Professional Documents
Culture Documents
EZG EN NAL
13357
STANBUL 2006
Z
Bu yksek lisans tezinde, dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkileri incelenmektedir. Sz konusu etkiler incelenirken, yansma analizinden yararlanlmtr. ncelikle yansma analizi mikro bazda ele alnarak dolayl vergilerin fiyat ve retim etkilerinin ifadesine allmtr.Akabinde genel bir dolayl verginin ekonominin tm zerinde etkili olaca dncesinden hareketle genel dzeyde bir yansma analizi gerekletirilmitir. Genel denge analizi sonucunda, dolayl vergilerin tketicilerin lehine, tasarruf edenlerin ise aleyhine olacak ekilde gelir dalmn deitirdii anlalr.Tketiciler aleyhine gelir dalmnn deimesi ise ayn zamanda gelirlerinin tamam veya nemli bir ksmn tketen dk gelirli kiilerin aleyhine gelir dalmnn deimesi demektir. Dolayl vergilerin dk gelirli gruplar zerinde oluturduu olumsuz etkiye dayanarak, baz maliyecilerin, sz konusu vergilerin karsnda yer aldklar grlmektedir. Buna karn, dolayl vergilerin tasarruf edenler lehine gelir dalmn deitirdiini dnen bir ksm maliyecilerin ise dolayl vergilerin lehinde yer aldklar grlmektedir. Tez almamamzda; szkonusu grlere yer verilmesini takiben, Trkiye ve OECD lkelerinin dolayl vergiler ve gelir dalm verileri belirtilmektedir. Sonula, dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerinin Trkiye rneinde analiz edilmesi ile dolayl vergilerin, dk gelirli gruplarn aleyhine gelir dalmn deitirdii anlalmaktadr.
Ezgi EN NAL
ABSTRACT
The effects of indirect taxes on income distribution is examined in this Master Thesis. The incidence analysis is used in assessment of these effects. First incidence analysis is studied at micro level to determine the price and output effects of indirect taxes. Then, an incidence analysis is performed at general level by considering that a general indirect tax will have effects on the whole economy. As a result of general equilibrium analysis it is found that indirect taxes change the income distribution in favor of consumers but against savers. A change of income distribution against consumers is the case for the low income group of people who spend a substantial part or even all of their income as consumption. On the basis of the negative effects of indirect taxes on low income groups it is observed that some finance bureaucrats hold a position against those kind of taxes. However it is also observed that some finance bureaucrats take a position in favor of indirect taxes as these taxes change the income distribution in favor of savers. In our thesis study after a discussion of the aforementioned views, data on indirect taxes and income distribution in Turkey and OECD countries are provided. As a conclusion it is found in the analysis on Turkey regarding the effects of indirect taxes on income distribution that those taxes change the income distribution against low income groups.
NSZ
almamzda, dolayl vergilerin gelir dalm zerinde ne tr etkiler yaratt aratrlarak, sz konusu vergilerin gelir dalmn olumsuz ynde etkiledii ynndeki yaygn kannn doru olup olmad hususunun ortaya konulmas amalanmtr. Bu amaca ulaabilmek iin ncelikle dolayl vergilerin yansma analizi yaplmtr.Genel denge yansmas erevesinde, dolayl vergilerin tasarruf edenler ile tketiciler arasnda gelir dalm deiiklikleri yarattklar tespitinde bulunulmutur. Sz konusu tespit, dolayl vergiler hakknda gr sahibi olabilmek asndan ok nemli bir gsterge olmutur.Zira son zamanlarda srekli iktisadi bymenin salanabilmesi asndan, tasarruflarn ykseltilmesi gerektii, bu sebeple de mevcut gelir vergisi sistemi yerine sat vergilerinin ikame edilmesi ynnde neriler gelitirilmektedir. Bu adan bakldnda maliye politikasnn, tasarruf oranlarnn ykseltilmesi suretiyle iktisadi bymenin salanmas ile gelir dalmnn dzeltilmesi amalar arasnda elikili bir durum olduu izlenimi domu olsa da dolayl vergileri savunanlar bunun doru olmadn iddia etmektedirler.Zira, dolayl vergilerin gerileyici etkilerinin bir takm uygulamalarla kolayca bertaraf edilebileceini ifade etmektedirler.Aksini dnenler ise dolayl vergilerin yaplarndaki gerileyici etkilerin, gelir dalmn bozduunu ne srmektedirler. Tezin amac dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerinin tespiti olup, dolayl vergilere kar ve taraf olanlarn grleri belirtilmek suretiyle bu konuda bir kanaate ulalmaya allmtr.Teorik dzeyde dolayl vergilerin, gelir dalm zerindeki etkilerinin tespiti, genel diferansiyel yansma analizi erevesinde , gelir vergisinin yerine bir sat vergisi konulmas varsaym dahilinde yaplmtr.Elde edilen sonu, dolayl vergilerin, gelir dalmnn dk gelirli gruplar aleyhine deitirdii eklinde olmutur.
Dier taraftan, Trkiye ve OECD yesi lkelerin dolayl vergi ve gelir dalm verileri karlatrmal olarak belirtilmek suretiyle, Trkiyede dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkileri konusu akla kavuturulmaya allmtr. Tezde, Trkiyede toplam vergi gelirleri iindeki pay giderek ykselen ve 2005 yl itibariyle yaklak %70e ulaarak, nemli bir finansman kayna haline gelen dolayl vergilere, en ok eletirildikleri gelir dalm noktasndan baklmaya allmtr.
1.5. Vergilerin Tasnifi Konusunda leri Srlen Kriterler 1.6. Dolayl Vergilerin Tanm ve Mahiyeti 1.7. Dolayl Vergilerin Balca eitleri 1.7.1. Genel Sat Vergileri 1.7.1.1. Gayri Safi Sat Vergileri 1.7.1.2. Katma Deer Vergisi 1.7.2. zel Sat Vergileri 1.7.2.1. zel Tketim Vergileri 1.7.2.2. Gmrk Vergileri BLM 2. DOLAYLI VERG LER N GEL R DAILIMI ZER NDEK ETK LER 2.1. Gelir Dalmnn Tanmlanmas 2.1.1. Fonksiyonel Gelir Dalm 2.1.2. Sektrel Gelir Dalm 2.1.3. Blgesel Gelir Dalm 2.1.4. Kiisel Gelir Dalm 2.2. Kiisel Gelir Eitsizliklerinin llmesi 2.3. Gelirin Yeniden Dalmn Hakl Gsteren Gerekeler 2.4. Dolayl Vergileme Ve Gelir Dalm 2.4.1. Vergilemenin Gelir Dalm Etkilerinin Belirlenmesi 2.4.2. Dolayl Vergilerin Fiyatlar zerindeki Etkisi 2.4.3. Dolayl Vergilerin Yansmas 2.4.3.1. Yansmay Belirleyen Mikro Ekonomik Faktrler 2.4.3.2. Yansmay Belirleyen Makro Ekonomik Faktrler 2.4.4. Ksmi Denge Analizi erevesinde Dolayl Vergilerin Yansmas 2.4.4.1. Tam Rekabet Halinde Yansma 2.4.4.2. Monopol ve Oligopol Piyasalarnda Yansma 2.4.5 Genel Denge Analizi erevesinde Dolayl Vergilerin Yansmas 2.4.5.1. Yansma Analizinin Metodolojisi 2.4.5.2. Genel Sat Vergilerinin Yansmas 2.5. Dolayl Vergilerin Aleyhindeki Grler
25 27 28 29 29 30 33 34 35 37 37 37 38 38 38 39 42 44 45 47 50 51 53 55 56 61 65 65 69 73
2.6. Dolayl Vergilerin Lehindeki Grler 2.7. Dolayl Vergi Savunucularnn Vergilendirme lkeleri Balamnda Dayanaklar BLM 3. TRK YEDE VE OECD LKELER NDE DOLAYLI VERG LER VE GEL R DAILIMI L K S 3.1. Trkiye Ve OECD yesi lkelerde Dolayl Vergiler 3.1.1. Trkiyede Dolayl Vergiler 3.1.2. OECD yesi lkelerde Dolayl Vergiler 3.2. Dolayl Vergilerin Nispi Arlklarnn Art Sebepleri 3.3. Trkiyede Ve OECD yesi lkelerde Gelir Dalm 3.4 Trkiye rneinde Dolayl Vergilerin Gelir Dalm zerindeki Etkisi SONU KAYNAKA
Ksaltmalar Listesi
ABD ATV C D DE FTA GSMH I KDV KT OECD Ort. TV P T K USD Vb. Vd. W Y Amerika Birleik Devletleri Akaryakt Tketim Vergisi Tketim Harcamalar Amortismanlar Devlet statistik Enstits svire Federal Vergi daresi Gayri Safi Milli Hasla Yatrm Harcamalar Katma Deer Vergisi Kamu ktisadi Teebbsleri Ekonomik birlii ve Kalknma Tekilat Ortalama zel Tketim Vergisi Kar ve Kiralar Trkiye statistik Kurumu Amerikan Dolar Ve benzeri Ve dierleri Maalar Milli Gelir
iii
GR
Gnmzde, kamu harcamalarnn finansmannda kullanlan kaynaklarn banda gelen vergi gelirleri, vergi sistemini oluturan eitli vergilerden elde edilmektedir.Dolayl vergiler en basit ekliyle, gelir veya servetin tketim amacyla elden kartlmas esnasnda alnan vergiler eklinde tanmlanmaktadr.Gnmzde, dolayl vergilerin, kamu btesi iindeki paynn artrlmasna ynelik olarak bata ABD olmak zere birtakm neriler getirildii grlmektedir.Bu nerilerin temeli, dk tasarruf oranlar ve bu sebeple salanamayan srekli iktisadi bymenin artan oranl vergilerin suu olduu esasna dayanmaktadr.Bu gr savunanlara gre, sz konusu olumsuz durumun ortadan kaldrlabilmesi iin, sadece tketimin vergilendirilmesi gerekmektedir. Gelir dalmn dk gelirli kiilerin aleyhine olumsuz olarak etkiledii iin dolayl vergileri eletirenlerde bulunmaktadr. phesiz maliye politikas asndan ne gelir dalm ne de iktisadi byme nemsenemeyecek konular deildir.Bu durumda, dolayl vergiler asndan maliye politikasnn almas gereken tavr ne olmaldr? Tezde, zellikle dolayl vergilerin gelir dalm etkileri zerinde durulacak olup, gerekten dolayl vergilerin gelir dalmn dk gelirli kiiler aleyhine mi deitirdikleri sorusuna yant aranlacaktr. Bir vergiden beklenen amacn gerekletirilebilmesi iin vergi teknii ve uygulamasnda gz nnde tutulmas gereken hususlar ieren vergileme ilkeleri, maliye ilminin nem verdii konulardan birisidir.Vergileme ilkeleri, zaman ierisinde, ekonomik, sosyal dzen ve ideolojideki deiikliklerden etkilenmektedir. Dolayl vergilerin vergileme ilkelerinden adalet, eitlik gibi sosyal vergileme ilkeleri asndan durumu, sz konusu vergilerin gelir dalm zerindeki etkileri ile dorudan ilikilidir. Dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerinin llebilmesi sz konusu olabilirse, bu vergilerin gelir dalmn hangi gruplarn lehine ve hangilerinin aleyhine
olmak zere deitirdiklerinin tespiti de yaplm olacaktr.Sz konusu tespitin yaplabilmesi iin ncelikle hangi metodun seilmesi gerektii konusunun akla kavuturulmas gerekecektir.Metot seiminden sonra, yaplacak analiz dorultusunda, dolayl vergilerin gelir dalm etkileri belirlenmeye allacaktr. Tezin amacna ulaabilmesi, dolaysyla dolayl vergiler hakknda ileri srlen farkl grlere dayanarak bir kanaate ulalabilmesi asndan, almamzn birinci blmnde, ncelikle deiik gr alarndan vergi kavramna ve vergileme ilkelerine deinilecektir.Vergileme ilkeleri ele alnrken, dolayl vergi savunucular ve kartlarnca n plana kartlan ilkelere yer verilecektir. Tezin birinci blmnde ayrca, dolayl vergi olarak adlandrlan vergilendirme eklinin ne anlama geldii ve uygulamada hangi tip vergilerin dolayl vergiler kapsamna dahil olaca hususlar aklanacaktr. Dolayl vergilerin kapsamn da ifade ettikten sonra, almamzn ikinci blmnde dolayl vergilerin gelir ncelikle dalm gelir zerindeki dalm etkilerinin kavram tespitine ksaca allacaktr.Bu blmde
aklanacaktr.Akabinde, piyasada kendiliinden oluan gelir dalmnn bozuk olduu ve gerekeler deiiklik gsterse de gelirin yeniden dalmnn salanmas gerektii hususuna deinilecektir. Ksmi ve genel denge analizi erevesinde, dolayl vergilerin gelir dalm etkilerinin tespitine allacaktr. Genel denge analizinde diferansiyel yansma modeli erevesinde genel nitelikte bir sat vergisinin gelir dalm etkilerinin tespitine allacaktr. Yansma analizi ile elde edilen sonularn hem dolayl vergilere kar olanlar hem de vergi sistemlerinin tamamen sat vergisinden olumasn savunan ve dolayl vergilerin lehinde olanlar eklinde nitelendirdiimiz farkl gr alar dorultusunda deerlendirmesi yaplacaktr. Tezin nc ve son blmnde, Trkiye ve OECD yesi lkelerde toplam vergi gelirleri ierisinde dolayl vergilerin pay ile gelir dalm verileri ortaya belirtilecektir.Dolayl vergilerin gelir dalm etkileri ise Trkiye rneinde
vergi tr olan KDVnin, gelir dalm zerindeki etkilerinin tespiti amacyla yaplan bir aratrmann sonularna da yer verilecektir. Bylelikle, dolayl vergilerin, gelir dalmn dk gelirli gruplar aleyhine mi deitirdikleri hususu akla kavuturulmaya allacaktr.
dedikleri bedel olarak tanmlamaktadr. Bu teoriye gre vergiler, kamu mal ve hizmetlerden elde edilen fayda ile ilintili olarak bireyler arasnda paylatrlmaldr.Bu kurama gre, hizmetten hi
yararlanmayanlar, sz konusu hizmetin salanmas iin ihtiya duyulan vergiden muaf olmaldrlar. Vergilerin bu teoriye gre alnmas dncesi daha ok geen asrda, Kara Avrupas lkelerinde savunucu bulmutur.Bu dnce hibir hizmet gtrmeksizin halktan ar vergiler alan iktidarlara kar ne srld zaman, aka ilerici ve kii haklarn koruyucu bir nitelie brnr.Gerekten yurttalara vergi karl hkmetten bir hizmet beklemeye haklar olduu dncesini verdii iin, siyasal bilinlenme asndan Ortaa ve sonrasnn despot devlet anlayna kar yararlanma teorisi, ilerici bir gr olmutur (Bulutolu, 1988: 417). Verginin gnmzdeki baz niteliklerine aykr bir grnm tayan bu yaklama gre, kiilerin kamu hizmetlerinden yararlanma seviyesi dikkate alnarak vergi uygulamas veya bedel alnmas yoluna gidilecektir. Yararlanma ilkesinde, kamu mallar ve hizmetlerinin, zel mal ve hizmetlerdeki koullara benzer ekilde piyasa talebi tarafndan belirlenecei ve tm maliyetinin, kullanclar veya yararlanclar zerine yklenecei ileri srlmektedir.Gnmzde zellikle baz yerel nitelikteki kamusal hizmetler bakmndan (evre temizlii, p toplama vb.) bu ilkeden yararlanlarak kamusal finansman salanmasna aba gsterildii grlmektedir (Akdoan, 2005: 202). Vergilerle finanse edilen kamu hizmetlerinden faydalanan kiiler, bu
faydalanma orannda vergi demek durumundadrlar. Bu ilkeye gre, piyasada fiyatlar, mal ve hizmetleri kullananlarn elde ettikleri fayday lyorsa, vergiler de kamu hizmetlerinden faydalananlarn elde ettikleri fayday ler. Bu yaklamda, vergi, bireylerin elde ettikleri faydann karldr ve bu sebeple vergi gelirlerini artrma asndan byk bir ekicilie sahiptir. Vergiler ayr ayr deil, finanse ettikleri kamu hizmetlerinin miktar ile ilikili olarak gz nnde bulundurulur. Vatandalarn vergi demelerinin yararlandklar hizmetlere balanmas, kamu mallarnn salanmasnda etkinlik ansn artrr. Yine sz konusu teoriye gre, devletin sunmu olduu hizmetin bedelini yararlanan bireylerden tahsil etmesi durumunda vatandalar hizmetin fiyat konusunda
bir fikir sahibi olurlar.Bylelikle kamu hizmetinin deerini dier mal ve hizmetin deeri ile mukayese edebilirler. Bu da kamu mallarna olan ar talebi azaltr. Vergilemede yararlanma teorisi, kamu faaliyetlerinde ok kstl bir uygulamaya sahip olup; harlar, erefiyeler, resimler gibi kamu gelirlerinde belirli llerde uygulanabilmektedir. Devlet tarafndan retilen mal ve hizmetlerin bazlarnn faydas, toplumdaki btn bireyleri ilgilendirirken bazlarnn faydas daha snrl saydaki kiiyi ilgilendirmektedir. Faydalanana detme ilkesinin hayata geirilmesi; toplumun btnne fayda salayan ortak nitelikteki kamu hizmetlerinin retimi ve bunlarn finansmannn merkezi idare tarafndan karlanmas, yerel dzeyde kalan kamu hizmetlerinin retimi ve bunlarn finansmannn da yerel idareler tarafndan yaplmasyla gerekletirilebilir. dare hizmeti pahal retirse bu pahalln bedelini ilgili hizmetten fayda salayan o yredeki kiiler deyeceinden vergilemede adalet salanabilecektir Gnmzde zellikle baz yerel nitelikteki kamusal hizmetler bakmndan (evre temizlii, p toplama vb.) vergilemede fayda ilkesinden yararlanarak kamusal finansman salanmaktadr. Vergilemeyi yararlanma bedeli olarak aklayan bu teorinin, sigorta primi, hizmet bedeli ve genel giderler katlma pay olmak zere farkl grnm bulunmaktadr (Sonsuzolu, 1997:28). Bunlar ksaca ele alrsak;
Gnmzde yararlanma teorisine gre alnan vergilerin neden paynn dk olduu ve bu grn nemini yitirmi olduu hususlarna ksaca deinmek gerekirse; Vergiyi hizmet bedeli eklinde aklayan yaklamda, devletin sunmu olduu hizmetlerden faydalanan kiilerin sz konusu hizmetlerin bedelini demesi esas olmakla birlikte, verginin belirli bir hizmetin karl olarak dnlmesi mmkn deildir. Devletin sunmu olduu hizmetlerin ierisinde savunma gibi toplumsal mal ve hizmetlerin faydalar blnmez nitelik tamaktadr.Dier bir deyile bu tr hizmetlerden tm toplum yararlanmaktadr.Dolaysyla faydas blnemeyen bir hizmet, tek tek hesaplanarak deiime konu edilemez. Kald ki, vergiyi hizmet bedeli sayan gr kabul edildii taktirde, kamusal hizmetlerden en ok yararlanan dk gelirli kiilerin, bu tr hizmetlerden yararlanma derecesi genellikle dk olan yksek gelirli kiilere kyasla daha fazla vergi vermeleri gerekecektir (Turhan, 1998: 16). Kamu hizmetleri yalnz ekonomi alannda deil, ayn zamanda sosyal ve kltrel niteliktedir.Bu tr hizmetlerin ise retim srecine katlma derecesi saptanamaz ve dolaysyla alnacak vergi bir katlma pay olmaktan kar (Nadarolu,1983: 36). Dier taraftan, kamu hizmetlerinde, karllk deil, kamu yarar ve verimlilik esastr.Bu sebeple devlet vergiyi tahsil ettii blge veya gruplara toplad vergi orannda hizmet gtrmez.Vergiyi toplad alanlar ile hizmeti gtrd alanlar farkl olabilir. Devleti bir sigorta irketine, vergi deyenleri de sigorta irketinin mterilerine benzeten gr de vergiyi aklamak asndan yetersiz kalmaktadr. nk, bir sigorta irketi risk ve konusuna gre belirleyecei prim karlnda alr.Dier taraftan, ancak zarar olumas durumunda alm olduu prim karlnda zarar telafi eder.Buna karn, devlet bir sigorta irketi gibi karllk temelinde deil, toplumsal fayday baz alarak zararn ortaya kmasn engelleyecek nlemleri alr.
Bunun dnda devlet yalnz halkn can ve mal gvenliini salamaz.Bu, devlet hizmetlerini yalnz i ve d gvenlikten ibaret sayan jandarma devlet dncesidir.Gnmz modern devleti, bu hizmetlerden olduka farkl ve geni sorumluluklar altdadr.Bayndrlk, salk, kltr, ekonomi ileri sigorta primi ile aklanamaz ( rtenk, 1971: 108). Dier taraftan, vergiyi genel giderler karl olarak aklayan yaklam da, yine verginin btnsel olarak kavranamamas nedeniyle geree uygun olmamaktadr. Vergiyi, hizmet bedeli eklinde aklayan yaklam asndan ne srlen eletirilerin benzeri, sz konusu yaklam asnda da ileri srlebilir. yle ki, vergiyi sadece sosyal retim giderlerine katk olarak grmek, kamu hizmetlerinin sosyal retim deerine yansyan blmnn hesaplanmasn gerektirecektir.Byle bir hesaplamann mmkn olmamas ise, sz konusu yaklamn geerliliini kaybetmi bir gr olarak kalmasna sebep olmaktadr.
grmtr.Bentham, Mill ve Ricardo, mkelleflerin koullarnn farkll nedeniyle, farkl vergi deme kapasitesine sahip bulunduklarndan vergi konusunun bir blmnn korunmas ve bunun iin de vergi d braklmas gerektiini savunmulardr.Bu yarg gnmz teorisyenleri tarafndan da kabul edilmektedir (Akdoan, 2005: 204).
10
Kaldor gibi teorisyenler tarafndan) kiinin vergi deme gcnn belirlenmesinde, harcamalarn esas alnmas gerektii konusunda grler ileri srlmtr.Bu konudaki hareket noktalarndan birisi; vergileme asndan bireylerin topluma katklar (emek ve sermaye arz vb.) yerine, mal ve hizmet tketimlerinin vergilendirilmesinin daha doru olaca eklindedir (Akdoan, 2005: 207). Sz edilen lt, ekonomik sknt ierisinde bulunan bir kii ile gelir dzeyi yksek olmasna karn tketim harcamas dk olan bir kiinin, ayn vergiyi demesi sonucunu dourabilecektir. Bir kimsenin vergi deme gcn belirleyen dier bir unsur servettir.Gelir getiren servetin, bu gelirden bamsz olarak bir ekonomik gc olduu dnlmektedir.Fakat servetin vergi deme gcn temsil etmesi, gelir getirme kouluna bal deildir.Gerekten, servet, sahibine verdii gvenlik hissi ve potansiyel gelir olma zellii tamas bakmndan bamsz bir iktisadi gc temsil etmekte ve bu nedenle de ayrca vergilendirmeyi gerektirmektedir ( Turhan, 1998: 221,222). Grlecei zere, hangi vergi deme gc gstergesinin esas alnarak vergilendirme yaplaca konusunda zaman ierisinde birtakm farkl grler ileri srlmtr.Kimisine gre sadece harcamalarn vergilendirilmesi gerekirken kimisine gre, deme gc gstergesi olan tm unsurlarn belli bir uyum ierisinde ve kendi zelliklerine uygun ekilde vergilendirilmesi gerekmektedir.Bu grlerin tm tartlabilir, ancak vergilendirme olgusunun, kamu harcamalarn karlamak amac ile zorunlu olarak ortaya kt, bu sebeple eitlendirilmesi gereken ve tm ekonomik ilem ve varlklar dikkate alacak ekilde geniletilebilen bir zellik arzettii hususunun dikkate alnmas gerekmektedir (Sevi, 2001: 41). Sonu olarak, vergi deme gcnn gstergesi olarak bahse konu unsurdan sadece birisinin esas alnmas doru deildir.Bu unsurlardan sadece birisinin vergilendirilmesi, vergi deme gcnn gstergesi saylan dier unsurlarn dikkate alnmamas sonucunu oluturacaktr.Bu ise, vergilendirme asndan tek kaynan esas alnmasnn yetersiz kalmasna ve vergi adaleti asndan mkelleflerin gelir, servet ve harcamalarnn btn olarak ele alnmasn gerekli klmtr.Bu sebeple gnmzde,
11
hemen hemen her lkenin vergi sistemlerinde, gelir vergisinin yan sra harcama ve servet zerinden alnan vergilere de yer verildii grlmektedir (ner, 1986: 80).
1.3.2. Teknikler
Vergi
deme
Gcne
Ulamada
Kullanlan
Kiinin gelirinin ne dzeyde olduunun tespit edilebildii lde deme gcne gre vergilendirme yaplabilmesi mmkn olacaktr.Gnmzde eitli teknikler kullanlmak suretiyle vergi deme gcne ulalmaya allmaktadr.zellikle gelir vergisi uygulamas asndan etkili olan bu teknik ve aralar; en az geim indirimi uygulamas, artan oranl vergi tarifeleri ve gelirin kaynann gz nnde bulundurulmas yani ayrma ilkesinin uygulanmas eklinde sralanmaktadr.Bu anlamda muafiyet ve istisnalardan da zaman zaman yararlanld grlmektedir (Akdoan, 2005: 212). deme gcne gre vergilemenin gerekletirilmesinde yararlanlan en nemli tekniklerden biri olan en az geim indirimi, bir kiinin kendisinin ve ailesinin yaamn asgari dzeyde srdrebilmesi iin gerekli olan gelirin vergilendirilmemesi esasna dayanmaktadr.Bu gr kabul edildiinde, mkellefin deme gc, gelirinin asgari yaam dzeyini karlamaya yetecek miktarn stndeki ksm olarak kabul edilir.Gelirleri ancak yaamlarn asgari dzeyde srdrmeye yeten kimselerin vergi deme gleri bulunmamaktadr ve dolaysyla gelirleri ancak bu dzeyde olanlar, bu yaklama gre vergilendirilemezler (Sonsuzolu, 1997: 61). deme gcne gre vergilemede en az geim indirimi nemli bir teknik olarak uygulanrken, en az geim indirimine konu olacak gelirin konusunda farkl grler ileri srlmektedir. Baz yazarlara gre, en az geim indiriminin doru olarak saptanabilmesi iin, herkesin gerek geim giderleri gz nne alnmaldr.Kiinin zorunlu ihtiyalar iin harcad tutar, gelirinden dlp, kalan ksm gerek vergi deme gcnn gstergesi olarak kabul edilmelidir. Zorunlu ihtiyalarn ne olduunun belirlenmesi ise baz zorluklar ierir.Zorunlu ihtiya bir kiiden dierine farkllk arzedecei gibi, zaman kapsamnn belirlenmesi
12
iinde yorumlan da farkl olabilecektir.Bu nedenle mkelleflerin gerek giderinin saptanmas fikrinden vazgeilerek, herkes iin genel geerli bir tutarn gtr olarak benimsenmesi yntemi tercih edilmitir (Sonsuzolu, 1997: 61,62). Dier taraftan, en az geim indirimine konu olacak gelir yalnz fizyolojik ihtiyalarn karlanmas ile snrlandrlmamal, sosyal bir varlk olan ada insann eitim, kltr, elenme gibi ihtiyalar da en az geim iin belirlenecek tutarn hesabnda gz nne alnmaldr.Vergi almaya ilikin hibir gereke, bireylerin fizyolojik ve sosyal yaamlarn insanca srdrebilmeleri gereinin nne geemez (eker, 1994 :71). Vergi deme gcne ulamak bakmndan kullanlan kriterlerden bir dieri olan vergi tarifeleri, alnacak vergi tutarnn hesaplanmas iin vergi matrahna uygulanan ller olarak tanmlanabilir.Vergi adaletinin gerekletirilebilmesi iin hi phesiz farkl deme gcne sahip kiilerin ayn vergi yk altnda braklmamalar gerekmektedir ki, bu dnde gnmzde vergi tarifelerinin nemini artrmtr.Kiilerin deme gcne gre vergilendirilmesinde, en az geim indirimi veya ayrma ilkesi eklindeki uygulamalar tek balarna yeterli olmaynca, bu anlamda vergi tarifelerinden de yararlanld grlmektedir. Vergi tarifeleri ekilde dzenlenebilirler; - Dz oranl tarife: matrah ne olursa olsun vergi oran deimez. Vergi oran ayn olmakla birlikte, matrahn ykselmesi veya dmesi sonucu matrah zerinden hesaplanan vergi tutar da deiecektir.Hi phesiz kiilerin vergi deme gleri arttka vergi matrahlar ykselecek bu durumda ise tahakkuk edecek vergi tutar artacaktr. -Artan oranl tarife: matrah bydke vergi oran ykselmektedir. Artan Oranl vergi tarifesi, zellikle gelir dilimi ykseldike daha yksek oranla uygulanan gelir vergi tarifesinde ortaya kmaktadr.Bu tip tarifelerde, vergi oran gelir diliminin st kademelerine ktka artarak oalmaktadr.
