmkndr. te yandan rzk kavramyla, bir mbahlk ve sahip klnmlk sz konusu olmasa da canllarn yararlandklar ey de kast edilir. Haram bir ey, bu

anlamyla rzk kavramnn kapsamna girer. u ayette bu anlamda rzk kavramndan sz ediliyor: Yeryznde yryen her canlnn rzk, yalnzca Allahn zerinedir. (Hud, 6) Peygamber efendimiz (s.a.v.) u hadisinde bu anlamda rzktan sz ediyor: ...rzkn, amelini, mrnn sresini, bedbaht m, mutlu mu olacan yazar... (Buhari, Kader, 1; Mslim, Kader,1) Cebir ve rzk gibi kavramlar mcmel olduklar iin, imamlar bunlarn mutlak olarak olumsuzlanmasn da, olumlanmasn da nehyetmilerdir. Nitekim daha nce Evzai ve Ebu shak elFezari gibi imamlarn bu yndeki aklamalarn aktarmtk. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Sebeplerin varoluu Bunlar gibi tesir kavram da mcmel bir kavramdr. nk kudret-makdur (g yetirilen) ilikisi, sebep-sonu, illet-malul, art-merut ilikisi gibidir. Eer kudret derken fiili dorultan, fiilden nce bulunan eri (yasama nitelikli) kudret kast ediliyorsa, bu tr bir kudret fiil asndan sebeplerden biri, eksik illetlerinden biri konumundadr. Eer bununla fiile mukarin (onunla e zamanl), fiili gerektiren kudret kast ediliyorsa, bu tr bir kudret fiilin eksiksiz sebebi ve illetidir. Bilindii gibi, mahlkat iinde, tek bana hadiselerin eksiksiz illeti, yani varl hadiselerin varln gerektiren hibir ey yoktur. Daha dorusu sadece yce Allahn dilemesinin byle bir zellii vardr. nk Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Yakma olaynda ate, aydnlatma olaynda gne, doyma ve kanma olaylarnda yeme ve ime gibi mahlk sebeplere gelince, bunlarn tm sebeptirler, ancak hibiri tek bana olayn meydana gelmesine yetmez. Bunun yannda baka bir sebebin de olmas gerekir. Bununla beraber, bunlarn etkilerini gstermelerine engel olan maniler de kar. Bu bakmdan her sebebin etkisini gstermesi, artlarn varlna ve engellerin de ortadan kaldrlm olmasna baldr. Mahlukat iinde, tek bana bir olayn kaynan oluturan hibir ey yoktur. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Bir eyden ancak bir ey sadr olur yanlgs Dolaysyla felsefecilerin: Bir eyden ancak bir ey sadr olur, eklindeki szlerinin yanll da ortaya kyor. Bunu sylerken yanma ve donma gibi doal olgular gz nnde bulundurmulardr. Oysa bu yaklamlar yanltr. nk snma ancak iki eyle olabilir. Biri ate gibi bir fail, dieri de snmay ve yanmay kabul eden cisim. Sz gelimi ate Semender (Hindistanda atete yanmad iddia edilen bir ku) ve yakutu yakamaz. Gne de yle. Onun iin de nn gnee kar duran ve yanstan bir cisme yansmas gerekir. te yandan bulut ve evlerin tavanlar gibi engeller de gne klarnn aydnlatma grevini engelleyici rol oynayabiliyorlar. Dolaysyla felsefecilerin kendi kendilerine varln tasavvur ettikleri, bir eyin varlna kaynaklk eden bir sebep varlk aleminde mevcut deildir. Bu konu baka bir yerde uzunca ele alnmtr. u halde felsefecilerin var olduunu ileri srdkleri sfatlardan soyutlanmyan varlk, soyut akl, btn trlerin terkibinde yer aldklarn iddia ettikleri klli varlklar, akli madde ve biim gibi akli bir tekil objeler dnyasnda mevcut deildir. Byle bir ey ancak zihinlerde olabilir, objeler aleminde deil. Felsefecilerin bu herhangi bir varln varoluunun tek sebebi olarak tasavvur ettikleri soyut varln varl, baz kelmclarn tekil cevher dedikleri eyin varlndan ok daha realiteden uzaktr. Yani felsefecilerin bu birinin gerek bir varl olmad gibi, baz kelmclarn tekil cevherinin de hakikati yoktur. Btn bunlar sylerken gttmz ama udur: Tesir, olayn artnn var olmas veya olayn meydana geliinin kendisine bal olduu sebebin bir baka sebebe ilintili olmas ve engellerin ortadan kalkm olmas- btn bunlarn Allahn yaratmasyla meydana gelmesi- eklinde alglanyorsa, bu gerektir. Bu adan kulun kuvvetinin g yetirdii ey zerindeki etkisi sabittir. ayet tesir ile, ortaksz, yardmcsz, engelsiz bir ekilde etki eden bamsz bir etken (messir) eklinde alglanyorsa, mahlkat iinde, bu anlamda hibir messir yoktur. Bilakis yce Allah tek bana her eyin yaratcsdr, Onun orta ve dengi yoktur. Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Allahn insanlara aaca herhangi bir rahmeti tutup hapseden olmaz. Onun tuttuunu Ondan sonra salverecek yoktur. (Fatr, 2) De ki: Allahtan baka tanr saydnz eyleri arn! Onlar ne gklerde ne de yerde zerre arlnca bir eye sahiptirler. Onlarn buralarda hibir ortakl yoktur, Allahn onlardan bir yardmcs da yoktur. Allahn huzurunda, kendisinin izin verdii kimselerden bakasnn efaati fayda vermez. (Sebe, 22-23) De ki: Bana syler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah brakp da taptklarnz, Onun verdii zarar giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar Onun bu rahmetini nleyebilirler mi? de ki: Bana Allah yeter. Tevekkl edenler, ancak Ona gvenip dayanrlar. (Zmer, 38) Bunlara benzer birok ayet vardr Kuranda. Tesir kavramnn mcmel bir kavram olduu ve tesirin gereklemesinde deiik olgularn ortaklnn sz konusu olduu bu ekilde bilindikten sonra, kukular ortadan kalkar ve iki ar u arasndaki denge izgisi belirlenmi olur. Dolaysyla:

Allahn iman gerektirici sebepleri bahetmesi bakmndan mmin ile kfir arasnda bir fark yoktur. Allah mmine, iman etmesini gerektiren zel bir g ve irade vermi deildir. Kul, bir fiil iledii zaman, bunu, fiili ileden nce Allah tarafndan kendisine bahedilmi zel bir destek ve iradeyle yapmaz diyen kimsenin bu sznn yanl olduu aktr. Bylelerine unu demek gerekir: Kulun fiili, sonradan olma (hadis) ve mmkn nitelikli varlklar kapsamna girer. Eer bir ey araclyla bir baka eyin Allah tarafndan meydana getirildii biliniyorsa, o eyin de Allah tarafndan meydana getirilmi olduu bilinir. Dolaysyla kulun, fail olmamasndan sonra fail olmas mmkn nitelikli, sonradan olma (hadis) bir olgudur. Eer bu mmkn nitelikli ve sonradan olma olgunun, bir varedici, var olmasn gerektirici, olmasn olmamasna tercih edici etken olmakszn sadr olmas mmknse, baka eyler iin de mmkndr demektir. O zaman yaratcnn varlna ilikin kant da geersiz klnm olur. Hi kukusuz kaderi kabul eden kelmclarn birou Mutezile mezhebinin: Serbest irade sahibi olan kimse, gc dahilinde olan iki eyden birini, tercih etmesini gerektiren bir etken olmakszn dierine tercih edebilir eklindeki grn kabul etmilerdir ve alemin meydana gelmesi hususunda unu demilerdir: Serbest irade sahibi kadir zat veya btn hadiseler ve zamanlarla ayn nisbetle ilintili olan kadim irade, tercih etmesini gerektiren bir sebebin meydana gelmesi sz konusu olmakszn, baz tr olaylar, dier baz tr olaylara tercih etmitir. Onlara gre, serbest irade sahibi kadir zat, bir tercih ettirici olmakszn bir eyi baka bir eye tercih edebilir. Ya da kadim irade, tercih ettirici bir etken olmakszn bir eyi tercih eder. Bu noktada, Allahn olaylar kendisiyle kaim olan fiillerle meydana getirdiini syleyen, Allahn gkleri ve yeri alt gnde yarattn ifade eden, ya da alemin kadim olduunu syleyen eitli dinlerin mensuplar ve felsefeciler onlara kar karak yle demiler: Bu sylediinizin fasit olmas bir zorunluluktur. Byle bir eyi mmkn grmek, olaylarn sebepsiz meydana geliini, tercih ettirici bir etken olmakszn tercih yapmann olmasn gerektirir. Bu ise, bir yaratcnn varln kantlamaya giden yolu tkar. Ayrca kaderi ispat eden bu gruplar iaret ettiimiz bu kant, kaderi olumsuzlayanlara kar da kullanm ve yle demilerdir: Kulun fiili olmamasndan sonra meydana gelmesi, kulun dnda bir sonradan olma ve tercih edilen varl kanlmaz klmaktadr. nk kuldan meydana gelen eyin kendisi de sonradan olmadr. Bu sonradan olma ve tercih edilen eyin varoluundan sonra da kulun fiilinin varln gerekli olur. Bu syledikleri dorudur ve bu Mutezili Kaderiyecilere kar kesin bir kant konumundadr. Ancak bu kant Mutezililere kar ileri sren bu gruplar, Allahn fiilleri szkonusu olduunda kendi kantlarn nakzettiler ve elikiye dtler. Bu noktada bedihiliin kadir olann fiili ile bizzat mucib olan birbirinden ayrdn iddia ettiler. Eer byle bir ayrm sahih ise, Mutezililere kar ileri srdkleri kantlar geersiz olur, Kaderiyecilerin szleri, batl olsa da geersiz olmam olur. Dolaysyla Allahn alemi meydana getirmesi ve alemle ilgili fiiline ilikin syledikleri de iptal olur. Halbuki, bu da kendi iinde batl bir sonutur. nk mmkn nitelikli bir varln varolmasnn yokluuna tercih edilmesinin ancak tam bir tercih edenin bulunmasyla mmkndr, demek ftraten bilinmesi zorunlu olan bir olgudur ve bunun olumsuzlanmasna imkn yoktur. Geneldir ve herhangi bir olguya da zg klnamaz. O halde szn ettikleri bu ayrm batldr. Bu ayn zamanda alemin yaratlmas alemin kendisidir, alem, meydana getirici bir sebep olmakszn yok iken meydana gelmitir, eklindeki szlerini de geersiz klar.

Kulun kudreti ve baka sebepler gibi yce Allahn mahlkat yaratmada kulland olgularn sebep olmadklarn veya onlarn varlklaryla yokluklarnn bir olduunu, ortada sadece, delil ile medlulun mukarin olmas gibi sradan bir mukarin olma durumu olduunu syleyen kimse, Allahn yaratmasnda ve eriatnda bulunan btn sebepleri, hkmleri ve illetleri inkr etmi olur. Ona gre, gz sahip olduu grme gcyle yanaktan ayr deildir ve kalp sahip olduu anlama, alglama gcyle ayaktan ayr deildir ve ate sahip olduu yakma gcyle topraktan ayr deildir. Bunlar, cisimlerin doalarn ve seciyelerini de inkr ederler. Erdemli bir zat yle demitir: Baz insanlar kelmclk yapalm diye sebepleri, gleri ve seciyeleri iptal ettiler, akl sahipleri de onlarn akllarna gldler. Sonra bunlar diyorlar ki: nsan: Ekmek yiyerek doydum.. Su ierek susuzluumu giderdim.. Dememelidir. Bunun yerine: Ekmein yannda doydum.. Suyun yannda susuzluumu giderdim.. demelidir. nk yce Allah doymay ve susuzluu ve bunlar gibi hadiseleri, onlara mukarin olan baka olgularn yannda adeten yaratr, onlarla deil. Bu ise kitap ve snnete aykrdr. nk yce Allah yle buyuruyor: Rzgarlar rahmetinin nnde mjde olarak gnderen Odur. Sonunda onlar, ar bulutlar yklenince onu l bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla trl meyveler karrz. (Araf, 57) Allahn gkten indirip de l haldeki topra canlandrd suda, yeryznde her eit canly yaymasnda... (Bakara, 164) Onlarla savan ki, Allah sizin ellerinizle onlar cezalandrsn. (Tevbe, 14) De ki: Siz bizim iin ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allahn, ya kendi katndan veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. (Tevbe, 52) Gkten bereketli bir su indirdik, onunla baheler ve biilecek daneler bitirdik. (Kaf, 9) O, gkten su indirendir. te biz her eit bitkiyi onunla bitirdik. (Enam, 99) Grmedin mi Allah gkten su indirdi. Onunla renkleri eit eit meyveler kardk. (Fatr, 27) Gkten suyu indiren Odur. Ondan hem size iecek vardr, hem de hayvanlarnz otlatacanz bitkiler. Su sayesinde sizin iin ekinler, zeytinler, hurmalar, zmler ve dier meyvelerin hepsinden bitirir. (Nahl, 10-11) phesiz Allah sivrisei (...) rnek vermekten ekinmez. (...) onunla birok kimseyi saptrr, biroklarn da doru yola yneltir. (Bakara, 26) Gerekten size Allahtan bir nur, apak bir kitap geldi. Rzasn arayan Allah onunla kurtulu yollarna gtrr. (Maide, 15-16) Buna benzer birok ayeti rnek vermek mmkndr. Yine peygamber efendimizin (s.a.v.) hadislerinde de bunun rnekleri oktur.

Sizden biriniz ld zaman mutlaka beni arn ki, onun namazn klaym. nk Allah benim namazm onun iin bir bereket ve rahmet vesilesi klar. (Hakim, 3/591) u kabirler oralarda bulunanlar iin karanlkla doludur. Allah benim onlar iin kldm namazla zerlerine nur gnderir. (Mslim, Cenaiz, 71; Beyhaki, es-Snen-ul Kbra 4/47; Darekutni, Cenaiz, 2/77; Baavi, erhus Snneh 5/362) Buna rnek oluturacak birok hadis vardr. Allahn yaratmasnda takdir edilen sebepleri iptal edenler de bunlara benzerler. Allahn emirlerinin kapsamndaki meru sebepleri iptal edenler, dua ve salih amel gibi eylerden dolay hasl olan hayrlar, ayet takdir edilmilerse, bu etkenlerden ayr olarak gereklemilerdir, eer takdir edilmemilerse, bunlar araclyla gereklemezler, diyen kimselere benziyorlar. Bunlar, peygamberimize (s.a.v.): Ameli brakp kaderimizde yazlanlara gvensek olmaz m? diyen kimseler gibidirler. Peygamberimiz (s.a.v.) onlara u cevab vermiti: Hayr, amel edin, nk kim ne iin yaratlmsa ona uygun ameller ona kolaylatrlar. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader 6) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Hayra ulamada sebepler en byk duadr Es-Snen de belirtildiine gre peygamber efendimize (s.a.v.) sorulmu ki: Ya Resulallah! Ne dersin, ilalarla, okuyup flemeyle, koruyucu dualarla tedavi olalm m? Bunlar Allahn kaderindeki bir eyi bizden savabilirler mi? Peygamberimiz (s.a.v.) buyurmu ki: Bunlar da Allahn kaderindedirler... (Tirmizi, Tp, 21; bni Mace, Tp, 12) Bu yzden baz alimler yle demilerdir: Sebeplere ynelmek tevhid inanc asndan irktir; sebeplerin sebepliini btnyle geersiz saymak akla terstir; sebeplere btnyle srt evirmek eriat inkr etmektir... Yce Allah sebepleri de msebbepleri de yaratmtr. Birini dierinin sebebi klmtr. Bir kimse: Eer bir ey takdir edilmise, sebepsiz olur, eer takdir edilmemise, olmaz, derse, ona verilecek cevap udur: Bir ey sebeplerine bal olarak takdir edilir, sebepsiz deil. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Allah cennet iin halk yaratmtr. Onlar daha babalarnn slbndeyken onlar cennet iin yaratmtr. Ve cehennem iin de bir halk yaratmtr; onlar daha babalarnn slbndeyken onlar cehennem iin yaratmtr. (Mslim, Kader,31; Ebu Davud, Snnet, 17; Nesai, Cenaiz, 85; bni

Mace, Mukaddime, 10; Ahmed 6/208) Bir dier hadiste de yle buyurmutur: Amel edin. Kim ne iin yaratlmsa, bu eyle ilgili ameller ona kolaylatrlr. Mutluluk ehli olanlar, mutluluk ehlinin amelini ilemeye muvaffak olurlar. Bedbahtlk ehli olanlar da bedbahtlk ehlinin amellerini ilemeye muvaffak olurlar. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 6) Buhari ve Mslimde bni Mesuddan (r.a) yle rivayet edilir: Doru szl ve syledii doru kan resulullah (s.a.v.) bize anlatt: Birinizin ana karnndaki yaratl krk gnlk ntfe halinde geer. Sonra krk gn alaka olarak geer, ardndan krk gn bir inem et olarak geer. Sonra ona bir melek gnderilir ve ona drt ey emredilir: Denilir ki: Onun rzkn, amelini, eceleni, mutlu veya bedbaht olacan yaz. Sonra ona ruh flenir. Nefsimi elinde tutan Allaha yemin ederim ki, biriniz cennet ehlinin amellerini iler, nihayet onunla cennet arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr ki, ana rahmindeyken yazlan yaz devreye girer ve kii ate ehlinin amelini iler ve cehenneme girer. Yine iinizden biri ate ehlinin amellerini iler, nihayet onunla cehennem arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr ki, ana rahmindeyken yazlan yaz devreye girer ve o kii cennet ehlinin amellerini ileyerek cennete girer. (Buhari, Kader, 1; Mslim, Kader, 1) Bylece peygamber efendimiz (s.a.v.) birinin en son iledii amelle cennete girdiini, brnn de en son iledii amelle cehenneme girdiini aklyor. Nitekim bir dier hadiste de yle buyurmutur: Ameller sonlar itibariyle deerlendirilirler. (Buhari, Kader, 5; Ahmed, 5/335) nk btn iyilikler irtidat etmekle boa kar ve btn ktlkler de tevbe ile balanrlar. Bunun en gzel rnei, bir kimsenin gn boyu oru tuttuktan sonra, gnein batmasndan nce yemek yemesiyle orucunun, veya namaz klarken namazn tamamlamadan nce bilerek defi hacet etmesiyle de namaznn boa gitmesidir.

Toparlayacak olursak; Selef kua ve bu kuan imamlar Allahn peygamberlerini gnderdii ve kitaplarn indirdii akide zereydiler. Allahn yaratmasna, kaderi dorultusunda emretmesine, kevni ve dini hkmyle teride bulunmasna, kevni ve dini iradesine inanyorlard. Nitekim zerinde durduumuz ayetlerin ilkinde yle buyurmutu: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi de saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Hz. Nuh (a.s.) yle sylemiti: Eer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size t vermek istesem de, dm size fayda vermez. (Hud, 34) Yce Allah "dini irade" hakknda da yle buyuruyor: Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185) Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor. Allah bilendir, esirgeyendir. (Nisa, 26)

Allah size herhangi bir glk karmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size nimetini tamamlamak ister. (Maide, 6)

Selef kua; - Allahn her eyin yaratcs, rabbi ve meliki olduunu, varlklar kudreti ve dilemesiyle yarattn ikrar ettikleri gibi, - Ondan baka ibadete layk ilah olmadn, - Ondan baka hibir eyin ve hi kimsenin ibadet edilmeye layk olmadn da ikrar ediyorlard. - Ona ve resullerine itaat ediyor, - Onu seviyor, - Onun affn umuyor ve Onun azabndan korkuyorlard. - Ona gvenip dayanyorlard, - Onun dostlarn dost ve dmanlarn da dman ediniyorlard. - Allahn emrettiklerini, mmin kullarn sevdiini ve bunlardan raz olduunu da ikrar ediyorlard. - Yine Onun yasaklad eylere ve kfirlere buzettiini, bunlara fkelendiini, gazap ettiini de ikrar ediyorlard. Peygamber efendimizden (s.a.v.) rivayet edilen ve hadis literatrne gre mstefiz dzeyinde olan u hadisin ieriini de ikrar ediyorlard: Yce Allahn bir kulunun tevbe etmesinden dolay duyduu sevin, lm tehlikesinin kol gezdii ssz bir lde, zerinde yiyecei ve iecei de bulunan bineini yitiren, btn aramalarna ramen bulamadktan sonra bir aacn altnda uyuklayan (len uykusuna dalan), uyannca da zerinde yiyecei ve iecei de olduu halde bineini karsnda bulan kimsenin duyduu sevinten ok daha fazladr. Allahn kulunun tevbe etmesinden duyduu sevin, bu adamn bineini bulmaktan dolay duyduu sevinten ok daha fazladr. (Mslim ,Tevbe, 3; Ahmed, 2/316) - Buna gre Allah insanlarn ibadet ettikleri ilahlar, ihtiyalarn gidermesini istedikleri rableridir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Hamd, alemlerin rabbi olan Allaha mahsustur (...) Yalnz sana ibadet eder, yalnz senden yardm dileriz. (Fatiha, 2-5) - O, yardm istenen mabuddur. badette sevginin en st derecesi ile zilletin en st derecesi birleir. Onu, her sevenin sevgilisine kar besledii sevgiden ok daha fazla severler. Nitekim yle buyurmutur:

nsanlardan bazlar Allahtan bakasn Allaha denk tanrlar edinir de onlar Allah sever gibi severler. man edenlerin Allaha olan sevgileri ise ok daha fazladr. (Bakara, 165) - Onlar Allahtan baka kimi severlerse, onu Allah iin severler. Nitekim Buhari ve Mslimde peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: ey kimde varsa, o, imann tadn almtr: Allah ve Resulne kar duyduu sevgi bakalarna kar duyduu sevgiden daha fazla ise, sevdiini Allah iin seviyorsa, Allah kendisini kfrden kurtardktan sonra, tekrar kfre dnmekten atee atlmaktan korktuu kadar korkuyorsa.. (Buhari, man, 9; Mslim, man, 66-67) Tirmizide ve baka kaynaklarda yle bir hadis yer alr: mann en salam ipi Allah iin sevmek ve Allah iin buzetmektir. Kim Allah iin sever, Allah iin buzeder, verdiinde Allah iin verir ve vermediinde Allah iin vermezse iman kemale ermi olur. (Tirmizi, Kyamet, 60) NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Dostluk, sevgi ve onlar inkar edenler Yce Allah da mmin kullarn sever. Sevgisinin en mkemmel rnei, Hz. brahime (a.s.) ve Hz. Muhammede (s.a.v.) bahettii yaratltr. nk yce Allah brahimi (a.s.) dost edindi. Sahih kaynaklarda ve baka kitaplarda peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu belirtilmitir: Allah brahimi dostu edindii gibi beni de dostu edindi. (Mslim, Mesacid, 23) Bir dier hadiste de yle buyurmutur: Eer yeryz ehlinden bir dost edinseydim, mutlaka bu dost Ebu Bekir olurdu. Ancak arkadanz -kendisini kast ediyor- Allahn dostudur. (Mslim, Fedailus Sahabe, 6) Bu yzden ilk kuak mslmanlar ve bu kuan imamlar, ehl-i snnetin ve marifet ehlinin mensuplar yce Allahn kendisinin de sevdii ve sevildii hususunda gr birlii iindedirler. Cehmiye mezhebi ve onlara tabi olan dier gruplar Allahn sevmesini inkr ettiler. Allahn sevmesini ilk inkr eden kii, Cehm b. Safvann eyhi Cad b. Dirhemdir. Halid b. Abdullah el-Kasri Vastta onu bir kurban gibi boazlad. Halid halka yle dedi: Ey insanlar! Kurbanlarnz kesin; Allah kurbanlarnz kabul etsin. Ben de imdi Cad b. Dirhemi kurban edeceim. nk o, Allahn dost edinmediini, Musa ile konumadn iddia ediyor. Allah Cadin dediklerinden mnezzehtir, ycedir.

Sonra yerinden indi ve Cadi bir kurbanlk gibi boazlad. te yukarda iaret ettiimiz gibi, Allahn insanlara imam kld brahimin (s.a.v.) milletinin temeli budur. Allah buyuruyor ki: Bir zamanlar Rabbi brahimi bir takm kelimelerle snam ve onlar tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara nder yapacam, demiti. (Bakara, 124) lerinde doru olarak kendini Allaha veren ve brahimin, Allah bir tanyan dinine tabi olan kimseden dince daha gzel kim vardr? Allah brahimi dost edinmiti. (Nisa, 125) Bu yzden: Allahn sevmesinden maksat, ibadetle Ona yaklalmasn sevmesidir, diyen kimsenin bu szleri elikiden ibarettir. nk kendisine yaklalmasn sevmesi, sevmesinin bir sonucudur. Allah kimi severse, onun kendisine ibadetle yaklamasn sever. Allah kimi de sevmezse, onun kendisine yaklamay sevmesine de engeller. Ama Allah sevdiinden deil, baka bir ama iin Allaha itaat eden, Onun emirlerine uyan kimse, gerekte uruna amel ettii bu amac seviyor. Allaha ibadeti bu amac iin bir vesile klmtr. Sahih bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyuruyor: Cennetlikler cennete girince biri yle seslenir: Ey cennet ehli! Allahn size verdii bir sz vardr; imdi bu szn yerine getirmeyi istiyor. Cennetlikler: Nedir o? derler, Allah yzmz aartmad m, amel terazilerimizi arlatrmad m, bizi cennete yerletirmedi mi, bizi ateten kurtarmad m? Bu srada perde alr, Ona bakarlar. Onlara verdii hibir ey, Ona bakmalar kadar onlara sevimli gelmez. te fazladan dlden maksat budur. (Mslim, man, 181) Bu hadiste, peygamber efendimiz (s.a.v.) Allaha nazar etmenin, yararlandklar btn nimetlerden daha sevimli geldiini haber vermektedir. Kukusuz Allaha baklmasnn sevgisi, Onun sevgisine tabidir. nk Allaha duyduklar sevgiden dolay Ona bakmay sevmilerdir. Kalbinde Allah sevgisi bulunmayan, Allah anmaktan dolay huzur bulmayan, Onu tanmann lezzetine varmayan, Onu anmann ve Ona yalvarmann sevincini hissetmeyen bir mmin yoktur. Kukusuz bu, halkn imannn derecesine gre glenir, zayflar, artar ve eksilir. Kimin iman kamil dzeye ulamsa, bunlardan nimetlenmesi de kemal derecesinde olur. Bu yzden peygamber efendimiz (s.a.v.) Ahmed ve bakalarnn rivayet ettii bir hadiste yle buyurmutur: Sizin dnyanzdan kadn ve gzel koku bana sevdirildi (...) Namaz da benim gz aydnlm klnd. (Nesai, retun Nisa, 10; Ahmed 3/128) Resulullah (s.a.v.): Bizi namazla rahatlat, ey Bilal! derdi. (Ahmed, 5/371) Bu konu baka bir yerde uzunca ele alnmtr. unu sylemek istiyoruz: Allahn mmin kullar, Onu severler. O da onlar sever. Mmin kullarn Allaha ynelik sevgisi, Onun sevdii fiilleri yapmak eklinde kendini gsterir. Nitekim Sahih-i Buharide Ebu Hureyreden peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet

edilir: Allah buyuruyor ki: Kim bir dostuma dmanlk ederse, bana meydan okumu olur. Kulumu en ok bana yaklatran ey, ona farz kldm eyleri yerine getirmesidir. Kulum nafile ibadetler yerine getirmek sretiyle srekli olarak bana yaknlar, nihayet onu severim. Onu sevdiim zaman, onun iiten kula, gren gz, tutan eli, yryen aya olurum. Artk benimle iitir, benimle grr, benimle tutar ve benimle yrr. Benden bir ey istediinde veririm, bana snd zaman, onu korurum. Mmin kulumun cann alrken geirdiim tereddt baka yaptm hibir ite geirmem. nk mmin kulum lmden holanmaz, ben de onu zmek istemem. Ancak lm de onun iin kanlmazdr. (Buhari, er-Rikak, 38) Bu hadiste aklanyor ki, kul, farzlar yerine getirdikten sonra Allahn sevdii nafile ibadetleri yerine getirirse, Allah da onu sever. Buna gre, Allahn kulunu sevmesi, kulun Allahn sevdii eyleri yapmasna baldr. Allahn kendisine ynelik olarak yerine getirilmesini sevdii itaat ve ibadetler, Allahn kendisine ynelik sevgisine tabidir. Bunlar sevmesi de Allahn mmin kullarn sevmesinin sebebidir. Dolaysyla onun mmin kullarna ynelik sevgisi, kendisine ynelik sevgiye tabidir. u halde mminler rablerine hamdediyor ve Onu vgyle anyor olsalar da, Ona ynelik vgy, Onun bizzat kendisini vd gibi yerine getirmi olamazlar. Nitekim sahih bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyuruyor: Allahm! Senin kzgnlndan honutluuna snrm, cezalandrmandan affna snrm, senden sana snrm. Senin kendini vdn gibi, ben seni vemem. (Mslim, Salat, 222) Yine peygamberimizin (s.a.v.) sahih bir hadiste yle buyurduu rivayet edilir: Allahtan daha ok kendisinin vlmesini seven bir baka kimse yoktur. Bu yzden Allah kendisini vmtr. (Buhari, Tevhid, 15-20; Mslim, Tevbe, 32) Esved b. Seri peygamberimize (s.a.v.): Ben rabbime vglerle hamd ediyorum. Peygamberimiz (s.a.v.) ona: phesiz senin rabbin, vlmeyi sever. (Ahmed, 3/435) Buna gre yce Allah kullarn kendisini vmelerini sever, ama Onun kendisine ynelik vgs, kullarn kendisine ynelik vgsnden daha byktr. Kullarn kendisini sena etmelerini de sever, fakat kendisinin kendi zatna ynelik senas ok daha byktr. Kendisine ynelik sevgisi ve tazimi de yle. nk yce Allah kendisini herkesten daha iyi bilir. O btn kemal sfatlarna sahiptir ki, yaratlmlarn akllar bunu kavramaktan uzaktr. Azamet Onun rts, byklk Onun ridasdr. Sahih bir hadiste peygamber efendimizin (s.a.v.) minberin zerindeyken: Onlar Allah hakkyla tanyp bilemediler. Kyamet gn btn yer yz Onun tasarrufundadr. Gkler Onun kudret eliyle drlm olacaktr. O, mnezzehtir (Zmer, 67) ayetini okuduktan sonra yle buyurduu rivayet edilir: Allah yeryzn kabzasna alr, sonra g eliyle drer ve onlar sallar, ardndan yle der: Melik (hkmran, sahip) benim. Kddus benim, selam benim, gvenlik veren benim. Egemen olan benim. Hibir ey deilken dnyay yaratmaya balayan benim. Onu tekrar var edecek benim. (Buhari, Tevhid, 19)

Bir dier rivayette yle buyuruluyor: Allah yce zatn ulular. (Suyuti, ed-Durr-ul Mensur, 5/335) Bu rivayetlerden de anlyoruz ki, yce Allah kendini vyor ve kendine sena ediyor. Zatn ululuyor. O kendi kendine yeter ve bakasna ihtiyac yoktur. Aksine, Ondan baka her ey Ona muhtatr. Gklerde ve yerde bulunan herkes, ondan ister. O, her an yaratma halindedir. (Rahman, 29)

Allah, hibir eye ihtiyac olmayan tektir. Domam ve dourmam olandr. Hi kimse Ona denk deildir. Tevbe edenin tevbesiyle seviniyorsa, nafile ibadetlerle kendisine yaklaan seviyorsa, ne geen ilklerden raz oluyorsa... Hi kimsenin: O bu hususlarda bakasna muhtatr, demesi caiz deildir. nk O, bakasyla kemal bulmaz. O bizzat kemal sahibidir, hibir eksii yoktur. nk bu bakalarn yaratan, onlara yollarn gsteren, sevdii, raz olduu ve sevindii fiilleri ilemelerine yardmc olan Odur. Onun tarafndan sevilen bu eyler, ancak Onun kudretiyle, dilemesiyle ve yaratmasyla meydana gelirler. Mlk Onundur ve Onun orta yoktur. Bata da sonda da hamd Onadr. Hkm Onundur ve dn Onadr. Allahn fiillerinin gerisinde bir hikmet olduunu savunanlarn dayandklar kantlar bunlardr. Allahn hikmeti bu fiillere taalluk eder, Allah bu hikmetten dolay o fiilleri sever, onlardan raz olur ve bu hikmetten dolay onlar yapar. Allahn fiillerinin bir hikmete dayandn savunanlar demilerdir ki: Byle bir anlay, Allahn, nceden eksik iken bakalaryla kemal bulmasn gerektirir, diyenlerin szlerine verilecek birka cevap vardr: NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

Allah'a eksiklik yaktranlara birka cevap Birincisi: Bu dnce, her eyden nce Allahn yapt eylerce rtlmtr. Yaplan eyler iin cevap olan bir ey, bu dnceye de cevap olur. nk varlk aleminde ancak yapt eylerle kemal bulan bir fail gzlemleyemiyoruz.

kincisi: Allahn kemali, ezelden fiili ilemeye bir hikmete mebni olarak kadir olmas demektir, diyorlar. Eer Onun buna kadir olmad takdir edilirse, eksik olduu sonucu ortaya kar. ncs: Allah, bakasyla kemal bulur, diyenin bu sz batldr. nk bu bakas mutlaka Onun kudreti ve dilemesiyle meydana gelmitir. Bu hususta da Onun orta yoktur. u halde bu hususta hi kimseye ihtiyac yoktur. Buna ramen Allah, bakasna muhta olmadan iledii fiiliyle kemal bulmutur, denilirse, bu, tpk Onun sfatlaryla veya zatyla kemal bulduunu sylemey benzer. Drdncs: Bundan nce eksikti. diyenin szne gelince; eer bununla yenilenen eyin yokluunu kast ediyorsa, bunu kabul etmemize imkn yoktur. nk bir eyin, hikmetin varln gerektirdii vakitten nceki yokluu eksikliktir. Eer Onun eksikliiyle bundan baka bir anlam kast ediyorsa, byle bir karsamaya da imkn yoktur. Bilakis yle sylenmesi gerekir: Bir eyin, hikmetin varln gerektirdii vakitten nceki yokluu, kemalin bir gstergesidir. nk varl uygun olann yokluu eksikliktir. Ayn ekilde varl uygun olmayann varl da eksiklik gstergesidir. Bundan da anlalyor ki, hikmetin yokluklarn gerektirdii bir vakitte bu eylerin var olmas eksikliktir, yokluklar deil. Bu yzden yce Allah kemalini ieren subuti sfatlarla mevsuftur. Ayn ekilde kemalini ieren selbi sfatlarla da mevsuftur. Dolaysyla Allah asndan olumsuzlanmas gereken bir eyin yokluu Onun kemalini ifade ettii gibi, olumlanmas gereken bir eyin varl da Onun kemalinin gstergesidir. Sfatlarla ilgili olarak yaptmz bu deerlendirme anlald zaman, fiiller ve baka hususlarla ilgili olarak da geerli olduu anlalr. Nitekim insan asndan da baz zamanlarda baz eylerin onunla ilgili olarak var olmalar, onun iin bir kusur ve ayp saylrkan, dier baz zamanlarda bunlarn varlklar onun iin kemal ve vn vesilesi saylrlar. Tpk bir zaman zararl saylrlarken, baka bir zaman yararl saylmalar gibi. Beincisi: Hadiseleri bir hikmete dayal olarak meydana getirme gcne sahip biri ile bunlara gc yetmeyen bir bakasn takdir ettiimiz zaman, akln tartlmaz bir gereklii olarak anlalr ki-bunlara g yetiren daha mkemmeldir. Bununla beraber, hadiselerin varlklar, ancak kadim olmayan olaylar olmalar durumunda sz konusudur. Bunlara g yetiren kudret daha mkemmel olduuna gre ve bu g yetirilen eyler de sondan olma varlklar olduklar halde varlklar kemal saylr. Bundan nceki yokluklar da bu kemalin btnleyici bir unsurudur. nk kemalin varlnn art olan imknszn yokluu da kemaldir. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

nsanlarn frkaya ayrlmas

Szn ettiimiz bu grup, bu noktada ayr frkaya blnyorlar. Birinci Frka: Allahn iradesi, sevgisi, rzas ve benzerleri kadimdirler. O, mmin olarak leceini bildii kimseden ezelden beri razyd. Kfir olarak leceini bildii kimseye de ezelden beri fkeliydi. Nitekim Kulabiyye, hadis ehli ve sofular da bu grtedirler. Bunlar asndan, hadiselerin olmas teselsl gerektirmez; ancak sevilen hikmet meselesi erevesinde bunlarla tartan gruplarn byk bir ksm bu noktada onlara itiraz etmektedirler. Nitekim irade konusunda da onlara itiraz etmilerdir. tiraz edenler diyorlar ki: Madem ki irade ezelden beri vard ve kadimdir, ayrca btn zamanlar ve btn hadiselerle mnasebeti ayn dzeydedir, bu demektir ki, btn zamanlar iinde bir zaman bir olua, btn yaplmlar iinde de bir yaplma zg klmak, zg klmay gerektirici bir etken olmakszn gerekletirilmitir. Bunlar da itirazclara u karl vermilerdir: radenin bir zellii de zg klnmasdr. Bu sefer itirazclar yle demiler: radenin zellii zg klnmann cinsidir. Fakat u muayyen eyi u muayyen ey karsnda zg klmak iradenin bir gerei, vazgeilmezi olamaz. Bilakis bunlardan birini iradeyle brne gre zg klmay gerektiren bir sebebin olmas kanlmazdr. Bir insan kendi iinde bir eyi zg klma duygusunu hissedebilir. Ancak bu insan bilir ki, undansa unu zg klmas, zg klmay gerektiren bir sebebe dayanmaktadr. Ancak iradesinin gerekleebilecei her a birbirine eit olsayd, btn benzerleri iinde birinin zg klnmasnn imkn olmazd. nk bu, tercih edeni olmayan tercih olurdu. Byle bir ey de caiz grld zaman yaratcy ispat etmenin kaps kapanm olur. Diyorlar ki: Bunun zerinde dnen, baklarn meselenin derinliklerine ynelten kimse gerei anlar. Ama bakasnn szn, iin asln aratrmadan tekrarlayan bir kimse de doal olarak meseleye itirazn srdrecektir. Cumhurun bunlara kar syledii ise udur: Diyelim ki, sylediiniz gibi, yce Allah ezelden beri, yapaca eyden yapma-sndan nce razyd, onu seviyordu ve onunla seviniyordu; acaba bu eyi yapt zaman, onu yapmasyla sevdii, raz olduu ve sevindii bir hikmet de hasl olur mu, yoksa ezelde olandan baka bir ey hasl olmaz m? Eer, ezelde olandan baka bir ey hasl olmaz, derseniz, size yle denir: Bu demektir ki, o ey, yapt eyleri ihdas etmesi olmakszn hasl olmulardr. Bylece yaplm eylerin, brnn hasl olmas iin yaplmalar imknsz olur. nk sizin bu sznz, yaplm eyler, Allahn meydana getirdii bir sebep olmakszn meydana gelmilerdir, anlamn ierdii gibi, Onun bunlar, sevdii ve raz olduu bir hikmet olmakszn yapt, anlamn da ieriyor. Ardndan unu diyorlar: Dolaysyla sizin bu szleriniz, bir fiilin gereklemesini mmkn klan mukarin iradenin, sevginin ve hikmetin olumsuzlanmas anlamna gelir. kinci Frka: Fiile taalluk eden hikmet, Allahn dilemesi ve kudretiyle hasl olur. Tpk fiilin Onun dilemesi ve kudretiyle hasl olmas gibi. Ardndan unu sylyorlar: Eer bu, Allahn zatyla kaim olursa, bu, Onun haber verdii sair sfatlarnn ve fiillerinin Onunla kaim olmas gibidir. Mutezile ise, sfatlarn ve fiillerin Onunla kaim olmasn olumsuzlar ve sfatlar araz, fiilleri de sonradan olma (hadis) olarak isimlendirir. Bundan da u sonucu karyorlar: Araz ve

hadis eyler Onunla kaim olmaz... Onlarn bu szlerinin gerek anlamn bilmeyenler de onlarn Allah eksikliklerden, ayplardan ve kusurlardan tenzih ettikleri vehmine kaplrlar. Kukusuz yce Allahn her trl ayptan, eksiklikten ve kusurdan tenzih edilmesi gerekir. nk O, kddustur, selamdr ve sameddir. Yani her trl kemal sfatna sahip olmak bakmndan eksiksizdir. Bu yle bir kelamdr ki, kullarn bunu btn gerekliiyle kavramalarna imkn yoktur. Her trl noksanlktan mnezzehtir ve bu yle bir mnezzehliktir ki, kullarn bu mnezzehliin kemaln idrak etmeleri imknsdr. Bir varlk asndan eksiklii gerektirmeyecek ekilde kemal nitelii gereklemise, bilinmelidir ki, yce yaratc bu hususta Ondan daha ok kemal sfatna layktr ve ondan daha mkemmeldir. Bir mahlk herhangi bir noksanlktan tenzih ediliyorsa, bilinmelidir ki, yce yaratc Ondan daha mnezzehtir, bu eksiklikten tenzih edilmeye, beri klnmaya ondan daha ok hak sahibidir. Osman b. Said ed-Darimi, Ebu Cafer et-Taberi ve Ebu Bekir el-Beyhaki gibi birok kanaldan, Ali b. Ebu Talhann bni Abbasa dayanarak es-Samed kelimesini yle akladn rivayet etmitik: Efendiliinde kemale ermi efendi, erefinde kemale ermi erefli, azametinde kemale ermi azim, hikmetinde kemale ermi hikmet sahibi, zenginliinde kemale ermi zengin, ceberutunda kemale ermi cebbar, ilminde kemale ermi alim, hilminde kemale ermi halim.. eref ve stnln her trnde kemale ermi zat yani. O da yce Allahtr. Bu sfatlar da Ondan bakasna yaramaz. Onun dengi yoktur, Ona benzeyen hibir ey yoktur. Bir ve kahhar olan Allah mnezzehtir. (bni Cerir, 30/223, Beyhaki, el-Esma ves Sfat 1/108) Samed kavramna ilikin bu tefsiri Abdullah b. Ebu Salih Muaviye b. Salihten, o Ali b. Ebu Talha el-Valibiden rivayet etmitir. Fakat denilmitir ki: Ravi bu tefsiri bni Abbastan dinlemi deildir, bilakis byle bir tefsir selef alimlerinden sabittir. Said b Cbeyrin Samed kavramn yle aklad rivayet edilmitir: Sfatlar ve fiilleri bakmndan kamil olan... Ebu Vail akik b. Selemenin yle dedii rivayet edilir: Samed, stnlnn en son snrnda olan efendi demektir. Bu ve benzeri grlerle Said b. Mseyyeb, Said b. Cbeyr, el-Hasan, es-Sddi ve ed-Dahhak gibi selef ulemasnn biroundan aktarlan- samed, boluu olmayan demektir, eklindeki aklama ile elimezler. Bu son aklama Abdullah b. Mesuddan ve Abdullah b. Breydeden, o da babasndan mevkuf ve merfu olarak rivayet etmitir. Baka yerlerde uzun uzadya akladmz gibi, samed kavramna ilikin bu yorumlarn her ikisi de gerektir. Araz kelimesi szlkte insana arz olan hastalk ve benzeri eylere denir. Ayn ekilde havadis ve muhaddesat kelimelerinden de insann meydana getirdii yerilmeyi gerektiren fiiller ve meru olmayan bidatlar anlalr. Ya da insanda meydana gelen hastalk ve benzeri eyler anlamn ifade eder. Yce Allah, bunlardan ok daha basit, az buuk noksanlk ima eden niteliklerden dahi tenzih etmek gerekir. Byleyken bu gibi olgulardan tenzih edilmez mi? Ancak Mutezililer, Allah araz ve havadisten mnezzehtir, derken asl maksatlar Onun sfatlarn ve fiillerini olumsuzlamaktr. nk onlara gre, bilgi, kudret, meiyet, rahmet, sevgi, rza, sevin, yaratma, ihsan, adalet, gelme, varma, inme, istiva etme gibi olgular Onunla kaim deildirler. Ayn

durum yce Allahn dier sfat ve fiilleri iin de geerlidir. Mslmanlarn byk ounluu bu hususta onlarla ihtilaf halindedir. Baz gruplar sfatlar hususunda onlarla tartrlarken, fiiller konusunda ihtilaf etmemektedirler. Baz gruplar sfatlarn bir ksm hakknda onlarla tartrlarken, dier baz sfatlarla ilgili olarak onlardan farkl dnmemektedirler. Baz gruplar kadim fiil hakknda onlarla tartmakta ve: Edilmi ve sonradan olma olsa da Allahn kadim fiilidir, demektedirler. Kimileri de irade hakknda byle bir aklama getirmektedir. Baka yerlerde bu grleri, bu grleri savunanlar ve bunlara ilikin kantlarn uzun uzadya ele aldk. Bizim maksadmz burada sz edilen soruya gruplarn verdikleri cevaplar ana hatlaryla insanlarn dikkatlerine sunmaktr. Bu ikinci gruba: Daha nce yokken meydana gelen bir hikmeti ispat ettiiniz zaman, zincirleme oluu da kabul etmi olmuyor musunuz? diye sorulduu zaman, u cevab verirler: Bu hikmetin meydana gelii ile ilgili olarak syleyeceklerimiz, Allahn meydana getirdii sair edilmilerin meydana gelii hakknda syleyeceimiz szden farkl olmayacaktr. Biz bu balamda Allahn nceden yokken baz hadiseleri meydana getirdiini kabul edenlere hitab ederiz. Biz, O, hadiseyi sonradan olma bir hikmetle meydana getirir, dediimiz zaman, artk bu, zincirleme oluu gerektirir, diyemez. Aksi taktirde ona u karl veririz: Hikmeti takip eden olayn oluu hakknda sylenecek sz, ayniyle hikmetin oluu hakknda da geerlidir. Senin buna verecein cevap neyse, o, ayn zamanda bizim de cevabmzdr. nc Frka: kinci grup birinci grupla tartnca, hadis, fkh, tasavvuf ve kelm imamlarndan oluan nc grup onlara yle demilerdir: Bu, cedelle ilgili zorunlu bir kanttr. Sizin elinizde bu zincirleme oluu olumsuzlayacak ne eri, ne de akli bir kant vardr. Bilakis zincirleme olu iki trl olduu gibi, devir de iki trldr. Birincisi, illetler ve malullar hususunda zincirlemedir ki, bu, ilim ehlinin ortak gryle imknszdr. kincisi, artlar ve sonularla ilgili zincirleme olutur. Bunun caiz oluuyla ilgili olarak da mslmanlar ve baka zmreler iki gr ileri srmlerdir. Kelm, hadis ve felsefe ehlinden bazlar bunu caiz grrler. Selef kua ve Allah dileyince her zaman kelm sfatna sahiptir ve Allahn meiyetine ve kudretine taalluk eden fiiller ve benzeri eyler daima Onunla kaimdirler, diyen imamlar da bunu caiz grenler arasnda yer alrlar. Bu gruplar, hasmlarnn sonularn zincirleme oluunu olumsuzlamak, gemi zamanda mtenahi olan bir eyin varlnn imknszln ortaya koymak hususunda ileri srdkleri kantlarn zayfln ortaya koymulardr. Birinin fazla olmasna ramen iki cmlenin mtabk oluu ile ilgili kant ve ift ve tek kant gibi. Ki bu gruplar bunlarn yanlln ortaya koymulardr ve gelecekte de hadiselerin meydana geliini gstererek bu kantlarn elikili olduklarn gzler nne sermilerdir. Yine sz konusu kantlarnn yanlln, saylarn dizilii, Allahn g yetirdikleriyle birlikte bildikleri gibi

baka yerlerde uzun uzadya aklanan kantlar araclyla ortaya koymulardr. Devir de iki trldr. Bir eyin nde ve ne gemilii eklindeki bir daire imknszdr. u ancak undan sonra, u da ancak undan sonra olur gibi. Buna illetler dairesi de denir. Olgularn beraberlii ve mukarinlii eklindeki bir daire ise, yle izah edilir: u ancak ununla beraber olur, u da ancak ununla beraber olur. Buna da artlarn ve izafeler ve mtelazim olgular dairesi diyoruz. Byle bir devir caizdir. te bata zikrettiimiz soruya eitli gruplarn verdikleri cevaplar bunlardan ibarettir. Bunun sonucunda eitli grler ortaya kt. Birincisi: Allahn fiillerinin de hkmlerinin de illetlerinin olmadn belirtenlerin gr. kincisi: Bunlarn illetlerinin olduunu syleyen, ama mefullar arasnda onlardan ayr ve farkl illetler ngrenlerin gr. ncs: Bunlar Allah ile kaim ve kadim olgularla illetlendirenlerin gr. Drdncs: Bunlar Allah ile kaim, Onun kudretine ve dilemesine taalluk eden olgularla illetlendiren, ancak cinslerinin hadis (sonradan olma) olduunu syleyenlerin gr. Beincisi: Bunlar Allahn dilemesine ve kudretine taalluk eden olgularla illetlendirenlerin gr. Bunlar unu da sylyorlar: Eer hikmetin gerektirdii fiil, tr olarak hadis ise, hikmet de yledir. Eer dilemesine taalluk eden bir sz veya fiilin Onunla kaim olduu ve bunun ezelden beri byle olduu takdir edilirse, hikmet de bu nitelikte olur. Dolaysyla iindeki paralar hadis olsalar da tm olarak tr kadim olur. Aslnda hasrediciyi blmek sretiyle de sz konusu soruya cevap vermek mmkndr. yle ki: Yce Allahn daima daha nce olmayan olgular var ettii kuku gtrmez bir gerektir. Dolaysyla meydana gelen bu fiillerin bir balanglarnn olmas zorunlu olacaksa, balang itibariyle sonsuz olmamalar caiz olduu gibi, sonlar itibariyle de sonsuz olmamalar da caiz olacaktr. Bunlarn balanglarnn olmas gereklilik olarak ortaya karsa, bu durumda hadiselerin zincirleme olu sz konusu olmakszn olularnn mmkn olduu da ortaya kacaktr. Biri dese ki: Eer Allah sonradan olma (muhdes) bir illetle bir fiili iliyorsa, bu illetin oluu ile ilgili olarak sylenecek ey, malulunun oluu iin de geerli olur. Bu da zincirleme oluu kanlmaz klar. Bu taktirde verilecek cevap udur: Hadiselerin balanglarnn olmas gerekir. Eer Allah bir fiili bir hikmete dayal olarak ilerse ve bu fiil de, hikmeti de sonradan olmadr. Ancak sonradan olma bir illetin sonradan olma bir illetinin olmas zorunlu deildir. Hadiselerin balanglarnn olmasnn caiz grlmemesi durumu baka. Ancak hadiselerin balanglarnn olmas caiz grldnde byle bir sorunun da anlam kalmaz. Hadiselerin balanglarnn olmasnn caiz grlmesi durumunda byle bir sonu kyorsa, vacip grlmesi durumunda byle bir sonucun kmas ok daha gerekli olmaz m? Eer: Mslmanlara, dier dinlerin mensuplarna ve hatta insanlarn byk bir ksmna gre hadiselerin son itibariyle sonsuz olmamalar caiz olduu gibi balang itibariyle de sonsuz olmamalar da caizdir, denilse, bu hususta bizim syleyecek bir szmz yoktur. Fakat baz bidat

gruplar buna kar kmlardr. Bunlardan Cehm b. Safvan gibileri cennet ve cehennemin yok olacan sylemilerdir. Ebul Hzeyl gibileri de cennet ehlinin hareketlerinin yok olacan sylemilerdir. nk szn ettiimiz bu iki kii, hadiselerin cinslerinin sonlarnn olmasn zorunlu grrler, balanglarnn olmasn da zorunlu grdkleri gibi. Fakat hadiselerin balanglar hususunda onlarla ayn gr paylaanlarn byk ounluu, hadiselerin sonlar hususunda onlara muhalefet etmiler ve: Hadiselerin balangc vardr, ama sonlar yoktur, demilerdir. nc bir grup da, hadiselerin ne balangc vardr, ne de sonu vardr, demilerdir. Bu gr de mslman gruplar arasnda bilinen grlerdir. Bu aklamalar yaparken maksadmz udur: Cevap iki taktir esasnda belirginleiyor. Buna gre, hadiselerin balang itibariyle nihayetlerinin olmamasn caiz grenler, hadiselerin zincirleme olularn da caiz grrler. Diyorlar ki: Bu ise, sonular ve artlarn zincirleme oluunu dourur. lletler ve messirlerin zincirlemesini deil. Oysa imknsz olan birincisi deil, ikincisidir. Buna kar kanlarsa unu diyorlar: Kelm ehlinin ilk kua ile son kua, hadis ehlinin ilk kua ile son kua tarafndan dile getirildii gibi, bu, ikinci kkn imknszlna ilikin bir kant oluturmaz. Hadiselerin balanglarnn olmasn gerekli grenler, mefulun (yaplm) meydana gelii hakknda dediklerini illetin meydana gelii hakknda da diyorlar. nk onlara gre, bu anlamda ikisi arasnda bir fark yoktur. Aslnda mevzuyu hasredici cevaplardan biri de udur: Allahn yaratmasn bir illete dayandrmak ya caizdir, ya da deildir. Eer caiz deilse, bu, ilk kkn vurgulanmas anlamna gelir. Bu taktirde de buna abes demenin imkn yoktur. Msemma bunu abes olarak isimlendirirse, bu isimlendirmesi abes olmayaca gibi, gerekleen ey asndan da bir ayp saylmaz. nk biz illetlendirmenin imknsz olmas ihtimalini esas alarak konuuyoruzdur. lletlendirme imkansz olduu zaman, bunu sylemek bir zorunluluk halini alr. Msemma artk diledii ekilde onu isimlendirebilir. ayet Allahn yaratmasn bir illete dayandrmak caiz grlrse, bunun da hadis bir illete dayandrlmas ya caiz olur, ya da olmaz. Eer bu caiz deildir, denilirse, illetin kadim olmas gerei ortaya kar. Bu taktirde de malulun kadim olmas imknsz olur. nk biz byle bir durumda yaplan ve hadis olan bir eyin kadim bir illetle illetlendirilmesinin caiz olmas ihtimalini esas alarak konumu oluruz. Eer bunun sonradan olma bir illetle illetlendirilmesi caizdir, denilirse, bunu sylemek de mmkn olur. Ya da yle demek gerekir: Hadiseleri faile ait sonlu bir illetle gerekelendirmek gerekir ki, takdir edilmi ve irade edilmi olsa da, bir hikmete dayal olarak onunla kaim olmas gereken sonradan olma bir eyin onunla kaim olmasn gerektirmesin. Eer birincisi kabul edilirse bu, sonradan olma illetin ondan ayr olmasn gerektirir. Bu taktirde de failin, olmayan hadiseleri, kendisinden bakas tarafndan meydana getirilmi bir illete dayal olarak, hem de hadiselerin evvelini gerektiren bir sebebin oluu ve de meydana getiricinin meydana getirileni yapmas da sz konusu olmakszn, yapmas gibi bir durum zorunlu olarak ortaya kar. Eer denilse ki: Aksine kendisine dnk olmayan bir anlam sz konusu olmakszn hadiseleri meydana getirmesi caiz deildir, bilakis, hadiselerin meydana geliinde sebep ve hikmet roln oynayan eyin onunla kaim

olmas gerekir. Bu taktirde de bunu syleme gerei doar. Ya da yle denir: Bu zincirleme oluu gerektirir veya gerektirmez. Eer, gerektirmez, denilirse, zincirleme olu da zorunlu olmaz ve saknca da ortadan kalkm olur. ayet, zincirleme olu gereklidir, denilirse, bu taktirde de zincirleme olu sakncal olmaktan kar. nk esas alnan taktir udur: Zincirleme oluu gerektirse de Allahn fiillerini sonradan olma bir illete dayal olarak gerekelendirmek caizdir. Bilindii gibi, caiz olan bir olgu imknsz olan bir olguyu gerektirmez. nk eer imknsz gerektirirse, bu, onun, kendisi asndan caiz olsa da, bakasnn etkisiyle imknsz olduunu gsterir. Takdir edilen udur: Bu, mutlak olarak caizdir ve imknsz olmasn gerektiren bir durum yoktur. Bir ey de imknsz olmasn gerektiren bir ey olmadan mutlak olarak caiz olursa, sabit oluunu imknsz klan bir ey de onunla beraber gndeme gelmez. Bu taktirde de zincirleme oluun imknsz olmay ortaya kar. te bu, grlerden herhangi birini bizzat gerekli grmeden soruya verilmi bir cevaptr. Bilakis biz, meselenin znde bir saknca olmadn genel olarak aklyoruz. Fakat soru, tmn olumsuzladmz fiilin abes oluunun, yaplm eyin kadim oluunun ve zincirleme oluunu gerektiren alt nermesine dayanyor. Dolaysyla birinci grn sahibi bunun abes olmay gerektirdiini kabul etmiyorum, ikinci grn sahibi, bunun yaplan eyin kadim olmasn gerektirdiini kabul etmiyorum. nc grn sahibi de, bunun zincirleme oluu gerektirdiini, ya da sonular asndan zincirleme oluun imknsz olduunu kabul etmiyorum, diyor. Bunlar, gndeme gelmesi zorunlu olan drt imknszdr ve bunlarn tmnn birden fasit olmas da imknszdr. Bilakis, bunlardan birinin mutlaka sahih olmas gerekir. Hangisinin doru olduu ortaya karsa, soru da anlamn yitirmi olur ki, maksat da budur. nk akli bir taksim, sz edilen bu ksmlarn snrlandrlmasn gerektirir. Artk bir kimse bu ksmlardan hangisini daha yakn gryorsa, dncesini ona dayandrr. Biz, bu meselenin temel prensipleriyle, bu prensiplerin gerektirdii sonularla ve baka gruplarn bu konuyla ilgili serdettikleri dnceleriyle ilgili grlerimizi geni bir ekilde sunduk. Buras bu aklamalar uzunca ele almann yeri deildir. Burada bizim maksadmz mslmanlarn birliini savunmaktr. nk bu soru, alemin kadimliini savunan gruplarn ortaya attklar fikirlerden birini oluturuyor. Biz, alemin kadim olduunu savunanlarn phelerine cevap vermek maksadyla kaleme aldmz kitabmzda buna ilikin deiik cevaplara yer vermitik. Bunlara verilecek cevaplardan biri u olabilir: Bu soru srf alemin meydana geliine zg deildir. Bilakis varlk aleminde meydana gelen her hadiseyle ilgili olarak gndeme gelebilir. Meydana gelise, gzlemlenen somut bir olgudur. Akl banda olan herkes bu konuda gr birlii iindedir. Dolaysyla bir kimse gklerin ve yerin meydana geliiyle ilgili olarak bu soruyu ortaya atarsa, ona kar ayn soru, gzlemlenen hadiselerin oluuyla ilgili olarak ortaya atlr. Biz, her grubun bu balamda dayand kantlarn cinsine dikkat ektik. Fakat bu meseleyi bir de gruplarn cevaplar balamnda yeniden ele almak bu bir ka sayfaya smaz. Zaten konunun ak da

bylesi geni apl bir deerlendirmeyi kaldrmaz. Bu yazlanlar anlayan bir kimse iin konunun kaps alm saylr. Dolaysyla buna benzer baka meseleleri irdelemekle konunun btnn kavramasna imkn vardr. nk bu konuyla ilgili aklamalar tedrici olarak irdelemek gerekir, bir makamdan brne geerek yani. Ancak bu tedricilikle maksada eriilebilir nk. Aksi taktirde grlerin kantlarn ve yntemlerini, kar kan gruplarn verdikleri cevaplar iyice zmsemeden bu konuyla ilgili olarak ortaya atlan grlere patavatsz bir ekilde hcum ederse, bunlar hi de gerekmedii halde, tasdik etmektense, reddedip yalanlamaya daha yakn olur. Bu nedenle bu gibi mkl meseleleri ele alrkan her grn dayand kantlar, kar tarafn argmanlarn birer birer incelemek gerekir. O zaman yce Allahn doru yola iletmeyi diledii kimse iin bu konuyla ilgili hak yol belirginlemi olur. Allah bir kimseye nur vermemise, onun nuru olmaz. Allah hakk syler ve doru yola iletir. Allah en iyi bilen ve en hikmetli olandr. Alemlerin Rabbi olan Allaha hamd olsun. Salat ve Selam Hz. Muhammedin, ehl-i beytinin ve ashabnn zerine olsun. NDEKLER YCE YARATICININ SAPTIRMASI VE HDAYETE ERDRMES

ALLAH, KULLARININ GNAH LEMESN RADE EDER M ETMEZ M? Soru: Allah kullarnn gnah ilemesini irade eder mi etmez mi? Cevap: rade mcmel bir kavramdr ve iki anlam vardr: 1) - Bununla yce Allahn yaratt eye ynelik dilemesi kast edilir. 2) - Allahn emrettii eye ynelik sevgisi ve rzas kast edilir. Eer soruyu sorann maksad, Allah gnahlar sever, onlardan raz olur ve onlar emreder ise, Allah bu anlamyla gnah irade etmez. nk Allah fesad sevmez, kullarnn kfr ilemelerine raz olmaz ve irkin hayaszl (faha) emretmez. Bilakis kullarna yasaklad eylerle ilgili olarak yle der: Btn bu saylanlarn kt olanlar, Rabbinin nezdinde sevimsizdir. (sra, 38) ayet soru sorann maksad, gnahlar da Allahn diledii ve yaratt eylerin kapsamna girerler, ise, uras muhakkaktr ki, yce Allah her eyin yaratcsdr. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz.

Varlk aleminde de ne olmusa Onun dilemesiyle olmutur. Yce Allah bir yerde masiyeti irade ettiinden sz eder. Bir baka yerde de bunu irade etmediinden sz eder. Birincisinde maksat, Allahn onu yaratmay dilemesidir. kincisinde ise, bir emir olarak onu sevmediini ve ondan raz olmadn kast eder. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi de saptrmak isterse kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Hz. Nuhun (a.s.) u szn bize aktarr: Eer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size t vermek istesem de, dm size fayda vermez. O sizin Rabbinizdir. (Hud, 34) Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185) Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor. Allah bilendir, esirgeyendir. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; ehvetlerine uyanlar ise bsbtn yoldan kmanz isterler. Allah sizden yknz hafifletmek ister; nk insan zayf yaratlmtr (Nisa, 26-28) Allah size herhangi bir glk karmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size nimetini tamamlamak ister. (Maide, 6) Ey ehl-i beyt! Allah sizden, sadece gnah gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. (Ahzab, 33) NDEKLER ALFABETK FHRST

KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI Kulun Rabbinden Bakasna Umut Balamamas Kulun Rabbinden bakasna umut balamamas sznn izah Btn hayr ve nimetler Allah'tandr Felsefeci ve mneccimlerin akladklar baz sebepler Hareketlerin izah Kulun gnahndan baka bir eyden korkmamas sznn izah Sebeplerin en by dua ve tevekkldr Adem ile Musa'nn tartmas Kader konusunda yanlanlar NDEKLER ALFABETK FHRST

Kulun Rabbinden Bakasna Umut Balamamas Soru: Hz. Alinin (r.a): Kul Rabbinden bakasna kesinlikle umut balamamaldr ve gnahndan baka bir eyden de asla korkmamaldr. sznn anlam nedir? Cevap: Allaha hamd olsun. Bu sz Emirulmminin Ali b. Ebu Talibten (r.a) rivayet edilir. En gzel, en vurgulayc ve en kapsaml szlerden biridir. nk mit hayrla ilgili bir eylemdir. Korku ise, ktlkle ilgili olur. Kula, gnahlarndan dolay ktlk iliir. Nitekim Allah yle buyurmutur: Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iledikleriniz yzndendir. Allah ounu affeder. (ura, 30) Nerede olursanz olun lm size ular; sarp ve salam kalelerde olsanz bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa Bu Allahtan derler; balarna bir ktlk gelince de Bu senden derler. Hepsi Allahtandr de. Bu adamlara ne oluyor ki bir trl laf anlamyorlar! Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. (Nisa, 78-79)

nsanlarn birou bu ayette geen iyilik ve ktlkten maksadn ibadet ve gnah olduunu sanyor. Sonra da Kaderiyeciler bu zanna dayanarak Hepsi Allahtandr szn kant olarak ileri sryorlar. Bu sefer de Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. sz karlarna kyor. Kaderi btnyle olumsuzlayanlar ise, bu ikinci ayeti, grlerinin kant olarak ileri sryorlar ve doal olarak da byk bir yanlgnn iine dyorlar. nk onlarn mezheplerinin esasn kul, tm amellerinin yaratcsdr sz oluturuyor. Ve Hepsi Allahtandr sz onlarn bu anlaylarn rtyor. Her iki grubun yanllnn sebebi, yukarda iaret ettiimiz gibi, ayette geen iyilik ve ktln ibadet ve gnah anlamnda kullanldn sanmalardr. Oysa szn ettiimiz ayette geen iyilik ve ktlkten maksat, nimetler ve musibetlerdir. Nitekim aadaki ayetler de iyilik ve ktlk kavramlar bu anlamda kullanlmtr: Belki dnerler diye onlar iyilik ve ktlklerle imtihan ettik. (Araf, 168) Onlara bir iyilik gelince, bu bizim hakkmzdr, derler; eer kendilerine bir fenalk gelirse Musa ve onunla beraber olanlar uursuz sayarlard. (Araf, 131) Size bir iyilik dokunsa, bu onlar tasalandrr; banza bir musibet gelse, buna da sevinirler. (Al-i

mran, 120) Onlar her trl ktlklerden koru. (afir, 9) Buna benzer birok ayeti rnek olarak gstermek mmkndr. zerinde durduumuz ayette yce Allah mnafklar yeriyor. nk onlar, cihad ve benzeri ilh emirleri yerine getirme hususunda ar davranyor, yksnyorlard. Bu esnada bir rzk, zafer veya esenlik elde etselerdi. Bu Allahtan derlerdi. ayet balarna yoksulluk, ezilme veya hastalk gibi bir musibet gelseydi. Bu senden ey Muhammed! derlerdi, senin bize emrettiin dinin yznden byle bir ey bamza geldi. Tpk Firavun kavminin Musaya (a.s.) dedikleri gibi. Yce Allah onlarn Musa karsndaki bu tavrlarn bize yle aktaryor: Onlara bir iyilik gelince, bu bizim hakkmzdr, derler; eer kendilerine bir fenalk gelirse Musa ve onunla beraber olanlar uursuz sayarlard. (Araf, 131) Ve tpk kfirlerin sa peygamberin (a.s.) elilerine: Dorusu siz bize uursuz geldiniz. (Yasin, 18) nk kfirler ve mnafklar, iledikleri gnahlar yznden, balarna bir musibet geldii zaman, bunu mminlerin kendilerine uursuz gelmelerine balarlard. Burada yce Allah, iyiliin kendisinden olduunu ve bu iyilii onlara kendisinin ltfettiini, balarna gelen musibetin de onlarn iledikleri gnahlarnn yznden olduunu aklayarak bu yaklamlarnn yanl olduunu ortaya koyuyor. Nitekim bir baka ayette de yle buyurmutur: Sen onlarn iinde iken Allah, onlara azap edecek deildir. Ve onlar mafiret dilerlerken de Allah onlara azap edici deildir. (Enfal, 33) Bu ayette ulu Allah mafiret dileyenlere azap etmeyeceini aklyor. Mafiret dileme, azabn sebebi olan gnah siler, azab savar. Ebu Davud ve bni Mace snenlerinde peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Kim mafiret dilemeyi arttrrsa, Allah ona her kederden bir kurtulu yolu, her skntdan bir k kaps var eder ve beklemedii yerden onu rzklandrr. (Ebu Davud, el-Vitr, 26; bni Mace, el-Edeb, 57; Ahmed, 1/248) Allah bir baka yerde de yle buyurmutur: Allahtan bakasna ibadet etmemeniz iin. phesiz ki ben, Onun tarafndan size gnderilmi bir uyarc ve mjdeleyiciyim. Ve rabbinizden mafiret dilemeniz, sonra da Ona tevbe etmeniz iin. Allah sizi, tayin edilmi bir sreye kadar gzel bir ekilde yaatr, fazlasn yapan herkese de iyiliinin karln verir. (Hud, 2-3) Burada yce Allah unu aklyor: Kim Allah birlese ve Ondan balanma dilese, Allah onu gzel nimetlerle nimetlendirir ve belirlenmi bir vakte kadar bu nimetler iinde yaamasn salar. Kim bunun tesinde iyi amelleri fazladan ilerse, Allah da ona fazladan dl verir. Bir hadiste yle buyuruluyor: eytan yle der: Ben insanlar gnahlarla helk ettim. Onlar da La ilahe illallah demekle ve mafiret dilemekle beni helk ettiler. Bunu grnce onlarn arasna heva ve hevesleri yaydm. imde

artk gnah iliyorlar, ama tevbe etmiyorlar. nk iyi eyler yaptklarn sanyorlar. (Ebu Yala, Msned, 1/123, 136, Heysemi, Mecmauz Zevaid, 10/210) Bu nedenle yce Allah yle buyurmutur: Boyun esinler diye onlar darlk ve hastalklara urattk. Hi olmazsa, onlara bu ekilde azabmz geldii zaman boyun eselerdi! (Enam, 42-43) Yani, bizim azabmz kendilerine geldii zaman, boyun eip yalvarsalard ya! nk azabn geldii srada boyun eip yalvarmalar bir gereklilikti. Baka bir ayette de yle buyurmutur: Andolsun, biz onlar skntya drdk de yine rablerine boyun emediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar. (Mminun, 76) mer b. Abdulaziz yle demitir: Hi bir bela yoktur ki bir gnahtan dolay inmi olmasn ve hibir bela yoktur ki tevbe ile ortadan kalkmasn. Yce Allah aadaki ayetlerde bu geree iaret eder: Bir ksm insanlar, mminlere: Dmanlarnz olan insanlar, size kar asker topladlar; aman saknn onlardan! dediklerinde bu, onlarn imanlarn bir kat daha arttrd ve Allah bize yeter. O ne gzel vekildir! dediler. Bunun zerine, kendilerine hibir fenalk dokunmadan, Allahn nimet ve keremiyle geri geldiler. Bylece Allahn rzasna uymu oldular. Allah byk kerem sahibidir. te o eytan, ancak kendi dostlarn korkutur. u halde, eer iman etmi kimseler iseniz onlardan korkmayn, benden korkun. (Al-i mran, 173-175) Burada yce Allah mminlerin eytann dostlarndan korkmalarn yasaklarken, sadece kendisinden korkmalarn emrediyor. Allahtan korkmak, Onun emrettiklerini yapmay, yasakladklarn da terk etmeyi ve gnahlardan dolay balanma dilemeyi gerektirir. Bundan sonradr ki musibetler geri evirilir ve dmanlar karsnda zafer kazanlr. Bu yzden Hz. Ali (r.a): Kul Rabbinden bakasna kesinlikle umut balamamaldr ve gnahndan baka bir eyden de asla korkmamaldr. Eer bir mahlk ona musallat olmusa, bunun nedeni kesinlikle iledii gnahlardan baka bir ey deildir. Bu yzden kul Allahtan korkmal ve bana bu musibetin gelmesine neden olan gnahndan tevbe etmelidir. nk peygamberimizden (s.a.v.) gelen bir rivayette yle buyuruluyor: Allah diyor ki: Ben Allahm. Melikler melikiyim. Meliklerin kalpleri ve peremleri benim elimdedir. Kim bana itaat ederse, melikleri onun iin rahmete eviririm. Kim bana isyan ederse, melikleri onun iin azaba dndrrm. Meliklere svmekle vakit geirmeyin. Bana itaat edin; onlarn kalplerini size kar yumuataym. NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Kulun Rabbinden bakasna umut balamamas sznn izah Kul Rabbinden bakasna kesinlikle umut balamamaldr cmlesine gelince, hi kukusuz Allaha mit balayan kimse, hayrlar elde etmeyi ve ktlklerin de kendisinden uzaklamasn istemektedir. yilikler de ancak Allahtan gelirler. Ktlkleri gidermek de Allahn yardm ile mmkndr. Eer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine Ondan baka giderecek yoktur. Eer sana bir hayr dilerse, Onun keremini geri evirecek de yoktur. (Yunus, 107) Allahn insanlara aaca herhangi bir rahmeti tutup hapseden olamaz. Onun tuttuunu Ondan sonra salverecek de yoktur. (Fatr, 2)

mitvar olmak tevekklsz olmaz. nk tevekkl eden kimse, yararn elde edilmesine ve zararn ber taraf edilmesine ilikin midinin gereklemesini talep eder. Tevekkl de ancak Allaha olabilir. Allahtan bakasna tevekkl etmek caiz deildir.

Eer inanyorsanz, sadece Allaha tevekkl edin. (Maide, 23) Tevekkl edenler sadece Allaha tevekkl etsinler. (brahim, 12) Allah size yardm ederse, artk size stn gelecek hi kimse yoktur. Eer sizi brakverirse, ondan sonra size kim yardm eder? Mminler ancak Allaha gvenip dayanmaldrlar. (Al-i mran, 160) Eer onlar Allah ve Resulnn kendilerine verdiine raz olup, Allah bize yeter, yaknda bize Allah da ltfundan verecek, Resul de. Biz yalnz Allaha rabet edenleriz, deselerdi daha iyi olurdu. (Tevbe, 59) Bir ksm insanlar, mminlere: Dmanlarnz olan insanlar, size kar asker topladlar; aman saknn onlardan! dediklerinde bu, onlarn imanlarn bir kat daha arttrd ve Allah bize yeter. O ne gzel vekildir! dediler. (Al-i mran, 173) Mminler, bir takm insanlarn bu tr uyarlar karsnda, Allah bize yeter, musibetleri savmak iin Allah bize kafidir, derler. Mminlere yle demeleri emrediliyor: Nimetleri elde etme hususunda Allah bize yeter. O, kulundan ktl giderme ve onu hayrlara ulatrma hususunda kuluna kafidir. Allah kuluna yetmez mi! Kim Allahtan bakasna tevekkl eder, ona mit balarsa, hsrana urar, her trl hayrdan yoksun kalr. Allahtan baka dostlar edinenlerin durumu, rmcein durumu gibidir. rmcek bir yuva edinir; halbuki yuvalarn en r phesiz rmcek yuvasdr. (Ankebut, 41) Onlar, kendilerine itibar ve kuvvet olsun diye Allahtan baka tanrlar edindiler. Hayr, hayr! onlarn ibadetlerini tanmayacaklar ve onlara hasm olacaklar. (Meryem, 81-82)

Kim Allaha ortak koarsa sanki o, gkten dp paralanm da kendisini kular kapm, yahut rzgar onu uzak bir yere srklemi gibidir. (Hac, 31) Allah ile birlikte bir ilah daha tanma! Sonra knanm ve kendi bana terkedilmi olarak kalrsn. (sra, 22) Yce Allah Hz. brahimin (a.s.) yle dediini bize aktaryor: O halde rzk Allah katnda arayn. Ona kulluk edin ve Ona kredin. Ancak Ona dndrleceksiniz. (Ankebut, 17) Kim, yapt amelin karlnda bir menfaat salarm midiyle Allahtan bakas iin amel ederse, elleri bo kalr, ar bir hsrana urar. nkr edenlere gelince, onlarn amelleri, ssz llerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder; nihayet ona vardnda orada herhangi bir ey bulamam, stelik yanbanda da Allah bulmutur; Allah ise, onun hesabn tastamam grmtr. Allah hesab ok abuk grr. (Nur, 39) Rablerini inkr edenlerin durumu udur: Onlarn amelleri frtnal bir gnde rzgarn iddetle savurduu kle benzer. Kazandklarndan hibir eyi elde edemezler. (brahim, 18) Onlarn yaptklar her bir ii ele alrz, onu salm zerreler haline getiririz. (Furkan, 23) Onun zatndan baka her ey yok olacaktr. (Kasas, 88) Bu ayetin tefsiri ile ilgili olarak u aklama yaplmtr: Allahn rzasn gzeterek yerine getirilen amellerden bakas batldr. Dolaysyla kim Allahtan bakas iin amel ederse, ona mit balarsa, btn abas boa gider. Nitekim mit balayan kimse, bazen iledii amelle amacna ulamay umar, bazen de mit balad kimseye gvendii, ona snd ve ondan istekte bulunduu iin mit balar; bu, bir tr ibadet ve bir tr yardm dilemedir. Oysa yce Allah yle buyurmutur: Yalnz sana ibadet eder, yalnz senden yardm dileriz. (Fatiha, 5) O halde yalnz Ona ibadet edin ve yalnz Ona tevekkl edin. (Hud, 123) De ki: O benim rabbimdir. Ondan baka tanr yoktur. Sadece Ona tevekkl ettim ve dn sadece Onadr. (Rad, 30) NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Btn hayr ve nimetler Allah'tandr

Bunun izah yledir: Kulun nail olduu btn hayr ve nimetler Allahtandr. Kuldan uzaklatrlan ve ondan giderilen btn ktlk ve musibetleri engelleyen, ondan uzaklatran da Allahtr. ayet bunlarn sebepleri Allahn yaratt bir varlk araclyla gerekleecek olursa, Allah btn sebeplerin de yaratcsdr. Bu sebepler kendi istei ve niyetiyle hareket eden canl bir varln hareketleri olabilirler. Yce Allahn meleklerin, cinlerin, insanlarn ve hayvanlarn hareketleriyle bir takm sebepleri meydana getirmesi gibi. Veya yce Allahn z doasna yerletirdii bir zellik dorultusunda hareket eden cansz bir varln sebebiyle meydana gelebilirler. Yahut zorlayc bir varln zorlamasyla da olabilirler. Rzgarn, suyun ve benzeri bir varln hareketi gibi. Allah bunlarn tmnn yaratcsdr. nk Allahtan baka deitiren kudret sahibi kimse yoktur. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Dolaysyla her trl mit sadece Allaha balanmaldr. Sadece Ona tevekkl edilmeli ve sadece Ona dua edilmelidir. nk Allah mit balanlan eyin olmasn ve kolaylamasn dilerse, olur ve kolaylar. Eer olmasn ve kolaylamasn dilemezse, btn insanlar olmasn isteseler de olmaz, kolaylamaz. Byle bir tutum, herhangi bir sebebin bamsz olarak istenilen eyle ilgili olmas halinde zorunludur. Eer bu sebep bamsz olarak istenilen eyle ilgiliyse- ki mutlaka Allahn dilemesiyle ve kolaylatrmasyla etki gsterir- sadece Allaha mit balanmas gene de zorunlu olur. Gene de Ondan bakasna gvenilip dayanlmaz, Ondan bakasndan istekte bulunulmaz ve Ondan bakasndan yardm dilenmez, Ondan bakasnn yardmna bel balanmaz. Hamd Onadr, ikayetler sadece Ona iletilir, yardm ancak Ondan beklenir. Deitirme gc sadece Onundur. Kald ki, hibir sebep de herhangi bir ey zerinde bamsz bir etkiye sahip deildir. Bilakis her sebebin de bir baka sebebe eklemlenmesi gerekir. Ayrca maksadn hasl olmas iin sebeplerin olumasnn yannda engellerin ve kartlarn da bertaraf edilmesi gerekir. nk her sebebin orta ve kart vardr. Eer bir sebebe orta yardmc olmaz ve kart da bertaraf edilmezse, sebepliini icra edemez, sonucunun hasl olmasn salayamaz. rnein, tek bana yamur bitkilerin yeermesine yeterli deildir. Buna havann, topran vs. de eklenmesi gerekir. Sonra tarlann srlmesi de zorunludur. Yine de bitki yeermez; ta ki zararl eyler, bozucu afetler bertaraf edilinceye kadar. Yiyecek ve iecein besleyici olabilmeleri iin de bedende bununla ilgili organlarn ve glerin olmas lazmdr. Eer bozucu unsurlar ortadan kaldrlmazsa, bunlarn toplam ie yaramaz. Bir mahlk sana bir ey veriyor veya sana yardm ediyorsa-ki onda iradeyi, gc ve fiili yaratan Allahtr- onun fiili, gcnn haricinde olan bir takm sebeplerin istenilen eyle ilgili olarak ona yardmc olmasyla tamamlanr; bu kimse itaat edilen bir kral olsa da. Ayrca yardmc olan sebeplere kart olan, onun etkisini engelleyen unsurlarn ortadan kaldrlmas da

bir zorunluluktur. Bir istein yerine gelmesi iin gerektiricilerin varln, engellerin de olmamasna ihtiya vardr. Yardmc olan her sebep bu gerektiricinin bir parasdr. Varlk aleminde de tek bana gerektirici olan hibir ey yoktur. Buna, gerektirici ve yardmc olan dier unsurlara da artlar ad veriliyor olsa da. Bunlar bir takm lafzi snrlandrmalardan te bir ey deildir. Bu lafzi tasnifi esas alarak sylesek dahi, o zaman da yle dememiz gerekir: Bir eyin olmas iin gerektiricinin ve artlarn olumas, engellerin de olumsuzlanmas zorunludur. Fakat mahlkat iinde malulunun olumasn salayan tek ve yeterli bir illetin olmas iddias batldr. Bu gerei hakkyla bilen kimseye, Allahn birlii (tevhid) kaps sonuna kadar alr. Ondan bakasna ibadet etmek yle dursun, Ondan bakasna dua etmenin dahi doru olmayacan bilir. Ondan bakasna tevekkl etmez, Ondan bakasna umut balamaz. Bu, eran ve aklen kesin olarak kantlanm bir gerektir. Bu hususta yceler aleminin sebepleri ile sfli alemin sebepleri, meleklerin, peygamberlerin ve mminlerin fiilleri ile efaatleri ve bunun dndaki sebepler arasnda herhangi bir fark yoktur. nk efaat veya dua hususunda bir melee veya peygambere yahut salih bir insana gvenip dayanrsa, ona yle denir: Bu gvenip dayandn da sebeplerden biridir. Dolaysyla bu efaati ve duac bu ii ancak Allahn dilemesi ve kudretiyle yapabilir. Daha dorusu Allaha itaat edenlerin efaati ancak Allahn raz olduu kimseler iin gerekleebilir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allahn rzasna ulam kimselerden bakasna efaat etmezler. (Enbiya, 28) Allah katnda hi kimse Allahn kader nitelikli kevni izni olmadan efaat edemez. nk bir kimsenin efaati kullarn fiilleri kapsamna girdii iin ancak Allahn dilemesi ve kudretiyle olabilir. nsanlar arasndaki efaatlemelere benzemez. nsanlar arasndaki efaatlemelerde efaati olan kimse, katnda efaatte bulunduu kimsenin gcn ve kudretini deiiklie uratr. Oysa yce Allah dier btn deiimler gibi efaat edenin efaatinin de yaratcsdr. Allahtan baka deitirici g ve kudret yoktur. Bilindii gibi havl kelimesi, bir hareket veya irade ya da baka bir etkenle bir eyi halden hale evirme anlamn ierir. Bu bakmdan efaat eden kimsenin ne efaat zerinde ne de baka bir hususta deitirme, etkileme, halden hale sokma gc yoktur. Ancak Allahn kudreti baka. Ayrca Allaha itaat eden kimselerin efaatleri de ancak Allahn rzasna ulam kimseler iin geerlidir. Onlar Allahn kendisinden istenilmesini istedii, sevdii bir eyden bakasn istemezler. Nitekim yce Allah katndaki melekler hakknda yle buyurmutur: Rahman olan Allah evlat edindi, dediler. Haa! O, bundan mnezzehtir. Bilakis, ltuf ve ihsana mazhar olmu kullardr. Ondan nce konumazlar; onlar, sadece Onun emri ile hareket ederler. Allah, onlarn nlerindekini de, arkalarndakini de bilir. Allah rzasna ulam olanlardan bakasna efaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler. (Enbiya, 26-28) Meleklerden sadr olan ey ya szdr, ya da fiildir. Sz syleyecekleri zaman, kesinlikle Allahtan nce konumazlar, daha dorusu O sylemeden sylemezler. Onun raz olduu kimselerden

bakasna da efaat etmezler.

Bize den de Allaha ve peygamberlerine kar meleklerin bu tavrn taknmaktr. Allah ve resul demeden dinde herhangi bir ey dememeliyiz. Allah ve Resulnn nne gememeliyiz. Allaha, ancak Onun emrettii ekilde ibadet etmeliyiz. Bundan daha da gzel ve stn olan, sadece Onun emrettiklerini yapmamzdr. Bizim yaptmz eyler, vacip veya mstahap olmaktan baka bir nitelikte olmamaldr. Bu niteliklere sahip olan sebepler asndan durum byleyken, insanlarn tevekkl ettikleri veya mit baladklar yldzlar ve benzeri cansz varlklar asndan durum daha da olumsuzdur. Zaten krallar, bakanlar, arkadalar, dostlar, kleler ve insann tabileri gibi beeri sebeplere bel balamak daha da olumsuz ve anlalmaz bir tavr olarak belirginlemektedir.

Bir grup alimin de syledii u gerei bilmek gerekir: Sebeplere bel balamak, onlar bal bana bamsz etkenler olarak grmek tevhid inanc asndan irktir. Ama bir sebep de gerekten sebepse, onu tamamen grmezlikten gelmek akl noksanlnn belirtisidir. Sebeplere btnyle srtn dnmek eriat asndan yersiz, olumsuz bir davrantr. Tevekkl ve mit, tevhidin gerei ile akln ve eriatn gereklerinin birlikte gzetilmesinden ibaret kavramlardr.

Bunun aklamas yledir: Bir sebebe balanmak kalbin ona gvenmesi, ondan ummas ve ona dayanmas demektir. Mahlukat iinde bunu hakkeden hibir sebep yoktur. nk hibir varlk sebep olarak bamsz deildir, nedensellik bakmndan ortaklarnn ve kartlarnn olmas kanlmazdr. Btn bunlarn yannda eer sebeblerin msebbibi bu sebebi musahhar klmazsa, kendiliinden musahhar olmaz. Allahn her eyin rabbi, maliki olmas, gklerin yerin ve ikisinin arasndaki varlklarn, feleklerin ve ierdikleri eylerin yaratcsnn ve mdebbirinin olmas btn bunlar aklamaktadr. yle ki: Bir felekten veya yldzdan ya da melekten yahut baka bir varlktan sadr olan hibir eyin herhangi

bir hadiseyi meydana getirmek bakmndan bamsz bir etkiye sahip olmadn grrsn. Bilakis bu etkiyi gsterebilmesi iin ortaklarnn ve yardmclarnn olmas gerekir. Bunun da tesinde kar kanlar ve muhalifleri de vardr. NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Felsefeci ve mneccimlerin akladklar baz sebepler Bu sebeplerin en banda baz teolog felsefecilerin ve mneccimlerin hareketlerinin, hadiselerin meydana gelmesinin sebebi olduunu sandklar dokuzuncu atlas felektir. Onlara gre, hadiselerin sebeplerine ilikin bilgilerinin kayna bu dokuzuncu atlas felektir. Bu temel anlay ortaya koyduktan sonra, ya onun vacib-ul vcudun bir malulu olduunu, onu akl veya nefis ya da baka bir olgu araclyla etkin kldn sylerler, ya da onun malul olmasn inkr ederek bizzat onu vacib-ul vcud olarak grrler. te saydmz bu gruplarn bu szleri bu balamda ileri srlm szlerin en fasit olandr. ok da zeki olmalarna ramen bu gerei malesef grememektedirler. Geri kalan insanlarn birou da onlara nasl bir cevap vereceini bilememektedir. Ge bakan bir kimse, gn hareketinin yceler aleminde meydana gelen btn hareketlerin sebebi olmadn anlar. ounlukla yle denir: Gk marki hareketiyle iindeki btn felekleri marktan maribe doru hareket ettirir. Fakat bununla beraber, her felekin kendine zg baka bir hareketi vardr ve bu genel hareketten ayrdr. Sabit cisimler feleki, gne, ay ve doup batan yldzlarn kendilerine zg hareketlerinin olmas gibi. Bu farkl ve kendine zg hareketler szn ettiimiz -ve ayn zamanda farkllatklar- hareketin sonular deildirler. Felekleri de bu dokuzuncu felein malulu saylmazlar. Varsayalm ki, hadiseler, meydana gelen hadiseler, gen, drtgen, altgen ve paralel gibi muhtelif ekiller yldzlarn hareketiyle meydana geliyorlar; fakat bilinen bir ey vardr ki, muhtelif ekiller dokuzuncu felein hareketinin malulu deildirler. Bilakis dokuzuncu felein hareketi sebebin sadece bir czdr. tpk her felein hareketinin sebebin bir cz olmas gibi. Bir gksel ekil de bu iki hareketin veya muhtelif hareketlerin bir araya gelmesi sonucu meydana gelir. Varsayalm ki dokuz felek yanyana geldiler. Bunlarn da yedi tane hareketleri vardr. Hatta bunlarn etkinliine inananlara gre bu say daha da fazladr. Bunu da deiik hareketlerin delalet ettii fazladan olan dier felekler asndan belirginletirebiliyoruz. Bedir felei gibi. Ki yldzlarn istikameti ve dn bu felek erevesinde gerekleir. Bunun dnda baka hareketlere de kaynaklk etmektedir. Byle olunca, dokuzuncu felein hareketini btn hadiselerin sebebi olarak gren kimse, szn ettiimiz bu felsefeciler ve mneccimler nezdinde bilinen eylerle elikiye dm olur. Akl sahibi olan herkes de bunun bir eliki olduunu bilir. Sonra diyelim ki dokuzuncu felein hareketi btn feleklerin hareketinin sebebidir; fakat bu sebep, bulutlarn olumas, gk grlts, imein akmas, yamurlarn yamas, bitkilerin yeermesi, canllarn ve madenlerin eitli hallerinin olumas gibi eylerin meydana gelmesi zerindeki tek ve bamsz etken deildir. nk bu cisimlerin hareketlerinin tm feleklerin hareketlerinden kaynaklanmaz. Bilakis bunlarn bir takm gleri vardr, ilerinde bir takm sebepler barndrmaktadrlar ve bu kuvvet ve sebepler baka hareketlerinin de olumasna sebep olmaktadrlar. Nitekim her felek iin bir hareket balangc vardr ki, bu, baka bir felekten kaynaklanmaz.

NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Hareketlerin izah Btn hareketler; ya doal, ya iradi veya icbaridirler. cbari hareketler icbar edene tabidir. Doal hareketlere gelince, hareket ettirici bunun farknda bile deildir. Topran aaya doru hareket etmesi gibi. radi hareketlerinse, hareket ettirici farkndadr, canllarn hareketleri gibi. Varlklar iinde doas gerei veya iradesine bal olarak hareket edenlerin hareketlerinin kayna kendileridir. cbari olarak hareket edenleri ise hareket etmeye mecbur brakan ey bir mahlktur. Dolaysyla bu mahlkun onu mecbur brakmas icbar kabule yatkn olmasndan ileri gelmektedir. Bu da icbar edenden kaynaklanmayan bir anlamdr. Dolaysyla feleklerin hareketleri bir araya geldikleri zaman, sz konusu cisimleri hareket ettirme noktasnda bamsz bir etki gsteremezler, sebebin bir paras saylmalar caiz olsa da. Nitekim gnein, baz cisimlerin gelimesi, yal, kuruluu ve benzeri halleri zerinde bir sebep olduunu gryoruz. Sonra bunlarn sebep olduklarn kabul etsek bile, bunlarn nnde bir takm engeller ve muhalif etkenler olduunu da bilmemiz gerekir. nk akla gelebilecek hibir sebep yoktur ki, iradi veya doal yahut dua ve sadaka gibi salih ameller kapsamna giren bir engeli de bulunmasn. nk dua, sadaka gibi salih ameller belalarn ve gk meneli afetlerin savlmasnda en byk etken roln oynarlar. Bu yzden azab iin birer sebep olan gne tutulmas gibi semavi ayetler karsnda bu tr salih amellere sarlmamz emredilmitir. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Gne ve ay bir kimsenin hayatta kalmas veya lmesi zerine tutulmazlar. Bilakis gne ve ay tutulmas Allahn ayetlerinden birer ayettirler. Allah bunlarla kullarn azabndan korkutur. Bunu grdnz zaman derhal namaza koun. (Buhari, Ksuf, 14; Mslim, Ksuf, 24; Nesai, Ksuf, 1025; Darimi, Salat, 187) Resulullah efendimiz (s.a.v.) gne tutulduu zaman namaz klmamz, Allah zikretmemizi, istifar

etmemizi, sadaka vermemizi ve kle azat etmemizi emretmitir. Gzle grlen btn varlklara, dokuzuncu felekten bu yana, birer birer baktn zaman, bunlarn kesinlikle herhangi bir hadisenin bamsz tek sebebi olmadklarn grrz. Bunlar hadiselerin sebeplerinin bir paras olsalar da baka sebepleri de vardr. Ayrca bu sebeplerin nnde engel oluturan baka etkenler de sz konusudur. Bununla da anlalr ki, bunlar iinde grlen hadiselerin meydana getiricisidir, diyeceimiz hibir ey yoktur. Hadiselerin meydana getiricisi olduklarn diyemeyeceimize gre, kendi hareketlerinden farkl hareketlere sahip cisimlerin meydana getiricileri olduklarn hi diyemeyiz. nk bunlarn kendilerinden farkl hareketlere sahip olmalar, onlarn gerektiriciliklerini boa karan bir olgudur. nk bir ey kartn, muhalifini gerektirmez. Hareket eden cisimler iinde, muktezas, dokuzuncu felein gereinden ve muktezasndan farkl olan, ona zt den bir ey varsa, bunlardan birinin dierinin illeti olmas imknsz olur. nk malul illetinin faili olamayaca gibi kart da olamaz. Bir eyin kendisinin zdd ve faili olamayaca gibi. nk bir eyin kendisinin kart olmas, varlnn varlna tabi olmasn gerektirir. Bylece yoksal bir varlk olarak belirginleir. lletin maluldan nce olmas gereine ramen bir eyin kendisini yapm olmas da varlnn yoksul bir varlk olmasn gerektirir. Hadiseler ve cisimlerin glerinden kaynaklanan hareketleri dokuzuncu felek ten olmayp, ondan sadece yatay bir hareketlendirmeden kaynaklandna gre, cisimlerin kendilerinin ve glerinin ondan kaynaklanmam olmas ok daha ncelikli olur. Bununla da anlalr ki, felekleri ve onlarn dndaki gzlemlenen cisimleri hareket ettiren, bu cisimleri baka bir sebep araclyla yoktan var eden dokuzuncu felek dnda bir rab vardr. Btn bunlar yoktan vareden, onlara deiik ekillerini veren, farkl ekillerde hareket ettiren Odur. Konunun akndan amalanan da budur. te yandan bu yldzlar baz hadiselerin meydana gelmesini salayan sebebin bir czn olutursalar da, sebebin cz olular, belli durumlarda geerlidir, her durumda deil. nk bu yldzlar doduklar zaman, bu dou halinde klar ortaya kar ve etkisini gsterir. Fakat battklar zaman klar da etkileri de ortadan kalkar. Bu durumda ne sebep olabilirler, ne de sebebin bir cz. Bu yzden Hz. brahim: Batanlar sevmem (Enam, 76) demitir. nk bunlar battklar zaman, bize yansyan etkileri btnyle ortadan kalkar. Dayanlacak veya ilgi kurulacak bir izleri kalmaz. Dua edilen, mit balanan ve tevekkl edilen rabbinse kayyum olmas, kulun her vakit ve her halde Onunla kaim olmas bir zorunluluktur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Daima diri ve lmsz Allaha tevekkl et. (Furkan, 58) Allah, Ondan baka ilah yoktur. Daima diridir ve kayyumdur. (Al-i mran: 2) Bu ve benzeri gzlemler ve akli karsamalar da gsteriyor ki kul, sadece Allaha mit balamaldr ve sadece Ona gvenip dayanmaldr. NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Kulun gnahndan baka bir eyden korkmamas sznn izah Kulun ancak gnahndan korkmasna gelince, bunun, bir insann bana gelen musibetin gnahndan dolay geldii bilindii zaman, anlalmas daha kolay olur. Bu ise, i ve d alemdeki ayetler araclyla bilinir. Ayrca ve esas olarak Allahn kitabnda yapt aklamalar bu hususu en net ekliyle ortaya koymaktadr. Nitekim baka yerlerde bu hususu btn detaylaryla ortaya koyduk. in srrn akladk ki, konumuzun ak iinde ayrca bunlar da aklamamza gerek yoktur. Ebu Zerin peygamber efendimizden (s.a.v.) aktard kutsi bir hadiste bu gerek u ekilde ortaya konuyor: Ey Kullarm! Bunlar sizin amellerinizdir. Onlar size sayarm ve karlklarn eksiksiz olarak size veririm. Hayr bulan, Allaha hamdetsin. Bundan baka bir eyle karlaan da kendinden bakasn knamasn. (Mslim, el-Birr ve es-Salah, 55) Bu kutsi hadiste aklanyor ki, kul, karlat her hayrdan dolay Allaha hamd etmelidir. nk bu hayr kendisine baheden yce Allahtr. Eer bir ktlkle de karlarsa, sadece kendisini knasn. Yine sahih bir hadiste resulullah efendimiz (s.a.v.) yle buyuruyor: Mafiret dilemenin efendisi kulun yle demesidir: Allahm! Sen benim rabbimsin. Senden baka ilah yoktur. Beni sen yarattn ve ben senin kulunum. Elimden geldiince sana verdiim sze ve ahde balym. Yaptklarmn errinden sana snrm. Bana bahettiin nimetlerini itiraf ediyorum. Gnahlarm da itiraf ediyorum. Beni bala. nk senden baka gnahlar balayacak kimse yoktur. (Buhari, Daavat, 15; Ebu Davud, Adab, 101; Ahmed, 4/122-125) Bana bahettiin nimetleri itiraf ediyorum szyle kul, nimetleri itiraf edip ikrar ediyor. Gnahlarm itiraf ediyorum szyle de gnahlar ikrar ediyor. Bu yzden selef ulemasndan biri yle demitir: Ben nimetle gnah arasnda bir halde sabahlarm. Bu szyle nimetten dolay kretmeyi ve gnahlardan dolay da mafiret dilemeyi kast etmitir. Ancak kr nimetten sonra olur, tevekkl ve mit ise nimetten nce. Hz. brahimin (a.s.) ayette yer alan u sznden anlalaca gibi: O halde rzk Allah katnda arayn. Ona kulluk edin ve Ona kredin. (Ankebut, 17) Peygamberimiz (s.a.v.) de bir hutbesinde yle buyurur: Allaha hamdolsun. Ondan yardm diler, Ondan mafiret dileriz. Nefislerimizin errinden ve amellerimizin ktlklerinden Allaha snrz. (Ebu Davud, Salat, 223; Nesai, Cumua, 24; Tirmizi, Nikah, 17; bnu Mace, Nikah, 19; Darimi, Nikah, 20; Ahmed, 1/392-432) Burada resulullah (s.a.v.) Allaha hamdetmeyi, Ondan yardm dilemeyi ve Ondan mafiret dilemeyi birarada zikrediyor. Bundan da anlalyor ki, sebeplere bamsz etkenler olarak sarlmak irktir. irk ise zulm ve cehalettir. te Allahtan bakasna dua eden, Ondan bakasna gvenip dayanan kimsenin hali budur.

ayet gerekten sebep iseler, sebepleri btnyle silmek, akl asndan bir eksikliktir, szne gelince, bu sz dorudur ve eriat asndan da yergiyi hakkeden bir yaklamdr. Nitekim kelm ehlinin byk bir ksm sebepleri btnyle inkr etmi ve bunlarn varlklaryla yokluklar arasnda bir fark ngrmemilerdir. te yandan natralistler de bunlar kendi balarna sonular gerektiren illetler olarak grmlerdir. Mutezililer ise, bu balamda canllarn fiilleriyle dier varlklarn fiillerini birbirinden ayr olarak deerlendirmilerdir. Bu yaklam da batldr. nk yce Allah yle buyuruyor: Rzgarlar rahmetinin nnde mjde olarak gnderen Odur. Sonunda onlar, ar bulutlar yklenince onu l bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla trl trl meyveler karrz. (Araf, 57) Gkten indirip de l haldeki topra canlandrd suda. (Bakara, 164) Rzasn arayan Allah onunla kurtulu yollarna gtrr. (Maide, 16) Allah onunla birok kimseyi saptrr; biroklarn da doru yola iletir. (Bakara, 26) Buna benzer daha birok ayeti rnek gsterebiliriz. Bir kimse yce Allahn btn bu hadiseleri szn ettii sebepleri yannda yapar, onlarla yapmaz, dese, duygu ve akl bunlarn sebep olduklarna tanklk ettii halde, Kurann lafzna muhalefet etmi olur. Aln ile gz arasndaki fark, birinde olup da dierinde olmayan grme yeteneiyle bilinir. Ekmek ile akl arasndaki fark da biriyle beslenilirken, dieriyle byle bir sonucun alnmamasyla bilinir. Btn arazlar tamamen sebeplerden kaynaklanrlar, sz de eran yergiyi hakkeden bir yaklamdr. Daha dorusu aklen de yerilmeyi gerektirmektedir. nk kullarn fiilleri, kendileriyle ilintili olan eyler zerindeki etkenlerin en glleri konumundadrlar. Dolaysyla iman edip salih ameller ileyenleri yeryznde bozgunculuk karanlar gibi gren veya muttakileri gnahkrlarla bir tutan kimse, insanlarn en cahili ve kfrde en iddetli olandr. Tam tersine yce Allahn emrettii ibadetler, dualar, ilimler ve ameller, kendileriyle balantl ibadetler asndan en gl sebepler konumundadrlar. Ayn ekilde yce Allahn yasaklad kfr, fsk ve gnah gibi eyler de kendileriyle ilintili bedbahtln en byk etkenleri, sebepleri saylrlar. Bununla beraber yaratlmlarn en hayrls (s.a.v.) yle de buyurmutur: Sizden hi kimse ameliyle cennete girmez. Orada bulunanlar: Sen de mi ya Resulallah? dediklerinde, ben de, buyurdu, Allahn beni katndan bir rahmetin ve ltfun kapsamna almas baka. (Buhari, erRikak, 18; Mslim, Mnafikun, 71; bnu Mace, Zhd, 20; Darimi, Rikak, 24; Ahmed, 2/235-256) Bir gn resulullah (s.a.v.) ashabna: Sizden hi kimse yoktur ki, cennetteki ve cehennemdeki oturaca yer bilinmesin, dediinde, yle dediler: Ya resulallah! O halde bu yazlanlara dayanarak amel etmeyi braksak m? Buyurdu ki: Hayr! Hayr, amel edin, nk kim ne iin yaratlmsa ona uygun ameller ona kolaylatrlr. Mutluluk ehli olana mutluluk ehlinin amelleri kolaylatrlr. Bedbahtlk ehli olana da bedbahtlk ehlinin amelleri

kolaylatrlr. (Buhari, el-Cenaiz, 86; Mslim, Kader, 6) NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Sebeplerin en by dua ve tevekkldr Ayn ekilde dua ve tevekkl de yce Allahn sebepleri kld eyler asndan en byk sebep konumundadrlar. Dolaysyla: Benim iin takdir edilen ey gerekleir, dua etsem de etmesem de, tevekkl etsem de etmesem de fark etmez, diyen kimse: Benim iin mutluluk veya mutsuzluktan hangisi taksim edilmise, o gerekleir, inansam da inanmasam da, ibadet etsem de etmesem de fark etmez, diyen kimseden farkszdr. Bunun sapklk ve kfr olduu aktr. nceki sz syleyen kimsenin bu yaklam ikincisini syleyeninki kadar koyu bir sapklk olmasa da neticede o da sapklktr. nk dua ve tevekkln maksatlarla ilikisi, imanla uhrevi mutluluk ilikisi kadar kesin ve belirleyici deildir. Fakat yce Allah duay bir eyin sebebi klmsa, bunun, yce Allahn salih ameli bir eyin sebebi klmas dzeyinde olduu kuku gtrmez bir gerektir. nk yce Allah bu maksad sebepsiz olarak veya baka bir sebeple de yapmaya kadirdir. Ayn ekilde, bir menfaatin elde edilmesi veya bir zararn bertaraf edilmesi hususunda vacip veya mstahap nitelikli olarak emredilen meru bir sebepleri terk etmek de eriat asndan yerilmesi gereken bir davrantr ve ayn zamanda akl ddr. Bu yaklam iinde olanlar, bu noktada byk bir yanllk ilediler ve emredilen sebepleri terk etmenin tevekkln bir paras olduunu sandlar. Tevekkl ise: u halde Ona kulluk edin ve Ona tevekkl edin (Hud, 123) ayetinde olduu gibi ibadetle edeerdir. badet ise emredilen bir husustur. Dolaysyla emredilen ibadeti terkedip de Allaha tevekkl eden kimsenin bu ameli durum olarak Allaha ibadet edip de tevekkl etmeyen kimseden daha iyi deildir. Bilakis her ikisi de Allaha isyan etmilerdir, Onun emirlerinden birini terk etmilerdir. Tevekkl kavram, Allahn emrettii baz hususlar yerine getirme hususunda yardmc olsun diye Allaha gvenip dayanmay ve kulun g yetiremedii baz eyleri vermesi amacna ynelik olarak Ona gvenip dayanmay ierir. nk Allahtan yardm istemek amel esnasnda olurken, tevekkl bundan daha geni bir alan kapsar. Allaha tevekkl etme, bir menfaati salama ve bir zarar bertaraf etme amacna ynelik de olabilir. Yce Allah yle buyuruyor:

Eer onlar Allah ve Resulnn kendilerine verdiine raz olup, Allah bize yeter, yaknda bize ltfundan verecek, resul de. Biz yalnz Allaha rabet edenleriz, deselerdi daha iyi olurdu. (Tevbe, 59) Bir ksm insanlar, mminlere: Dmanlarnz olan insanlar, size kar asker topladlar; aman saknn onlardan! dediklerinde bu, onlarn imanlarn bir kat daha arttrd ve Allah bize yeter. O ne gzel vekildir! dediler. (Al-i mran, 173) u halde Allahn emrettiini yapmayan kimse, bu hususta Allahtan yardm dilemi de olmaz. Bu mevzuda tevekkl de terk etmi olaca iin de ibadet ve istianeyi de terk etmi saylr. Bir bakas da emredilen fiili yapmakszn Allaha tevekkl eder. Bu ise yerilmi acizliktir. Nitekim Ebu Davud sneninde rivayet edildiine gre, iki adam birbirinden davac olur ve peygamberimize (s.a.v.) mracaat ederler. Peygamberimiz (s.a.v.) bunlardan birinin aleyhine hkm verir. Bunun zerine aleyhine hkm verilen kii: Allah bana yeter, O ne gzel vekildir, der. Peygamberimiz (s.a.v.) yle der: phesiz Allah acizlii knar. Fakat senin akll ve zeki olman, btn frsatlar kullanman gerekir. Buna ramen bir i seni alt ediyorsa, o zaman Allah bana yeter, O ne gzel vekildir, de. (Ebu Davud, el-Akdiye, 28; Ahmed, 6/25) Sahihi Mslimde peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Gl mmin Allaha zayf mminden daha hayrl ve daha sevimli gelir. Her hayrda sana faydal olan eyde hrsl ol. Ve Allahtan yardm dile. Sakn acizlik gsterme. Eer bir ey sana isabet edecek olsa: Eer yle yapsaydm, yle olurdu, deme. Fakat: Allah takdir etti ve O dilediini yapt. nk eer eytan amelinin aldr. (Mslim, Kader, 34) nk insana, yapmas emredilen fiiller hususunda kadere bel balamas emredilmi deildir. Fakat bandan savacak imkn bulunmayan musibetler bana geldiinde kadere dayanmas emredilmitir. Bu yzden bana, insanlarn veya baka varlklarn fiilinden dolay bir ey gelirse, buna sabret, kadere rza gster ve teslim ol. Yce Allah yle buyurmutur: Hibir musibet Allahn izni olmadan isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini hidayete erdirir. (Teabun, 11) Seleften biri -Ya bni Mesud veya Alkame- bu ayetle ilgili olarak u aklamay yapmtr: Burada kastedilen, bana bir musibet geldii zaman bunun Allah katndan olduunu bilen, rza gsterip teslim olan kimsedir. NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Adem ile Musa'nn tartmas Bu yzden Adem (a.s.) Musaya (a.s.) yle demiti: Sen, Allahn benim yaratlmamdan krk sene nce benim hakkmda takdir ettii bir eyden dolay m beni knyorsun? Adem (a.s.) bu szyle Musaya (a.s.) kar salam bir kant ortaya koymutu. (Buhari, Kader, 11; Mslim, Kader, 13-15; bnu Mace, Mukaddime, 10) nk Musa ona yle demiti: Niin bizi ve kendini cennetten karttn. Bunu sylemekle, onun iledii bir fiilden dolay bana gelen musibetten dolay onu knamt, bunun bir gnah olmasndan dolay deil. Bundan dolay da Adem ona kar kaderi bir kant olarak ileri srmt. Baz gruplarn sand gibi, Musann Ademi knamasnn nedeni, davrannn bir gnah olmasndan dolay olmas hususuna gelince, hadiste kastedilen husus bu deildir. nk Hz. Adem (a.s.) o gnahtan tevbe etmiti. Gnahndan tevbe eden bir kimse de hi gnah olmayan kimse gibidir. nsanlarn ortak grne gre gnahtan tevbe eden birini knamak caiz deildir. te yandan, Adem (a.s.) kaderi kant olarak ileri srd diye, bir bakasnn da iledii gnah mazur gstermek iin kaderin arkasna snmayaca btn gruplarn ortak grdr. Mslmanlar, dier dinlerin mensuplar ve akl banda olan herkes bu hususta gr birlii iindedir. nk bu ekilde kaderi bahane etmek kabul edilen bir ey olsayd, nne gelen aklna estii gibi, adam ldrr, bakalarnn mallarn gaspeder ve yeryznde trl bozgunculuklar karr, sonra da kaderi gereke olarak gsterirdi. Ayrca yapt bir hatadan dolay kaderi gereke gsteren kimse, kendisine kar bir su ilendiinde ve bu suun gerekesi olarak da kader gsterildiinde bunu kesinlikle kabul etmez, bylece kendisiyle elikiye dmekten kurtulmaz. Bir szdeki eliki onun yanl ve fasit olduunun en somut kantdr. O halde su ilerken kaderi gereke olarak gstermek ta batan itibaren aklen yanl bir davrantr. NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

Kader konusunda yanlanlar Kaderi kabul edip emri kabul etmeyen mrik ibahiyeciler, Emri kabul edip kaderi kabul etmeyen mecusi kaderciler gibi Kadere, Allahn kullarn fiillerinin yaratcs olduu anlamnda inanlmas gerektiini sananlar veya kaderle birlikte teklifin makul olmayacan zannedenler,

Yce kanun koyucuya srf ilh meiyetinden dolay itaat edildiini, fiilleri ileyenin Allah olduunu dnenler ve bunu emir ve yasakla ilgili uygun sebepler iermeyen fiillerle ilgili bir kant olarak deerlendirenler, bylece kullarla ilgili dnyevi ve uhrevi maslahatlar,iyilikleri ve maksatlar eriatn kapsamasn inkr edenler, eriat baz olgularla srf grnte ilintili olarak dnen, eriatn ierdii hkmler iin uygun ve uyumlu illetler ve maluller ngrmeyenler, Fiillerin ynelik olduklar baz hedefler iin gerekletirilmesini, bunlarn iyi ve emredilen, kt ve yasaklanan eyler olarak belirginlemesini inkr edenler, bunu sylerken de kaderi gereke olarak ileri srenler, Yaratc olan Allah btn bunlar olumlamadn bildii halde byle bir anlay iinde olanlar byk bir yanlg iindedirler, sapktrlar. Sylediklerinin yanll zorunlu olarak bilinen bir gerektir. Kitap, snnet ve icma olarak bu anlayn fasit olduu kesin olmasnn yansra akl banda olan herkes de bunun yanl olduunu kesin olarak syler.

nk Ademoullarnn geneli kadere inanr ve yle derler: Deliler ve hayvanlar da dahil olmak zere saldrganlarn cezalandrlmalar gerekir. Saldrganlklarna son vermeleri iin terbiye edilmelidirler. Fiilleri takdir edilmi ve Adem oullarndan kemal sahibi olanlar saldrganlklarn affediyor olsalar da.

Fiilleri eer takdir edilmilerse, kula den sabretmektir. Takdir edilen musibetlere rza gstermek, gnahlardan ve kusurlardan dolay istifar etmektir. Bunlarn meydana gelmesini mazur gstermek iin kadere snmaz. Allahn kendisi iin takdir ettii nimetlerden ve balardan dolay kreder. Bylece kr, sabr, istifar, kadere iman ve eriata uymay bir arada gerekletirir. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER KULUN RABBNDEN BAKASINA UMUT BALAMAMASI

ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA

Ulemann Drt Ana Sorusu:Yaratma, badet, Yazlma Ve Dua Birinci mesele kinci mesele nc mesele Drdnc mesele NDEKLER ALFABETK FHRST

Ulemann Drt Ana Sorusu:Yaratma, badet, Yazlma Ve Dua Soru: Dinin imamlarnn (Allah hepsinden raz olsun): Biz, bir eyin olmasn istediimiz zaman, ona szmz sadece ol dememizdir. Hemen oluverir. (Nahl, 40) ayeti hakkndaki grleri nedir? Eer bu ol emrine muhatab olan ey mevcut ise, zaten var olann var olmas muhaldr. ayet emre muhatab olduu srada yok ise, yok olan bir eye hitab etmek nasl tasavvur edilebilir? Bir de: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) yeti var. ayet yetin orijinalindeki lam edat, iin sonunda bu sonuca varlacan bildirmek iinse, byle bir sonu gereklememitir. ayet amac bildiriyorsa, o zaman da yaratlan hibir varln Allaha kulluktan sapmamas gerekirdi. Durumun byle olmad ortadadr. Bu kmazdan nasl kurtulabiliriz? Ayrca rivayetlerde ve ayetlerde Allahn kaza ve kaderine rza gstermekten sz edilir. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) bir hadiste yle buyurur: Olacak her eyle ilgili olarak artk kalem kaldrlmtr. (Ne olacaksa yazlm ve artk mrekkep kurumutur) (Ahmed, 1/307, Taberani, el-Kebir, 11/123, 223) Ayrca: Bana dua edin, duanz kabul edeyim. (Mmin, 60) ayetinin anlam da mkldr. ayet dua da olacak eylerdense, ayrca dua edilmesini emretmenin yarar nedir? zellikle de gereklemesi kanlmaz ise?! Cevap: Birinci mesele kinci mesele nc mesele

Drdnc mesele NDEKLER ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA

Birinci mesele Birinci mesele, iki temele dayanyor. Birinci Temel: Tekvin hitab ile teklif hitab arasnda fark vardr. Tekvin hitabla yce Allah muhatab olandan bir fiili yapmasn istemez, bilakis bu hitabla muhatabn olmasn ister. Muhatab onunla yaratr ve bu ilemde muhatabn herhangi bir fiili veya kudreti, ya da iradesi, yahut varl sz konusu deildir. Teklif hitabla da yce Allah emre muhatab olan eyden kendi kudreti ve iradesiyle bir fiili ilemesini veya yapt bir eyi terk etmesini ister. -Bunlarn tm Allahn gc ve kudretiyle oluyor olsa da. nk g ve kudret Allahndr- te bu hitabla ilgili olarak insanlar arasnda tartma kmtr. Yok olan bir eye varolmas artyla hitab etmek doru mudur? Yoksa ancak varolduktan sonra m hitab edilebilir? diye. Ancak insanlar arasnda byle bir eyin var olmasndan sonra herhangi bir hkme muhatab olaca hususunda tartma yoktur. Ayrca ilk hitab tr hakknda da ihtilaf kmtr. Gerek bir hitab mdr? Yoksa iktidardan ve kudret araclyla var etme hzndan m ibarettir? Birinci k kendilerini ehl-i snnete nisbet eden gruplar nezdinde mehurdur.

kinci Temel: Yok olan bir ey, yok olduu srada bir ey midir, deil midir? nk Mutezile mezhebine ve iaya mensup olan baz kelmclar, onun zihin dnda ey olduu kanaatindedirler. Onlara gre bu ey zihin dnda hem zattr, hem de objedir. Onlarn iddiasna gre mahiyetler yaplm ve yaratlm deildirler. Onlarn varlklar gerekliklerine eklemlenmi fazlalklardr. Bir de baz felsefe gruplar ve (tanr insan birliini savunan) vahdetiler gibi mlhit gruplar da bu ynde gr belirtmilerdir. nsanlarn byk ksmnn zerinde olduu gr, isbat ehli kelmclarn ve ehl-i snnete mensup alimlerin savunduklar u grtr: Yok olan bir ey var olmadan nce zat ve obje olarak kesinlikle bir ey deildir. Ayrca zihin dnda da biri gerek, dieri de gereklie eklemlenmi fazlalk

olmak zere iki ey olmaz. nk yce Allah mahiyetler de denilen zatlar var etmitir. Dolaysyla Allahn dndaki her ey Onun tarafndan yaratlm, Onun tarafndan yaplm, Onun tarafndan var edilmi ve Onun tarafndan ilk kez varlk alemine karlmtr. u kadar var ki, bunlar iinde, yok olan bir ey kesinlikle ey deildir. Sadece bilgi kapsamnda varl dikkate alnarak greceli olarak ey diye isimlendirilir ki bu da mecazi bir isimlendirmedir. Bazlarnn gr de yledir: Bilgi kapsamnda bir sabitlii ve varl olduu kukusuzdur. Dolaysyla bu sabit olu ve varolu itibariyle bir eydir ve bir zattr. Bunu savunanlar, yok olan bir eyin ey olduunu syleyenlerin ayrd gibi, varolu ile sabit oluu birbirinden ayrmazlar. Yine iaret ettiimiz kimselerin ayrd gibi, yok olann bir ey olmamas ile mmkn ve mmteni olan da birbirinden ayrmazlar. nk mmteni olann bir ey olmad hususunda gr birlii iindedirler. Tartma sadece mmkn nitelikli eyle ilgili olarak aralarnda kmtr. Onun bir ey olduunu savunanlarn temel dayana, bilgi kapsamnda sabit olmasdr. Bu itibarla kendisine ynelinmesi, yaratlmas, ondan haber verilmesi, emre ve nehye muhatab olmas sahihtir, demilerdir. Diyorlar ki: Bu gibi zelliklerin salt yok olan bir eye taalluk etmesi imknszdr. Eer objektif sabit olu ile bilgi kapsamnda sabit olu anlamnda varolu arasndaki fark iyice belirginletirilirse, bu hususla ilgili pheler ortadan kalkar. Biz, bir eyin olmasn istediimiz zaman, ona szmz sadece ol dememizdir. Hemen oluverir. (Nahl, 40) ayetine gelince, burada iaret edilen ey, meydana getirilmesinden ve hitabn yneltilmesinden nce bilinmektedir. Bu bilinmeyle de takdir edilmi ve hakknda kaza belirlenmi olmutur. nk yce Allah, diledii eylerden olduunu bildii eyleri syler ve yazar. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) Mslimin Abdullah b. Amr kanalyla aktard bir hadisinde yle buyurmutur: Allah gkleri ve yeri yaratmazdan elli bin sene nce btn yaratlmlarn kaderlerini takdir etmitir. (Mslim, Kader, 16; Tirmizi, Kader, 18; Ahmed, 2/169) Sahihi Buharide, mran b. Husayn kanalyla peygamber efendimizden (s.a.v.) yle rivayet edilir: Allah vard ve hibir ey Onunla beraber yoktu. Ar suyun zerindeydi. Her eyi zikirde yazd. Sonra gkleri ve yeri yaratt. (Buhari, 1-3) Sneni Ebu Davudda ve baka kaynaklarda peygamberimizden (s.a.v.) yle rivayet edilir: Allahn ilk yaratt ey kalemdir. Sonra ona: yaz, dedi. Ne yazaym, dedi. Buyurdu ki: Kyamete kadar olacaklar yaz. (Ebu Davud, es-Snne, 16; Tirmizi, Kader, 17; Ahmed, 5/317) Bu ve benzeri nasslardan anlalyor ki, mahlkat yaratlmadan nce biliniyordu, ondan haber veriliyordu ve yazlmt. Dolaysyla ilmi, kelmi ve kitabi varl itibariyle de ey di. Ancak hakikati olan objektif varl zihin dnda sabit deildi. Bilakis bu anlamda salt yok ve srf olumsuzluktu. aret ettiimiz bu drt mertebe varlklar asndan mehurdur. Nitekim yce Allah peygamberine (s.a.v.) indirdii ilk surenin banda bunlardan sz etmitir: Yaratan rabbinin adyla oku! O, insan bir alanm yumurtadan yaratt. Oku! nsana bilmediklerini belleten, kalemle reten Rabbin, en byk kerem sahibidir. (Alak, 1-5) Bu hususla ilgili olarak baka yerlerde uzun aklamalara yer verdik.

