You are on page 1of 94

T.C.

GAZ NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS FELSEFE ANABLM DALI

WTTGENSTEN FELSEFESNN K DNEMNDEK FKR FARKLILIKLAR

Yksek Lisans Tezi

Ayegl YILDIRIM

DANIMAN Prof. Dr. Kazm SARIKAVAK

ANKARA2008

NSZ

20. yy. dncesinde, felsefenin metafizikten arndrlmas ve felsefenin bilimlere yardmc ve denetleyici bir ileve sahip olmasna ynelik gr, belirgin olarak kendini gstermektedir. 20. yy. dncesinin bu genel tavrn anlamak, bu tavr belirgin hale getiren dnrleri de anlamay gerektirir. Bu yzylda, kendisine atfedilen iki ayr dnem ile Wittgenstein metafizik kart tavrn belirgin isimlerindendir. Wittgenstein birinci dneminde mantk pozitivist gr ile metafizie kar bir tavr alrken, ikinci dneminde dilin gnlk kullanmn temel alarak metafizik kart tavrn devam ettirmitir. Wittgenstein iki farkl dneme gtren fikri nedenleri, bu iki dnemin farkllklarn ve farkl dnem dnceleri olmalarna karn ayn kalan noktalar anlamak, Wittgensteinn 20 yy dncesine yapt etkiyi anlamak asndan nemlidir. alm olduumuz tezde, Wittgensteinn iki farkl dnemini karlatrmak zere yola ktk. Bu dnemlerinin anlalmas ve karlatrlmas, Wittgensteinn grlerini ve grlerinin yaad dneme ve kendinden sonrakilere yapt etkiyi ortaya koymaya imkn salayacaktr. Bu erevede tezimizin giri blmnde Wittgensteinn etkilendii ve onu iki ayr dnceye gtren faktrleri grmek asndan hayatn ve zmleyici felsefeden ald noktalar ele aldk. Birinci blmde, Tractatus Logico-Philosophicus adl eseri ile belirlenen birinci dneminin genel zelliklerini, ikinci blmde Felsefi Soruturmalar adl eseri ile belirlenen ikinci dnemini inceledik. Bu blmlerde her iki dnemin belirgin dncelerini elimizden geldiince amaya ve dncelerinde etkisi altnda kalnda grleri ya da koullar ortaya koymaya ve bylece iki dnem arasndaki farkllklar ve benzerlikleri, bu incelemeler zerinden tezimizin nc blmnde ortaya koymaya altk. Bu tez ierisinde vardmz sonular bir bakma, Wittgenstein hakknda ortaya konulmu grleri snrl da olsa kritik etme kaygs gtmtr. Bu sebeple ne ikinci

ii dnem yok saylm, ne de iki dnemi tamamen birbirinden farkl olarak ele alnmtr. Tpk, felsefede ortaya konan bir grn kendinden ncekini kabul veya reddi ile belirlenii gibi, Wittgensteinn iki ayr dnemini ve bu dnemler arasndaki geii de birbirinden kopuk olarak deerlendirmenin mmkn olmad nclnden hareketle, iki dnemi birbiri ile balantl olarak ele aldk. Sonu olarak Wittgensteinn bahsedilen dnemlerinin birbirinden tamamen farkl dncelerin oluturduu iki apayr dnem olmad, zellikle metafizie ve felsefeye kar tavrnda, yaklam tarz ya da sonuca ulama yntemi dnda hibir fark olmad sonucuna ulatk. Wittgenstein almak zere kararm verdiimde, zerinde az dnlm bu konuya ynlendirdiinden ve sohbetlerinden beni mahrum brakmayp danmanlm yaptndan dolay saygdeer hocam Prof. Dr. Kazm SARIKAVAKa minneti bir bor bildiimi sayglarmla arz eder, tedrisatndan onur duyduum sayn Prof. Dr. Nurten GKALPe ve eim Mehmet Fatih DORUCANa teekkr ederim.

iii

NDEKLER NSZ NDEKLER ......i .....iii

KISALTMALAR ....iv GR ....1

A. Wittgensteinn inde Yetitii Ortam....5 B. zmleyici Felsefe.....15 BRNC BLM.... 26 I. Dnem-Tractatus Logico Philosophicus ........26 A. Varlk (Dnya) ....33 B. Dil-Dnce .......45 C. Tractatusta Felsefe Eletirisi .....59 KNC BLM ...62 II. Dnem-Felsefi Soruturmalar .....62 A. Dil Oyunlar.....................................................................................67 B. Felsefi Soruturmalarda Felsefe Eletirisi.....................................73 NC BLM .....77 ki Dnemin Karlatrmas .77 DEERLENDRME VE SONU .....82 KAYNAKA ....85 ZET ....88 ABSTRACT .89

iv

KISALTMALAR a.g.e. ...Ad geen eser a.g.m. ...Ad geen makale a.g.t. ....Ad geen tez c. Cilt

ev. ....eviren s. sy. Sayfa Say

yay. Yayn

GR Felsefe tarihi ierisinde bir filozofu incelemek, mevzu olan filozofun iinde yaad dnemin zelliklerini, etkilendii dnce sistemlerini ve isimleri de gz nnde bulundurmay gerektirir. Her dnce sistemi, felsefenin eletirel doas gerei, kendinden nce ya da dneminde varolan grleri tasdik ya da redderek kendini ortaya koyar. Tpk felsefenin, bizzat kendisinin, mitolojik aklamalarn insan akl karsnda yetersiz kalmas ile balamas ya da Ortaa Bat felsefesinin, akln snrlar kabul etmemesi ile son bulmas gibi... Filozoflar dier felsefi grlerden hareketle kendi felsefi grlerini ortaya koyarlar. nk her felsefe, kendisini ortaya koyabilmek iin kendinden nceki felsefelerden gemek; onlar karsnda tavr alarak, kendi ayrm izgisini ekmek zorundadr.1 Ortaya koyduklar grler, dier felsefi grlerden etkilendii gibi, iinde yaadklar dnemin zelliklerinden de etkilenir. Her dnem kendine has zellikleri ile belirlenir. Bu zellikleri ortaya karan ise entelektel abalar ile sosyal hayatn karlkl etkileimi ile oluan tarihsel bir sretir. Felsefe tarihine baktmzda, her dnemde birden fazla grn ve bu grler tarafndan belirlenen sosyal oluumlarn ya da tersi- varln grmekteyiz. 20. yy. Bat Felsefesi de, sahip olduu grlerin eitlilii bakmndan olduka dikkat ekicidir. Bu yzyldaki ekonomik, toplumsal, siyasal, bilimsel ve teknolojik gelimelere de bal olarak, 20. yzylda ok eitli felsefi bak alar kendini gsterir. Ancak bu eitlilik bir ahenkten ziyade, 20. yzyldaki baz filozoflarn (ve onlar esas alan veya onlar gelitiren ynelimlerin) temel konumlar birbirleriyle sert, hatta uzlamaz bir tezat iindedir. Hatta aralarnda o kadar ar ztlklar bulunmayanlar bile, birbirleriyle giderek daha byk lde mcadele ederler.2 Ortaya kan bu mcadeleci yap, 20. yzylda filozoflarn, felsefenin eletirel yapsnn gelimesine ve filozoflarn
1 2

ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, s.6, Etik Yay., stanbul2004 FLEISCHER, Margot, 20. yy. Filozoflar, s. 9, lya yay., zmir2002

daha gerekeli bir ekilde felsefe yapmasna neden olmutur. Ortaya kan bu yap nedeniyle ve Aydnlanmann etkisinde gelien 20. yzyl felsefesinde, genel olarak, evrensel ussallk sav zerine temellenmi olmasndan dolay Bat felsefesinde bilim, mantk ve dil almalar felsefede baskn olmutur3. 20. yzyl felsefesinde dile getirdiimiz yaklamlarn basknl kendini gstermekle birlikte, bu dnemdeki dier yaklamlarn varl ve deeri de inkr edilemez konumdadr. Bu dnem felsefesinde, ilgi ekici olan, btn yaklamlarn ayn kaynaklardan beslenmeleridir. Yukarda da dile getirmi olduumuz Aydnlanmac tavr ve bilimsel gelimeler 20. yzyln genel erevesini belirlemitir. Aydnlanmac tavrda belirgin olan, Hobbes, Locke, Berkeley ve son noktada metafizii tamamen reddetmesiyle Humedan gelen ampirist gelenek, felsefenin iini sadece duyumsanan dnya olarak belirledi. Bylece felsefenin temel ilevinin bilimlerin alan olan pozitif alanla ilgilenmek olduu ifade ediliyordu. Ancak felsefenin var oluu, evrene, duyulan merakla balamt ki, bu merakn nesnesi btn varlk alanlarn, yani duyulur olan ve duyulur olamayan btn varlklar kapsyordu. Dolaysyla bu tavr, felsefeyi sadece duyulur dnyaya hapsetmek, onu bilimlerin alanna sktrmakt ki, bu felsefenin ilevini, bilimlerin cevap arad nasl? sorusu ile snrlandrmak ve hemen akabinde de bilimlere yardmc bir disiplin olarak belirlemek anlamna geliyordu. Bu erevede felsefe 20. yzyla bir kriz ile girdi.4 20. yzyl filozoflarnn bir ksm bu krizi ap felsefeye eski deerini kazandrmaya alrken, bazlar ise felsefenin iinde bulunduu durumu dorudan devam ettirerek, onu sadece bilimlere yardmc yntem arayna indirgediler. Bir tarafta, bilimin elde ettii baarlara dikkat ekilerek, felsefi bilginin niteliinin bilimsel bilginin niteliklerine uygun olmas ve felsefi aratrmalarn bilimlere temel tekil etmesi yaklam ortaya karken; dier tarafta bilimin insanlar asndan ac olan deneyleri bilime gvenmeme durumunu da ortaya kard.5 rnein Varoluulukta, bilimlerin ve ardndan

Ernest Wolf-Gazo, Yirminci Yzyl Bat Felsefesindeki Bak Alar, ev.: Erdal Cengiz, Felsefe Dnyas, sy:4, s.41 Ankara-Temmuz1992 4 FLEISCHER, Margot, a.g.e., s.30 5 TRGG, Roger, Aklclk ve Bilim, s.28, ev: Kadir Yerci, Sarmal Yay., stanbul1996

gelen teknolojik gelimelerin insanlara neler getirdii, toplum ve bizzat insan zerindeki etkileri sorgulanarak, bilimsel gelimelerin getirdii felaketlerin insann evrendeki yerinin ve anlamnn yeniden sorgulanmas tavrn ortaya karmtr. Bat dnce tarihinde, bilimsel tavr, genel olarak, metafizii yadsmaktadr. Dolaysyla, bilimselliin n planda olduu 20. yzyl felsefesinde de, metafizik bir problem olarak karmza kmaktadr. nk tek tek bilimlerin zellemi sorular erevesinde kendi bilgi alanlarn snrlandrmalar; doay ve giderek insan yaamnn deiik alanlarn kendi aralarnda pay etmeleri zerine, felsefe, kendi snrlarn, kendi nesnesini belirleme zorunluluuyla yz yze gelmitir6. Karlalan bu probleme, 20. yzylda aranan zmlerde, Kantn (17241804) akln snrlar ve metafizik ile ilgili grlerinin7 ve elbette Kantn ncl diyebileceimiz Hume8(1711 1776) etkisi grlmektedir. Kantn metafizik eletirisinin bir sonucu olarak ortaya kan, metafiziin bir bilim olarak mmkn olup olamayaca problemi, birbirine kart iki gr ortaya kard: Metafiziin nemli bir felsefe dal olarak tannmas, hem de temel bilim olarak tannmas, dahas felsefenin metafizikten baka bir ey olmad gr; bunun karsnda metafiziin yadsnmas, bilimsel olmay giderek anlamszl yznden yadsnmas9. Bu erevede metafizik ile ilgili olarak yine 20. yzyln genel karakteristiine uygun bir tablo ve Edmund Husserl (18591938), Nikolai Hartmann (1882 1950), Martin Heidegger (18891977), Karl Jaspers (18831969), Ludwig Wittgenstein (18891951) vb isimler ortaya kt. 20. yzyln ortaya koyduu bu tablo ierisinden, biz tez konumuz gerei zmleyici Felsefe ve bu tavr ierisinde nemli bir isim olan Ludwig

6 7

ALTU, Taylan, a.g.e., s.8 AKARSU, Bedia, ada Felsefe, s.7, nklp Yay., stanbul1994 8 ZELYUT HNLER, Solmaz, Drt Adal, s.96, Paradigma, stanbul2003 9 AKARSU, Bedia, ada Felsefe, s.9, nklp Yay., stanbul1994

Wittgensteinn grlerini ve gerek zmleyici Felsefe gerekse 20. yzyl felsefesi asndan nemini kendimize konu edineceiz. Felsefeyi bir bilim kesinliine ulatrma gayreti ile, felsefeden metafizii, mantksal dil zmlemeleri ile, tamamen karmay hedef edinen zmleyici Felsefe, felsefenin temel problemini yntem sorunu haline getirdi. Felsefi bilgi iin doru yntemi bulma abasndaki zmleyici Felsefe iinde Wittgenstein felsefede ifte devrim olarak nitelenen10 iki ayr felsefi dnem ile yerini ald. Gerek zmlemeci tavr ierisinde gerekse felsefe tarihi ierisinde Wittgenstein bahsettiimiz bu iki ayr dnemi ile nemli bir yere sahiptir: Mantksal zmlemeye dayanan ve Tractatus Logico-Philosophicus adl eseri ile belirlenen birinci dnemi ve dil-zmsel felsefe anlaynn hkim olduu ve Felsefi Soruturmalar adl kitab ile belirlenen ikinci dnemi. Wittgensteinn ifte devrim olarak adlandrlan iki ayr dnemdeki grlerini, bu grlerin benzerlik ve farkllklarn ve Wittgenstein iki ayr dneme, iki ayr gre gtren dnsel sreleri anlayabilmek iin, zmleyici Felsefeyi, dolaysyla etkisinde kald filozoflar ve Wittgensteinn hayatn da gz nnde bulundurmak gereklidir. nk yukarda da belirttiimiz gibi bir dnr iinden geldii dnce geleneinin etkilerini tamakla birlikte, kiinin hayatndaki zel deneyimleri ve geirdii psikolojik sreler de ortaya koyduu dncelerde etkilidir. Wittgenstein hakknda doru bir deerlendirme yapma kaygs ile iinden geldii gelenei ve hayatn ksaca inceleyeceiz.

10

SOYKAN, mer Naci, Wittgenstein Felsefesi: Temel Kavram ve Sorunlar, Cogito, sy:33, s.40, stanbul2002

A.WTTGENSTENIN YETT ORTAM Yaam ve felsefi grleri birbirine paralel ilerleyen Ludwig Wittgenstein 1889 ylnda Viyanada dodu. Anne ve baba tarafndan Yahudi kkenli bir ailenin en kk oludur. Babas Viyanal nl bir sanayici olan Karl Wittgensteindr. Babasnn sanayici kimlii ve serveti sayesinde Wittgenstein rahat bir ocukluk ve genlik dnemi geirdi. Karl Wittgensteinn serveti ve sert doas, yaamlarnn ileriki aamalarnda, Ludwig Wittgenstein ve kardeleri zerinde olduka etkili oldu. Karl Wittgenstein sert kiilii ve hrsl sanayici kimlii ile edindii byk serveti idare edebilecek ocuklar yetitirmek istiyordu. Bu istei ocuklar zerinde bir bask halini ald. Bu bask Karl Wittgensteinn iki olunun intiharna neden oldu ve bu intiharlar Wittgenstein zerinde derin izler brakt. yle ki sadece bu aile yaps iinde bulunduu dnemlerde deil, hayatnn ilerleyen zamanlarnda da srekli bunalm ve intihar dncesi Wittgensteinda hkimdi.11 Ailede, Karl Wittgensteinn sert ve inat doasnn yaratt bu olumsuz havann yannda, ok nemli bir sanat ortam da mevcuttu. Wittgensteinlarn dnemlerinde sahip olduklar servet ve tannmlklar sanat ve entelektel merakla da birleince, Wittgenstein ailesi, dnemlerinin, Johannes Brahms ve Gustav Mahler, Karl Kraus, Sigmund Freud ve Adolf Loos, Gustav Klimt ve Oscar Kokoschka gibi birok tannm ismi ile balantl12 bir hale gelmiti. Wittgenstein ailesinin sahip olduu bu evre btn ailede olduu gibi Ludwig Wittgensteinda da derin bir entelektel
Hans Sluga, Ludwig Wittgenstein, Yaam ve Yaptlar isimli makalesinde, Wittgensteinn Dncelerim yzde yz brani dnceledir. sznden yola karak onun devrim niteliindeki, ykc grlerini Yahudilii ile balantl olduu grn ortaya koyar: Eer Wittgensteinn dncesi gerekten de yzde yz brani kkenliyse bu zlp, kendine ynelik ykc bir nefrete dnme olanan her zaman barndran, ama ayn zamanda da mthi bir yenilik ve deha vaadi tayan, ta derinden kendi kendinden kukulanan bir Yahudilikti. SLUGA, Hans, Ludwig Wittgenstein, Yaam ve Yaptlar, Cogito, sy.33, s.12, YKY, stanbul2002 11 SLUGA, Hans, Ludwig Wittgenstein, Yaam ve Yaptlar, Cogito, sy.33, s.13, YKY, stanbul 2002 12 a.g.m., s.13

boyutun ve ince bir sanat zevkinin olumasna neden olmutu. Ludwig Wittgenstein ilerleyen yalarnda ince bir mzik zevkine ve ok iyi bir kulaa sahipti ve Brahms, Mozart ve Beethoven bu zevki dile getiriyordu. yle ki bu durum Cambridgedeki adalarna derinlemesine tutucu gelmiti13. ocuklarnn iyi bir eitim almasn ve oluturduu aile iinin yneticiliini yapmalarn isteyen Karl Wittgenstein, bunun gerekleebilmesi iin, ticari zeklarn kullanmalarn ve gelitirmelerini salayacak olan zel iyi ve zorlu- bir eitimi ancak evde alabilecekleri kanaatindeydi. Ancak bu ekilde bir eitim-renim grmelerini saladnda, dardaki yanl zihniyetlerden ve kt alkanlklardan korunabileceklerine inanmt.14 ocuklarnn eitimi ile ilgili balatt bu uygulama, iki olunun Hans ve Rudolf- babasnn isteklerine kar kmalar, onun istedii tarzda bir eitim almak istememeleri ve istedikleri meslei seme arzusu ile karlanca gerek Karl Wittgenstein gerekse btn aile iin dnm noktas olan iki intihar ortaya kt. Tutumu nedeniyle iki olunun intihar ile kar karya gelen Karl Wittgenstein, Ludwig Wittgensteinn eitimi iin farkl bir tutum izledi ve onu 1903te Linzdeki daha teknik ve daha az akademik 15, temel dersleri matematik, doa bilimleri, ngilizce ve Franszca olan16 Realschule gnderdi. Ludwig Wittgenstein, ailesindeki frtnal ortamda kendisine olduka yumuak bir tavr belirlemiti, aabeyleri kadar isyankr deildi. Wittgenstein iin bakalarnn arzularna uyma ynndeki basklar dsal olduu kadar isel bir hal almt. Bu basklarn arl altnda insanlarn onun doal eiliminin, kendisini babasnn tercih ettii meslekte eitecek teknik konulara
MONK, Ray, Wittgenstein-Dhinin Grevi, s.38, ev.: Berna Klner-Tlin Er, Kabalc Yay, stanbul2005 14 MONK, Ray, Wittgenstein-Dhinin Grevi, s.3435, ev.: Berna Klner-Tlin Er, Kabalc Yay, stanbul2005 15 MONK, Ray, a.g.e.,s.40 16 SOYKAN, mer Naci, Wittgenstein-Yaam, Felsefesi, Yaptlar, s.57, MVT Yay., stanbul2006 Wittgensteinn ailesindeki alkantlar nedeniyle iine dt durum uzun zaman onu etkilemi olacak ki, 1950de unlar yazd: u insanlara bak: Biri brnn ausu. Ana olun ve tersi, vb., vb. Ama ana kr, oul da yle. Belki vicdanlar szlar, ama neye yarar? ocuk ktdr, ama kimse ona baka trl olmay retmez ki; anas-babas da gsterdikleri budalaca yaknlkla daha da beter ederler onu; nasl anlasnlar ki, ocuk nasl anlasn ki? Sanki hep birlikte ktler, hep birlikte masum.- Yan Deiniler97, s.61, ev.: Oru Aruoba, Altnkrbe Yay.,stanbul1999
13

ynelik olduunu dnmesine izin vermiti17. Bu dorultuda da babasnn kendisi iin setii mhendislik mesleini kabullenmi ve bu alanda eitilmeyi kabullenmiti. Ancak kendisinin bu alan iin ne beeniye ne de yetenee18 sahip olduuna inanyordu. Bu tablo ierisinde babasnn setii Realschule gitti. Wittgenstein, 14 yanda Realschulea gidinceye kadar btn eitimini evde alm ve bu dnem ierisinde arkada olmamt. Btn ihtiyalar ev ierisinde karlandndan ve d dnyaya evin iinden bakt iin, Wittgensteinn Realschuledaki davranlar da evde rendii davranlard. Arkadalarndan kendisine siz diye hitap etmesini istiyor, kendisi de Bay diye hitap ediyordu.19 Dolaysyla bir soylu okulu olmayan Realschuledaki dnem Wittgenstein iin hi de i ac deildi. Alkanlklar, davranlar ve dier zellikleri ile okulun dier rencilerinden tamamen farklyd ve bu nedenle dier rencilerle atmalar yayordu; haliyle pek arkada yoktu. Okulda iyi bir arkada olmad gibi, pekiyi bir renci de saylmazd. Ray Monk, Realschuleda dersleri olduka kt olan Wittgensteinn derslerindeki baarszln, okulda mutsuz olmasndan kaynaklanm olabileceini syler: mrnde ilk kez aile evinin imtiyazl evresinden uzakta yayordu ve byk ounlukla ii snfndan gelen dier renciler arasnda kendine arkada bulmakta zorluk ekiyordu. Onlar ilk kez yakndan gzlemlemi ve kaba davranlar karsnda dehete kaplmt.20

MONK, Ray, a.g.e.,s.40 a.g.e.,s.40 19 SOYKAN, . Naci, a.g.e.,s.5657 Kimberley Cornish Linz Yahudisi adl kitabnda, Wittgenstein ile, onunla ayn dnemde Realschuleda olan Hitler arasnda olabilecek balanty bu atmalar zele indirgeyip Hitler ve Wittgenstein farkl toplumsal ve ekonomik yaplardan gelmekteydi ve bu iki ergenin psikolojisinde etkiliydi-, referans gstererek ifade eder. Hemen hemen ayn yalarda, ayn okulda bulunmu olan bu iki isim arasnda yaanm olmas muhtemel durumlarn tarihe yn vermi olabilecei savn kantlaryla ortaya koymaya alr. Eer Cornishin iddialar doruysa, Wittgenstein yaantsyla ve iinde yetitii koullar nedeniyle sahip olduu psikolojik durumlarla sadece felsefede ifte devrim yapmam, ayn zamanda da insanlk tarihine Hitler ismini de kazandrmtr. 20 MONK, Ray, a.g.e.,s.41
18

17

Linzde geen ve hi iyi olmayan yln ardndan 1906 ylnda Berlin-Charlottenburgdaki Teknik Yksek Okuluna, babasnn tevikiyle, makine mhendislii okumaya gitti. 1908de sertifikasn alarak bu okuldan mezun oldu. Bu dnemde felsefe ile ilgilenmeye balad. Ancak kendi ilgileri ile babasnn beklentileri farklyd ve bu dnemde felsefe onun iin baskn olmad. Babasnn beklentilerini gerekletirme gayesinin hkim olduu bu dnemde, Berlinden ayrldktan sonra havaclk almalarn ilerletmek iin Manchestera gitti.21 1908 baharnda havaclk aratrmalar iin Manchestera gelen Wittgenstein, ayn yl gz dneminde Manchester niversitesi Mhendislik Blmne aratrma rencisi olarak balad. Bu dnemde teorik matematie ilgi duymaya balad. eitli matematik sorular ile ilgileniyor ve okuldaki birka arkadayla ile birlikte toplantlar yaparak bu problemleri tartyorlard. Tartma konusunu oluturan matematik sorular matematie mantksal temeller salamaya ilikin sorunlar gndeme getirince bir aratrma grevlisi Wittgensteina Bertnard Russelln Matematiin Prensipleri adl kitabn verdi.22 Matematiin prensiplerini okuyan Wittgenstein, kitapta mantk ve felsefe ile ilgili grleri olduka geni bir yer kaplayan Gottlob Frege ile tanmak istedi ve bu isteini gerekletirmek iin Jenaya gitti. Frege, ona, Cambridgede Bertnard Russell ile almasn tavsiye etti. Fregenin tavsiyesi ile Russelln yanna gitmesiyle, Russell ve Wittgenstein arasnda, ikisi asndan da belirleyici olan ibirlii dnemi balad. Tanmann ardndan gelen srete Cambridgede, matematiki Alfred North Whitehead, filozof George Edward Moore, ekonomist John Maynard Keynes, tarihi Lytton Strachey gibi dnemin nemli isimleri ile tant.23

