You are on page 1of 214

Agatha Christie - Badat'a Geldiler KTABIN ORJNAL ADI THEY CAME TO BAGHDAD YAYIN HAKLARI AGATHA CHRISTIE AKALI

I TELF HAKLARI AJANSI ALTIN KTAPLAR YAYINEV VE TCARET A.. KAPAK SELUK ZDOAN BASKI 1. BASIM / MAYIS 2005 AKDENZ YAYINCILIK A.. Matbaaclar Sitesi No: 83 Baclar - stanbul BU KTABIN HER TRL YAYIN HAKLARI FKR VE SANAT ESERLER YASASI GERENCE ALTIN KTAPLAR YAYINEV VE TCARET A..'YE ATTR ISBN 975 - 21 - 0568 - 8 ALTIN KTAPLAR YAYINEV Cell Ferdi Gkay Sk. Nebiolu han Caalolu - stanbul Tel: 0.212.513 63 65 / 526 80 12 0.212.520 62 46/513 65 18 Faks: 0.212.526 80 11 http://www.aItinkitaplar.com.tr info@altinkitaplar.com.tr AGATHA CHRISTIE

Badat'a Geldiler

TRKES GLDEN EN ALTIN KTAPLAR

Badattaki tm dostlarma BLM 1 I Yzba Crosbie bankadan ek tahsil ederken hesabnda sandndan biraz daha fazla para bulunduunu grerek sevinmi bir adam havasnda kt. Yzba Crosbie genelde kendinden memnun grnrd. O tr bir adamd. Tip olarak ksa boylu ve tknazd, krmzya alan bir yz ve gr asker byklan vard. Biraz kurumlu yrrd. Giysileri de belki birazck fazla gsteriliydi ve gzel hikyeleri severdi. Erkekler arasnda sevilirdi. Neeli bir adamd; basit ama iyi kalpli ve bekrd. Kayda deer hibir yan yoktu. Dou'da Crosbie gibilerinden ynla vard. Yzba Crosbie'nin kt caddeye, kentteki bankalardan ounun orada sralanm olmas gibi ok isabetli bir nedenden dolay Bankalar Caddesi denirdi. Bankann ii serin, lo ve biraz

da rutubetliydi. Kulaa en ok gelen ses arka plandaki ok sayda daktilonun tkrtsyd. Bankalar Caddesi darda gneli, toz bulutlan iinde, eit eit yksek seslerden oluan grltl bir yerdi. Kornalar srekli alyor, sokak satclar bararak eit eit mallarn satyorlard. Aslnda sk dost olan, ama sanki birbirlerini ldrmeye hazrm gibi grnen kk gruplar arasnda hararetli tartmalar oluyordu. Erkekler, delikanl ve ocuklar; her tr aa, tatl, portakal ve muz, banyo havlusu, tarak, tra ba ve tepsiler stnde hzla sokaklardan geirilen eitli baka mallar satyorlard. Srekli bir de grtlak temizleme ve tkrme sesi vard ve aralarla yayalarn arasndan eek ya da atla geen adamlarn ince melankolik szlanmas duyuluyordu: 'Balek - Balekl' Badat ehrinde saat sabahn on biriydi. Yzba Crosbie elinde gazetelerle hzla koan bir olan durdurup bir tane ald. Bankalar Caddesi'nin kesinden dnp, Rait Caddesi'ne sapt. Buras Badat'n ana caddesiydi ve drt mil boyunca Dicle'ye paralel uzanyordu. Yzba Crosbie gazetenin manetlerine bir gz att, sonra kolunun altna sktrp iki yz metre kadar gitti ve kk bir ara sokaa sapp byk bir han ya da avluya girdi. Avlunun kar ucundaki pirin levhal bir kapy itince kendini bir broda buldu. Derli toplu gen bir Irakl ktip, daktilosunun bandan kalkp glmseyerek buyur etti onu. "Gnaydn Yzba Crosbie. Sizin iin ne yapabilirim?" "Bay Dakin odasnda m? Gzel, yanna geeyim." Bir kapdan geti, ok dik bir merdivenden kt ve biraz kirlice bir koridordan yrd. Koridorun sonundaki kapy vurunca ieriden bir ses geldi. "Gel." Yksek tavanl, boa bir odayd. Bir gaz sobas stnde bir kse su, alak, uzun, minderli bir divan, nnde alak bir kahve sehpas ve bir de biraz dknt bir yaz masas vard. Elektrik lambas yanyordu ve gn zenle engellenmiti. Dknt masann

banda biraz dank bir adam vard. Yz yorgun ve kararszd, dnyada istediini elde edememi, bunu bilen ve artk umursamayan bir yzd bu. ki adam; neeli ve kendinden emin Crosbie ile melankolik ve yorgun Dakin baktlar. Dakin, "Merhaba Crosbie," dedi. "Kerkk'ten yeni mi geldin?" Dieri bayla onaylad. Kapy dikkatle arkasndan kapad. Eski grnl bir kapyd, kt boyanmt, ama hi umulmayacak bir nitelii vard; erevesine iyi uyuyordu, aralk veya altta boluk yoktu. Aslnda ses geirmezdi. Kap kapannca iki adamn da kiilikleri hafif deiti. Yzba Crosbie daha az giriken ve kendinden daha az emin bir havaya brnd. Bay Dakin'in de omuzlan biraz dikleti, tavrlar daha az ekingen oldu. Odada durmu dinleyen biri olsa, asl yetkili olann Dakin olduunu grp arrd. Crosbie, "Haber var m efendim?" diye sordu. "Evet." Dakin i ekti. nnde ifresini zmekle urat bir belge vard. ki harf daha yazdktan sonra yle dedi. "Badat'ta toplanacak." Sonra bir kibrit akt, kd tututurdu ve yanmasn seyretti. Kl olunca hafife fledi. Kller uuup dald. "Evet," dedi. "Badat'ta karar kldlar. nmzdeki ayn yirmisinde. Tam gizlilii salayacaz." Crosbie kuru bir ifadeyle, " gndr arda konuuyorlar," dedi. Uzun boylu adam yorgun glmsemesiyle srtt. "ok gizli! Dou'da hibir ey ok gizli deildir, deil mi Crosbie?" "Hayr, efendim. Bana sorarsanz, hibir yerde ok gizli bir ey yoktur. Savata ou zaman Londra'da bir berberin bile genelkurmaydan daha ok bildiini fark etmiimdir."

"Bu durumda pek nemli deil. Eer toplantnn Badat'ta yaplmas ayarlanmsa, ok gemeden aklanmas gerekecek. Sonra da elence -bizim zel elencemiz- balayacak." Crosbie pheyle, "Sizce hi gerekleecek mi efendim?" diye sordu. "Joe Amca gerekten gelmek niyetinde mi?" Yzba Crosbie, Avrupa'nn byk bir gcnn bana byle saygszca hitap ediyordu. Dakin dnceli bir ifadeyle, "Sanrm bu kez niyetli, Crosbie," dedi. "Evet, sanrm. Eer toplant gerekleirse -sorunsuz yaplrsa- bu her eyin kurtuluu olabilir. Bir tr anlamaya varlabilseydi..." Szlerini tamamlamad. Crosbie hl kukulu grnyordu. "Beni balayn efendim ama herhangi bir tr anlama mmkn m?" "Senin dediin anlamda, Crosbie, deil herhalde! Eer yalnzca btnyle farkl ideolojileri temsil eden iki adamn bir araya gelmesi olsa, her zamanki gibi artan kukular ve yanl anlamalarla sona erebilirdi. Ancak nc bir unsur daha var: Eer Carmichael'n o harika hikyesi doruysa..." Yine szlerini tamamlamad. "Ama herhalde doru olamaz efendim. ok hayali!" Dieri birka dakika sustu. Drst ve dertli bir yz ok net olarak gzlerinin nne getiriyor, sradan bir sesin hayali ve inanlmaz eyler anlatmasn dinliyordu. O zaman dedii gibi, yine kendi kendine syleniyordu. "Ya en iyi, en gvenilir adamm delirdi ya da bunlar doru..." Yine ayn ince, melankolik sesle konutu. "Carmichael inanmt. renebildii her ey hipotezini doruluyordu. Oraya gidip daha fazlasn renmek istedi... kant olsun diye. Onu brakmakla aklllk m ettim, bilmiyorum. Eer geri dnmezse, elimizdeki yalnzca Carmichael'n bana anlattklarna dayanan bir hikye ve ona da birisi anlatm. Bu yeterli mi? Sanmyorum. Dediin gibi, inanlmaz bir hikye... Ama eer ayn yirmisinde adam kendisi burada, Badat'ta olur ve

grg tan olarak kendi hikyesini anlatrsa ve kant gsterirse..." Crosbie serte, "Kant m?" dedi. Dieri ban sallad. "Evet, kantlar var." "Nereden biliyorsunuz?" "Kararlatrdmz formlle. Mesaj Salih Hasan'dan geldi." Dikkatle aktard: "Beyaz bir deve yulaf ykyle Geit'ten geip geliyor:' Duraklad, sonra devam etti. "Yani Carmichael almak istediini alm, ama phe ekmeden kaamam. Hangi yolu izlerse izlesin gzetlenecek ve daha da tehlikelisi, onu bekliyor olacaklar. Burada. nce snrda. Eer imdi gemeyi baarrsa, eliliklerle konsolosluklarn evresi kordon altna alnm olacak. una bak..." Masasndaki ktlar kartrp yksek sesle okudu. "Otomobiliyle ran'dan Irak'a gitmekte olan bir ngiliz -tahminen haydutlar tarafndan- vuruldu. Dalardan gelen bir Krt tacir tuzaa drlp ldrld. Bir baka Krt; sigara kaaks olduundan kukulanlan Abdl Hasan, polis tarafndan vuruldu. Sonradan Ermeni bir kamyon srcs olarak tanmlanan bir adamn cesedi Rowanduz Yolu'nda bulundu. Dikkatini ekerim, hepsinin ekli aa yukar ayn. Boy, kilo, sa, yap; hepsi Carmichael'a uyuyor. i ansa brakmyorlar. Onun peindeler. Irak'a girdiinde tehlike daha da artacak. Elilikte bir bahvan; konsoloslukta bir uak; havaalannda, gmrkte, demiryolu istasyonlarnda bir yetkili... Btn oteller gzetlenecek... Sk sk gerilmi bir kordon." Crosbie kalarn kaldrd. "O kadar yaygn olduunu mu dnyorsunuz efendim?" "Hi kukum yok. Bizim gsteride bile szntlar oldu. En kts de bu. Carmichael' sa salim Badat'a getirmek iin benimsediimiz nlemlerin kar tarafa bilinmediinden nasl

emin olacam? Bildiin gibi, kar kampta bir adamnn olmas oyunun temel hamlelerinden biridir." "Kukulandnz kimse var m?" Dakin ban ar ar iki yana sallad. Crosbie i ekti. "Bu arada," dedi. "Devam ediyor muyuz?" "Evet." "Ya Crofton Lee?" "Badat'a gelmeyi kabul etti." Crosbie, "Herkes Badat'a geliyor," dedi. "Size gre Joe Amca bile, efendim. Ama eer Bakan'a bir ey olacak olursa -buradayken- balon intikamla patlar." Dakin, "Hibir ey olmamal," dedi. "O bizim iimiz. Olmamasn sala." Crosbie gittiinde Dakin masasna eildi. Hafife mrldand. "Badat'a geldiler..." Kurutma kdnn stnde bir daire izip altna Badat yazd -sonra evresine bir deve, bir uak, bir buharl gemi ve bir "uf uf' tren yerletirdi- hepsi tek bir dairede toplanyorlard. Sonra, kdn kesine bir rmcek a izdi. rmcek ann ortasna bir isim yazd: Anna Scheele. Altna kocaman bir soru iareti koydu. Sonra apkasn ald ve brodan kt. Rait Caddesi'nde yrrken adamn biri bir bakasna onun kim olduunu sordu. "O mu? Oh, o Dakin. Petrol irketlerinden birinde alr. yi adamdr, ama beceriksizdir. ok tembel. tiini sylyorlar. Hibir yere varamaz hayatta. Buralarda ilerlemek iin hrsl olmak gerekir." II "Krugenhorf Maliknesi'nin raporlar sizde mi Bayan Scheele?" "Evet, Bay Morganthal."

Bayan Scheele soukkanl ve becerikli bir tavrla belgeleri patronunun nne koydu. Adam homurdanarak okudu. "Tatminkr, sanrm." "Ben de yle dnyorum, Bay Morganthal." "Schwartz burada m?" "n broda bekliyor." "Onu hemen ieri gnderin." Bayan Scheele alt dmeden birine bast. "Bana ihtiyacnz olacak m, Bay Morganthal?" "Hayr, sanmyorum, Bayan Scheele." Anna Scheele sessizce odadan kt. Salar platin sarsyd ama arpc bir sarn deildi. Solgun, ince telli salar alnndan geriye doru taranp ensede derli toplu bir topuz yaplmt. Ak mavi, zeki gzleri dnyaya kaln camlarn arkasndan bakyordu. Yz hatlar ince, dzgn, ama olduka ifadesizdi. Dnyada ekiciliiyle deil, becerikliliiyle ilerlemiti. Ne kadar karmak olursa olsun her eyi; isimleri, tarihleri ve zamanla-n notlara bakmadan ezberleyebiliyordu. Byk bir bronun personelini yle iyi rgtlyordu ki, bro iyi yalanm bir makine gibi iliyordu. ok ketumdu, kontroll ve disiplinliydi ve enerjisi hi azalmyordu. Morganthal, Brown ve Shipperke Uluslararas Bankerlik irketi'nin Bakan Otto Morganthal, Anna Sheele'e olan borcunun yalnz parayla denemeyeceini biliyordu. Ona tmyle gveniyordu. Belleine, deneyimine, saduyusuna, soukkanllna paha biilemezdi. Ona yksek maa veriyordu ve istese daha da artrabilirdi. Anna, onun yalnzca i hayatnn deil, zel hayatnn da ayrntlarn biliyordu. kinci Bayan Morganthal konusunda ona dantnda boanmasn salk vermi ve kesin bir nafaka miktar da nermiti. Ne yaknlk, ne de merak belirtisi gstermemiti. Bay Morganthal'n diyecei gibi o, o tr bir kadn deildi. Onun

duygular olduunu sanmyordu ve neler dndn merak etmek de hi aklna gelmemiti. Eer onun dnceleri -yani, Morganthal, Brown ve Shipperke'in ve Otto Morganthaln sorunlarndan baka birtakm dnceleri olduu sylense, ok arrd. O yzden, brodan kmaya hazrlanrken Anna'dan u szleri duymay hi beklemiyordu. "Mmknse hafta izin istiyorum, Bay Morganthal. nmzdeki saldan itibaren." Morganthal, ona bakakald ve huzursuz bir biimde, "ok zor olacak... ok zor!" dedi. "Fazla zor olacan sanmam, Bay Morganthal. Bayan Wygate ileri pek gzel idare edebilir. Bay Cornwall da Ascher Birlemesi'yle ilgilenebilir." Bay Morganthal yine ekinerek sordu. "Hasta filan deilsiniz ya?" "Oh hayr, Bay Morganthal. Londra'ya gidip oradaki kz kardeimi grmek istiyorum." "Kz kardeinizi mi?" Onun bir kz kardei olduunu bilmiyordu. Bayan Scheele'nin ailesi ya da akrabalar olaca hi aklna gelmemiti. Kimsesi olduundan hi sz etmemiti. te imdi kalkm, sanki nemli deilmiesine Londra'daki kz kardeinden sz ediyordu. Geen sonbaharda onunla beraber Londra'ya gitmi, ama o zaman bir kz kardei olduundan hi sz etmemiti. Alnarak konutu. "ngiltere'de bir kz kardeiniz olduunu hi bilmiyordum!" Bayan Scheele hafife glmsedi. "Oh evet, Bay Morganthal. British Museum'da alan bir ngilizle evli. ok ciddi bir ameliyat geirmesi gerekiyor. Benim de yannda olmam istiyor. Gitmek istiyorum." Bir baka deyile, Otto Morganthal onun gitmeyi aklna koymu olduunu grd.

Homurdanarak, "Pekl, pekl," dedi. "Olabildiince abuk dnn. Piyasay hi bu kadar hareketli grmedim. Hep u lanet olas komnizm yznden. Her an sava kabilir. Bazen tek zmn de bu olduunu dnyorum. Btn lke bununla urayor. imdi de Bakan, Badat'taki u aptalca konferansa gitmeye kararl. Bana gre bir numara. Onu ele geirmek istiyorlar. Badat! Ne kadar olmayacak bir yer!" Bayan Scheele, "Oh, eminim ok iyi korunacaktr," diye yattrd onu. "Geen yl ran ah'n vurdular, deil mi? Filistin'de Bernadotte'u aldlar. Delilik bu -baka bir ey deil- ldrdlar." "Ama te yandan," diye ar ar ekledi Bay Morganthal. "Btn dnya ldrd." BLM 2 I Victoria Jones, FitzJames Park'nda dnceli bir ifadeyle bir bankta oturuyordu. Btnyle dncelerine ya da belki de insann belirli yeteneklerini yanl anda kullanmas hakknda ahlak yrtmeye dalmt. Victoria da oumuz gibi hem olumlu nitelikleri, hem de kusurlar olan bir kzd. Olumlu zellikleri arasnda cmertlii, scak kalplilii ve cesareti vard. Gvende olmaya ok deer verilen bu ada, onun servencilie ynelik doal eilimi; ya olumlu ya da tersi olarak kabul edilebilirdi. Balca kusuru hem uygun, hem de uygunsuz zamanlarda yalan syleyiverme eilimiydi. Kurgunun geree gre daha byleyici olmas Victoria'ya her zaman dayanlmaz gelmiti. Akc bir ekilde, kolayca ve sanatsal bir hevesle yalan sylyordu. Bir randevuya ge kalsa (ki sk sk kalyordu), saatinin durduu (ki bu da sk sk oluyordu) ya da otobsn elinde olmadan geciktii yolunda bir mazeret mrldanmakla yerinmiyordu. Kaak bir filin otobsn yolunda

yattn ya da kendisinin polise yardm ederek rol oynad ok heyecanl bir kapka olay yznden geciktiini sylyordu. Victoria'ya gre Thames'n kysnda kaplanlarn dolat, Tooting'de tehlikeli ekyann kol gezdii bir dnya ok ho olurdu. nce, uzun bir kzd. Ho bir tipi ve birinci snf bacaklar vard. Yz hatlar aslnda sradan olarak tanmlanabilirdi. Ufak tefek ve dzgndler. Ancak yznde bir ekicilik vard ve hayranlarndan birinin deyimiyle 'Kauuk Yzl Kz'; o hareketsiz yz hatlarn oynatarak hemen herkesin artc bir taklidini yapabilirdi. Onu halen iinde bulunduu duruma sokan da ite bu son yeteneiydi. Graysholme Caddesi, WC2'deki Greenholtz, Simmons ve Lederbetter firmasndan Bay Greenholtz'un yannda sekreter olarak alrken; skc geen bir sabahta dier sekreter kzla yardmc olan, kocasnn brosunu ziyarete gelen Bayan Greenholtz'un canl bir performansyla elendiriyordu. Bay Greenholtz'un avukatlarna gittiinden emin olarak kendini iyice kaptrmt. Tiz bir sesle, "Neden o Knole kanepeyi alamayacamz sylyorsun, Daddee?" diye szland. "Bayan Dievtakis'teelektrik mavisi satenden olan var. Para yok mu diyorsun? Ama o zaman neden o sarn kz yemee ve dansa gtryorsun? -Ah! Bilmediimi sanyorsun! Eer o kz alrsan- ben de kanepeyi alp eftali rengi detecek ve dore yastklarla ssleyeceim. yemei olduunu sylyorsan ok aptalsn -evet- nk gmleinde ruj lekesiyle geliyorsun. Yani ben Knole kanepeyi alp bir de krk etol smarlayaym -ok gzel- ayn samur gibi, ama gerek samur deil ve ok ucuza alrm, hesapl olur..." lk bata bylenmi gibi seyreden seyircilerinin birdenbire dikkatlerinin dalp hep birlikte ilerine dnmeleri, Victoria'nn szn tam orta yerinde kesip dnmesine yol at. Bay Greenholtz kapda durmu, onu seyrediyordu. Syleyecek hibir ey bulamayan Victoria yalnzca, "Oh!" dedi.

Bay Greenholtz homurdand. Paltosunu karp odasna girdi ve kapy arpt. Hemen annda diyafon iki ksa bir uzun ald. Victoria'y aryordu. arkadalarndan biri gereksiz yere, "Seni aryor Jonesey," dedi. Gzleri bakalarnn bana gelen felaketlerden duyulan zevkle parlyordu. teki sekreterler de onun bu duygularna katld. "in bitti Jones," ve "Paspasa kondun Jonesey." Yardmc olan da sevimsiz bir ocuktu ve parmayla boazn keser gibi yapp sinsi bir ses kartmakla yetindi. Victoria not defteriyle kalemini alp elinden geldii kadar kendinden emin bir tavrla Bay Greenholtz'un ofisine girdi. Yorgun baklarn adama ynelterek, "Beni mi istediniz Bay Greenholtz?" dedi. Bay Greenholtz adet sterlin banknotunu hrdatyor ve ceplerinde bozuk para aryordu. "Demek geldin," dedi. "Artk yettin, gen hanm. Sana ihtar yerine bir haftalk cretini verip hemen urackta gndermemem iin herhangi bir neden grebiliyor musun?" Victoria (kszd) tam u anda nemli bir ameliyat geirmekte olan annesinin derdinden moralinin ok bozulduunu, ne yaptn bilemediini ve annesinin tm geiminin bu ufack maandan ibaret olduunu anlatmak zere azn amt ki; Bay Greenholtz'un tatsz yzne bir bak frlatp enesini kapad ve fikrini deitirdi. tenlikle ve nezaketle, "Size tmyle katlyorum," dedi. "Bence kesinlikle haklsnz, ne demek istediimi anlatabiliyor muyum?" Bay Greenholtz hafife gafil avlanm grnd. ten kovmalarnn bu ekilde takdir ve tebrik edilmesine alkn deildi. indeki hafif huzursuzluu gizlemek iin nndeki masada duran bir yn bozuk paray ayrd. Sonra bir kez daha ceplerinde arand. Ask yzle, "Dokuz pens eksik," diye homurdand.

Victoria tatl tatl, "Aldrmayn," dedi. "Onunla bir sinemaya gidersiniz ya da eker alrsnz." "Pulum da kalmam." "nemli deil. Ben hi mektup yazmam." Bay Greenholtz, "Sonradan gnderebilirim." dedi, ama kendi de pek inanmyor gibiydi. "Zahmet etmeyin. Referans mektubu ne olacak?" diye sordu Victoria. Bay Greenholtz yine fkelendi. Sinirli sinirli, "Neden sana referans verecekmiim?" diye sordu. Victoria, "dettir," dedi. Bay Greenholtz nne bir kt paras ekip birka satr iziktirdi. Victoria'ya doru itti. "Bu yeter mi?" "Bayan Jones sekreter olarak iki ay yanmda almtr. Stenosu hatal, imlas bozuktur. Mesai saatinde bo ilerle uramak yznden ayrlmtr." Victoria yzn buruturdu. "Bu pek tavsiye saylmaz," dedi. "Niyetim o deildi zaten," dedi Bay Greenholtz. Victoria, "En azndan," dedi. "Drst, ciddi ve saygdeer biri olduumu sylemeniz gerekir diye dnyorum. yleyim, biliyorsunuz ve belki ketum olduumu da eklersiniz." Bay Greenholtz "Ketum mu?" diye bard. Victoria, onun baklarna masum bir bakla cevap verdi. Yavaa, "Ketum," dedi. Bay Greenholtz Victoria'nn yazp daktiloya ektii eitli mektuplar hatrlayarak hncna ramen temkinli davranmaya karar verdi. Kd geri ekti, yrtt ve yeni bir tane yazd. "Bayan Jones iki ay sekreter olarak yanmda almtr. Personel saysnn fazlalndan dolay ayrlmaktadr." "Buna ne dersin?" "Daha iyi olabilirdi," dedi Victoria. "Ama ie yarar."

II Bylece Victoria antasnda bir haftalk maayla (dokuz pens eksikti) FitzJames Park'nda bir bankta oturmu dnyordu. Buras bir kilisenin yannda ve yksek bir deponun nnde, gekin allarla dolu gen bir parkt. Victoria yamurun yamad her gn; bir bfeden yeil salatal, peynirli ve domatesli sandvi alp bu basit yemeini yeillikli bir ortamda yerdi. Bugn de lokmalarn dnceli dnceli inerken kendi kendine kim bilir kanc kez her eyin bir yeri ve zaman olduunu ve bronun kesinlikle patronun karsnn taklidini yapmaya uygun bir yer olmadn sylyordu. Gelecekte kendisini skc bir ii canlandrmaya iten doal hareketliliini dizginlemesi gerekecekti. Bu arada Greenholtz, Simmons ve Lederbetter'den kurtulmutu ve baka bir yerde i bulma olasl da iinde tatl bir heyecan uyandryordu. Victoria yeni bir ie girmeden nce hep sevinirdi. nsan neler olacan hi bilemez, diye dnrd. Son ekmek krntsn da kendisini ilgiyle izleyen krlangca verip kular iddetle birbirleriyle mcadeleye giritiklerinde, bankn teki ucunda oturan gen adamn farkna vard. Victoria onu gzucuyla grmt, ama akl gelecee ynelik olumlu kararlar almakla megul olduundan imdiye dek dikkatle bakmamt. imdi (yine gzucuyla) grdklerinden ise pek holand. Yakkl bir adamd, melek gibi ansnd, ama kararl bir enesi ve herhalde bir sredir Victoria'y gizli bir hayranlkla izlemekte olduunu sand masmavi gzleri vard. Victoria halka ak yerlerde yabanc gen adamlarla ahbaplk etmekten hi ekinmezdi. Kendini insan sarraf sayar ve bekr erkeklerin yersiz girikenliklerini nleyebileceini bilirdi.

Ona itenlikle glmsedi ve gen adam da ipi ekilen kukla gibi hemen karlk verdi. "Merhaba!" dedi gen adam. "Gzel bir yer. Buraya sk gelir misiniz?" "Hemen her gn." "Ne ans, ben daha nce hi gelmemitim. O yediiniz le yemeiniz miydi?" "Evet." "Bence yeterli deil. Ben yalnzca iki sandvi yeseydim alktan lrdm. Gelip Tottenham Court Yolu'nda sosis yemeye ne dersiniz?" "Hayr, teekkrler. Ben iyiyim. Daha fazlasn yiyemem." Onun, "Bir baka gn o halde," demesini bekledi, ama o demedi. Yalnzca i ekti ve, "Adm Edward," dedi. "Ya sizinki?" "Victoria." "Sizinkiler size neden bir tren garnn adn vermiler?" Bayan Jones, "Victoria yalnzca bir tren gar deil ki," dedi. "Bir de Kralie Victoria var." "Ha, evet. teki isminiz ne?" "Jones." Edward dilinde yuvarlayarak, "Victoria Jones," dedi. Sonra ban sallad. "Yakmyor." Victoria itenlikle, "ok haklsnz," dedi. "Adm Jenny olsa ho olurdu. Jenny Jones. Ama Victoria daha haval bir ey istiyor. Victoria Sackville-West rnein. yle bir ey gerek. nsann aznn iinde yuvarlayabilecei bir ey." Edward sempatik bir ilgiyle, "Jones'a bir ey ekleyebilirsiniz," dedi. "Bedford Jones." "Carisbrooke Jones." "St. Clair Jones." "Lonsdale Jones."

Bu ho oyun Edward'n saatine gz atp dehet iinde barmasyla son buldu. "Ben gzlerini krptrp duran patronuma komalym... ee... ya siz?" "Ben isizim. Bu sabah kovuldum." Edward iten bir kaygyla, "Oh, ok zldm," dedi. "Bouna zlmeyin, nk ben hi de zgn deilim. Kolaylkla baka bir i bulabilirim, hem aslnda elenceliydi de." Edward'n ie dnn daha da geciktirerek ona sabahki sahneyi heyecanl bir ekilde anlatt, Bayan Greenholtz'un taklidiyle onu elendirdi. "Gerekten harikasn Victoria," dedi Edward. "Aslnda sahneye kmalsn." Victoria bu vgy memnun bir glmsemeyle kabul etti ve Edward'n kendisi de kovulmak istemiyorsa acele etmesi gerektiini hatrlatt. Edward kskan bir sesle, "Evet, hem ben senin kadar kolay i bulamam," dedi. "Sekreter olmak harika bir ey olmal." Victoria drste, "Aslnda pek de iyi bir sekreter deilim," diye itiraf etti. "Ama neyse ki, bugnlerde sekreterlerin en kts bile i bulabiliyor. En azndan eitim ya da hayr ilerinde. Onlar pek iyi para veremediklerinden benim gibilerini alyorlar. Ben en ok bilimsel ileri seviyorum. Bu bilimsel isim ve terimler zaten yle korkun ki, doru drst yazamaynca kimse sizi mahcup edemiyor, nk zaten kimse yazamyor. Senin iin nedir? Sanrm ordudan terhis oldun. Hava Kuvvetleri'nden mi?" "yi tahmin ettin." "Sava pilotu musun?" "Yine doru. Bize i bulma konularnda ok iyiler ama sorun u ki, biz pek akll insanlar deiliz. Yani, Hava Kuvvetleri'ndeyken insann akll olmas gerekmiyordu. Beni bir sr dosya ve rakamlarla dolu, biraz da dnmem gereken bir bro iine verdiler, ben de kalakaldm. Her ey zaten son derece anlamsz

grnyordu. Ama ite byle. Hibir ie yaramadn bilmek insann biraz moralini bozuyor." Victoria anlayl bir ifadeyle ban sallarken Edward ac ac devam etti. "Koptum. Artk olaylarn iinde deilim. Savata sorun yoktu -insan yapmas gerekenlerle baa kabiliyordu- DFC Madalyas aldm rnein -ama imdi- imdi kendimi haritadan silsem de olur." "Ama bir ey olmal..." Victoria szlerini tamamlamad. Sahibine DFC kazandran zelliklerin, 1950 ylnn dnyasnda bir yerde geerli olmas gerektiini syleyemedi. Edward, "Hibir eyde baarl olamamak beni biraz ykt," dedi. "Neyse... ben gideyim... acaba... sence... ok kstahlk m olurdu... acaba ben..." Victoria'nn gzleri aknlkla alrken Edward kekeleyerek ve yz kzararak bir fotoraf makinesi kard. "Senin bir fotorafn ekmeyi yle ok isterim ki. Yarn Badat'a gidiyorum." Victoria iten bir d krklyla, "Badat'a m?" diye bard. "Evet. Yani keke gitmeseydim... artk. Sabahtan olduka heyecanlydm -aslnda bu ii de bu yzden kabul etmitim- bu lkeden uzaklamak iin." "Nasl bir i bu?" "ok korkun. Kltr-iir, o tr eyler. Patronum Dr. Rathbone diye biri. Adnn arkasnda bir sr unvan var, insana burnuna takt gzlnn arkasndan ackl baklar atyor. Kalknma ve bunu yayma konusunda ok hevesli. En uzak yerlerde kitaplar ayor, imdi de Badat'ta bir tane aacak. Shakespeare ve Milton'un eserlerini Arapa, Krte, Farsa ve Ermeniceye evirtiyor. Bence ok aptalca, nk British Council'da her yerde ayn eyleri yapyor. Yine de, byle. im bu olduundan ikyet etmemeliyim."

Victoria, "Sen aslnda ne i yapyorsun?" diye sordu. "Aslnda i eninde sonunda adamn zel akaks ve yardmcs olmaya geliyor. Biletleri al, rezervasyonlar yaptr, pasaport formlarn doldur, o korkun kk iir sekilerinin ambalajlarn kontrol et, oraya, buraya, her yere kotur. Sonra, oraya vardnzda ahbap edinmem gerekiyor -bir tr haval genlik hareketi- btn milletler el ele, ortak bir kalknma hamlesinde." Edwardn ses tonu giderek daha melankolik bir hal alyordu. "Aslnda ok korkun, deil mi?" Victoria pek teselli edemedi. Edward, "te grdn gibi," dedi. "Eer sence bir sakncas yoksa -bir profilden ve bir bana bakarken- oh, harika oldu..." Deklanre iki kez bast ve Victoria, kar cinsten ekici birini etkilemi olduunu bilen gen kadnlarn memnuniyetiyle kurumland. "Aslnda tam seninle tanmken gitmek ok kt gerekten," dedi Edward. "ptal etmeyi de dnmyor deilim... ama sanrm son dakikada yapamam. Btn o korkun formlardan, vizelerden, her eyden sonra. ok ho olmazd, deil mi?" Victoria, "Sandn kadar kt olmayabilir," diye yattrd onu. Edward kukuyla, "Yo... yok," dedi. "Komik olan u ki..." diye ekledi. "imden bir ses bir yerlerde bir numara olduunu sylyor." "Numara m?" "Evet. Sahtecilik. Bana, 'Neden?' diye sorma. Hibir nedenim yok. nsann bazen iine doar ya. Bir zamanlar uamn kanat ya konusunda da olmutu. Hemen titizlenmeye baladm ve gerekten de, yedek vites pompasnn kenarna bir vida skmt." Bu teknik terimler Victoria iin bir ey ifade etmiyordu, ama ne demek istediini anlad. "Sence o mu sahtekr? Rathbone mu?"

"Nasl yle olabileceini bilmiyorum. Yani son derece saygn, bilgili ve tm bu kurumlara ye. Bapiskoposlarla ve niversite rektrleriyle geziyor. Hayr, bu yalnzca bir his... zaman gsterecek. Hoa kal. Keke sen de gelseydin." "Ben de isterdim," dedi Victoria. "Sen ne yapacaksn?" Victoria isteksizce, "Gower Caddesi'ndeki StGuildric's irketi'ne gidip yeni bir i arayacam," dedi. "Hoa kal, Victoria." Edward gl bir ngiliz aksanyla ekledi. "Partir, say mourir un peu."(*) u Franszlar ilerini biliyorlarm. Bizim ngilizler yalnzca ayrlmann ho bir keder olduunu syler durur, aptallar." (*) Ayrlmak biraz da lmektir. "Gle gle Edward. yi anslar." "Sanrm bir daha beni hi dnmezsin." "Dneceim." "Daha nce grdm btn kzlardan farklsn... keke..." Saat eyrei ald ve Edward, "Oh Tanrm, umalym," dedi. Hzla uzaklarken Londra'nn koca eneleri yuttu onu. Victoria bankta, iki farkl dnce akmna dalm bir halde kald. Biri Romeo ve Jlyet temasyla ilgiliydi. O ve Edwardn bir ekilde o mutsuz iftin yerinde olduklarn hissediyordu. Geri belki Romeo ile Jlyet duygularn biraz daha yksek snf bir dille ifade ederlerdi. Ancak durum ayn, diye dnd. Tanmak, annda ekim -engellenme- iki seven kalbin ayrlmas. Aklna bir zamanlar yal dadsnn sk sk syledii bir ark geldi. Jumbo Alice'e dedi seni seviyorum, Alice Jumbo'ya dedi sana inanmyorum, Eer gerekten sevseydin dediin gibi Amerika'ya gidip hayvanat bahesinde brakmazdn beni. Amerika yerine Badat' koy ve ite!

Victoria sonunda kalkt, kucandaki krntlar silkeledi ve hzla yryerek FitzJames Park'ndan kp Gower Caddesi'ne doru yneldi. ki karar vermiti: Birincisi (Jlyet gibi) bu adam sevdii ve onu elde etmesi gerektiiydi. Victoria'nn verdii ikinci karar ise Edward ksa sre sonra Badat'ta olacana gre, yaplacak tek eyin Badat'a gitmek olduuydu. imdi bunu nasl yapabileceini dnyordu. u veya bu ekilde yapabileceinden hi kukusu yoktu. O iyimser ve gl bir karakteri olan gen bir kadnd. 'Ayrlk ok tatl bir hzndr' sz ona Edward'a olduundan ok daha fazla hitap ediyordu. Kendi kendine, "Bir ekilde," dedi. "Badat'a gitmem gerek!" BLM 3 I Savoy Oteli, Bayan Anna Scheele'yi eski ve deerli bir mteriye yakr ekilde karlad. Bay Morganthal'n saln sordular ve daireyi beenmeyecek olursa sylemesinin yeterli olduunu sylediler. Zira Anna Scheele DOLARLARI temsil ediyordu. Bayan Scheele banyo yapt, giyindi, Kensington'da bir numaraya telefon etti ve asansre binip indi. Dner kapdan kp taksi istedi. Taksi yananca binip Bond Caddesi'ndeki Carrier's Maazas'na gitmek istediini syledi. Taksi Savoy'dan kp Strand'a dnmek zereyken bir dkknn vitrinini seyreden ufak tefek, esmer bir adam birdenbire saatine gz att ve tam o srada oradan gemekte olan ve daha bir iki dakika nce elleri paketlerle dolu bir kadnn iaretlerini zellikle grmezden gelen bir taksiyi evirdi. Taksi birincisini gzden ayrmadan Strand'da ilerledi. kisi de Trafalgar Meydan'ndan geerken trafik lambasna takldklarnda ikinci taksideki adam sol taraftaki camdan bakp eliyle belli belirsiz bir iaret yapt.

Admiralty Arch'n orada bir yan sokakta durmakta olan zel bir araba motorunu altrp ikinci taksinin arkasnda trafie katld. Trafik yine almt. Anna Scheele'nin taksisi Pall Mall boyunca sol eritte ilerlerken ufak tefek esmer adamn taksisi saa sapp Trafalgar Meydan'n dnd. Gri Standard marka zel araba hemen Anna Scheele'nin arkasndayd. inde iki kii vard: Direksiyonda sansn, bo grnl gen bir adam ve yannda k giyimli gen bir kadn. Standard Anna Scheele'nin taksisini Piccadilly'den Bond Caddesi'ne kadar takip etti. Burada bir an kaldrm kenarnda durdu ve gen kadn indi. Neeli bir sesle seslendi. "ok teekkr ederim." Otomobil yoluna devam etti. Gen kadn ara sra bir vitrine bakarak yrd. Bir blok trafii tkamt. Gen kadn hem Standards, hem de Anna Scheele'yi geti. Cartier's Maazas'na gelip ieri girdi. Anna Scheele taksinin parasn deyip kuyumcuya girdi. Sonunda safir ve prlantal bir yzk seti. Bir Londra bankasnn ekini yazd. ekin stndeki ismi grnce sat grevlisinin tavrlar biraz daha kibarlat. "Sizi yeniden Londra'da grdmze sevindik, Bayan Scheele. Bay Morganthal de geldi mi?" "Hayr." "Merak etmitim. Burada ok gzel bir yldz safirimiz var, onun yldz safirlerle ilgilendiini biliyorum. Grmek ister miydiniz?" Bayan Scheele istediini ifade etti, sonra ta beendi ve Bay Morganthal'e syleyeceine sz verdi. Tekrar Bond Caddesi'ne kt ve kpelere bakmakta olan kadn da karar veremediini syleyip dkkn terk etti. Gri Standard sola, Grafton Caddesi'ne sapp Piccadilly'ye inmi ve tekrar Bond Caddesi'nden yukar geliyordu. Gen kadn hibir tanklk belirtisi gstermedi.

Anna Scheele pasaja sapmt. Bir iekiye girdi. dzine uzun sapl gl, koca bir vazo dolusu iri mor meneke, bir dzine beyaz leylak ve bir demet mimoza sipari etti. Gnderilecekleri adresi verdi. "On iki sterlin, on sekiz ilin ediyor hanmefendi." Anna Scheele paray deyip kt. eri girip bir demet uha ieinin fiyatn soran gen kadn da onlar almadan kt. Anna Scheele, Bond Caddesi'ni geti ve Burlington Caddesi'den yryp Savile Row'a sapt. Burada aslnda erkeklere dikmekle beraber, arada srada cinsilatifin baz zel yelerine elbise dikmeye de tenezzl eden terzilerden birine girdi. Bay Bolford Bayan Scheele'yi ok deerli mterilerine zel bir scaklkla karlad ve bir takm elbise iin kuma bakld. "Neyse ki size kendi ihracat kalitenizi sunabiliyorum. New York'a ne zaman dnyorsunuz, Bayan Scheele?" "Yirmi nde." "Yetitirebiliriz. Uakla herhalde?" "Evet." "Amerika'da iler nasl? Burada ok kt, hem de ok." Bay Bolford bir hastasn anlatan doktor gibi ban sallad, "lerde heyecan yok, ne demek istediimi anlyorsanz. Gzel bir ile gurur duyan kimse de gelmiyor. Elbisenizi kim biecek biliyor musunuz, Bayan Scheele? Bay Lantwick. Yetmi iki yanda ve en iyi mterilerimiz iin bimesine gvendiim tek kii. Dierlerinin hepsi..." Bay Bolford tombul elleriyle hepsini savuturdu. "Kalite," dedi. "Bu lke eskiden kalitesiyle tannrd. Kalite! Ucuz ya da gsterili bir ey deil. Toplu retimi denediimizde hi becermiyoruz, bu da bir gerek. Bu sizin lkenizin uzmanlk alan, Bayan Scheele. Biz ise, tekrar sylyorum, kaliteyi savunmalyz. Acele etmeden, emek vererek dnyada kimsenin boy lemeyecei rnler yapmalyz. lk prova iin ne gn

diyelim? Haftaya bugn olsun mu? 11.30'da? ok teekkr ederim." Anna Scheele top top kumalarla dolu lo ortamdan geip yeniden gn na kt. Bir taksi evirip Savoy'a dnd. Sokan karsna yanaan ve iinde ufak tefek esmer bir adamn oturduu taksi de ayn yoldan geldi, ama Savoy'a sapmad. Embankment'a dolanp oradan Savoy'un servis kapsndan yeni km olan ksa boylu, tombul bir kadn ald. "Ne oldu Louisa? Odasna baktn m?" "Evet. Hibir ey yok." Anna Scheele le yemeini lokantada yedi. Ona pencere nnde bir masa ayrlmt. Metrdotel itenlikle Otto Morganthaln saln sordu. Yemekten sonra Anna Scheele anahtarn alp yukar, dairesine kt. Yatak yaplm, banyoya taze iekler konmu ve her ey yerli yerindeydi. Anna bagajn oluturan iki bavulun bana gitti. Biri ak, dieri kilitliydi. Ak olann iindekilere gz gezdirdi, sonra antasndan anahtarlarn karp dierini at. Her ey derli toplu, onun katlad gibi katlanm, grnrde el srlmemiti. En stte deri bir evrak antas duruyordu. Bir kede kk bir Leica fotoraf makinesiyle iki rulo film vard. Filmler almamt. Arma trnan kapaa srtp kaldrd. Sonra hafife glmsedi. Oradaki, neredeyse gzle grlmeyen tek bir sar sa teli artk yoktu. Becerikli bir hareketle evrak antasnn parlak derisinin stne biraz pudra serpip fledi. anta tertemiz ve prl prl kald. Parmak izi yoktu. Ancak o sabah salarna biraz briyantin srdkten sonra antay ellemiti. stnde kendi parmak izleri olmalyd. Tekrar glmsedi. "Temiz i," dedi kendi kendine. "Ama yeterince iyi deil..." Kk bir anta hazrlayp tekrar aa indi. Bir taksi arld ve srcye 17 Elmsleigh Gardens adresini verdi.

Elmsleigh Gardens sakin, biraz eski bir Kensington Square'di. Anna taksinin cretini deyip basamaklardan yukar, boyalan dklen kapya kt. Zile bast. Birka dakika sonra yalca bir kadn kapy at, onu grnce yzndeki endie yerini scack bir glmsemeye brakt. "Bayan Elsie sizi grdne sevinecek! Arka tarafta, alma odasnda. Bir tek sizin geleceiniz dncesiyle neeleniyordu." Anna hemen lo koridordan geip utaki kapy at. Kk, dank, rahat bir odayd. Kocaman deri koltuklar vard. Koltuklardan birinde oturan kadn srad. "Arna, canm." "Elsie." ki kadn sevgiyle ptler. "Neelen," dedi Anna. "Her ey yoluna girecek." II Yamurluk giymi ufak tefek, esmer adam High Street Kensington stasyonu'nda bir telefon kulbesine girip bir numara evirdi. "Valhalla Gramofon irketi mi?" "Evet." "Ben Sanders." "Nehrin Sanders mi? Hangi nehir?" "Dicle Nehri. A.S.'yle ilgili rapor: Bu sabah New York'tan geldi. Cartier's Maazas'na gitti. Yz yirmi sterline safir ve prlanta yzk ald. iekiye gitti. Jane Kent'e. On iki sterlin onsekiz ilinlik iek ald ve Portland Place'de bir klinie gnderdi. Avory's Maazas'nda Bolford'a bir tayyr sipari etti. Bu irketlerden hibirinin kukulu balantlar olduu bilinmiyor, ama gelecekte zel ilgi gsterilecektir. A.S.'nin Savoy'daki odas arand. Kukulu hibir ey bulunamad. Bavulundaki evrak antasnda Wolfensteinlarla kt iletmelerinin birlemesi konusuyla ilgili evrak var. Her ey yasal. Fotoraf makinesi ve iki

rulo kullanlmam film. Filmlerin fotokopi kaytlar olmas olasl nedeniyle yerlerine baka filmler kondu, ama orijinallerinin dzgn, kullanlmam filmler olduu anlald. A.S. kk bir anta alp 17 Elmsleigh Gardens'daki kz kardeine gitti. Kz kardei bu akam ameliyat iin Portland Place'deki klinie yatyor. Bu hem klinikten, hem de cerrahn randevu defterinden doruland. A.S.'nin ziyareti son derece doal grnyor. Hibir huzursuzluk ya da izlenme belirtisi gstermedi. Anlalan bu geceyi klinikte geirecek. Savoy'daki odasn tutuyor. New-York'a dn iin yirmi nde yer ayrlm." Kendine Nehrin Sanders diyen adam durdu ve kayt d bir dipnot ekledi. "Bana soracak olursanz, olacak i deil. Btn yapt, paray sokaa atmak. ieklere on iki sterlin, on sekiz ilin! Ne denir?" BLM 4 I Victoria'nn heyecannn ls hedefine ulaamama olaslnn bir an iin bile aklna gelmemesinden anlalabilir. Gece geen gemilerle ilgili dizeler ona gre deildi. Gen bir adama -dorusunu sylemek gerekirse- k olduunda adamn tam da bin mil uzaktaki bir yere gitmek zere olmas tabi talihsizlikti. Aslnda Brksel'e ya da Aberdeen'e, hatta Birmingham'a bile gidiyor olabilirdi kolayca. Badat olmas tam da onun ansyd, diye dnd Victoria. Yine de, zor da olsa, u veya bu ekilde Badat'a gitmeye niyetliydi. Tottenham Court Yolu'nda bilinli admlarla yrrken bir yandan da bunun yol ve yntemlerini dnyordu. Badat. Badat'ta neler oluyordu? Edward'a gre: "Kltr." O da bir ekilde kltrclk oynayabilir miydi? Unesco? Unesco durmadan oraya buraya, bazen en akla gelmeyecek yerlere bile insanlar gnderiyordu. Ancak, diye dnd Victoria, bunlar genelde

niversite diplomas olan ve erkenden iin iine girmi, stn nitelikli kadnlard. Victoria en nemli ilerin en nce yaplmas gerektiine karar verdi ve sonunda bir seyahat acentesine ynelip sorular sordu. Anlalan Badat'a gitmekte sorun yoktu. Havayoluyla; Basra zerinden uzun bir deniz yolculuuyla; trenle Marsilya'ya, oradan gemiyle Beyrut'a ve nihayet arabayla lden geerek gidilebiliyordu. Msr stnden de gidilebilirdi. Eer azimliyseniz btn yolu trenle de gidebilirdiniz, ama gerekli vizeleri almak halen hem zor, hem de belirsiz bir iti ve aldnz srada srelerinin dolmu olma ihtimali vard. Badat sterlinin geerli olduu bir blgeydi, bu yzden para konusunda sorun yoktu. Yani, kullanm asndan. in z, insann nakit olarak alt ila yz sterlin paras olduktan sonra, Badat'a gitmekte hibir sorun yoktu. Victoria'nn cebinde o anda sterlin ve on ilin (dokuz pens eksiiyle), art fazladan bir on iki ilin ve PO Tasarruf Bankas'nda da be sterlini olduundan, bu basit ve apak yol sz konusu bile deildi. Hosteslik iin soruturdu, ama anlalan bunlar da ok aranlan ilerdi ve uzun bir bekleme listesi vard. Victoria daha sonra St.Guildric's Acentesi'ne gitti. Derli toplu masasnda oturan Bayan Spenser onu ofisten makul bir sklkta geecei anlalan biri olarak karlad. "Aman Tanrm, Bayan Jones, yine mi iten ktnz? Ummutum ki bu sonuncusu..." Victoria kesin bir ifadeyle, "Olanakszd," dedi. "Nelere katlanmak zorunda kaldm size anlatmama imkn yok." Bayan Spenser'in solgun yanaklarnda ho bir pembelik belirdi. "Umarm..." diye balad. "Umarm yle deildir. -Bana yle biri gibi gelmemiti- ama tabi birazck basitti... umarm..." "Sorun yok," dedi Victoria. Dudaklarnda hafif, ama cesur bir glmseme belirdi. "Bamn aresine bakabilirim."

"Oh tabi. Ama ne tatszlk." "Evet," dedi Victoria. "ok tatsz. Ancak..." Yine cesurca glmsedi. Bayan Spenser defterine bakt. "St.Leonard's Evlenmemi Annelere Yardm Dernei sekreter aryor," dedi. "Tabi cret yksek deil..." Victoria sz uzatmadan, "Badat'ta bir i bulma olana var m?" diye sordu. Bayan Spenser heyecanl bir aknlkla, "Badat'ta m?" dedi. Victoria, Kamatka ya da Gney Kutbu da demi olabileceini dnd. "Badat'a gitmeyi ok isterdim," dedi. "Pek sanmyorum. Sekreter olarak m demek istiyorsunuz?" "Her neyse," dedi Victoria. "Hemire ya da a veya bir delinin bakcs olarak. Her nasl olursa." Bayan Spenser ban iki yana sallad. "Korkarm fazla umut veremeyeceim. Dn iki kk kz olan bir hanm Avustralya'ya gidecek birini aryordu." Victoria Avustralya'y bir el hareketiyle geitirdi. Kalkt. "Eer bir ey duyarsanz. Yalnzca yol parasna ihtiyacm var." Kadnn merakl baklar karsnda aklad. "Orada... ey... akrabalarm var. Anladma gre iyi cretli iler de bolmu. Ama tabi nce oraya gitmek gerek." Victoria, St.Guildric'in brosundan uzaklarken kendi kendine, "Evet," dedi. "nce oraya gitmek gerek." det olduu gibi, insann dikkati belirli bir isme ya da konuya ynelmiken birdenbire her eyin sanki Badat' karsna karmak zere szlemi gibi gelmesi Victoria'nn daha da cann skt. Ald akam gazetesinde ksa bir paragrafta tannm arkeolog Dr. Pauncefoot Jones'un Badat'a yz yirmi mil uzaklktaki Murik kentinde kaz almalar balatt anlatlyordu. Bir ilanda Basra'ya (tabi oradan da Badat, Musul, vs'ye) ileyen gemilerden

sz ediliyordu. ekmecesine serdii gazetede Badat'taki rencilerle ilgili birka satr gzne arpt. Mahallenin sinemasnda Badat Hrsz oynuyordu ve her zaman bakt k kitapnn vitrininde Badat Halifesi Harun Reid'in yeni bir biyografisi sergileniyordu. Anlalan btn dnya birdenbire Badat'n farkna varmt. O gn leden sonra yaklak 13.45'e kadar kendisi Badat' hi duymam ve kesinlikle hi mi hi dnmemiti. Victoria'nn oraya gitme olasl pek yksek olmasa da, vazgemeye niyeti yoktu. Akll bir kzd ve insan bir eyi yapmay isterse mutlaka bir yolunu bulaca yolunda iyimser bir bak asna sahipti. O akam olas yaklamlarn bir listesini kard. Bunlar yleydi: Dileri'ne bavurmak? lan vermek? Irak Bykelilii'ne bavurmak? Ya hurmaclar? Ya nakliye irketleri? ngiltere Meclisi? Selfridge's Danma Brosu? Vatanda Danma Brosu? Hibirinin fazla umutlu olmadn itiraf etmek zorunda kald. Listeye ekledi: u veya bu ekilde yz sterlin bulmak? II Victoria o geceki youn dncelerin etkisi ve byk olaslkla bilinaltnda artk saat tam dokuzda ofiste olmasnn gerekmediini bilmenin rahatlyla uykuyu fazla kard. Saat onu be gee uyand ve hemen yataktan atlayp giyinmeye balad. Tam isyankr siyah salarn taryordu ki, telefon ald. Ahizeye uzand. Kar tarafta son derece huzursuz bir Bayan Spenser vard. "Seni yakaladma ok sevindim canm. Gerekten inanlmaz bir tesadf oldu. Evet?" diye bard Victoria.