13
Bu tarzda bir vergilendirmenin esasnda daha adil bir uygulama oluturmak amac vardr.Zira, sahip olunan gelir veya servet arttka, vergi deme gc eit deil, artan oranl bir ekilde ykselecektir.Bu yaklam, bir maln tketiminin artmas halinde faydasnn azalaca eklindeki marjinal fayda yaklamnn bir neticesidir ve gnmzde uygulama alannda ilke olarak benimsenmi bir tarife biimidir. -Azalan oranl tarife: ki ekilde azalan oranl vergi tarifesinden
bahsedilebilir.Birincisi, matrah dtke vergi orannn da dmesi, ikincisi ise matrah bydke vergi orannn d gstermesidir. Vergi deme gcne ulamak bakmndan kullanlan bir dier kriter ise, ayrma ilkesidir.Gelir, elde edildii kaynan farkllklar gz nnde bulundurularak vergi bakmndan farkl ileme tabi tutulabilir.Bu grn temelinde, gelirin saland kaynaa gre, vergi deme gcnn de farkl olaca dncesi vardr.Bu dnceden hareketle, emekten kaynaklanan gelirden, sermaye gelirlerine kyasla daha dk vergi alnmasna ayrma ilkesi ad verilmektedir. Emekten salanan gelirin servetten elde edilen gelire oranla daha dk vergilendirilmesinin temelinde, emek gelirlerinin daha g elde edilebilmesi, emek sahiplerinin gelirlerinin her zaman hastalk, lm, isizlik gibi sebeplerle risk altnda olmas vb. nedenler bulunmaktadr. Buna karn, ayrma ilkesine getirilen birtakm eletirilerde bulunmaktadr.Bu eletirilerden en bata geleni, servetin dier gelir kaynaklarna gre daha ar vergilendirilmesinin retim faktrlerinden sermayenin azalmasna, dolaysyla retimin dmesine sebep olabileceidir. Uygulamada, vergilemede deme gc ilkesini gerekletirmeye yarayan bahse konu teknik (artan oranllk, en az geim indirimi ve ayrma prensibi) ierisinde, gnmzde en az grlen ayrma prensibidir.Bununla birlikte, ayrma ilkesinin, emek gelirinin belirli bir ksmnn vergi d braklmas, vergi oranlarnn emek-sermaye karmndan elde edilen gelirler iin ayr ayr saptanmas ve emek gelirlerinin nispi olarak dk oranla vergilendirilmesi eklinde uygulama alanlar bulunmaktadr (Nadarolu, 1983: 381).
14
Vergi deme gcne ulamak bakmndan kullanlan dier bir teknik ise, muafiyet ve istisnalardan faydalanlmasdr. Vergi muafiyetleri, vergiye tabi baz kiilerin ksmen veya tamamen vergi dnda braklmas, istisnalar ise baz vergi konularnn yine ksmen veya tamamen vergi dnda braklmasna ynelik uygulamalardr. Gelir dalmndaki adaletsizlii giderme, yatrmlar ve ihracat tevik etme vb. eitli iktisadi ve sosyal amalara ulamak iin, bir ksm vergi konular yada vergi mkelleflerinin vergi karsnda korunmalar yoluna gidilebilmektedir. te bu amala vergilemede birtakm muafiyet ve istisna uygulamalarna yer verilmektedir.
15
-Vergileme ilkeleri, uyulmas gerekli, normatif ilkeler niteliindedir. Bu nedenle bu ilkeler olandan ok olmas gerekeni hedefleyen normlar ifade ederler. -Maliyecilerin vergileme ilkelerine kar takndklar tutum, esasnda bunlarn vergiye ykledikleri fonksiyonlarla ilgilidir.Vergiyi sadece mali bir ara olarak ifade edenlerin vergileme ilkeleri ile vergiye siyasi, sosyal ve ekonomik amalar ykleyen yazarlarn vergileme ilkeleri bir olamaz.Bunun en belirgin rnei, vergi tarafszl ilkesidir.Verginin sosyal amalar olduunu savunan, bir kiinin bu ilkeye taraftar olmamas doaldr. -Vergileme ilkelerinin nispi bir nemi vardr.Her bir ilkenin nemi ve deeri, dierlerinin nem ve deerleri ile ok sk bir iliki iindedir.Dolaysyla vergileme ilkelerinin her biri tek tek deil, birlikte ele alnr ve deerlendirilir. -Vergileme ilkeleri zaman iinde, ekonomik ve sosyal dzen ve ideolojilerin gelimesine paralel olarak deimi ve gelimitir.Objektif bir olay olan vergi bile gerek mahiyeti gerekse fonksiyonlar itibariyle deitikten sonra, ideolojik bir nitelik tayan vergileme ilkelerinin hi deimeden ayn kalmas kabul edilemez.Mesela, fizyokrat dnya grnn vergileme prensipleri ile, bugnklerin bir olmas elbette beklenemez.Vergileme ilkelerinin zaman iinde yaad deiimin dnda bir de her bir lkenin siyasi, sosyal yaplarna gre farkllk arz ettii de grlmektedir. Mali literatrde vergiler hakknda konulmu olan klasik ilkelerin en bilineni Adam Smith tarafndan gelitirilen adalet, belirlilik (kesinlik), uygunluk ve iktisadilik eklindeki drt vergi ilkesidir (Sayar, 1975: 98, 99). Klasik-liberal teoriyi savunanlara gre, verginin balca hatta tek amac mali mahiyette olmaldr.Bu sebeple vergi sistemi ile ulalmak istenen mali amacn dnda ekonomiye mdahale edilmemelidir.Mevcut gelir ve servet dalm da adildir.Bu sebeple vergileme ile mkellefin nispi iktisadi-mali durumlarnda hibir deiiklik yaplmamaldr.Ksacas vergi tarafsz olmaldr (Neumark, 1948: 2-6).
16
Buna
karn,
klasik-liberal
dnce
savunucularnca,
tarafsz
vergi
yaklamndan hareketle gelitirilmi bulunan bahse konu drt vergilendirme ilkesinin zaman iinde yetersiz kald grlecektir. 19.yzyln ortalarnda sermaye ve emek ile liberalizm ve sosyalizm arasnda byk bir tartmann balamasyla piyasada oluan gelir dalmnn adil olduu bu sebeple vergilerin gelir dalm zerinde etkili olmamas gerektiini savunan Edinburg kralna kar tepkiler gelimitir.Klasiklerin rasyonel- ferdiyeti devlet grnn organik kollektivist devlet gr karsnda gerilemesi, vergilemede yararlanma teorisi yerine iktidar teorisinin gemesine sebep olmutur. Bylelikle vergi politikas araclyla gelir dalmna mdahale edilmeye de balanlmtr.Sosyal ve ekonomik yapdaki bu deiimlerle birlikte Wagner, Stein gibi Alman yazarlar A.Smith tarafndan gelitirilen bu drt ilkenin, eksik olduunu, vergilerde esneklik, yeterlilik ile ekonomik bakmdan uygun vergi kaynaklarnn seimi ve ekonomi zerinde yapaca etkiler bakmndan uygun vergi trlerinin ne olmas gerektii hususlarn iermediini ileri srmlerdir (Turhan,1998: 195; Sayar, 1975:98-100). Vergi politikasnn ve tekniinin ksmen temelini oluturan vergileme ilkeleri, modern mali literatrde F. Neumark ve H. Haller tarafndan gelitirilmi ve bilimsel adan gerekelendirilmitir (Turhan, 1998:190,191). Vergiler uzunca bir dnem sadece kamu hizmetlerinin finansman nedeni ile alnmtr.1930lara kadar geen dnemde iktisadi kalknma, byme tam istihdam, adil bir gelir dalm gibi amalarn piyasada kendiliinden gerekleeceine, bu sebeple devletin piyasa mekanizmasnn ileyiine mdahale etmemesi gerektiine inanlmtr.Devletin tarafsz olduu bir dnemde onun elinde bir ara olan verginin de tarafsz olmas doaldr.Bu sebeple vergileme sorunlar ile ilgilenen klasik iktisatlarn pek ou vergi oran ve tutarlarnn hafif tutulmasn savunmulardr.Giderek artan kamu harcamalarnn karlanabilmesi iin ise milli gelirin yarsna yakn bir ksm vergi yoluyla devlete aktarlnca, elbetteki vergi ekonominin ileyiini ve ykmllerin tercihlerini etkileyecektir.Bunun yan sra, XX. Yzyln mdahaleci devletinin vergiyi bilerek ve isteyerek ekonomiye yn vermek amacyla kulland da dikkate alnacak
17
olursa elbette vergileme ilkelerinin deimesini doal karlamak gerekir (Nadarolu, 1983: 350). Vergilemede belirli bir ama iin geerli olabilecek bir ilke, baka bir ama iin geerli olmayabilir.Bu ise, farkl amalarn gzetilmesi halinde farkl vergileme ilkelerinin hakim klnmas nedeniyle "ilkeler aras atma"ya yol alabilmektedir.Uygulamada hibir vergi sisteminde btn ilkelere ayn anda tam olarak uyulmas beklenmemektedir.Btn bunlara ramen, gnmzde arlklara kamay engelleyen ilkeler vergilemenin anayasal normlar haline gelmitir.Bu normlara uygun hareket edilmesi gerek mevzuat, gerekse uygulama asndan baarl sonularn alnmasna yardmc olmaktadr (enyz, 1993: 208). zetle belirtildii gibi, tarih boyunca eitli iktisat ve maliyeciler tarafndan birtakm vergileme ilkeleri ortaya konulmutur. Bununla birlikte, zaman ierisinde deiime uram veya nemini kaybetmi vergi ilkeleri bilimsel olarak ok farkl ve ayn zamanda eitli isimler altnda gerekletirilmektedir. Dier taraftan gnmzde verginin kaynann, gelir mi tketim mi olmas gerektii konusunda yaplan tartmalarn da, vergileme ilkeleri erevesinde olduunu grmekteyiz. yle ki, tketim tabanl vergilemeyi ifade eden, dolayl vergiler hakknda gr beyan edilirken, vergileme ilkeleri asndan yaklamda bulunularak, sz konusu vergilerin lehinde veya aleyhinde yer alnd grlmtr.Dolayl vergilerin; adalet, eitlik gibi sosyal vergileme ilkelerine aykr olduunu ileri srerek sz konusu vergilerin aleyhinde olanlar bulunduu gibi, ekonomik etkinlik, verimlilik ve basitlik eklindeki ilkelere uygun olduklarn ileri srerek dolayl vergilen lehinde yer alanlar da bulunmaktadr. Bu amala, tezin bu blmnde, bir taraftan, dolayl vergilere itiraz noktasnda ileri srlen sosyal amal vergileme ilkelerine deinilecektir.Dier taraftan ise, dolayl vergileri savunma noktasnda, bu vergilerin basit olduklar ve ekonomik etkinlik saladklar eklindeki olumlu taraflarna yaplan vurgu sebebiyle vergilemenin basitlik ve ekonomik etkinlik ilkelerine deinilecektir.
18
19
ykmllerin kiisel durumlarna gre lsnn ne olacann belirlenmesi byk bir nem tamaktadr. Vergilemede adaletin salanabilmesi nemli lde, eit durumdakilerin eit muameleye tabi tutulmalarna, verginin deme gc ile orantl olmasna, gelir ve servetlerin belli bir dzen iinde yeniden dalmnn gerekletirilmesine baldr. Vergi adaleti, ister kiilerin deme glerine gre vergilendirilmesi gibi pasif, isterse kiiler arasnda var olan servet farklarn gidermeye ynelmi bir vergi sistemi gibi aktif bir kavram olarak deerlendirilsin, gerek vergi alacakls olarak devlet, gerekse vergi mkellefleri, vergilemede adalet koullarnn salanmas iin srekli giriimlerde bulunmaktadrlar.Bu giriimler, devlet asndan, gerektike vergi reformlarnn yaplmasn, bireyler ve sosyal gruplar asnda da kendi lehlerine olanaklar salayacak veya var olan durumlarn korumaya olanak verecek ierikte isteklerde bulunma ynnde olmaktadr. Vergilemede adalet duygusunu sarsabilecek iddetli ve tarafl ilemlerden kanlmas ile sermaye birikimine veya reel gelirin artmasna engel olunmamas gerekmektedir. Bu anlamda zengin ve fakirden ayn miktarda vergi alnmamas, bir insan ancak yaatabilecek gelirin vergi d braklmas, bir bekarla ocuklu veya ocuksuz bir aile reisinin ayn yk altnda tutulmamas, emek ve sermaye gelirinin vergilendirilmesinde farkl sat yaplmas vb. gibi esaslar, vergi adaletine belli llerde ulalmasn salayabilmektedir (Erginay, t.y.: 43-44).
20
Vergide eitlik; Dikey Eitlik ve Yatay Eitlik eklindeki iki temel kriterle aklanabilir.Vergilemede eitlik, eit durumda bulunan kimselerin ayn (yatay eitlik), sosyal ve ekonomik ynden farkl durumlarda bulunan kimselerin ise deiik (dikey eitlik) vergilendirilmesidir. Hi phesiz dikey ve yatay eitliin salanabilmesi mkelleflerin vergi deme glerine gre vergilendirilmesi ile mmkn olabilecektir.Bununla birlikte vergilemede eitliin salanabilmesi iin her zaman uygulanabilir ller mevcut deildir.Teoride mkelleflerin vergi deme gcnn belirlenebilmesi iin, vergi sonucu katlanacaklar fedakarln dikkate alnmasnn uygun olaca ne srlmtr.Bu konuda ne srlen grler; eit fedakarlk, eit oranl fedakarlk ve en az toplam fedakarlk grleri eklinde sralanmaktadr (Akdoan, 2005:190). Bahse konu grler, bireylerin her ilave gelir veya servetlerinden
salayacaklar faydann giderek azalaca dncesinden hareketle gelitirilen marjinal fayda kuramna dayanmaktadr. Eit fedakarlk yaklamna gre; denmesi sz konusu vergi dolaysyla mkelleflerin sahip olduklar toplam faydadaki azaln ayn dzeyde olmas, bu yolla katlanlan fedakarln eit klnmasn ngrmektedir.Bu durumda, matrahn byklne baklmakszn, farkl gelire veya varla sahip olan kiiler, ayn miktarda vergi deyebilecektir (Akdoan,2005: 190,191). Eit oranl fedakarlk yaklam, mkelleflerden varlklar (veya gelirleri) yksek olanlarn, dk olanlara oranla toplumdan daha fazla fayda saladklar dncesiyle, birincilerin gelirlerinin, dk olanlara oranla daha fazla vergilendirilmesi gerektii dncesine dayanmaktadr (Erginay, t.y.: 48). En az toplam fedakarlk yaklamna gre; toplumu oluturan kiiler vergilendirilirken, bir btn olarak toplumun katland toplam fedakarlk mmkn olan en dk dzeyde olmaldr. Bu yaklamda, mkellefler arasnda vergi dolaysyla bir eitlik sz konusu olmamakta, verginin toplum asndan bir btn olarak uygunluu gz nne alnmaktadr (Erginay, t.y.: 48).
21
Fedakarlkta eitlik gr, uygulama bakmndan bir ok gle sahiptir.Bir taraftan her bireyin duyduu faydann saptanmasndaki olanakszlk, dier taraftan vergiye tabi tm unsurlarn belirli bir lye gre deerlendirilmesindeki glk ve bireylerin ellerindeki ekonomik unsurlara atfettikleri nemdeki farkllk sz konusu glklerin balcalarn oluturmaktadr.Bu durum, deme gcnn fedakarlk yaklam ile saptanmas almalar yerine (en az geim dzeyi, indirim ve oran uygulamalarnda farkllatrma gibi) daha objektif llerin esas alnmas gereini ortaya karmtr. Kukusuz esas alnan ller ne kadar etkin olurlarsa olsun, mutlak anlamda bir vergi eitsizliinin salanmas beklenemez (Akdoan,1990: 11). Mkelleflerin yaam dzeyleri, ekonomik durumlar ve duygusal niteliklerinin farkl yaplarda olmas yannda, yaplan kamusal hizmetler sonucu bir ksm vergi mkelleflerinin, tekilerine kyasla ek olanaklar elde etmeleri burada etkili olan nedenler arasnda belirtilebilir.Ayrca, vergi mkelleflerinin vergi demesi yaptklar lkede, ynetimin demokratik yada totaliter olmas, lkenin sava veya bar dneminde bulunmas, mkelleflerin vergi kanunlarna duyduklar sayg, mali ynetim etkinlii, uygulanan oranlarn yaplar, parlamentonun oluum biimi, vergi kanunlarnn alan, vergi ve ceza uygulamalarnn alan, vergi ve ceza aflar, vergi hatalar, vergi kayb, vergi yargsnn etkinlii ve benzeri faktrler vergi eitliinin olumlu yada olumsuz ynde etkilenmesine neden olmaktadr (Akdoan,1990: 12). Dier taraftan vergilemede eitliin salanabilmesi iin bireylerin kanun nnde eit olmas gerekmektedir.Kimi yazarlara gre bu artan oranl vergileme ile deil, dz oranl vergileme ile salanabilir. rnein, F. A. Hayek zgrlk Anayasas adl kitabnda, gelir vergisinin
artan oranl uygulanmas yerine, tek oranl uygulanmasn savunmaktadr. Hayekin bu nerisi vatandalarn kanun nnde eit olmas gerektiini savunan temel bir hukuk devleti ilkesinden kaynaklanmaktadr. Buna gre kanunlar genel olmal ve toplumu oluturan btn bireylere eit ekilde uygulanmaldr. Hayeke gre gelir vergisi kanunlar da bu nedenle genel dolaysyla tek oranl olmaldr (Sava, 1993:147).
22
Dier taraftan, tketim tabanl vergilemeyi savunanlarn da, vergilemede eitlii, benzer durumdaki bireylerin vergi kanunlar karsnda eit olmalar eklinde tanmladklarn grmekteyiz.Bu gr savunanlara gre, bugnk vergi sistemi, ayn durumdaki bireyler iin daima standart uygulamalar getirmiyor.yle ki, benzer kar elde etmelerine karn, farkl sanayi dallarnda faaliyet gsteren iki firmann olduka farkl vergiler dedikleri grlmektedir.Farkl vergi denmesine ise, vergilemede eitlii olumsuz olarak etkileyecektir (Garner, 2005: 2). firmalardan birinin faaliyet gsterdii sanayi dalnda uygulanan vergi istisnas sebep olabilmektedir.Bu ise,
23
Gerek akademisyenler, gerekse kamu sektr vergi uzmanlarnca ileri srlen grlere gre, yeni bir vergi konulacak veya vergi sisteminde reform yaplacaksa, ekonomik etkinliin salanabilmesi iin, sz konusu dzenlemelerin, tasarruf oranlarn, yatrmlar ve retimi ykseltmesi beklenmelidir.Son zamanlarda yaplan almalarda ise, tketim tabanl bir vergi sisteminin, ulusal tasarruflar ykseltecei, sermayenin maliyetini drerek daha yksek seviyelerde bir sermaye birikimi ve milli gelir artn salayaca ifade edilmektedir (Bloomfield, 1998:10).
24
25
uygulama alan bulduu ve devlet gelirleri iinde %20 ile %40 arasnda bir paya sahip olduu ifade edilmektedir (Heper, 1981: 41-51). Vergilerin tasnifi konusu maliye teorisinin en tartmal konularndan biri
olagelmi ve tartma daha dolayl- dolaysz vergi tasnifinde balamtr.Pek ok kart olmasna karn dolayl-dolaysz vergiler tasnifini esas almak daha doru bir yaklam olacaktr.Zira uygulamada ve gnlk yaamda bu terimler yaygn bir ekilde kullanlmaktadr.Bununla birlikte, dolayl-dolaysz vergiler tasnifini tercih etmemiz, sz konusu tasnife temel oluturacak nitelikte kriterlerin ortaya konulmasn da zorunlu klmaktadr (Neumark, 1940: 28). Vergilerin dolayl yada dolaysz olduklarnn belirlenmesi iin J.St.Mill, A.Wagner ve F.Neumark tarafndan ne srlm olan srasyla, vergilendirme usul ve tahsil ekli kriteri, yansma kriteri, verginin vergi verme iktidarnn kavranmasn ne ekilde hedef aldna ynelik kriterler bulunmaktadr. Sz konusu kriterlerden yansma kriterinin n plana kt grlmektedir. Yansma, J.St.Mill tarafndan ileri srlmesini takiben birok maliyeci, zellikle P.Leroy-Beaulieu tarafndan zerinde durulmu olan ve bugn bile pek ok taraftar bulunan bir kriterdir.Sz konusu gre gre, vergilerin dolayl ve dolaysz olarak ayrmnda hukuki yada teknik nitelikteki belirtilerden deil, yansma kriterinden yararlanmak gerekmektedir.Buna gre yanstlmayan yani vergiyi deyen kanuni ykml ile vergiyi nihai olarak tayan ahsn ayn olduu vergiler dolaysz, vergi deyicisi(ykml) tarafndan piyasa sreci iinde bakalarna devredilen vergiler ise dolayl vergiler olarak nitelendirilmektedir (Turhan, 1998: 96). Dier bir deyile, fiyat mekanizmas ierisinde vergi baka birilerine devrediliyorsa dolayl, bir vergiyi deyen vergi deyicisi ile vergileme sonras mal varl azalan kii ayn ise dolaysz verginin varlndan bahsedilebilir. Dolayl vergilerde demeyi bir ticari iliki, bir piyasa sat yakndan izler. thalat gmrk vergisini dedikten sonra maln hemen sata karabilir. plik imal eden bir mteebbis retim vergisini dedikten sonra onu hemen ipliin maliyetine ekleyip ileriye doru yanstabilir.Ayrca dolayl vergilerin nite bana belli bir tutar veya
26
kymetin belli bir yzdesi olarak konulmas da vergiyi izleyen ticari ilemlerde fiyatn kolaylkla ykseltilebilmesini olanakl klar (Nemli,1990:138).
27
Gnmzde, dolayl vergiler konusunda yaplan tartmalar hzla artarken, sz konusu vergilerin, gelir tabanl vergilemenin bir kart olarak ne srld grlmektedir. Dolayl vergilerin gelir tabanl vergilemeyi temsil eden dolaysz vergilere gre, ekonomi zerindeki etkilerinin olumlu olduu savndan hareketle, n plana kartlmaya alld grlmektedir. Buna gre gelir vergisi yerine uygulanacak bir dolayl verginin zelliklerinin, ksaca aada belirtildii ekilde olaca ifade edilmektedir (Moore, 1995: 5): -Dolayl vergilerde, tasarruf ve yatrmlar vergi kapsam dndadr ve ifte vergileme problemleri bulunmamaktadr.Dolayl vergiler, dz oranldr.Artan oranl vergilerin bireyler ve ekonomi zerindeki caydrc etkisi dolayl vergilerde bulunmamaktadr. -Dolayl vergiler, dolaysz vergilerin yerine ikame edildiinde, bir uyum maliyeti sz konusu olmayacaktr. - Ayrca vergi sisteminin dolayl vergilerden olumas durumunda, Gelir daresi byk lde elimine edilmi olacaktr. - Dolayl vergiler, tketicilerin her mal ve hizmet alm esnasnda yazar kasada denmi olacaktr.Vergi, fi zerinde aka grnecektir.Bundan dolay bu vergiler ayn zamanda effaf vergilerdir.
28
29
Yayl sat vergilerinde retimden tketime eitli aamalarn her birinden vergi alnr iken toplu sat vergilerinde; bu aamalardan sadece birinden vergi alnmas sz konusudur. Toplu sat vergilerinin; istihsal vergisi, toptan sat vergisi ve perakende sat vergisi eklinde uygulamalar bulunmaktadr. stihsal vergisi, sadece retim aamasnda alnmakta iken, toptan sat vergisi, maln alnr. Perakende sat vergisinin zellii ise, mallarn perakendeciden nihai tketiciye intikali esnasnda vergilendirilmesidir.Tketicilere sat aamasna gelininceye kadar mallar zerinde hibir vergilendirme ilemi yaplmaz. toptancdan perakendeciye intikali srasnda ve toptan sat fiyat zerinden
30
tehizat ile baka sabit tesislerinde o rnn yaplmas esnasnda meydana gelen deer azalmas(amortisman) ve kendi karlarnn toplamdr (Bulutolu, 1988: 431). Ancak firmann katma deeri, retim sresince ypratlan dayankl sermaye mallarnn deerini kapsyorsa, vergi matrah gayrisafi katma deere eit olur. Bundan dolay, satlar deerinden makine ve tehizat almlarnn ve dier dayankl sermaye mal almlarnn indirilmesine izin verilmez.Bu tarz bir vergiye gayrisafi hasla tipi katma deer vergisi ad verilir (Bulutolu, 1988: 432-433). Gayri safi hasla tr katma deer vergisini, makro dzeyde formlle ifade edersek; kapal bir ekonomide milli gelir, yatrm ve tketim mallarna yaplan harcamalarn toplamna eit olduundan, toplam matrah=GSMH=C+I eklinde ifade edebilir (Akaln, t.y.:369). Gelirin elde edilmesi ynnden ise GSMH=W + P + D eklinde ifade edilebilir. Yukardaki aklamadan da anlayacamz gibi gayri safi hasla tr katma deer vergisinin matrah teorik olarak GSMH' ya eit olmaktadr. Firma asndan incelediimizde ise vergi matrah katma deer olmaktadr. Ancak stoklar hesaba katldndan matrah, satlarla stoklarn toplamndan almlarn dlmesi suretiyle bulunmaktadr. Dier taraftan dayankl sermaye mallarnn anma ve ypranma paynn katma deerden dlmesine izin veriliyorsa buna gelir tr katma deer vergisi denilmektedir (Bulutolu, 1988: 433). Gelir tr KDVde, sermaye mallarnn amortisman vergi matrahndan indirilebilmektedir.Buna karn, yine satn alnan sermaye mallar ve stoklardaki yl ii artlar matrahtan indirilememektedir.Byle bir kapal ekonomide, gelir tipi KDVnin toplam matrah, milli gelire eit olmaktadr.Bu makro dzeyde formle edilecek olursa Akaln( t.y.: 370-371); Toplam matrah = Y=C+I-D=W+P eklinde ifade edilir.
31
Bylece, gelir tr KDV'de, sermaye mallarnn ifte vergilendirilmesi, amortismanlara indirim imkan tannarak nlenmi olmaktadr. Dier taraftan, birde tketim tipi katma deer vergisi sz konusudur.Buna gre, matrah hesaplanrken firma gayrisafi sat gelirlerinden dier bir iletmeden edindii hammadde ve yar mamller kadar satn ald yatrm mallar iin de indirim yaplmaktadr (Nemli, 1990: 196). Tketim tipi KDV'de, tm al bedelleri indirime konu olduundan
amortismanlarn vergi matrahndan dlmesi sz konusu deildir. Bir baka deyile, tketim tr KDV'de yzde 100 orannda hzlandrlm amortisman uygulanmaktadr ki, bu da yatrm mallarnn vergiden istisnas demektir (Akaln, t.y.:372). Tm yatrmlarn o yln vergi matrahndan indirilmesi ise vergi matrahnn mill gelir hesaplarnda toplam tketim deerine indirgenmesi sonucunu douracaktr (Bulutolu, 1988: 433). Tketim Tr Katma Deer vergisi matrah forml yardmyla ifade edilecek olursa, Y - I = W + P + D - l = C eklinde ifade edebiliriz. letme asndan katma deeri yani matrah, toplam satlardan toplam allar derek buluruz. Dier taraftan lke ekonomisi asndan matrah incelediimizde toplam matrah pozitiftir. Ancak firma baznda incelediimizde kurulu safhasndaki baz iletmelerin ilk kurulu yllarnda yatrmlar toplam satlarn amakta ve matrah negatif olabilmektedir. Yatrm mallarnn tmnn, vergi matrahndan o yl indirilebilmesi ile yatrm mallarna vergi muafiyeti tannmaktadr. Yatrmlarn artt devrelerde vergi gelirleri azalmakta dier taraftan yatrmlarn azald dnemlerde vergi gelirleri artmaktadr. Tketim tr katma deer vergisinde sadece tketim vergilendirildiinden dk gelirlilerin aleyhine bir durum ortaya kmaktadr.Yatrmlar
32
vergilendirilmediinden artmakta yani yatrmlar tevik edici bir unsur olmakta ancak sermaye birikiminin dalm dengeli bir ekilde olmamaktadr. Ayrca, cret tipi KDV sz konusudur. Bu tarzda bir KDVnin matrahnn hesaplanmasnda, sermayenin anma pay yerine, sermaye geliri yada sermaye deerinin indirilmesine izin verilebilir.Katma deerden indirilecek sermaye geliri, teebbs kar ile iletmede kullanlan sermaye faizi olarak aklanabilir.Bu taktirde vergi matrah firmann yaratt katma deer iinde cretlerin tuttuu paya eit olacaktr (Bulutolu, 1988: 433). cret tr katma deer vergisinde toplam vergi matrahn forml ile aadaki ekilde ifade edebiliriz (Akaln, t.y.:374). Toplam Matrah = Y - P = C + I -( D+P) = W = Milli Gelir-Kar.
cret tr KDV matrahn makro adan yukardaki ekilde ifade edebildiimiz gibi, mikro adan sadece firmann dedii cretleri kabul edebiliriz. Bu tr bir vergi uygulamasnda sadece cret miktarnn matrah olmas nedeniyle yatrmclarn tercihi sermaye youn teknoloji olacak ve sermaye youn teknolojiye yneleceklerdir. Bu ise, istihdam probleminin ortaya kmasna zemin oluturacaktr.
33
34
matrahlar zerinden, birim bana mutlak miktarlar halinde belirlenmektedir.Bu esasa gre belirlenen vergilere spesifik veya miktar esasna dayal vergiler ad verilmektedir. kinci teknie gre ise, vergiye konu mallarn sat deeri matrah olarak alnmaktadr.Bu ekilde alnan vergiler ise ad-valorem veya deer esasna dayal vergiler adn almaktadr (Turhan, 1998: 166).
35
kanuni mkellefi, maln ithalini gerekletiren kiiler olmasna karn, vergiyi yklenenler o mal tketenlerdir.
36
BLM 2 DOLAYLI VERG LER N GEL R DAILIMI ZER NDEK ETK LER
Tezimizin nceki blmnde, dolayl verginin tanm ve kapsamn aklam bulunmaktayz.Bu blmde ise, dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerine deinilecektir.Sz konusu etkilerin incelenmesinden nce, konunun daha anlalr olmas asndan, ksaca gelir dalmnn tanm ve eitleri zerinde durulacaktr.
37
tarm ve sanayi iileri ayn grup ierisinde yer almaktadr. Dolaysyla, bu tr dalm, sosyal snflarn kendi ilerindeki olas farkllklar gstermez. Kald ki sosyolojik adan sosyal gruplar, sadece elde edilen gelir kaynana gre tanmlanamaz.Nitekim byk irketin yneticisi, emek gelirli olduu iin fonksiyonel dalma gre cretli snftan saylmas gerekmekle birlikte, sosyolojik adan ii snfndan saylmaz.
