You are on page 1of 56

Son zamanlarda eletiri veya teori yazs diye dergilerde kan

yazlarn ciddi bir ksmnda bilgi eksikleri veya yanllar, gra-


mer ve imla asndan iinden klamayacak derecede bozuk
cmleler kafa artacak kadar oalm grnyor. Her zaman
vard byle eyler; ama bugn artk ciddi saydmz, nemli
bulduumuz, hatta merkezi igal ettiini sandmz edebiyat
dergilerinde de karmza sklkla kmaya balad.
Mesela, Ksmen 1990 sonrasnda kahramana (Ezra &
Thomas) modern kisve giydiren iir de tmel bir zihnin bi-
reyleri aan st-anlatsna iman etmi grnmektedir, demi
cahilin biri. Cahil, nk st-anlat o ekilde kullanlabile-
cek bir terim deil. iirde bir st-anlat kuramazsnz; nk
iir bize iman ve ihlasn llerini veya ekonomi-politiin ilke-
lerini aklamaz. st-anlat demek aslnda Ament tarz eyler
demektir. Bunlarn bir btn demektir daha dorusu. Bizi
gnlk hayatmz nasl yaayacamzdan, iyiyle kty nasl
ayrdedeceimizden, kltrel zihniyetimize ve politik aklm-
za kadar belirleyen, bize yol gsteren ve bazlarna gre bilin-
cimizi esaret altna alan bir yazdr st-anlat. Yazg gibi bir
yaz yani. iir neden ve nasl st-anlat olabilir? iir bize oturup
kalkmay da eylem ve inanc da retmez. Zaten var olan st-
anlatlarn stne oturabilir veya karsna kabilir iir. Bunu
bilmeyen cahildir. Yazmasna msaade edilmemesi gerekir.
Cahillerin bir ortak zellii terbiyesizlii ilke edinmi
olmalardr. Ezra Pound ve T. S. Eliot senin asker arkadan
deil ki Ezra & Thomas diyebilesin. Uyann biri kp imdi
ite efendim terbiye de bir st-anlatdr, hem sen deil miydin
terbiyeye kar kan, diyebilir. Birincisi, benim kar ktm
terbiye deil terbiyeli ayaklarna yatan insanlarn hamutuyla
yuttuklar develerdir. kincisi, her birimizin yazlarmzda kul-
landmz imzamzla anlma hakkmz vardr. arkc Sezen
Aksudan Sezen diye sz edebilirsiniz, ama Sezai Karakotan
n adyla veya Ezra Pounddan yukardaki rnekte olduu gibi
yine n adyla sz ederseniz kendinizi gln ve aptal duru-
muna drm olursunuz. Glnlk ve aptallk cehaletin
alameti farikalarndandr zaten.
1990 sonrasnda kahramana modern kisve giydirme
meselesine gelince, cahilin anlayndaki gdklk ve arpk-
l iaretleyen bu yorum tamamen yanltr. 1990 sonrasnda
kahramandan sz eden, kahramanln mmkn olduunu
belirten biz olduumuza gre bizim kahramanlk anlaym-
za baklmas, yorumun bunun zerine yaplmas gerekir. Bi-
zim yaptmz, mahut bir kahraman modeline modern kisve
giydirmek deildir. Bunun altn kaln izgilerle izdiimizde
tarihler 1997-98i gsteriyordu. Modern kahraman bildiimiz
anlamda klasik sava kahraman deildir diye aka yazm-
tk birok yerde; savan olmad yerde dramatik bir ekilde
yani alttan alta yryen mcadelenin, iyi-kt kavgasnn
kahramandr o.
Kald ki bu anlayn Ezra Pound ve T. S. Eliotn per-
sona anlayyla ilikisi bire bir, yani Poundu veya Eliotu
denebilecek tarzda bir iliki de deildir. Pound, modern me-
seleleri tarihsel olaylara ve karakterlere uygulamtr. Eliotsa
dorudan doruya bugnn dramatik (nk burjuva) karak-
teri zerinden bir kahraman, daha ok da anti-kahraman ina
etmeye almtr. Cahilin de anlayaca ekilde basitletir-
mek gerekirse: Pound modern iin klasik kisveler ve maskeler
(personalar) kullanyordu. Eliot ise bunu da yer yer kullan-
makla birlikte, daha ok modern bireyin taknd birden ok
maskeyi sz konusu ediyordu.
Bize gelince biz 1910larn Londrasnda yaamadm-
za gre, bu persona anlayn bire bir alp taklit etmemiz
mmkn deildi. Bunlar kendi iirimizdeki dramann, nam
dier modern kahramanln geliimini izleme konusunda
bize ilham vermitir en fazla. Poundun iirlerini ve yazla-
rn okuduktan sonra Edip Cansever, Sezai Karako, Turgut
Uyar, Orhan Veli, Nazm, Akif, Fikret gibi airlerin iirlerin-
deki dramatik tarafa ve modern birey/kahraman personas-
na daha incelikli bir dikkatle bakmaya baladk. Bu inceleme
sreci Atllar dergisi yaymna ara verdiinde, yani 2001 y-
lnda oktan tamamlanm bulunuyordu. Biz Edip Cansever
gibi takliti (takliti olduu iin de okseslilik iddiasn ortaya
atan, fakat bu tuhaf iddiasnn iini o gn bugn kimsenin
dolduramad) bir airin drama anlayn yersizlik olarak
tanmlayp o yolu kendi llerimiz iinde kapatm, hatta ya-
sak etmitik. Grnen o ki, daima bakalarn izleyerek bir
yere varmaya alan cahiller, KAPALIDIR levhasn Ben
imdi burdan yrrsem ilginlik yapm olurum, eklinde
yorumlamaya karar vermiler. Yryemezsin. nk KAPA-
LIDIR levhasn oraya kimse keyfnden asm da deil. Edip
Canseverin arsna uyup da bir yere varabilmi bir tane bile
iyi air rnei yoktu, biz de bu deneyimsel sonucu belirledik
hepsi bu. Tragedya konusunun Trk iirinde baarszln
anahtar olduunu tekrar etmek bile lzumsuz. Yeni zaman
cahilleri de baarsz olacaklar.
Bu rnekte arzalarn ksmen iaret ettiimiz cehalet,
ukalalk, ne yazsam olur lgnl edebiyatmzn, dergileri-
mizin eletiri ve teori yaznn yenge hastal gibi sarmtr.
Yenge yani kanser istiaresini de mahsus kullanyoruz. nk
kanserin tanmlarndan biri l yani bozuk hcrelerin ken-
dilerini canl hcrelere kopyalamasdr. lm bylece bizzat
canllk sayesinde hcreden hcreye yaylarak, bir tr yenge
yryyle tm vcudu sarar. Gnmzdeki eletirmenlik
ve teorisyenlik grnml cehalet de zellikle iyiye olduu
kadar ktye de hazrlksz olan yeni kua ve kuak bile sa-
ylamayacak kadar genleri etkisi altna alarak Trk iirinin ve
edebiyatnn rahmine kanser gibi oturuyor.
hokor orslorLerzer
mahalle bastryor:
cehalet hakkmz
engellenemez!
roekler
3 80lerin karanl ve konumayan iir / osman emre narin
5 allah vergisi bir gzellik (iir) / melek arslanbenzer
6 paral ham 20: istanbula hitap (iir) / ahmet gntan
7 iir (cinnet modern, kitaptan: tekvin, pekala) / ismail klarslan
11 vandal yrek (hikaye) / onur ate
17 d ars (hikaye) / murat ali seven
dosya kltrel dayatmaya kar
22 efsane ve anonimlemeye kar: kanaat aktarm mekanizmalar zerine / ali akyurt
28 kltrel kibre kar / hakan arslanbenzer
3 ulyssesi niin okudum: klasikler dayatmasna kar / fazl ba
34 mozartn suu deil: klasik mzik dayatmas zerine / mer yalnova
37 kltrmz koruyalm dayatmas / hseyin rahmi gkta
39 talim terbiyeden mezar kazclna / murat gzel
41 tuz (iir) / mehmet ayc
42 ezgi (iir) / murat szer
43 anlamn sadece anlamla ilikisi vardr / hseyin rahmi gkta
fayrap kitap
45 akifte bulumak / hakan arslanbenzer
49 konukan, mdahil ve patlayc bir iir: eren safinin kamar zerine / ali dz
52 ehre ve kalabala kar bir kalkan: meryem koaklamalar / murat szer
55 mutsuza iyi bak: didem madak iiri zerine / mer yalnova
say 8 | aralk-ocak-ubat 2007/8
fiyat: 5- ytl
ynetmen: hakan arslanbenzer
sahibi ve sorumlu yaz ileri mdr:
bykharf ltd. ti. adna mehmet eren safi
tasarm: sinan gniner
son okuma: elif turanlolu, melek arslanbenzer

ynetim yeri ve yazma adresi:
ziya gkalp cad. 43/7kolej / ankara 430 17 08
basm yeri: zel matbaaclk
necatibey cad. bilecik pasaj 27/6
shhiye / ankara telefax: 0312 230 66 03 - 231 31 60
basm tarihi: 01.12.2007
yayn tr: yerel sreli
posta eki hesab: 1001510
fayrap
80lerin karanl ve
konumayan iir
Trk iirinin modernlemesiyle ilgili belli bal tuhafk-
lardan biri 1950li yllara kadar iirin tarihsel evriminin
ak seik, gn gnne izlenebilen ve zaten izlenmi bir
ey olmasna ramen, 50lerden bugne kadar nelerin ol-
duu ve bunlarn ne demeye geldii gibi temel sorularn
biraz karanlkta kalmasdr. Karanln giderilmesi yo-
lundaki abalar da ayn tuhafn bir devam olarak zel-
likle karartlyor. Hukuk alannda delillerin karartlmasna
benziyor bu. Bir de obskrantizm meselesi var; ki iirimiz
zerindeki koyu karanln en nemli sebebinin obsk-
rantizm olduunu sanyorum.
Obskrantizm, Hristiyan dnyasnda Engizisyondan
neet etmi bir ey temelde. Hristiyanln aforoz ve exor-
cism (eytan karma) kurumlarn beklenmedik bir ekil-
de devreye sokan Engizisyon

, hakikatin ifadesi konusunda


koyu ve katl bir karanla yol amt Avrupa ktasnda.
Bundan obskrantizm douyor. Tam Trkesi olmayan
bir terim obskrantizm. Cemil Meriin dncemize yine
kendi kazandrd bu terim iin nerdii karlk: Taas-
sup.
Taassup, Trk iirinin her modernleme atlmnda
karsna ald eydir ayn zamanda. Taassubun ie ka-
panma, kendini saknma anlamlar da var; bizim szn
ettiimiz taassupsa karartmaya, kapatmaya dnktr ve
iirimizin zellikle 50lerden beri bana bela olan ey-
lerin banda gelir. Bu basite, gelenekselcilerle moder-
nistlerin atmasnda gelenekselcilerin ortaya koyduu
bir taassup olmad iin mecburen obskrantizm terimi-
ni tercih ediyoruz. nk modernistlerin getirdiklerini
karartma konusunda azl davranlar sergileyenler ge-
lenekselciler deil hemen bir nceki dnemin moder-
nistleridir. Nurullah Ata ve Adnan Benkin kinci Yeni
karsnda gelitirdii karartma, kapatma, karalama tavr
inanlmazdr mesela.
2
nceki-sonraki dnemlerin at-
masnn tesine de geebilmitir obskrantizm. Hseyin
osman emre narin
Cntrkn eletiri dncesi mesela, hem baz ada-
lar hem de onlarn taassubunu bugn devam ettirenler
tarafndan karartlmtr ve karartlmaktadr.
kinci Yeninin obskrantizme kar mcadelesi hem
hepimizin rnei olmas gereken bir mcadeledir hem de
bir ynyle galip geliyoruz zannederken duar olduklar
baz malubiyetler yznden suimisal tekil eder. Unut-
mayalm ki kinci Yeni airleri iire getirdikleri karartl-
masn diye kampf larla, nam dier sa-sol davasyla iiri
incitecek kadar iliki kurmular, ideolojiye prim vermiler-
dir. Ve bu sadece Sezai Karakoun sorunu deil, hatta
daha ok mesela Edip Cansever, lk Tamer gibi lirik
airlerin trmandrd bir sorundur. 1958de Karakola
Tamerin Cansever iiri zerinden tarttklarna bir bak-
mak gerekir bu yzden. nk o tartmann grnr
yapsnn tesinde anlamlar var. Cemal Sreyann rol
ise kendi bana bir konu. nk Sreya olmasa bu tar-
tma hi gereklemeyebilirdi. Karakoun yazlarnn
Pazar Postasnda yaymlanmas yoluyla gerekleen bir
tartma bu nk. Eit sz hakk ve demokrasinin iiri-
mizde verimli tartmalara gebe olduunun bir ispat da
saylr Tilki tartmas

iiri karartmann en iyi iki yolu ahlak ve ideolojidir.


Dorudan doruya ahlak ve ideoloji deil tabii. Belli
bir air veya iir obskrantizme kurban edilecekse, a-
irin kiilii ahlaki karartmaya, iiri de ideolojik karart-
maya konu edilir. smet zel iin zellikle 80li yllarda
ne dendiini hatrlayalm: Dnce yazlarn okuma-
yn, sadece iirlerini okuyun. Grnte iir hakknda
olumlu bir tavrdr bu; aslndaysa bir airi ufalamann,
iirinin ciddiyetini en aza indirgemenin, iiri bir hayat
nerisi olmaktan karmann en i beceren yollarndan
biridir. nk smet zel dncesiyle iiri bir eliki
veya ayrlk iinde deil, belli bir tamamlanma ilikisi
iindedir. iirinin baz sonularna dnce alannda
1
Beklenmedik oluu Rnesansn hemen arkasndan gelmesindendir. 16 ve 17. yzyl Avrupa dncesinin ba belas olan Engizisyon (Directorium Inqu-
isitorium) Katolik Kilisesinin, iktidar boluundan yararlanarak rakiplerine att ac bir kazktr. ou insan Engizisyonun bir Ortaa olay olduunu
sanr. Katoliklerin Ortaada da vahi cezalandrma yntemleri vard ama Engizisyon aka modernliin emekleme devrinde ortaya km bir eydir.
Bu da, Trk iirinin modernlemesi konusunda kurduumuz benzetme bakmndan pek ok ey ima ediyor.
2
Atan Cemal Sreya iin aza alnmayacak kfrler ettiini Muzaffer Erdostun tanklyla biliyoruz.

Bu tartmann derli toplu bir yeniden sunumu iin bkz. Kkler, say 12, Eyll 2006.
3
ulam bir air smet zel. Kendi iiri ve genel olarak
iir sanat hakknda bildiklerini dnce alanna yrte-
rek politik yaznda felsef bir dzey tutturabilmi ender
isimlerden biri. Ama Dnce yazlarn okumayn, sa-
dece iirlerini okuyun! deniyor. Yani karartn, sansrleyin
ve smet zel iirinin konumasna frsat vermeyin.
Konumayan iir, obskrantistlerin bizden en ok is-
tedikleri eydir sanyorum. iir aman bir ey sylemesin.
iir sadece ilgin, gzel, oyuncul, zevkli vs. bir kelime
dizisinden ibaret kalsn. te burada mesele ettiimiz
80li yllarn da kiiliini bu yllarda bulmu yazarlarn
da ruhu budur. Neden iirin ya da airin konumasn,
sylemesini, tavr almasn, iyilik-ktlk ayrmn yap-
masn, dahas ktle kar iyilii nermesini istemi-
yorlar acaba? nanmadklar iin olabilir mi? Onlar iin
hkm cmlesi belki de udur: iir salt estetik bir sanat-
tr nokta.


Tartmay kapatan, baka trlsn dnmeyi ya-
saklayan bu tavrn ok yumuak bir grnts olan ya-
zarlardan gelmesi de yeterince ilgintir. Gl ve etkili
bile olmak istemeyecek kadar bar ve huzura gark olmu
bir grntleri var obskrantistlerin. Sanrsnz ki bir to-
kat atsanz br yanan evirecek. Mutaassplarn hepsi
birbirine benzemez bu konuda. Sadece 80lerin obsk-
rantistleri szn ettiimiz sevi grnty sergiliyorlar.
Belki bir de nurcular.
Bu hogr abasnn altndan gsterilen sopalar da
meydanda te yandan. Dorusu, mesela, Celal Soycann
iirimize ne zaman ve ne cihetle, hangi baary kazanm
olarak katldn ahsen bilmiyorum, byle bir yazar ol-
duunu bile yeni farkettim; ama le dergisindeki uzunca
yazsna
5
baknca Soycann iirde son gelimelere kar
bir tr mcadele iinde olduu aka anlalyor. Heves
dergisi Soycann szde eletirilerine konu olurken, ismi
verilmeden Fayrap ve Neo-Epik hareket lkemizdeki si-
yasi rejime kar bir tehdit olarak sunulmu yazda. Sa-
dece sylemsel olarak ele alndnda en az Cumhuriyet
Halk Partisinin rejim savunuculuu kadar sevimli bulu-
nabilecek olan bu tr szde yaznsal tavrlarn altnda ne
trden ayak oyunlar, gizli kapakl ilikiler ve hesaplar
olduunu bilemiyoruz. Oras da bilhassa karartlm yani.
Celal Soycan rneinde beliren rejim taraftar iir an-
lay sanldndan ok daha yaygndr. Bu ok artc
bir ey. nk modern iirin siyasi rejimlerle muvafakat
ilikisi kurmad, hatta kuramayaca artk bir tr iir
aments halini alm eylerdendir. Modern iir muhalif
bir iirdir.
in tuhaf taraf, bunu muvafk anlaytaki (muvafk
kelimesi akla her zaman mnafk kelimesini getirecektir,
bu tabiidir) yazarlar da inkar etmezler aka. Obskran-
tist yollarla belli ortamlarda, gerek muhalif iiri karart-
maya alarak, belli ortamlarda bunu baararak yapmaya
alrlar. amz ilginlikler a. Rejim taraftarlarnn
kendilerini muhalif diye satabildikleri bir a mesela. Ki
hogr veya ilericilik gibi kavramlarn da nasl aksine
ilediini bilmeyen kalmam olsa gerek artk.
Obskrantistlerin mumu yatsya kadar yanar diyebi-
liriz yine de. Yaptklar karartma akla arptnda, bel-
li karlarla deil salt aklla hadisenin stne giden hi
kimseyi kandrmaya yetmediinde yaslandklar yalan ve
korkular tuzla buz oluyor nk. Osman akmak ve
Ycel Kayrann getiimiz yllarda iirle ilgili tespitleri-
ne ynelik karartmann yanna Ahmet Gntann iirine
ynelik karartma eklendi son zamanlarda. Bizse daimi
karartma altndayz. Yine de, iyimser olmamak iin faz-
la bir sebep olmad kanaatindeyiz. Zira, bu sazl szl
karartmalar akl banda hi kimsenin iire ve iirle ilgili
grlere ulamasn engellemeyi baaramaz. Obskran-
tizmin mttefkleri daima korku ve cehalettir. nsanlar
sadece karlarn kaybedecekleri korkusunu cehaletleriy-
le birletirdiklerinde obskrantizmin kandrabildii kim-
selere dnyorlar. Yani sadece ve sadece rejimi kendi
hayatnzn (dolce vitanzn yani) ve sanatnzn gvencesi
sayyorsanz, Celal Soycana inanp bu satrlarn yazarn
tehlikeli bir propagandist sayabilirsiniz. Soycann ih-
barna haber diyebilmek iin benim yazdm iirin, iirle
ilgili grlerimin hayat hakknz elinizden almaya d-
nk olduuna iman etmeniz gerekiyor.
Haberin yerini ihbar, dncenin yerini safsata, iirin
yani muhalif sesin yerini muvafk ses, ak seik iir siya-
setinin yerini obskrantizm alm olabilir. Yine de korku
ve cehaleti aabilen her okuyucunun hemen ulaabildii
bir iir ve dnce alanna sahibiz Trkiyede. kr ki
mesela rejimin kendisi tribndeki taraftarlar kadar ka-
rartc bir tavra sahip deil. Beyan etmek kaydyla ede-
biyat yayn yapmak serbest mesela. Ben de beyan etmek
isterim ki, Trk iiri obskrantizme Peker-nn devirle-
rinde yenilmeyip arkasndan kinci Yeniyi karabildiyse
bugn de bugnk karartmalara malup olmayacaktr.
Ki obskrantistler bitmez tkenmez hakaretleri, itirazla-
r, indirgeme abalar ve ktlemeleriyle iirin iirdeki ik-
tidarn da dolayl olarak onaylam oluyorlar. Yarattklar
ksmi karanlkta iire, aire vurduklar darbelere gelince;
her zafer biraz hasar ister n

Ki mesela Metin Cengizin iir Dil, iir Dili (iirsel Anlam) kitabna baknca bunu netlikle grebiliyoruz: Digraf Yaynclk, Ocak 2006, 105 s. Bu
kitabn daha ilk blmlerinden itibaren anlam belirsizletirme, sisli kaplar, iirin politik bir yaratm biimini reddetmesi gibi karartmac,
obskrantist bir tavrn sergilendii aktr.
5
iirimizle Yol Boyu Dnceler, le, Mays-Haziran 2007.
4
Yaamak!
Gzel bir sze kanmak gibi
Allaha inanmakla balar insan
Ve devam eder kendine inanmakla
Bir motor Beiktatan skdara bir deniz
Olum var bir de Betl yanmda
Yan yanayz yan yana lebiliriz belki de tam o anda
Yan yana olmak da yan yana lmek de gzel bir eydir
Kan yaral ve ambulans ayn cmle iinde
Bilmem ka kez yan yana gelmitir
Marmara depremi ekonomik kriz bomba
Bunlarn hepsi Trkiye iinde
Trkiyede insan her an lebilir
Bunu biliyorum
nsan lebilir her an bunu da biliyorum
Danklm bundan
Srekli toparlanmaya srekli toparlanmaya alyorum
stanbul ne kadar ok dalyor
Ankara ne ok dalp ne abuk toparlanyor
Ne kadar ok alyor istanbulda insanlar
Ne kadar ok glyor
Betl ne kadar ok glyor ne kadar ok alyor
Herkes uyuyor camlar amal
Temiz hava dolsun cierlerimize
Kemiklere kalsiyum kalbimize cesaret
Gnn ilk klar ne kadar da parlak gzlerim
kamayor
Uyku tutmuyor beni yaz sabahlar
nsan her eye en batan balamal
melek arslanbenzer
al l ah ver gi s i bi r gz el l i k
Bir bomba patladnda orada olmalsn
Pazar kurulurken pazarclardan nce sen
Kalkan ilk otobsten nce sen
Vapurlardan nce sen gemelisin karya
Okula ilk giden renci olmalsn
Kalkp stn rtmelisin uyuyan ocuklarn
Kocasn seven her kadna hayranlk ve tabii
kocalarna da
Duymalsn!
Gzel ok gzel olmalsn her eyden nce
Talar atlamal gzelliinden insanlar atlamal
Yaamakla kazanlm yaamakla katmerlenen
Yzne eklenen her izgiyle tekrar ve tekrar
tazelenen
Ve asla ilk bakta fark edilmeyen bir gzellik
Gzelim!
Baksanz atlarsnz gzelliimden
5
stanbula hitap.
[ istanbula dnyorum ( trafk kapal ) ]
[ istanbul ] 15.034.830 kii
Son saymdan sonra nfus art erisine gre
2006 sonu iin hesaplanm
[ ben de hesaplyorum ]
Bir yetikinin dklad gnlk ortalama miktar: 150 200 g
[ istanbul ] gnde 3 bin ton dk
Bir yetikinin iedii gnlk ortalama miktar: 1 - 1,5 litre
[ istanbul ] gnde 23 milyon litre i
Bir kiinin tkettii gnlk ortalama yemek [ kuru fasulye,
pilav ] miktar 400 g X 3 n
[ istanbul ] gnde 18 bin ton yemek
SORU: Aradaki fark nereye gidiyor?
[ istanbul ] o yksek binalardan patr patr aaya akan boklar bir dnsene
[ cemiyet makinesi ]
[ istanbul ] para [ istanbul ] bok [ istanbul ] para
[ istanbul ] bok [ istanbul ] para [ istanbul ] bok
[ istanbul ] para [ istanbul ] bok [ istanbul ] para
LAIM SUYUNDAN ELEKTRK ENERJS
ABDDEK PENSLVANYA EYALET NVERSTESNDEN ARATIRMACILAR LAIM
SUYUYLA ALIAN BR ELEKTRK RETEC GELTRDKLERN AIKLADI. HARCANAN
ENERJ SEBEBYLE NA MALYET YKSEK OLAN SU ARITMA TESSLERNN BU
SORUNUNA YARDIMCI OLMASI PLANLANAN CHAZ, U ANDA 100.000 KNN ATIKLARI
LE ANCAK
51 KLOWATT ENERJ RETEBLYOR.
[ demokrasi bitti desem ] boktanszlkclar kzyor
_______________________________________________________________________________________
Elektrik enerjisi retimiyle ilgili bilgi Bilim ve Teknikten, Cahit Stk Tarancnn cemiyet makinesi deyii Ziyaya Mektuplardan alnmtr.
ahmet gntan
par al ham 20.

CNNET MODERN
bir krlangcn kan var n cammzda
sanayi devrimi nk kularn lmdr
picasso ve prezervatif ite tam da bu anda
bu anda bir kz azna bir cinneti almaktadr
cinnet modern
bizi zihnin mstemlekesi klan
cinnet modern
bizi gm kaklardan alkoyan
kalan yalnzlk vardr artk akamlardan
televizyon yalnzl, renk yalnzl, insan
iir ekilmektedir khnemi ryalarmzdan
geveze ve umutsuz, izofren ve unutkan
cinnet modern
kr kahvelerinde hafta sonu romantizmi
cinnet modern
birdenbire bir kprnn tastamam hayali
bir kadn bir ocuu kucaklayacakken kurcalamtr
ac doludur o devlet sars zevksiz koltuk
dnlmez dnyaya vakit hayli olmutur
dnlmez, uramza gelip oturmutur yoksulluk
cinnet modern
gloria jeanste sumatra bilmem ne kahvesi
cinnet modern
abdullah gln lkemize cumhurbakan seilmesi
aynal szler bulup biimsel denemelere giriip politikay kefedip ruhlarmz yamalamak isteyenler iin tekmil
verip / kymetli katklarmz iin cep saati tazminat plaket pck alp / birikmi paramzla bir nokta otuz
dokuzla on yl vadeyle / vadesi dolmu insanln mezarna ieyen o amerikal pis herifn adn sapklk gibi /
sapknlk gibi rafzilik gibi ift elle ift bakla iftle ubukla toprakla irtibat halinde / ayakkablarn karp
ellerine alp ayaklarn topraa basp / beikta semt takm olduu iin severken kapitalizmi yeniden icat edip
/ allen abi papa olsana diye barnca sanki kazanda bir ayaklanma bastrlyor / kazan trkleri diye birileri
var kaplanl belgeselden hemen sonra kt televizyonda kt / televizyona baykal da kt inanamazsn lafn
szn belini kryor / sokaklar bar adlaryla tanyan ya gekin kzlarn mutlu evlilik hayalleri bir kez daha
eczaneye / eczanelerde ar kesici var bepanten var ie yarar nesneler solgun kimesneler var ihra fazlas gibi
ismail klarslan
i i r
7
hissediyorum kendimi / cipralex iyi geliyor donuk mat kimsesiz bir cihangir sokanda / zaten o garson ocuk
da ayrlm o kafeden dolualm kafelere sevielim ama remeyelim dikkat edelim aile planmasna kardelenler
kampanyasna destek verelim modernleelim adamn cann skmayalm hrtlk yapmayalm deil mi eren
saf / trk iirine teknik bir arza nedeniyle ara verelim suyun akarn bulalm etliye stlye karmayalm
senede iki takm elbise ramazanda erzak alalm / patronla yemee kalm patronu kafaya alalm ehrimizin
dman igalinden kurtuluunu cokuyla kutlayalm / ehrimiz kurtulsun kuran da okuyalm ama ardndan
yryelim o mezara an defterlerini dolduralm gayr saf milli haslamz / zall yllar tabii ok nemli
yllard entegrasyon kelimesi amma ritmik ejeklasyon gibi / akar gider durmaz gider sokaklarda liseli kzlarn
aman allah bacaklar st ve bal / bal iine girelim kakarlardan bir arkada bal yollasn biz istanbulda doal
beslenme merakls aptallara satalm / selahattin yusufa unisex tirt tasarm iine de girebilirim her an /
her an hatr saylr bir cinnet geirip ot yok mu lan ta yok mu hadi kitabnz yok ulan allahnz da yok mu
diye nara atarak / sonunda paa olan semtlere iki oda bir salonlara sabahlamalara sarayn tavuklu orbasna
kadir abimizin lan saray / padiahlk geri gelsin ykalm cumhuriyetin deerlerini kurumlarn kurumsal olalm
/ iletiim mdrl ihdas edelim insan haklar efii insan hakkn alabilir mi bu dnyadan test edelim / i
bavurusu formu dolduralm kravat takalm siyah takm elbiseyi indirim var daniel hechterdan alalm / hasta
olalm kusalm tiksinelim bykllardan bykllar tehlike arzetsin terrist olsun bykllar hasta olalm kusalm
tiksinelim bykllar
cinnet modern
usul usul ehre bir dalgakran ekiliyor
cinnet modern
insan yazdka sanki daha da sakinleiyor
KTAPTAN
tekvin
balarm bu iire yaradann na krederek, k olur, nk iyidir
selamlarm baty, kuzeyi, gneyi ve douyu, k olur, nk iyidir
st emen bebekleri, dileri dklm ihtiyarlar, toynaklar salam atlar
yol gsteren yldz, yoldan karan cinleri, parldayan gnei, kavuran l,
doyuran eti, aran teni, batan karan arklar, meydandaki tavernay
kekeme musay, yolda harunu, kzldenizin balklarn, bldrcn ve helvay
dilimin ucuna gelen ne varsa hepsini selamlarm, k olur, nk iyidir
bugn biraz yorgunum, alt gndr uykusuzum, tedirginim biraz dnyadan
haller ire hal deil halim, iir yazmak iin bulunuyorum aranzda bilin
zarf ve mazrufu birbirinden ayrmamak kastyla kestim bileklerimi
rilke okudum, ay itim, yoruldum, yoklayarak buldum byk trk iirini
gene de memnunum bulunduum bu yerden, anakronik ne demek bilmesem de
arap imiyorsam, gz dikmiyorsam komumun tavuuna bundandr bylece
denizi sonsuzluk diye tarif ederken, elif ruh ikizim, fevziyeyi sevgilim
bir bakma kendimi ele veriyormuum meer, farknda deilmiim
8
mizacm kaderimmi rendim, bunun iin biriktirdim gzyalarm
para biriktirmedim, yapmadm hatra koleksiyonlar, bir gemiim yok
taa arpan deniz, yalpa yapan rzgar, ya allah, ya esrar, ya esrar, ya esrar
kime sorduysam ocuklar iaret ettiler hep, ocuklar ve mektuplar gibi
ocuklar ve meczuplar, ocuklar ve babalar, ocuklar ve oyunlar
kime sorduysam la havleyi vela kuvveti kime sorduysam illa billah
gelelim bu yknn en can alc noktasna, suya duralm, soluklanalm
kara kavruk, ismet zel gibi, kez trk olduum iin krler olsun
kelimelerin anlamn gizlemeden, ktl serip dkmeden, alamadan
beni serin yaylalarda, kara adrlarda, at zerinde hayal etmeni nasl salarm
nasl allahm, nasl bu yaratln srrna nasl ererim, ak et bana
ak et, gster grnmeyeni, greyim nedir iaret ettiin
tts yakaym, kippa giyeyim, kann aktaym bana benzemeyenin