"Dediim gibi, inanlmaz bir tesadf. Bayan Hamilton Clipp isimli biri gn sonra Badat'a gidecek ve kolunu krm, yolculuunda kendisine yardmc olacak birini aryor. Hemen seni aradm. Tabi baka acentalara da bavurup vurmadn bilmiyorum..." "Hemen geliyorum," dedi Victoria. "Nerede o hanm?" "Savoy'da." "O sama isim neydi? Tripp mi?" "Clipp, canm. ki p'yle. Neden bilemiyorum, ama o bir Amerikal tabi." Bayan Spenser sanki bu her eyi aklyormu gibi, sustu. "Savoy'da Bayan Clipp." "Bay ve Bayan Hamilton Clipp. Aslnda arayan kocasyd." "Siz bir meleksiniz," dedi Victoria. "Hoa kaln." Alelacele elbisesini fralayp biraz daha az eski olmasn diledi, salarn tarayp biraz yattrmaya; refakati ve deneyimli gezgin rolne biraz daha uygun hale getirmeye alt. Sonra Bay Greenholtz'un tavsiye mektubunu alp ban sallayarak okudu. Daha iyisini yapmalyz, dedi kendi kendine. 19 Numaral otobsten Green Park'ta inip Ritz Oteli'ne girdi. Otobste gazete okuyan bir kadnn omzunun stnden bir gz atmas ie yaramt. Victoria yaz odasna girip kendine Dou Afrika'ya gitmek zere ngiltere'den ayrld bildirilen Lady Cynthia Bradbury'nin azndan cmert bir vg mektubu dendi. "Hastalk zaman harikadr" diye yazd "ve her bakmdan ek beceriklidir..." Ritz'den kp karya geti ve Albemarle Caddesi'nde ksa bir sre yryp yksek din adamlarnn ve taradan gelen muhafazakr bykhanmlarn yeri olarak bilinen Balderton's Oteli'ne geldi. Burada da daha az haval bir el yazsyla ve 'E"leri kk yaparak Llangow Piskoposu'nun azndan bir tavsiye mektubu yazd. Bu ekilde hazrlklarn tamamlayarak 9 numaral otobse binip Savoy'a gitti.

Resepsiyonda Bayan Hamilton Clipp'i sordu ve St.Guildric's Acentesi'nden geldiini bildirdi. Ktip tam telefonu yanma ekecekken durdu, bakt ve, "te Bay Hamilton Clipp," dedi. Bay Hamilton Clipp son derece uzun boylu, seyrek kr sal, nazik grnml, dnerek ve ar ar konuan bir Amerikalyd. Victoria, ona ismini syleyip acenteden sz etti. "Peki Bayan Jones, en iyisi yukar gelip Bayan Clipp'le grn. Hl dairemizde. Sanrm baka bir gen hanmla gryor, ama imdiye kadar gitmi olabilir." Victoria'nn kalbi panikten skt. Bu kadar yakn, ama byle uzak olabilir miydi? Asansrle nc kata ktlar. Kaln halyla kapl koridorda yrrlerken dipteki bir kapdan gen bir hanm kp onlara doru geldi. Victoria gelen sanki kendisiymi gibi bir izlenime kapld. Olabilir, diye dnd, nk gen hanmn terzi ii tayyr tam da kendisinin giymeyi isteyecei gibiydi. Victoria iinde kabaran ilkel bir kadns vahetle, hem bana uyard da. Bedenlerimiz ayn. Onun stnden ekip almay nasl da isterdim, diye dnd. Gen kadn yanlarndan geti. Sar salarna tutturup bir yana edii kk kadife apkas yzn ksmen gizliyordu, ama Bay Hamilton Clipp aknlkla dnp arkasndan bakt. "Bak hele," dedi. "Kimin aklna gelirdi ki? Anna Scheele." Aklama yapar gibi ekledi. "zr dilerim Bayan Jones. Daha bir hafta nce New York'ta grdm gen bir bayan tanynca ardm. Byk uluslararas bankalarmzn birinde sekreterdir..." Konuurken koridordaki bir kapnn nnde durdu. Anahtar kilitteydi ve Bay Hamilton Clipp kapy ksaca vurduktan sonra ap Victoria'ya yol verdi. Bayan Hamilton Clipp pencerenin nnde yksek arkalkl bir iskemlede oturuyordu ve onlar ieri girerken ayaa frlad.

Ksack, ku gibi, keskin bakl, ufak tefek bir kadnd. Sa kolu alya alnmt. Kocas Victoria'y tantrd. Bayan Clipp nefes nefese, "Byk talihsizlik oldu," dedi. "Buraya gelmi, dopdolu bir programla nefes nefese Londra'nn keyfini kartyorduk. Btn planlar yaplm, yolculuk iin yerim ayrlmt. Irak'taki evli kzm ziyaret edeceim, Bayan Jones. Onu iki yldr grmyorum. Ben ne yapyorum, dyorum -hem de Westminster Abbey'de oldu- basamaklardan yuvarlandm... ve ite byle. Biraz aresizim ve nasl seyahat ederdim bilemem? George'un da ileri var ve daha en az hafta gelemeyecek. Yanmda bir hemire gtrmemi nerdi, ama ne de olsa oraya vardktan sonra artk bir hemireye gerek yok, gereken her eyi Sadie yapar, stelik dn yolculuunu da demek gerekir. O yzden acenteleri arayp yalnzca gidi cretine gelecek biri olup olmadn sormay dndm." Victoria, "Ben tam hemire saylmam," dedi ama pratikte aynen yle olduunu ima etmeyi de baard. "Ama hemirelik konusunda epeyce deneyimim oldu." Birinci tavsiye mektubunu kard. "Bir yldan fazla Lady Cynthia Bradbury'nin yanndaydm. Eer mektuplarnzn yazlmasn ya da sekreterlik hizmetleri de isterseniz, birka ay da amcama sekreterlik yaptm. Amcam..." dedi alakgnlllkle. "Llangow Piskoposu'dur." "Demek amcanz bir piskopos. Aman Tanrm, ne ilgin." Victoria Hamilton Clipplerin ikisinin de ok etkilendiini dnd. (Girdii onca zahmetten sonra yle olmas gerekirdi zaten.) Bayan Hamilton Clipp iki tavsiye mektubunu kocasna uzatt. Saygyla, "Gerekten harika grnyor," dedi. "Tanr'nn ltf. Dualarmzn karl." Victoria gerekten de aynen yle, diye dnd. Bayan Hamilton Clipp, "Orada bir ie mi giriyorsunuz?" diye sordu. "Yoksa akrabanza m gidiyorsunuz?"

Victoria tavsiye mektubu hazrlama tela iinde Badat'a gidii iin bir neden bulmay unutmutu. Hazrlksz yakalannca hzla bir eyler uydurmas gerekti. Aklna dn okuduu paragraf geldi. "Orada amcam greceim. Dr. Pauncefoot Jones," diye aklad. "Gerekten mi? Arkeolog mu?" Victoria bir an saygn amcalarnn saysn acaba fazla m kardn dnd. "almalarna byk ilgi duyuyorum, ama tabi niteliklerim yeterli olmad iin, onun grubu giderken benim yol param demeleri de sz konusu olamad. Bteleri pek byk deil. Ancak, eer kendi bama gidebilirsem onlara katlp bir ie yarayabilirim." Bay Hamilton Clipp, "ok ilgin bir i olmal," dedi. "Mezopotamya arkeoloji iin harika bir yer." Victoria Bayan Clipp'e dnerek, "Korkarm piskopos amcam u anda skoya'da," dedi. "Ancak size sekreterinin telefon numarasn verebilirim. u anda Londra'da kalyor. Pimlico 87693-Fulham Palace numaralarndan biri. Arayp beni sormak isterseniz, (gzleri minenin stndeki saate kayd) saat 11.30'dan itibaren orada olur." Bayan Clipp, "Ama eminim ki," diye sze balad, ama kocas szn kesti. "Zamanmz ok ksa biliyorsunuz. Uak br gn kalkyor. Pasaportunuz var m, Bayan Jones?" "Evet." Victoria geen yl Fransa'ya yapt ksa bir tatil gezisi sayesinde pasaportunun tarihinin geerli olmasna kretti. "Gerekirse diye yanmda getirmitim," dedi. Bay Clipp memnun oldu ve, "te ben buna profesyonellik derim," dedi. Eer baka bir aday olsayd bile, u anda elenmi olurdu. Victoria iyi tavsiye mektuplar, amcalar ve pasaportunun yannda olmas ile snf gemiti. Bay Clipp pasaportu alarak, "Gerekli vizeleri almal," dedi. "American Express'teki arkadamz Bay Burgeon'a gideyim, o

her eyi halleder. Belki bu akamst bir urar, gereken evrak imzalarsn." Victoria bunu kabul etti. Odann kaps arkasndan kapanrken Bayan Hamilton Clipp'in Bay Hamilton Clipp'e yle dediini duydu. "Ne ho, ne dzgn bir kz. Gerekten ok anslyz." Victoria en azndan kzarma inceliini gsterdi. Alelacele evine dnp Bayan Clipp becerilerini teyit ettirmek ister de piskoposun sekreterini ararsa diye haval bir aksanla konumaya hazr, telefona yapp bekledi. Ancak Bayan Clipp anlalan Victoria'nn ak szl kiiliinden yle etkilenmiti ki, bu ayrntlarla uramaya zahmet etmedi. Ne de olsa, yalnzca yolculuk sresince birka gnlk refakat iin anlamlard. Gereken ktlar doldurulup imzaland, gerekli vizeler alnd ve Victoria'dan ertesi sabah 00.07'de Bayan Clipp'in Airways House'a ve oradan da Heathrow Havaalan'na gitmesine yardmc olmak zere geceyi Savoy'da geirmesi rica edildi. BLM 5 Bataklktan iki gn nce ayrlan kayk attlarab boyunca yava yava ilerliyordu. Aknt hzlyd ve tekneyi kullanan ihtiyarn pek az uramas gerekiyordu. Hareketleri yumuak ve ritmikti. Gzleri yar kapalyd. Neredeyse duyulamayacak, ok alak bir sesle hznl ve hi bitmeyen bir ilahi sylyordu: 'Asri bi lel ya yamali 'Hadhi alek ya ibn Ali.' Bataklk Araplarndan Abdl Sleyman baka saysz seferde bu ekilde nehirden aa Basra'ya gelmiti. Kaykta bir adam daha vard. Bugnlerde genelde giysilerinde acnas bir Dou-Bat karmyla grnen bir tipti bu. izgili pamukludan uzun cellabiyesinin stne birinin kullanp att eski, lekeli ve yrtk haki bir tunik geirmiti. Soluk krmz bir rg atk ceketin iine sokulmutu. Banda yine Arap giyiminin vakar olan, siyah

ipekten agal'la. tutturulmu siyah-beyaz kefiye grlyordu. Kpkrmz gzleri iri iri alm ve dalgn, nehrin dnemecinden teye bakyordu. Birden o da ayn perde ve tonda mrldanmaya balad. O da Mezopotamya'daki binlerce tipten biriydi. Aslnda ngiliz olduunun ve yannda dnyann hemen her lkesindeki gl adamlarn ele geirip tayan adamla birlikte yok etmeyi istedikleri bir srr tadnn hibir belirtisi yoktu. Son birka haftay aklndan geirdi. Dalardaki tuzak. Geitte yaan karn buz gibi souu. Deve kervan. Portatif bir "sinema" tayan iki adamn yannda, lde yaya yrmekle geirilen drt gn. Kara adrdaki gnler ve eski dostlar, Aneizeh Aireti'yle g. Hepsi g, hepsi tehlike dolu anlar; onu aramak ve yakalamak iin atlan adan tekrar tekrar kurtulmak. 'Henry Carmichael. ngiliz ajan. Ya otuz civarnda. Salar kumral, gzler koyu, 1,78 boyunda. Arapa, Krte, Farsa, Ermenice, Hinte, Trke ve pek ok leheyi konuur. Airetlerle dosttur. Tehlikelidir.' Carmichael, babasnn devlet memuru olduu Kagar'da domutu. ocuksu dilinde eitli lehelerle krk yerli konumalarn yuvarlyordu. Dadlar ve daha sonra uaklar pek ok farkl rktan yerlilerdi. Ortadou'nun el dememi hemen her blgesinde dostlar vard. Balantlar ancak kentlerde ve kasabalarda onu terk ediyordu. imdi, Basra'ya yaklarken grevinin en kritik annn geldiini biliyordu. Er ge uygar blgeye yeniden girmesi gerekecekti. Son hedefi Badat olmakla beraber, oraya dorudan yaklamamakla aklllk etmiti. Irak'taki her kentte dikkatle tartlp aylar ncesinden ayarlanm konak yerleri onu bekliyordu. Nereye urayacann karar kendisine braklmt. Dolayl kanallardan bunu yapabilecek olmasna ramen, stlerine hi haber gndermemiti. Bylesi daha gvenliydi. Kolay plan; yani belirlenen randevu yerinde bir uan beklemesi tahmin ettii gibi

baarsz olmutu. Dmanlar randevuyu haber almlard. Sznt! Hep o lmcl, anlalmaz sznt. Bylece tehlike beklentileri iddetlenmiti. Burada, Basra'da gvenli blgeye ulamasna az kalmken igdsel olarak tehlikenin, yolculuun vahi risklerinden daha byk olacan hissediyordu. O son etapta baarsz olmay dnmeye bile dayanamazd. Yal Arap dzenli bir ekilde kreklere aslarak hi ban evirmeden mrldand. "Vakit yaklayor evlat. Allah seni korusun." "ehirde uzun boylu oyalanma baba. Batakla dn. Sana zarar gelmesini istemem." "Allah nasl isterse. O bilir." "nallah," diye tekrarlad teki. Bir an iin Batl deil, Doulu kandan olmay zledi. Baarma ya da baaramama olaslklar iin endielenmemeyi, riskleri tekrar tekrar hesaplamamay, kendine srekli akllca ve ileriyi grerek plan yapp yapmadn sormamay diledi. Btn sorumluluu Rahman'a, Rahim'e ykleyebilmeyi. nallah baarrm! Szckleri kendi kendine tekrarlarken bile iinde bulunduu lkenin sknetini ve kaderciliini hissetti ve benimsedi. imdi, birka dakika sonra kayn snandan kp kentin sokaklarnda yryecek, keskin gzlerin nnden geecekti. Baarmas iin yalnzca Arap gibi giyinmesi yetmiyor; yle de hissetmesi gerekiyordu. Kayk yavaa nehre dik ayla balanan su kanallarndan birine sapt. Burada her tr nehir teknesi balanm, nlerinden arkalarndan bakalar geliyordu. ok gzel, neredeyse Venedik'i andran bir sahneydi. Teknelerin pruvalar yksek ve renkleri soluktu. Yzlercesi yan yana balanmt. htiyar yavaa sordu: "Vakit geldi. Senin iin hazrlk yapld m?" "Evet, planlarm hazr. Gitme vaktim geldi."

"Allah yolunu ak etsin ve sana uzun mrler versin." Carmichael izgili eteklerini toplayp kaygan ta basamaklardan rhtma kt. Etraf her rhtm boyunda her zaman grnen tiplerle doluydu. Kk olanlar, tezghlarnn banda diz km portakal satclar. Yap yap kekler ve tatllar, tezghlar dolusu ayakkab balan, ucuz taraklar ve lastik paralan. Zaman zaman bouk bir sesle tkren, ellerinde tespih, dnceli yayalar. Sokan karsnda dkknlarla bankalar, hafif morumsu renkte Avrupal giysilerle dolaan efendiler. Avrupallar da vard; ngilizler ve yabanclar. Elli kadar Araptan biri bir kayktan rhtma kt diye kimse ne ilgilendi, ne de merak etti. Carmichael sessizce yrd. Gzleri evresini ocuksu bir keyifle taryordu. Ara sra grtlan temizleyip pek iddetle deil, yalnzca ortama uyum salamak iin tkryordu. ki kez parmaklaryla smkrd. Bylece yabanc kente geldi, kanaln bana vard, geip arya dald. Buras grlt ve hareket doluydu. Heyecanl adamlar bakalarn iterek yryor, ykl eeklerin sahipleri bouk seslerle baryorlard: Balek-balek... ocuklar mnakaa ediyor, baryor ve bahi madam, bahi diye umutla Avrupallarn peine taklyorlard. Meskin-meskin... Burada Dou'nun ve Bat'nn mallan yan yana satlyordu. Alminyum tencereler, fincan ve tabaklar, aydanlklar, dvme bakrlar, Amara ipeklileri, ucuz saatler, emaye kupalar, ran'dan ilemeler ve rengrenk desenli kilimler. Kuveyt'ten pirin kakmal sandklar, elden dme pantolon ceketler ve ynl ocuk hrkalar. Yerli kapitone yatak rtleri, boyal caml lambalar, yn yn toprak testi ve mlekler. Uygarln btn ucuz mallaryla yerli rnler bir aradayd. Her ey normal ve olaand. Vahi blgelerde geirdii uzun srenin ardndan bu canllk ve karmaa Carmichael'a garip geldi,

ama her ey olmas gerektii gibiydi. Hibir aksak yan, varlna ynelik hibir ilgi unsuru grmedi. Yine de, yllardr aranan bir adam olduunu bilmenin nsezisiyle iinde gittike artan bir huzursuzluk hissetti, belli belirsiz bir tehlike seziyordu. Yolunda gitmeyen hibir ey gremiyordu. Kimse yzne bile bakmamt. Kimsenin onun takip etmediinden ve gzetlemediinden hemen hemen emindi. Yine de, tehlikenin kanlmaz olduunu seziyordu. Dar ve karanlk bir keden dnd, sonra tekrar saa, sonra sola sapt. Burada kck kulbeciklerin arasnda bir han kapsna geldi. Avluya girdi. epeevre eitli dkknlar vard. Carmichael kuzeylilerin koyun postu paltolar/enval'larn asl olduu bir dkkna gitti. Orada durup ekinerek paltolar elledi. Dkkn sahibi uzun boylu, sakall, saygn grnl bir mterisine kahve ikram ediyordu. Adamn yeil sarndan Mekke'ye gitmi bir hac olduu anlalyordu. Carmichael orada durup ferwah'lar yoklad. "Besh hadha?" diye sordu. "Yedi dinar." "ok fazla." Hac, "Hallar hana getirecek misin?" diye sordu. "Kesinlikle," dedi tccar. "Yarn m kyorsun?" "afakta Kerbela'ya." Carmichael, "Kerbela benim ehrim," dedi. "Hz. Hseyin'in mezarn ziyaret etmeyeli on be yl oldu." Hac, "Kutsal bir ehir," dedi. Dkknc omzunun stnden Carmichael'a, "Arka tarafta daha ucuz ferwahlar var," dedi. "Ben kuzeyden gelme beyaz bir ferwah aryorum." "En dipteki odada bir tane var." Tccar i duvardan alan bir kapy iaret etti.

Konuma belli bir dzen iinde cereyan etmiti -her gn, her arda olabilecek trden bir konumayd- ama sras ok kesindi btn anahtar szckler yerindeydi: Kerbela-beyaz/ervrah. Yalnz, Carmichael oday geip i blmeye girmek zereyken tccarn yzne bakt ve bunun grmeyi bekledii yz olmadn annda fark etti. O adam daha nce yalnzca tek bir kez grm olmasna ramen, keskin zeks yanlmamt. Benzerlik vard, ok Evet, bu herhalde kardei olmalyd. ok benziyordu ve kardeinin de ubede alyor olmas mmknd. Cevaplarn hepsi doruydu. Yine de, Carmichael i blmeye geerken dikkat kesildi. Burada da mallar raflara ylm; pirin ve bakrdan kahveliklerle eker kracaklar, eski ran gmleri, yn yn ilemeler, emaye am tepsileri ve kahve takmlar vard. Kk bir kahve sehpasnn stnde dikkatle katlanm beyaz bir ferwah duruyordu. Carmichael gidip onu ald. Altnda bir takm Avrupal giysileri; biraz giyilmi, hafif gsterili bir takm elbise vard. Para ve belgelerle dolu czdan gs cebine konmutu. Dkkna yabanc bir Arap girmiti; thalat ve Gemi Acentesi Messrs Cross and Co.'dan Bay Walter Williams kp kendisi iin nceden ayrlan randevulara gidecekti. Tabi gerek bir Bay Walter Williams da vard -o kadar dikkatliydiler- ve saygn bir i gemii olan bir adamd. Her ey planlanmt. Carmichael'n ii rahatlad ve eski niforma ceketinin dmelerini zmeye balad. Her ey yolundayd. Silah olarak bir tabanca seilmi olsayd, Carmichael'n grevi hemen orackta sona ererdi. Ancak ban baz avantajlar vard. zellikle grltszd. Carmichael'n nndeki rafta kocaman bakr bir kahvelik duruyordu ve almaya gelecek bir Amerikal turistin siparii zerine daha yeni parlatlmt. Ban prlts ite o cilal yzeye yansd, manzara arptlm olarak ama tm geniliiyle grld. Carmichael'n arkasndaki perdelerin arasndan kan adam tam

koynundan uzun, kvrk bir haner kartyordu. Bir an gese o haner Carmichael'n srtna saplanacakt. Carmichael imek gibi dnd. Adamn bacaklarna atlp onu yere serdi. Haner kar duvara utu. Carmichael hemen kalkt, adamn vcudunun stnden atlad, d odadan koarak karken bir an iin tccarn akn ve kt yzyle iman hacmin sakin aknln grd. Sonra kt, handan frlad, kalabalk arya dald nce o tarafa, sonra bu yana sapt, sonra yine yrmeye balad. Acele etmenin olaand sayld bir lkede hibir tela belirtisi gstermiyordu. te byle, neredeyse amasz yrr, arada srada bir mal incelemek, bir dokumay ellemek iin dururken beyni de delicesine alyordu. Mekanizma kmt! Bir kez daha dman bir lkede tek banayd. Olan bitenlerin de pek tatsz bir biimde farkndayd. Korkmas gerekenler yalnzca peindeki dmanlar deildi. Uygarln kaplarn bekleyen dmanlar da deildi. Sistemin iinde korkulacak dmanlar vard. Parolalar renilmiti, cevaplar hemen ve doru gelmiti. Saldn tam da kendini gvende hissettii anda yaplmt. artc deildi belki, ama ieriden ihanet vard. Dmann amac her zaman sisteme bir veya birka adamn sokmakt ya da belki ihtiya duyduklar adam satn alyorlard. Bir adam satn almak sanldndan daha kolayd, insan paradan baka eyleri de satn alabilirdi. Nasl olduu nemli deildi, ama olmutu ite. Kamt... artk ancak kendi kaynaklarna gvenebilirdi. Paras yoktu, yeni bir kiiliin arkasna snamyordu ve ekli biliniyordu. Belki de u anda bile sessizce takip ediliyordu. Ban evirmedi. Ne ie yarard ki? Peindekiler de acemi deildiler. Yava yava, amasz bir ekilde yrmeye devam etti. Halsiz grnmnn gerisinde olaslklar deerlendiriyordu. Sonunda ardan km ve kanaln stndeki kk kprden gemiti.

Kocaman, boyal armay ve kapnn stndeki yazy grene dek yrd: ngiliz Konsolosluu. Sokan sana soluna baknd. Kimse ona en ufak bir ekilde ilgi gstermiyor gibiydi. Grne gre ngiliz Konsolosluu'na girivermekten kolay hibir ey yoktu. Bir an ii bunun bir tuzak; iine ekici peynir parasnn konduu apak bir fare kapan olduunu dnd. O da fare iin pek kolay ve basit bir iti... Riski almak zorundayd. Baka ne yapabileceini bilemiyordu. Kapdan girdi. BLM 6 Richard Baker, konsolosun ii bitene dek ngiliz Konsolosluumun n brosunda oturup bekledi. O sabah Indian Queen gemisinden inmi ve bagajn gmrkten geirmiti. Bagaj hemen hemen yalnzca kitaplardan oluuyordu. Sanki sonradan akl edilmi gibi, pijamalarla gmlekler kitaplarn aralarna serpitirilmiti. Indian Queen zamannda gelmiti. Bu gibi kk yk gemileri genelde ge kaldklarndan araya iki gnlk sre koyan Richard, imdi Badat zerinden eski Murik kentinin yerindeki Tell Aswad'a gitmek iin iki gn beklemek zorundayd. Bu iki gnde ne yapacan planlamt bile. Kuveyt'te sahile yakn bir yerde iinde eski kalntlar bulunduu sylenen bir tepecik uzun zamandr ilgisini ekiyordu. Bu, gidip oray incelemek iin byk frsatt. Havaalanndaki otele gidip Kuveyt'e nasl gidildiini sordu. Ertesi sabah 10.00'da bir uan kalktn sylediler. Bir gn sonra da dnebiliyordu. Bu nedenle sorun yoktu. Tabi kanlmaz formaliteler vard; Kuveyt'e giri ve k vizeleri gerekiyordu. Bunlar iin ngiliz Konsolosluu'na bavurmas gerekecekti. Basra'daki Konsolos Bay Clayton'la birka yl nce ran'da tanmt. Richard onu yeniden grmenin ho olacan dnd.

Konsolosluun birka kaps vard. Otomobiller iin bir ana kap. Bir dier kap baheden attlarab boyundaki yola alyordu. iin gelenlerse ana caddedeki kapy kullanyorlard. Richard ieri girdi, grevliye kartn verdi, kendisine konsolosun u anda megul olduu, ama yaknda kaca sylendi. Onu giri kapsndan arkadaki baheye kadar uzanan koridorun solundaki kk bir bekleme odasna aldlar. Bekleme odasnda birka kii daha vard. Richard onlara bakmad bile. Zaten insanlarla pek ilgilenmezdi. Eski bir mlek paras onun iin her zaman yirminci yzylda bir yerlerde domu bir insandan daha ok ilgi ekiciydi. Tatl tatl Malilerin mektuplar ve M 1750'de Benjaminit kabilelerinin hareketleriyle ilgili dncelere dald. Dncelerini iinde bulunduu ana ve evresindeki insanlarn yaptklarna neyin getirdiini sylemek kolay deildi. ncelikle bir huzursuzluk, bir gerilim hissetti. Emin deildi, ama burnundan alglam olduunu dnd. Somut bir tan koyamazd, ama kesinlikle oradayd ve bu onu sava gnlerine gtrd. zellikle iki kiiyle birlikte paratle bir uaktan atlayp afan souunda ilerini yapacak an bekledikleri gn. Morallerin dk olduu, giritikleri iin tm tehlikelerini aka grdkleri, insann yetersiz olmasndan korktuu, tylerinin rperdii bir an. Havada ayn ekimsi, neredeyse alglanamayacak bir duygu vard. Korkunun kokusu... Bir an iin yalnzca bilinaltndan alglad. Aklnn yars hl milattan ncesiyle meguld. Ancak, imdinin ekimi de ok glyd. Odadaki biri lesiye korkuyordu... evresine baknd. Eski psk haki bir tunik giymi bir Arap parmaklaryla tembel tembel elindeki kehribar tespihi eviriyordu. Gri bykl iri bir ngiliz -gezgin tccara benziyordu- kk bir deftere rakamlar yazarken ok dalgn ve nemli grnyordu. nce, yorgun grnl, ok esmer tenli bir adam rahata arkasna

yaslanm, yz sakin ve kaytszd. Irakl bir ktibe benzeyen bir adam. Uzun, bembeyaz giysileri iinde yal bir ranl. Hepsi de olduka kaytsz grnyorlard. Kehribar tespihin tkrts belirli bir ritme dnt. Garip bir biimde bildik geliyordu. Richard hemen dikkat kesildi. Az kalsn uyuyakalacakt. Ksa-uzun-uzun-ksa-mors alfabesiydi-kesinlikle mors sinyalleriydi. Mors alfabesini bilirdi; sinyallerle uramak savata iinin bir parasyd. Kolayca okuyabiliyordu. BAYKU. F-L-O-R-E-A-T- E-T-O-N-A. Neydi bu? Evet, yleydi. Tekrar tekrar: Floreat Etona. Hrpani bir Arap tarafndan baslyor (ya da daha dorusu tkrdatlyordu). Bu da neydi byle? "Bayku. Eton. Bayku." Eton'daki lakabyd bu-oraya olaanst kocaman ve kaln ereveli bir gzlkle gnderilmiti. Odann karsnda oturan Araba bakt ve grntsnn tm ayrntlarna dikkat etti. izgili cellabe-eski haki tunik-kaklarla dolu hrpani el rgs krmz atk. Her gn kyda yzlercesi grlen bir tip. Baklar onun bo baklarna rastlaynca hibir tanma belirtisi grmedi. Ancak tespih taneleri tkrdamaya devam ediyordu. Ben Fakir. Bekle. Dert. Fakir mi? Fakir mi? Tabi! Fakir Carmichael! Dnyann uzak kelerinden birinde doup bym ya da yaam bir oland. Trkistan m, yoksa Afganistan myd? Richard piposunu kard. nce yle bir ekitirdi, iine bakt, sonra klle vurdu: Mesaj alnd. Ondan sonra her ey ok abuk geliti. Richard daha sonra anlamak iin urat. Yrtk niforma ceketli Arap kalkp kapya doru yrd. Richard'n yanndan geerken sendeledi, elini uzatt ve Richard'a tutundu. Sonra doruldu, zr diledi ve kapya doru gitti. yle artcyd ve yle abuk oldu ki, Richard'a gerek hayattan bir sahne yerine bir sinema sahnesi gibi geldi. riyar tccar

defterini brakp ceketinin cebindeki bir eyi ekitirdi. imanl ve ceketinin darl yznden onu kartmas bir iki saniye srd ve o bir iki saniyede Richard harekete geti. Adam silahn ekerken eline vurup drd. Silah patlad ve kurun yere sapland. Arap kapdan km ve konsolosun brosuna doru sapmt ama birden durdu ve dnp hzla aksi yne doru komaya balad. Girdii kapdan kp kalabalk sokaa kart. Kavas iman adamn kolunu tutan Richard'n yanma kotu. Odadaki dier insanlardan Irakl ktip heyecanla tepiniyor, esmer sska adam gzlerini dikmi seyrediyor ve yal ranl da hi kprdamadan bolua bakyordu. Richard, "Sen ne yapyorsun?" dedi. "yle silah ekilir mi?" Yalnzca bir anlk bir duraksamann ardndan iman adam Cockney aksanyla konutu. "Kusura bakma ahbap. Kesinlikle kazayd. Sakarlk ite." "Samalama. Az nce kaan o Arab vuracaktn." "Hayr, hayr ahbap. Birdenbire bir antika iinde beni dolandran adam olduunu fark ettim. Biraz elenecektim." Richard Baker her trl reklamdan nefret eden, titiz bir tipti. gdleri bu aklamay olduu gibi kabul etmek eklindeydi. Ne de olsa, neyi kantlayabilirdi ki? Hem Carmichael konuyu bytt iin ona teekkr edecek miydi? Gizli bir grevdeyse etmezdi herhalde. Richard adamn kolunu tutan elini gevetti. Adamn terlediini fark etti. Kavas heyecanla bir eyler sylyordu. ngiliz Konsolosluu'na silah sokmak ok yanl, diyordu. Buna izin yoktu. Konsolos ok kzacakt. iman adam, "zr dilerim," dedi. "Kk bir kazayd... hepsi bu." Kavas'n eline biraz para sktrd, o da fkeyle iade etti. iman adam, "Ben en iyisi gideyim," dedi. "Konsolosu grmek iin beklemeyeceim." Aniden Richard'a bir kartvizit uzatt. "te

adm ve eer olay byrse havaalan otelindeyim, ama kesinlikle kazayd. Yalnzca bir akayd, anlatabiliyor muyum?" Richard istemeye istemeye adamn huzursuz bir yalpalamayla odadan kp sokaa sapmasn seyretti. Doru yaptn umuyordu, ama insan olaylar hakknda onun kadar bilgisizken bunu kestirmek zordu. Kavas, "Bay Clayton, konsolos bey imdi msait," dedi. Richard koridorda adam takip etti. lerideki k dairesi gittike byd. Konsolosun odas koridorun dibinde, sadayd. Bay Clayton masasnn banda oturuyordu. Dnceli yzl, kr sal, sakin bir adamd. Richard, "Beni hatrlayabilecek misiniz bilemiyorum?" dedi. "ki yl nce Tahran'da tanmtk." "Tabi. Siz Dr. Pauncefoot Jones'la beraberdiniz, deil mi? Bu yl da ona katlacak msnz?" "Evet. Oraya gidiyorum, ama bo birka gnm var ve Kuveyt'e bir gitmek istedim. Bir sorun yoktur herhalde?" "Oh, hayr. Yarn sabah bir uak var. Bir buuk saat kadar sryor. Oradaki temsilcimiz Archie Gaunt'a telgraf ekerim. Sizi arlar. Bu gece de burada kalabilirsiniz." Richard hafife itiraz etti. "Gerekten... size de, Bayan Clayton'a da rahatszlk vermek istemem. Otele gidebilirim." "Havaalan oteli ok dolu. Sizi burada arlamaktan memnun oluruz. Eimin de sizi tekrar grdne sevineceini biliyorum. u anda -bir bakaym- petrol irketinden Crosbie ve Dr. Rathbone'un gen bir adam burada. Birtakm kitap kolilerini gmrkten ekmeye alyor. Yukar gelip Rosa'y grn." Kalkt ve kapdan dar, gneli baheye doru Richard'a elik etti. Konsolosluk binasna birka basamakla klyordu. Gerald Clayton basamaklarn tepesindeki tel kapy itip at ve konuunu yerleri rengrenk kilimlerle, iki duvar sekin eyayla

deli lo ve uzun bir hole buyur etti. Dardaki parlaklktan sonra ierinin serin loluu ok hotu. Clayton, "Rosa! Rosa!" diye seslendi ve Richard'n hayat dolu, neeli bir kii olarak hatrlad Bayan Clayton utaki bir odadan kt. "Richard Baker' hatrlyorsun, deil mi canm? Tahran'da Dr. Pauncefoot Jones'la bizi grmeye gelmilerdi." Bayan Clayton el skrken "Tabi," dedi. "Birlikte pazarlara gidip size ok gzel kilimler almtk." Bayan Clayton'un bir eyler satn almad zamanlardaki en byk keyfi, dostlaryla ahbaplarn yerel pazarlarda ucuz bir eyler bulmaya tevik etmekti. Her eyin deerini ok iyi bilirdi ve olaanst bir pazarlkyd. Richard, "Yaptm en iyi alverilerden biriydi," dedi. "Tamamen sizin sayenizde." Gerald Clayton, "Baker yarn Kuveyt'e umak istiyor," dedi. "Onu bu gece burada arlayabileceimizi syledim." Richard, "Ama zahmet olacaksa..." diye sze balad. Bayan Clayton, "Tabi ki hibir zahmeti yok," dedi. "En iyi oday veremeyiz, nk Yzba Crosbie'ye verdik, ama sizi ok rahat ettiririz. Gzel bir Kuveyt sand almak istemezsiniz herhalde. nk u an arda ok gzelleri var. Yedek battaniyeleri koymak iin ok iyi olurdu, ama Gerald bir tane daha almama izin vermiyor." Clayton sakin sakin, " tane aldn zaten canm," dedi. "imdi kusura bakmazsan Baker, broya dnmem gerek. n ofiste kk bir sorun km anlalan. Birisi bir tabanca patlatm sanrm." Bayan Clayton, "Bural eyhlerden biridir herhalde," dedi. "yle heyecanllar ve silahlan da yle ok seviyorlar ki." Richard, "Aksine," dedi. "Bir ngilizdi. Niyeti anlalan Arabn birini vurmakt." Yavaa ekledi. "Koluna vurdum."

Clayton, "Demek sen de iin iindeydin," dedi. "Bunu bilmiyordum." Cebinden bir kartvizit kard. "Anlalan ad Robert Hall'mu, Achilles Works, Enfield. Beni niin grmek istediini bilmiyorum. Sarho deildi, deil mi?" Richard kuru bir ifadeyle, "aka olduunu syledi," dedi. "Silah kazayla ate alm." Clayton kalarn kaldrd. "Belki de gitmesine engel olmalydm." "Byle iler olduunda ne yapacan bilmek zordur. Ate ettii adam yaraland m?" "Hayr." "O halde en iyisi iin peini brakmakt herhalde." "Acaba arkasnda ne vard?" "Evet, evet... Ben de merak ettim." Clayton biraz dalgn gibiydi. "Artk gitmeliyim," dedi ve telala gitti. Bayan Clayton, Richard' salona ald. Buras i tarafta, yeil minder ve perdeli, byk bir odayd. Kahve ya da bira ikram etmek istedi. Richard biray tercih etti ve buz gibi biralar geldi. Bayan Clayton ona Kuveyt'e neden gittiini sordu, o da anlatt. Ona neden henz evlenmediini de sordu ve Richard evlenecek tip olduunu sanmadn syleyince Bayan Clayton hemen kar kt: "ok sama." Arkeologlar, dedi, harika birer koca olurlardpeki bu mevsim kazya gelen gen hanmlar var myd? Bir iki tane, dedi Richard, bir de Bayan Pauncefoot Jones tabi. Bayan Clayton umutla gelecek ho kzlarn olup olmadn sordu ama Richard bilemediini, nk henz onlarla tanmadn syledi. ok deneyimsizler, dedi. Bu her nedense Bayan Clayton'u gldrd. Sonra ksa boylu, tknaz, sert tavrl bir adam geldi ve Yzba Crosbie olarak tantrld. Bayan Clayton, Bay Baker'n arkeolog olduunu ve binlerce yllk ok ilgin eyleri kazp kardn syledi. Yzba Clayton, arkeologlarn bir eyin yan nasl bu

kadar kesin syleyebildiklerini hi anlayamadn belirtti. Hep byk birer yalanc olduklarn dnmt, ha ha. Richard ona biraz bezgin bir ifadeyle bakt. Hayr, dedi Yzba Crosbie, ama arkeolog bir eyin yan gerekten nasl biliyordu? Richard aklamann uzun zaman alacan syledi ve Bayan Clayton onu hemen odasn gstermeye gtrd. "ok ho biri," dedi Bayan Clayton. "Ama tam da deil, anlarsn. Kltr hakknda hibir fikri yok." Richard odasnn ok rahat olduunu grd ve Bayan Clayton'u ev sahibesi olarak daha da ok takdir etti. Elini ceketinin cebine atnca katlanm, kirli bir kt paras buldu. aknlkla bakt, nk onun o sabah orada olmadndan kesinlikle emindi. Sonra Arabn sendelediinde onu nasl tuttuunu hatrlad. Eli abuk biri bunu fark ettirmeden cebine atm olabilirdi. Kd at. Pisti ve tekrar tekrar katlanma benziyordu. Alt satrlk arpk el yazsnda Yzba John Wilberforce, Ahmet Muhammet isimli birini alkan ve hevesli bir ii olarak tantyor, kamyon kullanp ufak tefek onarm ilerini yapabileceini ve son derece drst olduunu sylyordu. Bu aslnda Dou'da verilen ok sradan bir tavsiye mektubuydu. Tarihi on sekiz ay ncesiydi ve bu notlar sahiplerince zenle saklandndan bu da pek olaand deildi. Richard kendi kendine kalarn atp sabahki olaylar srayla aklndan geirdi. Fakir Carmichael'n can korkusu iinde olduundan emindi. Aranan bir adamd ve konsoloslua snmt. Neden? Gvende olmak iin mi? Ama onun yerine, burada daha acil bir tehlikeyle karlamt. Dman ya da dmann bir temsilcisi onu bekliyordu. u tccar adam Carmichael'i konsoloslukta, tanklarn gz nnde vurmaya kalkmak iin ok kesin emir alm olmalyd. Bu nedenle, herhalde ok nemli bir iti. Carmichael da eski okul arkadandan yardm istemi ve bu masum grnl

belgeyi ona geirmeyi baarmt. Bu nedenle ok nemli olmalyd ve Carmichael'in dmanlar onu ele geirecek olur ve bu belgenin artk onda olmadn grrlerse, ikiyle ikiyi toplayp Carmichael'n onu vermi olabilecei kiileri arayacaklard. O halde Richard Baker bununla ne yapacakt? Majestelerinin temsilcisi olarak Clayton'a verebilirdi. Yoksa Carmichael isteyene dek saklayabilir miydi? Birka dakika dndkten sonra ikincisini yapmaya karar verdi. Eski bir mektuptan bo bir yarm sayfa yrtp oturdu ve bir kamyon srcs iin ayn biimde bir tavsiye mektubu yazd, ama farkl szckler kullanmaya zen gsterdi-eer bu mesaj bir ifreyse, onu halletmi oluyordu, geri grnmez mrekkeple bir eyler yazlm olmas da olasyd tabi. Sonra kendi mektubunu ayakkabsnn tozuna srd, ellerinin arasnda ovuturdu, tekrar tekrar katlad ve makul lde eski, pis bir grnm kazandrd. Sonra buruturup cebine koydu. Orijinaline bir sre bakp eitli olaslklar deerlendirdi. Sonunda hafif bir glmsemeyle onu tekrar tekrar katlayp uzun bir hale getirdi. antasndan (seyahatlerinde hi yanndan ayrmad) bir para macun alp paketi nce tuvalet antasndan kopard muambaya sarp macunla kaplad. Daha sonra yzeyi dzgn olana dek yuvarlad, stne de yannda tad silindir bir mhr bast. Sonucu ciddi bir beeniyle inceledi. stnde elinde Adaletin Klc, Gne Tanrs Shamash'n ok gzel oyulmu bir deseni vard. Kendi kendine, bunun iyiye iaret olduunu umalm, dedi. O akam sabah giydii ceketin cebine baktnda katlad kt gitmiti. BLM 7

Hayat, diye dnd Victoria, sonunda hayat! Havaalan terminalinde koltuunda otururken o sihirli an gelmi ve, "Kahire, Badat ve Tahran yolcular, ltfen otobsteki yerlerinizi alnz!" anonsu duyulmutu. Sihirli isimler, sihirli szckler. Victoria'nn anlayabildii kadaryla, hayatnn byk ksmn gemilerden uaklara, uaklardan trenlere atlayarak geiren ve aralarda pahal otellerde ksa molalar veren Bayan Hamilton Clipp iinse hibir ekicilii yoktu. Ama Victoria iin ska tekrarlanan hep ayn szlerden sonra ok ho bir deiiklikti: "Not edin ltfen Bayan Jones!"; "Bu mektup hatalarla dolu. Yeniden yazmanz gerekecek Bayan Jones,"; "Su kaynad tatlm, ay yapar msn ltfen!"; "En gzel permay nerde yaptrabileceini biliyorum." Hepsi nemsiz, gnlk olaylard! imdiyse Kahire, Badat, Tahran... her birinde muhteem Dou'nun hayalleri (ve ucunda da Edward) vard... Daha imdiden susmak bilmez bir geveze olarak tand patronu bir dizi gzlemini u szlerle tamamlarken Victoria dncelerinden syrld. "Hibir ey gerekten temiz deil, ne demek istediimi anlyorsan. Yani, ben her zaman ne yediime ok dikkat ederim. Sokaklarn ve arlarn pisliine inanamazsn. Bir de insanlarn giydii, hijyenik olmayan paavralar. Tuvaletlerden bazlar... onlara tuvalet bile denemez!" Victoria bu kk drc szleri ciddiyetle dinledi, ama heyecan dinmedi. Genlikte pisliin ve mikroplarn hibir anlam yoktu. Heathrow'a geldiler ve Bayan Clipp'in otobsten inmesine yardm etti. Pasaportlarn, biletlerin, parann vs. sorumluluunu almt bile. "Vay," dedi hanmefendi. "Seninle birlikte olmak gerekten byk rahatlk, Bayan Jones. Yalnz gitmek zorunda kalsaydm ne yapardm bilemiyorum?" Victoria uakla seyahatin okul gezisine gtrlmek gibi bir ey olduunu dnd. yi, ama sert retmenler her aamada insan

gtmek iin bekliyorlard. k niformal hostesler akl kt ocuklarla uraan anaokulu retmenleri gibi neler yaplacan tatl tatl anlatyorlard. Victoria neredeyse szlerine, "imdi, ocuklar," diye balamalarn bekledi. Masalarn banda yorgun grnl beyefendiler; bitkin ellerini uzatp aldklar pasaportlar kontrol ediyor, para ve mcevherlerle ilgili zel sorular soruyorlard. Sorguladklar insanlarda bir sululuk duygusu uyandrmay beceriyorlard. Yaradl olarak etki altnda kalmaya msait olan Victoria birdenbire iinde, yalnzca yorgun adamn yzndeki ifadeyi grmek iin, ufack tek brounu on bin sterlinlik bir ta olarak tanmlama zlemini duydu. Edward' dnnce kendini tuttu. eitli engeller aldktan sonra bir kez daha dorudan piste alan byk salonda oturup beklemeye baladlar. Darda motoru altrlan bir uan grlts duyuluyordu. Bayan Hamilton Clipp mutlu bir ekilde yolcularla ilgili yorumlarda bulunmaya balamt: "u iki kk ocuk ne irinler deil mi? Ama tek bana iki ocukla seyahat etmek ne zor. ngilizler sanrm. Anne iyi kesimli bir tayyr giymi. Biraz yorgun grnyor ama. u da yakkl bir adam, Latin kkenli bence. O adamn ceketinin deseni ne kadar gz alc... bence ok zevksiz. iin gidiyor sanrm. u adam Hollandal, kontrollerde hemen nmzdeydi. Oradaki aile de ya Trk ya da ranl bence. Grnrde hi Amerikal yok gibi. sanrm onlar ounlukla Pan American'la gidiyorlar. u sohbet eden adam bence petrolc, ne dersin? nsanlar seyredip neler yaptklarn dnmeye baylyorum. Bay Clipp bana insan doasna gerekten ilgi duyduumu syler. nsann bakalarna ilgi duymas bana son derece doal geliyor. u vizon manto sence de en az bin dolar etmez mi?" Bayan Clipp i ekti. Dier yolcular bu ekilde deerlendirdikten sonra artk sklmaya balamt.

"Neden byle beklediimizi bilmek istiyorum. u uak tam drt kez motorlarn altrd. Hepimiz buradayz. Neden ilerine bakmyorlar? Tarifeye uymadklar kesin." "Bir fincan kahve ister miydiniz, Bayan Clipp? Salonun dibinde bir bfe gryorum." "Hayr, teekkr ederim, Bayan Jones. Yola kmadan kahve itim ve u anda midem hibir ey alamayacak kadar rahatsz. Ne bekliyoruz, onu merak ediyorum." Daha szler azndan kmadan sanki sorusu cevapland. Gmrk ve pasaport blmlerine giden koridorun kaps tela-; la ald ve uzun boylu bir adam kasrga gibi ieri dald. Havayolu' yetkilileri evresinde drt dnyorlard. BOAC'n bir grevlisi de iki byk, az mhrl torba tayordu. Bayan Clipp telala doruldu. "nemli birine benziyor," dedi. "stelik bunun da farknda," diye dnd Victoria. Ge gelen yolcu bilinli bir sansasyon yaratma amacndayd. Kocaman kaponlu bir tr koyu gri seyahat pelerini giyiyordu. Bana ak gri, geni kenarl bir apka geirmiti. Gmi kvrck salar ve ular kvrk, ok gzel kr bir by vard. Genelde yakkl bir sahne haydutu izlenimi brakyordu. Poz kesen adamlardan hi holanmayan Victoria ona burun kvrarak bakt. Havayolu yetkililerinin adam nasl arlayacaklarn bilemediklerini grnce de kzd. "Evet, Sir Rupert." "Tabi, Sir Rupert." "Uak hemen kalkyor Sir Rupert." Sir Rupert bol pelerinini savurarak piste alan kapdan kt. Kap arkasndan iddetle salland. Bayan Clipp, "Sir Rupert," diye mrldand. "Kim acaba, merak ettim?" Victoria ban sallad, ama adamn yz ve genel havas bir yerlerden tandk gelmiti.

Bayan Clipp, "Hkmetinizde nemli biri mi acaba?" dedi. "Sanmam," dedi Victoria. Grd pek az hkmet yesi de hayatta olduklar iin, zr dileme endiesi iindeki adamlar olarak grnmt ona. Ancak krsye ktklarnda haval ve didaktik bir ekilde canlanyorlard. Anaokulu retmeni haval hostes, "imdi, ltfen uaktaki yerlerinizi alnz!" dedi. "Bu taraftan. Olabildiince abuk ltfen!" Sanki bir sr yaramaz ocuk oyalanp anne babalarn bekletmi gibi bir tavr iindeydi. Herkes srayla piste kt. Byk uak motoru dev bir aslan gibi mrldanarak bekliyordu. Victoria ile bir kabin grevlisi Bayan Clipp'in uaa binmesine yardmc olup koltuuna oturttular. Victoria onun yanma, koridor tarafna oturdu. Bayan Clipp rahata yerleip emniyet kemerini balayncaya kadar da, byk adamn tam nlerinde oturduunu fark etmedi. Kaplar kapand. Birka saniye sonra uak ar ar hareket etti. Victoria mutluluk iinde, gerekten gidiyoruz, diye dnd. Ne korkutucu deil mi? Ya hi havalanmazsa? Zaten nasl havalanacak anlamyorum! Uak sanki ok uzun bir sre pistte ilerledi, sonra ar ar dnd ve durdu. Motorlarn grlts iyice iddetlendi. Hostesler iklet, arpa ekeri ve pamuk tuttular. Grlt giderek daha da artt. Sonra uak bir kez daha hareket etti. nce yava, sonra gittike daha hzl ilerlemeye baladlar. Hi havalanmayacak, diye dnd Victoria. Hepimiz leceiz. Uak gitgide daha hzl, daha dzgn ilerledi, hibir sarsnt olmad ve sonunda havalandlar, dndler, otoparkn ve anayolun stnden ykseldiler. Aadan aptal kk bir tren geiyordu bebek evleri- yollarda oyuncak arabalar... Daha da yksee... ve birdenbire aadaki dnya ilginliini kaybetti, artk insanca ya

da canl bir yan kalmad, yalnzca izgiler, daireler ve noktalarla kocaman, dmdz bir harita oluverdi. Uan iinde insanlar emniyet kemerlerini zdler, sigara yaktlar, dergilerini atlar. Victoria yepyeni bir dnyaya gelmiti; birka metre uzunluunda ve geniliinde, yirmi otuz kiinin yaad bir dnyayd bu. Baka hibir ey yoktu. Yine kk pencereden dar bakt. Altnda ty gibi yumuak bir bulut yn vard. Uak gnein altndayd. Bulutlarn altnda bir yerlerde, bugne kadar tand dnya uzanyordu. Victoria kendini toplad. Bayan Hamilton Clipp konuuyordu. Victoria kulaklarndaki pamuklar karp ilgiyle ona doru eildi. nndeki koltukta Sir Rupert kalkt, geni kenarl gri apkasn rafa koydu, kaponunu bana rtt ve koltuuna yerleti. Victoria anlalmaz bir nyargyla, "Kibirli herif," dedi. Bayan Clipp nne bir dergi ap yerlemiti. Ara sra tek eliyle sayfay evirmeye alp da dergi kaynca Victoria'y drtyordu. Victoria evresine baknd. Uak yolculuunun biraz skc olduuna karar verdi. Bir dergi at, karsna, "Daktilo yazarkenki hznz artrmak ister misiniz?" diye bir ilan kt. rperdi, dergiyi kapatt, arkasna yasland ve Edward dnmeye balad. Yamur altnda Castel Benito Havaalan'na indiler. Victoria kendini biraz rahatsz hissediyordu ve iverenine kar grevlerini yerine getirmek iin tm gcn kullanmas gerekti. iddetli yamur altnda otele gtrldler. Victoria muhteem Sir Rupert'in niformasnda krmz eritler olan biri tarafndan karlanp zel bir arabayla Tripolitania'nn ileri gelenlerinden birinin konana gtrldn grd. Hepsine odalar verildi. Victoria, Bayan Clipp'in soyunmasna yardm etti ve kadn akam yemei saatine kadar sabahlyla uzand. Victoria da kendi odasna ekildi, uzanp gzlerini kapad. Yerin ykselip alaldn grmediine memnundu.

Bir saat sonra salkl ve morali yerine gelmi bir ekilde uyanp Bayan Clipp'e yardma gitti. Az sonra daha da sert tavrl bir hostes gelip onlar akam yemeine gtrecek arabalarn hazr olduunu bildirdi. Yemekten sonra Bayan Clipp dier yolculardan bazlaryla sohbete balad. Gz alc desenli ceket giyen adam, Victoria'dan holanma benziyordu ve ona uzun uzun kurunkalem retiminden sz etti. Daha sonra tekrar otele gtrldler ve ertesi sabah 05.30'da yola kmaya hazr olmalar bildirildi. Victoria zgn zgn, "Tripolitania'y pek gremedik, deil mi?" dedi. "Uak yolculuu hep byle midir?" "Evet, sanrm. Sabahlan insan bu ekilde kaldrmalar sadistlikten baka bir ey deil. Sonra ou zaman bir iki saat havaalannda bekletirler. Roma'da bizi 15.30'da ardklarm bilirim. Lokantada kahvalt drtteydi. stelik havaalanndan ayrlmamz da sekizi bulmutu. Yine de gzel olan u ki, insan yolda oyalanmadan hemen hedefine varyor." Victoria i ekti. yice oyalanabilirdi. O dnyay grmek istiyordu. Bayan Clipp heyecanla, "Hem biliyor musun tatlm," dedi. "O ilgin grnml adam var ya? O ngiliz. Hani btn o grlt patrtya yol aan. Onun kim olduunu rendim. Byk gezgin Sir Rupert Crofton Lee'ymi. Onu duymusundur tabi." Evet, Victoria imdi hatrlad. Alt ay kadar nce gazetelerde birka fotoraf grmt. Sir Rupert, in'in i kesimleri konusunda byk bir otoriteydi. Tibet'e gidip Lhasa'y ziyaret eden pek az insandan biriydi. Krdistan'la Kk Asya'nn az bilinen yerlerini dolamt. Kitaplar, heyecanl olduu ve gzel yazldklar iin ok satyordu. Sir Rupert kendi reklamn yapmasyla gze arpsa da, haksz deildi. Bo iddialarda bulunmuyordu. Victoria kaponlu pelerin ve geni kenarl apkann bilinli bir tercih olduunu imdi hatrlyordu.

