Professional Documents
Culture Documents
Aziz Nesin
P.K. 5 Çatalca-İSTANBUL
1
AzizNesin
eleştiriyor.
savunmalarıdır.
2
AzizNesin
cevaplandırdılar.
3
AzizNesin
-Yerim; -Pastırma gibi doğrarım; -Eşek sudan gelene kadar döverim; -Kaynar
suyla haşlarım.
Şükran Soner
hakkında ne düşünüyorlar?
4
AzizNesin
sevdiklerini, buna rağmen kendi annelerinde ideal annede olması gereken bir
Üç Soru
5
AzizNesin
Asık Surat
güzel giyimdir. Özellikle kız çocukları, annelerinin giyimine çok geniş yer
giyinmesi gerektiğini ileri süren çocuk sayısı 88'dir. 91 çocuk güzel anne
toplamı 215'tir.
Kültürlü anne (87 çocuk), temiz, çalışkan ve fedakar anne (178 çocuk),
6
AzizNesin
BİR, GERÇEK
istemez misiniz?
etmektedirler.
7
AzizNesin
Çocukların yüzde sekseni sarışın anne istiyor ve içki içen anneleri sevmiyor.
8
AzizNesin
Beyhan GÜRTÜNA
şikayet etmiştir.
anne istiyor, bunun sebebi olarak çocukların sarışın anneleri yumuşak olarak
9
AzizNesin
ANNE-BABA
Zeynep KÖKSAL
EVLİLİK
ayrılacakmış.
Rana TEZCAN
söylemekten kaçınmışlardır.
SİNEMA
az oynatılıyor.
Kamil KÖKSAL
10
AzizNesin
ALLAH
Aliye GÖREN
İLK MEKTUP
Kardeşim Ahmet,
11
AzizNesin
eve taşınmak, yeni bir okula gitmek, yeni arkadaşlarla tanışmak, oldukça
:::::::::::::
12
AzizNesin
Sen burdan gittikten biriki gün sonra, hiç unutamayacağım bişey oldu. Onu
anlatayım sana.
söylediğine göre, müfettiş her girdiği sınıfta öğretmene -Bir problem yazdırın
şunlarmış: -Amerika kaç yılında keşfedildi?, -En çok sevdiğin insan kimdir?,
13
AzizNesin
-1492.
14
AzizNesin
bağırıyorduk:
-Mimar Sinan...
15
AzizNesin
-Değilim... dedim.
sandım... dedi.
Bilirsin, ben öyle çok heyecanlı değilimdir ama, nedense o gün çok
Müfettiş,
16
AzizNesin
-Yazın! dedi.
yapıyordu.
bulamadı. Öğretmenimize,
-Şiir efendim.
Müfettiş,
17
AzizNesin
durumu anladı.
şaşırmıştı.
18
AzizNesin
Kendikendime boyuna: -1492. Babam. Fatih Sultan Mehmet. Mimar Sinan. 1492...
sandım,
Müfettiş,
19
AzizNesin
-Babam... dedim.
hiç düşünmemiştim.
-Babam, efendim.
-Mimar Sinan.
diyorsun.
20
AzizNesin
-Kim?
artık toparlanamıyordum.
21
AzizNesin
dersaneden çıktı.
Bu sözü, bana mı, Müfettişe mi, yoksa kendisi için mi söylediğini anlayamadım.
:::::::::::::
22
AzizNesin
mektuplar yaz. Ben de sana burda olanları uzun uzun yazacağım. Mektubunu
da oturuyoruz. Her katta iki daire var. Bizim dairemiz ikinci katta. Geçen
23
AzizNesin
anlatır bize.
24
AzizNesin
-Asıl yalancı senin gibisine derler. Benim babam, bikez bile sınıfının
çıkar... dedim.
25
AzizNesin
benim babam...
Metin ona,
-Pışşşt... dedi.
çocuğun üstüne sıçrayan Metin'i kolundan çekip zorla ayırdım ordan. Merdiveni
çıkarken.
26
AzizNesin
doldururum.
Birisiyle üç yıl, öbür ikisiyle beş yıl hep bir sınıfta birlikteymişler.
27
AzizNesin
yakınmış. Akşam babam bunu öğrenince Metin'e çok kızdı, bağırdı: Sonra da
28
AzizNesin
-Koca kız, dedi, artık çocuk değilsin ki senin de ağzına biber doldurayım.
İşte Ankara'ya geldiğimizden beri yazmaya değer bir bu olay geçti başımdan.
:::::::::::::
Kardeşim Zeynep,
29
AzizNesin
Sana acı bir haber vereyim, öğretmenimiz ayrıldı okulumuzdan. Başka bir
ile atanmış. Ona çok alışmıştık. Ayrılışına üzüldük. Ağlayanlar bile oldu,
öğretmenimiz giderken.
benimle pek konuşmuyordu. Son günüydü, bikaç söz söyledi bize. Başarılar
diledi.
Demir var ya, sınıfın en çalışkanı, onun verdiği cevapları bile beğenmedi.
Hele benim cevaplarımdan sonra, -vah vah! diyerek elini dizine vurdu.
30
AzizNesin
31
AzizNesin
Öğretmen,
O ilk ders böyle geçti. Paydosta arkadaşlar ikiye bölündü. Kimisi eski
ortada kaldım.
konuştuk. Onların öğretmenleri de, ders yılı başında, yani daha yeni
unutacaksınız, demiş.
demeye başladılar.
32
AzizNesin
O zaman da öğretmen,
değilmiş. Bunu yalnız Demir başarabildi. Bigün müdürümüz bir derse girmişti.
sordu:
bilen Müdür,
Demir,
33
AzizNesin
-Unuttum efendim...
Demir,
-Niçin?
34
AzizNesin
anlatmaya başladı.
KOYUN
35
AzizNesin
Dışkısı da gübresi.
-Bu şiir olmaz, ben size kaçtır söylemiyor muyum, eski öğrendiklerinizi
36
AzizNesin
dedi.
İşte bu şiiri ezberlemek için zaman kalmamıştı. Müsamere ertesi gündü. Sen
o şiiri bilirsin. Siz de, bizim okuma kitabını okuyorsanız aç kitabı- da bak.
Şu şiir işte:
öğretmenim,
37
AzizNesin
Okudum.
Mısraların sonlarında -Hey'ler var ya, işte orda -Hey- derken, hızla
ayağını yere vuracaksın. Ben bikez okuyayım, şiir nasıl okunurmuş anla,
Öğretmenim tıpkı bana anlattığı gibi okudu şiiri. -Hey derken, sağ ayağını,
sıçrar gibi iyice yukarı kaldırıp, sonra topuğunu hızla yere vuruyordu.
-İşte böyle... Ayağını benim gibi yere vuracaksın, düşmanın başını ezer,
38
AzizNesin
Sonunda,
-Heyy! diye öyle bir haykırıp ayağını kaldırdı, yere vurdu ki, dersane
-... Ve daha sık boy atan deslanlar diyarı hey! deyip ayağını yere
39
AzizNesin
-Gördün ya, nasıl vuracaksın ayağını, dedi, bir vurdun mu sanki yer
Arkadaşlar,
40
AzizNesin
-Sıran geldi, sıran geldi! Haydi sahneye! diye beni arkamdan ittiler.
Ama selamlamak için başımı eğer eğmez, birden okuyacağım şiirin adını
unutuverdim. Tersliğe bak Zeynep, birden bire -Koyun şiiri aklıma gelmez mi!
İyi ki, öğretmenimiz kulisten -Memleketim diye fısıldadı da, ben var
Haykırdım ama, bitürlü arkası gelmiyor. Şiir aklımdan çıkmış. Öyle de suspus
durulmaz. Hiç olmazsa vakit kazanırım da o zamana kadar aklıma gelir diye
duymuştum. Hemen Ey... diye şiire başladım. Ama üstüste -Memleketim diye
öyle yüksek sesle haykırmışım ki, bütün sesim tükenmiş, ağzımdan incecik,
Bir alkış daha koptu. İşte o alkıştan sonra büsbütün şaşırdım. Şiirdeki
41
AzizNesin
Memleketim!
Deyip de ayağımı yere vurunca, birden havaya sıçradım. Neden biliyor musun?
bir çivisi gevşeyip ucu dışarı çıkmış. Ben -Hey deyip de olanca hızımla
ayağımı yere vurunca, o çivinin sivri ucu hart diye topuğuma girdi. Sanki
42
AzizNesin
43
AzizNesin
unutamıyor.
seke yürüyordum.
Annem de,
sanmışlar.
44
AzizNesin
içinde geçti.
:::::::::::::
ÇALIŞAN KAZANIR
Ahmat kardeşim,
mu? Uzun dediğime bakma, mektubunu bir solukta okudum. Bizim sınıftan
45
AzizNesin
evişlerini sevmez. Hele ortalık işi görmek hiç istemez. Yalnız mutfağa
mutfağa bir girdi mi, annem, artık bir hafta neyin nerde
gece böyle. Dört sınıf arkadaşı biraraya gelince ençok Zeynel Bey
Annem sıksık,
Zeynel Bey'in bikaç işyeri varmış. Çok zenginmiş. Günden güne de boyna
46
AzizNesin
ki:
sırana! demiş.