38
bana den milli gelir, bu dalma ait bir lttr.Bir baka lt, lke nfusunu, en dk gelirli grup ile en yksek gelirli gruba doru, be eit gruba ayrr ve her gruba ait milli geliri hesaplar.Gruplara denk gelen milli gelirin toplam milli gelire olan yzdesini hesaplayarak be grup arasnda karlatrma yapar. Gemite klasik iktisatlarn fonksiyonel gelir dalm ile ilgilenmesine karlk, gnmzde kiisel gelir dalmna verilen nem artmtr. Kiisel gelir dalmna ilikin olarak gelitirilen istatistiki ltler gelir dalmna ilikin daha zet ve somut gstergeler olup, gelir dalm bozukluklarnn dzeltilmesi yntemlerinin tartlmas asndan daha yardmcdrlar.Buna karn, Marksist iktisatlar asndan nemli olan snf paylar olduu iin, gelirin kiisel dalmna kar tepki gsterilmektedir.Btn bu tartmalara karn, sz konusu gelir dalmlar birbirine rakip olmaktan ok, birbirlerini tamamlayan yntemler olarak dnlmelidir.yle ki, kamu maliyesinin ilevlerinden biri, kiisel gelir dalmn dzeltmek iken, sz konusu amaca ulamak bakmndan kullanlan deme gc ilkesi ve onun trevleri olan, ayrma kuram, asgari geim indirimi ve artan oranllk uygulamalar fonksiyonel gelir dalm yani faktr paylarndan kaynaklanmaktadr (Akaln, t.y.: 150-151). Btn bu aklamalar paralelinde, sektrlere gre gelir dalm ile blgesel gelir dalmnn deitirilmesi daha ziyade maliye politikasnn byme amacna ilikin olup, fonksiyonel gelir dalmnn deitirilmesi ise , maliye politikasnn temel amalar arasnda bulunmamaktadr.Bu nedenle tez konumuz kapsamnda dolayl vergilerin gelir dalm zerinde ne tr etkiler yaratt incelenirken, kiisel gelir dam alnacaktr (Turhan, 1998: 230) esas
39
bete birlerin (%20lerin) milli gelirden aldklar paylar gsteren izelgelerin de bahse konu ama dorultusunda kullanld grlmektedir (Akaln, t.y.: 154). Kiisel gelir dalm incelenirken yntem bakmndan iki husus dikkate alnmaldr.Bunlardan ilki, kiisel gelir dalmnn incelenmesinde birim olarak kiinin mi, tketim biriminin mi ele alnacadr. kinci husus kiisel gelir dalmnn incelenmesinde uygulanacak yntemde gelir elde etmeyen kiilerin yani isizlerin de gsterilmesidir.Bu nedenle kiisel gelir dalm konusunda yaplan aratrmalarda birim olarak aile esas alnmaktadr (Trk, 1997: 309). Lorenz erisi gelirin yzde kan, nfusun yzde kann aldn gsteren bir eridir. Bunun iin nce eitli gelir gruplarna giren aile saylar bulunur. Daha sonra ise her aile grubunun toplam gelirin yzde kan aldn gsteren bir izelge hazrlanr ve bu izelgeden yararlanlarak bir diyagram izilir. Diyagramn dikey ekseninde, toplam gelirin kmlatif yzdeleri, yatay ekseninde ise bu geliri elde eden ailelerin kmlatif yzdeleri yer alr. Balangtan uzaklatka, her iki ynde de kmlatif oranlar artmakta ve sonunda yzde 100e ulamaktadr.Kiisel gelir dalm ile elde edilen bu deerler yardmyla gelir dalm eitsizlik erileri elde edilir. Bu erilerin elde edilmesi ilk defa Lorenz tarafndan gelitirildii iin bu erilere Lorenz erileri ad verilir. ekil 1. Lorenz Erisi
40
ekil 1de grlen (OB) dorusu zerinde yer alan her noktada nfus yzdesi ile bu nfusa karlk gelen gelir yzdesi birbirine eittir.Milli gelirin btn kiilere eit bir ekilde datld, yani kii veya hane halklarnn nfus iindeki yzde paylarnn gelirden aldklar yzde paylara eit olduu bu noktalardan oluan ve her bir eksenle 45 a yapan OB dorusu E dal erisi olarak adlandrlr. OAB erisi ise, milli lik gelirin en yksek dzeyde eitsiz dalmn ifade eder.Bu iki eri arasnda yer alan dier tm eriler Lorenz erisi olarak isimlendirilir ve milli gelirin dalm bakmndan sz konusu olabilecek dier gelir dalm olaslklarn gsterirler.Bu eriler e dal erisine yaklatka, milli gelirin dalmndaki eitsizlik azalrken, OAB erisine doru yaklatka eitsizlik artar (Berber, 2006: 4). Gelir dalmnda eitsizliin olmas durumunda, en alt gelir grubu rnein nfusun en az gelire sahip % 10u toplam gelirin % 10undan daha azn alrken nfusun en yksek gelirli % 10u toplam gelirin % 10dan daha fazlasn alacaktr. Bu nedenle fiili gelir dalmn gsteren Lorenz erisi daima e dal erisinin altnda yer alr. Lorenz erisi Gini Katsaysnn hesaplanmasnda da kullanlabilir. Buna gre ekil 1den de izlenebilecei zere Gini katsays, OB dorusu ile Lorenz erisi arasnda kalan alann, OAB geni iinde kalan alana oranlanmas ile llr (Berber, 2006: 5). Bu oran bydke dalmdaki eitsizlik artyor demektir. Bir toplumda, gelir adaletli olarak paylalmsa Gini katsays "0" 'a eit, toplumdaki gelirleri yalnz bir kii almsa Gini katsays "1" 'e eit olmaktadr.Her iki ekstrem durum dnda Gini katsays genel olarak birden kk ve sfrdan byk bir saydr. Gelir dalm eitsizliklerinin gstergesi olarak kullanlan dier bir yntem ise Betebirlik Dalm yntemidir.lke nfusunun birey ve hanehalk olarak bee blnmesi ve bunlarn en yoksul gruptan en zengine doru milli gelirden aldklar paya gre sralanmasnn bir izelge eklinde ifade edilmesidir.
41
42
neoklasik iktisatlarn gelitirdii marjinal fayda ve fedakarlk teorileri ile iktisadi temellere dayandrlmlardr (Turhan, 1998: 227). Marjinal fayda teorisine gre, gelir arttka gelirin marjinal faydas gittike azald iin, toplum refahnn en yksek seviyeye ulamas ancak gelir dalmnda mutlak eitliin gerekletirilebilmesine baldr.Bu nedenle, devletin yksek gelir gruplarndan dk gelir gruplar lehine gelir transferleri yapmak suretiyle geliri yeniden datc bir vergi politikas izlemesi toplumsal refah olumlu ynde etkiler (Turhan, 1998: 227). Marjinal fayda teorisi dnda, gelirin yeniden dalmn hakl gsteren birtakm baka grlerde mevcuttur. Bunlardan ilki, gelir dalmnn deitirilmesi yoluyla iktisadi bakmdan arzulanmayan dk bir tketim yada yksek bir tasarruf oran zerinde etki yapabilecei J.M. Keynes eklindeki konjonktr politikasna ilikin gerekedir. Zira ok yksek tarafndan, ekonominin bunalm dnemlerinde tam istihdam seviyedeki bir tasarruf fazlas tam istihdam amacn tehlikeye sokabilir.Buna istinaden salayabilmek iin tketim eilimi yksek olan gelir seviyesi dk snflarn lehine gelirin yeniden datlmas nerilmiti (Turhan, 1998: 228). Gelirin yeniden dalmn hakl gsteren bir baka gereke ise byme politikasna ilikindir.yle ki, bir lkenin byme politikasnda beeri sermayenin tad neme gittike daha fazla arlk verilmektedir.Beeri sermaye stokunda (halkn eitim seviyesi ile salk durumu), meydana gelen art, verimlilii byk lde ykseltir.E.R.Rolph tarafndan bu konuda, pareto optimumu ile ilgili datm kural ne srlmtr.Sz konusu kurala gre, hi kimsenin verimliliini azaltmadan belirli sosyal gruplarn verimlilii artrlabildii srece gelirin yeniden dalm onaylanabilir (Turhan: 1998, 228-229). Baz iktisatlar tarafndan ise, gelir dalm programlarnn sosyal istikrar satn ald dnlmektedir.nk, yoksullar ok fakir derlerse, bu onlar su ilemeye ve yamalamaya itebilir. Bu sebeple, gelir dalm bozukluunun dzeltilmesi grevi teorik olarak devletindir. Zira, gelir dalm bozukluu sonucu gelien bir sosyal
43
kriz sistemi tehdit etmeye baladnda oluacak maliyet toplumsal maliyet olarak alglanrken, ayn ekilde sz konusu krizi nlemeye ynelik nlemlerin ortaya koyduu yarar da toplumsal yarar olarak alglanmaktadr.Bir tarafta, gelir dalmnn dzeltilmesi ile salanan ekonomik ve sosyal dzenin korunmas eklindeki yarar bulunurken, dier tarafta, bu yarar gerekletirmek iin kullanlacak kaynaklarn maliyeti vardr.Her iki unsur aslnda bir sosyal dengeyi oluturmaktadr.Baz kiilerin ilave vergi demesi gibi bir yntemle maliyete katlanmas karlnda, belirli bir yarar el etmesi gerekir.Elde edilen yarar ise sistemin korunmasdr.Bu durumda, gelir dalmn dzeltmeye ynelik kaynaklar, ancak maliyet yani sosyal kriz olutuunda salanabilir.Devletin bir arabulucu gibi devreye girerek, gelir dalmn dzeltme ynnde salad zmn nitelii ve boyutu bu ekildedir (nder, 1989:20-21). Belirtildii zere, iktisat biliminde farkl grler asndan gelir dalmn dzeltme gerekeleri de farkllk arzetmesine karn, ortak gr piyasada kendiliinden oluan birincil dalma mdahale edilmesi gerektiidir.
kazanmalar tesadfi olmad gibi, mali ynden vergi haslat salama kolaylklarnn da tercih edilmelerindeki tek etken olduu ileri srlemez.Aksine dolayl vergilere verilen nem, izlenen iktisat politikalar ile dorudan ilintilidir. Maliye politikas gelir dalm politikasnn arac olarak kullanlabilir, dier bir deyile her gelir dalm politikasnn arkasnda her halkarda bir maliye politikas vardr (Alkin, 1989: 38). 1970lerin sonundan itibaren ngiltere ve ABDde uygulanlmasna balanlan arz ynl iktisat politikalarnn zn, vergi oranlarnn zelliklede dolaysz vergi oranlarnn drlmesi suretiyle alma arzusu, tasarruf ve yatrmlarn ykseltilmesi oluturmaktadr.Gelir vergisinin emek ve sermayenin daha fazla alma ve giriim isteini azaltt ynndeki neo-klasik argmanlardan hareket eden arz ynl iktisat
44
yaklamnn direkt neticesi ise, dolayl vergilerin ne karld bir vergi sisteminin oluturulmas olmaktadr (Oyan, Aydn, 1991: 7-8). Vergi sisteminin gelir dalm zerindeki etkisi ise, en klasik yaklamla toplam bte gelirleri iindeki dolayl ve dolaysz vergilerin paylar ile aklanabilir (Kazgan vd., 1992: 117). Devlet gelir dalmn elindeki eitli hukuki, parasal ve mali aralarla deitirmektedir.Mali aralarn gelir dalmna olan etkisinin tespit edilmesinin, dierlerine kyasla daha kolay olduu ileri srlmektedir.yle ki, mali aralar yani kamu gelir ve giderleri bireylerin gelirlerini dorudan ve ilk olarak deitirirler.rnein vergiler gelirlerden dendii iin, vergi toplamak dorudan doruya ferdin gelirlerini vergi miktar kadar azaltacaktr. stisnai durumlar bir tarafa braklacak olursa bu sebepledir ki, blm meselelerinde bunlara, iktisat politikalarnn gelir dalmn dolayl olarak etkileyen dier aralarndan daha fazla nem verilmektedir (Boratav, 1965: 117-118). Maliye politikas aralarndan birisi olan vergilerin gelir dalmn nasl, ne ynde ve ne oranda etkileyeceinin tam olarak tespiti mmkn mdr? Bu soruya yant aranldktan sonra dolayl vergilerin gelir dalm zerinde ne tr etkiler yapabileceine deinmekte fayda vardr.
45
Gelir
dalm
zerindeki
etkileri
asndan
vergi
sisteminin
btn
incelenebilecei gibi, vergideki marjinal bir deiiklik (yeni bir verginin konmas, bir verginin artrlmas veya azaltlmas ile eski bir verginin yerine, yeni bir vergi ikame edilmesi) de incelenebilir. Mali sistemin yada sadece vergi sisteminin gelir dalmn nasl etkilediini saptayabilmek iin almas gereken bir engel vardr.Mali sistemin etkilerini tayan bir gelir dalm, hangi alternatif gelir dalm ile karlatrlacaktr? Karlatrma yaplacak bir gelir dalmnn varl, sz konusu etkilerin tespiti iin zorunludur.Aksi durumda, sadece nihai gelir dalm ampirik olarak tespit edilebilir (Boratav, 1965: 144). Kamu maliyesinin hi olmad bir durumdaki gelir dalm ile kamu maliyesinin olduu bir durumda oluan ikincil gelir dalmn belirleyebilmek mmkn olsa idi, aradaki fark bizi ok net bir ekilde elde etmek istediimiz sonuca ulatracakt. Ancak bu durum mmkn ve gereki deildir. Bu sebeple, ncelikle btn yapsal unsurlarn etkilerini tayan nihai gelir dalm belirlendikten sonra, bu nihai gelir dalmn belirleyen mali sistemdeki deimelerin etkileri saptanmaya allmaldr. Herhangi bir dnemde yaplm veya yaplmas dnlen vergi deiikliklerinin gelir dalmna etkisi, salkl bir ekilde tespit edilebilir (Boratav, 1965: 149-151). Bu deimeler mali sistemin btn asndan marjinal deiikliklerdir ve bu adan yansma teorisi, sz konusu marjinal deiikliklerin gelir dalm zerindeki etkilerini inceleme konusunda olduka etkindir. Kamu maliyesinin hi olmad bir durum gibi yapay ve belirlenmesi imkansz bir alternatif durumla karlatrma zorunluluu kalmamtr.rnein bir vergi tarifesindeki deiiklik, mevcut gelir eitsizliklerini azaltma ynnde etkide bulunacak mdr? Bu durumun tespiti genellikle mmkndr. Hipotetik bir alternatif durum deil, somut alternatifler sz konusu olduundan, vergilerin gelir dalm zerindeki etkileri salkl olarak deerlendirilebilir.yle ki,
46
gerek hayatta her mali deiiklik, bir dier alternatif durumun terki veya nlenmesi suretiyle gerekleir.rnein ekerden alnan tketim vergisinin ykseltilmesi sz konusu ise, bu durumun karsnda dier bir deyile bu vergiden vazgeilmesi halinde baka bir verginin mesela gelir vergisinin ykseltilmesi eklinde en azndan bir tane somut alternatif vardr.Baka bir vergi orannn ykseltilmemesi durumunda bte a oluacak ve bu durumda mesela memur maalarna yaplmas dnlen zamdan vazgeilmesi durumu ile karlalabilecektir.Sonula tketim vergisi, gelir vergisi, bte a ve memur maalar eklindeki drt somut alternatif durumun gelir dalm zerindeki etkilerinin tartlmas mmkndr (Boratav, 1965: 150).
47
eksikliktir.Yaplmas gereken, girdi-kt analizi yardmyla bu etkileri de analize dahil etmektir.Ekonomideki btn sektrler birbirlerinden mal ve hizmet alm gerekletirmektedirler.Ara mal olarak kullanlan mamuller ile birlikte baz mamuller de, nihai tketimde yer almaktadrlar.rnein st, gerek peynir gerekse ikolata yapmnda ara mal iken, st olarak iildiinde nihai maldr.Bu ilikilerin incelenmesi ise, girdi-kt tablolar yardmyla olmaktadr (zmucur,1992: 4-5). Girdi-kt tablolar retim kesimlerinin kendi aralarndaki ilikileri ve nihai kullanmlar gstermektedir.eitli dolayl vergilerin salnma safhalar bu tabloda yer almaktadr. Bir mamul zerine dolayl vergi konulduunda veya mevcut vergi oran ykseltildiinde, bunun ilk etkisi sz konusu mamul fiyatnn ykselmesi eklinde olmaktadr.Ara mal reten bir sektrdeki rnn rnein petrol rnlerinin vergi orannn ykseltilmesi, dier tm sektrlere yansyacaktr.Dier bir deyile, lkenin fiyatlar genel seviyesi buna bal olarak ykselecektir.Bu durum ise, zellikle kamu iktisadi teebbsleri asndan ikilem yaratmaktadr.Zira enflasyonun kontrol asndan temel ara mallardaki dolayl vergi orannn dk tutulmas yerinde olacak iken, dier taraftan bu durum merkezi hkmet gelirlerinde nemli oranda bir kayba sebep olacaktr.Bu dengenin dikkatli bir ekilde kurulmas gereklidir.Dengenin salanabilmesi ise, dolayl vergilerin etkilerinin iyi analiz edilmi olmasna baldr (zmucur, 1992:27). Girdi-kt tablosunda yer alan bir rnn fiyatndaki art, genel fiyat seviyesini o rnn toptan eya fiyat endeksindeki pay lsnde ykseltecektir. Dier bir deyile, sz konusu endekste yer alan arlklar yardmyla fiyat artnn genel fiyat dzeyine olan dorudan etkisi grlebilir.rnek olarak belirtmek gerekirse, imalat sektrnn toplam sektrler iindeki arl 70.25, yine imalat sektr ierisindeki petrol rnlerinin pay oransal olarak 30.15 ngrlrse, petrol rnlerindeki 1 birimlik fiyat art, toptan eya fiyatnda 21.18lik (30.15*70.25/100) bir arta yol aacaktr.Bu etki, dolayl etkileri iermediinden ksmi etki olarak dnlebilir.Zira, bir mamuln fiyatndaki art, o mamul girdi olarak kullanan sektrlerin fiyatlarna da yansyacaktr (zmucur, 1992: 9-11).
48
Dolayl bir verginin, fiyatlara yansmas vergilendirilen sektrn geriye ve ileriye balant katsaylarnn ykseklii veya dkl ile ilintili olacaktr. leriye balant katsays, bir sektrn dier sektrlere satt ara mallar toplamnn toplam talebe oranyla llmektedir.Geriye balant katsays ise bir sektrn dier sektrlerden ald ara mallar toplamnn toplam retime oran eklinde ifade edilmektedir olup, geriye balant katsaylar en yksek olan sektrler, ekonomiyi nemli lde etkileme potansiyeline sahip sektrler olarak ifade edilebilir. Bununla birlikte, ekonomik gelimelere en duyarl sektrler ise, ileriye balant katsaylar en yksek seviyede olan sektrlerdir.Diyelim ki bir lkenin girdi-kt tablosunda ileriye balant katsays en yksek sektr 8.25 ile petrol artm sektr ise, dolayl vergilerin sz konusu sektrde bir birim artmas durumunda fiyat art 8.25 olacaktr (zmucur, 1992:11). Grlecei zere, dolayl vergideki bir art, sabit, gtr bir vergi olan ba vergisinin tersine fiyatlar seviyesini deitirmektedir. Fiyat ykselen mamul satn almak suretiyle vergiyi deyen ykmller, kendileri iin bir yk tekil eden bu zorunlu demelerden mmkn olduunca kurtulmak isteyeceklerdir.Bylelikle vergilemenin ilk etkisi ykmllerin davranlar zerinde olacaktr.Ykmllerin dolayl bir vergi deiikliine kar olan tepkileri, vergiden kanma yoluyla ve vergiyi yanstma yoluyla intibak olmak zere iki ekilde gereklemektedir.Hi phesiz ykmllerin dolayl bir vergi deiikliine olan tepkilerinin(vergiden kanma, verginin yanstlmas) baar derecesi (baar yada baarszl belirleyecek iktisadi koullar ile birlikte), kiilerin gelir dalm zerinde etkili olacaktr (Turhan, 1998: 233). Verginin yansmas konusu, nemine istinaden takip eden blmde ayrca
inceleme konusu yaplacak iken, dolayl bir vergi deiikliinin, ykmller zerinde yapt vergiden kanma eklindeki etkilerine ksaca deinmekte fayda bulunmaktadr. Vergilerin ar bir bask oluturduu ve tepkilere yol aacak derecede hissedilmeye balanld durumlarda, aileler ve teebbsler, mmkn olduunca vergiden kanmaya alrlar.Vergiden kanma durumu, gerek aileler gerekse
49
teebbsler asndan deiik ekillerde gereklemektedir.Aileler genel bir muamele vergisi karsnda, tketimi kstlamak suretiyle, zel tketim vergilerinde ise, ar vergilendirilen mallarn yerine daha az veya hi vergilendirilmemi mallarn ikamesi suretiyle vergiden kanabilirler.Sonuta, potansiyel vergi deyicisinin vergi ykmllne sebep olan olaya engel olmas ekilde gerekleebilir. lk olarak vergilendirilen mal satn almamasdr ki, buna maddi anlamda intibak ad verilmektedir. kincisi, daha ar bir ekilde vergilendirilmesi ngrlen maldan uzun sreli ihtiyalarn karlayacak ekilde fazla miktarda satn almas suretiyle zaman anlamnda vergilendirmeye intibaktr.nc ve son yntem ise, vergiyi douran olay, vergileme yaplmayan alana kaydrmak suretiyle yerel anlamda intibaktr.Vergiden kanmann sz konusu yntemi bir rnek yardmyla somutlatrlabilir.yle ki, tekel maddelerinden olan kanyaktan alnacak istihsal vergisinin, hissedilir lde artrlmas karsnda tketici, kanyak yerine daha dk oranda vergilendirilen arab ikame etmek, vergi art yrrle girmeden nce fazla miktarda kanyak satn almak veya kanyan vergiye tabi olmad komu lkeden veya bir baka eyaletten kanyak temin etmek suretiyle vergilemedeki yeni deiiklie intibak edebilir (Turhan, 1998: 236237). Grlecei zere, vergilerin nispi fiyat etkileri, alc ve satc arasnda gerek maliyet dzeyinde fayda salanncaya kadar alverilerin devam etmesini engelleme ynnde etki yaratabilir.nk maliyetlere bir de vergi dahil olmutur.Bu vergi pay nedeniyle, alveriler maln maliyetinden daha yksek fayda salanmakta olduu noktada durabilir.Vergi ne kadar yksekse ve alveriler de fiyat ykselmeleri karsnda ne kadar duyarl ise dier bir deyile talep elastikiyeti yksek ise verginin fiyat etkisinin ekonomik ilemleri azaltc etkisi o derece yksek olur (Bulutolu, 1988: 420).
50
Yansma ksaca, konulan bir verginin, nispi fiyatlarda oluturduu deiikliin kimlerin gelirlerinden dendiidir (Bulutolu,1988: 442). Nispi fiyat deimeleri ile birlikte, vergi yknn ksmen ya da tamamen verginin kanuni mkellefi tarafndan baka kiilere aktarlmas sonucu, kiilerin gelir dalmnda deiiklik olumaktadr. Yansma, verginin yasal mkellefi tarafndan denmesi aamas ile balar. Bu aamay, sz konusu ykn iktisadi arlnn duyulmas sonucu, devredilmesi konusundaki psikolojik bask, vurgu aamas izler.nc aamada, devretme olay vardr. Son aama ise verginin yerlemesidir. Belirtilen bu drt aamann varl, verginin fiyat mekanizmasndan faydalanlarak devredilebilmesine baldr.Yansmada vergi yknn aktarlmasn belirleyen faktrler, mkellefin retici yada tketici olarak iinde bulunduu piyasann tr (tam rekabet, tekel, oligopol gibi) ile mkellefin vergiyi devretmede kulland mal ve faktrn arz ve talep esneklikleridir. Vergi yknn aktarlmas asndan yansmay, kanuni mkellefin retici olmas halinde verginin, tketicilerine doru yanstlmas (ileriye yansma) ile retimde kullanlan faktr sahiplerine doru yanstlmas (geriye yansma) eklinde ikili bir ayrma tabi tutmak mmkndr. Maliye tarafndan istenilir olan yansma tr ileriye doru yansmadr.Buna karn, zellikle ekonomik kriz dnemlerinde geriye yansmaya olduka sk rastlanmaktadr. Yansmay belirleyen birtakm faktrler vardr ve bunlar mikro ve makro faktrler eklinde bir snflandrmaya tabi tutulabilirler.Yansma konusunun daha iyi anlalmas asndan sz konusu faktrler aada ksaca belirtilmilerdir.
51
Vergi yansmas, ilk olarak arz ve talebin fiyat elastikiyeti ve yapsna baldr.Bir maln fiyatnda meydana gelen ykseli karsnda, talebin gsterdii nispi azalma eilimi ne kadar dk buna karlk arz elastikiyeti ne kadar yksek olursa yansmann gerekleme ans o derece yksek olacaktr.Aksi bir durumda ise (talebin fiyat elastikiyetinin byk, arz elastikiyetinin dk olmas), yansma o derece zor olur.Bundan dolay, zorunlu tketim maddelerinden alnan bir vergi, lks maddeler zerinden alnan bir vergiye oranla daha kolay yanstlabilecektir. Verginin yansmasn belirleyen bir dier etkende piyasann eklidir.Serbest rekabet, oligopol veya monopol piyasalar arasnda fiyat oluumu dolaysyla, yansma asndan nemli farkllklar bulunmaktadr.Zira, bir monopolist, mal fiyatn byk lde kendisi belirleyebilmesine karn, tam rekabet artlar ierisinde faaliyet gsteren bir firma iin, piyasa fiyatlar veridir. Verginin tr ve yaps da yansmay belirleyen nemli bir etkendir.Kiisel durumlara ok bal olan ve arz talep mekanizmasndan belirli lde bamsz olan vergiler, daha zor yanstlabilmektedir.Bu sebeple dolayl vergiler, sata sunulan mal veya hizmetin maliyet unsuru olarak fiyatna ilave olduklar iin alclara devredilebilirler.Dier taraftan verginin genel veya zel bir vergi olup olmamas da, yansma bakmndan nem arz etmektedir.Zira, vergi ykmllerinin snabilecei vergilendirilmeyen saha ne kadar kk ise, vergiyi fiyat mekanizmas araclyla yanstmak o oranda zorlar. Verginin yansmasn belirleyen etkenlerden bir dieri de verginin
yksekliidir.Tketicilerin dk fiyat artlarna olan tepkisi zayf olacandan, dk oranl bir vergi yksek oranl bir vergiye gre daha kolay yanstlabilir. Son olarak ise vergilendirilen maln trnn yansmay belirleyen bir faktr olduunu belirtmek gerekir. Vergilendirilen mal bir tketim mal ise yansma olay bir kez meydana geldii halde bir retim malnda zincirleme biimde tekrar edebilir.
52
53
Dolayl vergiler, yukarda belirtmi olduumuz mikro ve makro ekonomik faktrlerin etkisi ile fiyat mekanizmas yoluyla vergilendirilmi olan maddeleri kullanan veya tketenlere aktarlmaktadr.Bu srecin ileyii ile oynamak suretiyle, maddelerin piyasa fiyat ve talebi zerinde etkili olma olana bulunmaktadr.Rekabet koullarnn etkin bir ekilde iledii varsaym dorultusunda, arz ve talep elastikiyetleri dikkate alnarak, dolayl vergilerin piyasa fiyat zerindeki etkileri incelenebilir (Akdoan, 2005: 303). Yansmann baar yada baarszln belirleyen iktisadi koullar ile verginin gelir dalmn nasl deitirdiini aratrmay amalayan yansma teorisi erevesi iinde, mikro ve makro ekonomik yaklam tarzlar bulunmaktadr (Turhan, 1998: 248, 249). Mikro ekonomik yaklam tarz ki, geleneksel ksmi denge analizi olarak da nitelendirilmektedir, tm ekonomik srecin sadece belirli bir ksm ile ilgilidir.Esas arln aile, retim iletmeleri veya vergilendirilen maln piyasasna verildii sz konusu yaklam ile fiyat teorisi arasnda sk bir balant vardr.nk, mikro ekonomik analiz, yansma olayn piyasa faaliyetine katlanlarn davranlar sonucunda ortaya kan zel nitelikte bir fiyat oluum olay olarak grmektedir (Turhan, 1998: 249). te yandan, verginin yansmasnda etkili olan dier bir husus ise, makro ekonomik yansma teorisidir. Burada mikro ekonomik yaklamn aksine, tek tek kiilerin ya da gruplarn gelirindeki nihai deiiklikler deil, toplam gelirin dalmnda meydana gelen nihai deiiklik incelenmektedir (Turhan, 1998: 250). Aklamalarmz, imdilik dolayl vergilerin zel bir firma veya zel bir endstri zerine konulmas durumundaki vergileme etkilerini ele alacak biimde, ksmi denge analizi ile ilgili olup, dolayl vergi etkilerinin makro ekonomik yaklam erevesinde aklanmas (ki buna genel denge analizi de denilmektedir) tezimizin 2.4.5.blmne braklmtr.
54
55
Piyasann ekli, tezin 2.4.3.1.blmnde belirtildii zere, fiyatlarn oluumu ve yansma asndan farkllk arz etmektedir.Bu sebeple, gerek tam rekabet gerekse, monopol ve oligopol piyasalarnda gerekleen yansmann ayr ayr incelenmesinde fayda bulunmaktadr.
Q* s Qs
P* Po
{
Qd Q* Qo Q
{
0
Bu durum, piyasa arz fonksiyonunun kuzey-batya kaymasnn doal bir sonucudur. nk, vergi dolaysyla, piyasada faaliyet gsteren her iletme, her fiyat dzeyinde, retecei mal miktarn u veya bu lde azaltma gereini duymutur.