Byle olduuna gre, hitab, iradenin yneldii, kudret, yaratma ve olmann taalluk ettii eylere yneliktir. Yce Allahn buyurduu gibi: Biz, bir eyin olmasn istediimiz zaman, ona szmz sadece ol dememizdir. Hemen oluverir. (Nahl, 40) nk kendisine ol denilen bir ey, irade edilen bir eydir. Bir ey de yaratlmadan nce irade edildiinde, bilgi kapsamnda ve takdir alannda sabit ve temyiz edilmi demektir. Eer byle olmasayd, irade edilen yaratlm ile byle olmayanlar birbirinden ayrdedilmezlerdi. Bununla da sz edilen taksime cevap verilmi oldu. Soruyu soran diyor ki: Eer muhatab olan ey var ise, var olan bir eyin var edilmesi imknszdr. Ona dediimiz udur: Bu dediin, gerek varl zihin dnda var olan bir ey iin geerlidir. Yok olann var olmadndan kimse kuku duymuyor. Ayrca bu znde de sabit deildir. Ama bilgi, irade ve takdir kapsamnda bilinen, irade edilen ve ey olan birinin de zihin dnda var olmas muhal deildir. Bilakis btn varlklar ancak bilgi ve irade kapsamnda var olduktan sonra zihin dnda var olurlar. Soru soran kiinin: ayet yok ise, yok olan bir eye hitab etmek nasl tasavvur edilebilir, eklindeki szne gelince; ona dediimiz udur: Yok olana, anlayaca ve uyaca bir hitab yneltmek kast ediliyorsa, bu imknszdr. nk muhatabn bir art da anlama ve etme imknna sahip olmasdr. Yok olan bir eyin de anlamas ve yapp etmesi tasavvur edilemez. Dolaysyla yokluu halinde teklifi bir hitaba muhatab olmas imknszdr. Yokluu esnasnda anlamasnn ve yapp etmesinin istenmesini kast ediyoruz. Ayn ekilde zihin dndaki objeler dnyasnda yok olan bir eyin tekvini hitaba muhatab olmas da imknszdr. Yani, onun zihin dnda sabit olduuna inanlmas ve olmas iin kendisine hitab edildiini kast ediyoruz. Bilinen, zikredilen ve yazlan bir eye, tpk iradenin yneltilmesi gibi tekvini hitabn yneltilmesi muhal deildir. Bilakis bu, mmkn olan bir eydir. Hatta byle bir olguyu insan kendi iinde de gzlemleyebilir. Sz gelimi iinde bir eyi planlar, onu yapmay irade eder ve kendi iinde planlad bu irade edilen ve istenen eye iradesini yneltir. Dolaysyla istenen ve irade edilen eyin husle gelmesi onun kudreti orannda gereklemi olur. Eer bu irade ettii eyi gerekletirmeye gc yetiyorsa kesin iradesi ve talebi annda meydana gelir. Eer acizse, o da gereklemez. nsan bazen falan ey olsun, der. Bu istedii ey de ona ynelik gc orannda gerekleme imknn bulur. Allah her eye kadirdir. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Bir ey yaratmak istedii zaman Onun yapt ol demekten ibarettir. Hemen oluverir. NDEKLER ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA

kinci mesele Soruyu soran kimsenin: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayet ayetin orijinalindeki lam edat, iin sonunda bu sonuca varlacan bildirmek iinse, byle bir sonu gereklememitir. ayet amac bildiriyorsa, o zaman da yaratlan hibir varln Allaha kulluktan sapmamas gerekirdi. Durumun byle olmad ortadadr. Bu kmazdan nasl kabiliriz? eklindeki szlerine gelince; Ona diyeceimiz udur: Bu ayette yer alan lam edat nahivcilerin akbet ve var edat adn verdikleri trden deildir. Bu ayetle ilgili olarak da kimse byle bir ey sylemi deildir. Dolaysyla soruyu soran kiinin, henz sonuca varlm deildir, eklindeki sz anlamszdr. Yalnzca, bu ayette geen bana ibadet etsinler ifadesini beni tansnlar eklinde anlamlandran baz mfessirler bu ynde gr belirtmilerdir. Onlara gre, burada kastedilen mmine de kfire de emredilen tanma ve bilmedir. Fakat bu, son derece zayf bir grtr. Sadece baz mfessirler, Hud suresinin sonunda yer alan Onlar bunun iin yaratt.. (Hud, 119) ayetindeki lam edat hakknda bu ynde bir kanaat belirtmilerdir. yle ki: Kaderiyecilerin bazs, bunun akbet ve sonuca var anlamn cmleye kazandran lam olduunu sylemilerdir. Yani, onlarn akbeti rahmete varmak ve ihtilafa dmek eklinde gereklemitir. Yaratc bunu kast etmi olmasa da. Bylece szn ettiimiz ayeti, aadaki ayetle ayn kategoriye sokmulardr: Nihayet Firavun ailesi onu yitik ocuk olarak ald. O, sonunda kendileri iin bir dman ve bir tasa olacakt. (Kasas, 8) Bir de airin u sz rnek verilir: lmek iin dodular, harab olmak iin yaptlar... Bu deerlendirme de bu balamda yanltr. nk akbet anlamn kazandrmaya dnk lam edat, ilerin akbetini ve varaca sonucu bilmeden bir fiili ileyen kimseler iin kullanlr. Firavun ailesi gibi. Ama btn fiillerin akbetlerini ve varacaklar sonular bilen birinin, akbetini bilmeden bir fiili ilemesi tasavvur edilemez. Byle biri iledii fiilin bir akbetinin olduunu bilince de olmayacan bildii bir eyi fiiliyle gerekletirmeyi amalamaz. nk byle bir ey sadece temennidir, irade deil. Bizim zerinde durduumuz ayette geen lam ise, marife, yani tanmlama edatdr. Nasll ve nedensellii bildirmeye, cmleye bu anlam kazandrmaya dnktr. Dolaysyla bu edat hazfedildii zaman, onun etkisiyle mecrur olan masdar, mefulu leh konumuna geip mansup olur. Bylece de amasal illet adn alr. Ve bu bilgi ve iradeden de nce gelir. Ama varolutan, husule geliten sonradr. te fiille istenen ve kastedilen murad edilmi illet budur. Ancak Allahn kitabnda geen iradenin iki trl olduunu bilmek gerekir:

Birincisi: Kevn irade.

rade edilen eyin vuku bulmas iin gerekli olan irade budur. u sz bu iradeyle ilgilidir: Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Aadaki ayetlerde geen irade kavramn bu esasa gre anlamak gerekir: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Eer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size t vermek istesem de, dm size fayda vermez. (Hud, 34) Allah dileseydi onlar savamazlard; lakin Allah dilediini yapar. (Bakara, 253) Bana girdiinde: Maaallah! Kuvvet yalnz Allahndr, deseydin ya! (Kehf, 39) Buna benzer daha birok ayeti rnek gsterebiliriz. Aadaki ayette geen lam edatnn iaret ettii de bu tr iradedir: Onlar ihtilafa dmeye devam edecekler. Ancak rabbinin merhamet ettikleri mstesnadr. Zaten rabbin onlar bunun iin yaratt. (Hud, 118-119) Selef ulemas bu ayetle ilgili olarak unu sylemilerdir: Allah bir grubu ihtilaf etmeleri iin yaratmtr, bir grubu da rahmetinin kapsamna almak iin. Burada iaret edilen rahmet irade olduundan ve bu irade de kevni olduundan murad edilen ey vuku bulmutur. Dolaysyla bir topluluk ihtilaf edegelmi, bir topluluk da rahmetin kapsamnda olagelmitir.

kincisi: Dini, eri irade. Bu, murad edileni sevmek ve ondan raz olmak, murad edilen eyi yapanlar sevmek ve onlardan raz olmak, onlara iyi bir karlk vermek anlamndadr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185) Allah size herhangi bir glk karmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size nimetini tamamlamak ister. (Maide, 6) Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor. Allah hakkyla bilicidir, yegane hikmet sahibidir. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; ehvetlerine uyanlar ise bsbtn yoldan kmanz isterler. Allah sizden hafifletmek ister; nk insan zayf yaratlmtr. (Nisa, 26-28) u halde bu tr bir irade iin murad edilen eyin vuku bulmas gerekli deildir. Ancak birinci tr iradenin bir ekilde buna taalluk etmesi baka. Bu yzden u drt ksm sz konusu olmutur: 1 - Her iki iradenin de taalluk ettii eyler. Bunlar, varlkta meydana gelen salih amellerdir. nk yce Allah bunlar dini ve eri iradeyle irade

etmi ve emretmitir. Bunlar sevmi ve bunlardan raz olmutur. Ayrca kevni iradeyle de irade etmi, bunlar da olmulardr. Eer kevni iradesi olmasayd, onlar da olmazlard. 2 - Sadece dini iradenin taalluk ettii eyler. Bunlar yce Allahn emrettii salih amellerdir. Kfirler ve gnahkrlar da bunlara kar gelmilerdir. Bunlar btnyle dini iradenin kapsamna girerler. Gerekleseler de gereklemeseler de Allah onlar sever ve onlardan honuttur. 3 - Sadece kevn iradenin taalluk ettii eyler. Allahn takdir ettii, diledii, fakat emretmedii hadiseler bunlardandr. Mbahlar ve gnahlar gibi. nk Allah bunlar emretmemi, bunlardan raz olmam ve bunlar sevmemitir. nk Allah hayaszl emretmez ve kullarnn kfr ilemelerinden raz olmaz. Ama eer dilemesi, kudreti ve yaratmas olmasayd, bunlar olmazd ve meydana gelmezdi. nk Allahn diledii olur ve dilemedii de olmaz. 4 - Ne dini, ne de kevni iradenin taalluk ettii eyler. Olmam eitli mbah ve gnah eitleri de bu kapsama girerler. Byle olduuna gre: Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) ayetinin orijinalinde yer alan lam edatnn dini, eri iradeye iaret etmi olmas gerekir. Bu tr iradenin murad ettii de gerekleebilir de gereklemeyebilir de.

Dolaysyla bunun anlam yledir: Allahn onlar iin sevdii, raz olduu ve ilemelerini emrettii ama ibadettir. Ki ibadet, Allahn kullarnn yaratl gayesi kld ameldir. Yani, bununla kullarn kemali gerekleir, slah olmalar mmkn olur. Bu sayede Allahn honutluuna ve sevgisine nail olurlar. Bu amac gerekletirmeyen bir kimse, sevilmesini ve honut olunmasn salayacak, dini iradenin kapsamnda kendisinden istenen ve mutluluunun ve kurtuluunun arac olacak eyden yoksundur demektir. Kemal ve salah derecesinden de yoksun olur. Bu yle bir yoksunluktur ki, fesada uramasna ve azab grmesine neden olur. Dolaysyla ibadet, azimettir ve ftridir diyenlerin grleri zayftr, fasittir. Fasitlii birok adan ortaya konulabilir. NDEKLER ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA

nc mesele Soruyu soran kiinin, Allahn kaza ve kaderine rza gstermekle ilgili olarak aktarlan haber ve rivayetler balamnda dedii:

Eer gnahlar Allahn kaza ve kaderi dnda oluyorlarsa, byle bir ey muhaldr ve tevhid inanc asndan byk bir kusurdur. Eer Allahn kaza ve kaderiyle oluyorlarsa, bunlardan ikrah etmek ve buzetmek Allahn kaza ve kaderinden ikrah etmek, buzetmek anlamna gelir szne gelince; Ona yle cevap verilir: Ne Allahn kitabnda, ne de Resulullahn (s.a.v.) snnetinden, kullara, kullarn fiillerinden iyi veya kt takdir edilen ve hkme balanan her eye raz olmalarn emreden bir tek ayet, bir tek hadis yoktur. Bu, zerinde dikkatle durulmas gereken temel bir prensiptir. Ancak insanlarn, Allahn emrettiklerine raz olmalar gerekir. Hi kimse Allahn emrettiine buzedemez. Bu hususla ilgili olarak yce Allah yle buyuruyor: Hayr, Rabbine andolsun ki aralarnda kan anlamazlk hususunda seni hakem klp sonra da verdiin hkmden ilerinde hibir sknt duymakszn tam manasyla kabullenmedike iman etmi olmazlar. (Nisa, 65) Bunun sebebi, onlarn Allah gazaplandran eylerin ardnca gitmeleri ve Onu raz edecek eylerden holanmamalardr. Bu yzden Allah onlarn ilerini boa karmtr. (Muhammed, 28) Eer onlar Allah ve Resulnn kendilerine verdiine raz olup, Allah bize yeter, yaknda bize Allah ltfundan verecek, Resul de. Biz yalnz Allaha rabet edenleriz. deselerdi... (Tevbe, 59) Bu son ayette Resuln de zikredilmesi gsteriyor ki, verme olay dinsel ve eri (yasama) niteliklidir, kevni ve kadersel deil. Sahih bir hadiste peygamberimiz (s.a.v.) yle buyuruyor: Rab olarak Allahtan, din olarak slmdan ve peygamber olarak Muhammedden raz olan imann tadn almtr. (Mslim, man, 56) Gnah nitelikli olmad srece, bir insann, Allah tarafndan takdir edilip bana gelen musibetlere rza gstermesi gerekir. Yoksullukla, hastalkla, zelillikle ve halkn eziyetiyle imtihan edilmesi gibi. nk musibetlere kar sabretmek vaciptir. Bunlara rza gstermekse merudur. Ancak bu rzann gsterilmesi vacip midir yoksa mstehap mdr? te mam Ahmedin arkadalarndan her iki gr de rivayet edilmitir. Bu grlerin en dorusu, mstehap olduunu ngrenidir, vacip olduunu ngreni deil.

Bilindii gibi imann en salam kulpu, Allah iin sevmek ve Allah iin nefret etmektir.

Yce Allah, bize marufu emretmemizi, onu sevmemizi, ondan raz olmamz ve onun ehline muhabbet beslememizi emretmitir. Ayn ekilde mnkeri yasaklamamz, ondan nefret etmemizi, ondan honut olmamamz, onu ileyenleri buzetmemizi, onunla elimizle, dilimizle ve kalbimizle mcadele etmemizi emretmitir. Byleyken mahlkat iinde nefret edeceimiz, buzedeceimiz bir ey yoktur, denebilir mi! Yce Allah mnker olan baz eyleri zikrettikten sonra u deerlendirmede bulunuyor: Btn bu saylanlarn kt olanlar, Rabbinin nezdinde sevimsizdir. (sra, 38) Bunlar takdir eden Allah onlar sevimsiz buluyor, onlardan nefret ediyorsa, Allahn onlardan nefret et, buzet diye emrettii insan nasl onlar sevimsiz bulamaz, onlardan nefret edemez?! Deil mi ki yce Allah yle buyurmutur: Kfr, fsk ve isyan da size irkin gstermitir. te doru yolda olanlar bunlardr. (Hucurat, 7) Bunun sebebi, onlarn Allah gazaplandran eylerin ardnca gitmeleri ve Onu raz edecek eylerden holanmamalardr. Bu yzden Allah onlarn ilerini boa karmtr. (Muhammed, 28) Bylece bizi fkelendirince onlardan intikam aldk. (Zuhruf, 55) Allah onlara gazap etmi, lanetlemitir. (Fetih, 6) nsanlardan gizler de Allahtan gizlemezler. Halbuki geceleyin, Onun raz olmad sz dzp kurarken O, onlarla beraber idi. (Nisa, 108) Bu ayette de, sylenen baz szlerden raz olunmad anlatlyor. Allah, sizlerden iman edip iyi davranlarda bulunanlara, kendilerinden ncekileri sahip ve hakim kld gibi onlar da yeryzne sahip ve hakim klacan, onlar iin beenip setii dini onlarn iyiliine yerletirip koruyacan vaadetti. (Nur, 55) Sizin iin din olarak slm beendim. (Maide, 3) Eer krederseniz sizden bunu kabul eder. (Zmer, 7) Bu ayetlerden de anlalyor ki, yce Allah, emrettii dininden razdr. ayet Allah hereyden raz olsayd, zel olarak dinini raz olunmu olarak zikretmesinin bir anlam olmazd. Buhari ve Mslimde peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Erkek kulunun ve kadn kulunun zina etmesinden daha ok Allaha ar gelen, Onu gazaplandran bir davran yoktur. (Buhari, Ksuf, 2; Mslim, Ksuf, 1) Bir dier hadiste de yle buyuruyor: Allah da gayrete gelir, mmin de. Allahn gayrete gelmesine neden olan ey, kulunun, kendisine haram klnan eyi yapmasdr. (Mslim, Tevbe, 36; Tirmizi, Reda, 14)

Gayrete gelmenin temelinde fkeyi ve gazab gerektiren bir ey olduu kuku gtrmez. Bu olduka geni bir konudur. NDEKLER ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA

Drdnc mesele Olacak her ey yazlmtr. (Ahmed, 1/307; Taberani, el-Kebir, 11/123-223) hadisi olduuna gre Bana dua edin, kabul edeyim. (Mmin, 60) ayetinin anlam nedir? Dua da olacaklardan ise, ayrca onu emretmenin ne anlam var? Deil mi ki kesinlikle vuku bulacak? Buna karlk diyeceimiz udur: Duann icabeti gerektirmesi, dier salih amellerin sevab gerektirmesi ve sair sebeplerin sonular gerektirmesi gibidir. Dolaysyla bir kimse: Dua, talep edilen ve istenen eyin huslne ilikin salt bir alamet veya bir delalettir, sebep deildir. Ya da: Sadece bir ibadettir, talep edilen eyin varl veya yokluu zerinde herhangi bir etkisi yoktur, bilakis dua ile hasl olan bir ey, dua olmadan da hasl olur. dese iki zayf deerlendirmeyi dile getirmi olur. nk yce Allah, dua ile icabet=kabul arasnda, sebep ile sonu arasndaki ilikiye benzer bir iliki kurmutur: Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, kabul edeyim. (Mmin, 60) ayetinde olduu gibi. Buhari ve Mslimde de peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu belirtiliyor: Bir mslman Allaha dua ettii zaman, bu duas gnah ve akrabalk balarn kesmek gibi bir unsuru iermiyorsa, Allah, mutlaka ona u eyden birini verir: Ya ona istediini verir. Ya ona denk bir hayr onun iin sevab hanesine kaydeder. Ya da ona denk bir ktl ondan uzaklatrr. Orada bulunanlar: Ya Rasulallah! Biz ok dua etsek de mi? dediler. Buyurdu ki: Siz ok dua ederseniz, Allah da ok verir. (Tirmizi, Dua, 3; Ahmed, 3/18) Burada peygamberimiz (s.a.v.) ilh bala dua arasnda, emredilen amellerle bunlarn karlklar ve vaadler arasndaki ilikiye benzer bir iliki kuruyor.

mer b. Hattab yle demi: Ben dualarmn kabul edilmesi hususunda bir sknt ekmiyorum. Bilakis dua etme hususunda sknt ekiyorum. Dua ilham edildii zaman, kabul de onunla beraberdir. Bu rivayetlerin benzerleri oktur. Ayrca gzlemlenen realite de buna delalet ediyor ve dikkatlerimizi bu geree ekiyor. Tpk benzeri sebeplerin etkinliine dellet ettii gibi. Yce Allah konuyla ilgili olarak yle buyuruyor: Andolsun, Nuh bize yalvarp yakard. Biz de duay ne gzel kabul ederiz. (Saffat, 75) Znnunu da zikret. O fkeli bir halde geip gitmiti; bizim kendisini asla sktrmayacamz zannetmiti. Nihayet karanlklar iinde: Senden baka hibir tanr yoktur. Seni tenzih ederim. Gerekten ben zalimlerden oldum, diye niyaz etti. Bunun zerine onun duasn kabul ettik ve onu kederden kurtardk. te biz mminleri byle kurtarrz. (Enbiya, 87-88) Yoksa darda kalana kendine yalvard zaman karlk veren ve sknty gideren, sizi yeryznn hakimleri klan m? (Neml, 62), Rabbim! Beni yalnz brakma! Sen, varislerin en hayrlssn. Biz onun da duasn kabul ettik ve ona Yahyay verdik; eini de kendisi iin elverili kldk. (Enbiya, 89-90), Gemiye bindikleri zaman, dini yalnz Ona has klarak Allaha yalvarrlar. Fakat onlar salimen karaya karnca, bir bakarsn ki, Allaha ortak komaktadrlar. (Ankebut, 65) Denizde dalar gibi akp gidenler de Onun delillerindendir. Dilerse O, rzgar durdurur da onun stnde kala-kalrlar. Elbette bunda ok sabreden, ok kreden herkes iin ibretler vardr. Yahut yaptklar yznden onlar helk eder. Birounu da affeder. Bylece ayetlerimiz zerinde tartanlar, kendilerine kaacak bir yer olmadn bilsinler. (ura, 32-35) Burada yce Allah, dilerse onlar helk edebileceini haber veriyor. Bylece gnahlarndan dolay onlar muaheze etmeyi ve birok gnahlarn affetmeyi bir arada zikrediyor. Bununla beraber Onun ayetleri hakknda mcadele edenler, Ondan kurtulu olmadn da biliyorlar. nk bu gibi durumlarda, Rabbin rububiyeti, kudreti, meiyeti ve rahmetine delalet eden kantlara bir takm phelerle yaklaldn bilir. Ama, iine dt kt akbetten de kurtulu olmadn bilir. Nitekim baka bir ayette yle buyuruluyor: Onlar, Allah hakknda mcadele edip dururken O, azab pek iddetli olandr. (Rad, 13) Hi kukusuz zorunlu etkinlie sahip sebeplerin etkisiyle nefiste oluan bilgiler, en sabit ve en kkl bilgilerdir. Ki bunlar salt kyasi bak ortaya karr. O da, bu gibi durumlarda insann i dnyasnda u tarz sorulara kaynaklk eder: Rab, bizzat gerektirici midir? O, kendiliinden hadiselerin meydana getiricisi olamaz m? Dua edilmeden ve istenmeden bir eyi meydana getiremez mi?

Alemi deitiremez mi? O, btnsel ve ayrntl bilgiye sahip midir? Durumlar deitirmeye, halden hale evirmeye kadir midir? Bir halden bir hale evirilme ynnde bir istek olmadan bunu yapamaz m? Yoksa -felsefecilerin ve dier sapk gruplarn iddia ettii gibi- bu zellie sahip deil midir? Dolaysyla celal sahibi Allah kimini cezalandrp kimini affettii gibi, riyakar kimseleri ve ayetleri hakknda tartanlar da bilir. Ayetleri hakknda girdikleri tartma yznden balarna gelen akbetten kurtulmalarna imkn yoktur. O, azab pek iddetli olandr. Baka bir yerde, eitli grler ve dini yaklamlar erevesinde bu ve benzeri meseleler hakknda geni aklamalara yer verdik. unu demek istiyoruz: Bilinmesi gereken udur: Dua ve istek, talep edilenin ve istenenin elde edilmesinin sebebidir, bu hususta duann varl ile yokluu bir deildir ve salt bir alametten ibaret olduu da sylenemez. Kble ehlinden ve baka ekollerden kimi gruplar bunu tartma konusu yapmsa da, Kitap ve snnet bunu kesin bir dille ortaya koymutur. Mslman, Yahudi, Hristiyan, Sabii, Mecusi ve Mrik... btn Ademoullar bunu ikrar etmektedir. Fakat mriklerden ve Sabiilerden ve de Aristo ve talebelerini izleyen Farabi, bni Sina ve onlarn takipileri gibi felsefi ekollerin mensuplarndan olup Meailik felsefesini savunanlar -meailii kelma, tasavvufa ve fkha kartranlar- diyorlar ki: stenene nail olma hususunda duann etkisi -tpk dier mmkn nitelikli mahlkatn etkisi gibi- feleki ve doal glerden, ayrca nefsani ve akli glerden kaynaklanr. Bylece duadan sonra ortaya kan etkinlii, beeri nefislerin etkisi olarak deerlendirirler ve bu hususta yce yaratcya ayrntl bilmeyi veya alemi deitirme kudretini ve de dilerse yaptndan baka bir eyi yapma imknn isnat etmezler. Dolaysyla onlarn nazarnda Allah insanlarn kemiklerini toplamaya ve parmak ularn bir araya getirmeye kadir deildir, btn bunlar ve sahip olduklar gleri yaratan O olduu halde ve Ondan bakaca deitirici g ve kudret olmad halde... Eer dua olacak eylerdense ve bu olacak eylerin vuku bulmas da kanlmaz ise, dua edilmesini emretmenin ne faydas var? szne gelince; Buna diyeceimiz udur: Duann emredilmi olmas, mutlaka oluu gerektirmez. Bilakis Allah, kullarna dua etmeyi emrettii zaman, kimi Onun bu emrine itaat eder, duas kabul olur ve maksadna nail olur. Bu da gsterir ki, bilinen ve takdir edilen ey dua ve icabettir. Kimisi de isyan eder; dua etmez ve duann ilintili olduu sonu da gereklemez. Bu da gsterir ki, malmun ve takdir edilenin kapsamnda dua da yoktur, icabet de. u halde olacak dua, daha nce olaca bilinen duadr. Olmayacak dua da, daha nce olmayaca bilinen duadr. Eer denilse ki: Olaca bilinen bir duay emretmenin ne faydas var?

Buna karlk deriz ki: Emir de, emredileni yerine getirmeyle ilgili sebeplerden biridir. Tpk baka sebeplerinin olmas gibi. u halde dua, belay savan bir sebeptir. Duann nedensellii beladan daha glyse onu savar. Eer belay douran sebep duadan daha glyse dua onu savamaz; ancak belay hafifletir, zayflatr. Bu yzden gne ve ay tutulmalar karsnda namaz klma, dua etme, istifarda bulunma, sadaka verme ve kle azat etme emr edilmitir. Allah herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ULEMANIN DRT ANA SORUSU:YARATMA, BADET, YAZILMA VE DUA

KAZA, KADER VE RADE Kaza, Kader Ve rade radenin eitleri NDEKLER ALFABETK FHRST

Kaza, Kader Ve rade Soru: lh kazalar (takdir) bir hikmete dayal olarak m takdir edilmiler yoksa bir hikmete dayanmyorlar m? ayet ilh takdirlerin arkasnda mutlaka bir hikmet varsa, acaba Allah insanlardan, onlarn yapmakta olduklar eyleri irade etmi midir? Eer yaptklarnn ncesinde ilh bir irade varsa, bu durumda mazeretin olmasnn ne anlam olabilir ki? Bize fetva ver, Allah ecrini versin. Cevap:

Alemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun. Hi kukusuz Rabbimiz her eyi bilgi, kudret ve hikmetiyle kuatmtr. Rahmeti ve bilgisi her eyi kapsayacak enginlikte ve sonsuzluktadr. Gklerde ve yerdeki her bir zerreyi, anlamlardan her bir anlam, bilgi ve rahmetinin eksiksizliiyle, kudret ve hikmetinin kemaliyle grr, mahede eder. O, mahlkat bouna yaratmamtr. Hibir eyi abes, amasz, hikmetsiz, anlamsz yapmamtr. Bilakis O, fiili ve szyle hikmet sahibidir. Hikmetinin bir ksmndan kullarndan bazsnn haberdar olmasn salar. Ama bir ksmn da srf kendi bilgisine zg klar. NDEKLER KAZA, KADER VE RADE

radenin eitleri Allahn iradesi iki ksma ayrlr: 1 - Emir ve Yasama (teri) iradesi 2 - Kaza ve takdir iradesi.

Birinci Ksm: Bu irade itaatlere taalluk eder, isyanlara deil. Bu itaatin gerekleip gereklememesi farketmez. Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor. (Nisa, 26) Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185)

kinci Ksm: Takdir iradesi. Bu irade btn varolular kapsar. Btn hadiseleri kuatr. lk anlamyla deil, ama bu anlamyla alemden yapmakta olduklarn irade eder. Nitekim aadaki ayetlerde buna iaret edilir: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Eer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size t vermek istesem de, dm size fayda vermez. O sizin rabbinizdir. (Hud, 34) Ayrca mslmanlarn kulland szlerden biri olan: Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz sz de bu anlam ifade eder. Bunun rnekleri oktur.

Bu irade meydana gelen itaatleri de isyanlar da kapsar, ama meydana gelmeyenleri deil. Fakat ilk irade, meydana gelsin veya gelmesin btn itaat ve isyanlar kapsamna alr. Mutlu olan kimse, takdiri olarak kendisi iin irade edilen eyle, terii olarak irade edilen ey, ayn olan kimsedir. Mutsuz, bedbaht kul ise, terii olarak kendisinden istenmeyen ey takdiri olarak istenen kimsedir. Hkm, bu iki iradenin uyumas esasna gre cereyan eder. Amellere bu iki gzle bakan kimse basirdir (gerek grendir). Ama bir kimse kaderi grse eriat grmese veya eriat grp kaderi grmezse, onun tek gz krdr. Tpk yle diyen Kureyliler gibi: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz . Hibir eyi haram klmazdk., (Enam, 148) Onlardan ncekiler de ayn ekilde yalanladlar ve sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan sylyorsunuz. (Enam, 148) nk bunlar, Allahn varln ve oluunu diledii her eyin -takdiri irade olarak- Onun emrettii ve raz olduu ey olduuna inanrlar, er'i irade olarak deil. Sonra da, gayr meru -er'i iradeye aykr- irklerinin, Allahn varln diledii bir ey olduunu dndler. Bunun zerine dediler ki: Demek ki Allah bundan razdr ve bunu emretmitir. Onlardan ncekiler de ayn ekilde yalanladlar. (Enam, 148) Onlardan ncekiler emir ve yasaklardan oluan yasalar uydurdular. Sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? (Enam, 148) Allahn irki yasalatrdna ve haram kldnz eyleri haram kldnza dair elinizde bir belge var m? Bu hususta Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz. O da u vehminizdir: Allah takdir ettii her eyi ayn zamanda meru da klmtr. Siz sadece yalan sylyorsunuz. Yalan sylyorsunuz, Allahn eriatn iptal ederek Ona iftira atyorsunuz. De ki: Kesin delil, ancak Allahndr. (Enam, 149) Mahlukata kar kesin kant Allahn elindedir. nk onlara Resuller gndermi, onlar birliine ve eriatna davet etmitir. Bununla beraber btn insanlarn hidayete ermesini ve eriatna uymasn dilememitir. Ancak O, diledii baz kimselere ltufta bulunur, bir ba ve ihsan olarak onlar doru yola iletir. nk tercih yapp stn olan belirleme hakkna ve yetkisine sahip kimse, dilerse bu yetkisini kullanr, dilerse kullanmaz. u halde haram kld eyle ilgili tercihini terk etmi olmas Onun adaletinin bir gereidir. Bu hususta sonsuz hikmeti de vardr.

Ayn zamanda Allah, insanlar er'i emrine ve iradesine kar ktklarnda cezalandrr ve bu kar k takdiri iradeyle olsa dahi. nk kader, gnah, isyan ngrd gibi, bunlarn cezalandrlmasn da ngrr. Tpk yce Allahn geride aclar brakan bir takm hastalklar kullar iin takdir etmesi gibi. u halde hastalk gibi ac da Onun takdiri iledir. Dolaysyla bir kul: Daha nce gnahla ilgili irade sz konusu olduu iin, ilediim gnahtan dolay cezalandrlmam, derse, bu, tpk bir hastann: Daha nce hastalk irade edildii iin ac ekmeyeceim. demesine, ya da ate yemekle ilgili irade daha nce gemitir, bu yzden iim pimeyecektir veya: Vuru daha nce olduu iin vurulan kimse ac duymaz demeye benzer. Bu, cehaletin bir gstergesi olmasnn yansra kiiye herhangi bir yarar da salamaz. Tam tersine kaderi gereke gstermesi ikinci bir gnahtr ve bundan dolay bir kez daha cezay hakkeder. Nitekim daha nce blis kaderi gereke gstermiti: Beni azdrmana karlk ben de yeryznde onlara gnahlar ssleyeceim. (Hicr, 39) Adem ise yle demiti: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eer bizi balamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. (Araf, 23) Allah bir kimsenin mutlu olmasn dilerse, ona Ademin (a.s.) -veya benzerlerinin- dedii szleri demeyi ilham eder. Bir kimsenin de mutsuz ve bedbaht olmasn dilerse, o da blis ve benzerlerinin ileri srd gerekeye sarlr. Bylece kzgn lde scaklktan kavrulan kimseye cret olarak ate verilmesi durumuna der. (Yamurdan kaarken doluya yakalanmak gibi) blis ve onun mantna sahip kimselerin durumu una benzer: Bir adamn evine bir ate kvlcm der. Akl banda olan insanlar ona derler ki: Bu kvlcm sndr ki, evin tamamen yanmasn. Fakat o yle der: Bu da nereden kt? u rzgar bu kvlcm evime drd. Benim bunda bir kabahatim yok... O bu bahanenin ve mazeretin arkasna snp bir ey yapmamasn hakl karmaya alrken kvlcm yava yava kora, ardndan aleve dnr ve iindekilerle birlikte btn evi yakar. te gnahlarn vebalini kadere ykmaya alan insann durumu budur. Gnahlardan istifar edip zr beyan edeceine kendini masum ve hakl gstermeye alr. Aslnda onun durumu, iledii bu gnahtan dolay tekinden daha ktdr. nk kvlcmn meydana gelen olayda herhangi bir sorumluluu da yoktur. Yce Allah bizi ve sizi ve dier kardelerimizi sevdii ve raz olduu eyleri yapmaya muvaffak klsn. nk Onun yardm olmadan Ona itaat etme dzeyine eriilemez. Onun korumas olmadan da Ona isyan durumu terkedilemez.

Allah herkesten daha iyi bilir. NDEKLER KAZA, KADER VE RADE

KAZA, KADER VE HKMET Soru: lh kazalar (takdir) bir hikmete dayal olarak m takdir edilmiler yoksa bir hikmete dayanmyorlar m? ayet ilh takdirlerin arkasnda mutlaka bir hikmet varsa, acaba Allah insanlardan, onlarn yapmakta olduklar eyleri irade etmi midir, etmemi midir? Eer yaptklarnn ncesinde ilh bir irade varsa, bu durumda mazeretin olmasnn ne anlam olabilir ki? Cevap: Alemlerin Rabbi olan Allaha hamd olsun. Evet, Allahn kaza ve kaderinin gerisinde eksiksiz bir hikmeti vardr. Kullar bunu bilmeseler de. nk Allah bildii baz bilgileri kullarna veya kullarndan diledii kimselere bildirmitir. Bildii baz bilgileri de kullarna bildirmemitir. Nitekim Allah yle buyurur: Onun bildirdiklerinin dnda insanlar Onun ilminden hibir eyi tam olarak bilemezler. Onun krss gkleri ve yeri iine alr, onlar koruyup gzetmek kendisine zor gelmez. (Bakara, 255) Yce Allah, kullarndan yapmakta olduklar eyleri, tekvini irade kapsamnda irade etmitir. Nitekim mslmanlar Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz prensibi zerinde gr birlii iindedirler. Allah yle buyurur: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125), Onlar ihtilafa dmeye devam edecekler. Ancak rabbinin merhamet ettikleri mstesnadr. Zaten rabbin onlar bunun iin yaratt. (Hud, 118-119) Allah dileseydi onlar savamazlard; fakat Allah dilediini yapar. (Bakara, 253) Allah salam szle iman edenleri hem dnya hayatnda hem de ahirette sapasalam tutar. Zalimleri ise Allah saptrr. Allah dilediini yapar. (brahim, 27)

Ancak gnahlar, onlar ileyenlerden, emir, eriat, sevgi, rza ve dini irade asndan irade etmemitir. Aksine bu hususta Allah iradesini yle aklar: Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez.(Bakara, 185) Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek istiyor. (Nisa, 26) Sizin gnahlarnz balamak istiyor. Allah hakkyla bilicidir, yegane hikmet sahibidir. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; ehvetlerine uyanlar ise bsbtn yoldan kmanz isterler. Allah sizden hafifletmek ister; nk insan zayf yaratlmtr. (Nisa, 27-28) Allah size herhangi bir glk karmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size nimetini tamamlamak ister. (Maide, 6) Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm. (Zariyat, 56) Aklamalar ve szleri tasnif ettiimizde, ayrntl deerlendirmelere tabi tuttuumuzda karklklar ortadan kalkar, sapklk savlm olur. Baka bir yerde, konuya ilikin temel prensipleri nemine yakr bir ekilde ayrntl olarak deerlendirdik. Ama buras ayrntl aklamann yeri deildir. Mazeretin olmasnn anlam nedir? szne gelince; Mazur olduu nesnel olarak bilinen kimse, irade ettii halde fiil ilemekten aciz olan kimsedir. Ayaa kalkmaktan, oru tutmaktan, cihad etmekten aciz olan hasta ve infak emekten aciz olan fakir gibi... Bunlar mkellef deildirler ve yapmadklar eylerden dolay cezalandrlmazlar da. Ayn durum, ocuk ve deli gibi, davetin ulamad kimse gibi dinlemekten ve anlamaktan aciz olanlar iin de geerlidir. Ama ktlk yapmay seven, seen ve raz olan, sonra da bunlar ileyen kimse, istediinin aksini yapmaya zorlanacak deildir. Raz olmad bir eyi yapmaya zorlanm deildir. Byle birine mazur denebilir mi? Buna dense dense marur denir. Ancak bu konunun detaylandrlmas iin yaratma ve emir olgularnn gerisindeki hikmetin aklanmasna ihtiya vardr. Bu da yerinde aklanmtr. Ama bu blmn kapasitesi bu tarz bir ayrnty kaldrmaz. Allah daha iyi bilir. Allahn salat ve selam Hz. Muhammedin zerine olsun. NDEKLER ALFABETK FHRST

YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

yilik Allah'tan, Ktlk Nefistendir Allah'n Ademoullarna nimeti Kaderiyecilere gre insann iradesi Hayr ve er de birer nimettirler Fakirlerin daha ok cennete girmesi kr ve hamdn gereklilii Bir suale iki cevap ...O da nefsindendir. lafznn faydalar Ktlklerin en by Allah' inkar etmektir Allah kullarn ibadet iin yaratmtr Kiinin iledii gnahn Allah tarafndan yaplmas Gnahlar musibetin sebebidir Ktlk nefistendir Cehmiye'nin iki ana bid'ati Kader konusunda sufilerin grleri NDEKLER ALFABETK FHRST

yilik Allah'tan, Ktlk Nefistendir eyh-ul slm Takiyuddin Ahmed b. Teymiye -Allah rahmet etsin- dedi: yiliin Allahtan ve ktln nefisten olduunu aklayan farklar hakknda...

Kullar iinde ancak alimler Allahtan korkar. (Fatr, 28) De ki: Rabbim ancak ak ve gizli ktlkleri (....) Allah hakknda bilmediiniz eyleri sylemenizi haram klmtr. (Araf, 33) Bu ayette zikredilen eylerin dndakilerle ilgili olarak haram klnma durumu olumsuzlanyor, sadece bunlar iin olumlanyor. Acaba Allahtan korkma durumu cins iin mi olumlanyor, yoksa teker teker her alim kimse iin mi olumlanyor. Nitekim btn mslmanlar teker teker hacca gitmedikleri halde: Mslmanlar haccediyorlar denir. Bu noktada bir soru daha gndeme geliyor: Mstesna, iktiza eden midir, yoksa art mdr? nk yukardaki ayette ve benzerlerinde iktiza eden, gerek-tiren olarak belirginleiyor, dolaysyla geneldir. nk peygamberlerin uyar yaparken arac olarak kullandklar ilim korkuyu gerektirir. Ayrca iyilii ilemeye ve ktl terk etmeye sevkeden korkuyu gerektiren ilim olduuna gre ve her gnahkr da cahil olduuna, bilgisi tamam olmadna gre, ktlklerin temeli cehalettir, bilgisizliktir eklindeki deerlendirmemizin anlam akla kavuuyor. Byle olduuna gre ilmin yokluu mevcut olan bir ey deildir. Bilakis tpk kudretin, iitmenin ve

grmenin yokluu gibidir. Yokluk ise ey deildir. ey ancak var olana denir -ki Allah her eyin yaratcsdr, denilmitir- Salt yokluk Allaha izafe edilemez. Ama var olan bir ey Allah ile ilintili olarak zikredilebilir. nsan alim deilse, nefis doas gerei onu hareket etmeye sev keder. nk nefis canldr, iradeye bal hareket de hayatta olmann ayrlmaz bir zelliidir. Nefsi en gzel anlatan isimler unlardr: el-Haris (Tahrik eden)... El-Humam... (Cesur, aktif)... Bir hadiste yle buyuruluyor: Kalp, yere dm ku tyne benzer. (bn-i Mace, Mukaddime, 10, 65; Ahmed, 4/408) Bir dier hadiste de yle buyuruluyor: Kalbin kaynamas, atein zerinde kaynayan tencereninkinden daha iddetlidir. (Ahmed, 6/4; Taberani, el-Kebir 20/253; el-Hakim, Mstedrek 2/289) Byle olduuna gre, yce Allahn bir kimseyi hidayete erdirmesi, ona kendisine yararl olan eyleri ve zararl olan eyleri retmesi demektir. Bylece kii kendisine yararl olan eyi ister, zararl olan eyi de istemez. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Allah'n Ademoullarna nimeti Yce Allah Ademoullarna bu hususta iki temel ltufta bulunmutur: Birincisi: Buhari ve Mslimde belirtildii gibi: Her doan ocuk ftrat zere doar. (Buhari, Kader, 30; Mslim, Kader 22, 23, 24) Mslim, yad b. Hmardan merfu olarak yle rivayet eder: Ben, kullarm hanifler (ftraten Allah bir bilme zelliine sahip) olarak yarattm. (Mslim, elCenneh, 63 Ahmed, 4/162) Dolaysyla nefis ftratyla babaa brakld zaman, Allah sever ve Ona hibir eyi ortak komaz. Fakat insan ve cin kkenli eytanlar ktlkleri ona ssleyerek onu ifsad edip yoldan karrlar. Rabbin Ademoullarndan, onlarn bellerinden zrriyetlerini kard. (Araf, 172) Bu ayeti, baka yerlerde geni biimde ele alp tefsir ettik. kincisi: Yce Allah, insanlara akl vermekle, onlara kitaplar indirmekle ve kendilerine peygamberler gndermekle onlar genel olarak hidayete yneltmitir. Yaratan Rabbinin adyla oku (...) bilmediini... (Alak, 1-5)

Rahman Kuran retti. nsan yaratt. Ona aklamay retti. (Rahman, 1-4) Yaratp dzene koyan, takdir edip yol gsteren Rabbinin adn tesbih et. (Ala, 1-3) Ona iki yolu gsterdik. (Beled, 10) u halde her insanda hakk bilip sevmesini gerektiren bir zellik vardr. Ayrca Allah, insan, ahiret mutluluuna erimesini mmkn klacak eitli ilimleri renmeye yneltmitir. Ftratna bu bilgiyi sevme eilimini yerletirmitir. Ancak bazen insan, kendisine yararl olan eyi bilmek istemekten kanabilir. te bu kanma, bu yz evirme yoksal bir olgudur. Ancak nefsin ayrlmaz zelliklerinden biri de irade sahibi olmas ve hareket etmesidir. Nefsin doal bir hayat vardr. Ancak onun mutluluu yararl bir hayat yaamasna, yani Allaha ibadet etmesine baldr. Bu hayat yaamad srece ldr. Dolaysyla sahip olduu doal hayat da onun iin bir ikenceye dnr. Ne yaar ki, hayatn nimetlerinden yararlansn, ne de lr ki, ikencelerin acsndan kurtulsun. Sonra o atete ne lr, ne de yaar. (Ala, 13) Bu da gsteriyor ki, verilen ceza ilenen sula ayn trden ve ayn dzeydedir. Dnyadayken yararl bir hayat srdren yaayan biri olmad, ayrca duygusuz bir l de olmad iin, ahirette de ayn durumda olacaktr. Nefis eer hakk bilir ve onu isterse, bu, Allahn ona ynelik bann eksiksizliinin bir gstergesidir. Aksi takdirde nefis, doas gerei, Allahtan baka bir mabuda tapmay ve ktlkleri ilemeyi isteme eilimine sahiptir. te nefsin varoluunda yer alan bu terkip Allah bilmemesine ve Ona ibadet etmemesine neden olur. Yokluk dediimiz budur. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Kaderiyecilere gre insann iradesi Kaderiyeciler bunu kabul ederler. Ayrca Allahn insan irade sahibi olarak yarattn da kabul ederler. Fakat onun g ve kabul anlamnda irade sahibi olduunu sylerler. Yani, unu ve unu isteme kabiliyetine sahiptir. u muayyen eyi ve u muayyen eyi istemesine gelince, onlara gre bu olgu Allah tarafndan yaratlmaz. Bylece gerei yanlla kartrrlar. Oysa Allah, bunlarn tmnn yaratcsdr. Nefse gnahn da takvasn da ilham eden Odur. Resulullah (s.a.v.) yle derdi:

Allahm nefsime takvasn -gnahlardan saknma duygusunu- ver. (Mslim, Zikir, 73; Nesai, stiaze, 13-65; Ahmed, 4/374-6/209) Allah, brahimi (a.s.) ve onun soyunu, kendisinin emriyle insanlar Allaha aran imamlar, nderler klmtr. Firavun soyunu da atee aran nderler klmtr. Ancak bu da iki adan gelip Allaha dayanr. Birincisi, amasal illeti, kincisi, sebebi asndan. Amasal illete gelince; Allah, bunu bir hikmete dayal olarak yaratmsa, bir hikmete dayal olmak asndan hayrdr, izaf olarak er olsa da. Tekil bir eye izafe edildii zaman, baz kiiler Cehm b. Safvann anlay dorultusunda bir takm vehimlere kaplrlar. Yani, Allah, hi kimsenin hayrna olmayan, ne bir hikmete dayanan ne de rahmeti yanstan salt erri yaratr, derler. Kitap, snnet ve akl ise bu anlay reddeder, boa karr. Nitekim: Muhammed ve mmeti kan dkyorlar ve yeryznde bozgunculuk yapyorlar denildii zaman, bu, onlara ynelik bir yergiyi ve eletiriyi ifade eder. Bu yzden yanltr, batldr. Ama: Allahn sz en yce olsun diye cihad ediyorlar, buna kar kanlar da ldryorlar denildii zaman, bu, onlara ynelik bir vg olur ve ayrca dorudur da. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Hayr ve er de birer nimettirler Eer denilse ki: Yce Allah hikmet sahibidir, merhametlidir, her eyin yaratln gzel yapmtr. O merhametlilerin en merhametlisidir. Hayr Onun elindedir. erde Onun bir sorumluluu yoktur. Ancak hayr yapar. Baz canllara ac veren eyler yaratmas, kimi yerilen davranlar varetmesi de gerisinde byk bir hikmet ve muazzam bir nimet barndrmaktadr. Bu sz haktr ve yce Allaha ynelik vg olur. Fakat: Hi bir hayr olmayan, kimseye yarar dokundurmayan, hikmet ve rahmetten eser bulunmayan erri yaratr. Gnahsz insanlara azap eder denilse, bu, Allaha ynelik bir vg olmaz, aksine yergi olur. Cehennemin, blisin ve ktln yaratlmasnn hikmetiyle, bunlarla birlikte tecelli eden rahmetle ilgili aklamalarda bulunmutuk. Ama bilemediklerimiz daha da byktr. Yce Allah zat olarak hamd, sevgiyi ve honutluu hakkeder. Bu ihsanndan dolay da Ona

hamdolsun, krler olsun. te bu, mutlak hamddr. Bu kitabmzn dnda baka yerlerde, Allah her neyi yaratmsa, o bir nimettir ve bundan dolay Allaha kretmek gerekir. Her yaratlan ey, Onun bir nimeti ve bir iaretidir. Bu yzden Necm suresinin sonunda yle deniyor: imdi Rabbinin nimetlerinin hangisinden pheye dersin. (Necm, 55) Rahman suresinde: Yeryznde bulunan her canl yok olacak (Rahman, 26) ve benzeri ifadeler kullanldktan sonra: yleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz. buyuruluyor. Bir grup mfessir yle demitir -lafz Baaviye aittir-: Onlar, cehennemle kaynar su arasnda dolar dururlar. (Rahman, 44) Yce Allah her nerede: Yeryznde bulunan her canl yok olacak benzeri bir ifade kullanmsa, bu, ttr ve bir nimettir. nk insan gnahtan alkoyucu bir zellii var. Aralarnda ez-Zeccac ve bn-i Cevzi gibi isimlerin bulunduu baz kimseler de, yleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz ayetleri hakknda yle demilerdir: Bu ayetlerde iaret edilen varlklarn tm, sizi Allahn birliine ileten deliller olmalar hasebiyle nimettirler. Sonra sizin ayakta durmanz salayan eyleri rzk olarak sunmas da sizin iin bir nimettir. Ad geen zatlarn Rahman suresine ilikin deerlendirmeleri budur. Necm suresinde yer alan: imdi Rabbinin nimetlerinin hangisinden pheye dersin. (Necm, 55) ayetiyle ilgili grleri de yledir: Rabbinin birliine delalet eden nimetlerinin hangisinden phe edebilirsin. Bazlar: Hangisinden phe edip tartma konusu yapabilirsin eklinde bir aklama getirmilerdir. bn-i Abbas: Hangisini yalanlayabilirsin... diye aklamtr. Benim kanaatime gre, pheye dmek yalanlama anlamn da ierir. Bu yzden, kelimeye bir ta harfi daha eklenerek geili klnmtr. nk bu kelimenin asl el-Mera masdarnn tefaul veznine uyarlanm ekli olan temara dr. Temareyna fil hilali= Hilalin grnp grnmedii hususunda kukuya dtk. demek gibi. Kuran hakknda kukuya dmekse kfrdr. Bunun nedeni yalanlama ve kuku duyma olabilir. Baz mfessirlere gre hitap ounlua ynelik olduu iin tetemara= Yani, pheleniyorsunuz denilmi ve temteri denilmemitir. nk tefaul kalb iki kii arasnda cereyan eden eylemlerle ilgilidir. Baz mfessirlere gre bu ayette kastedilen kii:

Bilsin ki insan iin kendi almasndan baka bir ey yoktur. (Necm, 39) ayetinde de iaret edilen Velid b. Muiredir. Yce Allah: Yoksa, Musann ve ahdine vefa gsteren brahimin sahifelerinde yazl olanlarkendisine haber verilmedi mi? Gerekten hibir gnahkr, bakasnn gnah ykn yklenmez. (Necm, 36-38) Buyurduktan sonra, ona dnyor ve: Bilsin ki insan iin kendi almasndan baka bir ey yoktur. (Necm, 39) buyuruyor. Nitekim baka bir yerde de yle buyurmutur: Allah insan, pimi amura benzeyen bir balktan yaratt. Cinleri z ateten yaratt. O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? (Rahman, 14-16) u halde Allahn yaratt her ey kullarna ynelik bir ihsandr ve bundan dolay Allaha kredilmesi gerekir. Yaratt her eyde kendisine dnk bir hikmet vardr ve bu hikmetten dolay zat iin Ona hamdedilmesi gerekmektedir. Bundan da anlyoruz ki btn mahlkatta Allahn kullarna ynelik bir inam vardr. Tpk aadaki ayette iki arlkl toplulua (cinlere ve insanlara) hitaben buyurduu gibi: yleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz. nk btn mahlkat birer ayet, birer alamet konumundadr. Bunlar araclyla kullar doru yolu bulurlar. Bunlar, Allahn birliine delalet eden, peygamberlerinin doruluunu ortaya koyan kantlar, iaretler, alametler konumundadrlar. Bu yzden sz konusu ayet ve alametler zikredildikten sonra yle buyurulmutur: Bu, ilk uyarlardan bir uyarcdr. (Necm, 56) Baz mfessirlere gre, bununla Hz. Muhammed, bazsna gre Kuran kastedilmitir. Ama Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Kuran birbirinden ayr dnlemez. Yce Allah unu demek istiyor: Bu, nceki elilerin ve kitaplarn uyardklar eyle insanlar uyaran bir uyarcdr. lk uyarlardandr... Yani, onlarla ayn trdendir. u halde nimetlerin en faziletlisi iman nimetidir. Dolaysyla btn mahlkat, bu iman nimetinin elde edilmesini salayan ayetler, alametler olmalar itibariyle nimettirler. Yce Allah yle buyuruyor: Andolsun, onlarn kssalarnda akl sahipleri iin ibretler vardr. (Yusuf, 111) Gnlden boyun eip Allaha ynelen her kul iin bir basiret ve uyardr. (Kaf, 8) NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Fakirlerin daha ok cennete girmesi Kulun bana gelen bir ey, eer onun sevinmesine yol ayorsa, bu, apak bir nimettir. Onu zyor, kt duruma dmesine yol ayorsa da nimettir. nk bununla onun iledii ktlklerin zeri rtlr ve gsterdii sabrdan dolay dl alr. te yandan, bu musibetlerde kulun kestiremedii, kavrayamad bir hikmet ve bir rahmet olabilir. Bir eyden holanmadnz halde, o sizin iin hayr ve bir eyden holandnz halde, o da sizin iin er olabilir. (Bakara, 216) Her iki nimet de, krn yansra sabr da gerektirir. Darlk, sknt ve zarar karsnda kr ve sabrn ne denli nemli olduklar belirgindir. Bolluk nimeti ise, zellikle Allaha itaat tavr zere sabrl olmaya ihtiya duyar. Nitekim selef ulemasndan biri yle demitir: Darlkla, zorlukla snandk; sabrettik. Bollukla snandk; fakat sabredemedik. Bu yzden cennete girenlerin byk ksm yoksullardan oluur. Ancak bollukta lezzet ve darlkta da ac nplanda olduu iin, bollukla birlikte kr ve darlkla birlikte de sabr tavr nlenmitir. Yce Allah yle buyuruyor: Eer insana tarafmzdan bir rahmet tattrr da sonra bunu ondan ekip alrsak (...) Ancak sabredip gzel i yapanlar byle deildir. (Hud, 9-11) Aslnda skntya, darla duar olan kii kretmeye, bollukta olan kii de sabretmeye daha ok muhtatr. nk skntda olann sabretmesi ve bollukta olann da kretmesi zaten bir gerekliliktir. Bununla birlikte bollukta olann sabretmesi, kendisi hakknda honutluk uyandran mstehap bir davran olabildii gibi darda olann da kretmesi kendisi hakknda mstehap olabilir. Bylece nefsin lezzet ald halde de ac duyduu halde de kr ve sabr tavr bir arada olmu olur. Ama unu da belirtelim ki, bunu gerekletirmek insanlarn byk ounluuna ar gelir. Bunu baka bir yerde geni bir ekilde ele alacaz. Ksaca unu sylemek istiyoruz: Btn mahlkat nimet olarak baheden yce Allahtr. Bunlarn nimet olma zellikleri ilk bata insanlarn byk ounluu tarafndan belirgin olarak farkedilmese de. nk Allah bilir, ama siz bilmezsiniz... nsanlarn gnahna gelince, bunun menei de insann nefsidir. Byle olmakla beraber, son tahlilde o da bir nimettir. Bakalar asndan, ibret almalarna neden olduu iin, bir nimet ilevini grr. u szde de buna iaret edilir: Allahm! Beni bakalar iin ibret yapma! Benden kaynaklandn bana bildirdiin bir eyden dolay da bakalarnn benden daha mutlu olmalarn salama! Kuranda yer alan bir duada yle deniyor:

Rabbimiz! Bizi, zalimler topluluu iin bir fitne arac klma. (Yunus, 85) Bir dier ayette de yle buyuruluyor: Bizi muttakilere nder yap. (Furkan, 74) Bizi uyup doru yolu bulacaklara bizi nder kl, bizden dolay sapacak kimselere deil. El-Alau kelimesi, szlkte nimetler anlamna gelir. Bu kelime kudret anlamn da ierir. Yce Allah Kuranda kudretine ve rububiyetine delalet eden ayetlerini zikreder. Kullarna ynelik nimetler olarak tezahr eden nimetlerinden bahseder. Bunlarn yannda hikmetini aklayan ayetlerinden de sz eder. Bunlar birbirlerinden ayrlmaz, birbirlerini gerekli klan olgulardr. u kadar var ki; yiyecek, iecek, barnak ve giyecekle ilgili nimetler herkesin grebilecei aklktadr. Bu yzden, Nahl suresinin ierii bunun kant olarak gsterilmi ve bu sureye, bu gerekeyle Nimet suresi de denilmitir. Katade ve bakalar ad geen sure iin bu ismi kullanmlardr. Buna dayal olarak alimlerin ou u deerlendirmeyi yapmtr: Hamd, sebepleri asndan krden daha geneldir. nk nimetten dolay hamdedildii gibi, baka bir eyden dolay da hamdedilebilir. kr ise, trleri asndan hamddan daha geneldir. nk kr, hem kalp, hem dil, hem de el araclyla gerekletirilebilir. Btn mahlkat nimet olduuna gre ve de ancak nimetten dolay hamdedildiine gre, her durumda hamd Allahadr. Ne var ki, bu, mahlkatn ierdii nimeti bilenlerin ulaabilecei bir anlay dzeyidir. Cehmiye ve Cebriye gibi gruplar byle bir anlaytan uzaktrlar. Mahlukatta Allaha dnk bir hikmet yoktur; bilakis ortada kullarn menfaat grmesinden baka bir ey sz konusu deildir. diyen Kaderiyecilerse, sadece kr olgusunu ifa etmi olurlar. Tpk Cehmiyecilerin de bu noktada ilh kudrete bir rol bimemeleri gibi. Nimet ve hikmet olgularndan soyutlanm bir kudretten de hamd nitelii tezahr etmez. Aslnda onlarn mezheplerinin z udur: O, hamd hakketmez. Hamd Onadr, ama mlksz. Nitekim Mutezililer asndan da, bir tr mlksz hamd ngrlr. Ama selef dncesine gre eksiksiz mlk de, noksansz hamd da Onundur. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Allah, adaleti ayakta tutarak u hususu aklamtr ki, kendisinden baka ilah yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de. Mutlak g ve hikmet sahibi Allahtan baka ilah yoktur. (Al-i mran, 18) Buna gre Allah, uluhiyette tektir. O, adalet, izzet ve hikmet sahibidir. Allahn bu drt sfatn selef kua ve onlara tabi olan gruplar vurgular. Ama snnet bilgisinde eksiklik olann yce Rabbin baz haklarn eksiltmesi kanlmaz olur. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

kr ve hamdn gereklilii Cebriyeye yatkn Cehmiye ekol, Allahn adaletini de hikmetini de vurgulamad gibi, uluhiyetinin tekliini de vurgulamaz. Sadece Rububiyetinin tekliini vurgulamaya nem verir. Mutezile ise, uluhiyetinin tekliini de, adaletini de, izzetini de, hikmetini de nplana karmaz vurgulamaz. Eer bir Mutezili, Allah asndan bir tr hikmet ngrdnden sz etse, bu, bakasna dnk olmak anlamnda bir hikmettir. Ki bu itibarla da hikmet saylmaz. nk kendisiyle irtibatl bir eyden dolay deil de bakasna dnk olan bir eyden dolay herhangi bir fiili ileyen kimse, akl sahiplerinin nazarnda hikmet sahibi deil, ne yaptn bilmeyen zihni kark kimsedir. Hamd, ancak bir nimetten dolay olabildiine gre, hamdn krn ba olduu da ortaya km oluyor. Yani, hamd, krn evvelidir, bir nimetten ve hikmetten dolay olsa da... u halde ameli kr; Allahn verdii nimetlerin karldr. Ayn zamanda hikmetini de ieren uluhiyetinin karl olan bir ibadettir. Bylece saydmz olgularn tmnn kr kavramnn kapsamnda olduu ortaya kyor. Bu nedenle Kuran kr meselesi zerinde nemle durur. Ama krn bir tr olduu iin hamd olgusunu yalnz bana nplana kardn grmyoruz. kr demek olan hamd grevinin her hitabn banda tevhid ilkesiyle birlikte vurgulanmas bir gelenektir. rnein Fatiha suresinde tevhid ilkesiyle birlikte kr ykmll de eda edilir. Dini hitaplar kapsamnda kr ve tevhid olgularnn yer almad bir konuma dnlemez. Kalc iyilikler (Bakiyat- Salihat) iki ksma ayrlrlar: Buna gre: Subhanallah ve bi hamdih (Allah hamd ile tenzih ederim) sz, kr, tenzih ve tazim anlamlarn ieriyor. La ilahe illallah vellahu ekber (Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur ve Allah en byktr) sz de tevhid ve tekbir anlamlarn ieriyor. Yce Allah yle buyuruyor: Dini Ona has klarak Allaha dua edin. (Mmin, 14) Hamd alemlerin Rabbi olan Allahadr. (Fatiha, 2) nsann, serbest seimine dayal ilerden dolay hamd etmesi, sylendii gibi bir azimet midir, yoksa genel midir? sorusuna gelince, bu mesele tartmaldr ve buras bu meseleyi irdelemenin yeri deildir.

Sahih bir hadiste, peygamberimizin (s.a.v.) rkudan kalknca yle dedii belirtiliyor: Rabbimiz! Ve sana hamd olsun, gkler dolusu, dnya dolusu ve bundan sonra dilediin her ey dolusu... vg ve ululamaya layksn. Kulun dediini en ok hakkedensin. Hepimiz senin kulunuz. Verdiini hi kimse engelleyemez. Vermediini de hi kimse veremez. Makam sahiplerinin makamlar senin katnda ilerine yaramaz. (Mslim, es-Salah, 205) Hadisin lafz budur. Hadiste geen Ahakku szc hak szcnn ismi tafdil kalbna uyarlanm eklidir. Bu ifadenin yorumu hususunda bir grub yanl bir deerlendirme yapmtr. Diyorlar ki: Bunun anlam: Kulun dedii haktr eklindedir. Ama bu doru deildir. nk kul, hak syledii gibi batl da syler. Bilakis rabbin syledii haktr. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Dorusu, ki doruyu ben hep doruyu sylerim... buyurdu. (Sad, 84) Hadiste geen Ahakku kelimesi, mahzuf bir mptedann haberidir. Yani: Hamd, kulun syledii en doru szdr. Burada, kulun sylemesini en ok hakkeden sz hamddir, anlam kastediliyor. Bu yzden her namazda hamdetme zorunluluu getirilmitir. Allah, salt er olan eyi yaratr denilse, bu, kullarn Onu sevmelerini ve Ona hamdetmelerini gerektirmez; bilakis tersini gerektirir. Bu yzden bu anlayta olanlarn ou, nazm ve nesir tr yazlarnda Allaha ynelik yergi ve svg anlamna gelecek szler sarfetmilerdir. Bu anlaya bal eyhlerin ve alimlerin ou bu tr eyler zikretmilerdir. ayet aktan telafuz edemezlerse, kalpleri bu tr szlerle doludur. Ama aktan sylemenin bir yararnn olmadn dnrler. Yahut mslmanlardan korkarlar. Baz eyhlerin iirlerinde buna benzer szlere rastlamak mmkndr. Hatta blis ve tabilerinin Allaha kar ileri srdkleri kantlar pekitirici argmanlar ortaya srerler. Ama btn bunlar yce Allahn kendisiyle ilgili olarak zikrettii vasflara aykrdr: Rabbin kullara zulmedici deildir. (Fussilet, 46) Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler. (Hud, 101) u halde hadiste geen kulun syledii en dorudur... sz, Allaha hamdetmesi kulun syledii en doru szdr, anlamn ifade ediyor. nk Allah ancak hayr yapar ve O... (Bu ksm orijinal metinde yoktur.) nsan kendi zatyla ve doas dorultusunda hareket eder. Bu hareketin bazsnn er olarak grlmesi kanlmazdr. Ancak gerisinde eksiksiz bir hikmet ve dopdolu bir nimet vardr. Bu noktada biri: u halde Allah, niin insan baka bir ekilde yaratmad? dese; ona u karlk verilir: O zaman bu, insandan baka bir ey olurdu ve insann yaratlmasyla hasl olan hikmet de gereklemi olmazd. Nitekim melekler de aslnda bu soruyu sormulard:

Orada bozgunculuk karacak ve kan dkecek birini mi yaratacaksn? (...) Ben sizin bilmediinizi bilirim. (Bakara, 30) Buna gre Allah, insann bu ekliyle yaratlmasnn gerisinde bir hikmet olduunu biliyordu ki, meleklerin bundan haberleri yoktur. Melekler bilmedikten sonra, insanlar nasl bilsinler! Ki insan nefsi de aadaki ayetlerde vasfedildii ekilde yaratlmtr: Gerekten insan, pek hrsl yaratlmtr. Kendisine fenalk dokunduunda szlanr, feryat eder. Ona imkn verildiinde ise pinti kesilir. (Mearic, 19-21) nsan, aceleci yaratlmtr. (Enbiya, 37) Buna gre insan, yaratlnn gerektirdii zelliklere sahip olacak ekilde yaratlmtr ki, bunun gerisinde byk bir hikmet ve kapsaml bir rahmet vardr. Bu, insann yaratlnn gayesi asndan geerli olan bir olgudur. Bununla beraber, insandan sadr olan er Allaha izafe edilemez. kinci ynse sebeple ilgilidir. nk er, ancak ilim ve iradenin olmayyla vcud bulmutur. Ki ilim ve irade nefsi slah eder. nk nefis, Allah bilip sevmeyi gerektiren bir ftrata sahip olarak yaratlmtr. Bu arada, bu hedefe ulamasn kolaylatracak bilgi ve eylemler de kendisine gsterilmitir. Btn bunlar Allahn ltuf ve ihsannn gstergeleridir. te yandan nefis, insan ve cin kkenli eytanlarn ssledikleri ktlklere de ram olma zelliine sahiptir, bunlara eilim gstermeye yatkndr. Bu ktlkler ise, kendisine faydal olan unsurlarn yer almad birleimlerden ibarettir. te bu temel olgu ve bu yokluk (yararl eylerin olmay) yce Allaha izafe edilemez. nsanlarn yaratl iin sylediklerimiz bu ktlkler iin de geerlidir. Yani, Allah onlar bir hikmetten dolay yaratmtr. Nefsin slahn salayan eyin olmay sebeplerden biri olduuna, salt ktlk salt yokluk olduuna ve yokluk da bir ey olmadna, ayrca Allah her eyin yaratcs olduuna gre, nefisten sadr olan ktlkler, iradenin hareket ediinin sonular olarak belirginleirler.

Kul, Allahn, kendi fiillerinin yaratcs olduunu itiraf ettiinde, ayet bu itiraf, Allahn her eyin yaratcs olduunu, Onun eksiksiz kelimelerini ikrar etmek, Ona muhta olduunu itiraf etmek, eer kendisini hidayete erdirmezse sapk olacan kabul etmek anlamnda olursa, bylece Allahn izzetine ve hikmetine boyun eerse, bu, mminin halidir. Ama bu itiraf, kaderin arkasna snp onun balaycln ve zorlaycln gereke olarak ileri srmek eklinde olursa, bu, ncekinden ok daha byk bir gnahtr ve bu eytann takipilerinin tutumudur. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Bir suale iki cevap Bu noktada bir taife yle bir soru ortaya atmtr: Hadisten anlald kadaryla: Bir mmin iin ancak hayr olan eyler takdir edilir. Fakat onun hakknda ktlklerin de takdir edildiini biliyoruz. Bu eliki nasl giderilir? Bu sorunun iki cevab vardr: Birincisi: Hadiste kullarn iledikleri ameller kastedilmiyor; bilakis karsna kan nimetler ve bana gelen musibetler kastediliyor. Bu yzden: ayet kendisine bolluk isabet ederse, kreder ve bu kendisi iin hayr olur. (Mslim, Zhd, 64; Ahmed, 4/332-333) buyuruluyor. Hadisin lafznn zahiri budur ve bu hususta herhangi bir problem yoktur. kincisi: Diyelim ki, hadis kulun amellerini de kapsyor; ancak peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduunu da biliyoruz: Bir kimseyi iyilik sevindiriyor, ktlk de zyorsa, o kimse mmindir. (Tirmizi: el-Fiten, 7; Ahmed, 1/18-26) Dolaysyla bir mminin iyilik yapmas takdir edilmise, bu, onu sevindiren bir ey olur. ayet onun iin bir ktlk takdir edilmise, bu durumda, ya tevbe etmedii iin cezay hakkedecektir veya tevbe edecek ve bu ktlk iyilie dntrlecek, buna karlk o da kredecektir; tevbe etmezse, baz musibetlerle snanarak bu ktlklerinin zeri rtlecek ve o da bunlara kar sabrettii iin sonuta kendisi iin hayr olacaktr. Soruyu soran kii de: Mmin iin (...) takdir edilir... eklinde bir ifade kullanmt. Mmin ise, mutlak anlamda gnahn zarar vermedii bir kimsedir. Bilakis gnah ilediinde tevbe eder, o zamanda baz rivayetlerde belirtildii gibi olur: Bazen kul gnah iler ve bununla cennete girer. nk durmadan tevbe eder, derken bu tevbesi sonucu cennete girer. (Kenz-ul Ummal, 10188) Gnah, kulun zelil oluunu, boyun eiini, istifar ediini, yoksulluunu ve yce Allaha muhta oluunu gzlemleyiini gerektirir. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

...O da nefsindendir. lafznn faydalar O halde: ... O da nefsindendir. (Nisa, 79) ifadesinden u sonular karabiliriz: Bu gerein bilincine varan kul, hibir zaman nefsine gvenmez. nk ktlk ancak ondan gelir. nsanlarn knamalarna ve yermelerine de aldrmaz. Aksine gnahlarn gzden geirir ve onlar ilemi olmaktan pimanlk duyarak tevbe eder. Nefsinin errinden ve amellerinin ktlnden Allaha snr. Allaha itaat hususunda kendisinden yardm ve destek ister. Bunun neticesinde hayr elde eder ve erri, ktl savar. Bu nedenle dualarn en faydals, en by, en hikmetlisi Fatiha suresinin ierdii u duadr: Bizi dosdoru yola ilet. Nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uramlarn ve sapklarn deil. (Fatiha, 6-7) Yce Allah, kulu bu dosdoru yola iletince, kendisine ibadet etmesi, gnahlar terk etmesi iin ona yardm eder. Dolaysyla dnyada da ahirette de ona er isabet etmez. Gnah nefsin ayrlmaz bir tutumudur. Bu yzden nefis her an bir yol gstericiye muhtatr. Yemek ve imekten ok hidayete muhtatr. Bunun iine saysz ihtiyalar da girer. Hidayete her eyden ok muhta olduu iin de her namazda Allahtan hidayet dilemesi emredilmitir. Kendi nefsinin ve duay tekrar etmeleri emredilen dier insanlarn ve cinlerin nefislerini ibret gzyle irdeleyenler, nefsin dnya ve ahirette bedbaht olmasna neden olan cehaletini ve zulmn gzlemleyenler bu duann deerini bilirler. Bunun neticesinde yce Allahn ltuf ve rahmetiyle bu duay, ktl engellemenin ve hayr oluturmann en byk sebeplerinden biri kldn mahede ederler. Bu meseleyi biraz daha amak babnda unu syleyebiliriz: Yce Allah Kuranda hangi kssay anlatmsa, bu, bizim ibret almamz iindir. bret almak da ancak ikincisini birincisiyle mukayese etmemizle mmkndr. Ayrca birinci ve ikincinin mkteza ve hkm hususunda ortak olmalar gerekir. Eer insanlarn nefislerinde -Firavun ve ondan ncekiler gibi- peygamberleri yalanlayan kimselerde bulunan zelliklerin ayns bulunmasayd, hibir ekilde benzer zelliklerimiz bulunmayan kimselerden ibret almamza gerek olmazd. Ama mesele u ayetlerde belirtildii gibidir: Sana sylenen, senden nceki peygamberlere sylenmi olanlardan baka bir ey deildir. (Fussilet, 43) te bylece, onlardan ncekilere herhangi bir peygamber geldiinde hemen: O, bir bycdr veya delidir, dediler. (Zariyat, 52) Onlardan ncekiler de ite tpk onlarn dediklerini demilerdi. Kalpleri nasl da birbirine benzedi? (Bakara, 118) Daha nce kfir olmu olmu kimselerin szlerine benzetiyorlar. (Tevbe, 30) Bu yzden peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur:

Sizden ncekilerin yollarn, geleneklerini tpatp izleyeceksiniz. yle ki onlar kelerin deliine girmilerse siz de gireceksiniz. Dediler ki: Ya Resulallah! Yahudi ve Hristiyanlarn m? Buyurdu ki: Kimin olacak?! (Buhari, el-tisam, 14; Mslim, lim, 6) Dier bir hadiste de yle buyuruyor: Andolsun, sizden nceki milletlerin yerini kar kar, zira zira tutacaksnz. Dediler ki: Ya Resulallah! Farslarn ve Rumlarn m? Buyurdu ki: Kimin olacak?! (Buhari, el-tisam, 13; bnu Mace, Fiten, 17) Bu hadislerin ikisi de sahihtir. Huneyn savanda, mriklerin -uur getireceine inandklar iin- zerine silahlarn astklar bir aalar vard. Baz insanlar dediler ki: Ya Resulallah! Onlarn ki gibi bize de bir ask (zatu envat) yap. Buyurdu ki: Allahu Ekber! Nefsimi elinde tutan Allaha yemin ederim ki, Musann (a.s.) kavminin ona sylediinin aynsn sylediniz: Onlarn ilahlar gibi bize de bir ilah yap. (Araf, 38) Bunlar evrensel snnetler, her zaman geerli olan geleneklerdir. Siz de sizden ncekilerin geleneklerini, yasalarn izleyeceksiniz. (Ahmed, 5/218-340) NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Ktlklerin en by Allah' inkar etmektir Kuran, Allahn takdiriyle de olsa ktlklerin nefisten kaynaklandn aklyor. Ktlklerin en by de yaratcy inkr etmek, Ona ortak komaktr. Nefsin Ona ortak olmay veya Onun dnda bal bana bir ilah (tanr) olmay dilemesidir. Tarihte bunlarn ikisi de gerekleti. nk gerek Firavun ve gerekse blis kendilerine ibadet edilmesini istemilerdir. Firavun ve blisin bu tutumu zulm ve cehaletin doruk noktasdr. Geri kalan insanlarn ve cinlerin nefislerinde bundan krntlar vardr. Eer Allah kula yardm etmez, onu hidayete erdirmezse, mutlaka etkinlii ve imknlar apnda Firavun ve blisin sergiledii tutumun bir benzerini sergileyecektir. rfan ehlinden biri yle der: Her nefiste mutlaka Firavunun nefsindekine benzer duygular vardr. u kadar var ki, Firavun belli bir gce kavutu ve bu duyguyu da vurdu. Ama dierleri yeterince gl olmadklar iin bunu

gizlerler... nk, insan kendi nefsini ve dier insanlarn nefislerini tanyp ibret alrsa, her insann imknlar lsnde kendisine itaat edilmesini, kendisinin yceltilmesini istediini, nefislerin ykseklik ve liderlik sevgisiyle dolu olduklarn grr. Bu zelliklere ve eilimlere sahip nefsin, bu arzusuna onay verip uyan kimselere dost, onay vermeyip muhalefet edenlere de dman olduunu gzlemler. Bu nefsin ilah (tanrs) hevas ve isteidir. Ulu Allah yle buyuruyor: Hevasn ilah edineni grdn m? Sen mi ona vekil olacaksn? (Furkan, 43) Bu nefsin nazarnda dier insanlar, Trkler ve dier kfir milletlerin krallarnn nazarnda olduu gibi Yal = Yar ve Ya = Yad, dost ve dman olmak zere iki ksma ayrlr. Hevalarna onay verip uyan kimse kfir de olsa onlarn dostudur. Hevalarna onay vermeyen de bir muttaki dahi olsa onlarn dmandr. te bu, Firavunun tutumudur. Bunlarn her biri, imknlar lsnde emirlerine itaat edilmesini ister; fakat ilahlk iddiasnda bulunmak ve yaratcy inkr etmek hususunda Firavunun sahip olduu imknlar kendisinde bulamaz. Bunlar yaratcnn varln kabul edebilirler; ama bir kimse onlar Allaha ibadet etmeye arsa, bu, kendilerine ynelik itaatin terki anlamna gelecei iin bu davetiye dman kesilirler. Tpk Firavunun Musaya (a.s.) dman kesilmesi gibi. nsanlarn byk ksm, bu kadarn istemeyecek akla ve imana sahiptir. Bunlarn nefisleri sahip olduklar eyle ilgili isteklerde bulunurlar. Bir kimse, Allaha itaat eden bir mslman ise, gnah ve Allaha isyan niteliinde dahi olsa arzularna, amalarna itaat edilmesini isteyebilir. Kendisine itaat eden ve kendisini seven kimse, kendisine kar kp da Allaha itaat eden bir kimseden daha sevimli gelir. te bu, Firavunun ve Resulleri yalanlayan dier azgnlarn tutumundan bir krntdr. Bu duygulara sahip kimse alim ve eyh olursa, kendisine sayg gsterilmesini ister, rakibi olan alim ve eyhe deil. Hatta rakibi olan kimseye kskanlktan ve hasetten dolay kin dahi besler. Tpk yce Allah, Musann (a.s.) davet ettiinin aynsna davet eden bir eli gnderdiinde Yahudilerin yapt gibi. Onlara: Allahn indirdiine inann, denildiinde: Bize indirilene inanrz, dediler. (Bakara, 91) Kendilerine kitap verilenler ancak o ak delil kendilerine geldikten sonra ayrla dtler. (Beyyine, 4) Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarndaki ekememezlik yznden ayrla dtler. (ura, 14) Bu yzden yce Allah, onlardan haber verirken, Firavunla ilgili haberdekine benzer ifadeler kullanyor ve kendilerinden intikam alacak birini onlara musallat kldn belirtiyor. Yce Allah Firavundan sz ederken yle buyuruyor:

Firavun Msr topranda azmt. (Kasas, 4) Bir baka ayette de yle buyuruyor: te ahiret yurdu! Biz onu yeryznde bbrlenmeyi ve bozgunculuu arzulamayan kimselere veririz. Akbet takva sahiplerinindir. (Kasas, 83) NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Allah kullarn ibadet iin yaratmtr Allah insanlar kendisine ibadet etmeleri iin yaratmtr. Onu ansnlar, Ona kretsinler ve Ona kulluk etsinler diye... Srf kendisine kulluk etmeleri iin peygamberler gndermi, kitaplar indirmitir. Din yalnz Allah iin olsun diye. Ve Allahn sz en yce olmas iin. Senden nce hibir resul gndermedik ki ona: Benden baka ilah yoktur, u halde bana kulluk edin, diye vahyetmi olmayalm. (Enbiya, 25) Senden nce gnderdiimiz elilerimize sor: Rahmandan baka taplacak tanrlar edinin diye emretmi miyiz? (Zuhruf, 45) Allah btn peygamberlere bu prensibi emretmitir. Bu hususta ihtilafa dmemeleri uyarsnda bulunmutur. Hakikaten bu bir tek mmet olarak sizin mmetinizdir. Ben de sizin rabbinizim. yle ise bana kulluk edin.(Enbiya, 92) Ey peygamberler! Temiz olan eylerden yiyin. Gzel iler yapn. Ben sizin yaptklarnz hakkyla bilmekteyim. phesiz bu bir tek mmet olarak sizin mmetinizdir. (Mminun, 51-52) Katede bu ayette u anlamn kastedildiini syler: Yani, sizin dininiz bir, Rabbiniz bir; ama eriatlarnz farkldr. Dahhak da bu grtedir. bni Abbasn: Sizin dininiz bir tek dindir eklinde anlamlandrd rivayet edilir. bn-i Ebu Hatem; Said b. Cbeyr, Katade ve Abdurrahmann da bu grte olduunu belirtir. Hasan el-Basri yle der: Allah peygamberlerine nelerden saknacaklarn, neleri yapacaklarn vurguladktan sonra: te sizin tmnzn yasas, snneti ve gelenei birdir, buyuruyor. Mfessirlerin ounluu bu

kanaattedir. mmet, millet ve yol demektir. Nitekim bir ayette yle buyuruluyor: Atalarmz bir din zerinde bulduk. (Zuhruf, 23) Nitekim yola mam ad verilmitir. nk yolu izleyen kimse bakalar tarafndan nder edinilip takip edilir. Ayrca yolcu da yolu izler, onu kendisine rehber edinir. Sonra mmet de, insanlarn uyduklar hayrn reticisi konumundadr. Bu itibarla yce Allah brahimi (a.s.) imam yapm ve onun bir mmet olduunu bildirmi-tir. Ulu Allah btn peygamberlere milletlerinin (izledikleri yolun) ve dinlerinin bir olmasn ve bunda asla ayrla dmemelerini emretmitir. Nitekim Buhari ve Mslimde peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Biz peygamberler topluluunun dini birdir. (Buhari, Enbiya, Mslim, Fedail, 145) Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Dinde, Nuha tavsiye ettiini (...) sizin iin eriat kld. (ura, 13) Bu yzden peygamberler birbirlerini tasdik ederler, eriatlarnn farkl olmasna ramen, aralarnda ihtilaf etmezler. Emir, Alim veya eyh olarak itaat edilen bir kimse, peygamber efendimize (s.a.v.) tabi olur, peygamberin emrettiini emreder, davet ettiine de davet ederse, bir kimsenin kendisini peygamberin davet ettiine benzer bir eye davet etmesi houna giderse, dinin srf Allah iin olmasndan honut olursa, Allah byle bir eyi sevdii iin, o da Allahn sevmi olduunu sevmi olur. nk onun maksad yalnzca Allaha ibadet etmektir, dinin srf Allah iin olmasdr. Bir kimse de, bu saydmz hususlara davet eden bir rakibinin olmasndan honut olmuyorsa, bu kimse, ibadet edilen, itaat edilen biri olmann peindedir. Firavun ve benzerlerinin tutumundan bir para onda da mevcuttur. Allahtan baka kendisine itaat edilmesini isteyenin tavr Firavuni bir tavrdr. Bir kimse de, insanlarn Allahla beraber kendisine de itaat etmelerini isterse, bu kimse, insanlarn Allahn yannda onu da denk bir ilah edinmelerini, Allah sevdikleri gibi onu da sevmelerini istiyordur. Oysa Allah, sadece kendisine ibadet edilmesini emretmi ve dinin srf kendisi iin olmasn, dostluun ve dmanln srf kendisinin rzasna ynelik olmasn, sadece kendisine gvenilip dayanlmasn ve yalnzca kendisinden yardm talep edilmesini istemitir. Peygamberleri izleyen kii, onlarn emrettiini emreder, ki din -kendisi iin deil- yalnz Allah iin olsun... Bakas da bunu emrettiinde, bundan dolay yalnzca sevinir, ona yardmc olur ve bu davranndan tr sevin duyar. nsanlara iyilik ettii zaman, yce Rabbinin rzasn gzeterek iyilik eder. Rabbinin kendisini iyilik eden biri yapmakla kendisine ltufta bulunduunu bilir. Amelinin Allah iin ve Allahn yardmyla gerekletiini dnr. Bu gerek Fatiha suresinde u ekilde dile

getirilmitir: Yalnz sana ibadet eder ve yalnz senden yardm dileriz. (Fatiha, 5) yilik ettii kimseden bir karlk ve teekkr beklemez. Bu iyiliini bana kakmaz. nk bu ekilde iyilik eden biri olmasn salayarak ulu Allahn kendisine minnet ettiini, byk ltufta bulunduunu bilir. Dolaysyla kolay olan kendisine kolaylatrd iin asl kendisinin Allaha kretmesi gerektiini dnr ve de kendisine yararl olan eyi kolaylatrd iin Allaha kreder. nsanlar iinde baa kakmak iin bakasna iyilik eden kimseler vardr. Ya da iyilik yapt kimseden itaat etmek, sayg gstermek yahut baka bir menfaat salamak gibi karlklar bekler. Yapt iyilii bana kakarak yle der: Falana u u iyilii yaptm, ama bana teekkr bile etmedi, der. Bu tutuma sahip kimse yalnz Allaha ibadet eden ve yalnz Ondan yardm dileyen biri deildir. Allah iin ve Allahn yardmyla amel etmemitir. O, bir riyakar gibidir. Yce Allah, yapt iyilii baa kakan ve riyakarlk eden kimselerin verdikleri sadakay geersiz klmtr: Ey iman edenler! Allaha ve ahiret gnne inanmad halde maln gsteri iin harcayan kimse gibi, baa kakmak ve incitmek sretiyle, yaptnz hayrlarnz boa karmayn. Bylesinin durumu, zerinde biraz toprak bulunan dz kayaya benzer ki, saanak bir yamur isabet etmi de onun plak, przsz kaya haline getirivermitir. Bunlar kazandklarndan hibir eye sahip olamazlar. Allah, kfirleri doru yola iletmez. Allahn rzasn kazanmak ve ruhlarndaki cmertlii kuvvetlendirmek iin mallarn hayra sarf edenlerin durumu, bir tepede kurulmu gzel bir baheye benzer ki, zerine bol yamur yam da iki kat rn vermitir. Bol yamur yamasa bile bir isinti der. Allah, yaptklarnz grmektedir. (Bakara, 264-265) Katade der ki: Burada geen ruhlarndakini kuvvetlendirmek iin ifadesi, nefislerinin derinliklerinde Allahn sevabn umduklar iin, demektir. E-abi yle der: Nefislerinden kaynaklanan kesin bir inan ve tasdik olarak... Bir dier gr de yledir: Sevab kazanacaklarna kesin olarak inandklar ve Allahn vaadini tasdik ettikleri iin gnl honutluuyla karp verirler. karp verdikleri maln, geride braktklar maldan kendileri asndan daha hayrl olduunu bilirler. Benim kanaatime gre, maln veren kimse karln verdii kimseden deil Allahtan beklerse, maln verdii kimseye minnet etmez, yapt iyilii bana kakmaz. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Kiinin iledii gnahn Allah tarafndan yaplmas Altnc Fark: Kiinin iledii gnah, Allah tarafndan ilenmi olsa da, o, Allahn kendisini yarartrken varoluunun amac ve ftratnn dayana kld bir eyi yapmamasnn cezasdr. Allah insan srf kendisine ibadet etmesi iin yaratmtr. nsan varoluunun amac Allaha ibadettir. Bir insan, yaratlnn amac olarak ngrlen, ftratnn esasn oluturan ameli ilemedii zaman, bundan dolay cezaya arptrlr. Dier bir ifadeyle eytan, iledii irki ve dier gnahlar ona ssl ve ekici gsterir. Git! onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezas cehennemdir. Tam bir ceza! (....) uras muhakkak ki, benim kullarm zerinde senin hibir arln olmayacaktr. (sra, 63-65) Gerek u ki: man edip de yalnz rablerine tevekkl edenler zerinde onun bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenleredir. (Nahl, 99-100) Takvaya erenler var ya, onlara eytan tarafndan bir vesvese dokunduunda hatrlayp hemen gerei grrler. Dostlarna gelince, eytanlar onlar azgnla srklerler. Sonra da yakalarn brakmazlar. (Araf, 201-202) Bu ayetlerden anlalyor ki, Allaha itenlikle kul olmak demek olan ihlas, insan eytann egemenliinden korur. Nitekim bir ayette yle buyurulmutur: te bylece biz, ktlk ve fuhuu ondan uzaklatrmak iin delilimizi gsterdik. phesiz o ihlasl kullarmzdand. (Yusuf, 24) u halde, nefse gnahnn ilham edilmesi, iyi fiilleri yapmamasnn bir cezasdr, bal bana var olan bir ey deildir. Dolaysyla, gnah Allah yaratt, denemez. Kuran zerinde dnen bir kimse, unu ak bir ekilde grr ki, yce Allah, kfrn ve gnahn yaratlmasyla ilgili olarak zikrettii eyleri bu gibi amellerin cezas olarak ngrmtr. Buna u ayetleri rnek gsterebiliriz: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Kehf, 33) Onlar yoldan sapnca, Allah da kalplerini saptrmt. (Saf, 5)[646] Kim cimrilik eder, kendini mstani sayar, en gzeli de yalanlarsa, biz de en zora hazrlarz. (Leyl, 8-10) Bu ve benzeri ayetlerde baz amellerden sz ediliyor ki, bunlar, sakncal bir fiili ilemelerinin ve emredilen bir fiili de ilememelerinin cezas olarak belirginlemilerdir. Kukusuz bunlar yapanlarn hareket kabiliyetleri ve iradeleri vardr. Bu kabiliyetlerini pratize etmeleri kanlmazdr. yilik dorultusunda hareket etmedikleri zaman, ktlk dorultusunda hareket etmeleri ilh adaletin bir tezahrdr. Nitekim yle denmitir: Nefsini hak ile megul etmezsen, o, seni batlla megul eder... Meselenin bu boyutu btn gerekliiyle ortaya ktna gre, Allah, gnahlar ilenmeleri iin yaratmtr. Gnahlardan dolay gnahkrlar cezalandrmak zulmdr diyen peygamberleri yalanlayan Kaderiyecilerle, zorlamac (Cebriye) Kaderiyecilerin tezlerinin temel maddesi boa km oluyor. Onlara yle demek gerekir:

Allah, onlara ynelik bir ceza olarak onlar gnaha drm ve kalplerine gnah damgasn basmtr. Allah onlara zulmetmedi, fakat kendileri nefislerine zulmettiler. Bir de yle denir: Nefislerinin haklarn eksiltmekle ona zulmetmi oldular. Yce Allah bir ayette yle buyurmutur: ki ban ikisi de yemilerini vermi. Hibirini eksik brakmamt. (Kehf, 33) Aslnda bunlarn birou, yce Allahn baz amelleri daha nce ilenmi dier baz amellerin karl, cezas olarak yarattn kabul eder. Diyorlar ki: Allah, itaat edenin itaatini yaratr, fakat herhangi bir gnah durduk yere (ilk kez) yaratmaz. Bilakis, gnah baka bir eyin karldr. unu da diyorlar: Kulun yapt ilk eyi (gnah olarak) Allah meydana getirmi deildir. Bizim vurguladmz husus ise, Allahn hereyin yaratcs olmasn gerektirir. Ancak kulun iledii ilk fiil, yaratlnn gayesi olan fiili (kulluu) ilememesinin cezasdr. Yokluk ise, Allaha izafe edilemez. Dolaysyla kiinin iledii gnahlarn ilki, olmas gerekenin (kulluun) olmamasnn bir cezasdr. Sonrakilerse, daha nce var olanlarn cezas, karl olarak belirginleirler. Olmas gerekenin olmayn srdrmesinin cezas olarak da belirginlemeleri muhtemeldir. Dolaysyla kul, srf Allaha kul olmad srece mrik olmas, eytann egemenlii altna girmesi kanlmazdr. Sonra yce Allah, hidayete erdirdii kimselere zel bir alan ayor. Onlarn, ilk andan itibaren, yaratln gayesi olan ameli ilemelerini saladn belirtiyor. Bu, kendi ltfuyla at zel bir alandr. Onun bu ltfu zulm gerektirmedii gibi, adalete de engel tekil etmez. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Allah diledii kimseyi rahmetine has klar. (Bakara, 105) Ltfu iin de ayn durum geerlidir. O, bunu herkesten daha iyi bilir. Nitekim baz bedenlere yle gler vermitir ki, bunlar baka bedenlerde bulunmazlar. Byle glerin olmayndan dolay bu bedenlerde baz fizyolojik hastalklar da meydana gelebilir. Bunun gibi daha birok hikmetten sz etmek mmkndr. Bu meselenin bu ekilde olanca gerekliiyle ortaya konmas btn pheleri izale eder. mann yokluunun cezasndan sz edilen ayetlere rnek olarak u ayeti gsterebiliriz: Yine ona iman etmedikleri ilk durumdaki gibi onlarn gnllerini ve gzlerini ters eviririz. (Enam, 110) Bu ayet, hemen ncesinde yer alan u aklamann devamdr: Mucize geldiinde de inanmayacaklarnn farknda msnz? (Enam, 109) Burada yce Allah, kalplerin bu ekilde tersine evirmenin batan itibaren inanmayanlar iin geerli olduundan sz ediyor ki, bu, imann yokluu demektir. Denebilir ki:

Bu, peygamberin (s.a.v.) onlar davet etmesinden, onlarn da peygamberi yalanlayp iman terk etmelerinden sonra gerekleen bir durumdur ki bunlar da var olarak nitelendirilebilecek olgulardr. Evet ama, yalanlamalarn ve iman terk etmelerini gerektiren de imann yokluudur. Szn ettikleri durumsa, peygamberin gnderilmesi gibi azab etmek iin olmas gereken bir arttr. nk byle bir kimseyi iman etmekten alkoyan ey, tr itibariyle cezay gerektirmeyen znde mbah olan bir ey olabilir. Sadece kiiyi imandan alkoymas nemlidir bu noktada. Kimi insan imann aksini syler ki bu, iman terk etmek anlamna gelir. Bu, var diyebileceimiz bir olgudur ve bundan baka da kart olmaz. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Gnahlar musibetin sebebidir Yedinci Fark: Baa gelen musibetler olarak kiinin iledii ktlklerin nefsinden kaynaklanan gnahndan baka bir sebebi yoktur. Hayr olarak meydana gelen eylerse, sebeplerine hasredilemez. nk hayrlar Allahn ltfnn tezahrleridir, kiinin ameliyle gerekleebildikleri gibi, baka bir eyle de gerekleebilirler. Kiinin bu hayrlar elde etmek iin iledii amelleri de Allahn bahettii nimetlerinin kapsamna girer. Allah, iledii ameli orannda karlk vermez; bilakis katlayarak verir. O halde sadece Allaha gvenip dayanmal, sadece Ona dnlmelidir. O, mutlak, genel ve eksiksiz kr hakkeder. Ondan bakas ise, Allahn, kendisinin araclyla gerekletirdii hayr orannda teekkr hakkeder. Anne ve babaya teekkr etmek gibi. nk insanlara teekkr etmeyen Allaha kretmez. Ama bu, bir kimseye, Allaha kar masiyet ileyerek teekkr etmeyi veya gnah yoluyla itaat etmeyi gerektirmez. nk nimeti veren Allahtr. Nimet olarak size ulaan ne varsa, Allahtandr. (Nahl, 53) O, gklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katndan size boyun edirmitir. (Casiye, 13) Allahn ibadet ve kre, gnah ve kfre karlk olarak verdii cezaya hi kimse g yetiremez. Bu yzden yaratcya isyan hususunda yaratlana itaat etmek caiz deildir. Ulu Alah yle buyuruyor: Biz insana anne ve babasna iyilik etmesini tavsiye ettik. Eer hakknda bilgi sahibi olmadn bir eyi bana ortak koman iin seninle mcadele ederlerse, onlara itaat etme. (Ankebut, 8) Bir dier ayette yle buyuruluyor: Eer onlar seni, hakknda bilgin olmayan bir eyi bana ortak koman iin zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dnyada iyi gein. (Lokman, 15)

unu demek istiyoruz: Btn nimetlerin Allahtan olduu bilinince, kiinin tek gvencesi ve dayana Allah olur, sadece Ona umut balar. Allahn, bakasnn asla haketmedii kr hakettiini bilince... errin sebebi srf nefisle snrl olduu iin, nereden geldii bilinir. Dolaysyla bu bilince varan kii istifar eder, Allahtan yardm ister ve bu gne kadar ilemedii iyi ameller araclyla Allaha snr. Nitekim selef ulemasndan biri yle demitir: Kul, Rabbinden bakasna umut balamamal ve gnahndan baka bir eyden korkmamaldr. Bu sz, Allah gnah olmadan da azap eder, diyen ve gnah ilemeseler de Allahn kendilerine azap edeceinden endie eden Cehmiye grubunun dncesine aykrdr. Sana isabet eden bir iyilik Allahtandr ve bana gelen bir ktlk de nefsindendir. (Nisa, 79) ayetinin ierii tasdik edilirse, Cehmiyenin bu syleminin yanl olduu anlalr. Hi kimse, bu genel hkmn dnda braklmamtr. Bu da hitabn zel oluunun bir yarardr ki, zele indirgenmi genel bir hkm olduu sanlmasn. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Ktlk nefistendir Sekizinci Fark: Ktlk nefistendir, bunu biliyoruz. Ktlkse pis ve yerilmeyi hakkeder. Kt kadnlar kt erkekler iindir. (Nur, 26) gibi ayetlerde ktlk pis olarak nitelendirilmitir. Selef ulemasnn byk ounluu yukardaki ayeti: Pis kelimeler pis kimseler iindir... eklinde yorumlamlardr. Bazlar da pis sz ve fiiller pis kimseler iindir, demilerdir. Yce Allah yle buyuruyor: Allah temiz bir aac rnek verir. (...) Kt szn misali, kt bir aa gibidir. (brahim, 24-26) Ancak gzel szler Ona kar, salih amel de onu ykseltir. (Fatr, 10) Szler ve fiiller syleyenin, fiili ileyenin sfatlardr. u halde nefis ktlk ve pislikle nitelendiine gre, ancak layk olduu bir yerde olabilir. Bir kimse

ylan ve akreplerin tpk kediler gibi insanlarla birlikte yaamalarn isterse, bu olmayacaktr. Yine yalanc birini ahit yapmak isteyen kimsenin bu davran da olumlu deildir. Cahili retmen yapmak, ahma at bakcs, seyis yapmak isteyen de olumlu bir davran sergilemez. u halde pis nefislerin tertemiz cennete girmeleri de uygun deildir. Bilakis nefiste bir pislik varsa temizlenip arndktan sonra cennete girmeye elverili olabilir. Tpk sahih bir hadiste buyurulduu gibi: Mminler ateten kurtulduklar zaman kpr zerinde durdurulurlar. (Buhari, er-Rikak, 48; Ahmed 3/13, 57) Bir kimse ktln kendi nefsinden geldiini bilince, iindeki erre ramen eksiksiz mutluluun beklentisi iine girmez. Bilakis: Bir ktlk ileyen onun karln grr. (Nisa, 123) Kim zerre arlnca hayr ilerse onu grr. Kim de zerre arlnca ktlk ilerse onu grr. (Zilzal, 7-8) ayetlerinin anlamlarn kendi pratik hayatnda kavram olur. Doal olarak unu da bilir ki, Allahn fiilleri adalet ve ihsan kanunu dorultusunda gerekleirler. Sahih bir hadiste: Allahn sa eli doludur... (Buhari, Tefsir, 11. Sure, 2; Mslim, Zekt 36 bnu Mace, Mukaddime, 13; Ahmed, 2/313-500) buyurulduu gibi. Bunun neticesinde, sevap ve azap iin hibir hikmet ngrmeyen Cehmiye grubunun bu anlaynn bozuk olduunu fark eder. nk yce Allah, kendisinden baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik eder, melekler ve adaleti ayakta tutan ilim adamlar da. Aslnda Cehmiye grubu bu tezi ileri srerken amalar, Mutezile mezhebinin kader ve azap tehditiyle ilgili dncesini rtmekti. Bu yzden kendini snnet ve hadise nispet eden, selefe tabi olan baz kimseler Cehmin yolunu benimsemilerdir. Ayn ekilde iman ve azap tehditi hususunda Cehm ve izleyicileri ar mrciyecilerin yolunu izlemilerdir. Cehm iki bidat savunmakla nldr. Bunlardan biri, Allahn isim ve sfatlaryla ilgilidir. sim ve sfatlar olumsuzlama (nefyetme) hususunda arya gitmitir. Batniler, felsefeciler v.b. gruplar bu hususta onunla ayn gr paylamlardr. Mutezililer sfatlar olumsuzlama hususunda onunla rtrken, isimler hususunda ayn kanaatte deildirler. Kilabiye ve onlarla ayn gr paylaan fkh akm ve hadisilerden bazlar istee bal (ihtiyari) sfatlar olumsuzlama hususunda Cehmle ayn noktada bulumulardr. Keramiler ve benzeri gruplar bu anlayn temeli noktasnda onun grn paylamlar. O da sonsuz olann devaml olmasnn imknszldr. Buna gre, diledii zaman daima konumas ve diledii zaman daima faaliyet halinde olmas imknszdr. nk ncesiz hadiselerin olmas imknszdr. te bu temelden hareketle, gelecekte de sonsuz bir eyin var olmas olumsuzlanmtr. Cehmin bir dier bidat da cennet ve cehennemin sonunda yok olacaklarn sylemesidir. Mutezilenin imam Ebu Hezil de onun bu grne katlm, fakat hareketlerin sonunun olduunu da sylemitir.

u halde Mutezililer sfatlar hususunda Cehmiyeye yaltaklanyorlar, Kilabiye ise, sfatlar hususunda... Eariler de yle. Fakat Ebu smail el-Ensarinin de dedii gibi Eariler, Mutezililer karsnda edilgen ve yaltaklanan bir tutum iinde olmulardr. Baz insanlar: Mutezile Felsefecilere yaltaklanr, diyorlar. Bunu sylemelerinin nedeni, Cehmin felsefecilerden nce bu gr ortaya attn bilmemeleri veya Mutezilenin baka baz ynlerden felsefecilere yaltaklanmalarn grm olmalardr. Nitekim ehristani, onlarn dncelerini felsefecilerden aldklarn syler. nk ehristani, Ear mezhebine mensup arkadalarnn, ehl-i snnet imamlarnn aksine, onlarla tarttklarn gryordu. Ehl-i snnet imamlar daha ok Cehmiye ile tartrlard. Selef ulemas yannda Cehmiye sfatlar olumsuzlamasyla nlyd. Selef ulemas nazarnda bu zellikleriyle dier gruplardan ayrlyorlard. Amr b. Ubeydin temelini att Mutezile mezhebi ise, el-Menziletu beyne menzileteyn (iki menzi arasndaki menzil) sylemiyle belirginleti. Amr b. Ubeyd ve arkadalar mescidde cemaatten ayr otururlard. Bunu gren Katade: Bunlar Muteziledir (Ayrlmlardr) demiti. Bu olay Hasan el-Basrinin lmnden sonradr. Kaderiye bidat ise, bundan nce, Muaviyenin lmnden sonra ortaya atld. Bu nedenle bni mer, bni Abbas ve bakalar bu hususla ilgili kelmi grlerini dile getirdiler. bn-i Abbas, bni Zbeyrden nce ld. bn-i mer de onun ardndan ld. Bunu Haccacn yetmi ksur senesinde Iraka vali olarak atanmas izledi. Bylece Hicaz, am ve Irak blgelerinde insanlar kader mevzusuna dalmay srdrdler. Daha ok am, Irak ve Basrada bu tartmalar olurdu. Hicazda ise bu tr tartmalar nispeten azd. Mutezile mezhebi ortaya kp iki menzil arasndaki menzil fikrini savunmaya balaynca, buna bal olarak, ilh tehditin gereklemesini, tevhid ehlinin ebediyen cennette kalacaklarn ve atee giren kimsenin bir daha oradan kmayacan savundular. Buna kaderi de eklediler. nk mevzu onunla tamamlanyordu. O sralar henz insanlar arasnda Allahn sfatlarn olumsuzlamak gibi bir fikir ba gstermemiti. Derken Cad b. Dirhem ortaya kt. Bu fikri ilk savunan kii Odur. Halid b. Abdullah el-Kasri onu kurban etti. Bir bayram gn insanlara yle seslendi: Ey nsanlar! Kurbanlarnz kesin! Allah kurbanlarnz kabul etsin. Ben de Cad b. Dirhemi kurban edeceim. nk O, Allahn brahimi dost edinmediini, Musa ile konumadn iddia ediyor. Allah, Cadn sylediklerinden mnezzehtir, ycedir. Bunlar syledikten sonra minberden indi ve Cad bir kurban gibi boazlad. Bu olay Irakta meydana geldi. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Cehmiye'nin iki ana bid'ati

Sonra doudan Tirmiz ehrinden Cehm ortaya kt. Cehmin fikirleri ilk nce orada yayld iin, doudaki ehl-i snnet alimleri, Hicaz, am ve Irak alimlerine gre mesailerinin byk ksmn Cehmin mezhebini rtmeye hasretmilerdi. brahim b. Tahman, Harice b. Musab ve Abdullah b. Mbarek gibi. mam Malik ve bn-i Maciun gibileri de Cehmiyeyi yermek babnda fikirler serdetmilerdir. Evzai, Hammad b. Zeyd gibiler de. Onlarn sylemleri daha ok mam Ahmed gibi ehl-i snnet ulemasnn byk basklar grdkleri dnemde yaygnlk kazand. Memunun halifelii srasnda hem g kazandlar hem de saylar oald. Memun bir mddet Horasanda kalm ve onlarn ilim toplantlarna katlmt. Sonra Tarsusta iki yz on sekiz tarihinde basklarn arttrlmas emrini verdi ve orada ld. mam Ahmedi Badatta tekrar hapse attlar. ki yz yirmi tarihine kadar hapiste kald. O srada Halife Mutasm tarafnda bask ve ikence gryordu. mam Ahmed onlarla srekli tartma ve mcadele halindeydi. Onlarn ileri srdkleri btn kantlar boa kard. Halktan kendilerini onaylamalarn istemelerinin, bunun iin halka bask uygulamalarnn cehalet ve zulm olduunu ortaya koydu. Bunun karsnda Halife Mutasm onu serbest brakmak istedi. Fakat danmanlarnda biri mam Ahmede dayak atmasnn hilfetin saygnlnn zedelenmemesi asndan daha uygun olacan syedi. mam Ahmede dayak cezas uyguladklarnda halkn byk ounluu bu iren tutuma tepki gsterdi. Bunun zerine korkuya kapldlar ve onu serbest brakmak zorunda kaldlar. Her gruptan sfatlar olumsuzlayanlar bn-i Ebu Derdann etrafnda toplanrlard. bn-i Mbarek, Ahmed, shak ve Buhari gibi ehl-i snnet ulemas hepsine birden Cehmiye adn verirlerdi. mam Ahmedin son kuak ballar ve bakalar byk ounlukla hasmlarnn Mutezililer olduklarn sanrlard. Oysa byle deildi. Mutezililer yalnzca genelin iinde bir gruptu. unu demek istiyoruz: Cehmiye grubu iki bidatla nlenmitir. Biri, sfatlar olumsuzlamalar, dieri, kader ve irca (erteleme) hususunda ar bir tutum iine girmeleri. Onlara gre iman, sadece kalbin bilmesinden ibarettir. Kullarnsa ne fiilleri var ne de gleri. Mutezile ise, bu iki sylemin tersini savunma noktasnda ar bir tutum iindedir. Eari ise, Cehmin sylemini temelde kabul etmi, ama lafzi olarak onunla baz tartmalara girmitir. Cehm hibir sfat olumlamaz (ispat etmez), ne iradeyi ne de baka bir sfat. Allah ibadetleri sever ve gnahlardan buzeder dediimizde, ona gre bunun anlam, sevap ve azaptr. Eari ise, irade gibi sfatlar olumlar ve bu hususta irade sevme midir, deil midir? sorusu etrafnda bir aklama yapma gereini duyar ve der ki: Allah, gnahlar irade ettii gibi, onlar sever de onlara rza da gsterir. Ebul Meali bu fikri ilk savunann Eari olduunu syler. Ondan nce ehl-i snnet Allahn gnahlar sevmedii dncesini benimsiyordu. NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

Kader konusunda sufilerin grleri Bu sylem, sufilerin ekseriyeti arasnda yayld. Sufiler fiiller ve kaderle ilgili meselelerde Cehmiyenin dncelerini benimserken, Zemmul Kelm kitabnn yazar Ebu smail el-Ensari gibi baz sufiler sfatlar konusunda Cehmiye ile ters dtler. Ebu smail el-Ensari, Cehmiyenin sfatlar olumsuzlamasna sert eletiriler yneltir. Cehmiyeyi tekfir hususunda da bir kitap yazmtr. Sz konusu gruplar iinde ehl-i snnete en yakn olmalarna karn Earileri de ar ifadelerle yerer. Yer yer lanetler de. Bir adam Nizaml Mlke: Earilere lanet okur musun? diye sorar. Nizaml Mlk u cevab verir: Gklerde bir ilah yoktur. Mushafn iki kapann arasnda Kuran yoktur. Kabirde de peygamber yoktur, diyen kimseye lanet okurum. Bu cevap zerine soruyu soran kii fkelenerek yanndan ayrlr. Oysa Nizaml Mlk, olular irad etme ve fiillerin yaratlmas hususunda Earilerden daha kat bir tutum sergiler ve bunlarla ilgili bir sebebin veya bir hikmetin olmasn olumlamaz, bilakis yle der: Bilen (arif) birinin bir hkme mahede etmesi, iyiyi iyi grmesini, kty de kt grmesini gerektirmez. Onun iin hkm dilemedir. Ona gre bilen (arif) fena makamna ulaan kimsedir. yilik ve ktlk ayrm kulun dnyasnda geerlidir. nk birinden lezzet alr, birinden de ac duyar. Bunlara iltifat etmek nefsin zelliidir. Fena makamnda ise sadece hakkn muradn mahede etmek vardr. Eari, mahlkat baznda iyilik ve ktlk arasndaki fark vurgulad iin bunlardan daha aklldr. Ama onlar, arif kii asndan iyilik-ktlk ayrmnn olmadn iddia ediyorlar. Bylece kulun hakk ve alan ile Rabbin hakk ve alan hususunda byk bir yalnlk yapyorlar. Onlarn bu anlaylar, btn hadiselerin kul asndan ayn olmasn, fark etmemesini gerektirir ki, bu, kesinlikle imknszdr. Bylece Rahmani frkalardan ayrlarak, doal, heva meneli ve eytani bir tutum sergiliyorlar. Rahman-eytan ayrmn ortadan kaldryorlar. Bundan dolaydr ki, ilerinden birok kimse gnaha dalm, birou fsk olmu, birou da putlara tapmaya cevaz verecek kadar kfre sapmtr. Ardndan birou da vahdet-i vcud (Varln birlii-Tanr eya birlii) dncesini benimseyerek varolan hereye ibadet edilmesinin gerektiini sylemiler. Bu deerlendirmelerden kan sonu, Cehmin sylemine uygun olarak kader konusunda hikmetleri, sebepleri ve adaleti olumsuzlayanlarn aleyhinedir. Ki bu da Mrcie dncesinin aksi ynnde tezahr eden ikinci bir bidattr. stelik bunu syleyenler, Cehmiyeden ayr gruplara mensupturlar. nk bunlar diyorlar ki: Rabbin, g yetirdii eyi yapmas caizdir. Bu yzden aralarnda baz kimselerin ilh emir ve yasaklar, vaad ve tehditleri fazlaca nemsemediini grmek mmkndr. Tmnden veya bir ksmndan uzaklamaktan bir beis grmezler. Buna karlk inandklar bir eyi de zorlama rn argmanlarla da olsa srarla vurgularlar. nk bunlar iyilik ve ktln emredilen veya yasaklanan olmas hususunda Cehmi ya da Eariyi onayladklar zaman, bu, kulun dnyasyla ilgili bir ayrm olarak alglanr. nk onlar alanlar ve paylar st bir fena makamnn varlna inanrlar. Bu yzden bazen, emir ve yasaklara uyma hususunda:

Bu, telbis (beeriyet makamnda bulunurken) makamnda geerlidir, derler. Ya da: Bunlar avam tabakas iin yapmak gerekir, derler Maribli eyh ve benzerlerinin dedii gibi. Bunlarn (sufilerin) yolunu izleyen bir kimse, emir ve yasak meselesini nemsiyorsa, onun maksad, azeliden nakledilen u szde ifade edilendir: Btnlk, birlik kalbinde mahede edilen olmal, farkllk ise dilinde mevcut olmaldr. Nitekim hem azelinin hem de baka sufilerin szlerinde, dualarnda veya hiziplerinde emir ve yasak meselesini geersiz sayan ifadelere rastlamak mmkndr. rnein, bunlardan biri, Allahn, kendisinin iledii bir gnaha, iledii ibadete karlk olarak verdiinden daha byk bir dl verdiini iddia etmitir. Bunun gibi daha birok ifadeleri var ki, bunlar, onun ktlk ileyenlerle iyilik ileyenlerin eit olduklarn veya ktlk ileyenlerin daha stn olduklarn dndn gzler nne serecek niteliktedirler. Bunlarn yle dualar var ki, Allaha kar kstahlatklarn grmek mmkndr. azeli hizbinde olduu gibi. Sufilerin daha avam olanlar ise, velilerine bahettii kerametlerden daha byklerini gnahkr birine, hatta kfir birine de ikram edebileceini iddia etmekten kanmazlar. Bunlar ilh hibeler ve balardr derler. Bunlarn da evliya kerametlerinden olduklarn sanrlar. Byc ve kahinlerde grld trden eytani haller dahi olsalar, bunlar evliya kerametinden sayarlar. Yce Allah yle buyuruyor: Allah tarafndan kendilerine, yanlarnda bulunan tasdik edici bir eli gelince ehl-i kitaptan bir grup, sanki Allahn kitabn bilmiyormu gibi onu arkalarna atp terkettiler. Sleymann hkmranl hakknda onlar, eytanlarn uydurup sylediklerine tabi oldular. Halbuki Sleyman by yapp kfir olmad. Lakin eytanlar kfir oldular. nk insanlara sihri ve Babilde Harut ile Marut isimli iki melee indirileni retiyorlard. Halbuki o iki melek, herkese: Biz ancak imtihan iin gnderildik, sakn yanl inanp da kfir olmayasnz, demeden hi kimseye retmezlerdi. Onlar, o iki melekten, kar ile koca arasn aacak eyleri reniyorlard. Oysa bycler Allahn izni olmadan hi kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine fayda vereni deil de zarar vereni renirler. Sihri satn alanlarn ahiretten nasibi olmadn ok iyi bilmektedirler. Karlnda kendilerini sattklar ey ne ktdr! Keke bunu anlasalard. Eer iman edip kendilerini ktlkten korusalard phesiz, Allah tarafndan verilecek sevap daha hayrl olacakt. Keke bunlar anlasalard ! (Bakara, 101-103) Peygamberimiz (s.a.v.) de yle buyuruyor: Sizden ncekilerin yollarn, geleneklerini tpatp izleyeceksiniz. yle ki onlar kelerin deliine girmilerse siz de gireceksiniz.. (Buhari, el-tisam, 14; Mslim, lim, 6) Kendilerine Allahn kitab olan Kurann geldii mslmanlar iinde adil bir anlay ve dnce iinde olanlar, sufilere tabi olup eytann saptrd bu yzden Allahn kitabn arkasna atp eytanlarn okuduklarnn peine den, Kurann dost edinilmesini emrettii kimselere sayg gstermeyen, Kurann dman edinilmesini emrettii kimseleri dman bellemeyen, buna karlk byc ve kahinlerinkine benzer bir takm doa st beceriler sergileyen arlatanlara byk sayg gsteren kimselerden daha fazladrlar. Ayrca bu sufiler iinde grdkleri olaanst becerilerin kaynann eytanlar olduunu bilen

kimseler vardr. Fakat hevasna ve tutkulu arzusuna uyduu iin bunlara sayg gsterir, onlarn tarikatlarn Kurann yoluna tercih ederler. te bu kfirler, Kurann iaret ettii kimselere benzerler: Kendilerine kitaptan nasip verilenleri grmedin mi? Putlara ve tauta iman ediyorlar, sonra da kfirler iin: Bunlar Allaha iman edenlerden daha doru yoldadr, diyorlar! Bunlar, Allahn lanetledii kimselerdir; Allahn rahmetinden uzaklatrd kimseye gerek bir yardmc bulamazsn. (Nisa, 51-52) Bu sapklar, yce Allahn haklarnda u tesbitte bulunduu kimselerle ayn paralele dmlerdir: Allah tarafndan kendilerine, yanlarnda bulunan tasdik edici bir eli gelince.(...) Lakin eytanlar kfir oldular. (Bakara, 101-102) Ama bu tr doa st becerilerin eytanlardan kaynaklandn bilmeyenler de var. Kelm, ilim, ibadet ve tasavvuf ehlinden baz gruplar bu hataya dmlerdir. Hatta bazlar, eytanlarn somutlatrc empozelerinin etkisiyle bir takm olaanst haller sergilediklerini grdkleri yldzlara ve putlara ibadet etmeyi dahi caiz grebilmilerdir. nk eytani empozelerle gzlemledikleri bu haller zulm ve hayaszlk nitelikli kimi amalarna uygun dmekteydi. Arzulu tutkularna uygun olduu iin de, Allaha ortak komalarna, Onu ve kitabn inkr etmi olmalarna pek aldr etmez oldular. Yine elde edecekleri liderlik makam ve mal uruna bu sakat anlay halka yaymakta da bir saknca grmediler. Dier bir ifadeyle bile bile insanlar kfre ve irke ardlar. Gitgide Hz. Resuln (s.a.v.) getirdiklerine kar ilerinde bir kuku da uyanmaya balad. Hatta Hz. Peygamberin (s.a.v.) maslahat icab, isel bir gereklii olmayan eyleri halka sylediini ileri srenler dahi kt. Mlhid batnilerin syledikleri gibi. Bu anlay benimseyenler arasnda her gruptan insan var ve bunlar eski ran ve Roma inan sistemleriyle ayn paralele dtler. nk Farslar kutsuyorlard. Gnee ve atee secde ediyorlard. Romallar da Hristiyanlktan nce mriktiler, yldzlara ve putlara taparlard. Dolaysyla yukarda inanlarna iaret ettiimiz ve eski ran ve Roma inan sistemleriyle rten bu gruplar, Yahudi ve Hristiyanlarla benzeen gruplardan daha ktdrler. nk bir grup, deitirilen veya neshedilen dahi olsa bir kitabn ballarna benzerken, bir grup kitapszlara benzemitir. -Allah rahmet etsin- bni Teymiye devamla yle dedi: Nefisler, gkleri ve yeri yaratan bir yaratcya ynelik zorunlu bilgiyi ieren bir ftrat zere yaratlmlardr. Nefisler bu ftratlarnn gerei, Onun gkleri ve yeri yarattn ve bunlardan hibir eyi insanlarn yaratmadn bilirler. Tpk Musann (a.s.) Firavuna syledii gibi: Alemlerin Rabbi nedir? Dedi ki: Eer kesin inanyorsanz O, gklerin, yerin ve ikisinin arasndaki

varlklarn Rabbidir. (uara, 23-24) kimizin Rabbi kimdir? Ey Musa! Dedi ki: Rabbimiz her eye hlkatn veren, sonra doru yolu gsterendir. (Taha, 49-50) NDEKLER YLK ALLAH'TAN, KTLK NEFSTENDR

HAYIR ALLAH'TAN, ER EYTANDANDIR Hayr Allah'tan, er eytandandr Kulun istemesi hidayete sebep olur Kulun kadere iman etme gereklilii Kulun dilemesi Allah'n dilemesine baldr NDEKLER ALFABETK FHRST

Hayr Allah'tan, er eytandandr Soru: bni Teymiyeye -Allah rahmet etsinHayr Allahtan, er ise eytandandr. er ilemek kulun elindedir. sterse iler, istemezse ilemez, diyen ve bu szne itiraz edilince: Allah hayaszl emretmez. (Araf, 28) Kullarnn kfre sapmasndan raz olmaz. (Zmer, 7) ayetlerini delil olarak gsteren kimsenin bu inanc, yani, hayr Allahtandr, er ise benim elimdedir, erri ilemek istersem, ilerim, demesi hakknda ne buyurursunuz? Benim bir dilemem var. er ilemek istediimde ilerim, diyen kimsenin gerekten faal bir dilemesi var m, yok mu? diye soruldu. Cevap: yle cevap verdi:

Allaha hamd olsun. Bu meselenin iki temel mukaddimesi var. Birincisi: Kul bilmelidir ki; - Allah iman ve salih ameli emreder, iyilikleri sever ve onlardan raz olur. yilik ileyenlere ikramda bulunur, onlar dllendirir ve onlar dost edinir. Onlardan raz olur. Onlar sever, onlar tarafndan sevilir. Onlar Allahn yardmna mazhar olmu askerleridir. Allahn galip gelen hizbidir, onlar Allahn mttaki velileridir. Kurtulua eren hizbidir. Allahn cennet ehli olan salih kullardr. Bunlar, peygamberler, sddklar (dorular), ehidler ve salihlerdir. Dosdoru yolun izleyicileridir. Allahn nimet verdii kimselerin yolu, gazaba uramlarn ve sapmlarn olmayan dosdoru yolu.