Babası, Zeynel'e,
47
AzizNesin
-Senin okuyup adam olacağın yok, hiç olmazsa yanım da çalış da ticarete
atıl, demiş.
Zeynel ticarete bir atılmış, bir daha onun elinden ticareti alıp
-Bu Felemenk güzel yermiş, beğendim. Çok övdülerdi bana, bir de gidip şu
Bir gezisinde de, gittiği ülkenin Lehistan olduğunu öğrenince pek şaşmış,
48
AzizNesin
Annem,
Metin'i susturdu.
Sen ablamı görmüş müydün? Bana benzemez, yani ben ona benzemem. Ablam
güzeldir.
49
AzizNesin
oluyordu davranışlarından.
Ben de,
Bilmezden gelip,
50
AzizNesin
Çok hırçınlaştı,
de, babası özel öğretmenler filan tutup para zoruyla bitirtmiş liseyi...
51
AzizNesin
-Neden?
O günden sonra Metin ele avuca sığmaz, eskisinden daha yaramaz, çok hırçın
hiçbiri yararlı olmadı. Yine kaçıyordu okuldan. Annem sabahları okula götürüp
konuşmak istediği zaman da, somurtup duruyor, başını önüne eğip hiç ağzını
açmıyordu.
Bigün ben bişeyler söylemek, derdini öğrenmek istedim. Koca bir erkek
davranışıyla,
52
AzizNesin
asıktı.
Bir akşam hava karardığı halde Metin eve dönmeyince hepimiz sokaklara
döküldük, onu aramaya başladık. Gidebileceği her yere baktık, yok. Eve
Evde hava çok gergindi. Ama Metin'de hiç babamdan korkar bir hal yoktu.
Biraz sonra, Babam, Metin'i karşısına alıp tatlı bir sesle öğüt vermeye
başladı:
ileride rahat eder. Küçükken çok çalışmalısın ki, büyüyünce rahata kavuşasın...
sözler söylediler:
53
AzizNesin
Başı önünde, suratını asmış, sessiz duran Metin, birden başını dikip,
daha da yumuşatarak,
Babam sertlendi,
54
AzizNesin
gitme okula!
55
AzizNesin
Annem de, babam da, Metin'in bu hırçınlığının, ablamı, Zeynel Bey'in oğluna
nişan için verilen sözden vazgeçildi. Ablama bir iş buldular. Şimdi çalışıyor.
anlıyorum.
56
AzizNesin
:::::::::::::
FEDAKAR ÇOCUKLAR
Zeynep kardeş,
57
AzizNesin
çok korkuyordum.
nedir?
58
AzizNesin
haber verecek. Gözcü çocuk, uzaktan gelen düşmanı görür, koşarak haber
Bu soruma şaşırdı. Çünkü benden böyle bir soru beklemiyordu. Kısa bir süre
düşündükten sonra,
-Niçin?
59
AzizNesin
başkasını bulamamışlar mı? Kala kala bu önemli iş onbir yaşında bir çocuğa
Öğretmenimiz,
Böylece, sanki önemli bir söz söylemiş gibi, bir de dönüp bana baktı.
Yalnız Demir,
60
AzizNesin
gitmediği doğruydu.
-Tarrt, tarrrtt... diye makineli tüfek sesleri çıkararak sözde düşmana ateş
ediyorlardı:
61
AzizNesin
Hüseyin, -Sen gözcülük edeceksin, ben edeceğim diye kavga edip duruyorlardı.
Hüseyin,
öğretmeni,
Hüseyin,
62
AzizNesin
yoksul çocuk, hasta annesine ilaç almak için hırsızlık yapıp yakalanınca,
başka bir çocuk suçu üstüne alıyor, işte hikayenin özeti bu.
kardeşi çok ağır hastalanıyor. Çocuk buna o kadar çok üzülüyor ki, her gece
63
AzizNesin
yatağında onu öldürme Tanrım. Kardeşimin yerine beni öldür! diye dua ediyor.
Bir gece rüyasında kocaman bir dev geliyor, -Fedakarlık dileğin kabul
olundu, kardeşinin yerine seni alıp götürmeye geldim, diyor. Çocuk, -Ben
rüyada korktun mu? Üstün açık kalmış da korkulu rüya görmüşsün. Haydi uyan
ordaydı. Bizden altı, 5-B'den beş öğrenci yarışmaya katıldı. Okuma sırası
için kura çekildi. Ben kurada sekizinci oldum. Hikayemi okuyunca, beğenilmediğini
bile beceremem de arkadaşlar, kız gibi taş atıyor, diye benimle alay ederler.
Birden ensem yandı, kızgın iğne girmiş gibi... Şaşkınlıkla, yanımda oturan
64
AzizNesin
ince lastiğini gerip, kağıt fişeği fırlattım. Ah Zeynep nasıl bir terslik...
benim kağıt fişek, atmak istediğimin tam tersi yönde vınlayarak uçtu, pat
diye müdür beyin ensesine indi. Müdür bey elini ensesine attı, sonra
5-B'nin öğretmeni,
Ayağa kalktım,
-Ben attım.
65
AzizNesin
üstüne aldın.
66
AzizNesin
Ahmet ARBAY
:::::::::::::
Ahmet,
olaylar hep senin başından mı geçiyor, diye düşündüm. Yoksa sen anlatırken
67
AzizNesin
Geçen gün bizim sınıfta da hepimizi kahkahalarla güldüren bir olay geçti;
Senin gibi yazmaya özenip de, güzel olsun diye uydurduğumu sanma sakın.
matematikte çok başarılı. Çok düzenli bir çocuk. Kalem kutusunda renk renk
ikidebir düşer, uçlar kırılır. Ne zaman bir yazı yazmam gerekse, çantamda
ucu kırılmadık kalem bulamam. Ama ablama göre benim durumum yine de iyiymiş.
hiç kalem bulunmazmış. Ucu kırık da olsa, hiç değilse, benim çantamda kalem
bulunuyor.
68
AzizNesin
Bigün Osman,
Osman direndi:
Bir arkadaşımız,
Osman,
-Yapıyor... dedik.
69
AzizNesin
-Veriyor... dedik.
Osman,
-Evet...
-Demek öğretmenimiz her gün elliki yazılı yoklama kağıdı okuyor. Yazılı ev
-Sana ne bundan?
okumaya yetişmezdi.
-Okuyordur... dedim.
Osman,
70
AzizNesin
-Evet okuyordur, dedi, ama bana kalırsa, ödevlerimizin içinde gelişi güzel
Bu konuşmamızdan biriki gün sonra bir kız arkadaşım, ilk derste bana,
Ayağına çarpıp orada kalan kağıdı almış. Bir de bakmış bir gün önceki kendi
Arkadaşım,
-Nasıl anlayacaksın?
71
AzizNesin
-Sonra söylerim.
Paydosta bize anlattığına göre, Osman sorulara, ilk birkaç satır doğru
cevap yazdıktan sonra, Padişah Sultan İbrahim'e mektup yazmış. -Sayın Deli
İbrahim Amca! diye başlıyormuş mektuba. Uzun mektubun sonunda da öbür soruları
şöyle cevaplandırmış:
yer.
72
AzizNesin
Yalnız ilk birkaç satır doğru cevaplar yazıyormuş ki, öğretmen kağıdına ilk
asık yüzle dersaneye girdi. Oysa genellikle ilk derste güleryüzlüdür. Kırgın
Osman kalktı.
-Buraya gel!
Öğretmen,
-Çocuklar, dedi, iki gün önce size tabiat bilgisi dersinden yazılı ev ödevi
okuyacak.
73
AzizNesin
Osman okudu:
74
AzizNesin
Osman okurken biz gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Yine de içimizde
Öğretmenimiz,
75
AzizNesin
seçip bana verdi. Gerçekten güzel bir ödev, düzgün, okunaklı, başlıklar
renkli kalemle çizilmiş. Ödev konusu da rüzgar. Ama okuyunca şaşıp kaldım.
76
AzizNesin
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
VİCDAN AZABI
Zeynep,
anlattığımı yazıyordun.
77
AzizNesin
Önceki gün derste Hüseyin, okuma kitabımızdan bir yazı okuyordu. Yazının
içinde vicdan azabı diye bir söz geçti. Öğretmenimiz uzun uzun vicdan
-Anladık öğretmenim!
Öğretmenimiz,
Yaşar'ı bilirsin, yine eskisi gibi, hep arka sırada oturuyor. Hep öyle
çizmeye çalışır.
Öğretmen,
-Yaşar, sana vicdan azabı çektiren bir olay geçti mi başından? diye sordu:
78
AzizNesin
ama bilirsin ya, kurnaz bir çocuktur, -Geçti dese, öğretmen -Anlat
Öğretmen,
-Nasıl olur, dedi, hiç insan olur da, vicdan azabı çekmez olur mu?
Öğretmenimiz,
geçti mi başından?
79
AzizNesin
-Anlat öyleyse...
Neşe,
soruyu sormuştu.
Öğretmenimiz de gülümseyerek,
-Sana vicdan azabı çektiren o kadar çok olay mı geçti başından Neşe?
