You are on page 1of 55

0

indekiler

Giri ......................................................................................................................................................... 1

Makroiktisatn Ortaya k ve Temel Kavramlar ........................................................................... 1

Giri

Bir akademik alma alann tam anlamyla kavrayabilmek o alandaki kavramlara ve onlarn gerek anlamlarna hakim olmay gerekli klar. Makroiktisatn da dier disiplinlerde olduu gibi kendine zg terminolojisi ve kavramlar mevcuttur. Makroiktisat almalarna balamadan nce bu kavramlar iyi bir ekilde renmek, makroiktisatn konusunu oluturan modellerin ortaya koyduu ilikilerin daha iyi kavranmasn salamann yannda, bu modellerle ilgili karm yapma konusunda da katk salayacaktr. Bu noktadan hareketle bu almann k noktas makroiktisatta bilinmesi gereken kavramlarn ortaya konmas ve bunlar arasndaki ilikilerin anlalmasn salayarak makroiktisatn anlalmasn kolaylatrmaktr. Bu erevede girii takip eden blmde makroiktisatn ortaya k sreci ve temel kavramlar aklanrken dier blmde ise makroiktisattaki karar birimleri arasndaki ilikileri zetleyen akm emas inceleme konusu yaplmaktadr.

Makroiktisatn Ortaya k ve Temel Kavramlar


Makroiktisat teriminin ilk yaynlanm kullanm 1933 ylnda Norveli iktisat Ragnar Frisch tarafndan yaplm olsa da makroiktisatn tarihi bundan ok daha eskilere dayanr. nsanlk yerleik hayata geip retim srelerine dahil olmaya balamasndan itibaren makroiktisatn oluum sreci de balamtr. Esasen iktisatn ortaya k sebebi insanolunun gnbirlik yiyecek arayndan kurtularak kendisine uzun sre yetebilecek yiyecei elde etmesidir. Bunun nedeni ortaya bir iktisadi artn km olmasdr. Bu iktisadi artn nemi de insanlara tketim dnda tasarruf gibi bir alternatifi de sunmu olmasdr. Yani insanolu o dnemden itibaren elde ettii deerleri sadece tketme deil, daha sonras iin saklamay da renmi olmaktadr. Sembolik gsterim olarak Y=C eklinde olan makroiktisadi denklem bylelikle bir anlamda Y=C+S ekline dnmtr. Dier bir deyile insanolu toplayclkla elde ettii deerleri tketim ve tasarruf arasnda tercih yaparak deerlendirebilmektedir. Daha sonralar yerleik hayata geilmesi ayrca i blm ve uzmanlamann etkisiyle retim srecinin de balamas gelirin tketilmeyen ksmnn daha sonraki dnemlerde retim salamak iin yatrm yaplmas eklinde deerlendirilmesini ortaya karmtr. S=I eklinde

gsterebileceimiz bu durum esasen modern makroiktisatn anlalmasnda da nemli varsaymlardan birini tekil etmektedir. 1 Dier taraftan yerleik hayata geilmi olmas ve yatrmlarn varl gibi etkenlerle artan retimin blm, g dengelerinin ve snflarn ortaya kmas gibi etkenler ok daha karmak ve gelimi bir yapy meydana getirmitir. Giderek karmaklaan sistemin dourduu bu durum da ynetim ihtiyacn ve bu dengelerin salanmas ve oluan sistemin idaresi iin devletin ortaya kn zorunlu klmtr. Bunun nedeni denklemin sol tarafndaki Ynin, dier bir ifadeyle gelirin, artk bir bireyin geliri olmaktan ok bir topluluun geliri haline dnm olmas ve topluluun bu geliri denklemin sa tarafndaki alternatifler arasnda nasl paylatraca sorusunun cevaplanmasnn gerekliliidir. Bu sistemin devamlln ve ilerliini salama srecinin hayata geirilmesi iin elde edilen gelirin bir blmn bu grevlerin finanse edilmesine ayrlmas gereklilii aktr. Dolaysyla devletin ortaya k denklemi Y= C+I+G ekline dntrm olmaktadr. Dier taraftan deerli madenlerin deiim arac olarak kullanlmaya balanmas ve farkl kabilelerin farkl rnlerde uzmanlamalar kabileler aras ticareti de kanlmaz klmtr. Bu ticaret akm, ieride retilen rnlerin bir blmnn dar satlmasna, darda retilen rnlerin bir ksmnn da lkeye getirilmesine neden olmutur. Bu da geliri idare edenlere bir alternatif daha sunmu ve denklemi Y= C+I+G+(X-M) ekline getirmitir. Burada X lkenin dier lkelere satt mal ve hizmetleri (ihracat), M ise lkenin dier lkelerden ald mal ve hizmetleri (ithalat) temsil etmektedir. 2 Ticaretin gelimesi, ticaretin gereklemesini salayan piyasann da giderek ykselen ve nem kazanan bir olgu olmasn salamtr. Iktisat biliminde piyasa, bir mal veya hizmetin satc ve alclarn bir araya getiren, denge fiyat ve miktarn belirlendii mekanizma olarak tanmlanabilir. Piyasa ekonomisi, dediimizde ise fiyatlarn, yani igc iin cret, para piyasas iin faiz ve retim faktrleri iin de rantn piyasadaki arz ve talebe gre belirlenmesi akla gelir. Piyasa ekonomisinin geliimi Ortaada sistemli bir ekilde artk deer yaratlmas ve deerli madenlerin zenginlik kayna olarak grlmesiyle birlikte hz kazanm olsa da piyasa

Bu almada temel kavramlar ele alnd iin S=I denkliinin gerekletii varsaylmtr. Tasarruflarn tamamen yatrma ynlendirilmedii durumlar da sz konusudur. 2 almann kapsamnn kapal ekonomi erevesiyle snrl olmasndan dolay makroiktisatn ak ekonomiyle ilgili olan ksmna geri kalan ksmlarda yer verilmeyecektir.

ekonomisinin geliimindeki ekonomik devrimlerin en nemlilerinden biri 19. Yzyldaki sanayi devrimidir. Sanayi devrimiyle birlikte retimin leinin ve kalitesinin hzl bir ekilde art her ne kadar tarmsal alanda isizlii beraberinde getirmi olsa da piyasann gcn ve nemini o kadar arttrmtr ki devletin piyasalara mdahale etmemesi gerektii eklindeki gr dnemin temel iktisadi felsefesi haline gelmitir. Bu gr savunan klasik iktisatlara gre ekonomi tam istihdam dzeyinde dengededir ve bu dengeden sapmalar geicidir. Iktisatta denge dediimiz olgu dardan mdahale olmad srece deiim eilimi gstermeyen durum olarak tanmlanabilir. Bu gr yaygn iktisat gr olarak 1930lara kadar egemenliini srdrmtr. . Piyasa ekonomisinin evrilip gnmzdeki halini almas uzun bir zaman alm olsa da basit anlamda ortaya k bu ekilde zetlenebilmektedir. (Eilmez, 2010) Ne var ki, 1930larda byk ekonomik bunalm bu klasik grn yanlabileceini ortaya koydu. Yaanan byk buhran iktisatlar klasik iktisat yeniden gzden geirmeye yneltti. Ekonomiyi iyilemeye ve dengeye gtrd iddia edilen gler bu grevlerini ya yerine getirememi ya da ok yava bir ekilde bir uyumlanma ngrmtr. Bu durumda da piyasa ekonomisinin devamlln salamak iin ortaya yeni bir politika nerisi konulmas gereklilii ortaya kmtr. Bu grevin byk bir blm ngiliz iktisat John Maynard Keynes tarafndan kendisinin yaynlad Para, Faiz ve stihdamn Genel Teorisi yerine getirilmitir. Keynes bu almasyla piyasalara tam istihdam dzeyini salayacak bir norm olarak gvenilmemesi gerektiini ve ekonominin ektii asl skntnn toplam harcamalardaki eksiklik olduunu ortaya koymutur.(McDonald 2002) Ayrca para politikalarnn da bu grevi yerine getirmesine kukuyla bakan Keynese gre ekonominin dzelmesi iin gereken yardm baka kaynaklardan rnein devletin harcamalarndan gelmelidir. Makroiktisat literatrnde Keynesin bu grleriyle balayan ve gnmze kadar gelen byk tarmalar sz konusudur ancak bu tartmalar ve yeni ortaya kan iktisat okullarnn grleri bu almann kapsam dnda kalmaktadr. Ne var ki, deiik iktisat okullar arasnda sregelen gr atmalarna ramen makroiktisatn geni bir elikiler ya da birbirinden tamamen bamsz dnce sistemlerinden olutuunu dnmek de doru deildir. Makroiktisatn gayet gl, anlalr ve dzenli bir biimde oluturulmu bir dizi arac ve dahas makroiktisadi model diyebileceimiz bir modeli mevcuttur. (Dernburg 1986) Bu szn ettiimiz tartmann paras olan iktisadi okullarn vurguladklar noktalar ve kendilerince ortaya koyduklar ncelikler modele dahil edilebilecek ve dahas test edilebilecek zelliktedir. Bu modelin makroiktisattaki faydas iktisadi problemler zerinde mantksal fikir yrtme

yaplabilecek genel bir ereveyi ortaya koymas ve farkl grlerin modelin neresine vurgu yaptn grme imkan vermesidir. Makroiktisatla ilgili sz edilen modelle ilgili temel kavramlara gemeden nce makroiktisat kavramyla neyin kastedildiinin anlalmas gerekir. ktisadi literatrde iktisat mikro iktisat ve makro iktisat olmak zere iki ana dala ayrlm durumdadr. Bunlardan mikro iktisat tek bir firmay bir bireyi ya da bir piyasay inceleme konusu yaparken makroiktisat ekonomiyi bir btn olarak grmektedir. Belirli politikalarn ya da durumlarn belli piyasalar ya da kesimler zerindeki etkilerini incelemek mikroiktisatn ilgi alanna girer. Makroiktisat ise ekonomiyi geni bir analizle ele alarak bireysel talep ve arz ya da fiyatlar yerine btn mallarn talebi ve arz zerinde durur. Makro iktisatn btn ekonomi ile ilgilenmesi her zaman makroiktisatn inceleme konusu yapt olgularn daha byk olduu anlamna gelmez. Mikro iktisatn konusu yaplan birok firma rnein iktisadi byklk olarak birok lkeden daha byk olabilmektedir ve sz konusu lkenin ekonomisi lei kk olmasna ramen makroiktisatn ilgi alanna girmektedir. Buradaki elikinin nedeni odaklanlan eyin tek bir piyasa ya da firma m yoksa btn piyasalar m olduu konusunda iki iktisat tr arasnda fark olmasdr. Her ne kadar ilgi alanlar farkl olsa da mikroiktisat ve makroiktisatn birbirinden bamsz olduunu dnmek yanltr. Makroiktisattaki karar alma birimlerinin etkileimi makroiktisattaki deikenlerin seyrini etkilemektedir. Dier bir deyile makroiktisatta ekonomideki btn mikroiktisadi etkileimlerin toplanm halde incelenmesi sz konusudur. Makroiktisat, lkelerin ekonomilerinin yaplarn ve performanslarn ayrca hkmetlerin iktisadi performans etkilemek iin kullanabilecekleri politika aralarn konu alan iktisat dal olarak tanmlanabilir. Makroiktisatla uraan iktisatlarn cevap aradklar baz sorular yle sralanabilir: (Bernanke 2001) Ekonominin uzun dnemde bymesini belirleyen eyler nelerdir? Neden baz lkeler ok hzl bir ekilde byme kaydederken dier lkeler geride kalmaktadr? Ayrca belirli bir lkenin gemie gre byme performansn etkileyen faktrler nelerdir? Ekonomi her zaman ayn oranda bymek yerine performansnda ksa dnemli geici alallar ve ykseliler yaar.

ekilde de grld gibi ekonomi srekli dalgalanmalar halinde bir seyir izler ancak dz izgi ile belirtilen eilim ekonominin uzun dnem ilerleyiini bize gsterir. Buradaki zirveler ve ardndan gelen dip noktalarna iktisat literatrnde konjonktr (business cycle) denir. Ekonominin normal byme geici dler ve artlar meydana gelir iktisat politikalarna yn verenlerin aratrmas gereken konu bu ini ve klarn neye bal olarak ve ne zaman gerekletii ve kesikli izgi ile gsterilen uzun dnem byme paftasnn ne ynde gelime gsterdiidir. 3 Ksa dnemli ini klar mmkn olduunca elimine edecek ve uzun dnem byme eilimine ekonomik aktivitenin ne ynde deitiine bakarak yn vermek makroiktisata yn verenlerin politikalarn olutururken dikkat etmesi gereken noktalardr(Bernanke, s.276 (Branson s.9) Bir ekonominin dalgalanmasna yol aan faktrler nelerdir? Neden ekonomiler bazen refah art yaarken bazen zor dnemlerden gemektedir? sizliin nedenleri nelerdir? sizliin bazen ok yksek deerlere ulamasnn hatta ekonominin gelitii dnemlerde bile igcnn nemli bir blmnn isiz olmasnn nedeni nedir? Fiyatlardaki artlarn sebebi nedir? Ekonomide fiyatlar neden ykselir ve bunun iin neler yaplabilir? Kresel ekonominin bir paras olmann lkenin ekonomisine etkileri nelerdir? Uluslar aras ticaret ve finansal balantlar lkelerin ekonomik faaliyetlerini nasl etkilemektedir? Hkmet politikalar makroiktisadi performans ykseltmek iin kullanlabilir mi?

Ksa dnemli dalgalanmalar ve uzun dnem ekonominin seyri almann sonunda yeniden ele alnacaktr.

Bu sorulara daha bir oklarn eklemek mmkndr. Ancak grld gibi sorularn birletii nokta lkenin ekonomisini bir btn olarak ele almalardr. Dikkat edilecek olursa sorularn hibirinde herhangi bir piyasadaki bir gelimenin nedenleri ya da oluum sreci konu edilmemitir. Ele alnan konular ekonominin genelini etkileyen ekonomiyi genel bir erevede ele alan sorulardr. Ne var ki, bu noktada karmamz gereken sonu tretilebilen sorularn ok olmas nedeniyle makro iktisatta mikro iktisada oranla konular zerindeki uzlann daha az olmasdr. Dier bir deyile bu deinilen trdeki sorulara zaman iinde bir ok kez cevap verilmeye allmas ve dahas bu cevaplarn zaman iinde de deiim gstermesi esasen makroiktisatn politika odakl olduunu ve gerek dnyadaki gelimeleri modellemenin ve tahminlemenin ok zor olmasndan dolay srekli yenilenen bir dal olduunu gstermektedir. Siyasetilerin politika tercihlerini yaparkenki dnceleri her zaman makro iktisat teorisinin ngrd ynde olmamas daha byk makro iktisadi sorunlara yol amakta ve bir bakma yeni grlerin de ortaya kmasna neden olmaktadr. Yani karar alma mekanizmasnn siyaset mekanizmas olmas makro iktisatlarn ortaya koyduu iktisadi teoriyi referans alarak olmas gerekeni gerekten uygulayacaklar anlamna gelmemektedir. Ksa dnemli beklentiler iindeki politikaclarn uyguladklar politikalar ekonominin genelinden beklenen performansn alnmasn engelleyebilmektedir. Bu noktada ortaya kan dier bir kavram da iktisadi teoridir. ktisadi teori, ekonomi ile ilgili konularda neden sonu ilikisi ortaya koyan nermeler olarak tanmlanabilir. ktisadi bir teorinin formel olarak ekillenip ortaya konmu haline de model denir. Modelin amac incelenmek istenen durumu basitletirip anlalr ve zerinde fikir yrtlebilir hale getirmektir. Modeller birden fazla deikenin zaman iinde veya birbirleriyle ilikileri sonucu ortaya kan deiimlerini gsteren ou zaman matematiksel olarak ortaya konulan ifadelerdir. Deiken ise gzlemden gzleme zamandan zamana farkllaan lm olarak tanmlanabilir. Baz iktisadi deikenler milli gelir, faiz enflasyon vs gibi sralanabilir. Belirli zaman aralklarnda bu deikenlerin nasl bir seyir izlediklerini takip etmemiz ve buna gore analiz yapmamz mmkndr. Makroiktisat aslnda deikenler arasndaki ilikinin ortaya konmas tahmin edilmesi ve yorumlanmas srelerinde kendini gstermektedir. Dier deyile bir deikenin dier bir deikendeki art ya da azala nasl tepki gsterdiini belirlemek gzlemlemek ve yorumlamak makroiktisatta son derece nemli rol oynamaktadr. Daha once szn ettiimiz ve analizleri bu almann kapsam dnda kalan iktisadi okullarnda aslnda yapmaya alt ey iktisadi deikenlerin etkileim srelerini ortaya koymaya almaktr. Farkllatrklar noktalar da bu deikenlerin farkl etkileim sreleriyle makroiktisatta yer aldklarn iddia etmelerinden kaynaklanmaktadr. rnein para arznn