Victoria yataktaki Bayan Clipp'in stn rterken o bir aslan avcsnn heyecanyla, "Ne heyecanl deil mi?" dedi. Ertesi sabah vaktinde yola kld. Hava at ve gne kt. Victoria, Tripolitania'y bu kadar az grdne hl zlyordu. Yine de, uak lende Kahire'ye varacakt ve ertesi sabaha dek Badat'a hareket etmeyecekti. O yzden en azndan akamst Msr' biraz grebilecekti. Denizin stnde uuyorlard, ama ok gemeden bulutlar aadaki mavi sulan rtt ve Victoria esneyerek koltuuna yerleti. nnde Sir Rupert uykuya dalmt bile. Kaponu alm, ba ne dm, ara sra sallanyordu. Victoria hnzr bir zevkle adamn ensesinde ufak bir siilin kmakta olduunu grd. Bu geree neden sevindiini anlamak kolay deildi, belki de byk adam daha insancl ve zayf gsterdii iindi. Ne de olsa, o da dier erkekler gibiydi, onun da bedensel skntlar oluyordu. Sir Rupert'in haval tavrlarn srdrp dier yolculara hi mi hi aldr etmedii sylenebilirdi. Victoria kendi kendine, kendini kim sanyor acaba, diye dnd. Cevap ortadayd. O nl Sir Rupert Crofton Lee, kendisi de Victoria Jones'tu. Hibir nemi olmayan, sradan bir sekreter. Kahire'ye vardklarnda Victoria ile Bayan Hamilton Clipp birlikte le yemei yediler. Bayan Clipp saat altya kadar kestireceini syledi ve Victoria'ya da gidip piramitleri grmesini nerdi. "Senin iin bir araba ayarladm, Bayan Jones, nk sizin maliyenin yasaklarndan dolay burada para bozduramayacan biliyorum." Zaten bozduracak paras olmayan Victoria minnettar kald ve bunu heyecanla belirtti. "Bir ey deil. Sen bana ok ok iyi davrandn. Dolarla seyahat ettiimizden, bizim iin her ey kolay. Bayan Kitchin de -iki irin ocuu olan o hanm- gitmeye pek hevesli, ben de ona katlman nerdim. Sence de uygunsa tabi." Dnyay grd srece Victoria iin her ey uygundu.

"Gzel, o halde hemen gitsen iyi olur." Piramitlerde geirdikleri leden sonra pek keyifliydi. Victoria ocuklar makul derecede sevmesine ramen, Bayan Kitchin'inkiler olmasa daha da keyif alabilirdi. Bir yerleri grmeye gidildiinde ocuklar biraz dezavantaj olabiliyordu. En kk ocuk ylesine huzursuzland ki, iki kadn geziden niyet ettiklerinden daha erken dnmek zorunda kaldlar. Victoria esneyerek kendini yataa att. Kahire'de bir hafta kalp belki Nil'den yukar kmay pek isterdi. Kendi kendine, peki para olarak ne kullanrdn kzm, diye sordu. Badat'a bedava gtrlmesi zaten mucizeydi. inden souk bir ses sordu: Peki cebinde yalnzca birka sterlinle Badat'a indiinde ne yapacaksn bakalm? Victoria soruyu bir kenara itti. Edward ona bir i bulmalyd. Olmazsa, kendisi bir i bulurdu. Neden zlsnd? Gnein gl ndan kamaan gzleri ar ar kapand. Kapnn vurulmasna uyandn dnd. "Girin," diye seslendi, ama hareket olmaynca yataktan kalkt, kapy gidip at. Vurulan onunki deil, yandaki kapyd. O kanlmaz hosteslerden biri, siyah sal ve niformas iinde pek k, Sir Rupert Crofton Lee'nin kapsn vuruyordu. Tam Victoria bakarken adam kapy at. "Bu kez sorun ne?" Can sklm ve uykulu gibiydi. "Sizi rahatsz ettiim iin ok zgnm, Sir Rupert," diye mrldand hostes. "Ama ltfen BOAC brosuna gelebilir misiniz? Koridorda, kap aada. Yarnki Badat uuu hakknda kk bir ayrnt yalnzca." "Oh, pekl." Victoria odasna ekildi. Artk uykusu kamt. Saatine bir gz att. Daha drt buuktu. Bayan Clipp'in onu armasna bir buuk saat vard. kp Heliopolis'te dolamaya karar verdi. En azndan yry yapmak iin para gerekmiyordu.

Burnunu pudralayp ayakkablarn giydi. Ayaklan biraz imi gibiydi. Piramitler gezisi srasnda olduka yorulmutu. Odasndan kp koridorda lobiye doru yrd. kap aada BOAC brosunun nnden geti. Kapya bir kart aslmt. Tam o geerken kap ald ve Sir Rupert kt. Hzl yryordu ve birka admda ona yetiti, pelerinini savurarak nne geti. Victoria onun bir eye sinirlenmi olduunu dnd. Victoria saat altda grevinin bana dndnde, Bayan Clipp biraz sinirli bir havadayd. "Bagajmdaki fazlalk iin kayglanyorum, Bayan Jones. Bandan demi olduumu sanyordum, ama anlalan yalnzca Kahire'ye kadar demiim. Yarn Irak Havayollar ile gideceiz. Biletim geerli, ama fazla bagajm deil. Gidip bu iin asln renebilir misin? nk belki bir seyahat eki daha bozdurmam gerekebilir." Victoria gidip sormay kabul etti. lk bata BOAC brosunu bulamad ve sonunda en dipteki koridorda holn kar tarafnda olduka byk bir bro olduunu grd. teki herhalde leden sonra uyku saatlerinde kullanlan kk bir bro olmalyd. Bayan Clipp'in fazla bagaj korkusu hakl knca can pek skld. BLM 8 Londra'da bir ihannn beinci katnda Valhalla Gramofon irketi'nin brosu vard. Masann banda oturan adam bir ekonomi kitab okuyordu. Telefon ald, adam at. Sakin bir sesle, "Valhalla Gramofon irketi," dedi. "Ben Sanders." "Nehrin Sanders mi? Hangi nehir?" "Dicle Nehri. A.S. hakknda bildiriyorum. Onu kaybettik." Bir an sessizlik oldu. Sonra o sakin ses souk bir havayla tekrar konutu. "Sylediinizi doru mu duydum?"

"Anna Scheele'yi kaybettik." "sim vermeyin. Bu sizin anzdan ok ciddi bir hata. Nasl oldu?" "O klinie gitti. Daha nce sylemitim. Kz kardei ameliyat olacakt." "Sonra?" "Ameliyat iyi geti. A.S.'nin Savoy'a dnmesini bekliyorduk. Dairesini tutmutu. Dnmedi. Klinikte de nbet tutuluyordu ve oradan ayrlmadna emindik. Hl orada olduunu dndk." "Deil mi peki?" "imdi rendik. Oradan bir ambulansla km. Ameliyatn ertesi gn." "Sizi bilinli olarak m aldatm?" "yle grnyor. Takip edildiini bilmediine yemin edebilirim. Her nlemi aldk. kiiydik ve..." "Mazeretleri bo ver. Ambulans onu nereye gtrm?" "University College Hastanesi'ne." "Hastaneden ne rendiniz?" "Bir hastane hemiresinin refakatinde bir hastann getirildiini. Hemire Anna Scheele olmal. Hastay getirdikten sonra nereye gittii konusunda hibir fikirleri yok." "Ya hasta?" "Hasta hibir ey bilmiyor. Morfinin etkisi altndaym." "Demek Anna Scheele hemire klnda University College Hastanesi'nden kp gitti ve imdi herhangi bir yerde olabilir, yle mi?" "Evet. Eer Savoy'a dnecek olursa..." Dieri szn kesti. "Savoy'a dnmeyecektir." "Dier otellere de bakalm m?" "Evet, ama sonu alacanz sanmam. Sizden bekledii de budur." "Baka ne talimat verirsiniz?"

"Limanlara bakn... Dover, Folkestone vs. havayollarna sorun. zellikle nmzdeki on be gn iinde Badat'a alnan tm biletleri kontrol edin. Bileti kendi adna almaz. Ya uyan btn yolcular aratrn." "Bavullar hl Savoy'da. Belki de almaya gelir." "yle bir ey yapmayacaktr. Siz aptal olabilirsiniz, ama o deil! Kz kardei bir ey biliyor mu?" "Klinikteki zel hemiresiyle balant halindeyiz. Anlalan kz kardei A.S.'nin, Morganthaln ii iin Paris'e gittiini ve Ritz Oteli'nde kaldn dnyormu. A.S.'nin ayn 23'nde Amerika'ya uacan sanyor." "Bir baka deyile, A.S. ona hibir ey sylememi. Sylemez. O havayollarn kontrol edin. Badat'a gitmek zorunda ve bu srede bunu ancak uakla yapabilir. Sanders..." "Evet?" "Baka fiyasko olmasn. Bu son ansn." BLM 9 Uak Badat Havaalan'nn tepesinden geerken ngiliz Elilii'nden gen Bay Shrivenham arln bir ayandan dierine vererek yukar bakt. Hatr saylr bir kum frtnas vard. Hurma aalan, evler, insanlar youn kahverengi bir bulutun iine gmlmlerdi. Frtna birdenbire patlamt. Lionel Shrivenham byk sknt iinde konutu. "Ona bir iddiaya girerim, inemeyecekler." "Ne yapacaklar?" diye sordu arkada Harold. "Basra'ya giderler herhalde. Oras ackm diye duydum." "Sen bir VIP'i karlayacaksn, deil mi?" Gen Bay Shrivenham yine inledi. "Ne ans. Yeni elinin gelii gecikti. anslye Lansdowne ngiltere'de. Dou anslyesi Rice midesini tm, yksek atele yatakta. Best Tahran'da ve ben de ite buradaym. Bu adam

hakknda merak hi bitmiyor. Neden bilmiyorum? Gizli ajanlar bile merakta. Dnyay gezen tiplerden biri, durmadan deveye binip ulalmaz bir yerlere gidiyor. Neden bu kadar nemli olduunu bilmiyorum, ama anlalan ok nemli biri; o yzden en kk arzusunu bile yerine getirmem gerekiyor. Basra'ya gtrlrse herhalde ldrr. Nasl bir eyler ayarlayaym bilmiyorum? Bu gece tren mi ayarlayaym? Yoksa yarn RAF uann getirmesini mi salayaym?" Bay Shrivenham yine i ekti. Alnganlk ve sorumluluk duygulan derinleti. ay nce Badat'a geldiinden beri ansszlk peini brakmamt. Bir fiyasko daha olursa, gelecek vaat eden kariyerinin mahvolacan hissediyordu. Uak tepede bir tur daha att. Shrivenham, 'Anlalan becerebileceini dnyor," dedi ve heyecanla ekledi. "Hey... inecek sanrm." Birka dakika sonra uak yava yava yerine yanam ve Shrivenham VIP'i karlamak iin hazr bekliyordu. Profesyonellikten uzak gzleri nce "gzelce bir kza" takld, sonra pelerinini savurarak gelen korsan tipli adam karlamaya kotu. Kendi kendine, ne ssl bir giysi, diye eletirirken yksek sesle yle dedi. "Sir Rupert Crofton Lee mi efendim? Ben elilikten Shrivenham." Sir Rupert'in tavrlarnn biraz kabaca olduunu dnd. Belki de inip inilemeyecei bilinmeden ehrin stnde tur atp durmann skntsndan sonra anlalabilirdi bu. "Berbat bir gn," diye devam etti Shrivenham. "Bu yl bu tip frtnalar ok oldu. Ah, bavullarnz var, deil mi? O halde, beni izlerseniz efendim, hepsi alnd..." Otomobille havaalanndan ayrlrlarken Shrivenham, "Bir an baka bir havaalanna gtrleceinizi dndm efendim," dedi. "Pilot inebilecekmi gibi grnmyordu. u kum frtnas aniden patlad."

Sir Rupert kibirli bir tavrla yanaklarm iirdi. "ok kt olurdu... ok kt. Programm tehlikeye girseydi gen adam, sana sylyorum, sonulan ok ciddi ve son derece geni kapsaml olurdu." Shrivenham saygszca ne kibirli, diye dnd. Bu VlP'ler dnyann kendi lgnca ileriyle dndn sanyorlar. Saygl bir ifadeyle yle dedi. "Eminim yledir, efendim." "Bykelinin ne zaman Badat'a varaca konusunda bir fikrin var m?" "Henz kesin bir ey yok efendim." "Onu gremediime zleceim. Onu... bakalm, evet, 1938'de Hindistan'dan beri grmedim." Shrivenham saygl bir ekilde sustu. "Bakalm, Rice burada, deil mi?" "Evet efendim. Dou blgeleri danmanmz." "Becerikli adamdr. ok ey bilir. Onunla yeniden karlamaktan memnun olacam." Shrivenham ksrd. "Aslnda, Rice hasta efendim. Onu hastaneye yatrdlar. iddetli bir gastrit. Badat'ta her zaman rastlanan mide bozukluundan biraz daha beter bir ey anlalan." "O da ne?" Sir Rupert serte ban evirdi. "Kt bir gastrit demek. Birdenbire mi kt?" "Evvelsi gn efendim." Sir Rupert kalarn att. ddial tavrlarn brakmt. imdi daha sade ve daha endieli bir adamd. "Acaba?" dedi. "Evet, acaba?" Shrivenham kibarca, soru soran baklarla bakt. "Merak ediyorum," dedi Sir Rupert. "Acaba Scheele Yeili Vakas olabilir mi?..." Shrivenham akn bir halde sustu.

Faysal Kprs'ne yaklayorlard ve otomobil sola, ngiliz Elilii'ne doru sapt. Sir Rupert birdenbire ne doru eildi. Serte, "Biraz durur musun?" dedi. "Evet, sada. O mleklerin olduu yerde." Araba saa yanap durdu. Yn yn basit beyaz kilden mlek ve testilerle dolu kk bir dkknd. Araba yanarken durmu dkkn sahibiyle konumakta olan ksa boylu, tknaz bir Avrupal kprye doru yrd. Shrivenham onun daha nce bir iki kez karlat, I ve P'den Crosbie olduunu dnd. Sir Rupert arabadan frlayp kk dkkna doru yrd. mleklerden birini alp dkkn sahibiyle hzl hzl Arapa konumaya balad. Arapay daha yava ve zor konuan, kelime haznesi snrl olan Shrivenham iin fazla hzl bir konumayd bu. Dkknc glmsedi, ellerini iki yana at, iaretler yapt ve uzun uzun bir eyler aklad. Sir Rupert deiik birka mlei eline ald, anlalan onlar hakknda sorular sordu. Sonunda dar azl bir su testisi seti, adama birka bozuk para atp arabaya dnd. "lgin teknik," dedi. "Bunlar yllardr byle yaparlar. Ermenistan'n dalk yrelerinden birinde de ayn ekil vardr." Parman testinin dar azndan sokup tekrar tekrar evirdi. Shrivenham etkilenmemiti. "ok kaba eyler," dedi. "Oh, hibir sanatsal deeri yok! Ama tarihi adan ilgin. u kntlar gryor musun? Gnlk kullanmdaki basit eyleri gzlemleyerek pek ok tarihsel ipucu elde edebilirsin. Bende bunlarn koleksiyonu var." Otomobil ngiliz Elilii'nin kaplarndan girdi. Sir Rupert doruca odasna gtrlmek istedi. Shrivenham kil testiyle ilgili dersin sona erdiine memnun oldu. Sir Rupert onu umursamazca otomobilde brakmt. Shrivenham testiyi zellikle

yukar kartp Sir Rupert'in baucu komodinine titizlikle yerletirdi. "Testiniz, efendim." "Ne? Oh, sa ol delikanl." Sir Rupert aresiz grnyordu. Shrivenham le yemeinin az sonra hazr olacan ve arzu ettii ikiyi alabileceini tekrarladktan sonra onu yalnz brakt. Gen adam odadan kar kmaz Sir Rupert pencereye gidip testinin azna tktrlm olan kk kt parasn at. Elleriyle dzeltti. stnde iki satr yaz vard. Dikkatle okudu, sonra bir kibritle kd tututurdu. Sonra bir hizmetkr ard. "Buyurun efendim? Bavullarnz aaym m efendim?" "Henz deil. Bay Shrivenham' grmek istiyorum... burada." Shrivenham hafif endieli bir ifadeyle geldi. "Yapabileceim bir ey var m, efendim? Bir sorun mu var?" "Bay Shrivenham, planlarmda nemli bir deiiklik oldu. Sr saklayacanza gvenebilirim herhalde?" "Oh, kesinlikle efendim." "Badat'a gelmeyeli epey oldu, aslnda savatan beri gelmedim. Oteller ounlukla kar kyda, deil mi?" "Evet efendim. Rait Caddesi'nde." "Dicle boyunda m?" "Evet. En bykleri Babil Palas. Az ok resmi otel o." "Tio isimli bir otel hakknda ne biliyorsun?" "Oh, pek ok insan oraya gider. Yemekler gzeldir ve Marcus Tio diye harika biri iletir. Badat'ta bal bana bir kurum gibidir o." "Bana oradan bir oda ayrtman istiyorum Shrivenham." "Yani elilikte kalmayacak msnz?" Shrivenham huzursuz bir endie iindeydi. "Ama... ama... her ey planland efendim." Sir Rupert, "Yaplan planlar bozulabilir..." diye bard. "Oh, tabi efendim, yle demek istemedim..?"

Shrivenham sustu. inden bir ses gelecekte birinin kp onu sulayacan sylyordu. "Yapmam gereken baz hassas grmeler var. Onlarn elilikte yrtlemeyeceini rendim. Bana bu gece Tio Oteli'nde bir oda ayrtman ve elilikten olabildiince dikkat ekmeden ayrlmay istiyorum. Yani, Tio'ya elilik arabasnda gitmeyeyim. Ayrca br gnk Kahire uanda da bir yer istiyorum." Shrivenham daha da skntl grnd. "Ama be gn kalacanz sanyordum..." "Artk deiti. Buradaki iim biter bitmez Kahire'ye ulamam ok nemli. Burada daha fazla kalmam gvenli olmaz." "Gvenli mi?" Sir Rupert'in yz birdenbire ciddi bir glmsemeyle aydnland. Shrivenham'n Prusyal avua benzettii tavrlar bir yana brakld. Birdenbire adamn ekicilii belirdi. "Kabul ediyorum ki gvenlik genelde pek umurumda deildir," dedi. "Ama bu sefer dnmem gereken yalnzca kendi gvenliim deil. Benim gvenliim baka pek ok insann gvenliini de ieriyor. O yzden, ltfen benim iin bu dzenlemeleri yap. Hava yolculuunda prz karsa ncelik iin bavur. Bu akam buradan kana dek odamda kalacam." Shrivenham'n az hayretle alrken ekledi. "Resmen, hastaym. Stma nbeti." Beriki ban sallad. "O yzden yemek de istemeyeceim." "Ama herhalde size yemek gnderebiliriz..." "Yirmi drt saat a kalmakla bir ey olmaz bana. Baz yolculuklarmda daha uzun srelerle a kaldm da oldu. Sen sylediklerimi yap." Shrivenham' aada meslektalar karlad ve sorularna homurdanarak cevap verdi. "Gizli iler," dedi. "u hametli Sir Rupert Crofton Lee'nin ne olduunu tam anlayamadm. Gerek mi, yoksa rol m yapyor? O savrulan pelerin, haydut apkas ve her ey. Kitaplarndan birini

okuyan biri bana biraz kendini vmekle birlikte, gerekten o eylerin hepsini yapp oralara gittiini sylemiti, ama bilemiyorum... Keke Thomas Rice ayakta olup bunlarla urasayd. Bu arada, Scheele Yeili nedir?" Arkada kalarn atp, "Scheele Yeili mi?" diye sordu. "Duvar ktlaryla ilgili bir ey deil mi? Zehirli. Bir tr arsenik sanrm." Shrivenham, "Vay canna!" dedi. "Ben bir hastalk olduunu sanmtm. Amipli dizanteri gibi bir ey." "Oh hayr, kimyasal bir ey. Hani kadnlar kocalarn ldrmekte kullanrlar ya da tam tersi." Shrivenham akn bir sessizlie gmlmt. Kukusuz tatsz gereklerle karlamaktayd. Crofton Lee aslnda eliliin Dou ileri danman Thomas Rice'nin gastritten deil, arsenik zehirlenmesinden hastalanm olabileceini sylemiti. stelik, kendi hayatnn da tehlikede olduunu eklemiti ve elilik mutfanda hazrlanan yiyecek iecekleri yememe karan Shrivenham'in marur ngiliz ruhunu derinden sarsmt. Btn bunlara ne anlam vereceini bilemiyordu. BLM 10 I Victoria nefesini kesen sar toz cierlerine dolarken Badat'tan hi etkilenmemiti. Havaalanndan Tio Oteli'ne kadar kulaklar srekli ve hi dinmeyen bir grltyle uuldamt. ldrtc bir inatla alnan araba kornalar, baran sesler, alan ddkler, motosiklet kornalarnn daha da sar edici, anlamsz grlts. Sokan bu yksek seslerine bir de hi durmadan konuan Bayan Hamilton Clipp'in alak sesi ekleniyordu. Victoria, Tio Oteli'ne vardnda sersemlemi vaziyetteydi. Kk bir geitle Rait Caddesi'nin grltsnden Dicle kysna geiliyordu. Birka basamak knca otelin giriinde ok iman

bir gen adam tarafndan karlandlar. Adam glmseyerek onlar en azndan mecazi anlamda kucaklad. Victoria bunun Marcus ya da daha dorusu Tio Oteli'nin sahibi Bay Tio olduunu anlad. Bir yandan ho geldiniz derken, bir yandan da bagajlarnn alnmas iin adamlarna emirler yadryordu. "te yine geldiniz Bayan Clipp -ama kolunuz- neden o komik eyin iinde?- (Aptallar, onu sapndan tutup tamayn! Budalalar! O paltoyu yerde srmeyin!) - Ama canm - tam da gelecek gn uan hi inemeyeceini sandm. Doland durdu. Marcus, dedim kendi kendime - uaklarla gezen sen misin - bu kadar acelenin ne nemi var? - Yannzda bir de hanm getirmisiniz - Badat'ta yeni bir hanmefendi grmek hotur her zaman - Bay Harrison neden sizi karlamaya gelmedi? - Onu dn bekliyordum - ama ekerim, hemen bir iki almalsnz." Victoria biraz akn, Marcus'un eline tututurduu duble viskiden ba hafife dnerek iinde kocaman, pirin bir karyola; en son Fransz modeli, ok haval bir tuvalet masas; eski bir on dokuzuncu yzyl stili gardrop ve canl renklerde iki kadife koltuun bulunduu yksek tavanl, beyaz badanal odada duruyordu. Sapsar yzl, beyaz bykl, yal bir adam iddiasz bavullarn ayaklarnn dibine brakm ve banyoya havlu koyarken bayla onu selamlayp banyo iin suyun stlmasn isteyip istemediini sormutu. "Ne kadar srer?" "Yirmi dakika, yarm saat. Gidip hemen yapaym." Babacan bir glmsemeyle ekildi. Victoria yatan stne oturup ellerini ekinerek salarna gtrd. Salar toz iinde, yz ptrl ve szlyordu. Perdenin kesini ap nehrin stndeki geni bir balkona bakt. San, youn bir bulut dnda Dicle'den hi eser grnmyordu. Derin depresyona girme yatknl bulunan Victoria kendi kendine, "Ne berbat bir yer," dedi.

Sonra kendini toplayp koridoru geti ve Bayan Clipp'in kapsn vurdu. Banyo yapp dinlenmeden nce burada uzunca bir ii olacakt. II Victoria banyo, yemek ve uzunca bir le uykusundan sonra yatak odasndan balkona kp Dicle'nin kar kylarn beeniyle seyretti. Kum frtnas gemiti. Sar sis yerini solgun, berrak bir aydnla brakyordu. Nehrin kar kysnda hurma aalarnn narin siluetleri ve geliigzel yerletirilmi evler grlyordu. Victoria'nn kulana aadaki baheden sesler geldi. Balkonun kenarna yaklap bakt. O yorulmak bilmez geveze ve arkada canls Bayan Hamilton Clipp, bir ngiliz hanmla ahbap olmutu. Her yabanc kentte bulunan, ya belirsiz, hava artlarndan ypranm ngiliz kadnlardan biriydi. Bayan Clipp, "O olmasa ne yapardm, gerekten bilmiyorum," diyordu. "Dnebileceiniz en tatl kz. Hem de ok iyi bir aileden. Langlow Piskoposu'nun yeeni." "Ne piskoposu?" "Langlow'du sanrm." "Sama, yle biri yok," dedi teki. Victoria kalarn att. Sahte piskoposlara kanmayacak tipteki taral ngiliz kadnn tanmt hemen. Bayan Clipp kukuyla, "O halde ismi yanl anlam olmalym," dedi. "Ama," diye srdrd szlerini. "Son derece ho ve becerikli bir kz." Dieri ylesine, "Ha!" dedi. Victoria bu hanmdan olabildiince uzak durmaya karar verdi. inden bir ses bu tipte kadnlar tatmin edecek hikyeler icat etmenin pek de kolay bir i olmadn sylyordu.

Victoria odasna dnd, yataa oturdu ve iinde bulunduu durum hakknda dncelere dald. Tio Oteli'nde kalyordu. Burann hi de ucuz bir yer olmadndan olduka emindi. Cebinde drt sterlin, on yedi ilini vard. Henz parasn demedii ve Bayan Clipp'in hi de demek zorunda olmad zengin bir yemek yemiti. Bayan Clipp ancak Badat'a kadar yol masraflarn karlamt. Anlama bitmiti. Victoria, Badat'a gelmiti. Bayan Hamilton Clipp, piskoposun yeeni, eski hemire ve becerikli sekreterden istedii hizmeti grmt. Btn bunlar her iki taraf da memnun edecek ekilde sona ermiti. Bayan Hamilton Clipp akam treniyle Kerkk'e gidecek ve i burada bitecekti. Victoria bir sre Bayan Clipp'in ona nakit para eklinde bir veda armaan verebilecei fikriyle oyaland, ama bunun pek olas olmadn dnd. Bayan Clipp Victoria'nn aslnda ne skk durumda olduunu bilmezdi ki. O halde Victoria ne yapmalyd? Yant hemen buldu: Edward ' bulmalyd tabi. Edward'n soyadn bilmediini fark edince can skld. Edward Badat. Victoria bunun ngiltere'ye yalnzca sevgilisinin ad "Gilbert" ve "ngiltere" szcklerini bilerek gelen Doulu kzn durumuna benzediini dnd. Romantik bir hikyeydi, ama hi de uygun deildi. Hal Seferleri srasnda ngiltere'de hi kimsenin soyadnn olmad doruydu geri. te yandan, ngiltere Badat'tan bykt. Yine de, o zamanlar nfusu pek de fazla deildi. Victoria dncelerini bu ilgin speklasyonlardan uzaklatrp somut gereklere dnd. Edward'i hemen bulmal, Edward da ona bir i bulmalyd. Hemen. Edward'n soyadn bilmiyordu, ama Badat'a Dr. Rathbone diye birinin sekreteri olarak geldiini biliyordu ve bu Dr. Rathbone herhalde nemli biri olmalyd. Victoria burnunu pudralad, salarn dzeltti ve bilgi aramak zere merdivenlerden inmeye balad.

Yznde bir glmseme ile otelinin holnden gemekte olan Marcus sevinle ona el sallad. "Ah, Bayan Jones, benimle gelip bir iki iersin deil mi canm? ngiliz hanmefendileri pek severim. Badat'taki ngiliz hanmlar dostlarmdr. Benim otelimde herkes mutludur. Haydi gel, bara gidelim." Bedava misafirperverlie hi de kar olmayan Victoria memnuniyetle kabul etti. Bir taburede oturmu cin ierken bilgi arayna balad. "Badat'a yeni gelen Dr. Rathbone diye birini tanyor musun?" diye sordu. Marcus Tio neeyle, "Ben Badat'ta herkesi tanrm," dedi. "Ve herkes de Marcus'u tanr. Bu doru, sana sylyorum. Oh! Pek ok, pek ok dostum vardr." "Eminim vardr," dedi Victoria. "Dr. Rathbone'u tanyor musun?" "Geen hafta Ortadou kumandan havac general geiyordu. Bana 'Marcus,' dedi. 'Seni hnzr,' 46'dan beri grmedimdi seni. Hi zayflamamsn. Oh, ok ho bir adamdr. Onu pek severim." "Ya Dr. Rathbone? O da ho biri midir?" "Biliyor musun, ben keyifli insanlar severim. Eki suratlarda holanmam. nsanlarn neeli, gen ve ho olmalarn beenirim. Senin gibi. Bana dedi ki o havac general. 'Marcus, sen kadnlar ok fazla seviyorsun." Ben de ona dedim ki: "Hayr, benim sorunum; ben Marcus'u ok fazla seviyorum..." Marcus bir kahkaha att, sonra durup seslendi. "sa! sa!" Victoria arm grnd, ama anlalan sa barmenin adyd. Victoria yine Dou'nun garip bir yer olduunu dnd. Marcus, "Bir cin-portakal daha ve viski..." diye emretti. "Ben sanmyorum..." "Evet, evet, iersin... bunlar ok ok sulu." "Ya Dr. Rathbone," diye steledi Victoria. "u Bayan Hamilton Clipp -ne garip bir isim- senin birlikte geldiin, Amerikal, deil mi? Amerikallar da severim ama en

ok ngilizleri severim. Amerikallar hep pek kaygl grnrler. Ama bazen, evet, iyi arkadatrlar. Bay Summers, onu tanr msn? Badat'a geldiinde yle ok ier ki, szp kalr ve gn uyanmaz. Bu ok fazla. Ho deil." Victoria, "Ltfen, yardm et bana," dedi. Marcus arm grnd. "Ama tabi yardm ederim sana. Ben arkadalarma her zaman yardm ederim. Bana ne istediini syle, hemen yaplsn. zel biftek ya da i pilavl hindi veya krpe pililer." Victoria, "Ben krpe pililer istemiyorum," dedi. "En azndan u anda deil," diye de ekledi. "Ben u Dr. Rathbone'u bulmak istiyorum. Dr. Rathbone. Badat'a yeni gelmi. Bir... bir... sekreterle." "Tanmyorum," dedi Marcus. "Tio'da kalmyor." Marcus'un Tio'da kalmayan kimseyi adamdan saymad anlalyordu. Victoria, "Ama baka oteller de var," diye steledi. "Ya da belki de evi vardr?" "Oh evet, baka oteller de var. Babil Palas, Sennacherib, Zbeyde Oteli. Onlar da iyi oteller, evet, ama Tio gibi deil." Victoria, "Eminim deillerdir," diye onu temin etti. "Ama Dr. Rathbone'un onlardan birinde kalp kalmadn bilmiyor musun? Bir tr dernek ynetiyor -kltrle ilgili bir ey- ve kitaplarla." Marcus sz kltrden alnca olduka ciddileti. "Tam da ihtiyacmz olan ey," dedi. "Kltr ok olmal. Resim ve mzik ok ho, ok ho gerekten. Ben kendim ok uzun deillerse keman sonatlarn severim." Victoria bu szlerin zellikle son blmyle tmyle ayn fikirde olmakla beraber, hedefine yaklamadn fark etti. Marcus'la sohbet etmek ok elenceliydi ve Marcus ocuksu heyecanyla pek ho biriydi, ama onunla konumak Victoria'ya Alice'in Harikalar Diyar'nda tepeye kan patikay arama abalarn

hatrlatyordu. Hangi konu alrsa alsn, baladklar yere, yani Marcus'a geliyorlard! Bir iki daha almay reddedip hznle kalkt. Ba dnyordu. tii kokteyller hi de sulu deildi. Bardan terasa kt, korkuluun yannda durup nehrin kar kysn seyrederken arkasnda biri konutu. "zr dilerim ama bir ceket giyseniz iyi olur. ngiltere'den sonra size yaz gibi geliyor olabilir, ama gne batarken hava ok serinler." Daha nce Bayan Clipp'le konuan ngiliz kadnd. Av kpeklerini eitip srme alkanlndaki birinin gr ve atlak sesine sahipti. Krk manto giymi, dizlerinin stne bir al atm, viski sodasn yudumluyordu. "Oh, teekkr ederim." Victoria tam alelacele svmak zereyken abas boa kt. "Kendimi tantaym. Ben Bayan Cardew Trench'im." (Ne demek istedii apakt: Tannm Cardew Trenchlerdenim.) "Sanrm siz -ad neydi- Bayan Hamilton Clipp'le geldiniz." "Evet," dedi Victoria. "yle." "Bana Llangow Piskoposu'nun yeeni olduunuzu syledi." Victoria kendini toplad. "Sahi mi?" Sesinde tam olmas gereken lde, hafife elenme imas vard. "Yanl anlad herhalde?" Victoria glmsedi. "Amerikallar bizim isimlerimizi bazen yanl anlyorlar. Llangow'a benzemiyor deil. Amcam..." dedi Victoria hzla dnerek. "Languao Piskoposu'dur." "Languao mu?" "Evet. Pasifik'teki takmadalardan. Smrge piskoposlarndan yani" Bayan Cardew Trench sesini en az ton alaltarak, "Oh, bir Smrge Piskoposu," dedi.

Victoria'nn tahmin ettii gibi, Bayan Cardew Trench neyse ki Smrge Piskoposlar hakknda hibir ey bilmiyordu. "Anlalyor," dedi. Victoria gururla o anlk bir atlm iin hi de fena olmadn dnd. "Peki siz burada ne yapyorsunuz?" Bayan Cardew Trench, doal merak huyunu gizleyen o amansz sevimlilikle sordu. Victoria, 'Londra' da bir parkta birka dakikalna konutuum gen bir adam aryorum,' diye cevap veremezdi. Gazetede okuduu haberi ve Bayan Clipp'e sylediklerini hatrlad. "Amcam Dr. Pauncefoot Jones'un yanna geldim." "Oh, demek siz o'sunuz." Bayan Cardew Trench, sonunda Victoria'y bir yere koyabildiine sevinmiti. "ok ho bir adam, biraz dalgn, ama sanrm buna armamak gerek. Geen yl Londra'da bir konferansn dinledim -ok gzel konutu- konunun kelimesini bile anlamadm ama. Evet, on be gn kadar nce Badat'tan geti. Sanrm sonradan birka gen kzn da kendisine katlacandan sz ediyordu." . Victoria durumunu akla kavuturduktan sonra alelacele sorusunu sordu. "Dr. Rathbone da geldi mi, biliyor musunuz?" "Yeni geldi," dedi Bayan Cardew Trench. "Sanrm nmzdeki perembe enstitde bir konferans vermesini istemiler. 'Uluslararas likiler ve Kardelik' konusunda ya da yle bir ey. Bana sorarsanz hepsi samalk. nsanlar ne kadar bir araya getirmeye alsanz, birbirlerinden o kadar kuku duyarlar. Btn bu iirler, mzik, Shakespeare ile Wordsworth' n Arapaya, inceye ve Hinduya evrilmesi. 'Nehrin kysnda bir uhaiei,' filan... Hayatnda hi uhaiei grmemi insanlara ne ifade eder ki?" "Nerede kalyor, biliyor musunuz?"

"Babil Palas Oteli'nde sanrm. Ama brosu mze yaknnda. Zeytin Dal sama bir isim. Enseleri kirli, gzlkl, pantolonlu gen kadnlarla dolu bir yer." Victoria, "Sekreterini biraz tanyorum," dedi. "Oh evet, neydi ad, Edward gibi bir ey -tatl olan- o uzun sallar gruhu iin fazla iyi, savata baarlym diye duydum. Yine de i itir sanrm. Yakkl ocuk, o hevesli gen kadnlar ondan pek etkileniyorlardr herhalde." Victoria bir kskanlk szs duydu. "Zeytin Dal," dedi. "Nerede dediniz?" "kinci kpr kavan geince. Raid Caddesi'ndeki kavaklardan biri, biraz uzakta. Bakrclar ars'na yakn." Bayan Cardew Trench, "Peki Bayan Pauncefoot Jones nasl?" diye szlerini srdrd. "O da yaknda gelecek mi? Sal pek iyi deilmi diye duydum?" Ancak, Victoria arad bilgiyi elde ettikten sonra daha fazla uydurup riske girmek istemiyordu. Kol saatine bakp heyecanla bir lk att. "Aman Tanrm! Bayan Clipp'i alt buukta uyandrp hazrlanmasna yardm edeceime sz vermitim. Komalym." Mazeret doruydu; yalnz, Victoria yedi yerine alt buuk demiti. Heyecanla merdivenlerden yukar kotu. Yarn Zeytin Dal'nda Edward' bulacakt. Ensesi kirli, hevesli gen hanmlar demek! Hi de ekici geliniyorlard... Yine de, Victoria; erkeklerin kirli enselere kar -zellikle de o enselerin sahipleri kendilerine kocaman, hayran gzlerle bakyorlarsa- orta yal, hijyen dkn ngiliz kadnlara oranla daha az hassas olduklarn dnd. Akam abucak geti. Victoria yemek salonunda Bayan Hamilton Clipp'le erkenden yemek yedi, beriki akla gelebilecek her konuda hi durmadan konutu. Victoria'nn ileride ziyarete gelmesi iin srar etti ve Victoria da adresi dikkatle not etti. Ne de olsa, insan bilemezdi... Bayan Clipp'e Badat Kuzey stasyonu'na kadar refakat etti, onu sa salim kompartmanna yerletirdi ve yine

Kerkk'e gitmekte olan, Bayan Clipp'e ertesi sabah giyinirken yardm edecek bir ahbapla tantrld. Lokomotif azap eker gibi melankolik lklar atarken Bayan Clipp, Victoria'nn eline ikin bir zarf tututurdu ve, "Tatl arkadalmzn ufak bir ans Bayan Jones," dedi. "Minnettarlmla birlikte kabul edersiniz umarm." Victoria sevin dolu bir sesle, "Ama ok naziksiniz, Bayan Clipp," dedi. Lokomotif drdnc ve son bir lk att ve tren ar ar istasyondan hareket etti. Victoria yolu bilmediinden ve etrafta sorabilecei kimse de olmadndan, istasyondan otele taksiyle dnd. Tio'ya dnnde hemen odasna koup heyecanla zarf at. iinde iki ift naylon orap vard. Baka zaman olsa baylrd, kesesi genelde naylon orap almaya yetmezdi. Ancak o anda nakit para umudu iindeydi. Bayan Clipp ise ona be dinarlk bir banknot veremeyecek kadar nezaket gstermiti. Victoria btn kalbiyle onun bu kadar duyarl davranmam olmasn diledi. Neyse ki yarn Edward' grecekti. Victoria soyundu, yatt ve be dakika iinde derin uykuya dald. Dnde bir havaalannda Edward' bekliyor, ama gzlkl bir kz onu serte ensesinden kavrarken uak ar ar uzaklayordu... BLM 11 Victoria prl prl gneli bir sabaha uyand. Giyinip odasnn nndeki geni balkona kt. Biraz ileride kasl, gne yan ensesine dklen kvrck, kr sal bir adam arkas ona dnk oturuyordu. Adam ban yan evirince Victoria byk bir aknlkla Sir Rupert Crofton Lee'yi tand. Neden bu kadar ardn bilemiyordu. Belki de Sir Rupert gibi bir VlP'in otelde deil de, elilikte kalacan dnmt. Yine de, ite burada, youn bir dikkatle Dicle'yi seyrediyordu. Victoria iskemlesinin

yanna asl bir de drbn olduunu fark etti. Herhalde kular inceliyor diye dnd. Victoria'nn bir zamanlar ekici bulduu gen bir adam, ku meraklsyd ve Victoria birka hafta sonu gezisinde ona elik etmi; buz gibi rzgrda, slak korularda saatlerce felli gibi dikilmi, sonunda sevinli bir heyecanla eline bir drbn tututurulup uzaktaki bir kuru dala konmu, grebildii kadaryla sradan bir ardkuu ya da ispinoz kadar bile ekicilii olmayan, sevimsiz bir kua bakmas istenmiti. Victoria aa indi, otelin iki binasnn arasndaki terasta Marcus Tio'ya rastlad. "Bakyorum, Sir Rupert Crofton Lee burada kalyor," dedi. Marcus glmseyerek, "Oh evet," dedi. "yi bir adam... ok iyi bir adam." "Onu iyi tanr msn?" "Hayr, ilk kez gryorum. ngiliz Elilii'nden Bay Shrivenham dn akam getirdi. Bay Shrivenham de ok iyi biri. Onu ok iyi tanrm." Victoria kahvaltya giderken Marcus'un ok iyi diye nitelemedii birinin olup olmadn merak etti. Genelde herkesi hogryor gibiydi. Victoria kahvaltdan sonra Zeytin Dal'n aramaya kt. Londral bir Cockney olarak aramaya kana dek Badat gibi bir kentte belirli bir yeri bulmann ne kadar zor olduunu bilmiyordu. karken yine Marcus'a rastlaynca mzenin yolunu sordu. Marcus glmseyerek, "ok gzel bir mzedir," dedi. "Evet. ok, ok eski, ilgin eylerle dolu. Ben kendim gitmedim ya. Ama arkadalar, arkeolog arkadalar var. Badat'a geldiklerinde hep burada kalrlar. Bay Baker, Bay Richard Baker, onu tanr msn? Ya Profesr Kalzman'? Dr. Pauncefoot Jones -Bay ve Bayan Mclnty-re- hepsi Tio'ya gelirler. Benim dostlarmdr. Bana mzede neler olduunu anlatrlar. ok, ok ilgin." "Mze nerede ve oraya nasl gidebilirim?"

"Rait Caddesi'nden doru git -biraz uzaktr- Faysal Kprs kavan ve Bankalar Caddesi'ni ge. Bankalar Caddesi'ni biliyor musun?" "Ben hibir ey bilmiyorum," dedi Victoria. "Bir sokak daha var, o da bir kprye kar ve o da orada sada. Bay Betoun Evans' sor, oradaki ngiliz mavir-ok iyi bir adamdr. Ei de ok hotur, savata nakliye avuu olarak gelmiti buraya. Oh, ok, ok iyi biridir." Victoria, "Aslnda mzeye gitmek istemiyorum," dedi. "Bir yer bir dernek- Zeytin Dal diye bir tr kulb bulmak istiyorum." Marcus, "Zeytin istiyorsan sana ok gzel zeytinler sunabilirim," dedi. "En iyi kalite. zellikle benim iin, Tio Oteli iin ayrrlar. Bu akam masana biraz gndereyim." Victoria, "ok naziksin," dedi ve Rait Caddesi'ne kat. Marcus arkasndan, "Sola," diye bard. "Saa deil. Ama mze ok uzak. Taksiye binsen iyi edersin." "Taksi Zeytin Dal'nn yerini bilir mi?" "Hayr, onlar hibir eyin yerini bilmezler! ofre sola, saa, dur, devam et, dersin, nereye gitmek istiyorsan." "O halde yrsem de olur," dedi Victoria. Rait Caddesi'ne kp sola dnd. Badat hi de dnd gibi deildi. nsan kaynayan kalabalk bir ana cadde, srarla korna alan arabalar, baran insanlar, vitrinlerde Avrupa mallan, etrafta grtlan temizleyerek bolca tkrenler. Gizemli Doulu tipler ortada yoktu; insanlar eski, perian Bat giysileri, eski ordu ya da hava kuvvetleri ceketleri giyiyor; ara sra grnen arafl ve peeli tipler karmakark Avrupa tipi giysiler arasnda neredeyse gze bile arpmyordu. Kollarnda kirli bebekleriyle szlanarak dilenen kadnlar vard. Ayaklarnn altndaki kaldrm dzensiz, ukurlarla doluydu. Victoria kendini birdenbire garip, kaybolmu, evinden ok uzakta hissederek yoluna devam etti. Burada seyahatin gz kamatrclndan ziyade, yalnzca karmaa vard.

Sonunda Faysal Kprs'ne geldi, geti ve yola devam etti. Kendini tutamyor, vitrinlerdeki garip kalabalk ilgisini ekiyordu. Bebek ayakkablaryla ynller, di macunuyla makyaj malzemeleri, elektrik fenerleriyle porselen fincan ve tabaklar hep bir arada sergileniyordu. Kark bir nfusun garip ve eitli ihtiyalarn karlamak zere, dnyann drtbir yanndan gelen eitli mallar yava yava ilgisini ekmeye balamt. Mzeyi buldu, ama Zeytin Dal'n bulamad. Londra'da yolunu bulmaya alm bir kii iin, burada sorabilecei kimsenin bulunmamas inanlr gibi deildi. Arapa bilmiyordu. Geerken ona ngilizce seslenen, mallarm teklif eden dkknclar Zeytin Dal'nn yolu sorulduunda bombo bakyorlard. Bir polise sorabilseydi, ama hzl hzl kollarn sallayp ddklerini ttren polislere baknca bunun zm olmayacan anlad. Vitrininde ngilizce kitaplar bulunan bir kitapya girdi, ama Zeytin Dal'ndan sz edince ieridekiler kibarca omuz silkip balarn salladlar. Ne yazk ki hibir fikirleri yoktu.. Sonra, sokaktan aa yrrken kulaklarna eki sesleri ve tangrtlar gelmeye balad. Uzun, lo bir ara sokaa gz atnca, Bayan Cardew Trench'in Zeytin Dal'nn Bakrclar ars'na yakn olduunu sylediini anmsad. te, sonunda, Bakrclar ars burasyd. Victoria ieri dald ve sonraki krk be dakika boyunca Zeytin Dal'n tmden unuttu. Bakrclar ars onu bylemiti. Yalnzca sat iin st ste dizilmi mallan grmeye alm kk Londral iin krkler, eriyen maden, zanaatkrlk ok ilginti. arnn iinde geliigzel doland; Bakrclar ars'ndan kt, rengrenk izgili at battaniyelerinin ve pamuklu kapitone yatak rtlerinin satld bir yere geldi. Avrupa mallan burada bambaka bir ehreye brnm, yksek kemerli serin lolukta denizar lkelerden gelen, garip ve ender mallarn egzotik

niteliini kazanmt. Top top rengrenk ucuz basmalar gzlere enlikti. Ara sra Balek, Balek lklaryla yanndan ykl bir eek ya da katr veya srtlan ykl hamallar geiyordu. Ufak olanlar boyunlarna astklar tepsilerle koup yanna geliyorlard. "Bak bayan, lastik, iyi lastik, ngiliz lastii. Tarak, ngiliz tara?" Mallar burnuna uzatlyor, satn almas iin srar ediliyordu. Victoria mutlu bir dte gibiydi. Bu, dnyay gerekten grmekti. Ara sokaklarn usuz bucaksz, serin ve kemerli dnyasnda her kede beklenmedik bir eye rastlyordunuz. k Avrupa takm elbiselerinin resimleri nnde oturmu diki diken terzilerle dolu bir sokak; bir dizi saat ve ucuz mcevher. Top top kadifeler ve sim ilemeli brokarlar; sonra tesadfen bir keyi dnnce ucuz, elden dme Avrupa kyafetleriyle, acnas minik, solgun tulumlar ve uzun, eprimi ceketlerle dolu bir sokak. Ara sra st ak, sessiz avlular grnyordu. Victoria erkek pantolonlaryla dolu kocaman bir yere geldi. Sarkl vakur satclar kk kare girintilerinde bada kurmu oturuyorlard. 'Balek!' Arkasndan gelen ok ykl bir eek yznden yan taraftaki darack sokaa dald. st ak sokak, yksek evlerin arasndan kvrlp uzanyordu. Yrrken tesadfen arad yeri buldu. Bir aralktan kk, kare bir avluya baknca kar taraftaki ak bir kapnn stndeki dev bir tabelada ZEYTN DALI yazsn ve yannda, gagasnda ne olduu anlalamayan bir dal tutan kocaman, al kuu grd. Victoria sevinle avluyu geip ak kapdan girdi. Kendini masalarn zeri kitap ve dergilerle kapl, raflar kitaplarla dolu lo bir odada buldu. Kk bir kitapya benziyordu, yalnz urada burada birka iskemle gruplandrlmt. Lo bir keden gen bir kadn yaklap ngilizce konutu. "Sizin iin ne yapabilirim?"