- Allah, kfr, fsk ve gnah gibi ktlkleri de yasaklar. Bunlarn ilenmesinden fke duyar ve ileyenlere azap eder. Onlara lanet eder, gazab eder, cezalandrr ve onlara dman olur. Onlar, Allahn ve Resulnn dmanlardr. eytann dostlardr. Ate ehlidirler onlar ve bu yzden bedbahttrlar. Bu halleriyle onlar kfir ile fsk arasnda gidip gelen bir izgide dururlar. Gnahkr kii kfir veya fsk deildir.

kincisi: Kul bilmelidir ki; Allah hereyin rabbi, yaratcs ve sahibidir. Ondan baka rab Ondan baka yaratc yoktur. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Halleri deitirme yetkisi ve g Onundur. Ondan yine Ona snlr. Onun her eye gc yeter. Gklerde ve yerde olan her nesne, nitelikleri ve haraketleriyle Onun tarafndan yaratlmtr. Onun tarafndan takdir edilmitir. Onun dilemesiyle tasarruf gcn sergilemektedir. Gklerde ve yerde olan hibir ey Allahn kudretinin ve mlknn dna kamaz. Btn bu hususlarda hibir orta yoktur. Bilakis O, ei ve orta olmayan tek ilahtr. Mlk Onundur. Hamd da Onun iindir. Onun gc her eye yeter. Bu nedenle kul, her adan, her hususta ve her eyde Allaha muhtatr. Her ey iin Allaha kar muhta bir pozisyondadr. Bir gz ap kapama an kadar ksa bir sre dahi Allahtan mstani deildir. Dolaysyla Allahn doru yola ilettiini hi kimse saptramaz, Onun saptrdn da doru yola iletecek kimse bulunamaz... NDEKLER

HAYIR ALLAH'TAN, ER EYTANDANDIR

Kulun istemesi hidayete sebep olur Bu iki temel ncl iyice bellendikten sonra unu diyoruz: Bir kula Allahtan hidayet dilemesi ve Allaha itaat hususunda Ondan yardm talep etmesi ilham edilmise, Allah Ona yardm eder ve Onu doru yola iletir. Bu, onun dnya ve ahirette mutlulua kavumasnn bir nedeni olur. Ama kul yardmsz ve yzst braklrsa, Allaha ibadet etmez, Ondan yardm istemez ve Ona tevekkl etmez. Bylece kendi halleri deitirme becerisi ve gcyle babaa braklr. Neticede eytan onun ilerini ele alr, onu dost edinir, yolunu tkar. Bu yzden dnya ve ahirette mutsuz olmas kanlmaz olur. Varlk aleminde olup biten her ey Allahn ezeli n tasarm ve planlamasyla (kaza ve kaderiyle) olur. Hi kimse ve hibir ey takdir edilen kaderin dna kamaz. Levhi mahfuzda kendisi iin belirlenen snrn dna taamaz. Ayrca hi kimsenin Allaha kar ileri srebilecei bir bahanesi, bir gerekesi, bir kant da yoktur. Tam tersine: Kesin delil, ancak Allahndr. Allah dileseydi elbette hepinizi doru yola iletirdi. (Enam, 149) Allahn verdii her nimet Onun ltfunun ve tattrd her azap da adaletinin gstergesidir. NDEKLER HAYIR ALLAH'TAN, ER EYTANDANDIR

Kulun kadere iman etme gereklilii Kul, kadere iman etmeli, ama kaderi Allaha kar bir kant olarak kullanmaya yeltenmemelidir. nk kadere iman etmek hidayete ermekse, kaderi, ktlkleri ilemenin gerekesi olarak Allaha kar bir kant olarak kullanmak da sapklktr, azgnlktr. Tam tersine, kadere iman kulu, sabrl ve kreden biri yapar. Musibetler karsnda sabretmesini, bolluk ve rahatlk karsnda da kertmesini salar. Kadere iman eden kimse bir nimete kavutuunda bunun Allah katndan olduunu bilir ve Allaha kreder. Kavutuu bu nimetin, iledii gzel bir fiil olmas veya almasyla elde ettii bir hayr olmas bu bakmdan fark etmez. nk gzellikleri ilemeyi kolaylatran, gzelliklere karlk dl verme ltfunda bulunan Odur. Bunlarn tmnden dolay hamd Allahadr.

Bana bir musibet gelse, kadere iman eden kii, sabreder. Bu musibet, bir bakasnn eliyle bana gelmi olsa da. nk bu bakasn bana musallat eden, onun fiillerini yaratan, bu olayn kulun bana gelmesini yazan Allahtr. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Yeryznde vuku bulan ve sizin banza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan nce, bir kitapta yazlm olmasn. phesiz bu, Allaha gre kolaydr. Elinizden kana zlmeyesiniz ve Allahn size verdii nimetlerle marmayasnz diye. (Hadid, 22-23) Allahn izni olmakszn hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini doruya gtrr. (Teabun, 11) Mfessirlere gre, burada, bana bir musibet geldiinde, bunun, Allah katndan olduunu bilip rza gsteren ve teslim olan kimse kastedilmitir. Kul, bir gnah iledii zaman, istifar etmek ve tevbe etmek durumundadr. Kaderi bir bahane ve gereke olarak ileri srp: Benim ne gnahm var! Bu gnah ta ezelden benim iin takdir edilmi! dememelidir. Aksine gnah ileyenin, gnah iledii iin asi durumuna denin kendisi olduunu bilmelidir. Btn bunlar Allahn ezeli n tasarm (kaza), kaderi ve dilemesiyle olsalar da. nk Allahn dilemesi, takdiri ve yaratmas olmadan hibir ey olmaz. Ama haram yiyen, hayaszl ileyen kuldur. Bu hareketleri gerekletiren Odur. Bu hadiseleri o kesbeder. Kazand hayr kendi lehine ve iledii er de kendi aleyhinedir. Bunun ve baka eylerin yaratcs ise yce Allahtr. Ve bunlarn gerisinde Allahn eksiksiz bir hikmeti, sonsuz kudreti ve her an yrrlkte olan etkin dilemesi vardr. Sabret; phesiz Allahn vaadi gerektir ve gnahn iin balama dile. (Mmin, 55) Kul, musibetler karsnda sabretmek, iledii kusurlardan dolay da mafiret dilemekle ykmldr. Allah hayaszl emretmez, kullarnn kfre sapmalarna raz olmaz, bozgunculuu (fesad) sevmez. O, her eyin yaratcs, Rabbi ve sahibidir. Onun istedii olur, istemedii asla olamaz. Allahn doru yola ilettii bir kimseyi saptracak hi kimse yoktur. Onun saptrdn da hi kimse doru yola iletemez. Kulun hayra ve erre ynelik dilemesi mevcuttur. nk kulun hayr ve erri diledii grlmektedir. Kul, hayr da erri de ileme gcne sahiptir. te yandan kul, hayr da erri de ilemektedir. te btn bunlarn yaratcs, rabbi ve sahibi de Allahtr. Ondan baka yaratc ve Ondan baka rab yoktur. Onun istedii olur, istemedii kesinlikle olmaz. NDEKLER HAYIR ALLAH'TAN, ER EYTANDANDIR

Kulun dilemesi Allah'n dilemesine baldr

Burada yce Allahn iki trl dilemesi olduu ortaya kyor. 1 - Biri kendi rabbani dilemesi, 2 - Biri de kulun dilemesi. Aadaki ayetlerde Allah, kulun dilemesinin, Allahn dilemesinin bir uzants, Allahn dilemesine tabi olduunu aklyor: phesiz ki bu bir ttr. Artk dileyen rabbine bir yol tutar. Sizler ancak rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz. phesiz Allah her eyi bilendir, hikmet sahibidir. (nsan, 29-30) O, herkes iin, sizden doru yolda gitmek isteyenler iin bir ttr. Alemlerin rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 27-29) Baka bir yerde de yle buyuruyor: Nerede olursanz olun lm size ular; sarp ve salam kalelerde olsanz bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa, bu Allahtan, derler; balarna bir ktlk gelince, bu senden, derler. Hepsi Allahtandr, de. Bu adamlara ne oluyor ku bir trl laf anlamyorlar. Sana gelen iyilik Allahtandr, bana gelen ktlk ise nefsindendir. (Nisa, 78-79) Baz insanlar, bu ayetlerde geen iyilikler ve ktlklerle ibadetler ve gnahlarn kastedildiini sanarak gereksiz bir tartmaya giriyorlar. Bir grup: Bunlarn tm Allahtandr, derken, bir baka grup: yilikler Allahtan ve ktlkler de kiinin nefsinden kaynaklanyor, diyorlar. Elbette her iki grup da ayeti yanl anlyor. nk bu ayette geen iyilikler ve ktlklerden maksat, nimetler ve musibetlerdir. Aadaki ayette olduu gibi: Belki dnerler diye onlar iyiliklerle ve ktlklerle snadk. (Araf, 168) Bollukla ve zorlukla imtihan ettik, denedik. Yukarda rnek olarak verdiimiz ayetin anlam mnafklarla ilgilidir. nk onlara, zafer, rzk ve salk gibi bir iyilik isabet ettiinde: Bu, Allahtandr, derlerdi. Balarna bir darbe, hastalk veya dman korkusu gibi bir musibet geldiinde ise: Ey Muhammed! Bu sendendir, bunun sebebi sensin. diyorlard. nsanlarn bize dman olmasna neden olan bu dini sen getirdin. Onun yznden bunca felaket bamza geliyor. Yce Allah bunlara cevap olarak yle buyuruyor: Bu adamlara ne oluyor ku bir trl laf anlamyorlar. (Nisa, 78) Sen, onlara marufu emretmekten ve mnkeri nehyetmekten baka bir ey yapmadn. Eer sana:

Zafer, salk ve rzk gibi bir nimet isabet ederse, bu, Allahtandr. O, Allahn sana bahettii bir nimettir. ayet bana, yoksulluk, zillet, korku ve hastalk gibi bir musibet de gelirse, seni nefsinden, gnahlarndan ve hatalarndandr. Nitekim yce Allah bu hususa deiik yerlerde yle iaret etmitir: Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iledikleriniz yzndendir. (ura, 30) ki katn dmanlarnzn bana getirdiiniz bir musibet kendi banza geldii iin mi? Bu nasl oluyor?, dediniz. De ki: O, kendi kusurunuzdandr. (Al-i mran, 165) Elleriyle yaptklar yznden balarna bir ktlk gelirse, ite o zaman insan pek nankrdr! (ura, 48) Dolaysyla, insana gnahlarndan ve hatalarndan tr bir musibet isabet ederse, nefsine bu hakszl yapan yine kendisidir. Tevbe edip mafiret dilerse, Allah, ona her kederden bir k yolu, her darlktan bir kurtulu penceresi aar. Ummad yerden onu rzklandrr. Gnah ilemek zehir yemeye benzer. Bir kimse zehir yediinde ya hastalanr veya lr. Hastalanan, ac duyan, azab eken ve len kendisidir. Bunlarn tmnn yaratcs da Allahtr. O kii zehir yediinden dolay hastalanr. Zehir yemekle nefsine zulmeden kendisidir. Eer faydal bir ila ve panzehir ierse, Allah onu salna kavuturur. O halde gnah ilemek zehir imek; faydal bir ila imek de ie yarar bir tevbeyle pimanlk duymak gibidir. O halde kul, her durumda Allaha muhtatr. Allah fazl ve rahmetiyle ona tevbe etmeyi ilham eder. Kul tevbe edip Allaha dnnce, Allah da onun tevbesini kabul edip ona ynelir. Kul Allahtan bir ey isteyip Ona dua edince Allah duasn kabul eder. Nitekim bir ayette yle buyurmutur: Kullarm beni sana sorarlarsa, bilsinler ki, ben yaknm. Dua ettii zaman dua edenin duasn kabul ederim. yleyse bana icabet etsinler, bana inansnlar ki doru yolu bulsunlar. (Bakara, 186)[ Hayr ve er hususunda hibir iradeye sahip olmadn syleyen kimse yalan sylyor. Allahn dilemesi olmadan hayr ve er dilediini syleyen kimse de yalan sylyor. Aksine, insann kendi serbest seimiyle iledii her hayr ve erle ilgili bir iradesi vardr. Ama btn bunlar, Allahn dilemesi ve kudretiyle olur. yleyse buna da una da inanmak gerekir. Emir ve yasaklara, ilh vaad ve tehditlere inanmak, hayr ve erriyle kadere iman etmek, kula isabet edenin ondan amayacana, ondan aann da ona isabet etmeyeceine kanaat getirmek buna baldr. ledii gnahlara kaderi bir kant olarak ortaya sren kiinin bu kant rktr. Kaderin arkasna snp onunla kendini mazur gsteren kimsenin bu mazereti makbul deildir. Bunlar sapktrlar. Nitekim bir alim yle demitir: Sen, ibadet etmek gerektiinde kaderci, gnah ileme hususunda da Cebriyecisin. (Kaderimde yoktur diye ibadet etmiyorsun. Kader beni zorluyor diye gnah iliyorsun) Hangi yol heva ve hevesine uyuyorsa onu izliyorsun.

Bu gibi insanlar, bir zalimin zulmne uradklarnda, hatta sradan bir insan onlara istemedikleri bir ey yaptnda, karlatklar ey hak dahi olsa, kaderde vardr diyerek o insan mazur grmeye yanamazlar. Bilakis, hak veya batl mutlaka bir karlk verirler. Oysa eer kader kendileri iin bir gereke, bir kant oluyorsa, bunlar iin de olmaldr. Eer bunlara olmuyorsa, kendileri iin de kant olmamaldr. Bunlar hevalarna uygun ve yaratclarna isyan niteliini tayan davranlar balamnda kadere kant diye sarlrlarken, insanlarn kendilerini inciten ve zulm niteliini tayan hareketleri sz konusu olduunda ise, kaderi akllarna dahi getirmezler. Mmin ise, bu balamda tam aksi bir tutum iindedir. nsanlardan incitici bir hareket grnce, kadere bakar, sevabn Allahtan umarak sabreder. Bir ktlk ilediinde ise, tevbe eder, mafiret diler. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Sabret; phesiz Allahn vaadi gerektir. Gnahn iin balama dile. (Mmin, 55) Mmin insan, musibetler karsnda sabreder; gnahlardan ve kusurlardan dolay da mafiret diler. Mnafk ise, aksi bir tutum sergiler. ledii gnahtan dolay balama dileyeceine, kaderi bahane eder. Bana gelen musibetler karsnda da sabretmez. Bu yzden dnya ve ahirette mutsuz olur. Mmin ise, hem dnyada hem de ahirette mutludur. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER HAYIR ALLAH'TAN, ER EYTANDANDIR

HAYIR ER, TEKVN KADER, ER EMR Ebul Abbas b. Teymiyeye, hayr, er, tekvin kader ve eri emir ve nehiy hakknda soruldu. yle cevap verdi: Allaha hamd olsun. Biliniz ki, Allah her eyin yaratcs, rabbi ve sahibidir. Ondan baka Rab, Ondan ayr bir yaratc yoktur. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Onun her eye gc yeter. Her eyi bilir. Kul, Allaha itaat etmekle, Allahn elisine itaat etmekle ykmldr. Allaha ve elisine kar gelmesi yasaklanmtr. Eer itaat ederse, bu, Allahn ona bahettii bir nimettir. Allahn ltf ve rahmetiyle ecrini ve sevabn alr. Kar gelirse yergiyi ve cezay hakkeder. Allahn ona kar kesin, eksiksiz delili vardr; ama hi kimsenin Allaha kar ileri srebilecei bir delili yoktur. Btn bunlar Allahn ezeli n tasarm, takdiri, dilemesi ve kudretiyle olur. te yandan Allah itaat edilmesini sever ve bunu emreder. taat ehlini itaatlerinden dolay dllendirir

ve onlara ikramda bulunur. Gnah ve masiyete buzeder ve bunu yasaklar. Gnah ve masiyet ehlini yaptklarndan dolay cezalandrr, alak drr. Kulun karsna kan her nimeti Allah ona bahetmitir. Kulun bana gelen her ktln menei de iledii gnahlar ve masiyetlerdir. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinzle iledikleriniz yzndendir. (ura, 30) Sana gelen iyilik Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir. (Nisa, 79) Sana isabet eden bir bereket, zafer ve hidayet, Allah tarafndan sana bahedilmi bir nimettir. Bana gelen kuraklk, zillet ve ktlk de senin gnahlarndan ve hatalarndan kaynaklanr. Her oluum, Allahn dilemesi, kudreti ve yaratmasyla gerekleir. Bu yzden kulun, Allahn ezeli n tasarmna ve planlamasna (kader) iman etmesi gerektii gibi, Allahn eriatna ve emirlerine de inanmas bir zorunluluktur. Dolaysyla bir kimse salt kader gerekliini gz nnde bulundurur, ilh emir ve yasaklar, vaad ve tehditleri gzard ederse mriklere benzemi olur. Emir ve yasaklar dikkate alrken kaza ve kaderi yalanlayan ise mecusilere benzer. Ama her ikisine de inanan, bir iyilik yaptnda Allaha hamd eden, bir ktlk ilediinde ise, Allahtan balama dileyen, bunlarn tmnn Allahn kaza ve kaderiyle olduunu bilen kimse de mmindir. nk: Adem (a.s.) gnah ilediinde derhal tevbe etti. Rabbi de onu seti ve ona doruyu gsterdi. blis ise, iledii gnahta srarc oldu ve kaderi bir bahane, bir kant olarak ileri srd. Bu yzden Allah onu lanetledi ve dergahndan uzaklatrd. Dolaysyla gnahtan pimanlk duyup tevbe eden kimse Ademcidir. Gnahta srar edip iledii gnahn gerekesi olarak kaderi ileri sren kimse de blisidir. O halde mutlu olanlar atalar Ademe uyarken, mutsuz bedbahtlar da dmanlar olan blise uyarlar. Ulu Allahtan bizi dosdoru yola, iletmesini diliyoruz. Nimet verdii peygamberlerin, sddklarn (dorularn), ehidlerin ve salihlerin dosdoru yoluna... Allah herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ALFABETK FHRST

NEFSLERMZN ALLAH'IN OLMASI SZ eyh -Allah rahmet etsin- yle dedi:

Sahih kaynaklarda Ali (r.a.) hakknda u hadis yer alr: Ali (r.a) ve Fatma (r.a) uyuduklar srada Resulullah (s.a.v.) kaplarn alar ve: Namaz klmayacak msnz? diye seslenir. Ali (r.a) u karl verir: Ya Resulallah! Nefislerimiz Allahn elindedir. sterse tutar, isterse salverir. Resulullah (s.a.v.) elini dizine vurarak geri dner, bir yandan da u ayeti okur: Tartmaya en ok dkn varlk insandr. (Kehf, 54) (Buhari, Tefsir, 18, sure, 1; Teheccd, 5; Mslim, Salat-ul musafirin, 206; Ahmed, 1/112) Bu hadis, emre kaderle kar koyanlarn aleyhine bir nasstr. nk Alinin (r.a): Nefislerimiz Allahn elindedir... diye balayan sz, emri yerine getirmeyi terk etme hususunda kadere yapmann bir ifadesi niteliindedir. Aslnda bu sz, z itibariyle dorudur; ancak emre kar kmak anlamnda kullanlacak bir argman olmaya elverili deildir. Bilakis emre kar karken bunu kullanmak yerilen tartmann, demogoji yapmann kapsamna girer. Tartmaya en ok dkn varlk insandr. (Kehf: 54) ayeti de buna iaret ediyor. Bunlar, Kaderiyeci gruplarn bir kolunu olutururlar. Allah baka bir yerde de onlar batla dayanan tartmaclar olarak nitelendirir. NDEKLER ALFABETK FHRST

KADER HAKKINDA BR SUAL VE CEVABI Soru: Ehl-i Kitap bilginlerinden birinin kaderle ilgili sorusu:

Ey din alimleri! Dininizin bir zmmisi akna dnd; en ak kantla yol gsterin ona.

Sylediiniz gibi Rabbim kfrme hkmetmise, ve benim kfrmden de raz deilse, nasl karm iin iinden.

Beni aryor; ama kapy yzme kapatyor. Var m girmemin bir yolu! Aklayn meselemi.

nce sapklma hkmediyor, sonra da kadere raz ol diyor Raz olmam beni bedbaht klan eye.

Eer takdir edilene, ey kavim, raz olursam Rabbim, benim uursuz musibetlerimden raz olmaz.

Efendimin raz olmad bir eye rza gsterebilir miyim? ardm; bu aknlktan nasl kurtulacam gsterin.

Rabbim irade olarak benden kfr dilemise imdi ben iradesine tabi olmakla asi mi oluyorum?!

Onun hkmne muhalefet etme serbestisine sahip miyim? Allah iin, beni hapseden bam zn... Cevap: eyhul slm e-eyh, el-mam Allame Ahmed b. Teymiye irticalen ona u cevab verdi:

Alemlerin Rabb olan Allaha hamd olsun.

Senin sorun, a adam, bir inatnn sorusudur. Arn Rabbine, btn varlklarn yaratcsna hasm kesilen.

Bu soruyla mele-i alada kar kld nceden, felaketin asl blis sormutu.

Her eye egemen Allaha hasm kesilen, Dner baaa diplerin dibi bir ukura.

Ahiret gn Allah hasmlarn arr Atee, kaderci gruhunun topunu...

ster olumsuzlayn, ister kar kmak iin rpnn Onunla Allaha. Ya da onunla eriat etkisiz klmaya abalayn.

Her gruptan insanlarn sapklklarnn temeli bir illetten hareketle ilahn fiili hakknda tartmaktr.

nk bu fiilin bir hikmetinin olduunu anlamazlar. Bylece bir tr cahiliye zere yollarna devam ederler.

nk btn varlklarn fiilini gerektiren Mahlukatn rabbinin, varlklarn yaratcsnn dilemesidir.

Mahlukatn ilahnn zat vaciptir ve dahi vacip ve kadim sfatlar vardr.

Dilemesi bilgisiyle beraberdir ve kudret zatnn ayrlmazlardr, hkm hkmeden Allahn.

Var ettiklerinden dilediini varetmesinin gerisinde bir hikmet ve trl rahmetler vardr.

Dilemeyle olur, dediimizde olmayz Onun dosdoru ayetlerini inkr edenlerden.

Dorusu udur: Hkm ancak Allahndr Yaratma ve eriatn ierdii emir Onundur. Her durumda vgy hakkeden hkmdardr. Orta olup mlkn eksiltmeksizin mlk Onundur.

Mevlamz ilah ne dilerse, o, kesinlikle olur; dilemediinin olmasnn da bir yolu yoktur.

Kudretinde eksilme olmaz ve hkm de her eyi kapsar, bir meselede hkmnn snrlandrlmas olmaz.

Bununla demek istiyorum ki, btn hadiseler

Onun kudretiyle oldular ve srf dilemesiyle.

Malikimiz Allah dilemi olduu her eyde hamd hakkeder, bir hamd ki, her trl vgnn stnde.

nk mahlkat iine sirayet etmi Onun rahmeti Her hikmet sahibi akln tesinde vardr bir hikmeti

Grnce akllar akna evirir nice olaylar Onun stn hikmetindendir ve hepsi de olaanstdr.

nanyoruz ki Allah, kudretiyle azizdir Yaratmasyla ve iradesinin hkmn uygulamasyla...

Bunlarn tmn ilahmz iin olumlarz Bunlarn tmnn tesinde bir hikmet olduunu syleriz.

Bu yle bir makamdr ki, ilk kuaklardan nicesi aciz kaldlar. Olumsuzladlar ve aknla geri dndler.

Bunun ierdii gerei grmek gizliliklerinin almasna baldr. Gereklikteki gerein ta kendisini gerekletirmeye baldr.

Bu denize dalanlarn en nihai hedefi budur. Bu kasideyi dizmeyi amalayann amas gereken zorluktur.

Bir muhakkikin aklamasna ihtiyac vardr. Kerem sahibi mevlamzn sfatlarn... Gzel isimlerini, dininin hkmlerini Mahlukat iindeki fiillerini.

Allaha hamdolsun, bunlarn tm aklanmtr Onun mahlkata ilham etmesi de en byk nimetidir.

Bu hususta gereken sylenmi ve kitabnda yazmtr. Hasta nefislere ifa olacak eylerin beyan...

Senin niin diledi? demen, unun sorusuna benzer; Niin ezelde oldu? diyenin.

Bu, akln batl sayd bir sorudur eriatn tmnde de haram kabul edilmitir.

Evrende birok varlk zel klnmtr ki, bu da gsterir akl sahiplerine, bunlarn bir iradeyle olduklarn

Birbiri ardnca sadr olular bir an iin aknla yol versek dahi

Her msebbebin balanmasnda kuku olmaz ncesindeki gerektirci bir sebebe.

Bilakis, sebeplerin zellii, grdn gibi sebep olmalardr. Salt iradeden kaynaklanan bir hkmden sadr olmalardr.

lah niin diledi? demen, o dur ki, halkn akln ukurun dibine drr.

nk mecusiler, bir yaratana inanrlar yilii... Bir de ktln rabbine...

Srrn illetine ilikin sorular, drd nceki kuaklarn ikileme (iki tanrya inanma) kukusuna.

lk mlhid felsefeciler de bir illete ilikin kadim fiile inanrlar.

Yokluundan sonra varlk iin bir illet aradlar bulamaynca da sapkl tercih ettiler.

Her mmetteki errin balangc nebevi bir dine sahip kimselerin

Bu meselelere dalmalardr. Ki sonunda irke dtler Ancak aklamalarn dersleri bir dnem sonra geldiler.

Sana bir eliki olarak yeter, u sorduun mazeretin btn ftrata reddedilir olmas.

Sen ki incitenlerin tmn ayplarsn seni ve her trl ktlkle sularsn.

Seni dost edinene en berrak dostluunu sunarsn Her gruptan sana dman olana da kin beslersin.

Oysa onlarn her sz ve fiildeki durumlar Senin durumuna benzer; en geerli kant ileri srmekte yani

Diyelim ki btn kfirleri knamaktan vazgetin, her trl kantn dna kan sapk azgn.

Bu btn zalimleri grmemezlikten gelmeni gerektirir nsanlarn canlarna, mallarna ve namuslarna gzkoyan.

Bir gn olsun, bir kan dkcye kzamazsn htiya sahibi birinin maln alan hrsza

Korunmas gereken bir rza dil uzatana fuhu yoluyla bir namusa tecavz edene

nsanlarn yolunu kesene Yeryznn her tarafnda bozgunculuk karana

Yalan ve iftira yoluyla yalanc ahitlik edene Namuslu kadnlara zina sulamasnda bulunana.

Tasarlayarak ekini ve nesli helk edene Rvetle insanlara hkmeden hakime...

Ayrca hibir bozguncu aleyhinde konumaman gerekir Hibir suluyu da cezalandramazsn.

O zaman planlayarak yalanclarn yolunu aman gerekir Rablerine kar yalan uydurup iftira atanlarn

Kendilerine gelenleri saptrmaya niyetlenmi olsalar da nsan trn ifsad edip riyasete kurulmak iin.

yleyse, azdnda melun firavunu savunman lazm lh gazabn intikamyla suda boulan

Rabbine ortak koan her kfiri Ya da peygamberlii inkr eden azgn

Ad, Semud ve Salih kavmi gibi Nuh kavmi ve Eyke halk gibi

Musaya dman kesil ve gelen dier Peygamberlere, ki eriat ihya etmek iin geldiler

Sapan insanlkla mcadele ettikleri iin En ar cezaya nail olan gnahkr insanlarla.

Yoksa btn mahlkat, her telafuz edilen szde, gz ap kapamada ve kl kprdannda

El tutuunda ya da adm atta Her harekette ve hatta her duruta

lahn takdirinin hkm altndadr ve hikmetinin Tpk Ona kar bir hccet ileri srdn u anda olduun gibi.

Diyelim ki her failden knamay kaldrdn Kt i yapan srf bu kyas bozmak iin.

Kaldrmak mmkn mdr knamay, btn nsanlardan, ilenen her irkinlikte?

teden beri uygulanan cezalar terkedebilir misin? Halk arasnda adalet uygulamasn?

Bir nefsi veya mal tazmin etmeyebilir misin?

Saldrgana misliyle ceza vermeyebilir misin?

nsanlarn aklnda veya doasnda var m? Kt sze eilim? Aksi aremiz mi var?

Seni rten en byk delil, Ademoullarnn bedeninin ocuuyla, delisiyle ve btn hayvanlarn

Hibir n telkin olmakszn ac duymasdr ve Allahn dilediinde en byk hikmet vardr.

Bunda Allahn hikmeti olduuna gre, ne sanlr, fiili yaratp sonra ceza vermenin gerisinde?

Nasl olmasn ki? Doan ocuun ac grmesi de budur Bir fiilden. Kulun doas gerei yapt fiilden?

Zehir ienin, bu hareketinin lmesini gerektirmesi gibi. Her ey varln rabbinin takdiriyledir.

Senin kfrn de ey falan! tiin bir zehir gibidir. Atele azap grmek de, bir yudum tasa gibidir.

u dnyada su ileyenin, grmedin mi Cezalandrldn; ya bir hkmle ya da bir eriatla?

Su ileyen, yaratcnn takdirini mazeret gsteremez Ayn ekilde ahirette de. Farkl bir durum olmayacaktr.

Rabbin gnah yaratmay takdir etmesi, gerektirir Tevbe edilmezse, gnahn cezalandrlmasn.

Tevbe cinsinden olan eyler ortadan kaldrr Kullarn kt fillerinin sonularn.

Gnahlar silen bir hayr gibi. Bir davet gibi ki sulunun kabul ettii. Bazen de bir efaat.

Ktlk taraftarnn bana takdir edildi, demesi, Kurdun, bu benim tabiatmdr, demesine benzer.

Kurt iin bir fiil takdir edilmi olmas, intikam gerektirir. Allahn her eyann gerisinde bir illet takdir etmesi gibi.

Knanmn zr ona fayda verir mi bu tabiata sahibim diye? Yoksa bu bir srme mi denir?

Yoksa yerilip azap m verilir? Sk bir azap o kimseye doasnda iren ktlk olan kimseye?

Sana verilmesini umuyorsan ayet seni

Byk ilahn ateinden kurtaracak olan

te mahlkatn yaratcs! Ona yalvar Seni hakikat tarafna iletmesini iste.

Nefsin dizginlerini hakka teslim et! Dinle! Dosdoru dnceden yz evirme.

Aa kan bir gerei asla terketme. En doru eriata davet edene de isyan etme.

Brak, mesnetsiz geleneklerle bezenmi dini, uyma ona. Gazaba uram mmetin yolundan dn.

Haktan sapann ardsra gitmeyin Halkn uyduu dini, adalet terazisiyle ln.

O zaman hidayete gtren ibadetler belirir Hanif dini getirenin mjdeledii

brahimin milleti ki, imammzdr Mahlukatn en hayrls Resulullahn dini.

Rahman kabul etmez, ondan baka dini, ki, Soylu Resuller getirmilerdir.

O toplayc ve sonuncu Resul geldi Genel risaletinde btn hayrlar toplayan

Kullarn Rabbinden haber verdi, kimin Yarn ahirette en kt hsrana urayacan

Bunlar kullarn akn birine sunacaklar kantlardr. Hidayeti ise Rabbin fiilinin kapsamna girer.

Hidayetten yoksunluk te dnyada fayda vermez, ona ki dn ondan evirmiti. Bilakis kanta gerek olmadan ceza grr.

Rabbinin takdirini kant olarak ileri srenin bu kant sadece azabn arttrr. Tpk hastal kant saymak gibi.

Fakat kazaya rza gstermemize, gelince, sadece bize musibetlere rza gstermemiz emredilmitir.

Sakatlk, hastalk, yenilgi ve gurbet gibi Susuz yere ekilen aclar gibi.

Bize irkin grnen fillere gelince iradeden dolay, azab gerektiren bir eye rza olmaz.

lim sahibi bir grup demi ki: Rza olmaz Byk gnahlarn, masiyetlerin ilenmesine.

Bir baka grup demi ki: Allahn kazasna raz oluruz Ama, en irkin haslet olarak takdir edilene raz olmayz.

Bir grup demi ki: Raz oluruz izafe edilene Rabbe; ama bizde olan fkeyle karlarz.

Nitekim yaratma Rabbindir ve bu yaratlandr ki, hedefe ynelik fiil gibi deildir.

u halde, Allahn yaratt olmas asndan raz oluruz Ama hata ilemesi asndan ona fke duyarz.

Kul, gnah terk etmekle mkelleftir nk mevla emretmitir, Onun dilemesiyle olsa da.

Mahlukatn ilahnn sz haktr ki kullar cehenneme ve cennete girerler.

Bu dnyada byle olduklar gibi Hatta hayvanlar da aclar ve nimetler asndan byledir.

Onun yksek hikmeti gerektirmitir, gereken farklar, bilgisiyle ve rahmetiyle sonra pekitirmitir.

Sevkeder azab grecekleri, bir sebepten tr ki takdir etmitir, izzetiyle azaba doru.

Nimet grecekleri de nimetlerine doru Umut ve korku arasnda iledikleri doru amelleriyle

Mahlukatn ilah emretmi ve aklamtr nimet grecekleri mutlulua sevkedeni

Mutluluk ehli olan izler emirlerini ve kolaylkla iler

Bedbahtlk ehli olan nail olmaz Emir ve yasaa uymaya, bedbahtlk takdir edildii iin

Kulun, kendisi iin takdir edilenin dna kmas olmaz. Ama iyilik ve ktlkten birini semekle serbesttir.

Mecbur ve iradesiz deildir Bilakis, iradenin yaratlmasyla dileyendir.

Eyann en artcs dilemenin yaratlmasdr Kullar onunla hidayeti veya dalaleti seerler.

Hikmetin terkini mi seti? demen Dilemenin terkini mi seti? demen gibidir.

Sapklk fiilinin seilmemesini seti Eer bu terki inediysen, tevbeyle kurtulursun

Bu mmkndr; ama baldr Dileme sahibi Allahn dilemesine.

Dikkat et! Anla! Sana verdiim cevabn erdii anlamlar, eer doal bir anlaya sahipsen!

Bir temele iaret ettim ki, hidayeti gsterir Mahlukatn Rabbi Allah en mkemmel methi hakkeder.

Ulular ulusu mahlkatn ilah esenlik versin Mahlukatn hayrls, seilmi Mustafaya. NDEKLER ALFABETK FHRST

KADERYECLERN SINIFLARI Mrik kaderiye Mecusi Kaderiye blis Kaderiye

Kader nceden tespit edilmi mi ? Tarafmzdan kendilerine gzel akbet takdir edilmi olanlara gelince, ite bunlar cehennemden uzak tutulurlar. ayeti Hibir fiilimizle ilgili olarak bizim gcmz yoktur. diyen kimse . Zina gibi gnahlar nceden bize yazlmtr. sz Adem gnah ilemedi diyen kimse La ilahe illallah diyen kii cennete girer. deyip bunu,bizim de iaret ettiimiz hadisle destekleyen kimse Saidler ve akiler Bu meseleye Resulullah'n cevab lim edilgen midir, deil midir? Kaderiye'nin eitleri ve birbirlerine ters dnceleri Yapabilirlik ve fiil Emredilenler iinde eriatn reddetmedii bir emir sz konusuysa G yetirilmeyenin emredilmesi NDEKLER ALFABETK FHRST

KADERYECLERN SINIFLARI eyhul slm dedi ki: Birka yerde Kaderiyenin e ayrldn sylemitim: 1 - Mrik Kaderiye 2 - Mecusi Kaderiye 3 - blis Kaderiye

Mrik kaderiye Bunlar ilh kaza ve kaderi kabul ederler. Bu kabuln emir ve yasaklara tekabl ettiini, emir ve yasaklara uygun olduunu ileri srerler. Yce Allah bunlarn yle dediklerini bize haber veriyor: Allah dileseydi, ne biz ne de babalarmz Ona ortak komazdk. Hibir eyi de haram klmazdk... (Enam, 148) Ortak koanlar dediler ki: Allah dileseydi Ondan baka bir eye tapmazdk. (Nahl, 35) Dediler ki: Rahman dileseydi onlara ibadet etmezdik. (Zuhruf, 20) Mrik Kaderiyenin bu anlay sonunda ilh eriatn ve yasaklarn geersiz klnmasna, tatil edilmesine gelip dayanr. Bununla beraber, Allahn btn mahlkat zerindeki rububiyetini kabul ederler. Hibir canl yoktur ki Allah, onun pereminden tutmu olmasn, kontrol altna alm olmasn, derler. Birok sufi grubu ve derviler taifesi ya inan veya tavr baznda bu musibete duar olmutur. Hatta bunlarn iinde baz gruplar btn haramlar mbah, farzlar geersiz ve cezalarn etkisiz olduu sonucuna kadar vardrrlar ii. Bunu ak ve sistematik olarak ifade etmeseler de, heva ve heveslerine uygun dt anda bu davran sergilemekten geri durmazlar. Mrik Araplarda olduu gibi. Bunlardan birinin arzusuna aykr bir durum ortaya karsa, bunu savmak iin btn snrlara tecavz eder, bir noktada durmak nedir bilmez. Yine mrik Araplarn yapt gibi. nk bu anlay, zatlarn bulumas annda beeri iradelerle eliir. Bir insan bir ey isterken, bir bakas baka bir ey ister. stelik her iki istek de takdir edilmitir. Bu iki iradeden biri tercih edilecek ya da baka bir ey tercih edilecek yahut bir ekilde her ikisi de tercih edilecek. Aksi takdirde fesat zorunlu bir olgu olarak ba gsterecek. Bu anlayn sahipleri ii o kadar ileriye gtrdler ki, sonunda varlklarn Allahn ayns olduunu sylediler. Nitekim birok yerde bu sapkla iaret etmitik. Gerek kendilerinden ve gerekse bakalarndan sadr olan ktlkler sz konusu olduunda, bunun kaderi iradeye uygun olduu tezini savundular. Szgelimi Hariri yle der: Ben, kendisine kar gelinebilen, emirlerine aykr olarak gnah ilenebilen bir rabbi inkr ediyorum. Yine onun arkadalarndan biri, gmrk vergisi toplayan memur tarafndan arldnda ona: Bu adam gmrkdr, derler. Der ki: Bu adam emre aykr hareket etmise de iradeye itaat etmitir... bni srail de yle demitir:

Onun benden istediklerini yapmaktan baka bir iim yok Bu yzden her yaptm ibadettir Buna, rabbani hakikat olmas savyla gereklik adn verirler. Ya da mevcut ve olan gereklik derler. Yahut Cebri hakikat olarak isimlendirirler. Dolaysyla bunlarda Hristiyanl artran nitelikler vardr. Hristiyanlarda da irkten krntlar olduundan, kendileri otomatikmen irkin izlerini tam ve mrikleri izlemi olurlar. eriata muhalefet ederken kaderi gereke olarak gstermeleri mriklerle ayn paralele dmelerine neden olmutur. Mrikler, btn olular takdir eden Allahtan bakasna taptklar gibi, bunlarda da bu yaklamn belirtilerini gzlemlemek mmkndr. Bunlarn zndklar, ki ayn zamanda bu anlayn ban ekiyorlar, kendilerini rahat hissettikleri zaman diyorlar ki: Biz Allahtan bakasna ibadet etmiyoruz ki! nk Allahtan baka bir varlk yoktur. Bunlarn lideri olan biri yle diyor: Hristiyanlarn kfir olmalarnn nedeni, btn varla tapmak yerine, varlk iinde sadece bir varla (saya) tapmalardr. Bu anlayla, btn varla tapmay meru gstermeye alyorlar. Mriklerin putlara ve talara tapmalarn onaylyorlar. Ama bir ynden de mrikleri kusurlu buluyorlar. badeti srf baz grntlere ve objelere tahsis ediyorlar, diye. Bilindii gibi, btn mrikleri dikkate aldmzda, onlarn istedii durum, yani btn varla tapma olgusu hasl oluyor. nk mriklerin trl ilahlar var. irk noktasnda birleseler de, her biri bir baka ilaha tapar. Biri gnee tapar, biri aya, bir Lata, biri Uzzaya, bir bakas ncs olan Menata. Her biri hevasn ilah edinerek houna giden bir eye ibadet eder. Ayn durum, insan kabirlerine tapma eklinde tezahr eden anlay iin de geerlidir. Her grup kendince iyi bulduu bir eyi temsil eden bir nesneye balanr. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Mecusi Kaderiye ncekiler ibadet baznda Allaha ortaklar koarken Mecusiler yaratma baznda Allaha ortak koarlar ve derler ki: yiliin yaratcs ayr ktln yaratcs ayrdr. Bizim milletimize (slm milletine) mensup olup da Mecusilie yatkn bir kader anlayna sahip olan gruplar da diyorlar ki: Meydana gelen gnahlar, Allahn dilemesiyle meydana gelmezler. Hatta bazen: Allah bunlar bilmez de, diyorlar. Ayrca unu da diyorlar:

Canllarn btn fiilleri, Allahn kudreti ve yaratmas dnda olur. Bylece her eyde ve her yerde geerli olan ilh meiyeti, her eyi kuatan kudreti inkr ediyorlar. Bu yzden bni Abbas yle demi: Kader tevhidin dzenidir. Allahn birliine inanp kadere iman edenin tevhidi tamam olur. Allahn birliini ifade edip kaderi yalanlayann, bu yalanlamas tevhidini eksiltir. stelik bunlar, bu anlaylarn adalet olarak isimlendirip, buna ilh sfatlar olumsuzlamay da ekleyerek tevhid diye nitelendirirler. nceki Kaderiyecilerin ilhad tevhid diye isimlendirmeleri gibi. Bylece her iki grup Allahn isimlerini ve sfatlarn inkr etme noktasnda birleiyorlar. Fkh ve kelmla uraanlarn birou, ya inan veya davran baznda bu sapmaya duar olmutur. Nitekim Mutezililer ve son kuak iiler inan baznda bu hataya dmlerdir. Basra ve am ehlinden baz ilk kuak taifeler de inan baznda deil, ama davran olarak bu sapmann iine dmlerdir. Ki bunlar, kaza ve kaderi dikkate almakszn ilh emir ve yasaklar nemseyen taifelerdir. ki grup arasnda kartlk olduu iin, sufilerden en uzak grubun Mutezile olduu grlr. Bunlar Yahudilere eilimlidirler ve Hristiyanlardan nefret ederler. Allahn sfatlarn kabul etmenin, Hristiyanlarn uknumlara inanmalarnn ayns olduunu sylerler. Bu yzden Mutezilenin Hristiyanlar daha fazla yerdikleri grlr. El-Cahizin ve bakalarnn yapt gibi. Nitekim tasavvufular da Hristiyanlara daha fazla yatkndrlar. Bu nedenle bunlar (Mutezililer) harfler ve kelm noktasnda bidat bir tutum iinde olurken, tekiler (sufiler) sesler ve amel noktasnda bidat bir tutum iinde olur. Bu, Yahudi ve Hristiyanlar arasndaki farklln da belirleyici zelliidir. Yahudilerin byk ksm bu anlamda Kaderiyecidir. nk onlar eriatlarna baldrlar ve fakat ilh kaderi kabul etmezler. Bu yzden Mutezile gibi harfler ve kelm noktasnda bidat bir tutum izleyen gruplarn kendi yntemlerini zorunlu grerek ondan bakasnn haram olduunu ilan ederler. Kendi yollarna aykr davrananlarn iddetli bir azaba arptrlacana inanrlar. Hatta, din mensuplarndan fsk ehli olanlarn atete ebedi kalacaklarn sylerler. Kendilerinden ayrlan mmetin dier gruplarn tekfir ederler. Onlar bu sertlikleriyle, insanlarn zihinlerine vurduklar bu prangalaryla ve tefekkr eitliliini zincirleyen yaklamlaryla Yahudilik dinini andryorlar. Buna karlk ses ve amel ehli olan bidatlarn da ne bir eyi vacip kldklarn, ne de haram kldklarn grrsn. Sadece baz eyleri iyi, baz eyleri de kt grrler. Kendi yollarn byk gsterir, stn tutarlar. Olduundan kat be kat yksek gstermeye gayret ederler. Onlarn yntemleri azck korku, ancak youn olarak sevgi ve tevik empozesi esasna dayanr. nceki grubun yntemi ise, ok az tevik ve sevgi, ama youn biimde korku ve sertlik esasna dayanr. Bu bakmdan szn ettiimiz bu grup, farz ve mstahap tanmadan tamamen gnll olarak birok ibadetleri yaparlar ve uzun zamanlar ibadet egzersizleri yaparlar. Felsefeciler genelde bu yolu benimserler. Buna karlk kelmclar daha ok ncekilerin yolunu izlerler. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

blis Kaderiye

Bunlar, iyiliin de ktln de Allahtan kaynaklandn tasdik ederler; ama onlara gre bu bir elikidir. Hadiste de vurguland gibi bunlar, Allahn hasmlardr. airlerin beyinsizleri ve benzeri zndklar arasnda bu tr szler syleyen, davranlaryla bunu anlatmaya alan ahmaklar oktur. rnein, air Ebul Ala el-Maari yle der: Hem taammden adam ldrmeyi yasaklarsn Hem de onun bir vadesinin olduunu iddia edersin. Onun bu iki halden kurtulmasna imkn yok ki.

Beyinsiz zndklardan biri de yle der: Yldzlar yaratr, bunlarn arasnda da ay halkeder. Sonra da: Ey topluluk! Bunlara bakmayn, der. Gzel kadnlar salyorsun, ama hazrdakileri de rkterek onlardan uzaklatryorsun. Atei sndrn, diyorsun, bu atei buraya atan sensin... Bunun gibi syleyenin kfrn ve ldrlmesini gerektiren nice sz rnek gstermek mmkndr. yice dnld zaman, iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiiler gibi znde sahih olan dinlerde kaderciliin olmad, bu anlayn iki batl din olan Mecusilikten ve mriklikten bunlara sirayet ettii grlecektir. Ancak Hristiyanlar ve onlara benzeyenler sabiilie, Yahudiler ve onlara benzeyenler de...(Orijinal metinde eksiklik var) NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Kader nceden tespit edilmi mi ? Soru: Baz gruplar, kaderin nceden tespit edilmi olmasn kant gstererek diyorlar ki: olup bitmi. Mutsuz mutsuzdur, mutlu da mutludur. Bunu sylerken u ayeti ileri sryorlar: Tarafmzdan kendilerine gzel akbet takdir edilmi olanlara gelince, ite bunlar cehennemden uzak tutulurlar. (Enbiya, 101) Diyorlar ki:

Allah hayr ve erri takdir etmitir. Zina bizim hakkmzda nceden yazlmtr. Sergilediimiz fiillerde bizim bir gcmz yoktur. G sadece Allahndr. Biz sadece bizim iin yazlanlar yapyoruz. Adem gnah ilemedi, isyan etmedi. Lailahe illallah diyen cennete girer. Buna kant olarak da u hadisi gsteriyorlar: Lailahe illallah, diyen cennete girer, zina etse de, hrszlk yapsa da (Taberani, el-Evsat 2932) Kesin delillerle, bu gruplarn grlerinin yanlln bize aklaynz! Cevap: Alemlerin Rabbi olan Allaha hamd olsun. Bu gruplar, eer bu inanta srar ederlerse, Yahudi ve Hristiyanlardan daha koyu kfirler olurlar. nk Yahudi ve Hristiyanlar, ilh emir ve yasaklara, vaad ve tehditlere, sevab ve azaba inanrlar. Ancak tahrifat yaparak bunlar deitirirler, bylece bir ksmna inanr, bir ksmn da inkr ederler. Nitekim yce Allah onlar hakknda yle buyuruyor: Allah ve Peygamberlerini inkr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile Peygamberlerini birbirinden ayrmak isteyip bir ksmna iman ederiz ama bir ksmna inanmayz diyenler ve bunlar (iman ile kfr) arasnda bir yol tutmak isteyenler yok mu; ite gerekten kfirler bunlardr. Ve biz kfirlere alaltc bir azap hazrlamzdr. Allaha ve Peygamberlerine iman eden ve onlardan hibirini dierlerinden ayrmayanlara (gelince) ite Allah onlara bir gn mkfatlarn verecektir. Allah ok balayc ve esirgeyendir. (Nisa, 150-152) Bir ksmna inanp bir ksmn inkr eden gerek kfir oluyorsa, btn inkr eden, Allahn emir ve yasaklarn, vaad ve tehditlerini kabul etmeyen, hatta kaderi bahane ederek bunlarn tmn terk eden kfir olmaz m? Bilakis, byle biri, bir ksmna inanp bir ksmn reddedenden daha koyu kfirdir. Bunlarn szlerinin batll birok adan belirgindir. Birincisi: Bunlardan biri ya kaderin bir kul iin kant olduunu kabul edecek veya etmeyecek. Eer kader kul iin kantsa, btn insanlar iin de kant olur. nk kaderde btn insanlar ortaktrlar. Bu durumda, kendisine zulmedene, svene, maln gasp edene, namusunu ineyene, boynunu vurana, ekini ve nesli helk edene fke duymamas, ondan rahatsz olmamas gerekir. Ama bunlarn tm elikiler iinde yzen yalanclardr. nk her biri mutlaka unu yermekte, una buz etmekte ve una kar kmaktadr. Hatta kendi dncelerine kar olumsuz bir tavr taknanlara fke duymakta, onlara dmanlk beslemekte, onlar reddetmektedirler. Eer haramlar ileyen ve farzlar terk eden kimse iin kader bir kant ve mazeret olsayd, hi kimseyi yermemeleri, hi kimseye kin gtmemeleri, ne yaparsa yapsn hi kimseye zalim dememeleri gerekirdi. Bilindii gibi hi kimsenin bunu yapmas mmkn deildir. nk insanlar bunu yapacak olurlarsa, tm alem bozulur. u halde bunlarn bu tr szlerinin aklen yanl ve eran de kfr olduu aktr. Dolaysyla: Kader kul iin bir mazerettir, derken, yalan sylyorlar. ftira ediyorlar.

kincisi: Bu, bata blis olmak zere Firavunun, Nuh ve Ad kavimlerinin, gnahlarndan dolay Allahn helk ettii btn topluluklarn mazur olmalarn gerektirir. Bu ise, btn din mensuplarnn ittifakiyle kfrdr.

ncs: Bunu syleyen kimsenin Allahn dostlaryla dmanlarn, mminlerle kfirleri, cennetliklerle cehennemlikleri birbirinden ayr, birbirinden farkl grmemesi gerekir. Oysa yce Allah bu ayrl zellikle vurguluyor: Krle gren, karanlkla aydnlk, glge ile scak bir olmaz. Dirilerle ller de bir olmaz. (Fatr, 1922) Yoksa biz, iman edip de iyi iler yapanlar, yeryznde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacaz? Veya (Allahtan) korkanlar yoldan kanlar gibi mi sayacaz. (Sad, 28) Yoksa ktlk ileyenler lmlerinde ve salklarnda kendilerini, inanp iyi ameller ileyen kimseler ile bir mi tutacamz sandlar? Ne kt hkm veriyorlar! (Casiye, 21) Burada sz edilenlerin tmyle ilgili olarak Allah katnda nceden belirlenmi bilgiler vard. Allah, onlar yaratmadan nce kaderlerini yazmt. Buna ramen onlar, iman ve salih amel araclyla mutlular ve kfr, fsk ve gnah araclyla mutsuzlar eklinde iki gruba ayrldlar. Bundan anlyoruz ki, kaza ve kader, Allaha isyan hususunda hi kimse iin bir mazeret deildir.

Drdncs: Biz kadere inanrz; ama onu ilediimiz gnahlarn mazereti yapmayz. Yapp ettiklerine mazeret olsun diye kaderi kant olarak ileri sren kimsenin, kant rktr. Kaderle kendini mazur gstermeye alann mazereti kabul edilmez. Eer bir kant ve mazeret olarak kaderin ileri srlmesi geerli olsayd, blis ve benzeri isyanclarn mazereti kabul edilirdi. Kader kullar iin bir gereke olsayd, mahlkat iinde hi kimseye azap edilmezdi, hrszn eli kesilmez, katile ksas uygulanmaz ve sululara cezai meyyideler uygulanmazd. Allah yolunda cihad edilmez, iyilik (maruf) emredilmez ve ktlk (mnker) yasaklanmazd.

Beincisi: Bu husus peygamberimize (s.a.v.) de sorulmu ve o (s.a.v.) yle buyurmutur: Sizden hi kimse yoktur ki, cennette oturaca yer ve cehennemde oturaca yer yazlm olmasn. Dediler ki: Ya Resulullah! yleyse, amel etmeyi brakp yazlanlar mi tevekkl etsek?! Buyurdu ki: Hayr; amel edin! Herkese, yaratld hedefe uygun ameller kolaylatrlr. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 7; Tirmizi, Kader, 3; Ahmed, 4/67)

Bir dier sahih hadiste yle deniyor: Denildi ki: Ya Resulullah! Sence insanlar niin amel ediyorlar, niin emek veriyorlar? Kalemlerin kaldrld ve sayfalarn drld eyler iin mi? Yoksa, kendileriyle beraber getirdikleri eyleri yeni batan tekrar m ediyorlar? -veya buna yakn ifadeler kullanlmtr- Buyurdu ki: Bilakis, kalemlerin kaldrld ve sayfalarn drld eyler iin. Denildi ki: O halde niin amel edilsin ki? yle buyurdu: Amel edin; nk, kii niin yaratlmsa, onunla ilgili ameller ona kolaylatrlr. (Mslim, Kader, 8 )

Altncs: yle demektir: Allah olaylar bilir ve olduklar gibi yazar. Nitekim yce Allah: Falan iman edecek, salih amel ileyip cennete girecek. Falan isyan edecek, fasl olup cehenneme girecek. diye yazar. Ayn ekilde, falan ahs bir kadnla evlenecek, onunla birleecek ve ondan bir ocuu olacak, diyebilir ve yazar. Falan kii yiyecek, iecek, bunun sonucunda doyacak ve susuzluunu giderecektir, diyebilir ve yazar. Dolaysyla bir kimse: Eer ben cennet ehlinden isem, bu demektir ki, oraya salih amel ilemeden girerim, derse, onun bu sz batl ve elikili bir szdr. nk Allahn bildii, onun salih amelle cennete gireceidir. Eer salih amel olmadan oraya girecek olsa, bu, Allahn bilip takdir ettiiyle eliir. Bu tpk birin yle demesine benzer: Ben herhangi bir kadnla birlemeyeceim. Eer Allah bana bir ocuk takdir etmise, o ocuk doar. Byle diyen birinin cahil olduu aktr. nk Allah, bir ocuun domasn takdir ettii zaman, babasnn bir kadnla birlemesi, kadnn hamile kalmas, sonra onu dourmas eklinde takdir eder. Cinsel birleme ve hamile kalmadan ocuk domasn Allah ne takdir etmi, ne de yazmtr. Bunun gibi cenneti de Allah mminler iin hazrlamtr. Bir kimse imansz cennete gireceini zannederse, onun bu zann batldr. Allahn emrettii amellere ihtiya olmadna, onlar yapmakla yapmamak arasnda bir fark olmadna inanrsa kfir olur. Allah, cenneti kfirlere haram klmtr. Dolaysyla byle bir inan, kiinin cehenneme girmesine engel olan iman olgusuyla eliir. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Tarafmzdan kendilerine gzel akbet takdir edilmi olanlara gelince, ite bunlar cehennemden uzak tutulurlar. ayeti Tarafmzdan kendilerine gzel akbet takdir edilmi olanlara gelince, ite bunlar cehennemden uzak tutulurlar. (Enbiya, 101) ayetine gelince: Kendisi iin nceden gzel akbet takdir edilen kimsenin, mttaki bir mmin olmas kanlmazdr. Mmin olmayan bir kimse, kendisi iin nceden gzel akbet takdir edilmi biri olamaz. u kadar var ki, Allah, bir kul iin nceden bir akbet takdir edince, onun, nceden takdir ettii bu akbete ulatran amelleri ilemesini salar. Tpk yce Allahn, nceden bir ocuunun olmasn takdir ettii kimsenin bir kadnla cinsel birlemeye girmesinin ve onu hamile brakmasnn zorunlu olmas gibi. Kukusuz Allah sebepleri ve bu sebeplerin sonularn takdir etmitir. Her ikisini de nceden belirlemitir. Bir kimse, hibir sebep yokken, Allahn nceden kendisi iin gzel akbet takdir ettiini sanan kimse, sapmtr. Bilakis, yce Allah sebepleri ve sonularn kolaylatrr. O, daha nce her ikisini de takdir etmitir. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Hibir fiilimizle ilgili olarak bizim gcmz yoktur. diyen kimse .

Hibir fiilimizle ilgili olarak bizim gcmz yoktur. diyen kimse yalan syler. nk Allah, yapabilirlie sahip gl ile yapabilirlikten yoksun gsz birbirinden ayrr: Gcnz yettiince Allahtan korkup saknn. (Tegabun, 16) Yoluna gc yetenlerin o evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr. (Al-i mran, 97) Sizi gsz yaratan, sonra gszln ardndan kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardndan gszlk ve ihtiyarlk veren, Allahtr. (Rum, 54) te yandan, yce Allah, kulun dilemesinin ve fiilinin de olduunu vurgular: Sizden doru yola gitmek isteyenler iin. Alemlerin Rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 28-29) Yaptklarna karlk olarak... (Secde, 17; Ahkaf, 14; Vaka, 24) u kadar var ki Allah, insann yaratcs olduu gibi, onun sahip olduu g, dileme ve amel gibi eylerin tmnn de yaratcsdr. nk Ondan baka Rab yoktur. Onun dnda hibir ilah yoktur.

O, hereyin yaratcs, rabbi ve sahibidir. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Zina gibi gnahlar nceden bize yazlmtr. sz Zina gibi gnahlar nceden bize yazlmtr. sz z itibariyle dorudur; fakat bunun doru olmas, bu gnahlarn ilenmesinin gerekesi veya mazereti olmas noktasnda bir fayda salamaz. Kukusuz Allah kullarn iyi ve kt amellerini yazar. Varacaklar mutsuzluk ve mutluluu da yazar. Amelleri, sevap ve azabn sebebi klm ve bunu yazmtr. Hastalklar yazp lmn sebebi kld gibi ve zehir imeyi yazp hastaln ve lmn sebebi kld gibi. Zehir ien hastalanr veya lr. Allah bunu da brn de takdir edip yazmtr. Ayn ekilde Allahn nehyettii kfr, fsk ve gnah gibi sular ileyen kimse de, kendisi iin yazlan yapmtr ve o bu ileyiiyle, Allahn bu tr sular ileyenler iin yazd cezay da hakkeder. Dolaysyla bunlarn, gnahlarn gerekesi ve mazereti olarak kaderi ileri srmeleri, yce Allahn haklarnda yle buyurduu mriklerin ileri srdkleri mazeretlerden farkszdr; Ortak koanlar dediler ki: Allah dileseydi ne biz ne de babalarmz ondan bakasna tapardk. Onun emri olmadan hibir eyi de haram klmazdk. Onlardan ncekiler de byle yapmlard. (Nahl, 35) Putperestler diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi de haram klmazdk. (Enam, 148) Onlardan ncekiler de ayn ekilde (Peygamberleri) yalanladlar ve sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sade yalan sylyorsunuz. De ki: Kesin delil, ancak Allahndr. Allah dileseydi elbette hepinizi doru yola iletirdi. (Enam, 148-149) NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Adem gnah ilemedi diyen kimse

Adem gnah ilemedi diyen kimse Kuran yalanlamaktadr. Bu kimse tevbe etmeye davet edilir. Eer tevbe etmezse ldrlr. nk yce Allah yle buyuruyor: Adem Rabbine asi olup yolunu ard. (Taha, 121) Masiyet (gnah); eri bir emre aykr davranmak demektir. Allahn gnderdii elileri ve indirdii kitaplar araclyla bildirdii bir emrine kar gelen kimse, asi, gnahkr olmutur. Bu davran, Allahn kendisine ynelik takdir ve kazasnn kapsamna girse de. Ama yukardaki sz syleyenler, gnahn Allahn kaderinin dna kmak olduunu sanyorlar. Oysa Allahn takdirinin dna kmak mmkn deildir. nk mahlkattan hi kimse Allahn belirledii kaderin dna kamaz. Eer gnah, yalnzca kaderin dna kmaktan ibaret olsa, o zaman blis, Firavun, Nuhun kavmi, Ad ve Semud kavimleri ve btn kfirler asi ve gnahkr saylmazlar. nk onlar da her ne yapp etmilerse Allahn kaderi dahilinde yapmlardr. Aslnda byle birine dayak atp aalamak gerekir. Kendisine ynelik olarak sergilenen bu davran zulm olarak nitelendirecek olursa, ona denilmeli ki: Sana bu zulm yapan kiinin bir gnah yoktur. nk o da dier mahlkat gibi Allahn kaderinin iinde hareket ediyor. Ksacas bunu syleyen kii elikiler iindedir, bir halde karar klamaz. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

La ilahe illallah diyen kii cennete girer. deyip bunu,bizim de iaret ettiimiz hadisle destekleyen kimse La ilahe illallah diyen kii cennete girer. deyip bunu, bizim de iaret ettiimiz hadisle destekleyen kimsenin szne gelince; buna denir ki: Hi kukusuz kitap ve snnette bir takm vaadler ve tehditler yer alr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Gerek u ki, yetimlerin mallarn zulmederek yiyenler, karnlarna ancak ate doldurmu olurlar. Onlar, lgn bir atee gireceklerdir. (Nisa, 10) Ey iman edenler, mallarnz, sizden karlkl anlamadan (doan) bir ticaretten baka haksz nedenler ve yollarla (batlca) yemeyin. Ve kendi nefislerinizi ldrmeyin. phesiz, Allah, sizi ok esirgeyendir. Kim haddi aarak ve zulmederek byle yaparsa, biz onu atee gndeririz. Bu Allah iin pek kolaydr. (Nisa, 29-30) Kitap ve snnette bu gibi ifadelerin birok rnei vardr. Kul, her ikisini de tasdik etmekle

ykmldr. Bir ksmna inanp bir ksmn da inkr etmemelidir. Ama bu mrikler, Allahn vaadlerini tasdik edip tehditlerini yalanlamak istiyorlar. Hariciler ile Mutezililer ise, sadece tehditleri tasdik etmek istiyorlar. Her ikisi de yanltr. Ehl-i snnet vel cemaatin bu husustaki gr, hem vaade, hem de tehdide inanma esasna dayanr. Yce Allah, kulu tehdit ettii cezann baz artlara bal olduunu belirtmitir. Her eyden nce kul tevbe etmi olmamaldr. Eer tevbe ederse, Allah da onun tevbesini kabul eder. Ayrca gnahlarn silecek yeterlikte iyiliklerinin de olmamas gerekir. nk iyilikler ktlkleri giderirler. Bir de Allahn onu balamay dilememi olmas gerekir. nk yce Allah yle buyurmutur: Allah kendisine ortak koulmasn balamaz. Bundan bakasn diledii kimse iin balar. (Nisa, 48) Bylece vaadin bir tefsiri ve aklamas vardr. Bir kimse, diliyle: La ilahe illallah dese, bunun yannda peygamberi yalanlasa, mslmanlarn ittifakiyle, o kimse kfirdir. Allahn indirdiinden bir eyi inkr etse de. Dolaysyla peygamberin getirdii her eye inanmak gerekir. Bu temel inanca sahip olan kimse, ayet byk gnahlar ileyen biriyse, Allah dilerse ona azap eder, dilerse onu balar. Eer slmdan dner ve mrted olarak lrse, kesin olarak atee girer. nk tevbe ktlkleri, irtidat da iyilikleri giderir. Bir kimsenin hem iyilikler, hem de ktlkleri varsa, Allah kesinlikle ona zulmetmez. Bilakis zerre arlnca hayr ileyen onu grr, zerre arlnca ktlk ileyen de onu grr. Allah ona ltufta bulunabilir, mafireti ve rahmetiyle ona iyilikte bulunabilir. man zere len bir kimse, ebediyen atete kalmaz. Dolaysyla zina eden, hrszlk eden kimseler ebediyen atete kalmazlar. Bilakis bir gn mutlaka cennete gireceklerdir. Kalbinde zerre arlnca iman bulunan kimse, ateten karlr. Ama soruya konu olan bu kimseler, mrik nitelikli Kaderiyecilerdir. Onlar yeren bir takm rivayetler vardr ki, aktarmaya kalksak yerimiz kifayet etmez. Yce Allah herkesten daha iyi bilir. Salat ve selam efendimiz Hz. Muhammedin ve ehl-i beytinin ve ashabnn zerine olsun. Allah bize yeter, O ne gzel vekildir. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Saidler ve akiler Soru: Srf mutlulua zg klnm veya srf mutsuzlua zg klnm topluluk yahut mutsuz olmayacak mutlu ya da mutlu olmayacak mutlu var mdr? ayet bizden nce amellerin varl sz konusuysa, o zaman amel etme hususunda nefsi yormann ve onu lezzetlerden alkoymann ne anlam var? Deil mi ki ezelde yazlan ey kanlmaz olarak gerekleecek? Btn bunlar aklaynz!... Cevap: Bu Meseleye Resulullahn Cevab NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Bu meseleye Resulullah'n cevab Allaha hamd olsun. Allah Resulu (s.a.v.) birden ok hadiste bu soruya cevap vermi. rnein, Buhari ve Mslimde mran b. Husayndan yle rivayet edilir: Denildi ki: Ya Resulallah! Cennet ehli olanlar cehennem ehlinden ayrdedilip biliniyor mu? Evet, dedi. Denildi ki: O halde amel edenler ne diye amel ediyorlar? Buyurdu ki: Herkes, hangi akibet iin yaratlmsa, o bu akbete gtrc ameller kolaylatrlr. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader 9) Rivayetin Buharideki versiyonunda u ifade geer: Dedim ki: Ya Resulallah! Herkes, yaratld eyi veya kendisine kolaylatrlan ameli mi iler? Mslim sahihinde Ebul Evved ed-Deliden yle rivayet eder: mran b. Husayn bana dedi ki: Sence insanlar u anda ne yapyorlar? Ne uruna zahmet ekiyorlar?

Daha nce belirlenen bir kaderde kendileri iin takdir edilen ve haklarnda yrrle konulan bir ey iin mi? Yoksa peygamberlerinin kendilerine getirip de haber verdii, bylece aleyhlerine bir kant olarak ortaya koyduu ve gelecekte karlaacaklar bir ey iin mi? Dedim ki: Daha nce belirlenen bir kaderde kendileri iin takdir edilen ve haklarnda yrrle konulan bir ey iin... Dedi ki: Peki bu zulm olmaz m? Onun sz karsnda irkildim ve dedim ki: Her eyi Allah yaratt ve her ey Onun mlkdr. Allah yaptndan sorumlu tutulmaz, onlar sorumlu tutulurlar. Dedi ki: Allah sana rahmet etsin. Bu soruyu sana sormamdaki maksadm, akln daha iyi altrp daha doru anlaman salamaktan baka bir ey deildir. nk Mzeyne kabilesinden iki adam Resulullaha (s.a.v.) geldiler ve dediler: Ya Rasulallah! Sence insanlar u anda ne yapyorlar? Ne uruna zahmet ekiyorlar? Daha nce belirlenen bir kaderde kendileri iin takdir edilen ve haklarnda yrrle konulan bir ey iin mi? Yoksa peygamberlerin kendilerine haber verdii, bylece aleyhlerine bir kant olarak ortaya koyduu ve gelecekte karlaacaklar bir ey iin mi? Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki: Bilakis; kendileri iin takdir edilen ve kendileri hakknda yrrle konulan bir ey iin. Bunun kant da Allahn kitabndaki u ayettir: Nefse ve ona bir takm kabiliyetler verip de iyilik ve ktlklerini ilham edene. (ems, 7-8) (Mslim, Kader, 10) Mslim sahihinde Zheyrden, Ebu Zbeyrden ve Cabir b. Abdullahtan yle rivayet eder: Sraka b. Malik b. Csm geldi ve dedi ki: Ya Resulallah! Sanki u anda yaratlmz gibi bize dinimizi akla. Bu gn ne iin amel edilir? Kalemlerin mrekkeplerinin kuruduu ve kaderlerin takdir edildii eyler iin mi? Buyurdu ki: Bilakis; kalemlerin kuruduu ve kaderlerin takdir edildii eyler iin. Dedi ki: u halde neden amel etmeyelim ki? Zheyr yle der: Burada Ebu Zbeyr anlamadm bir ey syledi. Ne dediini sordum. Dedi ki: Amel edin, nk herkese kolaylatrlr. (Mslim, Kader, 8) Hadisin dier bir versiyonunda lafz yledir: Resulullah (s.a.v.) dedi ki: Herkese yapaca amel kolaylatrlr. (Mslim, Kader, 8)

Buhari ve Mslimde Ali b. Ebu Talibden (r.a) yle rivayet edilir: Garkad arazisinde bir cenazedeydik. Resulullah (s.a.v.) yanmza geldi, oturdu. Biz de etrafnda oturduk. Elinde bir baston vard. Sonra ban eip dald, o srada elindeki asasyla topra eeliyordu. Bir sre sonra yle dedi: Sizden hi kimse ve nefes alp veren hibir ahs yoktur ki, Allah, onun cennetteki ve cehennemdeki yerini ve mutsuz veya mutlu olacan yazm olmasn. Bir adam yle dedi: Ya Resulallah! O halde bu yazya tevekkl edip amel etmeyi brakalm m? Nasl olsa mutluluk ehli olan kimse, mutluluk ehli olanlarn amellerinin akbetine ve mutsuzluk ehli olan kimse de, mutsuzluk ehli olanlarn amellerinin akbetine varacaktr. Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Amel edin! nk herkese ameli kolaylatrlr. Mutluluk ehli olanlara mutluluk ehlinin amelleri kolaylatrlr. Mutsuzluk ehli olanlara da mutsuzluk ehlinin amelleri kolaylatrlr. Ardndan u ayetleri okudu: Kim verir ve saknrsa, en gzeli tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazrlarz. Kim cimrilik eder, kendini mstani sayar, en gzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazrlarz. (Leyl, 5-10) (Buhari, el-Cenaiz, 83; Mslim, Kader, 6) Rivayetin Buharideki versiyonunda lafz yledir: O zaman bizimle ilgili olarak yazlana gvenip amel etmekten vazgemeli deil miyiz? Nasl olsa, bizden mutluluk ehli olanlar, mutluluk ehlinin amelinin gerektirdii akbete ve mutsuzluk ehli olanlar da, mutsuzluk ehlinin amelinin gerektirdii akbete varacaktr?! Buyurdu ki: Mutluluk ehlinin amelini ile. Buhari ve Mslimde Aliden (r.a) yle rivayet edilir: Bir gn Resulullah (s.a.v.) elinde bir denek yeri eeliyordu. Bir ara ban kaldrd ve yle dedi: Sizden hi kimse yoktur ki cennetteki ve cehennemdeki menzili u anda biliniyor olmasn. Dediler ki: Ya Resulallah! O halde ne diye amel ediyoruz? Tevekkl etsek daha iyi olmaz m? Buyurdu ki: Hayr; amel edin! nk herkese, yaratld akbete uygun ameller kolaylatrlr. Ardndan u ayetleri okudu: Fakat kim verir ve korkup-saknrsa ve en gzel olan dorularsa, biz de onu kolay olan iin baarl klacaz. Kim de cimrilik eder, kendini mstani grrse ve en gzel olan da yalan sayarsa, biz de ona en zorlu olan (azaba uramasn) kolaylatracaz. (Leyl, 5-10) (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 7) Peygamber efendimiz (s.a.v.) bu ve benzeri hadislerde, Kurann da haber verdii gibi, yce Allahn, kullarn varacaklar mutluluk ve mutsuzluu nceden bildiini, yazdn ve takdir ettiini haber

veriyor. Kullarn ve baka varlklarn hallerini nceden bilip yazd gibi. Nitekim Buhari ve Mslimde Abdullah b. Mesuddan yle rivayet edilir: Doru szl ve szleri her zaman dorulanan Resulullah (s.a.v.) yle anlatt: Sizden her birinizin ana rahmindeki yaratlnn ilk krk gn ntfe eklinde geer. Sonraki krk gnde bir kan phts olur. Ondan sonraki krk gnde bir inem et olur. Sonra Allah bir melei drt kelimeyle ona gnderir. Melek onun amelini, ecelini, rzkn, mutsuz veya mutlu oluunu yazar. Sonra onun iine ruh fler. Kendisinden baka ibadete layk ilah olmayan Allaha yemin ederim ki, iinizden biri srekli olarak cennet ehlinin amelini iler, nihayet onunla cennet arasnda bir zira kadar mesafe kalr ki, daha nce yazlm olan kader ne geer de, o adam ate ehlinin amelini ileyerek atee girer. Yine iinizden biri srekli olarak ate ehlinin amelini iler, nihayet onunla ate arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr ki, daha nce yazlm olan kader ne geer de, o adam cennet ehlinin amelini ileyerek cennete girer. (Buhari, Bedul halk, 6; Mslim, Kader 1) Yine Buhari ve Mslimde Enes b. Malikten merfu olarak yle rivayet edilir: Allah, ana rahmine bir melei vekil olarak grevlendirir: Melek: Ey Rabbim! Ntfe oldu. Ey Rabbim! Kan phts oldu. Ey Rabbim! inem et oldu. der. Allah, onun yaratlmasna hkmedince Melek: Ey Rabbim! Erkek mi kadn m? Mutsuz mu mutlu mu? Rzk nedir? Eceli ne kadardr? der. Btn bunlar ocuk anasnn rahmindeyken yazlr. (Buhari, Enbiya, 1; Mslim, Kader, 5) Ayn anlam ieren bir hadis Mslimde Huzeyfe b. Useyd el-Gfariden rivayet edilir. (Mslim, Kader, 4) Yce Allahn varlklar ve trlerini yaratmadan nce onlar bildiine, yazdna, hkmettiine ve takdir ettiine dair nasslar ve rivayetler olduka fazladr. Resulullah efendimiz (s.a.v.) bunun, mutluluk ve mutsuzlua yol aan amellerin varlna engel olmadn, mutluluk ehli olana mutluluk ehlinin amelinin kolaylatrldn aklam, kiinin nasl olsa nceden yazlm bir kader vardr diye amel etmeyi terk etmesini yasaklamtr. Bu yzden nceden yazlm kadere gvenerek emredilen amelleri terk edenler, amel olarak en byk hsrana urayan, emekleri dnya ve ahirette boa giden kimselerdir. Dolaysyla yapmakla ykml olduklar amelleri terk edileri, kendileri iin takdir edilip de kendilerine kolaylatrlan mutsuzluk ehlinin amelleri arasnda yer alr. nk mutluluk ehli olanlar, emredilenleri yapp yasaklananlardan kanan kimselerdir. Bu bakmdan, kadere yaslanarak kendisine emredilen vacip amelleri terk edip, yasaklanan amelleri ileyen kimse, kendilerine mutsuzluk ehlinin amelleri kolaylatrlan mutsuzlardan biridir. Peygamber efendimizin (s.a.v.) bu son derece doru ve isabetli cevab, Tirmizi kanalyla rivayet edilen bir dier hadiste yer alan u cevabna benziyor: Denildi ki: Ya Resulallah! lalarla tedavi olalm m? Ayet ve dua ile hastalktan korunalm m? Hastalk korkusuyla nceden tedbir alalm m?

Bunlar, Allahn takdir ettii bir eyi engeller mi? Buyurdu ki: Bunlar da Allahn takdirleridir. (Tirmizi, Tp, 21) nk yce Allah, varlklarn btn durumlarn ve mahiyetlerini bilir, buna gre yazar. Allah, bir eyin amel veya baka sebepler araclyla olacan bilip yazdnda ve bunu takdir ettiinde, bu gibi eylerin, Allahn sebep kld eyler olmadan olabileceklerini dnmek caiz deildir. Bu durum, btn hadiseler iin geerlidir. Bir rnek verecek olursak: Allah, u erkek ve kadnn bir ocuunun olacan bilip yazd zaman ve Allah bunun gereklemesini kadnla erkein birlemelerine, ocuun oluumunu salayan meninin ana rahmine akmasna bal kld vakit, artk Allahn, ocuun varln bal kld sebep olmakszn ocuun var olabilmesi caiz deildir. ocuun olmasnn sebepleri, alla gelen (normal) ve alk olunmayan (normal tesi) olmak zere iki ksma ayrlrlar. Normal sebepler: Ademoullarnn bir anne ve bir babadan dnyaya gelmeleri. Normal tesi sebepler: Bir insann sadece bir anneden dnyaya gelmesi, sa (a.s.) gibi. Ya da sadece bir babadan dnyaya gelmesi, Havva gibi. Yahut anasz ve babasz dnyaya gelmesi, insanln atas Ademin amurdan yaratlmas gibi. Allah btn sebepleri nceden bilmi ve yazmtr. Onlar takdir etmi, hkme balamtr. Bunlarn sonularla irtibatlarn da nceden belirlemitir. Bitkilerin yaratlmasna arac olan yamurun yamas gibi sebepler de bu kapsama girer. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Ve Allahn gkten indirip de l haldeki topra canlandrd suda, yeryznde her eit canly yaymasnda... (Bakara, 164) Orada suyu indirir ve onunla trl trl meyveler karrz. (Araf, 57) Ve her canl eyi sudan yarattk. (Enbiya, 30) Bunun gibi daha birok ayeti rnek gsterebiliriz. u halde bunlarn tm nceden takdir edilmi ve bilinen eylerdir. Olularndan nce hkme balanp yazlmlardr. Bir eyin var olmas iin nceden bilinmesinin ve yazlm olmasnn yeterli olduunu, oluunu salayan fail ve dier sebeplere gerek olmadn sanan kimse, iki adan cahildir, koyu bir sapklk iindedir: Birincisi: Bilmeyi cehalet durumuna drd iin. Bilme, bilinene uygun olur. Bilinene, olduu ekliyle taalluk eder. Yce Allah, olularn yaratt sebepler araclyla olacaklarn bilir. Realitede olan da budur. Bu yzden bir kimse: Allah bir eyi, sebepler dnda bilir, dese, Allaha kar batl bir ey sylemi olur. Bu tpk yle demeye benzer: Allah, u ocuun ana ve babasz doacan bilir veya u bitki susuz yeerir...

nk bilmenin gemie taalluk etmesi ile gelecee taalluk etmesi birdir. Ayn ekilde, gemile ilgili olarak, Allahn gemii sebepler dnda bildiini syleyen kimse de batl bir ey sylemi olur. Gelecekle ilgili olarak bu tr bir ey syleyen de yle. Allah, Ademi amur olmakszn yarattn bildi. Yahut: Bitkinin, susuz ve topraksz yeereceini bildi, demek gibi. Btn bunlar batldr ve herkes bunlarn batl olduunu bilir. Gelecekten haber vermesi de yle. Ayrca ameller, sevap ve azap iin sebepler konumundadr. Dolaysyla, bir kimse: Allah, Ademi gnah ilemeden cennetten kard veya bunu takdir etti dese, yahut: Ademi tevbe etmeksizin affetti ve bunu bildi dese, yalan sylemi ve Allaha iftira atm olur. Adem, Rabbndan birtakm kelimeler ald, bunun zerine onun tevbesini kabul etti. (Bakara, 37) Nihayet ondan yediler. Bunun zerine kendilerine ayp yerleri grnd. stlerini cennet yapra ile rtmeye altlar. (Taha, 121) ayetlerinde belirtilenleri sylese doruyu sylemi olur. Allah, daha olmadan nce Ademle ilgili olarak olanlar biliyordu. Onlar olduktan sonra da olanlar bildi. Yce Allahn bize bildirdii btn peygamber kssalar iin de ayn durum geerlidir. Allah, Nuh, Ad ve Semud kavimlerini, Firavunu ve kavmini, Lut, Medyen gibi kavimleri gnahlarndan dolay helk edeceini, peygamberleri ve onlara tabi olanlar imanlarndan ve takvalarndan dolay kurtaracan biliyordu: Onlar kendilerine yaplan uyarlar unutunca, biz de ktlkten men edenleri kurtardk, zulmedenleri de yapmakta olduklar ktlklerden tr iddetli bir azap ile yakaladk. (Araf, 165) Nitekim, onlardan her birini gnah sebebiyle cezalandrdk. Kiminin zerine talar savuran rzgarlar gnderdik, kimini korkun bir ses yakalad, kimini yerin dibine geirdik, kimini de suda boduk... (Ankebut, 40) Bu, zulmleri yznden onlara verdiimiz cezadr. (Enam, 146) Byleyken Allah onlar gnahlar yznden yakalad. Onlar Allahn gazabndan koruyan da olmad. (Mmin, 21) Biz onlar, gnahlar sebebiyle helk ettik ve onlarn ardndan baka nesiller yarattk. (Enam, 6) te hakszlklar yznden km evleri! Anlayan bir kavim iin elbette bunda bir ibret vardr. man edip Allaha kar gelmekten saknanlar ise kurtardk. (Neml, 51-52) Rabbin, hakszlk eden memleketleri (onlarn halkn) yakaladnda, onun yakalay ite byle (iddetlidir). phesiz onun yakalamas pek elem vericidir, pek etindir! (Hud, 102) Ve bylece Yusufa orada diledii gibi hareket etmek zere lke iinde yetki verdik. Biz dilediimiz kimseye rahmetimizi eritiririz. Ve gzel davrananlarn mkafatn zayi etmeyiz. (Yusuf, 56)

(Ey) Nuh ile birlikte (gemide) tadmz kimselerin nesli! unu bilin ki Nuh, ok kreden bir kul idi. (sra, 3) Ancak Lut ailesi mstesna, katmzdan bir nimet olarak onlar seher vaktinde kurtardk. Biz kredeni ite byle mkafatlandrrz. (Kamer, 34-35) Sabrlarna karlk Rabbinin srailoullarna verdii gzel sz yerine geldi. (Araf, 137) Bunun rnekleri Kuranda oktur. Yine, yce Allahn amellerin sonucu gerekletiini haber verdii mutluluk ve mutsuzluk olgular iin de bu husus sz konusudur: (Onlara denir ki:) Gemi gnlerde ilediklerinize (iyi amellerinize) karlk, afiyetle yeyin, iin. (Hakka, 24) te yaptklarnza karlk size miras verilen cennet budur. (Zuhruf, 72) man eden ve soylarndan gelenlerde, imanda kendilerine tabi olanlar (var ya)! te biz, onlarn nesillerini de kendilerine kattk. Onlarn amellerinden de bir ey eksiltmedik. (Tur, 21) Bugn ben onlara, sabrettiklerinin karln verdim; hakikaten muratlarna erenlerdir. (Mminun, 111) Sabretmelerine karlk onlara cenneti ve (cennetteki) ipekleri ltfeder. (nsan, 12) Kafirler, yaptklarnn cezasn buldular m? (Mutaffifin, 36) Sizi u cehenneme srkleyip-iten nedir? Onlar: Biz namaz klanlardan deildik dediler. Yoksula da yedirmezdik. (Batla ve tutkulara) Dalp gidenlerle biz de dalar giderdik. Din (hesap ve ceza) gnn yalan sayyorduk. Sonunda yakin (kesin bir gerek olan lm) gelip bize att. Artk, efaat edenlerin efaati onlara bir yarar salamaz. (Mddessir, 42-48) Bunlarn da rnekleri Kuranda olduka fazladr. Yce Allah, ahiret mutluluu ve mutsuzluu hususunda bize u gerei aklyor: Bu, emredilen ve yasaklanan amellerle balantldr. Ayn ekilde, bunun, dnyada dl ve sevap almay gerektirici olduunu da vurguluyor.

kincisi: Bir eyi bilmek, onun olacan haber vermek ve yazmak, o eyin olmasn salayan, onlar olmadan tamamlanamayacak olan sebeplere ihtiya kalmamasn gerektirmez. Yapp eden kii (fail), gc ve dilemesi gibi. Byle bir eye inanmak cehaletin son noktasdr. nk alimlerin ittifakyla byle bir bilgi, tek bana, bilinenin varln gerektirmez. Bilakis, bu bilgi, bilinenin olduu ekline uygun olur, ona bir nitelik kazandrmad gibi, ondan bir nitelii de ekip almaz. Tpk bizden nceki olgulara ilikin bilgimiz gibi. Yani, biz var olmadan nce var olan olgulara ilikin bilgimiz... Yine, Allaha, isimlerine ve sfatlarna ilikin bilgilerimizi de buna rnek gsterebiliriz. Alimlerin

ittifakyla byle bir bilginin malm zerinde herhangi bir etkisi yoktur. Fakat, baz bilgilerimizin malmun varl zerinde bir tr etkisinin olduu da bir gerektir. Bizi bir fiili ilemeye sevk eden, niteliini ve lsn bize tantan, reten bilgimizi buna rnek gsterebiliriz. nk ihtiyari fiiller, ancak uur ve bilgi sahibi olan birinden sadr olurlar. Nitekim iradenin varl bilginin varl artna baldr. Bizim bilgimizin kapsamnda mevcut olan bu detay, onun, malm zerinde etkili olan fiili (aktif) bilgi ve malmun varl zerinde etkisi bulunmayan infiali (edilgen) bilgi diye ikiye ayrlmasna neden olmaktadr. Bilgi ile ilgili olarak sylenecek son sz budur. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

lim edilgen midir, deil midir? Baz insanlar yle diyorlar: lim; edilgen bir sfattr, malm zerinde hibir etkisi yoktur. Baz kelmc gruplar bu grtedir. Kimine gre de, ilim, fiili, aktif bir sfattr ve malm zerinde etkisi vardr. Kimi felsefeci ve kelmc gruplar da bu grtedir. Dorusu, bizim vurguladmz gibi, iki trl bilginin varldr. Yce Allahn ilmi de yle. Allahn kendini bilmesinin, malmun varl zerinde bir etkisi yoktur. Ama, dilemesi ve iradesiyle yaratt mahlkatla ilgili bilgisinin, malmun varl zerinde etkisi vardr. lim ile ilgili olarak yaptmz bu deerlendirme, kelm ve yazma olgular iin de geerlidir. nk yce Allah bir ey yaratt zaman, onu bilgisi, kudreti ve dilemesiyle yaratr. Bu yzden yaratma bilmeyi gerektirir ve bilginin varlnn kantdr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yaratan bilmez mi? O, latiftir, her eyden haberdardr. (Mlk, 14) Fakat bir eyin olmasndan nce onun olacan haber verdiinde, Onun bu sradaki bilmesinin ve haber vermesinin, malmun varl zerinde bir etkisi olmaz. nk Allah, onu var olduktan sonra da bilir ve ondan haber verir. Bunu adan izah edebiliriz: Birincisi: Gelecei bilmek ve gelecekten haber vermek, gemii bilmek ve gemiten haber vermek gibidir. kincisi: Etkin olan bilme, yaratmay gerektiren iradeyi gerektirir. Bu bilme, haber vermeyi gerektiren bilgi deildir. Yukarda pratik (ameli) bilme ile ihbari bilme arasndaki fark vurgulamtk. ncs:

Diyelim ki, olacak bir eyi bilme ve ondan haber vermenin, haber verilen malmun varl zerinde etkisi vardr; bu durumda, kudret ve dilemenin olmasnn kanlmaz olaca kukusuzdur. nk kudret ve irade olmadan, salt bilme malmun var olmasn gerektirmez. Bu da gsteriyor ki, bilme, haber verme ve yazma, bir eyin olmas hususunda gc ve iradesi bulunan bir faile olan ihtiyac ortadan kaldrmaz. Bunun en somut kant udur: Yce Allah, ileride kendisinin yapaca eyleri biliyor ve haber veriyor. rnein ileride kyametin kopacan biliyor ve bunu haber veriyor. Bununla beraber, Allahn bu bilmesinin ve haber vermesinin, Allahn kendisi iin ngrd bir takm sebepler olmakszn, bilinen ve haber verilen eyin o anda olmasn gerektirmediini biliyoruz. Bu husus akla kavutuuna gre, mutlu olmas ngrlen mutsuz ve mutsuz olmas ngrlen de mutlu olmaz m? diye soran kiinin bu sz z itibariyle dorudur. Yani, Allahn mutlu olmasn takdir ettii kimse, mutlu olur, fakat, Allahn mutlu olmasnn vastas kld amelleri yerine getirmesi artyla. Mutsuz da, ancak mutsuzluun arac klnan fiilleri gerekletirmesiyle mutsuz olur. Mutsuzluu gerektirici fiillerden biri de kadere bir mazeret olarak sarlp vacip olan amelleri terk etmektir. Ameller kendileri iin deil, mutluluu elde etmek ve mutsuzluu savmak iin ilenirler. Oysa amellerin varl (kader baznda) bizden ncedir szne gelince, buna yle bir karlk verilir: nce (kader baznda) var olan ey, mutluluk ve mutsuzluun kendisidir veya bilgi, kaza ve yazma olarak mutluluk ve mutsuzluun takdir edilmesidir. Buras, birok insann yanld, yanla dt bir konudur. nk bir eyin bilgi ve takdir kapsamnda sbt edii ile varlk ve gereklik kapsamnda sbt ediini birbirinden ayrmyorlar. nce olan, bir eyin bilinmesi, ondan haber verilmesi ve yazlmasdr. Bununsa, bir eyin zat ve kaim olduu sfatlarna bir dahli sz konusu deildir. Bu nedenle birok insan, peygamber efendimizin (s.a.v.) Meysere tarafndan sahih olarak rivayet edilen u hadisini anlama hususunda yanlgya dyor: Dedim ki: Ya Resulallah! Ne zaman peygamber oldun?- Bir rivayette: Ne zaman peygamber olarak yazldn?- Buyurdu ki: Adem ruh ile beden arasndayken. (Tirmizi, el-Menakib, 1; Ahmed, 4/66) Bunlar sanyorlar ki, Hz. Peygamberin (s.a.v.) zat ve peygamberlii o srada vard. Bu cehaletin ta kendisidir. nk Allah, onu krk yann banda peygamber yapt. Nitekim yce Allah bu hususta yle buyuruyor: Biz, sana bu Kuran vahyetmekle (...) Gerek u ki, sen bundan nce elbette bilmeyenlerden idin. (Yusuf, 3) arm bulup da yol gstermedi mi? (Duha, 7)[ Buhari ve Mslimde belirtildiine gre, melek ilk kez peygamberimize (s.a.v.) geldiinde ona: Oku! demi, o da:

Ben okuma bilmem diye cevap vermi ve bu diyalog defa tekrarlanm. (Buhari, Bedul Vahy, 3; Mslim, man, 252; Ahmed, 6/233) Bir kimse Hz. Peygamberin (s.a.v.) kendisine vahiy indirilmeden nce peygamber olduunu sylese, mslmanlarn ortak grne gre, o kimse kfirdir. Oysa hadisin anlam yledir: Allah, Ademin bedenini yarattktan sonra ve ona ruh flemesinden nce Hz. Muhammedin (s.a.v.) peygamberliini aklad ve ilan etti. Tpk her ocuun bedenini yarattktan sonra ve iine ruh flemesinden nce, rzkn, ecelini, amelini, mutsuz veya mutlu olacan yazdn haber verdii gibi. Ahmed ve bakalarnn rivayet ettii rbab b. Sariyenin peygamberimizden (s.a.v.) aktard u hadis gibi: Ben Allahn kuluyum ve peygamberlerin sonuncusuyum. (Ahmed) Bir rivayette yle buyurduu belirtiliyor: Ben Allahn kuluyum. Son peygamber diye yazlanm. Ben son peygamber diye yazlrken Adem amurunun iinde youruluyordu. Bunun ncesini de size haber vereceim: Babam brahimin duas, sann mjdesi ve beni doururken annemin grd rya. Annem ryasnda, kendisinden bir nur ktn ve bu nurun amn saraylarn aydnlattn grmt. (Ahmed, 4/127) Cahil yazarlarn ve bakalarnn birou hadisi Adem daha su ile amur aras bir eyken ben peygamberdim. Adem henz ne suydu ne de amurdu. eklinde rivayet ediyorlar. Bunu, Adem henz su ile amur aras bir eyken peygamberimizin (s.a.v.) bizzat var olduu eklinde anlyorlar. Kald ki, su, amurun alternatifi deil, bir parasdr. Byleyken, birisi: Daha nce (kader baznda) olan mutluluk ve mutsuzluun kendisidir. dese yalan sylemi olur. nk mutluluk, ancak mutlu olan kiinin varlndan sonra olur. Mutsuzluk da ancak mutsuz kiinin varlndan sonra olur. Ayn ekilde amel de, amel edenin varlndan sonra, rzk da rzklanann varlndan sonra olur. nceden olan ey, bunlarn kendileri deil, bunlara ilikin bilgidir. Byle olunca, amelin nce olmas da tpk mutluluk ve mutsuzluun nceden oluu gibidir. Yani malm ve mukadder olur. Ve bu ikisi de ondan sonra var olurlar. Dolaysyla yce Allah falan amelle mutlu olunacan, falan amelle de mutsuz olunacan bilir, takdir eder. Yine falan salih amelin mutluluu celb edeceini de bilir. Tpk dier sebep ve sonular bildii gibi. u adamn zehir yiyip leceini, u adamn yemek yiyip doyacan, su iip susuzluunu gidereceini bildii gibi. Bylece soruyu soran kiinin: Amel iin nefsi yormann, lezzetlerden vazgemenin bir anlam yok. Ezelde yazlann gereklemesi kanlmazdr. eklindeki szlerinin yanll ortaya kyor. nk ezelde yazl olan, mutlu olan kiinin, kendisine kolaylatrlan salih amelle mutlu olmas ve mutsuz olann, kendisi iin kolaylatrlan kt amelle mutsuz olmasdr. Yazl olan bunlardan sadece biri deildir. u halde kula emredilen ve yorulmasna ve ehevi arzulardan kanmasna yol aan amelle kul, mutlulua eriir. Takdir edilen ve yazlan ey, mutluluk ve kulun mutlulua erimesini salayan ameldir. Kul, kaderde yazl olana gvenerek kendisine emredilen ameli terk ederse, bu davran, mutsuzlua gtrecei yazlan ve takdir edilen ey olur. Bunu syleyen kiinin bu sz, unu sylemeye benzer:

Ben yemeyeceim, imeyeceim. Eer doyma ve kanma takdir edilmise, gerekleir, deilse gereklemez. veya yle demeye benzer: Eimle ilikiye girmeyeceim. Eer Allah bir ocuumun olmasn takdir etmise olur. Ayn ekilde, kaderi gz nnde bulundurarak, bunlar zel makamlardr, diye dua etmeyi, Allahtan yardm istemeyi ve Allaha tevekkl etmeyi terk edenler de sapk cahillerdir. Bunun en ak kant, Mslimin Peygamberimizden (s.a.v.) rivayet ettii u hadistir: Gl mmin zayf mminden daha iyidir. Her ikisinde de hayr vardr. Sana yararl olana kar hrsl ol. Allahtan yardm iste ve asla acizlik gsterme. Bana bir ey gelirse: Eer unu yapsaydm yle olurdu, deme; ama yle de: Allah takdir etti ve dilediini yapt. nk eer eytann amelinin anahtardr. (Mslim, Kader, 34; bnu Mace, Mukaddime, 10; Ahmed, 2/366) Bu hadiste peygamberimiz (s.a.v.), bir mslmana, kendisi iin faydal olan eye kar hrsl olmasn ve Allahtan yardm istemesini emrediyor, kadere gvenmek demek olan acizlii yasaklyor. Sonra, bana bir ey gelmesi durumunda, kard eyden dolay karamsar olmamasn, bilakis, kadere bakp ii Allaha brakmasn emrediyor. nk bu noktada bundan bakasna g yetiremez. Nitekim bilge kiilerden biri yle demi: ler iki trldr. Bir ksmnn aresi var, bir ksmnn da aresi yoktur. aresi olan ilerde acizlik gsterilmez. aresi olmayan ilerden dolay da feryad-u figan edilmez. Snen-i Ebu Davutta rivayet edilir ki: ki adam Resulullaha (s.a.v.) gelerek birbirlerinden davac oldular. Resulullah (s.a.v.) bunlardan birinin aleyhine hkm verdi. Aleyhine hkm verilen kii dedi ki: Allah bize yeter, O, ne gzel vekildir. Bunun zerine peygamberimiz (s.a.v.) ona u karl verdi: Allah, beceriksiz olmasndan dolay kii knar. Ama sen becerikli ol. Eer bir iin stesinden gelemezsen, o zaman: Allah bana yeter, O, ne gzel vekildir de. (Ebu Davud, el-Akdiye, 28) Dier bir hadiste yle buyuruluyor: Becerikli kimse, nefsine hakim olup lmden sonras iin alan kimsedir. Beceriksiz ise, nefsinin hevasna tabi olup Allah hakknda aslsz kuruntular besleyen kimseye denir. Bu hadisi bni Mace ve Tirmizi rivayet etmi, Tirmizi: Hasen bir hadistir, demitir. (Tirmizi, Sfat-ul Kyame, 25;, bni Mace, ez-Zhd, 31; Ahmed, 4/124) eddad b. Evsden yle rivayet edilir: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Becerikli, nefsine hakim olup lmden sonras iin alana, beceriksiz ise; nefsinin hevasna uyarak Allah hakknda temennilerde bulunana denir. (Tirmizi, Sfat-ul Kyame, 25;, bni Mace, ez-Zhd, 31; Ahmed, 4/124) Bazlar hadiste geen Aciz kelimesinin orijinalini yanllkla facir (Arapada iki kelimenin yazl arasnda benzerlik var) eklinde yazyorlar. Oysa hadiste el-Keyyisin (becerikli) kart elAciz (beceriksiz) geiyor.

Nitekim bir baka hadiste de bu iki kelime birbirinin kart olarak yer alyorlar: Her ey kadere baldr, beceriksizlik ve beceriklilik bile. (Mslim, Kader, 18; Ahmed, 2/110; Muvatta, Kader, 4) Bu noktada birok insann aklna u soru geliyor: nceden yazlan ey, kanlmaz olarak gerekleiyorsa, kul gerekli olan ameli yapmazsa, yazlan ey deiir mi? zellikle bu soru ldrlen (maktul) kimselerle ilgili olarak gndeme gelir: Eer ldrlmeseydi, normal bir ekilde mi lecekti. diye. Buna karlk olarak yle denir: Bir adam, hibir salih amel ilemese mutlu olmaz. Hibir kt amel de ilemese mutsuz olmaz. Bu tpk yle demeye benzer: Allah, olan ve olaca bilir. Olmayan da, ayet olsayd, nasl olurdu? Bu, olmayann, olmas durumunda nasl olacan bilmenin ve ondan haber vermenin kapsamna girer. Tpk aadaki ayetlerde olduu gibi: Eer o ikisinde (gkte ve yerde) Allahtan baka ilahlar olsayd, bozulur giderlerdi. (Enbiya, 22) Eer geri gnderilseler yine kendilerine yasak edilen eylere dneceklerdir. (Enam, 28) Eer iinizde (onlar da savaa) ksalard, size bozgunculuktan baka katklar olmazd. (Tevbe, 47) Allah onlarda bir hayr grseydi elbette onlara iittirirdi. Fakat iittirseydi bile... (Enfal, 23) Bunun gibi daha birok ayeti rnek gstermek mmkndr. Nitekim bir rivayette, kul, kabre konulup biri cennete, dieri cehenneme alan iki kap aldktan sonra ona: Bu senin yerindir. Eer unu unu yapsaydn, Allah sana dier menzili verirdi. denilecei belirtiliyor. Yine yle bir cevap da verilebilir: Eer u maktul, falanca kii ldrmeseydi, lmezdi. Bilakis, baka bir sebep takdir edilip onunla lnceye kadar yaard. Yalnz bu cmlede, bilinen ve takdir edilen vakaya aykrlk kesin bir ekilde ortadadr. u halde imknszla ilgili bir takdir de imknsz bir hkm gerektirir ki, bunun da herhangi bir sakncas yoktur. Bu meselenin bir benzeri de Bedir savanda yaanmtr. Peygamberimiz (s.a.v.) Bedir gn harekete geiyor ve ashabna, mriklerin devrilecekleri yerleri gstererek: Falan kii buraya, falanca kii uraya yklacak...diyor. Sonra karargahna giriyor ve hararetle dua ediyor. Diyor ki: Allahm! Bana vaadettiin zaferi gerekletir. (Mslim, Cihad, 51; Tirmizi, Tefsir, 8. sure, 2; Ahmed, 1/30, 32) Peygamberimizin (s.a.v.) byle davranmasnn nedeni uydu: Allahn kendisine zafer vereceini bilmesi, zaferin gerekle-mesini salayacak sebepleri iletmesine engel deildi. Bu sebep de Allahtan yardm dilemekti.

Bu noktada da baz insanlar yanlyorlar ve sanyorlar ki, ieriinin gerekleecei bilinen dua, tpk Bakara suresinin sonundaki dua gibi, salt ibadet maksadyla gerekletirilir. Nitekim bazlar yle demiler: Dua, salt bir ibadetten baka bir ey deildir. nk kii dua etse de, etmese de takdir edilen neyse, o olur. Buna yle cevap verebiliriz: Allah duay, takdir edilen matluba kavumann sebebi klmsa, bu matlub dua olmadan nasl gerekleir? Bu da daha nce aktardmz u sze benziyor: Amel etmekten vazgeip, kaderde yazlanlara gvenip dayansak olmaz m?! Meseleyi biraz daha aacak olursak: Allah, mahlkat yaratacan, onlar rzklandracan, onlarn canlarn alp sonra dirilteceini biliyordu ve bunu yazmtr. Bilmenin ve yazmann daha nce olmasndan hareketle varlk alemindeki varlklarn Allahn yaratmasndan, kudretinden ve dilemesinden mstani olduklar dnlebilir mi? te Allahn, olacan bildii kullarn fiilleri de byledir. Yani, insanlarn bu fillerle mutlu ve mutsuz olacaklarn bilmesi. Tpk bir adamn zehir imesi sonucu hastalanacan veya leceini yahut kendisini yaralayacan bilmesi gibi. Bu sylediklerimiz selef kuann ve selef imamlarnn grdr. Fkh, hadis, tasavvuf ve kelm gruplarnn byk ounluu da bu grtedir. Sadece Kaderiyeciler aykr bir tutum iinde olmulardr. Bunlar, bilmenin daha nce var olmasnn emir ve yasa engellediini sanmlardr. Neticede bunlar da iki gruba ayrlmlar: Bir grup, emir, nehiy, sevap ve cezann varln kabul edip, bundan nce takdirin, kazann ve yaznn bulunmasn inkr etmiler. Bunlar sahabe devrinin sonlarnda ortaya ktlar. Sahabeler onlarn grlerini duyduklarnda, onlardan beri olduklarn duyurdular. Nitekim onlar da sahabelerle balarn kestiler. Abdullah b. mer, Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdullah ve Vasile b. Eska gibileri onlarn tezlerini rtmler. Ayrca Malik, afii ve Ahmed gibi imamlar, Allahn kadim ilmini inkr eden bu adamlar aka tekfir etmiler. kinci grup ise, Allahn ezeli ilmini ve yazsn kabul ediyorlar, fakat, bunun emir ve yasaklara, amel etmeye gerek brakmadn sanyorlar. Onlara gre, Allah olacak her eyi ezelde bilip yazdna gre amel etmeye gerek yoktur. Bilakis, kimin hakknda mutlu olacana hkm verilmise, o cennete girer. Hem de hi amel ilemeksizin. Kimin de mutsuz olacana hkmedilmise, o da hi amel etmeksizin mutsuz olur. Bunlar, sistematik bir dnceleri olan gruplardan deildirler. Sadece cahil halkn ekseriyeti byle sylemektedir. Bunlar ncekilerden daha koyu kfir ve daha sapktrlar. Bu szlerinin anlam, emir, yasak, hell, haram, vaad ve tehdit olgularnn geersiz klnmasdr. Aslnda bunlar Yahudi ve Hristiyanlardan kat be kat daha koyu kfirdirler. Zaten soruyu soran kii de bunlarn szlerini kastediyor. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Kaderiye'nin eitleri ve birbirlerine ters dnceleri Kaderiyenin byk ounluu ise, ezeli bilme ve yazy kabul ediyorlar. Ancak Allahn, kullarn fiillerini yaratmasn ve varlklar irade etmesini inkr ediyorlar. Cebriyeci (zorlamac) Kaderiye bunlara kar kyor ve diyorlar ki: Kulun gerek bir kudreti ve iradesi yoktur. Kul, gerek anlamda fail de deildir... Bunlarn tm sapkln gstergesi bidatlardr. Ama, mrikler gibi, Allahn fiilleri yaratmasn, varlklar irade etmesini emir ve nehye engel gibi grenler, yukarda iaret ettiklerimizden daha ktdrler. Nitekim yce Allah, bu anlayta olan mriklerin yle dediklerini bize haber veriyor: Eer Allah dileseydi, biz de, babalarmz da ortak komazdk. Hibir eyi haram klmazdk. (Enam, 148) Bunlar Yahudi ve Hristiyanlardan daha kfirdirler. nk bu syledikleri, btn peygamberlerin getirdikleri emir ve yasaklarn iptal edilmesi, geersiz klnmas anlamna gelir. te yandan szleri elikilerle doludur, zorunlu olarak da fasiddir. Kullarn ifsad olmasn gerektirdii iin de Ademoullarnn bu anlay esasnda yaamasnn imkn yoktur. nk kullar, emir ve yasaklara gre hareket etmekle ykml olmazlarsa, herkes cannn istedii gibi hareket etme hakkna sahip olur. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Eer hak, onlarn kt arzu ve isteklerine uysayd, mutlaka gkler ve yer bozulurdu. (Mminun, 71) Biri: Herkes, cannn istedii gibi adam ldrebilir, fuhu ileyebilir, bakasnn maln gasp edebilir... vs. dese, bu ar ve lmcl bir fesadn ifadesi olur. Bu yzden Ademoullarndan her topluluk, mutlaka emir ve yasaklar kapsayan bir eriata, bir yasaya gre yaar. Baz krallarn, yneticilerin kanun koymalar da baka bir adan fesaddr. Ancak bu, dier bir konudur. Biri diyebilir ki: Bu syledikleriniz gsteriyor ki, Allahn mutluluu, mutsuzluu v.b. olgular nceden bilmesi ve yazmas, bu eylerin, Allahn sz konusu olgularn vastas kld amellere ve sebeplere bal olmasna engel tekil etmiyor. Bu da gsteriyor ki, Allahn bunlar nceden bilmesi ve yazmas, kulun, Allahn kendisini mutlu klmasnn arac kld salih ameli ilemesine, buna g yetirmesine ve bunu irade etmesine engel deildir. Her ne kadar btn bunlar, Allahn kul iin myesser klmasna bal olsa da. Ve insanlar, bunun Cebir (zorlama) olarak isimlendirilmesi hususunda ihtilaf etseler de... Fakat, acaba kul, Allah tarafndan nceden bilinen ve yazlan, kendisi tarafndan da yaplan fiilin aksini yapma gcne sahip midir? te insanlarn ihtilafa dtkleri husus budur. Bunun gibi, yapabilirlik (istitaa) fiille beraber mi olmal, yoksa fiilden nce mi olmal? meselesinde de youn ihtilaflar kmtr. spat ehlinden olanlardan bazlar yle demilerdir:

Yapabilirlik, ancak fiille beraber olabilir. Diyorlar ki: Kul, yaptndan bakasn yapmaya g yetiremez. O da, Allah tarafndan, yapaca nceden bilinen ve yazlan fiildir. Kimi de yle demitir: Yapabilirlik fiilden ncedir ve fiil olmadan da olabilir. Diyorlar ki: Kul, yapmadn, yapmayaca nceden bilinen ve yazlan eyi yapma gcne sahiptir. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Yapabilirlik ve fiil Meselenin izah udur: Yapabilirlik, Allahn kitabnda iki trl kullanlmtr: 1 - Fiil iin art olan yapabilirlik: Bu, emir ve yasan ilgili olduu yapabilirliktir. Aadaki ayetlerde buna iaret edilir: Yoluna gc yetenlerin O evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr. (Al-i mran, 97) O halde gcnz yettiince Allaha isyandan kann. (Teabun, 16) inizden, imanl hr kadnlarla evlenmeye gc yetmeyen kimse... (Nisa, 25) (Buna imkn) bulamayan kimse, hanmyla temas etmeden nce ardarda iki ay oru tutar. Buna da gc yetmeyen altm fakiri doyurur. (Mcadele, 4) Oru tutmaya gleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. (Bakara, 184) Peygamber efendimizin (s.a.v.) mran b. Husayne syledii: Ayakta namaz kl. Eer yapamyorsan, oturarak kl. Bunu da yapamyorsan, yann zere yatarak kl. (Buhari, Taksir-us Salah, 19) szlerini de buna rnek gsterebiliriz. nk eer bu nasslarda deinilen yapabilirlik ancak fiille beraber olan bir ey olsayd, hac, ancak hac yapmakta olana, iki ay oru ancak oru tutmakta olana, namaz klmak da ancak namaz klmakta olana farz olurdu. Bu durumda da yle bir anlam karmza kard: O ayda oru tutanlara yoksulu doyurmak der... Oysa ayet, ramazan aynda oru tutmakla yoksulu doyurmaktan birini tercih edecek kimseler

hakknda inmitir.