PEKALA
mesela ben seni ne zaman dnsem
bir van gogh tablosunun ortasnda buluyorum kendimi
sars fazla, mavisi az, yine de yaz, yine de buday ve baak
iinde bir tekne olsun tanrm, bir de rzgar
ve ademden kalma bu kaburga szs kavursun gvdemi
mesela ben seni ne zaman dnsem
bir arknn gelien ritmi dolduruyor etraf
bir ark: aktan ok, ayrlktan pek az bahseden
bir ark: gizlenen, el iine kmayan bir kz gibi
bir ark: otel odasnda kendime yakalandm o aynaya bakmak gibi
mesela ben seni ne zaman dnsem
ate oluyor, yangn oluyor, deli oluyorum
mesela ben seni ne zaman dnsem
eni konu bir sersemlie, bir inkara, bir insafsz geceye
haylaz misketleriyle ve gazoz kapaklaryla bir temmuza
ar aksak bir akam oturmasna
ah bu zihin!
yakuptan bu yana kr ediyor kullanan
ve bir gmlek olmazsa olmaz ite bu iin

mesela ben seni ne zaman dnsem


gen bir lnn prl prl fotoraf oluyor masada
ya istiklal ya lm desem deil, baka trl
akdeniz usul bir kesik sava: belki
bir italyan flmi, barbarlarn dokunakl yks
barbarlar: bakalarna yazlm dizeleri aldlar
mesela ben seni ne zaman dnsem
huruf bir ikindinin gerek yorumunu
bir yorgunluun uzak ve dokunulabilir sonunu
rahimde bir ceninin tanryla dorudan
cebrail bile olmadan konutuu o esiz an
barbarlar: domam bir ocuun hayalini yamaladlar
bense oturup barbarlar anlatan, hayatm, ahmaklm anlatan
bir eit sarho, bir eit divane, bir eit ya bitmi kandil oldum
mesela ben seni ne zaman dnsem
ttnl bir sabah aynn apknln buluyorum zihnimde
bunu akln taa alnmas olarak da pekala
pekala bir trke sayklama olarak da alabilirsin
beni alp bu atee ekleyebilir, bir gk resmi izebilirsin
beni al sen zaten, brakma bu l dnnde
beni al, bir emanetli hergeleye, bir delikanl raconuna dntr
gelip dayanamam kapna, sana iir yazamam, yle biri deilim
o ok beendiin kaza bile belki hatta, anlyorsun yle ya
gelip dayanamam kapna, nk bir baka hayat yok
mucize yok, orkestra yok, davetliler yok
olsa olsa bir masal: iyi ki
olsa olmaz bir masal, olmasa olmaz bir yangn
gel al sen beni zaten, rt zerimi, kapat bu bahsi
ben koa koa dayanp bu yal dnyamzn burlarna
ve ararak yardma haydar- kerrar
mesela ben seni ne zaman dnsem diyerek
yeniden balataym, yeniden balataym, balataym insanl
mesela ben seni ne zaman dnsem
yeil bir korku, bir apolet korkusu
barbarlar: ellerinde keskin birer lmle ovalara
ovalara: ak unutup, insan unutup, seni beni unutup
barbarlar: bizi krek kemiimizle imtihan ediyorlar
ovalara
0
ki yl sonra azat edildim. Akl banda birini burada
tutmak pek tabii ki yasalara aykryd. Kapnn tesi
sszd; armamtm. Yanmda Rozann varln
hissettim, ona dndm. Ciddiyet ve endieyi birletiren
o her zamanki ifadesiyle yzme bakyordu; benim
gzlerim geni ve gzel alnna dikiliydi. Bir ey demedi;
elimi tuttu, demirin soukluunu hissettim. Dnd, kap
kapand. Yalnzdm. Avucuma baktm, birka kuru vard.
Yrdm. Otobs duranda zayf bir delikanl lokur
lokur su iiyordu. Hava scakt; Haziran aynn sonlaryd.
Kentin bir ucundan dier ucuna giden, geni sular,
kprleri aan uzun otobs yolculuunda anladm ki
dnya braktm yerdeydi. Kalabalk ve rahattlar. Bunun
bir paras olmaya heves ederek ben de rahat olmaya
alrken birka defa yanllkla yanmda oturan adam
dirseimle drttm. Kafasn sallad, aldrmadm. Yan
gzle gazetesini okudum. Yz kadar ocuk okulda rehin
tutuluyordu. Darda endieli bir kalabalk ve kar yol
arayan yetkililer vard. Baca sakat bir adama yerimi
verdim. ndiimde sevinliydim; geni admlarla evin
yolunu tuttum. Ancak yarm saat arayp da bulamaynca
birine sormak zorunda kaldm. Zili aldmda da
kapy aan olmad. Aabeyimin eviydi bu. Hayatta olan
tek akrabamd. Kaldrmn kenarna oturup bekledim.
Asfalt scakt. Biri ayamn dibine bir izmarit atp ezdi.
Bam kaldrdmda gnele karlatm. Glyd;
gzlerim kamat. Bir zaman, bana yenilik aldatmacas
iinde grnen insanlara ve nesnelere tanklk ettim.
smimi duydum. Kolunda bir sarn, az kulaklarnda
geliyordu. Sarn geride kald; sarldk. Aabeyimin beni
karlamaya gelmemesinin eitli bahanelerini dinlerken,
omzunun zerinden, ksa tebessmlerinden ve hareketli
gzlerinden kendisine, olanlarn ve bunlarn baya
yorumlarnn anlatld, bunun sonucu olarak da bana
kar iyi duygular beslemedii anlalan, sekiz ay nce
evlendii bu k giyimli kadna baktm. Naslsn, dedi
aabeyim. yiyim, dedim. Naslsn, dedi. Omuzlarmdan
tutuyor, gzlerimin iine bakyordu. yiyim, dedim. ki
yl srgnde olmann getirisi iki kere naslsnd anlalan.
Aabeyimin ok fazla sulanacak bir yan yoktu.
Sigarasn dudaklarna gtrd; dikkatle bana bakt. Ucuz
bir numarayd. Dilerimi gsterdim; o da haffe gld.
Eve girdik.
Evin odalarna beni pek huzursuz eden youn bir
simetri hakimdi. Bu simetriyi bozmak, eyalarn yerlerini
deitirmek iin gl bir istek uyand iimde; ama tek
yapabildiim oturduktan sonra kolumu rahata sehpaya
dayayabilmek iin bir bibloyu az teye itmek oldu.
Bunun zerine evin sahibesinin sol ka kalkt, oturduu
karmdaki kanepenin sa ucunda haffe kprdad; ve
ounlukla aabeyimin konutuu, havadan sudan, yeni
haberlerden bahseden uzun ve skc bir konuma balad.
Odann bir kesinde bir evlilik fotoraf duruyordu.
Btn dier evlilik fotorafar gibi her eyi ile ablon bir
onur ate
vandal yr ek

fotoraft. Btn bu resimlerde sadece yzler deiiyor


gibiydi; aslnda hayr, hepsi ayn poz veren mutluluk
ifadeleriyle, yzler de aynyd; birisi gizlice evlere girip
bu resimleri birbiriyle deitirse, herhalde uzun mddet
kimse bunun farkna varmazd. Ama bu fotorafn
bana syledii asl ey uydu. Bu evde bir fazlalktm.
Sanyorum ki yakn zamanda bir daire ve beni oyalayacak
bir i bulunacak ve buradan kibarca gnderilecektim.
Gnleri uursuzca yaamaya baladm; ii tka basa
eya dolu, dolaplardan birinin iinde ebediyen sekiz
yirmi alty gsterecek kumalara sarlm bir antika saat
duruyordu, ve bir tabutu andran bana ayrlm odada,
her gn biraz daha ge olmak zere sabahlar kalkyor,
mutfakta kahvaltdan arda kalanlarn karsna oturuyor,
ayakkablara uzanp kyordum; kar binann birinci kat
balkonunu ele geirmi kpek havlyordu, bu tekdze
grlt insan ileden karrd, ve yz metreyi gemeyen
birbirinin ei bu onlarca soka arnlyordum, eski
ahap binalar beni tedirgin ediyordu, grltc kk
veletler zil sesiyle akn akn sokaa dklyorlard, sonra
ayn okulun niformasna sokulmu elli kadar ocuk
ikierli gruplar halinde boy srasna dizilmi balarnda
ufak tefek fkeli bir eitici, kta dur, iimde dayanlmaz
bir skntya neden oldu, hzla uzaklatm; evde srekli
bir huzursuzluk vard, varlma allnca da, ev byk
kavgalara sahne olmaya balad, nemsiz eylerden kan
kavgalar, ve geceleri grltl sevimeler; odadan kmaz
oldum, akam yemeklerinde evde hazr bulunuluyor ve
protokol icab iki soru soruluyor sonra susuluyordu;
odamn krk kapsna gazete yaptrlmt, yetkililer
anlama artlarn kabul etmemi ve kan atmada
btn rehineler ldrlmt; ar kokulu byk
liman boyunca yrmeyi seviyordum, deniz arkanl
bir tehdit gibiydi, iskelenin en ucuna kadar yryor,
ayakkablarmn burnu havada, ylece dikiliyordum; o
gece eve dnerken burnuma bir koku geldi, ve bir ara
sokakta yanan bir p ynnn tesinde durakladm.
Yalca bir serseri ellerini birbirine srtyordu.
Tedirginliim ykseldi. Kendimi snadm. Acaba geri mi
geliyordu? Hemire Roza artk kurtuldun demiti. Fakat
Arc, kurtulamazsn, diyordu. yle demiti: Btnyle
zgr braklsa bile insan, kendi bana korkun ikence
aletleriyle dolu bir hapishanedir. Tedavi mmkn deil
miydi? Arc, hastanede tantm zel bir adamd.
Kimsesi yoktu, hastaneye kendi isteiyle gelmiti;
kendine ait zel bir odas vard, ordan kmaz, kimseyle
konumazd. Zamanla ben bir istisna oldum. Bazen
saatlerce tek kelime etmeden ylece otururduk. Sadece
ona Doddan sz ettim. Birilerine bu Dodu anlatacak
olsam hakkmda muhakkak yanl bir hkm verirlerdi,
ama kabaca unu syleyeyim, Dod, dnyaya, dnyann
liman Rotterdamda gelmi, kundak bir eytand. Her
neyse, o gece eve dndmde, kapy arkamdan kapayp
durdum, bir sre hareket edemedim; ierdeki karanlkta,
ta derinlerde bir canavarn gzlerini ar ar atn
hissettim.
Ertesi gn akam, evde yalnzdm; imeye gitmilerdi.
Sklyor, odalar dolayordum. Karanlkta odann
ortasnda dikilmi dardaki sesleri dinliyordum.
Komunun kpei drt saat srecek havlamasna
balamt; yukar katta tatsz bir mzik dinliyorlar,
ayaklarn yere vura vura dolayorlard; bir ofr uzun
uzun kornaya bast, lastikler asfalta srtnd, hey diye
bard; tede grltl bir itfaiye arabas geti; bir grup
insan konuarak merdivenleri iniyordu. Ayakkablarm
giyip ktm; rasgele yrdm. Dar sokaklardan geni
sokaklara geiyor; bazlarnda top oynanyor, bazlarnda
kar binalardan kadnlar birbirleriyle konuuyor; ben
caddeye kyor, aniden dnyor, tekrar sokaklara
giriyordum. tfaiye arabasnn sesi bir yaklayor bir
uzaklayordu. Ve birden o sesi tandm. O eytani
uultuyu. Yreim gmbr gmbr atmaya balad.
Hzlandm. Barmalar geliyordu. Keyi dnnce
karmdayd. Alevler drt katl bir binay ele geirmiti!
Kar konulmaz bir heyecan iindeydim. Artk geri
dnemezdim. yice yaklatm. Canavar, krmz uzuvlarn
binann pencerelerinden dar uzatm bolua yaylyor,
bryor ve binann yzn yalyor, havaya kara bir
duman fyor, ve dier binalara tehditler savuruyordu.
Ykma ynelik srekli ve rasgele bir hareket ihtiva
ediyordu bu Arcnn tanmyd. Bylenmitim! tfaiye
arabas hzla, skan ve paralanan kalabaln arasndan
geip binann nnde durdu. Be alt tane adam kp
ie koyuldular. Onlar da ilgiyle izledim. Vanalar evrildi;
ve kart g su, ilkin hortumu dikletiren bir kuvvetle
ilerledi, sonra dar fkrp alevlere saldrd. Biraz daha
yaklatm. Yzmde scakl hissediyordum. Uzaktan
amblansn sesi geliyordu. Korkun lklar duydum;
yerde paavralar iinde, zerinden dumanlar tten
birisinin evresinde iki kii toplanm baryorlard.
Biraz temde, sa yanmda bir gazeteci kz binann ve
insanlarn fotorafarn ekiyordu. Bu srada yaraly
kaldrmaya alan o iki kiiden biri, daha gen olan bana
barp yardm etmem iin ard, ama grmezlikten
geldim. tfaiyeciler iyi alyorlard; canavar zayfamt.
Amblans arabas geldi; sedyeler ve beyaz adamlar dar
frladlar. Bam evirdiimde gazeteci kz bana bakyor,
glmsyordu. Bedenimi haff bir titreme tutmutu.
Tekrar yangndan yana dndm.
Bylece, nereye varaca bandan belli eski
mcadelem tekrar balad. lkin, dayanamayp evin
arkasndaki sokakta kk bir yangn balattm. Binann
12
yand gnden iki gn sonrayd. Sonunda bakmaktan
vazgetiim aynada grdmden ya tiksindiim ya
da haz duyduum iki gnden sonra. Savaan iki tarafta
da ayn kii bulunuyorsa sonutan ne umulabilirdi ki?
Kasvetli odada oturuyor, trnaklarmla dolabn tahtasn
iziyordum. Ve krldlar. Gece oldu. Uyudular. Gazete ve
akmak alp dar ktm. Hava lgnd; kolay olacakt.
Keyi dnnce evreme bakndm; kimse kalmaynca
melip tututurdum gazeteyi. Biraz geri ekilip zevkle
seyrettim. Yaklaan insan sesleri duyunca pantolonumun
dmelerini zdm. Sar, dz bir yldrmn atei
sndrecei hi aklma gelmezdi!
Bir zamandr evdekiler yoktu. Bu durumu aklayan
konumay ancak hayal meyal anmsyordum. Tatile mi
kmlard? Yoksa bana ev bulmaktan vazgeip kendileri
mi tanmt? Bylece, sessiz ve bo evde, sinirlerim iyice
gerilmi ve ter iinde kalm, kanepede uzanyordum.
Gne ya ilerlemi ya da nnden bir bulut ekilmi
olmalyd ki, anszn yzm kuvvetli nlaryla doldu. Bir
sre kendimi bu scakla braktm ve, uzaktaki dev alev
topunu hayal ettim. Orada engin bolukta kendi kendini
kztryor, patlyor ve patlyordu. En tepede olduu
vakitti. Balkona ktm ve gzlerimi n kaynana
diktim. Gzlerimi, krpmadan ve bir tanrya meydan
okurcasna gnee diktim. Bekledim. Ve bekledim.
Kaskat bekledim. Gzlerimi evirmeden bekledim.
Ik oald. Belirsiz bir zevk duyumsuyordum. Ik
gzlerimi delerek geiyor beynime saplanyordu. Ik
oalyordu. Sonra her yer k oldu; ve keskin bir sanc
zihnimi bulandrd. Gzlerimi tekrar atmda yerde
yatyordum; azmdan salyalar akyordu; her yer bulank
ve kara lekelerle doluydu. Bamda mthi bir ar vard
ve yar yarya kr olmutum. Gne epey ilerlemi, hava
kararmaya balamt. Zar zor kalktm ve bir iskemleye
ktm. Gzlerimi tekrar kapaynca zihnimde, btn
o oynaan lekelerin tesinde yine o grnt belirdi.
Peimi brakmayan, Gl Sokandaki 19 numaral ahap
binann grntsyd bu. lk kez iki hafta kadar nce
gezerken farketmitim ve o gnden sonra da, ehirde her
gn yaptm rutin gezilerde hangi yne gidiyor olursam
olaym yine bir ekilde kendimi, o gzelce yenilenmi
katl ahap binann karsnda olaslklar dnyor
buluyordum. Sonra, yaklak bir yl sren yokluundan
sonra Dod da tekrar ryalarma girmeye balamt.
Sadece ayrntlarn deitii ryalarda kah bu evin
nnden geiyor, kah uzaktan onu gsteriyordu. ou
zaman sol elinde anlam veremediim, fakat bir ekilde
Roza ile bir ba bulunan ya da dpedz ona ait olan bir
eit gm kolye tutuyor, sallyordu. Bir keresinde de
ryamda eve iyice yaklam 19 rakamnn altnda Nuh
Ap. yazsn okumutum. Ve aryan gzlerimi tekrar
atm.
Sonra komaya baladm. Merdivenlerden aa adeta
uarak indim; son basamaklarda bir terslik oldu, yanl
bir adm attm, ayam burkuldu; sa dizimin stne
derken sol elimle korkuluu yakaladm; ifadesiz bir
yz ve uzanm bir el grdm. Koarak ktm binadan
ve sisin iine daldm. Sokaklarda kouyordum. Yallar
3
ayor, ocuklar aldrmyorlard; insanlara arpyor
ama durmuyordum. Birden saa sapyor, sonra birden
sola sapyordum. Gl sokana koarak girdim; iki
numaral binadan bir ayak kt; be numaray getim;
dokuz; on birde kediler toplanmt; ve 19; bakmadan
getim. Sonra yoku aa komaya baladm. Nefes
nefeseydim. Biraz yavaladm. Uzun bir caddeye
ktm; bir sre burda ilerledim; ve sola sapp, tenha
sokaklarda tekrar hzlandm. Heeey nereye? dedi biri;
sesi zihnimde tandk bir yere oturtamadm. Kalbim
kt kt atyordu. Terliyordum. Boazm kurudu; ben
kouyordum. Azmda tkrk biriktirip yuttum. Yoku
aa grltyle indim; keskin dnler yaptm. Ortalk
sszlat. Sonra birden hametli denizi karmda buldum.
Bir vakit deniz boyunca yrdm. Ve, insanlardan ve
yollarda uzak, kayalk ve allarla evrili, akl tal bir
sahile vardm. atlayacak gibiydim; kendimde deildim.
Suya doru yrdm. yice yaklatm. Ayakkablarm suya
girdi; tuzlu su dizlerime sryordu. Uzaklarda martlar
vard. Kendimi braktm; dizlerimin stne ktm.
Her yerim sland. Nefes alp verdike hrltl bir ses
karyordum. im ate gibiydi. Avularm birletirdim
ve bam edim. Denizin suyunu, bu zehirli ikiyi
kana kana itim. Azma, boazma ar, yakc bir yk
yerleti; kendimi geri attm. lecek gibi oldum. Gzlerim
kararyordu. Az sonra kusmaya baladm. Sonra kendimi
az tedeki allarn iine attm. Kendimden gemiim.
Uyandmda tan aarmaktayd. evremde tane kirli
sokak kpei uyuyordu. Sinekler vzldyordu. Ar, mide
bulandrc bir koku duyuyordum. Perian bir halde
kalktm ve ar ar evin yolunu tuttum. ehrin ssz bir
blgesinden ilere doru uzun yolculuum boyunca
kpekler, uzaktan ve yakndan elik ettiler bana. Eve
vardmda hava kararmaya balamt; hevesli kpekleri
darda braktm; kendimi glkle yataa attm; ateim
ykselmi, zangr zangr titriyordum. Ertesi gn yataktan
kalkamadm. nlediimi, anlalmaz eyler sylediimi
iittim. Bana neler oluyordu? Bu yaptklarm insanla
yakr eyler deildi. Benim gibi bir insan iin bile srad
ve tersti. k yolu yok gibiydi; esenlik vaadi palavrayd;
hangi sese kulak verirsem vereyim sonunda youn ruhsal
veya fziksel aclara maruz kalyordum. Yaradlma lanet
ettim! Gn svg ve ar bir karanlkla geti. Ama ertesi
gn, gne doduunda, tekrar ayakta ve yollardaydm.
Arc hareketsiz durur, sa omzu yukarda, sadece
akldan ibaret o gzel ban haffe yana eer ve
yle derdi: Senin tek ihtiyacn olan ey kalem ve
kattr. Dorudur. Daha iyi anlamas ve belki de bir
zm bulabilmesi iin insann yazmas yararl olabilir.
Nispeten daha sakin, daha dorusu uyuuk bir ruhun
egemen olduu gnler yaamaya balamtm. Sabah
kasvetli ryalardan uyanyor fakat genelde bunlar
hatrlayamyordum. Sakindim; yryor ve bakyordum.
Bu arada evin sahipleri dnmt.
Bir akam eve dndmde kapy aabeyimin
kars at. Sol gznn altnda bir morluk vard. Bir
ey demeden oturma odasna geti. Ben de getim,
tam karsna oturdum. Derin bir sessizlik hakimdi.
Sormadm, konumadm; o da azn amad. Karlkl
oturup uzun uzun birbirimizi szdk. Tuhaftr, yzndeki
morluk onu daha da gzelletirmi gibi geldi bana.
Gzleri yal, sigara stne sigara iiyordu. Nice sonra,
birden, darda bir kpek ac ac havlamaya balaynca,
gizli bir iaret alm gibi kalktm, iyi geceler, dedim.
Kent alevler iindeydi. Dev bir yangn alanna
dnm bu ehirde yanmayan yer kalmamt; ehir,
adeta krmz kara bir cehennemdi. Duman, buhar ve kor
kapl havada soluk almak ve grmek imkanszd. Alevler
iindeki binalar grltyle birbirinin zerine yklyor;
muazzam patlamalar oluyor; yanan kadnlar, erkekler,
ocuklar, kedi ve kpekler lk atarak sokaklarda
kouyor, yere ylyorlard. Kentin ok uzun zamandr
yand ve bir daha hi snmeyecei hissine kapldm
ben de ordaydm; meydanda zerime benzin dkm,
alevlerin iine atlamtm. Ac ve zevk had safhadayd!
Kenti evreleyen deniz de ykc bir kudurganla
varmt. Simsiyah dev dalgalar birbirine giriyor, ehre
saldryorlard; azgn, kuvvetin doruundaki dalgalarn,
evet, dalgalarn tepeleri bile alev alm, karanlkta
akyorlard! ehir denize doru eilmi, kmt;
ve yldrmlar, birbiri ardna iniyor, gzleri kr ediyor,
bu cehennem kargaasna katlyordu. Yangn onlar
balatmt. Dier eytanlarn arasnda Dodu grdm;
kahkaha ve lk atyor, grltyle sokaklar geziyordu.
O da alevler iindeydi; alevler iki yanndan simetrik
olarak ykseliyorlard. Elindeki ucu atall uzun asay
kzgn asfalta batryor, yarlan asfaltn altndan lavlar
ykseliyordu. Bu srada ben, tutuuyor, uzun uzun
yanyor, kl oluyor, tekrar vcuda geliyor, ve tekrar
tutuuyordum. Dodun bedeni izgilerini yitirmi, adeta
bir kze dnmt. evremi saran sesini iittim. Ses,
tamam, diyordu.
Tzn, kalabalk caddeye girdiinde kendini
rahatlam hissetti. Geerken durdu, hatrlad; bfeye
girip sigara ve gazete ald. Yryorken sigaray imdi
yakp yakmamak konusunda tereddt etti; ban saa
evirdiinde kendisine bakmakta olan kaba grnl
bir adam farketti, sinirlendi. Deminki huzursuzluu
geri geliyordu. Duman bir sre iinde tuttu. fedikten
sonra saatine bakt. Ne yapmalyd? Yavalad; durdu.
Biri hzla omzuna arpt; koar adm gidiyordu, uzaklat,
4
kalabaln iinde kayboldu. Bu insan nehrinin kenarnda
hareketsiz dikildi. Kalabal seyrediyordu; ne ok insan,
diye dnd, ne ok yabanc, ve hepsi de kararllkla
ayn yne gidiyor. Az tede czdanna para koyan gen
bir erkekle gz gze geldi; ocuk gzlerini kard.
Houna gitti, tekrar yrmeye koyuldu. Bir sokak
azna geldiinde dnd. Az ilerdeki yuvarlak masalar
dar dizilmi, zaman zaman urad bir kafeye doru
ilerledi. Masalarn arasnda yryerek bo bir yer arad;
sandalyesiz bir masann nnde durdu, sonra teker teker
dier masalara bakt. Tanr gibi oldu, bir sre dnd;
birden hatrlarken yz bir glmsemeyle aydnland.
Kararl admlarla yaklap:
- Merhaba! dedi.
Tanmtm.
- Merhaba, dedim. Siz o yangndaki gazetecisiniz.
lkin ard.
- Ha fotoraf makinesi! dedi, gld. Yok, sadece
yanan binann fotorafn ekiyordum. Mthi bir
grnt! yle deil mi? len var m bilmiyorum
Ne diyeceimi bilemedim. Yzmde ters bir ifade
olmalyd ki telaland. Ama hemen kendimi toparlayp:
- Peki gazeteci deilseniz ne diye baladm. Pardon,
oturacak yer mi aryordunuz? Buraya oturun.
Elimi uzunca uzatmtm, bir sandalyeye bir ona
baktm. Salar belirsiz bir kahverengi, koyu renk
gzlerinde ise tuhaf bir ey vard.
- Aslnda sandalyeyi rica edecektim. Madem bu kadar
srar ediyorsun, teekkr ederim, oturaym.
Yerletikten sonra masadaki katlar farketti.
- Nedir bunlar?
- Sadece gnlk belki nemsiz, dedim katlar
zenle katlarken.
- Benim ismim Tzn.
Syledim.
- Peki gazeteci deilseniz?
- Brakalm bu sizli konumay. Gece vakti bir
yangnda byleyici bir eyler bulurum. Fotoraf
ekmemin nedeni bu. Felsefe rencisiyim.
Gzlerini anlamaya alyordum. Bu karanlk
gzlerin derinliklerinde birer k parlyordu, birer
yansma deilmi de kayna ierlerdeymi sansn veren.
Kopkoyu karanlk bir gecede, bu karanlk tarafndan
yutulmakla tehdit edilen ama direnen, engin denizde
ilerlemekte olan kk bir teknenin n dndrd
bana. Bir sigara karp yakt; gzlerimi kardm.
- Kullanmyorum, dedim.
Kalarn att.
- Ben de yangnlar ilgi ekici bulurum, dedim ksk bir
sesle. Ykma ynelik srekli ve rasgele bir hareket ihtiva
eder, derdi bir arkadam.
Glmsedi. Gelen garsonla konutu bir sre. Duman
dalga dalga ykseliyordu. Deminki huzursuzluum
zld. Ama sylenecek, konuacak ne vard?
Konutu:
- nsann dnd, yapt herey btn bir a
oluturur bunlar baldr, birbirlerini iaret eder, deil
mi?
- Yazg deil, dedi. Bir alan ruhsal bir alan. Ben
byle kark konuurum ite
Glyordu. Ben sessizdim, ama memnundum da.
- Yahu hi glmez misin sen? dedi.
- Glmeyi bir trl renemedim, dedim.
- Yaa? dedi. Yz aydnland. Sustuk bir sre.
- nsann dnd, yapt herey zrvasndan
bahsetmemin nedeni u: O yangnda karlatk ve
burada karlatk, dedikten sonra dncelere dald.
- Okul iin Zerdtlk zerine bir tez
hazrlyorum, dedi. Oradaki iyi tanr Ahura Mazda, atele
sembolize edilir.
- yi bir tanr demek?
- Evet. Bu tanrnn karsndaki ise, Angra Mainyu,
kt tanr. Geri Zerdtln sonraki zamanlarnda
kullanlan bir isim bu; yaratlm hereyin dnda kalan,
yani yokluk, rme ve kargaa, ite bunlara verilen
bir isim. Bunlar birbirlerinden bamsz, birbirlerine
denk, birbiriyle sava halindedir, evrenin tarihi boyunca.
Sonunda iyi tanr yenecek olsa da En sonunda da
ayrm gzetmeksizin btn ruhlar esenlie kavuacaktr.
Dier dinlerden ayrld nemli bir noktadr bu
- lgin.
Aslnda yle bir durum var, diye balad tekrar
konumaya. Hevesliydi, ilgiliydi. Dinlemeyi braktm.
Sadece onu izliyordum. evresinden kopmu, sadece
burada bulunuyor, kanlmaz gzleri ve sesiyle
anlatyordu; ou gibi konumu olmak iin deil,
karsndaki anlasn diye anlatyordu. Bu karsndaki
anlamas gerekendi; yle hissettirdi. Yaknlk duydum.
Bir tr isel scaklkt bu. Unutup gittiim bir eydi.
Bylece oturduk ve konutuk bir vakit. Hava kararmaya
balad. Eve gitmek zere kalktnda, elik etmeyi
teklif ettim, yrdk. Uzak olmayan bir yerde, yalnz
yayordu. Fakat havann kararmasyla birlikte iime
nedensiz bir hzn kt. Uzun zamandr yalnz
gezdiim bu sokaklar imdi onunla gezmek tuhaf bir
etki brakyordu zerimde. Belki anladndan, o da
sessizleti. Gkyz koyu bir altnsarsndan siyaha
dnrken evremdeki binalar ve sokaklar imdi farkl
bir anlama brnyorlard sanki. Evine yaklatmz
syledi. Kayglanmaya baladm. Tandk bir keyi
dnnce kendimi 19 numaral ahap binann karsnda
buldum. Buras, dedi. Affalamtm; ylece kalakaldm.
5
Beriki sessizce konuuyordu. Bir kere gld. Basamaklar
koarak kt. Orada hareketsiz duruyordum. Kular
lk atyorlard. D kapy aacakken geri dnd,
basamaklar koarak indi. Tekrar konumaya balad, bir
cmlesinin ortasnda aramba szcn iittim.
Tamam, dememi bekliyordu; tamam, dedim. Ayrld,
binaya girdi. Ancak o zaman kendime geldim; hzla
uzaklatm oradan.
tfaiyenin karsnda bir yangn karmak ancak onun
fkri olabilirdi. Kargaa ve grlt ba dndrcyd.
Yine kurbanlar, iini yapanlar ve merakllar. Yanan
binadakiler belki de kendilerini ansl sayacaklard.
Geceydi. Sokan kesinde, bir direin yannda duran
Dodu grdm. Ypranm, lacivert bir takm elbise
giymi, hareketsiz dikiliyordu. Umursamadm. Tekrar
bam evirdiimde bana bakyordu. Az kmldad, bir
eyler syledi; ama duyamadm. Sonunda:
- Ne? diye bardm.
Yanna ard. Yrdm. Az tesinde duraksadm.
- Yeni elenceler peinde gibisin, dedim.
Dod ellerini arkasnda birletirmi, sakin, hibir ey
sylemeden yzme bakyordu. Tebessm etti. Birden
arkasndaki sol elini ne doru uzatt. Karanlkta elinde
bir ey tutuyordu. Korkuyla geriledim. Beriki arr gibi
oldu. Titreyerek:
- Nedir o? diye sordum.
Alevlerin yaratt aydnla doru uzatnca, elinde bir
demet sar iek tuttuunu grdm. Sakin:
- Rezene, dedi. Kokusu gzeldir.
- Deli!
Birka tanesini ayrp, gmleimin cebine soktu.
Koku burnuma doru dalga dalga ykseliyordu.
- Elencesiz, zevksiz bir hayat neye yarar? dedi.
Sessizce:
- Btn dnyay yakalm, dedim.
- Anlamadm? dedi, kulan yaklatrarak; sonra
gld. Tabii ki yakacaz, tabii ki yakacaz
geirdim. Yzn yanan binadan yana evirdi. Bu
uzun, soluk yzde glgeler uuuyor; bana, baka baka
insanlarn yzlerinin eklini alyormu gibi geliyordu.
Sokan tesinde bir adam belirdi, bize doru yaklat.
Ufak tefek, gr bykl biriydi. Kararsz admlarla tam
yanmzdan geiyorken duraklad, Doda dnd.
- Affedersiniz, Topkapya nasl gidilir? diye sordu.
Dod kolunu uzatt. Hain bir sesle:
- urdan! lerde dolmular kalkyor, dedi.
Adam uzaklarken topalladn farkettim. Yangn
snmek zereydi. Fazla hasar yoktu. Bir sre sustuk.
Sonra Dod:
- Skldm ben! dedi.
Ellerini cebine soktu, dnd, yrmeye balad. Alt
yedi adm gittikten sonra, arkasn dnmeden:
- Yapacamz ii unutma, dedi.
Arkasndan bakakaldm. Uzaklat. Bir keyi dnp
kayboldu.
Srtm serin duvarda, karsndaydm. Rahatlama
dnda hibir ey hissetmiyordum. 19 numara
grkemli bir ykm yayordu. i kurtarmak olanlar
daha gelmemiti. Yanyordu. Ben yapmtm. Bu
benim eserimdi. Eserler farkl farkldr. Arzunun
gereklemesinin kurban olanlar tela iindeydiler.
Tzn gremedim. Ya evde deildi, ya da Onu
grmediim iyi oldu. Binann iinden bir eyin
yklmasna benzer bir ses geldi. Ar yaral birini dar
tadlar. nsanlar lklarla yaralnn zerine kapandlar.
Cansz kolu asfaltta yatyordu. Bina titriyordu sanki.
Giysileri, eti yanm hareketsiz birini daha dar
kardlar. st kat pencereden bir ey dt, yerde
debelendi. Derinden gelen atrtlar eliinde atnn
bir ksm kt. Kolunu kaldrm parmayla geriyi
gsteren kk bir ocuu dar tadlar. Baryorlard.
Srekli baryorlard. Sonuna kadar beklemedim.
Arkam dndm ve ar ar uzaklatm. Biri srtma
dokundu, dnp bakmadm. Yrdm. im boaltlm,
genilemi gibiydim. Byk bir balon gibi haff bir
esintiyle ar ar srkleniyordum. Ama yine de bir
arlk vard. Boluun arl belki. Grlty iitemez
oluncaya kadar yrdm, baka grltlerin iine doru.
Daha da yrdm. Belki saatlerce. Bahelerin iinden
getim. Takn iek bahelerinin. Buralar sessizdi; artk
sabah olmutu. Uzaktan arlarn sesini iittim. Boynunu
yola uzatm bir gl ezdim. Arlar yaklat ve onlar
evremde, tepemde duydum. Arkovanl aacn dibine
oturdum. Arlar zerime, ellerime, yzme konuyorlard.

