You are on page 1of 20

H.. ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, Cilt 19, Say 2, 200K s.

19-38

KTSADI ANALZ TARHNE NASIL YAKLAMAK GEREKR?

Hseyin ZEL
(Yrd. Do. Dr., Hacettepe niversitesi, LIB.F. iktisat Blm, 06532, ANKARA e-mail: ozel(a}hacettepe. edu. ir)

zet: Bu yaz, iktisadi analiz tarihine nasl yaklalmas gerektiine i l i k i n yntembilgisel bir nottur. Yazda, analiz tarihinin temel birimi olarak kabul edilen "dnce okulu" kavramnn, esas olarak Schumpeter'in "bilim ncesi vizyon" dedii "metafizik ekirdek" ile ona dayanan "analitik" yapnn, yani teori, model ve hipotez gibi iktisadn "teknik" boyutunun bir birleimi olduu ileri srlmektedir. Yazda, bu kavram kullanlarak iki temel dnce okulu, yani K l as i k-Marksist dnce okulu ile Neoklasik dnce okulu tanmlanmakta ve bu okullarn benimsedikleri temel analitik ereveler ele alnmaktadr. Yazda vurgulanmaya allan dnce, bu iki okul arasndaki analitik farkllklarn, esas olarak onlarn benimsedikleri "vizyonlar" arasndaki farkllktan kaynakland dncesidir. Abstract: This paper is a methodological note concerning basic principles and methods in approaching to the history of economic analysis. it is argued that the notion of the "school of thought", which is taken as the basic unit of the history of analysis, can be considered as a mixture of what Schumpeter calls the "preanalytical vision", that is, the "metaphysical core" constituted by perceptions and prescientifc outlook of the researcher towards refality, and the analytical "superstructure", constituted by the "technical" aspects of economic theory-such as models, Anahtar Szckler: Mutlaklk, Grececilik, "bilim ncesi vizyon", dnce okulu, Klasik-Marksist okul; Neoklasik dnce okulu. Keywords: Absolutism, Relativism, "prescientific vision", school of thought, CiassicalMarxist school, Neoclassicafschool.

20

Hisevm ZEL

assumptions and hypotheses-on the basis of this core. Based upon this notion, a distinction is drawn betvveen the two alternative schools, namely the Classical-Marxist and the Neoclassical schools of thought , and the respective analytical framevvorks adopted by these schools are explored. The basic idea defended and emphasized in the paper is that the fundamental differences between these two schools stem from the differences in the respective "visions".

GR iktisadi dnce, ya da bu yazda benimsendii biimiyle "iktisadi analiz" tarihi, Mark BIag\m dedii gibi "lm iktisatlarn yanl dncelerinin (Blag 1992: 1) basit bir sunumu olrann tesinde, iktisat teorisinin balangcndan bu yana geirdii deiimi ya da her duruma uyarlanabilecek tek bir iktisat teorisinin b u l u n u p bulunamayacan inceleyen bamsz bir disiplin olarak deerlendirilebilir. Hereyden nce bir "tarih" olan bu disiplin, neredeyse tanm gerei, zamanda geriye doru gitmeyi gerektiren, gemii inceleyen bir d i s i p l i n gibi grnmektedir. Bununla birlikte, burada "gemiken kastedilen olaylar deil, bizzat dncelerin, hipotezlerin ya da teorilerin kendisidir. Ne var ki. bu trden dnce ya da teorilerin artk gemite kald, bizler iin bir anlam ifade edemeyecei, nk bizim ulatmz bilgi dzeyinin onlar artk geersiz k l d dncesi, rahatlatc olmakla birlikte, pek de doru bir dnce deildir. "Eski" iktisadi dncelerin nemli bir blmnn bugnn "ada" iktisat teorisinin temelinde yer ald, hatta (bir rnekle ifade edersek) "ada" iktisat teorisi olarak dndmz Neoklasik iktisadn kendisinin bile 19. yzyl sonunda ortaya atlm olduu ve o gnden bu yana z bakmndan pek de deimedii gerei, analiz tarihinin yalnzca geersiz dncelerin incelenmesinden daha fazla bir ey olduunu gstermektedir. Bu bakmdan iktisadi analiz tarihinin incelenmesi, dnsel geliimin izledii yollarn ortaya konmasna yardmc olduu gibi, bugnk teorilerin nasl gelitirilecei, onlar deerlendirme ltlerinin neler olaca, dnyann daha iyi nasl anlalabilecei ya da aklanabilecei konusunda ipular da vermektedir. Bunun iindir ki analiz tarihinin, gemiten ok bugne k tutma gibi bir ilevinin de olduu sylenebilir. 1 Bu durumda, disiplinin "tarih" boyutundan ok "analiz" boyutunun ne kmas doaldr; bu yazda da, Joseph Schumpeteri (1954: 3-41) izleyerek, iktisadi "dnce" tarihi ile "analiz" tarihi arasnda bir ayrm yaplmaktadr. Bu ayrma dayanarak, iktisadi analiz tarihinin gemiteki iktisat teorilerinin kronolojik bir sralamasn vermek yerine, teorilerin benimsedikleri analitik yaplar ile bunlarn geirdikleri evrim zerinde durmas gerektii ileri srlmektedir. Bununla birlikte bu, analitik yaplarn dayand metodolojik ve

H. . ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi

21

hatta "ideolojik" temellerin dikkate alnmamas gerektii anlamna gelmemektedir. Tam aksine, yine Schumpeter'i izleyerek, analitik yapnn kurulmasna olanak salayan dnya gr, ideoloji ya da hatta "metafizik" bak asndan oluan "analiz ncesi" ya da "bilim ncesi" nitelikteki "vizyon"un incelenmesinin de, iktisadi dnce tarihine sistematik bir biimde yaklaabilmek iin zorunlu olduu gr savunulacaktr. Daha sonra, "bilim ncesi vizyon" ile "analitik yap"mn toplam olarak grlebilecek "dnce okulu" kavram tanmlanacak ve bu tanma dayanlarak iktisadi dnce tarihindeki iki nemli okulun, yani Klasik-Marksist ve Neoklasik dnce okullarnn benimsedikleri kavramsal ereveler birbirinden ayrdedilecektir. Bu snflamann dolaysz bir iermesi ise, kukusuz, bu iki okulun birbirlerinin devam olmayp, dnyaya farkl baklar benimsemi olan farkl vizyonlara dayanyor olduklar biimindeki nermedir.

1. ANALZ TARHNN KAPSAM VE YNTEM 1.1. Yntem Tartmalar: Mutlaklk m, yoksa Grececilik mi? Schumpeter'e gre iktisadi dnce "iktisadi konulara, zellikle bu konulara dayanan kamu politikalarna i l i k i n dnce ve isteklerin toplam" (Schumpeter 1954: 39) olarak tanmlanrken, iktisadi "analiz" tarihi, "insanlarn ekonomik olgular anlamak iin gsterdikleri entellektel abalarn tarihi ya da, ayn anlama gelmek zere, ekonomik dncenin analitik ya da bilimsel ynlerinin tarihi (Schumpeter 1954: 3) olarak anlalmaldr; dolaysyla, "iktisadi analiz" terimi, tarih, istatistik ve "teoriyi" ieren dnsel etkinliklere gndermede bulunmaktadr (Schumpeter 1954: 12)". Bu durumda Schumpeter'e gre (bilimsel) iktisat, aslnda tarihsel, istatistiksel ve teorik teknikler ile bu teknikler kullanlarak ortaya konulan sonulardan olumaktadr (Schumpeter 1954: 21). Doaf olarak byle bir ayrm, ister istemez yntembilgisel. giderek bilimsel etkinliin nasl srdrlmesi gerektiine i l i k i n b i l i m felsefesi kapsamnda yer alacak olan bir tartmay douracak nitelikte grnmektedir; ancak bu yazda bunlara deinilmeyecek, deerlendirme lt "analitik" boyut, yani teorilerin zellikleri ve bunlar oluturulurken benimsenen varsaymlar, argman gelitirme biimi gibi "teknik" noktalar olacaktr. Byle "analitik" bir bak asnn benimsenmesinin ilk elde ortaya kard sorun, teorilerin kendi balarna, ortaya atldklar dnemin sosyal ve ekonomik koullarndan bamsz bir biimde ele a l n p alnamayaca, baka deyile "analiz" tarihinin hangi lde olaylar ve genel olarak "dnce" tarihinden bamsz ele alnabilecei sorunudur. Genellikle "ntlaklk" (absolutism) ile "grececilik" (relativism) grleri arasndaki tartma (Blag 1992: Giri) olarak da bilinen bu tartma, hem iktisadi dnce tarihi