milli gelir zerindeki etkileri zerine farkl grler sz konusudur. Her grn savunucular da kendi dncelerini hakim klma ynnde aba gstermektedirler. Ne var ki baz amprik bulgularla iki makroiktisadi deiken arasnda bir okulun dierinin aksine etkileimin olmad ynnde bulgular ortaya koymas bu etkileimin varlnn sorgulanmasn makroiktisatn konusu dna karmaz. Iktisat biliminde dier bilimdallarnn aksine grelilik yaygndr. Ayn iki deiken farkl lkelerde farkl yllarda ve hatta lkenin farkl blgelerinden farkl sonular ortaya karabilmektedir. Bu nedenle belli bulgularla varlan baz sonularn iktisatta genel geer kural olarak ortaya konulmas sakncaldr ve bu durum iktisat biliminin insan davranlarna odakl yapsna aykrdr. Bu noktada dikkat eken kelime etkileim szcdr. Deikenler arasndaki etkileim onlar trlere ayrmamza olanak vermektedir. Bir deiken baka bir deikene baml olarak deer alabilir. Bu tr deeri baka deikenlere gre ekil alan deikenlere baml ya da isel deiken denir. Bunlarn deeri paras olduklar modeldeki faktrler tarafndan belirlenir. Eer bir deikenin deeri modelin iermedii faktrler tarafndan belirleniyorsa bu durumda buna da bamsz ya da dsal deiken ad verilir. rnein I=a+br eklinde Inn yatrmlar rnin faiz orann gsterdii a ile bnin sabit katsay olduu bir denklemde faiz para piyasasnda belirlendii iin dsal bir deiken yatrm ise veri faiz dzeyine gre formlde isel olarak belirlendii iin isel deiken olur. Bunun yannda deikenler zamana gre de kategorize edilebilirler. Eer bir deiken bir zaman dilimi lsnde ortaya konuyorsa (rnein ayda X TL, yllk Y TL gibi) bu deikene akm deikeni denir. rnein lkenin milli geliri o bir yllk retimini lmekte kullanlr. Buna karn stok deikenleri zamann herhangi bir noktasnda belirlenirler. rnein 22 Mart 2012 itibariyle d bor X TLdir eklinde ifade edilebilirler. Birok durumda akm deikenleri stok deikenlerdeki art miktarn bize bildirirler. (Bernanke. S.42) Akm ve stok deikenleri arasndaki ilikiyi gsteren en iyi rneklerden biri servet ve tasarruf arasndaki ilikidir. Servet bir stok deikeni olarak zamann bir noktasnda parasal olarak ifade edilir ve net varlk eklinde tanmlanabilir ancak tasarruf bir akm deikeni olarak belli periyotlarla servete yaplan katk olarak tanmlanabilir. (Bernanke s.43) Makroiktisatta deikenler genelde fonksiyonel bir iliki ierisindedir. Bunun anlam modelin aklad deiken ile (yukardaki rnekte I) aklayan deikenler (r) birlikte deien bir yap iindedirler. Ksaca fonksiyonel iliki deikenlerin deikenlerle

aklanmas olarak tanmlanabilir. Daha nce de belirtildii gibi iktisatlar ou kez teorilerini gelitirmek iin modellemeler yaparlar. Model gerek yaamn basitletirilmi bir hali olduu iin varsaymlara dayanmak zorundadr. Varsaym, gereklii modeli kuran tarafndan kabul edilmi nermelerdir. Bir model ancak zerine ina edildii varsaymlar geerli olduu dnld srece geerlidir. ktisatta en ok kullanlan varsaymlardan birisi ceteris paribus varsaymdr. Bunun Trke karl dier artlar sabitkendir. Dier bir deyile model iinde bulunmayan deikenlerin sabit olduu deimedii varsaylmaktadr. ktisat literatrnde modeller de incelenirken zmni terimine de ska rastlanmaktadr. ngilizcedeki implicit kelimesinin karl olan zmni szc st rtl bir ekilde ifade edilen anlamnda kullanlmaktadr. Dier bir deyile modelde baz anlamlar gerek tanm gerei olsun gerekse mantk yrtme yoluyla karlabilecek ekilde olsun ak bir ekilde deil de ancak karm yoluyla elde edilebiliyorsa bu anlamlar modelde zmni olarak yer alyor denilebilir. ngilizcedeki explicit kelimesinin karl olan ak olarak terimi ise modelin sz konusu anlam ak bir ekilde idade ettii anlamnda kullanlr. Makroiktisadi sreler ve deikenler aklamas zor ve ou zaman yanltclar ve eldiricilerle dolu bir sistem halinde ortaya kar. Bu nedenle bir analiz yapan makroiktisatnn analizi ortaya koyarken bu yanlglara dmemeye gayret gstermesi gerekir. Makro iktisadi analiz yapanlarn debilecei yanlglardan biri btn para yanlgsdr. Bu durumda analizi yapan kii analiz ettii teorinin baz bireyler zerinde verdii sonucun tm ekonomi iin geerli olduu yanlgsna debilir. Ancak daha nce de belirttiimiz gibi makro iktisatn inceleme konusu ekonominin btn olarak ele alnmasdr ve btn paradan ayr bir yapya sahip olabilir. (Fair) Bu nedenle politika reticilerinin genelleme yapmaktan kanmalar gerekir. Szn ettiimiz bu analizleri yapan bir iktisat deikenleri incelerken onlarn zaman iinde ya da eitli durumlar da ald deerleri gz nnde bulundurur. Deer en basit anlatmla l olarak tanmlanabilir. Yani bir deikenin bir dnemde ya da bir blgede ald saysal l olarak tanmlanabilir. ktisaden dikkat edilmesi gereken konu nominal - reel deer ayrmdr. Nominal deer grnrdeki deer anlamna gelir. Bir kat parann nominal deeri zerinde yazl olan tutar kadardr. Reel deer kavram ise makro byklklerin enflasyondan veya devalasyondan arndrlm deeridir. Zaman ierisinde enflasyonun art veya

devalasyon durumlarnda iktisadi byklklerin ya da mallarn deerlerinde grnrde bir azal ya da art meydana gelir. Bu o maln ya da bykln gerekte deerlenmedii halde deerlenmi ya da deerinin dm olmas yanlgsn beraberinde getirir. Enflasyon ya da devalasyon ile birlikte artan ya da azalan nominal deerdir. Reel deer bu etkilerden arndrlarak bulunur.( Mcdonald 2002) ktisat politikas retenlerin dikkate almas gereken deer reel deerdir. Bilinli veya bilinsiz bir ekilde nominal deer zerinden yaplan politikalardan uzak durulmas gerekir. Deerin, deikenin ve modelin ne olduunu grdmz bu noktada makroiktisatn temel konularna deinmek yerinde olacaktr. Bunun nedeni bu konularn deerlerle ifade edilen deikenlerin oluturduu modelleri konu almasdr. ktsat teorisi bizim ekonomik hayatn nasl ilediini anlamamza yardmc olur ancak bir iktisat politikas ortaya koymak iin bir amacmz, bir hedefimiz olmas gerekir. ktisat politikas dediimizde aklmza gelmesi gereken ey iktisat teorisinin mevcut iktisadi yapya uygulanmasdr. ktisat bilimi, teorisinin geliimi de dikkate alndnda esas itibariyle politikadan bamsz bir yap sergiler. Sz konusu lkede hangi siyasi sistem olursa olsun temel prensipler iktisat teorisi anlamnda deimez. retimin harcama ve tasarruf arasnda tercih yapma suretiyle deerlendirilmesi, rnein, siyasi sistem ne olursa olsun mevcuttur. Burada nemli olan siyasi otoritenin karar alma srecinde hangi amalara ulamak istedii ve bu amalarna ulamak iin neleri harekete geirmesi gerektiini bilip bilmediidir. Bu konu esas itibariyle makroiktisat deterministik bir yap kazanmaktan alkoymaktadr. Bu almada konu edinilen kavramlar ve bu kavramlarn ortaya koyduu iktisadi sorunlarn zm zerinde ok farkl grlerin ortaya kmas makroiktisatn politika odakl bir bilim olmasndan kaynaklanmaktadr. Makroiktisatta, ekonominin ileyii zerine farkl perspektifleri olan bir ok iktisat okulu sz konusudur. Makroiktisat tarihindeki en byk gr ayrl Klasik ktisat yanllaryla Keynesyen ktisat yanllar arasnda gereklemitir. 1776da Adam Smith Uluslarn Zenginlii isimli kitabn yazdnda ortaya piyasa ekonomisinin ileyiini sembolize eden grnmez el kavramn atmtr. (Felderer s.14) Grnmez el olarak isimlendirilen ve piyasa ekonomisinin ileyiini salad sylenen sistem aslnda fiyat mekanizmasnn kendisidir. Bu grnmez el ya da fiyat mekanizmas bireylerin

10

planlarn koordine ederek rasyonel karar alma srelerinde onlara yol gstermektedir. Buna gre eer serbest piyasa ekonomisi sz konusu ise ve bireyler rasyonel davran sergilerlerse btn ekonomi dzgn bir ekilde ileyecektir. Fiyat mekanizmas kanalyla bireyler satn alma ya da satma kararlarn kendi karlarn maksimize etmeye alarak verirler ve aslnda bu ekilde genel refah dzeyinin ykselmesini salayacaklardr. Smith bu yaklamnda minimum devlet mdahalesini savunur ve varsaym olarak var olan para, igc, sermaye ve mal piyasas gibi piyasalarn d mdahale olmakszn fiyat mekanizmas sayesinde dzgn bir ekilde ileyeceini ngrmektedir.(Bernanke s. 17). Ancak Klasik teoriyle ilgili gz nnde bulundurulmas gereken nemli bir nokta da grnmez elin ibanda olmasnn lkede hi a ya da mutsuz insan olmayaca yorumlanmamas gerekliliidir. Ayrca Smith grnmez el kavramn ortaya atarken lkenin mevcut zenginliinin paylamn veri olarak almaktadr. Dolaysyla gelir dalmndaki eitsizlii de gz ard etmemektedir. Grnmez el kavramnn ortaya koymak istedii nokta, lkenin ilk kaynak dalm verisi altnda, fiyat mekanizmasnn ileyiinin bilgi transferi yoluyla tm ekonomiyi daha iyi duruma getireceidir. Bunun olmas iin de, ekonomide dengeyi srekli klmak adna cret ve fiyatlarn deiimlere annda uyumlanmasnn gereklilii, insanlarn kendi karlar dorultusunda hareket ettii, fiyat tavan ve faiz oran kstlamalar gibi piyasalarn dzgn bir ekilde dengeye gelmesini nleyici engellerin olmad gibi varsaymlar Smith tarafndan ortaya atlmtr. Burada nemli olan terim denge kavramdr. Belki de makroiktisat literatrnde en ok kullanlan terimlerden biri olan denge, ulaldnda deime eiliminde olmayan durum olarak tanmlanabilir. (frank s.66) Bu durum arzla talebin eit olduu durumda gerekleecektir. Talep edilen miktarn arz edilen miktar at piyasalarda (talep fazlas) fiyatlar ykselir ve piyasay yeniden dengeye getirir. Bunun tersi de (arz fazlas) arzn talebi amas halinde geerlidir. Adam Smithin bu kitab yazmasndan 160 yl sonra ngiliz iktisat John Maynard Keynes Para, Faiz ve stihdamn Genel Kuram isimli bir kitap yaynlad. O dnemde dnya daha nce grlmemi bir buhran yayordu ve Adam Smithin grnmez eli gerekten grnmez olmu ve etkinliini ekonomi zerinde gsteremez olmutu. Makroiktisadi veriler Klasik teorinin durumu aklayamadn ve dahas bir zm de retemediini gsteriyordu. Keynes kitabnda bu duruma ilikin bir neriye yer verdi. Ona gre cret ve fiyatlar Klasiklerin iddia ettii gibi abuk bir ekilde uyum gsteremiyordu dier bir deyile esnek

11

deillerdi. Keynese gre fiyatlar ve cretler yava bir ekilde uyumlanmas, piyasalarn uyumlanma sreci boyunca denge dnda seyretmesini beraberinde getiriyordu. Dier bir deyile isizlik, cret ve fiyatlar hzl bir ekilde uyum gsteremedii iin firmalarn istihdam etmek istedikleri kii says ile firmalarda almak isteyen insanlarn saysn dengelenemiyordu. Bu duruma Keynesin nerdii zm klasiklerin reddettii devlet mdahalesinin ekonomiye dahil edilmesiydi. Ona gre devlet mal ve hizmet almn arttrarak talebi canlandrabilir ve firmalarn daha ok ii istihdam etmesini salayabilirdi. Ayrca i sahibi olan iilerin gelirinin artmas da talebi arttracak dier bir unsur olarak ortaya kmaktayd. Byk buhranla birlikte klasik iktisatn byk bir darbe almas Keynesyen grn uzun bir sre iktisadi teoride yaygn gr olarak yerini almasn salad. Daha nce uzun bir sredir hakim olan Klasik ortodoks iktisat, yerini Keynesyen ortodoks iktisata brakmt. Burada dikkat edilmesi gereken kavram ortodoks- heterodoks iktisat ayrmdr. Orto n eki Latincede dzgn dzenli anlamna gelmektedir. Hetero ise farkl olarak tanmlanabilirken doks kelimesi ise dnce anlamnda kullanlmaktadr. Buradan hareketle ortodoks iktisat dediimiz zaman dzenli bir ekilde ortaya konmu ve genel kabul grm iktisadi gr aklmza gelmelidir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta ortodoks iktisadi grn o dnemde yaygn olarak kullanlmasnn gerekli olmamasdr. rnein Keynesyen ya da klasik gr hala birer ortodoks iktisadi gr olarak deerlendirilebilir. Ayrca Ortodoks iktisat grleri kendi ierisinde kurgulanm bir sisteme sahiptirler. ktisadi sreleri kendi grleri erevesinde sistematik aklayabilme zelliine sahiptirler. Heterodoks iktisat ise isminin de ortaya koyduu gibi mevcut ortodoks gr dnda kalan ve kendini kabul ettirme eiliminde olan grtr. Ancak heterodoks bir grn genel kabul grmesi onun mevcut iktisadi sorunlar aklama ve onlara zm retebilme yeteneine baldr. Szn ettiimiz gibi 1970lere kadar iktisat teorisinde hakim gr Keynesyen iktisadi sistem olarak karmza kmaktayd. Ancak 1970lerle birlikte ekonomi literatrne stagflasyon kavram da eklendi. Bu enflasyon ve durgunluun ayn anda yaanmas anlamna geliyordu. Stagflasyon durumunda kalc bir isizlik ayn zamanda fiyatlar genel dzeyinde ani frlamalarla birlikte ortaya kyordu. Bu durum byk buhrann Klasik ktisata yapt etkinin bir benzerini Keynesyen iktisat zerinde gerekletirdi. Bu dnemden gnmze kadar olan srete de bu iki grn savunucular teorilerini yenileyerek zayf ynlerini

12

gelitirmeye ve hakim gr olmaya altlar. Bir yandan klasikler isizlii ve ekonomik dalgalanmalar modellerine dahil etmeye alrlarken dier yandan Keynesyenler de stagflasyonu da kapsayacak modeller tretmeye altlar. Bu srete de grld gibi iktisat teorisi kurulan modellerin ortaya kan yeni durumlara gre gelitirilmesi suretiyle ilerlemektedir. Bu ekilde ilerlemesini srdren makroiktisat teorisinin zerinde durduu ve bir makroiktisatnn zerinde fikir yrtt temel konular nelerdir diye sorduumuzda en nemli olgularn: Enflasyon, sizlik ve Byme olduunu gryoruz.(Fair s.92) ktisat politikalar dk enflasyon ve isizlik ve yksek gelir art hedeflerler. ktisadi bymeyi anlayabilmemiz iin milli gelirin nasl hesaplandn bilmemiz gerekir. kt dzeyinin en sk kullanlan lm ekli Gayrisafi Yurtii Hasladr. Genel bir ifade ile lkenin rettii ktnn piyasa deeri olarak ifade edebildiimiz GSYH lke iinde yerleik olan retim faktrlerinin belirli bir dnemde rettii nihai mal ve hizmetlerin piyasa fiyatn ortaya koymaktadr. Bu tanm anlayabilmek iin ierisindeki nemli noktaya deinmemiz gereklidir: Piyasa deeri kavram, Nihai ve aramallar ayrm ve belirli bir dnemde lke iinde ibaresi. Toplam kt dzeyi ya da toplam retim kavramlarndan sz edebilmek iin iktisatlar birok maln piyasa deerini toplayarak ekonominin kt dzeyini toplulatrma yntemiyle bulmaya alrlar. (Frank s.116) nsanlarn dedikleri fiyatlar o mal tketme isteklerini gsterdii iin fiyat yksek olan rnler GSYHyi belirlemede daha byk bir rol stlenirler. Dier bir deyile piyasa fiyat yksek olan bir maln GSYHye katks daha fazladr. Bu da mikroiktisadi karar birimlerinin ald kararlarn makro boyutta nasl etkili olduunu gstermektedir. Ne var ki, GSYHnin piyasa fiyatlaryla hesaplanmasnn birka sakncas da mevcuttur. nsanlarn baz ilerini kendileri yapmalar, rnein ocuk bakm, bu yaplan iin GSYH hesaplamasnda dikkate alnmamasna neden olmaktadr. Dier taraftan kaytd ekonomi denilen yasal ilerin kaak bir ekilde yaplmas da GSYHnin yanl hesaplanmasna neden olmaktadr. Bu tanmda nemli olan dier bir nokta nihai mal ve hizmetler terimleridir. Ekonomide retilen mallarn tamam nihai mal deildir ve birok aramal da retilmektedir. Nihai maln ara maldan fark yeni bir retim srecinde kullanlmamasdr. Aramallar nihai mallarn retim