I.
Beklemeyi sevmiyorsun. Haklsn. Bak ama, onlar da
bekliyorlar. Gel gel sigarasn yakm u uzun boylu, sska
adam grmyor musun? Yahut hemen yan banda,
duran kenarndaki ltl reklam panosundan kendi
aksine bakp, geen gnn gzelliinden ne gtrdn
kestirmeye alan etei diz kapaklarnn hemen
zerindeki kadn? Ya mesai saatinin bitmesini bekleyen
akam kzllna sokulmu gnei? Bahar bekleyen
kumrular da m grmyorsun?
Hem gelecek bir eyi bekliyorsun, olmayacak duaya
amin demek deil bu. Tamam bir araban olsa daha iyiydi.
Evet, hakkn da zaten. Onca yl altn, abaladn, daha
yksek mevkilere gelmeli, daha konforlu koltuklarda
oturmalydn.
Olmad.
***
Geldi ite bak.
Bozuk yok muydu?
Koca bir orduyu kumanda eden komutan
marurluunda, srekli otobsn bir ardna bir nne
bakarak yolcular istifemeye alan bileti, bunu
syleyen. Var, dedin iinden, kafam bozuk, olmaz
m? Dndan byle deilsin, daha nazik bir adam:
Maalesef.
Briyantinli salaryla muhatapsn adamn, kafasn edi
zira, ekitti suratn, para st ayarlyor sana.
Arka tarafarda birka koltuk bo; para stn
alrken en arka sradan, pencere kenarnda olan gzne
kestirdin.
***
Camdan yoldaki lks arabalara, ucuz arabalara ve
gen adamlara, yal adamlara, orta yal adamlara ve
gzel kadnlara, irkin kadnlara, irkin ama bakml
kadnlara, gzel ama bakmsz kadnlara, salar boyal
kadnlara, boyas akan kadnlara ve ocuklara ve seyyar
satclara ve hametli ama biimsiz devlet binalarna ve
hem hametsiz hem biimsiz evlere ve ite Ankaraya
bakyorsun. Kokusunu alamyorsun bu ehrin lakin
rengini gryorsun artk. Yllarca belki yzyllarca-
aksini iddia etsen de ite solgun, gri bir ehir bu. Ankara!
Mutluluun yahut mutsuzluun resmini izmekle
megul olan ressamlar ltfedip senin hayatn bir sulu
boya tabloya dkmek isteseler, ite o zaman da tuvale
dklen renkler bu her yerde grdn gri ve tonlar
olurdu. Her yann hi gitmeyen bir sis kaplam gibi.
II.
nip yrmek istiyorsun, inip yrmek
Bugn de eve gitmesen, iki kadeh atsan urada bir
yerlerde. Sessizce, kendi halinde, yle iki kadeh bir eyler
isen. Belli mi olur, birini tanrsn orada, hayatn deiir.
murat ali seven
d ar s
7
Ne bileyim, adam kafa dengi olur, planlar yaparsnz,
edebiyat, sanat zerine tartrsnz, belki Kafkadan
bahseder, Raskolnikovdan, Sartredan belli mi olur,
belki bir sanatdr adam, ne bileyim fotoraf sanatsdr,
yahut sinemayla ilgileniyordur da senaryolar vardr,
yllardr demlenmi, ekilmeyi bekleyen. Dersin peine,
asistan olmak istersin, projede bulunmay arzu edersin,
belki kk bir rol de verir sana, hani senaryoya uyarsa,
yle sert bir babay ok iyi oynarsn sanki. Adam hi
evlenmemitir de sana nutuklar atmaya kalkar belki,
kendin etmisin sen der, hayatn akna ters kula
atmay becerememisin diye de okkal bir laf ekler belki.
Susarsn, kzmazsn, hakldr zira.
Yahut bir kadn yanar taburene, yle haff merep,
seni gzne kestirmitir, beenmitir, hani flmlerde
olur ya, seni farkl bulmutur, seni temiz grmtr.
Dertleirsiniz, anlattka rahatlarsn, dinledike k
olursun. Btn insanlar gibi fahielerin de ackl ykleri
vardr, hani hayat itmitir onlar bu batakla, zaten kimse
istemez ya byle olmay, hani ktler kazanmtr hep
***
Sen byle dalm, enginlere almken, bir ift
gz, alayc baklarn yollam zerine. Elleri koluna
dokununca evirdin hemen ban.
Selim Bey, yorgunuz galiba.
Glmenin hi yakmad, hibir zaman iten
glmeyen insanlar vardr. Cemil bu, sizin daireden.
Genten bir ocuk. Siyasal siyasete karmadan bitirmi,
iki yabanc dili varm. Yaknda bu otobslere ihtiyac
olmayaca ok belli.
Sana ne ulan, yorgunsam yorgunum demek
gelse de iinden diyemezsin, olmaz. Nezaket kurallar
erevesinde selamlar, naslsnzlarsnz. Olmas
gerektii gibi. Herey olmas gerektii gibi.
Adam olmazsn sen. Byle derdi baban hep. leli
on yl geti. zlmedin hi. Senesi dolmadan annen
de gp gittiinde yine zlmedin. Cenazelerinde bile
alayamayacan bildiin iin kara gzlkler ardna
sndn. Nermin, frsattan istifade edip iyi yklenmiti
sana: Sen busun ite Selim Bey, annesinin lmn bile
sradan bir ey sanan hissiz bir adam, sen busun Selim
Bey! Nermini sevdin mi? Kimi sevdin ki?
***
nndeki koltuun arkasna bir eyler yazp izmiler.
Gerek kalbe benzemeyen simgesel bir kalp evet, kalp
salk kitaplarndaki gibi yumrua benzer- ve iinde iki
harf: A, . Ahmet zlem? Ayla zgr? Ali zge?
Amaan canm sana ne, neyse ne? Yeni nesil ite, byle
samalklarn otobs koltuklarna dahi tayorlar. Sen hi
byle eyler yaptn m? S, N yazdn m hi, bir kalp izip?
Bir aa gvdesine, bir banka yahut byle bir otobs
koltuuna sama m? Vaktin mi olmad? Necatigilin
yazd m?
Soru iaretlerini sevmiyorsun. Haklsn. Bak ama
onlarn da kafalarnda var. Yanndaki adam, sakallarn ve
akaklarn hangi deirmende aarttn sormuyor mu
kendine? Kulanda gmbr gmbr arklar, burnunda
hzma ve iinde gen yata hayattan bkknlk olan u
ayaktaki kzn aklnda da soru iaretleri yok mudur? Yahut
imdi senin tarafna srtn dnm Cemil, ksa zamanda
nasl ykselebileceinin hesabn yapp hayatn, parann,
sevgililerinin, bir tarafarna nasl koyacan dnmez
mi? Ya u kirli sakall, gbekli adam kuru maayla ay
sonunu nasl getireceini mi dnr durur? Peki ya u
yal, kamburu km adamn hi mi soru iareti yoktur?
Herkes mi ununu eleyip eleini asmtr? Soru iaretleri
haner deil midir her insann barnda?
***
ofr ani bir fren yapt, muhtemelen ardndan
nndeki arabaya kfretmitir. yle bir sarsld
yolcular, tutunamad kimileri; onlar, sallananlar, bir
yerlere tutunmaya alanlar seyrediyorsun. Tutunmaya
alyorlar. Tutunamayanlar. Glmsyorsun. Ah u
kitaplar adan gibi mntehir olmay m tercih ederdin,
u gri Ankara gnlerini yaamaktansa? Bir Turgut
var myd, izini srecek? Yok! Ha bir Metin var belki,
hani u reklamc-air ocuk. Ankaraya her geldiinde
arar muhakkak Selim Abisini. Selim Abi olmuyor
byle, demiti son geldiinde, aylarnz yudumlarken,
mazi hepimizin kalbinde yara ve gelecek o yaralarn
kabuklarn kaldracak kk darbelere gebe; fakat teslim
olmayacaksn. Yaralarmz unutmayalm, tamam; ama,
yaralarn kime yarar var? Hele ki sama sapan dler ne
ie yarar? Dlerini fralayacaksn her akam yatmadan
nce, rrler yoksa. Sana akl vermek haddim deil,
bilirsin, iimden gelen lakrdlar bunlar. Bir aire yakan
lafar deil bunlar diye dnmtn, d fras deyip
glmtn iinden. Adam hayal tccar olduu halde,
dleri frala diyor
D fras! Hakl olamaz m? Kelime oyunu mu
yalnzca, ocuun syledikleri? Hayallerin peinde koma!
Yahu yle byk hayallerin yok ki senin? Zaten tm
mesele de bu deil mi? Peinden koup gidecein bir
ey olmad ki hayatn boyunca? Heyecanla aradklarn,
sahaf kelerinde nadide kitaplardan ibaret deil miydi?
Baka ne peinde kotun? Ha, okudun da ne oldu? Anla
8
artk, aydn diye bir rtbesi yok bu hayatn! yle tutkulu
bir ak hikayesi yakmaz myd senin de mrne? Yine
Nermin dt aklna.

III.
Evet, inip yrmek istiyorsun, inip yrmek
Bugn de eve gitmesen, iki kadeh atsan urada bir
yerlerde. Sessizce, yle iki kadeh... belli mi olur, birini
tanrsn orada, hayatn deiir. Ne bileyim, adam kafa
dengi olur, edebiyat, sanat stne konuursunuz, belki
Godotyu bekliyordur o da, Sait Faik der belki, yahut
Nietzscheden dem vurur ya da belki yaamlarnz
dkersiniz masaya iindeki ifah olmaz ifa arzusunu
bastramaz da anlatrsn. Anlayacanz sevdim ben bu
ehri, dersin, hele ki o zamanlar, hayallerimiz oktu,
memleket kurtaryorduk. Heyecanl, gen ocuklardk.
Yrrdk, koardk, dayak yerdik; ama gzeldi. Bu
byle birka yl srd, okulu da boladm tabii, ki siz de
bilirsiniz okul mu var efendim, bir dzen, intizam m var,
yok! Ardndan ihtilal bak gibi kesti, att hereyi. Herkesi
bir yerlere savurdu. Mecbur dndm baba evine. Koca
ocuk, i yok g yok, nasl zor anlatamam. Susarsn.
Susar. Birka yudum alrsnz. Devam edersin: sonra
memnuniyetsiz memuriyet hayatm balad, yine Ankara.
Kk bir ev tuttum. Kitap tutkum da o sralarda
balad, evi kitapla doldurdum. O zehir damarlarma o
zamanlar girdi anlayacanz. Glmeyin efendim, zehir ki
ne zehir. Sonra bir gn Nerminle tantk. in asl ben,
genelde insanlardan, zelde kadnlardan kklmden
beri uzak durmu bir adamm. rencilik yllarmdaki
heyecan saymazsak hayatm boyunca insanlardan kopuk
yaadm. Neyse. Uzatmaym fazla. Refk vard bizim
dairede, o vesile oldu, tantk. Ben yle ak lakrdlar
flan bilmem, utanrm, ekinirim. Bu halim Nerminin
daha bir houna gitmi, saf, temiz bulmu beni. Refk bir
gn geldi, evlenin artk dedi. Artk dedii daha bir
ay olmu Nerminle tanal. Evleneyim dedim. Bana
deil salak ona syle bunu diye makaraya ald beni. Ah
efendim gryorsunuz, ne kadar laubali, lakayt insanlar
var. Ve inanr msnz ve belki siz daha iyi bilirsiniz-
bu insanlar yayor u hayatta, biz kenarndan bakp
geiyoruz. Ne diyordum? Hah, evlilik. Evi aradm, babam
kmasa diye dua ederek, babama bir ey diyemem ben,
o ok yksek mevkidedir, ondan bir isteim yahut ona
bir diyeceim varsa mutlaka araya annem girmelidir,
brokrasi yani; bereket, annem kmt telefona.
Syledim ona, kimdir nedir, kimin nesi kimin fesidir,
dedi; fes deil diyecektim, demedim; Nermin, memur o
da, maliyeci oldu bitti sade bir nikah...
Yllar geip gitti, kaldrp kafam bakamadm,
gremedim bir ey. Hani uzun yolculuklara karsnz,
stelik otobste cam kenar size denk gelmitir, manzara
sizi beklemektedir; ama siz nnzdeki kitab, dergiyi
okumakla megul olup yahut horul horul uyuyup hibir
ey grmeden geer gidersiniz. Hayat da byle deil mi
efendim, bir yolculuk horul horul uyumasam da harl
harl okudum, geti gitti, ka durak kald urada, bitti
yolculuk. Yo, yo itiraz etmeyin daha gen falan deilim,
nezaketinizi anlyorum ama gen deilim.
Nermini zamanla severim sanmtm, aklar
alkanla dnr derler ya; belki dedim, Nermine
alnca alkanlm aka dnr. Ne altm, ne ak
oldum. O kadar uzaktk ki birbirimizden; fziksel,
geometrik bir uzaklktan bahsetmiyorum, ayn evde
yaadk yllardr ama aramzda hep almaz duvarlar vard,
grnmeyen. Hasl yllar geti byle ite.
Nermin benden byktr, buuk ya o hep iki
buuk der-. Emekli olal, drt yl geti. Benim daha iki
ylm var. Hibir ey yapamadm ya u hayatta, iimi iyi
yapaym bari dedim. altm, abaladm, bir gn olsun
kaytarmadm. Bir gn olsun ge kalmadm. Neticede,
onca yldan sonra geldiim nokta: Bro ef. Sfatn
fyakasna aldanmayn, maiyetimde iki memur var, ikisi
de beni takmaz zaten, ef dedikleri bu ite. Bir araba
bile alamadm, onca yldan sonra. nanr msnz, hl
belediye otobslerinde

Selim Bey, balayn; ama, mdahil olmak zorundaym.
Olduka sradan yaam yknz dinlemek istemiyoruz daha
fazla. Beceriksiz bir insan oluunuzun, mutluluk denen eye
bir trl ulaamamanzn, kendinizden buuk yahut iki
buuk bu da bizi hi ilgilendirmez- ya byk einiz Nermin
Hanm sevmeyiinizin/sevemeyiinizin, evlilik ana gelmi
gzel kznzn annesine ramen gzel, evet, ltfen balamayn
yine- zibidinin biriyle frt ediinin, daha tesi insanlarla aranzda
almaz bir mesafe bulunuunun, okuduunuz yzlerce kitabn,
gittiiniz onlarca oyunun ve seyrettiiniz flmlerin, grdnz
sergilerin size hi mi hi faydas olmad gibi zerinizde ykc
hatta yok edici bir tesirde bulunuunun, dahas tm bunlara sebep
oluunun faturasn, o hayal arkadanza, bana ve gzleri bu
satrlar zerinde gezinen okuruma, -tekrar ediyorum- olduka
sradan yaam yknz anlatarak karmaya hakknz yok.
Hikye kahramanlarmla ekseriya iyi geindiim hlde sizinle
daha en bandan pek anlaamayacamz tahmin etmitim.
Sizin isteiniz zerine, hibir anlam veremesem de, hikyenize
kf adn verecektim; lakin biraz nceki gevezeliiniz zerine
oluan gerginlikten dolay ipleri elime alyor ve reklamc Metin
Beyin szlerinden mlhem bir isim koyuyorum. defa fyorum
kulanza: d ars d ars d ars