22

Hseyin ZEL

bakmndan, hem de genel olarak sosyal bilimlerin yntemi bakmndan her zaman gndemde olan bir tartmadr. Genellikle bilim felsefesinde "pozitivist" 4 gr olarak bilinen grn benimsedii mutlak anlay, bilimsel etkinliin ve onun rnleri olan varsaym, nerme, model ve teorilerin kendi balarna, ilerinde gelitirildii sosyal, ekonomik ya da kurumsal ortamlardan bamsz olarak ele alnmas gerektiini, nk bilimsel nitelikteki nermelerin deerlendirme ltlerinin rasyonel bir yoldan, kesin bir biimde ortaya konabileceini ve her trl bilimsel etkinliin yalnzca bu ltlere dayanlarak deerlendirilebileceini savunmaktadr. Bu anlay, en azndan iktisatlar arasnda genel kabul gren bir anlay gibi grnmektedir. Buna karlk, kendisi olduka eski olsa bile, zellikle son yllarda bilim felsefesindeki kimi gelimelerin ardndan yeniden nem kazanan "grececi" anlaya gre, herhangi bir dnce, teori, model ya da nerme, iinde biimlendirildii koullardan bamsz olarak ele alnamaz.

Bu anlay savunan bak alarndan en bilinen iki tanesi, esas olarak Alman kkenli "yorumsamac" (hermeneutic) yaklam ile Marx'n nl "tarihsel materyalizm" yaklamdr. Yorumsamac yaklama gre1" toplum, znde kavramsal niteliktedir ve sosyal yaam, insanlarn onu nasl grdnden bamsz deildir. Bu yzden de, doa bilimlerinde geerli olan ve nedensel yasalarn aratrlmasna ynelik olan etkinlikler, insan davrannn nedensel yasalar kullanlarak aklanamamas yznden sosyal bilimlerde bir ie yaramayacaktr. Sosyal bilim esas olarak, anlaml ve kavramsal balantlar incelemek durumundadr. Sosyal b i l i m i n amac, insan davranlarn nedensel yasalara dayanarak aklamak deil, insan eylemlerini ynlendiren ve onlar anlaml klan kurallar ortaya karmaktr. Bu bakmdan sosyal b i l i m i n yntemi, ister istemez "yorumlamaya" dayanacaktr. Sosyal yaam, tpk bir kitap okur gibi ele alnmal ve yormlanmaldr. Bu yorumlama etkinlii srasnda ise, insann iinde eylemlerini srdrd kltrel ereve, dnse! iklim, sosyal kurallar tanmlayan kurumlar zellikle dikkate alnmak durumundadr, nk insan davranna anlam kazandran unsurlar, aslnda bunlardr. Bu yzden hangi trden dnce olursa olsun, bu dnceyi uygun bir balama yerletirebilmek, onu iinde gelitii ortama gre deerlendirmek gereklidir. 6 ktisadi dnce tarihi asndan bunun yaratt sonu ise, iktisat teorilerinin ortaya ktklar kltrel balamlardan ayr deerlendirilemeyecekleri, bu yzden de teorilerin kkenlerinin incelenmesinin kanlmaz olduu dncesidir. Dolaysyla dikkate alnmas gereken yalnzca teorilerin "teknik" ya da analitik boyutlar deil, ayn zamanda bu boyutun gerisinde yer alan yaklamlar, dnce biimleri, dnsel i k l i m gibi dnsel ve kltrel temellerdir. Benzer bir sonuca varan bir baka gr de, kukusuz, Marx tarafndan ortaya atlan nl "tarihsel materyalizm" grdr. (Marx 1970: 19-23). Bu

H. . ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi

gre gre, her toplumdaki "ekonomik altyapy" oluturan retim aralar, emek ve teknoloji dzeyinin oluturduu "maddi retim glerinin" geliim dzeyine karlk gelen "retim ilikileri", yani insanlarn toplumsal bir ereve ierisinde doayla giritikleri etkileimler, o toplumdaki "yasal ve politik styapy" ve "sosyal b i l i n c i n biimlerini" belirlemektedirler. kinci olarak, toplumun bu ekonomik altyaps, bireylerin bilinlerinden ve isteklerinden bamszdr; "insanlarn varoluunu belirleyen onlarn bilinleri deildir; onlarn sosyal varolular bilinlerini belirler" (Marx 1970: 21) nc olarak da, retim gleri ile retim ilikileri arasndaki eliki, toplumsal deiimin itici gcdr; maddi retim gleri gelitike, onlara karlk gelen retim ilikileri, ya da mlkiyet ilikileri, bu gelimeye ayak uyduramanakta ve bu iki dzey arasndaki atma bir sosyal devrime yol amaktadr. Dolaysyla, toplumlarn incelenmesi, onlarn retim gleri ile retim ilikilerinin oluturduu "retim tarzlarna", yani ekonomik yaamn organizasyon biimine baldr. Genel olarak "ekonomik altyap ideolojik styapy belirler" teziyle zetlenen tarihsel materyalizm, dolaysyla, "styapya" ait olan bilimsel teori, anlay ya da grlerin dorudan onlarn dayand "altyapnn" bir sonucu olarak ortaya ktklarm, bu srete de retim ilikilerinin tanmlad snfsal konum ve mlkiyet i l i k i l e r i n i n belirleyici olduunu ileri srmektedir. Bu durumda, her teorinin dayand "maddi temellerin", yani onlarn ierisinde ortaya ktklar esas olarak ekonomik koullarn ve s n f i l i k i l e r i n i n incelenmesi gerekmektedir: rnein luissez fuire ilkesini savunan bir iktisat teorisi, btnyle bir "burjuva iktisaddr": yani onun temel ilevi, "sosyal uyumu" vurgulayarak smr ilikilerini gizlemek ve bylece kapitalistlerin karn korumaktr. ktisadi analiz tarihi de. ne kadar yansz grnrse grnsn, ekonomik "altyapdan" bamsz olamayacaktr; bu da, teorilerin ele alnmasnda mutlaka retim i l i k i l e r i n i n ve buna dayanan styap kurumlarnn dikkate alnmas gerektirmektedir. Dolaysyla, iktisad, ya da genel olarak sosyal teorileri, ilerinde gelitikleri sosyal ve tarihsel balamlardan ayr olarak ele almak yeterli bir yaklam biimi ortaya koyamayacaktr. Bu durum, zellikle iktisat iin geerlidir; nk iktisat, en azndan Adam Smith'den balayarak, kapitalizmin, ya da piyasa ekonomisinin ileyiinin ortaya konmasna ynelmektedir dolaysyla piyasa ekonomisinde gerekleen gelimeler de iktisat teorisine kanlmaz olarak yansyacaktr. Bu bakmdan kapitalizmin, 18. yzyl sonlarndan bu yana nemli deiiklikler geirse de. temel zelliklerinin bir lde ayn kald olgusu, iktisadi dncenin ierisindeki kimi temel dncelerin de neden o dnemden bu yana pek deimediini aklamaktadr. Byle ise, iktisadi analizin geliiminde ekonomik, sosyal ve kltrel etkenlerin oynad rol irdelemek kanlmaz grnmektedir. nsan b i l i n c i n i n ya da her trl dnsel etkinliin dorudan ekonomik temele balanabileceini ileri sren tarihsel materyalizm ya da buna yakn