Victoria, ona bakt. Fitilli kadife pantolon, turuncu pazen gmlek giyiyordu ve siyah, ince salar dmdz kesilmiti. Daha ok Bloomsbury'ye yakacak gibi dursa da, yz Bloomsbury yz deildi. Kocaman, hznl kara gzleri ve kaln burnuyla melankolik bir Levanten yzyd. "Buras... buras... Dr. Rathbone burada m?" Edward'n soyadn hl bilmemesi ne sinirdi! Bayan Cardew Trench bile ona Edward Bilmemkim demiti. "Evet. Dr. Rathbone. Zeytin Dal. Bize katlmak m istiyorsunuz? yle mi? ok ho olur." "Eh, belki. Ben... Dr. Rathbone'u grebilir miyim ltfen?" Gen kadn yorgun bir ekilde glmsedi. "Onu rahatsz etmeyelim. Bir formumuz var. Ben size her evi anlatrm. Sonra imzalarsnz. ki dinar, ltfen." Victoria, "Katlmak istediimden henz emin deilim," dedi. ki dinardan sz edilmesi onu telalandrmt. "Ben Dr. Rathbone'u grmek istiyorum ya da sekreterini. Sekreteri de olur." "Ben anlatrm. Her eyi anlatrm. Biz burada hep dostuz, dostlarla beraber, gelecek iin -ok gzel eitim kitaplar okuyoruz-birbirimize iirler sylyoruz." Victoria yksek ve kesin bir sesle, "Dr. Rathbone'un sekreteri," dedi. "Bana zellikle onu grmemi syledi." Gen kadnn yznde inat bir memnuniyetsizlik belirdi. "Bugn olmaz," dedi. "Ben anlatrm..." "Neden bugn olmuyor? Burada deil mi? Dr. Rathbone burada deil mi?" "Evet, Dr. Rathbone burada. Yukarda. Onu rahatsz etmiyoruz." Victoria'ya yabanclara ynelik bir Anglosakson hogrszl bastrd. Zeytin Dal uluslararas dostluklar yaratmak yerine, onun asndan anlalan ne yazk ki tam tersi etkiyi uyandryordu. "ngiltere'den yeni geldim..." dedi -aksam neredeyse Bayan Cardew Trench'inkinin aynsyd- "...ve Dr. Rathbone'a bizzat iletmem gereken ok nemli bir mesaj getirdim. Ltfen beni

hemen ona gtrn! Rahatsz edeceim iin zgnm, ama onu grmem gerekiyor." Szlerini pekitirmek iin "Hemen!" diye de ekledi. Aklna koyduunu yapma niyetindeki korkusuz bir ngilizin karsnda, engeller hemen hemen her zaman kalkar. Gen kadn da hemen dnd ve Victoria'nn nne dt. Odann arka tarafndaki bir merdivenden kp avluya bakan bir koridor boyunca yrdler. Bir kapnn nnde durup vurdu. Bir erkek sesi, "Gel," dedi. Gen kadn, Victoria'ya kapy ap gemesini iaret etti. "ngiltere'den gelen bir hanm sizi grmek istiyor." Victoria ieri girdi. Ktlarla dolu kocaman bir masann banda oturan adam, onu buyur etmek zere kalkt. Yaklak altm yalarnda, yksek alnl, kr sal, etkileyici bir adamd. Kiiliinin en belirgin nitelikleri iyilikseverlii, nezaketi ve holuuydu. Tiyatro yapmclar onu hi tereddt etmeden byk hayrsever rolnde oynatabilirlerdi. "Demek ngiltere'den yeni geldiniz," dedi. "Dou'ya ilk geliiniz mi?" "Evet." "Buras hakknda ne dnyorsunuz merak ettim... Bir gn anlatmalsnz. imdi, bakalm, daha nce karlam mydk? Ben ok miyobumdur ve adnz da sylemediniz." Victoria, "Beni tanmazsnz," dedi. "Ama Edward'n arkadaym." "Edwardn arkada demek," dedi Dr. Rathbone. "Bu harika. Edward Badat'ta olduunuzu biliyor mu?" "Henz deil." "O halde dndnde ho bir srpriz olacak." "Dndnde mi?" Victoria'nn hayal krkl sesine yansmt. "Evet, Edward u anda Basra'da. Bize gnderilen baz kitap sandklan iin oraya yollamam gerekti. Gmrkte ok can skc

gecikmeler oldu... bir trl ekemedik. Kiisel temas baka oluyor ve Edward da o konuda ok baarl. nsan ne zaman byleyeceini, ne zaman kafa tutacan biliyor ve istediini elde edene dek de peini brakmyor. ok azimli. Gen bir adamda olumlu bir nitelik. Edward' ok takdir ediyorum." Gzleri parlyordu. "Ama sanrm size Edward methetmem gerekmez, kkhanm?" Victoria hafif bir sesle, "Ne zaman... Basra'dan ne zaman dnecek?" diye sordu. "Pek bilemem, iini bitirene dek dnmez. Bu lkede ileri fazla aceleye getiremiyorsunuz. Bana nerede kaldnz sylerseniz, dner dnmez sizi aramasn salarm." "Acaba!..." Victoria parasal durumunun bilinciyle aresizlik iinde konuuyordu. "Acaba... burada alabilir miyim?" Dr. Rathbone hararetle, "te bu ok makbule geer," dedi. "Tabi alabilirsin. Bulabildiimiz herkesin yardmna ihtiyacmz var. lerimiz iyi -ok iyi- gidiyor ama hl yaplacak ok i var. Yine de, insanlar hevesli. Daha imdiden otuz gnll yardmcm var -otuz kii- ve hepsi de ok hevesli! Gerekten istiyorsan, ok makbule geer." Gnll szc Victoria'nn kulana pek tatsz geldi. "Ben aslnda cretli bir i istiyordum," dedi. "Oh Tanrm!" Dr. Rathbone'un yz asld. "Bu biraz daha zor. cretli personelimiz ok az... ve u anda gnlllerle birlikte olduka yeterli." Victoria, "almamay gze alamam," dedi. Hi yz kzarmadan da ekledi. "ok becerikli bir sekreterdir." "Becerikli olduundan eminim, sevgili kkhanm. Deyim yerindeyse, her yerinden beceri akyor. Anattn iin de bte meselesi. Eer baka bir yerde i bulsan bile, umarm bo zamannda bize yardmc olursun. alanlarmzn ounun kendi dzenli ileri var. Bize yardmc olmann, nnde yeni ufaklar

aacandan eminim. Dnyadaki barbarln, savalarn, yanl anlamalarn, kukularn bir sonu olmas gerek. Ortak bir buluma noktas, hepimizin ihtiyac bu. Tiyatro, sanat, iir -ruhun byk eserleri- orada kk kskanlklara ve nefretlere yer yoktur." Victoria kukuyla, "Y... yok," dedi. Oyuncu arkadalarn; hayatlarnn nasl saplant haline getirilmi ufak tefek kskanlklar ve zellikle kindar nefretlerle dolu olduunu dnd. Dr. Rathbone, "Bir Yaz Gecesi Ryas'n tam krk dile evirttim," dedi. "Krk farkl gen kadro hep birden ayn edebiyat eserine tepki veriyorlar. Gen insanlar-iin srr bu. Genler dnda kimse iime yaramaz. nsann aklyla ruhu nasrlar m, artk ok getir. Hayr, genleri toparlamalyz. u aadaki kz, seni buraya getiren Catherine'i alalm. am'dan gelen bir Suriyeli. O ve sen herhalde ayn yalardasnz. Normalde hibir zaman bir araya gelemezsiniz, hibir ortak noktanz yok. Ama Zeytin Dal'nda sen ve o ve baka pek oklan; Ruslar, Yahudiler, Irakllar Trk kzlar, Ermeniler, Msrllar, ranllar hep bir araya gelip birbirlerini seviyor, ayn kitaplar okuyup ayn resimleri ve mzii tartyor (buraya gelen harika konferanslarmz da var), hep birlikte farkl bak alaryla karlap heyecan duyuyorsunuz. te dnya byle olmal." Victoria, Dr. Rathbone'un bir araya gelen tm bu farkl unsurlarn birbirlerinden holanacan dnmekle biraz fazla iyimser davrandn dnmeden edemedi. O ve Catherine, rnein, birbirlerinden hi holanmamlard. stelik, birbirlerini ne kadar ok grseler bu honutsuzluun da o denli artacandan kuku duyuyordu. "Edward harika biri," dedi Dr. Rathbone. "Herkesle iyi geiniyor. Belki kzlarla delikanllarla olduundan daha iyi. Buralardaki erkek renciler ilk bata zor -kukucu- hatta neredeyse dmanca davranrlar. Ama kzlar Edward'a baylyor, onun iin her eyi yaparlar. O ve Catherine zellikle iyi geiniyorlar."

Victoria buz gibi bir ifadeyle, "Sahi mi?" dedi. Catherine'e ynelik honutsuzluu daha da artmt. Dr. Rathbone glmseyerek, "Yapabilirsen gel ve bize yardmc ol," dedi. Bu bir vedayd. Elini samimiyetle skt. Victoria odadan kp merdivenlerden indi. Catherine kapnn yannda, elinde kk bavuluyla yeni gelmi bir kzla konuuyordu. Esmer, gzel bir kzd ve Victoria bir an onu daha nce bir yerlerde grm olduunu dnd. Ancak kz ona bakp hibir ainalk gstermedi. ki gen kadn, Victoria'nn bilmedii bir dilde heyecanl heyecanl konuuyorlard. Victoria grnnce susup ona baktlar. Yanlarndan geip karken kendini zorlayp Catherine'e kibarca, "Hoa kal," dedi. Dolambal sokaktan Rait Caddesi'ne kt ve ar ar otele doru yrmeye balad. evresindeki kalabalklar gz grmyordu. Dncelerini Dr. Rathbone ve Zeytin Dal'na odaklandrarak iinde bulunduu durumu (Badat'ta be paraszd) aklna getirmemeye alyordu. Edward Londra'da bir ey dnm ve bu ite "kark" bir eyler olduunu sylemiti. Kark olan neydi? Dr Rathbone mu? Ya da Zeytin Dal'nn kendisi mi? Victoria, Dr. Rathbone'da bir numara olabileceine ihtimal veremiyordu. Ona; gerekleri hi umursamadan, dnyay kendi idealist biimlerinde grmeye alan o iyi niyetli aknlardan biri gibi grnmt. Edward kark iler derken neyi kasdetmiti? Pek belirsiz konumutu. Belki kendisi de bilmiyordu. Dr. Rathbone kocaman bir sahtekr olabilir miydi? Adamn nazik tavrlarndan daha yeni etkilenmi olan Victoria ban sallad. Ona cret deme fikri karsnda tavr pek hafif de olsa, deimiti. Bedavaya alan insanlar tercih ettii apakt. Ama bu, diye dnd Victoria, bir saduyu belirtisiydi. rnein Bay Greenholtz da olsa, aynen byle dnrd.

BLM 12 I Victoria ayaklar biraz aryarak Tio'ya dnd ve nehre bakan imenlik terasta oturmu ince, biraz derbeder grnl orta yal bir adamla konumakta olan Marcus tarafndan heyecanla selamland. "Gelin, bizimle bir iki iin Bayan Jones. Martini-kokteyl? Bu Bay Dakin. Bayan Jones ngiltere'den geldi. imdi, ekerim, ne iersin?" Victoria bir kokteyl istedi ve umutla, "O gzel fstklardan var m?" diye sordu. Fstn ok besleyici olduunu hatrlamt. "Fstklar sevdin demek. Tanrm!" Hzla Arapa emirler verdi. Bay Dakin hznl bir sesle limonata ieceini syledi. "Ah!" diye bard Marcus. "Ama bu ok sama. Ah, ite Bayan Cardew Trench. Bay Dakin'le tanyor musunuz? Ne iersiniz?" Bayan Cardew Trench, Dakin'e bayla ylesine bir selam verip, "Limonlu cin," dedi. Victoria'ya dnp, "Terlemi gibisin," diye ekledi. "ehirde biraz dolatm." kiler gelince Victoria koca bir tabak dolusu amfstyla biraz patates cipsi yedi. ok gemeden ksa boylu, tknaz bir adam basamaklar trmand ve misafirperver Marcus onu da ard. Victoria'ya Yzba Crosbie olarak tantrld ve Victoria adamn hafif patlak gzlerini dikip ona bakmasndan, kadnlara kar zaaf olduunu tahmin etti. Crosbie, "Yeni mi geldiniz?" diye sordu. "Dn geldim." Marcus neeyle, "Pek ho ve pek gzel, deil mi?" dedi. "Oh evet, Bayan Victoria'nn burada olmas ok gzel. Onun iin bir parti vereceim, ok ho bir parti olacak."

Victoria umutla, "Pili de olacak m?" diye sordu. "Evet, evet -ve kaz cieri- Strasburg'dan kaz cieri- ve belki de havyar bir de balk taba olmal -ok gzel- Dicle bal, ama sos ve mantarla. Sonra evde yaptmz usulde hindi dolmas -pilav, kuru zm ve baharatla- hepsi de tam kvamnda pimi! Oh ok gzel -ama fazla yememek gerek- yalnzca minicik bir kak. Ya da istersen sana bir biftek veririz -kocaman, az pimi bir biftekben hallederim. Saatler srecek, uzun bir yemek yeriz. ok ho olur. Ben kendim pek yemem -yalnzca ierim." Victoria ksk bir sesle, "ok gzel olur," dedi. Yemeklerden sz edince alktan ba dnmt. Marcus'un bu partiyi vermeye gerekten niyetli olup olmadn ve yleyse de, ne zaman olabileceini dnyordu. Bayan Cardew Trench, Crosbie'ye, "Basra'ya gittiinizi sanyordum," dedi. Crosbie, "Dn dndm," dedi. Ban kaldrp balkona bakt. "O, haydut kim?" diye sordu. "O ssl kyafetli ve kocaman apkal adam?" "O, Sir Rupert Crofton Lee, canm," dedi Marcus. "Bay Shrivenham onu dn akam elilikten getirdi. ok iyi bir adam, saygn bir gezgin. Sahra'da deveyle geziyor ve dalara trmanyor. yle bir hayat, ok rahatsz ve tehlikeli. Ben olsam holanmazdm." Crosbie, "O adam demek?" dedi. "Kitabn okumutum." Victoria, "Ayn uakta geldik," dedi. ki adam da ona ilgiyle bakyorlarm gibi geldi. Victoria, "Pek kendine dkn ve kibirli biri," diye burun kvrd. Bayan Cardew Trench, "Simla'dayken halasn tanmtm," dedi. "Btn aile yledir. ok zekiler, ama bbrlenmeden de duramyorlar." Victoria hafife dudak bkerek, "Btn sabah hibir ey yapmadan orada oturdu," dedi.

"Midesi yznden," diye aklad Marcus. "Bugn hibir ey yiyemiyor. ok hazin!" Bayan Cardew Trench, "Sen hibir zaman bir ey yemezken nasl byle olabildiini anlayamyorum, Marcus," dedi. "kiden," dedi Marcus. Derin derin i ekti. "ok fazla iiyorum. Bu akam kz kardeimle kocas geliyorlar. Neredeyse sabaha kadar ierim." Yine i ekti, sonra her zamanki gibi kkredi. "sa! sa! Tazele." Victoria telala, "Ben istemem," dedi, Bay Dakin de reddetti. O limonatasn bitirip yavaa uzaklarken Crosbie de odasna kt. Bayan Cardew Trench trnayla Dakin'in bardan tklatt. "Her zamanki gibi limonata m?" diye sordu. "Ktye iaret bu." Victoria neden ktye iaret olduunu sordu. "Bir adam ancak yalnzken iiyorsa." "Evet ekerim," dedi Marcus. "yle." Victoria, "O zaman gerekten iiyor mu peki?" diye sordu. Bayan Cardew Trench, "te bu yzden hi ilerleyemedi," dedi. "Yalnzca iini kaybetmemeyi beceriyor, hepsi bu." yi kalpli Marcus, "Ama ok iyi biri," dedi. Bayan Cardew Trench, "Ph," dedi. "Islak balk gibi. Sendeliyor, oyalanyor -azmi- hayata aslmas yok. Dou'ya gelip de tohuma kaan ngilizlerden biri ite." Victoria, Marcus'a iki iin bir kez daha teekkr edip tazelemeyi reddederek odasna kt, ayakkablarn kard ve yatana uzanp ciddi ciddi dnmeye koyuldu. Sermayesinden kalan ksur sterlini de herhalde yemek ve oda iin Marcus'a verecekti. Onun cmertlii sayesinde ve eer hayatn ounlukla alkoll ikiler, yannda biraz fstk, zeytin ve patates cipsiyle srdrebilirse, birka gnlk yiyecek sorununu halledebilirdi. Marcus'un ona faturasn vermesi ne kadar srerdi ve ne kadar sre demeden beklemesine izin verirdi? Hibir fikri yoktu. Onun i konularnda aslnda pek dikkatsiz olmadn dnyordu. Tabi kalacak daha ucuz bir yer bulmas gerekiyordu. Ama nereye

gidebileceini nasl bilecekti? Bir de i bulmalyd, hemen. Ama insan i iin nereye bavurabilirdi? Ne tr bir i? Kime akl sorabilirdi? nsann san solunu bilmedii yabanc bir kentte be parasz kalmas, yapabileceklerini ne kadar kstlyordu. Ortam birazck tansayd, (her zamanki gibi) bann aresine bakabileceinden emindi. Edward Basra'dan ne zaman dnerdi? Belki de (ne korkun) Edward onu tmyle unutmutu. Neden bu kadar aptalca bir ekilde koturup Badat'a gelmiti ki? Ne de olsa, Edward kimdi ve nesiydi? Ho glmsemesi ve ekici bir tavr olan bir gen adamd sadece. Ve soyad neydi... neydi... neydi? Eer onu bilse, telgraf ekebilirdi, ama yaran yoktu, adamn nerede kaldn bile bilmiyordu. Hibir ey bilmiyordu ve onu kstlayan da buydu ite. stelik, akl danabilecei kimse de yoktu. Marcus iyi biriydi, ama hi dinlemiyordu. Bayan Cardew Trench (ilk batan beri kukular vard) hi olmazd. Bayan Hamilton Clipp, Kerkk'e gidip gzden kaybolmutu. Dr. Rathbone da olmazd. Biraz para bulmal ya da bir ie girmeliydi. Herhangi bir ie. ocuk bakabilir, bir broda pul yaptrabilir, bir lokantada servis yapabilirdi... Aksi halde onu konsolosa gnderirler, ngiltere'ye iade edilir ve Edward bir daha hi gremezdi... Victoria bu aamada heyecandan bitkin dp uykuya dald. II Birka saat sonra uyand ve naslsa olan oldu deyip lokantaya inerek btn mny cmerte mideye indirdi. Bittiinde kendini birazck boa ylan gibi hissetmekle beraber, morali dzelmiti. Artk kayglanmann yaran yok, diye dnd. Her eyi yarna brakmalym. Bir ey kabilir ya da ben bir ey dnebilirim veya Edward geri dnebilir. Yatmadan nce nehre bakan terasa kt. Badat'ta yaayanlara gre karak olduundan, ortada garsonlardan biri dnda kimse yoktu. O da korkulua dayanm suyu seyrediyordu ve Victoria

terasta bir garson belirince, sulu bir ifadeyle srayp alelacele servis kapsndan otele girdi. ngiltere'den geldii iin havay hafif serince bir yaz akam olarak alglayan Victoria, mehtapta Dicle'nin ve dizi dizi hurma aalaryla hafif gizemli bir havaya brnen kar kynn grntsnden bylenmiti. Epeyce neelenerek, "En azndan buraya geldim ve bir ekilde bamn aresine bakacam," dedi. "Mutlaka bir ey kar." Bu dnceyle yatmaya gitti ve garson da sessizce tekrar terasa kp dmler atlm bir ipi nehir kysna sallandrma iine devam etti. Birazdan glgelerin arasndan bir baka tip kp ona katld. Bay Dakin alak sesle konutu. "Her ey yolunda m?" "Evet efendim, kukulu bir durum yok." Bay Dakin iin yapldndan tatmin olduktan sonra, tekrar glgelerin arasna ekildi. Beyaz garson ceketini karp kendi ince izgili, lacivert ceketini giydi ve terasta ar ar yryp suyun kenarnda, aadaki sokaktan kan basamaklarn banda durdu. Crosbie bardan kp onun yanna inerek, "Artk akamlar iyice serinledi," dedi. "Herhalde Tahran'dan geldiiniz iin siz pek fark etmiyorsunuzdur." Bir iki dakika orada durup sigara itiler. Seslerini ykseltmedike kimse onlar duyamazd. Crosbie alak sesle konutu. "Kz kim?" "Anlalan u arkeologun, Pauncefoot Jones'un yeeniymi." "Oh pekl, sorun olmamal. Ama Crofton Lee'yle ayn uakta geldiine gre..." Dakin, "Herhalde en iyisi hibir eyi ylesine kabullenmemek," dedi. Birka dakika sessizlik iinde sigaralarn itiler.

Crosbie, "Olay elilikten buraya kaydrmak sence akllca m gerekten?" dedi. "Bence yle, evet." "Her ey en ince ayrntsna kadar belirlenmesine ramen." "Basra'da da en ince ayrntsna kadar belirlenmiti ve hibir ey yolunda gitmedi." "Oh, biliyorum. Salah Hasan zehirlendi, bu arada." "Evet, yle olacakt. ngiliz Konsolosluu'na yaklaldnn hi belirtisi var m?" "Bence olabilir. Ufak bir arbede. Adamn biri silah ekmi." Durdu ve ekledi. "Richard Baker onu yakalayp silahn elinden alm." Dakin dnceli bir ifadeyle, "Richard Baker," dedi. "Tanr msn? O..." "Evet, tanrm." Bir sessizliin ardndan Dakin konutu. "Annda tepki verme. Buna gveniyorum. Eer dediin gibi, her eyi belirlediysek ve planlarmz haber alnrsa, kar tarafn da bizim icabmza bakmas kolay olur. Carmichael'n elilie yaklatndan bile kuku duyarm, hem zaten oraya vardysa bile..." Ban sallad. "te, olan biteni yalnzca sen, ben ve Cfofton Lee biliyoruz." "Crofton Lee'nin, elilikten buraya tandn haber almlardr." "Oh tabi. Bu kanlmazd. Ama grmyor musun Crosbie, bizim bu son planlarmza kar her ne yapacaklarsa, onlarn da ayakst bir eyler dnmeleri gerek. Alelacele dnlm ve alelacele ayarlanm bir eyler olacak. Bir baka deyile, dardan gelmek zorunda. Alt ay nce Tio'ya yerleip bekleyen birisinin olmas sz konusu deil. Tio bugne dek hi gndemde deildi. Buluma yeri olarak Tio'nun kullanlmas fikri ya da nerisi bile olmad." Saatine bakt. "imdi kp Crofton Lee'yi greyim." Dakin'in havaya kalkan elinin Sir Rupert'in kapsna vurmasna gerek kalmad. Kap sessizce ald.

Gezgin yalnzca tek bir baucu lambasn yakm ve koltuunu yanna ekmiti. Tekrar otururken kk bir otomatik tabancay sehpaya, elinin altna koydu. "Ne diyorsun Dakin?" dedi. "Sence gelecek mi?" "Bence evet, Sir Rupert." Sonra ekledi. "Siz onunla hi karlamadnz, deil mi?" teki ban iki yana sallad. "Hayr. Bu gece onunla tanmay iple ekiyorum. O gen adam ok cesur biri, Dakin." "Oh evet," dedi Dakin duygusuz sesiyle. "ok cesur." Bu gerein ifade edilmesi gerei karsnda arm gibiydi. teki, "Yalnzca cesaretten de sz etmiyorum," dedi. "Savata da ok gzpekmi -harika. Demek istiyorum ki..." "Hayal gc m?" diye ortaya att Dakin. "Evet. En ufak bir olasl bile olmayan bir eye inanma cesareti. Hayatn hi de sama olmayan, sama bir hikyeyi ortaya kartrken riske atmak. Bu, ada genlerde genelde bulunmayan bir eyler gerektirir. Umarm gelir." "Bence gelecek," dedi Dakin. Sir Rupert, ona sert bir bak frlatt. "Her eyi hazrladnz m?" "Crosbie balkonda ve ben de merdivenlerde gzclk edeceim. Carmichael size ulanca duvar vurun, ieri gelirim." Crofton Lee ban sallad. Dakin yavaa odadan kt. Sola sapp balkona kt ve ucuna kadar yrd. Burada da kenardan dml bir ip sarkyor ve aada, bir okalipts aacyla erguvanlarn arasnda yere deiyordu. Bay Dakin tekrar Crofton Lee'nin kapsnn nnden geip arkadaki kendi odasna girdi. Odasndan ikinci bir kap odalarn arkasndaki koridora, merdivenlerin birka metre tesine alyordu. Bu kapy dikkat ekmeyecek bir ekilde aralk brakp beklemeye koyuldu.

Birka saat sonra bir gufa, Dicle'nin o ilkel kay, yavaa aknt aa kayd ve Tio Oteli'nin altndaki sla yanat. Birka dakika sonra da ince bir glge ipe trmanp erguvan aalarnn altna sindi. BLM 13 Victoria'nn niyeti yatp uyumak ve btn sorunlarn sabaha brakmakt, ama leden sonra ok uyuduundan gzne uyku girmediini fark etti. Sonunda lambay yakt, uakta okumakta olduu bir dergideki hikyeyi bitirdi, oraplarn yamad, yeni naylon oraplarn denedi, i arayan birka farkl ilan yazd (bunlarn nerede yaymlanabileceim yarn sorabilirdi), Bayan Hamilton Clipp'e ekinerek, her biri Badat'ta "mahsur kalmasyla" sonulanan farkl ve zekice bir dizi koulu sralayan drt mektup hazrlad; hayattaki tek akrabas olan, ngiltere'nin kuzeyinde oturan ve hayatnda hi kimseye yardm etmemi ok yal, tatsz ve huysuz beyefendiden yardm isteyen bir iki telgraf yazd; yeni bir sa stili denedi ve sonra birdenbire esneyerek sonunda gerekten ok uykusu geldiine, yatp dinlenmeye hazr olduuna karar verdi. Tam bu anda ve hibir uyanda bulunulmadan yatak odasnn kaps ald, bir adam ieri girdi, kapy arkasndan kilitledi ve alelacele dnd. "Tanr akna, beni bir yere saklayn, hemen..." Victoria'nn tepkileri hibir zaman yava deildi. Gz ap kapayana dek adamn nefes nefese olduunu, sesinin ksldn, eliyle aresizce kavram olduu krmz rg bir atky gsne bastrdn fark etmiti. Victoria hemen servene katld. Odada saklanacak fazla yer yoktu. Eya; gardrop, ifoniyer, bir masa ve biraz da gsterili bir tuvalet masasndan ibaretti. Yatak byk, neredeyse ift kiilikti ve Victoria ocukken oynadklar saklambalarn ansyla hemen harekete geti.

"abuk!" dedi. Yastklar yere atp arafla battaniyeyi kaldrd. Adam yatan stne uzand. Victoria arafla battaniyeyi onun stne ekti, en tepeye yastklar yp kendi de yatan kenarna oturdu. O an kap hafife, ama inatla vuruldu. Victoria alak, telal bir sesle, "Kim o?" diye seslendi. Dardan bir erkek sesi, "Ltfen," dedi. "Ltfen an. Polis." Victoria kapya doru yrrken sabahln srtna ald. Bu srada adamn krmz atksn yerde grp hemen ald ve bir ekmeceye tkt, sonra anahtar evirip kapy biraz aralayarak telal bir ifadeyle dar bakt. Darda ince izgili lacivert takm elbise giymi, siyah sal bir adan; arkasnda da polis niformal biri vard. Victoria sesi titreyerek, "Ne oldu?" diye sordu. Gen adam rahata glmsedi ve iyi bir ngilizceyle konutu. "Sizi bu saatte rahatsz ettiimiz iin zr dilerim hanmefendi," dedi. "Ama bir sulu kat. Bu otele girdi. Btn odalar aramamz gerekiyor. ok tehlikeli biridir." "Oh Tanrm!" Victoria geri ekilip kapy at. "Girin ltfen ve bakn. Oh! Gardrop -acaba, ltfen yatan altna da bakar msnz? Saatlerdir orada olabilir." Arama ok hzlyd. "Hayr, burada yok." "Yatan altnda olmadndan emin misiniz? Hayr, ne aptalm. Burada olmasna imkn yok ki zaten. Yatarken kapy kilitlemitim." "Teekkrler hanmefendi ve iyi geceler." Gen adam eilerek selam verdi ve niformal yardmcsyla ekildi. Victoria, onu kapya kadar geirdi. "Yine kilitleyeyim deil mi? Emin olmak iin." "Evet, en iyisi yle kukusuz. Teekkrler." Victoria kapy yeniden kilitleyip birka dakika arkasnda bekledi. Polislerin koridorun karsndaki kapy da ayn ekilde

vurduklarn, kapnn aldn, birka szn ardndan Bayan Cardew Trench'in sinirli sesini ve kapnn kapandn duydu. Birka dakika sonra tekrar ald ve ayak sesleri koridordan aa uzaklat. Bir sonraki kapnn vurulduu ok daha uzaktan duyuldu. Victoria dnd ve yatan yanma gitti. Herhalde fazlasyla aptallk ettiini fark etmiti. Romantik ruhuna ve kendi szlerinin etkisine kaplp byk olaslkla son derece tehlikeli bir suluya yardm etmiti. Avcya kar avn tarafn tutma eilimi, bazen tatsz sonulara yol aabilirdi. Oh pekl, diye dnd, artk girdim bu ie! Yatan yannda durup sert bir ifadeyle konutu. "Kalkn." Hibir hareket olmad ve Victoria sesini ykseltmeden, ama serte, "Gittiler," dedi. "Artk kalkabilirsiniz." Ama yastklarn altndaki hafif tmsekte yine hibir kprdanma olmad. Victoria sabrszlk iinde yastklar yere att. Gen adam aynen onu brakt gibi yatyordu. Ama yz garip bir kl rengine dnm, gzleri de kapalyd. Sonra, Victoria baka bir ey daha fark etti ve nefesini tuttu. Battaniyenin stnde parlak krmz bir leke yaylyordu. Victoria sanki birine yalvarr gibi, "Oh hayr," dedi. "Oh, hayr hayr!" Yaral adam sanki bu yakar duymu gibi gzlerini at. Sanki ok uzaklardan, grp grmediinden pek emin olamad bir nesneye bakar gibi bakt ona. Dudaklar araland, sesi o kadar zayft ki, Victoria glkle duyabildi. Eildi. "Ne?" Bu kez duydu. Gen adam glkle, byk glkle iki szck syledi. Victoria bunlar doru duyup duymadn bilemiyordu.

Ona olduka sama ve anlamsz gelmilerdi. Syledikleri uydu: "eytan - Basra..." Gzkapaklar dt ve iri, endieli gzlerinin stnde titredi. Bir szck daha syledi - bir isimdi. Sonra ba hafife arkaya dt ve hareketsiz kald. Victoria hi kprdamadan durdu. Kalbi deli gibi arpyordu. Youn bir acma ve fkeyle dolmutu ii. Birini armal birini getirmeliydi. Burada, l bir adamla yalnzd ve erge polis bir aklama isteyecekti. Beyni bu durumu hzla deerlendirirken hafif bir ses duyup ban evirdi. Kapnn anahtar dmt ve ona bakarken kilidin aldn duydu. Kap ald ve Bay Dakin ieri girip kapy dikkatle arkasndan kapad. Yaklat ve yavaa konutu. "Aferin canm. Hzl dnyorsun. O nasl?" Victoria bouk bir sesle, "Sanrm o... o ld!" dedi. Adamn yz ifadesinin deitiini grd, youn bir fke imek gibi geti, sonra yz yine dn grd gibi oldu. Ancak, artk kararszl ve miskinlii gemi, yerini bambaka bir eye brakm gibiydi. Eildi ve perian ceketi yavaa at. Dorulurken, "Tam kalbinden baklanm," dedi. "Kahraman bir genti. ok da zekiydi." Victoria konuabilecek gcn toplad. "Polis geldi. Onun bir sulu olduunu sylediler. Gerekten sulu muydu?" "Hayr. O sulu deildi." "Peki onlar... onlar polis miydi?" "Bilmiyorum," dedi Dakin. "Olabilir. Hepsi bir." Sonra Victoria'ya sordu. "Bir ey syledi mi... lmeden nce?" "Evet." "Neydi?"

"eytan dedi, sonra Basra. Sonra biraz durup bir isim syledi, gir Fransz ismine benziyordu ama iyi anlamam olabilirim." "Sana ne gibi geldi?" "Sanrm Lefarge'd." Dakin dnceli bir ifadeyle, "Lefarge," dedi. Victoria, "Btn bunlar ne demek oluyor?" dedi ve zlerek ekledi. "imdi ben ne yapacam?" "Seni olabildiince bu iin dnda tutmalyz," dedi Dakin. "Ne demek olduuna gelince, sonra geri gelip seninle konuurum. imdi nce Marcus'u bulmal. Buras onun oteli ve Marcus ok akl banda biridir. Geri insan onunla konuurken bunu pek anlamayabilir. Ben onu bulurum. Yatm olamaz. Daha ancak bir buuk. kiden nce yatt pek enderdir. Ben onu getirmeden nce sen stne bana ekidzen ver. Marcus balan dertte olan gzellere kar pek hassastr." Odadan kt. Victoria bir ryadaym gibi tuvalet masasna gitti, salarn tarad, yzne solgun gsteren bir makyaj yapt ve yaklaan ayak seslerini duyduunda bir koltua yld. Dakin kapy vurmadan girdi. Arkasnda Marcus Tio vard. Marcus bu kez ciddiydi. Yznde her zamanki glmsemesi yoktu. Bay Dakin, "imdi, Marcus," dedi. "Bu konuda elinden geleni yapmalsn. Bu zavall kz byk bir ok geirdi. Adam ieri dalm, yere ylm, kz da ok iyi kalpli olduundan onu polisten saklam. imdi de adam ld. Victoria belki bunu yapmamalyd, ama kzlar yumuak kalpli olurlar." Marcus, "Polisten holanmamtr tabi," dedi. "Polisi kimse sevmez. Ben de sevmem. Ama buras benim otelim olduundan onlarla iyi geinmek zorundaym. Onlar parayla susturmam m istiyorsunuz?" "Yalnzca cesedi sessizce uzaklatrmak istiyoruz." "Bu ok gzel canm. Ben de, ben de otelimde ceset istemem. Ama, sylediin gibi, bunu yapmak o kadar kolay m?"

"Sanrm yaplabilir," dedi Dakin. "Ailende bir doktor var, deil mi?" "Evet, Paul, kz kardeimin kocas, o doktordur. ok iyi bir ocuktur. Ama onun ban derde sokmak istemem." "Derde girmez," dedi Dakin. "Dinle Marcus. Cesedi Bayan Jones'un odasndan karya, benim odama tarz. Bu onu bu iten kurtarr. Sonra ben senin telefonunu kullanrm. On dakika sonra gen bir adam sokaktan yalpalayarak otele girer. ok sarhotur ve bir yann tutmaktadr. Avaz kt kadar bararak beni sorar. Sendeleyerek odama girip yere ylr. Ben kp seni arr ve bir doktor isterim. Sen eniteni getirirsin. O ambulans arr ve benim bu sarho arkadamla biner. Daha hastaneye varamadan arkadam lr. Baklanmtr. Bylece senin iin sorun kmaz. Senin oteline gelmeden nce, sokakta baklanmtr." "Enitem cesedi kaldrr... ve sarho roln oynayan gen adam da sabah olunca sessizce uzaklar belki?" "te yle." "Benim otelimde de ceset bulunmaz, deil mi? Bayan Jones'un da ba armaz. Bence, canm, bu ok gzel bir fikir." "Gzel, o halde ortaln bo olmasn salarsan ben cesedi odama tayaym. Senin u hizmetkrlar gecenin bir yars koridorlarda dolanp duruyorlar. Odana git ve patrt kar. Hepsi sana bir eyler getirmeye kosunlar." Marcus ban sallayp kt. Dakin, "Sen gl bir kzsn," dedi. "Onu koridorun karsna, odama tamama yardm edebilir misin?" Victoria bayla onaylad. kisi cansz bedeni kaldrp bo koridorda (uzaktan Marcus'un fkeyle ykselen sesi duyuluyordu) tadlar ve Dakin'in yatana yatrdlar. Dakin, "Makasn var m?" diye sordu. "Battaniyenin arafn lekenin olduu yerden kes. ilteye getiini sanmyorum. ou ceketine ilemi. Ben bir saat sonra gelirim. Dur bir dakika, u mataradan bir yudum ek."

Victoria sz dinledi. "Aferin," dedi Dakin. "imdi odana git, n kapat. Dediim gibi, bir saate kadar gelirim." "Peki bana btn bunlarn ne anlama geldiini anlatacak msnz?" Dakin, ona uzun uzun, garip bir ekilde bakt, ama sorusuna cevap vermedi. BLM 14 Victoria n kapatm yatanda yatyor, karanl dinliyordu. Bir sarhoun kard patrty duydu. Bir ses, "Sana bir bakmam gerektiini dndm ahbap," dedi. "Kapdaki adamla mnakaa ettik." Ziller ald. Baka sesler duydu. Epeyce patrt oldu. Sonra nispeten bir sessizlik; yalnzca birinin odasndaki gramofonda alan Arap mzii duyuluyordu. Sanki saatler gemi gibi gelirken kapsnn yavaa aldn duydu ve yatakta oturup baucu lambasn yakt. Dakin, "Tamam," diye onaylad. Yatan yanma bir iskemle ekip oturdu. Hastal tehis eden bir doktor gibi oturmu, ona bakyordu. Victoria, "Anlatn bana, neler oluyor?" dedi. Dakin, "nce bana kendinden sz etmeye ne dersin?" dedi. "Burada ne aryorsun? Badat'a neden geldin?" O gecenin olaylarndan m, yoksa Dakin'in kiiliinden kaynaklanan bir nedenle mi (daha sonra bu ikincisinin doru olduunu dnecekti), Victoria bir seferlik olsun Badat'ta bulunmas konusunda ilgin ve yapmack bir hikyeye girimedi. Ona her eyi olduka sade ve apak anlatt. Edward'la karlamasndan, Badat'a gelmekteki kararllndan, Bayan Hamilton Clipp mucizesinden ve kendi parasal aresizliinden sz etti. Bitirdiinde Dakin, "Anlyorum," dedi. Bir an sessiz kaldktan sonra konutu.

"Belki de seni bu ie kartrmamam gerekir. Emin deilim. Ancak sorun u ki, artk sen de dnda kalamazsn! stesen de, istemesen de iine girdin bile. Bu durumda, herhalde benim iin alman en iyisi." "Bana bir i mi vereceksiniz?" Victoria yatakta oturdu. Yanaklar heyecandan al al olmutu. "Belki. Ama senin sandn trde bir i deil. Bu ciddi bir i Victoria ve tehlikeli de." Victoria neeyle, "Oh, o sorun deil," dedi. Kukuyla ekledi. "Ama yasad deil, deil mi? nk ok fazla yalan sylediimi bilmeme ramen, yine de drst olmayan bir i yapmak istemem." Dakin hafife glmsedi. "Garip ama, abucak inandrc bir yalan uydurabilme becerin bu ie en uygun niteliklerinden biri.. Hayr, yasad deil. Aksine, kanun ve dzen namna alacaksn. Sana genel hatlaryla anlataym da; ne yapacan ve tehlikelerin neler olduunu iyice anla. Sen akl banda bir gen kadna benziyorsun ve dnya politikasna fazla kafa yorduunu sanmyorum. Bu da aslnda iyi, nk Hamlet'in pek akllca dedii gibi, 'iyi ya da kt bir ey yoktur, dncelerimiz onlar yle yapar'." Victoria, "Herkesin er ge bir sava daha olacan sylediini biliyorum," dedi. "yle," dedi Bay Dakin. "Herkes neden byle diyor, Victoria?" Victoria kalarn att. "Neden, nk Rusya-KomnistlerAmerika..." Sustu. "Gryorsun ya..." dedi Dakin. "Bunlar senin kendi dncelerin ya da szlerin deil. Gazetelerden, orada burada konumalardan, radyodan duyulmu. Dnyann farkl yerlerinde hkim iki dnce var, bu doru. Bunlar kamuoyunun zihninde genel anlamda 'Rusya ile Komnistler' ve 'Amerika' olarak temsil ediliyor. imdi, Victoria, gelecek iin tek umudumuz barta, retimde; ykc deil, yapc etkinliklerde yatyor. Bu nedenle, her ey bu iki farkl gr asna sahip kiilerin ya farklarn kabul edip kendi

ilerine bakmalarnda ya da ortak bir anlama veya en azndan hogr zemini bulmalarnda; Bunun yerine tam aksi oluyor; arada bir uurum oluturuluyor ve karlkl phe duyan iki grup srekli birbirlerinden uzaklayor. Baz olaylar bir iki kiinin bu faaliyetin gizli alan ve bugne dek dnyann dikkatini ekmeyen nc bir taraf ya dm gruptan kaynaklandn dnmelerine yol at. Ne zaman bir anlamaya varma frsat ya da kukularn dalmas belirtisi olsa, bir olay olup taraflardan birini gvensizlie ya da dierini isterik bir korkuya itiyor. Bu olaylar kaza deil, Victoria, hesapl bir etki urunda, bilinli yaplyorlar." "Ama neden yle dnyorsunuz ve kimler yapyor?" "Byle dnmemizin nedenlerinden biri para. Yani, para yanl kaynaklardan geliyor. Para her zaman dnyada olup bitenler asndan en byk ipucudur, Victoria. Tpk bir doktorun nabz lp salk durumunu anlamas gibi, para da her byk hareketi ya da davay besleyen kandr. O olmadan hibir hareket ilerleyemez. imdi burada ok byk miktarlarda para sz konusu ve son derece ustalkla gizlense bile, parann geldii ve gittii yerlerde kesinlikle doru olmayan bir eyler var. Kendi davalar urunda drst birer ii olan komnistler tarafndan ok fazla gayri resmi grevler, Avrupa'da ayaa kalkma belirtileri gsteren eitli hkmetlere ynelik tehditler sahneleniyor ama bu yaplanlarn finansman komnist kaynaklardan gelmiyor. zlendiinde ok garip ve olmayacak yerlerden geldii grlyor. Ayn biimde, Amerika'yla dier lkelerde komnizme ynelik artan bir korku dalgas, neredeyse isteri lsnde br panik gzlemleniyor ve burada da finansman uygun yerden gelmiyor. Doal olarak kapitalist ellerden gemesine ramen, kapitalist paras deil. nc bir nokta, muazzam miktarlarda para grnrde tmyle dolamdan ekiliyor. Sanki -basite sylemek gerekirse- her hafta btn maan bir eylere harcyor-musun; bilezik veya masa, sandalye alyormusun da, onlar da ortadan

yok oluyor ya da dolamdan kalkyorlarm gibi. Dnyann drtbir yannda elmaslara ve dier kymetli talara kar byk bir talep ba gsterdi. En az bir dzine kez el deitirip sonunda ortadan kayboluyorlar ve izleri bulunamyor. "Bu tabi ylesine bir manzara. in zeti; bir yerlerde ne amala atmalara ve yanl anlamalara yol atklar henz bilinmeyen nc bir grup var ve bunlar kendi hedefleri iin zekice kamufle edilmi para ve mcevher alveriine girimekteler. Baz nedenlerden dolay bu grubun her lkede, bazlar oralara yllarca nceden yerlemi temsilcileri olduuna inanyoruz. Bir ksm ok yksek ve saygn konumlarda; bakalar daha alakgnll rollerdeler. Ancak hepsi de tek bir hedef iin alyorlar. Olay znde son savataki Beinci Kol faaliyetlerini andrsa da, bu kez dnya apnda cereyan ediyor." Victoria, "Ama kim bunlar?" diye sordu. "Belirli bir ulustan olduklarn sanmyoruz. Korkarm istedikleri dnyann iyiye gitmesi! Milenyum beklentilerinin insan rkna zorla kabul ettirilebilecei inanc var olan en tehlikeli inanlardan biridir. Yalnzca kendi ceplerini doldurmak iin ortaya kanlar pek zarar veremezler; eninde sonunda agzlle yenik derler. Ancak, bir stn insan topluluuna olan inan -yoldan km bir dnyay ynetecek Spermenler inanc- ite bu btn inanlarn en ktsdr, Victoria. nk, "Ben dierleri gibi deilim," dediimiz anda, elde etmeye altmz en deerli niteliklerden ikisini yitirmi oluruz: Alakgnlll ve kardelik duygusunu." ksrd. "Neyse, vaaz vermeyeyim. Sana bildiklerimizi anlatmakla yerineyim. eitli faaliyet merkezleri var. Birisi Arjantin'de, birisi Kanada'da. Amerika Birleik Devletleri'nde en az bir tane olduu kesin ve sanrm, kesin bilemesek de, Rusya'da da bir tane var. imdiyse ok ilgin bir olguya geliyoruz." "Son iki ylda eitli uluslardan gelecek vaat eden yirmi sekiz gen bilim adam sessizce ortadan yok oldular. Ayn ey inaat

mhendislerinin, havaclarn, elektrikilerin ve baka pek ok usta zanaatkarn daha bana geldi. Bu yok olularn ortak bir noktas var: Sz konusu kiilerin hepsi gen, hrsl ve hibirinin de kimseyle yakn ilikileri yok. Bizim bildiklerimizden baka pek oklar daha olmal ve ne yapmakta olduklar konusunda bir eyler tahmin etmeye balyoruz." Victoria kalarn atm dinliyordu. "Bu devirde herhangi bir lkede dnyadan habersiz hibir ey olamayacan dnebilirsin. Gizli faaliyetlerden sz etmiyorum tabi; onlar her yerde olabilir. En son teknolojiyle retim gibi, byk lekli bir eylerden sz ediyorum. Yine de, dnyada ticaret yollarndan uzak, dalarn veya llerin ardnda, hl yabanclar aralarna almayan, tek tk olaanst gezginler dnda kimsenin bilip ziyaret etmedii halklarn yaad, bilinmeyen blgeler var hl. Oralarda d dnyann asla haber alamayaca ya da ancak hafif ve sama birer sylenti olarak duyabilecei eyler olup bitebilir." "Yeri tam olarak sylemeyeceim. in'den ulalabilir ve in'in i blgelerinde neler olup bittiini kimse bilemez. Himalayalar'dan geilebilir, ama oraya gitmek de en deneyimli gezginler dndakiler iin ok zor ve zahmetlidir. Dnyann drtbir yanndan gnderilen ara gere ve personel, resmen aklanan var noktalarndan saptrldktan sonra oraya ulayor. in mekanizmasn bir yana koyalm." "Ancak, bir adam belirli bir izin peine dt. Olaand bir adamd; dostlaryla balantlar sayesinde Dou'ya gelmiti. Kagar'da doduundan, pek ok yerli dili ve leheyi konuabiliyordu. Kukulanp izin peine dt. Duyduklar yle inanlmaz eylerdi ki, uygarla geri dnnde anlattklarna kimse inanmad. Atei ktn itiraf etti ve nbet geirmi biri olarak kabul edildi."

"Anlattklarna yalnzca iki kii inand. Birisi bendim. Ben olanaksz eylere inanmaya asla kar deilimdir, ounlukla doru olduklar ortaya kar. Dieri de..." Duraksad. "Evet?" dedi Victoria. . "Dieri de byk gezgin ve kendisi de o ssz blgelerde gezmi, neler olabilecei konusunda bilgisi olan Sir Rupert Crofton Lee'ydi." "Sonuta Carmichael, ad buydu, gidip neler olup bittiini bizzat grmeye karar verdi. ok aresiz ve tehlikeli bir yolculuktu, ama o da bu ii yapabilecek niteliklere sahipti. Bu dokuz ay nceydi. Birka hafta ncesine kadar kendisinden hi haber alamadk. Yayordu ve istediini elde etmiti. Kesin kant vard." "Ama kar taraf da peindeydi. Elindeki kantlarla geri dnmemesi, onlar iin ok nemliydi. stelik, ajanlarnn btn sisteme szdklar konusunda bolca belirti var elimizde. Benim kendi blmmde bile szntlar var. stelik, Tanr yardmcmz olsun, o szntlarn bazlar ok yksek dzeyde." "Onun iin btn snrlara gzcler koyduk. Masum hayatlar o sanlarak yanllkla kurban edildi - onlar insan hayatna pek deer vermiyorlar. Ancak her naslsa, o yaralanmadan syrld - bu geceye kadar." "Demek o - oydu." "Evet, canm. ok kahraman ve yenilmez bir genti." "Ama ya kantlar? Onlar ele geirdiler mi?" Dakin'in yorgun yznde ar ar bir glmseme belirdi. "Sanmyorum. Hayr, Carmichael' tandysam, ele geirmediklerinden eminim. Ama Q kantlarn nerede olduunu ve onlar nasl elde edebileceimizi bize de syleyemeden ld. sanrm lrden bizlere ipucu vermeye alyordu." Ar ar tekrarlad. "eytan - Basra - Lefarge. Basra'ya gitmiti - oradaki konsoloslua bavurmaya alt ama vurulmaktan kl pay kurtuldu. Kantlar Basra'da bir yerde brakm olmas mmkn. Senden istediim, Victoria, oraya gidip renmeye almandr." "Ben mi?"

"Evet. Hibir deneyimin yok. Ne aradn bilmiyorsun. Ama Carmichael'n son szlerini duydun ve oraya vardnda bunlar sana ipucu olabilir. Kim bilir, belki de acemi ans olur?" Victoria hevesle, "Basra'ya gitmeyi ok isterim," dedi. Dakin glmsedi. "Sana uyuyor, nk senin delikanl da orada, deil mi? Pekl. O da iyi bir kamuflaj. Gerek bir ak ilikisi kadar iyi bir kamuflaj olamaz. Basra'ya git, gzlerini ve kulaklarn drt a ve evrene bakn. Sana ileri nasl yapacan konusunda talimat veremem, hem vermesem daha iyi olur zaten. Sen olduka akll bir gen hanma benziyorsun. eytan ve Lefarge szcklerinin ne anlama geldiini, tabi eer doru duyduysan, ben bilmiyorum. Lefarge'n bir isim olmas gerektii grne katlyorum. O ismi ara." Victoria ciddi bir tavrla, "Basra'ya nasl gideceim?" diye sordu. "Peki para niyetine ne kullanacam?" Dakin czdann karp ona bir tomar kt para uzatt. "Para niyetine bunlar kullanrsn. Basra'ya nasl gideceine gelince, yarn sabah o ihtiyar tilki Bayan Cardew Trench'le sohbet et. Gya alacan u kaz yerine gitmeden nce Basra'y grmek iin can attn syle. O sana hemen konsoloslukta kalman gerektiini syleyecek ve Bayan Clayton'a telgraf ekecektir. Senin Edward' da herhalde orada bulursun. Claytonlarn evi herkese aktr; oraya yolu den herkes onlarda kalr. Bundan te sana tek bir tyo verebilirim. Eer... tatsz bir ey olursa, eer sana neler bildiini ve seni bu ie kimin soktuunu soracak olurlarsa, kahramanlk etmeye kalkma. Hemen konu." Victoria minnetle, "ok teekkr ederim," dedi. "Ac konusunda ok dleimdir ve biri bana ikence edecek olursa, korkarm dayanamam." Bay Dakin, "Sana ikence etmeye zahmet etmezler," dedi. "Sadiste bir niyet yoksa tabi. kencenin modas geti. Ufack bir ine yaparlar ve btn sorulan farkna bile varmadan doru bir

ekilde cevaplarsn. Bilim anda yayoruz. Bu yzden gizlilik konusunda ulvi dncelere kaplmaman istedim. Onlara zaten bilmedikleri bir eyleri syleyecek deilsin. Bu akamdan sonra beni renmi olacaklar. Rupert Crofton Lee'yi de." "Ya Edward? Ona syleyecek miyim?" "Onu sana brakyorum. Kuramsal olarak, ne i yaptndan kimseye sz etmemen gerekir. Pratikte yani!" Kalar merakla kalkt. "Onu da tehlikeye atabilirsin. in bu yn var. te yandan, hava kuvvetlerinde iyi bir sicili olduunu rendim. Tehlikeden ekineceini sanmam. Akl akldan stndr. Demek o da bu ite, alt 'Zeytin Dal' denen o yerde bir bityenii olduunu dnyor? lgin... ok ilgin." "Neden?" "nk biz de yle dnyoruz," dedi Dakin. Sonra ekledi. "Son iki sz. nce; alnma ama, ok fazla farkl trde yalan syleme. Hepsini hatrlayp rol yapmak zor olur. Bu konunun stad olduunu biliyorum ama bana sorarsan, basit tut." Victoria alakgnlllkle, "Unutmam," dedi. "br neriniz nedir?" "Anna Scheele isimli bir gen kadnn sz geerse kulaklarn ak tut." "O da kim?" "Onun hakknda pek bir ey bilmiyoruz. Biraz daha bilsek iyi olur." BLM 15 I Bayan Cardew Trench, "Tabi ki konsoloslukta kalmalsn," dedi. "Samalama canm, havaalan otelinde kalamazsn. Claytonlar pek memnun olacaklar. Onlar yllardr tanrm. Bir telgraf ekeriz

ve sen de bu geceki trenle gidersin. Dr. Pauncefoot Jones'u ok iyi tanrlar." Victoria'nn yz pembeleti. Llangow ya da bir baka deyile Languao Piskoposu bir eydi; gerek, kanl canl bir Dr. Pauncefoot Jones baka bir ey. Sulu sulu, sanrm bunun iin hapse atlabilirim, diye dnd. Sahtekrlktan veya yle bir eyden. Sonra ancak sahtekrlkla para kazanmaya allrsa, kanunlarn devreye girdiini dnp neelendi. Geri bunun gerekten byle olup olmadn bilmiyordu; o da ou sradan insan gibi kanunlardan pek haberdar deildi, ama yine de insann neesi yerine geliyordu. Tren yolculuu yenilikten kaynaklanan bir ekicilik tayordu. Victoria'ya gre tren ekspres saylmazd ama kendi Batl sabrszlnn da bilincine varmaya balamt. stasyonda onu konsolosluun arabas karlad ve konsoloslua gtrld. Otomobil kocaman kaplardan geip gzel bir baheye girerek evi evreleyen verandann basamaklarnn nnde durdu. Gler yzl, hareketli bir kadn olan Bayan Clayton onu karlamak zere tel kapdan kt. "Sizi grdmze ok sevindik," dedi. "Bu mevsimde Basra gerekten pek gzel olur ve buray grmeden Irak'tan gitmemek gerekir. Neyse ki u aralar burada pek kimse yok. Bazen insanlar nerede yatracamz aryoruz, ama u ara Dr. Rathbone'un yanndaki gen adamdan baka kimse yok. O da pek ho biri. Richard Baker' yeni kardnz, bu arada. Bayan Cardew Trench'in telgraf gelmeden gitti." Victoria, Richard Baker'in kim olduunu hi bilmiyordu, ama adamn o ara gitmi olmas bir anst sanki. Bayan Clayton, "Birka gnlne Kuveyt'e gitmiti," diye szlerini srdrd. "Aslnda oras da grmeniz gereken bir yer, bozulmadan nce. sanrm yaknda bozulur. Er ge her yer bozuluyor. nce ne isterdiniz, banyo mu, kahve mi?"

Victoria minnetle, "Banyo ltfen," dedi. "Bayan Cardew Trench nasl? Buras odanz, banyo da bu tarafta. Eski bir dostunuz mudur?" Victoria, "Oh hayr," diye gerei syledi. "Onunla yeni tantk." "Herhalde daha ilk eyrekte iinizi dnz renmitir, deil mi? Sanrm ne byk bir dedikoducu olduunu fark etmisinizdir. Herkes hakknda her eyi bilme saplants var. Ama ok iyi bir ahbap ve birinci snf bir bri oyuncusudur. imdi, ncelikle bir kahve ya da baka bir ey istemediinizden emin misiniz?" "Hayr, gerekten." "Gzel. O halde sonra grrz. Bir eksiiniz yok ya?" Bayan Clayton neeli bir an gibi vzldayarak uzaklat. Victoria banyo yapt ve az sonra holand gen adamla buluacak bir gen kadnn titizliiyle yzyle ve salaryla ilgilendi. Victoria, Edward'la mmknse yalnz bulumak istiyordu. Onun yersiz szler syleyeceini sanmyordu. Neyse ki onu Jones olarak tanyordu ve bir de Pauncefoot'un eklenmesine armazd. Asl onu Irak'ta grdne aracakt ve Victoria Edward bir iki saniyeliine bile olsa, yalnz yakalayabileceini umuyordu. Bu amala srtna yazlk bir elbise geirip (Basra'nn iklimi haziran aynda Londra'y anmsatyordu) yavaa tel kapdan kt ve Edward'n yapt her ne ise, dnte yolunu kesmek zere verandaya yerleti. Herhalde gmrklerle bouuyor olmalyd. lk gelen dnceli yzl, ince uzun bir adamd. O basamaklardan karken Victoria verandann kesine sakland. O srada da Edward'n nehre alan bir bahe kapsndan girdiini grd. Jlyet geleneine uygun olarak verandadan eilip, 't!' diye seslendi. Edward (Victoria onun daha da ekici grndn dnd) ban serte evirip baknd. Victoria alak sesle, "t! Buradaym," diye seslendi. Edward ban kaldrd ve yznde sonsuz bir aknlk ifadesi belirdi.