Sen tm bunlar o yeni tantn, kafa dengi adama


anlatrsn. Bitirdiinde, adam ikisinden bir yudum alr ve
tam da beklediimiz gibi kallavi bir laf eder:
Bir Grc atasz der ki, bilgi toplayan, ac toplar.
Vecizenin ihtiamna kaplmak yerine, ilk defa bir
Grc atasz duyuyor olmana, dahas Grclerin
atasz sylediine aarsn. Sana gre atasz sylemek
Trklere, Franszlara, inlilere ve zaman zaman da
Almanlara mahsus bir eydir. Hatta adamn Grc
kkenli olduunu ve basit bir milliyetilik yaptn ve
belki buraya her gelene bir sz uydurup Grc atasz
diye yutturduunu ve adam boverip yannza yanaan
bir ift memeyi ve o memeleri vnerek, salna salna
tayan sarn kadn dnrsn. Sahi kadnn ne ii var
orada? Ah Selim Bey, bir de kadnlarla aranzda hep bir
mesafe olduunu sylersiniz, peki buna ne diyeceksiniz,
gzlerinizi bir an bile ayrmadnz kadndan.
Sonra kadn gzn bir yerlerden sryordur, bu gz
srmas iyi bir eydir; zira, en eski tanma bahanesidir.
(Bu arada Atasz Syleyen Adamdan da kadn
kskanrsn, Nermin ise hi aklna gelmez.) Cebinden
bir Acaba sizi nereden tanyorum? karrsn. Kadn,
hikayenin balarnda otobsten inip bir bara gitmeyi
dndnde, kendisini hayal ettiini anmsatr sana.
Utanrsn, nk onun iin haff merep flan demitin,
dahas ona ak olabileceini de dnmtn.
IV.
Daha doru dzgn utanamadan ve kadna cevap
veremeden hereyin hayal olduunu anladn.
Sana dndn. Yannda oturan sakall adam gitmi,
yerine uzun sal gen bir ocuk oturmu. Elinde kitaplar
var, renci olmal.
Soluna dndn. Sa sevmezsin zaten. Pek trafk yok,
sen sa sevmesen de sadan gidiyor otobs, araban olsa
soldan giderdin. Zaten soldan gidenlerin arabas olmad
m? Soluna gre deiir. Soldan gidip solanlar da az deil
tabii. Sen nereden gittin ki?
***
Dur-kalk dur-kalk ilerleyen otobs durdu yine.
Bu sefer durak deil lamba. Krmz olanndan. Sen
gremiyorsun krmz flan her yan gri! Solgun! Gzne
bir ey arpt: Huzur slamdadr. Acaba slamdadr
derken, slamdan sonra kesme iareti konmal m diye
dnyorsun. Elbet, konmal. Trke eitiminde ok
eksiiz demek. Byle ufak kurallardan bile bihaber
insanlardan ne beklenebilir ki?
Huzur Senin aradn da bu deil mi? inden
tekrar ediyorsun: Huzur slamdadr. Huzur slamdadr.
Huzur slam. Ha-ha. Sanki irket ad gibi oldu: Huzur
slam. yi gnler efendim, ben Huzur slamdan
geliyorum, slam esaslara uygun huzur pazarlyoruz,
paketlerimize gz atmak ister miydiniz? Yok sen bu ii
beceremezdin Selim Bey. Neden mi? Mterilere zorla
Tanpnarn Huzurunu da hediye etmeye kalkardn da
ondan.
Huzur slamdadr. Peki, slam nerededir? Daa
m kamtr? Yanp bitip kl m olmutur? Kllerinden
doar m?
Sahi huzur nerede? Dindar bir adam deilsin. Pek
ok okumu gibi ateist olduunu dnmyorsun yahut
evrim manya da deilsin. Agnostik! Ka. te sana
yakan. Agnostiksin. Bana ne canmcsn. Bilinemezcisin.
Olabilir de olmayabilir decisin. Agnostik! Kelime ne
kadar yabanc geliyor sana, zira hi telaffuz etmedin,
sormadlar ki Selim Bey Tanrya inanyor musunuz?
diye, ecnebi flmlerinde olur sanki bu sual hep, sana hi
sorulmad. Baka birinden de duymadn, kitaplardan
kardn kelime ylece kald senin iin.
V.
necein yeri gemisin, hemen kalktn, dmeye
bastn, saa sola bakarak nereye geldiinizi anlamaya
alyorsun. -drt durak gemisin, hatta daha fazla.
***
Otobs durunca, nce antan indi, sonra sen indin.
Yrmek istiyorsun, eve kadar. Gecikir misin? Nermin
telalanr m? Hadi canm, ne diye telalansn? Belki de
ldm dnr. Ben lrsem o da lr m? lenle
lnr m? Yaayanla yaanyor mu ki lenle lnsn?
Ya ben? Yani, o lse diyorum uruna leceim bir
eyim olmad ki Nermin benim oldu mu hi? Neyim
var ki u hayatta? Ankara benim ehrim deil mi?
Nereliyim ki ben? Nereden geldim nereye gidiyorum?
Asrlardr kendimden kayorum. Kendimle bir an
bile ba baa kalmaya tahammlm yok. ntihar eden
insanlarn cenaze namaznn klnmamasna ayorum,
cesaretlerinden tr antlarnn dikilmesi gerektiini
dnyorum. lemeyecek kadar korkam. nandm
gereklerin koskoca birer yalana dnmesi canm
actyor. nandm masallarn rlplak gerekler oluu
daha beter! Dlerim aryor. Yaamak ne zor ey!
Yaamak ne zor ey! Ne zor
20
kltrel
dayatmaya
kar!
nsann kendi zerinde bir kltrel dayatmann farkna varmas, bir bilincin
varl kadar bir zayfa da iaret ediyor. Buradaki zayf etkiye aklk olarak
anlamak lazm. Zayf olmasaydk kltrel dayatmalar hi fark etmeden yolumuzu
yryebilirdik belki. Fakat ite o zaman bu dosyay da yapamazdk. Bu zayfmz,
umursamaz ve zalim insanlar sevindirecek bir zayfk olmaktan ok, bize Allah
karsndaki konumumuzu yani insanlmz hatrlatan, bizi insana, iinde
bulunduumuz zaman, mekan ve topluma rapteden sevinli ve velut bir zayfk. Ne
kadar ok kltrel dayatmann farkna varr, ne kadarn tehis ve ifa edebilirsek o
kadar iyi.
Kltrel dayatmalar, zerinde durulup dnldnde zlen bir yapya sahip.
Bu dayatmalar bir eyleri tecrbe ediimizi, kendini fark ettirmeden etkilemesinden;
rtklnden alyorlar glerini. Kendimizi, beeri bir eyi utanarak yaparken ya
da bizimle uzaktan yakndan alakas olmayan bir eyi yapmak zorunda hissederken
bulabiliyoruz. zerimizdeki bir kltrel dayatmay fark edip aha kltrel dayatma
diye tehis ettiimiz, oyunun dna kp ona mesafe aldmz anda iin yars
bitmi oluyor aslnda. Bylece balayan zlme sreci, o zel dayatmann ierii
zmlenebildii oranda tamamlanm oluyor. Fakat tam bir dayatmay zdm
dediinizde, bu dayatma ekil deitirmi olabiliyor ya da yeni bir dayatmayla kar
karya kalabiliyorsunuz. Dahas belli kltrel dayatmalarn daha yaygn ve genel
olduunu kabul etsek bile, farkl insanlarn tecrbelerinde dayatmalarn ierikleri ve
karmaklklar bsbtn farkllayor; birinin dayatma olarak tecrbe ettii eyi bir
dieri dayatma olarak tecrbe etmeyebiliyor. Nitekim ierikleri birbirine taban tabana
zt dayatmalara da rastlayabiliyoruz.
Dosya isminin kltrel dayatmalara kar deil de kltrel dayatmaya kar
olmasnn altndaki vurgu u ekilde ifade edilebilir: Bu dosyadaki niyetimiz, bir
kltrel dayatmay dayatma yapann ne olduunu anlamak, bu yolla, ierii ne
olursa olsun her eit kltrel dayatmay fark edilebilir ve baa klabilir klmak.
Doaldr ki kltrel dayatmalar, bu dosya kapsamnda ele alnanlardan ibaret deil.
Belli bir younlukta zerimizde hissettiimiz ve yaygn olduunu dndmz
baz dayatmalar ne karp ieriklerini sabitleyerek zmlememiz ise, konuyu
rneklendirmeye matuf. Derdimizi anlatabilmek iin setiimiz ierikler; hissettiimiz,
farkna vardmz, dikkatimizi eken birka kltrel dayatma rneinden ibaret.
Belli kltrel dayatmalar konu etmemiz; tam karlarnda farkl bir dayatmann
bulunmadn ima etmek ya da kar dayatmalar grmezden gelmek anlamna
gelmiyor. Bir dayatma baka bir dayatmayla alamayacana gre, birer kar dayatma
oluturmak da deil amacmz. Bu dosyadan muradmz, ynmz dayatma
iermeyen bir kltr siyasetine dnmek ve bu minval zere yol almak.
dosya editr: ali akyurt
kanaat aktarm
mekanizmalar
zerine efsane ve
anonimlemeye kar
Bugn edebiyatta, dncede, mzikte, sinemada, sanat-
ta, dinde, felsefede, bilimde, iinde dnenip durduumuz
kltrn btn alanlarnda bir dizi kltrel dayatmayla
kar karyayz. stelik, bizzat kendimiz, evremizdeki-
ler ve adalarmz stndeki etkisini yakndan ve yak-
c biimde hissettiimiz bu dayatmalar, hkmn sadece
kurumsal yollardan deil kiisel yollardan da yrtyor.
Edebiyat alanyla rneklendirerek aalm: Yazarlar,
eletirmenler, yaynclar, editrler (yaynevi, dergi, gazete
kltr sanat sayfas, internet kitap sat sitesi editrleri),
akademisyenler, kitaplar, retmenler gibi fgrler, bu
kurumsallk iinde kurumsal bir yer edinmi ve bu alan-
dan iktisadi veya sosyal fayda temin eden kesimi olutu-
ruyor. Bunlarn dnda kalan kesim ise edebiyat alanyla
ilikisi edebiyata ilgi duymak dzeyinde olan, edebiyattan
yana daha farkl beklentilere sahip eitli dzeylerden
okuyuculardan oluuyor. te iin canmz en ok yakan
ksm, bu ikinci kesimin de kltrel dayatmalara anak
tutuyor olmas; kltrel dayatmalarn, kurumlarla olan
ilikilerimizle ve kurumsal kanaat aktarm mekanizmalaryla
snrl olmayp; insandan insana giden btn szleri, hal
ve hareketleri kuatan bir ak halinde kiisel, znel, bire-
ali akyurt
bir, kurumsallk d kanaat aktarm mekanizmalar iin-
de de kendini var etme imkan bulmas. Bizce bugnk
durumun vahameti de buradan; bu sivil ilikilerin niteli-
inden kaynaklanyor.
Beriki kltrel rnlerin deerli, tekilerin de daha
az deerli ya da deersiz olduu yolundaki kanaatler, bize
sadece, yazl, basl, grntl, sesli, sanal ortamlarda fa-
aliyet gsteren kurumsal kanallar zerinden tanyor ol-
sayd, bunu bir dereceye kadar nemsiz sayabilirdik. n-
k kitaplar, dergiler, gazeteler, yaynevleri, televizyonlar,
internet siteleri, reklam panolar tarafndan yaplan akta-
rmn zaten siyasi snrlamalar, iktisadi ynlendirmeler ve
messes bir sorumsuzlukla malul olduu ortadadr. te
yandan unu bilmek, bizi kurumsal aktarm mekaniz-
malarnn ifsat edici etkisi konusunda bir lde iyimser
klyor: Toplumumuzda basiret sahibi insanlarn says az
deil ve toplumumuzun bu azmsanamayacak kesimi bu
kurumsal mediumlar karsnda olgun bir tepki, bir bilin
gelitirebilmitir. Bu mediumlarn yukarda(n)/darda(n)
bir akla karsna ktnn, bunlarn esas muhatapla-
rnn kendisi olmadnn, bu yaynlarda kendisinin say-
gn bir muhatap olarak gzetilmediinin, btn bunlarn
22 dosya
aslnda bir oyun olduunun farkna varmtr. Bunlar
elencelik eyler olarak konumlamakta, pek de ciddiye
almamakta, iten ie tiye almakta ve sonuta bunlar-
dan sanld kadar etkilenmemektedir. (te yandan u
da unutulmamal ki; buradaki darda ve oyun gibi ko-
numlama tavr, bunlarn bir oyun olduu bilgisiyle ve bu
oyunun iine girmeyi olumsuzlayan ahlaki bir yargyla
birlikte olmadnda, bir ulaamama, haset ve kompleks
duygusunun ve bu duygunun gizlenmeye allmasnn;
sonradan karmza farkl ekillerde kabilecek olan bir
cesaretsizliin ve ie kapanmann iareti de olabilir.)
Bu yaklammza gre, bugn zerimizde hissettii-
miz kltrel basknn ncelikle nemsememiz gereken
ksm, iinde yaadmz kltr ortam sayesinde etkisi
bir lde haffemi olan kurumsal bask deildir.
Asl bask, tek tek kiilerden, szler, hal ve hareket-
ler zerinden bize ulaan kanaat aktarmnn, kurum-
sal aktarmn maluliyetlerinden uzak olmas beklenen
kurumsallk d kanaat aktarm mekanizmalarnda da kl-
trel dayatmalara hareket alan almasndan, stelik
bunun baya da istekli bir ekilde yaplmasndan kay-
naklanyor.
(Bunlar sylerken, en azndan kendi kltr ortam-
mz iin, kiisel ilikinin kurumsal ilikiden daha etki-
li, ikna edici, rza oluturucu olduunu varsaydmz
dikkatten kamam olmal. Bu varsaym doru saylp
dnlmeye devam edilecek olursa, kurumsal sayd-
mz kanaat aktarm mekanizmalar iinde hangilerinin,
kendilerine ne kadar kurumsallk d ss verebildikleri,
bu ynde ekil deitirip kiisel ilikinin etki imkanlarna
kavutuklar, ayr bir bahis olarak ele alnabilir.)
Ne hakkndaki nasl bir kanaat kim tarafndan kime niin
ve nasl aktarlyor? Kltrel dayatma, kltrel retimin
eitli alanlarndaki eitli rnler hakknda fkir beyan
eden, en azndan fkir beyan eder grnen btn ifade-
lerde, nihai olarak metinlerde (biz bunlara yazl veya
szl olmalarna bakmakszn topluca metin diyece-
iz) ve bunlar ileten btn iliki, ortam ve mekaniz-
malarda ortaya kabilir. Peki kitaplar, dergiler, airler,
romanclar, arklar, arkclar, flmler, ynetmenler,
festivaller, konserler, kitabevleri, galeriler, sergiler, fuar-
lar, mzeler, kafeler vs. gibi birok eyi iine alan geni
bir alandaki rnler hakknda ortaya konan kanaatler
ve bu kanaatlerin aktarm ne zaman kltrel bir da-
yatmaya dnr, ona hizmet eder veya onu pekitirir?
Ne zaman bir dayatma, ne zaman meru bir paylam,
mdafaa, saldr, boyun edirme, itaat ya da ret olur?
Bunlar zerinde, paragrafn banda geen soru cmle-
sinin elerine tek tek bakarak, birbirleriyle ilikilerini
inceleyerek dnebiliriz.
23 dosya
Biz yazmzda kltrel rnler hakkndaki kanaat-
lerin kiisel yollarla aktarm konusunu, bu sorunun et-
rafnda dnerek ve kanlmas gereken iki tehlike ekse-
ninde hareket ederek ele alacaz. Bunlardan ilki olan
efsaneleme konusunda metnin niteliine bakarak
o metnin/kanaatin gerekten insana deen, gerekten
bir insandan km bir metin/kanaat olup olmadna;
ikincisi olan anonimleme konusunda ise, aktarmn
niteliine bakarak o kany nmze koyan kiinin ger-
ekten orada olup olmadna dikkat kesileceiz. Baka
trl sylersek ilgimizi, aktarlan bir metnin; altnda ger-
ek bir insan varm gibi grnmesine ramen mbdii
dahil herhangi bir insana temas etmekten uzak olmas,
yani bir anlamda sahicilik, yenilik ve zgnlkten yok-
sun olmasna (kukla) ve arkasnda, kendi ahsnda sna-
mad o metni/kanaati sorumsuzca aktarp duran biri
deil de aktarmn sorumluluunu stlenen gerek bir
insan bulunmamas, yani bir anlamda bir sorumluluk ve
dirilii iermemesine (glge) ynelteceiz.
Efsaneleme
Efsaneletirici tavr, insann bir sanat eserine veya sanat-
ya ya da dolayl olarak kendisine ynelik bir yceltme
ihtiyacnn; kendisindeki bir tr zaafn ya da bir eye hay-
ranlk duymann ve bu hayranl izhar etmenin kolayl-
nn ve getirilerinin mi sonucudur? Kayna ne olursa
olsun efsaneletirme; kendini, mitletirilen eyin nitelik-
siz bir ekilde ele alnmasnda belli eder. Bu niteliksizlik,
efsaneletirilmeye allan ey hakknda kurulan metin
asndan, bu eyin olur olmaz (ounlukla sanatsal de-
eriyle ilgisiz) zelliklerinin ne karlmas, ar m-
balaal ifadelerle ve hayranlkla sz konusu edilmesi,
balamszlatrlmas, zmleyicilikten uzak ve yzey-
sel olarak ele alnmas gibi ekillerde karmza kabilir.
Geri bazen, yaplacak efsaneletirmeye, yzeysel de olsa
teorik denebilecek bir zemin hazrlanr. Fakat bu zemin
de zellikle o efsanenin efsaneliini merulatracak e-
kilde kurulmutur. Kaygan, geici ve sonradan tam aksi
iddia edilebilirdir. Efsaneletiren kiinin kendisiyle ilgili
durum ise; bu kiinin kendisini efsane nesnesiyle irtibatl
gstermeye almas, kendisini efsanenin deerine atfa
deerli gsterecek birtakm alakasz otobiyografk anek-
dotlar araya sktrmas eklinde ortaya kar.
Efsaneletirilen eyin nemli saylmasyla, sanlma-
syla, nemli olduu tahminiyle yetinilir. Fakat niin
nemli olduu, dahas hakikaten nemli olup olmad
bilinmez. Efsane haleleri ile evrelenen efsunlu kltr
rnlerine baktmzda, bunlar hakkndaki kanaatlerin
oluturulmasnda temel bir kstasn, kriterin, eksenin
olmadn grrz. Efsane oluturan zihnin ileyii,
dnen zihnin ileyiinden tamamen farkldr. O kar-
latrma, irtibatlandrma, benzetme yapmaz; zihinde
birbiriyle temas halinde olmayan odacklar ina eder.
Dolaysyla tek bir kiiden sadr olan farkl efsaneletir-
me metinleri arasnda bir tutarllk olmas da beklene-
mez. rnein Nick Cavein gnlk yaayndaki dzen
ve disiplinden hayranlkla bahsettikten sonra, mtevef-
fa Janis Joplinin yaayndaki derbederlii vebiliriz.
Efsaneletirilen ey hakknda kurulan metnin, dier
efsanelerle temas noktas bulunmad gibi, bizatihi ef-
saneletirilen eyle de temas noktas yok gibidir. Efsane-
letirilen eyin deersiz olduunu dnmek bir yanlg-
dr; nk efsane, zaten efsaneletirilen eyin deerine
demiyordur. Efsaneletirme, efsaneletirilen eyin esas
niteliklerinden btnyle bamsz olarak iler. Efsane
haline getirilen felsefeci, air ya da arkc, esas zellik-
leri nemsizletirilmi, bir anlamda bo/zelliksiz bir
iarete dntrlmtr. Bir eyin efsaneletirilebilmi
olmas ya da efsaneletirilmeye yatkn (bu yatknlk da
yukarda deindiimiz gibi hayli deikendir) birtakm
zellikler tamas, o eyin niteliksizliinin bir iareti
deildir. Efsane metninin temel zaaf da, ounlukla
daha tali saylabilecek zellikleri merkeze tamasnda
deildir. Yani efsane metni, efsaneletirilen eyin nemli
saylabilecek baz niteliklerine temas ediyor da olabilir.
Fakat asl zaaf, bu zelliklere temas edi eklinde ve bu
zellikleri konumlay mantnda kendini gsterir.
Efsane nesnesi, hakknda pek bir ey bilinmesine
gerek duyulmadan da efsaneletirilebilir. Bu tr efsa-
neletirmelerde, efsaneletirilen ey hakknda bilinenler
olduka snrldr. Efsaneletirme metni, srekli tekrar-
lanp duran, farkl azlardan neredeyse ayn kelime ve
vurgularla duyabileceimiz birka hayranlk dolu anek-
dot ya da hkm cmlesinden ibarettir. Efsanenin sr-
drlmesi iin bu ayn birka cmle yeterlidir. Bir met-
nin efsaneletirici olduunu ele veren zelliklerden biri
de ikincil ve daha sonraki kaynaklara yaplan atfarn
hatta kayna bilinmeyen ve kamuya mal olarak anonim-
lemi hkmlerin okluudur. II. Yeni hakknda dola-
mda olan ve nihai birer hkmm gibi sunulan Asm
Bezirci cmleleri buna rnek verilebilir. Ama te yan-
dan birincil kaynaklara atf da, aslnda bir kar efsanedir.
Zira daha temelde mesele kaynaklara ynelik tavrn
niteliinde dmlenir. Anlamaya alan ve dnen
zihin isterse ikincil bir kaynaktan hareket etsin, birincil
kaynaktan yola kan efsaneletirici zihinden daha ma-
kul bir sonuca varr. Zira biri, karlatrd yarglar
sorgulamadan alr ve tahlil etmeye almazken; dieri,
bu yarglar zerine dnecek ve bunlar kendi terazisin-
de tartacaktr. Olay genelletirerek baka bir adan u
ekilde de ifade edebiliriz: Efsane, herhangi bir ey hak-
knda oluturulmu bir kanaatin artk nihai bir hkm
24 dosya
gibi dnlmesi ve tamamen o eyin yerini almasdr.
Efsanelerin etkinlik alan bulmasnn altnda, bu kolay-
ln da byk pay vardr. Dier bir kolaylk da, bir ey
hakkndaki efsanenin, efsaneletirilen eyden tamamen
bamszlatrlm; ii bo bir iarete, hibir yere temas
etmeden rahata hareket edebilen bir eye dntrl-
m olmasndan gelir.
Efsaneletirici kii kendisini, kabul grm, deer-
li saylan kltr rnlerine atfa deerli gstermeye
alr ve bylelikle itibari deerini bizatihi efsanelerin
varlndan alr. Efsaneler olmadan bu tr bir deere
ulaamayacan bildii iin de efsaneletirme mekaniz-
masnn gnll yrtcln stlenir. Kendisini,
bir efsanenin ne kadar efsanevi olduunu fark edebilen
biri gibi gsterme maharetini sergileyebiliyorsa bu ona
amalad kltrel sermayeyi fazlasyla kazandracaktr.
Bu yaklamda, efsaneye konu olan eyin kendi tarih-
sel-toplumsal balam iinde ne tr bir deer tad-
na, nasl bir ihtiyaca karlk geldiine ve bundan ayr
olarak bizim iin anlamnn ne olduuna ilikin bir
tahlil abas sz konusu deildir. Efsaneletirici metni
oluturan veya tekrarlayan kii gibi, metnin muhatab da
ayn anlamszla katlmaktan faydalanmay umuyordur
ve herhangi bir soru sorup efsane halesini datmaktan
zenle kanacaktr. nk efsaneye ynelecek herhangi
bir anlama abas, deer atfedilen bir efsane yardmyla
kendini deerli gsterme mekanizmasn bir anda tuzla
buz edecektir. Bu genelde gereklemez; nk muhatap
da ayn mekanizmadan faydalanmak iin srasn bekli-
yordur. Ayn zamanda efsaneler de itibari deerlerini bu
efsaneletirici kiilerin varlndan alr. Efsaneletiril-
meye konu edilen eyin grd tevecch, efsane olarak
aktarlabiliyor oluundan, efsane olarak alnp satlabil-
mesinden, dei toku edilebilirliinden, deiim dee-
rinden gelir. Bu eyin itibar da, kendi iinde ya da baka
bir balamda ne kadar deerli olursa olsun, bir ekilde
efsaneletirilebilmi olmasndan ve bunun salayaca
kltrel sermayedendir. Yani efsane, efsaneletirdii eyi
sadece kullanr.
Efsaneletirici kiinin, ortaya koyduu metinde, ef-
sane ile kendisi arasnda ikna edici bir balant kurmas
da efsane zerinden deer kazanmann olmazsa olmaz-
larndandr. Metne, kendi hayatndan, efsaneyle ilikili
baz hikayeler, baz tecrbe paralar eklenir. Bu iliki
an, biyografnin ne kadar eski bir anndaysa o kadar
makbuldr. Yine kii ne kadar etki dolaym olmadan,
kendiliinden o sanat ya da eseri fark etmi, ona y-
nelmise, o kadar iyidir. Ben onu lisede dinliyordum.
Ben onu ilkokulda okumutum. ya da daha aa per-
deden gazetede grdm demek bile, bu metinde otobi-
yografk bir vurgu kazanr. Bir kltrel rn etrafnda-
ki efsane halesini, sz konusu rn (en kt ihtimalle
adn duymu olmak dzeyinde) kendisiyle ilikilendiren
fakat anlamaya almayan her trl unsurla zenginle-
tirmek serbesttir. Bu sre iinde, anlamaktan ok anlar
grnmek, tecrbe etmekten ok tecrbe eder grn-
mek, tat almaktan ok tat alr grnmek ilh. nemlidir.
Byle bir durumdaki kii efsaneletirme srasnda, asl
olarak efsaneletirdii eyi deil, kendisini arasallatr-
m olur. Kendi tecrbesini, biyografsini kltrel ser-
mayeye ulama aracna indirgemi; pazarlanacak bir eye
dntrmtr. Yani kendini efsane zerinden deerli
klmaya alrken, efsanenin arac haline sokar.
Efsane oluumuna hizmet etmeyen bir metnin temel
ayrc vasfar ise, deerli sayld ifade edilen sanat ya
da eserin niin deerli sayldnn da bildirilmesi; daha
soyut, anlalabilir, temas edilebilir, olumlu manada ze-
nilip taklit edilebilir bir zeminde kurulmas; zmle-
yici, birincil kaynaklara dayanan, sanatnn veya eserin
balamn gstermeye ynelik, insann znelliine, ken-
di tecrbesine degin olmas eklinde belirtilebilir. Me-
tin, bu anlama zeminine katks olmayan otobiyografk
elerden arndrlmtr. Bylece metinde sz konusu
edilen ey, nemli olduu kabul edilen ama neminin
nereden kaynakland bilinmeyen efsunlu bir nesneye
dnmemi olur. Salkl bir metin hibir zaman, bir
eyin nemine ilikin herhangi bir kanaat, onun niin
nemli/nemsiz olduu sorusunun cevabn tam bilme-
yen birinden sadr olmaz. Zira bu tr bir metin, konu
ettii eyin nasl bir ihtiyacmza karlk geldiini, onu
niin ve neye gre tercihe ayan ve deerli bulduumuzu
da (ya da tam tersi) iermek durumundadr.
Bir kltrel rn hakknda bir kanaat olutururken,
karmza kabilecek muhtemel sorunlardan biri, ona
harcadmz mesai ile ilgilidir. Bizim diyelim bir flmi
seyretmek iin ayrdmz vakit, gsterdiimiz aba,
bizi onu nemli gstermeye, efsaneletirmeye itebilir.
Bundan kanmak iin, o eyin aslnda bizde bir karlk
bulmadn, o eye bir lde boa vakit harcadmz
kabul edecek olgunluu gsterebilmemiz gerekir. Aksi
halde srf biz onunla ilgilendik diye onu nemli gster-
mi, efsaneletirmeye alm oluruz. Bir dier sorun
da, bir ey hakknda beeni ifade etmenin, dklk
saylaca, kiiyi deersiz klaca dncesidir. Hakika-
ten de nne kan her eye hayranlk duymak, her yeni
karlat ey karsnda heyecana kaplmak, akllca ol-
maktan uzaktr ve beeninin ya da muhakemenin geli-
memiliine iaret eder. Yine de hibir eyi beenmeyen,
beeni bildirmeyi aa gren bir noktaya kaymak doru
olmayacaktr. Bir ihtiyaca cevap verebilmi olan, srf bu
sebeple olumlayc bir dille metinletirilmeyi hak eder.
Burada nemli olan, bu metnin ekillendirilme tarzdr.
25 dosya
Anonimleme ya da glge tiyatrosu
Efsanelemeyi kukla tiyatrosuna benzetecek olursak,
anonimlemeyi de glge tiyatrosuna benzetebiliriz. Ef-
sanelerle savarken kltr rnlerinden yana gerek be-
enileri, ihtiyalar, arzu ve istekleri olan insanlarla de-
il, efsanelerden fayda uman kuklalarla savayoruzdur.
Bunlar, efsanelerin (daha da acs kendi efsanelerinin)
kurban olmu ve kendilerini kuklalara dntrm
kiilerdir. Anonimlemede ise karmzda artk kuklalar
deil, glgeler vardr. Kuklalar basit bir ekilde, suret
olarak benzedikleri karakterleri temsil ederler ve belli
tiplerin sembollleri hkmndedirler. Kuklalarla kuklala-
r hareket ettirenler arasnda ise, ne surete ne de trce
bir benzerlik vardr. Kuklalarla onlar hareket ettirenle-
rin ilikisi bu hareket ettirme eylemidir. Efsane ile onu
efsaneletiren kii arasndaki illiki de bir karlkl hare-
ket ettirme edimidir. Efsaneletirilen ey, efsaneletiren
kiinin kuklas olmutur; efsaneletiren kii de ortaya -
kard ya da pekitirdii efsanenin bir kuklas halini al-
mtr. Glge tiyatrosunda ise, kuklac ve kuklalar deil
oyuncular ve glgeleri vardr. Glgelerin durumu kukla-
larnkinden tamamen farkldr. Glge dpedz birinin
glgesidir, ona benzemektedir. Ama kendisi de deildir
neticede. Bir belirsizlik, yar belirlilik, karanlk, yar ay-
dnlk halidir. Bir tarafyla da glgelerden bir glgedir.
Anonimleme, birka farkl ekilde anlalabilir veya
karmza kabilir. lki, anonim dz anlamyla kimin
elinden kt bilinmeyen, belli olmayan veya genel oku-
yucu tarafndan yazan kiinin kim olduu bilinmeden,
daha da nemlisi kim tarafndan yazldna dikkat edil-
meden okunan imzal, mstear imzal ya da imzasz me-
tinlerdir. Bunlarn kurumsal aktarm alanndaki en g-
zel rnekleri basn bltenleri, bu bltenlerden tretilmi
gazete haberleri ve reklam metinleridir. Yar kurumsal
bir grnm arz eden internet ortamndaki rnekleri ise,
yazar mantyla yazanlar ister dahil edelim ister dta
tutalm, eki szlk, wikipedia, imdb, kitapyurdu, ama-
zon, gazete ve haber sitelerinde ve internet forumlarn-
da yazlan yorumlardr. Bu yorumlar asl olarak gerek
insanlara ait ve gerek insanlarn tecrbelerine, dn-
celerine degin olsalar da, bu sitelerin zellemi takip-
ileri dnda, genel alglan itibariyle; okuyucuyu, ya-
zar belirsiz metinlerle kar karya brakr. Bu manada,
durumun genel okuyucu nezdindeki alglan itibariyle,
ortaya konan hkmlerin arkasnda belli bir kii, hatta
herhangi bir kimse yoktur. Bu ortamda karmza kan
znesiz hkmlerin arkasnda, metnin yazan asndan
sorumluluunun (kalabaln arasna karp kaybo-
lan), okuyan asndansa gvenilirliinin kendine has
ve normalden daha dk bir seviyede konumlanmas-
nn sonucunda bir boluk almakta ve kltrel dayat-
malar kendilerine bu bolukta rahata yer bulmaktadr.
Karmzdaki, bir mstearlar cangl (Bir an iin edebiyat
alannda btn yazarlarn mstear isimle yazdn d-
nelim!), anonim bir kanaatler toplamdr. Ve bu anonim
(ok ortakl) kanaatler toplam, genel okuyucunun
karsna, tek bir btn olarak, saduyunun rn olan
yaygn kabul grm kanlar olma sansn uyandracak
ekilde karlar.
Anonimlemenin dier bir karmza k ekli ise,
anonim kelimesindeki kayna bilinmeme anlamyla
ve kaynaa ilikin bilginin aktarm srasnda kaybolma-
syla ilgilidir. Anonim trklerde olduu gibi, bir kltr
rn hakkndaki kayna belirsiz kanaati ortaya koyan
biri vardr ve bu kanaat yine kim tarafndan yapld
bilinmeyen ekleme, karma ve deiikliklerle karm-
za kmtr. Buradaki anonimleme aktarm srasnda,
kaynaa ilikin bilginin aktarlmamas sonucunda ortaya
kar. Anonimlemenin bu eidini kanaatin aktarln,
rivayetini merkeze alarak yeni bir balk altnda incele-
yelim.
Rivayetin shhati
Kltr alanndaki bir ey hakkndaki kanaatimiz nasl
oluur? Diyelim ki bir kitap hakknda bir kanaate sahi-
biz. Bu kitab okumu, okumam, okumay dnyor
ya da dnmyor olabiliriz. Kitab okumadan nce ya
da okuduktan sonra hakknda yazlanlar okumu olabi-
liriz. Kitab okuduktan sonra bizde hakknda bir kanaat
uyanm ya da uyanmam olabilir. Bu kanaatimiz nce-
den duyduumuz bir kanaatin etkisinde oluabilir ya da
kendi vardmz kanaat nceki kanaati destekleyebilir
veya nakzedebilir. Btn bu ihtimallerin tesinde, genel
olarak kendiliimizin ve rnek zelinde, kitap hakkn-
daki kanaatimizin ekillenmesinde kendi dmzdan
gelen kanaatlere btnyle kapal olduumuzu, bunlarn
kanaatimizin oluum srecinin hibir noktasnda hibir
etkiye sahip olmadn iddia etmek mmkn deildir.
Mmkn olmamas bir yana, gerekletirilmesine u-
ralmas halinde bile zaten anlaml bir ey de deildir.
Bir insan tekinin, beerin btn tecrbelerini teker teker
kendi tecrbe etmesi teknik olarak mmkn olmadna
gre, aslna baklrsa, unu deil de bunu tecrbe etme
tercihimizin altnda bir ekilde ikincil bir kaynaktan al-
dmz haberin, yorumun, kanaatin etkisi bulunmas
kanlmazdr. Yanl olan, bizatihi bir ey hakkndaki
bir kanaatin aktarlmas deil, bu aktarmn belli bir e-
kilde yaplmasdr. O halde, insan iin mracaat edilmesi
kanlmaz olan kanaat aktarm mekanizmas nasl ile-
mektedir ve anonimlemeye yol amayacak, salkl bir
kanaat aktarm nasl gerekletirilebilir? Baka bir sy-
leyile, rivayetin shhatini nasl denetleyebiliriz?
26 dosya
Kanaatin kiisel yolla aktarm, metinsel olarak, szl
ya da yazl metinler zerinden dorudan veya hareketler,
davranlar zerinden dolayl bir ekilde gerekleebilir.
kincinin tahlili, verilen mesajla alnan mesajn arasnda
alabilecek muhtemel mesafe, ksmi bir grntden ha-
reketle zihinlerde bulunan hazr kalplara yerletirilme
ihtimali, bu mesafe ve ihtimalin ortadan kaldrlmasnn
zorluu, hal ve hareketlerimizi belirlerken; bu ihtimal-
ler karsnda nasl bir tavr taknacamz, snr nereye
ekeceimiz gibi konularn dahli sebebiyle olduka zor,
metinsel aktarmn shhatini tayin ise, dilin sz konusu
mesafeyi ve dolayll byk lde bertaraf edebilmesi
sayesinde nispeten kolaydr. Biz burada ikincisiyle ilgi-
leneceiz.
Kanaat aktarm baka bir adan yine iki trldr.
Ya kendi oluturduumuz bir kanaati aktaryoruzdur ya
da bize ulaan bir kanaati. Bize ulaan bir kanaat kar-
snda, ncelikle aktarm bize nereden ulayorsa, o kii ya
da ortamn durumu ve ihtiyalaryla kendi durumumuzu
karlatrabiliyor olmamz gerekir. Bu kanaat karsn-
daki ilk tavrmz buna gre belirleyebiliriz. Bize ulaan
bir kanaati aktaracak olduumuzdaysa, karmza yol
kar: lkinde bize ulaan kanaati, kendimizde snama-
dan ve kaynan silerek aktarrz. Bir kanaatin anonim-
lemesi byledir. kinci yolda ise, ncelikle kendimizde
tecrbe eder, bir ihtiyacmza karlk gelip gelmediine
bakar ve ancak snamamz sonucunda ikna olduysak ak-
tarrz. nk kendi dncemiz ve tecrbemizde sna-
mak suretiyle artk bir anlamda kendimize degin hale
getirmi, kendimize ait klmzdr. Kanaati aktarmadan
nce kendinde snama, her aktarm aama-
snda bir snavdan gemeyi zorunlu klan
bir fltre vazifesi grr. Bylece bize ano-
nim olarak ulaan bir kanaat bile bizden
ktnda kayna belirgin hale gelmi
olur. nc yolda ise, bize ulaan kana-
ati, kendimizde snamadmz bir kanaat,
tecrbe etmediimiz bir ey hakkndaki
bir kanaat olarak, kayna belliyse kayna-
n belirtip, bize anonim olarak ulatysa
anonim olduunu, bize kimden ulatn,
bildiimiz kadaryla rivayet zincirini ekle-
mek kaydyla aktarrz.
te yandan her kanaati herkese aktar-
mak da doru deildir. Bir kanaati aktarr-
ken ncelikli kstasmz, ihtiyaca karlk
gelme olmaldr ki, bu kstas kiiye gre
deien bir nitelik arz eder. yle ki, mesela bizde bir
karlk bulmam bir eserin, tandmz bir bakas-
nn houna gidebileceini fark edip, ona bu kanaatimizi
aktarabiliriz. Bu noktada, kanaatimizi aktardmz ki-
iyi tanma derecemiz nem kazanr. Ya da genel olarak
bizim bir ihtiyacmza karlk gelen, bizim houmuza
giden bir eyin, ikinci bir kii tarafndan da bir ihtiya
olarak hissedilmesini, onun da bir ihtiyacna karlk
gelmesini, nihayet onun da houna gitmesini dileyebilir,
dahas bunlarn gerekli olduunu dnebilir veya d-
nmeyebiliriz.
Sonu
Kltrel dayatmalarn bazlar olduka yaln kat bir e-
kilde, basit bir mekanizma kullanarak ilerken, bazlar
ok daha karmak srelerin ve zmlenmesi zor girift
ilikilerin iine gml vaziyettedir. Biz bu yazda kl-
trel dayatmalarn ileyiine dair, kesinlikle btn kl-
trel dayatmalar kuatma iddiasnda olmayan mtevaz
bir giri yapmakla yetindik. Amacmz, kendi tecrbe
ve gzlemlerimizi sorgulayarak, basksn zerimizde
hissettiimiz tekil kltrel dayatmalar zerinden, genel
olarak kltrel dayatma dediimiz eye kar bir mevzi
kazanmaktan ibaretti. Fakat kltrel dayatmalar ve he-
men yan balarnda treyiveren kar kltrel dayatma-
lar herkesin kendi konumuna gre sonsuz bir eitlilik
arz ettiine gre esas olan, herkesin kendi zerinde his-
settii kltrel dayatmalarn muhasebesini yaparak ken-
di mevzisini elde etmeye almas ve bu almasnn
verimlerini paylama amas olacaktr. n
27 dosya
kltrel kibre kar
Kltr, ekin, hars adna ne dersek diyelim, her in-
san topluluunun, medeni olmayanlar dahil, zorunlu