Yutkuna yutkuna anlattı. Hatırlarsın, Neşe her derse kalkışta böyle olur.
Her kelimeyi, hatta her heceyi söyledikten sonra enaz bikez yutkunmadan,
80
AzizNesin
Tam bu sırada sokak kapısı çalınmış. Anne pencereden bakmış. Kapıyı çalan
yaşlı adam torununa, -Annene söyle, bir daha sokağa çıkarken başını
Öğretmen,
Neşe,
81
AzizNesin
olaylar anlattılar.
Öğretmenimiz,
anlamamışsınız. Bir insan vicdan azabı duyması için başından acı bir olay
çekmeli.
-Şimdi ben size vicdan azabına örnek bir olay anlatayım, dedi.
Dikkat kesildik.
Cankulağıyla dinliyorduk.
82
AzizNesin
derslere gireli. Bizim sınıfa, başka bir okuldan yeni bir öğrenci
gelmişti. Adını bile öğrenmemiştik. Bu çocuğun sol eli hep pantolon cebinde
ya, Müdür Bey çok sert. Çocuğa, -Neden elin cebinde? diye bağırdı.
83
AzizNesin
diye bağırdı.
bir tokat attı. Tokat çok hızlı inmişti yüzüne. Dengesi bozulan çocuk yere
sanki. Çünkü yere düşen çocuğun pantolon cebinden dışarı elsiz kolu
Sol kolu, bir değnek gibi toprağın üstünde duruyordu. Elsiz kolunu
84
AzizNesin
etkisinde kalmıştık.
bütün ömrünce çekmiş olmalı... İşte buna vicdan azabı denir, dedi.
85
AzizNesin
-Ben babama sordum, dedi. Babam dedi ki: -Çocuklar vicdan azabı çekmezler.
Vicdan azabı çekilecek işler yapmak için büyümek, büyük adam olmak gerekir.
dilerim Zeynep.
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
Ahmet,
86
AzizNesin
Ama sen nasıl olsa Hikmet'i tanımıyorsun. Onun anlattıklarını sana yazmakla,
istiyorum.
hiç de öyle dikkatimi çekmemişti. Çünkü silik sessiz bir çocuktu. İlk günler
biyana ayırınca Hikmet kızlar topluluğuna katıldı. Çok şaştım buna önce.
ilgim arttı.
87
AzizNesin
Bunu söyleyince,
Babası, oğlan çocuğu olmasını çok istermiş. İlk çocuğu kız olunca, çok
88
AzizNesin
çocuk doğmadan, ona bir oğlan adı bile koymuş. Sanki, doğmadan oğlan adı
-Daha çok gençsin, çok çocuğun olur ama, ya onlar da kız olursa...» diye
dertleniyormuş. Karısı üçüncü kez gebe kalmış. Artık üstüste üçü de kız
olacak değil ya... Yine bir erkek adı koymuş doğacak çocuğuna. Bununla da
büyük bir ziyafet vermiş. Ziyafetin ortasında doğumevine telefon edip de,
yasaklamış.
boşamış, başka bir kadınla evlenmiş. Bu kadın da kız doğurmaz mı? Hem de
ikiz... Üstelik bir de haber almış: Boşandığı eski karısı, başka biriyle
-Ben ne budalayım, eski karımı, tam oğlan doğurmak sırası gelince boşadım,
diyormuş.
Üstüste beş kız babası olmak, adama çok ayıp geliyormuş, -Artık kimselerin
89
AzizNesin
yüzüne bakamam! diye, alıp başını gitmiş uzaklara. Aylar sonra dönmüş,
bir dul kadınla evlenmiş. Bu kadın, üstüste üç oğlan doğurduğuna göre, oğlan
yine dostlarına çok hüyük bir ziyafet çekiyor. İkide bir, telefon ediyormuş
90
AzizNesin
-Bu sefer de kız doğurursan hiç eve dönme boşuna, seni boşarım! demiş.
Zavallı kadın doğum sırasında, -İnşallah oğlan doğururum! diye dua edip
durmuş ama boşuna... Yine kız doğurmuş. Bunun adı da önceden Suat konulmuş.
-Üç aydır evimizde çok mutluyduk, dedi. Babam Suat'a hep -veliaht yada
91
AzizNesin
alıyordu. Bize bile, kız olduğumuz için, eskisi kadar çok kızmıyordu. Biz
Nasıl olsa babam bigün gerçeği öğrenecekti. Ama biz o zamanı geciktirmeye
Çok keyiflendiği zamanlar babam bize, -Hepiniz oğluma feda olsun! diyordu.
korkuyla çocuğu elinden kapıp, -Aman olmaz, nezlesi var!... gibi bir
kovdu.
92
AzizNesin
Sekiz kız babası olan adam gözümün önüne gelince, beni önce bir gülme aldı,
Annem,
Annem,
Ben üsteledim:
-Oğlan umuyordu.
93
AzizNesin
Çok geç oldu. Yatacağım. Yarın okul dönüşü, bu mektubu postaya vereceğim.
94
AzizNesin
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
Zeynep,
Mektubunu okurken hem güldüm, hem üzüldüm. Arkadaşın Hikmet'e çok acıdım.
95
AzizNesin
anlamaz sanıyorlar.
96
AzizNesin
de alıp bir komşuya gitmiş. Orda komşu kadınlar toplanmışlar. İçlerinde gebe
Kadınlar yine arada bir birbirlerine, -Çocuk duyacak, -Aklı ermez, daha
küçük... diyorlarmış.
kardeşim, binden,
97
AzizNesin
mıyım?
98
AzizNesin
-Yok.
Öğretmen sert,
-Yok! dedi.
Yaşar,
-Evet ama öğretmenim, dedi, -Kadın Haklarını Koruma Derneği var, oysa
Derneği'ne üye...
99
AzizNesin
Babam,
var, dedi.
100
AzizNesin
-Hem de büyük fark var, dedi. Mesela erkekler bütün gece dışarda
karıştırıyor. Bana öyle geliyor ki, kadının kadın olarak, erkeğin de erkek
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
KÖPRÜCÜK KEMİĞİ
Zeynep kardeşim,
101
AzizNesin
her gün postacının yolunu gözlüyorum. Her akşam okul dönüşü anneme, -Mektup
var mı? diye soruyorum. Mektubun gelmemişse çok canım sıkılıyor. Ben mektubu
postaya verdikten dört-beş gün sonra senin mektubun gelirdi her zaman.
Ama bu sefer, dokuz gün geçti, senden haber yok. Merak etmeye başladım.
Bizim okula bu yıl, dersler başladıktan sonra geldi; sen buradan gittikten
sonra. Taşrada bir okuldaymış. Sonra İstanbul'a taşınmışlar. Daha okula ilk
geldiği gün hepimizi şaşırttı. Neden, biliyor musun? Kedi gibi çevik bir
çocuk da ondan... Zavallı kekeme de, çok kekeliyor. İlkin, kimi arkadaşlar
zaman alay edilmesine alışık gibi. Alay edenlere gülümseyip geçti. Çocuklar
102
AzizNesin
Çok da iyi yaptığımı sonradan anladım. Ben ortaya çıkmayınca Cengiz atıldı.
Muslukların önünde atkestanesi ağacı var ya, işte o ağacın önüne, yere,
çiviyle bir çizgi çizdik. Oğuz'la Cengiz çizgi üstüne geldiler. Ben -Bir,
ki, Oğuz birden gözden kayboldu. Ağacın tepesinden bir ses duyduk. Bir de
daha hepimize meydan okudu. Bu olaydan sonra Oğuz birden gözümüzde büyüdü.
103
AzizNesin
okula gelmediği gün -Çocuklar, biliyor musunuz, Oğuz neden kekeme olmuş?
dedi.
-Nasıl?
104
AzizNesin
-Bu ne kemiği?
sonra,
105
AzizNesin
-Ya bu ne? diye sorulunca, Oğuz demin yanlış söylediğini, asıl köprücük
-Peki, ya bu ne?
Müfettiş,
kekelemeye başlayıp,
106
AzizNesin
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
YAŞ GÜNÜ
Ahmet,
107
AzizNesin
Metin de hastaydı. Ben dün iyileştim iyice, bugün de okula gittim. Okul
mektupsuz bırakmıyor.
Hastalanmamız göz göre göre oldu. Bizim sınıftan Ataman adında bir
108
AzizNesin
demişmiş.
büyükler otuzdan çoktu. Bütün öbür çocuklar da, bizim gibi, anababalarıyla
109
AzizNesin
Metin, herkesin içinde uygunsuz bir söz söyledi mi, annem onu kimse
görmeden yavaşça çimdikler. Metin yine çimdiği yiyince, uygunsuz bir söz
diye sözediyordu.
Anneme,
-Sizinki canım, sizin bey, dedi. Yani sizinki de yumuşak başlı mıdır?
110
AzizNesin
iki-üç kız kullanır. Erkek milleti değil mi kardeş, al birini vur ötekine...
Metin,
-O gönderdi... dedi.