"Aman Tanrm!" diye bard. "Charing Cross!" "Sus. Bekle beni, aa iniyorum." Victoria hzla veranday doland, basamaklardan inip evin kesini dolanarak Edwardn yznde hl o akn ifadeyle, kmldamadan bekledii yere geldi. "Bu kadar erkenden sarho olmu olamam," dedi Edward. "Bu sen misin?" Victoria sevinle, "Evet, benim," diye cevap verdi. "Ama burada ne iin var? Buraya nasl geldin? Seni bir daha hi gremeyeceimi sanmtm." "Ben de yle dnmtm." "Gerekten mucize gibi. Buraya nasl geldin?" "Uarak." "Tabi ki uarak. Baka trl bu kadar zamanda gelemezdin. Ama demek istediim, seni hangi mutlu ve harika tesadf Basra'ya getirdi?" "Tren," dedi Victoria. "Mahsus yapyorsun, seni zalim. Tanrm, seni grdme ok sevindim. Ama buraya nasl geldin, gerekten?" "Kolunu krm bir hanmla beraber geldim. Bayan Clipp. Amerikalyd. Seninle tantmn ertesi gn bu ii buldum. Sen Badat'tan sz etmitin, ben de Londra'dan bkmtm; o yzden neden dnyay gezmeyeyim, diye dndm." "Gerekten ok iyisin, Victoria. u Clipp denen kadn nerede burada m?" "Hayr, Kerkk yaknlarndaki kzma gitti. Yalnzca tek ynl bir iti." "O halde imdi ne yapyorsun?" "Hl dnyay geziyorum," dedi Victoria. "Ama birtakm numaralar yapmam gerekti. te bu yzden herkesin iinde grmeden nce seninle konumak istedim, yani, beni son grdnde isiz bir sekreter olduumu sylemeni istemiyorum." "Benim amdan sen neyim diyorsan, osun. Brifinge hazrm."

Victoria, "Beni Bayan Pauncefoot Jones olarak biliyorlar," dedi. "Amcam buralarda az ok ulalmaz bir yerde kaz yapan, tannm bir arkeolog ve ben de yaknda onun yanma gideceim." "Bunlarn hibiri doru deil, deil mi?" "Tabi ki deil. Ama gzel bir hikye." "Oh evet, harika. Ama ya sen ve u Pauncefoot Jones kar karya gelirseniz?" "Pauncefoot mu, pek sanmyorum. Anlayabildiim kadaryla arkeologlar bir kez kazya baladlar m, deli gibi kazyor ve hi durmuyorlar." "Tpk teriyeler gibi. Sylediklerinde gerek pay yok deil. Adamn sahiden bir yeeni var m?" "Nereden bileyim?" dedi Victoria. "Oh, o halde belirli biriymi gibi yapmyorsun. Bu ii daha da kolaylatrr." "Evet. Ne de olsa, insann pek ok yeeni olabilir ya da en azndan, kuzin olduumu ve ona hep amca dediimizi sylerim." Edward hayranlkla, "Her eyi dnyorsun," dedi. "Gerekten inanlmaz bir kzsn, Victoria. Senin gibi birini hi tanmadm. Seni yllarca bir daha grmeyeceimi ve grdmde de beni unutmu olacan dnyordum. te imdi buradasn." Edwardn alakgnll ve hayran baklar Victoria'y ok memnun etmiti. Kedi olsayd, mrlamaya balard. Edward, "Ama bir i istersin, deil mi?" dedi. "Yani, bir mirasa filan konmadysan?" Victoria ar ar, "Nerede?" dedi. "Evet, i aryorum. Aslnda sizin Zeytin Dal'na gittim, Dr. Rathbone'u grdm ve ondan i istedim ama pek istekli davranmad. cretli bir i vermeye yani." "htiyar cimrinin eli ok skdr," dedi Edward. "O herkesin gelip ii sevdikleri iin almalarn ister." "Sence o sahtekrn biri mi, Edward?" "Ha... hayr. Ne dneceimi tam olarak bilemiyorum. Drst olmadn tahmin etmiyorum, bu iten hi para kazanmyor.

Grebildiim kadaryla o mthi heyecann gerek olmas gerek, ama yine de biliyorsun, aptaln biri olduunu da sanmyorum." "eri girsek iyi olur," dedi Victoria. "Sonra konuuruz." Bayan Clayton, "Edward'la tantnz bilmiyordum," diye bard. "Oh, biz eski arkadaz," diye gld Victoria. "Ancak, dorusu birbirimizin izini kaybetmitik. Edwardn bu lkede olduunu bilmiyordum." Victoria'nn basamaklardan karken grd sessiz, dnceli adam olan Bay Clayton sordu. "Bu sabah iler nasl gitti, Edward? Bir ilerleme var m?" "ok zor bir ie benziyor efendim. Kitap sandklan gelmi, hepsi de hazr ve her ey yerli yerinde, ama onlar ekmek iin gerekli formaliteler bitip tkenmiyor." Clayton glmsedi. "Sen Dou'nun erteleme taktiklerini yeni gryorsun daha." Edward, "Aranan kii mutlaka o gn gelmemi oluyor," diye yaknd. "Herkes ok kibar ve iyi niyetli ancak hibir ey olmuyor." Herkes gld ve Bayan Clayton teselli etmeye alt. "Sonunda onlar atlatrsn. Dr. Rathbone'un bizzat birini gndermesi ok akllca. Aksi halde herhalde aylarca burada kalrlard." "Filistin'de olanlardan beri bombadan pheleniyorlar. Bir de yoldan kartc edebiyattan. Her eyden pheleniyorlar." Bayan Clayton glerek, "Dr. Rathbone buraya kitaplarn altnda gizlenmi bombalar gndermiyordur umarm," dedi. Victoria, Edward'n gzlerinde bir prlt grdn sand. Sanki Bayan Clayton'un szleri aklna bir ey getirmi gibiydi. Clayton sitemle kark, "Dr. Rathbone ok bilgili ve tannm biridir canm," dedi. "eitli nemli derneklerin yesidir ve Avrupa'nn drtbir yannda tannp sayg grr."

Bayan Clayton hi umursamadan karlk verdi. "Bu, onun ieri kaak bombalar sokmasn daha da kolaylatrr." Victoria, Gerald Clayton'un bu akayla kark iddiadan pek holanmadn fark etmiti. Eine kalarn att. len saatlerinde iler durduundan, Edward ile Victoria yemekten sonra biraz yry yapp etraf grmeye ktlar. Victoria hurma aalarnn arasndan akan attl Arab' pek beendi. Kentin iinden geen kanalda duran yksek pruval Arap teknelerinin Venedik'i andran grntsne bayld. Yollan arya dt ve pirin desenlerle bezenmi Kuveyt eyiz sandklaryla baka ekici mallan seyrettiler. Konsoloslua doru dnen Edward bir kez daha gmrkle uramaya hazrlanrken Victoria birdenbire ona dnd. "Edward, senin adn ne?" Edward, ona bakakald. "Ne demek istiyorsun, Victoria?" "Soyadn. Fark etmedin mi, hi bilmiyorum." "Bilmiyor musun? Hakikaten yle sanrm. Goring." "Edward Goring. O Zeytin Dal denen yere gidip seni sormak isteyip de, Edward'dan baka hibir ey bilmediimi fark ettiimde kendimi nasl aptal gibi hissettim, bilemezsin." "Orada esmer bir kz var myd? Biraz uzun, dz sal?" "Evet." "te o Catherine. ok iyidir. Edward deseydin hemen bilirdi." Victoria biraz mesafeli, "Eminim bilirdi," dedi. "ok iyi bir kzdr. Sence de yle deil mi?" "Oh, olduka..." "Pek gzel deildir, aslnda baklas bir yan yok, ama ok sempatik." "yle mi?" Victoria'nn sesi buz gibiydi, ama Edward anlalan hibir ey fark etmemiti.

"O olmasa ne yapardm bilmiyorum. Kendimi aptal yerine koyacakken o bana yol gsterip yardmc oldu. ok iyi arkada olacanzdan eminim." "Pek frsatmz olacan sanmyorum." "Oh evet, olacak. Sana da gsteride bir i ayarlayacam." "Bunu nasl becereceksin?" "Bilmiyorum ama bir ekilde becereceim. htiyar atlaa ne kadar iyi bir sekreter olduunu filan anlatrm." "yle olmadm ksa zamanda grr," dedi Victoria. "Her neyse, bir ekilde seni Zeytin Dal'na sokacam. Kendi bana ortalarda dolamana izin veremem. Sonra bir bakarsn, Burma'ya ya da Afrika'nn gbeine yollanmsn. Benden kama olasln gze alamam. Sana u kadar gvenmiyorum. Dnyay gezmeye pek fazla dknsn." "Seni tatl budala," diye dnd Victoria. ^'Bilsen ki beni yabani atlar kovalasa bile Badat'tan gitmem!" Yksek sesle, "Zeytin Dal'nda iim olsa olduka elenceli olurdu," dedi. "Pek elenceli diyemem. Her ey ok samimi. ok da uuk." "Hl yolunda gitmeyen bir eyler olduunu dnyor musun?" "Oh, o yalnzca garip bir dnceydi." "Deildi," diye dnd Victoria. "Garip bir dnce olduunu sanmyorum. Bence doruydu." Edward serte ona dnd. "Neden byle diyorsun?" "Bir arkadamdan... duyduum bir ey." "Kimden?" "Bir arkada ite." Edward, "Senin gibi kzlarn ok fazla arkada oluyor," diye homurdand. "Sen eytann birisin, Victoria. Seni deli gibi seviyorum ve hi de umurumda deil." Victoria sevincini gizleyip sordu.

"Edward, Zeytin Dal'yla ya da baka bir eyle balants olan Lefarge diye biri var m?" "Lefarge m?" Edward arm grnyordu. "Hayr, sanmyorum. Kim o?" Victoria sormaya devam etti. "Ya da Anna Scheele diye biri?" Bu kez Edward'n tepkisi pek farkl oldu. Aniden ona dnp kolunu tuttu ve sordu. "Anna Scheele hakknda neler biliyorsun?" "Ah! Edward, brak! Onun hakknda hibir ey bilmiyorum, yalnzca senin bilip bilmediini renmek istedim." "Onun adn nerden duydun? Bayan Clipp'den mi?" "Hayr -Bayan Clipp'den deil- en azndan sanmyorum, ama aslnda herkes ve her ey hakknda yle ok ve yle hzl konuuyordu ki, herhalde ondan sz etseydi bile fark etmezdim." "Ama Anna Scheele'nin Zeytin Dal'yla bir ilgisi olabileceini nerden kardn?" "Var m?" Konsolosluun bahe kapsnn nndeydiler. Edward saatine bakt. "Gidip iimi yapmalym," dedi. "Keke biraz Arapa bilseydim. Ama bulumamz gerek, Victoria. Bilmek istediim ok ey var." "Benim de sana anlatmak istediim ok ey var," dedi Victoria. Daha duygusal bir dnemde, daha hassas bir gen kz erkeini tehlikeden uzak tutmaya alabilirdi. Victoria ise yle deildi. Ona gre erkekler tpk kvlcmlarn havaya uumas gibi, tehlike iin doarlard. Edward ilerden uzak tuttuu iin ona teekkr etmezdi. Biraz dnnce, Bay Dakin'in ondan Edward' ilerin dnda tutmasn beklemediinden de emindi. O akam gnbatmnda Edward ile Victoria konsolosluk bahesinde yrye ktlar. Victoria, Bayan Clayton'un havann serin olduu yolundaki srarlar zerine yazlk elbisesinin stne

ynl bir manto almt. Gne gz kamatrc bir ekilde batyordu, ama genlerin ikisi de fark etmediler. Daha nemli eylerden sz ediyorlard. "ok basit bir ekilde balad," dedi Victoria. "Adamn biri Tio Oteli'ndeki odama girip bakland." Bu belki de ou kiinin basit bir balang anlayna uygun deildi. Edward, ona bakakald. "Ne oldu?" "Bakland," dedi Victoria. "En azndan baklanm olduunu sanyorum, ama belki vurulmu da olabilir; yalnz sanmyorum, nk o zaman silah sesini duyardm. Her neyse..." diye ekledi. "O ld." "ldyse senin odana nasl gelebilir?" "Oh Edward, aptallk etme." Victoria kh ak ak, kh st kapal, hikyesini anlatt. Belirsiz bir nedenden tr gerek olaylar dramatik bir ekilde anlatmay asla beceremezdi. Hikyesi yer yer aralkl ve eksikti ve ak ak yalan syleyen birinin tavryla anlatyordu. Sonuna geldiinde Edward, ona kukuyla bakt. "Sen iyisin, deil mi, Victoria? Yani bana gne gemedi ya da d filan grmedin, deil mi?" "Tabi ki hayr." "nk, yani ylesine olmayacak bir i gibi grnyor ki." Victoria alnd. "Ama oldu ite." "Ya dnyay saran gler ve Tibet ya da Belucistan'n gbeindeki gizli tesislerle ilgili o melodramatik hikye? Yani, bunlarn hepsi doru olamaz. yle eyler gerekte olmaz ki." "Olmadan nce hep byle denir." "Doru syle Charing Cross. Bunlar uyduruyor musun?" Victoria sinirlenmiti. "Hayr!" diye bard. "Buraya da Lefarge isimli biriyle Anna Scheele isimli birini aramaya geldin..." Victoria, "Onu sen de duymusun," dedi. "Adn duydun, deil mi?"

"Adn duymutum, evet." "Nasl? Nerede? Zeytin Dal'nda m?" Edward bir sre sustu, sonra, "Bir anlam var m bilmiyorum," dedi. "Yalnzca... garipti..." "Haydi, anlat bana." "Gryorsun ya Victoria. Ben senden ok farklym. Senin kadar zeki deilim. Yalnzca, garip bir ekilde ilerin her nedense yolunda olmadn sezebiliyorum, neden byle dndm de bilmiyorum. Sen grdn eyleri anlayp birtakm sonulara varyorsun. Ben o kadar akll deilim. Ben yalnzca belli belirsiz, bir eylerin yolunda olmadn hissediyorum, ama nedenini bilmiyorum." Victoria, "Bazen ben de yle hissederim," dedi. "Sir Rupert'i Tio'nun balkonunda grdm zamanki gibi." "Sir Rupert kim?" "Sir Rupert Crofton Lee. Buraya gelirken uaktayd. ok kibirli ve gsterii biri. Bir VIR Bilirsin ite. Onu Tio'nun balkonunda, gnein altnda otururken grnce iimde az nce szn ettiin, bir eylerin yolunda olmad hissi belirdi, ama ne olduunu bilemedim." "Rathbone ondan Zeytin Dal'nda konferans vermesini istemiti, ama olmad. Sanrm dn sabah Kahire'ye mi, am'a m, bir yere utu." "Peki, Anna Scheele'den sz et." "Oh, Anna Scheele. Bir ey deildi aslnda. Yalnzca kzlardan biri." Victoria hemen, "Catherine mi?" dedi. "Dnyorum da, Catherine'di sanrm." "Tabi ki Catherine'di. Bu yzden bana anlatmak istemiyorsun." "Samalama, hi de deil." "Peki, neydi?"

"Catherine teki kzlardan birine, 'Anna Scheele geldiinde devam edebiliriz,' diyordu. 'O zaman emirleri ondan alacaz, yalnzca ondan.'" "Bu ok nemli, Edward." Edward, "Unutma, ismin bu olduundan bile emin deilim," diye uyard. "O zaman bunun garip olduunu dnmemi miydin?" "Hayr, dnmedim tabi ki. Yalnzca saa sola emirler yadrmak iin gelen bir kadn olduunu dndm. Bir tr Kralie An. Btn bunlar hayal etmediinden emin misin, Victoria?" Gen arkadann frlatt bak karsnda hemen sindi. Alelacele, "Peki, peki," dedi. "Ama hikyenin kulaa biraz garip geldiini kabul edersin. Tpk bir gerilim roman gibi: Gen bir adam gelip son nefesinde hibir anlam olmayan bir kelime sylyor ve sonra lyor. Gerek deilmi gibi." Victoria, "Sen kanlan grmedin," dedi ve rperdi. Edward anlayla, "Senin iin ok kt bir ok olmal," dedi. "yleydi," dedi Victoria. "stelik, sen de gelip btn bunlar uydurup uydurmadm soruyorsun." "zr dilerim. Ama sen bir eyler uydurmakta ustasndr. Llangow Piskoposu filan!" "Oh, o yalnzca kadns bir elence," dedi Victoria. "Bu i ciddi, Edward, gerekten ciddi." "u Dakin denen adam -ad bu muydu?- sana neden sz ettiini bilen biri gibi mi geldi?" "Evet, ok inandrcyd. Ama baksana Edward, sen nereden bildin..." Balkondan seslenen biri szn kesti. "eri gelin -siz ikiniz- ikiler hazr!" "Geliyoruz!" diye seslendi Victoria. Bayan Clayton basamaklar kmalarn seyrederken kocasna dnd.

"Havada bir koku alyorum! Ho bir ift, herhalde ikisinin de metelii yoktur. Sana ne dndm syleyeyim mi, Gerald?" "Tabi, canm. Dncelerini duymak her zaman ilgimi eker." "Bence kz amcasnn kazsna katlmaya srf o gen adam iin gelmi." "Pek sanmam, Rosa. Birbirlerini grnce pek ardlar." "Ph!" dedi Bayan Clayton. "Bu hibir anlama gelmez. Bana kalrsa, ocuk ard asl." Gerald Clayton ban iki yana sallayp glmsedi. Bayan Clayton, "Kz sradan biri deil," dedi. "Genelde gzlkl, hevesli kzlar olur. ounlukla avular da nemlidir." "Canm, bu ekilde bir genelleme yapamazsn." "Entelektel filan olurlar. Bu kz olduka fazla saduyusu olan sevimli bir aptal. Pek farkl. Delikanl da iyi bir ocuk. u aptal Zeytin Dal meselesine kaplm olmas ok yazk ama sanrm i bulmak pek kolay deil. Bu ocuklara i bulmallar." "O kadar da kolay deil canm, alyorlar. Ama gryorsun ya; hibir eitimleri, deneyimleri ve ou zaman da dikkatlerini toplama alkanlklar bile yok." Victoria o gece alkantl duygular iinde yatt. Amacna ulamt. Edward bulunmutu! Kanlmaz bir tepkiyle rperdi. Ne yaparsa yapsn, byk beklentinin ardndan gelen geveme duygusu gemiyordu. Her eyi yapmack ve gerekd gsteren biraz da Edward'n inanmamasyd. O, Victoria Jones, Londral kk sekreter; Badat'a gelmi, bir adamn neredeyse gzlerinin nnde ldrlmesine tank olmu, gizli ajan ya da ayn lde melodramatik bir ey oluvermi ve sonunda tropikal bir bahede, hurma aalarnn altnda ve byk olaslkla orijinal Cennet Bahesi'nden pek de uzakta olmayan bir yerde sevdii adamla bulumutu. Bir ninniden dizeler geiyordu zihninden:

Babil'e ka mil kald? Otuz alt ve on, Mum nda gidebilir miyim?. Evet ve tekrar dn. Ama o dnmemiti. Hl Babil'deydi. Belki de hi dnmeyecekti - o ve Edward, Babil'de. Aada, bahede Edward'a soracak olduu bir ey vard. Cennet Bahesi - o ve Edward - Edward'a soracakt - ama Bayan Clayton seslenmiti - aklndan kmt - ama hatrlamalyd - nk nemliydi - anlam veremiyordu - hurmalar - bahe - Edward Arap kz - Anna Scheele - Rupert Crofton Lee - hepsi bir ekilde yanlt - bir hatrlayabilseydi... Otel koridorunda ona doru gelen bir kadn - tayyrl bir kadn kendisiydi - ama kadn yaklanca Catherine'in yzn grd. Edward ile Catherine - sama! "Benimle gel," dedi Edward'a. "Bay Lefarge' bulalm..." Birdenbire ite oradayd, limon sars gderi eldivenler ve kk, sivri, kara bir sakalla. Edward gitmiti ve artk yalnzd. Mumlar tkenmeden Babil'den dnmesi gerekiyordu. Biz karanlktan yanayz. Kim demiti bunu? iddet, dehet -ktlk- eski bir haki ceketin stnde kanlar. Bir otel koridorunda kouyor - kouyordu ve peinden geliyorlard. Victoria nefesini tutarak uyand. IV "Kahve?" diye sordu Bayan Clayton. "Yumurtalarn nasl istersin? alkalanm m?" "Harika." "Biraz yorgun grnyorsun. Hasta msn?" "Hayr, dn gece pek iyi uyuyamadm. Neden bilmiyorum. Yatak ok rahat."

"Radyoyu aar msn Gerald? Haber saati." Tam sinyal mzii alarken Edward ieri girdi. "Babakan dn akam Avam Kamaras'nda dolar karl ithalatta yaplan ksntlarla ilgili yeni ayrntlar bildirdi." "Kahire'den gelen bir habere gre Sir Rupert Crofton Lee'nin cesedi Nil Nehri'nden kartld. (Victoria kahve fincann serte elinden brakt ve Bayan Clayton bir lk att.) Sir Rupert uakla Badat'tan geldikten sonra otelinden ayrlp o aksam geri dnmemiti. Cesedi bulunduunda yirmi drt saattir kaypt. lm nedeninin boulmak deil, kalbinden baklanmak olduu belirlendi. Sir Rupert nl bir gezgindi, in ve Belucistan'a yapt gezilerle tannmt ve pek ok kitabn yazaryd." Bayan Clayton, "ldrlm!" diye bard. "Bence Kahire artk her yerden beter. Senin bunlardan haberin var myd, Gerry?" "Kayp olduunu biliyordum," dedi Bay Clayton. "Anlalan elden bir not getirmiler, o da alelacele, yaya olarak otelden kp nereye gittiini sylememi." Kahvaltdan sonra ba baa kaldklarnda Victoria Edward'a, "Gryor musun?" dedi. "Hepsi gerek. nce Carmichael denen u adam, imdi de Sir Rupert Crofton Lee. Ona gsterii dediimize zlyorum imdi. ok acmasz geliyor. Bu garip iten haberi olan ya da tahmin eden herkes ortadan kaldrlyor. Edward, sence sra bana m geldi?" "Tanr akna, bu fikre baylm gibi grnme, Victoria! ok dramatik dnyorsun. Kimse neden seni ortadan kaldrsn bilmiyorum, nk aslnda hibir ey bilmiyorsun ama ltfen, ltfen ok dikkatli ol." "kimiz de dikkatli olacaz. Seni de bu ie soktum." "Oh, sorun deil. Monotonluktan kurtarr " "Evet, ama kendine dikkat et." Birdenbire rperdi. "ok korkun -ylesine hayat doluydu ki- Crofton Lee yani... ve imdi o da ld. ok korkun, gerekten ok korkun."

BLM 16 I "Senin delikanly buldun mu?" diye sordu Bay Dakin. Victoria bayla onaylad. "Baka bir ey buldun mu?" Victoria biraz kederle ban iki yana sallad. "Neelen," dedi Bay Dakin. "Unutma, bu oyunda pek az ve pek ender sonu alnr. Orada bir ey yakalam olabilirdin, insan bilemez, ama ben zaten beklemiyordum." Victoria, "Yine de denemeye devam edebilir miyim?" diye sordu. "stiyor musun?" "Evet, istiyorum. Edward bana Zeytin Dal'nda i bulabileceini dnyor. Eer kulaklarm ve gzlerimi aarsam belki bir ey bulabilirim, deil mi? Orada Anna Scheele hakknda bir eyler biliyorlar." "imdi bu ok ilgin, Victoria. Bunu nereden rendin?" Victoria, Edward'n ona anlattklarn, "Anna Scheele geldi," dendiinde ve bundan byle emirleri ondan alacaklarn sylerken Catherine'in szlerini tekrarlad. "ok ilgin," dedi Bay Dakin. Victoria, "Anna Scheele kim?" diye sordu. "Yani, onun hakknda bir eyler biliyor olmalsnz yoksa yalnzca bir isim mi?" "Bir isimden te. Uluslararas bir bankaclk irketinin bakan olan Amerikal bir bankerin zel sekreteri. Yaklak on gn nce New York'tan Londra'ya geldi. O zamandan beri ortadan kayboldu." "Kayp m oldu? lm olmasn?" "yleyse bile, cesedi bulunamad." "lm olabilir ama?" "Oh evet, lm olabilir." "O... Badat'a m geliyordu?"

"Hibir fikrim yok. Catherine denen u gen hanmn szlerinden yle anlalyor. Yoksa gelecek mi diyelim, zira lm olduuna inanmamz iin hibir neden yok." "Belki de Zeytin Dal'nda yeni bir eyler renebilirim." "Belki ama ok dikkatli olman konusunda seni bir kez daha uyarmak istiyorum Victoria. Karndaki rgt olduka acmaszdr. Senin de cesedinin Dicle'den kmasn istemem." Victoria hafife rperdi ve mrldand. "Sir Rupert Crofton Lee gibi. Biliyor musunuz o sabah burada, oteldeyken onda garip bir ey vard... beni artan bir ey. Keke ne olduunu hatrlayabilseydim..." "Ne adan garipti?" "Farklyd." Sonra, sorgulayan baklar karsnda zgn zgn ban sallad. "Aklma gelir belki. Her neyse, herhalde pek de nemli deil." "Her ey nemli olabilir." "Edward bana bir i ayarlarsa burada deil de, teki kzlar gibi bir yurtta ya da cretli bir pansiyonda kalmam istiyor." "Daha az dikkat eker. Badat otelleri ok pahaldr. Senin delikanl akl banda biri anlalan." "Onu grmek ister misiniz?" Dakin kesin bir ifadeyle ban iki yana sallad. "Hayr. Ona benden uzak durmasn syle. Ne yazk ki sen, Carmichael'n ld geceki koullar yznden kuku altndasn. Ancak Edward'n o olayla ya da benimle hibir ilikisi yok - bu da pek deerli." Victoria, "Size sormak istiyordum," dedi. "Carmichael' kim baklad? Buraya kadar takip eden biri mi?" " Dakin ar ar, "Hayr," dedi. "yle olamaz." "Olamaz m?" "Bir gufa'yla -o yerli teknelerden biriyle- geldi ve takip edilmiyordu. Bunu biliyoruz, nk nehre bir gzc koymutum." "O halde otelden biri mi?"

"Evet, Victoria. Dahas, otelin belirli bir kanadndan biri, nk merdivenleri de ben kendim gzetliyordum ve kimse yukar kmad." Kzn akn yzne bakp yavaa konutu. "Bu da geriye pek fazla isim brakmyor. Sen ve ben, Bayan Mardew Trench, Marcus ve kz kardeleri. Yllardr burada alan yal bir ift. Kerkk'ten gelen ve aleyhinde hibir bilgimizin olmad Harrison isimli bir adam. Yahudi Hastanesi'nde alan bir hemire. Herhangi biri olabilir ama yine de ok iyi bir nedenden dolay hibiri de olas deil." "Neymi o?" "Carmichael tetikteydi. Grevinin en nemli annn yaklatn biliyordu. Tehlikelere kar ok keskin bir nsezisi vard. O nsezi nasl iine yaramad?" Victoria, "Gelen o polisler..." diye sze balad. "Ah, onlar sonra geldiler - sokaktan. Bir sinyal almlard sanrm. Ama onlar baklamadlar. O ii Carmichael'n iyi tand ve gvendii biri yapm olmal ya da tam aksine, nemsiz kabul ettii biri. Keke bilseydim..." "Baar beraberinde heyecan sonras durgunluu da getirir. Badat'a gelmek, Edward' bulmak, Zeytin Dal'nn gizemlerini renmek. Btn bunlar ok ilgi ekici bir program gibi grnmt. Victoria imdi, amacna ulatktan sonra, kendini sorgulad ender anlardan birinde, bazen ne yaptn merak ediyordu! Edward'la tekrar bulumann sevinci gelip gemiti. O Edward seviyor, Edward da onu seviyordu. ou zaman ayn dam altnda alyorlard ama serinkanllkla dnnce, aslnda ne i yapyorlard? Edward u veya bu ekilde, azmin gcyle ya da kurnazca ikna yntemiyle Victoria'ya Zeytin Dal'nda az cretli bir i teklif edil. meini salamt. Victoria zamannn ounu; penceresiz kk bir odada, elektrik altnda ve arzal bir daktiloda Zeytin Dal'nn sudan programyla ilgili eitli duyurular, mektuplar ve

bildiriler yazmakla geiriyordu. Edward'n nsezisi, Zeytin Dal'nda anormal bir eyler olduu ynndeydi. Bay Dakin de o gre katlyor gibiydi. O, Victoria, buraya elinden geleni renmek iin gelmiti ama grebildii kadaryla, renecek bir ey yoktu! Zeytin Dal'nn etkinliklerinden uluslararas bar bal damlyordu. eitli toplantlar dzenleniyor, iki olarak portakal suyu ve yannda can skc yiyecekler veriliyor ve Victoria'nn buralarda yar ev sahibesi olarak almas gerekiyordu, insanlar tantracak, kaynatracak ve birbirlerine dmanca bakp yiyecekleri mideye indirme eilimindeki eitli yabanclar arasnda genel bir dostluk havas yaratacakt. Victoria'nn grebildii kadaryla ortada hibir akm, entrika ya da gizli rgt yoktu. Her ey ortada, su kadar "yavan ve son derece skcyd. Esmer tenli pek ok erkek ona ekinerek kur yapyor, bakalar okumas iin dn kitaplar veriyor, bunlara gz attnda skc buluyordu. Artk Tio Oteli'nden ayrlm ve nehrin bat yakasnda, eitli uluslardan baka kadn alanlarn paylat bir eve yerlemiti. Catherine de bu gen kadnlann arasndayd ve Victoria, Catherine'in onu kukucu gzlerle izlediini sanyordu. Ancak bu Catherine'in onun Zeytin Dal'nn etkinliklerini izleyen bir casus olduundan kukulanmasndan m, yoksa Edward'n sevgisi gibi daha hassas bir konudan m kaynaklandn bilemiyordu. kincisini dnyordu. Victoria'ya iini Edward'n ayarlad biliniyordu ve birka ift kskan kara gz ona pek sevgiyle bakmyordu. Gerek u ki, diye dnd Victoria, Edward fazla ekiciydi. Btn bu kzlar ona k olmulard ve Edward'n herkese kar scak, dosta tavrlar da onlara bsbtn ekici geliyordu. Victoria ile Edward aralarndaki anlama gerei, zel bir yaknlklar olduu konusunda hibir belirti gstermiyorlard. Eer renmeye deer bir ey renecek olurlarsa, birlikte altklarndan kukulanlmamalyd. Edward'n Victoria'ya

ynelik tavrlar dier tm gen kadnlara olanla ayn; hatta biraz daha souktu. Zeytin Dal'nn kendisi son derece zararsz grnmesine ramen, Victoria'nn iinden bir ses; kurucusu ve bakannn farkl bir kategoride olduunu sylyordu. Bir iki kez Dr. Rathbone'un dnceli baklarn zerinde hissetmi ve kedi yavrusu gibi, en masum ifadeyle karlk verse de birdenbire iinde bir korku hissetmiti. Bir seferinde (bir daktilo hatasn aklamas iin) huzura arldnda konu yalnzca baklardan teye gitti. Dr. Rathbone, "Bizimle almaktan memnunsundur umarm?" diye sordu. "Oh evet, yle efendim," dedi Victoria. "Bu kadar ok hata yaptm iin zr dilerim." "Biz hatalara aldrmayz. Ruhsuz bir makine hi iimize yaramaz. Bize genlik, ruh cmertlii, bak as genilii lazm." Victoria hevesli ve cmert grnmeye alt. "Yaptn ii sevmelisin.... Urunda altn hedefi sevmelisin... Muhteem bir gelecei zlemelisin. Sen btn bunlar gerekten hissediyor musun kzm?" "Her ey benim iin o kadar yeni ki," dedi Victoria. "Henz hepsini anladm hissetmiyorum." "Toplanmal - toplanmal - her yerdeki gen insanlar bir araya toplanmal. nemli olan bu. Serbest tartmalar ve arkadalkla dolu akamlardan keyif alyor musun?" "Oh! Evet," dedi Victoria. Aslnda onlardan nefret ediyordu. "Anlamazlk deil, anlama, nefret deil, kardelik. Ar ar ve kesinlikle artyor, bunu hissediyorsun, deil mi?" Victoria bitip tkenmek bilmeyen ufak tefek kskanlklar, iddetli nefretleri, bitmez tkenmez tartmalar, incinen duygular, talep edilen zrleri dnd ve ne demesinin beklendiini bilemedi. Dikkatle, "Bazen," dedi. "nsanlarla geinmek g oluyor."

"Biliyorum... Biliyorum..." Dr. Rathbone i ekti. Soylu, geni aln aknlk iinde krt. "Michael Rakounian'n Isaac Nahoum'a vurup dudan yarmas hikyesi nedir?" Victoria, "Ufak bir mnakaa yapyorlard," dedi. Dr. Rathbone kederle ban sallad. "Sabr ve inan," diye mrldand. "Sabr ve inan." Victoria da mrldanarak onaylad ve gitmek zere dnd. Sonra, yazlan unuttuunu hatrlayp geri geldi. Dr. Rathbone'un gzlerinde yakalad bak onu biraz artt. Keskin, kukulu bir bakt ve Victoria huzursuz bir ekilde ne kadar sk gzetlendiini, Dr. Rathbone'un kendisi hakknda gerekte neler dndn merak etti. Bay Dakin'in talimat kesindi. Bildirecek bir eyi olursa, onunla iletiim kurmak iin baz kurallara uymak zorundayd. Bay Dakin ona eski, soluk pembe bir mendil vermiti. Verecek haberi varsa sk sk yapt gibi, gnbatmnda kald pansiyonun civarnda, nehir kysnda yrye kacakt. Evlerin nnde eyrek mil kadar uzanan dar bir yol vard. Bir yerde geni bir merdiven suyun kenarna iniyordu ve oraya srekli kayklar bal dururdu. Tepedeki tahta kazklarn birinde pasl bir ivi vard. Dakin'le iletiim kurmak istediinde, o mendilden kk bir paray bu iviye takacakt. Victoria ac ac, u ana dek hi yle bir zorunluluk olmadn dnd. O yalnzca biraz batan savma ekilde, dk cretli bir ite alyordu. Edward, Dr. Rathbone tarafndan srekli uzaklara gnderildii iin onu da pek ender gryordu. O srada Edward ran'dan yeni dnmt. O yokken Victoria, Dakin'le ksa ve pek de memnuniyet verici olmayan bir grme yapmt. Tio Oteli'ne gidip geride bir hrka brakp brakmadn sormas istenmiti. Yant olumsuz gelince Marcus belirip onu hemen nehir kysnda bir iki imeye gtrmt. Bu arada Bay Dakin de sokaktan gelmi ve Marcus ona da seslenip arm; az sonra Dakin limonatasn yudumlarken Marcus'u

armlar ve ikisi kk, resimli masann iki yannda karlkl oturmulard. Victoria biraz endieyle baarszln itiraf etmi, ama Dakin onu sakinletirmiti. "Sevgili kzm, neyi aradm, hatta bulacak bir ey olup olmadn bile bilmiyorsun. Genelde baklacak olursa, Zeytin Dal hakkndaki grn nedir?" Victoria ar ar, "ok skc bir i," dedi. "Skc, evet. Ama sahte mi?" Victoria yavaa, "Bilmiyorum," dedi. "nsanlar kltr fikrine yle ballar ki. Ne demek istediimi anlatabiliyor muyum?" "Yani kltrl bir ey sz konusu olduunda, kimse olayn gerekliini bir hayrseverlik ya da parasal neride olduu gibi incelemez mi demek istiyorsun? Bu doru. Orada da samimi hevesliler bulursun kukusuz. Ama kurum bir eye alet ediliyor mu?" Victoria kukuyla, "Bence epeyce komnist faaliyette bulunuluyor," dedi. "Edward da yle dnyor - tepkilerin neler olacan grmek iin Karl Marx okuyup ortada brakmam syledi." Dakin bayla onaylad. "lgin. Hi tepki geldi mi?" "Hayr. Henz deil." "Ya Rathbone? O samimi mi?" "Bence o gerekten..." Victoria kukulu gibiydi. Dakin, "Ben asl ondan endieleniyorum," dedi. "nk iin ba o. Diyelim ki komnist bir entrika evriliyor, rencilerle gen devrimcilerin Bakan'la temas etmek iin pek az frsatlar olacak. Polis sokakta atlacak bombalara kar nlem alyor. Ama Rathbone farkl. O yukardakilerden biri, kamu yaran konusunda salam bir sicili olan, saygn bir kii. Saygdeer konuklarla yakn ilikileri olabilir. Herhalde olacaktr da. Rathbone hakknda bir eyler bilmek isterdim."

Evet, diye dnd Victoria kendi kendine, her ey Rathbone'a balyd. Edwardn haftalar nce, Londra'daki ilk karlamalarnda syledii, kurumun "yapmackl" konusundaki belli belirsiz szleri de patronundan kaynaklanyordu. Victoria birdenbire Edward' huzursuz eden bir olay olmu, bir sz edilmi olmas gerektiini dnd. nk Victoria'ya gre zihinler byle alyordu. nsann belirsiz kukusu ya da gvensizlii asla bir sezgi olmazd; her zaman mutlaka bir nedeni olurdu. Eer Edward'n eskiye dnmesi, dnmesi salanabilse, ikisi bir arada onun kukularn uyandran gerei ya da olay bulabilirlerdi. Victoria kendisi de ayn ekilde dnp Tio'da balkona kp da Sir Rupert Crofton Lee'yi orada, gnein altnda oturur grdnde bu kadar armasna yol aan eyin ne olduunu bulmaya almas gerektiini dnyordu. Onun Tio Oteli'nde deil de, elilikte kalmasn bekledii doruydu, ama bu tek bana onun orada oturmasnn olanaksz olduu dncesine yol amaya yeterli deildi! O sabahn olaylarn tekrar tekrar aklndan geirecek ve Edward da Dr. Rathbone'la ilk tanmasn dnmeye tevik edecekti. Ancak Edward' yalnz yakalamak kolay deildi. nce ran'a gitmiti. imdi de dnmt,ama son savan slogannn "Les oreilles enemies vous ecoutent" (*) btn duvarlara yazlm olabilecei Zeytin Dal'nda bu sz konusu bile deildi. cretli konuk olduu Ermeni evinde de mahremiyet olanakszd. Victoria kendi kendine gerekten, diye dnd, Edward' bu kadarck greceimi bilseydim, ngiltere'de de kalabilirdim! (*) 'Dman kulaklar sizi dinliyor.' Bunun pek doru olmad ksa zamanda kantland. Edward elinde baz belgelerle geldi ve, "Dr. Rathbone bunun hemen yazlmasn istiyor ltfen, Victoria," dedi. "kinci sayfaya zellikle dikkat et, zor baz Arap isimleri var."

Victoria iini ekerek daktiloya bir kt takt ve her zamanki haval tavrlaryla yazmaya balad. Dr. Rathbone'un el yazs pek okunaksz saylmazd ve Victoria da her zamankinden az hata yapt iin kendini tebrik etti. Birinci sayfay kenara koyup ikinciye geti ve birdenbire Edwardn ikinci sayfaya dikkat etmesini sylerken ne demek istediini anlad. En tepeye Edwardn el yazsyla yazlm minicik bir not ilitirilmiti: Yarn sabah on bir sularnda Dicle boyunda, Beyt Melik Ali'nin ilerisinde yrye k. Ertesi gn cumayd ve haftalk tatildi. Victoria'nn hemen morali dzeldi. Yeim yeili kazan giyecekti. Salarn ampuanlatmas gerekiyordu. Oturduu evin olanaklar yznden san kendi ykamas zordu. Yksek sesle, "Gerekten buna ihtiyac var," diye mrldand. Yan masada bir yn blten ve zarfla uraan Catherine kukuyla ban kaldrd. "Ne dedin?" Victoria hemen Edwardn notunu avucunda buruturdu. "Salarmn ykanmas gerekiyor. Bu berberlerin ou ok pis grnyor, nereye gideceimi bilemiyorum." "Evet, hem pis, hem de pahallar. Ama ok gzel sa ykayan bir kz biliyorum. Havlular da temiz. Seni oraya gtrrm." "ok naziksin Catherine," dedi Victoria. "Yarn gideriz. Tatil." "Yarn olmaz," dedi Victoria. "Neden olmazm?" Kukulu baklar stne ynelmiti. Victoria, Catherine'e ynelik her zamanki antipatisinin uyandn hissetti. "Yrye kmak istiyorum, hava almak iin. nsan burada ok tklp kalyor." "Nereye yryebilirsin ki? Badat'ta yryecek hibir yer yok." "Ben bir yer bulurum," dedi Victoria. "Sinemaya gitmek daha iyi. Yoksa ilgin bir konferans m var?"

"Hayr, dar kmak istiyorum. ngiltere'de yrye kmay ok severiz." "ngiliz olduundan bu kadar marur ve kasntsn. ngiliz olmak ne demek? Hibir ey. Biz burada tkrrz ngilizlere." Victoria fkeli ihtiraslarn Zeytin Dal'nda ne kolay kabardna ararak, "Eer bana tkrmeye balarsan ok arrsn," dedi. "Ne yaparsn?" "Dene de gr." "Sen neden Karl Marx okuyorsun? Bir ey anlamazsn. ok aptalsn. Seni Komnist Parti'ye ye kabul ederler mi sanyorsun? Politikada yeterince eitimli deilsin." "Neden okumayacakmm? Bu benim gibi insanlar iin iiler iin yazlm." "Sen ii deilsin. Sen burjuvasn. Doru drst daktilo bile yazamyorsun. Yaptn hatalara bak." Victoria vakur bir tavrla, "En zeki insanlardan bazlar da yazamaz," dedi. "Hem beni lafa tutarsan nasl alabilirim?" Ba dndrc bir hzla bir satr yazd ve sonra bilmeden byk harf tuuna bastndan bir satr dolusu nlem, rakam ve parantez yazm olduunu grp zld. Kd makineden kartp yerine yenisini takt ve dikkatle alp ii bitince sonulan Dr. Rathbone'a gtrd. Dr. Rathbone kda gz atp mrldand. "iraz ran'dadr, Irak'ta deil, hem zaten Irak k'yle yazlr... Wasit- Wuzle deil- eyteekkr ederim Victoria." Sonra tam odadan kmak zereyken onu geri ard. "Victoria, burada mutlu musun?" "Oh evet, Dr. Rathbone." Kaln kalarn altndaki siyah gzler bir cevap aryordu. Victoria huzursuz olduunu hissetti. "Korkarm sana pek iyi para veremiyoruz." "nemi yok," dedi Victoria. "almay severim." "Gerekten mi?"

"Oh evet," dedi Victoria. "nsan byle bir ie dediini hissediyor." ri iri at gzlerini o kara, sorgulayan gzlere dikti ve baklarn karmad. "Peki... Geinebiliyor musun?" "Oh evet - ok ucuz bir yer buldum - Ermenilerin yannda. yiyim." Dr. Rathbone, "Halen Badat'ta sekreter sknts var," dedi. "Sanyorum sana buradakinden daha iyi bir i bulabilirim." "Ama ben baka bir i istemiyorum ki." "Baka ie gemen akllca olabilir." "Akllca m?" "yle dedim. Bir uyan... nasihat." Artk sesinde hafif tehditkr bir ifade vard. Victoria gzlerini daha da iri at. "Gerekten anlamyorum, Dr. Rathbone," dedi. "Bazen insann anlamad ilere karmamas daha akllcadr." Bu kez tehditten emindi, ama yavru kedi kadar masum bakmaya devam etti. "Neden burada almaya geldin, Victoria? Edward yznden mi?" Victoria fkeyle kzard. "Tabi ki deil," diye kar kt. ok can sklmt. Dr. Rathbone ban sallad. "Edward'n hayatn kurmas gerek. Sana yarayacak bir konuma gelene dek yllar geer. Senin yerinde olsam, Edward' aklmdan kartrdm. Dediim gibi, halen iyi bir maa ve olanaklarla gzel iler bulmak mmkn. Hem kendin gibi insanlarn arasna dnersin." Victoria adamn onu hl ok dikkatle gzlediini dnd. Bu bir test miydi? Sahte bir hevesle, "Ama ben Zeytin Dal'na gerekten ok dknm, Dr. Rathbone," dedi.

Adam omuzlarn silkip onu brakt, ama Victoria odadan karken baklarn belinin ortasnda hissediyordu. Bu grme onu biraz huzursuz etmiti. Adamn kukularn uyandracak bir ey mi olmutu? Zeytin Dal'na onun srlarn renmek zere yerletirilmi bir casus olduunu tahmin mi etmiti? Sesi ve tavrlar Victoria'y tatsz bir ekilde korkutmutu. Buraya Edward'a yakn olmak iin gelmi olduu iddias da onu kzdrm ve hararetle reddetmiti ama imdi dnnce, Dr. Rathbone'un Zeytin Dal'na gelme nedeninde Bay Dakin'in rol oynadn renmek yerine byle sanmasnn ok daha gvenli olduunu fark etti. Her neyse, zaten yznn yle aptalca kzarmas sayesinde Dr. Rathbone herhalde sebebin Edward olduunu dnmt ve iyi de olmutu. Yine de, o gece uykuya dalarken kalbinde tatsz bir korku vard. BLM 17 I Ertesi sabah Victoria'nn pek az aklama yaparak kendi bana dar kmas ok kolay oldu. Beyt Melik Ali'nin yerini sormu ve Bat sahilinin biraz aasnda, nehrin kysnda ina edilmi byk bir ev olduunu renmiti. Victoria'nn henz evreyi aratrmak iin pek frsat olmamt. Dar bir sokan ucuna gelip de kendini nehrin kysnda bulunca, arp sevindi. Saa dnp ar ar yksek banketten yrmeye balad. Yol bazen tehlikeliydi, yer yer km ve tamamen onarlp yeniden yaplmamt. Bir evin nndeki merdivenlerde insan bir adm daha atsa, karanlk bir gecede nehre debilirdi. Victoria aadaki sulara bakp kenardan doland. Sonra yol bir sre geni ve deli bir halde devam etti. Sa tarafndaki evlerde ho bir mahremiyet havas vard. lerinde birilerinin oturduu hibir ekilde belli olmuyordu. Ara ara ortadaki kap ak duruyor ve ieri bir gz atan Victoria grd tezat karsnda

byleniyordu. Bir seferinde ortada fskiyesi, evresine minderli sedirler ve ezlonglar dizilmi bir avlu grd. Yksek hurma aalar ve arka taraftaki baheyle sanki bir sahne gerisindeki dekora benziyordu. Yanndaki ev de dardan ayn grnyor, ama kaps bir kargaaya ve lo geitlere alyor, be alt ocuk paavralar iinde oynuyordu. Sonra, sk aalarla dolu hurma bahelerine geldi. Sol tarafta nehre inen dzensiz basamaklar vard. lkel bir kaykta oturan bir Arap kayk el iaretleriyle ve seslenerek karya gemek isteyip istemediini soruyordu. Victoria artk Tio Oteli'nin karsnda olmas gerektiini dnd. Bu kydan mimari farklar semek gt ve otel binalar da az ok dierlerine benziyordu. Sonra hurmalarn arasndan aa doru inen bir yola ve balkonlu yksek evlere geldi. Arkada bahesi ve parmaklklaryla nehrin hemen stne yaplm byk bir ev vard. Ky yolu, Beyt Melik Ali; yani, Kral Ali'nin Evi olmas gereken bu evin bahesinden geiyordu. Victoria birka dakika sonra evin giriini geip daha yoksul bir semte gelmiti. Nehir dikenli tellerle ayrlm hurma bahelerinin arkasnda kalyordu. Sa tarafta kaba tula duvarlarn gerisinde eski evler vard ve ocuklar toprak stnde oynuyor, p ynlarnn tepesinde sinek bulutlar dolanyordu. Nehir tarafndan bir yol geliyor ve banda eski, dknt bir araba duruyordu. Arabann yannda Edward vard. "Gzel," dedi Edward. "te geldin. Atla." Victoria sevinle eski otomobile binerken, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. Canl bir kilim ynna benzeyen src arkasn dnp ona neeyle glmsedi. "Babil'e gidiyoruz," dedi Edward. "Bir tatil yapma zaman geldi." Otomobil iddetli bir sarsntyla hareket etti ve kaba talarn stnde lgnca sarslarak ilerledi. "Babil'e mi?" diye bard Victoria. "Ne gzel. Gerekten Babil'e mi gidiyoruz?"

Otomobil sola sapt ve ok geni, gzel deli bir yolda ilerlemeye baladlar. "Evet, ama fazla bir ey bekleme. Babil -artk eski Babil deil-ne demek istediimi anlyorsan." Victoria homurdand. Babil'e ka mil kald? Otuz alt ve on, Mum nda gidebilir miyim? Evet ve tekrar dn. "Kk bir ocukken sylerdim bunu. Hep ilgimi ekmitir. imdi de gerekten oraya gidiyoruz!" "Mumlar yanarken de dneceiz, ya da dnmeliyiz. Aslnda bu lkede hi bilemezsin." "Bu araba her an bozulabilirmi gibi duruyor." "Herhalde bozulur. Her trl arzas olduundan eminim. Ama bu Irakllar her eyi teker teker balayp, 'nallah' derler ve yine alr." "Hep nallah', deil mi?" "Evet, sorumluluu Yaradan'a atmak gibisi yoktur." Victoria koltuunda zplarken, "Yol pek iyi deil, deil mi?" diye yutkundu. Geni, iyi denmi yol grnd gibi kmamt. Genilii tamamd, ama tekerlek ukurlaryla doluydu. Edward, "lerde daha da ktleiyor," diye bard. Mutlu bir ekilde hoplayp srayarak gidiyorlard. evrelerinde bulutlar halinde toz kalkyordu. Araplarla dolu kocaman kamyonlar yolun tam ortasndan gidiyor, alnan kornay duymuyorlard bile. Duvarla evrelenmi bahelerin; kadn, ocuk ve eeklerden oluan gruplarn yanndan getiler. Victoria iin her ey yepyeni ve yannda Edward'la Babil'e gidiyor olmann heyecannn bir parasyd. Birka saat sonra bitkin ve sarslm bir ekilde Babil'e vardlar. Bozulmu kerpi ve yanm tulalardan anlamsz yn, Baalbek'in fotoraflarnda grdne benzer stunlar ve kemerler bekleyen Victoria iin biraz d krkl oldu.

Ancak rehber eliinde tmseklerin ve yank tula ynlarnn zerinde dolarken d krkl yava yava geti. Rehberin bitmek bilmeyen aklamalarn yarm kulak dinledi, ama Tren Yolu'ndan tar Kaps'na doru giderlerken yksek duvarlardaki inanlmaz hayvanlarn rlyefleri karsnda gemiin grkemi ve artk terk edilmi bu usuz bucaksz, marur kent hakknda bir eyler renmek istedi. Gemi zamanlara kar grevlerini yerine getirdikten sonra, Edward'n getirdii piknik yemeini yemek zere Babil Aslan'nn yanna oturdular. Rehber tatl tatl glmseyip daha sonra mzeyi mutlaka grmelerini tembihledikten sonra uzaklat. Victoria dalgn dalgn, "Grmeli miyiz?" diye sordu. "Etiketlenip vitrinlere konan eyler her nedense gerek deilmi gibi duruyor. Bir seferinde British Museum'a gitmitim. ok korkuntu ve ayaklar iin ok yorucuydu." Edward, "Gemi hep skcdr," dedi. "Gelecek ok daha nemlidir." Victoria sandviini, ykk tulalardan oluan manzaraya doru sallayarak, "Bu skc deil," dedi. "Burada bir ihtiam duygusu var. 'Sen Babil'de Kral, ben Hristiyan bir Kleyken'' iiri neydi? Belki de yleydik. Sen ve ben yani." "Hristiyanlar ktnda artk Babil'de krallarn kalm olduunu sanmyorum," dedi Edward. "Sanrm Babil'in ii M be ya da alt yz civarnda bitti. Her zaman kp bunlar hakknda konferanslar veren birtakm arkeologlar vardr, ama benim tarihlere hi aklm ermez, doru dzgn Eski Yunan ve Roma tarihlerinden ncekilere yani." "Sen Babil'de kral olmay ister miydin, Edward?" Edward derin bir nefes ald. "Evet, isterdim." "O halde yleymisin diyeceiz. u anda ikinci hayatn yayorsun."