24

Hseyin ZEL

grlerin ortaya kard nemli bir kavramsal sorun da, iktisat alannda (ya da sosyal bilimlerin herhangi bir alannda) ortaya km olan teorilerin gerekten de "bilimsel" olup olmadnn, ya da daha doru bir deyile bunlarn btnyle "ideolojik" nitelikteki grlerden ayr tutulup tutulamayacann bir 7 sorunudur. Tarihsel materyalizme gre bu, pek mmkn grnmemektedir. Dolaysyla, bir "bilimsel" teorinin gerisindeki "ideolojik" ynelimlerin de ortaya karlmasnn, iktisadi dnce ya da analiz tarihinin devleri arasnda olduu sylenebilir. Ayn sorun, Schumpeter tarafndan da ele alnmakta ve Schumpeter (bilimsel) iktisadn gerekten de ideolojik unsurlardan, ya da giderek btn deer yarglarndan ayr tutulup tutulamayacan tartmaktadr. Schumpetere (1954: 41-42) gre, aratrmalara genellikle sfrdan deil, bizden ncekilerin almalarndan yola karak balarz. Ancak sfrdan balam olsak bile, balangta sahip olduumuz k i m i kavraylar ve dnceler her zaman szkonusu olacaktr. Bu kavray ile aratrmacnn "bilim" ncesi analizi, birlikte Schunpeterin "analiz ncesi vizyon" dedii genel anlay oluturur. Schumpetere gre, bir sorunu dikkate a l a b i l m e k iin, ncelikle bir dizi somut olguyu analitik abalarmzn hedef] olarak sememiz gerekmektedir. Baka bir deyile analitik aba, ister istemez, bu abann "hammaddesini" salayacak analiz ncesi bir dnsel etkinlii de gerektirmektedir. Bilimsel etkinlik, analiz etmek istediimiz, b i r b i r i y l e i l i k i l i bir dizi olgudan balar; bu olgularn kavramlatrld b i l i m s e l bir model ile de son bulur (Schumpeter 1949: 265). Bu "bilim ncesi vizyon", yalnzca bizim ideolojilerimizin kayna deildir; daha da nemlisi, b i l i m s e l a l m a l a r m z n da n kouludur; nk ancak bu vizyon sayesinde bilimsel abalarmz yneltebileceimiz sorunlar tanmlamamz m m k n olacaktr (Schumpeter 1949: 274). Bu bakmdan her iktisat bylesi bir "vizyondan" yola kmak zorundadr, nk bu vizyon, aratrmacnn gerekliin doasna i l i k i n kavrayn tanmlamaktadr. Dolaysyla aratrmacnn ideolojisi, ya da daha genel olarak dnya gr, yapt analizi de, en azndan sorunun ve kullanlacak akl yrtme b i i m i n i n seimi srasnda etkileyecektir. Bu durumda, her ne kadar Schumpeter'in kendisi bu ideolojik unsurun analizden temizlenebileceim, aratrmacnn ideolojik y n e l i m i n i n onun k u l l a n d analitik aralar ile "teoremlerinden" ayr tutulabileceini dnyor olsa da (Schumpeter 1954: 31), zellikle analiz tarihi bakmndan, ele alnacak teorilerin gerisindeki "vizyon"un da incelenmesi gerektii, bunun da bir lde bu vizyonlarn oluturulduu sosyal ve kurumsal balam ierisinde yaplmas gerektii kanlmaz grnmektedir. 8 Ancak ne olursa olsun, iktisat teorisi ile ierisinde yer ald sosyal, ekonomik ve dnsel/ideolojik ortam arasndaki nedensellik i l i k i s i n i n tek ynl olduunu sylemek de pek mmkn deildir. ktisat bu ortamdan

H. . iktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi

25

etkilenmekle kalmaz, sylenebilecei gibi,

onlar

etkiler

de.

Hatta,

Keynes'i

izleyerek,

...iktisatlarla siyaset felsefecileri, ister doru olsunlar, isterse de hatal, genel olarak dnlenden ok daha etkilidirler. Aslnda dnyay yneten baka bir ey de pek yoktur. Uygulama iindeki, kendilerinin entellektel etkilerden uzak olduklarna inanan insanlar, genellikle lm bir iktisatnn kleleridirler. Gaipten sesler duyan yetkili deliler de aslnda kendi lgnlklarn, birka yl nceki bir akademik samalktan damtmaktadrlar" (Keynes 1936: 383).

Sosyal teorilerin aslnda sosyal olgu ve koullarn bir rn olduu dncesi doru olsa da, bunun tersi de ayn derecede dorudur: bu olgu ve koullar da teorilerin bir rndr (Hunt 1992: x-xi). Aslnda, Anthony Giddens (1999: 39-40) tarafndan "ifte yorumsama" olarak adlandrlan bu durum, sosyal teorilerin, neden ortaya atldklar dnem ya da koullar ortadan kalktktan sonra bile varlklarn ve etkilerini srdrdklerini de aklamaktadr. Bu etkilerin srekli olmasna yol aan temel neden, szkonusu teorilerin u an iinde yaadmz sosyal dnyann kuruluuna katkda bulunmu olmalardr. ktisadn tarihine bakldnda, onun da teki sosyal b i l i m l e r gibi, hatta belki de onlardan ok daha fazla, toplum ierisinde ortaya kan bir dnce biimi olmann tesinde toplumun da biimlendirmesine katkda bulunan etkin bir (dnsel) eyleyen olduu gerei gzden kamamaktadr. Deiik iktisadi yaklamlar, dnce okullar ya da teoriler, yalnzca gerek dnyay yanstmakla kalmamlar, onu biimlendirmeye de ynelmilerdir. 9 Bu durumda, iktisadi dnce tarihinin, disipliner bir uzmanlk alan olmann tesinde, zerinde allmas kanlmaz olan bir alan olduu iddias da kolayca savunulabilir. Dnce tarihi yalnzca gemie ynelik deildir; bugnn dnyasnn anlalmasnda da nemli bir rol oynamaktadr. Sonu olarak, iktisadi analizin, btnyle "teknikler" ve akl yrtme biimi ile snrl tutuluyor olsa bile, hem sosyal, ekonomik ve kltrel koullarla girdii etkileimden, hem de belki de analizin nasl yrtleceini bile belirleyen ideolojik unsurdan ayrdedilebilmesi pek mmkn gzkmemektedir. Ancak buradaki teoriler ile gerek yaam arasndaki i l i k i n i n tek ynl olamayacak kadar karmak olduu, dolaysyla da aralarndaki ilikinin daha ok birbirini besleyen bir etkileim dzeyinde gerekletii unutulmamaldr. Bu yzden, iktisadn "teknik" ynne gndermede bulunan bu "analitik" boyutun, (belki de Schumpeter'in dndnden biraz daha geni tutularak) hem szn ettii "analiz ncesi vizyon"u, hem de bu vizyonu temel alan "teknikleri" ve akl yrtme biimini de ierecek biimde tanmlanmasnn, esas olarak gerekliin nasl anlalmas gerektii konusundaki seimleri belirleyen "vizyonun" ve teorilerin ulatklar sonucu tanmlamakta ne lde nemli