13

srelerinde retildikleri dnemde kullanlmaktadrlar. Dier bir deyile bir maln aramal olarak nitelendirilmesi iin baka retim srelerinde kullanlmas yeterli deildir. Ayrca retildii dnem ierisinde dier retim srelerinde kullanlmalar gerekmektedir. Sermaye mallar aramalarn aksine retildikleri dnemde tamamen tketilmezler. (Bernanke s.30) Aramallar baka retim srelerinde kullanldklar iin GSYH hesaplamasnda dikkate alnmamaktadrlar. Bunun nedeni birden fazla kez hesaba katlarak GSYHnin yanl hesaplanmasna yol amasdr. Bu sorunu sadece nihai mallarn deerlerini hesaba katarak ya da tm retim srecinde ortaya kan katma deeri toplayarak ortadan kaldrabiliriz. Ancak ekonomideki btn sat toplarsak ara mallar birden fazla kez hesaplam oluruz. GSYH terimi ierisindeki yurtii kelimesinin anlam ise retim faktrlerinin meneine deil bulunduu blgeye dikkat edilmesidir. Burada nemli olan nokta retim faktrnn hangi lkeye ait olduu deil hangi lke topraklar iinde retim yaptdr. retim faktrnn meneini dikkate alan gelir hesaplama ekli Gayrisafi Milli Hasladr. Bu hesaplama ekli, dnyann neresinde olursa olsun lkeye ait olan retim faktrlerinin rettii nihai mal ve hizmetlerin piyasa deerinin hesaplamasdr. GSYH ile GSMH arasnda; GSYH= GSMH D Dnyaya denen Net Faktr Gelirleri eklinde bir iliki mevcuttur. Burada yurtdndan net faktr demeleri denilerek kastedilen ey lkenin dier lkelerde yerleik bulunan retim faktrlerinden elde ettii gelir ile lke iinde yerleik bulunan yabanc retim faktrlerine denen gelir arasndaki fark anlalr. Ayrca GSYH hesaplamasnda dnem de olduka nemlidir. Belli bir dneme ait GSYH hesaplanrken sadece o yl retilen nihai mal ve hizmetler dikkate alnr. Dnemler aras aktarm sz konusu deildir. Dier taraftan ikinci el rnlerin sat ayrca bono, hisse senedi gibi deerli evraklarn sat da yeni bir retim ortaya kmad iin gz ard edilir. GSYH hesaplamasnda bu noktaya kadar anlatlanlar GSYHnin retim balamndaki bir deerlenmesini iermekteydi. Bu yaklama gre ekonomideki dnem ierisinde retilen katma deerlerin toplam hesaplanr. Bu da hesaplamaya yalnzca niahi mallarn deerini katarak gerekletirilir.

14

Bunun dnda GSYH harcamalar ve gelir ynleriyle de ele alnabilir. Harcama ynteminde verili bir dnemde nihai mal ve hizmetlere yaplan harcamalar hesaplanrken, gelir ynteminde retim faktrlerinin elde ettii gelirler toplanmaktadr. Harcama yntemiyle GSYH hesaplanrken harcamalar yle kategorize edilebilir:

Y=GSYH = Toplam retim (kt) = Toplam Gelir = Toplam Harcamalar C= Tketim I= Yatrm G= Devletin mal ve hizmet almlar NX= Mal ve hizmetlerin net ihracat olmak zere, GSYH = C+I+G+(EX-IM) Yukardaki bileenlerden GSYH hesaplamasnda en ok yer tutan tketim harcamalardr. Araba, beyaz eya gibi dayankl tketim mallar; gda, akaryakt gibi dayanksz tketim mallar ve eitim salk gibi hizmetler harcama kalemi ierisinde yer alr. Dier taraftan yatrm hem sabit yatrmlar hem de envanter artlarn kapsar. Firmalarn bina, ekipman gibi sabit yatrmlarnn yan sra envanter harcamalar da yatrm kapsamna girer. Devletin yerli veya yabanc kaynaklardan dnem iinde yapt her trl mal ve hizmet alm milli gelirin nc bileenini oluturur. Burada devletin mal ve hizmet alm yapmad halde baka sebeplerden dolay yapt harcamalar (transfer harcamalar) bu bileenin iinde yer almaz. lkede retilen mal ve hizmetlerin deerini lmeyi amaladmz iin lkede yerleik olmayanlarn lkenin rettii mal ve hizmetlere yapt harcamalar ile lkede yerleik olanlarn lke dndan mal ve hizmet alm iin yaptklar harcamalar arasndaki fark da eklenerek harcamalar yntemiyle GSYH hesaplamas tamamlanm olur.

15

retim ve harcamalar yntemi dnda GSYHnin hesaplanmasnda gelir yaklam da tercih edilebilir. Bu yaklamda gelir drt bileen olarak dnlebilir: toplam faktr gelirleri, amortisman, dolayl vergiler sbvansiyonlar ve d dnyaya denen net faktr gelirleri. Bunlardan toplam faktr gelirleri; iilere denen cret, giriimcinin geliri, irket kar ve net faiz olarak alt gruplara ayrlr. Dolayl vergiler ve sbvansiyonlar da dikkate alnrken verginin satcnn nihai fiyatnn iinde yer almas dolaysyla gelir olarak eklenmesi ve sbvansiyonlarn da reticilere karlksz bir deme olmas dolaysyla karlmas dikkate alnmaldr. D dnyaya denen net faktr gelirlerinde ise nemli nokta net kavramdr. D dnyadan alnan faktr gelirleri ile darya denen faktr gelirleri fark dikkate alnrsa gelir yaklamnda GSYH hesaplamasnda harcamalar yaklamndaki deere ulalm olur. Bu yaklamla harcamalar yaklamndaki ile ayn deere ulamak tesadf deildir. Ayrca retim yaklamyla elde edilen deer de bu iki yntemle elde edilen deer ile yine ayn kmak durumundadr. Bunun nedeni ilk yntemde piyasa fiyatlar zerinden bir hesaplama yapld ve bu piyasa fiyatlarnn da hanehalklarnn bu rnler iin demeye hazr olduklar fiyat temsil ettii iin, rnlerin piyasa fiyatlaryla insanlarn onlar iin yaptklar harcamalar tanm gerei birbirine eit olmas gerekliliidir. Dahas ekonomideki btn mal ve hizmetleri dndmzde, alclarn dedikleri fiyat da ayn zamanda satclarn elde ettii gelirdir. Dolaysyla bu yntemle elde edilen gelir dzeyi hesaplamas tanm gerei ayn olmak zorundadr. Hangi yntemle hesaplanrsa hesaplansn GSYH ile ilgili baz yanlglar ve kapsam ile ilgili yanltc grler sz konusudur. Her eyin banda GSYH iktisadi refahn her eyi ile tam bir lm deildir. nsanlarn refahn arttran birok konu GSYH iinde yer almaz ve politika reticilerinin birincil amac refah art olduu iin sadece GSYH art salayarak bunun tahsis edilemeyecei bilinmelidir. Su oranndaki bir azalma, rnein, toplumun refahna katkda bulunur ya da bo zamanlarn oalmas elence aktivitelerinin artmas da toplumun mutluluk dzeyinin artmasn salar. Ancak bu tam istihdam dzeyindeki bir ekonomide alma saatlerinin azalmas nedeniyle bir gelir kaybna yol aar. Ayrca kiilerin kendi ilerini grmeleri GSYHde herhangi bir deiime yol amazken ayn ii bir bakasna yaptrmas GSYHyi arttrmaktadr. Dier taraftan dsallklar da GSYH iinde dikkate alnmamaktadr ve GSYH evre kirlilii gibi negatif dsallklara uyum gstermemektedir. Dahas negatif dsallklar elimine etme amal uygulanan dzenlemeler milli geliri drc etki yapabilmektedir. (Frank 134) Ayrca korsan piyasas ve kaytd ekonomi de GSYHnin yanl hesaplanmasna yol aabilmektedir.

16

Her ne kadar aksaklklar ve eksiklikleri olsa da GSYH ekonominin performansn lmede nemli bir aratr. Oluan yksek GSYH iyi bir ekilde ynlendirildiinde insanlarn ald eitim, salk, gvenlik gibi hizmetlerle piyasada ulaabildikleri mal ve hizmetlerin kalitesi ve bu mal ve hizmetlere ulama imkanlarn etkilemektedir. Zengin lkelerdeki eitim, salk gibi hizmetlerin daha kaliteli olmas ve birok mal ve hizmete ulaabilme imkanlarnn bulunmas oluturulan yksek GSYHnn etkin bir ekilde kullanlmasyla ilgili olsa da yksek GSYH deerlerinin mevcudiyetiyle de yakndan ilgilidir. Ancak GSYHnn bu nemi lkeler aras kyaslama yaparken dikkatle ele alnmaldr. lkelerin gelirlerinin kyaslanmasnda kii bana den milli gelirin kullanlmas nfus fazlallndan doan yanl deerlendirmeyi elimine edecektir. Bu da milli gelirin nfusa blnmesiyle hesaplanabilir.4(Fair 2001) Milli gelirin nasl hesaplandn ve nemini grdkten sonra birka basitletirici varsaym ve denklem yardmyla milli gelirin harcamalar ynyle gelir yn arasndaki ilikiyi ve ayn zamanda bireysel gelir ile balantlarn incelemeye alalm: Bu incelemeyi yapabilmek iin drt varsaymdan faydalanacaz: D dnyann yok saylmas. Bunun anlam Net ihracat kaleminin denklemden karlm olmasdr. GSMH ile milli gelir arasnda yukarda belirtildii gibi farkllamaya yol aan dolayl vergiler gibi etkenler gz ard edilmesi. Amortisman gz ard edilmesi. Bylece Net ve Gayri Safi rn ayndr. Kiisel harcanabilir gelire ulamak iin irketlerin tm gelirlerinin kar pay olarak datld bylece irkete kalan veya kurumlar vergisi olarak denen bir irket karnn olmad gibi eitli basitletirici varsaymlar sz konusudur. Bu varsaymlar altnda harcanabilir kiisel geliri milli gelirden vergi harcamalarn (Tx) karp transferleri (Tr) ekleyerek hesaplayabiliriz. Burada vergilerle transferler arasndaki fark net vergi (T) olarak tanmlarsak;

T = Tx- Tr olur. Buradan harcanabilir kiisel geliri Yd ile gsterecek olursak;

Kii bana den milli gelir ile ilgili daha geni bir analiz ve makroekonominin byme olgusu ile ilgisi ilerleyen blmlerde ele alnacaktr.

17

Yd Y Tx + Tr Y T GSYH harcamalar ynnden tanm gerei Y C+Ir+G eklinde yazlabilir. Burada Ir ile gsterilen gerekleen yatrmdr. Yatrm kaleminden sz ederken iktisadi literatrde kullanlan yatrm trlerinden birka tanesine deinmekte fayda vardr. lk snflandrmada eit yatrmdan sz edilebilir: Sabit sermaye yatrmlar (retimde kullanlan binalar, ekipman, tehizat) Konut yatrmlar ( Binalar, evler vs) Stok yatrmlar (Talepte ortaya kabilecek ani artlara uyum gsterebilmek iin firmalarn stoklarn artrma amal yatrmlar) Yatrmla ilgili dier bir ayrm da otonom yatrm uyarlm yatrm ayrmdr. Otonom yatrmla kastedilen aslnda zorunlu yatrmdr. Gelir hangi dzeyde olursa olsun yaplmas gereken gelire bal olmayan yatrmdr. Uyarlm yatrm ise ekonomik konjonktre bal olarak deien yatrm temsil eder. Talepteki artlar nce mevcut kapasitelerini kullanarak karlayan firmalar kapasitelerini tam olarak kullandktan sonra yeni kapasite yaratma yoluna giderler. Milli gelirdeki artlar yeni yatrmlar uyarr o yzden bu tr yatrmlara da uyarlm yatrm denir. Genel anlamda yatrm denklemi I I0 + Ii eklinde yazlabilir. Burada I0 otonom yatrmlar Ii de uyarlm yatrmlar gsterir. Her ne kadar otonom yatrmlar gelirden bamsz olsa da faizin bir fonksiyonudur ayrca uyarlm yatrmlar hem gelirin hem faizin fonksiyonudur. Dier bir ifade ile; I0 = f(i) Ii=f(Y,i). Yatrm trlerini ksaca tandktan sonra milli gelir zdeliklerine geri dnebiliriz. Biraz nce ortaya konan varsaymlar altnda gelirin faize aktarlan ksmn yoksayarsak; Yd Y T C + S sonucuna ulalr. Bunun anlam harcanabilir gelirin tamam tketim ya da kiisel tasarruf olarak kullanlyor olmasdr. Son denklemi yeniden dzenlersek Y = C + T + S sonucuna ulalrz ki burada daha nce harcamalar yoluyla bulduumuz Y = C + Ir + G ile sol taraflar ayn olduu iin

18

C + I + G Y C + S + T eklinde dzenlenebilir. Bu denklemin anlam GSYHye yaplan harcamalarn tanm gerei milli gelire eit olmasdr. Genel anlamda, GSYHnin hesaplanmasnda kullanlan bileenler ve bunlarn eitlii u ekilde zetlenebilir: retim
Tarmsal retim (Ap) Sanayi retimi (Ip) Hizmet retimi (Sp) Dier

Harcamalar
Tketim Harcamalar (C) Yatrm Harcamalar (I) Kamu Harcamalar (G) Dier

Gelirler
cret (w) Rant (r) Faiz (i) Kar (p) Dier

Bu yntemlerden retim yntemiyle hesaplanan milli gelir piyasa fiyatlar baz alnarak hesapland iin nominal deerdedir. Ancak almann nceki blmlerinde ifade edildii gibi bir deikenin nominal ve reel deerleri mevcuttur. GSYH de piyasa fiyatlaryla ifade edilen bir deiken olarak nominal ve reel deere sahiptir. GSYHnin piyasa fiyatlaryla hesaplanmas onun gvenirliini sorgulanr hale getirse de reel GSYHye ulamak da mmkndr. Bunu gerekletirmek iin bir yl baz olarak seilir ve hesaplama o yl zerinden gerekletirilir. Bir rnekle aklayalm:

RETM 1. Yl 1.mal 2.mal 3.mal 6 7 10 2. Yl 11 4 12

FYAT 1.Yl 0.5 0.3 0.7 2. Yl 0.4 1.00 0.9

GSYH 1. Yl ayn yln fiyatlaryla : 6*0.5 + 7*0,3+10*0,7 = 12.10 GSYH 2. Yl 1. Yl fiyatlaryla GSYH 1. Yl 2. Yl fiyatlaryla GSYH 2. Yl 2. Yl fiyatlaryla : 11*0,5+ 4*0,3 +12*0,7 = 15.10 : 6*0,4+ 7*1,00 + 10*0.9 = 18.40 : 11*0,4 + 4*1,00 + 12*0,9 =19.20

19

Grld gibi ikinci yln milli geliri kendi ylndaki fiyatlarla 19.20, bir nceki yl baz olarak seildiinde 15.10 olarak hesaplanmtr. Aradaki 4.10luk fark fiyatlardaki arttan kaynaklanmaktadr. Ayrca iki yl arasndaki milli gelir fark her yln geliri kendi fiyatlaryla hesaplandnda 19.20 12.10 = 6.10 iken birinci yl baz olarak alndnda 15.10 12.10 = 3 olmaktadr. Bu hesaplamalar bize seilen baz yln ayn yln gelirinin farkl hesaplanmasna neden olduunu gstermektedir. Daha nce de belirtildii gibi politika yapclarn amac GSYHyi arttrmak ve bymeyi salamaktr. Bu artlarn bir yolu lkenin daha ok mal ve hizmet retmesidir. Dier taraftan milli gelir fiyat dzeyindeki bir arttan dolay da artabilir. Bu durumda artan milli gelir daha yksek dzeyli bir mal ve hizmet bileimine karlk gelmez. Politika yapclarn ou zaman eanl olarak ortaya kan bu iki tr milli gelir artn birbirinden ayrt edebilecek durumda olmas gerekir. Yukardaki rnekte geerli yln fiyatlaryla hesaplanan milli gelirler nominal gelir, bir baz yl seilerek hesaplanan gelir ise reel milli gelirdir. Dier bir deyile nominal GSYH o ylki fiziksel rn ile fiyat dzeyinin arplmasdr. Nominal GSYH = P * Reel GSYH ya da P = Reel GSYH / Nominal GSYH Bu oran bize mevcut fiyat dzeyindeki GSYHnn baz yl seilerek hesaplanan GSYHya orann verir ki fiyatlar genel dzeyinin o dnem ne kadar arttn gstermektedir. Bu oran genellikle 1 ile 2 arasnda bir say olarak hesaplanr rnein 1.11 gibi. Bu saynn anlam fiyatlar genel dzeyinin %11 arttdr. Fiyatlar genel dzeyindeki bu art daha rahat hesaplamak iin yukardaki formlle hesaplanan deeri 100 ile arpp her yl iin bir deer hesaplanarak bir endeks oluturulur ve buna GSYH deflatr denir. Burada baz yl olarak seilen ylda hem nominal hem reel GSYH birbirine eit olacaktr. Aadaki tabloyu inceleyelim:

YIL 1990 1991 1992 1993

NOMNAL GSYH 5743.8 5916,7 6244,4 6558,1

GSYH DEFLATR 93,60 97,32 100 102,64

REEL GSYH 6136,3 6079,4 6244,4 6389,6

20

1994 1995 1996

6947,0 7269,6 7661,6

105,09 107,51 109,53

6610,7 6761,7 6994,8

GSYH deflatrnn nemi bize reel GSYHyi hesaplama imkan vermesidir. Tabloda ikinci stundaki saylar yllar baznda nc stundaki saylara blnp 100 ile arpldnda reel GSYH hesaplanm olur. Burada baz yl 1992dir dolaysyla buradaki nominal ve reel GSYH birbirine eittir. 5 1992nin baz yl olmas literatrde 1992=100 eklinde gsterilir. 1990 1991 yllar arasnda nominal GSYH byrken reel GSYH klmektedir. Bu noktada akla gelen soru nominal GSYH ile reel GSYHnn birbirine zt ynde hareket edip edemeyeceidir. ok nadir bir durum olmakla birlikte bu mmkndr. Eer lkede fiyat dzeyinde bir d varsa ve ekonomik byme yaanyorsa ve fiyatlardaki dn oran fiziksel ktdaki arttan yksekse nominal GSYH derken reel GSYH artabilir. Bu durum 1990larda Japonyada yaanmtr. ( Frank 130)Dier taraftan yukardaki tabloda da tersi bir durum sz konusudur. Nominal GSYH artarken reel GSYH azalmaktadr. Bu da nadir bir durum olmakla birlikte fiyatlar dzeyindeki arttan daha fazla bir reel retim art olduunda sz konusu olabilir. Bu da byme hesaplarnda nominal GSYHnn dikkatle ele alnmas gerektiine bir rnek tekil eder. Byme GSYHdaki oransal artla gsterilirken enflasyon hesaplamas iin GSYH deflatr dnda alternatif endeksler de sz konusudur. Fiyat endeksi, belli bir mal sepetinin fiyatn belirli bir baz yla gre lemeye yarayan bir lmdr. Yukarda hesapladmz GSYH deflatr de bir endeks olmakla birlikte Tketici Fiyatlar Endeksi ya da retici Fiyatlar Endeksi gibi endekslerden de sz edilebilir. Enflasyon olarak adlandrlan durum, bu endekslerde kullanlan sepetlerdeki mal ve hizmetlerin fiyatlarnn genel dzeyinde kalc bir art durumunu ifade eder. Enflasyon oran ile kastedilen ise fiyat dzeyinde meydana gelen artn bir endeks yardmyla hesaplanan dnemlik yzdesel artdr. Enflasyondan sz edebilmemiz iin fiyatlar genel dzeyinde kalc bir art sz konusu olmaldr. Grld gibi belli piyasalardaki fiyatlarn art enflasyonu ifade etmemektedir. Ayrca enflasyondaki bir d fiyatlarn dmeye balad

GSYH deflatr hesaplamasnda nemli sorunlardan biri baz yl seimidir. Seilen baz yla gre hesaplanan reel GSYHda farkllklar oluur. Buna karlk eitli zm nerileri getirilmi olsa da (aradaki farkn aritmetik veya geometrik ortalamasn almak ya da baz yl sk sk gncellemek gibi) salkl bir zm bulunduu sylenemez.

21

anlamna gelmez. Bu durumun daha iyi anlalabilmesi iin matematiksel olarak yle bir ifade kullanlabilir: PQ = p1q1+p2q2++pnqn P: Fiyatlar genel dzeyi Q: kt dzeyi pi: Herhangi bir piyasadaki maln fiyat (i:1..n) qi: Herhangi bir piyasadaki retim olmak zere; (i:1.n) Enflasyon dediimiz olgu P ile gsterilen fiyatlar genel dzeyinin artdr. p i dzeylerindeki art mikroiktisatn konusuna giren piyasalarda belirlenen fiyatlardaki art temsil eder. Dolaysyla pi fiyatlarndaki artlar her ne kadar enflasyona katk salasa da enflasyondan kaynaklanmayabilir. Dier bir ifadeyle almann banda sz edilen para btn yanlgsna dlmeden fiyatlardaki artn gerek sebepleri ortaya konabilmelidir. Dahas bir piyasadaki fiyatlar derken dier piyasalarda artabilir. Enflasyon ortaya kabilmesi iin bu art ve azallarn arasnda pozitif fark ortaya kmas gerekir. Enflasyon azaldnda den fiyatlar genel seviyesindeki artn hzdr. Yani fiyatlar daha dk bir hzda artmaktadr ancak art devam etmektedir. Fiyatlar genel seviyesindeki dn literatrdeki ismi deflasyondur. Enflasyonun aksine burada fiyatlar genel dzeyinde kalc bir d sz konusudur. Fiyatlarn dte olmas gnlk hayatta tketicilerin arzuladklar bir durum gibi grnse de makroiktisadi adan bakldnda durumun farkl olduu grlr. Fiyatlarn dte olmas yaplan yatrmlarn deerlerinin dmesine ve yeni yatrmlarn caydrlmasna neden olur. Ar enflasyon durumu istenmeyen bir durum olsa da, fiyatlarn srekli dmesi de makroiktisat balamnda sistemi bozan bir durum olarak karmza kar. Fiyatlarn ileriki dnemlerde de deceini dnen firmalar retim yapmaktan kanrlar ve lke durgunlukla kar karya kalr. Dier taraftan, bir maln fiyatnn art (azal) her zaman enflasyon (deflasyon) kaynakl olmayabilmektedir. Dahas enflasyon (deflasyon) olmayan durumlarda bile baz fiyatlarn artt (dt) gzlemlenebilir. Enflasyonun llmesinde endekslerin kullanldndan sz etmitik. Bu endekslerin enflasyonu tahminleme yaparken ekonomide tm mal ve hizmetleri temsil eden bir sepeti kullandklarn belirtmitik. Ekonomideki karar birimlerinin tercihlerini tam olarak yanstan

22

bir mal ve hizmet sepeti oluturulmas g bir i olsa da politik kayglarla enflasyonu dk gstermek iin yanltc sonular douracak mal ve hizmet sepeti oluturmaktan kanlmaldr. Ayrca fiyat endeksleri hesaplanrken dlebilecek iki tane hatal eilim sz konusudur. Bunlardan birincisi uyum yanlgsdr. Zaman ierisinde teknolojik gelimeyle birlikte mal ve hizmetlerin kalitelerinde art ortaya kmaktadr. rnein daha etkin bir ekilde alan ve dolaysyla daha hzl bir ekilde istenen sonular elde eden ev aletlerinin kmas etkinlii artrmaktadr. rnein %10 elektrik tasarrufu salayan bir cihazn fiyat dierine gre %10 arttnda fiyatlar genel dzeyinde art olarak yansmaktadr. Ancak gerekte elde edilen hizmetin fiyatnda bir art sz konusu deildir. Dolaysyla fiyat endeksleri ekonomideki etkinlik artlarna uyum gstermekte zorlanmaktadr. Ayrca ikame yanlgs denilen bir baka yanlgdan da sz edilebilir. Eer ekonomide bir maln fiyat ykseldiinde insanlar onun yakn ikamesine ynelirlerse insanlarn tatmin dzeylerinde bir azalma olmad halde fiyatlar genel dzeyi artm gibi grnr. Bu da ikame yanlgsdr. Fiyatlar genel dzeyi hesaplanrken daha gereki bir sonu elde etmek iin bu tarz yanlglardan kanmak gerekir. Yukarda sz geen tketici fiyatlar endeksi ve retici fiyatlar endeksi kullandklar sepetler itibariyle birbirlerinden ayrlrlar. Bunlardan en yaygn kullanlan Tketici fiyatlar endeksi (TFE)dir. TFEde oluturulan sepetin iindeki mal ve hizmetler belli dnemlerde lkede kullanmlarna gre arlkl bir ekilde belirlenir, daha nemli daha ok talep edilen mal ve hizmetler sepette daha ok yer almaktadr. (Kennedy s.19) TFE hesaplamas basit bir ekilde yle formulize edilebilir: TFE = Sepetin Cari Fiyatlarla Maliyeti / Sepetin Baz Yl Fiyatlaryla Maliyeti * 100 Hesaplama yntemi olarak GSYH deflatr ile ayn olmakla birlikte TFE ile GSYH deflatr arasnda byk farkllklar vardr. lk olarak TFEde sadece tketici fiyatlar dikkate alnrken deflatrde btn mal ve hizmetlerin fiyat dahil edilir. kinci olarak TFEde, deflatrde hesaptan karlan ithal mallarn da fiyatlar dikkate alnr. Son olarak da deflatr sepetin her yl deimesine olanak tanrken TFEde belirlenen aralklarla ve belli bir gecikmeyle sepet yenilenir. (Kennedy s.21)

23

Ayrca gz nnde bulundurulmas gereken husus bu iki endeksin kullandklar baz yllar farkldr dolaysyla salkl bir analiz iin ikisini de gz nnde bulundurmakta fayda vardr. Ne yazk ki enflasyonun topluma maliyeti fiyat artlaryla snrl deildir. Yabanc literatrde enflasyonun Toplumun Bir Numaral Dman olarak tanmlanmasnn altnda yatan baka nedenler de vardr. Enflasyonun fiyat artlar dndaki maliyetlerini anlamak iin nce fiyat dzeyi ve greli fiyat kavramlarn anlamamz gerekir. Fiyat dzeyi herhangi bir zaman annda fiyatlarn genel seviyesinin bir endeks yardmyla bulunan deeridir. Greli fiyat ise bir maln dier baka bir mal veya mal demeti cinsinden ifade edilmesidir. rnein bir maln fiyat %10 arttnda dier mallarn fiyatlar %3 artyorsa bu maln greli fiyatnda art var demektir. Eer sz konusu maln fiyat da %3 artsayd o zaman greli fiyatlar deimezdi. Dolaysyla insanlar tkettikleri mallarn fiyatlarnda bir art olduunda enflasyondan kaynaklanmasa bile enflasyon ortamnda olduklarn zannedebilirler. Bu durumda bir piyasadaki anlk bir fiyat artnn dier piyasalara sramasna neden olabilir. Fiyatlar bilgiyi tama grevi grdkleri iin insanlar belli piyasadaki artn btn ekonomide gerekletiini dnp fiyat artnn gerekten dier piyasalara yansmasn salayabilirler. Dier bir deyile btn para yanlgsna den insanlar greli fiyat artlarnn enflasyona dnmesine neden olabilirler. Bu noktadan hareketle denilebilir ki, toplumun greli fiyatlardaki artla enflasyon arasndaki fark anlamas gerekir. Enflasyonun szn edeceimiz ilk tehlikesi bu greli fiyat ve enflasyon farkndan kaynaklanmaktadr. Daha nce de belirtildii gibi fiyat mekanizmas karar birimlerinin alaca kararlarda bilginin yaylmasn ve iletimini salamak suretiyle nemli bir rol oynamaktadr. Eer bir maln arz edilen miktar talep edilenden azsa fiyatnda bir ykselme durumu sz konusudur. Bunu fark eden reticiler bu rn ret sinyalini alr ve retimlerini artrrlar. Kullanlmam kar potansiyelinin sfrland noktada piyasa dengeye gelir. Grld gibi fiyat bilginin hzl bir ekilde iletilmesini salayarak piyasay dengeye getirir. Ancak enflasyonist bir ortamda bu sinyaller salkl bir ekilde iletilemez. Karar alclar bir piyasada fiyat artnn enflasyondan m yoksa greli fiyatlardaki bir arttan m kaynaklandn anlayamazlar. Enflasyonun olmad ortamda fiyatlardaki bir artn firmalar tarafndan bir sinyal olarak alglanmas ve arzn arttrlmas kolaydr. Ancak enflasyonun olduu ortamda fiyat mekanizmas doru sinyalleri gnderemez ve piyasada doru bilgiye ulamak zor ve maliyetli olaca iin uyumlanma da daha ge olacaktr.

24

Enflasyonist ortamda insanlarn nominal gelirleri artm gibi grnebilecei iin deyecekleri vergi de artabilir. Dolaysyla insanlar vergi demelerinde bir arta reel gelirlerinde hi art olmasa bile katlanmak zorunda kalabilirler. Bu nedenle baz lkelerde yasalarla gelirlerin TFEye endekslenmesine ynelik dzenlemeler sz konusudur. Dier taraftan enflasyon nakit kullanmn da etkileyebilir. Enflasyon elde tutulan nakit parann satn alma gcn drr. Bu nedenle insanlar ellerinde nakit para tutmaktan kanrlar. Gvensizlik duygusunun artmasyla insanlar paray ellerinden karmak iin aba gsterirler bu da insanlarn ekstra maliyetlere katlanmalarna neden olur. (bankalar daha sk ziyaret etmek parann deerini korumak iin yeni yatrm aralar araynda olmak vs.) Bu araylarn nedeni enflasyonist ortamda paray elde tutmann maliyetinin ykselmesidir. nsanlar bu durumlarda paray elde tutmann maliyetinden kurtulmak isterler ancak dier maliyetlere katlanmak zorunda kalrlar. Enflasyonun ekonomi zerindeki bir dier etkisi de serveti datma eklinde kendini gsterir. Uzun sreli yaplan szlemelerde rnein cretler sabitlendii durumda enflasyonist bir ortamda iiler reel gelirlerinde bir kayp yaarlar ve satn alm gleri nominal gelirleri sabit olduu iin der. Bu durum aslnda toplumun gznden bakldnda iilerin refahndaki bu kayp iverenin refahnda bir arta neden olur. Bunun nedeni enflasyondan dolay reel anlamda daha az cret demesidir. Grld gibi enflasyon ekonomide servet dalmn etkileyici bir etki yaratmaktadr. Ayrca enflasyon uzun dnemli plan yapmay zorlatrc bir etki yaratr. nsanlar fiyat dzeyinin parann satn alm gcnn ne olduunu ngremedikleri durumlarda ileriye ynelik uzun dnemli plan yapamaz hale gelirler. Bu da ileriye ynelik emeklilik ya da ev alma gibi planlarn fiyatn tahmin etmeyi gletirir. nsanlar hayal ettikleri eylere ulamak iin ne kadar aba gsterecekleri konusunda bir ngrde bulunamadklarnda umutsuzlua kaplabilirler bu da enflasyonun toplum zerindeki olumsuz etkilerinden birini tekil eder. Enflasyonu anlamaya alrken iddetinin de nem arz ettiinin bilinmesi gerekir. Dk enflasyon dnemleri daha tahmin edilebilir, ekonominin daha az dalgal seyir izledii dnemlerdir. Ancak yksek enflasyon dnemlerinde belirsizlik ve krlganlk artar. Ne kadar bir enflasyonun yksek ne kadarnn dk olduu konusunda tam bir fikir birlii olmasa da literatrde enflasyonun ar bir ekilde yksek seyrettii dnemlere hiper enflasyon ad verilmesi yaygndr. 1980lerde srailde %400 seviyelerinde seyreden enflasyon hiper enflasyona rnek tekil edebilir. Ancak bunun en arpc rnei Almanyada 1920lerdeki