111
AzizNesin
Evet...
karıyı. Ucuz olsun diye, hizmetçiler için ayrı, kötü portakal alır. Olmaz
canım. Sen ne yersen, hizmetçi de onu yiyecek. Bendeniz bunu benim karıya
tabağını elinden kaymış gibi yapar, düşürür, kırar. Bizim karı anlamıyor...
Babam bizi,
Babam, anneme,
112
AzizNesin
Annem,
Terli terli orda üşütmüşüz işte. Babam, gitmek için izin istedi. Ataman'ın
babası,
113
AzizNesin
Önceki gün mektubunda, benden, Hikmet için bilgi yazmamı istiyordun. Hikmet,
evini bilen de yok. Beni çok üzdüğü için bu haberi ensona bıraktım.
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
Kardeşim Zeynep,
Sana da, kardeşine de geçmiş olsun. Annenin beni hatırlamış olmasına çok
sevindim.
gitmiyorum. Yalnız büyük tatilde bir yaz günü annemle, bir akrabamızın
114
AzizNesin
O günden aklımda iki şey kaldı, hiç unutamıyorum. Bunlardan biri çok
yaramaz bir çocuktu. Evin altını üstüne getirdi. Yapmadığı kalmadı. Bir ara,
helanın kapısı içerden güm güm vurulmaya başladı. Bütün çağrılılar hela
kapısı önünde toplandı. İçerden bir kadın sesi duyuluyordu. Kadın içerden
veriyordu:
ama imtihan günü şöyle bir bakar kitaba, şıp diye öğrenir.
115
AzizNesin
Beni eve götüren akrabamın kızı, bir çocukla tanıştırdı; zayıf, şaşı,
Sesini çıkarmadı. Sağır sanırım. Daha yüksek sesle bir daha sordum. Sanki
çok zor bir problem çözümlermiş gibi bir süre düşündükten sonra adını
söyledi. Kaçıncı sınıfta olduğunu sordum. Yine uzun uzun düşündükten sonra
116
AzizNesin
Kız güldü.
sonra evlenmiş.
117
AzizNesin
büyüklerden duymuşlar.
olmak için yaşlanayım derken, gereğinden çok yaşlanmış olacak ki, baba
çocuğu sıska olsun diye dua ediyormuş. Çünkü, dahilerin büyük çoğunluğu,
Çok büyük bir dahi şair varmış. Adamın bir kitaptan okuduğuna göre, bu
şair, çok erken memeden kesildiği için dahi olmuşmuş. Adam da, dahi
olması için çocuğunu bir aylıkken memeden kestirmiş. Bir yaşındayken çocuk
Biz dün okulda aşı olduğumuz için bugün okula gitmedim. Bu mektubu şimdi
118
AzizNesin
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
Kardeşim Ahmet,
Bende sana, geçen yılın son günü bir yılbaşı kartı göndermiştim. Herhalde
119
AzizNesin
gün böyle bir yaprak ziyan etsen, yılda koca bir defter olur.
120
AzizNesin
Büyükbabam hep böyledir; bize bişey söyledi mi, arkasından hemen sorar:
Ben bu -damlaya damlaya göl olur- atasözünden bıktım, usandım artık. Bizim
121
AzizNesin
Uyandığım zaman evde çıt yoktu. Bizimkiler daha dönmedi sandım. Bir süre
-Ne olmuş?
122
AzizNesin
uyanan annem oldu. Babamı kaldırdı. Ablam en geç kendisine gelebildi. Biraz
olacaktı.
Babam,
Annem,
-Çocuklar, sizin paranız vardır, verin de ben size yarın geri veririm...
123
AzizNesin
dedi.
Komşumuzun kızı Nurten, babasından yazılı bir kağıt getirmiş babama. Yazılı
Dostum,
Dün geceki durumu biliyorsun. Bende on para kalmamış. Eve nasıl geldiğimizi
Teşekkürler...
-Bu çocuk, hiç tutumlu değil, sana kurşunkalem almaktan artık bıktım diye bağırdı.
124
AzizNesin
Metin,
-Olmaz, büyükbaba.
Çatık kaşla,
-Damlaların düştüğü yer çukursa göl olur. Ama çukur değilse... Damlar,
damlar, damlar...
-Eeee? Sonra?
125
AzizNesin
Yeni yıla işte böyle girdik. Annemle babam, gelecek yılbaşını evde
bizimle geçirecekler.
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
Zeynep,
Erken yatmaya alışık olduğum için, yılın ilk saatine kadar zor oturdum.
126
AzizNesin
Ama sizin evde yılın ilk günü olanlar, bizim evde genellikle
çıkarmaya çalışır.
bana, kızar.
Sonra bardağın dibinde kalan suyu, ziyan olmasın diye saksıdaki çiçeğe döker.
Böyle zamanlarında babamın bir gece önce arkadaşlarına bol bol ikramlarda
olur.
-Ziyan etme sicimi. Güzelce çöz, bir yana sakla! diye öğüt verir.
Çok görmüşümdür, babam başkalarıyla yemek yese, biyerde çay içse, ille de
127
AzizNesin
tutuşturursunuz! der.
Sizin evde nasıl ençok söylenilen atasözü -Damlaya damlaya göl olur'sa,
bizim evde de ençok -Sakla samanı, gelir zamanı- atasözü söylenir. Ama
babam, dışarda gereksiz yere para harcamamışsa, evde bize çok cömert davranır.
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
PASAKLI KIZ
128
AzizNesin
Sana önce Hikmet'ten haber vereyim. Hikmet okula gelmeye başladı. Babasıyla
dağınıktı. Şimdi hepsini tarih sırasına göre düzenledim, bir dosyaya koydum.
Bu işi kendiliğimden akıl edeceğim yoktu. Bak, nasıl oldu anlatayım. Bizim
Pazar sabahı, ödev defterimi nereye koydum, diye aranıp duruyordum evin
içinde. Annem,
yakındılar.
129
AzizNesin
İşte o sıkıntıyla, masamı, kitaplarımı, odamda her neyim varsa, hepsini bir
arasında bir ruj, iki kartpostal, bir de erkek çorabı teki çıktı. Bunları
Babam, anneme,
Annem,
Annem,
130
AzizNesin
Kartpostalları uzattım:
-Bunlar kimin?
kartları verdim.
Annem,
Anneannem,
131
AzizNesin
Babam,
-Kızım, sana kaç kere, herşeyi yerli yerine koy, demiyor muyum? Sen hiç
Kalemini alıp bana vermek için odasına gitti, ama odasından seslendi:
-Zeynepçiğim, dedi, senin yaşında kızlar koca evi çekip çeviriyorlar, sen
bişey değildir.
Bunlar, bizim evde benim her zaman işittiğim sözlerdir, artık alıştım. Ben
132
AzizNesin
Bizim evde ondan herkes çekinir. Albay emeklisi olan büyükbabam çok sert
Büyükbabam,
Büyükbabamın huyunu yazmıştım bir mektubumda sana. Bişey söyledi mi, onu
Bana da sordu:
yapacakmışsın?
133
AzizNesin
Babam, büyükbabama.
-Çok doğru efendim, dedi, ben neyimin nerde olduğunu gözüm kapalı bilirim.
cebimde olduğunu ezbere bilirim. Para çantam her zaman hep aynı
cebimde durur.
Büyükbabam,
134
AzizNesin
Babam, sağ elini ceketinin sol iç cebine soktu, ve ordan çıkardı, ama
135
AzizNesin
Annem,
bulmak istediğinden.
-Evet, dedi, küçük not defterim hep ceketimin mendil cebinde, yani burda
bulunur. İşte!...
bulunurmuş?
136
AzizNesin
Çok bozulan babam, ne olursa olsun, cebinde bişey bulmak için, elini
büyükbabam,
Büyükbabam öyle güldü, öyle güldü ki, sonunda kahkahaları öksürük oldu.
Öksürük arasında,
137
AzizNesin
Büyükbabam,
-Nerde benim cigara paketim? Kim kaldırdı paketimi? Çabuk, bulun! diye
bağırdı.
kızgınlıkla,
138
AzizNesin
Annem,
Metin,
Dışardan bir paket cigara satın almak kolay ama, büyükbabamın madenden bir
139
AzizNesin
Bu arada büyükbabam,
duruyormuş büyükbabam.
istiyorum.
140
AzizNesin
Başan dileklerimle.
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
Bütün annelerin sözü bu... Annem de kardeşim Fatoş'a ikidebir böyle söyler.
Fatoş daha okula gitmiyor, iki yıl sonra gidecek. Ben küçükken annem bana
141
AzizNesin
anlatayım.
Babam, ağzı alışmış, her sözün başında -Ulan, Ulan be..., -Vay anasını!
diye konuşur. Yani dili biraz argoya kaçar. Fatoş da, kimden ne duyarsa
ederek peltek peltek -Ulan be... -Vay anasını! gibi sözler söylemesine bizim
Geçenlerde bir gece bize bir komşu konuk gelmişti. Erkek, çok komik bir
-Burda herkes birbirine sık sık, -Ulan diyor. İnsanların birbirlerine -Ulan!