Edward, "O gnlerde kral olmay biliyorlard!" dedi. "Bu yzden dnyaya hkmedip hizaya getirebiliyorlard." Victoria dnceli dnceli, "Hristiyan olsun olmasn, kle olmaktan pek holanacam syleyemem," dedi. Edward, "Milton ok haklyd," dedi. '"Cennette hizmet etmektense, cehennemde hkmetmek yedir.' Milton'un eytan'm hep takdir etmiimdir." Victoria mahcup bir tavrla, "Ben Milton'a pek gelemedim," dedi. "Ama Sadler's Wells'e gidip Comus'u seyrettim, ok gzeldi ve Margot Fonteyn donuk bir melek gibi dans etti." "Sen kle olsaydn Victoria," dedi Edward. "Seni serbest brakp haremime alrdm... ite orada." Bir moloz ynn gstererek ekledi. Victoria'nn gzleri parlad. "Haremlerden sz almken..." diye balad. Edward telala, "Catherine'le aranz nasl?" diye sordu. "Catherine'i dndm nereden bildin?" "Onu dnyordun, deil mi? Gerekten, Viccy, Catherine'le arkada olmanz istiyorum." "Bana Viccy deme." "Pekl, Charing Cross. Catherine'le arkada olmanz istiyorum." "Erkekler ne kadar aklsz oluyorlar! Kz arkadalarnn hep birbirlerini sevmesini istiyorlar." Edward hzla dorulup oturdu. Ellerini bann altna koyup uzanmt. "Yanl anladn, Charing Cross. Her neyse, haremlerle ilgili szlerin ok aptalca..." "Hayr, deil. Btn o kzlarn sana sulanmalar ve zlemle bakmalar beni ldrtyor." "Harika," dedi Edward. "ldrmana baylyorum. Ama Catherine'e dnelim. Catherine'le arkada olmanz istememin sebebi, renmek istediimiz eylere yaklamann en iyi yolunun o olduundan emin olmamdr. O bir eyler biliyor."

"Gerekten yle mi dnyorsun?" "Anna Scheele hakknda sylediklerimi hatrlyor musun?" "Unutmutum." "Karl Marx'la nasl gidiyor? Sonu alabildin mi?" "Kimse bana pas verip srye davet etmedi. Hatta Catherine dn bana partinin beni almayacan, nk politik adan yeterli eitimim olmadn syledi. stelik bir de btn o skc eyleri okudum, gerekten Edward, benim aklm ona yetmez." "Demek politik bilincin yokmu, yle mi?" Edward gld. "Zavall Charing Cross. Catherine akl, dikkat ve politik bilinle dolu olabilir, ama benim gnlm yine de heceli kelimeleri yazamayan kk bir Cockney sekreterde." Victoria birden kalarn att. Edwardn szleri Dr. Rathbone'la yapt o garip grmeyi getirmiti aklna. Edward'a anlatt. Edward sandndan ok daha rahatsz oldu. "Bu ciddi, Victoria, ok ciddi. Bana tam olarak ne sylediini anlatmaya al." Victoria, Rathbone'un kulland kelimeleri aynen hatrlamak iin elinden geleni yapt. "Ama seni neden bu kadar rahatsz ettiini anlamyorum," dedi. "Hmm?" Edward dalgn grnyordu. "Anlamyor musun? Ama canm, bunun seni tandklarn gsterdiini grmyor musun? Seni uyaryorlar. Houma gitmedi Victoria, hi houma gitmedi." Durdu, sonra ciddi bir ifadeyle, "Biliyorsun, komnistler ok acmasz olurlar," dedi. "Hibir eye aldrmamak onlarn inancnda vardr. Bana vurulup Dicle'ye atlman istemiyorum sevgilim." Babil harabelerinin ortasnda oturup yaknda birilerinin onun bana vurup Dicle'ye atmalar olasln konumak ne garip, diye dnd Victoria. Gzlerini ksp hayallere dald. Birazdan Londra'da, Babil hakknda grdm melodramatik bir ryadan uyanacam. Sonra gzlerini kapatp, belki de, diye dnd,

Londra'daym... Birazdan saat alacak ve kalkp Bay Greenholtz'un brosuna gideceim. Edward filan da olmayacak... Bu son dnceyle, Edwardn gerekten orada olduundan emin olmak iin gzlerini at (Basra'da szmz kestiklerinde tam ona soracak olduum ve sonradan unuttuum ey neydi ki?) ve ryada olmadn grd. Gne Londra'dakine hi benzemeyen bir ekilde cayr cayr yanyor; Babil harabeleri geri plandaki koyu renkli hurma aalarnn nnde solgun, ttyor; Edward da ona hafife srtn dnm, oturuyordu. Salarnn ensesine doru hafife kvrlmas ne hotu -ve ne gzel bir ensesi vard- gneten yanm, kzl-kahve bir renk almt -hibir leke yoktu- ou erkein ensesinde, yakann srtt yerde kk kistler ya da sivilceler olurdu. Sir Rupert'in ensesinde rnein, kocaman bir siil vard. Victoria birdenbire boazndan ykselen l bastrarak dimdik oturdu ve hayalleri unutuverdi. ok heyecanlanmt. Edward soru soran baklarla ona dnd. "Ne oldu Charing Cross?" "imdi hatrladm," dedi Victoria. "Sir Rupert Crofton Lee hakknda." Edward hl bo baklarla bakmaya devam ederken Victoria; ne demek istediini anlatmaya giriti ama doruyu sylemek gerekirse, pek iyi beceremedi. "Bir siil vard," dedi. "Ensesinde." "Ensesinde siil mi?" Edward anlamyordu. "Evet, uaktayken. nmde oturmutu ve kaponu alnca grdm. Siili vard." "Neden siili olmasn ki? Ac verir, ama pek ok insanda vardr." "Evet, evet, vardr tabi. Ama u var ki, o sabah balkonda siili yoktu." "Nesi yoktu?"

"Siili yoktu. Oh Edward, anlamaya al. Uaktayken bir siili vard ve Tio'nun balkonunda otururken yoktu. Ensesi olduka dzgn ve lekesizdi, imdi seninki gibi." "Sanrm gemi olmal." "Oh hayr Edward, olamaz. Ancak bir gn sonrayd ve siil de daha yeni kyordu. Gemi olamaz, tamamen ve iz brakmadan . iyileemez. O halde bunun ne anlama geldiini gryorsun -evetTio'daki adam Sir Rupert deildi." Ban iddetle sallyordu. Edward ona bakakald. "Sen delisin Victoria. Sir Rupert olmalyd. Onda baka hibir farkllk grmedin." "Ama anlamyor musun Edward, ona hi doru drst bakmadm ki -yalnzca- eh, genel bir etki diyebilirsin. apkas ve pelerini ve o haval tavrlar. Taklit edilmesi ok kolay biriydi." "Ama elilikte anlarlard..." "Elilikte kalmad, deil mi? Tio'ya geldi. Onu karlayan da sekreterlerden ya da alt rtbeli insanlardan biriydi. Bykeli ngiltere'de. stelik, yle ok seyahat etmi ve yle uzun zaman ngiltere'den uzak kalm ki." "Ama neden..." "Carmichael iin tabi. Carmichael Badat'a onunla bulumak iin geliyordu. Ona rendiklerini anlatacakt. Ancak, daha nce hi karlamamlard. Bu yzden, Carmichael onun doru adam olmadn bilemez ve tetikte olmazd. Tabi Carmichael' baklayan da sahte Sir Rupert Crofton Lee'ydi! Oh Edward, her ey birbirine uyuyor." "Tek bir kelimesine bile inanmyorum. Delilik bu. Sir Rupert'in daha sonra Kahire'de ldrldn unutma." "Her ey orada oldu. imdi anlyorum. Oh Edward, ne korkun. Her eyi grdm ben." "Her eyi grdn demek; Victoria, sen delirdin mi?" "Hayr, hi de delirmedim. Dinle beni, Edward. Kapm vuruldu -Helipolis'teki otelde- en azndan benim kapmn vurulduunu

sandm ve ap baktm, ama deildi. Bir kap aada, Sir Crofton Lee'ninkiydi. Hosteslerden biriydi. Ondan hemen koridorun aasndaki BOAC ofisine gelmesini rica etti. Ben de arkasndan odamdan ktm. stnde BOAC tabelas olan bir kapnn nnden geerken kap ald ve o kt. O zaman ald bir haber yznden yrynn deitiini dnmtm. Grmyor musun, Edward? Bir tuzakt, sahtesi hazr bekliyordu ve Sir Rupert ieri girer girmez bana vurdular, teki kp onun yerine geti. Onu herhalde Kahire'de bir yerde tuttular, belki de hasta hasta otelde beklettiler, ila verdiler ve sonra da sahtesi Kahire'ye dndnde, zaman gelince katlettiler." "Harika bir hikye," dedi Edward. "Ama biliyor musun Victoria, bence sen hepsini uyduruyorsun. Hibir ispat yok." "Siil var..." "Oh bo ver u siili!" "Baka bir iki ey daha var." "Ne?" "Kapdaki BOAC tabelas. Daha sonra orada deildi. BOAC brosunun lobinin kar tarafnda olduunu grdmde ok ardm hatrlyorum. Bu bir. Bir ey daha var. O hostes, kapsn alan. Onu sonra da grdm -burada, Badat'ta- ve stelik, Zeytin Dal'nda. Oraya ilk gittiim gn. eri gelip Catherine'le konutu. O zaman onu daha nce bir yerde grm olduumu dndm." Victoria bir anlk sessizlikten sonra konutu: "Yani kabul etmelisin, Edward. Btn bunlar grdm hayallerden ibaret deil." Edward ar ar, "Her ey Zeytin Dal'na balanyor," dedi. "Sonra Catherine'e. Victoria, her ey bir yana, Catherine'le daha yaknlamalsn. Ona iltifat et, yala, Bolevike fikirlerinden sz et. Bir ekilde onunla yaknla ve arkadalarnn kim olduunu, Zeytin Dal'nn dnda nerelere gidip kimlerle arkadalk ettiini ren."

"Kolay olmayacak," dedi Victoria. "Ama deneyeceim. Ya Bay Dakin? Bundan ona da sz etmeli miyim?" "Evet, tabi. Ama bir iki gn bekle. Daha fazla bilgi elde edebiliriz." Edward i ekti. "Bir akam Catherine'i Le Select'e, kabareye gtrrm." Victoria bu kez hibir kskanlk hissetmedi. Edward bu stlendii grevden herhangi bir zevk alma ihtimalini ortadan kaldran, ciddi bir kararllkla konumutu. Victoria kefettiklerinin heyecanyla ertesi gn Catherine'i an bir dostlukla selamlamakta zorlanmad. Catherine'in ona san ykatabilecei bir yer tarif etmesinin byk nezaket olduunu syledi. Salar iddetle ykanmak istiyordu. (Bu inkr edilemezdi; Victoria Babil'den koyu salar kzl toz rengine brnm olarak dnmt.) Catherine, Victoria'nn salarn haince bir zevkle szerek, "Evet, ok korkun grnyor," dedi. "Dn akamst o kum frtnasnda dar m ktn?" Victoria, "Bir araba tutup Babil'i grmeye gittim," dedi. "ok ilginti ama dnerken frtna kt ve az kalsn boulup kr oluyordum." "Babil ilgin bir yerdir," dedi Catherine. "Ama oray tanyan ve sana doru drst anlatacak biriyle gitmeliydin. Salarna gelince, seni bu akam o Ermeni kza gtrrm. Kremli ampuan yapar. En iyisi odur." Victoria, Catherine'in sosise benzeyen yal buklelerine bakarak, "Salarna nasl bu kadar harika bakyorsun, anlamyorum," dedi. Catherine'in genelde eki yznde bir glmseme belirdi ve Victoria, Edwardn iltifatlar konusunda ne kadar hakl olduunu dnd. ki kz o akam Zeytin Dal'ndan karken arkada olmulard. Catherine darack geit ve sokaklara dalp kt, sonunda ieride kuafrlk hizmetlerinin verildii konusunda hibir belirti grlmeyen alelade bir kapy vurdu. ngilizceyi ar ar, dikkatle

konuan gsterisiz, ama becerikli grnen gen bir kadn tarafndan karlandlar. Kadn Victoria'y musluklar prl prl, evresine eitli ie ve losyonlar dizilmi tertemiz bir lavabonun bana gtrd. Catherine oradan ayrld ve Victoria salarn Bayan Ankoumuian'n becerikli ellerine teslim etti. ok gemeden salar kremli bir kpk yn haline gelmiti. "imdi de ltfen..." Victoria ne, lavaboya eildi. Su salarndan akp guruldayarak delikten gidiyordu. Birdenbire burnuna az ok hastaneleri artran tatl, mide bulandrc bir koku geldi. Islak bir pamuk azna ve burnuna serte bastrld. Kvranp rpnarak deli gibi mcadele etti, ama demirden bir el pamuu bastryordu. Boulur gibi oldu, ba dnd, kulaklar uuldamaya balad... Ve sonra youn, derin bir karanlk. BLM 18 Victoria kendine geldiinde, ok zaman gemi olduu duygusuna kapld. Karmakark bir eyler anmsyordu - bir arabada sarslarak gittiini - Arapa konuma ve mnakaalar - gzlerine tutulan klar - korkun bir mide bulants - sonra belli belirsiz bir yatakta yattn ve birinin kolunu kaldrdn hatrlad - bir inenin keskin acs - sonra yine karmak dler ve karanlk ve gerisinde iddetlenen bir tela... imdi, sonunda, kendine gelmiti - Victoria Jones... Victoria Jones'a bir eyler olmutu - uzun zaman nce - aylar - belki yllar... Ne de olsa, belki de yalnzca gnler nce. Babil - gne - toz - salar - Catherine. Catherine tabi glmsyordu, sosis buklelerinin altnda baklar sinsiydi - Catherine onu san ykatmaya gtrmt ve sonra - ne olmutu? O berbat koku - hl burnuna geliyordu - i bulandrc - kloroformdu tabi. Ona kloroform koklatp bir yere gtrmlerdi - ama nereye?

Victoria yavaa dorulmay denedi. Bir yatakta yatyordu. ok sert bir yatakt bu -ba aryor ve dnyordu - hl ok, ok uykusu vard. O ine, o ine szs, ona ila vermilerdi... Hl etkisi altndaydNeyse ki onu ldrmemilerdi. (Neden?) Bu iyiydi. Yar uyuturulmu Victoria en iyisi uyumak, diye dnd ve hemen uyudu. Bir dahaki uyannda bilinci daha akt. Gndz olmutu ve nerede olduunu daha iyi grebiliyordu. Kk, ama ok yksek tavanl bir odadayd. Duvarlar soluk grimsi mavi, yer sert toprakt. Grne gre odadaki tek eya yatt yatakt ve stne kirli bir rt atlm, baucuna da stnde atlak emaye bir leen, altnda da teneke bir kovann bulunduu sarsak bir sehpa konmutu. Duvarda tahta kafesli bir pencere vard. Victoria ekinerek yataktan kalkt, ba aryarak ve kendini garip hissederek pencereye yaklat. Kafesin gerisinden pek gzel grebiliyordu ve karsnda bir bahe, geride de hurma aalan vard. Bahe ngiltere'nin banliylerinden bir ev sahibinin burun kvraca trden de olsa, Dou llerine gre olduka ho saylrd. Bolca parlak turuncu papatya, birka tozlu okalipts aac ve ince lgnlar vard. Yz mavi dvmeli, pek ok bilezik takm bir kz ocuu elinde top, ortalkta dolayor ve uzaktan duyulan gayda sesi gibi, genizden gelen tiz bir sesle arklar sylyordu. Victoria sonra dikkatini kocaman ve kaln kapya yneltti. Pek umudu olmasa da, gidip zorlad. Kap kilitliydi. Victoria dnp yataa oturdu. Neredeydi? Badat'ta olmad kesindi. Peki imdi ne yapacakt? Bir iki dakika sonra bu sorunun aslnda bir anlam olmadn fark etti. Asl nemlisi, bakalarnn ona ne yapacayd. i burkularak Bay Dakin'in ona bildii her eyi anlatmasn sylediini anmsad. Ama belki de uyuturucunun etkisindeyken istediklerini zaten renmilerdi bile.

Yine de -Victoria kararl bir neeyle bu noktaya dndhayattayd. Eer Edward onu bulana dek hayatta kalmay becerebilirse -Edward onun ortadan kaybolduunu rendiinde ne yapacakt? Bay Dakin'e mi giderdi? Tek bana m harekete geerdi? Catherine'i korkutup konumaya m zorlard? Catherine'den kukulanr myd ki? Victoria, Edwardn harekete getii dncesiyle ne kadar teselli bulmaya alsa, Edwardn hayali de o kadar siliniyor ve soyut bir hal alyordu. Edward ne kadar zekiydi? in asl buydu ite. Edward ok sevimliydi. Edward gsteriliydi. Ama kafas alyor muydu? nk aka, bu halinde en ok ihtiya duyduu ey akld. Bay Dakin olsa, gerekli akl onda vard. Ama o da gayrete gelir miydi? Yoksa yalnzca Victoria'nn ismini aklndaki bir listeden silip yanna "Huzur inde Yatsn!" diye mi yazard? Ne de olsa, Bay Dakin iin o yalnzca kalabalktan biriydi. Frsatlardan yararlanyorlard ve anslar yardm etmezse etmiyordu. Hayr, Bay Dakin'in onu kurtarmaya alacan dnemiyordu. Ne de olsa, Victoria'y uyarmt. Dr. Rathbone da uyarmt onu. (Uyarm myd, yoksa tehdit mi etmiti?) Korkutulmay reddetmesi karsnda, tehdidi yerine getirtmekte gecikmemiti... Ama hl hayattaym, diye tekrarlad Victoria. in gzel yanna bakmakta kararlyd. Dardan ayak sesleri yaklat ve kocaman bir anahtar pasl bir kilitte dnd. Kap menteeleri stnde sarslp ardna kadar ald. Arkasndan bir Arap belirdi. Elinde eski teneke bir tepsi, iinde tabaklar vard. Neeli grnyordu. Srtarak Arapa anlalmaz bir eyler syledi, sonunda tepsiyi brakt, azn ap boazn iaret etti ve kp kapy arkasndan kilitledi. Victoria ilgiyle tepsiye yanat. Kocaman bir tas pirin, lahana dolmasna benzer bir eyler ve koca bir dilim de Arap ekmei vard. Bir srahi suyla bir de bardak.

Victoria nce koca bir bardak su iti, sonra pilava, ekmee ve iine garip tatl bir kyma konup sarlm lahana dolmalarna atld. Tepsideki her eyi bitirince kendini ok daha iyi hissetti. Olan biteni elinden geldiince ak dnmeye alt. Kloroform verilip kanlmt. Ne kadar nce? Bu konuda hibir fikri yoktu. Belli belirsiz uyuyup uyanma anlarndan, birka gn nce olduunu tahmin ediyordu. Badat'tan kartlm nereye gtrlmt? Bunu da hibir ekilde bilemiyordu. Arapa bilmedii iin soru sormas bile mmkn deildi. Ne bir yer, ne bir isim, ne de bir tarih renebiliyordu. Sknt dolu saatler geti. O akam gardiyan elinde baka bir yemek tepsisiyle tekrar belirdi. Bu kez yannda bir ift kadn vard. Tozlu siyah giyinmi, yzlerim rtmlerdi. Odaya girmeyip kapnn hemen nnde beklediler. Birinin kollarnda bebei vard. Orada durup kkrdadlar. nce peenin arkasndan gzleriyle onu incelediklerini hissetti. Onlara gre burada Avrupal bir kadnn hapsedilmi olmas son derece heyecan verici ve komik bir durumdu. Victoria onlara ngilizce ve Franszca seslendi, ama karlnda yalnzca kkrdadlar. Kendi cinsiyle iletiim kuramamann ok garip olduunu dnd. Ar ar ve glkle, bildii birka cmleden birini syledi: "El hamdlillah." Bu szler Arapa sevinli konumalarla karland. Balarn heyecanla salladlar. Victoria onlara doru yaklat, ama Arap hizmetkr ya da her neyse, geri adm atp nn kesti. ki kadna kmalarn iaret edip kendi de kt, kapy tekrar kapatp kilitledi. Bundan nce tekrar tekrar bir szc syledi: "Bukra - Bukra..." Bu, Victoria'nn daha nceden duyduu bir szckt. Yarn anlamna geliyordu.

Victoria yataa oturup her eyi tekrar tekrar dnd. Yarn m? Yarn birisi gelecek ya da bir ey olacakt. Yarn hapsi sona erecekti (yoksa ermeyecek miydi?) ya da sona ererse, kendisinin de sonu olabilirdi! Victoria her eyi gzden geirdiinde yarn pek heyecanla beklemiyordu. inden bir ses yarn baka bir yerde olmasnn ok daha iyi olacan sylyordu. Ama bu mmkn myd? lk kez btn dikkatini bu soruna verdi. nce kapya gidip inceledi. Orada bir ey yapamayaca kesindi. Firketeyle herhangi bir kilidi aabilse bile, ki bundan da kukuluydu, bu insann firketeyle aabilecei cinsten bir kilit deildi. Geriye pencere kalyordu. Az sonra pencerenin ok daha az umut vaat ettiini fark etti. ndeki tahta kafes rmeye yz tutmutu. rk tahtalar aralarndan geebilecek kadar krabilse bile kartaca grlt dikkat ekerdi. Dahas, kapatld oda st katta olduundan ya bir tr ip hazrlamas ya da bileini burkmay veya baka ekilde yaralanmay gze alp atlamas gerekecekti. Victoria kitaplarda insann araftan ip yaptn dnd. Kaln pamuklu rtye ve eski battaniyeye kukuyla bakt. rty eritler halinde kesmesine yarayacak hibir ey yoktu. Battaniyeyi herhalde yutabilirdi ama yle rkt ki, arln tamas sz konusu deildi. Victoria yksek sesle, "Hay lanet!" dedi. Kama fikri gittike daha ekici geliyordu. Anlayabildii kadaryla bekileri onun bir odada kilitli tutulmasndan bile iinin bittii sonucunu kartan, basit insanlard. Tutsak olduu ve kaamayaca inancyla da aksini ummazlard. Ona ine yapp buraya getiren her kimse, imdi buralarda deildi, bundan emindi. O veya onlar "bukra" bekleniyorlard. Onu ssz bir yerde, sylenenleri yapacak ve ince ilerden anlamayacak; lm tehlikesi altndaki Avrupal bir gen kadnn yaratcln akllan almayacak basit insanlarn yannda brakmlard. Victoria kendi kendine, buradan bir ekilde kacam, dedi.

Sehpaya yaklap yeni gelen yemei yedi. Gcn korumas yerinde olacakt. Yine pilav ve birka portakal, bir de parlak turuncu sos iinde birka para et vard. Victoria her eyi yiyip bir bardak su iti. Srahiyi yerine koyarken sehpa hafife kaykld ve yere biraz su dkld. O noktada hemen kk bir amur birikintisi olutu. O birikintiye bakarken Bayan Victoria Jones'un aklna bir fikir geldi. Soru uydu: Anahtar kapnn d tarafnda, kilidin stnde brakmlar myd? Artk gne batyordu. ok gemeden karanlk olacakt. Victoria kapya gitti, diz kp kocaman anahtar deliinden bakt. Ik gremiyordu. imdi btn gereken ittirecek bir ey; bir kalem ya da dolmakalem ucuydu. antasn alm olmalar ne ktyd. Kalarn atarak etrafna baknd. Sehpann stnde kocaman bir kak vard. imdiki ihtiyacm karlamasa da, sonradan ie yarayabilirdi. Victoria oturup dnd. Sonra bir lk atp ayakkabsn kard ve deri i tabann ekip kartmay baard. Bunu skca yuvarlad. Yeterince sertti. Yine kapya gitti, meldi ve anahtar deliini kurcalamaya balad. Neyse ki kocaman anahtar kilide iyi oturmuyor-du. drt dakika sonra abalan sonu verdi ve kapnn dnda, yere dt. Toprak zemine derken de pek ses karmad. Victoria imdi, diye dnd, k tmyle gitmeden acele etmeliyim. Srahiyi alp kapnn altna, anahtarn dt sand yerin olabildiince yaknna dikkatle biraz su dkt. Sonra kakla ve parmaklaryla amuru eelemeye balad. Azar azar, srahiden biraz daha su dkerek kapnn altnda alak bir ukur kazd. Yere yatp bakmaya alt, ama bir ey grmek kolay deildi. Kollarn svaynca elini ve ksmen de kolunu kapnn altndan kartabildiim fark etti. Parmaklaryla yoklad, sonunda parmak ucuyla metalik bir eye dokundu. Anahtar bulmutu, ama elini onu kendine ekecek kadar uzatamyordu. Sonra yrtk asksn tutan engelli ineyi kard, kanca eklinde bkp bir para Arap

ekmeinin ucuna takt ve balk tutmaya hazrland. Tam aresizlik iinde barmak zereyken engelli ine anahtara takld ve onu nce parmaklaryla eriebilecei bir yere, sonra da amurlu hendekten kapnn kendi tarafna ekmeyi baard. Victoria doruldu. Kendi zeksna hayran olmutu. Anahtar amurlu elinde tutarak kalkt ve kilide takt. Bir an bekledi, yaknlardaki kpeklerin havlamalar duyulunca evirdi. Kap itince kprdad ve biraz araland. Victoria aralktan dikkatle dar bakt. Kap daha kk bir odaya alyordu ve kar tarafta ak bir kap daha vard. Victoria bir an bekledi, sonra parmak ularna basarak kt. Bu d odann damnda ve zemininde kocaman delikler vard. Kardaki kap evin kenarna yaslanm, baheye inen tuladan merdivenlere alyordu. Victoria'nn btn grmek istedii bu kadard. Parmak ularna basarak hapishanesine geri dnd. Bu gece birilerinin tekrar yanna gelmesi olasl pek yoktu. Hava kararp ky ya da kasaba uykuya dalana dek bekleyecek, sonra gidecekti. Bir eye daha dikkat etti. D kapnn nnde yrtk, ekilsiz bir siyah kuma yn vard. Bu eski bir aba'yd ve Batl giysilerini saklamak iin ie yarayacan dnd. Victoria ne kadar beklediini bilmiyordu. Saatler bitmeyecekmi gibi geldi. Yine de, sonunda insanlarn kard eitli grltler sona erdi. Uzaklardaki bir gramofon ya da pikaptan gelen Arap arklar sustu, grltc sesler ve tkrmeler sona erdi, kadnlarn tiz kahkahalar ve ocuklarn alamalar duyulmaz oldu. Sonunda ancak akallar olduunu tahmin ettii uzak bir uluma ve sabaha kadar devam edeceini bildii kpek havlamalar kald. Victoria, "Haydi bakalm!" dedi ve kalkt. Bir an dndkten sonra hapishanesinin kapsn dardan kilitleyip anahtar kilitte brakt. Sonra el yordamyla d odadan kt, siyah kuma ynn ald ve tula merdivenlerin bana geldi. Mehtap vard, ama hl alakt. Yine de, Victoria'nn nn

grebilecei kadar aydnlk veriyordu. Yavaa merdivenlerden indi, sonra dibe drt basamak kala durdu. Burada baheyi evreleyen kerpi duvarla ayn hizadayd. Daha fazla inerse evin yanndan gemek zorunda kalacakt. Aadaki odalardan horultular geliyordu. Duvarn tepesinden gitmesi daha iyi olabilirdi. Duvar stnde yryebilecei kadar kalnd. O da bu yolu izledi ve hzla, biraz da sendeleyerek duvarn kesine geldi. Burada, darda bir hurma bahesi vard ve duvar bir yerde yklmt. Victoria oraya doru gitti, ksmen aa kayp ksmen atlad ve birka dakika sonra hurma aalarnn arasndan, kar duvardaki bir bolua doru yrmeye balad. lkel, darack bir sokaa kt. Bir arabann geemeyecei kadar dar, ama eeklere uygundu. ki yannda kerpi duvarlar uzanyordu. Victoria elinden geldii kadar hzl ilerledi. Kpekler deli gibi havlamaya baladlar. Bir "kap girintisinden hrlayarak iki tane ak sar kpek kt. Victoria bir avu dolusu ta ve toprak alp onlara savurdu. Kpekler bararak katlar. Victoria koturdu. Bir keyi dnnce ana cadde olmas gereken bir yere geldi. Dar ve tekerlek izleriyle dolu olan cadde ay nda hepsi solgun grnen kerpi evlerin arasndan uzanyordu. Duvarlarn stnden hurmalar eiliyor, kpekler hrlayp havlyordu. Victoria derin bir nefes alp kotu. Kpekler havlamaya devam etti, ama bu olas gece hrszna kimse aldr etmedi. ok gemeden amurlu bir derenin stnde eski, kavisli bir kprnn uzand, ak bir alana kp kprnn arkasnda yol, patika, sanki sonsuzlua uzanyor gibiydi. Victoria nefesi kesilene dek komaya devam etti. Ky artk iyice arkasnda kalmt. Ay ykselmiti. Sanda, solunda ve nnde orak, tal arazi uzanyordu. Hi ilenmemiti ve insandan eser yoktu. Dmdz grnse de hafif ini klyd. Victoria'nn grebildii kadaryla arazide dikkat ekici hibir unsur bulunmuyordu ve yolun ne yne gittii hakknda da hibir fikri yoktu. Yldzlan pusulann hangi ynnde gittiini bilecek

kadar bile tanmyordu. Bu usuz bucaksz bolukta hafif rktc bir yan vard, ama geri dnmek olanakszd. Ancak ilerleyebilirdi. Birka dakika soluklanmak iin durdu, omzunun stnden bakarak katnn henz fark edilmedii yolunda kendi kendini sakinletirdi, sonra saatte buuk mil hzla bilinmeyene doru yrmeye balad. afak sonunda sktnde Victoria'y bitkin, arlar iinde ve neredeyse isterinin eiinde buldu. Gkyznn aydnlanmasndan kabaca gneybatya gittiini kestirdi, ama nerede olduunu bilmediinden, bu bilginin ona pek yaran yoktu. leride, yolun biraz kenarnda bir tr tepecik ya da hyk vard. Victoria yoldan ayrlp kenarlar olduka dik tepecie doru gitti ve en tepesine trmand. Burada epeevre etraf gzlemledi ve anlamsz panik duygusu yinelendi. Drtbir yannda hibir ey yoktu... Etraf sabahn ilk klarnda ok gzeldi. Yer ve ufuk; hafif pastel kays, krem ve pembe renklerle ldyor, stne glgeler dyordu. ok gzel, ama rktcyd. Victoria, artk insann dnyada yalnz olmasnn ne demek olduunu biliyorum, diye dnd. urada burada birazck koyu renkli ot kmeleri ve kuru dikenler vard. Onun dnda hibir bitki ve hibir hayat belirtisi yoktu Bir tek Victoria Jones vard. Kat kyden de hibir belirti yoktu. Geldii yol sonsuz bir bolua uzanyor gibiydi. Victoria ky gzden kaybedecek kadar uzaklam olabildiine inanamyordu. Bir an panik iinde geri gitmeyi zledi. u veya bu ekilde yeniden insanlarla temas etmeliydi... Sonra kendini toplad. Kamay kafaya koymu ve kamt, ama kendisiyle gardiyanlarnn arasna birka mil koydu diye sorunlar bitmi saylmazd. Eski ve dknt de olsa, o yollar bir otomobille kolaycack alverirdi. Kat fark edilir edilmez birisi onu aramaya kacakt. Ya o nasl saklanacakt? Kapdan ald eski siyah aba hl zerindeydi. imdi ekinerek ona sarnd ve yzne

indirdi. Yannda ayna olmadndan neye benzediini bilmiyordu. Avrupal oraplarn ve ayakkablarn da kartp plak ayak yrse tannmayabilirdi. Erdemli bir ekilde pee takm bir Arap kadn ne kadar hrpani ve yoksul da olsa, dokunulmazd; biliyordu. Herhangi bir erkein onunla konumas byk terbiyesizlikti. Ancak, bu kyafet onu aramaya kan Batl gzleri de kandrabilir miydi? Her neyse, baka ans yoktu. Artk devam edemeyecek kadar yorgundu. ok da susamt, ama o konuda elinden bir ey gelmiyordu. En iyisi bu tepeciin yamacna uzanmak, diye dnd. Otomobillerin geldiini duyar ve tepeciin kenarnda alm kk yara saklanp arabada kimin olduunu grebilirdi. Tepeciin arkasna dolanp yoldan grnmeyerek gizlenebilirdi. te yandan, uygarla dnmeye iddetle ihtiyac vard ve grebildii kadaryla bunun tek yolu iinde Avrupallar olan bir otomobili durdurup kendisini gtrmelerini istemekti. Ama Avrupallarn doru Avrupallar olduundan emin olmalyd. Peki bunu nereden bilecekti? Victoria bu noktay dnrken, uzun yrynn ve genel bitkinliinin etkisiyle, hi beklenmedik bir ekilde uyuyakald. Uyandnda gne tam tepedeydi. Scakt, her taraf tutulmutu, ba dnyordu ve susuzluu artk bir straba dnmt. Victoria inledi ama iniltisi daha kurumu dudaklarndan kar kmaz birdenbire dorulup kulak kabartt. Uzaktan, ama belirgin bir ekilde bir otomobil sesi duymutu. Ban ok yavaa kaldrd. Otomobil kyn tarafndan deil, oraya doru geliyordu. Demek ki peinde deillerdi. Henz yolun ok ilerisinde, kk bir nokta gibiydi. Victoria yine de uzanp elinden geldii kadar saklanarak yaklamasn seyretti. Yannda drbn olmasn ne ok arzu ediyordu. Otomobil yolun alak bir kesiminde birka dakikalna kayboldu, sonra pek de uzakta olmayan bir yokuu trmanrken yeniden

belirdi. Bir Arap src ve yannda da Avrupa giysili bir adam vard. imdi, diye dnd Victoria. Karar vermem gerek. Bu bir ans myd? Yola koup arabay durdurmal myd? Tam yle yapmaya hazrlanrken birdenbire bir nsezi durdurdu onu. "Ya bu dmansa?" Ne de olsa, nereden bilebilirdi? Yol pek sszd. Baka hibir araba gememiti. Kamyon, hatta eek kervan bile gememiti. Bu otomobil belki de dn gece kat kye gidiyordu... Ne yapmalyd? Korkun bir karard ve hemen vermesi gerekiyordu. Eer bu dmansa, sonu olurdu. Ama dman deilse, kurtulmak iin tek umudu olabilirdi. Zira byle dolamaya devam ederse, herhalde susuzluktan ve gne arpmasndan lecekti. Ne yapmalyd? Kararszlk iinde donakalmken yaklaan arabann sesi deiti. Hz kesti, sonra direksiyon krp yoldan kt ve stnde meldii tepecie doru yaklat. Onu grmt! Onu aryordu! Victoria yaklaan arabadan gizlenmek iin tepeciin kenarndan kayp arkasna doland. Arabann durduunu ve birinin inip kapy arptn duydu. Sonra birisi Arapa bir eyler syledi. Daha sonra hibir ey olmad. Birdenbire, hibir uyanda bulunmakszn bir adam belirdi. Tepeye yar trmanm, evresini dolanyordu. Gzlerini yere indirmi, arada srada eilip yerden bir ey alyordu. Arad her ne idiyse, Victoria Jones isimli bir kz deildi. stelik, bir ngiliz olduu da kukusuzdu. Victoria ii rahatlayarak ayaa frlad ve ona yaklat. Adam ban kaldrp aknlk iinde bakakald. Victoria, "Oh ltfen," dedi. "Geldiinize yle sevindim ki." Adam hl bakyordu. "Ama kim?" diye sze balad. "ngiliz misiniz? Ama..." Victoria bir kahkaha atarak stndeki abay kard.

"Tabi ki ngilizim," dedi. "Ltfen, beni Badat'a gtrebilir misiniz?" "Ben Badat'a gitmiyorum ki. Oradan geliyorum. Ama burada, ln ortasnda tek banza ne yapyorsunuz?" Victoria nefes nefese, "Beni kardlar," dedi. "Sam ykatmaya gittiimde kloroform verdiler. Kendime geldiimde uradaki kyde bir Arabn evindeydim." Ufku iaret etti. "Mandali'de mi?" "smini bilmiyorum. Dn gece katm. Sabaha kadar yrdm ve sonra siz dman olabilirsiniz diye bu tmsein arkasna saklandm." Kurtarcs yznde ok garip bir ifadeyle bakyordu ona. Yaklak otuz be yalarnda, sarn, biraz kibirli bir adamd. Konumas bilimsel ve kesindi. imdi gzln burnuna yerletirdi ve Victoria'ya tatsz bir ifadeyle bakt. Victoria bu adamn sylediklerinin tek kelimesine bile inanmam olduunu fark etti. O anda ok fkelendi. "ok doru," dedi. "Her kelimesi!" Yabanc ona daha da inanmayarak bakt. Souk bir ifadeyle, "ok ilgin," dedi. Victoria aresizlik iindeydi. Oldum olas insanlar yalanlarna inandrrken plak gerei syledii zamanlarda szne inandrma gcnn olmamas ne hakszlkt. Gerekleri kt bir ekilde ve ikna edemeyerek anlatyordu. "Yannzda iecek bir ey yoksa susuzluktan leceim," dedi. "Hem beni burada brakp giderseniz zaten susuzluktan lrm." Yabanc serte, "Doal olarak bunu aklmdan bile geirmem," dedi. "Bir ngiliz hanmn krlarda tek bana dolamas hi uygun deil. Tanrm, dudaklarnz baya atlam... Abdl." "Sahip?" Src hyn arkasndan doland.

Arapa talimat aldktan sonra otomobile kotu ve az sonra elinde bir termos, bir de bakalit bardakla geldi. Victoria kana kana su iti. "Oh!" dedi. "Byle daha iyi." ngiliz, "smim Richard Baker," dedi. Victoria cevap verdi. "Ben de Victoria Jones," dedi. Sonra, grd kukunun yerini saygl bir dikkatin almas iin ekledi. "Pauncefoot Jones. Amcam Dr. Pauncefoot Jones'un kazsna katlmaya gidiyorum." Baker, ona akn akn bakarak, "Ne inanlmaz bir tesadf," dedi. "Ben kendim de kazya gidiyordum. Buradan on be mil kadar tede. Sizi kurtarmak iin en doru insanmsm, deil mi?" Victoria'nn gafil avlandn sylemek az olur. ylece donakalmt. yle ki, azndan tek kelime bile kmad. Boyun eip sessizce Richard'n peine takld ve arabaya bindi. Richard arka koltua yerleip eitli malzemeleri kaldrrken, "Sanrm antropologsunuz," dedi. "Geleceinizi duymutum, ama bu kadar erken beklemiyordum." Bir an durup ceplerinden kard eitli mlek paralarn dzenledi. Victoria onun tmsein kenarndan toplad eylerin bunlar olduunu anlad. Baker tmsei iaret ederek, "Kk bir hye benziyor," dedi. "Ama grebildiim kadaryla stnde olaand hibir ey yok. ounlukla Ge Asur, biraz Part ve Kasit dneminden baz olduka gzel yzkler." Glmseyerek ekledi. "Sorunlarnza ramen arkeolojik igdlerinizin sizi bir hy incelemeye ynlendirmesine sevindim." Victoria azn ap yeniden kapatt. ofr el frenini indirdi ve yola ktlar. Ne de olsa, ne syleyebilirdi ki? Doru, Kaz Evi'ne varr varmaz maskesi decekti, ama orada itiraf edip yalanlan iin tvbe etmek burada, ln ortasnda Bay Richard Baker'a itiraf etmekten ok

daha kolay olacakt. En kt ihtimalle onu Badat'a geri gnderirlerdi. Victoria her zamanki muzipliiyle hem zaten, diye dnd, belki de oraya varana dek aklma bir ey gelir. Hayal gcn hemen altrmaya balad. Hafza kayb? Buraya bir kzla gelmiti, o da ona - hayr, gerekten grebildii kadaryla, her eyi aka anlatmas gerekecekti. Ancak bunlar anlatt doru hikyeye inanmadn belli edip kstaha kalarn kaldran bu Richard Baker'a anlatmak yerine, her nasl birisi olursa olsun, Dr. Pauncefoot Jones'a anlatmay tercih ederdi. Bay Baker n koltukta dnerek, "Mandali'nin iinden gemeyeceiz," dedi. "Bir mil sonra yoldan kp le sapacaz. Belirli bir nirengi noktas olmaynca tam yerini bulmak bazen zor olur." Biraz sonra Abdl'e bir eyler syledi ve otomobil serte saparak yoldan kp doruca le yneldi. Victoria'nn grebildii kadaryla, Richard Baker herhangi bir nirengi noktasnn yokluunda, Abdl'e yalnzca hareketleriyle yol gsteriyor, araba bir saa, bir sola dnyordu. Sonunda Richard sevin dolu bir lk att. "Artk doru yoldayz," dedi. Victoria hibir yol gremiyordu. Ancak ara ara pek hafif tekerlek izlerini seiyordu. Bir seferinde biraz daha belirgin alm bir yoldan getiler ve o srada Richard, Abdl'e seslenip durmasn syledi. Victoria'ya, "te senin iin ilgin bir grnt," dedi. "Bu lkeye yeni geldiine gre, daha nce hi grm olamazsn." Kar yoldan otomobile doru iki adam yaklayordu. Birisinin srtnda ksa tahta bir bank, dierininkinde konsol piyano boyutlarnda bir nesne vard. Richard onlar durdurup byk bir memnuniyetle selamlad. Cebinden sigara kard ve neeli bir ortam dodu. Sonra Richard, Victoria'ya dnd. "Sinemay sever misin? O halde bir film seyredelim."

ki adamla konutu, onlar da keyifle glmsediler. Bank koyup Victoria ile Richard'a oturmalarn iaret ettiler. Sonra yuvarlak aleti bir tr ayaklarn stne oturttular. stnde iki gz delii vard ve Victoria bakp bakp birden bard. "skelelerdeki o eylere benziyor. Uak ne grmt?" "yle," dedi Richard. "Onlarn ilkel bir biimi." Victoria gzlerini caml deliklere yaklatrd; adamlardan birisi ar ar bir kolu evirmeye, dieri de monoton bir arkya balad. Victoria, "Ne diyor?" diye sordu. ark devam ederken Richard tercme etti. "Yaklan ve hayretler edip keyif srmeye hazrlann. Eski alarn harikalarn greceksiniz." Victoria'nn gzlerinin nnde buday bien zencileri gsteren renkli bir resim belirdi. Richard, "Amerika'daki fellahlar," diye tercme etti. Arkasndan: "Bat dnyasnn byk ah'nn kars" grnd ve mparatorie Eugenie upuzun bir buklesini okayarak belirdi. Kraln Karada'daki sarayndan bir grnt, arkasndan Byk Fuar. Bir dizi kark ve eitli grntler belirdi. Hibirinin birbiriyle ilgisi yoktu ve ok garip biimlerde aklanyorlard. Eski gnlere bu garip bak; Prens Albert, Disraeli, Norve fyordlar ve svireli patenciler tamamlad. Adam gsteriyi u szlerle bitirdi. "te sizlere baka lkelerde ve uzak yerlerde, eski alarn harikalarn gsterdik. Banz grdnz harikalar kadar cmert olsun, nk bunlarn hepsi gerektir." Bitmiti. Victoria neeyle glmsedi. "Gerekten de harikayd" dedi. "Grmesem inanmazdm." Gezici sinemann sahipleri gururla glmsyorlard. Victoria banktan kalknca br uta oturmakta olan Richard birdenbire pek vakur olmayan bir hareketle yere yuvarlanverdi. Victoria zr

diledi ama pek zlm deildi. Richard sinemaclara para verdi, kibarca vedalap karlkl iyi dileklerden ve birbirlerini Tanr'ya emanet ettikten sonra ayrldlar. Richard ile Victoria tekrar arabaya binerken adamlar lde yrmeye devam ettiler. "Nereye gidiyorlar?" diye sordu Victoria. "Btn blgeyi dolayorlar. Onlara ilk olarak rdn'de, l Deniz'den Amman'a gelirlerken rastladm. imdi Kerbela'ya gidiyorlar. Tabi uzak kylerde gsteri yapmak iin tenha yollan tercih ediyorlar." "Belki birisi onlar arabasna alr?" Richard gld. "Herhalde kabul etmezler. Bir seferinde Basra'dan Badat'a yryen bir ihtiyar arabaya almay teklif etmitim. Ona yolun ne kadar sreceini sordum, birka ay dedi. Ona arabaya binerse akama orada olacan syledim, ama bana teekkr edip hayr, dedi. ki ay sonras onun iin yeterliydi. Burada zamann hibir anlam yok. nsan bunu bir kez kabullendi mi, artk garip bir zevk alyor." "Evet. Tahmin ediyorum." "Araplar biz Batllarn her eyi abucak yapmak istemekteki sabrszlmz anlamakta ok zorlanyorlar. Bizim konumada hemen sadede gelme huyumuzu da terbiyesizlik olarak kabul ediyorlar. Mutlaka oturmal ve bir saat kadar havadan sudan sz etmelisin ya da istersen hi konumayabilirsin." "Londra'daki ofislerde byle yapsak biraz garip olur. nsan ok vakit harcar." "Evet, ama yine u soruya geliyoruz: Zaman nedir? Sonra ziyan nedir?" Victoria bunlar dnd. Otomobil hl byk bir gvenle hibir yere doru gidiyor gibiydi. Victoria sonunda, "Bu yer nerede?" diye sordu. "Tell Aswad m? ln ortasnda. Biraz sonra Ziggurat' grrsn artk. Bu arada, sol tarafa bak. uraya, gsterdiim yere."

"Bulut mu onlar?" diye sordu Victoria. "Dalar olamaz." "Evet, dalar. Krdistan'n karl dalar. Ancak hava ok akken grnr." Victoria kendini bir dteymi gibi huzurlu hissetti. Sonsuza dek byle gidebilirdi. Keke bu kadar kt bir yalanc olmasayd. Kendisini bekleyen tatsz yzlemeyi dnnce ocuk gibi bzld. Dr. Pauncefoot Jones nasl biriydi? Uzun boylu, uzun kr sakall ve iddetle ka atan biri. Her neyse, Dr. Pauncefoot Jones ne kadar kzarsa kzsn, Catherine'i, Zeytin Dal'n ve Dr. Rathbone'u atlatmt. "te geldik," dedi Richard. leriyi gsterdi. Victoria ufukta ufak bir kabart grr gibi oldu. "Kilometrelerce uzakta grnyor." "Oh hayr, ancak birka kilometre kald. Grrsn." Gerekten de, kabarck artc bir hzla nce bir leke, sonra bir tepecik ve sonunda da kocaman, etkileyici bir hyk haline dnt. Bir yannda uzun, geni bir kagir bina vard. "Kaz Evi," dedi Richard. Kpek havlamalar arasnda haval bir ekilde yanatlar. Beyaz giysili hizmetkrlar glmseyerek onlar karlamaya kotu. Selamlama faslnn ardndan Richard, "Anlalan seni bu kadar erken beklemiyorlarm," dedi. "Ama yatan hazrlayacaklar. Hemen scak su da getirecekler. Herhalde ykanp dinlenmek istersin? Dr. Pauncefoot Jones hye km. Ben yanna gidiyorum. brahim seninle ilgilenecek." Yryp gitti ve Victoria glmseyen brahim'in peinden eve girdi. Darnn gneinden sonra ierisi ilk bata lo grnd. Kocaman masalarla birka eski koltuun bulunduu oturma odasndan getiler ve bir avlunun evresini dolanp minicik tek bir penceresi olan kk bir odaya geldiler. Odada bir yatak, kaba bir etajer, bir masa, stnde bir ibrikle leen ve bir de iskemle vard. brahim glmseyip ban sallad ve ona kocaman bir ibrikle biraz amurlu scak su ve sert bir havlu getirdi. Sonra zr dileyen

bir glmsemeyle elinde kk bir aynayla dnp onu dikkatle duvardaki bir iviye takt. Victoria ykanma frsatn bulduuna minnettard. Ne kadar yorgun ve bitkin olduunu, ne kadar kir pas iinde kaldn daha yeni yeni fark etmeye balyordu. Aynaya yaklarken kendi kendine, korkun grnyor olmalym, diye sylendi. Birka dakika aynadaki aksine hibir anlam veremedi. Bu o deildi... bu Victoria Jones deildi. Sonra, yz hatlar Victoria Jones'un narin, dzgn hatlar olmakla birlikte, salarnn artk platin ans olduunu fark etti! BLM 19 I Richard, Dr. Pauncefoot Jones'u kazda, ustabann yannda melmi, kk bir keskiyle duvara hafife vururken buldu. Dr. Pauncefoot Jones meslektan ok normal bir tavrla karlad. "Selam Richard, evlat, geldin demek. Sal gn geleceini sanyordum. Neden bilmiyorum?" "Bugn sal," dedi Richard. Dr. Pauncefoot Jones hi umursamadan, "Sahi mi?" dedi. "Gel de bu konuda ne dnyorsun, syle. Daha ancak bir metre indik ve kusursuz duvarlar ortaya kmaya balad bile. Bence burada boya izleri de var. Gel gr ve ne dndn syle. Bence umut vaat ediyor." Richard hendee atlad ve iki arkeolog bir eyrek saat kadar keyifle son derece teknik konulardan konutular. "Bu arada," dedi Richard. "Bir kz getirdim." "Oh, yle mi? Nasl bir kz?" "Sizin yeeniniz olduunu sylyor." "Yeenim mi?" Dr. Pauncefoot Jones byk aba harcayarak dncelerini pimi toprak duvarlardan kopard. Kukuyla, sanki

varm da unutmu olabilirmi gibi, "Bir yeenim olduunu sanmyorum," dedi. "Anladm kadaryla buraya sizinle almaya geldi." "Oh." Dr. Pauncefoot Jones'un yz aydnland. "Tabi. Veronica olmal." "Victoria dedi sanrm." "Evet, evet, Victoria. Emerson, Cambridge'den onunla ilgili bir mektup gndermiti. ok yetenekli bir kz anladma gre. Bir antropolog. nsan neden antropolog olmak ister, hi anlamam, ya sen?" "Antropolog bir kzn buraya geleceim duymutum." "Henz onunla ilgili bir i kmad. Tabi daha yeni balyoruz. Aslnda daha en az on be gn sonra geleceini sanyordum, ama mektubunu pek dikkatle okumadm, sonra da kaybettim. O yzden ne dediini pek hatrlamyorum. Eim gelecek hafta -ya da ondan sonraki hafta- geliyor -peki onun mektubunu ne yaptm?Venetia'nn da onunla geleceini sanyordum ama tabi her eyi yanl anlam olabilirim. Pekl, ondan yararlanabiliriz. ok mlek kyor." "Onda bir gariplik yok, deil mi?" "Gariplik mi?" Dr. Pauncefoot Jones ona bakt. "Ne bakmdan?" "Yani sinir krizi filan geirmedi?" "Emerson'un onun ok altn sylediini hatrlyorum, diploma ya da master filan iin, ama sinir krizinden sz ettiini sanmam. Neden?" "Onu yolun kenarnda, tek bana dolarken buldum. Yoldan kmadan kilometre kadar nceki o kk hyn stnde..." "Hatrladm," dedi Dr. Pauncefoot Jones. "Biliyor musun, bir zamanlar o hyn stnde bir pimi bir Nuzu kab paras bulmutum. Bu kadar gneyde bulmak ok olaanst aslnda." Richard arkeolojik konulara dalmay reddedip serte devam etti. "Bana olaanst bir hikye anlatt. San ykatmaya gittiini, ona kloroform verip baylttklarn, karp Mandali'ye

gtrdklerini, bir evde hapsettiklerini ve gece yars katn syledi. Hayatta duyduum en inanlmaz hikyeydi." Dr. Pauncefoot Jones ban sallad. "Hi de olas gelmiyor insana," dedi. "lke ok sakin ve iyi korunuyor. Hi daha gvenli olmamt." "Aynen yle. Her eyi uydurduu belli. Sinir krizi geirip geirmediini bu yzden sordum. Rahiplerin kendilerine k olduunu ya da doktorlarn saldrdn iddia eden o isterik kzlardan olmal. Bize ok sorun kartabilir." Dr. Pauncefoot Jones iyimser bir tavrla, "Oh, sanrm sakinleir," dedi. "imdi nerede?" "Onu ykanp kendine ekidzen vermeye braktm." Duraksad. "Yannda bavulu yok." "Yok mu? Bu pek garip. Ona pijamalarm dn vermemi beklemez herhalde, deil mi? Yalnzca iki pijamam var ve biri de ok kt yrtld." "Gelecek hafta kamyon gelene dek idare etmeli. Dabanda, yalnz bana ne i evirdiini merak ettiimi itiraf edeyim." Dr. Pauncefoot Jones, "Bugnlerde kzlar inanlmaz," diye mrldand. "Her yerde dolanyorlar. nsan iine bakmak istediinde ok can skc oluyor tabi. Buras ziyaretilerin gelemeyecei kadar uzak bir yer sanyorsun, ama aarsn, insann hi ihtiyac olmad anda insanlar ve arabalar nasl bitiveriyor. Tanrm, adamlar almay brakt. Yemek zaman olmal. Eve dnsek iyi olur." Endie iinde bekleyen Victoria, Dr. Pauncefoot Jones'un hi de hayal ettii gibi olmadn grd. Yar kel kafal, gzleri prl prl, ufak tefek, tombul bir adamd. Victoria onun ellerini uzatp kendisine doru yaklatn grnce ok ard. "Pekl, Venetia... yani Victoria," dedi. "Bu byk bir srpriz. nmzdeki ay geleceini sanyordum. Ama seni grdme

sevindim. ok sevindim. Emerson nasl? Astm ok zahmet vermiyor umarm?" Victoria kendini toplad ve temkinli bir ekilde astmn pek fena olmadn syledi. "Boazn ok fazla saryor," dedi Dr. Pauncefoot Jones. "Byk hata. Ona da syledim. Btn bu bilim adamlar niversitelere tklp kalyor ve salklar iin ok fazla kayglanyorlar. Hi dnmemek gerekir, salkl kalmann yolu budur. Umarm rahat edersin -eim nmzdeki hafta gelecek- ya da sonraki hafta, biraz hastayd biliyorsun. Onun mektubunu bulmam gerek. Richard bana bavullarn kaybettiini syledi. Nasl idare edeceksin? Kamyon nmzdeki haftadan nce gelmez." Victoria, "O zamana kadar idare ederim herhalde," dedi. "Buna mecburum." Dr. Pauncefoot Jones gld. "Richard da, ben de sana fazla bir eyler dn veremeyiz. Di fras olur. Depoda bir dzineden fazla var. ine yararsa pamuk da var -ve bir dneyim- talk pudras, birka da yedek orap ve mendil. Baka pek bir ey yok korkarm." Victoria, "dare ederim," dedi ve glmsedi. Dr. Pauncefoot Jones, onu uyard. "Sana gre bir mezarlk belirtisi yok henz. Baz gzel duvarlar belirdi, uzaktaki kazlardan da bir sr mlek paras kyor. Ama seni u ya da bu ekilde megul ederiz. Fotoraf ekiyor muydun, unuttum?" Victoria temkinli bir ekilde, "Biraz bir eyler bilirim," dedi. Nasl ilediini bildii bir eyden sz edilmesine rahatlamt. "Gzel, gzel. Negatifleri banyo edebilir misin? Ben eskilerde kaldm, hl levhalar kullanyorum. Karanlk odamz biraz ilkeldir. Siz genler her trl yeni alete alksnz ve bu ilkel koullarda biraz rahatsz oluyorsunuz." "Ben aldrmam," dedi Victoria. Depodan di fras, macun, bir snger ve biraz da talk pudras ald.