1914te savaa katldnda karlat durum karsnda yazd satrlar, Linzde Wittgensteinn nasl bir iz braktn ok iyi zetlemektedir: Beni zor gnler bekliyor. nk tpk Linzdeki okulda olduu gibi satldm ve ihanete uradm.-El Yazmalar, Akt.: Ray Monk, a.g.e., s.176 21 MONK, Ray, a.g.e.,s.5859 22 MONK, Ray, a.g.e.,s.6063 23 SLUGA, Hans, a.g.m., s.1415

18 Ekim 1911deki ziyaretinin ardndan Russelln derslerini dzenli olarak takip etmeye balad. Gz dneminin sonunda Russella, felsefe ile havaclk arasnda tereddtte kaldn syleyerek, kariyerini devam ettirecei alanla ilgili tavsiyesini istedi. Russelln felsefeyi nermesi, Wittgensteinn hayat asndan bir dnm noktas oldu24. Bu noktadan sonra Wittgenstein matematiksel mantk alt ve Russell ve Mooreun derslerini takip etti. Bu dnemde Russell ile birlikte yapt almalar olduka verimliydi. Russell, Wittgensteinn dier rencilerinden ok iyi olduunu, hatta dahi olduunu dnyor ve ayn zamanda onun felsefe almalar esnasndaki tavrlarn ok heyecan verici bulduunu dile getiriyordu:geleneksel dahi kavramna uyan tandm en kusursuz rnek belki de; heyecanl, derin, duygulu ve baskn.25 Bir taraftan Russell ile matematiksel mantk alan Wittgenstein bir taraftan da Mooreun derslerini takip ediyordu ve bu iki isim Wittgenstein felsefesinde etkisini gsteren iki isim oldu. 19111913 yllar arasnda Cambridgede renci olan Wittgensteinn babas, Karl Wittgenstein 20 Ocak 1913te dil kanserinden ld ve Wittgensteina 300.000 altn kronluk bir servet brakt.26 Fakat Wittgenstein kendisine kalan bu serveti kendisi kullanmayp, onu datmay tercih etti. Wilhelm Weischedel Felsefenin Arka Merdiveni isimli kitabnda Wittgensteinn zenginlikle olan ilikisinden etkilendii iin ona filozof anlam yklerken, bamszln ve zgrlk olgusunu gzler nne sermeye alr. phesiz ki, 20. yzyln balar 19. yzyldan youn bir ekilde gelen mlkiyet olgusunu savunu veya reddedi ekseninde gereklemitir. Wittgenstein da mlkiyet ile olan ilikisini ak bir biimde reddedi ile gerekletirmitir. Babadan kalma mirasn armaan etti. Onu kukusuz yoksullara vermedi, velev ki balarla cmerte desteklenmi olan Trakl ve Rilke gibileri yoksul snftan saylsnlar: Wittgenstein parasn, aslnda zaten son derece zengin olan kardelerine balad.27 Bu alntdan da

24 25

MONK, Ray, a.g.e.,s.7477 RUSSELL, Bertnard, zyaam yks, Akt: Ray Monk, a.g.e., s.84 26 SOYKAN, . Naci, a.g.e.,s.61 27 WEISCHEDEL, Wilhelm, Felsefenin Arka Merdiveni, s.381, z Yay., stanbul1993

10

anlalaca zere Wittgenstein mlkiyet kavramna kar mesafeli durmu ve kendisini snrlayacak maddi sahiplie kar o sahiplikten vazgei arzusu sergilemitir. Bu Wilhelm Weischedel tarafndan apak bir ruhi bamszlk durumudur; hatta filozofluun da geerli bir gerekesidir.28 Fakat unu sylemekte fayda bulunmakta: O kendisine miras yoluyla geen mlkiyetten vazgeerek maddi temelli bir snrlanmdan kurtuluyordu. lgin olan ise, bamsz bir tavr sergilerken, yani miras yoluyla elde ettii kendine ait bir eyden vazgeerken aidiyetinden vazgemiyordu. Mirasn bir ksm tekrar kardelerine balanrken, dier ksm iinde yetitii evreye vurgu yaparcasna sanatlara balanyordu. Bu durum ondaki bamszlk olgusunun etmektedir. da snrsz olarak yorumlanmamas gerektiine delalet

Wittgenstein,

Birinci

Dnya

Savandan

nce,

yalnz

kalmas

gerektiini, mnzevi bir hayat isteini syleyerek Cambridgeden ayrlr ve Norvee gider; orada mtevaz bir iftlikte sakin bir yl geirir. Savan balamas ile gnll olarak Avusturya-Macaristan ordusuna katlr ve savaa gider. Savaa katldnda tek bir kaygs vardr, felsefe almalarna devam edip edemeyecei... Fakat bu kaygsnn yersiz olduu savata bulunduu dnemde tuttuu defterlerle ortaya kmaktadr. Bu defterler, aslnda, en zorlayc koullar altnda alabildiini29 gsterir niteliktedir. Bu defterlerdeki almalar, Russell ile tartmalarnn kesildii noktadan devam eder. Fakat savan ilerleyen zamanlarnda konu Russellla baladklar noktadan uzaklar, yeni sorunlar gndeme gelir. Belki savan onda yaratt psikolojik durumlardan, kendi varln, hayat ve hayatn anlamn sorgular. Bu dnemde Tolstoy ve ncili okur; ayrca defterleri Schopenhauer, Weininger, Mauthnerin grleriyle de ilgilendiini gsterir. Bu dnem defterleri, Wittgensteinn o dnemde, etik, estetik, iyi ve kt bilin, mutluluun zellii, intiharn gnah olup olmad gibi sorular zerine dndn

28 29

WEISCHEDEL, Wilhelm, a.g.e., s.381 SLUGA, Hans, a.g.m., s.17

11

gstermektedir.30 Sava dnemince felsefeden uzak kalmayan ve notlar alan Wittgenstein, savan sonlarna doru felsefi grlerini toparlamaya ve Tractatus Logico-Philosophicusu oluturmaya balar. Sava bitmeden iki ay nce ald izin ile Viyanaya gelen Wittgenstein, Tractatusa burada son halini verir. Wittgenstein, Tractatusu tamamladnda onun anlalmayacandan, dolaysyla kendisinin anlalamayacandan korkmutu. Nitekim yle de oldu. Kitabn ilk nshas olan el yazmasn Russella gnderdi, daha sonra iki nsha da Frege ve Engelmanna. Frege, Wittgensteina yazd mektupta, kitapla ilgili izlenimlerini dile getirdi: Kitap dilinin akl konusunda kukuluydu. Kitaptaki ilk on nermeye vurgu yapyor; balangta karsna kan olgu, durum, olgu balam gibi terimleri kullanmasndaki amac eer rneklendirirse anlayabileceini sylyordu. Wittgenstein, Fregenin ifadelerinden kitabn tamamn okumad sonucunu karyordu.31 Russelln kitapla ilgili yorumlar daha derli toplu ve Wittgenstein iin daha umut vericiydi. Ancak o da anlamakta glk ektii noktalar olduunu dile getiriyor ve bunlar kendisine aklamasn istiyordu. Uzun sren mektuplamalarn ardndan Russell ve Wittgenstein bir araya gelerek kitap hakknda konuma fikrinde hemfikir oldular. Kitap Russell iin sadece anlalmas g bir kitap deildi, ayn zamanda kendisine ait baz fikirlerin de reddine gidildii bir kitapt. Wittgenstein, Tractatusta, Tipler Teorisi, sembolizm, st dillerin uygulanabilirlii problemi, Snflar Teorisi, vb konularda ya Russella aykr grler ortaya koyuyor ya da Russelln kabul ettii anlamda bir nem vermiyordu.32 Kitabn yaynlanma sreci de, anlalmas kadar skntl oldu. Kitap yaynlanmas iin birok yayncya gtrld, ancak yayn evleri kitab yaynlamak istemedi. Bunun zerine Russelln nnden yararlanlmak istendi, Russell bu amala on alt sayfalk bir giri yazd; fakat Wittgenstein,
30 31

SLUGA, Hans, a.g.m., s.17 MONK, Ray, a.g.e.,s.243244 32 MONK, Ray, a.g.e.,s.245249

12

Russelln tek yanl yorumlarn gereke gstererek bunu istemedi dolaysyla kitap yaynlanamad. 1921 ylnda Tractatus, Avusturya dergisi Ostwalds Annalen der Naturphilophiede yaynland. Bu yayndan sonra, 1922de Londrada, yaynland.
33

kitap

iki

dilde

Tractatus

Logico-Philosophicus

balyla

Wittgenstein, Tractatusta geleneksel felsefenin dilimizin mantnn kkten yanl anlalmasna dayandn gstermeyi amalar.34 Dilin ve dnyann mantksal yaps ve bu konudaki tanmlamalar, simgesel mantk ve uygulamalar hakkndaki savlar bu konularla ilgilenen felsefeciler iin olduka heyecan vericiydi ve onlar iin temel kitap halini almt. zellikle mantk pozitivistler iin kitabn deeri tartlmazd. Ancak Tractatusun yaratt durum Wittgenstein iin fazla bir anlam ifade etmiyordu. nk o, Tractatusta btn felsefe problemlerini zdn syler ve Tractatusu anlayan herhangi bir kiinin nermelerini anlamsz olarak bir kenara ataca, stne ktktan sonra merdiveni bir kenara ataca sonucuna varr. Byle bir duruma ulam biri, artk felsefi nermeleri ifade etmeye istekli olmayacaktr. Dnyay doru grecek ve bylece kesin anlaml nermelerin yalnzca doa bilimin nermeleri olaca anlayacaktr35 Anlaml nermeler, doa bilimin nermeleri idi; ancak doa bilimleri insann olgusal olmayan ynne ulaamyordu, bugne kadar bunu felsefe yapmt. Oysa Wittgenstein felsefenin bu alana ilikin syleyebilecei her eye kapy kapatmt Tractatusta. Olgusal olmad iin anlamsz olarak nitelenen bu nermelerin bu noktadan sonraki durumu ne olacak? Wittgenstein, bu nermelerin dnlebilir olduunu, ancak dile getirilemeyeceini Tractatusun son nermesinde ifade eder: zerine konuulamayan konusunda susmal.36 Metafizik olan dil alanndan karp, onu yalnzca dnmeye mahkm eden Wittgenstein btn felsefe problemlerini zd iin, artk felsefede yapaca bir ey kalmadna inand ve felsefesiz bir hayat kurma karar ald.

33 34

SOYKAN, . Naci, a.g.e.,s.6768 SLUGA, Hans, a.g.m., s.19 35 SLUGA, Hans, a.g.m., s.20 36 Tractatus7

13

Wittgenstein, felsefesiz ve mtevaz bir hayat kurma kararn, savata bulunduu dnemde edindii retmenlik fikri ile birletirir. 1920 ylnda retmen enstitsnden retmenlik sertifikasn ald ve ilkokul retmenliine balad. lk grev yeri Trattenbach kynde, iki yl retmenlik yapt. Ardndan 1922 ylnda Puchber am Schneeberg ilkokuluna, 1924te ise Otterhal kyne retmen olarak gitti. Otterhalde bir rencisine tokat atmasyla kan olaylar sonucunda retmenlikten istifa ederek 1926ta Viyanaya dnd. 1929ta tatil amacyla Cambridgee gitti. Cambridgee gelmesiyle filozof evresi onunla balantya geti. Baz Cambridgeli retim yeleri onun niversiteye dnmesini istiyorlard. Bu amala Tractatus doktora tezi olarak kabul edildi, Wittgensteina burs ayarland ve Cambridgede ders vermeye balad. Wittgensteinn Cambridgedeki bu ikinci dnemi ayn zamanda felsefesindeki ikinci dnemi de oldu. Balayan bu yeni dneminde Tractatusun felsefesini merkeze alarak dilin resim kuram zerine almaya balad. almasnn ilerleyen aamalarnda, birinci felsefe dneminde baskn olan dilin atomcu kavran ile yollarn ayrd, bu ekilde Russelln grleriyle de ayrlyordu. lk kitabnda Russell ve Fregenin mantk almalarnn etkisi vard, bu yeni dnemde ise Wittgenstein, sradan dilin gerek ileyii ile ilgilenmeye balad. almasnn ilerleyen safhalarnda Wittgenstein, gnlk dil, dil oyunu gibi ifadelerle belirlenen ikinci felsefesini oluturdu. Bu dnemde yeni felsefesi ile ilgili bir ey yazmad. Cambridgedeki retim yelii bittikten sonra Wittgenstein, dokuz aylna Skjoldendeki kk kulbesine gitti ve ikinci dnemini belirleyen kitab Felsefi Soruturmalar yazmaya orada balad.37 Ancak Felsefi Aratrmalar o hayattayken yaynlanmad. 1939 ylnda Wittgenstein, Mooreun krssne profesr oldu. Krsy ald dnem kinci Dnya Savann balad ve Wittgenstein gnll olarak
37

SOYKAN, . Naci, a.g.e.,s.75

14

katld ve hastanede hasta taycl ve tbbi aratrma laboratuarnda laborantlk yapt. Savan ardndan Cambridgee dnd ve ders vermeye balad. Derslerin ierii Felsefi Soruturmalardaki problemlerden oluuyordu. Fakat profesrlk ona sama bir mevki gibi geliyordu, bu nedenle ksa bir sre sonra istifa ederek, rlandaya gitti. Orada Wittgensteinn alk olduu tarzda mtevaz bir iftlikte almalarna devam etti. Fakat bu srete sal bozulan Wittgenstein 29 Nisan 1951de ld.

15

B. ZMLEYC FELSEFE 20. yzylda ngiltere ve ABDde olduka etkin olan, felsefenin kendi alan iine giren problemleri kesin sonulu olarak zecek biricik yntemin felsefi analiz ya da kavram analizi olduunu, dolaysyla olgulara ve anlamlara en uygun decek mantksal formun, dil yoluyla, tmcelerin ya da kavramlarn, dilsel ifadelerin analiz edilmesi ile bulunabileceini38 savunan zmleyici Felsefe, felsefenin bugne kadar urat problemlerin sahte problemler olduunu, felsefenin kendisinin bilgi retmediini, felsefe tarihinde eser vermi dnrlerin aslnda dilin yaratt sorunlarla, dilden kaynaklanan problemlerle uram olduklarn39 dile getirir. zmleyiciler, Kantn metafizik eletirisinden yola karak, felsefeden metafizii tamamen karma ve felsefeyi bilimlerin zelliklerine sahip bir disiplin haline getirme gayretinde olmulardr. nk Kant, olgusal dnme tarznda metafizii gereksiz gryor; fakat ahlaki bir alan olarak deerler sz konusu olduunda metafiziin gereksinimini, en azndan ahlak asndan kabul ediyordu. Bu ise numen-fenomen ayrmna yol aan temel sebebi ortaya karyordu. Dolaysyla insann bilebilecekleri ile bilgisi dnda olanlar arasndaki ayrm keskinleiyordu. Hlbuki 17. yzylda Descartes (15961650) ile birlikte ortaya kan ruh-beden ikilemi, modern felsefe asndan, yeterince eliki oluturmutu. Kant da dhil olmak zere, Modern Felsefe, bu ikilemin ortadan kalkmas zerine aba sarf etmiti. Bu ikilem ya ruh lehine zmlenerek idealist bir bak asna ya da beden lehine sonulanarak materyalist bir bak asna yol amt. Fakat Kantn bak olaya ruh-beden ikileminden ziyade baka bak alar da ykleyerek fenomen-numen ayrmn getirdi.

38 39

CEVZC, Ahmet, Felsefe Terimleri Szl, s.1718, Paradigma Yay.,stanbul2000 a.g.e., s.18

16

Karmza ruh-beden ikilemi yerine artk fenomen-numen ayrm gelmitir. Dolaysyla ikilem ierik ve anlam deitirerek ayrm haline dnmtr. Problemin bu hale dnmesi ile artk ontolojik boyut, dolaysyla metafizik bir tarafa braklmakta ve problemler sadece epistemolojik bir hal almaktadr. Artk tartlan neyin var olduu ya da olabilecei deil, neyi bilip bilemeyeceimizdir. Bu noktadan hareketle zmleyiciler neyi, nasl bilebileceimiz zerine younlarlar. Dolaysyla felsefenin tarihi boyunca, ona bilimlerin anas sfatn veren nedenleri sorgulama ve evrene, pratik her hangi bir kayg olmakszn sadece merak nedeniyle bakmak bir keye atlyordu. Bu noktada zmleyicilerin felsefeden istedikleri ey bilimlerin anas olmas deil, bilimlerin yani ocuklarnn gsterdii gelimelerden, kazandklar baarlardan rnek almas ve onlar gibi olmas idi. Felsefeden metafiziin uzaklatrlmas ve onu bilimlere yaklatrma abasnda zmleyiciler tarihsel balamda, Kantn da ncl olan, David Humeun (17111776) kukucu grgclnden de etkilenmilerdir. David Humeun insan zihninin ontolojik problemleri zebilme gcne sahiplii ve buna paralel olarak da metafiziin mmknlne ynelik eletirileri ile metafizik tavrn felsefede neden olduu sonu gelmeyen problemlerin ortadan kalkmas ve salam temeller zerinde hareket edilebilmesi iin deneye ve pozitif alana dnlmesi eklindeki dnceleri zmleyicilerin genel tavrn belirleyen grlerdendir. Eletiri felsefi tavr asndan olduka nemlidir. Ancak eletiri ile akl kendini bal olduu etkenlerden, dogmalardan ve alkanlklardan kurtarabilir ve felsefe mmkn olabilir. Bu nedenle, Hume asndan, eletiri metafizie kar tavrda nemlidir. nk eletirinin, metafizik karsnda kesinlie varmak gibi byk bir stnl vardr; nk, ayn zamanda her dnceyi ve her ahlak ykacak olan bir phecilie dmeden, bunun hayali olmasndan phe edemeyiz. Bu ekilde anlalan felsefeden vazgemekte,

17

en cretli teorilere kendimizi koyuvermekten daha ok tedbirsizlik, acelecilik ve hatta dogmatizm vardr40. Dolaysyla eletiri bize metafiziin veremedii bir eyi verecektir: Mdrikemizin snrlarn aratrmay ve melekelerimizi analiz etmeyi. Bu ekilde mdrikemizin snrlarn grerek neyi bilip, neyi bilemeyeceimizi grebiliriz. Aratrmasnn sonunda, metafiziin bilgi nesnesi yapt soyut ve akn eyleri insann bilme yetisinin dnda tutan Hume, bunun nedenini bilgimizin kaynann duyular ve deneyim olduunu syleyerek aklar. Bu erevede felsefe, ancak fenomenleri aklamak iin kabul edilebilir ve yine de ayn zamanda itiraf edilmelidir ki, fenomenler onu kullanmay pek gerektirmeyecek kadar kendilerinden aktr41. Bu ampirist yap hemen ardndan metafiziin yadsnmasn, yok saylmasn getirir. nk grnen gerektir ve bu apak olandr, bilgi kaynan ondan alr; yle ki, bizzat kendime ait bilgim bile benim dmdakilerin varl ile, onlar tekini- alglayp varlmn farkna varmamla, mmkndr, alglarmn dnda olan bilgimin dnda olandr, metafiziktir ve bilgi alannn dndadr. Bylece Hume 20. yzylda analitikilerin ncl olacak yapy ampirizmi benimseyip, her trl metafizik eyi reddederek ortaya koyar. 20. yzyla gelindiinde Wittgenstein, Humeun bilgi alannn dna att metafizik sylemleri, olgular dnyasnn yani dil mantnn dnda olduu iin sama olarak nitelendirecektir: Felsefe konularnda yazlm ounluk tmceler ve sorular yanl deil, samadr. Bu yzden de bu trden sorular hibir ekilde yantlayamayz, olarak ancak samalklarn saptayabiliriz42; belirlenecektir; doru ya da yanl deil, sama olarak

nk metafizik bir nermenin doruluk ya da yanlln

ortaya koyabilecek dorulanabilirlik ilkesini uygulayabileceimiz- bir kritere sahip deiliz, dolaysyla Wittgenstein ilerleyen zamanda Humeun bilgi alann dnda brakarak reddettii, Kantn numen olarak dile getirdii,
WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, s.293, Sosyal Yay., stanbul1998 Humeun bu gr 20. yzylda analitik felsefe ierisinde sorgulanmasna gerek olmayan bir ncl olacak ve Wittgenstein ilk dneminin belirleyicisi olan Tractatusun ilk nermesi olarak karmza kacaktr:Dnya, olduu gibi olan her eydir. Trac.-1 41 ZELYUT HNLER, Solmaz, Drt Adal, s.95, Paradigma, stanbul2003 42 Tractatus, 4.003
40

18

alanda konuulmamas gerektiini syleyecektir: zerine konuulamayan konusunda susmal.43 nclleri olan dnrler ve doa bilimlerinin baarlar zmleyici Felsefenin genel tavrn ve problemini belirledi. Felsefenin eski sorular yeniden soruldu ve bu sorulara 20. yzyln karakteristik yapsna cevaplar verildi. Bu alanda en temel sorular ise, felsefenin ne olduu, ne yapmas gerektii ve ne yapabilecei idi. Elbette bu sorulara bal olarak da filozofun ne yapt, ne ile urat da cevap aranmas gereken problemler olarak ortaya kt.44 Bu sorulara cevap arayarak baladklar felsefenin ilerleyen safhalarnda, felsefe, zmleyiciler iin bilimsel tavr en iyi yanstacak ve bu ekilde de bilimlere yardmc olacak bir yntem aratrmas halini ald. zmleyici felsefe, temel aratrmas olarak da adlandrlr; nk urat problemler, yukarda da dile getirdiimiz gibi metafizikten uzaktr ve bilimlerin temel sorunsallndan gelitirilen sorulardr.45 Genel kayg metafiziksiz bir felsefe olunca, ortaya koyulacak sistem de buna uygun olmaldr; nk, felsefeden metafizik ifadelerin karlmas, bilgi, bilim gibi terimlerin nasl kullanlmas gerektiini dzenleyen normatif bir tavr ngerektirir46. 20. yzylda bilimlerin ilerlemeleriyle ortaya kan kavramsal yapya felsefenin geleneksel yaps ile yaklamak mmkn deildi. Dolaysyla felsefe iin yeni bir yntem bulunmalyd. Bu erevede aranan yntem, felsefede geerli bilgiye ulamay mmkn klacak bir yntem olmaldr. Bir bilginin geerli bilgi olmas ise, onun her trl metafizik tavrdan uzak olmas, yani pozitif alana ait bir bilgi olmas anlamna gelmektedir. zmleyiciler, felsefenin yeni yntemini dil analizi olarak belirlediler. Ortaya kan felsefi sorunlar ancak dil analizi ile akla kavuturulabilir

43 44

Tractatus, 7 FLEISCHER, Margot, a.g.e., s.30 45 AKARSU, Bedia, a.g.e. s.235236 46 ALTU, Taylan, a.g.e., s.35

19

grn savundular. Yani felsefede yaplacak ey, tek tek her durumda felsefi problemleri dil asndan ele almak ve problemlere dil analizi yaparak zm aramakt47 ve dile ncelik veren ve zmleyicilerin yapmak istedii bilimsel ynteme uygun bir dil analizi ancak mantkla mmkn olabilirdi; nk dile ncelik veren tek bak as mantksal bak asdr48. zmleyici felsefede, mantksal zmleme ve dil analizi btn yntemi ve ayn zamanda da, felsefenin ilevini belirler. Bu bak asyla felsefenin ilevi, btn bilgiyi zmlemek; bilimin ve gndelik dilin btn savlarn, bu tr her savn anlamn ve aralarndaki bantlar ak klmak, bylece, sylemelerimizde gizlenmi belirsiz sezgilerin, dnyaya ilikin anlatmlarmzdaki szel karklklarn veya karanlk kalm ilikilerin akla kavuturulmas ve bilimsel, felsefi sorunlarn anlalr biimde formle edilmesidir49. zmleyiciler, felsefenin bu belirlenen ilevini yerine getirebilmesi iin, modern bilimlerin yntem ve kavramsallatrmalarna kout olan bir felsefe iin ilk olarak, metafiziin karsna anlaml nerme-anlamsz nerme felsefenin ayrmyla50 ampirist karlar. gelenekten Anlaml-anlamsz ald miras nerme, mantksal zmleyici nermelerin

dorulanmas iin kullanmas ile dorulanabilirlik ilkesine bal olarak belirledikleri bir ayrmdr. Humea gre bilgilerimizin kayna deneyimdir. Bilgimizin snrn belirleyen ise olgusal olan ve matematie ilikin ide balantlardr. Bu noktada bilgiyi duyular ve deneyim yoluyla edinilen eylerin alglar ile snrlandrr. Zihin alglar ise izlenimler ve ideler olmak zere iki formda karmza karlar ve bunlar zihnin btn ieriini olutururlar. zlenimler dnmenin ve bir adm tesinde de bilginin ana maddesini olutururlar.