142
AzizNesin
-Evet, demiş, bizde ulansız konuşulmaz: Köylüsü, işçisi, memuru, sıksık -Ulan
Bikaç gün sonra, o işyerinde genel yönetim kurulu toplantısı varmış. Kenan
Türkçe kelimeler de «Merhaba, Bay, Çok güzel, bir de son öğrendiği Ulan...
sonra Genel Müdürün adı -Ulan Kenan Bey kalmış. Gözlüklü konuğumuz bu olayı
gülüyordu.
143
AzizNesin
Babam, bu yargıyı pekiştirmek için başından geçen buna benzer başka bir
ayıp bir laf söylermiş. Babam o gece bu ayıp lafı da olduğu gibi
144
AzizNesin
anlatacağım.
Babam da, söylediği yalan olumlu bir işe yarayacak diye sevinmiş.
ertesi gün değil, dört gün fabrikaya uğramamış. Oysa yapılacak çok da iş
de ona,
ayıp lafı söylemiş. Söyler söylemez de burnunun üstüne yumruğu yemiş. Neye
145
AzizNesin
Bigün babam, anneme ertesi akşam evimize yemeğe konuk geleceğini söyledi.
Annem de çok güzel bir sofra hazırladı. Üç erkekle eşleri geldi. Sofraya
146
AzizNesin
kutladılar. Babam,
Annem,
Birdenbire babama,
gülünmesine ama, çok soğuk ve çok kısa bir sırıtış... Soğuk bir sessizlik
147
AzizNesin
teker teker yüzlerine baktı. Babam, durumu kurtarmak için, sesini zorla
yumuşatarak,
çok beğenildiğini sanan Fatoş, o ayıp lafı bikaç kere tekrarladı. Annem
148
AzizNesin
Annem,
-Ulan, bizim evde öyle laflar konuşulur mu be! diye bağırınca, konuklar
149
AzizNesin
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
YURTSEVER OLUNUZ!
Kardeşim Ahmet,
alamayacak. Çünkü, burdaki yeni işine başlayalı daha bir yıl olmadı. Annemle
150
AzizNesin
bizi, yazın bir ay için İstanbul'a göndermek istiyor. Ama kesin değil. Çünkü
İyi ki büyükbabam, daha üst katta oturmuyor. Yoksa gazeteler belki o pazar
151
AzizNesin
başlar.
uyukladığını görünce babam susar. Ama kalkıp gitmez. Çünkü, başı, göğsüne
düşen, yana kaykılan yada arkaya kayan büyükbabam ya bir ya iki dakika
152
AzizNesin
-Eee, sonra?
açmadan,
Çekilir gibi değil, babamın büyükbabama çok büyük saygısı vardır. Yedek
eski bir emekli olduğu halde ona başkaları da sanki hala albaymış gibi
davranırlar.
içiyorlardı. Büyükbabam,
153
AzizNesin
Oysa daha önce konuşmalarında Almanların sözü bile geçmiş değildi. Babam,
Ben, gazetenin arkasına siper olmuş, gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Bu böyle sürüp gidiyor. Bazı da uyanıp, hiç akla gelmeyecek bir devlet adı
154
AzizNesin
Biriki kez -Salyangoz diye tekrarladı, sonra sesi yavaşlayıp uyudu yine.
-Ne salyangozu?
155
AzizNesin
Gelen iyi giyimli, yaşlıca bir beydi. Büyükbabamı sordu. Evde olduğunu
Onlar salona geçti. Ben de süslü kutuyu anneanneme verdim. O zamana kadar
Bayılırım.
Şimdi söyleyince, sen de tanıyacaksın. Kim biliyor musun? Hani geçen yıl,
156
AzizNesin
-Ben sizi tanıyorum efendim, geçen yıl siz bizim İstanbul'da okulumuza
gelmiştiniz... dedim.
yana çekildim. Sonra ne oldu, biliyor musun Ahmet?.. Benim için korkunç bir
sürüyormuş.
157
AzizNesin
Her gün evden okula gidip gelmek oğlu için çok zor olacakmış. Oysa evlerine
yakın bikaç okul varmış. Bu yakın okullardan birine atanması için oğlunun,
olsun, dayanamadım.
dedim.
158
AzizNesin
Konuk gidiyordu. Biz içeri girdik. Büyükbabamla babam, onu geçirmek için
-Allahaısmarladık efendim...
-Gülegüle beyefendi...
159
AzizNesin
Ben hemen,
çıkıp baktık. Apartımanın sokak kapısından dışarıya iki bacak uzanmış. Özel
Babam,
olduğunu sordu.
160
AzizNesin
Büyükbabam,
basarak...
Zeynep YALKIR
Not:
161
AzizNesin
Z.Y.
:::::::::::::
Mektubunda anlattığın o ünlü adamı tanımaz olur muyum hiç? Okulda bize
Mektubunun sonunda bir not eklemişsin. -Bu türlü nutukları kim söylerse
söylesin, bundan sonra ağlamam- diyorsun. Yine ağlarsın Zeynep. Elde değil
Radyoda bir konuşmacı var, o adam ne zaman konuşsa, ben kendimi tutamam,
162
AzizNesin
değil mi? Ama gerçek bu. Neden böyle oluyor, neden ağlıyorum, diye
sormuştum.
163
AzizNesin
-Hiç ağlanmaz olur mu? İmam nasıl okuyordu, duymadın mı? Kimbilir, ne
Bir gezgin sokak satıcısı var, akşam üzeri bizim sokaktan geçer. Mevsimine
göre, bağıra bağıra zerzevat satar. Ben ne zaman o satıcının sesini duysam,
hemen gözlerim dolar, yaşarır. Oysa adam, ya -lahana vaaar, prasa vaaar!
kalıyorum.
okutur. Hani -Yaslı gittim, şen geldim diye bir şarkı var ya, onun nasıl
Sanki -şen geldim demiyor da, kapıya, eli tutmaz, güzü görmez bir dilenci
164
AzizNesin
duyuldu:
Öğretmenimiz,
165
AzizNesin
yumuşacık, tatlı bir sesle bişeyler söylermiş ki, kenli sesinin etkisinden
Neden sonra kendilerine gelir gibi olunca, -Yahu, patron bize ne söyledi de
166
AzizNesin
Bu sözlerde ağlayacak bişey yok ama, kağıt üstünde yazılı olunca öyle, bir
karşısında taş olsa dayanamaz, ağlar. Ama babam, ne olursa olsun, ağlamamak
-Beş kişi...
167
AzizNesin
Babam,
-Yaptırıyorum... demiş.
Vah vah vah... Kim bakacak zavallıya? Doktor ister, ilaç ister...
-Kimi?
-Çocuğunu...
168
AzizNesin
hiç anlayamadım.
elde değil. O ünlü gazeteci yine gelse okula da, yine öyle
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
169
AzizNesin
Kardeşim Ahmet,
20 Ocak tarihli mektubunu azönce aldım. Dün aşı olduğumuz için bugün okul
Odama geldi,
başından sonuna kadar dinledim. Pek eğlenceli olduğu için, sana da anlatmak
istiyorum.
170
AzizNesin
kapı dışında durup, içerde konuşulanları iyice dinledik. Önce Müdür Bey
-Lisenin birinci sınıfında bir oğlum var, dedi, burdaki işlerimden vakit
bulup da, ders yılı başından beri bir kere bile oğlumun okuluna gidemedim,
171
AzizNesin
o zaman anlıyacağımdır ki, zayıf neden verdiniz. Belki olmuş haklı. Fakat
Sonra benim çocuk olsaymıştır eğer başka bir milletten, bilmez o zaman
lazım, Türkçeden enaz orta... Benim çocuk konuşur Türkçe, ben anlamışım
Çocuğun öğretmeni,
172
AzizNesin
-Elbet...
173
AzizNesin
istediği anlaşıldı.
bilmezsem, doğru olur mu? Küçük yavrularımız, bu kadar ağır ders programını
kaldıramazlar.
yakınıyordu.
adam geviş mi getiriyor?» diye sordu. Rica ederim, dördüncü sınıfta bir
174
AzizNesin
olmasa gerek...
Bizim sınıfta Murat adında bir arkadaşımız var. Öğretmen ona ne zaman,
-Kim?
-Sen.
-Ben mi efendim?
-Bana mı efendim?
Öğretmen adını söylese, ikisi karşı karşıya olsalar, Murat yine böyledir.
175
AzizNesin
birisine söyleniyormuş gibi, dönüp arkasındaki duvara baktığı bile olur. Bir
Başkan.
-Kim?
-Siz...
-Ben mi?
176
AzizNesin
sordu:
-Ben?
çalışamadığını söylüyordu.
Müdür Bey,
Adam da ona,
177
AzizNesin
-Numarası kaç?
-Kimin?
gülüşmeler oldu.
gibi, yemeklerden sonra da yenilir. Ayrıca şerbeti de yapılır. İki türlü bal
olur...
178
AzizNesin
-Bal ne olacak?
Adam,
179
AzizNesin
rica ederim, lütfen söyler misiniz, bu yaşa geldik; hangimize hayatta bir
verir ama, ot ister, saman ister. Arı hiçbişey istemez, istemeden bal verir.
yaşıyor, arı nasıl yaşar? Sonra arı, yaşadığı yere göre ürün
adam,
tavukçuluk öğrenseler...