26

////.ver//? ZEL

olduunun ortaya konmas bakmndan yararl olaea da aktr. Bu yzden, iktisadi dnce tarihine yaklarken dikkate alnmas gereken temel inceleme biriminin, sz konusu iki dzeyi de ierecek biimde tanmlayabileceimiz "dnce okulu" kavram olduu ileri srlebilir. ktisatta geerli olan farkl dnce o k u l l a r n birbirinden ayran da aslnda, k u l l a n d k l a r teknikler ya da benimsedikleri a n a l i t i k erevelerin tesinde, ayn dnyay aklamaya ynelmi, hatta ayn terim ve kavramlar k u l l a n m olsalar bile dnyaya f a r k l bakyor olmalar, farkl " b i l i m ncesi vizyondan benimsiyor o l m a l a r d r . Dolaysyla iktisadi a n a l i z tarihi temel olarak a n a l i t i k noktalar zerinde yonlasa bile. farkl dnce o k u l l a r n k a r l a t r m a l olarak ele alan bir yntem izlemeye, zellikle farkl dnce o k u l l a r n n gerisinde yatan vizyonlarn yaplan a n a l i z l e r i nasl e t k i l e d i k l e r i n i gstermeye a l m a l d r . Bu noktada da. zellikle zaman b a k m n d a n farkl dnemlerde ortaya a t l a n farkl dnce o k u l l a r n n hangi lde b i r b i r l e r i n i n devam o l d u k l a r , ya da aralarnda bir s r e k l i l i k i l i k i s i n i n olup olmad sorunu ortaya k m a k t a d r . 1.2. Analiz Tarihinde Sreklilik Btn d i s i p l i n l e r d e olduu gibi. iktisadi a n a l i z tarihinde de oka tartlan bir baka sorun, iktisat teorisinin g e l i i m i n i n srekli ileriye doru uzanan dz bir izgi izleyip izlemedii, yani b i r b i r i n i izler biimde ortaya kan teorilerin ya da dnce o k u l l a r n n her zaman, kesin bir biimde tanmlanabilecek (isel t u t a r l l k , a k l yrtme biimi, a m p i r i k verilere u y g u n l u k veya "dsal"" t u t a r l l k g i b i ) k i m i ltlere bal olarak, daha "doru"* ya da "geree" daha yakn olup olmad: bu bakmdan da dnsel g e l i i m i n , her zaman C^ uerekliuin daha bvk bir b l m n avdnlatabilecek va da onu ~ ./ aklayabilecek biimde gerekleip gereklemedii sorusudur. Y n t e m b i l g i s e l adan, b i l i m l e r i n g e l i i m i n i n ilerlemeci biimde, eski teorilerin her zaman yerlerini a m p i r i k veriler tarafndan daha fazla dorulanan ya da desteklenen, daha a k l a y c ndeyiler ortaya koyan yeni teorilere b r a k t k l a r b i i m i n d e k i , esas olarak pozitivist n i t e l i k t e k i anlay, geri z e l l i k l e iktisatlar arasnda geni kabul grmekte ise de. b i l i m felsefesindeki yeni gelimeler ve p o z i t i v i s t b i l i m a n l a y n a y n e l t i l e n eletiriler sonucunda bu gre kart grn, yani b i l i m l e r i n gelimesinin byle olmaktan ok. k e s i n t i l i , sramalar gsteren bir gelime b i i m i sergiledii, daha sonra ortaya atlan teorilerin hi de ncekilerden daha "iyi" ya da "ileri" o l m a s n n gerekmedii b i i m i n d e k i gr, yanda kazanmaya balamtr. Bu ikinci gre gre. farkl dnce okullar, zaman b a k m n d a n birbirlerini izliyor olsalar da. birbirlerine indirgenemez, hatta birbirleriyle karlatrlamazlar. Bu bakmdan farkl iki dnce o k u l u n u n , ardk olsalar bile. dayandklar preanalitik vizyonlar, ideolojiler, a n a l i t i k ereveler, ksacas "dnce okulu" k a v r a m n tanmlayan her t r l bileen, birbirinden farkl olduu ve bunlar ayn terimleri k u l l a n s a l a r bile

H. . ktisadi ve Ular i Bilimler Fakltesi Dergisi

27

terimlere ykledikleri anlam farkl olduu srece, bu o k u l l a r n yalnzca kronolojik bir biimde ele alnmas ve, rtk olarak, sonra gelenin ncekinden daha iyi olduunun varsaylmas, dnce tarihinin istenir bir betimlemesini vermeyecektir. Bu bakmdan her teori ya da dnce o k u l u n u n , ne kadar 9 "irrasyonel ' grnrse grnsn, kendi analitik ereveleri ierisinde, kendi gelitirdii ltlere dayanlarak ele alnp deerlendirilmesi daha "doru" bir yaklam olabilir. Grld gibi konu, bizi bir kez daha "grececilik" ve "mutlaklk v arasndaki ayrma getirmektedir. Y i n e de, yukarda da belirtildii gibi, zellikle iktisat sz konusu olduunda, farkl dnce okullar birbirlerine indirgenemez olsalar bile, ele aldklar ve aklamaya altklar gereklik, yani piyasa sisteminin kendisi ayn olduundan, farkl dnce o k u l l a r n , dayandklar analitik erevelerin gereklik karsndaki durumlarna gre birbirleriyle karlatrmak her zaman m m k n olabilecektir. Her okulun erevesi ve hatta kullanlan kavramlar farkl bile olsa. yine de bu okullarn performanslarn deerlendirmekte kullanlabilecek ltler g e l i t i r i l e b i l i r . ' 1 Bununla birlikte, bylesi bir aba bu yaznn boyutlarn atndan, burada daha ok farkl analitik erevelerin dayandklar temeller ile bunlarn ulatklar sonular irdelenmektedir.

2. K DNCE OKULU: KLASK-MARKSST VE NEOKLASK OKULLAR Yukarda ele alman kavramsal noktalara dayanarak, iktisadi anali/ tarihini, teorilerin kronolojik bir sralannn tesinde daha sistematik bir biimde ele alabilmek iin seilmesi gereken temel inceleme b i r i m i n i n "dnce okulu" kavram olduu dncesini savunmak m m k n grnmektedir. Bu bakmdan, iktisadi dnce t a r i h i n i ele alrken, birbirine alternatif olarak alnabilecek, ayn gereklii, yani piyasa ekonomilerinin ileyiini aklamaya yneldikleri halde farkl bak alar sunan iki temel analitik ereveden sz etmek olasdr. Hernekadar aralarnda a n a l i t i k ya da ideolojik olarak kesin snrlar izmek m m k n olmasa da, dnce t a r i h i n i n "dzene" sokulmas amacyla birbirinden ayrdedilen bu ereveler. KlasikMarksist ve Neoklasik dnce o k u l l a r n n benimsedikleri analitik erevelerdir. lerlemeden, byle bir snflamann gerekeleri zerinde durmakta yarar grlmektedir. Gerekten de, rnein Mar\ ile Ricardo'nm politik ynelimlerinin birbirlerine btnyle kart olduu, ya da Neoklasik gelenek ierisinde yer alyor olsalar da MarshalPn retime verdii arlk bakmndan Klasik analitik ereveye Walras*tan daha yakn olduu yadsnamaz bir gerektir (Hollis, Nell, 1975: 13). Bu yzden bu iki ereveyi birbirinden

28

Hsevin ZEL

ayrdeden noktalan dikkate alrken, iki nemli nokta zerinde durmak yararl grlmektedir. ncelikle, bu snflamada, ideolojik bakmdan birbirlerinden ok farkl grlebilecek olan "Klasik" ve "Marksist" dnce okullarnn neden tek bir dnce okulunu oluturan iki yaklam olarak ele alnd sorusu nem kazanmaktadr. Bunun nedeni, dikkate alnan temel ltn bu iki yaklamn benimsedii analitik erevelerin aslnda birbirleriyle ayn olduu, ya da daha ak bir biimde, Marx'n benimsedii temel analitik erevenin, esas olarak Smith'in gelitirdii ve Ricardo'nun yetkinletirdii analitik erevenin (zellikle deer ve blm teorileri balamnda) bir devam olduudur. Bu bakmdan Marx'n bu ereveye yapt katk, bununla tutarl olan bir felsefi bak asn gelitirmek ve artk deer teorisini ortaya atmakla snrl olmutur. Dolaysyla ikisini ayn dnce okulu balamnda ele almakta bir saknca grlmemektedir. kinci olarak, burada ileri srlen dnce, bu iki erevenin birbirlerinin devam olduu ya da birisinin tekinin daha gelimi ya da yetkinletirilmi biimi olduu dncesi deildir; aksine, bu iki ereve, birbirlerine indirgenemez olan bir halef-selef ilikisi iinde olmayp, birbirine rakip olan iki dnce b i i m i n i tanmlamaktadr. Bu iddia, iktisadi dnce tarihi zerinde alanlarn pek sk benimsedii bir iddia deildir. ktisadi dnce tarihi zerine yazlan kitaplarn byk bir blm, iktisadn en azndan Adam Smitlr den bu yana evrimci bir yoldan gelitiini, bu bakmdan da Neoklasik iktisadn Klasik-Marksist ereveye gre daha "ileri" olan bir teoriyi temsil ettii, dolaysyla bu iki okulun aslnda iki ayr gelime evresine karlk geldii dncesini benimsiyor grnmektedir. rnein, bu yaklam benimseyen ndegelen dnce tarihilerinden birisi olan Mark Blag, dnce tarihinde benimsedii deerlendirme standartlarnn "ada iktisat teorisinin standartlar" olduunu sylemektedir (1992: 1). Buna karlk Schumpeter (1954), History of Economic Analysis'Az, "bilimsel" iktisadn Adam Smitlr le balayan geliim izgisinde Ricardo'yu (ve onu izleyen Marx*) bir "sapma" olarak grmekte (s. 474), bir "orta yolu" temsil eden John Stuart M i l F i n (s. 603) ardndan, geliimin "normal yoluna" geri dndn ileri srmektedir. Buna ramen, bu dnce o k u l l a r n n ayn gerei aklamaya yneldikleri, hatta ayn kavram ve teknikleri kullanyor grndkleri halde. Tablo Tden de grlebilecei gibi, birbirine alternatif yaklamlar olarak deerlendirilmeleri mmkndr. Aslnda bu iki okul arasndaki farklar ylesine derindir ki, ayrmtlardaki farklar bir yana, bu ikisinin iktisadn nasl tanmlanmas gerektii konusunda bile uyumsuzluk ierisinde olduklar sylenebilir. Hereyden nce. KlasikMarksist gelenek "politik ihtisar zerinde srar ederken, Neoklasik iktisatla

H. . ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi

29

birlikte disiplin "iktisat bilinir (economics) haline gelmitir. Bu durum, basit bir ad deiikliinin tesinde, aslnda yntembilgisel bir seimi de yanstmaktadr. Klasik-Marksist iktisadn balang noktas, Aristoteles'in insann bir "politik hayvan", yani bir sosyal varlk olduu nermesidir. 1 2 Bu anlaya gre. yukarda deinmi okluumuz Polanyrnin (1944) gelitirdii yaklam kullanrsak, insan varoluu, toplumun "geri kalanndan" ayr bir "ekonomik alana" sktrlmayacak kadar zengindir. Ekonomik alan her zaman toplumsal alanca "ierihnis" (emheckJecf)} durumdadr. Dolaysyla, "ekonomik" analizin kapsamn belirleyen de bt toplumsal b t n l k - o l m a l d r . Bu yzden de analiz, ister istemez "politik" bir nitelik tayacaktr.' 1 Bu bakmdan analizin temel birimi, sosyal snflar ile onlar arasndaki ilikiler olarak ortaya kmaktadr. Bu ilikilerin nemli bir blm, toplam net rnn sosyal snflar arasndaki blmn dzenleyen ilikiler niteliinde olduundan, snflar arasndaki g ilikilerinin nem kazanmas ve a n a l i t i k yapnn sosyal farkllk ve atmalar da dikkate almas, onun "politik" karakterini ortaya koyan bir olgudur. Buna karlk Neoklasik analizde, "politik iktisat" neredeyse tanm gerei olanakszdr; nk bu analiz, b t n y l e toplumsal (ya da politik) alandan ayn, kendi bana varolabildi, kendi yasalarna gre ileyen bir "ekonomik" alan, yani piyasa k u r u m u n u (ve piyasalardan oluan bir alan) varsaymakta ve kapsamn bu alanla s n r l tutmaktadr. Buna gre iktisat b i l i m i , "politik" olan veya daha genel olarak deer yarglarna dayanan ya da on.!-:n yanstan, her trl nermeden uzak durmaldr. ktisadn amac, piyasann yalnzca arz ve talep eitliine bal bir biimde, dardan herhangi (byk lde "politik") bir mdahale olmadan nasl ilediinin ortaya konmasdr. Byle bakldnda ise. a n a l i z i n temel birimleri ister istemez birev ve onun tercihlerine ynelik olacaktr. Baka bir deyile Klasik-Marksist ereve, toplumun btn olarak ele a l n d , toplumdaki eitli unsurlarn birbirleriyle nasl bir etkileim ierisinde olduunun incelendii "btnc" (holistic) bir yaklam dikkate alrken, Neoklasik analiz "bireyci" (individualisf) bir anlaya dayanmaktadr.
w ^

Y i n e de aslnda bu ayrm, balangta bilinli bir biimde yaplan bir yntembilgisi seiminden ok, iktisadn nasl anlalmas gerektii konusundaki dncelerden ve buna dayanarak gelitirilen kavramsal ereveden kaynaklanmaktadr. Klasik-Marksist okulda iktisat, esas olarak uzun dnemli sermaye birikimini ve dolaysyla da retim ve toplam rnn toplumdaki snflar arasndaki blmn aklamaya ynelirken, Neoklasik okul, bireysel tercihler, kurumsal yap ve teknoloji dzeyi veriyken eldeki kaynaklarn etkin kiillaisinn sorununa bir zm bulmaya almaktadr. Bu bakmdan, KlasikMarksist erevenin bir lde dinamik bir nitelik tad, buna karlk Neoklasik erevenin z itibaryla statik bir nitelik tad sylenebilir.

30

H s ev i n ZEL

Bu biimde tanmlayabileceimiz bu iki kavramsal ereve, gerek analizin yrtlmesinde, gerekse de veri olarak alnacak deikenlerin seiminde ister istemez birbirlerinden farkllamaktadr. Klasik-Marksist analizin kulland temel deikenler, sosyal ve kurumsal i l i k i l e r i n merkezi neme sahip olduu "yapsal" nitelikteki deikenler iken, Neoklasik iktisatta bu tr deikenler veri olarak alnmakta ve analiz, bireylerin tercihlerini dikkate alan "davransal" deikenlerle yrtlmektedir (Hollis, Nell 1975: 19). ktisadn nasl anlalmas gerektiine ynelik bu iki farkl bak as ya da ""vizyon", analizin yrtlme b i i m i n i de doal olarak etkilemektedir. Neoklasik iktisat ekonomiyi, temel ders kitaplarnda ok k u l l a n l a n "evrimsel akm" (circlar flow) diyagramnn da ifade ettii biimde, iki bireysel karar birimi, hanehalklar ile firmalar arasndaki etkileimler ya da daha doru bir deyile mbadeleler biiminde kavramlatrmaktadr. Hanehalklar, ellerindeki, emek, sermaye ve topraktan oluan "retim faktrlerini" bu faktrler iin oluan piyasalarda arz ederek elde ettikleri geliri, firmalarn retip piyasaya arz ettikleri n i h a i mallar talep etmekte kullanrlar. Burada her iki karar b i r i m i iinde yer alan bireylerin davranlarnn da rasyonel olduklar varsaylmaktadr; tketiciler, tercihleri, piyasa fiyatlar ve gelirleri veriyken mmkn olan en yksek fayday salayacak tketim ve talep kararlarn verirlerken, firmalar da teknoloji dzeyleri, maliyet yaplar ve piyasa fiyatlar (faktr fiyatlar dahil) veri iken karlarn maksimize etmeye almaktadrlar. Hanehalklarmm maksimizasyon probleminden talep fonksiyonlar, firmalarn maksimizasyon probleminden ise arz fonksiyonlar tretilir; arz talep eitlii ise kt piyasadaki denge"yi niteler. Btn piyasalardaki eanl denge de, kaynak datmnda etkinlii tanmlayacaktr. Grld gibi buradaki i l i k i l e r btnyle mbadele ilikileridir; burada ister mallar, isterse faktrler sz konusu olsun, her zaman eit deerler birbirleriyle deitirilmekte, herhangibir artn ortaya kmas sz konusu o l m a m a k t a d r (Hollis, Nell 1975: 14). ki temel blm kategorisi olan cretler ve karlar, b t n y l e emek ve sermaye (ya da standart kuramn ngrd g i b i "giriim") faktrlerinin hizmetleri karldr ve onlarn marjinal verimlerine bal olarak denmektedir. Bu bakmdan her iki gelir kategorisi de aslnda birer maliyet unsuru olarak grlmektedir. Buna karlk Klasik-Marksist o k u l u n erevesinde, retim ve mbadele alanlar birbirlerinden ayrlmakta ve asl a r l k retim alanna verilmektedir. Ekonominin ileyii asndan arlk verilen deikenler, teknolojik b a m l l k ilikileri ile kurumsal ilikilerdir; analizin temel yap talar sanayiler, sektrler, sreler ve teknoloji olarak tanmlanan sre ve e t k i n l i k l e r d i r . Bu bakmdan Klasik-Marksist ereve, Neoklasik erevenin veri olarak ald kurumsal yapy inceleyerek ie balamakta, k u r u m l a r arasndaki i l i k i ve b a m l l k l a r ve sistemin kurumsal deimelere gsterdii tepkileri dikkate almaktadr. Temel analiz birimi olan snflarn sosyal hiyerari ierisinde bulunduklar konum da.

H. . ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi

3l

btnyle retim srecine gre tanmlanmaktadr: bu snflarn konumlar retim aralarnn mlkiyetine sahip olup olmadklarna bal olarak belirlenmektedir. Esas olarak, retimde nemli olan iki bileenin, yani emek ve sermayenin durumu da bu bakmdan birbirinden farkldr. Bu erevede, mallarn retimi, baka mallar ve emek k u l l a n l a r a k yaplr; yani, her sektrn kts, teki sektrler tarafndan girdi olarak k u l l a n l m a k t a d r . Emein tek "faktr girdisi" olarak grlmesi, ilke olarak sistemdeki her eyin emek deerleri cinsinden ifade edilebilecei anlamna gelmektedir. Buna k a r l k homojen bir deer fonu olarak dnlen sermaye, retim aralarndaki yasal mlkiyete gndermede bulunmaktadr. cretler emein k a r l olarak denirken, sermaye b i r i k i m i n i n gerisindeki itici g olan karlar, bir retim maliyeti unsuru deildir; kar, retim maliyetleri dnda kalan bir "artn" retilmesi sonucunda ortaya kmaktadr. Sermayeye yaplan demeler bu artktan yaplmakta ve herlangibir mbadeleyi yanstmamaktadr ( H o l l i s , Nell 1975: 208). retilen toplam mallarn, k u l l a n l m retim aralarnn yenilenmesi iin sektrler arasnda yaplmas gereken alveriten arla kalan ksm, yani "net sosyal rn", bu m a l l a r n satndan elde edilen toplam gelirlere, bu miktar da toplam cretler ve kara (ve ranta) eit olmak durumundadr. cretler igcnn tketimi iin harcanrken, karlar da kapitalistlerin tketimi ile y a t r m l a r a harcanmakta, bu da uzun d n e m l i sermave b i r i k i m i n i belirlemektedir.
11

Neoklasik sistemde evrinsel a k m l a r t a n m l a y a n b t n i l i k i l e r i n . retim faktrleri szkonusu olsa bile, mbadele i l i k i l e r i olarak grlmesine ve bu yzden de fiyat teorisinin hem retim, hem de dolam a l a n l a r n d a geerli olmasna karlk Klasik-Marksist sistemde retim ve blm a l a n l a r n n birbirinden ayr tutulmas, deer ve fiyat teorilerinin de ayrmasna yol amaktadr (Hollis. N e l l 1975: 21 8). Neoklasik analizde m a l l a r n ve faktrlerin fiyatlar, btnyle piyasada, arz ve talebin etkileimi sonucunda belirlenmektedir. Buna k a r l k Klasik-Marksist analizde deer, m a l l a r n b i r b i r l e r i y l e mbadelesinin gerisinde yer a l r ve btnyle retim kesiminde ve tketici tercihlerinin hibir rol olmadan belirlenirken, fiyatlar dolam alannda, serbest rekabet sonucunda b e l i r l e n i r . Y i n e de, bu analizde dikkate a l n a n fiyatlar, aslnda piyasada, arz ve talebin etkileimi sonucunda belirlenen piyasa fiyatlar deil, uzun dnemde piyasa fiyatlarnn k e n d i l e r i n i izleyecei varsaylan "retim f i y a t l a r " ya da "doal fiyatlaradr. retim fiyatlarnn belirlenmesinde tketici tercihleri herhangibir rol oynanamakta. bu fiyatlar b t n y l e bir m a l i y e t fiyatlamas (mrkp) sreci sonucunda, retim maliyetlerine uzun dnemde sektrler arasnda tekdze (im iform) kar oran tarafndan belirlenen bir kar marjnn eklenmesiyle bulunmaktadr. Fiyatlar, retimin teknik m a l i y e t i n i karlayacak ve tekdze kar oran salayacak biimde belirlenmektedir. Tekdze kar orannn belirlenebilmesi iin girdi fiyatlarnn da bilinmesi gerektiinden ve girdiler de aslnda teki sektrlerin ktlar

32

H s ev in ZEL

olduundan, btn fiyatlar ve cretlerin birlikte belirlenmesi gerekmektedir. Ancak bu da ekonomideki kar paynn ve kar orannn nceden verilmesini gerektirmektedir (Hollis, Nell 1975: 208). L> Bu ise blmn sosyal bir karakter kazanmas anlamna gelmektedir. Grld gibi Klasik-Marksist analizde, sistemin uzun dnemli davran nem kazanmakta ve uzun dnem dengesinin nasl salanaca n plana gemektedir. Uzun dnem dengesi, btn sektrler arasnda eitlenen tekdze kar oram tarafndan tanmlanmakta, bu kar oran da. piyasa fiyatlarm kendisine doru ynelttii kabul edilen "ekim merkezleri" olarak kavramlatnlan "doal" retim fiyatlarn belirlemektedir. Bu dengeyi, yani kar oranlarnn tekdze olmasn salayan ise serbest rekabettir. Klasik analizde "serbest" rekabet, zellikle sektrler arasndaki sermaye akkanlnn tam olmas dncesine dayanmaktadr. Bu akkanlk, sermayenin kar oran yksek kan sektrlere hareket etmesi ve uzun dnemde btn sektrler arasndaki kar oranlarnn eitlenme eilimi ierisinde olmasn salamaktadr. Bununla birlikte "serbest" rekabet, oynad bu dengeleyici roln yannda, uzun dnemde giriimcilerin karlarn artrabilmeleri iin yeni teknolojileri devreye sokarak teknoloji dzeyini ve sanayi yapsn deitirmek biimindeki daha dinamik bir rol de verine getirmektedir. Y a n i bir yandan rekabetin dengeleyici rol vurgulanrken, te yandan da sermaye b i r i k i m i n i n srekli olmasn salayan, dinamik deimeye ve dengesizlik yaratmaya dnk rolne de iaret edilmektedir. Dengesizlie yol aan faktr, bir artk kategorisi olarak grlen karlarn, varln ve s r e k l i l i i n i salamak iin giriilen abann veya serbest rekabetin bir sonucu olarak kendisini gstermektedir. Analizde karlar bir deme biiminde olmad, bir mbadele i l i k i s i n i n sonucunda ortaya kmadklar iin, aslnda statik bir dengeden sz etmek pek de m m k n deildir (Hollis, Nell 1975: 18). Bu bakmdan, karn bir maliyet unsuru olarak grlmemesi ve bir artk kategorisi olarak deerlendirilmesinin, nl "Say Yasasf, yani her arzn kendi talebini yarataca dncesi ile tutarl olmad sylenebilir. Bunun nedeni, m a l n retiminde kullanlan girdilere denen bedelin, yani retim maliyetinin maln sat fiyatna eit olabilmesi iin, bu maliyetin ierisinde yalnzca emek (ve toprak) iin yaplan demelerin deil, karn da yer almam gerektirmesidir. Ancak bu durumda, ekonomi genelinde dnlecek olursa, retilen toplam haslann sat deeri, faktrlere yaplan demelere, yani toplam maliyetlere eit olacaktr (Erol 1997: 213-14). Aksi halde, yani kar bir "artk" olarak deerlendirildiinde, bu eitlik geerli olmamakta ve dolaysyla dinamik, hatta dengesiz bir yap ortaya kmaktadr. 1 6 Buna karlk Neoklasik analiz, veri alnan tercihler, kurumsal yap ve teknoloji dzeyi altnda en etkin kaynak dalmnn nasl olacam ortaya koymaya altndan, znde statik karakterli bir kavramsal ereveyi tanmlamaktadr. Bu erevede denge, piyasa balamnda, anlk olarak arz ve

H. U. iktisadi ve I dar i Milimler f-cki/les Dergisi

jj>

talebin eitlenmesi biiminde birbirini dengeleyen gler durumu, ya da bir "dinlenme durumu" (stale of the resi)} olarak tanmlanmaktadr. Byle bir erevede sermaye birikiminin varlnn yarataca dengesizliin ele alnmas 1 mmkn gzkmemektedir. Dengenin bu biimde, "deime iin net bir eilim olmamas"", yani deimeye yol aacak "etkili glerin birbirlerini yok etmesi"* (Stigler 1952: 14-15) biiminde tanmlanmas, rekabetin dengeleyici unsurunun ne karlmasn sa&lavan "tam" rekabet varsaym ile mmkn c^ olmaktadr. ok sayda homojen mal reten firmayla nitelenen ve piyasaya giri klarn serbest olduu bir piyasa yapsn ortaya karan tam rekabet varsaym, karn retim maliyetlerinin bir paras olan "normal kar" dzeyinde kalmasn salayarak, bu dzeyin zerinde bir "artn"" ortaya kmasn engellemektedir. Bu da. uenel olarak piyasalardaki dengenin ve dolavsvla da etkin kaynak datmnn gereklemesini salamaktadr.
<W~ <