56
ekil 2de grlecei zere, piyasa fiyatndaki ykselmenin, birim mal bana konulan spesifik vergi kadar olmad grlmektedir. Bu noktada, dolayl vergilerin piyasa fiyatn ne lde etkileyecei sorusuna bir cevap aramamz gerekir. Piyasada satclar, yani iletmeler, rettikleri mallarn sat zerine konulan dolayl vergileri, doal olarak, tketicilere, yani alclara dettirme eilimindedirler. Ancak, bunu ne lde baarabilecekleri, piyasann artlarna ve zelliklerine baldr. Satclarn, rettikleri mallarn sat zerine konulan dolayl vergileri tketicilere dettirmelerine; verginin ileriye yansmas denir. leriye doru yansma olanann olmad durumlarda vergiler, retim faktrlerinin fiyatnn drlmesi yoluyla, geriye doru yanstlarak faktr sahiplerine aktarlabilir. Bu durum, verginin geriye yansmas olarak adlandrlr. Dolayl vergilerin, ne lde ileriye ve ne lde geriye yansyaca; piyasa talep ve arz fonksiyonlarnn eimlerine baldr. Gerekten de, piyasa talebi esnek deilse, fiyat deimeleri karsnda tketicilerin yapabilecekleri fazla bir ey olmadndan, tketiciler kendilerini, mal satn almak zorunda hissedeceklerdir. Byle bir durumda, satclar, dolayl vergiyi ileriye doru yanstmakta hi bir glkle karlamayacaklardr.imdi, ilk olarak talebin tamamen sert olduu bir durum ekil 3.(a), talebin tamamen elastiki olduu bir dier durum ekil 3.(b) ve arz elastikiyetinin sfr olduu bir durum ise ekil 3.(c)de gsterilmek suretiyle, sz konusu durumlarda verginin kimler tarafndan dendii anlalmaya allacaktr. ekil 3.(a) da, talebin tamamen sert olduu bir durum sz konusu olup, vergi art tamamen alcya, dier bir deyile tketiciye yanstlmaktadr.Denge fiyat para bana den vergi tutar (T) kadar, yani (Po) dan (P*) a kadar ykselmektedir. Satclarn rantlarnda ise, herhangi bir deime olmamtr. retilen mal miktar deimemitir.Bu gibi durumlara, talep elastikiyetinin tamamen sert olduu zorunlu ihtiya maddelerinin (rnein ekmek, tuz) vergilendirilmesi rnek olarak gsterilebilir (Turhan, 1998: 257-258).
57
ekil 3. Verginin Tamamen Satc ve Alc Tarafndan Yklenildii Durumlarda Vergi Yansmas
Qd
Qs
Q s Qs
Qd
Q ,Q s s
Qs
P* Po T
Qs Po
Po T Q
{
0 Qo
{
ekil 3.(b) izim 5.4 (b)
Qd*
Q0
Qo Q 0
{
Q
Qd
Qd
ekil 3.(b)de ise, piyasa talebinin tamamen elastik olduu dier bir u durum gsterilmitir.ekilde aka grld zere, (Qs) erisi, kadar yukarya doru kayar ve (Qs*) (T) seviyesinde bir vergi eklini alr.Yeni denge fiyat deimemekle
birlikte, talep edilen mal miktar (Qo) dan (Q*) a der.Bylece maliyeye denmesi gereken verginin tamamn retici veya satc kendisi tamakta, dier bir deyile yansma gereklememektedir (Turhan, 1998: 256). ekil 3.(b)de, bir dikdrtgen ve bir dik genden oluan griye boyanm yamuun alan, vergi uygulamas sonucu satclarn uradklar refah kaybn gstermektedir. Ne var ki, satclarn uradklar refah kaybnn, yalnzca dikdrtgenden oluan blm devletin eline gemitir. Zaten rant elde edemeyen tketicilerin durumunda herhangi bir deime olmadna gre, dik gen kadar bir toplumsal refah kayb sz konusudur. retim ise, byk lde azalmtr (Bulmu, 2003: 304). ekil 3.(c) de ise, arz elastikiyetinin 0 olduu bir durum gsterilmektedir. Piyasa arznn kat olduu durumlarda, talep esneklii ne olursa olsun, vastal vergiyi btnyle satclar demek zorunda kalr. ekilde taranm dikdrtgen, satclarn uradklar rant kayplarn gstermektedir. Satclarn kaybettikleri bu rant, olduu gibi,
58
devletin eline gemitir. Tketicilerin durumunda ise, herhangi bir deime olmamtr. Ayn biimde retim miktar da deimemitir. Bu duruma rnek olarak, bir maden suyu kaynandan kan suya konulan vergi gsterilebilir.Verginin, su retimi dnda baka bir ie konulmas mmkn olmadndan, arz esneklii sfrdr ve bu sebeple verginin tm kaynak sahibinin zerinde kalacaktr (Bulutolu, 1988: 455). Piyasa arznn esnek olduu durumlarda satclar, vergiyi btnyle ileriye doru yanstrlar. Bu durum, ekil 4.(a) da gsterilmitir. ekil 4. Arzn Tamamen Esnek Olduu Bir Durum le Arz Ve Talep Esnekliklerinin Birbirine Eit Olduu Bir Durumda Vergi Yansmas
P
Q s
{P
P
o
Qs Qs Qd
P Po
Pa
a b
Qs
T Q
{
0
Qd
Q Qo
Q Qo
Bu izimde grlecei zere, dolayl vergi btnyle piyasa fiyatna yansmtr. Piyasa fiyatndaki bu art, talebi ve dolaysyla piyasada mbadele edilen mal miktarn azaltmtr. Sz konusu izimde, bir dikdrtgen ve bir dik genden oluan griye boyanm yamuu alan, vergi uygulamas sonucu tketicilerin uradklar refah kaybn gstermektedir. Ne var ki, tketicilerin uradklar refah kaybnn, yalnzca dikdrtgenden oluan blm devletin eline gemitir. Zaten rant elde edemeyen satclarn durumunda, herhangi bir deime olmadna gre, dik gen kadar bir
59
toplumsal refah kayb sz konusudur. retim ise, byk lde azalmtr (Bulmu, 2003: 305). Son olarak, arz ve talep elastikiyetlerinin birbirine eit olduu durum ekil 4.(b)de izlenebilir. Yeni bir dolayl vergi konulmas veya mevcut vergi orannn artrlmas durumunda toplam arz erisi, vergi kadar (T) ykselecektir.Bu durumda fiyat (P*) noktasnda olumaktadr.Satn alnan mal miktar ise, (Q*) seviyesine gerilemektedir.Alc ald her birim mal iin devlete (T) kadar vergi demi olmaktadr.Toplam vergi haslat, P*abPa drtgeni kadardr.Maln tketiciye mal olu fiyat, (Po-P*) kadar artmakta, retici verginin baz etkilerini tketiciye yksek piyasa fiyat ierisinde yanstm olmaktadr.Yansra, reticinin her nite dolaysyla tahsilat Podan Paya gerilemektedir.Burada yansmann etkileri, sonula hem satc hem de tketici zerinde ortaya kmaktadr. Dier taraftan, tam rekabet halinin olduu bir piyasada deer zerinden alnan bir ad valorem verginin, miktar zerinden alnan spesifik bir vergiye kyasla ok farkl sorunlara yol amad ekil 5 yardmyla izlenebilir (Turhan, 1998: 258). Ad valorem bir sat vergisi, deer esasna gre alnan bir dolayl vergidir. Verginin matrah, bir birim mal veya hizmetin satn alma fiyatdr. Vergi, mal veya hizmetin piyasa fiyatna belirli bir vergi orannn uygulanmas suretiyle tespit edilir. Ad valorem sat vergileri; gerek iletmeler, gerekse piyasa zerindeki etkileri bakmndan, spesifik dolayl vergilere benzer sonular dourur. Bu benzerlik; ksa dnem iin olduu kadar, uzun dnem iin de geerlidir. Ad valorem sat vergilerini spesifik sat vergilerinden ayran tek zellik, verginin; vergiye tbi deerin bir oran olarak ifade edilmi olmasdr. Verginin alnnda izlenen bu yol; piyasa arz erisini kaydrmakla kalmaz, ayrca, piyasa arz erisinin eiminde de spesifik vergilerin aksine deiiklie yol aar . Vergiden sonraki arz erisinin daha dik olmasnn sebebi ise, vergi orannn sadece miktar zerinden deil hasla (miktar.fiyat) zerinden uygulanmasdr.Para bana den vergi tutar, maln fiyatnn ykselmesi ile ilintili ekilde mutlak olarak
60
artt iin, vergiden sonraki arz erisi, vergiden nceki arz erisine kyasla daha dik olmaktadr. Bu durum ekil 5ten izlenebilir (Turhan, 1998: 258). ekil 5.Ad Valorem Bir Verginin Yansmas
P Q* s Qs
P* Po
Qd 0 Q* Qo
izim 5.7
Ad valorem sat vergilerinin, ne lde ileriye ve geriye yansyaca; fiyat dzeyi ile piyasa talep ve piyasa arz fonksiyonlarnn eimlerine baldr. Dier taraftan vergilemenin etkilerinin uzun vadeli bir analize tabi tutulmas halinde, talep erilerinin deimedii varsaymndan hareket etmek mmkn olmayacaktr.Zira, talep erilerinin deimedii varsaym, sadece ksa dnemde, rnein sadece vergi artnn yapld anda geerli olabilecektir.Oysa uzun dnemde, gelirler deimektedir, prensip olarak gelirin artmas ynnde bir deiiklik izlenmektedir.Bu durumda bir mala, rnein bir lks mala olan talebin gelir elastikiyeti yksek olur.Dier bir deyile gelir arttka sz konusu mala olan talep artarsa, talep erisi zamanla da doru kayar ve ileriye yansma olanaklar daha kolay olur.Buna karlk adi mallarda, ters ynde bir etki olur (Turhan, 1998: 259).
61
Monopolist retim eklinde piyasaya arz eden tek bir retici olup, rettii maln arzn tamamen elinde tutmaktadr. Monopol zerine konulan vergi, niteliine gre yansma bakmndan farkl etkiler yaratmaktadr.Vergi, eer monopol firmann kar zerine konulmusa, mkellef tarafndan tanacak ve ilgili firma maliyetleri bundan etkilenmeyecektir.Buna karn, monopol niteliindeki kuruluun rettii mal zerine vergi konulduu zaman, firmann maliyet erisi vergi nedeniyle ykselecek ve verginin bir blm yansyabilecektir.Bununla birlikte tam rekabet piyasas ile karlatrldnda monopol piyasasnda daha az verginin yanstlabildii ynnde gr birlii vardr (Akdoan, 2005: 306-307). Monopol piyasasnda (t) kadar spesifik bir verginin konulmas yada artrlmas, ekil 6dan da izlenecei zere, marjinal maliyet erisinin sola doru kaymasna (K1 ) ve para bana isabet eden marjinal masraflarda vergi tutarnda bir arta sebep olur.Sz konusu art karsnda, sat tutar nispi olarak daha kk azalr iken(M1den M2 ye) fiyatlar daha yksek oranda artacaktr(P1 den P2ye).Bu durumda, verginin (P1DC2P2 ) kadar olan ksm yanstlr iken, geriye kalan (FABG- P1DC2P2 ) kadar ksm monopolc firma tarafndan yklenilir ve (M1 M2) . t tutarnda bir vergiden kanma olay meydana gelir (Turhan, 1987: 259,260). ekil 6. Monopol Piyasasnda Vergi Yansmas
zetle, marjinal maliyetteki ykselme, vergideki ykselmeye oranla fiyatlarda daha kk seviyede bir arta sebep olacaktr.Monopol piyasasnda da, verginin ne
62
kadarnn ileriye yansyacan, talep elastikiyeti ve marjinal maliyetteki deime belirleyecektir. Talebin elastik olduu bir durumda ise tam tersi bir sonu oluacaktr.yle ki, bu durumda vergi sebebiyle marjinal maliyetlerde meydana gelen art, sat miktarnda daha byk bir azalmaya, fiyatlarda ise daha kk bir ykselmeye sebep olacaktr (Turhan, 1998: 260). Tam rekabet ve monopol, gerek hayatta rastlanlmas zor piyasa
ekilleridir.Bu sebeple, her iki piyasa ekli arasnda yer alan oligopol piyasasnda dolayl bir verginin kimler tarafndan deneceine deinmekte fayda bulunmaktadr. Oligopol piyasasnda firma says azdr, bununla birlikte oligopolc maln fiyatn belirlerken rakiplerinin tepkilerini de dikkate almak durumundadr. Zira bir oligopolcnn tek bana fiyat ykseltmesi, rakiplerinin buna uymamas durumunda mterilerini kaybetme sonucunu dourabilir.Fiyatlarn drlmesi ise, yine rakip firmalarca aynen benimsenecei iin, beklenilen sonucu vermeyecektir.Bu nedenle genel olarak fiyat istikrar tercih edilmektedir.Oligopol piyasasnda, spesifik bir vergi alnmas durumunda ekil 7den izlenebilecei gibi, yine marjinal maliyet erisi sola doru kayacaktr.Marjinal maliyet erisinin(K2), marjinal haslat erisini dikey verginin tamam satcnn zerinde kalacak, dier bir deyile alan iinde kesmesi durumunda, fiyat ve retim dzeyi deimedii iin, (M1. t1) tutarndaki yansma gereklemeyecektir. Buna karn, vergi tutar (t2) seviyesine eriirse, marjinal maliyet erisi (K1)den (K3)e kayacak ve marjinal maliyet erisini (B) noktasnda kesecektir. Neticede (P1)den daha yksek dzeyde bulunan (P2) fiyat oluur ve verginin (P1) (DC2P2) yksekliindeki ksm alclara yanstlrken, vergi tutarnn tm olan (FABG) ve yanstlan (P1DC2P2) arasndaki fark satc (oligopolc firma) tarafndan yklenilir.Talep erisi (C1) noktasnn st ksmnda daha dik olsayd, alc nispi olarak daha ok, satc ise daha az vergi yklenmi olurdu (Turhan, 1998: 261,262).
63
Yansma
analizinin
ortaya
karm
olduu
neticelerin
ksaca
bir
deerlendirmesinin yaplmas gerekirse, ncelikle dolayl vergilerin, nemli lde yanstlabildikleri anlalmaktadr.Yansmann derecesi ise, vergi konusu olan maln talep esnekliinin durumu, piyasasnn monopol veya tam rekabet olup olmamas, verginin genel yada zel bir vergi olmas, maln retim veya tketim mal olmas gibi zellikler tarafndan belirlenmektedir (Akdoan, 2005: 311). Dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkileri asndan nemli olan, bu tarz vergilerin uzun dnemde kimler tarafndan yklenilecei konusudur.Tam rekabet piyasas rneinde belirtildii gibi, miktar zerinden alnan bir verginin datm etkisini belirleyen byklklerden birisi, talebin gelir elastikiyetidir.Spesifik bir verginin, bir alanda kar azaltc yada zarar oluturucu ynde etkisi bulunursa, bu etkiden dolay uzun dnemde retim faktrlerinin kullanm yeniden planlanr.Sz konusu uyum sreci sonunda, sadece masraflarn karlayabilen reticiler piyasada kalabilirler.Bylece dolayl vergiler, uzun vadeli yansma olanaklar dolaysyla alclar tarafndan yklenilebilir.Bu nedenle, vergilerin gelir gruplarna dalm bakmndan satclara deil, alclara izafe edilmesi gerekir (Turhan, 1998: 262,263).
64
Yansma analizinden kan bir sonuta, somut olarak bir giriimcinin, bir cretliden daha iyi durumda olduudur.Zira, yansma esasta mal satn alma yada satma olanaklar tarafndan geni lde harekete geirilmektedir (Brochier vd.,1981: 310). Buraya kadar anlattmz modelde, meydana gelen deiikliin sadece vergi nedeniyle oluan nispi fiyat deiikliklerinden ibaret kalaca, ekonominin geri kalan kesiminde, nispi fiyatlarda, retim faktrleri arz ve talebinde, herhangi bir deiiklik olmayaca varsaymnda bulunulmutur.Baka bir deyile vergiden dolay ekonominin genel dengesinde herhangi bir deiiklik olmayaca, olanlarn ise ihmal edilebilecei, buna karn, sadece vergilendirilen mal, hizmet yada faktr ile ilgili bir ksmi denge deimesi olaca kabul edilmitir.Buna karlk vergi, ekonominin geni kesimlerine yaylan trde bir vergi ise vergi sebebiyle oluan deiikliklerin ksmi denge analizi erevesinde incelenmesi mmkn deildir.Bu sebeple, ekonominin tmne yaylm olan genel nitelikteki bir sat vergisinin, gelir dalm zerindeki etkileri ancak genel denge analizi erevesinde ele alnrsa anlaml olacaktr (Bulutolu, 1988: 442).
2.4.5.
Genel
Denge
Analizi
erevesinde
Dolayl
Vergilerin Yansmas
Dolayl bir verginin genel denge analizi erevesinde yansmas konusuna deinilmeden nce, yansma asndan nem tayan ve sonular etkileyebilecek olan yansma metotlarndan hangisinin kullanlaca hususunun akla kavuturulmasnda fayda bulunmaktadr.
65
vergilerin yansmas konusunda karlatrlabilir sonular verebilir.Bu tarz bir yansma analizinde izlenecek ortak yntem btn vergiler iin yaplmas gereken ortak varsaymlarn tespit edilmesidir.Genel denge analizi erevesinde yrtlen yansmann tespitine ynelik almalarda, zellikte toplam talep veya telafi edici alternatif mali deiiklik zerinde yaplan varsaymlara gre ayr yansma kavramna ulamak mmkndr (Boratav, 1965: 180-181). Sz konusu yansma kavramlar, mutlak vergi yansmas, bte yansmas ve diferansiyel vergi yansmasdr. Mutlak vergi yansmas, kamu harcamalarnn reel olarak sabit tutulmas nkoulu ile vergi bir politikasnda deiiklik yaplacak bir deiiklikten iin yaplacak yola olan klarak kaynak aklanabilir.Byle kamu kullanm
transferlerinde herhangi bir deiiklik yaplmasn gerektirmez.Vergi politikasnda yaplacak olan deiiklik, tek bir vergi de yaplacak deiiklik eklinde olabilir.Bu durumda, mutlak vergi yansmas, vergi politikasnda yaplan bir deiikliin gelir dalm zerinde yapt deiiklik olarak tanmlanacaktr.Mesela herhangi bir vergi orannn drlmesi sonucu vergi haslat decektir.Vergi haslatnn dmesi sonucu ise, toplam talepteki art ile birlikte genel fiyat seviyesinde ykselme dier bir deyile artan bir enflasyon sreci ile karlalr.Bu durumda yaplabilecek en iyi ey, balangtaki gelir dalm ile sonraki gelir dalmn karlatrlmasdr.Her iki durum arasndaki fark, esasnda balangta yaplan vergi deiikliine bal olmakla birlikte, ayn zamanda enflasyon srecinin gelir dalm zerindeki etkisini de ierecektir.Bu durumda vergi yansmas aka, vergi gelirlerindeki bir d ile enflasyonun birlikte sebep olduklar kark bir grnm kazanacaktr (Musgrave, 2004: 11). Zira, ilk balangta yaplan vergi deiiklii sebebiyle gelir dalmnda meydana gelen deiiklik artk sadece verginin deil, ayn zamanda genel fiyatlar seviyesi, bte denkliinde meydana gelen deime, istihdam seviyesinde oluan deiiklik gibi pek ok deiikliin etkisini ihtiva edecektir. te btn bu kadar etkenin iinden verginin etkisini ayrt edebilmek ise, iin kark bir grnm arzetmesine sebep olacaktr.
66
ynde bir art olduunun varsaylmas durumunda ancak, toplam talebin sabitlii salanabilir. Bu durumda bte yansmasnda, sadece vergi yansmas deil, hem vergi hem de kamu harcamalarnn yansmas sz konusu olmaktadr.Gerek vergilerin, gerekse kamu harcamalarnn artmas durumunda, sz konusu her iki mali deimenin sebep olduu ve ekonominin her alanna yaylan kayp ve kazanlarn incelenmesi gerekecektir.Vergilerin yan sra, kamu giderlerinin yansmasnn da incelemeye tabi tutulmas noktasnda ise, zorluklar balayacaktr.Karlalan ilk zorluk, yansmann ierisinden vergilerin etkilerinin ayrtrlmas konusudur.Ayrca vergi art karsnda, vergilerin deflasyonist etkilerini bertaraf etmek iin, vergi gelirinin tamamen harcandn her zaman farzedemeyiz.Zira, denk bte oaltan genellikle kabul edildii zere sfrdan bykse, vergi gelirinin tamamen harcanmas durumunda toplam talep artar.Bu ise sz konusu yansma eklinde yer alan sabit talep varsaymna uygun dmeyecektir.Bte yansmasnda, toplam talebin sabit tutulabilmesi asndan, artan vergi haslatndan daha az miktarda kamu harcamas yaplmasn varsaymak gerekecektir.Ancak toplam talebi sabit tutacak bir kamu gideri art, balangta tam olarak tespit edilemeyecei iin, bu varsaym belirsiz bir bte fazlalna sebep olacaktr.Bu yaklama gre, meydana gelen gelir dalm deimeleri, sadece vergi deiikliinin deil, ayn zamanda vergiyi talep bakmndan ntralize eden ve miktar kesinlikle bilinmeyen ilave kamu gideri ile bte denkliindeki belirsiz bir deimenin(bte fazlalnn artmas ve an azalmas gibi) parasal etkilerini de kapsayacaktr.Btn bu kadar deikenin ierisinden, yansmas aratrlan vergilerin gelir dalmna olan etkisinin ayrtrlmas ise imkansz olacaktr (Boratav, 1965: 182184). Grlecei zere mutlak vergi yansmas ile bte yansmas asndan aratrlan vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerinin tespiti noktasnda aa yukar benzer zorluklarla karlalmaktadr.Bu durumda, son olarak diferansiyel vergi yansmas kavram asndan vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerine baklmasnda fayda bulunmaktadr Diferansiyel vergi yansmas, reel olarak ayn parasal geliri salayan iki vergiden birisinin dierinin yerine ikame edilmesi sonucunda, gelir dalmnda oluan
67
deime olarak ifade edilmektedir.Eit vergi gelirlerinin ikamesi ancak denk bte durumunda mmkndr.Denk bte durumunda reel harcamalarn sabit tutulmas gereklilii sonucu olarak parasal harcamalarn seviyesindeki bu tr deiiklikler parasal vergi gelirlerindeki eit deimelerle karlanmaktadr (Musgrave, 2004: 11-12). Belirttiimiz zere, diferansiyel vergi yansmasnda, dier yansma
ekillerinden farkl olarak bir deil iki verginin yansmas sz konusudur. Mutlak vergi yansmas, bte yansmas ve diferansiyel vergi yansmas kavramlarn tanmladktan sonra, imdi tez almamz kapsamnda, bahsekonu yansma kavramndan hangisinin kullanlmas durumunda dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerinin tespit edilebilecei aamasna gelmi bulunuyoruz ve bu sorunun yantn aramak durumundayz. Bu aamada belirtilmesi gereken bir husus daha vardr ki o da, herhangi bir dolayl verginin analizi yaplrken mutlaka, hangi yansma kavram kullanlrsa kullanlsn belirtilmesi mecburiyetidir.Bunun gerekliliini bir rnek yardmyla izah edersek konu daha anlalr olacaktr.Tam istihdam ve faktrlerin arz esnekliinin sfra eit olmas gibi ortak bir varsayma dayanmalarna ramen, bir ksm iktisatlar gider vergisinin genel fiyat seviyesini deitirmeyerek faktr demelerini azaltaca, dierleri ise, vergi sonucu fiyatlarn ykselecei ve vergiden doan ykn tketicilere ykleneceini iddia etmilerdir.Sz konusu gr ayrl aslnda, birincilerin mutlak vergi yansmasn kullanrken ikinci gruptakilerin vergi haslatnn tamamen harcand ve sfrdan byk bir vergi oaltannn grld bir bte yansmas kavramn kullanmalarndan ileri gelmektedir.Her iki analiz kendi ierisinde tutarl ve doru olmasna karn elde edilen sonular karlatrlamaz.nk tartlan konu esasnda taraflarca iddia edildii zere gider vergisinin yansmas deil, enflasyon ve deflasyonun gelir dalm zerindeki etkileri olacaktr (Boratav, 1965: 185-186). Belirtildii zere, herhangi bir dolayl vergi analizi esnasnda hangi yansma kavramnn esas alnaca ulalan sonularn deerlendirilmesi asndan nem arz etmektedir.Bu durumda, gvenilir sonular elde edilebilmesi asndan, mutlak vergi
68
yansmas, bte yansmas ve diferansiyel vergi yansmas kavramlarndan hangisi tercih edilmelidir? Gerekte karlalan durumlarla daha yakn ilgili olmas asndan duruma baklacak olursa, bte denkliinin her zaman uygulanmamakla birlikte bir iktisadi norm olarak kabul edildii az gelimi ekonomilerde, mutlak vergi yansmas olduka gerek d kalabilir.Vergi haslatnn toplanmas ilk karar, bunun harcanmas ikinci baml karar olarak belirlenirse, bte yansmas geree yakn olur.Ancak genel olarak bu durumun tersi olmaktadr.ncelikle belirli bir kamu harcamasnn yaplmas karar altna alnr, akabinde bu harcamann finansman iin alternatif vergilerden birisinin seimi sz konusu olur.Bu alternatif vergiler gelir dalm bakmndan da ele alnrsa esas olarak diferansiyel vergi yansmasna yaklalacaktr.Sonu olarak Hansen tarafndan nerilen mutlak vergi yansmas, gelimi ekonomiler iin uygulanabilir iken, geri kalm ve enflasyonist finansmandan kanan ekonomiler iinse, bte denkliini salamaya ynelik bir diferansiyel yansmann tercihi sz konusu olabilir (Boratav, 1965: 188-189).