180
AzizNesin
-Galiba, dedi, konuyu çok dağıttık. Okul Aile Birliğimizin bir üyesi
olarak, başka bir teklifim var. Okulumuzdaki yardıma muhtaç yoksul çocuklar
için ne düşünülüyor?
balo mu vereceğiz?
dağıtmaya başladık.
konuşulanları.
181
AzizNesin
onlar kadar laf yapar, ben de bişeyler söylerdim... Ama fırsat vermediler
ki, dedi.
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
Zeynep,
182
AzizNesin
okuldaki -Okul Aile Birliği toplantısına, babam hiç gidemez, vakti yok.
Fabrikadan her akşam eve yorgun geliyor. Bazı günler de fazla mesai
yaptığından gece geç dönüyor eve. Bir pazar günleri evde. Evin bütün yükü
Fatoş... Geçen pazar altı harika yarışmaya girdi. Daha doğrusu, altı
harikayı, tokuşturdular.
Benim iki amcam var; birinin iki, öbürünün de bir harikası var. Onlar
bize gelmişti. Onların birer harikası var, evde altı harika toplandı.
Büyük amcamın bir huyu var, kimi görse, boyuna çocuklarını över. Dediğine
göre, iki çocuğu da harikadır. Bize her gelişinde, iki harikasının yeni yeni
marifetlerini anlatır.
183
AzizNesin
Büyük amcamın, terlik getiriyor diye şaşıp kaldığı çocuk kaç yaşında,
-Şimdiki çocukların hepsi öyle... Benim kız daha yedisini bitirmedi, çatır
ya... İkisi birbirinden baskın. Bir akşam eve geldim, annesi, -Koca oğlan
oldu, artık ben başedemiyorum, dinlemiyor beni. Sokakta top, oynuyor. Gel
184
AzizNesin
Komşumuz,
-Benim kız da öyle, maşallah bir harika... derken, büyük amcam yakaladığı
Sonra efendim, -Gel içeri, sonra fena yaparım! diye arkasından seslendim.
Sözde korkutacağım.
bulamaz...
gülüyordu. Öyle gülüyordu ki, karşısındakiler de, nezaket olsun diye, gülmek
zorunda kalıyorlardı.
Mühendis, amcama,
Amcam,
185
AzizNesin
Annesi,
bir, tüvist midir nedir, ondan, öyle bir oynuyor ki, şaşılacak
bişey!..
186
AzizNesin
Annem,
Babam,
şöyle diyecek: -Yavrum daha yirmi yaşına yeni bastı. Geçen gün annesininin
memesini emerken, birden kalın bir sesle, baba artık beni evlendirin, diye
geçirmiştim.
Mühendisin, ortaokulun ikinci sınıfına giden Tarık adında bir oğlu var.
187
AzizNesin
Babası,
-Tarık da küçükken bir harika çocuktu ama, nedense sonradan biraz azaldı
harikalığı... dedi.
Küçük amcam,
O anlatırken, ben çocuğu inceliyordum; dayak salağı olmuş koca bir oğlan.
Annesi kapıdan,
açıp, sokağa,
-I-ıh...
188
AzizNesin
-Söylemem!..
Yengem,
-Giydirmezsen giydirme!..
189
AzizNesin
Amcam, kahve tepsisini tef gibi çalarak tempo tutmaya başladı. Yengem de
Beyoğlu'nun kızları
saklasın!..
190
AzizNesin
karıştı. Ağlayarak, içini çeke çeke, şiiri okumaya başladı. Daha doğrusu
Yengem -Ne oldu bugün sana oğlum? Bir tutukluğu var çocuğun.
191
AzizNesin
Herkes gülüştü.
Yengem -Çocuğu büsbütün şaşırtma! Zaten bağra bağıra aptala çevirdin oğlanı!...
Yeğenim -Kedim...
Amcam -Daha...
Yengem -Miyav...
Yeğenim -Miyav...
Amcam -Der...
Yeğenim -Der...
Yengem -Yine...
192
AzizNesin
Yengem -Aferin!..
yeğenime,
Yengem,
odadan çıktı.
193
AzizNesin
-I-ıh...
Annesi,
Babam, bana,
-Vıy... dedi.
Babası söyledikçe, kız da boyuna -Vıy diyor. Bir seferinde kız yine,
194
AzizNesin
Kız,
Mühendis,
Babası,
-Ferme la port deyince, anne öpülmez, dedi, -Heze la mern dersem o zaman
195
AzizNesin
anneni öpeceksin.
Annesi,
Kız sordu:
Annesi,
-Sen sus canım... Senin dediğin -Uvre la fönetr, -Ferme la port, kapıyı
kapa, demek.
Kadın,
196
AzizNesin
işaretle anlatmıştın, kız da yanlış anlamış, bana sütyen yerine, sana avcı
çantası getirmişti...
Kız,
-Yaptım... dedi.
197
AzizNesin
Babam,
198
AzizNesin
Babam,
-Hiç böyle şey yapmazdı ama, nasıl yaptı bilmem ki... dedi.
Mühendisin karısı,
-Bir kitapta okuyup defterime yazmışım baba, bak ne doğru değil mi?
199
AzizNesin
okudum:
Babam,
Babam,
-Saçmalama! dedi.
eğlenceli geçmedi.
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
CANIM, CİCİM!
200
AzizNesin
Ahmet,
Ben o zaman daha okula bile gitmiyordum. Akşamları işinden dönünce babam,
201
AzizNesin
yalnız ben değil, annem de, hatta hizmetçi de ezberlemişti. Ablam bu şiiri,
sanki Çince bişeyler uyduruyormuş gibi, şıngır mıngır bir sesle okuyordu:
demiş ki:
vardır.
Belki senin kız da böyledir... Her çocukta bir kabiliyet vardır, ama bu
202
AzizNesin
-Maşallah bu çocukta öyle bir ses var ki, demiş, benim kulağımı bile bozdu.
Ona ders vermeye başladığımdan beri, -Do- sesini -Si- sesinden, kapı
çarpar, bikaç kere düşerdi durup dururken. Kolunu, ayağını, sanki bavul
Annemle babam, ablamın ruhunda gizli tohumu filizlendirmek için o kadar çok
203
AzizNesin
Ama bu deneme çok uzun sürmedi. Annem, ablamın mutfağa girmesini kesinlikle
yasakladı. Çünkü ablam beş dakika mutfağa girse, elini hiçbişeye sürmeden
ayakta dursa, ondan sonra hiçkimse mutfakta aradığı şeyi yerinde bulamıyordu.
Ama olan benimle Metin'e oldu. Ablamın gizli kabiliyetini bulmak için
bizimle uğraşmaya güçleri kalmamıştı. Oysa bana değil ama Metin'e, ablama
204
AzizNesin
Metin, bütün bunları bir makine icat etmek için yapmaktadır. Babamın sınıf
arkadaşı bir komşumuzun da Nurten adında harika bir yavrusu var. Bu küçük
kızın bir harika olduğundan hiç şüphe yok. Çünkü Nurten, bizim bütün ailenin
Bıldık bıldık bir kız, şişmanlıktan zor yürüyor. Bacakları löp löp. Babası
205
AzizNesin
Geçenlerde bir gece yine onların evindeydik. Biz çocuklar bir odadaydık.
seyredelim.
-Su içmek için çıktım da... Salondan geçiyordum. Annem beni görünce,
gelin, seyredelim...
Gideceğimizi haber vermek için salona geçtiğimiz zaman, gülünç bir durumla
Babası,
206
AzizNesin
Sonra kızına,
Kocasına,
Adam,
Nurten,
207
AzizNesin
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
MİSAFİRİN YANINDA
üç odalı küçük bir evde oturduğumuza sevindim, çünkü neler olduğunu duyarız,
Her fırsatta onu kötüler: Patronunu anlatırken yüzü kıpkırmızı olur; öyle
208
AzizNesin
Anneme,
-O babanı seviyor.
-Neden?
209
AzizNesin
Babam,
sonra ekledi:
görmüyor musun?
gibi şeyler aldı. Bigün önceden mutfağa girip ziyafet yemekleri yapmaya
başladı.
O pazar, babam çak erkenden kalktı; oysa pazarları yataktan geç kalkardı.
210
AzizNesin
bağırırken, kendisi de yolu gören pencereden yarı beline kadar eğilip dışarı
baktı.
Babamın telaşından paniğe kapılmış olan annem, çoktan gidip sokak kapısını
de işitmiş olayım. Yeni elbisesini giymiş olan Fatoş'u yine almıştı önüne,
bana bakıyordu.
-Ha?» deme!..
211
AzizNesin
Fatoş sordu:
Dinleyip ders alıyor muyum diye arada bana da bakıyordu ama, bununla da
getirdiniz...
212
AzizNesin
güleç bir adam... Babamın böyle bir adama niçin kızdığını, sonra bu kadar
Patron,
sofraya oturttu.
213
AzizNesin
bardaktan. Babam,
Annem,
Sinirlenen babam,
Annem,
214
AzizNesin
hepimiz duyduk.
tabağına ikinci kepçeyi tam boşaltırken, başı babama dönük olan misafir
boşaltıverdi.