2 - Fiille beraber olan yapabilirlik. Buna, gerektirdii fiille ezamanl yapabilirlik de denir. Bu, yapabilirliin ikinci trdr. Aadaki ayetlerin bu tr yapabilirlikle ilgili olduu sylenmitir: Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gzleri bir perde iindeydi. (Kuran) dinlemeye katlanamazlard. (Kehf, 101) Onlarn azab kat kat olacaktr. nk onlar (gerekleri) ne grebiliyorlar ne de kulak veriyorlard. (Hud, 20) Gerekten biz onlarn boyunlarna, enelere kadar (dayanan) halkalar geirdik; bu yzden balar yukar kalkktr. Biz onlarn nlerinde bir sed, arkalarnda da bir sed ektik. Bylelikle onlar rtverdik, artk grmezler. (Yasin, 8-9) Dolaysyla yukardaki ayetlerde olumsuzlanan yapabilirlik ister haber olarak olumsuzlansn, ister balang itibariyle olumsuzlansn- emir ve yasak iin art olan yapabilirliktir. nk bu yapabilirlik olumsuzland an, emir ve yasak da olumsuzlanr. Vaad ve tehdit, vg ve yergi, sevap ve azap da yle. Bilindii gibi, insanlar yapabilirlie sahip olduklar zaman emir ve yasaa muhatap olur, kendilerine baz vaadlerde bulunulur veya azap tehditleri yneltilir. Bundan da anlyoruz ki, yukardaki ayetlerde olumsuzlanan yapabilirlik, Elinizden geldiince Allahtan korkup saknn. (Teabun, 16) ayetinde zikredilen ve emir ve yasan da art olan yapabilirlik deildir. Fakat yle denebilir: Buradaki yapabilirlik, Hzrn Musaya syledii: Sen benimle beraberlie sabredemezsin? (Kehf, 67, 72, 75) szde olumsuzlanan yapabilirlik gibidir. nk, eer olumsuzlanan yapabilirlikten maksat, srf yapan ve yapmayan arasndaki beraberlikse, bu durumda yerilenlerle mminler ve de Hzr ile Musa arasnda bir fark olmazd. nk bir fiili yapsn veya yapmasn, fiilin yaplmasndan nce hibirinde beraberlik olmaz. Oysa Kuran, bu yapabilirliin, fiili ileyenden deil, yapmayandan olumsuzlandna delalet ediyor. Bundan da anlalyor ki, buradaki yapabilirlik, kiinin kalbini bir fiili irade edip ilemekten alkoyan engellerden farkldr. Her halukrda bu yapabilirlik, fiili ileyecei yazlan, daha dorusu byle hkmedilen kimse ile ilgili olarak olumsuzlanmtr. Bu taksim anlalrsa, Kul, yaptndan bakasn yapamaz, Allah tarafndan bilinen ve takdir edilenden bakasn yapamaz. eklindeki mutlak karsama ile Yapanla yapmayann yapabilirlik gc eittir. Yapmayana gre yapan kimse zel bir yapabilirlik gcne sahip deildir eklindeki mutlak karsamann ikisinin de yanl ve bidat olduu da anlalr. Bu yzden mmetin selefi ve imamlar, kelm ehlinin byk bir ksm, Allahn olmayacan bildii ve haber verdii ve gc yetmedii iin deil, istemedii iin kendisinden sadr olmas imknsz olan eylere de kadir olduu hususunda gr birlii iindedirler. Sadece Cehmiye ve Kaderiye gibi baz sapk gruplar ile Sabiilik izgisindeki felsefeciler bundan farkl bir gr benimsemilerdir. Onlar, g yetirileni var olanla snrlandrrlar. Onun kudretini de var olmasn diledii ve varolacan bildii eylerle snrlandrrlar. Onlara gre, olmayacan haber verdii eyler Onun kudretinin kapsamna girmez. Nitekim Nazzam ve el-Esvari de bu gr tercih etmilerdir. Bir bakas da u iddiada bulunmutur:

Bu alemden bakas Allahn yapabilirliinin kapsamnda deildir ve sapm olan hidayete erdirmek gcnn dahilinde deildir. Oysa yce Allah yle buyurmutur: nsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacamz m sanr? Evet, bizim, onun parmak ularn bile aynen eski haline getirmeye gcmz yeter. (Kyamet, 3-4) Halbuki, Allah, insann parmak ularn bir araya getirmez. De ki: Allahn size stnzden veya ayaklarnzn altndan bir azap gndermee ya da birbirinize drp kiminize kiminizin hncn tattrmaya gc yeter. (Enam, 65) Cabirden yle rivayet edilmitir: De ki: Allahn size stnzden (...) bir azap gndermee gc yeter... ayeti inince, Resulullah: Senin zatna snrm dedi. veya ayaklarnzn altndan... ifadesi inince: Zatna snrm, dedi. Ya da birbirinize drp kiminize kiminizin hncn tattrmaya... ifadesi inince: Bu ikisi ncekilere gre daha kolaydr. buyurdu. (Buhari, Tefsir, 6. sure 2; Tirmizi, Tefsir, 6. sure, 2) Yce Allah bir dier ayette yle buyurmutur: Eer isteseydik, her nefse hidayetini verirdik. (Secde, 13) Ehl-i Snnet vel-Cemaat mezhebine mensup kelmclardan: Kul, bilinenin hilfna olarak, yaptndan bakasn yapmaya kadir deildir. eklinde baz grler aktaranlar, kudreti mutlak olarak olumsuzlam olmak bakmndan yanlyorlar. Ama, yapmayana deil, sadece yapana zg olan kudreti olumsuzlam olmakla da isabet etmilerdir. Teklifi mala yutak (g yetirilemeyeni teklif etme)n caiz olmas hususunda kan tartmalarn temeli de budur. nk: Yapabilirlik ancak fiille beraber olur. Fiili yapmayannsa o fiile hibir durumda gc yetmez. diyen kimse aslnda unu demi oluyor: Allaha isyan edene, Allah g yetiremeyecei bir eyi emretmitir. Ayrca unu da demi oluyorlar: Btn kullara g yetiremeyecekleri eyler emredilmitir. Fiili yapabilme gc, onu terk etme gcdr diyen de aslnda unu demek istiyor: Kullar, takat getirmek, g yetirmek ve yapabilmek bakmndan eit olduklar eylerle mkellef klnmlardr. Bir fiili yapan kimse, onu yapmayan kimseye gre, zel bir yapabilirlie sahip deildir. Dolaysyla: Kul, g yetiremedii eyle mkellef klnmtr, demek: Kul, yaptklarn yapmak zorundadr, fiilleri hususunda bir zorlama tesiriyle hareket eder, demek gibidir. nk, emre muhatap kimse ile ilgili olarak kudreti olumsuzlamakla, bir yasaa muhatap olan kimse ile ilgili olarak zorlamay (cebri) olumlamak arasnda bir fark yoktur. Bu da, kul, Allahn bildiinin ve takdir ettiinin aksine eyler yapma gcne ve yapabilirlie sahiptir, demek gibidir.

mmetin gemii (selef kua) ve imamlar, bu tr deerlendirmeleri, mutlak tanmlamalar reddederler. zellikle olumsuzlamaya ve olumlamaya dnk mutlak tanmlamalarn her birini reddetmilerdir. Ancak, her iki dorultudaki bu mutlak tanmlamalarda haktan baz krntlarn olduunu da kabul etmek gerekir. O halde yaplmas gereken, gzel ve yerinde ibareler kullanmaktr. Bunlar da eitli kaynaklarda rivayet edilmilerdir ve haklarnda nasslar vardr. Bir dier gereklilik de, din usulnn dier blmleriyle ilgili olarak belirginleiyor. Dolaysyla Allahn kelm, Resulullahn (s.a.v.) snneti ve mmetin selef kuann icmayla sabit olan hususlar muhkem nass olarak alglamak gerekir. Gerek olumsuzlama, gerekse olumlama dorultusunda, karlkl olarak dile getirilen, hak ve batl ayn oranda kapsama ihtimali bulunan son dnem ibarelerini ise, tafsilata ihtiyac olan mcmel ve benzeen metinler olarak deerlendirmek ve asla olumluluk veya olumsuzluk dorultusunda mutlak tanmlar olarak alglamamak gerekir. Baka yerlerde, Evzainin, Sfyan es-Sevrinin, Abdurrahman b. Mehdinin, Ahmed b. Hanbelin ve dier imamlarn, mutlak cebri olumlayc ve mutlak olarak olumsuzlayc ifadeleri ho karlamayan aklamalarna yer vermitik. G yetirilmeyeni emretme meselesi de yle. Hibir imam, ne olumlama, ne de olumsuzlama ynnde mutlak bir ifade kullanm deildir. El-Hallaln arkada Ebu Bekir Abdulaziz Kitab-ul Mukni adl eserin mukaddimesinde yer alan Kitab-ul Kader blmnde yle der: Bu meseleyle ilgili olarak Ebu Abdullahtan uyacamz bir sz gelmi deildir. Bu hususta insanlar arasnda ihtilaf vardr. Bazlar: G yetirilmeyenin emredildiini savunurken, bakalar, bunu tamamen olumsuzluyor ve byle bir eyi imknsz gryor... Bize gre, -ki Kuran niyetimizin doruluunun tandr- yce Allah, mahlkatn, hem g yetirdikleri, hem g yetirmedikleri hususlarda kendisine kulluk etmelerini ngrr... Blmn sonunda yle der: Biri bu szmze kar karak yle diyebilir: Eer Allahn kuluna g yetirmedii bir eyi emretmesi caiz ise, bu durumda kr birine renkleri yapmasn, yatalak olana yrmesini, eli olmayana bir eyi tutmasn... v.s. emretmesi de caiz olur! Buna yle cevap verilir: bni Abbas: Kyamet gnnde onlar, yzkoyun harederiz. (sra, 97) ayetiyle ilgili olarak, bu, onlar yzkoyun yrtrz demektir. demitir. bni Abbasn yzkoyun yrmekle ilgili bu szyle birlikte, sorduklar btn sorularn dayana ortadan kalkyor. Devamla yle diyor: Daha nce Ebul Hasandan -Earyi kastediyor- aktardmz aklama, bu konuyu yeterli oranda vzuha kavuturuyor. Kad Ebu Yala yle der: Ebul Hasann -Ebul Hasan el-Eari- szleri aktarlnca, grld ki, imknsz olduu iin deil, ama kulun yapmaya g yetirdii eyi emretmek caizdir. Fakat imknsz olan emretmek caiz deildir... eklinde bir ayrm yapyor. Ebul Hasan el-Earinin bu szlerinden varl imknsz olann emredilmesi doru mudur, deil midir? ihtimali de seziliyor. Doru olan, bizim szn ettiimiz tafsilat yapmaktr. Muhali emretmek, iki zddn bir arada olmas, sonradan olann kadim, kadim olann da sonradan olan olmas gibi imknsz olan eyler, kulun yapmaya g yetiremedii eylerdir. Ya da acizliinden dolay g yetiremedii eyler vardr. Ayaa kalkamayan yatalak,

konuamayan dilsiz gibi. Bu gibi eylerin emredilmesi de caiz deildir. kincisi: mknsz veya aciz olduu iin deil, terk ettii ve aksi bir eyle megul olduu iin yapmaya g yetiremedii eylere gelince; buna, kfr halinde iman etmekle mkellef olan kfiri rnek gsterebiliriz. nk kfir, iman etmekten aciz olmad gibi, iman etmesi imknsz da deildir. Byle birisi, geimini temin etmekle urat iin ilim renmeye g yetiremeyen kimse gibidir... Kad Ebu Yalann dedikleri bundan ibarettir. Fukahann ve kelmclarn ou bu grtedir. mam Ahmedin arkadalarnn ou da bu dnceyi benimsemitir. Kad Ebu Yalann aktardklarn Kad el-Mansus da Eariden nakletmitir. Diyor ki: Ebu Bekir Abdulaziz, Ebul Hasann konuyla ilgili szlerini zikretmitir. Nitekim musannif de onun szlerine yer vermitir. Ayrca musannif onu destekleyenlerin ve kar kanlarn grlerini de aktarmtr. nk o, mam Ahmed ve dier ehl-i snnet imamlarna bal olduu sylenen kelmclar arasnda yer alr. Nitekim kendisi de kitaplarnda bu balln ifade etmitir. Ebul Hasann ballarna gelince, bazlar, Kadnn aktard szleri kabul etmilerdir. Ebu Ali bni azan ve tabileri gibi. Bazlar da kar kmlardr. Ebu Mahummed el-Lebban, Razi ve baz gruplar gibi. Bunlar demilerdir ki: ki zddn bir arada bulunmas ve yapmaktan aciz olunan ey gibi imknsz olann emredilmesi caizdir. ncs: Bu gr, Ebu Bekir Abdulaziz zikretmitir. Yzkoyun yrmek ve kr olann yazya noktalama iaretlerini koymas gibi normalde imknsz da olsa, znde mmkn olan eylerin emredilmesi caizdir. Kad Ebu Yalann stad Ebu Abdullah b. Hamid Usul nde diyor ki: Tefrik etme ve mutlak olarak tanmlama ile ilgili deerlendirmelerin her ikisi de mam Ahmedin arkadalarndan aktarlmtr. Diyor ki: NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

Emredilenler iinde eriatn reddetmedii bir emir sz konusuysa nk emredilenler iinde fikir olarak bir ey varsa, yani eriatn reddetmedii bir emir sz konusuysa, ocuklara ve akl olmayanlara bir ibadeti, kr olana grmeyi, fakir olana nafaka vermeyi ve ktrm olana Mekkeye hac maksadyla gitmeyi emretmek gibi bir emir sz konusuysa, btn

bunlar eriatta yer aldklar iin, byle bir emir geldiinde ona iman edip tasdik etmek gerekir ve bu hususla ilgili kaytlandrc bir ifade kullanlamaz. -Devamla yle diyor:- Bizim arkadalardan bir grup, ktrm ve kr gibi kimseler iin g yetirilmeyen eylerin emredildiini mutlak olarak sylemek caizdir. Cehm ve Brgusun gr de budur. Bir dier husus da aletlerin salam olmasna ramen, muvaffakiyet ve kabul olmad iin yapacak takatn bulunmaydr. Bu ise, sadece bir adan caizdir. Allahn ilminde yapmayaca takdir edilen kimseye bir emrin yneltilmesinin caiz olmasn buna rnek gsterebiliriz. Mutezile buna kar kar. Bunun kant da yce Allahn blise syledii u szdr: ki elimle yarattma secde etmekten seni men eden nedir? (Sad, 75) Sana emretmiken seni secde etmekten alkoyan nedir? (Araf, 12) Grld gibi, yce Allah, blise secde etmeyi emretmitir. Oysa daha nce onun bunu yapmayacan biliyordu. Bu demektir ki, emir, Allahn bilgisi kapsamnda g yetiremeyecei nceden belli olan birine yneltilmitir. Bu ikinci gr de Ebul Hasandan nakledilmitir. Ebul Maali el-Cveyni, Ebul Hasann verdii cevaplarn byk ksmnn bu gre yatkn olduunu iddia etmektedir. Yine ona gre, Ebul Hasann arkadalarnn ou da bu gr benimsemilerdir. Ebul Hasan el-Mucez de bu meseleye cevap vermekten kanmtr... Ebul Maali nce bu gr tercih etmi, sonra bundan dnerek, g yetirilmeyenin emredilmesi kesinlikle imknszdr, demitir. Birinci gr, bni Akil, Ebul Ferec b. Cevzi, Ebu Abdullah er-Razi ve bakalar tarafndan savunulmutur. kinci gr ise, Ebu shak el-Esferayini, Ebu Bekir b. Fevrek, Ebul Kasm el-Ear ve Gazali tarafndan savunulmutur. Ebu shak el-Esferayini, bunun eyhi Ebul Hasann mezhebi olduunu ve hak ehlinin mezhebinin de bu olduunu iddia eder. Kad Ebu Bekir ise, baz kitaplarnda bunun caiz olduunu sylerken, konumalarnn ounda aciz olana emretmekle terk etmeye gc yetene emretmeyi birbirinden ayrr. Ulemann ounluu da bu grtedir. Meseleyle ilgili bir nc gr de, Ebu Bekir Abdulaziz zikretmitir. Buna gre, yzkoyun yrmek ve kr olann yazya noktalama iaretleri koymas gibi normalde imknsz olsa da znde mmkn olan her eyin emredilmesi caizdir. Ama iki zddn bir arada olmas gibi imknsz olan bir eyin emredilmesi caiz deildir. Bu meselede son nokta udur: Tartmann iki temeli vardr: Birincisi: Btn mslmanlarn zerinde ittifak ettikleri ve eriat kapsamnda yer alp, btn kullara ynelik olarak gerekleen, Allah ve Resulnn emrettii iman ve takva gibi ykmllkler (teklif), g yetirilmeyen teklif olarak isimlendirilebilir mi? Kudretin ancak fiille beraber olaca dncesinde olanlar diyorlar ki: Allaha kar kan asi, g yetiremedii bir eyle ykml klnmtr. Onlara gre, her kii, g yetirebilen olmad bir srada ykml klnmtr. Allahn bilgisinin ve yazmasnn nceden olmas, kiinin bilinen ve yazlan eyin aksini yapmasn engeller iddiasnda olanlar da byle dnyorlar. Diyorlar ki: Eer kii, Allah tarafndan nceden bilinen eyin aksi olan bir eyle ykml klnmsa, bu, g

yetiremedii bir eyle ykml klnd anlamna gelir. Ayn ekilde araz, iki zamanda birden kalamaz grnde olanlar da yle demilerdir: Fiilden nceki yapabilirlik, fiilin ilendii zamana kadar kalamaz. Gerekte bu tartma, Allahn emrettii ve yasaklad fiiller, ykmlln kapsamna girer mi? noktasnda km deildir. Tartma, bunlar terk eden kimsenin g yetirdii eyler olmad, onlar ilemesinden nce de bunlara takat getiremedii hususuyla ilgilidir. Daha nce kudretin iki trl olduunu belirtmitik. Dolaysyla mutlak olarak yapabilirlik ancak fiille beraber olur, diyenlerin bu mutlak deerlendirmeleri kitap ve snnetin nassna, mmetin ilk kuann ve imamlarn ortak grne aykrdr. Tpk mutlak olarak cebir anlayn savunmann kitap, snnetin nassna ve mslmanlarn ittifak ettikleri anlaya aykr olmas gibi. Geri ehl-i snnete mensup olan baz gruplar Kaderiyecilere tepki olarak mutlak cebir anlayn savunmulardr. Buna imam Ahmedin ve dier imamlarn baz ballarn rnek gsterebiliriz. Ebul Hasan, Ebubekir Abdulaziz, Ebu Abdullah b. Hamid, Kad Ebu Bekir, Kad Ebu Yala, Ebul Maali, Ebul Hasan b. Zauni ve bakalar gibi. Ancak ilim ehlinin byk ounluu bu tr bir mutlakl kabul etmemitir. Ebul Abbas b. Seric, Ebul Abbas el-Kalanisi ve bakalar gibi. Ebu Hanifeden de bu ynde bir gr rivayet edilmitir. mmetin tamamnn dncesi de bunu gerektiriyor. Bu nedenle Ebu shak b. akula mutlak cebre kar kar ve bu iki zt yaklam hakknda yle der: -Kad Ebu Yalann rivayetiyle- Fiille beraber veya ondan nce olan yapabilirlik; namaz, hac ve cihad gibi ibadetlerin, yapabilirlie (istitaa) sahip olmayanlara emredilmesi caiz deildir, diyenlerin ve, fiil, Allahn yaratt eylerdendir, Allah bir kimsede fiil yaratnca, o kimse o fiili yapar, diyenlerin kantdr. Bu tpk yle demeye benzer: Kiinin bir tek kudreti vardr; onunla fiili ilemeye ve terk etmeye g yetirir. Kii, fiili yapt srada, fiili ilemesi iin Allahtan bir yardma muhta deildir. Byle diyen kimselere gre, Allahn mmine, kfire, iyiye, ktye ynelik nimetleri arasnda bir fark yoktur. te bu anlay batldr. Bunlar o Kaderiyecilerdirler ki, seslerinin iyice kt mehur dnemde snr alabildiine amlard. yle diyorlard: Kul, iyilik yaparken, fiilden nce var olan Allahn yardmna muhta deildir. Allahn, kendisine inanan ve itaat eden kimseye ynelik nimeti, kendisini inkr eden ve kendisine asi olan kimseye ynelik nimetinden daha byk deildir. Bu gr, kesinlikle yanltr. Ehli snnet vel cemaat mensuplar, byle diyen bir kimsenin sapkl hususunda gr birlii iindedirler. Ayrca, bundan sonra, birok mesele ile ilgili tartmalar da aralarnda ba gstermitir. Meselelerin bazs lafzidir. Bazs ise grecelidir. Araz kalc mdr, deil midir? zerinde tartmalar gibi. Yapabilirliin kalcln da buna dayandrmlardr. Fakat lafzlarn ve akli itibarlarn en gzeli hi kukusuz kitap ve snnete uygun olanlardr. mmetin selef kuayla, imamlarn grleriyle rtenleridir. Kitap ve snnetin nassn dayanlan, gvenilir temel olarak kabul etmek gerekir. Ancak bu temele tabi olma ve bu temele dayal tanmlamalar yapma zorunluluu vardr. nsanlarn olumlayc veya olumsuzlayc ynde zerinde tarttklar ifadeleri de alma, ayrntlandrma balamnda deerlendirmek lazmdr. Allah ve Resulnn olumladn mutlak olarak olumsuzlamaktan, Allah ve Resulnn olumsuzladn da olumlamaktan iddetle kanmak bir zorunluluktur. kincisi: nsanlarn, kulun gc dahilinde olmad hususunda ittifak ettikleri eyler. Bu gibi eylerin emrediliinin caiz olup olmad tartma konusu olmutur. Bunlar iki ksmdr. Bir ksm, normalde

imknszdr. Yzkoyun yrmek ve umak gibi. Bir ksm da z itibariyle imknszdr. ki zt eyin bir arada olmas gibi. Daha nce de sylendii gibi bunun aklen caiz oluu noktasnda gr belirmitir. Byle bir eyin eriatta yer almas ve eran caiz olmasna gelince, bu tr bir eyin eriatta yer almayaca noktasnda gr birlii vardr. Bu hususta icma olutuunu bildiren birok kii vardr. Ebul-Hasan ez-Zauni de bunlardan biridir. Diyor ki: NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

G yetirilmeyenin emredilmesi G yetirilmeyenin emredilmesi iki ksmdr: Birincisi: Acziyetten kaynaklanan kart bulunduu iin g yetirilmeyen bir eyin emredilmesi. Yatalak olana ayaa kalkmasnn, kr olana yaz yazp, yazya noktalama iaretlerini koymasnn emredilmesi gibi. Byle bir eyin teklif edilmesi caiz deildir. Bu hususta icma vardr. nk byle bir eye g yetirememe, imknszlktan, muhal olutan kaynaklanyor. Bu yzden, g yetirilen eyler kapsamndan karlmas gerekir. Benzerlerinin emredilmi olmas da imknszdr. kincisi: Acziyetten kaynaklanan kart bulunduu iin deil, baka bir nedenden dolay g yetirilmeyen eyin emredilmesi. Emre olumlu karlk vermeyecei Allah tarafndan nceden bilinen Firavun, Ebu Cehil gibi kfirlere bir eyin emredilmi olmas. Bylelerine bir ykmlln emredilmi olmas caizdir. Mutezile, g yetirilmeyenin emredilmesinin caiz olmad grndedir. Bu mesele, Mutezile asndan bu konunun esas gibidir. Bana gre, bu icma, fukahann ve ilim ehlinin icmadr. nk baz kelmclara gre, bizzat imknsz olan bir eyin emredildiinin rnekleri mevcuttur eriatta. Bu, Razinin ve ondan nce ortaya kan bir grubun grdr. Onlar, Ebu Leheb gibi kimselerin ykml klnm olmalar buna rnektir. nk Ebu Leheb, kendisinin iman etmeyeceine dair haberi de kapsayan haberleri tasdik etmekle ykml tutulmutur... Bu karsama yanltr. nk, peygamberin (s.a.v.) iman etmeye davet etmesinden sonra, yce Allahn iman etmeyeceini ve cehenneme atlacan haber verdii, dolaysyla hakknda azap sz kesinleen kimse, lm annda melei bizzat gren kimse konumundadr. Bundan sonra artk eli asndan iki kart emirle muhatap saylmaz. Ayn ekilde: O gn iler gleir ve secdeye davet edilirler; fakat g yetirmezler. (Kalem, 42) ayetine dayanarak aciz kimseye ynelik ykmlln kesin olarak vak olduunu syleyenler de, yukarda iaret ettiimiz icma ile elikiye dmektedirler.

cmann mahiyeti, byle bir eyin, eriatta yer alamayaca ynndedir. Ayn ekilde, bu tr bir hitap, ceza mahiyetinde, aciz brakmalarn salamaya yneliktir. Onlar, salam olduklar bir srada secde etmeyi terk etmilerdi. imdi ise, aciz olduklar bir srada, yapabiliyorken ibadeti terk etmelerinin cezas olarak, secde emrine muhatap oluyorlar. Yani, onlara ynelik bir tr cezadr bu. Ceza ve azap amal hitaplar, varolusal hitaplar gibidirler, bunun iin muhatabn gcnn olmas art deildir. nk istenen ey, onu yapmas deildir. Trler ve ksmlar belli olduuna gre, konuyla ilgili karklklar ve kapallklar da ortadan kalkmtr demektir. NDEKLER KADERYECLERN SINIFLARI

ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI Adem'in Musa'ya kar kant Felsefecilerin kaderle ilgili gr Gzel ve ktlk aklla m, eran m bilinir? Tasavvufta fenafillah Hallac'n ldrlmesi 1.Fasl:Adem ile Musann kssasnn dorusu udur 2.Fasl:Adem, Musaya kar daha stn bir kant ortaya koymutur Allah'n hkm: Yaratma ve emretme Duann en faziletlisi nsanlar drt ksma ayrlrlar Hz. Nuh ve Hz. Musa'nn beddualar 3.Fasl:Tevhide gerek anlamda ahitlik etmek Kader, sevgi ve iradede Cebriye ve Kaderiye'nin gr Bu gibi bid'atlardan nasl kurtulunur? bni Akl'in itiraz Cehmiye'nin grme, sevme ve konumay inkar etmeleri Tasavvufularn grleri Allah ve peygamberi sevmenin delili NDEKLER ALFABETK FHRST

Adem'in Musa'ya kar kant

eyh-ul slm -Allah ruhunu kutsasn- dedi: Bismillahirrahmanirrahim Allaha hamdolsun. Ona hamdederiz, Ondan yardm dileriz, bizi doru yola iletmesini isteriz, Ondan af dileriz. Nefislerimizin erlerinden ve amellerimizin ktlklerinden Allaha snrz. Allahn doru yola ilettiini kimse saptramaz. Allahn saptrdn da doru yola iletecek kimse yoktur. Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik ederim. O birdir, orta yoktur. Hz. Muhammedin Onun kulu ve elisi olduuna ahitlik ederim. Allahn sonsuz salat ve selam onun zerine olsun. Peygamber efendimizin (s.a.v.): Adem, Musaya kar kant ortaya koydu. eklindeki szyle ilgilidir. Adem Musaya kar kaderi kant olarak ileri srmt. Bunun aklamas yledir: Ademin (a.s.) kaderi kant olarak ileri srmesi, gnahlar iin deil, musibetler iin geerlidir. Ayrca Allah, sabr ve takvay da emretmitir. Kaderi gereke olarak gstermek sabrla ilgilidir, takva ile ilgili deil. Sabret; phesiz Allahn vaadi gerektir. Gnahlarn iin balama dile. (Mmin, 55) Bu ayette Allah, musibetler karsnda sabretmeyi, gnah ve kusurlar iin de balama dilemeyi emrediyor. Kukusuz Ademoullar, bu noktada karmak bir zihniyetle hareket ediyorlar. -Emir ve kaderin att bir nokta yani- Birok yerde, konuyla ilgili uzun aklamalara yer verdik. Vurgulamak istediimiz husus udur: Buhari ve Mslimde, Ebu Hureyre kanalyla peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Adem (a.s.) ile Musa (a.s.) Rableri nezdinde mnakaa ettiler ve Adem (a.s.) Musa (a.s.)y malup etti. Musa (a.s.) dedi ki: Sen O Ademsin ki, Allah seni eli (Kudreti) ile yaratt ve sana ruhundan fledi, melekleri sana secde ettirdi ve seni cennete iskan etti. Sonra da sen ilediin su sebebiyle, insanlar yeryzne indirdin, dedi. Bunun zerine Adem (a.s.): Sen o Musasn ki, Allah seni peygamberliine setii gibi kendisi ile konumaya da seni seti ve sana hereyin aklanmasn ihtiva eden Tevrat verdi. Ve onunla konumak, Ona yalvarmak suretiyle seni kendisine yanatrd. u halde benim yaratlmamdan ne kadar nce Tevrat yazdn grdn? dedi. Musa (a.s.): Krk sene nce, diye cevap verdi. Adem (a.s.): u halde orada ve Adem Rabbine isyan etti, mealindeki ayeti grdn m diye sordu. Musa (a.s.):

Grdm, dedi. Adem (a.s.): Allahn beni yaratmasndan krk sene nce ileyeceimi yazd ii ilem zerine beni nasl azarlarsn? dedi. Allahn peygamberi: Ve neticede Adem (a.s.) Musa (a.s.)y malup etti, buyurdu. (Buhari, Kader, 11; Mslim, Kader, 1315; Muvatta, Kader, 1) Bu hadis, hasen bir rivayet zinciriyle mer b. Hattabdan da rivayet edilmitir. Birok insan, Hz. Ademin (a.s.) nceden belirlenen kaderinin, gnahlardan dolay bir insann knanamayacan kantladn sanmtr. Sonra bu zanna dayal olarak ayr grup belirginlemitir: 1- Bir grup, byle bir hadisin uydurma olduunu sylemitir. Ebu Ali el-Cbbai ve bakalar bu grtedir. Onlara gre, byle bir anlay, zorunlu olarak peygamberin (s.a.v.) getirdii dine aykrdr. Ayrca hadisin maksadnn bu olmas da imknszdr. Dolaysyla Hz. Peygamberi (s.a.v.), daha dorusu btn peygamberleri ve peygamberlerin tabilerini, kaderi, Allaha ve Resulne kar kanlarn mcbir gerekesi olarak grmekten, byle bir yaklama sahip olmaktan tenzih etmek gerekir. 2 - Bir dier grup, hadisi, yanll apak olacak tarzda yorumlama ynne gitmitir. rnein bazlar yle demilerdir: Adem Musay yendi. nk Adem onun babasdr. Oul babasn knayamaz. Bir bakas yle demitir: Gnah, bir eriat erevesinde, knama ise, bir dier eriat erevesinde gereklemiti. Dier birinin yorumu ise yledir: Musann Ademi knamas, Ademin tevbe etmesinden sonrayd. Bu yzden Adem Musaya kar hakl konumdayd. Bir dieri de yle demitir: nk bu gibi gnahlar, dnyada farkl, ahirette farkl bir deerlendirmeye tabi tutulur. 3 - nc bir grup da, bu hadisi, Allahn ve peygamberinin emrine kar kanlarn knanamayacaklarnn kant olarak gstermilerdir. Neticede kendileri de bu yaklamlarna aykr hareket etmekten kendilerini kurtaramamlardr. nk herkes gibi onlar da, dnya hayatnda hem kendilerine, hem bakalarna zarar veren bir fiil ileyen kimseleri knamak durumundadrlar. Bu, kanlmazdr. Ancak ilerinde baz kimseler vardr ki, bunlar, hevalarna ve amalarna uygun olduu srece bu hadisi, kendileri iin bir kant olarak gsterirler. Ama, tersi durumlarda hadisi grmemezlikten gelirler. Nitekim bu gibi kimseler iin yle denilmitir: Sen, ibadet hususunda kadercisin; ama gnah hususunda da Cebriyecisin. Yani hangi mezhep arzuna, heva ve hevesine uyarsa onu takip edersin... Bu gibi insanlar gnah iledikleri zaman, kaderi gereke gsterirler. Bir bakas gnah ilese veya kendisine hakszlk etse, onu kesinlikle mazur grmezler. Bunlar haddi aan zalimlerdirler. Bunlardan bazlar yle diyorlar: Bu, rububiyet tevhidine ahit olan, Allahn dndaki her ey, nazarlarnda yok olan, dolaysyla Allahtan baka fail olmadn gren hakikat ehli iin geerlidir. Bunlar, gzeli gzel, irkini de irkin grmezler. nk onlara gre, mahlk iin fiil sz konusu deildir. Bilakis, onlara gre tek fail

var-dr, o da Allahtr. Ama kendisinin fiilinin olduunu gren insanlar baka. Onlar yaptklarndan dolay knanrlar, cezalandrlrlar da. Bu, hakikat ehli olduklarn iddia eden son kuak tasavvufularn ounun grdr. Onlara gre bu, hakikatin son noktasdr. rfan ve tevhidin amacdr. lim ehlinden bir grup da bu grtedir. Ebul Muzaffer es-Semani yle der: Bu mesele balamnda Adem ile Musa arasnda geen tartmaya gelince; her ikisi iin de ileri srecekleri kantlar vard. nk onlar, hakikat ilmini bilmeye zg klnm ulu peygamberlerdi. Srlar kefetmelerine izin verilmiti. Ama kendileri iin belirlenen snrlarn yannda durmalar, tesi hakknda sz sylememeleri gereken sair insanlarn tutacaklar yol bu deildir. Peygamber efendimizin (s.a.v.): Adem Musay yendi... sz, ibadet hkmn iptal etmez. Vacip olan amelleri de geersiz klmaz. Bilakis bunun anlam, iki eyden birinin tercih edilmesidir. llet mertebesinin, sebep mertebesinden ncelikli olarak alglanmasdr. Nitekim hikmet, iki eyin anlamndan birinin tercih edilmesini ngrmtr. Dolaysyla: Adem Musay yendi... sznn izah yolu budur. Bu hikmet de Ademin meselesinde tezahr etmitir: Ben yeryznde bir halife yaratacam. (Bakara, 30) Kukusuz, Ademin cennette srekli kalmas, yasak aaca yaklamamas artna balanmt. nk nceden, cennetten kmas takdir edilmiti. Bu yzden tartma srasnda Adem Musaya stnlk salad. Bu anlamda, Musaya stnlk salamas da takdir edilmiti. Bu yzden peygamberimiz (s.a.v.) de: Adem Musay yendi... buyurdu. Bana gre, eyh Abdulkadirin -Allah ruhunu kutsasn- u szlerinde de bu anlam esas alnmtr: Bu nedenledir ki, birok kaza ve kader meselesine gelince dururlar. Benim nmde bu meseleyle ilgili bir pencere ald. Hak iin hakka dayanarak hakkn kaderiyle mcadele ettim. Adem, kaderle mcadele edene denir, kaderin akna kendisini teslim edene deil... eyh Abdulkadir -Allah ondan raz olsun- ilh emir ve yasaklara uymay tavsiye ederdi. Kaderin bir mazeret, bir bahane, bir gereke olarak alglanmasna kar kard. Onun eyhi Hammad ed-Dabbas da yleydi. nk saliklerin birounun, emir ve yasaklara aykr olacak ekilde kaderin snrnda durduklarn, kendilerini kaderin akna braktklarn gryordu. Kul, Allah yolunda cihat etmekle ykmldr. Takdir edilen ibadetlerle, takdir edilen gnahlara kar mcadele etmesi gerekir. Kul, Allah tarafndan takdir edilen emirlerle, takdir edilen yasaklara kar durmak zorundadr. te nceki ve sonraki peygamberlerin -selam zerlerine olsun- getirdikleri Allahn dini budur. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Felsefecilerin kaderle ilgili gr Felsefeciler arasnda da yukardaki dnceleri savunanlar vardr. rnein bn-i Sina, kader srrna ahit olununca artk olumsuzluklardan dolay knanma durumunun ortadan kalkaca kanaatindedir. Razi de bunu onaylar. Bilindii gibi Razi, salt Cebriyecidir. Ksacas, bu anlay, halkn geneli yle dursun, ilim ve ibadet ehlinin nde gelenlerinin arasnda dahi son derece yaygndr. Fakat, slm diniyle elien bir anlay olduunu da belirtelim. Bunlardan biri yle diyor: Hzrn yaptklarndan dolay knanmamasnn nedeni, kader hakikatini gzlemleyen bir konumda olmasyd... Bunlarn eyhlerinden biri unlar syleyebiliyor: Yetmi peygamberi ldrseydim dahi hata etmi olmazdm... Bir bakas dilinin dndnce unu demeye getiriyor: Bir kimseye, bir fiili ilemesi takdir edilirde o da bu fiili ilerse, bundan dolay knanmaz. Eer bir bakasnn amacna muhalefet edecei takdir edilmise, bu bakas onunla mcadele eder. Bunlardan gl olan dierini alt eder. Kader kime yardm etmise, doru davran onundur. Galip olduu iin. Yoksa ortada bir hata zaten yoktur. Bunlar vahdet-i vcud fikrini savunan birlikilerdir. Diyorlar ki: Varlk birdir. Ama bir ksm bir ksmndan daha stndr. Daha stn olan, berikinin rabbi olmaya hak kazanr. unu da diyorlar: Firavun: Ben sizin en yce Rabbinizim. (Naziat, 24) derken, doru sylyordu. Bu, mlhit felsefi tasavvufu sapklardan oluan birliki bir grubun grdr. Et-Telmesani de bunlardan biridir. Birlikilik (Tanr-eya birlii) gr genel olarak vahdet-i vcud olarak isimlendirilir. bni Arabi et-Tai, Konyal arkada (Sadrettin Konevi), bni Sebin ve bni Farid gibi ahslar da bu grtedir. Ancak ceza ve ahiret konusunda aralarnda gr ayrlklar vardr. Ayrca varlk zatn dnda bir ey midir, deil midir? hususunda da farl grlere sahiptirler. Birok adan sapm olan bu gibi kimselerin en byk sapklklar, yaratcnn varl ile yaratlmlarn varl arasnda bir fark grmemeleridir. Kader srrn mahede etme meselesine gelince, buna cevap olarak unu syleyebiliriz: Allah her eyin yaratcs ve sahibidir. Kader, Allahn kudretidir. Nitekim mam Ahmed yle demitir: Allah, olan her eyin takdir edicisi, planlaycsdr... Ama bu, ilh emir ve yasak gereini, vaad ve tehdit olgusunu, baz fiillerin kiiye yarar saladn, bunlar araclyla nimete kavutuunu, baz

fiillerin kiiye zarar verdiini, bunlar araclyla azap grdn ortadan kaldrmaz. Biz, varlklar arasnda, ilh meiyet, rububiyet meneli olu ve btn ilerin bu noktadan neet edii asnda ortak bir nokta olduunu inkr etmiyoruz. Ancak ilh hikmet, emirler, ilerin sonu asndan bir farkn olduunu vurguluyoruz. nk gzel akbet takvanndr, muttaki olmayanlarn deil. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yoksa biz, iman edip de iyi iler yapanlar, yeryznde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacaz? Veya Allahtan korkanlar yoldan kanlar gibi mi sayacaz? (Sad, 28) yle ya, teslimiyet gsterenleri, gnahkrlar gibi tutar myz hi? (Kalem, 35) Byle olduuna gre aradaki farkn hakikat udur: Baz eyler insana uyumludur; onun iin yararldr, bunlar araclyla lezzet alr. Baz eyler de insann kartdr; onun iin zararldr, ona ac verir. Bylece aradaki fark, lezzet ve ac arasndaki farka, bu ikisinin sebeplerinin farkllna gelip dayanyor. Bu fark duyularla, aklla ve eriat araclyla alglamak mmkndr. nceki nesiller ve sonraki nesiller bu noktada birlemilerdir. Hatta hayvanlarn dahi bunun farknda olduklar sylenebilir. Daha dorusu btn mahlkatta byle bir zellik vardr. Gzelliklerle ktlkler arasndaki fark vurguladmzda, bu, ayn zamanda gzellik ve ktlk/irkinlik arasndaki fark olarak da belirginleir. nk farkllk neticede buraya dayanyor. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Gzel ve ktlk aklla m, eran m bilinir? Akl banda olan herkes, baz fiillerin insana uygun, bazlarnn da onunla uyumadn, olumsuz olduunu kabul eder. u gzel, u da irkindir, denildii zaman, bu gzellik ve irkinlik, alimlerin ittifakiyle, aklen gzel ve irkin olduu bilinendir. Ama, fiilin yerginin ve cezann sebebi olmas anlamnda gzellik ve irkinlik hakknda ihtilaf kmtr. Acaba bylesi gzellik ve irkinlik aklen bilinir mi, yoksa sadece eriat araclyla m bilinir? Bu tartmann sebebi, bu ksm gzellik ve irkinliin ncekinden ayr olduunu sanmalardr. Oysa bu, ncekinin dnda deildir. nk varlk aleminde, uygun olmak anlamndan baka gzellik ve uyumsuz olmak anlamndan baka irkinlik yoktur. vg ve sevap uygundur. Yergi ve ceza uyumsuzdur. te uygunluun ve uyumsuzluun bir tr budur. Geriye gzellik ve irkinliin baz trleri hakknda bir eyler sylemek kalyor; ama tm hakknda deil. Kukusuz gzellik ve irkinliin baz trleri vardr ki, bunlar ancak eriat araclyla bilinirler. Ancak, eriatn irkin grd bir eyin btn insanlarca bilinebilecei noktasnda tartma kmtr.

Zulm, yalan v.b. gibi. Tartma aadaki hususlarla ilgili kmtr: Fiilin, gzel ve irkin oluunda etkili olan bir nitelii var mdr? Aklen gzel, bir eyin alemin maslahatna uygun olmasdr. Aklen irkin de aksine denir. Acaba eriatta bundan te bir ey var mdr? Dnya ve ahiretteki ceza salt aklla bilinebilir mi? Bu meselenin ayrntl aklamas baka yerde yaplmtr. Baz insanlar, gzellik ve irkinliin bir nc ksmnn daha olduunu sylemiler ve bu hususta gr birlii olduunu ileri srmler. Bu da fiilin kemalin veya noksanln sfat olmasdr. Kelmclarn ilk kuann geneli, byle bir ksmdan sz etmemilerdir. Fakat Razi gibi baz son kuak kelmclar bundan sz etmi ve felsefeciler de ondan almlardr. Meselenin z udur: Bu nc ksm, ilk ksmdan farkl, ilk ksma aykr deildir. nk baz fiiller sonucu insan iin gerekleen kemal nitelii, sonu itibariyle uygunluk ve aykrlk olgusuna dayanr. O da lezzet ve acnn ta kendisidir. u halde nefis, kendisi asndan kemal saylan bir eyden lezzet alr ve kendisi asndan eksiklik saylan bir eyden de ac duyar. Bylece kemal ve eksiklik; uygunluk ve uyumsuzluk olarak belirginlemi olur. Bu konu baka bir yerde uzunca anlatlmtr. Asl sylemek istediimiz udur: Kiiye lezzet veren gzel fiiller ile kiiye ac veren irkin/kt fiiller arasndaki fark, somut bir olgudur; btn canllar bunu alglayabilir. Kader hakikatna vakf olduunu, Rububiyet birliinde fena bulduunu ve birlik ateinde yandn iddia edenlerden: Cem pnarnda kaldm ki, burada ac verenle lezzet veren arasnda bir fark kalmaz. diyenlerin bu szlerinin yalan olduu herkese bilinmektedir. ayet ne dediini biliyorsa. Eer ne dediini bilmeyen biriyse, bu durumda hakikatini bilmedii bir eyi syleyen bir sapktr. Bu konuda fikir beyan edenlerin geneli bu durumdadr. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Tasavvufta fenafillah nk bu gibi insanlardan bazs, byle bir sahneyle kar karya kalabilir. Rububiyet birliinde yok olma sahnesi... O zaman da, bu sahne devam ettike, herhangi bir fark grmeyebilir. Bir sre, fark alglamasn

salayan duyular etkisiz kalabilir. Bu yzden, yaad bu fena buluun vlesi bir makam olduunu sanabilir. Artk bunu salikler iin ya bir ama, ya da vazgeilmez bir nitelik olarak kabul eder. te bu yanltr. nk zaman zaman, lezzet veren ve azab veren eyler arasnda fark grmeyi, uyku ile unutma, gaflet ile bir eyle megul olmaktan dolay alglamama arasndaki farkn olmayna benzer. Yoksa znde sabit olan fark hibir zaman ortadan kalkmaz. Sebebi ortaya kt anda, bu fark yeniden hissedilir. Nitekim bunu syleyenler de neticede ackrlar, susuz olurlar. Ama hibir zaman ekmekle iecei, tuzlu ac ile tatly eit grmezler. Bunlar birbirlerinden ayrmak ve: u gzeldir, u da gzel deildir, demek zorundadrlar. te Allah ve Resulnn emrettii ve yasaklad eyler arasndaki fark da bunun gibidir. nk Allah ve Resul iyi olan sz ve fiilleri emretmi, pis olanlarn da yasaklamlardr. Farktan maksadn, baz eyler var; faydaldr, kiinin lezzet duymasna ve nimetlenmesine neden olur, baz eyler de vardr; zararldr, kiinin ac ve azap duymasna neden olurlar, bunlarn bir ksm duyularla alglanr, dnya ileriyle ilgili olanlarn bir ksm da aklla kavranr, gerei olduu gibi bilindiine gre, bu geree dayal olarak unu syleyebiliriz: te bu temelden hareketle insanlar, dnyada kendilerine menfaat salayan eyleri ve zarar veren eyleri bilirler. Bu, insann ayrc zellii olan akln bir ilevidir. nk akl, baz fiillerin duyularla alglanamayan sonularn alglayabilir. Akl szc Kuranda, menfaat salayc olan celbetme ve zararl olan savma iinde kullanlan kabiliyet anlamnda kullanlr. Yce Allah, elileri ftrat kemale erdirmeleri amacyla gndermitir. Onlara, ahirette nimetlere kavumalarn ve uhrevi azaptan kurtulmalarn salayacak eyleri gstermitir. u halde emredilen / serbest olanla yasaklanan / sakncal arasndaki fark, cennetle cehennem, lezzetle ac, nimetle azap arasndaki fark gibidir. Bir kimse bu fark alglayamyorsa, ayet bu alglayamay, akln bandan alan bir etkenden kaynaklanyorsa, mazurdur. Deilse, iledii erden ve terk ettii hayrdan sorumludur. Hi kukusuz, insanlar iinde bazen -geici olarak- akln yitiren kimseler vardr. nsanlardan bazlar akllarn balarndan alacak alkanlklara sahiptirler. ki imek, alglar eliinde mzik dinlemek gibi. Mziin etkisi bazen o kadar gl olur ki, kiiyi sarho dahi yapabilir ve neticede eytanlar onlarn yakn dostlar haline gelirler. Akl batan alan, sarho edici mzik dinleyen kimselerin birbirlerini ldrdkleri dahi oluyor. Tpk iki ienlerin sarho olduktan sonra birbirlerini ldrmeleri gibi. Bu ileri bilenler byle eyleri ok grmlerdir. te bu ekilde kendilerinden geenlerden bazlar yle derler: Maktul ehittir. Daha akas, maktul, iki ierken ldrlen kimse gibidir... nk gayri meru bir eyin etkisiyle sarho olmulardr. Ama bunun Allahn mttaki velilerinin hallerinden olduunu sanyorlar. Dolaysyla, bu haldeyken ldrlenler, fitne kard iin ldrlen kimseler gibidir. Yani, bu gibi insanlar, taammden katledilmi veya haksz yere ldrlm kimseler saylmazlar. Eer biri dese ki: Bu ekilde kendinden geip fena bulma, ykmlln kaldrlmasna neden olur mu? Buna yle cevap verilir: nsann karsna mazur olaca bir sebep ksa ve bunun etkisiyle, temyiz yetenei olan akl bandan gitse, o zaman uyuyan veya baylan kimse hkmnde olur. Bu tr bir sarholuk da gnah saylmaz. kinin haram klnmasndan nce sarho olan veya iki tarken etkilenip sarho olan ya da

ulemann ounluunun grne gre- iki imeye zorlanan kimse gibi. Ama sarholuk, haram bir nedenden kaynaklanyorsa, bunun ulema arasndaki youn bir ekilde tartld bilinmektedir. Bayezid-i Bestami ve bakalarndan halk-mahlk birliiyle, arada bir farkn olmayyla ilgili szler aktarp da bu hususta onlar mazur grenler diyorlar ki: Kiinin mahbubuna ynelik sevgisi ileri dzeye varp kiiyi tamamen kuatnca, ayrca adamn da kalbi zayfsa, duyduu sevgisinden dolay mahbubunda kaybolur. Mahbubunun varlyla kendi varln yitirir. Srekli and sevgilisinden dolay kendisini unutur. Derken hi olmam gibi yok olur, hep varm gibi de baki olur. Anlatldna gre, bir adam kendisini suya atar. Sevgilisi de arkasndan kendisini atar. Adam: Ben kendimi attm; sen niin atladn? deyince, sevgilisi yle der: Kendimi sende kaybettim ve seni ben sandm. te bunun benzeri haller, kiinin rab ile kul, emredilen ile yasaklanan arasndaki fark alglayamamasna, bilgi ya da hakkn bilincinde olmamasna neden olurlar. Hatta sonunda, ununla unun farkn dahi bilmezler. Neticede mazur saylrlar. Dolaysyla bu gibi kimselerin szlerinde bir gereklik aranmaz. Ama tasavvuf ehlinden olduklarn iddia eden bir taife, bunu gerek gibi alglyor ve gerek tevhidin bu olduunu sylyor. Menazilus Sairin yazar ve bn-i Arif gibiler bu kanaattedir. te yandan bni Arabi et-Tai gibiler de genel varlk birliinin bir gereklik olduunu savunurlar. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Hallac'n ldrlmesi Bir gruba gre Hallac da bunlardan biridir. Daha sonra Hallacn durumuyla ilgili iki gr belirmitir: Birinci gr: Hallac, byle bir yokluun girdabna dt. Bu yzden o, i dnyas itibariyle mazurdur. Fakat zahire gre ldrlmesi vaciptir. Diyorlar ki: Onu ldrenler mcahid, o da ehittir. Bir eyhin yle dediini anlatrlar: Hallac tkezledi. Eer onun zamannda olsaydm, elinden tutardm. Bunlara gre Hallacn durumu, ak ateine yanan, yokluk girdabna den birinin durumudur. kinci gr: Bunlar, fena ehlinin rububiyet tevhidine ilikin anlaylarn doru bulan kimselerdir. Diyorlar ki:

Asl gaye budur. Ve unu ekliyorlar: Hallac, hakikatin ve tevhidin son noktasna gelmiti. Sonra bu gruplar onun ldrlmesi hakknda da iki farkl gr ileri srmler: Birincisi: Hallac haksz yere ldrld. Onu ldrmek caiz deildi... Bu grte olanlar, Hallacn ldrlmesinden dolay eriata ve eriat ehline dmandrlar. Bu yzden fakihlere ve ilim ehline dman olanlar da var. Hallacn katilleridir bunlar, diyorlar... Bu bakmdan yle diyenlere benziyorlar: Bizim bir eriatmz var, bir hakikatmz var, eriattan farkl... Bu sz syleyenler, Allahn kelmnda, Resulullahn (s.a.v.) szlerinde ve sair insanlarn konumalarnda eriat kavramyla ne kastedildiinin bilincinde deildirler. Yine Allah kelmnda, Resulullahn (s.a.v.) szlerinde ve sair insanlarn konumalarnda hakikat, hak, zevk, vecd ve tevhid kavramlarnn hangi anlamlarda kullanldn bilmiyorlar. Hatta bunlarn iinde eriatn, kadnn verdii hkm olduunu sananlar bile var. Bazlar alim ve adil kad ile cahil ve zalim kady dahi birbirinden ayrmaz. Hakimin verdii hkm ne olursa olsun, ona eriat adn verirler. Oysa, bir ite, hakimin verdii hkme muhalif ve Allah ve Resulnn sevdii bir hakikat olabilir. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Bana gelerek birbirinizden davac oluyorsunuz. Kiminiz, kiminize gre kendi kantn daha etkili ortaya koyabilir. Ben ancak dinlediklerime gre hkm veririm. Kardeinin hakkndan olmak zere kimin lehine bir hkm verirsem, onu almasn. Aksi taktirde, bu verdiim hkm onun iin bir ate paras olur. (Buhari, ehadat, 27; Mslim, el-Akdiye, 4; Tirmizi, Ahkam, 11; Ebu Davud, Akdiye, 7) nk hakim, dinledii belgelere ve ikrarlara gre hkm verir. Kar tarafn aklayamad kantlar olabilir. v.s. Dolaysyla eriat, ayn zamanda batni bir olgudur. Kadnn verdii hkm, zahiri bir uygulamadr. Birok eyin i yz, insanlara grnen d yznden farkl olabilir. Buna Musa ve Hzr kssasn rnek verebiliriz. nk Hzrn yapt maslahata uygundu ve o, Allahn kendisine emrettii eriatt. Allahn eriatna muhalif uygulamalar deildi. Fakat Musa, i yzn bilmedii iin, grnrde bu, onun iin caiz olmayan bir davrant. Fakat Hzr, ona bu ilerin i yzn anlatnca, ona hak verdi, onu onaylad. nk Hzrn yapt eriata aykr deildi. Bu balamda: Bir ey, i yz itibariyle d yznden farkl olabilir, denildiinde, bu sahih bir deerlendirme olur. Ancak i yzn hakikat, d yznse eriat olarak isimlendirilmesi, tamamen stlahi bir isimlendirmedir. Baz insanlar, hakikat mutlak olarak batni olgu, eriat da zahir olgu olarak alglarlar. Ayn ekilde slm kavram iman kavramyla birlikte zikredildiinde, bununla zahiri ameller, iman kavramyla da

kalpteki inan kastedilir. Nitekim Cibril hadisinde de buna iaret edilmitir. Bu balamda slm hkmleri (yasalar) ve iman hakikatleri denilirse, bu, doru bir niteleme olur. Ancak bu kavramlardan hangisi yalnz bana kullanlrsa, dierinin anlamn da kapsam olur. Dolaysyla batni hakikat iermeyen bir eriatn bals gerek mmin olmad gibi, yce Allahn Hz. Muhammede (s.a.v.) gnderdii eriata uygun olmayan bir hakikatin bals da brakn Allahn mttaki velisi olmasn, mslman bile deildir. Bazen eriat kavramyla fakihlerin itihad yaparak kardklar hkmler, hakikat kavramyla da mutasavvflarn kalpleriyle algladklar manevi haz kastedilir. Hi kukusuz, bu gruplara mensup mctehidler, bazen doruyu bulurlar, bazen de yanlrlar. Ama hibirinin bilinli olarak Resulullaha (s.a.v.) muhalefet etmeyi amalad sylenemez. ayet her iki grubun itihad rtrse, ne ala! Aksi taktirde, bu gruplardan biri, dierini taklit etmek zorunda deildir. Ancak uymay kanlmaz klan er'i bir kant getirilmesi baka. Baz insanlar, Hallacn, mutasavvflarn merebi olan zevksel hakikate aykr olarak fkhi itihatla ldrldn ifade ediyorlar. Bu, birok insann zanndr; ancak doru deildir. Hallac, kfrnden dolay ldrlmtr ve bu hususta fkhlarla mutasavvflar arasnda gr birlii olumutur. rnein Hallac, Kurandan daha iyi bir kitap getirerek ona kar kabileceini iddia etmiti. Ayrca hac ziyaretini karan bir kimsenin, bir ev yaparak onu tavaf edebileceini ve g yetirdii miktarda sadaka vererek hac ykmlln yerine getireceini iddia etmiti. Bunun gibi daha birok ey sylemiti ki, bunlarn tm, Hz. Muhammedin Allahn resul olduuna ehadet getiren alimiyle, abidiyle, fakihiyle, derviiyle ve mutasavvfyla btn mslmanlarn ittifakiyle ldrlmtr. Bazlar diyorlar ki: Hallac ldrld, nk aklanmamas gereken tevhid ve hakikat srrn aa vurdu. Oysa bu ancak sekin, zel insanlara (havas) sylenecek srlardandr. Byle bir srrn gizlenmesi ve aklanmamas gerekir. Bu hususta bir de iir inad etmiler: Srr ifa edenin cezas lmdr Kim olursa ve intikam alnmaz Srr ifa ettiler, bu yzden kanlar mbah oldu Mbah grenlerin kan byle mbah olur. Bunlarn sz aslnda yle demeye geliyor: Hristiyanlarn sa (a.s.) ile ilgili grleri haktr. Bu ayn zamanda onun dndaki nebi ve veliler iin de geerlidir. Fakat bunu aka sylemek mmkn deildir. nk eriat sahibi buna izin vermemitir. Menazilus Sairin yazarnn ve bakalarnn szlerinden bunu anlamak mmkndr. Aadaki iirde tevhid anlayn yle dile getiriyor: Hi kimse bir olan birleyemez. nk onu birleyenler inkrcdr. Onun sfatndan sz edenin tevhidi

plaktr ve bir olan bunu iptal etmitir. Onun kendisini birlemesi tevhididir. Ama onun sfatlarn srlayann sfatlarnn sonu yoktur. Bu grte olanlarn demek istedikleri udur: Birleyen birin kendisidir. Kulun dilinde tevhidi syleyen hakkn kendisidir. Kendisinden bakas Onu birleyemez. Birleyen yine kendisidir. Bu arada Firavunun: Ben sizin en yce Rabbinizim (Naziat, 24) sz ile Hallacn: Ben Hakkm. Sbhani (Kendimi tenzih ederim) szn birbirinden ayryorlar. nk Firavun bunu sylerken kendini mahede ediyordu ve bu sz kendisi ile ilgili olarak syledi. Fena ehli olanlar ise, kendilerini kaybetmilerdir. Onlarn dilinden konuan bir bakasdr. Son kuak mutasavvflarn ou bu yanla dmtr. Bu yzden Cneyd-i Badadi -Allah ona rahmet etsin-, kendisine Tevhidle ilgili bir soru sorulduunda, bu anlay reddeder tarzda u cevab vermitir: Tevhid; kadim (ezeli-ncesiz) olan ile muhdes (sonradan olma) olan birbirinden ayrmaktr. Bylece Tasavvufun nderi -Seyyidut Taife- Cneyd-i Badadi, Tevhidin, ancak ncesiz-ezeli rab ile sonradan olma kulu birbirinden ayr tutmakla gerekleebileceini vurguluyor. Kadim ile sonradan olmay bir ve ayn gren anlayn tevhid olmadn ifade ediyor. Bunlar zel ve kaytl Birliki (vahdet-i vcud), hululc (tanrnn insana hulul etmesi) taifedir. Genel ve mutlak hulul ve birlie inanlar ise unu sylyorlar: O, bizzat her yerdedir. Ya da O, mahlkatn varlnn kendisidir. Baka yerlerde bu gre ilikin dncelerimizi geni bir ekilde sunma imknn bulmutuk. unu demek istiyoruz: Hallac, bu tasniflerin hibirine dahil deildi. Bilakis, btn mslman gruplarn ittifakiyle kfr ve ldrlmeyi gerektiren szler sylyordu. Ki biz birok yerde onun bu tr szlerine yer vermitik. Nitekim Cneyd, mer b. Osman el-Mekki ve Ebu Yakub en-Nehrcuri gibi eyhlerin birou da onun grlerini inkr edip onu yermilerdi. Hallacn durumunu ve sylediklerinin gerek anlamn kavrayamayanlar -mutlak veya muayyen hulula inananlar dnda-, bunun Hallacn sz olduunu sanyorlar ve ondan kanyorlar. Nitekim Hallacn da iinde yer ald bni Sebin taifesi zalim adamlardan oluuyordu. Tasavvuf eyhlerinin byk ounluu ve ilim ehli nazarnda Hallac salih meayihten biri deildi, bilakis zndk biriydi. Zahidliininse eitli sebepleri vard. Bunlar detayl olarak anlatmak uzun zaman alacaktr. Ayrca o, rububiyet tevhidinde fena makamna ermi biri de deildi. Tam tersine, sihir eitimini alm bir bycyd. Hizmetinde birok eytan vard. v.s. Baka yerlerde bunlar uzun uzadya anlatlmtr. Her halukrda Adem ve Havva yasak aacn meyvesini yediklerinde, ne akllar balarndan gitti, ne

de genel kaderi mahede etmenin iinde yok oldular. Adem, buna dayanarak Musaya stnlk salamad. Bilakis unu dedi: Allahn, benim yaratlmamdan nce, benim hakkmda yazd bir eyden dolay beni knama. Burada Hz. Adem, nceden var olan kaderi kant gsteriyor; ama emredilen ile yasaklanan arasndaki fark grmemezlikten gelmiyor. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

1.Fasl: Adem ile Musann kssasnn dorusu udur Bu gerek anlaldna gre, unu da sylemek gerekir: Adem ile Musann kssasnn dorusu udur: Musa, Ademi, yapt bir fiil yznden ona ve zrriyetine isabet eden bir musibetten dolay knad. Emri terk eden, gnahkr bir asi olduu iin deil. Bu yzden: Niin emre kar geldin? Niin gnah iledin? demiyor da: Niin kendini ve bizi cennetten kardn? diyor. nsanlara, insanlarn fiillerinin veya baka eylerin etkisiyle balarna gelen musibetler karsnda kadere teslim olmalar ve rububiyete tanklk etmeleri emredilmitir. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Allahn izni olmakszn hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini doru yola gtrr. (Teabun, 11) bni Mesud veya bir bakas yle demitir: Bu ayette kastedilen, bana bir musibet geldiinde, bunun Allahtan olduunu bilerek rza gsterip teslim olan kimsedir. Sahih bir rivayette peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu belirtiliyor: Sana faydal olan eye kar hrsl ol; Allahtan yardm iste ve sakn acizlik gsterme. Eer bana bir ey gelirse; keke yle yle... yapsaydm deme. Aksine: Bu Allahn kaderidir. Allah dilediini yapar. de nk Keke... eytann amelinin anahtardr. (Mslim, Kader, 34; bnu Mace, Mukaddime, 10) Bu hadiste peygamberimiz (s.a.v.) bir insana, kendisine faydal olan eylerde hrsl olmasn emrediyor. Bundan maksat da Allah ve Resulne itaattir. nk kullar iin Allah ve Resulne itaat

etmekten daha faydal bir ey yoktur. Bunun yannda peygamberimiz (s.a.v.), kiiye, takdir edilen bir musibet isabet ettiinde ise, kadere bakp, bo yere i geirmemesini, hayflanmamasn, bilakis: Bu Allahn kaderidir, Allah dilediini yapar, demesini ve: keke yle yle... yapsaydm. dememesini emrediyor. Aksi taktirde, olmayan takdir etmi ve olmasn temenni etmi olur. Bu ise, faydasz bir hasret ve znt kayna olmaktan baka bir ie yaramaz. Byle durumlarda insana fayda veren, kadere teslim olmaktr. Nitekim bilge bir kii yle demitir: ler iki trldr. - Birinin aresi var, bu gibi ilerde acizlik gsterme. - Birinin aresi yok; bu gibi ilerde de feryad basp yaygara koparma... eyhlerden ve baka gruplardan hidayet imamlar srekli olarak, insana, emredileni yapmasn, yasaklanan da terk etmesini, bir insann fiilinden kaynaklanyor olsa da, takdir edilene kar sabr gstermesini tavsiye etmilerdir. Diyelim ki, bir adam lnceye kadar varn younu gnah ilerde harcad ve ocuklarna miras olarak bir ey brakmad. Ya da insanlara o kadar zulmetti ki, bu zulmnden dolay insanlar onun ocuklarndan nefret ettiler ve bakalarna verdikleri haklar, onun ocuklarndan esirgediler... te bu, babalarnn yaptndan dolay ocuklarn bana gelen bir musibettir. Bu ocuklar babalarna: Bunu bize yapan sensin, deseler. Onlara denir ki: Bu sizin iin takdir edilen bir eydir. Banza gelenden dolay sabretmekle ykmlsnz. Baba ise, iledii zulm ve israf yznden Allaha kar gnah ilemi, bundan dolay knanmay hakkeder. nceden takdir edilmi olmas, Allahn cezasn ve yergisini onun zerinden kaldrmaz. Eer baba, bir daha geri dnmemecesine tevbe ederse, Allah da onun tevbesini kabul eder ve onu balar. Artk hibir durumda onu knamak caiz olmaz. Ne Allahn hakk asndan nk Allah onu balamtr- ne de yaptndan dolay bakasnn bana gelen musibet asndan. nk onlara zulmeden o deildir, onlarn bana gelen takdir edilendir. te Ademin kssasnn misali budur. Adem ocuklarna zulmetmedi. Bilakis ocuklar, onun cennetten iniinden sonra dodular. Cennetten inenler Adem ve Havva idi. Beraberlerinde de ocuk yoktu. Dolaysyla, onlarn gnahlar ocuklarna gemitir, denemez. Adem ile Havvann cennetten yeryzne inmelerinden sonra ocuklar olmaya balad. Bu nedenle Adem ocuklarna bir zulm ilemedii iin, ocuklarna onu knama hakk domaz. ocuklarn cennette deil, dnyada domu olmalar, onlar iin nceden takdir edilmi bir durumdur. Bu yzden, dnyada domu olmalar, onlara Ademi knama hakkn vermez. Ayrca Adem, iledii gnahtan da tevbe etmitir. Yce Allah bu hususta yle buyuruyor: Adem Rabbine asi olup yolunu ard. Sonra Rabbi onu sekin kld; tevbesini kabul etti ve doru yola yneltti. (Taha, 121-122) Adem, Rabbinden bir takm ilhamlar ald ve derhal tevbe etti. (Bakara, 37)

Byle olunca, artk Ademi yermenin ve cezalandrmamn gerekesi ortadan kalkm oluyor. Musa, onu Allaha kar iledii, ama derhal tevbe ettii bir gnahtan dolay knayamayacan en iyi bilenlerden biriydi. Nitekim Musa da iledii bir gnahtan tevbe etmiti. O yle demiti: Sen bizim velimizsin. Bizi bala. Bize merhamet et. Sen mafiret edenlerin en hayrlssn. (Araf, 155) Adem ise, gnah ileyen birinin, kader gereke gsterilerek knanamayacann ileri srlemeyeceini en iyi bilenlerdendir. Nasl olmasn ki? O, Allahn, iledii bir gnahtan dolay blisi lanetlediini ve bunun da onun iin takdir edildiini biliyordu. Adem, iledii gnahtan tevbe etmi ve mafiret dilemiti. Eer kaderi gereke gstermek Allah katnda ona bir fayda salayacak olsayd, kaderi delil gsterir, tevbe etmez, balanma dilemezdi. srailiyat meneli baz rivayetlerde, Ademin kaderi delil gsterdiinden bahsediliyor. Byle bir eyin aktarld muhtemel olsa da tasdik edilmemesi gerekir. Bir de bunlar slmn temel prensiplerine aykr olsalar, eriatn ve akln temel kabulleriyle eliseler kesinlikle tasdik edilemezler. Eer tevbe esnasnda kader de zikredilirse, byle bir ey mmkn olabilir; fakat Allahn Ademle ilgili olarak aktard haberlerde buna dair bir iaret yoktur. Dinde srailiyat kant gstermek caiz deildir. Ancak Allahn kitabnda ve peygamberin snnetinde bulunan gereklerle rtmesi baka. nk peygamberimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Ehl-i kitaptan olanlar size bir ey anlatsalar, onlar ne dorulayn, ne de yalanlayn. (Ahmed, 4/136, bni Hibban, Mevaruduz Zeman, 110, Suyuti, ed-Durrul-Mensur 5/147) Ayrca eer Ademin kaderi delil gstermesi ie yarasayd, neden cennetten karlp dnyaya indirildi? Biri dese ki: Adem tevbe etti. Buna ramen tevbeden sonra niin yeryzne indirildi? Buna cevap olarak denilir ki: Tevbe, salih amelle desteklendii zaman tamamlanm olur. Adem, tevbe ettikten sonra, bir denemeye tabi tutuldu; itaat etmeye devam ettii grlsn diye. Yce Allah yle buyuruyor: Ancak bunun ardndan tevbe edip durumlarn dzeltenler mstesnadr. Hi phesiz Allah, balayandr, esirgeyendir. (Al-i mran, 89) Bu ayet, irtidat etme gnahndan tevbe edenlerle ilgilidir. Bildiklerini gizleyenler hakknda da yle buyuruyor: Tevbe edip durumlarn dzeltenler ve bildiklerini aklayanlar mstesnadr. te bunlarn tevbesini kabul ederim. Ben tevbeleri ok kabul eden, oka esirgeyenim. (Bakara, 160) Gerek u ki: Sizden kim, bilmeyerek bir ktlk yapar, sonra ardndan tevbe edip de kendini slah ederse, bilsin ki Allah ok balayan, ok esirgeyendir. (Enam, 54)

ftira atmakla ilgili olarak da yle buyuruyor: Ancak bundan sonra tevbe edip durumlarn dzeltenler mstesnadr. Hi phesiz Allah, balayandr, esirgeyendir. (Nur, 5) Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan baka; ite onlarn gnahlarn Allah iyiliklere evirir. Allah, ok balayandr, ok esirgeyendir. Kim tevbe eder ve salih amellerde bulunursa, gerekten o, tevbesi (ve kendisi) kabul edilmi olarak Allaha dner. (Furkan, 70-71) Gerekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doru yola erien kimseyi phesiz balaycym. (Taha, 82) Kab b. Malik ve iki arkada (Tebuk seferine mazeretsiz katlmamlard), tevbe ettikleri zaman, Resulullah (s.a.v.) eleri dahil mslmanlara onlarla tm ilikilerini kesmelerini ve seksen gn boyunca onlar dlamalarn emretmiti. Yine Gamidiye adl kadn zina ettii iin recmettikten sonra yle buyurmutu: Bu kadn yle bir tevbe etti ki, ayet mrn zulmetmekle geiren biri bu ekilde tevbe etseydi, mutlaka balanrd. Nefsini Allah iin arndrmak istemesinden daha byk ne olabilir ki! (Mslim, el-Hudud, 23; Ebu Davud, Hudud, 24; Darimi, Hudud, 17; Ahmed, 5/348) Yce Allah, srailoullarnn tevbelerinden yle sz ediyor: Musa onlara demiti ki: Ey kavmim! Siz buzay tanr edinmekle kendinize zulmettiniz. Artk yaratcnza tevbe edin ve nefsinizi ldrn. Bu yaratcnz katnda sizin iin daha iyidir. (Bakara, 54) Yce Allah kulunu iyiliklerle ve ktlklerle, bolluk ve skntyla snadna ve bunun sonucunda kulun kretmesi ve sabr ya da nankrlk edip yaygara koparmas yahut itaat etmesi veya isyan etmesi ortaya ktna gre, tevbe edenin de tevbe etmesinden sonra snanmas bir gerekliliktir. Dolaysyla Adem, yeryzne snanmas iin indirildi. Allah, onu indirdikten sonra, kendisine itaat etmeye muvaffak kld. Dolaysyla yeryzne indirildikten sonraki hali, indirilmesinden nceki halinden daha iyidir. Ama kaderi gereke gsterip de bunun kendisine bir yarar salamas durumunda daha farkl bir sonu ortaya kacakt. O zaman kesinlikle knanmayacakt ve elbette kiinin snanmasn gerektiren bir imtihana da gerek olmayacakt. Ayrca yce Allah kitabnda kfirlerin cezaya arptrldklarn da haber veriyor. Nuh, Hud ve Salih kavimleri, Lut kavmi, Medyen halk, Firavun ve kavmi gibi. Bu olaylarn her biri gsteriyor ki, kaderde yazl olmas, hi kimse iin mazeret deildir. te yandan yce Allah, mslmanlarla savaan kfirler ve kble ehli olanlar iin de bir takm cezalar, hkm olarak koymutur. Mrtedin ldrlmesi, zina edenin, hrszn ve iki ienin cezasn da belirlemitir. Bunun gibi eitli sular iin bir takm cezalar ngrmtr. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

2.Fasl Adem, Musaya kar daha stn bir kant ortaya koymutur Bununla anlalyor ki, Adem, Musaya kar daha stn bir kant ortaya koymutur. nk Musa, balarna musibet gelmesine sebep olan knama amacndayd. Bu hkm kitap ve snnette aka yer alr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allahn izni olmakszn hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onu kalbini doruya gtrr. (Tegabun, 11) Yeryznde vuku bulan ve sizin banza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan nce, bir kitapta yazlm olmasn. (Hadid, 22) Bu hususta gkten gelen musibetlerle insanlarn davranlarnn sebep olduu musibetler arasnda bir fark yoktur. Bu hususta yce Allah yle buyuruyor: Onlarn (mriklerin) sylediklerine katlan ve onlardan gzellikle ayrl. (Mzemmil, 10) Andolsun ki senden nceki Peygamberler de yalanlanmt. Onlar, yalanlanmalarna ve eziyet edilmelerine ramen sabrettiler, sonunda yardmmz onlara yetiti. (Enam, 34) Tur suresinde de yle buyuruyor: (Resulm) Sen t ver. Rabbinin ltfuyla sen ne bir kahinsin, ne de bir deli. Yoksa onlar, (O) bir airdir; onun, zamann felketlerine uramasn bekliyoruz mu diyorlar? De ki: Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim (....) Yahut Onu kendisi uydurdu! mu diyorlar? Hayr, onlar iman etmezler. (....) Yoksa sen kendilerinden bir cret istiyorsun da, bu yzden onlar ar bir bor altnda eziliyorlar m? Yoksa gayba ait bilgiler kendi yanlarnda da, onlar m yazyorlar. (Tur, 29-41) Rabbinin hkmne sabret. nk sen gzlerimizin nndesin. Kalktn zaman da Rabbini hamd ile tesbih et. (Tur, 48) Nun suresinde de yle buyuruyor: Sen, onlardan bir cret mi istiyorsun ki, onlar, haksz bir bortan dolay ar bir yk altnda kalmlar? Yoksa gayb (grnmeyenin bilgisi) onlarn yannda mdr ki, kendileri yazp duruyorlar? imdi sen, Rabbinin hkmne sabret ve balk sahibi (Yunus) gibi olma; hani o, ii kahr dolu olarak (Rabbine) arda bulunmutu. (Kalem, 46-48) Bazlar Kalem suresinin bu ilgili ayetlerini yle yorumlamlar: Aleyhine verilen hkme kar sabret. Dier bazlarna gre yle bir anlam kastedilmitir:

Rabbinin ngrd ve gelecei kanlmaz olan takdirinden dolay onlarn sana ynelik eziyetlerine sabret. Ancak bu yorumlarn ilki daha dorudur. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Allah'n hkm: Yaratma ve emretme Allahn hkm iki trldr: Yaratma ve Emretme. 1 - Birincisinin kapsamna, takdir ettii musibetler girer. 2 - kincisinin kapsamna, emir ve yasaklar girer. Kul, her iki durumda da sabretmekle ykmldr. Dolaysyla yapmas emredilen eyi yapmak ve yasaklanan eyi de terk etmek hususunda sabretmesi gerekir. Ayn ekilde Allahn takdir ettiklerine sabretmesi de lazm gelir. Baz mfessirler, bu ayetin kl ayeti (cihad hkmn ieren ayet) ile neshedildiini sylemilerdir. Fakat, savatan nehyeden ayetle irtibatlandrlmas durumunda, sava nehyinin neshedilmesi sz konusu olabilir. Yoksa, her trl sabrn neshedilmesi imknszdr. Nasl olsun ki, ayet, bu meseleyi ne olumlu, ne de olumsuz ynden ele alyor deildir?! Tam tersine, vaciplii devam ettii srece Allahn hkmne kar sabretmek gerekir. Allah cihad emrettiinde, bu sefer de Allahn hkmne kar sabretme gerei doar. nk Hz. Peygamber (s.a.v.) mriklerin szlerinden daha ar ve meakkatli olacak ekilde, onlarla savamakla da snanmtr. Uhud ve Hendek savalarnda snand gibi. yleyse peygamberin grevi sabretmek ve kendisine emredilen cihad fiilen gerekletirmektir. unu demek istiyoruz ki: Rabbinin hkmne sabret. (Tur, 48) Anlam udur: Onlarn sana yaptklar eziyetler, Allahn kaderin kapsamnda senin iin verdii hkmlerdendir. yleyse Allahn hkmne sabret. Onlar bu hususta zalimler olsalar da. Bu sabr, peygamberlerin yaadklarndan ok daha nemlidir: imdi sen, Rabbinin hkmne sabret ve balk sahibi (Yunus) gibi olma; hani o, ii kahr dolu olarak (Rabbine) arda bulunmutu. (Kalem, 48) Znnnu da (Yunusu da zikret) O fkeli bir halde geip gitmiti; bizim kendisini asla sktrmayacamz zannetmiti. Nihayet karanlklar iinde niyaz etti... (Enbiya, 87) ster kavmine, ister Rabbine kzm olsun, bu kzgnlk, kader kapsamnda onun iin ngrlen bir hkmd. Buna sabretmesi de Rabbinin takdir edip kararlatrd hkme sabr gstermi olur. nsanlarn kendisini yalanlamalarndan inciniyor olsa da. Peygamberler kavimlerine yle demilerdi:

Tevekkl edenler sadece Allaha tevekkl etsinler. (brahim, 12) Firavun ve Musa (a.s.) kssasnda da yle bir olay anlatlyor: (Firavun): Biz onlarn oullarn ldrp, kadnlarn sa brakacaz. Elbette biz onlar ezecek stnlkteyiz dedi. Musa kavmine dedi ki: Allahtan yardm isteyin ve sabredin. phesiz ki yeryz Allahndr. Kullarndan dilediini ona varis klar. Sonu saknanlarndr. (Araf, 127-128) (Resulm)! imdi sen sabret. nk Allahn vaadi gerektir. Gnahnn balanmasn iste. (Gafir, 55) Zulme uradktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onlar dnyada gzel bir ekilde yerletireceiz. Eer bilirlerse ahiretin mkfat elbette daha byktr. (Onlar) sadece Rablerine tevekkl ederek sabredenlerdir. (Nahl, 41, 42) te bu ayetlerde sz edilen zulme uramlard ve zalimlerin kendilerine ynelik zulmlerine kar sabr gstermilerdi. Bu ayet, peygamberimizin (s.a.v.) yanna hicret etmek isteyenlerle ilgili olarak nazil olmutur. Ancak bu nitelie uygun her duruma temil edilebilecek genelliktedir. Asl muhacir, Allahn yasaklad eylerden uzaklaan kimsedir. Nitekim bu anlamda bir hadis peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilmitir. (Buhari, man, 4; Nesai, man, 9; bnu Mace, Fiten, 2) u halde, ktlkten uzaklat, kfr, fsk ve isyan bir kenara brakt iin insanlarn zulmne urayan ve yurdundan karlan -dnyevi baz eyleri terk etmek anlamnda deil- herkes, insanlarn hakszlklarna kar sabretmelidir. Kukusuz yce Allah onu dnyada gzel bir mekana yerletirecek ve onun ahiretteki dl de elbette daha byk olacaktr. Tpk doru szl Yusuf gibi. nk o hayaszlktan hicret etmi, uzaklamt. Bu yzden evini terk etmek ve haksz yere yllarca zindanda kalmak zorunda kalmt. Sonunda Allah onu yeryzne egemen klm, istedii yere yerlemesini salamt. Kfirlerle kar karya gelenler yle demilerdi: Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabr ver. (Araf, 126) Eer sizden sabrl yirmi kii bulunursa, iki yz kfire galip gelirler. Eer sizden yz kii olursa, kfir olanlardan bin kiiye galip gelirler. nk onlar anlamayan bir topluluktur. imdi Allah, yknz hafifletti; sizde zayflk olduunu bildi. O halde sizden sabrl yz kii bulunursa, (onlardan) ikiyz kiiye galip gelir. Ve eer sizden bin kii olursa, Allahn izniyle (onlardan) ikibin kiiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir. (Enfal, 65-66) Nice az sayda bir birlik Allahn izniyle ok saydaki birlii yenmitir. Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara, 249) Btn bunlar, kullarn fiillerinden kaynaklanan eylere kar sabretmektir. Allah kitabnda oka sabredip kredenleri vyor ve yle buyuruyor: phesiz bunda, ok sabredip kreden herkes iin ibretler vardr. (brahim, 5, Lokman, 31, Sebe, 19, ura, 33) Buna gre, Allahn kulu iin takdir ettii bolluk, darlk, nimet, musibet, snad iyilikler ve gzellikler karsnda kulun sabredip kretmesi gerekir.

Dolaysyla kul, musibetleri sabrla, nimetleri ise, krle karlamak durumundadr. Nimetlerin bir ksm, onun mutlu olmasn salayan iyi amellerden kaynaklanr. Bir ksm ise, fiillerinin dndadr. Kul, Allaha itaat amacna ynelik fiillerinde ve Allahn kendisine bahettii nimetler karsnda kaderi mahede edip Allaha krn edat etmelidir. Musibetler karsnda da bunu mahede edip sabretmelidir. Gnah ilediinde ise, yapmas gereken ey tevbe edip balama dilemektir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Sabret, phesiz Allahn vaadi haktr. Gnahlarn iin mafiret dile. (Mmin, 55) Ama bunun tersini yaparak, gnah ilerken kaderi esas alan, gzel iler yaparken de kendi yapp etmesini merkeze alan bir kimse gnahkrlarn en bydr. Her iki halde de kendi fiilini esas alan kimse, Kaderiyecidir. Her iki halde de kaderi esas alan ve gnahlarn itiraf etmeyip mafiret dilemeyen kimse, mriklerle ayn paralele den bir Kaderiyecidir. Mminlere gelince, onlar yle derler: Bana bahettiin nimetleri itiraf ediyorum. Gnahlarm da itiraf ediyorum. Beni bala. Nitekim sahih olduu belirtilen kutsi bir hadiste yle deniyor: Ey kullarm! Sizin btn amellerinizi sizin iin sayarm. Sonra karlklarn eksiksiz olarak veririm. Sonucun iyi olduunu gren, Allaha hamdetsin. Bundan baka bir sonula karlaan da sadece kendi nefsini knasn. (Mslim, el-Birr, 55) Peygamber efendimiz (s.a.v.) insanlarn eziyetlerine kar sabrederek, kendisine emredilenleri yapard. Nitekim Buhari ve Mslimde Hz. Aieden yle rivayet edilir: Resulullah (s.a.v.) hibir zaman eliyle bir hizmetisini veya bir hayvan dvmedi. ncitici hibir davranta bulunmad. Ancak Allah yolunda cihad etmesi baka. Hi kimseden nefsine kar yaplm bir hareketten dolay intikam almad. Ancak Allahn haramlarnn inenmesi baka. Allahn haramlar inenince, Allah adna intikam almadka hi kimse fkesinin karsnda duramazd. (Buhari, Menakb, 23; Mslim, el-Fedail, 77) Enes yle der: On sene Resulullaha (s.a.v.) hizmet ettim. Bir kere olsun, yaptm bir i iin niin yaptn?, yapmadm bir i iin de niin yapmadn? demedi. Ailesinden biri beni azarlayacak olsa Onu brakn. Onu brakn. Bir ey takdir edilmise olur derdi. (Buhari, el-Enbiya, 27; Fard-ul Humus, 63; el-Edeb, 53; Mslim, ez-Zekt, 140-141; Tirmizi, el-Menakib, 63; Ahmed, 1/380, 396) Hadis kaynaklarnda belirtildiine gre, bni Mesud (r.a) baz kimselerin kendisine eziyet ettiklerini Resulullaha anlatr. Resulullah (s.a.v.) ona yle der: Bunlar bize anlatma. nk Musa bundan daha byk eziyetlere maruz kalmt. Sabret. (Buhari, el-Enbiya, 27; Fard-ul Humus, 63; el-Edeb, 53; Mslim, ez-Zekt, 140-141; Tirmizi, el-Menakib, 63; Ahmed, 1/380, 396) Nitekim Resulullah (s.a.v.) kfirlerin, mnafklarn ve hatta baz mminlerin eziyetleri karsnda sabrederdi.

Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Bu yaptnz peygambere eziyet vermekte, ama o sizden utanmaktadr. (Ahzab, 53) Peygamber her zaman yle derdi: Bu, takdir edilmitir... Mmin, takdir edilene kar sabretmekle ykmldr. Bu yzden yle buyurulmutur: Eer sabreder ve saknrsanz, onlarn hilesi size bir zarar vermez. (Al-i mran, 120) Takva, emredileni yapmak, yasaklanan da terk etmekten ibarettir. Takvann bir gerei de kfirlerin eziyetleri karsnda sabretmektir. Ayrca yce Allah, cezaya misillemede bulunmay mbah klarken yle buyuruyor: Eer ceza verecekseniz, size yaplan ikencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler iin daha hayrldr. Sabret! Senin sabrn da ancak Allahn yardm iledir. Onlardan dolay kederlenme; kurmakta olduklar tuzaktan kayg duyma! (Nahl, 126-127) Burada peygambere (s.a.v.) sabretmesinin ancak Allahn yardm ile olaca bildiriliyor. nk sabretme hususunda ona yardm eden Allahtr. nk zalimlerden intikam almayp olumsuzluklar karsnda sabretmek nefislere ar gelir. Ancak peygamberin sabr Allahn yardmylayd. Nitekim bir ayette yle deniyor: Rabbin iin sabret. (Mddessir, 7) Bu ayette istek bildiren emir sigasnda zikrediliyor. nk peygamber; Allah iin sabretmekle ykmldr, baka bir ey iin deil. u ayette ise haber cmlesi kalbnda bildiriyor: Senin sabrn da ancak Allahn yardm iledir. (Nahl, 127) nk sabr ve dier hadiseler ancak Allahn yardmyla olurlar. Sonra bu hususiyet olabilir de, olmayabilir de. Allahn yardmyla olmayan bir ey olmaz. Allah iin olmayan da bir fayda vermedii gibi srekli de olmaz. Allahn yardmyla sabret. denilmez. nk sabr, ancak Allahn yardmyla olabilir. Fakat: Allahtan yardm isteyin ve sabredin, denilir. u halde biz de sabr hususunda Allahtan yardm istiyoruz. nsan, bana gelen musibetler karsnda kaderi ve Rab olarak Allahn birliini gz nnde bulundurmakla ykml olduu gibi, Allah, itaat etme nimetini kendisine bahettiinde de bunu gz nnde bulundurmakla ykmldr. Dolaysyla bir ii yapmadan nce, Allaha muhta oluunu gzlemler, bylece: Yalnz sana ibadet eder ve yalnz senden yardm dileriz. (Fatiha, 5) szn gerekletirmi olur. Yine, iinde, Allaha ibadet hususunda yardm talebi bulunan dualar eder. Peygamberimizin (s.a.v.) u duas gibi: Seni anmam, sana kretmem ve en gzel ekilde sana ibadet etmem iin bana yardm et. (Ebu

Davud, Vitir, 26; Nesai, es-Sehv, 60; Ahmed, 5/245, 247) Ey kalpleri eviren Allah! Benim kalbimi dinin zere sabit kl. Ey kalpleri, dndren Allah! Benim kalbimi sana itaate ve Resulne itaate dndr. (Tirmizi, ed-Daavat, 89-124; bni Mace, ed-Dua, 2; Ahmed, 6/251, 315) Kuranda u dualar yer alr: Rabbimiz, bizi hidayete eritirdikten sonra kalplerimizi kaydrma ve katndan bize bir rahmet bala. phesiz, ba en ok olan Sensin Sen. (Al-i mran, 8) O genler, maaraya sndklar zaman, demilerdi ki: Rabbimiz, katndan bize bir rahmet ver ve iimizden bize doruyu kolaylatr (bizi baarl kl) (Kehf, 10) Bir hadiste peygamberimiz (s.a.v.) yle buyuruyor: Allahm doruluunu, olgunluunu bana ilham et. Nefsimin ktlklerine kar bana yardm et. (Tirmizi, ed-Daavat, 69) NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Duann en faziletlisi Dualarn ba ve en faziletlisi udur: Bizi dosdoru yola ilet. Gazaba uram ve sapk olmayan nimet verdiin kimselerin yoluna. (Fatiha, 6-7) Dualarn en stn budur. Ve insanlara bu duay okumalar farz klnmtr. nk bu dua, kulun dini, dnyevi ve uhrevi maslahatn ieriyor. Tevbe duas da yle. nk kula tevbe etmesini ilham eder. Ayn eyi istihare duas iin de syleyebiliriz. nk burada kula bilmedii eyi retmek ve kolaylatrmak amalanyor. Bir rnek de peygamberimizin (s.a.v.) gece namazna kalkarken okuduu u duadr: Allahm! Cebrailin, Mikailin, srafilin Rabbi. Gklerin ve yerin yaratcs. Grnmeyenin ve grnenin bilicisi. Sen, kullarn arasnda, ihtilaf edegeldikleri eylerde hkmedersin. Hak hususunda ihtilafa dtm eyde, izninle beni geree ilet. nk sen, dilediini doru yola iletirsin. (Mslim, Salat-ul Musfirin, 200; Nesai, Kyaml-leyl, 12; bnu Mace, kame, 180; Ahmed, 6/156) Buna aadaki duay da rnek gstermek mmkndr:

Senden ylesine korkmamz nasip et ki, bu korku, bizimle sana kar gnah ilememizin arasna girsin. Sana itaat etmemizi de nasip et ki, bununla senin cennetine kavualm. Bir yakini iman ver ki, dnya musibetleri bize basit ve nemsiz grnsn. (Tirmizi, ed-Daavat, 79; Nesai, el-Kbra, 6/107; Suyuti, el-Camius Sair, 1505) Bir de Hz. Ebu Bekirden rivayet edilen yakin ve afiyet duas var.(Ahmed, 1/3) Peygamberimizin (s.a.v.) u sz de buna bir rnektir: Allahm kalbimi ve niyetimi slah et, dzelt. Kuranda brahim ve smail peygamberin u szleri hikaye edilir: Bizi sana boyun eenlerden kl, neslimizden de sana itaat eden bir mmet kar. (Bakara, 128) Bu gibi dualarn says fazladr ve iman ve salih amel bahetme hususunda kulun Allaha muhta oluunu iermektedirler. Bu muhtalk ve bu yardm isteme, arzu edilen eyin gereklemesinden ncedir. ayet bu arzu, dua ile veya baka bir sebeple gerekleirse, bundaki Allahn nimet bahediine tanklk eder. Dolaysyla Allaha kretme ve kulluk sunma makamnda olur. Btn bunlarn Allahn ltuf ve ihsanyla gerekletiinin, kulun gc ve kabiliyetiyle gereklemediinin bilincine varr. badette kader olgusunu gzlemlemek, en faydal davranlardandr. Bu olguyu bu balamda gz ard etmekse, en zararl davranlardan biridir. nk bu durumda kul, Allahn kendisine bahettii iman ve salih amel nimetini inkr eden bir Kaderiyeci olur. ayet inan ve dnce olarak Kaderiyeci deilse bile, hal ve davran olarak Kaderiyecidir. Bu da kendini beenmilie ve kibire yol aar. ledii amel zerinde etkin gce sahip olduunu iddia eder, amel iledii iin Allaha minnet eder. Allah nezdinde dl kendi ameliyle hakkettiinin iddiasnda bulunur. Dolaysyla, gnah ilerken kulluunun bilincinde olan ve gnahn itiraf eden, ama kaderi gereke olarak ileri srmeyen kimse, ibadetin meneinin kendi gc olduunu, Allahn ltuf ve ihsanndan olmadn ileri sren bu adamdan daha iyi bir konumda olur. Dolaysyla szn ettiimiz bu gnahkrlar, iman sahibi olduklar iin, ibadet ehlinden olup byle bir imandan yoksun olan kimselerden daha stndrler. Fakat, gnah ilerken, asl fail Allahtr diye, gnah hibir ekilde zerine almayan, ama ibadet ederken bunun meneinin kendisi olduunu dnen kimse, mahlkatn en ktsdr. Her iki durumda da fail olarak kendini gren veya her iki durumda da fail olarak Allah gren ve kendisi iin bir gnah tasavvur etmeyen kimse, sonu olarak Kaderiyeciden daha kt, Kaderiyeci de balang olarak ondan daha kt durumdadr. Bu mesele deiik yerlerde geni olarak ele alnmtr. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

nsanlar drt ksma ayrlrlar nsanlar bu hususta drt ksma ayrlrlar:

1 - Kendisi iin deil, rabbi iin buzedenler. 2 - Rabbi iin deil, kendisi iin buzedenler. 3 - Her ikisi iin de buzedenler. 4 - Her ikisi iin de buzetmeyenler... Kadere tanklk etmek hususunda da drt ksma ayrlrlar. 1 - yiliin Allahn fiili, ktlnse kendisinin fiili olduuna inananlar. 2 - yiliin kendi fiili, ktlnse Allahn fiili olduuna inananlar. 3 - Her ikisinin de Allahn fiili olduunu dnenler. 4 - Her ikisinin de kendi fiili olduunu dnenler... te Rububiyeti mahede etme hususunda insanlar bu drt gruba ayrlrlar. Bu, insanlarn Allah ve kendileriyle ilgili olarak takndklar tavrlarn odakland taksimdir. Ayrca Allah ve kendileriyle de bu ekilde gruplanrlar. Salt olan taksim ise, Allah ile Allah iin amel etmektir. Kendisiyle kendisi iin deil. Demek istediimiz udur: Allah iin gruplanmalarna gelince, bunun en yksek rnei Hz. Peygamberin (s.a.v.) ve ona tabi olanlarn halidir. yle ki: nsanlarn elleriyle ve dilleriyle kendilerine yaptklar eziyetlere kar sabredecekler ve Allah yolunda cihad edecekler. Yani Allah iin cezalandracak, Allah iin fkelenecek ve Allah iin intikam alacaklardr. Kendileri iin deil. Birini cezalandrdklar zaman bunu, Allahn bu kiinin cezalandrlmasn istemesinden dolay yaparlar. Allah iin ondan intikam alnmas gerektii iin intikam alrlar. Kfirlere kar cihadda ve eri hadlerin uygulanmasnda olduu gibi. Bunun aksini yapanlarsa, bunlardan aa dzeydedirler. nk bunlar, kendileri iin kzar, kendileri iin intikam alr ve kendileri iin cezalandrrlar, Rableri iin deil. Bunlardan birine eziyet edildiinde veya hevasna kar kldnda fkelenir, intikam alr ve cezalandrr. Ama Allahn koyduu haramlar inense veya Allahn hakk ayaklar altna alnsa, bunlar hi ilgilendirmez. te bu, kfirlerin ve mnafklarn durumudur. lk iki ve son iki grup arasnda yer alan iki grup daha var. Bu gruplardan biri, hem rableri, hem de kendileri iin buzederler. Dieri ise, hem Allahn hakk, hem kendi haklar hususunda affetmeye eilimlidirler. rnein Musa, buzaya taptklar iin kavmine kzarken, onun kzgnl Allah iindi. Hz. Peygamber (s.a.v.), Allahn hukuku hususunda Ebu Bekir ve meri, brahime, saya, Nuha ve Musaya benzetmiti. yle buyurmutu: Allah, kendi yolunda baz adamlarn kalplerini stten daha yumuak yapar. Baz adamlarn kalplerini de, kendi yolunda tatan daha kat yapar. Ey Ebubekir! Sen bu hususta brahime ve saya benziyorsun. Ve sen ey mer! Bu hususta Nuha ve Musaya benziyorsun. (Ahmed, 1/383 El-

Heysemi, Mecmauz Zevaid, 6/89, 90) nsann kendi haklarna ynelik hakszlklar affetmesi, en iyisidir, misillemede bulunmas caiz olsa da. Ayn ekilde kendi nefsine fkelenmesi ve onu terk etmesi de daha iyidir. Nefsine ynelik bir tacize misillemede bulunmas caiz olsa da. Fakat, Allahn kaderi sonucu baa gelen ve hi kimsenin bir kabahat bulunmayan musibetlerde, sabredip kadere teslim olmaktan baka yol yoktur. te Adem ve Musa kssas bu kapsama girer. Musa, onu, kendi bana ve zrriyetine isabet eden musibetten dolay knamt. Adem ise, iledii gnahtan tevbe etmi ve balanmt. Musibet ise, takdir edilmiti. Neticede Adem, Musaya stnlk salamt. Ayn ekilde, baz insanlarn bana, gnahkr olup sonra tevbe eden kimselerin baz fiilleri sonucu bir takm musibetler gelebilir. Bir mslman ldrdkten sonra, mslman olup tevbe eden bir kfir rnein. Ya da bidat esasl teviller yaparken, bu bidatten dnen kimse gibi. Hata eden bir mctehid veya mukallit olmas gibi. te bu gibi insanlarn, sonradan tevbe ettikleri bu fiillerinden dolay, bir kulun bana bir ey gelirse, bu eyler, semavi musibetler gibi deerlendirilir ve bundan dolay failine ksas uygulanmaz. Mslmanlar arasnda kan fitne savalar da bu kapsama girer. Ez-Zehri der ki: Mslmanlar arasnda fitne ba gsterdi. O srada birok sahabi hayattayd. Sahabeler u noktada birletiler: Kurann tevili sonucu bir cana, bir mala veya bir rza bir ey isabet ederse, heder olmutur. Kimseden bedeli talep edilmez. Ayn durum tevil sonucu isyan eden baiylerle sava iin de geerlidir. nk Allah onlara kar savamay emretmitir. Adalet ehli olanlar, onlarla savatklarnda can ve mal kaybna urarlarsa, cumhur-u ulemaya gre bunu tazmin edemezler. Ebu Hanife ve Malik bu grtedir. afiinin bir aklamas da bu yndedir. Ahmedin en bilinen yorumu da budur. Ayn ekilde mrtedler de belli bir gce kavuup mslmanlarla savarlarsa, mslmanlar can ve mal kaybna uratrlarsa, ridde savalarnda sahabenin ittifak ettii gibi, bunlar mslman olduktan sonra, verdirdikleri kayplar onlardan tazmin edilmez. nk batl da olsa bir tevil sonucu bu yola sapmlard. Nitekim peygamberimizin (s.a.v.) mtevatir dzeyindeki fiili uygulamas yleydi: Kfirler baz mslmanlar ldrp mallarn telef ettikten sonra mslman olduklarnda, verdirdikleri can ve mal kayb onlardan tazmin edilmezdi. nk bu canlarn ve mallarn sahipleri Allah yolunda cihad ediyorlard. Allah onlarn canlarn ve mallarn cennet karlnda onlardan satn almt. Dolaysyla uradklar kaybn karln Allah verir, mminlerle savaan o zalimler deil. Kan ve mal iin geerli olan bu kural rz iin ok daha geerlidir. Bir kimse Allah yolunda diliyle cihad ediyorsa, iyilii emredip ktl nehyediyorsa, dini aklyorsa, kitap ve snnetin ierdii emir ve yasaklar ve hayrlar tebli ediyorsa... Buna kar kan grleri ortaya koyuyorsa, kitap ve snnete aykr gr beyan edenlere gerekli cevab veriyorsa... Bu cihad esnasnda bir bakasnn elinden veya dilinden bir eziyet grrse, onun ecri Allah

katndadr. Hakszlk eden kimseden, yapt hakszln bedeli talep edilmez. Hatta bu zalim tevbe edip kar kt hakk kabul ederse, tevbesi, ncesindeki tm gnahlarn siler. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: nkr edenlere, vazgeerlerse, gemi gnahlarnn balanacan syle. (Enfal, 38) Yok eer tevbe etmez, kitap ve snnete kar kmaya devam ederse, o, Allah ve Resulnn muhalifidir. ledii gnahlar hakkndaki yetki de Allah ve Resulne aittir. Mminlerin, Allahn hakkna tabi, Onun hakknn kapsamnda bir haklar olsa da. Mminler ceza verdiklerinde, Allah iin verirler, Allahn sz en yce olsun, din, btnyle Allahn olsun diye verirler. Srf ksas yapmak iin deil. Eer kfirler mslmanlara saldracak olurlarsa, mslmanlar, onlarn saldrlarna denk olacak ekilde misillemede bulunabilirler. Fakat sabretmeleri daha iyidir. Ama misillemede bulunmalar cihad hkmnn tamamlanmasnn bir gereidir. Genel olarak zalimlere ve kfirlere bedduada bulunmak merudur ve emredilmitir. Mminler iin kunut ve dua eri bir kuraldr. Kfirlere beddua etmek de yle. Fakat, peygamberimizin (s.a.v.) falana ve falana beddua etmesi (Buhari, el-Maazi, 21) gibi, ismen belirterek beddua etmeye gelince, bunun: Bu ite senin bir sorumluluun yoktur. (Al-i mran, 128) ayetiyle neshedildii rivayet edilmitir. Baka yerlerde konuyla ilgili detayl bilgiler vermitik. Msr kalesinde yazdklarm buna rnek verebilirim. nk adyla sanyla belli olan bir ahstan Allahn raz m olaca, yoksa onu helk m edecei bilinmez. Allahn tevbesini kabul ettii biri olmas her zaman ihtimal dahilindedir. Ama kfirler ve zalimler cinsi asndan durum farkldr. nk, Allahn dininin stnl ve dmanlarnn zilleti ve ezilmesi ynnde beddua yaplrsa, bu, Allahn raz olduu ve sevdii bir eydir. nk Allah iman ve iman ehlini sever. man ehlinin stnln ve kfirlerin zilletini ister. Dolaysyla kfirlere beddua etmek, Allahn sevdii bir eydir. Fakat belli bir ahsa bedduada bulunmann Allah tarafndan istenen bir ey olduu bilinmedii iin, emredilen bir ey deildir. Bu, nce yaplm, sonra nehyedilmitir. nk beddua edilen kiinin Allah tevbesini kabul edebilir de, ona azap da edebilir. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Hz. Nuh ve Hz. Musa'nn beddualar Hz. Nuhun (a.s.) yeryzndekilerin tmnn helk edilmesi iin dua etmesine gelince, bu, Allahn ona, kavminden iman edenlerden baka kimsenin iman etmeyeceini ona bildirmesinden sonraki bir durumdur. Bununla beraber, sahih bir kaynakta yer alan efaat hadisinde Hz. Nuhun (a.s.) kyamet gn:

Ben, yeryz ehline, byle bir emir almadm halde beddua ettim. diyecei rivayet edilmitir. (Mslim, man, 327) Geri Hz. Nuha bu yasaklanmamt, ama emredilmemiti de. nk uygun olan, vacip veya mstehap olarak emredilen duadan bakasn yapmamaktr. Dua, ibadetlerden biridir. Kul, Allaha, vacip veya mustehap olarak emredilenden baka ekilde ibadet edemez. ayet bu, emredilen bir eyse, bu, Nuh peygamberin (a.s.) eriatnda olan bir hkmdr. Bunun iin kendi eriatmza bakmamz lazm, neshedilmi mi, edilmemi mi? diye. Hz. Musann (a.s.): Ey Rabbimiz! Elem verici cezay grnceye kadar iman etmesinler diye, onlarn mallarn yok et, kalplerine sknt ver. (Yunus, 88) eklindeki duasna gelince. ayet bu, ona emredilen bir dua ise, bizim eriatmza uygun olup olmadna baklr.

Bizim eriatmzda temel kural udur: - Bir dua, eer vacip veya mstehap ise, bu duadan dolay, dua eden kii sevap alr. - ayet insanlarn kanlarn heder etmek gibi haram bir eyle ilgili olursa, bu dua gnahtr, masiyettir. - Mekruh olan bir eyle ilgili olursa, kiinin derecesini eksiltir. - ayet iki tarafn ortasnda mbah bir eyle ilgili olursa, lehinde ve aleyhinde hibir ey olmaz. Bu byle. Yine de dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

3.Fasl Tevhide gerek anlamda ahitlik etmek Her iki grup da; yani: 1 - Salt irade, sevgi, yaklama ve yaknlk yoluyla Allaha doru slk edenler, Allah katndan indirilen emir ve yasaklara itibar etmeyenler, sonu olarak rububiyet tevhidinde yok olmay ngrenler, rububiyet tevhidinde birleme ve yanma fikrini savunanlar, ikilik farkn (iyilik-ktlk

ayrmn) ngrmeyip, fena derecesine ulaan kimse iyiyi iyi ve kty kt gremez, deyip bunu slkun ana gayesi grenler... 2 - yi grdkleri eylerle, kt grdkleri eyleri birbirinden ayran, birinden holanp brnden holanmayan, birini emredip, brn nehyeden; ama bunu, Allah katndan indirilen kitapla deil, kendi iradeleriyle, istekleriyle ve arzularyla ngrenler... Evet bu gruplarn ikisi de, Allahn hidayetine deil, kendi hevasna tabidir. Her iki grup da: Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur. Muhammed Allahn Resuldr. ehadetinin gereini gerek anlamyla yerine getirmiyordur. nk: Tevhide gerek anlamda ahitlik etmek: Ancak Allah iin sevmeyi, ancak Allah iin buzetmeyi, ancak Allah iin dost edinmeyi, ancak Allah iin dmanlk beslemeyi, ancak Allahn sevdiini sevmeyi, ancak Allahn buzettiinden buzetmeyi, ancak Allahn emrettiini emretmeyi ve ancak Allahn yasakladn yasaklamay gerektirir. Sen,ancak Allahtan mit edebilirsin. Ancak Allahtan korkabilirsin ve ancak Allahtan isteyebilirsin. te brahimin milleti budur. Allahn btn peygamberlerle gnderdii slm da budur.

Eer yok olmak, fena bulmak diye bir ey varsa, bunda yok olmak gerekir. Resullerin getirdii dinde yani. Dzmece ilahlara ibadet etmekten yz evirip Allaha ibadette yok olmak. Allahtan bakasna itaat etmekten kanp Allaha itaat etmekte yok olmak. Allahtan bakasna tevekkl etmeyip srf Allaha gvenip dayanmakta yok olmak.

Bakasna mit balamaktan, bakasndan korkmaktan uzaklap sadece Allaha mit balamakta ve sadece Allahtan korkmakta yok olmak... O zaman kii hak ile beraber olur, halk ile deil. Tpk eyh Abdulkadirin dedii gibi: Hak ile beraber ol, halk ile deil; halk ile beraber ol, nefis ile deil.