25

%102000000 (yz iki milyon)luk enflasyondur. Bu durum Almanyada ilgin anekdotlarn yaanmasna da neden olmutur. rnein, parann deeri o kadar hzl dmtr ki insanlarn akam olmadan ekmeklerini alabilmeleri iin iilere bazen gnde iki kere cret dendii durumlar yaanmtr. Hiperenflasyon dnemlerinin zellii yukarda szn ettiimiz enflasyon etkilerinin misli ekilde kendini gstermesidir. Dolaysyla politika yapclarn enflasyonu makul bir dzeyde tutmaya almalar gerekmektedir. Enflasyonu sfrlamak ok zor olmakla birlikte arzulanan bir durum da deildir. Enflasyonun belirli bir deerde tutulmas daha nce sz edilen deflasyonun ekonomiyi yavalatc etkisine maruz kalmamak iin gereklidir. Enflasyonun yukarda sz edilen olumsuz etkilerinin yan sra makroekonomik adan ok daha nemli yansmalar sz konusudur. Enflasyon dnemlerinde insanlarn konut gibi tanmazlara yatrm yapmay tercih etmeleri finansal piyasalarda fonlarn azalmasna ve istikrarn bozulmasna neden olur. Enflasyon finansal piyasalar zerindeki asl etkisini faiz oran zerinde gsterir. Fon arz edenler ile talep edenleri buluturan finansal piyasalarda birazdan basit bir ekilde ileyi mekanizmas aklanaca gibi parann getirisi yani faiz oran belirlenir. Ancak bor verenler bu faiz orann belirlerlerken gerek hayatta enflasyona ynelik beklentilerini de dahil ederler. Bunun nedeni iktisadi literatrde nominal deeri olan her eyin reel deeri olduu gibi faizin de bir reel deerinin olmasdr. Reel faiz oran ile nominal faiz oran arasndaki fark ilkinde beklenen enflasyona ynelik primin bulunmamas ikincisinde bulunmasdr. Tam da bu noktada beklenen enflasyon terimini tanmlamakta yarar vardr. Bor verenler getirilerinin enflasyonla birlikte erimemesi iin faiz orann belirlerlerken bir sonraki dnemde gerekleeceini ngrdkleri enflasyon orann da faiz oranna eklerler. Bylelikle getirilerinin reel deerini beklenen enflasyonun gerekleen enflasyon ile ayn olmas durumunda muhafaza etmi olurlar. Beklenenden yksek gerekleen enflasyon borlanan tarafa, beklenenden dk gerekleen enflasyon ise bor veren tarafa fayda salamaktadr. Denklik olarak reel faiz oran = Nominal Faiz Oran Beklenen Faiz Oran eklinde ifade edilebilecek bu durum reel faiz orannn nasl hesapland sorusunu da akla getirmektedir. Reel faiz orannn nasl hesaplandn renmek iin deer kavramyla ilgili baka bir ayrm gz nnde bulundurmak gerekir. Nominal reel deer ayrm dnda deerlerin

26

tahminlenmesine ynelik kavramsal olarak bilinmesi gereken dier bir ayrm ex ante ex post farkdr. Bir deerin ex post lm onun hesaplanmasnda kullanlan deerlerin daha nce gereklemi deerlerinin kullanlmasyla elde edilen lmdr. rnein reel faiz oran forml olarak nominal faiz oranndan enflasyon orannn karlmasyla hesaplanyorsa, bir nceki yln nominal faiz oranndan bir nceki yln enflasyon orann kararak reel faiz orannn ex post lmn elde etmi oluruz. Dier bir deyile ex post lmde gereklemi deerler kullanlarak hesaplama yaplmaktadr. Dier taraftan ex ante hesaplamada gelecee ynelik bir ngr yapma sz konusudur. rnein ex ante reel faiz oran dediimizde u andaki nominal faiz orannda enflasyon oranna ynelik beklenen deeri karmamz gerekir. Beklenen enflasyon deeri iin bugnk enflasyon deeri bir tahminleyici olarak kullanlabilecei gibi, daha karmak teknikler kullanarak gereki modellemeler yapmak da mmkndr. (Kennedy s.189) lmde zorluk yaansa da reel faiz oran makroiktisatta nemli bir lmdr. Bu nemin kayna toplam talebi belirleyen unsurun nominal faiz deil reel faiz olmasdr. Bunun nedenini bir rnekle aklamaya alalm: Beklenen enflasyon ykseldiinde firmalar yatrm yapmak iin beklenen enflasyona bal olarak artan nominal faiz oranlarn dikkate almak suretiyle yatrm yapmaktan vazgeebilirler. Ancak gerekte nominal faiz orannn artndan dolay bir zarar etmeleri sz konusu olmayabilir nk yatrm maliyetlerinin artmasyla birlikte kendi getirilerinde de art sz konusu olaca iin reel anlamda bir kayplar sz konusu deildir. Ne var ki, bu noktadan hareketle nominal faiz orannn nemsiz olduu eklinde bir yanlgya da dmemek gerekir. Tpk dier mal hizmetlerin olduu gibi parann da fiyatnn belirlendii bir piyasa mevcuttur.Para piyasalarnda belirlenen ve zerinde speklasyon yaplan faiz oran nominal faiz orandr. Faizi tanmlamak gerekirse borlanann bor verene paray kullanma karl dedii cret eklinde tanmlanabilir. Ekonomide fiyatlar parasal ifadeler kullanlarak belirtildii iin enflasyon ve faiz gibi kavramlar daha iyi anlayabilmek iin para kavram zeride durmakta fayda vardr. Para, piyasa ekonomisinin vazgeilmez bir unsurudur. Ancak iktisat literatrndeki para tanm bizim gnlk hayatta kullandmz para algmzdan biraz farkldr. Gnlk hayatta para dediimizde gelir ve servet kavramlar zerinde durulurken, iktisat literatrnde para, deme

27

olarak kabul edilen ve kullanlan tm varlk eitlerini ifade eder. (Bernanke 242) Gnmzde btn toplumlar temsili (yani itibari deeri dnda bir deeri olmayan) para kullanyor olsa da tarihte eitli mallar ve madenler para yerine kullanlmtr. Parann tarihi ok eskilere dayanmakta ve ilkel alara kadar uzanmakta idiyse bile kullanm amalar gnmze kadar deimemi ve ayr kategoride kendini gstermitir. Bu zelliklerden ilki parann deiim arac zellii olmasdr ve bu zellik piyasa mekanizmasnn ilerliini salamaktadr. Parann olmad durumda takas yapmak iin talep ettiimiz eylere karlk bizim arz ettiimiz eyleri kabul edecek birilerini bulmamz gerekir ki bu ou zaman imkanszdr. Bu imkanszlk durumu da ekonomide etkinsizlie yol aarak ticareti neredeyse imkansz hale getirir. Ticaret yaplacak kiiyi bulma zorluunu ortadan kaldran para sayesinde rnein bir profesrn yemek yemek iin onun dersini almak isteyen bir lokanta sahibini bulmasna gerek yoktur. (Bernanke 244) Para ikinci olarak deerin aktarm grevini de stlenmektedir. Para yardmyla elde ettiimiz zenginlii daha sonraki dnemlere aktarabilme ansna sahip olmaktayz. Parann tanabilir olmas ve her zaman karlnn bulunmas onun likit bir zellie sahip olmasn salar. Aslnda para dnda dier varlklar rnein bono tahvil gibi katlar da deer saklama ve bunu gelecek dnemlere aktarma zelliine sahiptir ancak parann fark daha fonksiyonel olmas ve hzl bir ekilde kullanlabilmesidir. nsanlarn getirisi olmad halde ellerinde para tutmasnn nedeni budur. Bu noktada parann zamanla deer yitirmesi sz konusudur ancak bu parann likidite zelliini ortadan kaldrmaz. Ayrca para yardmyla mallarn ve hizmetlerin ortak bir birim cinsinden ifade edilmesini salayabiliriz. Eer para gibi ortak bir deer olmasayd btn mallarn dier btn mallar cinsinden deerini ifade etmek zorunda kalrdk ki bu imkanszdr. Parann bir ortak birim olmas makroekonomik adan nemli sonular dourur. Daha nce de belirttiimiz gibi makroekonomi ekonomiyi bir btn olarak ele alr. Eer bu btn olarak ele alnan ekonomi tam anlamyla analiz edilmek isteniyorsa kendi iinde tutarl bir sistemle kurgulanm olmas gerekir. Parann l birimi olmas ve ekonomideki tm fiyatlarn para cinsinden belirtilmi olmas onun makroekonomi asndan deerini ortaya koymaktadr. Bylelikle ekonomiyi bir btn olarak incelerken kyas yapabilme ve analiz aralar gelitirebilme zelliine kavumu oluyoruz.

28

Parann szn ettiimiz bu son zellii, ekonomideki tm fiyatlarn onun zerinden hesaplanmas, onun arznn ve talebinin de incelenmesini gerekli klmaktadr. Piyasada, dolanmda olan para ile ilgili eitli tanmlar varsa da bu tanmlar para ile ne kastedildiine gre deimektedir. Dier bir deyile para olarak deerlendirmeye alnabilecek dier varlklar da sz konusudur ve dolanmdaki parann tanm da bu varlklardan hangilerinin para olarak tanmlanaca sorusuna verilen yanta gre deimektedir. Varlklar parasallk dzeylerine gre farkllk gsterdikleri iin tek bir para tanm yapmak mmkn deildir. Ekonomide kullanlan para tanmlarndan birka tanesi yle sralanabilir: M1 dolamdaki nakit para ekonomideki nakit para,vadesiz mevduat ve eklerin toplamdr. M2 M1e ek olarak para benzerleri denilen M1deki paralarn yakn ikamelerini eklemek suretiyle elde edilir. Para benzerlerine rnek, vadeli mevduat gsterilebilir. M2Y = M2 + yurtiinde dolamda olan yabanc para M3 = M2 + Repo + Para Piyasas Fonlar

Bu para tanmlarnn dikkat eken zellii 1den 3e kadar olan sralamada likiditesinin giderek azalmasdr. En likit olan yani en kullanma derhal hazr olan para tanm M1dir ve dier tanmlara doru ilerledike giderek kullanma sokulmas daha zor hale gelmektedir. Parann makroiktisat anlamnda deerlerin onun cinsinden dolay ifade edilmesinden dolay nemli olmas ilem grd ve fiyatnn belirlendii piyasann da inceleme konusu yaplmasn gerekli klmaktadr. Her ne kadar dier mal ve hizmetlerden tamamen ayrlan bir yaps olsa da fiyat olan her ey gibi parann da bir piyasas mevcuttur. Bir benzetme yapmak gerekirse para piyasas mikroiktisattaki tekel piyasalarna ok benzer bir yapya sahiptir. Paray arz eden bir tek kurum vardr Merkez Bankas ve bu piyasada tekel konumundadr. Para arzn kontrol eden tek kurum olan merkez bankasnn kontrol ettii para arznn ne olduunun anlalmas para piyasasnn ileyi mekanizmasyla ilgili olarak daha salkl bir gr ortaya koymay kolaylatracaktr. Yukarda sralanan para tanmlar merkez bankasnn kontrol altnda tutmaya alt ve zerinde politikalar gelitirdii para arzn ifade eden tanmlamalardr. Bu noktada akllara gelen soru ekonomideki para arznn miktarn belirleyen faktrlerin neler olduudur. Basit bir ekonomik yaklamda para arzn sadece insanlarn ellerindeki nakit olarak alglarsak para

29

arzn hesaplamak da son derece kolay bir i haline gelir. Ne var ki, gnmz ekonomilerinde yukarda saydmz para tanmlar geerli olmaktadr ve burada piyasada araclk grevi yapan bankalar da son derece nemli bir rol stlenmektedir. Bankalar para piyasasnn en nemli aktrleridir ve tasarruf sahiplerinden topladklar mevduatlar kredi almak isteyenlere pazarlayan kurulular olarak para piyasasnn ilerliini salama grevini stlenirler. Her ne kadar merkez bankas para arznn yegane otoritesi olsa da, para arz bankalarn ekonomi ierisindeki davranlarna gre belirlenir. Dier bir deyile merkez bankas para politikalarn para piyasasndaki aktrlerin gsterdikleri davranlara gre belirler. Bankalarn tuttuklar nakit ve dier varlklara banka rezervi denmektedir. Bankalar topladklar mevduatlardan daha dk bir rezerv oran tutarlar ve bunun miktar yasal olarak merkez bankas tarafndan belirlenen bir oran dahilinde gerekleir. Bankalar rezerv olarak tutmadklar ksm kredi olarak verirler ve bu ilem yasal olarak belirlenen rezerv oran saland srece devam eder. Bankalarn makroiktisat asndan nemi merkez bankasnn uygulad para politikalarnn dorudan para arzn belirlemek eklinde deil bankalar araclyla bu grevi stlenmesinden kaynaklanmaktadr. Merkez bankasnn dolayl olarak piyasadaki para arzna ynelik politika yrtebilecei temel arac bulunmaktadr. Bunlardan ilki ve en ok kullanlan ak piyasa ilemleridir. Merkez bankasnn asli grevi para politikasdr ve bu grev para arznn uygun dzeyinin belirlenmesi suretiyle gerekletirilir. Merkez bankas dnemler iinde para arznn artmasn ya da azalmas ynnde politika izleyebilir. Eer merkez bankas para arzn arttrma ynnde bir politika izlemek isterse ak piyasa ilemlerine ynelerek piyasadan tahvil satn alarak piyasaya likidite enjekte edebilir. Bu durumda piyasadaki para arznda bir art sz konusu olur. Bu ileme ak piyasa alm ad verilir. Bunun tersi durumda da merkez bankas piyasadaki para arzn ksmak istediinde piyasadan tahvil satn ald duruma da ak piyasa satm ad verilir. Merkez bankasnn para arzn kontrol etmede kulland dier bir yntem de disponibilite orandr. Her ne kadar ak piyasa ilemleri kadar sk kullanlmasa da merkez bankas zaman zaman bu ynteme bavurabilmektedir. Bankalarn merkez bankas nezdinde tutmas gereken rezervleri bazen olmas gereken seviyenin altna derse bankalar merkez bankasndan borlanma yolunu da seebilirler. Merkez bankasnn yeterli rezervi olmayan bankalara bor verdii faiz oranna disponibilite

30

oran denir. Merkez bankas para arzn arttrmak istediinde borlanabilecekleri disponibilite orann

bankalarn

drr ve bankalarn daha kolay

borlanabilmelerini salar. Yeterli rezervi olmayan bankalar merkez bankasna bavurur ve fon talep ederek bu oran zerinden rezervlerini arttrmak iin borlanrlar. Merkez bankasnn para arzn kontrol etmek iin kulland nc yntem de zorunlu karlklardr. Bankalar topladklar rezervlerin tamamn kredi olarak veremezler. Yasalar gerei bir ksmn zorunlu olarak tutmak zorundadrlar. Merkez bankasnn belirledii bu oranla bankalar eitli risklere kar kendilerini korumak zorunda braklrlar. Merkez bankas para arzn arttrmak istediinde bu oran drebilir. Bylelikle banklarn elinde bor verilebilir vaziyette daha ok fon ayrlm olur. Bunlar sisteme eden bankalar araclyla da piyasadaki para arznda bir art meydana gelir. Merkez bankas para arzn drmek istediinde de bu oran arttrarak bankalarn daha ok zorunlu karlk tutmalarn salar ve bu sayede piyasaya daha fazla para enjekte etmelerini nler.