47 48

ROSSI, Jean-Grard, Analitik Felsefe, s.1, Paradigma, stanbul2001 a.g.e., s.2 49 ALTU, Taylan, a.g.e., s.36 50 ALTU, Taylan, a.g.e., s.9

20

deler ise izlenimlerin kopyalardr. Humea gre gerek duyusal alglarmz gerekse i alglarmz izlenime baldr. Dolaysyla bizim bilgilerimiz, matematik bilgisi dnda nk matematiksel nermeleri dile getiren nermeler sezgiye ve kantlamaya dayanan kesin dorulardr-, d dnyadr ve byle bir yap ierisinde her hangi bir nerme ya da kavramn anlaml olup olmad ancak duyulur dnyaya bakarak anlalabilir; eer kayna bir izlenim ise anlamldr. Humeun bu grleri Analitik Felsefede kendini youn olarak gsterir.51 Dorulanabilirlik lkesi, bir nermenin ancak ve ancak bir olguya karlk gelmesi ile o nermenin doruluk deerine sahip olmasdr. nerme, deneyim ile dorudan kar karya olarak dorulanabilir ya da yanllanabilir olmaldr.52 Eer bir olgu, mevzu olan konu ile ilgili nermeyi karlyorsa, o nerme dorudur. Dorulanabilirlik ilkesi, dncenin doruluunu, olgusal olan olarak belirlenen gereklikle, olgusal dnya ile ilikisine balar; yani bilgiye olgucu bir yaklam sz konusudur. Bu durumda Kar beyazdr gibi bir nermenin doruluu, ancak ve ancak, olgularla belirlenen dnyaya bakldnda, nermenin ifade ettii bantnn, kar ile beyaz olma arasnda o bantnn varlnn gsterilmesi ile kantlanabilir. Eer dnyada, nermenin dile getirdii bir bantya rastlanmazsa nermenin doruluundan bahsedilemez. nermelerin doruluunun d dnyada, nermenin ortaya koyduu bantnn d dnyada bir bantya karlk gelip gelmediinin aranmas, btn bilgi kaynaklarnn d dnyada olmas demektir. Dolaysyla bilgimiz doru bilgimiz-, nermemizin deneye dayal olarak dorulanmasna baldr. Bilgimizin deneye bal olmas, btn bilgi srecimizin deneye dayal kaynaklara bal olmas anlamna gelir.

ZELYT HNLER, Solmaz, a.g.e., s.9096 THILLY, Frank, Felsefenin yks:ada Felsefe, s.486, ev.: brahim ener, zdm Yay., stanbul2002
52

51

21

Bilimin doasna uygun olan dorulanabilirlik ilkesi, nermenin deneysel alanda bir karl olup olmadna bakar. Eer nermenin denetlenmesi, dorudan doruya deneyimle karlatrlamyorsa, o zaman mantksal zmleme yoluyla nermeye uygun decek nermelere ulalmaya allarak dorulama yaplmaldr. ayet, nerme deneyimle ne dorudan ne de dolayl olara karlatrlabiliyorsa, bu durumda, nermenin her eit bilimsel anlamdan yoksun olduu ortaya kar.53 Bylece, doa bilimlerine de yardmc olan formel bilimler de dorulanabilirlik ilkesinin kullanm alanna girer. zmleyicilerin ald tavr nermelerin anlamll ve anlamszl zerine younlatndan, ki bu younlama hem deneysel alan hem de formel bilimler alann kapsadndan, mantk almalarnda, zellikle de modern mantk almalar ve matematiin temel aratrmalar54, n plana kt. zmleyiciler klasik mantkta ortaya kan dilsel problemleri amak, ok anlaml ifadeleri ortadan kaldrmak iin modern manta younlatlar. Klasik mantk, doru bilgiyi elde etmede hata riskini azaltyordu; ancak yeterli deildi. Bilgi ancak ve ancak hkm bildiren ifadelerle, yani nermelerle dile gelebilir. Bilginin nermede dile getirilmesi ve bu dile getirmenin koullarnn incelenmesi, Aristotelesten bu yana sistematik bir ekilde sz konusudur. nk nermeler hkm bildiren, yani doru ya da yanl deeri alan ifadelerdir. Bu zellik ile dier dilsel ifadelerden ayrlrlar. Bu ayrm noktas sadece nermelerin sz dizimsel olarak da incelenmesine olanak salamtr. nk dilek, dua, nlem ifadelerinden ayran bu gramer zellikleri, ayn zamanda onun olgusallkla balantsnn dilsel olarak da ele alnmasna neden olmutur. Gramer zellikleri ile dier cmlelerden ayrlan nermeler, tpk mevzu olan dier dilsel ifadeler gibi, elerden oluur. Bu eler gndelik dilde
53 54

ZGL, Ouz, Pozitivizm ya da Mantk Olarak Felsefe, s.49, Us Yay.,stanbul1991 AKARSU, Bedia, a.g.e., s.236

22

kullanlan szcklerdir ve bu szckler mantksal karmlar sz konusu olduunda, zellikle ok anlaml szckler ve karmak nermeler sz konusu ise karklklara sebep olabilmektedir. rnein, sadece gramer dizimi olarak ele alnan nermeler de bazen karmak nermeler sknt yaratabilmekte. nk tmel evetleme, tikel evetleme, koul vb eklemlerle birbirine balanan nermelerin analizi ile doruluk deerlerinin belirlenmesi zorluk arz etmektedir. Grlemeyen Tanr grlebilir dnyay yaratt55 nermesi, nermenin birleimi olarak karmza kar. Bu tarz nermelerin Aristoteles ile belirlenen klasik mantkta zmlenmesi ve doruluk deerlerinin bulunmas zordur. Bu nedenle, nermelerin temel alnd felsefe almalar ierisinde 20. yzylda mantk almalar da gelime gstermitir. Bu almalar, zellikle, ok anlamal szcklerden kaynaklanan problemlerin ortadan kaldrlmas ve karmak nermelerin oluturucu elerinin doruluk deerlerinin bulunmas zerinde younlamtr ki; bu 20. yzyl almalar ierisinde, bunun ancak matematik gibi gndelik dil kalbndan uzaklam bir dil ile yaplabilecei inancn dourmutur. Dolaysyla ilerleyen aamalarda, matematiin nermeleri gibi herhangi bir anlam kargaasna yer vermeyecek bir dil oluturarak, olas karklklarn nlenmesine ynelik almalar gndeme getirmitir. Bu nedenle 20. yzylda mantk almalar arlkl olarak sembolik mantk almalar olarak yaplmtr. Matematiin nermelerinin kesinlii temel alndnda, ilerleyen zamanda, almalar matematik zerinden gtrlm ve matematiksel mantk almalar kendini gstermitir. nk, matematik nermelerin kstas olarak alnd bir alma, kriterin de eksikliklerini ortadan kaldrmay gerekli klar. Bu da matematikteki sorunlarn ve paradokslarn ortadan kaldrlmas demektir. Bylece matematik ve mantk almalar karlkl bir etki ierisinde devam etmi, ilerleyen safhalarda matematiin sorunlarn salt mantksal bir yap ile ama abas ortaya kmtr.

55

ROSSI, Jean-Grard, a.g.e, s.7

23

Bu ekilde genel zelliklerinden bahsettiimiz zmleyici felsefe, 20. yzyln balarnda Frege, Moore, Russell gibi filozoflarn almalaryla ekillenmeye balam ve Wittgenstein, Grice, Strawson, Austin, Searle gibi filozlar tarafndan gelitirilerek gnmze aktarlmtr.56 Dolaysyla zmleyici felsefe ve Wittgenstein dncesi asndan Frege, Moore ve Russell n plana kmaktadr. Aristotelesten sonra manta en byk katky yapt sylenen Gottlob Frege (18481925), Analitik felsefenin belirleyici isimlerindendir. Frege, nermelerin fonksiyon-argman analizi, zel isimlerin anlam ve gnderimi, kavram ve nesne ayrm ve balam prensibinin gelitirilmesi ve bunlarn da etkisi ile, Dil Felsefesi'ne yapt katklarla Analitik Felsefe'nin kurucularndan saylr.57 Hatta analitik felsefenin post-Fregeci felsefe olduu dahi sylenmektedir; bu sylem, analitik felsefe iinde Fregenin modern mantk almalarnn tarihsel nemi ve analitik felsefeye brakt mirasa bal bir sylemdir58. Frege, Matematik mantn uygulama alandr" grnden hareketle matematiin, mantn aksiyomatik sistemi zerine kurulabileceini dnmtr. Bu dnceden hareketle de aritmetiin temelleri konusundaki felsefi almalar iin bir mantk sistemi gelitirdi.59 Fregenin genel kaygs, temelleri ok salam olan bir mantk sistemi oluturmak ve matematii de bu mantk sistemi ile salam bir hale getirmekti. Fregenin almalar sadece, matematiin mantksal temelleri ile snrl kalmad. Frege, matematiin nesnel olarak geerli olabileceini gsterecek bir anlam teorisi gelitirirken, ayn zamanda yalnzca matematiksel nermelerin deil, genel olarak cmlelerin de anlamn, onlarn doruluk koullaryla eitledi; dolaysyla almas matematiksel bir almay ap, felsefi bir ilgi halini almtr.60

OSMAN, Fikret, Wittgensteinn Dil Oyunlar Teorisinin Din Diline Etkisi, s.39, Uluda ni., Bursa2003 57 http://www.bydigi.com/filozoflar/3012-frege.html 58 ROSSI, Jean-Grard, a.g.e, s.2 59 http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Sembolik_Mant%C4%B1k, 60 MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar,s.315, ev: Ahmet Cevizci, Paradigma,stanbul2000

56

24

George Edward Moore (18731958), felsefenin ilk iinin kavramsal analiz olduu grn savunmutur. Bu ekilde kullanlan her kavramn anlamna ynelik sorunun cevaplanmas suretiyle felsefi sorunlara zm bulunabilecektir.61 nk bu tarz bir analiz, ilk olarak sorunun tam olarak anlalmasna imkn salayacaktr; bylece sorunun anlalmamas problemi, dolaysyla zmlerin hatal olma ihtimali ortadan kalkacaktr. Balangta idealist gre yaknlk gstermesine ramen,

dncesinin ilerleyen aamalarnda idealist grten uzaklaan Moore, realist gr benimsedi62 ve idealizmin rtlmesi isimli makalesinde hem Berkeley tarznda bir idealizmin rtlmesi giriiminde bulundu hem de kendi bilgi kuramnn ana hatlarn izdi.
63

Moorea gre, kavram veya

nermeler somut bir eye iaret etmiyorsa, onu analiz etmek mmkn deildir. Dolaysyla felsefi bir abay ifade eden dilin kavramsal analizi, ancak duyu verilerine yansyan somut eylere uygulanabilir. Moore dncesinde temel kavram olan saduyu, evrenin yaps hakknda benim grdm ve u anda hemen hemen herkes tarafndan tespit edilebilen net grnmlerdir. Dolaysyla, Moorea gre saduyu nermelerinin doru analizi gerein kendisini verecektir. 64 zmleyici grn belirleyici isimlerden bir dieri de Bertnard Russell(18721970)dr. Russell da Frege ile ayn almalar yapmakla birlikte, felsefenin zellikle grnr olanla ilgilenmesi noktasnda mantk pozitivist bir yap belirlemi; bu noktada Wittgenstein etkilemitir. Tavr o kadar nettir ki, Wittgensteinn mantk pozitivist yapdan uzaklat Felsefi Soruturmalar dnemini redde gitmitir. Russell insan bilgisine mutlak bir kesinlik kazandrmak iin, d dnya hakkndaki bilgilerimize mantksal bir temel kazandrmaya alt. Russelln

61 62

FLEISCHER, Margot, a.g.e., s.31 ZEL, Aytekin, Wittgenstein Mantnda nermeler Meselesi, s.9, Seluk ni., Konya2002 63 THILLY, Frank, ada Felsefe, s.442443, ev:brahim ener, zdm Yay.,stanbul2002 64 ZEL, Aytekin, a.g.e., s.1011

25

mantk tavr, balangta matematiin mantksal temellere oturtulduu takdirde daha salam bir hal dncesi ile kendini gsterdi. Tpk matematiin mantktan tretildii takdirde sarslmaz olaca fikrini Russell duyulara dayal bilgimize uygulad ve mantksal atomculuk olarak ifade edilen grn ortaya koydu. Russell, d dnyaya ait bilgilerimizin, tpk mantkta olduu gibi, mantksal ifadelerin elerine ayrlabildii gibi, elerine ayrlabileceini ifade eder. Dolaysyla bu, felsefenin gndelik dil ile i grmeyi brakp, mantn diline gemesi anlamna gelmektedir.65 Russell, gndelik dilin birok kusuru olduuna, bu kusurlarn da modem niceleme mantnn alanda gndelik dil nermelerinin mantksal biimlerini inceleyerek giderilebileceine inanyordu. D dnyaya ilikin bilgimiz, mantksal analize tabi tutulabilir. Bu durumda ifadelerimiz de, mantn elere ayrlmas gibi elere ayrlacaktr. Dolaysyla, nasl ki, mantk silsilesi ierisinde ncl nermelerin doruluu, karmn doruluunu ortaya karyorsa; bizim d dnyaya ilikin ilk ve temel ifadelerimizin doruluu da, genel olarak bilgimizin doruluunu ortaya karacaktr. Bu durumda felsefenin aklamas gerek ilk doruluk ilksel nermeler ve onlarla kurulan ilksel terimler66 olacaktr. Russell, Wittgenstein dncesinin birinci dneminin en belirgin isimdir. Bilgimizin ancak olgusal olanla snrl olmas ve bu snr ierisinde doru bilgiye ulamann, ancak ve ancak mantksal-dilsel analiz ile mmkn olmas ve bu analiz sonucunda ulaacamz ilk eyin, gereklie ilikin doru bilgiye kaynaklk eden atomik nermeler olmas fikirleri, Wittgensteinn ilk dnem dnceleri ile hocas arasnda ortak olan noktalardr.

65 66

ZEL, Aytekin, a.g.e., s.13 www.felsefeekibi.com

I. BLM BRNC DNEM: TRACTATUS LOGICO-PHILOSOPHICUS Wittgensteinn, Tractatus Logico-Philosophicus isimli kitab ile belirlediimiz birinci dneminde, almalar dil ve mantk eksenindedir. Tractatusta, dolaysyla ilk dneminde, Wittgenstein, felsefe sorunlarn ele alr; ilk sorun felsefi problemlerimizin kaynann ne olduudur. Tractatus bu soruya cevap vermekte ve sorunun kaynana inerek, bu sorunu ortadan kaldracak cevaplar verme niyetindedir. Wittgensteinn bu dnemde verdii cevaplar, felsefe sorularmzn dil mantmza uygun olup olmad dorultusunda ekil alacaktr. Wittgensteinn birinci dneminde, felsefesinde etkili olan isimler, B. Russell, G. Frege ve G. E. Mooredur. Russell ve Fregenin matematiin temelleri ve mantk almalar, ayrca Russelln bilimlerin deneysel verileriyle balantlanan ve mantksal zmlemeye ynelen grleri, Mooreun kavram analizi ile ilgili fikirleri bu dnemin genel erevesinin belirlenmesinde nemlidir. Belirlenmesi asndan nemli olmasna karn, Wittgensteinn tamamen bu isimlerin ve grlerinin etkisi altnda felsefe yapt sylenemez. Wittgenstein hocalarnn kabul ettii noktalar ele alp, gelitirirken, katlmad grlerini dile getirmekten ve eletirmekten ekinmemektedir. Bu noktada Russell zellikle birinci dnem felsefesinde nemli ve belirgin bir isim olmakla birlikte, Wittgenstein, onun Tipler Teorisini eletirmekten geri durmam, Snflar Teorisini aka gereksizlikle itham edip bir keye atmtr:Snflar kuram matematikte tamamen gereksizdir.1 Wittgenstein, yukarda belirttiimiz gibi, ister etki yolu olsun, isterse tepki yolu ile olsun dnemin eitli dnrlerinin ve olaylarnn etkisini zerinde tamaktadr. 1889 doumlu olan dnrn, Heidegger ve Gabriel Marcel ile yat olduunu hesaba katarsak, ayn zamanda Cohen, Natorp,
1

Tractatus, 6.031

27

Windelband etrafndaki Yeni Kantlarla ada olduunu anlayabiliriz. Dneminin adalar phesiz ki Dilthey etrafndaki Hayat Felsefesi taraftarlarndan, Husserl etrafndaki Olgusalclk taraftarlarna geni bir yelpazeyi kapsamaktadr.2 Bu sebeple bu geni ve karmak yelpazede insann karsna eitlilik ve farklln sonucu olarak tek bir ortaklaalk kyordu ki bunun ad olsa olsa uzlamazlk olacaktr. Bu uzlamazln sebebi ise ak bir biimde ya mantn evrensel ilkelerle almamas idi, veya ilk ncln, kabuller zinciri ile rlm safsata (fallacy) olarak fenomenal durumda sorgulanamayyd. te bu sebeple aydnlar kitlesi, o dnemde felsefe ile olan balantlarn yitirmiti.3 Byle bir ortamda felsefenin kendisini yeniden tanmlamas kanlmaz hale geliyordu. nk ortada ak bir biimde veri kirlenmesi vard ve bu verilerin titizlikle ele alnp analiz edilmesi gerekmekteydi. Bylece felsefe, dneme ait, izafi tm kuramlarla olan ilikisini ve bilim dnyasnda alabilecei zel konumu ortaya koyabilecekti. Zaten bu dnem Hegelin speklasyonlarndan itibaren dnyann anlamlandrlma sreci olarak karmza kmt. Varoluuluktan Diyalektik Materyalizme kadar her dnce, dnyay ve ona anlam ykleyen insan anlamlandrma srecine girmiti. te bu durumda karmza nesnel olarak kacak olan iki varlk dnya ve insan analitik bir srele ele alnmas zaruri birer ontolojik zne olarak dnlecek ve Wittgenstein bu iki varln arasndaki bant ve balanty dil ile resmetme refleksi sergileyecektir. Bunu mantki hiyerari ve srallk ile Tractatusta ele almaya balar. Tractatusta, balang olarak varlk konusu ele alnr; daha sonra dnme, dil, etik, estetik gibi felsefi sorunlar incelenir. Tractatusun asl tezi, bu sorunlarn aslnda sorun olmaddr. Bu sorunlarn nedeni dilin yanl anlalmasdr ve dil doru anlaldnda ortada herhangi bir sorun olmad aktr. Wittgensteinn dil zerinde younlamasnn nedeni, ona gre dilsel
2 3

FLESCHER, Margot, 20. yy. Filozoflar, ev. Akn KANAT, lya Yay. zmir, 2002 s.70 A.g.e. s. 70

28

ifadelerin herhangi bir olguya karlk gelme durumundaki belirsizliktir ve bilinen felsefi sorunlarn kaynanda da bu belirsizlik vardr: Belirsizlik, aka u soruda yatyor: m ve imlenen eyin mantksal zdelii gerekten neye dayanyor? Ve bu soru tm felsefi sorunun temel bir grnmdr.4 Wittgensteinn Tractatusta yapt ey felsefenin, felsefeyi dil mantna dayal olarak eletirmesi hatta rtmesidir. Felsefi sorunlarn temelinde dilin mantnn yanl anlalmas, yanl kullanlmas veya dilin mantnn hesaba katlmamas vardr ki, bu felsefenin metafiziin zmsz sorularnn iine girmesi veya hattafelsefenin bizzat metafizik olmas demektir. Eer sorunlar ve cevaplar dil mantna uygunsa hibir problem ortaya kmaz; bilgi dorusal bir ekilde ilerler, paralanmaz, farkl ynlere sapmaz. nk bu tarz ifadelerde anlamszlk yoktur. Dil mantna uygun olanlar anlaml olduu iin herhangi bir sorun ortaya karmazlar, sorun dil mantna uymayanlardadr, ki bunlar felsefenin zm arad sorunlardr ve bunlar samadr. Tractatusa yazd nszde Wittgenstein kitabn amacn ve felsefe sorunlarna yaklamn u ekilde dile getirir: Kitap felsefe sorunlarn ele alyor ve sanyorumgsteriyor ki, bu sorunlarn soru olarak ortaya kmalar, dilimizin mantnn yanl anlalmasna dayanr.5 Bununla birlikte dilin mantn yanl anlama, yalnzca dil iinde olan bir hata olmayp, daha geni kapsamldr. Dilin mant sabittir ve bu mantn gizli bir yaps yoktur; bu noktada neden yanl anlamalar olduunu bulmak, bunlar belirlemek gerekmektedir. Bunun iin de dilin ileyiine baklmaldr. Dilin ileyiine ynelik inceleme ok dikkatli yaplmaldr, ancak titiz bir inceleme sonunda dilin ileyiinde ortaya kan hatalar ve bu hatalarn hangi alanda ortaya ktn belirleyebiliriz. Tractatusta Wittgenstein, etkisinde kald mantk yapnn da tesiri ile tam bir mantk silsilesi ortaya koyar. Bu noktada iki tez vardr:a- Dilin
4 5

Defterler 19141916, s.12 Tractatus, s.9

29

ilevi nk

dnyay

betimlemektedir. olann

Betimleme

dilsel dilin

resimlerle snrn

dnyay izmekle

yanstmak, dnyay dilde temsil etmektir. b- Dilin snrlar dilin yapsn verir, sylenebilir yapsn anlamak, mmkndr.6 Bu tezler dorultusunda, Tractatus, numaralandrlm, temel nermeler ve bu nermelere yazlm deinilerden oluur. Yedi temel nerme vardr: 1- Dnya olduu gibi olan her eydir. 2- Olduu gibi olan, olgu, ey durumlarnn yle varolmasdr. 3- Olgularn mantksal tasarm, dncedir. 4- Dnce anlaml tmcedir. 5- Tmce, temel tmcelerin doruluk ilevidir. 6- Doruluk ilevinin genel biimi udur: [p, , O()]. Bu tmcenin genel biimidir. 7- zerine konuulamayan konusunda susmal. Bu nermelerin alts, dnyann, olgularn ne olduu, dilin ve mantn ilevi; dil-dnya-mantk ilikisi ile ilgilidir. Dil-dnya-mantk ekseni ayn zamanda bilgimizin de eksenidir. Yedinci nerme ise bilgi alanmzn dn dile getirir; yani metafizii, zerine konuulamayacak olan. Wittgenstein Tractatusta ok sistemlidir. lk olarak dnya ile ne anlamamz gerektiini dile getirir: Dnya olduu gibi olan her eydir. Olduu gibi olan ise olgulardr (2. nerme). Dolaysyla dnya olgulardr; btn olgular dnyay meydana getirir. Olgu tanm itibariyle, dilden, dnceden bamsz olarak ortaya kan oluum; doru bir tmce ya da nermeye d dnyada karlk gelen ey; tespit edilmi, bilimsel incelemeye elverili ve bir deney konusu yaplabilecek doal olay7 olduundan, sorularmz ve dolaysyla dile getireceimiz dncelerimiz olgusal olanla snrlanr. Dile gelenin, yani dncenin olgusallkla snrlandrlmas, doaya

6 7

ALTU,Taylan, a.g.e., s.47 CEVZC, Ahmet, Felsefe Terimleri Szl, s.246, Paradigma Yay.,stanbul-2000

30

ya da evrene ait bilgimizin kayna olmas asndan bir problem tekil etmemektedir. Burada, Wittgenstein asndan ortaya kacak problem deerler alannda olacaktr; etik, estetik vb konularn bu pozitivist yap ierisinde ekil almas gerekecektir ki, bu ise ilerleyen aamalarda grecelilii ortaya karacaktr. Tanr anlay ise bir tr fideizm ile kendini gsterecektir. Genel kayg, metafiziin olmad bir felsefe anlay olduundan, felsefi aratrmalarda metafizik sorulara kaynaklk eden durumlar ortadan kaldrmak olduundan, ilk iki nerme balang noktamz olan dnyay belirlemeye yneliktir. Sistem mantksaldr; eer ilk ncller belirlenirse, sonu zorunlu olarak kacaktr. Gerek felsefi gerekse bilimsel aratrmalarn kayna olan dnya, ilk tanmnda olgusal olana indirgenirse, dnya kavramnn olgusal olandan baka bir ey ifade etmedii nclmz olursa, ardndan gelen nermeler de buna uygun olarak olgusal olana ynelik olacaktr. Dnce olgusal alann dnda rnler verebilir, dil olgusal olmayan ifade edebilir; ama eer ncl dnyann olgularn btn, olgularn gerek olduu eklindeyse, zorunlu olarak, olgusal alann dndaki eyler sadece dncede kalacak ve dile getirilemeyecektir; eer bunlar ifade edilirse anlamsz olacaktr. Wittgenstein bahsi geen anlamszln nasl ortaya ktn ilerleyen nermelerde ortaya koyar. Biz Olgularn tasarmlarn kurarz8 ve kurduumuz tasarmlar gereklie uygundur; ey durumlarn resmeder ve Olgularn mantksal tasarm, dncedir9. Dolaysyla dnce gereklikten pay alr; eer dnce ile dncenin nesnesi arasnda uygunluk varsa, yani olgular dnceyi doruluyorsa uygun, yani dorudur. Dolaysyla dncenin doruluu olgu ile uyumasna baldr ve doru dnce ya da doru tasarm olguyu verir. Bu tablo ierisinde Tractatusun ilk nermesi ile de balantl olarak Doru dncelerin toplam, dnyann bir tasarm