Hz. Muhammedin (s.a.v.) Allahn Resul olduuna gerek anlamda ehadet etmek: Ona itaatin Allaha itaat, onu honut klmann Allah honut klmay gerektirir. nk Allahn dini Hz. Muhammedin (s.a.v.) getirdiidir. Hell; onun hell dedii, haram; onun haram klddr. Din; onun yasalatrp eriat kld dzendir. Bu yzden yce Allah, kendisini sevdiklerini iddia edenlerden Hz. Muhammede (s.a.v.) tabi olmalarn istemi ve yle buyurmutur: De ki: Eer Allah seviyorsanz, beni sevin ki Allah da sizi sevsin. (Al-i mran, 31) Allah da sizi sevsin... ifadesiyle, Hz. Muhammede (s.a.v.) tabi olanlara Allahn sevgisi garanti ediliyor. Bu anlamda Hz. Muhammede (s.a.v.) tabi olan kiinin tek istedii, Allah ve Resulnn sevdiidir. Tek sevmedii de Allah ve Resulnn sevmediidir. te Hakkn sevdii de budur. Nitekim kutsi bir hadiste yle buyurmutur: Kulum nafile ibadetlerle bana yakn olmaya alr. Sonunda onu severim. Onu sevdiim zaman, iiten kula, gren gz, tutan eli, yryen aya olurum. Benimle iitir, benimle grr, benimle tutar ve benimle yrr. Benden bir ey isterse, mutlaka veririm. Bana snrsa, mutlaka himaye ederim. Mmin kulumun cann alrken tereddt ettiim kadar yaptm hibir eyde tereddt etmem. nk mmin kulum lmeyi istemez, ben de onu zmek istemem. Fakat lm kanlmazdr. (Buhari, erRikak, 38)

te hakkn sevgilisi budur. Resule tabi olan hakkn sevgilisidir. O, Resuln davet ettii farz ve nafile ibadetlerle Allaha yakn olur. Bilindii gibi byle olan kimse, Allaha ve Resulne itaat etmeyi sever. Allah ve Resulne isyan etmekten nefret eder.

nk farz ve nafilelerin tm, Allah ve Resulnn sevdii ibadetlerdir. Bunlarn iinde de kfr ve fsk yoktur. Hakkn sevdii eyleri yapt iin de, bunlar yapan kiiyi Allah sever. nk karlk yaplan ile ayn trden olmaldr. Kul, farzlar yerine getirdikten sonra, nafileleri ilemek sretiyle hakkn sevdii eylerle Allaha yaklamaya alt iin hak da onu sever. nk bu kul, btn gcn hakkn sevdii eylere adamtr. Sonunda hak da onu tam bir sevgiyle sever ki, sevdikleri araclyla hakka yaklama abasnda ondan daha aa dzeyde olan bir kimse bu dereceye ulaamaz. Bu derecedeki kul, hak ile bilir, hak ile amel eder. Hak ile iitir, hak ile grr, hak ile tutar ve hak ile yrr. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Kader, sevgi ve iradede Cebriye ve Kaderiye'nin gr yiyi gzel ve kty de irkin grmeyene gelince, byle birinin nezdinde olgular, hak nazarnda sevilen ve sevilmeyen eklinde iki ksma ayrlmazlar. Bilakis, yaratlan her ey, hak nezdinde irade edilen olduu gibi sevilendir de. nk bu grte olanlarn temel dnceleri kaderiyeci Cehm b. Safvann dncesinin aynsdr. Dolaysyla kader balamnda bunlara Cebriyeci Cehmiyecilerin arlar diyebiliriz. Sfatlar hususunda Cehmiyeyi ve sfat olumsuzlayclar tekfir etseler de. Buna Menazilus Sairin, Zemm-ul Kelam el-Faruk ve Tekfir-ul Cehmiye gibi kitaplarn yazar Ebu smail el-Ensariyi rnek gsterebiliriz. nk ad geen ahs, Allahn sfatlarn ispat hususunda Cehmiyeye ve sfatlar olumsuzlayanlara kar olduka sert bir tavr sergiler. Buna karlk fiiller ve kader hususunda Cehme ve ar Cebriyecilerden tabilerine katlr. Bu ayn zamanda Eari ve tabilerinin de grdr. Drt imama bal fkhlarn, hadisilerin ve tasavvufularn ou da -fiiller ve kader balamnda- bu grtedir. Bunlar da kader noktasnda selefi ve imamlarn byk ounluunu onaylyorlar. Bu tutumlar dorudur da. Kaderi olumsuzlama balamnda Mutezileden ve baka gruplardan oluan akmlara da kar kmlardr. Ancak yukarda iaret ettiimiz hususta Cehm b. Safvann ve adamlarnn yolunu izlemiler ve unu iddia etmilerdir: stediini semede serbest olan Kadir, gerektirici bir etken olmakszn, birbirine denk olan iki eyden birini tercih edebilir. Her iki grup da unu sylyor: rade, sevgi ve rza arasnda fark yoktur. Ardndan Kaderiye unu sylyor:

Kitap, snnet ve selefin icmayla biliyoruz ki, Allah iman ve salih ameli seviyor. Buna karlk fesad sevmiyor ve kullarnn kfre sapmalarna raz deildir. Kfrden, fsktan ve gnahtan holanmyor. Buna binaen diyorlar ki: Bu, varlk alemindeki btn gnahlarn, masiyetlerin Allahn emrine aykr olduklar gibi, Onun iradesi ve meiyeti olmakszn vak olmalarn gerektirir. Sevgisinin ve rzasnn hilfna olmalarn da. Sonra unu diyorlar. Allahn kullarnn amellerine ilikin sevgisi ve rzas, onlar emretmesi anlamndadr. Bunlar irade etmesi de emretmesi anlamndadr. Onlara gre, Allah hibir ekilde emrettiklerinden bakasn irade edemez... Sonra da bunlar, Kuranda, Allahn meydana gelen her eye ilikin iradesini, kullarnn fiillerini yaratmasn ifade eden ayetleri sapkn tevillerle yorumlamaya kalkmlardr. Cehmiye ve bu hususta onlara tabi olan eariler ve benzeri gruplar diyorlar ki: Kitap, snnet ve icma ile biliyoruz ki, Allah hereyin yaratcs, rabbi ve malikidir. O, ancak kudreti ve dilemesiyle yaratcdr. Dolaysyla Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. Bu da gsteriyor ki, varlk aleminde olan her ey Onun dilemesiyle ve kudretiyle olur ve O, her eyin yaratcsdr. Bu hususta kullarn fiilleriyle baka eyler arasnda fark yoktur. Allah her eyi irade ettiine gre ve Onun iradesi de sevgi ve rza olduuna gre, O, olan hereyi seviyor ve hereyden razdr... Buna dayal olarak u karsamada bulunuyorlar: Varlk aleminde kfr, fsk ve isyann tmnden Allah razdr, tmn seviyor... Tpk tmn irade ettii gibi. Bunlara Allah: Fesad sevmez... (Bakara, 205) ve Kullarnn kfre sapmasna raz olmaz. (Zmer, 7) buyurmutur. denildiinde, yle diyorlar: Bu tpk yle demek gibidir: Fesad istemez... Kullarnn kfre sapmasn istemez... Bu da iki adan doru olabilir, diyorlar: Birincisi, kendisinden kfr ve fesad vak olmam kimseye has olmas. Hi kukusuz Allah, onlarda vak olmam eyi istemez ve sevmez. Diyorlar ki: Bunun anlam udur: Allah, mmin kullar asndan fesad sevmez, onlar arasndan bundan raz olmaz. Aslnda bu szlerinin gerek anlam udur: Allah -ayn zamanda- kafirler asndan iman sevmez ve ondan raz olmaz. nk onlara gre sevme ve rza, tpk irade gibi, vak olmayanla deil, vak olanla ilintilidir. Bunun emredilen veya yasaklanan bir ey olmas fark etmez. Yine kullarn mutluluklarnn veya mutsuzluklarnn sebeplerinden olmas da fark etmez. Onlara gre Allah, var olan kfr, fsk ve gnah sever, ama var olmayan ibadeti

sevmez. Var olan kfr, fsk ve gnah irade edip, var olmayan iman ve ibadeti irade etmedii gibi. kincisi: Diyorlar ki: Allah, din olarak fesad sevmez ve din olarak ondan raz olmaz. Bunun hakikati de, O, din olarak fesad irade etmez. nk Allah, bir eyin bir sfat zere vak olmasn irade ettii zaman, bu sfatn hilfna olmasn irade etmemi olur. Allah, bir eyi baka bir eyle beraber irade ettii zaman, onu, yalnz bana irade etmemi olur. Yani, Allah, Zeydi Amrdan yaratmak istedii zaman, onu bakasndan yaratmay istememi olur, yamuru yadrp onunla yeryznde bitkilerin yeermesini irade ettii zaman, yamurun bu nitelikte yamasn irade etmi olur. Bir topluluun deniz yolculuuna kmalarn, bir ksmnn boulmasn, bir ksmnn kurtulmasn ve bir ksmnn da kr etmesini irade ettii zaman, bunu tam da bu nitelikte irade etmi olur. man ve kfr iin de ayn durum geerlidir. manla beraber, iman sahiplerinin nimetlere kavumalarn, kfrle beraber de, kafirlerin azaba arptrlmalarn ngrmtr... Geri onlara gre, bir eyin baka bir eyin sebebi, bir eyin bir hikmetten dolay yaratlmas diye bir ey yoktur... Ancak, iman ve kfr balamnda bu hususlar birbirleriyle balantl olarak zikretmiler. Onlara gre mutluluk imanla beraber klnmtr, imann bir sonucu deil. Nitekim diyorlar ki: Doyma yemeyle beraber yaratlmtr, yeme ile ve yemenin sonucu olarak deil. Dolaysyla emredilen din, beraberinde sahibinin mutluluu olan dindir... Kfr, fsk ve isyan, Allahn irade ettii eyler olduklar gibi, sevdii ve raz olduunu eylerdir de. Fakat bunlar, sahiplerinin mutluluuyla beraber sevmemitir. Din olarak da sevmemitir. Din olarak sahiplerinin mutluluuyla beraber olmasn irade etmedii gibi. te, rububiyet tevhidinde yok olanlarn tank olduklar hud budur. Onlar, yce Rabbin her eyi iradesiyle yarattn, ileride olacak her eyi bildiini grdler... Onlara gre hibir eyin sebebi de hikmeti de yoktur. Bilakis btn hadiseler iradeyle meydana gelirler. te yandan Cehm b. Safvan ve Mutezile mezhebi gibi sfatlar olumsuzlayan dier gruplar, bizzat kendisiyle kaim olan bir iradeyi de olumlamyorlar. Bilakis ya tamamen olumsuzluyorlar, ya da yaratma ve emretme anlamna alyorlar. Yahut da: Bir yerde olmakszn irade var etti diyorlar. bn-i Kilab ve Eari gibi sfatlar olumlayanlar da, belki bir iradeden bakasn olumlamyorlar. Onlara gre her hadiseye taalluk eden bir tek irade vardr. Her iitilene taalluk eden bir tek iitme vardr. Her grlene taalluk eden bir tek grme vardr. Ve her trl kelama taalluk eden bir tek kelam vardr. Nitekim bunlarn mezheplerinin konuya ilikin yaklamlarn daha nce incelemitik. Bunlar diyorlar ki: Btn hadiseler bu bir, belli ve tek iradeden sadr olurlar. Bu irade de arada tercih ettirici bir etken olmakszn denk olan iki eyden birini tercih eder. Bu da sevgi ve rzann kendisidir. v.s. te bunlar, bu dzeydeki gzleme geldiklerinde, onlarn nazarnda btn hadiseler arasnda iyilik ve ktlk bakmndan bir fark olmaz. Sadece baz hadiselerin insana uygun olmas, bazsnn da aykr olmas sz konusudur. nsann isteine ve sevgisine uygun olan, ona gre iyidir. Bunlara aykr olan da, ona gre ktdr. Ama ayn zamanda, gzel olup da Allah tarafndan sevilen ve irkin olup da,

Allah tarafndan buzedilen olmazlar. Sadece onlar ileyenlerin lezzet almasna elik etmeleri asndan iyi ve ac ekmesine elik etmeleri bakmndan da kt olmalar sz konusudur. zleriyle ilgili bir farkllklar yoktur. Fiillere taalluk eden bir farkllk da asla yoktur. Bu yzden, deindiimiz bu anlayta onlarn nazarnda iyi-gzel ve kt-irkin diye birey yoktur. nsan doasna uygun olmas ve olmamas anlamnda deil kukusuz. er'i iyilik ve ktlkse, ileyenin lezzet ald ve ac duyduu eylere delalet etmesinden ibarettir. Bu nedenle, onlara gre, Allahn kfr, fsk ve gnah dahil her eyi emretmesi caiz olduu gibi, iman ve tevhid dahil her eyi nehyetmesi de caizdir. Yasaklad her eyi emrederek emrettii her eyi neshetmesi de mmkndr. Onlarn nazarnda varlk aleminde hayr ve er, gzel ve irkin diye birey yoktur. Varsa, sadece bu itibarla vardr. Varlk aleminde olan menfaat ve zarardr. Menfaat ve zarar ise izafi olgulardr. una faydal olan brne zararl olabilir. Nitekim: Bir kavme gelen musibetler baka bir kavim iin faydalardan ibarettir. diye bir darb- mesel vardr. nandklarndan ve gzlemlerinin gerek anlam bu olduuna gre, onlar iki grup halinde irdelemek mmkndr. Bir grup kelam ve rey ehlidir. Doal farkll kabul eder ve yle derler: Doal farkllktan baka bir fark yoktur. Allahn unu sevdiini, una da buzettiini gsterecek anlamda bir fark sz konusu deildir. Sonra bunlardan bazlarnn anlaynda ilahi vaad ve tevhit olgular da gittike zaafa uramtr. Ya ircai-ertelemeci bir anlaya sahip olmalarndan dolay, ya da bunun insanlarn yararna olmak zere dnyada adaleti ikame etmeye uygun olduunu sanmalarndan dolay. Nitekim bu grte olan felsefeciler de vardr. Dolaysyla onlara gre iki fiil arasndaki tek fark birini sevmesi ve birinden buzetmesidir. Bu bakmdan kendisinin sevdii ey, gzeldir, yaplmas gerekir. Buzettii ey de irkindir, terk edilmesi gerekir. Bu, kader hususunda Cehmin ve Earinin grlerini benimseyen kelam ve rey ehli olanlarn ounun grdr. Onlarn sevgi, buz, dostluk ve dmanlk hususunda sadece kendi hevalarna ve iradelerine dayandklarn grrsn. Bunu belirleyen de doal farkllktan baka birey deildir. Bunlardan ilahi vaade inananlar vacipleri yerine getirir, haramlardan da kanrlar. Fakat bunlarla ilintili olup da ahirette elde edecekleri yeme, ime ve evlenme gibi doal olgular iin yaparlar. Onlar Allahn sevgisini ve Ona nazar edip lezzet almay da inkar ederler: Kullar Allaha nazar ettiklerinde lezzet alrlar. Denildiinde, bunun onlarn anlayndaki anlam udur: Allaha nazar ettikleri zaman, Allah, lezzet aldklar trden mahlukatlarn ahsnda onlar iin lezzet yaratr. Yoksa Allaha nazar etmenin kendisi lezzet almay gerektirmez. Bu dnceyi birok kii dile getirmitir. rnein, Ebul Mali er-Risaletun Nazzamiye adl eserde bundan sz eder ve bunun tevhidin srlarndan biri olduunu syler. Oysa bu, tevhide irk bulatrmaktan baka bir ey deildir. Ama bu olumsuzlayclar buna tevhid demeye devam ediyorlar. Yani, Allahn elileriyle gnderdii, kitaplaryla indirdii tevhidin srlaryla bir ilgisi yoktur. nk sevgi, sevilen eyde sevenin sevmesini gerektiren bir eyin var olmasndan baka bir anlam ifade etmez. Onlara gre varlk aleminde, irade etmesi anlamndan baka Allahn sevdii bir ey yoktur. Allah da her eyi irade eder. Yine onlara gre, Allahn katndan kulun sevdii bir ey de yoktur. Kul cannn ektiini sever. Kulun cann da kendi doasna uygun doal olgular eker. Onlarn nazarnda kulun doasna uygun eyler de yeme, ime ve cinsel iliki gibi bedensel lezzetlerdir.

kinci grup: Sufiler. Ki bu gzlem, onlarn sluklarnn son merhalesini oluturur. Bunlar doal farkllk olgusunu kabul ederler. Ama abalar bu doal farkll bir kenara brakma ynndedir. Nefsin hazlar ve arzular aleyhine zhd yolunu seiyor ve nefisleri iin hibir ey istemiyorlar. Onlara gre, cennette yiyip imek iin bir ey talep eden kimse, hevasn ve nefsani hazzn talep etmi olur. Btn bunlar, onlara gre, rububiyet tevhidinde yok olma hakikatiyle elien noksanlklardr. nk nefisle ve hazlaryla var olma devam etmek demektir. Onlara gre, tevekkl ve sevgi gibi btn makamlar, hakikat pnarna doru yol alan eriat ehlinin getii menzillerdir. Ama rububiyet tevhidini gzlemleyecek dzeye geldiklerinde, btn bunlar, gerekte illetler ve kusurlar olarak belirginleirler. Hala bu menzillerde olmann nedeni, onlar asndan, ya marifet ve hud eksikliidir, ya da nefisten ve hazlarndan syrlma noktasnda kusurlu davranmadr. nk varlk aleminde bulunan hereyi Allahn sevdiini, raz olduunu ve irade ettiini dnen kimse asndan, bir eyle dier birey arasnda herhangi bir fark kalmaz. Fakat baz olgular vardr ki, bunlarla beraber, baz insanlara isabet eden lezzet vardr. Bazlaryla beraber de insanlarn bir ksmna isabet eden aclar bulunur. Bu gzlem dzeyinde olan bir kimse, kesinlikle, bir eyle baka birey arasndaki fark gren bir kimsenin, bu yaklamnn marifetinin ve hudunun eksikliinden kaynaklandn dnr. Yani, Allahn, her eyin rabbi, her eyin irade edicisi, her eyi seven -onlarn iddiasna gre- olmas hususunda eksik bilgi ve gzleme sahiptir. Bu, olsa olsa onun nefsinin hazzna ve hevasna dnk bir farktr. Yani, nefsinden uzaklaaym derken kendi hazznn peine dm olur. Onlara gre bu da, bir hastalk ve kusurdur. Bylece onlara gre, varlklar arasnda iyilik ve ktlk esasnda fark gren kimsenin ya bilgisi ve hudu eksiktir veya niyet ve iradesinde bir noksanlk vardr. Bunlarn her ikisi de hastalk belirtisidir. nk rububiyet hudunda yok olan kimsenin haline aykr bir grnmdr bu. Onlara gre rububiyet hudu derecesine ulaan kimse, varlktaki her eyi sevgisi ve rzasyla grr. Dolaysyla herhangi iki ey arasnda fark yoktur. yiyi iyi, kty de kt grmez. Tpk Menazilus-Sairin yazarnn dedii gibi. ez-Zebiliden ve Bayezid-i Bestamiden yle nakledilir: Cennet ehlinin cennette nimetlerden yararlandklarn ve cehennem ehlinin de cehennemde azap ektiklerini grr de iinde bunlarn birbirinden farkl olduklarna dair bir dnce uyanrsa, tevekkl hakikatnn dna km olursun.. Ya da: Tevekkln asl olan tevhid hakikatnn dna km olursun.... Bilindii gibi, varlklarn farkllnn bilincinde olmak, farknda olmak hibir canlnn soyutlanamad bir temel zelliktir. Bilakis, bir canl her zaman yemek ve imek zorunda olduu eylere eilim gstermek durumundadr. Fakat bir canl yokluk (fena) halindeyken bu sahnede kendini yitirmi olabilir. Bununla beraber, ihtiya duyduu eylere eilim gsterip bunlar istemesi kanlmazdr. Yine kendisine zarar veren eylerden kanmas, onlardan uzaklamaya almas da bir zorunluluktur. Bu, doal bir farkllktr ve insanlar bu bilin ve zellikten yoksun deildirler. te yandan varlklar arasnda fark grmemek gerektiini savunan bu gruplar, hayatn zorunlu ihtiyalar dediimiz olgular asndan farkllk grmekten kendilerini kurtaramyorlar. nk yemek ve giysi gibi bu zorunlu ihtiyalar olmadan insann hayatn srdrmesi mmkn deildir. Bu yzden dnya ve ahiret asndan zorunlu olan yemek ve giysiyle (bir lokma, bir hrka) yetinme ynne giderler. Bunu da zhd ve asl gaye olarak isimlendirirler. Bunlarn dnda kalan her eyden uzak durmaya alrlar. Yani bunlarn dndaki eyleri istemezler, ama ikrah da etmezler. Sevmezler, ama buz da etmezler. Bu nedenler onlarn mescidlerdeki zhtleri, meyhanedeki zhtlerinden farkszdr. Bundan dolaydr ki, onlarn byk eyhlerinden biri bir memlekete gittiinde, o memleketin

meyhanelerdeki yoldan kmlaryla sohbete balar ve: Allahn kaderindeki haliniz nasldr? der... nk onun iin bu sahnede mescid ile kilise ve meyhane arasnda herhangi bir fark yoktur. Namaz, ihram ehli ve Kuran okuyanlar ile kfr ehli, yol kesenler, Rahman olan Allaha ortak koanlar arasnda bir fark yoktur. Hi kukusuz, onlarn fena bulular, ilh ve nebevi huddan uzaklamalar, Allahtan baka ilah olmadna ve Muhammedin Allahn resul olduuna ilikin ehadet cmlesinin, farkllk ngren ieriinden uzaklamalar, onlarn bilgi, hud, iman ve tevhid asndan byk bir eksiklik ve kusur iinde olduklarnn gstergesidir. Yani, yce rabbin sfatlarndan birini seyrederlerken, dier sfatlarn yitirmilerdir. te asl kusur, asl ayp budur. Onlara gre zatn hudu en mkemmel sfatlardan mcerred durumda gerekletiine inanrlar. nk nce fiillerin hudunu, ardndan sfatlarn hudunu ve sonra da mcerred zatn hudunu ngrrler. Bazen ilk aamay nefse, ikinci aamay kalbe ve nc aamay da ruha nispet ederler. manlarnn, bilgilerinin ve hudlarnn bu eksikliini ve kusurunu tevhidin gayesi olarak ileri srerler. Bylece Allahn sfatlarn inkr eden Cehmiye mezhebiyle ayn paralele dm oluyorlar. nk Cehmiye mezhebi de sfatlardan soyutlanm bir zat ispata alr ve: Kemal derecesi budur, der. Bunlar da, sfatlar d alemde olumsuzlama eilimindedirler ve diyorlar ki: Biz bunlarn yokluunu seyrederiz, bunlar ise onlarn d alemde varlklarn bilgi ve inan olarak ispat ederler. Fakat diyorlar ki: Kemal, bunlarn gzlemden kaybolmalardr, onlarn yokluklarnn ispat edilmesi deildir. Bununla beraber ispatlarn da gzlemlemezler. te bu, byk bir eksiklik ve byk bir cehalettir. Birincisi: nk meseleyi olduundan farkl bir ekilde gzlemliyorlar. Her eyden nce sfatlardan soyutlanm bir zatn harici bir gereklii olamaz. kincisi: Bu, eytann Cehmiyecilik ve sfatlar olumsuzlama fikrinin gerisindeki amacdr. nk sfatlar mahede etmeme ile sfatlarn yokluuna inanan Cehmiye anlay arasnda bir fark yoktur.... Muhammedin Allahn resul olduuna inanmyorum, diyen birisi ile Onun Allahn resul olduuna inanyor; ancak bu inanta yok oluyorum, bu inanc dile getirmiyorum, bu inanca ehadet etmiyorum, diyen birisi arasnda hibir fark yoktur. Bu ikincisi de tpk birincisi gibi kfirdir. nk kfr, resul tasdik etmemekten ibarettir. Bu tasdik etmeyiin altnda onu yalanlama anlay olsa da olmasa da fark etmez. Hatta onun getirdiini ikrar etmeme ve onu sevme anlay olsa da, olmasa da netice itibariyle bir deiiklik olmaz. Bu nedenle bir kimse, kalbini, Allahn zatn bildii gibi, onun sfatlarn grmemeye zorlasa ve de kalbini sfatlardan yoksun bir zat mahede etmeye zorlasa, kalbini sfatlara iman ile hasl olacak maksattan da uzaklatrm olur. te bu, byk sapklklardan biridir. Rububiyet tevhidinde yok olma anlayna sahip olanlar, Rabbin fiillerinden baka bir eye tanklk etmedikleri zaman, bunun herhangi bir gnahnn olmadn sanyorlar. Bu anlaylaryla onlar, ldrc bir zehir yedikten sonra: Bunu bana yedirenin Allah olduuna tanklk ediyorum. Bu yzden bana zarar vermez, diyen kimsenin anlayndan farkszdr. Bu ise, byk bir cehalettir. nk gnahlarn ve ktlklerin insana verdii zarar, zehirin verdii zarardan ok daha byktr. Bunu yapann Allah olduuna

ahitlik etmesi, zehirin zararn ortadan kaldrmaz. Eer bu anlay zararn giderecek olsayd, Allahn peygamberleri ve velileri, gnahlarn kendileri zerindeki zararlarn bu tr bir tanklkla gidermeye ok daha muktedir olurlard. Bunlardan bazlar da, hakkn kendilerine bir hal bahetmesi durumunda, bunun zerinde diledikleri gibi tasarrufta bulunacaklarna ve bir keif gerekletirdiklerinde, bundan dolay hak tarafndan hesaba ekilmeyeceklerini sanyorlar. Bu yaklamlaryla onlar, yce Allahn kendilerine bir mlk bahetmesi durumunda, bu mlk zerindeki tasarruflarndan dolay kendilerini hesaba ekmeyeceini sananlardan farkszdrlar. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Allahm! Senin verdiini engelleyecek ve senin engellediini verecek kimse yoktur. Talihli olann talihi, senin katnda bir fayda salamaz ona. (Buhari, el-Ezan, 155; Mslim, es-Sala, 194) Bu hadisinde peygamberimiz (s.a.v.) veren ve vermeyen Allah olmakla beraber, talihlinin talihinin ona bir fayda salamayacan, aksine, iman ve salih amelin ona bir fayda salayacan vurguluyor. Bu, bilinmesi gereken temel gereklerden biridir. Bununla beraber birok insan yanlgya dt iin sapmtr. yle ki, bunlarn bir ksm, Allahn mttaki velilerini peygamberleri ldrenler, Allahn dmanlarna yardm edenler gibi gstermi hatta onlarn grevlerinin bu olduunu ileri srmlerdir. Bu, eytani, kaderci bir yaklamdr. Bu anlaylarndan dolaydr ki, onlardan bazlar yle demilerdir: Allahn velilerinden mslmanlar koruyanlar, mslmanlara koruyuculuk yapanlar olduu gibi, kfirleri koruyanlar ve kfirlere koruyuculuk yapanlar da vardr... Bunlarn birou, sfat ehlinin peygambere (s.a.v.) kar savatn sanmaktadr. Buna gre savalarn birinde peygamberimiz: Ey ashabm! Beni yalnz m brakyorsunuz? Benden uzaklayor musunuz? demi, onlarsa yle cevap vermiler: Biz Allah ile beraberiz. Kim Allah ile beraber olursa, onunla beraberiz... Bylece peygamberlerle savamay, onlarn ldrmeyi caiz gryorlar. Nitekim onlarn mehur eyhlerinden biri amdayken yle demiti: Yetmi peygamberi dahi ldrsem, hata etmi olmam.... nk onlara gre Allah, vuku bulandan baka bir eyi sevmez, raz olmaz ve irade etmez. Bu yzden vuku bulan her ne olursa olsun, Allah onu sever, ondan raz olur. Bir ey de vuku bulmamsa, Allah onu sevmez ve ondan raz olmaz. Vaka kadere, Allahn dilemesine ve kudretine tabi olutan ibarettir. nk Allahn diledii olur ve dilemedii de olmaz. Bu yzden onlar galip gelenin yannda olurlar. nk bir kimse galip geliyorsa bu, kaderin onunla beraber olduunun gstergesidir. Onlara gre takdir edilen ey, hakkn sevdii eydir. Bu yzden kfirler galip geldiklerinde onlarn yannda yer alrlar. Mslmanlar galip geldiklerinde bu sefer olarn yannda yer alrlar. Peygamber bir zafer kazandnda onunla beraber olur, ama ashab yenilgiye uradnda, onlara galip gelen kfirlerin yannda olurlar. Bu anlay bu dzeye kadar ileri gtrenlerin birou, uhrevi tehditleri de bilmiyorlar. nk uhrevi tehditleri bilen ve bunun kfirler iin olduunun farknda olan bir kimsenin, uhrevi azab gerektirici

eylemlerinde kfirlere yardmc olmas, onlara dostluk beslemesi mmkn deildir. Bu yzden uhrevi tehditlerin btnyle sakt olduunu sylyorlar. Diyorlar ki, rububiyet tevhidini mahede eden iin bu tehditler sakt olmutur. Bunda takdiri bir hakikat vardr.. eyhlerinden bir grup bu anlaytadr. Yukarda zikrettiimiz eyh gibi. Bundan dolaydr ki, srf kadere ahitlik eden ve her eyi kaderden ibaret gren bu kimseler, ibadet ehlinin nimetini ve gnah ehlinin azabn da kaderin gerekesiz bir yansmas olarak gren bu insanlar, maruf emretmez, mnkeri de nehyetmezler. Hatta Allah yolunda cihad dahi etmezler. Ayrca kfirlere kar mminlere yardm etsin diye Allaha dua da etmezler. Bunlardan biri, herhangi bir kimsenin Allaha dua ettiini grecek olsa, bu dervi veya muhakkik yahut arif kii! yle der: Ne oluyor bu adama! Allah neyi dilerse onu yapar. stediine yardm eder.... nk ona gre, mminlerle kfirler Allah katnda birdirler. Kendisi de mminlerle kfirleri ayn grmektedir. ki gruptan birine yardm etme balamnda, gerek rabbi asndan ve gerekse kendi asndan herhangi bir ama yoktur. nk onun grne gre, Allah katnda bunlar arasnda bir fark yoktur. Kendisine gre de yle. nk kfirlerin istilasyla onun dnyadaki nasibi veya pay eksilmez. Bilakis kfirlerin, mnafklarn ve zalimlerin egemenlikleri altnda daha byk dnyevi nasiplere kavuma imknn bulur. Bylece heva ve hevesi daha byk boyutlarda tatmin olma imknna kavuur. Bunlarla beraber olan dervilerin byk ksm bu gruba girerler, bu anlaya sahiptirler. nk kfirlerin, mnafklarn ve zalimlerin egemenlikleriyle kavuacaklar byk dnyevi paylar sz konusudur. Bunlarn hibirini de mminlerin egemenlikleri altnda elde etmeleri mmkn deildir. eytanlar kendilerine bu yerilmi dnyevi hazlar sevdirmekte, bunlarn peine dmelerini tevik etmektedirler. eytanlar onlara emir ve nehiy nitelikli hitaplar yneltirler. Baz keifler gsterirler ki, bunlar onlar Allah tarafndan kendilerine bahedilmi ltuflar olduklarn sanrlar. Allahn kendilerine emrettiini ve kendilerini nehyettiini zannederler. Allahn bu keifleri kendilerine bahettiini dnrler. Onlarn vehimlerine gre, bunlar, Allahn mttaki velilerinin grdkleri keiflerin trnden eylerdir. Oysa bunlarn tamam eytanlardan kaynaklanmaktadr. Onlar Rahmani haller ile eytani halleri birbirlerinden ayrt etmezler. nk fark grmek, Allah katnda byle bir farklln bulunduuna inanmaktan kaynaklanan bir durumdur. Ama onlara gre, Allah asndan meydana gelen btn hadiseler arasnda hibir fark yoktur. Sadece bir tek irade vardr ve o da her eyle ayn nitelikte ilintilidir. Allah bir eyi sevip bir dier eyden de buzetmez... Bu yzden bunlarn, insann iinde sevgi, vecd ve zevk duygularn harekete geiren mzikli toplantlara itirak ettikleri ska grlr. Bu tr mzikler de dinleyenlerin kalbindeki sevgi ve heves duygularn galeyana getirici nitelikte olur. Deiik heva ve heveslerin harekete gemesini salar. nk Allah ve Resulnn sevdii bir muhabbet zere toplanmazlar. Onlarn anlaylarna gre, hakkn sevdii ey, takdir edilen ve vuku bulan eydir. Bunlarn vecd esnasndaki hevalar deiiklik gsterince eytanlarnn hevalar da buna paralel olarak deiir. Nitekim eytanlarnn telkini sonucu birbirlerini ldrdkleri de ok grlmtr. eytan daha gl olan dierini ldrebiliyor. Daha gl eytanlar, dier eytanlarn velilerinin sahip olduklar keif gibi becerileri yok edebiliyor, etkisizletirebiliyorlar. Bir anlamda bazlarnn eytanlar, dier bazlarnn eytanlarnn nnden kaarlar. eytanlar kaanlar da zayf der, sahip olduu baz glerini yitirir. Yardmclar olan bir kraln elinden yardmclarnn ve mlknn alnmas sonucu zelil ve mlksz kalmas gibi. Bunlar da birbirlerine dman olan zalim krallara benzerler. Neticede ya ldrlrler, ya esir alnrlar veya ar bir hezimete urarlar. nk zalim krallarn bazs dier bazsn esir alr ve bu esir krallar onlarn tasarruflar, egemenlikleri altna girerler. Bazlarnn varn younu da bakalar talan eder. Geride hibir hali kalmam olarak kalakalrlar. Tpk yenilmi bir kral gibi. Btn bunlar, cebir ve kader konusunda ar giden Cehmiye anlayndan kaynaklanan detaylardr.

NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Bu gibi bid'atlardan nasl kurtulunur? Ancak baz eyleri sevmek ve baz eylerden de buzetmek durumunda olduunun bilincinde olan kimseler bu tr sapmalardan kurtulabilir. Baz eylerden buzetmesi, baz eyleri de sevmesi gerektiini, baz eylerden sevin, baz eylerden de fke duymas gerektiini dnen kii bu tr bir anlayn tuzandan paasn syrabilir. Tpk peygamberlerin haber verdikleri gibi. Ve tpk semavi kitaplarn dile getirdii gibi. te: Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ve Muhammedin Allahn resul olduuna ehadet ederim, cmlesiyle tanklk edilen gerek budur. Bu tankl yapan kimse, peygamberlerin getirdii tevhid inancnn, srf Allaha kulluk sunma ve Ona hibir eyi ortak komama esasna dayal olduunu bilen kimsedir. Bu yzden sadece Allaha kulluk eder, baka dzmece ilahlara tapmaz. Bu anlaya sahip kimsenin Allaha sunduu ibadetin temelinde, Allaha ynelik mkemmel sevgi ve Onun karsnda tam bir zelillik duygusu yatar. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Rabbinize dnn ve ona teslim olun. (Zmer, 54) Bu emrin bilincinde olan kii, Allaha dner ve kalbini Ona teslim eder. Bylece brahimin hanif dinine tabi olur: lerinde doru olarak kendini Allaha veren ve brahimin, Allah bir tanyan dinine tabi olan kimseden dince daha gzel kim vardr? Allah brahimi dost edinmitir. (Nisa, 125) Bu kii, Allahn ve Resulnn emrettii eyi, Allahn sevdiini, ondan raz olduunu, Allahn nehyettii eyden de buzettiini, yasakladn, bunu ileyenlerden intikam alacan, faillerini cezalandracan bilir. Bylece Allah asndan varlklar arasnda fark olduunu fiili hayatyla kantlam olur. Allahn, kulun hibir ortak komadan srf kendisine kulluk sunmasn sevdiini ve kendisine bir takm ortaklar koarak onlar Allah sever gibi sevmesinden de buzettiini bilir. Bunlar Arap mrikleri gibi, rububiyet anlamnda Allahn birliini ikrar eden kimseler olsalar dahi kendisine ortaklar kotuklar iin Allah onlardan buzeder. Cehmiyenin kaderci Cebriye anlaynn ngrd rububiyet tevhidinde yok olma anlay z itibariyle mriklerin u ayette iaret edilen anlayndan farkszdr: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi de haram klmazdk. (Enam, 148) ....

... Onlardan ncekiler de ayn ekilde yalanladlar ve sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan sylyorsunuz. De ki: Kesin delil, ancak Allahndr. Allah dileseydi elbette hepinizi doru yola iletirdi. (Enam, 148-149) Bu mrikler, peygamberlerin getirdii emir ve yasaklar inkr ettikleri, tek ve ortaksz Allaha ibadet etmekten ibaret olan tevhid inancn reddedip, sadece rububiyet tevhidini ve Allahn her eyin yaratcs oluunu kabul ettikleri iin, onlar nazarnda, Allah asndan, emredilen ve yasaklanan eyler arasnda bir fark olmad ynnde bir anlay belirginleti. Bu yzden: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi de haram klmazdk. (Enam, 148) dediler. Aslnda bu sz dorunun ifadesidir. nk Allah bunun olmamasn dileseydi, kesinlikle olmazd. Fakat bunun byle olmasnn onlara bir faydas yok. Bunun son tahlilde anlam udur: u irk ve haram klma takdir edilmi bir eydir. Fakat srf takdir edilmitir diye, Allah tarafndan sevildii ve rza gsterildii anlamna gelmez. Onlar, Allahn bunu emrettiine, bunu sevdiine veya bundan raz olduuna dair herhangi bir bilgiye sahip deildirler. Bilakis zan besliyorlar ve yalan sylyorlar. ayet kaderi delil gstermeye kalkrlarsa, kader genel bir olgudur; srf onlarn durumlarna zg deildir. Eer deseler ki: Biz unu seviyoruz ve una da kzyoruz. Dolaysyla biz, doal farkll ortaya koyuyoruz. Fakat hak katnda byle bir farkllk yoktur... Allahn bunlara cevabn da yukarda sunduk. Allah diyor ki: Allah katnda bunlar arasnda fark olmadna dair bir bilgiye sahip deilsiniz.... eriat olumlayan Cehmiye grubu ise yle diyor: Sabit olan bir tek farkllk vardr. O da tevhide nimetin elik ettii, irke de azabn elik ettiidir. Resulullahn (s.a.v.) getirdii fark da budur. Bunun onlar nazarndaki anlam da son tahlilde, yce Allahn ileride olacaklar bilmesi ve haber vermesidir. Hatta bunlarn olumlad bu farkllk unu sevmelerini ve una da buzetmelerini gerektirici netlikte dahi deildir. Bunlar baz grleri itibariyle mriklerle uyuuyorlar; ama her konuda deil. Tpk bu mmetin mecusileri olan Kaderiyecilerin, baz konularda asl mecusilikle uyuurken, her konuda uyumamalar gibi. Yoksa Hz. Peygamber (s.a.v.) onlar tek ve ortaksz Allaha ibadet etmeye, Allah sevmeye, Allahtan baka bir takm dzmece ilahlar edinip onlar sevmemeye, Allah ve Resuln her eyden ok sevmeye davet etmitir. Sevgi, bir gerei izler. Eer sevilen kimse, kendisi itibariyle bu sevgiyi hakketmiyorsa, onun her eyden ok sevilmesi bir yana, herkesin dzeyinde sevilmesi dahi caiz deildir. Eer denilse ki: Allah sevme, Ona ibadet etmeyi ve itaat etmeyi sevme demektir.

Buna cevap olarak denilir ki: badet ve itaati sevmek, ibadet edilenin ve itaat edilenin sevgisinin bir uzantsdr. Kendisi sevilmeyenin, ona ynelik ibadet ve itaat da sevilmez. Bu yzden insanlar buzettikleri kimseye itaat etmekten de buzederler. Birine buz ettikleri halde, ona ynelik itaati sevmelerine imkn yoktur. Ama arada kendilerince sevilen baka bir olgunun olmas baka. taatlerinin karl olarak alacaklar cret gibi. Dolaysyla gerekte sevilen, itaat ettikleri kimse deil, ona ynelik itaatin karl olarak aldklar crettir. Dolaysyla bu anlamda Allah ve resul onlar asndan her eyden daha sevimli deildir. Sadece mahlkattan elde ettikleri bedel, onlar iin her eyden daha sevimlidir, anlamnda bir sevgileri olduu sylenebilir. Bu bedele sevgi beslemek te buna ilikin bir bilince sahip olma artna baldr. Bu bilince sahip olmayann sz konusu bedeli sevmesi de imknszdr. Eer denilse ki: nsanlara, Allah ve Resuln sevmelerine karlk olarak mahlkat iinde kendilerine sevimli gelen eylerin en stn ile dlendirilecekleri vadinde bulunulmutur. Buna karlk olarak denilir ki: Sizin anzdan Allah ve Resulnn sevgisinin bir tek anlam vardr, o da hedeflediiniz bu karlktr. Karlk olarak ngrdnz ey de hissedilen bir ey deildir ki, sevilebilsin. Eer denilse ki: Bilakis bir kimse: Kendisinden bakasn ancak zat iin sevdiini sylese, bunun anlam udur: Bana itaat edersen, senin sevdiin eylerin en byn sana veririm... Bylece kendisine itaat eden kimse, byle bir karlk vadettii iin sevilir hale gelir.. Buna cevap olarak denilir ki: Mesele byle deildir. Bilakis, bu kiinin kalbi, itaati emreden kiiye ynelik sevgiden yana bo olur. O, amelinin karl olarak kendisine vadedilen crete kalbini balar. Tpk talep ettikleri bir cret karlnda bina yapan, diki diken veya dokumaclk iiyle uraan kimseler gibi. Byle kimseler baz durumlarda i sahibini hi tanmayabilirler, onu sevmeyebilirler veya onunla ilgili herhangi bir ama da gtmyor olabilirler. Btn gayeleri uruna altklar cretleridir. Kaderiyeci Cehmiyenin ve Allah sevgisini inkr eden Mutezilenin grnn temeli budur. Bu nedenle Mutezile ve onlara tabi olan baz ii gruplar yle derler: Allah bilmek (marifetullah), manevi vacipleri yerine getirme hususunda bir ltuf olduu iin gereklidir... Bylece marifetlerin en byn, aklen vacip olduunu sandklar bir eye tabi klm oluyorlar. Onlar Allah sevgisini de inkr ederler. Allaha nazar etmekten alnacak lezzet yle dursun, Allaha nazar etmenin kendisini de inkr ederler. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

bni Akl'in itiraz bni Akil, szlerinin arasnda Mutezilenin grlerine oka yer verirdi. Bir gn adamn birinin: Allahm! Senin yzne bakmann lezzetini senden diliyorum, diye dua ettiini duyar ve adama yle der: Be adam! Diyelim ki, Onun bir yz var, bakalm sen bu yze bakmaktan lezzet alacak msn? Adamn duasnda geen ifade peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilmitir. Nesai ve bakalar Ammar kanalyla peygamberimizin (s.a.v.) yle dua ettiini rivayet etmilerdir: Allahm! Gayb bilmenle, yaratmaya kadir olmanla, hayat benim iin hayrl olduu srece beni yaat. lm benim iin hayrl olunca da canm al. Allahm! Gizlide ve grnrde senden korkmay diliyorum. fke ve honutluk anlarnda hak sz sylemeyi nasp etmeni diliyorum. Yoksullukta ve zenginlikte iktisatl olmay diliyorum. Tkenmez bir nimet istiyorum. Sonu gelmez bir gz aydnl istiyorum. Kazadan sonra rzan istiyorum. lmden sonra esenlik bir hayat diliyorum. Senin kerim yzne bakmann lezzetini diliyorum. Sana kavumann zlemini, itiyakn istiyorum. Zarar veren bir darlk, saptrc bir fitne istemiyorum. Allahm! Bizi iman ssyle ssle ve bizi hidayete erenlerin rehberi yap. (Nesai, es-Sehv, 62; Ahmed, 4-264) Ayn lafz baka trl peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilmitir-Rivayet edenin Zeyd b. Sabit olduunu sanyorum- Ayn anlamda sahih bir hadis te Sheyb kanalyla peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilmitir: Cennet ehli cennete girdiinde biri yle seslenir: Allah katnda size verilen bir sz var. Allah bu szn yerine getirmek istiyor. Derler ki: nedir o? Yzlerimiz aarmad m? Tartlarmz ar gelmedi mi? Cennete girmedik mi? Bizi ateten kurtarmad m? Derken perde alr ve Allaha bakarlar. Onlara bahedilen hibir nimet Allaha bakmak kadar onlara lezzet vermez. te fazladan dl budur. Yani aadaki ayette iaret edilen fazladan t: Gzel davrananlara daha gzel karlk, bir de fazlas vardr. (Yunus, 26) (Mslim, man, 297-298) Burada yce Allah, kullarna bahettii nimetler iinde, onlara, Allaha nazar etmekten daha sevimli gelen bir ey olmadn bildiriyor. Allaha nazar etmek, onlar iin her eyden daha sevimli olduuna gre, Allahn kendisi de btn varlklar iinde onlara en sevimli gelen eydir. Aksi taktirde Ona nazar etmek, her eyden daha sevimli gelen bir ey olamazd. nk grmeyi sevme, grlene ynelik sevgiden sonra gelir. Kendisi sevilmeyen ve buzedilmeyen bir eyi grmek de bir insan iin btn nimet trlerinden daha sevimli olmaz. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Cehmiye'nin grme, sevme ve konumay inkar etmeleri Ksacas, ryeti, sevmeyi -ayrca- kelm inkr etmek Cehmiyenin, Mutezilenin ve onlara tabi olan baka gruplarn bilinen grleri arasnda yer alr. Earler de sevmeyi olumsuzlamak hususunda onlara katlyorlar; fakat ryeti olumlamak hususunda onlarla ayryorlar. u kadar var ki, Earlerin olumladklar ryetin de pek bir gereklii yoktur. slm tarihinde, Allahn konutuunu ve Allahn kullarn sevdiini ilk kez inkr eden kii Cad b. Dirhemdir. Bu yzden yce Allahn brahimi dost edinmesini ve Musa ile konumasn da inkr etmiti. Halid b. Abdullah el-Kasri onu bu yzden boazlamt. El-Kasri -kurban bayram hutbesini irad ettii srada-yle demiti: Ey insanlar! Kurbanlarnz kesin. Allah kurbanlarnz kabul etsin. Ben de imdi Cad b. Dirhemi kurban edeceim. O, Allahn brahimi dost edinmediini ve Allahn Musa ile konumadn iddia ediyor. Allah, Cadn sylediklerinden ycedir, mnezzehtir.... Sonra minberden inmi ve orada Cad b. Dirhemi boazlamt. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Tasavvufularn grleri Tasavvufular ise, Allahn birini sevmesini (muhabbeti) olumlarlar. Hatta, tasavvufular en ok bu anlaylaryla belirginleirler. nk tarikatlarnn temeli irade ve sevgidir. lk kuak ve son kuak tasavvufularn szlerinde Allahn sevgisini olumlamaya dair aklamalar mehurdur. Kukusuz kitap, snnet ve selef ulemasnn ittifakyla da bu sabittir. Kukusuz sevgi - muhabbet genel bir kavramdr. Bunun altna birok tr girer. nk her ibadet eden mabudunu sever. rnein mrikler taptklar dzmece ilahlarn severlerdi. Nitekim yce Allah onlarla ilgili olarak yle buyuruyor: nsanlardan bazlar Allahtan bakasn Allaha denk tanrlar edinir de onlar Allah sever gibi severler. man edenlerin Allaha olan sevgileri ise ok daha fazladr. (Bakara, 165) Bu ayetle ilgili olarak iki ayr gr ileri srlmtr: Birincisi:

Mrikler taptklar dzmece ilahlar, mminlerin Allah sevmeleri gibi severler. kincisi: Mrikler, ilahlarn , Allah sevdikleri gibi severler. nk yce Allah: man edenlerin Allaha olan sevgileri ok daha fazladr. (Bakara, 165) buyuruyor. Dolaysyla: Mrikler, muvahhidlerin Allaha ibadet ettikleri gibi ilahlarna ibadet ederler, denemez. Bilakis, yine kendilerinin Allah sevdikleri gibi dzmece ilahlarn da severler. nk onlar dzmece ilahlarn Allaha denk tutarlar. Nitekim yce Allah onlarn bu anlaylarna yle iaret ediyor: Sonra inkr edenler, bakalarn rablerine denk tutarlar. (Enam, 1) Bir dier ayette de yle buyuruyor: Allaha andolsu ki, sizi alemlerin rabbiyle bir tutarken biz apak bir sapklk iindeymiiz.! (uara, 97-98) Birinci yorumu destekleyenlerden bazlar, ikinci gr savunanlarn ileri srdekleri kanta cevap olarak baz mfessirlerin: man edenlerin Allaha olan sevgileri ok daha fazladr. cmlesini, mminlerin Allaha olan sevgileri, mriklerin ilahlarna ynelik sevgilerinden ok daha fazladr, eklinde tefsir etmelerini gstermiler. Mfessirlerin bu yorumlarn kant olarak ileri srenlere denilir ki: Sizin aktardnz bu yorum, sizin savunduunuz grle elimektedir. nk siz diyorsunuz ki: Onlar, dzmece ilahlarn, mminlerin Allah sevmeleri gibi severler. Bu ise, mminlerin Allah, mriklerin dzmece ilahlarn sevmelerinden daha ok sevmeleriyle elien bir durumdur.... Bylece bu grn zayfl ortaya kyor. Demek ki, mminler Allah, mriklerin Allah ve de dzmece ilahlarna sevmelerinden daha ok seviyorlar. nk onlar sevgide de dzmece ilahlarna Allaha ortak koarlar. Mminler ise sevgiyi srf Allaha zg klarlar. te yandan ayette Allah sever gibi.. ifadesinin orijinalinde mastar, cmle iinde meful olan sevilene izafe edilmi ve sevmenin faili de hazfedilmitir. Bununla ya Allah sevilir gibi- bir fail belirlemeksizin- eklinde bir anlam kast edilmitir ki, bu durumda: man edenlerin Allaha olan sevgileri ok daha fazladr. cmlesinin anlamyla eliki bir husus ortaya km olur, ya da bizzat mriklerin Allah sevmeleri, eklinde bir anlam kast edilmitir. Dolaysyla, bakalarnn Allaha olan sevgilerinin kast edilmi olmas caiz deildir. nk ifadenin ak iinde onlarn sevgilerinin aksine buna delalet edecek bir husus yoktur. nk: nsanlardan bazlar Allahtan bakasn Allaha denk ilahlarna edinir de onlar Allah sever gibi severler. ifadesinde buna dellet ediliyor. nk burada, benzetilen sevgi de onlara izfe edilmitir. Ayn ekilde benzeyen sevgi de onlara aittir. Ayetin aknn gsterdii budur. Bu tpk yle demeye benzer:

Zeydi, Amr sever gibi seviyor.. Veya Aliyi Ebubekiri sever gibi seviyor. Yahut ailesinden olmayan salih kimseleri, ailesinden olan salih kimseler gibi seviyor... Yahut yle demeye benziyor: Hakk sever gibi batl seviyor.. Kuran dinlemeyi sever gibi slk dinlemeyi seviyor.... Bu gibi rneklerden, benzeyeni benzetilen gibi sevdii eklinde bir anlam anlalr. Bunu sevdii gibi unu da seviyor.. Yani, o, bakalarnn unu sevdikleri gibi, bunu seviyor, eklinde bir anlam anlalmaz. nk byle ifadelerde, bakalarnn sevgilerine dellet eden hibir belirti yoktur.

Neticede unu demek istiyoruz: Sevgi, Allahn dnda ilah edinenlere ynelik olur.Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Heva ve hevesini tanr edinen ve Allahn bir bilgiye gre saptrd kimseyi grdn m? (Casiye, 23)

Hevasnn istedii eye ibadet eden kimse, kendi hevasn ilah edinmi olur. Byle bir kimse, ilah edinilmeyi hakkeden birini ilah edinmi deildir. Bilakis, hevasnn arzulad eyi ilah edinmitir. Hevasn ilah edinen bu kimse, mriklerin ilahlarna sevmelerine benzer bir ekilde hevasn sever. Buzaya tapanlarn ona ynelik sevgileri gibi. Bu, Allah ile beraber baka ilahlar sevmektir, Allah iin sevmek deildir. Bu irk ehlinin sevgisidir. Nefis, Allah sevmeyi arzulayabilir. Ayn zamanda irk nitelikli bir sevgiyi de barndrabilir. Hevasnn arzulad eyi sevmek gibi. Hevasnn arzulad eyi, Allaha ynelik sevgisine ortak etmi olur, bylece. Bazen heva insann nefsini tamamen etkisi altna alabilir. nk bir eye ynelik sevgi insann gzn kr, kulan da sar eder. nsann, Allah iin yaptn sand ameller de yle. Bu ameller zleri itibariyle irk olduklar halde, insan bunun farknda olmayabilir. Bu irk insana gizli kalabilir. Byleyken bu tr amelleri ilemeye devam eder. Ya liderlik sevgisi iin, ya mal sevgisi iin, ya da grnt (imaj) sevgisi iin...

Baz adamlar Resulullaha (s.a.v.) sormular: Ya Resulallah! Bir adam cesur olduu iin, biri hamiyet duygusuyla, biri de gsteri yapmak iin savayor; bunlardan hangisi Allah yolundadr? Buyurmu ki: Allahn sz en yce olsun diye savaan kimse Allah yolundadr. (Mslim, el-mare, 150; bnu Mace, Cihad, 13)

badetle megul son kuak tasavvufularn byk ounluu muhabbetullah iddiasyla hareket ettikleri halde, anlay ve davranlarn ilim, kitap ve snnet terazisiyle tartp lmedikleri iin, zihniyetlerine bir tr irk bulam, hevalarna tabi olmak durumuna dmlerdir. Oysa yce Allah, sevgisini resule tabi olma artna balamtr: De ki: Eer Allah seviyorsanz bana uyun ki Allah da sizi sevsin. (Al-i mran, 31) nk Allah sevmeye davet eden Resulullahtr. Allahn sevdii hibir ey yoktur ki, resul insanlar buna arm olmasn. Yine Resuln davet ettii hibir ey de yoktur ki Allah bunu sevmesin. Bylece rabbin sevdii ile resuln davet ettii birbirinden ayrlmaz eyler olarak belirginlemektedir. Daha dorusu, biri dierinin aynsdr, nitelikleri ayr olsa da. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

Allah ve peygamberi sevmenin delili Allah sevdiini iddia edip de resule tabi olmayan kimse, yalan syler. Onun sevgisi srf Allah iin deildir. Bilakis, eer Allah seviyorsa, mutlaka onun sevgisinde irk vardr. O, mutlaka hevasna tabi oluyordur. Tpk Yahudi ve Hristiyanlarn Allah sevdiklerini iddia etmeleri gibi. nk onlar, sevgiyi srf Allaha zg klmyorlar, srf Onun sevdiini sevmiyorlar, nk resule tabi olmuyorlar. Fakat Allah sevdiklerini iddia etmelerine ramen, Allahn buzettii eyleri de sevdikleri iin bunlarn sevgileri mriklerin sevgileriyle ayn olmutur. Ayn durum bidatlar iin de geerlidir. Dolaysyla bir kimse, Allah iin mrid olduunu ve Allah sevdiini iddia edip de bununla resule tabi olmay ve resuln emrettiklerine uymay, nehyettiklerini de terk etmeyi kasdetmiyorsa, onun sevgisinde mriklerin, Yahudi ve Hristiyanlarn sevgisinden izler, kalntlar vardr. Bu kalnt ve izin oran, anlayndaki bidatn oranyla paraleldir. nk meru olmayan ve resuln davet etmedii ey demek olan bidat Allah sevmez. nk Hz. Resul (s.a.v.) Allahn sevdii her eye davet etmi, her trl marufu emretmi ve her trl mnkeri nehy etmitir. te yandan Allah ve resulnn sevmenin bir gerei de, Allaha ve Resulne kar kanlara buzetmek ve Allah yolunda cihad etmektir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allaha ve ahiret gnne inanan bir toplumun- babalar, oullar, kardeleri, yahut akrabalar da olsaAllaha ve Resulne dman olanlarla dostluk ettiini gremezsin. te onlarn kalbine Allah, iman yazm ve katndan bir ruh ile onlar desteklemitir. (Mcadele, 22)

Onlardan ounun, inkr edenlerle dostluk ettiklerini grrsn. Nefislerinin onlar iin nceden hazrlad ey ne ktdr. Allah onlara gazap etmitir ve onlar azap iinde devaml kalcdrlar! Eer onlar Allaha, peygambere ve ona indirilene iman etmi olsalard onlar dost edinmezlerdi; fakat onlarn ou yoldan kmlardr. (Maide, 80-81) brahimde ve onunla beraber olanlarda, sizin iin gerekten gzel bir rnek vardr. Onlar kavimlerine demilerdi ki: Biz sizden ve Allah brakp taptklarnzdan uzaz. Sizi tanmyoruz. Siz bir tek Allaha inanncaya kadar, sizinle bizim aramzda srekli bir dmanlk ve fke belirmitir. (Mmtehine, 4) Burada yce Allah, mrikler tek ve ortaksz Allaha iman edinceye kadar, onlara kar dmanlklarn ve nefretlerini ortaya koyan brahim ve beraberindekilerin mminler tarafndan rnek alnmasn emrediyor. imdi bu emir nerede, iyiye iyi ve ktye de kt demeyenlerin arpk anlaylar nerede!.. Bunlar, irade ve muhabbet yolunu genel olarak benimsemiler ve kitap ve snnete ballk diye bir eyi esas almamlar. Tpk kelm ve rey ehlinin gzlem ve aratrmay esas almalar ve kitap ve snneti dikkate almalar gibi. Dolaysyla bunlar eitli sapklklarn, brleri de daha baka sapklklarn girdabna dmlerdir. Yce Allah bunlarn durumuna yle iaret ediyor: ... Benden size hidayet geldiinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz. Kim de beni anmaktan yz evirirse phesiz onun skntl bir hayat olacak ve biz onu, kyamet gn kr olarak haredeceiz. O: Rabbim! Beni niin kr olarak harettin? Oysa ben, hakikaten grr idim! der. Buyurur ki: te byle. nk sana ayetlerimiz geldi; ama sen onlar unuttun. Bu gn de ayn ekilde sen unutuluyorsun! (Taha, 123-126) phesiz bu, benim dosdoru yolumdur. Buna uyun. Baka yollara uymayn. Zira o yollar sizi Allahn yolundan ayrr. (Enam, 153) phesiz ki bu Kuran en doru yola iletir.. (sra, 9) Size rabbinizden hak gelmitir. Artk kim doru yola gelirse, ancak kendisi iin gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktr. (Yunus, 108) Buna benzer birok ayet vardr Kuranda... Baka yerlerde bu temel konuyla ilgili detayl bilgiler vermitik.

Biri kp da yle diyebilir: Rububiyet tevhidinde yok olan (fena ehli) kii, Allahn her eyin yaratcs olduuna tank olur. Bu arada her eyin gerisinde bir hikmetin olduuna inanan biri de olabilir. Bu yzden yle diyebilir: Allah mahlkat bir hikmete dayal olarak yaratmtr. Allah bu hikmeti seviyor ve bundan razdr. Allah sevmedii eyleri de sevdii eyler iin yaratmtr. Dolaysyla muhabbet ve rzay birbirinden ayranlar diyorlar ki:

Hasta, ilac ister; ama onu sevmez. lala elde edilen sonucu sever. O da salktr, hastaln ortadan kalkmasdr. Yce Allah da btn mahlkat meiyetiyle yaratmtr. Dolaysyla O, yaratt her eyi irade etmitir. Yaratt her eyin arkasnda da sevdii hikmet vardr. Yaratt baz varlklar ve fiilleri sevmese de, onlarn yaratllarnn gerisindeki hikmeti sever. Arif kii de bu gerei gzlemledii zaman, bu hikmetten dolay yaratldklar iin bunlar sever. Dolaysyla varlklar, hak tarafndan irade edilip sevildikleri gibi onun tarafndan da irade edilir ve sevilirler. Arif kii, kfr, fsk ve gnah sevmese de, Allah tarafndan yaratlan eyler bir hikmetten dolay yaratldklar iin, bunlar da kendilerinden dolay deil, ama sonu ve gayeleri iin irade eder ve sever. Buna cevap olarak deriz ki: Bu sahneyi gzlemleyen kii, Allahn iyi grdn, sevdiini ve raz olduunu iyi grr, Allahn kt grdn, sevmediini ve buzettiini kt grr. Fakat Allah bu sevilmeyen varl da sevdii bir hikmetten dolay yaratt iin, arif kii de Allahn onu sevmemesi gibi ondan ikrah eder ve ona buzeder; fakat Allahn, onun yaratlnn esas kld hikmeti sever. Bu durumda arif kiinin sevgisi ve bilgisi Allahn bilgisine ve sevgisine uygun olur, muhalif olmaz. Allah her eyi bilendir ve her yapt yerindedir, hikmet sahibidir. O, varlklar olduklar gibi bilir. Onun sevdii ve irade ettii, syledii, emrettii ve yapt eylerin gerisinde hikmeti vardr. Eer Allah falan fiilin ve falan eyin, yerilmesini gerektiren bir nitelie sahip olduunu, bundan dolay buz ve nefrete mustahak olduunu bilirse, ondan buzetmesi ve ondan nefret etmesi hikmetinin bir gereidir. ayet bir fiilin ve bir eyin varlyla sevilen ve vgye deer bir hikmetin gerekleeceini bilirse, o fiil ve eyin meydana gelmesine vesile olduklar hikmet iin onu yaratp irade etmesi de hikmetinin bir gereidir. Denebilir ki: Bu arac da, bizzat sevilenin aracs olduu iin sevilir, ama sahip olduu kt niteliklerinden dolay da buzedilir. Byle bir yaklam aslnda gzeldir. Nitekim denir ki: nsan bir ynden ilaca buzederken, bir ynden de onu sever. Bir ynden buzedilirken, bir baka ynden sevilen ok ey vardr. Ayrca bir eyin bizzat zararl olmas ve her bakmdan kt saylmas ile Allahn onu bir hikmete dayal olarak yaratm olmas arasna da bir fark koymak gerekir. Yce Allah her eyi bir hikmete dayal olarak yarattna gre, bunda da bir hikmeti vardr. Kul, Allahn her eyin gerisinde bir hikmetinin olduunu mahede eder duruma gelip, bunun btn mahlkat birletiren ortak bir zellik olduunu grdkten sonra, bu durum, onun btn varlklar arasndaki farkllklar grmesine engel olmamaldr. Cennet ehli ile cehennem ehlini birbirinden ayran farkllklar yok saymas gerekmez. Bilakis, varlklar arasndaki bu btnlk iinde bu farkll grmek de bir zorunluluktur. te kulun gerekletirecei bu gzlem, Allahn bilgisine ve hikmetine uygundur. Bununla beraber Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: De ki: Eer babalarnz, oullarnz, kardeleriniz, eleriniz, hsm akrabanz kazandnz mallar,

kesada uramasndan korktuunuz ticaret, holandnz meskenler size Allahtan, resulnden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artk Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fsklar topluluunu hidayete erdirmez. (Tevbe, 24) Burada yce Allah, kiinin sevdii baz eylerin Allah, resul ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili iseler, o kiinin azap tehditine muhatap olanlardan biri olduunu haber veriyor. Bir ayette de Allahn sevdii ve Allah seven kimselerle ilgili olarak yle buyuruyor: ... Allah sevdii ve kendisini seven mminlere kar alak gnll, kfirlere kar onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. Bunlar Allah yolunda cihad ederler ve hibir knayann knamasndan kormazlar. (Maide, 54) O halde Allah seven kimsenin Resule tabi olmas ve Allah yolunda cihad etmesi bir zorunluluktur. Daha dorusu her mminin vazgeilmez grevidir. Yce Allah bu hususla ilgili olarak yle buyuruyor: Mminler ancak Allaha ve Resulne iman eden, ondan sonra asla pheye dmeyen, Allah yolunda mallaryla ve canlaryla savaanlardr. te dorular ancak onlardr. (Hucurat, 15) te mminin Allah sevmesi budur. irk nitelikli Allah sevgisi ise, Resule tabi olmay, Allahn dmanlarna buzetmeyi ve Allah iin cihad etmeyi gerektirmez. Bunu, Allah sevdiklerini iddia eden Yahudilerde, Hristiyanlarda ve mriklerde gzlemleyebiliriz. nk bu gruplar Allah sevdiklerini sylemelerine ramen peygambere tabi olmazlar, peygamberin dmanlarna kar da savamazlar. Bir de kendilerince Allah sevdiklerini ileri sren bidat ehli kimseler vardr. Bunlar da bidatlklar orannda peygambere tabi olmaktan kanrlar. Bu kanma da Allahtan bakasn sevmelerini ifade eder. Bunlarn Allah Resulnn dostlarn dost edinmekten ve onun dmanlarn dman edinmekten en uzak insanlar olarak grrsn. Allah yolunda cihad etmekten de fersah fersah kaarlar. Bunun nedeni zihniyetlerindeki bidattr. Bu ise irkin bir ubesidir.

Sufiler iinde Allah sevgisini esas aldklarn syleyip de, Cebriyeci Cehmiyenin anlayna sahip olanlar, son tahlilde sevilen rab adna sadece meydana gelen eyleri ve takdir edilenleri mahede ederler. Meydana gelen kfr, fsk ve gnah gibi her ey onlar nezdinde sevimlidir. Bu mahede asndan Musa ile Firavun, Muhammed ile Ebu Cehil, Allahn velileri ile Allahn dmanlar ve de srf Allaha kulluk etmek ile putlara ibadet etmek arasnda bir fark kalmaz. Onlara gre her ey Rububiyetin birliinde yok olmutur. Sadece canlarnn istedii gibi iki ey arasnda herhangi bir ayrma giderler. Bunun ad bir insann hevasn, kiisel tutkularn ilah edinmesidir. Sadece sevdii eyi yana yakla ister, sadece arzuladn sever, ama buna kendince Allah sevgisi demekten de geri durmaz. Oysa Allahn dnda bir takm ilahlar edinmitir de, onlar Allah sever gibi sevmektedir. Allahtan baka edindii ilahlar da cannn istedii, arzulad eylerden ibarettir. Bu sevgi ortakl da iinde Allah sevgisinden krntlar kald srece devam eder. Nihayetinde bu sevgi de tamamen yok olur ve artk iyice Allah sevgisini zihninde iptal eder. Durumlar itibariyle Arap mriklerinden ve benzeri topluluklardan ok daha kt bir konumda olan Firavun gibiler buna rnek

oluturmaktadr. Bunun iin yukardaki kategoriye giren sufilerin, bilgisizce sevdiklerini ve bilgisizce buzettiklerini syleyebiliriz.

Bilgi Allah Resulnn getirdiidir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda ekienler... (Al-i mran, 61) Bunun ad mnzel (indirilmi) eriattr. Bu yzden gerekten arif olan birok tasavvuf eyhi mritlerine ilme ve eriata tabi olmay tavsiye etmilerdir. Nitekim bu gibi arif, bilge eyhlerden bazlarnn konuyla ilgili szlerini birok yerde aktarmtk... nk irade ve sevgi ilim ve eriat lleri iinde gereklemedii zaman, kfirlerin sevgilerine ve iradelerine benzemi olur.

Dolaysyla: Salikler, mritler, sufiler, derviler, zahitler ve abidler, irade ve sevgi yolunu izlediklerini syleyenler; - ayet mnzel eriata ve peygamberden (s.a.v.) miras kalan ilme tabi olmuyorlarsa, - Allah ve Resulnn sevdiini sevmiyor ve Allah ve Resulnn buzettiine buzetmiyorlarsa, Onlar hakknda kfr ve nifak ubelerinden biri hkm verilir.

Resuln (s.a.v.) haber verdiini tasdik etmeden, onun emrettiine tabi olmadan Allaha iman ve Allah sevme gereklemez. Peygamberin (s.a.v.) kendisini vasfettii vasfa iman etmek, peygamberin haber verdiine inanmann iindedir. Peygamber de kendisini Allahn resul olarak vasfetmitir. Bir nitelii yalanlayan haberi de yalanlam olur. Peygambere (s.a.v.) imann bir gerei, emrettiini yapmak, yasakladn da terketmektir. yilikleri sevmek ve ktlklerden buzetmek ve lnceye kadar bu farklln bilincinde olmak da peygambere iman etmenin bir gereidir. nk emredilen iyilii iyilik olarak grmeyen ve yasaklanan ktl de ktlk grmeyen kimse de iman namna bir ey yoktur. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) sahih bir hadiste yle buyurmutur: Sizden bir ktl gren kimse, onu eliyle deitirsin. Bunu yapamyorsa diliyile deitirsin. Bunu da yapamyorsa kalbiyle buzetsin. Bu ise imann en zayf derecesidir. (Mslim, man, 78; Tirmizi, el-Fiten, 11; Ahmed 3/20)

Yine Abdullah b. Mesuddan rivayet edilen bir dier sahih hadiste de yle buyurmutur: Benden nce Allahn gnderdii her peygamberin mmetinde havarileri ve ashab vard. O peygamberin snnetini benimser ve emirlerine uyarlard. Sonra onlarn yerlerine bakalar geldiler, yapmadklarn sylemeye ve emredilmediklerini yapmaya baladlar. Kim eliyle cihad ederse, o mmindir. Kim diliyle cihad ederse o mmindir. Kim kalbiyle cihad ederse o mmindir. Bunun tesinde bir hardal tanesi kadar dahi iman yoktur. (Mslim, man 80) Bu demektir ki, imann en zayf derecesi, ktl kalben inkr etmektir. Bir kimsenin kalbinde Allah ve resulnn buzettii ktle kar buz yoksa, o kimsenin kalbinde iman namna bir ey yoktur. Bu yzden mriklerin Allah sevgisine benzeyen yaldzl ilh sevgi szlerini tekrarlayan bidatlarn birounun bir bakasnda kendilerinin houna gitmeyen bir nitelik grdklerinde, falan ktdr, falan ktdr... dedikleri ok grlr. Nihayetinde topluca kt dedikleri kimselerde haktan ve batldan birok zellik olduu halde toptan kt diyerek iin iinden karlar. Bylece hakk da batl da tasdik eden, hakk da batl da seven, haktan da, batldan da buzeden Hristiyanlarn tutumlarna benzer bir tutum sergilemi olurlar. Sonunda ne Allah severler, ne de Allaha e kotuklar dzmece ilahlar. Bilakis Firavun ve benzerlerinin Allaha ibadet etmeye tenezzl etmemeleri gibi, Allaha ibadet etmeye tenezzl etmez bir duruma gelirler. Bu, bidat tasavvuf ehli arasnda yaygn olduu gibi, bidat kelm gruplar arasnda da yaygn olan bir tavrdr. Bidat tasavvuf gruplarnn hak-batl anlaylar Hristiyanlarnkine benzerken, bidat kelmclarn hak-batl anlaylar Yahudilerinkine benzer.

slm dini, Kuran ve iman ehlinin yolu ise, Allah ve resulnn buzettiini inkr etmeyi, Allah ve resulnn sevdiini sevmeyi, hakk tasdik etmeyi ve batl yalanlamay gerektirir. Dolaysyla hak yolun izleyicileri, tasdik ve sevgilerinde orta yolu, adaleti ngrrler. Hakk tasdik eder, batl da yalanlarlar. Hakk sever, batla ise buzederler. Mevcut olan hakk tasdik eder, yitik olan batl yalanlarlar. Allah ve resulnn sevdii hakk severler. Bu da Allah ve resulnn emrettii maruftur. Allah ve resulnn nehyettii mnkere ise buzederler. te bu, dosdoru yoldur. Allahn nimetler bahettii peygamberlerin, sddklarn (dorularn), ehitlerin ve salihlerin doru yolu. Hakk bildikleri halde, onu tasdik etmeyen ve onu sevmeyen bu yzden gazaba urayanlarn, Allahn, hakknda hibir delil indirmedii eylere inanp seven sapklarn yolu deil.

Ksaca unu demek istiyoruz: Szn ettiimiz bu gruplarn iine dtkleri bu bidat irk nitelikli sevgi, onlar yle bir noktaya getirdi ki, artk iyiyi iyi gremez ve kty de kt gremez oldular. Bunun nedeni, Allahn, emredileni sevmediini ve yasaklanandan da buzetmediini sanmalardr. Bu bakmdan, Allahn bir eyi sevip bir baka eye buzetmesini inkr edenlerin durumuna dtler. Nitekim Allahn sfatlarnn olmasn kabul etmeyen Cehmiye grubu bu anlaya sahiptir. Bunlarn

iinde bazlar Allahn sevmesini ve rza gstermesini ilke olarak kabul edebilir, inanlarnn asl itibariyle Allahn sfatlarnn varlna inanabilirler. Ancak i kadere gelince, her eyi kapsayan iradeden baka bir eyi kabul etmezler. Sfatlar kabul eden birok grubun iine dt durum bundan ibarettir. Kader sz konusu olduunda Cehm ve Earlerin dediklerine uygun eyler sylerler. Fakat neticede sfatlar da kabul ettikleri iin elikiye derler. Menazilus Sairin yazar gibilerinin durumu buna rnektir. Fakat Cneyd b. Muhammed ve tabileri, eyh Abdulkadir ve benzerleri gibi tasavvuf imamlar ve ilk kuan mehur eyhleri, insanlar iinde Allah ve resulnn emir ve yasaklarna en ok riayet eden kimselerdir. Buna uymay srekli olarak tavsiye etmilerdir. Yukarda iaret etitimiz kimi tasavvufularn yapt gibi kaderci bir tutum iinde olunmasn srekli olarak eletirmilerdir, uyarlarda bulunmulardr. Bu da Cneydin arkadalarna yapt aklamalarda ve eyh Abdulkadirin konumalarnda dile getirdii ikinci farktr. Bu aklama ve konumalarn tamam, emredilenlere uyma ve yasaklananlardan kanma ekseninde dnyor. Takdir edilene kar sabretmeyi ngryor. Bunlardan ve mslmanlarca makbul grlen hibir tasavvuf eyhinden bunun aksi bir aklama sadr olmamtr. Makbul hibir tasavvuf eyhi, emir ve yasaklar gz ard ederek salt kadere dayanlmasn tavsiye etmemitir. Fakat, yukarda szn ettiimiz bu sufiler kader ve rabbani tevhidi mahede edince, Muhammedi eriatta somutlaan ilh farkll gremez oldular. Oysa Muhammedi eriat hakkn sevdii ile sevmedii eyi ayrmay, Ondan baka ibadete layk ilah olmadn kabul etmeyi ngrr. Tasavvuf ve slk ehlinin buna zenle riayet etmesi gerekir. nk son kuak tasavvufularn ou doru yoldan uzaklamlardr. Bunlardan bazlar salt kalpleriyle rabbani hakikatlerle yz yze geldiklerinde, genel rububiyeti ve kuatc kayyimlii gzlemlediklerinde, ayet hak ile batl ayrt etmesini salayacak iman ve Kuran nurundan yoksun ise, tevhid ve irk ayrmn ngren ilh gereklii gremez, Allahn sevdii eylerle buzettii eyleri ayramaz. Resuln emrettikleriyle yasakladklar arasndaki fark alglayamaz. Neticede bu ayrm yapamad iin de slm dininin dairesinden karlar.nk genel rububiyeti mrikler de kabul ederler. Nitekim yce Allah onlarn bu tutumu hakknda yle buyurmutur: Onlarn ou, ancak ortak koarak Allaha iman ederler. (Yusuf, 106) Bir insan, ancak Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ahitlik ettii, srf Allaha ibadet ederek, uluhiyetine hibir eyi ortak komad, srf Onu sevdii, sadece Ona kulluk ettii, sadece Ona yneldii, yalnzca Ona teslim olduu, Ondan bakasna dua etmedii, Ona tevekkl ettii, Onu dost edindii, Onun sevdiini sevdii, Onun buzettiine buzettii, batl irkten uzaklap hak tevhidle fena bulduu zaman muvahhid, hanif bir mslman olabilir. Tevhidde bu ekilde fena bulmas, aslnda beka bulmas demektir. nk Allahtan bakasn ilah edinmekten uzaklar ve Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur, szn gerekletirecek ekilde sadece Allah ilah edinir. Bylece kalbinde Allahtan bakasnn ilahlk iddias srlr, yok olur. Sadece Allahn ilahl kalbinde sabitleir, bakileir.

Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) sahih bir hadiste yle buyurmutur: Kim, Allahtan baka ibadete layk ilah olmadn bilerek lrse, cennete girer. (Mslim, man, 43) Bir dier hadiste de yle buyurmutur: Kimin son sz, la ilahe illallah = Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur, olursa, cennete girer. (Ebu Davud, 3116) Sahih bir hadiste yle buyurmaktadr: lmekte olanlarnza la ilahe illallah = Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur, demelerini telkin edin. (Mslim, Cenaiz, 1-2; Tirmizi, Cenaiz, 7; Nesai, Cenaiz, 4) nk la ilahe illallah sz, slm dininin hakikatidir. Kim bu hakikatin bilincinde olarak lrse, mslman olarak lr. Yce Allah da birok yerde, ancak mslman olarak lmemizi emretmitir: Allahtan, Ona yarar ekilde korkun ve ancak mslmanlar olarak can verin. (Al-i mran, 102) Doru szl Yusufun u sz de buna rnektir: Beni mslman olarak ldr ve beni salihler arasna kat. (Yusuf, 101) Bu ayetin aklamasyla ilgili olarak rivayet edilen grlerden sahih olan, Hz. Yusufun (a.s.) burada lm istemediine, lmeyi temenni etmediine, bilakis, lecei zaman slm zere lmeyi istediine dair olandr. Dolaysyla Yusuf (a.s.) sfat (mslmanl) istemitir, mevsufu (lmeyi) deil. Nitekim yce Allah da bize bunu emretmitir. brahime ve shaka da bu emri yneltmitir. bni Akil gibi birok alim de yukardaki ayeti bu ekilde anlamtr. Bununla beraber dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ADEM'N MUSA'YA KARI KANITI

KULUN YAPABLRL Kulun Yapabilirlii Yapabilirlik trleri NDEKLER

ALFABETK FHRST

Kulun Yapabilirlii eyhul-slm Ahmed b. Teymiye dedi: Mezhebimize (Hanbeli) mensup alimler ve bakalar, kulun yapabilirlii hakknda fikirler beyan etmilerdir. Kulun yapabilirlii fiil ile beraber midir, yoksa fiilden nce mi vardr? Sonuta birbiriyle elien iki gr ortaya kmtr. Bazlar, yapabilirliin, sadece fiille beraber var olduunu sylemiler. Earnin arkadalarndan kaderi olumlayan kelmclarn arlkl gr budur. Bizim mezhepten ve baka gruplardan baz kimseler de bu hususta onlarla ayn dnceyi paylamlardr. Bazlar ise yapabilirliin, fiilden nce var olduunu sylemilerdir. Bu ise, kaderi olumsuzlayan Mutezili ve ii dnce ekollerinin genel yaklamdr. Bunlar, eitli kudret ekillerinin ancak bir tek fiil asndan sz konusu olabilecei kanaatindedirler. nk kudret fiille e zamanldr ve ondan ayrlmaz. Bakalarna gre de, yapabilirlik (istitaat), ancak iki kart duruma elverili olan bir eyle ilintili olabilir ve hibir zaman fiille e zamanl olmaz. Kaderiyeciler, bu hususta en ok sapan kimselerdirler. nk hibir ekilde fiille e zamanl olarak kudretin olmasn kabul etmezler. Onlara gre messir, eserden nce olmak zorundadr, onunla kesinlikle e zamanl olamaz. Onlara gre bu hususta kudret, irade ve emir arasnda herhangi bir fark yoktur. Kitap ve snnetin gsterdii gerek ise udur: Yapabilirlik, hem fiilden nce vardr, hem de fiille e zamanl olarak vardr. Ayrca bununla e zamanl olarak, baka bir fiile elverili olmayan bir dier yapabilirlik de vardr. NDEKLER KULUN YAPABLRL

Yapabilirlik trleri Buna gre iki yapabilirlik vardr. 1 - Biri fiilden nce var olan ve iki kart duruma da elverili olan yapabilirlik. 2 - Dieri de fiille e zamanl olan ve ancak fiille beraber var olan yapabilirlik.

nceki yapabilirlik, kendisini olabilir klan fiili dorularken, dieri kendisini gereklemi klan fiili gerektirir. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Yoluna gc yetenlerin o evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr. (Al-i mran, 97) Eer bu yapabilirlik, ancak fiille beraber olabilseydi, hac, ancak hac grevini fiilen yapmakta olan kimseye farz olurdu. Hac grevini yapmayan bir kimse de gnahkr olmazd. Hac iin ihrama girilmeden nce de hi kimseye hac farz olmazd. Daha dorusu hacc tamamlamadan nce kimseye hac farz olmu olmazd. Bir ayette yle buyuruluyor: O halde gcnz yettiince Allahtan korkun. (Tegabun, 16) Burada, gcn yettii oranda takva emrediliyor. Eer fiille e zamanl yapabilirlik kast edilmi olsayd, hi kimseye takva duygusuna sahip olmas gerekli olmazd. Ancak yapt bir ey balamnda vacip olabilirdi. nk sz konusu yapabilirliin elik ettii ey bu fiil olurdu. Dier bir ayette yle buyuruluyor: Allah her ahs, ancak gcnn yettii lde mkellef klar. (Bakara, 286) Ayetin orijinalinde geen el-Visu, kapasite demektir. Kiinin kapsad ve takat getirdii eye denir. Bununla ilintili olarak eer, fiille e zamanl yapabilirlik kast edilmi olsayd, herkes ancak, yapt fiille mkellef olurdu. Yapmad vaciplerden sorumlu olmazd. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: Buna imkn bulamayan kimse, hanmyla temas etmeden nce ardarda iki ay oru tutar. Buna da gc yetmeyen, altm fakiri doyurur. (Mcadele, 4) Burada, fiilden nceki yapabilirliin kast edildii aktr. Aksi taktirde yle bir anlam ortaya kard: Oru tutmayan kimse, altm yoksulu doyurur... Dolaysyla oru tutmayan herkesin yoksul doyurmas caiz olurdu ve fiilen oru tutmadan da hi kimseye oru farz olmazd. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadiste yle buyurmutur: Size bir ey emrettiim zaman, onu gcnz yettiince yerine getirin. (Buhari, 2788, Mslim, Fedail, 130) Eer burada peygamberimizin (s.a.v.) maksad, sadece fiille e zamanl yapabilirlik olsayd, bu taktirde yle bir anlam kast edilmi olurdu: Size emrettiimden yaptklarnz yerine getirin. Bylece insanlara ancak yaptklar eyler emredilmi olurdu. Ayrca peygamberimiz (s.a.v.) mran b. Husayna yle demitir:

Ayakta namaz kl. Eer buna gcn yetmiyorsa oturarak kl. ayet buna da gcn yetmiyorsa, o zaman yann zerine yatarak kl. (Buhari, Taksiru-Salat, 19) Eer peygamberimizin (s.a.v.) maksad, fiille e zamanl yapabilirlik olsayd, anlam yle olurdu: Eer yapmazsan, serbestsin... Buna daha birok rnek vermek mmkndr. nk kitap ve snnette vaciplii yapabilirlikle, vacip olmay da yapabilirliin olmayyla ilintilendirilen btn meseleler kesinlikle fiille e zamanl yapabilirlik anlamnda kullanlmamlardr. Aksi taktirde Allah, vacipleri ancak yapanlara vacip klm olurdu. Dolaysyla bu vacipler yapmayanlardan da sakt olurdu. Hi kimse bir vacibi terk etmekten dolay da gnah ilemi olmazd. Amelle e zamanl olan ve ameli gerektiren yapabilirlie gelince, buna u ayetlerde deiniliyor: Onlar ne kulak verebiliyorlar ne de grebiliyorlard. (Hud, 20) Gzleri beni grmeye kapal bulunan, kulak vermeye de tahamml edemez olanlar... (Kehf, 101) te bu ayetlerde deinilen yapabilirlik, fiille e zamanl ve fiili gerektirici yapabilirliktir. nk dier yapabilirlik asndan ykmllk bir zorunluluktur. Buna gre, birincisi, eri yapabilirliktir ve onun alan emir ve yasaklar, sevap ve cezalardr. Buras fkhlarn alanna girer. nsanlarn gelenei de genelde buna dayanr. kincisi: Kevni yapabilirliktir. Onun alan da kaza ve kaderdir. Fiilin varl bununla gerekleir. Dolaysyla birincisi, eri emirleri ieren szlerle, ikincisi ise kevni yaratllar ieren szlerle ilgilidir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Rabbinin szlerini ve kitaplarn tasdik etti. (Tahrim, 12) nsanlar, kulun, hak tarafndan bilinene ve irade edilene aykr hareket edip edemeyecei hususunda ihtilaf etmilerdir. Dorusu udur: Kul, fiilden nce var olan eri dediimiz ilk yapabilirlikle kadir olabilir. nk yce Allah, bilinenin ve irade edilenin aksine de kadirdir. Yoksa Allah, ancak yapt eye kadir olabilirdi. Ama kul, fiille e zamanl yapabilirlik anlamnda buna kadir deildir. nk bu anlamda ancak Allahn, olacan bildii ve olmasn irade ettii ey olabilir. Bu alanda Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Havarilerin u sz de buna bir rnek oluturmaktadr: Rabbin bize gkten, donatlm bir sofra indirebilir mi? (Maide, 112) Onlar bunu sylerken Allahn kudretini anlamak istemilerdi. Nitekim Yunus da kendisine g yetirilemeyeceini sanmt. Nitekim: unu yapabilir misin? dediimizde bu, unu yapar msn? demektir. nsanlarn gnlk konumalarnda bunun rnekleri oktur. Kaderiyeciler, ilk yapabilirliin, fiilin meydana gelmesi iin yeterli olduuna inandklar ve kulun dilemesinin fiili meydana getirdiini dndkleri iin, onun, fiil esnasnda Allahtan mstani olduunu ileri srdler. Cebriyeciler de, ikinci yapabilirliin fiili gerektirdiine inandklar ve bunun da insandan bakasndan

kaynaklandn grdkleri iin, insann fiili ilemeye dardan mecbur brakldn sylediler. Aslnda her iki karsama da yanl ve irkindir. nk kulun bir dilemesi var ve bu dileme Allahn dilemesine tabidir. Nitekim yce Allah birok ayette ona deinmitir: Dileyen ondan t alr. Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar t alamazlar. (Mddessir, 5556) Artk dileyen rabbine bir yol tutar. Sizler ancak rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz. (nsan, 29-30) Sizden doru yolda gitmek isteyenler iin bir ttr. Alemlerin rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 28/29) Allah kulu, irade eden (mrid) seen (muhtar) ve dileyen kldna gre, irade eden olduu halde, onun, mecbur ve zorlama altnda olduunu sylemek mmkn deildir. Ama bunun yannda, dilemesini kendisinin meydana getirmi olmas da imknszdr. Eer, o semeye mecburdur, dilemek zorundadr, denilirse, bu, bir benzeri olmayan, anlamsz bir gr olur. Bu cebir kavramndan da kmaz. nk buna ancak Allah g yetirebilir. Bu nedenle Kaderiye ve Cebriye birbiriyle elien, birbirini nakzeden iki gr benimsemilerdir. Bu iki grubun her biri olumladklar hususlarda isabet etmiken, olumsuzladklar hususlar da yanlmlardr. rnein, Ebul Hasan el-Basri ve onunla ayn gr paylaan Kaderiyeciler unu ileri srmlerdir: Kulun, fiillerini ve tasarruflarn gerekletireceine dair bilgi, zorunlu bir bilgidir. Baz safsataclar bunu inkr etseler de. bni Hatib ve benzeri Cebriyeciler de unu ileri srmlerdir: Kulun yapmasnn yapmamasna tercih edilmesinin kulun dndaki bir tercih ediciye dayandn bilmek zorunludur. nk olmas ve olmamas eit dzeyde mmkn olan bir eyin bir tarafnn tercih edilmesi, ancak bir tercih edicinin bulunmasyla mmkndr. Aslnda bu iki gr de dorudur. Ancak, bunlardan birinin dierini olumsuzlad iddias doru deildir. nk kul, fiillerini meydana getiricisi ve kazanandr. Bu meydana getirmenin, bir meydana getiriciye ihtiyac vardr. Dolaysyla kul, daha nce yle deilken, meydana getirmeyi gerekletirdikten sonra faildir, yapandr, meydana getirendir. Ama kulun da bir faili olmaldr. Nitekim yce Allah: Sizden doru yola gitmek isteyenler iin. buyururken, buna iaret etmitir. Kul, doru yola gitmeyi istedii zaman, doru yola giden, mstakim olur. Ama ardndan da yle buyurmutur: Alemlerin rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. u halde zorunlu olarak bilinen eyler, iitsel ve akli kantlarn delalet ettii eyler, haktr. Bu yzden, Allahtan baka deitiren ve kudret sahibi kimse yoktur. Kul, zat, sfatlar ve fiilleri itibariyle zat olarak Allaha muhtatr. Bununla beraber kulun bir zat, sfatlar ve fiilleri vardr. Dolaysyla kulun fiillerini olumsuzlamak, tpk sfatlarn ve zatn olumsuzlamak gibi hakkn inkr edilmesi anlamna gelir. Tpk kulun zatn, sfatlarn ve fiillerini olumsuzlamann hak olduunu syleyen sufilerin

arlna benzer bir arlktr. Ya da kulun sahip olduu bir eyi Allahtan mstani grmek ya da Allahtan ayr ve bamsz olarak meydana geldiini dnmek Ben sizin yce rabbinizim (Naziat, 24) diyen ve kendisini yarattn iddia eden Firavunun arlna denk bir arlktr. Hak olan ehl-i snnet vel cemaatin izledii tutumdur. Fakat, gerektirme yntemine dayal olarak bunlarn birbirleriyle elitiini syleyerek, birini olumlamann dierinin olumsuzlanmasn gerektirdiini sylemek, hak deildir. Bunun nedeni de udur: Akl asndan bilinen ve kantlanan eylerin tesinde bu zellikte olmayan eyler de vardr. te bu fazladan olan ey, bilinen ve kantlanan eyin zdddr. NDEKLER KULUN YAPABLRL

ALLAH'IN FLLERNN LLETLER Allah'n Fiillerinin lletleri Kelamclarn gr Mutezile'nin gr Cumhurun gr NDEKLER ALFABETK FHRST

Allah'n Fiillerinin lletleri eyh -Allah ruhunu kutsasn- dedi: Allahn fiillerinin illetleriyle ilgili soruya gelince: lk ve son kuak mslmanlarn ounluunun gr, Allah bir hikmetten dolay yaratr ve bir hikmete dayal olarak emreder, eklindedir. Fkh ve ilim imamlarnn mezhebi budur. Mutezile, Kerramiye ve dier mezheplerden Kelmclarn byk bir ksm da bu hususta onlarla ayn

gr paylamlardr. NDEKLER ALLAH'IN FLLERNN LLETLER

Kelamclarn gr Bir grup kelmc ve kyas kabul etmeyen baz kimseler ise, Allahn yaratmasnn ve emrinin bir gerekeye dayal olmasn olumsuzlama ynne gitmilerdir. Bu Earnin ve onun grlerini paylaan dier baz kimselerin grdr. Diyorlar ki: Kuranda Allahn fiili ve emriyle ilgili hibir ifadede talil (gereke) lam yer almaz. Allah bir eyi, bir maslahatn gereklemesi ve bir ifsadn bertaraf edilmesi iin emretmez. Bilakis, kullarn maslahat ve ifsad anlamnda meydana gelen eyler, baka sebeplerden dolay meydana gelirler. Allah bir eyi, o eyin kendisiyle snrl olarak yaratr. unu unun iin, berikini de br iin yaratmaz. Onlara gre, Allahn fiillerinde gereke aramak, ihtiyac ve baka bir eyle tekaml etmeyi gerektirir. Bu ise, sonsuza doru zincirleme gerekelendirmeyi kanlmaz klar. NDEKLER ALLAH'IN FLLERNN LLETLER

Mutezile'nin gr Mutezile, Allahn fiillerinin gerekeye (illete) dayal olmasn kabul eder; ancak talil ve cevaz meselesine dair kendi arpk ilkelerine dayal olarak... Fakat Allahn fiillerinin illetlere dayal olmasn kabul eden fkh ve ilim adamlar ve mslmanlarn geneli, bunu, Kaderiyecilerin prensiplerine dayal olarak kabul etmedikleri gibi, Cehmiyenin prensipleri dorultusunda da olumsuzlamazlar. Bu konuyla ilgili olarak deiik yerlerde gerekli aklamalara yer vermitik. NDEKLER ALLAH'IN FLLERNN LLETLER

Cumhurun gr Mslmanlarn ounluunun gr udur: Kitap ve snnet Allahn fiillerinin iletlere dayal olduunu gsteriyor. Ak akli kant da bunu gerektirir. Bu da Allahn hikmet sahibi oluunun kantdr. nk bir eyi bir hikmete dayal olarak yapmayan biri hikmet sahibi olamaz. Bu hususta yaplacak bir aklama u temel prensiplere dayanmaldr: Birincisi: Allah sever ve raz olur. Zatndan dolay ibadet edilmeyi hakkeder. Ondan baka sevilmeyi hakkeden biri yoktur. Ondan bakasna ynelik btn sevgiler fasittir. Bu, ilahlk kavramnn ierdii anlamlardr. nk: lah,sevilmeyi ve kulluk edilmeyi hakkeden zat demektir. Kullarn ortak zellii ise, Allah karsnda zilletin son noktasnda olmalardr. Ona kar da sevginin en st dzeyini beslemek durumundadrlar. Allahtan bakas da bunu hakketmez. Ayrca Allah kendine hamd eder, kendini ver, kendisini ulular, tevbe edenlerin tevbesiyle sevinir ve mmin kullarndan raz olur. Hamd; sevgi besleyerek vlenin gzelliklerini anlatmak demektir. Bir kimse, bir bakasnn gzelliklerini, ona sevgi beslemeksizin haber verirse, ona hamd etmi olmaz. Veya ona sevgi beslemesine ramen, gzelliklerini anlatmazsa, ayn ekilde hamd etmi olmaz. Yce Allah, kendine hamd ettii, gzel isimlerini ve yce sfatlarn, gzel fiillerini zikrettii zaman, kutsal zatn sevdii zaman, ven de vlen de, sena eden de sena edilen de, ululayan da ululanan da, seven de sevilen de kendisidir. Bu, kemalin son noktasdr. Ki Ondan bakas da bunu hakketmez. Ancak O, bununla vasf edilebilir. O, her eyin rabbidir. Onsuz hibir ey olmaz. O, kendisinden baka ibadete layk ilah olmayan ilahtr. Bu yzden Ondan bakasna kulluk etmemiz caiz olmaz. Bir ey Onunla olmuyorsa, olmaz. Onun iin olmayan da ne fayda verir ne de devam eder. Onun rzas gzetilmeden yaplan her amel batldr. Ona ancak gzel szler ykselir. Onlar da Allaha ameli salih ulatrr. (Fatr, 10) Mslman mslman, namaz klan namaz klan, tevbe edeni tevbe eden, hamd edeni hamd eden klan Odur. Kuluna kolay kolaylatrdnda, tevbesini kabul edip tevbesinden dolay sevindiinde, kulu kendisine krettii vakit kretmesine raz olduunda, salih amel ilemesinden dolay kulunu sevdiinde, yaratcy, tevbesiyle, raz olan, seven ve sevinen klan, mahlk deildir. Bilakis mahlku, kendisini sevindiren, raz eden ve sevmesini salayan eyin faili klan yce Allahtr. Btn bunlar Onun dilemesi ve kudretiyle olur. Herhangi bir olayn meydana gelmesinde orta yoktur. Hibir ekilde bir bakasna muhta deildir. Bilakis, O, her adan bakasndan mstanidir. Ama bakas her adan Ona muhtatr. Bir eyi sevdii ve raz olduu bir hikmetten dolay yarattysa, O, bakasna muhtatr, demek caiz deildir. Aksi taktirde, Allahn sevdii ve raz olduu

fiili ileyen bir baka yaratcnn varl ileri srlm olur. Yani, Allah, kullarn fiillerini yaratmaz, ibadetler Allahn kudreti ve yaratmas olmakszn var olurlar, iddiasnda bulunan Kaderiyecilerle ayn noktada buluulur. Kaderiyecilere gre, Allah bu fiili sevdi ve bundan raz oldu, denildii zaman, bu, mahlkun Allah raz ve seven klmasn gerektirir.

Ehl-i snnetin grne gelince; o da u ekilde zetlenebilir: Allah, kullarn fiilleri de dahil olmak zere her eyin yaratcsdr. Var olan her eyi O yaratmtr. Onun yarattndan baka bir ey mevcut deildir. Bunda da yksek bir hikmet vardr. O, bu hikmeti btn ayrntlaryla bilir. Baz kullar da, Allahn bildirdii orada bu hikmeti bilirler. nk, Allahn dilediinin dnda kullar, Onun ilmini kuatamazlar. Bunun, insann ihtiyaryla gerekleen olgularn Allahn zatyla kaim olmasn gerektirmesine gelince, selef kuann gr budur. Hadis ve snnet imamlar ve kelmclarn birou da bu grtedir. Bunun gelecekte de zincirlemeyi gerektirmesi meselesine gelince: Deniliyor ki: Allah, bir eyi bir hikmetten dolay yaratnca ve bu ey ancak hikmetin var olmasndan sonra var olunca, bu hikmet de zorunlu olarak baka bir hikmetten kaynaklanm olur. Bunun anlam gelecekte zincirleme olutur. Bu ise, gerek mslmanlarn ve gerekse mslman olmayanlardan cennet ehlinin nimetlerinin devamlln kabul edenlerin savunduu bir eydir. Buna yalnzca kuku duyan kimseler muhalefet etmilerdir. Cennet ve cehennem ehlinin bir gn yok olacaklarn syleyen Cehm b. Safvan gibi. Cennet ve cehennem ehlinin hareketlerinin bir gn yok olacan syleyen Ebu Hezil gibi. nk bu ikisi, gemite ve gelecekte varl sonsuza kadar devam eden bir eyin olamayacan iddia etmilerdir. Mslmanlarn ounluu bu ikisine muhalefet etmitir. Buna verilecek ikinci cevap da, zincirleme olu iki trldr, denilmesidir. Birincisi: Faillerde zincirleme olu. O da her failin bir failinin olmas eklinde gerekleir. Bu ise, akln ak kantlar asndan batldr. Akl sahibi herkes bunda ittifak etmitir. kincisi: Sonularda zincirleme olutur. Bu tpk: Allah, daima diledii zaman kelm sfatna sahipti, demeye, veya: Allahn kelimelerinin sonu yoktur, demeye benzer. Btn dinlerin mensuplar, felsefenin nde gelen simalar byle bir zincirleme olu kabul ederler. Ancak felsefeciler feleklerin ncesizliinin (kadimliini) de savunurlar. Onlara gre feleklerin hareketlerinin ba da sonu da yoktur. Bu ise, peygamberlerin getirdii dine aykr kfr bir iddiadr. Aklen de batldr. Rabbin daha nce kelm etmesi ve dilemesine gre yapmas mmkn deildi. Sonra, kelm etmesi ve dilemesine gre yapmas mmkn oldu, demek de buna benzer. Nitekim Kaderiyeciler ve Cehmiyeciler ve de kelmc gruplardan onlarn grlerini paylaan kimseler bu grtedirler. Ve bunun da batl bir iddia olduunda kuku yoktur. Bu ayn zamanda mlhid felsefeciler ile bidat kelmclar arasnda karkln kmasna da yol amtr. Bu babda ve

bu konuda birok aklamalar geni ve detayl bir ekilde yaplmtr. Bunlarn boyutlarn ancak konuyla ilgili olarak ileri srlen grleri ve gr sahiplerinin iine dtkleri mklleri bilenler kestirebilirler. Nitekim kelm ilminin zirveleri saylacak birok bilgin dahi kukular bataklna dmekten kurtulamamlardr. Bu konu baka eserlerde etraflca ele alnmtr. NDEKLER ALLAH'IN FLLERNN LLETLER

MEYET MESELES eyhul-islm -Allah rahmet etsin- yle dedi: Gvendiim arkadalarmzdan biri syledi. eyhimiz Ebu Abdullah Muhammed b. Abdulvahhab, eyhlerimizden Ebu Zekeriya b. Es-Sarmiye hasta ziyaretinde bulunurken, yanndaki cemaat esSarmiden dua etmesini istemi. O da duasnda yle demi: Allahm! Gklere ve yere, isteyerek veya istemeyerek gelin, demeye g yetirdiin ve onlarn da: isteyerek geldik, demelerini saladn kudretin hakk iin, unu unu yap. Ebu Abdulvahhab der ki: nsanlarn yannda, bu konuda onunla tartmak istemedim. kimiz yalnz kalnca dedim ki: Byle sylenmez. Yaratmana g yetirdiin kudretin, deseydin bu caiz olurdu. Fakat, sylemeye g yetirdiin kudretin....demek caiz deildir. nk bu, Allahn sznn, Allah asndan g yetirilen ve mahlk olmasn gerektirir.... Olay anlatan kii (kendisi afiinin mezhebinin faziletli simalarndan biridir) dedi ki: Bu olay imam Ebu Zekeriya en-Nevaviye anlatldnda, nce bu duann neden olumsuz karlandn anlamad. Sonra mesele aklannca anlad. Bunun zerine ben de dedim ki: Bu mesele, meiyet meselesine benziyor. Diyoruz ki: Diledii zaman konuur. nk meiyetin taalluk ettii bir eye kudret de taalluk eder. Allahn diledii olur ve bir ey de ancak Allahn kudretiyle olabilir. Varlk olarak Allahn kudretinin taalluk ettii bir eye meiyeti de taalluk etmitir. nk Onun kudreti ve meiyeti olmadan hibir ey olmaz. Bir eye kudretin taalluk etmesi caiz ise, meiyetin taalluk etmesi de caizdir. Bunun aksi de dorudur. Kudretin taalluk etmesi caiz olmayan bir eye de meiyet de taalluk etmez. Bu yzden Allah her eye kadirdir. (Bakara, 20) denilmitir. ey kelimesi, aslnda ae / yeau / eyen fiilinin masdardr. (Nale / yenalu / neylen fiiliyle ayn

kalptandr.) Daha sonra masdar olan ey kelimesi meful yerine konulmu ve istenene de ey denilir olmutur. Tpk nail olunana meyl denilmesi gibi. Nitekim Araplar: Neylul maden =madenden elde edilen, nail olunan, derler. Ve tpk g yetirilene de kudret denilmesi, mahlka (yaratlma) halk denilmesi gibi. Dolaysyla: Her eye kadirdir ifadesi, dilediklerinin tmne kadirdir, demektir. Bundan dolay, baz eyler istenmi ve olmulardr. Baz eyler de istenmedikleri halde ey olarak isimlendirilirler. nk zihinde, bilgi kapsamnda istenmeye elverili olmak anlamnda ey saylrlar. Dolaysyla Her eye ... ifadesi, objeler dnyasnda ve zihin iinde ey olan eyleri kapsar veya sadece zihin iinde olan eyleri kapsar. Ancak, meiyetin kapsamna girmesi caiz olmayan eyleri kapsamaz. Yce Allah ve sfatlar gibi. Ya da z itibariyle imknsz olan eyleri de kapsamaz. nk bu gibi eyler ifadenin genelliinin iine girmezler. Bu yzden, z itibariyle imknsz olan bir eyin ey olmad hususunda ittifak vardr. Ancak mmkn nitelikli olup yok olan eyin ey olup olmad hususunda ihtilaf vardr. Mutezileden ve rafzilerden oluan baz kelm gruplar ile bunlarla ayn gr paylaan baz sapk sufiler, irade ve kudret sfatlar taalluk ettii iin bunun da objeler dnyasnda ey olduunu ileri srmlerdir. Bu ise, yanl bir karsamadr. Oysa bu, mevcut olabilen bir eyse, Allah tarafndan bilinen ve irade edilendir. Ama znde lm, varlk ve hakikat gibi bir ey yoktur. Bilakis, varl, sbutu ve hasl oluu ayn eydir. Objeler dnyasndaki mahiyeti ve hakikat ise varlnn kendisidir. Hasl oluu ve sbutu objeler dnyasnda iki ayr ey deildir. Akl, mutlak mahiyeti mutlak varlktan ayrsa da. Bu, bilindikten sonra, bu meselenin Allahn kelm ve buna benzer sfatlaryla ilgili bir mesele olduu belirginlik kazanr. Bu noktada u soru gndeme gelir: Acaba kelm (ya da buna benzer dier bir sfat), kadim ve zattan ayrlmaz mdr? Fiili, dilemesi ve kudretiyle bir ekilde ilintili deil midir? Ya da yle mi demek gerekir: Allah diledii zaman konuur, diledii zaman susar ve bununla beraber kelm Allahn fiili sfatdr? Bizim arkadalarmzn ve ehl-i snnetin dier gruplarnn bu konuyla ilgili iki ayr gr vardr. Ben diyorum ki: eyh Ebu Zekeriyann yapt bu dua, imam Ahmedden rivayet edilmi ve eyh de ondan ezberlemitir. Bununla beraber dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir. nk eyh, Ahmedi ve onun eserlerini ok severdi. mam Ahmedin menkibelerini ve onunla ilgili haberleri ska zikrederdi. Nitekim imam Ahmedin menkibeleri kapsamnda Bu duadan da sz edilmitir. Hafz Beyhaki Menakibu Ahmed kapsamnda bunu rivayet etmitir. Dolaysyla bu duay eyh Ebu Zekeriya, Hafz Abdulkadir er-Ruhaviden zetleyerek rivayet etmitir. Ondan da zet ekilde dinlemilerdir. Beyhaki der ki: Abdullah el-Hafz zetleyerek bana anlatt ki: Bana Ebu Bekir Muhammed b. smail b. Abbas anlatt. Ona da Ebu Muhammed Abdullah b. shak b. brahim el-Beavi anlatm, o da Ebu Cafer Muhammed b. Yakup es-Saffardan duymu ki: Ahmed b. Hanbelin yanndaydk. Dedik ki: Bize dua et. O da yle dedi: Allahm! Bizim seni sevdiimizden daha ok sevilmeye layk olduunu bildiimizi biliyorsun. Bizim, senin sevdiin ekilde olmamz sala.

Sonra imamn yannda bir saat kadar oturdum. O srada denildi ki: Ey Ebu Abdullah! Biraz daha dua et. Dedi ki:

Allahm! Gklere ve yere, isteyerek veya istemeyerek gelin, demeye g yetirdiin ve onlarn da: isteyerek geldik, demelerini saladn kudretin hakk iin, bizi raz olduun eyleri yapmaya muvaffak kl. Allahm! Fakirlikten ancak sana snrz. Srf senin iin, zilletten sana snrz. Allahm! Bize, azmamza sebep olacak kadar ok verme. Seni unutmamza sebep olacak kadar da az verme. Bize rahmetini bahet. Rzkndan geni olarak ver. Dnyanda bize yetsin ve lutfundan bizi bakasna muhta brakmasn...

Ben diyorum ki: Yukardaki anlamyla bu dua, istedii zaman konuur, szne uygundur. Bylece kelm sfatn kudret ve meiyet sfatlaryla ilintilendirmi oluyor. Yoksa, burada, syleme, gerek bir sz olmakszn hzla var etmeden ibaret olarak alglanacak olursa, bu, Ahmedin, bu konuyla ilgili olarak Cehmiyeye kar yazd kitapta zikrettii kantlara aykr olacakt. nk Ahmed ad geen kitapta, kelmn, dil ve dier aralara bal olmadn kantlamaktadr. NDEKLER ALFABETK FHRST

KULUN HTYAR FLLER Kelam ilminin derinliklerine dalan ehl-i slm'n gr Kul ile Allah arasnda benzerlik kurmak Kulun fiil zerine etkisi Kudret-fill ilikisi Kur'an'da kulun fiili, dilemesi ve kuvveti Kul gerek fail mi? Allah'n hikmetini bilme Kulun kudreti ve kazanc

Yaratma ve kazan arasndaki fark NDEKLER ALFABETK FHRST

Kelam ilminin derinliklerine dalan ehl-i slm'n gr Selam yurdunun giriinde her eyi bilen Allah, size selam versin. Her eyin zerinde kaim olan Allah, ehl-i snnet vel-cemaat inanc noktasnda zihinlerce kapal kabul edilen hususlar aklama abanzda size yardm etsin. Allah selefin ruhlarn aydnlatsn ve onlardan sonra onlarn yolundan gidenlerin saysn trl ltuflaryla oaltsn. mdi... Kullarn ihtiyari fiilleri, Allahn ve kulun yaratmasyla meydana gelmektedir. yleyse kulun kesbinin (kazancnn) hakikat nedir? Bundan sonra kul, fiilin varl zerinde messir midir? Deil midir? Eer messir ise, bu demektir ki, kul, fiilin yaratlmas hususunda yaratcnn ortadr. Byle bir durumda kula kasip deil, ortak yaratc denir. -Ehl-i snnet ise, byle bir sz sylemekten beridirEer kul, fiilin varl zerinde messir deilse, bu demektir ki, fiil btnyle yce Allah araclyla gereklemitir. Kulun bunda hibir dahli olmamtr. Bu takdirde de eriatn onca hkmlerinin drlp bir kenara atlmas demek olan cebir olgusunun geerlilii sz konusu olur. Parlak ve gz kamatrc kantlarla desteklenmi ehl-i snnet dncesi ise, bylesine irkin bir sz sylemekten, bylesine arpk bir inanc dile getirmekten kaar. Byle bir durumda, kula itaat ve isyan, kfr ve iman nispet edilemez ki, gazab ve honutluu hakketsin. Ey dosdoru yol zerinde en salam ilim yntemini izleyen yol gsterici rehberler! zlenecek yol nedir? Ki orta yolun her iki taraf da yergiyi gerektirici niteliktedir. Akllar bu badan kurtaracak, kalplerin bu elden ayaktan drc hastalktan ifa bulmasn salayacak bir aklama getirin. Kemal sfatlarna sahip Allah sizi Ruhul-kudsle desteklesin. eyh, imam, Rabbani alim, kalbine ilh nur bahedilmi, trl faziletleri kiiliinde toplam, mslmanlarn mfts Takiyuddin Ahmed b. Abdulhalim b. Abdusselam b. Ebul Kasm b. Muhammed b. Teymiyenin -Allah rahmet etsin- cevab: Cevabn zeti: Kesb, faile yarar veya zarar olarak geri dnen fiile denir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Herkesin kazand kendine, yapt da kendinedir. (Bakara, 286)

Burada yce Allah, kiinin kazandnn kendi lehine veya aleyhine olacan aklyor. nsanlar arasnda yle ifadeler oka kullanlr: Falan adam mal veya vg yahut eref kazand... Nitekim kii bunlardan yararlanr da. Kullar, iledikleri amellerle kemale erer ve onlarla slah olurlar. nk yaratln balangc itibariyle noksan yaratlrlar. Bu yzden bir sebebin ispat sahih olur. Ve nk insanlarn kemal ve slahlar fiileri araclyla gerekleir. Ama yce Allahn fiili ve yapmas kemalinden ve celalinden kaynaklanr. u halde Allahn fiilleri isim ve sfatlarndan tremitir. Nitekim yce Allah bir kutsi hadiste yle buyurmutur: Ben rahmanm. Rahmeti yarattm. Ona ismimden tremi bir isim verdim. (Ebu Davud, Zekat, 45; Tirmizi, Birr, 9) Kulun isim ve sfatlar fiillerinden kaynaklanrlar. Sz gelimi kul iin alim ve kamil isimleri, onda ilim ve kemalin meydana gelmesinden sonra ortaya karlar. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Kul ile Allah arasnda benzerlik kurmak Tam da bu noktada Kaderiyeciler sapmlardr. nk onlar, Allahn fiillerini kullarn fiillerine benzettiler -Allah onlarn sylediklerinden mnezzehtir, ycedirDolaysyla asl onlar fiiller noktasnda mebbihedirler. (Kul ile Allah arasnda benzerlik kuruyorlar.) Onlarn inanlarna gre, bilgileri ve akllar orannda kendileri asndan gzel olan bir ey Allah asndan da mutlak olarak gzeldir ve kendileri asndan irkin olan bir ey de mutlak olarak Onun asndan da irkindir. Ya da kendileri asndan gzel olduunu bildikleri ey, iyilikleri ve kurtulular anlamn ierdii iin bu nitelie sahiptir. Ve irkin olduunu bildikleri ey de, kendilerinin zararna olduu iin bu nitelii almtr. Allah, anna layk olmayan bu tr yaktrmalardan mnezzehtir. Kul fiilin var olmas zerinde etkili midir, deil midir? Szne gelince: NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Kulun fiil zerine etkisi

Bu konuda sylenecekler iki ksmda deerlendirilebilir: Birincisi: Bu, eer zahiren ele alnacak olursa, fasit bir sorudur. nk kulun kesbi (kazanc) fiili ve yapmasdr. Bu yzden, kul fiili ilerken kesbi zerinde etkili midir veya: Bir ey kendisi zerinde messir olur mu? diye bir soru sorulabilir mi? Bir kimse kesbi; ilgilenme, ele alma, bir eye kast etme ve ona ynelik giriimde bulunma eklinde alglyorsa, bilinsin ki, sz edilen bu eylerin tm fiildirler ve oturup kalkmak gibi bedenin tm fiilleri iin sylenenler, bunlar iin de geerlidir. Soruyu soran kiinin bunu anladn ve bu yzden: Kulun fiili, Allahn yaratmas ve kulun kesbiyle meydana gelen, diyenlerin grn ifade ettiini sanyorum. Meselenin z unu sylemekten ibarettir: Kulun fiili, Allahn yaratmasndan ve kulun kesbinden ibarettir. Fakat, kulun bedeninin fiillerinin onun kesbiyle meydana geldikleri kast edilmesi gerekir. Yani, kulun niyetiyle ve eliinde meydana gelirler. Bir bakma yle demektir: Kulun zahiri fiilleri, onun batni fiilleriyle meydana gelirler. Byle bir sorunun yenilenmemesi yadrganacak bir ey deildir. nk buras birok ayan kayd bir kaygan zemindir. Nice zihinler bu balamda sapmlardr. Gzel soru sormak ilmin yarsdr. Soruyu soran kii, soruyu iyice dnp tasavvur edince, bir eyin ya ispatn veya olumsuzlanmasn ister. Eer eksiksiz bir tasavvuru gerekletirebilirse, olumlu yada olumsuz taraflardan birini bilmi olur. kincisi: Sorunun ve cevabn ilgili olduu meselenin irdelenmesidir. yle demek gerekir: Kulun mahlk kudreti, fiilinin varoluu zerinde etkili olur mu? Eer etkili oluyorsa, bu irki gerektirir, deilse, bu sefer cebri (kulun fiili ilemeye zorlanmasn) gerektirir. Bu nokta, tartmal ve bilinen bir meseledir. Nice aratrmac, gzlemci, keifi bu mesele zerinde durmutur. ou da meseleyi sahih bir ekilde anlamtr. Ancak ilerinde ok az anladn ak ve anlalr bir dille ifade edebilmitir. Biz diyoruz ki: Etki (tesir) mterek bir isimdir. Etki derken, tek bana ortaya koyma, yalnz olarak meydana getirme kastedilebilir. Eer etki derken kulun byle bir gce sahip olduu kast ediliyorsa, haa, bir snni byle bir sz syleyemez. Sylese sylese bunu bir sapk syleyebilir. ayet etki derken, olumlamac kelmclarn birounun syledii gibi, fiilin sfatlarndan birinde veya fiilin ynlerinden birinde bir tr yardmlama kast ediliyorsa, bu da batl bir yaklamdr. Bu, fiilin z zerindeki etkiyi geersiz klmay ifade ediyor. nk tek bana etki olmay Allahtan bakasna izafe ettikten sonra, bunun bir zerre ile ilgili olmas veya bir fiil ile ilgili olmas arasnda fark yoktur. Eer bunu syleyen kii, hakka eilim gsteren biriyse, acaba bu, irk deil de nedir?

Eer etki derken, fiilin yokluktan varla knn sonradan olma (muhdes) bir kudret araclyla gereklemesi kast ediliyorsa, yani, yce Allahn fiili yaratmasnda bu mahlk kudretin sebep ve arac olarak kullanld kast ediliyorsa, bitkinin su araclyla, yamurun bulut araclyla ve btn msebbeplerin ve mahlkatn araclar ve sebepler vastasyla yaratlmas gibi, byle bir yaklam dorudur ve btn sebepler ve msebbepler arasndaki iliki bu ekilde gereklemektedir. Bu anlamda etki olgusunun kulun kudretine izafe edilmesi irk deildir. Nitekim her eyden haberdar ve her yapt yerinde olan ulu Allah yle buyurmutur: Orada suyu indirir ve onunla trl trl meyveler karrz. (Araf, 57) O suyla, gzel gzel baheler bitirdik. (Neml, 60) Onlarla savan ki, Allah sizin ellerinizle onlar cezalandrsn. (Tevbe, 14) Bu son ayette yce Allah azap edenin kendisi, bizim ellerimizin ise, azabn onlara ulamasnn sebepleri, aletleri, vastalar ve araclar olduunu aklyor. Resulullah efendimiz (s.a.v.) de bir hadiste yle buyurmutur: Haberiniz olsun! Sizden biri lecei zaman, beni arsn ki, onun namazn klaym. nk Allah benim namazm, onun iin bereket ve rahmet vesilesi klar. (el-Hakim, el-Mstedrek 3/ 591) Buna gre, rahmeti klan yce Allahtr. Fakat bu rahmeti, peygamberimizin (s.a.v.) namaz araclyla klyor. Bu aklama nda diyoruz ki: Yce Allah, bedenlerin amellerini kalplerin amelleri araclyla yaratr. Bu adan her iki kazancn (kesbin) her birinin dieri zerinde etkisi olur. Bu bakmdan, kesp, ikinci kespte bulunan izaf kudretin kapsamna girmi olur. nk burada kudret; niyet, irade, bedende yaratlan organlarn ve glerin salam olmas gibi kanlmaz olarak fiilin gereklemesine arac olan eyden baka bir anlam ifade etmez. Bu yzden de fiile mukarin (e zamanl) olmas da gereklidir. Zaman olarak fiilden nce olmas ise imknszdr. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Kudret-fill ilikisi Fakat, emir ve yasaklarn erevesini oluturan kudrete gelince, bu bahsi dierdir, konumuzla ilgili deildir. Bu iki kudreti ayrmakla, kudret fiille beraberdir, diyenlerin, kudret, fiilden ncedir, diyenlerin, btn fiiller, g yetirilmez ykmllklerdir, diyenlerin ve de buna kar kanlarn grlerini daha iyi anlarsn. Bu balamda ortaya konulmu grlerin gerisindeki srlar da ortaya karrsn. ayet bu aklamay anlamakta glk ekiyorsan, kendini rnek al. Kalem araclyla yazdn, asa ile vurduun veya keser ile bir aac doradn zaman, rnein kalem, senin ortan mdr?

Ya da fiilin kendisi ve niteliklerinden herhangi bir ey ona izafe edilir mi? Ya da onun etkisini btnyle ortadan kaldrman, onu bsbtn silmen ve varln yokluk gibi grmen doru olur mu? Yoksa yle mi sylenir: Onunla yapt. Onunla meydana getirdi... Hi kukusuz en yce rnek Allahndr. Kulun elindeki sebepler onun fiillerindendirler. Kul bunlara muhtatr ve onlarsz yapamaz. Sebepleri ve msebbepleri yaratan da yce Allahtr. Bununla beraber yce Allah, art koulmaktan ve nedenlerle snrlandrlmaktan, bunlarn bazsn bazsyla irtibatl ekilde dzenleyerek i grmekten mnezzehtir. Ancak bir hikmetten dolay fiillerini sebeplerle irtibatlandrr. Bu da kendisine dner neticede. Allah stn iradelidir, her yapt yerindedir. Soruyu soran kimsenin: Etkiyi olumsuzladmz zaman, bu, yce Allahn tek bana fiili yapmasn, bu da kulun cebir sonucu hareket etmesini, dolaysyla emir ve yasaklarla ilgili eri hkmlerin drlp bir kenara atlmasn gerektirir, eklindeki szne gelince. Buna cevap olarak unu syleriz: ayet olumsuzladn etkiyle, fiilin kendisi veya herhangi bir sfat zerinde tek bana ve bamsz olarak gerekleen etkiyi kast ediyorsan, bu sylediin dorudur. Ehl-i snnetten baz kimseler, nermenin ikinci kk balamnda senden farkl dnyor olsalar da. Eer bununla, varl ve yokluu zerinde eit dzeyde kadir olmay kast ediyorsan ve de fiilin bununla olmayn, bununla meydana gelmeyiini sylemeye alyorsan, bu, daha nce de deindiimiz gibi, yanltr. O zaman, cebir durumu ortaya kmad gibi, eriatn ierdii hkmler de egemen ve geerli olur. Emir ve yasak bilgisi yaylr. En gl kant Allahndr. imdi anlam bulunuyorsun ki, mutlak olarak etkiyi olumlamak veya mutlak olarak olumsuzlamak, ayrntl aklamalara girmeden, etkinin anlamn etraflca ele almadan toptan bir redd ya da kabule ynelmek, cehaletin girdabna girmek ve sapk inanlarn kucana dmektir. Yukardaki soruyu soran kii, isimlerin ortakl balamnda gr sahiplerinin aralarndaki ihtilaflar doru olarak tanmlamtr. Bylece okuyucular da mahlk fiil ile mahlk kudret arasndaki balanty, sebepler ile msebbepler arasndaki balanty anlam oldular. Yce Allahn gklerde ve yerde, dnyada ve ahirette yarattklarnn tm bu kapsama girerler. nk sebeplerin bamsz etkilerinin olduuna inanmak, sapkln giri kapsdr. Sebeplerin etkisini btnyle olumsuzlamaksa, cehalet iinde kalakalmaktr. Geri ileride de deineceimiz gibi, insann kudretinin, baka mahlklarda bulunmayan bir takm zelliklerinin de olduu bir gerektir. Belki de bu aklamadan yle diyeceksin: Ben sebepleri anlamyorum. Etkileri ayrma ve ikisinden birini kabul etme emberinden kamyorum... Bunu sylemenin nedeni, sapk bir gemiinin olmasndan baka bir ey deildir. Kitab bilmeyenler de tpk onlarn sylediklerini sylediler. Allah, onlar hakknda hkmn verecektir. (Bakara, 113)

Sen bu halinle bir yol ayrmnda bulunuyorsun. Ya cennetin yoluna, ya da cehennemin yoluna girmek zeresin. Bu yzden senin iin yeniden aklama yaplr. Kulun, sebep olmak anlamnda bir etkisinin bulunduu beyan edilir. Kalemin etkisi gibi. Meydana getirmek ve yaratmak anlamnda bir etkisi ise sz konusu deildir. Bunun iin sana rnekler de gsteririz. Belki iin asln anlarsn diye. Ki, meydana getirici sebeplerin varln kabul etmenin irk olduunu anlayasn. Ama sebeplerin, amaca ulatrc sebepler olarak varlklarn kabul etmenin de tevhidin ta kendisi olduunu bilesin. Umulur ki Allah, bu aklamay grmeni salayacak bir nuru kalbine bahetmi olsun. Bir kimseye Allah nur vermemise, artk o kimsenin aydnlktan nasibi yoktur. (Nur, 40) Eer desen ki: Kudretin ispat, gerek anlamda kulun etkisinin olumsuzlanmas demektir. Byleyken, ne diye fiil kula izafe edilir ki? Neden emir ve yasaklara muhatap olur? Ne diye dl ve ceza alr? Bu, kelimenin tam anlamyla cebir deil de nedir? nsann kudretini katibin kalemine ve vurann elindeki asaya benzetiyorsun. Peki, bir kalemin dl aldn veya bir asann cezalandrldn grdn m? nallah, sana bu konuyu aklayacam. Yaratcnn yardmyla sana doru yolu gstermek vaciptir. Eer, somut bir rnek verilmedike kaderin ve kudretin srlarn anlayamyorsan, bizzat grerek dinle. Umulur ki Allah sana desteini gndersin. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Kur'an'da kulun fiili, dilemesi ve kuvveti Bil ki, kul gerek anlamda bir faildir ve sabit bir dilemesi vardr. Elverili bir gce sahiptir. Kuran birden ok ayette kulun dilemesinin olduunu ifade eder: Sizden doru yolda gitmek isteyenler iin bir ttr. Alemlerin rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 28-29) Artk dileyen rabbine bir yol tutar. (nsan, 29) Dileyen ondan t alr. Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar t alamazlar. Saknlmaya layk olan da Odur, mafiret sahibi de Odur. (Mddessir, 55-56) Kurann genelinde amel ederler...yaparlar... inanrlar... inkr ederler... Dnrler... korurlar....

saknrlar... gibi kulun fiilinin ispat anlamna gelen ok sayda ifade vardr. Biz, yce Allahn yaratc olduunu ispat etmekle, bu mmetin mecusilerinden ayrldmz gibi, kulun kazanan, fail, yapan ve amil olduunu ispat etmekle de Cebriyeden ayrlyoruz. mmetin selef kuann ve ehl-i snnet alimlerinin reddettii cebir; bir fiilin, bir eyden, iradesi, dilemesi ve semesi dnda sadr olmas demektir. Aalarn rzgarn esmesiyle hareket etmeleri ....vs. gibi... nsanlarda stmallarn, fellilerin ve titrek kimselerin hareketleri de buna rnek gsterebiliriz. nk akl banda olan herkes, bir insann oturmas, kalkmas, namaz, cihad, zinas ve hrszl ile felli bir kimsenin titreyii, stmal birinin rpn arasndaki fark bilir. Biliyoruz ki, nceki fiili ilemeye kadirdir, fiili istemektedir ve seebilmektedir. Ama ikincisi, fiili ilemeye kadir deildir, isteme ve seme gcne sahip deildir. Cehmden ve onun Cebriyeci taraftarlarndan, onlarn insann btn fiillerinin ayn olduunu ileri srdkleri rivayet edilmitir. Bu, fasitlii ak olan bir grtr. Oysa iki grup insan arasndaki farka bal olarak fiiller de ihtiyari, istee bal ve ztarari, istem d diye iki ksma ayrlr. Bunlardan seebilenler emir ve yasaklamalara muhataptrlar. Hibir eriatta ve hikmet sahibi hibir insann kelmnda krlere mushaftaki yazlara noktalama iaretlerini koymalar emredilmez. Ya da yatalak kimseye giyinip kuanmasnn yahut stma nbetine tutan kimsenin hareketsiz kalmasnn emredildii grlm deildir. vs... Geri bunun aklen veya iitsel olarak caiz olup olmad hususunda ihtilaf vardr. Ancak btn gruplardan olmak zere akl sahiplerinin icmayla byle bir eyin imknsz olduu ifade edilmitir. Eer: Diyelim ki, benim istediim ve setiim fiilim, benim iradem ve isteimle gerekleti; peki bu istek ve irade Allahn yaratt bir ey deil midir? Allah fiili ilemeyi gerektiren bir eyi yaratt zaman, byle bir fiili terk etme durumu da beraberinde sz konusu olabilir mi? denilse, bu konuyla ilgili olarak unu anlatrz: Birinci ksmdaki hususlar kulun iradesinin aracl sz konusu olmayan cebirdir. kinci ksmdaki hususlarda ise, kulun iradesinin araclnda bir cebir sz konusudur. Bunu aacak olursak. unu syleriz: Olumsuzlanan cebir, akladmz gibi, birinci ksmdr. kinci ksm cebri olumlamamza gelince, snnet ve hadis ehli nezdinde bunda kuku yoktur. Akl ve basiret sahipleri de bunu kabul ederler. Fakat, birinci ksm cebirle karmasn diye buna cebir ad verilmez. nsanlarn akllarna erhal cebir olgusunun uyanacak olmasndan kanmak iin byle bir isimlendirme tercih edilmez. Karma ihtimali ortadan kalknca ve ilmi meseleler iyice oturunca belki buna da cebir denebilir. Hz. Ali (r.a) peygamberimize (s.a.v.) salat okumak maksadyla syledii mehur dualarndan birinde yle diyor: Yaylan eyleri yayan, uzayan eyleri uzatan, kalpleri ftratlar zere, mutlu veya mutsuz olarak ekillendirip ynlendiren Allahm! Hz. Alinin (r.a) bu szlerinden de anlalaca zere, yce Allah, kalpleri yaratllarnda esas olan bedbahtlk veya mutluluk zere ekillendirir. Bu, ikinci ftrattr, birinci ftrat deil. Her ocuk ftrat zere doar. (Buhari, Cenaiz, 92; Ebu Davud, Snne, 17; Ahmed, 2/275) hadisinin, biri birinci ftrat, dieri de ikinci ftrat esasnda olmak zere iki aklamas var.