69
varlklarnn bileimine hi baklmakszn alnan bir gtr vergi bir ba vergisi olabilir.Buna karn, sz konusu verginin kyaslamaya alnmasnn nemli bir sakncas bulunmaktadr. Zira, ba vergisi gereki bir vergi deildir.Hibir zaman byk bir gelir kayna olarak uygulanmad gibi, gnmzde de tamamen terkedilmitir. Bu sebeple, retim etkenlerine denen btn gelirlerden ayn oranda alnan bir gelir vergisi kyaslamaya esas olarak alnacaktr (Bulutolu, 1988: 442-443). Dolaysyla diferansiyel vergi yansmas asndan konu ele alnacak ve bu anlamda, genel bir gelir vergisinin yerine tketim mallar zerine konulan bir sat vergisinin ikame edildii bir model zerinde durulacaktr. Daha nce diferansiyel vergi yansmas kavramnn tanmlanmas esnasnda da belirtildii zere, bir taraftan ikame edilen vergi ile elde edilen vergi haslatnn eit olduu, dier taraftan vergiden nceki retim faktrlerinin paynn ve dz oranl gelir vergisinin kaldrlmas ile harcanabilir gelirdeki paylarn deimeden ayn kald varsaymlar yaplmtr.Gelirin elde edilii ynnden, vergi ikamesi sermaye geliri elde edenlerle cret geliri elde edenleri ayn biimde etkilemektedir.Buna karn, gelirin kullanm ynnden gelir vergisinin kaldrlmas, tasarruflardan elde edilen geliri artrrken, tketim vergisi, cari gelirden salanan tketimi azaltmaktadr.Bundan dolay vergi ikamesi, tasarruf/gelir oran ulusal ortalamann altnda olanlara gre, tasarruf/gelir oran ulusal ortalamadan yksek olanlar iin avantajl olmaktadr (Musgrave, 2004: 218-219). Dier bir deyile, dz oranl bir gelir vergisi yerine genel sat vergisinin ikamesi gelirlerini harcamaktan ziyade tasarruf edenleri, gelirlerini artrma ynnde etkilerken gelirlerinin byk bir ksmn tketen kesimin vergi ykn artrmaktadr. Yapm olduumuz analize nemli bir snrlama getirmek durumundayz.nk analizimizde, genel bir sat vergisi sistemine geildiinde, reticilerin ilk tepkisinin fiyatlar konulan vergi kadar ykseltmek olacan kabul ettik.Bu fiyat ykselii karsnda, mallardan talep edilen miktarlar talep elastikliklerine gre azalr ve vergi kadar yada daha az ykselmi fiyatlarla yeni bir nispi fiyat yaps ortaya kar.Ancak fiyatlarda byle genel bir ykselme olmas iin, artan alverii destekleyecek bir para
70
hacmi genilemesine ihtiya vardr. te aslnda yukardaki analizimizde byle bir para genilemesi olaca varsaymnda bulunulmutur.Bu varsaymn geerli olmad bir durumda, uzun dnemde yansmann ileyii farkl olur (Bulutolu, 1988: 445). Yukardaki analizimizde konulan vergi kadar fiyatlarn artt, dolaysyla ileriye doru yansmann gerekletii ifade edilebilir iken, vergi sebebiyle ykselen fiyatlar karlayacak bir talep artnn salanamamas durumunda ise, verginin geriye doru yansmas sz konusu olacaktr.Bahsekonu durumun daha anlalr olmas asndan daha ayrntl olarak belirtilmesinde fayda vardr. Para hacminin artmad bir durumda, iletmelerin vergi marjlarn da kapsayan yeni fiyatlara, rnlerini satmalar mmkn deildir.Satszlk, onlar retimlerini ksmaya zorlar.retimlerin azaltlmas ise baz retim etkenlerine yol verilmesi anlamna gelecektir. siz kalan emek, sermaye, tabii kaynak gibi retim etkenlerinin varl, retim etkenleri gelirlerinin azalmas sonucunu douran bir arz fazlasna sebep olur.Btn retim etkenlerinin tam olarak kullanlmas ise, retim etkenlerinin gelirlerinin yeterince drlmesine bal olacaktr.Bu yapldktan sonra, retim etkenlerinin tam kullanm gerekleince yansma sreci sona erir.Genel bir gelir vergisinden genel bir sat vergisine geilmesinin sonucu olarak, vergi yknn dalmnda bir deiiklik olmaz, ayn ekilde retim etkenleri gelirleri oransal olarak azalm olur.Ancak gei dneminde, isizlik nedeniyle bir sre iin, genel olarak retim ve gelirlerde azalma olur.Zaten, bundan kanmak iin para otoriteleri iletmelerden gelen para hacminin artrlmas ynndeki basklara byk lde direnemezler ve vergi sebebiyle nominal milli gelirde meydana gelen art finanse edecek kadar para artn salarlar (Bulutolu,1988: 445). Genel sat vergilerinde milli geliri, katma deer vergisi yada perakende sat vergisi kadar kavrayamayanlarda yansma olduka farkl ekilde gerekleir.Yayl sat vergisi, vergi ykn retim srecinde ok sayda sat konusu olmu mallar kullananlarn aleyhine olacak ekilde arlatrr.Ayn miktarda retim deeri iin ok miktarda ara mal kullanan sanayilerde ve kullandklar ara mallar ok defalar sat konusu olmu sanayi rnlerindeki nihai vergi yk dier sanayi rnlerine oranla daha yksek olacaktr.Bu durumda, ekonomide firmalarn dikey tmlemeye giderek, vergi
71
tasarrufuna almalar gzlemlenir.Dikey tmleme ile birlikte azalan vergi gelirlerinin artrlmasn salamak amacyla, bu defa vergi orannn olabilecektir (Bulutolu, 1988: 445,446). Genel sat vergilerinden istihsal vergisinin uygulanmas durumunda ise, sz konusu verginin tabannn toplam milli gelir deerine kyasla olduka dar olmas yansma eklini belirleyen ilk etken olacaktr.Verginin imalat kesimi zerinde younlamas, bu kesimin rnlerinin dier kesimlerinkine oranla daha pahal olmasna sebep olur.Bylelikle uzun dnemde, bu kesimin rnlerini daha ok kullanan tketiciler gelir vergisine kyasla daha fazla vergi demi olurlar (Bulutolu, 1988: 446). retilen mal, lks mallar kategorisi iinde yer alyorsa, vergi yknn bu durumda tketici tarafndan yklenilecei ifade edilebilir iken, aksi durumda yani retilen maln zorunlu tketim mal nitelii tamas halinde, konulan verginin etkisi sadece tketiciler zerinde olmayacaktr.Bu durumda, zorunlu tketim mallarna btelerinden nemli pay ayran dk gelirli kiilerin, cretlerinin asgari yaam dzeyinde tutulabilmesi asndan cret hadlerinin vergi kadar ykseltilmesi sz konusu olacaktr.Elbette sz konusu yansma etkisinin arka plannda, uzun dnemde cret haddi seviyesinin, asgari geim dzeyi tarafndan belirlenecei eklindeki, doktrin yaklam bulunmaktadr (Musgrave, 2004: 231,238). Modelimizde de grlecei zere, dolaysz bir vergi olan gelir vergisinin dolayl bir vergi olan genel sat vergisi ile ikame edilmesi, tketicilerin aleyhine olmasna karn, gelirlerinin byk ksmn harcamak yerine tasarruf edenlerin lehine bir sonu yaratmaktadr. Bu noktada, eitsiz gelir dalmn dzeltme ynnde nerilecek bir vergi politikas ile tasarruflarn ykseltilmesi asndan nerilecek bir vergi politikas arasnda vergilerin dolayl m yoksa dolaysz m olmas gerektii konusunda yaplan neriler birbiri ile eliki arz etmektedir.Dier bir deyile, dolayl vergileri savunanlar, temel olarak bu vergilerin tasarruflar ykselttii grnden hareket etmektedirler. Buna karn, dolayl vergilerin aleyhinde olanlar ise, sz konusu vergilerin gelir dalmn bozduu ileri srmektedirler. klasik ykseltilmesi sz konusu
72
Gnmzde daha da artarak devam eden bu tartmann taraflar, grleri paralelinde toplam vergi gelirleri ierisinde dolayl vergilerin paynn dk veya yksek oranlarda tutulmas gerektii ynnde nerilerde bulunmaktadrlar. Hatta tartmalarn gelinen son noktasnda, tezimizin 2.6.blmnde ayrntl olarak belirtilecei zere, dolaysz vergilerin tamamen tasfiyesi ile dolayl vergilerden oluan bir vergi sistemini nerenler dahi bulunmaktadr.Tezin izleyen blmlerinde, sz konusu grlere yer verilmek suretiyle, dolayl vergilerin gelir dalm zerinde ne ynde etkileri bulunduu konusu belirtilmeye allacaktr.
gerekletirilmesi asndan kullanlan yntemlerden birisinin de vergi tarifelerinden yararlanlmas olduundan bahsedilmiti.Vergi tarifelerinden birisi olan artan oranllk, vergilemede adalet yaklamlarndan deme gc yaklamn temel almaktadr. Artan oranlln geleneksel kavram daha fazla gelir elde edenlerin kamusal mal ve hizmetlerin finansmanna daha fazla katkda bulunmas eklinde anlalmaktadr. Sz konusu fazla katk oransal olarak fazlal ifade etmektedir (Emes vd.,2001: 12). Dolayl vergilerin aleyhinde olanlar, sz konusu vergilerin, vergi adaleti asndan yeterli ve uygun vergi tr saylamayacan, nk bu tr vergilerin gerileyici etkileri nedeniyle, dk gelirli gruplar zerinde younlatn ileri srmektedirler.Bu tip vergilerde zengin ve fakirin ayn oranda vergilendirildiini, bu eitsizliin giderilmesi iinse, dolaysz vergilerin vergi haslat iindeki paynn ykseltilmesi gerektiini savunmaktadrlar (Tuncer, 2001: 102). Dolayl vergilerin karsnda olanlar, sz konusu vergilerin adalet ilkesine aykrlk tekil ettiini ileri srmektedirler.Bu grn dayanan ise, dolayl vergilerde artan oranl bir ekilde vergileme yaplamayaca fikri oluturmaktadr. Vergilerde artan oranllk, adalet ilkesinin mantkl ve doal bir sonucudur.Artan oranln uygulama alan ise dolaysz vergilerdir.nk dolayl vergilerde, vergi
73
deyenlerin mali gleri her zaman gz nnde tutulamamaktadr (Sayar, 1975: 120121). Gelir vergilerinin artan oranll, gelirin daha adil dalmna faydal olmaktadr (zmucur, 1993: 188). Dolayl vergilerin karsnda olanlarn dayandklar dier bir noktada ise yine vergilemede adalet ilkesinin yansmasn grmekteyiz.yle ki, dolaysz vergiler, ykmlnn mali gcn dorudan vergilendirdikleri iin daha adildirler.Zira, dolaysz vergilerin vergi deme gcn tam olarak belirleyebilecek ekilde dzenlenmeleri mmkndr.Nitekim bu vergilerde, en az geim indirimi, artan oranl vergileme ile gelirin nitelii ve kaynana gre farkl vergilendirme uygulamalar mevcuttur.Dolayl vergilerin ise, kiisel deme glerine uydurulmas g hatta imkanszdr.Bu vergiler genel olarak gerileyici etki gsterirler.Bir baka deyile, ykmlnn vergi deme gc arttka, dolayl vergi olarak dedii tutar nispi olarak azalr.Yani gelire gre tersine artan oranldr.Zira uygulamada bu tr vergilerin halk tarafndan en ok tketilen ay, kahve, eker, ttn, ispirtolu ikiler vb. konulduu grlr.Gelir seviyesi yksek, orta halli veya dk gelir grubuna mensup kiiler bu mallar tkettiklerinde ayn oran zerinden vergi vereceklerinden mali gleri gz nnde bulundurulmaz.Hatta bazen dk gelirliler ekmek, gaz, ttn gibi baz mallar yksek gelirlilere oranla daha ok tkettiklerinden, devlete daha ok vergi demi olurlar.Bu durumda daha byk bir adaletsizlik yaratlm olur.Nitekim Fransz Devrimi zamannda, tm dolayl vergilerin kaldrlmas bu nedenlerden dolay denenmitir (Edizdoan, 1998: 182,183). Dolayl vergiler ayrm gzetmeksizin btn kesimleri kapsamakla birlikte, i talebin en nemli esini oluturan cretliler ve kentsel/krsal kk giriimci kesimler, dier bir deyile dolayl vergileri yanstma olana bulunmayan toplumsal kategoriler satn alma gleri en fazla reel kayplara uratlanlar olmutur (Oyan, Aydn, 1991: 10). Artan oranl vergilerin teorik dayana olarak ortaya konulan yaklamlardan biriside, gelirin marjinal fayda kuramna tabi olduu varsaymna dayanmaktadr (Livingstone, 2005: 8 ).
74
Marjinal fayda yaklam, bir maln tketiminin artmas halinde faydasnn azalaca esasna dayanmaktadr.10.-YTLlik banknotun ona sahip olan kiiler nazarnda ayr ayr deeri vardr.Fakir bir insann sz konusu paraya verdii deer ile orta halli bir kimsenin verdii deer arasnda fark olduu gibi, zengin bir kiinin verdii deer yine farkldr.Bu sebeple gnde 10.-YTL kazanan birinin devlete deyecei 1 YTL iin katland maliyet ile gnde 50 YTL kazanann deyecei 5 YTL ve gnde 100 YTL kazanan bir mkellefin deyecei 10 YTL iin katlanacaklar maliyet dereceleri hibir zaman birbirine eit olmayacaktr (Sayar, 1975: 120,121 ). Bununla birlikte, baz yazarlar, azalan marjinal fayda kuramnn gelir ve servet iin geerli olamayacan savunmulardr.Sz konusu yaklam, homojen olan mal ve hizmetler iin geerlidir.Oysa para ile birbirinin ayn olmayan mal ve hizmetler alnabilecektir.Bu gr savunanlar, artan oranlln, azalan marjinal fayda ile aklanamayacan ileri srseler bile, artan oranl vergilemeye kar deillerdir.Ancak artan oranll etik nedenlerle savunmaktadrlar.Onlara gre gelirin ilk birimleri (azalan marjinal fayda kuramndan farkl olarak) sosyal adan daha nemli istekleri karlamaktadr (Sonsuzolu, 1997: 86 ). Zira, ilk kazanlan para, yaamsal gereksinimler iin nemli olmasna karlk, daha sonraki kazanmlar, gereksinimler hiyerarisinde daha sonra gelenler iin harcanmaktadr (Gkbel, 2001:1). Farkl gelir gruplarnda olanlar eer dz oranl vergi tarifesi ile vergilendirilirse, vergi dolaysyla ayn fedakarla katlanm olmazlar. te farkl durumdakilerin ayn fedakarla katlanmalar vergi dolaysyla fiilen ayn yk hissetmeleri iin, yksek gelirlilerin daha yksek oranda vergilendirilmesi gerekir (Sonsuzolu, 1997: 86). Artan oranllk, vergilemede, vergi deme gc yaklamnn esas alnmas gerektii ynndeki grten kaynaklanmakta iken, bu grn dayanan ise, vergi deme gcnn, gelirlerden daha kuvvetli bir ekilde artt inanc oluturmaktadr. rnein ayda 5.000 YTL geliri olan bir kiinin, 500 YTL geliri olan bir kiiye gre vergi deme gc 10 kat deil, daha fazladr.Vergi oran sabit ve %10 olursa, bu rnekteki birinci mkellef 500 YTL, ikinci mkellef 50 YTL tutarnda vergi
75
deyecektir.Verginin denmesinden sonra birinci mkellefin elinde 4500 YTL, ikinci mkellefin elinde ise 450 YTL kalacaktr.Birinci mkellef, elinde kalan sz konusu para ile zorunlu ihtiyalarn karlad gibi, medeni yaamn gerektirdii harcamalar yapacak, belki bir ksm lks ihtiyalarn da karlayabilecektir. kinci mkellef ise, 450 YTL ile sadece zorunlu gda ihtiyalarn karlamakta dahi zorlanacaktr.Bu durumda 50 YTLlik vergiyi zorunlu ihtiyalarndan ksmak suretiyle demek zorunda kalacaktr.Sonula her iki mkellef %10 vergi demekle ayn derecede bir fedakarla katlanm olmayacaktr. Oysa vergilemede adalet ilkesine gre, her mkellefin tamamen ayn derecede olmasa da birbirine yakn derecede fedakarla katlanmalar gerekmektedir.Bu nedenle de, rneimizdeki birinci mkellefin %10un stnde, ikinci mkellefin ise %10un altnda bir vergi oranna tabi tutulmas 119-120). deme gc fazla olanlarn daha fazla vergi demesi dncesinin ise dikey ve yatay eitlik eklinde iki boyutu bulunmaktadr.Tezimizin 1.4.1.2. blmnde de ksaca belirtildii zere, yatay eitlik, ayn nitelikteki bir ilem veya gelirin ayn oranda vergilendirilmesi eklinde ifade edilebilecek iken, dikey eitlik kavram kapsamnda, yksek gelir elde edenlerin yksek, dk gelir elde edenlerin ise dk vergi demesi gerektii sylenebilir.Vergileme ilkelerinden adalet ve eitlie uygun bir vergi sistemi oluturulur iken, dikey eitlik, vergilemede artan oranl gelir vergisi uygulamasn gerektirir (Hamzaebi, 2001: 82,83). Vergilemede dikey eitlik ilkesi esas alndnda artan oranl bir gelir vergisi uygulamas nem kazanr iken, balcas gelir vergisi olarak kabul edilen dolaysz vergilerde vergi tarifesi sorunu, vergi yknn bireyler arasnda nasl datlmas ve bunun sonucu olarak gelir dalmnn nasl etkilenmesi gerektii ile sk skya ilikilidir (Batrel, 1993: 222). Artan oranl vergilemenin savunucularna gre, piyasa sreci sonucunda oluan gelir dalm adaletsizdir ve bu adaletsizliin giderilmesi iin artan oranl vergilerle piyasaya mdahale edilmelidir. gerekir (Sayar, 1975:
76
Bu noktada Trkiye iin hazrlanan Vergileri Kimler dyor ve Kamu Harcamalarndan Kimler Yararlanyor? adl raporda ulalan sonularn deerlendirilmesinde fayda vardr. Sz konusu almann sonularnn vergiler asndan deerlendirilmesi sonucunda, Tablo 1.den de grlebilecei gibi, gelir vergisinin mevcut artan oranl tarife yaps itibariyle ile uygulanmas halinde gelir dalmn dk gelir gruplar lehine dzelttii grlmektedir (Pnar, 2004: 4-7). Tablo 1. 1994 ve 2002 Yllarnda Gelir Vergisinin Gelir Dalm zerindeki Etkisi
Dilim (%20) Gelir Vergisi ncesi Gelir (Menkul ve Gayrimenkul gelirleri hari) Gelir Vergisi ncesi Gelir (Menkul ve Gayrimenkul gelirleri dahil) Net Gelir (Gelir Vergisi Sonras Gelir)
0.051 0.088 0.130 0.190 0.541 0.460 0.043 0.085 0.126 0.199 0.548 0,476
1994 YILI 0.042 0.072 0.106 0.156 0.628 0.528 2002 YILI 0.042 0.084 0.126 0.198 0.550 0.477
0.055 0.094 0.137 0.196 0.518 0.426 0.046 0.090 0.132 0.203 0.530 0.451
Tablo 1den de izlenebilecei gibi 1994 ve 2002 yllarnda st gelir grubundan orta ve alt gelir grubuna doru bir yeniden dalm gereklemektedir. Ancak 1994 ylnda %2.3 olan bu pay, 2002 ylnda %1.8e dmtr. Buna ramen yine de artan oranl tarife yapsna sahip olan gelir vergisi, dk gelir gruplar lehine datc etkiye sahiptir (Pnar, 2004: 30).
77
Vergilemede adalet iin artan oranl bir vergi nerilir iken dolayl vergilerde bunun uygulanmasnn neredeyse imkansz olduu ileri srlmektedir.Peki bu durumda kiilerin fedakarlklarnn eitlenme imkan olmasa da birbirine yaklatrlmas iin artan oranlln derecesi nasl tespit edilecektir? Bu soruya Seligman tarafndan, artan oranlln en iyi derecesini matematik incelikle belirlemek olana olmasa da, adalete yaklamak aka adaletsizlik yapmaktan daha iyidir, eklinde verilen bir yant ile artan oranl vergilemeye kar olanlara ayn zamanda yant verilmi olmaktadr (Akdoan, 2005: 224). Trkiyede dolayl vergi geliri oranlarnn milli gelire oranlarnn bykl konusunda yaplan bir deerlendirmede, bu orann byklnn teoride gelir dalmn bozucu etkilerin banda geldii ifade edilmitir.Uygulanan youn vergi tevik tedbirleri ile zel kesimin yatrm yapaca gerekesiyle gelir ve kurumlar vergisini deyen mkelleflerin vergi yk drlerek maa ve cret geliri elde edenlerin vergi yk artrlmtr.Toplam bte gelirleri iindeki kurumlar ve gelir vergisi pay hzla azalrken yerini dolayl vergiler almtr.Byle bir politikann ise gelir dalm zerindeki etkisi olduka olumsuz olmutur.Dolayl vergilerin toplam bte gelirleri iindeki pay arttka gelir dalm daha da bozulmutur (Ekonomi Forumu, 1989: 4-19). Geleneksel mali anlayta vergilemede adaletin salanmasnda artan oranl vergilerin daha baarl olduu kabul geerli olmasna karn zellikle 1980 sonras dnemde artan oranl vergilere ynelik eletiriler younlamtr. Sz konusu eletirilerin bir boyutunu da, sistemin vergilemede adaletin gerekletirilmesinde yetersiz kald noktasna yaplan vurgular oluturmaktadr. Bu balamda artan oranl vergilemeye alternatif olarak dz oranl vergileme n plana karlmaktadr.Dier bir deyile dolayl vergileri savunanlar, byk lde artan oranl vergilemenin karsnda olmalar sebebiyle, dz oranl bir sat vergisinin gelir vergisi yerine uygulanmasn nermektedirler. Tez almamz kapsamnda dolayl vergilerin aleyhinde olanlar kadar, dolayl vergi savunucularnn fikirlerine de yer verilmesinin uygun olaca dnlmektedir. zleyen ksmda bu amala, dolayl vergileri savunanlarn dier bir deyile, bir lke
78
sisteminde arlkl olarak, hatta tamamen dolayl vergilere yer verilmesi gerektiini dnenlerin grlerine ve bu grlerine dayanak oluturan kstaslara yer verilecektir.
79
sermaye birikiminin gecikmesine dolaysyla kalknmann ertelenmesine sebep olmutur (Karaylmazlar, 2004: 101). C.A.Knox Lovell ve Johannah Branson tarafndan Yeni Zelandann kinci Dnya Sava sonras verileri kullanlarak, 2001 ylnda yaplan almada, vergi yaps ile ekonomik byme arasndaki iliki incelenmi ve sz konusu almada elde edilen sonulardan biriside, dolaysz vergilerin, dolayl vergilere oranla ekonomik bymeyi daha fazla olumsuz etkilediine ynelik olmutur (Atlgan, 2004: 172-181). Klasik iktisadi dnce sistemi ierisinde sermaye birikimi vastasyla iktisadi bymenin salanmasnda, yatrma dntrlmeleri varsaym dahilinde tasarruflara ok byk bir nem verilmitir. Ekonomideki toplam tasarruflar otomatik olarak yatrm hacminin, dolaysyla iktisadi byme orannn belirleyicisi durumundadr.Devletin bir ekonomideki sermaye birikimi miktarn deitirebilme gc, gemiten gnmze srekli olarak iktisatlarn merakn uyandran bir konu olmutur.Neoklasik iktisat erevesinde, zellikle uygulanan vergi politikalarnn, devletin sermaye birikimi zerinde kuvvetli bir etkileme gcne sahip olduu grlr.Bir ekonomideki iktisadi faaliyet srecinde, tasarruf ve yatrmlar sermaye birikimi srecinin iki nemli aamasn oluturur.zellikle gelimekte olan lkeler asndan duruma bakldnda, bu lkelerde sermaye birikimi meselesinin aslnda tasarruf meselesi olduu grlr.Kiisel tasarruflar artrmada kullanlacak yntemlerden birisi, tasarruf edilmesi istenilen gelirin tasarruf eilimi dk gruplardan, tasarruf eilimi yksek gelir gruplarna kaydrlmasn salamaktr.Bunu salamak iinse, ekonomide uygulanan vergilerin yksek gelirli gruplarn tasarruflarn kstlayc bir etkide bulunmamas gerekir (Oktayer, 2003: 155,156). Sz konusu dnceden hareketle ve iktisadi bymeye ncelik verilmesi isteniyorsa buna uygun bir vergi sistemi oluturulmas gerekmektedir. te tam da bu noktada artan oranl dolaysz bir gelir vergisinin iktisadi byme amac ile eliki arzettii ileri srlmektedir. Vergi sistemi ierisinde, dolaysz vergilerden kiisel gelir vergisi, bnyesinde tad artan oranllk nedeniyle, zel kesim tarafndan gerekletirilen tasarruf
80
dzeyini ykseltmede baarl bir ara olamaz.Dolaysz vergilerden, artan oranllk derecesi yksek bir kiisel gelir vergisi, gelirin artan ksmn daha yksek bir oranla vergilendireceinden, bireysel tasarruflar zerinde olumsuz bir etki oluturacaktr.Dolaysz vergiler, bir taraftan tasarruf artlarn daha yksek oranda vergilendirir iken, dier taraftan sermaye gelirlerini vergi kapsamna alarak, sermayenin getirisini azaltmaktadr.Dolaysz vergilerin sz konusu olumsuzluklarna karn, dolayl vergiler, tketim zerinden alndklarndan, tketim-tasarruf tercihi daha balangta tasarruf lehinde olmaktadr (Oktayer, 2003: 156-157). Vito Tanzi ve Howell H.Zee tarafndan, vergilemenin zel tasarruf oranlar
zerindeki etkisini tespit etmeye ynelik olarak 21 OECD lkesine ait 1970-1994 dnemi verilerini kullanarak yaplan almada da, belirtilen hususlar dorular nitelikte sonular elde edilmitir.yle ki, gelir vergisi yerine tketim vergisi uygulanmas zel kesim tasarruflarn olumlu ynde etkileyecektir (Atlgan, 2004: 112,113). Yine Trkiye iin 1963-1990 dneminde, toplam vergi gelirleri iindeki dolayl vergilerin oran ile zel ve toplam tasarruf oranlar arasnda yaplan karlatrmann neticelerinin deerlendirilmesi ile benzer sonular elde edildii grlmtr.yle ki, ncelikle belirtilen dnemde, Trkiyede vergi gelirleri ierisinde dolayl vergilerin paynn son on ylda srekli art gsterdii ve sz konusu art ile birlikte gze arpan dier bir noktann da, gerek zel tasarruf orannn gerekse toplam tasarruf orannn ayn dnem ierisinde nemli saylabilecek sramalar gsterdiidir (Karaka, 1993: 255-258). fade edilen hususlarn gz nnde bulundurulmas durumunda, gelir vergisinin artan oranllk zellikleri sebebiyle dolayl vergilere nazaran tasarruflar zerinde ek yk oluturduu sylenebilir.Bu durum Tablo 2den de izlenebilecei gibi bir rnek yardmyla izah edilebilir: Bir taraftan, her birinin geliri 20.000.-YTL olan iki birey olduunu dier taraftan ise piyasada tasarruf mevduatna denen cari faiz haddinin yzde 10 ve gelir zerinden yzde 20 orannda bir vergi alndn varsayalm. Birey Ann toplam 20.000.-YTL zerinden yzde 20 gelir vergisi dedikten sonra arta kalan 16.000 YTLyi ayn yl
81
iinde harcadn, dier bir deyile tasarruf etmediini, Birey Bnin ise 20.000.-YTL geliri zerinden yzde 20 gelir vergisi (4000.- YTL) dedikten sonra arta kalan 16.000 YTLnin yarsn harcadn, dier yarsn ise tasarruf ettiini dnelim. Bu durumda Birey B, ikinci ylda tasarruf ettii 8000.- YTL zerinden yzde 10 faiz geliri elde etmi olacak ve toplam geliri 8.800 YTLye km olacaktr. Birey B, elde ettii faiz geliri (800 YTL) zerinden yzde 10 gelir vergisi deyecektir. Yani, faiz geliri zerinden 160 YTL vergi deyecektir. Bu durumda Birey Bnin harcanabilir geliri 8.640.- YTL ( 8.800-160= 8.640) olmaktadr. Bu rnekten aka anlald zere her ne kadar birey A, ve birey B ayn gelire sahipse de Birey B, Birey Adan daha fazla vergi demektedir.Gelirinin yarsn tasarruf eden Birey B tamamn tketen birey Aya gre 160.-YTL fazla vergi demi olmaktadr. Dier bir deyile, tasarruflarn vergilendirilmesi dolaysyla tasarruf eden birey cezalandrlm olmaktadr (Aktan, 2002c: 14). Gelir vergisinin olmad, sadece harcamalarn vergilendirildii bir sistemde, tasarruf edenlerin vergi karsndaki durumlarnn da bir rnek yardmyla aklanmasnda fayda grlmektedir. Bir nceki rneimizde, A ve B bireylerinin tasarruf ve tketim tercihleri konusunda yaptmz varsaymlarn geerli olduunu dnelim.Bu durumda birey A, %25 harcama vergisi karlnda 4000.- YTL vergi deyecektir. Bu durumda, Birey Ann bir sonraki yl harcanabilir geliri sz konusu olmayacaktr. Birey B ise, gelirinin 8000.- YTLsini, birinci ylda harcam olsun. Bu durumda Birey B, toplam 2000 YTL harcama vergisi demi olacaktr. te yandan Birey B ikinci yl iin kalan 8000 YTL zerinden bir faiz geliri elde edecektir (8.000 YTL* %10= 800 YTL). Birey Bnin toplam gelirini ikinci ylda harcamas halinde deyecei vergi 2200 YTL olacaktr (8.800*% 25 harcama vergisi). Tablodan da izlenebilecei gibi, Birey B , 4200 YTL, Birey A ise 4000 YTL vergi demektedir. Ancak, parann imdiki deeri dikkat alndnda Birey A ile Birey Bnin ayn vergiyi dediklerini sylemek mmkndr. Bu rnek erevesinde dnldnde gerekten de harcama vergisinin gelir vergisine gre daha adil ve doru olduu sylenebilir (Aktan, 2002c: 14,15).