Annem,
215
AzizNesin
Anlayamayan patron,
Annem,
Patron,
Bu sırada Fatoş,
da su içirmeye çalışıyordu.
216
AzizNesin
-Kaç yaşındasın?
-Aferin...
217
AzizNesin
biraz duralıyarak,
üstüne koydu.
kırdığı potu ona anlatmak için mi, her nedense üst üste öksürdü. Fatoş
hemen,
218
AzizNesin
Fatoş,
Biraz sonra da misafir kalktı, gidiyordu. Babamla annem onu kapı dışına
girdiler.
Babam,
Annem de,
Fatoş,
219
AzizNesin
göreceksin.
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
NE AYIP ŞEY!
Hemen bütün eski sınıf arkadaşlarım resimde varsınız. Senin yanında duran
Mine olacak, ama pekaz görünüyor. Hüseyin, onu iyice kapamış. Yaşar da galiba
Cengiz'in sırtına çıkmış. Neşe, yine en öne geçmiş, her zamanki gibi... Bu
yaşlıca galiba.
220
AzizNesin
Bu hafta başıma neler geldi, bir bilsen... Durup dururken, adım kopyacıya
hakkını çalmaktır, der; -Kopya yapmak bir zeka işi değil, kurnazlıktır der.
Bu konuda babam da aynı düşüncededir. O da, -Çok ayıp, çok kötü şeydir
babası,
Nurten'in annesi:
221
AzizNesin
Babam,
iğnelemiş. Çocuklar, Sabri Bey'in ceket arkasına iğneli kağıda bakıp bakıp
yazıyorlar. Yalnız Sabri Bey; bir yerde durmadığı, boyuna sıçradığı için,
kopya kağıdına bakıp cevabın hepsini yazmak zor oluyor. Çocuklardan biri
hocayı bişeyler sorup lafa tutuyor, öbürü de kopya çekiyor. Ben bitürlü
yazdım.
222
AzizNesin
Kimin bu işi yaptığı anlaşılmamış. Sabri Bey, çok yumuşak bir öğretmenmiş.
öğretmen de, imtihanda hep kürsüde otururmuş, ama gözleri projektör gibi,
not alamamış. Ama, öbür çocukların hepsi de iyi not almışlar. Çünkü, her
İmtihana girmeden önce, çocuklardan biri, beşon tane iri sinek yakalamış,
223
AzizNesin
Çünkü ayağında ağırlık olan sineği yakalamak kolay. Kağıttan kopyayı çeken,
girince, ayağında iplik bulunan sineklerden biri, tam müdürün gözleri önünde
iki tur attıktan sonra pike yapıp, müdürün çıplak başına konmuş.
Metin,
Babam,
Nurten'in babası
diye sordu.
Büyükbabam,
224
AzizNesin
Anlatmaya başladı.
-Hiç mi bişey bilmiyorsun oğlum? dedikten sonra, bir soru diye masadaki
sürahiyi gösterip. -Bunun içinde ne var?» diye sormuş. Önceki dilsizmiş gibi
Çocuk,
225
AzizNesin
büyük bir kartona yazmış, kartonu da uzun bir sırığa bağlayıp, bahçe
öğretmenimiz.
öğretmen -Kalk Murat! dediği zaman, -Ben mi?, -Bana mı? diye sorup duran
Tembel değil, ama kafasına ders girmiyor. Ama iyi bir çocuk...
yalvardılar.
226
AzizNesin
227
AzizNesin
dışarda bana,
kadar olan forma iki kere girmiş kitaba. Ciltlenirken yanlışlık olmuş.
228
AzizNesin
okuyorum, iyi dinleyin! dedi. Birinci soru: -Çocuğu hastalıktan korumak için
ağlaya kalktı,
229
AzizNesin
Öğretmenimiz,
korunmasını yazmışsın.
Annemi okula çağırıp suçumu bildirdiler. O akşam evde, annem de, babam da
230
AzizNesin
Annem,
Metin,
Ne yapayım, oldu bir kere... Ama çok canım sıkıldı. Ençok canımı sıkan da
Metin. İkidebir -Ne ayıp şey, ne ayıp şey... İnsan, hiç kopya yapar da
Zeynep YALKIR
231
AzizNesin
:::::::::::::
Kardeş'im Zeynep,
Bizim Hüseyin var ya, o da sizin sınıftaki Murat'a benzer bir yanlışlık
Ama Hüseyin, başkasını suçlamadı. Bilirsin, çok iyi arkadaştır. Sana bir
232
AzizNesin
Arasıra onlara gittiğim için, onların ev durumunu bilirim. İki küçük odada,
evinde ağladığını anlarım. Genellikle pek yüzü gülmez Hüseyin'in, ama asık
suratlı da değildir.
Geçenlerde bir sabah, yine gözleri şiş şiş gelmişti. Ağlamış olduğunu kimse
kaç türlü hali vardır? Cevap veriyorduk: -i hali, e hali, de hali, den hali,
yalın hali.
bir hikaye okuttu. Belki de bu hikayeyi biliyorsun. Hani, ormanda bir küçük
evde yoksul bir aile yaşıyormuş. Bu evin bir kızı varmış. Onların evinin
sapsarı, pırılpırıl yanarmış. Küçük kız, altın pencereli bu evi çok merak
etmiş. Oraya gitmek için bigün yola çıkmış, gitmiş, gitmiş, evi bulmuş ama,
gece de olmuş. Orda uyumuş, geceyi geçirmiş. Bir de uyanıp, bakmış ki, kendi
233
AzizNesin
anlamış.
öğretmeni hiç dinlemiyordu ki, süklüm püklüm ayağa kalktı, sesini çıkarmadı.
234
AzizNesin
Öğretmen şaşırdı:
Öğretmen,
-Hiçbir zaman iyi değil ama, bugünkü hali daha da kötü... dedi.
Hüseyin,
235
AzizNesin
Demir,
236
AzizNesin
Öğretmen,
ben biliyordum.
değiştirip,
Ankara'da havalar nasıl? Burda çok soğuk var. Dün biraz kar da yağdı ama,
yerler kar tutmadı. Bizim evin hali iyi ama, benim yattığım odanın hali
iyi değil. Salondaki soba, yattığım odayı iyice ısıtmıyor. Sizin evin hali
nasıl?
237
AzizNesin
Ahmet TARBAY
::::::::::::::
NE YALAN UYDURSAM!
Ahmet,
öğütlere başlıyor:
238
AzizNesin
-Oğlum, herşeyi yap, yalnız yalan söyleme! Çünkü, dünyada ençok doğuran
şey yalandır. İnsan bir küçücük yalan söyledi mi, o yalanını gizlemek için
biraz daha büyük yalan söylemek zorunda kalır. Sonra o yalanı ortaya çıkmasın
diye daha büyük yalan söyler. Her yalan, daha çok, daha
zorlar. Çünkü Metin, suç bile denilmeyecek bir küçücük yanlış yapsa, babam
Metin'e
239
AzizNesin
Daha bisürü yalan uydurdu, ama hiçbirini beğenmedi. Babamın Ziya adında
bir arkadaşı var, o akşam eşiyle birlikte bize geldi. Çoktanberi görüşemediği
için babamı merak ettiğini söyledi. Babamın gelme zamanı çoktan geçmişti,
Annem,
Ziya Bey,
240
AzizNesin
Annem,
Annem, heyecanla,
Ziya Bey,
Babam,
241
AzizNesin
Annem,
Annem gülerek,
yattı... Bugün berbere gidip tıraş olmayı unutmuş. Kızarsınız diye yalan
242
AzizNesin
Babam,
Zeynep YALKIR
:::::::::::::
Kardeşim Zeynep,
vardı, hazırlanıyorduk. Bugün yarın derken zaman geçti. Sonunda dün müsamereyi
243
AzizNesin
de ben yaptım.
Şimdi bile boş vakit buldukça şiir yazar: Teknisyen olan amcam da,
doktorluğa özenir.
Bizim öğretmen de, yazar olduğu kanısında. Bize derslerde kaç kere, -Yazar
için, kendisi bir piyes yazdı. Çok acıklı bir piyesti. Kısaca konusunu
anlatayım. Çok kötü bir oğul var. Annesine, babasına yapmadığı kötülük
244
AzizNesin
sonra, oğulun aklı başına geliyor. Elini öpüp af dilemek için babasının evine
durumlara düştüm. Artık aklım başıma geldi. Beni affet! diye yalvarıyor.
Yaşlı babası da gözyaşları içinde, -Bir baba, oğlunu her zaman affeder. Ben
ağlıyorduk.
Öğretmene,
sahneleri canlandırsak daha iyi olmaz mı, demek istemiştim. Ama istediğimi
anlatamamıştım.
245
AzizNesin
doğrudan bir komedi oynamak, daha iyi olur demek istemiştim. Ama
-Kötü oğul rolünü sen al, iyi yaparsın, tam sana uygun bir rol... dedi.
kattılar. Müzik öğretmenimiz, başka bir okulun müsameresinde Çin dansı yapan
246
AzizNesin
Ama Zeybek oynayan Çinli çocuk gözümün önüne gelince güldüm. Bizim Çin
-Öyle zıpzıp zıplama zeybek oynar gibi, bu Çin dansıdır, yumuşak, hafif,
Çinliler yumuşaktır.