Para piyasasnda arz tarafndan sz ettikten sonra taleple ilgili ksma geebiliriz. Herhangi bir miktar serveti bulunan bir karar alc, bu servetinin ne kadarn para olarak tutacana karar vermek zorundadr. Bu servetini datmak iin birok alternatif bulunmakla birlikte (nakit,tahvil, vs) bu alternatifler arasnda bir tercih mekanizmas yaratmas ve ne kadarn nakit ne kadarn dier trlerde tutacana karar vermesi gerekir. nsanlarn servetlerinin bir blm olarak ellerinde tutmak istedikleri miktara para talebi denir. nsanlar kendi servetlerinin datmn yaparken fayda maliyet analizi ile en uygun dalm gerekletirirler. nsanlarn ellerinde para tutmalarnn faydas ilemlerini gerekletirmelerine izin vermesidir. Dier ekillerde tutulan servetin gnlk harcamalar ve ilemleri gerekletirmede kullanlamamas nedeniyle insanlar nakit tutmaya ihtiya duyarlar. Servet arttka para olarak tutulan miktarn da artaca dnlebilir. Yani insanlar servet arttka daha ok para gerektiren ilerle urarlar ve para talepleri artar. Dier taraftan teknolojinin gelimesi son dnemde para talebi ile ilgili dncelerin yeniden ekillenmesini gerektirmitir. Kredi kartlar, hesap kartlar, telefon ve internet bankacl gibi teknolojik kolaylklar insanlarn para taleplerine ilikin kararlarn yeniden gzden geirmelerini salamtr. Bu teknolojik yenilikler sayesinde zellikle son on ylda insanlarn nakit alkanlklarnda byk deiiklikler yaanm daha gvenilir ve pratik olduu iin insanlar ilemlerinde teknolojiyi

31

kullanmaya balamlardr. Bu durum da insanlarn para olarak tutmaya niyetli olduklar miktar azaltc etki gstermitir. Elde para tutmann ilemleri gerekletirme gibi bir faydas bulunsa da bir de maliyeti sz konusudur. Elde nakit tutmann ya da vadesiz hesapta bulundurmann getirisi yoktur. Dolaysyla baka yatrm imkanlarnn mevcut olduu her durumda elde para tutmann bir frsat maliyeti sz konusudur. Frsat maliyeti seenekler arasnda tercih yapldnda tercih edilmeyen seenein getirisi olarak tanmlanabilir. Parann alternatifi olan tahvil, bono gibi aralarn getirileri olduu dnlrse elde para tutmann frsat maliyeti bu aralarn getirileridir. Her ara iin getiri tanm deiik olsa da elde para tutmann frsat maliyeti faiz orandr denilebilir. nsanlar ellerinde tuttuklar para ile nominal faiz oran kadar bir getiriden vazgemi olmaktadrlar dolaysyla bir frsat maliyeti sz konusudur. Para talebi faydas maliyeti ile birlikte dier baz etkenler ile belirlenir. Bunlardan en nemlileri: faiz oran, reel kt dzeyi ve fiyatlardr. Faiz konusu daha nce de belirtildii gibi frsat maliyeti motifi zerinden para talebini etkilemektedir. Dier bir ifade ile faiz oran arttnda insanlarn ellerinde tutmak isteyecekleri para miktar da azalacaktr. Ancak piyasada birok faiz oran hesaplanmaktadr bunlardan hangilerinin dikkate alnaca sorusu akla gelebilir. Bu noktada nemli olan hangi yatrm aracnn faiz orannn dikkate alnd deildir. Bunun nedeni tm yatrm aralarnn getirilerinin birlikte hareket etmesidir. Dolaysyla herhangi bir getirinin faiz orann dikkate almamza gerek olmad gibi genel bir faiz oran varsaymn kullanabiliriz. Para talebini etkileyen dier bir kavram da gelirdir. GSYH arttka lkedeki para talebi artar. Bunun nedeni gelir arttka insanlarn ilem yapma ihtiyalarnn artmas ve alm satmn say ve hacim olarak ykselmesidir. Ekonomik genileme dnemlerinde insanlar daha ok alveri yaparlar ve dolaysyla daha ok para tutmaya ihtiya duyarlar. Fiyatlar ykseldii zaman insanlar mal ve hizmetleri alabilmek iin daha ok para demek zorunda kalrlar bylelikle daha ok para talep ederler. Para talebi deyince insanlarn ne kadar para talep ettikleri deil ellerindeki servetin ne kadarn para olarak tutmak istedikleri anlaldn belirtmitik. nsanlar para tutmaya ynelten eitli gdler sz konusudur. Bunlardan ilki imdiye kadar vurgulanan ilem gdsdr insanlar gnlk hayattaki ilemlerini gerekletirebilmek iin ellerinde para

32

tutarlar. Ayrca gvenlik olarak da paray tutmay tercih edebilirler. htiyatl davranarak ileriki dnemlerdeki harcamalarn garantiye almak isteyebilirler. Burada da ihtiyat gds devreye girer. Dier taraftan da speklasyon amac gdebilirler. Burada genelde tahvil ve bono eklinde tutulan para kastedilmektedir. nsanlar ileride faiz oranlarnn deiebileceini dnerek ellerinde bono veya tahvil bulundurmay tercih edebilirler. Buna da speklasyon gds denir. Buraya kadar para piyasalarna ilikin anlatlanlar pekitirmek adna grafiksel yaklamla para piyasalarna gz atmakta fayda vardr. nsanlarn para talebini etkileyen etkenlerden birinin faiz olduunu belirtmitik. Grafiksel anlatmda para talebini belirleyen etken olarak faizin dikey eksende gsterilmensin nedeni onun parann bir kiras ya da fiyat gibi dnlebilmesinden kaynaklanmaktadr. ekilde para talebi erisinin negatif eimli olmasnn nedeni, nominal faiz oran arttka paray elde tutmann maliyetinin artmas nedeniyle insanlarn para talebinin azalmasdr. Para arz erisinin dik olmasnn nedeni de para arznn para otoritesi tarafndan belirlenmesi nedeniyle sabit olmasdr. Bu nedenle para talebi erisi zerinde hareket ettiimizde parann fiyatnn (frsat maliyeti kabul edebileceimiz nominal faiz orannn) deimesiyle talep edilen para miktarnn nasl deitiini gzlemleyebiliriz. Mikro iktisattaki bir maln talep fonksiyonuna benzer ekilde parann fiyat ile talep edilen miktar arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur. Bu durumun dier bir anlam da parann fiyat dnda bir faktrn deimesi durumunda da para talebi erisinin hareket etmesidir. Para talebini arttran gelir art (azal) gibi faktrler para talebi erisini saa (sola) kaydrr. Fiyat dzeyindeki bir art (azal) da para talebi erisini saa (sola) kaydrr. Dier piyasalarda olduu gibi mal piyasasnda da denge arz ile talebin kesitii noktada gerekleir. Denge faiz dzeyi bu arz ve talebin kesitii noktada belirlenir. Bu noktann solunda kalan blmde ar para arz sz konusudur. Bu da parann fiyatnn dmesine neden olur. Denge yeniden salanncaya kadar faiz oran der ve denge arz ve talebin kesitii yerde yeniden belirlenir.

33

ekil 1

ekil 2

ekillerde para piyasasndaki arz talep durumu zetlenmitir. Para arz veya talebinde bir arlk sz konusu olduunda fiyat mekanizmas yoluyla dengeye ulalr ayrca para talebindeki art faizleri arttrrken para arzndaki art faizleri drr. Bu durum ekil 2 ve 3te zetlenmitir. ekil 2de merkez bankasnn para arzn arttrma kararyla birlikte ilk anda ayn faiz oran dzeyinde bir para arz fazlas sz konusudur. Fiyat mekanizmasna bal uyumlanma srecinin ardndan denge daha dk bir faiz oran dzeyinde daha yksek bir para arz dzeyinde yeniden tahsis edilmitir. ekil 3te de para talebindeki bir artn denge zerindeki etkisi incelenmektedir. Para talebindeki art para talebi erisini saa kaydrarak ilk anda bir para talebi fazlas meydana getirir. Piyasalarn uyumlanmas srecinin ardndan denge daha yksek bir faiz orannda yeniden oluur. .

Fair 2001 ekil 3

34

Buraya kadar para piyasas ile mal ve hizmet piyasalarn inceledik imdi de bu iki piyasa arasndaki balanty anlamaya almak yerinde olacaktr. Bu iki piyasa arasnda iki tr balant sz konusudur: Para talebi gelire baldr. Toplam gelir arttnda para gerektiren ilemler de artar dolaysyla para talebinde bir art meydana gelir. Para talebi artt iin de faiz oran ykselir. Dier bir balant da planlanan yatrm ile faiz oran arasndaki balantdr. Faiz oran arttka planlanan yatrm miktar azalr. Bu da daha nce belirtildii gibi toplam gelirin dmesine neden olur. almann buraya kadar yanstt teorik bilgiler erevesinde, makroiktisatn en bata belirtilen temel konusunu birlikte ele alarak daha geni bir analiz yapma imkann elde etmi olduk. Bunu yapmadaki amacmz makroiktisata yn veren iktisadi okullarn aslnda zerinde durduklar temel sorunlar ele alarak dersin dier haftalarndaki konularn anlalmasn kolaylatrmaktr. Makroiktisat konusuna giri yaparken ilgilendii temel konularn isizlik, byme ve fiyatlar olduunu belirtmitik. Makroiktisatn genel grnmn inceleyen tm kaynaklarda bu olguya ynelik durum deerlendirmesi ve politika nerileriyle karlarz. Bu noktada, yani bu gstergenin genel kabul gren makroiktisadi sorunlar olduu noktasnda, akla gelen soru udur: neden zellikle bu kavram makroiktisatlarn ilgi alanna girmektedir? almann banda makroiktisatta uzun dnem - ksa dnem ayrmnn nasl yapldndan ksaca sz etmitik. Bu ayrmn farkndalnda olarak denilebilir ki makroiktisatn ilgilendii en temel konu uzun dnem bymedir. Bunu Nobel dll iktisat Robert Lucasn ortaya koyduu bir saptamayla daha iyi anlamak mmkndr. Lucasa gre Amerikan ekonomisi zerine iki temel soruyu kapsayan bir alma yapmtr. Sorduu sorular: Uzun dnem byme orann belirli bir miktar arttrmak iin vazgeilmesi gereken tketim miktar nedir? Ve konjonktr dalgalanmalarn yok etmek iin vazgeilmesi gereken cari tketim miktar nedir? Lucasn bu sorulara bulduu cevaplar uzun dnem bymenin nemini ortaya koymaktadr. Buna gre Amerikan ekonomisi uzun dnem byme trendini %2den %3e karmak iin cari tketiminin %20sinden fedakarlk etmek zorundadr dahas, %3ten %6ya karmak iin ise tketiminin %42sinden vazgemesi gerekir. Ancak dier taraftan ksa

35

dnem konjonktr dalgalanmalarndan kurtulmak iin vazgemesi gereken tketim miktar ise sadece %0.1lik bir tketim azalmas yeterli olmaktadr. Lucasn bu bulgularn daha iyi anlamak iin aadaki ekle gz atalm.

ekildeki hayali ekonomi yllk %2.5 byme trendi ile Y paftas zerinde mavi izgiyle gsterilen konjonktr dalgalanmalar ile hareket etmektedir. Burada konjonktr dalgalanmalarndan kastedilen Y uzun dnem byme paftas etrafndaki dalgalanmalardr. A noktasndan Bye Bden Cye ve ondan Dye geiler ksa dnem konjonktr dalgalanmalarn gstermektedir. Ksa dnem dalgalanmalar ekonomideki krlganl ve belirsizlii arttrr dolaysyla insanlarn ksa dnemli dalgalanmalardan kurtulma abalar onlarn belirsizliklere ne kadar katlanp katlanamayacaklarna baldr. Dier bir ifadeyle insanlar Adan bir sonraki dnemde Bde mi yoksa baka bir noktada m olacaklarn ne kadar bilmek isterlerse ksa dnem konjonktr dalgalanmalarn o kadar elimine etmek isteyeceklerdir. Ksa dnem dalgalanmalar azaltmak belirsizlikleri nlemekle ilgili olsa da uzun dnem byme gelir art ve kt dzeyinin istikrarl bir ekilde ykselmesiyle ilgilidir. Lucasn bu almasndan elde ettii sonu, byme olgusunun makroiktisattaki nemi ksa dnem dalgalanmalardan ok daha byktr, her ne kadar konjonktr dalgalanmalar ekonominin gvenirlilii ve tahmin edilebilirlii asndan nemli ise de uzun dnem byme trendinin fayda ve maliyeti ok daha fazladr.

36

Yukardaki ekilde baz lke gruplarnn ekonomik byme trendlerinin karlatrmasn grebiliriz. Grld gibi Bat lkeleri son yzyl ierisinde istikrarl bir trend boyunca byme salamay baarmlardr. Bu yz yllk sre ierisinde kukusuz dalgalanmalar sz konusu olsa da Bat lkelerinin istikrarl bymeleri dikkat ekmektedir. Dier lke gruplarna bakldnda uzun dnemdeki istikrarszlk ortaya kmaktadr. Byme dnemlerinin yannda keskin bir ekilde kldkleri dnemler de grafikte izlenebilmektedir. Bu farkn nedenini anlayabilmek iin u zdelik bize yol gsterebilir: GSYH/Nfus = (GSYH/alma Saatleri)*(alma Saatleri /gc Kullanm)*(gc Kullanm/gc)*(gc/Nfus) Bu zdelik bize daha nce tanmn yaptmz kii bana den mlli gelirin bir analizini sunmaktadr. Buradaki bileenleri tek tek incelemek almann sonraki blmndeki isizlik konusunun makroiktisattaki yerini anlamamz iin nem arz etmektedir. Eitliin sa tarafndaki ilk terim verimlilii gstermektedir. Bu terim yardmyla her bir saat alma ile ne kadar kt retildii hesaplanmaktadr. Fakat eitliin sa tarafndaki dier terim bize igc piyasasn zetlemektedir. Tek tek inceleyecek olursak; alma Saatleri /gc Kullanm terimi alan her bir kii bana den alma saatini gstermektedir. Fakat ekonomideki tm bireyler istihdam edilmemektedir. Bunun igc piyasas iin nemi isizlik konusu iinde ele alnacaktr.

37

gc Kullanm/gc terimi ile kastedilen bu igcne katlmla ilgili terimlerden biridir. Bu terim bize igcne dahil olup halen i sahibi olan insanlarn orann vermektedir.6 gc/Nfus terimi ise igcne katlm oran olarak adlandrlr ve o lkede almak isteyen veya hali hazrda ii olan insanlarn tm nfusa orann gsterir. Bu oran lkeler arasnda farkllk gsteren eitli ekonomik, demografik ve kltrel faktrlere baldr.

Grld gibi bu denklikteki bileenler sondan baa doru incelendiinde genelden zele doru bir seyir izledii grlmektedir. Dier bir ifadeyle toplam nfustan yola karak o lkedeki igc piyasas hakkndaki bilgilere bu oranlara bakarak ulaabilmekteyiz. gc piyasasyla ilgili bu oranlara gz atarken igc piyasasn biraz daha yakndan incelemek, almann asl amac olan makroiktisadi ilikilerin genel grnmn aktarma amacnn tamamlanmasn salayacaktr. Aadaki ekilde biraz nceki denklemde ifade edilen terimlerin belli lkeler iin deerleri gsterilmektedir. Bu tablodaki stunlar incelediimizde lkelerin kii bana den milli gelirlerini etkileyen iki politika seeneinden sz edebiliriz. Bunlardan ilki bunlardan ilki retkenlii arttrmaya ynelik dieri ise igc piyasasna dnk isizlikle mcadele politikalardr.

ekilde grld gibi Fransa ve ngiltere birbirine .ok yakn kii bana den milli gelire sahiptir. Ne var ki, Fransann retkenlii ngiltereden te bir orannda daha fazladr. Bunun yannda ngilteredeki iiler saat baznda yaklak % 14 daha fazla almakta daha dk bir
6

Bu oran 1den karlarak isizlik oran hesaplanabilir.

38

isizlik oran ve daha yksek bir igcne katlm oran ile kar karya kalmaktadrlar. Grld gibi kii bana milli geliri arttrmak iin retkenlii arttrmak ya da igcne katlm orann drp isizlii azaltmak gibi yntemler olsa da bunlardan uzun vadede kalc byme salayan retkenlii arttrmaktr. sizliin debilecei bir alt limit vardr ve igcne katlmn da bir st snr sz konusudur. Ancak retkenlii arttrmada snrlar daha geni ve daha srdrlebilirdir. (Miles) Ekonominin genel grnmn inceleme konusu yapmak istediimizde, onun mal ve hizmet retme kapasitesi bize son derece nemli ipular verir. Ekonominin retebilecei mal ve hizmet miktarn belirleyen en nemli etken girdi miktardr. Bunlara birka rnek vermek gerekirse sermaye, igc, ara mallar, toprak vs saylabilir. ktisat literatrnde bunlara retim faktrleri denmektedir. Makroiktisat konu alan almalarda eilim genelde sermaye ve igcn dikkate alan analizlere ynelme eklindedir. Bunda almann banda szn ettiimiz modelleme yapma amacyla basitletirici varsaymlara duyulan ihtiya da nemli rol oynamaktadr. (Bernanke) Ne var ki, lkenin retebilecei mal ve hizmet miktarn belirleyen tek etken kullanlan girdilerin miktar deildir. Bunlarn etkin bir ekilde kullanlp kullanlmamas da retimde etkilidir. Ayn miktar girdiyi kullanan iki lkede daha stn teknolojiye sahip olan daha fazla bir retim dzeyini yakalayabilmektedir. Etkinliin nemini dikkate alan bir modelleme retim fonksiyonu yardmyla yaplabilir. Kullanlan girdi miktarlarn retim dzeyleriyle ilikilendiren matematiksel bir ifade olarak tanmlanabilen retim fonksiyonu u ekilde gsterilebilir. Y = AF(K,N) Burada A etkinlik katsayn K ve N ise kullanlan sermaye ve igc miktarlarn temsil etmektedir. Daha nceki blmlerden hatrlanaca zere F buradaki fonksiyonel ilikiyi temsil etmektedir. A katsays daha nce de sz edilen lkeler arasndaki kii bana den milli gelirdeki farkll ortaya karan toplam faktr verimliini (retkenlii) temsil eder. Dolaysyla Adaki bir art teknolojik gelime gibi sermaye ve emein daha etkin kullanmn salayan deiimleri temsil etmektedir. Daha nce de belirtildii gibi uzun dnemde srdrlebilir bilir bir byme salanabilmesi iin A katsaysn arttrmaya ynelik politikalar izlenebilecei gibi daha zor olan istihdam arttrc igc katlmn tevik eden isizlii azaltmaya ynelik politikalar da izlenebilir.