4^

Sonu olarak, grnrde ayn sorunlar aklamaya alsalar ve zaman zaman ayn kavramlar kullanyor olsalar da. Klasik-Marksist ereve ile Neoklasik erevenin birbiriyle ayn olduunun ya da birbirlerinin devam olduklarnn sylenmesi, ikisi arasnda kimi rtmelerin olmas kanlmaz ise bile, pek de mmkn gzkmemektedir. Hem ele alnan kavramsal sorunlarn tanmlanmas, hem de analizin gerekletirilme biimi asndan birbirinden son derece Farkl olan bu iki analitik ereve, iktisat bilimi ierisindeki iki farkl yaklam veya iki temel alternatifi temsil etmekte, bunlarn dnda yer alr gzken farkl yaklamlar ise ya birisine, ya da tekine daha yakn durmaktadr. '
l V! "

SONU Bu ksa yntembilgisel notta ortaya kovmaya alld gibi. iktisadi dnce tarihinin temel birimini oluturduu dnlen "dnce okullar" kavram, yalnzca teoriler, modeller ya da hipotezlerle snrl olmayp, bu "analitik"" yapnn dayand, esas olarak dnyaya ilikin "metafizik" bir baka gndermede bulunan "vizyon"* ile de tanmlanmaktadr. Bu bakmdan yazda gelitirilen snflama. Klasik-Marksist dnce okulu ile Neoklasik dnce okullarn birbirinden ayrmaktadr. z olarak. Klasik-Marksist okul daha / dinamik bir ereveyi benimseyefck. sermaye birikimi ve bu birikimin esas kayna olan iktisadi "artk*" ile bu artn blm zerinde dururken Neoklasik ereve, daha statik nitelikte olan. veri kaynaklarnn deiik kullanm alanlar arasndaki datm sorunu zerinde durmaktadr. Bu bakmdan da. Klasik-Marksist erevenin daha "atmac" bir yaklam benimserken Neoklasik erevenin sosyal uyumu vurguladklar da ileri srlebilir (Hunt 1992). Dolaysyla bu iki ereve, hibir koulda birbirlerine indirgenebilir nitelikte gzkmemektedir. Yine de burada unutulmamas

34

H s ev i n ZEL

gereken nokta, bu iki erevenin k u l l a n l m a amacnn kendisinin de "analitik'* olduu ve byle bir ayrm y a p l m a s n n iktisadi analiz tarihinin sistematik bir biimde ele a l n m a s n kolaylatrd dncesidir. Dolaysyla iktisadi dnce ya da analiz tarihi dikkate alnrken, bu iki erevenin benzerlik ve f a r k l l k l a r n vurgulamaya alan; bylece de tarihi, deyim yerindeyse bir "dzene" sokan karlatrmal bir bak asnn benimsenmesinin yararl olaca .sylenebilir. Bu ise, iktisadi dnce tarihinin ve o l a s l k l a ada dnyann daha iyi anlalmasnn da m m k n olaca b i i m i n d e k i bu yaznn gerisindeki inantr. Bu bakmdan, yukarda szn ettiimiz pozitivist bak asnn benimsenmesi yerine, yntem bakmndan daha oulcu bir bak asnn benimsenmesinin yararl olduu sylenebilir. Tablo 1: Klasik-Marksist Ve Neoklasik iktisadi Dnce Okullar
zellikler Disiplin Temel Sorunsal Analiz erevesi A n a l i z birimi Rekabet Anlay Denge Kavray Klasik/Marksist "Politik iktisat" Sermaye B i r i k i m i retim ve blm Sosyal.Snf ve l i k i l e r i "yapsal deikenler" "serbest rekabet" Tekdze kar oranyla belirlenen uzun dnem ! dengesi (ekim merkezi) Deer teorisi (nesnel); retim Fiyat/Doal Fiyat Karn kayna olarak "Artk" ve Blm Neoklasik ktisat B i l i m i " (econonucs) Kaynak Datm Mbadele Bireyler ve Tercihleri "davransal deikenler" "tam rekabet" Arz - Talep e i t l i i y l e . belirlenen a n l k statik denge Fiyat teorisi (znel); Piyasa fiyat Maliyet Unsuru olarak Kar; Marjinal Verim Teorisi
l

Deer ve Fiyat Blm Teorisi


W~^ l *

^M ^

KAYNAKA
Arestis, P h i l i p . Stepnen P. Dunn and Malcolm Sauyer (1999). "Post Keynesian Economics and Its Critics," Journal of Post Keynesian Economics. v o l . 2 1 . *. no. 4. p. 527-49. Bura. Aye. iktisatlar ve insanlar, istanbul: Remzi Kitabevi. 1989. Blaug. Mark (1992), Economic Theorv in Retrospect. 4 l h edition. Nevv York: Cambride Universitv Press.
.

H. U. iktisadi ve idari Bilimler hakiutes Dergisi

Demir, mer (1995), ktisat ve Yntem, stanbul: z Yaynclk. 1995. Divitiolu, Sencer (1976) Deer ve Blm: Marxist ktisat ve Cambridge Okulu. stanbul: stanbul niversitesi ktisat Fakltesi Yayn. Eatvvell, John and Murray Milgate (1983), Keynes's Economics and the Theorv of Value and Distribution, Cambride Universitv Press. 1983. **' f Eren, Ercan (1994). ktisatta Yntem. 3. Basm, Bursa: Ezgi Kitabevi, 1994. Erol, mit (1997). Eletirel Bir Gzle Serbest Piyasa. stanbul: Balam Yaynclk. Feyerabend, Paul A. (1975), Against Method: An Outline of an Anarchistic Theorv of Knowledge, London: Nevv Left Books. Giddens, Anthony (1999), Toplumun Kuruluu: Yaplama Kuramnn Ana Hatlar. eviren: Hseyin zel, Ankara: Bilim ve Sanat. Hollis. Martin and Ed\vard Nell (1975), Rational Economic Man: A Philosophical Critique of Neo-Classical Economics. London: Cambridge University Press. Hollis. Martin (1994) The Philosophy of Social Science, New York: Cambridge Universitv Press. * Hunt E.K.. History of Economic Thought: A Critical Perspective. 2ul edition, Nevv York: Harper Collins Publishers, 1992. Keynes J.M.. (1936). The General Theorv of Emplovment, Interest, and Money. Paperback edition: Ne\v York: Harcourt Brace & World, Inc. 1965. Kuhn, Thomas (1970). The Structure of Scientific Revolutions. Chicago: Universitv IK of Chicago Press. 2 | ed., 1970 (Trke evirisi. Bilimsel Devrimlerin Yaps, ev. Nilfer Kuya, stanbul: Alan Yaynclk. 1985). Marx. Kari (1970). A Contribution to the Critique of Political Economy. Maurice Dobb (ed.), Nevv York: International Publishers. Mar\. Kari (1981). Capital, l'ol. J. Translated bv D. Fernbach. Harmondsvvorth: Penguin. Milgate, Murray (1982). Capital and Employment. Nevv York: Academic Press, 1982. zel, Hseyin (2000). "The Explanatory Role of General Eqilibrium Th'eory: An Outline onto a Critique of Neoclassical Economics". Hacettepe niversitesi, ' ..B.F. Dergisi. Cilt 18. say I. s. 257-285. Polanv, Kari (1944). The Great Transformation. Boston: Beacon Press.

36

H s evin ZEL

Redman, Deborah (1991), Economics and Philosophy of Science. New York. Oxford University Press. Schumpeter, Joseph A. (1949), "Science and Ideology", Daniel Hausman, The Philosophy of Economics: An Anthology, Cambridge: Cambridge University Press, 1984, iinde, s. 260-275. Schumpeter, Joseph A. (1954), History of Economic Analysis, New York: Oxford University Press. Sraffa, Pierro (1960), Production of Commodities by Means of Commodities: Prelude to a Critique of Economic Theory. Cambridge: Cambridge University Press. Stigler, George, J. (1952), The Theory of Price, New York: Macmillan. Sunar, lkay (1999), Dn ve Toplum, Ankara: Doruk Yaynlar. VValters, B. and D. Young (1997), "On the Coherence of Post Keynesian Economics," Scottish Journal of Political Economy, vol. 44, no. 3, p. 329-349.