Birinci ftrat esasndaki aklamas aktr. Bunu Muhammed b. Kab el-Kurazi sylemitir. El-Kurazi, Medineli tabiinlerin faziletlilerinden ve eraftan biridir. Bazlar, tabbinlerin en stnlerinden olduunu sylemilerdir. O, el-Cebbar szyle ilgili olarak yle demitir: Kullar diledii gibi ekillendirir. Bu gr bakalarndan da rivayet edilmitir. Kuran ve hadisten de buna ilikin tanklar bulmak mmkndr. leri grl ve eksiksiz kantlara dayal olarak meseleleri sonuca balayan bilginler de, yce Allahn, kullarn kalplerini istedii gibi dndrd, onlar evirdii, onlara gnahlarn ve saknmalarn ilham ettii, bir gz ap kapama an kadar ksa bir sre iinde, stn iradeli ve hikmet sahibi Allah katnda bilginlerin kalplerine kesin ayrc hkmn indii gereini dile getirmilerdir. Bu bilginler, bedendeki organlarn kendi lehlerine ve aleyhlerine verilen hkmleri alglaylarn son derece arpc ifadelerle aklamlardr. Ancak Allahn gzlerini kr, basiretlerini balad kimseler baka. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Kul gerek fail mi? Eer desen ki: Bu taktirde sana u soruyu yneltirim: Onlarn olumsuzlayp iptal ettikleri cebri takdirin dna ktmda ve yine onlarn ileri srdkleri ve akladklar gr zere sebat ettiim zaman, bir insann fiili ile ilintili olarak sevap ve ceza olgular nasl bina edilebilir? Bir insann gerek anlamda fail olarak isimlendirilii ve fiilinin kudretine dayandrlmas nasl mmkn olabilir? Buna cevap olarak derim ki: -Doru yola ileten Allahtr- Bil ki, yce Allah, kulun fiilini, vlen veya yerilen sonularn sebebi olarak yaratmtr. Bir insan, salih bir ameli, rnein namaz, kalbiyle ynelerek klsa, kendini tam anlamyla verse, her trl aykr duygu ve dnceden ayklanm halde ihlasla yerine getirse, zerinde durup bu grevi yerine getirse, namazn ierdii gzel szlerin anlamn derinliine kavrasa, kapsad salih amellerin gerisindeki anlam ve amac alglayarak hareket etse, ksa vadede kalbi nurlanr, gs alr, nefsi mutmain olur, bilgisi artar, kesin inancnn dzeyi artar, akl glenir. Bunun gibi daha birok bedensel fonksiyonlarnda art olur. Bunun yan sra yznde bir parlaklk meydana gelir. irkin hayaszlklardan ve ktlklerden uzak durur. nsanlarn kalplerine ona ynelik bir sevgi telkin edilir. Belalar kendisinden savlr. Ve bunun gibi Allahn bilip de bizim bilmediimiz daha neler olur! Sonra nur, ilim ve yakin gibi kiide meydana gelen bir etkilenimler, kendi trnden veya baka trden sonulara yol aan sebepler ilevini de grrler... vs. Bu yzden:

yiliin sevaplarndan biri de kendisinden sonra bir baka iyilie yol amas, ktln cezalarndan biri de kendisinden sonra bir baka ktle yol amasdr, denilmitir. Ayn durum herhangi bir kt amel iin de geerlidir. rnein yalan sylemeyi ele alalm. Yalan syleyen kii, yalan syledii andan itibaren kalp karanl, katlk ve gsn daralmas ile cezalandrlr. Nifak, kararszlk ve rendiklerini unutma musibetine duar olur. renmek istedii ilmin kaps yzne kapanr. Yakini inancnda ve aklnda eksilme meydana gelir. Yz kararr, insanlarn kalbinde ona kar nefret ve kin duygular uyanr. Yalan sylemesinin ardndan ayn cinsten veya baka trden gnahlara da cret eder...vs. Ancak Allahn rahmetinin kendisine ulamas baka. u halde, szn ettiimiz bu sonular, amellerin etkileridir ve biz bunlara sevap ve ceza deriz. Amellerin bunlara havale edilmesi ve bunlara tabi olmas, yce Allahn var ettii btn sebeplerin msebbeplerine havale edilmesine benzer. Bir insan yedii, itii zaman, doyar ve susuzluu ortadan kalkar. Allah doyma ve suya kanma ile yeme ve ime arasnda salam bir ba var etmitir. Yeme ve imeye ramen doymasn ve suya kanmasn dilemezse, bunu yapabilir. Bunu da ya yiyecekte doyurucu olma zelliini kaldrarak veya doyma mahallinde bir engel meydana getirerek gerekletirir. Ya da diledii baka bir eyle bunu salar. ayet yce Allah, bir insann yemesiz ve imesiz veya allan yiyecek ve ieceklerin dndaki bir ey araclyla doymasn ve suya kanmasn dilerse, bunu da yapabilir. Ayn durum ameller iin de aynen ve tpatp geerlidir. Sevap kazandran ve ceza gerektiren tm ameller iin... Sevaba bu ismin verilmesinin nedeni, bir amel ileyen kimseye iledii amelden dnen sonu olmasdr. Cezaya da (ikab) denilmesinin nedeni, ameli takip etmesi, yani ondan sonra olmasdr. Eer Allah salih bir amel ileyen kimseyi, bu amelinden dolay sevaplandrmak istemeseydi, bunu ya amelde sevap gerektirici zellik var etmemekle veya sevabn gereklemesini engelleyen etmenler var etmekle ya da baka etkenlerle bunu yapard. Ayn durum cezalandrmalar iin de geerlidir. Konunun aklamasna gelince: Yeme ve imenin kendisi kulun seimi ve dilemesiyledir. Bu, ayn zaman da Allahn da fiilidir. Yemeden sonra doymann gereklemesinde kesinlikle kulun hibir etkisi yoktur. Hatta doymay gerektiren sebeplere bavurduktan sonra doymay ortadan kaldrmak istese bile buna g yetiremez. Amelin kendisi de kulun iradesi ve seimi ile gerekleir. Eer kul ameli gerektiren olgularn meydana gelmesinden sonra, yani amelin fiilen gereklemesinden sonra, sz konusu amelin etkisini ve sevabn yok etmek istese bile buna g yetiremez. te bu, dnya ve ahirette Allahn var ettii tm sebeplerin gerisindeki ilh hikmet ve dilemedir. Fakat ahiret yurdu iin faydal ve zararl olan amellerin ou insanlarn aklnda yoktur, bunlardan habersizdirler. Yine kullarn bu dnya yurdundan sonra varacaklar akbet ve dnecekleri mekan da akllarnda olmaz. Bu yzden yce Allah mjdeleyici ve uyarc olarak peygamberlerini gndermi, kitaplarn indirmitir. Ki peygamberlerin gnderilmesinden sonra insanlarn Allaha kar ileri srebilecekleri bir bahaneleri, bir gerekeleri bulunmasn. Allahn bu olaya egemen olan hikmeti, btn sebeplerin ve msebbeplerin yaratlmasnn gerisindeki sebebe benzer. Bunun byle olmasnn nedeni, Allahn ezeli ilminin, geerli iradesinin ve kar konulmaz kudretinin, baz topluluklarn, iledikleri baz ameller gereince cennete gitmelerini gerektirmesinden, ngrmesinden baka bir ey deildir. Yani Allah, bu topluluklarn amellerin amellerini yaratm ve bu amelleri araclyla onlar honutluuna iletmitir. Ayn durum cehennem ehli iin de geerlidir. Nitekim doru szl ve sz her zaman dorulanan Peygamberimiz (s.a.v.) de buna iaret etmitir. Bazlar peygamberimize (s.a.v.) yle dediler:

Amel etmeyi braksak ve kaderde yazlanlara gvensek daha doru olmaz m? Buyurdu ki: Hayr, siz amel edin; her eye, yaratlnn amac olan ey kolaylatrlr. Kim mutluluk ehli olarak yaratlmsa, onun iin mutlulua gtrc ameller kolaylatrlr. Kim mutsuzluk ehli olarak yaratlmsa, onun iin mutsuzlua gtrc ameller kolaylatrlr. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 6) Burada peygamberimiz (s.a.v.) mutlu insan iin, yce Allahn kendisini mutlulua ulatraca amellerin kolaylatrldn aklyor. Bu durum mutsuzluk balamnda da geerlidir. Allahn bu amelleri kolaylatrmas, bu amelleri ilham etmesinin ve sebeplerini hazrlamasnn kendisidir. te Allahn, kullarn amellerini yaratmasnn aklamas budur. Dolaysyla Allah ameli yaratmasnn kendisi, mutlulua veya mutsuzlua yol aan sebeptir. Dileseydi Allah, bunu amelsiz de yapabilirdi. Hatta baz kimseleri amelsiz de mutlulua iletecektir de, diyebiliriz. nk cennette fazla yer kald zaman, buraya yerletirmek iin bir topluluu yaratacaktr. Geride unu demek kalyor: u halde, sonular gereklemesini gerektiren hikmet, ilk sebeplerdendir ve ilerin sonuta gelip dayandklar bir hakikattir. ahslar ve objeler asndan geerli olan zellikler ve ayrcalklar gibi kader olgusunun btnsel meseleleri, kullarn fiillerinin yaratlmas meselesinin kapsamna girmezler. u anki, fetva oturumu da bu amala gereklemi deildir. Buras bu gibi meseleleri, brakn bir lde ayrntl olarak el almay, genel olarak ele almann dahi yeri deildir. Akl sahibi bir kimse iin unu bilmek yeterlidir: Allah her eyi bilir, hikmet sahibidir, merhamet edendir. Akllar hikmeti karsnda akna dnmlerdir ve rahmeti her eyi kapsamtr. Her eyi ilmiyle kuatm ve levhinde kalemle bunlar birer birer kaydetmitir. Ve bunlar kaderinin kapsamnda gizli srlardr. Sakl bilgilerdir ki, btn mahlkatn bunlardan haberdar klmamtr. Btn varlklar iinde bu bilgileri kendine zg klmtr. lim sahipleri ve velayet derecesine ulam kimseler, bunlardan sadece baz genel noktalara eriebilirler. Bazen ulatklar bu bilgileri aklamalarna da izin verilmeyebilir. Bazen bu balamda insanlarla akllarnn kapasitesi orannda konuurlar. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Allah'n hikmetini bilme Musa, sa ve zeyir rabbimizden kaderin srrn sormular ve demiler ki: Eer itaat edilmeyi dileseydin, mutlaka itaat edilirdin. Buna ramen hl sana isyan edilmektedir, bunun sebebi nedir? Yce Allah onlara: Bu benim srrmdr, buyurmutur.

Bu meselede, nice akllar akna dnmtr. Alemin ezeli olduunu, alemin yaratcsnn bizzat gerektirici olduunu, tpk illetin mall gerektirmesi gibi kendisini gerektirdiini, yaptklarn rneksiz ve yoktan var etmesinin mmkn olmadn syleyenler sapmlardr. Bu hastalk, ehl-i kitaptan ve peygamberlerin tabilerinden baz kimselere de bulamtr. Bunlar, mmkn olan eyleri, mevcut olanlarla snrlandrdlar. Byle davranmalarnn nedeni, ilh fiilleri illetlere dayandrmann salad gvenin verdii rahatlktr. Bir de sonradan olma olgularn sonradan olma sebeplerinin olduunu grm olmalardr. Kaderiyeciler ilh fiilleri, tail, tecviz ve elverile veya en elverili olan gzetme ile ilgili illetli (hastalkl) illetleriyle gerekelendirmeye kalktlar. Ama bu iki gruptan hibiri temel izgiyi tutturamad ve bu frsat bir daha da bulamadlar. Bundan dolay dualistler (ikilemciler) ve mecusiler iki temel varl savundular ve aydnlkla karanln ezeli olduunu ileri srdler. spat ehlinden olan kelmclarn byk ounluu ise- Allah hakknda kt zan ve karmak anlay saylabilecek deerlendirmeler yapm olsalar da- az da olsa bu anlaytan uzak kaldlar. nk meseleyi srf meiyete ve salt iradeye dndrdler. Onlara gre, Allahn btn caiz / olabilir varlklar ina etmesi ve btn mmkn nitelikli varlklar gerektirmesi ayn tarzda ve ayn ekilde olmu ve bu varlklar bizzat zellik ve ayrcalk kazanmlardr. ayet bu deerlendirmeleri yaparken -bildiimiz veya bilmediimiz- rahmetin ve de hikmetin paynn da olduunu syleselerdi, bu karsamalar kabule daha yakn olurdu. Her halukarda, yce Allahn fiili ile ilgili olarak kullanlan nedensellik lam (lam- talil) birok insann kendi fiilleriyle ilgili lamdan anlad ey kast edilmez. lh fiiller balamnda kullanlan nedensellik lamyla, insanlarn ounun bildiinin tesinde bir anlam kast edilir. Diyorlar ki: Bu, yce Allahn velilerinin kalplerini aydnlatt ve esfiyasnn kalplerine att bir bilgidir. Bunlar, rivayet ehlinden gelen aklamalar yoluyla belirginleen zhir bilgilerin btn boyutlarn kavrama hususunda basiret sahiplerinin yntemlerine sarlan kimselerdirler... Bu noktada akl sahipleri Rahmetim gazabm gemitir. (Buhari, Tevhid, 15; Mslim, Tevbe, 14-16) sznn, ktln sorumluluu sana ait deildir. (Mslim, Salatu Musafirin, 201) sznn ve de Her trl iyilik senin elindedir. (Al-i mran, 26) Yarattklarnn errinden... (Felak, 2) Hastalandm zaman bana ifa veren Odur. (uara, 80) Bilmiyoruz, yeryzndekilere ktlk m murat edildi, yoksa rableri onlara bir hayr m diledi? (Cin, 10) ayetlerinin srrn anlarlar. Buna benzeyen bir husus da udur: Ktlk kavram kullanld zaman ya faili hazf edilir veya sebeplere izafe edilir, yahut genel ifadenin iinde dile getirilir. Fakat tekil olarak, her eyin yaratcs olan Allaha izafe edilerek kullanlmas hikmetli birinin szlerine yakmaz. Bu, salt ayrt etmek iin deil, ama edebi gerektiren hakikat asndan gerekli bir yaklamdr....

Bu da birok kimsenin amel olmakszn cennete girmelerinin ve baz kimselerin srf cennet iin yaratlmalarnn sebebini aklamaktadr. Cehenneme gelince, buraya ancak ilenen amellerden dolay girilir. Buraya ancak dnya ehli girer. Bylece Bana gelen ktlk nefsindendir. (Nisa, 79) Banza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle iledikleriniz yzndendir. (ura, 30) Bununla beraber ktlk de kaderin kapsamna girer. Hz. Ebu Bekir ve baka sahabeler yle demilerdir: Eer doru ise bu, Allahtandr. ayet hata ise, bu da benden ve eytandan kaynaklanmtr... Bunun gibi, her bakann haktan baz ksmlar grecei, dorudan bir paraya sahip olabilecei, hakkn baz ynlerini alglayabilecei, dolaysyla kitabn tmne inanmasn salayacak nice szler sylenmitir. Bunu da ancak akl sahipleri gerekletirebilirler. Bunlarn says da o kadar az ki! Bu, klli takdire ynelik ksa bir deiniydi. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Kulun kudreti ve kazanc Kulun kudretinin ve kesbinin dier sebepler arasnda bir zellie ve etkinlie sahip olmasna gelince, yce Allah insana u zellii bahetmitir: nsann bilgisi, dnyada ahlk, durum ve sonu olarak baz etkiler brakr. Ahirette de baka etkiler gsterir. Bu zellik insandan baka bir varlk iin ngrlmemitir. Btn varlklar iinde, zat, sfatlar, isimleri ve fiilleri balamnda ahs ve tr olarak srf insana zg klann ayrcalklar saylmayacak kadar oktur. Akl banda hibir insan yoktur ki, bu ayrcalklardan bazlarna sahip olmasn. Bu yzdendir ki, emir ve yasaklarn insana yneltilmesi isabetli olmutur. Gereklik ve kesp olarak fiilin insana izafe edilmesi dorudur. Bununla beraber btn bunlar yaratan yce Allahtr. nk Allah kulu da amelini de yaratmtr. Bu amelin ona ait olmasn, onunla kaim olmasn ve ondan sadr olmasn salamtr. Onun sonradan olma kudretiyle meydana gelmesini ngrmtr. Fiile ait durumlarn en alt mertebesi, sfat dzeyinde olmasdr. Kulun iinde yaratlan ahlk, baka olgulara havale edildii zaman, acaba kulun bundan soyutlanmas doru olur mu? Kesinlikle hayr. Hem neden olsun ki!... Emir olgusuna gelince, bu olgu, itaat edenler asndan, kendilerinden fiil sadr olmasn salayan sebeplerden biri konumundadr. nk emir, fiili ilemeyi mmkn klan etmenleri harekete geirir. Sonra itaat etmelerini, salt boyun emelerini ve teslim olmalarn gerektirir. Dolaysyla kendilerinin mutlulua erimelerini ngren nceden belirlenmi kaderin kapsamnda bir olgudur. Asiler asndan ise, isyan hakketmelerine neden olan bir sebep konumundadr. u halde emir olgusu olmasayd, itaat edenle isyan eden birbirinden ayrt edilmezdi.

Ayrca insanlar iin ngrlen kader kapsamnda, gnaha ynelme zellii de sz konusudur. Bunun nedeni, biroklar, onunla sapsn ve biroklar da doru yolu bulsun. Bu da emir ve yasaklamann kaderin genel anlamnn kapsamna girdiinin gstergesidir. (.....) Bu, birok dm zer. (.....) nk yce Allah, akbetleri bilir. Kullarn emrine gelince, burada yokluk zahirdi. (....) bilgileri dahilinde gnahlardan saylr. Zaten kullarn niyetleri fiilin tmnden sadr olmasnn kendisidir. Dolaysyla o (....) indirilmi kitaplarla gnderilen elilerin lisanyla duyurulan eri emrin zahirinde.... Bunlarn tmn Allah (....) Yrrle koyduu emrin ve hkmn mazhardr. Dolaysyla irade ve emrin her biri ayrlr (....) genel olarak vuku bulur ve her iki ksm da kapsar. (....) Kader Onun tarafndan belirlenmitir. Btn hayrlar Onun nfuzu altndadr. ki ksma ayrarak zel bir ekilde meydana getirir ve varlklar varolu mertebelerine koyar. (Boluklar, eserin orijinalindeki boluklardan kaynaklanyor) u halde itaat ve isyan, iinde yaratldklar kiiye nispet edilebilirler. Acaba bir insan: Siyah, kzl, uzun, ksa, zeki, aptal, Arap, Acem, dese ve bu sfatlarn tmn kendine nispet etse, ki bunlarn kendisiyle kaim olmalarndan baka hibir iradesi sz konusu deildir, byle bir nispet doru olarak kabul edilebilir mi? Ayrca insann bu nitelikler zerinde hibir etkisi de yoktur. nk bazen insann beendii tarzda, bazen de nefret ettii biimde olabilirler. Biri kp da yukarda saydmz ve insann iradesinin etkisinin olmadn vurguladmz nitelikleri insana nispet ederken, insann yaratlm iradesi ve kasti araclyla fiilinin sonucu meydana gelen eylerin ona izafe edilmesini imknsz grrse, byle bir yaklam doru olabilir mi? Ve dese ki: Kulun ktlkten dolay hibir sorumluluu yoktur... Acaba bu saydklarmzn faili ve kasibi insann kendisi deil midir? Daha dorusu bakasnn bunlarda bir etkisi var mdr? Fakat yce Allah bunlar insan iin yaratmtr. Bir fiilin yaratcsna, var edicisine izafe edilmesi ile bu fiilin sahibine, kasibi ve faili olan kiiye izafe edilmesi arasnda bir eliki yoktur. Biz daha nce olumsuz karlanan ve yerilen cebir anlaynn ne olduunu aklamtk. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

Yaratma ve kazan arasndaki fark Konuyu yaratma ve kesp kavramlar arasndaki farkn sebebine ilikin ksa bir aklamayla noktalyoruz ve diyoruz ki: Yaratma kavram iki anlam ierir. 1 - Birincisi, yoktan meydana getirme, var etme.

2 - kincisi, takdir etme, tasvir etme. Yaratt, denildii zaman, ll, planl, bir kader dahilinde yoktan meydana getirdi... anlamnn kast edilmesi kanlmazdr. Yce Allah, btn varlklar yoktan var ettii ve her ey iin bir kader belirledii iin, mutlak bir sz olarak yaratmann Ona izafe edilmesi doru olur. Mahlukat asndan takdir gereklidir. nk takdir, varln snrlandrlmas ve kaderle kuatlmas demektir. Bu ise, btn varlklar iin gerekli bir durumdur. Yoksa bazlarnn ileri srd gibi, yaratma (....) yer kaplayan eyler iindir. Bunlar da cisimlerdir. eklinde bir durum sz konusu deildir. Bunu syleyenlerin maksad, yaratma ve emretmeyi birbirinden ayrmaktr. Oysa bu batl bir szdr. Bidattr. lk kuak alimlerin de syledii gibi, emir Allahn kelmdr. Yaratma ise yle aklanmtr. (.....) Yaratmay zihin ii ekilleri var etmenin, takdir etmenin karsna koyar. (....) adlandrmas da buradan gelir.(.....) Bu bir ihtilaftr. nk bu zihin ii bir ekildir ve zihin dnda bir hakikati yoktur ve (.....) yaratmay, yoktan var etme anlamn gz ard ederek sadece takdir etme anlamna almak... Ki demitir(....) Sddi: Ben yaratmadm, demitir. Ali de yapt bir timsal iin: Onu ben yarattm, demitir. Farka gelince(....) ilki, bu eklin, yoktan var edilmesi asndan. Bir sz olur (....) Allahtan baka. Dolaysyla yce Allah, her eyin yaratcs olarak vasf etmek sahihtir. Kesbe gelince, daha nce, bu kavramla ilgili olarak kiinin fiili iledii mahal zerindeki etkisinin gz nnde bulundurmak gerektiini belirtmitik. Bu etkiyi meydana getirecek kudreti olmasa dahi, etkisi belirleyicidir. Hatta denilir ki: Elbise, gidilen yolun kokusunu kesbeder. Mescid ibadet edenlerin amellerinden hrmet kesbeder. Cilt mushaf sarmasndan dolay hrmet kesbeder. Meyve renk, koku ve tat kesbeder. Dolaysyla etkin bir eyden, uygun veya uyumsuz etkilenen her mahal iin, etkilenmesi, deiime uramas, halden hale gemesi nedeniyle kesp nitelii kullanlabilir. nsan kendi isteiyle gerekletirdii fiillerden etkilenir. Mecbur kald fiillerden ise etkilenmez. Ama her iki durumda da onun zerinde ahlk ve durum olarak bir iz kalr. Hatta insann btn fiillerini cebir kapsamnda grenlerin grne gre dahi bu byledir. nk insan, istee bal fiillerin kendi nefsi zerindeki etkilerini zmser. Ama mecburen iledii fiillerin etkisini zmsemez. Ancak mecburi fiillerin insann nefsinde bir olguyu gerektirmi olmas baka. O zaman bu da ihtiyar bir fiil mahiyetine brnr. unu da bil ki, mecburi fiil, insann bedeni asndan sz konusudur, kalbi asndan deil. Bu da ya hastalk ve sakatlk gibi Allahn fiili sonucu olur. Ya da balama ve hapsetme gibi kullarn fiili sonucu olur. nsann iine flenen ruhunun fiillerine gelince, bunlar, insann elini hareket ettirdii zaman, tmyle ihtiyari fiil mahiyetini kazanrlar. Ama baka bir adan da bunlarn tmnn mecburi fiiller olduklarn aklamtk. u halde insann bu balamda mecbur olmas, (....) aynsdr. stei ise ancak mecburiyetle olur. Mecbur olmann hakikati udur: Mecburluk (....) bir adan sevilir, bir baka adan da nefret edilir. Ama btn bunlar ykmlln varid olmasna, sevap ve cezann gerekli olmasna engel deildir. Byle bir durumda yazlmas mmkn ve kolay klnan budur. Allah gerei syler ve doru yola O eritirir. (Ahzab, 4)

Hamd tek ve ortaksz olan Allaha zgdr. NDEKLER KULUN HTYAR FLLER

KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU Kullarn Fiillerinin Kadim Veya Yaratlm Olduu Kur'an lafzlarnn mahluk olmamas Cehmiye'ye gre Kur'an'n mahluk oluu mam Ahmed'in cevab Kullarn fiillerinin daha nceden takdir edilmesi Emir, er' ve kader kavramlarnn aklanmas Cehmiye'nin gr, selefin cevab Hulul dncesini reddedenler NDEKLER ALFABETK FHRST

Kullarn Fiillerinin Kadim Veya Yaratlm Olduu Soru: Alimlerin nde gelenlerinin, din imamlarnn-Allah hepsinden raz olsun- kullarn fiilleri hakkndaki grleri nedir: Kullarn fiilleri kadim midir? Yoksa insan yaratlrken fiiller de yaratlm mdr? Kullarn hareketleri gibi sair fiilleri de kaderin kapsamndadrlar. Ve bu da gklerin ve yerin yaratlmasndan nce takdir edilmitir, diyenlerin kant nedir? u kesinlikle hurma aacdr veya zeytin aacdr, diyen kimse gibi mazi fiille ilgili olarak herhangi bir eyi istisna etmeyen ve bir ey dediinde meiyete mracaat eden kimseler hakknda ne sylenmitir. Bu hususta geni aklama istenmektedir.

Cevap: Hamd alemlerin rabbine zgdr. mmetin ilk kuann ve imamlarnn ittifakyla kullarn fiilleri mahlktur. Dier dnemlerde ortaya kan islm imamlar da bu gr ifade etmilerdir. mam Ahmed gibi, ondan nce ve ondan sonra gelen baka birok imam gibi... Hatta bazlar unu sylemilerdir: Kullarn fiilleri mahlk deildir, diyen kimse, gk ve yer mahlk deildir, diyen kimseden farkszdr. Yahya b. Said el-Attar yle diyor: arkadalarmzdan hep, kullarn fiilleri mahlktur, szn duyardk. Kaderiyeciler, kullarn fiilleri Allah tarafndan yaratlmamlardr, dediklerinde ve fiilleri Allahn deil, kullarn meydana getirdiklerini veya yarattklarn ileri srdklerinde, selef ulemas da kullarn fiillerinin mahlk olduklarn dile getirmilerdi. Bu balamda selef ulemas ve imamlar, kullarn fiilleri de dahil olmak zere her eyin yaratcsnn Allah olduunu ak bir dille ifade etmilerdir. NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

Kur'an lafzlarnn mahluk olmamas Sonra kendilerini ehl-i snnete nispet eden bir grup ortaya kt ve bunlar, kullarn azlarndan kan Kuran lafzlarnn mahlk olmadn ileri srdler. mam Ahmed bu gr reddetti ve bunu bidat sayd. Sonra Ahmed vefat edince, arkada Ebubekir el-Mervezi bu hususta bir kitap kaleme ald. Ebubekir el-Hallal, es-Snne adl eserinde bundan sz eder. Bu arada, Ebu Talibin, Kuran okurken azmdan kan lafzlar mahlk deildir. lk kez, Kuran okurken azdan kan lafzlar mahlktur, diyenler Cehmiye mezhebinin mensuplardr, eklindeki szlerini, imam Ahmedin nasl reddettiini anlatr. Bu gr imam Ahmedden oullar Salih ve Abdullah, amcasnn olu Hanbel, Mervezi ve Fevran gibi nde gelen arkadalar da rivayet etmilerdir. mam Ahmedin arkadalarndan birok imam ve onlarn dnda birok ehl-i snnet ulemas: Kullarn sesleri ve fiilleri mahlk deildir, eklindeki gr reddetmilerdir. Buhari bu konuda bir kitap yazmtr. Ayrca: Allah ses araclyla konumaz veya Kuran harfleri mahlktur, diyenleri bidat ve Cehmiyeci saymlardr. Kuran okurken azdan kan lafzlar mahlktur, demilerdir. Dolaysyla imamlar bu bidat kabul etmemiler. Nitekim biz baka yerlerde bu konuyu geni bir ekilde ele aldk. Ahmedin tannm arkadalarndan hi kimse, tannm hibir alim, kullarn fiillerinin kadim olduunu sylememitir. Ancak son zamanlarda Acem diyarnda veya Msrda ortaya kan, kendilerini afiinin veya Ahmedin mezhebine nispet eden baz kimselerin bu gr savunduklarn grdm. Baz Msrllarn yle dedikleri grdm:

Kullarn hayr veya er nitelikli fiilleri kadimdir. Ama fiiller derken kasdmz, hareketler deildir. Bilakis, bu hareketlerden kaynaklanan sonu ve sevab kast ediyoruz. Nitekim bir hadiste yle buyurulmutur: Mmin, amelini gzel yzl ve ho kokulu bir adam eklinde grr. (Ahmed, 4/287) Buna kant olarak da kaderi gsteriyorlard. Kader Allahn srr, sfatlarndan biridir. Allahn sfatlar ise kadimdir, diyorlard. Yine kant olarak diyorlard ki, eriatlar mahlk deildirler. nk Allahn emrinden ve kelmndan ibarettirler. Fiiller de eriatlarn kapsamna girerler. Dolaysyla kadimdirler.... Kukusuz bunlar fasit szlerdir. slm imamlarnn ak szlerine muhaliftirler. Bu imamlardan biri de Ahmeddir. nk imam Ahmed ve ondan baka imamlar, Kuran okuyan kimseye yce Allahn verdii sevabn mahlk olduunu sylemilerdir. Byleyken, kullarn dier amellerine karlk olarak verdii sevaplar nasl mahlk olmaz? NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

Cehmiye'ye gre Kur'an'n mahluk oluu Cehmiye mezhebi, imam Ahmede ve dier ehl-i snnet alimlerine kar Kurann mahlk oluunu, peygamberimizin (s.a.v.): Bakara ve Al-i mran sureleri iki bulut veya iki k huzmesi ya da saf tutarak uan iki ku srs eklinde gelirler. Kuran ak renkli bir adam sretinde gelir. (Mslim, Musafirin, 252; Darimi, Fedailul Kuran, 15; Ahmed, 5/348, 352) hadisini ve benzeri nasslar ileri gstererek, bir ey gelip gidiyorsa mahlktur, dediklerinde, mam Ahmed onlara u cevab vermitir: Yce Allah kendisiyle ilgili olarak da gelmekten sz etmi ve: Onlar meleklerin veya rabbinin ya da rabbinin baz ayetlerinin kendilerine gelmesinden bakasn bekliyorlar? (Enam, 158) Rabbin geldii ve melekler saf saf dizildii zaman... (Fecr, 22) buyurmutur. Buna ramen, bu ifadelerin, Allahn mahlk olduunun kant olamayaca hususunda gr birlii vardr. Bilakis, Onun emri geldi, demektir, denebilir. Nitekim, Kurann mahlk olduunu syleyen Mutezile mezhebi de bu grtedir. Onlar, bu ayeti, Allahn geliinden maksat, emrinin gelmesidir, eklinde yorumlamlardr. u halde neden Kurann gelii de sevabnn gelii eklinde yorumlanmasn ki? Dolaysyla peygamberimizin (s.a.v.) Bakara ve Al-i mran surelerinin gelmesinden sz ederken, onlarn sevaplarnn gelmesini kast etmesi pekala mmkndr. Zaten sevaplar da mahlktur.

Bu anlam birok kii dile getirmi ve u aklamay yapmlardr: Peygamberimizin (s.a.v.) Bakara ve Al-i imran sureleri ... gelir. sznden maksat, bu surelerin sevaplarnn gelmesidir... Bunu sylerken de, Kurann gelmesinden sz edilmi olmasn, onun mahlk oluunun kant olarak deerlendiren Cehmiye mezhebine cevap vermeyi amalamlardr. Eer, bulut veya gen insan sretinde gelen sevap da mahlk olmuyorsa, bu hususta Kuran ile sevap arasnda bir fark olmaz. Dolaysyla: gelen onun sevabdr, demeye de ihtiya olmaz. stelik Cehmiyeye verdikleri cevap da sahih olarak deer kazanmaz. Bilakis, Cehmiye: Siz Kurann mahlk olmadn sylyorsunuz, dolaysyla sevab da mahlk deildir, cevabn verir. O zaman da sizin cevabnzn size bir yarar olmaz. Ehl-i snnet ulemasnn ve Cehmiye mezhebinin, Kuran okumann sevabnn mahlk olduu hususunda gr birlii iinde olduklar bilinmektedir. Byleyken neden baka amellerin sevab da ayn durumda olmasn? Bu husus son derece aktr. nk sevap ve azap yce Allahn kullar iin, amellerinin karl olarak ngrd cezalardr. Sevap, cennet ve iindeki nimetlerdir. Azap da cehennem ve iindekilerdir. Cennet ve iindekiler mahlk olduu gibi, cehennem ve iindekiler de mahlktur. mam Ahmed er-Redd alaz-Zenadike vel Cehmiye adl eserinde bu kant zikretmi ve yle demitir: NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

mam Ahmed'in cevab Bab: Cehmiye, peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilen: Kuran ak renkli bir gen sretinde gelir. Kendisini okuyan kiiye gelir ve der ki: Beni tandn m? Kii der ki: Kimsin sen? Der ki: Ben, gndzleri urunda susuz kaldn, geceleri sabahlara kadar uyank kaldn Kuranm. Peygamberimiz (s.a.v.) devamla yle buyurdu: Bunun zerine kii onunla Allaha gider ve der ki: Ya rabbi!.. (bni Mace, Edeb, 52; Darimi, Fedailul Kuran, 15; Ahmed, 5/352) hadisi dayanak alarak Kurann mahlk olduunu savunmutur.

Biz de onlarn bu iddialarna yle cevap veriyoruz: Kul huvellahu ehad suresini okuyana u, u vardr.... (Tirmizi, Sevabul Kuran, 10-11; Ahmed, 5/141, Nesai, ftitah, 39-67)hadisindeki anlamda Kuran gelmez. Siz Kul huvellah... suresini okuyana bu surenin gelmediini grmyor musunuz? Bilakis, onu okumann sevab gelir. nk biz Kuran okuyoruz ve o gelmez, diyoruz, bir halden baka bir hale deiim geirmez. Burada mam Ahmed, gelenin sevap olduunu aklyor. Sevap da mahlk olarak amelin kapsamna girer. Byleyken, halden hale geip deien amellerin akbetleri mahlk olmaz m? Kul huvellahn, yani Kurann sevab byle ise, baka eylerin sevab iin bu durum ok daha ak bir ekilde geerlidir. NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

Kullarn fiillerinin daha nceden takdir edilmesi Fillerin Allahn kaderi olduunu ileri srerek tezini kantlamaya alana ise unlar syleriz: Kader, lafzyla hem takdir, hem de takdir edilen kast edilir. Eer, kullarn fiillerinin, Allahn, ilmi, kelm ve dilemesi gibi sfatlarndan ibaret olan, takdir etmesinin kendisi olduunu sylemek istiyorsan, bu, yanl ve batl bir grtr. nk kullarn fiilleri hibir ekilde Allahn sfatlar deildirler. ayet bununla, fiillerin Allah tarafndan takdir edildiklerini sylemek istiyorsan, bu szn, gerein ifadesidir. nk dier tm mahlkat takdir edilmi olduu gibi, kullarn fiilleri de takdir edilmilerdir. Nitekim sahih bir hadiste, yce Allahn, gkleri ve yeri yaratmadan elli bin sene nce mahlkatn kaderlerini takdir ettii belirtilmitir. Bu takdir edilen eylerin tm yaratlmlardr. Buhari ve Mslimde Abdullah b. Mesuddan yle rivayet edilir: Doru szl ve her dedii tasdik edilen Resulullah (s.a.v.) bize anlatt: Sizden birinizin yaratl yle gerekleir: Anasnn karnnda krk gn ntfe halinde kalr. Sonra bunun gibi krk gn kan phts halinde kalr. Sonra krk gn bir inem et halinde kalr. Sonra onun yanna iki melek gnderilir ve bunlara u drt sz emredilir ve denilir ki: Rzkn, ecelini, amelini, mutsuz veya mutlu olacan yaz. Sonra iine ruh flenir. (Buhari, Bedul Halk, 6; Mslim, Kader, 1) u halde Allah, kiinin amelini takdir ettii gibi, rzkn ve ecelini de takdir etmitir. Bilindii gibi, kiinin yedii rzk takdir edilmi olmasna ramen mahlktur. Ameli de yle. Mutluluu ve mutsuzluu da. Ki bunlar, amelin sevab ve cezas olarak belirginleirler. Bunlarn tm takdir edilmilerdir. Rzkn takdir edilmi olduu gibi. Takdir edilen her ey de mahlktur.

Ameller eriatlarn kapsamndadrlar. eriatlar ise mahlk deildirler eklindeki szlerine gelince, buna cevap olarak yle denir: eriat lafzyla, Allahn dini yasalatrd kelm kast edildii gibi, meru olarak hkmedilen, yasalatrlan ameller de kast edilir. nk bu gibi kelimelerle masdar anlam kast edildii gibi, meful anlam da kastedilebilir. Halk ve benzeri lafzlarda olduu gibi. Eer deseniz ki: Kullarn amelleri, Allahn kelm anlamnda eriattr. Bu sznz kesinlikle batldr. ayet, ameller, Allahn emriyle yasalatrlmlardr, demek istiyorsanz, bu dediiniz dorudur. Fakat Allahn emri mahlk deildir. Fakat emredilen, Allahn emriyle olan veya Allahn emriyle yerine getirilen ey kesinlikle mahlktur. Emre muhatap olan kul mahlk olduu gibi. Emir szcyle masdar anlam kast edildii gibi, meful anlam da kast edilir. Meful (yaplm) olan bir ey de mahlktur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allahn emri gelmitir. (Nahl, 1) Allahn emri mutlaka yerine gelecek... (Ahzab, 38) Burada, emredilen ey kast edilmitir, Allahn kelm olan emri deil. Bunlarn kant olarak ileri srdkleri bu ayet de eriat anlamn kapsyor, bu ise emir ve kader demektir. Bu konuyla ilgili olarak iki grup sapmtr: Birinci grup, Allahn kelm mahlktur, diyen Cehmiyecilerdir. Bunlar: Allahn emri mutlaka yerine gelecek... ayetini kant gsterirler. Diyorlar ki: Makdur, yani g yetirilen olan bir ey mahlktur. Bunlar, sapk hululiyecilerdir. Ki Allahn emri ve kaderidirler diye kullarn fiillerini kadim klarlar. Byle olunca da Allahn emrine ve kaderine mahlk denemeyecei iin kullarn fiillerine de mahlk denemeyeceini ileri srerler. NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

Emir, er' ve kader kavramlarnn aklanmas Burada kukuya neden olan ey, kader kavramnn ifade ettii anlamdr. Kader, emir ve er gibi kelimelerle masdar anlam kast edildii gibi, meful anlam da kastedilebilir. Dolaysyla:

Allahn emri mutlaka yerine gelecek... (Ahzab, 38) ifadesinde emredilen ve g yetirilen emri kast ediliyor ve bu da mahlktur. te bu Allahn size indirdii emridir. (Talak, 5) ayetinde ise, emir kelimesiyle Allahn kelm kast edilmitir. nk bize, yerine getirmekle ykml olduumuz filler indirilmemitir. Bilakis bize Kuran indirilmitir. Bu tpk u ayete benzemektedir: Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi emreder. (Nisa, 58) te bu ayette geen emir Allahn kelmdr. Allahn emrini, mahlkattaki bir hal eklinde tevil eden Cehmiyeci, Allahn emri mutlaka yerine gelecek... ayetini kant olarak ileri srse, ona u karlk verilir: Burada emirle kastedilen, emredilen eydir. Aadaki ayette de ayn anlamda kullanlmtr: Allahn emri gelmitir. (Nahl, 1) Nitekim yce Allahn meydana getirdii hadiselere: Bu byk bir itir (emirdir), denir. Allahn sfatlarn Onun zatna mukarin gren ve mahlkata hulul ettiini savunan Hululiyeci bir kimse: Allahn emri mutlaka yerine gelecek... ayetini kant gsterse ve: Fiiller Allahn kaderi ve emridir. Onun emri ise mahlk deildir. Kaderi de mahlk deildir, dese, ona denir ki: Dilemesi ve kelm gibi Onun emri de bir sfat olarak mahlk deildir. Fakat yerine getirilen ve g yetirilen kader olarak emri ise mahlktur. nk g yetirilen bir ey mahlktur. Emredilen ey de mahlktur. Bunlar emir ve kader ad verilmi olsa da. Sonra bu sapklara denir ki: Diyelim ki emredilen eye emir ve eriat ad verilir. Fakat nehyedilen ey, emredilen olmad gibi meru da deildir. Bilakis o, emre ve eriata aykrdr. Peki, kfr, fsk ve gnah nasl eriat olarak isimlendireceksiniz, eriat olmadklar halde? Bilakis, bunlar eriatn yasakladklar eylerdir. Ayrca bir ayette yce Allah yle buyurmutur: Sonra da seni din konusunda bir eriat sahibi kldk. (Casiye, 18) bu eriatn kapsamna, kfr, fsk ve gnah da girer mi? Peygambere buna tabi olmak m, bundan saknmak m, bundan uzak durmak m emredilmitir? Soruyu soran kiinin:

Kullarn hareketlerden ve baka eylerden oluan fiilleri, gklerin ve yerin yaratlmasndan nce belirlenen kaderin kapsamndadrlar, diyenlerin kant nedir? eklindeki szlerine kar unu syleyebiliriz: Bu sz syleyen kimse, gzel sylemi ve isabet etmi olur. Ona kar kant gstermeye de gerek yoktur. Hatta bununla kastedilenin aleyhine kanttr. nk Sahih-i Mslimde Abdullah b. mer araclyla peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Allah gkleri ve yeri yaratmazdan elli bin yl nce mahlkatn kaderini belirlemitir. (Mslim, Kader, 16) Allah mahlkatn amellerini, rzklarn, ekillerini ve renklerini takdir etmitir. Bunlarn tm de mahlkturlar. Bu da gsteriyor ki, ameller, mahlk takdirin kapsamna girmektedir. Akl sahibi bir kimse, kulun amelinin, kendisinin varlndan nce var olduunu syleyebilir mi? Kulun ameli, kendisinden sadr olan hareketidir. Bu hareket, kendisinden nce nasl var olabilir? Bu sz aklayp, biz hareketi kast etmiyoruz, fakat hareketin sevabn kast ediyoruz, diyenlere de yle denir: Allahn dndaki her ey mahlktur. Bu eylerin konumalar ve sfatlar da msemmalarnn dnda deildirler. Bilakis kelmlar da isimlerinin msemmasnn kapsamndadrlar. Biri: Allahn dndaki her ey ve bu her eyin sfatlar mahlktur, dese, bu kuku ortadan kalkm olur. nk sahih bir anlam kast etmi olur. Ayn ekilde- Selef ulemasnn dedii gibi-, Allah yaratcdr, Ondan bakas da mahlktur, Kuran hari, dese, bu sz de doru olur. nk Kuran Allahn indirilmi szdr ve mahlk deildir. Ondan gelir ve Ona dner. Selef ulemasnn Kuran istisna etmelerinin nedeni, bazlarnn indirilmi Kurann mahlk olduu vehmine kaplmasn nlemektir. NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

Cehmiye'nin gr, selefin cevab Cehmiye mezhebinin mensuplar insanlara u soruyu sorarlard: Kuran Allah mdr, Allahtan bakas mdr? Onlarn maksatlarn anlamayanlar: Kuran Allahtan bakasdr,diye cevap verirlerdi. Bu cevab aldktan sonra yle derlerdi: Allahtan bakas olan her ey mahlktur... Selef ulemasndan, Allahtan baka her ey mahlktur, Kuran hari, diyenlerin, bu sz sylemelerinin nedeni, Cehmiye mezhebinin maksadn anlamayanlarn, Kuran mahlktur, demelerini nlemektir. nk Cehmiyenin maksadn anlamayanlar, Kurann mahlkluunun, Allahtan baka her eyin mahlk oluunun kapsamna girdiini sanyorlard. Bu yzden selef

ulemas, Kurann mahlkluu, Allahtan baka her eyin mahlk olmas eklindeki genel yargnn kapsamna girmez, demiler ve, Kuran hari, kaydn dmler. nk gayr ve siva kelimelerinin anlamlarnda ortaklk vardr. yle ki: Bir eyin sfat, bazen gayr ve siva (bakas) lafznn kapsamna girer, bazen girmez. Bu soruya muhatap olanlar, Kurann bakas ifadesinin kavramna girdiini dndkleri iin, selef ulemas, Kuran istisna etme gereini duymulardr. Kullarn fiillerine gelince, hi kimse bunlar, mahlkat kavramnn genelliinin dnda tutmamtr. Sadece, Allah kullarn fiillerini yaratmaz, diyen Mutezile ve benzeri Kaderiyeci gruplar bunu iddia etmilerdir. Fakat bu Kaderiyeciler unu da sylyorlar: Kullarn fiillerin muhdes (sonradan olma)dr. Daha nce yok iken olmulardr. Sadece u hululcular byle bir iddiada bulunmulardr. lk kuaktan hi kimseden, ne ehl-i snnetten, ne de ehl-i bidattan, kullarn hayr veya er nitelikli fiilleri kadimdir, dediini duymadm. Sadece Msrda son zamanlarda ortaya kan baz kimseler byle iddialarda bulunmulardr. Son dnemlerde acem diyarnda ortaya kan baz kimselerin de bu kanaatte olduklarn duydum. amdaki baz eyhlerin bu konuda herhangi bir gr belirtmediklerini ve yle dediklerini grdm: Bunlar takdir edilmilerdir, diyoruz. Mahlukturlar veya mahlk deildirler, demiyoruz. Baz insanlar da iman gibi hayr nitelikli fiilleri istisna etmilerdir. Selef ulemasnn imanla ilgili grlerini baka yerlerde aklamtk. Kullarn fiillerinin kadim olduunu syleyenlerin, sadece hayr nitelikli fiillerinin kadim olduunu syleyenlerin ve de bu konuda gr belirtmeyip tarafsz, ntr davrananlarn grleri fasittir, batldr. nde gelen imamlardan hibiri bu grlerden birini dile getirmemitir. Ne dediini bilen akl banda hi kimse byle eyler sylemez. Bu gibi grleri savunanlarn bu hataya dmelerinin nedeni ise, Kuran lafzlar, tilavet ve tilavet edilen ifadeler ve de iman meselesi gibi hususlarla ilgili zanlardr. Daha nce, ilim evrelerinin Kuranla ilgili grlerini akladk. Selef ulemasnn zerinde bulunduu hak ve orta yolu gzler nne serdik. mamlarn akla ve nakle dayal grlerini sunduk. Yine olumlayc ve olumsuzlayc iki ar ucun bu konuyla ilgili sapk dncelerini de aktardk. Nihayet, kullarn baz fiillerinin kadim olduunu syleyenler, kulun iindeki ruhun da kadim olduunu sylediler ve buna dayal olarak, gne ve aydan kaynaklanan nurun da kadim olduun savundular. Bunun gibi daha birok fikir ileri srdler ki, biz bunlarn tmnn yanl olduunu, selef ulemasnn ve imamlarn grlerine aykr olduunu, baka yerlerde uzun uzadya aklamtk. Bunlar, yaratcnn baz sfatlarnn mahlka hulul ettiini sylemekle hululcularla ortak bir noktada buluuyorlar. Bunlardan ok daha kt durumda olan Cehmiyeciler ise, daha da ileri giderek, yaratcnn kendisinin btn mahlkata hulul ettiini veya Onun mahlkatn varlnn ayns olduunu sylediler. Nitekim Cehmiyeci hululcularn eyhleri, sfat alannda hululcu olanlarla zaman zaman buluurdu. Nitekim bu ve benzeri bidatlar ve eriata aykr grler yznden mmetin ba belalardan kurtulmamtr. NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

Hulul dncesini reddedenler mam Ahmed ve benzeri imamlar, hulul dncesini reddettiler ve bu dncede olanlar Hristiyanlara benzettiler. mam Ahmed er-Redd alaz Zenadike vel-Cehmiye adl eserinde yle der: Allahn dman Cehm hakknda bize ulaan bilgiler unlardr: Horasann Tirmiz kentindendir. Alimlerle girdii polemikleri ve baz kelmi grleri vardr. Genellikle Allah hakknda dnceler ileri srerdi. Bir gn Semeni ad verilen mrik bir toplulukla karlat. Bunlar Cehmi tandlar ve ona dediler ki: Seninle tartalm. Eer bizim kantlarmz karsnda yenilirsen bizim dinimize girersin. Biz senin kantlarna cevap veremezsek, senin dinine gireriz. Cehme syledikleri uydu: Sen bir tanrnn olduunu sylemiyor musun? Evet, dedi, sylyorum. Dediler ki: Peki, bu tanrn grdn m? Hayr, dedi. Ya szlerini duydun mu? dediler. Hayr, dedi. Kokusunu aldn m? dediler. Hayr, dedi. Hissettin mi? dediler. Hayr, dedi. Ona hi dokundun mu? dediler. Hayr, dedi. Dediler ki: Onun tanr olduunu nereden biliyorsun? Bu soru karsnda Cehm ard ve krk gn boyunca nasl bir kantla cevap vereceini dnd. Sonra, Hristiyan zndklarn kantlarna benzer bir kant bulabildi. yle ki, Hristiyan zndklar, Meryem olu sann iindeki ruhun, Allahn zatndan olan ruhu olduunu ileri sryorlar. Allah, bir ey meydana getirmek istedii zaman, bir mahlkun iine girer, o mahlkun diliyle konuur ve onun dilinden dilediini emreder, dilediini yasaklar. O gzlerin gremedii bir ruhtur... Cehm bu kant alr ve Semeni olan kiiye yle der: Sen, iinde bir ruh olduunu sylemiyor musun? adam: Evet, der. Peki, sen ruhunu grdn m? diye sorar. Hayr, grmedim, der. Szlerini duydun mu? diye sorar. Hayr, der. Onu hissettin mi veya ona dokundun mu?diye sorar. Hayr, cevabn verir. Bunun zerine yle der: te Allah da byledir. Yzn gremezsin, sesini iitemezsin, kokusunu alamazsn. O gkler tarafndan grlemez. Bir mekanda olup da baka bir mekanda olmamas sz konusu deildir. mam Ahmed bu argmanlar reddetme balamnda aklamalara devam eder. Sonra unlar syler: Cehm baka bir ey de iddia etmi ve yle demitir: Kuranda bir ayet grdk ki, bu ayet, Kurann mahlk olduunu gstermektedir. Biz de sorduk: Bu hangi ayettir? Dedi ki: Meryem olu sa Mesih ancak Allahn resul ve Onun kelimesidir. (Nisa, 171) ayetidir. Ki sa da mahlktur. Biz buna u karl verdik: Allah senin Kuran anlaman engellemitir. Kuranda sa ile ilgili ifadeler var ki, Kuranla ilgili

olarak bu ifadelere yer verilmez. Kuran, say, domu, ocuk ve sabi olarak nitelendirir. Yiyen ve ien bir delikanl olarak vasfeder. O emir ve yasaklara muhataptr. lh vaad ve tehditler onun iin de geerlidir. Sonra o, Nuhun, ardndan brahimin zrriyetinden gelir. Bu bakmdan sa hakknda sylediklerimizi Kuran hakknda sylememiz caiz deildir. Siz Allahn sa hakknda sylediklerini Kuran hakknda da sylediini duydunuz mu? Meryem olu sa Mesih ancak Allahn resuldr ve Meryeme ilka ettii kelimesidir. (Nisa, 171) ayetinin anlamna gelince, Allahn Meryeme ilka ettii kelimesinden maksat, ol demesi ve bu szden sonra sann olmasdr. sa ol szyle olmutur, ama sa ol sznn kendisi deildir. Ol Allahtan sadr olan bir szdr. Allahtan sadr olan ol sz mahlk deildir. Gerek Hristiyanlar ve gerekse Cehmiyeciler sa hakknda Allaha kar yalan sylyorlar. Cehmiyeciler diyorlar ki: sa Allahn ruhudur, kelimesidir. Fakat kelime mahlktur. Hristiyanlar da diyorlar ki: sa Allahn zatndan olmak zere Onun ruhudur ve Allahn zatndan olan kelimesidir. Tpk, u yama u giysidendir, denildii gibi. Biz ise yle diyoruz: sa ol kelimesiyle olmutur, ama sa bu szn kendisi deildir. Yce Allahn: Ondan bir ruh... szne gelince, burada yce Allah, iinde ruh olan ve kendisinden bir emir, demek istiyor. Buna u ayeti de rnek verebiliriz: O, gklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katndan size boyun edirmitir. (Casiye, 13) Yani, emir vererek size boyun edirmitir. Allahn ruhu ifadesinin aklamas, Allahn kelimesinden olan ve Allah tarafndan yaratlan ruh, eklindedir. Tpk, Allahn kulu ve Allahn semas denildii gibi. mam Ahmed, kullarn amelleri bir yana, szlerinin de mahlk olduunu sylemi ve yle demitir: Cehmiyecilerin, yce Allahn Musa ile konumasn inkr etmeleri ile ilgili dncelerimize gelince, biz onlara unu soruyoruz: Niin bunu inkr ediyorsunuz? Diyorlar ki: Allah konumaz ve Allah ile konuulmaz. Olan sadece udur: Bir ey olumu ve Allah adna ifadede bulunmutur. Allah bir ses yaratm ve bu ses duyulmu... Onlarn iddialarna gre, konuma, ancak az boluunun, lisann ve iki dudan olmasyla mmkndr. Biz de onlara unu soruyoruz: Allahn dnda, yaratlm herhangi bir eyin Musaya: Ben senin rabbinim, demesi veya: Muhakkak ki ben, yalnzca ben Allahm. Benden baka ilah yoktur. (Taha, 14) demesi caiz midir? Kim bunu syleyenin Allahtan bakas olduunu iddia ederse, kukusuz Allahtan bakas iin rablk iddiasnda bulunmu olur. Cehmilerin iddia ettikleri gibi, Allah bir ey yaratm olmas ve bu eyin: Ey Musa! Allah alemlerin rabbidir, demi olmas, izah edilebilir olsa da, bu eyin: phesiz ben, alemlerin rabbiyim (Kasas, 30) demesi caiz deildir. Oysa yce Allah yle buyurmutur:

Allah Musa ile konutu. (Nisa, 164) Musa tayin ettiimiz vakitte gelip, rabbi onunla konuunca. (Araf, 143) Ben risaletimle ve szlerimle seni insanlarn bana setim. (Araf, 144) Bunlar, konuyla ilgili Kurann ak nasslardr. Allah konumaz ve Allahla konuulmaz, diyenler, Amein Haysemeden, onun da Adiy b. Hakem etTaiden rivayet ettii u sze ne diyecekler: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Sizden, arada bir tercman olmadan rabbiyle konumayacak hi kimse kalmayacaktr. (Buhari, Tevhid, 24; Mslim, 67; Tirmizi, Kyamet, 1) Ahmed onlara ynelik aklamalarn srdryor ve unlar sylyor: Allah konumaz, demekle Ona byk bir iftira atm oldunuz. Byle sylemekle, onu, Allahtan baka taplan putlara benzetmi oldunuz. nk putlar konumazlar, hareket etmezler, bir yerden bir yere gitmezler.... Cehmiyeciler karlarnda rtlmez bir kant olduunu grnce, bu sefer: Allah konuur, ama kelm mahlktur, demeye baladlar. Biz de diyoruz ki: Adem olunun szleri de mahlktur. Siz, Allahn kelm mahlktur, demekle Onu yarattklarna benzetmi oluyorsunuz. Nitekim sizin mezhebinize gre, Allah kelm yaratncaya kadar, konumad baz vakitler de vardr. Bylece siz kfr ve tebihi birlikte ilemi oluyorsunuz. Allah bu nitelikten mnezzehtir. Biz ise unu sylyoruz: Allah, diledii zaman daima kelm sahibidir. unu demiyoruz: Allah, kelm yaratncaya kadar, konumazd.... Bundan da anlalyor ki, kullarn kelm mahlktu, Allah tarafndan yaratlmtr. Bu aklama, kullarn fiillerinin Allah tarafndan yaratldna dair aklamadan daha vurgulaycdr. Geri kullarn fiillerinin de konumalarnn da Allah tarafndan yaratldn ak bir biimde vurgulamtr. mam Ahmed devamla unlar sylyor: Eer bir Cehmiyecinin: Allah her yerdedir, bir yerde olurken baka bir yerde olmamas sz konusu deildir, dediinde, aslnda yalan sylediini anlamak istersen, ona u soruyu sor: Hibir ey yok iken Allah var deil miydi? Evet, diyecektir. O zaman unu syle: Allah mahlkat yaratrken, onlar kendi iinde mi yaratt, yoksa kendi dnda m? Bu sorunun cevab balamnda gr belirginleecektir. Bu grlerden biri: 1 - Allah mahlkat kendi iinde yaratt, demektir. Bu cevab verecek olsa, kfre sapm olur. nk

insanlarn, cinlerin ve eytanlarn Allahn iinde olduklarn iddia etmi olur. ayet: 2 - Onlar kendi dnda yaratt, sonra kendisi onlarn iine girdi, dese, bu sefer de kfre sapm olur. nk Allahn, kirli, pis bir mekana girdiini iddia etmi olur. Eer: 3 - Allah mahlukat kendisinin dnda yaratt, ama onlarn iine girmedi, eklinde bir cevap verse, dier btn yanl grlerinden dnm olur. Ki, ehl-i snnetin gr de budur. mam Ahmed, adem oullarnn szlerinin mahlk olduunu aklamtr. Birok yerde kullarn fiillerinin de mahlk olduunu belirtmitir. Ancak kullarn szlerinin mahlk olduuna ilikin aklamalar daha vurgulaycdr. nk bu balamda kukular daha ok ba gsteriyor. Dolaysyla, kullarn konumalar veya fiilleri kadimdir, diyen bir kimse, kitaba, snnete, selef kuann icmana ve mmetin imamlarnn grlerine aykr bir anlay benimseyen bir bidatdr. NDEKLER KULLARIN FLLERNN KADM VEYA YARATILMI OLDUU

GEMTE STSNA Gemite stisna Kur'an harflerinin Allah'n kelam olmad gr manda istisna NDEKLER ALFABETK FHRST

Gemite stisna Mazi ile ilgili bir eyin istisna edilmesi meselesi ise, bilinen ve salam aklamalara dayandrlan bir meseledir. Bu aatr, inallah. Veya, Bu insandr, inallah. Yahut, gk bizim stmzdedir, inallah. Ya da, Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur, inallah. Yahut da, Muhammed Allahn resuldr, inallah... demek gibi. Veya: Muhammed Allahn resuldr, kesinlikle, demekten veya, bu aatr, kesinlikle, demekten kanmak gibi. Btn bunlar, akla ve dine aykr eylerdir. Ehl-i slmdan hi kimseden byle bir sz duyulmamtr. Sadece kendilerini eyh Ebu Amr b. Merzuka (Ebu Amr Osman b. Merzuk b. Hamid b. Selame el-Kurei, Hanbeli mezhebine mensup

zhd ehli bir fakihtir.) nisbet eden bir grup bu tr iddialarda bulunmutur. Ancak ne ad geen eyh ne de arkadalarndan akl banda olan kimse byle bir iddiada bulunmutur. Ancak onu iyi tanyanlardan biri, bana, eyhin lmnden sonra, iki arkadann birbirleriyle srttklerini haber vermiti. Bunlardan birinin ad Hazm, dierinin ad ise Abdulmeliktir. Hazm, mazide olduu kesin olan eylerle ilgili istisna bidatn icat etti. Mazide kesin olarak gerekleen eyler hakknda kesin ifadeler kullanmay terk etti. Abdulmelik ise, mslmanlarn cemaatine ve dinin imamlarna uyarak, bu hususta ona kar kt. eyh Ebu Amra gelince, o bu gibi hezeyanlarda bulunmayacak kadar akll bir kimseydi. nk o, bilgi sahibi dindar bir kimseydi. Geri kullarn hayr ve er nitelikli fiillerinin kadim olmas meselesinde, bunu savunanlar, grlerini ona dayandrmlardr. Nitekim bazlar, onun bu konuyla ilgili grlerini ieren el yazsn da bana gstermilerdi. unu da belirtelim ki, onun bu grten cayd da sylenmektedir. Ebul-Ferec el-Makdisi e-irazinin tarikatna intisap etmiti. Onun bu hususta kesin konumaktan kandn ve: Kullarn fiilleri takdir edilmilerdir... Dediini ve sustuunu nakletmitir. eyh Ebul Ferec ise, Kad Ebu Yalann arkadalarndan biriydi. Ancak Kad Ebu Yala bu gibi sylemlerden holanmazd. Bilakis, kullarn fiillerinin kesin olarak mahlk olduunu belirtenlerden biriydi. Brakn, kullarn hayr ve er nitelikleri fiilleri kadimdir, demesini, eer bir kimsenin, kfr, fsk ve gnahn mahlk olduunu kesin olarak sylemekten kandn duysayd, onun bu davrann iddetle redderdi. Geri Kadnn sylediklerinde baz yerler vardr ki, buralarda szleri birbirine karm ve bir takm elikiler belirmitir. Baz szlerine, bir takm bozuk dnceler dayandrlabilmitir bu yzden. Nitekim alim bir insan srme sonucu baz eyler syleyebilir ve onun izleyicileri de ondan sonra bu szlere dayal olarak bir takm ayrntl meseleler icad ederler. rnein insanlarn szleri ve lafzlar meselesinde, yine iman ve kullarn fiilleri meselesinde benzeri bir durum yaanmtr. Ne selef kua, ne de imamlar-imam Ahmed ve bakalar- kullarn konumalar mahlk deildir, dememilerdir. Kullarn konumalarnn kadim olduklarn da sylememilerdir. Yine kullarn fiillerinin mahlk olmadklarn sylemedikleri gibi, kadim olduklarn da sylememilerdir. unu da dememilerdir: man kadimdir, mahlk deildir. Kimse: Kullarn Kuran okurken kardklar lafzlar mahlktur, dediklerini de iddia edemez. Ya da onlarn mahlk olmadklarn sylediklerini de ileri sremez. Fakat, iman mahlktur, Kuran okurken karlan lafzlar mahlktur, eklinde mutlak bir ifade kullanlmasn onaylamamlardr. nk bu gibi meselelerde Allahn sfatlar da iin iine giriyorlar. Ayrca bundan, yaratcnn kelmnn kendisi de mahlktur ve bu kelimenin kendisi de mahlktur, sonucu anlalr. Bu yzden: Gece harfleri de mahlktur, denilmesini onaylamamlardr. nk bu gibi eyleri syleyen bir kimsenin, Kuran Allahn kelmdr, dememek durumunda kalr. Allahn Musa ile konumasn inkr etmek mecburiyetinde olur, tutarl olabilmek iin. Sonra bir grup ortaya kt ve bu sylemlerinin kartn mutlak olarak savundular. Onlardan bazlar yle dediler: Benim, Kuran telafuz ederken kardm sz mahlk deildir.... mam Ahmed ve dier imamlar byle syleyen kimsenin bidat olduunu sylemilerdir.

Bazlar da, mutlak olarak, imann mahlk olmadn sylemilerdir. Hatta buradan hareketle sonuca varlmtr: Kullarn iman nitelikli fiilleri de mahlk deildir. Bakalar ortaya ktlar ve daha da ileri giderek, kullarn mahlk olmayan harflerden meydana gelen szleri de mahlk deildirler. Bakalar da yle dediler: yleyse kullarn btn fiilleri mahlk deildirler. Bidata eklemede bulunulduka dal budak sald. Bunun sonucunda iren ve irkin sylemler ortal kaplad. Neticede bu bidatlar savunanlar, tutarllk adna akln ve dinin zorunlu olarak reddettii eyleri de sylemek durumunda kaldlar. NDEKLER GEMTE STSNA

Kur'an harflerinin Allah'n kelam olmad gr Bu konuda aklamalara yer verdik. Kuran ve dier hususlar balamnda insanlarn nasl karmak fikirler ileri srdklerini ortaya koyduk. rnein baz insanlar: Kurann harfleri Allahn kelm deildir. Allahn kelm olan, bizzat kaim olan anlamlardr. Bunlar da emirler, yasaklar ve haberlerdir demilerdir. Bunlar normal akln kabul etmeyecei bozuk fikirler olduklar gibi, sahih nakle de aykrdr. nk tek bana bir anlam, btn emredilenlere ilikin emir, btn haber verilenlere ilikin haber olamaz. Tevratn, ncilin ve Kurann anlam da bir olmaz. Onlar diyorlar ki: Bu kelm Arapa ifade edildii zaman Kuran, branice ifade edildii zaman da Tevrat olur. Bu yanl bir szdr. nk Tevratn ierdii anlamlar Arapa ifade edildii zaman, Kuran olmaz. Kuran da branice ifade edildii zaman, anlamlar Tevratn anlamlar olmaz. Bu gr ilk olarak bn-i Kilab ortaya att. Fakat o ve Ear gibi ona tabu olanlar, bunun yannda unu da sylyorlar: Kuran gnllerde gerek anlamda mahfuzdur. Dillerde gerek anlamda tilavet edilir. Mushaflarda da gerek anlamda yazlmtr. Bazlar bunu rneklendirmek iin unu sylyorlar: Kurann kalplerin ezberinde olmas, Allahn kalplerde bilinmesine, dillerde okunmas Allahn dillerde anlmasna, mushaflarda yazlmas, Allahn mushaflarda yazlmasna benzer... Ancak bn-i Kilab ve Earnin mezhebinin ana fikri balamnda bu sylenenler yanltr. nk onlara gre Kuran, anlamdan ibarettir. Gerekliklerin ise drt nitelii vardr: Somut varlk, ilmi varlk, lafzi varlk ve resmi varlk...

Oysa anlama ilikin bilgi, bu balamda ikinci varlk mertebesinden yoksundur. Byle bir bilginin kitapta sabit olmas objektif varlklarn kitapta sabit olmas gibi deildir. Bu demektir ki, bunlar, bn-i Kilab ve Earnin szlerine biraz daha irkinlik katmlardr. Sonra onlara tabi olanlardan bazlar bu grlere unu da eklediler: Kuran sadece Allah ile kaim olan anlamdan ibarettir. Kurandaki harfler Allahn kelm deildir. Bilakis Allah onlar havada yaratmtr veya Cebrail yahut Hz. Muhammed (s.a.v.) onlar tasnif etmitir. Buna ek olarak unu sylediler: Mushaf mrekkep ve kattan baka bir ey deildir.... Bylece selefin, bunlar Allahn kelmna delalet ediyorlar, bu yzden hrmet gsterilmesi gerekir, eklindeki yaklamndan da yz evirdiler. nk onlara gre, bunlarn delil olmalar, sayg gsterilmelerini gerektirmez. Tpk kelm ile konuan yaratcya delalet eden baka deliller gibi. Neticede btn varlk alemi Ona ilikin kantlar konumundadr. Bununla beraber varlk alemine sayg gstermek gibi bir zorunluluk yoktur. Derken mushafa saygszlk etmeye, hatta ayaklarnn altna alp inemeye baladlar. Hatta bazlar mushafta yazlan Allahn isimlerine ve ayetlerine sayg gstermenin gerekli olmadn gstermek iin Allahn adn pislikle yazdlar. Oysa mslmanlar, mushaf helaya atmak veya onu ayaklar altna alp inemek gibi mushaf kmseyici, saygsz davranlarda bulunan kimsenin kfir olduu, kannn hell olduu hususunda gr birlii iindedirler. Grld gibi bidat balangta bir kar kadar olur. Sonra tabi olanlar arasnda oalr. Derken bir zira, ardndan birka mile ve fersahlara ular. Bu meseleyle ilgili cevabmz aarsak, bu blmn kapsamn am oluruz. nk baka yerde konu etraflca ele alnmtr. u halde bu gibi gemi ve kesinlemi konularda istisnac bir yaklam iinde olanlar cahil sapklardr. Ama bu grte olanlardan birine: Bu aatr, denildii zaman, yukarda iaret ettiimiz grleri erevesinde kantlarn ortaya srmeye alr ve yle der: Eer Allah onu bir hayvana dntrmek isterse, yapar. Ona yle denir: Ama u anda kesinlikle aatr. Eer desen ki: Dnm olabilir. Nitekim insan da nce ntfedir, sonra embriyoya, ardnda bir inem ete, sonra ete dnr. Derken canlanr, iine ruh frldkten sonra kesinlikle canldr. Allah onu ldrmek dilerse, kukusuz cann alr. Allah bir varl bir halden baka bir hale evirmeye kadir olduuna gre, bu, varln, Allahn yaratt halde kesin olarak var olmasna engel deildir. Dolaysyla gk, Allahn dilemesi, kudreti ve yaratmasyla gktr. nsan, Allahn dilemesi, kudreti ve yaratmasyla insandr. At, Allahn dilemesi, kudreti ve yaratmasyla attr. Allah diledii eyi deitirmeyi dilerse, dilemesi, kudreti ve yaratmasyla deitirir. Kitap ve snnette mazideki bir hususla ilgili istisnaya yer verilen bir ifade yoktur. Fakat gelecekle ilgili olarak istisnaya yer verilmitir. Aadaki rneklerde olduu gibi: Allahn dilemesine balamadka (inaallah demedike) hibir ey iin yarn yapacam deme.

(Kehf, 23-24) Allah dilerse... mescid-i harama gireceksiniz. (Fetih, 27) Peygamber efendimizin (s.a.v.) u hadisleri de buna rnek oluturmaktadr: Biz de inallah size katlacaz. (Mslim, Cenaiz, 103-104) Sleyman yle dedi: Bu gece karlarmdan yetmi tanesiyle yatacam. Her biri, Allah yolunda savaan bir atl dourur. Arkada: naallah, de, dedi. Fakat Sleyman demedi. Nitekim bu kadnlardan sadece bir tanesi, o da bir yars olmayan bir ocuk dnyaya getirdi. Eer Sleyman, inaallah demi olsayd, hepsi de Allah yolunda savaan atllar olarak dnyaya gelirlerdi. (Buhari, Cihad, 23; Mslim, Eyman, 25) Kim yemin ederken, inaallah derse, isterse yeminini yerine getirir, isterse getirmez. (Nesai, Eyman, 9-12; bni Mace, Keffaret, 4-7) nk bu ekilde yemin eden kimse, gelecekte kendisinin veya bakasnn falan eyi yapacana yemin etmitir. Ya da kendisinin veya bakasnn falan eyi yapmayacana yemin etmitir. Ve ardndan: naallah, demitir. nk Allahn diledii olur ve dilemedii de olmaz. ayet yemine konu olan ey olursa, Allah bunu dilemi olur, bundan dolay yemini bozmak gibi sz konusu deildir. Eer olmazsa, bu sefer de Allah dilemedii iin olmamtr. Bundan dolay da yeminin bozulmas sz konusu deildir. nk o, kendisini Allahn dilemesiyle balamtr. Allah dilemezse, olmaz. Dolaysyla yapmad iin yeminini bozmu muamelesi grmez. NDEKLER GEMTE STSNA

manda istisna manla ilgili istisnalar ieren rivayetler bn-i Mesuddan ve ondan baka selef kuana mensup alimlerden ve imamlardan aktarlmtr. Ki bunlar da iman edilmesi vacip olan hususlardr. Ve bunlarla ilgili kuku da kfr gerektirir. Fakat onlar, iman noktasnda bunlar istisna etmilerdir. nk gereklerini ve gerekliklerini yerine getirmekten korkmulardr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Yapmakta olduklar ileri kalpleri arparak yaparlar. (Mminun, 60) Peygamber efendimiz (s.a.v.) bu ayetle ilgili olarak yle buyurmutur: Bu, oru tutan, namaz klan, sadaka veren ve bu amellerinin kabul edilmemesinden korkan kimsedir. (Tirmizi, 23. Sure, 4; bni Mace, Zhd, 20) Sonra byle bir istisnay yapma gereini duymular, nk, kiinin lme kadar sahip olduunda kendisine fayda salayacak imann akbetini bilmiyorlard. Bir de kendi kendilerini temize

karmaktan korktuklar iin veya baka sahih gerekelerden dolay byle bir istisnaya gerek duymulardr. Ayn durum, iyi amellerle ilgili olarak istisnadan bulunanlar iin de geerlidir: Namaz kldm, inaallah, demek gibi. Btn bunlar, emredilen ve makbul olan ekilde yerine getirildikleri bilinmeyen fillerle ilgilidir. Dolaysyla bunlar, hakikat bilinmeyen eylerle ilgili istisnalardr. Ya da gelecekte ve Allahn dilemesine bal olgulardr. Ki ak olarak bilinsin ki, her ey Allahn dilemesine baldr. Fakat mazide olan bir eyle ilgili istisnann akla ve dine aykr bir bidat olduu malmdur. NDEKLER GEMTE STSNA

AKLIN GZEL VE RKN GRMES Akln Gzel Ve irkin Grmesi Kubh ve hsn konusunda insanlarn gruba ayrlmas eriattan hasl olan hikmet NDEKLER ALFABETK FHRST

Akln Gzel Ve irkin Grmesi bni teymiye -Allah rahmet etsin- yle dedi: Akln bir takm eyleri iyi ve bir takm eyleri de kt olarak nitelendirmesi meselesine gelince, bu hususta, ehl-i snnetin drt mezhebi ile dier gruplar arasndaki tartmalar mehurdur. Hanefiler, Malikilerin byk bir ksm, afiiler ve Hanbeliler, akln bir eyi iyi ve kt olarak nitelendirmesini kabul ediyorlar. Kerramiye ve Mutezile de bu grtedir. Mslman gruplarn byk bir ksmnn, Yahudilerin, Hristiyanlarn, Mecusilerin ve dier dinlerden birok gruplarn gr de budur. afii, Maliki ve Hanbelilerin ou bu gr olumsuzlamaktadrlar. Ear de bu grtedir. Ancak ehl-i snnet gruplar kaderi olumlama hususunda gr birlii iindedirler. Allahn her eye kadir olduu, kullarn fiilleri ve baka eyler de dahil olmak zere her eyi yaratt, Onun diledii eyin olduu, dilemedii eyin de olmad hususunda ehl-i snnet gruplar arasnda ihtilaf yoktur.

Mutezile ve dier Kaderiyeci gruplar bundan farkl bir gr savunmaktadrlar. Dolaysyla kaderi inkr etmek, irkin bir bidattr. Baz insanlar, akln bir takm eyleri iyi, bir takm eyleri de kt grme yetkisini kabul etmenin kaderi kabul etmekle elitiini, Allahn sfatlarn tadil ve tecviz balamnda Mutezileyle ayn kategoriye dmek sayldn sanmlardr. Bu, byk bir yanlgdr. Bilakis, mslman gruplarn byk bir ksm kaderi olumlamaktadr. Bu konuda Mutezilenin grn kabul etmemektedirler. Hkm ve sebeplerin olumsuzlanmas hususunda Earye katlmamaktadrlar. Bilakis, mslman gruplarn byk bir ksm, kaderi olumlamakta ve yle demektedir: Kullarn fiilleri ve baka eyler de dahil olmak zere Allah her eyin yaratcsdr. unu da diyorlar: Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Allahn bilgisinin ve yazsnn, kullarn fiillerinden nce geldii gereini ikrar etmeyi ise, baz ar gruplardan ve baka taifelerden baka kimse inkr etmemektedir. Yoksa Mutezile ve baka gruplardan oluan Kaderiyecilerin byk bir ksm, Allahn, kullarn fiillerini ilemeden nce ne ileyeceklerini bildiini kabul etmektedirler. Hz. Peygamberin (s.a.v.), yce Allahn varlklar yaratmadan nce, onlarn kaderini belirlediini bildiren hadislerinin ieriklerini tasdik etmektedirler. Nitekim Sahih-i Mslimde, Abdullah b. merin Peygamber Efendimizden (s.a.v.) yle rivayet ettii belirtiliyor: Yce Allah gkleri ve yeri yaratmazdan elli bin sene nce varlklarn kaderlerini belirlemitir. O srada Allahn ar su zerindeydi. (Mslim, Kader 16) Sahih-i Buharide ve baka kaynaklarda da mran b. Husayn araclyla peygamber efendimizden (s.a.v.) yle rivayet edilir: Allah vard ve Ondan nce hibir ey yoktu. O srada Allahn ar su zerindeydi. Zikirde her eyi yazd ve gkleri ve yeri yaratt. Bu rivayetin bir dier versiyonunda u ifade yer alr: Sonra gkleri ve yeri yaratt. (Buhari, Bedul Hakk, 1; Tevhid, 22) Buhari ve Mslimde Abdullah b. Mesud araclyla peygamber efendimizden(s.a.v.) yle rivayet edilir: Doru szl ve her syledii dorulanan Resulullah (s.a.v.) bize unlar anlatt: Sizden birinizin yaratl, ana rahminde nce krk gn ntfe eklinde olur. Sonra krk gn embriyo halinde kalr. Sonra krk gn bir inem et halinde kalr. Sonra ona bir melek gnderilir. Melee drt ey emredilir ve yle denir: Rzkn, ecelini, amelini ve mutlu mu, mutsuz mu olacan yaz. Sonra iine ruh flenir. Nefsimi elinde bulunduran Allaha yemin ederim ki, sizden biriniz btn mr boyunca cennet ehline zg amelleri iler, yle ki, onunla cennet arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr, derken yazl kader devreye girer ve bu adam cehennemliklere zg bir amel iler ve cehennemliklerden olur. Sizden biriniz de btn mr boyunca, cehennemliklere zg ameller iler, yle ki, onunla cehennem arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr. Derken kaderde yazl olan hkm devreye girer ve bu adam cennetliklere zg bir amel ileyerek cennetliklerden olur. (Buhari, Kader, 82; Mslim, Kader, 1) Bunun gibi birok rivayet vardr. Kaderiyecilerin ounluu bunu kabul eder. Sadece ar olanlar bunlar inkr ederler. rnein,

Mslimin Sahihinin ba tarafnda rivayet ettii Abdullah b. mer hadisinde belirtildiine gre, bazlar bni mere yle demilerdir: Bizden nce, Kuran okuyan, ama ilimleri az olan baz kimseler vard. Bunlar kaderin olmadn ve her eyin tesadfen olduunu sylerlerdi. bni mer onlara u karl vermitir: Onlara deyin ki, ben onlardan beriyim, onlar da benden beridirler. (Mslim, man, 1; Tirmizi, man, 4) Bu yzden Malik afii ve Ahmed gibi imamlar, kullar amellerini ilemedike, Allah bu amelleri bilmez, diyenleri tekfir etmilerdir. Ama bunlarn dndaki Kaderiyecileri tekfir etmemilerdir. unu demek istiyoruz: Mslmanlarn ounluu Mutezile ve benzeri Kaderiyeci gruplara muhaliftirler. Mslmanlarn ounlu-u, ayn zamanda, yce Allahn yaratmas ve emri balamnda var ettii sebepleri de kabul ederler. Allahn yaratmas ve emri balamndaki hkmn de kabul ederler. Nitekim yce Allah Kuranda yle buyurmutur: Allahn gkten indirip de l haldeki topra canlandrd suda... (Bakara, 164) Bir dier ayette de yle buyurmutur: Orada suyu indirir ve onunla trl trl meyveler karrz. (Araf, 57) Kitap ve snnette buna benzer birok ifade vardr. Mslman gruplarn ounluu da buna dayal olarak: u ameli ununla yapt, demilerdir. Sebepleri olumsuzlayanlar gibi, u ameli ununla yapmad, onun yannda yapt, dememilerdir. Bu meseleler baka yerlerde ayrntl olarak aklanmtr. NDEKLER AKLIN GZEL VE RKN GRMES

Kubh ve hsn konusunda insanlarn gruba ayrlmas Bundan maksat da udur: Akln bir takm eyleri iyi ve bir takm eyleri de kt olarak nitelendirme yetkisine sahip olmas meselesi, kader meselesinin ayrlmaz bir paras deildir. Bunu belledikten sonra, bilmek gerekir ki, akln bir takm eyleri iyi, bir takm eyleri de kt olarak nitelendirme yetkisine sahip olmas meselesi ile ilgili olarak insanlar gruba ayrlmlardr: ki ar u ve bir de orta yolu tutanlar... Taraflardan biri, akln iyi ve kt grme yetkisini kabul eder ve bunun fiilin zati sfat olup ondan ayrlmadn savunur. Onlarn nazarnda erait, sadece bu vasf ortaya karr. Bu gibi sfatlarn bir

sebebi de yoktur. Bu, Mutezilenin grdr ve zayf bir grtr. Buna rabbin mahlkatla karlatrlmas da eklenince unu sylemek durumu ortaya kar: Mahlukatta gzel olarak belirginleen ey, yaratcdan da gzel olarak belirginleir. Mahlukattan kt olarak sadr olan ey, yaratcdan da kt olarak sadr olur. Bunu dediimizde, Kaderiyecilerin dier batl grlerine de zemin hazrlam oluruz. Tecviz ve tadil balamnda syledikleri dier yanl karsamalarn dayana da bu grtr. Bunlar fiiller balamnda mebbihedirler. (Allah mahlkata benzetirler) fiiller balamnda yaratcy mahlkata, mahlkat da yaratcya benzetirler. Hi kukusuz bu, batl bir grtr. Tpk sfatlar balamnda yaratcnn mahlkata ve mahlkatn da yaratcya benzetilmesinin batl olmas gibi. rnein, Yahudiler yce Allah, beri ve mnezzeh olduu noksanlklarla vasfettiler ve Onu mahlkata benzettiler. Yoksul, cimri ve zayf grl olarak vasfetmeleri gibi. Kuku yok ki, onlarn bu anlaylar batldr. nk yce Allah btn noksanlklardan mnezzehtir ve hibir noksanlk barndrmayan kemal sfatlarna sahiptir. O, kemal sfatlar itibariyle mahlkatn sfatlarndan birine benzemekten de ycedir, mnezzehtir. Sfatlar itibariyle Ona denk hi kimse yoktur. Ameli, kudreti, iradesi, rzas, gazab, yaratmas, istiva etmesi, gelmesi, inmesi vb. gibi kendisine ilikin nitelemeleri veya resulnn Ona dair nitelemeleri itibariyle de mahlkata hibir ekilde benzemez.

Selefin bu husustaki mezhebi, Allahn kendisini vasfettii ve peygamberinin (s.a.v.) Onu niteledii gibi vasfetmek, tahrif ve tatil (sfatlar btnyle olumsuzlamak, Allah sfatszlatrmak) sapmalarna asla ynelmemek eklindedir. Allahn sfatlarn mahlkatn sfatlarna benzetmezlerdi. Allahn sfatlarn olumsuzlayan, Allah sfatszlatrmaktadr (Muattala). Allah sfatszlatran da olmayan bir eye tapm olur. Mebbihe (benzeten) ise, somutlatrmacdr. Somutlatrmac ise bir puta tapmaktadr. Selef mezhebi, sfatlar somutlatrmadan ispat etme, sfatszlatrmadan tenzih etme esasna dayanr.

Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Onun benzeri hibir ey yoktur. (ura, 11) Bu ifade, somutlatrmaclara bir cevap niteliindedir. Ayn ayetin devamnda ise yle buyurmutur: O, iitendir, grendir. (ura, 11) Bu da Allah sfatszlatranlara cevap niteliindedir. Allahn fiilleri mahlkatn fiillerine benzetilemezler. nk mahlkat btnyle Onun kullardr. Zulmederler, irkin hayaszlklar ilerler. Allah onlarn bu gibi fiilleri ilemelerine engel olmaya kadirdir. Allahn fiillerini mahlkatn fiillerine benzettiimiz zaman, kullarn iledikleri irkinlikler, ayn zaman da Onun da irkinlikleri olurlar. Bundan dolay da yergiyi hakkeder. Ama yce mahlkatn irkinlikleri yce Allaha nispet edilemezler. nk kullarn, mahlkat bu zellikte yaratmasnn gerisinde stn bir hikmet ve byk bir nimet vardr. Bu, selefin, fukahann ve Allahn yaratmasnn ve emrinin bir hikmete dayandn kabul edenlerin grdr Allah, hibir eyi bir hikmete dayal olarak yaratmaz, bir hikmete dayal olarak emretmez, diyenler,

tercihi gerektiren bir etken olmakszn iki eitten birini tercih etmekten ibaret olan iradeden baka bir ey ispat etmi olmazlar. bn-i Kilabn ve ona tabi olanlarn grnn asl da budur. Bu, Kadireycilerin ve Cehmiyecilerin grnn de asldr. Akln iyi ve irkin grme yetkisi meselesi ile ilgili dier gr ise udur: Fiiller, hkmlerden ibaret olan sfatlar da, hkmlerin illetleri olan sfatlar da kapsamazlar. Bilakis, kadir olan Allah, eit iki eyden birini emretmitir, dierini deil. Salt iradeden dolay. Bir hikmetten dolay deil veya yaratma ve emirde olan bir maslahattan dolay da deil. Diyorlar ki: Allahn, kendisine ortak koulmasn emretmesi ve sadece kendisine ibadet edilmesini nehyetmesi caizdir. Zulm ve irkinlikleri emretmesi, iyilik ve takvay nehyetmesi de caizdir. Hkm olarak vasfedilen hkmler, salt nispet ve izafeden ibarettirler. Onlara gre maruf olan bir ey kendisi itibariyle maruf deildir. Yine onlara gre mnker olan bir ey de kendisi itibariyle mnker deildir. Hatta: Onlara iyilii emreder, onlar ktlkten meneder, onlara temiz eyleri hell, pis eyleri haram klar. (Araf, 157) ayetini de yle anlarlar: Onlar, emrettikleri eyleri onlara emrederler, nehyettikleri eyleri de nehyederler. Hell kldklar eyleri hell klarlar ve haram kldklar eyleri de haram klarlar. Bilakis emretme, nehyetme, hell klma ve haram klma, onlara gre, kendileri itibariyle bu nitelikte deildirler. Maruf, mnker, temiz ve pis de yle. Bunlar, sadece insan doasna uygun ifadelerle dile getirilmilerdir. Bu da, onlara gre, rabbin marufu sevdiini, mnkerden de buzettiini gstermez. Bu gr ve bundan kaynaklanan dier deerlendirmeler de nceki gibi kitap ve snnete muhalif zayf bir grtr. Selef kuann ve fukahann icmana da aykrdr. Apak akli kanta aykr olmas da cabas. nk yce Allah kendisini irkin hayaszlklardan tenzih etmi ve yle buyurmutur: Allah ktl emretmez. (Araf, 28) Ayn ekilde hayr ve erri bir grmekten de kendisini tenzih etmitir: Yoksa ktlk ileyenler lmlerinde ve salklarnda kendilerini, inanp iyi ameller ileyen kimseler ile bir mi tutacamz sandlar? Ne kt hkm veriyorlar! (Casiye, 21) yle ya, Allaha teslimiyet gsterenleri, o gnahkrlar gibi tutar myz hi? Size ne oluyor? Ne biim hkm veriyorsunuz? (Kalem, 35-36) Yoksa biz, iman edip de iyi iler yapanlar, yeryznde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacaz? Veya Allahtan korkanlar yoldan kanlar gibi mi sayacaz? (Sad, 28) Bu olumsuzlayclara gre, bunlar eit grmekle, bazsn bazsndan stn tutmak arasnda da bir fark yoktur. Allahn kendisini bu hususlarn bazsndan tenzih etmesi, dier bazsndan tenzih etmesinden daha iyi deildir... Bu ise, hem nassa, hem de akla aykr bir anlaytr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur:

Allah peygamberliini kime vereceini daha iyi bilir. (Enam, 124) Onlara gre, resul gndermenin resulle ilintisi, tpk hitabn fiillerle ilintisi gibi, ne ilintilemenin ncesinde ne de sonrasnda bir niteliin varln gerektirmez.

Fkhlar ve mslman gruplarn byk bir ounluu ise u grtedir: Allah haramlar haram kld, onlar da haram oldular. Vacipleri vacip kld, onlar da vacip oldular. Bu balamda karmzda iki durum var. 1 - Biri vacip ve haram klmadr, ki bu, Allahn kelmndan ve hitabndan ibarettir. 2 - Biri de vaciplik ve haramlktr. Bu da fiilin sfatdr. Allah her eyi bilen ve hikmet sahibidir. Hkmlerin ierdii maslahat bilir. Buna dayal olarak emreder, nehyeder. Bunun gerekesi de emir ve nehiyde, emredilen ve yasaklanan ey de kullara dair maslahat ve ifsad edici unsurlarn bulunmasdr. Bu ise, fiilin hkmn ispat eder. Fiilin sfatna gelince, bu ise, bazen hitap olmakszn da sabit olabilir. Hitapla da sabitleebilir. NDEKLER AKLIN GZEL VE RKN GRMES

eriattan hasl olan hikmet eriattan hasl olan hikmet ksma ayrlr: Birincisi: eriatta byle bir husus yer almasa da fiilin maslahat ve mefsedet iermesi. Adaletin alemin maslahatn, zulmn de alemin ifsadn ierdiinin bilinmesi gibi. te bu tr nitelikler, iyi ve kt kavramlarnn karlklardr. Bunun ktl, aklen de eriat araclyla da bilinir. Yoksa fiil iin daha nce olmayan bir sfat ispatlanm deildir. Fakat byle bir hkm eriatta yer almamsa, byle bir ktln meydana gelmi olmas, failinin ahirette cezalandrlmasn gerektirmez. Akln iyi ve kt grme yetkisine sahip olmas grn savunan ar ularn iine dtkleri bir yanlgdr bu. nk onlar diyorlar ki: Kendilerine resul gnderilmemi olsa bile, kullar, iledikleri kt amellerinden dolay cezalandrlrlar. Bu ise nassa ak bir ekilde aykr olan bir grtr.

Yce Allah yle buyuruyor: Biz, bir peygamber gndermedike azap edecek deiliz. (sra, 15) Mjdeleyici ve sakndrc olarak peygamberler gnderdik ki insanlarn peygamberlerden sonra Allaha kar bir bahaneleri olmasn! (Nisa, 165) Rabbin, kendilerine ayetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerinin ana merkezine gndermedike, o memleketleri helk edici deildir. Zaten biz ancak halk zalim olan memleketleri helk etmiizdir. (Kasas, 59) Her ne zaman oraya bir topluluk atlsa, onun bekileri onlara: Size, korkutucu bir peygamber gelmemi miydi? diye sorarlar. Onlar yle cevap verirler: Evet, dorusu bize, korkutan bir peygamber gelmiti; fakat siz onu yalan saym ve: Allahn bir ey gnderdii yok; siz olsa olsa byk bir sapklk iindesiniz! demitik. Ve: ayet kulak vermi veya aklmz kullanm olsaydk, imdi u alevli cehennemin mahkumlar arasnda olmazdk! diye ilave ederler. (Mlk, 8-10) Buhari ve Mslimde peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Allah hi kimsenin kendisine kar mazeret ileri srmesini sevmez. Bu yzden mjdeleyici ve uyarc peygamberleri gndermitir. (Buhari, Tevhid, 20; Mslim, Lian, 17) Yce Allahn peygamber gndermedike azap etmeyeceini gsteren ok sayda nass vardr. Ve bu nasslar, akln baz eyleri iyi ve kt olarak nitelendirme yetkisine sahip olmas meselesini savunanlar iinde, insanlar, kendilerine peygamber gnderilmeden de azaba urarlar, diyenleri reddetmektedirler.

kincisi: Kanun koyucu (ari) bir ey emrettii zaman, bu ey iyi olur. Bir eyi yasaklad zaman da, bu ey kt olur. Kanun koyucunun hitabyla birlikte fiil, iyi ve kt niteliini kazanr.

ncs: Yasa koyucunun, kulun, kendisine itaat m edeceini, yoksa isyan m edeceini snamak iin baz eyleri emretmesi. Bu balamda emredilen fiilden maksat, onun mutlaka yaplmas deildir. Nitekim yce Allah, bu balamda bahime (a.s.) olunu boazlamasn emretmitir: Her ikisi de teslim olup, onu aln zerine yatrnca... (Saffat, 103) brahimin (s.a.v.) snanmasyla gdlen ama gerekleiyor ve bunun zerine yce Allah, bir kurbanlkla ocuu kurban edilmekten kurtaryor. Buna biri alaca hastalna yakalanm, biri dilsiz, biri de kr olan adamla ilgili hadisi de rnek gsterebiliriz. Bunlara yce Allah sadaka isteyen birini gnderir. Kr olan olumlu karlk verince, melek yle der:

Maln senin olsun. Siz snandnz. Allah senden raz oldu, dier iki arkadana ise gazap etti. (Buhari, Enbiya, 51; Mslim, Zhd, 10) Hikmetin menei ise emrin kendisidir, emredilen eyin kendisi deil. Bunu ve bundan nceki konuyu Mutezile mezhebi anlayabilmi deildir. Onlar, iyilik ve ktln ancak, yasa koyucunun emri olmakszn, bu nitelie sahip olan eyle ilgili olarak sz konusu olabileceini sanmlardr. Earler ise, eriatn tmnn snama nitelikli olduunu, fiillerin, ne eriattan nce ne de eriattan sonra herhangi bir sfatlarnn bulunmadn ileri srmlerdir. Hikmet ehli olanlar ve mmetin byk ounluu ise, yukarda iaret ettiimiz ksmn varln ispat etmilerdir ki, dorusu da budur. NDEKLER AKLIN GZEL VE RKN GRMES

KULUN RADES Kulun radesi Kur'an'da iradenin anlam yilikleri Allah'a ktlkleri kendine balama gereklilii er' ve kaderde mmin ve kaderiyecilerin yolu NDEKLER ALFABETK FHRST

Kulun radesi Soru: Kul, bir fiili irade ettii zaman onu ilemeye g yetirebilir mi, yetiremez mi? Bir gnah terk etmeyi irade ettii zaman, o gnah terk etmeye kadir midir, deil midir? Bununla beraber bir hayr ilediinde onu Allaha nispet eder, bir ktlk ilediinde de bunu kendi nefsine nispet eder, bu nasl oluyor?

Cevap: Allaha hamdolsun. Evet, kul Allahn kendisine vacip kld bir ibadeti yerine getirmeyi, kesin bir ekilde istedii, irade ettii zaman, buna kadirdir. Ayn ekilde kendisine haram klnan bir gnah terk etmeyi kesin bir ekilde irade ettii zaman da, buna kadirdir. Bunda mslmanlar ve dier dinlerin mensuplar gr birlii iindedirler. Hatta Cebriye mezhebinin imamlar da bu kanaattedirler. Daha dorusu bu, slm dini asndan bilinmesi zorunlu bir husustur. Bu hususta sadece Cebriyenin baz ar kollar aykr fikirler ileri srmlerdir. Diyorlar ki: z itibariyle imknsz olan emirler eriatta yer almlardr. Buna kant olarak da yce Allahn Ebu Lehebe iman etmemesi kanlmaz olan eylere iman etmesini emretmesini gstermilerdir... Bu deerlendirme, drt mezhep imam, hadis ve tasavvuf imamlar gibi slm imamlarnn icmana, gr birliine aykrdr. Kaderi olumlayan ve olumsuzlayan kelm imamlarnn da grne aykrdr. Mutezile ve benzeri gruplarn bu hususta gr birlii iinde olduklar ise aktr. Sfatlar olumlayan Ebu Muhammed b. Kilab, Ebul Abbas el-Kalanisi, Ebul Hasan el-Ear, Kad Ebu Bekir elBakllani, Ebu Bekir b. Fevrek ve Ebu ishak el-sferayini gibi kelm imamlarnn gr de budur. stad Ebul-Meali el-Cuveyni, Ebu Hamid el-Gazali, Ebu Abdullah Muhammed b. Kerram ve bni Heysem gibi arkadalar, Ebu Mansur el-Maturidi gibi Ebu Hanifenin izleyicileri de bu hususta mttefiktirler. Mslmanlarn bu konuda gr birlii iinde olduklarn birok kii zikretmitir. Buna Ebul-Hasan ez-Zauniyi rnek gsterebiliriz. Bu hususta bazlar farkl grler sylemilerdir. Ki, bunlardan biri de Ebu Abdullah er-Razidir. Bunlarn Ebu Leheb kssasn kant olarak gstermeleri yanltr. nk yce Allah, mesed suresini indirmeden nce Ebu Lehebe iman etmesini emretmiti. Ama o kfrde srar edince, inat tutumunu srdrnce azap tehdidini hakketti. Tpk Nuh kavminin azab hak etmesi gibi: Kavminden iman etmi olanlardan bakas artk asla inanmayacaktr. (Hud, 36) Dolaysyla Ebu Leheb azab hakkedince, yce Allah da kendisine iliecek olan azab haber verdi. O srada artk kendisinden yerine getirmesi istenen bir emre muhatap deildi. eriatta, emredilen fiillerin, kiinin yapabilirlii ve gcyle ilintili olduuna dair o kadar ok aklama ve direktif var ki! Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) mran b. Husayne yle demitir: Ayakta namaz kl. Buna gcn yetmiyorsa, oturarak kl. Buna da gcn yetmiyorsa, o zaman yann zere yatarak kl. (Buhari, Taksiru Salat, 19; Tirmizi, Salat, 15) Mslmanlar, namaz klacak kimsenin, kyam, kraat, rku, secde, avret yerlerini rtme veya kbleye ynelme gibi baz ykmllkleri yerine getirmekten aciz olmas durumunda, bu ykmllklerin zerinden kalkaca hususunda gr birlii iindedirler. Sadece, bir eyi kesin olarak yapmay irade ettiinde ve bunu yapma imkn bulunduunda vacip olur. Ayn durum oru iin de geerlidir. Mslmanlarn ortak gr udur: Yal erkek veya yal kadnlar orucu zamannda veya kaza ederek tutmaktan aciz iseler, oru ykmll zerlerinden kalkar. Sadece, bu durumda olan kimseler fidye vermeli midirler, yoksa vermemeli midirler?

Noktasnda ihtilaf vardr. Ebu Hanife, afii ve Ahmed bata olmak zere fakihlerin ounluu fidye vermenin vacip olduun savunmulardr. mam Malik ise bu gibi kimselerin fidye vermelerinin gerekli olmadn sylemitir. Hac ibadeti ile ilgili olarak da ayn durum sz konusudur. Mslmanlar, hac grevini yerine getirmekten aciz olan kimsenin zerinden bu ykmlln kalkaca hususunda gr birlii iindedirler. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yoluna gc yetenlerin o evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr. (Al-i mran, 97) Bu husustaki tartma ununla ilgilidir: G yetirme sadece maln bulunmasndan m ibarettir, afii ve Ahmedde olduu gibi, yoksa Malik de olduu gibi sadece bedensel kudretten mi ibarettir? Ya da Ebu Hanifenin mezhebinde olduu gibi, her ikisinin de bulunmas gerekli midir? ncekiler, mal gasp edilen birinin malna niyabeten bu grevi yerine getirebileceini sylerken, dierleri bunun tersini savunmulardr. Daha dorusu bu konuda bilinmesi gereken ey, eri yapabilirliin emir ve yasaklarda art olmasdr. Yasa koyucu, bu konuda, zarar sz konusu olsa da fiilin mmkn olmasn yeterli grmemitir. Bilakis, kul, fiile kadir olsa da, ortada bir zarar varsa, eriatn birok alannda, gsz olarak kabul edilmitir. Su ile temizlenmek, hastalarn oru tutmas, namazda kyam ve benzeri hususlar buna rnek gsterebiliriz. Btn bu hususlarda u ayetlerin hkm gz nnde bulundurulmutur: Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185) Allah, din hususunda zerinize hibir zorluk yklemedi. (Hac, 78) Allah size herhangi bir glk karmak istemez. (Maide, 6) Sahih bir hadiste Enesten yle rivayet edilir: Bir bedevi mescidde bevlini yaparken peygamberimiz (s.a.v.): Karmayn! (Bevlini yapmasna engel olmayn) nk siz kolaylatrclar olarak gnderildiniz, zorlatrclar olarak deil. (Buhari, Vudu, 58) Yine sahih bir hadiste peygamber efendimizin (s.a.v.) Muaz ve Ebu Musay Yemene gnderirken onlara yle dedii rivayet edilir: Kolaylatrnz, zorlatrmaynz. Mjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Birbirinizle uyumlu hareket edin. htilafa dmeyiniz. (Buhari, Meazi, 60; Darimi, Mukaddime, 24) Buna benzer aklamalar eriatta saylmayacak kadar oktur. Dolaysyla, kullar, bir eyi kesin olarak yapmay irade ettiklerinde, Allah onlara aciz olduklar eyi emretmitir, diyenler Allaha ve resulne kar yalan sylemilerdir. Onlar, yce Allahn haklarnda yle buyurduu iftiraclardr:

Buzay tanr edinenler var ya, ite onlara mutlaka rablerinden bir gazap ve dnya hayatnda bir alaklk eriecektir. Biz iftiraclar byle cezalandrrz. (Araf, 152) Ebu Kulabe yle der: Bu ayette, bu mmetten kyamet gnne kadar gelmi gelecek tm iftiraclar kast edilmitir. Fakat bununla birlikte unu da bilmek gerekir ki, Allahtan baka g ve deitirici kudret yoktur. Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Allah her eyin yaratcsdr. Kullarn da yaratcsdr. Kullarn kudretlerinin, iradelerinin ve fiillerinin de. Dolaysyla O, her eyin rabbi ve malikidir, Onun dilemesi, izni, takdiri, kaderi ve kudreti olmadan hibir ey olmaz. NDEKLER KULUN RADES

Kur'an'da iradenin anlam Allahn kitabnda irade iki ksma ayrlmtr:

Birincisi: Dini irade. Aadaki ayetlerde bu iradeye iaret edilir: Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185) Allah size aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor..... Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister. (Nisa, 26-27) Allah size herhangi bir glk karmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size nimetini tamamlamak ister; umulur ki kredersiniz. (Maide, 6)

kincisi: Kevni irade. Aadaki ayetlerde de bu irade trne iaret edilir: Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slma aar; kimi de saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Allah dileseydi onlar savamazlard; lakin Allah dilediini yapar. (Bakara, 253)

Bir ayette de Hz. Nuhun(a.s.) u szne yer verilir: Eer Allah sizi azdrmak istiyorsa, ben size t vermek istesem de, dm size fayda vermez. (Hud, 34) Bir ey yaratmak istedii zaman Onun yapt oldemekten ibarettir. Hemen oluverir. (Yasin, 82) rade kavramna ilikin bu taksim, gayet enteresandr. Bu taksim, Allahn kitabnda izin ve emir kavramlaryla ilgili olarak da vurgulanmtr. Kelime, tahrim, hkm ve kaza ifadeleri iin de. Nitekim biz deiik yerlerde bunlar ayrntl olarak aklama imknn bulduk. Bunlar bildikten sonra, byk kukularn ortadan kalkt grlecektir. Kukularn youn olduu ve birok yanlglarn yaand alanlardan biri de kudretle ilgili tartmalardr. Kudretin fiille e zamanl olmas gerekli midir? Yoksa fiilden nce olmas m gereklidir? Bu meselenin dorusunu fkh alimleri ortaya koymulardr. yle ki: Emir ve yasakla ilintili olarak art koulan yapabilirliin, -ki daha nce buna deindik-fiille e zamanl olmas gerekli deildir. nk yce Allah hacc, sadece ona g yetirenlere vacip klmtr. Dolaysyla g yetirdii halde, bu grevi yerine getirmeyen biri, mslmanlarn ortak grne gre gnahkrdr. Byle biriyle ilgili olarak, fiille e zamanl yapabilirlik ise gereklemi de deildir. Ayn ekilde ilh emir ve yasaklara muhatap olup da Allaha isyan eden kimseler iin de, emir ve yasaklarda art olan yapabilirlik mevcuttur. Yapabilirlik ve fiil e zamanll, ancak fiili ileyenler iin sz konusudur. Failin de fiili yapmay kesin olarak irade etmesi gerekir. Fiili yapma gcne sahip olmas da arttr. Byle biri hakknda saydmz artlar yerine geldiinde fiilin varl zorunlu olur. Dolaysyla birisi: Yapabilirlik, fiille e zamanldr, dese ki, yapabilirlik, fiilin ilenmesi iin gerekli olan tm koullarn yerine gelmesi demektir ve buna irade gibi dier kavramlar da girer... Byle diyen birine, bu kavrama dayal olarak yle denir: Kii, fiili yapmay irade etmedii zaman, fiili yapma gcne sahip olmaz. Bu da gsteriyor ki, bu tr bir tartma, kelimeler balamnda yaplan lafzi bir tartmadr. Bir kimse kudretsizlii bu ekilde aklarsa, maksad aktr. Bu mesele bu ekilde akla kavuunca u soru gndeme gelir: Kul, kendisine emredilen eyi kesin bir ekilde yapmay irade ettii zaman, bunu yapmaktan aciz olabilir mi? Bu da hakkn kesin bir ekilde bilinmesine, herkese anlalmasna yol aan bir alm demektir. Yani, bir kimse, kendisine emredilen bir eyi yapmay kesin olarak yapmay irade ettii zaman, o ii yapmaktan aciz olmaz. Yine, bir kimse, yapmaktan aciz olduu bir eyi yapmay irade etse, Allah onu bu ii yapmaktan mkellef tutmamtr. nk Allah, bir kimseyi ancak yapabildii eyden sorumlu tutar. Yani, nefsinin yapabilirliinin kapsamnda olan eyi ona ykler. NDEKLER KULUN RADES

yilikleri Allah'a ktlkleri kendine balama gereklilii Kul, iyiliklere ilikin amelinin Allahn ltfunun, rahmetinin ve nimetinin bir sonucu olduunu bilmekle ykmldr. Cennetliklerin syledii gibi: Hidayetiyle bizi bu nimete kavuturan Allaha hamdolsun! Allah bizi doru yola iletmeseydi kendiliimizden doru yolu bulacak deildik. (Araf, 43) Buna aadaki ayetleri de rnek verebiliriz: Fakat Allah size iman sevdirmi ve onu gnllerinize sindirmitir. Kfr, fsk ve isyan da size irkin gstermitir. te doru yolda olanlar bunlardr. (Hucurat, 7) Allah kimin gnln islma amsa o, rabbinden bir nur zerinde deil midir? Allah anmak hususunda kalpleri katlam olanlara yazklar olsun! (Zmer, 22) l iken dirilttiimiz ve kendisine insanlar arasnda yryebilecei bir k verdiimiz kimse, karanlklar iinde kalp ondan hi kmayacak durumdaki kimse gibi olur mu! (Enam, 122) te bylece sana da emrimizle Kuran vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarmzdan dilediimizi kendisiyle doru yola eritirdiimiz bir nur kldk. (ura, 52) Kulun iledii ktlkleri kendisine izafe etmesi de yle. Kul bunu yaparken, Allahn, obje, sfat, hareket ve duru olarak btn varlklarn yaratcs olduunu da bilmesi gerekir. Tpk Ademin (a.s.) dedii gibi: Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eer bizi balamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. (Araf, 23) Musann (a.s.) dedii gibi: Rabbim! Dorusu kendime zulmettim. Beni bala. (Kasas, 16) brahimin (a.s.) dedii gibi: Ve hesap gn hatalarm balayacan umduum Odur. (uara, 82) Yce Allah bir ayette son peygamber Hz. Muhammede (s.a.v.) hitaben yle buyuruyor: Bil ki, Allahtan baka ibadete layk ilah yoktur. Hem kendinin hem de mmin erkeklerin ve mmin kadnlarn gnahlarn balanmasn dile. (Muhammed, 19) Ayrca yce Allah azaba uratt kimselerle ilgili olarak da yle buyurmutur: Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. (Zuhruf, 76) Azabmz onlara geldiinde arlar: Biz gerekten zalim kiilermiiz, demelerinden baka bir ey olmad. (Araf, 5)

Kuran ve snnette buna benzer ifadeler oktur. Mslim ve bakalarnn Ebu Zerr kanalyla peygamber efendimizden (s.a.v.) rivayet ettikleri kutsi bir hadiste peygamberimiz (s.a.v.) rabbinden u ifadeleri nakleder: Ey kullarm! Ben zulm kendime haram ettim. Aranzda da onu haram kldm. Birbirinize zulmetmeyin. Ey kullarm! Siz gece gndz durmadan hata ilersiniz, ben de hatalarnzn okluuna aldrmadan, btn gnahlar balarm. Benden balanma dileyin, sizi balayaym. Ey kullarm! Doru yola ilettiklerim hari, hepiniz sapmsnz. Benden hidyet dileyin, sizi doru yola ileteyim. Ey kullarm! Doyurduklarm hari, hepiniz asnz. Benden yiyecek isteyin, sizi doyuraym. Ey kullarm! Giyindirdiklerim hari, hepiniz plaksnz. Benden giysi isteyin, sizi giyindireyim. Ey kullarm! ncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz takvada en st derecede olan birinin dzeyinde olsanz dahi, bu benim mlkmde herhangi bir eyi artrmaz. Ey kullarm! ncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz yksek bir yerde toplanp, benden isteseniz ve her insana istediini versem, bu benim mlkmde, denize bir inenin bir kere batrlmasyla deniz ne kadar eksilirse, o kadarlk bir eksilme olur. Ey kullarm! Amellerinizi sizin iin sayp kaydederim, sonra da onlarn karlklarn size eksiksiz olarak veririm. Kim amelinin karln iyi olarak bulursa, Allaha hamd etsin. Kim de bundan baka bir eyle karlarsa, kendisinden bakasn knamasn. (Mslim, Birr, 55) Bu hadisten anlalyor ki, iledii salih amellerden dolay hayrl bir akbetle karlaanlar, Allaha hamd etmelilerdir. Bu nimeti baheden yce Allahtr. Bundan baka bir akbetle karlaanlar da, karlatklar ey erse, bundan dolay ceza greceklerdir. ayet akbetleri abes bir eyse, bunun da hibir faydasn grmeyeceklerdir. Bu yzden kendilerinden bakasn knamamaldrlar. nk kendilerine zulmedenler yine kendileridir. Her olay Allahn kudreti ve dilemesiyle olur. Buhari ve bakalarnn eddad b. Evsten rivayet ettikleri stifarn efendisi hadisinde de peygamberimiz (s.a.v.) bu hususa dikkatleri ekiyor. Buyuruyor ki: stifarn efendisi, kulun: Allahm! Sen benim rabbimsin, senden baka ilah yoktur. Beni sen yarattn ve ben senin kulunum. Yapabildiim srece sana verdiim sze ve senin ahdine balym. lediim ktlklerin errinden sana snrm. Bana bahettiin nimetlerini itiraf ediyorum. Gnahlarm da itiraf ediyorum. Beni bala. nk senden baka hi kimse gnahlar balayamaz, demesidir. Kim bunu sylerse ve buna kesin olarak inanm bir ekilde sabahlarsa, ayn gn lrse cennete girer. Kim de bunu syler ve kesin inanm olarak gecelerse, ayn gece ldnde cennete girer. (Buhari, Daavat, 15; Ebu Davud, Adab, 101) NDEKLER KULUN RADES

er' ve kaderde mmin ve kaderiyecilerin yolu

Bana bahettiin nimetleri itiraf ediyorum. ifadesi, Allahn kula bahettii iyiliklerin ve baka eylerin ahsndaki nimetleri kapsyor. Gnahlarm da itiraf ediyorum ifadesi ise, kulun yapt ktlkleri kabul etmesi anlamna gelir. te mminlerin yolu budur. Onlarn dndakiler de ksmdr. nk drtl bir taksim yaplmtr. Bir ksm insanlar, iyiliklerin ve ktlklerin yaratcs ve meydana getiricisi olarak kendilerini grrler. Onlara gre, Allahn mmine ve kfire ynelik dini nimeti eit dzeydedir. Allah kula, iki kart duruma birden elverili olan tek bir kudret vermitir. Allahn elinde srf mmine zg bir hidayet yoktur veya: Bizi dosdoru yola ilet. (Fatiha, 6) demekle de Ondan istenen zel bir hidayet sz konusu deildir. Allah, sapm kimseyi hidayet erdirmez, hidayet zere olan da saptrmaz. Bunlar mecusi eilimli kadercilerdir. Bir ksm insanlar, kulun seme yeteneini de kudretini olumsuzlarlar. Onlara gre kul, tpk cansz varlklar gibi, gayri iradi olarak mekanik bir ekilde hareket eder. Kulun iradi ve gayri iradi fiillerin ayn kategoriye sokarlar. Hatta onlardan biri unu bile syleyebilmitir: Allah ve resulnn emrettiklerinin tm g yetirilemeyen, takat getirilemeyen eylerdir... Bylece mutlak olarak kulun kudretini olumsuzlarlar. nk sadece fiille e zamanl bir tek kudret ngrrler. Zaten gnahkr iin hibir kudret ngrmezler. Bunlar ve benzerleri, Kaderiyeci Cebriyecilerin szleridir. Hidayet imamlar, bu szlerin tmn reddetmilerdir. Tpk ncekilerin szlerini reddettikleri gibi. Bu hidayet imamlarna Abdurrahman b. Amr el-Evzai, Sfyan b. Said es-Sevri, Muhammed b. Velid ez-Zbeydi, Abdurrahman b. Mehdi, Ahmed b. Muhammed b. Hanbel gibilerini rnek gsterebiliriz. Eer bunlar, gnahkrn gnahn kaderle mazur gstermeye alr ve kaderden dolay onlar mazurdurlar, dolaysyla knanmay ve azap grmeyi hakketmezler, deseler ve onlar cezalandrmay zulm gibi gsterseler, kfir olurlar. Tpk ar Kaderiyecilerden Allahn kadim ilmini inkr edenlerin kfir olmalar gibi. Eer kaderin varln, ilh emir ve yasaklarn, vaad ve tehditlerin geersizliinin gerekesi olarak gsterirlerse, yani her eyin mbahln savunanlar gibi davranrlarsa Yahudi ve Hristiyanlardan daha kfir olan mrikler kategorisine girerler. nk mrikler yle demilerdi: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi de haram klmazdk... Onlardan ncekiler de ayn ekilde yalanladlar ve sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan sylyorsunuz. De ki: Kesin delil, ancak Allahndr. Allah dileseydi elbette hepinizi doru yola iletirdi. (Enam, 148- 149) Byle bir sz ise, btn ilh emir ve yasaklarn defterinin drlmesini gerektirir. Bu, akl ve din asndan zorunlu olarak bilinen bir gerektir. Ki dnya ve ahiretin ifsadn da kanlmaz klmaktadr. Drdnc ksm insanlara gelince, bunlar saydmz ksmlarn en ktleridirler.

Nitekim eyh Ebul Ferec b. Cevzi onlardan birine yle demitir:

Sen, ibadet sz konusu olduunda Kadercisin. Gnah sz konusu olduunda ise, Cebriyecisin. Hangi gr hevana uyuyorsa, onu takip ediyorsun.... Dolaysyla, eytann izleyicilerinin en ktleri bunlardr. Bu, belli bir mezhebin ve grubun gr deildir. Bilakis, emir ve nehiy hususunda lakayt davranan herkesin eilimi olarak deerlendirilebilir. Bunlar bir ibadeti yerine getirecek olurlarsa, bunu kendilerine izafe eder ve amellini boa karacak ekilde kendilerini beenir, vnrler. Bir gnah ileyecek olurlarsa, bunu mazur gstermek iin kadere sarlr, ilh takdiri gereke gsterirler. Kukusuz bu, geersiz, rk bir kanttr. Kabul edilemez bir mazerettir. Bunlardan birinin bana, bir insann fiili sonucu bir ktlk geldiinde, hi de kadere teslim olmadn, buna karlk kendi nefsine veya bir bakasna zulmettiinde kadere sarldn ve: Miskin bir kulum ben, ne bir gcm var, ne de mazeretim var, dediini grrsn. Bunlar kendi konumlarn izah etmek iin yle derler: Ellerini balayp denize atm Sakn slanma demi Buna karlk biri kendisine zulmetse veya zulmettiini zannetse, kat be kat fazlasyla intikam almak iin var gcn kullanr. Kendisini kadere sarlarak mazur grd gibi bir bakasn bu ekilde mazur grmez. Oysa kaderse eer, ikisi de eit konumdadr kader karsnda. Bunlar, bilinip salam bir ekilde bilinmesi gereken cmlelerdir. Allahn, genel olarak her eyin yaratcs olmas gereiyle beraber, gnahlarn kula izfe edilmesini gerektiren gerek balamnda, bu ktlklerin genel anlamda kaderin kapsamnda olduklarn sylemek gerekir. Bununla beraber, Allahn kitabnda ktlklerin yaratl sz konusu olduu yerlerde, bunlarn yce Allaha ekilde izafe edildiklerini gryoruz: Ya genel bir ifadeyle dile getirilir: Her eyin yaratcsdr... (Enam, 102, Rad, 16, Zmer, 62, Mmin, 62)gibi. Ya bir sebebe izafe edilir: Yaratt eylerin errinden. (Felak, 2) gibi. Ya da cinlerin u szlerinde olduu gibi, fail hazf edilir: Bilmiyoruz, yeryzndekilere ktlk m murat edildi, yoksa rableri onlara bir hayr m diledi? (Cin, 10) Allahn gzel isimleri balamnda, hayr ve errin Allahn fiilleri kapsamnda Ona izafe edilmeleri gerekir. Nitekim aadaki ayetlerde yce Allah bu gereklilie iaret etmitir: Kullarma, benim, ok balayc ve pek esirgeyici olduumu haber ver. Benim azabmn elem verici bir azap olduunu da bildir. (Hicr, 49-50) Biliniz ki Allahn cezalandrmas etindir ve yine Allahn balamas ve esirgemesi snrszdr.