8 9

Tractatus, 2.1 Tractatus, 3

31

olur10. Doru mantk tasarmlar dnyay vermektedir; dolaysyla dnya mantksaldr. Mantksal olan sz konusu olduunda, mantn doas gerei iki boyut ortaya kacaktr: Konuma ve dnme. Mantksal olan dnmeye bal olduu kadar, onun dile getiriliine de bal olacaktr. Eer dncenin doruluuna olgu ile olan uygunluu kaynaklk ediyorsa, dile geliinde de ayn durum sz konusu olacaktr; dncenin ifadesi olan tmceler de ncllere bal olarak bu yapy yanstacaktr. Tmcede dnce, duyusal alglanabilir olarak dile gelir.11 nermesi de bylece sistemde yerini alr. Eer tmcede yer alan dnce, duyusal alglanabilir olann dile gelii ise buradan karlabilecek tek sonu vardr: Dnce anlaml tmcedir.12 Dnce anlaml tmce olmak zorundadr; dnya olgularn toplamdr; olgular gerek ve dncenin doruluunun kriteri olgu ile uygunluudur; olgu ile uygunluu tasdik edilen dnce anlaml olduundan, Wittgenstein sisteminde geerli bilginin dncesi olduundan, onu dile getiren tmce de anlaml olacaktr. Bylece gereklii ifade eden olgularn dnyas, anlaml nermeler olarak mantksal dzlemde ortaya kar ve ancak bunlar dile gelebilir.13 Wittgenstein bylece dil-dnya-mantk ilikisini ortaya koyar ve byle bir balantnn ierisinde metafiziin yeri yoktur, bu konuda susulmaldr. Dile getirilebilir olanlarn neler olduunun belirlenmesi iin, dncenin snrlanmas gereklidir; bu snrlandrma hem dnlemez olana hem de dnlebilir olana getirilmelidir. Ancak dnce snrlandrlrsa dil de snrlandrlm olur. Ancak bunu yine dil ile yaparz; nk dncemiz dil mant ile ilerler. Bu durumda Tractatusun balca grevi, dilde bir anlam snr izmek ve sylenebilir olanla sylenemez olan birbirinden ayrt
Tractatus, 3.01 Mantk szc Arapa nutuk kelimesinden gelir ve konuma anlamndadr. nutuk szc de eski Yunancada konuma sz- ve akl anlamna gelen logosun karldr.- BATUHAN, Hseyin-GRNBERG,Teo, Modern Mantk, s.1, ODT, Ankara1970 11 Tractatus, 3.1 12 Tractatus, 4 13 OSMAN, Fikret, Wittgensteinn Dil Oyunlar Teorisinin Din Diline Etkisi, s.44, Uluda ni., Bursa2003
10

32

etmektir; yle ki, dilde dilin kendisinin izdii snrn tesinde kalanlarn anlamsz (sama) olduu gsterilebilsin14. Genel erevesini ve yazlma amacn verdiimiz Tractatusta yer alan varlk, dnce ve dil konularn nermelerin nda incelediimizde Wittgensteinn tavrnn daha net anlalaca kanaatindeyiz. Elbette dile getirilecek olan snrlama, temelde dncenin dil ile olan ilikisinde snrszln da snrlyor olacakt. Bunun sebebi ise phesiz, felsefe evrensel ve kadim ilkeleri varsa, bu kadimliin olgusal ve nesnel olarak kendisini ortaya koyma gerekliliiydi. Bylece felsefe dneminin politik oyunlarnda erdemsiz bir ara olmaktan teye geecek ve en bataki tavrna yani erdem ve bilgelii, araya ynelecekti. Nasl ki Sokrates mehur savunmasnda iki kiinin kanaatleri arasnda nc bir kanaat olmay reddediyorsa Wittgenstein de, Heideggerin yazd gibi heil Hitler yazmam, Sartre, komnist parti ile iyi geinirken, dnrmz bu dncenin de Asal blenlerine de uzak kalmt15

14 15

ALTU,Taylan, a.g.e., s.47 JACCARD, Roland, Sessizliin Grameri ,COGTO, say 33

33 A. VARLIK (DNYA) Tractatustaki temel kayg dil mantn anlamak ve yanl sorulara ynelmemek iin, dnceye, dolaysyla da dile snr izmektir. Dolaysyla dilin snrlar ierisinde olan dnyann nasl bir dnya olduu sorusu snrlandrmann balang noktasnda yer alr. Dilin snrlarn belirleyen, mantksal bir dnya nasldr ya da nasl olmaldr? phesiz ki, bu dnya herhangi bir metafizik syleme neden olmayacak bir dnya olmaldr. inde metafizie yer olmayan bir dnya da, ancak olduu gibi olan, sabit bir dnya olabilir: Dnya, olduu gibi olan her eydir.16 Olduu gibi olan bir dnya deimeden uzaktr ve olduundan baka bir ey olamaz; bununla birlikte olduundan farkl yorumlanmasna da izin vermez. Tpk belirli bir manta uygun olarak ileyen dil gibi. Dnyann olduu gibi olan olarak belirlenmesi, onun farkl grnmesine neden olan eyin dnyann doas deil, bizim bakmz olduunu gsterir: .bocalayan belirlenimlerimizdir, dnya deil.17 Wittgensteina gre, bu bocalamann sebebi dnyann yapsnn bilinmemesinden kaynaklanr. Bu yap, ilerleyen aamalarda greceimiz gibi, ayn zamanda dilin yapsdr. Oysa Wittgensteina gre kesin olan, bocalamalar ortadan kaldran nerme olduka aktr: Dnyann sabit bir yaps vardr.18 Olduu gibi olan, sabit olan dnyann yaps nasldr ve bu dnyay nasl belirleyebiliriz? Wittgensteina gre dnya olgularn btnnden oluan, olgulara ayrlan bir dnyadr. Olgular ey durumlar ierisinde belirlenebilir ve ey durumlarnn oluturucu unsurlar nesnelerdir. Wittgensteinn bu tavrnn sebebi, onun dil ve dnya ileyiinin, mantk ekseninde, ayn yapya sahip olduklarnn kantlama abasdr. nk Wittgenstein, mantksal doruluklarn, nermenin ve yanstt gerekliin ortaklaa sahip olduklar19 bir ekilden kaynakland kanaatine sahiptir.

16 17

Tractatus,1 Defterler 1914-1916, s.79 18 Defterler 1914-1916, s.79 19 SEZGN, Erkut, Wittgensteinn Ardndan Beden ve Zihin Hareketleri, s.51, Cem Yay., stanbul-2002

34 Wittgensteina gre dil, analiz edilebilir ve bu analizin sonucunda, btn nermelerin zerinde yapland atomik nermeleri elde ederiz.20 Eer dilin ve dnyann yapsnn, mantk ekseninde, bir uygunluundan bahsedeceksek dnya da dilin sahip olduu bu yapya uygun olmak zorundadr. Nasl ki dil ierisinde atomik nermeler kendisinden daha fazla zmlenemeyen nermelerse, dnyada da, ona karlk gelen kendinden daha kk elere zmlenemeyen yaplar olmak zorundadr. Dil iinde atomik nermeler arasnda olan iliki, dnya da nesneler arasnda geerlidir. Atomik nermeler de olduu gibi, atomik olgular da karmak nesnelerden ok basit nesneler arasndaki ilikiyi ifade etmektedir.21 Nesneler oluturucu e olduklarndan yalndrlar ve birleik yapda

olmadklarndan dnyann tzn olutururlar. Tz olmalar sebebiyle nesneler olgulardan bamszdr, nesne biim ve ierie sahiptir ve bu zellii ile olgulardan ayrlr.22 nk olgular ancak ey durumlarnn ierisinde belirlenebilir ve ey durumlar nesnelerin karlkl biimlenmesi ile oluurlar. Ancak Wittgenstein dile getirdii tz kavram, yani nesneler, ile ilgili, onlarn biim ve ierik olmasndan baka bir aklama yapmaz. nk tzlerin belirlenebilen tm zellikleri bunlardr ve onlar sadece adlandrlabilirler ve bunlarn tesine geen aratrmalar metafiziktir. Dolaysyla ka tane tz vardr? gibi bir soru tzlerin de olgularn da saysn isteyen bir soru olduundan anlamszdr23: Ve btn nesnelerin saysndan sz etmek samadr. Ayns karmak, olgu, ilev, say, vb szckleri iin de geerlidir. 24 Wittgenstein dnyaya dair grlerini ilk nermeden balayarak tmdengelimsel bir yntemle ortaya koyar. lk nerme, Dnya, olduu gibi olan her eydir nermesinin ardndan, bu sabit dnyay paralar ve nermeyi deinilerle amaya balar: Dnya olgularn toplamdr, eylerin deil.,
20 21

MONK,Ray, Wittgenstein, s. 196 MONK,Ray, Wittgenstein, s.196197 22 SOYKAN, . N., a.g.m., s.44 23 SOYKAN, . N., a.g.m., s.45 24 Tractatus, 4,1272

35 Dnya olgular yoluyla belirlenir, ve u yolla ki, bu, btn olgulardr. 25 Bu nermelerle, Wittgenstein geleneksel tavrdan ayrlr; nk geleneksel tavr dnyann nesnelerin toplam26 olduu eklindedir. Fakat Wittgensteina gre dnya nesnelerden deil, olgulardan oluur ve dnyay belirlemenin, onun hakknda bir grte bulunmann yolu olgular anlamaktan geer. Ancak, bu tek tek olgular deil, olgularn btndr. Wittgensteina gre, ilerleyen nermelerde daha net greceimiz gibi, bir eyin belirlenmesi ancak btn ierisinde mmkndr. Wittgenstein, nce ncl nermeleri verir; ardndan bu nermeleri aar. nermeleri a, o nerme ierisindeki eleri adr. Bylece nermeyi oluturan kavramlarn, ne olduunu dile getiren nermeyi ortaya koyarak, herhangi bir anlam kargaasn ortadan kaldrr ve hangi kavramla ne anlatmak isteini sistemli bir ekilde dile getirir. Bu onun sisteminin kat olma nedenlerinden birisidir, nk her nerme baka bir nerme Bu ayn ile aklanmakta ve farkl bir genel yoruma imkn da braklmamaktadr. zamanda Wittgensteinn kaygsn

yanstmaktadr. nk Wittgenstein dil-mantk ekseninde dnyay ekillendirirken, onun dil ve mantk ile ayn yapya sahip olduu n kabulne sahiptir. Mantkta nermeler, analizleri sonucunda e nermelere ayrtrlabilir ve e nerme, kendisinden daha yaln e nermelere ayrtrlamayan nermedir. Ayn ey dil ve dnya iin de geerlidir. Wittgenstein nermeleri bu ekilde kullanarak hem e nermeleri ortaya karp, yukarda ifade ettiimiz yapy oluturur; hem de bu tavrla dnyay ekillendirir. ncelikle dnyay bir btn olarak ele alr, elerine ayrtrr ve son noktada belirledii nesnelerden daha kk birimler belirlenemeyeceini dile getirir. Bylece dil-dnya-mantk uygunluunu ortaya koyar. Btn olgular, oluturduklar btn ierisinde, anlamlarn dile getirirler ya da dile gelirler. Bu onlarn tek tek varolma imknlarnn, btn iinde aldklar hal ile belirli ve kesin bir ekil almasdr. Dolaysyla konu dnya ise ve onu anlamak olgulara bal ise, tek tek olgulara deil, onlarn varolma durumlarn belirli klan btnsel yapya bakmak gereklidir:

25 26

Tractatus, 1.1, 1.11 WEISCHEDEL, Wilhelm, Felsefenin Arka Merdiveni, s.386, z Yay., stanbul-1993

36 nk, olgularn toplam, neyin olduu gibi olduunu, ayn zamanda da btn nelerin olduu gibi olmadn belirler.27 Dnya ancak olgularn btn ile belirlenebilir; nk dnya olgularn btndr ve ancak bu btn ierisinde olgular bir anlama sahiptir; yani bilgi nesnesi olabilirler. Bu nokta Wittgensteinn Tractatusta ortaya koyduu tezler asndan nemlidir; nk sonraki nermelere ncl niteliindedir ve dil ve dnce ile ilgili belirlenimler de buna uygun olacaktr. Wittgensteina gre, olgular, ancak ey durumlar ile belirlenebilir. Wittgensteinn genel tavr itibariyle, sadece olgularn genel grnne bakarak, bilgi asndan bir sonu elde edemeyiz. Ancak olguyu, tpk nermeleri incelediimiz gibi incelersek anlama ulaabiliriz. nermelerin, eitli e nermelerin ilikilerine bal olarak incelenmesi gibi, olgular da, oluturucu eleri olan nesnelerin, ey durumundaki ilikileri ile incelenmelidir. ey durumu ifadesi dnyann belirleyici esidir ayn zamanda cmlelerin de konusudurlar-; nk dnya bu yapc elerden oluur ve bu eler birleiktir ve birleik yaplarn en yaln esi de nesnelerdir ve nesneler yaln halde bulunmazlar; ancak ey durumu iinde yer alrlar28. Olgu, Wittgensteina gre, olduu gibi olandr, yani birinci nermede yerine koyarsak Dnya olgulardr. Fakat dnyay oluturan bu olgular yaln olgular deil, ey durumlar ile belirlenen olgulardr ve bu balam nesnelerle belirlenebilir, nk ey durumlar nesnelerden oluur, nesnelerin karlkl ilikileri ile belirlenen balantlardr: Olduu gibi olan, olgu, olgu balamlarnn yle varolmasdr. Olgu balam, nesnelerin (olanlarn, eylerin) bir balantsdr.29

Tractatus, 1.12 Oru Aruobann Trkeye olgu balam olarak evirdii, Almanca aslnda Sachverhalt olarak geen kelime, ngilizce metinde state of affairs (ey-durumu) ve atomic fact (ekirdek-olgu) olarak gemektedir. mer Naci Soykan kelimeyi ey durumu olarak evirmitir (a.g.e., s.155). Taylan Altu, Metafiziin elenmesi adl kitapta kelimenin ngilizcedeki iki kullanmna s.50, dipnot 65te dikkat ekmektedir. Karlatrma iin Tractatusun Almanca metni ile birlikte baslan, O. Aruoba Trke evirisine ve C. K. Ogden ngilizce evirisine baklabilir. 28 SOYKAN, . N., a.g.m., s.43 29 Tractatus, 2-2.01

27

37 ey durumlar dnyann tasvirini verirler ve nesnelerin zsel yaps da, ancak bu balamda ortaya kabilir. Nesneler herhangi bir ey durumu ierisinde olmadan bir anlam ifade etmezler, dolaysyla onlarn dile gelir olabilmesi, yani anlaml olabilmesi, onlarn bir ey durumunda yer almasna baldr, nk Wittgenstein, olguyu, varolan nesne durumu olarak sunmaktadr30 ve bir ey durumunda yer almak nesneler iin belirleyicidir, zseldir. Nesneler btn ey durumlarnda yer alabilmeleri, ey durumlarna geebilmeleri bakmndan bamszdrlar; ancak olgular arasndaki balantda yer almalar onlarn bamlln ortaya koyar. Dolaysyla ey durumlar nesneleri belirleyecektir; yani nesnelerin hangi ey durumunda yer alacaklar, onlarn doasndadr; bunlara bal olarak da herhangi rastlantsallk durumu sz konusu olamaz, her ey sk bir zorunluluk ile birbirine baldr ve bu zorunlulua bal yap dnyann ve ona uygun den mantn oluturucu eleridir: ey iin zsel olan, bir olgu balamnn oluturucu esi olabilmektir. Mantkta hibir ey rastlantsal deildir: ey, olgu balamnda yer alabiliyorsa, olgu balamnn eyde zaten nceden ayrt edilmi olmas gerekir.31 Dnyay olgularla belirleyen, ancak ey durumlarnn bir btn olarak grlmesiyle dnyaya dair bir dncenin ortaya kabileceini32 dile getiren Wittgenstein, bir btn olarak konu edindii dnyann paralanabilir olduunu da dile getirir: Dnya olgulara ayrlr.33 paralanabilir olmak zorundadr, aksi halde, Wittgensteinn temel gr olan, dil-dnya-mantk uygunluu skntya der- ve bizim belirlemelerimize konu olan olgular ancak ve ancak ey durumlarnn oluturduu olgulardr; dolaysyla dnya oluturucu elerden oluma zellii itibariyle, mantksal olarak paralanabilir. Dnyann oluturucu eleri olan bu ey durumlar da, zorunlu olarak daha kk elerden, yani eylerden nesnelerden- oluurlar. Wittgensteina gre ey

30 31

ROSSI, Jean-Grard, a.g.e, s.28 Tractatus, 2.0112.012 32 OSMAN, Fikret, a.g.t., s.45 33 Tractatus, 1.2

38 durumlarnn esi olan Nesneler yalndr.34 Wittgensteinn nesnelere yalnlk zellii atfetmesinden de anlalaca gibi, nesneler, dnyadaki temel elerdir. nk her bileik ya da karmak yap bir zmlemeye ihtiya duyar, karmaklar ya da birleikleri dile getiren her tmce paralar betimleyen baka tmceleri ortaya kartr; oysa ey durumlarnn esi olan nesnelerden daha yaln bir ey yoktur, onlar oluturucu nitelikteki son, temel tmcelerdir: Karmaklar zerine her dile getiri, bunlarn oluturucu eleri zerine olan bir dile getiri ile karmaklar tam olarak betimleyen tmcelere ayrlabilir.35 Nesneler yaln olduklarndan, erevemizi belirleyen dnya asndan, kurucu elerdir. Onlar daha basit paralara ayrlamazlar, en yaln ve en basit yaplardr. Bu zelliklerinden dolay nesneler dnyann tzn olutururlar36: Nesneler dnyann tzn olutururlar. Bu yzden bileik olamazlar.37 Wittgensteina gre dnyann tz olmak zorundadr. nk bilgi anlaynda da greceimiz gibi, bilgiyi veren nermenin doruluu ancak ona karlk gelen olgu ile uygunluk gsteriyorsa dorudur.38 Dolaysyla her nerme d dnyada bir gereklie karlk gelmek zorundadr. Eer tzler olmasa idi, btn nermelerin zerine ina edildii temel nermelerin dorulanma ans olmazd ve nermelerin doruluu, ncl nermelerin doruluuna bal olurdu ki bu felsefenin metafizik tartmalarnda ska rastlanan bir eydir, dolaysyla Wittgenstein asndan mantktaki e nermeleri de dayandrabileceimiz, e nermelerin gereklikte karlk geldii, temel yaplar yani tzler olmak zorundadr: Dnyann hibir tz olmasayd, bir tmcenin anlaml olup olmad, baka bir tmcenin doru olup olmadna bal olurdu.39

34 35

Tractatus, 2.02 Tractatus, 2.0201 36 HUDSON,Donald, Wittgensteinn Din Felsefesi, s.19,ev:Ramazan Ertrk, A Yay., Ankara2000 37 Tractatus, 2.01 38 ROSSI, Jean-Grard, a.g.e, s.31 39 Tractatus, 2,0211

39 Eer doruluk cmleler arasndaki balant ile belirlenirse gereklikten kopuk bir doruya ve olgusal olmayan bir bilgiye sahip oluruz. Doru olarak niteleyeceimiz ey gerekten pay almal, ona uygun olmaldr. Bundan dolay dnyada tzlerin olmadn dnmek demek, temel nermelerin yani mantksal karmlara imkn salayan ve bilginin zerine ina edildii nermelerin olmamas demektir. Bu ise varlk sistemi asndan, son noktann koyulamad, nihayetlenemeyen bir varlk tasviri ile birlikte, ayn zamanda da bilginin, pozitif manada, mantksal adan imknszl anlamna gelir. Bu erevede Wittgensteinn kabul ettii tz, grnen olann ardnda yer alan, onu ayakta tutan, metafizik bir varlk temelini ifade etmemektedir. Aksine, olgusal alandan herhangi bir kayma yaanmamas iin, mantksal olarak belirlenen bir dnyada, mantn gerekli kld bir tz anlaydr. Mantk ve dnya ileyi asndan ayn yapya sahiptirler; eer dncede dnyann bir tasviri yaplacaksa, dncenin konusu olup, onunla ilgili bir nerme ortaya koyulacaksa bu geree yani olguya uygun olmak zorundadr. yle ki, dncede olduu gibi olan dnyadan baka bir dnya tasvir etmek isteyelim; bizim hayal rn olarak ortaya koyacamz tasvir bile gereklikten pay alacaktr. Bunu Yunan Mitolojisindeki birok tanr ve yaratkla Kentharos, Pan vb-, Msr mitolojisindeki tanr tasviriyle, ya da gnmzdeki uzayl tasvirleriyle rnekleyebiliriz. Her hangi bir gereklii olmayan tasvirler de, gereklikten pay alr40, nk gereklik kendini belirgin bir ekilde ortaya koyar: Ak ki, gereinden ne denli farkl da olsa, dnlen bir dnya, gerei ile ortak bir eye bir biime- sahip olmak zorundadr.41 Belirgin gereklik nesnelerden oluur. Dnyann tzn oluturan nesneler, ancak dnyay belirleyebilir. Nesnelerin dnyay belirlemesi ise, nesnelerin karlkl biimlenmeleri ile olur, bu karlkl biimlenme Wittgensteina gre, ayn zamanda nesnelerin ayrc yndr. Yani, Wittgensteina gre, Nesneler renksizdirler.42, dolaysyla nesneler birbirlerinden yalnzca ayr olmak bakmndan ayrlrlar43. Nesnelerin ayr olmak bakmndan ayr olmalar ne demektir? Wittgensteina gre,
40 41

ZEL, Aytekin, a.g.t., s.31, Tractatus, 2.022 42 Tractatus, 2.0232 43 Tractatus, 2.0233

40 nesnelerin ayr olular, dorudan doruya gerekliin yapsndan gelen bir durumdur; biz bu ayrla dair fikri dolaysz olarak gereklikten alrz, nk nesneler, felsefenin genelinin anlad anlamda ayrc bir zellie sahip deildir, bu ayrm dnyann iinde bize ak olarak verilir: eyi ayrt edecek hibir ey olmasayd, onu ben de ayrt edemezdim, yoksa zaten, ite ayrt edilmi olurdu.44 Felsefe tarihinde tze ilikin grler uzun tartmalara neden olmutur. Tz nedir? Mahiyeti nedir? Gibi sorulara felsefede ska rastlanr. Wittgenstein, nesnelerin tz olduunu syleyip bu konu ile ilgili aklamalar yaparken gelenekten ayrlyor. Tz zellikleri bakmndan oluturduu varlklardan ayrlmad gibi, birden fazla tz olmasna ramen bunlar da yine zelliklere bal olarak ayrlmyorlar. rnein Descartes, iki ayr tz olan beden ve ruh iin, bunlarn ayrm noktalarn belirlemi, birinin yer kapladn, dierinin dndn sylemiti; bylece iki ayr tzn ayrm onlarn sahip olduklar zelliklerle aklanyordu. Wittgenstein ise tzler arasndaki ayrm dorudan doruya gerekliin doasna ve btnne balyor; nesnelerin yani tzlerin kendilerine ait olan ayrt edici zelliklerinden bahsetmiyor. nk, eer onlara ayrt edici zellikler ykleme abasna girmi olsa idi, onlar gerekliin iinde ayrt edilen bir noktaya yerletirmemi olsa idi metafizik alana kaym olacakt. Wittgensteinn bu tavr tzlerin says probleminde de kendini gsterir. Ayrt edilebilirlikleri kendiliklerinden olan nesneler, olduu gibi olandan, yani olgudan da ayrlr; varl olguya bal olmad gibi, belirlenmesinde de olgudan ayrlr ve hibir ekilde olgudan gelen bir zorunlulua sahip deildir.45 nk olgu, ancak ey durumlar ile belirlenebilir ve ey durumlarnn oluturucu esi nesnelerdir; yani ey durumlarn nesnelerle belirleyebiliriz. Gerek varln ve gerekse varln tanm gereince de nesneler olgudan bamsz olmak durumundadr. nk bir varln oluturucu esi tanm gerei olgudan ayr olmaldr, ki onunla oluturduu karmak yaplar tanmlayabilelim. Bu noktada Wittgenstein, Tz, olduu gibi olandan bamsz olarak, olandr.46 karmn yaptktan sonra, bu bamszl aklamaya balar.