olarak bir yaama pratii ve kendini ifade etme biimi
olduuna gre bir kltr olmas da varsaymsal olarak
zorunludur ve bu kltrler normal koullarda meru
ve mubah olduuna gre, her biri eit derecede saygn
olmaldr. Ne var ki, kltrle ilgili en temel kinaye de
buradadr. nk neyin meru ve mubah olduu da kl-
trn vazgeilmez bir parasdr. Baka deyile, kltrle-
ri birbirlerine kar eit ve saygya deer klmas gereken
ltn kendisi, her kltrn kendi iinde ve kltrler
arasnda deer farkll ve mcadelesinin de bir numa-
ral msebbibidir. Neye meru ve mubah diyeceiz? te
kltr bu yzden bir meseledir. Dahas bir kavgadr.
Avrupa kkenli bir kelime olarak kltr, bizde kav-
ram ve terim olarak ilk ortaya ktndan beri netame-
li bir konu. Kltr deyince biz hl Avrupann okuma
yazma, yeme ime, gezip tozma llerini l kabul
ediyoruz. Buna gre, dnya kltr bakenti Paristir, en
kltrl yahut kltrel iki araptr, edebiyat ve dnce-
de btn rnek metinler Bat klasikleri ve modern Bat
yaznna aittir, mzik dediin klasik Bat mziidir, kl-
trn temel ltleri de Avrupaya ait ilerleme, aydnlan-
ma, dnyevilik, demokrasi, bireysellik gibi kavramlardr,
ayrca Fransz kadnlar dnyann en gzel kadnlardr
yok daha bilmem neler...
Avrupa kompleksi (yahut Murat Gzelin kulland-
tabirle Europe fetiizmi) zellikle tuhaftr; nk
kltrn misyoner ynyle (modern ilecilik, aydnlan-
ma gibi) hazc ynn (dolce vita; tatl hayat) aralarndaki
uyumsuzluk ve atmay ihmal ederek bir arada tutmaya
kalkar. Neredeyse, Tinto Brassla Antonio Gramsci ayn
hokor orslorLerzer
katta yer alrlar bu kompleksin uydurduu kltrel ema-
ya gre. Ne de olsa ikisi de Avrupaldr, yle deil mi?
Halbuki Tinto Brass erotik flmler eken bir hedonist,
Antonio Gramsci ise davasna ba koymu bir dnr
ve aksiyonerdir. kisinin ayn kltrel ereve iinde yer
almas akla manta, vicdana, insan tecrbesine aykr.
Avrupa kompleksinin darya kar eziklik, ieriye
kar hn ve kibir olarak tezahr etmesi bu yaznn asl
konusu. Kendilerini aynada grme yetisini kaybetmi in-
sanlar, kendi yurttalarn bazen sadece Biz dedikleri,
Trklerden olumlu sz ettikleri, kendilik kavramna
yahut tecrbesine nem verdikleri iin kmsemekte,
sulamakta ve szlerini, eylemlerini geersiz klmaya
uramaktadrlar. Bu, eskiden evrensellik, hmanizm,
insanln ortak deerleri gibi inanlmas g ama ok
salam bir literatre sahip kavramlar zerinden yaplrd.
imdi dorudan doruya Avrupallk adna yaplyor. O
kadar ki, Avrupann ocuu olan Amerika bile bu derin
kltrel nefretin, kendinden olana ynelik kibrin arac
ve nesnesi olabiliyor. Mesela Fransz flmlerinden deil
de Hollywood flmlerinden holanyorsanz sinemadan
anlamyorsunuz, nk yzeysel, basit, artk kullanlma-
yan Franszca tabirle banalsiniz demektir.
in hazin fakat bir o kadar da gln taraf, Ameri-
kanclarn da kltr kendileri gibi alglamayanlar k-
mseme bakmndan Avrupac mtekebbirlerden pek
de geri kalmamalar. Amerikanclarn yerlicilere, aslnda
btn Trkiye ve Trkiyeye benzer btn lkelere kabi-
le toplumlarym gibi tepeden bakmas ou insan a-
rtmaz. Asl artc olan, iinden ktklar kesime yani
Avrupaclara tepeden bakmalar. Amerika Avrupadan
kt gibi, lkemizdeki Amerikanclar da aslnda Av-
28 dosya
rupaclarn ocuklarndan bakalar
deil. Bir anlamda, Amerikanclarn
problemi, (manevi) babalarn be-
enmemeleridir diyebiliriz. Hakl ol-
duklar tarafar da yok deil. Mesela,
madem kltr stnln bir ifa-
desidir, o halde bu stnln ls
neden maddi stnlk olmasn?
Baka bir deyile, Avrupaclar
bizi aalarken, bir yandan da Ame-
rikanlatrarak yapyorlar bunu. Biz
de buna biraz yakamz kaptryoruz
sonuta. nk her tartmann bir
balam vardr ve diyelim ki sinema
zerinden bir kltrel kimlik tar-
tmas yapyorsak ve Avrupaclarn
hastalkl Avrupa sinemas hayranl-
yla alay etmek istiyorsak ister iste-
mez Hollywood savunuculuuna y-
nelmek zorunda kalyoruz. Bu bizim
Amerikanc olmamzdan kaynaklanmyor ama says yl-
da bei, onu gemeyen Trk flmleri veya hi seyretme-
diimiz baka lkelerin flmleri bize bu konuda bir veri,
tartmada ie yarayabilecek bir argmantasyon temeli de
sunmuyor iin dorusu.
Kltrel kibre maruz kalmamzn en nemli dayana-
da zaten yoksulluk ve yoksunluumuz. Kltrel kibir
bize uyunuz yok, buyunuz yok diye saldryor. Mesela
Trkler modern ada hibir ey icat veya kefetmemi.
Uak, hava, uzay denilince Hezarfen Ahmet elebi de-
memiz hibir ie yaramayacak; karmzdakilerin kib-
rini artracak sadece. Ya da matbaay icat etmediimiz
gibi, Trkiyeye geliine de uzun sre muhalefet etmiiz.
Gerekten tarihsel olarak aklanmas da zor, Trkle-
rin teknoloji zrl olularn. Kald ki bu konudaki
btn aklama abalarn milliyetilik snfna sokuyor
birileri.
Kltr sz konusu olduunda btn aklama aba-
larmz zaten milliyetilik snfna sokuluyor. Trk kl-
tr demek bile yasaklanacak nerdeyse. Tamam abicim
Trk kltr yoktur, dememizi mi bekliyorlar; insann
aklna o da gelmiyor deil. Trk kltr yoksa ne var?
Kltrszlk. Okumayan bir toplumuz, oras kesin. Ne-
den okumuyoruz, nk kt niyetli ve geri zekalyz da
ondan. aka bir tarafa, Trklere topyekun gerizekal di-
yen yazarlarmz da oldu gemite. Koyun diyerek, sr
diyerek daha kinayeli bir ekilde halka, millete gerizekal
diyenler de ok. zellikle gazete ke yazarlar.
Bunu nasl karlayacaz? Trklerin gerizekal olma-
dn ispatlamann bir yolunu mu bulacaz? Bir niver-
sitemiz halk zerinde 1000 denekten oluan zeka testleri
flan uygulasn o halde. Ki tam olarak
bunu yapmadlarsa da, benzeri anla-
ma gelebilecek anketlerin, aratrma-
larn haddi hesab yok. Mesela Dou
Anadolu kkenliler aylk seks yap-
ma kategorisinde 9 rakkamyla hem
Trkiyenin hem Avrupann zirvesi-
ni tekil ediyorlar. Uzmanlarn ideal
seks yapma frekansn haftada 2 ola-
rak akladklarn gzetecek olur-
sak, en azndan cinsel birleme kl-
tr bakmndan Trklerin, iinde
bilhassa Dou Anadolu kkenlilerin
Avrupa standartlarna mkemmelen
uyduklarn syleyebiliriz. vnecek
bir eyimiz de varm demek ki. Za-
ten yoksa niye klasik Trk edebiya-
tnda glden, blblden o kadar ok
sz edilsin, deil mi?
Kltrel kibir zulme dnt,
kltrel kibre sahip ibirlikiler o mthi nezaketlerinin
altnda ok derin bir anlayszl sakladklar iin bu
konuda aka yapmaktan baka aremiz de kalmyor pek.
Kltrel kibrin zayf noktas da bu bence. Ciddiye ald-
nzda, kendi terimleri iinde cevap retmeye kalktnzda
boynunuzu eip boyundurua komas iten deil kltrel
kibrin. Ama biraz geri yaslanp, bu napyor Allah pir ak-
na diye dndnzde aka yapmaya balyorsunuz ve
kltrel kibrin zaaf da bylece ortaya kyor.
Kltrel kibrin hakszlklarnn karsna baka hak-
szlklarla kmaya olumlu baktm syleyemem te
yandan. Mesela zellikle entelektel dnyada karmza
yerli yersiz her frsatta kan faist sulamasna kar,
Trklerin doalar gerei faist olamayacaklarn sy-
leyerek kmann nasl hibir faydas olmazsa (ki zaten
Trk doasndan sz ederek faizme gerekten de yak-
lam oluyorsunuz bu durumda) bu sulamay ynelten-
lerin erdemlerini yok sayarak, onlar her ne sylerlerse
sylesinler sulayarak ve ktleyerek bir yere varmann
da imkan yoktur. Faist sulamasna kar yaplacak bir-
ok ey var. Bunlardan birinin aka yapmak olduunu az
nce sylemi bulunduk. Yaplacak baka bir ey, bu ve
benzeri sulamalar yneltenlerin sylemini zmektir.
zmlemek demiyorum, zmek. Yani onlarn srekli
ayn cmleleri ayn tarzda kurup durmalarnn nn
almak gerekiyor. Bu, ksmen yaplan bir ey. zellikle
azn her atnda insan haklar, demokrasi flan gibi
artk bir ey ifade ettii kesin olmayan szleri srala-
yan yazarlarn sylemi, az ok zlm durumdadr.
Trk milleti liberalizmi pek fazla yutmad. Dnemin
kat politik gereklerinin bunda pay byk. Avrupa ve
29 dosya
ABD liberallerinin Dounun igali konusunda ofsayta
dm olmalar sayesinde Trkiyedeki liberal sylem
ampiyonlarnn da sz ok fazla dinlenilmez olmaya
balad.
Kltrel kibre kar yaplacak en byk ise kendimiz
ve yaptklarmz, sahip olduklarmz konusunda konu-
ma yeteneine kavumaktr ki, en yava ilerleyen fakat
en kesin sonular reten zm de budur. Kltrel kibir
sahipleri bizim u deil bu, flan deil falan olduumuzu
syleyip duruyorlar, peki tamam. Ama gerekte biz neyiz
ve bunu nasl syleyebiliriz? te kltrlerin birbirlerine
kar doal hibir stnlklerinin olmad ve her insan
topluluunun yeterince saygn bir kltre sahip olduu
kaziyesi burada iimize zellikle yarayacaktr.
Bizde diyelim ki modern anlamyla roman sanat
dnyaya parmak srtacak kudrette bir yazn reteme-
mi olabilir. Bunu belirlemek gerei bir ey; bundan esef
duymama gerei baka bir eydir. kisi de kltrel kibre
yenik dmemek iin elzemdir. Yani bizde roman bir Rus
romanyla boy lebilecek durumda deilse, ki yle
olduunu kabullenmekte zorluk ekmememiz lazm, bu
neden byle diye sorup bunun cevabn salkl, derin-
likli bir ekilde vermemiz; bu konuya kafa yormamz ve
kendimizi bu konuda gelitirmemiz gerekir. Bizim de
ok deerli yazarlarmz var, bir Trk romanndan sz
etmek hakkmz; buras ayr. Ama bunlar orijinal yazar-
lar saylmaz yeterince. Orijinal olmayan tarafmz bul-
duumuzda, romanmzn gcn, romanclarmzn
erdemini de belirleme imkanna kavuacaz demektir.
Mesela, kltrel kibre boyun eip de ikinci snf Proust-
lar ya da ikinci snf Dostoyevskileri savunmak zorunda
kalmayacaz bu yolla. Bunun yerine Orhan Kemali,
Kemal Tahiri, Ouz Atay ilk defa konu ediniyormu
gibi tekrar tekrar konu edineceiz. nk byle yazar-
larmz hibir eyin ikinci snf deildirler, buras ak.
Bizde bir Proust yetimemi olmas, bylece ackl bir
durum olmaktan kacaktr. Bizde Proust yetimedi,
ama bunun yerine ne yetiti? te bence can alc soru
budur. Yetienlerden misaller de verdik. Ki bu yazarlar-
mz hakknda zengin bir eletiri literatrne de sahibiz
ve her geen gn biraz daha da gleniyor bu literatr.
Kendi yazarmz peinde komay rendik.
Genel olarak kendi kendimizi kovalamay, kendimi-
zi tanmay esas mesele haline getirmeyi baarmsak,
kltrel kibir bize ne derecede etki edebilir ki artk?
Basit bir alandan, futboldan rnek vermek gerekirse;
bir insan Fenerbaheliliini Sizin Avrupada baar-
nz yok! yollu kltrel kibir kokan saldrlara ramen
anlaml hale getirebilecek bir taraftarlk zenginliine
sahipse, Fenerbahe taraftar kendi oyununu oynamay
baarabiliyorsa, spor konusundaki Avrupa kompleksi-
nin, Avrupacln, kltrel kibrin onun zerinde fazla
bir etkisi kalmayacaktr. Kald ki, Avrupann seri ba
takmlarndan talyan Internazionale Milano karsnda
Fenerbaheyi izlediimizde, hereyin ne kadar da yerli
yerine oturmaya baladn grdk. Interi yendik diye
daha fazla Avrupal saymyoruz kendimizi mesela. I
love you Fener! gibisinden afedersiniz dangalaka pan-
kartlar almad, Avrupa Avrupa duy sesimizi gibisin-
den eziklik ifadesi tezahratlar yaplmad. Ya da tak-
mmzdaki yabanclar, yabanc kkenli yerlileri, yabanc
lkede bym yerlileri, zaten hibir zaman bir znt
meselesi haline getirmemitik. Rdvan Dilmene sordu-
lar, Fenerbahede yabanc says ok, bir dil ve iletiim
problemi yaanyor mu Fenerbahede? diye. Rdvan,
Hayr, neden olsun? Zaten Kemal ve Seluktan baka
yabancs yok ki Fenerbahenin, dedi glerek.
Glmeye, elenmeye, kltr denen oyunu bildii-
miz gibi oynamaya hakkmz olduunu unutmamalyz.
Bir konudaki stnlmz nasl bize baka uluslar ve
topluluklar, onlarn kltrlerini aalama hakk ver-
miyorsa; eksiklerimiz ve yokluklarmz da utan nedeni
olmamal. Fenerbahe UEFA takm katsays listesinde
30lu sralara kadar ykselmi bulunuyor. Zirveyi, yani
birinci sray istediimizi imdi daha keyife, daha rahat
bir ekilde syleyebiliriz. Ama zaten bu takmn tarihi
boyunca Her zaman her yerde en byk Fener! diye
barmyor muyduk? Bunu her konuya ve her alana ge-
niletebilirsiniz kafanzda. Fenerbahe bugne kendi
liginde yzlerce, d malarda onlarca malubiyet ve
pek ok da hezimet yaayarak geldi. Dmez kalkmaz
bir Allah. Muhteem gemiimizle vnmeyi de, bu-
gnmzle yerinmeyi de bir tarafa koyup artk iimize
ve bu arada da kltrel kibrin icabna bakalm arkada-
lar. Ne zaman ki Trk kltrn bask altnda tutan bu
derin komplekslere sahip kltrel kibri ekarte etmeyi
baarabilirsek; yani zgrlk olmak iin solcu olma
zorunluluu hissetmediimizde ya da okuyorum diye
kt eviri edebiyat okuma gerei duymadmzda,
yabanc dil bilmeyeni de adam yerine koyduumuzda,
inancmzdan, dncemizden, yapp ettiklerimizden
veya arzularmzdan, niyetlerimizden kukuya, korkuya
ve zntye kaplmamay rendiimizde; dnya sadece
bizim iin deil, umulur ki bakalar iin de daha bol
oksijenli, daha zihin ac bir yer haline gelecektir. Bu-
nun iin de Trk olmay bir vn veya utan kayna
olmaktan karp bir hedef olarak nmze koymamz
lazm. Trkn bir hedef olmas lazm? yi iirse iyi iir,
iyi futbolsa iyi futbol. Fenerbahe bunu yapt, yapyor;
bana baz kltrel kibirlilerin megaloman demesi paha-
sna sylyorum ki ben yaptm, yapyorum; peki sen ne
yaptn ve yapyorsun deerli kardeim benim? n
30 dosya
klasikler dayatmasna
kar ulyssesi niin
okudum?
Hikayesi
Ulyssesi okumamn ardnda birbirini izleyen not,
gizem var. lki 1997 knda Umberto Econun Gln
Ad (imdi bir de Gln Adn niin okudum? sorusu
kmasn.) romann okurken karlatm, Ecoya dair
bir biyograf notu: James Joyce uzman! O zamanlar, bir
insann yalnzca baka bir insan ya da onun eserleri ze-
rine uzmanlamasn anlamamtm. Yani ismini ilk defa
duyduum Joyceu bu kadar nemli klan ne olabilirdi
ki? kincisi 1998 bahar karlatm bir gazete haberi:
James Joyceun Ulysses adl roman yzyln en iyi yz ro-
man arasnda birinci seilmitir; ama bu roman zaten
srekli ya en kt ya da en iyi roman seilmektedir, flan.
Bu nasl mmkn olabilirdi? ncs ise 1998 knda
benden yaa byk bir tandn evinde Ulyssesin terc-
mesiyle karlam olmam. O gn geri o arkada, Bu
kitab bugne kadar okuyabilen kmad, demese yine
dikkatimi ekmeyebilirdi. Fakat bir kitabn niin okuna-
mayacana dair gizem, bendeki inat ve daha nceki iki
not ile birleince, Ulyssesin o gnlerdeki iki ciltlik yeil
basksn, kimseye de pek aktrmamaya alarak oku-
mu oldum. Bugn belki kitaptan geriye bir iki not kal-
fazl ba
Bat dnyasnda, lise ya da niversitede edebiyat okumu herhangi biri, [edebi kanona ait
olmann] ne anlama geldiini bilir. Bu, kanon iindeki eserlerin, mez renciler ve konu-
nun szm ona uzman hocalarnca okunduu anlamna gelir. Bu ayrca, bu mmtaz eserleri
okumann bir imtiyaz iareti olduu anlamndadr. Bu ayrca, kiinin kendisini bu kanona
dahil ettiinin de iaretidir; kutsiyete takdim edilmi olmann tecrbesiyle kutsanmann, ka-
nona aina olup, ona neyin katlp katlamayacan tespit edebilecek olanlarn oluturduu o
i halkaya dahil olmann da iareti.
George P. Landow
3 dosya
d bende; biri genel olarak roman
sanatna dair, biri bir romancnn
kendi toplumunu tasvir ediine
ya da o toplumun bizzat ileyii-
ne dair. Fakat sonuta asl mesele
(bunu kimseye syleme gibi bir
niyetim olmasa da) Ben okudum,
okuyabildim, gibi bir duruma ge-
lebilmi olmamd.
Esas
Sonuta bu ok fazla ahsilemi
hikaye Ulysses gibi efsanelemeye
ok msait bir roman merkeze
alyor. Aslnda merkeze almyor
da. nk bu hikayenin merke-
zi romandan ziyade, bu roman
okumaya yeltenen kiinin ta ken-
disidir. Asl mesele, romann bir
edebiyat eseri olarak sahip olduu
deer deil, kiinin o romana yak-
lam biimidir. Geri sonuta bir
kltr eseriyle okuyucu arasnda
bir yaklama gryorsak bunun do-
laymsz olabileceini kolay kolay syleyemeyiz. Kltr
bal bana bir etki alan. Ve biz de bu etki alanndan
getiimiz srece, o kltr alannn bir paras oluyoruz.
Bu anlamda bir kitapla tanmann ardnda bu trden bir
hikayenin olmas sradan, alldk saylabilir. Mesele ta-
nkln ardnda bu trden ahsilemi bir hikayenin
olmas deil, fakat her hikayede kendini gsteren o etki
alannn ve gittike belirginleen dayatma mekanizma-
snn varlnn kabul edilmesidir. u soru zerine d-
nmek, bize byle bir hikayenin varln sorunsalla-
trmaktan daha anlaml grnyor: O hikaye, etki alan
ya da dayatma mekanizmas iinde bir eser ve o eserle
tanan kii mi, yoksa sz konusu mekanizma m eser ve
kii zerinden kendine alan amaktadr. Demek ki temel
olarak o kiinin o etki alannn ne kadar farknda olduu
ve bu farkndalk zerinden bir fark yaratp yaratamaya-
ca nemli. Fakat eer sz konusu olan bu fark ise,
onun neye nispetle bir fark olduunu da belirginletir-
memiz gerekir.
Bu hikaye erevesinde, aslnda sz ettiimiz nispet
kendini hemen ele veriyor. Yani eer, romann kendisiy-
le o roman hakknda retilen efsane arasnda bir ayrm
yapacak olursak; burada dikkate alnan eyin, romann
etrafndaki o efsanede olduu kolayca grlebilir. Yani
roman hakkndaki efsane aslnda romandan baka bir
ey olduu iin, roman ve efsane diye iki eyi ayrmamz
gerekmektedir. Efsane burada anonimlemi bir karak-
tere sahiptir yalnz. Yani efsane-
nin ierii ilgilendirmez bizi. Ef-
sanenin efsane oluu bizim daha
fazla ilgimizi eker. Dolaysyla,
herhangi baka bir roman etrafn-
da retilebilecek herhangi baka
bir efsane de en az Ulysses hakkn-
da sylenenler kadar kymetlidir
bizim iin.
Demek ki temel olarak burada-
ki gizli dayatmay aa karabil-
mek iin ncelikle, bu efsanenin
olumasndaki temel dayanakla-
r irdelememiz gerekiyor. Belki
Ulysses, burada zellikle klasik
romanlar sz konusu edildiin-
de u bir rnek gibi durabiliyor.
nk bize ayn yalarda nerilen
Seflleri okumann, uzunluundan
baka bir zorluu sz konusu de-
ildir. Ama bu eseri okumak iin
de bir neri mevcut deildi. Sefller
okunmalyd, nk o Sefllerdi.
Bir klasik olmas sebebiyle, zellik-
le dier romanlar stnde belirleyici bir stnl vard.
Seflleri okumak o belirleyicilii elde etmek anlamna ge-
liyordu. Demek ki bu iki farkl rnekte yine bir koutluk
mevcut. O da sebebi ne olursa olsun bu iki eserin oku-
nabildii ispat edildii takdirde, bu kitaplar okuyanlarn
artk kendilerini ait sayabilecekleri baka bir toplulua
doru adm atarak yol alacaktr.
Yazmzn bandaki ksa hikaye, 16-17 yandaki bir
gencin kendini kendine ispat etme abas olarak okuna-
bilir. Bir yanyla zaten her an etkiye ak bir konumda
olan kiinin, kendini iinde bulduu bir etki alanna
tepkisi olarak da yorumlanabilir. Fakat burada, etkinin
niteliine, daha dorusu kiinin karsnda oluan arzu
nesnesinin niteliine bakmamz nemli. nk burada
arzu edilen yetkinlik, direkt olarak romana ya da sa-
nat eseri ile okuyucu arasnda olumasn beklediimiz
balantya dair deildir. Daha dolayl, sanat eserine dair
gizeme cevap verme isteidir. Kendini direkt eser ze-
rinden deil, ama esere dair daha dolayl bir konumdan
ispat etme istei.
Okuyucu etrafnda bu trden bir gizem oluturanlar,
aslnda bu gizemi, ncelikle kendilerini mensubu saydk-
lar bir topluluk zerinden kendilerine dayatmaktadrlar.
Sonuta bu ounlukla eserin bize ulat orijinal kay-
naktan bamsz bir durumdur. Daha ok, yolun daha
sonraki duraklarnda, bu duraktakilerin kendi kendile-
rinin nne ektikleri bariyerler bu efsanenin, gizemli
32 dosya
Fakat bizim asl ilgilendiimiz, her eser hakknda bize
ya da bakasna ait itibari bir yorumun mutlaka bulundu-
u gereidir. Eser de kendine bu itibarilikler arasnda bir
yer aacaktr. Fakat eer farkl itibari yaklamlardan sz
ediyorsak, bunlarn da eit ilevsellie sahip olduklarn
syleyemeyiz. Her itibari konumun gerisinde, daha geni
bir toplumsal ilikiler an dikkate almalyz. Bu, esere
dair yaklamn sofstike ya da klie olmasndan daha
farkl bir nitelie iaret eder. Bu nitelik ise sz konusu
kltrel dayatmann giderek daha geni bir siyasi, sosyal
alann vcut bulmasna hizmet etmesi ile ilgilidir.
Toparlarsak
Bu yaz kk bir hikayeye dair bir keif yazs aslnda. Bu
kefetme abasn iki sebeple nemseyebiliriz: lk olarak,
kltr iindeki kk bir hikaye btn bir kltr alanna
dair bir gsterge olabilecei iin. kinci olarak da, eer
ortada sorunsallatrdmz bir durum varsa, buna kar
yaplabilecek ilk eyin bu keif olabileceini dnd-
mz iin. Sonuta, u ak ki kltrel dayatma hayat iin-
de her an srekli karlatmz bir ey. Bu, bir gazete
haberi, biyograf notu ya da arkadamzn yorumu ola-
bilir. Esasnda bununla karlatmz anda bizim nasl
bir hazrlk iinde olduumuz nemlidir. Keif, bize bu
hazrl garanti etmese bile bir farkndalk salayabilir.
Unutmamal ki kltr, dayatma alann srekli yeni mer-
kezler oluturarak aar. Yani kltrel dayatma karsnda
hazrlksz kalmak, bizim de onun merkezi haline gelme-
mize yol aabilir. Eer konumuz klasikler, modern kla-
sikler ya da klt romanlarsa, biz de sz konusu romann
efsanelemesinde dolaymlayc bir rol stlenmi oluruz.
Bu, ister nceki klieleri devam ettirelim ister roman s-
tnde uzmanlaalm, byledir. n
alann duvarlarn oluturmaktadr. Yani aslnda bu alan
bir savunma alandr. Eser ile kendileri arasnda oluan
boluu ya da kompleksi bu duvar sayesinde merulatr-
m olurlar. Bu, alann bir taraf. Dier taraftaki durum
ise u: Bu alan ya da dolaymlayclar, eser ile nc a-
hslar arasna girdii iin, bu alann iine girebilmek ese-
re doru atlm bir adm olacak ve daha tesinde alan
iinde yer alnd takdirde eserle btnlemenin kendi-
sini oluturacaktr. Yani eserin merkezi eserden gizeme
doru kaymaktadr.
Btn bunlar bize, esere dair ortaya konan yaklam-
lar arasnda, ister sofstike ister klie olsunlar, eserin oku-
yucuya dayatlmas asndan gerekte ok byk farkl-
lklar iermediini syleyebilir. Bu iki hiyerarik konum,
bir anlamda birbirlerini tamamlamaktadrlar. Bu ikisi
arasndaki fark bir ileyi farkndan ibarettir. rnein,
klie kullanmlarn zellikle ulalabilirlik asndan
daha etkili olduunu iddia edebiliriz. Fakat esere yakla-
mn hiyerarik nitelii, meselenin zn oluturmaz.
ncelikle bir eserin, saf eser olarak kabul edilerek
esas alnmas bizi naif bir konuma srkleyecektir. Her
eser iine girdii ortam dahilinde bir yere sahip. Bu or-
tam bir arkada topluluu ya da btn bir toplum ola-
bilir. Okuyucu hibir zaman toplumsal alandan yaltk
olarak eserle dorudan bir iliki iine giremez. Her ese-
rin toplumsal alana farkl artlar altnda girdiini syle-
yebiliriz. Eser karsnda oluan tepki, diren ya da kabul
eserin niteliine ve sunuluuna bal olarak farkllar.
rnein, bir telif eserle tercme eserin sunuluu farkl
olacaktr. Ya da yine iki ayr telif eserin sunuluunda da
iktisadi ve sosyal artlar asndan farkllklar mevcuttur.
Dolaysyla hibir eser, bir bakasyla eit bir konumda
deerlendirilemez.
33 dosya
klasik mzik dayatmas
zerine mozartn suu
deil
Ne de hznl Pachelbel, derin Bach, lgn Beethoven,
fkeli Paganini, melankolik Chopin, tutkulu Rachma-
ninoff ya da dinlediimiz dinlemediimiz, bildiimiz
bilmediimiz baka bir bestecinin... Bir sanat trnn,
sanatnn ya da eserinin dayatmaya konu edilmesi o-
unlukla sanatlarn suu deildir. smi 19. yzylda
kendisini popler mzikten ve halk mziinden ayrmak
zere konan Klasik Bat mzii sz konusu olduunda
da durum ayn. Bat toplumlarnda ve mesela Trkiyede
yksek kltre mensubiyet anlamyla birlikte dnlen
bu mzik tr, Rnesanstan Barok dneme (Pachelbel,
Vivaldi, J.S. Bach ve Hndel), oradan Klasik dneme
(Haydn ve Mozart) ve Romantik dnemle 19. yzyldan
20. yzyla uzanan Avrupa kaynakl bir mzik gelenei
olarak, aslnda sadece dnyadaki mzikler arasnda bir
mziktir. Barok ve Klasik dnemler boyunca mzisyen
ile dinleyici arasndaki g dengesi muhatap (saray, soy-
lular) tarafnda olmu ve bu yzden sanat sanatn mu-
hatabna gre icra etmek zorunda kalmtr. Ki Mozart
da bu dnemin tabiri caizse mazlum sanatlarndandr.
21 yana kadar harika ocuk saylm ve bu tarihten
35 yandaki erken lmne kadar, mzii saray evrele-
rinde kabul grmeyen, saraydaki konumu saray asyla
mer yalnova
ayn hatta dk olan (hatta Bir Dahinin Sosyolojisi zeri-
ne yazar Norbert Eliasn yalancs olmay kabullenecek
olursak, adan ne geziniyorsun ayak altnda yollu
azar iitmek zorunda kalan) ve ylece len bir saray
mzisyenidir. Bu sebeple, basksn stmzde hissetti-
imiz bir kltrel dayatmann faturasn Mozarta ya da
bestelerine karmak, dpedz hakszlk olacaktr.
Dayatma sz konusu olduunda dayatlan ey; sanat-
veya sanat, nihayet sanat deil kltrel bir fgrdr.
Sanatnn tarihsel, toplumsal, sanatsal balamndan,
gerekliinden btnyle koparlmtr. Sanat ve sanat
sonuna kadar masumdur. Hibir sanat, birileri tara-
fndan birilerine dayatlmaya daha yatkn bir sanat eseri
ortaya koymakla sulanamaz. Zaten kimse de Mozartn
Trk Mar ve bitmemi bir Trk Operas besteledii
iin kendini ve kltrn Trklere dayattn syleme
hokkabazlnda bulunmaz sanrm. Zira kltrel dayat-
ma, zaten ve ancak mukallitler yoluyla olur. Mukallitler,
kendi kltrne mensup kiilere hayran olduu klt-
rn fgrlerini ya da hayran olduu fgrlerin kltr-
n dayatabilir. yle de sylenebilir: Kltrel dayatma
dardan, yani baka bir kltrden gelmez; dayatmaya
maruz braklan kltrn iinden kar, kltr bunu
34 dosya
kendi iinde retir. Aksi halde Klasik Bat mzii da-
yatmasyla Klasik Trk Musikisi dayatmasnn az ok bir
denklik gstermesi gerekirdi. Kltrel dayatma, sanat
ile muhatab arasndaki g dengesinin bozukluundan
kaynaklanmaz. Hareketin yn, bir kltrden baka bir
kltre doru da deildir. Asl sorun, muhatap ile muha-
tap aday arasndaki g dengesinin bozularak ilikinin
dayatmaya dnmesidir.
Klasik Bat mziinin Trkiyenin kltr ortamnda
kazand anlamn tarih iinde nasl ekillendii ya da
ekil deitirdii; siyasi, toplumsal ve iktisadi srelerle
nasl biimlendii ve farkl toplumsal kesimlere gre na-
sl bir eitlilik kazand ayr birer yaz konusudur. Biz
burada kendi tecrbe ve gzlemlerimizden hareketle,
klasik mzik dinlemenin markas gibi alglanan Mozart
rneinden yola karak, klasik mzik dayatmas dedii-
miz eyin ne ekilde karmza ktna odaklanacaz.
Mzik trleri ve mzisyenler arasnda kurulan hiyerar-
ilerin nasl ortaya ktndan ok, nasl srdrld-
ne; bugn karmza k biimlerine bakacaz. Bunu
yaparken de klasik mzik dinleyicilerini snfandrp
klasik mzik ve Mozart sz konusu olduunda kltrel
dayatmann nasl bir ierik kazandna eileceiz.
tr klasik mzik dinleyicisi
Trkiyede klasik Bat mzii sz konusu olduunda,
tr dinleyiciden sz edebiliriz. Birincisi, klasik mzie
mziksel deerinden ziyade snf oluturucu fonksiyonu
zerinden bir rol bier. Trkiyenin Bat toplumu ile ili-
kisi gz nnde bulundurulduunda, klasik mzik bura-
da Batlln, medeniyetin, stnln, asaletin, yksek
snf mensubu olmann, bir hayat tarznn sembol hali-
ne gelmitir. kinci dinleyici tr ise, zevklerini, birinci
dinleyici tipine duyulan bir zenti dolaysyla belirlemeye
alr; fakat bu kompleks sebebiyle kendinde srekli bir
eksiklik hisseder. Dinlemedii, bilmedii iin duyduu
sululuk duygusuyla hareket eder. Gergin, mukallit ve
alngandrlar. Esasen klasik mzik dinleyicisi deildir-
ler, fakat klasik mzik dayatmasna mukavemet edecek
gleri yoktur. Klasik Bat mzii dinleme(me)nin biri-
lerinin karsna bir knama arac, bask unsuru olarak
kmasnda; bu konumlamalarn pekimesinde asl etken
bunlardr. Yani klasik mzik dinlemeseler bile bu da-
yatmaya ortak olurlar. Tanmayarak, tanmak zorunda
olduunu sanarak, tanmak iin gerekli emei vereme-
yerek ve yersiz bir ekilde sahiplenerek ya da nedensiz
bir dmanlk gstererek, bu dayatma en ok bu trden
dinleyiciler tarafndan yaplr. Bunlar arasnda bir ksm
insan da alttan alta bu dayatmay fark ederek, aamayarak
ve kah pekitirerek kah karsnda ezilerek hayatn sr-
drr. Sayca ok olan bu tr dinleyiciler, klasik mzik
dayatmasn ortaya atanlar deilse de, bu dayatmann pe-
kitiricileri, srdrcleridir. Dayatmaya faal olarak ve
bile isteye katlp ondan nasiplenmeye alrlar. Ya da
baka bir ifadeyle bunlar dayatmaya diren gstereme-
mi olanlardr. Bu yaznn konusunu bu tr dinleyiciler
oluturuyor. nc dinleyici tr ise aslnda olmayan,
ancak yaklalabilecek ideal bir tiptir. Klasik mzikle
ilikisi atfedilmi deerlerden, kurgulardan bamszdr.
Sayca en azndan birinciler kadar az olan bu dinleyici
tipinden dayatma hasl olmaz.
Kltrel dayatma mekanizmalarn en iyi ikinci
tr dinleyiciler zerinde gzlemleyebiliriz. Bu kiile-
re kimleri dinledikleri sorulduunda, syleyecekleri iki
isim Mozart ve Beethovendr. Fakat besteciler arasn-
daki benzerlik ya da farklar, beste isimleri, Beethoven
mziinin dnemlerinden bihaberdirler. Hepsine ayn
ekilde yaklar ve hayran olur veya hayran olmu gibi
yaparlar. Mozart dnyaca nl ve kabul edilmi bir
isim olduu, ondan her zaman dahi diye sz edildii,
onun besteleri kaliteli insanlar tarafndan dinlendii,
iin uzmanlar onun kymetini teslim ettikleri, Mozart
Trk Marn yazd iin, Mozart dinlemek insann ze-
kasn keskinletirdii (Mozart etkisi) iin Mozart din-
liyor olabilirler. Bu n, kabul ve dehadan kendine pay
karmaya alr, kendilerinin de bu zelliklere sahip
biriyle ilintili olduunu kast ederler. Bu ii boaltlm,
bir imaj, bir reklam nesnesi haline gelmi Mozartn yan
banda bir de onlar vardr artk.
Bir konumada yeri geldiinde ortaya, temelleri bu-
lunmaya allm beeniler, anlamlandrlmaya al-
lm tecrbeler, alnan zevkin nitelii veya sistematik
35 dosya
bilgiler deil de birtakm zanlar ve duyulmu, aktarlm
kanaatler ve kopuk bilgi krntlar dklr bu yzden.
tesi de zaten kimseyi ilgilendirmiyordur. Orada konu-
ulan veya tartlan, mzik ve mziin kalitesi deildir.
Besteci isimleri havada dnp durur. Ama buna kanl-
mayp dikkat edildiinde, yarm yamalak cmlelerle,
balamsz anekdotlarla, znesiz aktarmlarla, tecrbeye
dayanmayan kanaatlerle konuulduu fark ediliverir. Sa-
dece hoa gitmek, sevmek, beenmek, kendini bulmak,
mest olmak gibi ibarelerle ve aslnda olmayan bir znel-
lie hemen snlabilecek mesafede kalnarak konuul-
duunu grrsnz. Bu durum, aslnda kimsenin neyi
neden dinlediinin farknda olmad gereini ortaya
karr. O yzden bu tr tartmalar bir anda, karlma-
mas gereken elenceli bir gsteriye dnr. Bilgilendi-
rici ve dndrc olmaktan ziyade, asap bozucu hatta
komiktir.
Ben ok beeniyorum
Ben ok beeniyorum tarz cmleler bu klasik mzik
konumalarnn vazgeilmezlerinden. Beeninin mutlak
znellii varsaym yardmyla beeni anlalamaz, tar-
tya vurulamaz, tartlamaz bir zemine ekilir. Peki da-
yatlan isim gerekten beeniliyor mu? Beeni dzeyine
karlan ey, dayatma gerekesi olabilir mi? Mzii din-
ler, kenize ekilirsiniz. Onun bakalar tarafndan be-
enilip beenilmedii o kadar da nem arz etmez. Fark-
ll arayan, kendini dier insanlardan farkl gren ve bu
yzden de dier insanlarn dinledii mzikten farkl bir
mzii dinleyen kii, zaten farkl olmak iin tm bunlar
yapar. Bakalar ayn mzii dinlerse arada bir farkllk
kalmayacaktr ki. Bu takdirde dayatlan mzik tr, be-
eni dzeyine karlamam, zevkine varlamam, es-
tetii fark edilememi ve ahlak kuanlamam olarak
kiide sknt, bu hususta ar alnganlk ve saldrganlk
meydana getirir. Kltrel bir kltrszlktr.
Beeniyi sonu olarak gryoruz. Deiik evrelerden
geirilerek oluturulan ilkenin bir nceki aamas. Me-
ruiyeti ve doruluu tartlmadan etkinin iddeti muha-
tapta belirir. zellikle yabanc, kltrel ve sanatsal rn-
lerde kendini muhatabnda hissettirir. Emin olunmadan
bir etkinin altnda kalnr. Etkiye maruz kalndnda,
etkinin meruiyeti ve doruluundan emin olunmad
iin, uranlan etkinin doruluunu ve etkilenilen eyin
meruiyetini onaylatmak gdsyle hareket eder dayatc.
Kendi iindeki kmazdan kurtulma hareketidir bir nevi
bu durum. kmazdan kurtulmasnn anlam, dayatt
eyin etki dzeyinden kp bilin dzeyine ulatrlmas
ya da etkinin benimsenmesinde aranmaldr.
Bir isim veya mzik, yani sanat veya sanat beeni-
lebilir. Israrla bir bakasna tavsiye de edilebilir. Ama bir
fgr beenmek veya tavsiye etmek, beendiini syle-