(Maide, 98) lk kuak mslmanlarn ve son kuak mslmanlarn onur duyduklar bu onur verici gerekleri ayrntl bir ekilde aklamak, uzun uzadya anlatmak ve en ince detayna kadar deerlendirmelere tabi tutmak, bu ksack cevabn kapasitesini aar. Doruyu gsteren Allahtr. Allahtan baka kudret ve deitirici g yoktur. Ondan ancak Ona snlr. O bize yeter ve O ne gzel vekildir. NDEKLER KULUN RADES

EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER Ehl- Snnet Ve Kaderiyecilere Gre Kader 4.Fasl:Kullarn, Allahn emrettiklerini yapmakla ve yasakladklarndan kanmakla ykml olduklar Kaderi olumsuzlayanlarn mecusilere benzemesi Adem, gnah ilemesine kaderi gereke gstermemitir Mbahlar, Yahudi ve Hristiyanlardan daha ktdrler 5.Fasl:Bu mmetin selef kuann ve imamlarn zerinde birletikleri husus Kur'an'da kullarn amelleri Selefilerin Kaderiye ve Cebriye grn reddetmesi 6.Fasl:mmetin selef kua ve imamlarn ittifak ettikleri grlerden bazlar Kullarn fiillerinde cumhurun gr Cehmiye ve Mutezile'ye gre Allah'n sevmesi, dilemesi ve rzas Emir iradeyi gerektirir mi, gerektirmez mi? 7.Fasl:Kulun iledii fiillere g yetirmesi 8.Fasl:Allahn kulu irade etmeye zorlamas 9.Fasl:Kulun gerek anlamda fail olmadn syleyenler 10.Fasl:Fiilde, faile ilien bir etki de yoktur, eklindeki szlere cevap 11.Fasl:Allah dilemedike siz dileyemezsiniz.ayeti 12.Fasl:Eer kabul etsen, olmaz yaratc iin takdir ngrmek. szne cevap 13.Fasl:nk olmas, Sonradan olmasn (hadis oluunu) gerektirir ki, bu sz terkedilmitir. szne cevap 14.Fasl:Allah kulun seeceini bilir ve seilecek olan kaderde yazldr... szne cevap 15.Fasl:Eer cebir doruysa, kul zorlanmtr demektir. Sana gre de zorlanan mazurdur, szne cevap ki imeye ve zina yapmaya zorlanmak Allah zulmeder mi? Allah'n rahmeti kendine hak klmas Allah'n kudretinin her eyi kapsamas

NDEKLER ALFABETK FHRST

Ehl- Snnet Ve Kaderiyecilere Gre Kader Soru: Selef Kuann son temsilcisi, Allame-i Rabbani, nurani, hccet zamann esiz bilgesi, dneminin benzersiz alimi, ilim talep edenlerin ss, dinde derin kavraya sahip olanlarn sekini, eyhulislam Takyuddin Ahmed B. Abdulhalim B. Abdusselam B. Teymiye El-Harraniye soruldu-Allah ondan raz olsun ve ltuf ve keremiyle onu cennetle dllendirsin. Denildi ki:

Ey bilge kii, ki ilmi, Fazileti anlatlr insanlar arasnda! Kul nasl seer fiillerini Kul ki, bu fiilleri ilemeye mecburdur? nk aka sylenmitir: Kul; rade hususunda zorlama altndadr... Fiillerinin faili deil Gerekte... bu hkm mehurdur. yleyse fiilde Faile ilien bir etki de yoktur. Siz dileyemezsiniz ifadesi kantdr anlatlanlarn... doruluunu gsterir Her ey... ifadesi de. Eer kabul etsen, olmaz yaratc iin takdir ngrmek. Ya da Allah...oldu... demek. nk olmas, Sonradan olmasn (hadis oluunu) gerektirir ki, bu sz terkedilmitir. yle de denemez: Allah kulun seeceini bilir

Ve seilecek olan kaderde yazldr... Eer cebir doruysa, kul zorlanmtr demektir Sana gre de zorlanan mazurdur Evet, bu cebirdir ve sen bununla memursun Sana doru yneltilmitir. Bu ise zlemeye deer, fakat ben, Kader beni senden alkoyuyor. Cevap: Alemlerin rabbi olan Allaha hamdolsun. Bu meselenin z udur: nsanlar bilmelidirler ki, bu ve dier konularda ehl-i snnet vel-cemaatin beyan ettii grlerin kayna kitap ve snnetin dellet ettii gereklerdir. Muhacir ve Ensardan ilk kuak mslmanlar da bu yaklama sahiptiler. Onlara gzellikle tabi olanlar da. Dolaysyla temel yaklam u ekilde ifade edilebilir: Allah her eyin yaratcs, rabbi ve malikidir. Kendileriyle kaim olan btn varlklar, objeler ve onlarla kaim olan sfatlar da bu kapsama girer. Kullarn fiilleri de, baka eyler de. Yce Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Varlk aleminde, Onun dilemesi ve kudreti dnda hibir ey olmaz. Onun diledii bir eyin olmasn engellemek de mmkn deildir. Bilakis, O, her eye kadirdir. Ne dilerse, mutlaka ona kadirdir. Allah, olan, olmakta olan, olmayan ve eer olsayd, nasl olacan bilir. Buna kullarn fiilleri ve baka eyler de dahildir. Allah kullar yaratmadan nce onlarn kaderlerini, ecellerini, rzklarn ve amellerini de takdir etmitir. Bunlar yazm, ulaacaklar mutluluu ve mutsuzluu da yazmtr. aret ettiimiz bu doru anlaya sahip olan kimseler, Allahn her eyi yarattna, her eye kadir olduuna, olan her eyi dilediine, olmadan nce varlklar bildiine inanrlar. Varlklar olmadan nce onlar takdir ettiine ve bu takdirini yazdna da iman ederler. Kaderiyecilerin arlar, Allahn n bilgisini ve varlklardan nce kaderin yazlm olmasn inkr ederler ve bunun aslnda emir ve yasaktan ibaret olduunu sanrlar. Onlara gre Allah nceden kimin kendisine itaat edeceini, kimin de isyan edeceini bilmez. Bilakis i, emir ve yasan yneltilmesi anndan itibaren ilk defa belirginleir. Bu, drt halife devrinin sona ermesinden, Muaviye b. Ebu Sfyann emirliinden sonra, Abdullah b. mer, Abdullah b. Abbas gibi sahabelerin yaadklar dnemlerde, bni Zbeyr ile Beni meyye arasnda kopan fitne zamannda islm dnyasnda ortaya kan ilk tartmadr. Bu tartmay ilk kez, Mabed el-Cheni Basrada balatt. Bu szler sahabelere ulanca, bunlardan beri olduklarn akladlar. Bu gibi szleri kabul etmediler, olumlu karlamadlar. Nitekim Abdullah b. mere bu szleri haber verilince, yle demitir: Onlarla karlatn zaman, onlara, benim kendilerinden, kendilerinin de benden beri olduklarn haber ver.... bni Abbas, Cabir b. Abdullah, Vasile b. Eska gibi sahabelerin ve onlara gzellikle uyan tabiin

kuana mensip alimlerin gr de byledir. Mslmanlarn dier imamlar da bu ynde gr belirtmilerdir. Hatta bu gibi grleri savunanlarla ilgili olarak Malik, afii ve Ahmed b. Hanbel gibi imamlar yle demilerdir: Allahn varlklarn olmasndan nceki n bilgisini inkr edenler kfre sapmlardr. Sonraki dnemlerde insanlar kader konusuna daha fazla dalmaya baladlar. ounluk n bilgiyi ve nceden takdir edilmi eylerin kaderde yazl olmasn kabul ettiler. Fakat Allahn dilemesinin, yaratmasnn ve kudretinin genelliini inkr ettiler. Onlarn zanlarna gre, emir olmadan iradenin bir anlam yoktur. Dolaysyla Allah bir eyi dilemise, ayn zamanda emretmitir de. Dilemediini de emretmemitir. Bu da kanlmaz olarak unu sylemelerini gerektirmitir: Allah olmayan bir eyi dileyebilir, dilemedii bir ey de olabilir. Bu arada Allahn kullarn fiillerinin yaratcs olmasn veya bu fiillere kadir olmasn da inkr ettiler. Ya da baz kullarna zel inamda bulunup, bu inam sayesinde iman etmi olmalarn ve itaat ehli olmalarn da kabul etmediler. Onlarn iddialarna gre, iman ve salih ameli mmkn klan ilah inam, Ebu Leheb ve Ebu Cehil gibi kfirlere de bahedilmitir. Tpk Ebu Bekir, mer, Osman ve Ali gibi mslmanlara inamda bulunduu gibi. Tpk bir adamn ocuklarna maln eit bir ekilde paylatrmas gibi. Ancak iman edenler salih ameller ilediler, brleri de bozguncu amellerde bulundular. Yani, Allahn mminlere ynelik zel bir ba sz konusu deildir... Kukusuz bu sz batldr. nk yce Allah yle buyurmutur: Onlar islma girdikleri iin seni minnet altna sokuyorlar. De ki: Mslmanlnz benim bama kakmayn. Eer doru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdii iin asl Allah size ltufta bulunmutur. (Hucurat, 17) Bilin ki, iinizde Allahn elisi vardr. ayet o, birok ilerde size uysayd, skntya derdiniz. Fakat Allah size iman sevdirmi ve onu gnl-lerinize sindirmitir. Kfr, fsk ve isyan da size irkin gstermitir. te doru yolda olanlar bunlardr. (Hucurat, 7) Ayrca yce Allah namazda unu sylememizi de emretmitir: Bize doru yolu gster. Kendilerine ltuf ve ikramda bulunduun kimselerin yolunu; gazab uramlarn ve sapmlarn yolunu deil. (Fatiha, 6-7) Cennetlikler de yle derler: Hidayetiyle bizi bu nimete kavuturan Allaha hamdolsun! Allah bizi doru yola iletmeseydi kendiliimizden doru yolu bulacak deildik. (Araf, 43) Hz. brahim (a.s.) de yle demitir: Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eenlerden kl, neslimizden de sana itaat eden bir mmet kar. (Bakara, 128) Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namaz devaml klanlardan eyle. (brahim, 40) Sabrettikleri zaman, onlarn iinden, emrimizle hidayete ulatran imamlar tayin etmitik. (Secde, 24)

Onlar, atee aran ncler kldk. (Kasas, 41) Kuran ve snnette buna benzer nasslar ve mmetin ilk kuak alimlerinin bunlara dayal olarak sunduklar aklamalar olduka fazladr. Bunun yannda konuya ilikin akli kantlar da fazlasyla vardr. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

4.Fasl Kullarn, Allahn emrettiklerini yapmakla ve yasakladklarndan kanmakla ykml olduklar lk kuak mslmanlar ve mmetin imamlar, kullarn, Allahn emrettiklerini yapmakla ve yasakladklarndan kanmakla ykml olduklar hususunda ittifak etmilerdir. Kitap ve snnetin ierdii ilh vaad ve tehditlere iman etmenin gereklilii hususunda da gr birlii iindedirler. Hi kimsenin, bir vacibi terk etme ve bir haram ileme hususunda Allaha kar ileri srebilecei bir gerekesinin, bir kantnn olmadn, bilakis, kullarna kar Allahn en kesin ve en belirgin kanta sahip olduunu vurgulamlardr. Dolaysyla emredilen bir eyi terk etmek ve yasaklanan bir eyi de yapmak veya nasslarda belirtilen vaad ve tehditleri geersiz saymak hususunda kaderi gereke gsterenlerin bu tutumu en byk sapklktr, Allaha iftira atmaktr. Bu, Kaderiyecilerin Allahn dinine muhalefet ettiklerinin ak bir gstergesidir. Bunlar mecusilere benzerler. Nitekim bunlarn slm mmetinin mecsileri olduklarna dair rivayetler vardr. bni mer gibi selef kuana mensup alimlerden bu ynde aklamalar rivayet edilmitir. Bu arada merfu olarak peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilen hadisler de vardr. Ebu Davud ve Tirmizi bu hadisleri rivayet etmilerdir. Bu arada unu da belirtelim ki, baz hadis imamlar, bu konuyla ilgili merfu hadislerin sahihliini kukulu bulmulardr. Bu mesele de yerinde detayl olarak ele alnmtr. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Kaderi olumsuzlayanlarn mecusilere benzemesi Dememiz o ki: Kaderi olumsuzlayanlar, Allahtan baka, Onun dilemesi, kudreti ve yaratmas olmadan, ktlkleri meydana getiren varlklarn olduunu sylemekle mecsilere benziyorlar.

Fakat kaderin varln, emir ve yasaklarn, vaad ve tehditlerin dmesinin, geersizliinin kant olarak sunanlar ise mriklere benziyorlar. Ki yce Allah onlarla ilgili olarak yle buyurmutur: Putperestler diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. Hibir eyi de haram klmazdk. Onlardan ncekiler de ayn ekilde yalanladlar ve sonunda azabmz tattlar. De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan sylyorsunuz. (Enam, 148) Ortak koanlar dediler ki: Allah dileseydi ne biz ne de babalarmz ondan bakasna tapardk. Onun emri olmadan hibir eyi de haram klmazdk. Onlardan ncekiler de byle yapmlard, peygamberlerin zerine ak seik tebliden baka bir ey der mi! (Nahl, 35) Allahn size rzk olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiinde, kfirler mminlere dediler ki: Allahn diledii takdirde doyuraca kimseleri biz mi doyuracaz? Siz gerekten apak bir sapklk iindesiniz. (Yasin, 47) Ve dediler ki: Rahman dileseydi biz onlara tapmazdk. Onlarn bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece yalan sylyorlar. (Zuhruf, 20) u halde, emir ve yasaklarn dtne kaderin varlnn kant gsterenler, peygamberleri yalanlayan mrikler kategorisindedirler. Mriklerse, mecusilerden ok daha kt durumdadrlar. Bunlarn kantlar Allah katnda geersizdir ve Allahn gazab onlarn zerinedir. Onlara ok iddetli azap vardr. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Adem, gnah ilemesine kaderi gereke gstermemitir Bunlar arasnda, Ademin (a.s.) iledii gnaha kaderi gereke gsterdiini sananlar var. Bunlara gre, kaderi mahede eden has veliler iin byle bir anlay caizdir. te bu, byk bir sapklktr. nk Musa, Ademi, yasak aacn meyvesini yemesinden dolay, zrriyetini etkileyen masiyetinden dolay knam ve yle demi: Niin bizi de kendini de cennetten karttn. (Mslim, Kader, 13) Kukusuz musibetler karsnda kul, kadere sarlmakla ykmldr. nk kulun mutluluu, emredilenleri yapmasna ve yasaklananlardan kanmasna baldr. Yce Allah yle buyuruyor: Allahn izni olmadan hibir musibet isabet etmez. Kim Allaha inanrsa, Allah onun kalbini doru yola gtrr. (Teabun, 11)

bni Mesud bu ayetle ilgili olarak yle der: Burada, bana bir musibet geldiinde, bunun Allahtan olduunu bilen, rza gsterir teslim olan kimse kast edilmitir. u halde mutlu insan o kimsedir ki, kusurlardan dolay balanma diler ve musibetlere kar sabr gsterir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: imdi sen sabret. nk Allahn vadi gerektir. Gnahnn balanmasn iste. (Mmin, 55) Mutsuz insan da o kimsedir ki, musibetler karsnda feryad basar, kusurlarla ilgili olarak da kaderin arkasna snr. Yoksa Adem (a.s.) iledii gnahtan tevbe etmi ve Allah da onu seerek ona yol gstermitir. Musaya (a.s.) da bir kimseyi tevbe ettii bir gnahtan dolay knamak yaramaz. stelik bu kimse Allahn balad Adem (a.s.) ise... Nitekim kendisi de iledii bir kusurdan dolay tevbe etmitir. Yce Allah buna yle iaret etmitir: Rabbim! Ben kendime zulmettim; beni bala. Allah onu balad. (Kasas, 16) Bir dier ayette de yle buyuruyor: phesiz biz sana dndk. (Araf, 156) Sen bizim sahibimizsin, bizi bala ve bize ac. (Araf, 155) Musa da Adem de kaderin, bir kimsenin gnah ilemesinin mazereti olamayacan bilecek peygamberlerdir. Daha nce blis ve benzerlerine neler olduunu rendik. blis kendisinin de Ademin de cennetten karlmasna neden oldu. Adem ve ei cennet yapraklaryla ortaya kan avret yerlerini rtmeye baladlar. te yandan Allah Nuh kavmini, Hud kavmini ve Salih kavmini, daha baka kavimleri cezalandrd. Hadlerini aanlar cezalandrmaya ynelik hkmler koymutur. Kfirler iin de cehennemi hazrlamtr. Byleyken kaderin varl gnahlarn mazereti olabilir mi? Bunlarn kaderi iledikleri gnahlarn mazereti olarak gstermeleri, ancak bilgiden yoksun olarak heva ve heveslerine tabi olmalar durumunda mmkndr. nk kader eer mahlkat iin mazeret olacaksa, hi kimseyi ne dnyada, ne de ahirette knamamak, cezalandrmamak gerekir. Kesinlikle zalimden sz edilmemesi lazm gelir. Bilakis, byle bir ey varsa, o zaman insanlarn mutlak olarak dilediklerini yapmalar mmkn olur. Bilindii gibi, byle bir durumda da ne dnyada ne de ahirette hi kimsenin maslahatnn gereklemesi mmkn deildir. Bilakis genel bir fesat kanlmaz olur. Byle bir iddiada bulunan kimse de elikiler iindeki bir zalimden baka bir ey deildir. nk birisi onu incitir veya ona hakszlk ederse, derhal cezalandrlmasn ister, asla kaderin mazeret olarak gsterilmesini kabul etmez. Ama hakszlk eden kendisi olunca, nefsine mazeret olarak kaderi ileri srer. Dolaysyla, ancak bilgisizce hevasnn peinden giden bir kimse kaderi iledii gnahlarn mazereti olarak gsterebilir. Tpk mriklerin gsterdii gibi. Nitekim yce Allah onlarn yle dediklerini bildirmitir: De ki: Yannzda bize aklayacanz bir bilgi var m? Siz zandan baka bir eye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan sylyorsunuz. (Enam, 148) Onlardan ncekiler de byle yapmlard, Peygamberlerin zerine ak seik tebliden baka bir ey

der mi! (Nahl, 35) Bu yzden iledikleri gnahlarn gerekesi olarak kaderi gsteren bu adamlardan birine, herhangi bir kimse saldrda bulunacak olursa, derhal ona karlk verir, onu ldrr, cezalandrr.Eer Allah dileseydi, sana saldrmazdm deyip mazeret bildirmi olsa da mazeretini kabul etmez. Tam tersine, zulmedip, saldrda bulunan kimseleri daima ayplarlar. Onlarn kendilerini kadere dayal olarak mazur gstermelerini hibir ekilde kabul etmezler. Fakat rableri tarafndan kendilerine hak ierikli mesaj gelince, kaderi gereke gstererek buna kar pozisyonlarn savunmaya getiler. Kendi koyduklar emir ve yasaklarn inenmesi balamnda mazeret ve kant olarak kabul etmedikleri eyleri, Allahn emir ve yasaklarnn kendileri tarafndan inenmesinin gerekesi olarak ileri srmeye baladlar. Daha dorusu akl banda hi kimsenin hakknn inenmesi balamnda mazeret ve kant olarak ileri srlmesini kabul etmeyecei eyleri, Allahn hakknn inenmesinin kant ve mazereti olarak kabul etmekte bir saknca grmediler. Bylece, hibir insann kendisiyle ilgili olarak kabul etmeyecei gereke ve mazeretlerin arkasna snarak rablerine ve rablerinin resllerine kar ktlar. nsanlara Allah tarafndan gnderilmi hibir peygamber de bu gibi argmanlarn mazeret olabilecei ynnde herhangi bir ey sylememitir. Kaderci mriklerin bu sylediklerine baklrsa, mahlkatn emir ve yasaklar, Allahn kullara ynelik emir ve yasaklarndan daha byk ve daha nemliymi gibi grnr. Onlarn nazarnda Allahn emri, yasa ve kullar zerindeki haklar, daha az saygnlktadr. Buna karlk kullarn birbirlerine ynelik emir ve yasaklar, birbirleri zerinde olan haklar daha byk saygnla sahiptir. Allahn kullar zerindeki hakk, kendisine ibadet etmeleri ve hibir eyi kendisine ortak komamalardr. Nitekim sahih kaynaklarda Muaz b. Cebelden yle rivayet edilir: Bir seferinde peygamberimiz (s.a.v.) bir merkebe binmi, ben de onun terkisine binmitim. Buyurdu ki: Ey Muaz! Allahn kullar zerindeki hakknn ne olduunu biliyor musun? Allah ve resul daha iyi bilir, dedim. Buyurdu ki: Allahn kullar zerindeki hakk, Ona ibadet etmeleri ve hibir eyi Ona ortak komamalardr. Peki, Allahn bu hakkn yerine getirdikleri zaman, kullarn Allah zerindeki haklarnn ne olduunu biliyor musun? Allah ve resul daha iyi bilir, dedim. Buyurdu ki: Onlarn Allah zerindeki haklar da onlara azap etmemesidir. (Buhari, Rikak, 37; Mslim, man, 4851) Bu mrikler insanlarn en cahilleriydiler ve Allah ve resulne kar en byk dmanl besleyen kimseler idiler. nk ne kendilerinin, ne de akl banda hi kimsenin, bir mahlkun koyduu emir ve yasaklarn dmesinin, haklarnn ortadan kalkmasnn gerekesi ve mazereti olarak kabul etmeyecekleri eyleri, Allahn emir ve yasaklarnn dmesinin, haklarnn ortadan kalkmasnn gerekesi ve mazereti olarak ileri srebiliyorlard. Zaten bu yzden, bu cehaletlerinden dolay Allaha ortaklar komu, Allahn kzlarnn olduunu ileri srmlerdi. stelik hibiri klesinin kendi orta olmasna raz olmazd ve kzlarnn olmasn da istemezdi.

Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Kendilerinin holarna gitmeyen eyleri Allaha isnat ediyorlar. En gzel sonucun kendilerinin olduunu anlatan dilleri de yalann rneini veriyor. Hi phesiz onlar iin sadece ate vardr ve onlar, atee terk olunacaklardr. (Nahl, 62) Onlarn biri, rahmana isnat ettii kz ocuuyla mjdelenince, hiddetlenerek yz simsiyah kesilir. (Zuhruf, 17) Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mlkiyetiniz altnda bulunan kleler iinde, size verdiimiz rzklarda, birbirinizden ekindiiniz gibi kendilerinden ekineceiniz derecede sizinle eit ortaklarnz var m? (Rum, 28) Sizin eit statde olan ortaklarnzdan korktuunuz gibi, sizin mlkiyetiniz altnda olan klelerinizden kendilerinden ekindiiniz ortaklarnz var mdr? Bu iftiray iittiinizde erkek ve kadn mminlerin, kendi vicdanlar ile hsnzanda bulunmas gerekmez miydi? (Nur, 12) Yaradannza tevbe edin de nefislerinizi ldrn. (Bakara, 54) Sizler (kendiniz) ve bizler (kendimiz) dahil olmak zere siz kendi ocuklarnz biz de kendi ocuklarmz, siz kendi kadnlarnz, biz de kendi kadnlarmz aralm. (Al-i imran, 61) u halde, peygamberlerin getirdii ilh mesaj yalanlayanlarn ileri srdkleri kantlar daima geersizdir, rtlmeye mahkumdur. Dolaysyla onlar tamamen iftira ve eseri olan elikili szler sylemektedirler. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Onlarn sana getirdikleri hibir temsil yoktur ki, onun karlnda sana dorusunu ve daha an getirmeyelim. (Furkan, 33) te biz bylece her peygamber iin sululardan dmanlar peyda ettik. Hidayet verici ve yardm edici olarak rabbin yeter. (Furkan, 31) te bu, kavmine kar brahime verdiimiz delillerinizdir. Biz dilediimiz kimselerin derecelerini ykseltiriz. phesiz ki senin rabbin hikmet sahibidir, hakkyla bilendir. (Enam, 83) Buna gre, mriklerin, Allaha ortak komalarnn, Onun ocuklarnn olduunu ileri srmelerinin kant, emir ve yasaklarn yapmamalarnn mazereti olarak ileri srdkleri deliller rktr, geersizdir. Baka yerlerde bu ve benzeri konularda geni ve detayl aklamalara yer vermitik. Bunun yannda alemin kadim, ezeli olduunu syleyen, alemin bizzat gerekli olandan sadr olduunu ileri sren yldzlar gibi semavi yce varlklara tapan ve onlar adna aa alemden misaller ihdas edip putlarn diken Aristo ve tabileri gibi filozoflarn dnceleri ise, Arap mriklerinin anlayna gre daha sapk ve daha koyu bir kfrdr. nk Arap mrikleri en azndan yce Allahn gkleri, yeri ve ikisi arasndaki varlklar dilemesi ve kudretiyle alt gnde yarattn kabul ediyorlard. Fakat bir bilgiye dayanmakszn Onun iin oullar ve kzlar uyduruyorlard. Allahn hakknda hibir kant indirmedii eyleri ve kimseleri Ona ortak kouyorlard.

NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Mbahlar, Yahudi ve Hristiyanlardan daha ktdrler Ayn ekilde emir ve yasak kavramlarn mutlak olarak geersiz sayan, bunun kant olarak kaza ve kaderi gsteren mbahlar (her ey mbahtr anlaynda olanlar), Yahudilerden, Hristiyanlardan ve Arap mriklerinden daha kt durumdadrlar. nk saydmz bu gruplar kfr ve inkrlarna ramen, kendi anlaylarna uygun da olsa, bir tr emir, yasak, vaad ve tehdit inancn da barndrmaktadrlar. Ama bunlarn, dinde Allahn izin vermedii hususlarda hkmler koyan, yasalar belirleyen ortaklar vardr. Mbahlar ise, tamamen farkl bir anlaya sahiptirler ve yasalar temelden reddederler, geersiz sayarlar. Yalnzca nefislerinin holand, canlarnn ektii eylerden raz olurlar. Yine yalnzca nefislerinin holanmad eylerden nefret ederler. Bir eyi nefisleri iin sever ve nefisleri iin bir eyden buzederler. Allah iin raz olmazlar, Allah iin fkelenmezler. Allah iin sevmezler ve Allah iin buzetmezler. Allahn emrettiini emretmez, yasakladn da yasaklamazlar. Ancak bunlardan bir eyin holarna gitmesi baka. O zaman nefislerini tatmin etmek iin hemen yaparlar, rablerine ibadet etmek maksadyla deil. Bundan dolay varlk aleminde mevcut bulunan kfrden, fsktan ve gnahtan rahatszlak duymazlar. Sadece arzularna aykr olduklar zaman bunlardan rahatszlk duyarlar. Bu bakmdan duyduklar rahatszlk eytani doal bir rahatszlktr, Rahmani ve eri (yasal) bir rahatszlk deildir. Bu yzden eytanlar onlarn yakn arkadalar olur ve sapklkta daha da ileri gitmeleri iin onlara destek olurlar ve bu alanda hibir gnah eksik brakmak istemezler. eytanlar onlara beer sretinde grnr, onlarla konuur, baz gnahlar ilemelerine yardm ederler. Tpk putlara ibadet eden mriklere yardmc olduklar gibi. Bu gibi insanlar her grubun iinde bulunurlar. Allahn gnderdii dinin, peygamberlerin getirdii eriatn, kitabn ve snnetin dna kan, ibadet ve inanta kendilerine gre bidat nitelikli bir yol tutan, inan ve ibadetlerinde resul rnek almaya, kitap ve snnete sarlmaya nem vermeyen bu tipleri her toplumda grmek mmkndr. Bunlarn temel nitelikleri hevalarna ve ehevi arzularna gre hareket etmeleridir. Bu eilimlerinden dolay eytanlar onlar saptrr, resuln izgisinden saptklar oranda irk inan sisteminin karekteristik zellikleri de bunlarn inan ve ibadet sistemlerinden belirginlemeye balar. Kukusuz mecusilerle ayn paralele den Kadercilerin dncelerini reddetmek gerekir, ancak bu tip Kaderiyecilerin grlerini reddetmek ok daha gereklidir. Onlara kar kmak ok daha nceliklidir. Bu gibi insanlar sahabe devrinde yoktular. Tabiin kuanda da bunlara pek rastlanmazd. nk bidatlar ilk defa ortaya ktklar zaman, basit ve nemsiz gibi grnrler. Sonra yava yava artmaya ve yaylmaya balarlar. Hulefa-i Raidin devrinin sonlarnda haricilik ve ilik kapsamndaki bidatlarn ortaya kmas gibi.

Sonra sahabe devrinin sonlarnda mrcie ve Kaderiye bidatnn ortaya k. Ve tabiin ann sonlarnda Allah sfatszlatrc (muaattile) Cehmiye bidatnn ortaya k gibi. Fakat emir ve yasaklar geersiz sayan, bunun gerekesi olarak da kaderi gsteren mbahlar, yukarda saydmz gruplarn tmnden sonra ortaya kmlar ve onlarn hepsinden de daha ktdrler. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

5.Fasl Bu mmetin selef kuann ve imamlarn zerinde birletikleri husus Bu mmetin selef kuann ve imamlarn- kaza ve kadere iman etmelerinin yannda- zerinde birletikleri husus udur: Allah har eyin yaratcsdr. Onun diledii olur, dilemedii de olmaz. O dilediini saptrr ve dilediini de doru yola iletir. Kullarn da kendilerine gre dilemeleri ve kudretleri vardr. Allahn kendileri iin takdir ettii eyleri dilemeleri ve kudretleriyle yaparlar. Bunun yannda, mmetin selef kua ve imamlar, kullar, Allah dilemedike hibir ey dileyemezler, de demilerdir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Asla! Bilsinler ki bu, gerekten bir uyardr! Dileyen ondan t alr. Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar t alamazlar. (Mddessir, 54-56) phesiz ki bu bir ttr. Artk dileyen rabbine bir yol tutar. Sizler ancak rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz. phesiz Allah her eyi bilendir, hikmet sahibidir. (nsan, 29-30) O, herkes iin, sizden doru yolda gitmek isteyenler iin bir ttr. Alemlerin rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 27-29) NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Kur'an'da kullarn amelleri Kuran kullarn inandklarndan, inkr ettiklerinden, amel ettiklerinden, kazandklarndan, itaat ettiklerinden, isyan ettiklerinden, namaz kldklarndan, zekt verdiklerinden, hac ziyaretinde

bulunduklarndan, umre yaptklarndan, ldrdklerinden, zina ettiklerinden, hrszlk yaptklarndan, doru sylediklerinden, yalan sylediklerinden, yediklerinden, itiklerinden, savatklarndan, muharebe ettiklerinden... sz eder. Selef kuandan hi kimsenin ve de hibir imamn: Kul fail deildir, seme yetkisi yoktur, dilemez ve kudreti de bulunmaz, dedii duyulmu deildir. Kul, mecazi olarak faildir, dedikleri de duyulmamtr. Bilakis, bunlardan kelimeleri hakiki veya mecazi anlamnda kullanarak gr belirtenleri, kulun gerek anlamda fail olduunu vurgulamlardr ve bu konuda aralarnda gr birlii vardr. Yce Allahn, kulun zatnn, sfatlarnn ve fiillerinin yaratcs olduu hususunda da aralarnda gr ayrl yoktur. Bunu ilk kez inkr edenler Cehm b. Safvan ve izleyicileridir. yle dedikleri anlatlr: Kul, mecburdur, zorlama altnda hareket eder. Kesinlikle kula ait bir fiil yoktur. Kul, asla kudret sahibi deildir... Cehm, Allah sfatszlatrma (sfatlar olumsuzlama) hususunda da son derece aryd. Allahn, kullar iin de kullanlan herhangi bir isimle isimlendirilmesini kabul etmezdi. Ona gre, Allah ey, diri (hay), alim (bilen) semi (iiten) ve basir (gren) olarak isimlendirilemezdi. Ancak mecazi anlamda bu isimler Allah ile ilgili olarak kullanlabilirdi. Anlatldna gre Cehm, Allah ile ilgili olarak kadir ismini kullanrd. nk ona gre, kul kadir deildir. Dolaysyla Allaha kadir dedii zaman, Allah kula benzetmi olmazd.O da, ballar da, yce Allahn yaratmasnda ve emrinde bir hikmetin olmasn inkr ederlerdi. Allahn rahmetinin olmasn kabul etmezlerdi. Diyorlard ki: Allah ne yaparsa, salt dilemesiyle yapar, bu dilemenin beraberinde rahmeti sz konusu deildir. Anlatldna gre, Cehm, yce Allahn erhamurrahimin (merhametlilerin en merhametlisi) olmasn inkr ederdi. Czzamllarn yanna gider, onlara baktktan sonra: Merhametlilerin en merhametlisi olan biri, u adamlara yaplanlara benzer bir ey yapar m? derdi. Diyordu ki: Kullar, iledikleri fiilleri yapmaya mecburdurlar, onlarn ne fiilleri vardr, ne de seme yetkileri... Cehmin ortaya kmas, Allah sfatszlatrma, cebir, irca (ertelemecilik) gibi konulara ilikin fikirlerini yaymas, Kaderiye ve Mutezilenin ortaya kmasndan sonra, Emevi devletinin son dnemlerine rastlar. nk Kaderiyeciler, bundan nce, sahabe devrinin sonlarnda ortaya kmlard. Cehm, Kaderiyecilere kar gelitirdii fikirleri dile getirmeye balaynca, selef kuann mensubu bilginler bu grleri reddettiler. Mutezile ve benzeri gruplarn Kaderiyeci grlerini reddettikleri gibi. Her iki taifeyi de bidat olarak nitelendirdiler. Hatta cebir konusu ile ilgili olarak: Kullar iledikleri fiillerde mecburdurlar, diyenleri de, mecbur deildirler, diyenleri de reddettiler. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Selefilerin Kaderiye ve Cebriye grn reddetmesi

Evzai, Sfyan es-Sevri, Abdurrahman b. Mehdi ve Ahmed b. Hanbel gibi selef ulemas ve imamlar konuyla ilgili ok sayda rivayet aktarmlardr ve bunlar bilinen ifadelerdir. Ebu Bekir el-Hallal Kitabus-Snne adl eserinde bu rivayetlerin, selef kuandan gelen grlerin birounu aktarmtr. Bakalar da eserlerinde bunlara yer vermilerdir. Evzai, Zbeydi gibi alimler, kitap ve snnette cebir lafz gemez, demilerdir. Hadislerde cebl (yaratma, cibiliyet sahibi klma) ifadesi geer. Nitekim, peygamberimiz (s.a.v.) Eecc Abdulkays ile ilgili olarak byle bir ifade kulland sahih rivayette yer alr. Abdulkays heyeti Bahreynden peygamberimizin (s.a.v.) yanna gelirler ve derler ki: Ya resulallah! Bizimle senin aranda u Mudar kavminin kfirleri yer alrlar. Bu yzden ancak senin yanna haram ayda ulaabiliyoruz. Bu hususla ilgili olarak kesin ve zmleyici bir emir ver ki ona gre hareket edelim. Peygamberimiz (s.a.v.) onlara u karl verir: Size Allaha iman etmenizi emrediyorum. man nedir biliyor musunuz? Allahtan baka ilah olmadna ve Muhammedin Allahn resul olduuna ahitlik etmek, namaz klmak, zekt vermek ve elde edilen ganimetlerden humus vermektir. (Buhari, Humus, 2; Mslim, man, 23) Bu arada peygamber efendimiz (s.a.v.) nebizin ksa srede sarholuk verici zellie kavutuu kaplarda nebiz yapmalarn da yasaklad. nk bu gibi kaplardaki nebizi ien kii, bunun sarholuk verici bir iecek olduunu anlayamazd. Fakat balktan yaplp piirilerek yaplan kaplarda durum farkldr. nk bu kaplardaki iecek sertleince, kap atlar. Tulum ve testide de hazrlanmasn yasaklad. Yine oyma tahtadan yaplma kaplara da konulmasn yasaklad. Bazlar, peygamberimiz (s.a.v.) bu yasaklamadan sonra, bunlar serbest brakt, demilerdir. Bu yzden alimler, bu yasaklama ile ilgili olarak ihtilafa dmlerdir. Neshedildi mi, edilmedi mi? diye. Bu konuda alimler arasnda iki mehur gr yaygndr. Ahmedden de bu hususta iki rivayet aktarlmtr. Bunun neshedildiini Ebu Hanife ve afii savunmutur. Bunun neshedilmediini de Malik savunmutur. Fakat Malik sadece iki tr yasaklamaktan yanadr. nk Buharide peygamber efendimizin (s.a.v.) iki tr yasaklad, dierlerini ise, yasaklamadan sonra mbah kld belirtilir. Mslim ise, btnyle ilgili olarak nesh esasl gr rivayet eder. Bu yzden Ahmed iki ayr gr belirtmek durumunda kalmtr. nk yasaklama ile ilgili rivayetler mtevatir dzeyindedirler. Ona karlk nesh ile ilgili rivayetler ayn dzeyde deildirler. Buna dayal olarak insanlar arasnda gr belirginlik kazanmtr. Rivayette sz edilen Abdulkays heyeti, Bahreynde gnll olarak mslman olmulard. Tpk Medinelilerin gnll olarak mslman olmalar gibi. slmda ilk Cuma namaz da Bahreyndeki bir yerleim biriminde eda edilmitir. Asl demek istediimiz udur: Peygamber efendimiz (s.a.v.) Eecc Abdulkaysa der ki: Sende Allahn sevdii iki huy vardr. Biri arballk, dieri yumuaklktr. Eecc yle der: Bunlar benim sonradan edindiim huylardr, yoksa Allah beni bu huylara sahip olarak, bu cibiliyette mi yaratt? Peygamberimiz (s.a.v.): Bilakis, Allah seni bu iki huy zere yaratt, cevabn verir. Bunun zerine Eecc yle der: Beni sevdii bir cibiliyette yaratan Allaha hamd olsun. (Ebu Davud, Edeb, 149; Mslim, man, 25-26;

bni Mace, Zhd, 18; Ahmed, 4/206) Evzai, Zbeydi gibi selef ulemas Cebl lafz hadiste yer alr. Cebelellahu fulanen ala keza = Allah falan adam u huy zere yaratt, denir. Fakat cebr sz hadislerde gemez. Bu yzden Evzai, Zbeydi, es-Sevri ve Ahmed b. Hanbel gibi alimler, olumlu veya olumsuz anlamda cebir lafzn reddetmektedirler. yle ki: Cebir lafz mcmeldir. nk : Ceberel Ebu ibnetehu alan nikah = Baba kzn evlenmeye zorlad, Ceberel Hakimur Racule ala beyi malihi li wefai deynihi= Hakim adam, borucunu demesi iin maln satmaya zorlad, denir. Bu ifadelerde zorlama anlam vardr. Burada, isteyerek yapmasn salad, setirdi, severek ve raz olarak yaptrd, gibi bir anlam anlalmaz. Bu yzden denilmitir ki: Bir kimse, yce Allahn bu anlamda kullar zorladn sylese, batl ehli, batl bir iddiada bulunmu olur. nk Allah, bir kimseyi bu anlamda zorlamaktan ycedir. Sadece aciz kullarn, fiili isteyen, seven, raz olan, irade eden... klar. Byleyken, Allah zorlar, denebilir mi? Bir mahlkun, bir mahlku bir eye zorlamas gibi... Sultan, hakim veya babann birini bir eye zorlamalarnda olduu gibi. Bu gibi kimseleri, zorlamalar, bakalarn bir eyi yapmaya mecbur etmeleridir. Zorlama da hakl bir gerekeden kaynaklanabildii gibi batl bir gerekeden de kaynaklanabilir. Birincisi, Allahn farz kld eylerden kanan birini, bunlar yapmaya zorlamaya benzer. slma sava am bir kfiri slma zorlamak veya klerek kendi eliyle cizye vermek mecburiyetinde brakmak gibi. Mrted bir kimseyi slma dnmeye zorlamak, mslman bir kimseyi namaz klmaya, zekt vermeye, ramazan orucunu tutmaya, hacca gitmeye ve mal olan birini borcunu demeye, imkn olan birini kendisinde olan emanetleri sahiplerine vermeye zorlamak, verebilme imknna sahip olan birini farz olan infak eda etmeye zorlamak da bu kapsama girer ve bu zorlama hak nitelikli bir zorlamadr. Haksz zorlama ise, bir insan kfre ve gnah ilemeye zorlamaya benzer. Bu gibi zorlamalar, insanlar birbirlerine kar yaparlar. nk insanlar, zorladklar kimselerin ilerinde irade, seme yetenei meydana getirme, onlar fiillerinin faili klma gcne sahip deildirler. Allah ise, kulun iradesini ve seme yeteneini var etme gcne sahiptir. Onu kudreti ve iradesiyle fail klabilir. Bu bakmdan Allah, bakasn, ondan istedii bir eyi, kullarn birbirlerine yapt trden, yapmaya zorlamaktan ycedir, mnezzehtir. Bilakis, Allah diledii zaman, kulu kendi dilemesiyle fail klar. stemedii halde bir eyin faili klmaya kadir olduu gibi. Dolaysyla buzettii halde, yapt eyin faili olur. Hasta bir kimsenin istemedii halde ila almas gibi. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Gklerde ve yerde bulunanlar... ister istemez sadece Allaha secde ederler. (Rad, 15) Gklerde ve yerdekiler, ister istemez Ona teslim oldular. (Al-i mran, 83)

Dolaysyla kullarn iradeleri ve dilemeleri ile gerekletirdikleri her eyde, onlar kendi iradeleriyle fail klan yce Allahtr. Bunu kendi istekleriyle yapmalar ile, istemeden yapmalar arasnda hibir fark yoktur. Yce Allah onlar irade etmedikleri bir eye zorlamamtr. Kullarn birbirlerini, istemedikleri eyleri yapmaya zorlamalar gibi bir durum sz konusu deildir, rab-kul ilikisinde. nk kul, bir bakasn irade sahibi bir fail klmaya kadir olmad gibi, istememe durumunda veya bunun olmad bir durumda dahi byle bir gce sahip deildir. Bu yzden kul iin: Bakasn, zorlad, denebilir. Ama, Allah, bu anlamda birini bir eye zorlamaktan mnezzehtir, ycedir. Cebir kelimesi, bundan daha genel bir anlamda kullanlabilir. Dolaysyla byle bir durumda bakasn zorlayan, ona g yetiren, iradesini ve kudretini meydana getiren kendisi de olsa, onu diledii eyi yapan bir fail klan herkesi kapsar. Muhammed b. Kab el-Kurezi, Allahn Cabbar ismiyle ilgili olarak yle der: O, kullarn diledii eye zorlayandr.... Emirl-mminin Ali b. Ebu Talibin kendisinden rivayet edilen bir duada yle dedii belirtilir: Yaylma zelliine sahip eyleri yayan, ykselme zelliine sahip olan eyleri ykselten, kalpleri ftratlar zere yaratan, mutlu mu, mutsuz mu olduunu belirleyen Allahm! Bu anlamda Allah ile ilgili cebir kelimesi, kahredicilik ve kudret anlamn ifade eder. Allahn dilediini yapabilirliini ve dilediini bunu yapmaya zorlayabileceini vurgular. Bu isteinin kar konulmaz bir ekilde yerine getirileceini dile getirir. Bu anlamda Allah, istedii olmayan, istemedii de olabilen aciz bir kul gibi deildir. Allahn cabbarlnn, kahrediciliinin ve kudretinin bir gstergesi de, kullar, kendilerinden diledii eyleri irade eder klmasdr. Bunu ya seerek ve isteyerek yaparlar veya holanmadklar halde irade ederler. Bu ekilde onlar fail klan Allahtr. Allahn kudretiyle zorlamas anlamnda gerekletirdii bu cebre, Ondan baka hi kimse g yetiremez. Bu, bakalarnn birbirlerini zorlamalar gibi deildir. Allahn zorlamas birka ekilde gerekleir:

Birincisi: Allahtan bakas acizdir, kullar, diledikleri eyleri isteme yeteneine sahip klamaz. Onlar bu anlamda failler de klamaz.

kincisi: Allahtan bakas, bir bakasn zorlayabilir. Bu zorlamas ise zulm olur. Allah adildir, zerre arlnca zulmetmez.

ncs: Allahtan bakas, cahil veya ne yaptn bilmeyen bir aptal olabilir. Byle birinin zorlad ey de bir hikmete ynelik de olamaz. Allah ise, her eyi bilendir, her yapt yerindedir. Yaratt ve emrettii

her eyde bir hikmeti vardr. Bu hikmet Onun ilminden, hikmetinden ve kudretinden sadr olmutur. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

6.Fasl mmetin selef kua ve imamlarn ittifak ettikleri grlerden bazlar mmetin selef kua ve imamlar, kadere iman etmek, Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz, O, kullarn fiilleri de dahil olmak zere her eyin yaratcsdr gereini bilmek hususunda gr birlii iinde olduklar gibi, Allahn emrinin, nehyinin, vaadinin ve tehditinin varln kabul etmek hususunda da ittifak etmilerdir. Bir dier ortak gr de udur: Hi kimsenin, emredilen bir eyi terk etmek, yasaklanan bir eyi de ilemek hususunda Allaha kar ileri srebilecei bir gerekesi, bir mazereti, bir bahanesi yoktur. Yine unda da gr birlii iindedirler: Allah hkm ve hikmet sahibidir, mehametlidir, O hkmedenlerin en iyisidir, merhametlilerin en merhametlisidir. Sahih bir hadiste peygamberimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Allah, babann ocuuna ynelik merhametinde ok daha fazla kullarna kar merhametlidir. (Buhari, Edeb, 18; Mslim, Tevbe, 22) Allahn kitabnda ve peygamberin (s.a.v.) snnetinde, Allahn yaratmasnn ve emrinin bir hikmete dayand haber verilmitir. Cehm b. Safvan ve izleyicileri Allahn hikmetinin ve rahmetinin olmasn kabul etmezler ve yle derler: Allahn fiilleri ve emirleri ile ilgili olarak ... Olsun diye, .... olmas iin. Anlamnda lam edat kullanlmaz. O, bir eyi baka bir ey iin yapmaz. Bir eyi de baka bir ey iin emretmez. Kaderi kabul eden son kuak kelmclarn birou, baka konularda kar ksalar da, bu alanla ilgili birok meselede Cehm b. Safvann yntemini esas almtr. Kar ktklar hususlarda ise, ya lafzi bir ihtilaf sz konusudur, ya da anlalmaz bir gerekeden kaynaklanmaktadr. Yahut da manevi, soyut bir takm detaylarda ayrlklar sz konusudur. Kul kasiptir (kazanandr), gerekte fail deildir, diyenler gibi. Bunlar kesbi (kazanmay) kulun yapabilirliinin kapsamna alrlar. Bylece, g yetirilen ey zerinde herhangi bir etkisi olmayan bir gcnn olduunu ispat ederler. Bu yzden akl banda olan herkes: Bu, akla uymayan elikili bir szdr, demilerdir. nk kudretin fiil zerinde herhangi bir etkisi yoksa, bu kudretin varl ile yokluu arasnda bir fark yoktur. Byle bir eye de kudret denmez. Bilakis, byle bir kudretin fiille e zamanl olmas ile failin, uzunluu, genilii ve rengi gibi

niteliklerinin e zamanll arasnda herhangi bir fark olmaz. Bunlara: Kesp nedir? diye sorulduu zaman, fail ile meydana gelen eydir ve failini bunun zerinde meydana getirici bir etkisi vardr. Ya da meydana getirici kudretin mahallinde meydana gelen eydir, diye cevap verirler. Bunlara: Peki kudret nedir? denildiinde, u cevab verirler: Belirsiz / git gel hareket ile seilmi hareketin farkllamasn salayan eydir. Akl banda olanlarn byk ounluu onlarn bu izahna u karl vermilerdir: Belirsiz hareket deil, seilmi hareket failin iradesiyle meydana gelir. radesi de kudretiyle meydana gelmitir zaten. Eer siz bu iki hareket arasndaki fark salt iradeye indirgerseniz, bilmelisiniz ki, insan bazen kendisini faili olmad, bakasnn iledii fiili de irade eder. Eer bununla failin, fiile kadir olmasn kast ediyorsanz, o zaman bu sylediiniz kudretin anlamnn ta kendisidir. Kudretin herkese kabul edilen anlam ise, failin fiil ilemesini salayan yetenektir. Fail olmayann kudreti olmaz. Kudretin de fail asndan varl ile yokluu eit olamaz. Cehmi izleyenler diyorlar ki: Kul, gerekte fail deildir. Ama gerek anlamda kasiptir (kazanandr). Bu arada kesp ile beraber, kesp zerinde etkisi bulunmayan, varl ile yokluu ayn olan, fiil zerinde etkisi olmakszn onunla e zamanl bir kudretin olduunu da sylyorlar. Onlarn iddiasna gre, varlk aleminde bulunan glerin, tabiatlarn, yceler alemindeki ve aa alemdeki sebeplerin, tpk kulun kudreti gibi, kendileriyle e zamanl ve e mekanl hadiseler, fiiller ve msebbepler zerinde herhangi bir etkileri yoktur. Sadece yaratc bunlar dierleriyle beraber klmtr, bunlar sebebiyle deil. Kesinlikle bir hikmete de mebni deildirler. Diyorlar ki: taatler ve isyanlarn sevap ve azapla beraberlikleri de byledir. taatte sevaba uygun bir anlam olmad gibi, isyanda da azaba uygun bir anlam bulunmaz. Emir ve yasakta da, emredilmenin ve yasaklamann sebebi ve gerekesi olan bir hikmet yoktur. Resullerin gnderilmesinin sebebi de kullara ynelik merhamet ve onlarn maslahatlar deildir. Bilakis, bir gruba nimet verilmesi, bir gruba da azap edilmesi irade edilmitir ve bunun da bir hikmeti yoktur. Sebep; emrin ve yasan konulmu olmasdr. taat ve isyan ise bunlara ynelik alametlerdir. Bir sebepten veya bir hikmetten dolay deildirler. Allahn her eyi, hatta irk koulmasn, peygamberlerin yalanlanmasn, zulm ve hayaszl emretmesi, her eyi, hatta tevhidi, peygamberlere inanmay ve onlara itaat etmeyi yasaklamas caizdir. Ebul-Hasan ve ballar, Malik, afii ve Ahmedin arkadalarndan bn-i Akil ve bn-i Cevzi gibi son kuak ulemadan bunlar onaylayanlarn birou diyorlar ki: Yaratma, yaratlmn kendisidir. Fiil de mefuldur (yaplan eydir.). Bunlar, kullarn fiillerinin Allahn fiilleri olduklarn sylerler. Bu arada fiilin de meful, yani yaplan ey olduunu sylediklerini gz nnde bulundurun. Byle olunca da, bu fiilin kulun fiili olmas imknsz hale gelir. Aksi taktirde bir fiil iin iki failden sz etmek durumunda kalnr. NDEKLER

EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Kullarn fiillerinde cumhurun gr Ulemann ounluu ise u grtedir: Kullarn fiilleri, Allah tarafndan yaratlmlardr, ama kul tarafndan ilenmilerdir. Bunlar kulun fiilleridir ve kul ile kaimdirler. Allahn fiilleri olmadklar gibi, Onunla da kaim deildirler. Bilakis, Allahn yapt ey, fiilinin kendisi deildir. Allah, kendisi tarafndan yaratlan bir eyle vasfedilmez. Yalnzca kendisi ile kaim olan eyle vasfedilir. Bylece ulemann ounluunun grleri dorultusunda, Allahn zulmetmi olmas gibi bir sonu kmaz. Fakat brleri, Allah, kendisinden ayr varlk olan mahlkla vasfedilir, diyorlar. Kendisinin yaratt ve varl itibariyle kendisinden ayr olan eyin varlndan dolay adil ve yaratc olarak vasfedilir. Bylece, bu kanaatte olanlar, Allahn zalim olmasn gerektirici bir karsamada bulunmulardr. nk Allah tarafndan yaratlan ve varl itibariyle de kendisinden ayr olan zalim kimseler vardr. nk bunlar, varl itibariyle kendisinden ayr olan bir eyin, bakasnn sfat ve kendisinin fiili olmas ile byle olmamas arasnda bir fark grmezler. Hepsi de onlara gre, Allahn kudretine, dilemesine ve yaratmasna nispet edilme balamnda ayn dzeydedirler. Bunlar, g yetirilmeyen ykmlln de varln mutlak olarak ifade ederler. Oysa selef kuandan hibir alim, g yetirilmeyen ykmlln varln mutlak olarak dile getirmemitir. Nitekim onlar iinden mutlak olarak cebrin varln savunan da olmamtr. Yine, Allahn mutlak olarak kullarn zorladn syleyen de kmamtr. Bunun gibi, Allahn kullarna g yetiremedikleri ykmll yklediini de sylememilerdir. Bunu sylemek, kullarn emredildikleri eye g yetirmelerini olumsuzlamak anlamna gelir. Bu da g sahibi fail olmalarn olumsuzlamak demektir. Bu yzden, bunlar arasnda, Kad Ebu Bekir b. Bakllani, Ebul-Hasann arkadalarnn ou, Malikin, afiinin ve Ahmed b. Hanbelin Kad Ebu Yala gibi arkadalarnn byk bir ounluu gibi, orta yolu tutanlar, g yetirilmeyen ykmlln ngrlmesi hakknda ayrntl aklamalarda bulunmulardr. Nitekim daha nce de iaret ettiimiz gibi, cebir hakknda da ayrntl aklamalarda bulunmulardr. Bunlar diyorlar ki: G yetirilmeyen ykmlln varl, kullarn byle bir ykmll yerine getirmeleri mmkn olmayaca iin, caiz deildir. Fakat, kart olan bir eyle urat iin, g yetiremeyecei bir ykmlln varl ise, caizdir. nk insan, ayn anda, hem ayakta hem de oturan olamaz. Ayakta olduu bir durumda, ayn zamanda oturan da olmaya g yetiremez. Ama, oturur vaziyette iken ayakta durma emri yneltilebilir. Mslmanlar bunun caiz olduu hususunda gr birlii iindedirler. Hatta emir ve yasaklarn geneli bu kapsama girer. Fakat bu duruma, g yetirilmeyen bir eyin emredilmesi denebilir mi? te bu hususta gr ayrl vardr. Bazlarna gre, kul ancak fiil esnasnda g yetiren olabilir. Kudret ancak fiille beraber sz konusudur. Ebul-Hasan el-Ear ve kaderi olumlayan tartmaclarn ou bu kanaattedir. Bunlarn anlayna gre, teklif esnasnda her mkellefe, g yetiremeyecei bir ykmlle muhataptr. Fiil zamannda Allahn kendisinde yaratt bir kudret sayesinde bu ykmlle g yetirse de. Ama teklif esnasnda buna g yetiremez. nk kart olan bir eyle meguldr ve nk fiille e zamanl

kudret kendisinde mevcut deildir. Ama bunun nedeni, bundan mutlak olarak aciz olmas deildir. Yrmekten aciz olan yatalak hasta, grmekten aciz olan kr gibi bir fiili ilemekten aciz olanlara gelince, bunlar, aciz olduklar eylerle ykml deildirler. Tpk eriatta yer almayan bir eyin teklif edilmemesi gibi. Bunda btn mslman gruplar gr birlii iindedirler. Ancak son kuak alimlerden kk bir grup, eriatta bu gibi ykmllklerin yer almasnn caiz olduunu iddia etmilerdir. Bu ynde aklamalar da Earden ve arkadalarnn ounluundan nakletmilerdir. Fakat bu, ad geen kimselere kar ilenmi bir hatadr. Byle bir ykmlln aklen caiz olup olmad meselesine gelince, mmetin ounluu byle bir ykmlln varln olumsuzlar. Kaderi olumlayanlardan Ebul-Hasan el-Earnin ballarndan bir grup aklen bunun olabileceini savunmutur. Malik, afii ve Ahmedin arkadalarndan da bu gr benimseyenler vardr. bn-i Akil ve bn-i Cevzi gibilerini buna rnek gsterebiliriz. Bir nc grup daha vardr ki, bunlar, g yetirilmeyen bir eyin emredilmesinin aklen caiz olmas meselesinde, zihin dnda varl tasavvur edilen bizzat mmkn olan insann umas gibi bir eyle, iki zddn bir arada olmas gibi aklen mmkn olmayan bir eyi birbirinden ayrrlar. Razi gibi, bizzat imknsz olan ykmlln olduunu ileri srenler, yce Allahn, iman etmeyeceini bildii ve haber verdii Ebu Lehebe iman etme ykmlln getirmi olmasn kant gsterirler. Bylece Allah, Ebu Lehebi iki zt eyi bir arada bulundurmak, tasdik etmeyecei eyi tasdik etmekle ykml tutmutur. Dolaysyla o, tasdik gereklemedii zaman, bu davranyla asl konumunu tasdik eden bir vaziyettedir. Bu nedenle, yukarda iaret ettiimiz kimseler, Ebu Lehebin, bilinenin aksi olan bir eyle mkellef tutulduunu buna dayanarak ileri srmlerdir. Bilinenin aksinin olmas da imknsz olduuna gre, bunlar, gerekte Allahn bilgisini cehalet konumuna indirgemi olurlar. Bu ise bizzat imknsz bir eydir. Bunlar, g yetirilmeyen (malayutak) lafzn her fiili iine alan genel bir ifade olarak alglamlardr. nk onlara gre, kudret, ancak fiille beraber olabilir. Dolaysyla bunun iine, bilinenin aksi de girer. Aciz olunan, bizzat imknsz olan ey de yle. Sonra bu tr eylerin caiz olabileceine dair ona yakn kant sralamlardr. Ama bu kantlar iyice irdelendii zaman, onlarn aciz olunan veya bizzat imknsz olan yahut mmkn olan eyleri g yetirilmeyenler kapsamna almaya ilikin deerlendirmelerinin tmyle batl olduu, hibir kanta dayanmad anlalacaktr. Kulun g yetirebildii ibadetlerin caiz olmasna gelince, kendileri unu sylyorlar: Kul, ancak bunlar iledii esnada bunlara g yetiren olabilir. Bu da, btn gruplarn, teklif edilmesinin caiz olduu hususunda gr birlii iinde olduklar bir eydir. Fakat, g yetirilmeyenler kapsamna girmesiyle ilgili olarak lafzi ve anlamsal bir takm ihtilaflar ba gstermitir. Bylece bu isim altnda deiik kavramlar ve anlamlar deerlendirmeye tabi tutulmutur. Caiz veya vak oluu hakknda ihtilaf edilenler. Vak oluuyla ilgili deil, ismi ve nitelii hakknda ihtilaf edilenler gibi. Ebu Leheb ve benzerlerinin iman etmekle ykml tutulmalarna gelince, byle bir teklifin olduu gerektir. Ebu Leheb peygamberin btn sylediklerini ve haber verdii her eyi tasdik etmekle ykml tutulurken, ayn zamanda, onun peygamberi tasdik etmeyeceinin, kfir olarak leceinin bilinmesi arasnda bir eliki yoktur. Ayrca, iki zt eyi bir arada gerekletirmekle de ykml tutulmu deildir. nk o, peygamberi (s.a.v.), tebli ettii her eyle ilgili olarak tasdik etmekle emrolunmutur. Ama bu tasdik ondan sdr olmamtr. Ona, biz sana bir ey emrettik, bununla beraber, senin onu yapmayacan biliyoruz, denildiinde, bu, iki zt eyi bir arada gerekletirilmesinin teklif edilmesi anlamna gelmez. Diyelim ki Ebu Leheb yle dese: Her sylediinizi tasdik etmem, bu tasdik ediim mmin olmam gerektirir. Ama sizi tasdik etmem, ayn zamanda mmin olmamam da gerektirir. nk siz, benim peygamberin (s.a.v.) haber

verdiklerinin tmn tasdik etmeyeceimi haber verdiniz. Ona yle denir: Eer peygamberi (s.a.v.) tasdik etme durumu senin tarafndan gerekleirse, bu konuyla ilgili dier haber vak olmayacak. Senin mmin olmayacan da sana haber verilmeyecek. nk sen bizi tasdik etme gcne sahipsin. Senin bizi tasdik etmenin gereklemesi durumunda byle bir haber de olmayacaktr. Byle bir haber, senin g yetirebildiin bir eyi terk etmen ve yalanlamandan sonra gerekleti. Sana genel bir tasdiki emrettiimiz esnada, stelik senin de buna gcn yetiyorken, byle bir haberi sana vermi deiliz. Sana yle denilseydi: man et; ama biz senin, bu habere inanmayacan biliyoruz. Sana, inanman emredilen ey de, Muhammedin (s.a.v.) Allahn resul olduunu bildirmendir. Senin buna gcn yetiyor. Ama sen bunu yapmayacaksn... Biz sana bunlar sylediimizde, senin, bizim sana sylediimiz, inanmayacaksn, eklindeki haberimizi tasdik etmende bir eliki yoktur. Fakat, senin bu tasdikinle imann bir arada bulunmas mmkn deildir. nk byle bir ey vak olmad gibi, biz de sana bunu emretmi deiliz. Bilakis, sana, g yetirebildiin mutlak iman emrettik. Ama bunun yannda, senin g yetirdiin bu eyi yapmayacan haber verdik. Sana, ayn anda, hem iman etmeyle ilgili emrimizi, hem de inanmayacana dair sana verdiimiz haberi tasdik et, demedik ki. Senin yapman gereken mutlak tasdiktir. Bu taktirde bizim sana verdiimiz bu haberi tasdik etmen gerekmez. Eer sen mutlak olarak bizi tasdik edersen, zaten bizden taraf sana byle bir haber verilmeyecektir. Bilakis, biz byle bir haberi sana verdik, nk, senin mutlak anlamda bizi tasdik etmeyeceini anladk. Btn bunlar, Ebu Lehebin bu ayeti duymu olmas ve bunlar tasdik etmesinin emredilmi olmas varsaymna gre geerlidir. Ama durum byle deildir. Ancak: O, alevli bir atete yanacak. (Mesed, 3) ayeti indiinde, Allahn, peygamberine (s.a.v.) bu hitab Ebu Lehebe dinletmesini ve Ebu Lehebe bu haberi tasdik etmeyi emrettiini sylemelerine imkn yoktur. Bilakis, hi kimse Ebu Lehebe peygamberimizin (s.a.v.) bu surenin iniini tasdik etmesini emrettiini dahi ileri sremez. Dolaysyla: Ebu Lehebe, inanmayacana dair sz tasdik etmesinin emredildiine ilikin sz batldr, mslman alimlerden hibirinden byle bir haber nakledilmemitir. Bu yzden byle bir eyi peygamberden (s.a.v.) nakletmek, bilgisiz bir sz, daha dorusu peygambere iftira atmaktr. Eer denilse ki: Ebu Lehebin iman etmesi vacipti. mann bir gerei de bu haberi tasdik etmesiydi. Buna cevap olarak denilir ki: Bu surenin iniinden sonra, peygambere (s.a.v.) bunu Ebu Lehebe tebli etmesinin vacip olduun kabul etmiyoruz. Hatta bu sureden bakasn ona teblig etmesi de gerekli deildi. nk artk azap sz onun hakknda kesinlik kazanmt. Tpk Nuh kavmi hakknda kesinlik kazanmas gibi. nk Nuha (a.s.) u haber verilmiti: Kavminden iman etmi olanlardan bakas artk sana asla inanmayacak. yle ise onlarn ilemekte olduklarndan dolay zlme. (Hud, 36)

Bundan sonra resul, onlara tebli etmekle ykml deildir. nk onlara teblide bulunmu, onlar ise kendisini yalanlamlar. Artk onlar hakknda azap kesinlik kazanmtr. Allah, peygambere belli kimselerin iman etmeyeceklerini haber verir, fakat bu haberi onlara bildirmesini emretmez. Bilakis, peygamber, onlarn inanmayacaklarn bilmekle beraber onlara genel mesaj tebli etmekle ykmldr. rnein yce Allah baz kimseler hakknda yle buyurmutur: Gerekten haklarnda rabbinin sz sabit olanlar, kendilerine btn mucizeler gelmi olsa bile, elem verici azab grnceye kadar inanmayacaklardr.(Yunus, 96-97) Gerek u ki, kfir olanlar korkutsan da korkutmasan da onlar iin birdir; iman etmezler. (Bakara, 6) Bu gibi insanlarn ahs olarak iman etmeyeceklerini, baz melekler ve peygamberler veya baka insanlar bilebilirler. Bununla beraber Allahn emir ve yasaklarn onlara tebli etmekle ykmldrler. Bunda ise, iki zdd bir arada gerekletirmek gibi bir eliki sz konusu deildir. Kald ki, tebli etme ykmll, bilinenin de hilfnadr. nk yce Allah kudretiyle diledii eyi yapar. Dilemedii eyi de yapmayacan bilir. O, bunu yapmay dilese yapmaya kadirdir de. Yapmayacan bilmesi, ona kadir olmasn engellemez. Yce Allah, kendi iradeleriyle, dilemeleri ve kudretleriyle itaat edeceklerini bildii kullarn, bu durumlarnn yaratcsdr. Allahn onlarn bu zelliklerinin yaratcs olmas, bu zelliklerinin fiilen ortaya kmasndan nce bilmesi asndan daha vurgulaycdr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yaratan bilmez mi? O, en ince ileri grp bilmektedir ve her eyden haberdardr. (Mlk, 14) Dolaysyla kendilerine emredilen eylerden yapmadklar eyleri, Allah olmayacaklarn bilir. Bu, onlarn buna glerinin yetmemesinden dolay deil, buna ynelik bir iradelerinin olmamasndan dolaydr. Bu bakmdan bunlarn emredilmesi, aciz olunan bir eyin emredilmesi anlamna gelmez. Bilakis, isteseler g yetirebilecekleri bir eyin emredilmesi sz konusudur. Fakat onlar, irade etmedikleri iin bunu yapmyorlar. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Cehmiye ve Mutezile'ye gre Allah'n sevmesi, dilemesi ve rzas Cehm ve onunla ayn paralelde dnen Mutezile mezhebinden baz kimseler, Allahn dilemesinin, sevmesinin ve rzasnn ayn anlamda olduu hususunda gr birlii iindedirler. Sonra Mutezile u deerlendirmeyi yapar: Allah kfr, fsk ve gnah sevmez, onlar istemez de. Diyorlar ki:

Bunlar, Allahn dilemesi olmakszn olurlar. Cehmiye ise yle der: Bilakis, Allah bunlar ister. Bu Onun sevmesi ve raz olmas da demektir. Ebul-Hasan ve arkadalarnn byk ounluu bunlara katlmlardr. Ebul-Meali el-Cveyni, bu meselede ilk defa selef ulemasndan farkl dnen, dileme, sevme ve raz olma arasnda fark grmeyen kii EbulHasan (Ear)dr, der. Fakat selef kua, bu kuan byk imamlar, fkh, hadis ve tasavvuf bykleri, Kilabiye ve Kerramiye gibi kelm gruplarnn birou, bunlar birbirinden farkl grr ve derler ki: Yce Allah iman ve salih ameli sever, bunlardan raz olur. Kfr, fsk ve isyan ise emretmez, bunlardan raz olmaz ve bunlar sevmez. Dilese dahi bunlar emretmez. Bu yzden ilk ve son kuak alimlerden eriatn tayclar u hususta gr birlii iindedirler: Bir kimse, vakti daralan borcu demek veya vakti daralan bir ibadeti yapmak gibi vacip veya mstahap bir fiili ileyeceine yemin etse ve bu srada inallah dese, sonra, bu dediini yapmazsa, yeminini bozmu olmaz. te bu, Kaderiyecilerin szlerini iptal eden bir gr birliidir. Ama ayn adam: Eer Allah bunu seviyorsa veya eer Allah bundan raz ise... dese ve bunu dedikten sonra dediini yapmazsa, yeminini bozmu olur. Nitekim ayn durum, eer buna tevik ediyorsa, eer bunu arzuluyorsa veya eere bunu vacip olarak yahut mstahap olarak emrediyorsa... eklinde bir ifade kullanmas halinde de geerlidir. Bu da Cehmiyenin ve onlara tabi olan Ebul-Hasan el-Ear ve son kuak ballar gibi kimselerin grlerini rten bir deerlendirmedir. Baka yerlerde bu konular geni bir ekilde ele alnmlardr. Burada maksadmz, bu meseleye cevap bulmaktr. nk sz edilen problemler, Cehmin, ona uyanlardan, Earnin son kuak izleyicilerinin ve Malikin, afiinin ve Ahmedin son dnem izleyicilerinden eitli gruplarn grlerine kar tezler niteliindedir. Malikin, afiinin ve Ahmedin izleyicilerinin nde gelenleri, bu mezheplerin imamlar ve Ebu Hanifenin arkadalarnn geneli, bunlarn sylediklerini benimsemezler. Bilakis selef kuann zerinde ittifak ettii u gerei sylerler: Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz... Bunun yannda, Allahn dilemesiyle, sevmesinin ve rzasnn farkl olduunu da vurgularlar. Diyorlar ki: Kfr, fsk ve gnah Allahn dilemesiyle olsalar bile, Allah onlar sevmez ve onlardan raz olmaz. Bilakis, bunlara fke duyar ve buz eder. Diyorlar ki: Allahn kitabnda Allahn iradesi iki anlamda kullanlmtr: Birincisi: Yarattklarn dilemesi anlamnda. Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini islma aar; kimi de saptrmak isterse ge kyormu gibi kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) kincisi: Emrettii eyleri, yaratmasa bile, sevmesi ve raz olmas anlamnda. Allah sizin iin kolaylk ister, zorluk istemez. (Bakara, 185)

Allah size herhangi bir glk karmak istemez; fakat sizi tertemiz klmak ve size nimetini tamamlamak ister; umulur ki kredersiniz. (Maide, 6) Allah size bilmediklerinizi aklamak ve sizi, sizden ncekilerin yollarna iletmek ve sizin gnahlarnz balamak istiyor. Allah hakkyla bilicidir, yegane hikmet sahibidir. Allah sizin tevbenizi kabul etmek ister; ehvetlerine uyanlar ise bsbtn yoldan kmanz isterler. Allah sizden yknz hafifletmek ister; nk insan zayf yaratlmtr. (Nisa, 26-28) NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Emir iradeyi gerektirir mi, gerektirmez mi? Bununla, emir meselesiyle ilgili tartma zme kavuuyor ve detayl bir sonuca varyor. Acaba emir arkasnda iradenin olmasn gerektirir mi, gerektirmez mi? Kaderiyecilere gre, emir meiyeti gerektirir. Dolaysyla Allah, emredilen ve fakat olmayan bir eyi dilemi olabilir. Cehmiyeciler ise unu sylyorlar: Emir, iradeyle ilgili hibir eyi gerektirmez. Buna ilikin sevgisi ve rzas da ancak gerekletiinde sz konusu olabilir. nk Allahn diledii olur ve dilemedii olmaz. Ayn ekilde onlara gre, Allahn sevdii ve raz olduu da olur. Allahn sevmedii ve raz olmad da olmaz. O, kullarnn kfrne raz olmaz. (Zmer, 7) ayetini ise u ekilde tevil ederler: Bundan maksat, kendilerinden kfr sadr olmam kullarndan... Ya da din olarak kfrden raz olmaz.... Ayrca bu ayetin yorumu olarak unu da sylyorlar: Kendisinden kfr sadr olmayandan kfr dilemez. Veya din olarak kfr dilemez... nk Cehmiye ve Kaderiye, sevme ve dileme arasnda fark olmad hususunda gr birlii iindedirler. Oysa yce Allah yle buyurmutur: Eer inkr ederseniz, phesiz Allah, size muhta deildir. Bununla beraber O, kullarnn kfrne raz olmaz. Eer krederseniz sizden bunu kabul eder. (Zmer, 7) Burada yce Allah, kullarndan kfr sadr olduu zaman, buna raz olmadn bildirmi oluyor. Geceleyin, Onun raz olmad sz dzp kurarlarken... (Nisa, 108)

Allah bozgunculuu sevmez. (Bakara, 205) Kimi saptrmak isterse, kalbini iyice daraltr. (Enam, 125) Ksaca meselenin z udur: Emir, meiyet asndan, emreden rabbin, emredilen fiili yaratmasn gerektirmez, onu yapmasna ilikin iradeyi de gerektirmedii gibi. Bilakis, bazen yaratmad eyi de emredebilir. Bu ise, yapmas durumunda, rabbin kulu sevmesini ve ondan raz olmasn gerektirir. Yani, bunlar yapt zaman, rab onu sever ve ondan raz olur. Rab, bunu ondan irade ediyor. Bu ise, emreden iradenin, emredilenden kimseden, kendi maslahatna uygun olarak istedii eyi yapmasn istemesi anlamndadr. Ama bunun iin, mutlaka emrettii eyi yaratm olmas ve somut olarak ortaya koymas gerekmez. nk kulun bu emredileni terk etmesinde de bir hikmet vardr. Kukusuz Allahn, yaratt ve yaratmad eylerde bir hikmeti vardr. Allahn fiili yaratmay irade etmesi, bir bakasn bu fiilin faili yapmas, faile iyilik bahetmesi ve maslahatna dnk olan bu fiilde ona yardmda bulunmas ile, yine kendi maslahatna olan baka bir eyi emretmesi, iledii zaman menfaatine olacan aklamas arasnda fark vardr. Bunun yannda kendisi bu bakasn istemez. nk bu fiilin ilenmesine yardmda bulunmay terk etmesinde bir hikmet vardr. nk bazen yardmda, hikmetiyle elien unsurlar olabilir. Allah, yaratt yasak eylere buzeder ve onlara fke duyar. Tpk eytanlar ve pis varlklar gibi yaratt baz eylere buzetmesi ve onlara fke duymas gibi. Fakat Allah, bunlar sevdii ve raz olduu bir hikmetten dolay yaratmtr. Biz biliyoruz ki, bazen kul, sevmedii bir eyi yapmak ister. nk bu sevmedii eyi yapmas sevdii bir sonuca ulaacaktr. Hasta bir kimsenin tiksindii ilac imesi gibi. nk bu ila onun iyilemesine yol aacaktr. Kul, sevdii amalara ulatrd iin sevmedii fiilleri iler. Dolaysyla bir eyin Allah tarafndan yaratlm olmas ile Allahn bu eyden buzetmesi arasnda bir eliki yoktur. Yine yce Allahn olmas durumunda sevecei bir eyi yapmamasnda da bir eliki yoktur. nk bu eyi yapmas, daha fazla sevdii bir eyin ortadan kalkmasna yol aabilir veya bu sevdii eyin yokluundan daha ok buzettii bir eyin varlna yol aabilir. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

7.Fasl Kulun iledii fiillere g yetirmesi Bunlar iyice belledikten sonra diyoruz ki: Kul, fiilleri yapmak zorunda olduu halde, nasl kendi fiilini kendisi seiyor olabilir? diyen kimsenin szne gelince, bu sz, cebrin mutlak olduunu syleyen, kulun kudretini ve seme yeteneini, kudretinin fiil zerinde etki etmesini olumsuzlayan Cehmiye dncesine gre ifade edilmitir. Daha nce, Evzai, Zbeydi, es-Sevri, Abdurrahman b. Mehdi ve Ahmed b. Hanbel gibi ehl-i snnet imamlarnn cebir olgusunun mutlakln reddettiklerini aklamtk. Bir imamn bunu mutlak olarak kabul ettiini bilmiyorum. Daha dorusu bir tek sahabinin veya tabiinin cebir meselesinde cebr

olgusunu mutlak olarak ele aldn duymu deilim. Mslmanlarn imamlarndan hi kimse, drt mezhebin imamlarndan veya bakalarndan hi kimse, ne Malik, ne Ebu Hanife, ne afii, ne Ahmed b. Hanbel, ne Evzai, ne Sevri, ne de Leys, Allah kulunu g yetiremeyecei eyle ykml tutar, demi deildir. Bunlardan hibiri: Kul, iledii fiilin gerek faili deildir, ancak mecazi olarak faildir, dememitir. Bunlardan bir tanesi dahi: Kul, ancak fiil esnasnda kadir, g yetiren olabilir, fiile g yetirme, ancak fiille e zamanl olarak gerekleir. Kul, fiili ilemeden nce fiile g yetirme yeteneinden yoksundur, demi deildir. Bilakis, szn ettiimiz imamlarn, fiili ilemeyen kimsenin yapabilirlie sahip olduuna dair birok aklamalar vardr ve bunlara Kuran ve snnet delalet etmektedir. rnein yce Allah yle buyurmutur: Yoluna gc yetenlerin o evi haccetmesi, Allahn insanlar zerinde bir hakkdr. (Al-i mran, 97) Buna gc yetmeyen, altm fakiri doyurur. (Mcadele, 4) Peygamber efendimizin (s.a.v.) mran b. Husayne syledii u sz de buna rnek gsterebiliriz: Ayakta namaz kl. Buna gcn yetmiyorsa,oturarak kl. Buna da gcn yetmiyorsa, yann zere uzanarak kl. (Buhari, Taksiru Salat, 19) Mslmanlarn imamlar, ibadetlerin ancak g yetirenlere vacip olduu, g yetiren kimsenin, gnah ilemesine ve ibadeti yerine getirmemesine ramen g yetirme niteliine sahip olduu hususunda gr birlii iindedirler. Namaz, zekt, oru, hac gibi emredilen ibadetleri yerine getirmeye gc yettii halde yerine getirmeyen kimse gibi. mmetin selefinin ve imamlarnn ittifakyla byle bir kimse g yetiren niteliine sahiptir. G yetirdii halde yerine getirmedii, emredilenleri terk ettii iin azab hakketmitir. G yetirmedii bir eyi terk ettii iin azab hakkediyor deildir. Ebu Hanife ve Ebul-Abbas b. Seric gibi alimlerin aka syledii gerei btn imamlar dile getirmilerdir. yle ki: Fiilin gereklemesinden nceki yapabilirlik, iki kart duruma da elverilidir.... Onlara gre kul, fiil esnasnda da yapabilirlik niteliine sahiptir. Dolaysyla kul, fiilden nce de sonra da yapabilirdir. Kul, fiil esnasnda, fiili terk etmi fail olamaz. Mutezilenin dedii gibi, kul, ancak fiilden nce yapabilirdir, de dememilerdir. Ya da Cebriyeciler gibi, kul ancak fiil esnasnda yapabilirdir, eklindeki gr de benimsememilerdir. Bilakis, onlara gre kul, fiilden nce de fiil esnasnda da yapabilirlik niteliine sahiptir. Alimler aka sylemilerdir: Kul; irade hususunda zorlama altndadr... eklindeki szlerine gelince, buna cevap olarak denilir ki: Selef ulemasndan, mehur slm imamlarndan ve de drt imama tabi byk ahsiyetlerden hi kimse byle bir gr aka beyan etmi deildir. Sadece son kuak alimlerden, Cehmin ve onu izleyenlerin mezhebini takip eden baz kimseler bu grleri dile getirmilerdir ki, byle bir gr ehl-i snnet alimlerine, ehl-i snnet imamlarnn ounluuna ait deildir. Bilakis, bu gr

savunanlar, selef ulemasna gre ehl-i bidattrlar. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

8.Fasl Allahn kulu irade etmeye zorlamas Soruyu soran kiinin u beytine gelince: nk aka sylenmitir: Kul; rade hususunda zorlama altndadr... Buna karlk olarak yle denir: Allahn kulu irade etmeye zorlamas, eer Allahn onu irade sahibi klmas anlamnda syleniyorsa, bu dorudur; fakat bunun zorlama, mecbur etme, dayatma olarak isimlendirilmesi, lafz ve anlam olarak eliki dourur. nk zorlanan ve mecbur braklan kimse, irade eden, seen, seven ve rza gsteren olamaz. Seme, sevme ve rza gsterme yeteneine sahip klnan birine de zorlanm, mecbur braklm, kendisine dayatlm denemez. Eer denilse ki: Bundan maksat udur: Kul, nceden irade sahibi olmay semesine neden olan iradesi sz konusu olmakszn, Allahn dilemesi ve kudretiyle irade sahibi klnmtr. Buna cevap olarak denilir ki: Bu anlam, zorlama olarak isimlendirilse de isimlendirilmese de, dorudur. Fakat bununla kulun seme yeteneine sahip olmas arasnda bir eliki yoktur. nk irade eden ve seen klnm bir kimsenin, irade ve semesinin olduu da sabitlemi olur. Bir ey de kendisiyle ve kendisinin ayrlmaz zellikleriyle elimez. Dolaysyla, seen klnm olan nasl seen olabilir? rade sahibi klnm olan nasl irade sahibi olabilir? denemez. Eer denilse ki: Seebilen olma hususunda tercih sahibi klnmtr. Buna cevap olarak denilir ki: Bunun anlam udur: Yce Allah kulu, kendisinin nceden seebilen olmaya ynelik bir iradesi olmakszn, seebilen klmtr. Tpk on yapabilen, alim, diri, siyah veya beyaz, uzun ya da ksa kld gibi. Bulunduu gibi, yce Allahn bir kimseyi bir sfatla mevsuf klmas, o kimsenin bu sfatla nitelenmesiyle elimez. nk yce Allahn onu bir sfat zere klmas, onun o sfat zere olmas demektir. nk Allahn kul ile ilgili olarak yapt ey, kula ait olur. Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Kulun, seebilen, bilgi sahibi, g yetiren olmas, Allahn dilemesinin ve klmasnn bir gerei olduuna ve birbirinin gerei olan eyler de elimeyeceine, bilakis birleeceklerine ve ayrlmayacaklarna gre, kulun ihtiyar sahibi oluu ile, Allahn onu ihtiyar sahibi klmas anlamnda mutlak cebir birbirini gerektiren iki olgu olarak belirginleirler, birbirleriyle elien

deil. Birbirini gerektiren iki eyin bir arada olmas deil, birbiriyle elimesi artcdr. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

9.Fasl Kulun gerek anlamda fail olmadn syleyenler nk aka sylenmitir: Kul; irade hususunda zorlama altndadr... Fiillerinin faili deil, gerekte... Bu hkm mehurdur szne gelince: Buna cevap olarak denir ki: Kulun gerek anlamda fail olmadn syleyenler, Cehm b. Safvann tabileri olan Cehmiye mezhebinin mensuplar ile son kuak alimler arasnda onlarn grlerini paylaan kimselerdir. Sahabelerden ve onlara gzellikle uyan tabiin kuana mensup alimlerden ve mmetin imamlarndan hi kimse byle bir ey sylememitir. Drt imam da, bakalar da byle bir gr belirtmi deildir. Bilakis, gerek ve mecazi lafzlarla kelmi grlerini belirten ve bu temel meselelerin tmnde selefin yolunu izleyenler: Kul gerek anlamda faildir, demilerdir. Ebu Hanife, Malik, afii ve Ahmed b. Hanbelin izleyicisi byk imamlarn tm ve bakalar bu gerei dile getirmilerdir. Kitaplar buna ilikin ifadelerle doludur. Kulun mecazi anlamda fail olduunu syleyenler, unu da sylyorlar: Fiil fail ile kaim deildir. Bilakis, fiil mefulun (yaplmn, edilmiin) kendisidir... Bunu sylemi olmalar, onlar asndan kulun fiilinin failinin olmamasn gerektirir. Ne rabbin ne de kulun fail olmamas gibi bir durumu gerektirir. Kulun fail olmamasna gelince; fiiller onunla kaim olsa da, onlara gre kul, fail deildir. Rabbe gelince, onlara gre, fiil onunla kaim deildir. Ne bu, ne de u. Oysa aklen kabul edilen fail, fiilin kendisiyle kaim olduu kimseye denir. Tpk akl normlarna gre, konumann kendisiyle kaim olduu kimseye konuan, iradenin kendisiyle kaim olduu kimseye irade eden, hayatn, bilginin ve kudretin kendisiyle kaim olduu kimseye diri, bilen ve kudret sahibi denilmesi gibi. Hareket eden de, hareketin kendisiyle kaim olduu kimseye denir. u halde bunlarn, fiilin kendisiyle kaim olmad bir failden sz etmeleri, Cehmiyenin ve Mutezilenin ilk kuak alimlerinin konumann kendisiyle kaim olmad bir konuandan, iradesini kendisiyle kaim olmad bir irade sahibinden, bilginin kendisiyle kaim olmad bir bilenden, kudretin kendisiyle kaim olmad bir kudret sahibinden.... sz etmelerine benzer. Bunlarn tm batl deerlendirmelerdir. Nitekim Allahn kelm ve sfatlarnn ispat balamnda bu grlerini dile

getirmilerdir. Bu konular ilgili blmlerde geni bir biimde ele alnmlardr. Ehl-i snnet imamlarnn zerinde birletii ve Mutezileye kar bir kant olarak ileri srd temel ilke udur: Bir anlam bir yerde kaim olduu zaman, hkm bu yere egemen olur ve bu yer iin, bu anlamdan bir isim tretilir. Bu anlamda baka yer iin isim tretilmez. Hkm de bir yere ait olur ve baka bir yer iin geerli olmaz. Nitekim hareket, siyahlk, beyazlk, scaklk ve soukluk bir yerde kaim olduklar zaman, hareket eden, siyah, beyaz, scak ve souk olan bu yerdir, baka yer deil. Ehl-i snnet alimleri unu da sylemilerdir: Kelm ve irade iin de ayn durum geerlidir. Bu anlamlar bir yerde kaim olduklar zaman, konuan ve irade eden bu yer olur, bakas deil. Demilerdir ki: Konuan, ancak kendisiyle kaim olan bir konumayla konuan olabilir. rade eden de ancak kendisiyle kaim olan bir iradeyle irade eden olabilir. Ayn ekilde, ancak kendisiyle kaim olan hayat, bilgi ve kudretle diri, bilen ve kudret sahibi olabilir. Bunun kanlmaz sonucu da udur: Bir kimsenin fail olmas, kendisiyle kaim olan bir fiilin bulunmasna baldr. Bu yzden peygamber efendimiz (s.a.v.), Allahn sfatlarna, fiillerine ve zatna snm ve yle buyurmutur: Allahm! Senin fkenden honutluuna, cezandan affna, senden sana snrm. Seni eksiksiz bir ekilde vemem. Sen, kendini vdn gibisin. (Mslim, Salat, 222; Ebu Davud, Salat, 148; Muvatta, Messul Kuran, 31; Ahmed, 2/261) te Ahmed b. Hanbel ve dier baz kimseler, bu hadisi, Allahn kelmnn mahlk olmadnn kant olarak gstermi ve demilerdir ki: nk Allahn sfatna snlr. Mahluk olan bir eye snlr m? NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

10.Fasl Fiilde, faile ilien bir etki de yoktur, eklindeki szlere cevap Soruyu soran kiinin: yleyse fiilde, faile ilien bir etki de yoktur, eklindeki szlerine gelince: Eer bununla, vg, yergi, dl ve ceza gibi faile ilien nitelikler zerinde fiilin bir etkisinin olmad kast ediliyorsa, bunu ancak, Cehm ve onun grn paylaanlar gibi sebepleri inkr edenler syleyebilir. Yoksa selef ulemas ve imamlar, yaratma ve emir balamnda sebeplerin ve hkmn ispat noktasnda gr birlii iindedirler.

Emir balamnda fkhlarn u deerlendirmesini rnek gsterebiliriz: Miras gerektiren sebepler tr: Soy. Nikah ve klelik ba. Ama yeminleme ve birinin araclyla mslman olma gibi eylerin miras sebebi olmas hususunda ihtilaf etmilerdir. Ebu Hanife gibi baz fkhlara gre bu, miras alann sebebidir. Malik ve afii gibi fkhlar ise bunun mirasa sebep olamayacan sylemilerdir. Ahmedden ise iki gr de rivayet edilmitir. Yine fkhlarn u szlerini de buna rnek gsterebiliriz: Nisap miktar kadar mala sahip olmak zektn farz olmasnn sebebidir. Taammden adam ldrmek ve haksz yere saldrda bulunmak ksas hkmnn uygulanmasnn sebebidir. Hrszlk el kesmenin sebebidir.... Fkhlarn gr, sebebin msebbeb zerinde etkili olduu ynndedir. Onlara gre sebep, salt bir iaretten ibaret deildir. Yalnzca bir grup kelmc sebebin salt bir iaret olduunu sylemilerdir. Bu grlerini de Cehmin dncelerine dayandrmlardr. Bu kelmclarn konuyla ilgili mutlak deerlendirmelerini baz fkhlar da benimsemilerdir. Bu deerlendirmeye katlan fkhlarn byk ounluu eliki iindedir. Bu yzden bazen selef kuann ve imamlarn grlerini savunurken, bazen de iaret ettiimiz kelmclarn grlerini savunmulardr. Ayn yaklam hikmet iin de geerlidir. eri hkmlerin bir hikmete dayand hususu selef ulemasnn ve fkhlarn zerinde ittifak ettikleri bir meseledir. Yaratmann temelinde hikmet bulunduu hususu da yle. Kuranda yaratma ve emir olgularnn hikmete dayandna ilikin birok ifade vardr. Kuran, yce Allahn varlklar sebeplere dayal olarak yaratt ska ifade edilir. Cehme uyanlarn syledii gibi, Allah varlklar sebeplerin yannda yaratr, sebeplerle yaratmaz, eklindeki deerlendirmeleri doru deildir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Allah gkten bir su indirdi ve onunla yeryzn lmnden sonra diriltti. (Nahl, 65) Gkten bereketli bir su indirdik, onunla baheler ve biilecek daneler bitirdik. Kullara rzk olmas iin birbirine girmi, kme kme tomurcuklar olan uzun boylu hurma aalar yetitirdik. Ve o su ile l topraa can verdik. (Kaf, 9-11) Rzgarlar rahmetinin nnde mjde olarak gnderen Odur. Sonunda onlar, ar bulutlar yklenince onu l bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla trl trl meyveler karrz. (Araf, 57) Rzasn arayan Allah onunla kurtulu yollarna gtrr. (Maide, 16) Onlarla savan ki, Allah sizin ellerinizle onlar cezalandrsn. (Tevbe, 14) Bunun gibi daha birok ayeti rnek gsterebiliriz. Sebep anlamn ifade eden lam edatnn yaratma ve emir balamnda kullanlmasnn rnekleri oktur. Bu konuyla ilgili detayl aklamalar yeri geldike sunma imknn bulmutuk. Yaratma ve emir balamnda hikmeti, akli ve eri gerekeyi olumsuzlayanlarn kantlarn ele alm ve bu kantlarn ve bu kantlara dayal karsamalarn yanl olduklarn ortaya koymutuk. Mutezile

ve Kaderiyenin konuya ilikin kantlarnn yanlln ortaya koyduumuz gibi. Sebeplerin ve hikmetlerin varln kabul eden fkhlar, eri hitap ve hkmleri iki ksma ayrrlar: 1 - Ykmllk ieren hitap... 2 - Vaz etme ve haber verme nitelikli hitap. Bir eyin sebep, art veya engel olarak konulmas gibi. Sebepleri ve hikmetleri olumsuzlayanlar ise buna yle itiraz etmilerdir: Eer bir eyin sebep olmasyla, hkmn var olduu zamanda var olduunu kast ediyorsanz, ortada baka bir hkm yoktur. Eer bununla baka bir anlam kast ediyorsanz, bu ise imknszdr. Bunlara verilecek cevap udur: Bununla kastedilen, sebeplerin, hkme uygun nitelikleri kapsadklardr. Hkm de bunun iin konulmutur. Dier bir ifadeyle hikmetin gereklemesine yol at iin hkm konulmutur. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Muhakkak ki, namaz, hayaszlktan ve ktlkten alkoyar. Allah anmak elbette ibadetlerin en bydr.(Ankebut, 45) eytan iki ve kumar yoluyla ancak aranza dmanlk ve kin sokmak ister. (Maide, 91) Kulun kudretinin iledii fiilleri zerinde herhangi bir etkisi yoktur, diyenler de sebepleri olumsuzlayan Cehmin izleyicileridir. Yoksa selef ulemas, onlara tabi olan kuaklar, ehl-i snnet imamlar, Mutezileye muhalefet eden ve kaderi olumlayan islmi gruplarn geneli sebeplerin varln ve etkisini kabul ederler. Onlara gre, bir fiili ileyen kulun fiili zerinde kulun kudretinin etkisi, dier sebeplerin msebbepleri zerindeki etkisinden farkszdr. Bunun yannda sebeplerin de msebbeplerin de yaratcs yce Allahtr. Sebepler bamsz olarak msebbepleri meydana getirmezler kukusuz. Bilakis, bunlara yardm eden baka sebeplerin olmas da kanlmazdr. Bunun yannda, sebeplerin etkinlik gstermesini engelleyen maniler de vardr. Yce Allah btn sebepleri yaratmadka ve btn engelleyici manileri ortadan kaldrmadka msebbep meydana gelemez. Yce Allah dier mahlkat yaratt gibi, bunlarn tmn dilemesi ve kudretiyle yaratr. O halde kulun kudreti sebeplerden biridir. Kulun fiili de sadece kulun kudretiyle meydana gelmez. Bilakis, kudretle birlikte kesin iradenin olmas da kanlmazdr. Kudret derken, insan ile kaim olan g kast ediliyorsa, bu durumda engellerin bertaraf edilmesi bir zorunluluktur. Kaytlar ve mahpusluu izale etmek gibi. Dman ve benzeri glerin yolu tkamasn da nlemek gibi bir zorunluluk vardr. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

11.Fasl

Allah dilemedike siz dileyemezsiniz.ayeti Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (nsan, 30, Tekvir, 29) ayeti, kulun, kendi seimiyle iledii fiilin faili olmadna, kulun bu tr fiillere g yetirmediine, kulun irade sahibi olmayna delalet etmez. Bilakis, Allah dilemedike, insann dileyemeyeceine delalet eder. Bu ayet, iki grubun yaklamn rtmektedir: Cehmiyeci Cebriye.... Kaderiyeci Mutezile... nk yce Allah: Sizden doru yolda gitmek isteyenler iin... buyuruyor. Bu ayet gsteriyor ki, kulun dilemesi, Allahn dilemesine baldr. nceki ayet Cebriyeye cevap niteliindeyken, bu ikinci ayet, Kaderiyeye cevap niteliindedir. nk bu Kaderiyeciler diyorlar ki: Kul, Allahn dilemediini diler.... Nitekim, Allah, kulun dilemediini diler, demilerdir. Eer bunlar, temel dncelerine dayal olarak: Burada geen dilemekten maksat, emretmektir ve anlam da, Allahn emrettiini yapmay dileyemezler, Allah emretmedike, eklindedir, deseler, onlara u cevap verilir: Ayetin ak, byle bir anlamn kast edilmediini gsteriyor. Bilakis, ayetin akndan yle bir anlam anlalyor: Size emredilen bir fiili ilemeyi, Allah dilemedike siz dileyemezsiniz... nk yce Allah emirden, yasaktan, vaadden ve tehditten sz ettikten sonra yle buyuruyor: phesiz ki bu bir ttr. Artk dileyen rabbine bir yol tutar. Sizler ancak rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz. (nsan, 29-30) Dileyemezsiniz... ifadesi, onlar asndan gelecekteki dilemeyi olumsuzlamaktadr. Allah dilemedike... ifadesi, bunu, gelecekte rabbin dilemesiyle ilintilendirmeye yneliktir. nk en edat, mzari fiile gelecek anlamn kazandrr. Buna gre ayetin anlam u ekilde belirginlemektedir: Bundan sonra dilemedike... Emir ise bundan nce gelir. Bu tpk insann: Allah dilemedike u ii yapmayacam, demesine benzer. Selef ulemas ve fkhlar: Yarn, inallah namaz klacam veya, yarn inallah borcumu deyeceim, diye yemin eden birisi, ertesi gn bu dediini yapmazsa, yeminini bozmu saylmayaca hususunda gr birlii iindedirler. Eer dileme kelimesi emir anlamnda olsayd, bu adam yeminini bozmu olacakt. nk Allah byle emretmi olacakt. Kaderiyecilere kar kullanlan bir kanttr bu. Onlarn buna verecekleri bir cevaplar da yoktur. Bu yzden onlardan bazlar, teden beri var olan bu icmaya kar

karak, byle yemin eden kimse, dediini yapmazsa, yeminin bozmu saylr, demilerdir. Allah dilemedike siz dileyemezsiniz. (Tekvir, 29) ayeti ise, Allahn kudretini ve kullarn Ona muhta olduklarn aklama balamnda Allah vme, methetme amacna yneliktir. Eer, Allah size emretmedike, yapamazsnz, anlamnda olsayd, o zaman btn emirler bu konumda olurdu. Bu ise, rabbin vlmeyi gerektiren zellikleri arasna girmez. Eer, onlarn, ancak Allahn emretmesi durumunda bir eyler yaptklar anlamnda olsayd, bu, Allaha deil, onlara ynelik bir vg olurdu. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

12.Fasl Eer kabul etsen, olmaz yaratc iin takdir ngrmek. szne cevap Soruyu soran kiinin: Her ey... ifadesi de. Eer kabul etsen, olmaz yaratc iin takdir n grmek, szne gelince... Eer bununla, selef ulemasnn, kul kendi fiillerinin gerek anlamda failidir ve benzeri szlerini kabul edersen, bu, ilh takdirin olumsuzlanmasn gerektir, demek istiyorsa, bu tarz bir bant kurma, imknszdr. ayet kulun, Allahn dilemedii eyi dilediini kabul edersen, bu, btn insanlarn ittifakyla, Allahn haramlara ve mbahlara ilikin dilemesini olumsuzlar, daha dorusu, Onun kullarn btn fiillerine ynelik dilemesini gerek anlamda olumsuzlar ve bu da kullarn fiilleri zerindeki kudretini olumsuzlad gibi, bunlardan herhangi bir eyi yaratm olmas durumunu da olumsuzlar demek istiyorsa, bunda dileme, kudret ve yaratma anlamnda takdir etmenin de olumsuzlanmas sz konusudur. Allahn varlklar kendi iinde planlamas, onlar bilmesi, onlardan haberdar olmas ve onlar yazmas anlamnda takdir etmesine gelince, bu, varlklardan nce ilh bilginin varln kabul etmeyenlerin szlerinin aksine bir durumu gerektirir ki, Kaderiyecilerin ounluu ilh n bilgiyi inkr etmezler. Ancak, varlk aleminde, Allahn dilemesi, kudreti ve yaratmas olmakszn birok hadisenin meydana geliini ileri srdkleri zaman, evrende, Allahtan bakasnn meydana getirdii olgularn varln, stelik bu Allahtan bakalarnn bunlara gleri yetmedii halde, kabul etmi oluyorlar. Byle bir durumda Yaratan bilmez mi? (Mlk, 14) ayetiyle, Allahn bu hadiseleri bildiini kantlamak mmkn olmaz. nk onlara gre bunlar yaratan Allah deildir. Ama kendi ilerinde baka Kaderiyeci gruplar, Allahn varlklarn olmasndan nceki bilgisi hususunda onlara kar kmlardr. Dolaysyla, onlara kar bu ayeti kant olarak kullanmalar mmkn deildir. Bunlar, Allahn bunlar emretmesinin yansra, nceden bildiini de sylyorlar. Fakat, g yetirilmeyen eyin teklif edilmesini gerektiren, bilinenin aksi olan ey asndan farkl bir durum geerlidir. nk Allahn bilmesine aykr bir eyin olmas imknszdr. Eer olsa, Allah, bunu bilmemi olur. Bu ise, nceki olumsuzlamalarnn doal bir sonucudur. Yani, yukarda ileri srdkleri olumsuzlamalar, Allahn baz eyleri bilmediini sylemekle yz yze getirir onlar.

NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

13.Fasl nk olmas, Sonradan olmasn (hadis oluunu) gerektirir ki, bu sz terkedilmitir. szne cevap Ya da Allah...oldu... demek. nk olmas, sonradan olmasn (hadis oluunu) gerektirir ki, bu sz terkedilmitir, szne gelince: Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir, ama bana yle geliyor ki, unu demek istiyor: Eer, Allah bunlar takdir etmi ve bunlar biliyor idiyse, bu, onlarn meydana gelmelerinden sonra bilginin meydana gelmesinin ardndan Allahn bunlarn bilmesini ve takdir etmesini gerektirir. Bu ise, rabbin, kullarn fiillerini, onlar ilemedike, bilmemesini ve takdir etmemesini gerektirir. Bu ise, reddedilmi ve batl bir szdr. Sahabeler, onlara gzellikle uyan tabiiler ve dier mslman alimler byle bir szn batl olduu hususunda gr birlii iindedirler. Daha dorusu bunu syleyeni tekfir etmilerdir. Akli kantlarn yan sra, kitap ve snnet de bunun yanl olduunu ortaya koymaktadr. nk yce Allah, kullarn fiillerinden bazlarn, henz gereklemeden haber vermitir. Hatta bunlar meleklerden ve baka kullarndan diledii kimselere nceden bildirmitir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Hatrla ki rabbin meleklere: Ben yeryznde bir halife yaratacam, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryznde fesat karacak, orada kan dkecek insan m halife klyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceinizi herhalde ben bilirim, dedi. (Bakara, 30) Bu ayetten anlalyor ki, melekler, daha insanlar yaratlmadan nce, onlarn yeryznde fesat karacaklarna ve kan dkeceklerine hkmetmilerdir. stelik, Allahn bildirdiinin, rettiinin dnda bir bilgileri olmad halde. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Senin bize rettiklerinden baka bizim bir bilgimiz yoktur. (Bakara, 32) Meleklerin bu deerlendirmesinden sonra yce Allah onlara u karl veriyor: Sizin bilemeyeceinizi herhalde ben bilirim. (Bakara, 30) Bu ifade ise, daha sonra, Ademin, blisin ve ikisinin soyu arasnda yaanacak olaylara ve buna dayal olarak gerekleecek gelimelere iaret etmektedir. Bu ayet gsteriyor ki, yce Allah, Ademin cennetten kacan biliyordu. nk cennetten kmayacak olsayd, yeryznde halife olmas gerekleemezdi. Nitekim Allah ona cennete yerlemesini ve yasak aacn meyvesinden yememesini emretmiti.

Biz: Ey Adem! Sen ve ein beraberce cennete yerlein; orada kolaylkla istediiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece u aaca yaklamayn. Eer bu aatan yerseniz her ikiniz de kendine ktlk eden zalimlerden olursunuz, dedik. (Bakara, 35) Bunun zerine: Ey Adem! Dedik, bu, hem senin iin hem de ein iin byk bir dmandr. Sakn sizi cennetten karmasn; sonra yorulur, sknt ekersin! imdi burada senin iin ne ackmak vardr, ne de plak kalmak. Yine burada sen, susuzluk ekmeyecek, scaktan da bunalmayacaksn. (Taha, 117-119) Burada yce Allah, Ademi, eytann kendilerini cennetten karmasndan sakndryor. Bu, blise itaat etmeye ynelik bir yasaklamadr ki, cennetten kn sebebi de bu itaattir. Ama yce Allah bundan nce Ademin cennetten kacan ve knn sebebinin blise itaat etmesi ve yasak aacn meyvesinden yemesi olacan biliyordu. nk bundan nce: Ben yeryznde bir halife yaratacam. (Bakara, 30) demiti. Bu yzden selef ulemasndan bazlar yle demilerdir: Allah, Ben yeryznde bir halife yaratacam. demekle, Ademin cennete girmesinden nce oradan kn takdir etmiti. Ve bu olaydan sonra da yle buyurmutur: Bunun zerine: Bir ksmnz dierine dman olarak ininiz, sizin iin yeryznde barnak ve belli bir zamana dek yaamak vardr, dedik. (Bakara, 36) Allah: Birbirinize dman olarak inin! Sizin iin yeryznde bir sreye kadar yerleme ve faydalanma vardr, buyurdu. Orada yaayacaksnz, orada leceksiniz ve orada diriltilip karlacaksnz, dedi. (Araf, 24-25) Bu ayetlerde, yce Allah, ileride onlar arasnda meydana gelecek dmanlk ve benzeri olgulardan haber veriyor. Gerekten haklarnda rabbinin sz sabit olanlar, kendilerine btn mucizeler gelmi olsa bile, inanmayacaklardr. (Yunus, 96-97) Gerek u ki, kfir olanlar korkutsan da korkutmasan da onlar iin birdir; iman etmezler. (Bakara, 6) Burada da gelecekten haber veriliyor. Onlarn iman etmeyecekleri belirtiliyor. Mutlaka sen ve sana uyanlarn hepsiyle cehennemi dolduracam. (Sad, 85) Fakat: cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir ksmyla dolduracam, diye benden kesin sz kmtr. (Secde, 13) Burada da yce Allah gelecekte olacak bir hususla ilgili olarak yemin etmektedir. Allah yeminine sadktr. Doruluu, yemin ettii eyi bilmesinin bir gereidir. Bu da Onun buna kadir olduunu gsterir. Bu, ayn zamanda Allahn, kullarn fiillerinin yaratcs olduunu da gsterir. Eer kullarn fiilleri Allah tarafndan takdir edilmemi olsayd, cehennemi doldurmas mmkn olmazd. Bilakis, bu i kullara kalrd; isterlerse Ona isyan eder, cehennemi doldururlard, isterlerse Ona itaat eder,

cehennemi doldurmazlard. Fakat yle denebilir: Allah onlarn isyan edeceklerini biliyordu. Bu yzden, onlar bu ekilde cezalandrmaya yemin etmitir. Byle bir deerlendirmeye yle cevap verilir: Onun, olmadan nce gelecee ilikin ilmi, bu eyi yaratmasn gerektirir. nk Allah, ilmini melek ve insan gibi baka varlklardan edinmez. Bilakis, Onun ilmi zatnn gereklerindendir. Eer kullarn fiilleri Allahn yapabilirliinin ve iradesinin dnda olsayd, Allahn yaratt eyler gibi onlar da bilmesi gerekmezdi. Bu konuda yerinde geni lde ele alnmtr. Yce Allah bir ayette mnafklar hakknda yle buyuruyor: Eer iinizde onlar da savaa ksalard, size bozgunculuktan baka bir katklar olmazd ve mutlaka fitne karmak isteyerek aranzda koarlard. (Tevbe, 47) Burada yce Allah, mnafklarla ilgili olarak henz gerekletirmedikleri bir gnah nceden haber vermektedir. Dier bir ayette de yle buyurmutur: Bedevilerden seferden geri kalm olanlara de ki: Siz yaknda ok kuvvetli bir kavme kar savamaya arlacaksnz. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaacaksnz. (Fetih, 16) Burada yce Allah, onlar ileri savaa aracak birinin arsn nceden haber veriyor. Bu arcnn onlar armas kullara zg fiiller kapsamna girer. Bunun gibi ifadeler Kuranda oka yer alrlar. Kullarn gelecekte gerekletirecekleri baz fiilleri melekler, peygamberler gibi mahlkattan baz kimseler de bilebilirler. Alemlerin rabbi olan Allah bilmez mi? Hz. Peygamber (s.a.v.) gelecekte mmetinde ve baka toplumlarda meydana gelecek olaylar nceden haber vermitir. Bunlar imdi burada zikretmeye kalkarsak yerimiz yetmez. rnein, olu (torunu) Hasan araclyla yce Allahn, iki byk mslman grubu bartracan haber vermitir. Ayn ekilde mslmanla arasnda ar bir grubun (hariciler) ortaya kacan ve mslmanlar iinde hak zere olan bir grubun onlarla savaacan bildirmitir. Kendisinden sonra bir topluluun dinden dneceini haber vermitir. Kendisinden sonra nebevi izgideki hilfetin otuz sene sreceini ondan sonra kralla dneceini sylemitir. Dan stnde bir peygamber, bir sddk ve ehidden baka kimsenin olmadn haber vermi, oradakilerin ou daha sonra ehit dmlerdir. Bedir savanda Kureyin nde gelenlerinin ldrleceklerini nceden haber vermitir. Deccaln kacan, sann (a.s.) amn dousunda beyaz minareye ineceini, sann (a.s.) deccal ldreceini haber vermitir. Yine Yecuc ve Mecucun ortaya kacan bildirmitir. Haricilerin ortaya kacaklarn bildirmi ve yle buyurmutur: u kavmin iinden bir grup ortaya kacak, biriniz onlarn namazn ve orucunu grdnde, kendi namazn ve orucunu kmseyecektir. Bunlar Kuran okuyacaklar, ama Kuran onlarn grtlaklarndan aaya inmeyecektir. Okun yaydan frlayp kt gibi islmdan kacaklardr. Bunlarn iinde eli sakat ve elinin zerinde titreyen bir et paras olacaktr. (Buhari, Menakb, 25; Mslim, Zekat, 147) Gerekten peygamberimizin (s.a.v.) haber verdikleri aynen kt. Ali b. Ebu Talip, Nehrevanda

onlarla savarken, ilerinde Hz. Peygamberin (s.a.v.) vasfettiine tpatp benzeyen bir adam buldu. Mslmanlarn Trklerle savaacaklarn nceden haber vermi, Trklerin zelliklerini bildirmitir: Siz, kk gzl, krmz yanakl, eri burunlu, keeden ayakkab giyen ve yzleri..... gibi olan Trklerle savamadka kyamet kopmaz. (Buhari, Cihad, 95; Mslim, Fiten, 62-64) Nitekim mslmanlar, gl bir konuma geldikten sonra, peygamberimizin (s.a.v.) haber verdii gibi ortaya kan Trklerle ve dier kavimlerle savatlar. Peygamberimizin (s.a.v.) bunun gibi gelecee ilikin haberler verdii szleri, burada saylmayacak kadar oktur. Peygamberimiz (s.a.v.) bunlar yce Allahn kendisine bildirmesi sayesinde biliyordu. Peygamberimiz (s.a.v.) kullarn fiillerinden birounu biliyor idiyse, ona bilmediklerini reten Allah yaratt kullarnn fiillerini bilmez mi? Hi kimse Allahn bilgisini tmyle kuatamaz. O sadece diledii kadarn kullarna bildirir. Ne bir peygamber, ne de baka birisi, Allahn kendisine rettiinden bakasn bilemez. Nitekim Hzr Musaya yle demiti: Bende Allahn bilgisinden bir ksm vardr ki, bunu Allah bana retmitir ve bu bilgi sende yoktur. Sende de Allahn sana rettii ve benim bilmediim bir ilim vardr. Bu srada bir sere denizden gagasyla su iince yle dedi: Benim ve senin bilgimiz, ancak bu serenin denizin suyunu eksilttii kadar eksiltmitir. Nitekim yce Allah Musa hakknda yle buyurmutur: Nasihat ve her eyin aklamasna dair ne varsa hepsini Musa iin levhalarda yazdk. (Araf, 145) Ksaca unu demek istiyoruz: Allahn, kullarn fiillerini, gereklemeden nce bilmesini olumsuzlamak baatldr. Ar Kaderiyeciler bunu olumsuzluyorlar. Biz eskiden ynelmekte olduun Kabeyi kble haline getirdik ki, resule uyan, kesi stne gerisin geri dnenden ayralm. (Bakara, 143) ki gruptan hangisinin kaldklar mddeti daha iyi hesap edeceini grelim diye... (Kehf, 12) ayetlerine gelince, bu ve benzeri ayetlerde, bilinen eye, meydana gelmesinden sonra taalluk eden bilgiden sz ediliyor. Bu, vgy ve yergiyi gerektirici bilgidir. dl ve ceza da bu bilgiye terettp eder. nceki, bunun olacana dair bilgiydi. Salt bu bilgiye vg ve yergi, dl ve ceza terettp etmez. Bu saydmz hususlar, ancak fiilin meydana gelmesinden sonra sz konusu olabilirler. bni Abbastan, bununla ilgili olarak yle rivayet edilir: Bu ayette kastedilen, biz kullarn grmesidir, yani biz kullar grelim diye... Mfessirler de yle demilerdir: Daha nce olacan bildiimiz gibi, mevcutken de bilelim diye, eklinde bir anlam kast edilmitir. Bu yenilenen durumla ilgili olarak tartmaclarn iki farkl gr belirginlemitir: Bazlar yle diyorlar: Yenilenen ey, ilim ile malm arasndaki nispet ve izafettir. Sadece bundan ibarettir, br ise, yoksal bir nisbettir.

Dier bazlarnn dedii ise udur: Bilakis, yenilenen ey, eyin varlna ve varoluuna dair bilgidir. Bu ise, onun olacana ilikin bilgiden farkldr. Bu tpk u ayette anlatlan hususa benzer: De ki: Yapacanz yapn! Amelinizi Allah da resul de mminler de grecektir. (Tevbe, 105) Burada grmenin yenilenmesinden, yeni bir grmenin gereklemesinden haber veriliyor. Bunun yoksal bir nispet olduunu syleyenler olduu gibi, bunun somut bir olgunun yenileniinden ibaret olduunu syleyenler de olmutur. Dolaysyla btn deerlendirmeler bu iki gr ekseninde cereyan etmektedir. Bu iki gr savunanlar, her iki tarafn ileri srd kantlar, yerinde etraflca ele alnmtr. Selef kuann geneli, ehl-i snnet ve hadis imamlar, yenilenen eyin, nassta iaret edildii gibi, somut bir olgu olduu ynnde gr belirtmilerdir. Haris el-Muhasibi bunu olumsuzlamaya alnca, Ahmed b. Hanbel onu terk etmitir. nk Haris el-Mehasibi, bni Kilabn grlerini kabul ediyordu ve burada somut bir olgunun yinelinmesini sylemekten kanyordu. Bunun douraca eyleri de sylyor ve bylece kitaba, snnete ve selef ulemasnn grlerine aykr hareket ediyordu. Bu ise, bidatn ortaya kmasna neden olmutu. Bundan dolay da Ahmed b. Hanbel onunla tm ilikilerini kesmiti. Byle davranmaktan onu sakndrmt. Bazlar, Harisin bu dnceden dndn sylemilerdir. Malik, afii, Ahmed b. Hanbel ve Ebu Hanifenin takipilerinden son kuak alimler iki ayr gr benimsemilerdir. Bazlar, bni Kilab ve izleyicilerinin yolunu tutarken, bazlar snnet ve hadis imamlarnn yolunu tutmulardr. unu demek istiyoruz: Allahn, kullarn amellerini nceden bilmesi ve yazmas haktr. Allahn bunlara ilikin bilgisinin sonradan olutuuna ilikin grler yanl ve terk edilmi grlerdir. Nitekim ayet, bu anlam kast etmise, Nazm da bu ynde gr belirtmitir, dolaysyla onun da bu gr terk edilmelidir. Bunun byle olmasnda, yani, Allahn kullarn amellerini nceden bilip yazmasnda, Allahn emir ve nehiyleriyle elien bir durum yoktur. Allahn, kullarn fiillerini yaratmas ile onlara emir ve yasaklar yneltmesi arasnda eliki olmadna gre, onlarn fiillerini nceden bilmesi hibir ekilde eliki oluturmaz. Bu, Cebriyeci Kaderiyecilerin syledii gibi, kulun cebir altnda kudretsiz ve fiilsiz olmasn da gerektirmez. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

14.Fasl Allah kulun seeceini bilir ve seilecek olan kaderde yazldr... szne cevap yle de denemez: Allah kulun seeceini bilir ve seilecek olan kaderde yazldr... szne gelince: Bu sz, Kaderiyecilerden sadr olan bir soru ve bu soruya yine kendilerinin verdii bir cevab kapsamaktadr. Diyorlar ki:

Biz, Allah bilir, diyoruz. Bunu dediimiz zaman, kudreti olumsuzlam olmuyoruz. Bilakis, ilim anlamnda kaderi olumlam oluruz. Bununla beraber rabbin btn hadiseleri dilemesini, kullarn fiillerinin yaratcs olmasn olumsuzluyoruz. Nazm diyor ki: Kulun, setii fiil, bundan nce yazldr. Bundan bakasnn olmas imknszdr, dolaysyla bu, cebrin varln kanlmaz klmaktadr. Bu cevaba yle demek sretiyle itiraz edilebilir: Burada gerektirici, gerektirilen konumundadr. nk Allahn, kulun bu fiili seeceini bilmesi, bunu seeceine dair yazsna uygundur. nk bilmenin deimesi, yaznn deimesinden daha byk bir hadisedir. Denebilir ki: Burada yazmak, szn devam olarak alglanmtr. Yani, Allah, kulun setiini biliyordu ve yazd, denemez. Bu da u demektir: nceden bilme ve yazma kadere inanma iin kafidir. Oysa sadece bu, kadere iman iin yeterli deildir. Bu, cebri kabul edenlerin kantdr. Diyorlar ki: Bilinenin (malmun) aksi imknszdr. Malmun aksini emretmek, imknsz emretmek demektir. nk bu emredilen gerekleirse, bilmenin cehalete dnmesi kanlmaz olur. Cevaplar da udur: mknsz, mcmel bir kavramdr. Eer, bununla, malmun aksi olmaz, gereklemez, demeyi amalyorlarsa, bu dorudur. Fakat olmayan teklif etmek, failin aciz olduu eyi teklif etmek olmaz. nk failin yapmad bir eyi, aciz olmasndan dolay yapmamas muhtemel olduu gibi, istemedii iin yapmamas da muhtemeldir. Dolaysyla yce Allah, kula, yapmayacan bildii eyi teklif etmi olabilir. Nitekim Allah, kendisinin istemedii eyin olmayacan da bilir. Bununla beraber, eer istese, o da olur. Byle bir ey olursa, bilme cehalete dnr szne gelince: Bazlarna gre bu, dorudur ve bunun gereklemeyeceine delalet eder. Fakat ykml olann bundan aciz olduuna delalet etmez. stedii zaman, buna g yetiremeyecek demek deildir. nk yalnzca, irade etmedii iin gereklememitir, buna gc yetmedii iin deil. Tpk yce Allahn takdir ettii eylerden olmad halde, Allahn dilemesi durumunda bunlar yapabilmesi gibi. Ve O, bunlar yapmayacan da bilir. Baz bidatlarn syledii gibi, Allahn buna gc yetmez, demek caiz deildir. Bilakis, yce Allah yle buyurmutur: nsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacamz m sanr? Evet, bizim, onun parmak ularn bile aynen eski haline getirmeye gcmz yeter. (Kyamet, 3-4) De ki: Allahn size stnzden veya ayaklarnzn altndan bir azap gndermee ya da birbirinize drp kiminize kiminizin hncn tattrmaya gc yeter. (Enam, 65) Bununla beraber Cabirden rivayet edilen ve Buhari ve Mslimde yer alan sahih bir hadiste

belirtildiine gre : De ki: Allahn size stnzden bir azap gndermee gc yeter.ayeti nazil olunca, peygamberimiz (s.a.v.): Bundan sana snrm, dedi. veya ayaklarnzn altndan bir azap gndermee ya da birbirinize drmeye... ksm nazil olunca: Bu ikisi daha hafiftir, dedi. (Buhari, 6. sure, 2; Tirmizi, 6. sure, 2; Ahmed, 3/309; Mslimde varid olmamtr) Ayette yce Allahn gcnn yettiini belirttii baz eyler, olmayan eylerdir. mmetin stnden veya ayaklarnn altndan azap gnderilmesi gibi ... Bunlardan bazlar ise, olmulardr. Birbirine drp kiminin hncn kiminden aldrmas gibi. Nitekim sahih bir hadiste peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilmitir: Rabbimden ey istedim. O ikisini bana bahetti, birini vermedi. mmetime, onlardan olmayanlarn musallat olmamasn diledim, Allah bunu bana bahetti. mmetimi topyekun yok etme azabyla azaplandrmamasn istedim, bunu da bana bahetti. Birbirleriyle savamamalarn istedim, bu dileimi kabul etmedi. (Mslim, Fiten, 20; bni Mace, Fiten, 9-22; Ahmed, 5/240) Kuranda birok yerde, olmayan eylerin, dilemesi durumunda olabilecekleri belirtilmektedir. Buna aadaki ayetleri rnek gsterebiliriz: Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. (Secde, 13) Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelenmilletler, kendilerine ak deliller geldikten sonra birbirleriyle savamazlard. Fakat onlar ihtilafa dtler de ilerinden kimi iman etti, kimi de inkr etti. Allah dileseydi onlar savamazlard; lakin Allah dilediini yapar. (Bakara, 253) Rabbin dileseydi btn insanlar bir tek millet yapard. Fakat onlar ihtilafa dmeye devam edecekler. (Hud, 118) Buna benzer daha birok ayeti rnek gstermek mmkndr. Bu ayetlerde aka ortaya konuyor ki, Allah, olmayan baz eyleri dileseydi, olurlard. Bu da, Onun, olmayacan bildii eylere kadir olduunun kantdr. nk eer bunlara gc yetmeseydi, diledii zaman da bunlar yapamamas gerekirdi. nk onlar yapmas, ancak onlara gcnn yetmesiyle mmkndr. Allah-en doru szl haber veren olarak- dilemesi durumunda bunlar yapabileceini haber veriyorsa, bundan, Onun bunlar yapmayacan bilmesine ramen, onlar yapmaya kadir olduu anlalr. Yine bununla anlalyor ki, malmun aksi olan bir ey, takdir edilmi olabilir de. Eer: Bu imknszdr, denilse, bu, ancak rabbin dilemesi gereklemedii iin imknszdr, bizzat imknsz olduu iin deil veya aciz olunduu iin deil. Daha nce de sylediimiz gibi, imknsz kelimesi, mcmeldir. Bir ey, kulun gc yettii iin dilemesi durumunda yapabilecei halde, olmad iin imknsz ise, byle bir eyin teklif edilmi olmas caizdir ve bunda tartma yoktur. Bazlar buna, g yetirilemez, adn verseler de. Bu, dilsel, kelimelerle ilgili bir tartmadr, ze ilikin deildir. Tartma: Yapabilirliin, kudretin fiilden nce var olmas caiz midir, deil midir? meselesiyle ilgilidir.

NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

15.Fasl Eer cebir doruysa, kul zorlanmtr demektir. Sana gre de zorlanan mazurdur, szne cevap Eer cebir doruysa, kul zorlanmtr demektir. Sana gre de zorlanan mazurdur, szne gelince: Buna cevap olarak yle denir: Daha nce cebr kavramnn anlamn aklam ve demitik ki, eer cebr ile, bir insann bir bakasn zorlamas, istediinin aksine olan bir eyi yapmaya mecbur brakmas eklinde bir anlam kast ediliyorsa, yce Allah, bu tr bir zorlamaya, bu ekilde mecbur brakmaya muhta olmaktan mnezzehtir, ycedir, uludur. Bu, aciz olanlarn iidir. Bakasn kendi fiilini isteyen, seen, seven ve raz olan klmaktan aciz olanlarn yani. Allah ise her eye kadirdir. Kulun, fiilini seven, onu seen olmasn diledii zaman, yle yapar. Kulun, fiilini, sevgi olmakszn, houna gitmeksizin irade etmesini diledii zaman, onun, bu fiili holanmadan yapmasn salar. Bu bir mahlkun baka bir mahlku zorlamasna benzemez. nk mahlk, bir bakasnn kalbinde irade, sevgi, nefret ve buz meydana getirme gcne sahip deildir. Bilakis, mahlkun btn amac, isteine veya kanmasna sebep olan eyi yapmasdr. Kul bir bakasn cezalandrmak veya tehdit etmek gibi rkmesine ve korkmasna sebep olan bir eyle bir fiili yapmaya zorlad zaman, bu zorlanan, semedii bir fiili iler. Bunu raz olarak ilemez. Bunu yaparken amac, kendisine ynelen ktl savmaktr. Dolaysyla fiili isteyen konumundadr; ama maksad kendisine ynelen ktl savmaktr, maksad fiilin kendisi deildir. Bu yzden bir ynden fiili seen, bir ynden de semeyen, bir ynden fiili irade eden, bir ynden de irade etmeyen olarak isimlendirilir. Fakat Arap dilinde byle bir kimseye, fiilini seen denmek, bilakis, zorlanan denir. Fkhlarn literatrnde de bu anlay esastr. Nitekim Buhari ve Mslimde peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilmitir: Biriniz dua ettii zaman: Allahm! Eer dilersen, beni bala. Allahm! Eer dilersen bana merhamet et, demesin. Aksine isteyeceini kararl bir ekilde istesin. nk Allah bir eyi yapmaya zorlayacak kimse yoktur. (Buhari, Daavat, 21; Mslim, Zikir, 8-9) Burada peygamberimiz (s.a.v.), dilemesiyle fiil ileyen kimsenin zorlanm saylmayacan aklyor. Zorlanm, bakasnn dilemesiyle fiil ileyene denir. Bu dilein sahibi, zorlayandr. nk yapt eyi kast etmi olsa da, kendisi kudretsiz ve iradesiz bir meful konumunda deildir. nk maksad, ilk elden, bir eyin bertaraf edilmesidir, fiilin kendisi deil. Dolaysyla burada mertebe sz konusudur: Birincisi: mtina etme gcne sahip olmakszn, kendisine bir ey yaptrlan kimse. htiyar dnda bir yere girmeye veya birini vurmaya ya da bir kadn yatrp, kadnn istei olmakszn ve kendisinin de engel olma gc olmakszn onunla zina etmeye zorlanan kimse gibi. Byle kimsenin fiiline ihtiyari fiil denemez. Kudreti ve iradesi olduu da ileri srlemez. Bu gibi fiillerle ilgili olarak emir ve yasak da olmaz. Akl banda olanlarn ittifakyla bu tr fiiller cezay da gerektirmezler. Ancak kiinin

kanma imkn varsa, buna ramen bu fiili terk etmezse, o zaman cezalandrlr. nk imkn bulduu halde kanmad zaman, gnll olur, zorlanan deil. Bu yzden gnll olarak zina eden kadnla, zinaya zorlanan kadn arasnda fark gzetilmitir. kincisi: Bir eyi yapmaya, dayakla veya hapisle ya da baka bir eyle zorlanan kimse. Bu gibi fiillere ykmllk taalluk eder. nk byle bir kimsenin bu fiili yapmamaya imkn vardr. ldrlse de yapmamaldr. Bu yzden fkhlar yle demilerdir: Bir kimse, masum bir kimseyi ldrmeye zorlansa, bu masum kimseyi ldrmesi hell olmaz. Eer ldrrse, bunun hakknda ksas hkmnn uygulanmas hususunda fkhlar arasnda ihtilaf vardr. Malik, Ahmed ve afii -bu hususta iki farkl gr vardr ve bu grlerinden biri fkhlarn genelinin gr dorultusundadr- gibi fkh alimlerinin byk ksm, ksas hkmnn zorlayan kimseye uygulanacan, zorlanan kimsenin ise, bu eylemde sadece bir alet hkmnde olduunu sylemilerdir. Zfer yle demitir: Bilakis, bizzat zorlanan kimseye ksas uygulanr. nk kendisi dorudan ie karmtr ve bu onun sebep konumunda olduunu gsterir. Devamla yle der: Eer sadece bir alet konumunda olsayd, gnahkr olmazd. Oysa alimler byle bir kimsenin gnahkr olduu hususunda gr birlii iindedirler. Ebu Yusuf ise: Zorlayana da, zorlanana da ksas uygulanmaz, demitir. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

ki imeye ve zina yapmaya zorlanmak Kiinin arap imeye ve benzeri bir fiili ilemeye zorlanmas meselesine gelince, fkhlarn byk ounluu bunun caiz olduunu sylemilerdir. Ebu Hanifenin, afiinin ve Ahmed b. Hanbelin mehur olan gr bu yndedir. Buna kant olarak da u ayeti gstermilerdir: Dnya hayatnn geici menfaatlerinielde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyeleriizi fuha zorlamayn. Kim onlar zor altnda brakrsa, bilmelidir ki zorlanmalarndan sonra Allah ok balayc ve merhametlidir. (Nur, 33) Ama zina etmeye bir erkek olursa, bu konuda iki farkl gr vardr. Bu grleri de Ahmed ve bakalar dile getirmilerdir: Birincisi: Bu durumda erkek zinaya zorlanm saylmaz. Ebu Hanife bu grtedir. Ahmedin kaynaklarda yer alan gr de byledir. kincisi: Erkek de zinaya zorlanm olabilir. afii bu grtedir. Ahmedin arkadalarndan bazlar da bu ynde gr belirtmilerdir. Kii kfr sz sylemeye zorlanrsa, kalbi imanla itiminan bulmu olmas kouluyla, bunu yapmas caiz olur.

Ama alveri, nikah, boanma, zihar, iyla ve kle azat etme gibi akitleri yapmaya zorlanrsa, Malik, afii ve Ahmed gibi ounluun gr, haksz yere sylemeye zorland her sz batldr, eklindedir. Dolaysyla byle bir eye zorlanan kimsenin boanmas ve kle azat etmi olmas geersizdir. Adak vermek ve yemin etmek gibi uygulamalara gerek yoktur. Ebu Hanifeye gelince, o bu hususta al veri akti gibi, feshedilebilir, tercih ve seim yapmaya elverili ve de zorlama ile birlikte gerekmeyen akitleri ayr tutar. Ama nikah, boanma ve kle azat etme gibi zorlama ile birlikte gndeme gelebilen akitlere farkl yaklar. Darulharbin halkndan birinin slma zorlanmas gibi, hak nitelikli zorlamaya gelince, alimlerin ittifakna gre, buna zorlanan kimse asndan, zorland eyi yerine getirmesi bir gerekliliktir. u halde soruyu soran kiinin u beytini ele alabiliriz: Eer cebir doruysa, kul zorlanmtr demektir Sana gre de zorlanan mazurdur Bu sz, iki yanl nermeye dayanmaktadr: Birincisi: Eer cebr doruysa, kul zorlanmtr demektir. Bilindii gibi, cebr szyle, eer bildiimiz anlamda bir insann istemedii bir eyi yapmaya zorlanmas kast ediliyorsa, bu, doru olmayan bir zorlamadr. Ama bununla, Allahn kulun iradesini yaratt kast ediliyorsa, bu cebr dorudur ve zorlama anlamna gelmez. kincisi: Sana gre de zorlanan mazurdur. Mesele byle deildir. Bilakis, iki trl zorlanan vardr. Birinde, zorlayan kimse, kiiyi hak olan bir eye zorlar. Bu ekilde zorlanan kimse zorland eyden sorumludur, mazur saylmaz. Allah bir insan ancak hak olana zorlar. ster yaratmas ve kaderiyle zorlasn, ister eriat ve emriyle zorlasn. Mazur saylan zorlanan kimse, mazlum olarak haksz yere bir eye zorlanan kiidir. Allah hi kimseye zerre arlnca zulmetmez. Bilakis O, hikmet ve adaletle hkmeden, adaleti ayakta tutandr. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Allah, adaleti ayakta tutarak u hususu aklamtr ki, kendisinden baka ilah yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de. Mutlak g ve hikmet sahibi Allahtan baka ilah yoktur. (Al-i mran, 18) Mslmanlar ve dier dinlerin mensuplar, Allahn zulmden mnezzeh olduu hususunda gr birlii iindedirler. Fakat insanlarn ayrldklar nokta, Allah tenzih etmenin gerekli olduu zulmn ne olduudur. Mutezile gibi Kaderiyeci mezhepler, yaratcy tenzih etmenin gerekli olduu zulm, mahlkatn nehyedildii zulm gibi algladlar. Bylece Allah mahlkata benzettiler. Bu yzden mahlkat iin gerekli ve vacip olan eyleri Allah iinde gerekli ve vacip grdler. elikili szlerle, Allah hakknda tadil ve tecvizden sz edebildiler. Nitekim bu grleri mehurdur ve insanlar da bu hususta ok zor durumlarda braktlar. nsanlar onlara cevap vermekte zorlandlar. Bu yaklamlarndan biri u szleridir: Kul, birbirlerine zulmeden bir topluluk grrse ve onlar zulmetmekten alkoyacak gc olduu

halde, buna engel olmazsa, kendisi de zalim olur. Ama byle bir davran Allah asndan zulm saylmaz. Diyorlar ki: Allah, onlar bu zulmden nehyetmitir. Kendisine itaat etmeleri durumunda sevap bahedeceini, isyan etmeleri halinde cezalandracan bildirmitir. Dolaysyla onlar kendi tercihleri sonucu zulmetmilerdir. Onlarn bu zulmden alkonmalarnn bir tek yolu vardr, o da onlar bu ii terk etmeye zorlamaktr. Zorlama ise, ykmll ortadan kaldrr, dolaysyla kendilerine arzedilen sevap ve ceza olgularn geersiz klar. Alimlerin genelinin onlara verdii cevap udur: Herhangi birimiz, hizmetilerinin bu emrine itaat etmeyeceklerini, zulmden vaz gemeyeceklerini, bilakis isyan ve zulmlerini daha da arttracaklarn bildii halde, byle bir davranta bulunursa, bu davran hikmete de adalete de smaz. Bizden birimizin bu davranndan dolay vgy hakketmesi, ancak akbeti bilmemesi veya engelleme gcnden yoksun bulunmas durumunda sz konusu olabilir. Allah ise her trl akbeti bilir ve Onun her eye gc yeter. Yoksa bizden herhangi bir kimse, hizmetilerine dl vermek iin byle bir emir verdii zaman, kendisine isyan edeceklerini ve birbirlerine zulmedeceklerini bilirse, zor kullanarak onlar zulmden alkoyar. Bu konunun devam niteliindeki aklamalar baka yerlerde yaplmtr. Dolaysyla burada, sadece dikkat ekme niteliinde bir cevaba yer verebiliyoruz. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Allah zulmeder mi? Cehmiye, kelmclar, fkhlar ve hadisiler gibi kaderi olumlayanlardan ilk kuak ve son kuak alimlerden oluan bir grup u gr dile getirmitir: Allah asndan zulm bizzat imknszdr. nk Onun kudretinin kapsamna giren her trl mmkn yapmas zulm saylmaz. Diyorlar ki: Zulm, bakasnn mlk zerinde tasarrufta bulunmaktr. Ya da itaat edilmesi gerek kimseye itaat etmemektir. Bu ikisi de Allah hakknda imknszdr. Ehl-i snnetten, hadisilerden ve kelmclardan biroklar yle demilerdir: Zulm, bir eyi ait olmad yere koymaktr. hsan sahibi olan birinin, iyiliklerinden bazlarnn eksiltilmesi veya bakalarnn ktlklerinin ona yklenmesi de bu kapsama girer. Yce Allahn kendisini bu tr zulmden tenzih ettiini gryoruz: Her kim, mmin olarak iyi olan ilerden yaparsa, artk o, ne zulmden ne de hakknn inenmesinden korkar. (Taha, 112) Selef alimlerinden birou yle demitir:

Hakknn inenmesi, kiinin iyiliklerinin ortadan kaldrlmasna, zulm de ktlklerinin arttrlmasna denir. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yoksa, Musann ve ahdine vefa gsteren brahimin sahifelerinde yazl olanlar kendisine haber verilmedi mi? Gerekten hibir gnahkr, bakasnn gnah ykn yklenmez. Bilsin ki insan iin kendi almasndan baka bir ey yoktur. (Necm, 36-39) Huzurumda ekimeyin! Ben size daha nce uyar gndermitim! Benim huzurumda sz deitirilmez ve ben kullara asla zulmedici deilim. (Kaf, 28-29) Tirmizi ve bakalarnn rivayet ettikleri ve hasen olduunu belirttikleri ve Hakimin de sahihinde rivayet ettii yafta hadisinde peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu belirtilir: Kyamet gn mmetimden bir adam getirilir ve btn mahlkatn gz nnde sorgulanr. Amellerinin kaytl olduu doksan dokuz sicil defteri alr. Her bir sicil defteri gz alabildiine uzun olur. Sonra Allah ona yle der: Burada yazl olanlardan bir eyi inkr ediyor musun? Hayr, ya rabbi, der. Allah der ki: Bir mazeretin veya ilediin bir iyilik var m? Adam korkar ve yle der: Hayr, ya rabbi. Bunun zerine yce Allah yle der: Bilakis, bizim katmzda senin iyiliklerin olduu kaytldr. Ve sana zulmedilmeyecektir. Bylece ona ait bir yafta karlr. zerinde yle yazldr: Allahtan baka ibadete layk ilah olmadna ve Muhammedin Allahn resul olduuna ahitlik ederim. Adam der ki: Ya rabbi! Bu yaftann bu koca sicil defterlerinin yannda arl ne olabilir ki! Allah: Sana zulmedilmeyecek, der. Derken sicil defterleri terazinin bir kefesine, bu yafta da bir kefesine konur, sicillerin bulunduu kefe yukarda kalrken, yaftann bulunduu kefe ar basar. (Tirmizi, man, 17; bni Mace, Zhd, 35; Ahmed, 2/213) Yce Allah yle buyuruyor: Bugn herkese kazandnn karl verilir. Bu gn hakszlk yoktur. phesiz Allah, hesab arabuk grendir. (Mmin, 17) Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. (Zuhruf, 76) Onlara biz zulmetmedik; fakat, onlar kendilerine zulmettiler. (Hud, 101) Buna benzer ayetler oktur. Bilindii gibi yce Allah bununla, iki kart eyi bir arada bulundurmak gibi, varlk kabul etmeyen imknsz olumsuzlamyor. nk hi kimse byle bir eyin var olabileceini vehmetmez. Bunun salt olumsuzlanmasyla da hitabn maksad hasl olmaz. nk maksat, Allahn adaletini, hi kimseye zulmetmediini aklamaktr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Yaptklarn karlarnda bulmulardr. Senin rabbin hi kimseye zulmetmez. (Kehf, 49) Bilakis, insanlar yaptklaryla cezalandrr. Somut ve kesin kant ortaya koymadan da onlara azap etmez. Nitekim yce Allah yle buyurmutur:

Biz, bir peygamber gndermedike azap edecek deiliz. (sra, 15) Ki insanlarn peygamberlerden sonra Allaha kar bir bahaneleri olmasn! (sra, 165) Rabbin, kendilerine ayetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezi-ne gndermedike, o memleketleri helk edici deildir. Zaten biz ancak halk zalim olan memleketleri helk etmiiz. (Kasas, 59) Sahih bir hadiste peygamberimizden (s.a.v.) yle rivayet edilir: Hi kimse Allahtan daha ok mazeret kabul etmeyi sevmez. Bu yzden peygamberler gndermi ve kitaplar indirmitir. (Buhari, Tevhid, 20; Mslim, Tevbe, 35) Buna benzer nasslar oktur. Bu nasslardan aka anlalyor ki, yce Allahn kendisini tenzih ettii zulm, ne Kaderiyecilerin ne de Cebriyecilerin ve onlara tabi olan baka gruplarn kast ettikleri zulm deildir. Bu konuyla ilgili yeterli aklamay baka yerlerde sunmutuk. Orada bu konuyla ilgili Allahn hikmetini ve adaletini aklamtk. nk bu, ilk ve son kuak alimlerden biroklarnn sarsld byk bir meseledir. Btn gruplarn bu konuyla ilgili grlerini en ayrntl biimde aklamak, kantlara dayal olarak gerei ortaya koymak, kar kanlara cevap vermek eklinde uzun bir aklama sunmak, bir beyite verilecek cevab asndan gereksizdir. Zaten yerinde btn ayrntlar sunulmutur. Mslim sahihinde Ebu Zerin peygamberimizden (s.a.v.) yle rivayet ettiini belirtir: Allah buyurdu ki: Ey kullarm! Ben zulmetmeyi kendime haram ettim. Bunu sizin aranzda da haram kldm. O halde birbirinize zulmetmeyin. Ey Kullarm! Hidayete erdirdiklerim dnda hepiniz yoldan kmsnz. u halde benden hidayet dileyin, size doru yolu gstereyim. Ey kullarm! Doyurduklarmn dnda, hepiniz asnz. O halde benden yiyecek isteyin, sizi doyuraym. Ey kullarm! Giyindirdiklerim dnda hepiniz plaksnz, o halde benden sizi giyindirmemi isteyin, sizi giyindireyim. Ey kullarm! Gece gndz hata ilersiniz. Ben de btn gnahlar balarm. O halde benden balanma isteyin, sizi balayaym. Ey kullarm! Siz, bana zara verecek gce eriemezsiniz ve bana menfaat de salayamazsnz. Ey kullarm! ayet ncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz, en st dzeyde takva duygusuna sahip bir kalbin dzeyinde takval olsanz, bunun benim mlkme bir katks olmaz. Ey kullarm! Eer ncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz iinizdeki en gnahkr insann kalbi dzeyinde gnahkr olsanz, bu da benim mlkmde bir azalmaya neden olmaz. Ey kullarm! Eer ncekileriniz ve sonrakileriniz, insanlarnz ve cinleriniz hep birlikte yksek bir yerde toplansanz ve benden isteseniz, ben de her insana btn istediklerini versem, bu, ancak bir

inenin ucunun denizden eksilttii kadar benim mlkmde bir azalmaya yol aabilir. Ey kullarm! Sizin amellerinizi sizin iin kaydedip sayyorum. Sonra onlarn karln eksiksiz olarak size vereceim. Kim hayr bulursa, Allaha hamdetsin. Kim de bundan farkl bir manzarayla karlarsa, sadece kendi nefsini knasn. (Mslim, Birr, 55) Said der ki: Ebu dris el-Havlani, bu hadisi rivayet ettii zaman iki dizinin zerine kerdi. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Allah'n rahmeti kendine hak klmas mam Ahmedin, amllarn rivayet ettikleri hadislerin en stndr, dedii bu kutsi hadisin, banda, yce Allah, zulm kendisine haram ettiini belirtiyor. Haram klma ise, gerektirme, vacip klmann zdddr. Kuranda ise yce Allah, rahmeti zerine bir hak olarak aldn belirtmektedir. kinci gruba gre, burada yce Allah, sadece vaad ve tehditten haber vermektedir. Dier gruba gre ise, Allah burada rahmet etmeyi zerine bir hak olarak aldn belirtiyor. Zulm de kendisine haram ettiini ifade ediyor. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Mminlere yardm etmek de bize der. (Rum, 47) Buna gre, mminlere yardm etmek, Allahn kendisi iin gerekli kld bir haktr. Yoksa mahlkattan hi kimse, Allaha bir eyi vacip ve gerekli klamad gibi, Ona bir eyi haram da klamaz. Kutsi hadisin sonunda ise u ifade yer alyor: Sizin amellerinizi sizin iin kaydedip sayyorum. Sonra onlarn karln eksiksiz olarak size vereceim. Kim hayr bulursa, Allaha hamdetsin. Kim de bundan farkl bir manzarayla karlarsa, sadece kendi nefsini knasn... te yandan Buharinin ve bakalarnn eddad b. Evs araclyla peygamber efendimizden (s.a.v.) rivayet ettikleri bir hadiste yle buyuruluyor: stifarn efendisi, kulun: Allahm! Sen benim rabbimsin, senden baka ibadete layk ilah yoktur. Beni sen yarattn ve ben

senin kulunum. Yapabildiim srece sana verdiim sze ve senin ahdine balym. lediim ktlklerin errinden sana snrm. Bana bahettiin nimetlerini itiraf ediyorum. Gnahlarm da itiraf ediyorum. Beni bala. nk senden baka hi kimse gnahlar balayamaz. demesidir. Kim bunu sylerse ve buna kesin olarak inanm bir ekilde sabahlarsa, ayn gn lrse cennete girer. Kim de bunu syler ve kesin inanm olarak gecelerse, ayn gece ldnde cennete girer. (Buhari, Daavat, 15; Ebu Davud, Adab, 101) Bu hadiste: Bana bahettiin nimetlerini itiraf ediyorum. Gnahlarm da itiraf ediyorum. ifadesi yer alyor. Allahn mmin kullarna ynelik nimetleri arasnda, onun iman etmesini ve iyilikler yapmasn kolaylatrmasdr. Bunlar, Allahn ltfu, ihsan, rahmeti ve hikmeti kapsamna girerler. Kulun iledii ktlkler de Onun adaletinin ve hikmetinin kapsamna girerler. nk Allahn verdii her nimet ltuf, verdii her ceza ve azap da adalettir. O, yaptklarndan sorumlu tutulmaz. nk snrsz hikmet, rahmet ve adalet sahibidir. Cehm izleyicilerinin syledii gibi srf kar konulmaz gcnden ve kudretinden dolay deil. Daha ce bu meselenin gerek mahiyetini uzun uzadya aklamtk. Hayr senin elindedir. Ktlkten de sen sorumlu deilsin. (Mslim, Salatu Musafirin, 201) ifadesinin de anlamn aklama frsatn bulmutuk. Bu aklamalarmz kapsamnda vurgulamtk ki, Allah her eyin yaratcsdr. Fakat Kuran ve hadislerde ktlk ancak aada iaret edilen ekilde yce Allaha izafe edilir: Birincisi: Genelletirme yoluyla. Allah her eyin yaratcsdr. (Rad, 16, Zmer, 62)ayetinde olduu gibi. kincisi: Sebebe izafe etmek sretiyle. Yaratt eylerin errinden... (Felak, 2) ayetinde olduu gibi. ncs: Fail hazfedilerek. Bilmiyoruz, yeryzndekilere ktlk m murat edildi, yoksa rableri onlara bir hayr m diledi? (Cin, 10) Bu ifada tarznn nn de Fatiha suresinde yer aldn gryoruz: Alemlerin rabbi olan Allaha hamd olsun. (Fatiha, 2) burada genelletirme sz konusudur. Nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uramlarn... deil. (Fatiha, 7) burada ise gazabn faili hazf edilmi. ve sapmlarn.... (Fatiha, 7) burada ise sapma olgusu mahlka izafe edilmi. Buna Hz. brahimin (a.s.) u szn de rnek gsterebiliriz: Hasta olduum zaman, bana ifa veren Odur. (uara, 80), Hzrn u sz de: Onu kusurlu klmak istedim. (Kehf, 79),

Bylece istedik ki, rableri onun yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin. (Kehf, 81), Rabbin istedi ki, o iki ocuk gl alarna erisinler. (Kehf, 82), Bu gibi olgularn hakikatine dair geni aklamalar yaplm ve bunun neticesinde yce Allahn hibir eyi hikmetsiz yaratmad vurgulanmtr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: O ki, yaratt her eyi gzel yapm... (Secde, 7), Bu, her eyi sapasalam yapan Allahn sanatdr. (Neml, 88), Buna gre mahlkat, yaratlna esas oluturan hikmet itibariyle hayr ve hikmetten ibarettir. Baka adan er de ierse de. Bu ise, arzi ve czi bir olgudur. Salt er deildir. Bilakis, ar basan hayr amalanarak ilenen er de hikmet sahibi bir fail asndan hayrn gstergesidir. Bu ii gerekletirdii mahal asndan er olsa da. Bazlar sanmlardr ki, bu olmadan da istenen eksiksiz hikmet gerekleebilir. Byle sylemelerinin nedeni, olgularn hakikatine dair bilgiden yoksun olmalar ve olgular birbirleriyle irtibatlandrmamalardr. nk yaratc, bir ey yaratt zaman, onun gereklerini de yaratmas kanlmazdr. nk gerekenin varl, gerektiren olmadan imknszdr. Bir de varlyla elien ztlarn yaratmay da terk etmek gerekir. nk birbirine zt ve eliik iki eyin ayn anda bir arada bulunmalar imknszdr. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

Allah'n kudretinin her eyi kapsamas Allahn her eye gc yeter. Hibir ey bu genelliin dnda deildir. Fakat, varl tasavvur edilebilene ey ad verilir. Fakat z itibariyle imknsz olan ise, akl banda herkesin ittifak ettii zere ey olarak deerlendirilemez. Zt olan eyleri yaratma kudreti, bunlar alternatifli olarak yaratma kudretidir. Allah, kulunu hareket eden yapmak istedii zaman, yapar. Onu hareketsiz yapmak istediinde de, yapar. man, kfr ve baka hususlar iin de bu kural geerlidir. Fakat kulun, ayn anda zt olan iki eyle vasfedilmesi mmkn deildir. Hem Allahn muttaki velilerinden sadk bir mmin olmas hem de Allahn dman mnafk bir kfir olmas gibi. Bununla beraber kul da, imandan bir ube ile nifaktan bir ubenin bulunmas mmkndr. Kulun bilmesi gerekir ki, Allahn bilgisi, kudreti, hikmeti ve rahmeti eksiksizdir, mkemmeldir, bundan daha fazlas tasavvur edilemez. Daha dorusu, eksiksiz kemal tasavvur edildike, bu, yce Allah asndan vacip olur. Baz kullar, Allahn baz hikmetlerini bilirler. Allahn gizledii baz

hikmetler de onlardan gizli kalr. Allahn hikmetini, rahmetini ve adaletini bilme bakmndan insanlar birbirlerinden stn olabilirler. Kulun varlklarn hakikatine dair ilgisi arttka, Allahn hikmetine, adaletine, rahmetine ve kudretine dair bilgisi de artar. Bilir ki, Allah iledii gzel ameller ve bu amellerin sevaplar itibariyle kendisine nimet bahetmitir. Yine bilir ki, iledii gnahlardan dolay bana gelen azap da Allahn adaletinin bir gstergesidir. Gnahn kendisinden sadr olmas, Allahn takdirinin bir paras olsa da, kendi nefsinin yetersizliinin, acizliinin ve bunun bir sonucu olan cahilliinin sonucudur. Kendisinde bulunan iyilikler de Allahn fiilidir. Bunlarn varln Allah bahetmitir. Allah, nefsi yaratm ve ona ekil vermitir. Ona gnahn da takvasn da ilham etmitir. Gnah ve takvann ilham edilmi olmas, snrsz bir hikmetin gstergesidir. ayet Adem oullarnn ncekileri ve sonrakileri iindeki btn akl bandaki kimseler, bundan daha mkemmel bir hikmet bulmak iin toplansalar, bulamazlar. Fakat Allahn hikmetini tm ayrntlaryla bilmek, insanlarn aciz olduklar bir eydir. Bir ksm hikmeti de vardr ki, melekler de dahil olmak zere btn mahlkat bunlar bilmekten acizdir. Bu yzden yce Allah: Ben yeryznde bir halife yaratacam dediinde, melekler: yeryznde fesat karacak, orada kan dkecek insan m halife klyorsun? diye cevap verince, Allah yle buyurmutur: Sizin bilemeyeceinizi herhalde ben bilirim. (Bakara, 30) Dolaysyla melekler asndan, mcmel bir bilgi ve genel bir iman yeterli olmutur, bu balamda. Yce Allah, insanlardan, hidayet, doruluk, dnya ve ahiret maslahat, mafiret ve rahmet gibi ihtiya duyduklar her eyi kendisinden istemelerini emretmitir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) de sahih bir hadiste yle buyuruyor: Allahm! Senden, hidayet, takva ve zenginlik istiyorum. (Mslim, Zikir, 72; Tirmizi, Daavat, 72; bni Mace, Dua, 2; Ahmed, 1/ 389) Bir dier hadiste yle buyurmutur: Allahm! Nefsime takvasn ve arnmasn bahet. Nefsi en iyi arndran Sensin. Sen onun velisi ve mevlassn. (Mslim, Zikir, 73; Nesai, stiaze, 13; Ahmed 4/371) Peygamberimiz (s.a.v.) yle derdi: Allahm! lerimin gnahlardan uzak kalmasnn garantisi olan dinimi benim iin slah et. Hayatm srdrdm dnyam benim iin slah et. Dneceim yer olan ahiretimi benim iin slah et. Hayat benim iin her hayrn bol olaca ekilde kl. lm benim iin her ktlkten kurtulacak bir vesile kl. (Mslim, Zikir, 71) Bu hadislerin tm sahih kaynaklarda yer alrlar. Mslimin sahihinde belirtildiine gre, peygamber efendimiz (s.a.v.) geceleyin ibadet maksadyla kalktnda yle derdi: Allahm! Ey Cebrailin, Mikalin ve srafilin rabbi. Gklerin ve yerin yoktan yaratcs. Grnmezi ve grneni bilen. Sen, ihtilaf ettikleri eylerde kullarn arasnda hkmedersin. zninle, beni insanlarn

ihtilaf ettikleri eylerde hakka ulatr. Sen dilediini dosdoru yola iletirsin. (Mslim, Salat Musafirin, 200) Yce Allah namazda yle dememizi emretmitir: Bize doru yolu gster. Kendilerine ltuf ve ikramda bulunduun kimselerin yoluna; gazaba uramlarn ve sapmlarn yoluna deil! (Fatiha, 6-7) Bu, kullar asndan dualarn en faziletlisi ve en vacip olandr. Bu duay hakkn vererek, gereklerini yerine getirerek okuyan kimseyi, yce Allah, hidayet ve doruluk ehlinden klar. Kukusuz O, dualar iitir ve O, sznden dnmez. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER EHL- SNNET VE KADERYECLERE GRE KADER

ECEL MESELES Soru: Maktul eceliyle mi lmtr, yoksa katil ecelini dolmadan kesmi midir? Cevap: Maktul ve dier ller, ecelleri dolmadan lmezler. Hi kimse de nceden belirlenmi ecelinden sonra lmez. Hatta dier hayvanlarn ve aalarn da ne alnamaz ve ertelenemez ecelleri vardr. nk bir eyin eceli, mrnn sonudur. Bir eyin mr de hayatta kal sresidir. Buna gre, mr, hayatta kal mddeti, ecel de mrn sona ermesi demektir. Sahihi Mslimde ve baka kaynaklarda peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilmitir: Allah, gkleri ve yeri yaratmazdan elli bin sene nce, mahlkatn kaderlerini belirlemiti. O srada Allahn ar suyun zerindeydi. (Mslim, Kader, 16) Sahihi Buharide ise peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Allah vard ve Ondan nce hibir ey yoktu. Ar suyun zerindeydi. Her eyi zikirde yazd. Gkleri ve yeri yaratt.-rivayetin bir dier versiyonunda lafz yledir:- sonra gkleri ve yeri yaratt. (Buhari, Bedul halk, 1) Yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Ecelleri geldii zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de ne geebilirler. (Nahl, 61)

Daha olmadan, Allah, olan bilir. Bunu yazmtr da. unun karn arsyla, unun zatulcenab hastalyla, unun yknt altnda kalarak veya boularak, yahut baka sebeplerle leceini bilir. unun, zehirlenerek veya klla yahut tala ya da baka bir eyle ldrleceini bilir. Allahn btn bunlar bilmesi ve yazmas, hatta her eyi dilemesi ve her eyi yaratmas, kiilerin bunlardan dolay vlmelerine, yerilmelerine, sevap kazanmalarna veya cezalandrlmalarna engel deildir. Bilakis, Allah yolunda cihad eden kimse gibi, bir insan, Allahn ve resulnn emri uyarnca birini ldrrse, bundan dolay sevap kazanr. Yol kesenlerin ve saldrganlarn yapt gibi, bir kimse de Allah ve resulnn haram ettii ekilde birini ldrrse, bundan dolay cezalandrr. Ksas olaynda olduu gibi, mbah olarak birini ldrrse, ne sevap kazanr, ne de ceza grr. Ancak bu balamda iyi ya da kt bir niyet tam olmas baka. ki trl ecel vardr: 1 - Allahn bildii mutlak ecel... 2 - artlara bal ecel.... Bununla, peygamber efendimizin (s.a.v.) u szlerinin anlam anlalm oluyor. Buyuruyor ki: Kim, rzknn genilemesinden ve yapt hatalarn unutulmasndan holanyorsa, sla- rahimde bulunsun, akrabalk balarn gzetsin. (Buhari, Buy, 12; Mslim, Birr, 20-21; Ebu Davud, Zekat, 45) nk yce Allah, melee yle emretmitir: Ecelini yaz. Ama sla- rahmi gzetirse, ona fazladan u kadar mr vereceim.... Melek, mrn uzatlp uzatl-mayacan bilmez. Fakat Allah, iin nereye varacan bilir. Bu sonu da gerekletii zaman, ecel ne bir saat ileriye alnr, ne de bir saat ertelenir. Eer maktul ldrlmeseydi.... Baz Kaderiyeciler: Yaard, demilerdir. Sebeplerin etkinliini olumsuzlayanlardan bazlar da: lrd, demilerdi. Her iki yaklam da yanltr. nk yce Allah, onun katlen leceini biliyordu. Eer bilinenin aksi takdir edilmi olsayd, bu, olmayann takdir edilmesi olurdu. Eer olsayd, ne ekilde olursa olsun, olurdu. nsanlarn bazs bunu bilebilir. Bazs da bilmeyebilir. Allahn bilgisinin, onun ldrlmeyeceiyle ilgili olduunu varsayalm. lmnn ayn vakitte takdir edilmi olmas mmkn olduu gibi, baka bir zamana kadar yaamasnn takdir edilmi olmas da mmkn olurdu. Dolaysyla olmayann takdirine dair kesin bir ey sylemek cehalet gstergesidir. Bu tpk yle demeye benzer: eer unu yemeseydi, kendisine rzk takdir edilmemi olurdu ve lrd. Ya da kendisine baka bir rzk takdir edilirdi. Bu, yle demeye de benzer: Eer falan adam falanca kadn gebe brakmasayd, acaba kadn ksr m olurdu, yoksa baka bir adam m onu gebe brakrd? Ya da u toprak ekilmeseydi, acaba, bakas m onu ekerdi, yoksa, ekilmeyen l bir toprak m

olurdu? demeye benzer. Yahut yle demeye benzer: u adamdan Kuran renen adam, eer Kuran ondan renmeseydi, acaba bakasndan m renirdi, yoksa Kuran hibir zaman renemez miydi? Bu gibi rnekleri oaltmak mmkndr. NDEKLER ALFABETK FHRST

PAHALILIK VE UCUZLUK Soru: Pahallk ve ucuzluk Allahtan mdr, deil midir? Cevap: Allahn dndaki her ey, btn objeler, onlarn nitelikleri ve durumlar Allah tarafndan yaratlmlardr. Onun mlkdrler. Onlarn, rabbi, yaratcs, sahibi ve tedbir edicisi Odur. Ondan baka rableri ve ilahlar yoktur. Yaratma da emir de Ona aittir. Bu hususlarn hibirinde orta ve yardmcs yoktur. Allah kendisini u ekilde tantyor: De ki: Allahtan baka tanr saydnz eyleri arn! Onlar ne gklerde ne de yerde zerre arlnca bir eye sahiptirler. Onlarn buralarda hibir ortakl yoktur, Allahn onlardan bir yardmcs da yoktur. Allahn huzurunda, kendisinin izin verdii kimselerden bakasnn efaati fayda vermez. (Sebe, 22-23) Allah, kendisinden baka ibadet edilen dzmece ilahlarn / tanrlarn, gklerde ve yerde zerre arlnca bir eye sahip olmadklarn haber veriyor. Mlkne ortak olmadklarn, hibir eyde kendisine yardmc olmadklarn bildiriyor. Bu husus, Allahtan bakasnn snrn belirliyor. Buna gre, bunlar, ya bamsz mlkiyete sahip olmak zere bir eye sahip olurlar veya mlke eit dzeyde ortak olurlar yahut ne bu ne de u, sadece sahibine yarmc olurlar. Bakan ve mstear gibi. retmen ve yardmc gibi. Allah, kendisinden bakasnn gklerde ve yerde zerre arlnca bir eye sahip olmadklarn belirtiyor. Kendisinden bakasnn, az veya ok miktarda ortaklnn da sz konusu olmadn haber veriyor. Buna gre, Allahtan bakas hibir eye sahip deildir, hibir eyde ortaklklar yoktur ve Allahn yardmc da yoktur. Allahn veziri, danman ve yardmcs olmaz. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: ocuk edinmeyen, hakimiyette orta bulunmayan, acizlikten tr bir dosta da ihtiyac olmayan Allaha hamdederim, de ve tekbir getirerek Onun ann ycelt! (sra, 111) yaratlanlar, acizlikten, zayflktan dolay bakasn dost edinirler. Kendisini dost edinen biri olursa, bu dost sayesinde kendini gl hisseder. Allah, acizliinden, zayflndan dolay hi kimseyi dost edinmez. Bilaki, Allah bizzat stndr, gldr.

Kim izzet ve eref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve erefin hepsi Allahndr. (Fatr, 10) Allahn mmin kullarn dost edinmesi ise, rahmetinden, nimetinden, hikmetinden, ihsanndan, cmertliinden, ltfundan ve inamndan dolaydr. imdi meseleye gelelim. Pahallk, fiyatlarn ykselmesinden, ucuzluk ise, fiyatlarn dmesinden kaynaklanr. Bunlar, tek ve ortaksz Allahtan baka yaratcs olmayan mahlkatn kapsamna giren olgulardr. Bunlardan hibiri Allahn dilemesi ve kudreti olmakszn gerekleemez. Fakat yce Allah, kullarn baz fiillerini baz olaylara sebep klabilir. Tpk katilin ldrme fiilini, maktuln lmnn sebebi kld gibi. Ayn ekilde, fiyatlarn ykselmesinin, kullarn iledikleri zulmlerden, fiyatlarn dmesinin de baz kullarn ihsanndan dolay ngrm olabilir. Bundan dolay, Mutezililer ve bakalar gibi Kaderiyeciler, pahallk ve ucuzluu baz insanlara nispet etmilerdir ve buna dayal olarak u fasit sonuca varmlardr: Birincisi: Kullarn fiilleri Allah tarafndan yaratlmamtr. kincisi: Kulun fiilinin, yine kul tarafndan meydana getirilen bir sebebi vardr. ncs: Pahallk ve ucuzluk da bu sebepten dolay meydana gelir. Bunlar yanl hkmlerdir. nk yce Allahn, kullarn fiilleri de dahil olmak zere her eyin yaratcs olduu kesindir. Buna birok iitsel (nakli) ve akli kant delalet etmektedir. mmetin selef kua ve imamlar bu hususta ittifak etmilerdir. Buna ek olarak unu da sylemilerdir: Kullarn kudreti ve dilemesi vardr. Onlar kendi fiillerinin failleridirler.... Ayrca Allahn sebepleri ve hikmetleri yarattn da vurgulamlardr. Kader meselesi, byk bir meseledir. Bu konuda iki grubun aya kaymtr. 1 - Bir grup, Allahn her eyin yaratcs olmasn, dilediinin olmasn ve dilemediinin de olmamasn inkr etmitir. Buna Mutezilileri rnek verebiliriz. 2 - Bir grup da kulun, kendi fiillerinin faili olmasn, kullarn g yetirilen eyler zerinde etkisi bulunan kudretlerinin olmasn veya mahlkat iinde baka eylerin sebepleri olabilecek eylerin olmasn ya da yce Allahn bir eyi bir hikmetten dolay yaratm olmasn inkr etmitir. Buna Cehm b. Safvan ve birou ehl-i snnete nispet edilen Cebriyeci tabilerini rnek gsterebiliriz. Bu konuda, baka yerlerde uzun aklamalara yer verilmitir.

kinci temel prensip: Sebeplerden biri kulun fiili olabilir. Yemenin doymaya sebep olmas, ldrmenin cann kmasna

sebep olmas gibi. Mutezililerin ou, bunun kulun fiili olduunu syler. Cebriyeciler ise, kulun fiiline bu hususta bir etkinlik tanmazlar, bilakis, kulun fiilinin sebep olmasn kabul etmezler. Diyorlar ki, kulun fiilinden dolay deil, kulun fiilinin yannda meydana gelmitir. mmetin selef kua ve imamlar ise, kulun, kendisiyle kaim olan hareketleri gibi, bunun da, yani pahallk ve ucuzluun faili olduunu ngrmezler. Ancak sebepler arasnda yer almalarn reddetmezler. Yce Allahn, bu gibi bir sonucun gereklemesi hususunda, baka sebeplerin yannda kulun fiilinin de bir sebep olmasn ngrm olabileceini belirtirler. Yce Allah bu iki hususa da kitabnda iaret etmitir: te onlarn Allah yolunda bir susuzlua, bir yorgunlua ve bir ala duar olmalar, kfirleri fkelendirecek bir yere ayak basmalar ve dmana kar bir baar kazanmalar, ancak bunlarn karlnda kendilerine salih bir amel yazlmas iindir. nk Allah iyilik yapanlarn mkafatn zayi etmez. Allah onlar, yapmakta olduklarnn en gzeli ile mkafatlandrmak iin kk byk yaptklar her masraf, getikleri her vadi mutlaka onlarn lehine yazar. (Tevbe, 120-121) nfak etme ve yrme kullarla kaim olan amellerin kendisidir. Bunlarla ilgili olarak Allah kendilerinin lehine yazar. buyuruyor. Bunlarla ilgili olarak: bunlarn karlnda kendilerine salih bir amel yazlmas iindir demiyor. nk bunlar onlarn amellerinin kendisidir. Dolaysyla bunlarn yalnzca yazlmalaryla maksat hasl olur. Buna karlk, susuzluk, yorgunluk ve alk gibi cihadn dnda da olabilecek olaylar asndan farkl bir durum sz konusudur. Kfirlere yaptklarndan dolay kendilerine kin duymalar da farkldr. nk bu, fiillerinin kendisi deil, sebeplerden dolay meydana gelmi bir hadisedir ve kendi fiilleri de bu sebeplerden biri olabilir. Bu yzden yce Allah bunlarla ilgili olarak: Ancak bunlarn karlnda kendilerine salih bir amel yazlmas iindir buyurmutur. Bundan da anlalyor ki, kullarn fiillerinin dourduu sonulara karlk kendileri iin bir amel ngrlr. nk fiilleri bunlarn gereklemesin salayan sebeplerden biridir. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Kim insanlar doru yola arrsa, kendisine tabi olanlarn ecri kadar ona da ecir yazlr ve tabi olanlarn ecrinde hibir eksilme olmaz. Kim insanlar sapkla arrsa, kendisine tabi olanlarn vebali kadar kendisine de vebal yazlr ve tabi olanlarn vebalinde hibir eksilme olmaz. (Mslim, Zikir, 15-16)

nc prensip: Pahallk ve ucuzluun sebepleri srf baz insanlarn zulm ile snrlandrlamaz. Bunda, yaratlan eylerin eksiklii sebep olabilir. Ya da istenen maln memlekete giriinde azalma olmas da bir sebep tekil edebilir. Bir mala talep artar, buna karlk talep edilen mal az bulunursa, fiyat artar.

te yandan mal oalr, buna karlk talep azalrsa, bu sefer de fiyat der. Maln azalmas ve oalmas, kullardan dolay olmayabilir. Zulm nitelikli olmayan bir sebepten kaynaklanabilir, ayn ekilde herhangi bir zulmden dolay da gerekleebilir. Allah kalplere bir mala rabet etme duygusunu yerletirebilir. nk yce Allah, rivayette iaret edilen u durumu gerekletirebilir: Talep artt zaman, fiyatlar ykselir, talep azald zaman, fiyatlar der. NDEKLER ALFABETK FHRST

RIZIK MESELES Rzk Meselesi Tevekkl ibadettir Hac iin azk Tevekklde yanlg 16.Fasl:Allahn yolunu izleyen baz kimseler Beslenme ve dayanma Rzkta sebebin gereklilii 17.Fasl:almann bazs vaciptir,bir ksm da mstahaptr 18.Fasl:Peygamberler ve veliler rzk talep etmemilerdir, eklindeki sze cevap NDEKLER ALFABETK FHRST

Rzk Meselesi Soru: Ebu Hamid el-Gazali Minhacul-Abidin adl eserinde ahiret az ile ilgili blmde engellerden sz ederken, drdnc engelin, arazlar olduunu syler. Bundan nce de, rzkn garanti edildiine tevekkl etmekle ilgili bir aklamada bulunur ve yle der: Eer denilse ki:

Kul, bir ekilde rzk aramakla ykml mdr? yle deriz: Biliniz ki: Rzk garanti edilmitir. Bu rzk insann beslenme arac ve varln srdrmesinin dayanadr. Bunu aramak, talep etmekse mmkn deildir. nk bu tpk hayat ve lm gibi, Allahn kul ile ilgili fiillerinden biridir. Kul, bunlar elde etmeye g yetiremedii gibi, bunlar savamaz da. Kullar arasnda paylatrlm sebeplere gelince, kulun bunlar arayp talep etmesine de gerek yoktur. nk kulun bunlara ihtiyac olmaz. Kul, Allah tarafndan garanti edilen rzka ihtiya duyar ve bu da Allahtandr, Allahn garantisi altndadr. Allahn ltfundan isteyin. (Cuma, 10) ayetine gelince, bundan maksat, ilim ve sevap istemektir. Bazlarna gre, bu ayette, rzk istemeye ruhsat veriliyor. nk sakndrmadan sonra yer alan bir emirdir. Dolaysyla, mbahlk anlamn ifade eder. Gereklilik ve vaciplik anlamn deil. Eer denilse ki: Fakat garantili bu rzkn bir takm sebepleri var. Bu sebepleri aramak bizim iin gerekli olur mu? Cevap olarak yle deriz: Bunlar talep etmek senin iin gerekli deildir. nk kulun bunlara ihtiyac yoktur. Allah bazen bir sebebe dayal olarak amel eder, bazen de bir sebep olmakszn. O halde sebepleri talep etmek bizim iin neden gerekli olsun? Sonra yce Allah, isteme ve kazanma artn komakszn rzk garanti ettiini mutlak olarak bildirmi ve yle buyurmutur: Yeryznde yryen her canlnn rzk, yalnzca Allahn zerinedir. (Hud, 6) Sonra nerede olduunu bilmedii bir sebebi aramak, kul asndan nasl gerekli olabilir? nk rzknn hangi sebebe bal olduunu bilemez. Beslenmesine ve gelimesine sebep olacak eyi ya da bakasn tespit etmek kulun yapabilecei bir ey deildir. Bizim hibirimiz bu sebebi bizzat tanyamaz ki, elde edebilsin! u halde byle bir eyle ykml olmak sz konusu deildir. Bu meseleyi doru dn, nk gayet aktr. Sonra peygamberlerin (a.s.) ve tevekkl eden velilerin genelinin ve ounlukla rzk istemediklerini bilmen yeterlidir. Onlar kendilerini ibadete vermilerdi. mmetin icma ile onlarn bu hareketleriyle Allahn emrini terk etmedikleri sabittir. Bu hususta Allaha isyan etmi deillerdi. u halde, kul iin bir zorunluluk olarak, senin rzk ve rzk sebeplerini talep etmen gerekli deildir... imdi Gazali gibi byk bir imamn bu szleri ile fkh ve dier ilim dallarnda imamlarn syledikleri arasnda ne gibi bir fark vardr? mamlar diyorlar ki: Kulun rzk ve rzk sebeplerini talep etmesi vaciptir. Bu hususta imamlarn u szleri son derece arpcdr: Kul, rzka muhta olursa ve ihtiya duyduu bu rzk, bir bakasnn yannda, onun da ihtiyacndan

fazla olmak kouluyla bulursa, bunu talep eder. Eer vermezse, ldrmeye kadar zorlama yntemlerini kullanabilir... Acaba el-Minhac da yazlanlar, herkes iin geerli deil midir? Bu iki aklama arasndaki elikiyi bizim iin aklayn. Allah size sevap bahetsin, ecrinizi artrsn. Uzun bir aklama istiyoruz. Cevap: Alemlerin rabbi olan Allaha hamd olsun. Ebu Hamidin bu sylediklerini bir grup insan benimsemitir. Ancak mslmanlarn imamlar ve ounluk bunun aksini savunmaktadr. Buna gre, alma bazen vacip, bazen mstahap, bazen mekruh, bazen mbah, bazen haram olur. Mutlak olarak alma vacip olmaz demek caiz deildir. Ayn ekilde almann hibir ekli haram deildir, demek de caiz deildir. Kulun sarlmasna ynelik olarak yneltilen vacip veya mstahap nitelikli emir, Allaha ibadet, Allaha ve resulne itaat etmekle ilgilidir. Allah, kullarn kendisine ibadet etmelerini ve kendisine tevekkl etmelerini farz klmtr. Nitekim Allah yle buyurmutur: yle ise Ona kulluk et ve Ona dayan. (Hud, 123) Rabbinin adn an. Btn varlnla Ona ynel. O, dounun da batnn da rabbidir. Ondan baka ilah yoktur. yle ise yalnz Onun himayesine sn. (Mzzemmil, 8-9) Kim Allahtan korkarsa, Allah ona bir k yolu ihsan eder. Ve ona beklemedii yerden rzk verir. (Talak, 2-3) Takva, yani Allahtan korkmak, Allahn emrettiklerini yapmay ve yasakladklarn terk etmeyi birlikte kapsayan bir kavramdr. Ebu Zerden peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Ey Ebu Zer! Eer btn insanlar bu ayetle amel etselerdi, bu kendilerine yeterdi. (Nesai, Talak suresi, 54-56; bni Mace, Zhd, 24; Darimi, Rikak, 16; Ahmed, 5/178) Bu yzden selef alimlerinden bazlar: Takva sahibi olan kimse hibir zaman muhta olmaz, demilerdir. Demek istiyorlar ki: Allah, insanlarn sktklar, daraldklar durumlarda, muttakiler iin k yolu gstermeyi garanti etmitir. Onlara beklemedikleri yerden rzk vereceinin garantisini vermitir. Onlar zarar veren eyi bertaraf eder, ihtiya duyduklar eyi de kendilerine ulatrr. Eer bu sonu gereklemiyorsa, bu, takva da bozukluk olduunu gsterir. Dolaysyla Allahtan balanma dilemesi ve Ona tevbe etmesi gerekir. Bu yzden Tirmizinin merfu olarak peygamberimizden (s.a.v.) rivayet ettii hadiste yle deniyor: Kim oka istifar ederse, Allah, Ona her kederden bir k baheder. Her darlktan bir kurtulu yolu gsterir. Onu beklemedii yerden rzklandrr. (Ebu Davud, Vitir, 26; Ahmed, 1/248)

NDEKLER RIZIK MESELES

Tevekkl ibadettir unu demek istiyoruz: Allah sadece tevekkl etmeyi emretmemitir. Tevekkln yannda kendisine ibadet edilmesini ve takva sahibi olunmasn da emretmitir. Takva ise, emredileni yapma ve yasaklanan da terk etme anlamn ierir. Bir kimse, emredilenleri yapmadan srf tevekklle rabbini raz edeceini sanyorsa, sapklk iindedir. Yine bir kimse, tevekkl etmeden Allah raz edecek eyler yaptn sanyorsa, o da sapklk iindedir. Bilakis, Allahn emrettii ibadetleri yerine getirmek farzdr. badet kavram mutlak olarak kullanld zaman tevekkl de kapsar. Ama ikisi birlikte zikredildiinde, tevekkln kendine zg anlam belirginleir. Tpk takva ve resule itaat gibi. nk takva mutlak olarak zikredildiinde, bunun iine peygambere itaat de girer. Bazen bu iki kavram birbirine atfedilir. Hz. Nuhun (a.s.) syledii gibi: Allaha kulluk edin... (Nuh, 3) Yine Hz. Nuhun (a.s.) u sz gibi: Allahtan korkun ve doru sz syleyin. (Ahzab, 70) Bunun rneklerini oaltmak mmkndr. Yce Allah birok yerde kendisine ynelik ibadet ile kendisine tevekkl edilmesi birlikte zikretmitir: De ki: O, benim rabbimdir, Ondan baka ibadete layk ilah yoktur. Ona tevekkl ettim ve dn Onadr. (Rad, 30) uayb peygamberin (a.s.) u sz de buna rnektir: Yalnz Ona dayandm ve yalnz Ona dneceim. (Hud, 88) nk Allaha dnmek, Ona ibadet etmek ve Ona itaat etmek eklinde olur. Resule itaat de bunun iindedir. Allahn muttaki velilerinin zelliklerinden biri olmasndan te, kul, Allahn emrettiklerini yapmadan ve yasakladklarn terk etmeden Allaha ve resulne itaat etmi olamaz. Tevekkl de bunun iine girer. Fakat, tevekkl, emredilen sebeplerden mstani olmak olduunu zanneden kimse, sapma iindedir. Bu, tpk, Allahn emrettiklerini yapmakszn, mutluluk ve mutsuzluk balamnda srf Allahn kaderine tevekkl ettiini sanan kimsenin durumuna benzer. Buhari ve Mslimde belirtildiine gre, bu mesele peygamberimize (s.a.v.) sorulmu ve

peygamberimiz (s.a.v.) yle demitir: Sizden hi kimse yoktur ki, cennette ve cehennemde oturaca yer yazlm olmasn. Orada bulunanlar dediler ki: Ya Resulallah! yleyse amel etmeyi brakp bu yazlanlara tevekkl etmemiz gerekmez mi? Buyurdu ki: Hayr! Amel edin. nk herkes iin, yaratlnn gayesine gtrc ameller kolaylatrlr. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 6) Yine Buhari ve Mslimde yer alan bir hadiste peygamberimize (s.a.v.) yle sylendii rivayet edilir: nsanlarn neler iin amel ettiklerini ve yorulduklarn gryor musun? Kalemler kurumu ve sayfalar drlmtr... Peygamberimize (s.a.v.): O halde ameli terk etmemiz ve yazlanlara tevekkl etmemiz gerekmez mi? diye soruldu. (Mslim, Kader, 10) buyurdu ki: Hayr! Amel edin. nk herkes iin, yaratlnn gayesine gtrc ameller kolaylatrlr. (Buhari, Kader, 4; Mslim, Kader, 8) Peygamberimiz (s.a.v.) Allah tarafndan yaratlm meru sebeplerin kaderin kapsamna girdiini aklamtr. Peygamberimize (s.a.v.) soruldu: Dualarla korunmamz, hastalklardan koruyucu tedbirler almamz ve ilala tedavi olmamz, Allahn takdir ettii bir eyi geri evirir mi? Buyurdu ki: Bunlar da Allahn kaderinin kapsamna girerler. (Tirmizi, Tb, 21; Kader, 12) Kukusuz sebepleri temel belirleyici etken olarak kabul edip onlara ynelmek irktir. Sebeplerin etkinliini reddetmek de akl noksanlnn bir gstergesidir. Emredilen sebeplere sarlmaktan kanmak, eriat asndan bir noksanlktr. Kulun kalbi Allaha gvenmelidir, herhangi bir sebebe deil. Allah, dnya ve ahireti iin faydal olan sebepleri ona baheder. Kula takdir edilen sebepleri yerine getirmek emredilmise, kul, Allaha tevekkl etmekle birlikte bu sebepleri yerine getirmelidir. Farz ibadetleri eda ettii, dmana kar cihad ettii, silah kuand ve savata zrh giydii gibi. Eer kul, cihad gibi kendisine emredilen grevleri yerine getirmeden srf Allaha tevekkl ederek dman pskrtemez. Kendisine emredilen sebepleri terk eden kimse, acizdir, arla kamtr ve dolaysyla yergiyi hakketmitir. Sahih-i Mslimde Ebu Hureyrenin peygamber efendimizden (s.a.v.) yle rivayet ettii belirtilir: Gl mmin Allah katnda zayf mminden daha hayrl ve daha sevimlidir. Her hayrda sana yarayan hakknda ihtirasl ol. Allahtan yardm iste ve sakn acizlik gsterme. Eer bana bir ey gelirse, keke yle yle yapsaydm, deme. Ama: Bu Allahn kaderidir. Allah dilediini yapar, de. nk keke eytann amellerinin balangcdr. (Mslim, Kader, 34) Snen-i Ebu Davudda belirtildiine gre, iki adam peygamberimizin (s.a.v.) huzurunda muhakemeleir. Peygamberimiz bunlardan birinin aleyhine hkm verir. Aleyhine hkm verilen kii: Allah bize yeter, O ne gzel vekildir, der. Bunun zerine peygamberimiz (s.a.v.) ona u karl verir: Allah acizlik gsteren kiiyi knar. Sana den, akln kullanmaktr. Bir ey sana ar geliyorsa,

stesinden gelemiyorsan, o zaman: Allah bize yeter, O ne gzel vekildir (Hasbunallah ve nimel vekil), de. (Ebu Davud, Akdiye, 28; Ahmed, 6/25) NDEKLER RIZIK MESELES

Hac iin azk Alimler, hac veya baka bir maksatla klan yolculuklarda azk bulundurmakla ilgili olarak eitli grler ortaya koymulardr. Peygamberin (s.a.v.) snneti, raid halifelerin, peygamberin ashabnn, onlar gzellikle uyan tabiin kuann ve nde gelen eyhlerin uygulamas, bu gibi yolculuklarda azk bulundurmann, hem az tayann yararlanmasnn hem de bakalarn yararlandrmasnn Allaha ve resulne itaat etmenin bir gerei olduu eklinde belirginlemitir. Bir grup, bu gibi yolculuklarda azk bulundurmamann tevekkln tamam oluunun gstergesi olduunu ileri srmtr. Byk alimler bu gr kesin bir dille reddetmilerdir. rnein, el-Haris el-Muhasibi Kitabut-Tevekkl adl eserinde, akik el-Belhinin bu kanaaatte olduunu belirtir, ardndan bu gr benimseyenlere sert cevaplar verir. Bu balamda, yanllklarn ortaya koyan somut kantlar ortaya koyar ve onlarn, tevekkln hakikatini bilmeyen cahiller olduklarn belirtir. Bu davranlaryla, Allaha itaati terk ettikleri iin gnahkr asiler olduklarn vurgular. Anlatldna gre, tevekkl hakikatini bilmeyen cahil arlardan birine Ahmed b. Hanbel yemek verdiinde, bu adam, yemei almak iin elini uzatmaz, yemein azna konulmasn beklerdi. Yemein azna konulmas iin de bakalarnn azn ap iine yemek koymasn beklerdi. bni Hanbel bu davrana ok sert tepki gsterir. Bunlardan bazlar almay da haram sayar. NDEKLER RIZIK MESELES

Tevekklde yanlg Bu ve benzeri davranlar, yce Allahn mahlkatn hayatna egemen kld yasalar ve emirlerini bilmemekten kaynaklanmaktadr. nk yce Allah varlklar sebepler araclyla yaratmtr. Kullar iin de sebepler halk ederek, bunlar araclyla balanmasna, rahmetine, dnya ve ahiret sevabna ulamalarn dilemitir. Dolaysyla sadece tevekkl etmekle, Allahn emrettiklerini terk etmesine ramen, amacna ulaacan, insan iin ngrlen amalarn, Allahn bunlara ulamann arac kld sebeplere sarlmaya bal olmadn sanan kimseler byk bir yanllk iindedirler. Geri yce Allah, kulun rzkn garanti etmitir ve yaad srece rzkn verecektir; ancak bu, garanti edilen rzkn, kuluh

fiilleriyle veya baka bir etken ile gerekleen sebeplere bal olmasna engel deildir. te yandan yce Allah kulu hell ile de haram ile de rzklandrr. Kul, Allahn emirlerine uygun hareket ederse, hell ile rzklanm olur, fakat Allahn emirlerini terk ederse, haram ile rzklanm olur. Bu alana giren hususlardan biri de dua ve tevekkldr. Baz insanlar, bunlarn, amacn gereklemesi zerinde bir etkisinin olmadn sanmlardr. Ne holanlmayan eyin bertaraf edilmesi hususunda da etkisinin olmadn ileri srmlerdir. Onlara gre, dua ve tevekkl salt bir ibadettir. Bunlar araclyla gerekleen eyler, bakasyla da gerekleir... Dier bazlar ise, bunlarn salt alamet olduklarn ileri srmlerdir. Oysa bu hususta doru olan gr, mmetin selef kuann ve ulemann ounluunun benimsedii grtr. Buna gre, dua ve tevekkl, dnya ve ahiret mutluluunun elde edilmesinde etkili olan en byk sebeplerdendir. Yce Allahn dua, tevekkl ve alma gibi sebepler araclyla takdir ettii eylere gelince, bunlarla ilgili olarak bir kimse, eer sebep olmasayd, ne olurdu? eklinde bir soru sorarsa, bu tpk: Eer maktul ldrlmeseydi, yaar myd? demeye benzer. Nitekim baz Kaderiyeci gruplar, maktuln ldrlmemi olmas durumunda, yaayacan sylemilerdir. Ehl-i snnete mensup baz alimler de leceini sylemilerdir. Dorusu udur: Bu, Allahn olacan bildii bir eyle ilgili olarak deerlendirme yapmaktr. Allah maktuln lmn bu sebeple takdir etmitir. O, ancak bu sebeple lrd. Tpk yce Allahn, dnya ve ahiret mutluluunun sebebi olarak kendisine ibadet edilmesini, dua edilmesini, tevekkl edilmesini ve salih amel ilenmesini ngrmesi gibi. Bu sonu, ancak saydmz bu sebepler araclyla gerekleir. Eer Allah, bu sebeplerin yokluunu takdir etseydi, takdir edilenin ne olaca bilinmezdi. ayet, sebep olmasayd, o zaman takdir edilen lmesi de olabilirdi, yaamas da. Fakat bunlardan birini kesin olarak savunmak yanltr. Bir kimse: Ben bir ey yemeyeceim, imeyeceim. Eer Allah yaamam takdir etmise, yemeden, imeden beni yaatr, dese, bu kimse ahmaktr. Tpk: Ben karmla cinsel ilikiye girmeyeceim. Eer Allah bana ocuk vermeyi takdir etmise, erkein dl suyuna ihtiya olmakszn da karmn gebe olmasn salayabilir, diyen kimse gibi... NDEKLER RIZIK MESELES

16.Fasl Allahn yolunu izleyen baz kimseler

Bu gerei byle tespit ettikten sonra, bilinmeli ki, Allahn yolunu izleyen baz kimseler, cihad, ilim ve ibadet gibi Allahn baz emirlerini yerine getirmesine ramen, almaktan aciz olabilir. Nitekim yce Allah bunlardan yle sz etmitir: Yapacanz hayrlar, kendilerini Allah yoluna adam, bu sebeple yeryznde kazan iin dolaamayan fakirler iin olsun. Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolay onlar zengin zanneder. Sen onlar simalarndan tanrsn. nk onlar yzszlk ederek istemezler. (Bakara, 273) Bir dier ayette de ayn kategoriye giren baka insanlardan sz etmitir: Yurtlarndan ve mallarndan uzaklatrlm olan, Allahtan bir ltuf ve rza dileyen, Allahn dinine ve peygamberine yardm eden fakir muhacirlerindir. te doru olanlar bunlardr. (Har, 8) lk ayette, sadaka verilecek kimseler, ikinci ayette ise ganimet verilecek kimseler zikredilmitir. Nitekim yce Allah, sadaka verilecek kimseler ile ilgili olarak yle buyurmutur: Eer sadakalar aktan verirseniz ne ala! Eer onu fakirlere gizlice verirseniz, ite bu sizin iin daha hayrldr. Allah da bu sebeple sizin gnahlarnz rter. Allah yapmakta olduklarnz bilir (....) kendilerini Allah yoluna adam fakirler iin olsun.... (Bakara, 271-273) ikinci gruba giren kimselerle ilgili olarak da yle buyurmutur: Allahn, lkeler halkndan peygamberine verdii ganimetler, Allah, peygamber, yaknlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmlar iindir (.....) fakir muhacirlerindir (.....) Daha nce Medineyi yurt edinmi ve gnllerine iman yerletirmi.... (Har, 7-9) Bylece yce Allah, muhacirleri ve ensar birlikte zikretmitir. Muhacirler genellikle ticaretle uraan kimselerdi. Ensar ise genellikle ziraatla urard. Yce Allah her iki meslek grubu hakknda yle buyurmutur: Kazandklarnzn iyilerinden ve rzk olarak yerden kardklarmzdan hayra harcayn. (Bakara, 267) Burada yce Allah, ticari mallarn zektndan ve yerden kan, toprakta yetien rnlerin zektndan sz etmitir. Ki bunun oran onda bir veya yirmide bir yahut krkta birdir. Allahn yolunu izleyenlerden bazlar, bunun yannda alma imknna da sahip olabilirler. Nitekim yce Allah, mminlere gece namazna kalkmay emrettii zaman yle buyurmutur: Allah bilmektedir ki, iinizde hastalar bulunacak, bir ksmnz Allahn ltfundan aramak zere yeryznde yol tepecekler, dier bir ksmnz da Allah yolunda arpacaklardr. (Mzzemmil, 20) Burada yce Allah mslmanlar drt gruba ayryor: 1 - Bir grup, Kuran, ilim ve ibadet ehli. 2 - Bir grup, Allahn ltfunu aramak zere yeryznde yol tepenler. 3 - Bir grup, Allah yolunda cihad edenler ve

4 - Bir grup da mazeret sahipleri... NDEKLER RIZIK MESELES

Beslenme ve dayanma Bazlarnn: Beslenme ve dayanma, Allahn fiilleri kapsamna girerler. Bunlar talep etmek mmkn deildir. Tpk hayat gibi, eklindeki grleri doru deildir. Bilakis, yce Allahn sebepler araclyla yapt bir eyi, yine sebepler araclyla talep etmek mmkndr. Tpk hayat ve lm olgularnda olduu gibi. nk Allahn takdir ettii sebepler araclyla lm talep etmek de savmak da mmkndr. Bir Allah dmannn lmesini istediimiz zaman, onu ldrmek iin abalarz. te yandan mminlerden lm savmak istediimizde de Allahn savunma arac olarak meru kld sebepler araclyla lm onlardan savmaya alrz. Nitekim yce Allah Davud peygamber (a.s.) ile ilgili olarak yle buyuruyor: Ona, sava skntlarnzdan sizi korumas iin zrh yapmay rettik. (Enbiya, 80) Dier bir ayette de yle buyurmutur: Sizi scaktan koruyacak elbiseler ve savata sizi koruyacak zrhlar yaratt. (Nahl, 81) Baka bir ayette de yle buyurmutur: Seninle beraber namaza dursunlar, silahlarn yanlarna alsnlar. (Nisa, 102) Dolaysyla bu da tpk bizim sca ve souu kendimizden savmamz gibi Allahn fiilleri kapsamna girer. Elbise, kazanma ve benzeri al ve susuzluu gidermeye ynelik olgular, yemek ve imek araclyla gerekleen Allahn fiilleridir. Bu tpk cann alnmasnn Allahn fiili olmas gibidir. Ama buna ramen, birinin cannn alnmasn onu ldrmek sretiyle talep etmek mmkndr. lmin ve hidyetin kalpte meydana gelmesi de Allahn fiilidir. Ama bunlar, Allahn emrettii sebepler ve dua araclyla talep etmek mmkndr. NDEKLER RIZIK MESELES

Rzkta sebebin gereklilii

Bazlarnn: Allah sebep araclyla yapt gibi, sebepsiz de yapar. O halde bizim iin sebeplere sarlmak neden zorunlu olsun? eklindeki szlerine gelince; Bunun cevab yledir: Mesele sylendii gibi deildir. Bilakis, Allahn yaratt ve takdir ettii her ey, sebeplere dayal olarak yaratlm, takdir edilmilerdir. Fakat baz sebepler vardr ki, bunlar kulun gcnn yapabilirlik kapasitesinin dndadr. Bazlar ise, kulun gcnn yapabilirlii dahilindedir. Baz sebepler kul tarafndan yaplrken, bazs onun tarafndan yerine getirilmez. Baz sebepler vardr ki, bunlar, allan, oka karlalan eylerdir. Bazs da az bulunur cinstendir. rnein baz seneler yamur yamaz ve ekinler Allahn gnderdii bir rzgarla yeerirler. Nitekim peygamberimizin (s.a.v.) duasyla yemek artmtr. Bu, salih bir insann duasyla da olabilir. Bu da sebepler arasnda yer alr. Hi kukusuz rzk kullarn eliyle ulaabilir. Baz insanlarn rzkn cinler, melekler veya kular ve hayvanlar getirir. Bunlar az rastlanan rzk sebepleridir. Ancak rzklarn temin etmekten aciz olanlarn ounluu Adem oullarnn eliyle rzklanrlar. Ya sadaka, ya hediye ya da adak gibi bir yolla bunu temin ederler. nk Allah, bu gibi kimselerin rzklarn onlarn eliyle kolaylatrmtr. Sahih bir hadiste peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Ey Adem olu! Eer ihtiyacndan fazlasn infak edersen, bu senin iin daha hayrldr. ayet ihtiyacndan fazlasn infak etmez elinde tutarsan, bu senin iin kt olur. htiyac kadar olan mal elinde tutan kimse, bundan dolay knanmaz. Yukardaki (veren) el aadaki (alan) elden stndr. (Mslim, Zekat, 97; Tirmizi, Zuhd, 32; Ahmed, 5/262) Bir dier sahih hadiste ise yle buyurulmutur: Allahn eli en yukardadr. Veren el ondan sonra gelir. steyenin eli ise en aadadr. (Ahmed, 1/446, Hakim, 1/408) Baz insanlarn iddiasna gre, peygamberin (s.a.v.) kast ettii yukardaki el, isteyen kimsenin verilen mal, sadakay alan elidir. nk sadaka gerek yerini bulutur. Bu ise peygamberimizin (s.a.v.) u aklamasna aykr bir karsamadr: Allahn eli en yukardadr. Veren el ondan sonra gelir. steyenin eli ise en aadadr... Allah rzklar mutlak olarak garanti etmitir, diyenlere gelince.... Buna karlk olarak yle denir: Bunun byle olmas, sebeplerin gerektirdikleri ey ile ilgili olarak gerekli olmalarn engellemez. nk Allahn garanti ettii rzklarn iinde ocuklarn, hayvanlarn ve elerin de rzk vardr. Bu yzden kii, ocuklarna, sahip olduu hayvanlara ve eine infakta bulunmak zorundadr. Bu hususta mslmanlar arasnda gr birlii vardr. Kendi nefsine harcamada bulunmas ise ok daha gereklidir. Bazlar yle demilerdir: Nerede olduu bilinmeyen bir ey nasl istenir?

Bunun cevab udur: Kii, kendisine emredilen sebebi yerine getirir ve gcnn dnda olan hususlarda ise Allaha tevekkl eder. Tpk topra sren ve tohumu eken kimsenin, bunlar yaptktan sonra yamurun yamas, ekinin yeermesi ve zararl unsurlarn bertaraf edilmesi hususunda Allaha tevekkl etmesi gibi. Ayn ekilde tccar da mal getirmek ve bir yerden bir yere nakletmek hususunda btn abasn sarf eder; ancak insanlarn kalbine bu mal talep etme duygusun koyma, kar edecei bir fiyat verme gibi hususlar kulun gc dahilinde deildir. Kii gcnn yettii eyleri yaparsa, Allah, aciz kald eylerden dolay onu cezalandrmaz. stek belli bir eye ynelik olmaz. Bilakis, rzkn kendisine yetmesini salayan eylerle ilgili olur. Tpk, herhangi bir belirlemede bulunmadan, Allahtan yeterli derecede rzk isteyerek dua eden kimse gibi. NDEKLER RIZIK MESELES

17.Fasl almann bazs vaciptir,bir ksm da mstahaptr Bu nokta iyice anlaldna gre, bilinmelidir ki, almann bazs vaciptir. almaya gc yeten bir kimsenin kendisinin, oluk ocuunun nafakasn temin etmesi ya da borcunu demesi gereken kimse gibi. Alimlerin ortak grne gre, byle bir kimsenin almas vaciptir. alabildii halde bunu terk ederse, gnahkr bir asi olur. almann bir ksm da mstahaptr. Yukarda saydmz gerekelerden dolay almas gerektiini belirttiimiz kimsenin, buna ek olarak sadaka vermek iin almas gibi. Buhari ve Mslimde belirtildiine gre Ebu Musa, peygamber efendimizden (s.a.v.) yle rivayet etmitir: Her mslmann sadaka vermesi gerekir... Dediler ki: Ya Resulallah! Verecek bir eyi olmayan ne yapsn? Buyurdu ki: Kendi el emeiyle alsn, bundan hem kendisi yararlanr, hem de sadaka verir. Dediler ki: Bunu bulamazsa, ne yapsn? Buyurdu ki: O zaman marufu emretsin, ktlkten de uzak dursun. Bu onun asndan sadaka vermek konumundadr. (Buhari, Zekat, 30; Mslim, Zekat, 55)

NDEKLER RIZIK MESELES

18.Fasl

Peygamberler ve veliler rzk talep etmemilerdir, eklindeki sze cevap Peygamberler ve veliler rzk talep etmemilerdir, eklindeki sze gelince, bu sz doru deildir. Bilakis, peygamberlerin (a.s.) geneli, rzklarn elde etmelerine yarayan iler yapmlar, sebepler gerekletirmilerdir. Nitekim bni merin rivayet ettii bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Kyametin hemen ncesinde, insanlar tek ve ortaksz Allaha ibadet etsinler diye, klla gnderildim. Benim rzkm mzramn glgesindedir. Benim emirlerime muhalefet edenler iin alaklk ve kklk vardr. Bir kavme benzeyen onlardandr. (Ahmed, 2/50) Sahih bir hadiste peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Kiinin yediinin en stn kendi kazancdr. (Nesai, Buy, 1; bnu Mace, Ticaret, 1; Darimi, Buy, 6; Ahmed, 6/31-42) Davud peygamber kendi kazancn yerdi, zrh yapard. Zekeriya peygamber (a.s.) marangozdu. brahim peygamberin (a.s.) srleri vard. yle ki tanmad kimselere semiz bir buza ikram edebiliyordu. Ancak varlkl olan biri bu ekilde davranabilir. Allaha tevekkl eden velilerin en hayrllar muhacirler ve ensardr. Ebu Bekir es-Sddk peygamberlerden sonra tevekkl eden velilerin en stndr. Onlarn genelini, yce Allah, yaptklar ilerin kazancyla rzklandrrd. Hz. Ebubekir tccard. Ganimetten payna deni de alrd. Halife olunca, Beytlmaldan kendisine gnlk bir dirhem maa ayrd. Btn maln Allah yolunda harcamt. Resulullah (s.a.v.) ona: Ailene ne braktn? dediinde: Onlara Allah ve Resuln braktm, demiti. Buna ramen hi kimseden ne sadaka, ne ba, ne de adak olarak hibir ey almazd. Bilakis, kendi elinin kazancyla yaard. Tevekkl ettiini ve Ebubekir Sddka uyduunu iddia ederek btn maln datan kimselerin bu davranlar ise doru deildir. nk onlar, dilenerek veya baka bir ekilde insanlardan geinecek bir eyler alrlar. Ebubekirin yapt bu deildi. Ebubekirin elindeki krba yere dtnde, kendisi iner, onu yerden alrd. Kimseye: Onu bana ver, demezdi. yle derdi: Arkadam, hi kimseden bir ey istemememi emretti... (Ahmed, 1/11) Ebubekir nerede, dilencilii, insanlardan bir eyler istemeyi Allaha giden yol gibi grenlerin davran nerede! Bir de baz eyhlerin, mridlerini insanlardan istemek sretiyle dilencilie tevik ettiklerini dnn! Zorunluluk halleri dnda insanlardan istemenin haramlna ilikin olarak peygamber efendimizden (s.a.v.) rivayet edilen hadisler tevatr dzeyindedir. Buyurmutur ki: Ar bir borcun altna giren veya demesi gereken kan paras (diyet) bulunan yahut, mecalsiz brakan bir yoksullua duar olan kimseden bakasnn dilenmesi, insanlardan bir eyler istemesi hell deildir. (Ebu Davud, Zekat, 26; Tirmizi, Zekat, 23; bni Mace, Ticaret, 25; Ahmed, 3/114,

127) Yce Allah yle buyurmutur: Bo kaldn m hemen ie koyul ve yalnz rabbine ynel. (nirah, 7-8) Burada yce Allah, peygamberine, sadece kendisine ynelmesini, sadece kendisinden istemesini emretmektedir. Bazlar, Allaha dua etmeyi, Ondan istemeyi bir kusur gibi grr. Bununla beraber, bunlar kullardan istemekte, dilencilik yapmaktadrlar. Oysa kulun ihtiyacn karlamasn rabbinden istemesi ibadetlerin en stndr. Bu peygamberlerin yoludur. Nitekim Allah, kullarn kendisinden istemelerini emretmitir: Allahtan ltfunu isteyin... (Nisa, 32) Allaha ynelmenin ve Allahtan korkmann bir ifadesi olarak rablerine dua edenleri de vmtr. Ayrca baz dualar vardr ki, btn mslmanlara farzdr. Fatiha suresinde yer alan dua gibi. Bazlar, Allahtan istemenin gerekmediinin kant olarak, brahim peygamberin (a.s.) atee atlrken taknd tavr gsterirler. brahim atee atldnda Cebrail ona: Bir ihtiyacn var m? dedi. brahim: Senden bir isteim yok, dedi. Cebrail: ste, dedi. brahim: Halimi bilenden istememe gerek yoktur, dedi. Bu hadisin ba taraf bilinmektedir. O da: Senden bir isteim yok, ksmdr. Sahih-i Buharide belirtildiine gre, bni Abbas: Allah bize yeter ve O ne gzel vekildir, ifadesiyle ilgili olarak yle demitir: Bunu atee atlnca, brahim peygamber (a.s.) sylemitir ve insanlar sizin aleyhinize toplandlar, onlardan korkun, diyenlere cevap olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) sylemitir. (Buhari, 3. sure, 13) Rivayette geen: Halimi bilenden istememe gerek yoktur szne gelince, bu sz yanltr, batldr. Allahn, Hz. brahimle (a.s.) ve dier peygamberlerle ilgili olarak zikrettiklerine aykrdr. Allah, onlarn kendisine dua ettiklerini ve yalnz kendisinden istediklerini vurgulamtr. Bu, yce Allahn, kullarna, dnya ve ahiret maslahat ile ilgili eyleri kendisinden istemelerini emretmesine de aykrdr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Ey Rabbimiz! Bize dnyada da iyilikler ver, ahirettede de iyilikler ver. Bizi cehennem azabndan koru! (Bakara, 201) Allaha dua etmek, Ondan istemek ve sadece Ona tevekkl etmek, Ona ibadet etmek demektir. G yetirilmesi durumunda meru bir davrantr. Sadece bilmek, Allahn yarattn ve emrettiini geersiz klar m?

Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. Salat ve selm Muhammedin zerine olsun. NDEKLER RIZIK MESELES

RIZIK VE RIZKIN ARTIP EKSLMES Rzk Ve Rzkn Artp Eksilmesi 19.Fasl:Rzk kavramyla iki ey kast edilir NDEKLER ALFABETK FHRST

Rzk Ve Rzkn Artp Eksilmesi Soru: Rzk artar ve eksilir mi? Rzk sadece yenilen eyler midir, yoksa kulun sahip olduu her ey rzk mdr? Cevap: ki trl rzk vardr: Birincisi: Allahn, kiinin rzk olacan, yiyeceini bildii ey. Bu rzk deimez. kincisi: Allahn yazd ve meleklere bildirdii rzk. Bu rzk, sebeplere bal olarak artar da eksilir de. nk Allah meleklere, kul iin bir rzk yazmalarn emreder. Eer Allahn rahmeti kula eriirse, bu rzk onun iin arttrr. Nitekim sahih bir hadiste peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilir: Kim, rzknn genilemesinden ve yapt hatalarn unutulmasndan holanyorsa, sla- rahimde bulunsun, akrabalk balarn gzetsin. (Buhari, Buy, 12; Mslim, Birr, 20-21; Ebu Davud, Zekat, 45)

Ayn ekilde Davud peygamberin (a.s.) mr altm sene olarak yazlmt. Krk yana geldiinde, Allah mrnn yz sene olmasn ngrd. (Tirmizi, 3076) Hz. merin u sz de bu kapsama girer: Allahm! Eer benim bedbahtlardan olmam yazmsan, bunu sil ve beni mutlulardan kl. nk sen dilediini siler ve dilediini sabit brakrsn. Nuhun (a.s.) u sz de buna rnektir: Allaha kulluk edin; Ona kar gelmekten saknn ve bana itaat edin ki, Allah bir ksm gnahlarnz balasn ve sizi belli bir vadeye kadar tehir etsin. (Nuh, 3-4) Bunun birok rnei vardr. Rzk elde edilmesine arac klnan rzklar da yce Allahn takdir edip yazd eyler arasnda yer alrlar. Eer Allah, kulun almas ve kazancyla rzklanmasn ngrmse, ona almay ve kazanmay ilham eder. almayla elde edilmesi ngrlen bu rzk, alma dnda elde edilemez. alma ise iki trldr. 1 - almann bir tr tamamen rzk elde etme iindir. Zanaat, ziraat ve ticaret gibi. 2 - Bir ksm alma da dua, tevekkl ve mahlkata ihsan etme eklinde olur. nk kul kardeine yardm ettii srece Allah da ona yardm eder. NDEKLER RIZIK VE RIZKIN ARTIP EKSLMES

19.Fasl Rzk kavramyla iki ey kast edilir Rzk kavramyla iki ey kast edilir: Birincisi: Kulun yararland eyler. kincisi: Kulun sahip olduu eyler. Kendilerine verdiimiz rzklardan infak ederler. (Bakara, 3) Size verdiimiz rzktan harcayn. (Mnafikun, 10) ayetlerinde bu ikinci ksm rzk kast ediliyor. Bu, Allahn hell olarak kiiyi sahip kld mallardr.

Birinci ksm rzktan ise u ayette sz edilmitir: Yeryznde yryen her canlnn rzk, yalnzca Allahn zerinedir. (Hud, 6) Peygamberimizden (s.a.v.) rivayet edilen u hadiste de bu tr rzktan sz edilmitir: Kii, kendisi iin takdir edilen rzk tamamlamadan lmez. (bni Mace, Ticarat, 2) Bunun gibi rnekleri oaltmak mmkndr. Kul, hell da yer haram da. Bu yedikleri, birinci ksm rzk itibariyle rzktr, ikinci ksm rzk itibariyle deil. Kulun alarak kazand, ama yemedii ey de ikinci ksm itibariyle rzktr, birinci ksm itibariyle deil. nk bu, gerekte miras ald bir maldr, kendi mal deildir. Dorusunu Allah herkesten daha iyi bilir. NDEKLER RIZIK VE RIZKIN ARTIP EKSLMES

HARAM YOLLA KAZANMA Soru: Bir adam, yol kesse, hrszlk yapsa veya haram yese, bu yedii ve alp rpt eyler, onun Allah tarafndan garanti edilen rzk mdr, deil midir? Bize fetva ver, Allah sana ecir versin. Cevap: Allaha hamdolsun. Bu, Allahn ona mbah kld rzk deildir. Allah bunu sevmez ve bundan raz da olmaz. Bu nitelikteki bir maldan infak edilmesini de emretmemitir. Kendilerine rzk olarak verdiklerimizden infak ederler. (Bakara, 3) Size rzk olarak verdiklerimizden infak edin. (Mnafikun, 10) ayetlerinin kapsamna haram yollardan elde edilen mallar girmezler. Bilakis, haram yollardan elde ettii bir eyi infak eden kimseyi yce Allah knamtr. Byle bir kimse, dinine gre, dnya ve ahirette azab hakkeder. Nitekim yce Allah bir ayette yle buyurmutur: Mallarnz aranzda haksz yollardan yemeyin. (Bakara, 188) Soruda belirtilen durum, maln haksz ve batl yollardan yenilmesi kapsamna girer.

Ancak bu, Allahn nceden bildii ve takdir ettii rzktr. Nitekim sahih bir hadiste bni Mesud peygamber efendimizden (s.a.v.) yle rivayet eder: Sizden birinizin yaratl yle gerekleir: Anasnn karnnda krk gn ntfe halinde kalr. Sonra bunun gibi krk kan phts halinde kalr. Sonra krk gn bir inem et halinde kalr. Sonra onun yanna iki melek gnderilir ve bunlara u drt sz emredilir ve denilir ki: Rzkn, ecelini, amelini, mutsuz veya mutlu olacan yaz. (Buhari, Kader, 1; Mslim, Kader, 1) Allah, kulun hayr ve er olarak ileyecei eyleri bildii gibi, hayrdan dolay sevap, erden dolay da ceza verecektir. Ayn ekilde hell ve haram olarak kiinin edindii rzklar da yazmtr. Bunun yannda haram yollardan elde ettii rzklardan dolay kulu cezalandracaktr. Ayn ekilde varlk aleminde olan her ey Allahn dilemesi ve kudretiyle olur. Tpk dier ameller de Allahn iradesi ve kudretiyle olduu gibi. Fakat hi kimse kaderi iledii ktlklerin mazereti olarak gsteremez. Bilakis kadere inanlr ve hi kimse Allaha kar kaderi mazeret ve yaptklarnn doruluunun kant olarak gsteremez. Bilakis, Allahn kullara kar stn kant vardr. ledii gnahlar meru gstermek iin kaderi kant olarak ileri sren kimsenin kant geersiz ve rktr. Kaderi mazeret olarak ileri sren kimsenin mazereti kabul edilmeyecektir. Tpk aadaki ayetlerde iaret edilen kimseler gibi: Allah dileseydi ne biz ortak koardk ne de atalarmz. (Enam, 148) Rahman dileseydi biz onlara tapmazdk. (Zuhruf, 20) Kiinin: Allaha kar ar gitmemden dolay bana yazklar olsun! Gerekten ben alay edenlerdendim! Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette saknanlardan olurdum, diyecei gn... (Zmer, 56-57) Allahn kullar iin garanti ettii rzka gelince... Allah, kendisinden korkup saknanlar iin bir k yolu gstermeyi ve beklemedikleri yerden onlar rzklandrmay garanti etmitir. Muttaki olmayanlara gelince, ona da durumuna uygun olan vermeyi garanti etmitir. Dnyada yaayaca kadar rzk vermek, sonra ahirette onu azaba arptrmak gibi. Nitekim bir ayette Hz. brahimin (a.s.) u szne yer verilmitir: Halkndan Allaha ve ahiret gnne inananlar eitli meyvelerle besle. Yce Allah, brahim peygamberin bu dileine u karl veriyor: Kim inkr ederse onu az bir sre faydalandrr, sonra onu cehennem azabna srklerim. Ne kt varlacak yerdir oras! (Bakara, 126) Allah rzk, kendisine itaat etmek iin bu rzktan yararlanan kimseler iin mbah klmtr. Kendisine isyan edip gnah ilemek iin ondan yararlanan kimselere ise mbah klmamtr. Bilakis, gnah ilemede, kendilerine verilen rzklardan yararlanan kimseler iin, rzk vermeyi garanti etmi olsa bile, bu haram kullanmdan dolay sonra onlar azaplandrr. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Kim inkr ederse onu az bir sre faydalandrr, sonra onu cehennem azabna srklerim. Ne kt varlacak yerdir oras! (Bakara, 126) hraml iken avlanmay hell saymamak zere size okunacaklar dnda kalan hayvanlar, sizin iin

hell klnd. (Maide, 1) Buna gre, hayvanlar, ihraml iken avlanmak kendisine yasak olan kimselere hell klnmtr. Yce Allah bir ayette yle buyuruyor: man eden ve iyi iler yapanlara, hakkyla saknp iman ettikleri ve iyi iler yaptklar, sonra yine hakkyla saknp iman ettikleri, sonra da hakkyla saknp yaptklarn, ellerinden geldiince gzel yaptklar takdirde tattklarndan dolay gnah yoktur. Allah iyi ve gzel yapanlar sever. (Maide, 93) Her canl kendisi iin takdir edilen rzk yer. Kendisine mbah olmayan eyi almasndan dolay da cezalandrlr. Bu ister tr olarak haram klnm bir ey olsun, ister, gnah ileme hususunda yararlanld iin haramlk niteliini kazanan bir ey olsun. Bu yzden kfirlerin mallar gasp edilmi saylmazlar, bilakis mminlere mbahtrlar. Bu mallar mminlere dndnde ganimet olarak isimlendirilir. nk mallar, ancak Allaha itaat edenler hakkeder, Ona isyan edenler deil. Mminler, hakkettikleri iin kfirlerin mallarn alrlar. Kfirlerse, bu mallar harcamakla hadlerini am oluyorlar, hakszlk etmi oluyorlar. Tpk yapp ettiklerinde haddi ap hakszlk ettikleri gibi. Dolaysyla bu mallar mminlere geri dndnde kendilerine ganimet olarak dnm, yerini bulmu oluyor. Tpk yce Allahn bir mal hakkeden kimseye vermesi gibi. NDEKLER ALFABETK FHRST

K VE HARAM EYLER Soru: Bunlar Allahn cahillere verdii rzk mdr? Yoksa kendileri iin takdir edilen bir eyi mi yemi oluyorlar? Cevap: Rzk kelimesiyle, Allahn kula mbah kld, kulu sahip kld mal anlamnda kullanld gibi, kulun beslendii yiyecek anlamnda da kullanlr. Birinci anlama u ifadeleri rnek gsterebiliriz: Size rzk olarak verdiklerimizden infak edin. (Mnafikun, 10) Kendilerine rzk olarak verdiklerimizden infak ederler. (Bakara, 3) Bu rzk helldir. Kiinin mlknn kapsamna arap ve haram eyler girmezler. kinci anlama rnek olarak da u ayeti gsterebiliriz: Yeryznde yryen her canlnn rzk, yalnzca Allahn zerinedir. (Hud, 6)

Yce Allah hayvanlar rzklandrr, ama bu hayvanlarn rzklarna sahip olduklarn belirtmez, onlarla ilgili byle bir nitelemede bulunmaz. Allahn bu rzklar onlara eri mbahlk anlamnda mbah kldn da ifade etmez. nk -ocuklar ve deliler gibi- hayvanlar iin sorumluluk yoktur. Rzk hayvanlarn mlk olmad gibi, onlar iin haram da deildir. Haram klnanlar, kullarn beslendikleri baz eylerdir. Kulun haram yollardan beslendii bu eyler, Allahn, onlarla besleneceini bildii rzklarn bir ksmdr. Allah, bunlar takdir etmitir. Ama kula mbah kld ve kulu sahip kld rzk bundan farkldr. Nitekim sahih bir hadiste bn-i Mesud peygamber efendimizden (s.a.v.) yle rivayet etmitir: Sizden birinizin yaratl yle gerekleir: Anasnn karnnda krk gn ntfe halinde kalr. Sonra bunun gibi krk kan phts halinde kalr. Sonra krk gn bir inem et halinde kalr. Sonra onun yanna iki melek gnderilir ve bunlara u drt sz emredilir ve denilir ki: Rzkn, ecelini, amelini, mutsuz veya mutlu olacan yaz. Sonra ona ruh flenir. Peygamberimiz devamla yle buyurdu: Nefsimi elinde tutan Allaha yemin ederim ki, herhangi biriniz cennet ehlinin amelini iler, nihayet onunla cennet arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr. Derken ilh yaz devreye girer ve bu kimse cehennemliklerin amelini iler ve cehenneme girer. Yine herhangi birinizi cehennem ehlinin amelini iler, nihayet onunla cehennem arasnda bir zira kadar bir mesafe kalr. Derken ilh yaz devreye girer ve bu kimse cennet ehlinin amelini iler ve cennete girer. (Buhari, Kader, 1; Mslim, Kader, 1) Haram rzk, Allahn takdir ettii ve meleklerin yazd bir eydir. Bu da Allahn dilemesinin kapsamna girer, Allahn yaratt eyler arasnda yer alr. Bununla beraber Allah bunu haram klmtr. Yasaklamtr. Bunu ileyen kimseye, hakkettii oranda gazap edecektir, onu yerecek ve cezalandracaktr. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ALFABETK FHRST

HAK N HAK ARACILIIYLA HAKKIN TAKDRYLE MCADELE Soru: eyh Abdulkadirin: Hak iin hak araclyla hakkn takdiriyle mcadele ettim sznn manas nedir? Cevap: Allaha hamdolsun. Btn hadiseler Allahn kazas ve kaderiyle olmaktadr. Ayrca yce Allah ktlkleri, imknlarmz dahilinde hayrlarla gidermemizi emretmitir. Kfr imanla, bidat snnetle, gnah kendi nefsimizden ve kendi katmzdan itaatle gidermemizi istemitir. Dolaysyla inkr eden, fska den veya gnah ileyen herkesin tevbe etmesi gerekir, bu da Allahn kaderiyle gerekleiyor olsa da.

mknlar lsnde bakalarna marufu emretmesi ve mnkeri de yasaklamas gerekir. Allah yolunda cihad etmesi lazmdr. ledii kfr, fsk ve gnah Allahn takdiriyle olsa da, insann, kadere dayanarak Allahn kendisini yararlandraca almay brakmas caiz deildir. Bilakis, insan, Allah ve resulnn emrettiklerini yapmakla ykmldr. Nitekim Mslim sahihinde peygamberimizin (s.a.v.) yle buyurduunu rivayet etmitir: Gl mmin Allah katnda zayf mminden daha hayrl ve daha sevimlidir. Her hayrda sana yarayan hakknda ihtirasl ol. Allahtan yardm iste ve sakn acizlik gsterme. Eer bana bir ey gelirse, keke yle yle yapsaydm, deme. Ama: Bu Allahn kaderidir. Allah dilediini yapar, de. nk keke eytann amellerinin balangcdr. (Mslim, Kader, 34) Burada peygamberimiz (s.a.v.) kiinin kendisine yararl olan eye kar ihtirasl olmasn emrediyor. Kiiye yararl olan eyin elde edilmesi de insan ve cin eytanlaryla mcadele etmeye baldr. Allahn takdir ettii ktl, yine Allahn takdir ettii hayr araclyla savmasyla mmkn olur. Bunun yannda bu mcadeleyi verirken kiinin Allahtan yardm istemesi gerekir. nk kuvvet ve deitirme gc ancak Allahtandr. Ayrca kiinin yapaca i srf Allahn rzasna ynelik olmaldr. nk Allah, ancak kendisinin rzasn elde etmek iin ilenmi amelleri kabul eder. te namaz klarken sylediin yalnz sana ibadet ederiz ve ondan nce sylediin yalnz senden yardm dileriz. (Fatiha, 5) sznn hakikati budur. Dolaysyla kulun, emredileni yapmas ve yasaklanan terk etmesi bir zorunluluktur. Bu abasnda da Allahtan yardm dilemelidir. Allaha ibadet ve itaat etmenin kapsamnda, takdir edilen errin takdir edilen bir hayrla izale edilmesine dair emre uymak, eytann isteini geri evirmek de vardr. Kii, yce Allahn kendisine iletecei hayra ulamadan nce, iinde bulunduu ktl bertaraf etmekle ykmldr. Ulu Allah bir ayette yle buyurmutur: Eer Allahn insanlardan bir ksmnn ktln dierleriyle savmas olmasayd elbette yeryz altst olurdu. (Bakara, 251) Nitekim yce Allah kfirlerin ve gnahkrlarn ilerindeki ktl, hak ile savar. Kuvvet hazrlamak ve sava iin besili atlar beslemek gibi. Dua ve sadaka araclyla da bunlarn savlmas mmkndr. Dua ve sadaka belay defeder. Nitekim bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Dua ve bela gkle yer arasnda karlar, kavgaya tutuurlar. (Hakim, El-Mstedrek, 1/492) nk ktln sebebi bazen kark ve gizli olabilir. Bylece dua araclyla bu ktlk bertaraf edilmi olur. slm lkesine saldrmaya ynelen kfirlerin savlmas gibi. Bazen ktln sebebi ak olur ve giderilmesi kolay olur. Ktlklerin iyiliklerle deitirilmesi gibi. Btn bunlar, takdir edilen ktln, yine takdir edilen hayrla izale edilmesinin rnekleridir. Bu da, bazen vacip bazen de mstahap olur. Dolaysyla eyhin -Allah rahmet etsin- syledii bu sz, Allah ve resulnn emrettiinin ta kendisidir. Meselenin z udur:

Sluk ve irade ehlinin (salik ve mridlerin) ou, yce rabbin rububiyetini ve yasaklanan birok olguyu takdir ediini mahede ederler. Fakat mahede ettikleri bu kevni hakikatin yannda durur, tesine gemezler. Bu davranlarnn kadere rza gsterip teslim olma kapsamna girdiini sanrlar. Bu cehalettir, sapklktr. Bazen kfre kadar srkler insan. Dinden karr. nk Allah, bize, meydana gelmi olan kfre, fska ve gnaha rza gstermemizi emretmemitir. Bilakis bunlardan tiksinmemizi ve imknlarmz lsnde bunlar savmamz emretmitir. Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) yle buyurmutur: Sizden kim bir ktlk grrs, onu eliyle deitirsin, buna gc yetmiyorsa, diliyle deitirsin, buna da gc yetmiyorsa kalbiyle deitirsin. Bu ise imann en zayf derecesidir. (Mslim, man, 78) Yce Allah yle buyurmutur: O, kullarnn kfrne raz olmaz. (Zmer, 7) Allah bozgunculuu sevmez. (Bakara, 205) Allahn bizim ilememize raz olmad bir eye, bizim rza gstermemizi emretmi olmas mmkn olabilir mi? Kald ki o, ktl bizim iin bir snama ve deneme arac klmtr. Nitekim yle buyurmutur: Sizin bir ksmnz dier bir ksmnza imtihan vesilesi kldk. (Furkan, 20) Bir baka yerde sava emrini verdikten sonra yle buyurmutur: Durum u ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alrd. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda ldrlenlere gelince, Allah onlarn yaptklarn boa karmaz. (Muhammed, 4) Sahih-i Mslimde peygamber efendimizin (s.a.v.) yle buyurduu rivayet edilmitir: Nefsimi elinde tutan Allaha yemin ederim ki, Allah mmin kii hakknda neyi takdir ederse etsin, bu onun iin hayr olur. Bu, sadece mmine zg bir durumdur. ayet mmine bolluk isabet ederse kreder, bu kendisi iin hayr olur. Eer ona bir darlk isabet etse, sabreder, bu da onun iin hayr olur. (Mslim, Zuhd, 64; Ahmed, 64/2999) Buna gre mmin sabreden ve kreden biri olunca, kendisi iin takdir edilen musibetler hayra dnrler. Marufu emreden, mnkeri yasaklayan, Allah yolunda cihad eden biri olunca, kfirlerin kfr olarak takdir edilen durum onun iin bir hayr olur. Ayn ekilde eytan ve hevas kendisini bir ktle ardnda, bu da kendisi iin hayrn gereklemesine vesile olur. Bylece takdir edilen ktlkle, Allah ve resulnn emrettii gibi, mcadele edip savd zaman, bu, kendisi iin iyilik ve takvann gereklemesine sebep olur. Hayr, sevap ve yksek derecelerin gereklemesine yol aar. Bu ve benzerleri, yukardaki szn anlamn aklayan rneklerdir. Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ALFABETK FHRST

G VE KUDRETTEN ANCAK O'NA TEBERR EDERM SZ Soru: Hatip b. Nebaenin: G ve kudretten ancak Ona teberri ederim syledii, bazlarnn da, bu sze kar ktklar ve: Byle sylemek doru deildir. Ancak istisnann hafzedilmesiyle bu sz doru olabilir. Yani: g ve kudretten Ona teberri ederim, demek gerekir, demilerdir. Hatibin szne arka kanlar: Ben sizin taptklarnzdan beriyim. Ben yalnz beni yaratana taparm. nk O, beni doru yola iletecektir. (Zuhruf, 26-27) ayetini kant gstermektedirler. Bu sz reddedenler doruyu bulmular mdr, bulmamlar mdr? Cevap: Hatibin szleri, kast ettii anlamyla dorudur. Buna kar kanlarn, istisnann hazf edilmesiyle ilgili olarak syledikleri de bir baka adan doruyu ifade etmektedir. nk bir kimse: G ve kudretten Ona teberri ettim, dedii zaman, bunun anlam udur: Kendi gcm ve kudretimden teberri edip Ona yneldim... Yani, kendimde g ve kudret bulunduu iddiasndan vazgetim. Tpk: Bortan falana teberri ettim... demek gibi. Bu rnei Saleb el-Fasih adl eserde zikretmitir. Yani, undan, Ona teberri ettim, uzaklatm... u ayetler de buna rnek oluturmaktadr: O gn Allah onlar ararak: Benim ortaklarm olduklarn iddia ettikleriniz hani nerede? diyecektir. Aleyhlerine sz gereklemi olanlar: Rabbimiz! unlar azdrdmz kimselerdir. Biz nasl azmsak onlar da ylece azdrdk. Beri olduumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslnda bize tapmyorlard, derler. (Kasas, 62-63) Buna peygamber efendimizin (s.a.v.) u szn de rnek gsterebiliriz: Allahm! Halidin yaptklarndan beri olduumu sana bildiriyorum. (Buhari, Ahkam, 35; Nesai, Kudat, 17; Ahmed 2/151) Ensardan bir mslmann uhud savann olduu gn syledii u sz de buna rnektir: Allahm! unlarn, -mriklerin- yaptklarn-dan beri olduumu sana bildiriyorum...

Bu tarz bir ifade borcun olumsuzlanmasn da ierir. Anlam da: Borcu ona ulatrdm. Bazlarna gre, bortan dolay ona mazeret bildirdim. Veya ona havale ettim. Berae, teberri etme kelimesi, ilka etme, havale etme anlamn da ierir. Tpk: Ona sz ilka etti, denilmesi gibi. Nitekim yce Allah yle buyurmutur: Onlar da bunlara: Siz mutlaka yalanclarsnz, diye sz atarlar. O gn Allaha teslim bayran ekerler. (Nahl, 86-87) u halde, teberri etme, muhataba atlan bir szdr. Bu anlam esas aldmzda, rnek ifadedeki car mecrur, beraeh kelimesiyle ilintili olurlar. Hatip bu anlam kast etmemitir. Bilakis, o, srtn Allahtan bakasna dayamaktan, ilerinin idaresini Allahtan bakasna havale etmekten, ileriyle ilgili olarak Allahtan bakasna ynelmeken, ileriyle ilgili olarak Allahtan bakasn amalamaktan beri olduunu kast etmitir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) Berra b. Azibe unlar sylemitir: Yatana uzanacan zaman, namaz klmak iin aldn abdestin aynsn al, sonra unlar syle: Allahm! Kendimi sana teslim ettim. Yzm sana evirdim. lerimin idaresini sana havale ettim. Srtm sana dayadm. Arzum da korkum da sana yneliktir. Senden kurtulmann, senden baka sna yoktur. (Buhari, Daavat, 6-7-8; Mslim, Zikir, 56-57; Ebu Davud, Edeb, 98; Tirmizi, Dua, 16; Ahmed, 4/285) Dolaysyla, Hatibin: G ve kudretten ancak Ona teberri ederim, sznn anlam udur: Ondan bakas iin, snlacak bir g ve kudret ispat etmekten teberri ediyorum, byle bir iddiadan beriyim. Dier bir ifadeyle, yalnz Ona tevekkl ediyorum ve yalnz Ona dayanyorum. Bir nc anlam daha sz konusudur. O da yle demektir: Ancak Onunla g ve kudretten teberri ediyorum. Yani, teberri edip, Ondan bakasyla g ve kudret olabileceine inanmaktan, byle bir iddiada bulunmaktan uzak olduumu bildiriyorum. nk g ve kuvvet ancak Onunla olabilir... Bu, z itibariyle doru bir anlamdr. Fakat Hatib ortanca anlam kast etmitir. nk szleri buna delalet etmektedir. nk g ve kudreti olana snlr, dayanlr. Bu da gsteriyor ki, g ve kuvvet kavramlar snma anlamn da ieriyor. Dolaysyla szlerinin takdiri alm yle oluyor: Ondan bakasna snmaktan teberri ediyorum, uzak olduumu bildiriyorum. Bu takdirde car ve mecrur, g ve kuvvet kelimelerinin delalet ettii snma anlamyla ilintili olur, teberri ediyorum, ifadesinin anlamyla deil. Fakat Hatibin szne kar kanlar, car ve mecrurun, teberri ediyorum, szyle ilintili olduunu sandklar iin, bu szde istisnann bulunmasn olumlu karlamamlar. ayet Hatib bunu kast etseydi, istisna edatnn hazf edilmesi zorunlu olurdu. Fakat byle bir anlam kast etmemitir, bilakis, ancak istisnann bulunmasyla birlikte bir anlam ifade edecek bir hususu kast etmitir. stisna edat, boa karc bir ilev grr. stisna edatndan sonra yer alan hkm, ondan

nce yer alan hkm boa karr. Bazen boa karc edat, lafz ve anlam itibariyle gerektirici bir unsur olmadan da yer alabilir. Berae, teberri etme, olumlu bir ifade olmakla beraber olumsuzluk anlamn da ierir. Tpk u ayetlerde olduu gibi: Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; ancak eleri ve ellerinin sahip olduu cariyeleri hari. Bunlarla ilikilerinden dolay knanm deillerdir. (Mminun, 5-6) Bu ayetlerde geen koruma kelimesi olumlu bir ifadedir; ancak zikredilenlerin dnda, anlamn da iermektedir. Dolaysyla takdiri alm yledir: Ayp yerlerini ancak elerinin yannda aarlar... Berae, teberri etme lafz da yle. brahim Peygamberin (a.s.): Ben sizin taptklarnzdan uzam. Ben yalnz beni yaratana taparm. (Zuhruf, 26-27) szlerine gelince, burada tam istisna sz konusudur. nk hemen sonrasnda istisna edilen zikredilmitir. Fakat bu ifade, onun bir eyden teberri ettiine dellet ediyor, ey olmayandan deil. Bunun karl ise yle sylenmi olmasdr: Her eye g ve kudret vermekten, ancak Ona teberri ettim... Fakat yukardaki ayeti kant olarak gsterenler, bu anlamlarn tmnn ortak noktasn esas almlardr. O da Allahtan bakasndan teberri etmektir. Ayeti kant olarak gsterenlerin ileri srdkleri bu anlam, tevhide delalet etmesi itibariyle dorudur. nk Allahtan bakasndan beri olma gerei ifade ediliyor. Nitekim yce Allah da bu anlam birok yerde zikretmitir. Buna aadaki ayeti rnek gsterebiliriz: brahimde ve onunla beraber olanlarda, sizin iin gerekten gzel bir rnek vardr. Onlar kavimlerine demilerdi ki: Biz sizden ve Allah brakp taptklarnzdan uzaz. Sizi tanmyoruz. Siz bir tek Allaha inanncaya kadar, sizinle bizim aramzda srekli bir dmanlk ve fke belirmitir. (Mmtehine, 4) Bu, Hatibin kast ettii anlama da uygundur. Bu ayette yer alan ifadenin kast ettii anlam, Allahtan bakasndan uzak olmaktr, Allaha snmak deil... Fakat Hatip, Allahtan bakasna snmaktan beri olduunu kast etmitir. Allaha snmak, Allaha ibadetin kapsamna girer. brahimin szlerinin bir blm de buna delalet etmektedir. nk, Allahtan bakasna ibadet etmekten veya Allahtan bakasna tevekkl etmekten teberri etmeleri bir zorunluluktur. Bu, yce Allahn uruna peygamberler gnderdii ve kitaplar indirdii tevhidin gereklemesi demektir. Fakat bazen insan, dilekte bulunurken, dua ederken, tevekkl ederken veya snrken, ibadeti srf Allaha zg klma anlamn kast edebilir. te Hatibin kast ettii de bu anlamdr. Bu, sahih, doru bir anlamdr ve szleri, kelimelerin gerek anlamlar itibariyle buna delalet etmektedir. Buna kar kanlar da doru bir anlam esas almlardr. Ayeti kant gsterenlerin de zerinde durduklar anlam dorudur. Ancak insan, ou zaman, bilinmeyeni olumsuzlarken, bilineni olumlamay kast eder.

Her trl noksanlktan mnezzeh ve yce olan Allah dorusunu herkesten daha iyi bilir. NDEKLER ALFABETK FHRST

ALFABETK FHRST AB C DE F GH KLMN OPRS TU YZ A Adem gnah ilemedi diyen kimse Adem ile Musann kssasnn dorusu udur Adem ile Musa'nn tartmas Adem ve Musa'nn tartmas Adem, gnah ilemesine kaderi gereke gstermemitir Adem, Musaya kar daha stn bir kant ortaya koymutur Adem'in Musa'ya kar kant Aklca gzellik ve irkinlik meselesi Akln Gzel Ve irkin Grmesi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz.ayeti Allah iki avu toprak avulad hadisi Allah kullarn ibadet iin yaratmtr Allah kulun seeceini bilir ve seilecek olan kaderde yazldr... szne cevap Allah ve peygamberi sevmenin delili Allah zulmeder mi? Allah, kullarnn gnah ilemesini irade eder mi etmez mi? Allahn kulu irade etmeye zorlamas

Allahn yolunu izleyen baz kimseler Allah'a eksiklik yaktranlara birka cevap Allah'n Ademoullarna nimeti Allah'n ezelde ve ebedde kadir oluu Allah'n Fiillerinin lletleri Allah'n harekete yatknlk nitelii Allah'n hikmetini bilme Allah'n hkm: Yaratma ve emretme Allah'n kudretinin her eyi kapsamas Allah'n kudretinin kapsamna her ey girer Allah'n rahmeti kendine hak klmas B Beni tansnlar, bilsinler diye Beslenme ve dayanma Bir suale iki cevap Bir eyden ancak bir ey sadr olur yanlgs Birinci mesele Bu gibi bid'atlardan nasl kurtulunur? Bu meseleye Resulullah'n cevab Bu mmetin selef kuann ve imamlarn zerinde birletikleri husus Btn hayr ve nimetler Allah'tandr C- Cebriyecilerin Kaderiyecilerle bir olmas Cehmiye ve Mutezile'ye gre Allah'n sevmesi, dilemesi ve rzas Cehmiye'nin grme, sevme ve konumay inkar etmeleri Cehmiye'nin gr, selefin cevab

Cehmiye'nin iki ana bid'ati Cehmiye'ye gre Kur'an'n mahluk oluu Cumhura gre madum bir (ey) deildir Cumhurun gr almann bazs vaciptir,bir ksm da mstahaptr nk olmas, Sonradan olmasn (hadis oluunu) gerektirir ki, bu sz terkedilmitir. szne cevap D Dostluk, sevgi ve onlar inkar edenler Drdnc mesele Duann en faziletlisi E Ecel meselesi Eer cebir doruysa, kul zorlanmtr demektir. Sana gre de zorlanan mazurdur, szne cevap Eer kabul etsen, olmaz yaratc iin takdir ngrmek. szne cevap Ehl- Snnet Ve Kaderiyecilere Gre Kader El-Muntakim (intikam alan) ismi Emir iradeyi gerektirir mi, gerektirmez mi? Emir, er' ve kader kavramlarnn aklanmas Emredilenler iinde eriatn reddetmedii bir emir sz konusuysa Emrolunan ey zerine ibadet F Fakirlerin daha ok cennete girmesi Felsefeci ve mneccimlerin akladklar baz sebepler Felsefecilerin kaderle ilgili gr Fiil ile yaplm, yaratma ile yaratlm arasnda fark yoktur Fiilde, faile ilien bir etki de yoktur, eklindeki szlere cevap

Fiillerde benzeme, sfatlarda ayrma G Geisiz ve geili fiil ve ayr gr Gemi ve gelecekte Allah'n meiyeti Gemite stisna G ve kudretten ancak o'na teberri ederim sz G yetiremeyeni teklif etme G yetirilmeyenin emredilmesi Gnahlar musibetin sebebidir Gzel ve ktlk aklla m, eran m bilinir? H Hac iin azk Hak iin hak araclyla hakkn takdiriyle mcadele Hallac'n ldrlmesi Haram yolla kazanma Hareketlerin izah Hayr Allah'tan, er eytandandr Hayr er, tekvin kader, er emir Hayr ve er de birer nimettirler Hayra ulamada sebepler en byk duadr Her mahluk Allah'n nimetlerindendir Herkese yaratlnn gayesi olan davranlarn kolaylatrlmas Hibir fiilimizle ilgili olarak bizim gcmz yoktur. diyen kimse Hulul dncesini reddedenler Hz. Nuh ve Hz. Musa'nn beddualar

blis Kaderiye bni Akl'in itiraz ki imeye ve zina yapmaya zorlanmak ki ve haram eyler ki grup insan kinci mesele lim edilgen midir, deil midir? mam Ahmed'in cevab manda istisna nsanlar drt ksma ayrlrlar nsanlar ibadet iin yaratld nsanlar eriat ve kader konusunda drt gruba ayrlrlar nsanlarn frkaya ayrlmas rade, zin, Kitap, Hkm, Kaza ve Haram Klma radenin eitleri yilik Allah'tan, Ktlk Nefistendir yilikleri Allah'a ktlkleri kendine balama gereklilii K Kader hakknda bir sual ve cevab Kader konusunda Cumhurun gr Kader konusunda dier grler Kader konusunda Mutezilenin gr Kader konusunda sufilerin grleri Kader konusunda yanlanlar Kader nceden tespit edilmi mi ? Kader, sevgi ve iradede Cebriye ve Kaderiye'nin gr

Kaderi kabul edenlerin ve etmeyenlerin grleri Kaderi olumsuzlayanlarn mecusilere benzemesi Kaderiyecilere gre insann iradesi Kaderiye'nin eitleri ve birbirlerine ters dnceleri Kadim ve sonradan olma varlk Kaza, kader ve hikmet Kaza, kader ve irade Kaza, kader, hikmet ve talil hakknda sylenenlerin en salam Kelam ilminin derinliklerine dalan ehl-i slm'n gr Kelamclarn gr Kiinin iledii gnahn Allah tarafndan yaplmas Ktlk nefistendir Ktlklerin en by Allah' inkar etmektir Kubh ve hsn konusunda insanlarn gruba ayrlmas Kudret-fill ilikisi Kul gerek fail mi? Kul ile Allah arasnda benzerlik kurmak Kullarn fiillerinde cumhurun gr Kullarn fiillerinin daha nceden takdir edilmesi Kullarn Fiillerinin Kadim Veya Yaratlm Olduu Kullarn, Allahn emrettiklerini yapmakla ve yasakladklarndan kanmakla ykml olduklar Kulun dilemesi Allah'n dilemesine baldr Kulun fiil zerine etkisi Kulun gerek anlamda fail olmadn syleyenler Kulun gnahndan baka bir eyden korkmamas sznn izah Kulun radesi

Kulun istemesi hidayete sebep olur Kulun iledii fiillere g yetirmesi Kulun kadere iman etme gereklilii Kulun kudreti ve kazanc Kulun Rabbinden bakasna umut balamamas sznn izah Kulun Rabbinden Bakasna Umut Balamamas Kulun Yapabilirlii Kur'an harflerinin Allah'n kelam olmad gr Kur'an lafzlarnn mahluk olmamas Kur'an'da iradenin anlam Kur'an'da kullarn amelleri Kur'an'da kulun fiili, dilemesi ve kuvveti L La ilahe illallah diyen kii cennete girer. deyip bunu,bizim de iaret ettiimiz hadisle destekleyen kimse M Mecusi Kaderiye Meiyet meselesi Mutezile ve Cebriye'nin gr Mutezile'nin Eariyle rtmesi Mutezile'nin gr Mbahlar, Yahudi ve Hristiyanlardan daha ktdrler Mrciyecilerle Kaderiyecilerin bir olmas Mslmanlarn nde Gelen mamlarnn Grleri Mrik kaderiye N Nefislerimizin Allah'n olmas sz

Nisa suresi 78-79. ayetleri zerinde yaplan tartma O- O da nefsindendir. lafznn faydalar P Pahallk ve ucuzluk Peygamberler ve veliler rzk talep etmemilerdir, eklindeki sze cevap Peygamberlerin gnderilmesi herkes iin birer nimet ve hikmettir R Rabbin kudreti hakknda gr Rzk kavramyla iki ey kast edilir Rzk meselesi Rzk ve rzkn artp eksilmesi Rzkta sebebin gereklilii S- Saidler ve akiler Sebeplerin en by dua ve tevekkldr Sebeplerin oluu ve msebbeblere balanmas Sebeplerin varoluu Selefi gre gre kul gerek bir faildir Selefilerin Kaderiye ve Cebriye grn reddetmesi er' ve kaderde mmin ve kaderiyecilerin yolu er'i hkmlerin emir ve neyhi eriattan hasl olan hikmet kr - tevhid birlemesi kr ve hamdn gereklilii T

Tarafmzdan kendilerine gzel akbet takdir edilmi olanlara gelince, ite bunlar cehennemden uzak tutulurlar. ayeti Tasavvufularn grleri Tasavvufta fenafillah Tesir, cebir ve rzk kelimelerinin aklanmas Tevekkl ibadettir Tevekklde yanlg Tevhid dinin ba ve sonudur Tevhide gerek anlamda ahitlik etmek U- Ulemann Drt Ana Sorusu:Yaratma, badet, Yazlma Ve Dua temel deerlendirme nc mesele mmetin selef kua ve imamlarn ittifak ettikleri grlerden bazlar Y Yapabilirlik konusunda tartmalar Yapabilirlik trleri Yapabilirlik ve fiil Yaratma ve emir hikmeti hakknda insanlarn grleri Yaratma ve kazan arasndaki fark Yaratmadaki hikmet ve rahmet Yce Yaratcnn Saptrmas Ve Hidayete Erdirmesi Z Zina gibi gnahlar nceden bize yazlmtr. sz NDEKLER

You might also like