SONNOTLAR:
Aslnda tarihin yntembilgisei olarak yalnzca "gemie" ynelik bir disiplin olarak grlmesi, genelde sosyal bilimlerde benimsenen "senkronik" ve "diyakronik" ayrmndan kaynaklanan bir bak asdr. Bu bak asna gre tarih zamansallk boyutunu dikkate alrken, rnein sosyoloji ya da iktisatta bu boyutun yerine "imdi" zerinde durulmaktadr. Bununla birlikte, byle bir bak as, sosyal bilime i l i k i n ada yntem tartmalarnda ska sorgulanan bir bak asdr. rnein, sosyolog Anthony Giddens'e gre, sosyoloji hem zaman, hem de mekan sorunlarm dikkate almak zorundadr; bu bakmdan da onu tarih ve hatta corafyadan ayran kesin disipliner snrlardan szetmek artk mmkn deildir. Bkz.Giddens (1999: 23-25). 2 Schumpeter daha sonra, iktisadi analizin kapsamna Ekonomik Sosyolojimi de dahil etmektedir. ktisatta yntem tartmalar iin bkz. Hollis, Nell (1975), Redman (1991), Bura (1989), Demir (l995), Eren (l994). 4 Pozitivist b i l i m felsefesinin ana bileenlerinin aklanmas iin bkz. Hollis, Nell (1975: 3-10). " Yormsamac yaklam iin bkz. Hollis (1994: 183-202), yorumsamac bak asna dayanan bir yntembilgisi almas iin bkz. Sunar (1999). Bilimsel dncenin geliiminde yorumsamac gelenee yakn duran bir anlay, b i l g i n i n edinilme, ilenme ve kullanmnda, iinde yer ald sosyal ve kltrel balama byk nem veren "bilgi (ya da b i l i m ) sosyolojisi" olarak bilinen anlaytr (Schumpeter 1954: 33). 7 Bununla birlikte, Marx'm kendisi de. "bilimsel" olanla "ideolojik" olan arasnda kesin snrlar izilebileceine inanmaktadr. Ona gre bilimsel olan, grnrde olann arkasndaki gerek (retim) ilikilerini ortaya dkebilirken, "ideolojik" ya da "vulgaf
1

H. . iktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi

37

iktisat, yalnzca "burjuva retim ilikileri" erevesinde grnenin betimlenmesi ve onun giderek olumlanmas, hatta yceltilmesine yneliktir (Marx 1981: 956). Bu bakmdan Marx, kendisinin nceli olarak grd Smith ve Ricardo'nun temsil ettii Klasik "politik iktisat" anlaynn "bilimsel" olduunu dnrken, Malths, Bastiat, Say gibi iktisatlarn benimsedii "vulgar" iktisadn "ideolojik" niteliinin n planda olduunu dnmektedir. 8 Aslnda, Schumpeter'in kendisi de, History of Economic Anct/ysis'de yalnzca teorileri ve analiz aaralarm deil, bunlarn gerisindeki felsefe ve sosyal teori anlaylarn, hatta iktisadi olaylarn etkilerini de dikkate alan bir bak as benimsemektedir. 9 Bu konuda ilk akla gelen rnek, Kari Polanyi'nin Byk Dnm (Polanyi 1944) kitabnda savunduu, piyasa mekanizmasnn kendisinin. Klasik ktisatlarn dncelerine dayanlarak aktif devlet mdahalesi yoluyla kurulmu olduu tezidir. Bu bakmdan, bata Adam Smith olmak zere, Klasik ktisatlarn bugn ierisinde yayor olduumuz dnyann kuruluunda etkin bir rol oynadklar sylenebilir. Bu konudaki teki iki rnek ise, neredeyse bir yzyl boyunca dnyay etkilemi olan Marksizm ile 1929'daki Byk Bunalm'm ardndan ortaya atlan ve giderek sava sonras dnyann btnn deitirmi olan, Keynesci teoridir. 10 Bilim felsefesi alannda bu grlerin en yaygn iki savunucusu, hi kukusuz, Thomas Kuhn (1970) ile Paul Feyerabend (1975)'dir. Her iki yazar da, pozitivizmin bilimlerin geliiminin rasyonel bir biimde, epistemolojik bakmdan kesin ltlere dayanlarak aklanabilecei grn sorgulamakta ve "bilim adamlar topluluunun" bilimin gelimesindeki nemini vurgulamaktadrlar. Hatta Feyerabend daha da ileri giderek, bilimde "ne olsa uyar" ("anything goes") ilkesini savunmaktadr, yani "bilimin gelimesini ya nasl yrtldn yntembilgisel olarak aklayacak bir kuram bulunamaz; her ey mmkndr" anlamnda dnmektedir. Byle "realist" bir bak asn benimseyen ve Neoklasik iktisadn genel denge teorisinin iktisadi sistemin ileyiini hangi lde aklayabildiim irdeleyen bir alma iin bkz. zel (2000). 12 "Politika" teriminin kkeni olan Yunanca "polis" szc, bilindii gibi "kent devleti" anlamna gelir; bu bakmdan "politik", kent devletinin dayand temel toplulua gndermede bulunmaktadr. Byle bir yorumun aslnda, Smith ve Ricardo'dan ok insann toplumsal ve tarihsel varoluunu vurgulayan Marx'a atfedilebileceini sylemek mmkn ise de. Klasik analizin genel erevesinin, ayn rtk varsaym ierdii dahi ileri srlebilir. nk Klasik analiz znde, sosyal snflar arasndaki blm analizine arlk veren bir ereveyi benimsemektedir. Toprak sahipleri tarihsel olarak nemli olsa da, analitik erevenin sunulmas bakmndan bunu darda tutabiliriz. L> Byle bir erevenin en iyi rnei, Pierro Sraffa'nn (1960) gelitirdii erevedir. Bu ereveyi kullanarak Klasik, Marksist ve "Yeni-Cambridge" okullarnn analitik yaklamlarn irdeleyen bir alma iin bkz. Divitiolu (1976). 16 Dolaysyla, Ricardo'nun dndnn tersine aslnda Say Yasas, Neoklaslk bir ereveye daha uygun dmektedir. Gerek Marx'n, gerekse de Keynes'in temel eletiri noktalarnn Say Yasas olduu gerei, aslnda bu olgunun dile getirilmesidir. Neoklasik iktisadn benimsedii byme modelleri de, btn deikenlerin ayn oranda bydkleri bir byme dengesini tanmlamaktadr. Bu bakmdan bu modellerin
-

de statik nitelii n plana kmaktadr (Hollis. Nell 1975: 218). Byle bir kavray ise, sermaye b i r i k i m srecinin varatt dermesizlikleri er nzard etmeven Klasik ve c/ ..r dengesizlikleri vurgulayan Marksist ereveyle u y u m l u olmaktan uzaktr. 18 Bu konudaki en arpc rnek. Keynes'in Genel 7cwf s i d i r (Keynes 1936). Bu teorinin hem Klasik-Marksist, hem de Neoklasik u n s u r l a r b a r n d r d s y l e n e b i l i r . z e l l i k l e Keynes'ten sonra benimsenen farkl "Keynesci" grler, bu iki ereveden birine daha yakn grnmektedir. rneih Paul Samelson ve John H i c k s ' i n n c l n yapt "Byk Neoklasik Sentezdi benimseyen Keynesci i k t i s a t l a r Neoklasik ereveye daha yakn dururlarken. Joan Robinson ve Michal KaleckTyi izleyen "Post Keynescilerin" analitik olarak Klasik-Marksist ereveye daha yakn olduklar sylenebilir (Milgate 1982. Eatvvell, Milgate 1983). Bu konudaki farkl dnceleri savunan iki yeni ve alternatif gr iin bkz. Walters. Yong (1997) ve Arestis, Dunn. Savvyer (1999). Bunun yannda, "Avusturya Okulu" ile "kurumcu iktisat" a n l a y l a r n n da. yandalarnn aksine dncelerine karn, gerek yntem ve gerekse a n a l i t i k ereveler itibariyle, s r a s y l a Neoklasik iktisada ve Klasik-Marksist iktisada yakn d u r d u k l a r da ileri s r l e b i l i r . Ancak bu sorun, bu y a z n n kapsam dnda k a l m a k t a d r .

You might also like