Konumunun tam olarak ne olduunu anlamaya alrken hl ba dnyordu. Antoropolog olan ve kazya katlmak zere gelecek Venetia Briely isimli bir kzla kartrld apakt. Victoria antropologun ne i yaptn bile bilmiyordu. Bir yerlerde bir szlk varsa, bakmalyd. teki kz anlalan bir haftadan nce gelmeyecekti. Pekl o halde -bir haftalna ya da kamyon Badat'a gidene dek-Victoria Venetia Bilmem Kim olacak ve roln elinden geldiince iyi oynayacakt. Neyse ki pek dalgn grnen Dr. Pauncefoot Jones'dan deil ama, Richard Baker'dan ekiniyordu. Baker'n dnceli baklarndan holanmyor ve ok dikkatli olmad takdirde, ksa zamanda onun gerek yzn greceinden endie ediyordu. yi ki ksa bir sreliine Londra'daki Arkeoloji Enstits'nde almt ve imdi iine yarayacak birtakm terimlerle ufak tefek kavramlar renmiti. Ancak byk bir ak vermemek iin ok dikkatli olmak zorundayd. Neyse ki, diye dnd, erkekler kadnlara yle tepeden bakarlard ki, yapaca herhangi bir hata kuku ekmekten ok, kadnlarn ne kadar sersem olduklarnn kant olarak grlecekti! Bu ara, onun iin ok ihtiya duyduunu hissettii bir nefes alma dnemi olacakt. Zeytin Dal'nn asndan baklacak olursa, ortadan kaybolmas pek rahatszlk vericiydi. Hapishanesinden kamt, ama daha sonra bana ne geldiini takip etmek zordu. Richard'n otomobili Mandali'den gemediinden, u anda Tell Aswad'da olduunu kimse tahmin edemezdi. Hayr, onlarn asndan baklacak olursa, Victoria buhar olup umu gibiydi. Onun lm olduu sonucuna varabilirlerdi ve byk olaslkla da byle dneceklerdi. lde kaybolmu ve bitkin dp lm olmalyd. yle dnsnlerdi. Tabi ne yazk ki Edward da yle dnecekti! Pekl, Edward dayanmak zorundayd. Her neyse, zaten pek uzun sre dayanmas gerekmeyecekti. Tam ona Catherine'le arkada olmasn syledii iin pimanlk iinde yanarken Victoria ortaya

kacak, birdenbire geri gelecek-lmden dnecekti: Yalnz, kumral deil de, ansnd artk. Bu, dncelerini onlarn (her kimseler) san neden boyadklar gizemine yneltti. Bir nedeni olmas gerek, diye dnd, ama bunun ne olabileceini anlayamad. Bu haliyle, ok gemeden salar dipten uzamaya baladnda pek garip grnecekti. Yznde pudra, dudanda ruj olmayan, sahte bir sansn! Bir kz iin daha byk bir talihsizlik olabilir miydi? Bo ver, diye dnd Victoria, hayattaym, deil mi? Keyfime bakmamak iin de bir neden gremiyorum; en azndan bir haftalna. Arkeolojik bir kazya katlp neye benzediini grmek pek elenceliydi. Bir de roln iyi oynayp ak vermese. Rol pek kolay deildi. nsanlara, yaynlara, mimari stillerine ve anak mlek kategorilerine yaplan gndermelere ok temkinli yaklamak gerekiyordu. Neyse ki, iyi bir dinleyici her zaman takdir topluyordu. Victoria iki adam iin de harika bir dinleyiciydi ve dikkatle iini yaparken mesleki szckleri de kolaylkla renmeye balad. Evde yalnz kaldnda deli gibi okuyordu. Arkeolojik yaynlarla dolu gzel bir ktphane vard. Victoria ksa zamanda konu hakknda bilgi edindi. Hi beklemedii bir ekilde bu hayat pek byleyici buldu. Sabahlan ay odasna getiriliyor, sonra kazya gidiliyordu. Richard'a fotoraf ekimlerinde yardmc oluyordu. mlekleri birletirip yaptryordu. Adamlarn almasn izliyor -kazclarn beceri ve hassasiyetine hayranlk duyuyortoprak dolu sepetlerini boaltmaya koan olanlarn ark ve kahkahalarndan keyifleniyordu. Dnemleri, kaznn yrtld eitli katmanlar ve bir nceki sezonun almalarn rendi. Tek korktuu bir mezara rastlanmasyd. Okuduklarndan antropolog olarak kendisinden ne beklendii hakknda hibir ey renememiti! Kendi kendine, kemikler ya da bir mezar bulacak olursak, dedi. ok fena trm ya da iddetli bir nbet geiririm ve yatarm.

Ama hibir mezar bulunmad. Bunun yerine sarayn duvarlar yava yava ortaya kartld. Victoria bylenmi gibiydi ve herhangi bir zel beceri sergilemesini gerektiren hibir frsat olmad. Richard Baker zaman zaman hl sorgulayan baklarla bakyor ve Victoria onun dile getirmedii eletirisini seziyordu, ama tavrlan ho ve arkadaayd. Victoria'nn hevesi samimi bir ekilde elendiriyordu onu. Bir gn, "ngiltere'den geldiin iin sana her ey yeni," dedi. "lk sezonumda ne kadar heyecanl olduumu hatrlyorum." "Ne kadar nceydi bu?" Baker glmsedi. "Epey uzun zaman nceydi. On be yok, on alt yl nce." "Bu lkeyi ok iyi tanyor olmalsnz." "Oh, yalnzca burada deildim. Suriye ve ran'a da gittim." "ok gzel Arapa konuuyorsunuz, deil mi? Onlar gibi giyinseniz sizi Arap sanrlar m?" Baker ban iki yana sallad. "Oh hayr, o biraz zor. Bir ngilizin Arap klna girebileceinden kukuluyum. Uzunca bir sre yani." "Ya Lawrence?" "Lawrence'in hibir zaman Arap rol yaptn sanmyorum. Hayr, benim tandm, yerlilerden hi ayrt edilmeyen tek adam da buralarda domutu. Babas Kagar'da ve baka uzak yerlerde konsolostu. ocukken her trl bilinmedik leheyi konuurdu ve sanrm sonra da unutmad." "Ne oldu ona?" "Okulu bitirdikten sonra izini kaybettim. Okulda beraberdik. Fakir derdik ona eskiden, nk hi kprdamadan oturup garip bir ekilde transa girebiliyordu. imdi ne yapyor bilmiyorum, geri iyi bir tahminde bulunabilirim." "Okuldan sonra onu hi grmediniz mi?"

"Garip ama, geen gn rastladm ona, Basra'da. ok garip bir iti." "Garip mi?" "Evet. Onu tanmadm. Arap klndayd. Kefiyesi, izgili malah ve eski bir niforma ceketi vard. Zaman zaman tadklar o amber tespihlerden biri vard elinde ve herkes gibi tespih ekiyordu. Yalnz, bir ordu ifresi kullanyordu. Mors alfabesi. Bana bir mesaj ekiyordu!" "Ne diyordu?" "smimi ya da daha dorusu takma adm ve onunkini, sonra bekle, olay kacak," diyordu. "Olay kt m?" "Evet. Tam kalkp kapdan kmak zereyken sakin, dikkat ekemeyen, gezgin tccar tipli biri tabancasn ekti. Ben koluna vurdum, Carmichael da kat." "Carmichael m?" Baker, kzn sesinin tonunu duyunca hemen ban evirip ona bakt. "Gerek ad buydu. Neden... onu tanyor musun?" Victoria kendi kendine dnd. "O benim yatamda ld desem ne kadar garip olurdu." "Evet," dedi ar ar. "Onu tanrdm." "Tanr mydn? Neden... yoksa o..." Victoria bayla onaylad. "Evet," dedi. "O ld." "Ne zaman ld?" "Badat'ta Tio Oteli'nde." Alelacele ekledi. "rtbas edildi. Kimse bilmiyor." Baker ar ar ban sallad. "Anlyorum. O ilerden. Ama sen..." Ona bakt. "Sen nerden biliyorsun?" "Ben de kazayla ie kartm." Baker, ona uzun uzun, dnceli bakt.

Victoria birdenbire sordu. "Okuldaki lakabnz eytan deildi, deil mi?" Baker armt. "eytan m? Hayr. Bana Bayku derlerdi, nk her zaman parlak gzlk takmak zorundaydm." "Basra'da eytan diye birini tanyor musunuz?" Richard ban iki yana sallad. "eytan, Sabahn Olu - dm Melek." Ekledi. "Ya da eski usul balmumu kapl bir kibrit. Eer doru hatrlyorsam, en iyi taraf rzgrda snmemesiydi." Konuurken dikkatle kza bakyordu, ama Victoria kalarn atmt. "Keke," dedi. "Basra'da neler olduunu bana anlatsaydnz." "Anlattm ya." "Hayr. Yani btn bunlar olduunda nerdeydiniz?" "Oh, anladm. Konsolosluktaki bekleme odasndaydk. Ben Konsolos Clayton'u grmek iin bekliyordum." "Baka kim vard orada? Bu gezgin tccar ve Carmichael'dan baka?" "Bir iki kii daha vard. nce, esmer bir Fransz ya da Suriyeli ve yal bir adam. ranlyd sanrm." "Peki gezgin tccar tabancasn ekip siz onu engellediinizde Carmichael kat. Nasl?" "nce konsolosun odasna yneldi. Koridorun uundayd ve bahesi vard..." Victoria szn kesti. "Biliyorum. Orada bir iki gn kaldm. Aslnda sizin ayrlmanzdan hemen sonrayd." "yle mi?" Baker bir kez daha dikkatle szd onu, ama Victoria fark etmedi. Gzlerinin nne konsolosluktaki uzun koridoru getirmiti. Dipteki kap, yeil aalara ve gnee alyordu. "Dediim gibi, Carmichael nce o tarafa yneldi. Sonra dnd ve tersi yne kotu. Onu son grm oydu."

"Ya gezgin tccar?" Richard omuz silkti. "Bir gece nce birisi tarafndan saldrya urayp soyulduu ve konsolosluktaki Arabi o sand yolunda karmak bir eyler anlatm. Fazla bir ey renemedim, nk Kuveyt'e utum." Victoria, "O srada konsoloslukta kimler kalyordu?" diye sordu. "Crosbie diye biri, petrolclerden. Baka kimse yoktu. Oh evet, sanrm Badat'tan gelen birisi daha vard, ama onunla karlamadm. Adn hatrlayamyorum." Victoria, Crosbie, diye dnd. Yzba Crosbie'yi; ksa, tknaz tipini, kesik kesik konumasn hatrlad. ok sradan biriydi. Pek incelii olmayan, dzgn bir adamd. Hem Carmichael'n Tio'ya geldii gece Crosbie de Badat'tayd. Carmichael'n birdenbire dnp konsolosun odasna ulamaktansa sokaa ynelmesinin nedeni koridorun ucunda, gnee kar Crosbie'nin siluetini grm olmas olabilir miydi? Victoria dalm bunlar dnyordu. Sululuk iinde irkildi ve ban kaldrdnda Baker'n byk bir dikkatle kendisini seyretmekte olduunu grd. "Btn bunlar neden bilmek istiyorsun?" diye sordu Baker. "lgimi ekiyor." "Baka sorun var m?" Victoria sordu. "Lefarge isimli birini tanyor musunuz?" "Hayr, tandm syleyemem. Kadn m, erkek mi?" "Bilmiyorum." Crosbie'yi dnyordu. Crosbie? eytan? eytan eittir Crosbie mi? III Victoria o akam iki adama iyi geceler dileyip yattktan sonra, Richard, Dr. Pauncefoot Jones'a dnd.

"Emerson'un mektubuna bakabilir miyim acaba? Bu kz hakknda tam olarak neler dediini bilmek istiyorum." "Tabi, dostum, tabi. Buralarda bir yerde olmal. Arkasna baz notlar aldm hatrlyorum. Yanl hatrlamyorsam Veronica'y pek vyordu; ok akllym. Bana da ho bir kz gibi geliyor, pek ho. Bavullarn kaybetmesini hi dert etmemesi de pek cesurca. ou kz hemen ertesi gn yeni bir giysi almaya Badat'a gtrlmesi iin srar ederdi. Bence ok mert bir kz. Bu arada, bavullarm nasl kaybetmi?" Richard hi renk vermeden, "Kloroform vermiler, karmlar ve bir ky evinde hapsetmiler," dedi. "Vay, vay, sylemitin. imdi hatrladm. Olacak gibi deil. Aklma geldi -ne geldiydi aklma?- Ah! Evet, Elizabeth Canning, tabi. Hatrlarsn, o da on be gn ortadan kaybolduktan sonra hi olmayacak bir hikyeyle kagelmiti. Kantlar, ok ilgin bir eliki iindeydi, birtakm ingeneler hakkndayd eer doru hatrlyorsam. stelik yle irkince bir kzd ki, olaya bir erkek karm olamazd. imdi, kk Victoria - Veronica - ismini asla doru syleyemiyorum - olduka gzel biri. Bu ite byk olaslkla bir erkek parma vardr." Richard souk bir ifadeyle, "San boyamasa daha ho olurdu," dedi. "Boyuyor mu? Sahi. Bu konularda ne kadar bilgilisin." "Emerson'un mektubu, efendim?" "Tabi, tabi nereye koyduum hakknda hibir fikrim yok. Ama istediin yere bak -stne aldm notlardan dolay, bulmay ben de ok istiyorum- bir de o tel sarma boncuun fotoraf vard." BLM 20 Dr. Pauncefoot Jones ertesi gn leden sonra bir otomobil sesi duyup tiksinti dolu bir ifadeyle bard. ok gemeden ln iinde, hye doru yaklaan otomobili grd.

Hrsla, "Ziyaretiler," dedi. "Hem de en olmayacak zamanda. Kuzeydou kesine resmedilmi rozetin sellozlanmasna nezaret etmek istiyordum. Mutlaka Badat'tan bir sr dedikoduyla gelip kazy gezmek isteyen aptallardr." Richard, "Victoria ite imdi ie yarayacak," dedi. "Duydun mu Victoria? zel bir tur dzenlemek sana dyor." Victoria, "Herhalde en yanl eyleri sylerim," dedi. "ok deneyimsizim biliyorsunuz." Richard tatl tatl, "Bence pek gzel yaparsn," dedi. "Bu sabah o ibkey tulalar hakkndaki szlerin dosdoru Delongaz'n kitabndan kmayd." Victoria hafife kzard ve bir daha yapt alntlan daha zenle dile getirmeye karar verdi. O kaln merceklerin gerisindeki sorgulayan baklar onu bazen rahatsz ediyordu. Yavaa, "Elimden geleni yaparm," dedi. Richard, "Btn bu vr zvr ileri sana ykyoruz," dedi. Victoria glmsedi. Gerekten de, son be gndr yaptklar onu epeyce artmt. Pamuktan szlen suyu kullanarak iinde en kritik anlarda snen bir mumun yand ilkel bir fenerin nda fotoraf banyo etmiti. Karanlk odann masas bir bavuldan oluuyordu ve almak iin ikibklm eilmek ya da diz kmek zorundayd. Karanlk odann kendisi de Richard'n dedii gibi, ortaadaki o nl Kk Dou'nun modern bir modeliydi. Dr. Pauncefoot Jones bir dahaki sene olanaklarnn daha geni olacan syledi, ama imdilik iilerin cretini deyip sonular almak iin her kuru nemliydi. Krk mleklerle dolu sepetleri (belli etmemeye ok dikkat etse de) ilk bata pek komik bulmutu. Btn bu kaba saba, krk paralar ne ie yarard ki? Sonra, paralan birbirlerine uydurup yaptrarak kum dolu kutulara yerletirdiinde, ilgi duymaya balad. Biimleri ve tipleri tanmay rendi. Sonunda da kendi aklyla bu kaplar

yeniden birletirmeyi deneyip bin ksur yl nce nasl ve ne amala kullanldklarn tahmin etti. Baz yoksul zel evlerin ortaya kartld kk alanda; evlerin orijinal hallerini, ilerinde yaayan insanlar, onlarn ihtiyalarn, mallarn, ilerini, umutlarn ve korkularn gzlerinin nne getirmeye balad. Victoria'nn hayal gc gl olduundan, zihninde kolayca bir grnt belirdi. inde yarm dzine altn kpe bulunan kk, kil bir testinin bir duvara gml bulunduu gn ok heyecanland. Richard glmseyerek, "Herhalde evin kznn eyizi," dedi. Tahl dolu tabaklar, eyiz iin biriktirilen altn kpeler, kemikten diki ineleri, tme dibek ve havanlar, kk heykelcikler ve tlsmlar. nemsiz, kk insanlarn gnlk yaam, korkular ve umutlar. Victoria, Richard'a, "te bunu ok ilgin buluyorum," dedi. "Eskiden arkeolojinin yalnzca kral mezarlar ve saraylardan ibaret olduunu sanrdm." Garip, kk bir glmsemeyle, "Babil Krallar," diye ekledi. "Ama en sevdiim yan, sradan gnlk .insanlarla ilgilenmesi; benim gibi insanlarla. Kaybettiim eyleri benim iin bulan Aziz Anthony'nin -ve ansl porselen domuzun- eskiden pasta yaparken kullandm, ii d mavi, ok gzel ksem. Krldyd ve yerine aldm yenisi asla ayn olmad. Bu insanlarn en sevdikleri kseleri ve tabaklan neden ziftle onardklarn anlayabiliyorum. Hayat gerekten hep ayn deil mi? O zaman da, imdi de." Hyn yokuunu trmanan konuklar seyrederken bir yandan da bunlar dnyordu. Richard onlar karlamaya giderken Victoria da peine takld. Arkeolojiye ilgi duyan iki Franszd. Suriye ve Irak' geziyorlard. Selamlamann ardndan Victoria onlara kaz yerlerini gezdirdi, olan biteni bir papaan gibi anlatt, ama Victoria olduu iin de dayanamayp kendi kendine dedii gibi biraz daha heyecan katmak iin kendi sslemelerini de ekledi.

kinci adamn renginin ok kt olduunu ve etrafyla pek ilgilenmeden kendini srklediini fark etti. Adam ok gemeden matmazel balarsa eve ekilmek istediini bildirdi. Sabahtan beri kendini iyi hissetmiyordu ve gne durumunu daha da gletiriyordu. O Kaz Evi'ne doru yolland, dieri de sesini alaltarak sorunun ne yazk ki mideden olduunu syledi. Badat hastal diyorlard, deil mi? Aslnda bugn hi kmamalyd. Tur tamamland, Fransz Victoria'yla sohbete devam etti ve sonunda Fidos arld. Dr. Pauncefoot Jones kararl bir misafirperverlik havasnda konuklarn gitmeden nce ay imelerinde srar etti. Ancak Fransz bunu reddetti. Karanla kalmamalar gerekiyordu; yoksa yollarn asla bulamazlard. Richard Baker hemen hakl olduunu syledi. Hasta arkada evden arld ve otomobil son hzla uzaklat. Dr. Pauncefoot Jones, "Sanrm bu yalnzca bir balang," diye homurdand. "Artk her gn birileri gelir." Kocaman bir dilim Arap ekmei alp kaln bir tabaka kays reeli srd. Richard aydan sonra odasna ekildi. Cevaplamas gereken ve ertesi gn Badat'a gitme hazrlnda yazmak zorunda olduu mektuplar vard. Birdenbire kalarn att. Grnrde pek derli toplu bir adam deildi, ama giysilerini ve evrakn hep ayn biimde dzenlerdi. imdi bir bakta ekmecesinin kartrlm olduunu grebiliyordu. Hizmetkarlarn yapmadndan emindi. O halde, eve gitmek iin bahane uyduran o hasta ziyareti olmalyd. Soukkanllkla eyasn kartrmt. Hibir eyin kaybolmadndan emindi. Parasna dokunulmamt. O halde neyi aramlard? Olayn ne anlama geldiini dnrken yz ifadesi ciddileti.

Antika Odas'na gidip mhrlerin ve mhr basklarnn konduu ekmeceye bakt. Ackl ackl glmsedi. Hibir eye el srlmemiti. Oturma odasna geti. Dr. Pauncefoot Jones ustabayla beraber avludayd. Odada yalnzca elinde kitabyla kvrlm oturan Victoria vard. Richard dorudan sze girdi. "Birisi odam aram." Victoria aknlk iinde ban kaldrd. "Ama neden? Kim?" "Sen deil miydin?" "Ben mi?" Victoria alnmt. "Tabi ki deildim. Neden eyanz kartrmak isteyeyim ki?" Richard, ona dik dik bakt. "O halde o lanet olas yabanc olmal, hasta numaras yapp eve geldi." "Bir ey alm m?" "Hayr," dedi Richard. "Hibir ey alnmam." "Ama insan neden..." Richard szn kesti. "Bunu senin bilebileceini sanyordum." "Benim mi?" "Anlattklarna gre senin bana olduka garip eyler gelmi." "Oh u... evet." Victoria biraz arm gibiydi. Ar ar konutu. "Ama neden sizin odanz aradklarn anlamyorum. Sizin hibir ilginiz yok ki..." "Neyle?" Victoria bir an cevap vermedi. Dncelere dalm gibiydi. Sonunda, "zr dilerim," dedi. "Ne dediniz? Dinlemiyordum." Richard soruyu tekrarlamad. Bunun yerine yle sordu. "Ne okuyorsun?" "Burada hafif romanlarda pek seenek yok. ki ehrin Hikyesi, Gurur ve nyarg, Floss ay zerindeki Deirmen. Ben ki ehrin Hikyesi'ni okuyorum." "Daha nce okumam miydin?"

"Hi. Dickens'in skc olacan sanmmdr hep." "Ne fikir!" "ok heyecanl buldum." "Nereye geldin?" Richard onun omzunun stnden bakp yksek sesle okudu. "rg ren kadnlar Bir diye saydlar." Victoria, "Bence ok korkun," dedi. "Madam Defarge m? Evet, iyi bir karakter. Geri insan rgsnde bir isim listesi tutabilir mi, hep kuku duymuumdur. Ama tabi ben rg rmyorum." Victoria bunu dnnce, "Oh, bence rebilirsiniz," dedi. "Dz ve ters -ve dier ilmikler- ara ara bir ters atp bir atlyorsun. Evet, yaplabilir, tabi ren acemiymi ve hatalar yapm gibi kamufle edilir..." Birdenbire imek gibi bir k akt. Aklnda iki ey bir araya geldi ve onu bir patlama iddetiyle sarst. Bir isim, grsel bir an. Elinde sk sk tuttuu eski krmz atksyla bir adam. Victoria sonradan atky alelacele alp bir ekmeceye atmt. O isimle birlikte. Defarge -Lefarge deil- Defarge, Madam Defarge. Richard'n nazike sormasyla kendine geldi. "Bir sorun mu var?" "Yok... yok, yani, aklma bir ey geldi." "Anlyorum." Richard en kibirli tavryla kalarn kaldrd. Yarn, diye dnd Victoria, hep birlikte Badat'a gideceklerdi. Yarn tatili sona erecekti. Bir haftadan fazla bir sredir gvende, huzur iinde, kendini toplayacak zaman bulmu ve ok keyif almt. Belki de ben dlein biriyim, diye dnd Victoria. Belki de bundan. Serven konusunda neeyle konumu, ama gerekten bana geldiinde pek houna gitmemiti. Kloroforma kar rpnmaktan ve ar ar boulma duygusundan nefret etmi; o perian Arap yukardaki odada "Bukra" dediinde ok, ama ok korkmutu. imdi de hepsine geri dnmek zorundayd. Bay Dakin ona i verdiinden ve cret dediinden, ald paray hak etmeli ve

cesur grnmeliydi! Zeytin Dal'na dnmesi bile gerekebilirdi. Dr. Rathbone'u ve o sorgulayan baklarn dnnce rperdi. Adam onu uyarmt... Ama belki de geri gitmesi gerekmeyecekti. Bay Dakin belki de gitmemesinin daha iyi olduunu artk onu tandklarn sylerdi. Ancak, eyasn almak iin eve gitmek zorundayd, nk o el rgs yn atky bavuluna ylesine alvermiti... Basra'ya giderken her eyi bavullara tkmt. O atky Bay Dakin'in eline verdikten sonra belki de ii biterdi. Bay Dakin belki filmlerde olduu gibi ona, "Oh! Aferin Victoria," derdi. Ban kaldrnca Richard Baker'n onu seyrettiini grd. "Bu arada," dedi Baker. "Yarn pasaportunu bulabilecek misin?" "Pasaportumu mu?" Victoria durumu dnd. Kazyla ilgili hareket plann henz dnmemi olmas ok tipikti. Gerek Veronica (ya da Venetia) yaknda ngiltere'den gelecek olduuna gre, ortadan ekilmesi gerekliydi. Ama yalnzca kaybolmakla m kalacakt, yoksa aldatmacay itiraf edip uygun cezay ekecek miydi ya da niyeti neydi, bunu henz zlmesi gereken bir sorun olarak grmyordu. Victoria her zaman "Naslsa Bir ey kar" tavrn benimsemeye eilimliydi. "Aslnda," diye vakit kazanmaya alt. "Emin deilim." Richard, "Blge polisi istiyor," dedi. "Numarasn ve adn, yan, eklini, vs. kaydediyorlar. Ne varsa. Pasaport elimizde olmadna gre, sanrm en azndan adn ve eklini gndermemiz gerekiyor. Bu arada, soyadn nedir? Sana hep 'Victoria' dedim." Victoria kibarca laf dndrd. "Haydi ama," dedi. "Soyadm benim kadar siz de biliyorsunuz." "Bu doru deil," dedi Richard. Dudaklar hafif zalim bir glmsemeyle kvrld. "Ben senin soyadn biliyorum. Bilmeyen sanrm sensin." Victoria, "Kendi soyadm tabi ki biliyorum," diye terslendi.

"O halde sana meydan okuyorum. Syle bana, hemen, imdi." Sesi birdenbire sertlemiti. "Yalan sylemenin yarar yok," dedi. "Oyun bitti. ok kurnazca davrandn. Dersini iyi almsn, ok ilgin bilgiler verdin, ama bu tr bir sahtekrl uzun sre srdremezsin. Sana tuzaklar kurdum ve hepsine de dtn. ok sama eyler syledim, kabul ettin." Durdu. "Sen Venetia Savile deilsin. Peki ama kimsin?" Victoria, "Sizi ilk grdmde kim olduumu syledim," dedi. "Ben Victoria Jones'um." "Dr. Pauncefoot Jones'un yeeni mi?" "Yeeni deilim ama adm Jones." "Bana baka pek ok ey daha syledin." "Evet, syledim. Hepsi de doruydu! Ama bana inanmadnz grebiliyordum. Bu da beni delirtti, nk zaman zaman yalan sylesem de -aslnda olduka sk sylerim- size sylediklerim yalan deildi. Bu yzden, daha inandrc olmak iin admn Pauncefoot Jones olduunu syledim. Bunu buralarda daha nce de sylemiliim var ve hep ok iyi karland. Aslnda buraya geliyor olduunuzu nereden bilebilirdim?" Richard ciddi bir tavrla, "Senin iin ufak bir ok olmutur herhalde," dedi. "ok gzel idare ettin. Buz gibi bir soukkanllkla." "imden yle deildim," dedi Victoria. "Titriyordum. Ama aklama yapmak iin buraya gelmeyi beklersem en azndan gvende olacam dndm." "Gvende mi?" Bu szc dnd. "Baksana Victoria, bana anlattn, o sana kloroform verdikleri hikyesi gerekten doru muydu?" "Tabi ki doruydu! Grmyor musunuz, bir hikye uydurmak isteseydim ok daha iyisini yapabilirdim ve stelik, daha da iyi anlatrdm!"

"Seni biraz daha yakndan tanynca, bundaki doruluk payn grebiliyorum! Ama kabul etmelisin ki, insan ilk duyduunda inanlmaz gibi geliyor." "Ama imdi mmkn olabileceini dnyorsunuz. Neden?" Richard ar ar konutu. "nk eer dediin gibi, Carmichael'n lmne kartysan-o halde doru olabilir." Victoria, "Her ey o zaman balad," dedi. "Bana anlat en iyisi." Victoria, ona uzun uzun bakt. "Acaba size gvenebilir miyim diye merak ediyorum," dedi. "imdi roller deiti! nanabiliyor musun ki, buraya sahte isimle geldiinden, nk benden bilgi almak istediinden kukulanyordum? Belki de yaptn budur gerekten." "Yani Carmichael hakknda onlarn bilmek istedii bir ey bildiinizi mi sylemek istiyorsunuz?" "Onlar kim oluyor?" Victoria, "Size anlatmam gerekecek," dedi. "Baka yolu yok ve eer onlardan biriyseniz, zaten biliyorsunuzdur, o yzden nemi yok." Ona Carmichael'n ld geceyi, Bay Dakin'le grmesini, Basra yolculuunu, Zeytin Dal'nda almasn, Catherine'in dmanln, Dr. Rathbone'u, uyarsn ve son olaylar anlatt. Bir sr olarak kalan salarnn boyanmasn da ekledi. Yalnzca krmz atkyla Madam Defarge' atlad. "Dr Rathbone mu?" Richard atld. "Sence o da m bu ie karm? Bu iin arkasnda m? Ama canm, o ok nemli biri. Dnyann her tarafnda tannyor. Programlarna her yerden balar yayor." "yle olmas gerekmez mi?" dedi Victoria. Richard dnceli bir ifadeyle, "Ben onu hep kendini beenmiin biri olarak grmmdr," dedi. "O da pek gzel bir kamuflaj."

"Evet... evet, sanrm yle. Bana sorduun Lefarge kimdi?" "Yalnzca yle bir isim," dedi Victoria. "Bir de Anna Scheele var." "Anna Scheele mi? Hayr, hi duymadm." "O nemli," dedi Victoria. "Ama nasl ve niin tam olarak bilmiyorum. Her ey yle kark ki." "Bana batan anlat," dedi Richard. "Seni bu ilere sokan adam kimdi?" "Edward, oh, Bay Dakin'i demek istiyorsun. Petrol iinde sannn." "Bezgin, ikibklm, donuk grnl biri mi?" "Evet ama aslnda yle deil. Bo deil yani." "miyor mu?" "nsanlar yle sylyor, ama itiini sanmyorum." Richard arkasna yaslanp ona bakt. "Phillips Oppenheim, William Le Queux ve baka pek ok baarl takliti gibi mi? Bu gerek mi? Sen gerek misin? Hrpalanan kadn kahraman msn, yoksa hain maceraperest mi?" Victoria pratik bir tavrla cevap verdi. "nemli olan, Dr. Pauncefoot Jones'a benim iin ne diyeceiz?" "Hibir ey," dedi Richard. "Gerekli olmayacak." BLM 21 Erkenden yola ktlar. Victoria'nn morali pek bozuktu. Dnp Kaz Evi'ne bakarken boazna bir yumru tkand. te yandan; kamyonun deli gibi sarsmasnn yol at rahatszlk, o an ektii ikenceden baka bir ey dnmesini engelliyordu. Yemden o szmona yolda gitmek, eeklerin yanndan gemek, tozlu kamyonlarla karlamak pek garipti. Badat'n kenar mahallelerine varmalar saat srd. Kamyon onlar Tio Oteli'nde indirdi, a ve ofr birlikte gerekli alverii yapmaya gittiler. Dr. Pauncefoot Jones ile Richard' bir yn mektup

bekliyordu. Marcus birdenbire ortaya kt; kocaman ve glmseyerek, her zamanki dosta neesiyle Victoria'y karlad. "Ah," dedi. "Seni grmeyeli ok oldu. Otelime gelmiyorsun. Bir hafta, iki hafta oldu. Neden byle? Bugn yemei burada yiyeceksiniz, ihtiyacnz olan her ey var. Pililer. Kocaman biftek. Bir tek ili pilav ve zel baharatla doldurulmu hindimiz yok, nk onu bana bir gn nceden sylemeniz gerekir." Tio Oteli'ndekilerin Victoria'nn karlm olduunu fark etmedikleri akt. Edward, Bay Dakin'in tavsiyesiyle polise gitmemiti herhalde. Victoria, "Bay Dakin Badat'ta m, biliyor musun Marcus?" diye sordu. "Bay Dakin -ah evet, pek iyi bir adam- tabi, senin arkadan o. Dn buradayd, hayr, evvelki gn. Ya Yzba Crosbie, onu tanyor musun? Bay Dakin'in arkada. Bugn Kirmanah'tan geliyor." "Bay Dakin'in ofisi nerde, biliyor musun?" "Tabi biliyorum. Irak-ran Petrol irketi'ni herkes bilir." "imdi oraya gitmek istiyorum. Taksiyle. Ama taksinin beni nereye gtreceini bildiinden emin olmak istiyorum." Marcus, "Ona ben kendim sylerim," diye ltfetti. Victoria'ya sokan bana kadar elik etti ve her zamanki gibi iddetle bard. akn bir ocuk koarak geldi. Marcus, ona bir taksi bulmasn emretti. Sonra Victoria'y taksiye gtrdler ve Marcus ofre adresi verdi. Daha sonra da geri ekilip el sallad. "Bir de oda istiyorum," dedi Victoria. "Var m?" "Evet, evet. Sana ok gzel bir oda vereceim ve-bu akam da ok byk bir biftek smarlayacam -ok zel- biraz da havyar. nce de kk birer iki ieriz." "Harika," dedi Victoria. "Oh Marcus, bana biraz bor verebilir misin?" "Tabi canm. te buyur. stediin kadar al."

Taksi bir korna sesiyle yola kt ve Victoria elinde bir sr kt ve bozuk para ile arkaya savruldu. Victoria be dakika sonra Irak-ran Petrol irketi'nin brosuna girip Bay Dakin'i sordu. Victoria ieri alndnda Bay Dakin masasnda oturmu, bir eyler yazyordu. Kalkp resmi bir tavrla el skt. "Bayan... ey... Bayan Jones, deil mi? Kahve getir Abdullah." Ses geirmez kap ktibin arkasndan kapanrken yavaa konutu. "Aslnda buraya gelmemen gerekirdi, biliyorsun." Victoria, "Bu kez mecburdum," dedi. "Size hemen sylemem gereken bir ey var; bama baka bir eyler daha gelmeden nce." "Bir ey daha gelmeden mi? Bana bir ey mi geldi ki?" "Bilmiyor musunuz?" diye sordu Victoria. "Edward size sylemedi mi?" "Bildiim kadaryla sen hl Zeytin Dal'nda alyorsun. Kimse bana bir ey sylemedi." "Catherine!" diye bard Victoria. "zr dilerim!" "O Catherine cads! Eminim Edward'a sama bir hikye anlatm, o da saf saf inanmtr." "Dinleyelim bakalm," dedi Bay Dakin. "ey... kusuruma bakmazsan..." Baklar Victoria'nn sar salarnda doland, "...kumral halini tercih ederim." "Bu iin bir ksm yalnzca," dedi Victoria. Kap vuruldu ve haberci elinde iki kk fincan ekerli kahveyle ieri girdi. Gittikten sonra Dakin, Victoria'ya dnd. "imdi, acele etme ve bana her eyi anlat. Burada bizi kimse duyamaz." Victoria servenlerini anlatmaya giriti. Dakin'le konuurken her zaman olduu gibi, hem tutarl, hem de anlalr olmay becerdi. Hikyesine Carmichael'n drd krmz atk ve Bayan Defarge'la kurduu balanty anlatarak son verdi. Sonra endieyle Dakin'e bakt.

eri girerken ona daha da bitkin grnl gibi gelmiti. imdiyse gzlerinde bir prlt belirdiini gryordu. "Dickens'i daha sk okumalym," dedi. "O halde hakl olduumu mu dnyorsunuz? Sizce syledii Defarge myd, atkda rlm bir mesaj m var?" Dakin, "Bence," dedi. "Bu ele geirdiimiz ilk somut ipucu ve bunun iin sana teekkr borluyuz. Ama nemli olan atk. Nerede o?" "Eyamn arasnda. O gece bir ekmeceye tktm, bavulumu toplarken de hibir eyi ayrp katlamadan hepsini birden tktrdm hatrlyorum." "Bu atknn Carmichael'a ait olduunu kimseye -hi kimseyesylemedin, deil mi?" "Hayr, nk unutmutum. Basra'ya giderken baka eylerle birlikte bavula attm ve o gnden beri de bavulu hi amadm." "O halde sorun olmamas gerekir. Eyan kartrm bile olsalar, eski, pis bir yn atkya nem vermezler... tabi bir ihbar almadlarsa, ama grebildiim kadaryla bu da olanaksz. imdi btn yapman gereken eyann toplanp sana gnderilmesini salamak. Bu arada, kalacak bir ver buldun mu?" "Tio'da bir oda d virttim." Dakin bayla onaylad. "Senin iin en iyi yer." "Zeytin Dal'na geri dnecek miyim, bunu istiyor musunuz?" Dakin, ona dikkatle bakt. "Korkuyor musun?" Victoria enesini kaldrd. "Hayr," diye meydan okudu. "sterseniz giderim." "Gerekli olacan sanmyorum... akllca da olmaz. Nasl rendilerse rendiler, ama sanrm orada birisinin senin neler yaptndan haberi var. Bu halde baka bir ey renemezsin, o yzden en iyisi uzak durman." Glmsedi.

"Aksi halde seni bir daha grdmde kzl sal olabilirsin." Victoria, "Her eyden ok da bunu bilmek istiyorum," diye bard. "Neden sam boyadlar? Dndm, dndm, ama bir anlam veremedim. Ya siz?" "Ancak cesedinin tehis edilmesini gletirmek gibi tatsz bir neden olabilir." "Ama ceset olmam istiyorlarsa beni neden hemen ldrmediler?" "Bu ok ilgin bir soru Victoria. Ben de her eyden ok bunun cevabn istiyorum." "Hibir fikriniz yok mu?" Bay Dakin hafife glmseyerek, "Yok," dedi. "pularndan sz almken," dedi. "O sabah Tio'da Sir Rupert Crofton Lee'de anormal bir durum olduunu sylediimi hatrlyor musunuz?" "Evet." "Siz onu ahsen tanmyordunuz, deil mi?" "Daha nce hi karlamamtk, hayr." "Ben de yle dnmtm. nk, u var ki, o adam Sir Rupert Crofton Lee deildi." Bir kez daha, Sir Rupert'in ensesindeki siilden balayarak, hararetli hararetli anlatmaya balad. "Demek yle yaptlar," dedi Dakin. "Carmichael'n o gece nasl gafil avlanp ldrldn anlayamyordum. Crofton Lee'nin yanma vard ve Crofton Lee onu baklad, ama yere yklmadan nce kap senin odana snmay baard. Atky da elinden brakmad, lm gibi." "Sizce beni karmalarnn nedeni bunu size sylemeye geliyor olmam m? Ama Edward hari kimse bilmiyordu ki." "Bence seni hemen ortadan kaldrmalar gerektiini hissettiler. Zeytin Dal'nda olup bitenlere fazla burnunu sokuyordun." "Dr. Rathbone beni uyard," dedi Victoria. "Uyandan ok tehdit gibiydi. Sanrm grndm gibi olmadm anlad." Dakin souk bir ifadeyle, "Rathbone aptal deildir," dedi.

"Oraya dnmek zorunda olmadma sevindim," dedi Victoria. "Cesur grnmeye alyordum ama aslnda ok korktum. Ancak, Zeytin Dal'na gitmezsem Edward' nasl bulabilirim?" Dakin glmsedi. "O seni bulamazsa sen onu bulursun. Hemen ona bir mektup yaz. Tio'da olduunu, giysilerinle bavullarn toplayp oraya getirmesini syle. Ben de bu sabah Dr. Rathbone'a kulpte dzenledii geceler konusunda danacam. Kolayca sekreterine not brakabilirim, bylece Catherine'in eline geip kaybolmas riski olmaz. Sana gelince, Tio'ya dn ve orada kal... ve Victoria..." "Evet?" "Eer ban derde girerse -nasl olursa olsun- elinden geleni yap. Seni olabildiince gzetleyeceiz, ama dmanlarn ok gl ve ne yazk ki sen de ok ey biliyorsun. Bavullarn Tio Oteli'ne gelir gelmez bana olan ykmllklerin sona ermi saylr. Bunu bil." Victoria, "imdi doruca Tio'ya gidiyorum..." dedi. "Yolda yalnzca biraz pudra, ruj ve krem alacam. Ne de olsa..." "Ne de olsa," dedi Bay Dakin. "nsan sevgilisiyle grmeden silahlarm kuanmal." "Richard Baker'la nemli deildi, geri istersem olduka ho grnebildiimi onun da bilmesini isterim," dedi Victoria. "Ama Edward..." BLM 22 Victoria sar salar zenle taranm, burnu pudralanm ve dudaklar yeni boyanm halde Tio'nun balkonunda oturuyordu. Bir kez daha Romeo'sunu bekleyen modern bir Jlyet rol ndeydi. Az sonra Romeo da geldi. imenlerin stnde belirdi; bir o yana, bir bu yana bakmyordu. "Edward," dedi Victoria. Edward ban kaldrd. "Oh, ite buradasn Victoria!"

"Yukar gel." "Tamam." Bir dakika sonra bo olan balkona geldi. "Buras daha sakin," dedi Victoria. "Az sonra aa ineriz, Marcus bize iki verir." Edward aknlk iinde ona bakyordu. "Baksana Victoria, salarna bir ey mi yaptn?" Victoria sabrszlkla i ekti. "Biri bana salardan sz ederse, sanrm kafalarna bir ey indirivereceim." Edward, "Bence eski hali daha gzeldi," dedi. "Bunu Catherine'e syle!" "Catherine mi? Onun bu ile ne ilgisi var?" "Her ey," dedi Victoria. "Bana onunla arkada olmam syledin, ben de oldum ve sanrm bama ne iler atndan hi haberin yok!" "Bunca zamandr neredeydin Victoria? ok endielendim." "Oh, endielendin, yle mi? Neredeyim sanyordun?" "Catherine bana mesajn verdi. Ondan bana birdenbire Musul'a gittiini sylemesini istemisin. ok nemliymi ve gzel bir habermi, zaman gelince beni arayacakmsn." "Sen de buna inandn m?" Victoria neredeyse acyan bir sesle soruyordu. "Bir iz bulduunu sandm. Tabi Catherine'e fazla bir ey syleyemezdin..." "Catherine'in yalan sylyor olabilecei ve belki de benim bama vurulmu olduu hi aklna gelmedi mi?" "Ne?" Edward bakakald. "Uyutulup, kloroformla bayltlp a braklp..." Edward serte etrafna baknd. "Aman Tanrm! Hi dnmedim... baksana, burada konumak houma gitmiyor. Bu kadar pencere var. Odana gidemez miyiz?" "Pekl. Bavullarm getirdin mi?"

"Evet. Kapya braktm." "nk insan on be gn stn deitirmezse..." "Victoria, neler oldu? Bak, araba burada. Devonshire'a gidelim. Sen oraya hi gitmedin, deil mi?" "Devonshire mi?" Victoria akn akn bakakald. "Oh, yalnzca Badat yaknlarnda bir yerin ad. Bu mevsimde pek gzel olur. Haydi gel. Yllardr ba baa kalamadk." "Babil'den beri. Ama ya Dr. Rathbone ve Zeytin Dal'ndakiler ne der?" "Bo ver Dr. Rathbone'u. O ihtiyar keiden bktm zaten." Merdivenlerden inip dar, Edward'n arabasn park ettii yere kotular. Edward geni bir caddeden gneye doru gitti. Sonra dnd; hurma aalarnn arasndan ve sulama kanal kprlerinin stnden sarsla sarsla ilerlediler. Sonunda, hi beklenmedik bir ekilde karlarna kk bir koru kt. Sulama kanallar evresini kuatyor, yer yer iinden geiyordu. Korudaki aalar ounlukla badem ve kays aalaryd ve daha yeni iek ayorlard. Rya gibi bir yerdi. Korunun arkasnda, biraz geride Dicle uzanyordu. Arabadan inip iek aan aalarn arasnda yrdler. Victoria derin derin i ekerek, "Buras ok gzel," dedi. "lkbaharda ngiltere'de olmak gibi." Hava yumuak ve lkt. Az sonra devrik bir aa ktnn stne oturdular. Tepelerinden pembe iekli dallar sarkyordu. "imdi sevgilim," dedi Edward. "Sana neler olduunu anlat. ok zldm." "yle mi?" Victoria dalgn dalgn glmsedi. Sonra ona anlatt. Berber kz. Kloroform kokusunu ve verdii mcadeleyi. Uyutulduunu ve hasta uyann. Nasl katn ve tesadfen Richard Baker'la karlamasn. Kazya giderken kendini Victoria Pauncefoot Jones olarak tantn ve ngiltere'den yeni gelen bir arkeoloji rencisi roln mucizevi bir ekilde nasl srdrdn. Bu noktada Edward kahkahalar att.

"Harikasn Victoria! Neler dnp uyduruyorsun." "Biliyorum," dedi Victoria. "Amcalarm. Dr. Pauncefoot Jones ve ondan nceki - piskopos." O anda, Basra'da; Bayan Clayton szlerini kesip ikiye ardnda, Edward'a neyi soracak olduunu hatrlad. "Sana daha nce soracaktm," dedi. "Piskoposu nereden biliyordun?" Elini tutan elin aniden kasldn hissetti. Edward abucak, fazla abucak cevap verdi. "Neden, bana sen anlatmtn, deil mi?" Victoria, ona bakt. Ne garip, diye dnd daha sonra, ocuka bir dil srmesi nelere yol amt. Edward tamamen gafil avlanmt. Hazrda hibir hikyesi yoktu, yz birdenbire savunmasz kald ve maskesi dt. Victoria, ona bakarken; tpk bir iek drbn gibi, her ey karp yerli yerine oturdu ve gerei grd. Belki de aslnda birdenbire deildi. Belki bilinaltnda o soru; Edward'n piskoposu nereden bildii sorusu hep onu rahatsz etmiti ve ar ar o bir tek, kanlmaz cevaba yaklamt... Edward; Llangow Piskoposu'nu ondan duymamt ve kendisi dnda bunu renebilecei tek kii de Bay ve Bayan Hamilton Clipp olabilirdi. Ancak, onlar da Victoria Badat'a geldikten sonra Edward' grm olamazlard, nk Edward o srada Basra'dayd. O halde, bunu ngiltere'den ayrlmadan nce onlardan dinlemi olmalyd. Demek ki en bandan beri Victoria'nn onlarla geleceini biliyordu ve bu harika tesadf de aslnda hi tesadfi deildi. En bandan beri planlanmt. Edward'n maskesi dm yzne bakarken, Carmichael'in eytan derken neyi kastettiini birdenbire anlad. O gn koridordan konsolosluun bahesine bakarken neyi grdn biliyordu. imdi karsndaki bu gen ve gzel yz grmt; gerekten gzel bir yzd bu. eytan, Sabahn Olu, sen nasl dtn?

Dr. Rathbone deil - Edward! Ufak bir rol; sekreter roln oynayan, ama kontrol eden, planlayan, yneten, Rathbone'u gstermelik olarak kullanan Edward... ve Rathbone vakit varken gitmesi iin onu uyarmt... O gzel, kt yze baknca; btn o masum, taze ak silindi ve Edward iin hissettiklerinin asla ak olmadn anlad. Birka saat nce Humphrey Bogart, daha sonra da Edinburgh Dk iin de ayn eyleri hissetmiti. Gz kamamasyd bu. Edward da onu hi sevmemiti. ekiciliini ve prltsn bilinli olarak kullanmt. O gn onu semi, ekiciliini yle rahat, yle doal kullanmt ki; Victoria hi uratrmadan kanmt. Aptallk etmiti. Birka saniye iinde insann aklndan neler geebildii inanlmazd. Dnmek gerekmiyordu. Her ey anlalyordu. Tam ve net bilgi. Belki de aslnda, iinden, en batan beri hepsini biliyordu... Victoria bir yandan da zihinsel melekeleri kadar hzl bir kendini koruma gds ile, yzndeki aptalca ve kr krne hayranlk ifadesini korudu. gdsel olarak byk tehlike altnda olduunu anlamt. Onu kurtarabilecek tek bir ey; oynayabilecei tek bir koz vard. Acele etti. "Bandan beri biliyordun!" dedi. "Buraya geleceimi biliyordun. Sen ayarlam olmalsn. Oh Edward, harikasn sen!" O hareketli yze tek bir duygu yansyordu; neredeyse i bayltan bir hayranlk. Tepkisi de grd; hafif kmseyen bir glmse, rahatlama. Edward'n kendi kendisine, "Kk budala! Ne olsa yutacak!" dediini duyar gibiydi. "Ona ne istesem yapabilirim!" "Ama nasl ayarladn?" dedi Victoria. "ok gl olmalsn. Grndn gibi deilsin. Sen -geen gn dediin gibi- Babil Kralsn." Onun yzn aydnlatan gururu grd. Alakgnll, ho bir gen adam maskesi altnda gizlenmi; gc, iktidar, gzellii ve zalimlii grd.

Ben de Hristiyan bir kleyim, diye dnd Victoria. abucak ve endieyle, son bir sanat dokunuu olarak ekledi (ve bunun gururuna nelere mal olduunu kimse asla bilemeyecekti), ama beni seviyorsun, deil mi? Edward artk kmsemesini saklamakta zorlanyordu. Bu kk budala, btn bu budala kadnlar! Onlar sevdiinize inandrmak yle kolayd ki, tek aradklar buydu! Yapnn bykln, yeni bir dnyay hi umursamyorlar, yalnzca ak iin szlanyorlard! Onlar kleydi ve insan kendi amalar urunda birer kle gibi kullanyordu onlar. "Tabi ki seni seviyorum," dedi. "Ama btn bu olan biten nedir? Syler misin bana, Edward? Anlat." "Yeni bir dnya, Victoria. Eskisinin amurundan ve kllerinden doacak olan yeni bir dnya." "Anlat bana." Ona anlatt ve Victoria her eye ramen kendini bu de kaptrd. Eski kt eyler birbirlerini imha etmeliydi. Krlar uruna ilerlemeyi engelleyen iman yal adamlar. Marx cennetlerini kurma peindeki ikiyzl aptal Komnistler. Byk bir sava - her ey yok olmalyd. Sonra - Yeni Cennet ve Yeni Dnya. Kk, sekin bir grup yksek varlk, bilim adamlar, tarm uzmanlar, yneticiler -Edward gibi gen adamlar- Yeni Dnya'nn Siegfriedleri. Hepsi de gen ve birer Supermen olma kaderlerine inanm. Yok olu bitince onlar sahneye kacak ve dnyay devralacaklard. Delilikti bu, ama yapc delilikti. Paralanm ve dalmakta olan bir dnyada olabilecek bir eydi. "Ama dn," dedi Victoria. "nce ldrlecek btn o insanlar dn." Edward, "Anlamyorsun," dedi. "Onun nemi yok." nemi yok; Edward'n inanc buydu. Birdenbire, nedensiz yere, Victoria'nn aklna bin yl nce ziftle onarlan o mlekler

geldi. Kukusuz onlar nemliydi; kk gnlk eyler, yemek piirilmesi gereken aile, evi kuatan drt duvar, bir iki deerli mal. Dnyadaki binlerce sradan insan, kendi ilerine bakyor, topra sryor, mlekler yapyor, aile kuruyor, glyor ve alyor; sabahlan kalkp akam olunca yatyorlard. nemli olanlar onlard; kt yzleriyle yeni bir dnya yaratmaya kalkan ve bunu yaparken de kimlere zarar vereceklerini hi umursamayan bu melekler deil. Dikkatle, yavaa konutu, nk burada, Devonshire'de lmn ok yaknnda olabileceini biliyordu. "Harikasn Edward. Ama ya ben? Ben ne yapabilirim?" "Yardm etmek mi istiyorsun? Buna inanyor musun?" Victoria ok temkinliydi. Birdenbire dnmek olmazd. Fazla gelirdi. "Sanrm ben sana inanyorum!" dedi. "Bana syleyecein her eyi yaparm, Edward." "Aferin," dedi Edward. "nce, neden buraya gelmemi ayarladn? Bir nedeni olmal, deil mi?" "Tabi ki vard. O gn bir fotorafn ektiimi hatrlyor musun?" "Hatrlyorum," dedi Victoria. Seni aptal, ne kadar da memnun olmutun, nasl kurumlanmm, diye dnd kendi kendine. "Profilinden ok etkilenmitim, birine olan benzerliinden. Emin olmak iin fotoraf ektim." "Kime benziyorum?" "Bamza ok dert aan bir kadna, Anna Scheele'e." "Anna Scheele." Victoria bombo bir aknlkla ona bakakald. Bekledii her neyse, bu deildi. "Yani, o bana m benziyor?" "Yandan olduka benziyor. Profilden nallarnz hemen hemen ayn. Olaanst bir ey daha var; st dudanda, solda ufak bir yara izi var..."