mek ve srf bu yzden kar elde edebileceini sanmak
ve sululuk duygusuyla hareket etmenin sonucu kltrel
dayatmann ta kendisidir.
Kendine dayatma
Dayatmaya maruz kalan kii, kendisine bir eyin da-
yatldna dair belli bir bilince sahiptir. Bilinsizlie
kesinlikle daha yakn olan, dayatan kiinin durumu-
dur. Dayatmaya alt eyin iyi, doru ve gzel oluu
konusundaki srar, o eyin deerinden emin olmay-
na dayanr. Sergiledii srarc tavrn altnda, bizce asl
olarak kiinin, karsndakine deil ncelikle kendisine
ynelik bir dayatma yapmaya ihtiya duymas yatar. Yani
dayatma, ncelikle dayatan kiinin kendine uygulad
bir baskdr. Dayatmann k noktas, bir dayatmaya
maruz kalm ve buna gerekli cevab verememi olmak-
tr. Mozart dayatmasna bu ekilde maruz kalm bir
kimse, Mozartn mziini sindirmi olmad, onunla
kendisi arasnda gerekleen temas kendi zerinde ta-
mamlayarak anlamlandrabilmi olmad iin, iinde
bir birikme, bir basn oluur. lem kendi zerinde
tamamlanmad, anlam ortaya kmad iin Mozart,
bu kii zerinde emanet gibi durur, bir etiketten ibaret
kalr.
te bu noktada, kardakine o eyin deerini kabul
ettirebilirse, kendisine de kabul ettirmi olacak ve ezmi
olacak ve bu ekilde rahata erecektir. Bir nceki dayat-
mann da vurumu olarak ele alabileceimiz dayatmay
yapan kiidir asl kltrel dayatmaya maruz kalan. Da-
yatmay yapan kii, daha nce tecavze urayan ve bir
ekilde buna direnemeyen kiidir. O tecavzn acsn
karmak, dindirmek iin kendine yaplan bakalarna
dayatr. Kendisinde tamamlayamad anlamlandrma
sreci, bir nc ahsa ynelmesine yol aar ve anlam
bu ahs zerinden aa karlmaya deilse de do-
rulanmaya allr. Bilgilendirme, aklama, belli bir
hukuk iinde ve karsndakinin durumunu gzeterek
tavsiye etme yolu deil de; dayatmak seilir. Kiinin
Mozartn mziiyle kurduu (daha dorusu kuramad-
) bu hastalkl iliki, kendini kltrel dayatma olarak
da vurur. nk insan, zerine bask olarak ald
etkiyi dayatr ancak. Bir yerde bu etkiye maruz kalm
fakat bu etkiyi bilin dzeyine karamamtr. Bunun
iin zerindeki etkiyi, evresindeki insanlar zerinde
snama yoluna gider. Etkinin aksi ynnde bir tepkiyle
karlatnda ise dayatmann iddetini arttrr. nk
kendi iindeki basky artk aa vurmutur. Fakat bu
aa vuru, anlamlandrma deil de dorulatma ve ka-
bul ettirme amacna matuf olduundan, direnle kar-
latka daha iddetli bir dayatmac tavra dnr. n
3 dosya
kltrmz koruyalm
dayatmas
Bir duvara ykmak iin yklenen birini dnelim.
Duvar o kiiye, harcad g kadar karlk verir. Ne
fazla ne eksik. Bir sre sonra o kiiyi gsz brakan,
duvarn ona uygulad g deil, onun duvara uygula-
d gtr. Burada konu, duvarn o kiiden gl olup
olmamas deil, o kiinin, gcn aslnda neye/kime
(burada kendine) kar kullanddr. Ya da birbirine
denk iki kiinin giritii bir kavgay ele alalm. Bu tr
bir kavgada ilk vuruu yapann kazanmas, onun daha
gl olmasndan kaynaklanmaz. Bu daha ok, onun
karsndakine gcn ona kar kullanma hakk ver-
memesiyle ilgilidir. Bu da bizi kavgann balang an
zerine dnmeye itiyor. Kavga ilk vurula m balar?
Hayr, kavgann balang an, hatta balatcs ou za-
man ilk vurutan ncededir. Kavga bir anlamda refeks
olarak; ilk vuruu yapann hamlesiyle deil muhatabn
gardn almasyla balar. Muhatabn gardn almas, ilk
vuru iin gonk hkmndedir. Yani kavgay balatan,
ayn zamanda yumruu yiyendir. nk gardn alan,
kardakini dman ilan etmi, dman konumuna yer-
letirmi demektir.
Antepten stanbula gelmi ve kebap dkkan am
olan bir adam dnelim. Bu adamn ivesi ya da az,
stanbul ve baka baka blgelerin ivelerini, azlarn
duya duya doal bir etkileimle deiecekken, adam ken-
di kltrnden kopma korkusuyla ya da kendi kltrn
koruma (ya da kebap dkkan iin belirlemi olduu
konsepti koruma) kaygsyla ald gard yznden, kendi
aznn en belirgin seslerini, kendi evinde bile yapma-
d, yapmayaca ekilde, fazlasyla vurguluyor. Mah-
mut Tuncer ya da brahim Tatlsesin kendi azyla
konumasn dinlerken, normalde olduundan ok fazla
vurgulanm sesleri duymamak mmkn deil. Karade-
nizli taklidi, Erzurumlu taklidi yapanlar iin de ayns
sylenebilir. Fakat ayn durum Muharrem Erta ya da
Kazanc Bedih iin geerli deildir.
Kendini, kendini koruma durumunda hissetmeyen
baskn olan kltrn, kendi azyla, kendi sesiyle
syledii her ey kendi kltrdr. Bir kltrn, kendi
kltrne ilikin fazladan syledii, yapt her ey ise
gard almaktr ve kltrn ieriden bozulmas srecinin
balangcdr. Baskn olan kltr ayn zamanda dayat-
mac deildir. Yani Bat kltrnn Trkiye zerinde ne
hseyin rahmi gkta
baskc ne de dayatmac bir tavr yoktur. Fakat tek ba-
na kltr kelimesini kullanmak bile, gard almay, sa-
vunmaya gemeyi gerektirebilir. nk Trk kltr
denildiinde yavan olan kltr kelimesi, Bat kltr
terkibi iinde sylenince daha anlaml oluyor (bunun da
Trke sylendiine dikkat edilmeli!). Buna karn kl-
tr kelimesinin yerine mesela ekin, hars ya da tre keli-
mesini kullanmak da yukardaki rneklere bakldnda
hi de akllca grnmyor. Trk kltr yavan bir
terkip olutursa bile, yine de Trk kltrne yani Trk-
eye uygundur. Uygunsuz olan, bunun yerine Trk
ekini ya da Trk hars terkibini savunmak olur.
Kltr kelimesi, baka bir dilden kullanmak iin al-
dmz kelimelerdendir ve Antepli birinin stanbulda
yaarken kendi aznn baz seslerini, kullanmda olan
ve ok karlald iin doal olarak zihinde tekrar
edilen seslerle deitirmesi rnei gibidir. Bunun kl-
tre herhangi bir zarar da yoktur. Daha dorusu bu,
Antepte olup bitenleri etkilemez. Zararl olan, doal
olarak zihinde yer bulmu ve allm sesleri kasten
kullanmama ve/veya kendi aznn en belirgin zelli-
ini hissettiren sesleri fazlasyla vurgulama sonucunda
ortaya kar. Bu da kltrn ieriden yok edilmesi, bo-
zulmas anlamndadr. Bu balamda, Ben kltr keli-
mesini kullanmamalym, bunun yerine kendi dilimizde
bulunan ekin/hars kelimesini kullanmalym demek,
akas kltrn yok olmasnda, kltr yok etmek iin
bilinli olarak yaplacak her eyden daha ok etkilidir ve
trajik olan, bunun kltr yznden ya da kltr koru-
mak adna yaplyor olmasdr.
Burada bir parantez ap kltrn sz konusu edil-
mesiyle ilgili bir noktaya deinelim. Kltrn, o klt-
rn iinde bulunanlar tarafndan sz konusu edilmesi,
bata o kltr iinde yaayanlarn kltrlerine yabanc-
lamas ya da o kltrn artk o kltre yabanc olanlar
tarafndan sz konusu edilmesi anlamn beraberinde
getirir. Bu durumun karmza k da, kltrn sa-
vunulmaya, korunmaya, yaatlmaya allmas eklin-
de olmaktadr. Bir nesneyi savunmak ya da bir nesneye
saldrmak, nasl ki o nesneye yabanclamak ve o nes-
neyi yabanclatrmak anlamna geliyorsa kltr iin de
durum ayndr. Fakat eer biri, kendi kltrn bizim
kltrmz diye tanmlyorsa, o artk o kltrden biri
37 dosya
deildir. Kltr korumak, kltr savunmak, kltr
tantmak; o kltre yabanclamak anlamndadr. Bu
yabanclamann farknda olarak bu ii yapmak ise, kl-
trn daha derininde ortak bir ban olduu bilgisini ve
bilincini gerektirir.
Kltrel dayatma ayn kltr iinde olanlarn zihin-
lerinde konumlandrdklar fgrlerle ilgilidir. Kesinlik-
le baka bir kltrle ilgili deildir. Kltrn hangi ala-
nyla ilgili olursa olsun bir dayatma varsa (Harf nklab
gibi yapsal devrimci bir dayatmadan sz etmiyorum)
o sadece ve sadece kltr savunmaya gemi olanlarn
balattklar bir sretir. Kltr savunmaya gemek,
zaten kendi kltrne dardan bakmak anlamna ge-
lir (stanbulda yaayan birinin, kendini stanbuldayken
tarada hissetmesi, ite bu savunma srecinin uzant-
sdr) ve kltrel unsurlar ekil deitirerek bir reklam
malzemesi, roman malzemesi ya da bir silah olarak kul-
lanlmaya balanr. Kltrel dayatma, kltr savunma-
ya alanlarn balattklar ve aslnda ucu kltrel r-
meye varan bir yozlama ortam oluturur.
Kltrmz tanyalm trnden yaklamlar, an-
tropolojik bir kltr tanma imkan verir. Bu da bir
kltrn nasl yozlatn gstermek iin yeterlidir.
Kltr tanmaya, kltrel bilincin olumas iin tarihin
iyi bilinmesine yaplan gndermeler, rnein 1200l
yllardaki Trk kltrnn bugn bilinmesinin bir ge-
reklilik olarak gsterilmesi, o kltrn doal devam
olan bugnk Trk kltr zerinde bir dayatmadr.
Fakat bunun sadece bir dayatma olarak kalmamas ayn
zamanda baka her eyden ok kendi kltrn kendi
kltrne dayatmann oluturduu ilkesizleme, kl-
trszleme srecinin balangcn oluturmas, yaayan
bir kltr iin en tehlikeli savunma eklidir. Kltrel
atmalarn kayna, kltr alannda bir karara varm
tarafardan, kltrel tarafardan birinin kendini savun-
masyla balar. nk savunmak, ancak kardakini
dman olarak grmenin doal sonucudur.
Baskn olan kltr, ayn zamanda baskc kltr de-
ildir dedik. Bu anlamda, baskc/dayatmac kltr, sa-
vunmada olandr. Buna rnek aramaya ok gerek yok;
muhafazakarlk kelimesi, tek bana her iki anlam da
ifade etmeye yeter. Bu muhafazakarln, bir adm son-
rasnda vard yer yenilikilik ya da muhalefettir. Fakat
buradaki deiiklik de, neyin muhafaza edilmeye all-
dnn ya da savunulduunun gzden yit(iril)mesinden
ibaret kalr.
Bir toplum baka bir topluma gc yettii oranda
her eyi yapabilir; bir adamn bir adama yapabilmesi
gibi. Fakat bir kltrn baka bir kltre dayatma ya-
pabilmesi mmkn deildir. Bir kltre bir zarar veri-
liyorsa, bu zarar ancak o kltre ait kiiler tarafndan,
kltr koruma/savunma yznden, kltrn doal
ak bozulmaya allarak veriliyordur.
Buraya kadar sylenenlerin iinde gizliden gizliye,
kltr oluturan eyin temelde dil olduuna gnder-
mede bulunduk. Ayn savunma refeksi, dil iin gerek-
lemi olsa ki byle bir durum var, bu refeks her ey-
den nce kltrn en temelinde bulunan dil sisteminin
anlalmasn geciktirir. Dil sisteminin bozulmas, yok
olmas sz konusu deildir. Bir dil sisteminin sadece
kullanm d kalmas ya da o dille hi de ilgili olma-
yan bir zmlemeye dayanlarak hazrlanan bir gramer
bile, yine ok byk sorunlara sebep olmaz. lkinde yani
bir dil sisteminin kullanm d kalmas durumunda, dil
sisteminin soluk izleri, eskiden o dili konuanlar tara-
fndan detler olarak belki birka yzyl daha srdr-
lebilir. rlanda dili ve rlandallar buna rnek olabilir.
kincisinde, yani o dille ilikisi olmayan bir gramatik
zmlenin kabul edilmesi durumunda ise, belki sadece
dilin izdii yol zerinden dnme hakk o dili konu-
anlarn elinden alnm olur.
Bir kltrn baka bir kltrle ilikiye getii nokta,
bu iki kltrn temelini oluturan dillerin ilikiye ge-
mesiyle balar. Burada gerekte o cansz yaplar, o diller
iliki iinde deildirler. liki, iki dili bilenlerin bir dili
dierine deil, bir dildeki kitab ya da bir yapt vs. di-
er dile aktarmasyla balar. Tam ve doru bir aktarmn
kesinlikle mmkn olamayacan, bir dilin gramerinin
yazl olduu bir kitabn dorudan baka bir dile aktar-
lamamasndan anlarz. Kltr de byle bir kitap iinde
bulunan rnek cmleler hkmndedir.
Birbirine sistem olarak aktarm imkansz olan iki
dilin rnek cmleleri hkmnde bulunan kltr, srek-
li deimeye, baka rnek yaplarla kendini yenilemeye
msait bir zemin zerine kuruludur. lkeyi savunmaktan
sz edilemez, nk o da savunmak denilen eyin iin-
dedir. te yandan rnei savunmak da, yukarda olum-
suzladmz anlamda bir savunma olmann yan sra,
rnei ilke olarak grme sorununu peinden getirir.
Sonu olarak Trk kltr, dilin (ilke) sistemati-
i tarafndan ynetilir. Bu sistematik, dili bilen ve dili
(dilin ilkelerini) dayatlm bir gramere balamayan
(rnekletirmeyen) herkesin dnrken izledii doal
yntemdir. Fakat bu dilin baka herhangi bir sistema-
tie balanmadan kendi ierisinden zmlenmesi,
dayatmalardan kurtulabilmek iin bir zarurettir. Fakat
Trkeyi ve onun oluturduu dnceyi aklamak iin
zgn almalar yapmak, vard hibir yargya Trk-
e zerinden varmam ve tek Trke kelime bilmeyen,
kendi gramerlerinin dna kmas mmkn olmayan
dilbilim ve dil felsefesi uzmanlarnn grleri rtl-
meksizin bilimsel bir yntem izlenmi olmayacan
syleyenlere kulak asmann komikliini grebilecek bir
yerde durmay gerektirir.
Kiisel olarak Trkeyle ilgili yaptm almalar-
da, yntemin bilimsellii adna dilbilim ve dil felsefesi
konusunda ehil saylanlar karma alarak eletirmi ol-
saydm, bir savunma refeksi gstermi olur ve onlar
rterek onlara eklendiimi ve Trkenin zgn fel-
sefesini, Grek felsefesinden balatmak artyla olutur-
duumu grmemin bile mmkn olmad bir krle
dm olurdum. n
38 dosya
Belki de dayatlmas en g olan bir eydir dnce ve
dnme ameliyesi. Herhangi bir dncenin veya d-
nme metodunun herhangi bir toplulua dayatlmasn-
dan ok, bir tr talim ve terbiyeden bahsedilebilir belki
de. Talim ve terbiye ilemlerinin lafzi anlamda dayatmay
gz ard ederek, yumuatarak, kabullenilir klarak iledi-
ini grebiliriz bylelikle. Herhangi bir kltrel unsurun,
eyann ya da enin dayatlmasndan bahsedebileceksek
eer, bu dayatmaya hazr hale getirilmi, pelteletirilmi
zihinlerden de bahsetmemiz mmkndr. Akllya krk
gn deli derseniz deli olur darb- meseline uygundur
belki de bahse konu edindiimiz ey. Felsefeyle alakas
olmayan kiilere, felsefeci ve flozof diyerek onlar felse-
feci ve flozof klabilir misiniz? Sorumuz bu.
yleyse, en genel anlamda bir dncenin ya da d-
nme ynteminin dayatlmasndan, daha zel, daha
mufassal bir konuya, yani bir dncenin ya da dn-
me ynteminin talim ve terbiyesine geebiliriz. Zaten bir
dncenin ya da dnme biiminin bize dayatldn-
dan bahsedebiliyorsak, bu, bizim srarla belli bir dn-
cenin ve dnme ynteminin talimine ve terbiyesine
maruz brakldmz anlamna gelmeli. Her trl zihni
melekenin ve tabii ki yarggcnn, ancak belli trlerden
temrinlerle eitilebildii de bu geite sylenmeli.
imdi rahatlkla Hangi tr dnce ve dnme yn-
temi bize talim ve terbiye edilmeye allyor? eklinde-
ki soruya cevap bulmaya geebiliriz. Bu soru beraberin-
de hkim zihin yapsnn ne olduu sorusunu getirir ki,
akln hemen herkese eit ve ayn ekilde paylatrld,
akln doal denebilecek eyin hemen her insan te-
kinde, hemen her dnem ve toplumda ayn ekilde par-
talim terbiyeden mezar
kazclna
murat gzel
lad eklinde karikatrize edilebilecek evrenselci mo-
dern mitle, hemen her trl dn biiminin talim ve
terbiyeden ibaret klnmasnn elzem olduunu ngren
tarihselci-grececi mit arasndaki ekimeyi dnmeye
balar, bu bataa saplanrz bir ekilde. Gnmz Trk
dncesinin bu iki mit arasnda salndn ve kendine
zg bir karakter sergileyemediini sylemek acmasz-
lk olmasa gerek.
Felsef dayatmay ok zel bir tr talim ve terbiye me-
selesi olmaktan karp toplumsal anlamda g isten-
lerinin, bilgi bedenlerinin birbiriyle kavgasnn kendine
has tezahr olmaya dntren ey de budur esasen. Bu
bataa saplanma biimimizi nasl belirleyeceimiz ya da
yolumuzu bu batakla uramadan nasl bulacamz so-
rusu bu tezahrden doar ki, bu soru da, gnmz Trk
dncesinin kavrayszlnn hangi raddede olduunu
sorgulamamza imkn tanr.
Akademik kastrasyon ve dipnot diktatrl
Bu mukaddimeden sonra bu yaznn zerinde dolanaca
temel konuya da gelmi bulunuruz. Akademik anlamda
felsefe eitimi ve Bat tipi felsef dnmenin yeterince
kkl olmad bir dnce geleneine sahip olduumuz
ileri srlr genellikle. Szgelimi bu dnce gelene-
i ierisinde demokratik bir toplumda niversite nasl
olmaldr? gibi basit grnen bir soru pekala, Alman
sosyolog Jurgen Habermasn 1968 renci olaylar do-
laysyla yazd makalelere gidilerek cevaplandrlmaya
allr da, Mmtaz Turhan merhumun hemen hemen
ayn soruya hemen hemen ayn bak asndan benzer
cevaplar rettii Garpllamann Neresindeyiz? kita-
3 dosya
b grmezden gelinir. (Kimse zerine alnmasn, Garb-
llamann Neresindeyiz kitabn defaten okumu bu sa-
trlarn yazarnn da zaman zaman dt bir yanlgdr
bu.) Nedir bunun sebebi? ncelikle akademik dnce
piyasasnn isterleri eklinde bir cevap verilebilir bu soru-
ya. Akademik dnce piyasas bu tr konularda master,
doktora vb. yollarla retici snfa dahil olma abasndaki
civanlara, bir tr kastrasyon ilemi gerekletirir. Bu ile-
min nihai sonucu bir tr dipnot diktatrldr.
Bu konuda vereceim rnek ise Necdet Subann
Trk Aydnnn Din Anlay adyla ilk basks YKYden
kan din sosyolojisi alanndaki doktora almasdr. Bu
kitapta dipnotsuz tek bir cmle gsteremezsiniz. Duru-
mun niin byle olduunu ahsen tandm ve u anda
Mula niversitesi Felsefe blmnde alan Necdet
Subaya bizzat sorduumda, onun da bundan muztar
olduunu renmitim. Doktora almas esnasnda
hem tez yneticisinin hem de alandaki jri yelerinin her
cmlenin hesabn tek tek sormalar ve mellifn kendi-
ne ait cmlelerini ise bilimsel hata olarak kodlama ei-
limine sahip olmalar eklinde durumu zetleyivermiti
Necdet Hoca. Bu akademik kastrasyona kar mellifn
ald nlem, elbette kendi cmlelerine bile yabanc m-
elliferden dipnot arama gayretidir.
Foucault bizim neyimiz olur?
lk iki balk altnda Trk dncesindeki felsef dayat-
malarn klasik tiplerini zetledik. Bu noktada Bat dn-
cesinin kendine zg deverannda (geliiminde deil!)
galebe alan her trl dncenin ve dnme stilinin
bir ekilde bu topraklarda kendine bir mttefk bulabildi-
ini syleyebiliriz. Bu mttefk bulma ilemi, Bat dn-
cesinin karar deil, aksine Trk dncesini retmesi,
srdrmesi beklenen zevatn kendilerine zg yetersiz-
liklerini, Batya yaptklar atfarla gizleme ve iin kola-
yna kama kararlarnn bir sonucudur. Ve bu ilem de
geleneksel Trk maarifnin zemedii sorunlardan biri
olarak yurtdna eitim iin gnderilen zevatn, ren-
diklerini burada pazarlayabilme ve rendiklerine burada
bir pazar bulma gayretkelikleri ya da kurnazlklardr.
Bu kurnazlklarn bir ksm Trk dncesinde ken-
dine bir yer bulma ya da orijinallik icat etme anlamnda
henz Trkede tannmam batl melliferin eserlerini
Trkede dipnotlarla selamlama ve bylelikle kimsenin
fark edemedii bir orijinaliteyi Trkede yanslama
giriimi olarak anlalabilecekken byk bir ksm da
Batda dnceleriyle reva bulmu, otorite kabul edil-
mi saygn isimlerle kendi dncelerini tasdik etme ya
da destekleme giriimleridir ki bu dncenin kendine
gvensizliinin, dnme korkusunun bir belirtisi olarak
okunabilir.
Bu ikinci tutumun sakil yan uradadr: Batl otorite
ya da saygn dnrn, dncelerine yaplan atfa-
rn ou kez balamszlatrlmas. Balamszlatrmak
hemen her zaman ift tarafdr. Bir, yaplan alntnn
Trke metindeki balam belirsizdir. ki, yaplan aln-
tnn batl dnre ait metindeki genel balamndaki
yeri belirsizdir.
Bu konuda son yirmi yirmibe yldr Trkiyede ve
dnyada esen, ama yava yava da dinginleen post-
modern, postyapsalc dncelerin balamszlatrl-
masn rnek gsterebiliriz. Bir retorik strateji olarak
postmodernizmin/postyapsalcln kendiliinden
balamszlatrlmaya msait tarafar varsa da Michel
Foucaultnun dncelerinin Trkede kazand yay-
gnlk ve sksenin byk bir ksmnn Foucault zerin-
den dncelerini ifade etmeye alanlarn bu dnce-
leri balamszlatrma, hemen her ortamda kullanlabilir
klma, muarzlarn Foucaultya yaplan atfarla sustur-
ma giriimlerinden kaynaklandn da ifade edebiliriz
rahatlkla.
Balamszlatrma ileminde kendiliinden bir
kesinlii yitirme, bir kesinlikten vazgeme varken;
Foucaultnun dncelerini kendi metinlerinde ileyen
yahut Foucaulta yaptklar atfarla dncelerini tas-
dik ve ibra edenlerin bu arzular kesinlikle ve kesinlik-
le bir kesinlik arzusudur. Foucaultya yaptklar atf,
Foucaultnun dncelerinin kesinlii ya da belirsizliiy-
le bir alakas yoktur. Sadece Foucault imzas, bu kesinli-
i salayc bir mertebe edinmitir o kadar. Foucaultnun
bir soru iaretiyle birlikte okunmasn zmnen nerdii
dnceler bile kesinletirici, tartmalar bitirici bir de-
lil slubuyla alntlanr.
Bylelikle Michel Foucault imzasnn kendisinin bile
talep etmedii, rza gstermedii ve gstermeyecei bir
dorulayc/yanllayc, ibra edici bir mercii konumu
kazandn grrsnz sz edilen metinlerde.
Derridann ele avuca smaz, kolay kolay ne balam-
latrlabilir ne de balam dna atlabilir, hayaletimsi
metinlerinin kolay kolay Trkede kendine bir yer aa-
mamasnn bir sebebi de budur. Foucaultda rahatlk-
la istihdam edilen kesinlik aray, Derridada ilemez.
Derrida, kesinlemeleriyle bile gnmz Trk aydnnn
teknokrat hesaplna yarar bir ilevi yerine getiremez.
O zaman blmn bandaki soruya yant, o teknokrat
hesap gderlie snmadan verelim: Foucault ve bera-
berinde Deleuze, Lacan gibi isimler gnmz Trk ay-
dnnn tesellicileridir.
Gnmz Trk dncesine, gnmz Trk ayd-
nna olabildiince eletirel yaklaan bizlerin ise mezar
kazcs! Sylemek bile gereksiz: Sava meydannda l-
drlenler, sava meydanna gmlr! n
40 dosya
bir gemi yapmt yalvacmz, evvel zaman iinde
kardeim bindi ben binmedim ya o gemiye
sular dalara ykselirken kam, o imknsz kam iir oluyor
diyelim ben gemideyim alp er tunga gemide
kopuzumu gagalayan serede bir tuhafk
patlayan bir younluk
iir oluyor o da
bir ku kanatlarn szyor iir oluyor
iir oluyor bir heykelin gzleri ynca
o heykel toprak olunca da iir
bir resim bir baheye dnnce iir
iir oluyor bir ayna sahiden aya kesince
ay kesilip kanaynca da iir
ak iin kanma salnan kanca da
sesimde parmak ularn bin ehvetle gezdiren akam
da iir, memeleri alnca tunca
ey kpekler, ey canm kpekler, havlamanz
iir oluyor deprem sesinden nce
bir gemi yapyorum yalvacmz, mminler iin
bir frtna mrikler iin iir
bir dinginlik, bir da, bir lke
szcklerden bir lke ve dahi szcklerden
zm zeytin ve incir
mehmet ayc
t uz
4
Bir ii demiri bkyor berk bir demiri
gzlerindeki o seyrelti o bertik zebunluk
topran altnda ne varsa onu hatrlatyor
scak, anne ve tabut boanyor gklerden
gnah gibi bir sanc demirde byyor
sigara imek iin bymeyi bekleyen genler
yani kimlerse elebi, alkan ve halk
oralarda; bir glgeye kattklar oluyor.
D/erdim diyor ii her d/emire
onu en yekta hazinesi biliyor
bir kumar tad veriyorsa selamlamalar
k/umarsz yaanmyorsa bu ehirlerde
Allaha doru yrmek gerekiyor
eski bir zeban gibi kokuyor o kitaptaki her sz
her sz; neresi varsa yerin altndan bize dokunamayan
o kitapla bizden ge d/okunuyor.
Parmak ularnda kavgalaan inaklar
iaret edilmeyi bekliyor svmek iin
yine de o kitapta var iaretsiz, bedestensiz
bklmez d/emirler, gkten insana s/iniyor
bin drt yz yl evvelden...
murat szer
g/ ez gi
42
anlamn sadece anlamla
ilikisi vardr
Kurgusal bir anlamn kurulabilmesi iin, yapnn kurul-
masn salayan temel birimlerin bir anlama gelmeleri ge-
rekir. Eer bu yap cmle ise cmleyi oluturan kelimele-
rin, eer bu yap kelime ise kelimeyi oluturan tekseslerin
birer anlamlar olmas zorunludur. Kelimeler ve teksesler
anlaml olmasalard, bunlarn yan yana getirilmeleriyle
kurgusal olarak oluturulan bir yap da herhangi bir an-
lama gelemezdi. yleyse, anlamn nasl olutuunu anla-
yabilmek iin bu temel birimleri anlamaya arlk vermek
durumundayz.
Aktarlan btn kurgusal yaplar, aktarma ilevleri
tamamlandnda yok olurlar. Aktarm tamamlandktan
sonra kurgusal yapnn, varln srdrp srdrmemesi
nemli deildir. Ancak bu kural sadece kurgusal yaplar
iin geerlidir. nk aktarma ilemi sadece anlamn
kurgusal yaplarla aktarmnda tamamlanabilir. Kurgu-
sal bir yap, aktarlmas tamamland ve yaps muhatap
tarafndan zmlendii anda anlalmasn gerektirecek
bir zellik gsterir. Eer anlalmamsa, bunun nedeni
doru zmlenememi, hatta sadece zmlenememi
olmasndan baka bir ey deildir. Kurgusal yapnn -
zmlenmesi, anlamn kurulmas anlamndadr. Deneme,
makale, haber metni tr yaplar bu duruma rnektir. Fa-
kat aktarlan yapya vurguyla anlam yklenmise kurgu-
sal bir yap olsa bile orada, o yapnn varln srdrp
srdrmemesi artk nem kazanmtr. Vurguyla zel bir
anlam yklenmi olan yaplarda ya da dorudan vurguyla
kurulmu olan yaplarda (burada sz konusu olan, tek-
sesler deildir), yap zmlendii oranda kurulan anlam
geici, yapnn kendisi kalcdr. Buna da iir ve vahiy
zellii tayan yaplar rnek olarak verilebilir.
Dorudan vurguyla kurulmu olan yaplar, yani an-
lamlandrann, anlam merkezinden alp zihnin teknik
ilemine uratmakszn dorudan seslendirdii, doru-
hseyin rahmi gkta
dan kurduu yaplar, vurguyla oluturulan anlama kar-
lk gelir. Bu yaplar bu zellikleri dolaysyla tekseslerle
benzerlik gsterir. Tekseslerin yaln anlamlar vardr,
vurguyla kurulmu olan yaplarn anlamlar ok da yaln
saylmaz. Fakat yine de iirin, zaman kayd gzetmeksi-
zin insan dorudan ilgilendiren anlamlarla ilgileniyor
oluu, anlam, zamana ve ortama bal olarak kurgusal-
lk gstermeyen yaplarla ifade ediliyor oluu, tekseslerle
aralarnda yaknlk kurulmasn gerektirecek zellikle-
ridir. Kurgusal anlam tayan bir metnin anlalmasyla
ortadan kalkan yaps ve gitgide baka yaplarla aktarl-
maya devam eden zellii, dorudan vurguyla kurulmu
yaplarda yoktur. Dorudan vurguyla kurulmu yaplar,
zmlendiinde herkese bilinen bir anlam kurulmaz,
kurulamaz. Fakat kurgusal yaplar zmlendiinde, o-
unlukla ortak ve tandk bir anlam olutururlar. Anla-
mn kurguyla aktarlabilmesi, ancak tandk bir anlam
kuruyorsa mmkndr.
Dorudan vurguyla kurulmu yaplar anlam, her-
hangi bir kurguya balamakszn dorudan vurgulaya-
rak ortaya kartmtr. Anlamn dorudan sylenii
anlamna gelebilecek bir dorudanlktan sz ediyorum.
Bu syleyite, kurgusal dzeni gerekletiren, anlamn
kurulduu zemin olan zihin etken deildir. Sadece edil-
gen bir etkiyle olayn iindedir. Anlamn dile doru-
dan yansmas, zihnin iindeki hibir eyin herhangi
bir anlamnn bulunmad, her eyin ieriksiz olduu,
kurgunun gerekletii yerinvurguyla oluan anlamn
olumasnda tamamen etkisiz olduunu sylemeyi ge-
rektirmez. Yani nce anlamn zihinde bir biime soku-
lup/kurgulanp, sonra o kurgulanm yapnn anlamnn
olumasnda olduu kadar etkili deildir. Anlamn do-
rudan dile yansmas olaynda zihnin grevi, o anlam
anlatabilmek iin kurulacak olan cmleleri ve o cmle-
43
lerde gerekli kelimeleri sralamaktan ibarettir. Anlamn
olumasna katks yoktur, fakat anlamn aktarlabilmesi
iin zihnin tabiri caizse teknik destei gerekir. Dola-
ysyla dorudan vurguyla kurulmu yaplarn kurgusal
anlam ok ey aklamayabilir. Hatta aklamamas da
gerekir. Dorudan vurguyla kurulmu yaplarn, kurgusu
ok anlalr olmamak durumundadr. nk kurgu, an-
lamn aktarlmas esnasnda, anlam nce kendi formuna
uyarlamaya frsat bulamamtr. Bunun yannda, sonuta
zihin bir iire, dilin snrlar iinde ifade edilecek kadar
kurgusall ister istemez eklemek durumundadr. Bu
yapnn kurgusal anlam zmleyene gre deiebilir,
fakat dorudan vurguyla kurulmu olmas, yapnn ken-
disinin tekrar ya da yeniden oluturulmasna izin vermez.
Bu yzden dorudan vurguyla kurulmu yaplarn yaps
esastr, anlam deikendir.
Vurguyla oluturulan anlama, ilkeye en yakn rnek
olarak teksesleri vermi olduumuzu hatrlatarak unu
syleyebiliriz: Vurguyla oluan anlamn, anlamla doru-
dan bir ilikisi vardr. Olaylar karsnda refeks hareket-
lerin ya da baka doal tepkilerin, o olayn anlamna do-
rudan verilmi olan tepki olduu dnlrse, vurgunun
anlamla dorudan ilikisinin nasl bir iliki olduu daha
iyi anlalabilir. Dorudan vurguyla kurulmu olan an-
lamda, yapnn kurgusal olarak zmlenmesiyle ortaya
kan anlamn deil de, yapnn kendisinin nemli olmas,
yapnn anlamla dorudan iliki iinde olmasyla ilgilidir.
Yap ile anlam arasnda baka bir arac bulunmamaktadr.
Yapy kuranla o yapy zmleyen arasnda zaman ola-
rak bir yaknlk olmasa bile, bu tr yaplarn anlalmas,
kurgusal bir yapnn anlalmasndan ok daha doru bir
sonu verir. Yani yapnn anlam, kurgusal olarak -
zmlenmeye ihtiya duyurmakszn, dorudan kavranr.
Vurguyla oluturulmu kurgusal bir yap, vurgulayanla o
vurguyu anlayan arasnda ba kurar. Vurguyla anlatlan,
yine vurguyla anlalm gibidir; dorudan vurgulanm
ve dorudan anlalmtr. te bu yapy kurann (rne-
in airin) vurgulad anlam, anlamla ne kadar doru-
dan ilikiliyse, yapy anlayann, yapdan anlad anlam
vurgulanan anlamla o kadar dorudan ilikilidir. Oysa
kurgusal bir yapda (rnein haber metninde) aktarlan
anlamla, anlalan anlamn dorudan hibir ba yoktur.
Tekseslerde anlam, kendisine en yakn olan doal
sesle vurgulanmtr (refeks hareket gibi). Tekseslerle
benzer bir konumda bulunan iir; anlamn kendisini kar-
lamaya en yakn doal sesleniidir, denilebilir. Fakat her iirin
btn, vurguyla kurulmutur demiyoruz. inde sonra-
dan kurgulanm eklemeler bulunabilir. iire sonradan
eklenen kurgusal anlam, o btn yap ierisinde asl iirin
bulunduu yeri aa kartmak, byle bir niyet yoksa
bile iirin vahiyden farkn belirginletirmek iindir.
iirin anlamn aklamak iin kullandmz, iir; an-
lamn kendisini karlamaya en yakn doal sesleniidir cmlesi-
nin yardmyla konuya aklk kazandrabiliriz. Teksesler;
anlamn, en doal ifade ekli olan vurguyla ortaya k-
mtr. Herhangi bir sese, sesin daha ieriden kartlmas
suretiyle daha itenlikli bir vurgu kazandrlabilmesine
ya da ses daha ieriden kmasa bile o sese daha itenlikli
bir anlam yklenmesine sadece vurgu imkan tanr.
Tekseslerde aktarlmak istenen anlamn en doal
karl olan ses, zel bir belirlemeyle belirlenmez. Yani
teksesler, eer yle yle yaparsam bu ses u anlama ge-
lir trnden bir nbelirlemeden uzaktr. Daha dorusu
bu sesler kurgusal bir i mantk yrtmeye izin vermez.
Bylelikle kartlm olan ses, o sesi kartann anlat-
mak istedii anlama, en doal karlktr ve hesapszca-
dr. Bunu tekseslerin balang noktasna; anlam ortaya
kartmak isteyenin, bu ii baka hesaplara bavurmadan
doal olarak yapmasna balayabiliriz. Teksesler aktarl-
mak istenen anlama en yakn doal seslerden oluur.
Bir teksesin, kurgusal anlamdan uzak olarak, bir ki-
iden dierine aktarlmas; o teksesin zmlenmesine
(kurgusunun/kurgusallnn incelenmesine) olanak
vermeyecek kklkte bir birim olduu iin kurgusal
adan anlamszdr. Tekseste kurgu/kurgusallk bulun-
mad iin, bu olmayan kurguyu incelemek de mmkn
deildir. Fakat buradaki anlamszlk, kurgusal anlamn
zmlenememesindendir. Oysa insanlar birbirlerine
tekseslerle bir eyler anlatabilirler. Burada nemli olan,
tekseslerin kendisidir nk teksesler, tadklar anlam
zmlendikten sonra ortadan kalkmazlar. Her zaman
ve her durumda yakn anlamlara gelmeye devam eder-
ler. Btn tekseslerin kullanmda olmalar ve bir teksesin
(rnein t/d) herkes iin ayn anlama gelmesi bu sebep-
ledir.
Anlamn kurguyla aktarmnda, anlamn zmlen-
mesiyle birlikte ortadan kalkan yap, anlamn vurguyla
aktarm sz konusu olduunda kalc oluyor. Bir teksesin
vurgulanmasyla oluan anlamn vurgulayandaki karl-
yla, o teksesi anlayann o teksesi karlayan anlam ite
bu yzden birbiriyle ilikilidir, iliki iindedir. Anlamn,
yap nemli olmakszn anlamla ilikisi vardr. Teksesle-
rin zlemeyen yaplarndan kaynaklanan doal anlam-
lar, o teksesi anlayann doal olarak anlad anlamdr.
Tekses, bir anlam baka birindeki anlamla ilikilendirir.
Kurguyla aktarlan anlamda ise, anlam kurgusal bir ya-
pyla ifade edilir ve baka biri o yapy zmler. Bu yap,
anlamla birlikte kurulur ve birlikte zmlenir. Yap -
zmlendikten sonra bir anlam olumutur ve anlam olu-
urken yap zlmtr, baka bir ifadeyle yok olmutur.
Oysa tekseslerde, yapnn kendisi, anlamn doal karl
olarak o sesi duyan o anlama uyarr. n
44
akifte bulumak
Akifte bulualm dediimi hatrlamyorum. Ama salam
bir laf. Ahmet Gntann yazsn
1
okurken grdm bu
laf. Akifte bulumak. Ben bir yerde (email grubunda
flan mesela) farknda olmadan sylemisem de, Ahmet
Gntan benim nerilerimi bu ekilde formle ediyorsa
da, yani neresinden bakarsanz bakn, bu tr neriler, bu
tr formller ya bir lgnn trans halinde kafadan att,
gereklii ve geerlii olmayan bir ilginlik olabilir, veya
sahici ve salam tarafar olan, yani nesnel bir temele da-
yanan bir neri olarak hesaba katlmas gerekir.
Akifte bulumaktan benim anladm Heves dergi-
si editrleri anlamam olacak ki, Efe Muradn yazs
2