82
Tablo 2: Gelir Vergisi ve Tketim Vergisi Uygulamalarnda Bireylerin dedikleri Vergilerin Karlatrlmas Gelir Vergisinin Uyguland Durum (%20 Gelir Vergisi Oran) Birey Geliri(YTL) 1.Yl 1.Yl denen 2.Yl 2.Yl denen Tketimi Vergi Tketimi Vergi A 20.000 16.000 4.000 0 B 20.000 8.000 4.000 8.640 160 Tketim Vergisinin Uyguland Durum (%25 Tketim Vergisi Oran) A 20.000 16.000 4.000 0 B 20.000 8.000 2.000 8.800 2200
Kaynak: (Aktan, 2002c: 15)
Dolaysz vergilerin aleyhinde olanlarn bir dier dayanak noktas ise, emein retime katlmas karl olan creti hedef alan bir verginin alma gayreti zerindeki etkisinde ortaya kmaktadr.Birey bu durumda birbiriyle elien iki etkinin basksn hissedecektir.Bir yanda vergi; kaybedilen geliri telafi etmek iin daha fazla alma ynnde bir gelir etkisi yaratrken(vergi sebebiyle azalan gelirini daha fazla alarak telafi etmek iin), dier yanda alma yerine dinlenmeyi ikame edebilir.Bu ikame etkisi ise, marjinal vergi oranlarnn bir fonksiyonu olacaktr.Artan oranl vergilemenin, alma gayreti zerinde yapt olumsuz etki, artan oranlln derecesine bal olarak deiecektir.Artan oranllk ne kadar kuvvetli olursa, emek arz da ayn lde azalacaktr.Marjinal oranlardaki bir indirim ise, emek arz zerinde olumlu etki yapacaktr.Zira, marjinal gelir vergisindeki bir indirim bireyin dinlenceye ayraca zamann fiyatn artracaktr (Karaylmazlar, 2004: 97-98). Bu sebeple, artan oranl gelir vergisinin toplumun en iyi maa denen dolaysyla en retken olan yelerini ilave gayretten caydrd ileri srlmektedir (The Economist, 2005: 9). Dier taraftan yksek oranl vergilemenin bireylerin ekonomik faaliyetleri zerinde de olumsuz etkiler yaratarak refah kaybna sebep olduu ileri srlmektedir. Zira, bu gr savunanlara gre, yksek marjinal oranlar, vergi sonras getiriyi azaltmaktadr.Vergileme, bireysel davranlarda herhangi bir deiiklik yaratmyorsa, ar yk ve ekonomik etkinsizlik sz konusu olmayacaktr.Bu adan etkin bir vergi
83
sistemi ar yk minimize eden bir yapda olmal ve davranlar en az seviyede deitirmelidir.nk vergiler kamu hizmetlerinin finansmannda kullanldna gre, retilen mal ve hizmetlerin toplam sosyal yarar, toplanan vergi gelirlerinin deerine eit olarak kalmal ve bylelikle yaratlan ar yk karlamaldr.Ancak artan oranl vergiler sz konusu olduunda vergi sisteminin ekonomik faaliyetleri caydrc etkileri olumaktadr (Karaylmazlar, 2004: 96,97). Artan oranl gelir vergisinin karsnda olanlarn bir dier gerekesi ise, sz konusu vergilemenin vergi kaakln tevik ettiine ynelik olmaktadr.Bu gre gre, yksek marjinal vergi oranlarna ekonomik aktrlerin gsterecei tepkinin kayt dna kmak eklinde olmas artc deildir.Haksz rekabete yol amas sebebiyle adaletsizlik yaratan kayt d ekonominin daraltlabilmesi iin marjinal vergi oranlarnn indirilmesi gerektii ileri srlmektedir. Bahsekonu edilen dolaysz vergilerin artan oranllk ile tasarruf ve yatrmlar vergileme gibi olumsuz etkileri karsnda, sz konusu olumsuz etkilerin ortadan zellikle ABDde olmak zere birtakm reform kaldrlmasna ynelik olarak
nerilerinde bulunulduu grlmektedir. Bu yndeki nerilerden biriside ABD Senatr Richard Lugar tarafndan hazrlanan plandr (Trkan, 1997: 25). Lugar Plan olarak adlandrlan sz konusu plana gre, mal ve hizmetler zerine konulan ulusal sat vergisi, gelir ve kurumlar vergisi ile birlikte sermaye kazanlar vergisi ve emlak vergisinin yerine geecektir.Bu durumda %17 oranndaki bir ulusal sat vergisinin, Amerikan cari gelir vergisi sisteminin salad gelir kadar gelir yaratmas tahmin edilmektedir. Bugn Amerikann en nemli sorununun dk tasarruf oranlar olduu, hatta OECD 1993 verilerine gre, ABDdeki tasarruf oranlarnn dier endstrilemi lkeler arasnda %1.8 ile en dk seviyede bulunduu ( ngiltere %2.6, Kanada %2.6, Fransa %4.2, Almanya %5.9 ) ve bu olumsuz koullarn sebebi olarak ta giriimcileri ve tasarruflar cezalandran gelir vergisi sistemi olduu ileri srlmektedir. Ulusal sat vergisinin ise, tasarruflarn artmasnda gl bir etkisi olaca ileri srlmektedir. Sz konusu tasarya gre, ykselen tasarruf oranlar, gl ekonomik
84
gelime, daha dk faiz oranlar, reel cretlerin dzeltilmesi, yeni i imkanlarnn yaratlmas konularnda salanacak baarnn anahtar olacaktr (Lugar: t.y.:2,3). Dier taraftan, ABDde gelir vergisinin sat vergisi ile yer deitirmesi durumunda, ekonomik etkilerin ne olacana ynelik hususlarnn aratrlmas iin 1993 ylnda Cato Enstitsnce, Boston niversitesinden Laurence Kottlikoff grevlendirilmitir.Kottlikoff tarafndan yaplan almann sonular da, Lugar Plannda belirtilen hususlar teyit eder nitelikte olmutur.yle ki, ulusal sat vergisinin, kiisel gelir vergisi, kurumlar vergisi ve emlak vergisinin tamam ile yer deitirmesi durumunda, gerekli vergi oran ilk olarak %17.4 olarak hesaplanmtr.Bu sistemin uygulanmasndan 10 yl sonra ise, tasarruf orannn ykselecei (iki kattan daha fazla), sermaye stokunun yaklak %8 ykselecei, reel cret orannn yaklak %3 artarken, faiz oranlarnn ise %8 decei iddia edilmitir (Moore, 1995: 6). Grlecei zere, dolayl vergilere kar olanlarn temel dayanaklar byk lde, sz konusu vergililerin deme gcne gre vergileme esasna aykrlk tekil etmesi nedeniyle adalet ilkesine uygun olmad noktasnda birlemektedir.Dolayl vergilere taraf olanlar ise, daha ziyade tasarruf ve iktisadi byme zerindeki olumlu etkilerini gz nnde bulundurmak suretiyle, sz konusu vergilerin tercih edilmesi gerektii ynnde fikir beyan etmektedirler.Bununla birlikte, dolayl vergileri savunanlar, bu vergilerin, iktisadi bymeye olan olumlu katklarnn yan sra, dk gelirli kiiler zerindeki olumsuz etkilerinin de bertaraf edilerek, vergilemede adalet ilkesine uygun hale getirebileceini iddia etmektedirler. Bu durumda, dolayl vergileri savunanlarn gerekelerinin, tezimizin 1.4 blmnde belirtilen vergileme ilkeleri dorultusunda deerlendirilmesinde fayda grlmektedir.
85
konusu gr savunanlarn bu konudaki dayanaklarndan tezimizin 2.5 blmnde bahsedilmiti. Buna karn, dolayl vergileri savunanlarndan da, sz konusu vergilerin adil olabileceini iddia ettiklerini grmekteyiz. Yani dolayl vergilerin gerileyici yaplarnn kolayca bertaraf edilmesinin mmkn olaca ne srlmektedir.Bunun yntemleri konusunda ise birtakm aralar gelitirilmitir. Nitekim, Lugar Plannda, ulusal sat vergilerinin dk gelirli kiiler zerindeki etkilerinin hafifletilmesi iin zorunlu ihtiya maddelerine muafiyet uygulanmas yoluyla, artan oranl olacak ekilde bir dzenleme yaplabileceinden bahsedilmektedir.Bundan dolay, %17 olarak uygulanmas nerilen sat vergisi orannn uygulanan muafiyetlere bal olarak biraz daha dk veya yksek olabilecei de ifade edilmektedir (Lugar, t.y.:2,3). Buna karn, baz mal ve hizmetlere sfr vergi oran uygulanmas, dier bir deyile uygulanacak vergi muafiyeti ile, dolayl vergilerin gerileyici etkilerinin bir lde artan oranl yapya kavuturulmaya allmas yeni bir neri olarak alglanmamaldr. Zira, ngilterede dolayl bir vergi tr olan katma deer vergisinin gda
maddeleri, barnma ve ocuk giysileri alanlarnda uygulanan sfr vergi oranlar sebebiyle, artan oranllk zeliine sahip olduu ifade edilmektedir (Tait, 1988: 216). Dier taraftan, herkes iin geerli olacak bir vergi iadesi mebla
belirlenebilir.Amerikada Cato Enstitsnce yaplan bir almada, her bir bireyin bir yl boyunca yapaca ilk 5.000.-USD tutarndaki almlar iin yaplacak bir vergi iadesini herkesin kabul edecei ileri srlmektedir.Bunun anlam drt kiilik bir ailenin, her yl 20.000.-USD tutarndaki ilk almlar iin vergi demeyeceidir.Vergi iadesi salamann deiik yollar vardr.rnein %18 orannda bir sat vergisi konulduu varsayldnda, her yl drt kiilik bir ailenin 3.600.-USD tutarnda (20.000.-USD*%18) bir vergi iadesi yetkisi olacak.Hkmet drt kiilik bir aileye, 900.-USD veya iki kiilik bir aileye 450.USD tutarnda aylk vergi iadesi eki gnderebilir (Moore, 1995: 6,7).
86
Dier bir yntem ise, her aileye yllk bir akll kart (smart card) salanmasdr.Bu aile bykln temel alan bir sat vergisi kredisi olarak ifade edilebilir.Bu sistemde rnein ocuklar olmayan evli bir ift, kartlaryla 10.000.-USD tutarnda bir kredi alacak ve iftin yapt almlar, akll karttaki 10.000.-USD kredi kullanlana kadar hesaptan dlecektir.iftin 10.000.-USD tutarndaki almlarndan sonra ise aile sat vergisi demeye balayacaktr (Moore, 1995: 7). Ayrca, baz maliyecilere gre, btenin harcama kalemleri, dk gelir gruplarna ynelik olarak kullanlyorsa, sadece vergi yansmasnn incelenmesi hatal sonulara sebep olabilir. Eer dk gelirli gruplar dedikleri vergiden daha fazla fayda temin ediyor, buna karn yksek gelir gruplar temin ettikleri faydadan daha ok demede bulunuyorlarsa, bu tip sistem kendisini gsterir.Dolayl vergilerin alternatifi durumunda olan artan oranl vergilemenin, tek bana gelirin yeniden dalmn salayaca doru deildir.Ayn durum dz oranl vergileme iinde geerlidir.Gerekten devlet harcamalarnn byk bir ksm st gelir gruplarnn ihtiyalarnn teminine tahsis edilirse, artan oranl bir gelir vergisi dahi reel gelir eitsizliinin artmasna engel olamayabilir.Dier tarafndan devlet tarafndan salanan fayda, tamamen isizlik tazminat, fakirlere yardm ve sosyal hizmetler vb. eklinde ise azalan oranl bir vergi sistemi dahi, yeniden datm yapan mali sistemin faydal bir unsuru olabilir. Yani bir vergi sistemin yapsnda deiiklik yaplmas veya bir vergi art sz konusu olduunda, ancak deiiklik yapldktan sonra oluan vergi gelirinin harcama tarz olan son durum, deimenin mahiyetini belirleyecektir.Ayn miktardaki yeniden dalm, artan oranl vergi tarifesiyle salanaca gibi, gelien sosyal hizmetleri finanse etmek iin bir sat vergisi konulmas ile de salanabilir (Buchanan, 1966: 15,17). Dz oranl ve artan oranl bir gelir vergisi ile kamu harcamalarnn analize dahil edilmesi suretiyle Yeni Zelandada yaplan bir almada, %25lik bir dz vergi sistemine gre, mevcut artan oranl vergi sisteminde, hanelerin sadece en zengin %10unun daha fazla vergi deyecei belirtilmektedir. Kald ki, sz konusu almada kamunun harcamalarna dikkat ekilerek, ekil 8den de izlenebilecei zere Yeni Zelandada yeniden datmn byk ksmnn, devlet btesinin dier tarafnda,
87
fakirler iin daha fazla harcama yaplarak salanaca ifade edilmektedir (The Economist, 2005:7). ekil 8. Yeni Zelandada Kamu Harcamas ve Hanehalk Bana Ort. Vergi
80 60
Artan Oranl Gelir Vergisi
40
Dz Oranl Vergi
20
Ortalama Eitim, Salk ve Refah Harcamalar
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Yukardaki aklamalardan da anlalaca zere dolayl vergilerin lehinde olarak nitelendirmi olduumuz ve gelir vergisi karsnda dolayl vergilere yer verilmesi gerektiini savunanlarn da, bir taraftan dolayl vergilerin gerileyici etkileri sebebiyle dk gelirli kiiler zerinde ar bir yk oluturduunu kabul ettikleri grlmektedir.Sz konusu kabuln yaplm olmas ise, dolayl vergilerin adil olmadklar ynnde bir dnce beyan etmelerini salamam aksine, yukarda izah edilen yntemler kullanlmak suretiyle sz konusu vergilerin adil olabileceini ifade etmelerine zemin oluturmutur. Dier taraftan ou lkenin mevcut mekanizmalar ierisinde zaten zorunlu sat vergileri olduu iin ou vergi deyicisi sat vergisi sisteminin nasl ilediinin bilincinde, dolaysyla sat vergisinin minimum masrafla baar salayaca ifade edilmektedir.(Lugar, t.y: 4) Yan sra, bahsedildii zere artan oranl bir vergilemenin, birtakm ekonomik faaliyetleri arptt veya engelledii ileri srlmektedir.Bu durumda, kalknmann kritik
88
faktrlerinden
ve
pozitif
dsallk
reten
tasarruflar
ve
alma
gayretini
arptmaktadr.Buna karn, dolayl bir sat vergisinin iktisadi faaliyetlere zarar vermesi szkonusu deildir.(Karaylmazlar. 2004: 98) Bu anlamda, dolayl vergiler, tezimizin birinci blmnde bahsekonu edilen vergileme ilkelerinden ekonomik etkinlik ilkesine uygun bir vergileme ekli olacaktr. Zira, tezimizin 1.4.2.1 blmnde akland zere, bireylerin alma gayreti, yatrm ve tasarruflar zerinde olumsuz etkileri olmayan bir verginin etkin olduu kabul edilmektedir. Ayrca, dolayl vergi uygulamasnn en nemli getirilerinden birisi basitlik olacaktr.Bu uygulama ile birlikte, yllk vergi denetimleri, beyanname doldurmak tarih olacaktr.Vergi denetim korkusunun yol at zorunlu maliyetler ortadan kalkacaktr.Her ne kadar Lugarn dz vergi taraftarlarn, vergi sistemini basitletirdikleri iin taktir ettii bilinse de, hibir eyin formun olmad bir sistemden daha basit olamayaca ifade edilmektedir.(Lugar, t.y.:3 ) Bu zellikleri itibariyle de dolayl vergilerin, vergilemede basitlik ilkesine uygun bir vergilendirme ekli olduu sylenebilir. Zira, tezimizin 1.4.2.2 blmnde akland zere ok nemli bir
vergilendirme ilkesi olan basitlik ilkesine gre bir vergi sistemi basit ve kolay olduu lde uygulanabilirdir.Dolayl bir vergi, vergi beyannamesini ortadan kaldrmakla, verginin hesaplanmasnda glkleri ve bu sebeple muhasebeci tutulmas masraflarn da ortadan kaldrm olmaktadr. Dier taraftan dolayl vergilerin verimlilik ilkesine uygun bir vergilendirme ekli olduu ileri srlmektedir.nk, artan oranl gelir vergisi yerine dz oranl ve tketim tabanl bir verginin uygulanmas durumunda en nemlisi vergi kaakl engellenmi olacaktr.Marjinal vergi oranlarnn kaldrlmas ve tasarruflarn vergilendirilmemesi bir taraftan kalknmay salarken dier taraftan devlet asndan vergi gelirlerini artracaktr.(Karaylmazlar, 2004: 101,102)
89
NC BLM TRK YEDE VE OECD LKELER NDE DOLAYLI VERG LER VE GEL R DAILIMI L K S
kinci blmde, dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerine ve dolayl vergi savunucular ile kartlarnn grlerine teorik olarak deinildikten sonra, bu blmde, Trkiye ve OECD lkelerinin vergi gelirleri ierisinde, dolayl vergilerin paynn ne olduu ve sz konusu vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerine deinilmesinde fayda grlmektedir.Rakamlarla fiili durumu aktarmak, gerek dolayl vergi kartlarnn gerekse savunucularnn grlerinin analiz edilmesine olanak salayacaktr.
dolayl vergilerin pay, 1980 ylnda %37.20 iken, 2005 yl itibariye sz konusu payn %69,44 gibi yksek bir seviyeye eritii grlmtr.
90
Tablo 3. Trkiyede Konsolide Bte Vergi Gelirleri Cari Fiyatlarla (Bin) YTL Dolaysz Dolayl Toplam Vergiler Vergiler 471 279 750 768 423 1.191 827 478 1.305 1.149 785 1.934 1.382 990 2.372 1.826 2.004 3.830 3.106 2.866 5.972 4.492 4.559 9.051 7.066 7.166 14.232 13.645 11.905 25.550 23.657 21.742 45.399 41.094 37.549 78.643 71.393 70.209 141.602 128.324 135.949 264.273 283.733 304.027 587.760 460.437 623.913 1.084.350 884.068 1.360.026 2.244.094 1.931.970 2.813.514 4.745.484 4.304.108 4.924.488 9.228.596 6.715.638 8.086.642 14.802.280 10.849.962 15.653.736 26.503.698 16.080.919 23.655.009 39.735.928 20.077.498 39.554.370 59.631.868 27.808.099 56.508.070 84.316.169 27.996.744 62.080.117 90.076.861 32.672.814 74.256.413 106.929.227 % Dalm Dolayl Vergiler 37.20 35.52 36.63 40.59 41.74 52.32 47.99 50.37 50.35 46.59 47.89 47.75 49.58 51.44 51,73 57,54 60,60 59,29 53,36 54,63 59,06 59,53 66,33 67,02 68,92 69,44
Yllar 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005
Dolaysz Vergiler 62.80 64.48 63.37 59.41 58.26 47.68 52.01 49.63 49.65 53.41 52.11 52.25 50.42 48.56 48,27 42,46 39,40 40,71 46,64 45,37 40,94 40,47 33,67 32,98 31,08 30,56
Toplam 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
Kaynak: Hazine Mstearl, Bte Finansman statistikleri,(evirimii) http// www. hazine.gov.tr/stat.07 Ocak 2007.
Dier taraftan, dolayl vergilerin kendi ierisindeki deiimine bakld zaman, Tablo 4ten de izlenebilecei zere, 1980lerden sonra, vergi sisteminde mal ve hizmetlerden alnan vergilerin genel olarak art eiliminde olduu grlmektedir. Bu grubun nemli gelir kalemlerinin ise dahilde alnan KDV(1985 ylndan itibaren yrrle girmesiyle birlikte), akaryakt tketim vergisi (2002 ylna kadar) ve zel tketim vergisi (2002 ylndan itibaren yrrle girmesiyle birlikte) olduu anlalmaktadr.
91
Toplam Gmrk thalat Vergisi Muamele Vergisi 18.7 20.0 25.3 26.9 25.4 3.8 3.7 3.6 4.6 6.2 2.3 3.9 3.8 4.6 5.5 thalde Alnan KDV 10.0 8.8 11.1 10.7 8.9 10.4 10.5 10.6 11.7 12.3 13.2 14.4 14.8 12.3 11.7 14.7 13.0 14.8 13.8 15.5 15.0
1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005
1.2 0.9 0.8 1.1 2.6 2.7 3.0 4.8 4.8 8.8 9.5 13.5 13.4 11.6 15.2 12.3 14.2 22.9 26.5 26.0 27.5
12.7 12.7 12.5 11.7 10.9 10.6 10.2 9.5 9.8 10.6 11.2 11.1 10.2 10.3 10.1 13.7 13.1 8.1 7.3 7.6 8.5
28.7 31.0 30.6 31.5 29.9 30.1 31.6 33.4 33.9 40.1 39.6 43.3 41.8 39.1 41.3 42.9 45.6 50.4 52.1 52.1 53.1
5.7 4.8 4.7 4.1 2.8 2.3 1.3 1.2 3.3 2.4 2.8 2.4 2.4 1.8 1.6 1.4 0.9 1.0 1.0 1.2 1.1
3.5 2.9 3.7 3.9 4.8 4.9 4.4 4.3 2.5 2.1 2.0 0.5 0.2 0.2 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1 0.1
19.2 16.5 19.5 18.7 16.5 17.6 16.2 16.1 17.5 16.8 18.0 17.3 17.4 14.3 13.4 16.2 14.0 15.9 14.9 16.8 16.2
100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
Kaynak: 1980-1991 Dnemi Verileri: (Korkmaz, 2003: 152-161) 1992-2005 Dnemi Verileri: Gelir daresi Bakanl, Vergi statistikleri, (evrimii) http//www.gib.gov.tr/index.php?id= 271, 24 Ocak 2007.
92
Tablo 4 verilerinin incelenmesi neticesinde grlecei zere, 2002 ylna kadar mal ve hizmetlerden alnan vergiler ierisinde, dahilde alnan KDVnin arlkta olduu, 2002 ylndan itibaren arln zel tketim vergilerine kayd grlmektedir. Dolayl vergiler ierisinde en byk paya sahip olan TVnin, 2005 yl itibariyle hangi mal gruplarndan ne arlkta tahsil edildiini ise ekil 9 yardmyla grebiliriz.2005 ylnda, petrol ve doalgaz rnlerine ilikin olarak tahsil edilen TVnin, yaklak %60 ile zel tketim vergileri toplam ierisinde ilk srada olduunu grmekteyiz. Petrol ve doalgaz rnlerinden tahsil edilen TVyi, yaklak %26 pay ile kolal gazoz, alkoll iki ve ttn mamllerine ilikin olarak tahsil edilen TV izlemektedir. Motorlu tat aralarna ilikin olarak tahsil edilen TVnin toplam zel tketim vergileri ierisindeki pay yaklak %12 iken, %2 pay ile dayankl tketim ve dier mallara ilikin TVnin zel tketim vergilerine en az katky salad grlmektedir. ekil 9. Toplanan TVnin Mal Gruplarna Dalm (2005)
12%
2%
26%
60%
Kaynak: Gelir daresi Bakanl, Vergi statistikleri,(evrimii) http//www.gib. gov.tr/ index. php?id= 271, 24 Ocak 2007.
93
Dier taraftan, dolayl vergilerden, d ticaret vergilerinin, toplam vergi gelirleri iindeki pay, 1980li yllara kadar olduka nemli bir seviyede iken liberal ekonomi politikalarnn uygulanmasyla, dme eilimi gstermitir.yle ki, 1963 ylnda, toplam vergi gelirlerinin, %25.6s, 1969 ylnda ise %23.5i d ticaret vergilerinden kaynaklanmaktayd.Dier bir deyile, ithal ikameci politikalarn uyguland dnemlerde vergi gelirlerinin yaklak drtte biri d ticaret vergilerinden olumaktayd (Tokatlolu, 2005: 66). 1980 ylnda ise, d ticaret vergilerinin, toplam vergi gelirlerine olan katks %9.8 seviyesine gerilemitir.1980 ylndan sonra, toplam vergi gelirleri iindeki d ticaret vergileri paynn giderek ykseldii, 1984 ylnda en yksek seviyesi olan %21e ulat grlmtr.Bu tarihten sonra ise greceli olarak dk seyreden sz konusu payn, 2005 yl itibariyle, %16.2ye geriledii grlmektedir. D ticaret vergilerinden gmrk vergilerinin, toplam vergi gelirleri iindeki pay genel olarak azalmtr.Gmrk vergilerinin 1980li yllardan nceki geliimine bakldnda, 1947-1955 yllar arasnda toplam vergi gelirleri ierisinde gmrk vergilerinin paynn, yaklak %10 dzeyinde gerekletii grlmtr. Sabit kur ve enflasyon dolaysyla ihra mallarnn nispi fiyatnn artm olmas ve d ticaret hacminin daralmas sebebiyle, 1956-1958 periyodunda toplam vergi gelirleri iinde gmrk vergisinin pay yaklak %7 olarak gereklemitir.Nihayet 1958 devalasyonu ile d ticaret hacmine paralel olarak gmrk vergisinin vergi haslat iindeki pay da artm, 1959da bu pay %11.39 olmutur.1967 ylna kadar bu seviyede seyreden gmrk vergisi paynn, 1968 ylnda %8.20 ye dt, azalmann 1975 ylna kadar devam ederek 1975 ylnda sz konusu orann, %6.18 seviyesine geriledii grlmtr (Korkmaz, 2003: 162). Gmrk vergilerinin, 1980 ylnda dm olduu %3.8 seviyesinden, genel olarak azal eilimini devam ettirerek 2005 ylnda %1.1 seviyesine kadar geriledii grlmtr. Buna karn, ithalde alnan KDVnin gnmzde, toplam vergi gelirleri ierisinde en byk paya sahip olan d ticaret vergisi olduu grlmektedir.1980
94
ylnda ithalat muamele vergisi adyla tahsil edilen verginin toplam vergi gelirleri iindeki pay %2.3 iken, 1985 ylnda KDVnin yrrle girmesiyle ithalde alnan KDVnin toplam vergi gelirleri iindeki paynn %10a ykseldii grlmtr. 2005 ylna gelindiinde ise ithalde alnan KDVnin toplam vergi gelirleri iindeki pay %15 seviyesine ykselmitir. Bu ise 1980 ylna gre, alnan KDVnin toplam vergi gelirleri iindeki paynn yaklak %552.2 seviyesinde ykseldii anlamna gelmektedir. Sonula, ilgili dnem itibariyle, toplam vergi gelirleri iinde, gmrk vergilerinin pay azalrken, ithalde alnan KDVnin pay artmtr.
lkeler ierisinde sadece Meksika ve Slovakyada, Trkiyeye benzer ekilde vergi gelirlerinin nemli bir ksmnn dolayl vergilerden karland grlmektedir.2004 yl itibariyle Meksikada toplam vergi gelirlerinin %67.2si dolayl vergilerden karlanmtr.Meksikay, %65.6 dolayl vergi pay ile Slovakya Cumhuriyeti takip etmektedir. Tablo 5 verilerine gre, toplam vergi gelirlerine dolayl vergilerin en az katky yapt lkelerin banda, ABD ve Avustralyann geldii grlmektedir.2004 yl itibariyle, ABDde, toplam vergi gelirlerinin %24.9unun dolayl vergilerden karland grlrken, bu oran Avustralyada %28.5 dzeyinde geeklemitir.
95
Tablo 5. 2004 Yl in OECD yesi lkelerde Toplam Vergi Gelirleri erisinde Dolaysz ve Dolayl Vergi Paylar lke Avusturya Avustralya Belika Kanada ek Cumhuriyeti Danimarka Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan Macaristan zlanda rlanda talya Japonya Kore Lksemburg Meksika Hollanda Yeni Zelanda Norve Polonya Portekiz Slovakya Cumhuriyeti spanya sve svire ngiltere ABD
Kaynak: FTA, Tax
Dolaysz Vergiler 55,6 71,5 61,9 69,2 45,4 66,1 56,2 53,3 50,3 42,7 40,3 54,9 55,1 53,8 67,4 49,8 57,2 32,8 47,3 66,2 62,2 37,9 42,3 34,0 55,7 63,5 68,7 60,1 75,1
Burden 2006,
Dolayl Vergiler 44,1 28,5 36,5 30,8 54,0 33,5 43,5 46,4 49,2 56,9 59,4 45,1 44,5 45,8 32,6 50,2 42,6 67,2 51,4 33,8 37,8 60,9 57,3 65,6 43,7 36,1 31,3 39,4 24,9
(evrimii)http:www.estv.admin.ch/data/sd/e/
Bununla birlikte, OECD lkeleri; dnemsel olarak bir incelemeye tabi tutulduu zaman, genel sat vergilerinin toplam vergi gelirleri ierisindeki arlnn zaman iinde artt grlmtr.Tablo 6dan da izlenebilecei gibi, nemli bir dolayl vergi tr olan genel sat vergilerinin toplam vergi gelirleri iindeki pay, OECD lkeleri ortalama
96
deerleri ele alndnda, 1980 ylnda %15.3 seviyesinde iken 2003 ylnda %18.9 seviyesine ulamtr. Tablo 6. OECD yesi lkelerde Genel Sat Vergilerinin Toplam Vergi Gelirleri indeki Pay lke Avusturya Avustralya Belika Kanada ek Cumhuriyeti Danimarka Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan Macaristan zlanda rlanda talya Japonya Kore Lksemburg Meksika Hollanda Yeni Zelanda Norve Polonya Portekiz Slovakya Cumhuriyeti spanya sve svire Trkiye ngiltere ABD OECD Toplam
php?id= 271, 24 Ocak 2007.