"Biliyorum. ocukken oyuncak attan dmtm. Keskin bir kula vard ve olduka derin kesmiti. Pudra srdmde pek belli olmuyor." "Anna Scheele'in de ayn yerde bir izi var. En deerli nokta buydu. Boyunuz ve bedeniniz benziyor, o senden drt be ya byk. Asl fark sanzda; sen kumralsn, o ise sarn. Senin sa modelin de olduka farkl. Gzlerin daha koyu mavi, ama renkli gzlkle fark etmez." "Bunun iin mi Badat'a gelmemi istedin? Ona benzediim iin mi?" "Evet, bu benzerliin ie yarayacan dndm." "Bylece her eyi ayarladn... Clippleri... Clippler kim?" "nemli deiller, yalnzca kendilerine syleneni yapyorlar." Edward'n ses tonundaki bir ey Victoria'y rpertti. Sanki insanlk d bir kaytszlkla, "Onlar emrim altnda," der gibiydi. Bu lgn projenin dini bir taraf da vard. Edward, diye dnd. "Kendi kendinin Tanrs. Bu kadar korkun olan da bu." Yksek sesle, "Bana Anna Scheele'in senin gsterinde patron, Kralie An olduunu sylememi miydin?" dedi. "Seni artmak iin bir ey sylemem gerekiyordu. Zaten ok fazla ey renmitin." Victoria, demek Anna Scheele'e benziyor olmasaydm, sonum olacakt, diye dnd. "Aslnda kim o?" diye sordu. "Amerikal ve uluslararas banker Otto Morganthal'n sekreteri. Ama hepsi bu deil. Son derece kayda deer bir finans zeks var. Parasal operasyonlarmzn pek ounun izini bulduuna inanyoruz. kii bizim iin tehlikeliydi -Rupert Crofton Lee, Carmichael- her ikisi de ortadan kaldrld. Geriye bir tek Anna Scheele kalyor. gne kadar Badat'a gelecek. Bu arada ortadan kayboldu." "Kayp m oldu? Nerede?" "Londra'da. Grne gre yeryznden silindi."

"Nerede olduunu kimse bilmiyor mu?" "Belki Dakin biliyordur." Ama Dakin de bilmiyordu. Victoria bunu biliyordu ama Edward'n haberi yoktu, o halde Anna Scheele neredeydi? Victoria, "Gerekten hibir fikriniz yok mu?" diye sordu. Edward ar ar, "Bir fikrimiz var," dedi. "Nedir?" "Anna Scheele'in konferans iin burada, Badat'ta olmas ok nemli. O da bildiin gibi, be gn sonra." "O kadar yakn m? Bilmiyordum." "lkeye tm girileri gzlem altna aldk. Kesinlikle kendi adyla gelmiyordur. Hkmetin servis uayla da gelmiyor. Onu da kontrol etme imknmz var. Biz de btn zel yolcular inceledik. BOAC'de Grete Harden ismine ayrlm bir yer var. Grete Harden'i aratrdmzda byle birisinin olmadn grdk. Sahte bir isim. Verilen adres de uydurma. Grete Harden'in Anna Scheele olduunu dnyoruz." Ekledi. "Ua br gn am'a iniyor." "Ya sonra?" Edward birdenbire onun gzlerinin iine bakt. "Oras sana kalyor, Victoria." "Bana m?" "Onun yerini alacaksn." Victoria ar ar konutu. "Sir Rupert Crofton Lee gibi mi?" Neredeyse bir fsltyd. O yer deitirme srasnda Sir Rupert Crofton Lee lmt. Victoria yerini aldnda da herhalde Anna Scheele ya da Grete Harden lecekti. Edward bekliyordu. Bir an bile sadakatinden kuku duyarsa o, Victoria, lrd. Hem de kimseyi uyarmaya imkn bulamadan. Hayr, kabul etmeli ve Bay Dakin'e haber verme frsatn bulmalyd.

Derin bir nefes ald. "Ben... ben... oh, Edward, yapamam. Ortaya kar. Amerikan taklidi yapamam." "Anna Scheele'in aksan yok gibi. Zaten larenjit olmu olacaksn. Dnyann bu blgesindeki en iyi doktorlardan biri yle diyecek." Victoria, her yerde adamlar var, diye dnd. "Ne yapmam gerekiyor?" diye sordu. "Grete Harden olarak am'dan Badat'a uacaksn. Hemen yatacaksn. Saygdeer doktorun ancak son anda konferansa gitmene izin verecek. Orada, yannda getirdiin belgeleri nlerine koyacaksn." Victoria sordu. "Gerek belgeler mi?" "Tabi ki hayr. Kendimizinkilerle deitireceiz." "Belgeler neyi gsterecek?" "Amerika'daki muazzam bir Komnist plann ikna edici ayrntlarn." Victoria, ne kadar da iyi planlamlar, diye dnd. Yksek sesle, "Sence becerebilir miyim, Edward?" diye sordu. Artk bir rol oynadna gre, Victoria'ya endieli bir itenlik havasnda sormak pek kolay geliyordu. "Eminim yaparsn. Grdm kadaryla rol yapmak sana yle keyif veriyor ki, sana inanmamak mmkn deil." Victoria dnceli bir ifadeyle, "Hl Hamilton Clippleri dndke kendimi aptal gibi hissediyorum," dedi. Edward kibirli, gld. Victoria yznde bir hayranlk maskesiyle iin iin gld. "Ama sen de Basra'da piskoposla ilgili o szleri azndan karmakla byk aptallk ettin. Eer byle yapmasaydn, gerek yzn asla gremezdim." Birdenbire, "Ya Dr. Rathbone?" diye sordu. "Nasl yani, ne olmu ona?" "O yalnzca bir sembol m?" Edward'n dudaklar zalim bir alayclkla kvrld.

"Rathbone kendisine deneni yapmak zorunda. Bunca yldr ne yapyordu, biliyor musun? Dnyann drtbir yanndan gelen abonman cretlerinin drtte ne el koyuyordu. Horatio Bottomley'den bu yana en kurnaz dolandrclk. Oh evet, Rathbone tamamen avucumuzun iinde. Her an ipliini pazara kartabiliriz ve o da bunu biliyor." Victoria birdenbire soylu, geni aln ve hasis, agzl ruhuyla o yal adama minnet duydu. Dolandrc olabilirdi -ama merhametliydi de- ve Victoria'nn vakit varken kamasn salamaya almt. Edward, "Her ey Yeni Dzen'e hizmet ediyor," dedi. Victoria kendi kendine, Edward bu kadar akl banda grnmesine ramen aslnda deli, dedi. Belki de insan Tanr rol oynamaya kalknca deliriyor. Hep alakgnllln, Hristiyanln erdemlerinden biri olduunu sylerlerdi. Nedenini imdi anlyorum. Alakgnlllk, insann akln banda tutuyor... Edward kalkt. "Gitme zaman," dedi. "Seni am'a gtrp br gn orada planlarmz uygulamaya koymalyz." Victoria telala kalkt. Devonshire'den uzaklap Badat'n kalabalna dndnde, Marcus'un barp ard, ona iki ikram ettii Tio Oteli'ne vardnda Edward tehlikesi de "gemi olacakt. Ona iki tarafl oynamak dyordu: Kpek gibi, hastalkl bir hayranlk gsterisiyle Edward' kandrmaya devam edecek ve gizliden gizliye planlarna kar kacakt. "Sence Bay Dakin, Anna Scheele'in nerede olduunu bilir mi?" diye sordu. "Belki bunu renebilirim. Bir ipucu verebilir." "Sanmam, hem zaten sen Dakin'i grmeyeceksin." Victoria belkemiinde hafif bir rperti hissederek, "Bana bu akam gidip onu grmemi sylemiti," diye yalan syledi. "Grnmezsem garipser."

Edward, "Bu aamada onun ne dedii nemli deil," dedi. "Planlarmz hazr." Sonra ekledi. "Badat' bir daha grmeyeceksin." "Ama Edward, btn eyam Tio'da! Bir oda tutmutum." Atk. O deerli atk. "Daha bir sre eyana ihtiyacn olmayacak. Bir vasta seni bekliyor. Haydi gel." Yeniden arabaya bindiler. Victoria, Edward'n onun gerek yzn tandktan sonra beni bir daha Bay Dakin'le grtrecek kadar aptal olmayacan bilmem gerekirdi, diye dnd. Ona k olduumu sanyor -evet, sanrm bundan emin- ama yine de ii ansa brakmayacak. "Eer ortadan kaybolursam beni aramayacaklar m?" diye sordu. "Biz hallederiz. Resmen kprde bana veda edecek ve Bat Yakas'ndaki baz arkadalarn grmeye gideceksin." "Ama aslnda?" "Bekle ve gr." Bozuk yolda hurma bahelerinden ve kk sulama kprlerinden geerlerken Victoria sessizce oturdu. "Lefarge," diye mrldand Edward. "Keke Carmichael'n bununla ne demek istediini bilseydik." Victoria'nn kalbi endieyle hoplad. "Oh," dedi. "Sana sylemeyi unuttum. Bir anlam var m, bilmiyorum. Tell Aswad'dayken bir gn kazya A.M.Lefarge geldi." "Ne?" Edward heyecandan az daha arabay deviriyordu. "Ne zamand bu?" "Oh! Bir hafta kadar oluyor. Suriye'de bir kazdan geldiini syledi. Bay Parrot'un kazsdr herhalde, deil mi?" "Siz oradayken Andre ve Juvet isimli iki kii de geldi mi?" "Ah evet," dedi Victoria. "Birinin midesi hastayd. Eve gidip yatt." Edward, "Onlar bizdendi," dedi.

"Neden geldiler oraya? Beni aramaya m?" "Hayr, orada olduunu bilmiyordum. Ancak Richard Baker Carmichael'la ayn zamanda Basra'dayd. Belki Carmichael'n ona bir ey geirmi olabileceini dndk." "Eyasnn arandn syledi. Bir ey bulabilmiler mi?" "Hayr, imdi dikkatle dn, Victoria. Lefarge denen u adam dier ikisinden nce mi, sonra m geldi?" Victoria inandrc bir tavrla dnr gibi yaparken szde Bay Lefarge'a neleri yaptracana karar verdi. "O... evet, dier ikisinin gelmesinden bir gn nceydi." "Ne yapt?" "Pekl," dedi Victoria. "Dr. Pauncefoot Jones'la birlikte kazya gitti. Sonra Richard Baker onu Antika Odas'ndaki baz eyleri grmesi iin eve gtrd. "Richard Baker'la birlikte eve gitti demek. kisi konutular m?" "Sanrm," dedi Victoria. "Yani, bir eylere bakarken tam bir sessizlik iinde olmazsn, deil mi?" Edward, "Lefarge," diye mrldand. "Kim bu Lefarge? Neden onu hi tanmyoruz?" Victoria'nn iinden, o, Bayan Harris'in kardei, demek geliyordu ama kendini tuttu. Bay Lefarge' uydurmu olduuna memnundu. Gzlerinin nne ok net olarak getirebiliyordu onu; ince, veremli grnl, siyah sal, kaytan bykl bir adamd. Biraz sonra Edward sorduunda onu dikkatle ve kesin bir ekilde tarif etti. Badat'n d mahallelerine gelmilerdi. Edward Avrupa tarz modern villalarla dolu bir yan sokaa sapt. Buradaki evlerin balkonlar ve epeevre baheleri vard. Evlerden birinin nnde byk bir minibs duruyordu. Edward arkasna yanat ve Victoria'yla indiler. Basamaklardan kp n kapya geldiler. Kapda onlar esmer, zayf bir kadn karlad. Edward onunla hzl hzl Franszca konutu. Victoria'nn Franszcas neler konuulduunu tam olarak anlayacak kadar iyi deildi, ama

anlalan gen hanmn bu olduu ve deiimin hemen yaplmas gerektii syleniyordu. Kadn Victoria'ya dnp Franszca olarak kibarca, "Benimle gelin ltfen," dedi. Victoria'y bir odaya gtrd. Yatan stne bir rahibe kyafeti serilmiti. Kadn ona iaret etti, Victoria soyunup sert ynlden i etei ve ortaadan kalma grnts veren bol giysiyi giydi. Fransz kadn baln dzeltti. Victoria aynadan kendini grd. enesinin altnda kocaman baln beyaz pilileriyle kk ve solgun yz, garip bir biimde sanki bu dnyadan deilmi gibi grnyordu. Fransz kadn boynuna tahta bir tespih ast. Sonra ayana ok byk gelen ayakkablar sryen Victoria'y aaya, Edward'n yanna gtrd. Edward, "Gzel grnyorsun," diye onaylad. "zellikle etrafta erkekler varken baklarn yerden ayrma." Bir iki dakika sonra Fransz kadn da benzer bir biimde giyinmi olarak geldi. ki rahibe evden kp minibse bindiler. Src koltuunda Avrupal gibi giyinmi uzun boylu, esmer bir adam oturuyordu. Edward, "Artk i sana kald, Victoria," dedi. "Sana syleneni yap." Szlerinin gerisinde hafif bir tehdit vard. "Sen gelmiyor musun, Edward?" Victoria yalvarr gibiydi. Edward, ona glmsedi. " gn sonra greceiz," dedi. Sonra yeniden o ikna edici tavryla konutu. "Beni d krklna uratma sevgilim. Bunu ancak sen yapabilirsin. Seni seviyorum, Victoria. Bir rahibeyi perken grlmek istemem, ama iimden yle geliyor." Victoria rahibe gibi gzlerini yere indirdi, ama asl amac iinde bir anlna beliren gazab gizlemekti. Korkun hain, diye dnd. Bunun yerine her zamanki tavryla, "Hristiyan kle olduum doru," dedi.

"Aferin!" dedi Edward. Sonra ekledi. "zlme. Belgelerin ok dzgn, Suriye snrnda hibir sorun kmayacak. Bu arada, adn Rahibe Marie des Anges. Btn belgeler yanndaki Rahibe Therese'de ve sorumluluk da onda. Tanr akna, onun emirlerine uy yoksa seni aka uyaryorum, ban belada demektir." Geri ekildi, neeyle el sallad ve minibs hareket etti. Victoria koltua yaslanp olas alternatifleri dnmeye balad. Badat'n iinden geerlerken ya da snra vardklarnda olay kartabilir, imdat diye barabilir, karldn syler, bir bahane bulabilirdi. Bununla neyi elde edebilirdi? Byk olaslkla Victoria Jones'un sonu olurdu. Rahibe Therese'in kyafetinin yenine kk bir otomatik tabanca sokuturduunu fark etmiti. Konumasna hi frsat bile verilmeyebilirdi. Yoksa am'a gidene kadar beklese miydi? Orada m itiraz etseydi? Herhalde kaderi yine ayn olur ya da syledikleri srcyle dier rahibenin sylediklerinin yannda nemsenmezdi. Belki akl hastas olduunu gsteren belgeler bile kartabilirlerdi. En iyisi olaylar akna brakmak, plana uymakt. Anna Scheele olarak Badat'a gelip onun roln oynamalyd. Ne de olsa, eer byle yaparsa, son gn bir an gelecek ve Edward artk onun ne dilini ne de hareketlerini kontrol edemeyecekti. Edward' kendisine syleyecei her eyi yapacana ikna ederse o an gelecek ve sahte evrakyla konferansa katlacakt. Edward da orada olmayacakt. te o zaman, "Ben Anna Scheele deilim. Bu belgeler de sahtedir," demesine kimse engel olamayacakt. Edward'n bunu yapmasndan neden ekinmediini merak etti. Sonra kendini beenmiliin insann gzlerini kr eden bir nitelik olduunu dnd. Kendini beenmilik bir zaaft. te yandan Edward'la etesinin planlarnn baarya ulamas iin bir Anna Scheele'e ihtiya duyduklar da gerekti. Doru yerdeki yara izine varncaya dek ona iyice benzeyen bir kz bulmak yeterince gt.

Victoria, Lyons Mail'de Dubosc'un bir kann stnde bir yara izi ve bir elinin sere parmanda arpklk olduunu hatrlad. Biri doutan, dieri sonradan olmayd. Bu tesadfler herhalde pek enderdi. Hayr, Spermenlerin sekreter Victoria Jones'a ihtiyalar vard ve Victoria Jones da o lde onlar avucunda tutuyordu. Minibs hzla kprden geti. Victoria, Dicle'ye zlemle bakt. Sonra geni, tozlu bir anayola ktlar. Victoria tespihini ekmeye balad. Boncuklarn krts onu rahatlatyordu. Birdenbire rahatlayarak, ne de olsa, diye dnd. Ben de Hristiyanm ve insan Hristiyansa; sanrm din uruna lmek, Babil Kral olmaktan yz kez daha iyidir. Bence kurban olma olaslm ok byk. Oh! Her neyse, en azndan aslanlarla olmayacak. Aslanlardan nefret ederdim. BLM 23 I Byk uak havadan szlp geldi ve kusursuz bir ini yapt. Pistte ar ar ilerleyip belirlenen yerde durdu. Yolcularn inmesi istendi. Basra'ya devam edecekler, Badat uana bineceklerden ayrld. kinci grupta drt kii vard. Zengin grnl Irakl bir iadam, gen bir ngiliz doktor ve iki kadn. Hepsi birden eitli kontrol ve sorgulardan getiler. En nde yorgun yzl, dank salarn bir earpla ylesine rtm esmer bir kadn geliyordu. "Bayan Pauncefoot Jones mu? ngiliz. Evet. Kocanzn yanma gidiyorsunuz. Badat'taki adresiniz ltfen? Yannzda ne kadar para var?" Byle devam edip bitti. kinci kadn birincinin yerini ald. "Grete Harden. Milliyetiniz? Danimarkal. Londra'dan. Ziyaretinizin amac? Hastanede masz msnz? Badat'taki adresiniz? Yannzda ne kadar para var?"

Grete Harden ince, sansn bir kadnd. Koyu renk gzlk takyordu. Alelacele yaplm makyaj st dudandaki bir lekeyi gizlemiti. Derli toplu, ama hafif eski giysiler giyiyordu. Franszcas tutuktu. Ara sra soruyu tekrarlatyordu. Drt yolcuya Badat uann leden sonra kalkaca bildirildi. imdi dinlenip yemek yiyebilmeleri iin Abbasid Oteli'ne gtrleceklerdi. Grete Harden yatanda otururken kap vuruldu. Anca BO-AC niformal uzun boylu, esmer bir kadn grd. "ok zr dilerim, Bayan Harden. Benimle BOAC brosuna kadar gelebilir misiniz? Biletinizde ufak bir sorun kt. Bu taraftan ltfen." Grete Harden koridorda rehberini izledi. Bir kapnn stnde kocaman altn harflerle BOAC brosu yazyordu. Hostes kapy ap kadn ieri buyur etti. Sonra, tam Grete Harden girerken kapy dardan kapatp hemen tabelay indirdi. Grete Harden kapdan girerken kapnn arkasna gizlenmi iki adam bana bir rt attlar. Azn da tkadlar. Birisi kadnn kolunu svad ve bir ine yapt. Birka dakika iinde bedeni hareketsiz kald. Gen doktor neeyle, "Bu alt saat kadar icabna bakar onun dedi. "imdi siz ikiniz, iinize bakn." Bayla odada bulunan dierlerini iaret etti. ki rahibe pencerenin nnde hi kprdamadan oturuyorlard. Adamlar odadan ktlar. Rahibelerden yal olan Grete Harden'in yanna gitti ve hareketsiz yatan vcudundan giysilerini kartmaya balad. Gen rahibe de hafife titreyerek soyundu. Az sonra Grete Harden rahibe kyafeti iinde yatakta yatyordu. Gen rahibe ise Grete Harden'in giysilerini giymiti. Yalca rahibe arkadann sar salaryla ilgilenmeye balad. Aynaya dayad bir fotorafa bakarak salarn tarad, alnndan geri ekip alak bir topuz yapt.

Geri ekilip Franszca olarak, "nsan ne kadar deitiriyor inanlmaz," dedi. "Koyu renkli gzlkleri tak. Gzlerin fazla mavi. Evet, imdi ok gzel." Kap hafife vuruldu ve iki adam tekrar ieri girdi. Srtyorlard. Biri, "Grete Harden gerekten Anna Scheele'ymi," dedi. "Evrakn bavulunda, 'Hastane Masaj' konulu Danca bir yaynn iine gizlemi." Victoria'ya dnp yapmack bir ciddiyetle eilerek selam verdi. "imdi, Bayan Harden," dedi. "Benimle yemek yemek onurunu baheder misiniz?" Victoria adamn peinden odasndan kt ve koridordan yrd. teki kadn yolcu resepsiyonda bir mesaj gndermeye alyordu. "Hayr," diyordu. "PAUNCE foot. Dr. Pauncefoot Jones. Bugn Tio Oteli'ne var, yolculuk rahat." Victoria, ona birdenbire ilgiyle bakt. Dr. Pauncefoot Jones'un kars olmalyd, ona katlmaya geliyordu. Beklenenden bir hafta erkenciydi ve Dr. Pauncefoot Jones birka kez var tarihini bildiren mektubunu kaybettiinden yaknsa da, 26's olduundan neredeyse emin olduunu sylediinden, Victoria hi armad! Keke Bayan Pauncefoot Jones araclyla bir ekilde Richard Baker'a mesaj gnderebilseydi... Adam sanki dncelerini okumu gibi onu dirseinden tutup resepsiyondan uzaklatrd. "Yolcular arasnda sohbet olmayacak, Bayan Harden," dedi. "Bu hanmefendinin sizin ngiltere'den beraber geldii kii olmadnz fark etmesini istemeyiz." Onu yemee otelin dnda bir lokantaya gtrd. Dnerlerken, Bayan Pauncefoot Jones otelin merdivenlerinden iniyordu. Victoria'y hi phelenmeden bayla selamlad. "Gezmeye mi ktnz?" diye seslendi. "Ben de arya gidiyordum." Victoria, antasna bir ey atabilsem, diye dnd. Ama bir saniye bile yalnz braklmad.

Badat ua saat te havaland. Bayan Pauncefoot Jones'un koltuu en ndeydi. Victoria arkada, kapya yaknd ve geidin karsnda da gardiyan olan sansn gen adam oturuyordu. Victoria'nn kadna uzanmasnn ya da eyasna bir not sokuturmasnn hi imkn yoktu. Uu uzun srmedi. Victoria aada uzanan kenti ikinci kez havadan grd. Dicle, altn bir izgi gibi kenti yarp geiyordu. Bu manzaray greli daha bir ay gememiti. O gnden beri ne ok ey olmutu. ki gn iinde, dnyann en yaygn iki ideolojisini temsil eden adamlar burada buluup gelecei tartacaklard. Ve onun, Victoria Jones'un da bir rol olacakt. II Richard Baker, "Biliyor musunuz," dedi. "O kz iin endieleniyorum." Dr. Pauncefoot Jones, dalgn bir ifadeyle cevap verdi: "Hangi kz?" "Victoria." "Victoria m?" Dr. Jones etrafna baknd. "Nerede? Aman Tanrm, dn onu almadan geldik." Richard, "Fark ettiniz mi diye merak ediyordum," dedi. "ok dalgnm. Teli Bamdar'daki kazlarla ilgili rapor yle ilgimi ekti ki. Hi salam bir tabakalandrma deil. Kamyonu nerede bulacan bilmiyor muydu?" Richard, "Buraya dnmesi sz konusu deildi," dedi. "Aslnda o Venetia Savile de deil." "Venetia Savile deil mi? Ne garip. Ama ilk adnn Victoria olduunu sylediini sandm." "yle. Ama antropolog deil. Emerson'u da tanmyor. Aslnda, her ey... eh... bir yanl anlamadan ibaret."

Tanrm, ne garip. Dr. Pauncefoot Jones biraz dnd. ok garip. Umarm su benim deildir? Biraz dalgn olduumu biliyorum. Acaba yanl mektubu mu okudum? Richard Baker kalarn atp Dr. Pauncefoot Jones'un dncelerine hi aldrmadan, "Anlayamyorum," dedi. "Anlalan gen bir adamla bir otomobile binip gitmi ve bir daha da dnmemi. Dahas, bavullar oradaym ve amaya bile zahmet etmemi. Bu bana ok garip geldi, ne durumda olduunu dnnce. Hemen toparlanp ssleneceini sanrdm. Hem le yemeinde burada bulumak zere szlemitik... Hayr, anlayamyorum. Umarm bana bir ey gelmemitir." Dr. Pauncefoot Jones, "Oh, bir an bile dnmem," diye onu rahatlatt. "Yarn H'ye inmeye balayacam. Genel plana bakarak bir ariv bulma olaslmzn en gl olduu yerin oras olduunu syleyebilirim. O tablet paras ok umut vaat ediyordu." Richard, "Onu bir kez karmlard," dedi. "Bir daha karm olmasnlar?" "Pek olanaksz, pek olanaksz," dedi Dr. Pauncefoot Jones. "Bugnlerde lke pek sakin. Sen kendin dedin." "Keke o petrol irketinde alan adamn adn hatrlasaydm. Deacon myd? Deacon m, Dakin mi? yle bir eydi." Dr. Pauncefoot Jones, "Hi duymadm," dedi. "Bence Mustafa ile ekibini kuzeydou kesine almal. Bylece J ukurunu geniletebiliriz..." "Yarn tekrar Badat'a gitsem bir sakncas var m efendim?" Dr. Pauncefoot Jones birdenbire tm dikkatini meslektana verdi ve ona bakakald. "Yarn m? Ama daha dn oradaydk." "O kz iin endieleniyorum. Gerekten." "Aman Tanrm, Richard, yle bir durum olduunu fark etmemitim." "Nasl bir durum?"

"Ona balandn. Kazda kadnlarn, zellikle de gzel kadnlarn bulunmasnn en kt yan budur. Evvelsi yl Sybil Muirfield'in sorun kartmayacan dnmtm -irkince bir kzd- ama bak ne oldu! Londra'dayken Claude'un szne kulak vermeliydim. O zamanlar kzn bacaklarna dikkat ekmiti, pek beeniyordu. Tabi bu kz, Victoria m, Venetia m, her neyse ok ekici ve ho biri. Sen zevklisin, Richard. Bunu kabul edeceim. in garibi, bu senin ilgilendiini grdm ilk kz." Richard kzarp her zamankinden daha da kibirli bir tavrla, "yle bir ey yok," dedi. "Ben yalnzca... onun iin endieleniyorum. Badat'a geri dnmeliyim." Dr. Pauncefoot Jones, "Eer yarn gidiyorsan, o keskileri de getirirsin," dedi. "O aptal ofr unutmu." Richard afakta yola kt ve doruca Tio Oteli'ne gitti. Burada Victoria'nn geri dnmediini rendi. Marcus, "Beraber zel bir akam yemei yemeyi kararlatrmtk," dedi. "Hem ona ok gzel bir oda ayrdm. Garip, deil mi?" "Polise gittiniz mi?" "Ah hayr canm, iyi olmazd. Onun houna gitmeyebilir. Benim de kesinlikle houma gitmezdi." Richard birazck soruturduktan sonra Bay Dakin'in izini bulup brosunda arad. Adam hakknda hatrladklar doruydu. Adamn dk omuzlarna, kararsz yzne ve hafife titreyen ellerine bakt. Bu adam ie yaramazd! Bay Dakin'den vaktini ziyan ediyor olabilecei iin zr diledi, ama Bayan Victoria Jones'u grm myd acaba? "Evvelsi gn bana urad." "Bana onun imdiki adresini verebilir misiniz?" "Tio Oteli'nde sanrm." "Bavullar orada ama kendisi yok."

Bay Dakin kalarn hafife kaldrd. Richard, "Tell Aswad'daki kazda bizimle alyordu," diye aklama yapt. "Oh anlyorum. Korkarm size yardmc olabilecek bir ey bilmiyorum. Badat'ta pek ok dostu var sanrm ama kimler olduunu syleyebilecek kadar tanmyorum onu." "u Zeytin Dal'na gitmi olabilir mi?" "Sanmyorum. Bir sorabilirsiniz." Richard, "Bakn," dedi. "Onu bulana kadar Badat'tan gitmeyeceim." Bay Dakin'e kalarn atp yrd ve odadan kt. Kap Richard'n arkasndan kapanrken Bay Dakin glmsedi ve ban sallad. "Ah Victoria," diye sylendi. Richard fkeyle Tio Oteli'ne daldnda Marcus tarafndan glmsemeyle karland. Richard heyecanla, "Geri mi dnd?" diye sordu. "Hayr, hayr. Bayan Pauncefoot Jones geldi. Bugn uaktan ineceini duydum. Dr. Pauncefoot Jones bana nmzdeki hafta geleceini sylemiti." "Tarihleri hep kartrr o. Ya Victoria Jones?" Marcus'un yz tekrar asld. "Hayr, ondan hi haber alamadm. Bu houma gitmiyor, Bay Baker. Hi ho deil. O ok gen bir kz. ok da gzel. Hem de ok neeli ve ekici." Richard yzn buruturarak, "yle, yle," dedi. "En iyisi bekleyip Bayan Pauncefoot Jones'u karlamak sanrm." Victoria'ya acaba ne olmutu, merak etti. IV Victoria gizlemedii bir nefretle, "Sen!" dedi. Babil Palas Oteli'ndeki odasna kartldnda ilk grd kii Catherine'di.

Catherine de ayn dmanlkla ban sallad. "Evet," dedi. "Benim. imdi ltfen yat. Doktor birazdan gelir." Catherine hemire kyafetindeydi ve iini ok ciddiye alyordu. Anlalan Victoria'nn yanndan ayrlmaya da hi niyeti yoktu. Victoria huzursuz bir ekilde yatp mrldand. "Edward' bir yakalarsam..." Catherine, "Edward! Edward!" diye dudak bkt. "Edward seni hi umursamad, seni aptal ngiliz kz. Edward'n sevdii benim!" Victoria, Catherine'in inat fanatik yzne donuk donuk bakt. Catherine devam etti. "Gelip kaba tavrnla Dr. Rathbone'u grmeyi istediin o i sabahtan beri senden nefret ettim." Victoria, onun cann skacak bir ey dnd ve, "En aznda ben senden daha vazgeilmezim," dedi. "Senin hemire roln herkes oynayabilir. Ama btn i benim rolm oynamama bal." Catherine kendini beenmi bir tavrla, "Kimse vazgeilme deildir. Bize bunu rettiler," dedi. "Ben yleyim ama. Tanr akna gzel bir yemek smarla. Bir eyler yemezsem zaman gelince Amerikal bir bankerin sekreteri roln nasl oynayabilirim?" Catherine hrsla, "Sanrm yiyebiliyorken yemelisin," dedi. Victoria bu sinsi szleri hi umursamad. V Yzba Crosbie, "rendiime gre Bayan Harden az nce gelmi," dedi. Babil Palas'n brosundaki haval centilmen ban edi. "Evet efendim. ngiltere'den geldi." "Kz kardeimin arkadadr. Ltfen kartm kendisine gtrr msnz?" Kartvizitinin stne birka szck yazp bir zarf iinde yukar gnderdi. Gtren olan az sonra geri dnd.

"Hanmefendi iyi deiller efendim. Boaz aryormu. Birazdan doktor gelecekmi. Yannda bir hemire var." Crosbie dnd. Tio'ya gitti ve Marcus tarafndan karland. "Ah canm, bir iki ielim. Bu akam otelim epey dolu. Konferans nedeniyle. Ama ne yazk, Dr. Pauncefoot Jones evvelsi gn kazsna geri dnd ve bugn de ei geldi. Doktorun onu karlamak zere burada olacan sanyordu. Hi de memnun olmad, hayr! Ona bu uakla geleceini bildirdiini sylyor. Ama doktor nasldr bilirsin. Btn tarihleri, btn saatleri her seferinde yanl anlar." Marcus her zamanki iyi niyetliliiyle szlerini, "Ama ok iyi biridir," diye tamamlad. "Onu da bir ekilde yerletirmem gerek, UNO'dan ok nemli birini kabul etmedim..." "Badat ldrm gibi." "ok polis ardlar -ok sk nlemler alyorlar- diyorlar ki; duydun mu? Komnistler Bakan'a suikast hazrlyorlarm. Altm be renciyi tutuklamlar! Rus polisleri grdnz m? Herkesten kukulanyorlar. Ama tm bu olan bitenler, iler iin ok iyi- hem de ok." VI Telefon ald ve hemen ald. "Amerikan Bykelilii." "Buras Babil Palas Oteli. Bayan Anna Scheele burada kalyor." Anna Scheele mi? Konuan ataelerden biriydi. Bayan Scheele telefona gelebilir miydi? "Bayan Scheele larenjitten yatyor. Ben Dr. Smallbrook. Bayan Scheele'ye ben bakyorum. Yannda baz nemli belgeler var ve bykelilikten bir yetkilinin gelip onlar almasn istiyor. Hemen olur mu? Teekkr ederim. Sizi bekleyeceim." Victoria aynaya arkasn dnd. yi kesimli bir tayyr giyiyordu. Sar salarnn her bir teli yerindeydi. Sinirli, ama heyecanlyd.

Dnerken Catherine'in gzlerindeki zafer prltsn grd ve birdenbire ikillendi. Catherine neye seviniyordu? Neler oluyordu? "Seni bu kadar sevindiren nedir?" diye sordu. "Birazdan grrsn." Artk ktln gizlemiyordu. Catherine, "Kendini ok zeki sanyorsun," diye burun kvrd. "Her eyin sana bal olduunu sanyordun. Ph. Sen aptaln birisin." Victoria bir srayta onun stne atld! Omuzlarndan sk sk kavrad. "Syle bana ne demek istiyorsun, seni zalim kz." "Ahh, canm actyorsun." "Syle..." Kap vuruldu. ki kez vuruldu, bir duraklama, sonra bir kez daha. "imdi grrsn!" dedi Catherine. Kap ald ve ieri bir adam girdi. Uzun boyluydu ve uluslararas polis niformas giyiyordu. Kapy arkasndan kilitleyip anahtar ald. Sonra Catherine'e doru ilerledi. "abuk," dedi. Cebinden bir ip kard ve Catherine'in de yardmyla onu abucak bir iskemleye balad. Sonra bir earp kartp onunla da azn balad. Geri ekilip ban sallad. "te... byle iyi." Sonra Victoria'ya dnd. Victoria adamn elindeki kaln sopay grd ve asl plann ne olduunu bir anda anlad. Konferansta Anna Scheele roln oynamasn hi dnmemilerdi. Byle bir riski nasl gze alabilirlerdi ki? Victoria Badat'ta ok iyi tannyordu. Hayr, plan en bandan beri Anna Scheele'nin son anda bir saldrya urayp ldrlmesiydi. yle bir ekilde ldrlecekti ki, yz tannmayacak hale getirilecekti. Geriye ancak yannda getirdii o -dikkatle hazrlanm- sahte belgeler kalacakt.

Victoria pencereye doru dnp bir lk att. Adam glmseyerek stne doru geldi. Sonra birka ey oldu-bir cam krlma sesi duyuldu- ar bir tokat onu ba aa yere ykt -yldzlan grd- ve karanlk... Sonra karanln iinden i rahatlatc bir ngilizce ses duyuldu. "yi misiniz hanmefendi?" diye soruyordu. Victoria bir eyler mrldand. kinci bir ses, "Ne diyor?" dedi. Birinci adam kafasn kad. "Cennette hizmet etmek cehennemde hkmetmekten yedir diyor," dedi. teki, "Bu bir zdeyi," dedi. "Ama yanl syledi," diye de ekledi. Victoria, "Hayr, yanl sylemedim," dedi ve bayld. Telefon ald ve Dakin at. Bir ses, "Victoria Operasyonu baaryla tamamland," dedi. "Gzel," dedi Dakin. "Catherine Serakis ile doktoru yakaladk. Dieri kendini balkondan att. Ar yaral." "Kz incinmedi ya?" "Bayld ama iyi." "Gerek A.S.'den hl haber yok mu?" "Hibir haber yok." Dakin ahizeyi brakt. Neyse ki Victoria iyiydi. Anna'nn kendisi lm olmal, diye dnd... Tek bana hareket etmekte srar etmi, ayn 19'unda mutlaka Badat'ta olacan sylemiti. Bugn 19'uydu ve Anna Scheele ortada yoktu. Belki de resmi dzenlemelere gvenmemekte haklyd; bilmiyordu. Baz szntlar, ihanetler olduu kesindi. Ancak anlalan kendi zeks da fazla ie yaramamt. Anna Scheele olmadan kantlar tamamlanamazd.

Bir haberci elinde Bay Richard Baker ve Bayan Pauncefoot Jones yazl bir ktla geldi. Dakin, "u anda kimseyi gremem," dedi. "Onlara ok zldm, ama megul olduumu syle." Haberci ekildi, ama az sonra geri dnd. Dakin'e bir not uzatt. Dakin zarf yrtp okudu: "Sizinle Henry Carmichael konusunda grmek istiyorum. R.B." "eri aln," dedi Dakin. Az sonra Richard Baker'la Bayan Pauncefoot Jones ieri girdiler. Richard Baker, "Zamannz almak istemiyorum, ama okulda Henry Carmichael adnda biriyle beraber okudum," dedi. "Yllarca birbirimizin izini kaybettik, ama birka hafta nce Basra'dayken konsolosluun bekleme odasnda ona rastladm. Arap gibi giyinmiti ve beni tand konusunda hibir belirti vermeden iletiim kurmay becerdi. Bu ilginizi ekiyor mu?" Dakin, "ok ilgimi ekiyor," dedi. "Carmichael'in tehlikede olduuna inand izlenimini edindim. Bu az sonra doruland. Ona saldran eli tabancal adam yere ykmay becerdim. Carmichael kat, ama gitmeden nce cebime bir ey sokuturmu. Daha sonra buldum -nemli grnmyorduyalnzca bir nota benziyordu. Ahmet Muhammet isimli biri hakknda. Ama Carmichael iin nemli olduunu dndm." "Bana hibir talimat vermedii iin, bir gn geri isteyeceini dnerek zenle sakladm. Geen gn Victoria Jones'tan onun ldn duydum. Bana anlatt baka eylerden, bu notu iletmem gereken doru kiinin siz olduunuza karar verdim." Kalkt ve st yazl pis bir kt parasn Dakin'in masasna brakt. "Bunun sizin iin bir anlam var m?" diye sordu. Dakin derin bir nefes ald. "Var," dedi. "Hayal bile edemeyeceiniz kadar byk bir anlam var." Ayaa kalkt.

"Size minnettarm Baker," dedi. "Bu grmeyi ksa kestiim iin beni balayn, ama bir dakika bile kaybetmeden yapmam gereken ok ey var." Bayan Pauncefoot Jones'la da el skt ve, "Sanrm einizin kazsna katlacaksnz," dedi. "Umarm gzel bir sezon geirirsiniz." Richard, "Pauncefoot Jones'un bu sabah Badat'a gelmemi olmas aslnda iyi oldu," dedi. "Sevgili Pauncefoot Jones olan biteni pek fark etmez, ama kansyla baldz arasndaki fark grrd herhalde." Dakin hafif bir aknlkla Bayan Pauncefoot Jones'a bakt. Kadn yumuak bir sesle konutu. "Kz kardeim Elsie hl ngiltere'de. Sam siyaha boyayp onun pasaportuyla geldim. Kardeimin kzlk ad Elsie Scheele'di. Bay Dakin, benim adm da Anna Scheele." BLM 24 Badat bambaka bir yer olmutu. Sokaklarda polisler diziliydi. Hepsi dardan, Uluslararas Polis Tekilat'ndan getirilmilerdi. Amerikal ve Rus polisler ifadesiz yzlerle yan yana duruyorlard. Durmadan sylentiler yaylyordu, ar toplardan hibiri gelmeyecekti ! Rus uaklar iki kez eskort eliinde indi ve ilerinden yalnzca gen birer Rus pilot kt! Ancak sonunda her eyin yolunda olduu haberleri yayld. ABD Bakan ve Rus Diktatr burada, Badat'taydlar. kisi de Regent's Palas'tayd. Tarihi konferans sonunda artk balayabilirdi. Kk bir holdeyse tarihin akn deitirebilecek baz olaylar cereyan ediyordu. ou nemli olayda olduu gibi, olan biten hi de dramatik deildi. Harwell Atom Enstits'nden Doktor Alan Breck alak, net bir sesle elindeki bilgileri veriyordu.

Mteveffa Sir Rupert Crofton Lee, ona analiz etmesi iin baz rnekler brakmt. Bunlar; in, Trkistan, Krdistan ve Irak yolculuklarnda toplamt. Dr. Breck'in ifadesi daha sonra son derece teknik bir hal ald. Metal cevherleri... Yksek uranyum ierii... Madenin kayna tam olarak bilinemiyordu, nk Sir Rupert'in notlar ve gnlkleri savata dman tarafndan yok edilmiti. Daha sonra Bay Dakin sz ald. Yumuak, yorgun bir sesle Henry Carmichael'n hikyesini, uygarln ulamad yerlerdeki dev tesisler ve yeralt laboratuvarlar konusunda duyduu baz sylenti ve hikyelere nasl inandn anlatt. Aratrmalarndan ve aratrmalarnn baarsndan sz etti. Byk gezgin Sir Rupert Crofton Lee'nin o blgelerle ilgili bilgisi dolaysyla nasl Carmichael'a inandn, Badat'a gelmeyi kabul ettiini ve nasl ldn syledi. Sonra da Carmichael'n Sir Rupert roln oynayan sahtekr tarafndan nasl ldrldn anlatt. "Sir Rupert ve Henry Carmichael ldler. Ancak, hayatta kalan ve bugn burada olan nc bir tank var. Bayan Anna Scheele'yi ifade vermeye aryorum." Anna Scheele sanki Bay Morganthal'n brosundaym gibi sakin ve soukkanl bir tavrla bir dizi isim ve rakam verdi. O olaanst finans zeksnn derinliklerinden, paray tedavlden ekip uygar dnyay iki zt kutba blmeyi amalayan eylemlerin finansmanna aktan o muazzam finans an anlatt. Bu yalnzca bir iddia deildi. Sylediklerini dorulayacak gerekleri ve rakamlar da sundu. Dinleyenler iin Carmichael'n hikyesine henz gsterilmeyen bir inandrclk tayordu. Dakin tekrar konutu. "Henry Carmichael ld," dedi. "Ancak o tehlikeli yolculuktan kesin ve elle tutulur kantlarla dnd. O kantlan stnde tamaya cesaret edemedi; dmanlar izindeydi. Ama pek ok dostu da olan bir adamd. O dostlarndan ikisi araclyla bu kantlar bir baka dostuna; btn Irak'n tand ve sayg duyduu bir adama

gnderdi. Kendisi de byk bir nezaketle bugn buraya gelmeyi kabul etti. Szn ettiim kii Kerbela'dan eyh Hseyin el Ziyara'dr." eyh Hseyin el Ziyara Dakin'in de syledii gibi, btn Mslman dnyasnda hem bir din by, hem de nl bir air olarak tannan bir kiiydi. Pek ou onu aziz mertebesinde grrlerdi. Ayaa kalkt. Koyu knal sakalyla ok etkileyici bir tipti. Srma biyeli gri ceketinin stne incecik, uzun kahverengi bir pelerin almt. Bandaki yeil sangna sra sra simli agal ilenmiti ve bu ona ok saygn bir grnm kazandryordu. Derin bir sesle konutu. "Henry Carmichael dostumdu," dedi. "Onun kkln bilirdim ve byk airlerimizin dizelerini benden renmiti. Kerbela'ya gezici sinema oynatan iki adam geldi. Basit adamlardr, ama Peygamberimiz'in izindedirler. Bana bir paket getirdiler. Arkadam ngiliz Carmichael'in bunu elime teslim etmelerini tembihlediini sylediler. Bunu gizli tutup saklayacak, yalnzca Carmichael'n kendisine veya belirli bir parolay syleyen bir haberciye teslim edecektim. Eer haberci sensen, konu evlat." Dakin konutu. "Seyyid, bin yl nce yaayan 'sahte peygamber', Arap air Mutannabi Halep'te Prens Seyf l Devle'ye bir iir yazd. iirde u dizeler geiyor: Zid hai bai tafaddal adni suna siur.(*) (*) 'Ekle, gl, sevin, gerekletir, ltfet, sevindir, ver!' eyh Hseyin el Ziyara glmseyerek paketi Dakin'e uzatt. "Ben de Prens Seyf l Devle gibi diyorum ki: 'Arzuna nail olacaksn...'" Dakin, "Beyler," dedi. "Bunlar Henry Carmichael'in hikyesinin kant olarak getirdii mikrofilmlerdir..." Bir tank daha konutu. Trajik, yklm bir tipti. Bir zamanlar her yerde takdir edilen ve sayg gren geni alnl, yal bir adamd. Trajik bir vakarla konutu.

"Beyler," dedi. "ok yaknda dolandrclktan tutuklanacam. Ancak, benim bile iime sindiremediim baz eyler var: Bir grup gen adam var. ounlukla genler ve bunlarn kalpleri de, amalar da o kadar kt ki, geree inanmak ok zor." Ban kaldrp kkredi. "Deccal! Bunlar durdurulmal! Yaralarmz sarp yeni bir dnya kurmak iin bara ihtiyacmz var. Bunu yapmak iin de birbirimizi anlamaya almalyz. Ben para kazanmak iin bir dzen kurdum ama Tanr adna, kullandm yntemleri savunmasam da, sonunda kendi szlerime inandm. Tanr akna beyler, yeniden balayalm ve kendimizi toplamaya alalm..." Bir anlk sessizliin ardndan ince bir ses brokrasinin o umursamaz kiiliksizliiyle konutu: "Bu gerekler ABD Bakan ile SSCB Lideri'ne iletilecektir..." BLM 25 I Victoria, "am'da yanllkla ldrlen o zavall Danimarkal kadna zlyorum," dedi. Bay Dakin neeyle, "Oh, onun bir eyi yok," dedi. "Senin uak kalkar kalkmaz Grete Harden'i hastaneye gtren Fransz kadn tutukladk. Kendine geldi. Badat iinin tamamlandndan emin olana dek onu uyutacaklard. O da tabi bizden biriydi." "yle mi?" "Evet. Anna Scheele ortadan kaybolunca, kar tarafa uraacak bir eyler vermenin iyi olacan dndk. O yzden Grete Harden'e yer ayrttk ve gemiini gizlemeye de zen gsterdik. Onlar da kandlar. Hemen Grete Harden'in Anna Scheele olmas gerektii sonucuna vardlar. Bunu kantlamak iin Harden'in eline de bir takm sahte belgeler verdik."

"Bu arada gerek Anna Scheele, Bayan Pauncefoot Jones'un Badat'taki kocasnn yanna gitme zaman gelene dek klinikte sessizce bekledi." "Evet. ok basit, ama etkili. Gergin zamanlarda insann ancak ailesine gerekten gvenebilecei varsaymndan hareket ettik. O da ok zeki bir gen hanm." Victoria, "Gerekten iimin bittiini dnmtm," dedi. "Sizinkiler hakikaten beni izliyorlar myd?" "Her zaman. Senin Edward aslnda sand kadar akll deildi, biliyorsun. Gerekte, gen Edward Goring'in faaliyetlerini bir sredir izliyorduk. Carmichael'n ldrld o gece bana hikyeni anlattnda akas senin iin ok endielendim." "Aklma gelen en iyi fikir seni bu tuzaa bilinli bir casus olarak gndermekti. Edward benimle balantda olduunu bilirse nispeten gvende olacaktn, nk neler yaptmz senin araclnla renebilecekti. ldrlemeyecek kadar deerli olacaktn. stelik, senin araclnla bize yanl bilgiler de iletebilirdi. Sen bir balantydn. Ancak, sonra Rupert Crofton Lee'nin sahte olduunu kefettin ve Edward da sana Anna Scheele rol iin ihtiya duyulana dek (eer duyulursa) iin dnda tutulmana karar verdi. Victoria, u anda burada oturup bu amfstklarn yiyebildiin iin ok anslsn." "Biliyorum." Bay Dakin, "Edward'a ne kadar zldn?" diye sordu. Victoria, onun gzlerinin iine bakt. "Hi. Aptaln biriymiim. Edward'n o gz kamatrc havasna kapldm. Liseli kzlar gibi k oldum ve kendimi Jlyet gibi filan hayal etmeye baladm." "Kendini ok fazla sulamamalsn. Edward'n kadnlar byleme konusunda zel bir yetenei vard." "Evet ve kullanyordu da." "Kulland kesin."

Victoria, "Bir daha k olduumda," dedi. "Yakklla ya da havalara kaplmayacam. Gerek bir erkek isterim; insana gzel eyler syleyen birini deilmi, gzlklym, aldrmayacam. lgin biri olmasn ve ilgin eyler bilmesini isterim." Bay Dakin, "Otuz, otuz be yalarnda m olsun?" diye sordu. "Oh, otuz be," dedi Victoria. "im rahatlad. Bir an iin bana evlenme teklif ettiini sandm." Victoria bir kahkaha att. "Soru sormamam gerektiini biliyorum, ama o rg atkda gerekten bir mesaj var myd?" "Bir isim vard. Madam Defarge ile dier rgcler bir isimler listesi ryorlard. Atkyla not da ipucunun iki yarsyd. Biri bize Kerbela'daki eyh Hseyin el Ziyara'nn adn, dieri de iyot buharna tutulduunda eyh'in bekledii parolay verdi. Paketi saklamak iin kutsal ehir Kerbela'dan daha gvenli bir yer olamazd, biliyorsun." "Tayanlar da bizim karlatmz o iki sinemac mym?" "Evet. Basit ve bilinen tipler. Politik hibir yanlar yok. Yalnzca Carmichael'in kendi arkadalar. ok arkada vard." "ok ho biriydi herhalde. ldne zldm." Bay Dakin, "Hepimiz bir gn leceiz," dedi. "Bundan sonra baka bir hayat daha varsa, ki ben olduuna inanyorum, inancnn ve cesaretinin u yal dnyamz yeni bir kan ve aclar bataklna dmekten kurtarma yolunda kimsenin hayal bile edemeyecei kadar byk rol oynadn bilip memnun olacaktr." Victoria dnceli bir ekilde, "Srrn bir yarsnn bende, bir yarsnn da Richard'da olmas ne garip deil mi?" dedi. "Sanki..." Bay Dakin gzleri parlayarak onun szlerini tamamlad. "Sanki kaderde yazlym gibi. imdi ne yapacaksn, sorabilir miyim?" "Bir i bulmam gerekecek," dedi Victoria. "Aramaya balamalym." "Fazla arama," dedi Bay Dakin. "Sannn bir i sana doru geliyor."

Yavaa yryp uzaklat ve yerini Richard Baker'a brakt. "Baksana Victoria," dedi Richard. "Venetia Savile gelemiyormu. Kzamk olmu anlalan. Sen kazda ok ie yaryordun. Yine gelmek ister misin? Korkarm yalnzca boaz tokluuna. Herhalde dn biletini de alabilirsin, ama onu daha sonra konuuruz. Bayan Pauncefoot Jones da haftaya geliyor. Ne diyorsun?" Victoria, "Beni gerekten istiyor musunuz?" diye bard. Richard Baker her nedense kzard. ksrd ve gzln sildi. "Bence," dedi. "Sen... ey... olduka yararl olabilirsin." "Baylrm," dedi Victoria. Richard, "O halde," dedi. "Hemen bavullarn toplayp gelsen iyi olur. Badat'ta taklmak istemezsin, deil mi?" "Hi istemem," dedi Victoria. II Dr. Pauncefoot Jones, "Geldin demek, sevgili Victoria," dedi. "Richard senin iin ok endielendi. Umarm ikiniz ok mutlu olursunuz." Dr. Pauncefoot Jones uzaklarken Victoria aknlkla, "Ne demek istiyor?" diye sordu. "Hi," dedi Richard. "O nasldr, bilirsin. Birazck erken konuuyor." Agatha Christie - Badat'a Geldiler

You might also like