hakknda, Bizce tek kusuru, Akiftir gibi karn ars
imasnda bulunan bir not eklemiler derginin giri yaz-
sna. (i yemezsen karnn armaz; baka deyile, ide-
olojik takntlarn yoksa Akifin gnmz iiri zerinde
etkisi yoktur flan gibi ezbere lafar etmezsin. Biraz sert
oldu galiba.) Akifin gnmz iiri zerinde bir etkisini
gremiyorlarm zira. Tabii gremezsiniz, nk sizin
anladnz dar manada olmas da zaten mmkn deil.
Ama zaten ne ben byle bir eyi nermitim. Ne Ahmet
hokor orslorLerzer
Gntan, onun zerinden de Efe Murad meseleyi byle
anlam olabilir. O halde Akifte bulumak nedir, bu bir
neri olduuna gre ne olmaldr?
Akifte bulumak, Akiften beri geen zamandaki
gelimeleri ve kazanmlar gzard ederek tpksnn ay-
ns Akif gibi iir yazmak deildir; ncelikle bunu sy-
lemeliyiz. Heves editrleri byle anlama benziyor. Akif
gibi yazmak, Nazm gibi yazmak, Necip Fazl iirini ihya
etmek, Yahya Kemal ruhunu ad etmek ilanihaye me-
selemiz olamaz. Bunlar ancak iir parodisi yaplaca,
postmodern numaralar ekilecei zaman devreye girebi-
lecek, metinsellemi, yaznsallam, kaynaklam say-
gn eserler konumuna indirgenebilir iir syleyeceimiz
zaman. Bu parodi de ykmak veya zmek iin de yap-
labilir, ilham almak ve bir noktay geniletmek iin de.
Ama buna etki diyemeyiz. Bu sadece kullanm olabilir.
Ki Akifi kullanalm da demiyorum ben zaten.
Nazm taklit eden, yahut Necip Fazl kullanan ok in-
san var. Bktrc bir kinci Yeni tekrar, taklidi, parodisi
hakim gnmz iirine. Garip iirinin taklitleri ise ar-
tk iir saylmyor; yazdklarn iir, aldklarn ddk
1
Halk Tatile Gitti, Kitap-lk, Mays 2007,
2
iirde Serbest almalar, Heves, Temmuz 2007.
45 klo
zanneden amatr kamu kalabal Garipten kyamete
kadar vazgemeyecek gibi grnmesine ramen. Hala
nkteli iki tane acayip laf bir araya getirmenin airlik
ve iir yazmak olduunu zanneden binlerce yurttamz
natrmort iirler karalyor ikinci snf ideolojik edebiyat
dergilerinde. Heves de yola byle kmt unutmayalm.
O kadar ki, derginin ad Heves deil Tahattur olsay-
d zerre kadar armayacaktm. Garip iirinin, Orhan
Velinin gnmzdeki etkisi mi diyeceiz buna? Orhan
Velide bulualm. Tabi tabi
te mesele de biraz zaten budur. Garipi srdremez,
taklit ve tekrar edemez, ihya edemezsiniz. Garip bug-
nn ldoa iirlerine yol ayor olabilir, ama bunlar iir
kabul etmek zorunda myz, deiliz.
reklam
panosundaki klotlu
kadna st ste be uzun
paal don giydirdim. ne olur ne
olmaz elimde km. soyulduka
gzelleen bir soan alattm
ben. gzm yaartmadan
elimde km.
(Heves, Temmuz 2007, s. 103)
Garip, deil mi? Biimcilik gayreti ierse bile, zn-
de 2000lere uyarlanm Garip iirinin ldoas bu.
Garipin doasndaki otomatizmin pek de ekici sayla-
mayacak (nk Garip airleri ykmak istedikleri ustala-
rndan ekici olmann yolunu renmilerdi en nihayet)
bir ifadesi. Amorf desek, formalizm desek, yahut benim
bir baka nerime gre Yeni Biimci iir yahut Yeni-
den Garip, deien bir ey yok. Atasndan daha bo bele
bir iir bu. Yani byle iirler. Zaten Garip iiri de sava
ncesi, sava ve sava sonras boluk, bungunluk, nam
dier melal hissinden domam mdr? Haimden biraz
daha enerjik, bin kat daha dk bir iir hepsi bu.
Garipin kalbi ise, yani hereye ramen Akifte bu-
luurken Garipten de gememizi salayacak olan ey,
muhaverede yatar. airin konumas. iirde gnlk dilin
belirleyicilii. Bunu Garip airi kendisi mi icat etmitir?
Nazm Hikmetten mi almtr? Yoksa Yahya Kemal mi
retti onlara konumay, o tknefes, msra tutkun ve
tutsak hal-i prmelaliyle? Tabii ki deil, tabii ki hayr.
Bunun iin biraz daha diyafram lazmd, hanere lazm-
d; o da memleket airinin, hececilerin konumasdr.
Arkasnda Fikret ile Akifin, bilhassa Akifin durduu
akc, konukan, syleyen ve syleten iir.
iirde ben nce bu konuma, syleme konusunu fark
etmitim. Bir iirin ilk cmlesini, ilk satrn, msra diye-
lim demeyelim, ilk ibareyi nasl kurarz? Kurabilir miyiz?
iir nasl balar? lk msra almas yaptm uzun sre.
Her dnemin, her akmn ilk msralarna dikkat ettim.
Bunlar alt alta yazdm.
Aynada yeni uyanm izlenimi edinen kzlar gelitirdim
Heves dergisindeki herhangi bir iirin balangc (s.
19). paral cmle yani.
Aynada yeni uyanm
zlenimi edinen kzlar
Gelitirdim
Bunun bir gemii olmal. Mzikte buna ark ailesi
diyorlar.
Geenler varsa slamn u inenmi diyarndan
Akifin Hakkn Sesleri kitabndaki iirlerden birinin
balangc. Aarsak,
Geenler
Varsa slamn u
inenmi diyarndan
Gene paral cmle. Bundan milyonlarca bulabi-
lirsiniz Trk iirinde. Hatta iirlerin yars, en azndan
bir ey syleyecekmi gibi alan hemen btn iirler
paral cmlemizle alr. Bunun gereklikte, dilsel ger-
eklikte, konvansiyon dediimiz bir dilin uzla sahasnda
da bir karl tabii ki vardr. Herhangi bir anlatma ba-
lang cmlesi alalm: Bak imdi sana ne anlatacam iyi
dinle. zelliksiz, sradan, anlatmaya balang cmlesi.
Bak imdi
Sana ne anlatacam
yi dinle
paray grebiliyorsunuzdur artk. paral
cmlede fziksel olarak birini tutup, bir yne evirip, bir
ey gsterme davran, jesti sakldr. Epik iirle gnlk
hayatta birine bir ey gstermenin, anlatmann ortak ta-
raf. Unutmayalm ki Brecht keba tiyatrosundan
karr epik tiyatronun baz temel ilkelerini. Bir olay,
mesela bir kazay kebanda birikmi insanlardan biri
dierine nasl anlatrsa, para para ve kesik kesik, olayn
dikkate deer tarafarn seip geri kalan eylerden ayrt
ederek ve mkemmel bir Aristotelyen btnlk ve birlik
kesinlikle olmakszn, deil mi? Der Brecht; ite epik ti-
yatromuzun ilkeleri de bu ekilde alr, tabii biraz daha
incelikli olarak.
4 klo
iirin yapsn gemii, derinlii, fziksel temeli olma-
yan bir szdizim rasgelelii olarak alrsanz, ki mesela
Efe Muradn yapt biraz budur, yap diye szdizimle
morfoloji (kelimelerin grnen yaps, ite kkler ekler
falan fstk) arasnda skp kalrsnz. Kipleri, pattern
m deniyordu ngilizcede, tense, participle, clause flan gibi
eyler dahil olmak zere, Trkede ise ksaca kip diyoruz
bunlarn tamamna, es geerek duvara toslam olursu-
nuz. Kipler szdizimin bo bele, rasgele bir ey olma-
dnn altn izer kaln hatlarla. Geliyorum, gelirim, geldim
arasndaki ayrmlar kadar basit deil tabii bu.
Geenler varsa slamn u inenmi diyarndan
ok karmak da bir ey bu aslnda. tane fil, ey-
lem, ya da adna her ne diyorsak ondan var paral
cmlemizde. Geenler, varsa, inenmi. Bir de Hevesten
aldm epik iirin al msrana bakalm:
Aynada yeni uyanm izlenimi edinen kzlar gelitirdim
Uyanm, edinen, gelitirdim. Gene fil, nn
de kipi tarz yn farkl, grdnz gibi. plak gzle
grlebilecek bir ey bu; tabii iiri rasgelelii iinde de
ayrca rasgele bir ey sanmyorsanz. iir okumaktan ha-
beriniz varsa. Bir de isterseniz keba tiyatromuzdan,
gnlk konumamzdan, herhangi cmlemizden baka-
lm olaya.