39

Her ne kadar uygulamas daha zor olsa da ikinci trden politikalar hkmetlerin gerekletirmeye altklar ve hayata geirmek iin aba harcadklar politikalardr. Bu tarz politikalar daha iyi anlayabilmek iin igc piyasasn biraz daha yakndan incelemekte fayda vardr. Daha nce de belirttiimiz gibi iktisatlarn analizlerde kullandklar iki temel girdi bulunmaktadr: sermaye ve igc. Ancak bunlardan sermayenin daha uzun mrl olmas ve kurulmasnn ve yenilenmesinin zaman almas nedeniyle deimesi zaman almaktadr. bu yzden iktisatlar ksa dnemli analizlerinde sermaye stounu sabit kabul etmeyi adet edinmilerdir. Sermayenin aksine igc ksa dnemde ok hzl bir ekilde deiebilmektedir. Firmalar iileri karabilir ya da daha ok almalarn isteyebilir. Dier taraftan iiler kendileri iten ayrlabilir ya da igcn terk edebilirler. gc piyasasnn bu aktif yaps gelirdeki yllk deiimlerin de ortaya kmasna neden olmaktadr. Bu durumu daha iyi anlayabilmek iin igc piyasasnn ileyi mekanizmasn kavramak gerekir. Daha nce kii bana den milli geliri bileenlere ayran denklemde igc kullanm / igc terimi aslnda kullanlan emein makroiktisattaki nemini vurgulayan bir bileen olarak denklemde yer almaktayd. ktisat politikas gelitirenler ve piyasa karar birimleri aslnda bu oran da ieren isizlik orann dikkatle takip ederler. Ekonominin mevcut igc kapasitesini tam anlamyla kullanmamas onun potansiyel gelir dzeyine ulaamamas sonucunu dourur. Burada retim olanaklar erisinin ortaya konmas isizliin neminin kavranmasn kolaylatracaktr.

40

ekilde salk harcamalar ve savunma ekipmanlar reten bir lkenin etkinlik amacndan sapmadan seebilecei retim bileimini gsteren retim olanaklar erisi resmedilmitir. Burada nemli olan nokta frsat maliyeti kavram nda bir maldan daha fazla retebilmek iin dier maldan belirli bir miktar vazgeilmesi gerektiidir. kinci en iyi ya da vaz geilen alternatifi ortaya koyan frsat maliyeti kavram lkenin retim stratejisini ve dolaysyla da igc piyasasn dorudan etkileyen bir faktrdr. Bu eride dikkat eken durum, potansiyel gelir ve retim dzeyini ortaya koymasdr. lke girdi bileenlerini bu eriye yakn olan salk ve savunma hizmetleri retimi noktalarna denk gelecek ekilde belirleyecektir. Eer lke bu erinin altnda bir noktada retim yapyorsa burada bir etkinlik kayb sz konusudur ve isizlik mevcuttur. Daha nce de belirtildii gibi uzun dnem srdrlebilir bymeyi salayabilmek iin teknolojik gelimeyi salamak (dier bir deyile retim fonksiyonundaki A katsaysn gelitirerek mevcut girdi bileenleriyle daha yksek bir gelir elde etmek) daha salkl ve uygulamas kolay bir politikadr. stihdam arttrc politikalar bir noktaya kadar etkin olabilmektedirler. Ayrca ekonominin ekilde gsterilen uzun dnem byme paftasnda ilerleyebilmesi iin teknolojik gelimeye ihtiyac vardr. Teknolojik gelime ve girdi miktarlarndaki art retim olanaklar erisini saa kaydrarak ekonominin bymesini gerekletirmesini salar ancak verimlilii arttrc politikalar hem daha uzun sreli etkilidir hem de ksa dnem hareketlenmeleri igc piyasasndaki gibi fazla olmad iin daha duraan bir byme sreci yaanmasn salayabilir. Bu nedenlerle eer ekonomide isizlik varsa bunun anlam o lkenin retim olanaklar erisinin altnda retim yaptdr. Dier bir deyile gelir, potansiyel gelirin altnda kalmaktadr. Ne var ki, lke btn girdilerini tam kapasitede kullansa bile yine de retim olanaklar erisinin altnda kalabilir. Bunun nedeni gizli isizliktir. Bu durumda aslnda i sahibi olan insanlar gerekte isiz statsnde saylabilirler. nk bunlar ilerini salkl bir ekilde yapmayan srekli alyor gibi grnen ancak gerekli ilerini yerine getirmeyen kiilerdir. sizliin ekonominin gidiat ile ilgili ok nemli bir gsterge olmas onun doru hesaplanmasn gerekli klmaktadr. Ekonomideki karar alma birimleri isizlik verilerini kararlarn almada nemli bir gsterge olarak kullanrlar. Eer ilan edilen isizlik oran beklenenden yksekse bu ekonomide dalgalanmalara neden olur. Bunun nedeni yukarda da sz edilen igc piyasasnn aktif yaps ve retim srecindeki roldr. Bu kavramn nemini vurguladktan sonra anlam zerinde biraz durmakta fayda vardr.

41

siz kavramn anlayabilmek iin isiz olmama durumunun ne olduunu kavramak gerekir. stihdam edilmi insanlar, genel kabul gren tarif ile, 16 ya ve zerinde olan kendi hesabna veya bakas adna en az bir saat alan kiilere istihdam edilmi kiiler denmektedir. Ancak isiz olmama hali sadece bu tanm dnda kalanlar iermez. Ayn zamanda hali hazrda isiz olduu halde i aramayanlar da iktisaden isiz saylmazlar. Bu kiiler igc ierisinde yer almazlar. gc dediimiz kavram aslnda toplumun belirli bir alt kesimini ifade eder. Btn toplumlarda igc toplam nfustan daha azdr. Bunun nedeni toplumdaki herkesin alma gcnde ve isteinde olmamasdr. Potansiyel igc ile gerek igc arasnda kk bir fark vardr. Gerek igc belirli bir dnemde alan ve isiz olanlarn toplamdr. Burada isizlerin tanmnn yaplmas anlatm kolaylatracaktr. Bir kiinin isiz olarak adlandrlabilmesi iin 16 yandan byk olmas i bulmak iin belirli bir aba ortaya koymas gerekir. Dier bir deyile bir kii i bulmak iin bir aba ortaya koymamsa isiz olarak adlandrlmamaktadr. Hali hazrda ii olmad halde i aramayanlar potansiyel igc iinde yer alrken gerek igc alanlar ve isizlerin toplam olarak ifade edilmektedir. aramad iin isiz saylmayan kiiler almaya ihtiyac olmad iin i aramayanlar ile i aramaktan vazgeenlerden oluur. sizlik oran dediimizde ise isiz olan kiilerin igcne oran akla gelir. Burada nemli olan nokta isizlerin toplam nfusa deil igcne oranlanarak isizlik orannn hesaplanmasdr. Toplam nfus ierisinde igc ierisinde saylmayan i aramayan insanlar mevcut olduu iin isizlik oran hesaplanrken isizlerin says igc miktarna oranlanr. gcne katlm oran ise 16 ya ve zeri igcndeki nfusun toplam 16 ya ve zeri nfusa oran eklinde hesaplanr. Bu oran bize i aramayan ancak ayn zamanda da almayan kesim hakknda fikir verir. Bu noktaya kadar olanlar iinde belki de en dramatik olan umudunu yitiren iilerdir. zellikle kriz dnemlerinde i bulma midini yitiren kiiler igcnden ayrlrlar. Aslnda bu durum yanltc bir sonu da ortaya karr. aramaktan vazgeen insanlar sanki isizlikle bir azalma varm izlenimi ortaya koyarlar ki bu hem toplum asndan hem de politika reticiler asndan yanltc neticeler ortaya karr. Ekonomideki istihdam dzeyi i arayan insanlarn says (igc arz) ile mevcut i saysna (igc talebi) baldr. Bu iki taraf arasndaki dengeyi salayan nemli belirleyicilerden birisi reel cretlerdir. Bu deer cretlerin parasal yani nominal deerinin ekonomideki fiyat dzeyine blnmesi ile hesaplanabilir. Reel cretler arttnda ekonomide daha ok kiinin

42

igc piyasasna girip i arayaca ve tersi durumda da igc piyasasndan ayrlaca varsaylabilir.

Yukardaki ekilde igc piyasasnn ileyii ve reel cretin belirlenmesi basit bir anlatmla ele alnmtr.
7

gc piyasasna yeni girilerin olmas arz erisini saa kaydrarak reel

cretlerin dmesine neden olacaktr. Benzer bir ekilde igc piyasasndan ayrlanlar da arz erisini sola kaydrarak reel cretlerin artmasn salarlar. Enflasyonda olduu gibi isizlikte de baz ek maliyetler sz konusudur. Ancak bu maliyetlere gemeden nce bir noktann altn izmek gerekir. Daha nce de belirtildii gibi bymeyi salamak iin izlenebilecek yollardan biri isizlii azaltmak dieri teknolojik gelimeyi salamaktr. Bu noktada dikkat ekilmesi gereken nokta isizlii azaltmann bir alt limiti sz konusudur. gc piyasasna girenler ile o piyasada uzun sredir bulunanlar piyasadan kanlarn srekli bir ekilde devir daim etmesi igcnn talep tarafyla doru bir ekilde elemeyi gletirirler. Ayrca igcne srekli katlanlar olduu iin piyasada srekli bir isizlik olmas kanlmazdr. Burada esasen igcne yeni girmi olan isizler ile uzun sredir i arayanlar arasndaki farka dikkat ekilmelidir. Politika yapclarn uzun sredir i arayan kiileri dikkate alacak politikalar retmesi gerekmektedir.

Burada cretler igc arz ve talebine uyum gstermekle birlikte gerek hayatta reel cretler konusunda katlklar mevcuttur ve piyasadaki hareketlere annda uyum gstermeyebilirler.

43

Bu noktalar nda isizliin maliyetlerini isizlii snflandrarak anlamaya almak gerekir. ktisat literatrnde isizlikle ilgili l bir snflandrma yaygn olarak kullanlmaktadr. Buna gre isizlik: Friksiyonel isizlik Yapsal isizlik Dnemsel isizlik

olmak zere ana kategoriye ayrlabilir. Dinamik bir ekonomide igc piyasasnn gnderdii sinyallere gre ilerini deitiren insanlar sz konusudur. Ekonomi eer byme dnemindeyse ve dinamik bir yaps varsa insanlar bir ilerini kaybettikleri ya da ilerinden ayrldklar zaman dier bir ie kolaylkla geebilirler. Dolaysyla ekonomide her zaman bir miktar isizlik olmas doaldr. Bu tr isizlie friksiyonel isizlik denir. Friksiyonel isizlik oran hibir zaman sfr olamayaca gibi bazen art da gsterebilir. Bunun nedeni de ekonomide bazen bu iler aras geilerin zorlamas ve insanlarn normalde olduundan daha ge yeni bir i bulmalardr. Friksiyonel isizliin aksine yapsal isizlik igc piyasasndaki katlklardan

kaynaklanmaktadr. Eer her hangi bir piyasada igc arz fazlas varsa burada yapsal isizlik ortaya kar. Arz fazlas olan durumda eer igc piyasasnda bir katlk sz konusu olmasa idi reel cretler uyumlanma srecini hzl bir ekilde tamamlayarak insanlarn o piyasa dnda baka piyasalara ynelmelerini salayabilirdi. Ancak gerek hayatta reel cretler kat olduu iin uyumlanma ge ortaya kmakta, reel cretlerin aa ynl yapkan olmalarn salayan devlet dzenlemeleri sayesinde uyumlanma yava gerekletii iin ekonomide bir isizlik ortaya kmaktadr. Uyumlanma yava da olsa gerekleecei iin yapsal isizliin sonunda sfrlanmas ile sonulanacaktr. Dnemsel isizlii tarif etmeden nce aklanmas gereken nemli bir terim doal isizlik orandr. Bu orann tanmn yapmakta tam bir fikir birlii olmasa da ekonomideki btn igc piyasalar dengede olduunda ortaya kan isizlik olarak tanmlanabilir. Baz iktisatlar ise doal isizlik orann friksiyonel ve yapsal isizlik oranlar toplam olarak ifade etmektedir. Bu tanmlama da bu iki tr isizliin ksa dnemde btn ekonomilerde bulunmasndan kaynaklanmaktadr.

44

Dnemsel isizlik ise ekonominin konjonktr dalgalanmalar boyunca doal isizlik oranndan sapmalarn ifade eden isizlik trdr. Konjonktrn durgunluk dnemlerinde ortaya kan bu isizlik tr yapsal ve friksiyonel isizlik dnda kalan isizlii tanmlamak iin kullanlr. Enflasyon konusunu anlatrken fiyat art dndaki toplumsal maliyetlerinden sz etmitik. Benzer ekilde isizliin de toplumsal maliyetlerinden sz etmek mmkndr. rnein isizliin artt dnemler milli gelirin azald ve daha az insann igcne katlarak alma imkan bulabildii dnemlerdir. Ayrca isiz kalan insanlar vergi deyemezler ve devletin vergi gelirlerinde bir azalma olduu gibi sosyal yardm kanalyla da devlete olan maliyetin artmasna neden olurlar. sizliin iktisadi sonularn incelerken bilinmesi gereken nemli bir konu Okun Yasasdr. Buna gre konjonktrel isizlikte ortaya kacak yzde birlik bir art, tam istihdam kt dzeyinde %2.5lik bir azalla birlikte gereklemektedir. Her ne kadar bu oran lkeden lkeye ve zamandan zamana farkllk gsterebilir olsa da isizliin ekonomi zerindeki kt etkilerini gz nne sermesi asndan nem arz etmektedir. sizlik konusu ele alnrken dikkatle zerinde durulmas gereken ve ou kez yanl yorumlanan kavram Okun yasasnda da grdmz tam istihdam kavramdr. Daha nce de belirttiimiz gibi isizliin olduu bir ekonomide ekonomi retim olanaklar erisinin altnda seyretmektedir ve gelirini tam olarak potansiyel kt dzeyinde oluturamamaktadr. Dahas isizlik birok iktisadi ve sosyal sorunu da beraberinde getirmektedir. Ancak daha nce de belirtildii gibi dinamik bir ekonomide insanlar ilerini kolaylkla deitirebilmelilerdir. Doru elemeleri yapabilmek iin belli srelerle belirli miktar isizlie katlanmak zorunludur. Dolaysyla sfr isizlik elde etmesi mmkn olmad gibi aslnda ekonomi iin arzu edilen bir durum da deildir. Bu nedenle bir miktar isizlik olmas kanlmazdr ve bu oran zellikle ksa dnemde deiim gsterebilmektedir. Bu srekli var olan isizlie ekonomide doal isizlik oran denir. sizlik bu dzeyde olduundaki duruma da tam istihdam denmektedir. sizliin dier taraftan sosyal maliyetleri de mevcuttur. siz kalan kiinin kendisi ve ailesinin yaad psikolojik sorunlar buna rnek olarak verilebilir. Uzun dnemli isizlikte kii mesleki yeteneklerini kaybedebilir ve stresle kar karya kalabilir. Bu duruma hystersis denmektedir. Bu durumu yaayan lkelerde almak iin gerekli teknik bilgilerin uzun sreli isizliklerde azalmasyla lkenin sermaye ekli ve mevcut teknolojisi geri kalmakta ve toplam faktr verimlilii dt iin de isizlii azaltc devlet politikalar da etkinliini yitirmektedir. Bu durum da doal isizlik orannn artmasna dier bir deyile ekonominin

45

normal artlarda katland isizlik eiinin daha yksek seyretmesine neden olmaktadr. Bunu nlemenin yolu alma boyunca belirttiimiz gibi retkenlii arttrc nlemler almaktr. sizlik konusunu sonlandrrken bu konuda literatrde nemli bir yer edinmi olan ngiliz iktisat A.W Philipsin almasndan da sz etmek gerekir. 1958de yaynlad makalesinde ngilteredeki nominal cretler ile isizlik oran arasndaki ters ynl ilikiyi ortaya koyan Philipsin mallarn fiyatlarndaki art oran ile isizlik arasnda da benzer bir ilikinin varln gsterdiini sylemek gerekir. Philips erisi olarak literatre geen alma ile daha dk bir isizlik oran elde etmek iin daha yksek bir enflasyona katlanmak gereklilii gr politika yapclar ve iktisatlar tarafndan benimsenen bir gr haline gelmitir. Her ne kadar daha sonralar Friedman uzun dnemde beklentilerin uyumlanmas neticesinde bu tarz bir ilikiden sz edilemeyeceini sylemi olsa da Friedmann grlerini ortaya koymak bu almann kapsam dnda kalmaktadr. 1960larda ekonomi politikalar balamnda Philipsin bu grnn yaygn olarak benimsendiini syleyebiliriz. Liberal ve muhafazakarlar ekilde grlen Philips erisi zerinde bir nokta seerken bir farkllk gsterirken hibiri bu ilikinin varln reddetmiyordu. Muhafakarlar daha yksek bir isizlik oranna raz olup enflasyonu drmek isterken liberaller daha yksek bir enflasyon durumunda isizlii drme abas iindeydiler. Ekonomi tam istihdam dzeyine yaklatka igc ktlaaca iin reel cretler zerindeki art basks beraberinde getirecektir. Tersi durumda isizlik yksek olduunda reel cretler dk seyredecei iin enflasyonun da dk olaca ngrlr. Philipsin enflasyonla isizlik arasnda bir dnleim (trade off) olduu ynndeki savnn k noktas igc piyasasndaki bu ynl bir harekettir.