44 45

Tractatus, 2.02331 LECOURT, Domnque, Bilim Felsefesi, s. 56, ev. Ik ERGDEN, Dost yay., 2OO6, Ankara 46 Tractatus, 2.024

41

Wittgensteina gre tz nesne- biim ve ieriktir47 ve uzam, zaman ve renk (renklilik), nesnelerin biimleridir48. Bu biimler sadece nesneleri tanmamza olanak vermez, onlar ayn zamanda belirgin olan ve belirleyenlerdir. Wittgensteinn metafizie olan tavr tz ile ilgili grlerinde de ortaya kar. Tzn kesinlikle metafizie yol aacak nitelikleri yoktur; sistem ve sistemin her paras duyum ile belirlenebilecek, ak bir sistemdir. Tzn belirleyici nitelii, biim ve ierik olduundan tz dnyann biimini belirler. Ancak nesneler varsa, dnyann belirgin bir biimi olabilir49. Her ey gibi dnya da biimsel olarak ve ierikleri ile belirlenebilir; bunlar nesneleri ifade ettii iin, dnyann belirgin biimi nesnelere bal olarak karmza kar. Biimi belirleyenin tz olduu kabul edildiinde ise, belirgin olann varolan olduu zorunlu olarak kar karmza: Belirgin olan, varolan, ile nesne, birdir.50 Salt biim ve ierik olduundan, buna bal olarak da belirginlii ve varl karmza kan nesnelerin biim ve ieriklerinde herhangi bir deime olmas beklenemez. Deimeyen tzlerin oluturduu dnyada deimenin ve eitliliin nasl meydana geldii sorusu karmza kar. Wittgensteina gre deimenin ve buna bal olarak da olaslklarn ortaya kt alan ey durumlardr. Biimleri sabit olan nesnelerin karlkl biimleri olgu balamlarn kurar; bu biimlenme nesnenin deimezliinde bir etkiye sahip deildir; nk deimezlik biimin zelliidir, biimlenmenin deil: Nesne, belirgin olan, varolandr; biimlenme, deiken olan, kalc olmayandr. Nesnelerin karlkl-biimlenmesi, olgu balamn kurar.51 ey durumlar nesnelerin karlkl biimlenmesi ile oluur. Bu oluum nesnelerin, ey durumlar ierisinde durmalaryla, yani nesnelerin belirli bir ekilde
47 48

Tractatus, 2.025 Tractatus, 2.0251 49 Tractatus, 2.026 50 Tractatus, 2.027 51 Tractatus, 2.02712.0272

42 balantya girmeleri ile oluur. ey durumunun belirleyici nitelii ya da yaps nesnelerin hangi bant tarzyla ortaya ktdr. ey durumlar da olguyu meydana getirdiinden olgunun yaps ey durumlarndan oluur. Olguyu, dolaysyla dnyay meydana getiren ey durumlar, onlar meydana getiren nesnelerin biimlenme tarzlar her biimlenmede birbirinden farkl olduundan, aralarnda herhangi bir ballk sz konusu olmadndan, birbirinden bamszdr: ey durumlar birbirlerinden bamszdr.52 Eer byle olmasayd, yani varolular birbirlerine bal olsa idi, birinin varl tekinin var olma durumunu belirlerdi; yani biz hangi ey durumunun, hangisinin gerekliin bir paras olup hangisinin olmadn, baka bir deyile hangisinin varolup hangisinin varolmadn ey durumlarna bakarak belirlerdik. Bu sz konusu olmad iin, ey durumlar, birbirlerinden bamsz bir varolua sahip olduklar iin, bir olgunun var olup olmadn bize gstermezler: Bir olgu durumunun varolmas ya da varolmamasndan baka birinin varolduu ya da varolmad sonucu karlamaz.53 Bu nermeler, Wittgensteinn sistemini bir btn olarak kurduunu gsterir niteliktedir. 2.0211 numaral nermede, eer tzler olmasa idi anlamn nermelerin ncl nermelere gre konumuna bal olacan ifade ediyordu; yani gereklie bal olmadan, sadece mantksal karmlarla anlamllktan sz edilebilirdi. Ayn ekilde eer ey durumlar birbiriden bamsz deilse, varolma durumlar birbirlerine gre belirlenmek durumunda olur ki, bu btn olan dnya iersinde bir anlam kazanmaya engeldir. nk, anlam gerekliin btnnde ortaya kmaktadr ve bir olgu durumunun varlndan bir bakasn karmak demek a vardr. a varolduuna gre b de vardr. gibi bir sistemi ortaya karr ki bu anlam gereklikle dorulamann dndadr; bir nermeye bakarak dierinin varl hakknda hkm vermektir ve Wittgenstein sisteminde gereklie bakmadan hibir nermenin anlamndan bahsedilmez, aksi bir ak kap b izi metafizie gtrebilir. ey durumlar bir btn ierisinde yer alp, btn yani dnyay belirlerler. Dolaysyla dnya ey durumlarnn, yani olgularn toplam (nerme 1.1) olarak kar karmza:
52 53

Tractatus, 2.061 Tractatus, 2.062

43

Varolan olgu balamlarnn toplam, dnyadr.54 Bu yap ierisinde, bir ey durumunun var olup olmad da, birbirinden bamsz olan ey durumlarnn toplam olan btnde, yani dnyada belirlenebilir: Varolan olgu balamlarnn toplam, hangi olgu balamlarnn varolmadn da belirler.55 Btn ierisinde varolma ve varolmama durumuna gre belirleyebileceimiz ey durumlar da, oluturucu eleri olan nesnelerin doasna bal olarak nk onlar belirgin olan, yani var olan belirler ve belirgin olan ve varolan gerektir (nerme 2.027)- gereklii gsterir: Olgu balamlarnn varolmalar ve varolmamalar, gerekliktir.56 Dnya btn olgularn toplamdr (nerme 1.1), olgu, ey durumlarndan meydana gelir (nerme 2) ve ey durumlarnn varolma durumlar gereklii oluturur (nerme 2.06) . Bu silsileye gre dnya ancak gerekliklerle belirlenebilir yani, Toplam gereklik, dnyadr.57 Dnya gerekliktir ve doru bilgi ancak gerek olan dnyadan elde edilebilir, yani bilgimizin kaynan gerekliklerin oluturduu dnyadr. Bilgi ancak ey durumlarndan, olgu balamlarndan, olgulardan oluan bu dnyann bilgisidir. Wittgenstein bu sistem ile metafizik olan her yapy darda brakr. Amac dil ile dilin snrlarn izebileceimiz bir dnyay belirlemektir, ki bu dnya mantksaldr. Dnyann gerek olarak belirlenmesi ve varolma durumlarnn bu gereklik zerinden ortaya koyulmas metafizii nler. Bu sistem ierisinde bir eyin varoluuna bakarak baka bir ey hakknda sz sylenemez. rnein, dnyada dzenin var olduu sylenerek bu Tanrnn varlna delil olarak gsterilemez ya da
54 55

Tractatus, 2.04 Tractatus, 2.05 56 Tractatus, 2.06 57 Tractatus, 2.063

44 baka bir eye; gsterilmesi gereklikle karlatrldnda bir olguya karlk gelmeyeceinden bir anlam ifade etmeyecektir. Anlamdan, doruluktan sz edebilmek iin, gerek olan dnyann zihnimizde bir tasarmnn olumas gerekir. Bir tasarm da gereklik olmadan sz konusu olamayacandan, bilgimiz bu dnyann, ey durumlarnn resmidir.58 Bilginin doruluu, bir ey durumunun doru resmi olmasna baldr. Ayn ekilde cmlelerin, dilsel ifadelerin anlamll da bu resimlere baldr. Wittgensteinn Tractatusta metafiziin ortaya kma ihtimalini ortadan kaldrmak, metafizie dmeden felsefe yaplmasn olanakl klmak iin dil-dnya ve mantk uygunluuna ynelik bir sistem ina etmeye altn syledik. Bu ama dorultusunda verdii dnya grn anlamak dil ve mantk ile ilgili grlerine bakldnda daha iyi anlalacaktr. nk Wittgenstein yapt dnya betimlemesinde olduka kat bir sistem ortaya koyar, ki bu felsefenin ok aina olduu bir tavr deildir. Bunun nedeni Wittgensteinn dil ve dnya ilikisinde kendini gsterir, ki bu mantkla balantl bir ilikidir. Wittgenstein, dnya, dnce ve dili ayn grnm ierisinde belirler. Ancak bu grnm, fotografik resimler anlamndaki bir grnm deil, yaplarn matematiksel resmedilii olarak dnlen bir grnm59 olarak kar karmza. Bu erevede, Wittgenstein sisteminde, gerei ve gerekler hakkndaki dnceyi ifade edebilecek dil, kullanlan gndelik deil; ifadelerin anlaml olmas dnda bir olasla izin vermeyen ideal bir dil olmaldr.

58 59

SOYKAN, . N., a.g.m., s.43 FLESCHER, Margot, a.g.m., s.74

45 B. DL-DNCE Wittgensteina gre, mantk, kuramsal yapnn temel dzeyi olmakla birlikte, btn bilimlerin temelinde yer alr ve yaplacak bir mantksal alma eylerin doasn ortaya karabilir. Dil ile dnya zerine konuulabildiine gre, dil ve dnya arasnda bir uygunluk olmaldr60, ve dil-dnya arasnda bir uygunluktan bahsettiimizde, bilimlerin iinin dnya olduu, bilimlerin temelinde mantk olduu ve dnya ile dil arasnda uygunluk olduu da dnldnde, mantk dilin de yapsn aklar bir nitelie sahip olacaktr. Bu yap ise bize dil-dnya-mantk uygunluunu verecektir. Wittgensteinn u ana kadarki nemeleri btn gereklii oluturan eler hakknda idi. Gerekliin ne olduu ortaya koyulduktan sonra, gerekliin zihnimizdeki oluumu aratrlacaktr ve bu oluum phesiz ki, Wittgenstein sistemi iinde, gereklikten kopuk olmayacaktr. nk yukarda bahsettiimiz manta dayal aratrma, ayn zamanda bilimlerin konusu olan dnyaya ynelik bir aratrmadr; yani dnyann gereklik olduu n kabul kendini bir ekilde gstermektedir. Buna bal olarak, Wittgensteina gre, bize gereklii veren olgularn tasarmlarn kurarz (nerme 2.1). nk sistem ierisinde ancak olgunun zihnimde bir yansmas olursa, ona dair bir bilgim olabilir ya da anlama sahip olabilirim. Bu noktada Wittgensteinn izledii tavr dorudan doruya amprist bir tavrdr. nk gereklik sadece doru bilgiyi belirlemez, varlk konusunda da ifade ettiimiz gibi, ayn zamanda, gereklii yanstmayan, gereklikten kopuk olan dncelerin kaynanda da gereklik, yani belirgin olan dnya vardr (nerme 2.022). Bilgimizin kayna olan olgulara ait kurduumuz tasarmlar olgu durumlarn, olgu balamlarnn varolmalarn ve varolmamalarn, mantksal uzam iinde ortaya koyar61. Bu durum gerekliin doasn yanstr; nk Wittgensteina gre olgu balamlarnn varolmalar ve varolmamalar, gerekliktir(nerme 2.06) ve dolaysyla kurduumuz tasarmlar, ey durumlarnn varolma ve varolmama durumlarn ortaya koyduklarndan dorudan gereklie dairdir.
60 61

ALTU,Taylan, a.g.e., s.47 Tractatus, 2.11

46

Tasarm gereklie dair bir durumu tamasndan dolay tasarm gerekliin bir tasla62 olarak karmza kacaktr. Gereklikten pay alan, gereklii dorudan yanstan bir tasarm ise, mantksal bir zorunlulukla, gerein yapsna uygun bir yapya sahip olmaldr.63 Yani nasl ki dnya olgulardan, olgu ey durumlarndan ve ey durumlar da nesnelerin eitli tarzlarla karlkl biimlenmesinden meydana geliyorsa, bu zihne ayn ekilde yansr ve kurduumuz tasarm da, ayn yapya sahip olmas ile gereklie uygunluk gsterir. Yani, tpk dnyann elerden olumas gibi, tasarm da elerden oluur ve bu eler gereklikte nesneleri karlarlar: Nesneler tasarm iindeki karlklarn, tasarmn elerinde bulurlar. Tasarmn eleri, tasarmn iinde nesneleri karlarlar.64 Bu tarz bir yap tasarmn olgusal bir yapya sahip olduunu gsterir. Yukarda dile getirdiimiz dnyann elere ayrlmas ve nesnelerin biimlenmelerinden olumasna ilikin gr burada da kendini gsterir. Olguyu meydana getiren, ey durumlarnda, nesnelerin eitli biimlenme tarzlar ile bir araya gelmeleriydi. Tasarm da gerekliin zihnimizdeki tasla olduuna gre, olgu ile belirlenen gereklik yapsna sahip olmak zorundadr.65 Yani olgu da olduu gibi, eleri ve bu elerin bir araya geli tarzlarndan bahsedilmelidir. Tasarm gerekliin tasla olduuna gre, 2.13 numaral nerme de zorunlu karmza kacaktr. Yani gerekliin esi olan nesneler, tasarmn elerinde karlklarn bulacaklardr. Bu ise tasarm dorudan doruya olgusal bir yap da belirlemek ve onun olgu olduunu dile getirmektir: Tasarm oluturan, elerinin birbirleriyle belirli bir tarzda balant iinde olmalardr. Tasarm bir olgudur.66

62 63

Tractatus, 2.12 SEZGN, Erkut, a.g.e., s.118 64 Tractatus, 2.13, 2.131 65 SEZGN, Erkut, a.g.e., s.123 66 Tractatus, 2.14, 2.141

47 Tasarm bir olgu olarak belirlendiinde ve dolaysyla elerine ayrlan bir yapya sahip olduu, ayrca gereklie ilikin olduu sylendiinde, onun yanstt gerekliin doasna uygun olmas beklenir. Yani ortaya tasarmn eleri arasndaki iliki ya da bantnn, gereklikte nesneler arasnda da olmas gereklidir. Tasarm, bu erevede, dnyadaki olgu balamlarnn zihinde resmedilmesidir. Eer tasarmn eleri bir ilikiyi ortaya koyuyorsa bu nesneler arasnda da bir ilikiyi, yani ey durumunu dile getiriyor demektir. Tasarmn eleri arasndaki iliki ya da ortaya konu tarz, tpk olgunun yapsn olgu balamlarnn yaplarnn oluturmas gibi (nerme 2.034), tasarmn yapsn olutururlar. Ve yine olgu ve olgu balamlarnn zelliklerine uygun olarak, yapnn gereklii oluuncaya kadar ki, nesnelerin sahip olduu biimlenmesi yapnn olanan oluturduu gibi (nerme 2.33), tasarm eleri arasndaki ilikinin tarz da tasarmn biimini oluturur: Tasarmn elerinin birbirleriyle belirli bir tarzda balant iinde olmalar, eylerin yle bir balant iinde olduklarn ortaya koyar. Tasarm elerinin bu balamna onun yaps, bu balamn olanana da onun tasarmlanma biimi densin.67 Olgu ile tasarm arasnda ortaklklar gerekli klmak, tasarmn olgu olduunu sylemektir, bu Wittgenstein asndan, ayn zamanda, olgusal alana bal kalmak, mantn olgusal olanla desteklenmedii metafizikten uzaklamak anlamna gelir.68 Bu da gerekliin dorudan resmini elde etmektir. nk Wittgenstein dncesi asndan tasarmlanan ey dnyaya aittir, yani olgusaldr, gerektir; tasarm da bu dnyann bir paras olmas bakmndan olgudur ve gerektir. Wittgenstein iin bunun bu ekilde olmas mantksal bir sistem iinde kanlmazdr. Zaten tasarmn bizzat kendi doas da bunu gerektirir. nk tasarm ile tasarmlanan arasnda herhangi bir ortaklktan ya da uygunluktan bahsedemediimiz durumda, bir tasarmn bir eyin tasarm olmasndan da bahsedemeyiz.69 Olgunun, tasarm olabilmesi iin, tasarmlanan ile ortak bir eye sahip olmas gerekir.

67 68

Tractatus, 2.15 HUDSON,Donald, a.g.e., s.35 69 MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar,s.334

48 Tasarm ile tasarmlananda zde bir eyin bulunmas gerekir, ki biri tekinin tasarm olabilsin.70 Tasarmn doru ya da yanl olabilmesi, onun gereklikle ortak olan yapsn ortaya karan tasarm kurma biimine baldr. Bir olguya ait tasarm, ancak ve ancak o olgunun dndan oluturulabilir. Yani olguyu ancak onun dndaki bir noktadan grebiliriz. Bu ise onu grdmz noktaya bal olarak, ya da doru noktada durup durmadmza bal olarak, olguyla eitli ortaklklara sahip olmakla birlikte, onun doru ya da yanl olduunu belirleyen etkendir. nk tasarm, konu edinebilecei her biimin tasarmn oluturabilir.71 Bu da net olarak grlmeyen ya da grlmemi olan her biimin, yani olgu iin olumlu, bilgi iin doru olarak nitelenebilecek bir verinin kesinlii olmadan tasarmn oluturulmas demektir. Yani tasarm kurulma biimine bal olarak doru ya da yanl olma ihtimaline sahiptir.72 Bunun belirleyicisi ve ayn zamanda da nedeni ise tasarmn durduu nokta, yani bak asdr. Tasarm, nesnesini, darda durarak ortaya koyar (durduu nokta onun ortaya koyma biimidir), bu yzden de tasarm nesnesini doru ya da yanl olarak ortaya koyar.73 Bu gr genel felsefe anlayna uygulandnda, Wittgensteinn filozoflarn yanl grler ya da doru dedikleri bilgilerin yanl anlalma sebebini onlarn, tasarm kurma biimlerindeki, yanl bak alarndaki hatada grdn ortaya koyar. Ki bu sistem asndan zorunludur. Felsefeden metafiziin elenmesi, onun bilimsel bilginin zellikleri ile belirlenmesi, metnin tamamnda dile getirdiimiz gibi, dnya-dil-mantk geninin ayn yapya sahip olmasna baldr. Dolaysyla kurduu sistem ierisinde filozoflarn hatalar, metafizie dme nedenleri ve bilimsel bilgi gibi bir bilgiden felsefede bahsedilememesinin nedenleri btn sistem ierisinde ortaya kaca gibi, sistemin her parasnda da bu hataya dlmesi engellenecektir.

70 71

Tractatus, 2.162.161 LECOURT, Domnque,Bilim Felsefesi, ev. Ik ERGDEN, Dost yay., 2OO6, Ankara, s.54 72 SEZGN, Erkut, a.g.e., s.118 73 Tractatus, 2.173

49 Tasarm, nesnesini iki ekilde, yani doru ya da yanl olarak ortaya koyar. Ancak, hangi biim olursa olsun, doru ya da yanl, Wittgensteinn 2.022 numaral nermesine de (Ak ki, gereinden ne denli farkl da olsa, dnlen bir dnya, gerei ile ortak bir eye bir biime- sahip olmak zorundadr.) bal olarak, tasarm gereklikle ortaklaala sahip olmak zorundadr. Bu mantksal biimin yani gerekliin biiminin gereidir. Her tasarm hangi biimden olursa olsun, -doru ya da yanl- tasarmn kurmak iin gereklik ile ortaklaala sahip olmas gereken, mantksal biim; yani gerekliin biimidir. 74 Bu noktada grebileceimiz gibi Wittgenstein iin gerein yaps, yani dnyann yaps ile mantn yaps ayndr. Dolaysyla gereklie ilikin ortaya koyacamz her tasarm, tasarmn doas gerei gerei yanstacandan, ayn zamanda da mantksal olacaktr.75 Tasarm kurma biimi gerekliin ve mantn yapsna zorunlu olarak uygun olacandan, yani biim mantksal biim olacandan tasarm, mantksal tasarm olarak karmza kar.76 Tasarmn oluturulma biiminden dolay Wittgensteina gre, her tasarm ayn zamanda mantksal tasarmdr77. Dolaysyla, gerekliin ve mantn biimi ayn olduundan, tasarm gereklii her adan yanstma zelliine sahip olduundan ve Wittgensteina gre, her tasarm mantksal bir tasarm olduundan, tasarm dnyann tasarmn karabilme zelliine sahiptir; yani mantksal tasarm dnyann tasarmn kurabilir.78 Tasarm, tasarmlad gereklii mantksal tasarm olarak kurar ve kurduu bu tasarm, tasarmlanan olgu balamlarnn varolma durumunu ortaya koyar. Bu bizim, olgunun ya da daha zelde olgu balamlarnn dorudan resmini kardmz anlamndadr.79 nk, gereklie ait bir olanakllk durumunun tasarmda olmas demek, onun dorudan zihne yansmas demektir. Bu tasarm sahibinin, bilgi
74 75

Tractatus, 2.18 ZGL, Ouz, a.g.e., s.65 76 LECOURT, Domnque,a.g.e., s.54 77 Tractatus, 2.182 78 Tractatus, 2.19 79 ROSSI, Jean-Grard, a.g.e, s.40

50 malzemesinin dorudan doruya gereklik olmas anlamna gelir; bu onun sahip olduu tasarmlama yetenei ile gerein doasnn ortak olmasndan kaynaklanan bir durumdur: Tasarm tasarmlanan ile, mantksal tasarm kurma biimine ortaklaa sahiptir.80 Tasarm sahibinin, olguya ilikin edindii resim81, olgu durumunun olanan ierir. Tasarmn ieriini oluturan olanakllk durumu gereklikle uyutuu takdirde tasarm doru, uyumamas halinde tasarm yanltr. Fakat tasarmn olumas, onun doruluk ya da yanllna bal deildir; yani doru ya da yanl niteliini almadan nce, tasarm sahibinin durduu noktaya ya da olguya bakt noktaya gre ortaya kar. Tasarmn doruluk ya da yanllktan bamsz olarak oluturulmasyla ortaya koyduu ierik, tasarmn anlamdr.82 Tasarmn anlam, konusu olan olgu durumu ile uyuup uyumamasna bal olarak doru ya da yanl olarak nitelendirilir. Btn tasarmlar, tasarmlarn anlam ve doruluu olgu durumlarna balandndan, Wittgensteina gre a priori doru tasarm olmas mmkn deildir. A priori doru tasarm yoktur.83 Buraya kadar Wittgenstein, ufak deiniler halinde, gereklikle mantn doasnn ayn olduunu ifade etmekle birlikte; ayn zamanda, sadece bilginin temellerini att. Balangta bilginin konusu olabilecek bir dnya belirledi, ki bu dnya ayn zamanda bilimlerin konusu olan dnya idi. Bylece, felsefe yapma gayretlerini ilk etapta, bilimlerin gzl ile grlen dnya ierisine hapsetti. nk bahsettii dnya, deimeyen, dolaysyla iindeki her eyin belirlenebilecei, bilinebilecei ve sadece olgu balamlar ile belirlenen bir yapdadr.84 Bilginin nesnesi olan byle bir dnya sadece nasl? sorusuna cevap verebilecek dnyadr ve nasl? sorusu
80 81

Tractatus, 2.2 HEATON, John M., Wittgenstein ve Psikanaliz, s.33, ev: Grol Koca, Everest Yay, stabul-2002 82 SEZGN, Erkut, a.g.e., s.110 83 Tractatus, 2.225 84 FLESCHER, Margot, a.g.e., s. 75

51 zerinde yaplan almalar bilimin alma alanna girmektedir. Bilgi nesnesini bu ekilde belirleyen Wittgenstein, bu dnyaya ait bilginin yine sadece bu dnyadan kaynaklanabileceini gstermek iin, bilginin ilk malzemesi olan tasarmlardan bahsetmekte. Bu ise bizim dnyaya ilikin edindiimiz ilk malzemeleri ifade etmekte ve bu yap Humeun izlenimler ile ilgili grlerini hatrlatmaktadr. Kayna dorudan doruya, kendisi bizzat gereklik olan, dnya olduu gibi, ayn zamanda tasarmn doas gerei, tamamen olgusal bir durumu ifade eder.85 Bu noktada ortaya kan problem ancak u olabilir: Tasarmn ve dnyann yaps birbirine uygunsa doru ya da yanl, yani olguyla uyuan ve uyumayan tasarmlar nasl ortaya kyor? Wittgenstein, bu soruya tasarmcnn durduu nokta, yani bak as cevabn vermektedir. Tasarm hangi noktadan oluursa olusun, tasarmlanma biimi ne olursa olsun olgudan, gereklikten mutlaka bir pay alr, nk ilk nclleri gerein belirgin olduu eklindeydi.86 Ancak onun olgu ile tam olarak uyuma durumunda ortaya kacak bir olumsuzluk, tasarmn sahibinin bak asndan, olgu durumlarn yanl noktadan ya da tam grememesinden kaynaklanr. Dolaysyla, bilgiye dair her eyin olgusal bir alana indirgendii bir dnyada a priori doru tasarmlarn yeri olmayacaktr; nk dnyaya ilikin bilgi iin dnyadan baka bir kaynak yoktur. Wittgenstein iin, bilginin snrland alan, konusu ve kaynan belirledikten sonra, yaplmas gereken ey, bilgi srecinde nemli bir kavram olan dncenin ne olduunu aklamak olacaktr. Wittgensteina gre, dnce, olgulara ait oluturduumuz mantksal tasarmlardr. Olgularn mantksal tasarm, dncedir.87 Wittgenstein iin, bir olgu balamnn dnlmesi onun tasarmlanmas demektir; yani olgu iin dnlebilir olmas demek, onun tasarmlanabilir olmas demektir. Dolaysyla tasarm sadece olgusal olacandan, dncede sadece olgu zerine dnce olacaktr.88 Bu ise bizim sadece resmini oluturduumuz eyi dnebildiimiz anlamna gelir. Bu erevede olgu durumu ile uyuan tasarmlar,
85 86

SEZGN, Erkut, a.g.e.,s.122 SEZGN, Erkut, a.g.e.,s.119 87 Tractatus, 3 88 FLESCHER, Margot, a.g.e.,,s. 80

52 doru dnceler olacaktr. Tasarm gerekliin bir modeli olduuna, doru tasarmlar da doru dnceler olduuna gre, btn doru dncelerin toplam, bize dnyann doru, gereklie uygun modelini verecektir. Doru dncelerin toplam, dnyann bir tasarmdr.(3.01) Bize dnyann doru modelini verebilecek ilk e olan tasarm, olgu durumlarnn varolma ve varolmama durumlarn resmetmektedir. Dolaysyla, dnce de olgu durumlarnn olanaklln ierir. Bylece dnceye gelen ey, gereklikte bir varolma olanana sahiptir; ayn ekilde bir ey varolma olanana sahipse o dnlebilir olandr. Yani Dnlebilir olan, olanakldr da.(3.02) Olanakllk durumunun dnceye bu ekilde yansmas, dnyann ve mantn yapsndan kaynaklanr. nk olmayan bir eyi dnmek manta aykrdr.89 Dolaysyla dnlen eyin mantksal bir ekle sahip olmas, yani gerek olmas, gerek olmak bakmndan en azndan bir olanaa sahip olmas bir zorunluluktur. Bu zorunluluk, mantn yalnzca gereklikle ilgilenmesinden90 gelir. Aksi bir tutum, manta aykr bir tutumdur ki, bu dnceye aykr bir tavr, yani mantk olmadan dnmeyi gerekli klar. Mantksz olan hibir eyi dnemeyiz, nk o zaman mantksz dnmemiz gerekirdi.91 Mantkl dnmede, doru dnceyi belirleme kriteri onun olgu ile uyumasdr. Yani doru dnce, iindeki olanakllk durumunu, gereklikte gsterebiliyorsa, gereklikte bir karl varsa dorudur. Bu nedenle a priori doru dncelerin varlndan sz edemeyiz. A priori doru dnceden bahsetmek demek, olanakll doruluunu belirleyen (nerme 3.04), doru olmas iin olanakl olmas yeterli olan dnce demektir. Oysa olanakl olmasna ramen doruluu olmayan dncelerin olmas, byle bir yapnn doruluunu kabul etmeye engeldir.92 A priori doru bilgi, ancak karlatrma nesnesi olmadan doruluu kendiliinden ak olan bilgi olabilir ki, bu mmkn deildir.
89 90

FLESCHER, Margot, a.g.e.,,s.79 Defterler 19141916, s.19 91 Tractatus, 3.03 92 MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, s. 335

53

Dnce, doru ya da yanll hakknda hkm verilebilen bir yapdadr. Dolaysyla, dnce nermedir. nerme, tmcedeki dnce, ancak duyusal alglanabilir93 olarak dile gelebilir. Tmcenin duyusal alglanabilir iareti ses, yaz iaretleri vb.dir. Bu tmce iaretleri dnmeyi dile getirmemize olanak salar. Tmcenin dnya ile olan ilikisi tmce iaretine baldr; Tmce de, dnya ile izdmsel ilikisindeki tmceimidir.94 Wittgensteina gre dnyann izdmsel olarak, tmcede yer almas sz konusudur ve izdme ait ne varsa, bu tmceye de aittir. Ancak izdm yaplan eyin kendisi tmceye ait deildir.95 Tpk tasarmda nasl ki bir olgu durumunun olana ieriliyorsa, izdmde de ayn yap vardr; yapnn olana izdmde grlr; ancak kendisi deil. Dolaysyla henz izdm olarak ifade edilen tmcede, bu olanak bildiriminin henz bir anlam yoktur, yani tmcenin henz bir anlam yoktur; bu noktada tmcede, ancak dile getirme olana ierilir96. Wittgensteina gre dil ile dnya arasnda bir bant sz konusudur ve bu bant tmcede kendini ortaya koyar. nk dnyaya ilikin sahip olduumuz tasarmlar tmcede dile gelir. Bu dile getiri de, Wittgensteinn olgu ve tasarm aklamalar ile uygunluk gsterir. Gerekliin taslan dile getiren tmce de olgu ve tasarm gibi, eleri arasndaki eitli tarzlarda bantlardan meydana gelmitir.97 Wittgenstein dncesi asndan tasarmlanan ey bir olgudur, onu ieren tasarm da bir olgudur; ayn ekilde onu dile getiren tmce-imi de bir olgudur.(nerme 1.141) Wittgenstein, olgular aklarken onlar ey-durumlar ile belirlemiti.