1980 1985 1990 1995 2000 2002 2003 20.1 21.0 20.8 18.7 18.8 18.7 18.4 5.3 7.9 8.0 8.7 12.0 13.5 13.7 17.0 15.8 16.5 15.3 16.3 15.7 15.6 11.5 13.2 14.1 14.0 14.3 15.0 15.1 16.7 18.3 17.4 17.1 22.3 20.1 20.5 19.3 19.3 20.1 20.1 17.4 18.3 19.3 17.4 17.4 18.2 19.4 21.1 20.0 18.8 17.4 16.9 16.7 16.8 16.6 15.8 16.6 17.4 18.4 18.0 17.9 13.2 17.2 26.5 23.0 21.8 23.6 22.4 19.4 26.1 24.5 26.1 28.9 33.0 32.3 31.7 29.8 28.1 27.7 14.8 20.6 20.6 21.2 23.1 25.0 24.5 15.6 14.5 14.7 13.8 15.4 15.0 14.2 4.4 5.4 9.1 9.5 9.5 22.0 21.1 19.7 18.9 17.0 18.9 18.2 11.6 12.8 13.9 14.0 14.6 14.8 15.5 15.7 15.9 20.8 16.9 18.7 19.3 19.4 15.8 16.2 16.5 15.6 17.4 19.2 19.7 10.2 10.4 22.4 22.8 24.9 25.3 26.1 18.2 18.2 18.8 21.2 20.3 20.4 20.0 17.1 22.0 21.3 21.7 16.2 12.6 19.6 22.4 23.2 22.8 22.9 22.5 23.3 22.0 10.2 14.7 16.0 15.9 17.5 16.7 17.2 13.4 14.0 14.9 19.4 16.7 18.4 18.4 9.2 10.7 11.6 12.0 13.1 13.0 13.4 23.3 20.1 31.1 24.2 26.2 24.9 14.7 15.9 16.8 19.3 18.3 19.3 19.8 7.0 7.9 8.0 8.0 7.6 8.2 8.4 15.3 16.4 17.4 17.7 18.5 18.9 18.9
97
98
1973 petrol kriziyle birlikte, ekonomide yaanan enflasyon ve durgunluk (stagflasyon) durumunun, tm dnya ekonomilerini olumsuz olarak etkilemesi nedeniyle Keynesgil politikalara ve refah devletine ar eletirilerde bulunulmutur.Neo-liberal politikalarla gittike n plana kan yeni sa anlay, devletin mdahale alannn snrlandrlmas ynnde admlar atmtr.lkelerin ou, 1980li yllardan sonra, kamu ynetimi alannda reform yapma gereini duymu ve piyasa temelli bir kamu ynetimi ina etmek amacyla reformlar uygulamtr.Devleti, iine girdii mali krizden kurtarmaya ynelik neo-liberal politikalarn siyasal alandaki sylemi olan yeni sa, ekonomik, sosyal, siyasal ve ynetsel boyutlaryla kapsaml bir dnm ifade etmektedir.Sz konusu anlay, 1970lerin krizinin, 1979-1981 arasnda yaanan ikinci petrol okuyla daha da arlamasyla birlikte, ayn dnemde iktidara gelen, ngilterede Thatcher ve ABDde Reagan hkmetlerinin rndr (Demirel, 2006: 105-110). Yeni uluslar aras ekonomik dzen ierisinde lkeler, ticaret ve sermaye piyasalarn liberalize etmiler ve uluslararas sermayenin serbeste hareket imkanna kavumasna olanak salamlardr.Bu yllarda balayan ve hala devam eden irket evlilikleri sonucu ortaya kan dnya irketleri, mal, kredi ve sermaye piyasas ilemleri ile dnya ekonomisine istedikleri ekilde yn vermeye balamlardr.Yeni ekonomik dzen, uluslararas irketlere sahip devletlerin, hakim olduu, Dnya Ticaret rgt, Dnya Bankas, Uluslararas Para Fonu ve bu kurulularla birlikte alan, uluslararas denetim ve rating kurulular ile kurallarn koymaya devam etmektedir (Tanrverdi, t.y.:1). 1980li yllarn ortasndan itibaren, faktr hareketlerinin nndeki engelleri kaldrma abalar, zelletirme ve Dou Bloundaki dalma ile birlikte, piyasalarn yeniden dzenlenmesi ve teknik ilerlemeler, kresellemenin sacayaklarn oluturmutur (Mercan, 2004: 33). Kresellemenin sacayaklarndan birisi olan zelletirme ile devlet hacminin kltlmesi hedeflenmitir.Kresellemenin getirdii yeni devlet anlay, zelletirme ile devletin iletmecilikten ekilerek, hacmini daraltrken, sadece kamusal mal ve hizmet retimine odaklanmasn ngrmektedir.Dier bir deyile devlet, savunma, diplomasi, adalet gibi hizmetleri ifa etmeli, dier mal ve hizmetlerin retimini zel sektre
99
brakmaldr.Gnmzde, eitim-salk gibi yar kamusal hizmetlerin, elektrik gibi doal tekellerin piyasa aracl ile sunulmasna ynelik dzenlemeler bu gr dorultusunda yaplmaktadr.Dolaysyla kreselleme ile devlet btesinde yaanacak dnm, tek ve hacmi kk btecilie doru olacaktr.(Demirba, 2003: 93). zelletirmeler ile sadece mali amac olmas ngrlen btenin, gelir taraf olan vergi boyutunda da bir takm deiikliklerin olmas kanlmazdr. yle ki, 1980li yllardan sonra, lkelerin ounluunda yaanlan yapsal dnmle birlikte, uluslararas ticaretin nndeki engellerin kaldrlmas, mobil hale gelen sermayenin, daha az vergi deyecei, dolaysyla daha fazla kar elde edecei alanlara kaymasna sebep olmutur.Kreselleme, tam da bu noktadan hareketle, lkelerin vergi sistemleri zerinde etkili olmaktadr. Zira, kresellemeye uyum salayan lkeler, bu sermayeyi kendi lkelerine ekmek iin, vergi politikalarn gzden geirmekte ve vergi oranlarn indirme yoluna gitmektedirler.Dolaysyla kreselleme, lkelerin vergileme kapasitelerinin ve vergi yk dalmnn deimesinde etkili olmaktadr.Ekonomik snrlamalarn ortadan kalkt, kresel bir kye dnen dnyada, ulusal arz ve talebe dayal zmlerin yerini, kresel arz ve talebin esas alnd zmler almtr.Bunun sonucunda vergi politikalar da, ulusal snrlarn dna karak uluslararas nitelik tar hale gelmitir. vergi politikalar, sadece uygulanan lkelerde deil, o lkenin dndaki dier lkelerde yaayan, birey ve iletmeleri de yakndan ilgilendirmeye balamtr.Bu durum, zellikle akkan durumdaki sermaye gelirleri ile ok uluslu irketler asndan ak bir ekilde ortaya kmaktadr.Nakdi sermaye geliri elde edenler, teknolojinin salad imkanlar kullanarak, vergi oranlarnn dk olduu lkelere, yatrmlarn aktarmaktadrlar.Dier taraftan, ok uluslu irketler vergi yklerini asgari dzeyde tutabilmek iin, uygun yatay ve dikey rgtlenme modellerine ynelmektedir.Artk, gerek bireysel yatrmclarn gerekse ok uluslu irketlerin, dnyann faaliyetlerini kaydrmalar, basit bir bilgisayar ilemi herhangi bir vastasyla yerinde daha dk vergi uygulayan bir lkeye sermaye transfer etmeleri veya gerekleebilmektedir.zellikle gelimekte olan lkelerin finansman ihtiyac iin,
100
yabanc tasarruflara olan gereksinimleri dikkate alndnda, bu kresel sermaye, lkeler asndan daha da nemli hale gelmektedir (Tanrverdi, t.y.:1,2). Kreselleen devletin vergi politikasnda ise, aada belirtilen ekilde deiiklikler olaca ngrlmektedir (Giray, 2005:102,103): - Kreselleme sreci ncesi, her lke kendi vergi politikasn ulusal ekonominin gereksinmelerine gre biimlendirmekteydi. Vergileme ekilleri ve dzeyi; kamu tarafndan salanacak mal ve hizmetlerin dzeyi, bir lke iin gerekli olan kaynak tahsisi, istikrar ve yeniden datm amalarna dayal olarak oluturulmaktayd. Yine vergi oranlar, kamu harcamalarnn dzeyi ve vergi teviklerinin kullanm, ncelikle ulusal etkileri baz alnarak ve ulusal kurumlara dayal olarak kararlatrlan konulard. Vergi politikalarnn dier ekonomiler zerindeki etkileri, baz uluslararas yaylmlar dnda genellikle snrlyd. Kreselleme sreci ile birlikte lkeler, rakipleri veya ticari ilikiler iinde bulunduklar dier lkelerin vergi politikalarndaki deiikliklerinden kendilerini izole edemezler. Bu durum mali literatrde mali dsallk kavramyla aklanmaktadr. Mali dsallk genel olarak, bir vergileme yetkisine sahip otoritenin belirleyecei vergi orannn, dier vergileme otoritelerinin vergi gelirlerini etkilemesini ifade etmektedir. Mali dsallk , negatif mali dsallk ve pozitif mali dsallk eklinde ikiye ayrlr. Bir blge ynetiminin kendi sakinlerinin refahn artrc uygulamalar, dier blgelerde yerleenlerin refahnda dmeye yol aabilir. Buna mali literatrde, negatif mali dsallk denir. Bir lkedeki vergi yk art, baz yatrmlarn lkeden kamasna neden olur. Vergiyi artran hkmet, vergi matrahnda bir kayp olarak bunu grecektir. Fakat bu durum dier lkeler iin bir kayp olmayabilir. Yatrmlarn gittii dier lke, vergi orann ykseltmese bile, bu deiimden dolay gelir elde edecektir. Bu ise pozitif mali dsallktr. Ayrca kreselleme lkeleri, yatrmlar iin mali iklim salayacak uygun yer dzenlemek zere vergi sistemlerini ve kamu harcamalarn devaml olarak deerlendirmeye tevik etmektedir.
101
- Dier taraftan, artan kreselleme vergileme alannda ulusal politikalarn gcn snrlamaktadr. Dier bir ifadeyle lkelerin vergi politikalarn belirlemedeki bamszlklarn azaltmtr. Kresellemenin, devletlerin vergi politikas zerindeki bahsekonu etkileri
sonucu, vergilemenin kayna ve tarifesi konusunda aadaki deiikliklerin yaanaca ngrlmektedir (Demirba, 2003: 94,95); - Sermaye zerindeki vergi yknn decei, - Dz oranl vergilemeye geilecei (KDV dahil), - Gelir yerine tketimin vergilendirilecei. Kreselleen bir ekonomide, yabanc yatrmlar bir yerden bir yere g ederken, vergilerin arln nemseyecei gibi, elbette bu hususu devletlerde nemseyecektir.Zira, devletler bir taraftan kendi sermayesinin gn nlemek, dier taraftan yabanc sermayeyi lkeye ekmek iin sermaye zerindeki vergi ykn drmek zorunda kalacaklardr.Gelir yerine tketimin vergilendirilmesi ile dz oranl vergilemeye geilmesinin temel dncesi de tezimizin 2.6.blmnde belirtildii zere, temel olarak tasarruflarn vergi d braklmas dncesine dayanmaktadr. Kreselleme ile birlikte, devletlerin vergileme yapsnda meydana gelen; sermaye zerindeki vergi yknn azaltlmas, tasarruflarn vergilendirilmemesi ve tketim tabanl dolayl vergilere doru ynelme eklindeki dnmlerin, vergi rekabetinden kaynakland ileri srlmektedir. Vergi rekabeti, bir lkede iletmelerin rekabet gcn artrmak veya yabanc yatrmlar lkeye ekebilmek iin, vergi ykmllerinin vergi yklerini azaltarak, bir lkenin ulusal ekonomisini gelitirme eklinde tanmlanmaktadr.Kreselleme sreci balamnda, vergi rekabetiyle ilgili teorik olarak hipotez ileri srlmektedir. Bu hipotezler (Giray, 2005: 2) ; - Bir lke dnya sermaye piyasasna ne kadar fazla entegre olursa, sermaye vergileri o kadar dk olacaktr,
102
- Bir lke dnya sermaye piyasasna ne kadar fazla entegre olursa, emek zerinden alnan vergiler sermaye vergileri ile karlatrldnda o kadar yksek olacaktr, - Belirli bir entegrasyonun varlnda, az gelimi lkeler, gelimi lkelere gre daha dk sermaye vergisi oranlarna sahip olacaklardr, eklinde sralanabilir. Kreselleme ile birlikte lkelerin vergi rekabetine girierek, sermayeyi kendi lkelerine ekme gayretlerinin, sermaye zerinden alnan vergilerin drecei eklindeki hipotez dorulanm durumdadr.Kresellemenin, zellikle kurumlar vergisi zerinde nemli derecede etkili olduu grlmtr. yle ki, OECD lkelerinde en yksek ortalama kurumlar vergisi oran 1986daki %41lik dzeyinden 2000de %32ye gerilemitir . Vergi oranlarndaki azalma eilimi kiisel gelir vergisi iin de geerlidir: OECD lkelerinde, ulusal dzeydeki, en yksek ortalama kiisel gelir vergisi oranlar 1986da % 55 iken, 2000de yzde 41e gerilemitir. Keza OECD ortalamas olarak, merkezi ve yerel ynetim rakamlarn da ieren en yksek ortalama kiisel gelir vergisi oranlarnda son yirmi ylda yzde 20lik bir geveme sz konusu olmutur (Aktan,Vural, 2004: 2,3). Dier taraftan, kreselleme sreci ile birlikte, az gelimi lkelerin, gelimi lkelere gre daha dk sermaye vergilerine sahip olaca hipotezinin de dorulandn grmekteyiz. Zira, kreselleme ile birlikte, kurumlar vergisi oranlarndaki indirim devam ederken, 2003 ylnda yaplan bir aratrmaya gre, ortalama kurumlar vergisi oran Latin Amerika lkelerinde yzde 30.5, Asya-Pasifik lkelerinde yzde 30.3, OECD lkelerinde yzde 30.7 ve AB yesi lkelerde yzde 31.6 dzeyine inmitir. Sz konusu aratrmaya gre global dzeyde kurumlar vergisi oranlarndaki azalma eilimi srmektedir.Dier taraftan, gl ve gelimi ekonomilerin daha yksek kurumlar vergisi oranlarna sahip olduu gzlenmektedir. Kurumlar vergisi oranlarnda indirim
103
yapmak suretiyle yabanc yatrmclar ekme eilimi kk ve az gelimi lkelerde daha yaygn bir uygulama gibi grnmektedir (Aktan,Vural: 2004: 3). Kresellemenin, kurumlar vergisinin yan sra servet vergileri zerinde de nemli etkileri bulunduu grlmektedir. Artan vergi rekabeti karsnda lkelerin, servet vergilerini ve yabanclarn faiz, kar pay ve dier yatrm kazanlar zerinden alnan vergileri nemli lde azaltt veya yrrlkten kaldrd grlmektedir. Sermayenin mobilitesinin artmas yeniden datm ilevine sahip vergilerin tahsilini gletirmekte ve bu vergileri hi almayan veya daha az alan lkeler karsnda yksek vergi ykne sahip lkelerin rekabet gcn geriletmektedir. Bu nedenlerle 90l yllarda skandinav lkeleri servet zerinden alnan vergileri azaltrken Hollanda, Avusturya ve Almanya bu tip vergilerin ounu uygulamadan kaldrmtr.Yabanc sermaye yatrmlarndan elde edilen karlarn yurtdna karlmas nnde nemli bir engel oluturan yksek vergilemenin dolaysz yabanc yatrmlar caydrma gcne sahip olduu dncesiyle, son on ylda 19 byk ekonomi yabanclarn faiz gelirleri zerinden alnan vergilerde yar yarya indirim gerekletirmitir (Aktan, Vural 2004: 5). Tezin 3.1.blmnde ayrntl olarak belirtildii zere, 1980li yllardan sonra gerek Trkiye gerekse, OECD lkelerinde dolayl vergilerde izlenen ykselme eilimi ise vergi rekabetinin bir dier sonucu olarak ortaya kmaktadr. yle ki, vergi rekabeti nedeniyle mobil olan sermayenin vergilendirilmesinde zorluklarla karlaan devletler, areyi kolay yansmas nedeniyle nihai olarak tketiciler zerinde kalan tketim vergilerine bavurmakta bulmulardr. Bu sebeple, 1980li yllarda yaylan kreselleme ile birlikte, vergi gelirleri toplam ierisinde, gelir ve servet tabanl vergilemeden, tketim tabanl vergilemeye doru ynelme yaanmaktadr. Tablo 7den de izlenebilecei gibi, Trkiye dahil birok OECD lkesi, 1980 sonras KDVyi yrrle koymulardr. Toplam vergi gelirleri iinde gittike daha nemli hale gelen bu verginin oranlar dolaysz vergilerdeki eilimin aksine dnemsel
104
olarak ykselmitir. Tablo 7den de grlecei zere, 1980li yllardan itibaren OECD yesi lkelerde genel olarak standart KDV oranlar ykselmitir. Tablo 7. OECD yesi lkelerde Uygulanan Standart KDV Oranlar lke Avusturya Avustralya Belika Kanada ek Cumhuriyeti Danimarka Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan Macaristan zlanda rlanda talya Japonya Kore Lksemburg Meksika Hollanda Yeni Zelanda Norve Polonya Portekiz Slovakya Cumhuriyeti spanya sve svire Trkiye ngiltere ABD
44 29.xls,15 Mart 2007
Yrrlk Tarihi 1973 2000 1971 1991 1993 1967 1994 1968 1968 1987 1988 1989 1972 1973 1989 1977 1970 1980 1969 1986 1970 1993 1986 1993 1986 1969 1995 1985 1973 -
105
Tablo 7 verilerine gre, OECD lkeleri iinde ABDde KDV uygulamasnn bulunmad, dier taraftan Japonyann yzde 5lik standart oranla en dk KDV oranna sahip olduu grlmtr. Tablo 7ye gre, 2005 yl itibariyle, OECD lkeleri iinde sve, Norve, Macaristan ve Danimarka yzde 25lik standart oranlaryla, en yksek KDV oranna sahip lkeler konumundadr. Dolaysz vergilere nazaran dolayl vergi oranlarndaki art eilimi, vergi rekabeti sonucu vergi yknn mobil retim faktrlerinden mobil olmayanlara doru kaydnn gstergesi olarak deerlendirilebilir. Dier taraftan, Trkiye, dnyada yaanlan kreselleme srecinin dnda kalmamtr.Trkiyede, 1980li yllardan sonra toplam vergi gelirleri ierisinde dolayl vergi paylarnn artmas tesadfi bir durum deildir.Sz konusu art, Trkiye ekonomisinde 1980li yllardan itibaren yaanan yapsal dnmle ilintilidir. yle ki, Trkiyede 1970li yllardan itibaren ar bir biimde yaanan ve toplumu olumsuz ynde etkileyen sosyo-ekonomik bunalm giderek iddetini artrm, d ticaret ve cari demeler dengesi aklar balca sorun olmaya balamtr.Kukusuz bunda, 1973-74 petrol oklar ile ticaret ilikisinde bulunduumuz lkelerde yaanan enflasyonun rol olmakla birlikte, i politikadaki istikrarszlklar, ada ynetim anlayna kapallk, ekonomik ve toplumsal alandaki birtakm yapsal deiiklikleri salayamama da temel etkendir.Nitekim, uygulanan kur politikalaryla TLnin ar deerlenmesinin nne geilememitir.Dengelerin salanmas amacyla, ithalat bask altna alnm, dviz kontrolleri artrlmtr.1980 ylna kadar greli olarak da kapal bir model uygulanmakla birlikte, d konjonktrn yaratt krizlerden uzak kalnamamtr.Yaanan dviz darboazlar sebebiyle ou zaman, ara ve yatrm mallar ithalat sekteye uram, retim dm ve isizlik artmtr. Tm bu olumsuzluklarn younlat 70li yllar takiben, 24 Ocak 1980 tarihinde, 24 Ocak Kararlar olarak ekonomik literatre geen ve yapsal dnmleri ieren bir program uygulamaya konulmutur.Bu programn ana hatlar u ekilde zetlenebilir (Palamut,Yce, 2001: 2):
106
-%32.7 orannda devalasyon yaplarak, gnlk kur ilan uygulamasna balanlmtr. -Devletin ekonomideki payn klten nlemler alnmtr. -K Tlerdeki uygulamaya paralel olarak tarm rnleri destekleme almlar snrlandrlm, gbre, enerji ve ulatrma dnda sbvansiyonlar kaldrlmtr. -D ticaret serbestletirilmi, yabanc sermaye yatrmlar tevik edilmi, kar transferlerine kolaylk salanm, yurtd mteahhitlik hizmetleri desteklenmitir. - thalat kademeli olarak libere edilmi, ihracat, vergi iadesi, dk faizli kredi, imalat ihracatlara ithal girdilerde gmrk muafiyeti,sektrlere gre farkllaan zendirici sistem vb. enstrmanlarla tevik edilmitir. -Dvize evrilebilir mevduat uygulamasna son verilmi, dviz alm satm serbest braklm, dviz piyasas zerindeki kontroller kaldrlmtr. -Faiz oranlar serbestletirilmi ve reel faiz politikas izlenmi ve en nemlisi fiyat kontrol ve snrlamalar kaldrlarak piyasa kurallarnn geerlilii hedeflenmitir. 24 Ocak kararlar ile temel olarak amalanan, Trkiye ekonomisini, deien dnya artlarna gre yeniden yaplandrmak, da amak ve dnya ekonomisi ile entegre olarak kreselleme ekseninin dnda kalmamas iin gerekli her trl abay sergilemek ve tedbiri almaktr (Palamut, Yce, 2001: 2). 24 Ocak 1980 ylnda alnan kararlar ile Trkiyenin iktisadi yapsnda ok ciddi dnmler yaanmtr. ktisadi anlamda yaanan bu dnm, maliye politikasn da etkilemi ve maliye politikas aralar da bu deiim dorultusunda arz ynl iktisat anlay erevesinde kullanlmtr (Ejder, 2000: 130). Arz ynl iktisat anlaynn zn oluturan gelir ve kurumlar vergisi gibi dolaysz vergilerin oranlarnn drlerek ekonomide, alma, tasarruf ve yatrmn artrlmas eklindeki abalar ile Trkiyede 1981den itibaren byk sermayeyi gzetici vergi tevikleri daha fazla uygulanmaya balanlm ve bu konudaki doruk yl 1984
107
olmutur.Sz konusu tevikler ile tasarruf eiliminin yksek olduu varsaylan byk sermaye kesiminin vergi ykn azaltarak, zel yatrmlarn desteklenmesi amalanmtr.Yatrm maliyetlerinin, vergi ynnden drlmesi, belirli ekonomik faaliyetlerin vergi rejimince zel olarak tevik edilmesi ile ekonominin dinamize edilmesi hedeflenmekteydi.Bu amalarla, sermaye kesimi zerindeki dolaysz vergi yklerinin andrlmas, toplumun dier sosyal katmanlarna vergi yk kaydrmalarn kanlmaz olarak gndeme getirmitir.Bunun bir arac, tevik edilen kesimler dndakilerin dolaysz vergi yklerini artrmak, ikincisi ise, bir btn olarak dolayl vergilerin arln bytmek olabilirdi.Bunlarn her ikisi de uygulanmakla birlikte, ilk nce dolaysz vergi yk kaydrmalar denenmi, bunda fazla baar salanamaynca, 1985 ylndan itibaren dolayl vergilere yklenilmeye balanlmtr (Oyan, Aydn, 1991: 7-11). Dier taraftan, gerek Trkiye, gerekse OECD yesi lkelerde 1980lerden sonra bte finansmannda, dolayl vergilere verilen nemin kreselleme ile birlikte artt grlmekle birlikte, tez konumuz kapsamnda, dolayl vergiler-gelir dalm ilintisinin kurulabilmesi asndan, Trkiye ve OECD lkelerinde gelir dalm verilerine deinmekte fayda bulunmaktadr.
108
gelir elde etmesine karn, 2005 ylnda bu orann yaklak 7,3 kata geriledii grlmektedir. Tablo 8. Trkiyede Yllk Kullanlabilir Hanehalk Gelirlerinin Dalm
%20lik Dilimler Toplam Birinci %20 kinci %20 nc %20 Drdnc %20 Beinci %20 Gini Katsays
Bununla birlikte, T Kin hesaplamalarnda kullanm olduu yntem ve gelir tanmndan farkl olarak hazrlanan, Vergileri Kimler dyor ve Kamu Harcamalarndan Kimler Yararlanyor? adl raporda, 1994 ve 2002 yllar iin yaplan almada, gelir eitsizliinin gstergesi olan Gini katsaysnn ykseldii sonucuna ulalmtr.Sz konusu raporda elde edilen sonular, Tablo 9da gsterilmitir. Tablo 9. Trkiyede Karlatrmal Gelir Dalm
%20lik Dilimler Gelir 1 1 0,056 2 0,097 3 0,139 4 0,200 5 0,508 Gini Katsays 0,426
1994 Yl Gelir 2 0,055 0,094 0,136 0,196 0,518 0,426 Gelir 3 0,049 0,086 0,126 0,190 0,549 0,49 Gelir 1 0,040 0,077 0,126 0,206 0,550 0,572
2002 Yl Gelir 2 0,046 0,090 0,132 0,203 0,530 0,451 Gelir 3 0,053 0,098 0,140 0,208 0,500 0,44
Tablo 9da, 1994 ve 2002 yllarnda yaplan anketlerden kan sonular, ayr gelir tanm itibariyle karlatrmal olarak verilmitir.Her iki yln son stununda, Gelir 3 olarak ifade edilen ve T K tarafndan kamu oyuna aklanan dalmlar
109
verilmektedir.Gelir 1 ve Gelir 2 olarak ifade edilen dalmlar ise, bahsekonu almada elde edilen sonular ifade etmektedir. T K tarafndan yaplan almalarda, fertlerin gerek iktisadi faaliyetleri sonucu (maa, cret, yevmiye gelirleri, mteebbis gelirleri), gerekse faaliyet d (gayrimenkul kira gelirleri, menkul kymet gelirleri, karlksz transferler, izafi kira) elde ettikleri ekonomik deerlerin mal veya hizmet olarak hanehalk fertlerinin eline gemesi eklinde tanmlanan, ayni gelir kavram esas alnmaktadr.Ayni gelir kavram dnda, nakdi gelir kavram da sz konusudur.Nakdi gelir, ekonomik deerlerin YTL veya yabanc para cinsinden hanehalk ferdinin eline gemesi, banka hesabna aktarlmas veya tahakkuk etmesi eklinde elde edilen nakdi deerler olarak tanmlanmaktadr. T K almalarnda, ayni gelirin esas alnmasna karn, Vergileri Kimler dyor ve Kamu Harcamalarndan Kimler Yararlanyor? adl raporda, nakdi gelir esas alnmtr.Gelir 1 ve Gelir 2, nakdi gelirin esas alnmas suretiyle yaplan hesaplamalarn neticesini ifade etmektedir.Gelir 1, menkul ve gayrimenkul gelirler dndaki nakdi gelir iken; Gelir 2, menkul ve gayrimenkul gelirleri dahil nakdi geliri kapsamaktadr.Tablo 6da, T Kin ayni gelir ve izafi kira benzeri kalemlerini ieren Gelir 3 olarak gsterilen dalm, gelir dalmnda iyilemeyi ifade ederken, nakdi gelirin esas alnmas durumunda gelir dalmnda bir bozulma grlmektedir.Menkul ve gayrimenkul gelirleri darda tutulduunda(Gelir 1), 2002 ylnda daha da bozuk bir dalm ortaya kmtr.1994 ylnda 0,426 olan Gini Katsays 2002 ylnda 0,572ye ykselmitir. Sz konusu iki yl arasndaki bir dier fark, 1994 ylnda menkul ve gayrimenkul gelirleri gelir dalmn azda olsa bozarken(Gini katsaysnda bir deiiklik yaratmayacak lde), 2002 ylnda bu gelir kalemleri, gelir dalmn dzeltmitir (Pnar, 2004: 18,19). Dier taraftan, Tablo 10da OECDye ye 26 lkenin Gini katsaylar belirtilmitir.Tabloda, lkelerin kii bana den GSMH ve Gini katsaylarnda zaman iinde meydana gelen deiiklikler verilerek, gelir dalm ile byme arasndaki iliki ortaya konulmaya allmaktadr. Tabloda yer alan lkelerde, 2000 yl itibariyle, Gini katsays, 0.22 (Danimarka) ile 0.48(Meksika) arasnda gereklemektedir. Ayrca,
110
tablodan da izlenebilecei gibi, Gini katsays esas alndnda, lkelerin genelinde, gelir eitsizliinde son yllarda art kaydedilmektedir. Tablo 10. OECD yesi lkelerde Gini Katsays ve Kii Bana Den GSMH Verileri
lke
1980lerin 1990larn Ortas Gini Ortas Gini Katsays* Katsays* 0.31 0.24 0.29 0.23 0.21 0.28 0.34 0.33 0.31 0.28 0.25 0.45 0.23 0.27 0.23 0.37 0.20 0.43 0.29 0.34 0.30 0.24 0.28 0.26 0.21 0.23 0.28 0.28 0.34 0.29 0.32 0.35 0.29 0.26 0.52 0.25 0.33 0.26 0.39 0.36 0.34 0.21 0.49 0.31 0.36
Avustralya Avusturya Kanada ek Cumhuriyeti Danimarka Finlandiya Fransa Almanya Yunanistan Macaristan rlanda talya Japonya Lksemburg Meksika Hollanda Yeni Zelanda Norve Polonya Portekiz spanya sve svire Trkiye ngiltere ABD
1995 Yl Kii 2000 Yl 2000 Yl Kii Bana Den Gini Bana GSMH(USD) Katsays* Den GSMH (USD) 20.146 0.30 25.666 22.884 0.25 28.180 21.625 0.30 27.306 12.832 0.26 14.212 22.486 0.22 28.223 18.601 0.26 25.568 21.029 0.27 26.323 21.920 0.28 25.336 13.415 0.34 16.429 8.544 0.29 11.369 16.181 0.30 24.597 20.443 0.35 24.797 22.725 0.31 26.354 34.239 0.26 44.485 6.638 0.48 8.880 21.937 0.25 27.445 16.018 0.34 19.193 23.592 0.26 35.949 7.440 0.37 10.307 13.123 0.36 16.956 16.153 0.33 20.905 0.24 20.766 26.718 27.231 0.27 32.928 5.643 0.44 6.871 19.801 0.33 25.634 27.296 0.36 35.162
Kaynak: (OECD Factbook, 2006: 219) * Gini Katsays Verileri 100e blnmek suretiyle alnt yaplmtr.
111
Dier taraftan, dolayl vergi savunucularnn, ekonomik gelimenin salanmas durumunda, gelir dalmnn da bundan olumlu olarak etkilenecei eklindeki iddialarnn da geerlilii olmadn da Tablo 10 yardmyla grmekteyiz. yle ki, kii bana GSMH art (ekonomik byme) ile gelir eitsizliinin giderilmesi arasnda bir balant olmad Tablo 10dan net bir ekilde izlenebilmektedir.Kii bana GSMHnn dnem iinde nemli lde artt pek ok lkede, gelir dalm iyilememi tam tersine bozulmutur. 2000 yl iin, tablodaki 26 lke arasnda, Lksemburg ve Norveten sonra, en yksek kii bana GSMHya sahip olan ABD, Gini katsays esas alndnda bu defa, Meksika, Trkiye ve Polonyadan sonra gelir dalm en eitsiz drdnc lke konumunda yer almaktadr. Ayrca, Tablo 10 verileri, Trkiyenin gerek 1980 ve 1990l yllarn ortalar gerekse, 2000 yl baz alndnda, Meksika dan sonra en bozuk gelir dalmna sahip lke olduunu ortaya koymaktadr. Tablo 10 verilerine gre Trkiye, OECD yesi lkeler iinde gelir dalm en bozuk ikinci lke iken, bu bozuk gelir dalmnda, dolayl vergilerin paynn ne olduu hususu tez konumuz kapsamnda aratrlmas gereken bir durum olarak karmza kmaktadr.Tezin ilerleyen blmnde bu husus ortaya konulmaya allacaktr.