Bak imdi sana ne anlatacam iyi dinle
Bak, anlatacam, dinle. Gene fil, nn de kipi
birbirine benzemez fil. Ben ite Trkenin bir dil ve
Trk iirinin bir iir olduuna byle karar vermitim ilk
20li yalarm srasnda yaptm incelemelerin neticesin-
de. Bu tr eyleri ngilizcede yaptklarn grmtm ve
bundan daha iyisini Trkede, Trk iirinde bulamaz-
sam gavur olaym diyerek kollar svam, msra msra
iir incelemeye balamtm. kuraln, iki kuraln,
drt kuraln flan grnce nce oh, sonra (pardon) oha
demitim haliyle. Trke de Trk iiri de okuyucusuna
oha dedirtecek, artk dedirtecek kadar organik, yap-
s znden, biimi muhtevasndan ayrlamayacak inanl-
maz bir dil ve iir nk. Size kuralnn bir ynn,
fil kipleri ve epik iir ya da anlatma balangcn birinci
cmlesiyle ilgili olann anlattm mesela. Bunu bununla
snrlamak budalalk olurdu elbet.
Ben smet zel
air
Krk yanda
Burda sakl gizli fil olduunu grebiliyorsunuz-
dur, verdiim ipucundan sonra. Ne demek bu? Adam
burda bir ey syleyecek, bizi tutup ynmz bir yne
evirerek bize bir ey gsterecek, nam dier epik iir
sylyor adam buz gibi. Ama bunu ok da ho, kendi-
ne mahsus bir ekilde yapyor ve Trkenin bir ynn,
isimlerin de fil altyaps tad gereini ie koarak
yapyor. Grnte TDKnn fil diyecei tek bir kelime
veya ibare yok. Ama tam tane fil var. Ben smet zel
bir, air iki, Krk yanda . Aarsak: Benim adm smet
zeldir. Ben bir airimdir. Krk yandaymdr. Hala
anlamayan varsa, kendisine yurtdnda eitim neririm,
benim kendisine baretmenlik yapmaya sabrm yok-
turur.
Neyse ite, Akifte zaten buluuyoruz. Mesela Ersun
plak, Heves dergisindeki yazsnda Kan Uyku iirini in-
celemi Turgut Uyarn. Kan Uyku nasl balar, bakalm:
Bir biz ikimiz varz gzel brleri hep irkin
Bunu da e blmemiz ve fili grmemiz ocuk
oyunca. Morfoloklar bunun bir hece says mesele-
47 klo
si olmadn, ritmin hece saysyla deil, fil kipleriyle
salandn (ve bu nedenle de her ritmin teganni Efe
Murad terennm diyor- olmadn) anlamadklar iin
morfolok.
Bir biz ikimiz varz
Gzel
brleri hep irkin
Varz, gzel, irkin. Gene paral cmle, gene
fil. nk adam bir ey anlatacak. Bizi bir yerden
yakalayp bir baka yne yneltip bir eyi iaret etmesi,
gstermesi, anlatmas gerekiyor. Epik iir. Neo-epik iir.
Neden neo-epik, bu da belli bir ey aslnda. Epik dersek
Greklerin iambic, yahut ngiliz Rnesansnn blank, ya da
Trk klasik iirinin 11-12 heceli destan hece lsn
kastetmi oluruz. O biraz ey bir eydir. Yani bizim bura-
daki paral (ham) ilk satr cmlemize bizi vardrmaz.
Baka eylere de vardrmaz. Efe Murad, benim neo- di-
yerekten flan epopeyi skaladm sylemi ki bravo;
sadece, skalamak istediimi anlamam grnyor, onu
da ben sylemi olaym. Epope yazlamaz. nk epope
yahut epik, destan, fesane, hikayat ne alaka yani imdi,
2007 senesinde? Neo-epiktir. nk mesela,
Mey ver ki shan hitame erdi
Sermaye-yi gam tamama erdi
(eyh Galip, Hsn Ak)
yahut
Allah Allah demeyince iler on(g)maz
Kadir Tan(g)r vermeyince er baymaz
(Dede Korkut Ouznameleri )
Demek ki neymi, demek ki klasik destann veya
mesnevinin ritmi, vezni geimesiz, parasz ve btn-
sz, ayr ayr tipik ifadelerin arka arkaya dizilmesinden
oluup dururmu ki (Mula az, Dondurmam Gay-
mak flminden kaptm; ki yrel azlarda inanlmaz bir
Dede Korkut ritmi akp gitmektedir; aksine gibi bense
neo-epikten sz ederken tamamen yapma bir ey olan
ulusal dilin anlatm ve ifade aralarn esas alyorum,
tpk Akifin, Uyarn, amlbelin yapt gibi) gnmz
iirinin bize adam gibi bir sonu verebilmesi asndan
son derece verimsiz, ancak sevimli olabilecek bir folklo-
rik te gemiten ibarettir. Artk onu oradan alamayz,
onunla orada buluamayz.
Ulusal dilin, gnmz Trkesinin buluma noktas-
na (nk Nef ve Nedim dneminde, yahut Karacolan
devirlerinde balayp gnmze uzanan bir tarihi var)
Akifi yerletiriyormuum ben. Bunu da gnlk konu-
ma cmlesinin esas ritmine, fillerinin kipsel oullu-
unun geimeli diziliine dayandryormuum. Hamid
Akif iin, Nazm przsz syleyen odur, derken beni
bir anda uyandrvermiti. Bu nasl bir nazm, nasl bir
przszlk ve sylemektir diye merak ettim. Eski ve
yeni msralar derledim toparladm, paral kipli
fil cmlesini yakaladm ve bunun stadnn da Akif ol-
duunu grnce, Akifte bulumaklmz nermi bu-
lundum naizane. te Cemal Sreyadan bir iirin al
satr:
te tam bu saatlerde bir yara gibidir su
paray grebiliyorsunuzdur artk altnz, isim-
lerin sfatlarn (ne ismi ne sfat, Trkede byle eyler
yok, Fransz gramerinden eviri hepsi) fil olarak kulla-
nln da.
te tam bu saatlerde
Bir yara gibidir
Su
Ya da dilerseniz,
te tam bu saatlerde
Bir yara
Gibidir su
paray, anlatma balangc, tutup ynn evi-
rip iaret etmeyi deitirmez bu deiik okuma biimleri.
Aln size Edip Canseverden grnte hi-filsiz, ama
fil olmayanlarn filletii bir al:
Ey sonbahar! ey dsel yolculuk! seni
Edip Canseverin alkanln bilirsiniz. Eylerle,
senilerle, virgllerle, nlemlerle iirinin nasl okunmas
gerektiini de bize aka verir.
Ey sonbahar
Ey dsel yolculuk
Seni
Her bir parann file benzer okunuu dikkatinizi
ekmiyorsa, btn bu rnekler size Akifte bulumann
temelini gstermiyorsa, ben de o halde Turgut Uyarn
Malatyal Abdo in Bir Konumada dedii gibi bir ey
yapmam, biraz daha beklerim. n
48 klo
eren safinin kamar
zerine konukan,
mdahil ve patlayc bir
iir
Eren Saf 1977 doumlu, 1995ten beri iir yaymlayan bir
air. lk iir kitab Kamar, Fayrap Kitaplndan kt. Ka-
mar, Eren Safnin biri hari (Mridim Kocakar) hepsi
2000den sonra yaymlanm iirlerinden oluuyor. Eren
Saf, kitabn hacminin yars kadar iirini kitaba almam;
fakat Kamar, Eren Saf iirinin seyri ve Trk iirine getir-
dii imkanlar asndan bize gl bir btn sunuyor.
Dergilerdeki baz deinileri ve internet yazlarn d-
arda tutacak olursak, Eren Saf iiri ve Kamar kitab
hakknda pek yaz yazlmadn syleyebiliriz. Bu, Trk
iirinin imdiki yollarnn, imkanlarnn konuulmas ve
iirin ve edebiyat ortamnn adaleti asndan bir eksik-
lik. Eren Saf iiri zellikle adalar ve biimciler dahil
kendisinden sonrakiler zerindeki etkileriyle genile-
yen bir iirdir. Safnin iirindeki konuma biimi, slup
zellikleri, gnlk hayattaki dilin iirde yer almas gibi
zelliklerin baka airler zerindeki etkilerini rahatlk-
la grebiliyoruz. imdi Eren Safnin ilk kitab Kamar,
tm bu zellikleri ve tabii bunlarla birlikte akan siyasi
ynyle, ortalama bir ilk kitap olgunluunun zerinde
bir olgunlukla Trk iirine eklenmi bulunuyor.
Kitapta, Bir Kii Bomba, Mme. Katia, Fenerli Sone-
ler, Mp3ler eklinde bir blmleme yaplm. Blmler,
iindeki iirlerin yaymlanma srasna gre deil ierik,
anlatm ve siyasi yaknlklarna gre belirlenmi.
Bir Kii Bomba blmndeki iirler zellikle Okuyu-
cuya, Kamar ve Bir Kii Bomba iirleri Eren Saf iirin-
deki siyasi hareketin konuma biimi ve slupla mkem-
mel bir uyum gstererek kitabn zirvesine kyor. airin
ali dz
4 klo
evreyi, baz konumlar ve ilikilerdeki kabulleri yorum-
layn ve bu ilikiler arasndaki insan deerlendiriini,
kendisinin bu evredeki konumunu ve tavrn gryoruz
bu iirlerde. Deersiz olup geerli olana kar airin
koyduu tavr ve mesafeyi, kendini uzak tuttuu hayat
biimlerinin baya, yzeysel, traji-komik yanlarn; bu-
nunla beraber, doru, sahici, hakiki olana verilen dee-
rin, mesela Trkeye verilen deerin iirlerdeki/airdeki
balamn gryoruz. Bu saydmz iirlerin baarsn
artran ey, airin, insan iirin iinde hareketlendirebil-
mesi, anlatlanlardan insann haline, tavrna ve insann
tavrndan anlatlanlara doru geii, mdaheleyi baarl
bir ekilde salamas, konunun siyaseti iinde insanla-
evreyi i ie anlatabilmesidir. Bu iirleri okurken metnin
arkasndaki kiiyi ve kendi konumumuzu hissediyoruz.
Konuma slubu okuru hareketlendiriyor, canllk ve he-
yecan hissi uyandryor. Fakat slup, anlatlann nne
geerek okuru ynlendirmiyor. Okuyucuya, Kamar ve
Bir Kii Bomba iirleri, bu zellikleri bnyesinde barn-
drma biimi; an, evresini ve ada ilikileri yo-
rumlay ve bunlara mdahele ediiyle Kamar kitabnn
zirvesini paylayor.
Aznz azn bu iirle ayoruz
Sevgili okuyucu aziz
Aziz okuyucu sevgili okuyucu pek sayn
Dostoyevski, Baudelaire, Eliot ve ben
Ben bir de bu sapk rabtann br ucunda
Hattn dier tarafnda
Okuyucu sen okuyucu
Sen hypocrite lecteur! Mon semblable mon frere
Bu msralar kitabn ilk iiri Okuyucuyann giriin-
den. Konuma, balangta da ne kardmz gibi,
Eren Saf iirindeki en genel teknik olarak gzkyor. Bir
konuma iinde yer alabilecek espri, alay-ironi, uyar, nida
gibi pek ok zellii iirlerde bulunuyor. Bunu gnlk
hayattaki dili iire sokarak yapyor Saf. iire dorudan
nfuz edilebiliyor. ki insann konumasndaki ham ve
dolaysz paylam iirde grlyor. Bu, iirin siyasiliini
kuvvetlendiren bir ey. Eren Safnin tamamen kendine
zg bir konuma biimi var. Saf iirinden etkilenenle-
rin bu etkiyi hemen gstermesi de, onun yeni bir biimle
konutuunu gsteriyor. Saf iiri msraa dayal bir iir
deil; iiri okuduktan sonra sessel bir etki ya da airin
iirdeki davran zihnimizde hareket eder. Msralardan
blmlerden ziyade airin davran, tavr aklmzda ka-
lyor. Yani Eren Saf sylemek istedii eyi sylenmesi
mmkn olduu ekilde sylyor. Onun tavryla iirin
teknii tam bir uyum gsteriyor. iirde ifade edilen ili-
kileri ve mdaheleleri, airin sayp ortaya kard eyleri
duraan, imgesel bir dille anlatmak gln olurdu. Mese-
la ironiyi de iirde sklkla kullanyor Saf. Ama Safdeki
ironi, aray iindeki tavrn bavurduu ya da iiri devam
ettirmek iin alan bir alan olarak olumuyor, gl ve
taraf belli bir karekterin konu iindeki olaya mesafe koy-
ma biimi veya olan olduu gibi anlatma yntemi olarak
beliriyor. Bunu baarl bir ekilde yapyor Saf. slupta-
ki zelliklerin karekterlere doru giden ahlaki balam
gzkyor. Eren Saf konuurken, bazen yukardaki gibi
dorudan okuyucuya veya konuya seslenerek bir karar
ya da mdahelede bulunurken, bazen de okuyucuyu ara-
ya alarak daha ok ka doru bir ifade ya da sylem
retiyor:
Ah sekin bir toplulukta okuyucu inanamazsn
Brou patlamal
Derin dekoltesi derinlemeli einin
Parlamal en uygun kazayla aranz
Aranz bozulmasn yo
Nfus artar okuyucu pme
Boanma toplum kzar
(Okuyucuya, s. 13)
Konumann sayp dkmeye ve syleyisellie, sy-
lerken bulmann srekliliine doru kaymamas iin i-
irde insann, znelerin yerini, hareketini, mdahelesini
grmemiz gerekir. Bununla beraber iirin tek bir sesle,
ritimle akmamas gerekir. Saf iirindeki siyaset bu zel-
liklerin gerekleme oranna gre netlik ve kuvvet kaza-
nyor. Mme. Katiadaki iirler ise (Mridim Kocakar,
Nerdesin iiri, Mme. Katia) bu bakmdan daha tek ynl,
daha kiisel ve lirik; yeni bir hayata ynelmi ve yeni bir
durumdaki airin kendi halinin ifadesi eklinde. Mri-
dim Kocakar iiri, bu kendine dnkl ve aray iin-
de evreden aire, airden evreye eklinde hareket eden
siyasi etkiyi ve tavr gstermesiyle daha ne kan, temsil
edici bir iir:
Kendimi ok l hissediyorum bugnlerde
Bir gne dyor bir yamur damlyor
Kendini baklyor gnler
irkin bir kz gzel bir kzdan zr diliyor
Kendimi katil hissediyorum
(Mridim Kocakar, s. 43)
Mridim Kocakardaki bu hareketten sonra, Bir
Kii Bomba blmndeki iirlerde konuma zellikleri
de daha ok yer almaya balyor ve Eren Saf iirinin siya-
si gvdesi daha belirginleiyor. ehrin ve gnlk hayatn
daha ok iinde, daha uzun konuan ve yorumlayan bir
iir ortaya kyor. Saf, ehrin iindeki ada ilikileri ve
50 klo
kabulleri ehrin kenarnda bir insan olarak deil, ehrin
iinde fakat olup bitenlerle uyumsuzluk yaayan bir kii
olarak anlatyor. Uyumsuzlukla beraber ironiyi de daha
ok kullanmaya balyor. Bunlarn sonucunda daha ger-
eki, anlatmc, ham, belirleyen ve mdahele eden epik
bir iir ortaya kyor. airin karlat, anlatt eylerle
yaad uyumsuzluk, iirde, kendini olaylarn iine daha
fazla katmak ve darya doru davranmak eklinde bir
hareket de douruyor. Ne kadar uzun bir iir diye otursam
ne zaman o kadar ksa / Ne zaman ne kadar demeler tutacaksa
o kadar ak kar. te ne kadar ne zaman otursam kalkyor-
sunuz / Ben gelince gidiyor herkes borsa kapanyor ben satacakken
katlar / Evrak yetitirince ben mesai bitiyor televiz yonu at-
mda / Bir programn daha sonuna geliyoruz (Alakas Yok).
Bu uyumsuzluklar airi sadece bir taraf olarak deil yani
mesela ac eken bir palyao olarak deil, karlat
eylerdeki bozukluklar belirleyen ve kendi mdahelesi-
ni yapan siyasi bir kiilik olarak var ediyor iirde. Farz
edelim ben istemiim yapacak bir ey yok / Yolda taklnca insan
zenci olur farz edelim / Farz edelim insan zenci olunca zenci olur
yolda / Zencileri almayn zenciler zencileri almasn / Kongrede
yeterli say ksn bahtnza / Zenciler zencileri kongreye almasn
(Gecikir).
Bir Kii Bomba blmndeki bu iirlerde( Okuyucuya,
Kamar, Gecikir, Alakas Yok, Bir Kii Bomba) gnlk
konuma dili ve bu konuma dilinin siyaseti daha fazla yer
alyor. Halkn kulland dili kelimelerden ziyade szlerle
iire katarak bir harekette bulunuyor air. Ama bunu halk
dilini ya da iir d olan iirletirmek eklinde eklenti,
fgratif bir durum olarak deil; zaten iir olan grp,
iirin ak iinde iir eklinde ifade ederek yapyor.
Yine arasam m diye dndm yine o arar ikna ettim ken-
dimi / Yine sonra ikna ettim kendimi bunu bilmezsin glnce
dilerin aslnda ne irkin. Bu msralardaki konuma bir iir-
dir. air kendi durumunu itiraf ediyor ve karsndakinin
glnce dilerinin gzel deil irkin oluundaki farkll
hareketli slubu iinde iire katyor. Msralardaki anla-
ma gre znelerin, filerin yerlerini deitirerek bir slup
oluturuyor. Bu iirlerde slup, kendini metnin zerine
kararak iirde ham ifadenin nne gemiyor genelde;
ayr bir ynlendirme ve engel oluturmuyor. Bu, msra-
larda fillerin kullanlma biimine gre de oluan bir ey.
Kitabn nc blm Fenerli Sonelerde (14 msral 7
iir), slup daha geriye ekiliyor. slubun dolayll so-
nelerde daha geriye ekiliyor, syleyeceini direkt damar-
dan ham bir biimde ifade ediyor air. iirlerdeki coku
ya da znt hemen okuru kendine ekebiliyor. Soneler-
de ve Mp3ler blmndeki Hakan Arslanbenzer iirinde
youn miktarda fil kullanlyor, fakat filler iirde akan
bir sese, edaya eklenmeden mesela srekli msran ayn
yerinde yer alarak sesin ifadenin nne gemesine des-
tek olmadan, dorudan anlamn ve ifadenin merkezine
oturuyor. Bu da okuru daha ok ekiyor iire. Gl bir
atmosfer yaratyor. Mp3ler blmndeki Mslm Grses
MP3 iiri ve Eren Safnin kitabna almad Fayraptaki
baz iirler, bu bakmlardan zaafar tayor. Sesin syle-
yisellie doru kayabilmesi, ve farkl ritimlere ihtiya
duyulmasna ramen genelde tek bir ritmin iirde ne
kmas, insann iirdeki zne konumunu kartyla bera-
ber gl bir ekilde hissedemeyiimiz, bu iirlerin ta-
d zaafardr, diyebiliriz.
Sonuta Eren Saf iiri Trk iirinin son dnemdeki
en ada, yeni, siyasi iirlerindendir, Kamar kitab da
en iyi kitaplarndan. Eren Saf iiri bnyesinde tad
zelliklerle ala ala ilerleyen bir iir. Trkiye ve Trk
iiri meselesi zerinde gl bir yoldan ilerliyor, bazen
zaaf noktalarna temas etse de bunlar bnyesinde taya-
bilen zgn bir karakter sergiliyor. Eren Saf iiri, gc
ve etkileri dolaysyla, C-4ten ziyade misket bombas
zellikleri tayor. n
5 klo
Gen bir air ve ilk kitab Hem air gen hem de bu
onun ilk kitab. O zaman elimize aldmz bu kitapta,
gzlemleyebileceimiz baz zellikler olmas gerektiini
dnebiliriz. airin olumlu veya olumsuz etkisinde kal-
d usta airler, slubunun zaman iindeki deiimi ve
dnm, iirinin gelecekte neler yapacandan (veya
yapamayacandan) verdii haber veya ipular, iirinde
grdmz varsa- meseleler, karakterler ve hikayelerin
kullanm skl Tm bunlarn, sanyoruz en ok dei-
iklik gstermesini beklediimiz mekan; gen bir airin
ilk kitab olacaktr.
Hakan Kalkann Fayrap Kitaplndan kan ilk ki-
tabn
*
eline alan, ortalama bir iir okuyucusunun, airin
kitaptaki iirlerini yaymland dergilerden takip etme-
diini varsaysak dahi, bu kitab okurken, oturmu bir
slupla kar karya olduunun farkna varabileceini
tahmin edebiliriz. nk Hakan Kalkan, iirini kendi-
ne zg cmlelerle oluturan bir airdir. Kalkan iirinin,
okuyucuyu iine eken, anlatm ses olarak durgun ol-
masna ramen bir alan oluturan, okuyucunun nne
eitli grntler sunan bir slupla ayakta durduunu
dnyoruz. mgelerden arnm, fakat okuyucunun
gznde, tastamam grntler, kareler ve nihayet bu
karelerin, iirin sonunda birletii bir btn braktn
dnyoruz. iirin iinde kalarak ve fakat bal ve sonlu
bir ekilde hikayesini de anlatarak ve bunu da kendi dili-
ni ve dize kuruunu oluturarak yapmann, Trk iirine
yeni bir soluk getirdiini yeni bir kap atn syleye-
biliriz. Msra ii kafyeleri, bir msrada kurulmu birden
meryem koaklamalar
ehre ve kalabala kar
bir kalkan
murat szer
Bana gre, iir hakknda yazmak bir savunma deil, bir fetih olmaldr.
Hakan Arslanbenzer
*
Meryem Koaklamalar, Fayrap Kitapl, 2007.
52 klo
fazla cmleleri, msra ii tekrarlar iirinde eritebilmi ve
kendi sesini yakalam bir airden beklememiz gereken
iirdeki anlam ve meseleyi de Kalkan iirinde buluyoruz.
airin zaman kavramn iirinde ileyii ise, istisnalar ol-
makla birlikte, bir sreklilii, bir uzanty iaret ediyor
bize. Fakat air, bu izgisel zamann, duraan meknn
iinden birden bire okuyucuyu kovalayabilmektedir. Ka-
psz odalarda bir paranoya ile birlikte yaayan znenin
anlatld msralarda gezinirken rnein, birden bire
aalara inmesi paranoyann eylemler balatmas sana
kar diyen bir msran iinde bulabiliyoruz kendimizi
nk.
Girite sylediimiz nermeleri aarsak; yukarda
sylediklerimizi gz nnde bulundurarak, airin ilk iir
kitab olmasna karn, Meryem Koaklamalarnda kar-
latmz iirlerin, bize; zgl bir msra kurulumu olu-
turmu, kendisinden bir eyler beklenilmesi gerektiini
syleyen, meseleleri, hikyeleri olan, karakterleri iirinde
gerekletirebilmi bir airi iaret ettiini syleyebiliriz.
iirin imgeli ve keli zamanlar: gen
mgelerden arnm bir iir dedik, fakat airin gen ii-
rine imgenin youn ve anlalmaktan korkar bir biimde
girdiini syleyebiliriz. Tam olarak emin olamasak da,
farkl olduunu anladmz kiinin; kalabalk iinde,
cemaatlerde, sokaklarda yaadklar silme ve silinmeyi
konu eden bu iir, airin ie dnk bir iiridir. Tm bu
kalabalklarn, eyhlerin, kadnlarn (ve gzel kadnla-
rn), bal ejderhalarn, ocuklarn ve grntlenen,
deien farkl meknlarn karmaklatn barndran
bu iirin ie dnk olduunu sylememizi doru klan
msralar vardr:
Dieri teneke zrhn ardan temizledi
Zrhnn iindeki ly usulca sevdi
Bu msralardaki zrhn ii hem ok imgesel hem de
ok isel bir ibaredir. iirin anlalmaya ak veya anla-
lmaya kapal ular arasndaki gerilim ve tedirginlik de
iirin ie doru bkml olduunu dnmemiz iin bir
tutamaktr. Bu iirde Hakan Kalkann devaml yapt
bir ey de ok bariz bir ekilde gzmze arpmaktadr.
iirin ilk blm bir dibace nitelii tar ve ilerleyen b-
lmlerde anlatlacak olan bozulmalar, eylemleri, silip
izmeleri birinci blmde nsz olarak anlatr air. Fakat
bunu ileriki iirlerinde, -bir nsz olarak deil de- iir
iinde bir deini olarak, dnp tekrar bir gz atma olarak
yapacaktr Kalkan.
Bu dan ardnda deniz denizin ardnda byk bir da
diyemediin
dedikten sonra, ksmen konudan uzaklam yaklak
yirmi msra sralar air. Ardndan ise:
n!
Bu dan ard deniz sanadr sylediim
k!
Denizin ard byk bir da sanadr sylediim
Gibi olduka da gl msralarla sylediini tamam-
lamak amac ile o msraa geri dner. Bu son alntlad-
mz msralar Bulant iirindendir. air aklda kalan ilk
msran karmtr bu iirde. sana bir ekmei uza-
tyorum. bir gl uzatmyorum sana. nk se-
nin gllerini kullandlar. demitir air. Kalkan iirinden
bize, yolda yrrken mrldanacamz msralar yerine,
otobste otururken hatrlayacamz, dneceimiz
hikyeler, grntler ve karakterler kalr nk. Bu, a-
irin oluturduunu sylediimiz alann baarsndan
kaynaklanr.
airin anlatt destan: Salgn
Tek sesli bir iirdir Salgn. airin sesi vardr yalnzca.
airin sesiyle oluan baka sesler vardr. Ama Kalkan,
bunu kendi sesiyle salar yalnzca. Sonra yine o tek ses-
le gzmze arptrlp duran grntlerle karlarz.
Oluturmak istedii gerilimi iir boyunca salar air. Za-
man daraltp geniletmek iin yapt geiler olduka
baarldr. Odasndan kmayan, paranoyann, alkoln
etkisinde durulamam, derviler gren derviler arayan
bir kiinin kafasn ellerinin arasna alp salnmalarn iz-
ler gibiyizdir iirin giriinde. Kalkann yapt bir baka
ey ise, ikinci tekil kiiye seslenirken, birden bire iire
kendini sokuu veya nc tekiller, oullar dhil edi-
idir. Bu, iirin genilemesine katkda bulunan ve airin
baaryla yapt bir eydir.
dar kacaksan hava gzel ama dikkat dar kacaksan
elbet krlacaksn biri selam verirken sana alamamsan
yeni durumlara
aracaksn beni grdnde de geeceim yanndan dier-
leri gibi ben de
air burada kendini dierleri yapmtr. Bu, an-
latt destann bizce baarsn salayan bir unsurdur.
Destan ortadadr. Anlatan ise aklmzda bile deildir,
hikye bizi iine ekmitir nk.
Gelecekler dedin
Gelmeliler dedin
53 klo
iirindeki hikyenin deveran yle youndur ki, iirin
sonuna gelmek iin okuyucu da hzlanarak gerilime kat-
kda bulunmaktadr. Beklenilenlerin gelenler olmadk-
larn; budayn yanna elma koyular, seccadeyi dal
giysilerinin yanna aslar gibi msralarla kantlanr oku-
yucuya. Ve iiri bitirdiinde, okuyucu, nnde kaskat
bir hikye bulur.
airin anlattrd destan: Meryem
Koaklamalar
Sen gidersin
Ban alr gidersin
Byle balyor Meryem Koaklamalar. Bu msralar
alt doldurulmas gerekecek derecede byk veya alt dol-
durulmas gerekecek derecede kk msralardr. Hangisi
olduunu tam olarak fark edemeyiz. Farkna vardmz
ise, zaten kendisi bir risk olan bu iire bu msralarla ba-
lamann zor ve cesaret isteyen bir i olduudur. Hakan
Kalkan, kendi destann baka birine, hem de kar cin-
sinden birine anlattrarak riskli bir iin altna girimitir
bu iirde. abucak karikatrize oluverebilecek bir anla-
tmdr bu. Fakat air bunun altnda kalmaz ve Salgnn
yanna ikinci direi de diker. Tastamam bir ak iiridir
bu. Msralar okurken bir kzn gnln okuduumuz
hissine kaplabiliriz. Hakan Kalkan kendine bir kzn se-
sinden seslenmektedir.
ekip alrsn kendini babandan
Ben derim ki
Yok ben bir ey demem
Kzlarn kzlara zg edalaryla, rahatszlk hissettik-
leri, zorlandklar durumlarda, tartmalarda kendilerini
geri ekip yok ben bir ey demem deyilerini grrz
bir anda bu msralarda. Bunu yapmann riskli bir ey ol-
duunu yinelemekte fayda gryoruz. nk biz bu ii-
rin, Salgn iirinin blmlerinden biri olmadn, bal
bana, baka bir duru, mesele ve arter oluturduunu
dnyoruz. Ama brahim Aladadan ayrlmadmz
nokta bir nceki cmlede ayrlmtk-, Salgnnn ilk
byk destan olduudur. Fakat Meryem Koaklamalar
da en az onun kadar, ondan sonra olumu byk bir
destandr bize gre.
Bu iirde sesin trmand yerler vardr. Bunlarn ba-
ars, iir sesinin bu haykrlara gelene kadar potansiye-
le evrilerek, zaman bekletilerek srklenmesidir.
Sylemek bir yaanmaml yaayarak seninle
Grdm ben de bir rya iinde
Seslendim ben de
Uzand ellerim
Ald bir kucak
Bu ifadeleri bulabilmenin belki de o kadar zor olma-
dn syleyebiliriz. Ama bu sese gelene kadar yaplan
hazrlk, bu msralar nemli ve yksek sesli yapan et-
kendir. Etkileyici bir hikye, zgn bir slupla anlatl-
mtr bu iirde. Byk ve neo-epik bir iirdir tastamam.
Modern bir koaklamadr. Sesi trmandrr air ve u
msralarn akabinde iir biter:
Susmak akla
Akla dedim sesim ular m duyulur mu sesim
Akla dedim bu benim zgnlm
Akla dedim bu benim mem Rabbim beni bir kucak sa-
hibi kl
Akla dedim Hakan
Hakan dedim akla
Hakan akla!...
Burada neredeyse, erkein yakasna yapm ve sil-
keleyen bir kadnn haykrlarn izleriz/dinleriz. Daha
sonra ses tekrar ve yava yava de geer:
Akla dedim Hakan bu benim zgnlm
Akla dedim bu benim mlm yaayamamaktan ta-
nmlar arasnda
Akla dedim bu benim bir kucak mlere akla
Haykr, yerini alamaya ve hatta sayklamayla mrl-
danma aras bir sese brakr burada. Ve iir biteceinden
haber verir.
Hakan Kalkann ilk kitab olan Meryem
Koaklamalarna, iir zerinden taslak mahiyetinde
bir gz atm olduk iirlerin seimi airin ana basamak-
larn bize gstermesi amacyla bu olmutur. Hlasa,
bu kitab okuduktan sonra, genilemesini srdren ve
kendini dntren iirler bekleme hakkn kendimizde
buluyoruz. air bir nc direi dikmelidir, bu kitabn
zerine kmak iin. n
54 klo
didem madak iiri zerine
mutsuza iyi bak
Pulbiber Mahallesi (2007) Didem Madakn nc iir kita-
b. Kitapta 16 iir var. Blmleme yaplmam. airin ilk
iki iir kitabnn ismi: Grapon Katlar (2000) ve Ahlar
Aac (2002).
Didem Madak iirinin seyrini yakalamaya alt-
mz zaman ona has bir yolun varlndan artk rahata
sz edebiliriz; ona has bir syleyi, ses, konu seimi, ko-
nular ele al biimi... kitap arasnda ince balar var.
Kasti olmayan, doal balar. Bunlara ince geiler de di-
yebiliriz. iilerde konuan znenin servenini yanstan,
bu servendeki krlma noktalarn belli eden; znenin
kendinden sz etmesi, kendini ve evresini anlatmas
sonucu ister istemez ortaya kan bir seyir. kitap bu
adan kymetli.
Pulbiber Mahallesi ilk iki kitaba gre daha olgun ve usta-
lkl, artlar fazla; bununla birlikte eksileri de var. Didem
Madak iirine has btn zellikler bu kitapta mevcut; i-
irde konuan znenin matrakl, en ac olaylar bile dile
getirirken ard arda espriler yapmas, buluuluu, gnlk
hayatla roman karakterleri ya da siyasi olaylar arasnda de-
iik ve orijinal balantlar kurmas gibi. Bu iirlere de
melankoli hakim. Bir farkla: air Pulbiber Mahallesinde
melankoliye elini verip kolunu kaptrmam. Denetimi
daha sk. nceki kitaplarnda oysa konuan zne sesle-
nen konumundayd; ac dolu, kendinden bir trl dar
kamam ve ierden bir bak asyla konumutu. Bu
yzden ilk iki kitaptaki iirler lirik ve ie dnkt. Pulbiber
Mahallesinde ise konuan zne kendine dardan bakm,
kendinden dar km, anlatc konumunda, kendini ve
evreyi grm; kendiyle evre ya da kendi tarihi ve lke
tarihi arasnda balantlar kurmu. Bunlar kitabn baar-
lar. Hi, diyor, ieriden yazanla dardan yazan bir olur
mu?
En nemlisi; ilk iki kitapta kendinden ve hayattan
memnunsuzluk duyan, ikayette bulunan, kendini acya
brakmay mcadeleye tercih eden, edilgin zne (Akyurt,
2007), nc kitapta kendini ve hayat olduu gibi ka-
bul etmi. artlarn farkna varp, edilgin kalmaktan vaz-
gemi, ksaca daha gereki ve etkin hale gei yapm:
o zamanlar inanan bir mitvar acs ile alardm., Ne
yapalm. Elimizde bunlar var., Skntlardan bir ev
mer yalnova
kurdum yllar sonra. lk iki kitaptaki ben vurgusunun
belirgin, nc kitapta yer yer bize dnmesi, bizi
anlatmas, konuturmas fakat tamamen ortadan kalk-
myor- szmz destekleyen bir rnek.
Ahlar Aacnda iaretlerini grdmz siyasile-
me ya da epik alm ihtiyac Pulbiber Mahallesinde hak
ettii yeri alm, daha merkezi bir konuma tanm. lk
iki kitaptaki baat ieriden darya seslenmek olgusu,
nc kitapta dardan ieriye ve daha da zenginlee-
rek dardan darya seslenmeyle yer deitirmi. lk iki
kitaptaki ie dnkln ispat iin bu kitaplarda sk sk
tekrar edilen u kelimeleri anmak yeterli: ak, kalp, o-
cukluk, tanr, anne, i ses. Taksi ofryle geen u ksa
diyalog da nc kitaptaki da dnkln gstergesi:
Ne onbir eyll baba ya yoksa on ikimiydi/ -Dolatr-
yorsun sen beni/ -Dolatrmyorum abla/ -ikayet etcem
seni ofrler odasna...
Didem Madakn kitab arasndaki ince balarn
varlndan sz ettim. Bunlardan bir tanesini gstermeye
alalm: Grapon Katlarnda ki kendim varm ma-
vi anne/ Biri benmiim, biri mutsuz ve Ben lrsem
mutsuza iyi bak! demiti air. Anlamtk ki mutsuzluk
zaten var. Ama bir de mutlu olmasndan mit kesilme-
yen ben var. Gzyalar ve beklentiler onun iindi. O,
ok ac ekiyordu, yaamas mmkn deildi. lk kitapta
ben ld. Ahlar Aacnda Vasiyetimdir:/ En gl-
lerden seilsin/ Beni tayacak olanlar./ Ahtm olsun,/
Ykleri arlasn diye iyice,/ Tabutumun iinde tepine-
ceim. diyerek air benin cenazesini kaldrd. Hayatta
kalan yani mutsuz. Tabutun iinde tepinmek; insanlarn
karya alnmas ve onlara kar fke duyma, hatta onlar-
dan intikam alma duygusunun, bizim tabirimizle siyasi-
lemenin iareti. Ahlar Aacndaki iirler, yoluna devam
edecek, onu yaayacak ve kuracak olan mutsuzun konu-
malaryd. Pulbiber Mahallesini kuracak olan kii de yine bu
mutsuzdu. Sonunda kendime bir acsavar dili bulmu-
tum. Ahlar Aacnda mutsuzun konumaya balay,
Pulbiber Mahallesinde devam edii Madak iirinde mevcut
olduunu sylediimiz seyri oluturmu.
Ki Pulbiber Mahallesinde anlan iir kedisi Zeyna, kr-
mz eyleri ok imi bay kelto ve yan yan bakan Burcu
55 klo
da keza mutsuzdur. lk iki kitabnda mekan ev iiyken,
nc kitabnda mahalle, Taksim ve Galatadr. Grapon
Katlarnda Artk bazen gzlerime trmanp bakyor
sokaa denilen zne, Pulbiber Mahallesinde milletvekili
seiliyor, muhtar Lemanla arkadalk kuruyor, yan yan
bakan Burcuyla bara gidiyor. imdi daha iyiydi, sanki
halktan biriymiim gibi. Ayn zne Ahlar Aacnda
Gemiim acyor imdi, yalnz benim deil/ Benim l-
kemin gemii de acyor mesela. demiti.
Didem Madak ilk iki kitabnda, iiri bir zamanla sa-
bitliyordu. Yani aslnda onun iiri ok kalabalk. Verdii
rnekler sayca ok. Bu kalabalk ve okluu belli bir za-
man dilimi iinde ele almas, iirini kolayca toparlamas-
na yetiyordu. Bir ocukluk ansyla balyordu mesela iire
ya da iire baladktan sonra bir ansn syleyerek zaman
sabitliyordu, iirin erevesini bu ekilde oluturuyordu,
bu da iirde toparlayc fonksiyon gryordu: lk vi-
neyi verdiinde bahedeki aa. Pulbiber Mahallesinde ise
iiri toparlayan ve sabitleyen unsur, zaman olmaktan -
kp mekana dnm: Mahallemizde bomba patlad.
Didem Madak iirinde konuan zne hep matrak-
t, Pulbiber Mahallesinde de matrak. Sesi przsz, eski
bir deyimle selis. slubu ise melankolik. Ama Grapon
Katlarndaki akclk ve mzikalite; esnek, tempolu ve
msraa arlk veren syleyi, ikinci ve nc kitapla-
rnda zayfam olarak var. zellikle msralar ve ktalar
aras geilerdeki syleyi edas eitlilii azalm. Pulbiber
Mahallesindeki uzun iirlerde yer yer monotonlua d-
ld de olmu, dz syleyie srtn fazla vermek de.
rn: Kaza Anlar.
Pulbiber Mahallesindeki iirler uzun olmasna ramen
okuyucunun dikkati dalmadan bitiyor; skc, uzatlm,
yapmack, zorlama ve kasnt deil. Sohbet, dertleme,
konuma, sesleni havas var iirlerin genelinde. Oku-
yucu, seslenen ve seslenilen kii tm iirlerin atsn
oluturuyor. Anlatm ve syleyi, okuyucu duysun diye
yaplm. iirlerdeki itenlik, samimiyet, duygululuk ve
sahicilik hissedilir ekilde ve lde. airin iir yazarkenki
hali, yani psikolojisi de iire dahil edilmi. air iirinden
ve okuyucusundan kendini soyutlamam. majlarla, ses-
lerle iir yazd sylenebilir Didem Madakn. iirlerinde
mutfak eyas, yemek, sebze veya meyve isimlerini, roman
veya masal kahramanlarn, ocukluk yllarna ait olaylar
kullanmas, iirini ar soyutluktan kurtarm. Halktan
insanlarn szlerine ve diyaloglarna son kitabnda daha
sk rastlyoruz.
Pulbiber Mahallesiyle ilgili belli bir, balayan, gelien
ve biten hikaye kitapta yok. Kitaptaki iirler tek tek veya
toplu olarak ele alndnda, bunlara yksel iirler de
denilemez. Baarl ve etkili yksel iirler olan smet
zelin Bir Yusuf Masal veya Turgut Uyarn Akaburgazl
Yektasyla karlatrldnda grlecektir ki Pulbiber Ma-
hallesi, geliirken bir btnlenmeye ve sonuca varmam.
iirlerde tahkiye unsuru da yeter miktarda yok. Kitaptan,
baz olaylarn gzde canlandrlmas, flm kareleri ben-
zeri grntler ya da fotorafar kalyor zihinde. Dei-
ik karakterleri de konuturmu deil Didem Madak
ki bunu ok rahat yapacak bir kaleme sahip. Kahraman
belli; iirleri syleyen, anlatc kii. Kitap bu kiinin d-
nceleri, yaptklar, gemii, grdkleri ve arkadalaryla
kendi arasnda geen ksa diyaloglardan ibaret. Mahalley-
le kii zde bu noktada. Kiinin konumalar, duygular,
fkesi ve neesini mahallenin hali olarak anlayabiliriz;
keza kiinin tarihiyle mahallenin tarihi bu noktada bir.
Bir farkla: Halktan biri olmuyor bu kii. Sanki halktan
biriymi gibi oluyor. Kahraman kendiyle syledikleri ve
anlattklar arasndaki mesafeyi bu ekilde koruyor. Fakat
bu, halk benimsemedii anlamna da gelmiyor. imdi
daha iyiydi...
Grapon Katlar esprileriyle dikkat ekmiti. iirlerde
bir sr espri vard, hibir iirde grlmeyecek oranda
ok, arka arkasna patlyordu -bunlar ironi mi, humour
mu, grotesk mi, yoksa mizahi eyler mi tartmaya de-
er- ve baarlyd. Espri unsuru Didem Madak iirinin
karakteristik zellii, belki de taklit edilemez bir yny-
d. Oysa iirlerde de bahis konusu edilenler: melankoli,
yalnzlk, ac, ak, babaszlk, kalp, modernizmin tahri-
batyd. iirde sesini duyduumuz zne ise ok zgn-
d. Okuyucuya diren veren, onun zihnini aan, salam
duruu glendiren, yani ifa veren szler bulunmuyor-
du Grapon Ktlarnda; aksine altrc, donuklatrc
ve umutsuzluk doluydu bu kitaptaki iirler. Yenilmilik,
kendini olaylarn akna ve acya brak atmosferi kitaba
hkimdi. Ksaca bir mcadelenin izi yoktu iirlerde, daha
ok durum tespiti yaparak kendini avutma, durumdan
honutsuzluk ve ikayet vard. Bu olumsuzluklar Pulbiber
Mahallesinde terk edilmi gibi.
Didem Madak, zel bir dnyas ve dnyaya zel bir
bak olan airlerden. 71liler kua iinde kendine has
bir yere sahip, bireysel bir air. Kendinden nceki ve son-
raki airlerin iirlerinden olduka bamsz bir iiri var,
iirlerinde baz airlerden sessel ve syleyi asndan et-
kiler bulunsa da. lk kitabndaki olumlu zelliklerin g-
lendirilmesi, olumsuzlarn ise Ahlar Aacnda ksmen,
Pulbiber Mahallesinde ise byk lde giderilmi olmas
Didem Madakn drdnc iir kitabn beklemek iin ye-
ter sebeptir. n
kitabiyat
Madak, Didem. (2007) Pulbiber Mahallesi, Metis y.
Madak, Didem. (2002) Ahlar Aac, Everest y.
Madak, Didem. (2000) Grapon Ktlar, nkilap y.
Akyurt, Ali. (2007) iekli Perdeler Arasnda: Didem Ma-
dak, Fayrap, Say: 6, Ocak-ubat.
5 klo

You might also like