Dolaysyla Wittgenstein sistemdeki hibir parann rastlantsallkla aklanmasna izin vermemektedir. Ayn tavrn tmce konusunda da grmekteyiz. Wittgensteina
93 94

Tractatus, 3.1 Tractatus, 3.12 95 MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, s. 337 96 Tractatus, 3.13 97 SEZGN, Erkut, a.g.e.,, s.120

54 gre, tmce szcklerin karmndan olumaz, tmce eklemli bir yapya sahiptir.98 Eer olgunun anlamndan bahsediyorsak, tmcenin de bize bu anlam vermesi gerekir. Dolaysyla tmce de, szcklerin karmndan daha fazlasdr. nk, eer tmcenin sadece szcklerin bir araya gelmesi ile olutuunu sylersek, o zaman her szcn tek bana bir anlama geldiini sylemek zorunda kalrz; aksi takdirde anlamn ortaya kt dilsel yaplardan sz edilemez. Biz olgu durumlarnn anlamn dile getiren tmceden bahsetmek istiyorsak, bu tmce sadece bir adlar snf olmamaldr.99 Olgu durumlarndaki anlam, nesnelerin biimlenmeleriyle, yani aralarnda bir bant olmasyla ortaya kmaktadr; bu erevede tmcedeki anlam da olgunun betimlenmesiyle ortaya kacaktr. Olgu durumlar betimlenebilir, adlandrlamaz. 100 Olgunun dilde betimlenmesi, tmcenin elerine ayrlabilmesi ile mmkndr, nk Wittgensteina gre, tmce mmkn bir olgunun resmine benzer ve dncenin nesnesi olan eyi, d dnyadaki nesneleri resimdeki elerin karlamas gibi, tmcenin eleri karlar101 (nerme 3.2). Wittgenstein buna bal olarak tmcenin zmlenen elerine yaln im, tmceye de tam zmlenmi adn verir (nerme 3.201). Tmce ierisinde, olgunun en son esi olan nesneyi adlar karlar, adlar nesnelerin tmce iindeki imleridir. Tmcede adlarn ekillenmesi ise, ey durumlarnda nesnelerin karlkl biimlenmesine gre olur. Wittgensteinn bilginin nitelii ile ilgili genel tavr tmce konusunda da ortaya kar. Wittgensteinn tasvir ettii dnya da eyleri ancak nasl meydana geldiklerine gre belirleyebiliyorduk. Wittgenstein, tmce konusunda da bu tavrn devam ettirir: Nesneleri ancak adlandrabilirim. mler onlarn yerini tutar. Ancak onlar zerine konuabilirim, onlar konuarak da vurmam. Bir tmce, bir eyin ancak nasl olduunu syleyebilir, ne olduunu deil.102
98 99

OSMAN, Fikret, a.g.t., s.46 LECOURT, Domnque, a.g.e.,, s.51 100 Tractatus, 3.144 101 MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, s.333-334 102 Tractatus, 3.221

55

Wittgenstein olgularn karmak yapda olduklarn ve onlarn en yaln esinin nesneler olduunu syler. Tmce olgu durumlarn ifade edeceinden, karmak yaplar dile getiren tmceler de karmak yapda olacaklardr. Her karmak basit paralara ayrlabildiinden tmceler de paralanabilir. Olgunun kendisine kadar analiz ilemini uygulayabildiimiz, en kk esi nesne idi. Tmce de tanmlarla belirlenen yaplar da, kendinden daha kk paralarn tanm yaplamayan, yani kendinden kk oluturucu eleri olmayan adlardr. Bu erevede nesnenin dnyann yaln esi olmas gibi, ad da tmcenin temel imidir. Wittgensteina gre anlam yaln imde ortaya kamaz. nk yaln imin, yani adlarn doruluk ya da yanll yoktur. Dolaysyla anlam, ancak ve ancak olgu durumunu veren bir bant ile ortaya kabilir ki, bu eklemli yapya sahip olan tmcede mmkndr ve ancak tmce ierisinde adn bir gsterimi olmasndan bahsedebiliriz: TEK BR szck nasl doru ya da yanl olabilir? O, gereklikle uyuan ya da uyumayan dnceyi hibir durumda ifade edemez. Bunun eklemli olmas gerekir.103 Ancak tmcenin anlam vardr; ancak tmcenin balamnda bir adn imlemi vardr.104 Wittgenstein, tmce iinde, kendi anlamn kendi karakterize eden105 simgelerden (dile getirilerden) bahseder. Buna gre, tmce ierisinde tmcenin anlamn niteleyen her para bir simgedir. Wittgensteina gre anlaml olan tmce idi, yani anlam, tmce ierisinde ortaya kyordu, elerde deil. Bu gr, Wittgenstein sistemi iin, tmcenin ierisinde anlaml paralardan sz edilmesi, bir eliki oluturmaz; nk, dile getiriler yani simgeler ayn zamanda tmcedir ve tmce de bir simge. Bununla birlikte, Wittgenstein, olgular ile ilgili yaklamn tmce konusunda da devam ettirir. Olgular arasndaki balantlardan bahseden, Wittgenstein, ayn ekilde tmceler arasndaki balantdan bahseder. Bu erevede

103 104

Defterler 1914-1916, 05.10.1914, s.19 Tractatus, 3.3 105 Soykan, . N., a.g.m., s.47

56 her dile getiri, tmcenin anlamna ilikin olarak, btn para dile getirilerin, tmcelerin sahip olduklar ortaklaalktr: Tmcenin, anlamn niteleyen parasna, bir dile getiri (bir simge) diyorum. (Tmcenin kendisi de bir dile getiritir.) Dile getiri, tmcenin anlamnn zne ilikin olarak, tmcelerin aralarnda ortaklaa sahip olabildikleri her eydir. Dile getiri bir biim ve ieriktir.106 Wittgensteinn dil ile ilgili ele ald konular, Tractatusun genel kaygsna bal olarak, dnce-dnme ve anlam 107 konularna bal olarak ekillenir. Dnya ile ilgili olarak, dnceye malzeme olan ve dncemizi, dolaysyla bilgimizi ekillendiren, dnyann belirgin olarak varolan unsurlaryd. Bu belirginlik, gereklie ilikin, biim ve ierie sahip olan nesnelerle ortaya kan belirginliktir. Dolaysyla, temel tezin dil-dnya uygunluu olmas, bu belirginliin, yani anlamn ortaya kt noktann, her iki alanda da ortaya kmasn zorunlu klacaktr. Bylece, dilsel ifadelerimiz olan tmcelerdeki simgeler, yani dile getiriler de anlam deerlendirmesine izin veren belirginlie sahip olmak durumundadr. Ayn mantksal form ile belirlenen dil ve dnya, anlamn ortaya knda da ayn yapya sahiptirler. Her ikisinin de anlaml olmas onlarn mantksal bir yap sergilemesine baldr. Wittgenstein iin mantk zorunludur; nk ona gre mantksz dnme olamayacana gre, dnce ve onun dile gelii manta uygun olmaldr. Dnyaya ilikin doru dncelerimiz, doru mantksal tasarmlarla, yani ey durumlar ile ortaya kan anlamn doru resmedilmesi ile mmknd. Ayn ekilde dilde anlam da, dili oluturan elerde deil, dilin betimledii gerekliin, tmce ierisinde, mantksal-szdizimsel bir uygulamasyla alaca iin ortaya kar. Dil hem dnme hem de dnceyi dile getirme aamasnda nemlidir. Ancak hem dilde ekil ala hem de dil ile ifade edilen dnce nedir? Wittgenstein bu
108

, mantksal bir biim

106 107

Tractatus, 3.31 SEZGN, Erkut, a.g.e., s.54 108 Tractatus, 3.327

57 soruya, Tractatusun genel tezine uygun bir cevap verir: Dnce, anlaml tmcedir.109 nc nermede olgularn mantksal tasarm olarak belirlenen dnce, burada anlaml tmce olarak belirlenmektedir. Dolaysyla, anlaml tmceler, olgularn mantksal tasarmlarn ifade etmektedir. Olgulara ilikin olmayan, ya da bir olguya ait resme sahip olmayan tmceler dorudan doruya anlamszla yani samaya indirgenmektedir. Tmcelerin ait olduu alan dildir; tmcelerdeki betimlemeler, yani anlam dilde ortaya kar. Olgu durumlarn resmeden tasarmlar dncedir ve dnce de anlaml tmcedir. Dolaysyla gerekliin anlamna ilikin edindiimiz tasarmlar tmceler ile dili belirleyecektir; yani, Tmcelerin toplam dildir.110 Dnyann, olgularn toplam olarak belirlenmesi gibi, dil de tmcelerin toplam olarak belirlenmektedir. Tmceler, bir olgunun resmini tadndan, tmceler ayn zamanda gerekliin bir tasarm111 olarak karmza karlar. Tasarmn ierii bir ey durumu olarak belirlenmiti, yani bir olgunun varolma ve varolmama durumunu tasarmda bulabiliyorduk. Tmcenin bir tasarm olarak karmza kmas, tmce ierisinde, gerekliin paras olan bir ey durumunun anlamnn tmcede varolmasn gndeme getirir ki, bu belirgin olan gerekliin tmcede ak bir ekilde ifade edilmesi112, yani dile yansmas demektir. Bylece tmce bir olgu durumunu ifade edebilmek iin, ilk olarak olgu durumunun yapsna uygun olarak mantksal olarak eklemli bir yapda olmaldr ve ortaya koyduu olgu durumunun sahip olduu olanakllklar, varolma durumlarn ve ayrt edilmilikleri gstermelidir113. Tmcenin anlamna vakf olmak ise, tmce doru olduunda, neyin olduu gibi olduunu, yani resmettii olgu durumunun nasl olduunu bilmektir.114 Bu bilgimiz, tmcenin tamamen gereklikle belirlenmi olmasna baldr; tmce olgu balamnn betimlemesini doru ya da yanl olarak vermek zorundadr.115
109 110

Tractatus, 4 Tractatus, 4.001 111 Tractatus, 4.01 112 Tractatus, 4.021, 4.022 113 Tractatus, 4.04, 4.05, 4.1 114 Tractatus, 4.024 115 Tractatus, 4.023

58 nermenin imleminin, o ve onun temsil etme tarz araclyla, onu onaylyor ya da yanllyor olarak sabitlenmesi gerekir. Bunun iin onun, nerme tarafndan tamamen betimlenmesi gerekir.116 Wittgensteinn yapt bu belirlemeler, tmcenin gerekliin tasarm olduu sonucunu zorunlu olarak getirir. Olgularn varolma ve varolmama durumlarn ortaya koyuu ve bunlarn gereklikle karlatrlmas ile doruluk ya da yanllk deerini almas onun belirleyici nitelii olarak karmza kar117. Wittgensteinn izdii mantksal form snr gereince, mevcut doru tmceler bize doa bilimlerinin toplamn verecektir.118 Sonu olarak Wittgenstein, dilin tmcelerin toplam, tmcelerin tasarm olduunu ve tasarmn da gereklii yanstan bir olgu olduunu syleyerek, dil ile dnyay ayn mantksal formda belirler ve dile getirilebilir olann, olgularla belirledii gereklik olduunu syler. Dile getirilebilir olan ise bu erevede sadece doa bilimlerinin konulardr, nk dile gelen doru tmcelerin toplam, doa bilimlerinin alanndadr ve bu alanda geleneksel anlamda felsefe yaplmas mmkn deildir.

116 117

Defterler, s.34 Tractatus, 4.05, 4.06, 118 Tractatus, 4.11

59 C. TRACTATUSTA FELSEFE ELETRS Wittgensteina gre dil ve dnya, her ikisi de ayn kurallara uygun olarak ortaya kmakta ve ayn mantksal yapy sergilemektedir. Dil ile dnya arasndaki bu uygunluk, dilin snrlarn gereklikle belirlemekte, bylece aratrmalarda dlen hatalarn kayna dilde ortaya kan anlamszlk problemi ile belirlenmektedir. nk felsefenin urat problemler dil mantnn ve dile yansyan gerekliin dndadr, gerekliin dnda olan sorular ise, herhangi dorulama nesnesi olmad iin cevapsz kalmaya mahkm olacaktr: Felsefe konularnda yazlm ounluk tmceler ve sorular yanl deil, samadr. Bu yzden de bu trden sorular hibir ekilde yantlayamayz, ancak samalklarn saptayabiliriz. Filozoflarn ounluk sorular ve tmceleri dil mantmz anlamamamza dayanr.119 Bu belirleme ise hemen ardndan felsefenin temel ilevini, onun dil eletirisi120 olduu dncesini getirmektedir. nk Wittgenstein her iki dneminde de felsefeye kar ak bir tavr ortaya koymu ve felsefenin mmkn olmadn anlatma abas gtmtr. Fakat ilk dnemine ait grlerinde felsefi olann dile getirilmesinin imknszln anlatmaya alrken, bunun sebebi olarak dile bunun msaade etmeyeceinin altn izer. Eer dilin snrlar gereklikle ilikili olarak tek resmetme arac ise, dilin dnda kalan her eyi resmetme abas yansmasz, yani gereksiz, dolays ile sama olacaktr. Bylece felsefenin yararszl zerine fikir beyan edecektir.121 Felsefe genel olarak bilgilerin mantksal bir aydnlanmasdr. Ama bu bilgi ey durumu sz konusu olduunda bir resme sahip olmaldr. Eer cmle ey durumunda herhangi bir resme sahip deilse herhangi bir bilgi vermeyecek, bylece epistemolojik deeri de olmayacaktr. te burada Wittgenstein, epistemolojik deeri olmayan bir eyin ontolojik snrlar hakknda da herhangi bir eyin sama olacandan hareket eder ve bylece felsefenin sama olacan ifade eder.

119 120

Tractatus, 4.003 Tractatus, 4.0031 121 JACCARD, Roland, Sessizliin Grameri/ COGTO, 33.Say 2002

60

Bilgi edinme uran tmyle bilime veren Wittgensteinn felsefeyi herhangi bir trden de olsa bilgi veren bir ey reten bir aba olarak grmesi sama olurdu.122 Bu durumda felsefe ne bir doa bilimi ne de psikoloji veya sosyoloji gibi bir beeri bilimdir. Felsefenin bilimler karsndaki yeri onlar iin hep ayndr. Bu durum ise ak bir biimde aklama etkinliidir. Bylece felsefe varlk nedenini bilime borlu hale gelir. nk Felsefenin var olmasndan nce onun aydnlataca bilimin var olmas gerekir.123 Bu durum felsefenin anlamn daraltr itirazlarna karlk, Wittgensteinla birlikte zmleyici felsefeden yana olanlar, bu itirazlar kabul etmezler; nk bylece felsefe, btn bilgi ve dnce alanlarnda i gren bir st etkinlik olur. nk felsefe, tm tarihsel geliimi boyunca, epistemolojilerin ve ontolojilerin arasndaki kopuklukla bir takm sorular vcuda getirmi ve bu sorular zmeye alrken baka sorunlar ortaya karmt. Mesela, Aristotelesin Trler ve Cinsler hakkndaki grlerini erh etmek amacyla, Porphirus tarafndan sagoji isimli eseri kaleme alm, bu eserle beraber ortaya kan zmsz problemler dizisi tm Ortaaa damgasn vurmutur. Ardndan gelen srete, Descartes, Ortaan zmszlklerini kendi problemleri ile ba baa brakp ak ve seik bilgiye ynelmi, fakat yine de ak ve seik bilgi adna kt yolda, ruh-beden dalizmi ile kar karya kalmt ve modern takipileri ise, bu iki ontolojiyi uzlatrma uruna farkl zmler nermi, her zm nerisi, ardndan farkl problemler getirmitir. Dolaysyla felsefedeki bu abalar, nihai bir sonuca ya da zme ulaamam, ortaya atlan her zm, eletirel bir bak sonucunda zm olmaktan kmtr. Felsefede ortaya kan bu tablo, 20. yzylda doruk noktaya varan ampirizm ve analitizm asndan ele alnmaldr. 20. yzylda bahsettiimiz bu iki grn etkinlii ile yetien Wittgensteinn felsefenin kmazlarla ve srekli cevapsz sorularla
122 123

SOYKAN, .N., a.g.m., s.49 SOYKAN, .N., a.g.m., s.50

61 dolu olan genel eklini kabul etmemesi olaan grnmektedir. Bu erevede Wittgenstein, Tractatusta dilin mantyla snrlandrlm dnya ierisinde felsefenin yeri, ancak ve ancak bu snrn dnda kalan, yani sama olan olabilirdi. Wittgenstein, Tractatusta, felsefenin sama olduunu gstermek iin yine felsefeyi kullanmtr. nk sylenebilirin snrn izmek, Dilimin snrlar dnyamn snrlardr demek, dilin snrlarn olgusal olanla, deneysel gereklikle izmektir124, ki bu ancak ve ancak felsefe ile yaplabilecek bir snrlandrmadr. nk dile yansyan dncenin kayna, gereklik ile snrlandrlacaksa bunu yapan felsefe olacaktr ki felsefe tarihi de bunu gsterir niteliktedir. Felsefede doru yntem aslnda u olurdu: Sylenebilir olandan, yani doabilimi tmcelerinden yani, felsefeyle hibir ilgisi olmayan bir eyden- baka bir ey sylememek, sonra her seferinde de, baka birisi doatesi bir ey sylemeye kalktnda, ona, tmcelerindeki belirli imlere hibir imlem balamam olduunu gstermek. Bu yntem ona doyurucu gelmeyecektir ona felsefe rettiimiz duygusunu duymayacaktr- ama tam doru yntem bu olurdu.125 Wittgenstein da, felsefeyi olgusal alanla ilgilenen bilimlerin denetiliine indirgeyip, bu anlamn dnda felsefenin ancak sama olabileceini sylerken bunu yine felsefeyi kullanarak yapar.126 Benim tmcelerim u yolla amlaycdr ki, beni anlayan, sonunda bunlarn sama olduklarn grr onlarla-onlara trmanarak- onlarn stne ktnda. (Sanki stne trmandktan sonra merdiveni devirip ykmas gerekir.) Bu tmceleri amas gerekir, o zaman dnyay doru grr. zerine konuulamayan konusunda susmal.127

124 125

OSMAN, Fikret, a.g.t., s.46 Tractatus, 6.53 126 MUSGRAVE, Alan, Saduyu, Bilim ve Kukuculuk, s.41 127 Tractatus, 6.547

II. BLM

KNC DNEM: FELSEF SORUTURMALAR Wittgensteina ikinci dnem felsefesi, fikirlerinin genlik ve olgunluk dneminde farkllk gstermesi zerine yklenir. Hlbuki zerinde yazlm herhangi bir erhi incelemeksizin veya onun zerine temellendirilmi herhangi bir gre bavurmakszn veya ona yaplan yapc veya ykc eletirileri kayda almakszn, sadece kendisine yneldiimizde ortaya yle bir sonu kmaktadr: lk dnemi, varmak istedii bir takm kesinlikler ve bu kesinliklere duyduu inancn akl zerinedir ki, bu durumda o inand eylerin bir inan deil bilgi olduu kanaatindedir. kinci dnemi ise, ilk dneminde kesinlik ve bilgi olarak ele ald eylerin sadece bir imkn olduunu anlamas ve bunlarn mmkn olup olamayacan anlamaya alrken, mmkn olamayacan fark etmesi zerinedir: Kesin olmayan gerekten bir serzeni ve kesin, bir vgdr. Ve bu da, kesin olmayann kendi hedefine, daha kesin olandan daha az ulatn sylemektir. Bylece, buradaki mesele hedef dediimiz eydir. Gneten en yakn ayaa uzaklmz veremezsem veya bir masann geniliini bir inin binde biri ile bir marangoza syleyemezsem hatal m olurum? Tek bir kesinlik idealinden vazgeilmemitir; bu balk altnda dnmemiz gerekenin ne olduunu bilmiyoruz bu sz konusu eyden siz feragat etmedike. Ama byle bir uylam; en azndan sizi temin edeni, zor bulacaksnz.1 Yani denilebilir ki, ikinci dnemi, ak bir biimde ilk dnemini muhakeme etmesi ve onu denetlemesi zerine gr farkllna vard dnemdir. Bunu Ocak 1945te kendisi de dile getirmitir:

WTTGENSTEIN, Ludwig, Felsefi Soruturmalar,88, s.6566, ng. ev. Deniz KANIT, Kreyel Yay. stanbul 1998 s. 7

63 Balangta niyetim tm bunlar, biimini farkl zamanlarda farkl resmettiim bir kitapta bir araya getirmekti. Ama nemli olan nokta, dncelerin bir konudan dierine doal bir dzen iinde ve kesintisiz ilerlemeleri gerektiiydi Elde ettiim sonular byle bir btnde skca birletirmeye ynelik birka baarsz giriimden sonra, bunu hibir zaman baaramayacam anladm2 Wittgenstein bylece ak bir biimde ifadesizlik kalplarnn arasna dmekte ve bu kalplar oluturma mcadelesindense, bunlarn nedenine doru ynelmektedir. Bu ak bir biimde dile getirilebilecek olann mahiyetinden daha nemli bir problem olarak karmza kan, onun imkn ile alakal bir meseledir ve biz, bunu dahi ifade etmekte yetersiz bir durumdayz. Yazabildiim en iyi ey felsefi iaretlerden fazlas olmayacakt3 Esasen ikinci dneminde, ilk dneminde ynlenmeyi dnmedii, hatta sylenemez olann kendisi olarak grd eyleri hesaba katmasnn nedeni de bir bakma budur. nk felsefi iaretlerden daha teye gidememek demek dncelerinin kendi doal eilimleri ile elimesi, hatta buna kart bir durumu zorlamasdr. Bunun sonucunda gerekliin referans iin nemli bir kaynak olan doallk fikrinin karsnda, ona zt ve onunla eliik olan dnce phesiz ki, yetersiz kalacaktr. Bylece herhangi bir ey ancak ve ancak, eer ilk nerme ise kendi doas ile her eyden bamsz olarak ele alnmalyd.4 Bu durumda dncenin kendisi ilk dnemindeki gibi dil ile dnlebilir bir eyden ziyade, kendine ait bir doa olarak, sembolletirilebilir veya iaretlenebilir bir ey olamazd. Yoksa kendi doas ile elimek zorunda kald andan itibaren yani iaretlenebilir olarak dnld andan itibaren, dil ile dncenin ayn olmas icap ederdi ki, bu durum akas her eyin dile getirilebilir olduu anlamna gelirdi. Bu sebeple Wittgenstein, ilk dneminde kesinlik fikriyle dolu olarak kt yolda, ikinci dneminde bir amala dolu olmann, onu ancak taslak durumuyla kar

2 3

Felsefi Soruturmalar, s. 7 A.g.e. s.7 4 A.g.e, s. 7

64 karya braktn fark eder. Bylece kendisinin betimledii felsefi iaretler uzun ve karmak yolculuklarda yaplm bir dzenleme taslandan ibaret olacaktr.5 phesiz ki taslak halinde olan herhangi bir ey, daimi surette analitik incelemelerin konusu olarak kalmaya mahkmdur. nk bir taslak, devaml surette kendisinin dayand ncllere veri olabilecek herhangi bir eyi dorulamak zerine alr denetlenme ihtiyacndan bamsz deildir. Bu durumda Wittgenstein, ilk dneminde, kesin olan ile dnme ve hareket etme eilimini sistemletirmeye alrken, ikinci dneminde ise tm bu aba ve faaliyetlerin bir taslaktan teye gidemeyeceini vurgulamaktadr. nk Wittgensteinn zmleyici sistematiinde her ey ancak olgu balam ile ele alnabilir ve bu balamlar ise birbirinden bamszdr. phesiz ki, zne de ancak olgusal bir balamda dnlmelidir. Fakat zne her ne kadar varlk olmak bakmndan olgusal olsa da, znellik ifadesinden bamsz olarak ele alsak da, onunla ilintilidir. nk olgu balamlar birbirinden ne kadar farkl olsa da, ne kadar bamsz olsalar da birbirleri ile bantldr. Yani olgusal balamlar birbirine baml deildir, sadece birbirleri ile bantldr.