112
ifade edilebilmesi asndan sz konusu alma nem arz etmektedir. Zira, dolayl vergilerin iinde, KDV nemli bir yer tutmaktadr.Tablo 4te belirtildii zere, 1994 ylnda, genel bte gelirlerinin %20.7si dahilde alnan KDVden karlanrken, 2002 ylnda, bu orann %19.4 olarak gerekletii grlmtr.Dier bir deyile, ilgili yllarda genel bte gelirlerinin yaklak drtte biri dahilde alnan KDVden karlanmaktadr. Aratrmada, ncelikle hanehalk harcama bileimi gz nne alnarak, deiik KDV oranlarna tabi harcama kalemleri saptanmtr.1994 ylnda yrrlkte bulunan dzenlemeler erevesinde, standart oran olan %15, ham gda maddesi %1, temel gda maddeleri %8 ve kozmetik rnleri gibi lks saylan mal gruplarna uygulanan %23 oranlar ile her hanehalk iin toplam KDV hesaplanmtr.2002 ylnda ise, standart oran %18 olmak zere, bu oranlar srasyla %1, %8, %18 ve %26dr.KDV yk asndan deiik gelir gruplarnn tketim eilimi nemlidir.Tablo 11den de izlenebilecei gibi, gelir arttka tketim eilimi derken KDVnin gelire oran azalmaktadr.Tketim eilimi, dk gelir gruplarnda %100 civarnda iken (en dk gelir grubunda transferlerin eklenmesiyle %135e ulamtr), st gelir grubunda 1994 ylnda %75 ve 2002 ylnda %50lere kadar dmtr (Pnar, 2004: 31,32). Tablo 11den izlenebilecei gibi, harcama bileimine bakldnda, %1 orannda KDVye tabi olan harcamalarn toplam harcamalara oran, gelir seviyesi ykseldike azalmaktadr.%8 oranna tabi harcamalarn pay da benzer ekilde gelirle ters orantl olarak azalmaktadr.Standart orana tabi olan harcamalar ise, toplam harcamalarn en byk blmn oluturmakta ve btn gruplar iin harcamalarn yarsndan fazlasn kapsamaktadr.Bu harcamalar, gelirle doru orantl artmakla birlikte bu art dk dzeyde kalmaktadr.%23 ve %26 oranna tabi harcamalarn toplam ierisindeki pay ise, dk olmakla birlikte gelirle doru orantl olarak artmakta, ancak bu art eilimi standart mal grubundan ok daha yksek dzeyde gereklemektedir (Pnar, 2004:32). nemli bir dolayl vergi tr olan KDVnin Trkiye de gelir dalmn nasl deitirdii hususunda elde edilen sonular ise yine Tablo 11 verilerinden izlenebilir.KDV yk, gerek 1994 gerekse 2002 ylnda gelir attka azalan bir grnm
113
arz etmektedir.KDV ncesi ve sonras gelir dalm karlatrmas yapldnda ise, KDVnin gelir dalmn bozucu yndeki etkisi ortaya kmaktadr. Tablo 11. KDVnin Gelir Gruplarna Yansmas
1
Dilim %20
Harcama Paylar
KDV
Yk
1994 YILI 0,51 0,02 0,53 0,03 0,55 0,03 0,58 0,04 0,63 0,05 2002 YILI
%1
%8
%18
%26
Bu stunda deiik KDV oranlarna tabi harcamalarn pay gsterilmitir. Kaynak: (Pnar, 2004: 33)
Tablo 11in son iki stun verileri karlatrldnda, en dk gelir elde eden %20lik grubun gelirden ald pay KDV sonras 1994 ve 2002 ylarnda srasyla, binde 2,3 oranlarnda azalrken, en yksek dilimin pay srasyla binde 5 ve 7 orannda artmaktadr. Bununla birlikte, %20lik dilimler asndan KDVnin gelir dalm zerinde byk bir etkisinin olmamas, dk gelir gruplarnn harcama bileiminin byk lde dk oranl KDVye tabi mallardan olumasndan kaynaklanmaktadr.Balang gelir dalmnn arpkl gz nne alndnda, btn gruplara ayn dzeyde yanssa bile bu verginin hakkaniyeti ciddi bir tartma konusudur.Zira, KDV yk asndan bakldnda, dolayl vergilerin azalan oranl yaps net bir ekilde ortaya kmaktadr. En dk gelir grubunun ortalama KDV yk, en yksek gelir grubununkinden 1,5
114
katndan fazladr.KDV yk, orta ve orta alt olarak ifade edilebilecek gruplarca yklenilmektedir (Pnar, 2004: 33,34). Kiilerin ahsi ve ailevi durumlar gz nnde bulundurulmadan objektif olarak uyguland iin KDVnin vergi adaleti ile badamad ortadadr.Buna karn, Tablo 11 verilerinin gsterdii gibi, farkl oran yaps uygulanmas durumunda, dikey vergi adaletinde ksmi bir sonu salanarak, verginin adalet bozma etkisini zayflatabilir, ancak ortadan kaldrlamaz (nder, 1986: 21-24). Grlecei zere, oranlarndaki farkllatrma, KDVnin gelir dalm zerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldrmak iin yeterli olmamtr.Zira, dk gelir grubundakiler, gelirlerinin tamamn harcamaktadrlar. Trkiyedeki deiik meslek gruplarna dolaysyla, deiik gelir ve harcama dzeylerine sahip alan ve hanelerinin, tketim harcamalar zerindeki dolayl vergi yknn tespiti amacyla yaplan bir almann sonular da dolayl vergilerin adaletsiz yaplarn aka ortaya koymaktadr. Tablo 12 verilerinin incelenmesi neticesinde grlecei zere, dolayl vergileri herkes demektedir. lk %20lik gelir dilimine giren, sigortasz niteliksiz ii(%10.7), vergi yk asndan bakld zaman beinci gelir dilimine giren bir mhendisten (%10.2) daha fazla vergi ykne maruz kalabilmektedir. Sz konusu aratrmann dikkat ekici bir dier taraf da, harcamasnn gelire oran en dk seviyede (%57.2) olan mhendisin, tabloda belirtilen dier meslek grubuna mensup alanlar ve haneleri ile karlatrldnda, dolayl vergi yknn, sigortasz alan niteliksiz iiden sonra en dk (%10.2) seviyede olmasdr.Dier bir deyile, Tablo 12de rnek olarak gsterilen araba tamir ustasna gre yaklak drt kat, sigortasz alan niteliksiz iiye gre 6 kat fazla gelir elde eden mhendis, sigortasz iiyle benzer, araba tamir ustasna gre ise daha az vergi ykne tabi olmaktadr.Bu durum, gelir dtke harcamann gelire orannn genel olarak ykselmesinden kaynaklanmaktadr.
115
Tablo 12. Deiik Meslek Grubunda alanlar Ve Hanelerinin Tketim Harcamalar zerindeki Dolayl Vergiler Mhendis Araba Tamir Ustas 3 689,8 698,8 101,3 84,4 27,3 111,7 16,2 16,0 Sigortasz alan Niteliksiz i 1 422,55 325,98 77,1 35,48 9,59 45,07 10,7 13,8
Ait Olunan %20lik Gelir Dilimi Aylk Gelir (YTL) Aylk Harcama(YTL) Harcamann Gelire Oran (%) Harcamalar zerindeki Toplam KDV (YTL) Harcamalar zerindeki Toplam TV vb. Dolayl Vergi (YTL) Harcamalar zerindeki Verginin Toplam Harcamalar zerindeki Verginin Gelire Oran(%) Dolayl Dolayl
Dolayl vergilerin, toplam vergilerin ok byk bir ksmn oluturmas hususu da dnldnde, devletin yapt harcamalarn finansman iin, dk gelir gruplarnn yksek gelir gruplarna gre daha fazla fedakarlkta bulunduklar net olarak ortaya kmaktadr.Bylelikle, gelir dalmnn en bozuk olduu lkelerin banda gelen Trkiyede, dolayl vergilerin dk gelir gruplarn olumsuz olarak etkileme zellii daha ar bir duruma gelmektedir.
116
SONU
Dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkilerinin tespiti amal balatlan tez almamzda, sz konusu vergilerin adalet ilkesine uygun olup olmad hususunun farkl gr alar paralelinde aklamas yaplmtr. Bu aklamalarmz esnasnda, son yllarda zellikle ABD bata olmak zere, artan lobicilik faaliyetleri kapsamnda dk tasarruf oranlarnn ykseltilmesi bylelikle srekli bir iktisadi bymenin salanmas iin hazrlanan planlarn bazlarnda, artan oranl vergilemenin tamamen tasfiyesi ile yerine dolayl bir sat vergisi ikame edilmesi eklinde nerilerde bulunulmakta olduundan bahsedilmiti. Artan oranl bir vergilemeye kar kmann neticelerinden biriside dolayl vergi nerileri olmutur.Hatta bu neriler, toplam vergi gelirleri ierisinde dolayl vergilerin paynn artmas ynnde bir neri sunmann tesinde, Lugar plannda olduu gibi sadece sat vergisinden oluan bir vergi sistemi nerisine kadar varmtr. Ancak bu noktada u belirtilmelidir ki, dolayl vergilerin gelir dalm etkileri maliye teorisinde yeni ele alnan bir konu deildir.Tezimizin 2.4.5.2. blmnde ifade edildii zere, bir verginin tamamen kaldrlarak baka bir verginin yerine ikame edilmesi eklindeki diferansiyel yansma analizi erevesinde, esasnda Lugar Plan nerileri ele alnm bulunmaktadr.Sz konusu analiz sonular da gelir vergisinin yerine sat vergisi uygulanmasnn, tasarruf edenlerin lehine gelir dalmn deitirdiini ortaya koymaktadr.Toplam tasarruflarn, yatrm hacminin dolaysyla iktisadi bymenin belirleyicisi olduu dikkate alnrsa, gelir vergisi yerine sat vergisi uygulamas ayn zamanda iktisadi bymeye de katk salayacaktr. Bununla birlikte elbette yansma analizinin bir sonucu daha vardr ki, buda dolayl vergi ikamesinin tketicilerin aleyhine olmak zere gelir dalmn deitirecei eklindedir.Tketiciler aleyhine gelir dalmnn deimesi, ayn zamanda, gelirlerinin tamamn harcamak durumunda olan dk gelirlilerin aleyhine gelir dalmnn bozulmas anlamna gelmektedir.
117
OECD yesi lkelerin GSMH ve Gini katsays verilerinin deerlendirilmesi neticesinde ise, iktisadi byme ile gelir dalmnn birebir ilikili olmad, dier bir deyile, kii bana den GSMH seviyeleri nemli artlar gsteren lkelerin ayn dnemde gelir eitsizliklerinin artt ortaya kmtr. Bununla birlikte, tez almasnda elde edilen sonulara gre, toplam vergi gelirleri iindeki dolayl vergi paylar ile iktisadi bymenin de birebir ilikili olmadn ifade etmek durumundayz.Zira, 2004 verilerine gre OECD yesi lkeler ierisinde, en yksek dolayl vergi payna sahip lkelerin, az gelimi olarak nitelendirilen Trkiye, Meksika ve Slovakya gibi lkeler olduu grlmektedir. ktisadi ynden gelimi lkelerin vergi sistemleri iinde ise, dolaysz vergilerin arlkl olduu anlalmtr. Tez konumuz kapsamnda, dolayl vergiler ve gelir dalm ilikisi asndan elde edilen sonu ise, en eitsiz gelir dalmna sahip lkelerin banda gelen Meksika ve Trkiyenin, ayn zamanda toplam vergi gelirleri iinde en yksek dolayl vergi payna sahip lkeler olduudur.Buna karn, bu durum, her iki lkede dolayl vergi paylar yksek olduu iin gelir dalm da eitsizdir eklinde yorumlanmamaldr. Zira, gelir dalm verilerine gre OECD yesi lkeler iinde en eitsiz gelir dalmna sahip lkelerden birisi olan ABDde, vergi gelirleri iinde dolaysz vergilerin arlkta olduu grlmektedir.Sadece net bir ekilde ifade edilebilecek olan husus, eitsiz gelir dalmnn sebeplerinden bir tanesinin de vergi gelirleri iindeki, dolayl vergi paylarnn ykseklii olduudur. Trkiye iin yaplan bir almada elde edilen sonular ise, dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki olumsuz etkisini net bir ekilde ortaya koymutur.Veri olarak gelir dalm bozuk olan bir lkede, arlkl olarak, dolayl vergiler uygulanyorsa, vergileme sonras oluan gelir dalm verileri ok daha vahim olacaktr. Trkiyede olduu gibi, dolayl vergiler, zaten bozuk olan gelir dalmn daha da bozuyorsa, btenin dier taraf olan kamu harcamalarnn gelir dalmn kimlerin lehine olarak deitirdii hususu net etkinin ifade edilebilmesi asndan olduka nemlidir.
118
Yeni Zelandada yaplan bir almann neticeleri aktarlrken belirtildii zere, bir lkede, kamu harcamalar byk lde dk gelir grubundaki kiilere ynelik olmak zere yaplan eitim, salk ve refah harcamalar kapsamnda ise, o lkede dolayl vergilerin net yansmasnn gelir dalmn bozucu ynde olduundan bahsedilemez. Buna karn, dolayl vergilere bir finansman kayna olarak baklan az gelimi lkelerde, harcamalarn nemli bir ksmn oluturan faiz giderleri dolaysyla st gelir gruplarna yaplan transferler arlktaysa ve dk gelir gruplarna ynelik sosyal nitelikli harcamalar kstl kalyorsa, kamu harcamalarnn gelir dalmn dk gelirli gruplarn lehine dzeltmedii veya gelir dalmnda kayda deer bir iyileme yaratmad sonucuna ulalacaktr. Dier bir deyile, btenin net yansmasna bakarak, bir lkede dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki net etkilerini ifade etmek, genel geerlilii olan bir sonu olmaktan te, o lkenin kendi harcama yapsnn ekillendirdii bir sonu olacaktr. Oysa, bir lkede dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki ilk etkilerinin dk gelirli gruplarn aleyhine olduu net bir ekilde ifade edilebilir. Dk gelir gruplarna ynelik olarak oluan bu negatif etki, zorunlu ihtiya maddelerine vergi muafiyeti uygulanmas, vergi iadesi, akll kart vb. uygulamalarla hafifletilebilecei gibi kamu harcamalarnn bu gelir gruplarna ynelik olarak kullandrlmas ile ortadan kaldrlabilir.Bu iin telafi boyutudur.Ancak, tez kapsamnda esas olarak incelenen konu, dolayl vergilerin gelir dalm zerindeki etkisidir.Hangi lke ele alnrsa alnsn, teorik olarak geerli olan dolayl vergilerin, dk gelir grubundakilerin aleyhine gelir dalmn bozduu eklindedir.Dolayl vergilerin, lks ve zorunlu mallara farkl oranlarda uygulanmas halinde bile, sz konusu olumsuz etki tamamen ortadan kaldrlamayacak ancak zayflatlm olacaktr.
119
KAYNAKA
Acar, Mustafa: Kreselleme mi, Kreselletirme mi?, Piyasa, Gz 2004, Say:12, s.1-14. Akaln, Gneri: Akdoan, Abdurrahman: Kamu Ekonomisi, Aka Yaynlar/314 ,t.y. Gelir Vergisi Asndan Vergi Adaletine Teknik Bir Yaklam, Ankara: ktisadi ve Ticari limler Akademisi Maliye Fakltesi, Maliye ve Vergi Hukuku Enstits Yayn No :1/9. Akdoan, Abdurrahman: Aksoy,erafettin: Aktan, Cokun Can: Kamu Maliyesi, Ankara: Gazi Kitabevi,2005. Kamu Maliyesi, stanbul: Filiz Kitabevi, 1995. "Vergilerin Tahsilinde Temel lkeler," Maliye Yazlar Dergisi, Say:24.Mays-Haziran 1990, s.40-50. Aktan, Cokun Can, stiklal Yaar Vural: Vergi Rekabeti, Erciyes niversitesi . .B.F Dergisi, Say:22, Ocak- Haziran 2004, s.1-18, (evirimii) http//www.iibf.erciyes. edu.tr/dergi/say22/ccaktan.pdf, 10 Mart 2007. Aktan, Cokun Can, stiklal Yaar Vural: Gelir Dalmnda Adaletsizlik ve Gelir Eitsizlii: Terminoloji, Temel Kavramlar ve lm Yntemleri, 2002a, Hak- Konfederasyonu Yaynlar (evirimii)
http//www.canaktan.org /ekonomi /yoksulluk/ birinci-bol/aktanvural-gelir dagilimi.pdf, 18.07.2006. Aktan, Cokun Can: Bir Piyasa Baarszl Nedeni Olarak Gelir Dalmnda Adaletsizlik ve Yoksulluk Sorunu: Kamu Ekonomisinin Rol Ve Kamu Politikas Aralar Yoksullukla Mcadele Stratejileri, Hak-
120
Konfederasyonu
Yaynlar,
2002b,
(evirimii)
http//www.canaktan.org /ekonomi /yoksulluk/ birinci-bol/aktanpyasa-baarisiz.pdf, 18.07.2006. Aktan, Cokun Can: Gelir Dalmnda Adalet Salanmas ve Yoksulluk Sorununun Ortadan Kaldrlmas iin Vergi Sistemi Nasl Dizayn Edilmeli, Hak- Konfederasyonu Yaynlar, 2002c, (evirimii) dorduncu http//www.canaktan.org /ekonomi/yoksulluk/
bol/optimal-vergi.pdf, 18.07.2006. Alkin, Erdoan: Para ve Maliye Politikalarnn Gelir Dalmna Etkisi,
Ekonomik ve Sosyal Ettler Konferans Heyeti, Panel, 1989. Atlgan, Hasan: Vergilerin Ekonomik Byme zerindeki Etkileri, Ankara: Maliye Bakanl Aratrma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Bakanl Yayn No: 2004/365 Ba, Ali: zel Tketim Vergisi ve Gmrk Birlii Srecinde zel Tketim Vergisi Uyumlatrma almalar, Vergi Raporu, Say: 24, Ankara, Austos-Eyll/1996,s.15-24. Batrel, mer Faruk: ada Vergi Politikas, stanbul: - ktisat Fakltesi, Maliye Aratrma Merkezi Yaynlar No: 3694/542/77, 1993, s.217-237. Berber, Metin: Okuma Metinleri/Gelir Dalm, (evrimii) http//www.Metin
berber.ktu.edu.tr/ierik.php, 25 Austos 2006. Bloomfield, Mark: The mpact of Tax Reform on U.S.Saving, nvestment and Economic Growth (evrimii) http//www.accf.org/publications/ testimonies/test_impact-taxreform1998.html, 03 Mart 2007.
121
Boratav, Korkut:
Kamu Maliyesi Ve Gelir Dalm: Kavramlar ve Metot Meseleleri, Ankara: Sevin Matbaas, 1965.
BrocherH.,P.Llau, Ch.,A.Mchalet:
Maliye Ekonomisi, ev. Adnan Erba, Ankara: Ankara ktisadi ve dari limler Akademisi Gazetecilik ve Halkla likiler Yksek Okulu Basmevi,1981.
Maliye
Teorisi
ve
Politik
ktisat
Seilmi
Makaleler,
ev.S.Yenal NCEL, stanbul: Faklteler Matbaas,1966. Bulmu, smail: Bulutolu, Kenan: aan, Nami: elik, Aziz: Mikro ktisat, Ankara: Cantekin Matbaas, 2003. Kamu Ekonomisine Giri, stanbul: Filiz Kitabevi,1988. Vergilendirme Yetkisi, stanbul:Kazanc Hukuk Yaynlar,1982. AB lkeleri ve Trkiyede Gelir Eitsizlii: Piyasa DalmYeniden Dalm, (evirimii) http// www.calimatoplum.org/sayi 3/makale 2.pdf, 08 Ocak.2007. Demirba, Tolga: Kresellemenin Modern Devlet Maliyesine Etkileri,Saytay Dergisi, Say 50-51, Temmuz-Aralk 2003, s.87-101, (evirimii) http// www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der50m5.pdf, 12 Mart 2007. Demirel, Demokaan: Kresel Eksende Devletin Yeni Kimlii:Etkin Devlet Saytay Dergisi, Say 60, Ocak-Mart 2006, s.105-128, (evirimii) http// www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der60m pdf, 10 Mart 2007. D E Haber Blteni 2003: 2002 Hanehalk Bte Anketi Sonular, 06.11.2003, (evrimii) http:www.die.gov.tr/TURK SH/SON ST/HHGELTUK/071103.htm,
122
20 Ocak 2007. Dikmen, M. Orhan: Edizdoan, Nihat: Maliye Dersleri, stanbul: Faklteler Matbaas,1973. Kamu Maliyesi II(Kamu Gelirleri ve Vergi Teorisi), Bursa: Ekin Kitabevi,1988. Eilmez, Mahfi: Katma Deer Vergisi(Teori-Uygulama), Ankara: Gazi
niversitesi Basn-Yayn Yksek Okulu Basmevi,1983. Ejder, Haydar Ltf: Trkiyede Vergi Politikalar,G.. . .B.F Dergisi, 4/2000,s.127132, (evirimii) http// www.bayar.edu.tr./iibf/sakinc/kamu maliyesi/HaydarEJDER.pdf, 10 Mart 2007. Ekonomi Forumu: Trkiyede Gelir Dalm, stanbul: Friedrich Ebert
Vakf,11.06.1989. Eker, Ayta, Kamil Ten: Kamu Maliyesine Giri, zmir: Bilgehan Basmevi,1987. Emes, Joel, Jason Clemens, Patrick Basham, Dexter Samida: Erginay, Akif: Fitoussi, Jean Paul: Flat Tax Principles and Issues,(evrimii)
http//www.oldfraser.lexi.net /publications/ciritical-issues/2001/flat tax, 28 Eyll 2006. Kamu Maliyesi, Sava Yaynlar, 14.Bask, t.y. Shifting The Tax Burden: From Direct To 0914/fitoussi-en.pdf., 04 Mart 2007. ndirect Tax
(evrimii)http:www.europarl.europa.eu/comparl/econ/emu/ 2005
OECD:Percentage
of
Direct
and
ndirect
Taxes
2004,
123
Garner, C. Alan:
Consumption Taxes: Macroeconomic Effects and Policy Issues (evrimii)http:www.kc.frb.org/publicat/econrev/pdf/2005garn.pdf, 03 Mart 2007
Vergi
statistikleri,(evrimii)http: www.gib.gov.tr/index.php?id=
271, 24 Ocak 2007. Giray, Filiz: Kreselleme Srecinde Vergi Rekabeti ve Boyutlar, Akdeniz BF Dergisi, Say:9, 2005, s.93-122. (evirimii) http//www. Akdeniz. Edu.tr/iibf/yeni/genel/dergi/sayi09/10Giray.pdf, 08 Mart 2007. Gkbel, Doan: Tek Oranl Vergi Tartmas, (evrimii) http://www.eso-es.net /kurumsal/yazi.asp?54, 25 Ocak 2007. Hazine Mstearl: Bte Finansman 2007. Heper, Fethi: Toplumsal Yap ile Vergi Yaps Arasndaki likiler, statistikleri:Konsolide Bte Dengesi ve
Eskiehir:Eskiehir ktisadi ve Ticari limler Akademisi Yayn No: 126/148,1981. rtenk, Saffet R.: Maliye, zmir:Ege niversitesi ktisadi ve Ticari Bilimler Fakltesi Yayn No:64/13, 1971. Karaka, Eser: Trkiyede Vergi Gelirlerinin inde Dolayl Vergilerin Paynn Artmas zerine Baz Dnceler, stanbul: - ktisat Fakltesi, Maliye Aratrma Merkezi Yaynlar No: 3695/541/76, 1993, s.255-259. Karaylmazlar, Ekrem: Artan Oranl Gelir Vergisine Kar Dz Oranl Gelir Vergisi,
124
Piyasa, Gz 2004, Say:12, s.89-120. Kazgan, Glten, zzettin nder, Hasan Kirmanolu Nihal Tuncer: Korkmaz, Esfender: Trkiyede Gelir Blmn Bozan Etkenler ve yiletirilmesine likin Politikalar, Ekonomik ve Sosyal zm nerileri Dizisi 3, Ankara,1992. ktisadi Gelime Ve Mali Sistem, Matbaas, 2003. Livingston, Michael A.: From Milan to Mumbai, Changing in Tel Aviv: Progressive Taxation in 29 Eyll 2006. Lugar, Richard G.: The Lugar Plan To End The ncome Tax, (evirimii) taly, srael, ndia and the United States, (evirimii)http//www.law.nyu.edu/colloquia/taxpolicy/020305.pdf, stanbul: Lebib Yalkn
http//www.heartland.org/pdf/80765e.pdf, 29 Eyll 2006. Mercan, Birol: Kreselleme ve Uluslarn Rekabet Gcnn Yeni Anahtar Faktrleri, Piyasa, Gz 2004, Say:12, s.29-38. McCaffery, Edward J.: Fair Not Flat How To Make The Tax System Beter And Smpler, The Universty Of Chcago Press,2002. Moore, Stephen: The Economic and Civil Liberties Case For A National Sales Tax, May 11,1995 (evirimii) http// www.cato.org /speeches/sp5-11-1.html-28K, 29 Eyll 2006. Musgrave, Richard A.: Kamu Maliyesi Teorisi-2.Kitap Vergilemenin Ekonomik
Analizi,(ev: Orhan ENER,Yaar METH BAY), Ankara:Asil Yayn Datm Ltd.ti.,2004. Nadarolu,Halil: Kamu Maliyesi Teorisi, stanbul:Met/Er Matbaas,1983.
125
Kamu Maliyesine Giri, stanbul:Filiz Kitabevi,1990. ktisadi Planclk ve Vergi Politikas, ev. Osman OKYAR, stanbul: stanbul Matbaas,1948. niversitesi, ktisat Fakltesi, Akgn
Neumark, Fritz:
Maliye
lmine
Dair
Sosyolojik
Tetkikler,
ev.Sabri
F.
LGENER, stanbul: Gven Basmevi, 1940. OECD Factbook 2006, Macro Economic Trends: Gross Domestic Product, http://caliban.sourceoecd.org/vl=
ncome negualty, (evirimii) http://titania.souerceoecd. org/ pdf/ fact 2006 pdf/10-03-02.pdf, 25 Ocak 2007. Part IV.Value Added Taxes(2006), (evirimii) http://www. oecd. Org/dataoecd /12/13/34674429.xls, 15 Mart 2007.
Oktayer, Nagihan:
Gelir ve Tketim Vergilerinin Tasarruflar zerindeki Etkileri, stanbul: - ktisat Fakltesi, Maliye Aratrma Merkezi Yaynlar No: 4375/571/86, 2003, s.154-167.
Oyan, Ouz, Ali Rza Aydn: ncel, Mualla, Ahmet Kumrulu ,Nami aan: nder, zzettin
Trkiyede Maliye ve Fon Politikalar Alternatif Yneliler, Ankara: Adm Yaynclk,1991. Vergi Hukuku, Ankara: Turhan Kitabevi,12.Bask,2005.
Katma Deer Vergisinin Ekonomik Etkileri, stanbul: - ktisat Fakltesi, Maliye Aratrma Merkezi Yaynlar No: 3408/514/70, 1986, s.21-29.
126
nder, zzettin:
Para
ve
Maliye
Politikalarnn
Gelir
Dalmna
Etkisi,
Ekonomik ve Sosyal Ettler Konferans Heyeti, Panel, 1989. ner, Erdoan: Kamu Maliyesi 1, Ankara: Maliye ve Gmrk Bakanl Aratrma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Yayn No:1986/282,1986. zmucur, Sleyman: Dolayl Vergilerin Fiyat ve retim Etkileri, Boazii
niversitesi Aratrma Raporu, stanbul, 1992. zmucur, Sleyman: 1963 ve 1990 Gelir Vergisi Tarifelerinin Bir Karlatrmas ve Vergi Adaleti Asndan Dndrdkleri, 1993, s.188-191. Palamut, Mehmet E., Trkiyede Dalmnn likisi, 1980-2000 stenen Vergi Dneminde 2001, Gerekleen (evirimii) Gelir http// stanbul: - ktisat Fakltesi, Maliye Aratrma Merkezi Yaynlar No: 3695/541/76,
Mehmet Yce:
16.Maliye
Sempozyumu,
www.ceterisparibus.net/maliye/vergi.htm, 05 Mart 2007. Pnar, Abuzer: Vergileri Kim dyor ve Kamu Harcamalarndan Kimler Faydalanyor?, TESEV Kasm 2004, (evirimii) http// www. tesev.org.tr/rapor-kasim2004.pdf 21.Haziran.2006 Sayar, Nihat: Kamu Maliyesi, Cilt I, stanbul: . .T.A Nihat Sayar- Yayn ve Yardm Vakf Yaynlar No:256, 1975. Sevi, Veysi: Trkiyede Vergi Adaleti Teblii, Seminer, stanbul: ktisadi Aratrmalar Vakf, 2001. Sonsuzolu, Elif: deme Gcne Gre Vergileme lkesi, stanbul niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Mali Hukuk Anabilim Dal, Doktora
127
Tezi, stanbul: 1997. Syler, lhami: Rasyonel Bir Vergi Sistemi in Gerekli Vergi Reformu, Maliye Dergisi, Say:126, Eyll-Aralk 1997, s.66-83. eker, Sakp : Trkiyede cretler zerindeki Vergi Yk, Ankara: Trk Harb Sendikas, 1994. enyz, Doan: "Vergilemede stikrar lkesi ve Trk Vergi Mevzuat," stanbul: ktisat Fakltesi, Maliye Aratrma Merkezi Yaynlar No: 3694/542/77, 1993, s.207-216. enyz, Doan: Tait, Alan A.: Vergilendirmede Ykml Psikolojsi, Bursa, 1995. International Practise and Problems, nternational Monetary Fund, Washington,D.C.,1988. Tanrverdi, Sezai: Karlatrmal Vergi Sistemleri:Vergi Sistemlerinin ve Vergi Yk Farkllklarnn Globalleme Sreci zerine Etkileri (evirimii) http// www.malihaber.com/modules.php?name=Kose Yazilar&op=viewarticle&artic=663, 07 Mart 2007. The Economist: The Case For Flat Tax, The Economist, (evirimii) http// www.economist. com/displaystory.cfm?story-id=3860731, Apr. 14 th 2005, 29 Eyll 2006. Tokatlolu, Mircan Yldz: Trkiyede D Ticaretin Vergilendirilmesi ve Avrupa Birlii, Akdeniz BF Dergisi,2005, s.46-72, (evirimii) http//www. Akdeniz.edu.tr/iibf/yeni/genel/dergi/sayi10/06Tokatliolu.pdf., 12 Mart 2007. Tuncer, Selahattin: Trkiyede Vergi Adaletinin Salanmas, Seminer, stanbul:
128
ktisadi Aratrmalar Vakf, 2001. Turhan, Salih: Vergi Teorisi ve Politikas, stanbul: Filiz Kitapevi, 1998.
T K Haber Blteni ubat Gelir Dalm Sonular 2004,27 ubat 2006, Say:37,(evrimii) 2006: http:www.die.gov.tr/ TURK SH/SON ST/GEL R/ k270206xls, 20 Ocak 2007. T K Haber Blteni Aralk 2005 2006: Gelir Dalm Sonular,25 Aralk 2006, Say:207
Trkan, Ercan:
Dz Oranl ve Tketim Tabanl Vergi Sistemi: ABDde Yaanan Tartmalar ve Bu Tartmalardan karlabilecek Dersler, (evirimii) 02 Ekim 2006. http//www.ceterisparibus.net/maliye/vergi.htm-26K,
Yurttalarn Cebinden Devletin Kasasna: Trkiyede Kim Ne Kadar Vergi dyor?, Boazii niversitesi Aratrma Raporu, ISS/EC 2006/18, (evrimii) http//www.econ .boun.edu.tr/ papers/pdf/iss-ec-06-18.pdf, 01 ubat 2007.
129