46

1861 1957 yllarn kapsayan almasnda Philips isizlik ve nominal cretler arasnda son derece belirgin negatif ynl bir iliki olduunu ortaya koymutur. almasn tamamladnda bu ilikinin sadece nominal cretler deil ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarndaki art oran ile de ortaya ktn gren Philipse gre bu durum retkenlik art dnda artan nominal cretlerin tketicilere fiyat art eklinde gemesinden kaynaklanmaktadr. Birok iktisatya gre uzun dnemde Philips erisi sabit ve diktir. Bunun nedeni isizlik ne zaman doal dzeyin altna derse maalar artar ve maliyetleri arttrr. Bu da isizlik dzeyini tekrar doal dzeyine karr. Daha nce de deindiimiz gibi doal isizlik dzeyinde ekonomi tam istihdam dzeyindedir.

Philips erisinin enflasyonu dikey eksende isizlii yatay eksende gsteren klasik grafii dnda enflasyonu hzlandrmayan isizlik orann da grebileceimiz bir gsterim daha

47

mevcuttur. Aadaki ekilde dikey eksende enflasyon oranndaki deiim dikkate alnmaktadr. Bunun anlam krmz dorunun siyah yatay izginin zerinde kalan ksmnda enflasyondaki deiim pozitif altnda kalan ksmnda ise enflasyondaki deiim negatiftir. Dier bir ifade ile ilk durumda gerek isizlik NAIRU noktasnn solunda ikinci durumda sandadr. NAIRU noktasnn nemi ise enflasyon artna neden olmayan isizlik dzeyini gstermesidir. Bu noktadaki isizlik dzeyinde enflasyon deimeden sabit kalmaktadr.

ekildeki PP erisi arz oklar gibi nedenlerle kayabilir ancak sola kaymas iin politikalar tretilir nk daha dk bir isizlik oran dzeyinde enflasyonu arttrmayan isizlik dzeyi yakalanm olur. Ne var ki bylesine sistematik bir ekilde kurgulanm olan Philipsin grlerinin gvenirlilii 1970lerde yksek isizliin yksek enflasyonla birlikte grlmesiyle sorgulanmaya balamtr. Stagflasyon denilen bu durum yksek enflasyon ve isizliin ayn anda grlmesi anlamna geliyordu ve Philipin ngrd dnleimi ortadan kaldryordu. Bu dnleimin ortadan kalkmas parasalclarn yeni durumu Keynesyen politikalarn bir rn olarak grmelerini beraberinde getiriyordu. Onlara gre dk bir isizlik ancak giderek artan bir enflasyonla salanabilirdi yani onlara gre enflasyonla isizlik arasndaki iliki Philipsin ortaya koyduu gibi duraan deildi. Onlara gre Keynesyen talep arttrc politikalar ilk etapta fiyatlar ykselterek reel cretlerin dmesine neden olurlar. W/P olarak hesaplanan reel cretler P arttnda d gsterir. Bu da igc talebinde bir arta neden

48

olur ancak daha sonra iiler reel cretlerdeki de karlk nominal cretlerinde bir art talep ederler. Bu reel cretlerin eski seviyesine gelmesini salarken isizlii yeniden arttrr. Yeniden Keynesyen talep arttrc politikalarla mdahale edildiinde bu dng devam eder ve srekli artan bir enflasyonla karlalr.

Makroiktisadi Dngsel Akm emas Makroiktisatla ilgili temel kavramlar inceleme konusu yaptktan sonra son olarak alma boyunca tarif edilen makroiktisadi sistemin ileyiinin genel grnmnn akm emas yardmyla incelenmesinin, lkenin makroiktisadi ilikilerinin ve bu ilikilerin ortaya kard neticelerin grlebilmesi asndan faydas sz konusudur. Bu tarz bir analiz, ekonomi ierisindeki birazdan sz edilecek ancak esasen almann tamamnda okuyucuya satr aralarnda tantlan kesimler arasndaki balantlarn, lkedeki milli gelir gibi makroiktisadi deikenler zerinde nasl etki yarattnn grlmesini salayacaktr. Bu tarz analizlere iktisadi literatrde gelirin dngsel akm modeli ismi verilmektedir. Bu tanmdaki dikkate edilmesi gereken kelime dngsel kelimesidir. Gelirin dngsel olarak akmasnn anlam gelirin kesimler arasnda belli kurallar ve dngler erevesinde el deitirmesidir. Gelirin bir kesimde toplanmasndan ziyade kesimler arasnda el deitirmesi sz konusudur. Ekonomik byme, enflasyon, isizlik, byme, iktisat politikalar vb gibi dersin geri kalannda ele alnacak konular ve bunlara benzer konulara ynelik politikalar ve iktisadi grler bu akm modelinin ileyi prensiplerinin iyi kavranmas ile daha kolay anlalabilecektir. Bu noktalara temas etmenin ardndan analize ekonomideki kesimleri inceleyerek balayalm. Makroekonomide genel olarak be kesimden sz edebiliriz: Hanehalklar Firmalar Devlet Finansal Piyasalar D dnya

En basit tabiriyle hanehalklar lkedeki toplam populasyon olarak tanmlanabilir. Hanehalklarnn modeldeki en nemli unsuru firmalara ihtiya duyduklar retim faktrlerini arz etmeleridir. gc, sermaye ve toprak gibi retim faktrleri firmalara hanehalklar

49

tarafndan sunulurlar. Bunun karlnda hanehalklar firmalardan faiz, cret, maa, kira, kar pay gibi gelirler elde ederler. Elde ettikleri bu gelirleri harcama olarak tekrar sisteme dndren hanehalklarnn yapt bu harcamalara nihai tketim ad verilir. Modelin ismindeki dngsel kelimesi daha nce de belirtildii gibi modelin tamamnda yer alan bu tarz elde edilen gelirin baka kesimlere aktarlmas srecini ifade etmektedir. almann nceki blmlerinde ifade edildii gibi nihai tketim yeni bir retim srecinde kullanlmayan tketimdir. Hanehalklar harcamadklar geliri tasarruf ederken, sz konusu gelirin bir ksmn devlete vergi olarak dier bir ksmn da ithalat zerinden dnyann geri kalanna aktarrlar. Sz konusu modeldeki dier nemli kesim firmalardr. Mal ve hizmet retmek iin kaynaklar kullanan tm organizasyonlara genel olarak firmalar kesimi denilebilir. Hanehalklarnn sunduu retim faktrlerini istihdam eden firmalar, bunlara kira, faiz, maa gibi bedeller deyerek kullanm hakkn alrlar. retim faktrlerinin istihdam edilmesi sonucu ortaya karlan mal ve hizmetler hanehalklar dier firmalar ve devlet tarafndan satn alnr. Firmalar esasen mili gelirin ortaya kmasnda ok nemli bir grev stlenirler. Onlarn yatrm yapt yeni bina, ekipman, kapasite artrm gibi yatrm harcamalar ekonomide aktivitelerin artna neden olur. Firmalarn sermaye yaratma srecindeki bu tarz harcamalar sabit yatrm olarak adlandrlr. Bunun yannda firmalar planlanan ya da planlanmayan ekilde retimlerinin bir ksmn stok olarak da bulundururlar. Beklenen veya beklenmeyen talep deiikliklerini karlamaya ynelik bu tutumlar firmalarn yatrm harcamalar iinde bulunur. Dier nemli bir kesim olan devlet ise, dorudan ve dolayl vergiler yoluyla gelir elde eder. Devlet toplad bu gelirleri maa demeleri devlet hizmetlerinin karlanmas gibi amalar iin harcarken ayn zamanda transfer harcamalar ile de herhangi bir hizmet satn almad halde hanehalklarna ve firmalara refah arttrc gelir aktarmnda bulunur. Bu transfer harcamalarnn zellii, herhangi bir ekilde gelir yaratc ya da katma deer retici bir ynnn bulunmamas, tamamyla vergi mkelleflerinden tahsil edilen gelirin toplumsal olarak desteklenmesi gerekenlere aktarlmas eklinde ortaya kmasdr. Bankalar ve dier finansal kurumlar, parann tasarruf sahiplerinden borlanmak isteyen yatrm sahiplerine aktarlmas grevini stlenirler. Fiziksel bir retimde bulunmamalarna ramen ekonomideki grevleri son derece nemlidir. Fazlalk durumdaki kaynaklarn, yatrm yapacak olanlara iletilmesi noktasnda araclk grevi stlenerek ekonominin ilerliini salamada son derece nemli bir grev stlenmektedirler.

50

D dnya lkenin rettii mal ve hizmetleri satn alarak ve lkedeki talebin bir ksmn rettikleri mal ve hizmetlerle karlayarak iktisadi srece katkda bulunurlar. Mal ve hizmet alm satm dnda finansal akmlar da gerekletiren d dnya, dorudan yatrm ya da speklasyon eklinde lkedeki finansal aktiviteye de katkda bulunurlar. Bu kesimleri tandktan sonra modeli incelemeye koyulabiliriz. Firmalarn geliri, satlarndan elde ettikleri gelirdir. Hanehalklarnn geliri ise retim srecine arz ettikleri retim faktrlerinin gelirleridir. Firmalar hanehalklarna retim faktrlerini kullandklar iin, hanehalklar da firmalara mal ve hizmetlerini satn aldklar iin gelir aktarrlar. Aadaki ekilde bu durumu zetlenmektedir. ekilde saat ynnde gsterilen akmlarda fiziksel mal ve hizmet akm ile retim faktrleri akm yer alrken saat ynnn tersine olan akmlarda parasal gelir akmlar sz konusudur. Bu aktarmn miktar mal ve hizmet piyasalar ile faktr piyasalarnda belirlenen fiyata gre olmaktadr. ekilde ak renkli akm retim koyu renkli olan akm gelir ynyle milli geliri gstermektedir.

Devletin d alemin finansal piyasalarn ve tasarruflarn olmad bu tr bir ekonomide denge dardaki dngnn ierideki dngye eit olduu noktada gerekleir. Dier ifadesi ile gelir ekonomide dolanmdayken milli retim milli gelire eit olduunda ekonomi dengededir

51

denebilir. Ekonomide dengenin varl herhangi bir gelir dzeyinde gerekleebilir. Ekonominin byklnn dengeye gelme sreci ile bir ilgisi yoktur. Bu basit modeli finansal piyasalar ekleyerek daha gereki hale getirebiliriz. Finansal piyasalar ekleyerek imdiye kadar basit bir ekilde kurguladmz modelin Y=C eklindeki halini Y=C+S ekline dntrm oluyoruz. Bunun anlam finansal piyasalarn da modele dahil olmasyla hanehalklarnn tasarruflarn da gelirlerinin bir paras olarak deerlendirebilmeleri ve finansal piyasalarn onlarn bu tasarruflarn fon talep eden yatrmclara aktarlabilecek olmasdr. Tasarruflar, dgsel akmdan bir eksilme olarak grlebilir ancak firmalarn bunlar almas ve yatrm amacyla harcamas sayesinde yeniden ekonomiye kazandrlm olmaktadr. Dier bir ifadeyle retim tarafndan bakarsak, Y =C+I eklinde formle edilebilir. tasarruflarn da dahil olduu bylesine bir modelde, iki terimin aklanmas gerekir. Bunlardan ilki olan sznt milli gelirin lke iinde retilen mal ve hizmetlerin tketimine harcanmayan ksm ya da dngsel akmdan gelir k olarak tanmlanabilir. Dier nemli bir kavram olan enjeksiyon ise, hanehalklar kesimi dnda kalan kesimden kaynaklanan ekonomi iindeki mal ve hizmetlerin almna ynelik harcamalar olarak tanmlanabilir. rnek vermek gerekirse, net tasarruflar ekonomiden kan bir sznt olarak grlebilir. Bunun nedeni, firmalarn dedii faktr gelirlerinin bir blm mal ve hizmet almlar eklinde ekonomiye dnmemitir. Bu da bir szntya neden olmaktadr. Dier bir ifadeyle yukardaki ekil dnda gelir akmndaki deiik ynelmeler ekonomiden szntlar ya da enjeksiyonlar ifade eder. Dier taraftan net tasarruf kanalyla ekonomiden gerekleen her trl sznt, yatrm harcamalar kanalyla gerekleen enjeksiyonlarla dengelendii srece ekonomi dengede kalmaya devam edecektir. Bir bakma dengedeki bir ekonomide, tasarruflarn deeri, ekonomideki yatrm harcamalarna eit olduu srece ekonomi dengesini korumay srdrebilecektir. Bu durumda denge, Milli gelir = Tketim Harcamalar + Tasarruflar eklinde tarif edilebilecek bir yapda kendini gsterir. Dier taraftan daha nce de belirttiimiz gibi toplam yatrm retimin harcanmayan ksm olarak deerlendirilebilecei iin, retim dzeyi (kt) = Tketim Harcamalar + Yatrm Harcamalar eklinde bir ifadeyi de gndeme getirebiliriz. ktnn tanm gerei milli gelire eit olmasndan tr, bu iki denklii birbirine eitlersek ortaya,

52

Tasarruflar Yatrmlar sonucu kmaktadr. Makroiktisatn temel kavramlarn ele aldmz bu almada simgesinin ne anlama geldiini vurgulamakta da fayda vardr. ki deerin ya da ifadenin bu sembolle ilikilendirilmesi durumunda bu iki ifadenin tanm gerei birbirine eit olmak zorunda olduu sonucu kmaktadr. Ancak burada birbirine eit olan gerekleen yatrm ve gerekleen tasarruftur. Ne var ki, hibir zaman planlanan yatrm ile planlanan tasarrufun birbirine eit olmas zorunluluu yoktur. Planlanan yatrm planlanan tasarruftan fazla ya da eksik olabilir, fon arz edenlerle talep edenlerin kendi iktisadi durumlarna gre aldklar bu kararlar birbirlerinin ihtiyalarna gre ekillenmek zorunda deildir. Byle bir durumda ex ante olarak, bu tarz bir dengesizlik halinin ortaya kmas tarif ettiimiz dngsel akm modelinin dengeden uzaklamasna neden olacaktr. Bylesine bir durumda bile stoklardaki deimelere bal olarak gerekleen yatrm ile gerekleen tasarruflar, ex post olarak birbirlerine eit olacaktr. Firmalarn stoklarndaki planlanmayan deimeler sayesinde uyumlanmann gereklemesi gerekleen yatrm ile gerekleen tasarrufun birbirine eit olmasn salayacaktr. Sz konusu modele ilave edilecek tek enjeksiyon veya sznt finansal piyasalarn varlndan kaynaklanan szntlar deildir. Devletin ve d dnyann ekonomi ierisindeki faaliyetleri, modeldeki dier szntlar ortaya karmaktadr. Devlet,eitli mal ve hizmetlerin retimi, eitli mal ve hizmetlerin satn alm ve servetin ekonominin kesimleri arasnda dalm gibi grevler stlenmektedir. Devletin modele dahil olmasyla vergileme gibi bir sznt ve devlet harcamalar gibi bir enjeksiyon ortaya kmaktadr. Devlet ayrca finansal piyasalarda borlanma ya da bor verme gibi faaliyetlerde de bulunabilir. Devletin bir dnemdeki borlanmasna bte a, bte aklarnn toplatrlm ve birikmi haline de bor stoku denmektedir. Yukarda szn ettiimiz ve planlanan tasarruflarn planlanan yatrma eit olmasn gerektiren denge koulu, vergi eklindeki (T) sznt ve devlet harcamalar (G) eklindeki enjeksiyonun modele dahil edilmesiyle S+T=G+I eklini alr.

53

KAYNAKA

Fair, Ray C Principles of Macroeconomics Prentice Hall Sixth Edition,2001. Froyen. T Richhard, Macroeconomics Theories and Policies Pearson International Edition, 2009 Bernanke, Ben S. Macroecnonomics fourth edition.Addison Wesley Longman 2001 Dernburg, Thomas F, Macroeconomics Theories and Policies Mcgraw Hill 1986 Macdonald, Nadia Tempini, Macroecnonmics and Business Thomson Learning 2002.

54

Eilmez, Mahfi Makro iktisat Remzi Kitabevi 2. Basm, 2010. Kennedy, Peter Macroeconomic Essential 2nd edition MIT Press, 2000. Felderer, B, Homburg, S. Macroeconomics and New Macroeconomics Springer VErlag, 1987 Case Karl E., Fair Ray C., Oster S.C, Principles of Macroeconomics , 10th edition Pearson Series in Economics ,2011. Dernburg Thomas F. Macroeconomics McGrawhill International Editions, 1986. Branson William H, Litvack James M. Harper Macroeconomics Row Publishers New York 1981. Macdonald Nadia T.Macroeconomics and Business An Interactive Approach International Thomson Publishing 1999. Abel Andrew B. , Bernanke B.S, Croushore D, Macroeconomics sixth edition Pearson 2007. Nellis Joseph G, Parker D, Principle of Macroeconomics, Prentice Hall Financial Times 2004.

You might also like