Bu durumda ise kesinlie varma abas olarak argman olan her ey ancak ve ancak bir taslak durumu olarak kalyorsa, bu taslak durumu olma sebebinin tek referans ise znellik olacak ve bantsal bir biimde zne merkeze oturacaktr. Birinci dneminde Wittgenstein solipsizme gtren zne, tmel bir zne kavram idi. Yani evrensel mantk yasalar, evrensel dil ve tek ve belirgin olan gereklikle belirlenen bir zne. Wittgensteinn ortaya koyduu ilk sistem ierisinde, dolaysyla zne de olgusal bir boyutta ortaya kar ki, bu zne, herhangi bir farklla ya da zerklie sahip olmayan, evrenselliin ierisine hapsedilmi bir znedir.6 Dil-dnya-mantk grleri itibariyle dilimin snrlar dnyamn snrlardr dediinde, herkes iin ayn dorulara ulalabilecek bir snrdan bahsediyordu ve dil

A.g.e, s.7 CANBOLAT, Cem Burak, Wittgenstein n Felsefi Aratrmalarnda zne Sorunu, s.6, Ege ni., zmir2000
6

65 snrlar ierisinde evrensel bir zneyi gsteriyordu. Fakat ikinci dneminde bu zne, artk evrensel nitelie sahip olan zel bir dille deil, toplumsal etkileimler iinde, dilin toplumsallkla belirlendii bir yapda belirlenen znedir.7 Geri ilk dneminde de, zne, belirgin biimde, dnce sistematiinin merkezini igal etmektedir. Hatta bu zneci merkezlik ise onu solipsizmin snrlarnda gezdirmektedir fakat ikinci dneminde ise zneye ait her aba ancak ve ancak bir taslak durumuna erimektedir. Bu durumda ise kesinlik phesiz ki taslak durumunu amak durumundadr, o halde kesinlik fikri zne durumunu da kesinlikle aacaktr. Fakat bunu ifade etme abas, yani bunun dile gelebilme imkn snrl veya imknsz bir hal olacaktr. Bylece Descartes almn bedene ait bir dnce tarz ile ancak ve ancak merkezi sisteme fenomenal olan yerleecektir. Fakat fenomenal olann dilsel ifadesi mmknse ancak o deerlendirilebilir olacaktr. Bylece ilk dneminde ortaya koyduklarn denetleme ve bu denetleme sonucu ortaya kan eleme neticesinde Wittgensteinn ok farkl imi gibi grnen veya yle olduu iddia edilen ikinci dnemi ortaya kmaktadr. Wittgenstein ilk dneminde olgu balamlarnn ancak kendisi ile

aklanabileceini aklayan bir arka plana bavurmutu. kinci dneminde ise arka plana uygulad farkl yaklam gz nne koyar. nk bir olgu balam sadece kendisi ise ve dierlerinden bamszsa mantki olarak arka plan da, sabit ve ayn olan olmalyd. Fakat ayn meseleleri farkl planlarda ele alma zarureti zerine ortaya baka tasvirlerin ktn ise yle ifade ediyor. Ayn veya hemen hemen ayn noktalar deiik ynleri defalarca ele alnd ve yeni taslaklar izildi .. Drt yl nce ilk kitabm (Tractatus Logico Philosophicus) yeniden okumak ve ondaki dnceleri aklama frsatn buldum. O anda bana eski dncelerle yenilerini bir arada yaynlamalym gibi geldi. Bu ancak benim eski dnme tarzmn arka planna kart olarak ve aradaki fark gsterme yoluyla doru bir k altnda grlebilirdi.8

7 8

CANBOLAT, Cem Burak, a.g.t., s.10 A.g.e. s.8

66 Kendi ifadesinden de anlalaca zere, Wittgenstein, ilk dnemdeki, yani Tractatustaki grleri zerine olduka ciddi bir denetleme faaliyeti iine girmi ve birinci dnemdeki yanlglarn ortadan kaldrma abas ile Felsefi Soruturmalarda ilk dnemden fakl olan dncelerini ortaya koymutur.

67

B.1. DL OYUNLARI Wittgenstein ikinci dneminde varaca sonularn bir taslak yani bir bakma zihinsel bir resim olduunu farkndadr. Bylece bu resmin dile gelebilecei alan ise szckler sayesinde olacaktr ki, szckler ak bir biimde adlardr. Adlarn bantlanmas yolu ile bileimi tmceleri meydana getirecektir. Szcklerin tekabl ettii anlam ise ak bir biimde bize nesneleri verecektir. O halde dil resminde szcn kendisi anlamn temsil edildii bir ey olacaktr. Bu durumda anlam, szcn temsil ettii bir nesne haline dnecek ve szcn kullanm ortaya kacaktr.9 Szcn neyin yerine durduunu bir kez bilirseniz, onu anlar, onun btn kullanmn bilirsiniz.10 Wittgenstein ikinci dneminde de ie metafiziin eletirisi ile balar bu eletiri somutlatrmak iin Ortaa skolstiinin kurucusu olarak kabul edilen St. Augustinusu ve onun dil hakkndaki dncelerini ele alr.11 Bylece temel bir ayrma giriir. Bu ayrm ise ak biimde szcn anlam ve kullanm arasndaki ayrmdr. Mesela Felsefi Soruturmalar isimli kitabnda bu ayrm, insann renme kavram asndan ele alr ve szcn sadece anlamdan ibaret olduu kanaatini eletirir. nk dili ilksel olarak ele aldmzda onu ve szckleri renen bir ocuk, anlamndan nce kullanmn renecektir.12 Bu renme ise farkl retme srelerinde farkl kavramlarn olumasna neden olabilecektir.13 Kavramlarn retildii ocuk, be rakamnn anlamn zmlemekten ziyade onun kullanmn renecektir ki bu durum, dilin anlamsal olmasndan nce ilevsel olmasn beraberinde getirecektir. Mesela ocuk 5 rakamnn anlamndan nce kullanmna vakf olacak ve bunlar rneklem yolu ile kavrayacaktr ki, bu
9

A.g.e. s.11 Felsefi Soruturmalar, 264 11 A.g.e. s.12 12 FLEISCHER, Margot, a.g.e., s.82 13 Zettel, 387
10

68 durumda karmza resim yolu ile renme kar.14 Resim yolu ile renme diyoruz nk rneklemler, ocuun zihninde bir resim olarak yer tutacaktr: Bir ocuun, bir dili renirken, a,b,c,... saylar dizisini ezberlemesi gerekir. Ve onarln kullanmn renmesi gerekir. Bu altrma szcklerin rnekle retimini kapsayacak mdr?- mdi, insanlar szgelimi, deme talarna iaret edecek ve yle sayacaklar: a,b,c deme ta. Tula, kolon vb szcklerin rnekle retiminden daha da fazlas, bir bakta kavranabilen nesneler grubunu sayma deil, o grubu gsterme ii grecek olan rakamlarn rnekle retimi olacaktr. ocuklar ilk be ya da alt rakam bu ekilde renirler. Oraya ve bu da rnekle mi retilir? nsann, onlarn kullanmn muhtemelen nasl retebildiini dnn. nsan yerlere ve eylere iaret edecektirancak bu durumda bu iaret etme, yalnzca kullanm renmede deil szcklerin kullanmnda da ortaya kar.15 Bu durumu daha iyi aklayabilmek iin yle bir rnek verebiliriz: Gndelik hayatta genelde kullandmz kelimelerin anlamndan ziyade nerede ve nasl kullanldn biliriz. Szcn anlam ilevsellii bizim iin nemlidir. Mesela, herhangi bir kiiye namus nedir? diye sorsak bize, rvet yememek, almamak, rza gz dikmemek vs. olarak cevap verecektir. Hlbuki akas bu durum namus kavramndan ziyade namuslu olmak kavramn karlar, ou insan, namusun kendine ait anlamn veremeyecektir. Antik Yunancada kural veya yasa yerine geen nomos () kelimesinin Trkede kullanm olan namus, ahlaki kurallar btnnn bireyde bir yansmas olarak kavramlandrlamayacaktr. nk insan resmedici nermelerle dnmektedir. Wittgenstein, birinci dneminde ideal dil fikrinden hareket etmekteydi. Bu ideal dil, dnyann kendinde yansd bir dildi. Dile gelen, olgusal olann yapsna balyd. Yani dnyann en yaln esi nesne, dilin en yaln esi de, gereklikte nesneye karlk gelen ad idi. Dolaysyla anlam nesnenin varlna bal olarak ortaya kyor. Dolaysyla nesnenin ortadan kalkmas durumunda anlam da ortadan
14 15

A.g.e. s.13 Felsefi Soruturmalar, 9

69 kalkmakta16 Sokrates ldnde, Sokrates adnn anlam da ortadan kalkacak-17. Wittgenstein birinci dneminde anlam, gerekliin resmi olarak belirlerken, Felsefi Soruturmalarda bir szcn anlamnn, onun dildeki kullanm olduunu syler. Anlam szcn kullandmz durumlarn geni bir snf iin hepsi iin olmasa da- bu szck yle tanmlanabilir: Bir szcn anlam, onun dildeki kullanmdr. Ve bir adn anlam, kimi zaman, onu tayann iaret edilmesi yoluyla aklanr.18 Wittgenstein, Felsefi Soruturmalarda, dilin, ideal bir yaps olduu fikrinden uzaklar. deal, sabit geekliin resmedilmesiyle anlamn iinde ortaya kt dil dncesi, yerini, uylamsal, deiken kurallarn ynettii elerle19belirlenen dil anlayna brakr. Wittgenstein, bylece, birinci dneminde olgulara balad anlam, olgularn dar alannn dna karr ve ikinci dnemin anlam kuramn ortaya koyar: Bir szcn anlam, onun dildeki kullanmdr. Wittgenstein, ikinci dnem dncesinde, dili sabit, deimez yapsndan karr. Olgularn resmedilii ile belirlenen dil anlay, Felsefi Soruturmalarda yerini, konuan ve eylemde bulunan kiilerin birtakm toplumsal mutabakatlara ve kurumlara bal olan- yayp etmelerinin de iinde yer ald bir yapya20 brakr. Aka ifade etmek gerekirse Wittgeinsteinin birinci dneminde merkeze ald ideal dil fikri, ikinci dnemi ile beraber, var olan dil anlayna ynelmitir. nk ideal olan resmetme veya arama abas, felsefenin balangcndan bu yana, felsefi tm problemin nemli bir kaynan oluturmaktayd ki, bu Wittgensteinn ilk dnemi ile ilgili dncelerinde ak bir elimeydi. nk ilk dnemine ilikin grlerini, Tractatusu merkeze aldmz zaman ortaya yle bir sonu kmaktayd. Felsefe sylenemez olan syleme abasdr byle bir aba ise resmedilemez olan resmetme abasdr. O halde felsefe yapmann imkn yoktur. eliiklik ise, ideal
16 17

Felsefi Soruturmalar, 40 SOYKAN, .N., a.g.m., s.55 18 Felsefi Soruturmalar, 43 19 MAGEE, Bryan, Yeni Dn Adamlar, s.135,ev.: Mete Tunay, .B.. Yay.,stanbul-2004 20 ALTINRS, Atakan, Dil Felsefesine Giri, s.131, nklap Yay, stanbul-2003

70 olan arama abasnn ancak ve ancak felsefi bir faaliyetle mmkn olmas ve ideal dil fikrinin de, felsefi metaforlarla desteklenmesi zorunluluudur. te bu sebeple Wittgenstein ideal olann yaratt duraanlk, sabitlik yerine mevcut olann deiimliliini merkeze alr. Felsefe de, zaten bir bakma deien her eyin altnda bir deiimsizlik arama ilkesi, ontolojik olarak vcuda geliyordu. Yani ontolojik bir arkhe aray felsefenin temel problemi idi. Bu aray ise deiimsizliin kendisini, ideal hale getiriyordu. Bu sebeple ideal dil anlaynn sabit, deimez olmas fikri, bir bakma resmedilemeyeni de, resmetme abas gibidir. te bu sebeple Wittgenstein ikinci dneminde, deiimli fikirleri merkeze almtr: Dili kullanmay biliimizde bir dzen kurmak isteriz; grnte belirli bir erei olan; ou olas dzenin dnda olan; o dzen olmayan bir dzen. Bu erek iin biz srekli olarak sradan dil biimlerimizi kolayca gzden karmamza neden olduu ayrmlara nem veriyor olacaz. Bu onu, sanki biz onu dili yeniden dzenleme grevimiz olarak grmz gibi gsterebilir. Belirli pratik amalar iin byle bir reform, pratikteki yanl anlamalar nlemek iin yaratlan terminolojimizde bir dzeltme tamamen olanakldr. Ama bunlar ilikili olmamz gereken durumlar deildirler. Bizi uratran bu karklklar, dil tpk ilemeyen bir makineye benzediinde ortaya kar, makine ilerken deil.21 Deiimlilik sorunlarndan olan fikrinin anlam hkim olduu da bir yaklamda, felsefenin temel

sorununa

yaklam

farkllaacaktr.

zellikle

Wittgenstein dncesindeki deiim bu farkllamay kanlmaz klacaktr. Birinci dneminde resim kuramna bal olarak ortaya kan, anlamn bilinebilmesi iin bu neyi tasvir eder?22 sorusuna dayal anlam kuramn deil, bu ne i grr?23 sorusuna dayanan bir anlam kuramn Felsefi Soruturmalarda temele almaktadr. Birinci dnemde gereklii belirleyen ideal dil anlay yerine, gereklik tarafndan belirlenen, zellii uzlamsal olan gndelik anlayn koyar. Bu kuramn

21 22

Felsefi Soruturmalar, 132 HUDSON,Donald, Wittgensteinn Din Felsefesi, s.55 23 a.g.e., s.55

71 ise Wittgenstein dil oyunlar ile ifade eder. Bir dil-oyunu, normal durumda bir sra dilsel ifadeden oluur ve ekseriya bu ifadelere baka eylemler elik eder. Tek szckle -eer ona bir eylem elik etmiyorsa ve eer o bir buyruk deilse- bir dil oyunu olmaz. Yani Wittgensteina gre dil oyunlar, dil ile dilin i ie getii etkenliklerin btndr.24 Wittgenstein, ilk dneminden farkl olarak, Felsefi Soruturmalarda dilin ok farkl kullanmlarn fark etmitir. Bylece, dili farkl kullanmlarla ilikilendirmitir25. Farkl kullanmlarn etki olduu dil ierisinde, dili oluturan temel ve tek eden bahsedilemez. Dolaysyla, Wittgensteinn dil oyunlar ile ifade ettii ey, dili oluturan yapc eler deildir26. Tpk bir oyunun kurallarna gre oynanmas gibi, dile ait etkinliklerde belirli kurallarla belirlenmiledir. Bu belirlenim ile ortaya kan dil oyunlarn Wittgenstein satran oyuna benzetmektedir. Nasl ki satran oynanmas iin belirli kurallara ihtiya duyulan bir oyundur ve oyuncular o kurallar ierisinde farkl hamlelerde bulunurlarsa, dil ve dilin kullanm da byledir. Dil oyunlar, dil olgularna benzerlikler ve farkllklar dorultusunda

karlatrma imkn veren kurulumlardr. Dil ierisinde kullanma ortaya kan benzerlikler ve bunlarn belirledii oyunlar Wittgenstein aile benzerlikleri ile ifade eder: Bu benzerlikleri nitelendirmek iin aile benzerliklerinden daha iyi bir ifade dnemiyorum; nk bir ailenin yeleri arasndaki eitli benzerlikler: Yap, ehre, gz rengi, yry, huy, vs vs ayn ekilde st ste gelir ve apraklar. ve yle diyeceim: oyunlar bir aile oluturur.27 Wittgensteinn ikinci dneminde ortaya koyduu dil teorisi, toplumsal uzlam tarafndan belirlenen ve bireylerin aktif olduu bir yap ile belirlenir. Bu yap ierisinde szcklerin anlam onlarn karlk geldii olgular deil, onlarn dil ierisinde
24 25

SOYKAN, .N., a.g.m., s.57 GARVER, Newton, Gramer Olarak Felsefe, s.113, Cogito, sy.33,YKY, stanbul-2002 26 SOYKAN, .N., a.g.m., s.57 27 Felsefi Soruturmalar, 67

72 kullanmdr. Bu tarz bir kullanm ierisinde benzerlikler ve farkllklar, aktif kullanm sz konusu olduundan dolay kendini gsterir. -Bununla birlikte, szckleri kullanan bireylerin, zellikle de bireysel tecrbeye dayanan szcklerin kullanm sz konusu olduunda, szck zerinde uzlamsal bir kullanm kendini gsterir.-28 Felsefi Soruturmalarda dili belirlediimiz ey dil oyunlardr. Dil oyunlar, ile Wittgenstein yapc eleri deil, dile ilikin btn etkinlikleri ifade eder. Bylece birinci dneminden farkl olarak tek bir kurala dayal olarak ortaya kan, sabit, deimez dil anlayn dilin mozaik yapsn- terk ederek, kullanm ierisinde, kendi kurallar ile eitli ekillerde belirlenen bir dil oyunu kuramn benimser.

28

Felsefi Soruturmalar, 665

73

B.2. FELSEF SORUTURMALARDA FELSEFE ELETRS Dier bir yandan ikinci dnemine ait grlerde, Wittgenstein felsefeyi yle kolayca samalk alanna indirgemez. Felsefenin en byk erdeminin, ncelikle insann kendisini anlamas olduunu dnr. nk felsefe kendisi dnda yneldii her nesneyi, kendisi dndaki bir ey olarak grp, onu tekiletirecektir. Bu sebeple ilk nce insann kendi zerinde dnmesi ve kendini anlamas29 felsefenin biricik imkndr. Esasen bu durumu Wittgenstein zerindeki, Descartesc bir etki olarak da yorumlamak mmkndr. nk Descartes da, ontolojik olarak ilk nce ben anlayna ynelerek insann dncesini varln teminat haline getirmiti. nsann, kendisi dnda alglad her nesne phesiz ki insann tekisidir. Bu durum insann teki ile olan ilikisinde dil asndan ortaya koyduu yap ile ortaya kar. nk dil sayesinde, tekinin ne olduunu anlamlandrabilecek veya tekini kullanmsal hale getirebileceiz. Esasnda felsefe yapmann da, merkezinde modern bir gr olarak, benilkesi vardr. bu sebeple Felsefe yaparken hemen hemen her odak, bize tekileir. Mesela, Biz felsefe yaparken, tpk, uygar insanlarn ifadelerini duyan, onlar zerinde yanl bir yorum yapan ve sonrada ondan en tuhaf sonular kartan vahilere, ilkellere benzeriz. rnei verilebilir. 30 Esasen yukardaki alnty, modern felsefenin vard bireysellik ekseninde deerlendirebilir ve kiinin yalnzlamasna veya cehalete sebebiyet verenin felsefe olduuna hkmedebiliriz. Zaten Wittgensteinin da en temel itiraz, felsefenin bireysel snrlar ierisinde anlamszlamasndan tr, onun dile getirilemez olduudur. Esasnda bu tavr sokratik bir tavr olarak da ele alabiliriz. nk iki kiinin kanaatleri
29 30

JACCARD, Roland, Sessizliin Grameri/ COGTO, 33.Say Felsefi Soruturmalar, 194

74 arasnda nc bir kanaat olma durumu ortaya kacaktr ki, bu durum anlalmazln da temeli olacaktr. u halde denilebilir ki ikinci dnemi itibar ile toplumsal uzlann byk bir nem kazand dilin tatile kt yer felsefenin balangc olacaktr: .... Ve, filozof nndeki bir nesneye gzlerini dikerek ve bir ad veya hatta bu szcn bile pek ok kez tekrarlayarak ad ile ey arasndaki o banty ortaya karmaya alrken siz gerekten byle tuhaf bir balanty elde edersiniz. nk felsefi problemler dil tatile gittii zaman ortaya kar.31 Wittgenstein, dil tatile gittiinde felsefenin ortaya ktn sylemekle kalmaz; dil tatile ktnda kendini gsteren felsefenin, amac hakikat olasna karn, amacnn dna kp, gereklikten uzaklap32, kendisini eitli mitler ierisinde bulduunu da dile getirir: .... Felsefede insan hep bir sembolizm miti ya da bir zihinsel sre miti retmek tehlikesi iindedir. Basite herkesin bildii ve herkesin kabul edecei eyler sylemek yerine. Sonu itibar ile zihinsel sreler ve durumlarla ve de davranlkla ilgili bir takm sorunlar meydana gelecektir. nk ortada henz bilinemezlikten doan bir takm zmszlkler vardr ve bu bilinemezlikten dolay ok basit olan zm, felsefenin erekselliinde daha da karmak bir hal alr felsefedeki gstermek33 Aslnda Wittgenstein tarafndan eletirilen bu durum ondan ok daha nce, Antik Dnemde Platon tarafndan da dile getirilmiti. Hepimizin bildii zere, insanlar maarann dna tama arzusu duyan felsefeye, en temel itirazn yapm, sonu olarak byk bir ounluun maarann dna kamayacan ifade etmiti. ereiniz nedir?Sinee, sinek iesinden k yolu

31 32

Felsefi Soruturmalar, 38 Zettel, 211 33 Felsefi Soruturmalar, 309

75

Geri ikisinin arasnda bariz bir fark vardr Wittgenstein k yolunun basitliine felsefenin sama olduundan hareketle varm ve bu durumu karmaklatrann felsefe olduuna hkmetmiti. Platon ise, felsefeyi temel bilim yapm ka byk bir ounluun varamayacana, bu sebeple zmn glne iaret etmiti. Sonuta felsefi olarak kullanlan reducto at absurdum ilkesine, Wittgenstein tarafndan felsefenin kendisi uramtr. Dolaysyla felsefe, ounlukla dil hakknda yanl ncllerden hareket ederek akl yrtmeler yapmak deildir. Felsefeye ancak, dile arpk ya da yanl bir perspektiften bakmay ortadan kaldracak eilimleri terk etme ilevi yklenebilir.34 Bylece felsefenin yapaca en iyi keif, felsefe yapmay brakmaya vesile olacak keiftir: Gerek keif, istediim zaman felsefe yapmay brakabilmemi salayan keiftir. Bu keif felsefeye huzur verir, yle ki onun artk, kendisini sorduu sorularla ba artlmaz.-Bunun yerine biz artk rneklerle bir yntem gsteririz ve bu rnekler dizisi ile iliik kesilebilir.- Sorunlar zlr (glkler giderilir) yoksa tek bir sorun deil. Aslnda, tpk farkl terapiler gibi yntemler var olsa da tek bir felsefi yntem yoktur.35 Wittgenstein tpk birinci dneminde olduu gibi, ikinci dneminde de, felsefenin herkes iin uzlamsal bir gereklii ortaya koyamayacan dile getirir. yle ki, felsefeye ilikin bir imkanszlk aratrmalarda kendini gsterir. Bu imkanszlk, yani felsefenin herkese hitap edebilecek, salkl bir zihinsel etkinlik olamayacan ifade eden bir imkanszlktr. nk tpk birinci dneminde olduu gibi, her eyin ak olduunu ve ak olan bir eyin aklanamayacan ya da byle bir giriimin sama olacan Tpk dile getirirken, ak son olmayann nermesinde da bizimle zerine ilgilendirmeyeceini syler. Tractatusun

konuulamayan konusunda susmal.- dile getirdii gibi.

34 35

FOGELIN, Robert J., Wittgensteinn Felsefe Eletirisi, s.80Cogito, sy.33,YKY, stanbul-2002 Felsefi Soruturmalar, 133

76 Felsefe sadece her eyi nmze koyar ve ne herhangi bir eyi aklar ne de herhangi bir sonu karr. Her ey gz nnde olduundan aklanacak bir ey yoktur. Zira, szgelimi; sakl olan bizi ilgilendirmez.