İyi ama Çinli ruhu yumuşaksa ben ne yapayım, benimki yumuşak değil işte...
247
AzizNesin
olduğu anlaşıldı.
ikinci sınıftan bir grup kaldı sahnede. -Bugün yirmiüç nisan, neşe doluyor
248
AzizNesin
kalkmaya başladılar. İşte bu sırada bir felaket oldu. Ben yine dalgınlıkla
hamle edince, eteklik belinden sıyrılıp yere inmez mi! Zavallı, ortada donla
Sonra başka oyunlar oynandı, şarkılar söylendi. Ensonra sıra bizim piyese
geldi.
elbiseleri içinde, tam bir cüce kocakarı olmuş. Benim ağzımla burnum arasına
iyice zamk süren öğretmenimiz, zamkın üzerine de, iki pırasa sapı gibi
249
AzizNesin
öğretmenimiz,
Oysa daha önce hiç gözlük düşünülmemişti. Tam o sırada gözlük nereden
Demir, gözlügü de takınca tam bir yaşlı cüce oldu, sanki yedi cücelerden
biri.
250
AzizNesin
yüzünü dönmüş.
sahnede bitürlü bizi bulamıyor, körebe oynar gibi ellerini ileriye uzatmış,
kapıya sesleniyor:
bizden yana dönsün diye, piyeste olmadığı halde, bazı filmlerde olduğu gibi,
-Hah hah hah!.. diye soğuk soğuk gülüp, vururum, o benim annem değil mi,
vururum!.. diyorum.
seyircilere,
Baktım Demir bize dönmeyecek, ben Mine'yi sürükleyerek ona doğru döndürdüm.
251
AzizNesin
Mine,
kapanıp,
252
AzizNesin
Demir'i tutup.
Demir, gözlük camlarının üstünden baktığı için üçüncü perdede önemli bir
aksaklık olmadı. Ama daha önceki perdelerde, bir kere sinirleri bozulmuş
253
AzizNesin
düşen bıyığı sağ yana, yani eski bıyığın üstüne yapıştırmaya çalışıyormuşum.
Ama bitürlü bıyık yapışmaz. Baktım, olacağı yok, sol bıyığımı dudağımın
Babam,
254
AzizNesin
Demir,
pamukların üstüne şakır şakır gözyaşları akıyor. Ben rol yapıyor da ağlıyor
Demir,
255
AzizNesin
bir de elimi yüzüme attım ki, ne olsa iyi?.. Biz birbirimize öyle sıkı
baba oldum.
O da bana,
-Hadisene yahu!..
256
AzizNesin
Demir,
Ben de babamın üstüne yattım. Perde de kapandı. Kapandı ama, biz sahnenin
çok önüne çıkmış olacağız ki, ikimiz de perdenin önünde kaldık. Bedenimiz,
Demir'e
257
AzizNesin
söylüyor. Çünkü, bizim öğretmenin yazdığı dramı çok güzel bir komedi yaptı.
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
Zeynep kardeşim,
işbirliği yaparız.
Bir çocuk romanı yarışması açıldığını daha yeni öğrendim. Bak, aklıma ne
258
AzizNesin
bunlar bir çocuk romanı olmaz mı? Ben, senin gönderdiğin bütün mektupları
Senden bir dileğim var: Yarışmaya girelim dersen, sakın bunu kimseye
Sınıf arkadaşın
Ahmet TARBAY
:::::::::::::
BİRİNCİ OLACAKSIN
259
AzizNesin
Mektubunu azönce aldım. Hemen cevap yazıyorum. Mektubu yazar yazmaz, senin
Yarışmaya girme teklifin bence çok uygun. Yalnız, umudunu kırmış olmayayım
uydur.
okudum. Biz, büyükleri eleştiride çok ileri gitmişiz. Sen neler neler
yanyana geldi mi, çok ağır, tuzlu olacak. Doğrusu, biz de olayları çok
260
AzizNesin
derece alırdı sanırım. Ama yine de birazcık şansımız var gibi geliyor bana.
Şimdiye kadar okuduğum bazı çocuk romanlarını düşündüm: Yoksul bir köy
Romanımız kazanmasa da, nasıl olsa, sen birinci olacaksın. Çünkü, günün
birinde baba olunca, sen de bütün babalar gibi çocuklarına birinci olduğunu
söyleyeceksin.
arasına katma!).
selamlarımı yollarım.
Zeynep YALKIR
261
AzizNesin
:::::::::::::
Sevgili çocuklar!
262
AzizNesin
kendimi sizin yerinize koymaya uğraştım. Bu, hiç yapılamayacak olan bişeydir.
ikibin yıllık bir zaman vardır sanki. Onun için biz büyümüşler, kendi
çocukluklarını unutmuşlardır.
girdi ve hiçbir derece almadı. Bunda hiç haksızlık olmadığını ben size
bu romanı okuyan yargıcılar kurulundaki büyükler de, aradan bin yıl geçmiş
olduğu için, yani sanki böyleymiş gibi olduğu için, kendi çocukluklarını
263
AzizNesin
Çünkü sanki aradan binlerce yıl geçmiş gibi, ben de çocukluğumu unutmuşum.
Bunun yanlış olduğunu bilsek bile, başka türlü davranmak elimizde değil.
gibi çocuk olamadığıma göre, sizleri de kendim gibi büyümüş saydım. Sizi
açıklamaya çalışıyorum.
Aziz NESİN
:::::::::::::
Sevgili okurlarım!
264
AzizNesin
açıklamış oldu.
265
AzizNesin
Sayın Konuklar,
Sayın Aziz Nesin'i sadece birkaç yıl önce şahsen tanımak olanağını bulduğum
güzel bir sürpriz oldu. Aziz Nesin sadece Türk yazınının halkımızla
266
AzizNesin
bilmediği ama merak ettiği olayı, bir anıyı anlatacağım sizlere: 1963 veya
Tör bu konuyla benim ilgilenmemi istedi. Jüride yer alacak yazarların bir
bölümünü ben önerdim. İlk elemeyi Ahmet Kutsi Tecer ve ben yapacaktık.
Ödülleri ise Tahir Alangu, Rauf Mutluay, Behçet Necatigil, Memet Fuat
Yarışma ilan edilince yapıtlar yağmaya başladı. Yüzden fazla roman katıldı
açıklanınca öğrenecektik.
henüz pek küçüktü ama ben gene de daha nesnel olabilmek için yapıtları
267
AzizNesin
olduğunu hemen anlamıştım. Ama beni heyecanlandıran Aziz Nesin ismi değildi.
İlk elemeden 18 yapıt geçti. Ve jüri ilk toplantısını yaptı. Bu ilk toplantıya favori
katıldım. Ancak daha ilk konuşmalarda beni hayal kırıklığına uğratan bir
268
AzizNesin
Büyük Bulgar sinema sanatçısı ve mizahçısı Todor Dinov'un sık sık hatırladığım
bir sözü var. İlk kez Türkiye'ye Sinematek'in konuğu olarak geldiğinde Türk
kurtarır.
:::::::::::::
Bir eleştiri
İKİ ÇOCUK
Naci GİRGİNSOY
bir usta koşageldi. Aziz Nesin, bir hafta kalmış, yeni dönmüş.
Nesin Vakfı Yönetimevi önünde ayakta konuştuk ustayla. Yurdun yapısı bitmiş,
biliyoruz her yıl dört kimsesiz yoksul çocuk alınacak Nesin Vakfına,
269
AzizNesin
de bencilliğimiz var.
Rus, Alman, Ermeni, Çin, Çingene, bütün çocukları seviyorum. Vakıf işlerlik
gösteren bu tür aynalara bir baksak ya! Baksak görür müyüz acaba? özdenlikten
ikibin yıllık bir zaman vardır sanki. Onun için biz büyümüşler, kendi
270
AzizNesin
insanlara seslenmesinden.
kurtarır.
Onlar bizden, büyüklerden yakınıyorlar mı? Yakınmaya hakları yok mu? Kulak
271
AzizNesin
Ilımlı, akıllı, çalışkan, apaçık yürekli çocuklar. İlk dört yılı birlikte
Ahmet. Sırayla aynı soruları yöneltiyor ya, tüm sınıf ezberlemiş yanıtlarını.
gerçek çıkar ortaya. Zeynep'in kardeşi Metin, işi gevşek tutunca, babasında
her şeyi. Neden? Eh, eski öğretmen iyi öğretmemiş, kendisi en doğrusunu
biliyor, eskisinden çok üstün o. Çalışan kazanır değil mi? Zeynep'in babası
272
AzizNesin
Metin, şaşalar, kızar, bozar nişan düşlerini. Fedakarlık diye çoğu kez
-Çocuklar vicdan azabı çekmezler, demiş babası, çünkü vicdan azabı çekilecek
babasının, son kızını erkek gibi giydirip yetiştirmesi, utancından onu erkek
Pasaklı kız, pasaklı oğlan sözcükleri çok geçer evlerde. Büyükler başka
273
AzizNesin
oyun seçerler?
274
AzizNesin
Varlık-Eylül 1978
SON
:::::::::::::
275