III. BLM K DNEMN KARILATIRILMASI Tezimizin son blmnde, Wittgensteinn ifte devrim olarak nitelendirilen iki ayr dnemindeki, dolaysyla iki ayr kitabndaki farkllklar ve her iki dnemde de ayn kalan dncelerini inceleyeceiz. Wittgenstein Tractatus dneminde, dilin yapsnn gereklie olan

uygunluunu, dilin yapsnn gereklik tarafndan belirlenmesi olarak aklarken; Felsefi Aratrmalar dneminde, nesnelere kar olan tutumumuzun oluuna dikkat ekerek, gerekliin ve gr tarzmzn dil ile belirlendiini ifade eder.1 Wittgenstein, Tractatus ile belirlenen ilk dneminde, dil ve dnyann ayn mantksal forma sahip olduu nclnden hareket ederek, dnyann kendisinde resmedildii, mantksal olan, sabit kurallarla belirlenen, deimez ideal bir dil anlay ortaya koyar. Ortaya koyduu ideal dil fikri, herhangi anlam kaymalarna, yanl anlamalara izin vermeyecek2; dolaysyla genel tez olarak metafizie yol aan felsefi sorularn ortadan kalkmasn3 salayacak bir ideal dildir. kinci dnemde, Wittgenstein bu fikri terk ederek, kullanm ierisinde belirlenen ve kltrel uzlama dayanan bir dil anlayn ortaya koyar. Birinci dnemden farkl olarak bu dil anlay, esasen Wittgensteinn nemli teoremlerinden birini ortaya koyar. nk ilk dneminde szcn kavramsal erevesinin resmedici olduunu bildirirken bu resmediciliin ise anlama tekabl ettii ynnde bir dnceye sahiptir. Fakat ikinci dneminde ise resmediciliin anlama tekabl etmesinden ziyade kullanm olarak karmza kt ynnde bir dnceye sahip olur. Felsefi Soruturmalar isimli eserinde anlam ve kullanm arasndaki farklar ele alr ve kullanmn anlamla kartrlmas sonucu ortaya kacak olan skntlar tahlil eder.

1 2

ZEL, Aytekin, Wittgenstein Mantnda nermeler Meselesi, s.17 SOYKAN, .N., a.g.m., s.41 3 ALTU, Taylan, a.g.e., s.36-37

78

Genelde birinci dnemi ile ikinci dnemi arasndaki farklar farkl adan ele alnr. Mesela Russella gre ilk dnemi felsefi olarak nitelemek mmknken, ikinci dnem bahis konusu bile yaplamaz. Stegmller ve Hartnack gibi dnenler ise birbirinden farkl ve birbirine zt iki farkl Wittgenstein felsefesinin olduundan emindirler. Stegmller, birinci dnemi dilin mozaik kuram, ikinci dnemi ise dilin satran kuram diye adlandrr.4 Bu tanmlama, Wittgensteinn birinci dneminde, dilsel iaretlerin sabitlii ve hareketsizlii hakknda bir aklama oluyorken, ikinci dneminde ise en azndan szlerin kullanmnn belirli kurallar erevesinde hareketlilii ve deiimi hakknda bir aklama olmasn ortaya koyar. Wittgenstein ilk dneminde, felsefenin, deiken ve istikrarsz yapsndan rahatsz olduu iin ve bu yapnn da sebebinin ifade farkllklarndan kaynaklandn fark ettii iin, anlam karklklarn ve kaypakln ortadan kaldracak tek biimli bir ideal dil5 tesis etmeye alr. Fakat ideal olarak tasarlad dil ancak ve ancak fenomenal olann zerine kurgulanm bir basitlik ilkesinden hareket eder ki, bu basitlik gndelik dil ile ayn anlalrlk dzlemine sahip olma kaygs gdecektir. Bylece gndelik dil ile ideal dil arasndaki benzer biimlenme, ikinci dneminde, ideal dilin ilevini yeniden analiz edilmesini gerektirecektir. nk deiimi ve kaypakl ortadan kaldrmak iin tesis edilen ideal dil, merkezine eylerin anlam durumunu almt. Fakat ideal dilin kendisi olarak da alabileceimiz gndelik dilde, insanlar anlamdan ok kullanma bavuruyor ve kullanmn ilevsellii ise, zaten anlam deiikliklerinin ve kaymalarnn balca sebebi idi. Dolaysyla ikinci dnemde ideal dilin oluturulma fikrindense, anlamn ortaya kt gndelik dil kullanm, Wittgenstein iin nemli olacaktr. Wittgenstein birinci dneminde, kendine konu edindii ideal dilin gerekleme koullarn mmkn klacak, mantksal formlar belirler. Bu form dilin ve dnyann
4 5

SOYKAN, .N., a.g.m., s.40 SOYKAN, .N., a.g.m., s.41

79 ortaklaa sahip olduklar mantksal formdur. Buna gre, dil de dnya da, paralanabilir bir yapdadr ve elerden oluur. Bu eler, atomik elerdir ve hem dil ve dnyada birbirlerine karlk gelirler hem de mantksal eleri karlarlar. Dolaysyla
6

Wittgensteinn

birinci

dneminde

dil-dnya

uygunluu

metafizik

atomculua baldr. Yaln nesneler, adlar ve temel nermelerin oluturduu yap, dil ile belirlenen dnya dil mantk uygunluunu refere eder. Mantksal bir yapya sahip olan gerekliin dili belirlemesi demektir bu. kinci dneminde Wittgenstein, dilin ve dnyann yaln elerinden

bahsetmedii gibi, bu tarz bir paralamay reddeder. Gerekliin belirledii dil konu deildir; yani olgularn, ey durumlarna, ey durumlarnn nesnelere ayrld bir yapnn dile yansmas, dilde resmedilmesi fikri yoktur. Bu almalarn temel konusu olan dilde, szcklerin yaln ve birleik olarak ayrlmamasn getirir. Dolaysyla dil, paralanabilir dnyann dile gelmesiyle anlam ortaya koymaz; bu nedenle resmediin elerini yanstacak bir tr paralanma ile anlam analizinin yaplmasna gerek yoktur. Felsefi Soruturmalar, dilin, olgu ile olan uyguluuna bal olarak anlamn ortaya kt fikrini reddeder. Burada anlam, toplumsal bir uzlam olarak kendini gsterir. Her dilde, szcklerin kullanmlar, farkldr ve bu farkllk anlamn ortaya kdr. Dolaysyla, evrensel ve mutlak bir anlam teorisi, Felsefi Soruturmalarda yerini kltrel yaplar ierisinde belirlenen, uzlamsal bir anlam ortaya koyan dil anlayna yerini brakr. Tractatusta ideal dil olan teori, Felsefi Soruturmalarda dil oyunlarna dnr. Dilin, Wittgensteinda genel tavr belirledii dnlrse, dil teorisindeki bu deime, dier alanlara da yansyacaktr. Bylece Wittgenstein, evrensel dil anlaynn akabinde, dilin snrlarnn kiinin dnyasnn snrlar olarak belirlenmesini getirir ki, bu dnyann zne ile snrlandrlmas demektir. Bu snrlama Wittgenstein iin herhangi bir problem ortaya karmaz, nk zneye bal olan dnya gerekliin ta kendisidir. Gereklik belirgin olarak mantksal bir formda kendini ortaya koyar ve bu dile yansr. Mantn evrensel yapsndan dolay her zne iin dilin snrlar, dolaysyla dnyann snrlar ayn olacaktr. Bylece Wittgensteinn iine dt solipsizmde, zne evrensel bir zne olarak, ilk dnemde ortaya kacaktr.

SOYKAN, .N., a.g.m., s.41

80 Bu evrensel zne, bireysellii ve zgrl gereklikle snrlanan evrensel bir znedir.7 kinci dneme bakldnda, Wittgensteinn solipsizmine konu olan zne, daha farkl bir ekilde ortaya kar. Artk bu zne, gereklie hapsolmu, edilgen bir zne olmayp, toplumsal balamda, dilin uzlamsal yaps ierisinde etkinleen bir znedir. zne, dili ortaya kartan ve tarihsel bir art alan olan dil oyunlarnda varln gsterir. Bylece Tractatusta gerekliin bir paras olarak, bir olgu olarak belirlenen ve snrlar ierisinde herhangi bir hareket imkn bulunmayan zne, Felsefi Soruturmalarda dilin yaratmnda rol oynad gibi, onun anlama ilikin kullanmnda da etkili grnmektedir. Ancak sadece dilin tarihsel art alanna bal olup, kendisi tarihsel yaratmlarn dnda olan bir znenin varl sz konusudur. Wittgenstein, her ne kadar zne konusunda, snrlar birinci dneme kyasla esnetmi olsa da, insani alanlarn ierisinde zneyi tarihselliinden yoksun brakmaya devam etmekte, sadece ona dilin yaratm imknn vermektedir.8 Wittgensteinn iki dnemindeki farkl noktalar bir ekilde kendini gsterirken, iki dneminde de deimeyen yanlar sz konusudur. Wittgensteinn her iki dneminde de deimeyen tavrlarndan birisi, felsefeye kar olan tutumdur. Her iki dnemde de, felsefenin uzayp giden sorunlarnn kaynan dil ierisinde grr ve bu sorunlarn ortaya k nedeni, birinci dnemde dil mantnn yanl kullanlmas, ikinci dnemde yanl perspektiften olaylara baklmas ve dil kullanmnn yanll olarak belirlenir. Dolaysyla, felsefe, her zaman ortadan kaldrlmas gereken ya da aslnda hi olmamas gereken metafizie dille balantl olarak der ve bu yadrganacak ya da yadsnacak bir durumu ifade eder. nk her iki dneminde de, filozoflarn, sorularnn kayna dilin kullanmnn ya da mantnn anlalmamasna bal olarak belirlendiinden, her trl felsefi aratrma, bilimsel bir nitelie sahip olmad mddete, sama olacaktr. Deimeyen tavrlardan bir dieri, onun Tanr ve ahlak ile ilgili grleridir. Her iki dneminde de Tanr, nitelii olgusal olarak belirlenemeyecek, yani bilinemeyecek olarak
7 8

belirlendiinden,

yani

Tanr

zerine

bir

hipotez

ortaya

koyulup,

CANBOLAT, Cem. B., Wittgensteinn Felsefi Aratrmalarnda zne Sorunu, s. 6-8 CANBOLAT, Cem. B., a.g.t., s. 6-11

81 denetlenemeyeceinden9, Tanr anlay sadece inancn konusu olup, tam bir fideist tavr10 ile belirlenecektir. Wittgensteinn ideal dil teorisinin belirledii birinci dnem ve dil oyunlar grnn ekillendirdii ikinci dnem arasnda, dile ve kullanmna yklenen anlam deimi; ancak dil ile belirlenen felsefeye kar tutum deimemitir. Genel itibariyle bakldnda, Wittgensteinn birinci ve ikinci dneminde sadece, dil teorisi deimi, dil ile belirlenen yaplara yaklam ayn kalmtr. Bylece Wittgensteinla birlikte felsefe bir reti olmaktan kp, bir etkinlik olarak grlmeye allm, bylece felsefeye evrensel bir boyut kazandrlmaya allmtr.

10

ALPYAIL, Recep, Wittgenstein ve Kierkeegarddan Hareketle Din Felsefesi Yapmak, s.20 ALPYAIL, Recep, s.146

DEERLENDRME VE SONU Tarihi neredeyse insanlk kadar eski olan felsefe, btn varlk alann kendine konu edinmi ve neden? sorusuna verilen cevaplarla var oluun anlamn ve varl aklama abasndan ortaya kmtr. Felsefenin sahip olduu bu aba, onun ok geni bir alan konu edinmesine, dolaysyla ilevinin btnyle varl aklamak ve insanolunun var olduu andan itibaren akln megul eden sorulara yant vermek olarak belirlenmesine neden olmutur. Ancak, felsefeden koparak ayr bir disiplin olan doa bilimleri, bu bilimi savunan kimi filozoflar tarafndan varl aklama ve insanln problemlerine zm bulma konusunda felsefeden daha gvenilir bulundu. Deney verilerinin mantk ilkeleri ile ilenmesi sonucu ortaya kan tavr, deney d bir tavr kabul etmeyen, metafizii tamamen yadsyan bir tavrdr. Dolaysyla bu tavrn gvenilirliini benimsemek bilgiyi duyusal olann snrlar ile yani olgusal olan ile belirlemek olacaktr ki, bu belirlenim tezimize konu olan Wittgensteinn her iki dnemine de ncl olmutur. Wittgenstein birinci dneminde, bilgimizi ifade ettiimiz dil ile dnyay mantksal bir snrlandrmaya tabi tutarak, dil-dnya-mantk uygunluu ierisinde, mantk pozitivist bir tavrla insann bilgi alann belirleyerek, bu alandan metafizik bilgiyi karmaktadr. Metafiziin ve metafizie saplanan felsefi tavrlar, sama olanla uratklar gerekesiyle yadsyan Wittgenstein, bu yadsmay, anlamn dilsel ifadelerin olgusal bir resme karlk gelmesi durumunda ortaya kt eklinde aklamaktadr. Bu erevede, Wittgenstein, insan olgusal bir alana hapsederek, onun yaratmlarnn ve elbette anlamnn olgusal olann dnda aklanamayaca eklinde bir yaklam ortaya karmaktadr. Anlamn, ifadenin ancak bir olgunun resmi olmas durumunda ortaya kmas demek; resim ortadan kalktnda anlamn ortadan kalkmas demektir ki, bu insanolunun yeryznde var olmasn geici nedenlerle ve anlamszlkla aklamay zorunlu klacaktr. Byle bir zorunluluk, ahlaki adan grecelilii ve bu grecelilie bal olarak da bir tekiletirme srecini ortaya karacaktr. nk bireyin i duygulanmlar, inanlar ve ahlaki eylemleri, olgusal olarak belirlenemediinden, yani evrensel bir nitelie sahip olmadndan bilimsel bir deerlendirmeye konu olmaz, dolaysyla dile getirilemez. Bu bireyin sustuu, evrensellikten pay almad, yani greceliliin ortaya kt noktadr.

83 kinci dneminde de ayn znel tavr, szcklerin kullanmna bal olarak ortaya kan bir anlam probleminde kendini gsterir. Ac szcnden, her bireyin kendi zel deneyimi olan acy anlamas farkl bir znellik boyutunu ortaya karrken; toplumsal kavramlarn, toplumlararas dzlemde ald eklin de ncln ortaya koyar. Bylece her iki dneminde deer ve ahlak konusunda evrensel bir nitelikten bahsedilmeyip, bireylerin ve toplumlarn znel yaantlarnn belirledii greceli bir dnya gr kendini gsterir. nsana ait yaratmlarn, deerlerin bu tarz greceli bir tavr ile belirlenmesi ve bireyler arasnda keskin teki snrnn olmas, bireylerin olgusallk dnda bir paydada bir araya gelmelerini engeller niteliktedir. Olgusallk dnda herhangi bir ortak paydaya sahip olmayan bireylerin ve toplumlarn ilikileri de, evrensel ve kalc deerlere sahip olunmamas nedeniyle salkl olmayacaktr. Wittgensteinn birinci dneminde, anlam sorunlarn ortadan kaldracak yapnn, dil ierisinde giderilecei gr, ikinci dnemde yine dil temel alnarak devamllk gsterir. Bylece, felsefenin temel problemi dilin neliini aklamak, bylece dilsel hatalar nedeniyle ortaya kan metafizik ukuruna saplanmamak olarak belirlenmitir. Sonuta, Wittgenstein, her iki dnemde de felsefeyi sadece dilsel problemlere indirgemi; her iki dnemde de dile anlam problemi yklendiinden, felsefeye tarihi boyunca yklenilen anlamdan daha dar bir anlam yklemi ve felsefeyi snrlandrmtr. Buradaki temel kayg, felsefenin bitmeyen ve srekli rtlp yeniden gndeme getirilen soru ve sorunlar bir ksr dng olup, epistemolojik adan, bu ksr dnglerin herhangi bir katk salamayacann gsterilmeye allmasdr. Nihayetinde bu temel kayg bilimsel yap ile ekillenerek zmlenmeye allr. Bilimsel olana duyulan gven, Wittgenstein sisteminde kendisini baskn olarak gsterdii iindir ki, Wittgenstein felsefenin ilevinin bilimsel aklamalara yardmc olmaktan te gidemeyeceini vurgulamtr. Verimli olan ancak gereklikle snrl olduundan, metafizik problemler, gereklie ait olmayan bir alan dile getirecek ve sonunda anlamszla dmemize neden olacaktr. Wittgensteinn bu tavr ile ortaya kan sknt, insann yaratmalarnn tamamnn maddi nitelikte olmamas, sadece olgusallkla belirlenen anlam kuramnda, insann maddi boyutunun dnda ortaya kan yaratmalarnn ve manevi zelliklerinin bilgi alanna konu olmamas nedeniyle dlanmas ile kendini gsteren bir problemdir. Wittgenstein, insann sadece bir olgu olarak varlndan bahseder ki,

84 bu onu sadece bilimlerin inceleyebileceini, dolaysyla insann deerler alanna ilikin herhangi bir syleminin mmkn olmayaca bir yap ierisine hapsetmektir. Bu snrlandrmay kabul etmek, tarihi ve tarih ierisinde ortaya kan kltrel yaratmlar inkar etmek olacaktr. Sonu olarak, dili merkeze alarak yapt almalarla Wittgenstein, dil ierisinde felsefeye ok kk bir alan brakrken, ardllar asndan, dil felsefesi almalarna arlk vermesi ile nemli bir isim olmutur. Metafizie kar tavr ise, genel olarak 20. yzyl geleneine uygun ekilde ortaya km, ancak metafiziin felsefeden elenmesi ile insann farkl dn biimlerinden ortaya kan deerlendirmelerini ortadan kaldrmaya ynelmitir. Bilimsel tavr insann anlamna ilikin sorulara cevap veremeyeceinden, bu znel alan, i yaant ile snrlandrlm; fakat bilimsel sorunlarn da, insann deerler alanna ilikin sorunlarn gndeme getirmesini engelleyememitir. Wittgensteinn zellikle savata bulunduu dnemlerde tuttuu gnlklerdeki ifadeleri ve btn hayat boyunca varlnn anlamsz olduu gr, onun bilimsel tavrla, mantkla belirledii dnyann, insan iin yeterli olmadnn en iyi kantdr.

85 KAYNAKA A. LUDWIG WITTGENSTEININ KEND ESERLER WITTGENSTEIN, Ludwig, Defterler 19141916, ev: Ali Utku, Birey Yay, stanbul 2004 WITTGENSTEIN, Ludwig, Felsefi Soruturmalar, ev: Deniz Kant, Kreyel Yay, stanbul1998 WITTGENSTEIN, Ludwig, Renkler zerine Notlar, ev: Ahmet Sar, Salkmst Yaynlar, Erzurum-2006 WITTGENSTEIN, Ludwig, Tractatus Logico-Philosophicus, ev: Oru Aruoba, YKY, stanbul2003 WITTGENSTEIN, Ludwig, Yan Deiniler, ev: Oru Aruoba, Altnkrkbe Yay, stanbul1999 WITTGENSTEIN, Ludwig, Zettel, ev: Doan ahiner, Nisan Yay, stanbul2004

B. DER ESERLER AKARSU, Bedia, ada Felsefe, nklap Yay., stanbul-1994 ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, Etik Yay., stanbul-2004 ALPYAIL, Recep, Wittgenstein ve Kierkeegarddan Hareketle Din Felsefesi Yapmak, Anka Yay., Ankara-2002 BATUHAN, Hseyin-GRNBERG, Teo, Modern Mantk, ODT, Ankara1970 CEVZC, Ahmet, Felsefe Terimleri Szl, Paradigma Yay.,stanbul-2000 CORNSH, Kimberley, Linz Yahudisi- Hitler ve Wittgenstein: Akl zerine Gizli Sava, ev: der nsal, Doan Kitap Yay., stanbul-2000 FLEISCHER, Margot, 20. yy. Filozoflar, ev:Akn Kanat, lya yay., zmir-2002 HUDSON, Donald, Wittgensteinn Din Felsefesi, ev: Ramazan Ertrk, A Yay, Ankara-2000 HNLER, Solmaz, Drt Adal, Paradigma, stanbul2003 HEATON, John M., Wittgenstein ve Psikanaliz, ev: Grol Koca, Everest Yay, stanbul-2002

86 LECOURT, Dominique, Bilim Felsefesi, ev: Ik Ergden, Dost Yay., Ankara-2006 MAGEE, Bryan, Yeni Dn Adamlar, ev: Mete Tunay, .B.. Yay.,stanbul-2004 MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, ev: Ahmet Cevizci, Paradigma, stanbul2001 MONK, Ray, Wittgenstein-Dahinin Grevi, ev.: Berna Klner-Tlin Er, Kabalc Yay, stanbul-2005 MUSGRAVE, Alan, Saduyu, Bilim ve Kukuculuk, ev: Pelin Uzay, Gebe Yay, stanbul1997 ZGL, Ouz, Pozitivizm ya da Mantk Olarak Felsefe, Us Yay.,stanbul-1991 RUSSELL, Bertnard, Bat Felsefesi Tarihi, Aydnlanma a, c.3, ev. Muammer Sencer Say Yay., stanbul-2000 ROSSI, Jean-Grard, Analitik Felsefe, ev.:Atakan Altnrs, Paradigma, stanbul 2001 SEZGN, Erkut, Wittgensteinn Ardndan Beden ve Zihin Hareketleri, Cem Yay., stanbul-2002 SOYKAN, mer Naci, Wittgenstein-Yaam, Felsefesi, Yaptlar, MVT Yay., stanbul-2006 THILLY, Frank, Felsefenin yks:ada Felsefe, ev.: brahim ener, zdm Yay., stanbul-2002 TRIGG, Roger, Aklclk ve Bilim, ev: Kadir Yerci, Sarmal Yay.,stanbul-1996 WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, Sosyal Yay., stanbul-1998 WEISCHEDEL, Wilhelm, Felsefenin Arka Merdiveni, z Yay., stanbul-1993

C. MAKALELER Ernest Wolf-Gazo, Yirminci Yzyl Bat Felsefesindeki Bak Alar, ev.: Erdal Cengiz, Felsefe Dnyas, sy:4, Ankara-Temmuz-1992 FOGELIN, Robert J., Wittgensteinn Felsefe Eletirisi, Cogito, sy.33,YKY, stanbul-2002 GARVER, Newton, Gramer Olarak Felsefe, s.113, Cogito, sy.33,YKY, stanbul2002 JACCARD, Roland, Sessizliin Grameri, Cogito, sy.33,YKY, stanbul-2002

87

SLUGA, Hans, Ludwig Wittgenstein, Yaam ve Yaptlar, Cogito, sy.33,YKY, stanbul-2002 SOYKAN, mer Naci, Wittgenstein Felsefesi: Temel Kavram ve Sorunlar, Cogito, sy:33, stanbul2002

D. TEZLER CANBOLAT, Cem. B., Wittgensteinn Felsefi Aratrmalarnda zne Sorunu, Yksek Lisans Tezi,Tez Danman: Prof. Dr. Doan zlem,Ege niversitesi, zmir1999 OSMAN, Fikret, Wittgensteinn Dil Oyunlar Teorisinin Din Diline Etkisi, Yksek Lisans Tezi ,Tez Danman: Prof. Dr. Zeki zcan, Uluda niversitesi, Bursa2003 ZEL, Aytekin, Wittgenstein Mantnda nermeler Meselesi, Yksek Lisans Tezi, Tez Danman: Yrd. Do. Dr. Naim ahin, Seluk niversitesi, Konya2002

88

ZET

YILDIRIM, Ayegl. Wittgenstein Felsefesinin ki Dnemindeki Fikri Farkllklar, Yksek Lisans Tezi, Ankara-2008 Bu tez ierisinde Wittgensteinn iki farkl dnemini aratrdk. Wittgensteinn dil ve anlam ilikisi asndan, ilk ve sonraki dnemi arasndaki dncelerini inceledik. Tez ierisinde ilk dnemini, Tractatus-Logico Philosophicus isimli eserinden, ikinci dnemini ise Felsefi Soruturmalar isimli eserinden takip ettik. Dolaysyla, Wittgensteinn nadiren incelendii bir konuyu yani, ikinci dnemini, eitli ynleri ile iledik, bylece konuyu am olduk. Ayrca tez ierisinde Wittgensteinn etkilendii filozoflar ve dnemler ksmen dile getirilmi, kendi dnemi ile ilikileri de incelenmitir.

Anahtar Szckler 1. Felsefe 2. Mantk 3. Dil Oyunlar 4. Analitik Felsefe 5. Metafizik

89

ABSTRACT

YILDIRIM, Ayegl. Ideological Differences of Wittgensteins Philosophy for Two Terms, Graduate Thesis, Ankara-2008 In this thesis, we have examined the two different periods of Wittengenstein. In terms of Wittgenstein's relation of language and meaning, we have examined the thoughts between his first and the latter period. We have followed up hs first part in the thesis from his piece "Tractatus-Logico Philosophicus", and his second part from his piece "Felsefi Soruturmalar". Consequently, we have completely worked on his second period, that is to say a subject that Wittengenstein has rarely been examined, with it's different aspects. Besides, the philosophers and the periods that Wittengenstein was impressed has been expressed, and the relations with their periods has been examined too.

Key Words 1. Philosophy 2. Logic 3. Language games 4. Analytic Philosophy 5. Metaphysical

You might also like